BİZE ULAŞIN

    Obezite: Çağimizin Sorunu

    Tüm dünya, obezite tehdidi ile çalkalanıyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nün son verileri dünyada obez insan sayısının beslenme yetersizliği ile karşı karşıya insan sayısından daha fazla olduğunu belirtiyor. Bu da obezitenin dünyanın birçok ülkesinde tıpkı bir salgın hastalık gibi giderek yayıldığını gösteriyor. Obezite, karmaşık bir sağlık sorunu ve birçok kronik hastalık riskini de yanında getiriyor. Obezite dosyamızı sizler için hazırladık.

    OBEZİTE NEDİR?

    Vücutta bulunan yağ miktarının, yağsız dokuya göre aşırı miktarda artması ve buna bağlı olarak vücut ağırlığının istenilen sınırlara nazaran daha yüksek olması olarak tanımlanmaktadır. En yaygın şişmanlık sınıflandırması, beden kitle indeksi (BKI)’dir. BKI’inizi ve ideal kilonuzu “hesaplamalar” bölümünde hesaplayabilirsiniz.

    OBEZİTENİN OLUŞMA NEDENLERİ NELERDİR?
    Obezitenin temel nedeni, vücudun enerji dengesinin bozulmasıdır.

    ENERJİ DENGESİ:
    Vücudumuza besinler yolu ile aldığımız enerji ile vücudumuzun harcadığı enerji denge içerisinde olmalıdır. Denge bozulduğunda, şişmanlama veya zayıflama durumları ortaya çıkar. Eğer, vücudumuza aldığımız enerji miktarı, gün boyunca harcadığımız enerjiden fazla ise, pozitif enerji dengesi oluşur ve buda şişmanlığın oluşmasında en temel nedendir. Aldığımız enerji, harcadığımız enerjiden daha az ise, negatif enerji dengesi oluşur. Negatif enerji dengesi de, zayıflamaya yol açar.

    Vücutta enerji harcaması birkaç yol ile gerçekleşir:
    — Bazal Metabolik Hız: Vücudumuzun yaşamını sürdürebilmesi için kullandığı enerjidir. Günlük enerji harcamasının en büyük kısmını (%60–65) oluşturur.
    — Termogenez: Besinler termik etkiye sahiptir ve besinlerin sahip olduğu bu termik etki günlük enerji harcamamızın yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır.
    — Fiziksel Aktivite: Gün boyunca yaptığımız bütün işler ve egzersiz, spor gibi faaliyetler fiziksel aktivite ile enerji harcaması sağlar. Bu da günlük enerji harcamamızın yaklaşık %25- 30’unu oluşturur.

    BESLENME: Dengesiz beslenme, obezitenin gelişmesinde risk faktörüdür. Günlük enerji alımı besinlerle sağlanır ve ihtiyaçtan fazla enerji alımı pozitif enerji dengesine sebep olur. Son yollarda besin çeşitliliğinin artması sonucunda, insanların günlük enerji tüketiminin de artmış olduğu bilinmektedir. Bireylerin yağ tüketimleri de artmış ve doymuş yağ tüketimine yönelme oluşmuştur. Alkol tüketiminin de son yüzyılda giderek arttığı düşünülürse, insanların geçmişe göre daha fazla enerji aldığı ve daha dengesiz beslendiği ortadadır.

    GENETİK ETKİLER: Vücutta bulunan yağ dokusu miktarı ve dağılımının genetik faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir. Fakat genetik olarak durağan olan toplumlarda da, obezitenin giderek yaygınlaşıyor olması, çevresel faktörlerinde obezite üzerinde önemli etkileri olduğunu göstermektedir.

    FİZİKSEL AKTİVİTE DÜZEYİ: Fiziksel aktivite, enerji harcamasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır ve insanın üzerinde en kolay değişiklik yaratabileceği durumdur. Birey ne kadar hareketli ise o kadar fazla enerji harcar. Son yıllarda artan araba kullanımı, asansörler yerine merdivenlerin tercih edilmesi, aktif spor yapanların sayısının azalması –şimdi bu sayı yeniden artıyor- obezitenin bu kadar yaygın görülmesinin nedenlerindendir. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile alışverişi bile internet ortamından yaptığımız düşünülürse, hareketlerimizi ne kadar kısıtladığımızı ve bunları ufak değişikliklerle eski haline getirebileceğimizi fark edebiliriz.

    İNSAN HAYATINDA BAZI DÖNEMLER: İnsan hayatında doğum öncesi dönemden ölünceye kadarki sürede yer alan bazı dönemlerde obezitenin gelişme riskinin daha fazla olduğu düşünülmektedir.
    ** Şişman annelerin veya hamilelik döneminde gereğinden fazla kilo alan annelerin bebeklerinin doğum ağırlıklarının ve vücut yağ oranlarının daha fazla olabileceği görülmüştür.
    ** Gestasyonel diyabet olan annelerin veya diyabet hastası olan annelerin bebekleri, diğer annelere göre daha ağır doğabilir.
    ** 0–1 yaş döneminde veya çocukluk döneminde obezite gelişme riski mevcuttur.
    ** Hamilelik döneminde gereğinden fazla alınan kilolar, hamilelikten sonra annenin şişman kalma riskini arttırabilir.
    ** Menapoz dönemindeki kadınlarda, hormonal değişikliklere bağlı kilo alımı gözlenebilir.

    BAZI HASTALIKLAR: Bazı genetik sendromlar (Prader-Willi vs.) obeziteye neden olabilir. Bunun yanı sıra, tiroid bezinin yeteri kadar çalışmaması (hipotroidi), polikistik yumurtalık sendromunda, bazı pankreas hastalıklarında obezite görülme olasılığı daha fazladır.

    İŞTAH ARTTIRAN ve AZALTAN BAZI FAKTÖRLER: Besin alımı, iştah ve tokluk bazı faktörlerden etkilenerek azalır veya artar. Bu faktörler arasında, hormonlar, sinir sistemi besin düzeni ve tüketilen besinlerin türü yer almaktadır. Vücudumuzda iştah, açlık ve tokluk mekanizmaları besin alımımızı direk olarak, vücut ağırlığımızı ise dolaylı yoldan etkileyebilir.

    PSİKOLOJİK FAKTÖRLER: Tıkanırcasına yeme sendromu, gece yeme sendromu gibi bazı beslenme bozuklukları da obezite riskini arttırabilir. Bazı bireyler, duygusal veya sinirli dönemlerinde daha fazla besin tüketmektedir. Bu gibi faktörler obezite oluşumuna zemin hazırlayabilir. Okuduğumuz bazı yazılar, kitaplar veya izlediğimiz bazı reklâmlarda psikolojimizi etkileyerek, besin tüketimimizi ve enerji alımımızı arttırabilmektedir. Bu etkiler tam olarak kanıtlamamış olsa da, etkili olabilecekleri düşünülmektedir.

    OBEZİTENİN NEDEN OLABİLECEĞİ SAĞLIK SORUNLARI NELERDİR?

    1) Obezite, sağlıksız bir kalp ve sağlıksız bir dolaşım sistemine neden olabilir: Obezitenin kalp hastalıkları, hipertansiyon, kalp krizi risklerini arttırdığı bilinmektedir. Özellikle kadınlarda, obezite kalp hastalıkları riskini arttıran üçüncü en önemli nedendir.

    2) Obezite, bazı kanser türleri riskini arttırabilir: Obezitenin; kadınlarda meme, yumurtalık ve rahim, erkeklerde ise kalın barsak, prostat ve rektum kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir.

    3) Obezite, osteoartrit riskini arttırabilir: Obezitenin en bilinen zararlarından biri de, dizler başta olmak üzere eklemlerde yıpranmaya sebep olmasıdır. Bu ileriki dönemlerde osteoartrit riskini arttırabilir. Kalp hastalıklarında, karında toplanmış olan yağ miktarı daha önemli bir risk faktörü iken, osteoartrit oluşması riski vücutta bulunan yağ miktarının olması gerekenden fazla olması durumunda artar.

    4) Obezite, safra taşı oluşmasına neden olabilir: Obez bireylerde safra kesesinde bulunan kolesterol miktarı, safra asidi miktarına göre fazla olduğundan dolayı safra taşı oluşumu riski bu bireylerde artabilir.

    5) Obezite, nefesinizi daraltabilir: Obez bireylerde, solunumda zorlanma ve uyku apnesi (uykuda nefes almanın belirli süre ile kesilmesi) veya horlama sorunları sık karşılaşılan sağlık sorunlarındandır.

    6) Obezite, üreme sistemi ile ilgili sorunlara neden olabilir: Obezitenin kadın ve erkeklerde hormonal dengede değişiklikler yarattığı ve buna bağlı olarak üreme sağlığını olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir.

    7) Obezite, hamilelik sürecinde bazı sorunlara yol açabilir: Şişman hamilerde, hamileliğe bağlı bazı rahatsızlıkların ortaya çıkma riski, normal kilosunda olan bayanlara göre daha fazladır.

    8) Obezite, psikolojiyi de etkileyebilir: Çevreden zayıflama ile ilgili sosyal baskı olması veya kişinin kiloları nedeni ile kendini beğenmemesi, şişman bireylerde depresyon görülme riskini arttırabilir.

    OBEZİTEDEN NASIL UZAK DURULUR?

    Bireysel ve çevresel risk faktörlerini en aza indirerek obeziteden uzak durulabilir. Temel korunma, sağlıklı beslenme ve aktif bir hayat sürdürmektir. Böyle bir yaşam ise sadece bireyi şişmanlıktan korumaz aynı zamanda ona sağlığını koruma ve geliştirme imkânı tanır.

    REFERANSLAR
    1) Henry J. (2006) Energy Regulation and Obesity Dersleri, sözlü ve yazılı bildirim, Oxford
    2) The British Nutrition Foundation (2005) The report of the British Nutrition Foundation Task Force: Obesity, Blackwell Science, UK