09:00 - 20:00
OfisAy Palas Rezidans Hoşnudiye Mahallesi 732. Sokak N: 34 D: 37 Tepebaşı / ESKİŞEHİR
Bizi Takip Edin

Sigaranın Psikolojik Etkileri ve Psikolojiye Zararları

Dünyada ve ülkemizde oldukça yaygın davranışlardan biri olan ve her gün sıkça rastladığımız davranışlardan bir tanesi de sigara içme davranışıdır. Bazı insanlar alışkanlık, bazıları can sıkıntısı, kimisi hayat şartlarının getirdiği zorluklar, kimisi de bir bağımlılık sebebiyle sigaraya başlamıştır. Sağlığa hiçbir faydası olmayan ve hatta zararı çok ciddi boyutlara kadar ulaşabilen bu davranışı durdurmak nedense insanlara zor ve imkânsız gelmektedir.

Sigara kullanımı, çok yaygın bir bağımlılık çeşidi olmasının yanında sigara ve dumanında bulunan maddelerin insan sağlığı üzerine yaptığı olumsuz etkilerinden dolayı dünyanın ve ülkemizin en önemli önlenebilir halk sağlığı sorunlarından biridir.

Sigara içme davranışı eski tarihten beri insanların hayatlarında yer edinmiştir. Kişiler sigara içmese bile etraflarındaki insanların tütün dumanlarından etkilenmekte ve dolaylı olarak da sigarayı hayatlarına dâhil etmektedirler. Sigara içme davranışı, sonradan kazanılan bir alışkanlık olarak insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle ülkemizin ve hatta bütün dünyanın önemli toplumsal sorunlarından biridir. İnsanlar, dünyaya sigara bağımlısı olarak gelmezler fakat gerek insanların kişisel özellikleri gerekse içinde yaşadıkları sosyal çevre, sigara alışkanlığının kazanılmasında destekleyici ya da önleyici bir ortam oluşturur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her gün en az bir kere sigara içen kişileri sigara bağımlısı olarak tanımlamakta; sigarayı en yaygın ve en salgın kullanılan madde olarak ifade etmektedir. DSÖ verilerine göre, sigara hala ikinci büyük ölüm nedenidir.

Ülkemizde ve dünyada tütünün en sık kullanım şeklinin ise sigara olduğu görülmektedir. Sigaranın içinde bulunan nikotin miktarı ortalama 0.5 mg’dır.

Nikotin, beyindeki nikotinik asetilkolin reseptörlerini etkiler ve dopamin salınımını uyarır. Sigarayı bırakma, diğer sağlık arttırıcı davranışlar gibi, düşünme öncesi, düşünme, hazırlık, harekete geçme ve sürdürme aşamaları olmak üzere beş aşamalıdır.

Sigara içenlerin büyük bir çoğunluğu sigaranın zararlarından haberdar olsa da sigara içimi hala ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sigara dumanı ile vücuda alınan nikotin sinir sitemini etkileyerek uyanık kalma, rahatlama, dikkati toplama, keyif almaya yol açmaktadır. Bu etkiler, sigara kullanımını pekiştirerek, bireylerin sigara kullanmayı sürdürmesine ve sigara bağımlısı olmasına neden olmaktadır.

Sigara kullanıcılarının kullandıkları maddenin fizyolojik, biyolojik ve psikolojik zararlarından haberdar oldukları halde hala kullanıyor olmaları durumunun, kullandıkları sigaranın içindeki nikotin maddesine olan bağımlılığın oluşmasından kaynaklı olabileceği de düşünülmektedir.

Günümüzde madde kullanımı birçok hastalığa sebebiyet vermektedir. Kişilerin bu gerçeği bile bile madde kullanımına yönelmeleri hiç şüphe yoktur ki bazı psikolojik durumların var olduğunu göstermektedir. Sigara kullanımı da bir madde kullanımı olduğu için sigara içme davranışının da bir takım psikolojik durumlar ile ilişkili olabileceği düşünülebilir. Sigara içme özellikle nedenleri açısından önemli bir psikososyal sorundur. Sigara içme veya dumanının inhalasyonu zamanla kişide kuvvetli psişik ve zayıf fiziksel bağımlılık oluşturur.

 

Ülkemizde Sigara Kullanım Oranları

Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın (2012) yaptığı araştırmaya göre ülkemizde on beş yaş ve üzeri yetişkinlerin 2008 yılında %31.3’ü her gün veya ara sıra tütün mamullerini kullanmakta iken, 2012 yılında bu oran yaklaşık olarak %27’ye düşmüştür. Tütün kullanımı erkeklerde %44.4, kadınlarda ise %13.1’dir. Sigara içenlerin (halen sigara içenler veya son 12 ayda sigarayı bırakmış olanlar) %44.8’i son 12 ay içinde sigarayı bırakmayı denemişlerdir fakat bu kişilerin sadece %15.8’i sigarayı bırakmayı başarmıştır. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) verilerine göre 2008 yılında 107 milyar 858 milyon olan sigara tüketimi 2014 yılına gelindiğinde 94 milyar 681 milyona inmiştir.

Gelişmiş ülkelerde tütün tüketimi hızla düşerken, Türkiye de bu oran son 20 yılda %80 artış göstermiştir.

2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 15-49 yaş grubu kadınlarda sigara içme oranının eğitim durumuyla önemli düzeyde değiştiğini de göstermektedir.

 

Sigara Kullanımını Etkileyen Faktörler

Sigaranın psikolojik etkileri 1

Sigara kullanmaya başlamada ve sigara bağımlılığının oluşmasında psikolojik nedenlerin önemli bir rolü vardır. Sigara, genellikle ergenlik döneminde kullanılmaya başlanmaktadır.

Bu dönemde sigaraya başlamayı etkileyen nedenler arasında merak, özenti, akran baskısı, sosyal kabul görme, bağımlı kişilik özelliği, stresle baş etmede yetersizlik, özgüven azlığı, hayır diyememe, çeşitli kişilik bozuklukları ve ruhsal sorunların etkili olduğu bildirilmektedir.

Sigara içme davranışı üzerinde etkili olan değişkenlerden bir diğeri ise öz yeterlilik kavramıdır. Öz yeterlilik; davranışların oluşmasında etkili olan bir nitelik olarak ve bireylerin belirli bir davranışı göstermek için gerekli olan eylemleri bir araya getirip en iyi şekilde gerçekleştirebilme durumu sonucunda kendisine olan güvenidir.

Öz yeterlilik inançları güçlü olan bireylerin sigara içme eğilimleri düşükken, öz yeterlilik inancı düşük olan bireylerin daha çok sigara içme eğilimleri gözlenmiştir.

Sigara içme davranışı üzerinde etkisinin olduğu düşünülen diğer bir değişken ise algılanan strestir. Gündelik hayatta dilimizdeki karşılığı sorgulanmaksızın kullanılan bir terim haline gelen stres, insan hayatının bütün yönlerini etkileyebilen bir etmendir. Stres, bireyin yaşadığı ortamda meydana gelen bir değişimin o bireyin üzerinde etkiler bırakması ile ilgilidir. Yapılan araştırmalar neticesinde stres ile sigara içme davranışı arasında, bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Nasıl stres yapıcı olay ve durumlar diğer maddelerin kullanımını artırıyor ise stres faktörü sigara kullanımını da artırmaktadır.

Stres ayrıca hali hazırda bırakılmış olan sigara içme davranışının nüksetmesine de sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalar neticesinde kadınların maddi sorunlar sebebiyle yaşadıkları stresle bıraktıkları sigara içme davranışına tekrar başlama durumuna erkeklerden daha fazla yöneldikleri, erkeklerin de sağlık sorunları sebebiyle oluşan stresle sigaraya kadınlara oranla daha fazla tekrardan başlama davranışı gösterdikleri ortaya çıkmıştır.

Kişilerde algılanan stres ve sigara içme tutumu sigara bırakmada hazır oluşluk davranışını etkileyebilmektedir. Bunun sonucunda stresli olaylara maruz kalma ve stres algısı; tütün, alkol ve esrar gibi maddelerin kötüye kullanım riskini de arttırabilmektedir. Bireylerin günlük hayatta yaşadıkları stres verici durumlardan baş edebilme yönünde seçimleri yine sigara kullanımı olmaktadır.

Sosyoekonomik durum, eğitim, ırk ve yaşanılan bölge sigara içme sıklığını değiştiren faktörlerden bazılarıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyi artıkça sigara içme sıklığının da azaldığı görülmektedir.

Sigara bağımlılığı ile depresyon arasında bir ilişki olup olmadığı birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Psikolojik sorunlara yakalanan kişiler psikolojik olarak sigaraya da başlama eğiliminde olabilmektedirler.

Yapılan bazı araştırmalarda, majör depresyon ile sigara bağımlılığı arasında ilişki olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmalarda yaşamının belirli bir döneminde majör depresyon geçirmiş kişilerde sigara kullanımı bu hastalığı olmayanlara göre oldukça yüksek bulunmuştur.

Sigara bağımlılarında depresyon geçirme olasılığı sigara bağımlısı olmayanlara göre iki kat fazla olduğu ifade edilmektedir. Depresyonu olan bireylerde sigara bağımlılığı oranı artarken, zaten sigara bağımlısı olan bireylerde depresyonun olması da bu bireylerin daha fazla sigara içerek bağımlılıklarının artmasına yol açmaktadır. Bu nedenle de depresyonu olan bireylerin sigara bırakmada daha başarısız oldukları görülmüştür.

Sigara kullanma davranışı bireylerde kilo alma ve kaygı ile de ilişkilendirilmektedir. Bireyler kilo almaktan korktukları veya aldıkları kiloları verebilmek amacıyla sigaraya kullanımına başladıklarını dile getirmektedirler.

Kilo verme veya kilo almama durumu sadece çok ağır derecede sigara içme davranışı gösteren bireylere görülmektedir. Tekrar kilo alma korkusunun ve kiloyu kontrol edememe düşüncesinin sigara bırakma davranışını etkileyeceği de ortadadır.

Sigara içmek bazı insanlar için bir alışkanlık ve günlük bir döngü haline gelebilir. Özellikle belirli anlarda (örneğin kahve içerken, yemek sonrası) sigara içme alışkanlığı oluşabilir.

Son yıllarda sigara bağımlılığının sadece psikolojik değil çevresel ve fizyolojik nedenlere de bağlı olduğu ve sigara tüketim miktarının da bağımlılık türüyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.

 

Sigara ve Psikolojiye Etkisi

Sigaranın psikolojiye zararları 3

Khantzian’a göre madde kullanımına yönelen kişiler yaşadıkları ve yaşıyor oldukları bazı psikolojik sebeplerden dolayı madde kullanmaktadırlar. Bu maddeyi kullanarak kendilerini iyi etmeye, bir bakıma kendilerine göre kendilerini tedavi etmeye, iyi hissetmeye çalışmaktadırlar. Khantzian bu modele kendi kendini iyi etme modeli demiştir.

Kendi kendini iyileştirme ile ilgili modeller bağımlılığın duygusal ve psikolojik yönleri ile ilgilenmektedirler.

Bu düşüncelere dayalı görüşler madde bağımlılığının kişiyi rahatsızlık verici duygu ve düşüncelerden uzaklaştırıp, stres ve negatif düşüncelerle baş edebilmesini kolaylaştırdığını öne sürmektedirler.  Khantzian’ın çalışmasına göre de nikotin maddesi yani sigara, üzüntü ve kederi hafifletmek için kullanılan bir maddedir.

Bir başka deyişle insanlar negatif düşüncelerden, sorunlarından ve üzüntülerinden kurtulabilmek ve bu duygularını azaltabilmek için sigara kullanmaktadırlar.

Özellikle alkol ve sigara kullanımı, sadece olumlu duygu ve düşünceleri artırmakla kalmaz, ek olarak olumsuz duygu ve düşünceleri de azaltmaktadır.

Madde kullanımı ile birlikte vücudumuz da bulunan dopamin kimyasalı aktive olmaktadır. Bu da vücudumuz da anlık olarak haz alma duygusu ile birlikte kişiye kendini iyi hissettirir ve olumlu düşünceler aktive olur. Fakat bu düzenli yapıldığı zaman etkisi azalmakta ve vücudun dopamin salgı sisteminde bozukluğa yol açmaktadır. Böylece iyi hissetme durumu belli bir süre sonra yerini olumsuz duygulara bırakmaktadır.

Psikolojik sorunlarla başa çıkma yolları konusunda yeterli bilgiye sahip olmama durumu kişilerin sigara kullanımına yönelmelerine sebep olmaktadır.

Yüksek derecede üzüntü, keder ve olumsuz duygu durumu kişilerin sigara kullanımına olan yatkınlıklarını artırmaktadır.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda sigara kullanımı ve nikotin bağımlılığının panik atak, depresyon, kaygı, alkol kullanımı ve alkol kullanımına dayalı bozukluklar, diğer madde kullanımı, davranış bozuklukları, fobiler, şizofreni ve bipolar bozukluklar başta olmak üzere birçok hastalık ile ilişkisinin olduğu ortaya çıkmıştır.

Bir araştırmaya göre sigara kullanımı özellikle psikolojik bozuklukları olan gençler arasında oldukça yaygın durumda. Kaygı bozukluğu %37.8 oranında sigara içicilerinde, %19.8 oranında arada bir sigara içenlerde ve %14.5 oranında da sigara içmeyenlerde görülmektedir.

Yapılan araştırma çalışmalarının neticesinde psikolojik bozuklukların sigara tüketimini artırdığı ortaya çıkarmıştır. Özellikle yaygın anksiyete bozukluğu sigara tüketimini artırıcı bir etkendir.

Genetik faktörler, sosyal zorluklar, stresi ortaya çıkaran olaylar ve nevrotiklik gibi bazı kişilik özellikleri sigara kullanımı ve psikolojik bozuklukları ortaya çıkaran ortak etmenlerdir.

Anksiyete günlük hayatımızda hepimizin zaman zaman yaşadığı normal bir duygudur. Tehdit veya tehlike karşısında bazen de tehlike olarak algıladığımız bir durum karşısında otomatik olarak yaşadığımız duygusal bir tepkidir. Anksiyete yaşayan kişi endişe, kaygı, sinirlilik, gerginlik, stres, korku gibi duygular yaşar ve bunu yaşamasına neden olan durum dışında başka bir şey düşünemez. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler.

Kaygı ve endişe durumunu yaşayan ergenlerin yaşamayanlara oranla sigara içme davranışına daha yatkın oldukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca ergenlerdeki ve gençlerdeki sosyal korkuların nikotin bağımlılığını artırıcı etkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Araştırmalar gösteriyor ki kaygı durumu yaşayan ve sigara kullanan kişiler, sigara kullanmayan ve kaygı bozukluğu yaşayanlara oranla daha fazla kaygı belirtileri göstermektedirler.

İşsizlik ve bir hastalığa yakalanmış olma durumları ile birlikte, sigara kullanımı klinik depresyonla ilişkilendirilebilecek en güçlü etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Sigaraya Başlama Nedenleri Nelerdir?

Gerçekleştirilen birçok çalışmada sigaraya başlamaya yol açan en yaygın faktörlerin özenti, arkadaş etkisi ve merak olduğu belirlenmiştir.

Bununla birlikte sigaraya başlama nedenlerinden çevre ve merak etkisinin arkadaş etkisinden daha yüksek bir orana sahip olduğunu gösteren bulgular da mevcuttur.

Bir başka araştırmada, üniversite öğrencilerinde sigaraya başlama nedenlerinin aile ve okul ile ilgili sorunlar ve yalnızlık faktörlerinden kaynaklandığı bulgusuna ulaşılmıştır.

Aynı araştırmada, sınav zamanı sigara içen öğrenci yüzdesinin %32,3 olduğu tespit edilirken strese bağlı faktörlerin gençleri sigara kullanımına yönlendirdiği vurgulanmaktadır. Nitekim sigarayı bırakan çoğu öğrencinin yeniden başlama sebebinin altında yatan faktörün stres olduğu saptanmış durumdadır.

Stres verici bir durumda anksiyetenin artması ve kendine güvende düşüş gibi yaşantıların sigara içmeye yönelik güçlü bir dürtü yarattığına dair bulgular da mevcuttur.

İnsanlar, olumsuzluklarla ve stres kaynakları ile başa çıkabilmek için bazen özel stratejiler kullanmak yerine, hiçbir şey yapmamayı seçebilirler. Buna karşın kendine güvenen bir insanın, işlevsel davranması ve sorunu çözmeye yönelik bir tutum alması beklenir.

Bireyin, stres yaratan bir durumla yüzleştiğinde bunu anlamlandırarak başa çıkma kaynaklarını değerlendirmesini etkileyen birincil unsur ise psikolojik dayanıklılık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ailede sigara içen bireylerin olması, genetik yatkınlık ve aile içi alışkanlıklar, sigara kullanımını artırabilir.

 

Genç Kesimde Sigaraya Başlama Nedenleri Nelerdir?

Toplumsal Baskı: Gençlerin çevrelerindeki içicileri örnek almaları, arkadaşlarına özenmeleri, akran baskısı ve dahil olduğu sosyal çevreden dışlanmak istememesi sigarayı denemelerinde önemli rol oynamaktadır. Büyüdüğünü ispatlamak amacıyla, kaygıdan kaçmak ya da dinlenmek amacı ile sigaraya başlayan genç popülasyon ise sigarayı dinlendirici ve kendilerini bir yetişkin gibi algılamalarına yardımcı olma özellikleri için seçmektedirler.

Sigara İçmeye Başlayanların Önceden Hazırlıklı Oluşları: Eğer bir genç sigaranın stres giderici, dikkati toplamaya yardımcı bir unsur olduğundan bahseden bir ailede yetişti ise, sigarayı stres gideren bir dost gibi algılayacaktır veya kendini biraz dalgın hissettiği bir gün dikkatini toparlayabilmek için, sigaranın kendisine yardımcı olabileceğini umarak sigarayı deneyecektir.

Karakter Farkı: Hiç sigara içmeyen ve içen bireyleri kıyasladığımızda, tutumlarını ifade edebilmek açısından farklar vardır. Sigara içmeyi hiç denemeyen bir birey, ikramı reddetme veya içilen yeri terk etme gücünü gösterebilmişlerdir. Ayrıca sigara içenlerin çoğu strese ve etkilenmeye daha eğilimlidirler.

Sigara kullanmaya başlayan birey; büyüdüğünü ispatlamak, kaygılarından kaçınmak, kafa dinlendirmek istediği gibi nedenler öne sürmektedir. Topluma göre sigara stres gideren, dalgınlığa iyi gelen bir madde olarak öngörülmesinden dolayı, özellikle genç bireyler kendini iyi hissetmediği bir anda çareyi sigarada aramakta ve işin kötü yanı ise sigaranın kendisine çare olduğunu savunmaktadır.

İki çeşit sigara kullanıcısı bulunmaktadır. Bunlardan biri, risk faktörü taşımayan, sigara bağımlılığı olmayan fakat arkadaş ortamına ayak uydurabilmek amacıyla içen sosyal sigara içicilerdir. Bu bireyler sigaranın stres, kaygı, keyif gibi duygu durumlarla ilişkili olmadığının farkındadır. Sigaraya istedikleri zaman ara verebilir, istedikleri zaman yeniden başlayabilirler. Aradaki dengeyi sağlamak bu grup için oldukça kolaydır.

İkinci grup ise sigara içemedikleri zaman dilimlerinde agresyon, kaygı içinde olurlar. Kapalı alanlarda sigara içemedikleri için genellikle bu tarz ortamlarda huzursuz hissederler ve bir an önce dışarıya çıkıp sigara içme arzusunda olurlar. Sigara içebildikleri zamanda ise rahatladıklarını, daha iyi hissettiklerini söylerler. Diğer tüm bağımlılık gruplarında olduğu gibi bu grup içinde sigaradan vazgeçmek, azaltmak veya ara vermek oldukça zordur.

Sigaraya başlamada etkili olan başlıca faktörlerin özenti, arkadaş ortamı, bir defadan bir şey olmaz düşüncesi, merak olduğu incelediğimiz birçok araştırmanın bulguları arasında yer almaktadır. Sözü geçen değişkenlere ek olarak, stres faktörünün de sigaraya başlamada önemli bir değişken olarak karşımıza çıktığı görülmektedir.

 

Sosyal Motivasyon ve Sigara Alışkanlığı

Birçok teori, sigara içmeye başlamayı etkileyen zihinsel faktörleri incelemiştir. Bu teorilere göre bazı inançların ya da zihinlerin sigara ile ilgili olduğu ön plana çıkmıştır. Sigaranın neşe, keyif, sakinleşme ve özgüven kazanma amacıyla kullanıldığına dair inanışlar olduğu düşünülmektedir. Sosyal güdüler, uyum sağlamaya yardımcı olmak, diğer kişilerle bağlantı kurmak, özgüveni artırmak ve sosyal durumları kolaylaştırmaya yardımcı olmak için sigara içmeye etki edebilir.

Erken ve orta ergenlik döneminde olduğu gibi, sigara içen arkadaşlara sahip olma ileriki yıllarda da sigara içme davranışlarıyla yüksek oranda ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Daha spesifik olarak, bir çalışma, sigara içenlerin %64’ünün arkadaşlarının çoğunun sigara içtiğini bildirdiğini bulmuştur. Bu bağlamda sigara, sosyal gruplarla daha iyi uyum sağlamaya yardımcı olacak bir araç olarak görülebilir. Ayrıca, sigara içmek öğrenciler için sosyal etkileşimi kolaylaştırabilir ve sosyal kaygıyı azaltabilir ve kişilerin sosyal çevrelerinin kalıplaşmasına yardımcı olabilir.

Araştırmalar, sigara içmenin stresi azaltabileceği ve ayrıca benlik saygısı ile ilişkili olabileceği inancını vurgulamaktadır. Diğer araştırmalarda ise duygusal düşüncelerimizin (sigara içmek zevklidir) sigara içmeyle alakalı olarak kişi üzerinde etkili olduğu vurgulanmıştır. Kamu düzeni, bir kişinin sigara içmeyle alakalı düşüncesini etkiler. Kişinin yakın çevresiyle olan ilişkisi, inanç ve davranışların ortaya çıkmasına ve geliştirilmesine yardımcı olur. Araştırmalar, anne babaların sigara içmesinin, çocuklarda sigara içme olasılığını iki kat arttırdığını göstermiştir.

Benzer şekilde, ebeveynlerin sigaraya karşı tutumları da çocukların davranışlarını etkiler.

 

Cinsiyet Farklılığına Göre Sigara Alışkanlığı

Dünya genelinde sigara kullanımı cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Yetişkin erkeklerde kadınlara göre çok daha yüksek olduğu görülse de kullanım kadınlar arasında da giderek yaygınlık kazanmaktadır.

Sigara ve Yaşam Kalitesi

Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi, kişinin kendisini iyi hissetmesi ve sağlık durumuna genel bir çerçeveden bakış açısı ile ilgilidir. Sağlık ile ilgili yaşam kalitesi hastalığın olmaması yanında, kişinin fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan aktif olmasını, kendisini iyi hissetmesini ve yaşam memnuniyetini kapsamaktadır.

İdeal vücut ağırlığına sahip olmak, doğru beslenmek, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, düzenli bir şekilde egzersiz veya spor yapmak ve stresi kontrol altına almak, yaşam kalitesini yüksek tutmak için dikkat edilmesi gereken faktörlerdendir.

Sigaranın insan sağlığı üzerindeki etkileri, spor ile elde edilenlerin tam tersi olarak ortaya çıkmaktadır ve yaşam kalitesine olan etkileri de sağlığa olan etkilerine paraleldir.

Sigaraya bağlı olarak vücut fonksiyonlarında meydana gelen olumsuz değişiklikler, egzersiz kapasitesini ya da fiziksel aktivite düzeyini doğrudan etkileyerek kişinin yaşam kalitesini bozmaktadır.

Yapılan bir araştırmada, sigara içen öğrencilerin yaşam kalitesinin daha düşük olduğu ve günlük içilen sigara miktarı arttıkça yaşam kalitesi puanlarının düştüğü saptanmıştır. Sigara içmenin kişi üzerindeki zararlı etkilerinden dolayı yaşam kalitesi düşmektedir.

 

Psikolojik İyi Oluş ile Sigara Alışkanlığı Arasındaki İlişki

Bağımlılığın gelişiminde çeşitli faktörlerin etkilerinden bahsetmek mümkündür. Pozitif psikolojinin bir parçası olan psikolojik iyi oluşun da sigara bağımlılığın gelişimi, sürdürülmesi ve sonlandırılması açısından önemli bir etken olduğu ifade edilmektedir.

Bilindiği üzere psikolojik iyi oluş, bireyin karşılaşmış olduğu koşullar ve olaylarla başa çıkma yeteneğine bağlıdır.

Sosyal destek, kişilerarası etkileşim düzeyi, öz etkililik, bağlanma stilleri, baş etme becerileri, duygulanım gibi unsurlar heyecan arama, riskli davranış ve madde kullanımına yönelik önemli göstergeleri oluşturabilmektedir.

Bu doğrultuda sigara kullanımı baş etme girişimlerinden biri haline gelebilmektedir. Nikotinin sağlamış olduğu etki ile yoksunluk semptomlarını azaltarak sigara kullanımını güçlendirmektedir. Ayrıca nikotinin bilişsel ve duygusal etkileri de alışkanlığın devam etmesine katkıda bulunmaktadır. Uzun süreli sigara kullanımı zihinsel durumu değiştirerek depresif duygu durum semptomlarına yol açmaktadır.

Bu doğrultuda sigara kullanımının depresif belirtilerin gelişiminin bir göstergesi olabilmektedir. Artan depresif duygu durumuna sebebiyet veren iş, evlilik, toplumsal yükümlülükler gibi çeşitli streslerle baş etmeyi zorlaştırmaktadır. Bu doğrultuda bireyin psikolojik iyi oluş düzeylerine hem içsel hem de dışsal kaynakların eşlik ettiği ifade edilebilir.

Sigara kullanımına sahip olan bireylerin sigara kullanıma sahip olmayanlara nazaran düşük yaşam doyumuna sahip olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra olumlu duygulara sahip olma ve iyi oluş üzerinde de negatif etkiler barındırmaktadır.

 

Sigarayı Bırakma Süreci

Sigarayı bıraktıktan sonra ortaya çıkan yoksunluk belirtileri “nikotin yoksunluğu” olarak ele alınır. Nikotin yoksunluğu, DSM-5’te “tütün kullanım bozuklukları” başlığında “tütün yoksunluğu” alt başlığıyla yer almaktadır. Tanı kriterleri arasında sinirli olma durumu, anksiyete, depresif duygudurum, konsantrasyonda zorluk, sigara kullanma isteğinde artış, insomnia ve dinlenememe olarak tanımlanmaktadır.

Uzun süreli ve kalıcı nikotin almış sonucu nöro adaptasyon ortaya çıkar. Zaman içinde beyinde nikotin reseptörlerinin artmasıyla nikotinin bazı etkilerine tolerans gelişir ve bu tolerans sonucu sigara bırakıldığında nikotine bağlı kesilme belirtileri ortaya çıkar. Nikotin yoksunluğu kriterleri kullanımının bırakılmasının veya azaltılmasının ardından 24 saat içinde aşağıdaki bulgulardan dört veya daha fazlasının ortaya çıkmasıdır.

  • Disfori ya da depresif duygudurum
  • İnsomnia
  • İrritabilite, sinirlenme ya da öfkelenme
  • Anksiyete
  • Düşünceleri yoğunlaştıramama
  • Huzursuzluk
  • Kalp hızında artma
  • İştah artması ya da kilo alma

Sigara bırakma pek çok madde bağımlılıklarında olduğu gibi birinci derecede kişinin kendi isteği, kararı ve iradesiyle ilişkilidir.

Uzmanların bu konudaki rolü sigaranın zararları ve bırakma yöntemleri konusunda bilgilendirici, özendirici ve destekleyici olmak, ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal yoksunluk belirtilerini ortadan kaldırmaya yönelik gerekli tıbbi yardımlarda bulunmak ve bırakma eyleminin devamını sağlamak için bireyi desteklemektir.

Aşırı sigara içme arzusu nedeni ile zararları bilinmesine rağmen sigarayı bırakmak kolay bir süreç değildir. Sigara içme arzusu nikotinin fiziksel ve psikolojik etkileri ile ortaya çıkabilmektedir.

 

Sigara Bırakma Tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel modele göre sigara kullanımı öğrenildiği gibi sigarayı bırakmada öğrenilebilir. Bu varsayımdan yararlanılarak bilişsel ve davranışçı sigarayı bırakma programları geliştirilmiştir.

Sigarayı bırakmaya yönelik zihinsel ve davranışsal hazırlık yapmaları ve gözlemde bulunmaları istenir. Temel amaç, bilişleri (düşünce tarzlarını, olaylara bakış açısı ve değerlendirme tarzlarını) değiştirmek, özellikle sigara kullanımı açısından yüksek risk taşıyan ortamlar ve durumlarda kullanılan baş etme mekanizmalarını güçlendirmektir.

Bu tedavinin en etkili ve gerekli olduğu durumlardan biri depreşmeyi önleme çalışmalarıdır.

Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.

 

Kaynakça

Bardak, Furkan, et al. “Farklı Değişim Aşamalarına Göre, Sigara İçme Davranışı ve Psikolojik Değişkenler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.” Bağımlılık Dergisi 17.4 (2016): 152-163.

Acar, Sevda, Derya Şaşman Kaylı, and Görkem Yararbaş. “Sigara kullanan, sigara bırakma tedavisi alan ve sigara kullanmayan bireylerin psikolojik dayanıklılık ve stresle başa çıkma tutumları bakımından karşılaştırılması.” The Turkish Journal on Addictions 6 (2019): 539-566.

Yorgancıoğlu, Arzu, and Ayşen Esen. “Sigara bağımlılığı ve hekimler.” Toraks Dergisi 1.1 (2000): 90-5.

ARTIRAN, Murat. “SİGARA VE DEPRESYON İLİŞKİSİ.” (2017).

Hezer, Habibe, and Ayşegül Karalezli. “Sigaraya psikolojik bağımlılığın sigara içme arzusu ve nikotin yoksunluk semptomlarına etkisi.” Ankara Medical Journal 19.4 (2019): 700-707.

IŞIKTAŞ, Serdal, et al. “Sigara içen ve içmeyen bireylerin stresle başa çıkma tutumları açısından karşılaştırılması.” Kıbrıs Türk Psikiyatri ve Psikoloji Dergisi 1.2 (2019): 102-107.

Yeşildal, Anıl, et al. “Sigara bağımlılığı tedavisinde bilişsel davranışçı grup terapisi.” Bağımlılık Dergisi 15.2 (2014): 76-84.

ARSLANTAŞ, Seda Nur. “Sigara Kullanan Evli Kadınların Bilişsel Esneklik ve Psikolojik İyi Oluşları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.” (2023).

Arasıl, Ayşegül. Sigara içen yetişkinlerde stresle başa çıkma yöntemleri ile sigara bağımlılığı arasındaki ilişkinin incelenmesi. MS thesis. İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021.

Demirtürk, Funda, and K. A. Y. A. Mustafa. “SİGARA İÇEN SEDANTERLERLE SİGARA İÇEN ve DÜZENLİ EGZERSİZ ALIŞKANLIĞI OLAN OLGULARIN YAŞAM KALİTELERİ.” Çağdaş Tıp Dergisi 6.1 (2016): 16-24.

TANFER, Mehmet Can, and Gün PAKYÜREK. “Sigara Kullanan Bireylerde Yoksunluğun Dikkat Türleri Üzerindeki Etkisi.” Yaşam Becerileri Psikoloji Dergisi 4.8 (2020): 181-194.

 

Yorum Yapın

Email adresiniz yorum yaptığınızda paylaşılmaz Required fields are marked *

Call Now Button