16.07.2015 Views

ÜDS Sağlık Bilimleri Deneme Sınavı 8 Çözümleri - Bademci

ÜDS Sağlık Bilimleri Deneme Sınavı 8 Çözümleri - Bademci

ÜDS Sağlık Bilimleri Deneme Sınavı 8 Çözümleri - Bademci

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olumsuz ifade + ekleme (and, besides vs.) + olumsuz ifadeÖrnek soru:Obesity results basically from an excess of calories; besides, genetic backgroundmay also be one of the ---- .A) culpritsB) devicesC) responsesD) remediesE) rehabilitationsDoğru cevap A seçeneğidir: excess of calories (olumsuz) + besides+ culprits (olumsuz).Soruda, obezitenin nedenlerinden söz ediliyor. Yan cümlede ise, besides bağlacındanötürü bir başka olumsuz neden beklemek yerinde olacaktır. A (culprit=suçlu) seçeneğinitanımasanız da, C (response= tedaviye cevap), D (remedies= çare, tedavi) ve E’yideğerlendirme dışı bırakıp dikkatinizi A ve B üzerinde yoğunlaştırmalısınız.Bu açıklamalardan sonra ÜDS Sağlık <strong>Bilimleri</strong> <strong>Deneme</strong> Sınavı'nın ilk sorusuna aitçözüme geçelim:Soru 1.Biochemical engineers are key players in the great biomedical ---- that lie aheadincluding the preparation of HIV vaccine.A) challengesB) consultanciesC) componentsD) ingredientsE) optionsÇözüm 1. Doğru cevap A.A: challenges: zor görev, çözümlenmesi gereken işFinding a vaccine for HIV is one of the main challenges facing doctors.Soruda, biyokimya uzmanlarının, HIV aşısı da dahil olmak üzere, biyomedikal sorunlarınçözümünde anahtar rol oynadıklarından söz ediliyor. Sorudaki lie ahead (halledilmeyibekleyen, birisinin önünde duran) fiili genellikle olumsuzluk işaretidir:There are many problems that lie ahead before this vaccine can be tried on a largescale.Hekim arkadaşlar HIV aşısının henüz bulunmadığını bildiklerine göre, bu cümledenolumlu bir anlam çıkması uzak ihtimal.B: consultancy: danışman şirket, kurumC: component: parçaD: ingredients: muhteviyat, içindekilerE: option: opsiyon, seçme şansı, seçim imkanı


The patient has no option but undergo this major operation.Soru 2.The malaria parasite is a much more ---- and devious opponent than we have everimagined.A) preferableB) relativeC) reliableD) indefiniteE) dangerousÇözüm 2. Doğru cevap E.B: relative: ilgili, göreceli, akrabaRashes, as a symptom, may be relative to measles.D: indefinite: belirsiz, ne kadar süreceği bilinmeyenAnlamca yakın olmakla birlikte, indefinite kelimesini undefined (tanımlanamayan) ilekarıştırmayınız.an indefinite planan undefined illnessE: dangerous and devious opponent: tehlikeli ve sinsi rakip/düşmanSoru 3.Many people who get cancer sores get them ---- , perhaps one or more times ayear.A) entirelyB) sensitivelyC) painfullyD) repeatedlyE) scarcelyÇözüm 3. Doğru cevap: E.A: entirely: tamamen, bütünüyle, (=completely)Although they are twins, they look entirely different.B: sensitively: a) incinmeye yatkın bir şekilde, b) (başkalarının hak ve hürriyetlerine,ihtiyaçlarına) duyarlı bir şekildea. He sensitively listened to his friend's criticism.b. In an interview on TV, the Minister of Health talked sensitively about theproblems of the needy and disabled.C: painfully: acı verecek şekilde, acı çekerekHer thumb (başparmak) is painfully swollen (şişmiş).D: repeatedly: sürekli tekrarlayan bir şekilde (=again and again)


The policeman repeatedly and deliberately (kasten) asked the same question to thesuspect to make sure he was telling the truth.Soruda, bu zarfın doğru cevap olması mümkün değil, çünkü boşluğu takiben belki bir yada birkaç kez ifadesi var. Repeatedly buraya 2-3 numara fazla gelir. Biz, scarcely(nadiren, pek seyrek) ile yetinmeliyiz.E: scarcely: nadiren, yok denecek kadar azHe scarcely spoke a word.Bu zarf bir de, iki eylemin birbirlerini çok az bir zaman farkıyla izlediklerini anlatırkendevrik ya da düz cümlede kullanılır:Scarcely had she/She had scarcely stepped out of the shopping centre when the bombexploded.Soru 4.Airway inflammation is a pivotal event in the development of asthma and appearsto ---- its severity.A) targetB) determineC) undermineD) obstructE) encourageÇözüm 4. Doğru cevap B.B: determine: belirlemek, saptamakAstımın gelişmesinde önemli bir role sahip olan solunum yolu enflamasyonunun, aynızamanda bu hastalığın şiddetini belirleyen bir faktör olduğu da düşünülmektedir.pivotal: büyük öneme sahip, merkeziHe has a pivotal position in the hospital administration.C: undermine: bir kişinin ününü, makamını ya da yaptığı işi önemsiz, değersizgöstermeye çalışmakThe Opposition (muhalefet) leader is, as usual (her zamanki gibi), trying to underminethe Government's successful attempts to decrease the rate of inflation andunemployment.D: obstruct: engellemek, tıkamakA high level of cholesterol can obstruct the flow of blood in veins.


Soru 5.Patients seeking to ---- scars have several options depending on the depth of thescar.A) look out forB) make do withC) get rid ofD) turn downE) throw upÇözüm 5. Doğru cevap C.A: look out for: a) dikkat etmek (=watch out for), b) sorumlu olmak (=be responsible for)a. Look out for lesions in the brain MRI; they'll tell us what has happened.b. When the chief was on leave (izinde olmak), his assistant looked out for theservice.B: make do with: idare etmek, yetinmek, (=eke out)The ultrasound device was out of order, so the specialist had to make do with a simpleradiography.C: get rid of: kurtulmak, başından def etmekCosmetic surgery helps patients get rid of unwanted scars or blemishes (leke).D: turn down: reddetmek, geri çevirmekCalls (çağrı, istek, talep) for the law to be altered (değiştirilmek) to allow euthanasia(ötönazi) have repeatedly been turned down.E: throw up: a) istifa etmek, bırakmak; b) gündeme getirmek; c) kusmak (=vomit)a. She has thrown up a very promising (istikbal vaat eden) career for the sake ofher (hatırına) future (müstakbel) husband.b. This research has thrown up very interesting facts.Soru 6.PTSD sufferers often feel emotionally numb and ---- the people closest to them.A) put up withB) cut off fromC) make up toD) come up withE) run out ofÇözüm 6. Doğru cevap B.A: put up with: katlanmak, dayanmak (=bear, tolerate)I wonder how the wife puts up with this man's drinking habit.


It must be hard to put up with the pain that kidney stones cause when they fall in theurethra.B: cut off from: (dış dünyayla) irtibatı kesik olmakTheir relative in coma is totally cut off from the outside world.C: make up to: a) kendini affettirmek; b) birinin gözüne girmeye çalışmaka. How can I make up to the nurse who I shouted at while she was applying adressing (pansuman)?b. He is in the habit of making up to his seniors (kıdemli, üst).D: come up with: önermek, (çözüm vs.) bulmakSome researchers have come up with a new technique to vaporise the prostate.Araştırmacılar yeni bir prostat vaporizasyon yolu önermişler mi, yoksa bu sorununçözümünü bizzat mı bulmuşlar? Bu tam anlaşılmıyor ama nasıl olsa ikisi de aşağı yukarıaynı kapıya çıkıyor.E: run out of: tükenmek, bitmekThe field (sahra) hospital has run out of many indispensable (olmazsa olmaz) supplies.Soru 7.A great effort is presently being made to document the complex relationships ----the malaria parasite, mosquitoes and people.A) throughB) forC) betweenD) overE) acrossÇözüm 7. Doğru cevap C.Bu soru için yapabileceğimiz fazla bir açıklama yok: between A and B. Burada yanıltıcıunsur, between edatından sonra iki nesne bulunması ve daha sonra and bağlacının veüçüncü nesnenin gelmesi. Ancak, bu bir hata değil. Yaygın kanaatin aksine, between,sayısı/adı bilinmek şartıyla, birden fazla nesneyi bir araya getirebilir:The chief shared the responsibilities between the five residences (asistan).Switzerland lies between France, Germany, Austria and Italy.Ayrıca, bu edat choose between two things: iki şeyden birini seçmek kalıbı içerisinde deyaygın kullanıma sahiptir.Önemli not: Sorudaki presently zaman zarfı cümle ortasında başka (şu an, halihazırda),cümle sonunda başka (az sonra, yakında) anlama gelir. Dikkat ediniz!The doctor is presently seeing a patient. / Doktor şu an hasta görüyor.The doctor is seeing a patient presently. / Doktor birazdan bir hasta görecek.


Şimdi de A, B, D ve E seçeneklerinde kullanılan edatlarla birlikte görmeye alıştığımız(ya da alışmak zorunda olduğumuz) bazı ikili ifadeleri listeleyelim:A) throughgo through: gözden geçirmek, incelemekrun through: hızla gözden geçirmekB) forresponsible forin return for: (bir şeyin) karşılığında (verilen şey)They gave me a present in return for my voluntary work.D) overfight over smth: bir şey için mücadele etmekturn over the page: sayfayı çevirmekE) acrosscome across: karşılaşmakscatter/spread across a place: bir yerin her tarafına yayılmakSARS, which is highly communicable, has spread across the continent.Soru 8.Low dose aspirin is often recommended ---- patients ---- risk of heart attack.A) towards / offB) to / atC) by / toD) with / forE) in / fromÇözüm 8. Doğru cevap B.Bir kurtarma sorusu: recommend + to; at + riskExercise is highly recommended to obese patients at risk of heart attack.Şimdi de A, B, D ve E seçeneklerinde verilen edatlarla birlikte yaygın olarak kullanılanbazı ifadeleri görelim:A) towardsmake progress towards reaching an agreement: bir antlaşmaya varmak üzere olmakA) offoff duty: izinde olma haliC) bybit by bit: yavaş yavaş, =graduallyby accident: kazaen, bilmeyerekC) tomade to measure: (herhangi bir ihtiyaca) tam cevap veren, ısmarlama yapılmış (elbisevs.),This hospital is made to measure; it has in it all that a doctor would need to have.D) with


with regard to: ile ilgili olarakwith the exception of: (bir şey/kişi) hariçWith the exception of one student, everbody was present in class.D) forfor the sake of: hatırınafor good: foreverHe left the country for good. / Bir daha gelmemek üzere ülkeden ayrıldı.E) inin short: brieflyin depth: derinlemesine, =thoroughlyin vain: boşuna, nafileE) fromdie from: -den ölmekdiffer from: -den farklılık göstermek


3. Gramer soruları için ortak açıklama ve çözüm teknikleri(9-18 arası sorular)Gramer sorularının çözümlerine geçmeden önce, bu tür sorularda adayların dikkatetmeleri gereken bazı noktaları vurgulamak istiyoruz:*Gramer sorusu, adı üzerinde, gramer bilgisini sınar. Kelime hazinesi, belki bazı bağlaçsorularında yarar sağlayabilir, ancak buradan ileriye gidemez. Öte yandan, bir gramerkitabından kuru kuruya konu çalışarak sınavdaki gramer sorularını çözebilmek de adetabir hayal gibidir. Her yeni soruda, önceden bilinmeyen bir incelikle (tuzakla!) karşılaşanama bunu fark edemeyen aday, sorunun Türkçe'sini bir bütün olarak anlamaya çal ışır.Bu çaba, verilecek cevabın yanlış olması sonucunu değiştirmeyeceği gibi, adayınperformansını düşürür ve her saniyesi büyük bir dikkatle harcanması gereken vaktiniçalar. Sonuçta aday yorgun düşer ve tahminlere dayanarak verdiği cevaptan da eminolamaz. Bu kuşku, adayı her soruda biraz daha derinleşen ve hızlanan bir girdabın içinesürükler. Siz, siz olun, gramer sorularını tercüme etmekten uzak durun; bunun yerinesorunun yumuşak karnı’nı bulmaya çalışın. Bunu yaparken, seçeneklerde verilenunsurlarla (zaman çekimleri, bağlaçlar, ilgi zamirleri vs.) soru içindeki kimi unsurlarınilintili ve ilintisiz olan yönlerini tespit ederek işe başlayın. Aşağıdaki açıklama veörneklerin bu konuda size rehber olmasını dileriz:a) Herhangi bir soruda verilen birleşik cümlenin ana cümlesi present perfect tense ise,soruya ait seçenekler arasında bulunan ve yan cümleye bağlanması istenen zamanbağlaçları (when, while, after vs.) yanlış cevap olacaklardır. Çünkü bir zaman bağlaçlı(since içerenler hariç) cümlenin bağlandığı ana cümle present perfect tense’e kapalıdır.When this morning's visit has been completed (yan cümle), our sister has beendischarged (ana cümle).Bu örneği hem yan cümle, hem de ana cümle açısından irdeleyelim:1. Verilen bağlaçlı yan cümle, ana cümledeki present perfect eylemin zaman zarfıgörevindedir.2. Konuşmacı, ‘Sabah viziti tamamlandığı zaman, ...’ diyerek geçmişe değil,geleceğe işaret etmektedir, çünkü zaman bağlaçlı bir yan cümlede presentperfect tense, simple present tense görevinde kullanılabilir ve simple presenttense’e benzer şekilde geleceğe işaret eder. Bu cümlede sözü edilen vizit henüztamamlanmış değildir. Vizitin saat 10'da tamamlanacağını varsayarak ‘When thismorning's visit has been completed = At 10 o'clock eşitliğini kuralım ve aşağıdakiörneği tekrar inceleyelim:At 10 o'clock, our sister has been discharged. (Present perfect tense’in zamandan muafolduğunu ve kesin saat ve tarihe işaret eden zaman zarflarıyla kullanılmadığınıhatırlayınız.)Şimdi de ana cümleyi irdeleyelim:1. Hatalı kullanılan has been discharged eylemi, yerini future tense’e (will bedischarged) bırakmalıdır.2. Ya da cümlenin geçmişi anlatması isteniyorsa, zamanların baştan aşağıdeğişmesi gerekmektedir:


When the morning visit had been completed, our sister was discharged.b) Benzer şekilde, geleceği anlatmak üzere zaman bağlaçlı yan cümlede geniş zamanyerine gelecek zaman kullanmak da büyük bir hatadır:When the X-ray will be taken, we shall be able to see which of the ribs are fractured andhow serious the fractures are.Doktor, radyografi çekilmesini göğüs kafesinde hangi kemiklerin kırıldığını anlamak içinbir şart olarak görüyor. Doktor, bunu if'li bir cümle ile ifade etmek istese cümlesini şöylekurardı:If the X-ray is taken, we shall be able to see which of the ribs are fractured and howserious the fractures are.Gelecek zaman sadece belli belirsiz bir niyet, bir ihtimal anlatır; şartları karşılayamaz.Bir if'li yan cümlede şimdiye kadar future tense kullanıldığını görmemiş olmanızın esasnedeni budur. Zaman ya da şart bağlacı taşıyan yan cümle, herhangi bir eylemi/durumusanki zaten mevcutmuş, gerçekmiş gibi gösterip buna göre yapılacak işten, alınacakönlemden vs söz eder. Aşağıdaki Türkçe cümle geniş zamanın bu özelliğini anlatan iyibir örnektir:Hele röntgen bir çekilsin (şart), görüşümü ona göre belirteceğim (niyet, sonuç).c) Tense bilgisinin gerekmediği gramer sorusu hemen hemen yok gibidir. Bu nedenle,genel tense uyumundan ve bağlaçlarda tense geçişinden (olayların birbirini izleyişsırasına göre zaman çekimi) mutlaka haberdar olmalısınız. Örneğin, bir ana cümle +bağlaç + yan cümle formülünde, ana cümle past perfect çekim almış olsun ve bizdenbu cümlenin bağlacını bulmamız istensin. Seçenekler arasında bulunan neden ya da zıtneden anlatan bağlaçların (for, because, although, no matter how vs.) doğru cevapçıkma ihtimalleri yok denecek kadar azdır. Zira, past perfect tense iki geçmiş olaydan ilkgerçekleşeni (nedeni) anlatmak için kullanılır. Ana cümle zaten past perfect ise, yancümlede neden bağlacı değil, ancak bir sonuç bağlacı (therefore, however,consequently vs.) kullanılabilir. Aşağıda, bu formüle uygun bir soru verilmiştir:Health Watch had been founded by the support of pharmaceutical companies, ----it is only natural that it waged an aggressive campaign against natural medicines.A) because B) even though C) soYukarıda yapılan açıklamaların ışığında, örnek sorunun doğru cevabı sonuç anlatan sobağlacıdır (C seçeneği). Because nedene işaret edeceği için past perfect çekimli birleşikcümlenin başında yer almalıdır. Soru cümlesinde zıtlık yok. Bu açıdan even thoughhatalıdır. Ancak, bir an için ana ve yan cümlelerin zıt anlam içerdiklerini varsayalım: Budurumda even though yine yanlış cevaptır, çünkü zıt neden anlatan bu bağlacın yeribirleşik cümlenin past perfect çekimli ilk cümlesi olmalıdır.


d) Zaman zarflarıyla ilgili bilginiz, ’Yesterday için simple past ve now için presentcontinuous tense gerekir’ diyebilmekten daha ileri gitmelidir. Bazı tense’leri ya da modalfiilleri hatırlatan ipucu zaman zarflarını bilmelisiniz.Örneğin, before long (=soon) future tense’te kullanılır:With all those fatty food he eats, he will get his arteries clogged before long.Bir aktarım cümlesinde ise will yerini would’a bırakır:His doctor frankly told my father that with all those fatty food he ate, he would get hisarteries clogged before long.Considering the child's desperate neurological picture, the paediatric neurologist knewthat she would die before long.e) Gramer sorularının yumuşak karnını bulmak için olumlu cümleye olumsuz anlamveren hardly ve yet gibi zarfları da bilmek gerekir. Örneğin hardly, çok yaygın kullanılırve kabaca not demektir. Görüldüğü yerde üstü çizilip yerine not olumsuzluk ekiyazılmalıdır. Bunu unuttuğunuz, ihmal ettiğiniz takdirde,My grandfather hardly sees a doctor.cümlesini, Büyükbabam doktoru zorlukla görüyor; gözleri bozulmuş şeklinde çevirir vehata edersiniz. Doğru çeviri:Büyükbabam (neredeyse hiç) doktora gitmez.Bildiğiniz gibi yet, yaygın olarak present perfect çekimli olumsuz cümlelerde ya da sorucümlelerinde kullanılır:Has he arrived yet? I haven’t seen him yet.Ancak, aşağıdaki örneklerde yet olumlu bir cümleyi tek başına olumsuz yaparken,eylemin henüz gerçekleşmediğini, geciktiğini vurgular:Scientists are yet to find a cure for cancer. (Bilim insanları hala kansere çare bulacaklar!Bekle ki bulsunlar!)f) Fiilleri sadece ismen tanıyor ve hangi özel yapılarla ve zaman çekimleriyle birliktekullanıldıklarını bilmiyorsanız, ÜDS/KPDS sınavlarındaki başarınızı yok yere geciktirmişya da tehlikeye atmış olursunuz. Kimi fiillerin belirli zamanlarda (özellikle presentcontinuous ya da present perfect) çekimleri ya hiç yoktur ya da çok nadirdir.Çoğunluğunu duyu/duygu fiillerinin (understand, hope, own, owe=borçlu olmak, see,think, prefer vs.) oluşturduğu bu fiilleri tanımalısınız:Sizi anlıyorum: I understand you.Yeni bir araba aldığınızı görüyorum: I see you have bought a new car.Sınavı başaracağınızı ümit ediyorum: I hope you will pass the exam.Şimdi de bir sınav sorusu üzerinde bu bilgiden nasıl yararlanacağımızı görelim:


I ---- that the newcomers (yeni gelenler) all ---- happiness and health, and nothingelse.A) was assuming / desired B) have been assuming / have been desiringC) assumed / desired D) assume / are desiringE) am assuming / have desiredDoğru cevap C. Soruda, duygu anlatan iki fiil var: assume (varsaymak) ve desire (arzuetmek). Bu iki fiil de continuous çekimlere kapalıdırlar. Buna göre, birinci ve/veya ikincikısımlarında continuous form içeren A, B, D ve E seçenekleri elenir.g) Kimi fiiller belirli bazı bağlaçların ilgi alanına girerler. Örneğin, bir bağlaç sorusundaact, behave, look, treat ve benzeri fiiller varsa, akla ilk gelen as if=as though seçeneğiolur. Benzer şekilde, ask, wonder ve doubt fiilleri de whether ile yaygın olarakkullanılırlar,The patient behaved as though he had known all that has to be known about hiscondition (rahatsızlık, hastalık).His daughter was such a pitiful (acınacak) sight that the father wondered whether shewould ever recover from her illness,h) Bazen anlamları birbirine çok benzeyen iki bağlaç yapısal özellikleriyle birbirindenayrılır. Until (-e kadar) ve by the time (-e kadar) bağlaçları bu duruma verilebilecek güzelbir örnektir. Bu bağlaçların sadece Türkçe karşılıklarını bilerek soru cevaplamakmümkün değildir. Aşağıdaki iki cümleyi inceleyelim:1. The casualty will have passed away (dünya değiştirmek) by the time the ambulancehas arrived.2. We will stick to this procedure until a better one has been found.Yukarıdaki örneklerde, eşanlamlı olduklarını düşünerek by the time yerine until ve untilyerine by the time kullanalım. Bu takdirde, anlam değişecek ve cümleler, Türkçeçevirileri doğru gibi görünse de İngilizce açısından hata içereceklerdir:1. Ambulans varana kadar kazazede (sürekli) ölmüş olacak.2. Daha iyisi bulunana kadar (bir defaya mahsus/bir an için) bu prosedürebağlı kalacağız.Örnek cümlelerin çevirisinden de anlaşılacağı üzere, by the time bir eylemin belli birtarihe/saate kadar sadece bir kez gerçekleşeceğine işaret ederken (I’ll be back by sixo’clock), until o eylemin devam edeceğini anlatır (I’ll wait for you until six o’clock). Bunedenle until’li bir yan cümle, bağlandığı ana cümlede wait, study, carry on, continuegibi devamlılık gösteren fiiller ister. By the time kalıbının ana cümlesinde ise leave,come back, arrive, die, finish, complete gibi anlık fiillerin bulunması gerekir,i) Gramer sorularında adayların gözden kaçırdıkları bir diğer önemli konu ise bağlaçlıcümlelerdeki punctuation marks, yani noktalama işaretleridir (virgül, noktalı virgül vs.).Örneğin therefore, however gibi sonuç bağlaçları (co-ordinating conjunctions),bağlandıkları ana cümleden noktalı virgül ile ayrılırlar. Bu kurala uyan ve uymayanbağlaçların iyi tanınması gerekir. Ayrıca, bağlaç sorularında birbirine paralel ya da zıt


olan sıfatlara/zarflara da dikkat edilmelidir. Bu sayede sorunun çözümü kolaylaşır veaynı anda birden fazla seçenek elenebilir. Aşağıdaki soruyu inceleyelim:In the 19th century anatomical knowledge encompassed virtually all structuresvisible to the naked eye; ---- , hardly any surgeon dared to enter a body spacesuch as a joint or the abdomen.A) becauseB) althoughC) neverthelessD) thereforeE) whereasBurada, noktalı virgül, virgül arasında yer alabilecek iki bağlaç vardır (1. nevertheless, 2.therefore). Bu bağlaçlardan zıtlık (all x hardly any) anlatan ilki (nevertheless) doğrucevaptır (C seçeneği). Bu kurallardan haberdar olmayan bir aday, A, B, D ve Eseçeneklerini gereksiz yere değerlendirmeye alacak (yani bu bağlaçların taşıdığı anlamısoru cümlesine yükleyip cümleyi tercüme etmeye çalışacak) ve bilmediği bir sürü kelimeve yapı arasında boğularak vaktini ve umudunu yitirecektir,j) Karşılaştırma (comparison) cümleleri ve pekiştiriciler (intensifiers) gramer sorularınınvazgeçilmez konularındandır. Nispeten kolay bir konu olmasına rağmen, birkaç basitkuralı bilmemek bu tür sorularda gereksiz hatalara ve puan kayıplarına neden olur.Örnek soruyu inceleyelim:Due to the case's old age and diabetes problem, the disease is making a ----worse prognosis than expected.A) more B) far C) many D) much moreA: Worse, badly zarfının (ya da bad sıfatının) ikinci derecesi (comparative degree)olduğundan kendi içinde –er eki taşır, yani more zarfına ihtiyaç duymaz. A seçeneği bunedenle hatalıdır.C: Many, bir karşılaştırma cümlesinde sadece sayılabilen isimlerle birlikte pekiştiriciolarak kullanılabilir (We have many more problems than you think we do.).D: Much tek başına pekiştirici görev üstlenebilir (The interview went much worse than Ihad expected.), ancak more bizi tekrar A seçeneğine götürüyor ve işi bozuyor.B: Far, ikinci derece sıfat ve zarflarla kullanılan bir pekiştirici olup yukarıda verilen örneksorunun doğru cevabıdır.k) Far pekiştiricisini bilince, by far’ı öğrenmemek olmaz. By far, superlative degree içinuyarıcı/hatırlatıcıdır. Bu pekiştiricinin kullanıldığı bir karşılaştırma sorusunda doğrucevap, the most, the best gibi en üstünlük derecesinde çekilmiş sıfat/zarf içeren birseçenek olacaktır. Benzer şekilde, üçüncü derece sıfat/zarf içeren bir soruda pekiştiricibilgisi sınanıyorsa, by far diğer seçenekler arasından hemen öne çıkacaktır:Your son is by far the most difficult student I have ever had to teach.


Önemli not: By far en üstünlük derecesinde kullanılabilen yegane intensifier değildir.Much ve very zarflarını da unutmamak gerekir:You must be here by 6 o'clock at the very latest.This is much the best refrigerator in the market that money can buy.l) Bazen, sınavda sorulan kimi soruların, sizi, belli bir gramer konusunun bütünündensınadığını düşünürsünüz. Ancak, gerçekte durum böyle değildir: sorunun sizdenbeklediği yakışanı yakışmayandan ayırt etmenizdir. Yakışan - yakışmayan ikilisini birörnek soru ile açıklayalım:Örnek soru:Our modern knowledge of cell structure ---- without the electron microscope,which was first developed in the late 1930s.A) could not have been obtainedB) would not be obtainedC) should not have been obtainedD) must not have been obtainedE) cannot have been obtainedÇözüm: Without edatı could not have been obtained ile karakterizedir. Nasıl ki by farpekiştiricisini gördüğünüzde 3. derece (en üstünlük) bir sıfat/zarf arıyorsanız, withoutedatı ile karşılaştığınızda da could not+perfect kipine öncelikle şans tanımalısınız.Without my advisor's assistance and guidance, this thesis could never have beenaccomplished. (Danışmanımın yardımları ve rehberliği olmaksızın, bu tez aslabaşarılamazdı.)Aslında, yukarıdaki örnek cümle gizli bir 3. tip if'li cümledir:If my advisor hadn't assisted and guided me, this thesis could never have beenaccomplished.Gördüğünüz gibi, örnek soru, kiplerle ilgili (modal verbs) bütün bilgimizi sınayan tarzdahazırlanmamış. Sorunun tek istediği without edatına yakışan could not have + V3'übulmamız; o da A seçeneğinde var.Merak edenler için: D ve E seçenekleri birbirine eşittir (elde etmiş olamaz). Bir sorununiki doğru cevabı olamayacağına göre, bu iki seçenek değerlendirme dışı kalır. Cseçeneği ise, yapılmaması gerekirken yapılmış bir işten söz ediyor (elde edilmemeliydi),ancak soru cümlesinde, yerine getirilmemiş bu zorunluluktan ötürü herhangi birkimsenin uğradığı zarar, ziyan ya da kayıp yok. B seçeneği 2. tip if'li cümleyi aklagetiriyor ama soru cümlesi buna izin vermiyor.m) ÜDS/KPDS'nin en sık sınadığı gramer konularından biri de determiners(belirleyiciler) (some, any, other vs.) bahsidir. Birbirine çok benzediği için bu tür birsorunun seçenekleri arasına belgili/belgisiz (both, all, each vs.) zamirler de sıkıştırılır.Bu konu üzerindeki hakimiyetiniz, bu türden zamir ve belirleyicilerin Türkçe karşılıklarınıbilmekten ibaretse, 'gerilmiş ağlardan' birine yakalanmanız kaçınılmaz olacaktır.


Örnek soru:Heat is transferred from ---- object to ---- by conduction (iletme), convection (ısı ileiletme) and radiation.A) either / the othersB) another / othersC) each / otherD) other / allE) one / anotherÇözüm: Doğru cevap E seçeneğidir.A seçeneğindeki either determiner'i or ile karakterizedir ve iki nesnenin varlığından sözeder.I will either go to Italy or France.Either tek başına da kullanılabilir:You can park your car on either side of the street. (Arabanızı yolun istediğiniz tarafınabırakabilirsiniz; isterseniz bu tarafa, isterseniz karşı tarafa.)You can keep either of the photos - it doesn't matter which.Soruda ikiden fazla nesne var ve bağlaç olarak or değil, and kullanılmış. Ayrıca, Aseçeneğinin ikinci yakasında the others belgili zamiri var. Bu zamiri ancak aşağıdaki gibibir durumda kullanabilirsiniz:There were five of us in the team. Two of us agreed to the plan, but the others refusedit.B: Dikkat: another object diyebilmek için bu ifadeden önce en az bir benzeri object'tensöz edilmiş olmalıydı:Ageing is a leading cause of amnesia, and alcoholism is another (leading cause).B seçeneğinin ikinci yakasında others belgisiz zamiri var. Sayısı belirsiz bir gurubunbelirsiz bir kısmını alın, geri kalan belirsiz kısmı için de others kullanın.Some scientists (sayısı belirsiz bir gurubun belirsiz bir kısmı) believe that a cure foreach type of cancer will one day be found, whereas others (other scientists) (gurubungeri kalan belirsiz kısmı) claim that this is almost impossible.C: Bu seçeneğin ilk kısmındaki each her bir anlamına gelen bir determiner'dir vekullanıldığı cümle içinde başka hiçbir kişi ya da nesneye yer bırakmaz. Öyle ya;'Öğretmen sınıftaki her bir çocuğa ödül verdi' dediğiniz zaman, birisi kalkar da, 'Yadiğerlerine ne verdi?' diye sorarsa, cevap herhalde, 'Elinin körünü verdi!' olur.C seçeneğinin ikinci yakasında verilen other ancak kendisinden sonra bir çoğul vebelirsiz isim geliyorsa kullanılabilir:Germs are living things born of other germs.


Eğer ihtiyacınız olan yapı:a) other + belirsiz tekil isim ise, other'a bir önek bağlamalısınız: an.I didn't like this shirt. Can you show me another one?b) other + belirli tekil isim ise, other'dan önce the kullanmalısınız:The doctor has prescribed two kinds of pills. One is all right, but the other (one) tastesawful; I feel like vomiting when I take it.c) other + belirsiz çoğul isim ise, artikel (a, an, the) kullanmamalısınız:Darwin seldom agreed with other scientists (Kim oldukları belli değil!) as regards theorigin of species.D seçeneğinin ilk kısmında verilen other belirleyicisinin hatası da böylece anlaşılmışoldu (Bkz. yukarıdaki açıklamanın a) ve b) bölümleri).Şimdi bir an için other'ın ilk kısma yakıştığını, uygun düştüğünü varsayalım. Budurumda, all zamiri sırıtacaktır. Zira, hepsi derseniz, diğerine bir şey kalmaz (Bkz. Cseçeneğinin giriş açıklaması).E: Isı bir (one) objeden diğerine (another) transfer oluyor. Diğer obje belirsiz olduğu içinother, an belirsiz artikeline bağlanmış.n) Sınavlarda sıkça sorulan bir diğer soru türü ise birbirine benzer yapılar arasında ilişkikuran kimi basit ekleme ifadeleri (So do I; Netiher am I) ya da ekleme bağlaçlarıdır (but,and, as well/as well as, rather than). Örnek bir soru üzerinde bu konuyu inceleyelim:Örnek soru:His research focuses on the relationship between the upper and lower airways ----on the development of new treatments for asthma.A) rather thanB) neitherC) eitherD) as wellE) butDoğru cevap A seçeneğidir.Rather than tercih belirtirken benzer yapılar arasında köprü kurar. Soruda, bu köprününkurulduğunu gösteren ipucu mavi boyalı on edatlarıdır. Aynı ipucu pekala başka birekleme ifadesi ya da bağlacın varlığına da işaret edebilirdi. Ancak bu durumda,seçeneklerde ya da soru cümlesinde bazı değişiklikler yapmak gerekirdi:B ve C: Bu seçeneklerin doğru cevap olabilmesi için cümlede yapılması gerekendeğişiklikler:B: His research focuses neither on the relationship between the upper and lowerairways nor on the development of new treatments for asthma.


C: His research focuses either on the relationship between the upper and lower airwaysor on the development of new treatments for asthma. However, I am not sure which.D: Bu seçeneğin (as well) doğru cevap olabilmesi için yapılması gereken değişiklik:His research focuses on the relationship between the upper and lower airways as wellas on the development of new treatments for asthma.As well ancak cümle sonunda kullanılabilir çünkü cümle sonunda eklenecek ifade yokturve ikinci as bu nedenle atılır.I bought a tie and a shirt as well. (=I bought a tie as well as a shirt.)E: Bu seçeneğin doğru cevap olabilmesi için cümlede yapılması gereken değişiklik:His research doesn't focus on the relationship between the upper and lower airways buton the development of new treatments for asthma.o) Bu kadar yol kat etmişken kıymetli dostlarımız Mr and Mrs Reduction için de birazvakit ayırmalıyız. Aksi takdirde incinirler ve sınav komisyonu da bu durumu dikkate alır.Reduction (indirgeme) bahsini anlatmak için bu sitenin mevcut kapasitesi yetmez.Kapasite yetse, bu defa da hocanızın ömrü yetmez. Zira, indirgeme bahsini iyi anlamakiçin zamanları, kipleri, pasifleri, gerund-infinitive'leri, sıfat cümlelerini, isim cümlelerini vebilumum zarf cümlesini iyi bilmek gerekiyor. Ama hocanız da bir kolaylık düşünmüştürelbet. Şimdi biraz sakinleşelim ve aşağıdaki soruyu inceleyelim:Örnek soru:Our case, ---- to hospital with rashes all over his body, responded well to the newmethod of treatment.A) to takeB) being takenC) having been takenD) to have takenE) takingDoğru cevap C seçeneğidir.A: İndirgeme bahsinde to+V1'in diğerlerine kıyasla (Ving, V3) sınırlı bir kullanımı vardır:1. Üçüncü derece (en üstünlük derecesi) bir sıfattan sonra:For many dieticians, exercise is the best means (yol, yöntem) to fight excessive weight.İndirgeme öncesi tam cümle: For many dieticians, exercise is the best means which willfight/fights excessive weight.2. The only zarfından sonra:Carbolic acid was once the only antiseptic to be used in operating theatres.


İndirgeme öncesi tam cümle: Carbolic acid was once the only antiseptic which was usedin operating theatres.Hatırlatma: Tam cümlede pasif fiil kullanıldığı için indirgeme to be V3 şeklindegerçekleşti.3. The first, the second, the last gibi sıra sayı sıfatlarından sonra:Dr W. J. West, a practitioner who reported some attacks at 4 months of age in his ownson, was the first researcher to describe West syndrome, which leads to severeretardation.İndirgeme öncesi tam cümle: Dr W. J. West, a practitioner who reported some attacks at4 months of age in his own son, was the first researcher who described West syndrome,which leads to severe retardation.Yapılan açıklamalar ışığında A seçeneğinin hatası ortaya çıkmış oldu.B: Bu seçenekteki being taken indirgemesinin continuous bir tense'e ait olduğu belli.Cümlenin orijininde continuous çekim olmasaydı, indirgenmiş fiil sadece taken olarakverilirdi. Örneği inceleyelim:The casualty (kazazede) being monitored in the Intensive Care Unit seems to behopeless.Tam açınım: The casualty who is being monitored in the Intensive Care Unit seems tobe hopeless.Eğer being monitored yerine, monitored indirgemesini tek başına yeterli görürsek, tamaçınım şu şekilde değişir:The casualty who a) is / b) has been monitored in the Intensive Care Unit seems to behopeless.a. Yoğun bakım ünitesi hastanın evi mi olmuş? Adam burayı mesken mi tutmuş?Taburcu ediyorlar da gitmem mi diyor? Bu çekim (is monitored) geniş zamanıanlatıyor. Halbuki hastalar, yoğun bakımda belirli bir süre kalırlar.b. Present perfect çekimin düşünülebilmesi için toplam süre gerekir (for two weeks,for one full day vs.).Monitored indirgemesi için bir de was monitored alternatifi var, ancak cümlenindevamındaki tense (seems) ile uyuşmuyor.C: Önce soru cümlesinin tam açınımını görelim:Our case, who had been taken to hospital with rashes all over his body, responded wellto the new method of treatment.A seçeneğinin açıklamasında sözü edilen özel bir durum bu seçenekte yok. O halde,indirgeme to V1 değil, Ving şeklinde olmalı. Ancak, hasta önce hastaneye getirilmiş,daha sonra tedaviye cevap vermiş. İşte, bu olaylar silsilesinin (öncelik-sonralık


sırasının) doğru ifade edilebilmesi için having V3 kök fiile ihtiyaç var. Ayrıca, hasta kendikendine hastaneye gelmemiş, götürülmüş; yani pasif durum söz konusu. Bu nedenle,having been V3 tercih edilmiş. Having V3 (ya da pasifi having been V3) indirgemesinibir de cümle başında görelim.Having been refused to see the medical records of his relative, the man submitted(sunmak) a formal complaint to the Head of Physicians (başhekim).İndirgenmiş kısmın tam açınımı aşağıdaki gibidir:As he had been refused...D: To have+V3 genellikle geniş zaman çekimli bir fiil ya da sıfata bağlanır ve geçmişianlatır. Bu türden bir örnek görelim:Parkinson's disease is known to have been described by James Parkinson in 1817.(Cümlenin orijini: It is known that Parkinson's disease was described by JamesParkinson in 1817.)İndirgenmiş örnekle ilgili:ilk kural: Pasif bir fiili (is known) to V1 izler.ikinci kural: Giriş geniş zaman (is known), devam geçmişe aitse (in 1817), to V1 işgörmez; perfect kök (to have V3 ya da pasif to have been V3) gerekir.Bu noktada, haklı olarak C seçeneğinin açıklamasını hatırlayıp duraksayacaksınız. Zirao açıklamada, having + V3 (ya da pasifi having been + V3) iki geçmiş eylemden dahaöncekini anlatmak (indirgemek) için kullanılır demiştik. Ama örnek cümlemizde, geçmişianlatan bir ana fiil olmadığı için bu görevi to have been + V3 üstlenmek zorundakalmıştı. Eğer giriş ifadesi zaten geçmişe işaret etseydi (was known), o takdirde to V1yeterli olurdu:Parkinson's disease was known to be described by James Parkinson in 1817.E: Bu seçenekte ilk göze çarpan hata, indirgenmiş fiilin (taking) aktif olması. Bu fiilidoğru sayarsak, cümlenin indirgeme öncesi tam açınımı şöyle olur:Our case, who took to hospital with rashes all over his body, responded well to the newmethod of treatment.Hasta kendi kendini mi hastaneye götürmüş? İki eylem (took, responded) aynı anda mıgerçekleşmiş?p) Son olarak, biraz da sıfat cümlelerinden söz etmek istiyoruz. Relative pronoun/İlgizamiri (who, which, that vs.) ve relative adverb/ilgi zarfı (where, when vs.) bilgisinisınayan sorular nispeten kolay oluyor. Ancak, bu tür sorularda adayları bazı tuzaklarbekliyor. Aşağıda, bu tuzaklardan bir tanesini açıklamaya çalışacağız:This laser vaporisation device must only be used on the surface ---- the surgeonis working.A) which B) that C) what D) on which E) of which


Doğru cevap D seçeneğidir.A: Bu seçenek sadece the surface ismi yerine geçer ve sıfat cümlesine de sadece buismi taşır; o zaman da anlam kaybı ortaya çıkar. Bu kaybın nasıl bir şey olduğunuanlamak için sorudaki birleşik cümleyi iki bağımsız cümle haline getirelim:This laser vaporization device must only be used on the surface.The surgeon is working the surface.Görüldüğü gibi, kırmızı boyalı hatalı cümlede on edatına ihtiyaç var.The surgeon is working on the surface.Bu da bizi D seçeneğine götürür:This laser vaporization device must only be used on the surface on which the surgeon isworking.A seçeneğindeki tuzağa (which) nasıl düşüyoruz?1. Önce, sorunun ana cümlesindeki on the surface ifadesinde on edatının zatenmevcut olduğunu görüyoruz.2. Sonra, bu edatı which ile birlikte tekrar kullanmanın (on which) yanlış olacağınıdüşünüyor ve cevap kağıdında A seçeneğine ait boşluğun içini güzelcedolduruyoruz.Bu hataya düşmemek için izleyen sıfat cümlesini bağımsız halde görmeye çalışmalı veana cümlede verilmiş olan edatın, ana cümleye ait olduğunu ve sıfat cümlesinin, buedatın varlığından etkilenmeyeceğini unutmamalıyız.B: That = which olduğuna göre, bu seçenek de yanlıştır.Soru: That ilgi zamiri on edatı alsaydı, o takdirde doğru cevap olur muydu?Cevap: Hayır, olmazdı çünkü that kendisinden önce edat almaz.C: What kendisinden önce isim istemez; bilakis, o ismin yerine geçer:Did you read what I had written?= Did you read the thing (örneğin the story) that I had written?E: Buradaki hatanın anlaşıldığını düşünüyor ve bu seçenek için açıklama yapmayagerek görmüyoruz.Gramer açıklamaları askerlik anılarına benzer, asla bitmez. Onun için, daha fazlagecikmeyelim ve kaldığımız yerden <strong>Deneme</strong> Sınavı’nın çözümlerine devam edelim.


Soru 9.If he ---- with this rare congenital disorder at this early age, treatment ---- lesssuccessful.A) hasn’t been diagnosed / had beenB) weren’t diagnosed / wasC) wouldn’t be diagnosed / will beD) hadn’t been diagnosed / would have beenE) isn’t diagnosed / has beenCözüm 9. Doğru cevap D.Şart cümlelerinin üç ayrı tipinde, yan cümle ve ana cümle arasındaki tense ve model fiil(kip) ilişkisini hatırlayalım ve diğer seçeneklerin hiçbirisinde bu ilişkinin düzgünkurulmadığını bu listeden yararlanarak görelim. A, B, C ve E seçeneklerinde verilen ikiliifadeler hiçbir surette şart cümlesi oluşturamazlar.*(If'li cümlelerle ilgili açıklama ve örneğe ihtiyaç duyarsanız, sitemizde verilen ÜDS Fen<strong>Bilimleri</strong> <strong>Deneme</strong> Sınavı'na ait 2. sorunun çözümünü inceleyebilirsiniz.)Tip 1 If(yan cümle) simple present / present continuous / present perfect (nadir) / can / should /must / have to / am- is-are to + V1(ana cümle) simple future / simple present / future continuous / can / may / should /mustTip 2 If(yan cümle) simple past / past continuous / could / had to / was-were to + V1(ana cümle) + would / could / might / would be + Ving / would have toTip 3 If(yan cümle) + past perfect / past perfect continuous / could have +V3 (nadir) / had hadto / should have + V3 (çok nadir)(ana cümle) + would/could/might + have + V3 / would have been + Ving /would have had toSoru 10.On a submarine what wears you down is the relentless responsibility of ---- partof a small team where everyone ---- total trust in everyone else.A) being / has to putB) to have been / had to putC) having been / is to putD) to be / is puttingE) having to be / had to putÇözüm 10. Doğru cevap A.A: Edatlardan sonra gelen fiiller Ving halde bulunurlar.


They discussed about going to Italy.I am used to eating spicy (baharatlı) foodDikkat: İkinci örnekteki to mastar fiil (-mek/-mak) değil, ismin -e halini karşılayan edattır(I am going to Ankara).B: Bu seçenek yukarıda yaptığımız açıklamadan ötürü yanlıştır. Ancak, to have beenkök fiilinin nasıl bir durumda kullanılacağını hatırlamak isterseniz, (Bkz. o bölümü örneksoru çözümü D seçeneği.)To have been perfect kök fiilini başka bir örnek yapı üzerinde görelim:He is well-informed about the British people. He seems to have been in England for along time.Kişinin gerçekten İngiltere'de uzun zamandır kaldığını bilseydik, cümleyi şöyle kurardık:He has been in England for a long time.Bu durumdan emin olamadığımız, sadece tahminde bulunduğumuz için seem fiilindenyararlandık. Ana fiil olarak seem'i kullanınca, has been çekimine doğrudan yerveremedik ve bu fiili kökleştirmek zorunda kaldık: to have been.C: Having been geçmişi anlatıyor. Oysa ki, cümlemiz genel konuşuyor ve bunu teyiteden bir geniş zaman fiil taşıyor: wears down.Bir edatı takiben having + V3 yapıya izin vardır. Yeter ki, ana cümle eylemi ile kök fiilfarklı zaman dilimlerini anlatsın:I apologise to you for having broken your heart during yesterday's discussion.Konuşmacı şu an özür diliyor ama özür dilemesini gerektiren kusuru geçmi şte işlemiş:I apologise to you because I broke your heart during yesterday's discussion.D: Bkz. A seçeneği. D seçeneğinin ikinci kısmında verilen tense ile ilgili hataya da dikkatediniz.E: Having to be bir zorunluluk ifadesi olan have to V1'in Ving kök halidir; burada birsorun yok.I am tired of always having to tell you what to do. (Sana hep ne yapacağını söylemekzorunda olmaktan bıktım, usandım.)Ancak, seçeneğin ikinci yakasındaki had to put işi bozuyor ve wears down ileuyuşmuyor.


Soru 11.Betty recovered easily from the anaesthetic as children usually ---- .A) have doneB) didC) doD) are doingE) will doÇözüm 11. Doğru cevap C.Bu bir kurtarma sorusu. Tuzak B seçeneği. Zira, burada verilen did ile soruda verilenrecovered zaman açısından uyuşuyor. Bu iki seçeneği inceleyelim:B ve C: Önce, B seçeneğini doğru cevap haline getirmek için biraz zahmete girelim:Betty recovered easily from the anaesthetic as the other children in the ward did.Koğuştaki diğer çocuklar gibi (Koğuşundaki diğer çocuklar nasıl kolaylıkla anestezininetkisinden kurtulduysa/uyandıysa) Betty de kolayca uyandı.Görülüyor ki, did yardımcısını kullanabilmek için özel bir çocuk gurubunun benzer birdeneyimi gerçekten yaşamış olması lazım. Soruda, ne böyle bir çocuk gurubu var, nede gerçekten yaşanmış bir benzer olay. Soru cümlesi çocuklardan genel olarak sözediyor. Doğru cevap bu nedenle C seçeneğidir (do):Betty recovered easily from the anaesthetic as children usually do.Çocuklar genellikle nasıl kolaylıkla uyanırsa, Betty de anesteziden öyle kolayca uyandı.Tarz bağlacı as ana cümle eyleminin zamanına bağlı olmak zorunda değildir:I will cook the meal as my mother a) does / b) did.a. Yemeği annemin her zaman pişirdiği gibi pişireceğim.b. Yemeği (geçen gün) annemin pişirdiği gibi pişireceğim.Bu görevde kullanılan as ile birlikte would kipine de yer vardır:The surgeon neatly sutured the wound just as an experienced tailor would. (Cerrah,yarayı tıpkı deneyimli bir terzi gibi incelikle sütürledi.)Bir terzi, bir yaraya dikiş atamayacağına göre, bu benzetme mecazidir yani kurgudur.Kurguları ise would anlatır. Örnek cümlede, would yerine başka bir yardımcı fiilinkullanımı (does/did/will vs.) büyük bir hatadır.A, D ve E: Bu seçeneklerin çok önemli ortak bir hataları var: ana fiil içermeleri. Evet, buseçenekler çok ustaca hazırlanmış, çünkü hepsi de doğru cevap olan Cseçeneğindekine benzer bir do fiili içeriyorlar, ama C seçeneği yardımcı fiil iken(do=recover=uyanmak), A, D, E seçeneklerinde verilen fiiller ana fiildir(do=do=yapmak). Durumu örneklerle anlatmaya çalışalım:


a) - Do you live in Vişnelik?- Yes, I do.b) - Are you eating a hamburger?- Yes, I am doing.İlk örnekte, do yardımcı fiildir ve live in Vişnelik yerine geçer. İkinci örnekte ise, doingzaten bir ana fiildir ve ne eating, ne de başka bir fiilin yerine geçer. Sorumuzdaki A, D veE seçeneklerinde işte böyle bir hata yapılmış.Soru cümlemizi, do yardımcısının yerine geçtiği ana fiille birlikte tekrar görelim ve busorunun açıklamasına bir nokta koyalım:Betty recovered easily from the anaesthetic as children usually do (=recover from theanaesthetic).Soru 12.---- drugs to healthy people to prevent diseases ---- before, but has never beentried on a large scale.A) To be given / would be proposedB) To give / is being proposedC) To have given / was being proposedD) Having given / was proposedE) Giving / has been proposedÇözüm 12. Doğru cevap E.A: Seçenekte iki hata birden yapılmış: seç beğen al. Biz, to be given ifadesindenbaşlayalım: To V1 (ya da pasifi To be V3) cümle başında amaç anlatır:- Why did you go to England?- To improve my English.Ancak, 'To improve my English, I went to England' yapısından uzak durmak gerekir. Buifade tarzı hatalı değilse bile, iyi bir İngilizce de değildir. Bunun yerine, 'I went to England(in order) to improve my English' kuruluşu tercih edilmelidir. Bu açıklamaya göre, B ve Cseçeneklerinin de hatalı olduğu anlaşılıyor.Önemli not: Bu tür sorularda, cümle başında to V1 ve türevlerinden uzak durunuz; Ving,(giving ya da pasifi given), having V3 (having given ya da pasifi having been given)indirgemelerine şans tanıyınız.A seçeneğinin ikinci hatası ise, şart cümlesi yokken would kipi kullanılmış olması.D: Bu seçeneğin kolay elenebilmesi için önceliğin ikinci boşluğa ve before zarfınaverilmesi gerekiyor. Before zaman zarfını (zaman bağlacı değil) biraz açalım.a) I haven't seen an elephant before (zaman zarfı).'Daha önce hiç fil görmedim.' cümlesinde, daha önce zarfının bizi nereye (zamantünelinin hangi belirgin noktasına) götürdüğü belli değil. Zaman aralığı bir hayli geniş:Before zarfı bizi bugünden alıp konuşan kişinin doğduğu ana kadar götürüyor. Yani, dünile bugün arasında köprü kuruyor.


) I hadn't seen an elephant before (zaman bağlacı) I went to a zoo in Chicago.Bu cümlede ise, before zaman bağlacı görevinde ve konuşmacı açısından zamanı belirliiki eylemi öncelik-sonralık sırasına göre birbirlerine bağlıyor. Şimdi soru cümlesinedönelim ve before zarfından sonra (before'a bağlı) bir yan cümle verilmediğini, anacümlenin bu zarf ile tamamlandığını hatırlayalım. Bu durum, verdiğimiz birinci (a) örneğeuygun düşmektedir. Sorunun ikinci boşluğunda, before zarfından ötürü present perfectçekim gerekiyor. Ayrıntılı bilgi için (Bkz. Zamanlarla İlgili Alıştırmalar 3. soru çözümü).Dikkat: Soru cümlesinde, but bağlacını takiben present perfect kullanılması, zamançekiminin ana cümle için de aynı kalacağını göstermez. Bu varsayımdan hareket ederekE seçeneğine şans tanımak yanıltıcı olabilir.Şimdi, biraz da soru girişindeki having given indirgemesi üzerinde duralım:Having given some drugs to some healthy people to prevent diseases, the researchersconcluded that this was unnecessary.Tam açınım: After they had given some drugs to some healthy people to preventdiseases, the researchers concluded that this was unnecessary.Tam açınımda, as=because da düşünülebilirdi ama bu bağlaç cümlenin taşıdığı anlamauymadığı için biz after'ı tercih ettik. Bizim verdiğimiz örnekte, yan cümleyi (After...), birana cümle (the researchers...) izlemiş. Eğer D seçeneğini doğru sayarsak, sorucümlesindeki yan cümleyi (Having given drugs to healthy people to prevent diseases),bir fiil izlemiş olacaktır (was proposed). Peki ama ana cümle nerede.? Soru cümlesininyapısı bizim verdiğimiz örneğe kesinlikle uymuyor.Having given drugs to healthy people to prevent diseases was proposed before, but hasnever been tried on a large scale.Bu konuda biraz daha bilgilenmek isterseniz, (Bkz. o bölümü örnek soru çözümü Cseçeneği).E: Bu seçenekte giving bir gerund fiil olarak kullanılmıştır; indirgeme değildir.Giving drugs to healthy people to prevent diseases has been proposed before, but hasnever been tried on a large scale.Hastalıkları engellemek için sağlıklı insanlara ilaç vermek/verilmesi daha önce deönerilmiştir, ama...Özne: Giving drugs to healthy people to prevent diseasesYüklem: has been proposedEğer giving fiilini bir indirgeme cümlesinde kullanmak isterseniz:Giving some tablets to the old man, the nurse noticed that he had difficulty in swallowing(yutmak).Tam açınım: While she was giving some tablets to the old man, the nurse noticed thathe had difficulty in swallowing.


Soru 13.By the time Haisted died in 1922, surgeons he ---- at John Hopkins ---- his ideasand techniques right across the country.A) was training / would be disseminatingB) has trained / disseminatedC) trained / have disseminatedD) had trained / were disseminatingE) would have trained / will disseminateÇözüm 13. Doğru cevap D.D: By the time zaman bağlacının gerektirdiği özel tense ikilisinden ötürü bu sorudasadece D seçeneğini irdeleyeceğiz.By the time + Simple Past › (ana cümlede) Past Perfect/Past Perfect ContinuousBu kalıbı hatırlayıp D seçeneğini işaretlediyseniz iyi yaptınız, çünkü doğru cevabıbulmuş oldunuz. Ancak, yukarıdaki kalıbın orada olmadığını muhtemelen farketmediniz. Bu defa sorun çıkmadı (yani puan kaybetmediniz) ama bir dahaki sefere bukadar şanslı olmayabilirsiniz:By the time Haisted died in 1922, surgeons (that/whom) he had trained at John Hopkins(yan cümle) were disseminating his ideas right across the country.Soruda, past perfect çekim almış fiil ana cümlede değil, ana cümle içerisinde gizlenmişolan yan cümlededir: had trained. Yan cümleyi bir an için yok sayarsak:By the time Haisted died in 1922, surgeons were disseminating his ideas right acrossthe country.buradan aşağıdaki kalıp çıkar:By the time + Simple Past › (ana cümlede) Past ContinuousBu kalıbı bir örnekle açıklayalım ve 13. sorunun çözümünü tamamlayalım:By the time the shopping centre opened at 10 o'clock in the morning, a number ofpeople were already waiting in front of it. (Alışveriş merkezi saat 10'da açıldığında, birsürü insan çoktan beri önünde bekliyordu.)Eğer yan cümleye alışkın olduğumuz past perfect çekimi uygulamış olsaydık:By the time the shopping centre opened at 10 o'clock in the morning, a number ofpeople had already waited in front of it.Alışveriş merkezi saat 10'da açıldığında, bir sürü insan çoktan önünde beklemişti. (Yani,bekleme eylemi bitmiş ve belki de oradan ayrılmışlardı.)Hata bariz bir şekilde ortada. Soru cümlemizdeki past continuous çekimle söylenmekistenen şey, Haisted öldüğünde, yetiştirdiği cerrahların onun tekniklerini yayıyorolmaları/çoktan yaymaya başlamış olmaları (yayma işi bitmemiş).


By the time Haisted died in 1922, surgeons he had trained were disseminating his ideasright across the country.Soru 14.It is as if children with serious illnesses lose their childhood ---- they have to growup quickly.A) so thatB) whereasC) untilD) whileE) sinceÇözüm 14. Doğru cevap E. Yedi bela bağlaç sorularına gelmiş bulunmaktayız.A: So that (=in order that) amaç bağlacıdır. Bağlacın bu görevini bilince, sorudakiboşluğu izleyen zorunluluk ifadesi (have to) insana garip geliyor. Çünkü bir amacınızolur (...so that I can find a better job) ve bu amacı gerçekleştirmek için başka bir şeyiyapmak zorunda kalırsınız (I must learn a foreign language...). A'nın doğru cevapolabilmesi için önce bu hatanın düzeltilmesi gerekiyor. Üstelik, so that bağlacı can/could- may/might ve will/would model fiilleri ile karakterizedir.The patient has to be operated on so that the tumour can be removed.(present)The patient had to be operated on so that the tumour could be removed.(past)B ve D: Whereas bir birleşik cümlede, ortak bir konunun farklı iki yönünü karşılaştırır vedirect contrast/doğrudan zıtlık bağlacı görevinde kullanılır. Ayrıca, ana cümleden virgülile ayrılır ki soruda bu virgülü göremiyoruz.Some authors report that complications* in their series were minimal**, whereas othersstate that they encountered (karşılaşmak) a considerable number** of complications* inthe post-operative period.*ortak konu,**farklı yön.While ise bir birleşik cümlede iki farklı görevde bulunabilir:1. Whereas'e eşdeğer direct contrast/doğrudan zıtlık bağlacı: People who know littleare usually great talkers, while people who know much say little. - Jean JackRousseauA seçeneğinde whereas için verdiğimiz örneği while bağlacı ile de kurabiliriz:Some authors report that complications in their series were minimal, while othersstate that they encountered a considerable number of complications in the postoperativeperiod.Buna göre, while - whereas eşitliğinden B seçeneği iptal olur. Ancak, whilebağlacının hepimizin bildiği bir (asli) görevi daha var:2. When/As'e eşdeğer zaman bağlacı: While I was reading the paper, I cameacross (rastlamak) an interesting article.


Soru cümlesindeki tense ilişkisi, D seçeneğindeki while bağlacının when/as görevindekullanılmış olamayacağını gösteriyor. While iki geniş zamanı bağlamış olamaz mıdesek, bu defa da while bağlacını izleyen zorunluluk kipi işi bozuyor.Önemli not: Zaman bağlaçlarıyla zorunluluk vs. kip kullanmaktan kaçınınız. Eğergerekiyorsa, bu tür model fiilleri ana cümlede kullanınız. Zira, zaman bağlaçlarızorunluluk, dilek, istek vs değil, adı üzerinde zaman anlatırlar.1.You should take these pills. Then, you mustn't take any alcohol.2. After you should take these pills, you mustn't take any alcohol.Birinci örnekte bağımsız bir cümle ve should kipi var: yani sorun yok. İkinci örnekte ise,after içeren cümle artık bağımlı haldedir ve sadece zamanı anlatabilir. Bu nedenle,after'lı yan cümle should kipinin kullanımına kapalıdır.C: Until (Bkz h bölümü) bir ana cümle eyleminin, yan cümledeki şart gerçekleşenekadar devam edeceğini anlatır (I’ll wait for you until you come back.). Bu nedenle, until’libir yan cümle, bağlandığı ana cümlede wait, study, carry on, continue gibi devamlılıkgösteren fiiller ister. Sorunun ana cümlesinde verilen lose anlık bir eylemdir; by the timebağlacına yakışır:Give a stupid child a lira. By the time he has got to the grocer, he will have lost it.Eğer hata yapar ve by the time yerine until kullanırsanız, çocuk bakkala gidinceye kadarparayı devamlı kaybeder demiş olursunuz.E: Since'in bildiğimiz iki görevi var:1. Since (-den beri) he was discharged, he has been resting at home (since + simplepast›ana cümlede present perfect/present perfect continuous)2. Since (=Because) she was knocked unconscious by the burglar (soyguncu), shecouldn't remember the details of the burglary (soygun).knock unconscious: vurup bayıltmak ve yere düşürmekSoru cümlesindeki tense ilişkisi, since bağlacının birinci görevinde kullanılmasına izinvermiyor. Ancak, ikinci anlamı için diyeceğimiz söz yok. Since = because anlamıcümleye gayet güzel oturuyor.Soru 15.His criticism of the ancient Greeks is largely ---- their reluctance to back uptheories with experiments.A) on account ofB) in case ofC) according toD) in spite ofE) compared withÇözüm 15. Doğru cevap A.reluctance: isteksizlik


A: on account of = because ofSınavın olmazsa olmaz edat bağlaçlarından biri. Ardından isim ya da isim cümlesi alır.Eğer bu edatı bir tam cümleye bağlamak isterseniz, the fact that jokerindenyararlanabilirsiniz.On account of the fact that the disease is getting widespread, the Ministry should takeimmediate action.Ancak, soru cümlesinde bunu yapamazsınız. Zira, giriş cümlesi tam bir ana cümle değil,eksik kalmış:His criticism of the Greeks is largely...Ana cümle, yukarıda verdiğimiz ilk örnekte olduğu gibi bütün temel unsurlarıyla(özne+yüklem+nesne) tamamlanmış bir cümle olmalı.B: in case of = in the event of: (bir şeyin) olması durumundatedbir + in case of + tehlike (olumsuz durum)I always keep a fire extinguisher (yangın söndürücü) in the boot (bagaj) of my car incase of fire.In case of emergency, you can call 155.Buraya kadar gelmişken in case bağlacını da görelim:A tetanus injection was applied in case the wound should be / was infected.Örnekleri incelediğimizde, in case bağlacı ya da in case of edatının eksiği olmayan birana cümleye bağlandığını görürüz. Soru girişindeki ana cümle ise bu haliyle henüztamamlanmış değildir (Bkz. A seçeneği) ve in case ya da in case of'un sorudaki boşluğudoldurması beklenemez.C: Uyarı: According to edatını me zamiri ile birlikte kullanmayınız! Çünkü according toedatı 'bir kaynağa göre' demektir. İnsan kendini kaynak olarak gösteremez. According tome yerine, In my opinion/As far as I am concerned ifadelerini tercih ediniz.According to the literature, hypochondriasis, when secondary to depression, will usuallyresolve when depression does.Sorudaki boşluğu izleyen ifade bir kaynak adına hiç benzemiyor. Ayrıca, according toedatı daha ziyade cümle başında karşımıza çıkar, çünkü önce kaynak adı verip dahasonra buradan yaptığınız alıntıdan söz edersiniz.D: in spite of = despiteIn spite of heavy bleeding, the surgeons managed to get down to the site where thespleen (dalak) ruptured (patlamak, yırtılmak).ya da the fact that jokeri ile birlikte:


In spite of the fact that there was heavy bleeding, the surgeons managed to get down tothe site where the spleen ruptured.Cümleyi although eşitliği ile kurmak istersek:Although there was heavy bleeding, the surgeons managed to get down to the sitewhere the spleen ruptured.Yukarıdaki örneklerde, in spite of edatı içeren yan cümlelerin, in case of'a benzerşekilde, tam bir ana cümleye bağlandıkları görülüyor. Bu durum, D seçeneğinin hatalıolmasının ilk nedeni. İkinci neden ise, in spite of için aranması gereken zıtlık cümledeyok. Criticism (eleştiri) ve reluctance (isteksizlik) zıt değil, aynı yönde görünüyorlar.E: Compared with sık karşılaştığımız bir bağlantı elemanı. Sorunun diğerseçeneklerinde verilen ifadeler gibi, isim ya da isim cümlesine bağlanır:Compared with those of other authors', our results indicated a higher rate of survival inthe long-term follow-up.Örnekten de anladığınız gibi, compared with, in case of ve in spite of'a benzer şekildebir tam cümleye bağlanıyor. Soru cümlemiz ise eksikti. Ayrıca, soruda herhangi birkarşılaştırma da yapılmamıştı.Soru 16.Hopefully, ---- science can provide evidence of the physical damage done to aneglected young brain, ---- money will be poured into preventing the neglected inthe first place.A) more / even soB) the more / the moreC) either / orD) so / asE) as if / soÇözüm 16. Doğru cevap B.A: Sınavda, birlikte görmeye alşkın olmadığınız ikililere (more/even so, both/but vs) pekşans tanımayınız. Bu soruda, aşina olduğumuz ikililer B ve C seçenekleridir ve öncelikhakkı onlara verilmelidir.Even so = however zıt sonuç anlatan bir bağlantı elemanıdır ve kendisinden öncegenellikle bir virgül ister:There are some grammatical mistakes in the manuscript (makalenin yayınlanmadanönceki hali), even so it is worth (değer) publishing provided these mistakes arecorrected.Ancak, even so ana cümleyi takip eden ayrı bir cümlenin başında yer alırsa, virgül yerdeğiştirir ve even so bağlacından sonra kullanılır:There are some grammatical mistakes in the manuscript. Even so, it is worth publishingprovided these mistakes are corrected.


B: Soruda verilen iki boşluğun da bir ana cümleden önce yer almış olması the more/themore bağlantı elemanı için bir ipucudur. Ancak, the more/the more kalıba adını verenzarf ikilisidir ve herhangi başka bir sıfatın/zarfın 2. derecesi ile yer değiştirebilir. Themore/the more kalıbında yüklem kullanımı zorunluluğu yoktur. Aşağıdaki örnek, sözünüettiğimiz her iki özelliği aynı anda içermektedir:The fewer the words, the deeper the meaning.Kelime sayısı ne kadar az olursa, anlam da bir o kadar derin olur.Aynı cümleyi şu şekilde de kurabiliriz:The fewer the words are, the deeper the meaning is.ya daThe less you speak, the better people will understand you.The more/the more kalıbı soru cümlemizi tamamlayacak özelliklere sahiptir.C: Either/or bir tercihin varlığına işaret eder ama bu tercihin sonucunu belirtmez:I will either buy an expensive new car or give up the idea of having one.Ya pahalı bir sıfır araba alacağım ya da bu işten vazgeçeceğim.Örnekten, kişinin ne yapacağı tam olarak anlaşılmıyor. Pahalı bir araba mı alacak,yoksa bu işten vaz mı geçecek?Either man will abolish (ortadan kaldırmak) war, or war will abolish man.Eğer sınavda either/or bilgisi sınanacaksa, tercihin yapılamadığını, sonucunbilinmediğini anlatan bir ek ifade verilir. Bu ifade sayesinde, diğer seçenekleri ayıklayıpdoğru cevabı (either/or) bulabilirsiniz:Örnek soru: For our holiday, we will ---- go to Antalya ---- Çeşme, but this is notcertain yet.A) both / andB) neither / norC) either / orCümle sonunda yer alan but this is not certain yet ifadesi tatil mekanı ile ilgili kararınhenüz verilmediğini gösteriyor. O halde, kesin sonuca işaret eden A ve B seçenekleridevre dışı kalır. Bu nedenle, yukarıda verilen örnek sorunun doğru cevabı Cseçeneğidir.16. soruyu incelediğimizde, örnek sorudakine benzer bir belirsizlik ifadesi bulmakmümkün olmuyor. Üstelik, 16. sorunun giriş ifadesi hopefully (inşallah, ümit edelim ki)belirsizlik anlatan bir cümlede bulunmaması gereken olumlu bir zarftır.D: Bu seçenekte verilen so/as ikilisi genellikle birinci dereceden olumsuz karşılaştırmacümlelerinde as/as'in yerine tercih edilir. Ancak, as/as hem olumlu hem olumsuzkarşılaştırma yapabilirken, so/as sadece olumsuz karşılaştırma yapabilir.There were as many complications as were expected (beklendiği kadar).


The injection was not so ya da as painful as I had feared.Önemli not: So/as ikilisi aşağıdaki örnekte olumlu cümlede kullanılabilir. Bu kullanımadikkat ediniz!The film was so boring as to make half the audience leave the cinema. (Film, seyircilerinyarısının sinemayı terk etmesine neden olacak kadar sıkıcıydı.)= The film was so boring that half the audience (seyirciler) left the cinema.E: As if tarz bağlacıdır ve behave, treat, act, seem, look, sound, appear gibi tarzanlatmaya / benzetme yapmaya elverişli fiillerle birlikte bulunur. Ayrıca, as if'li cümledegerçek olmayan bir benzetme yapılıyorsa, yan cümle eylemi ana cümleye göre bir ya daiki derece geçmişe gider.He speaks as if he knows this subject well. (Bu konuyu iyi biliyor gibi konuşuyor / iyibiliyora benziyor.) (Gerçek bir benzetme: ana ve yan cümle eylemleri aynı zamandiliminde yer alıyor.)He speaks as if he knew everything. (Her haltı bilirmiş gibi konuşuyor ama aslında hedoesn't know anything.) (Gerçek olmayan benzetme: yan cümle eylemi ana cümleyegöre bir derece geçmişte kalmış.)Son olarak, as if/so şeklinde bir ikili bulunmadığını da belirtelim.Soru 17.When blood enters a capillary network, it is under ---- high pressure, ---- someplasma is forced out of the capillaries and into the tissues.A) as / thatB) quite / in caseC) rather / soD) such / so asE) so / henceÇözüm 17. Doğru cevap C.A: as high as, as big asNe diyeceğimizi anlamışsınızdır? Eğer karşılaştırma yapıyorsak, ikinci as nerede?Ayrıca, that ilgi zamirinden önce virgül olmaması gerekirdi. That, sadece tanımlayıcısıfat cümlelerinde kullanılabilir ve bu cümlelerde de virgül bulunmaz:They want to sell their house that isn't big enough for them.En az bir evleri daha var. Satmak istedikleri ev, ellerinde tutmak istedikleri ev ya daevlerden farklı. Bunu belirtebilmek için tanımlayıcı (that) sıfat cümlesi kullanmışlar.They want to sell their house, which isn't big enough for them.Tek bir evleri var: Bu da satmak istedikleri ev. Bu tek evi, (olmayan) diğerlerinden ayırtetme dertleri de yok. Bu nedenle, tanımlayıcı olmayan (which) sıfat cümlesi kullanmışve bunu ana cümleden virgül ile ayırmışlar.


B: Quite, oldukça anlamına gelen bir zarftır ve high sıfatını pekiştirmek/vurgulamak içinkullanılabilir:Her blood pressure is quite high.Sorunun birinci boşluğu için quite uygun. Sorun, B seçeneğinde sorunun ikinci boşluğuiçin verilen in case'den kaynaklanıyor (Bkz. Çözüm 15 B).tedbir + in case + tehlikeSoru cümlesinde tehlikeli iki durum var (under pressure, forced out): bu iki olumsuzdurumun arasına in case nasıl girsin?We will monitor the case for one more day in case an unexpected complication occurs /should occur. (present)We monitored the case for one more day in case an unexpected complication occurred /should occur. (past)Örneklerden anlaşıldığı gibi, should occur gerek present gerekse past yapıdadeğişmeden kalabiliyor. Çünkü should kipinin ikinci hali (aktarımı) yoktur.Direct speech: Mother to son: You should see a doctor.Indirect speech: His mother told him that he should see a doctor.C: Rather, quite gibi sıfat pekiştiren bir zarftır.The exam was rather difficult.Sınav bayağı zordu. (Zaten, ne zaman kolay oldu ki?)Rather birinci boşluk için uygundur. İkinci boşluk için de therefore görevinde so bağlacıkullanılmış. So sonuç bağlacı olduğu için kendisinden önce virgül bulunması gerekir; oda var. İş sadece anlamı irdelemeye kaldı. Bunu da vakti bol arkadaşlar yapsın. Biz buseçeneği bir kenara koyup D ve E'deki hataları yakalamak üzere yolumuza devamedelim.D: Such eğer sonuç bağlacı görevinde ise, ilk bakışta uygun görünüyor.such + (sıfat) + isim + thatHe has such high pressure that he must immediately be hospitalised.Örnekte olduğu gibi, soru cümlesinin de that ile devam etmesi gerek. Oysa, bizimelimizde so as var. So as, to mastar fiiline bağlanarak amaç anlatır (=in order to).The lecturer spoke loudly so as to be heard.We asked the guests to speak softly so as not to wake the baby.Soru cümlesinde ikinci boşluğu takiben so as'in bağlanabileceği to mastar fiilverilmemiş.Dikkat: So as'i so...as ile karıştırmayınız. İkinci ifade araya sıfat ya da zarf alır. (Bkz. 16.soru çözümü D).


E: Soru cümlesinin yapısı so + sıfat + that ya da (olumsuz cümlede) so + sıfat + as içinuygun görünmüyor. Ayrıca, so...as için cümlenin olumsuz kurulması gerektiğini 16.sorunun D seçeneğinde anlatmıştık.İkinci kısımda hence = therefore bağlacı var. Çok sık olmasa da, sınavda bu bağlaçlakarşılaşıyoruz. Therefore'dan farklı olarak, hence hem tam bir cümleye hem de bir isimya da isim gurubuna bağlanabilir.The current concensus (görüş birliği) is that any irradiation (radyasyon verme/-a maruzkalma) will cause cell damage; hence, it should be assumed that there is no threshold(eşik, standart).Miktarı ne olursa olsun radyasyonun hücrelere zarar verdiği konusunda görüş birliğivardır; dolayısıyla, (radyasyon miktarı için) (güvenli) bir eşik olmadığı varsayılmalıdır.She fell over and banged her head; hence the bruises (çürük).Düşüp başını çarpmış; bu da çürükleri açıklıyor.Aynı cümleyi therefore ile bağlamak istersek,She fell over and banged her head; therefore, she had these bruises .Soru 18.The development of each organ of the body is regulated by a large number ofgenes ---- interact in many complex ways.A) thatB) whenC) asD) so thatE) even thoughÇözüm 18. Doğru cevap A. Bir çok bilgiyi aynı anda sınayan bir soru.A: Interact sonuna -s takısı almadığına göre çoğul bir fiil. Eğer interact sonuna -s takısıalsaydı, A seçeneği (that) yanlış cevap olurdu. Zira, genes çoğul isimdir; bu ismi açanthat ilgi zamiri de çoğul kabul edilir ve kendisinden sonra tekil -s takılı fiil alamaz. Sorucümlesini, birleşik halde ve iki bağımsız cümle olarak görelim.Birleşik cümle:The development of each organ of the body is regulated by a large number of genesthat interact in many complex ways.İki bağımsız cümle:1. The development of each organ of the body is regulated by a large number ofgenes.2. Genes interact in many complex ways.B: When özne yerine geçmez, zaman anlatır. Bu nedenle, kendisinden sonra doğrudanfiile bağlanamaz; mutlaka özne ister.


This was the phase when + irrigation of the urethra was initiated (başla(tıl)mak).When içeren indirgenmiş cümleler buna istisnadır:When taken with alcohol, this medicine may be fatal (ölümcül).Tam açınım: When it is taken with alcohol, this medicine may be fatal.C: Soru cümlesinin yapısı, as'in burada sadece bağlaç (because, while) görevindekullanılmış olabileceğini akla getiriyor. Eğer böyle ise, as bir tam cümleyebağlanmalıydı:I am getting rather worried as (because)I haven't heard from (haber almak) my daughterfor hours.Inhale (nefes almak) and exhale (nefes vermek) deeply as (while) you exercise.Soru cümlemizde, boşluğu izleyen ifadenin interact fiili ile başladığını hatırlayıp Cseçeneğindeki as bağlacından uzak durmalısınız.D: So that için (Bkz. 14. çözüm A). As ve when bağlantı elemanlarına benzer olarak, sothat de kendisinden sonra bir tam cümle isteyecektir.Even at this very moment (Tam şu dakikada bile), many researches are beingperformed so that life-span (ortalama ömür) may be prolonged.E: Even though = although hepimizin yakından tanıdığı bir zıtlık bağlacı. Tam cümleyebağlanır ve zıt nedene işaret eder.Even though she has no symptoms of breast cancer, a woman is recommended to haveperiodic mammograms.ya da;A woman is recommended to have periodic mammograms, even though she has nosymptoms of breast cancer.Ancak, even though bağlacını diğer cümleye bağlarsanız saçma bir anlam ortaya çıkar:She has no symptoms of breast cancer, even though a woman is recommended to haveperiodic mammograms.Kadınlara, düzenli mamografi çektirmeleri önerilmesine rağmen, onlarda göğüs kanserisemptomları yoktur. (Buyurun, burdan yakın!)


4. Cloze test sorularının çözüm teknikleri (19-23 arası sorular)Cloze test (19-23 arası sorular) için özel çözüm tekniklerimiz yok. Ancak buaçıklamadan hareketle, cloze test sorularını çözmek için bütün bir metni okumakzorunda olduğunuzu düşünmeyiniz. Böyle bir zorunluluk çok nadir ortaya çıkar. Kaldı ki,aralarda 5 adet boşluk bulunması, bir cloze test paragrafını baştan sona anlamayızorlaştıran ve gereksiz kılan bir durum. Boş bırakılan ifadenin içinde geçtiği cümleçoğunlukla cevabın bulunması için yeterli olacaktır. Kısa bir cloze test paragrafındagenellikle iki-üç adet kelime (isim, edat, phrasal verb vs.) ve iki adet gramer (tense,bağlaç vs.) sorusu bulunur. Hatırlayacağınız gibi, bu soruların çözüm tekniklerini anahatlarıyla önceki bölümlerde vermiştik.Scientists have long suspected that the vibrant colours and flashy features ofmale birds show their prospective mates that they are fit and healthy. Nowresearch has (19) ---- the theory, by connecting the brightness of the beak colourin zebra finches (20) ---- the health of their immune systems. The secret (21) ----chemicals called carotenoids. (22) ---- are the red and yellow pigments found inthe beaks of (23) ---- species, including male zebra finches and black birds.19.A) determinedB) disprovedC) reducedD) exhaustedE) confirmed20.A) intoB) withC) forD) overE) through21.A) refers toB) belongs toC) leaves outD) lies inE) links with22.A) SomeB) SuchC) AnyD) WhatE) These


23.A) whichB) bothC) certainD) theE) aÇözüm 19. Doğru cevap: E (confirm: teyit etmek).B: disprove: (bir görüşün/iddianın) yanlış olduğunu kanıtlamakThe allegations (iddia) about the malpractise (kusurlu tedavi) in one of the services ofthe hospital were disproved.D: exhausted: bitmiş, tükenmiş olma haliI was exhausted after all that work.Bu soruda, A seçeneği insanı biraz çeldiriyor ama determine a theory (teoriyi saptamak)garip bir ifade. Kanıtlamak olabilir, test etmek olabilir ama saptamak uygun düşmüyor.Çözüm 20. Doğru cevap B. Kurtarma sorusu!connect something to/with somethingThe thigh-bone is connected to the hip-bone.Connect fiili to ya da with edatı alır. Soru, bu bilgiden yararlanarak kolayca çözülebiliyor.Çözüm 21. Doğru cevap D.C: leave out: dışında bırakmak, (gurup vs'ye almamak)Leave me out! I don't want to be included in your stupid plans.left out: dışlanmışI felt very left out when I wasn't invited to the wedding ceremony.D: lie in: altında yatmak, saklı olmakThe secret lies in chemicals called carotenoids. (İşin sırrı karotenoid denenkimyasallarda yatıyor.)E: link with: ile ilintili olmakLung cancer is linked with smoking.Çözüm 22. Doğru cevap E.A: Some belirsizliğe işaret eder. Örneği inceleyelim:Roses can be found in many colors. Some are red and yellow. Others are...


22 numaralı boşluğu some determiner'i ile doldurursak, aşağıdaki garip durum ortayaçıkıyor:Some are the red and yellow pigments...The artikelini neden kırmızıya boyadığımızı anlamışsınızdır. Çünkü some ileuyuşmuyor. Belirli artikel the buradan çıkartılmalı.B: Such bazen cümle başına gelebilir ve devrik bir yapıda karşımıza çıkabilir:Such was his ability to generate enthusiasm (istek, heves) in others that we all admiredhim. (Başkalarını heveslendirme konusunda öylesine bir kabiliyeti vardı ki hepimiz onutakdir ederdik/ettik.)Cümlenin düz hali:His ability to generate enthusiasm in others was such that we all admired him.ya da;He had such an ability to generate enthusiasm in others that we all admired him.Bu örneklerin, B seçeneğinin hatası konusunda sizi yeterince aydınlatmış olmasınıdileriz.C: Any, belki determiner (belirteç) olarak cümle başlatabilir. Gerçi bu nadir bir durumdur,ancak imkansız değildir.- I need a packet of detergent.- Which brand (marka) would you like?- Any brand will do.Deterjan almak isteyen müşteri, kendisine marka tercihi sorulduğunda 'Hangisi olsaolur', diye cevap veriyor. Buradaki any hiçbiri anlamında kullanılmamıştır ve bugörevdeki any belirtecinin başlattığı cümle asla olumsuz kurulamaz. Zira, bu tür biryapıda any eşittir every olup fiil tekil çekimlidir. Ayrıca, any belirteci mutlaka bir tekilisme bağlanır.Any man can do this job.Bu işi kim olsa=herkes yapar.Yukarıdaki örnek cümle doğru iken, aşağıdaki yanlıştır:Any children like ice-cream. (Doğrusu: Any child likes ice-cream.)Soru cümlemize geri dönersek, burada boşluğu izleyen başka bir isim olmadığını veizleyen fiilin çoğul çekim aldığını görürüz. C seçeneği, bu iki bariz kusurdan ötürü devredışı kalır.D: What bir isim cümlesinin başında bulunabilir:


What he said broke my heart.Söylediği şey kalbimi kırdı.What a politician promises never comes true.Şimdi, 22 numaralı boşluğu izleyen cümleyi hatırlayalım:.... are the red and yellow pigments found in the beaks of certain species, includingmale zebra finches and black birds.Şimdi de, yukarıdaki örneğe yapısal olarak benzeyen bazı cümleler kurarak, bucümlelerin başında what kullanalım, yani isim cümlesi yapalım:What is said must be done.Söylenen şey yapılmalı.What keeps living things moving is food energy.Canlıları hareket halinde tutan şey besinlerden alınan enerjidir.Buradan bazı kurallar çıkaralım:1. What'ın özne görevinde bulunduğu bir soru ya da isim cümlesinde fiil çoğulolmaz: 'What is happening? / What is shining?' doğru, 'What are falling? / Whatare changing?' yanlıştır.2. Bir isim cümlesini çekimli fiil (ana cümle yüklemi) izler: What keeps living thingsmoving (isim cümlesi) is (ana cümle yüklemi) food energy.ve bu kuralları 22 numaralı boşluktan sonra verilen cümlede sınayalım:.... are the red and yellow pigments found in the beaks of certain species, includingmale zebra finches and black birds.1. Soru cümlemizde boşluğu takiben are çoğul fiili vardı. Demek ki, birinci koşulkarşılanmadı.2. Soru cümlemizde çekimli ana cümle eylemi yok; found indirgemesi ile idareetmemiz istenmiş ama neresini idare edelim? Zaten idare ede ede bu halegelmedik mi?What are the red and yellow pigments which are found in the beaks of certain species,including male zebra finches and black birds.Bir what'lı bir de which'li nur topu gibi iki yan cümlemiz oldu. Peki ama bunların 'anası'nerede? Çocukları camiye bırakıp kaçmış mı?Önemli not: Örnekte verilen kırmızı boyalı which are found ifadesi kendi içinde hatalıolmamakla birlikte girişteki isim cümlesini tamamlayacak özelliğe sahip değildir. Cümle,bu haliyle ancak doğrudan bir soru olabilir ve what bu soruda özne değil, nesne göreviniüstlenir.- What (nesne) are those boxes (özne)?- Those boxes are presents (what=nesne) for children.


E: Aradığımız belirleyici işaret zamiri geldi. A örneğinin hatasını açıklarken, the red andyellow pigments ifadesinin the artikeli ile belirli hale geldiğini ve bu nedenle some ileuyuşmadığını söylemiştik. These, aradığımız uyumu çok güzel karşılıyor.The secret lies in chemicals called carotenoids. These are the red and yellowpigments...İşin sırrı carotenoid denen kimyasallarda yatıyor. Bunlar kırmızı ve sarı pigmentlerdir...Çözüm 23. Doğru cevap C.A: İlk bakışta of which iyi bir bağlantı olabilirmiş gibi görünüyor ama which ilgi zamiri,kendisinden önce bir edat almış olsun ya da olmasın, bir tam cümleye bağlanır. Zatenasli görevi de budur. Ortak bir nesnenin yerine geçip iki cümleyi bağlamak.Bağımsız iki cümle: 1. These are the answers. 2. I am certain of the answers.Birleşik tek cümle: These are the answers of which I am certain.B: Species kelimesinin tür anlamına geldiğini biliyoruz. Eğer both doğru cevaptırderseniz, daha önce iki türden söz edilmediğini size hatırlatmak isteriz. Soru cümlesindebu türlerden, önce değil, daha sonra söz ediliyor:...species, including male zebra finches and black birds.Both belirtecinin kullanılabileceği hale getirmek için cümleyi şöyle değiştirebiliriz:We know about male zebra finches and black birds. Both species have similarcharacteristics.C: certain species: belirli/belli türlerCevap doğru ama yapılabilecek bir açıklama yok. Zira, 23 numaralı boşluğu başka birçok belirteç de doldurabilir (some, a number of vs). Biz diğer seçenekleri eleyerek, Cseçeneğinin öne çıkmasını sağlayalım.D: '23 numaralı boşluğu başka bir çok belirteç de doldurabilir' demiştik ama the artikelibu guruptan hariç tutulmalı. Çünkü bu artikel tanımladığı ismi belirgin hale getiriyor.Dikkat ederseniz, soruda daha önce türlerden söz edilmemişti. Yani, the species ismininyerine geçebileceği bir tür ya da türlere ait bir gurup yoktu. Aşağıdaki örneklerde ise thedoğru kullanılmıştır ve gereklidir.There were three boys waiting for you. The boys were all anxious to see you.I bought some apples and oranges. Unfortunately, the apples were all rotten (çürümüş).E: Geldik son seçeneğe. Species hem tekil hem de çoğul bir isimdir. Bu nedenle,sonunda -s takısı görüp yanılmayınız. Buna göre, a species hatalı bir kullanım değildir.Ancak, devam ifadesinde bulunan including türün birden fazla olduğuna işaret ediyor veişi bozuyor:...a species, including male zebra finches and black birds.


5. Cümle tamamlama sorularının çözüm teknikleri(24-35 arası sorular)Cümle tamamlama soruları, ÜDS barajını geçmek isteyen bir adayın belli bir başarıyüzdesini mutlaka yakalaması gereken bir bölüm. Bu bölümde, İngilizce cümle yapılarınıyani structure bilgisini bir bütün olarak sınayan ve sınavın %15'ine karşılık gelen 12 adetsoru var. Bu 12 Dev Adam’ın, sınavın başarılabilmesi için taşıdıkları önemi göz ardıetmek, düşülebilecek en büyük hatalardan biri. Bu bölümdeki eksiklerinizi kapatmak içinaçıklamaları dikkatle inceleyip çözümde yararlandığımız teknikleri benimsemeyeçalışınız.*Bir cümle tamamlama sorusunun çözümünde en büyük yardımcınız gramerbilginizdir!. Bu bilgi denizi içinde ise önceliğiniz zamanlar, fiiller ve birleşik cümleler(isim, sıfat, zarf cümleleri) olmalıdır. Bu üçlünün kendi içinde sahip olduğu özellikleri vebirbirleriyle olan ilişkilerini çok iyi kavramaya çalışınız. Aşağıdaki örnek soru ve bunlaraait açıklamalarda zaman, fiil ve bağlaçlar arasındaki ilişkilere yer verilmiştir. Cümletamamlama sorularında uyulması gereken bazı önemli kuralları bu örneklere atıftabulunarak sıralamaya çalışacağız.Dikkat: Aşağıdaki örnek sorular ÜDS sınavlarından değiştirilerek alınmıştır. Bu sayede,önemli bazı yapısal ilişkilerin öğretilmesi ve adayların sıkça düştükleri kimi hatalarınvurgulanması (projekte edilmesi) amaçlanmıştır. Soruları hatırlasanız da, tekrarçözünüz ve cevabı bulmak için uyguladığınız teknikleri bizim tekniklerimizlekarşılaştırınız.Örnek soru 1.---- that treatment policies suitable for one age group might not be justified inanother.A) The article has considerable originalityB) A controversy immediately aroseC) A research into the causes of cancer had suggestedD) The implications were not at first realisedE) They were fully convincedÖrnek soru çözümü 1: Doğru cevap E.A: Bu seçenek originality ismiyle bitmiş. That + pasif cümle isimle bitmiş bir anacümleye bağlanamaz. That’li soru girişini biraz irdeleyelim:---- that treatment policies suitable for one age group might not be justified (haklıçıkmak, uygun düşmek) in another.that + özne (treatment policies suitable for one age group) + yüklem (might not bejustified) + nesne (Yok, çünkü bu bir pasif cümle. In another: yer zarfı)Aslında, bir pasif cümlede nesne vardır. Ancak pasif cümlenin yapısı gereği, nesne,cümle başına özne olarak geçmiştir. Biz, bu durumu daha basit bir örnek üzerindegörelim:---- that the patient should be operated on.


Pasif cümle, by + the surgeons ifadesi (ajanı) ile bitmediğine göre, özne gizlenmiş amaameliyatı yapacak olan biri mutlaka var:---- that the patient should be operated on = ---- that surgeons should operate on thepatient.Eğer bu eşitliği unutmazsanız,1. Pasif cümlelerin aslında birer tam cümle olduklarını da unutmazsınız,2. that + pasif cümlede, that'in ilgi zamiri olmadığını ve yerine geçtiği bir isimbulunmadığını anlarsınız,3. Bu sayede, that bağlantı elemanından önce herhangi bir isme* şanstanımazsınız. Yani, isimle biten seçenekleri, that + pasif cümle içeren birifadeye bağlamazsınız.(*That bazı isimleri açıp ardından bir tam cümleye bağlanabilir. Bunlar çoğunlukla that'ebağlanabilen fiillerin isim halleridir. Ancak, İngilizce'de mevcut on binlerce kelime içindesayıları yok denecek kadar azdır: suggestion, idea, indication, assumption, belief vs.Örn: The patient's relatives agreed to the suggestion that he should be operated on. )Şimdi, o basit örneğimizi bir soru gibi düşünüp biri yanlış, biri doğru olmak üzere ikifarklı seçeneğe bağlamaya çalışalım.Soru: ---- that the patient should be operated on.A) His relatives had some reservations (çekince)B) The consultants (Konsülte hekim) all agreedÖnce A seçeneğini soru cümlesine bağlayıp neler olacağını görelim:Birleşik cümle:His relatives had some reservations that the patient should be operated on.Bağımsız iki cümle:1. His relatives had some reservations.2. The patient should be operated on some reservations.İlgi zamiri görevinde, that kendisinden önceki ismin yerine geçer. Soru cümlemiz pasif(tam cümle) olduğuna göre, bu tür bir cümlede that'in yerine geçebileceği bir isimolamaz. Birleşik cümle, bağımsız iki cümle haline getirildiğinde, hata bariz bir şekildeortaya çıkar.Bu nedenle, doğru cevap B seçeneğidir ve agree fiilinin, isim cümlesi bağlantı elemanıthat ile uyumu tamdır.Bu noktada, hocanızdan bir örnek istemelisiniz: That'in ilgi zamiri olarak kullanıldığı vekendisini izleyen sıfat cümlesinde nesne yerine geçtiği bir örnek. Tabii mümkünse 'basit'bir şey!Birleşik cümle:I met a patient that surgeons from our hospital had operated on.Birleşik cümlenin formülü:... ana cümlenin nesnesi (a patient) + that + özne (surgeons from our hospital) + yüklem(had operated on) + nesne (Yok! Buradaki nesnenin yerine that ilgi zamiri kullanıldı.)


Birleşik cümlenin orijinal hali:I met a patient.Surgeons from our hospital had operated on a patient.B: Arose, arise (ortaya çıkmak, gündeme gelmek) fiilinin ikinci halidir. That sınırlı sayıdafiile bağlanabilir (know, hope, suggest, believe vs). Ancak, arise bunlardan biri değildir.C: Seçenek, taşıdığı suggest fiilinden ötürü that için biçilmiş kaftan ama ne yazık ki, bufiil past perfect çekilmiş. Bir isim cümlesinde sadece yan cümle past perfect çekimalabilir. Zira, önce bir olay meydana gelir (yan cümle), siz daha sonra bu olayla ilgiligörüş belirtebilirsiniz (ana cümle).A research into the causes of cancer had suggested that treatment policies suitable forone age group might not be justified in another.Bu hata aşağıdaki gibi düzeltilebilir:A research into the causes of cancer suggested that treatment policies suitable for oneage group had not been justified in another.1. Gerçekleşen ilk eylem: Bir araştırma yapılmış ve bazı tedavi yöntemlerinin uygunolmadığı sonucuna varılmış. (yan cümle: past perfect)2. Gerçekleşen ikinci eylem: Bu sonuçlar, örneğin bir makalede yazarların görüşüolarak ileri sürülmüş.(ana cümle: simple past)I am sorry to have to tell you that your son stole the money.1. Gerçekleşen ilk eylem: Kişi parayı çalmış. (yan cümle: simple past)2. Gerçekleşen ikinci eylem: Bu durumu size bildirmek zorunda kaldığım içinüzgünüm. (ana cümle: simple present)D: That, isim cümlesi oluşturmak üzere bazı fiillerle (Bkz. B seçeneği) biten anacümlelere bağlanabilir. Ancak, ana cümle pasifse ve özne it* dışında bir zamir ise (I, youwe vs.), that bu tür bir cümleye (pasif fiile) bağlanamaz. Bu durumu açıklamak üzereaşağıdaki örnek cümleden yararlanalım:The teacher explained that legumes (baklagiller) were an important part of a nomal diet.the teacher: özneexplained: yüklemthat legumes were an important part of a nomal diet: nesneŞimdi, yukarıda that'li bir yan cümle halinde verilmiş olan nesneyi isimleştirelim:The teacher explained the importance of legumes in a normal diet.ve cümleyi pasifleştirelim:The importance of legumes in a normal diet was explained.Şimdi de, şu soruyu soralım:


'The importance of legumes in a normal diet was explained' diye cümleye başladıktansonra bu cümleye, 'that legumes were an important part of a nomal diet' nesnesini eklermisiniz? Tabii ki eklemezsiniz, çünkü kelimeler aynı. Ama ya kelimeler farklı olursa? Ozaman biraz duraksayıp böyle bir seçeneği evirip 'çevirmeye', ana ve yan cümleninanlamlarını birbirine yakıştırmaya başlarsınız. Anlamlar da uyuşuyorsa, hatalıseçenekten beklenen etki gerçekleşmiş olur: yani, 'kuş kafese girer'.The importance of legumes in a normal diet was explained that they were rich in vitaminB.Kural:That için uygun fiillerden biriyle bitmiş olan pasif bir cümleye, that + tam cümlebağlanamaz. Zira, that + tam cümle nesne görevi üstlenir. Ancak, pasif cümlede zatennesne vardır ve özne olarak başa geçmiştir. 'The implications were not at first realised'seçeneği işte bu nedenle soru girişini bağlanamaz. Cümleyi, herhangi bir öznekullanarak aktif hale getirelim:At first we didn't realise the impications (nesne).Görüldüğü gibi, cümlede nesne var. Cümle ister aktif kalsın, ister pasife dönüştürülsün,that + tam cümle buraya her halükarda fazla gelecektir. 'Bu cümleye mutlaka bir that'licümle ekleyelim, yoksa hatırımız kalır' derseniz, iki alternatiften yararlanabiliriz:1. Cümledeki nesneyi (implications) fiil haliyle (imply=akla getirmek, göstermek)kullanır ve bir that + tam cümle (isim cümlesi) kurabiliriz:At first we didn't realise that the symptoms implied a more severe syndrome(nesne).2. Ya da cümledeki nesneyi that + eksik cümleye bağlar (sıfat cümlesine) venesneyi tarif ederiz:At first we didn't realise the implications that suggested a more severe syndrome.Dikkat: Aşağıdaki açıklama D seçeneğinin girişinde verilen * işaretli it zamirine aittir:*Pasif bir ana cümlenin öznesi introductory it* ise (herhangi belirli bir ismin zamiriolmayan it), that bu tür bir cümleye (pasif fiile) bağlanabilir. Çünkü, burada it zamirininyerine geçtiği belirgin, elle tutulur bir nesne yoktur:It was once believed that cats were sacred (kutsal).Cümleyi aktife çevirdiğinizde, it zamirinin yerine geçtiği bir nesne göremezsiniz.Some people once believed that cats were sacred.E: Bir önceki seçenekte, pasif bir fiille bitmiş olan cümlelere that + tam cümlebağlanamayacağını söylemiştik. Bu fiillerin bir-iki istisnası var: amazed (hayret etmek),astonished (şaşkına dönmek), convinced (ikna olmak) delighted (memnun olmak),pleased, surprised vs. Bunun nedeni, bu fiillerin sıfatlaşmış olmalarıdır. Ayrıca, buduyguların (hayret, şaşırma, ikna olma vs.) yaşanmasına neden olan eylemin that + tamcümle (isim cümlesi) ile ifade edilebilmesidir. Aslında, bu tür bir cümle by + gizli biröznenin varlığına işaret eder:


I was amazed that this shop could charge me such high prices.I was amazed by this shop's high prices.I am astonished that he could act so bravely (cesurca).I am astonished by his brave action.Son olarak, E seçeneğinde tense uyumu olduğunu hatırlatmak isteriz:They were fully convinced that treatment policies suitable for one age group might notbe justified in another.Yukarıdakine benzer bir iki örnek daha görelim:I am convinced that you may pass this test. (present)I was convinced that you might pass this test. (past)*Yukarıda yapılan açıklama, that bağlantı elemanına ait özellikleri iyi bilmeyen biradayın ya çok sayıda puan ya da bol miktarda vakit kaybedeceğini gösteriyor. Cümletamamlama sorularının birçoğu, sıfat, isim ve zarf cümleleri içerisinde that bilgisinidoğrudan ya da dolaylı bir şekilde sınar. Bu nedenle, yukarıda verdiğimiz formüllerianlamaya ve aklınızda tutmaya çalışınız.Örnek soru 2.Hemlock is a poison ---- .A) some of which contain several alkoloids including coniineB) with a most unpleasant smellC) which paralyse the motor nervesD) that the respiratory nerves are affectedE) that it is very dangerous to use it as a sedativeÇözüm 2. Doğru cevap B.A: Bir gurubun bir kısmını alır (some, many, a few vs.) ve of + which kullanarak bukısımla ilgili bir sıfat cümlesi kurmak isterseniz, ana cümle ile bu kısım (sıfat cümlesi)arasında mutlaka bir virgül bulunur.We have tested a hundred watches, none of which is completely waterproof (sugeçirmez).Aynı kural, sıra sayı sıfatları (... the poem, the second / the last line of which...) ve 3.derece sıfatlarda (...the candidates, the youngest of whom...) geçerlidir.Şimdi de A seçeneğinin ikinci hatasını görelim:a poison, some of which contain several alkoloids including coniineA poison ismi tekil, contain fiili ise çoğuldur. Which ilgi zamiri poison ismini tarif ettiğinegöre, contain fiili -s takısı alarak tekilleşmelidir. Aynı hata C seçeneğinde de yapılmıştır.B: With edatı which has ya da who has demektir.A woman with a white hat


A woman who has a white hatDoğru cevap B olmak üzere, soruda verilen cümleyi aşağıya alıp eşitliği kuralım:Hemlock (baldıran otu) is a poison with a most unpleasant smell.= Hemlock is a poison which has a most unpleasant smell.C: A seçeneğine ait çözümün son kısmında, contain fiilinin -s takısı alarak tekilleşmesigerektiğini belirtip C seçeneğine atıfta bulunmuştuk. Bu seçenekte verilen paralyse fiiliçoğul haldedir ve hatalıdır.Birleşik cümle:Hemlock is a poison which paralyse the motor nerves. (yanlış)Bağımsız iki cümle:Hemlock is a poison.This poison paralyse the motor nerves. (yanlış)Eğer C seçeneğindeki paralyse (felç etmek) -s takısı alırsa (paralyses), ikinci bir doğrucevap ortaya çıkar:Hemlock is a poison which paralyses the motor nerves. (doğru)D: Bu seçeneğin açıklaması için (Bkz. örnek soru çözümü 1 A). That + pasif cümle, birtam cümle olup nesne görevindedir:that the respiratory nerves are affectedSoru cümlemizde ise zaten bir nesne vardır:Hemlock is a poison (nesne) ...E: Hemlock is a poison that it is very dangerous to use it as a sedative (sakinleştirici).A poison ismini that ilgi zamirinden yararlanarak bir sıfat cümlesine bağlamak mümkün.Ancak, poison ismi yerine that zamirini kullanıyorsak, it zamirlerine niçin ihtiyaçduyalım? Bunları atalım gitsin!Hemlock is a poison that is very dangerous to use as a sedative.Peki, E seçeneğini bu haliyle (isim cümlesi) nasıl kullanabiliriz?Hemlock is a strong poison. Doctors all know that it is very dangerous to use it as asedative.


Örnek soru 3.In Britain, the practice of anaesthesia was established on a firm basis by JohnSnow ---- .A) until Clover’s inhaler permitted a rapid onset of anaesthesiaB) who may rightfully be named as the father of modern anaesthetics as we know ittodayC) following the use of ether in the US as an anaesthetic in about 1846D) which writings reveal his striking knowledge of applied physiologyE) who administered chloroform to Queen Victoria in 1853 at the birth of Prince LeopoldÇözüm 3. Doğru cevap C.A: Bu seçeneğin hatasını anlamak için (Bkz. Gramer soruları giriş açıklamaları h).Soruda verilen establish fiili (kurmak, tesis etmek) anlık bir eylemdir. Hatırlayacağınızgibi, until, bağlandığı ana cümlede devamlılık gösteren türden bir eylem istiyordu:I will read this article until you come back.Eğer ana cümle eylemi devamlılık göstermeyen türden ise, until, yerini by the timebağlacına bırakıyordu:I will be back by the time you have completed the filing (dosyalama).B ve E: John Snow özel bir isimdir. Tanıma ihtiyacı yoktur. Eğer özel bir isimle ilgili sıfatcümlesi kurmak isterseniz, ana cümle ile sıfat cümlesi arasında virgül kullanmalısınız:This is Dr John Snow, who has performed my operation.Bu, tanımlayıcı olmayan bir sıfat cümlesidir (non-defining relative clause). Virgülkullanımını önemsemezseniz (gerektiği yerde kullanmaz, gerekmediği yerdekullanırsanız), kurduğunuz cümle aşağıdaki örneklere benzer hatalı anlamlar içerir:1. The chief of our clinic who is a highly experienced physician will present aninteresting case today.2. The doctors, who are accused of malpractise, will be tried (muhakeme edilmek).Birinci cümle: Bir kliniğin tek bir şefi olur. İsmi verilmemekle birlikte şef 'özeldir'. Bunuasistan arkadaşlar 'çok iyi' bilir. Bu nedenle, clinic ve physician kelimelerinden sonravirgül kullanılmalıdır.The chief of our clinic, who is a highly experienced physician, will present an interestingcase today.Bu kurala uyulmadığı takdirde, klinikte birden fazla şef bulunduğu ve bahsi geçen şefindiğerlerine göre daha deneyimli olduğu anlaşılır.İkinci cümle: İki virgül arasında yer alan ve tanımlayıcı olmayan bir sıfat cümlesinin enönemli özelliği cümleden atılabilir olmasıdır. Bu sıfat cümlesini çıkardığınız zaman,hakkında konuşulan kişinin kim olduğu konusunda herhangi bir duraksama yaşanmaz.Birinci örnekte, who is a highly experienced physician ifadesini cümleden


çıkardığınızda, şef, yine bizim kliniğin şefi olarak kalacaktır, çünkü bu kliniktekendisinden başka şef yoktur. Yani, şefimizin tanımlanmaya ihtiyacı yoktur. Bu durumuntam aksine, ikinci cümlede, iki virgül arasında verilmiş olan sıfat cümlesini attığınızda,bütün doktorların mahkemelik olduğu anlaşılır. İkinci cümleyi kurarken, sadecemalpraktis ile suçlanan doktorların muhakeme edileceğini söylemek istemiştik; ancak,hata ettik ve bütün doktorların malpraktis ile suçlandığını ve hepsinin de yargılanacağınıbelirtmiş olduk. Bu hatayı düzeltiyor ve bizlere şifa dağıtmaya çalışan bu mesleğindeğerli üyelerinden özür diliyoruz:The doctors who are accused of malpractise will be tried.Önemli not: B seçeneğini, taşıdığı geniş zaman, soru cümlesindeki geçmiş zamanlauyuşmadığı için attıysanız, hata etmiş olursunuz. Ana cümle ile sıfat cümlesi arasındabire bir zaman uyumu aranmaz. Şöyle ki; İngiltere'de anestezinin temelini (geçmişte)atmış olan John Snow (bugün hala) bu mesleğin babası olarak görülmektedir.In Britain, the practice of anaesthesia was established on a firm basis by John Snow,who may rightfully be named as the father of modern anaesthetics as we know it today .Britanya'da anestezinin temeli, bugün modern anestezinin babası olarakadlandırabileceğimiz (geniş zaman) John Snow tarafından atılmıştır (geçmiş zaman).Günün 'vecizesi': Sıfat cümleleri sırf ÜDS/KPDS sınavlarına girenlere zorluk olsun diyedüşünülmemiştir. 'Ayırıcı tanı' yapmak gibi önemli bir görevleri vardır ve bir dilinvazgeçilmez unsurlarıdır.C: Doğru cevabın C olabileceği ilk bakışta hiç akla yatkın görünmüyor ama buseçenekte herhangi bir hata yok.following edatı = after edatıIn Britain, the practice of anaesthesia was established on a firm (sağlam) basis by JohnSnow after the use of ether in the US as an anaesthetic in about 1846.D: Bu seçeneği, içerdiği which ilgi zamiri nedeniyle değerlendirmeye almıyoruz.Örnek soru 4.Should your child have nightmares frequently, ---- .A) he finds it difficult to sleepB) this would manifest itself in an unwillingness to go to bedC) crying at night due to fear of the dark might have been the reason underlying itD) try to sympathise with himE) this is probably due to some sort of insecurityÇözüm 4. Doğru cevap D.A ve E: Devrik bir if'li cümle olan soru girişini düz hale getirelim:If your child should have nightmares frequently, ---- .(Gerçi bu uzak bir ihtimal ama) olur da çocuğunuz (gelecekte) kabuslar görürse, ...


1. tip if'li cümlede should kipi varsa, şart cümlesinin gelecekten söz ettiğini anlarız. Eğerşart cümlesi gelecekten söz ediyorsa, ana cümlenin geniş zamanda kalması (genelgerçekleri anlatması) beklenemez. A seçeneğini doğru cevap haline getirmek içinaşağıdaki değişiklik yapılmalıdır:If your child should have nightmares frequently, he will find it difficult to sleep.Olur da çocuğunuz kabuslar görürse, uyumakta zorlanacaktır.E seçeneğini doğru cevap haline getirmek için de yine benzer bir değişiklik yapılmalıdır:If your child should have nightmares frequently, this will probably be due to some sort ofinsecurity (kendini güvende hissetmeme).Açıklamamıza devrik if'li yan cümleden başlamış ve hatayı, bu yan cümleyideğerlendirerek bulmuştuk. Şimdi de, A seçeneğinde verilen ana cümleden yolaçıkalım: 1. tip bir şart cümlesinde, ana cümle geniş zaman çekimli ise, yan cümle de(şart cümlesi) mutlaka geniş zaman aralığında kalır. Bu tür bir şart cümlesini 0 (sıfır) tipolarak adlandırdığımızı hatırlayacaksınız.If summer comes, our choices of fruit increase.If you heat ice, it turns to water.Eğer 0 tip şart cümlelerini tanıyorsanız, bu kuruluşa sahip bir birleşik cümlede if yerinewhen kullanılabileceğinizi de mutlaka biliyorsunuzdur. Buraya kadar anlaşılmayan birşey yok gibi görünüyor. Ancak, aşağıdaki iki örnek bunun yanıltıcı olabileceğinigösterecektir:1. If I go to Ankara this year, I stay with my sister.2. If I am in Ankara, I will stay with my sister.İki basit if'li cümle, iki büyük hata.Birinci örnekte, konuşmacının bu yıl bir defaya mahsus Ankara'ya gideceğini anlıyoruz(İnşallah gider de, şu sınavı bir seferde halleder gelir.). Yani, go fiili geniş zaman çekimliama geleceğe işaret ediyor.Perhaps I will go to Ankara. Then, I will stay with my sister.Bu her zaman yapılan bir iş olmadığına göre, birinci örnekte 0 tip kullanmak hatalıdır vestay fiili will stay olarak değiştirilmelidir.İkinci örnekte ise konuşmacı herhalde şöyle demek istemiş: 'Eğer Ankara'da isem/Nezaman Ankara'ya gitsem, kız kardeşimde kalırım.' Ne yazık ki diyememiş. Bu cümlede,will stay fiili stay olarak değiştirilmelidir. Zira, giriş cümlesi her zamangerçekleşen/gerçekleşebilecek bir şarttan söz etmektedir. Yani, şartlı kısımda kurallarauygun bir geniş zaman fiil var ve bu fiil gerçekten geniş zamana işaret ediyor.If = When I am in Ankara, I stay with my sister.Cümle bu haliyle gerçek bir 0 tiptir ve burada if yerine when bağlacı kullanılabilir.


B ve C: Her iki seçeneğin de 1. tip if'li cümlelere uygun olmayan kipler taşıdıklarınıgörüyoruz: would, might have been.D: 'Try to sympathise with him' emir kipinde kurulmuş bir cümledir ve geleceğianlatmaktadır. Should içeren ve geleceğe işaret eden şart cümlesi ile uyumu tamdır. Biremir kipli if'li cümle örneği vererek açıklamamızı noktalayalım:If you are going out, buy some bread.ya da nezaket formunda:If you are going out, will you please buy some bread?Önemli not: Cümle tamamlama sorularında şart cümleleri çok önemli bir yer tutar. Bucümlelerin, aşağıda sıraladığımız belli başlı özelliklerini iyi tanıyınız:1. Tense ve modal verb (örn: simple past/would V1) uyumu.2. Should/Had/Were ile başlayan devrik yapılar.3. Karışık tipler (if + past perfect + would V1 + now).4. If'e eşdeğer diğer bağlaçlar (even if, as long as, unless, provided vs.).5. If'e eşdeğer olup da sadece 1. tip şart cümlelerinde kullanılabilen bağlaçlar(unless, as long as vs.) ve6. Şart bağlacı taşımamasına rağmen, şartlı cümlelerin tense uyumuna sahipolan ve gizli if'li cümle kuran bağlaçlar (otherwise, but for, without).Dikkat: ÜDS sınavını TUS ile karıştırmayınız. Bu sınavın ölçmeyi amaçladığı ne tıpbilginizdir ne de çeviri becerinizdir. 24-35 arası cümle tamamlama soruları yaklaşık 700-800 kelime içerir. Bütün bir sınavda ise 6500-8000 arası kelime vardır. 3 saatlik sürezarfında doğru düzgün ancak 250-300 kelimelik bir çeviri yapılabilir. Bu basit hesap,çeviri yaparak ÜDS sınavını başarmaya çalışmanın anlamsızlığını görmek için yeterlisayılmalıdır. Bu nedenle, doğru cevapları çeviri yaparak değil, bakış açınızı değiştirerekbulmaya çalışınız. Her sorunun, ilk bakışta görünmez bir 'inceliği' vardır. Ancak, bunufark edebilmek bütün bir İngiliz gramerini derinlemesine bilmeyi gerektirmez. Gramerbilginiz belli bir düzeye ulaştıktan sonra çözüm tekniği öğrenmeye ağırlık veriniz. Zira,bu tekniklerden yoksun bir gramer bilgisi, klinik deneyimi olmayan bir hekime benzer:Hastaların derdini dinler ama çare üretemez.''Gramerin İncelikleri' konusundaki konferansımız burada sona eriyor. Artık <strong>Deneme</strong>Sınavı’nın 24. sorusuna ait açıklamaya geçebiliriz:Soru 24.When the concept of the polypill was first made known, ---- .A) people just didn’t know how to reactB) it seems like a revolutionary step forwardC) risk factors will only pick out those at highest riskD) the results of proper trials may tell a different storyE) it certainly deserves to be given the chance of a clinical trial


Çözüm 24. Doğru cevap A. Bir kurtarma sorusu!A: When + simple past giriş için uygun tek bir seçenek var: A.Bu kadar açıklamayla kurtulabileceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. When ile birliktesık kullanılan birkaç tense ve bunlara uygun karşılıklar görelim:1. When + simple past + past perfect/past perfect continuousWhen (=Before) Columbus set foot on the continent to bring terror and slavery (kölelik),the natives (yerli halk) had been living peacefully for centuries.2. When + past perfect › simple pastWhen (=After) the guests had arrived, I made tea for them.3. When + simple present › future continuousWhen you arrive at the airport, I will be waiting for you there.Soru 25.---- that keep cells in their proper place and clamp a lid on their growth.A) The new wave of progress started with an explosion in the availability of genomicdataB) The study of cancer has always been a frustrating line of workC) Every cancer represents a failure of the systemsD) Antibody-based therapies have an inherent limitationE) Several antibody treatments showing promise in clinical trialsÇözüm 25. Doğru cevap C.A: Soruda that ile başlayan bir sıfat cümlesi verilmiş. That'i izleyen bir özneyok. O halde, that bu öznenin yerine geçmiş olan ilgi zamiridir. Yani, that kendisindenönce bir çoğul ismi açacaktır. A seçeneği hem tekil hem çoğul kullanılabilen bir isim ilebitmiş: data (veri/veriler). Çoğul olduğunu varsayarsak, that + keep bu ismitanımlayabilir. Ancak data, soruda sözü edilen 'keep cells in their proper place=hücreleriolmaları gereken yerde tutmak' işini yapamaz. That yerine genomic data kullanarak sıfatcümlesini bağımsız hale getirdiğimizde anlamsızlık ortaya çıkacaktır:Genomic data keep cells in their proper place and clamp a lid on their growth.Eğer bunu fark etmediyseniz ve A seçeneğini sadece tense uyumsuzluğundanattıysanız, hata etmiş olursunuz. Çünkü, cümlede tense uyumsuzluğu yoktur. Bunuşöyle açıklayabiliriz: Bilim insanlarının bedende yeni bir sistem bulduklarını düşünelim.Bu, hücrelerin ait oldukları yerde kalmalarını sağlayan ve belli bir eşikten sonra onlarınbüyümelerini engelleyen bir sistem olsun. Buna göre, bilim insanlarının buluşu simplepast ama bu sistemin görevi simple present çekim alabilir:Scientists found out a system in the body that keeps cells in their proper place andclamps a lid on their growth.


B: A frustrating line of work ifadesine bağlandığı zaman, that ister work ismini isterse afrustrating line ismini tanımlayabilir. Bu durumu daha basit bir örnek üzerinde görelim:The teacher pointed to the leaves of the tree that grows only in humid weather. (Thetree grows only in humid weather.) (That ağaç yerine geçmiş.)The teacher pointed to the leaves of the tree that are green all through the year.). (Theleaves are green all through the year.) (That yaprakları tanımlıyor.)B seçeneğinin sonunda yer almış olan her iki isim de tekildir. That, kendisini izleyençoğul fiilden (keep) ötürü, bu kelimelerden ne birini (a frustrating line) ne ötekini (work)tanımlayabilir. Aşağıdaki sıfat cümlesi, B seçeneği için uygun bir devam olabilir:The study of cancer has always been a frustrating line of work that challenges manyscientists and doctors from various branches (dal).C: Bu seçenek çoğul isimle bitmiş ve sistemler, that + keep sıfat cümlesinde sözü edilenişi yapabilecek bir nesne.Every cancer represents a failure of the systems that keep cells in their proper placeand clamp a lid on their growth.D: B için yaptığımız açıklama, bu seçenek için de geçerlidir:Antibody-based therapies have an inherent (işin doğasından gelen) limitation.Kırmızı boyalı isim tekil olduğundan, that + çoğul fiil bu ismi tanımlayamaz ve bu ismebir sıfat cümlesi olarak bağlanamaz.E: Bu seçeneği biraz irdeleyelim:Several antibody treatments showing promise in clinical trialsBu bir indirgenmiş sıfat cümlesi. Şimdi bu cümleyi açalım:Several antibody treatments which show/have shown promise in clinical trials...Soru girişi, that ilgi zamiri ile başlamış bir sıfat cümlesiydi. E seçeneğinde de bir sıfatcümlesi var: 1+1, etti size iki sıfat cümlesi. Peki, bunların anneleri nerede?Soru 26.Before allergic rhinitis and asthma became prevalent, ---- .A) the link between the two disorders was not suspectedB) very little research is being conducted in this fieldC) they also suffer more debilitating chest symptomsD) these people are at high risk of developing the latterE) the degree of inflammation should also have been taken into consideration


Çözüm 26. Doğru cevap A.A: Before + simple past girişte, öncelik ya simple past ya da past perfect içeren bir anacümledir. Before + simple past ile görebileceğiniz bir diğer zaman da past perfectcontinuous tense'tir:Before + simple past + ana cümlede past perfect continuous + toplam süreBefore his medication was withdrawn (kesilmek), he had been taking it for six months.E: Bu seçenekte kullanılmış olan should have been taken, modal perfect bir yapı, yanigeçmişi anlatan kiptir. Bu kip, yapılması gerekirken yapılmamış bir işten söz eder vebefore içeren zaman bağlaçlı cümleye pekala bağlanabilir. Ancak, E seçeneğinin verdiğianlam soru girişi ile uyuşmuyor. Ayrıca, E'deki also zarfı, bu seçenekte sözü edileneyleme çok benzer başka bir eylemin ana cümlede mevcut olduğunu akla getiriyor.Before'lu yan cümle ise başka telden çalıyor. İstersek, aşağıdaki gibi bir cümleye, Eseçeneğini bağlayabiliriz:In addition to other criteria used to diagnose the case's condition, the degree ofinflammation should also have been taken into consideration.ya da before içeren yan cümleyi aynen koruyup E seçeneğinde değişiklik yapabiliriz:Before allergic rhinitis and asthma became prevalent, authorities should have taken allthe necessary measures (önlem).Soru 27.While cloned horses are currently banned from competing in top races, ---- .A) some people in the industry believe the ban will soon be liftedB) the world’s first cloned horse could be born any day nowC) various groups had been struggling for years to clone horsesD) it seemed the obstacles had been overcomeE) the big question was whether cloned horses could be healthyÇözüm 27. Doğru cevap A.A: While bağlacının whereas (doğrudan zıtlık) görevinde kullanıldığı bir soru ilekarşılaştık (Bkz. Çözüm 14.B). While bağlacının bu özelliği, diğer seçeneklerirdelendikten sonra anlaşılıyor. Soru girişi ve A seçeneği zaman olarak uyumlu, to ban(yasaklamak) ve lift the ban (yasağın kalkması) birbirine taban tabana zıt. Bununönemini basit bir örnekle hatırlayalım:Arranged marriages (aracı vasıtasıyla evlilik) are common (yaygın) in many MiddleEastern countries, while they are unusual (alışılmadık durum) in the West.Cümle ortak bir konu (arranged marriages) ve farklı yön (common-unusual) anlatıyor.B: Bu seçenekte verilen hiçbir unsur, while bağlaçlı cümledeki herhangi başka bir unsurile zıtlık oluşturmuyor. Seçeneği inceleyelim:


the world’s first cloned horse could be born any day nowdünyanın klonlanmış ilk atı her an doğabilirBu seçeneğin, bu haliyle doğru olabilmesi için mavi boyalı ifadelerden en az birininwhile'lı soru girişindeki başka bir ifadeyle zıtlık oluşturması gerekir. Örneğin, first-last,any day now-previously/in the past vs.While his last book can be found everywhere, his first has not been reprinted yet.C, D ve E: Bu seçeneklerin, soru girişindeki yan cümleyle ortak konu-farklı yönşemsiyesi altında birlikte olmaları mümkün görünmüyor. Ayrıca, giriş cümlesi ilearalarında bariz bir tense uyuşmazlığı var; özellikle C ve D seçeneklerinde.While + simple present + past perfectBuna doğru dersek, adımızı İngiliz Gramerinin Tarihi'ne altın harflerle yazdırmış, hattakazıtmış oluruz.Soru 28.Though the brain accounts for just one fiftieth of our body weight, --- .A) the lower brain is responsible for instinctive behaviourB) it consumes about one fifth of our oxygen and glucose suppliesC) brain weight doubles during the first year of lifeD) mental decline is only inevitable with actual brain diseaseE) the brain has an organic logic all of its ownÇözüm 28. Doğru cevap B.A: Though bir zıtlık bağlacıdır. A seçeneğinin doğru cevap olabilmesi için, soru girişiörneğin, upper brain'den söz etmeliydi. Soruda, 'sadece ellide biri' ifadesi kullanıldığınagöre, ana cümlede bu ifadeye zıt bir unsur aramalıyız. Bu unsur ise B seçeneğindeverilmiş.B: Soru girişinde kullanılan brain kelimesi, B seçeneğinde it zamiri ile karşılanmış. Buiyiye işaret. Ayrıca, 'one fifth (beşte biri) of our oxygen and glucose supplies' ifadesi,'just one fiftieth of our body weight' ifadesi ile zıt.C: Brain weight yerine its weight ifadesi kullanılmalıydı. Kelime tekrarı yapılanseçeneklerden uzak durunuz. Ayrıca, 'during the first years of life' zaman zarfınınthough bağlaçlı cümlede zıt karşılığı yok.D: Seçeneği, sanki doğru cevapmış gibi soru girişine bağlayarak inceleyelim:Though the brain accounts for just one fiftieth of our body weight,mental decline is only inevitable (kaçınılmaz) with actual brain disease.Only zarfı, soru girişindeki just (sadece, yalnızca) zarfıyla zıt değil, bilakis eşdeğerdir.Ayrıca, brain kelimesinin tekrarı hoş değil.E: Bu seçenek de diğerlerine benzer hatalar içeriyor:


1. Seçenek, soru girişinde verilen herhangi bir ifade ile zıtlık oluşturmamış.2. Brain kelimesi aynen tekrar edilmiş.Soru 29.Since the prime aim of evolution was to make us fit for reproduction, ---- .A) even the tissues of the heart deteriorate with ageB) this would involve resetting our biological clocksC) it might have been possible to extend our life spans by fastingD) ageing is an even more relentless processE) it did not select for longevityÇözüm 29. Doğru cevap E. Bir kurtarma sorusu daha!A: Soruda kullanılan since bağlacının iki görevi olduğunu biliyoruz:1. Since (-den beri) she completed her internship, she has been serving as apractitioner in a medical centre. (since + simple past›ana cümlede presentperfect/present perfect continuous)2. Since (=Because) he was unable to breathe properly (düzgün bir şekilde), the patientwas entubated.Hatalı bilgi: Since + simple past bağlantısında, since sadece -den beri görevindezaman bağlacı olarak kullanılabilir.Doğru bilgi: Since + simple past bağlantısında, since hem -den beri görevinde zamanbağlacı olarak, hem de because görevinde kullanılabilir. Hangi görevde kullanıldığınıancak devam cümlesinin tense'inden anlayabiliriz. Örneğin, yukarıda verilen birincicümlede, since + simple past bağlantısını present perfect continuous tense içeren birana cümle izlemiştir. O halde, bu cümlede since -den beri görevi üstlenmiştir.Unutmayınız: Ever since + tam cümle; ever since + isim ve since + isim ikilileri, since'inmutlaka -den beri görevinde kullanılmış olduğunu gösterir.1. Ever since (zaman bağlacı) I graduated, I have been looking for a job.2. Ever since/Since (zaman zarfı) my operation, I have been suffering frombackache.Birinci cümlede, ever since zaman bağlacı olarak kullanılmıştır. Ever since girişindenötürü, bu cümlede since + simple past ikilisinin mutlaka present perfect çekimli bir anacümleye bağlanacağını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Zira, ever'ın kendisi de birzaman zarfıdır ve since ile birlikte 'Ta o zamandan beri' anlamını verir. Pekiştirici olduğuiçin kullanımı zorunlu değildir. Ancak açıkladığımız nedenden ötürü, ever zarfının varlığısince'in (-den beri) görevi açısından belirleyicidir.İkinci cümlede, since zarfının -den beri görevinde kullanıldığını anlamak için everpekiştiricisine ihtiyaç yoktur. Bir tam cümleye değil, isme bağlanıyorsa, since, becausebağlacının görevini üstlenemez. İkinci örnek cümleyi, Türkçe karşılığı ile birlikte tekraraşağıya alalım:Ever since my operation, I have been suffering from backache.Ameliyatımdan beri, bel/sırt ağrısı çekiyorum.


Önemli not: Bütün bu açıklamalardan sonra, soru cümlesindeki simple past çekimin,since bağlacına her iki görev açısından da izin verdiğini anlamalıyız. Aslında, 29.sorunun seçeneklerinden hiçbiri present perfect çekim almamıştır. Bu nedenle, sorugirişindeki simple past çekime uygun düşen sadece E seçeneğidir. Ancak, her zamanbu kadar şanslı olmayabilirsiniz. Bunu hesaba katarak, since bağlacının özelliklerini iyiöğreniniz. Yararını görürsünüz.B ve C: Would ikinci tip bir şart cümlesini akla getirirken, might have been ise biziüçüncü tipe götürüyor:Had we taken the doctors' advice, it might have been possible for us to save our child.D: Bu seçenekte, ne tense ne de anlam uyumu var. Soru girişi olumlu bir anlamiçerirken (make fit: uygun hale getirmek), D seçeneğinde relentless (acımasız)kelimesinden ötürü olumsuzluk var. Aynı durumun A seçeneği için de geçerli olduğunuhatırlatmak isteriz. Bir an için A seçeneğinin, soru cümlesi ile aynı tense'i taşıdığınıvarsayalım. Bu iki cümle yine de uyuşmayacaktır. Çünkü, soru girişi olumlu iken,deteriorate (kötülemek, fenalaşmak, atrofiye uğramak) fiilinden ötürü A seçeneğiolumsuz anlam içerecektir.Dikkat: Sınava hangi bilim dalından girerseniz girin, lütfen deteriorate fiilini yanınızdagötürmeyi unutmayın!E: Evolution yerine it zamiri kullanılmış. Bu birlikteliğin (soruda isim ve doğru seçenektebu ismin yerine geçmiş zamir) ne kadar önemli olduğuna ve bizi ne kadar çok sorudadoğru cevaba götürdüğüne dikkat ediniz. Seçenekte zaman uyumu da tam. Tek sorun,giriş cümlesi olumlu iken E olumsuz. Since=Because zıt değil, aynı yönde gelişenilişkilerden söz eder. Ancak, başka çare de (seçenek de) kalmadı. Ya bu seçeneğiçevireceğiz, (Allah bilir nasıl çevireceğiz!) ya da diğer seçenekleri haklı nedenleredayanarak elediğimizi hatırlayıp E'yi doğru cevap sayacağız.Soru 30.Unfortunately, a lot of parents fail to anticipate ---- .A) how risks change as their child grows olderB) that so many injuries to children were preventableC) even when they are in familiar surroundingsD) since injuries are a leading cause of death among infants under one year of ageE) whether medical help was actually called forÇözüm 30. Doğru cevap A.A: anticipate: tahmin etmek, =expectBu fiil, isim cümlesi oluşturmak üzere what, when, how, whether gibi soru kelimelerineya da that'e bağlanabilir.A good surgeon will anticipate what complications in which procedures can occur.Soru cümlesi + A seçeneği aşağıda gösterdiğimiz unsurların ilişkisi/bağlantısı açısındançok iyi bir uyum sağlamışlar:


Unfortunately, a lot of parents fail to anticipate + how risks change as their child growsolder.1. unfortunately, fail ve risks2. a lot of parents ve their child3. to anticipate + how bağlantısıBu kadar ilintinin olduğu yerde doğru bir cevap çıkmalıydı. Öyle de olmuş.B ve E: Önce, soru girişini B seçeneğine bağlayalım. Daha sonra ise, bu seçeneğindoğru ya da yanlış cevap olabileceğini gösteren unsurları saptayalım:Unfortunately, a lot of parents fail to anticipate that so many injuries to children werepreventableDoğru saptama:anticipate + that bağlantısı; unfortunately, fail ve injuries (incinme, yaralanma) ilintisi,a lot of parents ve children* uyumsuzluğu.(*B seçeneğinde sözü edilen çocukların kimin olduğu belli değil. Halbuki, bir öncekiseçenekte bu çok açık ifade edilmişti. Bu nedenle, B seçeneğinin soru cümlesi ilekurduğu ilintiler tam ve yeterli değildir. )Yanlış saptama: fail (simple present) ve were (simple past) uyumsuzluğuBir isim cümlesinde, ana cümle girişi simple present ya da simple past ve buna göre yancümle simple past ya da past perfect çekim alabilir. Yani, yan cümle ana cümleye görebir eski zamanda durabilir: (Bkz. örnek soru 1'in çözümü C seçeneği).I now realise that the shopkeeper cheated (kazıklamak) me . (present)I then realised that the shopkeeper had cheated (kazıklamak) me . (present)Ancak iki nedenden ötürü, soruda verilen geniş zaman ana cümlenin, simple pastçekimli B ya da E seçeneğine bağlanabilmesi neredeyse imkansızlaşıyor:1. Anticipate, expect, hope, envisage (imagine), predict (öngörmek), foresee(öngörmek) gibi fiiller geleceğe işaret ederler. Gerçekten de, soru cümlesindekullanılan anticipate fiili bağlandığı yan cümlede geleceğe işaret etmekteydi:Unfortunately, a lot of parents fail to anticipate how risks change as their childgrows older. (Gelecekte, çocuklar büyüdükçe riskler de değişecek.)Bir iki örnek daha verelim:Nobody can envisage what the world will look like after a total nuclear war.It is hoped that the patient's condition will soon be diagnosed.2. Giriş cümlesinin belli bir gurup anne-babadan söz etmemiş olması genelkonuşulduğuna işaret ediyor. Bu da, yan cümlede yine bir simple present ya dasimple future çekimin şansını arttırıyor.


C: Şu çözüm işinin kolayına kaçabilmeyi ve bu soruyu çözerken, 'B, C, D ve Eseçeneklerinin anlamları ve taşıdıkları tense'ler soru cümlesi ile uygun bir bütünlükoluşturmadığı için doğru cevap A seçeneğidir', diyebilmeyi çok isterdik. Hatta, birazdaha ileri gidip 'anticipate + how bağlantısından ötürü doğru cevap A olup diğerseçeneklerin irdelenmesi gereksizdir' diyerek sizi, bütün bu açıklamaları okuyup anlamazahmetinden kurtarabilmeyi de çok isterdik. Ancak, bu bir gramer sorusu ve bilinmesigereken bir çok ayrıntı var. Eğer bu ayrıntıları burada göz ardı ederseniz, bir başkasoruda tekrar karşınıza çıkacaklarından emin olabilirsiniz.C seçeneğinde kullanılan vurgulayıcı zarf even + when bağlacı, bir isim cümlesindenziyade, bir zarf cümlesinin varlığını akla getiriyor. Bu durumu basit örneklerleaçıklamaya çalışalım:When içeren bir zarf cümlesi:John couldn't find a job when he graduated from university.John, üniversiteden mezun olduğunda iş bulamadı.Bu cümleye, C seçeneğindeki even zarfını ekleyelim:John couldn't find a job even when he graduated from university.John, üniversiteden mezun olduğunda bile iş bulamadı. (Üzülmesin, bizim çocuklar dabulamıyor.)Giriş cümlesi (John couldn't find a job) tam bir cümle olduğundan, even bu tam cümleyiçok güzel vurgulayabiliyor. Şimdi soru girişini C seçeneğine bağlayıp even zarfınındurumunu inceleyelim:Unfortunately, a lot of parents fail to anticipate even when they are in familiarsurroundings.Dikkat ederseniz, fiil (anticipate) boşta kalmış. yani neyin tahmin edilmesinde annebabaların başarısız olduğu söylenmemiş. Bu söylenmeden, yani giriş cümlesitamamlanmadan even zarfı sırıtıyor. Başka bir örnek vererek açıklamamızı dahaanlaşılır hale getirmeye çalışalım:A lot of parents fail to anticipate hazards (tehlike) to their children even when they arevery close to them.Bir çok anne baba, çocuklarına çok yakınken bile onların karşı karşıya olduklarıtehlikeleri tahmin edemiyorlar.Örnekte, anticipate fiili bir nesne almış (hazards), yani cümle tamamlanmış ve ancakbundan sonra even zarfı anlamlı bir vurgulama yapabilmiştir.Dikkat: Örnekte verilen bir isim cümlesi değil, zarf cümlesidir. Bu durum ise, Cseçeneğinin açıklamasına başlarken ileri sürdüğümüz görüşü destekler niteliktedir:(...even + when bağlacı, bir isim cümlesinden ziyade, bir zarf cümlesinin varlığını aklagetiriyor.)D: Since bağlacının görevlerinden daha önce uzun uzadıya söz etmiştik: (Bkz. Çözüm14 E). Since kendisinden önce bir tam cümle isteyeceği için soru girişine bağlanmasımümkün değildir.


E: Seçenekte tense uyumu var: (Bkz. B seçeneğinde yanlış saptama başlığı).Soru 31.---- that will kill a range of cancer cells but leave healthy cells unharmed.A) The results were discouragingB) The first step is to determine its molecular structureC) At this stage testing should not be discontinuedD) The research team remains passionate about the possibilitiesE) What they are hoping to find is a drugÇözüm 31. Doğru cevap E.Cümle tamamlama sorularının bulunduğu bu bölümde, that bağlantısı ikinci kezdirsınanıyor (Birincisi 25. soru). Ayrıca soru 17, 18 ve 35 A seçeneklerinde, biri doğru, ikisiyanlış olmak üzere, üç kez daha that bağlantısı sınanmış. Sınırlı sayıda gramersorusunun sorulduğu ÜDS sınavında, İngiliz dilinin yapısını oluşturan onca unsurarasında that elemanına bunca yer ayrılmış olması çok dikkat çekici. Bütün buanlattıklarımızdan sonra that'in görevlerini özetlemek artık caiz oldu.1. İsim cümlesinde bağlantı elemanı olarak that:Formül: Özne + yüklem + that + tam cümleThe specialist knew that the procedure required a different technique.Eksik ana cümle:The specialist (ana cümle öznesi) + knew (ana cümle yüklemi) + anacümle nesnesi (Yok! that + tam cümle, ana cümleye ait nesne olarak burayabağlanacak.)Tam yan cümle: that (bağlantı elemanı) + the procedure (yan cümle öznesi) + required(yan cümle yüklemi) + a different technique (yan cümle nesnesi)Birleşik cümle:The specialist knew that the procedure required a different technique.Bağımsız iki cümle:The specialist knew a thing.The procedure required a different technique.Dikkat: Ana cümlesi eksik olduğu için bir isim cümlesinde, bağımsız iki cümleden sözedilemez. Bu nedenle, örnekte verilen ana cümle kırmızı boyalı a thing nesnesieklenerek tamamlanmıştır.2. Sıfat cümlelerinde ilgi zamiri görevinde that:Formül A: Özne + yüklem + nesne + that + eksik cümle (That eksik yan cümleninnesnesi görevinde.)The specialist knew the different technique that the procedure required.Tam ana cümle:The specialist (ana cümle öznesi) + knew (ana cümle yüklemi) + thedifferent technique (ana cümle nesnesi)


Eksik yan cümle: that (the different technique ismi yerine geçmiş olan ilgi zamiri) + theprocedure (yan cümle öznesi), required (yan cümle yüklemi) + (yan cümle nesnesi)((Yok! That kendisinden önce gelen the different technique isminin yerine geçtiği içinzaten yan cümle nesnesi görevinde.)Birleşik cümle:The specialist knew the different technique that the procedure required.Bağımsız iki cümle:The specialist knew the different technique.The procedure required a different technique.Formül B: Özne + yüklem + nesne + that + eksik cümle (That eksik yan cümlenin öznesigörevinde.)The specialist knew the procedure that required a different technique.Tam ana cümle:The specialist (ana cümle öznesi) + knew (ana cümle yüklemi) + theprocedure (ana cümle nesnesi)Eksik yan cümle: that (the procedure ismi yerine geçmiş olan ilgi zamiri) + (yan cümleöznesi) (Yok! That kendisinden önce gelen the procedure isminin yerine geçtiği içinzaten yan cümle öznesi görevinde), required (yan cümle yüklemi) + a differenttechnique (yan cümle nesnesi)Birleşik cümle:The specialist knew the procedure that required a different technique.Bağımsız iki cümle:The specialist knew the procedure.The procedure required a different technique.Bu giriş açıklamasının sizlere keyif verdiğini umarız. Şimdi seçeneklerin irdelenmesinegeçelim.A: Sorudaki that + öznesi eksik cümle yukarıda verilen A ve B formüllerinden ikincisineuyuyor. Buna göre, aradığımız seçenek tam bir ana cümle olmalı ve isimle bitmeli. Aseçeneği ise bir sıfatla bitmiş: discouraging.B ve D: B seçeneği bir isimle bitmiş ama cümlenin içinde yer alan its iyelik sıfatınınneyin yerine geçtiği belli değil. Ayrıca, B seçeneğinin nesnesi olarak verilen structureismi kill cancer cells işini yapabilecek bir unsura benzemiyor. Bu hata, D seçeneğindedaha bariz bir hal almış: possibilities.C: Özel durumlar hariç, pasif bir ana cümleden sonra that bağlantısına izin olmadığınıdaha önce açıklamıştık: (Bkz. Örnek soru 1'in çözümü D).Bu durumun iki istisnası vardı:1. Introductory it (neyin yerine geçtiği belli olmayan zamir) ana cümlenin öznesigörevinde bulunmalıydı:It has been shown that certain diseases are congenital.


2. Ana cümle hangi özne ile başlamış olursa, yüklem amazed, surprised, convinced gibisıfatlaşmış bir fiil içermeliydi (Bkz. örnek soru 1'in çözümü E):I am surprised that he passed the test so easily.Dikkat: Cümle ister aktif ister pasif olsun, C seçeneğinde verilen discontinue fiili that'inbağlanabileceği fiil gurubuna (agree, believe, realise, suggest, think vs.) ait değildir.E: Bu seçenekte bir isim cümlesi var ama bitmiş, yani bir tam cümle ve varolmak içinthat bağlantısına ihtiyacı yok. That + eksik cümle (sıfat cümlesi) sadece bu cümleninsonundaki a drug ismini tanımlıyor. Bu sorunun giriş açıklamasında verilen Formül B'yihatırlayınız.Birleşik cümle:What they are hoping to find is a drug that will kill a range of cancer cells but leavehealthy cells unharmed.Bağımsız iki cümle:What they are hoping to find is a drug. (Bulmayı ümit ettikleri şey bir ilaç.)This drug will kill a range of cancer cells but leave healthy cells unharmed.Soru 32.Primates enjoy good visual discrimination in all lighting conditions ---- .A) unless its cells are full of melanin granulesB) though the retina has lined the inside of the eyeballC) after early mammals were able to generate their own body heatD) because they have a duplex retinaE) though their cone photometers would adapt to the surrounding brightnessÇözüm 32. Doğru cevap D.A: Unless (=if not) olumsuz anlam taşıdığı için bağlandığı ana cümlenin de olumsuzolmasını ister.Unless a better drug which can replace the present one is found, ( If a better drug whichcan replace the present one is not found), we cannot withdraw it.Bu açıdan irdelendiğinde, A'da iki hata göze çarpıyor: a) soru girişindeki olumlu anlamtaşıyan enjoy fiili ve good sıfatı; b) A seçeneğinde verilen its iyelik sıfatının sorugirişinde yerine geçtiği bir tekil isim olmaması.B: Though bağlacı taşıyan bu cümlede zıtlık oluşturabilecek tek unsur inside edatı. Anacümlede (soru girişinde) outside edatını görseydik, herhalde gözümüz kapalı 'Cevap Bseçeneğidir', derdik. Ama B seçeneği ve soru girişi birbirine zıt hiçbir ifade içermiyorlar.Ayrıca, B'de soru cümlesi ile ilinti kurabileceğimiz herhangi bir zamir, iyelik sıfatı vs yok(Örn: ana cümlede primates - yan cümlede they ya da their).C: After bir zaman bağlacı olduğu için bağlandığı ana cümleyi kendisiyle aynı zamanaralığında ister. Bu mutlaktır. Seçenek simple past çekimli; oysa, soru cümlesi simplepresent idi.


After bağlacının istediği tense uyumuna sahip birkaç tane birleşik cümle formülüverelim:1. After + past perfect continuous + ana cümlede simple pastAfter he had been working as an internist (dahiliyeci) for five years, he changed hisprofession.2. After + present perfect tense (=simple present) + ana cümlede simple futureAfter the broths (bir nevi sıvı numune) have been subcultured in agar plates (besi kab ı),they will be checked for the formation of typical colonies everyday.D: Primates yerine they kullanılmış. Tense uyumlu. Eğer E seçeneğinde daha iyi, dahafazla ilinti bulamazsak, doğru cevap D'dir.Dikkat: Primatların duplex retina sahibi olmaları ana cümlede bu hayvanlarınavantajlarıyla/özellikleriyle ilintilidir. Ancak bu soruların çözümünde, çeviri en sonbaşvuracağımız çare olduğu için biz, işin o kısmını geçtik. Zira, kimi sorularda yöntemdeğiştirip anlamdan cevaba ulaşınca, yerleştirmeye çalıştığımız terbiye bozuluyor.Çeviri yaparak çözülemeyecek sorularla karşılaştığımızda ise, vakit geçmiş oluyor.Lütfen bu hataya düşmeyiniz ve protokole sadık kalınız.E: Their iyelik sıfatı iyi bir başlangıç: bu sıfat primates ile ilgili olabilir. Ancak, işi bozaniki unsur var. Bunlardan birincisi, tahmin edebileceğiniz gibi would kipi. Bunun için lütfenalkış beklemeyin ama ikincisini fark ettiyseniz, sizi yürekten kutlarız:Olumlu cümle (enjoy ve good) + though + olumlu cümle (adapt=uyum sağlamak)Soru 33.---- , it might contribute towards the spread of various diseases.A) As long as the coins remain warm in the basketB) Unless action had been taken to stop the spread of bacteriaC) Until the metallic odour of the coins finally disappearedD) Since money, coins and notes alike, is passed from hand to handE) Once the source of the disorder had been recognisedÇözüm 33. Doğru cevap D.A: Soru girişi it öznesi taşıdığı için bunun karşılığı olan tekil ismi seçeneklerde aramakakıllıca bir iş olacaktır. Üstelik, semeresini de hemen görebileceğimiz basit bir iş: Itöznesi A seçeneğindeki coins (bozuk paralar) ismi ile uyuşmuyor. Might ise ayrı birsorun: Bu model fiili öncelikle 2. tip bir if'li cümlenin sonuç kısmında kullandığımızıhatırlayacaksınız.B: Unless'in 3. tipte kullanımı çok nadirdir. ÜDS ya da KPDS sınavları, bugüne kadarunless bağlacı ile kurulmuş 3. tip bir şart cümlesine hiç yer vermemiştir. 'Bu sınavdasoracakları tutar, o da bana rastlar', derseniz, cevabımız hazır: 3. tip if'li cümlede tense+ model fiil ilişkisi ne ise, unless için de aynısı olacaktır. Yani B seçeneğini, ancak sorucümlesi might have + V3 içeriyorsa değerlendirmeye alırız.


C: Anlamını bir kenara bırakırsak, until bağlaçlı simple past cümle, might contribute fiiliniiçeren ana cümleye bağlanabilirmiş gibi görünüyor. Ancak, bu çok hatalı bir yanlışsaptama. Might kipinin, If + simple past içeren koşul cümlesine bağlı ana cümledekullanıldığını gören bir aday, bu kipin geçmişi anlattığını sanıyor. 2. tip if'li yan cümledekullanılan simple past geçmişi anlatmıyor ki might anlatsın:If I knew French (İngilizce bitti, bir o kusur kaldı!), I could help you translate this Frencharticle.Gerçek durum:Şart: I don't know French.Sonuç: I cannot help you translate this article.Bir de might içeren bir örnek verip bunu açalım:If you lived in an area with less pollution, you might (would perhaps) feel better.Gerçek durum:Şart: You don't live in an area with less pollution / You live in an area with a lot ofpollution.Sonuç: You may (will perhaps) feel worse (if you go on living in this area).ya da basit kuruluşlu bir başka cümlede:I might change my job. (Belki işimi değiştiririm.)Might burada, may kipinden daha düşük bir ihtimale ve gelecek zamana işaret ediyor.Eğer might kipini kullanarak geçmişi anlatmak isterseniz, 3. tip if'li cümlelerdenhatırlayacağınız might have + V3 yapısına başvurmalısınız:You were careless. You might have dropped and broken that unique vase (but youdidn't)....bu nadide vazoyu düşürüp kırabilirdin (ama kırmadın ya da çok uğraştın amakıramadın).Örneklerden anlaşılacağı üzere might tek başına geniş ve geleceğe işaret ediyor. Ohalde, until + simple past içeren zaman bağlaçlı cümleye might kipinin kesinlikle uygunbir eş olmadığını söyleyerek C seçeneğinin açıklamasını bitirelim.D: Seçenek, money, coins and notes (banknot, kağıt para) alike, ifadesinden ötürü ilkbakışta çoğul izlenim veriyor. Ancak, yüklemi tekil: is. Bu nedenle, it öznesinin yerinegeçmiş olabileceği tekil bir isim bu seçenekte mevcut. Önce, bunun nasıl mümkünolduğunu gösterelim:Since money, coins and notes alike, is passed from hand to hand...Dikkat edilirse, coins and notes alike ifadesi iki virgül arasına alınmıştır. Bu durum,ifadenin cümleden atılabileceğini gösterir. Bu ifadenin D seçeneğinde taşıdığı anlamışöyle verebiliriz:İster bozuk ister kağıt olsun, para elden ele geçtiği için...


İngilizce'de money sayılamayan, coin ve note ise sayılabilen isimdir. Bu nedenle, ikivirgül arası ifade çoğul iken dışarıda kalan esas özne (money)tekil olduğu için yüklem de tekil çekimli kalmıştır (is).Ana cümlede might geçmişi anlatmadığına göre, yan cümledeki is yüklemi ile arasındahiçbir uyuşmazlık çıkmaz.Önemli not: If'li cümlelerde model fiil kullanımı, kurgu ve gerçek durum gibi konularlailgili ayrıntılı bilgi isterseniz, sitemizde verilen Zamanlarla İlgili Açıklamalar: GözdenGeçirme Dersleri 2. Bölüm'ü inceleyebilirsiniz.E: Once(=When, After) + past perfect + ana cümlede simple pastOnce he had undergone that major operation, his pains were relieved (dinmek) andgradually disappeared.Soru 34.Damage to this particular region of the brain produces a peculiar syndrome ---- .A) these patients, remain able to write words but unable to read them backB) if it relates to the visual form of a word but not its meaningC) which is known as “pure alexia”D) because this appeared to be the consequence of difficulties in learning to read, notthe causeE) though it is responsible for the earliest stages of readingÇözüm 34. Doğru cevap C. Bir kurtarma sorusu daha!A: Soru girişi bir tam cümledir. Bu cümleye bağlanabilmek için her şeyden önce birbağlaca ihtiyacımız var. A seçeneğinde ise, herhangi bir bağlaç (when, after vs.) ya dabağlantı elemanı (that, which vs.) yok.B: Hatırlayacaksınız: Her iki yakası da geniş zaman çekimli 0 tip bir if'li cümlemiz vardı.Ana cümle (soru girişi), bu bakımdan yan cümleye (B seçeneğine) bağlanabilir. Ama ikicümle arasında hiçbir ilinti görülmüyor. Bir taraf 'Bayram haftası' diye sevinirken, diğertaraf 'Mangal tahtası!' diye dövünüyor.C: Peculiar (garip) sendromu tanımlayan gayet basit bir sıfat cümlesi....a peculiar syndrome which is known as 'pure alexia'.Sıfat cümlesini bağımsız halde görürsek:which is known as 'pure alexia' = This peculiar syndrome is known as 'pure alexia'.D: Soru girişi çok genel bir konuyu anlatıyor; geçmiş zaman çekimli bir yan cümleyebağlanması çok çok uzak bir ihtimal.E: Zıtlık bağlacı yine yanlış kullanılmış. E'de verilen it zamirinin sendrom ismini ya dasoru cümlesindeki herhangi başka bir tekil ismi karşıladığını düşünsek bile, thoughbağlacının aksi yönde ilinti kurduğu hiçbir unsur bu cümlede bulunmuyor. Örneğin:though bağlaçlı cümlede the earliest stages ifadesinin tersi (the final stage vs) anacümlede yok. Ya da responsible sıfatına karşılık cannot manage, leads to disorders vs.


Soru 35.The first outbreak of SARS in southern China stopped abruptly ---- .A) that a hot environment was not expectedB) as soon as the weather began to warm upC) though distinguishing between SARS and influenza proved problematicD) unless transmission is due to people touching contaminated surfacesE) so one was at risk of picking up SARS after admission to hospitalÇözüm 35. Doğru cevap B.A: Burada, that + pasif cümlenin (yani tam cümlenin) bağlanabileceği bir fiil yok.Bildiğiniz gibi, that sınırlı sayıda fiile bağlanabilir (know, hope, suggest, believe vs).Ancak, stop bunlardan biri değildir. Fiilin taşıdığı anlamdan ötürü, herhalde siz deduraksamışsınızdır.B: Herhangi bir gramer sorusunda, bir işin başladığı/bittiği ana işaret eden begin, start,end, finish, stop, occur, become, initiate gibi fiiller görürseniz, bizi hatırlayınız ve when /as / as soon as bağlaçlarını içeren seçeneklere şans tanıyınız.Örnek ÜDS sorusu:Fat digestion starts off slowly in the mouth, with some hard fats beginning to melt--- .A) as far as enzymes have access to fat dropletsB) when they reach body temperatureC) until bile has entered the intestine and emulsified fatD) because in the stomach, fat floats as a layer above the other components ofswallowed foodE) in that the goal of fat digestion is to dismantle triglycerides into small moleculesBu soruyu, derin tıp bilgisiyle çözmeye çalışan bir hekim arkadaşın 'Vay haline!'.C: 1. Cümlede SARS'ın tekrarı yanlış değil, ama hoş da değil. Bunun yerine betweenthis disease and influenza denebilir ve ana cümle ile daha güzel bir ilinti kurulabilirdi.2. Though zıtlık bağlaçlı bu cümlede problematic sıfatı var ama ana cümlede bu sıfatınzıt karşılığı verilmemiş (easy, clear vs.).D: Unless + simple present + ana cümlede + will not / cannot / may notE: So (dolayısıyla, bu nedenle) bir sonuç bağlacıdır. Ana cümleden virgül ile ayrılır. Anacümlenin (soru girişi) sonunda virgül göremiyoruz. 'Unutmuş olamazlar mı?' diyesorarsanız, cevabımız 'Hayır!' olacaktır. Bazı makalelerde ya da başka tür sorulardakullanılmadığı (ihmal edildiği) bir iki örnek hatırlayabilirsiniz, ama sınanan bilgi ANACÜMLE + SONUÇ BAĞLACI ise, arada en az bir virgül bulunmak zorundadır. Dahayaygın karşılaşılan durum ise noktalı virgül + sonuç bağlacı + virgül ya da nokta +Sonuç bağlacı + virgül üçlüsüdür.I was tired; however, I went on working.I was tired. However, I went on working.


6. Çeviri sorularının çözüm teknikleri (36-41 arası sorular)Literatür takibi yaptıkları için akademisyen arkadaşlar çeviri sorularında zorlukçekmiyorlar. Ancak, gereksiz yere vakit kaybedebiliyorlar. Bunun nedenleri üzerindekısaca durmak istiyoruz:*Adaylar, çeviri bölümünde sorulan 6 soruya da mutlaka doğru cevap vermek istiyor vebu bölümde soru kaçırmaya tahammül edemiyorlar,*Bu nedenle, herhangi bir hataya düşmemek için bazı adaylar soruyu defalarca ve birbütün olarak okuyup çevirmeye çalışıyor.Bu, hem gereksiz hem de hatalı bir yaklaşım tarzı. İşin doğrusunu, dilimiz döndüğünceanlatmaya çalışalım:*Cümle içinde değişmesi mümkün olmayan (cümlenin yüklemi; cümlede kullanılanzarflar ve bağlaçlar: never, always, and, or vs.) ifadeleri seçeneklerde tarayınız,*Bağlacın hangi cümleye bağlı olduğunu önemseyiniz. Örneğin; soru A+B cümlelerindenoluşan bir birleşik cümle olsun ve although A'ya bağlı olarak verilsin. Yanlışseçeneklerin en az ikisi, although bağlacını B cümlesine bağlı olarak kullanacaktır,*Başka nedenlerle eleyemediğiniz sorularda, sıfat cümlelerinin yerine/kullanımına dikkatediniz. Örneğin: 'Kırmızı şapkalı kız sınavını geçmiş=The girl who has a red hat haspassed her test' cümlesi, yanlış seçenekte/seçeneklerde 'Sınavını geçen kız kırmızışapka giyiyordu= The girl who has passed her test has a red hat ' şeklinde verilecektir,*İngilizce-Türkçe çeviri sorularına kıyasla, Türkçe-İngilizce olanlar adaylara biraz dahazor geliyor. Aslında, bu yaşanmaması gereken bir sıkıntı. Zira, cümleyi bir bütün olarakokuyup-anlamaya ve çevirmeye çalışmadığınız sürece, yukarıda özetlediğimiz teknikaynen burada da uygulanacaktır. Yani, yüklemin bire bir karşılandığı seçeneği arıyor veİngilizce karşılığından emin olduğunuz bazı kelime ve ifadelere kilitleniyorsunuz. Buteknikle, sonuca ulaşabilmelisiniz. Eğer bu mümkün olmuyorsa, soru 'sizesorulmamıştır'. Böyle bir soruyu, daha fazla yara almadan geçiniz.Yukarıda sözünü ettiğimiz nedenlerden ötürü, çeviri sorularında, ayrıntılı açıklamalaryapmak yerine, çözümü kolaylaştıracak bazı ipuçlarını vermekle yetindik. Yanlış birseçenekte yapılmış olan bütün hataları tek tek göstermediğimiz için, adaylar, böyle birseçenekte, bizim işaret ettiklerimiz dışında başka hatalar da bulabilir ve hangi hatayıöncelikle fark ettilerse, bu hatanın üzerine gidebilirler.Soru 36.Down sendromu, 45 yaş ve üzeri annelerin çocuklarında, 19 yaşın altındaki annelerinçocuklarındakinden 100 kez daha sık görülür.A) The likelihood of having an offspring with Down syndrome is 100 times greater amongwomen of 45 or older than it is among 19-year-olds.B) Once a woman reaches the age of 45 she is 100 times more likely to have a child with Downsyndrome than she was before she was 19 years of age.C) After the age of 45, a woman is 100 times more likely to have an offspring with Downsyndrome than she was before she reached the age of 19.D) Down syndrome appears 100 times more often in the offspring of mothers who are 45 yearsof age or older than in the offspring of mothers who are under 19 years of age.E) After a woman is 45 years old, the likelihood of her offspring having Down syndrome is 100times greater than it is for a woman under 19.


Çözüm 36. Doğru cevap D.A: Çeviri sorularında ilk dikkat edilmesi gereken unsur özne ve buna ait yüklemdir.Soruda verilen, 'Down sendromu...daha sık görülür.' (özne+yüklem) ikilisini sadece Dseçeneği karşılıyor. A seçeneği likelihood (ihtimal) ismi ile başlamış ve yüklem olaraksadece is fiilinden yararlanmış. Üstelik, 19 yaş altı yerine 19 yaşındaki annelerden sözetmiş. Çocuklar ismi burada tekil alınmış: an offspring. Arasak, daha da hata çıkar amabu kadarını yeterli görelim.B: Once=When bağlacı soru cümlesinde kullanılmamıştı. Tam 45 yaştan söz edilmiş;oysa, biz '45 yaş üzeri' ifadesini arıyorduk. Yetmedi, bir de geçmişle bugün arasındakarşılaştırma yapılmış. (Bu hatalardan birini dahi fark ettiğiniz anda seçenektenuzaklaşınız.)C: Soru cümlesinde after bağlacı yok. Geçmiş zaman çekim var ve with Downsyndrome ifadesine yer verilmiş. Biz, Down sendromunu tümleç değil, özne görevindearıyoruz.E: Yine after bağlacı ve tam 45 yaş ifadesi. Annelerden söz etmeyi ise belli kiunutmuşlar.Soru 37.Hala pek çok engelin aşılması gerekse de, birtakım hastalıkların genetik tedavilerigelişme sürecindedir veya klinik uygulamalarla hastalar üzerinde denenmektedir.A) Though many difficulties still remain, gene therapies have been developed for anumber of diseases and many more are being tested on patients in clinical trials.B) Gene therapies for several diseases are being developed or tested on patients inclinical trials, but many obstacles must still be overcome.C) Once these difficulties have been overcome, gene therapies for a number ofdiseases can be developed and even tested on patients in clinical trials.D) Gene therapies for a variety of diseases have been developed and are being testedon patients in clinical trials to find out what obstacles, if any, remain.E) Although many obstacles must still be overcome, gene therapies for some diseasesare undergoing development or are being tested on patients in clinical trials.Çözüm 37. Doğru cevap E.B: Soruda kullanılan or (veya) bağlacı sadece B ve E seçeneklerinde karşılık buluyor.Bunlardan biri yanlış, biri doğru cevap. Yanlış olan B seçeneğinde iki hata var: 'gelişmesürecindedir' ifadesi 'are being developed=geliştiriliyor' şeklinde çevrilmiş. İkinci hataise, although bağlacı ile verilmesi gereken soru cümlesinin girişindeki zıt ifadeyi, butkullanarak cümle sonuna atması.Dikkat: B seçeneği aslında soru cümlesini neredeyse bire bir karşılıyor. Bu bakımdan,seçenekte hata değil, ama en azından yorum yapıldığını söylemek zorundayız. Çevirisorularında, yoruma hiç yer yoktur. Aksi takdirde, herkes kendisine göre biraz yorumyapar ve bir çok seçenek doğru kabul edilebilir.


Soru 38.Patates büyük miktarlarda ve düzenli olarak yendiği ülkelerde önemli bir Cvitamini kaynağıdır, fakat bu Türkiye için doğru değildir.A) The potato is an important source of vitamin C in countries where it is eatenregularly and in large quantities, but this is not true for Turkey.B) Though the potato provides an adequate amount of vitamin C in countries where it iseaten frequently and in large amounts, this is not what happens in Turkey.C) In these countries, where people eat potatoes on a regular basis and in largeamounts, they are an important source of vitamin C, but unfortunately this is not thecase in Turkey.D) Only when potatoes are eaten regularly and in large quantities can one regard themas a good source of vitamin C, but not in Turkey.E) In Turkey, only a negligible amount of vitamin C comes from potatoes, but incountries where they are eaten on a regular basis and in large quantities the amountis significant.Çözüm 38. Doğru cevap A.A: Soru, 'fakat + bu Türkiye için doğru değildir.' Sonuç cümlesi ile bitmiş. Bu tür birifadeye A, C ve D seçeneklerinde rastlıyoruz. Bu üç seçenekten sadece A bu ifadeyitam olarak karşılıyor.C: Burada, fazladan unfortunately zarfı var ve sorudaki 'doğru' sıfatı yerine 'case' ismiverilmiş. Ayrıca, seçeneğin girişinde bulunan 'In these countries' yer zarfı Türkçecümlede karşılık bulmuyor.D: 'but not in Turkey' aradığımız ifadenin tam karşılığı değil. Ayrıca, 'Türkiye için', 'inTurkey' olarak verilmiş. Only when bağlacı ise çok büyük bir hata.Soru 39.Compared with the ape skeleton, the human skeleton possesses distinctdifferences that reflect our ability to stand erect and walk on two feet.A) Maymun iskeletiyle karşılaştırılırsa, görülür ki insan iskeletinin ayakta dik durmamızıve iki ayak üzerinde yürümemizi sağlayan önemli özellikleri vardır.B) Maymun iskeletiyle karşılaştırıldığında, insan iskeleti, ayakta dik durma ve iki ayaküzerinde yürüme yeteneğimizi yansıtan belirgin farklılıklara sahiptir.C) İnsan iskeleti, maymun iskeletinden farklı olarak bizim hem ayakta durma hem de ikiayak üzerinde yürüme yeteneğimizi yansıtan önemli niteliklere sahiptir.D) Maymun iskeletiyle insan iskeleti arasındaki belirgin farklılıklardan biri, ayakta dikdurma ve iki ayak üzerinde yürüme yeteneğimizle ilgilidir.E) İnsan iskeletiyle maymun iskeleti karşılaştırıldığında görülür ki, ayakta dik durma veiki ayak üzerinde yürüme yeteneği insan iskeletinin sahip olduğu önemlifarklılıklardandır.Çözüm 39. Doğru cevap B.A: 'Görülür ki' yüklemi sorudan alınmamış, herhalde bakkaldan alınmış. Ayrıca, distinct=belirgin, dikkate değer demektir. Burada, 'önemli' sıfatı ile karşılanmış. Bütün bunlaryetmemiş gibi, bir de 'karşılaştırılırsa' ifadesi içinde çaktırmadan if kullanılmış. Ancak,


soru girişinde if değil, indirgenmiş halde when bağlacı var, ki bu da incelediğimiz ifadeye'karşılaştırıldığında' anlamını yükler:İndirgeme: Compared with the ape skeleton,Tam açınım: When it (the human skeleton) is compared with the ape skeleton,Soruyu hazırlayan, istese soru cümlesini şöyle de indirgeyebilirdi:When compared with the ape skeleton,Ancak bu takdirde, A seçeneğinde verdiği şartlı cümleden yanlış seçenek olarakyararlanamazdı.B: '...karşılaştırıldığında' ifadesi doğru; 'distinct differences' ise belirgin farklılıklar olaraktam karşılığını bulmuş. Reflect= yansıtma olarak alınmış. Her şey yerli yerindegörünüyor.C: 'Maymun iskeletinden farklı olarak' ifadesi İngilizce'de şöyle karşılanır:Unlike the ape skeleton. 'Hem ... hem' ise both ... and demektir.D: '...belirgin farklılıklardan biri' ifadesi soru cümlesinde one of the distinct differencesolarak verilmeliydi.E: Dikkat: İnsan iskeletiyle maymun iskeleti karşılaştırıldığında: When the humanskeleton is compared with that of the ape.Ayrıca, 'görülür ki' ve 'önemli' ifadeleri soruda karşılık bulmuyor.Soru 40.Computed tomography isn’t often used in diagnosing heart disease; but, itdetects structural abnormalities of the heart.A) Kalpteki yapısal bozuklukları ortaya çıkaran bilgisayarlı tomografi, kalphastalıklarının teşhisinde pek kullanılmamaktadır.B) Kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılmayan bilgisayarlı tomografi sıklıkla kalptekiyapısal bozuklukları ortaya çıkarmakta kullanılır.C) Bilgisayarlı tomografi kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılmamakla birlikte, kalptekisık rastlanan bozuklukları ortaya çıkarır.D) Bilgisayarlı tomografi kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılamaz; bununla birlikte,kalpteki bazı yapısal bozuklukları ortaya çıkarması beklenir.E) Bilgisayarlı tomografi kalp hastalıklarının teşhisinde sıklıkla kullanılmaz; fakatkalpteki yapısal bozuklukları ortaya çıkarır.Çözüm 40. Doğru cevap E.E: Ana cümlenin yüklemi isn't often used sadece bu seçenekte doğru olarakkarşılanmış: 'sıklıkla kullanılmaz'. Yüklem, diğer seçeneklerde ya hatalı verilmiş ya daiçine yorum katılmış. But (fakat, ama , ancak) bağlacı ve izleyen cümle yine sadeceE'de karşılık buluyor. E dışındaki seçeneklerde bundan başka daha bir çok çeviri hatasıvar.


Soru 41. Humans have the largest brains in relation to body weight, but in grossterms, the brain of an elephant is four times larger.A) Vücut ağırlığına oranla en büyük beynin, salt ağırlık bakımından fil beyninin dörttebiri kadar olan insan beyni olduğu açıktır.B) İnsanlar, kütlece fil beyninin dörtte biri kadar olsa da, vücut ağırlığı dikkatealındığında en büyük beyne sahiptir.C) İnsanlar, vücut ağırlığına oranla, en büyük beyne sahiptir; ancak, kütle olarak, bir filinbeyni dört kat daha büyüktür.D) Toplam vücut ağırlığı içindeki payı en büyük olan beyin insan beynidir; ama fillerininsanınkinden dört kat daha ağır bir beyne sahip olduğu bilinmektedir.E) Fil beyninin kütlesi insan beyninin dört katıdır; bununla birlikte, vücut ağırlığına göreen büyük beyin insanınkidir.Çözüm 41. Doğru cevap C.B ve C: 'İnsanlar ... sahiptir' ikilisi sadece B ve C seçeneklerinde var. B, soruda olmayanbir zıtlık bağlacı taşıyor: 'olsa da'. Soru cümlesinde ise but kullanılmıştı. Ayrıca, B'decümleler tam anlamıyla altüst edilmiş.D: Bu seçenekte 'sahip olduğu bilinmektedir' ifadesi var. Bu çeviriyi haklı çıkarmak içinsoruyu değiştirmek gerekiyor: Humans are known to have...Ama bu da yetmiyor çünkü D seçeneğindeki 'sahip olduğu bilinmektedir' ifadesinin fillereilgili olduğu anlaşılıyor.


7. ‘Uymayanı At’ türü soruların çözüm teknikleri(42-46 arası sorular)Bu tür sorularda anlam bütünlüğünü bozan seçeneği bulmamız isteniyor. Bunları, 'oddman out= uymayanı at' türü sorular olarak da isimlendirmek mümkün. 'Uymayanı at'bölümüne ulaştıkları zaman, adaylar artık sadece sorularla değil, kendini yavaş yavaşhissettirmeye başlayan bir yorgunluk haliyle de boğuşmak zorunda kalıyorlar. Metininceleme bölümüne gelmeden önce çok dikkatli bir biçimde harcanması gereken yedeküniteler, uymayanı at, karşılıklı konuşma ve paragraf tamamlama soruları içinesıkıştırılmış bir iki 'münasebetsiz misafir' yüzünden bir anda tükenebiliyor. Bu sendromuyaşamamak ve son bölüme hırpalanmadan ulaşmak istiyorsanız, metinlerden önceki buüç türe ait soruların içinde geçen bütün yabancı kelimeleri bilmek ve soruyu bütünüyleanlamak zorunda olduğunuz düşüncesinden vazgeçmelisiniz. Eğer bunuyapamazsanız, metin inceleme bölümündeki başarınızı gereksiz yere tehlikeye atmışolursunuz. Buraya kadar hemfikir isek, uymayanı at türü soruları çözmek, yani atılacakcümleyi bulmak için izlenmesi gereken yöntemle ilgili bazı ipuçları verelim:*Numaralandırılmış cümleler arasında zaman uyumsuzluğu (Örneğin; past tense'lerden,bir anda present olanlara geçiş yapılması),Bu durumun istisnası: Dün ve bugün zaman zarflarının birbiri ardı sıra kullanıldığı ikicümleyi bağlantısız saymayınız. Bu iki zarf, zıtlık bağlacı gibi görev görebilir ve ilk cümleörneğin, bir tedavi yönteminin dünkü başarılı sonuçlarından söz ederken (simple past),izleyen cümle günümüzde bu tedavi yöntemine itibar edilmedi ğini belirtebilir simplepresent).*Artikellerin (a, an, the) hatalı kullanılması (Örneğin; the doctor ismiyle başlayan bircümleyi a doctor ismiyle başlayan başka bir cümlenin izlemesi) (Bunun tam tersi birartikel kullanımı ise, sizi doğru cevaba götürebilir. I. I saw a doctor today. II. The doctorprescribed me some painkillers.).*Birbirlerine benzer bağlaçların art arda kullanılması (Örneğin; however bağlacınınkullanıldığı bir cümleyi nevertheless bağlaçlı bir diğer cümlenin izlemesi. SitemizdekiFen <strong>Bilimleri</strong> <strong>Deneme</strong> Sınavı'ndan bir örnek soruyla bu hatayı açalım:I. Of all the legacies of the ancient seas, the most valuable is petroleum.II. No one knows exactly what geologic processes have created theseprecious pools of liquid deep within the earth.III. But one thing seems certain.IV. On the other hand, few geologists believe that petroleum formation islinked with volcanic action.V. Petroleum is a result of fundamental earth processes that have beenoperating at least since the beginning of Palaeozoic time.Doğru cevap IV. cümle.I. Geniş zaman başlangıç yapılmış ve olumlu bir ifade. Bütün seçeneklerde zamanuyumu var. Petroleum kelimesi sanki konunun ana başlığı gibi. Çünkü bir çokseçenekte geçiyor ve bu maddeden the most valuable olarak söz edilmiş.II. İkinci cümledeki no one knows girişi, 'Acaba olumsuzluğa dönüş mü var?'kuşkusu uyandırıyor. Ama hemen sonra, these precious pools of liquid ifadesikullanılmış. Precious ve valuable kelimeleri eşanlamlıdır ve these işaret sıfatı ile


ir önceki cümleye kesin bir atıf var. Birinci ve ikinci cümleler arasında iyi birbağlantı olduğunu söyleyebiliriz.III. Zıtlık bağlacı (But) kullanılmış. Ama cümleden, neyin zıtlığına işaret edildiğinianlamak mümkün değil. Sadece geniş zaman açısından uyum var. Cümle fazlabir şey söylemiyor.IV. Bir kez daha zıtlık bağlacı kullanılmış. İşte, atılması gereken cümle yakayı eleverdi. Eğer, 'Bu cümle atılmasın, yerinde kalsın' derseniz, o zaman şu soruyacevap aramalısınız: On the other hand (öte yandan, diğer taraftan) bağlacı fewgeologists ifadesi ile zıt olduğuna göre, üçüncü cümlede örneğin, manygeologists/scientists ifadesi var mı?V. Normal şartlarda IV. cümleyi yok sayıp III ve V arasında bağlantı arayaraksağlama yapmamız gerekirdi. Ancak, bu iki cümleyi anlam bakımından irdelemekher babayiğidin harcı değil. Daha da önemlisi, bu soruda böyle bir sağlamayapmaya gerek yok. Biz sadece, iki zıtlık bağlacının art arda kullanılmasınınbüyük çoğunlukla sorun çıkartacağı uyarısını hatırlayalım ve bu sorunun doğrucevabını IV numara olarak belirleyelim.*Tarihsel sıranın bozulması (Örneğin; paragraf 16. yüzyıl ile başlıyor, 17. yüzyıl iledevam ediyor ve üçüncü cümle milattan önceki çağlara dönüyor.).*Also zarfının kullanılması (Bu zarf, bir önceki cümlede geçen şahıs ya da eylemlereekleme yapmıyor, boşta kalıyorsa).*Then (daha sonra) zaman zarfının yanlış cümlede kullanılması (Bu zarfın, eylemlerikronolojik sırada anlatmaması).*Bir konudan genel olarak bahsedilirken, arada for example, for instance gibi bir deyimile köprü kurulmadan bir anda özel bir örneğe geçilmesi (Bu hatalı geçişte, çoğunlukülke adlarından yararlanılır (I. Kanser bir çok yönden ve derinlemesine araştırılmasıgereken bir hastalıktır. II. Ayrıca, araştırmalardan elde edilen sonuçlarındoğruluğu/geçerliliği klinik olarak da mutlaka sınanmalıdır. III. İngiltere'de bir çok kanseraraştırma vakfı vardır.).*Özelden genele ve parçadan bütüne geçiş yapılması (Bunun tersi bir geçiş doğrubağlantı işaretidir.).*Paragraf içinde geçen bir cümlede karşılaştırma yapılırken, karşılaştırılan unsurlardansadece birine yer verilmesi ve bir önceki cümlenin ikinci karşılaştırılan unsuruiçermemesi (I. Obezite ciddi bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. II. Yapılanaraştırmalar, Amerika'da yaşayan obez insanlarda HDL kolesterol oranlarının dahayüksek olduğunu göstermiştir.).*Başta would olmak üzere, kimi kiplerin yersiz kullanımı (Örneğin; I, II, IV ve V. cümleleripast zamanlarda anlatılmış bir paragrafın ortadaki III. cümlesinin would + V1 çekimalması).*Herhangi bir unsurun/metodun olumlu yönlerini anlatarak işe başlayan bir paragrafınarasına, aynı unsura ait olumsuz bir yönün, zıtlık bağlacı kullanılmaksızın sıkıştırılması.*Herhangi bir unsurun/metodun olumlu yönlerini anlatarak işe başlayan bir paragrafınarasına, aynı unsura ait yine olumlu bir yönün, zıtlık bağlacı kullanılarak sıkıştırılması.


*Zıtlık bağlaçlarının, paragrafın bütünlüğü açısından yanlış kullanıldığı cümleler (Üçcümle düşünelim; birincisi olumlu, ikincisi zıtlık bağlacı ile olumsuz ve üçüncüsü yineolumlu olsun. İkinci cümlenin hatalı olduğu açık. Eğer ikinci cümle yerinde kalacaksa,üçüncü cümle olumsuzluğu anlatmaya devam etmelidir.).*Bir paragrafın zıtlık bağlacı taşıyan bir cümle ile sona erdirilmesi. Aşağıdaki örneğiinceleyelim:I. Ultrasondan çokça yararlanılıyor.II. İyi bir görüntüleme tekniği.III. Verdiği sonuçlar teşhisi kolaylaştırıyor.IV. Ayrıca, hasta açısından en zararsız görüntüleme tekniği olduğu da yaygınkabul görüyor.V. Ancak, bazı hastalıkların teşhisinde ne yazık ki işe yaramıyor.Paragrafta, konuşmacının, ultrason tekniği ile ilgili esas vurgulamak istediği yön, butekniğin her derde deva olmadığı, yani bazı hastalıkların teşhisinde faydasağlamadığıdır. Konuşmacının, bu kusuru tek bir cümleyle geçiştirmesi beklenemez. Bunedenle, paragrafın beşinci cümlesini takiben olumsuzluğu sürdürecek başka örneklerverilmesi beklenir. Yani, zıt duruma işaret edildikten sonra açıklama aynı yönde birazdaha devam etmeli ve örneğin; ultrason tekniğine kayıtsız şartsız bağlı kalınamayacağı,başka tekniklerden de mutlaka yararlanılması gerektiği vurgulanmalıdır. Bu nedenle, buparagrafın bütünlüğünü bozan cümle, zıtlık bağlacı taşıyan beşinci (V) ve son cümledir.*Paragrafın en son cümlesini izlemesi gereken bir sonuç ifadesinin, paragrafın arasınasıkıştırılması. Aşağıdaki örneği inceleyelim:I. Studies of patient behaviour show that only about half the people wholeave a doctor's office with a prescription take the drug as directed.II. Not only does non-compliance add to the failure of medical care, it can alsoworsen the quality of life.III. Among the many reasons people give for non-complying with a treatmentplan, forgetfulness is the most common.IV. However, the real question is, why do people forget.V. It would seem that often something about the treatment may be worryingthe person, resulting in a subconscious refusal to comply with it.Bu soruda, paragrafın anlam bütünlüğünü bozan ve atılması gereken ifade, yani doğrucevap (II) numaralı cümledir. Zira, bu cümlede sözü edilen tıbbi tedaviye uymama (noncompliance),(I) ya da (III) numarada değil, (V) numaralı cümlede kendisine bağlantıbuluyor (refusal to comply with the treatment). (V) numara, resulting fiiliyle tedaviyeuymama durumunun ortaya çıktığından söz ediyor. (II) numara, bu ifadeden sonraverilmeli ve tedaviye uymamanın neden olabileceği tıbbi bakımın başarısızlığı (failure ofmedical care) ve yaşam kalitesinin düşmesi (worsen the quality of life) gibi durumlarıanlatmalıydı. Bu saptamaya rağmen, 'Bence (II) yerinde kalabilir. Çok da hatalıgörünmüyor ve neticede, bu bir yorum meselesidir' derseniz, şu soruya cevap aramanızgerekir: (III) numara, (II)'de anlatılan olumsuz sonuçlara ekleme yapmış mı ya da busonuçların ne gibi kayıplara yol açtığından söz etmiş mi (yani, tıp bu durumdan nasıletkileniyor ve kişinin yaşam kalitesi düşünce neler oluyor?).


Şimdi, sınavımızın 42. sorusunun açıklamasına geçebiliriz.Soru 42.I. Dyslexia is a reading disorder that persists despite good schooling andnormal or even above-average intelligence.II. The more severely dyslexic Chinese do encounter trouble comprehendingand writing characters.III. The exact nature of the disease has puzzled doctors, teachers, parents anddyslexics themselves since it was first described more than a century ago.IV. Evidence suggests that there is a flaw in the neurological wiring ofdyslexics that makes reading extremely difficult for them.V. Studies suggest that the right kinds of instruction provided early enoughcould rewire the brain so that the neurological flaw disappears entirely.A) I B) II C) III D) IV E) VÇözüm 42. Doğru cevap B (II. cümle).I. Açılış cümlesinde, disleksinin tarifi yapılmış ve iyi bir eğitime rağmen, persisteolduğundan söz edilmiş. Geniş zaman ve genel bir ifade. Bir paragrafın ilkcümlesi olmak için çok iyi bir aday. Bir disorder anlatıldığına göre, giriş cümlesiolumsuz. Dikkate değer başka bir unsur yok.II. İkinci cümle, 'the more severely dyslexic Chinese' ifadesiyle başlayarak her şeyiberbat etmiş. Disleksinin daha ileri safhalarda görüldüğü Çinliler nereden çıktı?Birinci cümlede disleksinin çok etkilemediği, orta şiddette seyrettiği bir başkagurup Çinli var mıydı? Üçüncü cümleyi de okuyalım:III. Cümle, beklediğimiz gibi, Çinlilerden değil, genel olarak hastalığın ne zamantanımlandığından ve özelliklerinden bahsediyor. Bir ve üç arasındaki bağlantısağlandı.Önemli not:1. Bir an için yanıldığımızı ve ikinci cümleyi, paragrafı başlatması gereken bir unsurolarak gördüğümüzü varsayalım. Bu durumda, disleksinin less severe olduğugurup belirtilmeden, more severe karşılaştırmasını yapmış olacağız. Bu mümkünolmadığına göre, ikinci cümle ile paragrafa başlamak da mümkün olmaz. Ohalde, üçüncü cümleyi gereksiz yere değerlendirdiğimiz söylenebilir, ama kuralolarak atılması gerektiğini düşündüğünüz cümleden sonra gelen ifadeyi deokuyunuz.2. Uymayanı at sorularında, aşağıdaki çözüm yöntemini mutlaka uygulayınız:*Atılması gerektiğini düşündüğünüz seçenekten (Örn: 42. soruda II. cümleden) sonragelen seçeneği (Örn: 42. soruda III. cümleyi) de mutlaka okuyunuz.*Bundan sonra, sizce atılması gereken seçeneği yok sayarak (Örn: 42. soruda II.cümle), son okuduğunuz seçenek (Örn: 42. soruda III. cümle) ile bir öncekini (Örn:42. soruda I. cümle) aralarında bağlantı bulunup bulunmaması bakımından testediniz, yani sağlama yapınız.*Bağlantının kurulduğunu gördüğünüz zaman, başkaca bir değerlendirmeyapmayınız. Yani, bağlantının koptuğu noktadan sonra ikinci sırada gelen bir başkacümle (Örn: 42. soruda IV. cümle) ya da cümleler varsa, bunları okuyarak vakitkaybetmeyiniz. (İstisna: Bazen bağlantının nerede koptuğuna dair hiçbir ipucubulamadığınız için V. cümleye kadar gelmeniz gerekebilir.).


Yaptığımız bu açıklamaya bağlı olarak, 42. sorunun IV ve V. cümlelerinideğerlendirmeye almıyoruz. Bu türün diğer sorularına ait açıklamalarda da aynı yoluizleyeceğiz.Soru 43.I. Mental health in Asia is more than ever before, at dangerous state.II. According to a study carried out jointly by the World Bank, WHO andHarvard University, it’s predicted that by the end of 2004, depression willbe the leading cause of disability in Asia.III. Indeed, most Asian nations spend extremely small amounts on mentalhealth care.IV. Already, mental illnesses account for five of the 10 leading causes ofdisability there, including depression and schizophrenia.V. The region also has some of the highest suicide rates in the world.A) I B) II C) III D) IV E) VÇözüm 43. Doğru cevap C (III. cümle).I. Asya'da, mental sağlığın tehlike sinyalleri verdiği anlaşılıyor. Geniş zaman veolumsuz bir başlangıç. Başka dikkate değer bir unsur göze çarpmıyor.II. İkinci cümle bu olumsuzluğu konuyu saptırmadan sürdürmüş: depression,leading cause of disability ve Asia. Her şey yerli yerine oturuyor.III. Indeed= Aslına bakarsanız bağlacı, bir önceki cümlede ileri sürülen birargümanın farklı bir yönüne işaret edileceğini gösterir. Ama üçüncü cümledeböyle olmuyor ve ayrılan paranın yetersizliği vurgulanıyor. Eğer dördüncü cümlebu miktarın arttırılması gerektiğini söylerse ya da kabaca yine paradanbahsederse, belki bir derece üçüncü cümlenin yerinde kalmasını uygungörebiliriz.IV. Leading cause, disability, depression ve schizophrenia dörtlüsü tartışmaya yerbırakmayacak bir şekilde bizi ikinci cümleye geri götürüyor. İki ve dört arasındakibağlantı her bakımdan uygun.Soru 44.I. Though it is generally believed that coffee is bad for the health, it may infact do some good.II. It is also on the black list because it contains the stimulant caffeine.III. New research indicates that coffee made from roasted coffee beans mighthelp prevent cavities.IV. This is due to their antibacterial elements that work against certain microorganisms.V. Among these is Streptococcus mutants, a major cause of dental caries.A) I B) II C) III D) IV E) VÇözüm 44. Doğru cevap B (II. cümle).I. Kahvenin zararlarına rağmen, biraz da faydası varmış. (Aman ne iyi!) O halde,devam olumlu olmalı.II. Also zarfının, uymayanı at türü sorularda önemli tuzaklardan biri olduğundan sözetmiştik. Also, önceki cümlede ekleme yaptığı herhangi bir unsur ya da


eylem yoksa, boşta kalıyor ve bu zarfı içeren cümlenin atılması gerekiyordu.İkinci cümle bu koşulu sağlıyor. 'Kahve aynı zamanda şu nedenle de karalistededir' ifadesi hem olumsuz, hem de bir önceki cümlede herhangi bir listedensöz edilmemişti. Bu durumda, bir istisna yaparak üçüncü cümleyideğerlendirmeye almayacağız. Zira, hata ederek ikinin yerinde kalması ve birincicümlenin atılması gerektiğini düşünsek bile, taşıdığı also zarfından ötürü, buparagrafın ikinci cümle ile başlaması mümkün değil.Soru 45.I. The role of the upper leg is minimal when walking on level ground.II. Slowing down gradually at the end of exercise helps prevent dizziness.III. When the legs relax, blood pools in the veins near them.IV. To return the blood towards the heart, the leg muscles must contract.V. When exercise is suddenly stopped, blood pools in the legs and notenough blood goes to the brain, causing dizziness.A) I B) II C) III D) IV E) VÇözüm 45. Doğru cevap A (I. cümle).I. Upper leg için olumsuz ve genel konuşan bir başlangıç cümlesi. Belki levelground: düz yüzey izleyen cümleler açısından bir fayda sağlayabilir.Değerlendirilebilecek başka bir unsur görünmüyor. Önemli not: Cevabın birincicümle olduğunu görüp açıklamanın kolay olacağını sanmayınız. Atılması gerekenilk cümle olunca, iki ve üçüncü cümleleri de okumak gerekir. Öyle ya, ilk cümleninparagraf bütünlüğünü bozduğunu anlamak için önce ikiyi okumalısınız. Eğer birve iki arasında sorun varsa, bu ilk cümlenin atılması gerektiğini göstermez. Hatalıbağlantı pekala ikinci cümle de olabilir. Bunu ancak üçüncü cümleye geldiğinizzaman anlayabilirsiniz. Üç, ya bire ya da ikiye bağlantı verecektir. Eğer ikiyebağlantı veriyorsa, artık birinci cümleyi saha dışına davet edebilirsiniz.II. İkinci cümle tamamen başka telden çalıyor. Üstelik, birinci cümle olumsuz iken,iki numara olumlu görünüyor (prevent). Birdeki upper leg, ikinci cümlede lowerleg ile bağlantı kurabilirdi, ya da ikinci cümle upper leg için neden minimal rolbiçildiğini anlatabilirdi. Her halükarda, bağlantının koptuğu açık. Bu durumda, yabir ya ikinci cümle gidecek. Ama henüz okumadığımız üçüncü cümlenin, bu ikicümleden hangisine bağlantı vereceği şimdilik belli değil.III. The legs girişi insanı hemen bire yöneltiyor. Ancak, bu yanıltıcı bir yönlendirme:ilk cümlede the legs, ikincide the upper leg ismi verilmeliydi, yani genelden özeleya da bütünden parçalara geçiş kuralına uyulmalıydı. Ayrıca, bir + üç aralarındaköprü kuracaksa, birdeki minimal rol niye üçte açıklanmamış. Halbuki, iki ve üçarasında slowing down gradually - relax ilişkisi çok hoş görünüyor. İki + üçilişkisini anlamamış olabilirsiniz. Ancak, bir ve üç arasında bağlantı olmadığınıgörüp, yine de iki + üçe şans tanımalısınız.


Soru 46.I. Allergic rhinitis or hay fever plagues some 35 million Americans.II. Until recently it was regarded as a trivial problem with minimalconsequences.III. It is now known to have a strong link with a variety of other respiratorydisorders.IV. There have been similar disturbing increases in the prevalence of asthma.V. Of these, it is the relationship it has with asthma which is of greatestconcern to the medical community.A) I B) II C) III D) IV E) VÇözüm 46. Doğru cevap D (IV. cümle).I. Bu bölüme başlarken listelediğimiz bazı özellikleri iyi yansıtan bir soru. Samannezlesinden ve bunun tam* 35 milyon Amerikalının belalısı olduğundan sözediliyor. Plague= (mecazi anlamda) felç etmek ÜDS ve KPDS sınavlarınınvazgeçilmezleri arasındadır.II. İkinci cümlede simple past çekim rahatsız edici. Trivial= önemsiz ve minimalsıfatları da ilk cümlede verilen devasa problemle uyumlu değil. Bir ve iki arasındatek bağlantı var; o da saman nezlesi ve it zamiri arasında.III. İkinci cümle saman nezlesinin dününden önemsiz diye söz etmi şti. Üç isebugünkü durumunu ciddi olarak tanımlıyor (strong link - other respiratorydisorders). Dün ve bugün zaman zarfları zıtlık bağlacı gibi görev görebilirler.Ayrıca, saman nezlesi - it replasmanı burada mevcut. O halde, zıt yönde olsa da,iki ve üç arasında inkar edilemez bir bağ var. Birinci cümleyi de atmak mümkünolmadığına göre (Eğer atarsanız, paragrafa ikinci cümledeki it zamiri ilebaşlayamazsınız.), cevap ya dört ya beşinci cümlede gizli.IV. Taşıdığı olumsuz anlam nedeniyle disturbing= rahatsız edici sıfatına birdiyeceğimiz yok. Ama similar increases= benzer artışlar üçüncü cümledekendisine karşılık bulamıyor. Üçte, herhangi başka bir hastalığın artışına yerverilmemişti. Film burada koptu. Emin olmak isterseniz, beşe bakabilirsiniz.V. Of these girişi, bir önceki (üçüncü) cümlede other respiratory disorders ile ilintili; it- saman nezlesi köprüsü hala yerinde duruyor. En önemli bağlantı ise, üçte linkve burada relationship. Adeta ısmarlama bir elbise gibi.*işaretli tam kelimesi some sıfatının karşılığıdır. Some, büyüklüğü açısındanvurgulanmak istenen bir rakamdan önce kullanıldığı zaman birkaç/bazı değil, tamanlamını yüklenir. (There were some 50,000 people at the meeting.)


8. Karşılıklı konuşma sorularının çözüm teknikleri(47-51 arası sorular)Karşılıklı konuşma soruları, son yıllarda yapılan sınavlarda gittikçe zorlaştı. Bazen,soruda geçen bütün kelimeler bilinse de, anlam bir türlü oturmuyor. Onca zahmettensonra verilen cevap yanlış çıkabiliyor. Ne yazık ki, kaybedilen zaman ve moral deadayın yanına 'kar' kalıyor. Belli bir soruyu, belli bir tekniğe bağlı kalarak çözmek işte bunedenle çok önemli. Vakti en verimli şekilde kullanmak, sorunun 'yumuşak karnını'bulmak ve soru içinde geçen yabancı kelimelere olan 'mahkumiyeti' asgari düzeyeindirmek farklı bir bakış açısı ve sağlam bir çözüm tekniği gerektirir. Bu iki özelliğikazanmış bir aday, elindeki imkanları (sahip olduğu gramer ve kelime bilgisi) verimlikullanabilir ve gösterdiği çabanın karşılığı olan puanı alabilir. Diğerleri ise, planlarını herdefasında bir sonraki sınav dönemine ertelemek zorunda kalır.Bu kısa konferanstan sonra, karşılıklı konuşma sorularında uyulması gereken kurallarakısaca göz atalım:(1) Bir karşılıklı konuşma sorusunun can damarı boşluğu izleyen konuşmadır.Seçeneklerin bir çoğu boşluktan önceki konuşma ile uyum halinde iken bunlardansadece biri sonraki konuşmaya bağlanabilir. O da doğru cevap olur. Bu nedenle,boşluğu izleyen konuşma çok iyi irdelenmelidir. Birkaç basit örnek verelim:Birinci Konuşmacı: - ----İkinci Konuşmacı: - Neither have I. (Birinci konuşmacının cümlesi present perfectçekimli ve olumsuz. Konuşmacı you* dışında bir özne kullanmış.Boşlukta, örneğin; 'I haven't read the article yet' gibi bir konuşma yapılmış olabilir.).*Birinci konuşmacının, you öznesi kullanarak, ' Siz makaleyi okumamışsınız: Youhaven't read the article' dediğini varsayalım. Bunun karşılığı, 'Ne de ben okudum:Neither have I' şeklinde verilemez.(2) Bir boşluğu izleyen iki konuşma varsa, son söz boşluktaki konuşmayı yapmış olankişiye aittir. O halde, boşlukta söylenmiş olabilecek söz (sorunun doğru cevabı) ile buson söz birbiriyle mutlaka uyuşmalıdır.Aşağıdaki örneği inceleyiniz:Fred: This article on vegetarianism presents an interesting argument.Molly: ----Fred: It seems to me that it has been very well researched. Don't you agree?Molly: I'm not sure. It's certainly trying to give that impression, but I don't thinkI'm convinced.A) To get an argument over, you've got to illustrate fully.B) There's basis in the facts that it discusses.C) Really? I don't agree at all. But then I am, more or less vegetarian.D) I must say I find it rather extreme.E) Maybe it is in parts. Don't you believe any of it?Doğru cevap D seçeneğidir. Son söz boşluktaki konuşmayı yapan Molly'ye aittir ve bukişi bir konuda emin olmadığını, kuşku taşıdığını belirtmiştir. Aynı kişinin boşluktakikonuşmada farklı bir görüş beyan etmiş olması beklenemez. Şimdi, seçenekleri kısacairdeleyelim:


A seçeneği genelleme kokuyor ve bir önceki konuşmada geçen makale ile ilgiligörünmüyor. Üstelik, biz olumsuz bir görüş belirtilmesini şart koşmuştuk: o da yok.Gramer notu: (have got to=have to)B: Olumlu konuştuğu için kaybetti.C: Olumsuz giriş mükemmel ancak dikkat ederseniz çok kesin bir ret var: I don't agreeat all= Katiyen hemfikir değilim.). Fikrini bu kadar kesin beyan eden kişi, bir siyasetçi gibidavranıyor ve hemen bir alt satırda: 'Nasıl söylesem, bilmem ki?' diyor. Üstelik, Fredvejetaryenlik aleyhine konuşmadı ki, Molly'nin 'Fakat ben de vejetaryenim.' karşılığıhaklı çıksın.D: 'Ben makaleyi çok aşırı buldum.' ifadesi aradığımız görüş olabilir.E: 'Maybe it is in parts= Belki kısmen öyledir' cevabı, soruda to be kökünden bir fiilkullanıldığına işaret ediyor. Ama Fred'in konuşmasında to do kökünden bir fiil vardı(presents). Bu seçeneğin değerlendirmeye alınabilmesi için Fred örneğin şöyledemeliydi: This is an interesting article...(3) Bazen, boşluğu izleyen konuşma boşluğa ait birden fazla ilinti/ipucu barındırır. Budurumda, arayacağınız cevap tüm bu ilintilere aynı anda karşılık vermelidir. Örneğiinceleyelim:1. Konuşmacı: - ----2. Konuşmacı: - It might be. But are you sure every one of them will share the sameopinion as you do?A) This is the most difficult syndrome we have ever had to deal with.B) The residents will certainly ask the chief to explain this syndrome in detail.C) This is an interesting syndrome and the residents will certainly ask the chief toexplain it.Çözüm: Boşlukta tekil bir cansız özne ya da nesne + be fiili kullanılmış ve birden fazlakişinin ismi geçmiş olsa gerek. Bu nedenle, aşağıdaki A ve B seçenekleri doğru amaeksik bilgi içerdikleri için değerlendirmeye alınmayacak ve istenen bütün bilgileri tekseçenekte veren C seçeneği doğru cevap olacaktır.A seçeneğinde This is the most difficult -It might be bağıntısı var ama 2. konuşmacınınevery one of them çoğul zamiri karşılıksız kalmış.B: Bu seçenekte, The residents - every one of them bağıntısı var. Ancak, be fiilini içindebarındıran herhangi bir auxiliary verb (am/is/are/was/were vs.) görünmüyor.C: Seçenekte her iki bağıntı da mevcut: This is an interesting syndrome-It might be; theresidents - every one of them.(4) Doğru cevap olduğunu düşündüğünüz seçeneğin/konuşmanın kendisinden öncekive sonraki konuşmalara ait fazla sayıda aynı kelimeyi içermemesine dikkat ediniz.Yanlış cevabın içerisine, karşılıklı konuşmayı okurken aşina olduğunuz ve gördüğünüzanda size konuşmayı hatırlatan ifadeler/kelimeler gizlenir. Bu, yanlış seçenekhazırlamanın en kolay yollarından biridir.


Önemli not: Doğru cevabın mutlaka farklı kelimeler içermesi gerektiğine dair bir kayıtolmadığına göre, yukarıda açıkladığımız şekilde hazırlanan seçenekleri peşin hükümvererek hatalı sayamayız. Ancak, böyle bir seçeneğe karşı yine de temkinleyaklaşmalıyız. Örnek soruyu inceleyelim:Alison: Goodness! An elephant is pregnant for twenty-two months!Clare: ----Alison: Why is the gestation period so long? Is it because of its size?Clare: There are other factors involved, too. Blue whales are a great deal larger,yet they only gestate for a year.A) Twenty-two months! I wonder what accounts for this long gestation.B) The elephant's poor diet is at the heart of the matter.C) Incredible, isn't it? I just can't explain it.D) That's quite a while! When I read about this, I was shocked.E) No one really understands why an elephant has to gestate for so long.Doğru cevap D seçeneğidir.A seçeneği 22 ay ifadesini tekrar etmiş: Buradan, uzun gestasyon süresine, Clare'in dehayret ettiğini anlıyoruz. Şimdilik bir sorun yok. Ama Clare'in izleyen sorusu (Iwonder...), Alison'ın bir sonraki konuşmasında sorduğu soru ile aynı anlamı taşıyor: Buuzun gestasyonun nedeni nedir? (A seçeneğinde verilen ve diğer konuşmalarda geçenortak kelimeler: 22 months, long, gestation.)B: An elephant, the elephant oldu. Oysa ki, biz belli bir filden söz etmiyor, genelkonuşuyorduk. Bu bir. Poor diet= yetersiz beslenme altta geçen konuşmalarda karşılıkbulmuyor; bu da iki. (Elephant kelimesi ortak.)C: Incredible=unbelievable girişi uygun. Ancak izleyen ifade için, alttaki konuşmayla ilgilidemek de zor, ilgisiz saptamasını yapmak da zor. Bu iyiye işaret. Çünkü doğruluğu yada yanlışlığı hakkında fikir yürütemediğimiz bir seçeneğin şansı artar. Ancak, Cokunduğunda, açıkça anlaşılan bir şey var; o da Clare'in fillerin hamileliği ile ilgili bir şeybilmediği: I just can't explain it. Peki ama, böyle bir kişi son konuşmasında, 'İşin içindebaşka faktörler de var= There are other factors..' açıklamasını nasıl yapacak? (Ortakkelime yok.)D: 'That's quite a while= Bu bayağı uzun bir süre'. Hayret ifadesi tamam, sonrasımeçhul. C'deki belirsizlik bu seçeneğe de hakim olmuş. Ancak, C ile kıyaslandığındaönemli bir fark var. D seçeneği, Clare'in bu konuda bir şeyler okuduğunu ve belli bir bilgisahibi olduğunu gösteriyor. Bu bilgi, Clare'e, 'İşin içinde başka faktörler de var'açıklamasını yapma hakkı vermiş olabilir. (Ortak kelime yok.)E: Clare sormuş, Fred aynı soruyla cevap vermiş. (Ortak kelimeler: elephant, gestate,long).Önemli not: Kelime tekrarları konusunda, örnek soruya geçmeden önce uyarıyaptığımız için, soruyu belli bir hazırlıkla irdeleyip ortak kelimelerin geçtiği seçeneklerekarşı önyargılı yaklaşmış olabilirsiniz. Ancak, bu yaklaşım tarzını genelde


enimsemekte zorlanıyor ve benzer kelime içeren seçeneklerin cazibesine zamanzaman kapıldığınız oluyorsa, yukarıda yaptığımız uyarıyı göz ardı etmeyiniz.(5) Bazen boşluğu izleyen konuşma hiçbir ipucu içermez. Bu takdirde, dikkatiniziboşluktan sonra gelen ikinci konuşmaya odaklayınız. Çünkü bu konuşma, söylediklerihakkında fikir yürütmeniz istenen kişiye aittir. Dolayısıyla, kişinin son sözleri boşluktasöyledikleri ile tutarlı olmalıdır:Jane: If I use the contraceptive pill now, will it hinder my chances of conceiving ata later date?Doctor: ----Jane: Really?Doctor: Yes. Recent studies have shown that women who have been on the pillconceive quicker than those who haven't.A) Oh no. Quite the opposite.B) Many other factors are involved such as smoking.C) I don't think so; but anyway, it may depend on the hormonal changes.D) That's a difficult question to answer.E) Age is another relevant constituent that has to be taken into consideration.Doğru cevap A.A seçeneğinin doğru cevap olduğunu anlamak için neredeyse bütün bir konuşmayıanlamak gerek. Yetmedi, bir de seçenekleri tek tek eleyebilmek gerek, çünkü Aseçeneği tek başına fazla bir şey ifade etmiyor. Bu nedenle, A bir kenarda dursun. (Not:Daha ayrıntılı değerlendirme yapmaktan kaçındık, çünkü konuşmanın genelinde konuyayabancı bir aday için bilinmesi gereken bir sürü yabancı kelime var. Bunlarınkarşılıklarını vermeden seçeneği değerlendirmek mümkün değil.)B: İki hata var. Birincisi, many other factors ifadesi. Bir önceki cümlede herhangi bir tekfaktörden dahi söz edilmemişti, diğerleri nereden çıktı? İkincisi ise Jane 'evet' ya da'hayır' şeklinde cevap verilmesi gereken bir soru sormuştu. Soru cevapsız kalmış.C: Biz olumlu (evet) ya da olumsuz (hayır) bir cevap arıyorduk. 'I don't think so' girişibunu karşılamış olabilir. İyi bir başlangıç. Ama izleyen ifade (but it may depend...)yuvarlak bir konuşma. Jane'in şaşkınlığı (Really!) bize bir şey anlatmadığı için doktorunson söylediğine bakalım: Burada kesin ifadeler ve konunun baştan beri hiçdeğişmediğine yönelik kanıtlar var (..on the pill conceive quicker than..). Şimdi Cseçeneğine tekrar dönelim: burada sözü geçen hormonal değişiklikler için sonkonuşmada hiç örnek verilmemiş. Hormonal değişikliklerden çok, Jane'in ilk sözlerineatıf var.D: 'Bu cevaplaması zor bir soru' dedikten sonra, doktor nasıl oluyor da iki satır aşağıdabülbül gibi şakımaya başlıyor ve son çalışmaları da kanıt gösterip böylesine kesinaçıklamalar yapıyor?E: 'Yaş bir diğer faktördür (another constituent)' girişi bizi B'ye götürüyor. O seçenektede other factors ifadesi vardı ve bir önceki cümlede karşılık bulmuyordu.(6) Eğer konuşma boşlukla bitmiş ise, bir önceki konuşmacının sözleri önemkazanacaktır. Ancak, böyle bir sorunun cevapları arasında seçim yaparken,


seçeneklerin bazılarını elemekte çok zorlanabilirsiniz, çünkü bu durumda, kendinizibağlı hissedebileceğiniz bir rehber (boşluğu izleyen konuşma) olmayacaktır. Bu türdenbir soruyla karşılaştığınızda, konuşmanın gidiş yönünü bir milim dahi olsa saptıran birgörüşü yanlış cevap sayınız. Örneğin; böyle bir soruda, önceki konuşmalardan farklıolarak yeni ya da aksi görüş belirten hiçbir seçeneğe itibar etmeyiniz. Ayrıca son sözün(boşluğun), iki önceki konuşmayla birebir uyumlu olmasına özen gösteriniz. Çünkü bukonuşmalar aynı kişiye ait olacaktır. Aşağıdaki örneği inceleyelim:Mother: Doctor, isn't it time this child began to walk?Doctor: He'll walk when he is ready to. He crawls well, doesn't he?Mother: Oh, yes. He's an expert at that.Doctor: ----A) Then, this calls for a thorough examination. Can I see him?B) Once he has started walking, he'll do a lot more mischief.C) Don't try to hurry him to do so. Give him some time.D) Well, what about parental pressure? Might this have an effect on his late walking?E) There seems to be no problem then. He'll go step by step.Doğru cevap E.A: Bu ifade (baştan aşağı muayene gerektirmek) doktorun ilk sözleri ile hiç tutarlı değil(Çocuk, zamanı gelince yürüyecektir). Doktor, 'Çocuk iyi emekliyor, değil mi?'sorusunun cevabını beklediği gibi olumlu almıştı. O halde, doktorun belirteceği songörüşün de olumlu olması gerekir. Crawl fiilini bilmeseniz de, soruda geçen well zarfı vecevabın olumlu oluşu iyiye işaret. A'da ise sorun var. (Call for ve thorough sınavınindispensable= vazgeçilmez kelimeleri arasındadır.)B: Walking ortak konusuna dönüş iyi. Ama mischief (yaramazlık) taşıdığı mis-önekindenötürü olumsuz kokuyor. Üstelik, more sıfatının neyi karşılaştırdığı belli değil. Öncekicümlede mischief ya da benzeri bir olumsuz isim/sıfat yoktu.C: 'Böyle yapması (emeklemesi) için onu zorlamayın.' Burada verilen 'to do so'kısaltması, bir önceki cümlede geçen crawl fiilini karşılıyor. Oysa, crawl konusundazaten sorun yoktu. Esas sorun (en azından anneye göre) walking idi. Dikkat edilmezseinsanı çok kolay yanıltabilecek bir seçenek.D: Doktorun ilk sözleriyle hiç tutarlı değil. Üstelik, 'anne baba baskısı' boşluktageziniyor.E: Problem yok. Doktorun burada belirttiği görüş ile yukarıdaki sözleri consistent(tutarlı). (Go step by step= (mecazi anlamda) adım adım ilerlemek, basamakları tekerteker çıkmak)Bu giriş açıklamalarından sonra, <strong>Deneme</strong> Sınavı'nın 47. sorusundan itibaren çözümleredevam edelim.


Soru 47.Kevin: In Asia, it seems, incomes are going up but this is having an adverseeffect on the health of the people.Sandra: Yes. I’ve read that article. Sad, isn’t it?Kevin: ----Sandra: No. It’s that too, of course. But the shift from agricultural to urbaneconomies is also aggravating the problem.A) It certainly is. But I can’t say I’m surprised.B) It is indeed. And apparently it is not just that people are eating more and eatingunwisely.C) People think that eating well means eating more meat and more fat.D) It is. But the largest percentage of saturated fat in the diet seemed to be comingfrom local ethnic food.E) Yes, indeed. The region presently has more than 60 million diabetes sufferers, andthe number is going up.Çözüm 47. Doğru cevap B.A, C ve D: Bu üç seçenek de Sandra'nın '..it is that too= O da var.' eklemesini haklıçıkaracak ilintiyi içermiyor. A'da 'It certainly is' ve D'de 'It is indeed= Gerçekten öyle'ifadeleri Sandra'nın bir önceki 'Sad, isn't it?= Üzücü, değil mi?' sorusuna verilmiş olankarşılıklardır. Kevin önce bu soruyu cevaplamış ve daha sonra, Sandra'nın '..it is thattoo' eklemesini haklı çıkaracak bir görüş belirtmiş. Bu görüş içinde tekil bir özne (it) ve tobe fiili olmalı (is). A, C ve D bu koşulu sağlamıyor.B: Kevin'in görüşü (..apparently it is not just that= mesele sadece bundan ibaret değilherhalde) Sandra'nın verdiği karşılıkla uyumlu.E: Burada geçen tekil özne ve to be fiil çekimine dikkat: '...and the number (it) is goingup'. Bu ifade, it is that too ile bağlantılı olabilir. Bu nedenle E, doğru cevaba en yakınsayılabilecek seçenek. Ancak bu cümle görüş değil, bilgi veriyor. Bunu da anlamak içinsil baştan çeviri yapmak gerek. Çeviriden ise nasıl kaçındığımızı biliyorsunuz. O halde,vakit kaybetmektense, ayırıcı tanıyı koyamayan arkadaşlar B ya da E arasındakörlemesine bir tercih yapıp bu seçenekten uzak duracaklar.Önemli not: ÜDS/KPDS sınavları B seçeneğindeki ilintiyi görmenizi ister. E'yi isesadece çeldirici olarak verir. Bu nedenle, sınavın tarzına göre hareket ediniz veanlaşılması genellikle çok zor olan çeldirici seçenekleri çevirmeye çalışmayınız. Aksitakdirde, bu nafile çaba daha sonra size 'hizmet!' olarak geri dönecek ve kurtarmasorularındaki basit ilintileri fark etmenizi zorlaştıracaktır. Lütfen kolay yöntemi seçiniz vebu tür çelişkili seçenekleri irdelerken sadece ilintilerin bire bir oturup oturmadığını testediniz.


Soru 48.Ken: According to this article, it seems that warm winds can trigger off migraineattacks in some patients.Roger: ----Ken: It’s new to me too. But I know some people firmly believe that the weather isa major factor.Roger: Could be; the problem is a difficult one to research.A) I’ve never heard that theory before.B) I’ve heard that theory before: haven’t you?C) Has that theory been thoroughly researched?D) Surely it has been established that the weather does not affect the incidence ofmigraine.E) That’s interesting. Some of my patients have said the same thing.Çözüm 48. Doğru cevap A. Kurtarma sorusu!A: Ken'in boşluğu izleyen konuşması her şeyi ele veriyor. Bu cümleyi irdeleyelim: It isnew to me too= Bu benim için de yeni. Şimdi de A seçeneğine bakalım: I've never heardthat theory (it) before= Bu teoriyi daha önce hiç duymamıştım / Bu teori benim için yeni.A seçeneği, Ken'in '..me too' ekleme ifadesine uygun I= ben öznesine sahip. It zamiri iseteori yerine geçmiş.B: A seçeneğinin tam tersini söylüyor. Üstelik, 'Haven't you?' sorusu Ken'den karşılıkbulmamış. A ve B birbirine çok benzeyen ama tamamen zıt iki seçenek. Bu şekildehazırlanmış iki seçenekten birinin doğru cevap çıkma ihtimali genellikle yüksektir.C, D ve E: Bu üç seçeneğin hiçbirisinde 'It is new to me too' eklemesini haklı çıkaracakbağlantıyı göremiyoruz.Soru 49.Reg: Apparently the sixth most common reason people go online is to researchtheir health problems.Emma: That doesn’t surprise me at all.Reg: ----Emma: So do I. There are an awful lot of web sites devoted to health informationand many of them are really not reliable at all.A) I don’t either. But it’s perfectly understandable that people should do so.B) Nor me. But it could do more harm than good.C) It doesn’t surprise me, either. But I find it worrying.D) I didn’t expect it to. But it doesn’t stop people worrying.E) I do, too. But some web sites are more reliable than others.Çözüm 49. Doğru cevap C. Bir kurtarma sorusu daha!A, B, D ve E: Emma'nın ikinci konuşması 'So do I' eklemesiyle başlıyor. Bu eklemesadece C seçeneğindeki 'I find it worrying.' ile bağlantılı olabilir: (Reg: Ben bunu kaygıverici buluyorum - Emma: Ben de öyle). Find geniş zaman eylem fiilidir ve do bununyerine geçmiş olan yardımcıdır.


Önemli not: E seçeneğindeki 'I do, too' girişine kanmayınız. Zira, bu ifadenin kendisi bireklemedir, yani bu ifadeye bir daha So do I ve benzeri bir ekleme yapılamaz. Ayrıca, 'Ido, too' olumlu bir eklemedir ve Emma'nın bir önceki cümlesine ait olarak verilmiştir(That doesn't surprise me at all). Emma'nın bu cümlesi olumsuz olduğuna göre,eklemenin de olumsuz olması gerekirdi (Neither does it surprise me.). Yani, E seçeneğibir değil, iki kere hatalıdır.Soru 50.Reporter: Could you give me your views on Britain’s National Health Service?Member of Parliament: ----Reporter: What makes you say that?Member of Parliament: Well, people used to feel they were terribly lucky if, forinstance, they were given a kidney transplant. Now they consider it a right.A) Are you by any chance referring to the dire shortage of human organs fortransplant?B) I hope you are not asking me about funding. As more and more treatments becomeavailable, costs inevitably go up.C) A great many operations are now almost risk free, but they still require a team ofexperts to carry them out.D) I think that people’s expectations concerning the service have risen excessively.E) The government wants to explore the potential of xenoplantation, but cautiously andstep by step.Çözüm 50. Doğru cevap D. Kazık bir soru! Ne boşluktan bir önceki ne de bir sonrakikonuşma herhangi bir ipucu içeriyor.A: Soruya, soruya karşılık verilmesi alışıldık bir durum değil, ancak hata da değil.Üstelik, milletvekilinin son konuşması, A'da geçen (shortage= yetersizlik, eksiklik) veorgan transplantasyonu kelimelerini hatırlatabilecek bazı ipuçları içeriyor: 'Eskidenböbrek transplantasyonu yapılan hastalar kendilerini çok şanslı hissederlerdi vs.' Demekki, bir yetersizlik varmış. Tek sorun şu: Son konuşma bu yetersizliği düne ait bir problemolarak anlatıyordu. Halbuki, A seçeneği bugünü soruyor. O halde, milletvekili sonkonuşmasını, 'İnsanlar bugün organ naklini hak olarak görüyorlar' yerine, '...ama bugünorgan bulunabiliyor.' şeklinde bağlamalıydı.Önemli not: Gördüğünüz gibi seçeneği tercüme ettik. Anlattıklarımızı sınavda farkedebilmek için, ortalama İngilizce bilgisine sahip bir adayın, sınava herhalde birmütercimle birlikte gitmesi gerekirdi. Sonuç: A seçeneği, çözüm 47'nin sonunda yer alanuyarımızı haklı çıkartan bir çeldiricidir. Bu nedenle, 50. soruda A seçeneğine şanstanıyıp fazla boğuşmadan ve yara almadan buradan kaçmak gerek.B: Bu kolay bir seçenek, zira funding= fon, yani paradan bahsediyor. Ayrıca, sadecebugünü anlatmış. Oysa, milletvekilinin son konuşması dün ile bugün arasında köprükuruyordu. Doğru cevabın açıklamasında bu konuya tekrar değineceğiz.C: Milletvekili burada sadece operasyonlardan ve bunları yürütecek uzmanlara ihtiyaçolduğundan söz etmiş. Gazetecinin sorusunu hatırlarsak (Bunu size söyleten nedir?),konunun son konuşmada kesinlikle değişmemesi gerektiğini de anlarız.


D: Present perfect tense kullanılarak, dün ile bugün arasında köprü kurulmuş. Bu,aradığımız ilinti olabilir. Hatırlarsanız, milletvekili son konuşmasında dün ile bugünükarşılaştırmıştı. Ayrıca, milletvekili konuyu değiştirmeyip insanların beklentilerinden sözetmeye devam ederek gazetecinin sorusuna tam karşılık vermiş (Bkz. C).E: Önce zenoplantasyondan söz edip daha sonra 'Örneğin, böbrek plantasyonu' diyeaçıklamanıza devam edemezsiniz. En azından bu soruda bunu yapamazsınız!Soru 51.Becky: I want a serious answer to this question. What makes you laugh?Jackie: ----Becky: Good. That’s what I want you to do. Laughter is important. It creates abridge between people and facilitates amicable behaviour.Jackie: I’m sure you’re right.A) What an odd question! Are you doing some research into laughter?B) I don’t know. Lots of things amuse me.C) I reckon situations amuse me more than so-called funny stories.D) I really haven’t thought about it. Why do you ask?E) If you want a serious answer, I need to think a bit about your question.Çözüm 51. Doğru cevap E. Bir kurtarma sorusu daha!E: Becky ikinci kez söz aldığında şöyle demiş: 'That's what I want you to do= Benim desenden yapmanı istediğim şey zaten bu.' Konuşmanın içinde, Jackie'nin söylemişolabilecekleri hakkında önemli bir ipucu gizli: Jackie geniş ya da gelecek zamanda birşey yapacağını söylemiş. E seçeneğinde verilen 'Biraz düşünmem gerek' ifadesi pekalaaradığımız karşılık olabilir. Başka hiçbir seçenek, 'I öznesi + geniş/gelecek çekimlieylem fiili' içermediğine göre, E seçeneği açık farkla bu sorunun doğru cevabıdır.Not: C seçeneğindeki, 'I reckon..= Benim tahminime göre / Benim düşünceme göre...'girişi biraz yanıltıcı olabilir. Ama bu bir eylem fiili değil; konuşmacının zaten sahipolduğu bir düşünceyi aktarıyor.


9. Paragraf tamamlama sorularının çözüm teknikleri(52-56 arası sorular)Paragraf tamamlama sorularına geçmeden önce genel bir açıklama yapacağız. Bubölümde zayıf olduğunuzu hissediyorsanız, tekniklerinizi geliştirmek için 'uymayanı at've 'karşılıklı konuşma' sorularının giriş açıklamalarını tekrar okumanızı öneririz. Zira, butür soruların çözüm teknikleri ile paragraf tamamlama sorularında uygulanan tekniklerarasında büyük benzerlikler vardır.1. Paragraf tamamlama sorularında boşluktan önceki kısmın gidiş yönü çok önemlidir.Bu kısım olumlu bir anlam içeriyorsa, boşluğu izleyen cümleye bakınız. Bu cümle deolumlu ise, boşlukta olumsuzluktan söz eden ve zıtlık bağlacı içeren seçeneklere şanstanımayınız. Ancak olumlu bir gidiş, boşluktan sonra değişmiş ve olumsuza dönmüşse,seçeneklerde bu geçişi sağlayacak bir zıtlık bağlacı arayınız.2. Boşluğu izleyen cümlede kullanılan bir zamir, bir önceki cümle ile ilgili önemli ipuçlarıtaşır. Paragraf tamamlama sorularında aşağıdaki ikililere şans tanıyınız:some - othersone - another/the otheron the one hand - on the other handnot only - but alsoneither - norBu bölümün 1 ve 2 numaralı maddelerinde açıkladığımız koşulları sağlayan ortak birörnek inceleyelim:Örnek soru 1.Billions of useful bacteria colonise our guts, but because antibiotics are lethal toa whole range of microbes, drugs taken for a chest infection, for instance, kill offfriendly bacteria too. ---- . But others can get serious infections because killingthe good bacteria lets dangerous microbes gain a footing.A) The inclusion of an enzyme pill could protect the good bacteriaB) In most people, this will cause nothing more than a bout of diarrhoeaC) They are trying to ensure that antibiotics only destroy bacteria where necessaryD) Most antibiotic is absorbed in the upper intestine and then passes into the bloodstreamE) The battle against antibiotic resistance is being hampered by inadequate analyticaltechniquesÖrnek sorunun çözümü. Doğru cevap B.B: Boşluğu izleyen ifade iki önemli ipucu vermiş: 1. 'But + olumsuz cümle, bir öncekicümlenin olumlu olduğunu gösteriyor (will cause nothing more than); 2. 'others' zamiri,önceki cümlede belli bir kısmından söz edilen belirsiz çoğul bir gurubun varlığına işaretediyor (In most people - Others are ...).A: Cümle olumlu (protect) ancak özne tekil ve belirli.C: Hekim gözüyle bakılınca cümlenin olumlu olduğu söylenebilir. Buna karşın, cümleyine de öznesinin özelliğinden ötürü kaybediyor: özne (they) belirsiz bir gurubun belli birkısmını alan türden değil.


D: Aradığımız özelliklere sahip bir özne var (most antibiotic) ama antibiyotik enfeksiyonkapmaz. 'Sen çeviri yaptın, biz bunu görmeyebilirdik.' derseniz, antibiyotiğinsayılamayan bir isim olarak alındığına dikkat ediniz: most antibiotic is. Buna, others areifadesini nasıl bağlayacaksınız?E: Özne aradığımız türden değil (the battle). Cümle olumsuz konuşuyor (hamper=engellemek; inadequate= yetersiz). (Bu kelimeleri öğreniniz!)Önemli not: Other ve benzeri belirleyiciler ile ilgili bu önemli konuyu hatırlamak için:Bkz. Gramer m bölümü.3. Eğer boşluktan sonraki kısımda kullanılan zamirleri iyi incelerseniz, doğru cevabıhemen bulamayabilirsiniz, ama bu çaba sizi, çevirmeniz halinde çeldirici olabilecek birçok seçeneğin 'şerrinden' korur.4. Tense uyumuna dikkat ediniz. Tek bir konu ya da hikayenin anlatımına kilitlenmiş birparagrafta durduk yere zaman değişikliği yapılmaz. Belki geçmişten bugüne geçerken -ki o da but now, however today gibi uyarılar taşır- zaman değişikliği gerekebilir. Yine de,zaman değişikliği bu tür sorularda sık karşılaşılan bir durum değildir.Bu bölümün 3 ve 4 numaralı maddelerinde açıkladığımız koşulları sağlayan ortak birörnek inceleyelim:Örnek soru 2.Scarlet fever occurs less frequently than it used to, and the course it takes is lessserious. ---- . This latter can, perhaps, be accounted for by the improved physicalcondition of people, consequent on their being much better fed and housed thanformerly.A) Then there was rarely any real cause for anxiety provided treatment was prompt andrigorousB) Indeed, streptococci caused a high mortality particularly among mothers and babiesin maternity wardsC) This is partly due to the effective treatments available today and partly to a definitereduction in its severityD) Even so, all signs of infection must be promptly dealt with by a doctorE) Such symptoms are now rarely seenÖrnek sorunun çözümü. Doğru cevap C.C: Boşluğu izleyen özne latter (iki şeyden ikincisi), former (iki şeyden birincisi) zamirininküçük kardeşidir. Yapacağımız şey şu: Bir önceki cümlede ya former arayacağız ya dabu cümlenin içinde herhangi iki unsurdan/isimden söz edilip edilmedi ğine bakacağız.Ayrıca boşluğu, 'Ben olumluyum ve genel (geniş zaman) konuşuyorum' diye bağıran bircümle izlemiş. Bu üç koşulu birden sağlayan bir tek C seçeneğidir: (ikili unsur, olumlucümle, genel ifade).A: Cümle olumlu ama geçmişi anlatıyor. Ayrıca, yanıltıcı olarak buraya iki unsursıkıştırmışlar (prompt= ivedi ve rigorous= sert, katı). Ancak, bunlar sıfat; bize ise isimgerekli. Bu ifadelerin isim halleri: promptness, rigor.B: Anneler ve bebekler güzel bir ilinti. Ama tense hatalı ve cümle olumsuz.


D: İkili unsur yok. Ayrıca, zıtlık bağlacı (even so= however) yersiz kullanılmış.E: İkili unsur yok.5. Boşluğu izleyen cümlede gördüğünüz bir kelimenin seçeneklerde aynen tekraredildiğini fark ederseniz, bu seçeneklere karşı temkinli yaklaşınız. Eşanlamlı olanlara iseöncelik veriniz. Örneğin; boşlukta rapidly kullanılıyor ve izleyen cümle promptness isminiiçeriyor.6. A/an/the artikelinin kullanımına dikkat ediniz (Örneğin; boşluğu izleyen cümlede theisland ismi varsa, an island ismiyle başlayan bir seçeneğin doğru cevap olma ihtimaliyükselir.). Başka adaylar, artikel kullanımıyla ilgili bir inceliği fark edemedikleri içinsoruyla boğuşup ter dökerken, siz çoktan diğer soruya geçmiş olursunuz. Aşağıdakibasit ama etkileyici örneği inceleyelim:Örnek soru 3.The sailors noticed a spot in the distance. ---- . The island seemed deserted.A) The island became larger and larger as they approached its shoresB) This was what they had been longing to see: an islandC) When they sailed closer to the island, they were somewhat disappointedÇözüm: A ve C seçenekleri daha önce ismi geçmemiş bir ada için the artikelinikullanarak hataya düşüyor. B seçeneği ise hakkında ilk kez konuşulan bir ada için doğrubir biçimde an island ifadesini kullanıyor ve izleyen cümlede the island geçişine imkantanıyor.7. Karşılıklı konuşma sorularında olduğu gibi, paragraf tamamlama sorularında daboşluğu izleyen cümleye öncelik veriniz. İpuçlarının bir çoğu bu cümlede gizlidir.Paragrafı bütünüyle okumayı ve her söyleneni anlamayı bir zorunluluksaymayınız. Geçmişte nice aday, özellikle kendi ilgi alanlarına giren bir paragrafı/metniçok iyi anlamış ama doğru cevabı ya hiç bulamamış ya da doğruluğundan eminolmadıkları bir (yanlış!) seçeneği gönülsüzce işaretlemiştir.8. Kronolojik sırayı takip ediniz. 16. yüzyıl + boşluk + 18. yüzyıl sıralamasında, boşlukiçin 20. yüzyılı uygun görmeyiniz.9. Boşluk paragrafın sonunda ise zıtlık bağlacı taşıyan seçeneklerden uzak durunuz:(Bkz. Uymayanı At türü soruların giriş açıklaması),10. Boşluk paragrafın başında ise, tercih edeceğiniz seçeneğin o paragrafın sınırlarıiçerisinde bütünlük sağlayan ve özele inmeyen bir ifade olmasına dikkat ediniz. Örneğiinceleyelim:


Örnek soru 4.---- . We should either take jobs to the people or bring people to the jobs. If thelatter alternative is chosen, governments should develop public transportation.A) Lack of transportation in big cities is a serious problemB) Unemployment is a problem that must be solved at onceC) There is one solution to the problem of unemployment in rural areasD) There are essentially two ways of tackling (bir sorunla ilgilenmek/uğraşmak) theproblem of regional unemploymentBu sorunun doğru cevabı D seçeneğidir.A seçeneği yanlış sorundan bahsetmiş. Sorun toplu taşıma değil, işsizliktir. Seçenektesözü edilen taşımacılık isminin paragrafın sonunda tekrar karşımıza çıkması, yanlışseçenek A'yı tercih etmeniz için 'yem'dir. Uzak durunuz.B seçeneği sadece işsizlik sorunundan bahsetmiş, ancak çözüm önerilerinegeçileceğine dair hiçbir işaret vermemiş. Bu seçenek, paragrafta anlatılan konuyla ilgiliolmakla birlikte, paragrafın lokomotifi olabilecek özelliklere bütünüyle sahip değildir.C seçeneği ise, hem işsizlik sorunundan söz ediyor, hem belli bir bölge adı veriyor, hemde çözüm önerilerine geçiş yapıyor. Bunlar iyi ama bir tek çözüm önerisine yer verilmesiişi bozuyor. Zira, boşluğu izleyen cümledeki either-or ikilisi, çözüm önerilerinin birdenfazla olması gerektiğine işaret ediyordu.D seçeneğinde her şey tamam: işsizlik sorunu, belli bir bölge ve iki çözüm önerisi.11. Eğer bir paragraf sorusunda, boşluktan önce ve sonra verilen cümleler farklızamanlarda çekilmişlerse, arada bu geçişi mümkün kılacak bir zıtlık bağlacının, tenseçekiminin ya da zaman zarfının bulunması gerekir.Örnek soru 5.In 1906, the US authorities declared cocaine illegal and they prohibited its import.---- . In financial, artistic and political milieu in the US, it is regarded assynonymous with opulence and distinction. Therefore, its desirability haslaunched a fabulous business known as narco traffic.A) At present, the US market almost entirely absorbs Latin American drug productionB) Towards the end of the nineteenth century, cocaine consumption spread through theupper classes of both Europe and the USC) In Peru, for example the cocaine industry occupies 15 per cent of the active labourforce and reports a yearly income of one billion US dollarsD) The efforts were in vain: cocaine has all through the century been much in demandE) The US approach to the popularity of cocaine is a classic example of themisrepresentation of the real problemÖrnek sorunun çözümü. Doğru cevap D.Paragrafın girişindeki simple past ile boşluğu izleyen cümlede kullanılan simple presentzamanlar arasında bir zıtlık bağlacı olmalı (However, today...). Uygun bir zaman zarfı da(at present, nowadays, today) zıtlık bağlacı gibi tek başına iş görür (Dün fikirler şu


yöndeydi. Bugün bu yönde.). Ya da iki cümle arasında present perfect tense kullanılsınve geçmişle bugün arasında köprü kurulsun.Yukarıdaki açıklamaya göre, bu sorunun değerlendirmeye alınabilecek iki seçeneğivardır: A ve D. A'da kullanılan at present bir zıtlık bağlacı gibi görev görebilir demiştik.Bu tamam. Ama burada sözü edilen 'ABD pazarı bütün kokain imalatını absorbe eder'ifadesinin tersi bir anlam paragrafın ilk cümlesinde görünmüyor.12. Boşluk, paragrafın sonuna yerleştirilmiş ise hata oranı yükselir. Bu durumdayapılacak seçim, paragrafın son cümlesine adeta, 'bir köpeğin sahibine olan sadakatiyle'bağlanmalı ve önceki cümleden, boşluk için uygun gördüğünüz cümleye geçerken konubir milim dahi sapmamalıdır.Örnek soru 6.The air we breathe is often dirty and contaminated with pollutants, particularly inurban areas. Air pollution consists of gases, liquids, or solids present in theatmosphere in levels high enough to harm humans and other organisms, as wellas non-living materials. Although air pollutants can come from natural sources,human activities make a major contribution to global air pollution. ---- .A) Of these, motor vehicles and industry are the main culpritsB) All parts of a plant can be damaged by air pollutionC) It should be noted that air pollution is not the only cause of short lifespan in urbantreesD) Trees provide a dramatic demonstration of the effect of air pollution on biologicallongevityE) Lungs, the organs of gas exchange in humans, are adversely affected by airpollutionÖrnek sorunun çözümü. Doğru cevap A.A: 'Of these' girişi, bir önceki cümlede bahsi geçen human activities ifadesini karşılamışolabilir. Ayrıca, culprit (suçlu, suç ortağı) bilinmesi gereken bir kelimedir ve öncekicümlede geçen pollution kelimesinin taşıdığı olumsuz anlam ile uyumludur.B: Kelime tekrarına dikkat ediniz: air pollution. Ayrıca, konu saptı. Bir önceki cümledeinsanlar, burada bitkiler var.C: Bu seçeneği şöyle tercüme etmek mümkün: Yeşil ağaç, güzel ağaç; hiç solmayanrengin var. C bir hatalar zinciri oluşturmuş: kelime tekrarı, konu farklılığı ve not only ilebaşlayan ama but also ile devam etmeyen, eksik kalmış bir cümle.D: Kelime tekrarı ve yine yeşil ve güzel ağaçlar.E: İnsanlara ait bir organ hava kirliliğinden olumsuz etkileniyor; buraya kadar iyi. Ancak,yine kelime tekrarı var ve organ örneği hatalı: Biz, humanactivities örneği arıyorduk.Önemli not: Boşluktan önceki cümlenin başlangıcında although (zıtlık bağlacı) + naturalsources kullanıldığını hatırlayınız. Burada geçen natural sources ile ağaçlar arasında biryakınlık kurmuş ve ağaçlardan bahseden seçeneklere şans tanımış olabilirsiniz. Ancak


unutmayınız ki, although (zıtlık bağlacı) içeren bir yan cümle, bağlandığı ana cümleyiöne çıkartır, kendisi gölgede kalır:Although ionising radiation has proved to be most valuable, high doses of it is capableof injuring and even killing cells.Konuşan kişinin önemsediği iyonize radyasyonun faydaları değil, zararlarıdır. Bunedenle, böyle bir ifadeye bağlayacağınız son cümle zararlardan söz etmelidir.Sınavın çözümüne kaldığımız yerden devam ediyoruz.Soru 52.Streptococci are found in the mouth as well as in the digestive tract of humansand some other animals. Some are more harmful than others. ---- . Oneparticularly virulent strain is resistant to antibiotics and can cause death within afew hours.A) Pathogens can enter the body in food or air through damaged skin, or from contactwith infected organismsB) They are not, however, the cause of all middle ear infectionsC) So a wide variety of bacteria normally inhabit various parts of the human bodyD) As a result, some of the normal bacterial inhabitants are opportunist pathogens thatcan cause disease only under certain conditionsE) Among the harmful species are those that cause, for instance, “strep throat”, dentalcaries and scarlet feverÇözüm 52. Doğru cevap E.A: Pathogens girişi söze yeni başlandığını akla getiriyor. Halbuki, bir önceki cümle,'Bunlardan bazıları zararlıdır' diyerek üzerinde zaten tartışılmakta olan bir konuya işaretediyordu. Buna karşın, devam cümlesinin pathogens öznesini mutlaka içermesiisteniyorsa, A seçeneği şöyle başlamalıydı: These pathogens... . Ayrıca A, açık birzarardan değil, kontaminasyon yollarından söz ediyor.B: İki hata var. Birincisi: Hangi türlerin zararlı olduğu henüz isimleriyle belirtilmemişken,bu türler yerine they zamiri kullanılmış. İkincisi: however zıtlık bağlacı ile konudeğiştirilmiş. Zıtlık bağlacının kullanımı yersiz (=out of place).C: Cümlede bakterilerin zararlarından söz etmeyi unutmuşlar. Bunu unutunca, herhaldetür ismi vermeyi de gerekli görmemişler.D: As a result bir paragrafın sonuna daha çok yakışırdı. Bunu görmezlikten gelelim.Ama bu defa da karşımıza, ardı ardına ikinci kez kullanılan some çıkıyor. Oysa ki biz,some belirtecinin ikinci kullanımda others ile yer değiştirdiğini öğrenmiştik. Bir üçüncükusur da, 'under certain conditions' ifadesi ile geliyor. Paragrafın son cümlesi, bu belirlikoşullardan hiç değilse birini örnek olarak veremez miydi?E: Boşluktan önceki cümlede 'some are harmful' ve sonrakinde 'one...can cause death'ifadeleri var. Aradaki cümle zararlardan söz etmeyi sürdürmeli ve yine çoğul özneiçermeli. Çünkü çoğuldan tekile geçiş, 'one= biri, bir tanesi' zamirinin kullanıldığıparagrafın son cümlesinde gerçekleşmiş. E seçeneği hem çoğul, hem zararlardan söz


ediyor, hem de bir önceki cümlede verilen 'some are harmful' girişini, 'among theseharmful' şeklinde devam ettirerek adeta 'Doğru cevap burada; başka yerde arama!'diyor.Soru 53.His motivation for taking on the topic of radical mastectomy was in part theexperience of watching his mother deal with breast cancer when he was anadolescent. ---- . But equally clearly, he accepts the argument that these choicesare in a woman’s hands.A) By then evidence was beginning to accumulate that less invasive surgery yieldedcomparable survival ratesB) He is respectful of the choices women have made in these and other even moreurgent complex situationsC) This surgery is both disfiguring and debilitatingD) He is clearly sensitive to the ways in which physicians influence women’s decisionsabout treatmentE) At this time breast cancer was regarded as a local disease that could invariably becontained if treated earlyÇözüm 53. Doğru cevap D.A: Paragraf üç cümleden ibaret: giriş simple past + boşluk + simple present. Arada birgeçiş olması lazım ama A seçeneği hala geçmişten söz ediyor. Then (=o esnada)zaman zarfı, bir önceki cümleye 'when he was an adolescent' çok iyi bağlanıyor. Bunakarşın, bir sonraki cümleden de bir o kadar kopuyor. Üstelik son cümledeki, But + heöznesi + özneye ait farklı görüş + geniş zaman üçlüsü, boşlukta simple past değil, yinebir present tense çekimini haklı çıkartır.B: He öznesi + özneye ait görüş + geniş zaman üçlüsü burada mevcut. Bu cümleyibiraz irdelemek zorundayız:He is respectful of the choices women have made in these and other even more urgentcomplex situations.Mavi boyalı the choices isminin, boşluğu izleyen cümlede de kullanıldığına dikkat edinizve bu konudaki uyarımızı (kelime tekrarı) hatırlayınız. Kelime tekrarı bir hata ya dakusur olmamasına karşın, sanki adayın, yanlış seçeneğe yönlendirilmek istendiğinigösteriyor. Ayrıca bir önceki cümlede, belirli ve çoğul 'the choices ' isminin kullanımınıhaklı çıkartacak hiçbir benzeri ifade yok. Bu seçenekte kullanılan, 'these complexsituations' ifadesi de aynı hata kodunu içeriyor. Dahası, olumlu cümle (B seçeneği ) +but + olumlu cümle (paragrafın son cümlesi) formülünü nasıl kabul edeceğiz?C: Eğer bir konuda hemfikir isek (Son cümledeki But + he öznesi + özneye ait farklıgörüş + geniş zaman üçlüsü), C ile uğraşmayıp B ya da D üzerinde yoğunlaşmalıyız.D: Olumsuz: (He is clearly sensitive to...) + but + olumlu (he accepts...) Taşlar yerineoturmaya başladı. Ayrıca, burada geçen women's decisions ifadesi, son cümlede thesechoices olarak karşımıza çıkıyor.sensitive = (bir konuda) hassas, yani biraz 'çıtkırıldım!'E: Simple past çekime işaret etmek, seçeneğin hatası konusunda yeterli fikir verecektir.


Soru 54.The dengue fever virus can mutate much more rapidly than anyone thought,which could hold up the efforts of the teams rushing to create a much neededvaccine. ---- . Indeed, two-fifths of the world’s population are now at risk, andglobal warming will allow the virus to increase its range.A) In fact, the virus killed only 12,000 people last yearB) Apparently, the new vaccines that are being developed are genetically very narrow,and the virus is capable of rapid changeC) This mosquito-borne virus has spread dramatically and now infects about 50 millionpeople each year in tropical areasD) So far there is no effective vaccine that protects against all sorts of virusE) So, one solution might be to make annual changes to the make-up of any denguevaccineÇözüm 54. Doğru cevap C.A: Seçeneğin tek bir kusuru var; o da 'in fact= aslına bakarsanız, haddizatında' bağlantıelemanı ile cümleye başlamış olması. Eğer A seçeneğini doğru sayarsanız -ki seçenekiçerdiği bağlantılarla bunu hak ediyor- izleyen cümlenin 'indeed=in fact' ile başlamasınınasıl açıklayabilirsiniz? Bu affedilmez bir hata. Ardı ardına sıralanmış iki cümlenin herbirinde aynı bağlacı kullanamazsınız*.*Bir istisna: 1. cümle: Because... + 2. cümle: and because ya da also because...Kullanılan bağlacı saymazsak, seçenek geçen yıl virüsten kaç kişi öldüğünü anlatıyor.İzleyen cümle ise, bugün daha fazla kişinin risk altında olduğunu belirtiyor. İlintimükemmel.B: 'The new vaccines' belirli ismi, bir önceki cümlede karşılık bulmuyor. Orada, sadeceaşılara ihtiyaç olduğundan söz edilmişti. The + new ifadesi kullanılmamış olsa, buseçeneği en azından değerlendirmeye alabilirdik. Ancak, bu defa da bizi indeedbağlantısı durdururdu. Paragrafın son cümlesi, bu bağlantıyı kullanarak dünyanüfusunun 2/5'sinin tehlikede olması konusundan sapmadığı işaretini veriyor. Yani, soncümle aşılardan söz etmiyor.C: A'ya benzeyen bu seçenek yayılmadan (=spread), tropikal bölgelerden ve 50 milyonenfekte populasyondan söz etmiş. Bağlantı tamam.D: Aşı aradığımız bağlantı değildi. Ayrıca all sorts of virus (=her tür virüs) ifadesini,paragrafın bir sonraki cümlesinde nasıl the virus olarak karşılayacağız?E: E seçeneği solution (=çözüm) yollarından bahsediyor. Boşluktan önce olumsuz,boşluktan sonra olumsuz; o zaman boşluk da olumsuz olmalı.


Soru 55.The extinction of certain species is perfectly natural in the grand drama ofgeologic time; palaeontologists have seen countless species enter and exit theworld. ---- . Most of them undergo subsequent differentiation, and eventually allspecies come to an end.A) The current losses are, however, exceptionalB) All species begin in some restricted setting and then spreadC) General recovery probably required a few million years in each caseD) Human actions may alter the characters of some these habitats rather than eliminatethemE) Basic evolutionary processes in the future may not differ substantially from those inthe pastÇözüm 55. Doğru cevap B.A: Paragrafın giriş cümlesi olumsuz, losses (=kayıplar) ismi de olumsuz. O halde, aradaniye however zıtlık bağlacı kullanılmış. 'Efendim, burada zaten istisnai (exceptional) birdurumdan söz edilmiş. Dolayısıyla, zıtlık bağlacı yerinde kullanılmıştır.' derseniz,paragrafın son cümlesini incelemenizi rica edeceğiz. Bu cümlede ne mevcut durum(current) anlatılıyor, ne de bir istisnadan söz ediliyor.B: Paragrafın giriş cümlesi enter (girmek) ve exit (çıkmak) eylemlerinden söz etmişti.Son cümle de buna yakın ifadeler içeriyordu: undergo (değişiklik geçirmek) ve come toend. B'de, bu iki cümleyi bir arada tutabilecek güzel bir Japon yapıştırıcı var: begin, thenspread. B seçeneği ayrıca çok genel konuşarak paragraf bütünlüğünü bozmuyor.C: Taşıdığı simple past çekim, bu seçeneğin iptali için yeterlidir.D: İnsanlar ve onların faaliyetleri ne bir önceki ne de bir sonraki cümlede karşılıkbuluyor. Bu iki cümlenin arasında D seçeneği olacaksa, bir zıtlık bağlacına ihtiyaç var:Yeryüzünde bir çok tür varolmuş ve yok olmuştur. However, insan faaliyetleri bu prosesüzerinde belli bir etkiye sahip olabilmiştir.Ayrıca, D seçeneğinde geçen these habitats, giriş cümlesine bağlantı istiyor amasadece istediği ile kalıyor.E: 'Doğru cevap E seçeneğidir' derseniz, şu hataya düşmüş olursunuz: Son cümletürlerden ve onların bir gün yok olacaklarından anlaşılır bir dille söz ediyordu. Eseçeneği ise evrimle ilgilil temel proseslerin değişmeyebileceğini geleceğe atıftabulunarak anlatıyor (Paragrafımızın ilk ve son cümlelerinin, milyonlarca yılı içine alan,çok geniş kapsamlı bir genelleme yaptığını hatırlayınız.). Yani, E seçeneği hemparagrafın geniş ve genel gidişini bozuyor, hem de değişiklik yok diyor. O halde,paragrafın son cümlesinde verilen '...değişiklikler meydana gelir' açıklamasını nereyegizleyeceğiz?


Soru 56.A US Food and Drug Administration advisory panel voted 9 to 6 to recommendthat silicone breast implants be allowed back on the market. Their sale in theStates was stopped in 1992 because of concerns that leaking implants couldcause serious problems. ---- .A) Later studies, however, found no evidence that implants caused the myriad chronicdiseases that had been attributed to themB) These treatments delay the return of cancers and prolong survival in most womenC) For breast reconstruction, a silicone implant or tissue taken from other parts of thewoman’s body may be usedD) Actually, the use of silicone implants was not at all likely to return to favourE) It is generally agreed that women in high-risk categories for breast cancer should bescreened annuallyÇözüm 56. Doğru cevap A.A: Bir paragrafın son cümlesinde, zıtlık bağlacından uzak durmanızı öğütlemiştik.Öğüdümüz hala geçerli, ancak 56. soruda bir istisna yapmak zorundayız. Hatırlarsanız,bir paragrafın sonundaki boşluğu dolduracak olan cümle, paragrafın bütününe veözellikle sondan bir önceki cümleye kayıtsız şartsız bağlı olmalıydı. Paragraf silikonimplantlara izin verildiğini söyleyerek işe girişmiş. İkinci cümle, implant satışlarının dahaönce ne zaman ve ne nedenle durdurulduğundan söz etmiş. Yani, olumlu + olumsuz.Eğer olumlu ifadeye tekrar dönmek isterseniz, zıtlık bağlacı kullanmanız yerindeolacaktır. A seçeneği, yasağın kaldırılması ve dolayısıyla iznin tekrar verilmesini bubağlaç sayesinde gayet güzel anlatmış.Gördüğünüz gibi, biz de hem paragrafı hem A seçeneğini gayet güzel tercüme ettik. Butabii ki marifet değil. Şimdi, farklı bir yol izleyeceğiz: Bu seçenekte verilen zıtlık bağlacınıgörerek, A'dan sizi uzaklaştırıp, diğer seçeneklerin üstüne gideceğiz. Eğer düzgün bircevap bulamazsak, gönülsüzce olsa da, A seçeneğini işaretlemenizi önereceğiz.B: These treatments?: Bir önceki cümlede tedaviden bahsedilmemişti. Paragrafbütünüyle geçmiş zaman; buradaki present çekim sırıtıyor. Dahası, bir önceki cümleolumsuz iken, burada olumlu bir hava esiyor.C: Hava olumlu, zaman geniş. Ayrıca, paragrafın başından beri hakkında konuşulan asilicone implant artık belirginleşmeliydi.D: Bu cümle, belki paragrafın ilk cümlesinden sonra gelebilirdi. İlk cümlede, implantlaratekrar izin verildiğinden söz edilmişti. D seçeneği, 'Aslında, silikon implantların tekrarrağbet görmesi beklenmezdi' diyerek hemen buraya bağlanabilir ve güzel bir birliktelikortaya çıkabilirdi. 'Bu çeviri oldu. Bu işin kolayı yok mu?' diye sorarsanız, actuallybağlantı elemanından yararlanmanızı öğütleriz. Actually zarfı, taşıdığı anlam gereği,konuşmacının konudan ayrılmadığına işaret eder. D, tekrar rağbet görmek, itibarkazanmakla (=return to favour) uğraştığına göre, seçeneğin esas bağlantısı satışlarındurdurulduğu son cümle değil, satışlara tekrar izin verildiği ilk cümle olmalıdır.E: Tense hatalı, konu değişmiş. Değerlendirmeye değmeyecek uzak bir çeldirici.


10. Metin inceleme sorularının çözüm teknikleri(57-80 arası sorular)Kurgu 1. İki resim arasındaki farklı noktaları bulmanız istenen pazar eğlencelerinibilirsiniz. Hani şu, resimlere bir bütün olarak baktığınız zaman, küçük ayrıntılarıkaçırdığınız bulmacalar. İki resim de birbirine tıpatıp benzer ama birinde adamınşapkasında belli belirsiz ince bir şerit vardır, diğerinde yoktur. Böyle bir bulmacayıçözerken, ilk bakışta öne çıkan birkaç farklı noktayı kolaylıkla saptar ama ardındantıkanmaya başlarsınız. Artık ne kadar dikkatli bakarsanız bakın, iki resim de size aynıgörünür. Hata sizde olmadığına göre, kesin bulmacayı 'hazırlayandadır!'Gerçek 1. Metin inceleme, parça ile seçenekler arasında benzer ve farklı olan unsurlarıgörebilme sanatıdır. Sistem çok basit bir mantıkla çalışır: Farklı seçenekler yanlış,benzer olanlar ise doğru cevaplardır. Ancak, zorluklar da tam bu noktada başlar, çünküparçadan farklı olan yanlış seçenekler, adayı çeldirmek için parçadaki ifadelerebenzetilmiştir. Öte yandan, parçaya benzer bilgiler içeren doğru seçenekler, yine adayıçeldirmek için parçadan farklıymış gibi gösterilmiştir. Metni bir bütün olarak anlamayayoğunlaşıp ayrıntıları kaçırdığınız ve benzerlikler - farklılıklar arasında bocalamayabaşladığınız zaman, çıkışı zor bir girdap etrafınızda dönmeye başlar. Sorulara bakar,yazılanları anlar, ancak sizden ne istendiğini bir türlü çözemezsiniz. Soru 'yanlış'hazırlanmamıştır! Siz, doğruyu yanlıştan ayırt edemiyorsunuzdur.Kurgu 2. Bazen, 'gereksiz' bir sürü sorunla 'gereksiz yere' uğraşıp doğru düzgün tek birişi halledemeden akşamı edersiniz. Ve gün artık bitti derken karşınıza 'ilgiyi' hak edengerçek bir sorun çıkar; normal şartlarda baş edebileceğiniz ama koca bir günün ogereksiz yere uğraştığınız bir sürü sıkıntısından sonra hiç de çekilmeyecek bir sorun. Obitkinlik ve bıkkınlık içinde, artık kalan gücünüz ne kadarına elveriyorsa, 'yalap şap' birşeyler yaparsınız. Sonuçta, verdiğiniz hizmetin kalitesini siz kendiniz bilebeğenmezsiniz; değil ki hizmeti alan memnun kalsın!Gerçek 2. Metin inceleme bölümü, sahip olduğu yüzde 25 - 30'luk payla, KPDS / ÜDSbankasının 'ilgiyi' hak eden en iyi müşterisidir. O geldiği zaman yorgun olmamalı,dimdik ayağa kalkmalı ve onun kimi kaprislerine katlanmalısınız. Aksi takdirde, parasınıçeker, ortada banka-manka kalmaz. Çünkü onun neden olacağı açığı başka hiçbir'müşteri' tek başına kapatamaz. Siz de, zengin olma hayallerinizi bir sonraki dönemeertelersiniz. O halde, ne yapıp edip bu kıymetli müşteriyi memnun etmelisiniz.Söylediklerimize hak veriyor ama bunu nasıl yapmanız gerektiğini tam olarakbilemiyorsanız, aşağıdaki önerileri lütfen dikkate alınız:*Yorgun düşmek, hataya düşmektir. Siz siz olun, metin inceleme bölümünün karşısınayorgun çıkmayın; yani, bu bölüme hırpalanmadan ulaşmayı ne pahasına olursa olsunbaşarın!*Bunu başaramayan bir adaya metin inceleme tekniklerinden bahsetmek, uykusuzluktangöz kapaklarına artık söz geçiremeyen bir uzun yol şoförüne 'İleri Sürüş Teknikleri'öğretmeye benzer. Bu durumdaki bir adaya artık kim, hangi sihirli formülü verirse versin,sonuç değişmeyecek, metin sorularına geldiğinde adayda ne formül hatırlayabilecekderman, ne de bu formülü uygulayabilecek moral kalacaktır.*Bir metinde verilen bütün yabancı kelimeleri bilmek ve konu çeşitliliği nedeniyle bütünmetinleri anlayabilmek mümkün de değildir, marifet de değildir. Hatta, bazen birdezavantajdır. Şöyle ki, bazen konu bize aşina olduğu için metni bir bütün olarak çok iyianlıyor ama ayrıntıları gözden kaçırabiliyoruz. Aksi gibi, sorular da bu küçük


ayrıntılardan geliyor. O halde, soruları cevaplayabilmek için metni enikonu anlamamızgerektiği saplantısından kurtulmalı ve bir saat içinde 24 metin sorusuna dabakabilmeliyiz. Gerekiyorsa, tahminler ve istatistiklerden yararlanmalıyız. (Metinsorularının çözümleri içinde ve izleyen 11. Bölüm'de bu konuya değineceğiz.).*Çoktan seçmeli bir çok soru türünde olduğu gibi, metin inceleme sorularında da marifetdoğru cevabı bulmak değil, yanlışları ayıklayabilmektir. O zaman, biz de yanlış cevaphazırlama tekniklerini anlamaya çalışmalıyız. Aşağıda, bu tekniklerden yaygın kullanılanbazılarını bulacaksınız:1. Doğru cevap farklı (eşanlamlı) kelimeler içinde gizlenir. Yanlış cevaplar ise metiniçinde geçen kimi ifadelerin kopyası gibidir. Bu ifadeler, kolayca hatırlandığı içininsanı çeker. Bunlardan uzak durunuz.2. Tam tersi bir durumda ise, metinden farklı kelimeler kullanılarak hazırlanmış birseçeneğin doğru cevap çıkma ihtimali yükselir.3. All-none, always-never ya da only gibi, bir bütünü olduğu gibi içine alan ya daonu tamamen dışlayan/hariç tutan miktar belirleyiciler ya da sıklık zarfları vediğer zarflar tehlike işaretidir. Bunların bulunduğu seçenekler genellikle yanlışçıkar.4. Most-a few, usually-seldom, confine-restrict gibi miktar belirleyiciler, zarflar vefiiller iddialı (aşırı) ifadelerdir. 2. maddede sözü edilenler kadar olmasa da,bunları içeren seçeneklerin yanlış çıkma ihtimalleri yine yüksektir. Bu gibiifadelerin benzerlerinin metinde geçtiğinden ve gerek seçenekte gerekse metindeverilen aşırı ifadenin aynı kişiyi/nesneyi gösterdiğinden kesin emin olmadıkçabunları içeren seçenekleri doğru saymayınız.5. Aktif bir ifade, doğru seçenekte pasif olarak verilebilir. Bu yaygın bir doğru cevaphazırlama yöntemidir. Böyle bir seçeneğe şans tanıyınız.6. Özellikle en üstünlük derecesi olmak üzere, karşılaştırmalar (as ... as, more ...than, the most, the same vs.) yanlış cevap hazırlama teknikleri içinde sıkça tercihedilen bir yöntemdir. Olumsuz karşılaştırma kalıplarının (not as ... as, not themost vs.) geçtiği seçeneklerin ise doğru çıkma ihtimalleri yüksektir.7. Tarihlerin ya da rakamların metinden olduğu gibi alınıp aktarıldığı seçeneklergenellikle yanlıştır. Kısmen doğru bilgiler içerdikleri için bu seçenekler adaylarıçok yanıltır.8. En zor sorular, metnin ana fikrinin ve metin için en uygun başlığın istendiğisorulardır. Bunlara cevap verebilmek için metni çok iyi anlamış olmak gerekir. Butür sorulardan uzak durunuz,9. Eğer soru girişi sizi metnin belli bir bölümüne götürüyorsa, o bölümdenayrılmayınız. İrdelediğiniz seçenek, o bölüme ait olmayan, yani metnin başka birbölümünde geçmiş bir bilgi içeriyorsa, verilen bilgi doğru olsa dahi seçeneğiyanlış sayınız.10. Bir metin Ali ve Veli'ye ait bilgiler içeriyor olsun. Soru girişinde ise Ali'nin ismidoğrudan verilmeyip kendisinden the former person (iki kişiden birincisi) olaraksöz edilsin. Bu durumda, yanlış seçeneklerin çoğu the latter person (iki kişidenikincisi), yani Veli'ye ait bilgiler içerir. Dikkat ediniz.11. Bazen bir metin kısa ve kolayca anlaşılır olmasına rağmen, bu metne ait sorularyukarıda sözü edilen tekniklerin hiçbirine tam anlamıyla uymayabilir. Bu,'Benimle uğraşma!' işaretidir. Bu işareti, fazla gecikmeden dikkate almanızıöneririz. Yoksa 'gençliğinize' yazık olur.12. Bir metin genel olarak olumlu konuşuyorsa, yanlış seçeneklerin çoğu olumsuzifadeler içerir. Bu yanlış cevap hazırlama tekniğine karşı uyanık olunuz.13. Bir metin olumlu başlayıp herhangi bir zıtlık bağlacı ile olumsuza dönüyorsa,yanlış cevapların çoğunda aşağıdaki tekniğin uygulandığını görürsünüz:


Soru girişi: Metnin olumlu kısmından bir ifade.Yanlış seçenekler: Metnin olumsuz kısmından çeşitli ifadeler.Çözümlerde, bu teknikten montaj hatası olarak söz edilecektir.Metin inceleme sorularında uyulması gereken belli başlı kuralları verdikten sonra artıkçözümlere geçebiliriz.Çok önemli not:1. Metin içerisinde herhangi bir ifadeyi ararken kolaylık olması için metinlerin satırlarınumaralanmıştır. Sadece 5 ve katlarına karşılık gelen satırları işaretleyerek, buteknikten siz de kendi çalışmalarınızda yararlanabilirsiniz.2. Metin içinde geçen ve hakkında soru çıkması muhtemel önemli ifadeler maviyeboyanmıştır, Ayrıca, soruların seçenekleri içinde geçen dikkate değer ifadeler de aynışekilde maviye boyanmıştır. Metin çözümlerken, gerek parçada gerekse seçeneklerdeverilen bu tür önemli ifadelerin altını çizerek aynı tekniği siz de uygulayınız.3. Çok tekrar etmek zorunda kaldığımız bazı tanımları/ifadeleri kısaltarak kullanacağız(Aİ: aşırı ifade, ÇAİ: çok aşırı ifade, MH: montaj hatası, FKK: farklı kelime kullanımı)4. Çözümler esnasında kullanılan rakamlar satır numaralarına atıfta bulunur. (Örn:Several miktar belirleyicisi 17'de geçmektedir.)57. - 60. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 In this experiment, patients were placed into a02 refrigerated chamber for several minutes, and03 measurements were taken of both their lung04 capacity and the temperature within their05 trachea. On one of the experimental study06 days, the subjects were asked to breathe07 entirely through their nose; on the other, their08 nose was clipped tightly and they breathed09 through their mouth. The patients’ lung10 capacity dropped significantly on the11 mouth-breathing day of the experiment: this12 correlated highly with a significant cooling of13 the trachea. On the day they breathed only14 through their nose, however, their lower15 airway function changed only minimally and16 their intra-tracheal temperature remained17 close to normal. These studies demonstrate18 that nasal breathing has an important19 protective effect on the lower airways, most20 likely because the nose is more effective at21 warming and moisturising inspired air before22 it passes into the lungs. In addition, a nose23 that is clear and free of inflammation is better24 able to filter and remove airborne allergens25 and pollutants than is the mouth.


Soru 57.The results of the experiment described in the passage suggest that ---- .A) the cooling of the trachea can be fatalB) the lower airways are not affected in any way by outward circumstancesC) mouth-breathing is at least as effective as nasal breathing in the removal of airborneallergensD) nasal breathing safeguards the tracheaE) the length of time the subjects spent in the refrigerated chamber was of considerableimportanceÇözüm 57. Doğru cevap D.Sorular, genellikle metin içindeki bilgilerin veriliş sırasına göre sorulur. Yani, birinci sorumetnin başından, ikinci soru ortasından vs. Bu sıralamanın zaman zaman değiştiği deoluyor. 56. soru, çalışmanın sonuçları hakkında bilgi istiyor. Cevabı metnin girişindedeğil, 17. satırdan başlayarak (These studies demonstrate...) aramamız gerekecek.A: Cooling of the trachea 12 ve 13'te geçti. Biz ise results bölümündeyiz. Bu bir montajhatası. Ayrıca, fatal (ölümcül) çok aşırı bir ifade. Trakenin cool edilmesi nedeniyleölmek, yalan söylemekten ölmeye benziyor.B: Lower airways 17'de başlayan cümle içinde geçiyor. Ama 'are not affected in anyway' (hiçbir surette etkilenmez) ifadesi bu cümlede 'hiçbir' surette karşılık bulmuyor. 18-19, 'important protective effect on the lower airways' diyerek bunun tam aksini söylüyor.Not: A seçeneği aşırı ifade fatal'ı hiç değilse can yumuşatıcısı ile birlikte vermişti. Buseçenek, are not (değildir) ve in any way (hiçbir surette) kesin ifadelerini kullanıpyumuşatıcıdan yararlanmayı reddetmiş. Bu tür seçeneklere karşı gözünüzü dört açınız!C: Gerek 17'de başlayan cümle, gerekse in addition bağlantısı ile izleyen cümle 'nasalbreathing is better / more effective..' görüşlerine yer vermişti. Karşılaştırma birinciderece değil (as good as) , ikinci derece idi (better than).D: Safeguard= korumak ve kollamak kelimesinin metinde hiç geçmediğine (farklı kelimekullanımı) ve bu seçeneğin nasal breathing'in yararlarından söz ederken aşırılıklardanuzak, sade bir anlatımı tercih ettiğine dikkat ediniz.E: Çalışmanın sonuçları nerede kaldı (17), vakaların soğutulmuş oda içinde harcadıklarısüre nerede (2. satır: for several minutes)? Seçenek yer saptırmakla yetinmemiş(montaj hatası), bir de bu sürenin olmayan büyük önemine (considerable importance)vurgu yapmış.


Soru 58.According to the passage, the experiment showed that ---- .A) the lower airways of the patients who were breathing nasally underwentconsiderable change as regards functionB) the results were the same whether patients breathed through the nose or the mouthC) the temperature within the trachea remained constant throughoutD) the lung capacity of the patients placed in the refrigerated chamber was not in anyway affectedE) breathing through the mouth had an adverse effect upon the lungsÇözüm 58. Doğru cevap E.Cevabı yine 17. satır civarlarında arayacağız.A: Seçenek, nazal solunum için olumlu konuştuğundan, ilk bakışta aradığımız doğrucevap gibi görünüyor. Ancak, 17. satırdan itibaren nazal solunum için considerablechange (büyük değişiklik) görüşünü haklı çıkartacak bir vurgu yapılmamış. Sadece,ağızdan solumaya kıyasla daha sağlıklı olduğu söylenmiş. A seçeneği içinde geçenchange ismi bizi 17 değil, 13-15. satırlara götürüyor (MH). Burada altını çizdiğimizifadeye göre (lower airway function changed only minimally) değişiklik büyük değil,minimal ölçülerdedir.B: 17 ve 21'deki cümleler eşitliklerden (the same) değil, farklılıklardan söz etmişti (thenose is more effective / is better).C: '...the temperature remained constant' metnin bağlı bulunduğumuz kısmında yok; buifade 15. satırdan ve neredeyse aynen alınmış. Yani, bu seçenekte iki hata birdenyapılmış. Ama seçenek, metinde geçen bir ifadeye yer vermesine karşın, nasıl yanlışcevap çıkabiliyor? Bunun nasıl başarıldığını biraz açıklayalım:Aralarında bir fark olmakla birlikte, 15-16'daki temperature remainedclose to normal ve C seçeneğindeki temperature remained constant ifadelerini eşdeğersayalım. Sayalım ama, ısının sabit kalması sadece nazal solunuma bağlanmıştı.Halbuki, C seçeneği böyle bir ayrım yapmadığı için hem ağızdan hem burundansolunumda trake ısısının sabit kaldığı anlaşılıyor.D: Lung capacity ifadesi çok yukarılarda kaldı. Üstelik, 10'da verilen the patients' lungcapacity dropped significantly bilgisi ile bu seçenekte akciğer kapasitesini tarif ederkenkullanılan 'was not in any way affected' asla uyuşmuyor.E: Bir tek E kaldığına göre, belli ki doğru cevap bu. Yaygın kullanılan bir doğru cevaphazırlama tekniği. Metnin son bölümünde nasal ... better than mouth denmişti. Bu ifadeeşittir: mouth ... worse than nasal; bu da eşittir ağızdan soluk alıp verme sahiptiradverse (olumsuz) etkilere.


Soru 59.According to the passage, one of the benefits of nasal breathing is that ---- .A) particles in inspired air are largely prevented from getting into the lungsB) it makes inflammation of the lungs impossibleC) it helps to keep the trachea coolD) allergens are readily separated from pollutantsE) more air can be inspired that way than through the mouthÇözüm 59. Doğru cevap A.Nasal breathing işleminin yararlarından (benefit) biri soruluyor. Metin bilimsel birçalışmayı anlattığına göre, yarar-zarar gibi konular, çalışmanın sonunda yer alacaktır. Ohalde, 59'un cevabını yine 17-25 arasında arayacağız.A: Seçenek, prevent (önlemek) fiilini kullanmış. Önlediğiniz şeye göre anlam değişir:Hastalığın yayılmasını önlersiniz olumlu olur; hastanın iyileşmesini engellersinizolumsuz olur. Seçenekte dikkate alınması gereken bir de largely zarfı var. İş çeviriyekalıyor. Bunun da ne kadar vakit kaybettirdiğini biliyorsunuz. O halde, A'yı bir kenarakoyup kesin eleyebileceğimiz diğer seçeneklere geçelim.B: Inflammation impossible, 23'te free (-sız/-siz) of inflammation ile eşdeğer görülebilir.Ancak, B'de enflamasyon akciğerlerle ilgili olarak kullanılmışken, 23'te burunabağlanmış görünüyor. Yani, B seçeneği burun farkıyla kaybetti!C: Cool fiili 12'de, mouth-breathing işlemi ile birlikte geçmiş, yani nasal breathing'e aitbir özellik olarak verilmemişti. 59. soru girişi (nasal breathing) için 20-21'e bakmalıyız:nose + more effective + warming üçlüsü serinlemek ya da soğumaktan değil,ısınmaktan söz ediyor.D: 24-25'te allergens and pollutants isimlerinin arasında ve bağlacı kullanılmış ve bu ikiunsur bir arada verilmişti. D seçeneğinin bunları sepere etmesi (ayırması) biraz ayıpolmuyor mu?readily: kolaylıkla, rahatlıklaE: 17-25 arası yapılan karşılaştırmalar aşağıdaki unsurları/eylemleri içermişti: warming,moisturising, filter and remove. Bu unsurlar daha fazla hava karşılaştırmasını haklıçıkarmıyorlar.Not: B, C, D ve E seçenekleri elendi. Kalan seçenek doğru cevap A'dır.


Soru 60.During the course of the experiment described in the passage, severalmeasurements ---- .A) taken, gave unexpected resultsB) had to be made to check the intake of pollutantsC) were taken including the trachea’s temperature under two different conditionsD) were carried out to assess the efficiency of the lungs in normal conditionsE) made, failed to correlate with what was expectedÇözüm 60. Doğru cevap C.Measurements 3'te geçti. Metnin kalan bölümlerinde de pekala üstü kapal ı olarakölçümlerden bahsedilmiş olabilir. Ama biz söz dinleyelim ve kısmetimizi önce 3. satırdaarayalım.A: Unexpected (beklenmedik, Aİ) sıfatı gerçekten beklenmedik bir ifade oldu. Metnin ne3. satırında ne de kalan bölümlerinde hayret, şaşkınlık vs. belirten hiçbir sıfat ya da zarf(surprised, incredible, unbelievable, amazing vs) kullanılmadı.B: Had to: Metin, baştan sona herhangi bir zorunluluk kipine (must, ought to, should vs)yer vermemişti. Zorunluluk kiplerine karşı özellikle temkinli olunuz. Benzerleri metindekullanılmamışsa uzak durunuz.C: 3'te trachea ve measurements ifadeleri geçiyor ama under two different conditionsnereden çıktı? Böyle bir şey var mı, yok mu? Acaba, two different diyerek ağızdan veburundan soluk alıp verme işlemini mi kastetmişler? Metni şöyle güzelce tadını çıkartaçıkarta beşinci kez okuyalım mı? Beş kerede anlamadığımız bir şeyi bakarsınızaltıncıda anlayıvermişiz! Nasip bu, belli mi olur?Önemli not: Sınavın henüz üçüncü sorusunda bir gerçek ortaya çıkmaya başladı.Yanlış cevapları kolaylıkla ayıklayabiliyor ama çeviri yapmadığımız için doğru olanların,neden doğru olduklarını göstermekte zorlanıyoruz. Bunun nedeni, doğru cevapların iyigizlenmiş olmasıdır. Doğru cevabı gizlendiği yerden çıkartabilmek için iki yolizleyebilirsiniz:1. Metni bir bütün olarak defalarca okur, iyice anlar ve sahip olduğunuz 'zengin'kelime hazinesinden de yararlanarak, doğru cevap içinde kullanılmış farklıkelimeleri metindekilerle eşleştirir ve sorunun işini bitirirsiniz**. (Yöntemindezavantajı: Siz sorunun işini bitiremezseniz, o sizin işinizi bitirir. Çünkü diğersoruları çözmek için takatiniz kalmaz.)2. İçindeki hatalar daha çabuk fark edilen yanlış seçeneklerin üstüne gider veyanlışları eleyerek doğruya varırsınız. (Yöntemin dezavantajı: Bilinen tekdezavantajı sabır ve egzersiz istemesidir. Ayrıca, aday doğru cevabı tamanlayarak işaretlemediği için sonuçtan emin olamaz. Ancak, yöntem başarıyıolumlu etkiler.)D: Efficiency ismi, sıfat haliyle (effective) 20'de geçmiş ve solunum yöntemlerinianlatırken kullanılmıştı. Yani, bu kelime akciğerleri tarif etmemiş, nazal solunum veağızdan solunumu karşılaştırmıştı. Ayrıca, D seçeneği bütün bir metnin akciğerlerüzerine geçtiğini iddia ediyor. Halbuki, metin çok büyük oranda nasal and mouth


eathing konularını ağırlıklı olarak işlemişti. Eğer D, 'Metnin ilgilendiği konulardan biride akciğerlerin verimli çalışmasıdır' görüşüne yer verseydi, bu seçeneği en azındandeğerlendirmeye alabilirdik.E: 12'de yüksek korelasyondan (correlated highly) söz edilmişti. E'de failed to correlatevar. Olacak şey değil! Zira, metin başarısızlığın adını dahi anmadı.Not: A, B, D ve E seçeneklerini haklı nedenlere dayanarak eledik. Doğru cevap C'dir.61. - 64. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 For a drug to work it has to get to the place in02 the body where the problem lies, and that is03 why the science of pharmacokinetics is04 important. Enough of the drug has to stay at05 the site of action until the drug does its job,06 but not so much that it produces severe side07 effects or toxic reactions. Every doctor knows08 that selecting the right dose is a tricky09 balancing act. Many drugs get to their site of10 action through the bloodstream. How much11 time these drugs need to work and how long12 their effects last, often depend on how fast13 they get into the bloodstream, how much of14 them goes into the bloodstream, how fast15 they leave the bloodstream, how efficiently16 they’re broken down by the liver, and how17 quickly they’re eliminated by the kidneys and18 intestines.Soru 61.One important point made about drugs in the passage is that ---- .A) the dosage to be recommended must be considered carefullyB) the bloodstream plays a minimal role in their actionC) the kidneys are of vital importance for their effectivenessD) the dosage a doctor recommends is always the standard oneE) their toxic side effects can easily be controlledÇözüm 61. Doğru cevap A.Metin baştan sona ilaçları anlattığı için soru girişinden hareketle metnin belli bir satırınagidemiyoruz. O halde, metin içinde geçtikleri yeri bulmaya çalışarak seçenekleri tek tekdeğerlendireceğiz.A: Dozaj 8'de geçti. Oradaki aktif cümle A'da pasife çevrilmiş. Bu alışıldık bir durum.Tek sorun bu satırda zorunluluk ifadesi olmaması. Diğer satırlarda ise, zorunluluk kiplerisık kullanılmış (1, 4 ve 10. satırlar). Acaba dozajın, bu satırlarda geçen zorunlulukkipleriyle dolaylı bir ilgisi olabilir mi? Olabilir ama bunu anlamak için metni sadeceçevirmek yetmez, bir de yorumlamak gerekir. O nedenle, A'yı bir kenara koyupyolumuza devam edelim.


B: 10'dan itibaren bloodstream (kan dolaşımı) çok sık kullanılmış. B seçeneğine göre,minimal görevi olan bir unsurdan metinde niye bu kadar sık söz edilsin?C: Kidneys (böbrekler) sondan bir önceki satırda ve sadece bir kez geçiyor. Hayati(vital) öneme sahip bir organın 150 kelimelik bir parçada bu kadarcık mı yeri olur?D: Bu seçeneği always zarfından ve standard sıfatından ötürü eleyebilirsiniz. Dozajıngeçtiği yerde her ikisi de görünmüyor. Gerçi seçenekte always yerine kullanıldığıdüşünülebilecek every var ama bu belirteç dozaja değil, doktorlara bağlı. D seçeneği'...the dosage is always the standard one' derken, 8. satır 'Every doctor..' ifadesine yervermiş.E: 6-7'de severe side effects or toxic reactions var ama bunların kolaylıkla kontroledilebileceği nereden çıktı?Not: A dışında, diğer seçeneklerden elimiz boş döndük. Emin olamasak da, doğrucevabı A olarak işaretlemeliyiz.Soru 62.It is clear from the passage that the effectiveness of some drugs ---- .A) seems to be related to the sex of the patientB) is not related to their passage through the bloodstreamC) depends upon their metabolisationD) is outside the range of pharmacokineticsE) can be increased by varying the dosageÇözüm 62. Doğru cevap C.61'de olduğu gibi, bu soru da, bizi metnin belirli bir yerine götürmüyor. 61'deuyguladığımız çözüm tekniğine bağlı kalacağız.A: Metnin hiçbir yerinde male, female ya da buna benzer ifadeler kullanılarak hastalardacinsiyeti ayrımı yapılmadı.B: Bkz 61/B. 10'dan itibaren kan dolaşımının bu denli sık kullanıldığı bir metinde nasıloluyor da bloodstream is not related to drugs oluyor?C: İlaçların etkinliği onların metabolizasyonuna (nasıl, ne hızda, ne miktarda) bağlıdır.Bağlıdır ama bunu nasıl anlayacağız? Seçenekte geçen depend upon (=depend on)fiilinin 12'de karşılığı var, fakat fiil burada birden fazla unsura bağlı görünüyor. Dependon tekrarını dikkate almazsak, doğru cevap olmaya aday, çok sade ve farklı görünümdebir seçenek. Bir tarafta dursun.D: Farmakokinetiğin (3. satır) öneminden, içinde ilaçların da geçtiği bir cümlede sözedilmişti. D seçeneği, ilaçların etkinliğini bu bilim dalının ilgi alanı dışında (outside therange) bırakıyor ve hata ediyor.E: Dozajın geçtiği 8'de, ne increase ve varying (değiştirmek, çeşitlendirmek) fiilleri var,ne de ihtimal anlatan bir kip.


Not: Yanlışların ayıklanma işlemi bittiğinde geriye sadece C seçeneği kalıyor.Soru 63.According to the passage, a drug ---- .A) should rarely be taken for longer than a weekB) may undermine the efficiency of the bloodstreamC) frequently produces the desired effect only after a long period of timeD) can sometimes result in unwanted and harmful effectsE) often has the opposite effect on a patient to the one expectedÇözüm 63. Doğru cevap D.A: Should, rarely (Aİ) ve longer than a week ifadeleri bir üçlü olarak metinde karşımızaçıkmıyor. Bunu anlamak için, ilacın kullanım süresi ile ilgili kısımlara bakmak yeterliolacak. 11'de how long, ilacın ne kadar süre kullanılması gerektiğini sadece dolaylıolarak soruyor; uzun bir süre ya da bir haftadan fazla bir süre kullanılmalı/kullanılmamalıdemiyor. Rarely (seldom, infrequently) ise, sadece bu satırda değil, metnin hiçbiryerinde geçmemiş.B: Undermine (etkisini azaltmak, değerini düşürmek, gölgelemek) çok önemli bir kelime.Bloodstream kelimesini, undermine'a benzer olumsuz anlam taşıyan herhangi başka birkelime ile yan yana gören oldu mu?C: Only zarfı (ÇAİ) çoğunlukla yanlış seçenek habercisidir. Effect ve long (süre için) 11-12'de verilmiş. Ancak, A seçeneğinde açıkladığımız üzere 11'de geçen long, 'Süreuzundur' bilgisini vermeyip bunu bizzat soruşturuyordu. Only, bu hataya iyice tuz biberekmiş. Desired effect (arzu edilen etki) belki 5'ten dolaylı bir şekilde alınmış olabilir (untilthe drug does its job= ilacın işini yapması). Ama bu satırda ne frequently, ne only ne delong period of time var.D: Unwanted and harmful effects 6-7'de severe side effects or toxic reactions olarakverildi. Ancak, bu cümle can ya da benzeri ihtimal anlatan bir kipe sahip değil. Bu duruminsanı biraz duraksatıyor. Öte yandan, sometimes zaman zarfı, rarely, frequently gibizarflara kıyasla daha yumuşatılmış bir ifade tarzı. Sadece buradan hareketle doğrucevabın D olduğunu söyleyemesek de seçenek bir kenarda dursun.E: Parçada, beklenen etki ve bunun tersi (opposite) etki karşılaştırmasına girilmedi.Often 12'de geçiyor ama depend on ile birlikte verilmiş, yani kesinlikten uzak, yuvarlakbir ifade kullanılmış. Oysa E seçeneği, metin ile karşılaştırıldığında, açık bir olumsuzluktaşıyor ve ifade metinde karşılık bulmuyor.Not: Metinde sadece 6-7'de olumsuzluk vardır ve bundan söz eden D seçeneği doğrucevaptır.


Soru 64.We learn from the passage that when a drug is taken, ---- .A) its passage through the bloodstream is likely to be long and slowB) it immediately passes into the bloodstreamC) toxic reaction can immediately be observedD) it passes immediately to the infected site in the bodyE) its metabolisation takes place in the liverÇözüm 64. Doğru cevap E.A: Likely to be muhtemel demektir; sevmek, hoşlanmak ile karıştırmayınız. Bloodstreamkelimesinin geçtiği yerlerde ihtimalden söz eden bir kip kullanılmamıştı. Arıca, bubölümde sık kullanılan long zarfının gerçekte neyi anlattığını 63/A ve C'de açıklamıştık.Slow*, fast zarfını akla getirmek için kullanılmış olabilir. Ancak, long zarfıyla ilgili sorunbu sıfat (slow) için de geçerli. How fast (ne kadar hızlı) 14'te hızı soruşturup bu konudabilgi vermiyordu.Dikkat: How fast ile başlayan herhangi bir sorunun cevabı pekala slow* sıfatınıiçerebilir.- How fast is your car?- I'm afraid it is rather slow.B: Immediately= fast diyebiliriz. Buna göre, sizi A seçeneğinin slow sıfatıyla ilgiliaçıklamasına göndereceğiz.Önemli not: Hız ve süreyle ilgili bu basit ilintiden hareketle ne kadar çok yanlış seçenekhazırlandığına dikkat ediniz. Konu adeta didik didik edilmiş ve gramer bilgisi ve tekniğizayıf bir adayla adeta kedi fareyle oynar gibi oynanmış. Bir soruda elediğiniz birseçenek karşınıza başka bir soruda yine çıkıyorsa, büyük ihtimalle yine yanlış cevaptır.Huylu huyundan vazgeçmez!C: Toxic reaction 5'te geçti. Ancak, orada ne gözlem var ne de immediately zarfı.D: Metin, enfekte olmuş bir bölge ya da alandan bahsetmemişti. Bunu yorumlamamızıistediğini düşünelim ve 5, 9-10'a gidelim. Bu satırlarda site of action (ilacın etki sahası)iki kez kullanılmış. Bu iyiye işaret. Ancak, immediately zarfını ne yapacağız? Belkimürettip hatası olmuştur diye üstünü silip yok mu sayacağız?E: 62/C'ye benzer iddiasız, insanı uğraştırmayan bir seçenek. İçinde parçayı hatırlatantek kelime liver. Metabolizasyon, 16'da break down= yıkıma uğramak fiili ile eşleştirilmiş.


65. - 68. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 A chemical naturally produced in the body02 that works in a similar way to cannabis is03 thought to hold the key to treating obesity. A04 recent study found that oleylethanclamide05 (OEA) significantly decreased the appetites of06 lab rats, with a resulting loss of weight.07 Scientists are just beginning to understand08 OEA, which they believe is manufactured in09 the small intestine. It is a naturally occurring10 molecule in the same class of compound as11 cannabis’ active ingredient and acts on the12 same receptors. However, rather than13 increasing the appetite, OEA has the opposite14 effect. The chemical did not affect various15 functions of the rats’ nervous systems as16 other weight loss drugs do. “OEA is like17 a cousin to cannabis -it has similar properties18 but a different personality. In this case, it19 creates the opposite reaction”, says the head20 researcher. OEA could solve the problem of21 obesity, which greatly increases the risk of22diseases such as diabetes, heart disease,23 stroke and some cancers.Soru 65.According to the passage, some recent experiments carried out on rats showedthat OEA, unlike most other weight loss drugs, ---- .A) does not interfere with the functioning of the nervous systemB) works by speeding up the process of digestionC) only offers a short-term solution to obesityD) might actually, in the long run, lead to an increase in weightE) can, in certain cases, lead to personality changesÇözüm 65. Doğru cevap A.Soru girişi bizi 14-16 arasına götürüyor. Kurda kuşa yem olmamak için buradanayrılmayacağız.A: Unlike= tersine demektir. 16'da other weight loss drugs ifadesinden önce unlikedeğil, as (gibi) kullanılmıştı. Bu insanı biraz şaşırtıyor. Ancak, soru girişinde hataolmayacağına göre, unlike doğrudur ve açıkça göremesek de, 14-16 arasında mutlakakarşılığı vardır. İnceliği gösterebilmek için cümleyi aşağıya alalım.The chemical did not affect various functions of the rats’ nervous systems as otherweight loss drugs do.


Cümlenin girişi olumsuz iken benzerlik anlatan as bağlacı olumlu do yardımcısınabağlanmış. O halde, as, unlike görevini üstlenecektir. Eğer yukarıdaki cümlenin olumsuzgirişine, olumsuz ekleme yapmak isteseydik, şu yolu izlerdik:The chemical did not affect various functions of the rats’ nervous systems, nor do/didother weight loss drugs.A seçeneği did not affect - did not interfere (=müdahale etmek) eşitliğini kurmuş. İlk kezdoğru düzgün anlayarak bir doğru cevap bulabildik. Gerçi istesek, kelime kelime herşeyi çevirip anlarız ama hayat kısa, bu metinler de çok uzun oluyor!B: Speed up ve digestion (sindirim) ne 14-16 arasında ne de parçanın herhangi başkabir satırında geçmedi.C: 14-16 arasında bu ifadelere rastlanmıyor. Ayrıca, only zarfı iş başında. Short-term deona eşlik etmiş.Not: Eğer metnin herhangi başka bir bölümünde OEA kimyasalının sunduğu kısa ya dauzun dönem çözümlerden söz edilseydi, C seçeneğini yine yanlış sayardık. Zira, sorugirişi bizi 14-16 arasına hapsediyor.D: Eğer bu seçeneğe doğru dersek, C'nin ne günahı var? Onu da doğru sayalım.Kırgınlık, tatsızlık olmasın. Soruyu hazırlayan 'Kısa dönem tutmazsa belki uzundönemden yakalarız' diye düşünmüş olsa gerek.E: Different personality 16-18 arasındaki cümlede geçiyor. Yani, bizim bağlı olduğumuzcümleden bir sonraki. Hataya düşüp 14-16 sınırını aşarsanız, different personalityifadesinin OEA kimyasalına ait olduğunu (OEA has a different personality.), bumaddenin başkalarında (onu kullananlarda) kişilik değişikliklerine yol açmayacağını(lead to) kolaylıkla fark edebilirsiniz. Ama inanın bunlara gerek yok; siz sadecesınırlarınızı doğru belirleyin ve o sınırların dışından gelenlere kapınızı kapalı tutun.Soru 66.We understand from the passage that OEA is a substance that ---- .A) apparently can lead to heart disease and strokesB) has been thoroughly researched over a long period of timeC) forms naturally in the body, probably in the small intestineD) produces many unpleasant side effectsE) has been used in the treatment of some forms of cancer, but only recently have itsproperties as an appetite suppressor been recognisedÇözüm 66. Doğru cevap C.Soru girişi bütün bir parçayı olduğu gibi kapsıyor. Bu soruda sınır yok. Parçanın hangibölümünden bilgi içeriyorlarsa, seçenekleri tek tek o noktaya taşımak ve sınamayı oradayapmak zorundayız.A: Seçeneğin değerlendirilmesi açısından bir öneme sahip olmasa da, apparently(=öyle görünüyor ki) bilinmesi gereken bir zarftır. Metnin 21. satırını incelerseniz, lead todiseases olumsuz ifadesinin OEA kimyasal maddesine değil, obesity ismine bağlı olarak


verildiğini kolaylıkla fark edebilirsiniz. Metin, OEA ile ilgili olumlu konuşuyordu. O halde,bu madde için olumsuz konuşan seçenekler zaten baştan kaybedeceklerdir.B: 3-4'te OEA'nın yeni bir çalışma sonucu bulunduğu anlaşılır bir dille belirtilmişti.Ayrıca 7'de, bilim insanları OEA'yı daha yeni tanıyorlar ifadesine yer verilmişti. O halde,bu maddenin hem thoroughly (adamakıllı, baştan aşağı, derinlemesine) hem de uzunzamandır incelendiği balonları tek tek patlamış oldu.C: 7-9 arasına bakalım. Naturally zarfı ve small intestine (ince bağırsak) değiştirilmedenalınmış. Doğru bir cevapta özel bir organ isminin değişmemesi normal ama birinciifadenin yerine başka bir zarf ya da sıfat kullanılmasını beklerdik. Değişen ifadeler:occur - form ve probably -believe.Bu replasmanlar seçeneğin şansını arttırıyor. Cümleyi hatırlayalım:Scientists are just beginning to understand OEA, which they believe is manufactured inthe small intestine. (Bilim insanları maddenin ince bağırsakta üretildiğine inanıyorlar.)Ortada kesinlik yok. C seçeneğindeki probably zarfı da işte bu nedenle kullanılmış.D: OEA için olumsuz konuşan seçeneklerin şansı olmadığını A'da yaptığımızaçıklamada belirtmiştik. Metnin 3 (A chemical is thought to hold the key to treatingobesity.), 14 (The chemical did not affect* functions of nervous system...) ve 20.satırları (OEA could solve the problem of obesity...) bu görüşümüzü desteklemektedir.* Affect fiili ya da isim haliyle effect görüldüğü yerde olumsuz bir etki düşünülmelidir.E: Seçenek o kadar uzun ki... Bu kadar kelimeyi bir araya getirmek zorunda kalanbirinin doğru söylemediğini düşünmek lazım. 23'te some cancers geçmişti. Ama bu satırve bağlı olduğu cümle, treatment'dan söz etmeyip bazı kanser türleri ve diğerhastalıklarda obezitenin risk oluşturduğunu belirtmekle yetinmişti. 66/A'da açıkladığımızgibi, bu hastalıklar OEA maddesine değil, obeziteye bağlıdır. Ayrıca unutmayınız ki,bazı kanser türlerinin bağlı olduğu cümlede başka hastalıklar da vardı. Seçenek niçinsadece kanseri alıp diğerlerini dışlamış?Soru 67.It is pointed out in the passage that, though OEA is in many ways similar tocannabis, it ---- .A) is not made in the small intestineB) is not produced naturally in the bodyC) is a perfectly safe drug and is being used widely to overcome obesityD) acts on different receptorsE) has a completely contrary effect upon the appetiteÇözüm 67. Doğru cevap E.OEA'nın kanabise benzerliği konusunun işlendiği yere bağlı kalmakta fayda var. Thoughbağlacı (however) 12'de görünüyor. Bu noktada benzerlikler - farklılıklar da gözeçarpıyor. Bu sınırdan ayrılmayalım.


A: Eğer A seçeneğine doğru cevap dersek, hemen yukarı çıkıp 66'da C cevabınıdeğiştirmeliyiz. Zira, OEA'nın small intestine organında üretildiğini o seçeneği incelerkenanlamıştık.Önemli not: Soru girişinde though bağlaçlı yan cümleyi takiben kullanılan it zamirininOEA yerine geçtiğini anlamak zorundayız; aksi takdirde, it zamirinin kanabis maddesinikarşıladığını düşünebiliriz. Bu durumu biraz açıklayalım:Though bağlaçlı cümlenin öznesinin OEA olduğunu hatırlayalım. Bağlaçlı yan cümleyiizleyen ana cümle özne olarak it zamirini kullandığına göre, bu zamir OEA maddesiyerine geçmiştir.B: 66/C'deki açıklama bu seçeneğin değerlendirilmesini gereksiz kılıyor.Önemli not: Bir önceki önemli notta açıkladığımız hataya düşen bir aday A ya da Bseçeneğindeki tuzağa da pekala yakalanabilir. Zira, her iki seçenek de it zamirininkanabis olarak anlaşılması 'hesabı' üzerine kurulmuş.C: Perfectly safe (tamamen güvenli) ve used widely oldukça aşırı ifadeler. OEA için,obezitenin çözümünde (20 could solve) belki fayda sağlayabilir denmişti. Üstelik,OEA'nın bu özelliğinden, sorunun cevabını aradığımız 12 civarlarında değil, 20. satırdasöz edilmişti. Çözüme başlarken yaptığımız açıklamada 12 civarından ayrılmamamızgerektiğini belirtmiştik.D: 9'da başlayan cümle OEA'yı anlatıyor ve aşağıda ifadelerle başlayıp bitiyordu:It is a naturally... and acts on different receptors.And bağlacı act fiilini cümlenin başındaki it öznesine bağlar, kanabise değil. Bu nedenle,D seçeneği, different receptors ifadesini kullanarak metinde verilen bilgiyle zıt düşüyor.E: 12'de, however'dan sonra gelen cümlede effect ismi opposite sıfatına bağlıydı. Doğrucevap E, buna eşanlamlı contrary (=tersi) kelimesine yer vermiş. Completely zarfı insanıduraksatıyor ama başka seçenek de kalmadı.Soru 68.In the passage, the point is made that obesity ---- .A) can be overcome by small but regular doses of cannabisB) is closely related to the use of cannabisC) can be safely and successfully treated by any number of weight loss drugsD) can lead to several serious disorders including diabetesE) bears little or no relation to appetiteÇözüm 68. Doğru cevap D.Obezite 3 ve 21'de geçti. 68, metnin son sorusu olduğuna göre, biz de şansımızıöncelikle 21'de arayalım. Elimiz boş dönersek metnin girişini tekrar inceleriz.A: Small ve regular dozlar nereden çıktı. Üstelik, metin kanabisten pek olumlubahsetmemişti. A seçeneğine göre, obezite sorunu kanabis sayesinde aşılacakmış.Obezitenin geçtiği 3 ve 21'de bu görüşlere hiç rastlamadık.


B: Görüşmeyeli, obezite ve kanabis olmayan yakınlık derecelerini iyice arttırmışlar.Obezitenin geçtiği 3 ve 21'de kanabis ilintisi mevcut değildir.C: 3 ve 21'de, obezite weight loss drugs ile birlikte verilmedi. Safely ve successfullytreated ifadesi yalanı katmerlendirirken any number (hangi sayıda olursa olsun)perçinliyor. Any belirtecinin olumlu cümlede kullanıldığı zaman every göreviniüstlendiğini hatırlayacaksınız. Bu çok aşırı bir ifade.D: 21'de obezite, bir çok ciddi hastalığın risk faktörü olarak geçmişti. Dikkat edersenizhastalıkların sadece biri alınmamış, bir çok hastalıktan söz edilmiş. 66/E'yi hatırlayınız:Bu seçeneği, sadece kanserden söz edip diğer hastalıkları es geçtiği için kusurlusaymıştık.E: 'Obezitenin nasıl iştahla (appetite) ilgisi olmazmış?' diyebilir ve haklı da çıkarsınız.Ancak, bu görüşe dayanarak seçenek eleyemezsiniz. Zira, bunu bizim değil, parçanınsöylemesi gerekir. 3 ve 21'de böyle bir bilgi yok. Ayrıca, seçenek a little yerine -ki o daaşırı bir ifade olurdu- little* miktar belirleyicisini kullanarak çok ileriye gitmiş. Onunla dayetinmeyip baklayı ağzından çıkarmış: no relation.*Little, a little sıfatından farklı olarak, az ve yetersiz miktarlara işaret eder. A little ise azama yeterli miktarlardan söz ederken kullanılır:We have a little cheese left. (Peynir bugün idare eder.)We have little cheese left. (Peynir, sabah kahvaltıya bile yetmez.)


69. - 72. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 The federal Elderly Nutrition Programme is02 intended to improve older people’s nutrition03 status and enable them to avoid medical04 problems, live at home, and stay out of05 institutions. Its specific goals are to provide06 low-cost, nutritious meals, opportunities for07 social interaction and shopping assistance.08 The Elderly Nutrition Programme provides for09 communal meal programmes. Administrators10 try to select sites for communal meals so as11 to feed as many eligible people as possible.12 Volunteers may also deliver meals to those13 who are homebound either permanently or14 temporarily; these efforts are known as Meals15 on Wheels. The home-delivery programme16 ensures nutrition, but its recipients miss out17 on the social benefit of the communal meal18 sites; every effort is made to persuade older19 people to come to the shared meals, if they20 can. All persons aged 60 years and older and21 their spouses are eligible to receive meals22 from these programmes, regardless of their23 income. However, should demand exceed24 supply, priority is given to those who are25 economically and socially needy. An26 estimated 25% of the nation’s elderly poor27 benefit from these meals every day of the28 week.Soru 69.According to the passage, the Elderly Nutrition Programme hopes, by ensuringthat the elderly get at least one nutritious meal each day, ---- .A) to make it possible for them to lose weight and maintain a healthy body weightB) to help people of all ages to be more nutrition-consciousC) to encourage them to make their other meals more nutritiousD) to reduce the amount of food substitutes that are consumedE) to help these people lead healthier livesÇözüm 69. Doğru cevap E.28 satırlık hatırı sayılır bir metni çözmeye çalışacağız. İlk sorunun, bizi tam olarakmetnin neresinden sınadığı belli olmuyor. Ancak, ilk satırlar olma ihtimali yüksek. TheElderly Nutrition Programme ve hope (=intend: niyet etmek) 1-2'de verilmiş. Gerçi, theElderly Nutrition Programme bütün bir parçanın konusu ama hope ile birlikte geçtiği yerilk satırlarla sınırlı. Soru girişinin sorunlu kısmı at least one meal each day (her gün enaz bir yemek) ifadesi. Bu ifadenin benzeri parçanın başında değil, sonunda (27'de)geçiyordu. Yine de şansımızı deneyeceğiz.


A: to make it possible (=ensure, enable, provide: mümkün kılmak, sağlamak) for themto lose weight and maintain a healthy body weightSeçeneği incelersek, mümkün kılmak fiilinin 3, 5, 8 ve başka bir çok satırdakullanıldığını görebiliriz. O halde, A'nın girişi doğru cevabın içermesi gereken en az birunsura sahip. Ancak, kilo vermek, sağlıklı kiloyu korumak parçada hiç geçmedi.B: People of all ages saptaması, 20'de verilen all persons aged 60 and older ileçelişiyor. Parçanın baştan aşağı yaşlılardan söz ettiğini hatırlayınız. Dahası, sorugirişinde yaşlılar sınırlaması getirilmişti. Bu seçenek soruya dahi tezat görünüyor.Önemli not: Gördüğünüz gibi, metinde karşılık bulmasına rağmen, all içeren Bseçeneği yanlış çıktı. Buradan bir genellemeye giderek bundan sonra içinde all geçenbütün seçenekleri yanlış sayamayız. Ancak, istatistik sonuçlara bakarak bu tür ifadeleriçeren seçeneklere itibar etmemeyi alışkanlık haline getirebiliriz. Üstelik, bu tavrımızınhaklı bir nedeni de olur: ÜDS/KPDS'de verilen metinler çoğunlukla bilimselmakalelerden alınmıştır. Bu tür makaleler, genellemelerden ve kesin saptamalardankaçınır ve son sözü (yorumu) diğer otörlere bırakmaya özen gösterirler. Seçeneklerdeverilen ve bir gurubun bütününü içeren ya da dışlayan bir bilginin (all, every, none vs)yanlış çıkma ihtimali işte bu nedenle yükselir.C: Metnin bazı satırlarında nutrition ve meal ayrı ayrı verilmiş. Birlikte kullanıldıkları teksatır ise 6: nutritious + meals (besin değeri olan yemek/sağlıklı öğün). Ancak, ne 6'da nede bu unsurların ayrı ayrı kullanıldıkları diğer satırlarda karşılaştırma var. Cseçeneğindeki karşılaştırma aşkına (metinden) karşılık bulamıyor.D: Food substitutes (gıda takviyesi) metinde yok. Ancak, parçada geçen başka bir isminyerine kullanılmış olabilir. Yaklaşık 200 kelimelik bir metinde bunu fark edebilmek çokzor. Başka bir yol bulmalıyız: reduce fiili olumsuz anlam taşıyor. Metin ise baştan sonayaşlılara gıda yardımı konusunu işlemiş ve hep 'Bardağın yarısı dolu' demişti. Bunedenle, gıdayı azaltmaktan söz eden bir seçeneğe şans tanımamalıyız.E: Satır 3-4: '...enable them to avoid medical problems= ...help people lead healthierlives'. Yapılabilecek başka bir açıklama göremiyoruz.Soru 70.We learn from the passage that the elderly are encouraged to have their meals atthe communal meal sites ---- .A) as there are not enough volunteers to deliver the meals to the homesB) because of the social benefits resulting from being in the company of othersC) though this puts up the price of the meals considerablyD) though most people dislike having to leave their homesE) though they are usually rather bleak places, and lacking in comfortÇözüm 70. Doğru cevap B.Communal + meal + sites üçlüsü 10 ve 17'de var. 9'daki communal meal programmesyanıltıcı çünkü bu ifade alandan (site) söz etmiyor. Dahası, 9 yaşlılara da değinmemiş.A: Volunteers (gönüllü) farklı bir satırda (12) geçti. Üstelik, geçtiği yerde sayılarınınyetersizliğinden söz edilmedi.


B: Cevap doğru gibi görünüyor, fakat 17'deki social benefits ikilisinin olduğu gibialınması insanı duraksatıyor. 'be in the company of others= başkalarıyla birlikte olmak'ise yorum gerektiren bir ifade. Seçeneği bir kenara koyalım.C: 17'de fiyattan, fiyatların artışından bahsedilmediği gibi, herhangi bir zıtlık bağlacı dakullanılmamıştı. Bir hizmetin/malın ucuz ya da pahalı oluşundan dem vuran seçeneklerdeğerlendirme için kendilerine ayrılan süreyi genellikle haksız çıkarırlar.D: Bu seçenekte parçaya uymayan ve art arda sıralanmış dört hata var:1. though2. most people3. dislike4. having to (zorunluluk anlatan kip)Bu dört hatadan birini fark ettiğiniz anda seçeneğin işi bitmiştir.E: bleak= kasvetli, dış etkilere açıkBleak, ÜDS/KPDS açısından ezberi gereken önemli bir kelime değil. Bizim bu kelimeyiönemsememizin nedeni başka: Bleak kelimesini bilmediğinizi varsayalım. Eseçeneğinde, bu kelimeyi izleyen ifade (...and lacking= yetersiz, eksik olmak) olumsuzanlam taşıdığına göre, aradaki and bağlacından ötürü bleak de olumsuz anlam taşımakzorundadır.Communal sites, E seçeneğinde verilen bir değil, iki olumsuz sıfatı hak edecek neyaptı? Parçanın baştan sona devam eden olumlu havası, içinde olumsuz ifadelertaşıyan seçeneklerin saf dışı bırakılmasını gerektirir.Not: B hariç, diğer seçenekler kolay fark edilen ve tartışmaya yer bırakmayacakkesinlikte hatalar içeriyorlar. Bu nedenle, B doğru cevap olarak işaretlenmelidir.Soru 71.It is pointed out in the passage that one of the additional advantages arising fromthe Elderly Nutrition Programme is that ---- .A) it allows many people to continue to live in their own homes for longer than wouldotherwise be possibleB) it makes the elderly feel they are contributing something to the communityC) it offers endless opportunities for the old and the young to meet and do thingstogetherD) those who would otherwise be homebound are taken to the communal meal sites byvolunteersE) the elderly can always get in touch with a trained counsellor with whom to discusstheir problemsÇözüm 71. Doğru cevap B.Additional advantages parçada bire bir karşılık bulmuyor. Daha doğrusu, NutritionProgramı'nın birden fazla avantajı var ve bunlar da parça içinde dağınık biçimdeverilmiş. Gel de, bir önceki soruda sürdüğümüz keyfi hatırlama: Hani belli bir satıraralığına ağ kurup yanlışları teker teker avladığımız 70. soru. Keyfimiz buraya kadarmış.71'de izleyeceğimiz yöntem şöyle olacak: seçenekleri, parçada ait oldukları yere (eğervarsa) çıkartıp uyan-uymayan karşılaştırması yapacağız ve taşıdıkları aşırı ifadeleregöre, acımasız bir biçimde eleyeceğiz.


A: Longer than ilk dikkat çeken karşılaştırma. Ayrıca A'da, aksi takdirde anlamına gelenotherwise bağlacı kullanılmış. 16 ve 23'te iki benzer bağlaç göze çarpıyor ama bubağlaçların içinde geçtikleri cümleler uzun ya da kısa sürelerden bahsetmiyor. Üstelik, Aseçeneğinde yapılan continue to live in their own homes saptaması, başından sonunainsanları ortak yemeklere katılmaya çağıran parça ile taban tabana zıt.B: Devletin yürüttüğü Yaşlılara Yemek Programı, yaşlıların topluma katkıdabulunduklarını hissetmelerini sağlıyormuş. Bunu anlamak başlı başına bir mesele.Gelin, bu sevdadan vazgeçelim; B'yi açığa alıp bekletelim.Not: Seçeneğin aşırı ifadeler taşımadığına ve farklı kelimeler kullanılarak hazırlandığınadikkat ediniz.C: Gerek endless sıfatı (ÇAİ), gerekse yaşlı ve gençlere aynı anda yer vermesi buseçeneğin şansını sıfıra indiriyor. Seçenek, gençlerin ve yaşlıların bir arada işlerbaşaracağından da söz ederek sıfırdan eksiye geçiyor.D: 12-13'de volunteers ve homebound (eve bağımlı) bir arada geçmişti. Ancakgönüllülerin, yaşlıları communal meal sites'a götürmeleri nereden çıktı? Bu kişiler,yemekleri eve götürüyorlardı. Communal meal sites üçlüsünün 12'de değil, başkasatırlarda (10 ve 17'de) karşımıza çıktığını da hatırlayınız.E: B'yi bir kenarda umutla beklettiğimiz için E'deki always (ÇAİ) zaman zarfı içimize suserpti. Trained counsellor= eğitimli danışman ve discuss their problems ifadeleri ise balkaymakoldu. Bunların hiçbiri metinde yok. Sadece bir tek yerde (3-4) medikalproblemlerden söz edilmişti. Bu da seçeneği kurtarmaya yetmiyor. Cevap B seçeneğidir.Not: Diğer seçenekleri haklı nedenlere dayanarak eledik. Buna göre, doğru cevap Bseçeneğidir.Soru 72.We learn from the passage that everyone over the age of 60 is entitled to thebenefits offered by the Elderly Nutrition Programme, —— .A) but a very small per cent of them actually make use of themB) but when resources are limited the genuinely needy are given precedenceC) but those who are well-off are expected to contribute financially to the programmeD) and most of them are attracted more to the companionship than to the mealsE) though some people think that 60 year-olds should not be included in theprogrammeÇözüm 72. Doğru cevap B.Soru girişi, tartışmaya yer bırakmayacak bir biçimde bizi 20. satır ve aşağılarınagötürüyor.A: A very small per cent ile yaşlıların %25'lik kısmına işaret ediliyorsa, çok aşırı biryorum yapıldığını söylemek zorundayız. Zaten, yapılan bu yorum yüzdelerdenbahseden 26. satırda karşılık bulmamış.


B: Kelimeler farklı. But, 23'teki however yerine kullanılmış olabilir. İçinde geçen yabancıkelimeler, seçeneğin anlaşılmasını hayli zorlaştırıyor. Gerçi, B'de yazılanları anlasak, 23ve sonrasını da çevirip karşılaştırma yapmamız gerekecek. Yani, iş uzun. Seçenek birkenarda beklesin.genuinely= gerçektenprecedence= öncelik, (=priority)C: Well-off (hali vakti yerinde) ve contribute kelimeleri parçada karşılık bulmuyor.Devletin katkısından söz edilmiş olsaydı, contribute fiiline şans tanırdık; ancak, Cseçeneği devletin değil, insanların katkısından söz ediyor. Financially, belki 25'te geçeneconomically zarfı yerine kullanılmış olabilir. Ama o satırda zenginler değil, ihtiyaçsahipleri (needy) vardı.D: D seçeneği, %25'i %100'e tamamlayacak olan 75'lik dilime dolaylı yoldan atıftabulunmuş olabilir. Bu durum, most of them aşırı ifadesini haklı çıkarır. Öte yandan,seçenekte verilen arkadaşlık (companionship) ve yemek karşılaştırması da umutlarıboşa çıkarır. 72. sorunun cevabını içinde barındıran 20 ve devamında herhangi birkarşılaştırmaya yer verilmediğini hatırlayınız.E: Seçeneğin, 23'teki however yerine geçmiş olabilecek bir zıtlık bağlacı (though)içermesi güzel bir haber. Ancak seçenek, 'Bazı insanlar şöyle düşünüyor...'' görüşüneyer vermiş. 23 ve devamında ise, think, suppose, guess, predict gibi tahmin anlatanfiillere rastlanmıyor. Bir tek 26'da, yaklaşık olarak anlamında kullanılan estimated sıfatıvar. O da bizim işimize yaramıyor. Ayrıca E seçeneği, parçanın bağlı olduğumuzkısmında karşılığı olmayan bir zorunluluk kipi içeriyor.Önemli not: 23'de gördüğümüz should zorunluluk kipi değil, devrik if'li cümlehabercisidir ve düşük ihtimalden söz eder.Should you / If you should get any news, please let me know immediately.Eğer olurda herhangi bir haber alırsan, lütfen hemen bana da bildir.Not: Yaptığımız kıyasıya eleştirilerden nasibini almayan bir tek B seçeneği görünüyor.B'yi doğru cevap olarak işaretlemeliyiz.


73. - 76. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 The Norwegian-born psychologist Lovaas02 devised a highly structured form of behaviour03 modification called “Applied Behavioural04 Analysis” (ABA) as an aid for autistic05 children. The theory behind ABA rests on the06 assumption that autistic children have07 inefficient neurocircuits - specifically,08 connections that are not as efficient as those09 found in normal children. In normal children,10 a connection may go from A to B, but in the11 autistic brain the connection may go from A12 to C to D to E before finally reaching B.13 Inefficient connections result in more14 “noise”, which is believed to hinder social15 and cognitive development. Lovaas’s therapy16 takes advantage of the brain’s ability to adapt17 and be retrained. When people learn a18 particular skill, such as throwing a baseball,19 they are reinforcing neurocircuits that are20 specific to that skill. When autistic children21 are taught a specific behaviour through22 constant repetition, the therapy is training the23 neurocircuits to respond in a certain way and24 somehow teaching the brain to receive these25 signals, which would otherwise be drowned26 out in a sea of noises. In order to be effective,27 Lovaas has stressed that ABA therapy must28 be started early, must be sufficiently29 intensive, and must be carried out in part30 by the parents.Karşımızda, bütün heybetiyle duran 30 satırlık ürkütücü bir metin var. Biz de boşsayılmayız; bizim de kendimize göre işe yarar silahlarımız var:*Metin baştan sona Lovaas'ı ve onun bulduğu terapinin olumlu yönlerini anlatıyor.*İlk cümle hariç, metinde hep geniş zaman kullanılmış.*9-15 arasında sinir devrelerinin çalışma sistemi açıklanmış. Teknik bir açıklama olduğuiçin bu bölümü mümkün mertebe es geçmek gerek.*Metin, kabaca otistik çocukların ümitsiz olmadıklarını söylüyor.*27-30 arası, çocuklar için yapılması gerekenlerin belirtildiği önemli bir bölüm.Soru 73.One point that is emphasised in the passage is that ---- .A) Lovaas’s way of treating autistic children is now out-of-dateB) parents can help in the treatment of autistic children through ABA therapy, but this isnot essentialC) the ABA therapy can prove harmful if mishandledD) the effects of ABA therapy can be observed within a short period of timeE) the ABA treatment for autistic children should be applied at an early age


Çözüm 73. Doğru cevap E.A: Metin, bilim insanı Lovaas'ın yönteminden tek bir satırda dahi olumsuzsöz etmedi. Üstelik, 'Bugün Lovaas'ın yöntemi gözden düşmüştür' diyebilmek için,geçmişten söz etmek gerekmez mi? Parçada tek bir simple past fiil var (1. satır); o daLovaas'ı öven bir cümlede kullanılmış.B: Anne babaların yardımına son iki satırda değinildi. Yalnız bir farkla: Orada must kipivardı; B seçeneği ise bunu can ile karşılamış (yani karşılayamamış). Yetmemiş, bir de'..but this is not essential' diyerek anne babaların yardımını zorunlu olmaktan tamamençıkarmış.C: Ne ABA terapisinin yanlış uygulanmasından (mishandle), ne de bu durumda nedenolacağı zararlardan söz edildi.D: Short period of time ifadesiyle belki 28'de geçen early zarfına yanıltıcı bir göndermeyapılmış olabilir. Ancak bu satırda, tedavinin etkileri değil, başlama yaşının erken olmasıgerektiği (start early) belirtilmiş; dahası, can değil, must kipi kullanılmıştı. Metnin başkahiçbir satırında süre uzunluğu ya da kısalığı konusuna değinilmediğini söyleyebiliriz.E: D seçeneğinde yapılan açıklamaya dönersek, E seçeneğinin doğruluğu da ortayaçıkmış olur. Zorunluluk kipi should 27'de geçen must kipini karşılıyor.Soru 74.It is pointed out in the passage that, in the autistic brain ---- .A) the neurocircuits do not relate to any particular skillB) the effects of the ABA therapy are of short durationC) the neurocircuits seldom lose their efficiencyD) connections do not follow the normal, regular patternE) the capacity for adaptation remains unimpairedÇözüm 74. Doğru cevap D.Soru girişini 10-11'de bulabiliriz. Hedefimiz, teknik açıklamalara yer verilen bu bölümüanlamak değil, seçeneklerin bu bölüme uyan-uymayan yönlerini saptamak olmal ıdır.A: Skill (yetenek) 20'de geçiyor. Biz 10-11'deyiz (MH). Ayrıca, otistik bir beyinle ilgili,parçanın geneline uymayan aşırı olumsuzluk (...do not relate to any...) bu seçeneğielememiz için gereken cesareti bize vermeli. Çözümlere geçmeden önce parçanınaltında maddeler halinde sıraladığımız görüşleri hatırlayınız. Maddelerden birinde,parçanın, otistik çocukları ümitsiz görmediğini belirtmiştik.B: Bkz. 73/D. Metin inceleme bölümünde şu ana kadar karşılaştığımız sorularda,sürenin uzunluğu kısalığı yalanına yatıp ne kadar çok yanlış seçenek hazırlandığınadikkat ediniz.C: Seldom (Aİ) zaman zarfı bir yanlış haber güvercinidir. Getirdiği habere güvenmemekgerekir. C'de kullanılan efficiency*, 7-8'de inefficient* sıfatı ve not as efficient askarşılaştırması ile ilintili, fakat yeri bize uygun değil. Yine de, montaj hatasını bir an içingöz ardı edip seçeneği tekrar irdeleyelim:


seldom lose efficiency= are usually efficientSeçenek otistik beyin için efficient sıfatını yakıştırmış. Ancak 7-8'de otistik bir beyin içiniki kez inefficient yakıştırması yapıldı. Bunları yok mu sayacağız?*Efficient ile inefficient birbirine tamamen zıt iki sıfat olduğu için * işaretini kullandığımızcümledeki açıklamayı gereksiz görebilirsiniz. Öyle ya, C seçeneği bir unsur için etkiliderken, metin etkisiz sıfatını kullanıyor ve biz hala değerlendirme yapıyoruz. Ancak,hakkında etkili/etkisiz yakıştırması yapılan unsurların yerleri değiştirilmiş olabilir. Bunubasit bir örnekle açıklayalım:A is more efficient than B.B is more inefficient than A.D: Bağlantıların, otistik bir beyinde yollarını şaşırdığından metinde açıkça söz edilmişti.Ancak, metinde may, burada ise doğrudan geniş zaman kullanılmış. Bu durum insanıbiraz duraksatıyor.E: Adapt fiili isim haliyle (adaptation) 16'da geçti (MH). Üstelik, bu satırda otistik değil,normal bir beyinden söz edilmiş. Buna göre, doğru cevap, metinde verilenlere en çokbenzeyen bilgileri içeren D seçeneğidir.Soru 75.We learn from the passage that an autistic child ---- .A) is only able to learn a limited number of skills through repetitionB) is able to make connections as easily as any normal childC) can acquire a specific behaviour pattern through continual repetitionD) tends to be extremely anti-socialE) has every chance of growing into a perfectly normal child even without undergoingtherapyÇözüm 75. Doğru cevap C.75. soru, 'Parçadan şunu öğreniyoruz ki...' diye başlamış. Neyi öğrendiğimizi, buparçanın hangi eksik kalan yanımızı tamamladığını bir bilebilsek!A: Repetition (tekrar) 22'de, benzeri retrain fiili ise 17'de geçti. Benzer fiil retrain otistikdeğil, normal beyinden bahseden bir cümleye bağlı olduğuna göre, biz 22'yeodaklanalım ve küçümseyici zarf only'nin buraya yakışmadığını saptayalım.B: A'da küçümseme vardı, B'de ise yüceltme. Yok mu şunun ortası? Normal bir çocuklaotistik çocuğun karşılaştırıldığı 8. satır, bu seçeneğin kurduğu eşitliği haksız çıkarıyor.C: 22'de, otistik çocuklara sürekli tekrar ile (constant repetition) bir şeyleröğretilebileceği açıklanmıştı. Bu satırda verilen bilgiler ile C seçeneği birebir uyuşuyor.acquire= kazanmak, edinmekacquired immune deficiency syndrome (AIDS)


D: 14-15'te hinder (engellemek, önüne set çekmek) social and cognitive developmentifadesi anti-sosyal sıfatını haklı çıkarabilir. Ancak, extremely zarfı aşırı birderecelendirme olmuş ve 14-15'te karşılık bulmamış. Ayrıca metin, sosyal gelişiminengellendiğine kesin bir görüş olarak yer vermeyip believe fiilini kullanmış ve bu konudayuvarlak konuşmuştu.E: Bu seçenekte gözümüze ilişen üç bariz hatayı sıralayalım:1. every chance2. perfectly normal child3. without undergoing therapy (tedavi olmaksızın)Bu hatalardan bir teki dahi E seçeneğinin elenmesi için yeterlidir.Soru 76.According to the passage, the problems of autistic children ---- .A) can most readily be solved by the parents themselvesB) are due to a defect in their neurocircuitsC) were ignored until Lovaas became interested in themD) can only be solved by surgical interferenceE) are constantly being aggravated by noiseÇözüm 76. Doğru cevap B.Soru girişi, metin içinde yön bulmamıza yardımcı olmuyor. Yönümüzü, seçenekleriirdeleyerek yine kendimiz bulmaya çalışacağız.A: Anne babaların yardımının gerekliliği (29-30) kaçıncı kezdir can kipi ile veriliyor.Dahası, sorunların most readily (büyük kolaylıkla, hiç zorlanmadan) çözülebileceğiiddiası yaklaşan seçimler öncesi kendisine mikrofon uzatılan bir muhalefet liderininsallamasına benziyor.B: Otistik çocukların sinir devrelerinde sorun olduğu parçada ayrıntılı bir biçimdeaçıklanmıştı.defect= kusur, defektC: Metinde tek bir simple past çekim vardı; o da Lovaas hakkında olumlu bir görüşbelirtiyordu. Ignore= göz ardı etmek, dikkate almamak fiili ve Lovaas'ın konuya ilgiduymaya başlaması metinde karşılık bulmuyor.D: Only iş başında. Ne zamandır özlemiştik! Bu seçenekte, cerrahi müdahale ile (Bariolmuşken invaziv olsun!) otistik çocukların sorunlarının nasıl da 'kökten' halledilebileceği'inandırıcı' bir şekilde açıklanmış.E: Noise (gürültü, uğultu) 14'te mecazi anlamda kullanılmıştı. Söz konusu gürültünün,otistik çocukların sorunu olduğu doğrudur. Ancak, E'de geçen aggravate (arttırmak,ağırlaştırmak) fiili ve constantly (Aİ) (sürekli) zarfının karşılığı olabilecek hiçbir benzerikelime gürültüden söz eden 14. satır veya civarında geçmiyor.


77. - 80. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.01 A British businessman, David Green, was02 determined to provide India with good-quality,03 low-price lenses for use in cataract surgery.04 He got a group of expert engineers to design05 lenses that could be produced cheaply, and06 got support to start a lens factory, as part of07 Aurolab, in India. Now, the typical eye08 surgeon in India does 2,500 cataract09 operations a year as opposed to 125 or so in10 the US. Thanks in part to such a steady11 demand and to India’s cheap labour, Aurolab12 today can sell roughly 700,000 lenses a year13 for as little as $4 each and still make a profit.14 Aurolab, which operates as an independent15 non-profit organisation, made money from the16 beginning. It reinvests all proceeds into17 expanding its operations and designing new18 products, such as sutures and eyeglasses.19 But even at $4 a lens, how can the very poor20 afford eye surgery? At this point the Aravind21 hospital provided the help that was needed. It22 set up a scheme in which patients pay23 whatever they can. Those who are relatively24 well-off pay more for their surgery,25 subsidising the very poorest, who pay26 nothing. Even with these subsidies, the27 Aravind hospital makes $2 for every dollar it28 spends on cataract surgery. This has enabled29 it to open up five more hospitals, catering to30 some 100 million Indians.Metin, David Green ve yaptığı işler hakkında övgüler yağdırmış. Tek bir yerde (19) zıtlıkbağlacı kullanılmış, o da lenslerin maliyetiyle ilgili. Bu metinden öyle anlaşılıyor ki,Hindistan'da lens ve katarakt cerrahisi işine kim el attıysa boş dönmemiş.Soru 77.In the passage, it is stressed that the money earned from the sale of lenses, madeby Aurolab, ---- .A) is used to broaden its activities and develop new productsB) is mostly spent on the care of poor patientsC) allows 2,500 cataract patients to be operated on each yearD) has encouraged David Green to set up similar projectsE) is just enough to meet the running cost of the factoryÇözüm 77. Doğru cevap A.Soru girişinde verilen 'money earned from the sale of lenses= lens satışından eldeedilen gelir' 15. satırda 'made money from the beginning' ile ilintili olabilir. Metin,


neredeyse 15. satıra kadar David Green'in ticari girişiminin nasıl hayata geçirildiğiüzerinde durmuş ve kazanılan paradan ilk kez 13'te söz etmişti (still make a profit).Cevap buralarda bir yerde (13-15 arası ya da aşağı satırlarda gizlenmiş olmalı.A: 17'de expanding its operations = A seçeneğinde broaden (genişletmek) its activities(FKK)17'de design new products = A seçeneğinde develop new productsBu seçenekte dikkate değer oranda farklı kelimeler kullanılmış. Cevap A seçeneğidir.Şimdi diğer seçeneklerin hatalarını saptamak için yolumuza devam edelim.B: Mostly zarfına dikkat. Fakir hastalardan 19 ve 25'te söz edildi. Ancak, bu iki satırdada Aurolab'in esamisi bile okunmuyor. 19'dan itibaren sadece Aravind Hastanesi var.Oysa ki, 77. soru girişi bizi Aurolab'e bağlamıştı.C: 8'de 2,500 rakamı aynen kullanılmış. O halde, C hatalı bir seçenek. Şimdi hatayıbiraz açalım: 8. satırda bir göz cerrahının Hindistan'da bir yılda gerçekleştirdiğioperasyon sayısından söz edilmişti. C seçeneği ise, bir ülke sınırlaması getirmediği içinbütün dünyada bir yıl içinde 2,500 katarakt operasyonu yapılabildiğini belirtiyor. Ayrıca,A seçeneğinin açıklamasını hatırlayınız: Aurolab'in kazandığı para ilk kez 13 ve 15'tegeçiyordu. Bu durum, C seçeneğindeki hatanın kolay fark edilmesini sağlıyor.D: Similar projects, David Green ve Aurolab'in geçtiği ilk 19 satırda karşılık bulmuyor.Buna karşın D, taşıdığı anlam açısından doğru cevap olarak değerlendirilebilecek çokçeldirici bir seçenek. Zira sütür ve gözlük üretimi, biraz yorumla, David Green'in birönceki projesine benzer projeler olarak görülebilir. Ne var ki, biz yorum yapmadancevap bulmak zorundayız. Similar sıfatını ya da eşanlamlısını, sütür ve gözlüküretiminden bahseden 18. satırda açıkça görmemiz gerekirdi.E: Metnin hemen altında yaptığımız giriş açıklamasında, David Green, Aurolab veAravind Hastanesi için kötü konuşan seçeneklerin şansı olamayacağını dolaylı olarakbelirtmiştik.Soru 78.As is pointed out in the passage, the economic success of Aurolab in India ---- .A) is reflected in the fact that each year it designs and produces new productsB) has been brought about through the skill and dedication of its staffC) has made possible the establishment of many similar factories throughout thecountryD) is due to the fact that there is no government controlE) is the result of both the constant demand for lenses and the low wage-levelsÇözüm 78. Doğru cevap E.Aurolab'in ekonomik başarısından sınava giriyoruz. Bu sınavın tıp bilgisini ölçmediğinigösteren güzel bir örnek.A: Aurolab'in yeni ürünler tasarladığı doğru ama bunu 'her yıl' bıkmadan, usanmadanve üşenmeden tekrarladığını nasıl iddia edebiliriz?Önemli not: 77/A Aurolab'in bu tasarımlarından/girişimlerinden söz etmiş ve doğrucevap çıkmıştı. Belli bir unsurdan bir doğru cevap çıkar, ikincisi yanlış olur.


B: Aurolab'in çalışanları 4 ve biraz dolaylı olarak 11'de geçti.4: a group of expert engineers11: India's cheap labour11. satırdaki genellemenin B'ye uygun unsurlar içermediği açık. 4'teki expert sıfatınınise, B seçeneğinde verilen skill (maharet) ile ilintisi olabilir.Bu iyiye işaret ama dedication (kendisini adamak) biraz iddialı bir ifade olmuş. Üstelik,4. satır uzman mühendislerin David Green tarafından işe alındıklarını belirtmiş fakat bukişilerin başarıya olan katkıları ve benzeri bilgiler vermemişti.C: Many similar factories bizi 77/D'ye götürür. Burada yaptığımız açıklama vebelirttiğimiz görüşlerden taviz vermiyoruz.D: Metinde, hükümet kontrolünün varlığından da, yokluğundan da söz edilmedi. No aşırıbir belirteçtir ve içinde geçtiği seçeneğin doğru cevap olma ihtimalini önemli ölçüdeazaltır.E: 10-11'de steady demand (sabit/değişmeyen talep) ve cheap labour (ucuz işçilik)ifadeleri E seçeneğinde constant demand ve low wage-levels (düşük maaş düzeyleri) ileeşanlamlıdır. Bu ilinti, E'nin doğru cevap olmasını haklı çıkartıyor.Soru 79.It is understood from the passage that cataract patients in the Aravind hospital---- .A) do not pay a fixed fee for surgeryB) usually come from the poorest parts of the countryC) are heavily subsidised by the state for their surgeryD) can comfortably afford to pay for the eye surgery they needE) all contribute equally to the establishment of new eye hospitalsÇözüm 79. Doğru cevap A.En nihayet Aravind Hastanesi'ne geldik.A: Katarakt hastalarının maddi durumlarına göre ücret ödedikleri 22-26 arasındabelirtilmiş. Ama bu satırlarda verilen bilgileri anlayıp A seçeneğinde verilenlerle 'match'edebilmek kolay iş değil. Çünkü A seçeneği metinde geçenlere kıyasla çok farklıkelimeler kullanmış. A'yı kenarda bekletelim.not pay a fixed fee= sabit bir ücret ödememekB: Poorest 3. derece sıfatına 25. satırda yer verildiğini hatırlayınız. Bu seçenekle ilgilicevaplanması gereken;İlk soru: Eşanlamlısını kullanmak varken sıfat niye olduğu gibi B seçeneğine taşınmış?İkinci soru: Poor sıfatının geçtiği iki satırda ülkenin en fakir bölgelerinden gelen hastalarsaptaması var mı (poorest parts of the country)?Üçüncü soru: Usually sıklık zarfı 19 ve 25'te kendisine karşılık buluyor mu?C: Subsidise (ikame etmek, subvanse etmek, yerine ödeme yapmak) fiili 25'te var.Olmayanlar: heavily (büyük oranda) ve by the state (devlet tarafından). Parçaya göre,


fakirlerin ameliyat paralarını karşılayan kişiler, kendi ameliyatları için fazla ödeme yapanzenginlerdir (well-off people).D: Rahatlıkla ödemek (comfortably pay) belki well-off'lar için geçerli olabilir. Ancakmetin, fakir hastaların durumunun hiç de iç açıcı olmadığını defalarca belirtti. Dseçeneğini soru girişine bağladığımız zaman, hastalar arasında ayrım yapılmadığını vecomfortably pay yakıştırmasının bütün katarakt hastaları için ortak bir özellikmiş gibigösterilmeye çalışıldığını anlıyoruz.E: All (Aİ) ve equally (Aİ) hemen dikkat çekiyor. Metinde, katarakt hastalarının katkıları(ameliyat için ödedikleri miktar) arasında asla eşitlik kurulmamıştı.Not: A'nın metinde verilen bilgilere uygun düşüp düşmediğini tam olarak anlayamamışolabiliriz. Buna karşın, diğerleri elendiğine göre, A seçeneğinin doğru cevap olduğunukabul etmek zorundayız.Soru 80.It is clear from the passage that Aurolab ---- .A) provided David Green with capital to set up the Aravind hospitalB) was originally conceived as a profit-making concernC) has been making a huge profit from the sale of lensesD) is the product of David Green’s determination and enterprising spiritE) employs several engineers to supervise production and maintain high-quality lensesÇözüm 80. Doğru cevap D.A: Metinde, David Green ve Aurolab bir yerde (1-19), Aravind Hastanesi ise (20-30)başka bir yerde geçiyor. Soru girişi + A seçeneği, bu üçlüyü tam çorba ediyor. MetinAravind Hastanesi'nin başka hastaneler açtığından (29) söz etmekle birlikte, AravindHastanesi'nin bizzat kendisinin ne zaman kurulduğunu belirtmemişti.B: Aurolab için 15'te açıkça non-profit organisation (kar amacı gütmeyen kurum)tanımlaması yapıldığını hatırlayalım. Eğer şirketin öncesi-sonrası metinde tartışılmışolsaydı, belki buradan farklı bir bilgiye ulaşabilir ve 'İlk kurulduğunda (originally) karamacı güden bir şirket (profit-making concern) iken, Aurolab daha sonra politikasınıdeğiştirmiş ve non-profit organisation'a dönmüştür' diyebilirdik.C: huge profit= devasa karEğer 700,000 lensi 4 dolarla çarparsak, ortalama maaşlarla kıyaslandığında gerçektendevasa bir rakama ulaşabiliriz. Buradan hareketle, 'Tabii canım, 2.8 milyon dolar azpara mı? Kim kaybetmiş, kim bulacak?' diye düşünebilir; hatta, daha da ileri giderek'Binin yarısı beş yüz, o da bizde yok!' sonucuna varır ve C seçeneğini doğru cevapsayabiliriz. Ancak, parçanın bu görüşlerimizi teyit etmesini boşuna bekleriz. Parça, 13'tesadece şu ifadeye yer vermişti: ...still make a profit= (fabrika) yine de kar edebiliyor. Buifade, huge profit'i hiç de haklı çıkarmıyor.D: İkinci satır David Green'in kararlılığını (determination) açıkça vurgulamış, diğersatırlar ise onun girişimci ruhu sayesinde neler başarabildiğini anlatmıştı.


E: High-quality lenses, 2'de verilen good-quality lenses ile pekala eşdeğer görülebilir.Buraya kadar tamam. Ancak, 4. satırdaki engineers ismi several (Aİ) sıfatı ya dabenzerleri ile birlikte verilmemişti. Ayrıca, üretimi süpervize etme ifadesi metindegeçmiyor. 'Mühendislerin işi zaten budur!' diye düşünsek de, metin bu ifadeye yervermediği sürece elimiz boş döneriz.


11. Metin inceleme sorularıyla ilgili son değerlendirme<strong>Deneme</strong> Sınavı’nın metin inceleme bölümünde 6 metin x 4 soru = toplam 24 sorununçözümü yapılmıştır. 24 soru x 5 seçenek = toplam 120 seçenekten 96’sı yanlış, 24’üdoğru cevaptır. Taşıdıkları özelliklere göre, seçeneklerin dağılımı aşağıda verilmiştir:*120 seçenekten 33 tanesi (%27.5) 2. derece aşırı ifadeler (most, a few, many vs.)içermektedir. Bunlardan 30’u yanlış, 3'ü doğru cevaptır.*Aşırı ifade içeren 30 yanlış seçeneğin toplam 96 yanlış seçeneğe oranı %31.3 iken, 3doğru seçeneğin toplam 24 doğru cevaba oranı %12.5'dur.*24 doğru cevabın 9 tanesi (%37.5) çoğunlukla yanlış seçeneklerde kullanılan ifadeleriçermektedir: 3 aşırı ifade (Örn: 68/D), 2 zorunluluk ifadesi (Örn: 61/A), 2 metindeverilenlere benzer kelimeler (Örn: 80/D) vs.*24 doğru cevabın 15'inde ise (%62.5) metinde verilenlerden farklı kelimelerkullanılmıştır (FKK).*1. derece aşırı ifade (only, completely, the biggest, any vs.) içeren 20 seçeneğinsadece biri doğru cevap çıkmıştır (67/E completely). 67/E'nin bütün doğru cevaplariçindeki oranı 1/24=%4,1'dir. Kalan 19 yanlış seçeneğin toplam yanlış seçeneklere oranıise 19/96=%20'dir.*96 yanlış seçeneğin 17 tanesi (%17.7) metinde olmayan ifadeler içermektedir (Örneğin,metin sadece bir tür terapinin yararlarından söz ederken seçenekte zararları/yanetkilerinin belirtilmesi).*96 yanlış seçeneğin 8 tanesi (%8.3) sürenin uzunluğu ya da kısalığıyla ilgili ifadeleriçermektedir.*Toplam 39 yanlış seçenekte birden fazla hata saptanmıştır (örneğin 80/E’de, aşırı ifade+ metinde olmayan ifade ya da 79/E’de iki adet 1. derece aşırı ifade; all ve equally).*Diğer hatalı seçeneklerde ise aşağıdaki yanlış cevap hazırlama tekniklerindenyararlanıldığı anlaşılmıştır:Karşılaştırma 9 seçenekMontaj hatası 4 seçenekYanlış bağlaç kullanımı 3 seçenekZorunluluk kipi 4 seçenekRakam/Tarih belirtilmesi 1 seçenek(Örn: 72/D)(Örn: 74/E)(Örn: 69/C)(Örn: 63/A)(77/C)Sonuçlar, metin inceleme sorularının çözümlerine geçmeden önce verdiğimiz genelkurallar ve tekniklerle uyumludur. Bundan sonra çözeceğiniz metin incelemesorularında, yukarıda sözü edilen yanlış/doğru cevap hazırlama tekniklerinden neölçüde yararlanıldığını test ediniz. Elde ettiğiniz sonuçlar, bizim sonuçlarımızla benzerlikgösteriyorsa, siz de metin inceleme sorularını bu teknikler doğrultusunda çözmeyeçalışınız.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!