DÜNYANIN EN ZENGİN İNSANIYIM ÇÜNKÜ 10 BİNİ AŞKIN EVLADIM VAR

RÖPORTA: RAMAZAN ŞANIVAR

40 yılı aşkın kamu ve özel okullarda Beden Eğitimi Öğretmenliği yapan Süleyman Şahbaz, önce kendi ailesinde herkesin profesyonel sporcu olmasını sağladı. Daha sonra da aralarında milli takıma kazandırdığı binlerce öğrenciye spor yoluyla dokundu. Sabah 8’de eşofmanı giydiğini ve gece saat 20.00’ye kadar çıkarmadıklarını ifade eden Şahbaz, bundan 30-40 yıl önce spordaki başarının temelinde değer verilen yaratıcı kişilikleriyle özveriyle görev yapan Beden Eğitimi Öğretmenlerin çabalarının bulunduğunu söyledi.

Süleyman Şahbaz kimdir ?

Süleyman Şahbaz 17 Mart 1942 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu Kazım Karabekir, ortaokulu İstiklal ardından tarihi Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Daha sonra da o dönemlerde herkesin rüyası olan Ankara Gazi Eğitim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’ndan 1966 yılında mezun oldu.

Sporun her dalında başarılı olan Süleyman Şahbaz, futbolun yanı sıra, yüzme, atletizm, voleybol, basketbo, hentbolda önemli dereceler elde etti. Hakem ve antrenörlük yaptı. Ailesinden kardeşi Cemil Şahbaz, çocukları Serhan ve Hakan Şahbaz, kuzen ve yeğenleri Oğuz, Tufan ve Tayfun Gerek ile Arif Talay’ın milli yüzme ve sutopu takımlarında yarışmalarını sağladı.

40 yılı aşkın Gaziantep Lisesi’nde başladığı Beden Eğitimi Öğretmenliğini Adana Karşıyaka, Motor Meslek, Erkek Lisesi’nde, ardından Hastaş Çukurova Koleji, Gündoğdu, Özel Yeni ve Özel Ortadoğu Lisesi’nde görev yaparak milli takıma sporcular kazandırdı. Binlerce öğrenciyi sporla tanıştırdı. 1979 yılında Erkek Lisesi’nin hentbolda Türkiye şampiyonu olmasını sağladı.

Bayburt’ta yedek subay olarak görev yaptığı alayda askerlere sporu sevdirdi ve kendi bünyelerinde farklı branşlarda yarışmalar düzenleyerek ödüller verilmesini sağladı.

Şahbaz, uzun yıllar Milli Eğitim Müdür yardımcılığı yaptı. Ayrıca yıllarca 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda yıllarca töreni hazırlama komitesinde görev yaptı.

Süleyman hocam kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir? Hangi sporları yaptınız ? Ne gibi başarılarınız var dı? Ailede başka kimler sporda başarılıydı?

Adana’da 1942 yılında doğdum. Dar gelirli bir aileye mensuptuk.  Ancak, huzurlu iyi bir yaşantımız vardı. Erkek Lisesi’nden tamamladıktan sonra spora olan düşkünlüğüm nedeniyle hayalim olan Ankara Gazi Eğitim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldum.

Döşeme Mahallesi’nde iyi bir gençlik geçirdim.  Evimiz etrafı hurma ve palmiye ağaçlarıyla çevrili Atatürk Yüzme Havuzu’na yakındı. Rahmetli babam aile kartı çıkardı. Cemil kardeşimle boş zamanlarımızı havuzda geçirir ve yarışmalara katılırdık. Efsane sporcu Muharrem Gülergin olmak üzere, Ünsal Fikirci, Tuncay ve Turgay Şenyüz, Mustafa ve Erdal Acet, Behçet Kurtiç, Fahri Gez, İlhan, Orhan ve Turan Demirdal ile yarışlara katılırdım. Ayrıca, atletizm başta olmak üzere futbol, basketbol, voleybol ve diğer sporlarda hayli başarılıydım.

Başta kardeşim Cemil olmak üzere, çocuklarım Serhan ve Hakan, küçük kardeşim Cemil, yeğen ve kuzenlerim Oğuz, Tufan, Tayfun ve Arif Talay’ın yüzme-sutopu milli takımlarına kadar yükselmelerine öncülük ettim.

İlk  öğretmenliğinizi nerede yaptınız ? Başka hangi okullarda görev yaptınız? Ne gibi başarılar sağladınız ? Hakem ve antrenörlük var mı?

Kendime her daim, çağdaş Beden Eğitimi Öğretmenlerinin babası sayılan, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin kurucu başkanı Selim Sırrı Tarcan’ı model aldım. İlk öğretmenliğimi Gaziantep Lisesi’nde yaptım. Daha sonra sırasıyla Adana Karşıyaka, Erkek Lisesi, Motor Meslek, Özel Hastaş Çukurova, Özel Gündoğdu, Özel Yeni Kolej,  Özel Ortadoğu okullarında 40 yıla yakın Beden Eğitimi öğretmenliği yaparak, binlerce öğrenciyi sporla tanıştırdım ve geleceğe hazırladım.  Uzun yıllar Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı yaptım. Başta hentbol olmak üzere birçok dalda hakem ve antrenörlük yaptım. 40 yılda 10 bini aşan öğrencim ve evladım oldu. Aralarında profesör, bilim insanları, mühendis, avukat, doktor, bürokrat, esnaf bulunuyor. Beni en çok mutlu eden ve duygulandıran, belediye, maliye, banka veya kurum kuruluşlarda öğrencilerimin beni tanıyarak saygı göstermeleridir.

Sizin döneminizle, günümüzde ki öğrenci ve Beden Eğitimi Öğretmenlerini mukayese eder misiniz ? Ayrıca tesis, Avrupa malzemeler, özel spor okulları arttı. Buna bağlı olarak başarılar da artı mı?

Samimi söylemek gerekirse günümüzde bazı sıkıntılar yaşamalarına rağmen Beden Eğitimi Öğretmenleri ve öğrenciler hem şanslı, hem de nazlı. Bizim dönemimizde okula ilk gelen ve sabahın erken saatlerinde eşofman giyerek öğrencileri karşılayan bizler olurduk. Eşofmanı gece geç saatlere kadar çıkarmazdık. Genelde hafta sonları maçlar olurdu. Eşimizi, çocuklarımızı ihmal ederdik. Tesis ve spor malzemeleri konusunda sıkıntılar yaşardık. Hatta kendi olanaklarımızla spor aletleri-araç-gereçleri yapardık. O dönemlerdeki başarılar daha anlamlıydı. Öğrencilere yapacakları beden hareketlerini önce bizler gösterirdik. Ayrıca, öğrencileri spora kazandırdığımız gibi, onlara saygı, vatan, bayrak sevgisi, takım ve ekip ruhu, sağlık, beslenme, diş sağlığı hatta çatal-bıçak tutmaya kadar her türlü geleceğe hazırlardık. Sigara ve uyuşturucudan kesin uzaklaşmalarını ve zararlarını anlatırdık. Görev yaptığım okullarda önce Adana birincisi, daha sonra da grup, ya da finallere kadar sporcuları götürürdüm. 1979 yılında Erkek Lisesi’nin hentbolda Türkiye şampiyonu olmasını sağlamıştım. Ayrıca birçok sporcunun milli takımlara kazandırdım. Özellikle uzun yıllar 19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik-Spor Bayramı hazırlama komitesinde Mustafa Barım, Orhan Demir, Süleyman Çelik, İbrahim Özsoy, İhsan Tuğan, Füsun Canan, Selahattin Yıldız, Nafiz Kaynar ile birlikte görev yaptım. Valiler, Milli Eğitim Müdürleri ve okul müdürleri o dönemlerde Beden Eğitimi öğretmenlerini ayrı yere koyar ve değer verirlerdi.

Ailenizden söz eder misiniz ? Sanıyorum eşiniz de öğretmendi. Çocuklarınızın başta yüzme olmak üzere farklı sporlarda başarıları nelerdi?

Eşim Rabiye Şahbaz başarılı bir müzik öğretmeniydi. Geçtiğimiz yıllarda kaybettik. Oğlum Serhan’da iyi bir basketbolcu, yüzücü ve sutopucuydu. Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliğini tamamladı. Onu da erken kaybettik. Bu nedenle büyük acı çekiyorum. Onları unutamıyorum. Küçük oğlum Hakan, Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek okulunu bitirdi. Yüzme, sutopu, hentbol ve basketbolda hayli başarılıydı. Bazı okullarda öğretmenlik yaptı. Daha sonra sutopunda kendini geliştirdi. ENKA spor’da sutopu oynadı. Mısır’da, daha sonra da bayan ve erkek Türk milli takımını uzun yıllar çalıştırdı. Eşi Anna Vantorina Fenerbahçe ve Mısır’da uzun yıllar senkronize takımlarını çalıştırdı.

NE DEDİLER…..NE DEDİLER….. NE DEDİLER…. NE DEDİLER….

Süleyman Çelik (Eski Beden Terbiyesi Bölge Müdürü ve Beden Eğitimi Öğretmeni)

Süleyman Şahbaz, spor konusunda donanımlı, kurallı, çalışkan, heyecanlı bir meslektaşımdı. Binlerce öğrenciyi kötü alışkanlıklardan kurtararak spora yönlendirdi. O dönemlerde Beden Eğitimi Öğretmeni sayısı azdı. Başta Füsun Canan olmak üzere birçok Adanalı öğretmenin tayinin çıkması için büyük uğraş verdim. 19 Mayıs törenleri çok önemsenirdi. Fedakar, özverili beden eğitimi öğretmenlerinden başta Süleyman Şahbaz, Orhan Demir, Mustafa Barım, Nafiz Kaynar, İhsan Tuğan, Sırrı Doğan, İbrahim Özsoy ile Adana gençliği ve sporu için çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik.

Kazım Tekin (Hentbol Milli Takımı ve Çukobirlikspor eski Antrenörü)                 

Süleyman Şahbaz ilginç bir öykümüz var. Karşıyaka Lisesi’nde benim öğretmenimdi. Daha sonra 1977 yılında hentbol hakem ve antrenör kurslarında birlikte olduk. 20 kadar okul salonlarına hentbol çizgilerini çizdik. Sınıflar arası hentbol maçları yapılmasını sağladık. Pilot okullar belirledik. Süleyman Şahbaz’dan bu konuda büyük destek gördüm. Erkek Lisesi’nde İsmail Ceylan ile birlikte önce Adana, sonrada Türkiye şampiyonası olmasını sağladılar. Hatta aynı takım Çukobirlikspor’da deplasmanlı ligde oynadılar. Başarılı bürokrat, hakem, antrenör olmamda Süleyman Şahbaz’ın büyük emeği var.  

Metin Muhacir (Milli Hentbolcu)

Süleyman Şahbaz, önce beden eğitimi öğretmenimdi. Bize ağabey, baba, arkadaş, srdaş gibiydi. Milli hentbolcu olmamda büyük katkısı oldu. Bize sadece spor öğretmedi iyi insan, dürüst, çalışkan, yardımsever, ekip ruhunu da öğretti. 1978 yılında Erkek Lisesi’nin Türkiye şampiyonu olmasını sağladı. Süleyman hoca sayesinde Beden Eğitimi Öğretmeni oldum. İlginçtir, daha sonra aynı okulda 34 yıl birlikte öğretmen olarak görev yaptık. Birçok şampiyonluklar yaşadık. Binlerce öğrenciyi spora kazandırdık. Yolu açık olsun.

Hakan Şahbaz (Süleyman Şahbaz’ın oğlu ve Sutopu Milli Takım Antrenörü)

Baban bizimle arkadaş gibiydi. Tüm ailenin yetenekli sporcu olmasını teşvik etti. Bundan dolayı iyi insan ve iyi sporcu olduk. Her alanda babamı model aldım. Ayrıca Beden Eğitimi öğretmeni olarak duayen birisidir. Bunu öğrencilerinden de duydum. Sporun her dalında bilgili, donanımlı ayrıca paylaşımcı biridir. Görev yaptığı tüm okullarda önemli şampiyonluklar yaşadı. Hepsinden önemlisi öğrencilere sporu sevdirerek, kötü alanlara kaymasını engelledi. Milli takımlara da çok sporcu kazandırdı. Babamla gurur duyuyorum. 80 yaşına dayandı halen spor yapıyor. Allah herkese benim gibi fedakâr, özverili baba nasip etsin. Tanrı sağlık versin.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor