10.07.2015 Views

10663,metinpdf

10663,metinpdf

10663,metinpdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

8Yûnus Emre Dîvânı5 Oglan gider dânışmâna saladur dosta düşmânaSonra gelmek peşimâna sana assı kılmaz ola6 Agaç ata bindüreler sinden yana gönderelerYir altına indüreler kimse ayruk görmez ola7 Üç güne dek oturalar hep işüni bitürelerOl dem dile getüreler ayruk kimse anmaz ola8 Yûnus miskîn bu ögüdi sen sana virsen yig idiBu şimdiki mahlûkâta ögüt assı kılmaz olaF. 175a, T. 3b, T. 70b, A. 1, RY (Mecmûa) 6a.7Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy ‘âşıkan iy ‘âşıkan ‘ışk mezhebi dîndür banaGördi gözüm dost yüzüni yas kamu dügündür bana2 Ayruk bize yas eylemez gönlümüzi pâs eylemezHak'dan gelen görklü âvâz andan gelen ündür bana3 Ayruk bana ben dimeyem kimesneye sen dimeyemYa kul ya sultân dimeyem kalsun işidenler tana4 Senden sana varur yolum senden seni söyler dilümAllah sana irmez elüm bu hikmete kaldum tana5 Ben ‘ışkundan ırılmayam dergâhundan sürülmeyemBundan dahı giderisem senün ile varam sana6 Ol dost bizi viribidi var dünyayı bir gör didiGeldüm gördüm bir ârâyiş seni seven kalmaz ana7 Kullarına va'deyledi yarınki gün görnem didiOl dostlarun sevindügi yarınum bugündür bana


Dr. Mustafa Tatcı 98 Dost ‘ışka ulaşalıdan dünyâ âhiret bir oldıEzel-ebed sorarısan dün ile bugündür bana9 Yûnus seni dîn idindi dîn nedür îman idindi‘Işka bugün yarın n'olur işi nedür öndin sona14b.F. 56b, T. 3b, K. 148a, YE. 23a. RY. 4a, NO. 186a, HB.8Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün müstef'ilün1 İy pâdişâh iy pâdişâh uş ben beni virdüm sanaGenc ü hazînem kamusı sensün benüm önden sona2 Evvel dahı bu ‘akl u cân seninleyidi asl-ı kânÂhir girü sensün mekân anda varam senden yana3 Bu âhıla bu zârıla bu hikmeti kim ne bileBilse dahı gelmez dile tutdum yüzüm senden yana4 Dursam senünle dururam baksam senünle bakaramHer kancaru kim yürürem gönlüm yöni senden yana5 Sensün bana cân u cihân sensün bana genc-i nihânSenün durur assı-ziyân ne iş gele benden bana6 Yûnus sana tutdı yüzin unıtdı cümle kendözinCümle sana söyler sözin sensün söz söyleden banaF. 56b, T. 3b.9Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün


10Yûnus Emre Dîvânı1 Anma mısın sen şol güni cümle ‘âlem hayrân olaN'idesini bilimeye bî-hod u ser-gerdân ola2 İsrâfil sûrını ura cümle mahlûk turı geleDirilüben haşre vara anda kâzî Sübhân ola3 Zebânîler çeke tuta götüre Tamu'ya ataDeri yana sünük düte dün-gün işi efgân ola4 Mâlik çagıra Tamu'ya çek anı meydâna getürHak korkısından Tamu'da ditreyüben figân ola5 Mâlik eydür hey hey Tamu korkubanı ditrer kamuTanrı buyrugın tutmayan anda bişe biryân ola6 Taglar yirinden ırıla heybetinden gök yarılaYılduzlar bagı kırıla düşe yire perrân ola7 Yazuklarumuz tartıla anca perdeler yırtılaBilmedügün günâhlarun anda sana ‘ıyân ola8 Yûnus eydür iş bu sözi dergâhına dutgıl yüziDiler Hak'ı göre gözi hem ‘inâyet andan olaF. 60b, T. 4b, K. 136a, YE. 82b, RY. 50a, HB. 16b, M. 39.10Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 ‘Aceb ‘aceb ne nesnedür bu derdile firâk banaCânumı serhoş eyledi ‘ışk agusı tiryâk bana2 Kimün ki renci varısa derdine dermân istesünKesdi benüm bu rencümi dermân oldı bu derd bana3 ‘Işk odına yan dirisen gönüllere gir dirisenKaranular aydın ola ne kandîl ü çerâk bana


Dr. Mustafa Tatcı 114 Gökden inen dört kitâbı günde bin kez okurısanErenlere münkirisen dîdâr ırak senden yana5 Miskîn Yûnus erenlere tekebbür olma toprak olToprakda biter küllîsi gülistânı toprak banaRY. 64a, K. 198a, M. 71.11Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ol kişinün yokdur yâri iş bu cihân zindân anaDimesün kim ben şâdıyam ya şâdılık kandan ana2 Şeddâd yapdı Uçmagını girmedin aldı cânınıBir dem amân virdürmedi yidi iklîm dutan ana3 Dimesün kim müselmânam Çalap emrine fermânamDutmazısa Hak sözini fâyide yok dînden ana4 Eyitmesün çogaç togar etüm-tenüm üşütmeyeÇün vücûdun delük degül şu'le irmez günden ana5 Er tonını giyübeni togru yola gelmeziseÇıkarsun ol tonı yohsa noksân irer tondan ana6 Ol kişi kim sagır durur söyleme Hak sözin anaGer dirisen zâyi‘ olur nasîb yokdur sözden ana7 Ol kişi kim yol eridür garîb gönüller yâridürBir söz diyem tutarısa yigdür şeker baldan ana8 Yûnus senün kulun durur bellü bilürsin sen anıKo söyleyenler söylesin ne yapışur dilden anaK. 190a. RY. 59a, YE. 22b, M. 67.


12Yûnus Emre Dîvânı121 Benem ol ‘ışk bahrîsi denizler hayrân banaDeryâ benüm katremdür zerreler ‘ummân bana2 Kâf Tagı zerrem degül ay u güneş bana kulAslum Hak'dur şek degül mürşiddür Kur'ân bana3 Çün dosta gider yolum mülk-i ezeldür ilümHak'dan söyler bu dilüm ne kul ne sultân bana4 Yogıdı bu bârigâh varıdı ol pâdişâhÂh bu ‘ışk elinden âh derd oldı dermân bana5 Âdem yaradılmadın cân kalıba girmedinŞeytân la'net olmadın ‘Arşıdı sayvân bana6 Diledi göre yüzin işide kendü sözinNazar kıldı bir kezin anda cân virdi bana7 Yaradıldı Mustafâ yüzi nûr gönli safâOl kıldı Hakk'a vefâ andandur ihsân bana8 Togdı ol dîn metâ'sı andan oldı kamusıÂdem Halîl ü Mûsâ hüccet ü bürhân bana9 ‘Âşık dilin bilmeyen yâ delüdür yâ dehrîBen kuş dilin bilürem söyler Süleymân bana10 Yûnus Emrem bu yolda eksükligin bildürürMest oluban çagırur dervîşlik bühtân banaNO. 189b, B. 14b, Ç. 2b, YE. 23a.13Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün


Dr. Mustafa Tatcı 131 Her kim bana agyârısa Hak Tanrı yâr olsun anaHer kancaru varurısa bâg u bahâr olsun ana2 Bana agu sunan kişi şehd ü şeker olsun aşıGelsün kolay cümle işi eli irer olsun ana3 Önümce kuyı kazanı Hak tahtın agdursun anıArdumca taşlar atanı güller nisâr olsun ana4 Acı dirligüm isteyen tatlu dirilsin dünyedeKim ölümüm isterise bin yıl ‘ömür virsün ana5 Her kim diler ben hâr olam düşmen elinde zâr olamDostları şâd u düşmânı dost u agyâr olsun ana6 Her kim diler ise benüm o dostumdan ayrıldugumGözlerinden hicâb gitsin dîdâr ıyân olsun ana7 Miskîn Yûnusun dünyede güldügini işitmeyinAgladugum isteyene gözüm bınar olsun anaYE. 23b.14Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy pâdişâh-ı Lem-yezel kıldum yönüm senden yanaİş bu yüzüm karasıyla vasl isterem senden yana2 Sensin bu gözümde gören sensin dilümde söyleyenSensin beni var eyleyen sensin hemin öndin sona3 Sen kim didün yâ Rab bana ben yakınam senden sanaÇün yakınsın benden bana görklü yüzün göster bana4 Niçe yakınsın bana sen müştâk u hasret sana benDün-gün seni gözleyüben göremezem kaldum tana


14Yûnus Emre Dîvânı5 Her gelen oldur giden ol görinen oldur gören olUlvî vü süflî cümleten oldur ger bana görine6 Yûnus bu sır Hak durur bu dilile gelmek yok dururBilmesi bunun zevk durur ‘aklıla fehm irmez anaYE. 23b.BE151 ‘Aceb bu benüm cânum âzâd ola mı yâ RabYohsa yidi Tamu'da yana kala mı yâ Rab2 ‘Aceb bu benüm hâlüm yir altında ahvâlümVarup yatıcak yirüm akreb dola mı yâ Rab3 Allah olıcak kâzî bizden ola mı râzîGörüp Habîb'i bizi şefî' ola mı yâ Rab4 Cân hulkuma geldükde ‘Azrâîl'i gördükdeYâ cânumı aldukda âsân ola mı yâ Rab5 Yûnus kabre vardukda Münker-Nekir geldükdeBana su'âl sordukda dilüm döne mi yâ RabÇ. 3b, DAY. 43.PE16Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ulu ulu günâhlarum yüz komadı bana ÇalapHiç kimse çâre kılmadı döndüm yine sana Çalap


Dr. Mustafa Tatcı 152 ‘Âlimlere sordum nedür dermân günâhlu derdümeAnlar dahı eyitdiler dermân ana yine Çalap3 Va‘de yitüp ölicegez ol sinleye varıcagazZebânîler gelicegez sen ‘inâyet eyle Çalap4 Zebânîler çün geleler beni yalınuz bulalarBilmedügüm dil soralar sen yardım eylegil Çalap5 Gürde soralar bu sözi esirgemez anlar biziBiz de sana tutduk yüzi sen esirge bizi Çalap6 Sensün bu benüm sultânum bu cânlar içinde cânumÇokdur benüm günâhlarum sen meded eylegil Çalap7 Uçmakdagı Hûrîleri geymiş anlar nûr tonlarıNe bahtılu mü'minleri bize nasîb eyle Çalap8 Turmayup söylerem sözüm günâhuma göyner özümGünâhlu Yûnus'un sözin sen kabûl eylegil ÇalapRY. 20a, K. 205b, M. 75.TE17Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Dîn ü millet sorarısan ‘âşıklara dîn ne hâcet‘Âşık kişi harâb olur âşık bilmez dîn diyânet2 ‘Âşıklarun gönli gözi ma'şûkın isteyü giderAyruk sûretde ne kalur kim kılısar zühd ü tâ'at3 Tâ‘at kılan uçmagıçün dîn tutmayan Tamu içünOl ikiden fârig olur neye benzer bu işâret


16Yûnus Emre Dîvânı4 Her kim dostı severise dostdan yana gitmek gerekİşi güci dost olıcak cümle işden olur âzât5 Anun gibi ma'şûkanun haberini kim getürürCebrâîl-i mürsel sıgmaz anda olıcak münâcât6 Sorı hisâb olmayısar dünyâ âhiret koyanaMünker ü Nekir ne sorar terk olıcak cümle murâd7 Havf ü recâ nice gelür varlık yokluk bıraganaİlm ü ‘amel sıgmaz anda ne terâzû ne hod sırat8 Ol kıyâmet bâzârında her bir kula baş kayısıYûnus sen ‘âşıklarıla hîç görmeyesin kıyâmet12.F. 64b, T. 6b, NO. 184b, YE. 24a, K. 77b, Rt. 35, A. 3, M.181 Sen bu cihân mülkini Kâf'dan Kâf'a dutdun tutYâ bu ‘âlem mâlını oynayuban ütdün tut2 Sen Süleymân köşkinde taht kurup oturdun bilDîv ü perîye düp-düz hükümler eyledün tut3 Sen Ferîdûn haznesin Nûşirevân gencileKârûn mâlını dahı sen mâluna katdun tut4 Bu dünyâ bir lokmadur agızdadur çeynenmişÇeynenmişi ne dutmak hâ sen anı yutdun tut5 ‘Ömrün delim bir okdur yay içinde toptoluTolmış oka ne turmak hâ sen anı atdun tut6 İş bu cihân mülkinden ansuzın ün iderlerAnsuzını şimdi bil yaraklanup gitdün tut


Dr. Mustafa Tatcı 177 Çün denize gark oldun bogazuna geldi suDelü bigi talbınma iy bî-çâre batdun tut8 Her gâh ki nefes gelür ol kîsenden eksilürÇün kîse ortalandı sen anı düketdün tut9 İş bu ecel şerbetini elbet dadısarsınDadışuna şek yokdur şimdi anı datdun tut10 Âhir bir gün ölürsin ölüm vardur bilürsinKamulardan ayrılup varup sinde yatdun tut11 Yüz yıllar hoşlugıla ‘ömrün olursa YûnusSonucı bir nefesdür geç andan da ötdün tutF. 62a, T. 5a, K. 118b, RY. 42a, YE. 25a, NO. 188a, HB.13b, A. 3, Ç. 4a.191 Niteligüm soran işit hikâyetSu vü toprak od u yil oldı sûret2 Dört muhâlif nesneden dört dîvârunSâzikâr eyledi virdi kerâmet3 Yil ile topragı kıldı mu'allakSu içinde odı dutdı selâmet4 Rızk-ı ‘ömri tamâm eyledi henüzŞeş cihet olmadın tutdugı kisvet5 Rûhumdan kimsene haber viremezEmrdür kâdırlıgı virür hareket6 Bâkî tertîblerümi şerh ideyüm‘İnâyet mevcûdı sem' ü basâret


18Yûnus Emre Dîvânı7 ‘Aklumun haberi bugünki degülAnı er dirisen evvelki âyet8 Su'âl cevâb kelecisi buna degindürBundan böyle cihânum bî-nihâyet9 Yûnus'ıla buna denlü nasîbümGönül dost turagı dilüm şehâdetF. 62b, T. 5b.201 ‘Işk îmâmdur bize gönül cemâ'atKıblemüz dost yüzi dâimdür salât2 Cân dost mihrâbına secdeye vardıYüz yire uruban ider münâcât3 Biş vakt tertîbümüz bir vakte geldiBiş bölük oluban kim kıla tâ'at4 Şerî'at eydür bize şartı bırakmaŞart ol kişiyedür ider hıyânet5 Dost yüzin göricek şirk yagmâlandıAnunçün kapuda kaldı şerî'at6 Münâcât gibi vakt olmaz aradaKim ola dostıla bu demde halvet7 Kimsene dînine hilâf dimezüzDîn tamâm olıcak togar mahabbet8 Erenler nefesidür devletümüzAnunçün fitneden olduk selâmet


9 Kâlû belî didük evvelki demdeDahı bugündür ol dem ü bu sâ'at10 Togrılık bekleyen dost kapusındaGümânsuz ol bulur İlâhî devlet11 Yûnus öyle esîrdür ol kapudaDiler ki olmaya ebedî râhatDr. Mustafa Tatcı 19F. 63b, T. 6a, NO. 189b, YE. 24b, K. 123a, RY. 44b, A. 3.ÇE21Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir agaçBöyle latîf böyle şîrîn gönlüm eydür bir kaç sır aç2 Böyl' uzamak ne ma‘nîdür çünki bu dünyâ fânîdürBu fuzûllık nişânıdur gel beri miskînlige geç3 Böyle latîf bezenüben böyle şîrîn düzünübenGönül Hakk'a uzanuban dilek nedür neye muhtâc4 Agaç karır devrân döner kuş budaga bir kez konarDahı sana kuş konmamış ne gügercin ne hod duraç5 Bir gün sana zevâl ire yüce kaddün ine yireBudaklarun oda gire kaynaya kazan kıza saç6 Er sırrıdur sırrun senün er yiridür yirün senünNe yirdedür yirün senün sana soraram iy agaç7 Yûnus Emre sen bir niçe eksükligün yüz bin ancaKur'agaca yol sorunca teferrüclen yoluna geçF. 61b, T. 5a, Ç. 4b.


20Yûnus Emre DîvânıRA221 Gâfil olma aç gözüni hâlüne bak öleni görKürelik itme dünyede yazuklarun dileni gör2 Niçe yatur düşübeni ılan çıyan üşübeniSünükleri çagşabanı çüriyüben ulanı gör3 Kimi âh idüp kılur zârı günehdür elinde varıGöçmiş yatur kara yiri miskînleri güleni gör4 Sorma hâlin kimisine varma Irahman'suzınaKim isine gövdesine ulşup yeni yolanı gör5 Kanı Muhammed Mustafâ hüküm itdi Kâf'dan Kâf'aDünye kime kıldı vefâ aldanuban kalanı gör6 Aldanma mâla davara kulluk eyle Hakk'a yaraSeviyile bile vara bâkî yoldaş olanı gör7 Yûnus bu sözleri çatar halka ma'ârifet satarKendüsi ne kadar dutar söyledügi yalanı görGeorg Yz.231 Dün gider gündüz gelür gör niçesi uz gelürEmr-i Hakk'un ser-be-ser cihâna düp-düz gelür2 Karanulık sürilür ‘âlem münevver olurKaranulık yirine nûrıla gündüz gelür3 ‘İbrete kalmaz mısın ya hod anlamaz mısınDinle kuşlar ünini niçe dürlü sâz gelür


Dr. Mustafa Tatcı 214 Kuş hod yumurtayıdı yuva hod perdeyidiÜn hod kudret ünidür bilmeyene kaz gelür5 Dinle sözüm ma'nîsin anlayayum dirisen‘Ârifün kulagına kudret üni tîz gelür6 Bir bakgıl saga sola tagılma degme yolaKudret bâgından sana gör niçe âvâz gelür7 Söz issi sözin alur sûret toprakda kalurHer kim bu hâli bilür kendözinden vaz gelür8 ‘Aklum bu yola gitdi beni benden iletdiYûnus'un yüki yitdi bilmeyene az gelürF. 65b, T. 7a, YE. 26, NO. 189a, K. 68b, M. 9, Ç. 13b.24Müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün1 ‘Işkıla biliş cânlara ezel, ebed olmayısarGüm-râh olup bu cihânda kimse bâkî kalmayısar2 Bir tona kan bulaşıcak yumayınca mismil olmazGönül pâsı yunmayınca namâz edâ olmayısar3 Gönül pâsın yudunısa kibr ü kîni kodunısaİkrâr bütün olmayınca erden nazar olmayısar4 Bu murdârı divşürenler bu su ile yunur sanurErden himmet olmayınca ‘ömür geçer yunmayısar5 Yûnus imdi sen Hakk'a ir dün ü gün gönlün Hakk'a virGönül gözi görmeyince bu baş gözi görmeyiserF. 67a, T. 8a, YE. 35a.


22Yûnus Emre Dîvânı251 ‘Işk makâmı ‘âlîdür ‘ışk kadîm ezelidür‘Işk sözini söyleyen cümle kudret dilidür2 Dinleyen ol işiden ol gören ol gösteren olHer sözi söyleyen ol sûret cân menzilidür3 Sûret söz kanda buldı kanda sözi iş oldıSûrete kendü geldi dil hikmetün yolıdur4 Sûretler ün diyemez söz kendüsüz söylenmezİşler hicâbsuz olmaz risâlet hâsılıdur5 Bu bizüm ‘işretümüz oldur bu lezzetümüzİçüp esridügümüz ‘ışk şerbeti gülidür6 Anı ana dirsin anun söyleyen ol söz anunOl bizümdür biz anun gayri tesbîh dilidür7 Yûnus sözin tak kılan görmedi münkir olan‘Ömrin zulmete salan ma'rifet yohsulıdurF. 67b, YE. 36a, A. 7.261 İy beni ‘ayıblayan gel beni ‘ışkdan kurtarGer elünden gelmezse söyleme fâsid haber2 ‘Âşıklarun ahvâli ma'şûk katında biterSözün var ana söyle benüm elümde ne var3 Dost yüzinden nikâbı her kim giderdiyiseHicâb kalmadı ana ayruk ne hayr u ne şer4 Hîç kimesne kendüden hâlden hâle gelmedi‘Âşıklarun cânına ma'şûka urur minkâr


Dr. Mustafa Tatcı 235 Kim ki ‘ışk kadehinden bir zerre içdiyiseAna ne ‘akl u ne us ne esrük ü ne humâr6 Tek ben degilem ‘âşık ol ma'şûk nazarında‘Işk yolına cân fidî benüm gibi sâd-hezâr7 ‘Âşıklarun hâlini ‘âşık olanlar bilür‘Işk bir gizlü haznedür gizlü gerekdür esrâr8 Korkaram söylemege şerî'at edebindenYohsa eydeydüm sana dahı ayruksı haber9 Kim vire bu dilile ol ma'şûkadan haberMeger ol kimseler kim cân içinde cânı var10 Yûnus ölürse ne gam ‘ışk içinde kardaşlar‘Işk yolına uyagan ma'şûk burcında togar16b.F. 66a, T. 7b, YE. 32b, NO. 191b, RY. 62b, K. 96a, A. 7, Ç.27Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bir kişiden sorgıl haber kim ma‘nîden haberi varBir kişiye virgil gönül cânında ‘ışk eseri var2 Şunun ki taşı hoş durur bilün kim içi boş dururDün-gün öter baykuş durur sanman bütün dîvârı var3 Bir devlengeç yuva yapar yürür ilden yavru kaparTogan ileyinden sapar zir'elinde murdârı var4 Yokdur toganla birligi ya Hakk'a lâyık dirligiBir kişiden um erligi anun safâ-nazarı var


24Yûnus Emre Dîvânı5 Sûretile çokdur âdem degmesinde yokdur kademEvvel-âhir ol pîş kadem bir Muhammed serveri var6 İven yolı durur mîşe mîşe kolaydur kolmaşaMîşe olan yirde paşa hârâmî çok anterî var7 Şeyh ü dânişmend ü velî cümlesi birdür er yolıYûnus'dur dervîşler kulı Tapduk gibi serveri varF. 68a, T. 8b, NO. 191b, YE. 28a, Rt. 4, Ç. 56.28Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy ‘ışk eri aç gözüni yir yüzine kılgıl nazarGör bu latîf çiçekleri bezenüben Hakk'a gider2 Bunlar yazın bezenüben dostdan yana uzanubanBir sor ahî bunlara sen kancarudur ‘azm-i sefer3 Her bir çiçek bin nâzıla öger Hakk'ı niyâzılaHer murgı hoş âvâzıla ol pâdişâhı zikreder4 Öger anun Kâdırlıgın her bir işe hâzırlıgınİllâ ‘ömür kâsırlıgın anıcagız rengi döner5 Rengi döner günden güne topraga dökilür gine‘İbret durur anlayana bu ‘ibreti ‘ârif tuyar6 Bu sırrı ger tuyayıdun ya bu gamı yiyeyidünYiründe eriyeyidün gideydi senden kâr u bâr7 Ne gelmegün gelmek durur ne bilmegün bilmek dururSon menzilün ölmek durur tuymadun ‘ışkdan bir eser8 Bildük gelen geçerimiş konan girü göçerimiş‘Işk şerbetin içerimiş her kim bu ma'nîden tuyar


Dr. Mustafa Tatcı 259 Yûnus bu sözleri kogıl kendözünden elün yugılSenden ne gele bir digil çün Hak'dan ola hayr u şerF. 68b,T. 9a, YE. 36a, RY. 24b, K. 155a, HB. 12a, A. 8.291 Söylememek harcısı söylemegün hâsıdurSöylemeklik harcısı gönüllerün pâsıdur2 Bu gönüller pâsını yuyuban gidermegeŞol sözi söylegil kim sözün hülâsasıdur3 Sözi togrı diyene Kuli'l-Hak didi ÇalapBunda yalan söyleyen yarın utanasıdur4 Yitmiş iki millete birligile bakmayanŞer'ile evliyâsa hakîkatde ‘âsîdür5 Şer'ile hakîkatün vasfını eydem sanaŞerî'at bir gemidür hakîkat deryâsıdur6 Niçe ki muhkemise tahtaları geminünMevc urıcagaz deniz anı uşanasıdur7 Şûrîde olanlarun bî-nihâyet dünyâda‘Akl u gönül fehm ü cân fikir anun nesidür8 Biz tâliblerüz her dem ‘ışk sebakın okuruzTanrı virür sebakı ‘ışk hod müderrisidür9 Bundan içerü haber işit eydeyin iy yârHakîkatün kâfiri şer'ün evliyâsıdur10 Geyiklü Baba bize bir kez nazar kılaldanHâsıl oldı Yûnus'a her ne ki vâyesidür


26A. 9.Yûnus Emre DîvânıF. 69b, T. 9b, NO. 188a, RY. 46b, YE. 30b, K. 127a, Rt. 33,30Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün1 Bu yoklık yolına bugün bize yoldaş olan kimdürİlümüze gönilelüm sorun kardaş olan kimdür2 Ne kalduk işbu iklîmde agır yüklerün altındaBu yükleri bu yapları döküp hâldaş olan kimdür3 Seni bunda viribidi teferrüc eylegil didiSen ev yaparsın iy hâce evi tarâş olan kimdür4 Bu Ferş'i gördük aldanduk henüz ‘Arş'a iremedükBu ‘Arş'a Ferş'e iy hâce gör e ferrâş olan kimdür5 Gelünüz gidelüm gelün ki Yûnus geçdi gönildiAyaklara düşer Yûnus bu yola baş olan kimdürF. 70b, T. 10a.31Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Benem sâhib-kırân devrân benümdürBenem key pehlevân meydân benümdür2 Harâmîden benüm korkum kayum yokBu zûr u bu kuvvet Hak'dan benümdür3 Ebu Bekr ü 'Ömer ol dîn ulusı‘Aliyy-i Murtaza ‘Osmân benümdür4 Topı kim alısar çevgânumuzdanBu çevgân topıla meydân benümdür


Dr. Mustafa Tatcı 275 Bana gelsün yohsul olan bay olaBu mâl u ser-mâye dükkân benümdür6 Hasan'dur cismüm içre nûr-ı îmânHüseyn-i sâhibü'l-'irfân benümdür7 Yûnus'am ben Yûnus iş bu cihândaBenem sultân kulı sultân benümdürF. 71a, T. 10b, YE. 35a, NO. 193b, Rt. 4, Ç. 11a.32Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Nisâr ol ‘âşık cânına ki dostıla visâli varCânı birdür ma'şûkıla dahı ne dürlü hâli var2 Cân u gönül ‘akl u fehim nisâr olsun ma'şûkayaPes ‘âşıkun andan ayru dahı ne mülk ü mâlı var3 Bu yir ü gök ü ‘Arş u Ferş ‘ışk dadıyıla kâyımdurBünyâdı ‘ışkdur ‘âşıka her bir arada eli var4 ‘Âşıklarun ne kim varı tecrîd gerekdür aradaHer nesneye ol hükm ider her yol içinde yolı var5 Bâkî dirlik seven kişi gerek tuta ‘ışk etegin‘Işkdan artuk her nesnenün degşirilür zevâli var6 ‘Âşıklara iş bu sûret meselâ bir gönlek gibiYüz bin gönlek eskidürse ‘âşıklarun muhâli var7 Niçeler eydür Yûnus'a çün kocaldun ‘ışkı kogılRûzigâr ugramaz ‘ışka ‘ışkun ne ay u yılı varF. 71b, T. 10b, YE. 36b.


28Yûnus Emre Dîvânı331 Ko ölmek endîşesin ‘âşık ölmez bâkîdürÖlmek senün nen ola çün cânun İlâhîdür2 Ölümden ne korkarsın korkma ebedî varsınÇün kim işe yararsın bu söz fâsid da'vîdür3 Nazar kıl bu gevhere ya bu bir gizlü nûraNûr kaçan yavı vara çün Hak nazar-gâhıdur4 Kâlû belâ dinmedin kadîmden bileyidükKey anlagıl neydügin bilişün kandagıdur5 Şükr eylegil Hâlik'a ol durur Hayyü'l-BekâAna varursın mutlaka bâri şükrle varı dur6 Ezelî bilişidük birlige yitmiş idükSen bu sûrete bakma vücûd cân vi'âsıdur7 Bu ezelî birligi yâ bu cihân dirligiYâ bu gönül birligi bil kudret budagıdur8 Yadlık yokdur bilene dirlik tuta geleneBilelik söyleyene vuslat yolı kavîdür9 Hükm-i revân mülkine ol işi kendü bileÇün iş geldi hâsıla bu mülk varlık evidür10 Yûnus beşâret sana gel dirler dostdan yanaKülli şey'in yerci ‘ilâ aslih söz aslıdurF. 76b, T. 13b, NO. 182a, YE. 27a, K. 77a, Ç. 7a, M. 12.341 Cân bir ulu kimsedür beden anun âletidürHer ne lokma yirisen bedenün kuvvetidür


Dr. Mustafa Tatcı 292 Ne denlü yirisen çok ol denlü yürisen tokCâna hîç assı yok hep sûret maslahatıdur3 Bu cân ni‘meti kanı gelün bulalum anıAsâyiş kılan cânı evliyâ sohbetidür4 Sohbet cânı semirdür hem ‘âşıkun ‘ömridürHak Çalab'un emrile erenün himmetidür5 Erenün yüzi suyı himmeti ‘Arş'dan ulıKimi görsen bu hûlı eren ‘inâyetidür6 ‘İnâyet anun işi anlamaz degme kişiBilgil bu hümâ kuşı ‘âşıklar devletidür7 Yûnus'un yanar içi kamudan gönli kiçiSoya sayılmamak suçı erenün himmetidürF. 73a., T. 11b, DTCF. 11b.351 Hak'dan yıgar ol seni nen varısa vir giderNe beslersin bu teni sinde kurd kuş yir gider2 Ölene bak gözün aç dökülür sakal u saçIlan çıyan gelür aç yiyüp içüp sir gider3 Bize bizden ulular inen eyü hûlularOl eyü ‘amellüler haber böyle dir gider4 Kesgil harâmdan elün kesgil gaybetden dilün‘Azrâîl el'irmedin bu dükkânı dir gider5 Ecel irer kurur baş tiz dükenür uzun yaşDüp düz olur tag utaş gök dürilür yir gider


30Yûnus Emre Dîvânı6 Çün cân agdı Hazret'e yarak it âhireteTanla turan tâ'ate Tanr'evine ir gider7 İy Yûnus sen ölicek sinün nûrla tolıcakÎmân yoldaş olıcak âhirete şîr giderF. 74b, T. 12b, YE. 26a, K. 60a, M. 5.361 Cânını ‘ışk yolına virmeyen ‘âşık mıdurCehd eyleyüp ol dosta irmeyen ‘âşık mıdur2 ‘Işk kadehinden içüp nefs dileginden geçüpHak yolına er gibi turmayan ‘âşık mıdur3 Dost sevgüsin gönülde cânıla berkitmeyenTûl-ı emel defterin dürmeyen ‘âşık mıdur4 Dâyim riyâzât çeküp halvetlerde diz çöküpHak dîdârı eserin görmeyen ‘âşık mıdur5 ‘Işka tanışık sıgmaz degme cân göge agmazPervâne gibi oda yanmayan ‘âşık mıdur6 Kişi dertlü olıcak dermân istegen olurKendü derdi dermânın sormayan ‘âşık mıdur7 İy Yûnus sen dostunun cefâsına katlangılYüregine ‘ışk okın urmayan ‘âşık mıdurF. 74b, T. 12a, YE. 34b, RY. 39b, K. 185a, A. 10, M. 65.371 Ger vuslata irdünise bu derdile firâk nedürDostı yakın gördünise bu bakdugun ırak nedür


Dr. Mustafa Tatcı 312 Vuslat eri olan kişi gerek varlıkdan mahv olaİş bu yola girmeklige bir görelüm yarak nedür3 Vuslat eri oldunısa göz hicâbın bildüniseDostı ‘ıyân gördünise bu varlıgı bırak nedür4 ‘İlim hod göz hicâbıdur dünyâ âhret hisâbıdurKitâb hod ‘ışk kitâbıdur bu okunan varak nedür5 Zinhâr gözüni açagör nefs duzagını seçegörDost mahfiline geçegör andan yigrek turak nedür6 Eydürsin kim gözüm görür da‘vîyi ma‘nîye irürGündüz güneş şû'le virür gice yanan çerâk nedür7 Yûnus dir eşkere nihân Hak toludur iki cihânGelsün berü dosta giden Hûr u Kusûr Burâk nedürF. 77b, T. 14a, NO. 182a, YE. 27b, K. 81b, Ç. 8b, A. 8.381 Hakîkatün ma'nîsin şerh ile bilmedilerErenler bu dirligi riyâ dirilmediler2 Hakîkat bir denizdür şerî'atdur gemisiÇoklar gemiden çıkup denize talmadılar3 Bular geldi tapuya şerî‘at tutdı tururİçerü girübeni ne varın bilmediler4 Şerî'at oglanları bahis da'vî kılurlarHakîkat erenleri da'vîye kalmadılar5 Dört kitâbı şerh iden ‘âsîdür hakîkatdeZirâ tefsîr okuyup ma'nîsin bilmediler


32Yûnus Emre Dîvânı6 Yûnus adun sâdıkdur bu yola geldüniseAdın degşürmeyenler bu yola gelmedilerF. 78a, T. 14b, NO. 182a, K. 87b, B. 48a, YE. 31b, Rt. 6, A.8, Ç. 13b.391 Koyup gel nakş u nigâr nakşa yol virme zinhârNakşıla yola giren ‘âkıbet dünyâ sever2 Dünyâyı bırak elden dünyâ hicâb bu yoldaBiz velîden nebîden eyle işitdük haber3 Yâ sevgil dünyâ dutgıl yâ gelgil yol iletgilİki da‘vî bir ma‘nî bu yolda sıgmaz dirler4 Geç mahlûk tâ'atından göz ırma dost katındanAldanma fânî nakşa fânî nakşı n'iderler5 Kalma bu degme renge yüz bin yıllık fersengeİki cihân bir adım şaşurmadın adarlar6 Bu devrândan ötegör kervân gitdi yitegörKorku var sagda solda kayıkmadın giderler7 Yaban yolın gözetme yol evde taşra gitmeCân yolı cân içinde cân râzını cân tuyar8 Cân râzını cân bile cân râzın virmez dileGirçek ‘âşık dostıla yalanı kaçan söyler9 Evvel kadîmden berü vahdet evine gelenRef'i gider içerü Yûnus taşra bî-haberF. 78b, T. 15a, NO. 183a, YE. 32a, K. 87b, Ç. 16b, M. 17.


Dr. Mustafa Tatcı 3340Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Merdân-ı Hak bu dünyâda maksûdlara kalmadılarMülk-i bekâ bulmış iken meyl-i fenâ kılmadılar2 Ma'lûmdur ahî yol eri Mevlâ'yıçün n'itdükleriMihnet içinde her biri miskîn olup gülmediler3 Müştâklarun oldur işi müdâm akar gözi yaşıMutlak Hak'ı seven kişi mâla câna kalmadılar4 Meşhûr olup geldi yola Mansûr olan derdi bileMecnûn misâl oldı dile ma'şûkdan ayrılmadılar5 Mahkûmısan sen bu işe münkir gibi dime n'işeMüşkili yok başdan başa mü'min olan ölmediler6 Mahlûk bilüsinden geçen Mi‘râc dapa oldur uçanMa'nî şarâbını içen mestlikden ayılmadılar7 Menzil bu 'ışkdur Yûnus'a minnet şükür yüz bin Hak'aMenzil bulan buldı mülke medhile ırılmadılarB. 11a, DAY. 58.411 İy bana eyü diyen benem kamudan kemterŞöyle mücrimem yolda mücrimler benden server2 Benüm gibi mücrim kul gel iste bir dahı bulDilümde ‘ilm ü usûl gönlüm de dünyâ sever3 Zâhirüm eyü adda gönlüm fâsid tâ‘atdaBulunmaya Bagdâd'da bencileyin bir ‘ayyâr


34Yûnus Emre Dîvânı4 Taşum biliş içüm yâd dilüm hoş gönlüm mürtedYavuz işe eyü ad böyle fitne kanda var5 Taşum göyner içüm ham dirligüm budur müdâmYol varmadum bir kadem ‘Arş'dan virürem haber6 Hırkam suçuma perde endîşem fâsid yirdeGönlüm ayruk bâzârda dilümde sözüm esrâr7 Kime kim ögüt virdüm ol Hakk'a irdi gördümBana benüm ögüdüm hîç eylemedi eser8 Dakındum şeyhlik adın kodum ma'şûk tâ‘atınVirdüm nefsün murâdın kanı Hakk'ıla bâzâr9 Yayıldı Yûnus adı suçdur cümle tâ‘atıÇalab'um ‘inâyeti suçın geçüre megerF. 75a, T. 13a, YE. 31a, K. 63b, B. 10a, Rt. 5, M. 6, Ç. 16a.42Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy sözlerün aslın bilen gel di bu söz kandan gelürSöz aslını anlamayan sanur bu söz benden gelür2 Söz var kılur gönüli şâd söz var kılur bilişi yadEger horluk eger ‘izzet her kişiye sözden gelür3 Söz karadan akdan degül yazup okımakdan degülBu yüriyen halkdan degül Hâlik âvâzından gelür4 Ne elif okıdum ne cim ne varlıkdandur kelecimBilmeye yüz bin müneccim tâli‘üm ne ılduzdan gelür5 Şu'le bize aydan degül ‘ışk eri bu soydan degülRızkumuz bu evden degül deryâ-yı ‘ummândan gelür


Dr. Mustafa Tatcı 356 Evvel gönül levhinde Hak yazmışıdı çün bir varakBu şimdi okınan sebak ezel-i âzâldan gelür7 Evvel hitâb kılur câna cânı andan gelür teneBiz âletüz bahâne ayruk ne elümüzden gelür8 ‘Aklumuz ol levhe bakar gizli marazlarum açarSöz gelür gönlüme akar söz dile ansuzın gelür9 Biz bir bahâne arada ayruk di elden ne geleHak çün emir eyler câna bu keleci andan gelür10 Yûnus bu derd ile âh it kahr evinde neyler râhatBu derde dermân keferet bir âh ile sûzdan gelürF. 72B, T. 11B, NO. 188a, YE. 37a, A. 3.431 İşidün iy ulu kiçi size benüm haberüm varZihî devlet benüm bugün kim senün gibi yârüm var2 Yürürisem önümdesin söylerisem dilümdesinOturursam yanumdasın ayrukda ne bâzârum var3 Ne yüriyem ne hod ârâm ne ırak sefere varamÇünki dostı bunda buldum ayruk neye seferüm var4 Irak yola bâzirgânlar assı itmege giderlerÇün gevher elümde durur di ayruk ne bâzârum var5 Miskîn Yûnus'un bu cânı şol dosta ulaşalıdanDem-be-dem arturur ‘ışkı ulu yirden tîmârum varF. 72a, T. 11a, RY. 6b, YE. 37a, NO. 189b, K. 151b, Rt. 6,M. 46, Ç. 5a.


36Yûnus Emre Dîvânı44Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İsteyelüm iş ıssını bulı görelüm kandadurCân kulagıla dinlersen iş bu sözüm turvandadur2 Alıgörün turvandadan ‘ışk eridür anı tadanBunda boyun buran âdem Hak katında dermândedür3 Kişi gerek bile anı hem uyanık ola cânıBilürsin dünyâ seveni baykuş gibi vîrândadur4 Baykuş çagırur vîrânda kimse murâd almaz andaEyü ‘amel ide görün ol Hak terâzû andadur5 Varıcagız terâzûya Hak kendü bakar yazuyaGöricek taglar eriye ol zebânîler andadur6 Biti sunıla elüne itdügün gele yolunaTanuklar bile bulına dostun düşmenün andadur7 Terk idesin taht u tâcı bilesin itdügün göçiMuhammed Hak yalvarıcı şefâ'atçimüz andadur8 İy Yûnus sen ‘âşıkısan îmân biligin berk kuşanVarlıgun degşür yokluga cümle eksüklük sendedürF. 76a, T. 13b, YE. 27a, NO. 189b, K. 72b, Rt. 34, Ç. 6b.45Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Muştulanuz ‘âşıklara bu ‘ışk ulu devlet olur‘Işk kime kim irdiyise cânında bil ‘işret olur


Dr. Mustafa Tatcı 372 Her sevdügi terkin ura kayıkmaya degme yanaHer dem anun seyrân-gehi hem zât u hem sıfât olur3 Seyri içinde çâbük-bâz fikri dâim nâz u niyâzÇün sa'âdet oldı hem-râz hezârân münâcât olur4 Müşâhade kapar anı hem bî-karâr olur cânıHer dem da'vîsüzdür ma'nî bi-dirîg u râhat olur5 Ol bî-nişândur cihândan ne diyelüm dilmüz andanOl ‘âlim ü deyyân zât her zât içinde zât olur6 Buhl u tama‘ sıgmaz ana ‘izzet de kaldı bir yanaYol bulımaz hırs u hevâ kimde ki bu devlet olur7 Ol işlere eli iren Hak ‘ışkına gönül virenDostını yüze yüz gören cümle varlıkdan mât olur8 Kime indiyse ol nüzûl ana gelür cümle usûlTa‘ziyete varurısa ol ölüye rahmet olur9 Yûnus erdür nihâyetsüz ‘ışk andan dahı gâyetsüzNe gâyet var ne nihâyet kamusı bir Hazret olurF. 88a, T. 20a YE. 39a, RY. 56a, K. 154a, M. 48, A. 6.461 Bu vücûdum şehrine bir dem giresüm gelürİçindeki sultânun yüzin göresüm gelür2 İşidürem sözini göremezem yüziniYüzini görmeklige cânum viresüm gelür3 Ma'şûka halvetinün yidi kapusı vardurOl kapudan içerü seyrân kılasum gelür


38Yûnus Emre Dîvânı4 Her kapuda bir kişi yüz bin çerisi vardur‘Işk kılıcın kuşanup cümle kırasum gelür5 Erenlerün sohbeti arturur ma'rifetiBî-derdleri sohbetden her dem süresüm gelür6 Leylî-i Mecnûn benem şeydâ-yı Rahmân benemLeylî yüzin görmege Mecnûn olasum gelür7 Dost oldı bize mihmân bunca yıl bunca zamânGerçek İsmâîl gibi kurbân olasum gelür8 Erenlerün nazarı topragı gevher eylerErenler kademinde toprak olasum gelür9 Yârimden elçi gelür cânumdan ulak dilerMerkebden inübeni yayan varasum gelür10 Miskîn Yûnus'un nefsi dört tabî'at içinde'Işkıla cân sırrına pinhân varasum gelürF. 83b, T. 18a, YE. 40b, NO. 189a, Rt. 36, A. 7.471 Yandı yüregüm dutuşdı bagrum cigerüm kebâb durur‘Âşıklarun şerbetleri bu derdüme sebeb durur2 Bir niçeleri ‘ışk düzer bir niçeleri ‘ışk bozarBir niçeler esrük gezer eyle kim var harâb durur3 ‘Işkıla çalındı kalem ‘ışka yesir durur âlem‘Âşıklar arasında Cebrâîl dahı hicâb durur4 Medreseler müderrisi okumadılar bu dersiŞöyle kaldılar ‘âciz bilmediler ne bâb durur


Dr. Mustafa Tatcı 395 ‘Azâzîl da'vî kıldı da'vîsi yalan oldıYalan da'vî kılanlarun pes cezâsı ‘azâb durur6 Ölmez bu ‘ışk bilişleri esrük meclis serhoşlarıDâ'im bunlarun işleri ceng ü şeşte rebâb durur7 Yûnus imdi miskîn olgıl hem miskînlere kul olgılZîra miskîn olanları arzûlayan Çalap dururF. 84b, T. 18b, DTCF. 18b.48Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Senündür pâdişâhlık kudretün varYaratdun yiri gögi heybetün var2 Nişânsuzın nişânun kimse bilmezEgerçi bî-nihâyet âyetün var3 Niçe eyde bile dil niteligünDile getirmege bin-bir adun var4 Ne oran u kıyâs ne nakş u nişânNe miyân u kenâr nihâyetün var5 Ne reng ü şekl ü hem ne cism ne hod resmNe kadd ü kâmetün ne sûretün var6 Bu cümle ins ü cinne rahmetünden‘İnâyet vechile hoş himmetün var7 Ne dünyâ âhiret ne Kâf u ne KâfBular katre deryâ melekûtun var8 Ne hod var intihâ ne had mekân hemNe bir eniyetün keyfiyetün var


40Yûnus Emre Dîvânı9 ‘Akıllar mât olur niteligündenKi bir zerrede bin bin ‘ibretün var10 Ser-â-ser toptolu yir ü gök üzreYürür bu kudretün hoş milketün var11 Senündür ‘Arş u Kürsî Levh ü KalemDöner çarh yer tutur hoş hikmetün var12 Bu yüz yigirmi dört bin nebîlerleBile Mi'râc u Tûr münâcâtun var13 Musahhardur kamu emrün içindeCem‘î kullaruna mürüvvetün var14 Dört yüz kırk dört tabakât evliyâyaVirilmiş anlara kerâmetün var15 Altı bin altı yüz altmış altıOkınur halk üzere âyetün var16 Degül Yûnus'a bes yâ Rahmeti çokKamu günâhlulara rahmetün varF. 85a, T. 18b, NO. 181b, K. 56a, M. 3, DTCF. 18b.49Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Hak bir gönül virdi bana hâ dimedin hayrân olurBir dem gelür şâdî olur bir dem gelür giryân olur2 Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmış gibiBir dem beşâretden togar hoş bâgıla bostân olur


Dr. Mustafa Tatcı 413 Bir dem gelür söyleyemez bir sözi şerh eyleyemezBir dem dilinden dür döker dertlülere dermân olur4 Bir dem çıkar ‘Arş üzere bir dem iner tahte's-serâBir dem sanasın katredür bir dem taşar ‘ummân olur5 Bir dem cehâletde kalur hîç nesneyi bilmez olurBir dem talar hikmetlere Câlinûs u Lokmân olur6 Bir dem dîv olur ya perî vîrâneler olur yiriBir dem uçar Belkîs'ıla sultân-ı ins ü cân olur7 Bir dem görür olmış gedâ yalın tene geymiş ‘abâBir dem ganî himmet ile Fagfûr u hem Hakân olur8 Bir dem gelür ‘âsî olur Hak zihnini yavı kılurBir dem gelür kim yoldaşı hem zühd ü hem îmân olur9 Bir dem günâhın fikr ider tos-togru Tamu'ya giderBir dem görür Hak rahmetin Uçmaklar'a Rıdvân olur10 Bir dem varur mescidlere yüzin sürer anda yireBir dem varur deyre girer İncîl okur ruhbân olur11 Bir dem gelür Mûsâ olur yüz bin münâcâtlar kılurBir dem girer kibr evine Firavn'ıla Hâmân olur12 Bir dem gelür ‘Îsâ gibi ölmişleri diri kılurBir dem gelür güm-râhleyin yolında ser-gerdân olur13 Bir dem döner Cebrâîl'e rahmet saçar her mahfileBir dem gelür güm-râh olur miskîn Yûnus Hayrân olurRY. 31a, Rt. 7, Mecmûa (Millî Ktp. Nu: 442, s. 97).50Mefâ'îlün Mefa'ilün Fe'ûlün


42Yûnus Emre Dîvânı1 Benüm gönlüm gözüm ‘ışkdan toludurDilüm söyler yari yüzüm suludur2 Öd agacı bigi yanar vücûdumDütünüm göklere seher yilidür3 Çokal-cevşen bu ‘ışk odına döymezOkı câna batar katı yalıdur4 Senün ‘ışkun deniz ben bir balıcakBalık sudan çıka hemen ölidür5 Okuram şâhumı kendü dilümceŞâhum eydür bana her dem geli dur6 Seni sevenlerün ola mı ‘aklıBir dem usluyısa her dem delidür7 Yûnus sen Tapduk'a kılgıl du‘âlar‘Âşıklar meydânı ‘Arş'dan uludurF. 86a, T. 19a, RY. 9b.511 İy dost seni severem cân içre yirün vardurDün-gün uyumaz oldum ‘acâyib hâlüm vardur2 Sen güli görür iken dikene sunma elünDüşmândan ne korkarsın çün togrı yârün vardur3 Düşmânlar eydür bana söz dimek kandan sanaBana söz dimek kandan benüm üstâdum vardur4 Ele getürdügüni miskînlere harceyleNiçe çok yaşarısan sonucı ölüm vardur


Dr. Mustafa Tatcı 435 Bunda kendözin gören ol durur yolda kalanBenüm bir karıncaya va'llâh isnâdum vardur6 Tanla turıgelicek bülbülleyin söyleremGönülde ma'nî biter dertlü cigerüm vardur7 Yûnus Emre kendözün topraga urgıl yüzünMa'şûkaya yaraşur bir miskînligüm vardurF. 86b, T. 19b, RY. 43b, YE. 40b, 34b, K. 122a. A. 4.52Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Sensin benüm cânum cânı sensüz karârum yok dururUçmak'da sen olmazısan va'llâh nazarum yok durur2 Baksam seni görür gözüm söylerisem sensin sözümSeni gözetmekden dahı yigrek şikârum yok durur3 Söylerisem dilümdesin ger tek tursam gönlümdesinGönlüm gözüm seni sever ayruk nigârum yok durur4 Çün ben beni unutmışam şöyle ki sana gitmişemNe kâlde ne hâldeyisem bir dem karârum yok durur5 Eger beni Cercîs'leyin yitmiş kez öldürürisenDönem girü sana varam zîrâ ki ‘ârum yok durur6 Seni gördüm güneş gibi Cennet bana zindân gibiCennet'üne zâhidün ko Uçmak'da arzûm yok durur7 Yûnus dahı ‘âşık sana göster dîdârunı anaYârüm dahı sensin benüm ayruk dîdârum yok dururF. 87b, T. 20a, YE. 40a, A. 6.


Dr. Mustafa Tatcı 454 Ol ‘ummânda yüz bin güher bir katreye benzer tamâmOl câna yok zamân-zevâl zevâlli cân hayvândadur5 Her kanda ki gözin baka Çalap hâzırdur mutlakaŞol cân ki tapmadı Hak'a assısı yok ziyândadur6 Eyle sûretüni vîrân cân sırrıdur ana irenBâtın gözidür dost gören zâhir gözi yabandadur7 Çün sûretün vîrân ola gönlün bâgı cinân olaCânun genci vîrân ola çünki bu genc vîrândadur8 Her kim gaflet içre geçer cânı zevâl suyın içerDerviş sırrı ‘Arş'dan uçar gerçegi yir yüzindedür9 Miskîn Yûnus gözün aç bak iki cihân toptolu HakSıdk odına gümânı yak ol eşkere pinhândadurF. 92b, T. 23a, NO. 190a, YE. 38a, Rt. 7, A. 5.55Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün1 Firâkun bagrumı taglar ne bilsün kadrüni saglarSeni görmeyeli dostum bu gözüm kanlı yaş aglar2 Akar yaşum sele benzer ‘ömür geçer yile benzerGüler yüzün güle benzer ne bilsün geçe bu çaglar3 Gülün bülbül olur yâri anuniçün kılur zârıGülistândur anun yiri makâm olmaz ana bâglar4 Balı yagı n'ider bülbül din ana karşu gülsün gül‘Âşık yükini şöyle bil ki çekmedi yüce taglar5 ‘Âşık ‘ışkun yükin çeker yücelerden yüce çıkarGörür dost yüzine bakar gönül ma'şûkına baglar


46Yûnus Emre Dîvânı6 Derviş Yûnus hônı geldi teveccüh ma'şûka kaldıGönülde sevdügin buldı anunla gönlüni baglarNO. 194b.561 Eger gerçek ‘âşıkısan boynundagı menşûr nedürHak yolına sâdıkısan yanlış sanu tezvîr nedür2 Sımak gerek gönlün bûtın fâsiddür cümle tâ‘atünGeçmeyince ‘ibâdetün Hak'dan sana ma'zûr nedür3 Çün kim adın oldı fülân hep dirligün oldı yalanDisün bize ma'nî bilen hakîkatde mestûr nedür4 Terk eylegil ten tertîbin gider senden benlik adınİçün ‘imâret olmadın taşundagı ma‘mûr nedür5 Eydürsin kim gözüm görür da'vîyi ma'nîye irürGündüz güneş şû'le virür gice yanan ol nûr nedür6 Günde birün gide turur konşun sefer ide tururEcel bir bir yuda turur bu dünyâya magrûr nedür7 Küfr ile tutdun dinüni vir yagmâya gümânunıGetür görelüm burhânun belki haber takrîr nedür8 Hiç yogıken oldun diri aç gözüni yolca yüriAnlayasın sen bu sırrı bellü haber manzûr nedür9 Dahı yakın haber diyem anlayasın bellü beyânNefs dilegin terk eyleyen ol ezelî magfûr nedür10 Mü'minisen gelgil berü Cebbâr ola burc u bârûFahr idelüm mürşidile ma'lûm ola münkir nedür


Dr. Mustafa Tatcı 4711 Bunda “Belî” diyen kişi anda tamâm olur işiBizden nişân isteyene ol Hallâc-ı Mansûr nedür12 Yûnus imdi söyle Hakk'ı Allah oldı sana sâkîGider gönüldeki şeki elündeki menkûr nedürF. 90a, T. 21b, NO. 182b, YE. 26a, K. 59b, A. 4, Ç. 11b.571 ‘Ârifler ortasında sofîlik satmayalarİhlâsıla bu ‘ışka riyâyı katmayalar2 Ya bildügüni eyit ya bir bilürden işitTeslîmlik ucını tut sözi uzatmayalar3 Kur'ân kelâmum didi gönüle evüm didiGönül ev ıssın bilmez âdemden tutmayalar4 Gönül sındı buludı hem Hakk'a yakınıdıYine dikerem diyü bütüni yırtmayalar5 Mumlu baldur şerî'at tortusuz yagdur tarîkatDost içün balı yaga pes niçün katmayalar6 ‘Ârif cân virür tuymaz yalancı mâla kıymazYalanıla gerçegi berâber tutmayalar7 Kıymetin tuyarısan neye deger iş bu demErenlerün ma'nîsin almaza satmayalar8 Miskîn Âdem yanıldı Uçmak'da bugday yidiİşi Hak'dan bilenler şeytândan tutmayalar9 Şîrîn hulklar eylegil tatlu sözler söylegilSohbetlerde Yûnus'ı hergiz unutmayalarF. 91a, T. 22a, YE. 33b, RY. 23a, NO. 183a, K. 103a, B. 10a, Rt. 3, A. 6.


48Yûnus Emre Dîvânı581 Bu semâ‘a girmeyen sonına peşmân olurİrişür bizümile ser-te-ser düşmân olur2 Dostdur bizi okıyan üstümüze şakıyanŞimd'üç buçuk okıyan derin dânışmân olur3 Dânışmânun câhili onamaz dervîşleriDervîşile dânışmân yavlak arışgan olur4 Bir niçenün gönline şeytânlar tolup dururErenler semâ'ına bunlar gülüşgen olur5 Dânışmân oldı geldi okıdugında buldıEhl-i derd dervîşlere cânı karışgan olur6 İy bî-çâre dânışmân eyit dervîş dervîşânDervîşlere irişen işine peşmân olur7 Yûnus eydür Mevlânâ epsem otur yiründeBu sohbete döymeyen sonra savaşgan olurF. 88b, NO. 184a, YE. 25a, RY. 51b, K. 107b, B. 11b, A. 8.591 ‘Işk erinün gönli tolu pâdişâhun haznesidür‘Işksuz âdem ne anlasun şerî'atun ma'nîsidür2 ‘Işkdur ‘âşıklar dermânı ‘ışkdan hâsıldur murâdı‘Âşık kişinün sohbeti ‘ışksuz kişiye belâdur3 Kimi ‘avret oglan sever kimi mülk-hânumân severKim ser-mâye dükkân sever bu dünye hâlden hâledür4 ‘Âşık bu dünyâyı n'ider ‘âkıbet bir gün terk ider‘Işk etegin dutmış gider her kim gelürse saladur


Dr. Mustafa Tatcı 495 Bezm-i ezel'de pâdişâh elüme sundı bir kadehİçeliden kıluram âh bilmezem ki ne belâdur6 Çün ezelden Yûnus senün ‘ışkıla esridi cânunDergâhına her dem anun vâlih ü hayrân kala durF. 92a, T. 22b, NO. 194a, RY. 22a, K. 101a, YE. 33a, M.24, Ç. 8b.601 İşidün iy ulular âhir zamân olısarSag müsülmân seyrekdür ol da gümân olısar2 Dânişmend okur dutmaz dervîş yolın gözetmezBu halk ögüt işitmez ne sarp zamân olısar3 Gitdi begler mürveti binmişler birer atıYidügi yohsul eti içdügi kan olısar4 Ya'ni er gelmiş erden elini çekmiş şerdenDeccâl kopısar yirden âhir zamân olısar5 Aceb mahlûk irişdi göz yumuban dürişdiHelâl harâm karışdı assı-ziyân olısar6 Birbirne yavuz sanur itdügin kala sanurYarın mahşer güninde işi beyân olısar7 İy Yûnus imdi senün ‘ışkıla geçsün gününSevdügün kişi senün cânuna cân olısarM. 38.F. 91b, T. 22a, K. 35a, YE. 31a, RY. 49b, HB. 15a, B. 52b,


50Yûnus Emre Dîvânı611 İy dost bunca kıyl u kâl ne maksûd hod bir haber dururYâ bunca cüst ü cû nedür görene bir nazar durur2 Taglar aşup berye söküp ırak yire emek döküpİstedügün bundayiken bu ne ‘aceb sefer durur3 Hîç ırak isteme anı cânından içerü cânıSenünle biledür anı görmemek bî-basar durur4 Hîç varmagıl ırak sefer ‘ömrün geçer ecel irerDost bundadur halvet sever ne galaba haşar durur5 Cânundan ol dahı yakın key edeb bekle key sakınBilürisen dostlık hakın dâyim sana ol yâr durur6 Dilün eydür Çalap hâzır pes kulagun niçün sagırSenün sözüne sen münkir va'llâh bu iş hatar durur7 Sen uyursın ol uyanık eksügüni bilgil bayıkDahı niçe bulam tanık yoldaş u hem râz-dâr durur8 Mescîd ü medrese sende sen yürürsin perâkendeIrak kaldun bu erkânda katı bu iş düşvâr durur9 Bu tevhîd tonını geyen varlıgını yoga sayanİş bu yola kâyım turan mutlak bilün ol er durur10 Ol işler tamâm olıcak ol düzenlik dirilicekGözün hicâbın silicek yir-gök tolu dîdâr durur11 Yûnus derdile girüben ‘ışkun yolında dem-be-demVarlıgın yoga sayuban ma'şûka intizâr durur11b.F. 93b, T. 23b, K. 119b, RY. 42a, YE. 30a, Rt. 5, M. 31, Ç.


Dr. Mustafa Tatcı 5162Fe'ûlün Fe'ûlün Fe'ûlün Fe'ûlün1 Ne bilsün bu ‘ışkı usanlar-uyalarNe döysün bu yola azıksuz yayalar2 Gelün biz varalum Yûsuf'ı görelümCemâli honından bin açlar toyalar3 O vahdet ilinde diken yok gülindeŞeker çok dilinde yüzinde hayâlar4 ‘Âşıklar tagında ma'şûklar bâgındaBudak sürimişler duduksuz yayalar5 Harâbâtîlerden göründi çün kim ‘ışkN'iderler bu ‘ârı bu rengi yuyalar6 N'olaydı ben anı göreydüm bu gözleNe döysün bu gözler döyemez kabâlar7 Bizi biz koyalum anlar biz olalumBirligi tuyanlar ikilik koyalar8 Yûnus sen bir olgıl gönülde sır olgılKi dervîş olanlar bu sırdan tuyalarRY. 17a, B. 16a.63Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bu dünyâya gönül viren sonucı pişmân olısarDünyâ benüm didükleri hep ana düşmân olısar


52Yûnus Emre Dîvânı2 İy dostını düşmân dutan gaybet yalan söz söylemeBunda gammâzlık eyleyen anda yiri tar olısar3 Çünki olısar yiri tar kazançlu kazancı kadarMü'minlere geldi haber ‘âşıklar dîdâr göriser4 Maksûdumuz dîdârıdı şeyhümüz girçek er idiEvvel dahı ol varıdı âhir dahı var olısar5 Oldur âhir oldur ebed hem dillerde Küfven ahadEvliyâ geçdi dünyâdan bir sâ‘at kime kalısar6 Alun evliyânun elin togrı varun Hakk'un yolınMa'nî budur bellü bilün bildüm diyen bilmeyiser7 Yûnus imdi bildüm dime miskînlige elden komaKimde miskînlik varısa Hak dîdârın ol göriserYE. 28b, K. 179a, RY. 67a, M. 61.641 Evliyâ'ya münkirler Hak yolına ‘âsîdürOl yola ‘âsî olan gönüllerün pâsıdur2 Tartduk bu ‘ışk cefâsın tâ irince ma'şûkaZirâ ki ol dost benüm derdümün devâsıdur3 Henüz bu yir olmadın gökler yaradılmadınEvliyâlar vatanı pâdişâh kal'asıdur4 Mevlânâ Hudâvendgâr bize nazar kılalıAnun görklü nazarı gönlümüz aynâsıdur5 Miskîn ol yâre miskîn gide senden kibr ü kînRûzigâr gelür geçer pes kime kalasıdur


Dr. Mustafa Tatcı 536 Geyiklü'nün ol Hasan söz eyitmiş kendüdenKudret dilidür söyler kendünün söz nesidür7 Okıyuban yazmadın yanıluban azmadınYûnus bu ‘ışk sözini kim bildi bilesidürRY. 58b, K. 189b, YE. 23b, M. 67.651 Bilür misüz iy yârenler girçek erenler kandadurKanda baksam anda hâzır kanda istesem andadur2 Kim ki dostı sevdi ise hânûmânı terk iylesünDegmeler dostı sevemez dostun sevgüsi cândadur3 ‘Işksuzlara benüm sözüm benzer kaya yankusınaBir zerre ‘ışkı olmayan bellü bilün yabandadur4 Yalancılık eylemegil ‘ışka yalandur dimegilBunda yalan söyleyenün anda yiri zindândadur5 İy kendözini bilmeyen söz ma‘nîsin anlamayanHak varlıgın isterisen uş ‘ilm ile Kur'ân'dadur6 Allah benüm didügine virmişdür ‘ışk varlıgınıKime bir zerre ‘ışk vire Çalap varlıgı andadur7 Niçeler eydür Yûnus‘a kim kocaldun ‘ışkı kogıl‘Işk bize yinile degdi henüz dahı turvandadurRt. 17b, RY. 58b, YE. 24a, A. 5b, NO. 182b.661 İşidün iy yârenler ‘ışk bir güneşe benzer‘Işkı olmayan gönül misâl-i taşa benzer


54Yûnus Emre Dîvânı2 Taş gönülde ne biter dilinde agu düterNiçe yumşak söylese sözi savaşa benzer3 ‘Işkı var gönül yanar yumşanur muma dönerTaş gönüller kararmış sarp-katı kışa benzer4 Ol sultân kapusında ol Hazret tapusında‘Âşıklarun ılduzı her dem çavuşa benzer5 ‘Aynı hırs ol olmışdur nefsine ol kalmışdurKendüye düşmân olmış yavuz yoldaşa benzer6 ‘Işkdur kudret körügi kaynadur ‘âşıklarıNiçe kapdan geçürür andan gümüşe benzer7 ‘Âşık gönli dölenmez ma'şûkın bulmayıncaKarârı yok dünyâda pervâzı kuşa benzer8 Münkir sözini bilmez sözi ileri varmazNeye teşbîh idersin anlanmaz düşe benzer9 Geç Yûnus endîşeden ne gerek bu pîşedenEre ‘ışk gerek önden andan dervîşe benzerRY. 25b, YE. 29a, K. 156b, M. 49, Ç. 12a.67Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün1 Nâ-gehân cânân ilinden irdi bu câna haberBu harâbât ikliminde eglenme yüri kıl sefer2 Bu harâbât iklimi anun melâmetdür tonıDökilür kanlar saçılur sad-hezarân başı yiter3 Bu yirün külhânları gülşenleridür ‘âşıkunAnda bülbüller yakarlar ‘ışk odına bâl u per


Dr. Mustafa Tatcı 554 Yidi deniz gördüm anda birisi oddanıdıBu harâbât ehlinün dirler yolı andan geçer5 Gördüm anda takılur cân boynına zülfeyn-i dostBir kıl ile sad-hezarân Mansûr'ı ber-dâr ider6 Sordum anda var mıdur ‘uşşâka bu bendden halâsDidiler kim yok durur urgan ucın dilber tutar7 Şâh u sultân sohbetinde sürilür nûrdan kadehSâkiler çagrışup eydür dost elinden kim içer8 Varlıgın yagmâya virdi irdi ma'nâ-yı ResûlOl kapudan gir içerü yüri var kıl a hazer9 Yûnus'a sorarısan bu sözleri kandan alurMeger ol dîvân-ı ‘ışkun defterinden yâd iderMecmûa (Millî Ktp. Nu: 442) s. 71.681 Dürlü dürlü cefânun adını ‘ışk virmişlerBu cefâya katlanan dosta halvet irmişler2 Her kim ‘ışka irişe ‘ışk anunla barışaKim ‘ışka müşteriyse cânına od urmışlar3 Her kim ‘ışka sataşdı ol dem kaynadı taşdıKim delü dir kim uslu dört yanında turmışlar4 ‘Işk durur âfet belâ döndürür hâlden hâleDost elinden piyâle hoş melâmet olmışlar5 ‘Işkdur Yûnus'un cânı başında ser-encâmı‘Işka münkir âdemi bu meydândan sürmişler


56Yûnus Emre DîvânıYE. 40a, RY. 65b, K. 177a. Rt. 8, M. 60.691 Bu dünyânun meseli bir ulu şâra benzerVelî bizüm ömrümüz bir tîz bâzâra benzer2 Her kim bu şâra geldi bir lahza karâr kıldıGirü dönüp gitmegi gelmez sefere benzer3 Bu şârun evvel dadı şehd ü şekerden şîrînÂhir acısını gör şu zehr-i mâra benzer4 Evvel gönül almagı hûblara nisbet iderÂhir yüz döndürmegi ‘acûz mekkâra benzer5 Bu şârun hayâlleri dürlü dürlü hâlleriAldamış gâfilleri câzû ‘ayyâra benzer6 Bu şârda hayâllerün haddi vü şumârı yokBu hayâle aldanan otlar tavara benzer7 Bu şârdan üç yol çıkar biri cennet biri nârBirisinün arzûsı maksûd dîdâra benzer8 Bu şârun sultânı var cümleye ihsânı varSultânıla bilişen yog iken vara benzer9 Kendü mikdârın bilen bildi kendü hâliniVelî dahı ‘ışkıla evvel bahâra benzer10 Bî-çâre Yûnus'ı gör derdile hayrân olmışAnun her bir nefesi şehd ü şekere benzerYE. 38b, DAY. 48, Dîvân-ı Kaygusuz Abdâl, Berlin Ktp,Nu: 4044) vr. 332a.


Dr. Mustafa Tatcı 57701 Dost senün ‘ışkun okı key katı taşdan geçer‘Işkuna düşen ‘âşık cânıla başdan geçer2 ‘Işkuna düşenlerün yüregi yanar olurKendüyi sana viren dükeli işden geçer3 Dün ü güni zâr olur ‘ışkunıla yâr olurEndîşesi sen olan cümle teşvîşden geçer4 ‘Âriflere bu dünyâ hayâl ü düş gibidürKendüyi sana viren hayâl ü düşden geçer5 Dünyânun mahabbeti agulu aşa benzerÂhirin sanan kişi agulu aşdan geçer6 Başında aklı olan âhrete ‘amel itmezHûrîlere aldanmaz gözile kaşdan geçer7 Girçek âşık ol ola cân virmege ol iveDostıla bâzâr içün niçe bin başdan geçer8 Yûnus'un gönli gözi toludur Hak sevgüsiSohbet ihtiyâr iden yâd u bilişden geçerNO. 190b, K. 186a, RY. 56b.71Mef'ûlü Mefâ'îlün1 Allah diyelüm dâimAllah görelüm n'eylerYolda turalum kâ'imAllah görelüm n'eyler2 Allah diyü kıl zârıOldur kamunun varı


58Andan umalum yarıAllah görelüm n'eylerYûnus Emre Dîvânı3 Çıkarmayalum dildenAyrılmayalum yârdanIrılmayalum yoldanAllah görelüm n'eyler4 Açlık sonı toklıkdurToklık sonı yoklıkdurBu yollar korkulıkdurAllah görelüm n'eyler5 Sen sanmadugun yirdeNâgâh açıla perdeDermân irişe derdeAllah görelüm n'eyler6 Gündüz olalum sâ'imGice olalum kâ'imAllah diyelüm dâimAllah görelüm n'eyler7 Adı sanı dillerdeSevgüsi gönüllerdeŞol korkulu yollardaAllah görelüm n'eyler8 Adı sanı uşatdumKüfrümi suya atdumMiskînlige el katdumAllah görelüm n'eyler9 Her dem talalum bahreAldanmayalum dehreSabreyleyelüm kahraAllah görelüm n'eyler


10 ‘Âr-nâmusı bırakdumKülümi suya atdumDervîşlige el katdumAllah görelüm n'eyler11 Mecnûn gibi âvâre'Âşık oluban yâreDi Yûnus sen bî-çâreAllah görelüm n'eyler12 Yûnus sen anı sanmaBu ‘ışk sana sendendürCân kamuya andandurAllah görelüm n'eyler13 N'itdi bu Yûnus n'itdiBir togrı yola gitdiPîrler etegin tutdıAllah görelüm n'eylerB. 13a, Rt. 3.Dr. Mustafa Tatcı 59721 İy pâdişâh iy pâdişâh her dem işin düze dururDünyâ anun bostânıdur sevdügini üze durur2 Yavuzlık eyleme sakın ecel sana senden yakınNiçelerün aslın kökin yord eyleyüp boza durur3 Sen anda varursın anda çok yarag eylegil bundaCânlar bâkî degül tende di bir kaç gün geze durur4 Sorucı gelür yir yırtup sorar Tanrı'n kimdür diyüİş bu cânum anı tuyup sünüklerüm sıza durur5 İy Tanrı'yı bir bilenler cân Hakk'a kurbân kılanlarÖlü degüldür bu cânlar ‘ışk gölinde yüze durur


60Yûnus Emre Dîvânı6 Ben gördüm erenler uçdı ‘ışk kadehin tolu içdiHak katında nâzı geçdi şöyle yüzi yire durur7 Erenlerün kulıyısan ölümün ana tur YûnusNiç'erenler geldi geçdi nevbet şimdi bize dururYE. 33b.73Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Niteki bu gönlüm evi ‘ışk elinden taşa gelürNiçe yüksek yürürisem ‘ışk başumdan aşa gelür2 Niçe ki eydürem râzum söylemeyem kimseneyeGider bu sabr u karârum dost ögüme düşe gelür3 Ben bilürem ahvâlümi bencileyin er ne bileBenüm görene sevdügüm ne sevmekdür hoşa gelür4 Hey niçe sabreyleyiser dost yüzini gören kişiOl hakîkat gördüm diyen kendözinden şaşa gelür5 Ma'şûkanun tecellîsi dürlü dürlü renkler olurBir şîvede yüz bin gönül uş hemîşe cûşa gelür6 Anun gibi pâdişâha kimün gözi duş olursaSultân-ı vakt oldıyısa ‘aklından ol şaşa gelür7 Ol dostıla benüm işüm bulıdıla güneşleyinBir dem hicâbı sürilür bir dem nikâb başa gelür8 Eger bana sorarısan cânı yokdur şol kişinünMa'şûka sevmekden artuk gönline endîşe gelür


Dr. Mustafa Tatcı 619 ‘Aceb yine miskîn Yûnus ‘ışkdan artuk sevdi megerZîrâ ki bu ‘ışkdan yigrek hîç yok durur başa gelürYE. 38a, A. 5.741 Sabâhın sinlere vardum gördüm cümle ölmiş yaturHer biri bî-çâre olup ‘ömrin yavı kılmış yatur2 Vardum bunlarun katına bakdum ecel heybetineNiçe yigit murâdına irememiş ölmiş yatur3 Yimiş kurd kuş bunı keler niçelerün bagrın delerŞol ufacık nâ-resteler gül gibice solmış yatur4 Topraga düşmiş tenleri Hakk'a ulaşmış cânlarıGörmez misin sen bunları nevbet bize gelmiş yatur5 Esilmiş incü dişleri dökilmiş saru saçlarıBitmiş kamu teşvişleri Hak varlıgın almış yatur6 Gitmiş gözünün karası hîç işi yokdur turasıKefen bizinün pâresi sünüge sarılmış yatur7 Yûnus ‘âkilisen bunda mülke sûret bezemegilMülke sûret bezeyenler kara toprak olmış yaturRY. 16b, YE. 39a, B. 54a, A. 4.751 ‘Işkun odı yüregümde neler eyler neler eylerBugün bir ‘âşıkı gördüm bu derdümden haber söyler2 Gelün hey dertlüler gelün bu derdümden siz de alunDertlü bilür dertlü hâlin ya dertsüzler bunda n'eyler


62Yûnus Emre Dîvânı3 Kimisi dost yüzin gördi kimi dahı görem dirdi‘Âşık ma'şûkına irdi uş yine bayram eyler4 Bugün Mansûr olup n'idem şeyhümün yüzini göremMaksûdum buyıdı irem ‘âşık yine derdin söyler5 Yûnus eydür ‘âşık oldum ma'şûkun derdinden öldümTeveccüh ma'şûka kıldum anunıla gönlin eglerNO. 187b, DAY. 54.761 Miskîn âdem oglanı nefse zebûn olmışdurHayvân cânâvâr gibi otlamaga kalmışdur2 Hergiz ölümin sanmaz ölesi günin anmazBu dünyâdan usanmaz gaflet ögin almışdur3 Oglanlar ögüt almaz yigitler tevbe kılmazKocalar tâ‘at kılmaz sarp rûzigâr olmışdur4 Begler azdı yolından bilmez yoksul hâlindenÇıkdı rahmet gölinden nefs göline talmışdur5 Yûnus sözi ‘âlimden zinhâr olman zâlimdenKorka durun ölümden cümle togan ölmişdürNO. 187b.771 Bu dem yüzüm süre turam her dem ayum yini togarHer dem bayram durur bana yayum kışum yini bahâr2 Bulut gölge kılmayısar benüm ayum ışıgınaHem gedilmez tolulugı nûrı gökden yire dogar


Dr. Mustafa Tatcı 633 Anun nûrı karanuyı sürer gönül hücresindenPes karanulık nûrıla bir hücreye nite sıgar4 Evvel ay niçe dogdıysa ayruk dolanmadı hergizEksilmedi ‘ömri anun her kime kim kıldı nazar5 Ben ayumı yirde gördüm ne isterem gök yüzindeBenüm yüzüm yirde gerek bana rahmet yirden yagar6 Sözüm ay gün içün degül sevenlere bir söz yiterSevdügüm söylemezisem sevmek derdi beni bogar7 Anun vasfın eydürisem halk ma'şûkın öger sanurHâcet degül ögmek ana kendü nûrın kendi öger8 N'ola Yûnus sevdiyise çokdur Hakk'ı sevicilerSevenleri gördiyidi anun içün boynın egerYE. 30a, 37b, K. 114a, RY. 37a, A. 5, 7.78Mestef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Tanrı'yiçün cânum cânı cefâyısa tapdur yiterSenün firâkundan beter ‘azâb dahı var mı beter2 ‘Işkun odı yüregümde yandugına ‘âlem tanukKanda bir od yanarısa nişânı var dütün tüter3 ‘Işkun çeri saldı benüm gönlüm evi iklîmineCânumı esîr eyledün n'ider bana yagı Tatar4 Ecel salam iklîmlere vasyet kılam ‘âşıklaraMa'şûkadan diyem sakın oynar ‘âşık gönlin atar5 ‘Aceb bu benüm derdüme neyiçün dermân bulınmazKim bulısar dermân ana kişiyi kim beri dutar


64Yûnus Emre Dîvânı6 Resmi durur sultânlarun kullar günâh eyleyicekYâ edebler ol kulını yâ mezâda virür satar7 Yûnus şikâyet eyleme yârdan cefâ gördüm diyüCümle ‘âşıklar hâceti ma'şûkı katında biterYE. 28b, RY. 151a.791 Yâr yüregüm yâr gör ki neler varBu halk içinde bize güler var2 Ko gülen gülsün hak bizüm olsunGâfil ne bilür Hakk'ı sever var3 Bu yol uzakdur menzili çokdurGeçidi yokdur derin sular var4 Girdük bu yola ‘ışkıla bileGurbetlik ile bizi salar var5 Her kim merdâne gelsün meydânaKalmasun câna kimde hüner var6 Gözleri giryân cigeri püryânOlmışlar hayrân dîvâneler var7 Yûnus sen bunda meydân istemeMeydân içinde merdâneler varRt. 5, DAY. 73.801 ‘Işkıla gelen erenler içer aguyı nûş iderTopuga çıkmayan çaylar deniz ile savaş ider


Dr. Mustafa Tatcı 652 Biz bu yoldan üşenmedük erenlerden usanmadukKimseyi yavuz sanmaduk her ne ider kolmaş ider3 Kolmaşa virdük sözini söz ile dögdük yüziniYaban cânâvârı gibi bilinler andan şeş eder4 Bu sohbete gelmeyenler Hak nefesi almayanlarSürün anı bundan gitsün tururısa çok iş ider5 Câhildür ma‘nîden almaz oturur karârı gelmezÖlecegini hîç sanmaz yüz bin yıllık teşvîş ider6 Tag ne kadar yüksegise yol anun üstinden aşarYûnus Emrem yolsuzlara yol gösterür vü hoş iderNO. 195a, RY. 72a, K. 182b, B. 52a, M. 63.811 Ol ‘âlem fahri Muhammed nebîler serveridürVir salâvât ‘ışkıla ol günâhlar eridür2 Hak anı ögdi yaratdı sevdi Habîb'üm didiYir yüzinde cümle çiçek Mustafâ'nun teridür3 Cebrâîl da'vet kılınca Mi'râc'a Muhammed'iMi'râc'ında diledügi ümmetinün varıdur4 Sen ana ümmet olıgör o seni mahrûm komazHer kim anun ümmetidür sekiz Cennet yiridür5 Her kim anun sünnet ile farzını kâ’im tutarNe diyem ki ‘âkıbet sorı-hisâbdan beridür6 Suçlu suçsuz günahkâr şefâ'at andan umarOl Cehennem'de yananlar münkirün inkârıdur


66Yûnus Emre Dîvânı7 Yûnus Emrem iş bu sözi cân içinde söylediSöyleyen bî-çâre Yûnus Tapduk Emrem sırrıdurB. 27b.821 Yir yüzinde gezeridüm ugradum milketler yaturKimi ulu kimi kiçi key kuşagı berkler yatur2 Kimi yigit kimi koca kimi vezir kimi hocaGündüzleri olmış gice ancılayın çoklar yatur3 Togru varurdı yolları kalem tutardı elleriBülbüle benzer dilleri dânışmân yigitler yatur4 Ulu-kiçi aglamışlar server yigitler komışlarBaş ucında yay sımışlar kırıluban oklar yatur5 Atlarınun izi tozlu önleri tabıl-bazıluİle güne hükmi yazlu şu muhteşem begler yatur6 Gice gündüz oglancuklar söyleriken bülbül gibiAyrılmışlar anaları sinlerini bekler yatur7 Elleridür kınalu hem karavaşları tapuluKargu gibi uzun boylu gül yüzlü hatunlar yatur8 El baglamışdur kamusı Hak Çalap'dandur umusıNökerlü kızdur kimisi alınmaduk çoklar yatur9 Yûnus bilmez kendü hâlin Hak Çalap söyledür dilinBir niçesi yini gelin ak teleme yüzler yaturNO. 188a, YE. 34a, K. 138b, RY. 39a, M. 40, Ç. 15b.


Dr. Mustafa Tatcı 67831 Ne bakarsın taş kapuda gir içerü neler gezerTama' oturmış dâimâ saf baglanmış fitne düzer2 Gel imdi gel kanâ‘ata gâfil olma tîz bin ataOlmaya kim ecel yite fâsid ola satu-bâzâr3 Sen kandasan teslîm ile kamulardan aşaga durUşan olma bu sözümden gör müfsidi nice kızar4 Ana durur buhl u hased key mübâriz durur gâyetKökini kaz yabana at fârig otur iy gam-güzâr5 Kogıl bu yoklık bâbını ögren dostluk edebiniEydürsin sor iste beni bana gelen kâlden bezer6 Kibr ü menidür subaşı delim kişidür yoldaşıSen olmagıl anun eşi buna uyan yoldan azar7 Riyâ çökük yirde durur key sakın oda buyururİhlâs gelüp cümlesin yur Yûnus yolı yavlak sezerF. 82a, T. 17a, YE. 29b, RY. 36b, K. 112b, M. 29.841 Bu dervîşlik turagı bir ‘acâyib turakdurDervîş olan kişiye evvel dirlik gerekdür2 Çün anda dirlik ola Hakk'ıla birlik olaVarlıgı elden koyup ere kullık gerekdür3 Kullık eyle erene şarkdan garbı göreneSenden haber sorana key miskînlik gerekdür4 Miskîn olugör bâri benlikden ırak yüriGönlinde benlik olan dervîşlikden ırakdur


68Yûnus Emre Dîvânı5 Hak ere benüm didi varlıgın erde kodıErenlerün himmeti yirden göge direkdür6 Bu dervîşlik berâtın okımadı müftîlerKim ne biliser bunı bir ‘acâyib varakdur7 İy Yûnus ‘ârifisen anladum bildüm dimeTut miskînlik etegin âhir sana gerekdürF. 81a, T. 16a, NO. 186a, YE. 33a, RY. 28b, 16a, K. 99b,169a, M. 55, 23.851 İşidün iy yâranlar dem evliyâ demidürGelsün ‘ömür sürenler dem evliyâ demidür2 Ezelî bünyâd urdı altı günde dünyâ toldıİsrâfîl'e buyurdı dem evliyâ demidür3 Kırk bin kırk dört tabakât meşâyıh evliyâlarDört kapudur kırk makâm dem evliyâ demidür4 Yüz bin yigirmi dört bin güzide peygamberlerÜmmetine buyurmış dem evliyâ demidür5 Yûnus Emre ‘âşıksun ‘ışka key döydüniseDa'vet it ‘âşıklara dem evliyâ demidürK. 183a, RY. 72b, M. 63.861 ‘Işksuz âdem dünyede bellü bilün yok dururHer biri bir nesneye sevgüsi var “âşıkdur2 Çalab'un dünyâsında yüz bin dürlü sevgü varKabûl it kendözüne gör kangısı lâyıkdur


Dr. Mustafa Tatcı 693 Biri Rahmâni'r-rahîm biri Şeytâni'r-racîmAnun yazugı müzdi sevgüsne ta'allukdur4 Dünyâda Peygamber'ün başına geldi bu ‘ışkTercemânı Cebrâîl ma'şûkası Hâlik'dur5 ‘Ömer ü ‘Osmân ‘Alî Mustafâ yârenleriBu dördinün ulusı Ebu Bekr-i Sıddîk'dur6 ‘Âlem fahri Muhammed Mi'râc'a agdugındaÇalap'dan diledügi ümmetine azıkdur7 Yûnus senün ‘aybunı gözlegil ayrugı koKimsenün ‘ayıbına sen bakmagıl yazıkdurF. 79b, T. 15b, YE. 32a, K. 89a, RY. 72b, M. 18, Ç. 7a.87Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Gelün sorun bu cânlara sûretleri n'oldı giderDün-gün senünven diriken ne bahâne buldı gider2 ‘Aceb degül giderise sûreti terk ideriseYanlış yalan gaybet degül dostdan haber geldi gider3 Kanı anun mülk ü mâlı terk eylemiş cümlesiniOl pâdişâh dergâhına hulk-ı ‘amel aldı gider4 Eyle ki dost olmış iken niçe iş düzülmiş ikenBellü bilün cân sûretün sakalına güldi gider5 Eyler idi satu-bâzâr bir pûl içün girü bozarOlmış bu dünyâdan bizâr yensüz gönlek geydi gider6 Bin uyagur bin bir togar buyruk ile gelmiş megerKimdür bu dünyâya toyar peymânesi toldı gider


70Yûnus Emre Dîvânı7 Gaflete virme özüni dünyâ-perestlik eyleyüpGörme misin bu dünyâya eyü yavuz geldi gider8 Kamu ‘âlem ümid tutar âhiretde görem diyeYûnus eydür dervîş olan bunda Hak'ı buldı giderF. 80a, T. 16a, NO. 195a, YE. 32b/35a, RY. 8b/31b, HB.11b, K. 90b/208b M. 19/76.88Müstef'ilün Müstef'ilün1 İşit sözümi iy gâfilTanla seher vaktinde turEyle buyurmış ol kâmilTanla seher vaktinde tur2 İşit ne dir horûsunuzTanla virilür rûzunuzDost dergâhına dutgıl yüzTanla seher vaktinde tur3 İşit sözümi ya sagırTâ terezün gele agırYalvar Çalab'una çagırTanla seher vaktinde tur4 Yatanlarun yatlu hâliHiç nesneye irmez eliSeher eser rahmet yiliTanla seher vaktinde tur5 Kuşlarıla turgıl bileKıl namâzı imâm ileYalvar günâhun gel dileTanla seher vaktinde tur


Dr. Mustafa Tatcı 716 Okına Kur'ân u Yâ-sînKulak urup dinleyesinTagca günâhun yuyasınTanla seher vaktinde tur7 Okına hadîs ü kelâmDiyeler ‘Aleyhi's-selâm‘Âşıkısan bellü bilemTanla seher vaktinde tur8 Helâl ola sana UçmakUçmak'da Hûrîler kuçmakKevser şarâbını içmekTanla seher vaktinde tur9 Miskîn Yûnus aç gözüniUyar gafletten özüniTâ bilesin kendözüniTanla seher vaktinde turF. 83a, T. 17b, K. 134b, YE. 30b, RY. 49a.89Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Sensin bize bizden yakın görünmezsin hicâb nedürÇün ‘aybı yok görklü yüzün üzerinde nikâb nedür2 Sen eyitdün iy pâdişâh Yehdi'l-lâhu limen yeşâŞerîkün yok senin i şâh suçlu kimdür ‘azâb nedür3 Levh üzere kimdür yazan azduran kimdür yâ azanBu işleri kimdür düzen bu su'âle cevâb nedür4 Rahîm durur senün adun Rahîm'lıgun bize didünMürşidlerün muştıladı Lâ taknetu hitâb nedür


72Yûnus Emre Dîvânı5 Bu işleri sen bilürsin sen virürsin sen alursınNe kim dilersen kılursın yâ bu soru hisâb nedür6 Biz umaruz mürvetünden cümle iş senün katundanSenün o çok rahmetünden bu bir avuç türâb nedür7 Kün'i bir kezin söyledün her nesneyi var eyledünYine âhir bir söz ile anı kılmak harâb nedür8 Kanı bu mülkün sultânı pes ten isen kanı cânıBu göz görmek diler anı bu merci' ü me'âb nedür9 Yûnus bu göz anı görmez görenler hod haber virmezBu menzile ‘akıl irmez bu kodugun serâb nedürF. 81b, T. 16b, RY. 50a, NO. 181a, YE. 29b, K. 110a, HB.15a, A. 8, Ç. 10b.90Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Hakîkat her vücûdun cânı ‘ışkdurNe cân kim cân içinde cânı ‘ışkdur2 Bu cân cismümi kâyim tutar ancakO cân kim zâhir ü pinhân-ı ‘ışkdur3 Bu ‘ışk elinde ‘âciz cümle eşyâNe sır kim kamu ser-gerdân-ı ‘ışkdur4 Bu ‘ışk kandalıgın bilmez kimesneBilürler haddini pâyân-ı ‘ışkdur5 Gehî Leylî olur Mecnûn gözindenGeh olur Leylî'nün hayrân-ı ‘ışkdur


6 Gehî kan yaş akar Ya'kûb gözindenGeh olur Yûsuf-ı Ken'ân-ı ‘ışkdur7 Dirildür ölüyi ‘Îsâ demindeGeh olur Mûsî-i ‘Ümrân-ı ‘ışkdur8 Ene'l-Hak çagırur Mansûr dilindenCüneyd'de cübbe vü ‘irfân-ı ‘ışkdur9 Bu ‘ışkun dürlü dürlü rengi çokdurKimi giryân kimi handân-ı ‘ışkdur10 Fidî bu ‘ışka cânum dînüm olsunBana hem dîn ü hem îmân-ı ‘ışkdur11 Ne Yûnus anda yüz bin cân-ı YûnusKabûl itsün ne kim kurbân-ı ‘ışkdur12 Vücûdun cübbesin ‘ışkıla çâk itTalagör ana kim ‘ummân-ı ‘ışkdurDr. Mustafa Tatcı 73NO. 190b, YE. 39b, K. 176a, B. 51b, RY. 65b, M. 59.911 ‘İlim ‘ilim bilmekdür ‘ilim kendin bilmekdürSen kendüni bilmezsin yâ niçe okumakdur2 Okumakdan ma'nî ne kişi Hakk'ı bilmekdürÇün okudun bilmezsin hâ bir kurı emekdür3 Okıdum bildüm dime çok tâ‘at kıldum dimeEri Hak bilmezisen ‘abes yire yilmekdür4 Dört kitâbun ma'nîsi bellüdür bir elifdeSen elif dirsün hoca ma‘nîsi ne dimekdür


74Yûnus Emre Dîvânı5 Yûnus Emre dir hoca gerekse var bin haccaHepisinden eyüce bir gönüle girmekdürRt. 15a.921 İy dost senün ‘ışkun odı cigerüm pâre baş kılur‘Işkundan yanar yüregüm yandugum bana hoş gelür2 ‘Işkun odına yandugum aglamak oldı güldügümDost sana zâri kıldugum münkirlere savaş gelür3 Söylerisem sözüm savaş söylemezsem cigerüm başCihân tolu durur kallâş her birinden bir taş gelür4 Gör niçe taşlar atılur dost içün başlar tutılurGelür gönüle batılur hâlünüze hâldaş gelür5 Bizüm hâlümüzden bilen kimdür ‘ışka münkir olanBizüm sevdügümüz Hak'dur bu halka göz ü kaş gelür6 Niçe selâtînler zebûn olur bu ‘ışkun elindenHer kim bu yola düşerse ol bu yola yavaş gelür7 Erenler buna kalmadı vardı yolına turmadıHakk'ı girçek sevenlere cümle ‘âlem kardaş gelür8 Miskîn Yûnus bil sözüni dosta açup şol gözüniKangı burcdan bakarısan ol sultâna güneş gelürB. 15.931 Hocam ‘âşık olanlarun işi âhıla zâr olurHasretinden ol ma'şûkun gözi yaşı bınar olur


Dr. Mustafa Tatcı 752 Düni güni kılur zâri ya‘ni görmek diler yâriİşitmezler bu haberi ‘ışksuzlar bî-haber olur3 ‘Âşıkısan dîdârına koma bugüni yarınaGirenler ‘ışk bâzârına kendözinden bîzâr olur4 Terk eylegil sen senligün anun ‘ışkını bul anunBu ‘ışk içinde ölenün kan bahâsı dîdâr olur5 ‘Âşıklar lâ-mekân olur cihânun terkini ururCân u cihân ne nesnedür çün dostıla bâzâr olur6 ‘Işka yoldaş olıcagız cümle işler olur genizMaksûd ele giricegiz dost iline sefer olur7 Kanı girçek ‘âşık kanı gelün isteyelim anıBî-çâre Yûnus'un cânı dost yolına îsâr olurB. 14a, DAY. 55.941 Gelmeyen gelmedi sapdı secde eyledi tapdıBu ‘imâreti kim yapdı bu mülke Süleymân nedür2 Egriligi yaydan egri togrulugu okdan togruBu şehir içinde ugru hem kâzî hem sultân nedür3 Sendedür senden yat degül bellüdür mu'cizât degülBu kelâmdur hüccet degül deryâ içinde ‘ummân nedür4 Çig bişüp kazan taşmadın rûh cisime ulaşmadınAna rahmine düşmedin ol togmadın ölen nedür5 İy Yûnus Emre tıfl iken hîç nesneyi fehm itmedinCümle ‘ulûmı keşf idüp bildürüp ögrenden nedürB. 28a.


76Yûnus Emre Dîvânı95Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Anca zâr eyler kim şol bülbül eylerAnı ol eylemez illâ gül eyler2 Kaçan gülde görür dostun cemâlinÇagırur kim beni deli şol eyler3 Ne görür gülde yâ bî-çâre bülbülKi gülistâna karşu gulgul eyler4 Ne gördi Leylâ'nun yüzinde MecnûnAkıdup göz yaşın âb u sel eyler5 Ne göründi şu Ferhâd'un gözineKayalar kesüben dosta yol eyler6 Ne göründi Şeh İbrâhîm gözineTâcını tahtını târumâr eyler7 Kimin kâfir idüp kimin müselmânAnı kimse itmez illâ ol eyler8 Kimine derd virür asla inletmezKiminün dünyâda derdin bol eyler9 Kimi baydur kimi yoksul dime kimEger baydur eger yoksul ol eyler10 Kimine bir ‘abâ virmez kim giyeKiminün atına atlas çûl eyler11 Kimini dünyâda hayvân yaraturKimini kendine muhlis kul eyler


12 Kimin elin alur ‘Arş'a çıkarurKimin yire çalar kara kül eyler13 Bî-çâre Yûnus'un altûn söziniCâhile söylemen kızıl pûl eylerÇ. 13a, A. 4, DAY. 69.Dr. Mustafa Tatcı 77961 Dervîş olan kişiler deli olagan olur‘Işk neydügin bilmeyen ana gülegen olur2 Gülme sakın sen ana eyü degildür sanaKişi neyi gülerse başa gelegen olur3 Âh bu ‘ışkun eseri her kime ugrarısaDerdine sabretmeyen yolda kalagan olur4 Bir kişi ‘âşık olsa ‘ışk deryâsına talsaO deryânun içinde gevher bulagan olur5 ‘Âşık lâ-mekân olur dünyâ terkini ururDünyâ terkin uranlar dîdâr göregen olur6 Dervîş Yûnus sen dahı incitme dervîşleriDervîşlerün du‘âsı kabûl olagan olurÇ. 17b.971 Dervîşlige kadem uran her ma‘nîde sultân olurDervîş niçe miskîn ise anun gönli mekân olur2 Dervîş olan bil baglaya tolaplayın çok aglayaHer kanda tolap varısa anda bâg u bostân olur


78Yûnus Emre Dîvânı3 Dervîş oldur itden kaçar it besleyen kanlar içerKogıl hem it beslemegi it besleyen sekbân olur4 Dünyâ seven dervîş degül dervîşligi olmaz kabûlDervîşlikden kaçanlarun hemân şeyhi şeytân olur5 Yûnus eger dervîşisen terk eyle küllî dünyâyıDünyâ eger Uçmagısa dervîşlere zindân olurA. 5a.981 Yine seyreyledi gönlümDostun cemâlin arzûlarHicre katlanımaz gönülDostun cemâlin arzûlar2 Her kim ugrarsa bu derdeBulur o himmeti erdeAçılıviricek perdeDostun cemâlin arzûlar3 Kim ki gerçek mürîd olaBil baglayup gelsün yolaŞol yürekde ki dert olaDostun cemâlin arzûlar4 Dostum beni delü kıldı‘Aklumı fikrümi aldıHayâli gözümde kaldıDostun cemâlin arzûlar5 Evvel dirdi gönlüm banaAtlar tonlar gerek banaMevlâ'm bir dert virdi banaDostun cemâlin arzûlar


6 Yûnus'un sözi yirinceİniler cânın virinceTâ ölüp sine girinceDostun cemâlin arzûlarB. 54a.Dr. Mustafa Tatcı 79991 Erenlerden etek tutan menzil alup Hakk'a yitenMuhammed nûrına batan ol dünyâya kalmayandur2 Kimdür bunda palâs giyen oldur anda hulle giyenDilde agızda söylenen ol kimseye gülmeyendür3 Bunda şeytâna yâr olan varup anda âvâr olanHazret'de yüzi kar'olan erden nazar olmayandur4 Dünyâ için gussalanan mescid göricek tutınanAnda îmânsuz bulınan Allâh'ı bir bilmeyendür5 Gönlinde ikilik tutan ol metâ'ı bunda satanYarın Cehennem'de yatan bunda namâz kılmayandur6 Hûrîlerle bile yatan Uçmak kokusına batanAnda bülbül olup öten bunda zinâ kılmayandur7 Hûrîlerle sırdaş olan Muhammed ile eş olanOl îmânı yoldaş olan bunda yol yanılmayandur8 Yûnus miskîn gözler yolı divşür özün behey deliBu gülistânun bülbüli kimse gülin dirmeyendürB. 46b.100Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün


80Yûnus Emre Dîvânı1 Yirün gögün safâsı Mustafâ'durKamu ‘ahdün vefâsı Mustafâ'dur2 Ayun bedr ü hilâl alnı vü kaşıGünün nûrı ziyâsı Mustafâ'dur3 Çalap ‘Arş'ı ayagında olur FerşCihânun müntehâsı Mustafâ'dur4 Yarın mahşer Şefî‘ odur Şefî‘ olSekiz Uçmak sakâsı Mustafâ'dur5 Bî-çâre ‘âsî kullara yarın olŞefâ‘at eyleyesi Mustafâ'dur6 Yarın peygamberler ‘âciz olısarGirü elin alası Mustafâ'dur7 Yûnus yalvar getür Hakk'a salâvâtHak'un dostı Habîb'i Mustafâ'durÇ. 9a, Dîvân, Statsbibliothek, Ms. Or. Ort: 2869, vr. 39a.ZA101Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Bize dîdâr gerek dünyâ gerekmezBize ma'nî gerek da'vâ gerekmez2 Bize Kadîr Gicesi'dür bu giceKo irte olmasun seher gerekmez3 Bize ‘ışk şerbetinden sun i sâkîBize Uçmak'da kevser gerekmez


4 Badyalar tolu tolu içelüm bizBiz esrük olmazuz humâr gerekmez5 Eger bu derdile hasta düşersemSafâlık virmesün tîmâr gerekmezDr. Mustafa Tatcı 816 Gerekmez yâr gerekmez cân gerekmezBize dîdâr gerek deyyâr gerekmez7 Yûnus esriyüben düşdi susakdaÇagırur Tapdug'ına ‘âr gerekmezF. 94a, T. 24a, YE. 42b, A. 10.1021 Keleci bilen kişinün yüzini ag ide bir sözSözi bişürüp diyenün işini sag ide bir söz2 Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başıSöz ola agulu aşı balıla yag ide bir söz3 Kelecilerün bişürgil yaramazunı şeşürgilSözün usıla düşürgil dimegil çag ide bir söz4 Gel ahî iy şehriyâri sözümüzi dinle bâriHezâr gevher ü dînârı kara toprag ide bir söz5 Kişi bile söz demini dimeye sözün keminiBu cihân Cehennem'ini sekiz uçmag ide bir söz6 Yüri yüri yolunıla gâfil olma bilünileKey sakın key dilünile cânına dâg ide bir söz7 Yûnus imdi söz yatından söyle sözi gâyetindenKey sakın o şeh katından seni ırag ide bir söz


82Yûnus Emre DîvânıF. 94b, T. 24a, YE. 42b, DAY. 751031 Hak cihâna toludur kimsene Hakk'ı bilmezAnı sen senden iste o senden ayru olmaz2 Dünyâyı inanursın rızka benümdür dirsinNiçün yalan söylersin çün hîç didügün olmaz3 Âhret yavlak ırakdur togrulık key yarakdurAyrulık sarp firâkdur hîç giden girü gelmez4 Dünyâya gelen göçer bir bir şerbetin içerBu bir köpridür geçer câhiller anı bilmez5 Gelün tanşuk idelüm işi kolay tutalumSevelüm sevilelüm dünyâ kimseye kalmaz6 Yûnus sözin anlarsan söz ma'nîsin dinlersenSana bir ‘amel gerek bunda kimsene kalmazF. 95b, T. 24b, NO. 192b, A. 9.1041 N'idem ben bu gönülile benümile bile turmazMa'şûk yüzin gördi meger ögütleyüp ögin dirmez2 Tanrı'yiçün iy uslular gönlüm bana alıvirünVardı bilişdi dostıla girü bana boyun virmez3 Bunun gibi gönülile niçe dirlik idebilemBırakdı yabana beni bir gün gelüp hâlüm sormaz4 Gönlüm bana yoldaş iken zühd ü tâ‘at kılurıdumYıkıldı bu tertîblerüm gönülsüzem elüm irmez


Dr. Mustafa Tatcı 835 Gönül içerü dostıla ben kapuda feryâd u zârBin yıl zârı kılurısam hâlün nedür diyü sormaz6 Eydürisem eyâ gönül kanı farîza yâ sünnetEydür ki yok teşvîş yime bu sevüye ‘amel irmez7 İnileyin eydürisem gel boynunda borç kalmasunKakır söger buşar bana eydür ki iy Hakk'ı görmez8 Agız agızdan kutludur ola ki sözünüz dutaBen yüz bin kez söylerisem sözüm kulagına girmez9 Gönlüm dahı cânum dahı el bir itdi şol ikisiYüz bin Yûnus'dan ferâgat dost yüzinden gözin ırmazF. 96b, T. 25a, NO. 187b, YE. 41a, 44b, RY. 14b1051 Niçeler bu dünyede günâhını yuyamaz‘Ömri geçer yok yire iy dirîga tuyamaz2 Bir niçe kişilerün gaflet gözün baglamışHak yolına dirisen bir yufkaya kıyamaz3 Bu dünyâ bir gelindür yeşil kızıl donanmışKişi yeni geline bakubanı toyamaz4 İy niçe arslanları alur akdarur ölüm‘Azrâîl pençesine bir yoksulca döyemez5 Var imdi miskîn Yûnus ‘uryân olup gir yolaYüz çokallu gelürse yalıncagı soyamazF.98a, T. 26a.


84Yûnus Emre Dîvânı1061 İy bana eyü diyen benem kamudan yavuzAlnumı ay bilürem bu gözlerümi yılduz2 Bu vücûdum şehrinde buçuk pûlluk uçuk yok‘Amelüm mahalleri ser-te-ser kalmış ıssuz3 Hücrede vü bucakda Hakk'a lâyık olmadumKiminde derd ü firâk kiminde eserlü söz4 Halk hep ayagın turur ben segirdüm oturdumGeçdüm sadır yirine kalın döşek yirüm düz5 Bunun gibi sâlûslık çün kim elüme girdiAyruk n'işüme yarar derd ü firâk âh u sûz6 Olmaz sözi dimezem ben ma‘rifet ehlineZîrâ disem inanmaz agaçda bitdi karpuz7 Ben bir kitâb okıdum kalem anı yazmadıMürekkeb eylerisem yitmeye yidi deniz8 Ben oruç-namâz içün süçi içdüm esridümTesbîh-seccâde içün dinlerem şeşte-kopuz9 Yûnus'un bu sözinden sen ma'nî anlarısanKonya menâresini göresin bir çuvalduzM. 28a.F. 97a, T. 25b, NO. 182b, RY. 33b, K. 111b, YE. 44a, 45b,107Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Senünle birligüm senden ırılmazHayât senünledür sensüz dirilmez


Dr. Mustafa Tatcı 852 Gözüm içinde sensin bile bakanEger sen bakmasan yolum görinmez3 Benüm münâcâtum senden yanadurSana varur yolum sensüz varılmaz4 Ben beni senden ayru kanda bulamKi sensüz Hak nefes ‘ömrüm sürilmez5 Varlıgum sendendür ben bir âletvenSun‘ ıssı sunmasa âlet kurılmaz6 Âlet ü hareket kamu senündürAnunçün işüne kimse karılmaz7 Sefer kılsam bana yoldaş olursınKarâr itsem yine sensüz turılmaz8 Birligünden öte hîç şerîkün yokKim noksân irgüre hükmün yoyılmaz9 ‘Âlem halkı zebûn emrün içindeKimdür ki kullıga boynı burılmaz10 Bu ben ben didügüm eger ben isemBu benligüm bana niçün virilmez11 Yârânlar saladur kapı açukdurBu kapuya gelen mahrûm sürilmez12 Yûnus bu tevhîde gark oldı gitdiGirü gelmeklige ‘aklı dirilmezRY. 46a, NO. 181a, K. 126a, YE. 43b, Rt. 9, M. 33, A. 10.


86Yûnus Emre Dîvânı1081 Sana her işde iy Kâdir bildük tercemân gerekmezSen olmadugun gönülde dînile îmân gerekmez2 Yudum şöyle meyyitümi miskînem aran yetîmiÖldürem nefsüm itini gelmesün koman gerekmez3 Her kim nefsine kalursa müselmân degül ölürseHayr itsün benden bilürse eglenmen zamân gerekmez4 Çün kara sakal agardı ak çıkdı karayı örtdiAnı kim Çalap uyardı ol göze tuman gerekmez5 Yûnus derdiyilen tüter gönlinden Hak ‘ışkı biterErenler etegin tutar ölürse yuman gerekmezYE. 43a, K. 93b, RY. 32b. M. 21.1091 Rızık içün gussa yime kimse rızkın kimse yimezRızık içün gussa yime pâdişâh eksük eylemez2 Benden ögüt isterisen eydivirem bildigümdenBudur Çalab'un buyrugı tutun oruç kılun namâz3 Namâz kıluram diyüben münkir gelmen dervîşlereEger bin yıl kılurısan kendü du‘ân yarlıgamaz4 Namâz kılan âdemîler tehî kalası degüldürOl pâdişâh dergâhından kimseyi mahrûm eylemez5 Bir kişinün yatlu sözin varuban kimseye dimeBiz uludan işitmişüz hınzırdan girüdür gammâz6 Yûnus çagıruban eydür ben kulıyam dervîşlerünKim ola kim bu dünyâda sultâna kullık eylemez


Dr. Mustafa Tatcı 87K. 204b, RY. 19b, A. 9.1101 Bu bir ‘acâyib hâldür bu hâle kimse irmez‘Âlimler da'vî kılur velî degme göz görmez2 ‘İlmile hikmetile kimse irmez bu sırraBu bir ‘acâyib sırdur ‘ilme kitâba sıgmaz3 ‘Âlem ‘ilmin okıyan dört mezheb sırrın tuyan‘Âciz kaldı bu yolda bu ‘ışka el uramaz4 Bu ‘ışkun sırrı ‘aceb bu ‘ışkı eyle talebMeger ki vire Çalab anı degme göz görmez5 Anı ol kişi görür kim ecelsüzin ölürBu nasîbi ol alur anlar ki câna kalmaz6 Her kim kaldı cânına irmeyiser hânınaVardı düşdi haşırda dahı bir câna kalmaz7 Hadîs'dür Mustafâ'dan ‘ışkıla ikrâr didiBinde bir ‘ârif bunı bakup okıyubilmez8 Yûnus cânunı berk it bildüklerüni terk itFenâ olmayan sûret şâhına vâsıl olmazK. 193a, RY. 60b, M. 69.1111 Ben dervîşem diyen kişi iş bu yola ‘âr gerekmezDervîş olan kişilerün gönli gendür tar gerekmez2 Dervîş gönülsüz gerekdür sögene dilsüz gerekdürDögene elsüz gerekdür halka berâber gerekmez


88Yûnus Emre Dîvânı3 Halka benzetmeye işin süre gönlinden teşvîşinYüz bini birdür dervîşün arada agyâr gerekmez4 Eger dervîş isen dervîş cümle ‘âlem sana bilişFuzûllıgı hulka degiş arada agyâr gerekmez5 Dervîş olan kişilerün miskînlikdür ser-mâyesiMiskînlikden özge bize mâl u mülk ü şâr gerekmez6 Er elini aldunısa ere gönül virdüniseİkrârıla geldünise pes ere inkâr gerekmez7 Yûnus sen gördügün eri arturma gördügün biriŞudur budur diyübeni dervîş târumâr gerekmezYE. 42a.1121 Eger dilüm bendeyise kimse bana nesne dimezGönlüm ger revendeyise ‘âlemde karâr eylemez2 Eger gözüm bakarısa bakdugına akarısaGördügin benüm dirise oda düşer ‘âr eylemez3 Eger ‘akıl başdayısa gönülde ol tuşdayısaİkisi bir işdeyise düşman bana kâr eylemez4 Düşman benüm nefsüm durur tama‘ıla hırsum dururTama‘ıla hırsa uyan gönüllerde yir eylemez5 Gönülleri hep düzen ol dürlü nakışlar yazan olCân gevdeden ayrılıcak bu diller niçün söylemez6 Gönüllerde yir eylemek Muhammed'e gelmiş dururMustafâ'ya ümmet olan Tamu'da karâr eylemez


Dr. Mustafa Tatcı 897 Öldüren ol dirgüren ol Yûnus imdi Hakk'ıla olHak'dan artuk hîç kimesne yok nesneyi var eylemezK. 209b, RY. 9a, YE. 41b, Ç. 19b.113Mefâ'îlün Mefâ'îlün Fe'ûlün1 Bu ne dertdür ‘aceb dermân belürmezYa bu ne yaradur zahmı belürmez2 Benüm gönlüm ‘aceb ‘ışkdan usanmazVarur ‘ışka düşer hîç bana tanmaz3 Döner gönlüm bana ögüt virür hoş‘Âşık olan gönül ‘ışkdan usanmaz4 ‘Âşık ki câna kaldı ‘âşık olmazCânın terk itmeyen ma'şûkı bulmaz5 ‘Işk bâzârıdur bu cânlar satılurSataram cânumı hîç kimse almaz6 ‘Âşık bir kişidür bu dünyâ mâlınÂhiret korkusın bir çöpe saymaz7 Bu dünyâdan ahiretden içerü‘Âşıkun yiri var kimsene bilmez8 ‘Âşık öldi diyü sala virürlerÖlen hayvân durur ‘âşıklar ölmez9 ‘Âşıklar meydânı ‘Arş'dan yücedürÇalarlar çevgânı topı belürmez10 Begüm ‘ârifisen yüri yoluncaBunda başlar yiter kanlar sorulmaz


90Yûnus Emre Dîvânı11 Erenler kapusı Hazret kapusıBu tapuya gelen mahrûm gönülmez12 Yûnus bu deryâya gark oldı gitdiGirü gelmeklige ‘aklı dirilmezYE. 41a, RY. 62b, K. 196a, HB. 14a, Ç. 20a.114Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Hîç bir kişi bilmez bizi biz ne işün içindeyüzNe hırsumuz baydur bizüm ne nefsümüz içindeyüz2 Bir kimsenün devletine ta‘n idüben biz gelmezüzNe münkirüz ‘âlimlere ne tersenün hâçındayuz3 Biz bunun neligin bildük dünyenün nesine kaldukArzûmuz nefs içün degül dünyâ teferrücindeyüz4 Yûnus eydür hey sultânum özge şânum vardur benümKo dünyâ altûn gümişin ne bakır u tuncındayuzF. 95b, T. 24b.1151 Binde biri bu halkun Rahmân yolına girmezGel bir kişi göster kim şeytân yolına girmez2 Uzatdı bu halk işi ger erkek ü ger dişiMüsülmân olan kişi ‘isyân yolına girmez3 Hep gafletile gâfil gafleti n'ider ‘âkilBin söylesen key câhil ‘irfân yolına girmez


Dr. Mustafa Tatcı 914 Gönül tolu zulmetdür işledügi bid'atdürBu niçesi ümmetdür Kur'ân yolına girmez5 Gel sen Yûnus iste bul Allah'a yarar bir kulKul kaçan ola makbûl sultân yolına girmezRY. 39b, K. 184b, M. 64.1161 Gayrıdur bu milletden bu bizüm milletümüzHiç dînde bulunmadı dîn ü diyânetümüz2 Bu dîn ü diyânetde dünyâ vü âhiretdeYitmiş iki milletde ayrudur âyâtumuz3 Zâhir suya banmadın el ayak deprenmedinBaş sücûda inmedin kılınur tâ‘atümüz4 Ne Ka'be vü ne mescid ne rükû' u ne sücûdHakk'ıla dâim becid olur münâcâtumuz5 Ne Ka'be'ye varalum ger mescide girelümGerek suya yunalum biledür ‘illetümüz6 Su ne kadar arıda çün yavuz hûyun bileMeger bizi pâk ide Hak'dan ‘inâyetümüz7 Kimün sırrın kim bile çün irilmez bu hâleYarın anda bell'ola müslümân mürtedümüz8 Yûnus cânun yinile ki dostlugun anıla‘Işkıla dinlerisen bilesin kudretümüzNO. 194b, YE. 43b, K. 112a, RY. 34a, Rt. 8, Ç. 19a, A. 10.


92Yûnus Emre Dîvânı1171 Sûfîyem halk içinde tesbîh elümden gitmezDilüm ma'rifet söyler gönlüm hîç kabûl itmez2 Boynumda ‘icâzetüm riyâyıla tâ'atümEndîşem ayruk yirde gözüm yolı gözetmez3 Söylerem ma‘rifeti sâlûslanuram katıMiskînlige dönmege gönlümden kibir gitmez4 Hoş dervîşem sabrum yok dilümde inkârum çokKulagumdan gireni hergiz içüm işitmez5 ‘Âlem çırâkdur sadır gönlüm bunı gözedürN'ideyüm Hak korkusı hergiz içümden gitmez6 Görenler elüm öper tâc u hırkama bakarŞöyle sanurlar beni zerrece günâh itmez7 Taşumda ‘ibâdetüm sohbetüm hoş tâ‘atümİç bâzâra gelicek bin yıllık ‘ayyâr itmez8 Görenler velî sanur selâm virür utanurAnca iş koyarıdum el irüben güç yitmez9 Taşum dervîş içüm boş dilüm tatlu sözüm hoşİllâ ben itdügümi dînin degşüren itmez10 Yûnus eksükligüni Allah'una ‘arz eyleAnun keremi çokdur sen itdügün ol itmezYE. 42a, NO. 183b, B. 10b, Rt. 9, Ç. 19a.1181 Yine geldi ‘ışk elçisi yine toldı meydânumuzYine teferrüc-gâh oldı sagdan sola dört yanumuz


Dr. Mustafa Tatcı 932 Yine mahfiller düzüldi yine badyalar kuruldıYine kadehler sunuldı esrük oldı cânlarumuz3 Ev içi ‘ışkıla toldı ulu kiçi ‘âşık oldıCânlarumuz hayrân oldı tagıldı perîşânumuz4 Bir niçemüz Hak'dan aldı bir niçemüz Hak'dan toldıBir niçe Süleymân oldı ‘ışk tahtına binenümüz5 Bir niçemüz Leylî oldı bir niçemüz Mecnûn oldıBir niçemüz Ferhâd oldı ‘ışkdan haber tuyanumuz6 Meydânumuz meydân oldı cânlarumuz hayrân oldıHer dem ‘Arş'a seyrân oldı Hazret oldı dîvânumuz7 Düşmiş idük ol kaldurdı birligin bize bildürdiİçümüze ‘ışk toldurdı dürüst oldı imânumuz8 Sorarısan dost kandadur kanda istersen andadurHem gönülde hem cândadur hîç kalmadı gümânumuz9 Yûnus ‘ışkun vasfın söyler girçeklere haber eylerMahrûmlarun cânı göyner eşker'oldı pinhânumuzYE. 43a, NO. 187b, RY. 66a, K. 177b, M. 60.SİN1191 ‘Işk erine dünyâda çi harîr ü çi palâsZîrâ kim gönli anun tutmadı kibrile pâs2 ‘Işk ‘amelile biter lâyık olursa yiterGerekse ‘uryân yüri gerekse geygil libâs3 Dilersen kim iresin ferâgat menzilineVar kanâ‘at dârında nefsün bogazından as


94Yûnus Emre Dîvânı4 Nefsünün varlıgını ‘akl-ı külle ulaşdurVarlıgun yoga degşür cevher ol olma muhâs5 Bu kamu günâhlarun yuyan miskînligimişVar Yûnus sen miskîn ol gel tama‘un yayın yasF. 98b, T. 26b, YE. 44b, NO. 182a, K. 82b, RY., M. 14, A.10, Ç. 22b.ŞIN120Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bilenlere sormak gerek bu tendeki cân neyimişCân hod Hak'un kudretidür tamardagı kan neyimiş2 Fikir yumış oglanıdur endîşe kaygu kânıdurBu âh u vâh ‘ışk tonıdur taht'oturan han neyimiş3 Şükür anun birligine yog iken uş var eylediÇünki asıldan biz yoguz mülk ü hânumân neyimiş4 Çalap viribidi bizi var dünyeyi görün diyüBu dünye hod bâkî degül mülke Süleymân neyimiş5 Sorun Tapduklu Yûnus'a bu dünyeden ne anladıBu dünyenün karârı yok sen neyimiş ben neyimişF. 99b.1211 ‘Âşık cânına ‘ışk koyan ol bir yüce Sübhân'ımışCânum içinde bulmışam cânlara dahı cânımış


Dr. Mustafa Tatcı 952 Sevdük yâridür Mustafâ andan ola meyl ü vefâSıdkı bütün gönli safâ hem bize ol îmânımış3 Halk içindür bu dil sözi gönüldedür dostun râzıGönül dosta söyledügi ne dir ise Kur'ân'ımış4 Bir dem gönüle kayıkdum ol gizlü varaka bakdumUş sırrumı halka çakdum bir pâyânsuz ‘ummânımış5 Gelün ‘ummâna talalum isteyüp gevher bulalumSatalum sarrâf olalum zîrâ dükenmez kânımış6 Eger bizden almazsanuz siz satunuz biz alalumZîrâ bizüm bu gönlümüz ser-mâyeli dükkân imiş7 Ol dükkân açılmadugı kokusı saçılmadugıSırrınun açılmadugı kilîdi kibr ü kîn imiş8 Çün kibrün boynını ezdün hırs evini bile bozdunDükkânı âreste düzdün alan alsın ma'den imiş9 Yûnus dahı uyanmadın kendü ölümin sanmadınBu togrı yola gelmedin her işleri gümânımışNO. 193b, A. 11.1221 Hak'dan haber geldi yine kullar yarag itsün dimişDirilüben evliyâdan bir el-etek dutsun dimiş2 Yakındur işümün ucı azupdur müftî vü hâcıGöreyin diyen Mi'râc'ı miskînligin dutsun dimiş3 Fânî dünyeden geçerüz bâkî mülkine göçerüzArmagan gerekdür dosta yüklü yükin dutsun dimiş


96Yûnus Emre Dîvânı4 Bâkî degüldür bu sarây evvel-âhir anda varurBunda yarak itmeyenler ol evi unutsun dimiş5 Ben severin şol kulumı yoksul ola sabreyleyeBenden ana yol eyledüm Mi'râc'uma gitsün dimiş6 Şol kahırla kazananlar güle güle yidürenlerGötürdüm perdelerini dîdâruma baksun dimiş7 Her bir kişi dosta vara armaganın dosta vireAnda bizi anmayanlar bunda da unutsun dimiş8 Ne bir acını toyurdum ne bir gönülek giyürdümNe bir gönüle girdüm yâ bana niçe itsün dimiş9 Eyidün Yûnus'a tursun yüzini topraga sürsünÖgüdin kendüye virsün okudugın dutsun dimişF. 99a, T. 26b, K. 183b, RY. 72b, M. 63.1231 Hakk'ı bulmak isteyenler eylesün nefsini dervîşÇalap bize mürşid virmiş dervîş olubilsem dervîş2 Nefs yolından geçemezin ‘ışk şarâbın içemezinGönlüm kara açamazın dervîş olubilsem dervîş3 Hakk'a yakın olam mı ki rahmetine talam mı kiİremedin ölem mi ki dervîş olubilsem dervîş4 Bu ‘acâyib sevdâ düşdi gönlüm karâr kılmaz benümBildüm işüm cümle hatâ dervîş olubilsem dervîş5 Dosta bilişene irsem dostun yolına yürisem‘Ârıla nâmûsı kosam dervîş olubilsem dervîş


Dr. Mustafa Tatcı 976 Bir gün işüm tamâm ola hep itdügüm gümân olaMeger Hak'dan emân ola dervîş olubilsem dervîş7 Eger virürlerse emân kullugum olmadı tamâmİy bî-çâre Yûnus hemân dervîş olubilsem dervîşB. 50a.1241 Erenlerün yolları inceden inceyimişSüleymân'a yol kesen şol bir karıncayımış2 Ol karınca söyledi Süleymân'a yol didiOl karınca söyledügi cevâb alıncayımış3 Götürmedi kimsene kimsenenün güçiniGüç götürdüm diyenler eli irinceyimiş4 Kim kime ne dirise eger hayr u eger şerAllah virür cezâsın gele yol inceyimiş5 Gönlüm bana eydürdi seni severem dirdiGönlüm seni sevdügi dosta irinceyimiş6 Gönlüm eydür varayın sana girü geleyinGönlüm uydugı bana dostı bulıncayımış7 Yârenlerüm eydürler ‘âşık melâmet gerekGeldi benüm başuma ol söz yirinceyimiş8 ‘Âşıkun gözi yaşı dün-gün dökülür durmaz‘Âşık kan agladugı ma'şûk sorıncayımış9 Dört kitâbun ma'nîsin okıdum tahsîl kıldım‘Işka gelicek gördüm bir ulu heceyimiş


98Yûnus Emre Dîvânı10 Ben dervîşem diyenler harâmı yimeyenlerHarâmun yinmedügi ele girinceyimiş11 Eydürler fülân öldi mülkile mâlı kaldıOl mâlun irkildigi ıssı ölinceyimiş12 İki kişi söyleşür Yûnus'ı görsem diyüBiri eydür ben gördüm bir ‘âşık kocayımışF. 100a, T. 27a, K. 163b, RY. 53a, YE. 45a, NO. 189b, HB.10b, Rt. 10, Ç. 21a.1251 Ben derdile âh iderdüm derdüm bana dermânımışİsteridüm hasretile dost yanumda pinhânımış2 Kandayıdum fikr iderdüm göge bakup şükr iderdümİsteridüm hasretile dost yanumda pinhânımış3 Sanurdum kendüm ayrıyam dost gayrıdur ben gayrıyamBeni bu hayâle salan bu sıfât-ı insânımış4 İnsân sıfatı kendü Hak insandadur Hak togrı bakBu insânun sıfatına cümle ‘âlem hayrânımış5 Her kim ol insânı bile hayvânısa insân olaCümle yaradılmış kula insân tolu sultânımış6 Tevhîd imiş cümle ‘âlem tevhîdi bilendür ÂdemBu tevhîdi inkâr iden öz cânına düşmânımış7 İnsân olan buldı Hakk'ı meclis anun oldur sâkîHemân bu bî-çâre Yûnus ‘ışkıla âşinâyımışÇ. 22a.


Dr. Mustafa Tatcı 99GAYIN1261 Ben sevdügüm nigârı n'idem ol benden fârigNe virüp hoş görünem iki cihânda fârig2 Kimden kime varayın ahvâlüm söylemegeSözüm kime diyeyin sözden lisândan fârig3 Cihânda kim giriser bu işün arasınaYâ kim hükm idebile sultân u hândan fârig4 Gerek müsülmân olam bin yıl ‘ibâdet kılamGerekse kâfir olam küfr ü îmândan fârig5 Gerekse ehl-i millet farîzasın bekleyemGerekse şöhret kovam şöhret ü dînden fârig6 Gerekse ilm-i dînde yüz bin kez minber depemGerekse şirk besleyem şirk ü gümândan fârig7 Nice ticâret ile mekseb gösterem anaŞöyle tüvângerdür ol assı-ziyândan fârig8 Niçesi kullıgıla sevibilem ben anaHâs u ‘âm anı sever cümle sevenden fârig9 Anun gibi ma‘şûka kim gönül virdiyiseBî-‘aded tertîb gerek ol andan bundan fârig10 Yûnus sen severisen hakîkat ma'şûkayıDervîşligile kül ol kevn ü mekândan fârigF. 101a, T. 27b, YE. 46a, K. 124a, RY. 45b, M. 32, A. 11.


100Yûnus Emre DîvânıKÂF1271 Yanar içüm göyner özüm ben ölü(mi)anıcakÖlüm endîşesi ne hoş ululara danı(şı)cak2 Öliserüz bellü beyân gizlü içümüz olur ‘ıyânTeneşür üstine konup halk öninde yuvunıcak3 Hiç bilmezem ben niçe idem kangı yana sefer idemYakasuz don geyem gidem başsuz ata bini(şi)cek4 Gele bana kavum kardaş ola sine degin yoldaşKim olusar bana hâldaş ben sinümde kalışıcak5 Kalam ben âmâlumıla her niçesi hâlumılaGide kavum güle güle evden yana dönişicek6 Sana eydürem ey paşa neler geliserdür başaKimi isiden bagrı pişe kim şarâba kanışıcak7 Yarın siyâset kurıla cümle halâyık dirileKimi emir savan birle kimi isiden yanışıcak8 A'mâl vire anda cevâb a'mâlsüze olur ‘itâbŞol kişiye olmaz ‘azâb bunda âzâd olışıcak9 Yûnus imdi sen kıl yarak utanmayasın dogrı bakCümle halâyık dirile adlu adıyla saylıcakGeorg Yazması.1281 Şükür Hakk'a kim dost bize eyitdi dost yüzine bakAçdum ben de gönlüm gözin sultânumı gördüm mutlak


Dr. Mustafa Tatcı 1012 Çünki gördüm ben Hakk'umı Hakk'ıla olmışam bilişHer kancaru bakdumısa hep görinendür cümle Hak3 Açuk duvacuk kapusı dostları içün ol Hakk'unDostı olmak dilerisen dostlardan okı bir sebak4 Hicâbdasın bugün seni göstermezler belli sanaHicâb didügümi anla dünyelikdür gözden ırak5 Sen seni bilimeyince ere nazar kılmayıncaSenligi bu ara yirden gidermezsen oldı duzak6 Yidi deniz ü dört ırmak seni mismil eylemeyeÇünki işün o Hakk'ıla olmadısa kaldun ırak7 Evliyâdur Hak kapusı Yûnus durur kapucısı‘Işkıla geldi bu yola ‘ışkı idindi hem turakF. 102a, YE. 48a, NO. 193b, A. 11.1291 Gel iy gözüm agla gülmezem ayrukCânum dosta gider gelmezem ayruk2 Ne gam bu dünyede bir kez ölürsemAnda ölüm olmaz ölmezem ayruk3 Varlıgum yokluga degşürmişem benBugün câna başa kalmazam ayruk4 Mahabbet bahrinün gavvâsı oldumGerekmez Ceyhûn'a talmazam ayruk5 Yanmışam ‘ışkuna tâ kül olıncaBoyandum rengüne solmazam ayruk


102Yûnus Emre Dîvânı6 Ko beni yatayın dost işigindeYiter bir el dahı almazam ayruk7 Yansun cânum yansun ‘ışkun odınaAksun yaşum aksun silmezem ayruk8 Ko beni yanayın göynüklerümleKaçan ‘âşık olsam ölmezem ayruk9 Dilerem fazlundan ayurmayasınHocam senden özge sevmezem ayruk10 Yûnus ‘âşık durur ma'şûkın isterDahı hîç nesne istemezem ayrukB. 7b, DAY. 84.130Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy çok kitâblar okıyan sen kim dutarsın bana dakTâ bilesin sırrı ‘ıyân gel ‘ışkdan okı bir varak2 Okımagıl ‘ilmün yüzin ilme ‘amel eyle güzinAç gönülden bâtın gözin ‘âşık-ma'şûk hâline bak3 Gör ma'şûkun ne işdedür ‘âşık dahı ol işdedürİkisi bir sır işdedür iki sanup kalma ırak4 İkilikden geçemedün hâli kâlden seçemedünHak'dan yana uçamadun fakîlık oldı sana fak5 Cübbe vü hırka taht u tâc bular virürler ‘ışka bâcDört yüz mürîd ü elli hac terk eyledi ‘Abdü'r-rezzâk6 Anun gibi dîn ulusı hâç öpdi çaldı nâkûsıSen dahı bırak nâmûsı nefsün itini oda yak


Dr. Mustafa Tatcı 1037 Ger sen sana geldünise sıfat nedür bildüniseHakk'a mutî' oldunısa ne kim dirisen bana hak8 Bilmeyesin bed-nâm u nâm bir ola sana hâs u ‘âmBildünise ‘ilmi tamâm gel imdi okı bir varak9 Yirde vü gökde ‘ışkıla ‘ışkdan gelür her söz dileBî-çâre Yûnus ne bile ne kara okıdı ne akF. 102b, T. 28b, RY. 43a, K. 121b, YE. 46b, NO. 189a, Rt.10, Ç. 23a, M. 31.1311 Biz neye ‘âşıksavuz âlemler ana âşıkKime degül diyelüm her biri sıdka hâzık2 Ma'şûkanı kim sevse lâzımdur anı sevmekDostumuzun dostına yad endîşe ne lâyık3 Sen gerçek ‘âşıkısan dostun dostına dost olGer böyle olmazısan dostun dimegil bayık4 Kime az bakarısa aslı yüce yirdedürAz görme çok gör anı böyle gelmişdür tarîk5 Yitmiş iki millete kurbân ol ‘âşıkısanTâ âşıklar safında tamâm olasın sâdık6 Sen Hakk'a ‘âşıkısan Hak sana kapu açarKo seni begenmegi varlıgun evini yık7 Hâs u ‘âm mutî' ‘âsî dost kulıdur cümlesiKime eydibilesin gel evünden taşra çık8 Yûnus'un bu dânişi genc-i nihân sözidürDosta ‘âşık olanlar iki cihândan fârik


104Yûnus Emre Dîvânı23b.F. 103b, T. 29a, K. 93b, YE. 47b, RY. 33a, A. 11, M. 20, Ç.132Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Kerem ile bir berü bak nikâbı yüzünden bırakAyun on dördi misün balk urur yüz ü yanak2 Şol bal agızdan keleci yüz bin şekerden tatludurSöyler olursa bu dilün deprenür olsa ol tudak3 Otuz iki incü bitmiş mercân içinde i cânumKıymeti a'lâ incüden aklıgı da incüden ak4 Yüzüne karşu bu güneş bir dem gelüben turamazGelüp kaşundan kiçi ay her dem okıyalı sebak5 Gören seni pervâne tek niçesi oda düşmesinİki yanadın çün turur ol iki şû'leli çerâk6 ‘Işkun selâsilinde zencîre kim ki düşseÂzâdlık istemez ol olsa vücûdı toprak7 Dil niçe vasf itsün hüsnünile hulkunı kimHüsnüni Hak eylesün yavuz gözlerden ırak8 İşitdüm boyun senün serviden a'lâyımışDahı gözüm görmedin boyunı sevdi kulak9 Yûnus Hak tecellîsin senün yüzünde gördiÇâre yok ayrılmaga çün sende görindi HakF. 104a, T. 29b, YE. 47a, K. 86b, Ç. 22b.


Dr. Mustafa Tatcı 1051331 Ma‘nî bahrine talduk vücûd sırrını buldukİki cihân ser-te-ser cümle vücûdda bulduk2 Bu çizginen gökleri tahte's-serâ yirleriYitmiş bin hicâbları cümle vücûdda bulduk3 Yidi gök yidi yiri tagları denizleriUçmagıla Tamu'yı cümle vücûdda bulduk4 Gice ile gündüzi gökde yidi yılduzıLevhde yazılan sözi cümle vücûdda bulduk5 Mûsâ'nun agdugı Tûr'ı yohsa Beytü'l-Ma‘mûr'ıİsrâfîl çaldugı Sûrı cümle vücûdda bulduk6 Tevrât'ıla İncîl'i Zebûr'ıla Furkân'ıBunlardagı beyânı cümle vücûdda bulduk7 Bir ile iki üçi dördile biş ü altıYidi sekiz tokuzı cümle vücûdda bulduk8 Yûnus'un sözleri Hak cümle didügi saddâkNe gördüysen kamu Hak cümle vücûdda buldukYE. 48b, NO. 185b, K. 167b, B. 51a, M. 54, A. 11.1341 Muhammed'e bir gice Çalap'dan indi BurâkCebrâîl eydür hâcem Mi'râc'a kıgurdı Hak2 Aç kendüne cinânun behişt ü dîdâr senünSeni okur Sübhân'un ne yatursın kıl yarak3 Turdı Mi'râc kasdına yüridi âbdestineSecde kıldı dostına dimedi yakın ırak


106Yûnus Emre Dîvânı4 Gitdi Cibrîl Hazret'i getürdi Burak atıNûrdanıdı hil'ati gözi gevher yüzi ak5 Kadem bir taşa basdı taş kopdı bile vardıKak yâ mübârek didi şöyle kaldı mu‘allak6 Taş eydür gelesini bir kadem basasınıResûl eydür gelürem buyururısa ol Hak7 Göklere haber oldı yir-gök şâdılık toldıEydürler Ahmed geldi bezendi sekiz Uçmak8 Gör Muhammed n'eyledi gökleri seyreylediÜmmetini toyladı ‘Arş'a henüz varıcak9 Çün geçdi felekleri ün geldi kim gel beriKaldurdum perdeleri hemân cemâlüme bak10 Dîdârum sana ‘ıyân gösterem bellü-beyânİn Burâk'dan ol yayan ‘Arş'uma bas bir ayak11 Ferişteler geldiler Burâk'dan indürdilerNa'lini döndürdiler ol dem yüridi yayak12 Üveys yirinden turdı ‘Arş'da na'lin döndürdiMuhammed anı gördi visâle döndi firâk13 Çün dost dosta kavuşdı yüz bin kelâm danışdıÜmmetiyçün çalışdı oldur Resûl-ı Mutlak14 Mi'râc'dan döndi yine girü geldi evineGeldi gördi henüz kim döşecigi ısıcak15 Niçe bin yıllık yola bir demde vara geleYûnus eydür kim ola Muhammed'dür o mutlak


Dr. Mustafa Tatcı 10716 Ümmete ümmet diyen ümmet kaydını yiyenEger ümmeti isen di İslâm dînine hakB. 1b.KEF1351 Dost yüzine bakmaga key safâ nazar gerekDostıla bilişmege cân gözi bîdâr gerek2 ‘İzz ü nâzdan geçüben tertîbler terk idübenVarlıklar dükedüben yüz bin ol kadar gerek3 Varlıkdur hicâb katı kim yıka bu hicâbıDost yüzinden nikâbı götürmege er gerek4 Sen hicâb oldun sana ne bakarsın dört yanaKaykımaz öne sona kime ki dîdâr gerek5 Gel imdi hicâbun yık hırs evinden taşra çıkHak bagışlaya tevfîk kasdıla hüner gerek6 ‘Âşıka ‘izzet ü ‘âr va'llâh bedi' bu haber‘Âşıkısan cânsuz gel ne ser ü destâr gerek7 Sen seni elden bırak dost yüzine sensüz bakMansûr'layın Ene'l-Hak dahı sebûk-bâr gerek8 Kim dostıla bilişe lâ-cerem derde düşe‘Âşık cânı hemîşe ser-mest ü humâr gerek9 Sen seni aradan al cism ü sûret cânsuz kalAnda bulasın visâl ayruk ne bâzâr gerek10 Dostıla bilişen cân oldur kendüye kıyanVarlık leşkerin sıyan dahı çâpük-ter gerek


108Yûnus Emre Dîvânı11 Terk eyle kıyl u kâli dosta virgil mecâliYoklıkdadur visâli kamudan güzer gerek12 Bu göz gördügi degül bu ‘akl irdügi degülDil vasf virdügi degül bî-lisân basar gerek13 İşit işit key işit dost katına sensüz gitDosta gidene öndin kendüsüz sefer gerek14 Az bakmagıl sen çoga çün dost içünden dogaVarlıgun saygıl yoga bunca ne haber gerek15 Unıt unıt kamusın söylegil sözün hâsınDilersen dost göresin bundan gayrı ser gerek16 Dünyâ vü âhiretden niçe dürlü ni‘metdenDost yüzini görmege kamudan geçer gerek17 Dünyâ âhret ahvâli zen ü ferzend vebâliDilersen dost visâli varlıkdan hazer gerek18 Boncuk degül sır sözi gel gidelüm ko söziDostı görmez baş gözi ayruksı basar gerek19 Yûnus imdi yavı var bulmayasun il ü şârKim Hak disün kim bâtıl dervîş burc u bâr gerekF. 105a, T. 30a, NO. 192b, K. 76a, YE. 48b, Rt. 10, M. 11,A. 12, Ç. 25b.1361 Müsülmânam diyen kişi şartı nedür bilse gerekTanrı'nun buyrugın tutup biş vakt namâz kılsa gerek2 Tanla turup başun kaldur ellerüni suya daldurHem şeytânun boynını ur hem nefs dahı ölse gerek


Dr. Mustafa Tatcı 1093 Kılurısan tan namâzın Hak'la ola hem niyâzınÂhiretde ‘izz ü nâzun varup anda bulsa gerek4 Öyle namâzın kılasın her ne dilersen bulasınTamu'dan âzâd olasın kullar âzâd olsa gerek5 Ol ikindiyi kılanlar arı dirlik dirilenlerOlardur Hakk'a irenler her dem anlar irse gerek6 Ahşam durur üç farîza tagca günâhun arıdaEyü ‘amellerün sinde şem ü çerâg olsa gerek7 Yatsu namâzına ol hâzır hâzırları sever KâdirÎmânun eksügin bitür îmân pîş-rev olsa gerek8 Her kim bu sözden almadı biş vakt namâzı kılmadıBilün müsülmân olmadı ol Tamu'ya girse gerek9 Bildünise cemâ‘ati hâzır olanlar Cennet'iGer kâhillik kılurısan münâfıkdan olsa gerek10 Görmez misin Mustafâ'yı niçe bekledi vefâyıÜmmetiçün ol safâyı ümmet ana irse gerek11 Beklerisen dîn gayretin virmegil nefse murâdınYûnus Nebî salâvâtın ‘ışkıla degürse gerekF. 108a, T. 31b, YE. 51b, B. 10b. Rt. 11137Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Dünyeye gelen kişiler yola bile gelmek gerekÖlümini anubanı dün ü gün aglamak gerek


110Yûnus Emre Dîvânı2 Bu dünye kahır evidür hem bâkî degül fânîdürAldanuban kalma buna tîz tevbeye gelmek gerek3 Ne durur dünye çoklıgı eşkere durur yoklıgıVarlık sarâyın hakîkat âhireti bilmek gerek4 Gel imdi tur bu fânîden mahrûm kalmadın bâkîdenTâ‘at kılup bu dünyeden kullar nasîb almak gerek5 Korkarısan sen Tamu'dan (gel) alçak olgıl kamudanOl güni ince köpriden (bil) kamular geçmek gerek6 Geçüp gitmek dilerisen yâ düşmeyeyin dirisenŞol kazandugun mâlunı Tanrı'yıçün virmek gerek7 Kazandugunı virüben yoksulları hoş görübenHak hazretine varuban oddan o kurtulmak gerek8 Kur'ân eydür ki vattakû gine eydür ki tezra‘ûKâhil olup oturmagıl tîz tevbeye gelmek gerek9 Yûnus'un sözi şi‘irden ammâ aslı(dur) kitâbdanHadîsile dinene key (bilgil) sâdık olmak gerekF. 109b, T. 32b.138Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Evvel bize vâcib budur hoş hulkıla ‘amel gerekİslâm adı okınıcak yoldaşumuz îmân gerek2 İsrâfîl sûrın urıcak cümle mahlûk uyanıcakSorı hisâb sorılıcak ‘Arab dili lisân gerek3 Gök perdelerin açalar eyü yavuzdan seçelerOl dem kancaru kaçalar baş kurtarası yir gerek


Dr. Mustafa Tatcı 1114 Çerge kurup oturalar ser-mâyemüz getürelerOl siyâset meydânında bu tertîbleri bil gerek5 Çagrışalar ata ana kardaş kardaşdan usanaYalvaralar ol Sübhân'a niyâz kılası er gerek6 Dükelinden bu ‘ışk yakın Yûnus hatâ kılma sakın‘Işkdan su'âl sorılıcak cevâb viresi hâl gerekF. 110b, T. 33a, YE. 51a.139Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bu dünyeye gelen kişi âhir yine gitse gerekMüsâfirdür vatanına birgün sefer itse gerek2 Va‘de kılduk ol dostıla biz bu cihâna gelmedinPes ne kadar eglenevüz ol va‘demüz yitse gerek3 Biz de varavuz ol ile kaçan ki va‘demüz geleKişi varacagı yire gönlini berkitse gerek4 Gönül niçe berkitmeye dost iline giden yola‘Âşık kişiler cânına bu yola harc itse gerek5 Cân neye ulaşırısa ‘akıl da ana harc olurGönül neyi severise dil anı şerh itse gerek6 ‘Aceb midür ‘âşık kişi ma'şûkını zikr iderse‘Işk başından aşıcagaz gönlini zâr itse gerek7 Yûnus imdi sever isen andan haber virgil bize‘Âşıkun oldur nişânı maşûkın eyitse gerekYE. 50b.


112Yûnus Emre Dîvânı140Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Gel iy dervîşlik isteyen eydem sana n'itmek gerekŞerbetleri elden koyup aguyı nûş itmek gerek2 Gelmek gerek terbiyete kamu bildüklerin koyaMürebbîsi ne dirise pes ol anı dutmak gerek3 Çeke sabr u kanâ'atı tâze-kârlık ide katıBu yola vireler iti bu yola yüz tutmak gerek4 Dünyâdan gönlini çeke eli ile arpa ekeUnına yarı kül kata güneşde kurutmak gerek5 ‘Aceb anı niçe yiye nefsi dilerse yiyleyeKaçan kim iftâr eyleye üç günde bir itmek gerek6 Oldur erenler dirligi bular bilmez ‘ayyârlıgıAnunla bulur erligi kahrı dahı yutmak gerek7 Bakma bu dünyâ yüzine aldanma halkun sözineDönüp dîdâr arzûsına ol Hakk'a yüz tutmak gerek8 Yûnus bunı kime diye kim kasd ide bir uluyaŞâyed birimüz işleye ‘âşıklara itmek gerekYE. 50b, K. 167a, RY. 8a, NO.191b, Rt. 12, Ç. 26b, M. 54.1411 N'idelüm bu dünyâyı n'eyleyüp n'itmek gerekDâimâ ‘ışk etegin komayup tutmak gerek2 Çalab'um bu dünyâyı kahır içün yaratmışGerçegin gelenlerün kahrını yutmak gerek


Dr. Mustafa Tatcı 1133 Ol yarınki yollara anda yoldaş isteyenBu dünyâda dostını kılavuz dutmak gerek4 Uçmak Uçmak didügün kullarun yiltedügünUçmagun ser-mâyesi bir gönül itmek gerek5 Erenlerün âhına tag-taş katlanımadıKalkanı demir ise okları atmak gerek6 Yûnus er nazarında tâze güller açılmışSen gerçek bülbülisen nazarda ötmek gerekYE. 51a, M. 76, K. 207b, RY. 21a.1421 Dervîş olan kişinün dirligi arı gerekYol içinde hem anun nâmûsı arı gerek2 Geç benlik da‘vâsından söyle sözün hâsındanOl Allah korkusından benzi anun sarı gerek3 Gitmeye bagrı başı dinmeye gözi yaşıHer dem dervîşün işi âhıla zârı gerek4 Kimseye hor bakmagıl hergiz gönül yıkmagılYitmiş iki milletde dervîşlik yarı gerek5 Korkmaya Tamu'sından ummaya HûrîsindenDâim anun maksûdı Hakk'un dîdârı gerek6 Toprak eyle yüzüni miskînlere iy YûnusCümlesinden ziyâde erün ikrârı gerekÇ. 27a.


114Yûnus Emre Dîvânı1431 N'iderüz dirlik suyın biz cânı yagmâya virdükCevherleri sarrâflara ma‘deni yagmâya virdük2 Bizüm il bâzirgânı hîç assı gözetmediÇün assı bizüm degül ziyânı yagmâya virdük3 Bu yolun ‘ârifleri geçürmezler meta‘ıBiz hod ‘uryân giderüz dükkânı yagmâya virdük4 Bizüm bâzârumuzda yokluk alur müşteriÇün iş böyle harîdâr varını yagmâya virdük5 Dîn ü millet bâzârın yagmâladı sen ü benÇıkduk iki aradan sen-beni yagmâya virdük6 Küfrile îmân sözi hicâb oldı bu yoldaSafâlaşduk küfrile îmânı yagmâya virdük7 Zühdile çok istedük hîç müyesser olmadıTerk idüben küllîsin gümânı yagmâya virdük8 Yüz bin yıllık ‘ömr olsa bir kuşlıkça degüldürGeçdük bitmez sagışdan zamânı yagmâya virdük9 Pâyânlu devr-i zamân çok egledi Yûnus'ıPâyânsuz devre irdi devrânı yagmâya virdükF. 107a, T. 31b, YE. 49b, RY. 54a, 61b, K. 128a, 161a, Rt.11, M. 34, 52.144Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ne söz keleci dirisem dilüm seni söyleyicekKanda yürürsem yürürem senden yana kaçar dilek


Dr. Mustafa Tatcı 1152 Hakdur seni sevmezlere cânsuz sûretdür dirisemAnuniçün cânlulara senün gibi ma‘şûk gerek3 Söyledün cümle ‘âleme henüz nikâb içindesinBir dem perdesüz yürisen iki cihân olur helâk4 Dîv ü perî ins ü melek sever seni her mahlûkâtHayrân olup ileyünde turmış durur hûr u melek5 Nûşdur senün elünile zehr-i kâtil içerisemBilmezem ne ma‘nîsi var ol olur cânuma tiryâk6 Ger şehd ü şeker yirisem sensüz agudur cânumaÇün cânumun sensin dadı kanda bulam senden yigrek7 Yüz bin eger cevr ü cefâ ugrarısa sûretümeHiç eksilmez şâdılıgum cümle diler seni sevmek8 Ne var eger Yûnus dahı ‘ışk içinde zerreyise‘Işk odıyla kâyım durur yirile gök çarh-ı felekF. 108b, T. 32a, K. 210b, RY. 12a.1451 Çalap nûrdan yaratmış cânını Muhammed'ün‘Âleme rahmet saçmış adını Muhammed'ün2 Dostum dimiş yaratmış hem anun kaydın yimişÜmmetden yana komış yönini Muhammed'ün3 Muhammed bir denizdür ‘âlemi tutup dururYitmiş bin peygamberler gölinde Muhammed'ün4 Dünyâ mâlın dutmamış hîç emânet artmamışDerzi biçüp dikmemiş tonını Muhammed'ün


116Yûnus Emre Dîvânı5 Tanrı Arslanı ‘Alî sagında Muhammed'ünHasan'ıla Hüseyin solunda Muhammed'ün6 Yılda yitmiş bin hâcı her biri niyyet iderVarur ziyâret ider nûrını Muhammed'ün7 Yûnus Emrem ‘ışkludur eksiklüdür miskîndürHer kim yimez mahrûmdur honını Muhammed'ünK. 174b, RY. 64b, M. 59, Ç. 25b.146Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Nişânı bu benzi saru gözleri yaşdur ‘âşıkun‘Işk odına yanar cânı cigeri başdur ‘âşıkun2 Dün-gün yürür hayrân olur ‘ışk odına yanar erürDöşegi toprag u kabir yasdugı taşdur ‘âşıkun3 Kimse bilmez âşık hâlin gönlünde nedür ahvâlinSüpürmege dostun yolın yüzi ferâşdur ‘âşıkun4 Miskîn olur ‘âşık kişi durmaz akar gözi yaşıMâlı mülki cân u başı ‘ışka tarâşdur ‘âşıkun5 ‘Âşık kılar dün-gün âhı vurur Hak'a dogrı râhıHer dem gönül seyrengehi gönli Mi'râc'dur ‘âşıkun6 Her bir kişi bir iş dutar ol dosta yakın olmagaGice gündüz nefsiyile her dem savaşdur ‘âşıkun7 Yûnus eydür ol melâmet şeyhligi ‘âşıklıga sat‘Âşık da n'ister eyü ad bed-nâmı hoşdur ‘âşıkun


Dr. Mustafa Tatcı 117NO. 188a.1471 İy su kandan gelürsin vatanun kanda senünKanda çukur bulursan yatagun anda senün2 Sen yüceden çıkarsın alçak yire akarsınGönül Hakk'a dutarsın alçak gönlün var senün3 Seni bulut götürür ‘âlemlere yitürürDürlü çiçek bitürür hoş üstâdun var senün4 Agaçlara varursın köklerinden girürsinDunı sıra yürürsin uzun elün var senün5 Kandayısa yaş-kurı hîç sensüz olmaz biriNe ölüsin ne diri hîç tenün yokdur senün6 Kimün denize gider kimün tütüni tüterİsmün disen ne durur hoş bâzârun var senün7 Akup deniz olursın tagılup toz olursınGöllerde sâz olursın yapılan evler senün8 Dünyede cânlu cânsuz olımayalar sensüzCâna cânsın gümânsuz hîç menendün yok senün9 Şimdi Yûnus susadı diler ki senden içeBir içim bin kızıla nice bahân yok senünK. 143a, HB. 11b, M. 42.148Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ger uluya irdünise sûret nakşı nendür senünMâ‘nîye yol buldunısa iş bu dünyâ nendür senün


118Yûnus Emre Dîvânı2 Görgeç yolundan kamusın terk it bu dünyâ da‘vîsinKogıl bu ‘âlem sevisin aşıklıcak nendür senün3 Sen dünyânun terkin urgıl gelüp ‘ışk evine girgilİlerki menzile irgil girü kalmak nendür senün4 Bu vücûdun ser-mâyesi od u su toprag u yildürHer biri aslına gider gâfil olmak nendür senün5 Dün ü gün kaygular yirsin n'ideyin yohsulın dirsinOl cömerddür rızkun virür kaygu yimek nendür senün6 Büt-hâne vü şarâb-hâne mescid oldı gerçek cânaBir pûlun varmaz ziyâna yalancılık nendür senün7 Çün âhirete kavîsin ko bu yalancı da‘vîsinBu mâl u hazne sevisin ‘âşıkısan nendür senün8 Yigil yidürgil bî-çâre eksilürse Tanrı'n vireBir gün tenün yire gire girü kalan nendür senün9 Benüm diyüben dirersin hakîkat da‘vî idersinPâdişâh suçuna kalmaz güm-râh olmak nendür senün10 Yûnus ol ‘ışk badyasından sen iñen esrük olmışsınBî-hod iken irdün Hakk'a ayuk olmak nendür senünF. 106b, T. 31a, K. 79b, YE. 49a, Rt. 11, M. 13.1491 Dervîşler gönli safâ hükm ider Kâf'dan Kâf'aİy niçe selâtînler zebûnı dervîşlerün2 Dervîşlerün hâlleri Hak'a gider yollarıArş'da na'lin dönderdi Üveys'i dervîşlerün


Dr. Mustafa Tatcı 1193 Resûl agdı Mi'râc'a nazar eyledi hocaGörün görün kim niçe vasfını dervîşlerün4 ‘Arş'dan döndi Mustafâ anda ashâb-ı safâDinledi sözlerini sır sözi dervîşlerün5 Resûl indi tapuya elin urdı kapuyaDidiler kimsin ana miskîni dervîşlerün6 Resûl girdi içerü yârenler turdı örü‘Âşıklar dîdâr gördi visâlin dervîşlerün7 Resûl eydür iy Kayyûm bunlar ‘acâyib kavimSır denizi kılmışsın gönlini dervîşlerün8 Bunlara benüm didüm bunlara benin didümUnıtdurdum mâlını gencini dervîşlerün9 Dervîşlik bir pîşedür hırkacugı mîşedürÇok cânavârlar yörür tonında dervîşlerün10 Miskîn Yûnus n'eylesün niçe bir şerh eylesün‘Âşıkdur kul söylesün vasfını dervîşlerünK. 200a, RY. 36b, M. 72.150Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün1 Dost diridüm istegüm dermânıdur ‘âşıklarunCâm-ı ‘ışkı koma kim peymânıdur ‘âşıklarun2 ‘Âşık ol ‘ışk odına pervâne gibi yana görOda yanan kimseler pes cânıdur âşıklarun3 Her gice cevlân ider Hakk'un cemâlin görmege‘Arş-ı ‘azîm dem-be-dem seyrânıdur ‘âşıklarun


120Yûnus Emre Dîvânı4 Zâhidün zühdiyile Cennet makâmı olurMâsivânun küllisi zindânıdur âşıklarun5 Hor bakma sen ‘azîzüm ‘ışk erine zinhârSırr-ı Mevlâ'sıyıla pinhânıdur âşıklarun6 Şeyh-i kâmil hizmetinden fârig olma iy YûnusKulluk itmek pîrine erkânıdur âşıklarunB. 26b.LAM1511 Kul pâdişâhsuz olmaz pâdişâh kulsuz degülPâdişâhı kim bileydi kul itmese yort savul2 Sultân hemîşe sultân kul hemîşe kulıdıOl kadîm pâdişâydı usûl içinde usûl3 Tanrı kadîm kul kadîm ayrılmadum bir adımGör kul kim Tanrı kimdür anla iy sâhib-kabûl4 Bize birlik sarâyın togru beşâret ayınGeç ikilik fikrinden kogıl benligi yâ kul5 Gör imdi gizlü seyri seyir içinde sırrıKul bilmez bu tedbîri kime degdi bu nüzûl6 Eyid eyid kamusın ne kân u ne ma‘densinSûret-i pür-ma‘nîsin pâdişâhı sende bul7 Gel imdi hicâbun aç senden ayrıl sana kaçSende bulasın Mi'râc sana gelür cümle yol


Dr. Mustafa Tatcı 1218 Kanca vardun iy ‘âkil bir agızdan cümle dilCüz'iyyât-ı müselsel haber virür ‘akl-ı kül9 Yûnus bak neredesin ne yirde ne gökdesinBekle edeb perdesin gel imdi gel tapu kılF. 111b, T. 34a.152Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ata belinden bir zamân anasına düşdi gönülHak'dan bize destûr oldı hazîneye düşdi gönül2 Anda beni cân eyledi et ü sünük kan eylediDört on güni diyicegez degirtmege düşdi gönül3 Yürüridüm anda pinhân Hak buyrugı virmez amânVatanumdan ayırdılar bu dünyeye düşdi gönül4 Beni beşige urdılar elüm ayagum sardılarÖndin acısın virdiler tuz içine düşdi gönül5 Günde iki kez çözerler başına akça dizerlerAgzuma emcek virdiler nefs kabzına düşdi gönül6 Bu nesneyi terk eyledüm yürimege ‘azm eyledümOn'iki sünügüm yazarlar elden ele düşdi gönül7 Oglan iken sultân kopar kim elin kim yüzin öper‘Akıl bana yoldaş oldı sultânlıga düşdi gönül8 Bu çagıla sakal biter görenün gülregi dutarGüzeller katında biter sev-sevüye düşdi gönül9 Hayırdan şerri çok sever işlemege becid iverNefsinün dilegin kovar nefs evine düşdi gönül


122Yûnus Emre Dîvânı10 Kırk beşinde sûret döner kara sakala ak inerBakup şeybetin göricek yoldurmaga düşdi gönül11 Yola gider başaramaz yigitlige eli varmazBu nesneleri koyuban yavunmaga düşdi gönül12 Ogl eydür bunadı ölmez kız eydür yirinden durmazHîç kendü hâlinden bilmez hâlden hâle düşdi gönül13 Ölicegez şükr ideler sinden yana iledelerAllah adın zikr ideler çok şüküre düşdi gönül14 Su getüreler yumaga kefen saralar komagaAgaç ata bindüreler teneşire düşdi gönül15 Eger varısa ‘amelün gin olısar sinün senünEger yogısa ‘amelün oddan şarâb içdi gönül16 Yûnus anlayuvar hâlün şuna ugrayısar yolunBunda elün ireriken hayr işlere düşdi gönülF. 113b, T. 35a.1531 Yavlak ‘aceb geldi bana dünyâ içinde işbu hâlGice konuk olan kişi gine sabâh göçer fi'l-hâl2 Eger girçek konugısan aç gözün uyanugısanSen bu söze tanugısan girü kalur mülkile mâl3 Mâlunı özge kişi yir sen var anda hisâbın virSinün hemân bir adım yir gel gör âhir nedür bu fâl4 Gözün görürken yi-yidür eylemegil bunca ‘özürBu dünyede hâsıl nedür hayreyle bâzârı vir al


Dr. Mustafa Tatcı 1235 Ben diyeyin sözün hakkın işit unutma key sakınUş kıyâmet geldi yakın gönlünden geçmesün hayâl6 Andan İsrâfîl Sûr ura ölenler yirinden turaMizân terâzû kurıla hükmini ide zü'l-Celâl7 Sultân u kullar bir ola anda heybet katı olaDahı ayruksı hâl ola kurtulmaklık anda muhâl8 Bunda korkmazısan Yûnus anda korkudurlar seniEger dirligün hakkısa Sırât'ı geçesin sehelF. 112b, YE. 53a, K. 86a, M. 17, Ç. 29a.1541 Gerekmez dünyeyi bize çünki bâkî bünyâd degülBir kul bin de yaşarısa ölicek bir sâ‘at degül2 Bu dünye kahır evidür niçe ‘ömürler eridürUçmak'da hûy satan kişi yalan yanlış gaybet degül3 Şol senün mü'min kullarun dünyâ zindânı anlarunBu dünyâda mü'min olan hurrem oluban şâd degül4 Bunda zâlimlik eyleyen nefsi harâmla toylayanYüzleri kara kopısar öz cânları râhat degül5 Kim durur kim ire ana dün-gün tâ‘at kılan anaVirülür uçmak anlara zîrâ bilişdür yâd degül6 Yûnus miskîn mestânesin sen seni gör ko bunlarıDünyâda riyâlu dirlik kişiye eyü ad degülF.115a, T. 36a.155Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün


124Yûnus Emre Dîvânı1 Kogıl bu dünyâ bezegin bu dünyâ yil durur hayâlNe vefâ kılısar bize çün pusuda durur zevâl2 İnanma fânî ‘ömre kim bâkî degüldür sevgüsiGörür iken sultânları koyup giderler mülk ü mâl3 Kes gider ‘izzet başını terk eyle sen fuzûllıgıKesmezisen başın anun ‘ışkıla dirligün muhâl4 Bunca uzun endîşeler yoldaşımuzıdı bizümDost fikretinden artugı bilün ki küllî kıyl u kâl5 Algıl kendü elünile girü kendü hisâbunıYohsa serhengler elinde katı yaramaz olur hâl6 Zevk u riyâ didükleri boynını urmayınca benŞâh-ı Kerîm'e sıdkıla kanda bulısaram visâl7 Öldür nefsün dilegini ilet teneşir üstineYohsa gensüz ölicegez sana fermân olur gassâl8 Her kim sana sorarısa i'tikâdun nedür Hakk'aÖpgil anun ayagını budur ana cevâb su'âl9 Yûnus sana farîzadur işbu Sırât-ı müstakîmİleyünde haşre-neşre Hakke'l-yakîn gerek visâlF. 116b, T. 37a, YE. 52b, K. 74a, Ç. 28b.1561 Dervîşlik makâmı hâl içinde hâlFerâgatlık makâmı dervîş olana muhâl2 Dervîş ayrılımaz evvelki demdenHîç fürkat olmadı nasîbdür visâl


3 Dervîş fitne kabın bunda uşatdıHareket itdi bunda olmadı battâl4 Dervîşlik dirligi Sırât üzredürHisâbı itdiler zerre-i miskâl5 Dervîş Ene'l-Hak derse n'ola ‘aceb miHep varlık Hakk'undur ‘alâ küllî hâlDr. Mustafa Tatcı 1256 Dervîş ırma gözün evvelki demdenYûnus görüp durur hem âhir hem evvelF. 116a, T. 36b.1571 ‘Işksuzlara virme ögüt ögüdünden alur degül‘Işksuz âdem hayvân olur hayvân ögüt bilür degül2 Eksük olman ehillerden kaça görün câhillerdenTanrı bîzâr bahillerden bahil dîdâr görür degül3 Kara taşa su koyarsan elli yıl ısladurısanHemân taş gine bayagı hünerlü taş olur degül4 Taşdan çıkar dürlü sular ayagından biter nelerCâhil gönli taşdan beter câhil gelmez gelür degül5 Boz yapalak devlingece emek yime irte-giceAnun işi gözsepekdür salup ördek alur degül6 Şah balabân şâhin togan zihî ögmiş anı ögenTogan za'îf olurısa toganlıkdan kalur degül7 Ol iki cihân güneşi zâhir dünyâsın degşürdiCâhil anı öldi sanur ol hod ölmez ölür degül


126Yûnus Emre Dîvânı8 Yûnus olma câhillerden ırak olma ehillerdenCâhil ne var mü'minise câhillikden kalur degülF. 115b, T. 36a, YE. 52a.1581 Ma'nî eri bu yolda melûl olası degülMa'nî tuyan gönüller hergiz ölesi degül2 Ten fânîdür cân ölmez çün gitdi girü gelmezÖlürise ten ölür cânlar ölesi degül3 Gevhersüz gönüllere yüz bin söz eydürisenHak'dan nasîb olmasa nasîb olası degül4 Sakıngıl yârün gönlin sırçadur sımayasınSırça sındukdan girü bütün olası degül5 Çeşmelerden bardagun toldurmadın korısanBin yıl anda turursa kendü tolası degül6 Şol Hızır'ıla İlyâs Âb-ı Hayât içdilerBu bir kaç yıl içinde bunlar ölesi degül7 Yaratdı Hak dünyâyı Peygamber dostlıgınaDünyâya gelen gider bâkî kalası degül8 Yûnus gözün görürken yaragun eyleyigörGelmedi anda varan girü gelesi degülF. 111a, T. 33b, YE. 54a, NO. 187b, K. 164a, RY. 53b, 57a,Rt. 12, B. 46b, Ç. 30a, M. 53.1591 Eyâ gâfil aç gözüni gönlün yavlak uzatmagılBakgıl kendü dirligüne kimse ‘aybın gözetmegil


Dr. Mustafa Tatcı 1272 Şöyle dirilgil hulkıla ölicegiz söyleşelerBâkî dirlik budur cânum yavuz adıla gitmegil3 Bir gün ola bu dünyâyı âhirete degşüresinDün ü güni kılgıl tâ‘at ayak uzadup yatmagıl4 Gördün ki bir dervîş gelür yüz vur anun kademineSenden şey'ullah idicek kaşun karagun çatmagıl5 Nefse uyup biş parmagun bir kezden iltme agzunaKes birisin vir miskîne gerek olur unutmagıl6 Söyledügün keleciyi işitdügün gibi söyleKendözünden zîreklenüp bir kaç söz dahı katmagıl7 Dünyâ çerb ü şîrîn durur âdem gerekdür yiyesiKem nesneye tama‘ idüp kesüp kemürüp yutmagıl8 Yûnus kim öldürür seni viren alur yine cânıYarın göresin sen anı er nazarından gitmegilYE. 53a, RY. 7b, K. 166b, NO. 186a, HB. 14a, Rt. 13, M.54, Ç. 30a.160Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Yoldaş olalum ikimüzGel dosta gidelüm gönülHâldaş olalum ikimüzGel dosta gidelüm gönül2 Gel gidelüm cân turmadınSûret terkini urmadınAraya düşmân girmedinGel dosta gidelüm gönül


128Yûnus Emre Dîvânı3 Gel gidelüm kalma ırakDost içün kılalum yarakŞeyhüm katındadur turakGel dosta gidelüm gönül4 Terk idelüm il ü şârıDost içün kılalum zârıEle getürelüm yâriGel dosta gidelüm gönül5 Bu dünyâya kalmayalumFânîdür aldanmayalumBir iken ayrılmayalumGel dosta gidelüm gönül6 Biz bu cihândan göçelümOl dost iline uçalumArzû hevâdan geçelümGel dosta gidelüm gönül7 Kulaguz olgıl sen banaGönilelüm dostdan yanaBakmayalum öne-sonaGel dosta gidelüm gönül8 Bu dünyâ olmaz pâyidârAç gözüni cânun uyarOlgıl bana yoldaş u yârGel dosta gidelüm gönül9 Ölüm haberi gelmedinEcel yakamuz almadın‘Azrâîl hamle kılmadınGel dosta gidelüm gönül10 Girçek erene varalumHakk'un haberin soralumYûnus Emre'yi alalum


Gel dosta gidelüm gönülDr. Mustafa Tatcı 129YE. 53b, NO. 187b, RY. (Mecmûa).1611 N'ola gelsen şimden girü fesâdı terk itsen gönülGâh aglasan günâhuna gâh kanâ‘at itsen gönül2 İşün gücün fesâdıla yakdı beni hırs odılaİltsen yârı bir ugurdan yanar oda atsan gönül3 Niçe bir ben sana uyam özümi belâya koyamN'ola gelsen sen de benüm ögüdümi dutsan gönül4 Dünyâ halkun düşmânıdur maksûd ol cânlar cânıdurBilün ki dünyâ fânîdür dünyâyı terk itsen gönül5 Yûnus miskîn kalmaz câna virür cânını kurbânaGelsen sıgınsan Sübhân'a togru yola gitsen gönülB. 4a.1621 Dervîşlik didükleri hırkayıla tâc degülGönlin dervîş eyleyen hırkaya muhtâc degül2 Hırkanun ne suçı var sen yolına varmazsanVargıl yolınca yüri er yolı kalmaç degül3 Dirsin şeyhüm ‘ışkıla yalın ayak baş açukEr var dirlik dirilmiş yalın ayak aç degül4 Turmış ma‘rifet söyler erene Yûnus EmremYol eriyle yoldadur yolsuza yoldaş degülYE. 54a, Dîvân, Staatsbibliothek/Marburg, Ms., Or. Ort.2869, Vr. 21a.


130Yûnus Emre Dîvânı1631 Senün ben dimekligün ma'nîde usûl degülBir kapu kullarına şaşı bakmak yol degül2 Sen sana yararısan bu sözden tuyarısanKancaru bakarısan dimegil sen ol degül3 Yitmiş iki milletün hem ma‘şûkı ol durur‘Âşıkı ma‘şûkından ayırmaklık fâl degül4 Küfrini atar iken îmânun urma sakınHırs bizümle düşmândur bilişlüdür il degül5 İş bu sözden bir haber muhtasârdur muhtasârİt bir eri ihtiyâr kahıtlıkdan bol degül6 Paşa bu kuş dilidür bunı Süleymân bilürSana direm iy hâce bu dil tehî dil degül7 Saga sola bakmadın hoş söyler Tapduk YûnusOl gerçege ‘âşıklar küllî sagdur sol degülMuahhar Bazı Mecmûalarda var.1641 Müşkili hâlleylemek degmenün işi degülBir kişiye vir gönli bu yolda taşı degül2 Bu kelâmun ma'nîsi evliyânun hânıdurYidürmegil câhile sükkerümüz aşı degül3 Evliyânun gönlinden şey'li'l-lâhun kesmegilSana himmet eyleyen gözile kaşı degül4 Er oldur ki menzilin her dem gösteri turaDegme ‘ârif bu düşi yoramaz işi degül


Dr. Mustafa Tatcı 1315 İşde bir yâr bulasın cânun fidî kılasınİnkârıla gelenler erün yoldaşı degül6 Hak tecellî kılmaga cân aslını bulmagaGönülden sür sivâyı nazarı taşı degül7 Biz ol ‘ışk bâdesini ol dost elinden içdükBize ol kadeh sunan dünyâ dervîşi degül8 Yûnus bir toganıdı kondı Tapduk kolınaAva şikâre geldi bu yuva kuşı degülHB. 11b. A. 13, Muahhar Bazı Mecmûalar.1651 Cânlar fidâ yoluna bu cân kayusı degülSen cânı gerek bana cihân kayusı degül2 Cânlar içinde cânum sensin genc-i pinhânumÇün ‘ıyân gördüm seni pinhân kayusı degül3 Cânlar içinde cânsın sen bir Âb-ı HayvânsınBize dîn ü îmânsın îmân kayusı degül4 Yudum yaramı sildüm yaram kimdedür bildümBana yârüm kayusı yaram kayusı degül5 ‘Işkun beni fâş itdi saklayam dirdüm velîÇün seni ‘ıyân gördüm pinhân kayusı degül6 Dermân ola mı bana derdüm benüm kim onaDerdlü varayın sana dermân kayusı degül7 Gelün ‘âşık olalum ‘ışka cevlân kılalumEsrük olup yatmışam cevlân kayusı degül


132Yûnus Emre Dîvânı8 ‘Işkun okı demreni dokınur yüregüme‘Işk içün ben öleyin demren kayusı degül9 Cân u gönüli n'itdüm ‘ışkun odına atdumSıdkı dahı unutdum gümân kayusı degül10 ‘Işkun burcından uçdum cevlân uruban geçdümBen dostıla buluşdum cevlân kayusı degül11 Bahr ‘ummâna talmışam anda sadef bulmışamGevher alup gelmişem ‘ummân kayusı degül12 Turdugum yir Tûr ola bakdugum dîdâr olaNe hâcet Mûsâ bana sen-ben kayusı degül13 Yûnus'ı ögütlerler kalk kervân göçdi dirlerBen menzile irişdüm kervân kayusı degülNO. 192a, RY. 63b, YE. 52a, K. 197b, Ç. 29b.1661 Bir kez gönül yıkdunısa bu kıldugun namâz degülYitmiş iki millet dahı elin yüzin yumaz degül2 Erenler gelüp geçdiler dünyâyı koyup göçdilerHavâya agup uçdılar bular hümâdur kaz degül3 Cân odur kim Hak'a ire ayak odur yola gireEr oldur alçakda tura yüksekden bakan göz degül4 Münkir ile müdde'îyi sayma buçuga koyanıGit ahûra tak buları her kim (ki) 'âşık-bâz degül5 Togrı yola gitdünise er etegin tutdunısaBir hayır da itdünise birine bindür az degül


Dr. Mustafa Tatcı 1336 Yûnus bu sözleri çatar sanki balı yaga katarHalka metâ‘ların satar yüki güherdüz tuz degülYE. 54a, A. 12.1671 Tehî görmen kimseyi hîç kimesne boş degülEksükligile nazar erenlere hoş degül2 Gönlüni dervîş eyle dostıla biliş eyle‘Işk eri şol ma‘nîde dervîş içi boş degül3 Dervîş bilür dervîşi Hak yolına turmışıDervîşler hümâ kuşı çaylak u baykuş degül4 Dervîşlik aslı cândan geçdi iki cihândanHaber virür sultândan bellüdür yad kuş degül5 İy Yûnus Hakk'ı bilen söylemez hergiz yalanİkilik ile gelen togrı yol bulmış degülA. 13.MİM1681 İy yârânlar iy kardaşlar sorun bana kandayıdumDinlersenüz eydivirem ezelî vatandayıdum2 Ezelîden dilümde uş Tanrı birdür Hak'dur ResûlBunı böyle bilmeziken bir ‘aceb makâmdayıdum3 Kalû belâ söylenmedin tertîb düzen eylenmedinHak'dan ayru degülidüm ol ulu dîvândayıdum4 Yire bünyâd urulmadın Âdem dünyâya gelmedinÖküz balık eylenmedin ben ezelî andayıdum


134Yûnus Emre Dîvânı5 Eyyûb'ıla derde esîr iniledüm çekdüm cezâBelkîs'ıla taht üzere mühr-i Süleymân'dayıdum6 Yûnus'ıla balık beni çekdi deme yutdı bileZekeriyyâ'yıla kaçdum Nûh'ıla tûfândayıdum7 ‘Asâyıla Mûsâ'yıla kaçdum çıkdum Tûr Tagı'naİbrâhîm'ile Mekke'ye bünyâd bıragandayıdum8 İsmâ'île çaldum bıçak bıçak ana kâr itmediHak beni âzâd eyledi koçıla kurbândayıdum9 Yûsuf'ıla ben kuyıda yatdum bile çekdüm cezâYa'kûb'ıla çok agladum bulınca figândayıdum10 Mi'râc gicesi Ahmed'ün dönderdüm ‘Arş'da na'lininÜveys'ile urdum tâcı Mansûr'ıla urgandayıdum11 ‘Alî'yile urdum kılıç Ömer'ile ‘adl eyledümOn sekiz yıl Kâf Tagında Hamza'yla meydândayıdum12 Yûnus senün ‘âşık cânun ezelî ‘âşıklarılaOl Allah'un dergâhında seyrân u cevlândayıdumF. 117b, T. 37a, YE. 61a, NO. 185b, K. 65b, B. 5a, HB.106, A. 15.1691 İy yârânlar iy kardaşlar sorun bana kandayıdum‘Işk denizine taluban deryâ-yı ‘ummândayıdum2 Yire bünyâd urulmadın yir-gök melâik tolmadınLevh ü kalem çalınmadın mülk-i yaradandayıdum3 Ol kim beni bekleridi her kandasam saklarıdı‘Işk urganı ucındagı kandîldagı cândayıdum


Dr. Mustafa Tatcı 1354 Kaygu eli irmezidi gussa gözi görmezidiEndîşe şehrinden taşra bir ulu mekândayıdum5 Bu işlerde olan kişi terk itsün cümle teşvîşiİçerüden içerü bir key latîf nihândayıdum6 Benüm gibi bu cihâna yüz bin gelürse az olaBenüm gelişüm şimdidür üstâdda Kur'ân'dayıdum7 Dört kitâbı okumadın ayırup seçmek olmadınEzberledüm sebakumı bu ‘ışkı hânendeyidüm8 Pâdişâhdan destûr oldı bizi bunda mülke saldıİki cihân Uçmak oldı Uçmak'da Rıdvân'dayıdum9 Yılduzıdum bunca zamân gökde melâik arzûmânCebbâr-ı ‘âlem hükm ider ben ol zamân andayıdum10 Toksan bin Hak kelâmını söyleşicek Habîb'ileOtuz bini sırr olıcak ben ol sır olandayıdum11 Ben bu sûretden ilerü adum Yûnus degül ikenBen olıdum ol ben idüm bu ‘ışkı sunandayıdumF. 131b, RY. 7b, YE. 55a, 67a, Rt. 17, K. 57a.170Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ben bende buldum çün Hak'ı şekk ü gümân nemdür benümOl dost yüzin görmez isem bu gözlerüm nemdür benüm2 Gelsün münâcât eyleyen toksan bin hâcât söyleyenTaşra ‘ibâdet eyleyen görsün ki dost nemdür benüm


136Yûnus Emre Dîvânı3 Mûsî olup Tûr'a çıkam nûr oluban gözden bakamSöz oluban dilden çıkam sûr u nagam nemdür benüm4 Mûsî varur Tûr'a çıkar anda varur nûra bakarDostdan gayrı zerre kadar bu gözlerüm görmez benüm5 Uş ben beni cem' eyledüm ol dosta îmân eyledümBirligine kıldum kâmet riyâ tâ‘at nemdür benüm6 Ol dost bana ümmî dimiş hem adumı Yûnus komışDilüm şeker gevdem kamış bu söyleyen nemdür benüm7 Ümmî benem Yûnus benem dokuz atam dörtdür anam‘Işk odına düşüp yanam sûk u bâzâr nemdür benümRY. (Mecmûa) 8a, Ç. 42b.1711 Ben bunda garîb geldüm ben bu ilden bîzâramBu tutsaklık tuzagın demi geldi üzerem2 Ben bu ‘ışk kitâbını okıdum tahsîl kıldumHâcet degüldür bana aga kara yazaram3 Dört kitâbun ma'nîsi tamâmdur bir elifdeBâ didürmen siz bana bâ diyicek azaram4 Bir elif tahsîl iden münezzehdür ‘âlemdenEndîşe iklîminde niçün durup gezerem5 Yitmiş iki millete suçum budur Hak didümKorkı hıyânetedür yâ ben niçün kızaram6 Bir çeşmeden akan su acı tatlu olmayaEdebdür bana yirmek bir lüleden sızaram


Dr. Mustafa Tatcı 1377 Şerî‘at oglanları niçe yol eyde banaHakîkat deryâsında bahrî oldum yüzerem8 Çünki ben bunda geldüm ben anı bunda buldumMansûr'am dâra geldüm kül oluban tozaram9 Karanu dünler olsa yollar hîç anlanmasaKulavuzum er olsa ben neyiçün azaram10 Dost bana gelsün dimiş benüm kaydumı yimişİş bu yüzüm karasın teberrükler düzerem11 Çün varam dost Hazret'e el kavşurup hıdmeteBenden ‘amel sorarsa bu ‘amelden bezerem12 Yûnus bu kuş dilidür bunı süleymân bilürGerçek eren bu yolda ne didügin sezeremÇ. 35b.F. 118b, T. 38a, NO. 185a, K. 58b, YE. 55b, Rt. 18, A. 15,1721 Ben bu cihâna gelmedin sultân-ı cihândayıdumSözi girçek hükmi revân ol hükm-i sultândayıdum2 Halâyık bunda gelmedin gökler melâik tolmadınBu mülke bünyâd olmadın mülk-i yaradandayıdum3 Yüz yigirmi dört bin hâsı dört yüz kırk dört tabakasıDevlet makâmında ol gün ulu hânedândayıdum4 Gussa beni görmezidi kaygu eli irmezidiEndîşe şehrinden taşra bir yüce mekândayıdum5 Yûnus bu cümle varlıgun dost katında zerre degülGüftile kelâmdayıdum hem bunda hem andayıdum


138Yûnus Emre DîvânıF. 119b, T. 38b, YE. 61b, YE. 62a.1731 Uş gine geldüm ben bunda sır sözin ‘ıyân eyleyemBir söz ile yiri gögi cümlesin hayrân eyleyem2 Dilerisem ten eyleyem dilerisem cân eyleyemGönlümi Tûr cânum Mûsâ ‘ışkı Süleymân eyleyem3 Dirlik bana karşu gele ben dirligün boynın uramÖlüm eger vâcib ola cânumı kurbân eyleyem4 ‘Îsâ ki Meryem'e varur şöyle varam ben ol Hakk'aFazlı yolında ol Hakk'un ‘âlemi handân eyleyem5 Azrâîl ne kişi durur kasd idebile cânumaBen anun kasdını gine kendüye zindân eyleyem6 Yâ Cebrâîl kim ola kim hükm ide benüm âhumaYüz bin Cebrâîl gibiyi bir demde perrân eyleyem7 Bu bizden öndin gelenler ma'nîyi pinhân didilerBen anadan togmış gibi geldüm ki ‘uryân eyleyem8 Yûnus senün gönlün evi Hak varlıgı toptoludurUş geldüm ki ‘âşıklara varlıkdan ihsân eyleyemF. 119b, T. 38b, YE. 60b, Rt. 34, Ç. 46a.1741 Cümle ‘âlem terkin urup ben dost terkin urımazamAndan ayru buçuk sâ‘at ben ansuzın durımazam2 Andan ayru diriligüm dirlik degül durur benümKadîm odur görür beni ben ölüyem görimezem


Dr. Mustafa Tatcı 1393 Hûrî gelüp eydürise gönül bana virgü diyüDostdan artuk kimseneye ben gönlümi virimezem4 Dost diyü geçdi bu ‘ömrüm başarmadum dost kullıgınKoyam başara ol beni ben hîç iş başarımazam5 Bir kezden ol oldum ahî benden ümîd yokdur banaBen olısam pes ol kanı ben bu sırra irimezem6 Dostlar ögüt virür bana gitgil anun yakınındanDaha yakın varam meger andan ayruk varımazam7 Degmeler eydür Yûnus'a katlan bugün-yarın diyüCehd ideyim bugünümi yarına irgürimezemRY. (Mecmûa) 16a, Dîvân, Staatsbibliothek/Marburg, Ms.,Ort.; 2869. Vr. 66b.1751 Ben bir ‘aceb ile geldüm kimse hâlüm bilmez benümBen söylerem ben dinlerem kimse dilüm bilmez benüm2 Benüm dilüm kuş dilidür benüm ilüm dost ilidürBen bülbülem dost gülümdür bilün gülüm solmaz benüm3 Ol dost bana gelsün dimiş sundum kadeh alsun dimişAldum kadeh içdüm şarâb ayruk gönlüm ölmez benüm4 Ne turum var ne turagum hîç yirde yokdur karârumHakk'a münâcât itmege bellü yirüm olmaz benüm5 Sor turdugum yiri bana gelürsen gösterem sanaBir zerrece Hak'dan ayru gözüm nesne görmez benüm6 Tûr Tagı'nda bir tecellî gör Mûsâ'ya neler kıldıYûnus eydür Hak katında sözüm girü kalmaz benüm


140Yûnus Emre DîvânıRY. (Mecmûa) 16a; Dîvân, Staatsbibliothek/Marburg, Ms.,Ort.; 2869. Vr. 31b.1761 Kaçan kim ben beni bildüm yakîn bil kim Hakk'ı buldumKorkum anı bulıncaydı şimdi korkudan kurtuldum2 Hîç ayrukdan ben korkmazam ya bir zerre kayurmazamBen şimdi kimden korkayın korkdugumıla yâr oldum3 ‘Azrâîl gelmez cânuma sorucı gelmez sinümeBular benden ne sorısar anı sorduran ben oldum4 Yâ ben onca kaçan olam anun buyrugın buyuramOl geldi gönlüme toldı ben ana bir dükkân oldum5 Dükkân ıssı dükkânından hâli degüldür evindenOl bu eve geleliden ben bu halka bir kân oldum6 Cânlular benden el alur cânsuzlar eri ne bilürHem virürler hem alurlar ben bir ulu dîvân oldum7 Yûnus Hakk'a kıldı tapu Hak Yûnus'a açdı kapuBâkî devlet benüm imiş ben kul iken sultân oldumF. 120b, T. 39a, K. 132a, RY. 73a, YE. 59a, 66b, Rt. 18.177Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Haber eylen ‘âşıklara ‘ışka gönül viren benem‘Işka bahâ kim yitüre ‘ışk ma'denin bulan benem2 Yir gök tolu bu ‘ışk durur ‘ışksuz hîç nesne yok durur‘Işk bahrisi olubanı denizlere talan benem


Dr. Mustafa Tatcı 1413 Deniz yüzinden su alup sunı virürem göklereBulutlayın seyrân idüp ‘Arş'a yakın varan benem4 Yıldırım olup şakıyan gökde melâik tokıyanBulutlara hüküm sürüp yagmur olup yagan benem5 Gördüm gögün meleklerin her biri bir cünbişdedürHak Çalab'un zikrin ider İncîl ü hem Kur'ân benem6 Gördüm diyen degül gören bildüm diyen degül bilenBilen oldur gösteren ol ‘ışka esîr olan benem7 Sekiz Uçmak ‘âşıklara köşk ü sarâydur anlaraMûsî'leyin hayrân olup Tûr Tag'ında kalan benem8 Kalem çalınıcak görgil haber böyle durur bilgilKâlû belâ kelecisin bunda haber viren benem9 Delü oldum adum Yûnus ‘ışk oldı bana kulavuzHazret'e degin yalunuz yüz süriye varan benemF. 121a, T. 39b, K. 168a, YE. 62a, B. 27b.1781 Ezelî bu ‘ışkı ben bu mülke sürüp geldümBiridüm anda şeksüz uş yine bire geldüm2 Ol birün nûrı bana göründi er yüzündenCân gözile ol nûrı ben bunda sora geldüm3 Ol nûrı göreliden unıtdum kendözümiSanasın Mûsâ benem hâcete Tûr'a geldüm4 Tûr-ı münâcât bana turdugum yirde olurBenem bugün Bâyezîd uş gizlü sırra geldüm


142Yûnus Emre Dîvânı5 Ezel benüm ilümdür Elest benüm yolumdurEzelile Elest'i ben bunda göre geldüm6 Ben ezelden varıdum ma'şûkıla yârıdumHak beni viribidi âlemi göre geldüm7 Çün gökden yire yagdum yirden göge çok agdumÂdem tonın tonandum devrânum süre geldüm8 Et ü deri büründüm geldüm size göründümAdumı âdem kodum andan zuhûra geldüm9 ‘Işk esritdi cânumı uş Ene'l-Hak didürürKorku gitdi gönlümden Mansûr'am dâra geldüm10 ‘Işkdan dertlü olana dermânum vardur benüm‘Işk sayrusı olana erkândur sora geldüm11 Mecnûn kadehin aldum Leylî gönline taldumÇün Hakk'ı ‘ıyân bildüm andan sınura geldüm12 Bundan böylesi bilgil pâdişâh iklîmidürDört yanum dîdâr oldı gör ne hûb yire geldüm13 Bana bu ‘ışk tolalı adum Yûnus olalı‘Iyân oldı pâdişâh kulam şükrâne geldümNO. 181b, HB. 17a, B. 30a, K. 133a, RY. 73a, 3a, Ç. 32b, M. 37, A. 15, 7.1791 Benüm bunda karârum yok ben bunda gitmege geldümBezirgânam metâ‘um çok alana satmaga geldüm2 Ben gelmedüm da'vîyiçün benüm işüm seviyiçünDostun evi gönüllerdür gönüller yapmaga geldüm


Dr. Mustafa Tatcı 1433 Dost esrigi deliligüm ‘âşıklar bilür neligümDegşürüben ikiligüm birlige yitmege geldüm4 Ol hâcemdür ben kulıyam dost bâgçesi bülbüliyemOl hâcemün bâgçesinde şâd olup ötmege geldüm5 Bunda bilişmeyen cânlar anda bilişimez anlarBunda bilişüp dostıla hâlüm ‘arz itmege geldüm6 Yûnus Emre ‘âşık olmış ma'şûka derdinden ölmişGirçek erün kapusında hâlüm ‘arz itmege geldümF. 125b, T. 42a, NO. 189b.180Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ne dirisem hükmüm yürür elümde fermân tutaramNe dirisem hükmüm revân çün hükm-i sultân tutaram2 İns ile bu cinn ü perî dîvler benüm hükmümdedürTahtum benüm yil götürür mühr-i Süleymân tutaram3 İblîs ü âdem kim olur kim azdura yâhûd azaBu cümlesi eyü yavuz kamusın andan tutaram4 Dünyâ benüm mülküm durur kavmi benüm kavmüm dururHer dem benüm yargum yürür yargumı handân tutaram5 Senün gibi cân var iken Âb-ı Hayât isteyeniKaranulıga gireni ben anı hayvân tutaram6 Ansuz olursam ölürem anunla diri oluramSiz sanmanuz ki dirligi hemîşe cândan tutaram7 Dînüm îmânum ol durur ansuz olursam dünyedeNe pûta-hâça taparam ne dîn ü imân tutaram


144Yûnus Emre Dîvânı8 Yûnus eydür hîç şek degül ol benven ü ben olvanunBen ne dirisem dost tutar dost didügin ben tutaram51.F. 122a, T. 40a, YE. 61a, NO. 187b, K. 160b, RY. 68b, B. 50b, A. 13, M.1811 Cânum ben andan bunda ezelî ‘âşık geldüm‘Işkı kılavuz tutdum ‘ışka ulaşup geldüm2 Degülem kâl ü kîlde yâ yitmiş iki dildeYad yok bana bu ilde anda bilişüp geldüm3 Geçdüm hod-bîn ilinden el çekdüm dükelindenOl ikilik bâbından birlige bitüp geldüm4 Dört kişidür yoldaşum vefâ-dârum râz-daşumÜçile hoşdur başum birine buşup geldüm5 Ol dördün birisi cân biri dîn biri îmânBiri nefsümdür düşmân anda savaşup geldüm6 Bir kılı kırk yardılar birin yol gösterdilerBu mülke gönderdiler o yola düşüp geldüm7 'Işk şerbetinden içdüm on iki ırmak geçdümDenizler bendin deşdüm ‘ummândan taşup geldüm8 Ben andan geldüm bunda yine varuram andaBen anda varasumı anda tanışup geldüm9 ‘Azrâîl ne kişidür kasd idesi cânumaBen emânet ıssıyla anda bitrişüp geldüm10 Aradum çıkdum bir uca eglendüm teferrüceEren soyın soylayup ol soya düşüp geldüm


Dr. Mustafa Tatcı 14511 Yûnus Emre'ye ne gam ‘âşık melâmet bed-nâmKüfrüm îmâna şol dem anda degişüp geldümF. 123b, T. 40b, YE. 62b, K. 71b, HB. 15a, RY. 54b, NO.192b, Rt. 36, M. 9, Ç. 31a.1821 Dost elinden ölürisem güle güle girü gelemGanîmet görem bu demi cân şükrâne virü gelem2 Cânın dirîg tutan kişi dost katından ırak düşerFidî kılam yüz bin cânı ıraklıkdan berü gelem3 Cercîs'leyin ol dost beni yitmiş kez öldürüriseBin kez dahı ölürisem yüz bin kez ilerü gelem4 Yüz bin kez togam uyagam dost burcında cevlân kılamHem bunda olam hem anda bunda anda varu gelem5 Dost burcında togmış iken niçün ırak varmak banaOl mahabbet feleginde her sabâh çevürü gelem6 Yavı kılındum ne çâre yürürem dün-gün âvâreSoranlara cevâb budur isteyüben soru gelem7 Bin yıl toprakda yatursam hîç komayam Ene'l-Hakk'ıNe vakt gerek olurısa ‘ışk nefesin uru gelem8 İnanmayan gel sinüme dost adını eyit kıgırKefen tonın pâre kılup topragumdan turu gelem9 Dost yolından gider isem gelmekligüm geniz olaDost varlıgı benümile her dem nişân virü gelem10 Bundan böyle n'olasını degme ‘akıl şerh itmeye‘Âşıklara miskîn Yûnus hoş haber degürü gelem


146Yûnus Emre Dîvânı39a.F. 127a, T. 42b, K. 131a, NO. 193a, RY. 486, Rt. 18, Ç.183Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bin yıl eger vasfın diyem bir zerresin düketmeyemBir katrede yüz bin deniz bir noktasın şerh itmeyem2 Ne mesel baglasam olur ne hod gönül karâr kılurKim benzedür misl ü misâl hâşâ anı benzetmeyem3 Kim ide bir nakş u sûret nakş u sûretden ol âzâdCümle ‘akıllar sende mât niçe ‘özür gözetmeyem4 Çün ‘akıl fenâya vara delü ola ne başaraDelülere sensin çâre delü oldum pes n'itmeyem5 Ögret imdi dil ne disün şart oldur seni söylesünTevfîk yari kılurısa gayrı dile söyletmeyem6 Ne dirisen sen di bana koma beni benden yanaBenüm hâcetüm bu sana bana beni istetmeyem7 Çün pâdişâh güçlü ola pes kul fuzûl işlü olaBen senünem bana ne gam ger suç idem ger itmeyem8 Çün kim girdüm bu denize ne kenâr var ne cezîreÇün dört yanumdan mevc ura teknem kavî hîç batmayam9 Benüm degül bu keleci varlık senün Yûnus neciÇün dilüme sensin kadîr sensüz lisân depretmeyemF. 122b, T. 40a, RY. 67b, K. 138a, YE. 54b, Rt. 17, M. 50.


Dr. Mustafa Tatcı 1471841 Sensin Kerîm sensin RahîmAllâh sana sundum elümSenden artuk yokdur umumAllâh sana sundum elüm2 Ecel irdi va‘de yitdiBu ‘ömrüm kadehi toldıKimdür ki içmedin kaldıAllâh sana sundum elüm3 Dilüm tetigi bozuldıCânum gevdemden üzüldiUşda gözlerüm süzüldiAllâh sana sundum elüm4 Urdılar suyum ılıdıKavum kardaş cümle geldiEsen kalsun kavum kardaşAllâh sana sundum elüm5 Uş dikdiler kefen tonumHazret'e gönüldi yolumBunda kalan nemdür benümAllâh sana sundum elüm6 Geldi salacam sarılurDört yana sala virilürİl namâzuma dirilürAllâh sana sundum elüm7 Salacamı götürdilerMusallâya yitürdilerGörklü tekbîr getürdilerAllâh sana sundum elüm


148Yûnus Emre Dîvânı8 Götürdiler bunda üşüpİndürdiler anda şeşüpTopragum örterler eşüpAllâh sana sundum elüm9 Topraga çün düşürdilerEl topraga üşürdilerTaşlarıla basdurdılarAllâh sana sundum elüm10 Uşda beni götürdilerMakbereme getürdilerHalka olup oturdılarAllâh sana sundum elüm11 Çün cenâzeden şeşdilerÜstüme toprak eşdilerHep koyubanı kaçdılarAllâh sana sundum elüm12 Kaldum bir karanluk yirdeAyruk varımaz ol yirdeSataşdum bir ‘aceb derdeAllâh sana sundum elüm13 Ölmedi meşhed tolduhçaGündüzümüz oldı giceBilmeyüz hâlümüz niçeAllâh sana sundum elüm14 Geldi Münker ile NekirHer birisi sordı bir dilİlâhî sen cevâb virgilAllâh sana sundum elüm15 Aldı beni ince yolaİltdi Sırât köprüsine‘Amelüme yok mededüm


Allâh sana sundum elüm16 Yidi Tamu sekiz UçmakHer birinün vardur yolıHer bir yolda yüz bin çârsûAllâh sana sundum elüm17 Halâyıklar melâiklerGer esrükler ger ayuklarSahha size uyanıklarAllâh sana sundum elüm18 Görün ‘aceb oldı zamânGönülden eylenüz figânÖlür çün anadan toganAllâh sana sundum elüm19 Yûnus tap uzat bu söziAllâh'una dutgıl yüziDîdârdan ayırma biziAllâh sana sundum elümDr. Mustafa Tatcı 149F. 124b, T. 41b, RY. 31a, K. 174a, NO. 193b, YE. 63a, M.58, Ç. 38a.1851 Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benemAshâb-ı Suffa'yıla yalıncak olan benem2 Sabrıla kanâ'atı virübidüm bunlaraKırkını bir gönlege kanâ'at kılan benem3 Ol kırkdan birisine çaldumıdı neşteriKırkından kan akıdup ‘ibret gösteren benem4 Âdem Peygamber ile Havvâ yaradılmadınUçmak'dan sürülüben ol müflis olan benem


150Yûnus Emre Dîvânı5 Mûsâ Peygamber ile bin bir kelime kıldum‘Îsâ Peygamber ile göklere çıkan benem6 İbrâhîm Edhem vaktı terk itdi tâc u tahtıAllâh ‘ışkına bakdı ol sırrı tuyan benem7 Abdü'r-rezzâk ol dervîş yoldaş idindi beniHallâc-ı Mansûr'ıla dâra asılan benem8 ‘Ömer-i Hattâb'ıla çok ‘adl ü dâd işledümOglıla fısk içinde hadde basılan benem9 Adumı Yûnus dakdum sırrum ‘âleme çakdumLevh ü kalemden öndin dilde söylenen benemF. 126a, YE. 58a, RY. 52a, NO. 187b, K. 108b, HB. 10b.Rt. 14, M. 27, Ç. 44b, A. 14.186Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Hak Çalab'um Hak Çalab'um sencileyin yok Çalab'umGünâhluyam yarlıgagıl iy rahmeti çok Çalab'um2 Kullar senün sen kullarun günâhları çok bunlarunUçmaguna sal bunları binsünler Burâk Çalab'um3 Ben eydürem kim iy Ganî nedür bu derdün dermânıZinhâr esirgeme beni ‘ışk odına yak Çalab'um4 Ne yohsul u ne baydasın ne köşk ü sarâylardasınGirdün miskînler gönline idindün turak Çalab'um5 Kogıl beni hoş yanayın kül oluban uşanayınOl sevdügün Muhammed'e olayın çerâk Çalab'un


Dr. Mustafa Tatcı 1516 Ne ‘ilmüm var ne tâ‘atüm ne gücüm var ne tâkatümMeger kıla ‘inâyetün yüzümüzi ak Çalab'um7 Yûnus'ı sen yarlıgagıl bu günâhlu kullarılaEger yarlıgamazısan key katı firâk Çalab'umF. 127b, T. 43a, HB. 11b, B. 5b, YE. 58a, RY. 37b, K.114b, Rt. 16, M. 29 Ç. 30b.1871 Benüm cânum uyanukdur dost yüzine bakan benemHem denize karışmaga ırmak olup akan benem2 Irmak gibi ben çaglaram gâh gülerem gâh aglaramNefsüm cigerin taglaram kibr ü kîni yıkan benem3 Kırdum bu nefsün çerisin bir itdüm burc u bârûsınPâk eyledüm içerüsin mülketini yuyan benem4 Ben Hazret'e tutdum yüzüm ol ‘ışk eri açdı gözümGösterdi bana kendözüm âyet-i küll dinen benem5 Şâh dîdârın gördüm ‘ıyân gümânsuzın bellü beyânKâfir ola inanmayan ol dîdâra bakan benem6 Benüm durur bu cümle iş hikmetile bu yaz u kışBen bilürem yad u biliş ırılmasuz duran benem7 Bu cümle cânda oynayan tamarlarında kaynayanKüllî lisânda söyleyen küllî dili diyen benem8 Nemrûd odın İbrâhîm'e ben bâg u bostân eyledümKüfür yüzinden toguban gine odı yakan benem9 Ol Hallâc-ı Mansûr'ıla söyleridüm Ene'l-Hakk'ıHem yine anun boynına dâr urganun dakan benem


152Yûnus Emre Dîvânı10 Ol Hak Habîb'i Mustafâ Mi'râc'a idicek seferOl dem cânum fikr eyledüm ol sırrını duyan benem11 Şimdi adum Yûnus durur ol demde İsmâ'îl idiOl dost içün ‘Arafât'a kurbân olup çıkan benem12 Bu çarh benüm hükmümdedür her kanda ben oturmışamMülk benümdür hükm iderüm yapan benem yıkan benem13 Sa'd benem sa'îd benem Yûnus dahı benümledür‘İlm-i ledündür üstâdum ol esrârı tuyan benemF. 128a, T. 43b, NO. 192a.1881 Aldı benüm gönlümi n'oldugum bilimezemYavı kıldum ben beni isteyüp bulımazam2 Gönülsüz girdüm yola hâlüm hoş gelmez dileBir dem derdüm dimege bir dertlü bulımazam3 Şâkirem derdümile sataşdum güle güleDertlüler bulıcagız ben beni bulımazam4 Eydürlerise bana senün gönlün kim aldıNiçe haber vireyin aglarum eydimezem5 Bu benüm gönlüm alan toludur cümle ‘âlemKancaru bakarısam ansuz yir görimezem6 Ayık olup oturma ayıksuzlar getürmeSeverem ‘ışk esrügin ben ayık olımazam7 Yûnus'a kadeh sunan Ene'l-Hak demin uranErenler cur'asından içdüm ayılamazam


Dr. Mustafa Tatcı 153F. 129b, T. 44a, YE. 65b, NO. 190a, Mecmûa (Millî Ktp.Nu: 442, 96).1891 ‘Işkun şarâbın içeli kandalıgum bilimezemŞöyle yavı kılam beni isteyüben bulımazam2 Deryâ-yı ‘ummân olmışam güherlere kân olmışamŞöyleki hayrân olmışam kendözüme gelimezem3 Yoluna basaldan kadem varlıgumı kıldum ‘ademGözden tolanma dem-be-dem kim sensüz ben olımazam4 Tolalı hüsnün illere hayrân kamu gönüllereNiçe tolusın dillere senden nişân alımazam5 ‘Işkunıla mest olalı derdüni her dem bulalıVisâl nişânın alalı Cennet'lere kalımazam6 Benüm dürüp bünyâdumı Yûnus ezelden adumıKesdüm kamudan dadumı ‘ışkundan ayrılımazamYE. 64b.1901 ‘Aceb degül senün içün ger cân fidî kılurısamSenün varlıgun cân yiter hoşdur cânsuz kalurısam2 Senün yüzün göricegiz cânum sana gitdiyidiSenün sevgün bana yiter her kanda kim olurısam3 Senün dadun almayana sözüm ‘aceb kelecidürNe cânum var ne diriyem bir dem sensüz olurısam4 Bâkî suyın içmiş iken belürmez ölüm çeşnisiNiçe zevâl ire bana sevmegile varurısam


154Yûnus Emre Dîvânı5 Niçe ki ben seni sevem ecel eli irmeyiserKaçan sunar ‘Azrâîl el ben seni cânlanurısam6 Ger sûretüm düşerise niçe noksân ire banaKadîmî zerrenem senün niçe düşüp tururısam7 Dahı Elest belürmedin ‘âşıkıdum sen ma'şûkaGözüm şaşı bakmaz benüm yüz bin kaba girürisem8 Dahı cihâna gelmedin cânum seni sevmişidiMinnet degüldür Yûnus'a niçe tapu kılurısamF. 131a, T. 45a, NO. 194a, K. 197a, YE. 63a, RY. 63a.1911 Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldümBâkî devrân-rûzigâr dostıla sürüp geldüm2 Ne var söylenen dilde varlık Hakk'undur kuldaVarlıgum hep ol ilde ben bunda garîb geldüm3 Bezirgânam meta‘m çok dest-gîrüm üstâdum HakBen ziyânum assıya anda degişüp geldüm4 Yir ü gök yaradıldı ‘ışkıla bünyâd oldıTopraga nazar kıldı aksurdı durup geldüm5 Gördüm yidi Tamu'sın sekiz Uçmak kamusınKorkıdan günâhumı andan sızurup geldüm6 Âdem olup turmadın nefsüm boynın burmadınYanıldum bugday yidüm Uçmak'dan sürlüp geldüm7 Nûh oldum Tûfân içün çok dürişdim dîn içünDînüme dönmeyeni suya gark idüp geldüm


Dr. Mustafa Tatcı 1558 Yalan degüldür sözüm bak yüzüme aç gözünDah'örtülmedi izüm uş yoldan urup geldüm9 Eyyûb oldum tenüme cefâ kıldum cânumaÇagurdum Sübhân'uma kurtlar toyurup geldüm10 Zekeryâ oldum kaçdum irdüm agaca geçdümKanum dört yana saçdum depem deldürüp geldüm11 Mûsâ'yla Tûr'a çıkdum bin bir kelime kıldumBu halâyık bilsünler anda bulınup geldüm12 ‘Îsâ oldum kudretden bahâne bir avretdenİnâyet oldı Hak'dan ölü dirgürüp geldüm13 Cercîs olup basıldum Mansûr oldum asıldumHallâc panbugı gibi bunda atılup geldüm14 Muhammed'i bir gice Hak okıdı Mi‘râc'aSer-te-ser uçdan uca bile yüz sürüp geldüm15 Yalunuz Sübhân'ıdı peygamberler cânıdıYûnus hod pinhânıdı sûret degşürüp geldümF. 132b, T. 46a, NO. 192a, YE. 56a, K. 75a, Rt. 15,Mecmûa (Millî Ktp. FB. 204, s. 151).192Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy yârânlar tınman bana ben yine n'oldum bilmezem‘İlm ü ‘amel sorman bana dîvâne oldum bilmezem2 Ayruksı nesne tatmışam bildüklerüm unutmışamCânumı ‘ışka atmışam anda ne buldum bilmezem


156Yûnus Emre Dîvânı3 ‘Aklum yavı vardı besi tagıldı fikrüm kamusıBoşaldum uş toldum velî neyile toldum bilmezem4 ‘Işkun beni yakup durur gönlüm dosta akup dururDivşürimezem ben beni dem-beste kaldum bilmezem5 Ben ‘ışksuzın olımazam ‘ışk olıcak ben ölmezem‘Işkdur hayâtum hâsılı ‘ışkdan gayrısın bilmezem6 Bu ‘ışk ile bulanugam ne esrügem ne ayıgamNe uyuram ne uyanugam hayrân u mestüm bilmezem7 Sen beni şeyh oldı diyü benden nasîhat istemeBen sanuram key bilürem uş şimdi bildüm bilmezem8 ‘Âşık Yûnus sen cânunı Hak yolına eyle fidâBu şeyhıla buldum Hak'ı ben gayrı nesne bilmezemK. 194a, NO. 190a, RY. 61b, HB. 17a, M. 70.193Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Evvel benem âhir benem cânlara cân olan benemAzup yolda kalanlara hâzır meded iden benem2 Bir karâra tutdum karâr benüm sırrumı kim tuyarCâhil beni kanda görür gönüllere giren benem3 Kün deminde nazar iden bir nazarda dünyâ düzenKudretinden han döşeyüp ‘ışka bünyâd uran benem4 Düz döşedüm bu yirleri çöksü urdum bu taglarıSayvân eyledüm gökleri girü tutup duran benem5 Dahı ‘aceb ‘âşıklara ikrâr u dîn îmân oldumHalkun dahı gönlindeki küfr ü İslâm gümân benem


Dr. Mustafa Tatcı 1576 Bir niçeye virdüm emir devlet ile sürdi ‘ömürYanan kömür kızan demür örse çeküç salan benem7 Kar yagduran buz tonduran hayvânlara rızkın virenŞöyle bilün ol mahlûka ol Rahîm ü Rahmân benem8 Halk içinde dirlik düzen dört kitâbı togru yazanAg üstine kara dizen ol yazılan Kur'ân benem9 Dostıla birlige yiten buyrugı neyise dutanMülk bezeyüp dünyâ düzen ol bâgçevân hemân benem10 Dünyâda ben ol Rüstem'em dünyâ içinde bostânamKarşumdagı sensin benüm seni sende gören benem11 Benem Hakk'un kudret eli benem beli ‘ışk bülbüliSöyleyüp her dürlü dili halka haber viren benem12 Diller damaklar şeşüren ‘ışk kazanını taşuranHamza'yı Kâf'dan aşuran ol agulu yılan benem13 Yagmur olup yire yagan bulud olup göge aganGözsüzlerün gözündeki boz pusaruk tuman benem14 Yûnus degül bunı diyen kendüligidür söyleyenKâfir olur inanmayan evvel-âhir hemen benemF. 130a, T. 44b, NO. 180b, RY. 34b, 109a, YE. 60a, 64a,Rt. 13, M. 27, Ç. 43b.194Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Ka'be vü büt-îmân benem çarh uruban dönen benemBulut olup göge agan yagmur olup yagan benem


158Yûnus Emre Dîvânı2 Yaz yaradup yir tonadan gönlümüz evi hânedânHoşnud ata vü anadan kullık kadrin bilen benem3 Yıldırım olup şakıyan kakıyup nefsin dokıyanYirün ka'rında berkiyen şol agılu ılan benem4 Hamza'yı Kâf'dan aşuran elin ayagın şeşürenÇokları tahtdan düşüren hikmet ıssı sultân benem5 Et ü deri sünük çatan cism eyleyüp diri tutanHikmet beşiginde yatan kudret südin emen benem6 Gerçek ‘âşık gelsün berü gösterelüm togru yolıMakâm durur gönül şarı ırılmayup turan benem7 Yiri gögi benüm diyen magrıb maşrık benüm diyenDenizlere gel kıgıran adum Yûnus ‘ummân benemF. 140b, T. 50b, K. 102b, YE. 59b, RY. 22b, NO. 180b, Rt.13, M. 251951 Evvel kadîm önden sona zevâli yok sultân benemYidi iklîme hükm idüp yiri gögi dutan benem2 Ben bu yiri yaradıcak yir üstine gök turıcakUlu deniz mevc urıcak Nûh'a tûfân viren benem3 Kün didüm bu yire turdı gökler dahı karâr kıldıYüz bin dürlü âdem geldi getürüp gideren benem4 Yûsuf ile çâha inen terâzûya altûn vuranKeffesine basaduran Mısır ıssı sultân benem5 Sofîyılan sofî olan sûfîyile sâfî olanBel baglayup tâ‘at kılan o Kerîm ü Rahmân benem


Dr. Mustafa Tatcı 1596 Kâf'dan Kâf'a hükm eyleyen dîvleri hükmine koyanYile binüp seyrân kılan bu mülke Süleymân benem7 Et ü deri endâm çatan ‘âlemlere gönül katanÂdem tonın tonanuban mülke kadem basan benem8 Sekiz Uçmak ‘âşıklara köşk ü sarâydur anlaraMûsâ'layın Tûr Tagı'nda hayrân olup kalan benem9 Ben ‘âbidem ben ma'bûdam kamu yirlerde hâzıramZâlimlerden dâd alıcı miskînleri dutan benem10 Tapduk diyem cümle dile inanmışam degme kulaYûnus dahı hod kim ola bu sözleri diyen benemF. 134b, T. 47a, YE. 64b, K. 99a, NO. 180b, RY. 7a, 59a,M. 23, A. 14.1961 Andan berü gönildüm dostıla bile geldümBu ‘âleme çıkıcak bir ‘aceb hâle geldim2 Ol dost açdı gözümi gösterdi kendözümiGönlümdeki râzumı söyledüm dile geldüm3 Gör ne yuvadan uçdum râzumı halka açdum‘Işk duzagına düşdüm tutıldum ele geldüm4 Tuzaga düşen gülmez ‘âşıklar râhat olmazSöylerem dilüm bilmez bir ‘aceb ile geldüm5 Ben bunda geldüm ise ilüme girü gidemSanma ki bunda beni altûna mâla geldüm6 Degülem kâl ü kîlde bu yitmiş iki dildeHâlüm ahvâlüm nedür bu mülke sora geldüm


160Yûnus Emre Dîvânı7 Ne hâldeyüm ne bilem duzakdayum ne gülemBir garîbçe bülbülem ötmege güle geldüm8 Gül Muhammed deridür bülbül anun yâridürOl gülile ezelî cihâna bile geldüm9 Mescidde medresede çok ‘ibâdet eyledüm‘Işk odına yanuban andan hâsıla geldüm10 Kudret sûret yapmadın feriştehler tapmadın‘Âlemi halk dutmadın ilerü yola geldüm11 Yine Yûnus'a sordum eydür Hak nûrın gördümİlk yaz güneşi gibi mevc urup toga geldümÇ. 34a.F. 135a, T. 47b, YE. 57b, K. 105a, RY. 24a, 50b, NO. 195b,197Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Erenlerün himmetini ben bana yoldaş eyleyemHer kancaru varurısam cümle işüm hoş eyleyem2 Koyam bu dünyâyı gidem çün âhrete sefer idemOl Uçmak'da Hûrîleri ben bana yoldaş eyleyem3 Tene yumışak geymeyem cümlesinden fârig olamDöşegümi toprak idüp yasdugumı taş eyleyem4 Uram yıkam nefs evini oda yana hırs u hevâEl götürem şimden girü nefsile savaş eyleyem5 Tenüm dahı cânum dahı hîç bilmedi Ene'l-Hak'ıŞimdiye dek bilmedise şimden girü tuş eyleyem


Dr. Mustafa Tatcı 1616 Bugün gülen kişi bunda yarın aglayısar andaRevân döküp göz yaşını yasdugumı yaş eyleyem7 Miskîn Yûnus dir çagırur ‘âşıkıyam miskînlerünDervîş degülise taşum içümi dervîş eyleyemF. 134a, T. 47a, YE. 56b, K. 79a, HB. 11b, M. 13, Ç. 45b.198Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Hîç bilmezem kezek kimün aramuzda gezer ölüm‘Âlemi bostân eylemiş râyihanın keser ölüm2 Alur yigidi çagında bülbüli ötmez bâgındaKimse komaz ocagında yigitleri alur ölüm3 Bir niçenün bilin büker bir niçenün mülkin yıkarBir niçenün yaşın döker var güçini üzer ölüm4 Birinün alur kardaşın revân döker gözi yaşınHiç onarmaz bagrı başın hayır işden bezer ölüm5 Yigidi koca kılınca komaz kendüyi bilinceBirini koyup gelince gözlerini süzer ölüm6 Alur yigidi kocayı yakar ananun içinikızlarun sarı saçını teneşirde çözer ölüm7 Alur yigidün âlâsın dîvâne ider anasınGelinlerün el kınasın topraklara karar ölüm8 Alur yigidün hâsını döker gözlerin yaşınıMecnûn ider anasını yüreklerin yakar ölüm9 Kanı anun sevdük yari kıl tâ‘atun arı yüriMiskîn Yûnus eydür bunı ejderhâlar yudar ölüm


162Yûnus Emre Dîvânı6).F. 136a, T. 48a, YE. 60a, Cönk (Ankara Millî Ktp. Nu.1, s.199Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 İy kamu derd ehli gelün derd benem ü dermân benemKâfirdeki küfr-i nihân mü'mindeki îmân benem2 ‘Âlemde fitneyi kodum Mansûr'ı kül itdi odumDilinde Ene'l-Hak didüm boynındagı urgan benem3 Yûsuf'daki hüsn ü cemâl Ya'kûb'daki hüzn ü melâlGâh bedr olam gâhî hilâl gökde mâh-ı tâbân benem4 Nemrûd'daki sûret kılan İbrâhîm'i oda atanBir kılını yandurmayan od u kül ü reyhân benem5 Yûnus bu cismüm adıdur cisim anun bünyâdıdurAdum eger sorarısan bilgil câna cânân benemB. 30a.200Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün1 İy gönül bize kerem kıl bile seyrân idelümCân u tenden geçüben gel ‘azm-i cânân idelüm2 Ten nedür dostun yolında ben anı terk itmeyemDost cemâlin görmege gel cânı kurbân idelüm3 Bu fenâ-ender-fenâyı terk idelüm dost içünÖz bekâ-ender-bekâ milkinde cevlân idelüm


Dr. Mustafa Tatcı 1634 Âsitân-ı mürşidün gel kıble-i cân kılalumOl şeh-i şâhlar şâhın gel biz de mihmân idelüm5 Gel beri tagılmayalum katre-i bârân gibiCem' olup deryâlayın gel kasd-ı ‘ummân idelüm6 Ben anun ‘ışkı şarâbın içmişem her dem-be-demDost cemâlin görmege gel ‘Arş-ı Rahmân idelüm7 Bu za'îf Yûnus'a çünki bile yoldaş olmadunİy gönül ol şâhı gel taht-ı Süleymân idelüm32a.B. 30b, Dîvân, Staatsbiblitohek/Marburg, Ort. 2869. Vr.201Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün1 Bu fenâ mülkinde ben niçe niçe hayrân olamNiçe bir handân olan yâ niçe bir giryân olam2 Geh feleklerde meleklerden dilekler eyleyemGâhı ‘Arş' u şems ile gerdün olam gerdân olam3 Adımum atdum yidi dört on sekiz binden öteTokuzı yolda koyup şâh emrine fermân olam4 Dost ferâh kıldı terâhdan ben teberrâ eyledümSûretâ insân olam hem cân u hem cânân olam5 Gâh bir müftî müderris gâh mümeyyiz gâh temizGâh müdebbir nâkıs u geh naksıla noksân olam6 Gah batn-ı Hût içinde Yûnus'ıla söyleşemGeh çıkam ‘Arş üzere bir cân olam Selmân olam


164Yûnus Emre Dîvânı7 Gâh inem esfellere şeytânıla şerler düzemGeh çıkam ‘Arş üstine seyrân olam cevlân olam8 Geh varup bir sır olam hem işidem hem söyleyemBir cüvân olup gehi insân olam nisyân olam9 Gâh ma‘kûlât u meşrû‘ât u takrîr ü beyânGâhi maksûrât olam gâh sâhib-i keyvân olam10 Niçe bir sûretde insân ü sıfatda cânavârNiçe bir dilkü olam yâ kurd u yâ arslan olam11 Niçe bir tecrîd ü tefrîd ü mücerred-münferidNiçe bir cinnî vü insî yâ niçe şeytân olam12 Niçe bir ‘ışk meydânında nefs atın segirtdüremYâ niçe bir başumı top eyleyüp çevgân olam13 Birligile bir olam birlik benümle bir olaGeh dönem deryâ olam katre olam ‘ummân olam14 Gâh duzahda yanam Firavn'ıla Hâmân'ılaGâh Cennet'de varam Gılmân'ıla Rıdvân olam15 Gâh bir gâzî olam Efreng'ile ceng eyleyemGeh dönem Efreng olam nisyânıla isyân olam16 Gâh bir mechûl olam merdûd olam Nemrûd olamGeh varam Ca'fer olam Tayyâr olam perrân olam17 Gâh bir nâmî olam ‘ilmile kâm ıssı olamCehlile geh yüriyem nâ-kâm olam nâdân olam18 Geh yıkam gâhî yakam yir yüzini perrân idemGeh varam ‘Arş'a çıkam hem şâh olam sultân olam19 Degmeler bu sırra irmezler ledünnîdür ‘azîzHızr'ı koyup yolda ben kerrûbıla gerdân olam


Dr. Mustafa Tatcı 16520 Niçe bir derdler ile odlara yanam yakılamNiçe bir şâkir olam zâkir olam mihmân olam21 Yâ niçe bir dostıla ol ben olam ben ol olamYâ niçe ırak düşem mahzûn olam ahzân olam22 Terk idem nârıla hâki bâdı nârı aslınaŞeş cihetde ben çıkam bî-ten olam bî-cân olam23 Niçe bir Cercîs ü Bercîs olam u Mirrîh olamNiçe bir Câlinûs u Bukrât olam Lokmân olam24 Bu tokuz arslan u yidi evren ü dört ejdehâBunlarunla ceng idem Rüstem olam destân olam25 Bir demî âsûde bir dem gafletile hurd u hâmBir demî âşüfte olam Mecnûn olam hayrân olam26 Gönlümün gencine rencler irmedin bir yol bulamYâ Hû deryâya girem bî-reng ü bî-elvân olam27 Cânile ‘ârif olup senlik ü benlik terk idemGeh varup dilsüz olam ögsüz olam hayvân olam28 Çün di dirler n'ideyin dimezse yanar cân u tenBen dahı dürler dökem dosta hezâr destân olam29 Kâr olam bî-kâr olam ‘âriflere esrâr olamGeh dönem gerdân olam güftâr olam Nu‘mân olam30 Geh varam balçık olam geh dönüben gird-i hâkGeh varam gevher olam yâkût olam mercân olam31 Âdemîlikden çıkam uçam melekler mülkineLevn olam bî-levn olam geh kevn olam bî-kân olam


166Yûnus Emre Dîvânı32 Geh mutî' olam Hudâ'nun emrine bin cân ileGeh dönem ‘âsî olam Mûsî olam ‘İmrân olam33 Geh varam Dâvud olam çıkam Süleymân tahtınaGeh gine güm-râh olup vaslı koyup hicrân olam34 Gâh zindândan çıkam âzâd olam âbâd olamGeh gine derbân olam mahbûs olam zindân olam35 Dâr olam girdâr olam ber-dâr olam Mansûr olamCân olam hem ten olam hem în olam hem ân olam36 Geh beyâbân (u) harâb u geh serâb u geh türâbGeh gine ma‘mûr olam geh çetr ü geh sayvân olam37 Gâh ‘izzetle varup mü'mîn olam devletlü benGeh varam rükkân olam rehber olam ruhbân olam38 Geh dönem hâmûş olam geh cûş idem geh hûş olamGeh dönüp pür-rengilen hem bâg u hem bostân olam39 Gâh varam bir sâz olam bir söz olam pür-sûz olamGeh varam imkân olam îmân olam ihsân olam40 Dem olam Âdem olam ‘âlem olam ‘âlemde benDem olam bî-dem olam hem nâm olam hem nân olam41 Yûnus'a Tapdug u Saltug u Barak'dandur nasîbÇün gönülden cûş kıldı ben niçe pinhân alam42 Yûnus imdi bu sözi sen ‘âşıka di ‘âşıkaKim sana ben sıdk olam hem derd ü hem dermân olam43 Gâh hâlis ü gâh muhlis olam uş Furkân'ılaGâh Rahmâni'r-Rahîm yâ Hayy u yâ Mennân olam44 Geh dönem bir şems olam zerremde yüz bin ‘Arş olaGeh yine tugyân olam ‘âlemlere tûfân olam


Dr. Mustafa Tatcı 16745 Evveli Hû âhiri Hû yâ Hû illâ Hû olamEvvel âhir ol kala vü men aleyhâ fân olamF. 136b, T. 48b, K. 52b, NO. 184a, YE. 59a M. 1, Ç. 39b.2021 Ben seni sevdügümi işitsünler hâs u ‘âmSöyleşenler söyleşsün sensüz dirligüm harâm2 Kim senün lezzetünden cânı dad almazısaYürür bir cânsuz sûret ‘âlem halinden bî-gam3 Ben bu dem seni gördüm niçesi sabr eyleyemSeni bir dem görmege müştâkdur cümle ‘âlem4 Seni seven kişiye ne hâcet Hûr u KusûrSeni sevmeyen câna Tamu'dur cümle makâm5 İki cihân varlıgı ger benüm olurısaSensüz bana gerekmez iş senünledür tamâm6 Bin yıl ‘ömrüm varısa harc idem bu kapudaGerçek ben ‘âşıkısam gerek bu yolda ölem7 Bana sen geregisen n'iderem kendözümiGer ben sen oldumısa ben beni yavu kılam8 ‘Âlemlerün arzûsı seni bulmagiçündürBen seni bulmışiken sensüzin nite olam9 Çok sorarlar Yûnus'a niçe ‘ışk esrükligiN'itsün ezel bezminde öyle çalındı kalemF. 141a, YE. 58b, K. 125a, NO. 188a, RY. 45b, M. 33.


168Yûnus Emre Dîvânı203Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Beni anmaklıga benden farigvamN'iderem anuban bes ne lâyıkvam2 Benüm yoldaşlıgum edebe sıgmazEdebsüz kişiye niçün refîkvam3 Cihâna düşmişem elsüz ayaksuzMekândan katı bu hâle ırakvam4 Bu cümle egleyen döküldi kaldıNe esrük ne humâr ne hod ayıkvam5 Ne sabr u meskenet ne hod becid işNe adım adaram ne hod tarîkvam6 Bugün cihâna geldüm uş gideremSanasın bir eve kondum konakvam7 Kanı Yûnus kanı cünbiş harekâtNe ser-mâyem ola ne var ne yokvamF. 141b, T. 51a, K. 80b, M. 14, Ç. 57b.204Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Her kancaru dönerisem ‘ışkıladur işüm benümOldur gönülde teşvîşüm hem ‘ışkdur yoldaşum benüm2 ‘Işksuzlara göynür özüm anunçün fâş olur râzumGöricegiz ‘âşıkları kaynar içüm taşum benüm


Dr. Mustafa Tatcı 1693 Bu ‘ışk bize Rahmânîdür hem cânumuzun cânıdurAnun içün şeytânıla her dem bu savaşum benüm4 Benüm cânum bir kuş durur gevdem anun kafesidürDostdan haber gelicegiz bir gün uçar kuşum benüm5 Geldüm dünyâyı seyr itdüm ya bugün ya yarın gitdümBen bunda eglenimezem bunda bitmez işüm benüm6 Yûnus eydür ben ‘âşıkam hem ‘âşıkam hem sâdıkamBu ayruk ‘âşıklar gibi yokdur arâyişüm benümYE. 61b, RY. 7a, 64a, K. 152a.2051 Ben ol yârı sevdügümi niçe bir gizleyübilemGönlüme sıgmaz n'ideyin meger râzum ile diyem2 Dil tutuban yüridügüm yadlıguma delîl imişYakam yadlık perdesini hicâbumı ben giderem3 Anunıla ahvâlümi ‘âlemlere bildüreyinÇagıruban muştulayam ‘âlemi üstüme direm4 ‘Âşıklarun gönli gözi ma'şûkaya açık olurBen gönlümi kul eyleyem bâşed ki ma'şûka irem5 Cânum kurbân kılam ana ger cân kabûl kılurısaKaçanısa ölesiyem niçe bunda diri turam6 Şükrâne cânum üstine ben dost içün ölürisemÖlmek lâzımdur kamuya ben ölmedin kanca varam7 Ol dostıla benüm işüm ölmegile bitmeyiser‘Amelümdür bile varur topraguma tuta girem


170Yûnus Emre Dîvânı8 Kamularun ‘amelidür Münker-Nekir olup gelenBenüm ‘amelüm dostıdı ‘amelümi tuta varam9 ‘İlm ü ‘amel sözi degül Yûnus dili söyledügiDil ne bilür dost haberin ben dostıla niçe birem32.F. 141a, T. 51b, YE. 58b, K. 125a, NO. 188a, RY. 44a, M.2061 Niteki ol ma'şûkıla ben râzumı bir eyleyemGark olam müşâhâdeye hakdur kim nefîr eyleyem2 Kimdür ki anı görüben gizlenübile ahvâliGöster bana ol kişiyi ben dahı el-bir eyleyem3 Bu halâyık eydür bana sakla anı cân içindeBir zerresi yüz-bin cihân eyit niçe sırreyleyem4 Gör Mûsî'ye Tûr içinde bir tecellî neler kılurYir gök tolu tecellîdür yâ ben niçe sabr eyleyem5 Şunun gibi çâpük-nazar bir Mûsî'den yüz bin MûsîSer-mest ü hayrân kamusı ben niçe tedbîr eyleyem6 Hâcet degül ‘âşıklara Tûr'da münâcât eylemekBen kandasam dost andadur her bir yiri Tûr eyleyem7 Benümile dostdan artuk hîç bir nesne bâkî degülGünümi ol harca sayam dünümi şeb-gîr eyleyem8 Hidâyet irdi kamuya hevâsından geçmezlereTevfîk yüzin yire urup ‘ışkumı şîr-gîr eyleyem9 Muhakkikler göre durur Yûnus gözile gördüginDüşüm degül söyledügüm necm ile ta'bîr eyleyem


Dr. Mustafa Tatcı 171F. 143a, T. 52a, YE. 59b, Ç. 45a.2071 Teferrüc eyleyü vardum sabâhın sinleri gördümKarışmış kara topraga şu nâzük tenleri gördüm2 Çürimiş toprak içre ten sin içinde yatur pinhânBoşanmış tamar akmış kan batmış kefenleri gördüm3 Yıkılmış sinleri tolmış hep evleri harâb olmışKamu endîşeden kalmış ne düşvâr hâlleri gördüm4 Yaylalar yaylamaz olmış kışlalar kışlamaz olmışBar dutmış söylemez olmış agızda dilleri gördüm5 Kimisi zevk ü ‘işretde kimi sâz u beşâretdeKimi belâ vü mihnetde dün olmış günleri gördüm6 Sogulmış şol kara gözler belürsüz olmış ay yüzlerKara topragun altında gül diren elleri gördüm7 Kimi boyun burup yatmış tenini topraga katmışAnasına küsüp gitmiş boyun buranları gördüm8 Kimi zâri kılup aglar zebânîler cânın taglarDutuşmış sinleri oda çıkan dütünleri gördüm9 Yûnus imdi bunı gördi anı bize haber virdi‘Aklum şaşdı ögüm dirdi nitekim bunları gördümF. 143b, T. 52b, NO. 192a.2081 Hak'dan nazar oldı bana Hak kapusın açar oldumGirdüm Hakk'un haznesine dürr ü gevher saçar oldum


172Yûnus Emre Dîvânı2 Devlet tâcı başa kondı ‘ışk kadehin bana sundıSusadugumca ben dahı her dem anı içer oldum3 Esritdi ‘ışka düşürdi ben hamıdum ‘ışk bişürdi‘Aklum başuma divşürdi hayrı şerden seçer oldum4 Hayra döndi benüm işüm endîşeden âzâd başumNefsüm başını kesüben şer işlerden kaçar oldum5 Kesildi nefs başı öldi fısk u fesâd işler kaldıHak'dan bana nazar oldı kanatlandum uçar oldum6 Uçdum bir hoş yire kondum bu dünyâyı bâkî sandumİy yârânlar ben usandum kondum gine göçer oldum7 Göçenler menzile yitdi vardı anda karâr itdiGeçdi ‘ömür kavil yitdi varlıgumdan nâ-çâr oldum8 Cânum nâ-çârıdı bunda kalmışıdum bu zindândaGel didiler vardum anda varlıgumdan geçer oldum9 Yûnus Hakk'a bilişeli cân u gönül virişeliŞol Tapdug'a irişeli gizlü râzum açar oldumF. 144b, T. 53a, RY. 20b, YE. 66a, K. 206b, M. 75.209Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Kanı bana sabr u karâr senün sözüni dinleyemKanı bana ‘akl u bili tuydurmadın seni sevem2 Kanı bana ol havsala kim hâlümi bilmeyelerKanı bana zûr u kuvvet kim senün ‘ışkuna döyem3 Cânum seni seveliden benüm hâlüm hâle dönerKanı bana usûl-i dîn ‘ilmün edebin ögrenem


Dr. Mustafa Tatcı 1734 ‘İzzet ü erkân eyü ad ‘ışk yolına noksân dururBen n'iderem eyü adı çün terbiyet ‘ışkdan yirem5 Gerçek sana ‘âşıkısam ‘ârlanmaklık nemdür benümŞükrâne cânumı virem ger melâmet tonın geyem6 Zühd ü tâ‘at usûl-i din ‘ışk haddinden taşra dururNisbet degüldür ana hem secde vü rükû‘ u kıyâm7 Dost sûreti gözgü durur bakan kendü yüzin görürGelsün o kendüsüz gelen ben râzumı ana direm8 Cân gözile bakan görür Yûnus gözile gördüginYohsa yaban gözi ile kimseneye ne söyleyemYE. 67a, RY. 29a, K. 170b, M. 56, Ç. 48b.210Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Dostdan bana haber geldi turayım andan varayımKurbânlıga bu cânumı vireyim andan varayım2 Şol bir iki arşın bizün ne yini var ne yakasıKaftân idüben egnüme sarayım andan varayım3 Cân alıcı hod geliser emâneti vir diyiserBen emâneti ıssına vireyim andan varayım4 Gitdi cânum kaldum eyle nâ-çâr olup girdüm yolaDostlar şâd oldugın bile göreyim andan varayım5 Münker ü Nekir geliser yir ü gök ünle tolısarBen bunlara cevâbını vireyim andan varayım


174Yûnus Emre Dîvânı6 Yazugum çok günâh öküş yürür idüm dünyâda hoşİtdüklerümün hisâbın vireyim andan varayım7 Besledügüm nâzük teni terk itmeyem dirdüm anıKara topraga ben anı koyayum andan varayım8 Ben bu ‘ömür hırmenini dögdüm getürdüm uş yineYûnus eydür bu dükkânı direyim andan varayımRY. 15b, YE. 77b, K. 199a, RY. (Mecmûa) 5b.211Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Ol Kâdir-i Kün feyekûn lutf idici Sübhân benemKesmedin rızkını viren cümlelere sultân benem2 Nutfeden Âdem yaradan yumurdadan kuş düredenKudret dilini söyleyen zikr eyleyen Sübhân benem3 Kimini zâhid eyleyen kimini fâsık eyleyen‘Ayıblarını örtüci delîlile burhân benem4 Bir kulına atlar virüp ‘avret ü mâl çoklar virüpHem birinün yok bir pûlı rahm idici Rahmân benem5 Benem ebed benem bekâ ol Kâdir ü Hay mutlakaHızır ola yarın saka anı kılan Gufrân benem6 Dört dürlü nesneden hâsıl bilün benem uşda delîlOdıla su toprag u yil bünyâd kılan Yezdân benem7 Ete deri sünük çatan ten perdelerini dutanKudret işüm çokdur benüm hem zâhir ü ‘ıyân benem8 Hem bâtınam hem zâhirem hem evvelem hem âhiremBu cümlesini yaradup hem tertîbi kılan benem


Dr. Mustafa Tatcı 1759 Yokdur arada tercemân andagı iş bana ‘ıyânOldur bana viren lisân ol denize ‘ummân benem10 Bu yiri gögi yaradan bu ‘Arş'ı Kürs'i durudanBin bir adı vardur Yûnus ol sâhib-i Kur'ân benemNO. 180a, K. 140a, RY. 67b, B. 25b, M. 41.212Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Bu cümle erkânı koyup birlik yolun tutan benemHırs u tama‘ bende ırak hem arduma atan benem2 Bakan benem gören benem alan benem viren benemNe Cebrâîl ne Mikâîl İsrâfîl'i kılan benem3 Yidinci kat yirlerde (ben) sekizinci at göklerde (ben)Bu söylenen dillerde (ben) hükmi tamâm kılan benem4 Emrile bulut oynadan yirde bereket kaynadanElümde kudret şinigi halka rızkın viren benem5 Bir karâra tutdum karâr benüm sırruma kim irerCâhil beni kanda görür gönüllere giren benem6 Çagram himmet leşkerine dirile dost işigine‘Arş önünde ‘aklumıla hıdmet kılup turan benem7 Gök yüzinde ferişteler Yûnus ne kasd ider bularDek turmazsa ferişteler ‘Arş'a çomak uran benem8 Delü oldumıdı Yûnus ‘ışk oldı bana kulavuzHazret'e degin yalunuz yüzi süri viren benemNO. 180b.


176Yûnus Emre Dîvânı2131 İy dost ‘ışkun denizine girem gark olam yüriyemİki cihân meydân ola devrânum sürem yüriyem2 Girem denize gark olam ne elif ü mim dal olamDost bâgında bülbül olam gülleri direm yüriyem3 Bülbül olubanı ötem gönül olam cânlar ütemBaşumı elümde tutam yoluna varam yüriyem4 Bülbül olubanı gidem iy niçe gönüller güdemYüzüm ‘ışkıla dem-be-dem topraga sürem yüriyem5 Şükür gördüm dîdârunı aşdum visâlün yarınıBu benlik senlik şârını terkini uram yüriyem6 Yûnus'dur ‘ışk âvâresi bî-çâreler bî-çâresiSendedür derdüm çâresi dermânum soram yüriyemYE. 68a, RY. (Mecmûa) 10a.214Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Ger râzumı söylerisem kimse dilüm bilmez benümEger sabır eylerisem gönlüm karâr kılmaz benüm2 İy uslular iy uslular siz eyidün ben n'ideyümOl dost yüzin göreliden ‘aklum başa gelmez benüm3 Bunun gibi tertîbile işüm niçe başa varaElümden iş kaldıyısa cânumdan iş kalmaz benüm4 Ne usluyam ne delüyem neye benzer işüm benüm‘Işk denizine gark olup gönlüm gözüm toymaz benüm


Dr. Mustafa Tatcı 1775 Bu mahabbet odı benüm yüregümde yana dururDenize gark olurısam söynüp hatâ kılmaz benüm6 Yıl on iki ay ‘ışk odı içümde uş yanup dururYandugunca artar kokum devrüm geçüp solmaz benüm7 Cümle Hak'a yol vardılar sabrıla Hakk'a irdiler‘Işkun aslı oddan durur sabrumıla olmaz benüm8 Niçe eyitdüm gönlüme var sabır eyle dek oturŞol dem dahı bed-ter olur ögüdümi almaz benüm9 Bu Yûnus'un çün sûreti ölüp toprak olurısaBâtınumdan ‘ışk sevgüsi bilün ki hîç gitmez benüm43a.YE. 56b, K. 188a, RY. 57b, NO. 195a, Rt. 13, M. 66, Ç.215Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Senden gelür cevr ü cefâ ben âh u vâh itmeyeyümDüşmişem ‘ışkun odına yanup niçe dütmiyeyüm2 Uş yürüyem yana yana top cigerüm döndi kana‘Işkundan oldum dîvâne niçe zârı kılmayayum3 Senün ‘ışkun denizine düşübeni gark olayumKimsenem yok elüm ala koma beni batmayayum4 Sekiz Uçmagun Hûrîsi gelürise bir arayaSana ümmet olmayanı ben anlara katmayayum5 Yûnus Emre sen bu sözi yüz bin dirisen az-olaİşidenler ‘âşık ola iñende uzatmayayumYE. 68a, B. 29b.


178Yûnus Emre Dîvânı216Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 İy ehl olan eydün bana ben niçesi döleneyimNe dürlü tedbîr ideyüm ya niçe sagınç sanayım2 Cânumda ol büt bitüpdür gönülümi ol tutupdurHey beni ol avutupdur ayruk neye baglanayım3 Öyle idüpdür ol beni seçemezem dünden güniAlsun teni utsun cânı kon ben ana aldanayım4 Ben gevheriyem kânum ol ben bir kulam sultânum ol‘Aklum u cânum gönlüm ol andan niçün usanayım5 Ansuzlıgum bana harâm andan durur nakdüm tamâmBuncılayın lutf u kerem kanda bulup dinleyeyüm6 Oldur bana Yûnus diyen oldur benüm bagrum delenOldur beni bensüz koyan hem ben olam bu ben neyimNO. 190b.2171 Dost bakalı yüzüme ben şehi görüp geldümOl yüce yücesine bî-gümân irüp geldüm2 Esrikligüme bakma adum delüye takmaEsrikligüm ezelden ‘işreti sürüp geldüm3 Ezelden bileyidüm Elest'de Belâ didümOl kadîmî denizden sil olup akup geldüm4 ‘İşretüne irmişem sala diyü durmışamCânı dîn ü îmânı şükrâne virüp geldüm


Dr. Mustafa Tatcı 1795 Nûr bana ‘Îsâ oldı erenler du‘â kıldıNiçe kezin toprakdan ben öri turup geldüm6 Mansûr eydür Ene'l-Hak dir sûretün oda yakDinüz dâra gelsünler ben dârı kurup geldüm7 Sorman Yûnus'dan haber dost kandasa anda varHaberi gören virür ben anı görüp geldümYE. 68a, NO. 188a.218Mefâ'îlün Mefâ'îlün1 Zamân geçdi devir döndiSalâdur kudse gidelümBu cihâna gelen gitdiSalâdur kudse gidelüm2 Sâlihler kalmadı gitdiBu cihânı fesâd tutdıBu cihânun işi bitdiSalâdur kudse gidelüm3 Şeyâtîn fırsatın buldıGönül kararuban öldiEyi dirlik kesâd oldıSalâdur kudse gidelüm4 ‘Âlimler okıyup tutmazHalkı görüben gözetmezGönüllerde safâ bitmezSalâdur kudse gidelüm5 Emr-i ma‘rûf bu dem kaldıBid‘at gelüp sünnet öldiNasîbli nasîbin aldı


180Salâdur kudse gidelümYûnus Emre Dîvânı6 İ Yûnus sen sözün bilgilÖz hâlüne nazar kılgılÖlüm gelmezdin ön ölgilSalâdur kudse gidelümB. 28a.219Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Yüz bin cefâ kılsan banaSenden yüzüm döndürmezemCânum dahı alurısanSenden yüzüm döndürmezem2 Seni severem cânılaKul olmışam fermânılaAnd içerem Kur'ân'ılaSenden yüzüm döndürmezem3 Kilîseye dirsen giremNakûs dahı dirsen çalam‘Âşıklara yokdur kalemSenden yüzüm döndürmezem4 ‘Îsâ mısın Mûsâ mısınYâ Yûsuf-ı Ken'ân mısınVa'llâh ki cânlar cânısınSenden yüzüm döndürmezem5 Yûnus gerçek ‘âşıkısamHak yolına sâdıkısamHıdmetlere lâyıkısamSenden yüzüm döndürmezem


Ç. 37b, DAY. 104.Dr. Mustafa Tatcı 1812201 Ben bu yurtlu degülem bunda durup n'ideremNiçe niçe tutsaklu tuzak üzdüm giderem2 Ben ol kimseyem ki fertişteh baş indürürAllâh ile ‘ahdüm var ol ‘ahdümi güderem3 Ol ‘ahdümi ondum uş kimündür benüm işümNiçe bir dahı ben bunda nefs eynini iderem4 Pâdişâh olan kişiye sekbân olmak olmayaÇün n'ideyüm ben dahı mihnet dadın dadaram5 Atamı yidi dirler anamı dört bilüremAtam anam birimiş niçün gussa yudaram6 Yidiyile ikiden on sekizden on dörtdenOn ikiden on birden öte adım ataram7 Ben niçe sag işleri yolda koyup gitmişemOl agacun budagın budar oldum budaram8 Yidi zindân kapusın Yûnus soynuban çıkdıKalmaya sensüz dahı ben gussadan yadaramA. 15.2211 İlk adum Yûnus'ıdı adumı ‘âşık dakdumTerk itdüm ud u edeb şöyle haber bırakdum2 ‘İzzete kalmış iken ‘âşıklık nemdür benümBen kendü elümile yüzüme kara yakdum


182Yûnus Emre Dîvânı3 Ne bucak var elümde tekye kılam ben ana‘Âşıklar hânmânını buşla boynuma dakdum4 Benüm gibi bâzirgân kim sagıncıla bayırBir pûla gücüm yitmez Mısır metâ'ın çatdum5 ‘İsî yarım igneyle yol bulmadı Hazret'eBenüm bunca dilekle ya kanda sıgar rahtum6 'Âşıklar mezhebinde şermisâr oldı Yûnus‘Âşık ma'şûka irdi ben dünyâya kayıkdumYE. 59a, RY. 72a, K. 132a, M. 36.2221 Girdüm ‘ışkun denizine bahrileyin yüzer oldumGeşt idüben denizleri Hızır'layın gezer oldum2 Cemâlüni gördüm düşde çok aradum yayda kışdaBulımadum tagda taşda denizleri süzer oldum3 Sordum deniz balıgına ırak degül salıgınaGirdüm gönül sınugına gönülleri düzer oldum4 Gönlümüz oldı ulu şâr o şâr gibi yâ kanda varHaznesinden aldum gevher dükkân yüzin bezer oldum5 Ben ol dükkândâr kulıyam cevherler ile tolıyamDost bâgınun bülbüliyem budakdan gül düzer oldum6 Ol budakda biter îmân îmân bitse gider gümânDün-gün işüm budur hemân nefsüme bir Tatar oldum7 Cânum bu tene gireli nazarum yokdur altûnaDüşdüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum


Dr. Mustafa Tatcı 1838 Tenüm toprak tozar yolca nefsüm iltür beni önceGördüm nefsün burcı yüce kazma aldum kazar oldum9 Kaza kaza indüm yire gör bu nefsi yüzi karaHürmeti yok Peygamber'e bendlerini bozar oldum10 Bu nefsile dünya fânî pes dünyâya gelen kanıAldadun iy dünyâ beni işleründen bîzâr oldum11 Yûnus turdı girdi yola kamu gurbetleri bileKendü cigerüm kanıla vasf-ı hâlüm yazar oldumK. 180b, YE. 66b, RY. 71a, B. 25b, M. 61.2231 Bu cihâna gelmedin ma‘şûkıla bir idümKul huva'llâh sıfatlu bir bî-nişân nûr idüm2 Ol dem ki dirligidi Hakk'ıla birligidiOl pâyânsuz devirde ne Mûsî ne Tûr idüm3 Bile idüm Hazret'de ol bî-kıyâs kudretdeNe şerîküm varıdı ne kimseyle yâr idüm4 Yir gök yaradılmadın Kâlû Belâ dinmedinLevh-kalem çalınmadın Mi‘râc'a kâdir idüm5 Niçe kez geldüm gitdüm delim sûret yaratdumBu şimdiki devrede Yûnus'a aldar idümNO. 181a, B. 29b. A. 14.2241 Beni bunda viribiyen bilür ben ne işe geldümKarârum yok bu dünyâda giderem yumışa geldüm


184Yûnus Emre Dîvânı2 Dünyâya çok gelüp gitdüm erenler etegin tutdumKudret ünini işitdüm kaynayuban cûşa geldüm3 Serd söz ile gönül yıkdum od oldum cânları yakdumSırrumı ‘âleme çakdum bu halka temâşâ geldüm4 Ben oldum İdrîs-i derzi Şît oldum tokıdum biziDâvûd'un görklü âvâzı âh idüp nâlişe geldüm5 ‘Âşık oldum şol ay yüze nisâr oldum bal agızaNazar kıldum kara göze siyâh olup kaşa geldüm6 Mûsâ oldum Tûr'a vardum koç olup kurbâna geldüm‘Âli olup kılıç saldum meydâna güreşe geldüm7 Deniz kenârında ova kuyuda işleyen koga‘Îsâ agzındagı du‘â oluban ben işe geldüm8 Ay oldum ‘âleme togdum bulut oldum göge agdumYagmur olup yire yagdum nûr olup güneşe geldüm9 Kâl ü kîlden geçenlere yolda gözin açanlaraAnlayuban seçenlere vak‘a olup düşe geldüm10 Benem dertlüler dermânı benem ol ma'rifet kânıBenem Mûsî-i İmrânî Tûr Tagı'ndan aşa geldüm11 Yolum sana oldı turak sabahın söyleyendür HakYûnus Emre dilinde Hak olup dile düşe geldümÇ. 33a.NO. 180b, YE. 64a, K. 155b, RY. 25a, Rt. 15, A. 13, M. 48,2251 İy dervîş diyen bana nem durur dervîş benümDervîşlik yaylasında hareketüm kış benüm


Dr. Mustafa Tatcı 1852 Kendözümi görürem sallanuban yürüremBugz u kibr ü ‘adâvet gönlümi almış benüm3 Dervîş adın idindüm dervîş tonın tonandumYola bakdum utandum hep işüm yanlış benüm4 Şeyhüm kamudan ulu yolda uludan uluGönlüm idi kaygulu nefsüm âsâyiş benüm5 Hırkam tâcum gözlerem fâsid işler işleremHer yanumdan gizlerem bin bir fâsid iş benüm6 Yoldan haber sorarlar eydürem inanurlarKalbüm sâfî sanurlar vay ne düşvâr iş benüm7 İçerüme bakarsan buçuk pulluk nesne yokTaşramun gavgâsından ‘âlemler tolmış benüm8 Sûretüm güler halka kanı ya kullık Hakk'aBu dirligüme baka hep işüm yanlış benüm9 Yûnus eydür yârenler iy gerçegüm erenlerBu yolda olan hâller Allâh'a kalmış benümYE. 65a, NO. 183b.2261 Denizler olsa bir kadeh susalıgum kanmaz benümİnildümi yenemezem gözüm yaşı dinmez benüm2 Uş yine Mansûr kadehin ma‘şûka sundı elümeDört yanumdan od urdılar kimse hâlüm bilmez benüm3 Yana yana kül oluban sen ma‘şûkanun yolınaGünde bin kez yanarısam dostdan yüzüm dönmez benüm


186Yûnus Emre Dîvânı4 Cânum ‘ışkun külüngine Ferhâd olup dutdum başumDâim taşları keserem Şîrînüm hîç sormaz benüm5 Gel varalum bizüm ile tâ giresin bâgçelereMa‘mûr olmış bostânlarum agyâr gülüm dirmez benüm6 Bizüm ilün bâgçeleri turmaz öter bülbülleriAçılmış tâze gülleri gülistânum solmaz benüm7 Yûnus eydür iy sultânum ‘ışk odına yandı cânumVirsen eger dermânını ayruk cânum ölmez benümYE. 57b, 69a, HB. 17b, Rt. 14, Ç. 42b.2271 Eyle sanman siz beni kendözümden gelmişemYâ kendü gönlüm ile bu kafese girmişem2 Uşadam bu kafesi yıkam hırs u hevesiZa‘îf kılam bu nefsi tâ asluma ulaşam3 Bilmezem aslum nedür ata hod bahânedürEzel ana karnında kan yiyüp dirilmişem4 Kan degül benüm aşum hırs u hevâ yoldaşumHazret'e uçar kuşum meger tene girmişem5 Gâh mü'minem tâ'atde dem-be-dem münâcâtdaGâh rindem harâbâtda ben bir ‘aceb kolmaşam6 Hikmet ile bak bana tâ ‘ıyân olam sanaZirâ ben bu sûretde yüz bin dürlü gelmişem7 Yûnus Emre sen kanda kalmayasın zindândaZindân kanda ben kanda kimün mâlın yimişemNO. 190b, YE. 63b, 69a.


Dr. Mustafa Tatcı 187228Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Eyyûb'am dil mübtelâyam derde dermân isterem‘Âşıkam dil-hastayam câna cânân isterem2 Ya‘kûb'am agladum Yûsuf içün çekdüm firâkYûsuf'am zindân içinde fazl-ı Rahmân isterem3 Mûsâ'nun Tûr'ına vardum dost cemâlin görmeyiGitdi ‘aklum nâgeh ol dem sırr-ı Sübhân isterem4 Bir mekâna varmışam ki ol benüm yurdum degülHızr'ıla zulmete irdüm Âb-ı Hayvân isterem5 Defter-i ‘amâlümi yüklendüm itdüm ‘azm-i râhMenzil-i maksûda Hak'dan emr ü fermân isterem6 Yûnus Emrem kimseler hîç bilmedi hâlüm benümHâlümi ‘arz itmege bir merd-i ‘irfân isteremÇ. 36a, DAY. 118.NUN2291 Kullukdan ırag olma sultân göresin birgünGöstere cemâlini hayrân olasın birgün2 Gel beri kulum diyüp kalbüne nazar salupCâm-ı ebedî sunup hayrân olasın birgün3 Tâlib meseli ırmak mürşid meseli deryâSeyr ü seferi hoş gör ‘ummân bulasın birgün


188Yûnus Emre Dîvânı4 Kıldıysa tenün kısmet cânun bulısar vahdetDerdün varısa n'oldun dermân bulasın birgün5 Bî-çâre za‘îf Yûnus neye hased idersünKamu esbâbunı döküp ‘uryân olasın birgünB. 9a.230Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün1 Bugün sohbet bizüm oldı bize bizüm diyen gelsünİçürdi ‘ışk bize şehdin nûş eyleyüp yudan gelsün2 Kanâ‘at hırkası içre selâmet başını çekdümMelâmet gönlegin biçdüm ‘ârif olup geyen gelsün3 Bu ‘ışk meydânı içinde çagurdum bir âvâz itdümMüezzinlik bizüm oldı îmâm oldum uyan gelsün4 Bu ‘ummânda delim dürlü güher vardur ele girmezBahâsuz inci bulunmaz câna başa kıyan gelsün5 Sûret nakşın gidermekle gönül mülki temiz olmazAkar rahmet suyı çaglar gönül kirin yuyan gelsün6 İ dostlar işidün sözüm dün itmişem bu gündüzümBen yavı kıldum kendözüm bu Hak yola giren gelsün7 Yûnus miskîn anı görmiş eline hem dîvân almış‘Âlimler okıyamamış bu ma‘nîden tuyan gelsünK. 180b, RY. 70b, Ç. 58b, A. 18, Mecmûa (Millî Ktp. Nu:204, s. 155).2311 Biz dünyâdan gider olduk kalanlara selâm olsunBizüm içün hayır-du‘â kılanlara selâm olsun


Dr. Mustafa Tatcı 1892 Ecel büke bilümüzi söyletmeye dilümüziHasta iken hâlümüzi soranlara selâm olsun3 Tenüm ortaya açıla yakasız gönlek biçileBizi bir arı vechile yuyanlara selâm olsun4 ‘Azrâîl alur cânumuz kurur tamarda kanumuzYayıcagız kefenümüz saranlara selâm olsun5 Gider olduk dostumuza iremedük kasdumuzaNamâz içün üstümüze duranlara selâm olsun6 Sözdür söylenür araya kimse döymez bu yarayaİltüp bizi makbereye koyanlara selâm olsun7 Bunda hep gelenler gider hergiz gelmez yola giderBizüm hâlümüzden haber soranlara selâm olsun8 ‘Âşık oldur Hakk'ı seve Hak derdine kıla devâBizüm içün hayır-du‘â kılanlara selâm olsun9 Miskîn Yûnus söyler sözi kan yaşıla toldı göziBilmeyen ne bilsün bizi bilenlere selâm olsunB. 46b.232Mef‘ûlü Mefâ‘îlün Mef‘ûlü Mefâ‘îlün1 Ol göz ki seni gördi ol niye nazar itsünŞol cân ki seni tuydı tende ne karâr itsün2 Işkuna düşen ‘âşık derdüne yanar her demVaslundur ana dermân hekîm ne tîmâr itsün


190Yûnus Emre Dîvânı3 ‘Işkun ezelî şâhum yoklukda komış varıBu remzi duyan ‘âşık yoklugı şikâr itsün4 Sen bir ganî sultânsun bî-hadd ü bî-pâyânsunVasfun kaleme sıgmaz dil niçe şümâr itsün5 Bu çeşniyi tadana bu gevheri yudanaDerdüne düşen câna hekîm ne tîmâr itsün6 Gerçek sana kul olan gönlini sana virenKendüde seni bulan kancaru sefer itsün7 Bu sırrı duyan kanı key ‘ârifise cânıAçıldı güher kânı alana haber itsün8 Bu yolda muhkem durduk nefsin boyunın urdukSen şâha gönül virdük düşmân ne zafer itsün9 İmdi key Yûnus kalmış hazretde yüzi karaÇün nesnesi yok müflis neyile bâzâr itsün10 N'itsün bu Yûnus n'itsün bu yola niçe gitsünGönlini sana virüp gözlerin humâr itsünRY. 33b, RY. (Mecmûa) 5a, Mecmûa (Ankara Millî Ktp.Nu: 442, s. 75), Ç. 58a.2331 Evvel kadîmden geldüm yir gök yaradılmazdan‘Arş-kürsî levh ü kalem hîç dahı anılmazdan2 Dostıla sohbetdeydüm içerü halvetdeydümÂdem niçe nesnedür hîç dahı anılmazdan3 Yüz bin yigirmi dört bin cânlar cânum içindeGizlü Muhammed cânı dahı içerü bizden


Dr. Mustafa Tatcı 1914 Hem cânlar ana perde ol nûr içinde nûrda‘Işk anda kadîm durur cânlara ayrılmazdan5 ‘Işkdur Hakk'un varlıgı yir ü gök ma‘mûrlıgı‘Işk bizi pertev itdi her biri birimüzden6 Evvel Âdem yaratdı sonra peygamberleriÂhir Muhammed nûrı balkıdı içümüzden7 Âdem atadan berü velî evliyâ NebîHak müşerref eyledi Ahmed'i kamu yüzden8 Yitmiş bin yıl öndinden yaratdı Muhammed'iHak kendü âşık oldı bahâne bir yılduzdan9 Ol yılduz ki varıdı kandaydı Âdem cânıYa bunca peygamberler anılmadın agızdan10 Âlimler bunı bilmez degme ‘akl ana irmezHidâyetdür Yûnus'a keşf oldı hacemüzdenYE. 73a, K. 139b, RY. 1b-39a, Ç. 52a, M. 41.2341 Gözüm seni görmegiçün elüm sana irmegiçünBugün cânum yolda koyam yarın seni bulmag içün2 Bugün cânum yolda koyam yarın ‘ıvâzın viresün‘Arz eyleme Uçmagunı hîç arzûm yok Uçmagiçün3 Bana Uçmak neme gerek hergiz gönlüm ana bakmazİş bu benüm zârılıgum degül ahî bir bâgiçün4 Uçmak Uçmagum didügün mü'minleri yeltedigünBir evile bir kaç Hûrî hevesüm yok kuçmagiçün


192Yûnus Emre Dîvânı5 Bunda dahı virdün bize ogul u kız çift ü helâlAndan dahı geçdi arzûm benüm âhum dîdâriçün6 Sôfîlere vir sen anı bana seni gerek seniBen niçe terk idem seni şol bir ev ü çardagiçün7 Yûnus hasret durur sana hasretüni göster anaİşün zulüm degülise dâd eylegil varmagiçünF. 145a, T. 53a, NO. 181b, RY. 14b, YE. 70b, Rt. 22, A. 17.235Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün1 Niçün sen nefs-i emmârı bu gafletden uyarmazsınMuhammed şer‘î gülini senün yüzüne urmazsın2 Hezârân dürlü hikmetler katunda söylenüriseŞekâvet penbesin hergiz kulagundan çıkarmazsın3 Günâhun çogu şûmından îmânun gülleri soldı‘İnâyet suyıla her dem niçün anı suvarmazsın4 Senün ol çok günâhlarun seni uş sayru eylediBî-çâre varuban niçün bu derde çâre sormazsın5 Yârânlarundan utanup günâhı gizlü işlersinYaradan Hâlik'un hâzır niçün ondan utanmazsın6 Utanmazsın Habîb'ünden o derdüne tabîbündenNe kim dilersen işlersin meger Hak'dan utanmazsın7 Girü senden olanları elünle sinleye koydunŞunı şöyle görür iken ölümün n'işe sanmazsın8 İşitdün Mustafâ'yı kim bu yir yüzinde kalmadıŞunı şöyle bilüriken yaragun n'işe kılmazsın


Dr. Mustafa Tatcı 1939 Yûnus sözün kime dirsin yâ kimün kaygusın yirsinNasîhat halka eylersin yâ özün neye tutmazsınK. 145a, M. 43.2361 Dîn ü milletden geçer ‘ışk eserini tuyanMezheb ü dîn mi seçer kendüyi yoga sayan2 ‘Işk kime kim irerse kendüden gayrı komaz‘Işkdan zerre ayrılmaz kendüliginden tuyan3 Uçmak'dan umusı yok Tamu'dan korkusı yokKendözin yavı kılup hayr u şer elden koyan4 Ol benem dirse revâ benligin bilen hatâTerk eyleyüben rızâ ‘akl koyup ‘ışka uyan5 ‘Âşıkları sorarsan bî-mezheb ü bî-milletYolda kalupdur sakın gice vü gündüz sayan6 Küfr ü îmân ol yolda assı-ziyâna geçmezAssı ziyândan fârig varlıgı levhin yuyan7 Yûnus sen beni gider her ne ider dost ider‘Aczüni bil ebsem ol var ‘ışk rengine boyanNO. 182b, YE. 76b, Rt. 20.2371 Bu dervîşlik yolına ‘ışkıla gelen gelsünYa dervîşlik neydügin bir zerre tuyan gelsün2 Hele biz iş bu yola gelmedük riyâyılaBu melâmetlik tonın bizümle geyen gelsün


194Yûnus Emre Dîvânı3 Göziyle gördügini örte etegiyileBu yol key ince yoldur yüregi döyen gelsün4 Ulu kiçi erenler dimiş bizi sevenlerKayıkmasun girüye Allah'ı seven gelsün5 İş bu sözi eydenden bize nişân gerekdürSöz muhtasârı budur cânına kıyan gelsün6 Yûnus söz ile kimse kabilyete geçmediBudur vücûd der-miyân ortaya koyan gelsünNO. 182b, YE. 76b, Rt. 20.2381 N'eylerler fânî dünyâyıAllah sevgüsi var ikenYâ dahı kanda giderlerOl dost sevgüsi var iken2 Allah ile olan kişiİhsân olur anun işiN'eylerler gayrı teşvîşiAllah sevgüsi var iken3 Görün bi'llâhi şu halkıİstemezler güzel Hakk'ıYâ n'eylerler mâlı mülkiAllah sevgüsi var iken4 Dinlen ‘âşıklar bu söziBehremend eyleye siziYâ n'eylersin oglı kızıAllah sevgüsi var iken5 Yûnus sen kendüni görme‘İbâdet kıl mahrûm kalma


Gayrısına gönül virmeAllah sevgüsi var ikenB. 3b.Dr. Mustafa Tatcı 1952391 Dervîşlerün yolına sıdkıla gelen gelsünHak'dan özge nesneyi gönlinden süren gelsün2 Dervîşler didükleri bir dükenmez kân olurHâs u ‘âm kul u sultân bu kândan alan gelsün3 Dervîş tolınur togar her nefes göge agarBen diyeyin togrıyı cânına kıyan gelsün4 Dervîşlik bir lokmadur yirile gökden uluBu ‘azâmet lokmayı yudup sinüren gelsün5 Dervîşün gözi açuk düni güni uyanıkBu söze Tanrı'm tanuk bakmadın gören gelsün6 Dervîşün kulagı sak Hak'dan işidür sebakDeprenmedin dil-dudak sözi işiden gelsün7 Dervîşün eli uzun çıkarur münkir gözinŞarka garba düp-düzin sunmadın iren gelsün8 Dervîşler Hakk'un dostı cânlarıdur Hak mesti‘Işk şem‘ini yakdılar pervâne olan gelsün9 Bu miskîn Yûnus'ı gör dervîşlik ide geldiNefsindendür şikâyet nefsin öldüren gelsünYE. 74b.


196Yûnus Emre Dîvânı2401 Şükür şükür ol Çalab'a maksûduma irdüm bugünMüştâkıdum bunca zamân pîrüm yüzin gördüm bugün2 Kaygu beni almışıdı cânum zebûn olmışıdıGördüm pîrümün yüzinİ ol kayguyı sürdüm bugün3 Gelsün yardan ayru düşen gurbetile bagrı bişenDost bâgçesi içindeki ‘ışk bezmine girdüm bugün4 Görün görün bu devleti bu ‘ışkıla beşâretiDost bâgınun içinde ben ‘ışk çadırın kurdum bugün5 Eydür Yûnus yâr kulıyam dost bâgçesi bülbüliyemSöyleyeyüm şimden girü gülzâruma irdüm bugünF. 146a, YE. 75b, Rt. 21, Ç. 57b.2411 İy yârânlar iy kardaşlar ecel ire ölem birgünİşlerüme pişmân olup kendözüme gelem birgün2 Yanlaruma kona elüm söz söylemez ola dilümKarşuma gele ‘amelüm n'itdümise görem birgün3 Oglan gider dânışmâna saladur dosta düşmânaŞol dört tekbîr namâzıla (vaktum) tamâm kılam birgün4 Beş karış bez durur tonum ılan-çıyan yiye tenümYıl geçe obrıla sinüm unıdılup kalam birgün5 Başuma dikeler hece ne irte bilem ne gice‘Âlemler ümidi hâce sana fermân olam birgün6 Yûnus Emre sen bu sözi dahı tamâm itmemişsinTek yüriyeyin n'eyleyem üstâduma gelem birgün


Dr. Mustafa Tatcı 197F. 146b, T. 54a.2421 Sûretden gel sıfata yolda safâ bulasınHayâllerde kalmagıl yoldan mahrûm kalasın2 Bu yolda ‘acâib çok sen ‘acâib anlama‘Acâib anda ola dost yüzini göresin3 ‘Işk kuşagın kuşangıl dostun yolını vargılMücâhede çekersen müşâhade idesin4 Bundan ‘ışkun şehrine üç yüz deniz geçerlerÜç yüz deniz geçüben yidi Tamu bulasın5 Yidi Tamu'da yangıl her birinde kül olgılVücûdun anda kogıl ayruk vücûd bulasın6 Hakîkatdür Hak şârı yididür kapularıDergâhında yüz dürlü gerek kudret göresin7 Evvelki kapusında bir kişi durur andaSana eydür teslîm ol gel miskînlik bulasın8 İkinci kapusında iki arslan vardur andaNiçeleri korkutmış olmasın kim korkasın9 Üçüncü kapusında üç evren vardur andaSana hamle iderler olmasun kim dönesin10 Dördünci kapusında dört pîrler vardur andaBu söz sana rumûzdur gör kim delîl bulasın11 Beşinci kapusında biş ruhbân vardur andaDürlü metâ‘lar satar olmasun kim alasın


198Yûnus Emre Dîvânı12 Altıncı kapusında bir Hûr oturur andaSana eydür gel berü olmasun kim varasın13 Çün kim anda varasın ol Hûrîyi alasınBir vâyeden ötürü yoldan mahrûm kalasın14 Yidinci kapusında yidiler otrur andaSana kurtuldun dirler gir dost yüzin göresin15 Çün içerü giresin dost yüzini göresinEne'l-Hak şerbetini dost elinden içesin16 Şu didügüm keleci vücûddan taşra degülTefekkür kılurısan cümle sende bulasın17 Yûnus işbu sözleri Hak varlıgından eydürİsterisen kânını miskînlerde bulasınF. 147a, T. 54a, K. 78b, YE. 70a, NO. 183b, B.15a, Ç. 54a,İ. Hakkı Şerhi.2431 Çarh-ı felek yogıdı cânlarumuz var ikenBiz ol vaktin dost idük ‘Azrâîl agyâr iken2 Niçe yıllar biz anda cem‘ idük cân kânındaHakîkat ‘âleminde ma‘rifet söyler iken3 Çalap ‘ışkı cândaydı bu bilişlik andaydıÂdem-Havvâ kandaydı biz anunla yâr iken4 Dün geldi sâfî Âdem dünyâya basdı kademİblîs aldadı ol dem Uçmak'da gezer iken5 Ol vaktin biz uçarduk cevlân urup göçerdükNûrdan şarâb içerdük Hak bizi toylar iken


Dr. Mustafa Tatcı 1996 Cânlar anda bilişdi ol dem gönül alışdı‘Âlem halkı karışdı denizler kaynar iken7 Şükür bu deme geldük dostları bunda buldukTuz-ekmek bile yidük ‘ışk demin oynar iken8 Ne ogul vardı ne kız vâhid idük anda bizKonşıyıduk cümlemüz nûr tagın yaylar iken9 Ne gök varıdı ne yir ne zeber vardı ne zîrYûnus dostdan haber vir ‘ışkıla göyner ikenF. 148b, T. 55a, NO. 192a, RY. 31b, K. 90b, HB. 14b, Rt.21, Ç. 57b, M. 18.244Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Giderem ‘aklum başumdan şaşubanYanaram ‘ışkun odına düşüben2 Od bırakdun cânuma dün-gün yanarYanaram yalap yalap tutuşuban3 ‘Işkdan ne var eger sındumısa‘Işkıla kim sınmadı ugraşuban4 ‘Âşık olgıl ma‘şûkın dîdârınaMa‘şûk olgıl ‘ışkıla sarmaşuban5 Yûnus cânun ‘ışka vir şükrâneyeKimseler bulmaz yârin isteşübenRt. 22, Ç. 51b.


200Yûnus Emre Dîvânı245Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Gönül hayrân olupdur ‘ışk elindenCiger biryân olupdur ‘ışk elinden2 Niçeler tâc u tahtı mâl u mülkiKoyup ‘uryân olupdur ‘ışk elinden3 Özümün kalmadı sabr u karârıGözüm giryân olupdur ‘ışk elinden4 Eridi karlı taglar zerre zerreDeniz ‘ummân olupdur ‘ışk elinden5 Koyup İbrâhîm Edhem tâc u tahtıYiri külhân olupdur ‘ışk elinden6 Zihî Mansûr ki ma‘şûk yolındaBaşı ber-dâr olupdur ‘ışk elinden7 Ne gördi Leylî'nün yüzinde MecnûnKi ser-gerdân olupdur ‘ışk elinden8 Ne gördi Züleyhâ Yûsuf yüzindeİşi efgân olupdur ‘ışk elinden9 Mahabbet derdine düşeli bülbülDili handân olupdur ‘ışk elinden10 Yûnus Emrem bu hasrete bu zâra‘Aceb mihmân olupdur ‘ışk elindenB. 12b, DAY. 133.


Dr. Mustafa Tatcı 2012461 Zinhâr virmegil gönül dünyâ pâyına birgünDünyâya gönül viren düşe tayına birgün2 Bu dünyâ bir evrendür âdemleri yuducıBize dahı gelüben yuda toyuna birgün3 Görmez misin topragı hâsları kuçmış yaturBizi dahı anun tek ala koynına birgün4 Ol kuşun kim yuvası togan elinde olaOl anda kaçan tura gide yayına birgün5 Miskîn bî-çâre Yûnus tutgıl eren eteginTâ seni Hakk'a ilte düşgil soyına birgünF. 149a, T. 55b, RY. 69b, YE. 72a, NO. 187b, K. 94b, M.21, Ç. 58a.2471 Andan yigrek ne vardur kişi bile kendözinKendözin bilen kişi kamulardan ol güzin2 Kişi gerek çok bile ol gerek ögüt alaMenzile irsem diyen bilürsin hazin hazin3 Bu yol yavlak uzakdur dünyâ ana duzakdurBu duzaga ugrayan komaya kılavuzın4 Ben emîn olsam diyen yâ emînlik isteyenGeçsün bu kâl ü kîlden topraga ursun yüzin5 Kim ere kullık ide ol ‘azâbdan kurtılaMutlak ol yarlıganur kim görürse er yüzin


202Yûnus Emre Dîvânı6 Yûnus bir haber virür işidenler şâd olurGence ugrasam diyen izlesün eren izinF. 150b.2481 Lâ-şerîkden okursın sonra şerîk katarsınBire iki dimegi kimden fetvâ dutarsın2 Dîn ü îmân bünyâdı togrulıkla gerçeklikOl tamâm olmayıcak neyile dîn çatarsın3 Çün Kur‘ân gökden indi anı Allâh buyurdıAndan haber virsene hâ kitâbdan ötersin4 Okursın tasnîf kitâb niçe binâ vü i‘râbHavf ü recâ sende yok eyle ki bir Tatar'sın5 ‘İlm okımak bilmeklik kendözini bilmekdürPes kendözün bilmezsen bir hayvândan betersin6 ‘İlm okımak ma‘nîsi ‘ibret anlamagiçünÇün ‘ibretden degülsin görmedin taş atarsın7 On iki bin hadîsi cem‘ eyledi MustafâAnı işitdün meger şerh ile söz satarsın8 Kılursın riyâ namâz yazugun çok hayrun azDinle neye varur söz Cehennem'de yatarsın9 Halkı fetvâ virürsin yâ sen niçün dutmazsın‘İlmün var ‘amelün yok hâ günâha batarsın10 Sen fakîhsün ben fakîr sana tanumuz yokdurİhlâsıla gelürsen bizden nesne ütersin


11 Bu düzilen tertîbi ayruksıdı mı dirsinBaşaramazsın hâce endîşeden yitersinDr. Mustafa Tatcı 20312 Yûnus miskîn bu sözi ‘ışk ‘âleminden söylerDime bilmedin ana kendözünden katarsınF. 149b, T. 56a, HB. 9b, NO. 186a, K. 106a, RY. 50b, YE.72b, 74a, Rt. 31, A. 19.2491 Hak bir gevher yaratdı kendünün kudretindenNazar kıldı gevhere eridi heybetinden2 Yidi kat yir yaratdı ol gevherün nûrındanYidi kat gök yaratdı ol gevherün bugından3 Yidi deniz yaratdı ol gevher tamlasındanTagları muhkem kıldı ol deniz köpüginden4 Muhammed'i yaratdı mahlûkat şefkatindenHem ‘Alî'yi yaratdı mü'minlere fazlından5 Gâyıb işin kim bilür meger Kur‘ân ‘ilmindenYûnus içdi esridi ol gevher denizindenF. 151b, T. 57a.2501 Egriligün koyasın togrı yola gelesinKibr ü kîni çıkargıl erden nasîb alasın2 Ne virsen elünile şol varur senünileBen disem inanmazsın varıcagaz göresin3 Gönülde pas oturur anda seni yitürürİçerü şâh oturur girimezsin göresin


204Yûnus Emre Dîvânı4 On ikidür hücresi yidi dervâzesi vardurAnda iki dilber var bilmezsin ki sorasın5 Var kardaşunı öldür dahı ‘avretün boşaAnana kâbin kıydur Hakk'ı ‘ıyân göresin6 Bî-çâre miskîn Yûnus ‘ışkdan da‘vî kılursınDostdan haber gelicek yüz süriyi varasınF. 153b, T. 58a.2511 Gelün bugün yanalum yarın yanmamagıçünÖlelüm ölmeziken yine ölmemegiçün2 Tartalum günâhumuz artduralum âhumuzİdelüm hisâbumuz hisâb olmamagiçün3 Erenlere gidelüm eteklerin tutalumBugün eyle idelüm yolda kalmamagiçün4 Bak göresin dünyeye geldügüni bil neyeİş bu fânî dünyeye magrûr olmamagiçün5 Yûnus yok dünyâ tadı çün kim fânîymiş adıMuhammed zindân didi biz şâd olmamagiçünK. 146a, RY. 3a, M. 44.2521 ‘Işk ilinün haberin disem işide misinYoldaş olup bu yola sen bile gide misin2 Ol ilün bâgı olur şerbeti agu olurKadeh dutmaz ol agu nûş idüp yuda mısın


Dr. Mustafa Tatcı 2053 Ol ilün zavadası cefâ duta gidesiŞeker ayruga sunup sen agu tada mısın4 Ol ilde ay-gün olmaz ay gedilüp tolunmazTertîbler terk idüben şumâr unıda mısın5 Senlik-benlik terk idüp yoklık evine girüp‘Işkdan içüp esriyüp varlık terk ide misin6 İş bu tenün tertîbi od u toprak yil u suYûnus sen gör özüni suda toprakda mısınF. 156a, T. 59b, K. 101b, RY. 22a, YE. 72a, 76a, Rt. 12, M.25, Ç. 55b.253Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Talayın ‘ışkun bahrine gavvâs olayın bir zamânİsteyeyin dâyim seni seyyâh olayın bir zamân2 Varayın her bir mahfile sırrum dimeyem her dileSırdan haber diyenlere mihmân olayın bir zamân3 Yolunda Mansûr olayın Ene'l-Hak demin urayınAsılup vaslun dârına ber-dâr olayın bir zamân4 ‘Işkun odına yanayın derdün suyına kanayınGördügüm seni sanayın hayrân olayın bir zamân5 Akıdayım kanlu yaşum arturayım bagrum başınTa ki bulınca nakkâşum seyrân ideyin bir zamân6 Leylî ile Mecnûn olup Ferhâd ile taşlar yonup‘Abdü‘r-rezzâk gibi yanup giryân olayın bir zamân


206Yûnus Emre Dîvânı7 Benligüm benden koyayın senün kohunı duyayınBunca zamân ben kul iken sultân olayın bir zamân8 Ol dost bana benden yakın hikmet bilen bulur Hakk'ınOkuyup hikmet ‘ilmini Lokmân olayın bir zamân9 Miskîn Yûnus aç gözüni Hazret'e urgıl yüzüniMürşid-i kâmil yolına kurbân olayın bir zamânÇ. 50b, Mecmûa (Millî Ktp. Nu: 442, s. 73).2541 ‘Âşıklara ne diyem ‘ışk haberinden şîrîn‘Işkıla dinleyene eydeyin birin birin2 Hayf durur ‘ışksuzlara ‘ışkdan haber söylemekKim gerçek ‘âşıkısa ben râzum ana dirin3 Evvel yir-gök yogıdı varıdı ‘ışk bünyâdı‘Işk ezelden kadîmdür ‘ışk getürdi ne varın4 Evvel ezel bezminde kim dost yüzin gördiyseAnun cânıdur ‘âşık sor andan ‘ışk haberin5 ‘Işkı hîç bir nesneye mesel baglasam olmazDünyâ vü âhiretde ne dutısar ‘ışk yirin6 Emânetdür sakıngıl ‘ışk haberini zinhârOturup degme yirde söyleme ‘ışkun sözin7 Cevherîler katında kâ'ide böyle dururKadrini bilmezlere göstermedi gevherin8 Yûnus'un havsalası ‘ışk tolmışdur sînesiDerdin gizleyemedi gensüz söyler ‘ışk dilin


Dr. Mustafa Tatcı 207A. 19.F. 157a, T. 60a, NO. 187b, YE. 74a, RY. 18a, K. 201b, Rt. 35,2551 Sen cânundan geçmedin cânân arzû kılursınBilden zünnâr kesmedin îmân arzû kılursın2 Men ‘arafe nefsehu dirsin illâ degülsinMelâikden yukarı seyrân arzû kılursın3 Tıfl-ı nev-reste gibi etegin at idinüpEle çevgân almadın meydân arzû kılursın4 Bilimedün sen seni sadefde ne gevhersinMısır'da sultân iken Ken'ân arzû kılursın5 Ol ezel ‘âleminde ebedi gözlemedinPer ü bâlün bitmedin cevlân arzû kılursın6 Yitmiş yidi perde var dostunı arzûlamaYidisinden geçmedin yakîn arzû kılursın7 Otuzı gözde durur otuzı gönüldedürOnun dahı bilmedin görmek arzû kılursın8 Sen bunda işe geldün uş yine varısarsınHenüz sen kul olmadın sultân arzû kılursın9 Yûnus düşdün bu derde Eyyûb'layın sabreyleDerde katlanımazsın dermân arzû kılursınF. 158b, T. 61a, N0. 193a, K. 178b, HB. 13a, RY. 60a, 66b,A. 17, Ç. 53a.2561 ‘İlmünde gark oluban ben beni bilimezinDilile söyleyüben sıfatun irimezin


208Yûnus Emre Dîvânı2 Sıfatun gelmez dile kandalıgun kim bileSun‘unı dimeklige ben lâyık olamazın3 Hem evvelsin hem âhir kamu yirlerde zâhirHîç makâm yokdur sensüz ben niçün göremezin4 Görmedin delü oldum yanıldum günâh kıldumUssum ‘aklum aldurdum esridüm ayılmazın5 Çünki beni esritdün cân u gönül iletdünAyırma beni senden bulışdum yad olmazın6 Bana cânı sen virdün ‘Azrâîl'e bildürdünSenden artuk kimseye emânet viremezin7 İy Yûnus'ı yaradan hicâb götür aradanSâdıkam yolunda ben yalan da'vî kılmazınF. 156a, K. 92b, NO. 186a, RY. 32b, YE. 74a.2571 Bunca gönüller alan cihâna sultân mısınHükmün cânlar içinde cân içinde cân mısın2 Nazarun bin cân alur derdün yürekde kalurGören kendüden varur ‘âşıka kıyan mısın3 Uçan kuşlar uçunur esen yil görse tururDîvler hükmüne girür Belkîs-Süleymân mısın4 Yüzünden gün tutılur ay togmaya utanurGören heybete kalur Yûsuf-ı Ken'ân mısın5 Ölü görse dirilür kalıbına cân gelürToprakdan âvâz gelür ‘Îsâ bin Meryem misin


Dr. Mustafa Tatcı 2096 ‘Işkun dîne şûr eyler arslana zencîr eylerKatı taşı mûm eyler Ferhâd-ı zamân mısın7 ‘Işkun Hakk'a irgürür cân gözi dîdâr görürGörenler baş indürür İbrâhîm Edhem misin8 Yüzün dîdâr nûrıdur saçun Mi‘râc dünidürGören cânın unıdur Fahr-ı ‘âlem sen misin9 Yûnus sevdügün gözle Hak yolını key izleRâzun gönülde gizle sen söze beyân mısınF. 157b, K. 68b, B. 53a. YE. 69b, M. 8, A. 18.258Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Bu ‘ömrüm yok yire harc itmişem benCânumı gör ne oda atmışam ben2 Kimesne kimseye itmemiş olaAnı kim kendüme ben itmişem ben3 ‘Amelüm rahtını dirdüm götürdümKamu assum ziyâna satmışam ben4 Cihânda bir sınuk saksıdan ötrüGüherlerüm ziyâna satmışam ben5 ‘Amelüm ne ki varsa hep riyâdur‘Acebdür ihlâsı unutmışam ben6 Giceye iresini kimse bilmezTûl-ı emel başın uzatmışam ben7 Dükeli ‘ömrini harcına sürdiZiyândan bellüdür ne ütmişem ben


210Yûnus Emre Dîvânı8 Aguya bal diyü barmak uzatdumAşuma zehr-i kâtil katmışam ben9 Bî-çâre Yûnus'un çokdur günâhıAnun dergâhına yüz tutmışam benRY. 19a, K. 204a.259Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Dost yüzini göricegez niçe karâr kılsun bu cânYagmâya virür ol demde yüz bin zâhid dîn ü îmân2 Ta‘na urman ‘âşıklara her ne hâle döneriseFermân olımaz kendüye müşâhadeye gark olan3 Cân u gönül fehm ü ‘akıl ‘ışk mevcine gark olıcakPes niçe ansun ol kişi yazug u müzd assı-ziyân4 Cânında gözi yok kişi görmeyiser dost yüziniGözsüz niçe fehm eylesün ne renkdedür işbu cihân5 Yüz bin melik ü selâtîn dost yüzini göricegizTerk eyleye tahtını vü ‘izzet ü leşker hânumân6 ‘Âşık niçe harâbısa velâyeti arta dururAnuniçün ki dâimâ vîrândadur genc-i nihân7 ‘Ayne'l-yakîn gören kişi ırmaz gözin dost yüzindenNiçe görebilsün anı bu sevüden taşra turan8 Yûnus'a bu ‘ışk kızgını komaz dilini tutmaga‘Âşıkla ma'şûk râzını dürüst diyemeye lisân


Dr. Mustafa Tatcı 211F. 159a, T. 61a, RY. 41a, K. 118a, YE. 71a, NO. 186a, Rt.23, Ç. 49b, A. 20.260Mef‘ûlü Mefâ‘îlün Mef‘ûlü Mefâ‘îlün1 Ol dürr-i yetîmem ki görmedi beni ‘ummânBir katreyem illâ ki ‘ummâna benem ‘ummân2 Gel mevc-i ‘acâib gör deryâ-yı nihân gözleZî-bahr-i nihâyetsüz katrede olur pinhân3 Dem urmazıdı Mansûr tevhîd-i Ene'l-Hak'dan‘Işk dârına dost zülfi asmışdı beni ‘uryân4 Bu ‘âlem-i kesretde sen Yûsuf u ben Ya'kûbOl ‘âlem-i vahdetde ne Yûsuf u ne Ken‘ân5 Bunda dimeden Mecnûn Leylâ adını MevzûnNe Leylâ idüm anda ne Mecnûn-ı ser-gerdân6 Yi-nûn-sîn ulaşmadın cân kuyuya düşmedin‘Işk dadıla mest geldük hem mest giderüz bundan7 Bu cismüm belâsıdur adum Yûnus oldugıZâtum sorar olursan sultâna benem sultânF. 159b, T. 62a, K. 194b, RY. 62a, YE. 73b, NO. 188a, Rt.20, Ç. 50a.2611 Ol cân kaçan öliser sen ana cân olasınÖlmiş gönül dirile anda ki sen olasın2 Ölmeklik dirlik ola ölümsüz dirlik bulaBaşlu gönül onula merhemi sen olasın


212Yûnus Emre Dîvânı3 Sen oldugun gönüller her dem cânın yinilerBunlardur ölmeyenler hâkimi sen olasın4 Sen oldugun makâmda ehl-i dâd olur andaGüç olmaz ol dîvânda sultânı sen olasın5 Cân bedenden uçıcak menzilinden göçicekOl cihâna geçicek göze ‘iyân olasın6 Tozını yil almaya bir zerre ırılmaya‘Âşık cânı ölmeye ma'şûkı sen olasın7 Yûnus sen ‘âşıkısan ‘ışka muvafıkısanKorkma ulaşıgısan ne olursan olasınF. 160a, T. 62a, K. 130a, RY. 48b, YE. 71b, M. 35, A. 18.262Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 ‘Aceb oldı hâlüm bu ‘ışk elindenGöremezem yolum bu ‘ışk elinden2 Bu cümle ‘âlemün tâcı iken uşAyaklarda gubâram ‘ışk elinden3 Garîb bülbülleyin zâri kıluramAkar çeşmüm yaşı bu ‘ışk elinden4 Gazel yapraklayın benzüm sarardıKararuban düşdüm bu ‘ışk elinden5 Yarın mahşerde ben yırtam yakamıNiçe feryâd idem bu ‘ışk elinden6 Tag u taşlar erür bu ‘ışk elindenDenizler cûşa geldi ‘ışk elinden


Dr. Mustafa Tatcı 2137 Niçe bin enbiyâ ‘ışka giriftârYir ü gök toptolu bu ‘ışk elinden8 Çagurup eydeler gel güç görenlerBenüm çilem nedür bu ‘ışk elinden9 N'iderem ben yarün vaslından ayrukBüküldi kad-bâlâm bu ‘ışk elinden10 Yûnus sen Tapdug'una kıl du'âyıİçersün zehr-i kâtil ‘ışk elindenNO. 187b, YE. 69b.263Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Gönül usanmadun sen bu seferdenÇalab'um saklasun seni hatardan2 Kişi kim kişinün kahrın çekinceGidüp görünmemek yigdür nazardan3 Togaldan bagrumı togradı gurbetSızar tamar ciger kanı tamardan4 Vatan oldı diken gurbet gülistânAgu içmek yig oldı ney-şekerden5 Güher didükleri ‘ilm-i hünerdürHüner-mende hüner yigdür güherden6 Yûnus gögüs açup dosta giderkenÇalab'um saklasun seni hatardanRY. 71b, K. 181b, B. 25b, M. 62, Ç. 51b.


214Yûnus Emre Dîvânı2641 Dîn ü millet kodurdı ol benüm gönlüm alanAnı gören kişiye ne gönül kalur ne cân2 Tuymayanlar hâlümi dînin kodı dir banaNeyile dîn beslesin cânsuz gönülsüz kalan3 Sûretümde varlıgum cânıla gönülidiKodurdı kamusını bana ‘ışk bagışlayan4 ‘Işkun serhengi beni komaz hîç bir nesneyeNe İslâm'da ne dînde anılmaz küfr ü imân5 Şart u farz olmaz anda cânı ‘ışkda kalandaCevâb sözi dil söyler niçe bilsün bu lisân6 ‘Işka mesel baglanmaz ‘ışk işi hisâb olmazDostlık ticâretinde anılmaz assı-ziyân7 Beni benlikden kodı varlık defterin yudıHavf u recâ göstermez hayr u şer elden koyan8 Elden iş bırakdurdı niteliksüz bakdurdıBizüm ahvâlümüzde anılmaz nâmla nişân9 Sorman Yûnus'dan haber dost kandasa anda varYüz bin gevherden fârig ‘ışk denizine talan20.K. 118a, RY. 41b, NO. 182b, YE. 71b, Rt. 19, Ç. 49a, A.2651 Erenlere muhib iken yâ münkir oldugun nedenKey sakıngıl datlu cânun okları çıkmadın yaydan


Dr. Mustafa Tatcı 2152 Kahır erenler atıdur gayret dahı hil'atıdurErenler yayı katıdur okları geçer kayadan3 Bize muhib olanları Hak'dan dilerüz anlarıDönüp münkir olanları tîz çıkarurlar aradan4 Bunda el-ayak öpilür görenün cânı kapılurGarîb müsâfir yapılur zavye vü mescid-hâneden5 Agu içerse nûş olsun süçi içerse hoş olsunYûnus ile yoldaş olsun gelsün Allâh'ına gidenRt. 21.2661 Ol dost bize gelmezise ben dosta girü varayınÇeküben cevr ü cefâyı dostumun yüzin göreyin2 Ser-mâyemüz bir cânıdı anı dahı aldı bu ‘ışkNe ser-mâye var ne dükkân bâzâra neye varayın3 Kurulmış dükkân u bâzâr dost içine girmiş gezerGünâhum çok gönlüm sizer ben dosta çok yalvarayın4 Gönlüm eydür dost benümdür gözüm eydür dost benümdürGönlüm eydür göze sabr it bir dem haberin vireyin5 Hak nazar kıldugı câna bir göz ile bakmak gerekAna ki Hak nazar kıldı ben anı niçe yireyin6 Tapduk eydür bu Yûnus'a bu ‘ışk Hakk'a irse gerekKamulardan ol yücedür ben ana niçe ireyinF. 151a, YE. 70b, K. 116a, 203b, RY. 18b, 40b, A. 16.


216Yûnus Emre Dîvânı2671 İy gönül bir dem bir vakit dünyâdan usanmaz mısınBunca fâsid işlerile yüzünden utanmaz mısın2 Sen seni hoş tutgıl arı istigfâr eyle yârıÎmân bilüne baglanup dîn tonın tonanmaz mısın3 İy metâ‘ın kalba satan güherine pûllar katanAssıyı ziyâna satan assıya uzanmaz mısın4 Gayret içinde mübtelâ günâhlar içinde kodıDîn yolında gönül sayrı ciddile tayanmaz mısın5 Ölmez vuslat meyin içen ma‘siyyet denizin geçenMeyhâneden ‘azim idüp mescidlere kanmaz mısın6 Yiri gögi seyrân kılan ‘Arş u Kürsi cevlân uranYûnus katında iy gönül bir dem eglenmez misinYE. 75a, A. 17.2681 Şöyle hayrân eyle beni ‘ışkun odına yanayınHer kancaru bakarısam gördügüm seni sanayın2 Beni okıdı sultânum uş gönüldi gider cânumElden bırakdı benligi bunda niçe egleneyin3 Senün kokun tuydı cânum terkin urdum bu cihânun‘Aceb kandadur mekânun ya ben kanda isteyeyin4 Dört mezhebün ‘âşıkıyam yidi mezheb geçdi cânumKogıl beni söyletmegil bu yollarda uyanayın5 Yidi Tamu didükleri katlanmaya bir âhumaSekiz uçmak eglemeye bunda niye egleneyin


Dr. Mustafa Tatcı 2176 Sekiz Uçmak ‘arz olursa yitmiş bin Hûrî gelürseAldamaya bu cânumı bunda nite aldanayın7 Dilde söylenür haberün hergiz bulunmaz eserünGötür yüzünden perdeyi dîdâruna göyüneyin8 ‘İlm-i hikmet okıyanlar ‘ışkdan fakîr durur bunlarMansûr oldum asun beni hep dillerde söyleneyin9 Yûnus dimedi bu sözi câna toldı dost âvâzıKördür münâfıkun gözi ya ben niçe göstereyinF. 152a, T. 57b, K. 208b, NO. 190b, RY. 8b, HB. 12b, YE.75b, M. 77, A. 13.2691 İlâhî bir ‘ışk vir bana ben benligüm bilmeyeyinYavu kılayın ben beni isteyüben bulmayayın2 Şöyle hayrân eyle beni bilmeyeyin dün ü güniİsteyeyin dâim seni ayruk nakşa kalmayayın3 Al gider benden benligi toldur içüme senligiBundayiken öldür beni varup anda ölmeyeyin4 Söylerisem gelmez dile kim söge bana kim güleBâri yanayın derdile hâlüm dile gelmeyeyin5 Uş yürüyem yana yana cigerüm gark oldı kana‘Işkun bir ok urdı câna niçe zâri kılmayayın6 Ko ben yanayın tüteyin dost bahçesinde yiteyinBir gül olayın biteyin açıluban solmayayın7 Mansûr'layın dâra beni şöyle ‘ıyân göster seniKurbân kılayın bu cânı 'ışka münkir olmayayın


218Yûnus Emre Dîvânı8 ‘Işkdur bu derdün dermânı ‘ışk yolına virdüm cânıMiskîn Yûnus dir yâ Ganî bir dem ‘ışksuz kalmayayın73.)HB. 12b, YE. 73a, Rt. 23 Mecmûa (Millî Ktp. Nu: 442, s.2701 Taşdun yine deli gönül sular gibi çaglar mısınAkdun yine kanlu yaşum yollarumı baglar mısın2 N'idem elüm irmez yâre bulınmaz derdüme çâreOldum ilümden âvâre beni bunda egler misin3 Yavu kıldım ben yoldaşı onulmaz bagrumun başıGözlerümün kanlu yaşı ırmag olup çaglar mısın4 Ben toprak oldum yoluna sen aşuru gözedürsinŞu karşuma gögüs gerüp taş bagırlu taglar mısın5 Harâmî gibi yoluma arkurı inen karlu tagBen yârümden ayru düşdüm sen yolumı baglar mısın6 Karlu taglarun başında salkım salkım olan bulutSaçun çözüp benüm içün yaşın yaşın aglar mısın7 Esridi Yûnus'un cânı yoldayım illerüm kanıYûnus düşde gördi seni sayru mısın saglar mısınRY. (Mecmûa) 46a.2711 Cânlar cânını buldum bu cânum yagmâ olsunAssı ziyândan geçdüm dükkânum yagmâ olsun2 Ben benligümden geçdüm gözüm hicâbın açdumDost vaslına ulaşdum gümânum yagmâ olsun


Dr. Mustafa Tatcı 2193 Benden benligüm gitdi hep mülkümi dost tutdıLâ-mekân kavmi oldum mekânum yagmâ olsun4 İkilikden usandum ‘ışk tonını tonandumDerdi hânına kandum dermânum yagmâ olsun5 Varlık çün sefer kıldı andan dost bize geldiVîrân gönül nûr toldı cihânum yagmâ olsun6 Geçdüm bitmez sagınçdan usandum yaz u kışdanBostânlar başın buldum bostânum yagmâ olsun7 Ta‘allukdan üzüşdüm ol dostdan yana uçdum‘Işk dîvânına düşdüm dîvânum yagmâ olsun8 Yûnus ne hoş dimişsin bal u şeker yimişsinBallar balını buldum kovanum yagmâ olsunF. 154b, T. 58b, NO. 191a, YE. 73b, HB. 13a, A. 18.2721 Anup kıyâmet güniniAglaşalum ol gün içünOl gün melâmet günidürAglaşalum ol gün içün2 Ol günde yirler yarılaCümle ölenler dirileCümle günâhlar sorılaAglaşalum ol gün içün3 Ol günde gök çatlayısarİnsân niçe katlanısarOl günde kim korkmayısarAglaşalum ol gün içün


2204 Âh ol günün korkularıKoca kılur ma‘sûmlarıNiçe olur mücrimleriAglaşalum ol gün içün5 Ol gün katı efgân olaİrkek dişi ‘uryân olaCümle ciger biryân olaAglaşalum ol gün içünYûnus Emre Dîvânı6 İy Yûnus Emre gir yolaHâl bilmez kardaş ne olaMeger dermân Hak'dan olaAglaşalum ol gün içünB. 17a.273Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Sübhân bizi uyarısar niçe zamân yatmış ikenCânlar teni isteyiser terk idüben gitmiş iken2 Gör Hâlik'ün ‘inâyetin deryâ-yı bî-nihâyetinBize dîdâr gösteriser bunca günâh itmiş iken3 Hakk'un ‘inâyeti çokdur irer kullarına dâimAllah Halîl'i sakladı Nemrûd oda atmış iken4 ‘İnâyeti kime irse ol kul iken sultân olurİşitmedün mi Yûsuf'ı bâzirgâna satmış iken5 ‘Işkıla gelsen yola Yûnus'layın olsan n'olaTâ‘atini terk itmedi balık anı yutmış iken6 ‘Ahdüni eylegil vefâ gönlüni eylegil safâKanı Muhammed Mustafâ ‘Arş'a Mi‘râc itmiş iken


Dr. Mustafa Tatcı 2217 Kan'enbiyâ vü evliyâ geldi geçdi cümle velîKanı Dâvud u Süleymân Kâf'dan Kâf'a dutmış iken8 Ne kadar çok ise mâlun ecel sana sunar elinNe assı eyledi Kârûn bu dünyâya batmış iken9 Kulak urgıl benden yana haberüm var diyem sanaLa‘net kıldı ‘Azâzîl'i ‘Arş'da mekân tutmış iken10 Dostdan belâ gelicegiz Eyyûb'layın sabreylegilNiçe sıhhât buldı teni bunca belâ çekmiş iken11 Anıcaguz şol bir güni ditrer mi Yûnus'un cânıÎmân-Kur'ân yoldaş ile son menzile yitmiş ikenÇ. 56a, A. 19, DAY. 160.2741 Hey yârânlar hey kardaşlar nic'edeyin n'ideyin benSen benüm kulum degülsin dir olursa n'ideyin ben2 Zelîl magbûn kala başum anda hîç dinmeye yaşumMahşer güni içüm taşum nâr olursa n'ideyin ben3 Suç anıcak göyner özüm kan yaşıla tolar gözümYarın Hak katında yüzüm kar'olursa n'ideyin ben4 Fesâdıla tolu içüm hey hoca bagışla suçumKey Cehennem benüm içün yir olursa n'ideyin ben5 Ben fesâd içinde kaldum Yûnus eydür artdı derdümSine varıcagız kabrüm dar olursa n'ideyin benB. 11b.


222Yûnus Emre Dîvânı2751 Yokdur bende ‘amel tâ‘atBen n'ideyüm n'eyleyeyinKopıcak rûz-ı kıyâmetBen n'ideyüm n'eyleyeyin2 Dost bana su‘âl idicek‘Aklum başumdan gidicekHicâb derdi gark idicekBen n'ideyin n'eyleyeyin3 Helâline ola hisâbHarâmına ola ‘azâb‘İsyânıla yüzüm karaBen n'ideyin n'eyleyeyin4 Yitmiş bin zebânî yideTamu'yı haşrda iledeMücrimlere heybet ideBen n'ideyin n'eyleyeyin5 Bir kez Cehennem silkine'Âsîlere ide kîneYâ Rab iricek ol güneBen n'ideyin n'eyleyeyin6 ‘Âşıklar maksûda ire‘Ârifler dost yüzin göreŞöyle mücrim yüzi karaBen n'ideyin n'eyleyeyin7 Yûnus Emrem derdün katıHayra geçmez bir tâ‘atıOlmazsa Hak ‘inâyetiBen n'ideyin n'eyleyeyin


Dr. Mustafa Tatcı 223B. 11b.2761 İy benüm ‘ömrüm kuşı kanda varasın birgünEcel avlayup yudar ele giresin birgün2 Gelüp gögsüne kona dutuşup cânun yanaBir kadeh şerbet suna içüp kanasın birgün3 Görmege gelenleri hâtırun soranlarıSevgili yârânları görmez olasın birgün4 Yârânlarun geleler seni ta'cilleyelerSoyalar tonlarunı ‘uryân olasın birgün5 Binüp agaç atına yanulup Hızr'a tanaŞol kara yir altına gire yatasın birgün6 Tap tîmâr eyle tene yarak eyle bu cânaŞol yılana çıyana nasîb olasın birgün7 Münker ü Nekir gele hâllerün düşvâr olaDilünce su'âl sora cevâb viresün birgün8 Yûnus Emrem n'idesin kaçup kanda gidesinErenler sohbetine gelmez olasın birgünB. 13b, Ç. 59a.2771 ‘Aceb şu yirde var m'olaŞöyle garîb bencileyinBagrı başlu gözi yaşluŞöyle garîb bencileyin2 Gezdüm Urum'ıla Şam'ıYukaru illeri kamuÇok istedüm bulımadum


224Şöyle garîb bencileyinYûnus Emre Dîvânı3 Kimseler garîb olmasınHasret odına yanmasunHocam kimseler olmasunŞöyle garîb bencileyin4 Söyler dilüm aglar gözümGarîblere göynür özümMeger ki gökde yılduzumŞöyle garîb bencileyin5 Niçe bu derdile yanamEcel ire birgün ölemMeger ki sinümde bulamŞöyle garîb bencileyin6 Bir garîb ölmiş diyelerÜç günden sonra tuyalarSovuk suyıla yuyalarŞöyle garîb bencileyin7 Hey Emrem Yûnus bî-çâreBulunmaz derdüne çâreVar imdi gez şârdan şâraŞöyle garîb bencileyinŞiir Muahhar Mecmûalarda bulunmaktadır.278Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Kanda bulam isteyüben iy gönül seni kandasınKanda vîrâne varısa va'llâhi gönül andasın2 İy gönül sana uyaldan kalmadı yüzümün suyıRahmet gele ta ki sana kandayısan dîvândasın


Dr. Mustafa Tatcı 2253 Bir lahza olursın rûşen bir dem yürürsin perîşân‘Âlemlere nâm u nişân derde esîr dermândesin4 Bir dem ‘âbid bir dem zâhid bir dem ‘âsî bir idem mutî'Bir dem gelür ki iy gönül ne dînde ne îmândasın5 ‘Işk başumdan aşıcaguz mevc uruban taşıcaguzBir dem gelür ki iy gönül mescidile Kur'ân'dasın6 Kayseri Tebriz ü Sivas Nahcuvân u Maraş ŞirâzGönül sana Bagdâd yakın ‘âlemlerde dîvândasın7 Yûnus imdi tapdur hemin akıtma gözünün neminEger bugün eger yarın çün Hakk'içün kurbândasınYE. 78a.279Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Eger ‘ışkı seversen cân olasınGönüller tahtına sultân olasın2 Seversen dünyeyi mihnet bulasınNiçe bir eskiye hasretlenesin3 Cihân köhne-sarâydur sen begisinNiçe bir eskiye hasretlenesin4 Agudur bal degül dünyâ murâdıNiçe bir aguya parmak banasın5 Kanadsuz kuşlayın kaldun yabandaKanadlu kuşlara kanda iresin


226Yûnus Emre Dîvânı6 Diken olma gül ol eren yolındaDiken olurısan oda yanasın7 Niyâz içün buyurdı Hak namâzıNiyâzdan vay sana gâfil olasın8 Sana erden ‘asâ gerek bu yoldaTayanursan ‘asâya tayanasın9 Erenler nefesin ‘asâ idin senEger nefsüne uyarsan fenâsın10 ‘İbâdetler başıdur terk-i dünyâEger mü'minsen ana inanasın11 Atan anan hak'ı yitürdüniseYeşil tonlar geyesin tonanasın12 Eger konşı hak'ı boynundayısaCehennem'de yarın bâkî kalasın13 Yûnus bu sözleri erenden aldıSana dahı geregise alasın14 Gönüle gireni gönendi dirlerGönüle sen de gir kim gönenesinF. 155a, T. 59a, YE. 78a.2801 İy dost seni sevelden ‘aklum gitdi kaldum benBınarları terk idüp denizlere taldum ben2 Bir zerre ‘ışkun odı kaynadur denizleriDüşdüm ‘ışkun odına tutuşuban yandum ben


Dr. Mustafa Tatcı 2273 Ol cânda ki ‘ışk ola anda gussa olmayaBu ‘ışk bana gelelden gussam gitdi güldüm ben4 Bülbül de ‘âşık olmış kızıl gülün yüzineGördüm erenler yüzin hezâr destân oldum ben5 Bu ‘ışkı bana virdün ben n'iderem kendözümİçüm taşum nûr doldı dosta ‘âşık oldum ben6 Sımasan bûtın nefsün ‘abes kamu tâ‘atünAnı sımaga çâre hele şimdi buldum ben7 Dünyâ cefâsın almak sonucı vefâyımışCefâyı virübenin seni satın aldum ben8 Bir kurı agacıdum yol üzre düşmişidümBir bana nazar kıldı tâze cüvân oldum ben9 Yûnus sen ‘âşıkısan adunı miskîn kogılCümlesinden ihtiyâr miskînlikde buldum benF. 153a, T. 58a, K. 158b, YE. 75b, RY. 53a, B. 5b, Rt. 22.2811 Ol vaktin bir olasın ayrulıkdan kalasınCânsuz gel bu kapuya bâkî dirlik bulasın2 Cân tuta gelürisen cânum vardur dirisenCân şumâr iderisen küllî sagıncılasın3 Bunda ne sagınç şumâr yâ bunda kim kalur varÇün böyle düşdi sefer gerek yolda olasın4 Derdile gelmeyince dermâna irmeyesinBir cân yolda korısan yüz bin cânı bulasın


228Yûnus Emre Dîvânı5 Kalma fânî sagınca kasd eyle bâkî genceYüz bin cihânda bâtın hazînesin bulasın6 Dadarsan ‘ışk dadından geçesin zâhir dîndenAyrulıgun odından ol vakit kurtulasın7 Yavı vargıl bu yolda her bir dürlü menzildeCümle söylenen dilde gerek unıdulasın8 İy Yûnus kanı ‘aklun gensüzin söyler dilünPâyânı yok bu yolun sen kanda tolanasınNO. 181b, YE. 75a, K. 164b, RY. 31a, B. 51a, Rt. 19, M.53, Ç. 54a.282Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 İlâhî derdümün dermânı sensinGünâhkâr kullarun gufrânı sensin2 Senün emrün ile döner feleklerHem ayun güneşün devrânı sensin3 Halîl'ün hullesi Ya‘kûb'un âhıYûsuf'un bend ile-zindânı sensin4 Mûsâ'nun münâcâtı Tûr Tagı'nda‘Îsâ'nun göklerde seyrânı sensin5 Gözümün nûrı vü gevdem hayâtıGönüller tahtınun sultânı sensin6 Yûnus Emrem sebakı senden okurElinde defteri dîvânı sensinB. 27b.


Dr. Mustafa Tatcı 229283Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 İy gönlümün eglencesi eyit bana n'eyleyeyin‘Işkundan oldum âvâre derdüm kime söyleyeyin2 Mülk-i fenâdan geçeyin ol dost iline uçayınTalayın ‘ışk ‘ummânına denizlerin kaynadayın3 ‘Işkun od urdı cânuma gelsün ‘âşıklar yanumaDökeyin ‘ışkun hânını ‘âşıkları toylayayın4 Çü girdüm ‘ışkun bâgına bakdum soluma sagumaDürlü yemişlerün yiyüp güllerini yıylayayın5 Dün-gün kılayın âh u zâr ‘âşık olayın il ü şârDökeyin kanlu yaşumı zârılıklar eyleyeyin6 ‘Âşık olayın şol güle tolsun cihâna gulguleHezâr destân olubanı dost bâgını yaylayayın7 Miskîn Yûnus ‘âşıklarun dirligini dirilmedünBâri gücüm yitdügince soylarını soylayayınNO. 189a, HB. 17a, B. 13a, RY. (Mecmûa) 17b, A. 200.2841 Ayurma beni senden yaradanDüşüp ölürüm ben bu yaradan2 Öldügüm içün gussa mı yiremAla cânumı yine yaradan3 Öldi diyeler kaydum yiyelerBir kuş oluban çıkam aradan


230Yûnus Emre Dîvânı4 Aglama direm şol gözlerümeKan yaş akıdur ag u karadan5 Yirler mi kodum göl eylemedükSiller akıtdum her bir dereden6 Ben bir kulıdum sen sultânıdunDüşdüm araya bilmem nereden7 Varam kul olam şeyh işigine‘Abâ dikinem yüz bin pâreden8 Emrem Yûnus'un murâdı budurİre yârine çıka aradanÇ. 52a, NO. 186a, Millî Ktp. Mecmûa Nu: 442, 75a.VÂV2851 İy yârânlar iy kardaşlar korkaram ben ölem diyüÖldügümi kayurmazam itdügümi bulam diyü2 Bir gün görinür gözüme ‘aybum urulur yüzümeEndîşeden del'olmışam n'idem ben ne kılam diyü3 Eger gerçek kulımışsam ana kullık kılayıdumAglayadum bu dünyede yarın anda gülem diyü4 Hemin geldüm bu dünyâya nefsüme kullık itmegeEyü ‘amel işlemedüm ‘azâbdan kurtulam diyü5 İy bî-çâre miskîn Yûnus günâhun çok neyleyesinSıgındum ol Allâh'uma didi hem ‘afv kılam diyüYE. 79a, K. 187b, RY. 57a, M. 65.


Dr. Mustafa Tatcı 231286Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Dost gönlümi yagmâladı n'olsa gerek şimden girüDerdi bırakdı cânumı yansa gerek şimden girü2 Derdünile cânum yanar ‘ömür geçer devrân dönerGün geldükçe benzün solar solsa gerek şimden girü3 Bu ne ‘acâyib ser-güzeş çıkardı bagrumuzda başGözlerümden kanıla yaş aksa gerek şimden girü4 Evliyâdur Hakk'un sırrı alnındaki Allah nûrıAnı seven âh u zârı kılsa gerek şimden girü5 Sen hocasın ben bir kulam ebedî kullukda kalamBu sözümi cümle ‘âlem bilse gerek şimden girü6 Fenâ sarâyından göçüp bekâ sarâyına geçüp‘Işkun şarâbından içüp kansa gerek şimden girü7 Görün ki Yûnus n'itdi varuban hazrete gitdiKatredür ‘ummâna yitdi tolsa gerek şimden girüNO. 187b, Mecmûa, Millî Ktp. Nu: 442, s. 71.2871 Mansûr-vâr oldum bugün ber-dâr iden gelsün berüİnni ene'l-lâh okudum inkâr iden gelsün berü2 Kul küllün min İndi'l-lâh ansuz degülem v'allahBen Hak'ıla Hak olmışam agyâr iden gelsün berü3 Levh ü kalemde yazılan tertîb-i tevhîd okuram‘İlm-i ledün seyr ü sülûk güftâr iden gelsün berü


232Yûnus Emre Dîvânı4 Bir Tanrı'nun Peygamber'i ben andan aldum haberiBir Tanrı vü Peygamber'e ikrâr iden gelsün berü5 Men ‘arefe nefsehu fekad ‘arefe RabbehuBildüm bunı buldum anı inkâr iden gelsün benü6 Münkir-münâfıklar beni öldürelüm dirlerimişBeni yaradan öldürür yok-var iden gelsün berü7 Gelsün beni ol öldüren külümi göge savuranBen Küntü kenz'em mahfî'yem izhâr iden gelsün berü8 Gâzî benem şehîd benem ölüben öldüren benemirte gice ol dostıla bâzâr iden gelsün berü9 Cümle cihân Gufrân'ıdur kamu ‘âlem hayrânıdurYûnus anun hayrânıdur tekrâr iden gelsün berüRY. 73b, YE. 78b, K. 137b, M. 39.2881 İy bizümle yâr olup dosta giden gelsün berüYok eyleyüp kendözin cân terk iden gelsün berü2 Terk idelüm kâl ü kıylı isteyelüm togrı yolıHem bulalum gevher kânın cevher alan gelsün berü3 Gevher bu cân maksûdıdur cân maksûdun Mansûr'ıdurMaksûd içün Mansûr'layın ber-dâr olan gelsün berü4 İrmek dilersen maksûda çok hizmet eyle her işdeSen senligünden usan nûr-ı dîdâr olan gelsün berü5 Pinhân idenler kendözin anlar görürler Hak yüzinGörmek dilersen Hak yüzin ikrâr iden gelsün berü


Dr. Mustafa Tatcı 2336 Yûnus gel anlat hâlüni bildür nedür ahvâlüniDerde bırakdı cânını dermân iden gelsün berüYE. 79b, NO. 190a289Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Benem zârî kılan şol yâre karşuGönülden cân viren dildâre karşu2 Giceler subha dek hayrân u mestemOluban muntazır dîdâre karşu3 Seher-gâhın turup zârî kıluramSanasın bülbülem gül-zâre karşu4 Alaldan cânumı ‘ışk-ı İlâhîBenem Mecnûn gibi âvâre karşu5 Cemâlün şem‘ine pervâne gibiYakaram per ü bâli nâra karşu6 Anun ‘ışkı şarâbın nûş ideldenİrişür yüregüme yâre karşu7 Bugün Mansûr benem ‘ışkun yolındaYüriyüp çarh uram şol dâre karşu8 Bî-çâre bülbülem dost bahçesindeVaram virem haber şol yâre karşu9 ‘Âşık Yûnus bugün gurbetde kaldıKi ‘ışkı söyledür dildâre karşuK. 184a, RY. 73a, RY. (Mecmûa) 5a, M. 64, Ç. 60a.


234Yûnus Emre Dîvânı290Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Severem ben seni cândan içerüYolum ötmez bu erkândan içerü2 Nere varurısam gönlüm tolusınSeni kanda koyam bundan içerü3 Beni sorman bana bende degülemSûretüm boş gezer tondan içerü4 Beni benden alana irmez elümKadem kim basa sultândan içerü5 Tecellîden nasîb irdi kimineKiminün maksûdı bundan içerü6 Kime dokundısa ol dost nazarıAnun şu‘lesi var günden içerü7 Senün ‘ışkun beni bende alupdurNe şîrîn derd bu dermândan içerü8 Şerî‘at-Tarîkat yoldur varanaHakîkat-Ma‘rifet andan içerü9 Süleymân kuş dili bilür didilerSüleymân var Süleymân'dan içerü10 Sülûk seyir iden ‘ışkun erineNiçe mezheb olur dînden içerü11 Dînin terk idenün küfürdür işiBu ne küfürdür îmândan içerü


12 O bir dilber durur hîç yok nişânıNişân olur mı nişândan içerü13 Meger Yûnus gözi tuş oldı dostaKi kaldı kapuda andan içerüDr. Mustafa Tatcı 235YE. 78b, NO. 193a, K. 66b, Rt. 35, M. 7.2911 Düşd'ögüme hubbü'l-vatan gidem hey dost diyü diyüAnda varan kalur hemân kalam hey dost diyü diyü2 Gele şol ‘Azrâîl duta assı kılmaz ana ataBinem şol agaçdan ata gidem hey dost diyü diyü3 Halvetlerde meşgûl olam dâim açılam gül olamDost bâgında bülbül olam ötem hey dost diyü diyü4 Şol bir biş-on arşın bizi kefen ideler egnümeDikem şol dünye tonların geyem hey dost diyü diyü5 Mecnûn oluban yüriyem yüce tagları büriyemMûm olubanı eriyem yanam hey dost diyü diyü6 Günler geçe yıl çevrile üstüme sinlem obrılaTen çüriye toprak ola tozam hey dost diyü diyü7 Yûnus Emre var yolına münkirler girmez yolınaBahrî olup dost göline talam hey dost diyü diyüRY. 40b.HE2921 Hak'dan gelen şerbeti içdük el-hamdüli'llâhŞol kudret denizini geçdük el-hamdüli'llâh


236Yûnus Emre Dîvânı2 Şol karşugı tagları mîşeleri bâglarıSaglık safâlık ile aşduk el-hamdüli'llâh3 Kurıyıduk yaş olduk ayagıduk baş oldukKanatlanduk kuş olduk uçduk el-hamdüli'llâh4 Vardugumuz illere şol safâ gönüllereBaba Tapduk ma‘nîsin saçduk el-hamdüli'llâh5 Beri gel barışalum yadısan bilişelümAtumuz eyerlendi eşdük el-hamdüli'llâh6 İndük Rûm'ı kışladuk çok hayr u şer işledükUş bahâr geldi girü göçdük el-hamdüli'llâh7 Dirildük bınar olduk irkildük ırmag oldukAkduk denize tolduk taşduk el-hamdüli'llâh8 Tapdug'un tapusında kul olduk kapusındaYûnus miskîn çigidük bişdük el-hamdüli'llâhF. 160b, T. 62b, YE. 81b.2931 Zinhâr gönül evinde tutma yavuz endîşeBiregüyçün kuyı kazan ‘âkıbet kendü düşe2 Nefsün begenmeyeni ayruklara sanmagılAyruklara sanursan bilgil kim işün şaşa3 Kendüye yaramazı biregüye sanan olAdı müsülmân anun kendü benzer keşîşe4 Komadugun nesneyi sunuban götürmegilKomadugun götürmek düşüre yatlu işe


Dr. Mustafa Tatcı 2375 Bu dünyede üç kişi Hak dîdârın görmeyeBir dikçi bir kovcı biri gammâzdur beşe6 Yûnus bu nasîhatı tutan yatlu olmayaBir niçe ögüt durur dinlesen başdan başaF. 161b, T. 63a, NO. 181a, K. 136b, B. 9b, YE. 82b, RY.38b, A. 24, Ç. 67a.294Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Hoşdur eger yürürisem ‘ışk odına yana yanaPes yanmadın nite olam çün ‘ışk odı düşdi câna2 Cânum ‘ışkun külhânıdur tartınmadın ur odınıKamış suyı şeker olur od bıragıcak külhâna3 Her nesne ki çig olıcak od olmayınca bişmez olBenüm dirligüm çigidi ‘ışk odı oldı bahâne4 Bu işler tamâm olıcak halvet olur ma‘şûkılaMa‘şûk yüzin gören kişi gerek yana vü dükene5 Devlet durur ol kişiye yanarısa ‘ışk odınaAcı tütüni çıkıcak aydın olısar bu hâne6 Ol dostıla bâzârumuz fülân vaktdan berü degülSeveridük ma‘şûkayı henüz gelmedin cihâna7 Râzîyam ol oda ben günde bin kez yanarısamGör niçe cân fidâ kılur şem‘i öninde pervâne8 ‘Işka neçe yanarısam dahı şîrîn gelür banaCânum fidî olsun beni bu ‘ışk odına atana


238Yûnus Emre Dîvânı9 ‘Işk sultânı Tapduk durur Yûnus gedâ bu kapudaGedâlara lutf eylemek hem kâ'idedür sultânaF. 162a, T. 63a, K. 102a, NO. 181a, RY. 22b, YE. 83b, Rt.26, Ç. 71a, M. 25.2951 Vücûd bir binâ durur sırr-ı hikmet içindeGönül bir bünyâd durur nakd ol bünyâd içinde2 Gönül sultân hâkim cân cümle iş ana kurbânDil dahı bir tercemân yürür kudret içinde3 Gönül oturur tahta hükm ider Kâf'dan Kâf'aNefis durmış ırakda meyli ‘işret içinde4 Ol nefs kim câna uyar ma‘nîden sanma duyarHer dem ana uymayan bil ‘inâyet içinde5 Evvel kapu şerî‘at geçse andan tarîkatGönül evi ma‘rifet ‘ışk hakîkat içinde6 Şerî‘at şîrîn olur işidene hoş gelürNe kim dilerse kılur ol şerî‘at içinde7 Tarîkat cân yoldaşı cân ile olur işiTarîka giren kişi dün-gün ‘ibret içinde8 Ma‘rifet gönül ile dün ü gün zârıyılaSöylesem gelmez dile sırr-ı sıfat içinde9 Hakîkat ‘ışkdur ‘ıyân görsün ol şebih beyânHakîkat donın geyen agır hil'at içinde10 Şerî'at sûret evi tâ‘ate girer kavî‘Âleme çıkdı çavı ‘ubûdiyyet içinde


Dr. Mustafa Tatcı 23911 Tarîkat câna gelür tâ‘atına cân kılurGirmeyen ziyân kılur iş bu devlet içinde12 Hakîkate irenler hakîkati bulanlarNe bahtludur cânları hep mahabbet içinde13 Her kim şerî‘at bile hem okıya hem kılaOl gerek kim er ola dün-gün tâ‘at içinde14 Ger tâ‘at kılmazısa üstâda varmazısaŞer‘iden olmazısa adı la‘net içinde15 Şerî‘at ana eydür ana ‘abes ol addurAnun makâmı oddur şol âhiret içinde16 Her kim tarîka gire gerek mâl terkin uraYola togrı cân vire bu tarîkat içinde17 Ger togrı turmazısa mâl terkin urmazısaYola cân virmezise tuymaz sohbet içinde18 Tarîkat anun degül ol kılmış yolın melûlHak kılmaz anı kabûl bulmaz rahmet içinde19 Ger bahrî olmazısa denize dalmazısaSeyrânun bilmezise yokdur kıymet içinde20 Ma'rifet gönül şehri makâmun bulur fakrıBahrî gerekdür bahrî bu ma‘rifet içinde21 Ma'rifet andan ırak anun degüldür durakİşi olsa da yavlak anun bu ad içinde22 Her kim hakîkat süre kahrı lutfı bir göreİş aça togrı dura bu hakîkat içinde23 Ger togrı turmazısa yolına irmeziseKahrı hoş görmezise adı yok ad içinde


240Yûnus Emre Dîvânı24 Anun degül hakîkat ol devlet ol nasîhatEvvel âhir ‘âkıbet bulınca mât içinde25 Bu dört menzildür utan ledün makâmun tutanOldur menzile yiten tamâm murâd içinde26 Ol menzile yitenün dört nişânı var anunOl nişânı kılanun yiri rahmet içinde27 Sûretün halka düze Hakk'un yolında izeÇıka seyir eyleye ol semâvât içinde28 Tevekkül işi ola kanâ‘at aşı ola‘İnâyet başı ola nûr-ı rahmet içinde29 Kıyl u kâle mecâl yok ol hâldür ana kâl yokHergiz ana ecel yok ezel-ebed içinde30 İşdür bunca âvâzlar didügüm ma‘nî sözlerTapduk Yûnus'ı gözler bu vilâyet içindeŞiir Muahhar Mecmûalarda Mevcuttur.296Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 ‘Âşık oldum erene irmegileHakk'ı buldum ben eri görmegile2 Ere irdüm erde buldum maksûdumBulımadum taşradan sormagıla3 Ne yire bakdumısa er otururGönlin aldum yüz yire sürmegile


4 Hak'dan imiş cânlara cümle nasîbOlmazımış Ka‘be'ye varmagıla5 Ka‘be senün işigündür eyle bilBulımadum yol çeküp varmagıla6 Beni gören bir pûla saymazıdıŞimdi gören gösterür barmagıla7 Bir gölidüm kıldı erenler nazarDeniz oldum dört yana ırmagıla8 Geldi ün Yûnus diyü turdum örüGözüm açdum kulagum urmagılaDr. Mustafa Tatcı 241A. 23.F. 162b, T. 63b, K. 148b, NO. 188b, YE. 87a, RY. 13a, 63a, Rt. 26, Ç. 70b,2971 Gönül nite dölene ma‘şûkın bulmayıncaKimse ‘âşık mı olur gönülsüz kalmayınca2 Gönüldür seven anı esîr eyleyen seniKimi âzâd eylersin sen âzâd olmayınca3 Boynı zencîrlü geldük key katı esîr oldukEr nazar eylemedi hâlümüz bilmeyince4 Bir yanadan ararlar ayruk nesne sanurlarBahâsın ne bilesin sen satun almayınca5 Bahâsı cânum anun mâlıla tavar degülSevdük mi ele girür sevdükler virmeyince6 Câna niçe ‘âşıksın bu kayıddan geçmezsinDeryâdan ne alasın ırmakdan geçmeyince


242Yûnus Emre Dîvânı7 Dostı kanda bulasın sende durmagıla senOl ‘imâret eylemez sen vîrân olmayınca8 Sözi Yûnus'dan işit kibir kılma dut ögüt‘İmâret olmayasın tâ harâb olmayıncaF. 163a, T. 63b, YE. 85b, RY. 11b, Ç. 61a, A. 23.298Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Vasf-ı hâlin eydiserem vuslat hâlin bilenlereYidi dürlü nişân gerek hakîkate irenlere2 Bu yidisinden birisi eksük olursa olmayaBirisi eksük gerekmez bu sarp yola varanlara3 Evvel nişânı bu durur yirmeye cümle milletiYirenler kaldı yirini yir degmedi yirenlere4 İkinci nişânı budur hîç nefsini semirtmeyeZinhâr siz andan olmanuz nefsine kul olanlara5 Üçünci nişânı budur cümle heveslerden geçeHevesler eri yolda kor yitemez yol varanlara6 Dördünci nişânı budur dünyâdan münezzeh olaDünyâ seni sayru eyler ne kul kaysı sayrulara7 Yûnus yidi nişân didi evet üçini gizlediAnı dahı eydivirem gelüp halvet soranlaraF. 162b, T. 64a, YE. 86b, RY. 16a, B. 29a, NO. 181b, Rt.25, A. 22, Ç. 65a.


Dr. Mustafa Tatcı 2432991 Miskînlikden buldılar kimde erlik varısaNerdübândan yitdiler yüksekden bakarısa2 Gönül yüksekde gezer dem-be-dem yoldan azarTaş yüzine ol sızar içinde ne varısa3 Ak sakallu pîr koca bilmez ki hâli niceEmek yimesin hacca bir gönül yıkarısa4 Sagır işitmez sözi gice sanur gündüziKördür münkirün gözi ‘âlem münevver ise5 Gönül Çalab'un tahtı gönüle Çalap bahdıİki cihân bed-bahtı kim gönül yıkarısa6 Sen seni ne sanursan ayruga da anı sanDört kitâbun ma‘nîsi budur eger varısa7 Bildük gelenler geçmiş konanlar girü göçmiş‘Işk şarâbından içmiş kim ma‘nî tuyarısa8 Yûnus yoldan ırmasun yüksek yirde turmasunSinle Sırât görmesün sevdügi dîdârısaF. 164a, T.64b, B. 28b, YE. 85b, RY. 45b, A. 24, Ç. 66a,Mecmûa, Nu: 204, s. 157.3001 Bir söz diyeyin sana dinle cânun varısaHiç tama‘ eylemegil ‘aklun sana yarısa2 Yavuzluk eylemegil la‘net işitmeyesinSenden sonra söylene key eylügün varısa


244Yûnus Emre Dîvânı3 Yavuzlukdan kem bitdi yâ eylükden kim yitdiEylük Hakk'a yaraşur sende ikrâr varısa4 İkrâr erün yarıdur varsa Uçmak yiridürBâhil uçmak görmeye yüz bin gözi varısa5 Ma‘nîde getürmişler kardaşdan yâr yigrekdürOguldan dahı tatlu eger togrı yârısa6 Yârün sana mukâbil tapusında sücûd kılÇıkar cigerün yidür eger çâren varısa7 Gördün yârün egridür nen varısa vir kogılUlulardan meseldür işitdügün varısa8 Etmek yiyüp tuz basmak ol nâ-merdler işidürEtmek anı komaya tuzun hakkı varısa9 Çok söz hayvân yükidür az söz erün görkidürBilene bir söz yiter cânda gevher varısa10 Yûnus miskîn delüdür hem sözinden bellüdür‘Ayıblaman yârenler eksüklügi varısaRt. 2, B, 47b, HB. 13b, Ç. 66b.3011 İy kopuzıla çeşte aslun nedür ne işdeSana su'âl soraram eydivir bana üşde2 Eydür ki aslum agaç koyın kirişi bir kaçGel ‘işretüm dinle geç ‘aklı koma beleşde3 Eydürler bana harâm ben ugrulık degülemÇünki aslum mismildür ne varımış kirişde


Dr. Mustafa Tatcı 2454 Bana kiriş didiler ‘ışka giriş didilerBenüm adum ‘ışk virdi ben durmazam kolmaşda5 Şâdılıgıla geldüm iş bu ‘âleme toldumMürvetlere düzüldüm kodılar iş bu düşde6 Agaç deri dirildi kirişile bir oldı‘Işk denizine taldı bahâne yok bu işde7 Mevlânâ sohbetinde sâzıla işret oldı‘Ârif ma‘nîye taldı çün biledür ferişde8 Ferişteyi anmakdan bilesin murâd nedürGice gündüz biledür senünile her işde9 Ol ferişteler adı Kirâmen Kâtibîn'dürYazmakdan usanmazlar armazlar yaz u kışda10 Birisi sag omzunda birisi sol omzundaBirisi hayrun yazar birisi şer cünbişde11 Kâgıdları dükenmez ne hod mürekkebleriAşınmaz kalemleri kâ’imlerdür ol işde12 Hem meyhâneye varur hem büt-hâneye girürBunlar saklarlar seni sen gâfilsin bu işde13 Yûnus imdi Sübhân'ı vasf eylegil gönüldeAyru degül ‘ârifden bu kopuzıla çeşdeF. 167b.3021 İstedügümi buldum eşkere cân içindeTaşra isteyen kendü kendü nihân içinde


246Yûnus Emre Dîvânı2 Kâ’imdür hîç ırılmaz ansuz kimse dirilmezAdım adım yir ölçer kendü revân içinde3 Bu tılsımı baglayan cümle dilde söyleyenYire göge sıgmayan girmiş bu cân içinde4 Ugrı olmış ugrılar kendü kendüyi çakarSahne kendüsi olmış kendü zindân içinde5 Dutun diyü çagırur ugrı dahı çagırurBu ne ‘acâyib ugrı bu çagıran içinde6 Siyâset meydânında galabadan bakan olSiyâset kendü olmış girmiş meydân içinde7 Kudret kılıcın almış nefsün boynını çalmışNefsini depelemiş elleri kan içinde8 Sayru olmış iniler Kur'ân ünini dinlerKur'ân okıyan kendü kendü Kur'ân içinde9 Yüce yüce ‘Arş düzer kendözin anda bezerGör niçe cevlân ider hırka palâs içinde10 Dürlü dürlü ‘imâret köşk ü sarây yapan olKara nikâb dutunmış girmiş külhân içinde11 Başdan ayaga degin Hak nûrı seni dutmışHak'dan ayru ne vardur kalma gümân içinde12 Birisen birlige bak ikiyi elden bırakBütün ma‘nî bulasın sıdk u îmân içinde13 Orucuna güvenme namâzuna tayanmaCümle tâ‘at tak olur nâz u niyâz içinde14 Oruc-namâz gusl u hac hicâbdur ‘âşıklara‘Âşık andan münezzeh hâssü'l-havâs içinde


Dr. Mustafa Tatcı 24715 Girdüm gönül şehrine taldum anun bahrine‘Işkıla seyr iderken iz buldum cân içinde16 Ol izi ben izledüm sagum solum gözledümÇok ‘acâibler gördüm yokdur cihân içinde17 Şâh oluban oturur kula buyruk tutdururFermânını buyurur küfr-i fermân içinde18 Yûnus senün sözlerün ma'nîdür bilenlereSöyleyeler sözüni devr-i zamân içindeF. 165a, T. 65a, K. 62b, 205a, YE. 81a, HB. 15b, NO. 184a,185b, RY. 20a, Ç. 63a, Rt. 23.3031 Cân olgıl cân içinde kalma gümân içindeİstedügün bulasın yakın zamân içinde2 Rükû‘ sücûda kalma ‘amelüne tayanma‘İlm ü ‘amel gark olur nâz u niyâz içinde3 İkiligi terk itgil birlik makâmın tutgılCânlar cânın bulasın iş bu dirlik içinde4 Oruç-namâz zekât hac cürm ü cinâyet dururFakîr bundan âzâddur hâss-ı havâs içinde5 Şerî‘at korıcıdur hakîkat ordusındaSenün içün korınur hâsıl ordu içinde6 Cânlar cânın bulasın sen dahı cân olasın‘Işkıla teferrücün ola dîdâr içinde7 Ayne'l-yakîn görüpdür Yûnus Mecnûn olupdurBir ile bir olupdur Hakke'l-yakîn içinde


248Yûnus Emre DîvânıYE. 87a, F. 166a, T. 65b.3041 Dervîş olan kişiler ‘aceb nite dirileYol takazası budur bir ola her birile2 İkilik eylemeye hîç yalan söylemeye‘Âlem bulanurısa bulanmadın turıla3 ‘Aceb öyle kim ola bulanmadın turılaÖylelik isterisen yoldaş olgıl er ile4 Er ile yoldaş olan key olısar gönülden‘Âlem yoldaş olurdı olurmısa dilile5 Dilden nesnene gelmez suyıla gönül yunmazGirçegin gelenleri yederler bir kılıla6 Dün ü günin çekerler o kıl üzülsün diyü‘Ömrin anda berkitmiş yedilür bir kılıla7 İnce sanman ol kılı güzâf sanman bu yolıErenler geçdi geldi her biri bir hâlile8 Her kim hâli hâllendi ol beg oldı kullandıYûnus sen kul olıgör beg söyleşür kulılaF. 167a, T. 66a.3051 On sekiz bin ‘âlem halkı cümlesi bir içindeKimse yok birden artuk söylenür dil içinde2 Cümle bir anı birler cümle ana giderlerCümle dil anı söyler her bir menzil içinde


Dr. Mustafa Tatcı 2493 Cümle göz anı gözler kimse yok nişân virürGören kim görmeyen kim kalduk müşkil içinde4 Kim göre anı ‘ıyân kim diye nakş u nişânSözi Len terânî'dür Mûsâ'ya Tûr içinde5 Kimseden ayru görme her birile bile görCümle ‘âlem toludur berr ile bahr içinde6 Sidretü'l-Müntehâ'dan andan içerü gidenHiç nişân eydimedi menzil-i nûr içinde7 Toksan bin kelimesi otuz bin ‘âm u hâsıOtuz bin hâslarına otuz bin sırr içinde8 Ol durur ol gizlü söz ‘ârif söyler dün gündüzHiç nişân eyitmesün Hûr u Kusûr içinde9 Yûnus sen dilerisen dostı görem dirisen‘Iyândur görenlere işde gönül içinde23.F. 169a, T. 67a, K. 65a, B. 47a, YE. 88a, Rt. 25, Ç. 63b, A.3061 İsrâfîl sûrı ura yir yüzi divşürileHarâb ola berr ü bahr çarh-ı felek yoyıla2 Kimse varmaya bunda cümlesi vara andaOl pâdişâh öninde Hak terâzû kurıla3 ‘Iyân ola cümle iş kurtılmaya yâd-bilişGel fülân ibn-i fülân her bir kula kıgrıla4 Cümle halâyık tura yir yüzin tolu tutaHükm eyleye pâdişâh mahşere dek sürile


250Yûnus Emre Dîvânı5 Kopa kıyâmet hevli ikinci nefhayılanÜçünci nefha içinde yirler yüzi yarıla6 Baglana bin bin sunûf ‘âşıka yok havf u hayfYarın mahşer güninde Yevme yenfehu urıla7 Yûnus yaragun eyle yol korhulı key anlaGökren katran denizi kıldan Sırât gerileF. 169b, T. 77b, K. 72a, Ç. 69b, M. 10.3071 Kimse döymez bu nazara ‘ışkıla kim pençe uraBu nazara karşu duran hânumânın garka vire2 Çün elini ‘ışka ura 'ışk okına kimdür turaGök yüzinde melâiki ‘ışk anı indürdi yire3 Gör Hârût-Mârût neyidi Hazret'de ferişteyidiNasîbin ‘ışka aldurup makâmın zühreye vire4 Âbdestümüz namâzumuz dogrulıkdur tâ‘atümüz‘Işkıla bagladuk kâmet sâfumuzı kim ayıra5 Mescid medrese oldugı pâk cemâ‘at kılındugıHalâyıklar sâf turdugı ‘ışk şükrânesidür zire6 İçümde yanar ‘ışk odı gönlümde anun hasadı‘Işk odınun tütüninden Yûnus'un benzi sararaF. 170a, 176a, T. 68a, T. 71b.3081 ‘Âşıklar dostı koyup kanda varaZindândur ‘âşıklara dostsuz serâ


2 Dost yüzinden gözini ırmaz ‘âşıkAnunçün cânı dün ü gün âvâre3 Ma‘şûka yüz bir dürlü yol gösterürPeş ‘âşık niçe tura bir karâra4 Ma‘şûkanun haddinün pâyânı yokAnunçün sıgmaz ‘âşık ile-şâra5 Zihî devlet zihî sâ‘adet zihî ‘ışkKim bunda ol dostıla iş başara6 Kim bilişmediyse bunda dostılaGam durur dirligi kaldı bî-çâre7 Dost ismini tutagör bunda YûnusYarına korısan işün Hakk'a varaNO. 194a.3091 Var derdile yan yüri dermâna irişince‘Işkıla kullık eyle sultâna irişinceDr. Mustafa Tatcı 2512 Sular gibi seyreyle bir yirde karâr itmeAlçaklara ak yüri ‘ummâna irişince3 Gâyet hor u hakîr ol başda Halîl olasınİsmâ'îl gibi sen de kurbâna irişince4 Eyyûb'layın sabr eyle Ya‘kûb'layın çok aglaYûsuf-sıfat sen dahı Ken‘ân'a irişince5 Yûnus sen bu gevheri harceyleme nâdânaBu yolda neler çekdün ol kâna irişince


252Yûnus Emre DîvânıÇ. 60b, DAY. 144, Mecmûa, Nu: 204, s. 154, Mecmûa Nu:442, s. 89.3101 Bî-mekânam bu cihânda menzilüm turagum andaSultânam tâcıla tahtum Hulle vü Burâg'um anda2 Eyyûb'am bu sabrı buldum Cercîs'em bin kezin öldümBen bu mülke tenhâ geldüm be-külli yaragum anda3 Yûsuf'am bâzâra geldüm Mansûr'am bu dâra geldümArslanam şikâra geldüm velâkin yatagum anda4 Bülbülem uş öte geldüm dilde menşûr tuta geldümBunda müşküm sata geldüm geyigem otlagum anda5 Kim ne bile ne kuşam ben şol ay yüze tutaşam benEzelîden serhoşam ben içmişem ayagum anda6 Delüyem pendi tutmazam degme yire ben gitmezemİş bu sözi işitmezem tutmışam kulagum anda7 Sır sözi eşkere olmaz anda od yanar belürmezDün ü gün yanar söyünmez bu benüm çerâgum anda8 Ben bu mülke ta‘lîm kıldum hem yidi kez cevlân urdumMuhammed nûrını gördüm bu benüm mekânum anda9 Yûnus bu fikrete taldı hep cihânı arda saldıVa'llâhi hoş lezzet aldı tatmışam dimâgum andaF. 171a, T. 68b, RY. 27a, YE. 89a, NO. 180b, K. 98a, Rt.24, M. 22, Ç. 62b.3111 Uş yine nazar oldı bu bizüm cânumuzaMuhammed bünyâd urdı dîn ü îmânumuza


Dr. Mustafa Tatcı 2532 Peygamberler serveri dîn diregi MuhammedGör ne gevherler kodı bu bizüm kânumuza3 Gelün ‘amel idelüm elümüz irer ikenEcel irer ansuzın irgürmez sanumuza4 İy dirîgâ n'idelüm bizde ‘amel olmazsaHışm idüp yapışalar bu kefen tonumuza5 Sorucılar geleler sorı hisâb soralarKaranu sin içinde otura yanumuza6 Ölüm Hak'dur bilürsin niçün gâfil olursın‘Azrâîl kasd idiser günâhlu tenümüze7 Miskîn Yûnus bu sözi kendözinden eyitmezHak Çalap viribidi sebagın dilümüzeF. 171b, RY, 23b, YE. 83b, NO. 185a, K. 103b, Ç. 65b.3121 Yine bu bâd-ı nev-bahâr hoş nev‘ ile esdi yineYine kışun sovuklugı fuzûllıgın kesdi yine2 Yine rahmeti bî-kıyâs yine ‘işret oldı dem-sâzYine geldi bu yini yaz kutlu kadem basdı yine3 Yine yini hazîneden yini hil‘at giydi cihânYine virildi yini cân ot u agaç sesdi yine4 Ölmiş idi ot u şecer dirilüben girü biterMüşriklere nükte yiter var eyledi nesli yine5 Yine sahra vü merg-zâr hoş akar esrük bu sularCihânlara saçdı nisâr cümle ‘âlem dostı yine


254Yûnus Emre Dîvânı6 Yine yir yüzi tonanup kat kat olup renge batupBülbül güle karşu ötüp cân budaga asdı yine7 Sözüm degül yaz kış içün geldi ma‘şûka iş içünOldı yini bagışlamak pâdişâhun kasdı yine8 Yine Yûnus başdan çıkıp ‘âr u nâmûsı yıkup‘Âşıklarun cur‘asından ulu kadeh içdi yineF. 172a, T. 69a, YE. 81b, RY. 36b, K. 111a, M. 28.3131 Bu dünyânun misâli benzer bir degirmeneGaflet anun sepedi bu halk ögünen dâne2 Degirmene varursun degirmenci sorarsın‘Azrâîl dirlerimiş ol unı ögüdene3 Oluk-su Hak varlıgı evliyâdur çarh igiÇarhı çarha benzetmiş âferin benzedene4 Andan ol çarhun yiri ol çakıldak ipleriEndîşendür bulaşuk kaygula perîşâne5 Öter çakıldak dün gün ögüdür döger anıOl gün durur gün bu gün geçdi ‘ömür ziyâna6 Bu yir altun taş gibi deprenmez kâ’im tururBu gök üstün taş gibi gerek kim her dem döne7 Bir niçeler turmışlar dün-gün nevbet öñerlerBir niçeler göymezler öñürdürler rindâne8 Toza bulaşmış yatur yaşı yitmiş kocalarNevbet irse yöñerür hem pîre hem cüvâne


Dr. Mustafa Tatcı 2559 Ol degirmenün tucı hep ol götürür güciİşbu dünyâ son ucı fenâ olısar fenâ10 Ol sepet teknecügi sonı ölüm döşekdürDâne tamâm olıcak gerek unun dükene11 Unluk sinündür senün sakın gûr ‘azâbındanMustafâ böyle didi inanursan Kur'ân'a12 Niçe bu temsîlleri söyleyesin yüriyüpYûnus sen sa'y idegör derdün içün dermânaRY. 2b, K. 142a, M. 42, Mısır N. 4b.3141 Dutgıl bir Tanrı hâsınıGel ikrâr it erenlereSileler gönlün pâsınıGel ikrâr it erenlere2 Öyle bir berkitgil ‘ahdünHem mâlun olsun hem rahtunHakk'ı bilmek olsun cehdünGel ikrâr it erenlere3 Erenlerdür Tanrı hâsıSilerler gönülden pâsıDostıladur mu‘amlesiGel ikrâr it erenlere4 Gider gönül teşvîşüniBezeme hoyrat nakşunıUçurmadın cân kuşunıGel ikrâr it erenlere5 Geç bu uzun endîşedenErdire nefsin uşadan


256Bakmagıl dosta taşradanGel ikrâr it erenlereYûnus Emre Dîvânı6 Bu cân sana bâkî kalmazAnda varan girü gelmezSon pişmânlık assı kılmazGel ikrâr it erenlere7 Bu dünyâyı elden bırakÂhirete eyle yarakErenlerden olma ırakGel ikrâr it erenlere8 Eger seversen Allah'ıHoş nidâ eyle o şâhıHak rahmet ider va'llâhiGel ikrâr it erenlere9 Yûnus sen pişmân olmadınİrişgil ere ölmedinBu dünyâ sana gülmedinGel ikrâr it erenlereRY. 30b, K. 173b, YE. , M. 58.3151 Sana direm iy velîTur irte namâzınaEger degülsen öliTur irte namâzına2 Ezân okur müezzinÇagırur Allah adınYıkma dînün bünyâdınTur irte namâzına


3 Agar pervâze kuşlarTesbîh okur agaçlarHimmet alan kardaşlarTur irte namâzına4 Namâzı kıl zikr eyleElün götür şükr eyleÖlecegün fikr eyleTur irte namâzına5 Namâz kıl yarak olsunÂhretde gerek olsunSinünde çırâk olsunTur irte namâzına6 Namâz kıl îmânılaYatmagıl gümânılaGidesin emânılaTur irte namâzına7 Çıka gide cân dahıŞöyle kala ten dahıDervîş Yûnus sen dahıTur irte namâzınaF. 173b, T. 70a.Dr. Mustafa Tatcı 257316Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Bir ‘imâret göster bana kim sonı vîrân olmayaKazanı gör ol mâlı kim senden o girü kalmaya2 Döküle altûnun mâlun ayrugıla ola hâlünSenden girü kalan mâlun sana bil assı kılmaya


258Yûnus Emre Dîvânı3 Ol mâl ki Halîl'ündür hayırlara yilterler anıOl mâl ki Kârûn'undur ıssı hîç râhat bulımaya4 İsrâfîl sûrını ura tagları yirinden turaBir karınca cevâbını bin Süleymân virimeye5 Bu dünye hep ıssuz kala altûnı mâlı döküleSebil olubanı yite hergiz ıssı bulunmaya6 Hey Yûnus Emre ölince var yüri togru yoluncaDünyâsını terk idenler yarın Hazret'de ölmeyeF. 173a, T. 69b, B. 28b, NO. 186a, K. 136a, RY. 38b.317Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Ben dost içün aglarısam gözüm yaşını kim sileYaşum niçe dine benüm böyle ‘acâyib derdile2 İy yârânlar gelün berü anladayum ahvâlümiHîç kimsene ola mı kim bu derdüme dermân kıla3 Cümle ‘âlem gelürise ansuz dermân olmayısarDerdüme kim dermân olur çün gönlümde ol sevile4 Ölüp sine girürisem etüm-tenüm çürimeyeAnun içün kim dünyeden ben giderem sevmegile5 Yârenlerüm eydür bana ayrık anı görmeyevüzFürkâte düşdi sûretüm bir menzilden bir menzile6 Bir gözi yaşlu ‘ârife ugradum eydür aglagılBunda çok aglayan kişi anda gider güle güle7 ‘İlm-i sâbıkdan ilerü dahı Elest belürmedinBen ol idüm ol ben idi şimdi niçesi kesile


Dr. Mustafa Tatcı 2598 Ol kıyâmet bâzârında her bir kula baş kayusıNe kayursın anı seven çün ol ‘arasâtda bile9 Ol dostıla benüm işüm ölüp dahı bitmeyiserBu niçe ola kim bite çün gönülde dost sevile10 İsrâfîl sûrı urıcak her bir sûret nefsüm diyeBen anmayam hîç Yûnus'ı Tapduk gele ol dem dile69b.F. 174a, T. 70a, K. 92a, YE. 83a, RY. 32a, M. 19, A. 22, Ç.3181 Zihî şîrîn hûlu dilber ki bu dem turagı cândaCân evini ala çün dost hemân özi sıgar anda2 Cân içinde dostı bulan ayruk yirde ne istesünAnı taşra soranlarun ‘ömri geçdi perâkende3 Anun kim ‘ışkı gözgüsi kendüde gösterür biziGönül esrük Hak'a ‘âşık esîr olmış bu dermânde4 Anı bana sorarısan yönüm dostdan yana benümHer ne hâlde yürürisem mihrüm arta durur günde5 Bu sûretde kim var dahı yönin ayruk yana dönerBenüm varlıgum dost aldı eserümdür kalan bunda6 Anı bana soranlara niçe nişân eydiviremDiliyle kim eydibile bu ‘ışkun turagı kanda7 Zihî kim İlâhî devlet kime yoldaş olurısaKi dostıla sürdi ‘ömri bu arada bu mekânda8 Dostdan yana giden kişi kendüligin koyasıdurDünyâ duta gelen harîf geçmeyiser bu dîvânda


260Yûnus Emre Dîvânı9 Niçe şîrîn durur gel gör ki kocalar yigit olurEsrükligi ayılmadın ne şûr ider bu meydânda10 Yûnus gel gör ‘âşıkları niçe yavu varup dururDünyâ-âhret elden koyup ne virende ne alandaF. 175b, T. 71a, NO. 193a, B. 50b, YE. 84b, K. 157a, 202b,RY. 18a, 26a.3191 Ma‘nî berâtın alduk uş gine elümüzeHak sözi viribidi pâdişâh dilümüze2 Hak sözlerini söyler cânları hayrân eylerCâhiller giremezler bu bizüm seyrümüze3 Sırrumuza irmezler inen yoldaş olmazlarDegmeler hâldaş olmaz bu bizüm hâlümüze4 Hâlümüze hâldaş ol yolumuza yoldaş olMüşkilün beyân olsun baş indür ulumuza5 Bu bir genc-i nihândur n'ister sofîlar bundaNiçe ördek niçe kaz hoş iner gölümüze6 Şol bâkîye biz tapduk dünyâyı elden kodukÂhreti kabûl itdük şâkirüz ulumuza7 Yûnus sen bahrî olgıl nûr denizine talgılBu Hak sözleri algıl iresin kânumuzaÇ. 66a.F. 177a, T. 72a, NO. 185a, K. 107a, RY. 51a, M. 26, A. 24,


Dr. Mustafa Tatcı 2613201 Görenün hâli döner nişânsuz bî-nişânaEsritdün cümle halkı sırf içürdün peymâne2 Sen bunca sıfat birle pinhân iken iy server‘Âşıklar devletisin meşhûr oldun cihâna3 Anı işiden kulak ebsem oldı kaldı sakCümle gönüller mutlak saddâk didi bürhâna4 Sana biriken birlik oldur ebedî dirlikSenden ayrugı bildük cümle kuru efsâne5 Senün hikmetün ırak sensün cânlara turakSen yandurdugun çerâk bildük ebedî yana6 Sen hâslarun bâbısın ‘âşıklar kitâbısınMutlak dîdâr kapusın görenler mahlûk sana7 Yir gök kâyım turdugı denizler mevc urdugıCennet ü Hûr oldugı cümle sensin bahâne8 Dahı yir-gök yogıdı cümle söz mensûhıdı‘Âşıklar taparlardı ol bî-nişân Sübhân'a9 Senün kaşun turmadın ok atar yay kurmadınİsrâfîl sûr urmadın niçe cânlar uyana10 Bu göz kendözin görmez nişânun nişân virmezYûnus'un ‘aklı irmez inen oldı dîvâneA. 21.F. 178a, T. 72b, YE. 80a, NO. 184b, K. 67b, Ç. 71b, M. 8,


262Yûnus Emre Dîvânı3211 Muhammed'ün medhini idelüm baş üstineZîrâ ki ol Muhammed yüridi ‘Arş üstine2 ‘Arş'ına basdı kadem ol Resûlu'llâh benemDüşdi bu cümle sanem ser-nigûn Ferş üstine3 Bir taşa kıldı nazar mu'cizâtıla yararÇıkdı ber-Tâ vü Sin ü Yâ dürli nakış üstine4 Taş elinde söyledi Hak Resûl'sün sen didiAnun içün komadı bir taşı taş üstine5 Muhammed'e kâfirler üç kez agu virdilerBirin kuzuyla yidi ikin aşın üstine6 Aguyı kıldı şeker ol Resûlu'llah megerVir salâvât zenbûr-vâr derdile yaş üstine7 Yûnus Emrem sen gine Mustafâ'ya kıl selâmOl dahı kıla edâ yüz ile baş üstineB. 50a.3221 Hak yolını gözlerisenGel yanalum dostlarıla‘Âşık izin izlerisenGel yanalum dostlarıla2 Yok bu dünyânun vefâsıBî-‘aded küllî cefâsıHîç bunun yokdur vefâsıGel yanalum dostlarıla3 Hep yana yana bulmışlar


Hak dîdârına irmişlerSeferin kaydın görmişlerGel yanalum dostlarıla4 N'idem sanursın dünyâdaYiter gezdügün hevâdaDermân isteyelüm derdeGel yanalum dostlarıla5 Kanı ata kanı anaBildün bu dünyâyı fenâAnda râhat gerek cânaGel yanalum dostlarıla6 İy bî-çâre Yûnus hemânDost yolına gerek kurbânVir cânunı iste cânânGel yanalum dostlarılaB. 27a.Dr. Mustafa Tatcı 263323Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Kimün nesi var kim sana vire kılınç yorutmagaCümle ‘âlem hükmündedür kim ne bilür el katmaga2 Viren alan sen olıcak kim cünbiş eyleyübileKıymet ü müşteri senün her meta'unı satmaga3 Cümle hazîneler senün kime dilersen viresinKimün ne zehresi ola destûrsuz el uzatmaga4 İki cihân varlıgını kudret eli tutup dururYol yok durur hîç kimseye sensüz bir adum atmaga


264Yûnus Emre Dîvânı5 Cümle ‘âlemler üstine hayr u şerri sen yasadunRahmet ü hışm havâledür kendü aslına katmaga6 Tevfîk ‘inâyet olmasa kim sebeb eyleyübileHer kandasa fitne senün gücün yiter oynatmaga7 İblîs ü şeytân kim ola anda fuzûllık kılmagaYirlü yirine sen kodun kul geldi kullık kılmaga88 İy yârânlar siz bu sözi dinlen gönül kulagılaCân dudagı hâlis gerek birlik şarâbın tatmaga9 Birlik diyen katında hîç sen-ben dimek hîç yok dururYûnus dilin sen yumşatdun bu tevhîdi eyitmegeF. 178b, T. 73a, RY. 17b, K. 201b, YE. 85a, M. 73.324Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Her kime kim dervîşlik bagışlanaKalbı gide pâk ola gümüşlene2 Nefesinden müşkile ‘anber düteBudagından il ü şâr yimişlene3 Yapragı dertlüyiçün dermân olaGölgesinde çok kademler işlene4 ‘Âşıkun gözi yaşı hem göl olaAyagından sâz bitüp kamışlana5 Cümle şâ‘ir dost bahçesi bülbüliYûnus Emre arada dürrâclanaK. 165a, YE. 88b, B. 51a, RY. 54a.


Dr. Mustafa Tatcı 2653251 ‘Aklum başuma gelmedi ‘ışk şarâbın tatmayıncaKandalıgum bilimedüm girçek ere yitmeyince2 Pes kolayından bir ‘âşık kaçan hâsıla gelürKimse menzile irmedi er etegin tutmayınca3 ‘Âşık gönlinde çok yol var o yolda bin dürlü hâl varKimse bu yolı anlamaz küfr ü îmân satmayınca4 Çün bülbül ‘âşıkdur güle nazar Hak'dan olur kulaBir keleci gelmez dile gönüllerde bitmeyince5 Var dîn îmân gerek ise diril bu dünyâda eyüYarın anda bitmez işün bugün bunda bitmeyince6 Bu gönlümdeki râzumı sıgrınmazam size direm‘Âşıklar nice katlana ‘ışk metâ'ın satmayınca7 Bî-çâre Yûnus'un sözin key ‘âşık gerek anlayaO kuş dilidür n'eylesün ol dinlenmez ötmeyinceYE. 86b, B. 6a, a. 21, Ç. 61b.3261 ‘Âşıkları Tamu'ya yandurmayaUçmaguna bunlar baş indürmeye2 Yidi Tamu bir âha katlanmayaYidi deniz ‘ışk odın söndürmeye3 Buyrugın tutmazısan Âdem'leyinÜç yüz yılda yaşunı dindürmeye4 Bin yıl cefâ çekmeyince Nûh gibiTûfânında gemiye bindürmeye


266Yûnus Emre Dîvânı5 Kurbân olmayınca İsmâîl gibiKimse içün gökden koç indürmeye6 Çobanlık itmeyince Mûsâ'layınKelîm'üm diyüp Tûr'a göndermeye7 Hulkun olmayınca Muhammed gibiHak dîdârın sana göstermeye8 Yûnus kogıl sen bu kurı da‘vâyıVay ona ki Allah uyandurmayaYE. 88b.3271 Bir şâha kul olmak gerek hergiz ma‘zûl olmaz olaBir işik yasdanmak gerek kimse elden almaz ola2 Bir kuş olup uçmak gerek bir kenâra geçmek gerekBir şerbetden içmek gerek içenler ayılmaz ola3 Çevik bahrî olmak gerek bir deryâya dalmak gerekBir gevher çıkarmak gerek sarrâf anı bilmez ola4 Bir bahçeye girmek gerek hoş teferrüc kılmak gerekBir güli yıylamak gerek hergiz ol gül solmaz ola5 Kişi ‘âşık olmak gerek ma‘şûkayı bulmak gerek‘Işk odına yanmak gerek ayruk oda yanmaz ola6 Bir toyı toylamak gerek bir soyı soylamak gerekBir sözi söylemek gerek kimse anı bilmez ola7 Kişi Hak'ı bilmek gerek Hak haberin almak gerekZindeyiken ölmek gerek varup anda ölmez ola


Dr. Mustafa Tatcı 2678 Miskîn Yûnus var dek otur yüzüni Hazret'e götürTapduklayın bir er getür hîç cihâna gelmez olaRY. 40a, HB. 12b, B. 8a, YE. 85b, K. 185b, Mecmûa, MillîKtp., Nu: 204, s. 152.3281 İy ‘ışk delüsi olan ne kaldun perâkendeOl seni delü kılan yine sendedür sende2 Dünyâ âhiret ol Hak yir-gök toludur mutlakHîç gözlere görinmez kim bilür ne nişânda3 Her kim anı gördüm dise gerek oda yakalarHer kim ana şek getürür ne dînde ne îmânda4 Ger meyhâneye vardum ansuz yir göremedümYine ana sataşdum girdüm dahı külhânda5 Her kim aradı cismin cisminde buldı hasmınNe dünyâ âhret ana ne assı ne ziyânda6 Bir niçesine kaç dir bir niçesine tut dirKaçanla bile kaçar bile turur turanda7 Ugrı diyü kullarını giriftâr iden olMeded idüp irişen gine bile zindânda8 Eydürler miskîn Yûnus niçün delü oldun senNe ‘akl u ne fehm kalsun iş bu sırrı tuyandaYE. 88a, A. 22a.329Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün


268Yûnus Emre Dîvânı1 ‘Işk odı düşdi cânuma yakup beni yandurmagaYidi deniz suyı yitmez susalıgum kandurmaga2 Yidi deniz suyı n'ider susamış ‘âşık cânınaŞeyhüm yüzi gerek bana gördükde baş indürmege3 Şeyhüm görem baş indürem el kavşuram karşu turamKendümi direm divşürem dost iline göndermege4 Dost urdı yürege yare yaram onulmaz ne çâreŞu gönlüm düşdügi yire elüm irmez döndürmege5 Döndürür erün nefesi iricegiz Tanrı hâsıSiler gönüllerden pâsı yirine nûr toldurmaga6 Hem elüm alup kaldurur şâd idübeni güldürürGönlüme rahmet toldurur eri Hak'ı bildürmege7 Yûnus ko yalan da‘vîyi gel arıta ko sivâyıGönlün evüni kız eyle dost gelicek kondurmaga72.HB. 17b, NO. 194a, A. 23, Mecmûa, Milli Ktp. Nu: 442, s.3301 İçümde bir dert oldı diyeyin dervîşlereDervîşlerün kademi kutludur her işlere2 Her kimün ki derdi var dermân isteyü giderBenüm dermânum sensin bagrumdagı başlara3 ‘Işkdan sebak alursın hem key katı bilürsinNite revâ görürsin hizmeti dervîşlere4 ‘Işkunun cefâsından dünin günin aglaramAkan bunar ne misâl gözden inen yaşlara


Dr. Mustafa Tatcı 2695 Câna tuzak kuralum şâyed ‘ışk ele gire‘Işkı niçe avlarlar soralum tutmışlara6 Şöyle hevâî gelür duzak ilmin kim bilürNiçe duzak kuralım bu konmaduk kuşlara7 Yûnus gönlün alanı sen kime söyleyesinSorarısan sor imdi sen anı bulmışlaraNO. 190a.3311 ‘Âşık-ı zinde kulun hükmi geçer cânlaraEksilmez nukl u şarâb ‘ışk hânın yiyenlere2 İş bu cihân-ı harâb dâim işidür talebHarâblıklar gösterür kendüyi bulanlara3 ‘Işk dilde genez olur ‘ışk bilici az olurDünyâ âhret terk gerek ‘âşıkam diyenlere4 Dünyâyı elden bırak olmagıl Hak'dan ırakSer-mâye kendüs'olmış varlıklar yuyanlara5 Bundan ulu ıssı makâm ne şâd vardur ne gamÖdler sıdurmak gerek saladur diyenlere6 Gel imdi Miskîn Yûnus yolunda yalan olmaBilürsin ‘ışk aldanmaz yalan söyleyenlereNO. 185a.332Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 ‘Âşık oldum bugün meydân içindeBenem key pehlevân meydân içinde


270Yûnus Emre Dîvânı2 Bu dem ‘ışkun suyıyla gayrı yudum‘Aceb ‘ârif benem ‘irfân içinde3 Bugün ‘ışk bahrinün gavvâsı oldumGevherler bulmışam ‘ummân içinde4 Benem bugün harâbât u melâmetBenem ol yüriyen seyrân içinde5 Egerçi küfr tonını geydi sûretGönül cânı görür îmân içinde6 Eger ‘ârif isen bilgil ki binâGirü kendüsidür dükkân içinde7 Anı isteyici çokdur velâkinBenem mahrûm hemân mihmân içinde8 Yûnus ‘ışkunla kâ’imdür bu ‘âlemAnunçün devr ider devrân içindeNO. 194a.3331 Kimseye düşmân tutmazuz agyâr dahı yârdur bizeKanda ıssuzlık varısa mahalle vü şârdur bize2 Adumuz miskîndür bizüm düşmânumuz kimdür bizümBiz kimseye kîn tutmazuz kamu ‘âlem yârdur bize3 Pîşrev bize Kur'ân durur vatan bize Cennet dururOl Tamu'yı Hak yandurur ol gül-i gül-zârdur bize4 Biz âhret gamın yiyicek dün ü gün yâ Hû diyicekHak'dan yana gönelicek denizde yol vardur bize


Dr. Mustafa Tatcı 2715 Dünyâ bir ‘avretdür karı yoldan koyar niçeleriSürün gitsin ol ‘ayyâr'ı anı sevmek ‘ardur bize6 Dünyâ harâmdur hâslara lâkin helâldür hamlaraBu dünyâyı dost tutmazuz ol dünyâ murdârdur bize7 Yûnus eydür Allah dirüz Allah'ıla kapılmışuzDergâhına yüz tutuban hemân bir ikrârdur bizeNO. 185b, A. 22.3341 Bir ‘acâyib ‘ışk geldi bende bu hâl üstineGönlümi taht eyledi oturdı cân üstine2 Sen sultânsın ben kulam sen gülsin ben bülbülemHükmün ‘âleme yiter ne kim var kul üstine3 Evvel bahâr olıcak agaçlar tonanıcakGör niçe medh iderler bülbüller gül üstine4 Görürsün ‘âşıkları gezerler halk içindeKişi var görmez gözi oturmış yol üstine5 Sözler eyitdüm diyü Yûnus nükte itmegilDahı yigrek eydür var el vardur el üstineNO. 183a, YE. 88a.3351 Gitdi bu kış zulmeti geldi bahâr yaz ileYeni nebâtlar bitdi mevc urdı hep nâz ile2 Yine merg-zâr oldı uş yine gül-zâr oldıTer nagme düzer oldı mûsikîde sâz ile


272Yûnus Emre Dîvânı3 Hoş haber geldi dostdan yaratdı bâg u bostân‘İlm okur hezâr destân bülbülleri râz ile4 Kim görmişdür baykuşun gülistâna girdüginLeylekler zikr idemez bir latîf âvâz ile5 Yâ niçe saklarısan dür-dâne gevher olmazKeklik keklikle uçar hemîşe bâz bâz ile6 El kuşı elden ele gül kuşı gülden güleBaykuş vîrâne sever şahinler pervâz ile7 Kanda ki bir gevde var kerkesler anda üşerTûtîler evin şekker bulurlar kafes ile8 Her şahsun kendü tuşın kendüye tuş eylediSâdıklar ikrâr ile sûfîler namâz ile9 Câhil münâfık münkir cümle ‘aklına şâkir‘Âşıklar dîdâr sever ‘ârifler niyâz ile10 Dervîşlik didükleri dilde haber degüldürHak ile Hak olana anda menzil düzile11 Ben dervîşin diyenler yalan da‘vî kılanlarYarın Hak dîdârını görmeyiser göz ile12 ‘İlm ü ‘amel ne assı bir gönül yıkdunısa‘Ârif gönül yapdugı berâber hicâz ile13 Ulu dîvân kurıla anda kullık sorılaBin tekebbür virmeye bir garîb nevâz ile14 Egriler egri ile togrular togru ileYalan yalanı sever gammâzlar gammâz ile15 Kimi dükkândan bakar kimi hoşluklar severKimi bir pûla muhtâc kimisi cân-bâz ile


Dr. Mustafa Tatcı 27316 Kula nasîb degicek sultân elden alamazZülkarneyn n‘eyledi yâ Hızır u İlyâs ile17 Görmez misin Edhem'i tahtını terk eylediHak katında hâs oldı bir eski palâs ile18 Bu dünyâya inanma dünyâyı benüm sanmaNiçeler benüm dimiş giderler ham bez ile19 ‘Işk yagmurı tamlası gönül göginden tamarSevgü yili götürür yagmurı ayaz ile20 Yûnus imdi gam yime n'idem ne kılam dimeGelür kişi başına ezelde ne yazılaNO. 194b.3361 Sen bu cihân mülkine geldüm gelmedüm dimeDut evliyâ etegin zinhâr elünden koma2 Gâfil olma ‘ömr geçdi bir niçe yılun aşdı‘Işkdur kaynadı taşdı buldum bulmadum dime3 ‘Işk bî-karâr denizdür cânunı ‘ışka yüzdürDenizde bahrî vardur yüzdüm yüzmedüm dime4 Gemi denize girdi bir zamân cevlân urdıBir gün gemi gark oldı bozdum bozmadum dime5 Denizde hakâyıklar cevlân urur balıklarYûnus deniz mevcine taldum talmadum dimeNO. 193a, A. 25.


274Yûnus Emre Dîvânı3371 ‘Âlem düşmân olurısa beni dostdan ırımayaDost kandayısa ben anda düşmânlık ayırımaya2 Dost ehli bizüm ile hem dost bundadur bize ne gamYüz bin cehd iderse düşmân dost mahfilin turımaya3 Düşmân bana n'idebile işüm gücüm dostdan yanaDost makâmı cân içinde düşmân eli irimeye4 Sultânlar ‘âcizdür anda ne gönüldedür ne cândaMahrûmdur iki cihânda kim dost yüzi görimeye5 Kime kim dost kapu aça düşmânı elinden kaçaYûnus agzı güher saça degme ‘ârif dirimeyeRt. 2, Ç. 73a.3381 Dirligüm neyidügin eydeyin kıldan kılaIrak yakın işide hâs u ‘âm cümle bile2 Hâs u ‘âm mutî ‘âsî dost kulıdur cümlesiKullar yol varmayınca şâha kim varıbile3 Dosta gidenün yolı gönül içinden geçerBir ‘âmel eylemedüm gireyidüm gönüle4 Dosta giden kişiler unıdur kendöziniBen nereye varursam beni ileden bile5 Senlik-benlik olıcak iş ikilikde kalurİkilik dutan kişi niçe birike birle6 Bundan böyle dostıla bilmezem n'olasınıŞimdiye degin ‘ömrüm geçmiş yok sevdâyıla


Dr. Mustafa Tatcı 2757 Bu kıssam uzun durur niçe dükedi bilemKangı bir eksükligüm getüribilem dile8 Yitmiş iki milletün ayagın öpmek gerekYaramagçün ma‘şûka cümle millete bile9 ‘Âşık mıyıdı Yûnus vuslat bulaydı bugün‘Âşık karâr mı ider yarınki va‘deyileK. 116b, RY. 54b, YE. 82a, M. 30.3391 Ma‘şûkumı isteyü iş bu cihân içindeDelim teferrüc kıldum zemîn ü âsmân içinde2 Gezdüm cümle ‘âlemi ‘Arş u Levh ü Kalem'i‘İlm-i kitâbı dahı delîl beyân içinde3 Çok cehd idüp istedüm yir ü gögi aradumHîç mekânda bulmadum buldum insân içinde4 Girdüm vücûd bahrine taldum anun ka‘rına‘Işkıla seyr iderken iz buldum cân içinde5 Ol izi hoş izledüm sagum solum gözledüm‘Acâyiblere irdüm yokdur cihân içinde6 Nâ-gehân gördüm bir yüz yokdur anunla hîç sözSırrın dirisem olmaz sıgmaz lisân içinde7 Çünki gördüm yüzini ana virdüm özümiBeni benden iletdi kaldum hayrân içinde8 Yûnus Emre yok oldı küllî varı yok oldıAndan artuk nesne yok kalman gümân içinde


276Yûnus Emre DîvânıK. 144a, M. 43, DTCF. 225b.3401 Bir söz geldi dilüme eydem ölüm üstineGerek sünnî müselmân gerek zâlim üstine2 Çün va‘de ire câna çıka yukaru hanaKösülerler ayagum elüm yenüm üstine3 Beni arı yuyalar meşhedüme koyalarKâfirler esirgeye baka hâlüm üstine4 Vay ki n'ola hâlüm bilinmezise ahvâlümYılan-çıyan karınca üşe dilüm üstine5 İltüp sine koyalar yine eve gelelerAnca savaş kuralar benüm mâlum üstine6 İy Yûnus nükte kılma sözler eydürem diyüNiçe bilürler vardur el var elüm üstineK. 144a, M. 43.3411 San'atun yigregi çün namâzımış hoş pîşeNamâz kılan kişide olmaz yavuz endîşe2 Tanlacak turı gelgil elüni suya urgılÜç kez salâvât virgil andan bakgıl güneşe3 Allah buyrugın dutgıl namâzun kılup gitgilNamâzun kılmayınca zinhâr varmagıl işe4 Evünde helâlüne biş vakt namâz ögretgilÖgüdün dutmazısa yazugı yokdur boşa


Dr. Mustafa Tatcı 2775 Namâz kılmaz kişinün kazandugı hep harâmBin kızılı varısa birisi gelmez işe6 Namâz kılmayana sen müsülmândur dimegilHergiz müsülmân olmaz bagrı dönmişdür taşa7 Yûnus imdi namâzun komagıl sen kıla görAnsuzın ecel irer ‘ömür yitişür başaB. 9b, K. 172b, RY. 30a, M. 57.3421 Bir ay gördüm bu gice kamu burclardan yüceEsritdi gönlüm cânum bilmezem hâlüm niçe2 Nûr Muhammed nûrıdur Halîlu'llâh sırrıdurSanasın kim açıldı Uçmak'dan bir deriçe3 Ol ayun şu‘lesinden ‘âlem münevver oldıGönlümdeki çerâgı uyardı ulu hoca4 Müdde‘î bizi görmez gözine girersevüzGerekse yüz kez varsun Ka‘be'ye ulu hacca5 ‘Âşıklarun yüzinden bellüdür benizindenHer kim ‘âşık olmadı benzer kurı agaca6 Kur'agacı n'iderler kesüp oda yakarlarBülbüller öticegiz nevbet degmez dürrâca7 Yûnus'ı ögen ögsün sögen Yûnus'a sögsünKeçe suya salupdur ne durur irte giceYE. 87b, HB. 16b, NO. 189a, K. 172a, RY. 30a, A. 24,Mecmûa, Nu: 204, s. 156.


278Yûnus Emre Dîvânı3431 Yine yaz günleri geldiSöyle bülbülcügüm söyleCümle çiçekler zeyn oldıSöyle bülbülcügüm söyle2 Kış çıkıcak irdi bahârCânunı gafletden uyarCennet'e döndi her diyârSöyle bülbülcügüm söyle3 Yaşıl ton geydi agaçlarPervâz urup uçar kuşlarNefesün cânlar bagışlarSöyle bülbülcügüm söyle4 ‘Işkıla eylegil cûşıGider gönlünden teşvîşiÇıkuban gül-zâra karşuSöyle bülbülcügüm söyle5 Kuru dikende gül biterHasretinden gine yiterDertli m'oldun benden beterSöyle bülbülcügüm söyle6 Bülbül ‘âşık durur güle‘Âşıkun hâlin kim bileGüle karşu hoş ‘ışkılaSöyle bülbücügüm söyle7 Kudret haznesi açıldı‘Âleme rahmet saçıldıHulle tonları biçildiSöyle bülbülcügüm söyle


8 Şeyhüm andadur ben bundaCânum karâr kılmaz tendeZârılıgum dün ü gündeSöyle bülbülcügüm söyle9 Kanadunı aça bilürsinAçuban uça bilürsinDeryâlar geçe bilürsinSöyle bülbülcügüm söyle10 Yuvandan yavrun aldılarSeni dîvâne kıldılarZamân böyl'olur didilerSöyle bülbülcügüm söyle11 Geçdi yâ ‘ömrümün varıKor gidersin bu gül-zârıYûnus'un mûnisi yârıSöyle bülbülcügüm söyleB. 49b.Dr. Mustafa Tatcı 2793441 ‘Işkun ile ‘âşıklar yansun yâ Resûla'llâhİçüp ‘ışkun şarâbın kansun yâ Resûla'llâh2 Şol seni seven kişi komış yoluna başıİki cihân güneşi sensün yâ Resûla'llâh3 Şol seni sevenlere kıl şefâ‘at anlaraMü'min olan tenlere cânsun yâ Resûla'llâh4 Şol seni sevdi Sübhân oldun kamuya sultânCânum yolına kurbân olsun yâ Resûla'llâh5 ‘Âşıkam şol dîdâra bülbülem şol gül-zâraSeni sevmeyen nâra yansun yâ Resûla'llâh


280Yûnus Emre Dîvânı6 Dervîş Yûnus'un cânı ‘âlem şefâ‘at kânıİki cihân sultânı sensün yâ Resûla'llâhÇ. 68a.3451 Dostdan haber kim getürdi sorun seher yillerineHak Çalab'um bititmesin ayrılıgın kullarına2 Vay bu ayrılık firâkı dünyâ kime kaldı bâkîHak Çalab'um olmış sâkî kadeh sunar kullarına3 Ol kadehün içi tolı anı içen olur deliOl hocanun tâlibleri bil baglamuş yollarına4 Hocanun tâlibi çokdur hîç bundan kemteri yokdurŞunun kim mürşidi Hak'dur uymaz nâsun âllerine5 Nefsine muhalif kişi turmaz akar gözi yaşıBunda nefse uyan kişi talmaz kevser göllerine6 Kevser havzına talanlar ölmezdin öndin ölenlerNefsini düşmân bilenler konar Tûbâ dallarına7 Tûbâ talından uçanlar yüce makâmlar geçenlerŞarâben tahûr içenler banmaz dünyâ ballarına8 Bu ma‘nîden kimse almaz anda varan yine gelmezBu dünyâya kimse kalmaz gelen göçer illerine9 İy miskîn Yûnus n'eylesün derdini kime söylesünBir dem tecribe eylesün bu dünyânun hâllerineB. 4b.


3461 Kandayıdun kandan geldün dîvâneAç gözüni bu gafletden uyan e2 Kâfile geçdi sen gafletde bulundunSakın ser-mâyeni virme ziyâne3 Kanı atan kanı anan ogul kızKime vefâ kılısardur zamâne4 Hakîkat bilürsin birgün ölürsinYâ niçün virürsin özün gümâne5 Hakk'a kulluk eylemekden kaçasınYâ niçün kulluk eylersin ‘avâne6 Hak içün bir pûlun yok viresinYâ niçün virürsin assı ziyâne7 Yûnus sen nefsüni müslümân sanmaMeger şimden girü cümle îmâneÇ. 71a.Dr. Mustafa Tatcı 2813471 İçün taşun murdâr iken ‘ışk n'eylesün senünileGönlün gözi uyur iken ‘ışk n'eylesün senünile2 Âşıklara yoldaş olup sâdıklara yâr olmadunÖlmezdin öndin ölmedün ‘ışk n'eylesün senünile3 Dünyâ gözün rûşen idüp gönül gözün kör eyledünZulmet tolıcak gönlüne ‘ışk n'eylesün senünile4 Bize girçek dervîş gerek cihân toldı da‘vâ ileYalan da‘vâ iderisen ‘ışk n'eylesün senünile


282Yûnus Emre Dîvânı5 Dervîşligi sanma hemân sûret düzmegile olurDilde ise senün işün ‘ışk n'eylesün senünile6 Yûnus Emre hoş derdile süregör gel devrânunıTogrı yola gitmez isen ‘ışk n'eylesün senünileÇ. 71a.YA348Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Kime ki dost geregise eydeyim ne kılasınıTerk eyleye kendözini hîç anmaya n'olasını2 Resim durur ‘âşıklara dost öninde kurbân olmakMinnet dutar cümle ‘âşık cânını ‘ışk alasını3 Her kim ‘âşık olmadısa kurtulmadı mekr elindenCümlesini ‘ışk eridür dünya âhret belâsını4 Lâyık degüldür degme cân dost yolında harc olmagaÜmîd dutar cümle ‘âşık dosta kurbân olasını5 Dostdan yana giden kişi kendözinden geçmek gerekDost yagmâlar cân şehrini alur gönül kal‘asını6 Dost yolına gönülene girü dönmek olmayısarBilme misin bu kamusı senden girü kalasını7 ‘Âşıkun çü kahr nâlesi hemân sabr itmek çâresi‘Âlemde ‘ışk meyhânesi nûş eyle gel sâkîsini8 Sûret gözi ne göriser dost meclisi kandalıgınCân kulagıdur işiden bu ‘âşıklar nâlesini9 Bu dünyede dostdan artuk Yûnus nesne sevemediBilmez misin gayretsüze dost u düşmân gülesini


Dr. Mustafa Tatcı 283F. 179b, K. 97a, RY. 27a, Rt. 29, YE. 92a, 96a, M. 22, Ç.81b, A. 20.349Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bana namâz kılmaz diyen ben kıluram namâzumıKılurısam kılmazısam ol Hak bilür niyâzumı2 Hak'dan artuk kimse bilmez kâfir müselmân kim dururBen kıluram namâzumı Hak geçürürse nâzumı3 Ol nâzı dergâhda geçer ma‘nî şarâbından içerHicâbsuz cân gözin açar dost kendü siler gözümi4 Dost bundadur bellü beyân gördüm dost dîdârın ‘ıyânBu ‘ilm-i hikmeti tuyan ider bana dek ‘azimi5 Gönül gözi bîdâr durur her kanda baksam yâr dururKimde ‘akıl-fehim vardur ol bilür benüm sözümi6 Gizlü sözi şerh eyleyüp dürlü nükteler söyleyüpDegme ‘ârif şerh itmeye bu benüm gizlü râzumı7 Sözüm ma‘nîsine irün bî-nişândan haber virünDertlü ‘âşıklara sorun bu benüm derd ü sûzumı8 Derd ‘âşıklar dermânıdur dertlü ‘âşıklar ganîdürKadîr ü kudret ünidür işiden dir âvâzumı9 Dost isteyen gelsün bana göstereyin dostı anaBudur sözüm önden sona ben bilürem kendözümi10 Yûnus imdi söyle Hak'ı münkir dutar sana dakıBişür kotar Hak hânını ‘ârifler datsun duzumı


284Yûnus Emre DîvânıF. 180b, T. 74a, NO. 185b, K. 99b, RY. 21b, YE. 96a, M. 24, Ç. 85a, A. 32.350Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Allah sana viribiye bir gün ecel serhenginiGele gözüne görine azdura benzün rengini2 Eyde sana emânetin vir issi diler ilteyinAla senden emâneti kıla senünle cengini3 Emâneti senden ala gevdeni şöyle boş salaGünâhlar boynunda kala nefsün ura gülbengini4 Mâlun çogısa iy paşa hısımun kavmun üleşeİledeler seni sine göresin yirün tengini5 Seni sinünde koyalar menzil mübârek diyelerÜstüne tîz tîz örteler bu dünyâ hâk ü sengini6 Karanu yirde olasın ‘amelün ile kalasınÂh idüben çok çalasın âhir peşmânlık çengini7 Yûnus var imdi tevbe kıl cân sendeyiken it ‘amel‘Âşıkısan kuşanı gör dervîşlerün palhenginiF. 182a, T. 74b, HB. 10b, K. 104a, RY. 24a, YE. 96b, M.26, Ç. 85b.3511 Su'âlüm var tapuna iy dervîşler ecesiMeşâyıh ne buyurur yol haberi nicesi2 Virgil su‘âle cevâb tutalum olsun savâbŞu‘le kime gösterür ‘ışk evinün bacası


Dr. Mustafa Tatcı 2853 Evvel kapu şerî‘at emr ü nehyi bildürürYuya günâhlarunı her bir Kur'ân hecesi4 İkincisi tarîkat kulluga bil baglayaYolı togrı varanı yarlıgaya hocası5 Üçüncisi ma‘rifet cân gönül gözin açarBak ma‘nî sarâyına ‘Arş'a degin yücesi6 Dördüncüsi hakîkat ere eksük bakmayaBayram ola gündüzi Kadîr ola gicesi7 Bu şerî‘at güç olur tarîkat yokuş olurMa‘rifet sarplık durur hakîkatdür yücesi8 Dervîşün dört yanında dört ulu kapu gerekKancaru bakarısa gündüz ola gicesi9 Ana iren dervîşe iki cihân keşf olurAnun sıfatın öger ol hocalar hocası10 Dört hâl içinde dervîş gerek siyâset çekeMenzile irmez kalur yol eri yuvacası11 Kırk kişi bir agacı tagdan indürimeyeYâ bunca mürîd muhib Sırât niçe geçesi12 Küfür okın atarken îmânun urma sakınYilüp sıyasın güçin sebl ola güvecesi13 Dört kapudur kırk makâm yüz altmış menzili varAna irene açılur vilâyet derecesi14 ‘Âşık Yûnus sözlerin muhâl diyü söylemezMa‘nî yüzin gösterür bu şâ‘irler kocasıA. 27.F. 182a, T. 74b, B. 48a, K. 57b, YE. 90b, NO. 188b, M. 4,


286Yûnus Emre Dîvânı3521 Hak nûrı ‘âşıklara her dem nüzûl degül miKime kim nüzûl degmez Hak'dan ma‘zûl degül mi2 Mine'l-kalbi ile'l-kalb yol var dimişler erlerHer gönülden gönüle rast togru yol degül mi3 Kargayıla bülbüli bir kafese koysalarBirbiri sohbetinden dâim melûl degül mi4 Eyle ki karga diler bülbülden ayrılmagaBülbülün de gönlinde maksûdı şol degül mi5 Câhil ile ‘ârifün meseli şuna benzerCâhil katında îmân ma‘lûm mechûl degül mi6 Işık ile Dânişmend sû'i işler her zamânDânişmend Işık'a eydür bî-şerî‘at degül mi7 Yitmiş iki milletün sözini ‘ârif bilürYûnus Emre sözleri dâim usûl degül miF. 183a, T. 75b, NO. 185b, YE. 55a, 91a, K. 61a, M. 5.3531 ‘Işk bâzirgânı ser-mâye cânıBahadur gördüm câna kıyanı2 Zihî bahadur cân terkin ururKılıç mı keser himmet giyeni3 Kamusın bir gör kemterin er görAlçak görmegil palâs giyeni4 Tîz çıkarurlar fevka'l-'ulâyaBil ‘Îsâ gibi dünya koyanı


Dr. Mustafa Tatcı 2875 Tîz indürürler tahte's-serâyaŞol Kârûn gibi dünyâ kovanı6 'Âşık olanun nişânı vardurMelâmet olur bellü beyânı7 ‘İlm ü ‘amele olmagıl magrûrHak kabûl itdi kefen soyanı8 Kodı atlası geydi palâsıİbrâhîm Edhem sırdan duyanı9 Çün Mansûr gördi ol benem didiOda yakdılar işitdün anı10 Oda yandurtdun külin savurtdunEyle mi gerek seni seveni11 Zinhâr iy Yûnus gördüm dimegilDâra çekerler gördüm diyeniF. 184a, T. 76a, HB. 10b, K. 62a, YE. 91a, 98b, Mecmûa,Nu: 442, s. 83, A. 30, Ç. 83b.3541 Kaçan kim ol dilber benüm gözlerüme tutaş oldıGönlüm cânum virdüm ana ‘ışkı bana yoldaş oldı2 Gönlüm eydür benem kulı cânum eydür benem kulıHîç bilmezem kimdür yigi bu ikiden savaş oldı3 Bu ikisi arasında bildüm devlet benüm imişHîç danışugum yog iken başum anunla hoş oldı4 Bir dem anunla dirligüm bin yıl ‘ömrümden yigimişAndan ayru geçen günüm yüregümde bir baş oldı


288Yûnus Emre Dîvânı5 Her kancaru bakarısam oldur gözüme görinenÖnüm ardum sagum solum küncile göz ü kaş oldı6 Hızr u İlyâs degüliken ölmez dirlige sataşdumHergiz yimez içmez iken içüm toptolu aş oldı7 Anı seven ‘âşıklarun söylerisem sıfatınıAnun ‘ışkı urganında koyundan da yavaş oldı8 Niçe arslan da‘vî kılur ‘ışka boyun virmemegeSenün ‘ışkun zencîrinden kızan evvel yavaş oldı9 Cümle ‘âlemün gönlinde vardur anun mahabbetiAnı cândan sevmeyenün bil kim îmânı taş oldı10 Senün ‘ışkun odı meger sıçramaya kimesneyeBir zerre degdi Yûnus'a cihân içinde fâş oldıF. 184a, T. 76b, NO. 194b, K. 70b, YE. 91b, M. 10, Ç. 77b.3551 Yir gök yaradılmadın Hak bir gevher eylediNazar kıldı gevhere sızurdı dür eyledi2 Gevherden bug çıkardı bugından gök yaratdıGök yüzinün bizegin çok yılduzlar eyledi3 Göge eytdi dön didi ay-gün yürisün didiSuyı mu‘allak kodı üstinde yir eyledi4 Yir çalkandı turmadı bir dem karâr kılmadıYüce yüce tagları Hak çöksüler eyledi5 ‘Azrâîl gökden inde bir avuç toprak aldıDört ferişte yogurdı bir peygamber eyledi


Dr. Mustafa Tatcı 2896 Çün cân gevdeye irdi ahsurdı öri turdıEl götürüp ol demde Hakk'a şükür eyledi7 Allah eydür Âdem'e çün kim irdün bu demeBu dünyâda ne didün dilün neyi söyledi8 Yogiken var eyledün topragiken cân virdünKudret diliyle andun dilüm söyler eyledi9 Bu söz Hakk'a hoş geldi kulın ‘azîz eylediNe geçdise gönlinden virdi hâzır eyledi10 Bu söz Yûnus'a kandan kim vire haber cândanMeger kim ol lutf ıssı ana nazar eylediF. 185a, T. 76b, K. 85a, YE. 95a, M. 16, Ç. 79b.3561 Çalap Âdem cismini toprakdan var eylediŞeytân geldi Âdem'e tapmaga ‘âr eyledi2 Eydür ben oddan nûrdan ol bir avuç toprakdanBilmedi kim Âdem'ün için gevher eyledi3 Zâhir gördi Âdem'ün bâtınına bakmadıBilmedi kim Âdem'i halka server eyledi4 Kırk yıl kalıbı yatdı adı ‘âlemi tutdıGör şeytânı bugzından ne fitneler eyledi5 Âdem toprak yatmışdı at âlemi dutmışdıFikrine bak İblîs'ün ya'ni hüner eyledi6 Ol yüriyen atları sürdi Âdem üstineÂdem'e mekr irgürüp ya'ni zafer eyledi


290Yûnus Emre Dîvânı7 Âdem'ün göbeginden Çalap yaratdı anıVaff diyüp turı geldi anlar güzer eyledi8 Çün gitdi Âdem ‘ahdi yetdi Mûsâ'nın vaktıİblîs'e işbu işler yavlak eser eyledi9 Mûsâ gönüldi Tûr'a Hak'la münâcât kılaGördi kim bir su akar Mûsâ nazar eyledi10 Mûsâ eydür göreyin bu su ne yirden gelürGer böyle akarısa zîr ü zeber eyledi11 İlerü vardı Mûsâ la‘în oturmış aglarGözinün yaşıyımış ol su bınar eyledi12 Mûsâ sordı la‘îne agladugun nedendürN'ideyim aglamadın dir işüm zâr eyledi13 Mukarrrebdüm Mûsâ ben ol Hakk'un dergâhındaGötürdi urdı yire işümi şer eyledi14 Sen bilmez misin Mûsâ ben neden ayrıldugumŞunlar ögüme düşdi beni humâr eyledi15 Vargıl digil yâ Mûsâ rahmet eylesün banaTevbe kılup işine hoş istigfâr eyledi16 Mûsâ irdi hâcete Hakk'ıla münâcâtaUnutdı emâneti söz muhtasâr eyledi17 Hak Mûsâ'ya eyitdi unutdun emânetiOl nidâya cânını Mûsâ nisâr eyledi18 Vargıl digil yâ Mûsâ rahmet ideyim anaSecde itsün Âdem'e çün istigfâr eyledi19 Mûsâ geldi la‘îne didi Hakk'un buyrugınSecdeyi işidicek döndi inkâr eyledi


Dr. Mustafa Tatcı 29120 Ben andan umarıdum derdüme dermân kılaDahı arturdı derdüm ya‘ni tîmâr eyledi21 Ben eger tapsam ana ol vaktin taparıdumŞimdi hod toprak olup zîr ü zeber eyledi22 Âdem İblîs kim ola işi işleden ÇalapAyı güni yaradup leyl ü nehâr eyledi23 Ma‘nî nedür İblîsden câhillik kamu bizdenNe duydun iş bu sözden sırrı esrâr eyledi24 Çalap eydür şol kula ‘inâyet benden olaNe şeytân azdurısar ne kimse kâr eyledi25 Altı bin yidi yüzi yıldan geçen Âdem'iDile getürdi Yûnus söz muhtasâr eylediF. 186a, T. 77b, K. 83a, YE. 94a, M. 15, Ç. 78b, A. 31.3571 ‘Âşık mıdur ol ma'şûk içün virmeye cânı‘Âkil midür ol dünyeyile isteye anı2 Âdem midür ‘ömrini kullıkda geçürmez‘Ârif midür ol anlamaya sûd u ziyânı3 ‘Âlim midür ol ‘ilmine lâyık ‘ameli yokCâhil midür ol ‘ışka sata iki cihânı4 ‘Âbid midür ol işlemedi tâ‘at u ihlâsFâsık dimenüz kendözini suçlu bileni5 Esrik midür ol kadehi nûş itmedi dostdanİyü dimenüz gafletile nefse uyanı


292Yûnus Emre Dîvânı6 Gönül midür ol hikmeti kılmadı tefekkürYâ göz midür ol yaş yirine dökmeye kanı7 Miskîn Yûnus'un ser-mâyesi yokdur İlâhîİllâ sevicidür seni ‘ışkıyile seveniNO. 183a.3581 Biz bizi bilmezidük bizi kendüden eylediÂşkâre kıldı bizi kendüy pinhân eyledi2 Biz bile pinhânidük gayr-ı sen ü ben idükMutlak bî-gümânidük hem bî-gümân eyledi3 Topragı kadarladı sûreti hat bagladıDurgurdı dört âleti adın insân eyledi4 Çün yaratdı Âdem'i bileyidük biz kamuBu kamu hâs u ‘âmı bir ma‘denden eyledi5 Asl-ı ma‘dendeyidük kaygusuz ganîyidükOl bî-nişân cihânda şöyle revân eyledi6 Görgil Çalap fazlını yıkmaz ‘âsî gönlüniBin bin kerem lutfıla ol tercemân eyledi7 Kamu bir yire gider kimse niçesi yiterİki birdür bir biter gör bir neden eyledi8 Çün nefs oldı havâle dagılduk degme yolaTatlu oldı nevâle ol sen ü ben eyledi9 Ne sen ü ben ne fülân ne dutarısa yalanDünyâ çirkine kalan işün gümân eyledi


Dr. Mustafa Tatcı 29310 Âdem'den buna degin ne eli var ne yeginGeymegile yimegi bir dâneden eyledi11 Elest'de bileyidük göz açduk “Belî” didükYûnus'ıla gayrını kamu birden eyledi33.F. 189a, T. 79a, K. 128b, YE. 93a, NO. 185a, RY. 47b, Rt.359Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müsef‘ilün Müstef‘ilün1 Bencileyin gören kişi ben sevdügümün yüziniDelü ola taga düşe yavu kıla kendözini2 Kim şükrâne yitüriser bir kez seni görmekligeHâşâ anı gören kişi niçe ırısar gözini3 Dilile kim eydibile anun cemâli tertîbinCân tutagı gerek dada anun kılıncı tuzını4 Kişi neyi severise dilinde sözi ol olurGensüz söyleyesüm gelür gönlüm alanun sözini5 Böyle şîrîn kılıncıla her kancaru bakarısamYitmiş iki milletine geçüriserdi sözini6 Hîç kimsene geniyile dostına ‘âşık olmadıMahabbet burcında komış ‘âşıklarun yılduzını7 Dertsüzlere benüm sözüm benzer kaya yankusınaHâldaş bilür hâldaşınun gönlindeki şol râzını8 Her kim severise seni ebed diri kalur cânıHer dem senün ‘ışkunla geçürür dün ü gündüzini


294Yûnus Emre Dîvânı9 Zühre eger göreyidi Yûnus göziyle gördüginÇengini elden bıragup unıdayıdı sâzınıF. 188a, T. 78b, YE. 101a, RY. 23a, K. 189a, A. 31.360Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Dostdan haber soran kişi güzâf degül dostun işiBellü bilün mahrûm durur bu dünyâda dostsuz kişi2 Kimdür ki dost yüzin göre dost dost diyü cânın vireŞolok dem ol dosta ire unıda cümle teşvîşi3 Dost işi ‘aceb iş durur cân denizin tutuşdururCânsuzlara bir düş durur ger yorasın sen bu düşi4 ‘Işk şevkından ‘âlem toldı bu ‘âşıklar andan geldi‘Işksuz biten çiçek soldı ‘ışkıladur dirlik hoşı5 Ben niçe diyeyin anı kabûl itmez yüz bin cânıAna lâyık dirlik kanı yokdur ana lâyık işi6 Kim bahâ bulısar ana ol kıgurur andın yanaDevlet irdi andan bana hâcet degül hümâ kuşı7 Cân ne durur dost önünde fetvâ budur kamu dildeGel göresin bu meydânda topdur dostı seven başı8 Dostı seven ‘âşıklara ‘ışkı turakdur cânlara‘Işkdur yire göge direk ayrugı hep söz öküşi9 Yûnus imdi sen ben iken ‘âşıklara ne sen ü benYokluk durur anı sevmek koyun ayruksı bakışıF. 190a, T. 79b, B. 7b, NO. 192b, YE. 89b, RY. 52b, K.162b, Rt. 30, A. 29, M. 52.


Dr. Mustafa Tatcı 2953611 Girü durur yoklukdan kamularun baylıgıBunca varlık var iken gitmez gönül tarlıgı2 Batmış dünyâ mâlına bakmaz ölüm hâlineİrmiş Kârûn mâlına zihî iş düşvârlıgı3 Bu dünyâ kime kaldı kimi ber-hûrdâr kıldıSüleymân'a kalmadı anun ber-hûrdârlıgı4 Süleymân zenbîl ördi kendü emegin yirdiAnunıla buldılar bunlar peygamberligi5 Gel imdi miskîn Yûnus varun Hakk'a harc eyleGördün elünde kalmaz bu dünyânun varlıgıF. 191b, YE. 92b, K. 109b, RY. 34b, M. 27.3621 Ol Çalab'umun ‘ışkı bagrumı baş eylediAldı benüm gönlümi sırrumı fâş eyledi2 Hergiz gitmez gözümden hîç eksilmez dilümdenÇalap kendü nûrını gözüme tuş eyledi3 Cân gözi anı gördi dil andan haber virdiCân içinde oturdı gönlümi ‘Arş eyledi4 Bir kadeh sundı câna cân içdi kana kanaTolu geldi peymâne cânum serhoş eyledi5 Esrük oldı cânumuz dür döker lisânumuzOl Çalab'umun ‘ışkı beni dervîş eyledi6 Cânda yanar çerâgı gönüllerde turagıGönül dahı cân dahı ‘ışkıla cûş eyledi


296Yûnus Emre Dîvânı7 Ben kaçan dervîş olam ya Hakk'a kulam diyemYüz bin benüm gibiyi ‘ışk hırka-pûş eyledi8 Yûnus imdi avınur dostı görüp sevinürErenler mahfilinde ‘ışkı cünbiş eylediF. 190b, T. 80a, RY. 48a, K. 129b, NO. 190b, Rt. 30, M. 35.3631 Ol dost benden yana hîç bilmezin niçe bakdıİş bu vücûd şehrine bir hoş nazar bırakdı2 Gözüm anun yüzinden niçe gideribilemBin dürlü kılıncıla gönlümi şöyle kapdı3 Kimden ögüt istersem sabır gösterür banaSabrumun perdesini mahabbet odı yakdı4 Sabrıla benüm işüm niçe varısar başaŞol dostumun nüvahtı cânuma cân bırakdı5 Sevdükli sevdügile bile kopısar yarınBenüm işüm yarına koymaz bugün soyakdı6 Yûnus sever dostını cânından anuniçünKişi neyi severse cânın ana uyakdıF. 192a, T. 81a, RY. 37a, K. 113b, NO. 182b, YE. 93a, M.29, A. 31.3641 Banladı ol mü'ezzin turdı kâmet eylediHazret'e tutdı yüzin döndi niyyet eyledi2 Hazret'e baglu elüm Fâtiha okur dilümBelini büküp Hakk'a hoş rükû‘ât eyledi


Dr. Mustafa Tatcı 2973 Şu benüm hâcet-gâhum Tûr tagı oldı megerMûsî'leyin bu gönlüm hoş münâcât eyledi4 Bir sûret gördi gözüm secdeye vardı yüzümYıkıldı tertîblerüm zühdümi mât eyledi5 Ne du‘â kılam ne selâm ne zikr ü tesbîh kılamBu biş vakt namâzumı ‘ışkun gâret eyledi6 Gör Yûnus'ı n'eyledi hoş haberler söyledi‘Âşıkıdı ma'şûka dâd u sited eylediF. 194b, T. 82b.3651 Tecellîyâtun nûrına döymez vücûdum taglarıCismüm gemisinün zîrâ muhkem degüldür bagları2 Katreden deryâlar düzen cân kuşı pâ-bendin üzenYüz bin deryâları yüzen gel sürelüm bu çagları3 Dildâr içün dil şehrini pâk eyle arıt gayrıdanZîrâ ki sultân tahtıdur bunda komazlar zâgları4 Düşdükçe öge Hubbü'l-Vatan zerrece kalmaz me'menGözden sızup olur seven her dem yüregüm yagları5 ‘Âkil eli irmez ile irse dahı gelmez dileDertli hâlin dertli bile sayru ne bilsün sagları6 Ma‘şûklıgun hil'atini her kime giydürdün iseGelmez gözine zerrece Firdevs-i a‘lâ bâgları7 Yûnus hüsnün kitâbını bir hoş temâşâ eylemişAnda sala ‘âşıklara dag üstine kor dagları


298B. 15a, A. 26.Yûnus Emre Dîvânı366Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Toldur kadeh sungıl bize ‘ışk şarâbından iy sâkîOl badyadan gerek bize andan içe şeyh ü fakî2 Sohbetümüz ilâhîdür sözümüz kevser âbıdurŞâhumuz şâhlar şâhıdur çalgumuzdur dost firâkı3 Kim ki bir dem sohbet ola müftî müderris mât olaBir İlâhî devlet ola andan içen oldı bâkî4 Hırka vü takye yol virmez ferecile ‘âlim olmazDîn diyânet olmayıcak n'eylersün bunca varakı5 Okıdun yidi mushafı tâ‘at gösterürsün sâfîÇünki ‘amel eylemedün gerekse var yüz bin okı6 Bin kez hacca vardunısa bin kez gazâ kıldunısaBir kez gönül sıdunısa gerekse yüz yıl yol dokı7 Gönül mi yig Ka‘be mi yig eyit bana ‘aklı irenGönül yigdür zîrâ ki Hak gönülde tutar turakı8 Konşıyıla gönülleri ısmarladı Hak Resûl'eMi‘râc gicesi dostıla bu keleci oldı dakı9 Yûnus senün işün budur dutgıl ulular eteginDilerisen pâk olasın gönüllerde olgıl bâkîF. 192b, T. 81a, YE. 90a, RY. 42b, NO. 193b, K. 121a, Rt.33, M. 31.


Dr. Mustafa Tatcı 2993671 Biz uludan işitdük evvel er yaratıldıPâdişâhun birligin evvel kadîm er bildi2 Bunca yıl bunca zamân biz işitdük bî-gümânÇalap kendü sun‘ından ere Tanrılık kıldı3 Eydürler bir kuşıdı hikmeti öküşidiİki cihân ‘ârifi ol kuşdan ‘ibret aldı4 Ol kuşun her bir yöni yüz bin yigirmi dört binEvvel ol kuş uçuban rahmet göline taldı5 Çün gölden girü döndi budak üzere kondıSilkindi her bir yönden bir tamla su döküldi6 Ol suyun her birisin bir cân yaratdı güzinOl cânun her birisi bunda peygamber oldı7 Evvelki bünyâd oldı altı kez dünyâ toldıYidincisi buyıdı bu Âdem yaratıldı8 Âdem toprakdanıdı ‘Azâzîl oddanıdıİşitdük ‘Azâzîl'i Âdem'e bakdı güldi9 Secde geldi Âdem'e eydür inün kademeCümle firişte indi ‘Azâzîl dura kaldı10 Eydür ben oddan olam yüz bin yıl tâ‘at kılamTapu buyuracagın tâ‘atın ‘arza kıldı11 Ol halkun varlıgından pâdişâh birligindenŞol bir söz sebebinden sürildi la‘net oldı12 Her kim kendüyi gördi üstâdı İblîs oldıKişi ne buldıyısa miskînligile buldı


300Yûnus Emre Dîvânı13 Eksikligüm Hak bilür ‘ışkı bana ol virürKılgıl Yûnus'a tîmâr ‘ışk beni benden aldıK. 150b, YE. 100b, RY. 64b, Rt. 14b, M. 46.3681 Sana ‘ibret geregise gel göresin bu sinleriGer taşısan eriyesin bakup göricek bunları2 Şunlar ki çokdur mâlları gör niçe oldı hâlleriSonucı bir gönlek geymiş anun da yokdur yenleri3 Kanı mülke benüm diyen köşk ü sarây begenmeyenŞimdi bir evde yaturlar taşlar olmış üstünleri4 Bunlar eve girmeyeler zühd ü tâ‘at kılmayalarBu beyligi bulmayalar zîrâ geçdi devrânları5 Kanı ol şîrîn sözlüler kanı ol güneş yüzlülerŞöyle gâib olmış bular hîç belürmez nişânları6 Bunlar bir vakt begler idi kapucılar korlar idiGel şimdi gör bilmeyesin beg kangıdur ya kulları7 Ne kapu vardur giresi ne yimek vardur yiyesiNe ışık vardur göresi dün olmışdur gündüzleri8 Bir gün senün dahı Yûnus benven didüklerün kalaSeni dahı böyle kıla nitekim kıldı bunlarıF. 193b, T. 81b, YE. 97b.3691 Ol geçidün korkusı uş beni yoldan kodıGeçemez degme kişi köprüsin kıldan kodı


Dr. Mustafa Tatcı 3012 Yirde gökde ol dostun hikmetleri bî-pâyânHikmetine talaldan uş beni kâlden kodı3 İndi öküzi ol la‘în âl ile azdurmagaSinek ile Hak Çalap öküzi elden kodı4 Öküz taşun üstinde taşı balık götürürBalık suyun içinde binâsın yilden kodı5 Cehennem key karanu Cehennem tahte's-serâKula ayruk su'âl yok kulı su'âlden kodı6 Dosta ‘âşık olanun güci sözine yiterGüci sözine yiten sözini dilden kodı7 Dostun etegin dutan dostıla bâzâr iderBâzâr iden dostıla bâzârın elden kodı8 İşitdün Meryemoglı dostına varur ikenGör âhir yarım igne ‘Îsâ'yı yoldan kodı9 Yûnus eydür dimegil dostı girçek severinDostı girçek sevenler benligin elden kodıF. 194a, T. 82a, K. 191a, NO. 186a, RY. 59b, YE. 92b, M.68, A. 25.3701 Ben bende seyr ideriken ‘aceb sırra irdüm ahîBir siz dahı siz de görün dostı bende gördüm ahî2 Bende bakdum bende gördüm benümile ben olanıSûretüme cân olanı kimdügini bildüm ahî3 Ben istedüm buldum anı ol ben isem yâ ben kanıSeçemedüm andan beni bir kezden ol oldum ahî


302Yûnus Emre Dîvânı4 Sûret toprakdur diyeni gönlüm kabûl itmez anıBu topragun cevherini Hazret'e irgürdüm ahî5 Münkir kişi tuymaz anı dertlülerün sizer cânıBen dost bâgı bülbüliyem ol bâgçeden geldüm ahî6 Ma‘şûk bizümledür bile ayru degül kıldan kılaUzak sefer bizden kala dostı yakın buldum ahî7 Degme bir yol kandan bana tagılmayam degme yanaKutlu oldı bu seferüm hoş menzile irdüm ahî8 Mansûr'ıdum ben ol zamân uş yine geldüm bunda benYak külümi savur yile ben Ene'l-Hak didüm ahî9 Ne oda yanam dagılam ne dâra çıkam bogılamİşüm bitince yüriyem teferrüce geldüm ahî10 Mun‘im oldum yoksul iken benüm oldı kevn ü mekânŞarka vü garba ser-te-ser yire göge toldum ahî11 Nitekim ben beni bildüm diledügüm Hakk'ı buldumKorkum anı buluncadı korkıdan kurtuldum ahî12 Yûnus kim öldürür seni viren alur gine cânıBu cânlara hükm ideni kim idügin bildüm ahîF. 195a, T. 82b, HB. 10b, K. 146b, YE. 98a, RY. 3b.3711 Evvel dahı varıdı cânumda bu ‘ışk odıEşkere itmez idüm bilürdüm ki dost kodı2 Dört kitâbı şerh iden bulmadı ‘ışka çâreNe begler ne sultânlar ne müderris ne kâdî


Dr. Mustafa Tatcı 3033 Yir gök kâ’im ırılmaz yiller esüp deprenmezHer nesne muhkem olur ‘ışk olıcak bünyâdı4 ‘Işk anadan dogmadı kimseye kul olmadıHükmile esîr kılur cümle bilişi yadı5 Günde bin kez yanaram râzîyam ben şol odaZîrâ şekkerden şîrîn bana ‘ışkunun odı6 ‘Işka Mecnûn olanlar assı-ziyândan fârigKorkmaz ıssı sovukdan pes ne biliser odı7 Ezelden benüm fikrüm Ene'l Hak'ıdı zikrümHenüz dahı togmadın ol Mansûr-ı Bagdâdî8 ‘Işk odı cûş eyledi cânumı hoş eylediKimse söyündüremez cânumda yanan odı9 ‘Işk çengine düşenün melâmet olur işiAnun içün bed-nâmdur miskîn Yûnus'un adıF. 196b, T. 83b, K. 90a, NO. 182a, RY. 72b, YE. 95b, Rt.28, M. 18, Ç. 75a.3721 İki cihânı unıdur sana gönül viren kişiYalan söyler ‘âşık degül gözin senden ıran kişi2 Bu fenânun terkin ura ol bekânun kaydın göreZihî devletlü cân anun yüz agıla varan kişi3 Kendüligin terkin ura senün yolunda cân vireSorısuz uçmaga gire sen sultâna iren kişi4 Her ki bu dünyâdan geçer ‘ışk kadehin tolu içer‘Işka cânun saçu saçar dost gülini diren kişi


304Yûnus Emre Dîvânı5 Cân ne imiş dost yolına ‘âşık anı terkitmeyeBu cânıla bin cân alur cânın Hak'a viren kişi6 Cânını şükrâne vire yüzin ayaklara süreErenler gönline gire Hak'dan haber soran kişi7 ‘Akıl gide hayrân ola dünyede ser-gerdân olaKüfri anun îmân ola ‘ışka gönül viren kişi8 Terk ide fâsid işleri iş idine dervîşleriAkıda gözden yaşları dost haberin duyan kişi9 Gözlerini giryân ider cigerini biryân iderGönülleri hayrân ider ‘ışk eseri olan kişi10 Çün dünye bilürsin fenâ ne yatarsın döne döneUyhu m'uyur kana kana dost yolını soran kişi11 Şol kim sorar dost kandadur kanda dirisen andadurMa‘şûkıla seyrândadur girçek ‘âşık olan kişi12 Miskîn Yûnus sabr eylegil bu dünyânun zahmetineDürlü cefâya katlanur sen sultâna iren kişiHB. 17a, K. 193b, YE. 101b, RY. 33b, 61a, M. 70, A. 29.3731 İşidün iy yârânlarEve dervîşler geldiCân şükrâne virelümEve dervîşler geldi2 Her kim gördi yüziniİndürür kendöziniİlm-i bâtından öterEve dervîşler geldi


3 Dervîşler uçar kuşlarDeniz kenârın kışlarZihî devletlü başlarEve dervîşler geldi4 Dervîşler yüzi suluGörenler olur delüBâtını ‘Arş'dan uluEve dervîşler geldi5 Seydî Balum ilindenŞeker tamar dilindenDost bâgçesi yolındanEve dervîşler geldi6 Yûnus kulun ögürsüzKimsesi yok yalunuzFidî olsun cânumuzEve dervîşler geldiF. 197a.Dr. Mustafa Tatcı 305374Müstef'ilün Müsef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Dînün îmânun varısa hor görmegil dervîşleriCümle ‘âlem müştâk durur görmeklige dervîşleri2 Ay u güneş müştâk durur dervîşlerün sohbetineFirişteler tesbîh okur zikir ider dervîşleri3 Tersâlar tapuya gelür hükm ısları zebûn olurTaglar taşlar secde kılur göricegez dervîşleri4 Ol Fahr-i ‘âlem Mustafâ ol ma‘den-i sıdk u safâİsterisen andan vefâ incitmegil dervîşleri


306Yûnus Emre Dîvânı5 İncidesin âh ideler ‘ömrin gülin kurıdalarGözsüz olasın yideler tâ bilesin dervîşleri6 Dervîş okı ırak atar hey dimedin câna batarGâfil olma yiter tutar hor görmegil dervîşleri7 Yir gök eydür hırka hakı himmetleri olsun bâkîÇün pâdişâh oldı sâkî esridiser dervîşleri8 Gökden inen dört kitâbı günde bin kez okurısanVa'llâh dîdâr görmeyesin sevmezisen dervîşleri9 Devletlüler sever bizi her dem sorar hâlümüziKördür münkirlerün gözi görmeyiser dervîşleri10 Yûnus eydür bu ‘ışk geldi ölmiş cânum diri kıldıSen ben dimek dilden kaldı göricegez dervîşleriF. 197b, T. 84a, B. 47b, K. 152b, YE. 98b, RY. 7a, A. 32.3751 Menzili ırak bu yolun bu yola kim varasıMüşkili çok bu hâlün bunı kim başarası2 Bu yola yarak gerek eksük gerek çok gerekKey demür yürek gerek bu sarp yola giresi3 Îmân aldaguçları bilün çokdur bu yoldaNefsine uyanlarun gitmez yüzi karası4 Yitmiş bin riyâ çeri vardur bu yolda bilünNefs öldürmiş er gerek ol çeriyi kırası5 Togrulık mancınıgı istigfâr taşıyılaTogru vardı atıldı yıkıldı nefs kal‘ası


Dr. Mustafa Tatcı 3076 Kimde kim togrulık var bilgil kim öldürür ‘ârİki cihâna yarar girçek er ser-mâyesi7 İnce Sırât köprüsi genez imiş bu yoldaDosta giden kişinün togrulıkdur çâresi8 Yûnus imdi saladur gel gidelüm yoklıgaGöz eger lâyıkısa Hak dîdârın göresiF. 198b, T. 84b, NO. 191a, YE. 99a, RY. 9b, Rt. 32, A. 28.376Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 ‘Işkun odı düşdi câna eritdi yürek yagınıKesdi hevâsetün kökin oda yandurdı bâgını2 Kazdı kahır kazmasıla cânda cefâ ocagınıÇaldı nefsümün boynına himmet eri bıçagını3 Rahmet suyıyıla yudı gönlüm evin ap-arıcaHıdmet kapusundan ana sundı şükür ayagını4 Her kim bizi yererise Hak dilegin virsün anaUrmaklıga kasd idenün düşem öpem ayagını5 Kim bize taş atarısa güller nisâr olsun anaÇırâguma kasd idenün Hak yandursun çırâgını6 Miskîn gönlün ‘ışk elinden iki büküldi vücûdıTevbe kapusından sundum ana îmân tayagını7 Gel imdi iy miskîn Yûnus hevâseti elden bırakÇalab'um rûzı eyle bize kanâ‘at bıçagınıF. 199b, T. 85b.


308Yûnus Emre Dîvânı3771 Gerçek ‘âşık olanlarun hemen dostı sever cânıUnıdur kibr ü kînini ma‘şûka terk ider cânı2 Gerçek ‘âşık ögüt bilmez zire ögüt assı kılmazKarâr itmez ögüt ile bulmak ister ol Sübhân'ı3 Gerçek ‘âşık olanlarun yüzinde nişânı olurDün ü güni turmaz akar gözleri yaşınun kanı4 Bu cümle ‘âlem sevdügi bu dîn ile bu îmândurVa'llâhi ışksuz gerekmez şol dîn ile şol îmânı5 Bir ucına varurısa ayru degül ‘âşık cânıSorun cümle ‘âşıklara kıldan kıla bilür anı6 Evvel-âhir Hayyü'l-Kayyûm ‘âşıklara ma'şûkıdı‘Aklun varısa hisâb it geçiser bu ‘ışk devrânı7 Her kim ‘âşıkam diyüben hasret geçürür varısaGözi hicâblıdur anun görinmedi ‘ışk nihânı8 Yûnus yüzün kaldurmagıl ‘âşıklarun ayagındanFidî eyle yüz bir cânı anda bulasın sultânıNO. 183a3781 Erenler bir denizdür ‘âşık gerek talasıBahrî gerek denizden girüp gevher alası2 Gine biz bahrî olduk denizden gevher aldukSarrâf gerek gevherün kıymetini bilesi3 Yüri var epsem ol a ne simsârlık satarsın‘Alî gibi er gerek iş bu sırra eresi


Dr. Mustafa Tatcı 3094 Muhammed Hakk'ı bildi Hakk'ı kendüde gördiCümle yirde Hak hâzır göz gerekdür göresi5 Dile rızkını Hak'dan nahnu kesemnâ pinhânNefsin bilmiş er gerek göz hicâbın silesi6 Didüm iş bu nefesi ‘âşıklar hükmiyileBâhıllıksuz er gerek bir karâra durası7 ‘Âlimler kitâb düzer karayı aka yazarGönüllerde yazılur bu kitâbun sûresi8 Yüri hey sûfî zerrâk ne sâlûslık satarsınHak'dan artuk kim ola kula dilek viresi9 Hak duragı gönülde âyâtı var Kur'ân'da‘Arş'dan yukarı cânda ‘ışk burcınun kulesi10 Şöyle delü olmışam bilmezin dünden güniYüregümde işledi ‘ışk okınun yaresi11 Gel imdi miskîn Yûnus tut erenler eteginCümlesi miskînlikde yoklugımış çâresiF. 200b, T. 86a.379Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Pâdişâhlar pâdişâhı ol GanîEmrile viribidi bize cânı2 Od u su vü topragı yili bileAnunıla bünyâd eyledi teni


310Yûnus Emre Dîvânı3 Yaratdı yitmiş iki dürlü diliArada üstün kodı müsülmânı4 Biz müsülmân Muhammed ümmetineHil‘ât virdün bize dîn ü îmânı5 Cân nûrdandur nûra karışırısan‘Ayb eyleme sûret olursa fânî6 Zekeriyyâ agaca sıgınmagınBıçguyıla iki dildürdün anı7 Eyyûb'un kurda yidürdün teniniSabrıla buldı o dahı dermânı8 Ya‘kûb'ı agladup aldun gözlerinYûsuf'ı Mısr'un sen itdün sultânı9 Kamuya söz söyledür ‘ibret içünYûnus'ı da söyledür ol Sübhân'ıF. 203a.3801 Niçe bir besleyesin bu kaddile kâmetiDüşdün dünye zevkına unutdun kıyâmeti2 Toprakdan yaratıldun yine toprakdur yirünToprak olan kişiler n'ider bu ‘alâmeti3 Uslu degül delüdür yüce sarâylar yapan‘Âkıbet vîrân olur cümlenün ‘imâreti4 Düriş kazan yi-yidür bir gönül ele getürYüz Ka‘be'den yigrekdür bir gönül ziyâreti


Dr. Mustafa Tatcı 3115 Kerâmetüm var diyen halka sâlûslık satanNefsin müsülmân itsün varısa kerâmeti6 Nefsin müsülmân iden Hak yola togru gidenYarın ana olısar Muhammed şefâ‘ati7 Yüz bin peygamber gele hîç şefâ‘at olmayaVay eger olmazısa Allah'un ‘inâyeti8 Yûnus imdi sen dahı girçeklerden olıgörGirçek erenler imiş cümlenün ziyâretiF. 199a, T. 85a, YE. 97a, RY. 56b, NO. 186a, K. 186b, A.32, Ç. 73a, M. 65, Câmiü'n-Nezâir 784.3811 ‘Işkun aldı benden beniBana seni gerek seniBen yanaram düni güniBana seni gerek seni2 Ne varlıga sevinüremNe yokluga yirinürem‘Işkunıla avınuramBana seni gerek seni3 ‘Işkun ‘âşıklar öldürür‘Işk denizine taldururTecellîyile toldururBana seni gerek seni4 ‘Işkun zencîrini üzemDelü olam taga düşemSensin dün ü gün endîşemBana seni gerek seni


3125 Eger beni öldürelerKülüm göge savuralarTopragum anda çaguraBana seni gerek seniYûnus Emre Dîvânı6 Sûfîlere sohbet gerekAhîlere âhret gerekMecnûn'lara Leylâ gerekBana seni gerek seni7 Ne Tamu'da yir eyledümNe Uçmak'da köşk bagladumSenün içün çok agladumBana seni gerek seni8 Cennet Cennet didükleriBir ev ile bir kaç Hûrîİsteyene virgil anıBana seni gerek seni9 Yûsuf eger hayâlüniDüşde göreydi bir giceTerk ideyidi mülklerinBana seni gerek seni10 Yûnus çagururlar adumGün geçdükçe artar odumİki cihânda maksûdumBana seni gerek seni28.F. 201b, T. 86b, NO. 186a, HB. 13a, YE. 90a, Ç. 82a, A.3821 Dilsüzler haberini kulaksız dinleyesiDilsüz kulaksuz sözin cân gerek anlayası


Dr. Mustafa Tatcı 3132 Dinlemedin anladuk anlamadın dinledükGirçek erün bu yolda yoklukdur ser-mâyesi3 Biz sevdük ‘âşık olduk sevildük ma‘şûk oldukHer dem yini dirlikde sizden kim usanası4 Yitmiş iki dil seçdi aramuza söz düşdiOl bakışı biz bakduk yirmedik ‘âm u hâsı5 İy Yûnus imdi velî yirde gökde toptolıHer bir taşun altında bir İmrânoglı MûsîF. 202a, T. 87a, YE. 91b, K. 62a, NO. 181a, Rt. 27, A. 26.3831 Nasîhat kandîlinden bir işâret göründiTenüm içinde cânum andan yana süründi2 Nefsümün ejdehâsı döndi bana haml'itdiKanâ‘at hay dimezse hakîkatdür yir indi3 Kanâ‘ati yar idin uyma nefs dilegineİresin hakîkate yirün buldun tur indi4 Kanâ‘at didügini eger sen tutmazısanNefsüne uyarısan ser-gerdân ol var indi5 Yûnus Hak tecellîsin şâ‘ir dilinden söylerCânda gevher varısa Hak'dan yana yürindiF. 202b, T. 87a, K. 82a, NO. 182a, YE. 94a, M. 14, Ç. 76b.384Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 ‘Ömrüm beni sen aldadunÂh n'ideyin ‘ömrüm seni


314Yûnus Emre DîvânıBeni deprenimez kodunÂh n'ideyin ‘ömrüm seni2 Benüm varum hep sen idünCânum içinde cân idünHem sen bana sultân idünÂh n'ideyin ‘ömrüm seni3 Gönlüm sana egleridümGül diyüben yıylarıdumGarîbseyüp aglarıdumÂh n'ideyin ‘ömrüm seni4 Giderimiş bunda gelenDünyâ işi cümle yalanAglar ‘ömrin yavı kılanÂh n'ideyin ‘ömrüm seni5 Hayrum şerüm yazılısar‘ömrüm ipi üzüliserGidüp sûret bozulısarÂh n'ideyin ‘ömrüm seni6 Bârî koyuban kaçmasanGöçgünci gibi göçmesenÖlüm şarâbın içmesenÂh n'ideyin ‘ömrüm seni7 Birgün ola sensüz kalamKurda kuşa ögün olamÇürüyüben toprak olamÂh n'ideyin ‘ömrüm seni8 Miskîn Yûnus bilmez misinYoksa nazar kılmaz mısınÖlenleri anmaz mısınÂh n'ideyin ‘ömrüm seni


Dr. Mustafa Tatcı 315F. 204b, T. 88b.3851 Bu ne gülecek yirdür aglasana key katı‘Azrâîl seni kovar katı cân ‘alâmeti2 Sanma kalasın bunda gensüz varasın andaAnca yatasın sinde görince kıyâmeti3 Mâl u mülkden ayrılup sine varasın turupMünker ü Nekir gelüp su'âl idiser katı4 İki ferişteh ine gele karşuna konaGünâhlarunı yaza sala boynuna biti5 Günâhlarun tartalar andan Sırât'a iltelerZebânîler dutalar figânlar ola katı6 İsrâfîl sûrın ura halâyık turı geleBaş açuk yalın ayak ıssılar ola katı7 Ata oguldan beze bakmaya ana kızaŞol gün geliser bize unutma ‘arasâtı8 Yûnus günâhun çokdur sen aglarısan hakdurYarın sana gerekdür Muhammed şefâ‘atiF. 204a, T. 88a, B. 16a, A. 30, RY. Mecmûa, 16a.386Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Kime gönül virdümise benümile yâr olmadıHâlüm bilüp derdüm sorup bana vefâdâr olmadı2 Hak'dan meger takdîr idi gönül sana ‘âşık idiHiç kimsene bencileyin derde giriftâr olmadı


316Yûnus Emre Dîvânı3 ‘Işkdan degül şikâyetüm kendü tâli'ümden dururKendü yolın aramayan câhildür ol er olmadı4 ‘Işk bir ulu hil‘at durur bir niçeye virdi ÇalapBir niçeler mahrûm kalup ‘ışkdan haberdâr olmadı5 ‘Işk bir ulu nazar durur ‘âşık cânı dîdâr durur‘Işkı olmayan gönüller vîrânedür şâr olmadı6 İbrâhîm'e Nemrûd odın ‘ışkdur gülistân eyleyen‘Işkdan çün irdi bir nazar gül-zâr oldı nâr olmadı7 Yaradıldı yir ile gök Muhammed dostlıgınaLevlâk ana delîl durur ansuz yir ü gök olmadı8 ‘Işkda kahırlar çok olur ‘ışk erine gayret muhâlYûnus ‘âşık oldunısa ‘âşıklarda ‘âr olmadıF. 205b, T. 89a, K. 179b, RY. 70b, Rt. 31, A. 29.387Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Müsülmânlar zamâne yatlu oldıHelâl yinmez harâm kıymetlü oldı2 Okınan Kur'ân'a kulak tutulmazŞeytânlar semirdi kuvvetlü oldı3 Harâm ile hamîr tutdı cihânıFesâd işler iden hürmetlü oldı4 Kime kim Tanrı'dan haber virürsenKakır başın salar hüccetlü oldı


5 Şakird üstâdıla ‘arbede kılurOgul atayıla ‘izzetlü oldı6 Fakîrler miskînlikden çekdi elinGönüller yıkuban heybetlü oldı7 Peygamber yirine geçen hocalarBu halkun başına zahmetlü oldı8 Dutulmaz oldı Peygamber hadîsiHalâyık cümle Hak'dan utlu oldı9 Yûnus gel ‘âşıkısan tevbe eyleNasûha tevbe ucı kutlu oldıF. 206a, T. 89a, Ç. 76a.Dr. Mustafa Tatcı 3173881 Geldi geçdi ‘ömrüm benüm şol yil esüp geçmiş gibiHele bana şöyle gele şol göz açup yummış gibi2 İşbu söze Hak tanukdur bu cân gevdeye konukdurBir gün ola çıka gide kafesden kuş uçmış gibi3 Miskîn Âdem oglanını benzetmişler ekinciyeKimi biter kimi yiter yire tohum saçmış gibi4 Bu dünyede bir nesneye yanar içüm göyner özümYigid iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi5 Bir hastaya vardunısa bir içim su virdüniseYarın anda karşu gele Hak şarâbın içmiş gibi6 Bir miskîni gördünise bir eskice virdüniseYarın anda sana gele Hak şarâbın içmiş gibi


318Yûnus Emre Dîvânı7 Yûnus Emre bu dünyâda iki kişi kalur dirlerMeger Hızır-İlyâs ola Âb-ı Hayât içmiş gibiF. 207a. T. 89b.389Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Eşkere kıldum bugün pinhânumıCân virüben buldum ol cânânumı2 Cân gönül hayrân kalupdur ma'şûkaMa‘şûkıla sürerem devrânumı3 Derd gerekdür derd gerekdür derd gerekKim gerek derde virem dermânumı4 Bî-mekânam anun içün dünyedeKimsene bilmez benüm mekânumı5 Kânı buldum n'iderem ben ayrugıYagmâya virdüm bugün dükkânumı6 Top benem çevgânı aldum çalaramKim ala bu topdan meydânumı7 Yir benümdür gök benümdür ‘Arş benümGör niçesi germişem sayvânumı8 Yûnus oldıysa adum pes ne ‘acebOkuyalar defter ü dîvânumıF. 207b, Rt. 32.3901 İy yârenler eydimezem cânum neye taldugınıDilile vasf idemezem gönlümi kim aldugını


Dr. Mustafa Tatcı 3192 Gönlüm tolı sıgmaz dile ‘âşıkdur ol kim hâl bile‘Işk niçeyi virdi sile anlayamaz n'oldugını3 ‘Işkdan haber bilenlerün ‘ışk derdile tolanlarunKüfri îmân olanlarun ‘ayıblaman güldügini4 Aglamak gülmek ‘âşıka dirilmek ölmek ‘âşıkaKahırla lutfı bir bilür bilmez melûl oldugını5 ‘Işk Yûnus'ı eyledi lâl Yûnus kanı ‘ışka helâlKon varın itsün pâyimâl görmesün ayruldugınıYE. 101b, HB. 13a, Rt. 28.3911 Erenlerün gönlinde ol sultân dükkân açdıNiçe bizüm gibiler anda konuban göçdi2 Cümle erenler uçdı taglar yazılar geçdi‘Işk kazanına düşdi kaynayubanın bişdi3 Bu dünyenün meseli benzer murdâr gevdeyeİtler murdâra üşdi Hak dostı kodı kaçdı4 ‘Âşık mı diyem ana cân terkini urmadı‘Âşık ana diyeler melâmet dile düşdi5 Yine esridi Yûnus Tapduk yüzin göreldenMeger anun gönlinden bir cur'a şerbet içdiRt. 27, Ç. 74a.392Müfte‘îlün Mefâ‘îlün Müfte‘îlün Mefâ‘îlün


320Yûnus Emre Dîvânı1 Bülbül-i haste gül yüzün gördi ‘arasât eylediİrdi ‘âşık ma'şûkına şükür beşâret eyledi2 Gaflet ile yaturıdum şâh nazar eyledi banaDidi ki uyhudan uyan geldi işâret eyledi3 Hayli zamândı va‘deye salmışıdı za‘îfiniGördi gönül şikestesin kapdı ‘imâret eyledi4 Ben garîbün hâtırını sormaga geldi şol sanemDüzdi gönül sınugını hâtır ziyâret eyledi5 Gör bu dervîşi Yûnus'ı tercemân-ı lisân okurDir ki bu ‘ışkıla beni Tanrı delâlet eylediB. 52a, K. 182a, RY. 48a, M. 62.3931 İsteridüm Allah'ı buldumısa ne oldıAglarıdum dün ü gün güldümise ne oldı2 Erenler meydânında yuvalanur top idümPâdişâh çevgânında kaldumısa ne oldı3 Erenler sohbetinde deste kızıl gül idümAçıldum ele geldüm soldumısa ne oldı4 ‘Âlimler müderrisler medresede buldılarBen harâbât içinde buldumısa ne oldı5 İşit Yûnus'ı işit uş yine delü olmışErenler ma‘nîsine taldumısa ne oldıYE. 63b, B. 54a.


Dr. Mustafa Tatcı 3213941 Andan berü kim ‘ışkun benümle yoldaş oldıRahmân yolına beni göstermege baş oldı2 Cânum üzere turdı Rahmân çerisin dirdiŞeytân ilini urdı key yagmâ tarâş oldı3 ‘Işk nefs iline akdı ne buldıyısa yakdıKibir kal‘asın yıkdı anda çok savaş oldı4 Dost yüzin ‘ıyân gördüm sır haberlerin sordumDidi gizlü bilmezsin uş söyledüm fâş oldı5 Nefs ili oldı harâb kibr ayaklarda türâbGitdi perde vü hicâb dost gözüme tuş oldı6 ‘Işk oldı elüm benüm gösterdi togrı yolumHakk'a şükür kim hâlüm bayagıdan hoş oldı7 Anlar ki göz açdılar bu dünyeden geçdilerBekâya ulaşdılar menzilleri ‘Arş oldı8 Bunlar bunda kaldılar dünyeye aldandılarYalancılar oldılar hep bunlar kolmaş oldı9 Ölenler hâlin bilmez göz açup ögin dirmezMiskîn Yûnus Emre'nün meger bagrı baş oldıRt. 31, A. 29.3951 ‘Işkıla isteridük yine bulduk ol cânıGönlek idinmiş geyer sûretile bu teni2 Girmiş sûretde gezer cümle işleri düzerGirü kendüye söyler gevherile bu kânı


322Yûnus Emre Dîvânı3 Bu dünye bir bâzârdur sûretler olmış dükkânBu dükkâna girüben oldur satan bu kânı4 Bir niçeler kayurur bunca mâlum kaldı dirViren oldur alan ol sormaz nedür ziyânı5 Yûnus imdi sen senden ayru degül hem cândanSen sende bulmazısan kanda bulasın anıHB. 15a, NO. 191a, K. 147a, YE. 92a, 99b, RY. 4a, A. 25,Ç. 84a, M. 4.3961 İy dünyâya aldanan hayırla ihsân kanıUnutdun âhireti şefkatla îmân kanı2 Kimde ki şefkat vardur rahmet dahı andadurŞimdi bir gönli açuk sünnî müsülmân kanı3 İbrâhîm Halîl geldi Ka‘be'ye bünyâd urdıOglına bıçak çaldı İsmâîl kurbân kanı4 Şeddâd bir uçmak yapdı Nemrûd göge ok atdıKârûn'ı da yir yutdı Âdil Nuşirvân kanı5 Kim ki istedi buldı kullugı tamâm oldıKey Mısr'a sultân oldı Yûsuf-ı Ken'ân kanı6 Resûl Mi‘râc'a agdı gökden yire nûr yagdıHabîb'üm diyü ögdi ol Fahr-ı cihân kanı7 Ebubekr ile ‘Ömer yüzlerinden nûr tamarSînesi tolu Kur'ân Osmân-ı Âffân kanı8 Bineridi Düldül'e bilinde Zülfekâr'ıErenler açdı dîni Tanrı Arslan'ı kanı


Dr. Mustafa Tatcı 3239 Çalap Tanrı'nun hâsı Hazret'e geçer nâzıPeygamber'ün ‘âmusı Hamza pehlevân kanı10 Cüneyd-i Bagdâdî vü Şiblî vü Ma‘rûf-ı KerhîAnlar vardı bu yolı şimdi ol erkân kanı11 Bâyezîd-i Bestâmî yidi kat gök seyrânıOl erenler sultânı gevher-i ma‘den kanı12 Geçdi bunlarun çagı dünyâ kahrun ocagıEbu'l-Müslim Necefî sâhib-i kırân kanı13 Bir gönül ele getür ferâgât ol geç oturKonya şehrinde yatur ol iki sultân kanı14 Fakîh Ahmed Kutbü'd-dîn Sultân Seyyid Necmü'd-dînMevlânâ Celâlü'd-dîn ol Kutb-ı cihân kanı15 Ol Seyyid Ahmed Kebîr müyesserdi ana nûr‘Iyâlleri cümle şîr ol hulkı merdân kanı16 Yûnus Emrem aç gözün toprak eylegil yüzünSana dahı diyeler cigeri biryân kanıRY. 36a, K. 199a, M. 72.3971 Bakdugum yüzde gördüm O Tapdug'um nûrınıMaksûdum bugün buldum ben n'iderem yarını2 Yarınum bugün bana hoş bayram dügün banaDüşde gelür ün bana işidün ahbârını3 Dostun haberiyile nefsün sana yâr eyleYık dosta yarag eyle bu vücûdun şârını


324Yûnus Emre Dîvânı4 Vücûda gelmeyince kimse Hakk'ı bilmediBu vücûddan gösterdi dost bize dîdârını5 Erün dîdârın gördüm gümân terkini urdumDost bahçesine girdüm ögerem gül-zârını6 Dostun yüzi gül bana ‘âşıkam yol bul anaKaykımazam dört yana çün buldum ‘ışk erini7 Elestü bi-Rabbiküm Hak'dan nidâ gelicekMü'minler Belî diyüp itdiler ikrârını8 Kâlu belî dinildi münkir-muhib bilindiO demden duta geldi câhiller inkârını9 Yûnus'a küfr elinden şikâyete geldilerİy sultânum girçek er kes gider zünnârınıRY. 60a, K. 192a, M. 68.3981 Helâl kıldı ma‘şûka ‘âşık kendü kanınıMa‘şûk nakşından okur her ‘âşık Kur'ân'ını2 Yârdan ayru olınca asılup ölmek yigdür‘Âşık kendü bıragur boynına urganını3 Gitmez ‘âşık gözinden hergiz ma‘şûk hayâliNitekim Zelhâ virür Yûsuf'un nişânını4 Dirlik budur ‘âşıka Ma‘şûk yolında öleSorarlarsa eyidem ‘âşıkun burhânını5 Belkîs'ıla Süleymân ‘ışka düşdi bir zamânİsteyüp bulmadılar bu derdün dermânını


Dr. Mustafa Tatcı 3256 Gökdeki Hârût-Mârût ‘ışk içün indi yireZühre yüzin göricek unıtdı Rahmân'ını7 Güzâf görmen siz ‘ışkı kime ugradıyısaSultânı iltür başdan yitürür hânmânını8 Ferhâd bu ‘ışk yolında başın külünge tutdıHüsrev Şîrîn derdinden dosta virdi cânını9 Leylî'yle Mecnûn işi ‘aceb gelür bu halkaAbdü'r-rezzâk terk itdi ‘ışk içün îmânını10 Zamân bî-vefâları cefâ kılur Yûnus'aBir togru yâr bulıcak fidî kılur cânınıYE. 96b, RY. 5b, K. 149b, NO. 183a, Rt. 30, A. 30.3991 İy yârânlar iy kardaşlar görün beni n'itdüm ahîEre irdüm eri buldum er etegin tutdum ahî2 Cânum bir gözsüz cânıdı içi tolu sen ben idiTutdum miskînlik etegin ben menzile yitdüm ahî3 Korkar oldum bir Tanrı'dan bîzâr oldum yatlu hûdanİşbu işüm sagıncıla ben yoluma gitdüm ahî4 Anladum kendü hâlümi gözledüm togru yolumıTutdum ulular etegin Hazret'e ben yitdüm ahî5 Giderdüm gönlümden kîni kîn dutanun yokdur dîniİy yârânlar ben bu sözi uludan işitdüm ahî6 ‘Âşıkısan miskîn Yûnus Hazret'e dutgıl yüzüniAnlayana gevher durur söz sarrâfa satdum ahîYE. 102a, RY. 29b, K. 171b, NO. 190a, M. 57, Ç. 73b.


326Yûnus Emre Dîvânı4001 Yine yüzini gördüm yine yüregüm yandıDost senün ‘ışkun odı yüregüme dayandı2 Görklü yüzüni gören gönlini sana virenBellü tapunda turan ne toydı ne usandı3 Gevherdür senün özün güneşden arı yüzünŞekerden datlu sözün her kim gördi utandı4 Şu gönlüm garîb idi cigerüm kebâb idiGörklü yüzüni gördüm içüm taşum bezendi5 Yûnus Emre bî-karâr şol hûb yüze intizârSenden ayrılmaz nazar vardı yakıldı yandıRY. 15b4011 Müslümânlar kim görmişdür ‘âşık tevbe itdüginiYâ kim işitdi denize od düşüben tütdügini2 Şâhum senün ‘ışkun odı düşdi gönül deryâsına‘Aceblemen kaynayuban ma‘rifetler bitdügini3 Yüz bin ‘Îsâ'yilen Mûsâ ‘ışkıla ser-gerdân gezer‘Aceblemen beni dahı ‘ışk nihengi yutdugını4 Yüzgeçlik ögrenimeyen kul girmesün bu denize‘Işk denizi derin olur ‘aceblemen batdugını5 Sarrâflıgı ögrenmeyen bu gevheri boncuk sanurVarur virür yok nesneye bilmez neye satdugını6 Her kim ol dost dîdârını bunda ‘ıyân görmeziseYarın ol ser-gerdân geze hîç bilmeye n'itdügini


Dr. Mustafa Tatcı 3277 Uşda miskîn Yûnus eydür Tapdug'umuz dost yüzidürİnanmayan işbu söze eydebilsin eytdüginiNO. 182b, Rt. 29, A. 26.402Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün1 Bu ‘ışk denizine talan hâcet degül ana gemiYâhûd kanda bulalum sohbetile bu demi2 Dünyâlıgum yokdur dime bu gussayı öküş yimeMa‘şûkı ger sevdünise gider gönüldeki gamı3 Ben sevdügüm ma‘şûkayı sen dahı bir görseyidünVirmeyedün bu ögüdi fidâ kılaydun sen cânı4 ‘Âşık kişi ögüt bilmez zirâ ögüt assı kılmazUnıdur ol kibr ü kîni terk eyler gider dükkânı5 Girçek ‘âşık olanlarun yüzinde nişânı olurDünin günin turmaz akar gözleri yaşınun kanı6 Bu cümle ‘âlem sevdügi şol dînile îmân dururVa'llâhi “ışksuz gerekmez şol dîniyile îmânı7 Yûnus yüzün kaldurmagıl ‘âşıklarun ayagındanFidâ eyle yüz bin cânı andan bulasın Sübhân'ıRY. 52b, K. 162a, YE. 100a, NO. 185a, M. 52.403Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Yort iy gönül sen bir zamân âsûde fârig hoş yüriKorkma kayırma kimseden gussa vü gamdan boş yüri


328Yûnus Emre Dîvânı2 Hakîkate bakarısan nefsün sana düşmânyiterVar imdi ol nefsünile vuruş-tokuş savaş yüri3 Nefsdür eri yolda koyan yolda kalur nefse uyanNe işün var kimseyile nefsüne kakı buş yüri4 Dilerisen bu dünyenün şerrinden olasın emînTerk eyle bu kibr ü kîni hırkaya gir dervîş yüri5 İsterisen bu dünyede ebedî serhoş olasın‘Işk kadehin tolu götür yıl on'ki ay serhoş yüri6 Kimse bâgına girmegil kimse güline dirmegilVar kendü ma‘şûkunıla bâgçede el alış yüri7 Gönüllerde ig olmagıl mahfillerde çig olmagılÇig nesnenün ne dadı var gel ‘ışk odına biş yüri8 Yûnus imdi hoş söylersin dilün ile şerh eylersinHalka nasîhat satınca er ol yolunca hoş yüriNO. 191b, K. 148b, RY. 5a, Rt. 28, Ç. 81a, M. 45.4041 Gönlüm düşdi bir sevdâyaGel gör beni ‘ışk n'eylediBaşumı virdüm gavgâyaGel gör beni ‘ışk n'eyledi2 Ben yürürem yana yana‘Işk boyadı beni kanaNe ‘âkilem ne dîvâneGel gör beni ‘ışk n'eyledi3 Ben yürürem ilden ileDost soraram dilden dile


Gurbetde hâlüm kim bileGel gör beni ‘ışk n'eyledi4 Benzüm sarı gözlerüm yaşBagrum pâre yüregüm başHâlüm bilen dertlü kardaşGel gör beni ‘ışk n'eyledi5 Gurbet ilinde yürüremDostı düşümde görüremUyanup Mecnûn oluramGel gör beni ‘ışk n'eyledi6 Gâh tozaram yirler gibiGâh eserem yeller gibiGâh çaglaram seller gibiGel gör beni ‘ışk n'eyledi7 Akar sulayın çaglaramDertlü cigerüm taglaramŞeyhüm anuban aglaramGel gör beni ‘ışk n'eyledi8 Yâ elüm al kaldur beniYâ asluna irdür beniÇok aglatdun güldür beniGel gör beni ‘ışk n'eyledi9 Ben Yûnus-ı bî-çâreyemBaşdan ayaga yareyemDost ilinde âvâreyemGel gör beni ‘ışk n'eylediMecmûa Nu: 442, s. 74, Ç. 77a.405Müstef‘ilün Müstef‘ilünDr. Mustafa Tatcı 329


330Yûnus Emre Dîvânı1 Yok yire geçürdüm güniÂh n'ideyüm ‘ömrüm seniSenünle olmadum ganîÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni2 Geldüm ü geçdüm bilmedümAglayup gussa yimedümSenden ayrılam dimedümÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni3 Seni bana yâr sanurdumBana vefâdâr sanurdumAygâr imişsin bilmedümÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni4 Kanı sana güvendügümSevinüben özendügümKüllî kalur kazandugumÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni5 Gidüp gine gelmeyiserGelüp beni bulmayısarBu begligi sürmeyiserÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni6 Çün beni koyup gidesinVarup sinleye giresinAnda gelüp söyleyesinÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni7 Hayrum şerüm yazılısar‘Ömrüm ipi üziliserSûret benden bozulısarÂh n'ideyüm ‘ömrüm seni8 Miskîn Yûnus gidisersin‘Aceb sefer idisersin


Hasretile kalısarsınÂh n'ideyüm ‘ömrüm seniDr. Mustafa Tatcı 331YE. 97b, K. 144b, Ç. 82b, RY 64a.406Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Bir sâkîden içdük şarâb ‘Arş'dan yüce meyhânesiOl sâkînün mestleriyüz cânlar anun peymânesi2 Bir meclisdür meclisümüz anda ciger kebâb olurBir şem‘adur anda yanar ay u güneş pervânesi3 Ol şem‘a karşu yananun küllî vücûdı nûr olurOl od bu oda benzemez hîç belürmez zebânesi4 Ol meclisün ‘âşıkları İbrâhîm Edhem'dür biriBelh şehri gibi bin ola her gûşede vîrânesi5 Bizüm meclis mestlerinün demleri Ene'l-Hak olurBin Hallâc-ı Mansûr gibi en kemîne dîvânesi6 ‘Işk şarâbın içenlere gel bir nazar eyleyi görBunca yıldur niçe döner ol meclisün piyâlesi7 Yûnus bu sözlerün senün ma‘nî durur bilenlere‘Âkil-kâmil olan kişi bu ma‘nîye inanasıRY. 64b, K. 175b, YE. 98a, Rt. 29, A. 27, Mecmûa, MillîKtp. Nu: 442, s. 92.4071 Çıkdum erik talına anda yidüm üzümiBostân ıssı kakıyup dir ne yirsün kozumı


332Yûnus Emre Dîvânı2 Kerpîç koydum kazgana poyrazıla kaynatdumNedür diyü sorana bandum virdüm özini3 İplik virdüm Çulhâya sarup yumak itmemişBecid becid ısmarlar gelsün alsun bezini4 Bir serçenün kanadın kırk kanluya yükletdümÇifti dahı çekmedi kaldı şöyle yazılı5 Bir sinek bir kartalı kaldurup urdı yireYalan degül gerçekdür ben de gördüm tozını6 Balık kavaga çıkmış zift turşısın yimegeLeylek koduk togurmış bak a şunun sözini7 Bir küt ile güreşdüm elsüz ayagum aldıGüreşüp basamadum göyündürdi özümi8 Kâf Tagı'ndan bir taşı şöyle atdılar banaÖylelik yire düşdi bozayazdı yüzümi9 Gözsüze fısıldadum sagır sözüm işitmişDilsüz çagırup söyler dilümdeki sözümi10 Bir öküz bogazladum kakıldum sere kodumÖküz ıssı geldi eydür bogazladun kazumı11 Ugrulık yapdum ana bühtân eyledi banaBir çerçi geldi eydür kanı aldun gözgümi12 Tosbagaya ugradum gözsüzsepek yoldaşıSordum sefer kancaru Kayserî'ye ‘azimi13 Yûnus bir söz söylemiş hîç bir söze benzemezMünâfıklar elinden örter ma‘nî yüziniNO. 184, Ç. 87a, a. 26, 44, YE. 105, Niyâzî-i Mısrî, AlîNevrekânî, Şeyhzâde Muhyiddin, İsmâil H. Bursavî, İbrahîm Hâs.


Dr. Mustafa Tatcı 3334081 Dost yüzini göricegez artar gözlerümün nûrıUçmak gelmez nazaruma hezârân bin olsa Hûrî2 Dost gözümün nûrı durur bu gönlümün sırrı dururBir dem ansuz olımazam cânum anunladur diri3 Ol dostıla durur benüm dünin günin münâcâtumBen kandasam dost andadur n'iderem Mûsâ vü Tûr'ı4 Ol dost durur kamuların hâcetini revâ kılanVar hâcetün andan dile yüzün dergâhına süri5 Eger gerçek ‘âşıkısan key beklegil sır söziniBir sözden oda atdılar miskîn Hallâc-ı Mansûr'ı6 İşbu sözüm anlamayan eydem sana neye benzerHayvân durur anun gibi tagda yürür süri süri7 Yûnus girçek ‘âşıkısan ırılmadın togru durgılIrılmadın togru varan ol göriserdür dîdârıK. 138b, YE. 94a, RY. 71b, M. 40.409Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Ne kim senün cevrünile geçürmişem ben günümi‘Işkun odı çıkarısar ‘Arş'a degin dütünümi2 ‘Işkun odı düşdi bana ben yanaram ne gam sanaYanup içüm kül olmışam gözetme taşra tonumı3 Yanup oda dirsen girem yatluga baş indürmeyemSenden yüzüm döndürmeyem çün sana tutdum yüzümi


334Yûnus Emre Dîvânı4 Gündüz hâlüm gören kişi kâfir ise göynür öziKim ne bilür ben bilürem kim niçe geçer dünümi5 Kasdum budur şehre girem feryâd u figân koparamYine dönüben korkaram işide düşmânünümi6 Eydür Yûnus kim hakîkat ben Mecnûn oldum ‘âkıbetN'ola disen Mecnûn-sıfat hoş tutunuz Mecnûn'umıYE. 102b.410Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün1 Girçek ‘âşık oldunısa gel ‘ışk kitâbından okıCân gözini açdunısa hakîkat bulasın Hak'ı2 Degme ‘âlimler okımaz bu ‘âşıklar kitâbınıZîrâ ki ol yazmış anı ezel ebed oldur bâkî3 ‘Âşıklarun ‘Arş yüzinden ma‘şûkı gitmez gözindenDâima okur sözinden zîrâ kim ol durur fakı4 ‘Şeyh ü dânişmend ü fakı gönül yapan bulur Hak'ıSen bir gönül yıkdunısa gerekse var yüz yıl okı5 Yûnus ‘âşık oldunısa ma‘şûkunı buldunısaMâ‘şûkını bulan kişi yok durur nesneden bâkîYE. 102b.411Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün1 Zihî deryâ ki katreden görindiNe deryâdur ne katredür gör indi


2 ‘Aceb katre ki deryâ anda mahfîBu mahfî sırrı sen senden sor indi3 Murâdı on sekiz bin ‘âlemün senBu gaflet pes sana sendendür indi4 Sana gel sen seni sende bulıgörSana bak sendeki bil kimdür indi5 Fenâ ol kim bulasın zevk-i vuslatBu sözüm düş midür sana yor indi6 Hicâb-ı nûr u zulmet külli sendeNiçe sen sen niçe ben ben tur indi7 Sana senden yakındur aşrı tap bakYoran mülkine sultân ol yor indi8 Asılda ‘âşık u ma‘şûk u ‘ışk birBu birden gerçi kim yüz bin görindi9 Eger âyîne bin olsa bakan birGören bir görinen bin bin görindi10 Saladur kime gark olmak dilerseYûnus bu bahre gavvâs ol gir indiDr. Mustafa Tatcı 33526.NO. 191b, YE. 102a, K. 195b, RY. 62a, HB. 12a, Ç. 77a, A.4121 İşbu vücûd bir kal‘adur ‘akıl içinde sultânıİşbu gönül bir hazînedür ‘ışk tutmış bekler anı2 Nazar üzre dil kapucı cümlesi ‘akla tapucı‘Akıldur işler yapucı eyler cümle âbâd anı


336Yûnus Emre Dîvânı3 ‘Akıl başda iş bitürür nazar gözden bakar görür‘Akıl gönül içre turur ol üç haslet besler anı4 ‘Akıl taht eyledi başı şöyle bilür her bir işiDünyâ içre ‘âkil kişi degmez kimseye ziyânı5 Başdur bu vücûdun şâhı başdur ‘akılun taht-gâhıKatı buşmagıl nigâhı buşudur ‘aklun düşmânı6 Eger katı buşarısan başun nefse koşarısanNefs hâline düşerisen ol buşdugı ‘akıl kanı7 ‘Akıl gitdi buşu geldi ‘akl evini buşu aldıİmdi sultân buşu oldı göze göstermez cihânı8 Eger tama‘ kılurısan gördügüne kalurısanNefsün güm-râh kılurısan nazar dahı oldı fânî9 Nazar gitdi tama‘ kopdı nazar yirin tama‘ tutdıBasduk yirde fitne bitdi işletdi yine nefsânî10 Nazar dahı gözde olur kimde ne var bakar görürTama‘ ana düşmân olur gözden savar ol nişânı11 Îmân durur cân çerâgı gevde durur cân turagıKîn durur îmâna yagı gelse giderür îmânı12 Eger kîne tutarısan gitdi senden îmân dahıBi'llâhi ol Tanrı hak'ı yokdur bu sözün yalanı13 Yûnus ‘ışkun arta dursun cânun göynep düte dursunÜstâd ‘aybun örte dursun oldur üstâdlar sultânıB. 51b, RY. 28b, K. 169b, NO. 189b, M. 55.


Dr. Mustafa Tatcı 3374131 Niçe yıllar ‘ömür sürdümAnca aglayuban güldümİşde ecel sana geldümEsenledüm dünyâm seni2 Sürdüm ‘ömrümi geçürdümCânum Hazret'e uçurdumEcel şerbetin içürdümEsenledüm dünyâm seni3 Yürüridüm sag selâmetTakdîr eyledi melâmetEcel kıldı hoş melâmetEsenledüm dünyâm seni4 Gelen geçermiş n'idelümGelün âhrete gidelümBu fenâyı terk idelümEsenledüm dünyâm seni5 Hayr u şer itdügün işlerOl görinen dürlü düşlerBitdi bu kamu teşvîşlerEsenledüm dünyâm seni6 Dün ü gün iderdüm zikirZikir kılurıdum Hakk'a şükürEcel irdi bizi okurEsenledüm dünyâm seni7 Ben bir dervîşidüm dostumHak'dan yana oldı kasdumEcel tuzagına basdumEsenledüm dünyâm seni


338Yûnus Emre Dîvânı8 Yârânlarum kardaşlarumHakk'a lâyık yoldaşlarumEsen kalsun râzdaşlarumEsenledüm dünyâm seni9 İy Yûnus Emre bî-çâreÖzün dutgıl togru yâreÖlüme yogımış çâreEsenledüm dünyâm seniB. 26b.4141 Berk yapışdun şol dünyâya koyup gitmeyesin bigiKaranu yalınuz sinde varup yatmayasın bigi2 Geldün bu dâr-ı mihnete aldandun fânî lezzeteHeves idüp Hak sohbete dadın datmayasın bigi3 Behey miskîn aç gözüni bu fânîden yum gözüniGünâhdan kara yüzüni hîç agartmayasın bigi4 Behey miskîn gâfil olma dünyâ fânî bâkî sanmaEcel yiticek agzundan lokman yutmayasın bigi5 Dirnegi tagıdan gelmiş cân u gönül mahbûs olmışHep ‘azânı şeytân almış ögüt dutmayasın bigi6 Ta‘n idersin ‘âşıklara gönül gözi açıklaraUymışsın münâfıklara sıdka gelmeyesin bigi7 Yûnus özün yalvarursan sıdkıla yola girürsenEl alup tevbe kılursan mahrûm kalmayasın bigiB. 2b.


Dr. Mustafa Tatcı 3394151 Dostı gerçek sevenlerün dosta ulaşur cânlarıKendüye hayrân eylemiş ezel ebed dost bunları2 Ârâmı yok irte gice maksûdı dün gün ol hocaAnuniçün ‘ışk gelicek tahtdan yıkar sultânları3 Dost elinden ol er şâhı aldı içdi ‘ışk şarâbınAnuniçün gitmez âhı dost firâkıdur honları4 ‘Âşıkam diyen cânlarun bagrı kebâbdur anlarunGözlerinün akan yaşı cigerünündür kanları5 ‘Âşıkam diyen cânlarun nişânı vardur anlarunEti teni arı olur hem palâs olur tonlarıDTCF. 225a.4161 Nâgâh yagmâ eyledi ‘ışk odı cânumuzıHîç kimse nitelikden virmez nişânumuzı2 Ne îmâna bakdurur ne hod dîne tapdurur‘Işk odı şöyle dutdı yıkdı dükkânumuzı3 Virdi birlikden şarâb kılduk dükkânı harâbCümlesini terk itdük assı-ziyânumuzı4 Niçe nişân vireler kangı yoldan soralarKamusın elden koduk dîn ü îmânumuzı5 Ne assı var ne ziyân gelsün cânuna kıyanCümlesinden geçüben bulduk Sultânumuzı6 Birlikdedür varumuz biz bir olduk kamumuzİkilik söylemege komaz lisânumuzı


340Yûnus Emre Dîvânı7 Yüz bin lisân çün geldi yüz bin cân yolda kaldıYüz bin gözler görmeye bizüm cevlânumuzı8 Bilelikden cânumuz hîç kalmadı gamumuzSâfî kendüden açar ma‘den ü kânumuzı9 Gel gör imdi bu kândan ne biter bu ma‘dendenAyrılmazuz birlikden bulduk mekânumuzı10 Gözler nite göriser kimse nite iriserİki cihândan öte kurduk sayvanumuzı11 Yûnus imdi yavu var birlikden durur ikrârHîç kimesne bu milkden virmez nişânumuzRY. 28b, YE. 102b, Rt. 91a, DTCF.417Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün1 Yâ ilâhî ger su'âl itsen banaBu durur anda cevâbum uş sana2 Ben bana zulm eyledüm itdüm günâhN'eyledüm n'itdüm sana iy pâdişâh3 Gelmedin didün hakuma kem diyüTogmadın didün ‘âsî Âdem diyü4 Sen ezelde beni ‘âsî yazasınToldurasın ‘âleme âvâzesin5 Her ne dilersen hakumda işledünNe tuşa durdumısa sen tuşladun


6 Ben mi düzdüm beni sen düzdün beniPür ‘ayıb niçün yaratdun yâ Ganî7 Gözüm açup gördügüm zindân içiNefs ü hevâ pür-tolu şeytân içi8 Habs içinde ölmeyeyin diyü açMismil ü murdâr yidüm bir iki kaç9 Nesne mi eksildi mülkünden senünYâ sözüm geçdi mi hükmünden senün10 Rızkun alup seni muhtâc mı kodumYâ öyünün yiyüben aç mı kodum11 Kıl gibi köpri yaparsın geç diyüGeçüben kevser şarâbın iç diyü12 Kıl gibi Sırât'dan Âdem mi geçerYâ üzilür yâ tayanur ya uçar13 Yine fazlundur kulunı geçürenGeçüben kevser şarâbın içüren14 Kullarun köpri yaparlar hayr içünHayrı oldur kim geçerler seyr içün15 Pes gerek kim anda muhkem ola olKim görenler diyeler uş togrı yol16 Terezü kurdun günâhum tartmagaKasd idersin beni oda atmaga17 Terâzû ana gerek bakkâl olaYa bazirgân tâcir ü ‘attâr ola18 Çün günâh murdârlarun murdârıdurHazretünde yaramazlar kârıdurDr. Mustafa Tatcı 341


342Yûnus Emre Dîvânı19 Pes niçün murdârı açup tartasınSen gerek lutfıla anı örtesin20 Şimdi dirsin seni oda urayımŞerri bir denk artugısa göreyim21 Şerri azatmak gerekdür hayrı çokHayrı olmayanlar oldı anda yok22 Sen basîrsin hod bilürsin hâlümiPes ne hâcet tartasın a‘mâlümi23 Haşâli'l-lâh senden iy Rabbü'l-enâmSen temâşâ kılasın ben hoş yanam24 Geçmedi mi intikâmun öldürüpÇüridüp gözüme toprak toldurup25 Bir avuç topraga bunca kıyl u kâlNeye gerek iy Kerîm-i Zü'l-Celâl26 Kara kıldan çün ki agardı ak kılBu cihân sevdâların elden kogıl27 Çün Yûnus'dan gelmedi hergiz ziyânSen bilürsin âşikâre vü nihân28 Olmasun bizden sana ayruk cevâbSöz budur va'llahü a‘lem bi's-sevâbF. 207b, B. RY. K. NO. 196b, HB, 15b.


Dr. Mustafa Tatcı 343SÖZLÜK-A-Abâ(a): Yün esvâb. Hz. Peygamber'in giydiği yünden yapılmış genişelbise.Âbâd/âbâdân(f): Bayındır, şen, ma'mûr.Abdü'r-rezzâk(a): Şeyh San'an. Hırıstiyan bir çobanın kızına âşık olup,dinini değiştirerek evlenir. Bunun üzerine ona bağlı olan dervişleryanından ayrılırlar. İçlerinden birisi şeyhini terk etmez. Esasında bubir ilâhî imtihandır. Şeyh San'an, sırrını bu dervişe verir. Şeyhinevlendiği kadın İslâm olur ve şeyh eski hayatına döner. Kendisindenayrılmayan tek derviş, Şeyh San'an'ın makamına geçecektir. Bu kıssaFeridüddin Attâr'ın “Tezkire”sinde geniş olarak dile getirilmiştir.Edebiyatımızda “aşk” sembolüdür.Abes(a): Boş, mânâsız, faydasız. Değersiz.Âb-ı Hayât(f.a): Hayat suyu, ebedî dirilik verdiğine inanılan efsanevîsu. Âb-ı Hayvan da denilir. Tasavvufta hakîki aşk. İlm-i ledün,marifetullah, mürşid-i kâmilin sözleri.Âb-ı Hayvân(f.a): Bkz. Âb-ı Hayât.Âb-ı Zemzem(f.a): Zemzem suyu. Ka'be civarında bulunan mübarekkuyunun adı.Âbid(a): İbadet eden kul, zâhid, çok ibâdet eden kişi. Tasavvufta “ehlişeriat” anlamında kullanılmaktadır.Aceblemek: Tuhaf bulmak, hayret etmek, hayretle karşılamak.Acûz 'Acûze(a): Yaşlı kadın. Kocakarı.Ad urunmak(t): Ad konulmak, isim verilmek, adlanmak.Adl(a): Doğruluk, adalet.Ag(t): Ak, beyaz.Agaç at(t): Tabut, sal.Âgâh(f): Uyanık, bilen, ârif. Gönül gözü açık olan.Agâz(f): Başlama.Agdug(t): Ağduğı, yükseldiği, çıktığı.(133/5) Ağduğı şeklindeki bukelime vezin gereği "ağduğ" okunmalıdır.Agmak(t): Yükselmek, yukarı çıkmak.Agu(t): Zehir.Agup-dönmek(t): Yuvarlanmak, sağa sola hareket etmek.


344Yûnus Emre DîvânıAgyâr(a): Yabancılar, başkaları, gayrılar. Tasavvufta kesret. İnsanınzihninde Hak’tan başka bir varlık varmış vehmi yaratması.Âh u vâh(f): Ağlayıp sızlama, inleme, haykırma.Âh u zâr(f): Ağlayıp inleme.Ahad(a): Bir tek. Cenab-ı Hakk'ın sayıya gelmeyen birliği demek olupVahdaniyyetinin hakikati için kullanılır. Hakk'ın Zat isimlerindendir.Ahbâr(a): Haberler.Ahd(a): Söz verme.Ahî(a): Kardeş, fütüvvet ehli. Tarîkat kardeşi.Ahmed(a): Hz. Peygamber'in adlarından birisi.Ahvâl(a): Hâller, vaziyetler.Ahzân(a): Hüzünler.Ak teleme(t): Ak süt, kesik süt. Mecazen temiz sûret için kullanılır.Âkıbet(a): Bir şeyin sonu, nihâyet, netice.Âkil(a): Akıllı, aklî düşünen ve hareket eden. Mutasavvıfa göresûrette takılıp kalan zâhid.Akl-ı Cüz'(a): Yarım akıl. Parça akıl. İlahî zatı anlamayan ve küllîakıldan haberdâr olmayan akıl.Akl-ı küll(a): Bütün akıl, tam akıl. İlahî zatı idrak eden akıl.Akl-ı ma'aş/maîş (a): Dünyevî akıl, geçim düşüncesinde olan akıl,aklın en alt tabakası..Akmak(t): Saldırmak, hücûm etmek, yürümek, meyletmek.Al/âl(a): Hile, desise.Alâ küll-i hâl(a): Şöyle böyle, olduğu üzere, olduğu kadar.Alâ(a): Yüce, ulu.Aldaguç(t): Aldatıcı, hileci, dünyevî ihtiraslar; tuzaklar.Aldamak(t): Kandırmak, inandırmak. Aldatmak.Aldanguç(t): Aldatıcı.Aldanmak(t): İnanmak, sanmak, safça kabul etmek.Aldar(t): Aldatır.Aldayı tutmak(t): Boyuna aldatarak oyalamak.Aleyhisselâm(a): Selam üzerine olsun. Peygamberler anıldığındata'zîm için söylenir.Alınmak(t): Temiz olmak, dokunulmamış olmak. Bu kelimeningeçtiği mısra “Nökerli kızdur kimisi alınmaduk çoklar yatur”şeklindedir.Alışmak(t): Alevlenip yanmaya başlamak.


Dr. Mustafa Tatcı 345Ali(a): Hz. Ali, Peygamber'in damadı ve amcası Ebu Tâlib'in oğlu.Dördüncü Halife. On yaşında iman etmiş ve hiç putlara tapmamıştır.Gazalardaki kahramanlığı sebebiyle “Esedullah” denmiştir. Hz. Ali,cennetle müjdelenenlerden olup mutasavvıflar tarafından “Şah-ıvelâyet” tanınmıştır.Alkış(t): Övme, dua etme.Alu(t): Alçak, alık, aptal.Âm u hâs(a): Halk ve seçkinler. Metinde, zâhir bâtın(tasavvuf) ehlianlamında.A'mâl(a): İşler ameller, hayırlar.Amel(a): İş, hayır, çalışma.Âmî(a): Avamdan olan kişi, halkın aşağı tabakasından. Tasavvuftahakikatten haberi olmayan.Amm(a): Umûmî, herkese ait, halk.Amu(a): Amca.An(a): Lahza, çok az bir zamân.Ân(f): O, güzellik, melâhat.Anber(a): Güzel koku.Anca(t): O kadar, onca.Anda(t): Orada, oraya, o konuda, o hususta, o zamân.Andak(t): Hemen, o anda, derhâl.Andan(t): Ondan, ona, ondan sonra, ondan ötürü.Anı(t): Onu.Anın(t): Bununla, bu sebeble, bundan dolayı.Anlar(t): Onlar.Anmak(t): Hatırlamak, sözünü etmek.Ansuz(t): Onsuz.Ansuzın(t): Birdenbire, birden, bir anda.Anter: Hz. Ali tarafından öldürüldüğü rivâyet edilen bir silahşör.Anun(t): Onun.Ap arı(t): Tertemiz, saf.Âr(a): Benli, namus, utanma.Arafât(a): Mekke'de hacılarun arefe günü ve gecesi kaldıklarımübarek dağın ismi.Arasât(a): Arsalar, kıyâmetde her canlının dirilip toplanacağı meydan.Mahşer yeri, haşır neşir yeri.Ârâyiş(f): Süs, bezek, ziynet.


346Yûnus Emre DîvânıAraz(a): İşaret, alâmet, tesadüf, kaza. Tasavvufta, zâtî olmayan hâl vekeyfiyet. Cevhere arız olan ve cevherden hariç bulunan.Arbede(a): Kavga, gürültü.Âreste(f): Süslenmiş, bezenmiş.Arı(t):Temiz, pâk, saf, müberra, berî, güzel, parlak.Arışgan(t): İddiacı, cedelleşen, mücadele eden.Arıtmak(t): Temizlemek, tenzih etmek.Arkurı(t): Eğri, karşı, ters, aykırı , tersine.Armak(t): Yorulmak, yorgun düşmek.Arş(a): Dokuzuncu gök. Bütün âlemi çevreleyen, âlem tasavvurununsonu ve en yüksek noktası kabul edilen yer. Tavan.Arş-ı 'azim(a): En büyük 'arş, Cenâb-ı Hakk'ın arşı. Zatî âlem. İnsân-ıkâmilin gönlü.Arş-ı Rahmân(a): Cenab-ı Hakk'ın 'arşı. Allah'ın izzet ve saltanatınıntecellî ettiği mahal. Kâmil insanın gönlü.Arşın(f): Gez, endaze. Ölçü birimi.Artuk(t): Başka, başkası, gayrı, fazla, artık.Arturmak(t): Fazlalaştırmak, artırmak, arttırmak.Arz(a): Yeryüzü, toprak, zemin, dünya.Arzûmân(f): Dilek, istek.Asâ(a): Değnek, baston, dayanak.Âsân(f): Kolay.Ashâb-ı suffâ(a): Hz. Peygamber'in sofasında kalan fakirler. Busahabe mutasavvıflara göre tam bir mistik hayat yaşamışlardır.İslâmda ilk sufiler kabul edilebilir.Âsî(a): İsyân eden, emirlere itaat etmeyen kişi.Âsil-zâde(a.f): Asil bir kişinin oğlu, şerefli bir âileye mensup.Âsitân(f): Eşik, dergâh, tekye.Âsitân-ı mürşid(f.a): Mürşidin tekkesi, şeyhin bulunduğu yer.Assı(t): Fayda, menfaat, kazanç.Âsûde(f): Rahat, sakin, müsterih.Aş(t): Yemek.Aşaklık(t): Tevazu, alçaklık.Âşık-bâz(a.f): Âşıkla oynayan.Aşıklıcak(t): Acele edince, acele ederek.Aşıkmak(t): Acele etmek.Âşikâre/âşkâre/eşkere(f): Belli, meydanda, açık, bedihi. Bu kelimeYûnus'un eserinde “eşkere” şekline dönüşmüştür.


Dr. Mustafa Tatcı 347Aşk-bâz(a.f): Aşkla oynayan, sevgiliyle oynayan kişi.Aşmak(t): Geçmek, taşmak. “yıl aşmak” gibi.Aşr okumak(a.t): Kur'ân'dan on âyet mikdarı okumak.Aşurmak(t): Geçirmek.Âşüfte(f): Perişân, dağınık, âşık.Atâ(a): Verme, bağışlama, ihsanda bulunma, cömertlik.Avâne(a): Beraber, taraftar, yardımcı.Avâra(f): Avâre, kötü, adî, bayağı.Âvâz(f): Sadâ, yüksek ses, şöhret.Avret oğlan(a.t.) Kız oğlan kız.Ayag / ayak(f): Ayaklı içki kadehi.Ayagın durmak(t): Ayakta durmak.Âyât(a): âyetler.Ayb / 'ayıb(a): Kusur, leke, utandıracak hâl.Âyet-i kül(a): Kur'ân, âlem, insan-ı kâmil.Ayıtmak(t): Söylemek.Âyîne(f): Ayna, mir'ât, gözgü.Ayne'l-yakîn(a): Görerek inanmak, görüşle inanca ulaşmak.Ayruk(t): Ayrı, başka, gayrı.Ayruksamak(t): Farklı şekilde, aykırı olan.Ayruksımak(t): Başka türlü, başka şekilde olan, aykırı olan, başkası.Ayuk /ayık(t): Aklı başında, uyanık.Ayuksuz(t): Aklı başında olmayan, serhoş.Ayyâr(a): Hilekâr, desiseci, iki yüzlü, içi başka dışı başka olan kişi.Az bakmak: Küçümsemek. Az görmek.A'zâ(a): Bedenin bir uzvu.Âzâd(f): Serbest, hür.Âzâdlık(f): Hürriyet verilmiş, serbest bırakılmış.Âzâl(a): Ezeller, başı olmayan zamânlar.(Ezelin çoğulu.).Azâzîl(a): Şeytân, İblîsin bir adı.Azdurmak(t): Bozmak, yoldan çıkarmak, değiştirmek.Azık / azuk(t): Erzak, yiyecek,(mecazen) ibâdet.Azîz(a): Sevgide üstün tutulan, hürmetli, saygı değer. Tasavvuftamürşid-i kâmil.Azm eylemek(a.t): Karar vermek, niyet etmek, gayret etmek. Yolaçıkmak.Azmak(t): Şaşırmak, sapıtmak, yoldan çıkmak, ayrılmak, sapkınlığadüşmek.


348Yûnus Emre DîvânıAzrâîl(a): Ölüm meleği, dört büyük melekten birisi.-B-Bâb(a): Kapı, kısım, mevzu', fasıl.Bâc(f): Vergi, cizye, harâc.Bâd(f): Rüzgâr, nefes.Badya(Rumca): Ağzı geniş, topraktan yapılmış kap. Şarap tası. Rumca“batheia"dan.Bâg(f): Bahçe, büyük bahçe, bostan.Bagır(t): Göğüs, ciğer, yürek.Bâgi(a): Tecâvüz eden, saldıran, haksızlık eden, zâlim.Bahadur(f): Cesûr, yiğit.Bâhil(a): Cimri, hasîs, tamahkâr, malını kıyamayan.Bahillik(a): Tamahkârlık, hasîslik, cimrilik.Bahis(a): İddiali söz, noksan.Bahr(a): Deniz.Bahrî(a): Bir cins deniz ördeği, balıkçıl, balık.Bahtılu / bahtlu (f.t): Bahtlı, talihi iyi, kısmetli.Bâl(f): Kanat.Bâlâ(f): Yüksek, yukarı, yüce, uzun.Balaban: İri doğan kuşu.Balıcak(t): Küçük balık.Balk urmak (a.t): Parlamak, ışıldamak.Balkımak(a.t): Parlamak, ışıldamak, çakmak.Ban(t): Ulu, büyük bez, büyük çadır.Bang(f): Haykırma, yüksek ses. dua.Bañlamak(t): Ezan okumak, seslenmek, bağırmak.Banmak(t): Batırmak, bulaştırmak. Suya banmak.Bâr tutmak(f.t): Paslanmak.Bâr(f): Kir, pas.Bâr(f): Yük, kal'a duvarı.Barak Baba: Bu zat hakkında fazla bilgi yoktur. Mevcut bilgilerintahlili için bkz. Ahmet Yaşar Ocak, Sarı Saltık-Popüler İslâm’ınBalkanlardaki Destanî Öncüsü, Ankara 2002. Cami'ü'd-Düvel'deBarak Baba'nın Sarı Saltuk mürîdlerinden olduğu yazılıdır.(Bkz.Hasan F. Turgal, Anadolu Selçukîleri-Münecimbaşı'ya Göre, İstanbul1935, s. 74;, Yazıcızâde Ali, Tarih-i Al-i Selçuk, Topkapı, Revan,1391, varak 375 a; Eflakî Menakıbu'l-Arifîn.(Çev. Tahsin Yazıcı)


Dr. Mustafa Tatcı 349Ankara 1961, C. II, s. 484, Hilmî Ziya, "Anadolu Tarihinde DinîRûhiyat Müşahedeleri", Mihrâb, Sayı 13-14, 1340, s. 434-448. Kendirisâlesinde de Sarı Saltukla alakası üzerinde durulur: A. Gölpınarlı,Yûnus Emre ve Tasavvuf, İstanbul 1961, s. 252-259, 455-472. ŞeyhBarak, 1307 veya 1308'de Moğollar tarafından öldürülmüştür.Bârân(f): Yağmur.Bâri(a): Yaratan, Allah. Düzenleyip tertip eden.Bârigâh(f): Yüksek dîvân, izinle girilebilen yüksek yer. Otağ, Cenab-ıHakk'ın huzuru.Barmak(t): Parmak.Bârû(f): Kale duvarı, hisar burcu, sûr.Basar(a): Görme kabiliyeti, göz, kalp gözü.Basaret(a): Göz açıklığı, derinliğine görüş.Basîr(a): Her şeyi bilgisiyle gören Allah. Basîret sahibi kişi, kalp gözüile gören.Basîret(a): Kalb gözü, ileri görüşlülük.Baş açmak(t): Dua etmek, şikâyet, beddua, yas tutmak.Baş gözi(t): Zâhirî göz, gönül gözünün aksi.Baş(t): Yasa.Başa çatmak(t): Bir araya gelmek, baş başa vermek, bir işe girişmek.Başa varmak(t): Sona gelmek, bitmek.Bâşed ki(f): Ola ki, olur ki.Başlu(t): Yaralı.Bâtıl(a): Hurafe, sahte, hak olmayan.Bâtın(a): İç yüz, öz. Gizli, görünmeyen. Cenab-ı Hakk'ın bir ismi.Batn(a): Bkz. Bâtın.Bay(f): Zengin, mîr, emîr.Bayagı(t): Önceki, eski, eskisi gibi.Bâyezîd-i Bistamî: Hicrî III. asırda yaşayan kutsal gönüllü veli. Babaadı İsa, Nişabur'un Bistam köyünde doğup büyümüştür. Şakîk-i Belhîile sohbetleri var. H. 264 yılında öldü.Bayık(t): Gerçek, açık, açıkça, aşikâr.Bayımak(t): Zengin olmak, zenginleşmek.Bayındırmak(t): Zenginleştirmek, mâmûr etmek.Bâzirgân(f): Tâcir, tüccâr.Becid (f): Acele, Çabuk, derhal, devamlı, ısrarlı, gerçek.Bedi'(a): Eşsiz, örneksiz, benzersiz. İşitilmemiş, görülmemiş.Bed-nâm(f): Adı kötüye çıkmış. Fenâ tanınmış.


350Yûnus Emre DîvânıBedr(a): Dolunay.Bed-ter(f): Daha kötü, beter.Beg(t): Bey, zengin kişi.Begâyet(a.f): Çok, ziyadesiyle, pek fazla, aşırı, son derece.Behişt(f): Cennet, firdevs.Behremend(f): Nasibli, behreli, hisseli.Bekâ-ender-bekâ: Bekabillah makamlarından ikincisi. Bâkîlik içindebâkîlik. Mutlak ebedîlik.Bekrî(a): Gece gündüz içen, alkolik, içkiye düşkün.Belâ/belî(a): Evet. Ruhların elest meclisinde Cenab-ı Hakk'ın "elestübir rabbiküm" sorusuna verdikleri cevap.Bele(t): Böyle.Belî(a): Bkz. Belâ.Belinlemek(t): Seyrimek, sıçramak, titremek.Belkîs: Saba melikesi. Süleyman Peygamber zamânında yaşadığı,onun tarafından imana davet edildiği rivâyet edilir. Yemen'de Sebebölgesinde hükûmet etmiştir.Bellü beyân(t): Apaçık, âşikâr.Bellü bilmek(t): İyi bilmek, kanaat getirmek.Bellü(t): Belli, aşikâr, açık.Bellü(t): Belli, aşikâr, açık.Belürmek(t): Belli olmak, meydana çıkmak.Benâm(f): Namlı, tanınmış, meşhûr, ünlü olmak.Bencileyin(t): Benim gibi, bana benzeyen.Bend(f): Bağlanan, bağlanmış, bağ, boğum.Beniz(t): Beniz, yüz, alın, renk.Benven(t): Benim.Berât(a): Nişân, rütbe, imtiyaz, taltîf için verilen belge.Bercîs(a): Müşteri yıldızı.Ber-dâr(f): Dâr ağacına asılmış olan.Bere-Berre(f): Kuzu.Ber-hurdâr(f): Hayırlar elde etmiş kişi. Kısmetli, mes'ût olan.Beriyye(a): Mahlûkat, yaratıklar, insanlar, halk.Berk(t): Sağlam, katı, sert, kuvvetli.Berkitmek: Kuvvetlendirmek, sağlamlaştırmak. Pekitmek.Berr(a): Kara, toprak.Berü(t): Yakın, beri, bu yana, beriye, bu tarafa.Berye/Beriyye(a): Çöl, kır, sahra.


Dr. Mustafa Tatcı 351Bes(f): Yeter. Kâfî, yetişir.Bes/besi: Çok, fazla, ziyadelik. Birçok.Beşâret(a): Müjde, iyi haber, muştu, muştuluk.Beşe/Peşe/Paşa(?)(t): Ağabey, ulu, başkan, yüksek rütbeli kişi, ilerigelen kişi, paşa.Bevvâb(a): Kapıcı.Beyâbân(f): Çöl, kır.Beytü'l-Ma'mûr(a): Gökte Ka'be hizasında bulunan Allah'a en yakınmeleklerin tavaf ettiği ev.Bezek(t): Süs, ziynet.Bezemek(t): Süslemek, tezyin etmek.Bezenmek(t): Süslenmek.Bezirgân(f): Bkz. Bâzirgân.Bezmek(f): Usanmak, bezmek, bıkmak.Bıçgu(t): Kesecek âlet. Bıçkı, testere.Bıñar(t): Pınar.Bıragmak(t): Bırakmak, terk etmek.Bî-'aded(f.a): Sayısız.Bî-basar(f.a): Görmeyen, gözsüz.Bî-cân(f.a): Cansız.Bî-cism(f.a): Cisimsiz.Bî-çâre(f.f): Çaresiz.Bî-dâr(f): Uyanık.Bid'at(a): Sonradan çıkan şey. Hz. Peygamber'den sonra ortaya çıkanâdet ve inanışlar. İslâm adına ortaya atılan yanlış inanışlar.Bî-dem(f): Nefessiz, kansız.Bî-dirîg(f): Esirgemeyen, esirgenmeyen, elinden geleni yapan.Korumasız. Zayıf. Âciz; yazık demeyen. Eyvah demeyen.Bî-elvân(f.a): Renkleri olmayan, renksiz.Bî-gam(f.a): Gamsız, kedersiz, üzüntüsüz.Bî-gâne(f): Yabancı.Bigi(t): Gibi.Bî-gümân(f): Şüphesiz.Bî-hod(f): Kendisinden geçmiş, bayılmış, mest. Dîvân'da, nefsini yokeden, nefissiz, kâmil insan için kullanılır.Bî-hûş(f): Kendisinden geçmiş, şaşkın, sersem.Bî-kân(f): Cevhersiz, özü olmayan.Bî-kevn(f.a): Var olmayan.


352Yûnus Emre DîvânıBî-kıyâs(f.a): Ölçüsüz. Mukayese edilemeyen.Bi-Külli(a): Büsbütün, tamamen, tamamıyla.Bil(t): Bel.Bile(t): Beraberlik, maiyet.Bî-Levn(f.a): Renksiz.Bilik(t): Kemer, sadak, “İman biligin berk kuşan”(44/8).Biliñmek(t): Seyrimek, sıçramak, titremek.Bî-lisân(f.a): Dilsiz.Biliş(t): Bildik, tanıdık, âşinâ, ma'rifet.Bil-lâh(a): Allah için.Bilü(t): Bilgi, ilim, irfân, idrâk.Bî-mekân(f.a): Yersiz, yeri olmayan, yurtsuz.Bî-mest(f): Mest olmayan, aklı başında.Binâ(a): Arapçada fiillerin yapısını inceleyen bilim dalı. Fiillerinçatısı.Binâ(a):Yapma, dayama.Bî-nazir(f.a): Eşsiz, benzersiz. Eşi bulunmayan.Bî-nihâyet(f.a): Nihâyetsiz, sonsuz. Tükenmez.Bî-nişân(f): İzi olmayan, belirsiz. Alâmetsiz.Bir demi(t.f): Bir an için bir anlık zamânda.Bir kezden(t): Birden, hep birden.Bir kezin(t): Bir defa.Bir niçe(t): Birçok, pek çok.Biregü(t): Bir kimse, başkası, birisi.Bî-reng(f): Renksiz.Birikmek(t): Toplanmak, bir araya gelmek, birleşmek, aynileşmek,beraber olmak.Birin birin(t): Bir bir, teker teker, birer birer.Birle(t): İle.Biryân(f): Kebâb, kızarmış, yanmış.Bişe(f): Orman, meşelik, sazlık.Bişmek(t): Pişmek, olgunlaşmak, beslemek, geliştirmek.Bişürmek(t): Pişirmek, olgunlaştırmak.Biti(t): Mektup, yazılmış şey, amel defteri.Bitimek(t): Yazmak, kısmet etmek,mukadder kılmak. Nasib.Bititmek(t): Kısmet etmek, nasib etmek, yazmak, meydana getirmek.Bitmek(t): Erişme, ulaşmak, belirmek, yetişmek, meydana çıkmak.Bitrişmek(t): Hesaplaşmak, anlaşmak, ödeşmek.


Dr. Mustafa Tatcı 353Bitürmek(t): Meydana getirmek, yetiştirmek.Biz/bez(t): Kumaş, çaput, bez.Bizâ'e(a): Sermaye.Bizâr(f): Rahatsız, bıkmış usanmış, küskün.Bizek/bezek(t): Süs, ziynet.Bizmek(t): Bezmek, usanmak.Bolay ki(t.f): Ola ki.Boncuk: Boncuk, inciye benzetilen cam süs eşyası.Bostân(f): Bâğçe, yeşillik, bağlık yer.Boşanmak(f): Boşalmak, boş olmak.Boz yapalak(t): Boz tüylü. Boz renkli bir tür çaylak.Boz-pusaruk(t): Boz renkli, sisli, kipkirli, alacalı, bulanık.Bucak(t): Köşe, tenha yer.Bûd u vücûd(f.a): Varlık, var oluş.Bug(t): Buğu, buhar.Bugz(a): Kin, kalpten düşmânolmak, nefret.Buhl(a): Cimrilik, pintilik, hasislik, el sıklığı.Bukrat: İskender'den yüz yıl önce yaşayan meşhur Yunan hakîmiHipokratis.Bular(t): Bunlar, bu kişiler.Bulaşık(t): Karışık, bulanık âlûde.Bulıncadı(t): Buluncaydı, buluncaya kadardı.Buñ(t): Sıkıntı, gam, zaruret.Buñalmak(t): Sıkılmak, gamlanmak, akli dengeyi yitirmek.Buñamak(t): Bun olmak, saflaşmak, aklî muvazeneyi yitirmek.Buñar(t): Pınar.Burâk(a): Cennet bineği.Burc(a): Kal'a çıkıntısı, sabit yıldız.Burılmak(t): Dönmek, bükülmek.Burmak(t): Bükmek, sarmak, boynu omuza düşmek.Bustân/bostân(f): Bağçe, büyük bağçe.Buşmak(t): Kızmak, öfkelenmek.Buşu(t): Öfke, kızgınlık.But/büt(f): Put, metinde birkaç yerde İlahî sevgili, mürşid için. Putkilise resmi anlamında da geçmektedir.Bûy(f): Koku.Buyruk(t): Emir, ferman.Bühtân(a): İftirâ, birisine yalan isnat etme.


354Yûnus Emre DîvânıBünyâd urulmak(f. t): Kurulmak, yapılmak.Bünyâd(f): Temel, esâs, asıl.Bürd-bâr(f): Uysal, halim, mütehammil, sabırlı.Bürhân(a): Delil, isbat, tanık.Bürrân(f): Keskin.-C-Cafer-i Tayyâr (a): Hz. Peygamber'in amcası oğlu, Hz. Ali'nin kardeşi.Mute savaşında iki kolu kesilmiş ve şehid olmuştur. Tayyâr lakabı onaHz. Peygamber tarafından şehid olduğunda verilmiştir.Peygamberimizin Ca'fer için “Cennette meleklerle uçuyordu.” dediğirivâyet edilir. Bu yüzden, "uçan" manasına “tayyâr” denilmiştir.Câh(f): Mevki, mansıb, yer, rütbe, makam.Câlinûs: Bergamalıdır.(131-200) İlkçağın Yunan hekimlerindendir.Câm(a): Kadeh.Câm-ı 'Işk(f.a): Aşk kadehi, İlahî aşk. Metinde bazen mürşid-i kâmilinsözleri.Cân alıcı(f.t): Azrail.Cân(a): Cin taifesi. Cinlerin reisi (bkz. 49/6).Cân(f): Cism-i latif, rûh-ı hayvanî, metinde bir yerde mürîdanlamında.(Bkz. 406/1).Cânâvâr/cânver(f): Can taşıyan, hayvan, canlı, canâvâr.Cân-bâz(f): Cânıyla oynayan.Cây-gâh(f): Yer, mevki, mahal.Câzû(f): Cadı, büyücü sihirbaz.Cebbâr(a): Kudret ve ululuk sahibi, Allah. Esmaü’l-hüsnadandır.Cebbâr-ı Âlem(a): Dünyayı iradesine mecbur eden. Dilediğine istediğiişi yaptırmaya muktedir. Allah.Cebrâîl Cebreîl/Cibrîl (a): Vahiy meleği, dört büyük melekten birisi.Cibrîl. Muhammedî akıl.Cebrî(a): Zorla yaptırılan, zorba.Cehd(a): Fazla gayret, güç-kuvvet sarfetme azim.Cehl(a): Câhillik. Bilmezlik.Celâl(a): Büyüklük, ululuk. Allah'ın bir ismi.Celîl(a): Büyük, ulu olan Allah.Celle(a): Yüce, aziz olan.Cemâl(a):Yüz güzelliği.Ceng(f): Muharebe, savaş.


Dr. Mustafa Tatcı 355Cercîs(a): İsâ Peygamberden sonra geldiği rivâyet edilen ve onunşeriatine uyan bir peygamberdir. Kur’ân'da ismi geçmez. Yetmiş kezöldürülmüş her öldürüldüğünde yeniden dirilmiştir.Cevelân/Cevlân(a): Gezinme, dolaşma, dolanma.Cevher(a): Kıymetli taş, maya, öz.Cevherî: Kâmil insan.Cevşen: Zırh, savaş elbisesi.Ceyhûn: Irmak.Cîfe(a): Leş, kokmuş et.Cim(a): Eski yazıda bir harf.Cinn(a): Âteşten yaratılan bedensiz varlıklar. Muhtelif şekilleregirebilirler. Latîf varlıklar oldukları için gaybî bazı bilgilergetirebilirler. Kelimenin sözlük mânâsı, hissetme kabiliyeti olan,seyreden, gizleyen, örten vb.Cur'a(a): Kadehin bir yudumu.Cûş(f): Coşmak, kaynamak.Cûşa gelmek(f.t): Coşmak, kaynamak.Cübbe(a): Zühd alameti. Uzun ve bol elbise.Cüft(f): Çift, ikili, eşi olan.Cümle(a): Bütün, hep.Cünbiş(f): Kımıldanma, oynama, eğlence, hareket. Zevk.Cürm(a): Kabahat, kusûr. Hata, günâh.Cüst ü cû(f): Arayıp sorma, araştırma.Cüvân(f): Genç, delikanlı.Cüz'(a): Kısım, parça.Cüz'iyyât-ı müselsel(a): Her şeyin bir başka şeyin devamı olması.Tasavvufta ve Yûnus'ta ma'den nebat ve hayvan kategorilerininbirbirini takib eden yaratılış tertibi. Her tabaka kendi içinde parçabuçuk olup yine kendi aralarında ontolojik tabakalar halindedir.Bunlardan her cüz'ün seyri istisnasız Allah'a doğrudur.-Ç-Çabük-bâz(f): Çabuk, aceleci. Tez oyuncu.Çag(t): Zaman, vakit, mevsim. Yaş, asır. “Sözün usıla düşirgil dimegilçağ ide(çağada?) bir söz”(Bkz. 102/3).Çagada(t): Çocukça, çağa: Yeni doğmuş, tüyü bitmemiş.(Bkz. 102/3).Çagırmak(t): Davet etmek.Çagıru(t): Davet, davetiye.


356Yûnus Emre DîvânıÇagide(t): Çocukca, ham, manasız.Çagşaban(t): Dağılarak.Çâh(f): Kuyu, çukur.Çakıldak(t): Degirmende öğütülen buğdayın taşlar arasında bitdiğinibildiren ve değirmen taşına çarparak “çak-çak” sesi çıkaran alet.Çakmak(t): İyice anlatmak, bildirmek. Tanıtmak aksettirmek. İfşaetmek. Gammazlamak, kovalamak.Çalap(t): Tanrı, Hak.Çaldug(t): Üfürdüğü, üflediği, öttürdüğü. (133/5)'teki "çalduğı"şeklindeki bu kelime vezin gereği "çalduğ" şeklinde okunmalıdır.Çalınmak(t): Çizmek, çizilmek, yazı yazmak, silinmek.Çâpûk(f): Çabuk, tez, çevik.Çâpûk-bâz(f): Çabuk, tez, çevik.Çâr(f): Dört.Çârdag(f): Çardak.Çarh urmak(f.t): Dönmek, semâ etmek.Çarh(f): Gök, felek.Çarh-ı Felek(f): Gök, dolaba benzeyen gökyüzü, Mecazen tali', baht.Çârsû(f): Çarşı.Çatmak(t): Kurmak, tanzim etmek. Birbirine bağlamak. “Dinçatmak”(Bkz. 248/2) veya “endam çatmak” gibi.Çav(t): İklîm, memleket, şöhretli bir yer. Meşhûr.Çavuş yıldızı(t): Zühre yıldızı(?)(Bkz. 66/4).Çekmek(t): Tartmak, ölçmek, yemek, zorla almak.Çeng(f): Kanuna benzeyen bir çeşit saz.Çerâg/çerâk/çırak(f): Fitil, ışık, mum, kandîl, çıra.Çerb(f): Besili, semiz, yağlı.Çerçi(f): Bazı küçük eşya ve tuhafiye malzemesi satan kişi.Çerge(f): Çadır.Çerh(f): Çarh, dünya, felek.Çerî(f): Asker.Çeşni(f): Lezzet, tad, tadımlık miktarda.Çeşte(f): Altı telli saz, tanbur. Şeştâ'dan gelmektedir.Çetr(f): Çadır, gölgelik.Çevgân(f): Gûy u çevgân, Cirit oyununda kullanılan değnek.Çeynemek(t): Çiğnemek.Çırâk(f): Çıra, mum, çerâg.Çıyan(t): Zehirli ve sürüngen küçük bir böcek.


Dr. Mustafa Tatcı 357Çi(f): Ne, nasıl.Çig(f): Ham, pişmemiş.Çizginmek(t): Dönmek, “Bu çizginen gökleri”(Bkz. 133/2).Çogaç(t): Gün, güneş.Çokal: Eskiden savaşlarda atlara giydirilen çelik zırh. Bir çeşidinisavaşçılar da giyer.Çokallu: Zırhlı.Çomak(t): Değnek, sopa, ucu topuzlu sopa.Çöksü(t): Bir şeyin kımıldamaması için üste konan şey, baskı büyükçivi. Mıh.Çökük(t): Çukur yer. Alçak.Çul: Kıldan dokunan döşek.Çulha: Dokumacı.Çün(f): Çünkü, madem ki, ne zamân ki.-D-Dâd u sited(f): Alış veriş.Dâd(f): Adalet.Dad(t): Tat, lezzet, çeşni.Dahı(t): Bundan başka, ayna zamânda, hem de.Dak tutmak(t): Özür/Kusur bulmak.Dak(t): Özür, kusur.Dakı(t): Dahı, da, de.Dakmak(t): Takmak, ad takmak. Ad koymak.Danışık(t): Tanışık, ülfet, ünsiyet. Karşılıklı oturup konuşmak.Dâniş(f): Söz, bilgi, ilim.Dânişmend(f): Bilgin, müderris.Dapa(t): Taraf, yön... a doğru... a karşı.Dâr(a): Ev, yapı, yer, yurt.Dâr(f): Dâr ağacı.Dâra gelmek: Dârağacına gelmek. İdam edilmek. Mecazen, İlahî sırrı“Hallâc-ı mansur gibi” ifşa etmek. Şer'î olarak bu sırrın ifşasıharamdır.Dâr-ı mihnet: Mihnet evi. Mecazen dünya.Dartınmak(t): Çekinmek, esirgemek.Datlu(t): Tatlı.Davâ(a): Dava, iddia, metinde “asılsız söz” anlamından çok, hakikatibilinmeyen şer'î sözler.


358Yûnus Emre DîvânıDâvûd: İsrail oğullarından bir peygamber ve hükümdârdır. SüleymanPeygamber'in babası olan Dâvûd, sesinin güzelliğiyle tanınmıştır.Kitâp sahibi bir peygamberdir. Zebûr, Dâvud'a inmiştir.Deccâl(a): Kıyâmete yakın meydana çıkacak olduğuna inanılanDeccâl, bazılarını dinden imandan edecektir. Hz. İsâ tarafındanöldürülecek bir yalancı peygamber olduğu rivâyet edilir. TasavvuftaDeccâl, dünya sevgisinden ileri gelen nefsî güçlerden ibaret olup,bunlar, riyaset, rubûbiyet, büyüklenmek (kibir), hile vs.dir. Bukuvvetler akl-ı ma'âşa bağlıdır. Nefislerinde söz konusu özellikleriyok edemeyen kişiler, tasavvufta “Deccâl”e benzetilmişlerdir.Deccâl'in bir gözünün şaşı olması ise, kişinin bu nefsi özellikleritaşımasından dolayı uhrevi ve ulvî âlemleri görmemesi anlamına gelir.Degin(t): Kadar, dek.Degme(t): Herhangi, her bir, her, rastgele.Degmek(t): Ulaşmak, erişmek.Degritmek(t): Oynatmak, hareket ettirmek, dolaştırmak.Degşürilmek(t): Çevrilmek, döndürülmek.Degşürmek(t): Değişmek, değiştirmek.Degül(t): Değil.Degürmek(t): Ulaştırmak, eriştirmek, yetiştirmek.Dehr(a): Dünya, zamân. Maddeler âlemiDehrî (a): Maddeci, ruha, ahrete, manevî şeylere inanmayan kişi.Materyalist.Dek durmak(t): Sessiz, sakin durmak. Uslu oturmak.Dek(t): Kadar, …a kadar.Dek/tek(t): Eş, benzer, gibi.Delâlet(a): Delil olmak, kılavuzluk. Doğru yolu göstermek.Delim(t): Çok, birçok, ziyade, fazla.Delük(t): Delik, açık.Dem(f): An, zamân, vakit, soluk, nefes.Dem-be-dem(f): Vakit, vakit. Daima, zamân zamân.Dem-beste(f): Susmuş, soluğu kesilmiş, nefesi bağlanmış.Demren/temren(t): Okun ucuna geçirilen demir.Dem-sâz(f): Uygun arkadaş, dost, sırdaş.Denk(t): Eş, benzer, eş değer.Denlü(t): Kadar.Densüz(t): Münasebetsiz, ölçüsüz hareket eden, saygısız.Depe/dapa(t): Taraf, yön.


Dr. Mustafa Tatcı 359Depemek(t): Tarafa gitmek, yöne gitmek.Deprenmek(t): Kıpırdamak, kımıldamak, hareket etmek; kurumak.Depretmek(t): Kımıldatmak, oynatmak; kurutmak.Der(t): Ter. Yeni biten, taze.“Ağaç deri dirildi”(301/6).Derbân(f) : Kapıcı.Dergâh(f): Tekye. Zikir ve ibâdet edilen yer. Kapı yeri, kapı eşiği.Tarikatlerin müessese devrinde irşad için kullandıkları teferruatlıgeniş mekan. Dergâhlar, semâhâne, halvet veya çile odası, aşhâne,derviş hücreleri vs. bölümlerden teşekkül eder. Hakikî sûfî alemleridergâh kabul eder.Deriçe(f): Küçük kapı, pencere.Dermânde(f): Âcil, kala kalmış, bî-çâre, zavallı, beceriksiz.Dermek/dirmek(t): Toplamak, biriktirmek.Dervâze(f): Büyük kapı, büyük bir binanın büyük taşra kapısı. Kalekapısı.Dervîş(f): Yoksul, mütevazî kişi, tarikate girmiş kimse. Sülûka'ahdeden ve Allah'a ulaşmak isteyen kişi.Derzi(f): Terzi.Destâr(f): Sarık, imâme, tülbent.Dest-gir(f): Elden tutan, yardım eden, yardımcı.Destûr(f): İzin, ruhsat.Devlengeç: Çaylak; bazı yazmalarda dölengeç, dülengeç, devligeçşeklinde harekelenmiştir.Devlet(a): Saadet, mutluluk.Devrân(a): Dünya, felek, zamân, talih. Dönme, dolaşma.Devşürmek/divşürmek(t): Dermek, toplamak, bir araya getirmek.Derlemek.Deyr(a): Kilise, manastır.Deyyân(a): Hakkıyla mükafatlandıran ve cezalandıran, hâkim,Allah.(Bir kudsî hadiste yaratıcı kendisini melik ve deyyân olarakanar. Burada deyyân, insanın başlangıçtan sonuna kadar mâcerâsınıtamamlayıp hesâba çeken anlamındadır.).Deyyâr: Bir kimse, yurt sahibi, manastır sahibi.Dikçi(t): Âsi, dik dik karşılıklar veren kişi.Dil tetiği(t): Dilin konuşma kabiliyeti.Dilenigörmek(t): Hemen dilenmek, dilenmeye bakmak. Dilenmeyedevam etmek.Dil-hasta(f): Gönül hastası.


360Yûnus Emre DîvânıDilkü: Tilki.Dil-pezîr(f): Gönüle hoş gelen, gönlün beğendiği.Dil-teng(f): Gönül darlığı, iç sıkıntısı.Dimek(t): Demek, söylemek.Din(a): İnanç, imân, tâat, âdet, huy, verilecek karşılığa hükmetmek.Dinâr: Altın sikkeli para.Dirgenmek(t): Toplanmak, birikmek, bir araya gelmek. Dayanmak.Dirgürmek (t): Diri etmek, diri kılmak, diriltmek.Dirîg(f): Esirgeme.Dirîgâ(f): Hayfa, ne kadar yazık, eyvah.Dirilik(t): Yaşayış, geçim, hayat, sağlık.Dirmek (t): Toplamak, dermek.Dirnek (t): Dernek, toplantı. Eğlenmek için toplanan kişiler.Dîv(f): Şeytân, cin.Dîvân (f): Huzur, meclis.Dîvân-ı ışk (f.a): Aşk meclisi, mürşid huzuru.Divşürmek(t): Devşirmek, toplamak. Bir araya getirmek.Diyânet(a): Dindârlık. din hükümlerini yerine getirmek.Doksan bin Hak kelâmı: Cenab-ı Hakk'ın Hz. Peygamber'e Mirâc'ta90 bin sır söylediği, bunlardan 30 binini halka, 30 binini seçkinleredediği; 30 binini ise sır olarak sakladığı rivâyet edilir.Dokunmak(t): Vurmak, birbirine geçirmek. Çakmak, isabet ettirmek.Dolanmak (t): Dolaşmak.Dolınmak /dolunmak(t): Dolunmak, batmak, dolanmak, Gurup etmek.Don (t): Don, elbise, kıyafet.Donanmak (t): Süslenmek, giyinip kuşanmak.Dölenmek (t): Mutmain olmak, temayül göstermek. Sükûnet, kararkılmak, çoğalmak.Dörimek/dürimek (t): Meydana getirmek, türemek.Döritmek/düritmek, düretmek (t): Yaratmak, bir araya getirmek,türetmek.Dört ejderhâ: Dört unsur(Hava, âteş, su, toprak.).Dört kapı (t): Şerîat, tarîkat, hakikat, marifet.Dört yâr (t): Dört dost, Hz. Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali.Döşek (t): Yaygı, kilim gibi fakat daha yumuşak bir minder.Döymek (t): Tahammül etmek, dayanmak.Duduksuz (t): Serbest, rehin olmayan, kapalı olmayan.Dun (t): Alt taraf, kök.(147/4).


Dr. Mustafa Tatcı 361Dûr(f): Uzak.Durak/turak (t): Makâm, mahal, durulan, eğlenilen yer, yurt.Durgurmak (t): Durdurmak, kaldırmak, ayakta tutmak.Durmak/turmak (t): Ayağa kalkmak, kıyam.Durrac(a): Bkz. Dürrac, turaç kuşu.Durutmak (t): Durdurmak, durdurmaya çalışmak.Duş: Bkz. tuş.Duşa gelmek(t): Rastlamak, karşı karşıya gelmek.Dutmak (t): Tutmak, sahib olmak. Yapmak, yerine getirmek.Dutsak (t): Esir.Dutuşmak (t): Alev almak, tutuşmak.Duvacık kapısı (t): Dua edilen yer. Allah'ın rahmet sıfatına sığınma.Bugün “dua kapısı” şeklinde kullanılıyor.(128/3).Duzag(t): Tuzak.Duzah(f): Cehennem.Dükeli(t): Bütün, hep, cümle, hepsi, herkes.Dükkân-dâr(a.f): Dükkân sahibi.Düldül(a): Hz. Ali'ye, Hz. Peygamber tarafından verilen binek atı.Dün (t): Gece.Dün ü gün(t): Gece ve gündüz.Dünyâ-perest: Dünyaya meyil veren. Maddiyatı çok seven.Düp-düz (t): Düm-düz. Tamamıyla, baştanbaşa.Düpdüzin (t): Tamamıyla, bir baştan bir başa.Dürdâne(a.f): İnci tanesi.Dürimek/dörimek(t): Bir araya getirmek, meydana getirmek,türetmek. Türemek.Dürişmek(t): Çalışmak, isbat etmek, gayret etmek.Dürlü(t): Türlü.Dürr(a): İnci.Dürrâc(a): Kekliğe benzer bir güzel kuş. Turac.Dürr-i yetîm(f.a): Tek, iri, baha biçilmez inci. Eşsiz inci. Hz. Nûr-ıMuhammed.Dürülmek(t): Katlanmak, toplanmak.Düş(t): Rüyâ, vakıa. Yûnus'ta düş yerine bazan seyr veya seyrânkelimeleri de kullanılır.Düşmek(t): Konaklamak.Düşmek(t): Vâki olmak, mağlûb, müstevli olmak, hücûm etmek.Düşvâr(f): Güç, zor.


362Yûnus Emre DîvânıDütün(t): Tütün. Duman.Düzenmek/düzünmek(t): Kendini düzeltmek, düzene sokmak,süslemek.Düzmek(t): Tertib ve tanzîm etmek. Düzen vermek, sıralamak.Hazırlamak, imal etmek.-E-Ebed(a): Sonsuz, gelecek, sonu olmayan gelecek zamân.Ebleh(a): Pek akılsız, ahmak, bön.Ebsem/epsem: Suskun.Ebter(a): Sonu kesik, çocuğu olmayan, eksik.Ebu Bekir(Sıddîk): İlk halife, Çâr-yâr'dan ilki. Doğru ve sözünün erimanasına “Sıddîk” sıfatıyla anılmıştır.Ecel(a): Ölüm vaktı, âhirete göçmek.Ed-dünyâ cifetün ve tâlibihâ kilâb: Dünya bir cifedir, onun talibiköpeklerdir. Hadis.Efgân(f): Bağırıp çağırma, istimdâd, feryâd.Efreng/Firenk(f): Avrupalı, Frenk. Hırıstiyan.Egerçi(f): Her ne kadar, ise ide, gerçi.Egin(t): Sırt, omuz.Eglemek(t): Geçiktirmek, vakit geçirmek, oyalamak, avutmak.Egleyen(t): Metinde mâsivâ anlamında kullanılmıştır.Ehil(ehl): Yabancı olmayan, âşinâ, mahir, usta, becerikli; metinde,kâmil insan.Ejdehâ(f): Yılan, ejderha. Metinde nefis için bir benzetme.Ekincik(t): Olgunlaşmamış küçük boylu başak.(388/3).Eksüklik/eksiklik(t): Kusurlu, hataları bulunan kişi. Aciz.Eksümek(t): Eksilmek, azalmak, azaltmak.Elest(a): “Elestü” Arapça'da “değil miyim?” demektir. Kur’ân'da 7.surenin 172-173. âyetlerinde, Allah'ın: “Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?” sorusunda geçer. Ruhlar bu soruya: “Evet, Rabbimizsin.”diye cevap verdikleri için biribirlerine tanık tutmuşlar ve şehadetetmişlerdir. Kıyâmet gününde her ruh burada verdiği sözü yerinegetirmek, Rabbini tanımak zorundadır. Sûfîler Bezm-i Elest'de verilencevabların bazılarının olumlu “Kâlû belâ”; bazılarının olumsuz “l┺eklinde olduğuna inanırlar. Bu cevaba göre kıyâmette üç sıra insangörülecektir. Rablerinin sorusuna tasdik eyleyip gözleri ve dilleriylekabul edenler; soruyu sadece kulaklarıyla duyup kararsızlık


Dr. Mustafa Tatcı 363gösterenler. Sadece lâ deyip Rablerinin birliğini kabul etmeyenler.Yunus Emre, Elest’te verilen söze, ahd-i sâbık terkibi ile de anlatır.Ona göre bu sır, bu dünyada iken bilinip yaşanacaktır.El-hakk(a): Doğrusu, hakikaten.Elhamdülillâh(a): Allah'a hamd olsun.Elif(a): Eski yazımızın ilk harfi. Klasik dinî ve ledünnî şiirimizdeAllah, zat-ı uluhiyyet veya makam-ı ma'rifet için kullanılır.Elif-dal-mim: Eski harflerle emed, kelimesinin yazıldığı harflerdir.“Son, nihâyet” manalarındadır. Elif Hakk'ı, mim tafsilât-ıMuhammed'i, dal ise sırr-ı Muhammed veya nûr-ı Muhammedîyitemsil eder. Ayrıca, “Âdem” kelimesi de bu harflerle yazılır.El-kalbü mine'l-kalbi(a): Kalpten kalbe, gönülden gönüle.Elvân(a): Renkler, görünüşler.Em: İlaç; çâre, devâ.Emân(a): Emniyet, korkusuzluk. Yardım, imkân.Emânet(a): İlahî sır. Âdem'e verilen yaratılış sırrı. Metinde bir yerde“cân” anlamındadır.(210/3).Emcek(t): Meme, kuru veya yalancı meme denilen çocuklarınsusturulması için kullanılan alet.Emek yimek(t. d.): Gayret sarfetmek, emek çekmek.Emr-i ma'rûf(a): 'Aklın ve şeriatin caiz ve güzel gördüğü şey, buyruk.Endâm(f): Beden, vücûd, vücûdun görünüşü, boy.Endîşe(a): Düşünce, fikir.Ene'l-Hak(a): “Ben Hakk'ım”, Bağdadlı Hallâc-ı Mansûr'unasılmasına sebep olan şath kabul edilen söz.Er dimek(t): Eğer demek, er, “eger” kelimesinin muhaffefi olarakkullanılıyor. (Bkz. 19/7).Er(t): Mürşid, insân-ı kâmil anlamındadır.Eren(t): Evliyâ, ermiş kişi.Erişgen(t): Ulaşan, yetişen, devamlı erişen, erişmek için uğraşan.Erkân(a): Rükûnlar, direkler, esaslar, âdet, töre.Erte/irte(a): Yarın, sabah.Erte-gice(t): Sabah-akşam.Esen(t): Sağ, salim, rahat, mes'ut.Esenlemek(t): Veda etmek, esenlik dilemek.Eser(a): İz, yapı, nişan.Esfel(a): En aşağı, en alçak, en sefil.Eshâb(a): Sebepler, bir şeye vâsıta olanlar.


364Yûnus Emre DîvânıEsilmek(t): Dökülmek.Eskice(t): Eski elbise, yıpranmış giyecek.Eslemek(t): Dinlemek, kulak asmak; kabûl etmek. Baş eğmek.Eslenmek(t): Kulak asılmak, dinlenilmek.Esrâr(a): Sırlar, gizli mânâlar, hikmetler.Esrimek(t): Mest olmak, sarhoş olmak. Hâle girmek.Esritmek(t): Serhoş etmek.Esrük/esrik(t): Serhoş, mest, coşkun, ehl-i hal. İlahî aşk serhoşu.Eşker/eşkere: Âşikâr, açık, meydanda. “Âşikâre”den.Eşmek(t): Yürümek, yol almak, atı eşkin sürmek, koşturmak.Etmek(t): Ekmek.Evet(t): Metinde bir yerde “Fakat” manasınadır. “Yûnus yidi nişandidi evet üçüni gizledi”(298/7).Evgâr(f): Davar sırtındaki yara, kötürüm, yatalak, yaralı.Evin(t): Yiyecek, dane, tohum, içi. “Evin tutmak: Danelenmek.”Evren(t): Büyük yılan, ejderha.Evvel(a): Allah'ın sıfatı. Öncesi olmayan.Eyâ: Ey, hey.Eye(t): Sahip, mâlik.Eyi: İyi.Eyin(t): Sırt, arka.Eyitmek(t): Söylemek, anlatmak.Eyle(t): Öyle, o şekilde.Eylenmek(t): Edinmek, eylemek, yapmak.Eyyûb(Peygamber): Kur’ân'da adı geçen peygamberlerdendir. Sabırsembolüdür. İsrailoğullarındandır.Ezel(a): Zamanın önsüzlüğü, başlangıcı olmayan zamân.Ezelî vatan: Elest bezmi, ruhlar âlemi.-F-Fahr(a): İftihâr, öğünme.Fahr-ı âlem(a.f. terkip): Hz. Peygamber.Fak (f): Tuzak.Fakî(a): İslâm fıkhını iyi bilen, Fakih.Fakîh Ahmed Kutbüddin: Menâkıbü'l-Ârifîn müllifine göre Sultanü'l-Ulemâ dervişidir. Horasan'dan gelerek Konya'ya yerleşmiştir. FakîhAhmed, Muhyiddin'in “Hızır-Namê”sine göre, Anadolu'da yaşayan eneski sûfîlerdendir. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Menkabevî bazı


Dr. Mustafa Tatcı 365bilgileri, Seyyid Hârûn, Hacı Bektaş Velâyet-nâmesi gibi menâkıbnâmelerdenöğrenmekteyiz. Bilinen iki küçük eserinden birincisi“Kitâbu Evsâfı Mesâcidi'ş-Şerife”, diğeri, “Çarh-nâme”dir. Doğumuve ölümü bilinmemektedir. Ölümü M. 1230'lu yıllarda olabilir.Fakr(a): Tasavvufî bir ıstılah olarak; sülûk mertebelerini yaşayıpnefsin kendi nefsi olmayıp Hakk'a ait olduğunu idrâk etmek,anlamındadır. Yûnus'ta fakr tamamen nefis yokluğu anlamındadır.Fânî(a): Geçici olan, yoklukla ilgili.Fârig(a): Vaz geçmiş. Elini eteğini çekmiş.Fârik(a): Farig'dan, vaz geçmiş.Farîza/farîda(a): Allah'ın emri, farz, yapılması elzem olan.Fâsık(a): Allah'ın emrinden çıkan. Kötülük yapan. Fıska düşen.Fâsid(a): Kötü, fenâ, yanlış, bozuk, fesad çıkaran. Kavgacı, bozucu.Fâş(f): Faş etmek, meydana çıkarmak. Açıklamak. Gizli olanı ortayaçıkarmak.Fâtihâ(a): Kur’ân'ın birinci sûresi. Başlangıç, açış, giriş.Fazîlet(a): Hüsn-i ahlak, ilim ve iman, değer, meziyet.Fazl(a): Fazilet, olgunluk, iman ve cömertlik.Fehm(a): Anlama, anlayış, kavrama.Felek(a): Gök, sema.Fenâ(a): Dünya için kinaye, yokluk mülkü.Fenâ-ender-fenâ (a.f-a.): Yoklukta yokluk. Fenafi'l-fenâ.Ferâgat(a):Tok gözlülük, hakkından vaz geçmek. Davadan vazgeçmek.Ferâh(a): Bol, geniş, iç açıcı. Şenlendiren.Ferâş/ferrâş(a): Döşeyen, hizmetçi, döşeyip süpüren, hizmetkâr.Ferdâne(f): Tek başına, yalnız.Fereci(a): Genişliğe, ferahlığa mensup. Bilginlerin ve şeyhleringiydikleri önü açık, yakasız, geniş kollu ve uzun giyecek.Ferhâd(a): Doğu Edebiyatında bir aşk kahramanının adı. Sevgilisi“Şîrîn”e ulaşabilmek için dağlar delip yol aşmış bir fedakarlık örneği.Mühendisliği ve nakkaşlığı da vardır.Ferik(a): Bölük, topluluk.Ferişte, ferişteh(f): Melek, günahsız, masûm.Ferrâş(a): Döşeyen, temizlik yapan, hizmetçi.Ferş(a): Yer, yeryüzü, döşeme, yaymak.Fesâd(a): Bozuk, fenâlık, karışıklık.Feth-i bâb (a): Kapı açmak.


366Yûnus Emre DîvânıFevka'l-Ulâ: En yüce, yüksek. Pek yüksek.Fısk(a): Hak yolundan çıkma, Allah'a isyân etme, ahlaksızlık, kötülük.Fidâ/fidî(a): Bağışlama, fedâ, uğruna verme.Figân(f): Ağlama sızlama.Fil-hâl(a): Bu anda, hemen, şimdi.Firâk(a): Ayrılık, ayrılma.Firâset(a): Anlama, sezme kabiliyeti, uyanıklık.Fir'avn: Mûsâ Peygamber çağında yaşayan ilâh olduğunu iddia edenMısır hükümdarı. Kur’ân'da kıssası uzunca anlatılır.Firdevs: Cennet, cennetin altıncı katı. Bostân.Firişteh(f): Bkz. Ferişteh, melek..Firkat/fürkat(a): Ayrılma, ayrılış.Fitne(a): Karışıklık. Ortalığı karıştırmak, mâl ve mülk.Furkân(a): İyi ile kötü, hak ile bâtıl, helâl ile haramın farkını gösteren.Kur’ân'ın sıfatı.Fuzûl/fudûl(a): Lüzûmsuz, fazla şey veya söz.Fuzûllık(a.t): Münasebetsizlik, sıradan.Fürkat(a): Ayrılık. Bkz. Firkat.-G-Gaffârü'z-Zünûb(a): Günâhları afveden, bağışlayan, acıyıp merhameteden Allah.Gâfil(a): Gaflet ehli, gerçeklerden habersiz, uyuyan.Gâh(f): Bazan, ara sıra.Gâib/gâyıb(a): Görünmeyen, göz önünde bulunmayan, gizli vebilinmeyen âlem.Galab/galabe(a): Çokluk, kalabalık.Galtân(f): Yuvarlak, tekerlenen, yuvarlanan.Gamgîn(f): Gamlı, kederli.Gam-güzâr: Gam geçiren, tasa çeken, ömrü gam ile geçen.Gammâz(a): Münafık, fitneci, birini birine çekiştiren.Ganî(a): Hiç bir şeye ihtiyacı olmayan, tam manasıyla zengin,müstagni. Allah.Gâret(a): Çapulculuk, yağma.Garîb(a): Gurbette olan kişi. Metinde, emsaline üstün olduğu; onlarıanlayacak insan kalmadığı için cemiyette yalnız kalan veliler veyaezel bezminden dünyaya gönderilişinin hikâyesini bilen kişi. Ehl-ifenâ,.


Dr. Mustafa Tatcı 367Garîbsemek(a.t): Garip kişiler gibi davranmak.Gark olmak(a.t): Batmak, o şeyde boğulmak, o şeye benzemek.Gark(a): Suda boğulmak, batmak.Gassâl(a): Ölü yıkayıcı.Gavvâs(a): Çok gayretli, çalışkan, suya dalan, dalgıç, inci arayandalgıç.Gaybet(a): Başka yerde bulunmak, gıybet, bir şeyin diğer bir şeyiçinde gayb olması. Dedikodu.Gayr(a): Ayrı, başka.Gâzî(a): Din uğruna harp eden.Gedâ(f): Yoksul dilenci.Gedilmek(t): Bir yanından eksilmek, bütünlüğü gitmek. Gedikaçılmak(77/2).Geh(f): Bazan, ara sıra.Geñ (t): Geniş, bol.Genc yaz: İlkbahâr.Genc(f): Hazine, define.Gencay-genç ay(t): Hilâl, yeni doğan ay.Genc-hâne(f): Hazinenin bulunduğu yer.Genc-i nihân(f): Gizli hazine, kenz-i mahfî.Genc-i pinhân(f): Gizli hazine, kenz-i mahfî.Geñez(t): Kolay, uygun, kolayca.Geñiyile(t): Genişliğiyle.Geñsüz söylemek(t): İsteği olmadan, istemeyerek söylemek.Geñsüzin(t): İsteksiz.Ger(f): Eğer.Gerdân(f): Dönen, dönücü.Gerdûn(f): Kainat, felek.Geşt(f): Gezmek, dolaşmak.Gevde(t): Gövde, vücûdun göğüs ve karın kısmı.Gevher(f): Mücevher, inci, esâs, öz.Geyikli Hasan: Bursa kurbinde Keşiş Dağı eteğinde, Orhan Gazizamânında yaşayan bir erendir. Adı geçen yerde türbe, tekye ve camibina etmiştir. Dağda geyiklerle sohbet etmesiyle şöhret bulmuştur.Gıl/gil: Emir teklik 2. şahıs eki. Anmagıl gibi.Gılmân(a): Cennettekilere hizmet eden güzel ve genç delikanlılar.Genç uşaklar.Gile: Şikâyet, vadi.


368Yûnus Emre DîvânıGiñ/geñ (t): Geniş, bol.Gine(t): Gene.Girdâr (f): Amel, fiil, iş.Gird-i hâl: Toz kabarcığı, toz zerreciği, fakr ve tevazu için birbenzetmedir.Giriftâr(f): Tutulmuş, esir, düşkün, mübtelâ.Girîv(f): Bağırma, bağrışma.Girm(f): Kurt, kurtçuk.Girü(t): Geri, tekrâr, sonra, yine, başka.Giryân(f): Ağlayan, ağlayıcı.Göçgünci(t): Bir yerden bir yere göçen, göçebe, göçer.Gökçek(t): Güzel.Gökren(t): Gömgök. Muahhar metinlerde “gökrek” şekli de var.“Gökren katran denizi kıldan Sırât gerile”(Bkz. 306/7).Gönelmek(t): Yönelmek, yüzünü döndürmek, teveccüh etmek.Gönilmek/ gönülmek(t): Yönelmek, teveccüh etmek, yüzünüdöndürmek.Gönlek(t): Gömlek.Gönül(t): Gönül, yürek, kalp, fuad.Gönülek(t): Gömlek.Görk(t): Güzellik, yüz güzelliği, meziyet. İyi huy.Görklü(t): Güzel, mübarek.Göymek(t): . İçin için yanmak, parlamak.Göynük/köynük(t): İçin için yanmak.Yanık, yara, acı, hicran.Gözetme(t): Gözetme, kollama.Gözgü(t): Ayna.Gözsüzsepek/Göz-sepek(t): Köstebek.Gubâr(f): Toz.Gufrân(a): Cenâb-ı Hakk'ın günahları afvı, rahmeti.Gulgule(a): Çığlık. Gürültü, büyük uğultu.Gûr(f): Mezâr, kabir.Guristân(f): Kabristân, mezarlık.Gussa(a): Tasa, üzüntü. Sıkıntı. Kaygu.Guş(f): Kulak, işitmek.Güç görmek(t. d.): Zorlamak.Güç götürmek(t. d.): Zorlamak.Güç üzmek(t): Olmasını istemek. Güçlükle halletmeye çalışmak.Zorlamak.


Dr. Mustafa Tatcı 369Güç(t): Zor, kuvvet; istek.Güft(f): Söz, lakırtı.Güftâr(f): Söz, konuşma.Güher(f): Mücevher, kıymetli taş, inci, gevher.Gülbang/gülbenk(f): Yüksek ses. Bir ağızdan çıkan dua, ilâhî.Hususiyetle, sûfîlerin meclislerde ve törenlerde okudukları tanzimedilmiş dua.Gülistân(f): Gül bahçesi.Gülişgen(t): Çok gülüşen, birkaç kişiyle birlikte kahkaha atan.Gülrek(t): Kahkaha atan, çok gülen.Gülzâr(f): Gül bahçesi.Gümân(f): Şüphe, zann.Gümrâh(f): Yolunu kaybetmiş.Gün(t): Gündüz, güneş.Güvece:(?) Bu kelime “Yilüp siyasın güçin sebl ola güvecesi”(351/12)mısraında geçmektedir.Güzâf(f): Boş, asılsız. Söz.Güzer itmek(f.t): Geçmek.Güzide(f): Seçilmiş, beğenilmiş kişi, şey.Güzin(f): Seçkin, seçilmiş, seçen.-H-Ha dimedin(t): Hemen, derhâl, ha demeye vakit kalmadan.Hâb(f): Uyku.Habîb(a): Sevgili, sevilen, dost. Allah'ın isimlerinden.Habs(a): Zapdetme, tutma, hapis, alıkoyma.Hâcât(a): İhtiyac, lüzûm, muhtaçlık.Hacerü'l-Esved(a): Karataş, Ka'be'nin duvarındaki mukaddes taş.Hacet-gâh(a): Dilek yeri, ihtiyâcın bildirildiği yer.Haç: Put, Haç, İstavroz.Hadd(a): Şeriatçe verilen ceza.Hadîs(a): Hz. Peygamber'in emri ve hareketi, sünnet-i nebevî.Hâk(f): Toprak.Hakk(a): Allah.Hakk(a): Doğruluk, doğru, gerçek.Hakke'l-yakîn(a): Bularak inanmak. Hakikati müşahede edip, yaşamakhali. Yakîn makamlarının sonuncusu. Hakikat ehlinin makamı.Halâyık(a): Yaratıklar, yaratılmışlar. İnsanlar.


370Yûnus Emre DîvânıHâldaş: Aynı durumda, hal arkadaşı.Hâlik(a): Yaratan, Allah.Halîl(a): Sâdık, samimi, dost. Hz. İbrahim'in sıfatıdır.Hâlis(a): Saf, duru, saffetli, pek beyaz. Hilesiz, katıksız.Hall(a): Giren, dahil olan.Hallâc-ı Mansûr: Bkz. Mansûr.Halvet(a): Yalnızlık. Allah'la beraber olup gayrıdan hazer etmek.Hamîr(a): Maya, içki mayası, içki.Hân(f): Yemek sofrası, yemek, ta'am, ahçı dükkânı.Han: Hakan.Handân(f): Gülen, güler, gülücü.Hanende(f): Okuyan, şarkı söyleyen.Hânümân/hânmân(f): Ev, bark, ocak.Hâr(f): Hakir, aşağı, hor, zelil, bayağı.Harâbât(a): Meyhane; tasavvufta tekye, mürşidin gönlü.Harâmî(a): Yol kesen, hırsız, haram yiyen.Harc/Harcı: Layığı, uygunu, elverişlisi, has olmayan. Haricî'den, âdi,ucuz.Hâricî(a): Has olmayan, âdî, ucuz,Harîf(a): Kimse, adam, iş eri, meslektaş.Harîr(a): İpek.Hâris(a): Kıskançlık, çekememezlik.Hârût-Mârût(a): İki melek. Büyü ile uğraştıkları için kıyamete kadarkalmak üzere Babil'de bir kuyuya baş aşağı asılmışlardır.Hâs u 'âm(a): Herkes, ileri gelenler ve halk.Hasenât(a): Güzellikler, iyi ameller.Hâsıl(a): Husule gelen. Olan, meydana gelen.Hâss-ı havâs(a): Hâsların hâsı, gerçeğe ulaşanlar. Seçkinlerin seçkini.Hâsslar (a): SeçkinlerHâssü'l-hâs(a): Seçkinlerin seçkini.Haşâ(a): Asla, hiçbir vakit. Katiyyen.Haşâli'llah(a): Allah için bu iş, bu şey olmaz. Allah göstermesin.Haşerât(a): Zararlı böcekler.Haşr/haşır(a): Toplanma, kalabalık hale gelme. Ölülerin dirilip biryerde toplanması. Mahşer.Hatar(a): Tehlike, uçurum, emniyetsizlik, korku.Hâtır(a): Gönül.Hatt(a): Çizgi, yol, yazı, satır.


Dr. Mustafa Tatcı 371Hattâb(a): Oduncu. Hz. Ömer'in lakabı.Havale(a): Görmeyi önleyen, mâni engel, hâil, bir işi bir başka kişiyebırakma. Ismarlama.Havâle(a): Görmeyi önleyen, mâni, engel, hâil, bir işi bir başka kişiyebırakma. Ismarlama.Havâs(a): İleri gelenler, seçkin kişiler.Havf u recâ(a): Korku ve dilek, korkma ve dileme.Havf(a): Korku.Havsala(a): Zihnin bir şeyi kavrama kabiliyeti. Anlayış, akıl.Havvâ(a): Yaratılan ilk kadın, Hz. Âdem'in zevcesi.Havz(a): Havuz, su biriktirmeye mahsus üstü açık, etrafı duvarlı yer.Hay(a): Haydi anlamında hitap.Hayâ: Hicâb, utanma.Hayf(a): Amansızlık,haksızlık, zülûm.Hayr(a): Meşru iş, faydalı ve nurlu iş. İhsan.Hayrân(a): Şaşırmış, şaşkın.Hayy(a): Daima diri, ölmek ihtimalinden uzak. Allah. Hayatı zerredenküreye tedricen yayılan ve herşeyde hareket şeklinde tezahür edenvarlık.Hayyü'l-Bekâ(a): Ebedî diri olan Allah.Hayz(a): Kadınlara mahsus ay başı hali.Hazer: Çekinme, zarar verebilecek şeyden kaçınma. Korunma.Hâzık(a): Tabib, hekim, işinin ehli.Hazne(a): Hazine'den bozulmadır.Hecâ(a): Ağızdan bir hareketle çıkan ses topluluğu. Harflerin “elif-b┺eklindeki sıralanışa verilen isim. Yûnus'ta bu kelime “mezartaşı” içinşeklî bir benzerlik kurularak zikrediliyor. “Başıma dikeler hece” gibi.Hemân(f): Aynı şekilde, öylece, derhâl.Hem-dem(f): Yoldaş, yol arkadaşı.Hemişe(f): Daimâ, boyuna, hep.Hemrâh(f): Yoldaş, aynı yolda, yol arkadaşı.Hem-râz(f): Sırdaş, sır arkadaşı.Hergiz(f): Asla.Hevâ(a): Heves, istek, arzû , nefse ait şeylere istek.Hevâset(a): Nefse uymak, kötülük, heva ve hevese kapılma.Heves(a): Gelip geçici istek, nefsin hoşuna gitmek. Devrân edipgezmek.Hevl(a): Korku.


372Yûnus Emre DîvânıHeybet(a): Hürmetle beraber korku hisssini veren hal. Azamet,sakınıp korkulacak hal.Heybet(a): Hürmetle beraber korku hisssini veren hal. Azamet,sakınıp korkulacak hal.Hezâr destân(f): Bülbül şakıması; âşıkın sözleri ve şöhreti içinbenzetme.Hezâr/hezârân(f): Bin, binler, binlerce. Bülbül, bülbüller.Hıkd(a): Kin tutma, öç almak için fırsat gözetme.Hınzır(t): Domuz/donuz.Hırka-pûş: Hırka giyen, sâfî, zâhid, derviş.Hırmân/hırmen(f): Harman.Hırs(a): Aç gözlülük. Tamakârlık, arzû.Hısım(a): Akraba, aralarında yakınlık kurulan kişiler.Hışm(a): Öfke, hiddet, gazab, kızgınlık.Hıyânet(a): Hainlik, vefasızlık, sözünde durmayan.Hızır(a): Ebedî hayatın sembolü, Mûsâ şeriatine bağlı bir peygamberveya eren. Âb-ı Hayât içtiği için ölmezliğe erişmiştir. Hızır, İlyâs’laberaber yardım isteyen kulların yardımına koşar. Hızır daha çokkarada yardımcıdır.Hicâb(a): Örtü, perde, utanma, sakınma.Hicâz(a): Arabistan'da Mekke-i Mükerreme ile Medine'nin bulunduğuyerler. Hacc’ın yapıldığı mekân.Hidmet(a): Hizmet.Hikmet(a): Bir işteki sebep. Gizli yön.Hilâf(a): Zıt düşünceli, karşı fikirli, aleyhtar.Hil'at(a): Eskiden devlet büyüklerine ihsân ettikleri süslü elbise,kaftan.Himmet(a): Çalışma, gayret etme, bir işe girişmek, manevî yardım,manen birine yardım etmek.Hitâmü'l-mürselîn: Hz. Peygamber.Ho(f): Hod, kendi, miğfer.Hoca/hâce(f): Bilgin, ulu kimse, efendi. Tüccâr.Hod(f): Kendi, esasen, bizzat.Hodbîn(f): Bencil, kendisini beğenen.Hon(f): Han, sofra, yemek.Horlık(f. t.): Aşağılık, aşağı olmak.Horûs(f): Horoz.


Dr. Mustafa Tatcı 373Hû(a): Hüve'den. Cenab-ı Hakk’ın “O” anlamındaki zâtî ismi olup,gaybî hüviyetini delâlet eder.Hû(f): Huy, mizâç.Hûb(f): Güzel.Hubbü'l-vatan mine’l-imân(a): Vatan sevgisi imandandır. (Hadîs).Hudavendgâr(f): Efendi, sahib, hükümdar, Mevlânâ'nın lakabı.Hulk(a): Huy, tabîat.Hulle(a): Cennet elbisesi. Belden aşağı ve belden yukarı iki kısımdanmüteşekkil elbise.Hûr/hûri(a): Ahver ve Havra kelimelerinin cemidir. Ahu gözlüler, pekgüzel cennet kızları.Hurd(a): Ufak, küçük parça. Hurd u ham; parça parça.Hurrem(a): Sevinçli, mesrûr, şen. Ferahlık veren.Husrev(f): Husrev ve Şîrîn hikayesinin erkek kahramanı. Padişah oğluolup Ferhat'ın sevgilisi Şîrîn'i sevmiştir.Hûş(f): Akıl, fikir, zekâ.Hûşyâr(f): Aklı başında, akıllı.Hût(a): Balık.Hüccet(a): Senet, vesika, delil.Hüccetlü(a): Reddedilmeyecek delilli, senetli.Hümâ(f): Devlet kuşu, yükseklerden uçan ve kişinin başına konaraktalihini değiştiren kuş. Türkçe'de Umay kuşu da deniyor.Hüner-pîşe(f): Maharetli kişi, marifet sahibi.Hürmetlü: Şerefli, saygın, riâyet edilen.Hüsn(a): Güzellik.Hüve(a): O(Allah). Allah'ın zat ismidir.Hüzn(a): Gam.-I--ıcağaz/iceğez/ıcağız/iceğiz(t): Zarf fiil eki. -ınca/ince.-ıcak/-icek(t): Zarf Fiil eki. -ınca/-ince.Ilan(t): Yılan.Ildurum(t): Yıldırım.Ilduz(t): Yıldız.Inık(t): Boyun bükme, itaat etme.Irahman(a): Rahmân.Irak/Irag (t): Uzak, ırak.Irılmak(t): Ayrılmak, uzaklaşmak. oynamak.


374Yûnus Emre DîvânıIrmak(t): Ayırmak, uzaklaştırmak.-ısar/-iser(t): Gelecek zamân eki. -acak/-ecek.Isıcak(t): Sıcak.Ismarlamak(t): Tevdi etmek, emânet etmek.Issı(t): Sıcak, sıcaklık, harâret.Issı/ısı/isi(t): Sâhip.Işık(t): Melametî ve kalenderî tavırlar gösteren, Bektaşî ve Hurûfîleriçinde yaşadıkları sanılan Ehl-i sünnetten olmayan, bâtınî ve şiâtemayüllü bir grup.Işıtmak(t): Aydınlatmak, parıldatmak.Işk(a): Aşk, candan sevme, sevgi.Iyân(a): Ayan, açık, belli.Iyş(a): Zevk ve sefa, işret.-İ-İ(t): Ey.İblîs(a): İnsanları Allah yolundan çıkarmaya çalışan şeytân. Vesveseveren. Hannâs.İbrâhîm Edhem: İlk sûfilerden ve sahabeye ulaşanlardandır. Belhşehzâdesi iken malını yağmaya vermiştir.İbrâhîm Peygamber: Halîlullah. İsmail Peygamber'in babası. Nemrûdtarafından ateşe atıldığı halde bu ateş onu yakmamış, sabırla selâmeteçıkmıştır. Tevhîd dininin babası kabul edilen İbrâhîm (a. s.) Hz.Muhammed’in büyük atasıdır.İbret(a): Ders, insanı gafletden uyaran hadise, tuhaf, acayib.İçre(t): içinde.İç bâzâr(t.a): İç alışveriş, İçeriye yönelmek; insanın içiyle, gönlü ilealış verişi. Murakabe.İdrîs: Kur'ân-ı Kerîm'de ismen zikredilen peygamberlerdendir. Hz.Şît'in oğlu. Terzilerin piri.İg(t): Eksen, ip vb. şeyleri dolamaya yarayan ucu sivri iğne. “OlokdurHak varlığı evliyâdur çarh iği”(313/3).İgen/iñen(t): Çok, fazla, ziyade, pek.İhlâs(a): Karşılıksız sevgi. Kalp sâfiyeti. İçten, samimi sevgi, yalnızAllah rızası için yapılan ibâdetler. Temiz kalp ile yapılan ibâdetler.İhsân(a): Cenab-ı Hakk’ı görüyormuş gibi ibâdet etmek. İyilik, lutuf,bağış, güzellik. İyilikle muamele etme. Kulun mürakebe içindeolmasıyla İlâhî inâyetin erişmesi.


Dr. Mustafa Tatcı 375İhtiyâr(a): İstek, arzû , razı olmak, katlanmak, yaşlanmış kişi.İkâb(a): Azâb, eziyet.İklîm(a): Bölge, ülke, memleket.İl(t): Memleket, ülke, şehir.İl/el(t): Başkası, gayrısı, el.İlâhî(a): Ey Allah'ım, ya Rabbi mealinde dua.İletmek/iltmek(t): Götürmek, ulaşmak.İley/ileyi/ileyü(t): Taraf, yön, nezd, huzur. Dîvân'da her üç anlam damevcuttur.İl-gün(t): Başkaları, yabancılar.İlk yaz(t): Bahar, ilkbahar.İllâ(a): Mutlaka, eğer, aksi halde, ne olursa. Ba-husûs.İlm-i bâtın(a): Öz ilim, hakikat ilmi, tasavvuf. Ledün.İlm-i sâbık(a): Elest bilgisi, ruhların henüz bedene girmeden öncekavrandığı hakikî bilgi.İlyâs: Kur’ân'da ismi anılan Benî İsrail peygamberlerindendir. İlyâs,zamânındaki hükümdârlarla çok mücadele etmiştir. Denizde daradüşen kişilere yardım ettiği söylenir.İmâret(a): Bayındırlık, ma'mûr olma. Yoksul olma, yoksullara yiyecekdağıtan hayır evi.İmdi/indi(t): Şimdi, o halde.İmrân(a): Mûsâ Peygamberin babasının adı.İmrûz(f): Bugün.İn olmak: Bu olmak.İn(f): Bu, şu.İn'am(a): Nimet verme, lütuf ve ihsanda bulunmak.İnâyet(a): Yardım, lütuf, meded.İncü(t): İnci.İnen(t): Çok, pek, daha çok, gâyet ziyade.İnletmek(t): İnletmek, sızlatmak. İçten içten, acılı ve içten seslerçıkartmak.İnni ene'l Hak(a): Muhakkak Hak benim, mealinde.İns(a): İnsan cinsi.İntihâ(a): Son, nihâyet, uç.İntizâr(a): Bekleme, nazar etme. Bakma.İr(t): Er, vaktinden evvel.İ'râb(a): Düzgün konuşmak, Arapça'da, kelime ve fiillerin sonundabulunan harekelerin değişme sebeplerini öğreten ilim.


376Yûnus Emre Dîvânıİrgürmek(t): Eriştirmek. Ulaşmak.İrişmek(f): Ulaşmak, yetişmek.İrkilmek(t): Birikmek, toplanmak, duraklamak.İrte gice(t): Sabah akşam.İrte namâzı(t.f): Sabah namazı.İrte(t): Sabah, yarın sabah, bir gün, bir gece sonra.İrürmek(t): Eriştirmek, ulaştırmak. Yetiştirmek.Îsâ: Hz. Peygamber'den önce şeriat sahibi bir peygamber. Kur'ân'dababasız doğduğu yazılıdır. Hz. Meryem'e Rûhu'l-kudüs doğrudan rûhüflemiş, İsâ meydana gelmiştir. Bu bakımdan İsâ, Âdem Peygambergibidir (Kur'ân-ı Kerîm, 3/59). Hastaları eliyle dokunarakiyileştirdiğinden Mesîh sıfatıyla anılır. İsâ, ölüleri dirilten bir özelliğede sahiptir. Kur'ân'da, İsâ'nın ölmediği beyân olunur. İsâ, YûnusEmre'de kamil insanın bir makamı, ölü gönülleri dirilten bir mürşidolarak zikredilir. İsâ, göğe yükselirken üzerinde bulunan “dünyalık”bir iğne yüzünden dördüncü katta kalmıştır.(Bu hadise, İsâPeygamber'in cem' makamının salikleri için bir makam olduğunu ifadeeder.).İsâr(a): Dökme, saçma, serpme. İkrâm etme.İsî(a): Bkz. İsa Peygamber.İsi/ısı(t): Hararet, sıcaklık.İsmâîl(a): Hz. İbrahim'in oğlu. Kur'ân'da ismi zikredilir. Babasıİbrahim tarafından kurban edilmek istenmiş, kurban edileceği sıradayerine koç gönderilmiştir (Sûre 37/103). İsmail, Hz. İbrahim'in nefsimesabesindedir. Edebiyatımızda, İsmail, daima koç ile beraberişlenmiş olup fedakârlık örneğidir.İsnâd(a): Bir söz veya haberi birine nisbet etmek. Birine dayandırmak.İftira etmek.İsrâfîl(a): Büyük meleklerden birisidir. Kıyametin kopması içinöttüreceği sur ile ünlüdür.İstemek(t): Aramak, arayıp sormak. İznini araştırmak. Talep etmek.İstigfâr(a): Tevbe, mağfiret dileme.İsyân(a): İtaatsizlik. Emre karşı gelme. Ayaklanma.İş(t): Eş.İşmâr(a): İşaret, göz.İşret(a): İçki, içki içme, tasavvufta sufi/derviş meclisi. İlahi sohbet vedem.İtâb(a): Tedbir, şiddetle hitab. Azar, tersleme, paylama, incitme.


Dr. Mustafa Tatcı 377İv(a): Ev.İvâz(a): Karşılık, bedel.İven(t): Acele eden.İy(t): Ey.İyal(t): 'İyâl, hane halkı, geçimini temin etmek zorunda olduğumuzkişiler.İye/eye(t): Sahib, malik, efendi.İze(t): Yürüye, takip ede.(295/27).İzhâr(a): Açığa vurma, meydana çıkarma, gösterme, âşikâr etme.İzlemek(t): Takip etmek. İzi sıra gitmek, ardından gitmek.İzz/izzet(a): Değer, kıymet, yücelik, üstünlük, ululuk, şeref.İzzetlü: Şerefli, ulu hürmete layık.-K-Kâ’im / kayım(a): Daimî bulunan, sebat eden.Ka'be(a): Beytullah.Kâbız(a): Alan, sıkıntıya gönül darlığına düşen, kapanan.Kâbil(a): Kabul eden, kabiliyetli.Kâbin(f): Nikah, güveyinin geline verdiği ağırlık. Eşya para.Kabz(a): Alma, sıkıntıya gönül darlığına düşme.Kaçan(f): Ne vakit, ne zamân.Kaçmak(t): Koşmak, seğirtmek.Kadarlamak (t): Dizmek, sıralamak, tanzîm etmek.Kadd (a): Boy-pos.Kadd-bâlâ (a.f): Uzun boy.Kadem basmak(a.t): Adım atmak, bir işe başlamak.Kadem(a): Ayak, adım, bir uzunluk ölçüsü, uğur. Hayır ve bereket.Kadîm(a): Zaman itibariyle eski olan, öncesi olmayan. Allah'ın birsıfatı.Kadir Gecesi(a.t): Ramazanın ve senenin en kudsî gecesi. Kur’ânâyetlerinin ilk defa vahy edilmeye başlandığı gece.Kadîr(a): Kudret sahibi, kudretli, çok güçlü Allah'ın bir sıfatı.Kâf Dağı(a): Dünyayı çepeçevre kuşattığı söylenen efsanevî bir dağ.Simurg adlı efsanevî kuş burada yaşar. Tasavvufî metinlerde insanbedeni veya gönlü için kullanılır. Uzak bir mekan için de sembololabilmektedir.Kaf: Eski yazımızda bir harf.Kâfile(a): Sefere çıkan bir topluluk.


378Yûnus Emre DîvânıKâf'tan Kâf'a: Baştan başa, bir uçtan bir uca.Kaftân: Hil'at, elbise, mükafat için giydirilir.Kahır/kahr(a): Üzüntü duyma, kederlenme, zorlanma, mahvetme.Kâhil(a): Tembel, hareketsiz, gayretsiz.Kaht(a): Kıtlık, kuraklık,.Kakımak(t): Kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek.Kakmak(t): Kalkmak, ayağa dikelmek.Kâl u kıyl(a): Dedikodu.Kâl(a): Söz.Kalb(a): Gönül.Kalem(a): Halka ait zuhur yerlerinde Hakk'ın taayyünlerine birevveldir. Levhi mahfuz, Muhammedî nûr. İlk zuhur.Kallâş(a): Hilekâr, düzenci, kalleş.Kalmaç(t): Geveze, hilekar. Bkz. Kolmaş.Kalp (a): Geçmez, tedavülden kalkmış.Kâlû belâ/belî: “Evet dediler.” Ruhlar yaratıldığı zamân Âdemoğullarına “Ben rabbiniz değil miyim” İlahî nidası geldikten sonramüminlerin verdiği cevap.Kâmet(a): Boy, endâm.Kâmî(f): Muradına ermiş.Kamu(t): Bütün, hep.Kân(f): Maden ocağı, kaynak, cevher.Kanâat(a): Aza rıza göstermek, hırs göstermemek. Allah'ın verdiği ileyetinmek.Kanca(t): Nereye.Kancaru(t): Nereye, ne tarafa.Kanda(t): Nerede.Kandagı(t): Nerede, hangi.Kandan(t): Nereden.Kandîl(a): Metinde, mecazen ilk yaratılan cevher, Nûr-ı Muhammedî.Kangı/kankı(t): Hangisi.Kanı(t): Hani, nerede.Kañlu(t): Kağnı, öküz arabası.Kapmak(t): Maddî varlıklardan uzaklaştırmak. Kendisineçekmek(45/4).Kâr u bâr(f): İş-güç.Ka'r(a): Dip, çukur. En derin yer.Kâr(f): Kazanç, iş.


Dr. Mustafa Tatcı 379Karanu(t): Karanlık.Karanulık(t): Karanlık.Karavaş(t): Cariye, hizmetçi kız.Kargı/kargu(t): Mızrak.Karımak(t): İhtiyarlamak, yaşlanmak.Kârûn(a): Musâ devrinde yaşayan zengin bir kişi. Malıyla mağrurolunca, Cenab-ı Hakk'ın zekât emrini dinlemediğinden MusaPeygamber'in duasıyla, malıyla birlikte yere batmıştır. Edebiyatımızdakanaatkâr olmayan zengin ve gurur sembolü kişiler için kullanılır.Kasd/kasıd(a): Bir işi bilerek ve bir gaye ile yapmak. Niyet, tasavvur,istikamet.Kasir(a): Kısa, ufak, küçük boylu.Kat(t): Yan, huzur.Katı(t): Yok, gâyet, pek iyice, fazla, sert, ağır.Katran: Siyah, sert ve kokulu yanıcı bir madde.Katre(a): Damla, su damlası, bir damla.Katre-i bârân (a.f): Yağmur damlası.Kavî(a): Kuvvetli, sağlam, berk, pek.Kavl etmek(a.t): Sözleşmek.Kavl(a): Söz.Kavum/kavim: Bir Peygamber'e tabi ve bağlı insan topluluğu. Dil,âdet, örf, kültür birliği olan cemaat, topluluk.Kayd(a): Endişe, telâş, gâile.Kayda(a): Nerede.Kaygu(t): Korku, endîşe, tasa, üzüntü.Kaygusuz(t): Korkusuz, endîşesiz, umursamayan.Kayı/kayu(t): Kaygı, endîşe, tasa.Kayıd yimek(a.t): Üstüne düşmek, endişe etmek.Kayırmak(T): ilgilenmek. Mukayyed olmak.Kayıkmak(t): Meyletmek,temâyül göstermek. Geri dönmek.Kâyim/kâ’im: Ayakta, devamlı, sabit sağlam.Kaykımak(t): Meyletmek, değer vermek.Kaysı/kaygusı(t): Endişe, tasa, kaygı.Kayu/kayı/kaygı: Kaygı, tasa.Kayurmak(t): Düşünmek, bir şeyden kuşkuya düşmek, endîşelenmek.Kayyûm(a): Ezelden ebede kadar duran, daimî olan. Bâkî ve kâimolan Allah.Kazgan(t): Kazan.


380Yûnus Emre DîvânıKâzî(a): Kadı.Kefâret(a): Yapılan günaha karşı ceza almak üzere verilen sadaka,tutulan oruç, günahtan arınma. Aslı keffâret.Kelâm(a): Söz.Keleci(t): Söz, mânâlı söz.Kelîm(a): Kendine söz söylenilen, kendine hitap olunan. Sözsöyleyen. Konuşan. Hz. Mûsâ'nın sıfatı.Kem(f): Az, eksik, noksan, fenâ, kötü.Kemîne(f): Hakir, zavallı, âciz, değersiz.Kemter(f): Değersiz, değeri az, daha aşağı.Ken'ân(a): Filistin, Yakûb'un doğduğu yer.Kendözi(t): Kendisi, kendi özi, benliği.Kerâmet(a): Bağış, kerem, ikrâm, ağırlama. Velilerden zuhur edenma'rifet. Velâyet ehlince isteyerek keramet göstermek makbuldeğildir.Kerîm(a): Kerem sahibi, cömert, ulu büyük Allah.Kerkes(f): Akbaba, Farsça kerges.Kerpiç(t): Topraktan yapılan güneşte kurutulan tuğla.Kerrûb(a): Allah'a en yakın melekler. Büyük melekler.Kesâd(a): Alış veriş durgunluğu, kıtlık. Eksiklik. Verimsizlik.Kesb(a): Çalışıp kazanma, elde etme, edinme.Kesilmek(t): Ayrılmak, uzaklaşmak. Vazgeçmek.Kevn ü mekân(a): Kainat.Kevn(a): Var olma, varlık.Kevser(a): Cennette bir ırmak. Maddî ve manevî çokluk, bolluk,bereket.Key(f): İyi, iyice, hakkıyla, çok iyi şekilde, çok, pek, adamakıllı.Keyvân(f): Zühal yıldızı.Kez (t): Defa, kere.Kezek/kezik(t): Nöbet, sıra.Kezin: Def'a, kerre.Kıble-i cân: Cân kıblesi. İnsan-ı kâmil.Kıgrılmak(t): Çağrılmak.Kıgurmak(t): Çağırmak, davet etmek. Okumak, seslenmek.Haykırmak.Kılavuz(t): Yol gösteren.Kılınç(f): Hareket, iş, huy.Kıvanmak(a): Sevinmek, memnun olmak.


Dr. Mustafa Tatcı 381Kıyâs(a): Karşılaştırmak, benzetmek, mukayese.Kıyl ü kâl(a): Dedikodu, kuru laf.Kıymak(f): Öldürmek, hebâ etmek, öfkeyle bakmak.Kız(t): Dokunulmamış, bakire, temiz.Kızgın(t): Öfkeli.Kızıl(t): Bakır (veya altın) para.Kızlık/ Kızlıg(t): Kıtlık, pahalılık.Kızmak(t): Isınmak, kayırmak.Kibr(a): Gurur, gösteriş, benliğini aksettirme.Kiçi ay(t): Hilâl.Kîl/kıyl(a): Söz.Kimesne(t): Kimse.Kîn/Kîne (f): Kin, düşmanlık, bugz.Kirâmen kâtibîn(a): İnsanların iki tarafından bulunup yaptığı fiilleriyazan melekler. Sûre 82/Âyet 10-12'de zikredilir. “Şüphe yok ki sizekoruyucular memur edilmiştir. Elbette büyüktür onlar. Yazarlar,bilirler, ne yaparsanız.”Kiriş(f): Kalın direk.Kisvet(a): Elbise, kisve, kısbet.Koca(t): İhtiyâr.Kocalmak(t): İhtiyarlamak.Koduk(t): Eşek yavrusu. Sıpa.Koğa(t): Kova, bakraç.Kolmaş/kulmaş: Hilekâr, kalleş, aldatıcı, hırsız, geveze, saçma sapanve asılsız sözler söyleyen.Konmak(a): Geçici olarak sakin olmak.Konmak(t): Haşır olmak. Meydana çıkmak, kalkmak, ayakta durmak,bitmek.Konşı(t): Komşu.Kopuz(t): Eski bir telli saz. Türklerin millî sazı.Korıcı(t): Muhafız, korucu.Kotarmak(t): Boşaltmak, tahliye etmek, bir kapdan bir kababoşaltmak.Kovcı(t): Gammâz, dedikoducu.Kovucı(t): Söz götürüp getiren, insanların ayıbını gözetleyip söyleyen.Münafık.Köhne(f): Eski.Körük(t): Ateşi alevlendirmek için kullanılan demirci âleti.


382Yûnus Emre DîvânıKösülemek(t): Uzatmak.Köymek(t): İçin için yanmak.Köynemek(t): İçi yanmak, aşk ateşiyle yanmak.Köynük/göynük(t): Yanık, yara.Köynüklü(t): Gönül yakıcı, yanık, tesirli.Köyündürmek(t): Yakmak, yandırmak.Kuçmak(t): Kucaklamak, sarılmak, deraguş etmek.Kuds(a): Ulvîlik, kudsîlik, yücelik.Kul hüvallah(a): De ki O Allah(birdir) İhlas sûresi/âyet 1.Kuli'l-Hak: Gerçeği söyle; Kur'ân'da çok sık tekrâr edilen bir ifadekalıbı.Kullanmak(t): Kul köle olmak, köle sahibi olmak. Kendisine bağlıadamları olmak.Kulûb(a): Kalpler.Kusûr(a): Kasrlar, köşkler.Kuş dili(t): Kur'ân'da, "mantıku't-tayr" terkibiyle “Ey insanlar size kuşdili öğretildi.” şeklinde Süleymân Peygamber bahsinde geçer (bkz.Neml Sûresi/âyet 16). Kuş dili mutasavvıflara göre ilm-i ledün, gaybîbilgi, marifet, demektir.Kuşanmak(t): Kemer bağlamak, silahlanmak, yeltenmek.Külhân(f): Hamam ocağı.Küll(a): Hep, bütün, çok.Küllî(a): Bütün, tam, umûmî, hepsi, tamâmı.Külüng(f): Taşçı kazması.Kün demi: Allah'ın “ol” emrini verip âlemleri yarattığı an. Yasinsuresi/âyet 82.Kün feyekün: Bir şeyin olmasını irade ederse Allah, “ol” der, o şeyoluverir. Bakara sûresi/âyet 117.Kün(a): Allah'ın olmasını istediği şey ve iş için iradesini ifade edenArapça'da “ol” emri. Tasavvufta bu kelimenin akl-ı küll ve nefs-iküllü işaret ettiği söylenir.Künc(f): Köşe, bucak.Küntü kenz: Gizli hazine. (Hadis).Kürelik(t): Taşkınlık, azgınlık.Kürsî(a):Arş'ın altında bir düzlükte olan, levh-i mahfuzun bulunduğuyer.Küt: Kötürüm, eli ayağı tutmaz.Küteh(f): Kısa, boysuz.


Dr. Mustafa Tatcı 383-L-Lâ(a): Yok.Lâ-cerem(a): Şüphesiz, elbette.Lahza(a): Zaman.La'în(a): Lanetlenmiş, rahmetten sürülüp atılmış.Lâ'l eylemek(a.t): Susturmak, susmak, konuşmamak, dili tutulmak.La'l(a): Dilsiz.Lâ-mekân(a): Mekân ihtiyacı olmayan mekânsız. Allah.Lâ-şerîk: Ortağı yok. Allah.Lâ-taknatü: Umut kesmeyiniz. Sûre 39/Âyet 53.Latîf(a): Cisimsiz, mütenâsip, güzel, mülâyim, yumuşak.Layın/-leyin(t): Gibilik eki. Deryalayın vb.Ledün(a): Ehlullah'ın ve velilerin elde ettikleri vehbî ilim. İlm-i ledünAllah'ın sırlarına ait bilgi, gayb ilmî.Ledünnî: Ledünne müteallik, gayb ilmiyle alakalı. Hakikî ilimle ilgili.Lem-yezel: Dâimî, zâil olmaz, bâki, zevâlsiz. hiç göremezsin.(Sûre-iAraf / 143).Leşker(f): Asker.Levh ü kalem(a): Levh, üstü, düz şey, levha demektir. Burûc sûresinin21-22. âyetlerinde “Ey Muhammed! Doğrusu sana vahy edilen bukitâb, levh-i mahfuz(korunmuş levha) da sabit, şanlı bir Kur'ân'dır,denilir. Kalem: Bu levhaya alacakları yazacak olan İlâhî kalemdir ki,Kalem sûresinin ilk âyetinde geçer. Mutasavvıflara göre levh Allah'ınbilgisi, kalem de onu görünür hale getiren Allah'ın iradesidir.Levlâk(a): Habibim! Sen olmasaydın ben eflâki yaratmazdım.”meâlindeki bir hadis-i kudsiye işaretdir.Levn(a): Renk, boya.Leylî: Leylâ ve Mecnun hikâyesinin kadın kahramanı. Sevgili.Lokmân: Kur'ân-ı Kerîm'de kendi adı ile geçen sûrede anılmaktadır.Ünlü bir hekîmdir. Bazıları onun bir ermiş, hattâ bir peygamberolduğunu söylerler. Hakkında Hazret-i Eyyûb’un kız kardeşinin veyateyzesinin oğlu yahut Habeşî bir köle olduğu gibi rivâyetler vardır.-M-Magbûn(a): Aldanmış, şaşkın.Mağfûr(a): Rahmetlik olmuş, mağfiretlik. Arkasından duaya muhtacolan. Ölen kişi.


384Yûnus Emre DîvânıMâh/meh: Ay.Mahfîl(a): Toplantı yeri, oturulan görüşülen yer.Mâh-ı tâbân(f): Parlak ay.Mahlûkât(a): Yaratılmışlar.Mahmûr(a): Serhoşluğun verdiği sersemlik, ağırlık. Serhoş.Mahsûsât(a): His ile, duyularla idrâk edilen, anlaşılan şey.Mahşer(a): Kıyamette ölülerin dirilip toplanacakları yer.Makber(a): Mezar.Makbere(a): Kabir, mezar, medfen.Makhûr(a): Kahredilmiş, mahvedilmiş, yok olmuş.Maksûd(a): İstenen, dilenen şey. Kasd edilen.Maksûrât(a): Kısılmış, kısaltılmış, kesilmiş.Ma'kûlât(a): Aklın idrak ettiği hususlar, akılla bulunacak, anlaşılacakşeyler.Mâlik(a): Cehennemin kapıcısı, zebânîlerin başı olan azâb meleği.Ma'mûr(a): İmâr olmuş, düzenlenmiş.Mânâ(a): Mânâ, anlam. İç yüz. Gerçek yön.Mancınık: Eski savaşlarda kullanılan, kalelere veya yüksek kesimleretaş ve gülle atan sapan.Mansûr-ı Bağdâdî: Adı Hüseyin, lakabı el Hallâc, el-Beyzavî, 9-10.yüzyıllarda yetişmiş büyük ve coşkun sufî. Aşka mağlup olup makâmıfenafillahta sırrı ifşâ etmiş, “Ene’l-Hak” diyerek vahdet-i vücûdunhalka yayılmasına sebep olmuştur. Zamanın şeriat âlîmlerince “şer'e”muhalif bulunan bu sözlerden sonra Hallâc'ın asılmasına kararverilmiştir. Sûfîlerce gerçek bir aşk şehidi kabûl edilen Hallâc'ınDîvân ve Kitabü't-Tavasîn isminde eserleri vardır.Manzûr(a): Nazar edilen, bakılan.Mâr(f): Yılan.Maraz(a): Hastalık.Ma'rifet(a): Allah'ın zatına ait bilgi. İrfan.Mârût(a): Hârût ile birlikte sihir yaptıkları için kıyamete kadarBabil'de bir kuyuda baş aşağı asılmış olan melektir.Mâsivâ(a): Hak'tan gayrı şeyler. Eşya.Ma'siyet(a): İsyan, itaatsizlik.Maslahât(a): İş, husus.Ma'sûm(a): Günahsız, suçsuz.Ma'şûka(a): Sevgili, Allah.Mât(a): Saf dışı olmuş, yenik, yenilmiş, mağlup.


Dr. Mustafa Tatcı 385Mazarrat(a): Zarar, ziyan, dokunma.Ma'zûl(a): Azdedilmiş kovulmuş.Me'âb(a): Dönülecek, sığınılacak yer.Meâl(a): Anlam, meydana gelen şey.Mecâl(a): Güç, kuvvet, fırsat, imkan.Mechûl(a): Bilinmeyen, gizli kalmış.Mecnûn(a): Leylâ ve Mecnûn hikâyesinin erkek kahramanı. Âmiroğullarından Kays adlı bir Arap delikanlısının Leylâ adlı bir kıza âşıkolduktan sonra aldığı sıfat. Yûnus Emre'de ve tasavvufîedebiyatımızda cezbeye girmiş bir derviş için kullanılır. Fenafillahtakikişiyi temsil eder.Mecnûn-sıfat: Mecnun gibi, Mecnûnluk makamındaki âşık.Mekir/Mekr(a): Hile.Mekkâr(a): Hilekâr, düzenbaz.Mekr eylemek: Hile yapmak.Mekr irgürmek: Hileyle yaklaşmak, hileye getirmek. hileye ulaşmak.Mekr(a): Hile.Mekremet(a): Cömertlik, izzet.Mekseb(a): Kazanç.Melâik(a): Melekler.Melâl(a): Sıkıntı, gam.Melâmet hırkası giymek: Kınama hırkası giymek. Kendilerini halktangizleyen gayb erenlerin dünyevî örtülerle, kalenderî tavırlarlavelâyetlerini göstermeden yaşamaları.Melâmet(a): Kınama, ayıplama, azarlama. Benlik terbiyesi içinkendisini hor ve aşağı gören insanların meşrebidir. Bu kişiler, halktarafından kınanır, hakîr davranılır. Melâmet içindekilere Melamîdenir. Fakat bu tâbir bir tarikat ismi değil, bir meşreb ismidir.Melekût(a): Ruhların ve meleklerin âlemi.Melûl(a): Kırgın, üzüntülü, usanmış.Me'men(a): Güvenilir, emin yer.Men aleyha fân(a): “Yeryüzünde ne varsa geçicidir, ancak yücelik vekerem sahibi Rabbinin zatı kalıcıdır(Kur'ân, Sure, 55/âyet 26-27).Men 'arafe nefsehû(a): Hadis, “Nefsini bilen Rabbini bilir.” Bu sözün,Hz. Ali tarafından söylendiği de rivâyet ediliyor.Menâre(a): Minâre.Meni(f): Benlik.Menkûr(a): Boynuzdan yapılmış boru. Delinmiş veya oyulmuş şey.


386Yûnus Emre DîvânıMennân(a): İhsan sahibi, dilemeden veren. Esmaül-Hüsna'dan.Mensûh(a): Nesh olunmuş, iptâl edilmiş kaldırılmış, hükümsüz.Bırakılmış.Menşûr(a): Yayılmış, açılmış, neşr olunmuş, yayımlanmış, ferman.Mercân(a): Denizde mercan balığının ürettiği kıymetli-genelliklekırmızı renkte- değerli madde.Merci'(a): Rücu edilecek, dönülecek yer.Merd(f): İnsan.Merdâne(f): Yiğit, yiğitçesine, mertçe.Merdûd(a): Reddedilmiş, kovulmuş, sürülmüş.Merg-zâr(f): Çayırlık, çimenlik, yeşillik, sulak yer.Mesel bağlamak(a.t): Örnek vermek, misal getirmek.Mesel(a): Misal, benzer bir şeyle izah getirme.Meskenet(a): Miskînlik, Yûnus Emre'de ”makam-ı fenâ” içinkullanılan tabirlerdendir.Mest(f): Serhoş.Mestân(f): Serhoş, sekran. Kendinden geçmiş.Mestûr(a): Örtülü, kapalı, örtülmüş.Meşâyıh(a): Şeyhler.Meşhed(a): Şehidlik.Meşrûat(a): Meşru şeyler, haram olmayanlar.Meta'(a): Fayda, menfaat, kıymetli şey.Mevc(a): Dalga.Mevlânâ: Büyük Türk İslâm Mutasavvıfı. Belh'te doğdu. Mevlevîğinpîri. Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr'in şairi. Yûnus Emre'yle görüşmüş vesohbetiyle irşadda bulunmuştur. Şems-i Tebrîzî tarafından yetiştirilenMevlânâ Celaleddin-i Rumî, 17 Aralık 1273'de Konya'da vuslat etti.Mevzûn(a): Vezinli, ölçülü.Mey(f): Şarab, içki.Mey-hâne(f): Metinlerde Mürşid'in bulunduğu tekke veya mürşid-ikâmilin gönlü anlamında ele alınır.Meyl(a): Gönül aşkı, gönül eğilmesi, istek.Meyl-i Fenâ(a): Fâni olana, geçici olana meyl etme. Dünyaya eğilme.Mezada virmek(a.t): Satışa sunmak.Mezheb(a): Gidilen yol. Dinin teferruat kısmında açıklıklar getirengörüş ve kabuller. İslâm'da dört mezhep olup mutasavvıf indindebunların tamamı haktır.Mihmân(a): Konuk, misafir.


Dr. Mustafa Tatcı 387Mihnet(a): Sıkıntı, eziyet.Mihr(f): Muhabbet, sevgi, aşk.Mihrâb(a): Camide namaz kılarken imamın önünde durduğu yer.Mikâîl(a): Mertebesi çok yüce olan dört melekten rızıkları dağıtanmelek.Milk(a): Elde bulunan, tasarruf edilen şey, mal, mülk.Milket(a): Memleket, ülke.Millet(a): Din, mezhep, aynı dinden olan topluluk.Minber(a): Cami'de imamın hutbe okuduğu yer.Mine'l-kalbi ile'l-kalb(a): Hadis olduğu söylenen bir söz. “Kalptenkalbe(yol/pencere) vardır” şeklindedir.Minkâr(a): Kuş gagası.Mi'râc(a): Hz. Peygamber'in Allah tarafından göklere davete icâbeti.Yükselişleri, gökteki seyrânı. Kelime, merdiven anlamındadır.Mirrih/Merih(a): Merih yıldızı.Mirvari/mirvarid (f): İnci.Miskâl(a): 4.5 gr. ağırlık ölçüsü. Çok küçük bir ağırlık ölçüsü.Miskîn(a): Hiçbir şeye mâlik olmayan yoksul, halsiz, hareketsiz. Bukelime Yûnus'ta daha ziyade “Fenafillah” karşılığındakullanılmaktadır.Miskînlik: Metinde “Fenafillah”, benlik terki anlamlarındadır.Mismil/mısmıl(f): Temiz, pak, arı. Besmeleyle kesilmiş hayvan eti.Mîşe (f): Meşe, meşelik, orman.Miyân(f): Orta, ara, vasat.Mu'allak(a): Askıda, boşta, karar verilmemiş.Mu'amele(a): Davranış.Mugaylân dikeni: Deve dikeni, çölde yetişen bir diken.Muhakkik(a): Tahkik eden, gerçeği inceleyen, araştıran.Muhâl(a): İmkansız, olamaz, olmayacak. Mümkün olmayan.Muhâlif(a): Aykırı düşüncesi olan.Muhâs: Bakır.Muhib(a): Seven, sevgi besleyen, dost.Muhit-i a'zâm(a): Dünya yuvarlağını çeviren büyük deniz. Okyanus.Muhkem(a): Sıkı, sağlam, kuvvetli, berk, sağlamlaştırılmış.Muhlis(a): İhlaslı olan, özü sözü doğru, riyasız, dürüst.Muhtasâr(a): Kısaltılmış, özetlenmiş.Mu'în (a): Yardım, yardımcı.Mukarreb(a): Yaklaştırılmış, Allah'a yakın.


388Yûnus Emre DîvânıMukarrer(a): Kararlaştırılmış. Karar vermiş.Munis(a): Alışılmış, ehlileşmiş, cana yakın.Muntazır(a): Bekleyen, gözleyen.Murdâr(f): Kirli, pis, leş.Murg(f): Kuş.Murtaza(a): Hazret-i Ali'nin lakabı. Beğenilmiş, seçilmiş.Mûsâ(Mûsî): Kur’ân'da zikredilen peygamberlerden birisi.Museviliğin kurucusu olup İsrail oğullarını Mısır'dan çıkarmış,esaretten kurtarmıştır. Kendisine Tevrat gönderilmiştir. Tûr Dağı'ndaAllah'ın tecellisine mazhar olmuş ve konuşmuştur. Bundan dolayıKelimullah denmiştir. Kitap sahibi peygamberlerden olan Musakavmine “evâmir-i aşere”(on emir)yi bildirmiştir.Musallâ(a): Namaz kılınan yer, cenaze namazı kılınan yer. Musallataşı: Cenaze konulan yer.Mushaf(a): Kur’ân-ı Kerîm, sahifeler. Kitap.Mustafâ(a): Istıfa edilmiş. Seçilmiş, seçkin. Hz. Peygamber'inmübarek sıfatlarından birisidir.Muştulamak(f.t): Müjdelemek. Farsça Müjde'den.Muştucu(f.t): Müjdeci, haber veren.Muştuluk(f.t): Müjde için verilen değerli bir şey, para.Muti'(a): İtaat eden, isyan etmeyen, rahat.Mutlak(a): Serbest, salıverilmiş, kati, değişmez. Yalnız, tek. Bir yerebağlı olmayan.Muvâfık(a): Uygun, yerinde, denk.Mübâriz(a): Döğüşen, kavga eden.Mübtelâ(a): Belâya uğrayan, düşkün, tutkun, hasta.Mücâhede çekmek(a.t): Nefsi yenmek için ibâdet ve riyazat içindebulunmak.Mücâhede(a): Uğraşma, savaşma, çalışıp çabalama. tasavvufta nefsiyenmeye çalışma.Mücerred(a): Yalnız, tek, her şeyden ayrılmış. Hak'dan gayrı herşeyden arınmış.Mücrim(a): Suçlu, kabahatli.Müctebâ(a): Seçilmiş, seçkin. Hz. Muhammed.Müdâm(a): Devamlı, sürekli.Müdbir(a): Talihsiz, düşkün, idbâra uğramış.Müddeî(a): İddiacı, davacı; metinde şer'i hakikatleri anlamayan softamanasına.


Dr. Mustafa Tatcı 389Müdebbir(a): Evvel'den tedbir gören, herşeyi ilmiyle ihata edip işyapan Allah.Müfsid(a): Bozan, nifak çıkaran.Mühmel(a): Bırakılmış, ihmal edilmiş.Mühr urulmak(a): Mühür vurulmak. Karar verilmek, tasdik edilmek,kapanmak.Mülk(a): Elde bulunan, tasarruf olunan şeyler. Ülke, memleket.Mülket/milket(a): Ülke.Mülk-i ezel(a): Rûhlar âlemi.Mümeyyiz(a): Ayıran, ayırıcı, seçen, fark eden.Münâcât(a): Allah'a yalvarma, dua etme.Müneccim(a): Yıldızların hareket ve durumundan hükümler çıkaran.Yıldız bilgini. Astrolog.Münevver(a): Nurlu, ışıklı, aydın aydınlatılmış.Münezzeh(a): Temiz, arı, noksanlardan uzak.Münferid(a): Tek başına, ferdî. Yalnız.Mün'im(a): Nimet veren, yedirip içiren.Münker(a): Kabirde soru soran iki melekten birisi.Münkir(a): İnkarcı.Mürebbi(a): Terbiyeci, mürşid.Mürekkeb(a): Terkip edilmiş, birleştirilmiş, yazı yazmaya yarayanmadde.Mürîd(a): Bir mürşide bağlanan, sülûka giren kişi.Mürsel(a): Gönderilmiş, yollanmış, peygamber, resûl.Mürşid(a): Doğru yolu gösteren, irşad eden kılavuz, şeyh, tarikat piri.Mürted(a): İslâmdan dönen, Tasavvufta yoldan çıkan derviş.Mürvet/mürüvvet(a): Mertlik, erlik, yiğitlik, iyilikseverlik, cömertlik.Adamlık. Ana baba saadeti.Müselsel(a): Ardı ardına giden, zincirleme.Müşâhade(a): Görme, görüşme, şahid olma. Tasavvufta İlahî alemigörme.Müşk(f): Misk.Müşkil(a): Zor. Güç.Müşrik(a): Allah'a ortak koşan. İkilik.Müştâk(a): Hasret çeken, göreceği gelen.Müyesser(a): Kolaylıkla olan, nasip olacak olan, elde edilen.Müzd(f): Sevab, ecir, karşılık, mükafat.


390Yûnus Emre Dîvânı-N-Nâ-çâr(f): Çaresiz.Nâdân(f): Bilmeyen, cahil, kaba, anlayışsız.Nâgâh(f): Ansızın, birden bire.Nagam(a): Nağmeler, türküler.Nâgeh/nâgehân(f): Ansızın.Nagme(a): Ezgi, teganni, güzel ses, ahenkli mırıldanma.Nahcîr(f): Av.Nahnu Kasemna(a): Biz taksim ettik.(Zuhrûf/32).Nâ-kâm(f): Muradına, maksadına erişmemiş.Nâkıs(a): Noksan, eksik.Nakş(a): Bir şeyi çeşitli renklerde boyamak. Resim, tezyîn.Nâkûs(a): Kiliselerde çalınan çalgı.Nâlân(a): İnleyen, inleyici, feryâd eden.Nâle(f): İnleme, feryâd.Na'lin(a): Nalın, ayağa giyilen basit bir giyecek. Pabûşvârî birgiyecek.Nâliş(a): Feryâd ediş, ağlayıp inleyiş, inleme.Nâmî(a): Yerden biten, yetişen, büyüyen bitki, nebat.Nân(f): Ekmek.Nâr(a): Âteş, od.Nâ-reste(f): Ergenlik çağına gelmemiş, çocuk.Nasîhat(a): Öğüt.Nass(a): Kat'i, açık, belli, delil. Kur’ândaki mânâca açık olanhükümlerin tamamı. Delil olarak gösterilen.Nasûh(a): Bozulması imkânsız tevbe. Kesin olarak karar verilmiş şey.Yemin.Nazar urmak(a.t): Bakmak, himmet etmek.Nazar(a): Göz atmak, yan bakmak, tetkik. Tasavvufta mürşidinmürîdine iltifat etmesi, tenezzülü.Nazar-gâh: Bakılan yer, seyredilecek yer. Gönül.Nazük(f): Nazik, ince.Neci(t): Kim oluyor, ne söz.Necm(a): Yıldız.Necmüddin-i Kübrâ: Kübreviyye tarîkinin pîridir (ö. 618/1121).Medrese ilimlerinden sonra tasavvufa yöneldi. Kasri, Yasir, RuzbihanMısri gibi tasavvuf büyüklerinden ilm-i ledün tahsil etti. Harezm'deirşad ederken Mogollar tarafından şehid edildi. Melâmî ve Üveysî


Dr. Mustafa Tatcı 391meşrebi vardır. Mevlânâ'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaüddin Veled,onun mürîdi kabul edilmektedir. Cehrî zikri esas alan Necmüddin-iKübrâ'nın tarikatı, Hz. Ali meşreplilerce yaşatılmaktadır.Nefha(a): Üfürme, nefes.Nefir(a): Cemaat, topluluk.Nefrîn(f): Lanet, sövme, ilenme.Nehy(a): Yasak etme, yasak.Nekir(a): Mezarda insanları sorguya çekecek iki melekten birinin adı.Nem(f): Yaş.Nem(t): Neyim.Nemdür(t): Neyimdir.Nemrûd: Halil İbrahim Peygamber zamânındaki Keldavi hükümdarıolan Nemrud, Putlara tapmadığı için İbrahim Peygamberi ateşeattırmıştır. Allah'ın inâyetiyle âteş etkisiz hale gelmiştir. Nemrud,Babil'in kurucusudur.Nerdübân/nerdüvân(f): Merdiven. Aslı, nerd-bân.Nesnene(t): Nesne, şey.Neşr(a): Kıyamette bütün insanların tekrar dirilmesi. “Haşr u neşr”yayılma-dağılma.Nevâle(a): Nasib, kısmet. Tâli'.Nevâz(f): Okşayıcı, taltîf edici.Nevbet(f): Pâdişâh ve vezirlerin sarayı önünde günün muayyenvakitlerinden çalınan mızıka. Sıra, nöbet.Nev'i(a): Çeşit, nev'e ait.Nevkâr(f): Yeni işe başlamış, acemi.Neysân(f): Ney gibi, kamış gibi.Ney-şeker(f): Şeker kamışı.Niçe bir(t): Ne zamâna kadar.Niçe(t): Nasıl, ne suretle, ne kadar, çok.Niçe(t): Nasıl, ne suretle, ne kadar, çok.Niçesi(t): Nasıl, ne şekilde.Nifâk(a): İki yüzlülük. Müslüman gibi görünüp ortalığı karıştıran,bozguncu.Nigâr(f): Sevgili, güzel, resim.Nihân(f): Gizli, saklı.Nikâb(f): Yüz örtüsü. Peçe.Ni'met(a): Lutuf, ihsan, rızık. Yiyecek.Nire(t): Nere


392Yûnus Emre DîvânıNisâr(a): Döküp saçma, düğünlerde saçılan para vs.Nisbet(a): Münasebet, yakınlık, bağ.Nisyân(a): Utanma.Nişân(a): Alâmet, iz, belirti, eser.Nişe(t): Nasıl, neden, niçin.Nite(t): Nasıl, ne halde.Niteki/nitekim(t): Nasıl ki, nasıl kim.Nitelik(t): Mahiyet., keyfiyet, nelik.Niteliksüz: Keyfiyetsiz, mahiyetsiz.Niyâz(f): Yalvarma. Duâ.Nöker: Hizmetçi, hizmetkâr.Nûh(a): Nuh Peygamber. Tufandan korunmak için bir gemi yapmış vebütün canlılardan birer çift almıştır. Kur’ân'da ismi zikredilen birpeygamberdir.Nukl(a): Meze, çerez.Nûş itmek(f.t): İçmek.Nûş(f): Tatlı, bal.Nûşin-revân: Nuşirevân, eski İran'ın adalet timsali olmuş birhükümdarıdır. Hürmüz'ün babası, Hüsrev'in dedesidir.Nutfe(a): Meni, saf ve duru su. İnsanı meydana getiren sperm.Nühavht(f): Okşama, çalgı çalma.Nükte(a): İnce manâ.Nüzl(a): Misafir için hazırlanan yemek.-O-Obrılmak(t): Devrilmek, çökmek, oyulmak.Ocak(t): Maden ocağı.Od urmak(t): Ateşlemek, ateşe vermek.Od(t): Âteş.Ogrı/oğru(t): Hırsız.Okımak/okumak(t): Çağırmak, davet etmek.Ol dem(t. f.): O zamân, o an.Ol(t): O.Olok dem(t): O dem, o anda, o dakikada.Oluk-sâ'at(t.a): O saat.Onmak(t): Şifa bulmak. İyileşmek, yara kapanmak.Oran(t): Ölçü, hesab, derece. Kıyas.


Dr. Mustafa Tatcı 393Osmân: Çâr-yâr'dan üçüncüsüdür. Hz. Peygamber'e iki defa damatolmuş hilmi ve ilmiyle şöhret bulmuştur.Otrur(t): Oturur.-Ö-Öd(t): Yürek.Ödi sımak(t): Korkmak, korkudan kalbi çarpmak.Ög(t): Akıl, hatır, zihin.Öglenmek(t): Kendine gelmek. Aklını başına toplamak.Ögsüz(t): Akılsız.Ögün tutmak(t): Yediği yaramak.Ögür(t): Eş, arkadaş.Ögütlemek(t): Nasihat vermek.Öküş(t): Çok fazla, ziyade.Ömer: Çâr-yâr'dan ikinci halife. Lakabı Fârûk ve İbn Hattâb'tır.Adaletiyle meşhurdur.Önden(t): Önce, evvel, ilkin, önceden.Öñmek(t): Beklemek(?) “Bir niçeler turmışlar dün-gün nevbetöğerler/bir niçeler göymezler öñürdürler rindâne”(313/7).Öñürdürler(t): Sallanırlar, bağırırlar, böğürürler.(?).Öri/örü turmak(t): Ayağa kalkmak.Öşr(a): Onda bir, Kur'ân'dan on ayetlik bölümÖtmek(t): Geçmek.Ötrü/ötürü(t): Dolayı, sebebiyle.Öykünmek(t): Taklit etmek. Taklide çalışmak.Özenmek(t): Tama' göstermek. Gıpta etmek. Biri işte ihtimamgöstermek.Özge(t): Başka.-P-Pâ-bend(f): Köstek, ayak bağı.Pâdişâh(f): Padişah, mecazen Ruh, Cenâb-ı Hak.Palâs(f): Keçe, aba, çul, eski elbise.Palhenk(f): Dizgin, yular, kemend.Panbuk(f): Pamuk.Pâre(f): Parça.Pâs olmak(f.t): Paslanmak, kederli, üzüntülü olmak.Pâs(f): Kir. Mecazen, gam, keder, iç, sıkıntısı, üzüntüsü.


394Yûnus Emre DîvânıPaşa/beşe: Evin büyüğü, yüksek rütbeli; askeri bir rütbe olup eskidenhangi manada kullanıldığı ihtilaflıdır.Pâyân(f): Son, nihâyet, uç, kenar.Pâyîdâr: Devamlı, sağlam, itibarlı.Pây-mâl(f): Ayaklar atında kalmış, çiğnenmiş.Pehlevân(f): Pehlivân.Pelîd(f): Sert ağaç, Palamud odunu. Mecazen eğitimi zor insan/nefis.Per u bâl(f): Kanat ve kol.Perdeliler(f.t): Hak'tan gafiller.Perî(f): Melek.Perrân(f): Uçan, uçucu.Pertev(f): Işık, nûr.Pervâne(f): Geceleri ışık etrafında dönen küçük kelebek. Bukelebekler, gözyaşı ile beslenirlermiş.Pervâz(f): Kanat açmak. Uçmak.Pes(f): O halde, öyle ise.Peşe/beşe: Baş reis, paşa, bakan(Bkz. Paşa).Peşimân(f): Pişman.Peymâne(f): Kadeh.Peyvest(f): Ulaşma, kavuşma.Pinhân(f): Gizli, saklı.Pîr(f): İhtiyar, tarikat kurucusu.Pîşe(f): San'at, iş, meslek. “Dervişlik bir pîşedür”(149/9).Pîş-kadem(f.a): Önde giden, kendisine uyulan kişi.Pîş-keş(f): Hediye, armağan.Pîş-rev(f): Önden giden, öncü, gider.Piyâle(f): Kadeh, şarab.Poyraz(f): Kuzeyden esen keskin ve soğuk rüzgâr.Pûl(f): Para.Pusaruk: Sis, duman.Pür(f): Dolu, çok.Pür-kemîn(f): Çok az.Pür-ni'met(f.a): Nimetle dolu.Pür-nûr(f.a): Nur dolu, nurla kaplanmış.Püryân: Biryân, kebap.-R-Rab(a): Öğreten, bildiren, mürşid, Rabbü'l-âlemîn Allah.


Dr. Mustafa Tatcı 395Rabbü'l-enâm(a): Bütün yaratılmışları yetiştirip besleyen Hak.Ra'd(a): Gök gürültüsü, şimşek çakması.Rahîm(a): Acıyan merhâmet eden, esirgeyen, koruyan, âhirette müminkullarına Rahmet eden. Allah.Rahle okumak(a.t): Ders görmek,Rahm(a): Acıma, merhamet etme, Esirgeme.Rahmân(a): Çok acıyan, esirgeyen, merhamet eden. Allah.Rahmanî(a): Çok acıyan, esirgeyen, merhamet eden Allah'a ait.Müsbet. Allah ile ilgili.Rahmet(a): Acıma, esirgeme, koruma, yargılama.Raht(f): At takımı, yol levâzımatı, mâl-mülk. Eşyâ.Rast(f): Doğru.Raygân/Râyegân:(f): Pek çok, bol, ucuz, bedava.Râyiha(a): Koku.Râz(f): Sır, gizli şey. Gizlenen şey.Râzî(f): Sırdaş, sır saklayan. Sırla ilgili.Rebâb(a): Bir çeşit kemençe.Recâ(a): Umma, ümit etme, dileme, dilek.Ref'i(a): Yüksek, âlî. Bülent.Refîk(a): Arkadaş.Rehber(f): Kılavuz, mürşid. Yol gösterici.Reh-bîn(f): Yol gören.Remz(a): İşaret, sembol, sırrı anlatmak için başvurulan söz veyakelime.Renc(f): Zahmet, eziyet.Rencûr(f): Sıkıntılı, incinmiş.Resm(a): Adet, usûl, tavır, davranış.Resûl(a): Peygamber, yeni kitap ve şeriatle gönderilen Peygamber.Revâ(f): Layık, uygun.Revân olmak(f.t): Akmak, geçmek, yürümek.Revân(f): Akan, giden, ruh, cân.Revân(f): akan, giden, ruh, cân.Revzen(f): Pencere.Reyhân(f): Büyük yapraklı fesleğen çiçeği.Rıdvân(a): Cennet bekçisi, Cennet kapıcısı.Rızk(a): Allah'ın kullarına lutf ettiği yiyecek, içecek. Tasavvuftamanevî lutuf, irfan ve aşk anlamında.Rif'ât(a): Yükseklik.


396Yûnus Emre DîvânıRind(f): Kalender, aldırış etmeyen, dünyayı umursamayan.Rindâne(f): Kalenderler gibi hareket eden, rindçe davranan.Riyâ(a): Özü-sözü bir olmamak. İki yüzlülük.Riyâzat(a): Tasavvufta sülûk esnasında nefsin isteklerini bertarafetmek için aç kalma, açlıkla terbiye, az ile kanaat etme.Ruhbân: Hırıstiyan mistiği.Rûm: Anadolu.Rumûz(a): Mânâsı gizli sözler.Rûz(f): Gün.Rûzî(f): Rızık, azık, nasib, kısmet.Rüchân(a): Üstün olma, üstün gelme, üstünlük.Rükû(a): Namazda eğilme hareketine verilen ad. Allah'ın huzurundaeğilme.Rüstem(f): İran'ın mitolojik kahramanlarındandır. Zal'ın oğludur.Kuvvet ve cesâret timsâlidir.Rüzigâr(f): Zaman, devir, dünya.-S-Sâbir(a): Sabırlı.Saçu(t): Düğün ve toyda saçılan şeker ve para kabilinden şeyler.Sa'd(a): Kutlu, uğurlu, kutluluk, uğurluluk.Sad(f): Yüz.Saddâk(a): Gerçektir, doğrudur.Sadef: İnci kabuğu. Sert ve parlak, kıymetli bir maddenin kabuğu.Safâ(a): Saflık, arılık, temizlik, gönül şenliği.Safâ-nazar: Temiz bakış, feyiz veren bakış. Mürşidin bakışı. Himmet.Sâfî(a): Temiz, pak, arı.Sagınç(t): Emel, arzû , istek, düşünce.Sagınmak(t): Düşünmek, mülahaza etmek, sanmak.Sagınmak(t): Düşünmek, mülahaza etmek, sanmak.Sagış(t): Düşünce.Sahâvet(a): Cömertlik.Sahha(a): Bir şey içen kimseye “afiyet olsun” manasında söylenensöz.Sahî(a): Cömert, eli açık.Sâhib-i keyvân(a.f): Zühal gezegenine mensup. Bu gezegen insanakeder verdiği için bu terkip “keder sahibi” anlamına gelir.Sâhib-kabûl(a.f): Kabul eden, kabiliyetli, anlayışlı.


Dr. Mustafa Tatcı 397Sâhib-kırân(a.f ): Uğurlu zamânda tahta çıkan hükümdâr, her zamânbaşarı ve üstünlük kazanan hükümdâr.Sa'îd(a): Uğurlu, kutlu, mübarek.Sâim(a): Oruçlu.Sak(t): 1-Uyanık, çabuk duyan, ihtiyatlı, rahat, emin. 2- Ok yayınınkiriş geçen ucu.Sâkî(a): Sakka'dan. Evlere su taşıyan kişi. Kadeh sunan.+Tasavvufta,mecazen mürşid.Sâkî: Kadeh sunan, su dağıtan. Tasavvufta mecazen mürşid.Sakka(a): Su taşıyan kişi.Sala(a): Çağırma, bir şey için bağırarak davet etme. Namaza çağırma.Minarede okunan salavat.Salaca: Ölü taşınan dört kollu düz tahta.Salâvât(a): Hz. Peygamber'e yapılan dualar.Salık: Doğru yolu gösterme, haber verme. Tarif etme.Salmak(t): Göndermek, sevketmek.Saltuk/Sarı Saltuk: XIII. yüz yılda yaşayan bir alperen mürşid.Mahmûd-ı Hayrânî müntesibi olduğuna dair rivâyetler vardır. TapdukEmre, tahminen bu zat tarafından yetiştirilmiştir. Sarı Saltuk, II.İzzeddin Keykavus'un maiyetine giren bir Türkmen boyunun başındabulunan Türkmen babasıdır. Balkanlarda vuku bulan Türk muhaceretisırasında tarih sahnesine çıkmıştır. O, Kalenderî meşrep bir dervişgazidir. (Hakkında tafsilatlı bilgi için I. Cilde bkz.).Sâlûs(f): Hilekâr, düzenci. Riyâkâr.Samed(a): Son derece yüksek ve daimî olan Allah. Esma-i Hüsna'dan.Sanem(a): Put, sevgili, güzel.Sanmak(t): Düşünmek, tasarlamak, zannetmek.Sanu/sanı(t): Fikir, düşünce, istek. Zan, tasavvur.Sarp (t): Katı, zor, aşılması güç, yüksek.Sarrâf(a): Altun ve gümüş gibi değerli madenlerden anlayan. Metinde,kâmil kişi mânâsına.Sataşmak(t): Birşeyle karşılaşmak, bir şeye uğramak.Satu-bâzâr(t.f): Alış veriş.Savmak(t): Geçiştirmek, def etmek, bastırmak, ber-taraf etmek.Savulmak(t): Çağı, zamânı geçmek. Geçiştirilmek.Savurtmak(t): Dağıtmak, etrafa yaymak.Sa'y(a): Çalışma, gayret.Sayakmak/suyakmak(t): Aslına ulaşmak, aslına dönmek.


398Yûnus Emre DîvânıSaykal(a): Cilâ, partalıcı, mecazen ibadet, tevhid ve tehlil.Saymak(t): Tutmak, addetmek, bir şey yerine kabul etmek.Sayru(t): Hasta.Sayvân(a): Saçak, pervâz, kemer, sâyebân, gölgelik, çardak.Sayyâd(a): Avcı.Sâz-kâr(f): Uygun, muvafık.Sebak(a): Ders.Sebîl(a): Allah rızası için yaptırılan su hayratı veya umumî olarakbütün hayırlar.Sebük sal olmak(f. t.): Hafif olmak, önemsiz ve değersiz olmak.Sebük-bâr(f): Yükü hafif, hafif yüklü.Sefer kaydı(t. d.): Yol hazırlığı, yol telaşı.Segirtdürmek(t): Koşdurmak.Segirtmek(t): Koşmak.Seher-gâh(f): Seher vakti.Sehil/sehl(a): Kolay, düz yer.Sekbân(f): Köpek besleyicisi. Padişahın köpeklerini besleyen kişi.Sekit: Gidermek, kaldırmak, bertaraf etmek.Sekiz Uçmak(t): Sekiz Cenet.Selâtîn(a): Sultânlar.Selmân: Aslen Fars olup âteş-perest iken Hırıstiyan ve sonraMüslüman oldu. Medine de Hz. Peygamber'le görüştü. Büyük vemeşhur sahabelerdendir.Sem'(a): İşitme.Semâ': Ayin, devrân.Semirmek(t): Tavlanmak, şişmek.Serâ(a): Yer, toprak, malı çok olmak. Zenginlik.Serâb (a): Çölde ışık tesiriyle yeşillik ve suluk gibi yerlerin oluşması.Ser-be-ser(f): Baştan başa.Ser-encâm(f): Başa gelen, vak'a, bir işin sonu.Ser-gerdân(f): Başı dönmüş, başı dönen, şaşkın, sersem.Serheng(f): Çavuş, kavas, yasakçı. Kapı bekçisi.Sermâye: Metinde âhiret için gerekli ibâdet ve taat, ömür.Ser-mest(f): Serhoş. Kendinden geçmiş.Ser-nigûn(f): Baş aşağı olmuş, ters.Ser-te-ser(f): Baştan başa.Server(f): Baş, reis. Başkan, başbuğ, ulu kimse.Serv-i revân(f): Yürüyen servi, uzun boylu sevgili.


Dr. Mustafa Tatcı 399Sesmek(t): Bitmek, yetişmek (Bkz. Süsmek, 312/3).Setr(a): Örtülmek.Settârü'l-'Uyûb(a): Ayıpları, günahları örtüp gizleyen. Esmaü'l-Hüsna'dan.Seven(t): Âşık.Sevgü(t): Sevgi.Sevi/sevü(t): Sevgi, aşk.Sevici(t): Âşık, seven.Sevişgen(t): Çok seven.Seyâh(a): Çok yer gezen.Seydi Balum: Geyikli Baba'nın arkadaşı veya tarikdaşı. Germiyanoğullarından olması muhtemeldir.Seyr ü sülûk/Seyr ü sefer: Bir tarikate girip, manen yükselip,makamlar elde etme. Manevî terakki.Seyr(a): Yürüyüş, geziş, eğleniş; manevî makamlarda yaşanılanmüşahede.Seyrângâh: Gezilen yer, seyir yeri.Seyrek(t): Aralıklı, az, nadir.Seyyid Ahmed-i Kebir: Kimliği kesin olarak tespit edilemedi. AhmetFakıh olabilir.Sıddîk(a): Tam doğruluk sahibi. Hz. Ebu Bekir'in sıfatı.Sıdırmak(t): Kırdırmak.Sıdk(a): Doğruluk. Gerçeklik.Sıfatullah(a): Allah'ın sıfatı, esmaullahın tecellî mahalli, eşya âlemi.Sığınmagın(t): Sığınacak yer, melce.Sımak(t): Kırmak, bozmak, yenmek, bozguna uğramak.Sınmak(t): Kırılmak.Sınuk(t): Kırık.Sırat-ı müstakîm(a. a./ f. terkip): Hak yol, doğru yol.Sırça (f): Câm, billur.Sırdaş(a.t): Sırrı saklayan, sırrı bilen iki kişiden birisi.Sıymak(t): Koymak, sıyrılmak.Sızmak(t): Akmak, erimek.Sızurmak(t): Sızdırmak, damlatıp tüketmek, eritmek.Siccîn(a): Cehennemde kötü ruhların mekanı olan bir vadinin ismi.Sert, soğuk, şiddetli.Sidretü'l-Münteha(a): Arş’ın sağ tarafında altıncı veya yedinci göktebulunan ağaç. Yanında Cennet vardır ve Cennet’in nehirleri onun


400Yûnus Emre Dîvânıaltından akar. Bu ağaca Tûbâ diyenler de olmuştur. Muttakilerin veşehidlerin mekânıdır. Bu ağacın ötesine hiçbir kul geçemez. ÖtesiAllah'ın zat âlemidir. Beşer bilgisi, Sidre'de biter. Tasavvufta cem'makamının karşılığıdır.Sikender: Mekadonya kralı Filib'in oğludur (ö. 323). Büyük İskenderveya Zülkarneyn olarak edebiyatımızda sürekli işlenegelmiştir. Ermişveya peygamber'den kabul edilmiştir. Kâmil insan ve Hakk'ın halifesiiçin bir semboldür.Sil (a): Sel.Silkinmek(t): Vücudu sarsılmak, üstünü temizlemek vs.Simsâr(a): Komisyoncu, alıp satmada aracılık eden.Simurg(f): Yuvası Kâf dağında olduğu söylenen efsanevi kuş. Boynuuzun ve yüksekte uçtuğundan Araplar “Ankâ” derler. Bu kuş“Zümrüdüankâ” şeklinde de edebiyatımıza girmiştir. 30 kuşun şeklionda birleştiği için Simurg dendiği, Attâr'ın “Mantıku't-Tayr'ındasöylenmektedir. Devlet kuşu denilen de budur. Yüce makamları veşekilllere tasarrufları cihetiyle Simurg, mürşid-i kamillerebenzetilmiştir.Sin: Mezâr.Sinle: Mezarlık, mezar taşı.Sipâhî(f): Atlı asker.Sir(f): Tok, doymuş.Sitâre(f): Yıldız.Sited/sıtad(f): Alış, satın alma.Sivâ(a): Gayrı, başka, Allah'tan başka her şey.Siyâset(a): Ceza vermek, asmak.Sizmek(t): Sızmak, akmak.Soğulmak(t): Suyu, seli çekilme. Göz ferinin azalması. Solmak.Sorıcı/sorucu(t): Münkir-Nekir.Soy soylamak(t): Ululamak, soylu gösterme, ta'zim, makam ilemanzum-müsecca destan söylemek.Soya sayılmak(t): Soyuyla övünmek, asil kabil edilmek. İtibarlı kabuledilmek.Soyakmak(t): Aslına dönmek.Soylamak(t): Araştırmak, tahkik etmek.Sögmek(t): Sövmek. Küfr etmek.Söğülmek(t): Lanetlemek, küfretmek.Sökel(t): Hasta.


Dr. Mustafa Tatcı 401Sösmek(t): Büyümek, uzamak, bitmek.Söyünmek(t): Kendi kendisine sönmek. parlaklığı gitmek.Subaşı(t): Komutan, subay, zabıta memuru.Subh(a): Sabah.Sûd u ziyân (f.a): Kâr ve ziyân.Sûd(f): Fayda, kazanç, menfaat.Sûfî(a): Ehl-i tasavvuf. Zahid. Metindeki çoğu beyitte “softa”anlamındadır.Su'i(a): Kötü.Sûk(a): Çarşı, pazar.Sultân-ı vakt(a): Vaktin sultanı. Kutup. Kutbu'l-aktab.Sun'(a): Yapma, yapış, amel, iş, kudret, yaratılış.Sunmak: Uzatmak, teslim etmek, vermek, saldırmak, hamle etmek. Elsunmak: Elini vermek, teslim etmek.Sûr (f): Düğün, ziyâfet.Sûr(a): İsrafil adlı meleğin kıyamet günü çalacağı boru.Sûret(a): Şekil, yüz, resim,tarz, biçim.Susak(t): Su kabı, maşraba, tahta kova.Susalık(t): Susuzluk, susama, suya doymamak.Suya keçe salmak (t.d.): Nâmûs ve ârı terk etmek, terk-i hestî ehliolmak.Sûz(f): Yanıp yakılma.Sübhân(a): Her türlü kusur, ayıp ve eksikten münezzeh. Allah.Sücûd(a): Secdeye varmak.Süçi(t): Şarap.Süflî(a): Aşağıda bulunan, alçak, adî.Sükker(a): Şeker.Süleymân(a): İsrailoğullarından Hz. Dâvûd'un oğlu. Hem peygamberhem hükümdârdır. Kuş dili bilirdi. Saltanatının kudreti ve tahtıylameşhurdur.Sülûk(a): Bir yola girme. Tasavvufta menzil ve meratip alma. Manevîyolculuk.Sünnet(a): Hz. Peygamber'in sözleri, yaptığı ve yapılmasını tavsiyeettiği hususlar.Sünnî(a): Hz. Peygamber'in izinden giden. Ehl-i sünnet ve'l cemaattenolan.Sünük(t): Kemik.Sürükmek (t): Uzaklaştırmak, sürmek.


402Yûnus Emre DîvânıSürülmek(t): Devam etmek, sürülüp gitmek.Süzülmek(t): Kaymak, “gözleri süzülmek.”.-Ş-Şâd(f): Sevinçli.Şâdî(f): Gönlü ferah olan, sevinçli.Şâh/şeh(f): Padişah, sultan, mecazen can, ruh, Allah mânâsında. “Eğerseversen Allah'ı hoş nîda eyle ol Şâh'ı”(314/8).Şâhenşeh(f): Şahlar şahı.Şâh-ı 'âlem(f.a): Âlemin padişahı, ruh-ı sultânî, kâmil mürşid.Şakımak(t): Nağmeli bir şekilde ötmek, güzel ve nağmeli konuşmak.Şâkir(a): Şükreden.Şam: Suriye'de bir şehir adı. Suriye'nin tamamı için de kullanılır.Şâr(f): Şehir.Şarâb(a): Şarap, içki, mecazen aşk ve irfanî bilgi.Şarâben tâhur(a): Tertemiz içecekler.(İnsan suresi/21).Şaşmak(t): Şaşırmak, bozulmak, yanlış yola gitmek.Şeb-gîr(f): Gece giden kervan, gece uyumayan.Şebih(a): Benzeyen, benzeme.Şeddâd(a): Yemen'de yaptırdığı büyük binalarla ve “İrem Bağı” ileşöhret kazanmış, Tanrılık davasına kalkıştığı için Allah'ın gazabınauğramış bir hükümdar. Ad oğlu.Şefâ'at(a): Afv için vesile olmak. Şefaat etmek. Manevî yardım.Niyaz. İstirham.Şefi'(a): Şefaat eden. Şefaatçi.Şehd(f): Bal.Şehîd(a): Allah yolunda canını veren. Şehid olan. Tasavvufta, Hakk’ımüşahede eden kişi.Şehriyâr(f): Hükümdâr, şah, padişâh.Şehvet(a): Nefsin şiddetli arzuları, cinsî istek.Şek(a): Şüphe.Şekâvet(a): Şüpheler.Şekeristân(f): Şeker kamışı tarlası. Metinde sözün kaynağı.Şekûr(a): Şükürleri kabul eden Allah, çok şükreden. Hz.Muhammed'in sıfatlarındandır.Şem'(a): Mum.Şems(a): Güneş.Şerh(a): Yarmak, açıklamak.


Dr. Mustafa Tatcı 403Şerîk(a): Ortak.Şermende(f): Utanan, utangaç.Şerm-sâr(f): Utanan, utangaç.Şeş cihet(f.a) Altı yön.Şeş olmak(t): Tesadüf olmak.Şeş(f): Altı.Şeşmek(t): Çözmek, ayrılmak, başını koparmak.Şeşte/şeştâ(f): Altı telli tanbur.Şeşürmek(t): Çözmek, bağını koparmak, başlamak.Şevk(a): Hararet, istek, arzû , coşku.Şeyâtîn(a): Şeytânlar.Şeybet(a): Saç sakal ağarması, kocamak, ihtiyarlık.Şeydâ: Çılgın, dîvâne.Şey'en-li'llah(a): Allah için bir şey, dervişlerin ve dilencilerin bir şeyisteyecekleri vakit söyledikleri söz.Şeyh(a): İhtiyar, pir, tasavvufta “mürşid”.Şeyli'llah(a): Allah için.Şeyu'llah(a): Allah için(şey) istemek.Şikâr(f): Av.Şîr(f): Arslan.Şîr-gîr(f): Arslan tutan, arslan avcısı. Mecazen güçlü.Şîrîn (f): Tatlı, Ferhat'ın sevgilisinin ismi.Şirk(a): ortak koşmak.Şit : Âdem Peygamber'in oğullarından olup dokumacıların piri sayılır.Şîve(f): Nâz, edâ, cilve, işve.Şol dem(t): O zamân.Şol dem(t): O zamân.Şol(t): Şu.Şolok dem(t): O zamân.Şular(t): Şunlar.Şu'le(a): Işık, alev.Şumâr/şümâr (f): Sayı, adet, hesap.Şûr etmek(f.t): Gürültü, karıştırmak, karışıklık çıkarmak.Şükrâne(a): Şükran alameti, nişanesi, muştuluk.-T-Ta'alluk(a): Bir şeyin başka bir şeyle bağlı olması. Ait olma.Tâ'at(a): Allah'ın emirlerini yerine getirme, itaat etme, ibâdet etme.


404Yûnus Emre DîvânıTabâkât(a): Katlar, bölümler.Tabıl(a): Davul. (Tabl'dan).Ta'bîr(a): Yorum. Mânâsı olan söz.Tâc(f): Başlık, maddî ve manevî bir makam işareti. Tasavvufta marifetsahibi olmaktan kinaye bir işaret.Ta'cillemek(a): Acele ettirmek.Tâcir(a): Ticaretle uğraşan.Tag(t): Dağ.Tagca(t): Dağca. Dağ kadar.Taht(a): YerTahte's-Serâ(a): Yerin altı. Toprak altı.Taht-ı Süleymân: Süleyman Peygamber'in rüzgarla hareket eden tahtı.Tak:Özür, kusur.Takâzâ(a): İhtiyaç, gerekli olma. Lüzum, icap etme.Takrîr(a): İyi ifadet etmek, kararlaştırmak.Taksirlik(a): Bir şeyi yapmaya kudreti varken çekinip yapmamak.Talbınmak(t): Sıçramak, çırpınmak. “Delü bigi talbınmak”(18/7).Tali'(a): Baht, talih, doğan, şans.Talmak(t): Dalmak.Taluban(t): Dalarak, dalıp.Tama'(a): Aç gözlülük.Tama'dâr(a.f): Açgözlü.Tamar(t): Damar.Tamla(t): Damla.Tammak(t): Damlamak.Tamu(t): Cehennem.Ta'n itmek: Kınamak, yermek.Tan(t): Sabah vakti. Güneş doğmadan önceki zamân.Tana kalmak(t): Şaşmak, şaşırmak, hayret etmek.Tanık /tanuk(t): Şahid, Münkir-Nekir.Tanışık(t): İstişare, danışma, birbirini tanıyan. Karşılıklı oturupkonuşma.Tanışman(t): Danışman, bilgin, danişmend.Tanla /tanlacak(t): Sabahleyin. Seher vakti.Tanlamak(t): Şaşırmak, hayrette kalmak.Tanmak / tınmak(t): Takmak, tanımak, ses vermek.Tanrı Arslanı (t): Hz. Ali'nin lakablarından, sıfatlarından birisi.Tanrı hâsı: Mürşid, ideal insan. İnsan-ı kamil.


Dr. Mustafa Tatcı 405Tanşuk(t): Tanışık. Konuşma.Tap bak(t) : İyi bak, yeterli bak, iyice bak.Tap dur(t): Yeterlidir, kafidir.Tap uzat(t): Kısa söyle; kısa kes, az söyle. Kafi derecede uzat.Tapduk/Tapduk Emre: Yûnus Emre'nin şeyhi. Barak Baba veya HacıBektaş-ı Veli'nin halifesi.Tapmak(t): İtaat etmek, bağlanmak, bulmak.Tapşurmak(t): Emanet etmek, teslim etmek.Tapu kılmak(t): Hizmet etmek. ululanmak.Tapu(t): Huzur, makam, nezd.Tapuya gelmek(t): Huzura gelmek.Târ u mâr(f): Darmadağınık.Tar(t): Dar.Tarâb(a): Sevinç, coşku.Tarâş olmak (f.t): Mağlup olmak, muti olmak, alt-üst olmak.Tartmak(t): Çekmek.Tâ-sin-yâ(a): Dîvân'da, 321/3'te geçen bu harfler, semboliktir. Bundankasıd Hz. Peygamber'dir. “Tâ” Taha suresine; “sin” ise Yâsin suresineişârettir. İkisi birden, Hz. Peygamber'in maddî ve ruhânî yönleriniifade eder.Tasnîf(a): Kitap tertib etmek. Sınıflara ayırmak.Tasrîf(a): Sarf etmek. Fiil çekimi bilgisi. Sarf.Taş(t): Dış, zahir.Taşra(t): Dışarı.Tatar: Mal, davar. Binek hayvanı.Tâvus (a): Mecazen Cebrâîl.Tayak(t): Dayanılacak şey, eşya. İnsan vs.Tayanmak(t): Güvenmek, itimat etmek.Tayın: Öğün, rızık. Nimet “dünya tayını”(246/1).Tayınmak(t): Kaymak, sürçmek.Taylâsân(a): Sarığın kenarından uzatılan uç kısmı. Şer'i ve manevîmakamlarla ilgili bir alâmet.Tayyâr(a): Hz. Ali'nin kardeşi, Peygamber'in amcası oğlu(Bkz. Ca'feriTayyâr).Tâzî(f): Arap. Hızlı (at). Av köpeği.Teberrâ(a): Beri olma, yüz çevirme, uzaklaşma, çekilme.Teberrük(a): Uğur sayma, mübarek sayma.


406Yûnus Emre DîvânıTecellî(a): Görünme, belirme, Allah'ın sır ve kudretinin salike eşyaâleminden görünmesi.Tecrîd(a): Tek olmak, soyunmak, Allah'tan başka herşeyden ayrılma,ayırmak.Tedbîr(a): Bir şeyi temin edecek veya def edecek yol. Cenab-ı Hakk'ınhakîm isminin mânâsına uygun hereket etmek.Tefekkür(a): Fikretme, düşünme.Teferrüc-gâh(a.f): Gezinti yeri.Tefrîd(a): Fertleşme, teklige erme.Tehî(f): Boş.Tek(t): Gibi, bir.Tekebbür(a): Kibirlenme, böbürlenme.Tekellüf(a): Zahmetli, külfetli, zor.Tekye(f): Dervişlerin zikir veya ibâdet için toplandıkları mekan.Mecazen, mürşid-i kamilin gönlü.Teleme(t): Maya ile kestirilmiş süt. Mecazen, beyazlık ve saflıkTemannâ(a): Dilek, istek.Temsîl(a): Bir şeyi bir şeye benzetmek için baş vurulan yol, söz.Benzetmek, temsil etmek.Teneşir: Ölülerin yıkandığı tahtadan yapılan dört ayaklı masa.Teng(f): Dar.Terah(a): Gam, gussa, kader, tasa, üzüntü.Terbiyet(a): Eğitim irşad, terbiye.Tercemân(a): Metinde “Cebrail” anlamında.Terezü(f): Terazi.Terk urmak(t. deyim): Terk etmek, bırakmak, vazgeçmek.Terk(t): Bırakmak, vazgeçmek.Tersa /terse(f): Hırıstiyan.Tertîb(a): Tanzim, dizme, düzene koyma. Metinde “namaz” manasınada kullanılır.Tesbîh okumak (a.t): Subhanallah demek, Allah'ı şanına layık olarakzikretmek, anmak.Teslîmlik: Bağlılık.Teşvîş(a): Kargaşalık, karışıklık.Tetik(t): İş, hareket, “dilin tetiği bozulmak”.Tevâzu(a): Alçak gönüllülük, mütevazılık.Teveccüh(a): Yönelme, bir tarafa çevrilme, dönme. Alaka gösterme.Tevekkül(a): İşi Allah'a havale etmek. Kadere razı olmak.


Dr. Mustafa Tatcı 407Tevfîk(a): Yardım, Allah'ın kişiye yardımı. Manevî yardım.Teze: Tâze.Tezraû: Arapça, “ekiniz”, “ektikleriniz” anlamında bir söz olup,Kur’ân'da Yûsuf/47; Vâkıa /64'te geçmektedir.Tezvir(a): Söze yalan karıştırmak, Yalan söze ziynet verme. Süsleme.Tıfl(a): Çocuk.Tıfl-ı nev-Reste (a.f): Yeni yetme çocuk.Tılsım (f): Gizli şey, fevkalede tesiri olan şey. Define bulmaya engelolan mevhum şey.Tınmak(t): Ses çıkarmak, söz söylemek.Tîmâr(f): Tedavi.Tiryâk(a): Panzehir.Tîz(f): Çabuk, acele.Togırlık(t): Doğruluk.Togru(t): Doğru.Toğan/doğan(t): Doğan kuşu.Toğmak(t): Doğmak.Toğru(t): Doğru.Tokuz Arslan(t): Dokuz kat gök.(Eski telakkide gökler dokuz kat idi.).Tolınmak /tolunmak(t): Dolunmak, batmak, dolanmak, Gurub etmek.Ton/don(t): Elbise.Tonanmak(t): Donanmak, süslenmek.Top(t): Hep, tekmil, büsbütün.Toptolu(t): Tamamen dolu, dopdolu.Tortsuz(t): Tortusuz, birikintisiz, çöküntüsüz.Tosbaga(t): Kaplumbağa.Toy(t): Şenlik, düğün ziyafet.Toylamak(t): Ziyafet çekmek, yedirip içirmek.Toymak(t): Doymak, tatmin olmak.Tûbâ(a): Cennette bulunan kökü gökte, dalları yerde bir ağaç. Berrakve saf. Saadet. Hoşluk.Tuç(t): Değirmen baltacığı.Alt değirmen taşının ortasında bulunup üsttaşa giren mihverin üzerine geçirilen balta şeklindeki alet.Tudaş olmak(t): Rast gelmek.Tûfân: Çok şiddetli ve her tarafı kaplayan su. Nuh Peygamberzamânındaki Nuh Peygamber'in kavmine uygulanan manevî ceza,büyük su baskını. Bu tufanda Nuh'un gemisi dışındaki bütün canlılaryok olmuştur.


408Yûnus Emre DîvânıTugyân(a): Taşma, taşkınlık, azgınlık. coşkunluk.Tûl-ı emel(a): Hırs, tamah, tükenmez arzû. Olmayacak dilek.Tullâb(a): Tâlipler.Tuman(t): Katarakt. Göze duman bürümek, gözü perdelenmek.Tûr(a): Tûr-u Sînâ. Hz. Mûsâ'nın İlâhî tecellîye mazhar olduğu dağ.Edebiyatımızda Tûr, duruma göre bazan gönül, çoğu zamân ise bedeniçin kullanılmıştır.Turak /durak(t): Menzil, durulacak yer. Yerleştirilen yer. Yurt.Turı gelmek(t): Ayağa kalkmak.Turılmak(t): Durulmak, sakinleşmek, açılmak.Turmak(t): Durmak, ayağa kalkmak.Turvanda: Turfanda.Tuş eylemek(t): Rast yönelmek.Tuş(t): Denk, benzer, eş.Tuş(t): Taraf, yön, cihet, rast gelme, karşısına durmak.Tuşa durmak(t): Tarafına durmak. O yöne yönelmek, karşısınadurmak.Tutak(t): Dudak.Tutaş(t): Yakın, yaklaşmış.Tutmak /dutmak(t): Farz etmek. Kabul etmek, elde bulundurmak.Tutulmak(t): Zaptedilmek, mahkum etmek, alıkonmak.Tuydurmak(t): İşittirmek, duyurmak.Tuymak(t): Duymak, iyitmek.Tuyûr(a): Kuşlar.Türâb(a): Toprak.Tütün(t): Duman.Tüvânger(f): Paralı, zengin.-U-U: Ve.Uban /üben(t): Zarf fiil. -Up'tan genişletilmiş bir ek. “Ağlayuban:Ağlayıp, gibi.Ubûdiyet(a): Bendelik, kulluk, kölelik.Uç(t): Son, nihâyet. Kenar, sınır.Uçmak /Uçmag(t): Cennet.Uçuk(t): Uçmağa layık amel, iş(?). Uçmak'tan “bu vücudum şehrindebuçuk pulluk uçuk yok”(106/2).Uçunmak(t): Korkudan benzi sararmak, rengi gitmek.


Dr. Mustafa Tatcı 409Ud /ut(a): Utanma, hayâ, şeref.Ugrı /ugru(t): Hırsız.Ugrılık(t): Hırsızlık.Ugrulamak(t): Çalmak, hırsızlık yapmak.Ulak(t): Postacı, haberci, parça.Ulanmak(t): Yıpranmak, eskimek.Ulaşık(t): Kavuşmuş, vuslat etmiş, ulaşmış.Ulûm(a): ilimler.Ulvî(a): Yüce, yüksek.Ummak(t): Beklemek, ümid etmek. Temennî.Ummân(a): Büyük deniz.Umu: Ümit, emel, arzû.Urgan(t): Halat, kalın ip.Urılmak: Çalınmak, dikilmek, üflenmek.Urmak: Çalmak, dikmek, üflemek.Uruşkan(t): Dövüşken, kavgacı kişi.Uryân(a): Çıplak.Us(t): Akıl.Usan dutmak(t): Gâfil, ihmalkâr, Gevşek davranmak, ihtiyatsızbulunmak. (62/1).Usan(t): Gâfil, ihmalkâr, ihtiyatsız. Gevşek.Usanmak(t): Bıkmak.Uslu(t): Akıllı.Usûl(a): Ana, baba, ced. Asıllar, kökler, temeller.Usûl-i dîn: Dinin temelleri, asılları, ilm-i kelâm.Uş(t): İşte.Uşadmak(t): Parçalamak, ufaltmak.Uşanmak(t): Parçalanmak, toz haline gelmek. Ufalanmak.Uşatmak(t): Parçalamak, kırıp dökülmek.Uşda(t): İşte.Ut(t): Bkz. Ud.Utlu(t): Utangaç, utanır, hayalı.Uya: Ahmak, akılsız, her şeye, her söze uyan, tembel.Uyak(t): Metinde, “uymuş, benzemiş” anlamında.Uyakmak(t): Gurûb etmek, batmak.Uyanık(t): Agâh, ârif.Uyanmak(t): Işık parlama, yanmak, gafletten uyanmak.Uyhu(t): Uyku, gaflet.


410Yûnus Emre DîvânıUymak(t): Karar etmek.(1/10) “Işk şarâbın içen canlar uymazgöçmege konmağa”.Uz gelmek(t): Münasip, uygun gelmek.Uzlet(a): Bir yana çekilip yalnız yaşama. Allah'tan başka herşeydentecrid olunarak yaşama.-Ü-Üçler(t): Gayb erenlerinden ilk üç kişi. Kutbü'l-aktâb, kutbü'l-irşâd,kutbü'l-ârif.Üleşmek(t): Paylaşmak, bölüşmek.Ümmî(a): Anasından doğduğu gibi kalıp, okuma öğrenmeyen. Ümm,Arap dilinde "ana"; ümmî ise anaya mensup demektir. Sûfîlere görevücûd tektir ve Hak'tır. Cenâb-ı Hak, kendi varlığından bir nûryaratmış ve buna ıstılahta, Nûr-ı Muhammedî denmiştir. Dört unsurunaslı bu nûrdur. Hakk'ın sıfatlardaki ilk tecellîsi hava, ateş, su venihâyet topraktan olmuştur. İnsânî hakikat, bu toprakta gizlidir. Onuniçindir ki, toprak her şeyin anasıdır. Toprağın hakikati, tevhîdtamamlandığında anlaşılır. Bu idrâk makamı ümmî(anayamensup)likten ibarettir. Netice itibariyle bir sûfî gerçektenöğrenimden geçmemiş de olabilir. Bu durumda söz konusu kavramıiki anlamda da kullanacaktır. Edebiyat tarihimizdeki ümmî sûfîşairlerin öğrenimleriyle ilgili tenkitlerin sebebi de, budur.Ün(t): Nidâ, ses.Üstâd(f): Ehil, usta. Mürşid.Üstün(t): Yüce, büyük, yukarıki.Üstün: Sütun, direk.Üşde(t): Bkz. Uş, uşda.Üşenmek(t): Tedirgin olmak, rahatı kaçmak.Üşmek(t): Toplanmak, yığılmak, üşüşmek.Ütmek(t): Kazanmak, yenmek.Üveys: Veyse'l-Karanî. İslâmiyetin doğuş döneminde Yemen’dedünyaya gelmiş ve İslâmı kabul ederek kendini zühd hayatına adamışbir şahsiyettir. Hz. Peygamber’i sağlığında çok görmek istemesinerağmen ziyaretine gittiğinde görüşememiş; ancak Hz. Ömer devrindeMedine’ye gelme imkanı bulabilmiş, buradan da Kufe’ye geçmiştir.Anadolu’nun muhtelif yerlerinde de pek çok makamı bulunan VeyselKarani, manen irşad edilmiş velâyet erlerindendir. Bu meşrepte olankişilerin de kutbu kabul edilir. Bu tür velilere “Üveysî” veya “Üveysî


Dr. Mustafa Tatcı 411meşrep” denilmektedir. Üveys’in vefat tarihi kesin olarak bellideğildir.Üveysî(a): Veysel-Karanî meşrebli, şeyhini görmeden sülûk eden kişi,halli derviş, manen sülûk eden.Üzmek(t): Koparmak, ayırmak, kesmek.Üzmek(t): Tasalandırmak, ayırmak.Üzülmek(t): Kopmak, kesilmek, sökülmek, dağılmak.Üzüşmek(t): Keşişmek, koparılmak.-V-Vâcib(a): Lüzûmlu, mecbûrî olan, yerine getirilmesi zarurî Allah'ınemirleri.Va'de(a): Belirtilen zamân, ecel, ecelin takdir ettiği zamân.Vaff(a): Yeter, kafi, Vadini yerine getiren(365/7).Vahdet(a): Birlik.Vâhid(a): Bir olan. Beraber olan. Tek olan.Vakt(a): Vakit, zaman.Vâlih(a): Şaşa kalmış, hayran.Vallahu mu‘înü's-sâbirîn(a): Allah sabırlıların yardımcısıdır.Varak(a): Tek yaprak halindeki kâğıt. Nebat yaprağı. Kitap yaprağı.Varlum(t): Varalım, gidelim.Vasf etmek (a.t): Anlatmak, tarif etmek, övmek.Vasf-ı hâl(a.f): Hâlin dile getirilmesi, çeşitli hâller, insânın manevîdurumunun değişmesi.Vâsıl(a): Ulaşan, erişen, kavuşan.Vasl(a): Kavuşma, ulaşma.Vasyet(a): Vasiyet'ten. Bir kimsenin öldükten sonra yapılmasınıistediği şey.Vattaku: Arapça “İttakû” sakınınız, sakınsaydınız(vb.) anlamlaragelen bir söz olup pek çok âyette geçmektedir. Mesela bkz. Bakara/13,Araf/96-201.Vâye(f): Nasib, kısmet, fayda, kazanç.Ve nahnü akrebü minküm(a): “Ve biz sizden daha yakınızdır”mealinde bir âyet.(Vakıa/84).Vebâl(a): Günah, şiddet, ağırlık.Vech(a): Yüz.vefâ(f): Sözünde durma.Vefadâr(): Vefalı, sözünde duran.


412Yûnus Emre DîvânıVelî /velîkin(f): Amma, fakat, lâkin, velâkin.Velî(a): Ermiş, seven, dost, sahib.Veyil(a): Yazık, vay haline, felaket, hüsran. Cehennem'de bir çukurismidir.Vi'a(a): Kab, içine bir şey konulan zarf.Vilâyet(a): Bir şeyi kudretle elde etme, dostluk, muhabbet, yakınlık,velîlik derecesi.Vîrân(f): Yıkık, harap.Virgil(t): Ver.Virgü(t): İhsân, bağış, vergi.Viribidi(t): Vermişti.Viribimek(t): Vermek, yollamak, göndermek.Visâl(a): Kavuşma, ulaşma, birleşme.Vuhûş(a): Vahşiler, vahşi hayvanlar, insandan kaçan, evcil ommayanhayvanlar. Yırtıcılar.-Y-Yâ hû (a): Ey O (Allah). Derviş selâmı veya niyâzı.Yaban gözi(t): Zâhirî göz. Hakk'ı idrak edemeyen ve göremeyen göz.Yaban(t): Dışarı, kır, şehir dışı. Hak'tan uzak.Yâd(f): Hatırlamak.Yad(t): Yabancı, tanıdık olmayan, garib.Yadmak(t): Uzaklaşmak, muztarip olmak. “Kalmaya sensüz dahı bengussadan yadaram”(220/8).Yagı(t): Düşman.Yagmâ(t): Yağmalamak, insanlara saldırarak canlarını ve mallarınıalıp perişan etmek.Yakım(t): Mersiye, ağıt, yakım yakmak.Yakîn(a): Şüphesiz, gerçek şekilde bilme. Sağlam ve kati bilme.Yakmak(t): Nazm etmek, düzmek, söylemek, manzum olarak vemakamla söylemek, yakım yakmak.Ya'kûb(a): İsrailoğullarından Yusuf Peygamber'in babası olanpeygamber.Yâkût (a): Çeşitli renkleri olan kıymetli bir süs taşı.Yalabımak /Yalaplanmak(t): Parıldamak, alev alev, parıl parıl.Yalıncak(t): Yalın bir şekilde, çıplak.Yalunuz /yalnız(t): Yalnız, tek başına, ferdî.Yaña(t): Taraf. Metinde “yanak” anlamında. 132/5.


Dr. Mustafa Tatcı 413Yanku(t): Akis, yankı, aksisedâ. Kaya yankısı.Yap: Artık, yabancı maddeler, yükler. “Bu yükleri yapları döküphaldaş olan kimdür”(30/2).Yapalak(t): Tüylü.Yapmak(t): Kapamak, örtmek.Yâr(f): Sevgili, dost.Yar(t): Yardımcı.Yar(t): Yarılmış yer, suyun açtığı uçurum.Yarag /yarak(t): Azık, yol hazırlığı , levazımat, metinde “tevhid veibâdet” anlamında.Yarak etmek(t): Hazırlık etmek. Sefer için gerekli hazırlığı yapmak.Yaramak(t): Uygun düşmek, yaramak, mümkün olmak, elverişli,uğurlu, Hak kazanmak.Yaramaz(t): Günahlı kul, yararsız, kötü şey. zararlı.Yârân(f): Dostlar, sevgililer.Yaraşuk(t): Layık, uyun.Yâren(f): Arkadaş, dost.Yargılamak(t): Bağışlamak.Yargu(t): Hüküm, muhakeme.Yarı(t): Yardım.Yarın(t): Mahşer günü.Yarınki gün(t): Mahşer günü, âhiret.Yari(t): Yardım.Yâ-sin(a): Kur’ân-ı Kerîm'de 36. Sûrenin ismi. Sûrenin birinci âyetimüteşabihtendir. Mutasavvıflar indinde “insan-ı kamile” veyahut “Hz.Muhammed'e” hitap eden bir cümledir. “Ey Muhammed” gibi.Yastamak(t): Yaslanmak, dayanmak.Yaşıl(t): Yeşil. “Yaş”tan.Yaşın yaşın(t): Gizli, gizli.Yat(t): Usul, yol, hazırlık, tedbir.Yatlu hâl: Kötü hal.Yatlu söz(t): Asılsız yabancı söz.Yatlu(t): Kötü, fenâ.Yatlug(t): Kötülük, fenalık.Yavaş olmak(t): Yumuşak huylu, mütehammil.(354/6.).Yavı kılmak(t): Kaybetmek, ortadan kaldırmak.Yavı varmak(t): Kaybolmak.Yavlak(t): Pek çok, gâyet.


414Yûnus Emre DîvânıYavunmak (t): Kaybolmak, yitmek.Yavuz(t): Kötü, fena, yaman, kara yağız.Yay sımak(t): Yay kırmak.Yay(t): Yaz mevsimi.Yayınmak(t): Koyun, inek ve kuş gibi hayvanların yiyecek bulmakiçin gezinmesi.Yaylamak(t): Yaylaya çıkmak. yazı yaylada geçirmek.Yazı(t): Yaban, kır, ova.Yazlamak(t): Yazı yaylada geçirmek.Yazu/Yazuk(t): Günah, suç.Yedi dört on sekiz(t): Yedi deniz; dört unsur; on sekiz bin âleme işareteden sayılar.Yedi evren(t): Yedi iklim. Mecazen yedi gök.Yedi mushaf: Kur’ân'ın yedi Arap lehçesine göre okunuşu. Kıraat-ıSeb'a. Mânâsı değişmemek üzere Kur’ân'ın Kureyş, Huzeyl, HavazinKinane, Sakif, Temin ve Yemen ehlince okunuşu.Yediler(t): Siyaset-i bâtıniyye –gayb ricali- ehlinden yedi kişi.Üçlerden sonra gelen grup.Yedilmek(t): Çekilmek, yedekte götürülmek.Yehdi’llahu limen Yeşa(a): “Allah dilediğini doğru yola götürür”.(Kur’ân'da pek çok sûrede geçmektedir. Örn: Bakara/142, 213, 272;İbrahim/4.).Yelmek /yilmek(t): Koşmak.Yeltemek (t): Meylettirmek. Arzu uyandırmak. Heveslendirmek.Yen(t): Elbisenin ucu, yeni.Yeni bahar(t.f): İlkbahar.Yeni yaz(t): İlkbahar.Yensüz gönlek(t): Kefen. Kolsuz gömlek.Yerinmek /yirinmek(t): Kederlenmek, üzülmek, tasalanmak, mahzunolmak.Yermek /yirmek(t): Kederlenmek, üzülmek, tasalanmak, mahzunolmak.Yesir: Esir, tutsak, Esir'den.Yevme yeşfe'u(a): Şefaat günü.Yezdân(f): Cenâb-ı Hak.Yıl çevrilmek(t): Bir yıl bitmek.Yımak(t): Men etmek, engel olmak, uzaklaştırmak.Yıymak(t): Koklamak.


Dr. Mustafa Tatcı 415Yig(t): Yeğ, üstün.Yigirmi(t): Yirmi.Yiglemek(t): Üstün tutmak.Yigrek(t): Daha iyi, müreccâh, üstün.Yil(t): Yel, rüzgar.Yilmek(t): Koşmak, bir şeye değer verip ardından gitmek.Yiltmek(t): Teşvik etmek, heveslendirmek, ulaştırmak.Yimiş(t): Meyve, yemiş.Yine(t): Yine, gene.Yini(t): Yeni.Yinile(t): Yine, gene, henüz, şimdi.Yi-nun-sin: Yûnus kelimesinin harfleri. Yûnus Emre bu harflerlekendi ismini yazdığı gibi, Yasin' kelimesine de işaret ediyor olmalıdır.Bu Sûre bilindiği gibi mutasavvıflarca Kamil insana veyaMuhammedî makama işaret eder.Yir(t): Yer, yeryüzü.Yirini kalmak(t): Kederlenivermek, tasalanmak, üzülmek.Yirinmek(t): Üzülmek.Yirmek(t): Yermek, zemmetmek, kötülemek.Yitmek(t): Kafi gelmek.Yitürmek(t): Ulaştırmak, eriştirmek, yetiştirmek.Yiylemek /yıylamak(t): Koklamak.Yohsa(t): Yoksa.Yoldaş(t): Yol arkadaşı.Yolmak(t): Dağıtmak.Yoran(t): Hükmeden, burada, Hakîm olan Allah.Yorılmak(t): Çözülmek.Yormak(t): Ta'bir etmek.Yort savul(t): Koş, kaç, uzaklaş. Yolun ortasından çekil.Yort: Hüküm, nüfuz.Yortmak(t): Hızlı koşmak, devamlı yol yürümek.Yorutmak(t): Yürütmek.Yorutmak: Yürütmek.Yoyılmak(t): Eski haline dönmek, geri gelmek, bozulmak. Çarh-ıfelek yoyılmak.(306/1).Yoz yapalak(t): Yoz tüylü, Bu kelime metinde “boz yapalak” şeklindede okunabilmektedir.Yögrük /yörük/yürük(t): Yörük, tez koşan.


416Yûnus Emre DîvânıYöğrüşmek(t): Yürüyüşmek. Koşuşmak.Yönermek(t): Yönelmek, ..tarafa gitmek.Yönerür(t): Yönelir, o tarafa gider.Yörimek(t): Yürümek.Yufka/yuha(t): İnce, nazik.Yukaru iller(t): Azerbeycan ve İran için söylenir.Yumak(t): Yıkamak. Çekmek. “El çekmek”.Yumış oğlanı(t): Erkek hizmetçi.Yumış(t): Hizmet.Yummak(t): Kapatmak.Yumşanmak(t): Yumşamak.Yunmak(t): Yıkanmak.Yurtlu(t): Vatanı olan, meskenli, oturacak yeri olan.Yûsuf(a): Yâkûb Peygamber'in oğlu olup güzelliği ile tanınmıştır.Yûsuf ve Zeliha hikâyesi Kur’ân'daki en güzel hikâyelerden birisidir.Yutmak(t): Hazmetmek, içinde bırakmak.Yuvuk(t): Geyik.Yuvunmak(t): Yunmak, yıkanmak.Yuyucı(t): Ölü yıkayıcı.Yürimek(t): Hareket etmek, gezmek, dolaşmak.Yüzgeçlik(t): Denize dalışlar yapmak, dalgıç olmak.-Z-Zâg(a): Karga.Zâhid(a): Sofu. Kendini sadece ibâdete veren.Zâhir(a): Görünen, açık, belli, meydanda. Esmaü'l-Hüsna'dan ZâhirAllah.Zahm(a): Yara.Zaîf(a): Zayıf, kuvvetsiz.Zâkir(a): Zikreden.Zâlim(a): Zulmeden, güç kullanan.Zâr(f): Ağlayış, inleme.Zârılık(f): Ağlayış, inleyiş.Zâri kılmak(): Ağlamak, sızlamak, inlemek.Zât(a): Kendi, her şeyden münezzeh olan Allah. Asıl, esas, öz,hakikat. Nefs.Zavada/zevade (a): Yiyecek, azıklar.Zebâne(f): Ateş yalını, kıvılcım.


Dr. Mustafa Tatcı 417Zebânî(a): Günâhkârları Cehenneme atmaya mecbur melek.Zeber(f): Üst.Zebûr(a): Hz. Dâvûd'a inen İlâhî kitap.zecr(a): Engel olma, menetme.Zehre(f): Öd, yürek, cesaret, güç, kudret.Zehr-i kâtil: Öldürücü zehir, içki.Zekeriyâ(a): Peygamberlerden birisi. Kavminden kaçarken ağaçkovuğunda yakalanarak testereyle biçilmiştir.Zelihâ/Zelhâ: Mısır azizinin karısı.Zelîl(a): Hor, alçak, hakir.Zembûr(a): Arı.Zemheri(a): Karakış dönemi. 21 Aralık/31 Ocak arası.Zemzeme(a): Ezgili, nağmeli ses.Zer(f): Altın.Zerk(a):Aldatmak, hile, riyâ.Zerre(a): Çok küçük parça, atom.Zevâl(a): Son.Zeyn(a): Ziynet, süs.Zihî(f): Ne hoş ne kadar güzel, ne iyi.Zinde: Canlı, kuvvetli. Hayatta.Zinhâr(f): Sakın, katiyyen, aman, asla.Zîr(f): Alt, aşağı.Zire(f): Zirâ, çünkü.Zireklenmek: Anlayışlı davranmak. Akıllı hareket etmek.Ziyân etmek(a.t): Telef etmek, yitirmek.Zuhûr(a): Ortaya çıkma.Zulmet(a): Karanlık.Zûr(f): Kuvvet, güç.Zühd(a): Kendisini ibâdete vermek, dünyevî şeylerden uzaklaşmak.Zühre(a): Çoban yıldızı. Yedi gezegenden birisi. Parlaklığı ile meşhurolan bu yıldız, üçüncü kattadır. Hârût ve Mârût adlı iki kötülükmeleğiyle birlikte anılır.Zü'l-Celâl(a): Celâl sahibi Allah.Zülf(a): Uzun saç.Zülfekâr(a): Hz. Ali'nin iki ucu olan meşhur kılıcı.Zünnâr(a): Papazların kuşandıkları yün kuşak.


ŞİİR İNDEKSİ–ELİF–01 Sensüz yola girürisem çârem yok adım atmaga02 Aşk da‘vîsin kılan kişi hîç anmaya hırs u hevâ03 Bir kez yüzün gören senün 'ömrince hîç unutmaya04 İki cihân zindânısa gerek bana bostân ola.05 Aşk etegin tutmak gerek 'âkıbet zevâl olmaya.06 Anmaz mısın sen şol güni gözün nesne görmez ola07 İy 'âşıkân iy 'âşıkân ‘aşk mezhebi dindür bana08 İy pâdişâh iy pâdişah uş ben beni virdüm sana09 Anma mısın sen şol güni cümle 'âlem hayrân ola10 Aceb 'aceb ne nesnedür bu derdile firâk bana11 Ol kişinün yokdur yâri iş bu cihân zindân ana12 Benem ol ‘aşk bahrîsi denizler hayrân bana13 Her kim bana agyârısa Hak Tanrı yâr olsun ana14 İy pâdişâh-ı Lem-yezel kıldum yönüm senden yana–BE–15 Aceb bu benüm cânum âzâd ola mı yâ Rab16 Ulu ulu günâhlarum yüz komadı bana Çalab–TE–17 Dîn ü millet sorarısan 'âşıklara dîn ne hâcet18 Sen bu cihân mülkini Kâf'dan Kâf'a dutdun tut19 Niteligüm soran işit hikâyet20 Aşk îmâmdur bize gönül cemâ'at–ÇİM–21 Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir agaç–RE–22 Gâfil olma aç gözüni hâlüne bak öleni gör23 Dün gider gündüz gelür gör niçesi uz gelür24 Aşk ile biliş cânlara ezel, ebed olmayısar25 Aşk makâmı 'âlidür ‘aşk kadîm ezelîdür26 İy beni 'ayıblayan gel beni ‘aşkdan kurtar27 Bir kişiden sorgıl haber kim ma‘nîden haberi var28 İy ‘aşk eri aç gözüni yir yüzine kılgıl nazar29 Söylememek harcısı söylemegün hâsıdur30 Bu yoklık yolına bugün bize yoldaş olan kimdür31 Benem sâhib-kırân devrân benümdür


Dr. Mustafa Tatcı 41932 Nisâr ol 'âşık canına ki dost ile visâli var33 Ko ölmek endîşesin 'âşık ölmez bâkîdür34 Cân bir ulu kimsedür beden anun âletidür35 Hak'dan yıgar ol seni nen varısa vir gider36 Cânını ‘aşk yolına virmeyen 'âşık mıdur37 Ger vuslata irdünise bu derdile firâk nedür38 Hakîkatün ma‘nîsin şerh ile bilmediler39 Koyup gel nakş u nigâr nakşa yol virme zinhâr40 Merdân-ı Hak bu dünyâda maksûdlara kalmadılar41 İy bana eyü diyen benem kamudan kemter42 İy sözlerün aslın bilen gel di bu söz kandan gelür43 İşidün iy ulu kiçi size benüm haberüm var44 İsteyelüm iş ıssını bulı görelim kandadur45 Muştulanuz 'âşıklara bu ‘aşk ulu devlet olur46 Bu vücûdum şehrine her dem giresüm gelür47 Yandı yüregüm tutuşdı bagrum cigerüm kebâb durur48 Senündür pâdişâhlık kudretün var49 Hak bir gönül virdi bana hâ dimeden hayrân olur50 Benüm gönlüm gözüm ‘aşkdan doludur51 İy dost seni severem cân içre yirün vardur52 Sensin benüm cânum cânı sensüz karârum yok durur53 Eydivirem ne kıldugın benüm ile ol dil-pezîr54 İy dün ü gün Hak isteyen bilmez misin Hak kandadur55 Firâkun bagrumı daglar ne bilsün kadrüni saglar56 Eger gerçek 'âşıkısan boynundaki menşûr nedür57 Âşıklar ortasında sofîlik satmayalar58 Bu semâ'a girmeyen sonına pişmân olur59 Aşk erinün gönli dolı pâdişâhun haznesidür60 İşidün iy ulular âhir zamân olısar61 İy dost bunca kıyl u kâl ne maksûd hod bir haber durur62 Ne bilsün bu ‘aşkı usanlar-uyalar63 Bu dünyâya gönül viren sonucı pişmân olısar64 Evliyâya münkirler Hak yolına 'âsîdür65 Bilür misüz iy yârenler girçek erenler kandadur66 İşidün iy yârenler ‘aşk bir güneşe benzer67 Nâ-gehân cânân ilinden irdi bu câna haber68 Türlü türlü cefânun adını ‘aşk virmişler69 Bu dünyânun meseli bir ulu şâra benzer


420Yûnus Emre Dîvânı70 Dost senün ‘aşkun okı key katı taşdan geçer71 Allah diyelüm dâim Allah görelüm n'eyler72 İy pâdişâh iy pâdişâh her dem işin düze durur73 Niteki bu gönlüm evi ‘aşk elinden taşa gelür74 Sabahın sinlere vardum gördüm cümle ölmiş yatur75 Aşkun odı yüregümde neler eyler neler eyler76 Miskîn âdem oglanı nefse zebûn olmışdur77 Bu dem yüzüm süreturam her dem ayum yeni dogar78 Tanrı'yiçün cânum cânı cefâyısa tap dur yiter79 Yâr yüregüm yâr gör ki neler var80 Aşkıla gelen erenler içer aguyı nûş ider81 O 'âlem fahri Muhammed nebîler serveridür82 Yir yüzünde gezeridüm ugradum milketler yatur83 Ne bakarsın taş kapuda gir içerü neler gezer84 Bu dervîşlik duragı bir 'acayib durakdur85 İşidün iy yâranlar dem evliya demidür86 Aşksuz âdem dünyada bellü bilün yok durur87 Gelün sorun bu cânlara sûretleri n'oldı gider88 İşit sözümi iy gâfil tanla seher vaktinde tur.89 Sensin bize bizden yakın görünmezsin hicâb nedür90 Hakîkat her vücûdun cânı ‘aşkdur91 İlim 'ilim bilmekdür 'ilim kendin bilmekdür92 İy dost senün ‘aşkun odı cigerüm pâre baş kılur93 Hocam ‘âşık olanlarun işi âh ile zâr olur94 Gelmeyen gelmedi sapdı secde eyledi tâpdı95 Anca zâr eyler kim şol bülbül eyler96 Dervîş olan kişiler deli olagan olur97 Dervîşlige kadem uran her ma‘nîde sultân olur98 Yine seyreyledi gönlüm dostun cemâlin arzû lar99 Erenlerden etek tutan menzil alup Hakk'a yiten100 Yirün gögün safâsı Mustafâ'dır–ZE–101 Bize dîdâr gerek dünyâ gerekmez102 Keleci bilen kişinün yüzini ag ide bir söz103 Hak cihânda doludur kimsene Hakk'ı bilmez104 N'idem ben bu gönül ile benüm ile bile durmaz105 Niçeler bu dünyada günâhını yuyamaz106 İy bana eyü diyen benem kamudan yavuz


Dr. Mustafa Tatcı 421107 Senünle birligüm senden ırılmaz108 Sana her işde iy Kâdir bildük tercemân gerekmez109 Rızıkiçün gussa yime kimse rızkın kimse yimez110 Bu bir 'acâyib haldür bu hâle kimse irmez111 Ben dervîşem diyen kişi iş bu yola 'âr gerekmez112 Eger dilüm bendeyise kimse bana nesne dimez113 Bu ne dertdür 'aceb dermân belürmez114 Hiçbir kişi bilmez bizi biz ne işün içindeyüz115 Binde biri bu halkun Rahmân yolına girmez116 Gayrıdur bu milletden bu bizim milletümüz117 Sûfîyem halk içinde tesbîh elümden gitmez118 Yine geldi ‘aşk elçisi yine doldı meydânumuz–SİN–119 Aşk erine dünyâda çi harîr ü çi palâs–ŞIN–120 Bilenlere sormak gerek bu tendeki cân neyimiş121 Âşık cânına ‘aşk koyan ol bir yüce Sübhânımış122 Hak'dan haber geldi yine kullar yarag itsün dimiş123 Hakk'ı bulmak isteyenler eylesün nefsini dervîş124 Erenlerün yolları inceden inceyimiş125 Ben derd ile âh iderdüm derdüm bana dermânımış–GAYIN–126 Ben sevdügüm nigârı n'idem ol benden fârig–KÂF–127 Yanar içim göyner özüm ben ölümümi anıcak128 Şükür Hakk'a kim dost bize eyitdi dost yüzine bak129 Gel iy gözüm agla gülmezem ayruk130 İy çok kitâblar okıyan sen kim dutarsın bana dak131 Biz neye 'âşıksavuz 'âlemler ana 'âşık132 Kerem ile bir berü bak nikâbı yüzünden bırak133 Ma‘nâ bahrine dalduk vücûd sırrını bulduk134 Muhammed'e bir gice Çalab'dan indi Burâk–KEF–135 Dost yüzine bakmaga key safâ nazar gerek136 Müsülmânam diyen kişi şartı nedür bilse gerek137 Dünyaya gelen kişiler yola bile gelmek gerek138 Evvel bize vâcib budur hoş hulk ile 'amel gerek


422Yûnus Emre Dîvânı139 Bu dünyaya gelen kişi âhir yine gitse gerek140 Gel iy dervîşlik isteyen eydem sana n'itmek gerek141 N'idelüm bu dünyâyı neyleyüp n'itmek gerek142 Dervîş olan kişinün dirligi arı gerek143 N'iderüz dirlik suyın biz cânı yagmaya virdük144 Ne söz keleci dirisem dilüm seni söyleyicek145 Çalap nûrdan yaratmış cânını Muhammed'ün146 Nişânı bu benzi saru gözleri yaşdur 'âşıkun147 İy su kandan gelürsin vatanun kanda senün148 Ger uluya irdünise sûret nakşı nendür senün149 İy niçe selâtinler zebûnı dervîşlerün150 Dost diridüm istegüm dermânıdur 'âşıklarun–LAM–151 Kul pâdişâhsuz olmaz pâdişâh kulsuz degül152 Ata belinden bir zamân anasına düşdi gönül153 Yavlak 'aceb geldi bana dünya içinde işbu hâl154 Gerekmez dünyayı bize çünki bâkî bünyâd degül155 Kogıl bu dünyâ bezegin bu dünyâ yil durur hayâl156 Dervîşlik makâmı hâl içinde hâl157 Aşksuzlara virme ögüt ögüdünden alur degül158 Ma‘nâ eri bu yolda melûl olası degül159 Eyâ gâfil aç gözini gönlün yavlak uzatmagıl160 Yoldaş olalum ikimüz gel dosta gidelüm gönül161 N'ola gelsen şimden girü fesâdı terk isten gönül162 Dervîşlik didükleri hırka ile tâc degül163 Senün ben dimekligün ma‘nâda usûl degül164 Müşkili hâlleylemek degmenün işi degül165 Cânlar fedâ yoluna bu cân kayusı degül166 Bir kez gönül yıkdunısa bu kıldugun namâz degül167 Tehî görmen kimseyi hîç kimesne boş degül–MİM–168 İy yârânlar iy kardaşlar sorun bana kandayıdum169 İy yârânlar iy kardaşlar sorun bana kandayıdum170 Ben bende buldum çün Hakk'ı şekk ü gümân nemdür benüm171 Ben bunda garîb geldüm ben bu ilden bîzâram172 Ben bu cihâna gelmedin sultân-ı cihândayıdum173 Uş gine geldüm ben bunda sır sözin 'ıyân eyleyem174 Cümle 'âlem terkin urup ben dost terkin urımazam


Dr. Mustafa Tatcı 423175 Ben bir 'aceb ile geldüm kimse hâlüm bilmez benüm176 Kaçan kim ben beni bildüm yakîn bilkim Hakk'ı buldum177 Haber eylen 'âşıklara ‘aşka gönül viren benem178 Ezelî bu ‘aşkı ben bu mülke sürüp geldüm179 Benüm bunda karârum yok ben bunda gitmege geldüm180 Ne dirisem hükmüm yürür elümde fermân tutaram181 Cânum ben andan bunda ezelî 'âşık geldüm.182 Dost elinden ölürisem güle güle girü gelem183 Bin yıl eger vasfın diyem bir zerresin tüketmeyem184 Sensin Kerîm sensin Rahîm Allah sana sundum elüm185 Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benem186 Hak Çalab'um Hak Çalab'um sencileyin yok Çalab'um187 Benüm cânum uyanukdur dost yüzine bakan benem188 Aldı benüm gönlümi n'oldugum bilimezem189 Aşkun şarâbın içeli kandalıgum bilimezem190 Aceb degül seniniçün ger cân fedâ kılurısam191 Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldüm192 İy yârânlar tınman bana ben yine n'oldum bilmezem193 Evvel benem âhir benem cânlara cân olan benem194 Ka'be vü büt-îmân benem çarh uruban dönen benem195 Evvel kadîm önden sona zevâli yok sultân benem196 Andan berü gönildüm dost ile bile geldüm197 Erenlerün himmetini ben bana yoldaş eyleyem198 Hîç bilmezem kezek kimün aramuzda gezer ölüm199 İy kamu derd ehli gelün derd benem ü dermân benem200 İy gönül bize kerem kıl bile seyrân idelüm201 Bu fenâ mülkinde ben niçe niçe hayrân olam202 Ben seni sevdügümi işitsinler hâs u 'âm203 Beni anmaklıga benden farîgvam204 Her kancaru dönerisem ‘aşk iledür işüm benüm205 Ben ol yârı sevdügümi niçe bir gizleyübilem206 Niteki ol ma‘şûk ile ben râzumı bir eyleyem207 Teferrüc eyleyü vardum sabâhın sinleri gördüm208 Hak'dan nazar oldı bana Hak kapusın açar oldum209 Kanı bana sabr u karâr senün sözüni dinleyem210 Dostdan bana haber geldi turayım andan varayım211 O Kâdir-i Kün feyekûn lutf idici Sübhân benem212 Bu cümle erkânı koyup birlik yolın tutan benem


424Yûnus Emre Dîvânı213 İy dost ‘aşkun denizine girem gark olam yüriyem214 Ger râzumı söylerisem kimse dilüm bilmez benüm215 Senden gelür cevr ü cefâ ben âh u vah itmeyeyüm216 İy ehl olan eydün bana ben niçesi dolanayım217 Dost bakalı yüzüme ben şehi görüp geldüm218 Zamân geçdi devir döndi salâdur kudse gidelüm219 Yüz bin cefâ kılsan bana senden yüzüm döndürmezem220 Ben bu yurtlu degülem bunda durup n'iderem221 İlk adım Yûnus'ıdı adımı 'âşık takdum222 Girdüm ‘aşkun denizine bahrileyin yüzer oldum223 Bu cihâna gelmeden ma‘şûk ile bir idüm224 Beni bunda viribiyen bilür ben ne işe geldüm225 İy dervîş diyen bana nem durur dervîş benüm226 Denizler olsa bir kadeh susalıgum kanmaz benüm227 Eyle sanman siz beni kendözümden gelmişem228 Eyyûb'am dil mübtelâyam derde dermân isterem–NUN–229 Kullıkdan ırak olma sultân göresin bir gün230 Bugün sohbet bizüm oldı bize bizüm diyen gelsün231 Biz dünyadan gider olduk kalanlara selâm olsun232 Ol göz ki seni gördi ol niye nazar itsün233 Evvel kadîmden geldüm yir gök yaradılmazdan234 Gözüm seni görmegiçün elüm sana irmegiçün235 Niçün sen nefs-i emmârı bu gafletden uyarmazsın236 Dîn ü milletden geçer ‘aşk eserini tuyan237 Bu dervîşlik yolına ‘aşkıla gelen gelsün238 Fânî dünyâyı n'eylerler Allah sevgüsi var iken239 Dervîşlerün yolına sıdk ile gelen gelsün240 Şükür şükür ol Çalab'a maksûduma irdüm bugün241 İy yârânlar iy kardaşlar ecel ire ölem birgün242 Sûretden gel sıfata yolda safâ bulasın243 Çarh-ı felek yo idi cânlarumuz var iken244 Giderem 'aklum başumdan şaşuban245 Gönül hayrân olupdur ‘aşk elinden246 Zinhâr virmegil gönül dünyâ pâyına bir gün247 Andan yigrek ne vardur kişi bile kendözin248 Lâ-şerîkden okursın sonra şerîk katarsın249 Hak bir gevher yaratdı kendünün kudretinden


Dr. Mustafa Tatcı 425250 Egriligün koyasın dogrı yola gelesin251 Gelün bugün yanalum yarın yanmamak içün252 Aşk ilinün haberin disem işide misin253 Dalayın ‘aşkun bahrine gavvâs olayın bir zamân254 Âşıklara ne diyem ‘aşk haberinden şîrîn255 Sen cânundan geçmeden cânân arzû kılursın256 İlmünde gark oluban ben beni bilimezin257 Bunca gönüller alan cihâna sultân mısın258 Bu 'ömrüm yok yire harc itmişem ben259 Dost yüzini göricegez niçe karâr kılsun bu cân260 Ol dürr-i yetîmem ki görmedi beni 'ummân261 Ol cân kaçan öliser sen ana cân olasın262 Aceb oldı hâlüm bu ‘aşk elinden263 Gönül usanmadun sen bu seferden264 Dîn ü millet kodurdı ol benüm gönlümi alan265 Erenlere muhib iken yâ münkir oldugun neden266 Ol dost bize gelmez ise ben dosta girü varayın267 İy gönül bir dem bir vakit dünyâdan usanmaz mısın268 Şöyle hayrân eyle beni ‘aşkun odına yanayın269 İlâhî bir ‘aşk vir bana ben benligüm bilmeyeyin270 Taşdun yine deli gönül sular gibi çaglar mısın271 Cânlar cânını buldum bu cânum yagma olsun272 Anup kıyâmet günini aglaşalum ol gün içün273 Sübhân bizi uyarısar niçe zamân yatmış iken274 Hey yârânlar hey kardaşlar nice'deyin n'ideyin ben275 Yokdur bende 'amel tâ'at ben n'ideyüm n'eyleyeyin276 İy benüm 'ömrüm kuşı kanda varasın bir gün277 Aceb şu yirde var m'ola şöyle bir garîb bencileyin278 Kanda bulam isteyüben iy gönül beni kandasın279 Eger ‘aşkı seversen cân olasın280 İy dost seni sevelden 'aklum gitdi kaldum ben281 Ol vaktin bir olasın ayrılıkdan kalasın282 İlâhî derdümün dermânı sensin283 İy gönlümün eglencesi eyit bana n'eyleyeyin284 Ayurma beni senden yaradan–VAV–285 İy yârânlar iy kardaşlar korkaram ben ölem diyü286 Dost gönlümi yagmaladı n'olsa gerek şimden girü


426Yûnus Emre Dîvânı287 Mansûr-vâr oldum bugün ber-dâr iden gelsün berü288 İy bizümle yâr olup dosta giden gelsün berü289 Benem zârî kılan şol yâre karşu290 Severem ben seni cândan içerü291 Düşdi ögüme hubbül-vatan gidem hey dost diyü diyü–HE–292 Hak'dan gelen şerbeti içdük el-hamdüli'llah293 Zinhâr gönül evinde tutma yavuz endîşe294 Hoşdur eger yürürisem ‘aşk odına yana yana295 Vücûd bir binâ durur sırr-ı hikmet içinde296 Âşık oldum erene irmegile297 Gönül nite dolana ma‘şûkın bulmayınca298 Vasf-ı hâlin eydiserem vuslat hâlin bilenlere299 Miskînlikden buldılar kimde erlik varısa300 Bir söz diyeyin sana dinle cânun varısa301 İy kopuz ile çeşte aslun nedür ne işde302 İstedügümi buldum eşkere cân içinde303 Cân olgıl cân içinde kalma gümân içinde304 Dervîş olan kişiler 'aceb nite dirile305 On sekiz bin 'âlem halkı cümlesi bir içinde306 İsrâfîl sûrı ura yir yüzi divşürile307 Kimse döymez bu nazara ‘aşkıla kim pençe ura308 Âşıklar dostı koyup kanda vara309 Var derd ile yan yüri dermâna irişince310 Bî-mekânam bu cihânda menzilüm duragum anda311 Uş yine nazar oldı bu bizüm cânumuza312 Yine bu bâd-ı nev-bahâr hoş nev'ile esdi yine313 Bu dünyânun misâli benzer bir degirmene314 Tutgıl bir Tanrı hâsını gel ikrâr it erenlere315 Sana direm iy velî tur irte namâzına316 Bir imâret göster bana kim sonı vîrân olmaya317 Ben dost içün aglarısam gözüm yaşını kim sile318 Zihî şîrîn hulu dilber ki bu dem duragı cânda319 Ma‘nâ berâtın alduk uş gine elümüze320 Görünün hâli döner nişânsuz bî-nişâna321 Muhammed'ün medhini idelüm baş üstine322 Hak yolını gözler isen gel yanalum dostlar ile323 Kimün nesi var kim sana vire kılınç yorutmaya


Dr. Mustafa Tatcı 427324 Her kime kim dervîşlik bagışlana325 Aklum başuma gelmedi ‘aşk şarâbın tatmayınca326 Âşıkları Tamu'ya yandurmaya327 Bir şâha kul olmak gerek hergiz ma'zûl olmaz ola328 İy ‘aşk delüsi olan ne kaldun perâkende329 Aşk odı düşdi cânuma yakup beni yandurmaga330 İçümde bir derd oldı diyeyin dervîşlere331 Âşık-ı zinde kulun hükmi geçer cânlara332 Âşık oldum bugün meydân içinde333 Kimseye düşmântutmazuz agyâr dahı yârdur bize334 Bir 'acâyib ‘aşk geldi bende bu hâl üstine335 Gitdi bu kış zulmeti geldi bahâr yaz ile336 Sen bu cihân mülkine geldüm gelmedüm dime337 Âlem düşmânolurısa beni dostdan ırımaya338 Dirligüm neyidügin eydeyin kıldan kıla339 Ma'şûkumı isteyü iş bu cihân içinde340 Bir söz geldi dilüme eydem ölüm üstine341 San'atun yigregi çün namâzımış hoş pîşe342 Bir ay gördüm bu gice kamu burclardan yüce343 Yine yaz günleri geldi söyle bülbülcügüm söyle344 Aşkun ile 'âşıklar yansun yâ Resûllallah345 Dostdan haber kim getürdi sorun seher yellerine346 Kandayıdun kandan geldün dîvâne347 İçün taşun murdâr iken ‘aşk n'eylesün senünile–YE–348 Kime ki dost geregise eydeyim ne kılasını349 Bana namâz kılmaz diyen ben kıluram namâzumı350 Allah sana viribiye bir gün ecel serhengini351 Su'âlüm var tapuna iy dervîşler ecesi352 Hak nûrı 'âşıklara herdem nüzûl degül mi353 Aşk bâzirgânı ser-mâye cânı354 Kaçan kim ol dilber benüm gözlerüme tutaş oldı355 Yir gök yaradılmadın Hak bir gevher eyledi356 Çalap Âdem cismini toprakdan var eyledi357 Âşık mıdur ol ma‘şûk içün virmeye cânı358 Biz bizi bilmezidük bizi kendüden eyledi359 Bencileyin gören kişi ben sevdügümün yüzini360 Dostdan haber soran kişi güzâf degül dostun işi


428Yûnus Emre Dîvânı361 Girü durur yoklıkdan kamularun baylıgı362 Ol Çalab'umun ‘aşkı bagrumı baş eyledi363 Ol dost benden yana hîç bilmezin niçe bakdı364 Banladı ol mü'ezzin turdı kâmet eyledi365 Tecellîyâtun nûrına döymez vücûdum dagları366 Doldur kadeh sungıl bize ‘aşk şarâbından iy sâkî367 Biz uludan işitdük evvel er yaratıldı368 Sana 'ibret geregise gel göresin bu sinleri369 Ol geçüdün korkusı uş beni yoldan kodı370 Ben bende seyr ideriken 'aceb sırra irdüm ahî371 Evvel dahı varıdı cânumda bu ‘aşk odı372 İki cihânı unıdur sana gönül viren kişi373 İşidün iy yârânlar eve dervişler geldi374 Dînün îmânun varısa hor görmegil dervîşleri375 Menzili ırak bu yolun bu yola kim varası376 Aşkun odı düşdi câna eritdi yürek yagını377 Gerçek 'âşık olanlarun hemen dostı sever cânı378 Erenler biz denizdür 'âşık gerek dalası379 Pâdişâhlar pâdişâhı ol Ganî380 Niçe bir besleyesin bu kaddile kâmeti381 Aşkun aldı benden beni bana seni gerek seni382 Dilsüzler haberini kulaksuz dinleyesi383 Nasîhat kandîlinden bir işâret göründi384 Ömrüm beni sen aldadun âh n'ideyin 'ömrüm seni385 Bu ne gülecek yirdür aglasana key katı386 Kime gönül virdümise benüm ile yâr olmadı387 Müsülmânlar zamâne yatlu oldı388 Geldi geçdi 'ömrüm benüm şol yil esüp geçmiş gibi389 Eşkere kıldum bugün pinhânumı390 İy yârenler eydimezem cânum neye daldugını391 Erenlerün gönlinde ol sultân dükkân açdı392 Bülbül-i haste gül yüzün gördi 'arasât eyledi393 İsteridüm Allah'ı buldumısa ne oldu394 Andan berü kim ‘aşkun benümle yoldaş oldı395 Aşk ile isteridük yine bulduk ol cânı396 İy dünyâya aldanan hayırla ihsân kanı397 Bakdugum yüzde gördüm O Tapdug'um nûrını398 Helâl kıldı ma‘şûka 'âşık kendü kanını


Dr. Mustafa Tatcı 429399 İy yârânlar iyi kardaşlar görün beni n'itdüm ahî400 Yine yüzüni gördüm yine yüregüm yandı401 Müslümânlar kim görmişdür 'âşık tevbe itdügini402 Bu ‘aşk denizine dalan hâcet degül ana gemi403 Yort iy gönül sen bir zamân âsûde fârig hoş yüri404 Gönlüm düşdi bir sevdâya gel gör beni ‘aşk n'eyledi405 Yok yire geçürdüm güni âh n'ideyüm 'ömrüm seni406 Bir sâkîden içdük şarâb ‘Arş’dan yüce meyhânesi407 Çıkdum erik talına anda yidüm üzümi408 Dost yüzini göricegez artar gözlerümün nûrı409 Ne kim senün cevrün ile geçürmişem ben günümi410 Girçek 'âşık oldunısa gel ‘aşk kitâbından okı411 Zihî deryâ ki katreden görindi412 İş bu vücûd bir kal'adur 'akıl içinde sultânı413 Niçe yıllar 'ömür sürdüm anca aglayuban güldüm414 Berk yapışdun şol dünyâya koyup gitmeyesin bigi415 Dostı gerçek sevenlerün dosta ulaşur cânları416 Nâgâh yagma eyledi ‘aşk odı cânumuzı417 Yâ ilâhî ger su'âl it sen bana

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!