Düz Oranlı Vs. Artan Oranlı Vergi
Daha evvel yazdığım bir yazıda şöyle söylemiştim: “Zenginler daha da zenginleşirlerken, fakirler daha da fakirleşiyorlar. Zenginlik küçük bir azınlığın elinde yoğunlanıyor.” Bu cümleleri kurarken, Makedonya Cumhuriyeti ekonomisinin temel problemlerinden birisi olan gelir dağılımındaki eşitsizliklerden bahsediyordum. Gelir dağılımındaki eşitsizliklere çözümler üretilmediği sürece yoksulluk da artacaktır. Burada önemli olan sosyal devlet anlayışının ön plana çıkmasıdır.
Gelir dağılımındaki problemlerin çözümü için hükümetin devreye girmesi gerekir. Uygulanan vergi politikası, eşitsizliklerin azalması için kullanılan çok sayıdaki unsurlardan sadece bir tanesidir. Bu yazımda, Makedonya ekonomisinde kullanılan ve kullanılması gereken vergi politikası hakkında bir analiz yapmak istiyorum.
İki büyük parti, seçim kampanyaları sırasında tanıttıkları programlarında, farklı vergi politikaları üzerinde durdular. VMRO-DPMNE, seçim programının ekonomi bölümünde, her zaman olduğu gibi, yeniden iktidara geldiği taktirde, yine düz oranlı vergi sistemini kullanacağını açıkladı. 2007 yılında, “Aziz Kiril ve Metodi” Üniversitesi – Ekonomi Fakültesi’nde profesörlük yapan ve o dönemin maliye bakanı, Prof. Dr. Trayko Slaveski, Makedonya’da artan oranlı vergi sistemini düz oranlı vergi sistemine çevirdi ve hala bugün bu sistem kullanılıyor. VMRO-DPMNE, kişisel gelir vergisine ve kâr vergisine getirdikleri %10 oranında düz vergi sistemiyle, Makedonya’yı dünyanın en düşük vergilerine sahip olan ülke durumuna getirdiklerini söyledi. Düşük vergiler ve idari prosedürlerin kısa zamanda halledilebilir olmalarının iş dünyasına pozitif etki ettiklerini, daha çok yatırımların olduğunu ve daha çoh istihdam sağlandığını ve böylece Makedonya ekonomisinin rekabet gücünün ve potansiyelinin arttırıldığını ekledi. Ayrıca, Makedonya gibi gelişmekte olan, işsizliğin yüksek, ekonomik büyümenin yetersiz olduğu ülkelerde, yüksek vergilerin yerine, düşük ve basit vergilerin kullanılması daha verimli olabilir.
Fakat bulunduğumuz durumun farkındayız. Bazı reformlar gerçekleşmesse durum daha da kötüye gidecek. Bu yüzden, ana muhalefetin, ekonomi programında sunduğu artan oranlı vergi sistemi ilgi çekmeye başladı. SDSM’nın Ekonomi komitesi başkanı, “Aziz Kiril ve Metodi” Üniversitesi – Ekonomi Fakültesi profesörü, Prof. Dr. Dragan Tevdovski şöyle dedi: “Makedonya nüfusunun büyük bir bölümünün yoksulluk sınırında veya onun altında yaşadığını göz önünde bulundurursak artan oranlı vergi sistemine geçişin akıllı bir adım olacağını düşünüyorum. Kesinlikle, bu reform, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri aşmak için atılan sadece ilk adım olacaktır, yani bu konuda bulunan çok sayıdaki çözümlerden sadece bir tanesidir.” Bu vergi sistemi kullanıma geçerse ne olacak? Mükelleflerin %95’i yine %10 oranında vergi ödeyecek. Diğer kalan %5 ise, %10 vergi oranının yanında, elde ettikleri ek gelir için ayrıca %18 oranında vergi vermeleri gerekecek.
Gerçek şu ki, ekonomik büyüme farklı katmanlara farklı bir şekilde dağıldığı için ekonomik büyümeyi tüm vatandaşlar aynı şekilde hissetmiyor. Elde edilen gelirin büyük bir bölümünün şirket patronlarının ceplerine, az bir bölümünün ise çalışanlara dağılmasından dolayı, daha fakir vatandaşlar ekonomik büyümenin arttırdığı yaşam kalitesini hissetmemektedirler. Ekonomik büyümeyi, üretim faktörleri açısından incelersek, elde edilen katma değerin büyük bir bölümünün servet sahiplerine, küçük bir bölümünün ise emek sahiplerine dağıldını görebiliriz. Bu yüzden, benim düşüncem, adil bir vergi sisteminin olması gerektiğidir. Bu da, daha fakir vatandaşlara daha düşük vergi oranı, daha zenginlere ise daha yüksek vergi oranı demektir. Çünkü, asgari ücretle çalışan vatandaşlar, kendi gelirlerinin üçte birini, vergi ve katılım payları olarak, zenginler ise gelirlerinin onda birini vermektedirler. Öyle bir vergi sistemi getirilmelidir ki, bu yükü fakirlerden alarak zenginlere yüklemelidir.
- Bu haber 22-12-2016 tarihinde yayınlanmıştır.