View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk
brought to you by
Volume: 12 Issue: 2 Year: 2015
The love moaning of a poet:
the vocabulary of the letters
written by Ahmed Arif to
Leyla Erbil
Bir şairin aşk iniltileri:
Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e
mektupların söz varlığı
Sami Baskın1
Abstract
Ahmed Arif, who is one of the Sociable
Poets of the 1940s, wrote about the topics in his
works in a romantic style. The enthusiasm and
the romance in his works separates him from
other poets of the era. Although he wrote only
one poetry book, his poems such as Hasretinden
Prangalar Eskittim, Haberin Var mı? (İçerde),
Terketmedi Sevdan Beni became famous and were
composed and sung by famous singers of
Turkey like Funda Arar, Ahmet Kaya, Suavi,
Edip Akbayram, Cem Karaca. These events
made him become a famous poet not only in a
narrow society who had similar thoughts, but
also all over Turkey. There are many sources for
the lyricism and romance that gave him this
fame. However, the most important share
among these many sources belongs to his love
for Leyla Erbil. He did not limit his love with
poems and he conveyed his love for Leyla Erbil
in the letters he wrote, most of which were
written between the years 1954-1959, and the
last of which was written in 1977. In his poems,
Ahmed Arif told his love, his environment, the
intellectual world of the era, his exiles and the
challenges he had experienced. All these reasons
make the verbal existence of the Letters from
Ahmed Arif to Leyla Erbil important. For this
reason, in this study, the letters are examined in
terms of verbal existence and the words in his
Özet
1940 Kuşağı Toplumcu Şairleri arasında
yer alan Ahmed Arif, eserlerinde dile getirdiği
konuları romantik bir söylemle dile getirmiştir.
Bu romantik söylemin ve şiirlerindeki coşku,
onu döneminin diğer şairlerinden ayırır. Bir tek
şiir kitabı olmasına rağmen, Hasretinden
Parangalar Eskittim, Haberin Var mı? (İçerde),
Terketmedi Sevdan Beni gibi şiirleri dilden dile
dolaşmış ve bestelenerek Funda Arar, Ahmet
Kaya, Suavi, Edip Akbayram, Cem Karaca gibi
Türkiye’nin
ünlü
sanatçıları
tarafından
seslendirilmiştir. Böylece şair sadece kendisiyle
benzer düşüncelere sahip dar bir çevrede değil,
bütün Türkiye’nin tanıdığı bir şahsiyet olmuştur.
Ona bu ünü sağlayan lirizmin ve romantizmin
pek çok kaynağı vardır. Ancak bu kaynaklar
arasında en önemli pay, Leyla Erbil’e duyduğu
aşktır. Hatta o, bu aşkını sadece şiirlerle
sınırlandırmamış, çoğunluğunu 1954-1959 yılları
arasında yazdığı, sonuncusunu ise 1977’de Leyla
Erbil’e gönderdiği mektuplara da dökmüştür.
Ahmed Arif, bu mektuplarda sadece aşkını değil,
aynı zamanda yaşadığı ortamı, dönemin
entelektüel dünyasını, sürgünlerini, karşılaştığı
zorlukları da anlatmıştır. Bu yüzden Ahmed
Arif’ten Leyla Erbil’e Mektupları’n söz varlığı
önemlidir. Bunun için bu çalışmada adı geçen
mektuplar, söz varlığı bakımından incelenmiş ve
eserlerin içeriğindeki sözler; temel söz varlığı,
Assistant Professor, Gaziosmanpaşa University, Faculty of Education, Department of Turkish Education;
samibaskin@gmail.com
1
CORE
730
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
works are classified under titles such as Basic
Word Existence, Proverbs, Phrases, Terms, Verbal
Structures, Reduplications, Slang and Expletives,
Sayings specific to Diyarbakır, etc. and the concept
areas are defined. As a result of this, it has been
determined that Ahmed Arif was infatuated with
Leyla Erbil, he even placed her in the very
center of his personal life, sometimes he deified
her, and defined her as “My lady, my friend, by
sister, my daughter, my god, my messenger”. Moreover,
it was also observed that the local sayings,
phrases, and especially slang and expletives have
important places in Ahmed Arif’s vocabulary.
deyimler, terimler, kalıp sözler, ikilemeler, argo
ve küfürler, Diyarbakır yöresine ait söylemler vb.
biçiminde tasnif edilmiş. Bunun neticesinde ise,
Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e büyük bir tutku ile
bağlandığı, hatta onu hayatının merkezine
yerleştirdiği, bazen de yer yer tanrılaştırdığı ve
“hanımım, dostum, kardeşim, kızım, peygamberim,
Tanrım” ibareleriyle tanımladığı görülmüştür.
Ayrıca Ahmed Arif’in söz varlığında yerel
sözlerin, deyimlerin, özellikle de argo ve
küfürlerin önemli bir yer tuttuğu da tespit
edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Ahmed Arif, Leyla Erbil,
Keywords: Ahmed Arif, Leyla Erbil, Leylim Leylim Leylim, mektup, söz varlığı
Leylim, letter, vocabulary.
(Extended English abstract is at the end of this
document)
1. Giriş
Nâzım Hikmet 1938 yılında mahkûm olup şiire ara verince fikirleri ve nazım tekniği, onun
yayımlanmış eserlerinden ilham alan şairler tarafından devam ettirildi. Ahmed Arif, Arif Damar,
Cahit Irgat, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Mehmet Başaran, Ömer Faruk Toprak, Rıfat Ilgaz, Suat
Taşer gibi tanınmış simalar, Nâzım Hikmet’in izinden giden şairlerden bir kaçıdır. Türk şiirinde
önemli etkileri bulunan bu şahsiyetler, “Toplumcu Gerçekçi Şairler” veya “1940 Kuşağı” diye
tanınmaktadır.
1940 Kuşağı şairleri, genellikle “Ant, Yeni Gerçek, Devinim, Halkın Dostları, Gelecek, Militan ve
Yansıma” (Gülendam, 2010: 244) gibi kendi siyasi ve kültürel durumlarını yansıtan dergiler etrafında
toplanmışlar. Dergi adları ile bu dönemin şairlerinin şahsiyeti arasındaki dikkat çekici bir benzerlik
bulunmaktadır. Örneğin bu dönemin şairlerden biri olan “Ahmed Arif’in şahsiyetini başlıca üç
özellik teşkil ed(er): doğulu oluş, Marksizm ve gerillacılık...” (Kaplan, 1984: 561). Marksist fikirler
doğrultusunda toplumun sorunlarını ön plâna çıkaran Ahmed Arif, ele aldığı temalar ve söyleyiş
bakımından gruptaki diğer arkadaşlarından farklı bir yere sahiptir (Çelik, 2010: 82). O, eserlerinde
yaşadığı coğrafyanın duyarlılığını ve halkın yaşayışını lirik, epik ve koçaklama tarzıyla dile getirmiştir.
Kusursuz bir kurgu ile yazılmış, kendine özgü, tutkulu, ezgili çağdaş şiirler yazmıştır. Bunları
dönemin çeşitli dergilerinde yayımladıktan sonra 1968 yılında hepsini bir araya getirerek Hasretinden
Parangalar Eskittim adı ile kitaplaştırmıştır. 1950’li yıllarda hapishanelerde ve sürgünlerde yazılan bu
şiirler, 1968 sonrası oluşan siyasî ortamın da katkılarıyla 1970-1980 arası genç sosyalist kuşağı
derinden etkilemiştir (Gülendam, 2010: 276).
731
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Ahmed Arif, lirik ve romantik bir söyleme sahiptir. Şairin bu söylemi sadece ideolojik nedenlerden
kaynaklanmamıştır. Hatta çoğu kişi, Ahmed Arif’in ideolojik tavrını fark etmeden onun şiirlerini
okur. Çünkü şairin eserlerinde, ideolojik meseleler kadar etkili bir beşeri aşk mevcuttur. Bu aşkın
sahibi de Leyla Erbil’dir. Şair, Leyla Erbil’e hayrandır ve hastalık boyutunda büyük bir aşka
tutulmuştur.
Leylâ Erbil ise, edebiyat hayatına şiirle başlamış ve 14 yaşındayken şiirler yazıp yayımlamaya
başlamış bir şahsiyettir. İstanbulludur ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi
Bölümü’nde öğrenim görürken evlenip okulu bırakmıştır. Ancak bu evliliği uzun sürmemiştir. İlk
eşinden ayrıldıktan sonra 1950’lilerde Ankara’ya taşınmış ve burada Sait Faik başta olmak üzere
edebiyat dünyasından pek çok kişiyle tanışmış ve onlardan etkilenmiştir. Sait Faik, Leyla Erbil’in
edebiyata bakış açısında önemli bir etkendir ve şiir yerine düz yazı formunda yazmasına neden
olmuştur. Ancak aynı yıllarda tanıştığı Ahmed Arif bir şairdir ve Leyla Erbil’in şiir yazmasını
istemiştir. Leyla Erbil, edebi tür olarak tercihini hikâyelerden yana kullanmış ve ilk öyküsünü Ahmed
Arif’in desteği ile 1956 yılında Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımlamıştır. Aslında Sait Faik ve
Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e ilgisi edebiyatla sınırlı kalmamıştır. Her ikisi de Erbil’e âşıktır. Sait Faik,
Leyla Erbil’e aşkını zamanında itiraf edememiştir. Aşkını söylemeye niyetlendiği bir zamanda Leyla
Erbil buluşma yerine Mehmet Erbil ile beraber gelince Sait Faik susmuş ve aşkını anlatma fırsatı
bulamamıştır (Ülkü, 2013). Ahmed Arif ise daha büyük bir tutkuya sahiptir. Öyle bir tutku ki Leyla
Erbil, Mehmet Erbil ile evlendiğinde Ahmed Arif ona, düğün hediyesi olarak bir şiir yazıp armağan
etmiştir. Bu tutku düğün sonrasında da devam etmiştir. Şair, duygularını dizginleyememiş ve Leyla
Erbil’e 1954’ten 1977’ye kadar çeşitli aralıklarla mektuplar yazmıştır. Bu mektupların çoğu 19541959 yıllarına aittir.
2. Çalışmanın Amacı ve Yöntemi
Söz varlığı, “bir dilin, bir alanın veya bir eserin söz hazinesi” (Karaağaç, 2013b: 754) biçiminde
tanımlanabilir. Yani söz varlığı, incelenen kişi, eser veya dilin sahip olduğu bütün basit ve türemiş
sözcükler, deyimler, atasözleri, kalıp sözler, birleşik fiiller veya ayrı yazılan bütün birleşik yapılar
demektir (Yüceol Özezen, 2011: 19).Bu yüzden söz varlığı, ait olduğu kişinin veya toplumun
kültürünü, yaşam biçimini, düşünce dünyasını vb. yansıtan önemli bir veri kaynağıdır. Bu verilerden
hareketle, söz varlığının ait olduğu toplumun, şahsın ya da eserin maddi ve manevi kültürünü
çözümlemek veya bu verileri, başta dil eğitimi olmak üzere çeşitli eğitsel faaliyetlerde kullanmak
mümkündür.
Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yazdığı mektuplar, “sadece aşkı değil dönemin entelektüel ortamını,
yayıncılık dünyasını, Ahmed Arif’in sürgün günlerini ve yaşadığı siyasi baskıyı” (Avcı, 2013) gösteren
732
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
önemli tarihi vesikalardır. 2012 yılında “Leylim Leylim - Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar” adı ile
yayımlanan metinlerin söz varlığının incelenmesi ve sahip oldukları kelime hazinesinin ortaya
çıkarılması önemlidir.
Mektuplardan elde edilen söz varlığı ile ilgili bulgular temel söz varlığı, fiiller, terimler, deyimler,
ikilemeler, argo sözleri, küfürler, yazara veya yaşadığı yöreye özgü söylemler vb. biçiminde tasnif
edilmiştir. Bu tasnif esnasında söz varlığı birimi, anlam bilimsel bir birim olarak düşünülmüş ve
deyimler, birleşik kelimeler birer birim olarak ele alınmıştır. Ayrıca kendi başlarına bir anlama sahip
olmayan edat, bağlaç ve ünlemler tasnif dışında tutulmuştur. Bu tasnif esnasında söz varlığı
unsurları, önce alfabetik olarak, sonra da sıklıklarına göre yazılmıştır. Aynı sıklık oranına sahip olan
birimler de kendi aralarında alfabetik sıraya uygun olarak dizilerek takip edilmeleri kolaylaştırılmıştır.
Böylece yazarın mektuplarda sadece hangi unsurları değil, hangisini daha çok kullandığı da ortaya
çıkarılmıştır. Sonuç bölümünde de elde edilen veriler sayısal ifadelerle açıklanarak eseri oluşturan
dilsel öğelerin nicel değerlendirilmesi yapılmıştır.
3. Bulgular ve Yorumlar
3.1. Temel Söz Varlığı
Türkçe uzun geçmişi olan, anlatım olanakları gelişmiş ve söz varlığı bakımından zengin bir dildir.
“Türkçenin anlam yapısını, özelliklerini, anlatım gücünü ortaya koyabilmek için yapılacak en doğru
işlerden biri, onun kavramlar dünyasını gözden geçirmek, Türk’ün dile getirdiği kavramları ve bu
dilin anlatım yollarını başka dillerle karşılaştırmaktır” (Aksan, 2011: 45). Çünkü böylesi çalışmalar,
“Türkçenin ne denli zengin, nasıl, ayrıntıları bile belirleyen bir dil olduğunu, doğadaki her varlığı, bu
varlıkların birbirlerinden ayrımlarını, çeşitli duyguları, karşılaşılan olay ve durumları nasıl dile
getirdiğini” (Aksan, 2011: 45) gün ışığına çıkarır. Aynı durum dili kullan bireyler için de geçerlidir.
Onların ürettiği metinlerin söz varlığının ortaya çıkarılması ve kavram alanlarına göre tasnif edilmesi,
sözün hangi alanlardan oluştuğunu, hangi kaynaklardan beslendiğini ve kişinin söylem zenginliğini,
dile hâkimiyetini gözler önüne serer. Bu çalışmada da Ahmed Arif’in yazdığı mektuplar incelenmiş
ve şu kavram alanlarından oluştuğu görülmüştür:
3.1.1. İnsanla İlgili Kavramlar
3.1.1.1. İnsan Adları: Bir insanı diğerinden ayırt etmek için kullanılan isimlerdir. Ancak bu isimler
kişilerin veya ailelerinin kişiliği, inancı, kültürü, siyasi mensubiyeti gibi durumlarını da yansıtır. Bazen
de dünya görüşünün bir aynası olabildiği gibi bir dileği, bir düşünceyi, bir durumu da dile getirir.
“Osmanlı kadılarından birçoğunun adının Muslihiddin olması; son zamanlarda Barış, Özgür, Devrim;
Kürşat, Çağrı gibi adların çoğalması bu sebeple açıklanabilir” (Kurt, 223). Ahmed Arif’in
mektuplarında yer alan kişi adları onun muhatap olduğu çevreyi ve sahip olduğu düşünce dünyasını
733
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
yansıtacak özelliklere sahiptir. Örneğin Leylacık, Leylam, Leylim gibi isimler onun sevgisini; Pir
Sultan, Seyit Nesimi, Sokrates gibi isimler de kültür ve inanç dünyasının ipuçlarıdır. Leylim Leylim
mektuplarında yazarın kullandığı insan adları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: Abdullahoğlu Durmuş, Ahmed Arif, Ahmet, Arif, Arzu, Aslı, Ayhan, Aytek,
Bedrettin, Bernard Shaw, Bethoven, Bozok, Buda, C. Chaplin, Cahit Sıtkı, Dante Alighiri, Edison,
Erbil Hanfendi, Erbil Hanım, Erdem, Ervin Hanfendi, Evliya Çelebi, Fahri, Fatma, Fatoş, Ferdi,
Ferhat, Feti Bey, Filinta, Güner, Havva, Haydar, Huriye Hanım, Huriye, Hüsam, İlhan Berk, İlhan,
İsa, İsmail Beşikçi, Kara, Karacaoğlan, Karahaydaroğlu, Lambu, Leyla, Leylacık, Leylam, Leylim,
Martin Carol, Mehmet Bey, Mehmet, Melehat, Memed, Memet, Mr Haunter, Muhammet, Muhsin,
Murat, Nevzat, Nezihe, Nuh, Nuran, Oktay Rıfat, Oktay, Pir Sultan, Pulitzer, Robenson, Sabahat
Abla, Safo, Sait, Salim, Seyit Nesimi, Sokrates, Spartaküs, Ufuklar, Vedat Bey, Vedat, Vildan, Yaşar
Kemal, Yılmaz, Yüksel, Zeliha.
Sıklık Sıralaması: Leyla(39), Güner(19), Ahmet(15), Leylim(12), Sait(6), Memed(5), Nevzat(5),
Huriye Hanım(3), Spartaküs(3), Vedat(3), Ahmed Arif(2), Arif(2), Bozok(2), Erdem(2), Haydar(2),
Leylam(2), Mehmet(2), Nezihe(2), Oktay(2), Salim(2), Abdullahoğlu Durmuş(1), Arzu(1), Aslı(1),
Ayhan(1), Aytek(1), Bedrettin(1), Bernard Shaw(1), Bethoven(1), Buda(1), C. Chaplin(1), Cahit
Sıtkı(1), Dante Alighiri(1), Edison(1), Erbil Hanfendi(1), Erbil Hanım(1),Ervin Hanfendi(1), Evliya
Çelebi(1), Fahri(1), Fatma(1), Fatoş(1), Ferdi(1), Ferhat(1), Feti Bey(1), Filinta(1), Havva(1),
Huriye(1), Hüsam(1), İlhan Berk(1), İlhan(1), İsa(1), İsmail Beşikçi(1), Kara(1), Karacaoğlan(1),
Karahaydaroğlu(1), Lambu(1), Leylacık(1), Martin Carol(1), Mehmet Bey(1), Melehat(1), Memet(1),
Mr Haunter(1), Muhammet(1), Muhsin(1), Murat(1), Nuh(1), Nuran(1), Oktay Rıfat(1), Pir
Sultan(1), Pulitzer(1), Robenson(1), Sabahat Abla(1), Safo(1), Seyit Nesimi(1), Sokrates(1),
Ufuklar(1), Vedat Bey(1), Vildan(1), Yaşar Kemal(1), Yılmaz(1), Yüksel(1), Zeliha(1).
3.1.1.2. Unvan Adları: Unvan adları “şahıs adları ile birlikte kullanılarak nezakete yönelik bir hitap
biçimini veya şahsın ailedeki, topluluk ve toplumdaki mevkiini ve akrabalık derecesini gösteren
adlardır: Kağan, tegin, bey, hatun, abla, dede, teyze…” (Korkmaz, 2007: 219). Bu adlar, insanlar
arası ilişkileri gösterir. Unvan adlarına bakılarak ilişkilerin yakın dost, akraba, arkadaş arasında mı
yoksa yabancı bir ortamda mı gerçekleştiği hakkında bilgi edinilebilir. Yani bu dil birimleri insanların
birbirlerine olan ilişkisel mesafesinin birer dilsel ürünüdür. Leylim Leylim, Ahmed Arif’in özel
mektuplarıdır. Burada yazarın kullandığı unvanlar onun yazdığı/anlattığı kişilerle ilişkisini ve
samimiyet derecesini gösterir. Var olan az hitap sözcüğünde, birincil ilişkilere dair unvanların
yanında, hatta daha fazla ikincil ilişkilerde kullanılan sözlerin kullanıldığı görülmüştür. Bu unvan
adları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: Abla, Bey, Hanım, Hanımefendi, Mr., Saygıdeğer.
734
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Sıklık Sıralaması: Bey(2), Hanım(2), Hanımefendi(2), Abla(1), Mr. (1), Saygıdeğer(1).
3.1.1.3. İnsan Bedeniyle İlgili Adlar: Beden, insanın fiziksel bütünlüğüdür. Bu bütünlüğe ait
kelime kadrosu temel söz varlığının önemli bir bölümünü oluşturur. Bu alana ait kelimeler, söz
sahibinin davranışlarına ve yaşam biçimine dair veriler içerir. Leylim Leylim adlı mektuplarda insan
bedenine ait söz varlığı şöyledir:
Alfabetik Sıralama: ağız, ayak, bacak, baş, beyin, boğaz, boyun, burun, damar, dil, diş, diz, dudak,
el, et, göbek, göğüs, göz, ilik, kafa, kalp, karın, kasık, kaş, kelle, kemik, kol, kulak, meme, parmak,
saç, sırt, sinir, surat, ten, tırnak, yanak, yüz.
Sıklık Sıralaması: göz(40), el (39), yüz(24), baş(17), ayak(14), burun(13), ağız(10), diş(9), dil(8),
kafa(8), kulak(6), saç(5), sırt(6), tırnak(6), beyin(5), dudak(4), et(4), kalp(3), kaş(3), damar(2), diz(2),
karın(2), kol(2), meme(2), parmak(2), surat(2), yanak(2), bacak(1),boğaz(1), boyun(1), göbek(1),
göğüs(1), ilik(1), kasık(1), kelle(1), kemik(1), sinir(1), ten(1).
3.1.1.4. Hastalık Adları: Güncel Türkçe Sözlük’te hastalık, “Organizmada birtakım değişikliklerin
ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu” olarak tanımlanmıştır. Bu isimler insanların yaşadığı
ortama, koşullara, yaşam biçimine dair ipuçları sunar. Hastalık adlarının çok olması yaşanılan
ortamın sağlıksız, kötü olduğunu gösterir. Bunun yanında bazı hastalık adları sözlerin söylendiği
zamanı da ele verir. Örneğin Ahmed Arif’in kullandığı “ateş, grip, nezle, öksürük” gibi adlar daha
çok kış mevsimini ve soğuk ortamları çağrıştırmaktadır. Hastalıklara dair Leylim Leylim’de şu sözler
mevcuttur.
Alfabetik Sıralama: ateş, grip, kambur, kansızlık, karın ağrısı, kısırlık, nezle, öksürük, sıtma,
verem.
Sıklık Sıralaması: grip(3), ateş(2),nezle(2), kambur(1), kansızlık(1), karın ağrısı(1), kısırlık(1),
öksürük(1), sıtma(1), verem(1).
3.1.1.5. Akrabalık Adları: Akrabalık, insanların kan bağı ile birbiriyle yakınlaşması durumudur. Bu
genetik ortaklığa ait söz varlığı, söz sahibinin ilişkileri ve sosyal ortamını yansıtır. Leylim Leylim’de
akrabalık belirten ve özellikle bir ev içinde yaşayan akrabalara dair sözler sık bir şekilde
kullanılmıştır. Bu kelimeler ve sıklıkları şu şekildedir:
Alfabetik Sıralama: abla, amca, ana, anne, baba, bacış, bebek, çocuk, dede, enişte, gelin, hanım,
kardeş, kayınço, kaynana, kız, kız kardeş, koca, nene, oğul.
Sıklık Sıralaması: ana(19), anne(16), kardeş(13), baba(12), koca(10), çocuk(7), abla(4), oğul(3),
hanım(3), amca(1), bacış(1), bebek(1), dede(1), enişte(1), gelin(1), kayınço(1), kaynana(1), kız
kardeş(1), nene(1).
3.1.1.6. Cinsiyet ve Yaşla İlgili Adlar: “Cins ya da cinsiyet, bazı dillerde kelimelerin erillik, dişillik
ya da yansızlık bakımlarından sergiledikleri farklılaşmayı gösteren bir dil bilgisi kategorisidir”
735
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
(Doğan, 2011: 89). Türkçede, Hint-Avrupa veya Hami-Sami dillerindeki gibi belirgin bir cinsiyet söz
konusu değildir. Ancak Türkçede özellikle akrabalık bildiren bazı isimler cinsiyet belirtirler. Örneğin
“adam, kız, kadın, koca” gibi sözcükler kendileri değil ama gönderimde bulundukları anlam bir
cinsiyete aittir. Bu yüzden anlam bilimi açısından “adam, koca” vb. erildir. Ancak “kadın, kız” gibi
sözcükler de dişildir. Bu sözcüklere ait söz varlığı, söz sahibinin eğitimini, anlayışını, kültürünü
gösteren önemli bir göstergedir. “Herif, karı” gibi sözcükler sokak dilinin ve alt sosyo-kültürel
ortamın diline aittir. Ahmed Arif, mektuplarında bu tür sözcüklere yer vermiştir. Leylim Leylim’de
bu kavram alanına ait kelimeler şunlardır:
Alfabetik Sıralama: adam, bacış, çocuk, erkek, dede, enişte, gelin, genç, herif, kadın, karı, kayınço,
kaynana, kız, koca, nene, oğlan, yaşlı.
Sıklık Sıralaması: kız(24), erkek(16), kadın(14), genç(12), koca(10), çocuk(7), oğlan(7), adam(6),
karı(3), herif(2), bacış(1), dede(1), enişte(1), gelin(1), kayınço(1), kaynana(1), kız(1), nene(1), yaşlı(1).
3.1.2. İnanç İle İlgili Adlar: “Tanrı'ya, bir dine inanma, iman, itikat” anlamındaki inanca ait söz
varlığı insanın nelere inandığını, inanç ve düşünce dünyasını göstermesi bakımından önemlidir.
Ahmed Arif, mektuplarında çoğu zaman sevdiğini “Tanrı, yaratıcı” yerine koymuştur. Mektupların
sonunda, imza olarak da çoğu mektupta “Kulun” ifadesini kullanmıştır. Bu kavram alanı ile ilgili
mektuplarda bulunan sözcükler şunlardır:
Alfabetik Sıralama: Allah, din, günah, İbrahim Peygamber, inanç, İsa Mesih, kader, materyalist,
mezhep, peygamber, sevap, Tanrı.
Sıklık Sıralaması: Allah(4), din(3), Tanrı(2), günah(1), İbrahim Peygamber(1), inanç(1), İsa
Mesih(1), kader (1), materyalist(1), mezhep(1), peygamber(1), sevap(1).
3.1.3. Araç Gereç ve Eşya Adları: Araç gereç, TDK Güncel Türkçe Sözlük’te, “Bir işin
yapılmasında, bir makinenin işletilmesinde kullanılan aletler” olarak tanımlanmıştır. Eşya ise “türlü
amaçlarla kullanılan” nesnelerin adıdır. Leylim Leylim adlı mektuplarda günlük hayatta kullanılan
araç gereç adları daha çok ev ve ev içi ile ilgili olan “çaydanlık, çerçeve, halı, kapı, kilit, komodin,
konserve kutusu, musluk” gibi kelimelerden oluşmaktadır. Ancak bunların yanında Ahmed Arif’in
işini ilgilendiren “daktilo, kalem, telefon, telgraf” gibi sözcüklere de bu kavram alanında yer verdiği
görülmüştür. Mektuplarda yer alan araç gereç ve eşya adlarına dair söz varlığı unsurları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: anahtar, balta, bardak, cımbız, çanta, çaydanlık, çerçeve, daktilo, halı, incik
boncuk, kalem, kapak, kapı, kese, kilim, kilit, kitap, komodin, konserve kutusu, kumaş, kutu, masa,
musluk, sofra, tabela, telefon, telgraf, tezgâh, yastık, yatak.
Sıklık Sıralaması: telefon(11), yatak(4),bardak(3), kitap(3), kalem(2), kese(2), kumaş(2), masa(2),
telgraf(2), anahtar(1), balta(1), cımbız(1),çanta(1), çaydanlık(1), çerçeve(1),daktilo(1),halı(1), incik
736
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
boncuk(1), kapak(1), kapı(1), kilim(1), kilit(1), komodin(1), kutu(1), konserve kutusu(1), musluk(1),
sofra(1), tabela(1), tezgâh(1),yastık(1).
3.1.4.Hayvan Adları: Türkçede geniş bir kullanım alanına sahip hayvan adları, gerçek anlamda bir
varlığı karşılamalarının yanında sevgi duygusundan sokak argosuna kadar geniş bir anlam dünyasını
ifade edebilir. Ahmed Arif’in mektuplarında da bu isimler genellikle gerçek anlamları dışında
kullanılmıştır. Örneğin, “çıyan, domuz, eşek” gibi sözcükler, yazarın hoşuna gitmeyen kimseler için
kullanılmıştır. Yazarın mektuplarında hayvanlara ait söz varlığı şöyledir:
Alfabetik Sıralama: ahtapot, aslan, böcek, çekirge, çıyan, domuz, ejderha, eşşek, inek, it, keçi, kirpi,
köpek, kuş, kuzu, martı, serçe, tavşan, timsah, yılan.
Sıklık Sıralaması: eşşek(13), kuş(5), it(4), köpek(3), kuzu(3), serçe(3), aslan(2), çıyan(2), domuz(2),
inek(2), ahtapot(1), böcek(1), çekirge(1), ejderha(1), keçi(1), kirpi(1), martı(1),tavşan(1), timsah(1),
yılan(1).
3.1.5.Bitki Adları: Bitki adları, hayvan adları gibi geniş bir anlam dünyasına sahiptir. Bu adlar, temel
anlamların yanında sevgi, nezaket, incelik, bıkkınlık, pişmanlık gibi duygusal durumları yansıtmak
amacıyla kullanılabilirler. Eserde Ahmed Arif’in kullandığı bitki adlarının çoğu sevgi duygusunu
açığa vuran “çiçek, gül, nilüfer” gibi sözcükler arasından seçilmiştir. Bu kavram alanına ait sözcükler
şunlardır:
Alfabetik Sıralama: ayva, çiçek, gül, kabak, konca, nane, nilüfer, su kabağı, yaprak.
Sıklık Sıralaması: çiçek(3), ayva(2), gül(2), nane(2), kabak(1), konca(1), nilüfer(1), su kabağı(1),
yaprak (1).
3.1.6. Kavram Adları: “Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı” olarak
kabul edilebilen “kavram”, duygu, inanç ve kabulleri gösteren sözcükler içermesi bakımından
önemlidir. Ahmed Arif’in kavram adlarına ait söz varlığı unsurlarında yaşadığı duygusal
dalgalanmaları, coşkuyu, umutsuzluğu görmek mümkündür. Bu söz varlığının unsurları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: acı, ahlak, anlayış, arzu, aşk, ayıp, ayrılık, bencillik, cesaret, çaresizlik, dert,
din, dost, düş, düşman, düşünce, erkeklik, fikir, gerçek, gurur, günah, güven, güzellik, hasret, hayal,
haysiyet, hırs, his, hoşgörü, huzur, ihanet, inanç, iyilik, kader, kahır, kahramanlık, karamsarlık,
kıskançlık, korkaklık, korku, mecburiyet, merak, mistik, mutluluk, namus, nefret, ölüm, özlem,
saadet, sağlık, samimilik, saygı, saygısızlık, sevda, sevgi, sevinç, şeref, töre, umut, utanç, uyku,
üzüntü, yalnızlık, yaşam, yiğitlik, zevk, züppelik.
Sıklık Sıralaması: korku(11), mutluluk(9), düşünce(7), ölüm(6), saygısızlık(5), sevgi(4),
arzu(3),aşk(3), hayal(3), özlem(3), saygı(3), sevda(3), sevinç(3), umut(3), yalnızlık(3), zevk(3),acı(2),
ayrılık(2), cesaret(2), güven(2), haysiyet(2), hırs(2), huzur(2), üzüntü(2), ahlak(1),anlayış(1), ayıp(1),
bencillik(1), çaresizlik(1), dert(1), dost(1), düş(1), düşman (1), erkeklik(1), fikir(1), gerçek(1),
737
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
gurur(1), güzellik(1), hasret(1), his(1), hoşgörü(1), ihanet(1), iyilik(1), kahır(1), kahramanlık(1),
karamsarlık(1), kıskançlık(1), korkaklık(1), mecburiyet(1), merak(1), mistik(1), namus(1), nefret(1),
saadet(1), sağlık(1), samimilik(1), şeref (1), töre(1), utanç(1), uyku(1), yaşam(1), yiğitlik(1),
züppelik(1).
3.1.7. İş ve Meslek Adları: İnsanların iş ve uğraşları onların eğitimini, kültürünü, yaşadıkları
çevreyi, muhatap aldıkları insan grubunu gösterir. “Avukat, savcı, polis, yargıç” gibi sözcükler
Ahmed Arif’in mahkeme ve zindan hayatının eseridir. Aynı şekilde “dergici, editör, şair, yazar
yönetici” gibi isimler de onun yaptığı işin diline yansımalarıdır. İş ve meslek adları ile ilgili Ahmed
Arif’in mektuplarında şu sözcükler yer almaktadır.
Alfabetik Sıralama: avukat, çoban, dergici, doktor, editör, filozof, garson, hamal, hemşire,
hizmetçi, hukuk doktoru, kavas, kestanecilik, kunduracı, milletvekili, otel komisyoncusu, öğretmen,
pehlivan, pilot, polis, postacı, ressam, sanatçı, savcı, subay, şair, taşçı ustası, tüccar, usta, yargıç, yazar
yönetici.
Sıklık Sıralaması: şair(7), usta(4), doktor(4), postacı(3),dergici(2), garson(2), polis(2),ressam(2),
tüccar(2), avukat(1), çoban(1), editör(1), filozof(1), hamal(1), hemşire(1), hizmetçi(1), hukuk
doktoru(1),
kavas(1),
kestanecilik(1),
kunduracı(1),
milletvekili(1),
otel
komisyoncusu(1),
öğretmen(1), pehlivan(1), pilot(1), sanatçı(1), savcı(1), subay(1), taşçı ustası(1), yargıç(1), yazar
yönetici(1).
3.1.8. Beslenme Adları: Beslenme adları, yaşam biçimine, sosyo-ekonomik yapıya, inanç ve
kültürel alışkanlıklara ait veriler sunar. Bu kavram alanına ait Ahmed Arif’in mektuplarında şöyle
gruplandırılabilir:
3.1.8.1. Yiyecek Adları: Yiyecek adları, yaşanılan çevreyi, sosyo-ekonomik yapıyı gösterebilir.
Ahmed Arif’in mektuplarında şu yiyecek adları vardır:
Alfabetik Sıralama: ekmek, karpuz, kaşar, kebap, pastırma, pilav, üzüm, yağ.
Sıklık Sıralaması: ekmek(4), karpuz(1), kaşar(1), kebap(1), pastırma(1), pilav(1), üzüm(1), yağ(1).
3.1.8.2. İçecek Adları: İçecek adları yaşam biçimi, inanç, yaşanılan çevre gibi pek çok durumu
yansıtır. Muhafazakâr yaşam biçimine ait insanların tercih etmediği rakı, şarap gibi sözcükler Ahmed
Arif’in dilinde mevcuttur. Mektuplarda bu kavram alanına ait söz varlığı şöyledir:
Alfabetik Sıralama: kahve, rakı, Su, Şarap, Şerbet.
Sıklık Sıralaması: su(10), kahve(8), şarap(4), şerbet(2), rakı(1).
3.1.9. Giyim-kuşam adları: Bu kavram alanına ait sözcükler, yiyecek adları gibi insanların yaşamına
ait önemli ipuçları sunabilirler. Ahmed Arif mektuplarında, insanların gündelik hayatına ait giyecek
adları kullanmıştır. Bunlar:
Alfabetik Sıralama: çorap, elbise, kazak, kilot, kravat, kuşak, yaka.
738
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Sıklık Sıralaması: kazak(3), kilot(2), elbise(2), çorap(1), kravat(1), kuşak(1), yaka(1).
3.1.10. Nitelik Adları: Nitelik, anlam bilimi ile ilgili bir kavramdır. Bir birimin özelliklerinin bir
başka birim tarafından belirtilmesidir. “Büyük ev, çalışkan öğrenci” örneklerinde evin büyüklüğü ve
öğrencinin çalışkanlığı “büyük ve çalışkan” niteleyicileri tarafından belirtilmiştir (İmer Ve Kocaman,
2011: 193).Nitelik adları, niteledikleri isimlerle ilgili beğeni, sayı, renk, ebat vb. belirtir.
3.1.11. Beğeni Adları: Beğeni, iletişim bağlamında süreçten ve mesajlardan keyif alma, mesajların
olumlu bulunması ve talep edilmesi, belirli türlerin ise istenmemesi ve bu türlerden kaçınması
şeklinde tanımlanabilir. Bu yönüyle beğeni kişisel ya da kümesel bir izler-kitle davranışının (Erol,
2012: 40) adıdır. Bu adlar, insanların hoşlanma veya hoşlanmama durumlarını gösterir. Mektuplarda
Ahmed Arif bu duruma yönelik şu sözcükleri kullanmıştır:
Alfabetik Sıralama: acaip, acı, aziz, bencil, boş, çetin, çırılçıplak, çirkin, dehşetli, deli, deli, doğru,
eski, fena, firakli, genç, gerçek, güzel, hakikatli, hayırlı, hoş, iğrenç, iri, iyi, kahrolası, karanlık, kısır,
kibar, korkak, korkunç, kötü, kuvvetli, küstah, melankolik, mert, müthiş, namuslu, namussuz,
parıltılı, sade, sağlam, sebepli, sevgili, şanslı, şerefli, tedirgin, tembel, terbiyesiz, yalan, yanlış, yeni,
yiğit, zararlı, zengin, zevkli, zorlu.
Sıklık Sıralaması: güzel(39), doğru(13), yalan(10), iyi(7), kötü(6), yanlış(5), gerçek(4),
namuslu(3),namussuz(3), çirkin(2), genç(2), hoş(2), korkunç(2), zararlı(2), acaip(1),acı(1), aziz(1),
bencil(1), boş(1), çetin(1), çırılçıplak(1), dehşetli(1), deli(1), deli(1), eski(1), fena(1), firakli(1),
hakikatli(1), hayırlı(1), iğrenç(1), iri(1), kahrolası(1), karanlık(1), kısır(1), kibar(1), korkak(1),
kuvvetli(1), küstah(1), melankolik(1), mert(1), müthiş(1), parıltılı(1), sade(1), sağlam(1), sebepli(1),
sevgili(1), şanslı(1), şerefli(1), tedirgin(1), tembel(1), terbiyesiz(1), yeni(1), yiğit(1), zengin(1),
zevkli(1), zorlu(1).
3.1.12. Sayı Adları: Sayılar, varlık veya kavramların adedini gösteren, onları sayı yönünden belirten
sözcüklerdir (Hengirmen, 1999: 312). Ahmed Arif’in mektuplarında şu sayı adları geçmektedir:
Alfabetik Sıralama: 100, 1946, 28-50, altmış, beş, beş yüz milyon, bin, binlerce, bir, birer, doksan,
dördüncü, dört, elli, iki bin, iki milyar, iki, ikinci, ikiz, kırk, milyar, on, on bin, on bir, on dört, on iki,
otuz, sekiz, tek, üç, üç milyon, yedi, yetmiş, yirmi dört, yüz, yüz kırk, yüzde.
Sıklık Sıralaması: bir(83), iki(31), üç(14), beş(10), dört(10), yüz(7), milyar(6), on(3), otuz(3), yedi(3),
beş yüz milyon(2), iki milyar(2), sekiz(2), 100(1), 1946(1), 28-50(1), altmış(1), bin(1), binlerce(1),
birer(1), doksan(1), dördüncü(1), elli(1), iki bin(1), ikinci(1), ikiz(1), kırk(1), on bin(1), on bir(1), on
dört(1), on iki(1), tek(1), üç milyon(1), yetmiş(1), yirmi dört(1), yüz kırk(1), yüzde(1).
3.1.13. Renk Adları: Renk gösteren kelimelerdir: Al, yeşil, sarı… Renklerin Türkçedeki kullanım
alanı oldukça geniştir. Hatta bazen sözsüz iletişim aracı da olurlar. Beyazın “teslim, anlaşma”,
pembenin “iyimserlik ve hoşgörü”, mavinin “hürriyet” anlamına gelmesi veya üstü kırmızı şeritle
739
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
çizilmiş yol levhasının o yola girmeyi yasaklaması gibi bazen kültürel değerleri simgelediği, bazen de
sözel olamayan anlaşma aracı olarak kullanıldığı da görülür (Korkmaz, 2007: 179). Bu yüzden söz
sahibinin kullandığı renk adlarına bakarak onun ayrıntılara dikkat etmesinden siyasi tercihlerine
kadar pek çok durumu okumak mümkündür. Örneğin Ahmed Arif’in “sütlü barut rengi”
adlandırması varlıkları birbiriyle ilişkilendirme biçimi açısından önemlidir. Ancak yazılan metinlerin
türü ve içeriği bu tür adlandırmaları sınırlandırmıştır. Leylim Leylim’de yer alan renk adları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: al, beyaz, eflatun, kara, kahverengi, kızıl, mavi, siyah, sütlü barut rengi, yeşil.
Sıklık Sıralaması: yeşil(8), kara(6), al(1), beyaz(1), eflatun(1), kahverengi(1) kızıl(1), mavi(1),
siyah(1), sütlü barut rengi(1).
3.1.14. Ebat Adları: “Bir cismin herhangi bir yöndeki uzantısı, genişlik, kapsam” biçiminde
tanımlanabilecek olan ebat ile ilgili Ahmed Arif’in mektuplarında şu sözcükler mevcuttur:
Alfabetik Sıralama: büyük, dar, geniş, iri, kısa, kocaman, küçük, ufacık, ufak, uzun.
Sıklık Sıralaması: büyük(18), küçük(10), iri(3), ufak(3), uzun(2), dar(1), geniş(1), kısa(1),
kocaman(1), ufacık(1).
3.1.15. Miktar Adları: Miktar, “bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen
durumu”dur. Leylim Leylim’de miktar belirten sözcükler şunlardır:
Alfabetik Sıralama: az, biraz, bol, çok, fazla, hayli, hiç.
Sıklık Sıralaması: çok(48), az(7), biraz(4), hiç(4), fazla(2), bol(1), hayli(1).
3.1.16. Yer Adları
3.1.16.1. Özel Yer Adları: Başta şehirler olmak üzere köy, kasaba, mahalle, sokak gibi yerleşim
birimleri muayyendir. Bu adlar, dil bilgisinde özel isimler kategorisinin içinde gösterilirler. Kişinin
yaşadığı, sözünü ettiği çevreyi kesin olarak göstermesi bakımından önemlidir. Hatta bazı özel yer
adları siyasi, tarihi veya kültürel birer simge durumuna dönüşebilirler. Bu durumda belli bir
düşüncenin, yaşantının da göstergesi olurlar: Silivri, Diyarbakır, İzmir vb.
Leylim Leylim adlı mektuplarda Ahmed Arif mektuplarında daha çok yaşadığı çevre olan Ankara ve
onun semtlerinden (Çankaya, Esenboğa, Etimesgut, Sıhhiye, Ulus vb.) bahsetmiştir. Mektuplarda
kullanılan bütün özel yer adları ise şunlardır:
Alfabetik Sıralama: Almanya, Amerika, Ankara, Antalya, Bandırma, Çankaya, Diyarbakır, Dünya,
Esenboğa, Etimesgut, Fatih, Fransa, İngiltere, İstanbul, İsveç, İzmir, Karacadağ, Kenya, Kütahya,
Niagara, Paris, Sıhhiye, Silivri, Ulus, Urfa, Yenişehir.
Sıklık Sıralaması: Ankara(13), İstanbul(10), Diyarbakır(5), Dünya(4), Urfa(3), İzmir(2),
Yenişehir(2), Almanya(1), Amerika(1), Antalya(1), Bandırma(1), Çankaya(1), Esenboğa(1),
Etimesgut(1), Fatih(1), Fransa(1), İngiltere(1), İsveç(1), Karacadağ(1), Kenya(1), Kütahya(1),
Niagara(1), Paris(1), Sıhhiye(1), Silivri(1), Ulus(1).
740
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
3.1.16.2. Genel Yer Adları: “Bahçe, çarşı, dağ, ev” gibi olan ve belirli bir yere gönderimde
bulunmayan yer adları genel yer adı olarak adlandırılır. Bu adların varlığı söz sahibinin yaşadığı
ortamı ve onun sosyo-psikolojisini yansıtır. Ahmed Arif mektuplarında daha çok kapalı alan adları
kullanmıştır: meyhane, mağara, ev, postahane vb. Bu kavram alanı ile ilgili mektuplardaki söz varlığı
şöyledir:
Alfabetik Sıralama: bahçe, cihan, çarşı, dağ, derya, ev, mağara, mapushane, memleket, meyhane,
ova, postane, şirket, tımarhane.
Sıklık Sıralaması: bahçe(2), dağ(2), meyhane(2), cihan(1), çarşı(1), derya(1), ev(1), mağara(1),
mapushane(1), memleket(1), ova(1), postane(1), şirket(1), tımarhane(1).
3.1.17. Zaman Adları: Zaman kavramının pek çok anlamı olsa da burada ele alınan karşılığı, bir
işin, bir oluşun gerçekleştiği süre veya vakittir. Ahmed Arif mektuplarına cevap alma umuduyla sık
sık geçen süreden, beklemekle geçen zamanından bahsetmiştir. Bunun için daha çok gün, ay, yıl
adları ve içinde bulunduğu anı yazmıştır. Bunun neticesinde mektuplarda şu söz varlığı ortaya
çıkmıştır:
Alfabetik Sıralama: akşam, ay, bahar, bu sıra, bugün, demin, dün, gece, geçen hafta, gün, iki ay,
saat, sabah, sene, sonbahar, şimdi, üç gün, yarım saat, yaz, yıl, yılbaşından önce.
Sıklık Sıralaması: akşam(8), gece(8), bugün(7), dün(7), yıl(6), ay(3), şimdi(3), sabah(2), iki ay(2), üç
gün(2), bahar(1), bu sıra(1), demin(1), geçen hafta(1), gün(1), saat(1), sene(1), sonbahar(1), yarım
saat(1), yaz(1), yılbaşından önce(1).
3.1.18. Soru adları: Türkçede soru adları, soru zarfı, soru zamiri ve soru sıfatlarından oluşur. Bunun
yanında cümleyi soru cümlesine dönüştüren soru eki de (mi) vardır. Ancak ekler değerlendirme
dışında tutulduğundan soru eki bu kavram alanına dâhil edilmemiştir. Buna göre, Leylim Leylim’de
tespit edilen soru adları şunlardır:
Alfabetik Sıralama: hangi, kim, nasıl, nasılsın, ne kadar, ne zaman, ne, neden, nere, nerede, nereni,
nereye, nettin, neye, neyini, nicesin, niçin, niye.
Sıklık Sıralaması: ne(62), nasıl(17), ne kadar(6), nicesin(3), neden(3), niye(3), nerede(3), nasılsın(3),
niçin(2), hangi(2), nere(2), nereye(2), ne zaman(1), neyini(1), kim(1), nereni(1), neye(1), nettin(1).
3.1.19. Maden Adları: Madenler, ekonomik yönden değer taşıyan kıymetli varlıklardır. Bunların
isimleri kullanan kişinin maddiyatına veya değer verdiği varlıklara ait verileri içerir. Leylim Leylim’de
maden adlarına ait sözler azdır. Bunlar:
Alfabetik Sıralama: altın, demir.
Sıklık Sıralama: altın(1), demir(1).
741
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
3.1.20. Yön Adları: Yön, “belli bir noktaya göre olan yer, taraf”tır. Ancak yön adları bazen bir
bölgenin, bir yaşam biçiminin veya bir düşüncenin de adı olabilir. Leylim Leylim’de sadece bir yerde
geçen yön adı, Doğu Anadolu Bölgesi anlamındadır.
Alfabetik Sıralama: Doğu.
Sıklık Sıralama: Doğu(1).
3.1.21. Kurum Adları: Kurum adından bu çalışma için “genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya
birlik” anlaşılmalıdır. Ahmed Arif’in mektuplarında şu kurum adları geçmektedir:
Alfabetik Sıralama: Fakülte, Kuzlayacak Hanımları Koruma Derneği, Hizmetçi Bulma Kurulu,
Okul.
Sıklık Sıralama: Fakülte(1),Hanımları Koruma Derneği(1), Hizmetçi Bulma Kurulu(1), Okul(1).
3.1.22. Dil Adları: Ahmed Arif’in mektuplarında şu dil adları geçmektedir. Kürtçe ve Zazaca onun
doğup büyüdüğü çevrenin dilleridir. Bu bakımdan önemlidir.
Alfabetik Sıralama: Kürtçe, Türkçe, Zazaca.
Sıklık Sıralama: Türkçe(3), Kürtçe(2), Zazaca(1).
3.1.23. Ölçü Adları: TDK Güncel Türkçe Sözlükte ölçü, “bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş
birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan” olarak tanımlanmıştır. Ahmed Arif
mektuplarında zaman, ağırlık ve uzunluk ölçülerine ait şu sözcükleri kullanmıştır:
Alfabetik Sıralama: dakika, kilo, kilogram, metre.
Sıklık Sıralama: metre(2), kilogram(2), dakika(1), kilo(1).
3.1.24. Kavim, Boy, Millet Adları: Türkiye “yetmiş iki milleti” içinde barındıran bir coğrafyaya
sahiptir. Bu ülkede yaşayan milletlerin varlığına dair şu adlar geçmektedir Leylim Leylim’de:
Alfabetik Sıralama: Ademoğulları, Arap, Kürt, Türk, Zaza.
Sıklık Sıralama: Ademoğulları(1), Arap(1), Kürt(1), Türk(1), Zaza(1).
3.1.25. Gökyüzü ve Hava Olayları ile İlgili Adlar: Gökyüzü ve hava olaylarına ait söz varlığı
yazarın içinde bulunduğu zamanı, şartları, psikolojik durumu vb. aydınlatmak için önemli veriler
içerir. Ahmed Arif’in mektuplarında soğuk ve yağışlı bir durumun ağırlığı göze çarpmaktadır.
Mektuplarda bu kavram alanına ait sözcükler şunlardır:
Alfabetik Sıralama: ay, dünya, evren, gezegen, güneş, kar, meltem, rüzgar, serin, sis, soğuk, şimşek,
yağmur, yıldız.
Sıklık Sıralama: dünya(13), kar(7), evren(3), rüzgâr(3), yıldız(3), ay(2), gezegen(1), güneş(1),
meltem(1), serin(1), sis(1), soğuk(1), şimşek(1), yağmur(1).
3.1.26. Siyaset, Askerlik ve Savaşla İlgili Adlar: Mektupların siyasal zamanına ve sosyal
durumuna ait bilgiler içeren bu kavram alanı ile ilgili Ahmed Arif şu sözcükleri kullanmıştır:
Alfabetik Sıralama: asker, barut, hançer, işkence, künye, mapus, namlu, pranga, pusu, yiv.
742
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Sıklık sıralama: namlu(2), pusu(2), yiv(2), asker(1), barut(1), hançer(1), işkence(1), künye(1),
mapus(1), pranga(1).
3.2. Fiiller
Fiiller, “nesnelerin zaman ve mekân içindeki yer değiştirmeleri; oluşları, kılışları, duruşları; hülasa her
türlü faaliyetleridir” (Ergin, 1998: 281). Leylim Leylim mektupları, fiiller bakımından oldukça
zengindir. Ahmed Arif, Leyla Erbil ile konuşuyormuşçasına yazmıştır. Onun için cümlelerinin çoğu
devriktir, içinde birden fazla fiil barındırırlar. Şu cümleler Ahmed Arif’in fiilleri ne kadar sık
kullandığını göstermesi bakımından iyi birer örnek niteliğindedir: “Seni belki bir ay görmesem ne
bileyim seni 3 ay, bir sene görmesem bu insana koymaz da bu bir yasak olursa ve hiç dönmemek
karışınca işe, çok acı oluyor Leyla” (Arif, 2012: 23), “Sensiz ne olur, ne olabilir, onu unutmamalıyım
oysa” (Arif, 2012: 95), “Oturdum, okşadım, sevdim taşı” (Arif, 2012: 105).
Leylim Leylim mektuplarının söz varlığında önemli bir orana sahip olan fiiller ve onların sıklıkları
şöyledir:
Alfabetik Sıralama: acılaşmak, açıklamak, açılmak, açıvermek, açmak, adam etmek, adamak, af
dilemek, affetmek, ağırlamak, ağlamak, akletmek, alarga geçmek, aldanmak, aldatmak, aldırmak,
alıkoymak, alışabilmek, alışmak, alkışlamak, almak, anlamak, anlaşılmak, anlatabilmek, anlatmak,
anlayabilmek, anmak, aramak, arzulamak, asılmak, asmak, aşmak, atılmak, atıvermek, atmak,
avlamak, avunmak, avutabilmek, aydınlanmak, aydınlatmak, ayıplamak, bağırmak, bağışlamak,
bağlamak, bahsetmek, bakmak, baltalanmak, barındırmak, barışmak, basamak,
bastırabilmek, başarabilmek,
basmak,
başlamak, başlatmak, başvurmak, batırmak, batmak, becermek,
beğenmek, beklemek, bekletmek, belirtmek, bellemek, benzemek, benzetmek, beraat etmek, berbat
etmek, bıkmak, bırakmak, bildirmek, bilmek, biriktirmek, bitebilmek, bitirmek, bitivermek, bitmek,
boğmak, boş vermek, boşalmak, boşamak, bozmak, bozulmak, bozuşmak, bulabilmek, bulaşmak,
bulma, bulmak, bulunmak, burkulmak, büyümek, büyüyüvermek, caymak, cesaret etmek, cevap
almak, cevap vermek, cevap yazmak, cevaplamak, cevaplandırmak, çabalamak, çabuklaştırmak,
çağırmak, çakmak, çalışmak, çalmak, çaresiz kalmak, çarpılmak, çarpmak, çatınmak, çatlamak,
çatmak, çekilmek, çekivermek, çekmek, çektirmek, çevirmek, çıkabilmek, çıkagelmek, çıkarmak,
çıkmak, çıldırmak, çıldırtmak, çimdirmek, çocuklaşmak, çökmek, çözülmek,
çözümlemek,
dağılmak, dağıtmak, danışmak, darılmak, davranmak, dayanmak, dayatmak, defetmek, değdirmek,
değerlendirebilmek, değişmek, değiştirmek, değmek, deli etmek, delirmek, delirtmek, dellenmek,
delmek, demek, denemek, denmek, derlemek, devam etmek, devretmek, deyivermek, dikmek,
dilemek,
dinlemek, dinlendirmek, direnmek, diyebilmek, doğmak, doğranmak,
doğurmak,
dokunmak, donatmak, donmak, doyamamak, doymak, dökmek, dönmek, dönüşmek, dövmek,
dövülmek, dövüşmek, durdurmak, durmak, duymak, duyurabilmek, düşmek, düşündürmek,
743
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
düşünebilmek, düşünmek, düşünülmek, düşürmek, düzelmek, düzeltmek, eğmek, eklemek, ekmek,
ele geçirmek, emzirmek, ermek, esirgemek, eskitmek, etmek, etmemek, ettirmek, evermek,
evlenmek, eylemek, eylenmek, ezilmek, ezmek, fark etmek, fazlaya kaçmak, ferman etmek,
fırlatmak, fışkırmak, gebermek, gecikmek, geçinmek, geçirmek, geçmek, gelişmek, geliştirmek,
gelivermek, gelmek, gençleşmek, genişlemek, gerekmek, gerektirmek, germek, getirmek, gevşemek,
gezilmek, gıpta etmek, girmek, gitmek, göndermek, göndermek, görmek, görünmek, göstermek,
götürebilmek, götürmek, göze almak, gözlemek, gururlanmak, güçleşmek, gülmek, güvenmek,
haber etmek, haber salmak, hafifsemek, hak etmek, hak kazanmak, hakaret etmek, halletmek, harap
etmek, hatırlamak, hayallemek, hayıflanmak, hazır etmek, hazırlamak, hesap vermek, hırpalamak,
hızlanmak, hor bakmak, hor görmek, hoşlanmak, ıskalamak, ıslatmak, icat etmek, içerlemek,
içirmek, içmek, iddia etmek, iğrenmek, ihmal etmek, ileri gitmek, iletivermek, iletmek, ilgilendirmek,
ilgilenmek, ilişmek, inanabilmek, inandırmak, inanmak, incelmek, indirmek, inmek, iptal etmek,
istemek,
işlemek, işleyebilmek, itelemek, itilmek, itiraf etmek, itiraz etmek, itmek, iyileşmek,
iyileştirmek, izin vermek, kabul etmek, kabullenmek, kaçınmak, kaçırmak, kaçmak, kahretmek,
kahretsin, kahrolmak, kalakalmak, kaldırmak, kalkmak, kalmak, kandırmak, kanıtlamak, kanmak,
kapamak, kapatmak, kapılmak, kaplamak, karalamak, karışmak, karıştırmak, kaşarlanmak, katılmak,
katlanıvermek, katlanmak, katmak, kavurmak, kavuşmak, kaybetmek, kaybolmak, kaydetmek,
kaymak, kekitmek, kesilmek, kesinleşmek,
kesmek,
kestirmek, kılabilmek, kılmak, kınamak,
kırılmak, kırmak, kıskanmak, kışlamak, kıvanmak, kıymak, kıymet vermek, kızdırmak, kızılmak,
kızmak, kocatmak, kollamak, konmak, konuşmak, koparılmak, koparmak, kopmak, korkmak,
korkmamak, korkutmak, koşmak, kovalamak, koymak, köpürmek, kör etmek, körelmek, kötülemek,
kudurmak, kudurtmak, kulak vermek, kullanmak, kurabilmek, kurban olmak, kurmak, kurtarmak,
kurtulmak, kurutmak, kusmak, küçültmek, küfretmek, küsmek, mahkum etmek, mahvetmek,
mecbur etmek, merak olmak, merhabalaşmak, mesut olmak, mızmızlanmak, mutlandırmak,
müsaade etmek, napatmak, nefret, etmekneylemek, nispetlenmek, nitmek, okşamak, okumak,
olmak, oluvermek, onarmak, oturmak, oturtmak, oturtuvermek, oynamak, ödemek, öğrenmek,
öğretmek, öğütmek, öldürmek, ölmek, önemsemek, önlenmek, öpmek, örnekleşmek, övünmek,
özenmek, özlemek, özlenmek, özür dilemek, parçalanmak, patlamak, paylamak, perişan etmek,
pişirmek, pullamak, rahat etmek, rahatlamak, rast gelmek, rastlamak, razı olmak, resmi kaçmak, reva
görmek, rica etmek, saçıvermek, saçmak, saçmalamak, sağ kalmak, sağ olmak, sağlayabilmek,
sağmak, sağmak,
sakınmak, saklamak, saklayabilmek, salıvermek, salmak, sanmak, sararmak,
sarılmak, sarmak, sarsılmak, satmak, savunmak, sayabilmek, sayılmak, saymak, sebep olmak, selam
etmek, selamlamak, sermek, serpmek, seslenmek, sevdirmek, sevilmek, sevindirmek, sevinmek,
sevişmek, sevmek, seyretmek, sıçramak, sıkılmak, sıkmak, sıyrılmak, sızlamak, silkinmek, silmek,
744
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
soğumak, solmak, sonsuzlaşmak, sorabilmek, sormak, soruvermek, soymak, sökmek, söktürmek,
sömürtmek, sövmek, söylemek, söylenmek, söyleşmek, söz etmek, söz vermek, sözünde durmak,
sunmak, susmak, susturulmak, sürmek, şakımak, şaşırmak, şaşırtmak, şaşmak, şenlendirmek, şeref
vermek, şımartmak, şişirmek, şişmek, tahmin etmek, takılmak, takınılmak, takip etmek, takmak,
tamamlamak, tamlamak, tanımak, tanışmak, tanıyabilmek, tartışmak, tarumar etmek, tasarlamak,
taşımak, taşırmak, tavsiye etmek, temizlemek, tepmek, tercih etmek, terklemek, terslemek, teşekkür
etmek, teşvik etmek, tetik etmek, tiksinmek, titremek, tokatlamak, toparlanmak, tutmak, tutulmak,
tükenmek, tüketmek, türemek, uçmak, uçurmak, uğramak, uğraşmak, ulaşmak, ummak,
umutlanmak, unutabilmek, unutmak, unutturmak, unutuvermek, usandırmak, usanmak, uslanmak,
ustalaşmak, utanmak, uyanmak, uydurmak, uydurulmak, uymak, uyumak, uyuşmak, uyuşturmak,
uyutmak, uzamak, uzanmak, uzatmak, ürpermek, üşümek, üzmek, üzülmek, vaat etmek, var olmak,
vardırmak, varmak, vazgeçmek, vehmetmek, verebilmek, verem olmak, verilmek, veriştirmek,
vermek, vızgelmek, vurmak, vurulmak, yadırgamak, yağmak, yakıştırmak, yakmak,
yalvarmak,
yanaştırabilmek, yanılmak, yanmak, yapabilmek, yapılmak, yapışmak, yapmak, yaptırmak,
yarabilmek, yaralamak, yaramak, yararlanmak, yaratılmak, yaratmak, yardım etmek, yargılamak,
yaşamak, yaşanmak, yaşatmak, yaşlanmak, yatıvermek, yatmak, yayınlamak, yayınlanmak,
yayınlatmak, yaymak, yazabilmek, yazışmak, yazıvermek, yazmak, yedirmek, yeltenmek, yemek,
yemin etmek, yenebilmek, yenilmek, yenmek, yetinmek, yetirmek, yetişmek, yetmek, yıkamak,
yıkılmak,
yırtmak, yitirmek,
yitmek, yoklamak, yol göstermek, yolmak, yormak, yorulmak,
yorumlamak, yönelmek, yönetmek, yudumlamak, yumak, yutmak, yuvarlamak, yüceltmek,
yüklemek, yükselmek, yükümlemek, yürümek, zannetmek, zarflamak, zehirlenmek, ziyaret etmek,
zorlamak.
Sıklık Sıralama: olmak(257), bilmek(118), yazmak(99), demek(96), gelmek(96), istemek(92),
etmek(79),
almak(60),
öpmek(57),
sevmek(48),
gitmek(46),
vermek(42),
göndermek(41),
yapmak(41), söylemek(35), anlamak(32), bakmak(30), bulmak(30), düşünmek(30), affetmek(28),
atmak(27), duymak(24), sanmak(24), çıkmak(24), inanmak(23), anlatmak(22), beklemek(21),
görmek(21), getirmek(20), kalmak(20), yemek(20), geçmek(19), tutmak(19), unutmak(18),
okumak(17), iletmek(17), çekmek(16), götürmek(16), korkmak(16), varmak(16), kızmak(14),
bitmek(13), düşmek(13), kaçmak(13), sormak(13), yaşamak(13), konuşmak(12), yetmek(12),
dilemek(11), durmak(11), sevinmek(11), yatmak(11), takmak(10), utanmak(10), çalışmak(10),
çıkarmak(10), ölmek(10), öldürmek(10), cevaplamak (9), özlemek(9), basmak(8), cevap vermek (8),
kesmek(8), yanmak(8), yayınlamak(8), üzmek(8), alışmak(7), aramak(7), bağışlamak(7), başlamak(7),
bulunmak(7), bırakmak(7), geçirmek(7), hatırlamak(7), kahretmek(7), sıkmak(7), tanımak(7),
vurmak(7), üşümek(7), anlatabilmek(6), dayanmak(6), koymak(6), kullanmak(6), çatlamak(6),
745
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
ilgilenmek(6), içerlemek(6), içmek(6), mecbur olmak(6), açmak(5), ağlamak(5), bağırmak(5),
cevaplamak(5), dellenmek(5), değişmek(5), dönmek(5), ezilmek(5), girmek(5), karışmak(5),
kurtulmak(5), küfretmek(5), kıymak(5), oturmak(5), satmak(5), saymak(5), sıkılmak(5), uydurmak(5),
yalvarmak(5), üzülmek(5), bahsetmek(4), batmak(4), bekletmek(4), delirmek(4), değmek(4),
doymak(4), doğurmak(4), dövmek(4), ermek(4), gecikmek(4), gerekmek(4), gülmek(4), hor
görmek(4), kavuşmak(4), kaybolmak(4), kurtarmak(4), kırmak(4), merak etmek(4), öğrenmek(4),
övünmek(4), sağ olmak(4),
ummak(4), usanmak(4), yazıvermek(4), yürümek(4), yırtmak(4),
aldanmak(3), aldatmak(3), asmak(3), benzetmek(3), beraat etmek(3), beğenmek(3), çalmak(3),
çarpılmak(3), çıldırmak(3), dinlemek(3), dokunmak(3), dövüşmek(3), gebermek(3), işlemek(3),
itelemek(3), kabul etmek(3), kahrolmak(3), karıştırmak(3), katlanmak(3), kaymak(3), kesilmek(3),
kestirmek(3), kopmak(3), kıvanmak(3), ödemek(3), paylamak(3), rica etmek(3), sarmak(3),
sarılmak(3), sayılmak(3), sermek(3), sevdirmek(3), sevişmek(3), söz etmek(3), susmak(3), sürmek(3),
şaşmak(3), tahmin etmek(3), taşımak(3), teşekkür etmek(3), tiksinmek(3), tutulmak(3), uğramak(3),
vazgeçmek(3), verebilmek(3), verilmek(3), yapılmak(3), yaratmak(3), yenmek(3), yitirmek(3),
yitmek(3), yorumlamak(3), açılmak(2), aldırmak(2), anlaşılmak(2), asılmak(2), aydınlanmak(2),
ayıplamak(2), benzemek(2), bitirmek(2), boşalmak(2), boş vermek (2), bozulmak(2), bulaşmak(2),
çakmak(2), çarpmak(2), çatmak(2), çağırmak(2), çevirmek(2), çıkabilmek (2), çözümlemek(2),
davranmak(2), dayatmak(2), dağılmak(2), dağıtmak(2), değiştirmek(2), devam etmek(2), dikmek(2),
durdurmak(2), dökmek(2), düşürmek(2), ele geçirmek(2), ezmek(2), göndermek(2), görünmek(2),
hak etmek(2), hoşlanmak(2), icat(2), inmek(2), itiraf etmek(2), itiraz etmek(2), kaçırmak(2),
kalakalmak(2), kalkmak(2), katlanıvermek(2), katmak(2), kaybetmek(2), kekitmek(2), kılmak (2),
kollamak(2), kötülemek(2), kurban olmak(2), kurmak (2), kurutmak(2), kusmak(2), mesut olmak(2),
neylemek(2), oynamak(2), özür dilemek(2), saçmalamak(2), salmak(2), sorabilmek(2), soymak(2),
sövmek(2), sözünde durmak(2), şaşırtmak(2), takılmak(2), tanışmak(2), tavsiye etmek(1),
temizlemek(2), tercih etmek(2), tükenmek(2), tüketmek(2), ulaşmak(2), umutlanmak(2), uymak(2),
uyumak(2), uzamak(2), uğraşmak(2), vardırmak(2), yadırgamak(2), yakmak(2), yakıştırmak(2),
yapabilmek(2), yaptırmak(2), yaramak(2), yargılamak(2), yazabilmek(2), yaşatmak(2), yeltenmek(2),
yemin etmek(2), yoklamak(2), yormak(2), yüklemek(2), yükselmek(2), yıkamak(2), zorlamak(2),
acılaşmak(1), açıklamak(1), açıvermek(1), adam etmek(1), adamak(1), af dilemek(1), ağırlamak(1),
akletmek(1), alarga geçmek(1), alıkoymak(1), alışabilmek(1), alkışlamak(1), anlayabilmek(1),
anmak(1),
arzulamak(1),
avutabilmek(1),
basamak(1),
aşmak(1),
aydınlatmak(1),
bastırabilmek(1),
atılmak(1),
bağlamak(1),
başarabilmek(1),
atıvermek(1),
avlamak(1),
avunmak(1),
baltalanmak(1),
barındırmak(1),
barışmak(1),
başlatmak(1),
başvurmak(1),
batırmak(1),
becermek(1), belirtmek(1), bellemek(1), berbat etmek(1), bıkmak(1), bildirmek(1), biriktirmek(1),
746
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
bitebilmek(1), bitivermek(1), boğmak(1), boşamak(1), bozmak(1), bozuşmak(1), bulabilmek(1),
bulma(1), burkulmak(1), büyümek(1), büyüyüvermek(1), caymak(1), cesaret etmek(1), cevap
almak(1), cevap yazmak(1), cevaplandırmak(1), çabalamak(1), çabuklaştırmak(1), çaresiz kalmak(1),
çatınmak(1), çekilmek(1), çekivermek(1), çektirmek(1), çıkagelmek(1), çıldırtmak(1), çimdirmek(1),
çocuklaşmak(1), çökmek(1), çözülmek(1), danışmak(1), darılmak(1), defetmek(1), değdirmek(1),
değerlendirebilmek(1), deli etmek(1), delirtmek(1), delmek(1), denemek(1), denmek(1), derlemek(1),
devretmek(1),
deyivermek(1),
doğranmak(1),
donatmak(1),
dinlendirmek(1),
donmak(1),
direnmek(1),
doyamamak(1),
diyebilmek(1),
dönüşmek(1),
doğmak(1),
dövülmek(1),
duyurabilmek(1), düşündürmek(1), düşünebilmek(1), düşünülmek(1), düzelmek(1), düzeltmek(1),
eğmek(1), eklemek(1), ekmek(1), emzirmek(1), esirgemek(1), eskitmek(1), etme(1), ettirmek(1),
evermek(1), evlenmek(1), eylemek(1), eylenmek(1), fark etmek(1), fazlaya kaçmak(1), ferman
etmek(1), fırlatmak(1), fışkırmak(1), geçinmek(1), gelişmek(1), geliştirmek(1), gelivermek(1),
gençleşmek(1), genişlemek(1), gerektirmek(1), germek(1), gevşemek(1), gezilmek(1), gıpta etmek(1),
göstermek(1), götürebilmek(1), göze almak(1), gözlemek(1), gururlanmak(1), güçleşmek(1),
güvenmek(1), haber etmek(1), haber salmak(1), hafifsemek(1), hak kazanmak(1), hakaret etmek(1),
halletmek(1), harap etmek(1), hayallemek(1), hayıflanmak(1), hazır etmek(1), hazırlamak(1), hesap
vermek(1), hırpalamak(1), hızlanmak(1), hor bakmak(1), ıskalamak(1), ıslatmak(1), içirmek(1), iddia
etmek(1), iğrenmek(1), ihmal etmek(1), ileri gitmek(1), iletivermek(1), ilgilendirmek(1), ilişmek(1),
inanabilmek(1), inandırmak(1), incelmek(1), indirmek(1), iptal etmek(1), işleyebilmek(1), itilmek(1),
itmek(1), iyileşmek(1), iyileştirmek(1), izin vermek(1), kabullenmek(1), kaçınmak(1), kahretsin(1),
kaldırmak(1), kandırmak(1), kanıtlamak(1), kanmak(1), kapamak(1), kapatmak(1), kapılmak(1),
kaplamak(1),
karalamak(1),
kaşarlanmak(1),
katılmak(1),
kavurmak(1),
kaydetmek(1),
kesinleşmek(1), kılabilmek(1), kınamak(1), kırılmak(1), kıskanmak(1), kışlamak(1), kıymet vermek(1),
kızdırmak(1), kızılmak(1), kocatmak(1), konmak(1), koparılmak(1), koparmak(1), korkmamak(1),
korkutmak(1), koşmak(1), kovalamak(1), köpürmek(1), kör etmek(1), körelmek(1), kudurmak(1),
kudurtmak(1), kulak vermek(1), kurabilmek(1), küçültmek(1), küsmek(1), mahkum etmek(1),
mahvetmek(1), mecbur etmek(1), merhabalaşmak(1), mızmızlanmak(1), mutlandırmak(1), müsaade
etmek(1), napatmak(1), nefret etmek(1), nispetlenmek(1), nitmek(1), okşamak(1), oluvermek(1),
onarmak(1), oturtmak(1), oturtuvermek(1), öğretmek(1), öğütmek(1), önemsemek(1), önlenmek(1),
örnekleşmek(1), özenmek(1), özlenmek(1), parçalanmak(1), patlamak(1), perişan etmek(1),
pişirmek(1), pullamak(1), rahat etmek(1), rahatlamak(1), rast gelmek(1), rastlamak(1), razı olmak(1),
resmi kaçmak(1), reva görmek(1), saçıvermek(1), saçmak(1), sağmak(1), sağ kalmak (1),
sağlayabilmek(1), sağmak(1),
sakınmak(1),
sararmak(1), sarsılmak(1), savunmak(1),
saklamak(1),
sayabilmek(1),
saklayabilmek(1), salıvermek(1),
sebep olmak(1), selam etmek(1),
747
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
selamlamak(1), serpmek(1), seslenmek(1), sevilmek(1), sevindirmek(1), seyretmek(1), sıçramak(1),
sıyrılmak(1), sızlamak(1), silkinmek(1), silmek(1), soğumak(1), solmak(1),
sonsuzlaşmak(1),
soruvermek(1), sökmek(1), söktürmek(1), sömürtmek(1), söylenmek(1), söyleşmek(1), söz
vermek(1), sunmak(1), susturulmak(1), şakımak(1), şaşırmak(1), şenlendirmek(1), şeref vermek(1),
şımartmak(1), şişirmek(1), şişmek(1), takınılmak(1), takip etmek(1), tamamlamak(1), tamlamak(1),
tanıyabilmek(1), tartışma(1), tarumar etmek(1), tasarlamak(1), taşırmak(1), tepmek(1), terklemek(1),
terslemek(1), teşvik etmek(1), tetik etmek(1), titremek(1), tokatlamak(1), toparlanmak(1),
türemek(1),
uçmak(1),
usandırmak(1),
uçurmak(1),
uslanmak(1),
unutabilmek(1),
ustalaşmak(1),
unutturmak(1),
uyanmak(1),
unutuvermek(1),
uydurulmak(1),
uyuşmak(1),
uyuşturmak(1), uyutmak(1), uzanmak(1), uzatmak(1), ürpermek(1), vaat etmek(1), var olmak(1),
vehmetmek(1), verem olmak (1), veriştirmek(1), vızgelmek(1), vurulmak(1), yağmak(1),
yanaştırabilmek(1),
yanılmak(1),
yapışmak(1),
yarabilmek(1),
yaralamak(1),
yararlanmak(1),
yaratılmak(1), yardım etmek(1), yaşanmak(1), yaşlanmak(1), yatıvermek(1), yayınlanmak(1),
yayınlatmak(1), yaymak(1), yazışmak(1), yedirmek(1), yenebilmek(1), yenilmek(1), yetinmek(1),
yetirmek(1), yetişmek(1), yıkılmak(1), yol göstermek(1), yolmak(1), yorulmak(1), yönelmek(1),
yönetmek(1), yudumlamak(1), yumak(1), yutmak(1), yuvarlamak(1), yüceltmek(1), yükümlemek(1),
zannetmek(1), zarflamak(1), zehirlenmek(1), ziyaret etmek(1).
3.3. Terim Adları
Terim, Türkçe Güncel Sözlükte “bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli
bir kavramı karşılayan kelimelerdir” biçiminde tanımlanmıştır. Ahmed Arif, mektuplarında kendi
işine uygun, özellikle edebiyat ve şiirle ilgili, terimler kullanmıştır. Okurlar, onun mektuplarındaki
terimlerden hangi iş ile meşgul olduğunu rahatlıkla anlayabilirler. Bu terimler ve sıklıkları şöyledir:
Alfabetik Sıralama: abstrait şiir, kompozisyon, mısra, pasaj, pasaj, şiir, biyolojik, dergi, destan,
dörtlük, felsefe, fizik, fizyoloji, gazete, hikâye, kompozisyon, mektup, metafizik, mısra, müzik,
pasaj, psikoloji, psikolojik, resim, sanat, sosyoloji, şair, şiir, türkü.
Sıklık Sıralama: mektup(42), şiir(37),dergi(11), şair(8), mısra(7), destan(3), hikâye(3), resim(3),
gazete(2), kompozisyon(2), müzik(2), pasaj(2), sanat(2), türkü(2), abstrait şiir(1), biyolojik(1),
dörtlük(1), felsefe(1), fizik(1), fizyoloji(1), kompozisyon(1), metafizik(1), mısra(1), pasaj(1),
psikoloji(1), psikolojik(1), sosyoloji(1), şiir(1),
3.4. İkilemeler
İkileme, bir varlığı veya bir eylemi karşılamak üzere bir araya gelen eş görevli iki veya daha çok
kelimenin oluşturduğu söz öbeğidir. Bir araya gelen bu kelimeler biçim ve anlam bakımından
birbiriyle bağlantılıdır (Karaağaç, 2013b: 486). Yinelemelerde temel amaç, sözün anlamını
güçlendirmek veya onu zenginleştirmektir. Ahmed Arif mektuplarında şu ikilemelere yer vermiştir:
748
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Alfabetik Sıralama: ana baba, ara sıra, avurt zavurt, az çok, bağıra bağıra, bir iki, birer ikişer, böyle
böyle, bula bula, çerden çöpten, çın çın, çırıl çıplak, çiğ çiğ, çoluk çocuk, dobra dobra, doğru dürüst,
dört beş, dört dörtlük, durup dururken, dünya dünya, er geç, eş dost, filan filan, gide gide, git gide,
harf harf, haydi haydi, hece hece, hüngür hüngür, ışıl ışıldı, ıvır zıvır, için için, iki üç, kadın erkek,
kana kana, kapı kapı, karı kız, karşı karşıya, kayıtsız şartsız, kendi kendine, kent kent, kış kıyamet,
kolay kolay, paldır küldür, parça parça, pırıl pırıl, pul pul, sağ salim, salına salına, satır satır, sık sık,
sindire sindire, sorgusuz sualsiz, şöyle böyle, şuna buna, şuna buna, şusu busu, tek tek, tepeden
tırnağa, töbe töbe, uzun uzun, üç beş, yavaş yavaş, yüz yüze, zaman zaman.
Sıklık Sıralama: üç beş(4), bir iki(2), doğru dürüst(2), git gide(2), hüngür hüngür (2), karı kız(2),
kayıtsız şartsız(2), kendi kendine (2), tek tek(2), yüz yüze(2), ana baba(1), ara sıra(1), avurt zavurt (1),
az çok(1), bağıra bağıra (1), birer ikişer (1), böyle böyle(1), bula bula(1), çerden çöpten (1), çın çın(1),
çırıl çıplak(1), çiğ çiğ(1), çoluk çocuk(1), dobra dobra(1), dört beş(1), dört dörtlük(1), durup
dururken(1), dünya dünya (1), er geç(1), eş dost (1), filan filan(1), gide gide(1), harf harf(1), haydi
haydi (1),hece hece(1), ışıl ışıldı(1), ıvır zıvır(1), için için(1), iki üç(1), kadın erkek(1), kana kana(1),
kapı kapı(1), karşı karşıya(1), kent kent(1), kış kıyamet(1), kolay kolay(1), paldır küldür(1), parça
parça(1), pırıl pırıl(1), pul pul(1), sağ salim(1), salına salına(1), satır satır (1), sık sık(1), sindire
sindire(1), sorgusuz sualsiz (1), şöyle böyle (1), şuna buna(1), şuna buna (1), şusu busu(1), tepeden
tırnağa(1), töbe töbe(1), uzun uzun(1), yavaş yavaş(1), zaman zaman(1).
3.5. Deyimler
Deyimler, “bireysel ve nedenli olan bir söz dizimi biriminin genelleşip yaygınlaşarak nedenliliğini
yitirmesi ile ortaya çıkan ve tek bir sözlük birimi olarak algılan söz öbekleridir”. (Karaağaç, 2013b:
271-272). Varlığın, durumun, sıfatın veya bir hareketin adı olarak da kullanılabilen deyimler, “kalıp
sözlerin en yaygın türüdür” (Karaağaç, 2013b: 271) ve ait oldukları “toplumun dünya görüşünü,
yaşam biçimini, çevre koşullarını, gelenek, görenek ve inançlarını, önem verdiği varlık ve kavramları,
kısaca maddi ve manevi kültürünü yansıtan, o toplumun düşünme biçimini, hatta nükteli buluşlarını
ortaya koyarlar” (Aksan, 2011: 91). Leylim Leylim mektuplarında Ahmed Arif’in duygularını
yansıtan, onun mektup yazma anındaki içsel dünyasını gösteren deyimler sıkça kullanılmıştır: “deli
divane olmak, destan yazmak, göze almak, gözlerinde büyümek, yüreği hop hop etmek” vb.
Mektuplarda bulunan deyimler ve onların sıklıkları şöyledir:
Alfabetik Sıralama: ağzına kilit vurmak, ağzını sıkı tutmak, ağzının payını almak, akıl vermek,
aklına yatmak, bağrına taş basmak, başını döndürmek, başını kaşıyacak vakti olmamak, bel vermek,
bir kuzudan iki post çokarmak, boyunun ölçüsünü almak, bulunmaz hint kumaşı değil, burnu
Kafdağı’nda olmak, burnunun dibi, burun sokmak, çene çalmak, dalga geçmek, deli divane olmak,
deli olmak, destan yazmak, dikine gitmek, dize gelmek, eli kalem tutmak, elinden geleni yapmak,
749
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
elinin altında olmak, göze almak, gözlerinde büyümek, hayırlı olmak, hayrı dokunmak, hor bakmak,
hor görmek, hora geçmek, ipe sapa gelmemek, ipe un sermek, iple çekmek, kazık yemek, kulak
asmak, kuzu gibi, ocağına düşmek, öldü mü kaldı mı, ömrü bol olmak, önünde diz çökmek, örsteki
demir gibi dövülmek, sabrını taşırmak, sayıp dökmek, sıkıntıdan patlamak, sırtında taş taşımak, şad
etmek, şükür süpürgesi değmemek, tüyleri diken diken olmak, umudu kesmemek, yerden alıp gökte
yemek, yüreği hop hop etmek.
Sıklık Sıralama: ağzına kilit vurmak (1), ağzını sıkı tutmak (1), ağzının payını almak(1), akıl vermek
(1), aklına yatmak (1), bağrına taş basmak (1),başını döndürmek (1), başını kaşıyacak vakti olmamak
(1), bel vermek(1), bir kuzudan iki post çokarmak(1), boyunun ölçüsünü almak (1), bulunmaz Hint
kumaşı değil (1), burnu Kafdağı’nda olmak (1), burnunun dibi (1), burun sokmak (1), çene çalmak
(1), dalga geçmek (1), deli divane olmak(1), deli olmak(1), destan yazmak (1), dikine gitmek (1), dize
gelmek (1), eli kalem tutmak (1), elinden geleni yapmak (1),elinin altında olmak (1), göze almak(1),
gözlerinde büyümek(1), hayırlı olmak(1), hayrı dokunmak (1), hor bakmak (1), hor görmek (1), hora
geçmek (1), ipe sapa gelmemek (1), ipe un sermek (1), iple çekmek (1), kazık yemek (1), kulak asmak
(1), kuzu gibi(1), ocağına düşmek (1), öldü mü kaldı mı(1), ömrü bol olmak(1), önünde diz
çökmek(1), örsteki demir gibi dövülmek (1), sabrını taşırmak (1), sayıp dökmek (1), sıkıntıdan
patlamak(1), sırtında taş taşımak(1), şad etmek (1), şükür süpürgesi değmemek (1), tüyleri diken
diken olmak(1), umudu kesmemek(1), yerden alıp gökte yemek(1), yüreği hop hop etmek(1).
3.6. Yazara veya Yaşadığı Yöreye Özgü Sözler
Ahmed Arif, yazdığın metinlerin türünden veya yazdıklarının sadece bir kişi (Leyle Erbil) tarafından
okunacağını düşündüğünden olsa gerek çoğu zaman, özellikle fiil çekimlerinde, standart Türkçenin
dışına çıkmıştır. Yine mektuplarda geçen yöresel kalıp sözler, yiyecek adları ve bazı Kürtçe
ifadelerden yapılarda yazarın bireysel söylemini ve dil alışkanlıklarını görmek mümkün olmuştur.
Mektuplarda bu kavram alanında değerlendirilebilecek söz birimleri şunlardır:
Alfabetik Sıralama: acep, bacış, bakiyim, bastık, bencileyin, bıçkılanmış dal gibi ayrı düşmek,
bulucan, çatlıycan, dellenmek, demincek, dırnak, diycek, diyceksin, diycem, e mi, edemiycem,
eyicene, gına, hayallemek, he mi vallah he mi billah, he mi,herhal, kadalar beni alsın, kadan alım
başan dönüm vah kezap, kadan alım, kekitmek, kerte, kız kısmı, köpük sucuğu, kurban başan,
kurban ederem, mazgalların zemzemelerin, memed, ne idüği belli, nettin, neylemek, nicesin, nidelim,
nispetlenmek, nitmek,nuska, olamıycan, olucan, öperem, örnekleşmek, öskemişem, pişman değilem,
Safo, sak (Kürtçe dal), seni görüm, sütlü barut rengi, şıppıdak, terklemek, usantı, üşütüp etmeyin,
vızgelmek, yapıcan, yaşıycaz, yazamıycak, yükümlemek, zalım.
Sıklık Sıralama: herhal(9), dellenmek(5), acep(3), dellenmek(3), yapıcan(3), gayrı(2), kekitmek(2),
neylemek(2), nicesin(2), nidelim(2),bacış(1), bakiyim(1), bastık (1), bencileyin(1),bıçkılanmış dal gibi
750
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
ayrı düşmek (1),bulucan(1), çatlıycan(1), demincek(1), dırnak(1), diycek(1), diyceksin(1), diycem(1), e
mi(1), edemiycem(1), eyicene(1), gına(1),hayallemek(1), he mi vallah he mi billah(1), he mi(1),
kadalar beni alsın(1), kadan alım başan dönüm vah kezap(1), kadan alım(1), kerte(1), kız kısmı(1),
köpük sucuğu(1), kurban başan(1), kurban ederem(1), mazgalların zemzemelerin(1), memed(1), ne
idüği belli(1), nettin(1),nispetlenmek(1), nitmek(1),nuska(1), olamıycan(1), olucan(1), öperem(1),
örnekleşmek(1), öskemişem(1), pişman değilem(1), Safo(1), sak (kürtçe dal) (1), seni görüm(1), sütlü
barut rengi(1), şıppıdak(1), terklemek(1), usantı(1), üşütüp etmeyin(1), vızgelmek(1), yaşıycaz(1),
yazamıycak(1), yükümlemek(1), zalım(1).
3.7. Argo
Argo, “bir toplumun bütün birey veya sosyal topluluklarında görülebilecek bir tavrın, sosyal yapı
karşısındaki bir duruşun dilidir” (Karaağaç, 2013b: 476). Ahmed Arif, Leyla Erbil’e olan aşktan
istediği sonucu alamadığı için kendi durumunu (kaşarlandım vb.), kızgınlığını (basarım kalayı vb.)
veya bu aşkla ilişkilendirilebilecek diğer kişileri (evlenme dalgan vb.) çoğu zaman argo sözcüklerle
anlatmıştır. Mektuplarda var olan argo söz varlığına ait unsurlar şunlardır:
Alfabetik Sıralama: ağız dolusu kalay basmak, amma da kıyak, astın bizi, basarım kalayı, caka
satmak, dümen çevirmek, enayiliğine doymamak, evlenme dalgan, gebermek, geberteceğim, haydi
yallah, herif, herifi çarptın, höst oradan, iyi halt ettin, kaşarlandım, kızı kafeslemek, nalları dikmek,
sarsak, selam çakmak, tornadan geçirmek, tüyüp yitti, ulan, vay anasına, yontulucam.
Sıklık Sıralama: ulan (9), ağız dolusu kalay basmak(1), amma da kıyak(1), astın bizi(1), basarım
kalayı(1), caka satmak(1),dümen çevirmek(1), enayiliğine doymamak(1), evlenme dalgan(1),
gebermek(1), geberteceğim(1), haydi yallah(1), herif(1), herifi çarptın(1), höst oradan(1), iyi halt
ettin(1), kaşarlandım(1), kızı kafeslemek(1), nalları dikmek(1), sarsak(1), selam çakmak(1), tornadan
geçirmek(1), tüyüp yitti(1), vay anasına(1), yontulucam(1).
3.8. Sövgü Sözleri
Sövgü, toplumun inancını, yaşantısını, adet ve geleneklerini aşağılayıcı, çoğu zaman da cinsellik,
pislik gibi hoş görülmeyen sözcüklerle bunları ilişkilendiren dil yapılarıdır. “Günlük dilin birçok tabu
sözleri, bilhassa da, gizli düşmanlık, karşı çıkma, umutsuzluk gibi duygular ifade eden, açık saçık ve
yasaklı sözlerle gerçekleştirilen” (Karaağaç, 2013a: 548) bir kullanım biçimidir. Ahmed Arif, Leyla
Erbil’e olan aşkında aciz kaldığı durumlar, sitemleri, birilerine karşı söyleyemediği karşı çıkışları için
sıkça sövgü sözlerine sıkça başvurmuştur. Mektuplarda bu kavram alanına giren sözler ve sıklıkları
şunlardır:
Alfabetik Sıralama:
a..s.keceğim, ağzına sıç .rım, aptal, bi bok bildiğim yok, bir bok değilim, bir bok, bir boklar yerim,
bir bokluk mu var, bok, bok etti, bok makinesi, bok soyu, bok temeğe, bok yediğim, bok yemem,
751
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
bok yoluna gitmek, boku yediğimin resmidir, dininden imanından başlarım, domuz, dürzü, eşek
gibi, hassiktir lan, hergele, hergelelik, hiçbir bok değilim, i..lerden, i…ler, ibne, it hali, it yese
kudurur, it, kahbe harcı, kahpe, kıçımdan ayrılmıyorlar, ne bok yerim o boku yese, ne bok, o boku
yiycen, o…döllüğü, orospu, ödleri boklarına karışmak, puşt, puştça, puştluk, s..mışlar a..sını, s..tir et
anasını, s.ktirçekme, s.ktirici, si..im, si.lemem, siktir et, tefe gerilemeyen götünü davula germe, ulan
serseri, yalaklar, yandın gavur a.. gibi, yenen boklar.
Sıklık Sıralama: siktir et(7), bok(3), s.ktirici(3), hassiktir lan(2), hergele(2), puştluk(2),
a..s.keceğim(1), ağzına sıç .rım(1), aptal(1), bi bok bildiğim yok(1), bir bok değilim(1), bir bok(1), bir
boklar yerim(1), bir bokluk mu var(1), bok etti(1), bok makinesi(1),bok soyu(1), bok temeğe(1),bok
yediğim(1), bok yemem(1), bok yoluna gitmek(1), bok(1), boku yediğimin resmidir(1), dininden
imanından
başlarım(1),
domuz(1),
dürzü(1),
eşek
gibi(1),
hergelelik(1),
hiçbir
bok
değilim(1),i..lerden(1), ibne(1), i…ler(1), it hali(1), it yese kudurur(1), it(1), kahbe harcı(1), kahpe(1),
kıçımdan ayrılmıyorlar(1), ne bok , bir bok (1), ne bok yerim(1), o boku yese(1), o boku yiycen(1),
o…döllüğü(1), orospu (1), ödleri boklarına karışmak(1), puşt(1), puştça(1), s..mışlar a..sını(1), s..tir et
anasını(1), s.ktir çekme(1), si..im (1), si.lemem(1), tefe gerilemeyen götünü davula germe(1), ulan
serseri(1), yalaklar(1), yandın gavur a.. gibi(1), yenen boklar(1).
4. Sonuç Ve Öneriler
Ahmed Arif, “Toplumcu Gerçekçi Şairler” veya “1940 Kuşağı” diye bilinen sanatçılardan biridir.
Diyarbakırlıdır. Eselerindeki coşkulu ve romantik söylem sayesinde döneminin en etkin şairlerinden
biri olmuştur. Leyla Erbil, Türk edebiyatının saygın kadın yazarlarından biridir. Ahmed Arif ile
tanıştığında 20’li yaşlarında idi ve daha önce evlenip boşanmıştı. Ancak Ahmed Arif’in aşkına
karşılık vermemiş, Mehmet Erbil ile evlenmiştir. Bu evlilik Ahmed Arif’i derinden etkilenmiş ama
aşkını haykırmasına, uzun yıllar Leyla Erbil’e mektuplar yazmasına engel olamamıştır. Şair aşkını,
çoğunluğunu 1954-1959 yılları olmak üzere 1977’ye kadar Leyla Erbil’e mektuplar yazmış, aşkını ve
yaşadıklarını anlatmıştır. Bu mektuplar, “sadece aşkı değil dönemin entelektüel ortamını, yayıncılık
dünyasını, Ahmed Arif’in sürgün günlerini ve yaşadığı siyasi baskıyı” (Avcı, 2013) gösteren önemli
tarihi vesikalardır.
Ahmed Arif ile Leyla Erbil arasındaki ilişki, daha çok Ahmed Arif merkezlidir. Çünkü 31 Aralık
1956 tarihli mektupta, Leyla Erbil’in Ahmed Arif’e hiçbir zaman duygusal anlamda bir karşılık
vermediği görülmektedir. Ama durumu tek taraflı bir aşk olarak görmek de Ahmed Arif’in
duygularını küçümsemek anlamına gelir. O, Leyla Erbil’e hastalık derecesinde tutkundur. Bu yüzden
onun duyguları âşıktan da ötedir. Leyla Erbil, onun hayatının en anlamlı parçasıdır. Onu hayata
bağlayan en önemli güçtür. “Canım Leylam” diye başlayan tarihsiz bir mektubunda şu sözler
752
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yüklediği anlamı göstermesi bakımından önemlidir: “Seni sevmek,
çekip alıyor, kurtarıyor beni. Bağıra bağıra dağlara taşlara vurup, seni sevmenin korkunç yeterliğini
anlatmalıyım bu aptallara” (Arif, 2012: 158). Böyle bir sevgi Leyla Erbil’i Ahmed Arif’in gözünde
“hanım, dost, kardeş, kız, peygamber”, hatta “Tanrı” yapmıştır. Bu yüzden mektuplarının çoğunu
“Kulun” imzasıyla göndermiştir. En büyük arzusu da bu kulluğa karşılık bulabilmektir. Mektuplarda
“Yaz, yaz, yaz işte!” ısrarlarının ve “yazmak” ile ilgili sözcüklerin sayıca fazla (Yazmak fiili 99 kez
tekrar edilmiştir.) olmasının nedeni budur. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda Ahmed
Arif’in mektupları, büyük bir hastalığın inlemeleri veya feryatları olarak adlandırılabilir. Bu yüzden
çalışmaya “Bir Şairin Aşk İniltileri” adı verilmiştir.
Ahmed Arif’in mektuplarındaki söz varlığına ait sayısal veriler ve bunların grafiksel dağılımı şöyledir:
LEYLIM LEYLIM MEKTUPLARıNıN SÖZ VARLıĞı
Fiiler; 642; 41%
İkilemeler; 65; 4%
Deyimler; 53; 4%
Yerel Söylemler; 63;
4%
Argo Sözleri; 25; 2%
Terimler; 30; 2%
Küfürler; 53; 3%
İsimler; 624; 40%
Ahmed Arif’in yazdığı mektuplarda fiillerin önemli bir yeri vardır. Toplam söz varlığının %41’i
fiillerden oluşur. Çünkü yazar, Leyla Erbil ile konuşuyormuşçasına yazmıştır. Cümlelerinin çoğu
devriktir ve içinde birden fazla fiil bulunur. Hatta “Oturdum, okşadım, sevdim taşı” (Arif, 2012:
105) cümlesinde olduğu gibi bazı yerlerde üç dört fiili arka arkaya kullanmıştır.
Ahmed Arif’in söz varlığında fiillerin sayısı kadar çekimi de önemlidir. “Bakiyim, bulucan, çatlıycan,
diycek, diyceksin, diycem, kurban ederem, yaşıycaz, yazamıycak” örneklerinde görüldüğü gibi yazar,
çoğu fiili alışkın olduğu biçimde çekimlemiş ve yazı dilinin standart kurallarına uymamıştır. Bu
biçimdeki kullanımları, yazarın bulunduğu bölgeye özgü, yerel söz varlığı unsurları olarak
değerlendirilmiştir. Ancak Ahmed Arif’in bölgesine özgü söz varlığı fiillerin çekimi ile sınırlı değildir.
“Kadan alım başan dönüm vah kezap, kadan alım, kerte, öskemişem, şıppıdak” gibi kullanımlar,
bastık, köpük sucuğu, nuska gibi yöresel yiyecek adları ile “sak” (Kürtçe dal) gibi yazarın ana diline
ait sözcük ve söz grupları da bu kavram alanında değerlendirilmiştir.
Ahmed Arif’in mektuplarındaki söz varlığının yüzde 40’ı isimlerden oluşmuştur. Bu isimler arasında
insan adlarının önemli bir yeri vardır. Bu adlarda, mektupların yazılma nedeni olan Leyla Erbil’in adı
veya onun yerine kullanılan sevgi sözcükleri en sık kullanılan isimlerdir. Örneğin Leyla 39, Leylim
12, Leylam 2 kez kullanılmıştır. Yazarın duygusal alınmalarını yansıtan Erbil Hanfendi ve Erbil
753
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Hanım sözleri ise birer kez kullanılmıştır. Ayrıca Pir Sultan, Seyit Nesimi, Sokrates gibi Ahmed
Arif’in kültür ve inanç dünyasını yansıtan kişi isimleri de mektuplarda yazılmıştır.
İsimler arasında kişi adlarından başka insan bedeni ile ilgili sözcüklerin sık kullanıldığı görülmüştür.
Bu sözcüklerden göz 40, el 39, yüz 24, baş 17 kez tekrar edilmiştir ki bu da eserin tüm sözcükleri
göz önünde bulundurulduğunda yüksek bir yineleme sayısı demektir.
Mektuplarda özellikle aile kavramına ait sözcükler de önemli bir yer tutmuştur. Ana 19 ve anne 16
olmak üzere ailenin en önemli bireyi olan “anne” sözcüğü toplam 35 kez tekrar edilmiştir. Bunun
yanında baba, kardeş, çocuk gibi sözcüklerin de sıklığı yüksek değerdedir.
Kurum adları genellikle var olmayan, hayali kurumlara aittir: “Kuzlayacak Hanımları Koruma
Derneği, Hizmetçi Bulma Kurulu” gibi. Buradaki “kuzlamak” fiilini yazar, argo/sokak dilindeki
anlamı ile kullanmıştır. Çünkü Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğünde kuzlamak, “hayvanların
yavrulaması, tavukların yumurtlaması, insanların doğurması (aşağılama için)” anlamındadır.
“Bıçkılanmış dal gibi ayrı düşmek, sütlü barut rengi” gibi alışılmadık bağdaştırmalar yazarın
oluşturduğu ve anlatımı somutlaştıran önemli ifadelerdir. Bu tür kullanımlar mektuplardaki dili şiire
yaklaştıran unsurlardır. Bunlar, mektupların bir şair tarafından yazılmış olmasının da sonuçlarıdır.
Leylim Leylim mektuplarında deyim, atasözü ve diğer kalıp sözlerin çok sayıda kullanıldığı tespit
edilmiştir. Özellikle argo ve sözgü sözleri mektuplarda azımsanmayacak ölçüde yer aldığı
görülmüştür. Argo ve sövgü sözleri toplam söz varlığının yaklaşık %5’i kadardır. Bu oran sevgiliye
yazılan metinler için oldukça yüksektir.
Bu mektuplardaki söz varlığı incelendiğinde mektupların zengin dil malzemesine sahip olduğu
görülmüştür. Bu malzeme dilciler için, anlatılanlar tarihçiler ve özellikle edebiyat tarihçileri için
önemli bilgiler içermektedir. Örneğin bu mektuplarda Ahmed Arif, yazdığı şiir kitabını Leyla Erbil’e
adadığını ve kitabın adının Leyla Erbil tarafından “Uy Havar” veya “Suskun” olarak konulmasını
istediğini yazmıştır. Yine “Kürdün Gelini” isimli bir roman yazdığını ama daha sonra bu romanı çok
trajik bularak yayımlamaktan vazgeçtiğini, yazdıklarını da yırtıp attığını da anlatmıştır. Bu bulgular
edebiyat tarihçileri için önemlidir. Tarihçiler açısından da yakın dönemin yayıncılık faaliyetleri ve
uygulanan sansürlerin anlatıldığı kısımlar değerlidir. Şair, özellikle Yeni Ufuklar, Forum gibi dergileri
sık sık yaptıkları yayıncılık ve yazarlara uyguladıkları baskı ve sansürden dolayı eleştirmiştir. Bu
yüzden Leylim Leylim eserinin edebiyat tarihi ve yakın tarih araştırmacıları tarafından incelenmesi ve
sahip olduğu bilgilerin bu bilim dallarınca da işlenmesi gerekir.
Kısaca, Ahmed Arif’in mektuplarında bulunan sözler onun hayatı algılayış biçimini, ruh dünyasını,
olaylar karşısındaki tutumunu yansıtacak biçimde kullanılmıştır. Bu sözlerden yazarın hassas ve
kırılgan ruhunu, direnişçi, savaşçı bazen de vurdumduymaz halini okumak mümkündür.
754
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
5. Kaynakça
5.1. Matbu Eserler Kaynakçası
AKSAN, D. (2011). Türkçenin Gücü. Ankara: Bilgi Yayınevi.
ARİF, A. (2012). Leylim Leylim (Ahmed Arif'ten Leylâ Erbil'e Mektuplar), İstanbul: İş Bankası Kültür
Yayınları.
AVCI, Ü. (2013). “Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar”, HT Gazete (13 Kasım)
http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/894046-ahmet-ariften-leyla-erbilemektuplar (Erişim Tarihi: 15.11.2014).
ÇELİK, Y. (2010). “1940 Kuşağı Toplumcu Şairleri Ve Halk Şiiri”, Millî Folklor, 87, 78-83.
DOĞAN, E. (2011). “Türkiye Türkçesinde Cinsiyet Kategorisinin İzleri”, Uluslararası Sosyal
Araştırmalar
Dergisi,
(4)
17,
89-98.
http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt4/sayi17pdf/1diledebiyat/dogan_enfel.pdf (Erişim
Tarihi: 13.02.2015).
ERGİN, M. (1998). Türk Dil Bilgisi, İstanbul: Bayrak Basım/Yayım/Tanıtım.
GÜLENDAM, R. (2010). “Siyaseti Şiirde Yaşamak: Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında
Sosyalist Şiir”, Turkish Studies, 5/2, 213-280.
HENGİRMEN, M. (1999). Dilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Engin Yayınevi.
KARAAĞAÇ, G. (2013a). Anlam Bilimi ve İletişim. İstanbul: Kesit Yayınları.
KARAAĞAÇ, G. (2013b). Dil Bilimi Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
KAPLAN, M. (1984). “Ahmet Arif: Karanfil Sokağı”, Şiir Tahlilleri II / Cumhuriyet Devri Türk Şiiri,
İstanbul: Dergâh Yayınları.
KORKMAZ, Z. (2007). Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
KURT, Y. (1993). “Sivas Sancağında Kişi Adları”, OTAM, 4, 223-290.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/821/10428.pdf (Erişim Tarihi: 12.02.2015).
KURUDAYIOĞLU, M.- KARADAĞ, Ö. (2005), “Kelime Hazinesi Çalışmaları Açısından Kelime
Kavramı Üzerine Bir Değerlendirme”, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, (25) 2, 293-307.
UZUN, Nadir Engin (2004), Dilbilgisinin Temel Kavramları, İstanbul: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi.
ÜLKÜ, R. (2013). “Leyla Erbil Güzellemesi”, Radikal Blog, http://blog.radikal.com.tr/kultur-vesanat/leyla-erbil-guzellemesi-30349 (15.11.2014).
YÜKSEL, T. (2005). Dilbilgisi Kavramları Sözlüğü, İstanbul: Uyanış Yayınevi.
5.2. İnternet Kaynakçası
http://www.cokbilgi.com/yazi/temel-soz-varliginin-onemi/ (Erişim Tarihi: 16.12.2014).
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,80330/nazim-hikmetten-sonra-toplumcu-gercekcisairler.html (Erişim Tarihi: 15.11.2014).
http://www.siir.gen.tr/siir/a/ahmed_arif/ahmed_arif.htm (Erişim Tarihi: 15.11.2014).
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.54ae2551abbcd
9.47695027 (Erişim Tarihi: 07.01.2015).
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.55107d000
795c9.45707240 (Erişim Tarihi: 23.03.2015).
755
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Extended English Abstract
Ahmed Arif is one of the authors known as the “Socialist Realistic Poets” or the “1940 Generation”. He
is from Diyarbakır. He was one of the most influential poets of those times with his enthusiastic
and romantic rhetoric.
Leyla Erbil is one of the respectable woman writers of the Turkish Literature. When she met
Ahmed Arif, she was in her 20s, and was divorced. However, she did not respond to Ahmed Arif’s
love and married Mehmet Erbil. This marriage affected Ahmed Arif deeply; however, did not
prevent him from crying his love and sending letters to Leyla Erbil for long years.
The author write letters to Leyla Erbil mostly between the years 1954 and 1959, until 1977, and told
her what he had been going through. Leyla Erbil wanted to publish the letters in her late years, and
asked for permission from the son of Ahmed Arif, Filinta Önal, and started preparations. However,
she passed away before she could see the book completed. In his letters, Ahmed Arif told not only
his love but also the environment he lived in, the intellectual world of the era, his exiles and the
difficulties he experienced. For this reason, the rich language materials in the letters are important
for the linguists, and the events told are important for the historians especially for the historians of
literature. For example, Ahmed Arif wrote in his letters that he devoted his poetry book to Leyla
Erbil and wanted her to name the book as “Uy Havar” or as “Suskun”. Again, he stated that he
wrote a novel with the name “Kürt Gelin”, but then he found it very tragic and therefore cancelled
the publishing and tore his writings throwing them away. For the historians, the parts in which the
publication work in near history and the censorship are told are important. The author frequently
criticized the magazines like Yeni Ufuklar and Forum for their pressure on the authors, the
censorship and for their publication styles.
In this study, the language of the letters has been examined in terms of the vocabulary. The findings
have been classified according to the basic vocabulary, verbs, terms, phrases, reduplications, slang,
curses, and discourse that is specific to the author, etc. In this classification, the vocabulary unit has
been considered as a semantic unit, and the phrases and the compound words have been handled
as separate units. In addition, the prepositions, conjunctions and exclamations, which do not have
independent meanings, have been excluded from the classification.
The vocabulary elements in the letters have been written firstly according to the alphabetical order
and then according to their frequency. The units with the same frequencies have been written in
alphabetical order among them thus making it easier to follow. By doing so, which language
elements the author has used has been revealed instead of determining only the language elements.
In the conclusion part, the data obtained has been explained by using numerical explanations, and
the language elements that constituted the works have been evaluated.
In the scope of this study, it has been revealed that the relation between Ahmed Arif and Leyla
Erbil is mainly Ahmed Arif-centered. Because in the letter dated December 31, 1956, it is
understood that Leyla Erbil never answered Ahmed Arif in emotional sense. However seeing the
situation as a ‘unilateral’ love means belittling the emotions of Ahmed Arif. Because Ahmed Arif
loves Leyla Erbil in a level that resembles an emotional sickness. His feelings for her are beyond an
ordinary lover’s. He saw Leyla Erbil as the most meaningful part of his life and as the only factor
that connected him to life. He adopted his beloved lady as a “wife, friend, sister, daughter, and
messenger” and sometimes as the “lord”. For this reason, he sent most of his letters with the
signature “Your servant”. His greatest desire was finding a response for this great love. This is the
reason for the insistence in his letters like “Write, write, come on, write!” and the number of words
related with “writing” being more. When all these elements are considered, the letters of Ahmed
Arif may be called as the moaning or cries of a great sickness. For this reason, the study has been
called as “The Love Moaning of a Poet”. When the vocabulary of the letters of Ahmed Arif has been
classified, it has been observed that the verbs have an important place. 41% of the total vocabulary
consists of verbs. The reason for this is that the author has written his letters as if he were talking to
756
Baskın, S. (2015). Bir şairin aşk iniltileri: Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e mektupların söz varlığı. International Journal of
Human Sciences, 12(2), 729-756. doi:10.14687/ijhs.v12i2.3249
Leyla Erbil. Most of the sentences are inverted and there are more than one verbs in them.
Sometimes even there are three or four verbs following each other like in the sentence “I sat,
caressed and loved the stone” (Arif, 2012: 105). The conjugation of verbs is as important as the
number of the verbs in the vocabulary of Ahmed Arif. He conjugated most of the verbs as he was
used to, and did not obey the standard rules of the written literature. It is possible to associate his
use of language in this style with the local vocabulary elements of the region he lived in. Again, the
local language structures and phrases, names of food and some Kurdish statements are evaluated as
“the elements of local language used by the author”.
40% of the vocabulary in the letters of Ahmed Arif consist of names. Among these names, names
of other people, especially the name Leyla Erbil is frequently used. The word ‘Leyla’ is used for 39
times, ‘Leylim’ is used for 12 times, and ‘Leylam’ was used for twice. The words that reflected the
resentments of the author like “Erbil Lady” and “The lady Erbil” were used once. In addition, the
names like Pir Sultan, Seyit Nesimi, Socrates, which reflected the beliefs of Ahmed Arif were
mentioned in the letters. Among the names, the words related with the body of human beings also
attract attention. The word ‘eye’ was repeated for 40 times, “hands” for 39 times, ‘face’ 24 times, and
‘head’ for 17 times. The words related with the family concept also have an important place in the
letters. The word ‘mom’ is used for 19 times, and the word ‘mother’ is used for 16 times. Besides this,
the frequency of the words like father, brother/sister, and children is more. Phrases, proverbs and
other language structures were used much in the letters named “Leylim Ley”. In addition, it is also
observed that there are slang and swearwords in a great frequency that cannot be underestimated.
The slang and swearwords are about 5% of the total vocabulary. This ratio is extremely high for
letters that are written to a beloved one. In conclusion, the vocabulary in the letters of Ahmed Arif
has the richness that may reflect his perception of life, his spiritual world, and his attitude when
faced with events. It is possible to read the sensitive, fragile, resistant, warrior and sometimes the
indifferent mood of the author from his words.