18.09.2013 Views

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

HAYATI TAHSİN YILMAZ<br />

<strong>YOKSULLUKTAN</strong><br />

<strong>VARSILLIĞA</strong><br />

-<strong>İSVEÇ</strong>-


-IC İ NDEK -ILER<br />

BOLLUK ÜLKESI 7<br />

(Emekliler, Ölenin Yak ınları , Hastalar, Uzun Hasta ve Sa-<br />

katlar, İş Kazalar ı , Çocuklu Aileler, Ö ğrenciler)<br />

YOKSULLUK ÇAĞLARI<br />

27<br />

(Açl ık, Dayan ıkl ı Ekmek, A ğaç Kabuklar ından Ekmek,<br />

Gözyaşı ve Kan Lapas ı, Böyle Ya şad ık, Yoksulların Isveç'i,<br />

Amerika'ya Göç, Ba şbakan Carlsson, S ın ır Ayr ım ı )<br />

<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> 43<br />

(Demir, Orman ürünleri, Yabanc ı Etkisi, Yeni Bulu şlar,<br />

Sosyal Demokratlar Geliyor, Partiler, Sendikalar, Vergi<br />

Ülkesi, Hoşgörü, Kad ınlar ın Toplumdaki Yeri, I şçi Arkadaşlar<br />

ım, Bir I şyeri Düzeni, Makineler)<br />

PATATES 77<br />

(Jonas Alströmer, Patatese Direni ş , Direni ş K ırıl ıyor,<br />

Üçüncü Dünya Ülkeleri, Ekmek Yerine Patates, Şekerli<br />

Ekmek, Sandviç, Kahve ve Süt, Ürün Bollu ğu, Toprak<br />

İşleyenin, Günümüzde, Et Taba ğında Reçel, Tar ım ın Geçmi<br />

şi, Toprak Reformu, Kooperatifler, Tüketici Kooperatifleri,<br />

Pazarlama)<br />

EĞLENCE, DINLENCE...<br />

112<br />

(Havalar, Yazl ıklar ve Geziler, Av Hayvanlar ı ve Trafik,<br />

Kış , Ulusal Gün, Norveç Güldürüleri, So ğukkanl ıl ık Örnekleri,<br />

Içki ve Uyu şturucu, Kendi Eliyle Yaşam ına Son<br />

Verenler, Dövme - Gözda ğı Verme, H ırs ızl ık, Aile ve Konut,<br />

Din Ba ğları)<br />

EĞİT İM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 149<br />

(Yaş l ılar ın E ğitimi, Kitaplar - Kitapl ıklar, Gazeteler, Ara ş -<br />

t ırma, Güney Kutbunda Üs, Örgütler, Spor)<br />

DEM İRBA Ş Ş ARL 171<br />

(Vikingler, S ınıflar, Kalmar Birli ği, Gustav Vasa, Kar ışıkl<br />

ıklar, Kuzey Avrupa'n ın Güçlü Ülkesi, Soyluların Etkisi,<br />

Demirba ş Şart, Türkiye Y ılları, Kral Ülkesine Dönüyor,<br />

Türkçe Sözcükler, Özgürlük Ça ğı , Partiler Do ğuyor, Isveç'in<br />

Son Savaş lar ı , Yeni S ın ıflar)<br />

ULUSLARARASI ILI Ş KILER 205<br />

(Kuzey Konseyi, EFTA ve Ortak Pazar, Bar ış Gücü, Güçsüz<br />

Ülkelere Yard ım, Isveç'e Göç, Laponlar, ısveç Yurttaş<br />

l ığı)


BOLLUK ÜLKESI<br />

On be ş y ı ld ır Isveç'te oturan birini tan ı r ım. Toplam<br />

ancak iki y ıl çal ışan bu arkada ş "gül gibi" geçiniyor. Arada<br />

bir "i ş pazar ı okulu"naM gidiyor. o ğrenilebilecek i ş dal ı<br />

çok. Birini bitirip iitekine ba şlama olana ğı da var. Evlendi:<br />

şimdi iki çocuklar ı var. E şi de çal ış m ı yor. Bu arkada şı n evine<br />

giren para, ola ğan bir i ş çinin kazanc ından çok. i şçiye göre<br />

k i ıııi ayr ıcal ıklan da var: Di ş lerini paras ız yapt ırabiliyor, gözlü<br />

ğü ıı ü edinebiliyor. Noel/lel:de "yak ınlar ına arma ğan<br />

verebilme" ödencesi al ıyor.<br />

Ülkenin İ sveççe ad ı<br />

lJl kde oturanlar ı n Say ı s ı<br />

Ülkenin alan ı (kilometrekare)<br />

Toprak alan ı<br />

Orman alan ı<br />

Tar ı m alan ı<br />

Goller/akarsular<br />

İ SVEÇ<br />

411„3 bin km'kare<br />

234,9 bin k ın'kare<br />

44,5 bin km'kare<br />

38,4 bin km'kare<br />

To91,3<br />

`?/052,5<br />

%9,9<br />

%8,5<br />

SVER İ GE<br />

8,4 milyon<br />

449,7 bin<br />

K ı y ı utunlu ğ u 15 bin km<br />

Suyolu uzunlu ğ u 60 bin km<br />

En yüksek da ğ (Kebnekaise) 2.117 nı<br />

En uzun akarsu (Klarlven—Göte l‘r) 720 km<br />

En büyük göl ( \ ıı nern) 5.585 km'karc<br />

En büyük. ada (Gotland) 3.000 km'kare<br />

Bir süre önce bu arkada ş az bir para yitirmi ş ti. Durumu<br />

"sosyal büro"ya bildirince, kendi3ine yitirdi ği para kar şı l ı -<br />

ğı "yiyecek satmalma kuponu" verildi.<br />

rş fıazar ı okulu (Arbetsmarknadsutbildning-eenter = ANIU-eenter), i ş<br />

bulmakta güçlük çeken i şsizlere (okudukla ı sürece) çal ışıyorlann ış gibi<br />

para


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 8<br />

1987'de bir sorunu ç ıkt ı arkada şın: Bitirdi ği son i ş<br />

pazar ı okulu, "i ş bulabilmesine yard ım ı dokunur" gerekçesiyle,<br />

(okulunun giderlerini de kar şdayarak) kendisine sürücülük<br />

belgesi sa ğlam ış t ı. Bu sürücülük belgesi arkada şı dürttü.<br />

Bir araba sat ın almak istedi. Yeterli paras ı vard ı araba için.<br />

Ama sosyal büro, "senin gelirin araba edinmeye yetmez" diyordu.<br />

Bunun üzerine arkada ş, "gerçekten" i ş arama pe şine<br />

dü şünce; benim çal ış tığım ka ğıt fabrikas ı kendisine i ş verdi.<br />

İ SVLÇ' İ N EKONOM İ S İ<br />

İ sveç bir ekonomik çeli şkidir: Geli ş mi ş ülkeler içinde en .<br />

ı nmas ı ; en e ş it<br />

büyük kamu kesimi; en yüksek vergisi; en verimli kalk<br />

ücret siyasas ı ve güçlü i ş çi sendikalan (oradad ır). Günümüzün geçerli<br />

kurallar ı na göre, da ğı n ık bir endüstri a ğı ve esnekli ğini yitirmi ş bir i ş<br />

pazar ı ile, ekonomik bir karga şa içinde bulunmas ı gerekirdi. Oysa İ sveç<br />

bugün, büyük ve güçlü birçok kurulu şuyla, Avrupa'da i ş sizli ğin en az<br />

oldu ğu ülkelerden biridir.<br />

(The Eeono ınist ( İ ngiltere), 7 Mart 1987)<br />

Dönerliydi (vardiya) ald ığı iş : Sekizer saatten üç gün<br />

ö ğleden önce; üç gün ö ğleden sonra ve üç gün de gece çal ış acak;<br />

alt ı gün izinli olacakt ı . Vardiya pazardan ba ş l ıyordu ama,<br />

işe yeni girdi ğinden, pazartesi ba şlayacak t ı . Ben, pazar ın yüzde<br />

yüz .çok paral ı oldu ğunu ans ıtarak, pazardan ba şlayabilmesi<br />

için ba şvuruda bulunmas ın ı önerdim. Ald ığım yan ı t şu oldu:<br />

YA Ş AM DÜZEY İ YÜKSELD İ<br />

İ sveç halk ı n ın ya şam düzeyi, son on y ı lda yeni bir s ı çrama<br />

göstererek, s ı n ı flararas ı ndaki ayr ı l ı k azald ı .<br />

1975'te konutlar ı n %5'inde telefon yoktu. Bugün bu oran<br />

% -rdir. Konutlar ın %82'Sinde bula şı k makinesi; °/010 . 1. ı nda çama şı r<br />

makinesi yoktu. Bugün bu oranlar %62 ve %2'dir. (O zaman) konutlar<br />

ı n °/013'ti modern - değildi (bugün °A). Villalarda oturanlar ı n oran ı , on<br />

y ı l öncekinden °/08 çoktur.<br />

0,8111~%<br />

(Gi ı tuborgs Posten, '20 May ıs 1987)<br />

"- Hiç de ğ i şmez! i şe ay ın ortas ında ba şlayaca ğı mda<br />

ıı , sosyal bürodan ald ığım çoklukta kazanamayaca ğı m. Ve<br />

de üzerini sosyal büro tamamlayacak!"


BOLLUK ÜLKESI 9<br />

Çahşmayan, iki çocuklu bir kan-kocan ın eline, bir işçinin<br />

kazanc ından çok para geçiyor. Çocuk say ısı alt ı-yediyi<br />

bulunca, durum daha da çali şmayandan yana: Ele geçen para,<br />

ikisi de çalışan kan-kocanınkinden çok. Alt ı-yedi çocuklu kan-kocadan<br />

biri çal ışacak olsa, ellerine geçecek para, a şağı yukarı<br />

hiç de ğişmeyecek.<br />

K İ M İ ÜLKELERIN<br />

K İ M İ KONULARDA KARSILASTIRILMASI<br />

(1986 Verileri)<br />

ORTALAMA YA Ş AM HER 1.000 KI Ş IYE DO Ş EN<br />

Erkek Kad ın Tv Telefon MotorluTaşıt<br />

ISVEÇ 74,0 80,0 390 890 405<br />

Danimarka 71,6 77,5 386 749 346<br />

Norveç 72,9 79,7 330 622 424<br />

ABD 71,0 78,3 798 760 702<br />

B Almanya 7G,8 77,4 373 599 450<br />

Japonya 74,5 80,1 261 535 381<br />

Avustralya 72,5 79,0 446 536 545<br />

Fransa 70,4 78,3 329 600 438<br />

İ ngiltere 64,0 74,0 333 524 355<br />

İ sviçre 72,7 79,6 349 810 436<br />

Hollanda 72,9 79,5 320 590 365<br />

İ talya 70,6 77,1 253 426 425<br />

(Kaynak: Statistisk a'rsbok, Stokholm 1989)<br />

Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen) ki şi, belediyelerdeki<br />

sosyal büroya ba şvurarak, geçinıi için gerekli paray<br />

ı sağlayabilir. "Sosyal Yard ım" ya da "Sosyal Destek" olarak<br />

çevirebilece ğimiz bir bro şürde (Socialbidrag), yard ımın<br />

kapsamı belirtiliyor: Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bakım.<br />

Her tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük gazete.<br />

Elektrik, telefon ve tv giderleri. Evin dö şenmesi. Doktor, di şçi<br />

ve ilaç giderleri. Belediye içinde geçerli yolculuk bileti.<br />

Her belediye (Isveç'te "köy" birimi yok), yukardaki<br />

gereksinimleri kar şılayabilecek çoklukta bir de ğer belirler.<br />

Bu para (de ğer), her ba şvuran ki şiye verilir. Konut yard ımı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 10<br />

(oturduğu konuta göre) ayr ıca verilir. Verilen yard ımlar karşılıks<br />

ızd ır (sonradan geriye ödenmez). Ki şinin, çocuk parası d ı-<br />

şında bir geliri varsa, bu gelir(ler) verilecek paradan dü şülür.<br />

Verilen yard ımın yetmediği öne sürülerek, daha ço ğunun<br />

istenebilece ği, Sosyal Yardım broşürünün sonuna eldenm<br />

iş tir.<br />

BATI AVRUPA'DA İŞ S İ ZL İ K %11,<br />

ISVEÇ'TE İŞ S İ ZL İ K. %2<br />

Bat ı Avrupa ülkelerinin ço ğ unda sağc ı hükümetler var. Onlar<br />

ı n i şsizli ğe bak ış aç ısı bizimkinden (çok) ba şkad ı r.<br />

Onlar i şsizli ği, fiyat yükselmelerini dizginlemede bir yöntem<br />

olarak kullan ı rlar. I ş az olunca, i şverenler i ş çileri dü şük parayla<br />

çal ış maya zorlar. Ve fiyatlar dü şer.<br />

Bir sosyal demokrat hükümet, kesinlikle böyle siyasa uygulamaz.<br />

Bizim için i ş , ekonomik siyasan ı n en önemli amac ı d ır. Bu bak<br />

ımdan, fiyatlar ı a ş ağı çekmek için i şsizli ği art ı rma yoluna gitmeyiz.<br />

(...) Ama biz, d ış dünyam ıza da ba ğı ml ıy ız. Orada i şsizlik<br />

çok, paran ı n değer yitirmesi az. E ğer biz (de) fiyatlar ı a şa ğı çekemezsek,<br />

d ışar ıdan ald ıklar ım ı z İ sveç'tekilerden ucuz olur. içerde ve d ışarda<br />

yar ışmam ız zor olur. İ sveç kurulu ş lar ı kapanma durumunda kal ı r.<br />

Ve halk i şsiz kal ır. Onun için, fiyatlar ın da a ş a ğı çekilmesi önemlidir<br />

(...).<br />

Isveç ekonomi siyasas ı, d ış dünyada büyük ilgi uyand ı rd ı .<br />

Biz, hem fiyat art ış lar ı n ı, hem de i şsizli ği azaltarak, kimsenin beklemedi<br />

ği (biçimde) bollu ğu çoğaltt ı k.<br />

Dünyay ı şaşı rtmay ı sürdürmemize izin verin. İ nsanc ı l ekonomi<br />

siyasas ı n ı n yaln ızca olanakl ı değil; kazançl ı da oldu ğunu göstermemize<br />

izin verin. SOSYAL DEMOKRAT PARTI<br />

(Haziran 1987'de gazetelerdeki duvun ıcianl<br />

. 1987'de bir kad ın, kızının geceleri yata ğım ıslattı-<br />

ğın ı söyleyerek, kunıtmah bir çama şır makinesi ister. Sosyal<br />

büronun yan ıtı, "sen makineyi seç, biz paras ını ödeyelim"<br />

olur. Kad ın gider, pazarlanan en iyi makineyi seçer.<br />

Sosyal büronun bir çama şır makinesi için 15 bin kron(*)<br />

ödemesi, bir tv program ına konu olur.<br />

Param ız ın sık s ık de ğer yitirmesi nedeniyle, Isveç kronunun TL olarak<br />

karşıl ığını veremiyoruz. Okurlar ım ız, Isveç kronunu TL'na çevirmek isterlerse,<br />

şimdilerde ülkemizde çok iyi bilinen Bat ı Alman mark ın ın (DM)<br />

arac ılığına baş vurabilirler. Isveç para birimi "kron"; kronun yüzde biri<br />

"öre"dir.<br />

100 DM = 342 Kron<br />

100 Kron = 29 DM


BOLLUK ÜLKES İ 11<br />

Yine 1987'de Uddevalla'da, villas ının taksitlerini<br />

ödemede zorluk çeken biri, sosyal büroya ba şvurur. Konu,<br />

"sosyal işler kurulu"na götürülür. K ıiruldan olumlu karar<br />

ç ıkar ve villas ı olan kişiye her üç ayda bir 20 bin kron (olağan<br />

bir çalışan ın net kazanc ım denk) ve de kar şılıks ız olarak<br />

öde ıuneye ba şlanır.<br />

ÖZGÜRLÜ Ğ ÜNÜ GER İ ALDI<br />

Daha 1981'de Peter, arad ığı n ı bulmu ştu: Malmö'deki "özürlüler fuar ı "nda,<br />

Kanada yap ı m ı , engebeli yerlerde de sürülebilen bir araba gördü.<br />

Peter, hemen orada, bu araban ın kendisine, olmayan ayaklar ı n ı verebilece<br />

ğ ini anlad ı . Ve sava şı m ba ş lad ı .<br />

Ba şlang ı çta, sosyal kurumlar ve hastane, özürlüler sporu gibi u ğ ra şı lar<br />

öneriyorlard ı .<br />

... Dört y ı ll ı k u ğra şı sonucu, Peter arabas ı na kavu ştu. Hem karada, hem<br />

de suda sürüleb ı len arac ı yla istedi ği yere gidebilecekti. T ı rt ı l ayaklarla<br />

(tekerlek) kar ve buz üzerinde (de) yürüyeb ı lirdi.<br />

Daha deneme sürü şünde Peter, yiten özgürlü ğünün büyük bir bölümünü<br />

kazand ığı n ı gördü.<br />

Ama bürokrasiyi unutmu ştu: A ğı z birli ği etmi şlercesine, "il" ve "Do ğa<br />

Güzelliklerini Koruma" ilgililer', bu ülkede, (hem karada, hem de suda<br />

sürülebileninden de olsa) araba üzerinden av yap ı lamayaca ğı n ı söylüyorlard<br />

ı ...<br />

Bu (da) yengiyle sonuçland ı . İ l yönetimi, Peter'in tam özürlülü ğünün<br />

ayr ı m ı na varamad ı klar ı n ı öne sürerek özür diledi.<br />

... Bu Kanada ta şıt ı n ı n İ sveç'e getirilmesi 100 bin kronu buldu.<br />

(GT: 31 Ekim 1988)<br />

Sosyal yard ım üzerine bilgiler içefen bir duyuruda<br />

şöyle deniliyor: "Sosyal büro çal ışanları, senin kişisel durumun<br />

üzerine kimseye bilgi veremezler. Senin için belgelere neler<br />

yaz ıldığını görmeye her zaman yetkin vard ır."<br />

SOSYAL GÖREV YASASINDAN<br />

Gereksinimi ba ş ka yolla kar şı lanamayan ki şinin, geçim ve<br />

öteki ya şam biçimleri için "sosyal i şler kurulu"ndan yard ım alma<br />

hakk ı vard ır...<br />

Ki şi, bu yard ımla, akla uygun bir ya şam düzeyi güvencesine<br />

kavu şacakt ı r. Yard ım, ki ş inin bir ba şı na ayakta durabilmesi için, kaynaklar<br />

ı n ı n güçlenmesini sa ğ layacakt ı r.<br />

(Socialtjnstlagen)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 12<br />

1985'te bir başma yaşayanlann %62'si (bir ba şına<br />

ve çocuklulann %18'i); kar ı-koca yaşayanların %6's ı (kan-koca<br />

ve çocuklulann %18'i); çocuklu ailelerin %32'si sosyal<br />

yard ım ald ı .<br />

Sosyal büro, yaln ızca gereksinimi olanlara para veren<br />

bir kurulu ş değildir. Para dışında da gereksinimi olanlara yönelik,<br />

otuzdan çok dalda görev yapar. Bunlar ın en önemlileri<br />

arasında aşırı alkol alanlara yönelik bak ımevi; dövülen ya da<br />

korkutulan kad ınlar için sığınma evi; anas ı (ve babas ı) hasta<br />

ya da başka bir sorunu olan çocuklar için çocuk evi ve evsiz<br />

kalanlarm konaklayabilecekleri "sosyal otel" (ya da konutlar)<br />

sayılabilir. Bu say ılanlar, kişilerin s ıkışık durumlanndaki " şok"u<br />

atlatabilmeleri için dü şünülmü ştür. Ayrıca sosyal büronun kapalı<br />

olduğu zamanlarda da hizmet veren (24 saat aç ık) bir<br />

"nöbetçi büro" bulunur.<br />

SOSYAL YARDIM ALAN<br />

İ LK İ SVEÇ KED İ S İ<br />

Malmö'de, ya şı bilinmeyen kedi Nisse, İ sveç'in (kimbilir<br />

dünyan ın da) sosyal yard ım alan ilk kedisidir. Geçenlerde Ann Kristin,<br />

bankaya giderek, (kedisinin baytarl ık gideri olan) 1.411 kronu<br />

çekti ve Nisse'nin bak ım giderlerini ödedi.<br />

Olay, iki y ıl önce, Nisse'nin (çok) hastalanmas ıyla baş lad ı .<br />

Ama Kristin, zavall ı Nisse'yi Malmö'deki hayvan hastanesine b ırakmaya<br />

k ıyamad ı ...<br />

Nisse bir süre ölüm-kal ım sava şım ı verdi. Ama baytarlar ın<br />

dört günlük yo ğun bak ı mlar ı sonunda taburcu edildi.<br />

Bak ım gideri 1.411 krondu. Ann Kristin i şsiz oldu ğundan,<br />

parasal durumu iyi de ğildi. Bu yüzden , Sosyal Bürodan yard ım istedi.<br />

Yan ıt olumsuzdu. Ann Kristin, bir üst kurulu şa ( İ l Yönetim<br />

Yarg ı l ığı) ba şvurdu. Yan ıt yine olumsuzdu. S ı ra Say ıştay'a gelince, ka-<br />

rar olumlu ç ıkt ı . En yüksek yarg ı organ ı Dan ıştay da Say ıştay' ın kara-<br />

r ı n ı onaylay ınca, Nisse, İ sveç'in sosyal yard ım alan ilk kedisi oldu.<br />

(1-lkıt i veckan, 18 Hazaan 1987)<br />

1932'de Sosyal Demokratlar ın işbaşına gelmesiyle<br />

"herkese i ş ", "sosyal güvence", "e şitlik" ... savsözleriyle "bolluk<br />

ülkesi" kurulmaya ba şlandı. 1940'larda Isveç, "örnek<br />

ülke"ydi. 1950 ve 1960'larda tüm dünyan ın ilgisini çekti.


BOLLUK ÜLKESI 13<br />

1970 başlarında kişi ba şına dü şen ulusal gelirde ve i şçi ücretleri<br />

çokluğunda Avrupa'da birinciydi.<br />

Iskandinavya ülkeleri aras ında kalk ınma Danimarka<br />

dan başlar. 1920'lerde Danimarka "örnek ülke"ydi. En sbn<br />

kalkınan Iskandinavya ülkesi Finlandiya'd ır. Ama nedense<br />

Türkiye'de Finlandiya örnek ülke olarak işlenmi ştir (*).<br />

Beyaz Rus yazan Grigoriy Petrov'un 1925'te Bulgaristan'da yay ımlanan<br />

"Beyaz Zambaklar Memleketinde-Finlandiya" adl ı yap ıtı, 1928'de<br />

Türkiye'de de yay ımlandı (A Haydar Taner çevirisi). Yap ıtta, "Finlandiya<br />

gibi küçük ve geri kalm ış bir ülkenin, nas ıl Avrupa'n ın bir bay ınd ır yeri"<br />

durumuna getirildi ği anlatılmaktad ır.<br />

Hilmi Kitabevince yay ımlanan yap ıt büyük ilgi görür. Devletçe sat ınal ı-<br />

n ıp Harp Okulu ve ö ğretmen okullar ın ı bitirenlere arma ğan edilir. " İlkö<br />

ğretim Dergisi" için 25 bin basıl ır. 1964'e dek tam on bir kez bas ıl ır.<br />

Yap ıt, 1968'de, yine Bulgarcadan, M Türker Acaro ğlu'nun "tam olarak"<br />

çevirisi ve "Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" ad ıyla yay ımlanarak<br />

"ayd ınlara armağan" edilir (Tekin Yay ınevi-İstanbul).<br />

Ben bu yap ıtı 1950'den önceki ö ğrencilik yillanmda "co şkuyla"; Isveç'e<br />

geldi ğim y ıllarda da (1970'ten önce) "ku şkuyla" okudum. İskandinavya<br />

ülkeleri üzerine bilgilerime ko şut olarak, kuşkular ım da art ıyordu.<br />

Türk okuruna neden Isveç (ya da Danimarka) de ğil de Finlandiya örnek<br />

gösterilmi şti? Ekonomik aç ıdan Finlandiya, Iskandinavya ülkeleri<br />

arasında hiç bir zaman sonunculuktan kurtulamam ıştı. Yap ıtta siyasal<br />

bağımsızl ık savaşım ı da verilmiyor. Yap ıt ın yay ımland ığı yıl (1925) Finlandiya,<br />

(1917'den beri) ba ğıms ız bir ülkedir. Bu durumun, yap ıt ın iki<br />

yerinde belirtilmesine kar şın, bağımsızl ık savaşım ı üzerine tek sözcü ğe<br />

bile rastlanam ıyor. Terşine, yap ıt boyunca Finlandiya'y ı Rus yönetimi<br />

altında görüyoruz. isvek yönetimindeki (1808 öncesi) devlet görevlileri<br />

yerilerek, Rus yönetimi övülür.<br />

t .<br />

Snellman başta olmak üzere, ünleri ülke s ınırlarını aşan kişiler olarak goşterilen<br />

Tatile' Kral ı Yarvinen, Ayakkab ı Kral ı Okunen, Yumurta Kral ı Tomas<br />

Gulbe ve Papaz Luka Makdonald' ın adlarını alt alta yaz ıp, çal ış tığım<br />

fabrikadaki Finli arkada şlanma (sonra da yaklaşabildi ğim her Finliye)<br />

göstererek, bu adlardan ne anlam ç ıkard ıkların ı sordum. Başvındu ğum<br />

elli kadar Finliden hiçbiri, bir bak ış ta bu adlardan bir anlam ç ıkaramad ı .<br />

Anlam ç ıkaramayan kişilerin içinde Finlandiya'da on be ş yıl ö ğrenim<br />

gömriiş olanlar da vard ı. Ünlü kişiler üzerine ipuçlar ı verince, üç-dördü<br />

"Snellman" ad ın ı an ımsayabildi. Kahraman ım ız Snellman' ın doğum yeri<br />

(Kuopio) belirtilmemiş olsayd ı, bu kişilerin an ımsad ığı , Finlandiya tarihinin<br />

ünlü Johan Vilhelm Snellman' ım (do ğumu Stokholm, 1806), yap<br />

ıtta anlatılan Snellman sanacakt ım.<br />

"Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın Fince bask ısın ı (Valkoliljojen<br />

maa-Suorni, 1978) Finlandiya'dan getirttim. Yap ıt Türkçeden (Türkçe<br />

bask ıdan elli y ıl sonra) çevrilmi ş ti ve öteki Bat ı dillerinde çevirisi yoktu.<br />

Acaroğlu'nun önsözü yerine konan Rae Murhu'nun önsözü, yap ıt üzerine<br />

düşündüklerimi (yap ıtın düş ürünü oldu ğunu) do ğruluyordu (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ- 14<br />

SMALAND'TA I Ş GÜCÜ AÇI Ğ I VAR<br />

Bat ı Smüland'taki Gislaved ve çevresinde en az 700 i şgücü aç ığı var.<br />

Yap ımlar h ızlanarak sürüyor. Kurulu şlar milyonlar yat ı r ıyor.<br />

Bu, küçük kurulu şlar ın mekkesi, i şçi bulabilmek için tüm ülkede özendirici<br />

önerilerde bulunuyor.<br />

(Göteborgs Posten, 18 Şubat 1988)<br />

1973'te başlayan akaryakıt bunalımı Isveç'i de büyük<br />

ölçüde etkiledi. Buna, 1976-82 aras ında sağcı partilerin iş başında<br />

bulunması; teknolojinin, işgücü ucuz Güneydo ğu Asya<br />

ülkelerine s ıçraması gibi nedenleri de eklemek gerekir. Özellikle<br />

1980'le 1983 aras ında ekonomik büyüme durdu. 1981 ve 1982'<br />

de kronun değeri toplam %26 dü şürüldü. Çalışanların gerçek<br />

gelirleri geriledi. Elli y ıl önceki bunalımlı yıllar (1930'lar) gen<br />

gelmiş gibiydi. Kentlerde bitpazarlan kuruluyordu. Parlamentoda<br />

bile, az gelirlilerin durumlar ının ele alındığı "yeni<br />

yoksulluk" tartışmaları yapıldı. Başbakan Palme, "gerçekler<br />

bizim en ac ımasız düşmanutuzdır" diyordu.<br />

Bu Yaz I şçiye Gereksinim Çok:<br />

DINLENCE ÇIZELGENI DE Ğ I Ş TIR<br />

6.500 KRON AL<br />

... öneri, Vürmland Il Genel Kurulundan (meclis) "yaz paketi" olarak<br />

geliyor.<br />

"Biz bu yaz ı bunal ıms ız atlatamay ız. Bu nedenle kendi çal ışanlar ım ıza<br />

bir dizi öneride bulunuyoruz" diyor il Genel Kurulu Sözcüsü.<br />

Bundan en kirli ç ıkacaklar. dinlencelerini temmuz ve a ğustos d ışına<br />

kayd ıranlar olacakt ır. Dinlencelerini bu süre d ışına bir hafta kayd ıranlar<br />

1.000; iki hafta kayd ıranlar 3.000; üç hafta kayd ıranlar 4.500... kron<br />

alacaklar. Tüm dinlencelerini temmuz-a ğustos d ışında kullanacaklara<br />

da 6.500 kron (dinlence paras ına ek olarak) ödenecek.<br />

Yar ım süre çal ışanlar, temmuz ve a ğustosta tam olarak çal ışırlarsa,<br />

ücretlerine ek olarak ayda 2.500 kron alacaklar.<br />

(Göteborgs Posten, 13 Ş ubat 1987)<br />

Bunal ım çabucak ve ba şar ıyla atlat ıld ı. 1983'te büyüme<br />

başlad ı . Kar şı seçeneklerden de yararlan ılarak, akaryak ıt tüketi-


BOLLUK ÜLKESI 15<br />

DI Ş ARDAN I Ş ÇI ALMAMIZ GEREK<br />

Tüm Isveç'i ad ım ad ım dola şıp i ş çi arayan Smâlandl ı i ş letme<br />

sahipleri, üretimin aksamamas ı için yabanc ı ülkelerden i şçi al ı nmas<br />

ı gerekti ğini söylüyor(Iar). Ş u anda Gislaved, Anderstorp, 1/rnamo<br />

ve Gnosjö'de 1.200 aç ık i ş var. Ancak, bir tek i şsiz yok...<br />

(Aylık Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Aral ık 1987)<br />

mi on y ılda (1979-88) üçte bir oran ında azalt ıld ı(*). 1989-90<br />

y ıl ı ulusal devlet bütçesi (1962'den beri ilk kez) "art ık" olarak<br />

bağland ı. I şsizlik %1,l'e dü ştü (bugün Isveç, kad ınlar ı da say ınca.<br />

çalışan oran ının en yüksek oldu ğu Bat ı ülkesidir. Kad ınlann<br />

c%80'den ço ğu, evi d ışında bir i şte çal ışır). 1989'a yeni vergi<br />

refor ınlar ıyla girildi. Birçok uzman 1990'11 y ıllarda,1960 1 11 y ıllar<br />

gibi. Isveç ekonomisinin yeni bir alt ın devri ya şayaca ğı görüşiindeler.<br />

SK XRABORG'TA UYGUN İ SLER VAR<br />

Işini ve konutunu nerede istersen (orada) seçebilirsin. Iki ki şiyseniz ,<br />

, ikinize de iş ve konut seçmede yard ımc ı oluruz.<br />

Skaraborg'ta yerler (Göteborg'a göre) biribirine daha yak ın; hava daha<br />

temiz; hastal ık oran ı daha düşük; ortalama ömür daha uzun; serbest<br />

zaman daha çok; serbest zaman etkinlikleri sonsuzdur. Bunlara ko şut<br />

olarak, ekinset etkinlikler de çok yönlüdür...<br />

Taşınmaya değmez mi?<br />

(14 Ekim 1988 tarihli Göteborgs. Posten'deki dnyurudan)<br />

Isveçli olman ın ve Isveç'te bulun ınan ın verdiği kimi ola-<br />

naklara bak ın:<br />

B İ R AYDA 47 BIN KRON KAZANDI<br />

Mora Hastanesinde çal ışan bir hastabak ıc ı, Temmuz ay ında 47 bin kron<br />

kazandı. Bunun 35 bin kronu, çok çal ışma ödencesiydi.<br />

Işgücü gereksinimini (dinlence aylar ında) karşılayabilmek için, il yönetimi<br />

(sendikayla) ayrıcalıkl ı bir anlaşma yapmışt ı...<br />

Rekoru, Mora Hastanesinde çal ışan bir erkek hastabak ıc ı kırd ı : O, Haziranda<br />

33.396 kron; Temmuzda 46.936 kron ve A ğustosta da 27.535<br />

kron kazandı.<br />

(Aftonbladet, 3 Kas ım 1988)<br />

*) 1979'da akaryak ıta, toplam d ışal ım ın %33'ü (otuz üç) ayr ıl ıyordu. 1988'<br />

de bu oran %3'e (üç) düştü. Bu, 2. Dünya Savaşından sonra akaryak ıta ayr ı -<br />

lan en düşük payd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 16<br />

EMEKLILER<br />

65 yaşm ı dolduran herkes "halk emeklili ği" aylığı<br />

alır. Halk emekliliği, her y ıl belirlenen bir "temel de ğer" (*)<br />

üzerinden ödenir. Ki şi çal ışmamışsa, bu gelir geçimine yetmez.<br />

Kişi en az üç y ıl çalişmışsa, çalış tığı süre ve kazanc ı oran ında<br />

"genel ek emekliliği" (ATP) de al ır. Tam ATP emekliliği için<br />

otuz y ıl çalışılması gerekiyor. ATP emeklilik paras ı, en iyi on<br />

be ş y ıllık kazanç ortalamas ının %60' ıdır (**).<br />

Kad ınlar, evi d ışında tam gün çal ışmaya özellikle 1960'<br />

larda ba şlad ı. Bu nedenle tam ATP emeklilerinin %95'i erkektir<br />

(1988).<br />

Emekli isterse kendi evinde; emeklilere özel bir konutta;<br />

ya da ya şlılar yurdunda kalabilir. Emeklilere özel konutta<br />

ve ya şlılar yurdunda herkese özel oda ayr ılmış tır, bakımlan<br />

gözetim alt ındadır.<br />

*) Emeklilik paraların ın saptanmas ında "temel de ğer" (basbelop) yöntemi<br />

uygulan ır. Temel de ğer, istatistik Merkez Bürosunun (Statistiska centralbyran)<br />

verilerine göre, her y ıl ın aral ık ay ında, bir sonraki y ıl boyunca<br />

geçerli olmak üzere belirlenir (para de ğerinin ola ğandan çok dü şmesi<br />

durumunda, y ıl içinde de temel de ğer belirlenmesine gidilebilir). Temel<br />

değer, bir konutun kiras ın ı zor karşilar. ATP (almünna tillügspensionen)<br />

d ışında tüm emeklilik hesaplar ı bu temel de ğer üzerinden yap ıl ır. Bir başına<br />

yaşayan emekli, temel de ğerin %96's ın ı; kar ı-koca yaşayanlar (toplam)<br />

%157'sini al ır.<br />

**) ATP emeklili ği olmayan ya da yetersiz olan ki şilere "ek emeklilik<br />

yard ım ı " verilir. En çok yard ım (hiç ATP'si olmayan ki şiye), temel de-<br />

ğerin %48'idir. Bir de emeklinin gelirine ve oturdu ğu konuta bak ılarak<br />

"kira yard ım ı" yap ıl ır. Kişi, toplu konutta otun ıyorsa, kiradan ba şka,<br />

merdiven temizli ği; merkez anten; kar küriimesi; (varsa) araba park yeri<br />

ya da garaj paras ı vb giderlerin de hesaplanmas ı zorunludur. Kişi kendi<br />

evinde oturuyorsa, borçlar ın faizi; ıs ıtma düzeni; sigorta; temizlik; onarım<br />

vb giderler de hesaplan ır.<br />

Emekliler az vergi öder. örne ğin ek gelirleri, emeklilikten (temel de ğer)<br />

ald ığı paray ı geçmeyen ki şiler hiç vergi ödemezler.<br />

Eşlerden erkek emekli olmu ş ; kad ın da 60' ın ı doldurınu ş ve emeklili ğini<br />

istememişse (beş y ıl beraber oturmu ş olmaları ya da ortak çocuklar ı bulunması<br />

koşuluyla) "kar ı eki" yard ım ı yap ıl ır. Bu ek, erke ğin gelirine göre,<br />

temel de ğerden de çok olabilir.<br />

65 yaşın ı dolduran emeklinin, evde 16 yaşından küçük çocu ğu varsa,<br />

(çocuk paras ından ayr ı olarak) "çocuk eki" al ır. ATP çoğald ıkça bu ek<br />

düşer. Çocu ğun hem anas ı, hem de babas ı emekliyse, ekin kime verileceği<br />

aralannda belirlenir. Yoksa, bölü ştiiiiilür.<br />

Emeklilik paras ı ayl ık olarak ödenir. Emekli' ölünce, bir sonraki ayl ığı<br />

da (yak ınlarına) ödenir ki, ölüsii ortada kalmaz!


BOLLUK ÜLKES İ 17<br />

Kendi evinde oturanlardan, isteyenler (durumlar ına<br />

göre) her gün ya da haftan ın belirli günlerinde evi temizlemeye;<br />

yemek pi şirmeye; alışveri ş yapmaya yard ımc ı (hizmetçi) isteyebilirler.<br />

Gündüzleri bir araya gelip arkada şlık edebilecekleri,<br />

yemek yiyebilecekleri bir bulu şma yeri sa ğlama. tüm belediyelerin<br />

görevleri aras ındadır. Sa ğlık hizmetleri için de bu bulu ş -<br />

ma yerinden yararlan ılır.<br />

SAYILARLA EMEKL İ LER<br />

(1988)<br />

Toplam Sar.' şluaz 1, , / e ı rs'i<br />

Ya ş l ı l ı k Emeklileri 1.531.916 18,2<br />

Hastal ık Emeklileri (Erken Emekli) 346.931 4,1<br />

Toplam Emekliler 1.878.847 22,4<br />

(Kaynak: Expressen, 3 Mart 1989)<br />

Ya şhlık ya da hastal ık nedeniyle davran ışları a ğır<br />

olanlar, yolculuklara için otobüs; tramvay ve tren yerine taksi<br />

ya da durumlar ına uygun özel araçlardan yararlan ır ve yaln ızca<br />

otobüs; tramvay ya da tren bileti paras ı öderler.<br />

ONUN PARAYA GEREKS İ N İ M İ YOK<br />

Ann Marie Camrner, 1982'de geçirdi ği a ğı r trafik kazas ı sonucu,<br />

Nacka Hastanesinin "uzun bak ım" bölümünde yatmaktad ı r.<br />

Ann Marie ba şı n ı oynatabilir; bakar ama etki-tepki gösteremez. Bilincini<br />

kaybetmi ş tir.<br />

Ann Marie'nin kocas ı, kazadan sonra, özel sigortal ı olduklar ı<br />

"Skandia"ya ba şvurarak 220 bin kron ödence ister. Bir y ıl kadar sonra<br />

sigorta yaln ızca 5 bin kron ve bir mektup yollar:<br />

"- Ann Marie Cammer gibi a ğı r yaral ı bir ki ş i, herhangi bir<br />

ki ş iye bir kuru ş (öre) bile ödeme gereksinimi duyamaz..."<br />

Sigorta, Ann Marie'nin paraya gereksinimi olmayaca ğı gerekçesiyle<br />

ödence vermek istemez. Bu uygulaman ı n doğru oldu ğunu<br />

öne sürer. Ama ailenin savunman ına göre, paran ı n nas ıl kullan ı laca ğı n ı<br />

belirlemek sigortan ı n görevi de ğildir.<br />

Kazadan üç y ıl sonra (dün), sigorta tutumunu de ğ i ştirerek,<br />

duru şmaya ç ıkma yerine, istenen ödencenin tümüne yak ı n ı n ı (190 bin<br />

kron)<br />

(26 Ekim 1985 tarihli Expressen'den özetlendi)<br />

F 2


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 18<br />

65 yaşından önce (en genç 60) ya da sonra da emekli<br />

olunabilir. Erken emeklilikte her ay için %0,5 indirim; geç<br />

emeklilikte %0,6 ek uygulan ır. Örneğin kişi 63 ya şında emekliliğini<br />

isterse, (65 yaşına göre) %12 daha az; 67 ya şında emekli<br />

olursa %14,4 daha çok para al ır.<br />

ÇOCUKLU AILELELERE UCUZ EV KREDISI<br />

Kiral ık ev kuyru ğu uzun. Ama en az iki çocu ğu bulunan aileler,<br />

kuyrukta bekleyeceklerine, kendilerine bir ev sat ı nalabilecekler.<br />

... Konut yard ım ı alan, az gelirli tüm iki çocuklu ailelerin<br />

(ev sat ınalabilmeleri için) dü şük faizle para alma haklar ı var...<br />

iki çocuklu bir aile, 600 bin kronluk bir ev almak isterse,<br />

devletten %5,9 faizle 570 bin kron alabilir. Bunun y ı ll ık faiz tutar ı 33<br />

bin krondur ve de vergi indirimine girer (ki 17 bin krona dü şer)... Ya<br />

da ayda 1.400 kron olur. Buna y ılda 500 de (ayda 42 kron kadar) anapara<br />

ödemesi eklenir.<br />

(Göteborgs Posten, 22 A ğustos 1987)<br />

ÖLENIN YAKINLARI<br />

Kocasının ölümüyle dul kalan kadının, evde 16 ya şından<br />

küçük çocu ğu varsa, çocuk 16 yaşını doldurana dek, halk<br />

emekliliğinden tam para (dulluk emekl ıiliği) alır. Koca çalışmışsa<br />

ATP'den de (%35-40) emeklilik al ır. Kadının yaşı ve gelirine<br />

bakılmaz (kadın ölürse, kocaya ayhk ba ğlanmaz).<br />

Kocasının ölümünde, kad ın 36 yaşını doldurmuşsa<br />

(36 yaşında başlayıp her yıl 1/15 artarak 50 ya şında tam) halk<br />

emeklisi olur. Koca çah şnuşsa ATP'den de (%35-40) emeklilik<br />

alır (16 ya şından küçük çocuk emekhli ği alan kadın da, çocuk<br />

16 yaşını doldurunca, bu emekhlikten yararlamr).<br />

KENDI ÇOCU Ğ UNA BAKIM I ş i VERILDI<br />

Küçük Johan, dünyaya üç ay erken geldi. 31 cm boyunda ve<br />

677 gram ağı rl ığındayd ı .<br />

(...) Üç ayl ık özel bak ım sonunda, Sundsvall'daki evine götürülerek,<br />

bak ım ı orada sürdürülmeye ba şland ı...<br />

Ve Sundsvall Hastanesinden günün en sevindirici haberi duyuldu:<br />

it Genel Kurulu, Britt Inger'e (ana), "erken do ğaniara bak ım"<br />

bölümünde, yar ım i ş olarak "kendi çocu ğunun bak ım ı " i şini verdi.<br />

(Expressen, 28 Mayu 1987)


BOLLUK ÜLKESI 19<br />

Dul kadın, gelir durumuna göre "kira yard ım ı"ndan<br />

da yararlamr. Bu emeklilik için ko şul, evliliğin en az beş y ıl<br />

sürmüş olması ya da ortak çocukları bulunmasıdır. Yasal evli<br />

olmayan kadınlar, daha önce evlenip bo şanmışlarsa ya da ortak<br />

çocukları varsa bu emeklilikten (ATP d ışında) yararla ıurlar.<br />

Ana ve babası ölen 18 yaşından küçük çocuklara (18<br />

yaşına dek) "öksüzlük emeklili ği" verilir. Bu emeklilikte, ana<br />

ve babadan birini yitirenlere, temel de ğerin %26'sı; ikisini de<br />

yitirenlere %52'si ödenir. edenin ATP'si varsa, ATP emeklili ği<br />

de alır (ölen babaysa ve de ana da babadan ATP ahyorsa, çocuk<br />

ATP'nin %15'ini al ır. Ana ATP alm ıyorsa, bu oran %40't ır).<br />

HASTALAR<br />

Isveç'te herkes, doktora gitmeksizin "hastay ım" diyerek,<br />

bir hafta dinlenme olana ğı saklar. Kendi işinde çalışanlar<br />

da bu olanaktan yararlamrlar. Doktor raporu olmaks ızın yapılan<br />

bu hastalıklarda yalnızca çalışma günleri için ve de kazanc ın<br />

%90'ı oranında hastalık parası alınır. Bir haftadan uzun hastalıklar<br />

için doktor raporu gereklidir. Doktor raporuyla yap ılan<br />

hastalıklarda çalışılmayan günler için de ödeme yapıldığından,<br />

kazancın %100'ünü geçer, Hiç çah şmayanlar da hastal ık parası<br />

alır.<br />

HER 5 ÇALI Ş ANDAN 11 HASTA<br />

Kramfors'taki Nordin'de 275 ki şi çal ışıyor. Bu (say ı ), i ş letme gereksiniminin<br />

çok üzerinde. Ama her gün, (yakla şık) 55 ki şi hastal ığa ç ı kar.<br />

Eğer her çal ışan i şe gelecek olsa, hepsine birden verilebilecek i ş bulu<br />

namaz!<br />

(Dagens Industri, 24 Ocak 1989)<br />

Doktora (hastaneye ya da hastalık kasasıyla anlaşmak<br />

özel doktora) ödenen para, yakla şık bir saatlik (brüt) kazanç<br />

karşıhğıdır (*). En çok o kadar da ilaç paras ı verilir. Y ılda toplam<br />

on beş kez doktor ve ilaç paras ı veren kişi, yılın kalan bölümünde<br />

para ödemez.<br />

*) Kimi yerlerin y ıllar sonra da güncelli ğini koruyabilmesi için,gerçek sa-<br />

y ılar yerine "bir saatlik kazanç"; "bir ayl ık ev kiras ı" gibi yuvarlak de-<br />

ğerlerle göstermeyi ye ğledik. Doktor ya da ilaç için ödenen bir saatlik<br />

kazanç, s ıradan bir i şçinin bir saatlik "brüt" (dönerli çal ışan ın "net") kazanc<br />

ıd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ—<br />

Kad ınlar, koruyucu vb konularda ilgili kurulu şların<br />

parasız yol göstericili ğinden yararlarur. Yaz ılacak reçete için<br />

de para ödenmez. Reçete ile eczaneden al ınacak üç ay yeterli<br />

koruyucu için yaln ızca ola ğan ilaç paras ı (bir saatlik kazanç<br />

karşılığı) verilir. Kimi koruyucular paras ızdır.<br />

"TOPLUMUN SAKAT ÇOCUKLARA<br />

YÖNELIK YARDIMLARI"<br />

ADLI ELK İ TABINDAN<br />

- Kira yard ı m ından ba şka, sakat çocu ğuna uygun bir konut<br />

seçebilirsin! Ya da konutuna, sakat çocu ğunun gereksinimlerini kar şı -<br />

layabilecek denli onar ım yard ım ı alabilirsin. Sosyal büroya ba şvur!<br />

- Bak ımevi ya da hastanede kalmayan sakat çocu ğuna özel<br />

bak ım gerekiyorsa, sosyal büroya ba şvur! Haftada birkaç kez, ya da<br />

gereksinim duyulunca, eve bak ıc ı gelecektir.<br />

- Az geli şmi ş ve sakat çocuklar ın özel e ğitim ve araç-gereçlere<br />

gereksinimleri vard ır. Sosyal büroya ba şvurarak, çocu ğunun, gereksinimlerine<br />

göre e ğitilmesini; (paras ız) araç-gereç edinmesini sa ğla!<br />

Çocu ğunun sakatl ığı, olağan araçlarla yolculuk etmesini<br />

engelliyorsa, sosyal büroya ba şvurarak, taksi ya da özel donan ı ml ı<br />

araçlarla yolculuk etmesini sa ğla!<br />

(Statens handikaprâd Allrnânna Barnhuset)<br />

Hastanede yatan ki şi, her gün için (yemekler de içinde)<br />

"bir saatlik kazanç kar şılığı" para öder (alaca ğı hastalık<br />

ödencesinden kesilir). Hiç geliri olmayanlar da bir saatlik kazancın<br />

az üzerinde hastal ık ödencesi ald ıldarından, hastal ıklarında<br />

parasal kay ıplar olmaz.<br />

GELIRI İŞ SÖZLE Ş MESININ<br />

ALTINA DÜ Ş TÜ Ğ ÜNDEN<br />

SOSYAL YARDIM ALDI<br />

21 ya şındaki Vaberg'li bir kad ın, yaşam düzeyini koruyabilmek<br />

için sosyal yard ım istedi.<br />

(...) Geliri, sözle şmenin alt ındayd ı ve kad ı n sendikal ı değildi.<br />

Sosyal Büroya ba şvuru dilekçesinde, "sendikaya üye olma<br />

yüreklili ğini gösteremiyorum. Beni i şten atabilirler" diyordu.<br />

(...) Ve 21 ya şındaki (ki şi), gelirinin gereğinden (sözle şme-<br />

den) dü şük olmas ı nedeniyle yard ım almaya başlad ı .<br />

(GT, 15 Mayıs 1987)<br />

20


BOLLUK ÜLKES İ 21<br />

(In- & Utrikes, 1988, Sayi 1)<br />

Hastane uzaksa, yolculu ğun belirli uzakl ıktan ço ğunu<br />

hastalık kasas ı öder. Özel arabayla gidiliyorsa, km ba şına öder.<br />

Gidilecek yer 350 km'den uzaksa, uçakla da yolculuk edilebilir.<br />

İ SVEÇL İ NEDEN<br />

DAHA AZ PARA B İ R İ KT İ R İ R?<br />

Japonlar gelirlerinin yakla şı k be şte birini biriktiriyor. Bat ı Almanyal ı<br />

sekizde birini biriktiriyor. Ama Isveçli hemen hemen hiç biriktirmiyor.<br />

... Japon ekonomisinde büyüme h ızl ı oldu. Tüketim, h ı zl ı büyümeye<br />

yeti şemedi. Japonya'da borç para bulmak da zor. Ki ş i, ya ş l ı l ık için;<br />

hastal ı k ya da i şsizlik için para biriktirir. 1<br />

UZUN HASTA VE SAKAT LAR<br />

Uzun süre hasta olanlar ya da çal ışamayacak denli sakatlar<br />

"erken emeklilik" ya da "sakatl ık" ödencesi alırlar ( 4).<br />

Hasta olanlardan, (doktor raporuna göre) iyile şenler, emekliliklerini<br />

yitirirler. 60 ya şını dolduran i şsizler "erken emeklilik"ten;<br />

çalışanlar da "yarım emeklilik"ten yararlanabilirler.<br />

İŞ KAZALARINDA<br />

YILLIK ÖLÜM SAYISI<br />

1970 272<br />

1975 190<br />

1980 126<br />

1985 92<br />

1987 98<br />

(Kaynak: Arbetarskyd, Say ı 7/1988)-<br />

İŞ KAZALARI<br />

Işyerinde ya da i şe gidip gelirken kaza geçirenler,<br />

"iş kazas ı" sigortasından yararlan ırlar. Kaza geçirenlerin i ş<br />

*) Sakatl ık ödencesi, do ğumdan 16 yaşın dolmas ına dek sakat ın ailesine;<br />

16 yaşından sonra kendisine ödenir. Ödence, sakatl ığın durumuna göre<br />

"tam" ya da "yar ım"d ır. Tam ödence, tam halk emeklili ği (temel de ğerin<br />

%96's ı) ve "ek emeklilik"tir. Yar ım ödence de yar ıs ı. Kimi durumlarda (sakat<br />

ın çok giysi eskitmesi, özel yiyecekler gereksinimi vb) ödencenin bir<br />

bölümünden (%17; %34; %50 ya da %65) vergi al ınmaz (ya da ucuzlat<br />

ılm ış olarak sat ınal ınır). Ayrı yaşayan ana-baba, çocu ğun bak ım ın ı ortaklaşa<br />

üstleniyorlarsa, yard ım bölüş türülür.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 22<br />

kay ıplara üç aydan k ısa sürerse, ola ğan hastalık parası alırlar.<br />

Çalışılan yerin neden oldu ğu kimi hastal ıklar (bel a ğrısı, tek<br />

yanlı çalışma sonucu bedenin bir yan ımn düzensizli ği, gürültülü<br />

yerde çalışma sonucu i şitme bozuklu ğu, çalışma koşullarının<br />

neden oldu ğu kanser vb) da iş kazası kapsamına girer.<br />

iş kazalarının neden olduğu sakatl ık ve hastalıkların<br />

bakma paras ızdır. işgücünü çok kaybedenlere "tam"; az kay-<br />

İ SVEÇ'TE İ LK İ ZLENIMLER<br />

(1987'de Isveç'e gelen Hüseyin Özkan' ın,Türkiye'deki arkada şı<br />

Yaşar Karakaya'ya, geli şinden birkaç ay sonra yazd ığı mektuptan):<br />

...i ş Bulma Kurumu çok iyi çal ışıyor. Ben okuldan sonra bir<br />

i şte çal ış mak istiyordum. Sonra İş Bulma Kurumuna gittim. Orada durumumu<br />

incelediler ve bana bilgisayarda bir sürü i ş gösterdiler. Ama dil<br />

sorunum oldu ğundan, her i şe girebilme olanağım yoktu. Sonunda<br />

Mölndal Hastanesinin mutfa ğında i şbaşı yapt ı m. I şe girmeden önce sürdürdü<br />

ğüm dil okulu , bana saatte 13 kron veriyordu. I şe girince bu para,<br />

i şten kazand ığım çoklu ğa ç ıkar ı ld ı . Çal ışan yabanc ılar ın sürdürdükleri<br />

dil okulunda, i şten kazand ıklar ına e şit para alma haklar ı varm ış ...<br />

Buran ın trafik düzeni de çok iyi. Yediden yetmi şe herkes kurallara<br />

uyuyor. Bir bak ıma uyma zorunlulu ğu da var. Cezalar çok a ğır:<br />

Yanl ış yere park yapana 250 kron ceza kesiliyor. Belirlenen h ızdan 30<br />

km/saat çok sürenin sürücülük belgesi geçersiz say ı l ıyor.<br />

İ kincil yollardaki trafik lambalar ı otomatik olarak aç ı l ıyor:<br />

İ kincil yoldan araba gelmedikçe,anayol trafi ği sürekli olarak aç ık duruyor<br />

(lambalar ye ş il yan ıyor). lkincil yoldan anayola bir araba girecek<br />

olursa, yol otomatik olarak aç ı l ıyor (yolun alt ına yerle ştirilmi ş görün<br />

meyen ayg ıt, üzerinden geçen arabadan etkilenerek ye şil lambay ı ya<br />

k ıyor). Anayolda araba yoksa, ye şil lamba, araban ın durmas ına gerek<br />

kalmayacak çabuklukta yan ıyor. Araba varsa, biraz bekleme oluyor.<br />

Böyle otomatik trafik kav şaklar ında yayalar da, direklerdeki dü ğmelere<br />

basarak, ye ş il lamban ın yanmas ın ı sağl ıyor...<br />

Sat ınald ığın bir şey eve gelince bozuk ç ıkarsa, ya da istedi ğin<br />

gibi değilse onu değ i ştirebiliyorsun. Bu konudaki bir an ım ı anlatay ım.<br />

Geldi ğimin ilk haftas ı nda bir çift futbel ayakkab ıs ı alm ışt ı m. Yakla<br />

şık on kez bu ayakkab ılarla oyuna ç ıkt ım. Ve bir gür bu ayakkab ı lar ı<br />

y ıkad ı m. Sonra ayakkab ılar kurumadan ( ıslak olarak) giyip oyuna ç ı -<br />

k ınca bir tanesi içinden y ırt ıld ı iyice üzüldüm.Sat ın alal ı bir ay ı geçmiş -<br />

ti. Üstelik ödenti belgesini de yitirmi ştim. Ama yine de şans ım' denemek<br />

istedim ve ayakkab ı lar ı sat ı n ald ığım mağazaya gittim Sat ıc ı ayakkab<br />

ı lar ı inceledi ve "yap ı m yanl ışı ndan olmal ı ' diyerek, bana yenilerini<br />

verdi. Bu olay ı n beni ne denli sevindirdi ğ ini anlatamam..


BOLLUK ÜLKESI 23<br />

bedenlere "yarını" hastalık (sakatlık) ödenCesi verilir. Ki şi,<br />

hastalığına neden olan işi sürdürmek istemezse, "i ş pazarı okulu"na<br />

giderek, başka bir "iş " öğrenebilir. Bu okulda okudu ğu<br />

sürece hastalık ödencesi alır. Aldığı ödence, kazadan önceki<br />

gelirini karşılamazsa, "yaşam paras ı" (livrönta) da alır. iş kazalarında<br />

Ölenlerin yak ınlarına da yaşam parası verilir.<br />

DE Ğ ER İ N Ş U<br />

29 Aral ık 1986 tarihli GT, "De ğerin Ş u" ba ş l ığı alt ında, i ş<br />

kazalar ındaki organ yitirmelerinde, 28 ya şında bir ki şinin alacağı en<br />

az paray ı (Isveç kronu olarak) şöyle s ı ral ıyor:<br />

Ayak başparmağı 23.220<br />

Bir kula ğın sağı rl ığı 58.460<br />

Tam sağırl ık 273.410<br />

Sol bald ır (kaval) kemikleri 85.100<br />

Sağ uyluk 142.120<br />

Bir göz körlü ğü 147.075<br />

Tam körlük 342.380<br />

Sol el 160.548<br />

Sağ el 196.840<br />

Sol kol kemikleri 174.990<br />

Sağ kol kemikleri 218.690<br />

Ç'ÖCUKLU AILELER<br />

Doğum yapan her kadın, çahşıyorsa iş güvencesiyle<br />

(ve 270 günü tam hastal ık parası ödencesiyle) 360 gün izinli<br />

M O N A,<br />

KENDI ÇOCUKLARINA<br />

BAKIM YARDIMI ALIYOR<br />

Alt ı çocuk anas ı Mona Lindskog'a (33), belediyece, kendi<br />

çocuklar ına bakma i şi verildi.<br />

(...) Mona ve e şi, iki y ıl önce Stokholm'den Virrniand'ıaki<br />

Fryks.isen'e ta şınm ışlard ı. Çocuklar 16, 15, 12, 3, 2 ve 1 yaşindalar.<br />

Mona, Sunne ve Karlstad'ta i ş arad ı. Ama, i şe gidip gelmesi<br />

de içinde, çocuklar ın on bir saat bak ıc ıda kalmas ı gerekiyordu.<br />

Mona, (oturdu ğu) Kil'deki Sosyal i ş ler Kuruluna ba şvurdu ve (kendi<br />

çocuklar ına bakmas ı karşı l ığı) ayda 4 bin kron yard ım karar ı ç ıkt ı .<br />

(Aftonbladet, 14 Temmuz 1987)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 24<br />

(*). Çocuk 16 (ö ğrenimlerini sürdürenler 18) ya şım dolduruncaya<br />

dek çocuk paras ı.<br />

ÇOCUK ÖLUMLER1<br />

(Canl ı Doğan Her 1.000 Çocuktan, 5 Yaşından Önce Ölenler. 1985)<br />

ABD 12<br />

B Almanya 11<br />

İngiltere 11<br />

Fransa 10<br />

Japonya 8<br />

IsvEç 7<br />

(Kaynak: The Econo ıniat, Ingiltere, 17 Aral ık 1988)<br />

Türkiye 97<br />

*) 360 günü ana ve baba aralarında bölüş ebilirler. Paylar ına düşen sürede<br />

ikisi birden de izinli olabilir. Ana, do ğumdan aşağı yukarı 60 gün önce<br />

işinden aynlabilir. Bu 360 günlük izin, (i şverenle anlaşılarak) yarım ya da<br />

dörtte birlik sürelerle (gün, hafta, ay) kullan ılabilir. örne ğin günlük ve<br />

dörtte birlik kullarulacaksa, 8 saatlik işgününün 6 saati çal ışıl ır; 2 saatin<br />

parası hastal ık kasasından al ın ır. 360 gün, çocuk dört ya şını doldurmadan<br />

kullan ıl ır. 360 günün 270 gününde tam hastal ık parası al ın ır. Kalan 90<br />

günde, gün başına bir saatlik net kazanc ın biraz üzerinde ödeme yap ıl ır.<br />

Ana-baba adayları, doğumla ilgili olarak "ana-babal ık kursu"na katdabilider.<br />

Kurs süresi boyunca ödence al ınır.<br />

Doğumda baba, ana hastanedengelince (anadan ayr ı olarak ve de 360<br />

günlük sürenin d ışında> ro gün (doğum ameliyatla olursa, 10 günden<br />

ayrı olarak anamn hastal ık raporu süresince) evde kalarak "babal ık ödencesi"<br />

al ır.<br />

Çocuk sekiz yaşın ı doldurana dek ana ya da baba, çal ışma süresinin dört-<br />

te birinde ödencesiz olarak evde kalabilir. Bu süre toptan da kullan ılabilir.<br />

Baba, çocu ğun dört yaşından on iki yaşın bitimine dek, y ılda iki gün evde<br />

kalarak ' babal ık ödencesi" alır.<br />

Çocu ğu hasta olan ana (ya da baba), izinli de ğilse, kendisi hastaym ış<br />

gibi evde kalarak "hastal ık ödencesi" al ır. Bir haftay ı geçmeyen hastal ıklarda<br />

doktor raporu aranmaz.<br />

Çocu ğun b ırak ıld ığı çocuk yuvas ı, oyun okulu, bak ımevi vb yerlerde<br />

çocu ğunu görmeye giden ana ya da babaya (i şyerine bir hafta önceden<br />

bildirilmesi ko şuluyla) izin ve ödence verilir.<br />

"Edinme" çocu ğa bakan, türlü nedenlerle bir çocu ğa bakma durumunda<br />

olan, ya da çocu ğun öz anas ı ya da babas ıyla oturan (yasal e ş olmayan)<br />

kişiler de ana-babal ık haklarından tümüyle yararlan ırlar.


BOLLUK ÜLKESI 25<br />

HASTALAR<br />

SA Ğ LAMLARDAN DAHA ÇOK PARA ALIYOR<br />

Trollbttan'daki Saab-Scama i ş letmesindeki ola ğan dönerli çal ışanlar,<br />

hastaland ıklar ında, çal ışt ıklar ı zamankinden daha çok para al ıyorlar.<br />

Yeni hastal ık anla şmas ı uyar ınca, dönerli çal ışan kişi hasta olunca, olağan<br />

kazanc ı n ın %105'Zini al ıyor.<br />

...Ikili (sabah-ak şam) çal ışanlardan, ak şamlar ı çal ışanlar bir haftada<br />

2.590 kron (brüt) al ıyorlar. Ama hastiil ıklar ındaki haftal ıklan 2.720<br />

krondur. Karoser yap ım ında dönerli çal ışanlar haftada 3.489 kron kazaimdat..<br />

Bu ki şilerin hastal ıklar ındaki kazançlar ı 3.571 krona ç ıkar.<br />

(Dagen?: Industri, 29 Eylül 1988)<br />

Ö Ğ RENCILER<br />

Dokuz y ıll ık temel okuldaki (ilkokul) ö ğrenim gereçleri<br />

(kitap, defter, kalem, silgi vb); di ş bak ım ı (*) da içinde,<br />

sağl ık giderleri; ö ğle yemekleri; okula gidip gelmek için araç<br />

(ya da yol bileti) devletçe kar şılan ır.<br />

DEVLETIN Ö Ğ RENIM YARDIMI<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyar Kron)<br />

Öğrencilere Ö ğrenim Yardimi 2,030<br />

Yeti ş kinlere Ö ğrenim Yard ı m ı 1,245<br />

Öğrenim Araç-gerederi 2,107<br />

Toplam 5,382<br />

(Kaynak: Regeringens budgetförslag, 1989)<br />

Temel okuldan sonra ö ğrenimlerini sürdürenlere kar şıl<br />

ıks ız yard ım ve ayr ıca kredi verilir. Öyle ki, bir yüksek okul<br />

öğrencisi, ald ığı yard ım ve krediyle bir ba şına oturup geçimini<br />

sağlayabilir. Yard ımlar, ö ğrencinin ya şı ve eğitim gördü ğü<br />

dala göre de ğişir. Yard ım ve kredi verilirken ailesinin (ana-baba)<br />

gelirine bak ılmaz, öğrencinin i ınzas ından ba şka bir güvence de<br />

*) 20 ya şından sonra di ş bak ım ı (ve yap ım ı) için belirli bir para ödenir.<br />

Ödenen para, yakla şık bir ayl ık i şçi net gelirinin %40' ına dek, giderlerin<br />

%60'1, bu s ın ır ın üzerindeki giderlerin %25'idir. Üzerini hastal ık kasas ı<br />

öder. I ş kazalar ının ya da i ş e gidip gelmenin neden oldu ğu diş yap ım giderlerinin<br />

tümünü hastal ık kasas ı öder. Askerlik görevi yapanlar da di ş bak ım<br />

ı ve yap ım ı için para ödemezler.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 26<br />

ENERJI KAYNAKLARI<br />

(1988'de, Yüzde Olarak)<br />

Akaryak ıt ve Do ğalgaz 46,5<br />

Su ve 'Atom 31,5<br />

Ülke içi Yak ıt ı 14,5<br />

Kömür 7,5<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm 1988)<br />

aranmaz. Al ınan kredi, ilke olarak para kazamlmaya ba şlanı-<br />

lan üçüncü y ılla ellinci ya ş arasında bölü ştürülerek geri ödenir.<br />

Gelir, olağanm altına drI şerse, ödeme dardur ıllur. Erken emekli-<br />

° lik ve ölümlerde ödeme yap ılmaz.<br />

ENERII TÜKETIMI<br />

(1988'de , Yüzde Olarak)<br />

Konutler 42,5<br />

Endüstri 36,7<br />

Ülke içi Ta şımac ılığı 20,8<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm, 1988)


YOKSULLUK ÇAĞ LARI<br />

1200'lü y ılların sonlarına do ğru, Isveç'te derebeylik<br />

(feodalite) düzene sokularak merkez krallığı oluştu. H ıristiyanlık<br />

yerleşti. Soylular egemenli ği doğdu. Bu üç kuvvet (kral,<br />

kilise ve soylu) halk üzerinde etkili bir bask ı kurdu.<br />

Yoksul Isveç'in ordu besleyecek gücü yoktu. 1280'de<br />

soylulara vergi ba ğışıklığı getirilerek asker besleme görevi verildi(*).<br />

1302'de de kilisenin topraklar ından vergi almmamaya<br />

başlandı. Böylece tüm vergi yükü köylülerin omuzlar ına y ıkıldı .<br />

Soylunun ve kilisenin toprakla= i şleyen köylüler, hem soyluya<br />

(ya da kiliseye) hem de krala (devlet) vergi veriyorlard ı. Köylülerin<br />

vergi gücü k ısıtlı oldu ğundan ve de devletin sürekli olarak<br />

paraya gereksinimi bulundu ğundan, devlet topraklar ı ve de top-<br />

') örne ğ in 1350'lerdeki Magnus Eriksson yasas ı uyarınca, 25 ine ği bulunan<br />

kiş i, vergi yerine, sava ş sırasında krala verilmek üzere donan ıml ı bir<br />

savaş at ı ve bir savaşç ı besleyecekti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --iSVEÇ—<br />

lanacak vergiler durmadan soylularm tekeline geçiyordu. Tarih<br />

(Demirba ş Şafi) bölümünde görülece ği gibi, 1300'lü y ıllarda<br />

tek bir soylu (Bo Jonsson Grip), ülke topraklar ının üçte ikisinden<br />

çoğunun vergisini topluyordu.<br />

TUZ DI Ş SATIMI<br />

(Toplam D ışal ı m içindeki Yüzdesi)<br />

1559 24,7<br />

1590 24,3<br />

1613 13,3<br />

1637 9,5<br />

1685 11,0<br />

1800 9,0<br />

1928 0,2<br />

(Kaynak: E Heckscher, Sveriges ekonomiska historia)<br />

Kilise, krahn ve soylunun yan ındayd ı. Ko şulland ınlan<br />

yoksul halk, bir kötülükten (örne ğin hastalıktan) kurtulabilmek<br />

için kiliseye toprak (ya da mal) ba ğışlamak zorundayd ı<br />

(*). 1527 reformundan önce ülke topraklar ının be şte biri kilisenin<br />

eline geçmi ş ti.<br />

Yoksulluğun ne denli "diz boyu" oldu ğunu anlatabilmek<br />

için, sanırım "tuz" çarp ıcı bir örnek olacak: Isveç'in<br />

1500'lü y ıllardaki tüm dışahmının %24-31'i tuz ahm ına gidiyordu<br />

(bu oran, 1600'lü y ılların sonlarında %10'un alt ına düşebildi).<br />

Bir sava ş olasılığı kar şısında en önemli sorun, tuz kaynaklarının<br />

korunabilmesiydi. D ışardan tuz alabilmek için de<br />

tereya ğı ve tahıl da satma zorunlulu ğu vardı. 12601arda tereyağı<br />

dışsatımı demir ve bakırdan çoktu. 1643'te, ba şbakan durunundaki<br />

Axel Oxenstierna şöyle diyordu:<br />

"- Ülkenin vars ıllığı en çok hızla ölçülür. Bu ülkede<br />

tuz, gere ği duyulan en önemli şeydir. Savaşta Danimarka bizi<br />

en çok bununla (tuzsuz b ırakmak) zorlar. E ğer ülkemizin tuzu<br />

olsaydı, karşı yandan büyük bir sataşma olmadıkça, onlarla<br />

(Danimarka) kolay kolay sava ş başlatmazd ık."(**).<br />

*) Güney Avrupa'dan yay ılan veba salgını 1348-51 y ıllarında Isveç halk ı -<br />

nın üçte birini (yoksullarm tümünü) k ırd ı. Kral Magnus Eriksson (1319-65)<br />

bile, vebadan kurtulmak isteyenlerin kiliseye varl ık bağislarnalantu sal ık<br />

veriyordu.<br />

**) P Gunnar Andersson, Mest om mat, Stokholm, 1980, sayfa 236.<br />

28


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 29<br />

AÇLIK<br />

Isveçli önce arpa ekme ğini tattı. Daha sonra çavdar<br />

ve yulafı ö ğrendi. Bu ğdayın yetişebilmesi için sert (a ğır) toprak<br />

gerekliydi. Ortaça ğda(*) yaln ızca yukar ı sınıflann tüketebildiği<br />

buğday, 1800'lerde düzlüklerde yetiş tirilmeye başlandı .<br />

S ıradan halk, bu ğday unundan pastay ı bile düğün; dinsel tören;<br />

ölüm töreni ve büyük bayramlarda tadabilirdi. Bu ğday ekmeği,<br />

Isveç halknun günlük sofrasma yüzy ılınuzın başlarında girebildi.<br />

Kuzey halk ı uzun sürelerle k ıtlık yılları yaşadı. Tar ım,<br />

hava ko şullarının elvermesine ba ğlıydı. Uzun kuraklık ya da yağış<br />

tanmı olumsuz yönde etkiliyor; k ışın da uzun sürmesi<br />

halkı açlıktan lonyordu. Sava şların da ard ı arkası kesilmediğinden,<br />

dayan ıklı besinlere çok gereksinim duyuluyordu. Yulaf,<br />

at yemi olarak da tüketilirdi.<br />

DI Ş SATIM<br />

(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />

Demir-çelik 66,8<br />

Orman Ürünleri, Katran, Zift 10,9<br />

Bal ık 9,1<br />

Bakır, Pirinç 8,7<br />

Ötekiler 4,5<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak:. Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />

Baş besin, bugün bile yedikleri lapa'yd ı (gröt). Lapa,<br />

arpa; yulaf ve çavdardan (k ıthk y ıllarında ağaç kabuğu da karıştırılarak)<br />

yap ılırdı(**). Özellikle Kuzey Iskandinavya'da kurtulmu<br />

ş göl balığı ekmek yerine yenirdi (16. yy'da bal ık tüke-<br />

49 Avrupa'da Ortaça ğ, genellikle Bat ı Roma Imparatorlu ğunun yıkılmasıyla<br />

(476) Amerika'n ın bulunuşu (1492) aras ını kapsar (Türkiye'de<br />

476-1453). Isveç'te ise, Vikinglerin sonu (1060) ile Yasa döneminin ba ş -<br />

laması (1520) arasındaki zamand ır.<br />

**) Britt Sandquist-Bolin'in "Bonnier'in Yemek Kitab ı" (Bonniers kokbok,<br />

Stokholm, 1982) adl ı yap ıtından, 4-5 kiş ilik yulaf lapası :<br />

4 dl su, 4 dl yulaf tanesi ve yar ımla bir çay kaşığı arası tuz karış tırıl ıp,<br />

(tencereyle) oca ğa konur. Bir yandan (arada) kar ıştırılarak kaynatd ır<br />

(pişirilir). Ateş ten indirilerek 3.5 dakika kapal ı olarak dirdendirilir. Tastara<br />

konulmadan önce kar ıştınl ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 30<br />

timi, bugünkünün birkaç kat ıydı). Şalgam da ekmek yerine<br />

yenirdi. Tuz kıt oldu ğundan, balık gibi et de kurutularak ya<br />

da iste (odun-yaprak duman ı) pişirildikten sonra saklan ırd ı .<br />

Süt ürünleri öteden beri bilinirdi. Tereya ğı taze yenmez; tuzlanıp<br />

saklan ırdı. Yabanmersini (keçiyemi şi) C vitamini gereksinimini<br />

karşılardı. Vergiler para olarak de ğil, tahıl; içki; tereya ğı ;<br />

et; balık; deri; demir ya da canl ı hayvanla ödenirdi.<br />

DI Ş ALIM<br />

(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />

Tahıl 32,3<br />

Öteki Yiyecekler, içecek, Tütün vb 31,7<br />

işlenmemiş Gereçler 23,1<br />

Ötekiler 12,9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />

DAYANIKLI EKMEK<br />

Çok dayan ıklı ekmekler yap ılırdı. Ortaça ğda el değirmeninin<br />

bulunmasıyla, bir kezde çok tah ıl öğütebilme olana ğı<br />

doğdu. Kuzey ve Bat ı Isveç'te ka ğıt gibi ince, tepsi büyüklüğünde,<br />

ortas ı delil, pişirilirken kuruyan ekmekler yap ıhrdı.<br />

Bir kezde yap ılan ekmek, en az alt ı ay yeterdi. Bu çoklukta ekmek,<br />

Iki üç haftada yap ılabilirdi. Yaz ın iş çok olduğundan,<br />

ekmek jüzün ve bahar ın yapılırd ı. Ekmekler, "ekmek odas ı"nda,<br />

çocuklar ın uzanamayaca ğı yükseklikte s ırıklara dizilirdi.<br />

Ekmek odas ı (ya da kulübesi) yeterli büyüklükte olanlar, bir<br />

kezde yıllarca yiyebilecekleri çoklukta ekmek yapabilirlerdi(*).<br />

Un, genellikle arpaydı. Arpaya yulaf, çavdar ve bezelye kar ıştırıhrdı<br />

.<br />

A Ğ AÇ KABUKLARINDAN EKMEK<br />

Kıthk y ıllarında ormana gidilir, ekmeklik a ğaç kabuğu<br />

devşirilirdi. Yoksul halk, ormana gitmek için k ıtlık yıllaruu<br />

bekleyemezdi. Kimi kez ağaç kabuklar ı da yetmez, halk açl ık-<br />

" Olaus Magnus (1490-1557), Kuzey Halk ı Üzerine Tarih (Historia om<br />

nordiska folken) adl ı yap ıt ında, yirmi y ıl dayanan ekmeklerden söz eder ve<br />

bunların reçetelerini verir.


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 31<br />

tan kınhrdı. 1750'den önce kilise kay ıtları tutulmadığından, lurılmalar<br />

üzerine eldeki veriler çok k ısıth.<br />

Eldeki en eski kaynaklardan biri, 1232'de Piskopos<br />

Uffe'nin Lund'tan Papa'ya yazd ığı mektuptur. Piskopos Uffe<br />

mektubunda, bir önceki y ıl hayvanların da açlıktan kırıldığını ;<br />

içinde bulundukları yıl durumlarının daha kötü olduğunu;<br />

halkın büyük bir bölümünü açh ğın götürdüğünü yaz ıyordu. O<br />

dönem üzerine elde yeterli veri bulunmad ığından, "halk ın büyük<br />

bir bölümü"nün say ısal çokluğu bilinmiyor.<br />

1296 ve 1306 y ıllarında Isveç "zor" birer y ıl yaşadı.<br />

1331 yılı "zor" 've "sert"ti. Kar kal ınlığı "beş alnar"dı (297<br />

cm). 1750'den önce açhk y ılları olarak belgelere geçebilen y ıllar<br />

da şöyle: 1336, 1404, 1408, 1437-38, 1440, 1442-43,<br />

1596-98 (*L<br />

Kıthk yıllarında ağaç kabukları, atalarının çok uzun<br />

ve acı deneyimleriyle, Isveç halk ının günlük ekmeğini oluşturuyordu.<br />

Bu deneyimlerde hayvanlar ın yol göstericili ğinden de<br />

yararlan ıldı.<br />

Ağaç kabuklarından baharcıa ve temmuz sonuna dek<br />

yararlanılabilir. Ağustos "kül" ay ıdır. Zamanı geçirilirse hem<br />

*) V Moberg, "Isveç Tarihim" adl ı yap ıtında 1596.98 açl ık y ıllarını ayrıntd<br />

ı olarak anlatır. Açl ıktan tüm Isveç ve kom şuları etkilenmiştir. Orta<br />

Isveç say ılan yerlerdeki (Vistergodand, Vürmland, Dalarna ve Hillsing-<br />

land) 1596-97 yılları durumu üzerine şunları yazar:<br />

"... Çalışanların üzerlerindeki giysiler ( ıslakl ıktan) çürüdü. Kald ınlabilecek<br />

bir kum ot yoktu (...). Bozulan yeniler hayvanlar ın hastalanmas ına neden<br />

oldu. Yığmla öldüler. ölen hayvanların eti, ne kedi ne de köpe ğe verilebiliyordu.<br />

Kilerlerde ve yemliklerde tükenen (bir önceki y ıldan kalma) ürünlerin yerine<br />

koyabilecek hiçbir yiyecek yoktu. Kişiler, her düşünülebilecek yiyecekleri<br />

sağlayabilmek için aray ış içine düştüler. A ğaç kabukları, fınd ık<br />

çaldann ın yaprak ve tomurcuklan, türlü otlar, ısırgan, türlü ağaç köleleri<br />

yediler. Buldukları tüm kemikleri öfflitüp un yaparak de ğerlendirdiler. Besin<br />

azlığından, kişiler güçten dü şerek gevşer, ağır iş yapamazlard ı. Un yap-<br />

mak için kullandıkları el de ğirmenlerini çevir en düşüp ölenler oluyordu.<br />

Kıştan bahara dek açl ıktan ölenler say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemiş<br />

ölüler her yerde gürülebilirdi: Içerde ve d ışarda. Ah ırlarda, barakalarda,<br />

ambarlarda, yendilderde, yollarda vefieçitlerde. öyle ölülere rastla-<br />

mrd ı ki , ağızlannda ot kıpaçlan bulunurdu.<br />

(Vilhelm Moberg, Min svenska HIstoria, Stokholm, 1977, Sayfa 303-304)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --- İ SVEÇ— 32<br />

ekmek iyi olmaz, hem de kabu ğu soyulan ağaçlar kuruyabilir.<br />

Ekmeklik için en yaygın ağaç, her ormanda bulunabilen çamd.<br />

Çanun da iyisi sançamd ır. Köknann ekmeği iyi olmaz. En<br />

aranılan ekmeklik ağaç, karaağaçtır. Karaağaç hem daha besleyicidir,<br />

hem de kabu ğu kolay soyulur. Asya ve Kuzey Amerika'da<br />

yüz otuz türü bulunan karaa ğacın, Isveç'te üç türüne<br />

rastlanır. Ekmeklik için en iyisi "da ğ karaağacı"dır (Ulmus<br />

glabra). Orta ve Güney Isveç'te çok bulunur. Kavak ve hu ş ağac ı<br />

da ekmeklik verir.<br />

Ekmeklik, yalnızca dış kabuğun alt ındaki zardan al ınır.<br />

Bu zar, ağac ın son "ya ş halkası "nı olu şturacakt ır. "Kesme<br />

bıçağı" ile sert olan dış kabuk atılarak, bu ince katman (zar)<br />

alınır. Ların inceliği nedeniyle çok ağaç gider. Çok zaman alır.<br />

Tüm aile bireylerinin bu i ş te çalışması zorunludur.<br />

Ekmeklik zar, uzun bir haz ırlamştan geçer: Ufalanabilir<br />

duruma gelene dek kurutulur. Kar ışan dış kabuklar ayıklamr.<br />

Sonra dövülerek (ya da ö ğütülerek) un yap ılır. üçte bir<br />

oranında tahıl unu ile kan ştınlarak ekmek yap ılır. Tahıl unu<br />

bulamayanlar ot ya da ba şka bitki artıkları kanştınr. Hiçbir<br />

şey karıştırmadan da ağaç kabuklarından ekmek yap ılabilir.<br />

Kuzey Iskandinavya'da kimi y ıllar tarladaki ürün devşirilmeden<br />

dondu ğundan (*), oralardaki halk ın olağan günlük<br />

ekmeğini ağaç kabukları oluştururdu. Tahıl, satınalabilecek<br />

güç yoktu. Ağaç kabuklar ı dev şirilmeden uzun yıllar yaşanamazdı.<br />

Finlandiya'da, yüzy ıhnuzın başlarındaki savaş zamanlarında<br />

ekmeğe ağaç kabukları kanştınlnu ştır. Bugün bile, ya şlı<br />

Isveçliler arasında, çoculduklarında ağaç kabuklarından ekmek<br />

yiyenlere rastlanabiliyor.<br />

GÖZYA Ş I VE KAN LAPASI<br />

Lisa Johansson (doğ 1894), Orta-Kuzey Isveç'teki<br />

Vilhehnina kentinde geçen çocukluk y ıllarını ve yakınlarından<br />

dinlediklerini anlatan "Gözya şı ve Kan Lapas ı(**) adlı ya-<br />

*) So ğuk havalarda iiriin donmas ına karşı, tarlaların çevresinde geceler<br />

boyu ateş yakanlara da rastlan ırd ı.<br />

**) Lisa Johansson, Saltlake och blodv511ing, Stokholm, 1968.<br />

(Al ınt ılar: Sayfa 35,47-48,88-89)


YOKSULLUK ÇAĞ LAR! 33<br />

p ıtındaki "Açlık Resimleri"ne şöyle ba şlar: "Çocuklu ğum çok<br />

yoksulluk ve yiyecek k ıtlığıyla geçti. Evde her gün ekmek bulabilme<br />

savaşımı verilirdi." 1890'h y ıllar için şunları yazar:<br />

"Hiç buğday çöre ği görmemiş ya da ak örtülü yemek<br />

masasına oturmamış okul ça ğında çocuklar vard ı. Yenıck,<br />

tencereden, küçük a ğaç tabaldam ho şakshrdt. ijer ye'wn<br />

ekmek, patates, bahk, et gibi kuru yiyeceklerse, çocuklar çt,<br />

ğu kez yere yanyana oturup giysilerini düzlerler; dizlerinin üzerine<br />

atılan yiyecekleri elleriyle yerlerdi.<br />

Nisan ve mayıs yılın en zor aylarıy& Patates tükenir,<br />

inekler süt vermezdi.<br />

Derken, deniz ku şları gelirdi. Önceden göl ve dere kıydarındaki<br />

ağaçlara tahta yuvalar konurdu. 'Ördek kapam' denilen<br />

bu yuvalara yumurtlayan ku şların yumurtaları toplanırdı.<br />

Yumurta, açlıkla geçen bir kıştan sonra kavu şulan çok önemli,<br />

değişik bir yiyecekti. Evde deniz ku şları yumurtasmdan başka<br />

yiyecek bulunmadığından (yumurtaya kat ık edecek yiyecek<br />

olmadığından) ormandan, aç ık alandan, ördek kapanlarmdan<br />

(yumurta) toplama işi sürerken, bir yandan da hemen orada<br />

kaynatılarak yenirdi. Önceden, ormanda yumurtan ın nasıl<br />

pişirilece ği bilinirdi: Hu ş ağacından dörtkö şe bir çanak yap ılırdı.<br />

Bu çanak, yumurtalar (sert) pi şene dek (ate şe) dayanırdı."<br />

iki kızkarde şin bir sıçanı nasıl bir zorlukla yakaladıklarını;<br />

ilciye bölüp, derisini yüzerek k ızartıp yediklerini de<br />

anlatır Lisa Johansson. Ölü hayvanlar da yenir. 1866-67 k ıthk<br />

y ıllarındaki "ağaç kabuklarından ekmek" üzerine de şunları<br />

der:<br />

"... Hu ş ağacının sürgün kabukları alınır. iç kabuk (zar)<br />

un yapılırken, dış kabuk da evlerin üzerine örtü (kiremit) olarak<br />

değerlendirilir. Bu ağacın kabuklarından yal da kaynatılır. Çokları<br />

ilgi çekecek denli, hiç arpa ve yulaf unu kar ış tırmadan saf<br />

ağaç kabuğu unu kullan ırdı. Saf ağaç kabuğu ununa yosun karış<br />

tırılarak yap ılan ekme ğin daha yenebilir oldu ğu da öğrenilmişti.<br />

Hu ş ağacı yosununun yenebilir en iyi yosun oldu ğu biliniyor.<br />

Sarıçam yosunu da yenebilir ama ac ıdır. Köknar yosunu<br />

hiç yenmez. F 3


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 34<br />

Yosun, (teknedeki) küllü suda biraz durdurulur. Sonra<br />

teknenin tapas ı aç ılarak küllü su bo şalt ıhr. Su ile durulanarak<br />

külden annd ırıldıktan sonra kullan ıma hazır olur. Oklava ile<br />

bir cm kahnlığında aç ılarak tepsiyle fırında da pişirilebilir. Biraz<br />

sütle yoğrularak, tavada gözlemesi de yap ılabilir. Ayr ıca,<br />

bugün sebzelerden nasıl yararlanıyorsak (yeme ği, çorbas ı),<br />

o zaman da yosundan öyle yararlan ılırd ı..."<br />

YOKSULLARIN ISVEÇ'I<br />

Julius Ejdestam, "Yoksullann Isveç'i" adl ı yapıtmda,<br />

soylularuı 1900 dolaylanndaki durumu üzerine, o günleri ya şayan<br />

bir işçi çocuğundan (1952'de) şunları da aktan:<br />

"Biz açlık sınırında ya şarken, soylu ailelerinin nas ıl<br />

yiyecek ve içki bollu ğu içinde yüzdüklerini hizmetçilerden duyarken,<br />

içim içime sığmadığıru şimdi bile arumsanm. i şçilerin<br />

ahnteriyle kazan ılan paralarla şatolarda parlak partiler ve balolar<br />

verilirdi. Her zaman yiyece ği verilen, soylunun binek at ının<br />

durumu (bile) bizden daha iyiydi. Bir at sayr ılanırsa veteriner<br />

çağrıhrdı. Ama bir işçi saynlanırsa, kendi bilece ği işti (doktor<br />

getirilmezdi). Bir binek at ı ölürse, soylu için bir yitikti. Bir i şçi<br />

ölürse, hiçbir şeyi yitmezdi. Yerine yeni bir i şçi alınırdı.<br />

Çiftlikte en ac ı, en iç aç ıcı olmayan yine de başka<br />

şeydi: işçi ve yanc ılarm bir kızları gelişmeye görsün, soylu<br />

hemen ona göz koyardı. Çiftlikte aşağı yukarı her iki k ızdan<br />

birinin bir ya da iki 'piç'i bulunurdu. Kimileri son anda (çocuk<br />

doğmadan) bir u şakla (soyludan biraz kaymak olarak ve de babalık<br />

karşılığı) evlendirilirdi. Denfiebilirdi ki, soylunun yapt ığı<br />

tek iş , çiftliğindeki kızlara sataşmaktı. Soylunun gözünde kızlar,<br />

aşağı yukarı çiftlikteki öteki nesneler gibiydi.<br />

Durum çok yüz kızartıcı olmasa, papazlann her zaman<br />

(ve bu konuda da) soylularm yan ında olması gülünç gelebilirdi.<br />

Papazlar, gçnç k ızların davranışlarını (piç doğurma) Tanrı yolundan<br />

sap6a olarak görür ve onlara dinsel ö ğütler verirdi. Çocuğun<br />

kimden olduğunu aç ıklama yilrekliliğini gösterenlere de,<br />

(babanın soylu oldu ğunu bile bile) 'soyluya kara çalma'dan kamu<br />

davası açabileceklerini söyleyerek gözda ğı verirlerdi.<br />

Soylunun ilgi duyduğu yaln ızca genç kızlar değildi.


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 35<br />

O, erkeklerin i ş te oldu ğu, günün ortas ında, i ş çilerin ve yar ıc ılar<br />

ın kulübelerini dola şır; çok ya şlı olmayan (genç) kad ınlarla<br />

yatard ı. Kad ınlar, onun iste ğini geriye çeviremezdi. Yoksa (ailece)<br />

çiftlikten at ılırlard ı. Ve de i ş ten atılan kiş inin ba şka yerde<br />

iş bulması kolay de ğildi. Soylular (bu durumlar için) aralar ında<br />

anlaşmışlardı. Koyulan iş çiler kara listeye al ınırd ı .<br />

(...) İkinci kızkarde şim 16 yaşındayd ı. Soylu ona otlukta<br />

sata şmış (...). Her nas ılsa kız kendini kurtarmay ı ba şarm<br />

ış. Ko şarak eve ula şıp, korkulu ve kendinden geçmi ş olarak<br />

olanları anlattı. Babam ın yüzünün nas ıl gerginle şip donukla ştığını<br />

gördüm. Ama hiçbir şey söylemedi. Bir süre sonra d ışarı<br />

ç ıktı. Sonradan ö ğrendim ki, soyluyu bulup, a şağıdan alarak<br />

k ız ı özgür bırakmas ı için yalvarmış ■ ...).<br />

Iki gün sonra, öteki yanc ılardan birkaç ı gelerek kulübedeki<br />

tüm gereçlerimizi dışarı attılar. D ışarı atılmamıza kar şı<br />

ç ıkamad ık. Bir yanc ının soylusuna kar şı konu şabilme yetkisi<br />

yoktu. Şanshymışız ki, çiftlikte I.o da) yanc ı olan halam ız ın<br />

yan ına sığındık. Babam hemen ba şka çiftliklerde i ş aramaya<br />

koyuldu ama kimse onu çalış tırmak istemiyordu. Sonunda kente<br />

ta şmdık da, orada i ş bulabildi. Yoksullu ğumuz sürüyordu<br />

ama tutsak de ğildik. Yaşam, hepimiz için ne güzeldi. Özgürlüğümüzün<br />

bilincindeydik (*)."<br />

BÖYLE YA Ş ADIK<br />

Jane Fredlund'un "Böyle Ya şad ık" adlı yapı tından da<br />

temizlik üzerine yazd ıklarını aktarahm:<br />

"Y ılda iki kez, büyük avlulara büyük çama şır kurulurdu:<br />

25 Marttaki Meryem Ana Yortusundan önce ve aral ık<br />

başlarında Noel'i kar şılama mumlan yak ılmaya ba şlanmadan.<br />

S ık çama şır de ğiştirilmemesine kar şın, yarım yılda oldukça çok<br />

iç çama şırı ve gömlek toplanır& Çar şaf genellikle yar ım yılda<br />

bir de ğiştirilirdi. Y ıkanan çama şırlar çok kirliydi. Erkeklerin,<br />

günün ağır işlerinden sonra, hiç temizlenmeden ve de ço ğu kez<br />

iş giysileriyle yata ğa girmeleri de eklenince, (çama şırlardaki)<br />

kirin çoklu ğu daha iyi anla şılır (...).<br />

Sonunda s ıra kiş isel temizli ğe gelirdi. Ki şiler çok s ık<br />

*) Julius Ejdestam, De fattigas Sverige, Stokholm, 1969 (sayfa 21-24).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A -- İ SVEÇ— 36<br />

y ıkanmazdı. Tüm gövde yaln ızca Yaz Ortas ında (bayram) ve<br />

Noel'de temizlenirdi. Bir Güneybat ı Isveç çiftlik k ızı, 1860'<br />

lardaki çocuklu ğunun Noel y ıkanmalar ını şöyle anlat ır: 'Anam,<br />

ocağın karşıs ına büyük tir le ğen koyard ı. Biz (küçükler) s ıra ile<br />

(le ğene) oturur, y ıkan ırd ık. Bu (y ıkanma) her y ıl, anam ya şadığı<br />

ve küçük oldu ğumuz sürece yap ıld ı. Sözde Noel'e temiz girilmesi<br />

gerekirdi (...).'.<br />

"Karl XII Üzerine Görgü Tan ı klar ı " adl ı yap ı tta, Karl XII'nin<br />

(Demirba ş Ş arl) 1716'da Norveç'te Papaz Sören Hagerup'un bölgesinde<br />

bir süre konaklad ığı belirtilir. Papaz Sören Hagerup, bir Danimarka<br />

gazetesinde Demirba ş Ş arl üzerine ş unlar ı da yazar:<br />

"Giysilerine bakarak, onu yal ı n atl ı lar ı ndan (süvari) ay ı rma<br />

olana ğı yoktu. Pantolon, pardesü ve paltosunun bir tak ı m ı deriden;<br />

bir tak ım ı da ola ğan mavi kuma ş tand ı . Delik doluydu. Delikli (y ı rt ı k)<br />

bir pardesüsü vard ı ki, onu, ünlü Danimarka binba şı s ı Kuruse'den (arma<br />

ğan) ald ığı n ı söylerdi.<br />

(...) Bir uylu ğu (bacak) çok sakatt ı . Paltosunu da ç ı karmad<br />

ığı ndan, kanat ç ı rpar gibi yürüdü ğü kolay anla şı l ı rd ı . Burnundan hep<br />

sümük akard ı . Ve yemek yerkenki görünümü (hiç) iyi de ğildi. Kraldan<br />

çok bir kaç ı k (deli) gibi kendini yeme ğe verirdi.<br />

Tam saat 01'de mahmuzlu çizmesi, paltosu ve k ı l ı c ıyla, küçük<br />

ot yata ğı na yatard ı ..."<br />

(Hans Villius, ogonvittnen Karl X11, Stokholm 1960, Sayfa 182)<br />

Sa ğlık aç ısından oakıhnca, eski dönemleri 'pislilik dönemi'<br />

olarak niteleriz. İğrençlik ve kirlili ğin yürürlükte oldu ğu,<br />

önümüzden iki yüzy ıl öncesini düşünürsek, evet. Ama (daha geriye)<br />

16. ve 17. yy'lara gidersek, günümüzle kar şılaştırılamamakla<br />

beraber, kişisel temizli ğin şaşılacak denli yüksek oldu ğunu<br />

göriMiz (...).<br />

Kentlerde 1200'ler ve sonras ı, kamusal hamamlarda<br />

yıkan ıhrdı (...).<br />

1684'te. Stokholm Norrströmedeki Drottninggatan<br />

güzel bir hamama kavu ştu. Orada, kimi hastal ıklara iyi geldiği<br />

san ılan zambak ve gül banyosu da sunulurdu. Tüm kurulu şa<br />

'Rosenbad' (gül banyosu) denildi. 1723'te (hamam) y ıkıldı<br />

ama bugün bile (Rosenbad) ad ı durur (...).<br />

1725'te hamamlar kapat ıldı. Ortalığı kasıp kavuran


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 37<br />

frenginin ana kayna ğı olarak hamarnlardan ku şkulan ılmış tı .<br />

Içki içiliyor, daha çok ikili küvetler kullan ılarak ve de genelevlerle<br />

ili şkili olarak da çalıştır ılıyordu. Yak ıt ve su lutlığı da<br />

birer kapatma nedeniydi. A şağı yukarı o zamanlar kentlerde<br />

saunaya (fin hamam ı ) da ilgi azald ı. 18001ii y ıllar ın başlarında<br />

Fin köyleri d ışında saunalar tümüyle unutularak, buralardan<br />

domuz eti (isteyerek) kurutma yeri olarak yararlan ıldı. Temizlik<br />

aç ıs ından karanl ık devir başladı.<br />

Ilıca, özellikle vars ıllar için gidilecek yerlerden oldu.<br />

Yukarı sın ıf kadınları, y ılda bir kez Baden-Baden (B Almanya)<br />

ya da ba şka bir ılıcaya gitmelerini gerekli say ıyorlardı. Ama genelde<br />

pislilik ça ğına girildi.<br />

18. ve 19. yy'larda halk ın hızlı çoğalmas ı ve ba şlayan<br />

endüstrile şme ile kentlere y ığıhnması pislilik dönemine rastlar.<br />

1800'lerdeki tüberküloz (verem) salg ınının nedenlerini,<br />

kötü sağlık bakımı ve dar konutlarda oturmaya ba ğlamak gerekir.<br />

Gerekirse (yaln ızca) yüz ve eller y ıkamrd ı. Belki bunlar da<br />

yıkanmazdı. 1700'lerden kalma, sa ğlık üzerine bir Frans ız yapıt<br />

ında, yüze su vurulan ba şın, kışın soğuğa; yaz ın da sıca ğa<br />

duyarlı olaca ğı uyarısı yap ılır. Yazara göre, her sabah kuru bir<br />

bezle ovalanmak, temizlik için yeterlidir. Giysilerin kaplad ığı<br />

yerlere bir su damlas ı (bile) çok seyrek de ğerdi. Giysileri ç ıkarıp<br />

tüm gövdeyi (ç ıplak) y ıkamak, görgüsüzlük belirtisi say ıhrd<br />

ı. Yaln ızca 'y ıkanma' sözcü ğü bile, iyi yetişmi ş bir kadının<br />

yüzünü kızart ırdı (*).'<br />

*) Bugün bile hiç y ıkanmayan Isveçlilere rastlan ır. Kâ ğıt fabrikas ının,<br />

çal ış tığım bölümündeki 12 İşçiden 3'ünün (ikisi Isveçli; biri Finli)<br />

y ıkandıkların ı hiç görmedim. Gören de yok!<br />

Du ş yapanlar havluyla; ellerini ayaklar ını y ıkayanlar kâ ğıtla kurulan ır.<br />

Duştan sonra (havlu yerine) kâ ğıtla kurulananlar da var. Bunlar, 30 cm<br />

enindeki kâ ğıt bobinden 15.20 m kâ ğıt harcarlar. Ayaklar ına takunya<br />

vb geçiren hiç yok. Ço ğu, 10.15 m'ye varan soyunma dolaplar ına yal ı -<br />

nayak gider (bir-ikisi ayaklar ına kâ ğıt dolar).<br />

Hiç y ıkanmayanlardan 25 yaşlarındaki Sven, aptalcad ır. Ama sürücülük<br />

belgesi var (i şe arabas ıyla gelir-gider). Sven'e arkada şları (arkas ından)<br />

"köylü" (bonden) derler. Bu Sven, i şe ilk başlad ığında, ellerini kâ ğıt yeri-<br />

ne yüz havlusuna silerdi. İki y ıl kadar sonra, havlusunu yan ında taşımama-<br />

ya başlad ı. Kâ ğıt da kullanm ıyordu. Kendisini izledim, dolab ındaki hav-<br />

luyla kuruluyordu ellerini. Bir gün, Sven ellerini y ıkarken, dolab ındaki hav-<br />

lusunu görme olana ğı n ı buldum. Ak havlu,kirden kapkara kesilmi ş ti!Sven,<br />

işe baş lad ığının alt ınc ı y ı l ında ellerini kâ ğıtla kurulamaya başlayabildi.<br />

(HTY)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 38<br />

Köylerin, kentlerden biraz daha temiz oldu ğu san ılı -<br />

yor. Arstalı bir kad ın, giinlü ğünde. 1803'te bir kez y ıkandığıru<br />

yazar. Sonra birkaç y ıl tüm gövdesini hiç y ıkamamış t ır. Daha<br />

sonra sa ğlığa yararlı oldu ğunu anlamış olmalı ki, bir küvet sat<br />

ın alarak y ılda 2-3 kez y ıkan ır.<br />

İlk ve önemli olan su k ıtlığlydı. Su damlalar ını I bile)<br />

biriktirme zorunlulu ğu, temizli ği geriye itiyordu. 1850 dolay<br />

ında bir çiftlikteki çocuklu ğunu anlatan bir kad ın. 'hiçbir<br />

yerde bir y ıkanma dolab ı ya da içi su dolu bir küvet bulundu ğunu<br />

bilmiyorum. El (y ıkama) çana ğı ve testiler o denli küçüktü<br />

ki, şimdi o denli az su koyulanlarm ın eskisini bile bulabilme olana<br />

ğı yoktur' der.<br />

Genelde yazlar ı y ıkan ıhr. Kışınki temizlik, haftada bir<br />

kez ayak banyosu ile s ınırlıd ır. Ayaklar ı y ıkaman ın yolu da 'hizmetçi<br />

ve ye şil sabun'dan geçer. Ş u uyar ıy ı duyunca, ayak y ıkaman<br />

ın da tümüyle güvenilir olmad ığı görülür:<br />

SU<br />

1987'de Isveç'te ki şi başına günde 333 litre su tüketiliyordu (1945'te<br />

150; 1970'te 207 litreydi).<br />

Suyun %53'ü konutlarda; %12'si endüstride; %ll'i okul, hastane gibi<br />

kamusal kurulu şlarda ve %l'i de ba şka amaçlarla kullan ılır. Su kaça ğı<br />

%23'tür. Endüstrinin su gereksinimi her y ıl %4-6 artar.<br />

Bir yunak teknesi (küvet) banyosu için 200; be ş dakikal ık du ş ta 60 litre<br />

su harcan ır. Günde ortalama y ıkanmaya 70; tuvalete 40: çama şıra 30:<br />

yeme ğe 10 litre su gider.<br />

Ülkede 61.610 km (kişi başına 7,33 m) su borusu dö şelidir (su boruların<br />

ın %67'si döküm demir; %24'ü plastik; %3'ü çelik; %6's ı da öteki<br />

gereçlerden yap ı l ıd ır). 1.342.000 su saati i şler. Bu yolla 7.080.600 ki ş iye<br />

su ula şır. 400.000 özel kuyu (bir o çoklukta da yazl ık evlerde) bulunur.<br />

Göteborg ve çevresinin suyu sa ğlanan Göte Akarsuyu, 1880'den beri<br />

(sağl ık aç ısından) ölçülür. 1970'e dek ölçümler s ıkla ştır ıldı . Bu tarihten<br />

sonra (endüstri ve belediyelerin, pis sular ı temizlemeden sal ıvermemeleri<br />

sonucu) ölçümler 1920 düzeyine dü şürüldü.<br />

Isveç'te la ğım çukuru açmak yasakt ır. Pislikarkı (kanalizasyon) bulunmayan<br />

yerlerdeki la ğım birikimleri bidonlarda saklanarak ar ıtma yerlerine<br />

bo şalt ıl ır.<br />

Cecilia, Cecilia, sen bugün d ışar ı ç ıkamazs ın! Çünkü<br />

dün ak şam ayaklar ın ı y ıkadın!'


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 39<br />

EN ÇOK SU VASTERAS'TA<br />

İsveç'te en çok suyu (günde 501 litreyle)sterU,belediyesinde otu-<br />

ranlar harcar. Vsters'ta su, savurganl ık yapacak denli ucuzdur da...<br />

Ülkenin en kurak (!) yeri Halmstad't ır. Orada oturanlar günde 265 lit-<br />

re su ile yetinirler.<br />

(Sverige i siffor, Stokholm, 1985, Sayfa 220)<br />

Kadınlar saçlarını seyrek y ıkardı. Ama daha çok, evde<br />

-haz ırlanan, güzel kokularla kaynat ılmış öküz iliğinden pomat<br />

sürerlerdi. Ba şkaca, ince di şli tarakla taranarak ba ş bitleri ay ıklanmaya<br />

çalışılırdı. Bitler iyice (ba şa) sararsa, saçlar, kaynat ılmış<br />

bitotu ile y ıkanırdı.<br />

Bitler, kirli, seyrek y ıkanan tüm giysileri de severdi.<br />

Smalandh bir uşak şöyle ba ğırmış : 'Allah kahretsin! Bu gömleği<br />

de bit sarmış, giyen daha on bir ay bile olmad ı !'<br />

Stokholm, yüz y ıl tümüyle hamams ız kaldı. 1820'de<br />

Norrbro'da aç ılan tek hamam, tüm Stokholm halkı içindi.<br />

Stokholmlulann temizliği konusunda gerçek u ğraş veren Carl<br />

Curman'dı. Bugün de çalışan, 1869'da Söder'de Stura badhuset'i<br />

(hamam) ve 1885'te Sturebadet'i açt ı. Orada küvet banyosu,<br />

doktor olarak Carl Cunnan' ın sıcak propoganda yaptığı ilaçh<br />

çamur ve deniz yosunu banyolan yap ılırdı. Türk hamam ı ve sauna<br />

da vardı. Önce keselenilerek temizlenilen; saunaya girilen;<br />

sonra da hamamırl restoramnda ö ğle yemeği yenen olağan bir<br />

cumartesi eğlence' yeriydi. Evlere y ıkanma yerleri (banyo) girene<br />

dek, hamam kentlilerin ya şamında büyük rol oynad ı. 1880'<br />

lerde Prens Gustav V (bugünkü Kraldan önceki, 1973'te ölen<br />

Kral) için saraya bir banyo yaptırildlysa da, banyolann büyük<br />

konutlara girebilmesi 1910 11ara; küçük konutlara girebilmesi<br />

de 1930 öncesine rastlar." ("<br />

AMERIKA'YA GÖÇ<br />

1800'le 1850 arasında Isveç'te oturanlar ın sayısı 2,5<br />

milyondan 3,5 milyona (elli y ılda %52); 1865'te 4 milyona ç ıktı.<br />

Bu dönemde doğumlar artmamakla beraber, ölümler azald ı .<br />

Bunun başlıca nedeni, uzun barış dönemine ko şut olarak, ki şilerin<br />

sa ğlık ve besin bakan ına daha iyi özen gösterilmesiydi.<br />

Jane Fredlund, SA levde vi, VAsterAs, 1971 (sayfa 16, 44-49).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 40<br />

Patatesin yaygınlaşıp ekme ğin yerini almas ıyla besin sorunu bir<br />

ölçüde çözümlenmiş oluyordu. En az ından açlıktan ölümler<br />

azaldı.<br />

YA Ş ORTALAMASI<br />

Erkek Kadın<br />

1751-1790 33,7 36,6<br />

1891-1900 50,9 53,6<br />

1921-1930 61,1 63,1<br />

1951-1960 70,1 74,1<br />

1971-1980 72,3 78,1<br />

1986 74,0 80,0<br />

1987 74,2 80,2<br />

(Kaynak: Valfards Bulleti ııe, Sayi 4, 19881<br />

Çoğalma daha çok köylerde ve ülkenin kuzeyinde ve<br />

de yoksul kesimde oluyordu. 1850'de halk ın %40'nun topra ğı<br />

yoktu. Işsizler ordusu büyük sosyal sorunlar yarat ıyordu.<br />

Bu sorunlara çözüm yollarından biri de göçtü. 1840'<br />

ta dışarıya göç serbest b ırakılmış ; 1850'ye dek Kuzey Amerika'ya<br />

15 bin kişi gitmiş ti. Gazeteler, bro şürler bu yeni ülkeye<br />

gidenlerin özgür ve eşit olduklarını yazıyordu. Orada toprak<br />

bok.d. Toprak ağası, kilise baskısı yoktu. Amerika'dan gelen<br />

mektuplar elden ele dola şıyordu (*).<br />

Özellikle Alman ve İngiliz. kuruluşları Atlantik'in öteki<br />

yakasına sürekli seferler düzenliyordu. Yaln ızca Liverpool'daki<br />

bir gemi ortaklığının, Isveç'in yüzden çok kentinde bürosu vardı .<br />

Amerika'dan yaz ılan mektuplara bir örnek ("Karl" imzas ıyla "Sevgili<br />

K ızkardeşlerim" diye başlayan mektup, New York'tan 23 Kas ım 1879 da<br />

postalanm ış):<br />

"... Bu (hizmetçi) k ızlarla sosyete bayanlar ı aras ında çok az ayr ım var. Ya<br />

da hiç yok. Çünkü, onlar ın da şık giysileri var. Burada her kad ın şapka giyiyor.<br />

Bir (hizmetçi) k ız, aşa ğı yukarı haftada iki dolar kazan ır. Kimi kez<br />

çok da olur. Ya da az da. Ama bir buçuk dolardan az olmaz. Iyi para!<br />

iki dolar, Isveç paras ıyla yedi buçuk kron eder. Bu, (Isveç'te) iyi bir y ıll<br />

ık kazançt ır (...). Bir bayan Ingilizce bilirse, ayda yirmi dolar kazanabilir."<br />

(Sven Sjöberg, Utvandringen till Amerika, Stokholm 1968 ('sayfa 44).


YOKSULLUK ÇAĞ LARI — İ SVEÇ— 41<br />

Göç, 1930'lara dek sürdü. Ço ğunluğu ABD'ne olmak<br />

üzere Yeni Dünya'ya 1,4 milyon Isveçli (ülkede oturanlar ın 1/5'<br />

inden çoğu) göç etti. Daha çok Wisconsin, Minnesota, Kansas<br />

ve Nebraska'ya yerle ştiler. 1900'de yaln ızca Şikago'da 49 bin<br />

Isveçli yaşıyordu. Oturduklar ı yerlerde kendi okullar ı, kiliseleri,<br />

gazeteleri... de oluyordu. İş ya şam ına girenlerden adlar ı Ingilizceye<br />

uyanlar, gerekli uyarlamalar ı yap ıyor, Nilson'lar Nelson;<br />

Tomas'lar Thomas; Henrik'ler Henry; Anna'lar Ann oluyordu(*).<br />

BA Ş BAKAN CARLSSON<br />

1987'de, tv'de Ba şbakan Ingvar Carlsson'la yap ılan<br />

bir söyle şi yay ımlandı. Ben, bu söyle şiden esinlenerek Ba şbakandan,<br />

çocuklu ğunun yoksulluğunu bana da anlatmas ım Istedim.<br />

Ingvar Carlsson, Boras'ta, iki odal ı bir tahta evde, depo<br />

işçisi baba ve temizlikçi ananm üçüncü çocu ğu olarak doğar<br />

(1934). On iki yaşındayken babasını yitirir. O zamanlar "dulluk<br />

emeklili ği" yoktur. Ailenin geçimi bozulur ama evlerinde kalmayı<br />

başarırlar.<br />

Bir temizlikçi kad ının, çocuğunu yüksek okullarda<br />

okutabilmesi o zamanlar çok zordur. Çocuklar hem çah şıp<br />

hem okuyarak öğrenimlerini sürdürürler. Ingvar Carlsson üniversiteyi<br />

de bitirir.<br />

SINIF AYRIMI<br />

Ingvar Carlsson'un, 1940'lar Isveç'inin s ınıf ayrımı gözlemleri<br />

ilginçtir:<br />

Boras'ta dokumac ılık geli şir. Ba şka iş dalı olmadığından,<br />

işçi ücretleri dü şüktür. Bu nedenle kadınların da çalışması<br />

zorunlu gibidir. Karı-koca çalışanlar oldukça iyi konutlarda oturabilirler.<br />

Ö ğretmenlerle öteki devlet görevlileri bahçeli evlerde<br />

otururlar. I şçilerin oturdukları konutlar dokuma fabrikalar ıınırıdır.<br />

Ama fabrikatörler halktan ayr ı yerlerde oturur.<br />

"- Kentin bölümleri aras ında çok keskin sınır çizgileri<br />

vardı. Ama biz çocuklar bu s ın ırı tarumazdık. Işçi çocuklar ının,<br />

*) Türkiye'den Isveç'e gelen Leylaelar ın Layla' Hakan'lar ın Hakan; Yunus-<br />

lar ın Jonas; Selimeln<br />

en Selma ya dörui ştürüldüğünü de ans ıtal ım.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 42<br />

orta s ınıfın bahçeli evleri bölgesine girmemesine ili şkin uyarıları<br />

duymazdan gelirdik."<br />

Yukarı s ınıflara (o zaman) dü şmanlık beslemediğini<br />

söyleyen Ingvar Carlsson, sözlerini şöyle tamamladı :<br />

"- Gerçekten, evlerdeki ya şam düzeyi çelişkiliydi.<br />

Ama ben bu çeli şkiyi (sınıf ayr ımı) çok belirgin olarak okulda<br />

farkettim. Her şeye karşın (kendileri istemeden, ana-babalar ın<br />

ın baskılarıyla) ö ğrenimlerini tamamlayabilen o çocuklar ın<br />

kimilerine ac ırdım. Kişinin gelece ğinin (yetene ğine göre değil<br />

de) sosyal durumuna göre belirlenmesinin istenmesini anlayamıyordum.!"


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />

19. yy' ın ortalar ında Bat ı Avrupa ülkeleri endüstrile şme<br />

dönemine girdiklerinde, halk ının %90' ı köylerde ya şayan; topraks<br />

ız köylüleri ve kalabal ık çiftçi aileleriyle Isveç, Avrupa'n ın<br />

en yoksul ülkelerinden biriydi. Ne bir kar ış sömürgesi; ne bir<br />

avuç kömürü ve ne de bir damla petrolü vard ı .<br />

Isveç endüstrisi, 19. yy' ın ortalar ında, geli şmi ş ülkelere<br />

"hammadde patlamas ı"yla geli şmeye ba şlad ı .<br />

18. yy' ın sonlar ında İngiltere'de, demirin i şlenmesinde<br />

ağaç kömürü yerine maden kömürü kullanma yöntemi bulununca,<br />

Isveç demir-çeli ğinin niteli ği yüksek düzeye ç ıkt ı(*). K ıta<br />

Avrupas ının endüstrile şmesine ko şut olarak, köylerden kentlere<br />

ak ın ba şlamışt ı. Ço ğalan i şçi sın ıfına konut yap ım ı için kereste<br />

*) 1700 ba şlar ında, günümüz modem i şletmelerinin çekirde ğini olu şturan<br />

"bruk"lar kurutmaya ba şlanm ış t ı. Demirin işlenmesinde a ğaç kömürü kullan<br />

ıld ığından, "bruklar orman içlerinde kuruluyordu. A ğaç kömürü yerine<br />

maden kömürü gündeme gelince, bruklardan ço ğu kapanarak, ayakta kalanlar<br />

geni şledi. Yem "fabrikalar orman içi yerine, kentlerin çevresinde<br />

kurutmaya ba şland ı .<br />

43


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 44<br />

gerekliydi. Kerestenin d ış pazarlarda al ıc ı bulmas ıyla da, yüzy ıllard<br />

ır halk masal ve öykülerine konu olmaktan ba şka pek i şe<br />

yaramayan ormanlar birdenbire de ğer kazand ı. Bir üçüncü kaynak<br />

da bulunmu ş tu: Akarsular. Kereste ve demir, h ızla endüstrile<br />

şen Avrupa'da kolayca al ıc ı buluyor; akarsular, kerestelerin<br />

limanlara ucuza inmesini sa ğlıyordu. Norrland (Kuzey Isveç)<br />

kısa sürede i şçi cenneti oluvermi şti.<br />

ISVEÇ'IN İ LK DI Ş SATIMCISI<br />

Bu y ı l, 700. y ı l ı m ızı kutluyoruz. İş ya şam ında bir rekor. Stora, dünyan ı n<br />

en eski ortakl ığıd ır. 1288'den çok önce kurulmu ş tur. Falun bak ı r ı ,<br />

Viking pazarlar ında k ı l ıç ve süs yap ı m ı için aran ır ve pazarlama İ sveç<br />

s ı n ı rlar ı n ın çok ötelerine dek uzan ı rd ı ...<br />

Stora bugün, geni ş kapsaml ı ara şt ı rma ve geli ştirmeleriyle, yüksek yap<br />

ı m yöntemleri uygulayan, Avrupa'n ın önde gelen orman endüstrisi<br />

kurulu şlar ı ndand ır.<br />

STORA<br />

(1988'de, gazetelerdeki duyurusundan)<br />

DEMIR<br />

Demir, Bergslagen (Orta Isveç) bölgesinde 13. yy'dan<br />

beri ç ıkarılıyordu (demirin varlığı IÖ 500 y ıllarında bilinir).<br />

1720'ye dek, ç ıkar ılan demirin %80'inden ço ğu Ingiltere'ye sat<br />

ılırd ı(*). İngiltere ilk endüstrile şen ülkeydi. Ilk makinelerin büyük<br />

bölümü demirden de ğil, ağaçtan yap ılırd ı . Konut yap ım ında<br />

demir kullan ılmazd ı. Bu yüzden, demirin tüm dünyada de ğer kazanabilmesi<br />

için, demiryolu yap ımının gündeme gelmesine dek<br />

(18. yy) beklendi. 1902'de, kuzeyin buz tutmayan liman ı Narvik'in(**),<br />

dünya maden ocaklar ın ın en büyüğü olan Kiruna'ya<br />

demiryoluyla ba ğlanmas ıyla, dış ülkelere demir sat ışı kolayla ş t ı<br />

(yine demiryoluyla Lulea üzerinden yap ılan ta şıma, Balt ık Denizinin<br />

k ışın buz tutmas ı yüzünden düzenli olmuyordu). Ülke demirinin<br />

%90c ı, Kiruna ve yak ınlarındaki Malmberget bölgesinden<br />

ç ıkar ılır.<br />

*) 1700 .1ü y ılların ilk yarısında d ışsat ım ın %75'ini demir olu şturuyordu.<br />

1700'lü y ıllardan önce bak ır, demirden öndeydi (d ışsat ımda bak ır ve demiri<br />

katran izlerdi). Avrupa'da birçok kilise ve kamusal yap ın ın çat ıs ı Falun<br />

(Isveç) bak ınyla kapl ıd ır.<br />

**)Narvik, 1905'te Norveç'e ba ğıms ızl ık verilene dek İsveç'indi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 45<br />

ORMAN ÜRÜNLERI<br />

Su gücüyle çalışan ilk ağaç kesme h ızar ı 1730'larda çalışmaya<br />

ba şlad ı (Hollanda'da 1500'lerin sonlar ında yel gücünden<br />

yararlan ıhyordu).<br />

Orman ürünleri 1800'lerde Kuzey Isveç'in ekonomik ve<br />

sosyal gücünü geli ştirdi. En parlak devir 1850 dolaylar ıd ır.<br />

YILLIK ORMAN KES İ M İ<br />

(Net Milyon Metreküp Olarak. 1985-86)<br />

Kereste 22,4<br />

Ka ğıt ve ka ğıt hamuru 25,3<br />

Yak ı m (odun) 3,1<br />

Öteki amaçlar 0,9<br />

TOPLAM 51,7<br />

(Kaynak: Statistisk ârsboi, 1988)<br />

Maçlar ın tür azl ığı (köknar %46, sar ıçam %37), uzun<br />

sürede büyümesi (uzun lifli olu şu), kesim ve ta şıma kolaylıklar ı<br />

bak ım ından ekonomik de ğeri büyüktür. Son y ıllarda, daha ekonomik<br />

oldu ğundan, d ışardan da kereste al ınmaktad ır. Y ıll ık kesim<br />

1973'te 83 milyon metreküpken, 1980'de 63 milyon metreküpe<br />

düştü. 1950'den 1970'e dek kesimin ço ğalmas ını , Isveç'in<br />

(o zaman) çok büyümesine ko şut olarak, ormana çok say ıda yeni<br />

makine girmesine ba ğlayabiliriz. 1973 akaryak ıt bunal ımı, kesi-<br />

A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMES İ<br />

(1985'teki Çokluk ve yüzde)<br />

Milyon<br />

metreküp Yüzde<br />

Köknar 41,48 48,5<br />

Sar ı çam 27,35 32,0<br />

Hu ş ağac ı 11,61 13,5<br />

Ötekiler 4,99 6,0<br />

TOPLAM 85,33 100,0<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 46<br />

mini hı z ını da kesti. 1960'larda endüstriye i şçi gereksinimi artt ı kça,<br />

kimi ekili alanlarla otlaklar da ormana dönü ş türüldü. Orman<br />

art ığı h ızla ço ğal ıyor. 1987'de 64 milyon metreküp kesime karşı<br />

l ık. 92 milyon metreküp büyüme oldu.<br />

Ormanlar ın %25'i kamu kesiminindir. 11 kurulu ş , özel<br />

ormanlann %90' ını elinde tutar.<br />

YILDA 90 MILYON F İ DAN<br />

Kesilen her a ğaç yerine be ş (tane) yenisi dikilir. Ülkemizde, en çok<br />

orman ı olan Domânverket, y ılda yakla şık 90 milyon fıdan diker...<br />

Dikim, çok büyük bir i ştir. E ğer, birer metre aral ıkla düz bir çizgiye<br />

dikilecek olsa, dünyay ı üç kezden çok dolanmak gerekir.<br />

...Fidan ın iyi geliştiği yaz aylar ında, dikimde istekle çal ışan az bulunur.<br />

Bu aylar, çoklar ın ın dinlence aylar ıdır. Dahas ı , Kuzey İsveç'te yaln ızca<br />

iki-üç ay dikim yap ılabilir. Güneyde bu süre dört-be ş ayd ır.<br />

(Natur Fritid, Say ı 1, 1988)<br />

Dünya kereste üretiminin %3'ünü (d ış pazarlar ın %10'u);<br />

kağıt üretiminin %6's ın ı (d ış pazarlar ın %13'ü) İsveç kar şılar. Kimi<br />

işletmeler, kullan ılmış ka ğıt da i şler(`)<br />

YABANCI ETKISI<br />

Endüstri alan ındaki ilk giri şimcilerin yabanc ılar (göçmen)<br />

olduğu kuşkusuzdur.<br />

1250'de Kuzey Alman Kentlerine gümrüksüz al ışveri ş kolaylığı<br />

(kapitülasyon) sağlanmas ından sonra, Almanlar İsveç<br />

İ Y İ KA Ğ IT TOPLANIYOR<br />

—AMA ENDÜSTR İ İ STEM İ YOR-<br />

Geçen y ı l, ortalama her İ sveçli 1,3 a ğaç kurtard ı . Daha da çok ka ğıt toplanabilir.<br />

Ama ka ğı t endüstrisi, önümüzdeki y ıllar için, daha çok kullan<br />

ı lm ış ka ğıt istemiyor. Gerekçe olarak da., Avrupal ı al ı c ı lar ın taze lifli<br />

ka ğı t istemeleri gösteriliyor.<br />

(Ny teknik, Say ı 3, 1987)<br />

*) Göteborg'a (Mölndal) yerle ş ti ğimizin birinci y ı l ı, Belediyenin ayl ık "kağıt<br />

toplama günü"nü bilmedi ğimizden, evde oldukça çok gazete ka ğıd ı<br />

birikmişti. Yeterli yerimiz de bulundu ğundan, sorun yaratm ıyordu. Sonra<br />

bu ka ğıtlar ı satmay ı düşündük. Ve de t ıka basa doldurdu ğumuz iki özel arabay<br />

ı, kullan ılm ış ka ğıt sat ın alan, kentin öte yakas ındaki yere götürdük.<br />

Ama kapal ıyd ı. Geç kalm ış t ık. Ertesi günü yeniden gitmek zorunda kald ık.<br />

Aldığımız para, neredeyse yak ıt giderimizi bile kar şılamayacakt ı ! (HTY)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 47<br />

A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMESI<br />

(1981-85 Ortalamas ı )<br />

Milyon<br />

Metreküp<br />

Yüzde<br />

Köknar 43,46 47,7<br />

Sar ı çam 29,38 32,2<br />

Hu ş Ağac ı 12,69 13,9<br />

Ötekiler 5,65 6,2<br />

TOPLAM 91,18 100,0<br />

(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />

kentlerine yerle ştiler. 14. yy'da, kentlerdeki yöneticilerin yar ısı<br />

Alman'dı .<br />

17. yy'da Isveç'in en vars ıl ki şisi, Liege (bugünkü Belçika'da)<br />

do ğumlu bir Valon olan; Amsterdam'da da oturan Louis<br />

de Geer'di(*). Geliri, günümüz Isveç vars ıllarından daha çok olan<br />

Geer'in yapmad ığı i ş yoktu.<br />

Isveç bak ırınm en büyük dışsatımcısıydı. En büyük silah<br />

yap ımcısıydı. Isveç demir endüstrisinin geli şmesinde öncüydü.<br />

Her tür mal üretirdi: Pirinç (maden), çelik, teneke, tel, U ğıt,<br />

kumaş... Gemi yapın‘ kurulu şları ve deniz filosu vard ı .<br />

Geer, Hollanda'dan Valonlar getirterek, özellikle demir<br />

madenlerinin i şletilmesinde çalıştırdı .<br />

Almanlardan ve Valonlardan ba şka Avusturya ve Fransa'<br />

dan da Isveç'e göçenler oldu. Göçmenler kendi dillerini konuşurdu.<br />

Ama ikinci ku şak, dilde ve davram şta Isveçliydi.<br />

1620'lerde kurulan Göteborg, bir Hollanda kolonisi olarak<br />

düşünülmüştü. Kentin ilk yönetiminde (belediye üyelikleri)<br />

10 Hollandal ı, 7 Isveçli ve 1 Iskoçyah vard ı. Ikinci yönetim daha<br />

da yabancı ağırhkhyd ı : 5 Hollandalı, 3 Isveçli, 2 Alman ve 1<br />

Iskoçyah.<br />

*) 1985'te bir yabanc ı (M ısırl ı Refaat El-Sayed) Isveç'te "y ıl ın işadam ı"<br />

seçildi. 1966'da Isveç'e gelen EI-Sayed, k ısa sürede işçilikten i şverenliğe<br />

yükseldi. 1970 ile 1980 aras ında, kimi buluşlann yaşama geçmesi amac ıyla<br />

devletten milyonlarca kronluk destek sa ğlad ı. 1981'de ilaç kurulu şu "Fermenta"y<br />

ı kurarak büyük üne kavu ş tu ve bu kurulu şu halka açt ı. Isveç'in<br />

varsıllanndan olmuştu.<br />

Kötü giyinen, biraz komünist olan, futbol oynayan, yüksek ayl ık almayan<br />

El-Sayed, basında da "sevilen ki şi" olmu ştu.<br />

1986'da "doktor" olmad ığı ortaya ç ık ınca, işleri bozulmaya ba şladı. 1987'<br />

de tüm (yasal) varl ığını yitiren.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 48<br />

YENI BULU Ş LAR<br />

Demir ve kereste d ışsat ımın ın hızlanmas ı , İsveç endüstrisini<br />

de hızland ırd ı. Demiryolu yap ımına önem verildi. Demirin<br />

işlenmesi ve ka ğıt yap ımında önemli ilerlemeler oldu. Yeni bulu<br />

şlarda say ısız örnekler verildi: Su alt ında kablo dö şeme, bilya<br />

yataklan (SKF), deniz pervaneli, asetilen gaz donan ımlı deniz<br />

feneri (AGA), tek parçal ı buzdolab ı (Elektrolux), kutu kibrit,<br />

santigrat ısıölçer, dinamit hamuru, otomatik telefon (Ericsson),<br />

üç giri şli elektrik motoru (ASEA), ya ğ ve kaymak ay ır ıc ılar ı (Alfa-Laval)...<br />

birer Isveç bulu şu olarak ortaya ç ıkıyordu.<br />

ÇOKULUSLU İ LK BÜYÜK KURULU Ş LAR<br />

ATLAS COPCO. 1873'te demiryollar ı na vagon yap ı m ına ba ş lad ı 1900'<br />

lerde bas ınçl ı hava veren makinelerin yap ım ına ba ş lad ı . Fabrikalar ı n ı n<br />

dünyaya yay ı l ışı Ikinci Dünya Sava şı ndan sonrad ır.<br />

L M ERIKSSON. 1876'da telgraf gereçlerinin onar ı m ıyla i ş e baş lad ı<br />

1980'lerde telefon yap ı m ına da geçti 1887'de Petersburg'ta (Leningrad),<br />

1904'te de New Yorkta fabrika kurdu.<br />

ASEA. 1882'de elektrik lambas ıyla pazara girdi. Tüm İ sveşi ışıkland<br />

ırma dü şüncesinden yola ç ık ılm ışt ı . Elektrik dinamosunu buldu.<br />

1914'te alt ı ülkede kurulu şu vard ı . 1987'de İsviçre kurulu şu Brown<br />

Boveri (BB) ile birle şti.<br />

ALFA LAVAL. 1883'te süt sa ğ ma makinelerini pazara sürdü. 1900'den<br />

önce Rusya ve Almanya'da fabrikalar ı vard ı .<br />

SAAB SCANIA. 1891'de vagon yap ı m ına ba şlad ı . 1897'de İ lk Isveç<br />

arabas ı n ı pazara sürdü'<br />

AGA. Demiryollar ı na ışı kland ırma da gerekliydi 1904'te bu amaçla<br />

kuruldu. Birinci Dürya Sava şı ndan önce birkaç Güney Amerika ülkesinde<br />

asetilen fabrikas ı kurmu ştu<br />

ESAB. 1904'te elektrik kayna ğı yöntemini geli ştirdi Birinci Dünya<br />

Savaşından önce Ingiltere ve Rusya'da fabrikalar ı vard ı<br />

SKF. 1907'de bilya yapmaya ba şlad ı 1911'de, d ış ülkelerdeki ilk fabrikas<br />

ı n ı İ ngiltere'de kurdu.<br />

VOLVO. 1926'da kuruldu.<br />

Eklenmelidir ki, ço ğu parasal güç ve teknik bilgiyle<br />

Amerika'dan dönen 300 bine yak ın İsveçlinin katk ıs ı da büyüktü.<br />

1870'le 1913 aras ındaki endüstriyel büyümede yaln ızca Japonya<br />

Isveç'i geçebilmi şti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> NARSILLI ĞA 49<br />

SOSYAL DEMOKRATLAR<br />

GELIYOR<br />

Isveç 'teki "emekçi" s ın ıfın ın gelişimi İngiltere, Almanya,<br />

Fransa gibi ülkelerdekine.benzemiyordu. Ülkeye endüstri geç girmi<br />

şti. İkincisi, endüstrile şme ormandan ba şladığından (ilk endüstri<br />

odak noktalar ı olan "bruk"lar orman içlerinde kurulduğundan),<br />

orman ya da tar ım ağalar ının toprakları içinde olu şuyordu.<br />

"Bolluk ülkesi"nin be şiği olan bu "bruk"lar, ço ğu kez<br />

çok güçlü olan tek ki şilerindi. 19. yy' ın sonlarına dek, patronun<br />

izni olmadan i şyeri de ği ştirilemezdi.<br />

Marksistlerle öteden beri ili şkisi bulunan -August Palm,<br />

1881'de Danimarka'dan Malmö'ye (Isveç) geçerek, i şçi sendikaları<br />

içinde toplumcu dü şünceleri yaymaya ba şladı. Palm; ba şlangıçta<br />

çok az ba şarı sağlayabildi. Alman Sosyal Demokrat Partisinin<br />

tüzüğü ve öteki yay ınlar Isveççeye kötü çevrilmi şti. Dağımk<br />

durumda olan sendikalar, sosyalist eğilimli görünmek istemiyorlardı<br />

.<br />

Palm, siyasal karargâhm ı Stokholm'a ta şıyarak, "Social<br />

Demokraten" adl ı gazetesini ç ıkarmaya ba şlad ı (1885). Iki y ılda<br />

çevresinde 26 seçkin ki şi olu şturdu. Bu 26 ki şi, Isveç sosyal demokrasisinin<br />

ilk büyük ki şileri oldular. Riksdag'a (parlamento)<br />

ilk Sosyal Demokrat parlamenter (1896), hükümete ilk Sosyal<br />

Demokrat bakan (1917) ve ilk Sosyal Demokrat ba şbakan (1920)<br />

bu 26 ki şi aras ından ç ıkt ı .<br />

1889'da kimi sendika temsilcileri Stokholm'da toplanarak,<br />

Isveç'in ilk modern partisi olarak Sosyal Demokrat Partiyi<br />

(*) kurdular. Ama, 250 kadar sendikadan yaln ızca 50 kadar ı<br />

partiyi destekledi. 1898'de I şçi Sendikaları Konfederasyonu<br />

,a1<br />

.. Ş una ku şku yok ki Isveç, birinci ku şak göçmenlerin yapt ığı türden<br />

i ş lerin yava şça ortadan kalkt ığı bir teknolojik de ğ i ş me sürecine girmi<br />

ş bulunuyor. Ekonomik bunal ımdan ç ık ışın i şaretleriyle birlikte<br />

sanayide bilgisayarlar, robotlar, di ğer elektronik ayg ıtlar h ızla yay ı l<br />

makta. Isveç, süratle en büyük sermayenin bilgi oldu ğu, bilginin 'altyap<br />

ı ', üretimin 'üstyap ı' haline geldi ğ i bilgi toplumu olma yolunda."<br />

( Şahin Alpay, Cumhuriyet, 5 Aral ık 1984)<br />

*) Sosyal Demokrat Parti (SDP), Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti<br />

(Isveç Sosyal Demokrat I ş çi Partisi), SAP, S.<br />

f 4


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 50<br />

"... Bu parti ideoloji bak ı m ından Marksist Leninist de ğ ildir. Klasik tan<br />

ımlamaya göre, sosyalist de say ılmaz. Bu bak ımdan, İ sveç sosyalizminden<br />

söz etmek yanl ış olabilir. Çünkü, her şeyden önce, Isveç rejiminde,<br />

üretim araçlar ı özel mülkiyet konusu olmaktad ır. Ve İ sveç'te,<br />

ana çizgileriyle kapitalist bir ekonomi vard ır. Ama Sosyal t)er ı okrat<br />

iktidar, kapitalizmin içini oyarak insanlararas ı ;s ı n ıflararas: dengeyi<br />

yaratma çabas ına yar ı m yüzy ı l harcam ışt ır...''<br />

(Tank Zafer Tunaya, Cumhuriyet, 20 Ş ubat 1978)<br />

(LO) kurulunca, tüm sendikalar ın üç y ıl içinde SDP'yi desteklemesi<br />

kararı alind ı(*).<br />

Sosyal Demokratlar, emekçi s ın ıfı dışındaki halk ın da<br />

ekonomik, toplumsal ve ekinsel mutlulu ğunu düşünmek; "halkın<br />

partisi" olmak zorundayd ılar. Endüstrile ş me h ızl ı oluyor ve<br />

üç ku şağa şöyle yans ıyordu: Büyükbaba çiftçiyken, baba mavi<br />

yakah i şçi (fabrika i şçisi); o ğul da beyaz yakah işçi (memur)<br />

oluyordu.<br />

I Ş GÜCÜ GEL İŞİ M İ NE DEVLET YATIRIM1<br />

( İşsiz Ba şı na Yat ır ılan 1.000 Kron)<br />

Yardı m<br />

Etkin<br />

önlemler<br />

Toplam<br />

İsveç 95 218 313<br />

Finlandiya 65 30 95<br />

B Almanya 45 30 75<br />

Fransa 51 20 71<br />

İ ngiltere 24 10 34<br />

ABD 23 8 31<br />

Avustralya 22 6 28<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 8 Aral ık 1988)<br />

Sosyal reformlar dizisi, yüzy ıhmız ın ba şında başlar. Norveç<br />

sorunu (1905'te 1sveç'ten ayr ıldı ) ardarda başanl ı hükümetleri<br />

i şbaşına getirdi. 1906'da Norrland'ta, köylülerin ekonomik<br />

olmayan küçük çiftliklerinin, büyük kereste kurulu şlar ınca (ucuza)<br />

kapat ılmas ı önlendi. 1907'de, Laponya'daki (ülkenin en kuzeyi)<br />

GMngesberg demir ocaklann ın yarısı kamula ş t ırıld ı. Bir<br />

*)LO üyeleri, SDP'nin de do ğal (zorunlu) üyesidir. Bu zorunluluk (toplu<br />

kat ıl ım) 1990'da kalk ıyor.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 51<br />

kurul oluşturularak İngiltere, Danimarka ve Almanya'daki emeklilik<br />

konular ı derinlemesine incelendi. Göçlerin nedenleri ara ş -<br />

t ır ıld ı .<br />

1913'te 67 ya şını bitiren herkese emeklilik (dünyada ilk)<br />

tan ındı. oğretmea*rin ayl ıklar ı yükseltildi. Kad ınlar ın geceleri<br />

çali şt ır ılmas ı yasakland ı . İşyerlrinin aç ılış ve kapan ış saatleri<br />

sınırland ırıld ı . 1916'da haftal ık çal ışma (çiftçiler d ışında 48 saate<br />

indirildi( * ).<br />

1920'de SDP, Halk Partisinin ( Folkpartiet) deste ğiyle<br />

hükümet kurdu. Seçim nedeniyle çok k ısa süreli olan bu hükümetin<br />

ba şbakan ı Hjalmar Branting'di.<br />

FABRIKA I Ş ÇILERI<br />

YILDA KAÇ SAAT ÇALI Ş IR<br />

(Zorunlu Saatler D ışı Çal ışmayla Tatil. Hastal ık vb Nedenlerle<br />

Çal ışılmayan Saatler de Içinde. 1987)<br />

İngiltere 1.839<br />

İspanya 1.820<br />

Isviçre 1.800<br />

Danimarka 1.692<br />

İtalya 1.686<br />

Finlandiya 1.654<br />

Norveç 1.628<br />

Belçika 1.600<br />

B Almanya 1.597<br />

Hollanda 1.591<br />

İsveç 1.492<br />

(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/19881%<br />

*) Ilk "Çal ışma Süresi Yasas ı" 1919'da ç ıkt ı. Buna göre çal ışma, 8 saatlik<br />

işgünü; 48 saatlik hafta ile s ınırland ı. Bu yasa, devlet hizmetlilerini; büro<br />

hizmetlilerin' ve dörtten çok i şçi çal ış t ıran i şletmeleri kaps ıyordu.<br />

1960'ta haftal ık çal ışma 45 saate; 1969'da 42,5 saate; 1971'de de 40 saate<br />

indi. 1990'lar ın gündeminde 6 saatlik i şgünüyle en az 6 haftal ık y ıll ık dinlence<br />

var. 6 saatlik i şgünü uygulamas ı 1988'de Falun'daki bir hastanede<br />

denenmi şti. Kuzeydeki Kiruna Belediyesi, 1989'a, kendi konutlar ında otu-<br />

ran yaş l ı ve hastalara bakan görevlilere 6 saatlik i şgünü ile girdi. Kuzey<br />

Balt ılCtaki Luleâ kentinde, on bir i şçi çal ış t ıran bir berber i şvereni de (S<br />

saatlik ödeme yaparak) 6 saatlik i şgünü uygulamas ına geçti. Ama öncelik.<br />

6 saatlik i şgünunden çok, 6 haftal ık dinlencede. 6 haftal ık dinlence, 1990'<br />

lar ın ilk yar ısında gerçekleşece ğe benzer (çal ışanlar ın y ıll ık dinlence süreleri<br />

için 114.sayfaya bak ınız).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 52<br />

Bolluk ülkesinin kuruldu ğu 1932-46 y ıllann ın ba şbakan ı<br />

Per Albin Hansson, Malmö'lü bir duvar örücüsünün o ğluydu ve<br />

yaln ızca dört y ıll ık ilkokulu bitirebilmi şti. Önce SDP saflannda<br />

"haberci" olarak çal ışmaya ba şlad ı. SDP Gençlik Örgütünün<br />

kurulu şunda eme ği geçti. Daha sonra at ılgan ve taktikçi bir<br />

parlamenter oldu. 1923'ten ölümüne dek partisinin ba şkan ıyd ı .<br />

1946'da, İskandinav Ülkeleri ba şbakanları oturumundan sonra,<br />

tramvaydan inip, yaya olarak evine dönerken (kalp yetmezli-<br />

ğinden ) öldü.<br />

YILDA KAÇ GÜN I Ş E G İ TNIEZLER<br />

(Fabrika iş çisi, 1987)<br />

Hastal ık<br />

Nedeniyle<br />

Öteki<br />

Nedenlerle<br />

TOPLAM<br />

İ spanya 4,0 5,5 9,5<br />

İ ngiltere 11,0 2,4 13,4<br />

Danimarka 11,6 3,5 15,1<br />

İtalya 10,8 11,4 22,2<br />

Finlandiya 18,6 8,8 27,4<br />

Norveç 21,0 7,0 28,0<br />

B Almanya 18,0 2,6 20,6<br />

Hollanda 22,0 2,0 24,0<br />

İ SVEÇ 27,0 17,3 44,3<br />

(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/1988)<br />

Per Albin ve arkada şlar ı, toplumun tüm üyelerinin hiçbir<br />

sınıf ve toplulu ğa ba ş eğmeden ya şayabilecekleri bir Isveç dü şlüyorlard<br />

ı. J M Keynes'in kimi ekonomi politik kuramlar ından-<br />

(*) da etkilendiler. İşsizliğin önüne geçmek için yap ılar; yollar<br />

yap ımına giri şilecek; kaynak ödünç, vergi ve kredilerden sa ğlanacakt<br />

ı. 1932 seçim kampanyas ında bunlar ı dile getirdiler. 1933'<br />

te uygulama ba şlad ı. Krediler silah gibi kullan ılıyor; i şsizliğin<br />

^ok olduğu yerlerde yap ım (yol, yap ı) ba şl ıyordu.<br />

*) "Keynes önemle belirtmi ş tir ki, (...) yat ır ım ya da tüketim ço ğals ın (...),<br />

milli gelir ve istihdam düzeyi yükselsin. Aksi halde, çok önemli bir i şsizlik<br />

sonsuz(a dek) sürüp gidecektir. $u halde hükümet tam istihdam istiyorsa,<br />

işadamları n ı yat ırım yapmaya te şvik etmeli, (...) geni ş ölçüde bayınd ırl ık<br />

i şlerine giri ş melidir (...). Böyle bir politika ile bütçede aç ık meydana gelme-<br />

sinin hiç önemi yoktur."<br />

(Michael Steivart, Keynes Devrimi (Çev A Baltac ığil), Istanbul, 1970, sayfa 105)<br />


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 53<br />

Isveç, Ikinci Dünya Sava şın ı, Birinci Dünya Sava şına<br />

oranla daha az s ıkınt ılı geçirdi. Sava şın ba şından bitimine dek<br />

(1939-45), Komünist Partisi d ışındaki dört parti ortakl ığınca yönetildi.<br />

1942'de kira denetimi ba şlad ı . 1944'te herkese i şsizlik;<br />

hastal ık ve çocuk paras ı (1937'de ko şullu olarak ba şlam ışt ı) uygulamas<br />

ına geçildi. Eşit e ğitim olana ğı, daha kısa çalış ma haftas ı<br />

ve gerçek gelirin yükselmesi gündeme geldi. "Ulusalla şt ırma" ve<br />

"yararl ıIa şt ırma" kurullar ı kuruldu. Bir i şi özel kesim daha iyi<br />

yapıyorsa, serbest b ırak ılacakt ı. Devlet, "parasal" de ğil. "toplumsal"<br />

nedenlerle endüstriye giriyordu. Sosyalist olmayan partiler,<br />

ulusalla şt ırma uygulamasın ın barış devresinde de yayg ınla<br />

şma olasılığından korkmakla beraber, SDP'yi geni ş çapta desteklediler.<br />

1932'de %31; 1940'ta %9 olan i şsizlik, 1950'de c 702'<br />

ye düştü (1988'de %1.1).<br />

Burjuva partilerinin(*) 1976'dan 1982'ye dek hükümet<br />

"... 20. yy' ı n ba şından itibaren Isveç kapitalizmi yeni bir döneme girdi.<br />

Büyük sanayi sermayesiyle banka sermayesini kayna ş mas ı yla finans kapital<br />

do ğdu. Finans kapitalin hakim oldu ğu banka ve ş irketler, küçük<br />

bankalar ı ve ş irketleri y ı:tarak gittikçe büyüdüler ve güçlendiler. Serbest<br />

rekabet şartlar ı ortadan kalkt ı ve tekelci kapitalizm dönemine geçildi.<br />

Ekonominin çe şitli dallar ında birkaç büyük şirket üretimin büyük bölümünü<br />

denetler hale geldi. Isveç ekonomisine ve siyasetine o tarihten<br />

itibaren büyük etkileri olacak Sanayiciler Birli ğ i (Industriförbundet)<br />

1910 y ı l ında kuruldu. 1911'den itibaren Isveç, sermaye ihraç etmeye<br />

baş lad ı . Birinci Dünya Sava şı n ın sonundan ba ş layarak Isveç ş irketleri<br />

(Affa-Laval AGA, LM Eriksson, SKF, daha sonralari Atlas Copco, Elektrolux<br />

vb) uluslararas ı karteller kurmaya ba ş lad ı lar.<br />

20. yy' ın ba şından itibaren, Isveç ekonomisinde tekelle ş me sürekli<br />

olmu şsa da, belliba ş l ı üç önemli birikim dönemi gözlemlenmektedir:<br />

İ lk dönem 1910'lar, ikinci dönem büyük buhran ı izleyen 1930'lar ve<br />

üçüncü dönem de 1960 y ıllar ıd ır 1930 buhran ı küçük ş irketleri iflasa<br />

sürükledi. Sanayide h ı zl ı bir birikim oldu. 1960`larda ise büyük bankalar<br />

ve ş irketler aras ı nda birle şmeler büyük bir art ış kaydetti Örne ğ in bütün<br />

1950'lerde 635 birle ş me kaydedilmi şken, 1960'larda 2.543 birle ş -<br />

me oldu."<br />

(Mehmet Ça ğ, Cumhuriyet, 5 Ekim 1976)<br />

*) Isveç'te "sa ğ kanat" partilerine "burju va partileri" (borgerliga partierna)<br />

denir. Sosyal Demokrat Partinin ba şa geçmesinden 44 y ıl sonra (1976'da)<br />

ilk kez, sosyalist olmayan partilerden (üç parti) olu şan bir hükümet kuruldu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 54<br />

oldu ğu alt ı y ıl boyunca, düzende hiçbir de ğ i şikliğe gidilmedi.<br />

Sosyal Demokratlarda da "dogmatik sosyalizm" e ğilimi yok.<br />

1984'te İşçi Yat ır ım Fonu(*) kuruldu. Kayna ğını i şverenlerden<br />

al ınan "ücret kesintisi" ve "gelir vergisi"nin olu şturdu<br />

ğu fon, "iyi devrelerde birikim, kötü devrelerde harcama"ya<br />

yöneliktir.<br />

"... K ırk y ı l ı a ş k ın süredir, parlamentoda ço ğ unluklar ı varken bile, Isveç<br />

Sosyal Demokratlar ı o ço ğunlu ğa dayanarak yasa ç &artmaya kalk<br />

ış mam ış lard ı r. Bir yasa tasla ğı n ı daha tasar ı ya dönü ştüriip parlamentoya<br />

sunmadan önce, en az on y ıl on be ş y ıl bazen yirmi y ıl, toplumun<br />

her kesiminde tart ışı la tart ışı la olu şturmu şlard ır. Onun için Isveç'te<br />

yasalar çok geç ç ıkar; k ısa sürede yasa ç ıkarmakla ö ğünülmez ve bu çok<br />

yad ırgan ır. Ama bir yasa bir kez ç ı kt ı m ı o art ı k bütün toplumun mal ı<br />

d ır ve bir daha kolay kolay de ğ i ş mez. O nedenledir ki Sosyal Demokratlar<br />

ın iktidardan ayr ı ld ığı döremlerde bile, Isveç'in sosyal demokrat<br />

düzeni nden geriye do ğru ad ı m lar at ı lamamaktad ır<br />

Böylece, Isveç Sosyal Demokratlar ı görünürde kaplumba ğa h ız ı ile giderek,<br />

ereklerine h ızl ı ko şan nice tav şandan daha çabuk ve daha etkin<br />

bir biçimde eri şebilmi şlerdir. "<br />

(Bülent Ecevit, Milliyet, 3 Ekim 1984)<br />

Isveç endüstrisinin %85'i özel kesim; %8'i devlet kesimi;<br />

%2'si kooperatiflerindir. Devlet, demiryolu; ileti şim (PTT) ve<br />

enerji üretimini elinde tutar. 1950'den sonra bunal ıma giren kimi<br />

kurulu şlar kamula ştırıld ı (**).<br />

*) i şverenlerin ho şnutsuzlu ğu nedeniyle tart ışmas ının sürdürüldüğü fon,<br />

beş bölgede kuruldu. Fonlar ın, dokuzar ki şiden olu şan yönetim kurulu<br />

üyeliklerinden be şini İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu belirler. Fonlann<br />

ba şl ıca amaçlar ı şöyle özetlenmi ş tir: 1- Toplumda parasal birikimin sa ğ -<br />

lanmas ı, 2- Genel Ek Emeklili ğine katk ı, 3- Çal ışanlara birikim, 4- Çal ışanlara<br />

söz ve 5- Daha e şit varl ık da ğı l ımı .<br />

**)Devlet, 1950'lerde geni ş bir alana yay ılmış bulunan ve gün geçtikçe<br />

kaybeden Uddevalla tersanelerini; 1957'de, ülkenin en büyük demir ocaklann<br />

ı elinde tutan LKAB' ın %95'ini; 1969'da bir ilaç yap ım kurulu şunun<br />

(AB Kabin) %65'ini sat ınald ı . 1970'te devlet holdingi (Procordia AB) ku<br />

rularak, kurulu ş lardan kimilerinin tek elden yönetimi sa ğland ı. 1970'lerin<br />

ikinci yar ıs ında (akaryak ıt bunal ım ı döneminde) kimi tersane, çelik ve<br />

tekstil kurulu ş lar ı da devletle ştirildi.<br />

Procordia AB'den ayr ı olan ba şl ıca devlet kurulu şları şunlard ır: LKAB (madencilik),<br />

Svenska Varv (tersane), Pripps (bira) ve PK Banken (banka).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 55<br />

SOSYAL DEMOKRAT PART İ 100 YA Ş 1NDA<br />

... Eski işletme patronlar ının (bruk ağalan) egemenlikleri k ırıld ı. Ama<br />

o eski baylar, yeni yöntemlerle geldiler: Bir seçkinler toplulu ğu politikayı,<br />

devleti, belediyeleri ve illeri yönetiyor. Bir ba şka seçkinler topluluğu<br />

ekonomik yaşamı yönlendiriyor. Bir üçüncü seçkinler toplulu ğu da<br />

basın yay ın ve iletişim endüsrisinin ba şındal..<br />

Rolf Alsing<br />

(Aftonbladet, 2 Ocak 1989)<br />

1989'da Sosyal Demokratlar, partilerinin kurulu şunun<br />

100. y ılını kutluyor. "Sosyal Demokratlar Ne Istiyor? " adl ı bir<br />

tv programında(*), Ihmhlar Partisi Eski Ba şkan ı Ulf Adelsohn,<br />

SDP'yi şu sözleriyle övdü :<br />

"- SDP, gücünü vars ıl bir sosyalist gelene ğe dayand ıran bir<br />

parti. Uluslararas ı alandaki sayg ınlığını yads ımak olanaks ız. SCP,<br />

Isveç'i tar ım toplumundan endüstri toplumuna dönüştürdü. Programındaki<br />

sosyalist nitelikteki amaçlar ı bir bir gerçekle ştirdi.<br />

Sa ğdan da sürekli olarak ders al ıyor... "<br />

EN BÜYÜK 1D İŞ VER EN<br />

(1987'de Isveç İçinde Çal ışt ırdığı i şçi Sayısıyla . 1.000 Olarak)<br />

1-Konsumentkoop (Tüketici Kooperatifi) 63,0<br />

2- Volvo 55,2<br />

3- Postverket (Posta Kurulu şu) 50,0<br />

4- Lantbrukskoop (Tar ım Kooperatifi) 50,0<br />

5- Televerket (Telefon Kurulu şu) 48,0<br />

6- ICA Mağaza Zinciri 40,0<br />

7- Saab-Scania 39,6<br />

8- Ericsson 37,0<br />

9- Asea 36,1<br />

10- SJ (Demiryo(ları) 35,5<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 27 Nfflan 1988)<br />

PARTILER<br />

Sosyal Demokrat Parti (SDP), 1918'den beri en büyük<br />

partidir. 1924'te %40 s ınırın ı a ştı. Yaln ızca 1940 ve 1968'de<br />

oylar ın yandan ço ğunu alabildi (%53,8 ve %50,1).<br />

*) Hvad huilja socialdemokraterna, 11 Ocak 1989


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 56<br />

SDP, 1933-36 y ıllarında Merkez Partisinin (eski ad ı Köylü<br />

Birli ği) deste ğiyle; 1936-39 ve 1951-57'de Merkez Partisiyle<br />

ortak (koalisyon) hükümet kurdu (1936'da 100 gün hükümetten<br />

çekildi). 1945-51; 1957-76 ve 82 sonras ında ço ğu kez Komünist<br />

Partinin deste ğiyle hükümeti olu şturdu.<br />

PARLAMENTODAK İ<br />

S İ YASAL PART İ LER<br />

SOSYAL İST BLOK:<br />

Sosyal Demokrat Parti (SDP)<br />

Oy<br />

Oran ı<br />

eve<br />

say ı sı<br />

(Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti, SAP, S) 43,7 156<br />

Komünist Parti<br />

(Wnsterpartiet Kommunisterne, VPK) 5,9 21<br />

SAG BLOK (Burjuva Partileri):<br />

Il ımblar Partisi ( Moderata Samlingspartiet, M) 18,3 66<br />

Halk Partisi (Folkpartiet, FP) 12,2 44<br />

Merkez Partisi (Centerpartiet, M) 11,4 42<br />

BLOKSUZ:<br />

Çevre Partisi, Ye şiller (Miljöpartiet De Gröna, MP) 5,5 20-<br />

Toplam 97.0 349<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Eylül 1988)<br />

Parlamentodaki Sosyal Demokrat Parti ile Komünist Parti<br />

"sol blok"u; Ilimlilar Partisi, Merkez Partisi ve Halk Partisi de<br />

"sa ğ blok."u (burjuva partileri) olu şturur. 18 Eylül 1988 seçimlerine<br />

dek, bloklar a şa ğı yukar ı e şit güçteydi. Seçimlerden önceki<br />

kamuoyu yoklamalar ında "Çevre Partisi, Ye şiller"in c7c10 dolay<br />

ında oy alarak, parlamentoda "kilit parti" olaca ğına kesin<br />

gözle bak ılıyordu. Bu parti adaylar ından ikisinin son birkaç y ıld<br />

ır vergi bildiriminde bulunmamış olmas ı , birinin de vergisi verilmemiş<br />

araba kulland ığın ın ortaya ç ıkmas ı oy oran ın ı etkiledi.<br />

Ye şiller, yetmi ş y ılda parlamentoya girebilen ilk parti(*) oldu<br />

ama (kimi belediye ve iller d ışında) "kilit parti" olamad ı . Sol<br />

blok, üyeliklerin yar ıdan ço ğunu kazanmay ı ba şard ı .<br />

*) Komünist Partisi (VPK) 1917'de parlamentoya girdi. 0 y ıl, ikinci Parlamentodaki<br />

(1967'y-e dek ıkillydi) kimi Sosyal Demokrat parlamenterlerin<br />

de kat ıl ım ıyla kurulan parti, do ğrudan parlamentoya da girmi ş oluyordu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 57<br />

SEND İ KA CYEL İ KLER İ<br />

(Çal ışanlar ı n Yüzde Kaç ı Sendika Üyesi)<br />

İ sveç 86 İ talya 37<br />

Danimarka 84 İ sviçre 35<br />

Finlandiya 81 B Almanya 34<br />

Belçika 76 Hollanda 33<br />

Norveç 62 Japonya 29<br />

Avusturya 60 ABD 23<br />

İ ngiltere 45 Fransa 21<br />

(Kaynak: Türkçe "Sendikal Haberler, SSC" Dergisi, Say ı 7, 1988)<br />

Avrupa'da ye şiller, İsveç'ten ba şka Belçika, B Almanya,<br />

Avusturya, İsviçre, Lüksemburg, İtalya, Portekiz, İslanda ve Finlandiya'da<br />

da parlamentodad ır.<br />

SEND İ KA G İ DERLER İ<br />

(Metal- İş Sendikas ı Üyelerinden, Gelirlerinin %1.9'u Ödenti<br />

Olarak Kesilir. Sendikan ın Giderleri, Yüzde Olarak, 1987)<br />

Öğrenim ve Bilgilendirme 33<br />

Görü şmeler, Kurullar, Yönetim 32<br />

Anlaş mazl ık ( İşb ırak ım ı) Fonu 11<br />

İşsizlik Kasas ı 7,5<br />

Vergi 7,5<br />

Öteki Giderler 9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Medlem i Metal, Jönköping, 1987)<br />

SENDIKALAR<br />

Isveç i şçileri, 19. yy' ın ortalar ında örgütlenmeye ba şladı<br />

(*). Gerçek anlam ıyla örgütlenme, 1870'lerin endüstri devrimiyle<br />

ba şlar. Sendika üyesi olanlara iyi gözle bak ılmad ığından. ba ş -<br />

*) İ lk i ş çi birli ği (sendika), 1846'da Stokholm'da kurulan "Bas ı mc ı lar Birli<br />

ğ i"dir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 58<br />

langıçta örgütlenme kolay olmad ı .<br />

1879'da Sundsvall'da 5.000 i şçi i şb ırakım ına (grev) gitti.<br />

I şbırakımcılann üzerine askerler ve ba şka yerden getirilen "i şb ırakım<br />

kırıc ılar ı" ac ımas ızca sürüldü. Sonuç olarak birçok i şçi<br />

işinden ve konutundan oldu.<br />

İŞ Ç İ SEND İ KALARI<br />

(1987 deki Üye Say ılar ı yla)<br />

i ş çi Sendikalar ı Konfederasyonu .. . 2.277.062<br />

(Landsorganisationen =LO)<br />

MI.mur Sendikalar ı Birli ği . 1.233.234<br />

(Tjkıster~ens centralorganisationen =TCO)<br />

Yüksek Oğrenimliler/Yüksek Memurlar Birli ğ i 292.118<br />

(Sveriges aked em ikers centralorganisation =SACO/S R)<br />

1880'lerde sendikalar iyice yayg ınla şt ı . 1898'de I şçi Sendikalar<br />

ı Konfederasyonu (LO) olu ştu. I şverenler de 1902'de<br />

konfederasyonlar ını (SAF) kurdular.<br />

LO ile SAF aras ındaki ili şkiler, 1909 genel i şbırak ımıyla<br />

bozuldu. 1920'lerde i şb ırak ımı ve i şkapat ımı (lokavt) yayg ınlaşt<br />

ı . Ilişkiler üzerine yasal düzenlemeler getirildi. "Pazarl ık Anlaşmas<br />

ı " yap ıld ı. "Çalışma Yargılığı " (mahkeme) kuruldu.<br />

1931'de Adalen'de i şb ırak ımc ıların üzerine askerlerin sürülerek<br />

be ş kişinin öldürülmesi unutulamaz.<br />

1930'larda, LO içindeki beyaz yakah i şçiler (memur),<br />

mavi yakah fabrika i şçilerinden ayr ılarak özerk sendikalann ı<br />

kurmaya ba şlad ılar. Memur Sendikalan Birli ği (TCO) 1944'te;<br />

İŞ VEREN SEND İ KALARI<br />

İ sveç i şverenler Federasyonu<br />

(Svenska arbetsgivareföreningen =SAF)<br />

Devletin İşveren Örgütü<br />

(Statens A.rbetsgivarverk =SAV)<br />

Belediyenin i şveren Örgütü<br />

(Svenska K omunförbundet)<br />

Kooperatiflerin i şveren Örgütü<br />

(K ooperatiorens Förhandling organisation =K FO)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 59<br />

Yüksek Ö ğrenimliler-Yüksek Memurlar Birli ği(SACO-SR) 1947'<br />

de (SR 1975'te) kuruldu. Isveç'te baca temizleyicilerinin bile<br />

sendikalar ı bulunur. i şçilerin %86's ı sendika üyesidir.<br />

LO ile SAF aras ındaki Saltsjöbaden Anla şmas ıyla (1938)<br />

uzun bir bar ış dönemine girildi. 1945 y ılı ve 1970'lerin akaryakıt<br />

bunal ımı y ılları dışında önemli bir sorun ç ıkmad ı . Isveç endüstrisi<br />

1950 ve 1960'larda iyice büyüyünce, d ış ülkelerde bir<br />

"Isveç modeli" imgesi olu ş tu.<br />

DEVLET KES İ M İ NDE ÇALI Ş ANLAR<br />

(1986'da Tüm Çal ışanlardan Devlet Kesimindekilerin Yüzdesi)<br />

İ SVEÇ 33,0<br />

Danimarka 29,5<br />

Norveç 24,0<br />

İ ngiltere 22,5<br />

Finlandiya 21,5<br />

Fransa 18,0<br />

B Almanya 16,0<br />

ABD 16,0<br />

İ sviçre 10,5<br />

Japonya 6,5<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 9 Şubat 1989)<br />

Saltsjöbaden Anla şmas ına göre, görüşmeler dorukta oluyor.<br />

ilk görü şmeler ba şar ısızlıkla sonuçlan ırsa, taraflar bir haftahk<br />

süre içinde i şbırakımı ve i şkapatımına gidemiyorlar. Bir haftalık<br />

düşünme süresi içinde (gerekti ğinde hükümetçe atanan arabulucular<br />

da devreye girerek) i ş olgunla şıyor. Bir hafta sonunda<br />

da anla şmaya var ılamazsa, yedi üyeli "I ş Yargılığı "na gidiliyor.<br />

I ş Yargılığının iki üyesi LO; iki üyesi SAF ternsilcisinden olu şuyor.<br />

Anla şmalar iki üç y ıl süreli oluyor.<br />

YENI B İ R ANLA Ş MA BELIRTISI<br />

Saltsjöbaden'deki Grand Hotel, Isveç modelinin simgesidir.<br />

Dün (20 Aral ık 1988), LO ile SAF aras ındaki anlaş man ın 50. y ıl ında,<br />

işçi ve i şveren temsilcileri, Grand liotel'de bir kez daha biraraya gelerek<br />

yeni anla şma koşullarını tart ışt ılar...<br />

(GP, 21 Aral ık 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ—<br />

Saltsjöbaden Anla şmas ı , Isveç i ş ya şamına büyük i şlerlik<br />

getirdi. Ba şlangıçta, taraflar ın uzla şmaz gibi görünen bildirileriyle<br />

ba şlayan tart ışmalar, ço ğu kez anla şmayla sonuçlan ıyor.<br />

Doruktaki anla şma uyar ınca, ücret art ışlar ın ın türlü i şkollar ına<br />

nas ıl bölüştürülece ği, ilgili sendikalarca karara ba ğlan ıyor.<br />

Bir i şyerinde çal ışan tüm i şçiler (i şi ne olursa olsun), tek<br />

sendikaya ba ğlıdır. Örne ğin bir dülger, bir makine üretim yerinde<br />

çalışıyorsa, Maden İş Sendikas ı üyesidir.<br />

1977'de, en az 25 i şçinin çal ış t ığı i şletmelerin karar organlar<br />

ında, sendika temsilcilerinin de görev almas ı yasala ş t ı .<br />

3 O 0.0 O O KRONUN<br />

Sosyal<br />

Gelir Kesinti<br />

Vergisi ve Vergiler<br />

VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />

Vergi ve<br />

Net Ele<br />

Ya şam Gideri<br />

Kesintilerin<br />

Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />

ABD<br />

B Almanya<br />

İ ngiltere<br />

59.000 79.000<br />

57.000 95.000<br />

85.000 114.0e0<br />

219.000<br />

207.000<br />

186.000<br />

27<br />

31<br />

38<br />

95<br />

95<br />

70<br />

Fransa 28.000<br />

Japonya 33.000<br />

Avusturya 117.000<br />

S Arabistan Yok<br />

İ SVEÇ 168<br />

69.00C<br />

61.000<br />

121.000<br />

%5<br />

İ sveren<br />

öder<br />

231.000 23 94<br />

240.000 20 163<br />

186.000 38 66<br />

285.000 5 74<br />

132.000 56 100<br />

(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />

VERGI ÜLKESI<br />

Çalışanlar ın gelirleri aras ındaki ayr ım çok az. E şit i şte<br />

çalışanlara e şit para ödenir. Yeni i şe ba şlayanla eski i şçi e şit<br />

para al ır. Yüksek gelirlere yüksek vergi uygulan ır. KDV %23,46'<br />

d ır.<br />

Çal ıştığım kağıt fabrikas ının i şçi say ısı 825'tir. Bu fabrikan<br />

ın personel şefinin e şi, bizim bölümde i şçi olarak çalışır.<br />

Bir k ızı da yine bizim bölümde temizlik yapar (oturma -yemek<br />

yeme, soyunma-y ıkanma yerlerini ve tuvaletlerimizi te ınizler).<br />

Personel şefi, ek i ş olarak, y ıl sonlar ında (iki saatlik net kazan-<br />

60


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 61<br />

cnniz kar şıl ığı) vergi bildirimleri de doldurur. Personel şefinin<br />

olağan geliri benimkinden %19 çoktur. Vergiler dü şüldükten<br />

sonra bu oran %5,3'e dü şer.<br />

I 5 O .0 O O KRONUN<br />

Sosyal<br />

Gelir Kesinti<br />

Vergisi ve Vergiler<br />

VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />

Vergi ve Ya şam Gideri<br />

Net Ele Kesintilerin<br />

Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />

ABD 21.000 32.000 120.000 20 95<br />

B Almanya 16.000 44.000 108.000 28 95<br />

İ ngiltere 26.000 38.000 108.000 28 70<br />

Fransa 5.400 28.000 121.000 19 94<br />

Japonya 2.600 17.000 132.000 12 163<br />

Avusturya 33.000 35.000 112.000 25 66<br />

S Arabistan Yok %5 142.000 5 74<br />

iSVEÇ 60.000 i şveren 90.000 40 100<br />

öder<br />

(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />

İsveç'te "köy" birimi yoktur. Ülke 284 belediyeye bölünmüştür.<br />

Belediyeler birçok alanda özerktir. Ver gilerini kendileri<br />

belirlerler. Kazan ılan her 100 kronun yakla şık 30 kronu belediye<br />

vergisi olarak kesilir.<br />

BELEDIYE GELIRLERI<br />

(Göteborg,Relediyesi, 1989 Bütçesi, Yüzde Olarak)<br />

Vergiler 49<br />

Ödenti Gelirleri 24<br />

Devlet Yard ım ı 18<br />

Öteki Gelirler 9<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: GT, 15 Aral ık 1988)<br />

Yüksek gelirlere yüksek vergiler uygulanmas ına kar şın,<br />

vars ıllar h ızla çoğalmaktad ır. Haftal ık Affiirs vWden (i ş dünyas ı )<br />

dergisinin ara ş t ırmasına göre(*), Sosyal Demokrat Partinin yeniden<br />

hükümet olmas ını (1982) izleyen son alt ı y ılda, milyonerlerin<br />

(100 milyondan çok varl ığı olanların) say ısı 26'dan 163'e<br />

*) Affürs vürlden, 4 May ıs 1988


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 62<br />

(milyarderler 4'ten 23'e) ula şt ı. Milyarderlerin yar ıs ı ta şınmaz<br />

mal al ım-sat ımc ıs ıd ır. Bu vars ılların yakla şık %15'ini olu şturan<br />

20'si, (vergi a ğırlığını öne sürerek) Isveç d ışında oturuyor!<br />

BELED İ YE G İ DERLER İ<br />

(Göteborg Belediyesi, Yüzde Olarak, 1989 Bütçesi)<br />

Sa ğ l ık, Hastal ık ve Sosyal Giderler 51<br />

Enerji, Çöp, Su ve Lâ ğım 14<br />

Eğitim 11<br />

İletişim 9<br />

Serbest Zaman ve Ekin (Kültür) 5<br />

Öteki Giderler 10<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: GT, 15 Aralık 1988)<br />

Isveç'te, hükümette olmayan partilerin bile vergi ya da<br />

art ır ım (zam) önermeleri ola ğand ır. Örne ğin, emekli gelirlerinin<br />

art ır ılmas ını isteyen bir parti, olu şacak ek giderin kayna ğını da<br />

göstermesi (sütün litresine 25 kuru ş art ırım gibi) gerekmektedir.<br />

HALK PART İ S İ N İ N ZAM PAKET İ<br />

Sigaraya yüksek vergi, konut deste ğ inin k ı s ı lmas ı ve i şsizlik sigortas ı<br />

kesintilerinin yükseltilmesi. (...) Bunlar, bütçeye 3 milyar kron ek birikim<br />

Sağ lar.<br />

Halk Partisi (Folkpartiet) ayr ıca, hükümetin kalorifer yak ıtın ın metreküpüne<br />

75 kron zam önerisini de az buluyor. Bu zam 200 krona ç ıkar<br />

ı lmal ıd ır. (14 Mayıs 1988 tarihli gazetelerden)<br />

HO Ş GÖRÜ<br />

5 Haziran 1986'da, Adalen'den getirilen bir kamyon<br />

radyasyonlu ot, bakanhklar kap ıs ı girişine bo şalt ıhr. Bu, atom<br />

enerjisine kar şı bir gösteridir de.<br />

Gösteriyi düzenleyen kuzeyli üreticiler(*), Çevre ve Enerji<br />

Bakanl ığının üst düzeyde yetkilileriyle görü ştürülmek üzere<br />

(*) 1986'da Çernobil'deki atom santral ı kazasından Kuzey İsveç'in bir<br />

bölümü çok etkilendi. Radyasyon oran ın ın çoklu ğu nedeniyle etleri yenemeyen<br />

rengeyikleri bir süre için ba şka bölgelere taşınd ı. Ureticiler, zararların<br />

ın tümüyle karşılanması için gösteriler yapt ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 63<br />

içeri alm ırlar. Bu arada radyasyonlu otlar, bir yere gömülmek<br />

üzere görevlilerce kald ırılır. Yetkililer, kimi sorunlar ın çözümü<br />

için üreticilere söz verir, göstericiler da ğthrlar.<br />

HANEDAN LAR<br />

"... Isveç'in Ewingieri, Wallenberg ailesi. Geçen yüzy ı l ın sonlar ından<br />

beri ekonomide kendinden söz ettiren bu hanedan, ad ın ı s ık s ı k duyduğumuz<br />

büyük şirketlerin çoğunu kontrol ediyor. Dizel motorlar ıyla<br />

bilinen Atlas Copco, bilyal ı rulmanlar ıyla tan ınan SKF, Eriksson ve<br />

Elektrolux, Saab Scania kamyonlar ı, Hasselblad foto ğraf endüstrisi<br />

ka ğıt ve kibrit fabrikalar ı . Iskandinav Havayollar ındaki %43 Isveç<br />

hissesinin %50'si de ayn ı ailenin elinde. Bütün imparatorluk SEB gibi<br />

kocaman bir banka, Investo, Brovidentia gibi yat ı r ı m ş irketleri, Asea<br />

gibi holdingler yoluyla yönetiliyor. 2 milyar dolarl ı k sermaye, 30<br />

milyar dolarl ık sat ış , 450 bin i ş çi ve memur...<br />

Iki y ıl öncesine gelinceye kadar hanedan ın başı 83 ya şı ndaki Marcus<br />

Wallenberg'di. İ htiyar ı n ölümünden beri dizginler ikinci o ğlu Peter'in<br />

elinde. Büyük o ğ lan, babas ı n ı n sağ l ığında intihar etmi ş .<br />

Kar şıs ında yine ayn ı derecede y ırt ı c ı , k ı zg ın, insafs ı z, h ırsl ı i şadamlar ı .<br />

Bofors gibi silah fabrikalar ı , Kema-Nobel gibi kimya endüstrileri, Volvo<br />

gibi otomobil ve kamyon şirketleri çe şitli sermaye oyunlar ıyla ve hisse<br />

pazarl ı klar ı yla k ıran k ırana bir yar ış içinde. Bu arada çatlay ıp ölen ya-<br />

r ış atlar ı da var. Daha henüz 36 ya şı ndayken Wallenberg ş irketlerinin<br />

genel yönetmenli ğine getirilen Sunblad' ın intihar ın ı kimse unutam ıyor."<br />

(Mümtaz Soysal, Milliyet, 18 Eylül 1984)<br />

Karlstad' ın pn km yakınlarında, içinde zehirli endüstri<br />

art ıkları bulunan bidonlar 17 y ıldır durur. 1978'de, s ıvı olan artıklar<br />

hortumla bo şaltılmaya çah şılmışsa da, her bidonda 5-6<br />

kg art ık kalmıştır. Bidonlar küflenerek delinmi ş; toprağa, havaya,<br />

Viinner Gölüne art ıklar kanşrrıaya başlamışt ır.<br />

1938'den beri "daha temiz bir Nrner Gölü" için savaşım<br />

veren 71 ya şındaki Hugo Hassel, çözümü, bidonlardan birkaç<br />

ın ı il yönetmeli ğinin (vilayet) giri ş kap ısın ın sahanh ğında<br />

sergilemekte bulur. 25 May ıs 1987 Pazartesi günü (i şgünü) çevrecilerin<br />

yardımıyIa dört zehirli fıç ı, "Il Yönetmeliği" yaz ısı bulunan<br />

sahanh ğın üzerine ç ıkarılır. F ıç ılardan üçü piramit düzeninde<br />

dizilir, binne şu bildiri (pano) as ılır: "Umursamazhklar ını<br />

uzun süre sürdürenleyel "


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 64<br />

1987'de, Savunma Bakan ı Roine Carlsson, "denizalt ı<br />

av ı "(*) konusunda, donanmay ı suçlayan bir konu şma yapar. Bu<br />

konu şmaya, Donanma Komutan ın ın tepkisi de, bir gün sonra<br />

tv'de sergilenir.<br />

Ertesi günü, tv haberleri, Savunma Bakan ının Donanma<br />

Komutan ına "özür"ü ile ba şlar. Roine Carlsson, "ben yanl ışlığı -<br />

mi onayl ıyorum, yine yanlış yaparsam, yine özür dileyece ğim"i<br />

de ekler "özür"üne.<br />

Krallığın ülkeye büyük bir yük oldu ğu ve 1Crahn savurganlığı<br />

üzerine ki şisel bir bildiri, i şyerinde bir yere as ılabilir ve<br />

uzun süre kald ırılmaz (**).<br />

*) 1981'de, bir Sovyet denizalt ısı Karlskrona'da (Isveç) karaya oturunca,<br />

Isveç karasulannda denizalt ı av ı yo ğunlaş t ı. Görgü tan ıklar ınca, zaman<br />

zaman ülkenin tüm k ıyı sularında denizalt ı periskopu görüldü ğü söyleniyordu.<br />

Sovyet denizalt ılar ın ın, üçüncü Dünya Savaşı olas ıl ığına karşı, saklanacak<br />

yer arad ıklann ı öne sürenler oluyordu. Tüm aramalara kar şın,<br />

hiçbir yabanc ı denizalt ı yakalanamad ı.<br />

**)12 Ocak 1985 tarihli GT (gazete), Isveç Kral Ailesinin parasal durumunu<br />

Avrupa'n ın öteki krall ıklanyla karşılaşt ırarak, Kral ı "az gelirli" olarak tan ı -<br />

t ır. Krall ığın her İsveçliye y ıll ık yükü 1 kron 35 öredir (kuru ş). GT'nin<br />

araş t ırmasına göre, Avrupa kral ailelerinin y ıll ık gelirleri (milyon kron<br />

olarak) şöyledir:<br />

/SVEÇ. Y ıll ık ve ödenekler: 12,9. öteki gelirler (sekiz saray ve içindeki<br />

de ğerlerin bak ımı için): 18,0. Ayncal ıklar: Yolculuklar paras ız, gelirler<br />

vergilendirilmez.<br />

NORVEÇ. Y ıll ık ve r ödenekler: 12,9. öteki gelirler (üç saray ın bak ımı<br />

için): 16,3. Ayncal ıklar: Iç yolculuklarla devleti temsil eden d ış yolculuklar<br />

paras ız.<br />

DANİMARKA. Y ıll ık ve ödenekler (üç saray ın günlük bak ım ı içinde): 24,1.<br />

öteki gelirler: Üç saray ın d ış bak ım ı, 18 ton ringa bal ığı. Ayrıcal ıklar:<br />

Yolculuklar paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />

ISPANYA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın tüm bak ımı içinde): 18,9. Ayr ıcal<br />

ıklar: Yolculuklar paras ız.<br />

BELÇ İKA. Yıll ık ve ödenekler: 17,2. öteki gelirler: İki sarayın bak ım ı<br />

için 5,2; saray ki şilerinin a ğırlığınca patates. Ayrıcal ıklar: Yolculuklar<br />

paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />

HOLLANDA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın iç bak ım ı içinde): 24,1. öteki<br />

gelirler: Saray ın dış bak ım ı devletçe karşılan ır. Ayncal ıklar: Yolculuklann<br />

bir bölümü paras ız; gelirin bir bölümü (ödenekler) vergisiz.<br />

İNG İ LTERE. Y ıll ık ve ödenekler: 31,0. öteki gelirler: Yedi saray ın bak ım ı<br />

için 52,2; be ş uça ğın bak ımı için 103; krall ık treni ve yat ın ın bak ım ı<br />

paras ız; bir ton süt ve bir ton lapa(!). Ayncal ıklar: Posta giderleri paras ız.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 65<br />

DEVLET GEL İ RLER İ<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />

KDV (Katma De ğer Vergisi) 23,8<br />

Gelir Vergisi 18,9<br />

Sosyal Ödenti ler 13,9<br />

Motorlu Ta şıtlar Vergileri (Yak ıt İ çinde) 13,4<br />

Devlet Etkinlikleri Gelirleri 8,8<br />

Ortakl ık (Kurum) Vergisi 6,8<br />

içki, Sigara ve Oyun Vergisi 4,9<br />

Pay, Konut ve Varl ı k Vergisi 4,8<br />

Enerji ve Is ı Yak ıtı Vergisi 4,7<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Gazeteler)<br />

Söz ve yaz ı (basın) özgürlüğüne ek olarak, yukarda üç örneğini<br />

s ıraladığımız kimi eylemler de ho şgörüyle kar şılan ır. Kuvvet<br />

komutan ının, dü şündüğünü söyleyebilmesi için ille de "darbe"<br />

yapmas ı gerekmez! Subaylar ın da (polislerin de) sendikas ı<br />

bulunur : isteklerini aç ıktan savunabilirler.<br />

DEVLET G İ DERLER İ<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />

Emekliler 17,0<br />

Faizler 15,5<br />

Ulusal Savunma 8,0<br />

Okullar 7,5<br />

İş (i ş çi) E ğitimi 6,9<br />

Çocuklar (Yuva vb) 6,9<br />

Konutlar 5,6<br />

Üniversiteler 4,5<br />

İ leti şim 4,4<br />

Türe (Yarg ı ) 3,1<br />

Geri Kalm ış Ülkelere Yard ı m 3,0<br />

Ötekiler 17,6<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Gazeteler)<br />

Ho şgörü konusunda Finlandiya ve Norveç'ten de örnekörnekler<br />

verece ğim:<br />

F 5


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ— 66<br />

Norveççe ile Isveççe (Danlmarkaca da) biribirine çok yak<br />

ınd ır. İsveç'teki yabanc ılar ın %36's ı Finlidir. Isveç tv'lerinin<br />

yabanc ılara yönelik yay ınlar ı da, doğal olarak en çok Fincedir.<br />

Örne ğin İsveç'le Finlandiya aras ında atletizm yar ışmalar ı yap ılırken,<br />

görüntüler tv'nin iki kanal ından birden verilir, birinde anlat<br />

ı Fincedir.<br />

BAKANLARIN AYLIKLARI ARTIYOR<br />

... Ba şbakan Ingvar Carlsson'unkinde bu y ıl, ötekilerden biraz az (oranda)<br />

art ış olacak. Onun ayl ığı , 39.500'den 43 bine ç ık ıyor. Öteki bakanlar,<br />

e şit olarak 40'ar bin kron alacaklar.<br />

Bakanlar, ne kadar ayl ık alacaklar ına kendileri karar veremiyorlar. Bu i şi,<br />

onlar ın işverenleri durumunda olan ve birkaç y ıl önce bir çözüm olarak<br />

getirilen Devlet Dan ışmanlar ı Kurulu yap ıyor.<br />

Ayl ıklar, ba şbakan ınki, Adalet Dan ışmanlar ının %135'i; öteki bakanların<br />

da %125'i olarak belirleniyor.<br />

(Smâlandsposten, 4 Ocak 19891<br />

Finlandiya be ş yüz y ıl İsveç ege ınenliğinde kald ı. Bugün<br />

Finlandiya'da 300 bin Isveççe konu şan yurtta ş var (ülkede otu-<br />

ranların %6,2'si). Isveççe de konu şulan yerlerdeki yer adlar ı (sokak<br />

adlar ı da) hem Fince, hem de Isveççe olarak gösterilir. Bu<br />

adlar ın anlamlar ı da ba şkad ır. Finlandiya parlamentosunda üyeleri<br />

bulunan siyasal partilerden birinin ad ı "Isveç Halk Partisidir<br />

(Svenska folkpartiet).<br />

GEL İ RLERDEK İ KES İ NT İ LER<br />

NERLERE G İ D İ YOR<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

ATP (genel ek emeklilik) 10,2<br />

Halk emeklili ğ i 9,45<br />

Hastal ı k sigortas ı 9,3<br />

Yar ım emeklilik 0,5<br />

İş kazalar ı sigortas ı 0,6<br />

Kazalara kar şı korunma 0,35<br />

İş pazar ı ödentisi 2,006<br />

Ya ş l ı lar e ğitimi 0,27<br />

Ücret güvencesi 0,2<br />

Çocuk bak ım ı ve gözetimi 2,2<br />

Genel ücret ödentisi 2,0<br />

TOPLAM 37,076<br />

(Kaynak: GT, 3 Aral ık 1986)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 67<br />

Oslo'nun (Norveç) en ünlü eaddesinin ad ı Karl Johan<br />

Caddesi& (Karl Johans Gata). Karl Johan, Norveç'i Danimarka'<br />

n ın elinden alan (1814) Isveç kral ın ın ad ıdır. Oslo'daki Kral Saray<br />

ın ın bahçesinde Karl Johan' ın görkemli bir dikıti de bulunur.<br />

Isveç'in yar ım yüzy ılda verdi ği örnekte, i şlerin iyi örgütlenmesi<br />

yan ında, Isveçlinin ho şgörülü olu şunun büyük pay ı<br />

vard ır. I şçilerle i şverenler aras ındaki anla şmazl ıklar pazarl ıkla<br />

giderilmi ş ; önemli i şb ırakımı ve i şkapat ımı olmamış tır. Sosyal<br />

Demokrat Partinin kimi kez bir ba şına hükümet olmas ına kar şın,<br />

endüstrinin özel kesimde kalmas ı ; k ırall ık kurulu ş unun tehlikeye<br />

düşmemesi(*), bu "uzla şma ülkesi" ki şilerinin, ba şkalar ının<br />

haklar ına da sayg ılı oldu ğunu ortaya koyar.<br />

ÇALI Ş MA ÇA Ğ INDAK İ LER İ N DURUMU<br />

(16-64 Ya şındakiler, 1986'da Yüzde Olarak)<br />

Tam Gün Çal ışanlar 63<br />

Yar ım Çal ışanlar 24<br />

Öğrenim Görenler 13<br />

Erken Emekliler 6<br />

işsizler 2<br />

TOPLAM 100<br />

(Valfards Bulletinen, Say ı 2, 1988)<br />

KADINLARIN<br />

TOPLUMDAKI YERI<br />

Kadınlar, işçi gereksiniminin yo ğunla şt ığı 1960'h y ıllarda<br />

tüm i şkollannda çalışmaya ba şlad ılar. 1986'da, Isveçli kadınların<br />

%82'si (dünyada en çok), evi d ışında bir i şte çalışıyordu.<br />

*) Prof Sten Carlsson, Modern Isveç Tarihi adl ı yap ıt ında, "Isveç bugün,<br />

uygulamada olmasa bile, ilkelerde cumhuriyettir" der.<br />

Per Albim Hansson'dan sonraki Ba şbakan (1946-69) Tage Erlander, "ben<br />

kuşkusuz cumhuriyetçiyim. Ama hay ır, cumhuriyet istedi ğimi söyleyemem"<br />

der.<br />

Tage Erlander'den sonraki Ba şbakan (1969.76 ve 1982-86) Olof Palme'ye<br />

1975'te ben (HTY), Tage Erlander'in yukardaki sözlerini ans ıtarak, "krall<br />

ığın gelece ği ve kral ın durumu" üzerine ne düşündüğünü sordum. Palme'nin<br />

yan ıt ı şu oldu: "Bir de ği ş iklik düşünülmüyor. Şimdiki düzenimizin i şleyi ş i<br />

çok iyi (ingen föründring ür aktuelt, det löper vüldigt bra som vi har det nu )."


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 68<br />

"Kad ın" Konusundaki Geli ş meler:<br />

TAR İ HÇE<br />

1846- Dul, bo şanm ış ya da evlenmemi ş kad ınlara beden i ş çili ği ve kimi<br />

tecimsel i ş lerde çal ış ma serbestli ğ i.<br />

1858- 25 ya şı n ı doldurmu ş evlenmemi ş kad ınlar ı n yasal erginlikleri<br />

çre şit) yarg ı karar ına bağ land ı . Evlilik yoluyla edinilen kal ıtta, (yasal<br />

erginlik için) yarg ı karar ı ortadan kald ı r ı ld ı .<br />

1859- Kad ı nlar ın, kimi e ğitim kurumlar ında (ö ğretmen olarak) görev-<br />

; r ıdirilmesi uygun bulundu.<br />

I b7.3- Kad ı nlara "ilâhiyet" ve "yüksek hukuk" d ışı nda üniversiteye girme<br />

serbestli ği verildi.<br />

1874- Evlenmemi ş kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı .<br />

1919- Kad ı nlara seçme ve seçilme yetkisi verildi.<br />

1921- Evli kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı. Yeni yurtta ş l ı k yasas ıyla<br />

kar ı ve koca e şit duruma getirildi.<br />

1923- Kad ı nlar ın kamu görevlerine atanmas ı uygun görüldü.<br />

1927- Devlet liselerine k ızlar da al ı nmaya ba ş land ı .<br />

1937- Anal ı k paras ı uygulamas ı ba ş lad ı .<br />

1938- Do ğum kontrolü yasalla ştı .<br />

1939- Gebelik, do ğ um ve evlilik gibi nedenlerle kad ı nlar ın i şten ç ı kar<br />

ı lmalar ı yasakland ı .<br />

1947- Kamu görevleri i ş lerinde ücret e şitli ği getirildi.<br />

1951- Dullar, kendi çocuklar ı n ı n ana-babas ı (veli) say ı ld ı .<br />

1958- Kad ı nlar ı n papaz olmalar ı na engel kald ırı ld ı .<br />

1971- Kar ı ve kocan ı n gelirleri, ayr ı ayr ı vergilendirilmeye ba ş land ı .<br />

1974- Ana ve baban ııı, do ğum sonras ı izinini payla ş ma olana ğı getirildi.<br />

Ana-babal ı k sigortasr gündeme geldi.<br />

1975- 18. hafta dolana dek, çocuk ald ırma güvencesi getirildi.<br />

1976- Devlet görevlilerine olanak e şitli ği güvencesi sa ğ land ı .<br />

1977- İşverenle i şçiler aras ı nda (sendika düzeyinde) f ırsat e şitli ğ i anla ş -<br />

mas ı yap ı ld ı .<br />

1979- 8 ya şından küçük çocu ğu olan ana ya da babaya 6 saatlik i şgünü<br />

güvencesi getirildi.<br />

1980- i şyerlerinde kad ın-erkek ayr ı m ı yasakland ı .<br />

1981- "Kar ı "n ın dövülmesi, kamu yasaklar ı kapsam ı na al ı nd ı .<br />

1982- Evde çocuk bak ı m ı, ek emeklilik (ATP) kapsam ı na al ınd ı . Halka<br />

aç ık yerlerde cinsel ili ş ki gösterisi yasakland ı .<br />

1983- Savunma kurulu şlar ı da içinde, tüm i şler kad ı nlara aç ı ld ı .<br />

1984- Kamu kesiminde "f ırsat e şitli ği" anla şmas ı yap ı ld ı .<br />

(Kaynak: Side by Side, Stokholm 1985, Sayfa 7-8)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 69<br />

Kad ınların i ş yaşam ına girmesine ko şut olarak, kad ın-erkek<br />

e şitliği de gündeme geldi. Çe şitli düzeylerde e şitlik kurullar ı<br />

kuruldu. Öyle ki, çoklar ı bugün Isveç'te (özellikle aile içinde)<br />

kad ınların sözünün daha geçerli oldu ğunu söyler. Kad ının çal ışıp,<br />

kocan ın çocuk bakmas ı yad ırganmaz.<br />

1988'de yürürlüğe giren bir yasayla, yasal evli olmayan<br />

e şler de (ki, beraber ya şayan çiftlerin %20'si bu konumdad ır)*<br />

ayrılma durumunda ortak varl ıktan: ölüm durumunda kal ıttan<br />

(yasal evlilere e şit) pay al ıyorlar. Ta şınmaz ın kimin üzerine olmas<br />

ı önem ta şım ıyor. Örnejin, evlenmeden beraber oturan erkek,<br />

oturduklar ı konutu beraberlikten önce sat ın almış olsa bile,<br />

ayrılmaya karar verildi ğinde ortak çocuklar ı varsa, konutu kad ına<br />

b ırakmak zorunda kal ıyor (kad ın, pay ına düşeni ödüyor).<br />

PARLAMENTODAK İ KADINLAR<br />

Y ıl<br />

1929<br />

Toplam<br />

Parlamenter<br />

380<br />

Kad ın<br />

Parlamenter<br />

4<br />

Kad ınlar ı n<br />

Yüzdesi<br />

1,0<br />

1937 380 10 2,6<br />

1953 380 34 8,9<br />

1961 383 43 11,2<br />

1970 384 51 13,3<br />

1976 350 75 21,4<br />

1981 349 92 26,4<br />

1985 349 97 27,8<br />

1989 349 132 37,8<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />

1988 seçimleriyle olu şan parlamento üyeliklerinin %38'i<br />

kad ınd ır. 1970'te kad ınlar ın %5'inin özel arabas ı vard ı (erkeklerin<br />

%50). Bugün (1989). kad ınlar ın %30'un ım özel arabas ı var<br />

(erkeklerin 9c70).<br />

I Ş ÇI ARKADA Ş LAR İ M<br />

Yurt d ışında (hele de Isveç'te) çal ışmaya ba şlay ınca,<br />

işçi arkada şlar ım üzerine ilk izlenimlerim olumsuzdu. Nas ıl oluyor<br />

da, bu denli düzeysiz ki şilerin olu şturdu ğu toplum bolluk<br />

içinde ya şıyordu?<br />

Yirmi be ş y ıld ır İsveç'teyim. Bu sürenin alt ı y ıl ı d ışında<br />

hep beden i şçisi olarak çal ışt ım (ve de çal ış maktay ım). İşçilik


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 70<br />

ya şam ını boyunca, Isveçli i ş çi arkada şlar ımdan çok az şey öğrenebildim.<br />

Arkada şlar ımın tümü de (yapt ıkları i ş dışında) yeteneksiz,<br />

bilgisiz ve beğenisiz ki şilerdi. Bu durumun nedenlerini<br />

sonra sonra anlayabildim. Olanaklar ın e şit olduğu bir toplumda<br />

ya şıyordum. Herkes, yetene ğine uygun bir i şe yerle şmi şti. Kala<br />

kala "en alttakiler" kalm ış t ı, a ğır beden i şçiliklerinde çalışan.<br />

Yabanc ı i şçileri, tatillerinde çal ışan ö ğrencileri ve tam gün çal ı -<br />

şamayan küçük çocuk analar ını (a ğır i şlerde çal ışsalar da) bu<br />

suçlama d ışında b ırak ıyorum.<br />

Çoklar ı gibi ben de birkaç y ılda geri dönebilece ğimi sandığımdan,<br />

iyi ö ğrenemedim İsveççeyi. S ın ıf de ği ştirmek (!)<br />

amac ıyla yapt ı m giri şimlerde. de ba şarı kazanamay ınca, a ğir<br />

işlerde çal ış maktan kurtulamad ım.<br />

K İŞİ BA Ş INA ELEKTR İ K ÜRET İ M İ<br />

(En Çok Üreten Ülkeler. 1985'te "Kwh" Olarak)<br />

Norveç 24.853<br />

Kanada 18.141<br />

Izlanda 16.780<br />

İ SVEÇ 16.352<br />

ABD 10.553<br />

Finlandiya 9.596<br />

Sovyetler B 8.452<br />

Yeni Zelanda 8.224<br />

Türkiye 676<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />

On bir y ıl, kuzeyde say ılabilen bir kentte (Gvle) oturduktan<br />

sonra, güneyde say ılan, ikinci büyük kent Göteborg'a<br />

ta şındık. Çok de ği şik geldi bana Göteborg. Toplum s ınıflara<br />

ayrılmış . Örneğin ilk çal ışt ığım restoranda a şçılar, garsonlar ve<br />

bula şıkç ılar aras ında belirgin ayr ılıklar vard ı. Aşç ılar, bir arada<br />

çalışmalarına kar şın, bula şıkç ılar ı ça ğırmazlard ı kahve içmelere.<br />

Patron tak ımına hiç. yana şılmazd ı. Kuzey Isveç'te yoktu<br />

böyle ayr ıl ıklar. Emekçi olarak çalışmad ığım alt ı y ıl boyunca<br />

özel i şim gere ği y ılda yüz bin km kadar araba sürerek tüm Isveç'i<br />

dola ş mış ; Kuzeyle Güney aras ında bu denli ayr ıl ık görmemi ş -<br />

tim. Neredeyse Bat ı Almanya'ya benziyor Güney Isveç.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> :VARSILLI Ğ A 71<br />

Iki nedene bağlıyorum bu durumu:<br />

Ilki olanak e şitliği. Olanak e şitli ği sıralamas ında san ırım<br />

Isveç, dünyada birinci s ıray ı al ır. Isveç'in yoksulluktan vars ıllığa<br />

geçi ş döneminde yeti şen ya şl ılar d ışında herkes, yetene ğine<br />

uygun bir i ş edinmi ştir. Bula şıkç ılık, silicilik vb i şlerde çalışanlar<br />

toplumun en yeteneksiz, en a şa ğı bilgi düzeyindeki ki şilerdir.<br />

Ben, bula şıkç ılık, silicilik vb beden gücü isteyen on be ş kadar<br />

i şyerinde çalış t ım. I şçi arkada şlarımla Isveç ve dünya sorunlar ını<br />

tart ışabildiğirni söyleyemem. Bu yeteneksiz, bilgisiz ki şilere Isveç<br />

toplumunda söz verilmiyor. Çok güçlü örgütler, bu ki şilerin<br />

kolayca güdülebilme olanaklar ını sağlıyor(*).<br />

İŞ ZAMANI NASIL KULLANILIYOR<br />

(i şverenler Sendikas ı SAF' ı n Verileri. 1987'de Yuzde Olarak)<br />

İş (Çal ış arak) 75,3<br />

Dinlence 9,1<br />

Hastal ı k 8,7<br />

Kahve/Yemek aral ığı 3,6<br />

Yasal i şe Gelmeme 3,2<br />

TOPLAM 99,9<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 14 Şubat 1989)<br />

Güneydeki kat ı sınıf ayr ımının ikinci nedeni, ki şilerin<br />

kendilerini yenileyememesi olgusudur. Isveç'in yoksulluk y ıllarında<br />

da burjuva s ın ıfı , daha vars ıl olan Güneyde yo ğunla şıyordu.<br />

Endüstri giri şimleriyle kentlere (ve de Güneye) ak ın oluyor; sonradan<br />

gelenler ço ğunlukla emekçi s ınıfın ı olu şturuyordu. Böylece,<br />

eskilerin efendilikleri daha da peki şiyordu. Isveç vars ılla şt ıkça,<br />

Güneydeki de ği şiklik pek göze çarpmazken, Kuzey Isveç'te<br />

birçok alanda köklü de ği şiklikler olmu ş ; bu değişikliklere ko şut<br />

olarak halk kendini yenileyebilmi şti.<br />

*) Isveç'te genel müdürlük, bakanl ık, başbakanl ık gibi koltuklara "tepeden<br />

inme" atama yap ılmaz. Ki şi, ilgili örgütlerde iyice pi şmeden böyle koltuklara<br />

oturamaz. Böyle olunca da, hep "bilenler" ve belirli bir düzey tutturanlar<br />

yönetir toplumu. Bir genel müdürün, bakandan çok sayg ıl ı oldu ğu<br />

söylenir. Ne ki, örne ğin Sosyal Demokrat Partinin alt katmanlannda, az da<br />

olsa, sosyal demokrat davran ışl ı olmayan ki ş ilerin de görev ald ığı bir gerçek!


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 72<br />

B İ R I Ş YERI DÜZENI<br />

Küçük i şyerleri d ışında, isgörenin (i şçi) durumu, neredeyse<br />

i şverenden daha iyi. Çal ışmakta olduğum işyeri ııi anlatay<br />

ım bir iki:<br />

YEMEKLER İ N İ NERELERDE Y İ YORLAR<br />

(1988'de, Evi D ışı nda Yemek Yiyen, Günde 4 Milyon Ki ş i/Ö ğ ünün<br />

Yüzde Olarak Da ğı l ı m ı )<br />

Okul 27,0<br />

İş yerinin A şevi 19,4<br />

Restoran, Feribot, Uçak 18,0<br />

Ayaküstü Büfeleri (Gatukök) 11,2<br />

Hastane ve Bak ı mevi 8,5<br />

Okul Öncesi Yuvas ı 7,5<br />

Ya ş l ı lar Evi 4,5<br />

Ötekiler 3,9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: (Kaynak: Teknik & Standart, Say ı 3, 1989)<br />

Bir ka ğıt fabrikas ında karton sarma (ambalaj) i şinde çah<br />

şıyorum. Bölümde 13 ki şiyiz. İş dönerli ama gecesiz. Dört gün<br />

öğleden sonra, dört gün de sabahlar ı çalış t ıktan sonra dört gün<br />

izinli oluyoruz. Ka ğıt/karton yap ım makinelerinde çalışanlar,<br />

dokuz gün çal ışıp (geceleri de), alt ı gün izinli oluyorlar. Sabahlar ı<br />

06'da ba şhyoruz. Dinlenme zamanlar ımız şöyle: 7.30'da on be ş<br />

dakika; 9.00'da yar ım saat; 11.00'da on be ş dakika ve 12.30'da<br />

on be ş dakika. Bu dinlenme zamanlar ın ın ba şına ve sonuna, en<br />

ÇALI Ş ANLAR<br />

YEMEKLERINI NERELERDE Y İ YORLAR<br />

(1987'de Yüzde Olarak)<br />

Yeme ğini Yan ı nda Götürenler 30<br />

İş yerinin A şevinde Yiyenler 27<br />

Evine Gidip Yiyenler 20<br />

Restoran vb Yerlerde Yiyenler 13<br />

Öteberi İ le Geçi ş tirenler 3<br />

Hiç Yemeyenler 6<br />

Bilinmeyenler 1<br />

TOPLAM 100


<strong>YOKSULLUKTAN</strong>_VARSILLI ĞA 73<br />

az ından be şer dakika eklenecek. Asl ında (sendikayla i şyerinin<br />

anla şmas ı uyar ınca) bu denli uzun dinlenr ıeler yok. Ama al ışılmış<br />

bir kez, b ırak ılmıyor. İşin bitimine bir saat kala, bizim bölümde<br />

işler durur. İş saatinin bitimine yar ım saat kala du şlar<br />

alınmış , birer iki şer ç ıkılmaya ba şlannu ştır. İş kartlar ının basılması<br />

için tek ki şinin beklemesi yeterlidir. Arada yaz ılı ve sözlü<br />

uyar ılar yap ılır ama kimse ald ırmaz(*). İş saati içindeki bu dinlenmelerde<br />

ka ğıt da oynan ır; gazete-dergi de okunur.<br />

ELEKTRIK EDERLER!<br />

(1988'de Kilovat edeni, Isveç Kronu olarak)<br />

Danimarka 0,26<br />

ISVEÇ 0,27<br />

Finlandiya 0,32<br />

Norveç 0,39<br />

Fransa 0,40<br />

Ingiltere 0,45<br />

Italya 0,49<br />

ABD 0,54<br />

B Almanya 0,67<br />

Japonya 0,77<br />

(Kaynak: Veckans afffirer, 12 Ocak 19$91<br />

Bu uyanlardan birini bize duyurmaya gelmi şti işçiba şımız<br />

(foreman/Meister) bir gün. IC ğıt oynuyorduk. i şçiba şı ,<br />

içinde "kağıt oynamak" da bulunan yasaklar ı duyururken,<br />

oyunculardan biri, öteki masadaki kül tablas ını göstererek:<br />

Şu sigara tablas ını versene!" dedi i şçiba şımıza.<br />

Bu aslında "çok 'd ırdır' etme, dinlemeyiz!:' demekti. Uzatt ı tablay<br />

ı i şçiba şı .<br />

*) Bu yaz ıl ı uyardardan birinde (1988 ba şı) şöyle deniliyor: "... Yemek<br />

aral ığı, sabahları çal ışanlar ın 9.00.9.15; ö ğleden sonra çal ışanlar ın 17.00-<br />

17.15'tir. Bunun d ışında tuvalete gitme vb nedenlerle i ş b ırak ılabilir.<br />

Eğer kural d ışı iş b ırakmalar olursa, b ırak ılan süreler ücretlerden kesile<br />

cektir. Do ğald ır ki, iş saatlerinde kâ ğıt oyunu ve gazete okunmas ı sözkonusu<br />

olamaz."


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 74<br />

1986'da ba şım ıza bir i şçiba şı gerekti. Kimse i şçiba şı<br />

olmak istemiyordu. i şi bilen, arada i şçiba şılık yapan bir arkada<br />

şım ız, en güç i ş olan b ıçakta çal ışmay ı ye ğledi de, i şçiba şı<br />

olmad ı . Sonunda, benim yard ımcım durumunda olan beceriksizlerden<br />

biri geçti ba şımıza!<br />

TELEFON KONU Ş MASININ EDERI<br />

(Kent içi Bir Konu şma, 1988'de Isveç Kronu Olarak)<br />

ISVEç 0,23<br />

Danimarka 0,28<br />

Finlandiya 0,44<br />

Ingiltere 0,44<br />

Japonya 0,49<br />

Italya 0,60<br />

ABD 0,62<br />

Fransa 0,63<br />

B Almanya 0,80<br />

Norveç 0,92<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 12 Ocak 1989)<br />

Yeni i şçiba şım ız beceriksiz ama çal ışkand ı. Çalışkan<br />

olmayamn, işçiba şılığın ı yürütebilmesi çok güçtü. I şçilerden<br />

önce gelinip ta şıma araçlar ı ba ğlanndan çözülecek, i şbölümü<br />

yap ılacak, i ş bitince, ta şıma araçlar ı (öteki bölümlerdekilerin alamamalan<br />

için) kilitlenecek, ola ğan dışı tek ki şilik bir iş ç ıkarsa,<br />

kimseye buyruk verilmeden o i ş yapılacak. i şçilerle iyi geçinilecek.<br />

Yoksa, "hastay ım" deyip i şi bırakabilir i şçi, günün kalan<br />

bölümünün paras ın ı da i şveren öder. Ya da ertesi günü "hastay<br />

ım" diyerek i şe gelmez. Bir haftal ık hastalıklar için doktor raporu<br />

gerekmez. i şyerine ve hastal ık kasasına hasta olundu ğunu<br />

duyurmak yeter!<br />

Bir gün tam dinlenme öncesinde, yükleyiciyi (forklift)<br />

süren arkada ş, yolun ortas ına karton istifini devirir ve öylece<br />

b ırak ır. Ama onanc ılann yola gereksinimi vard ır. Ve de, yola<br />

yay ılan kartonlar ı kald ırmak i şçiba şının görevidir!<br />

i şçiba şı olan arkada şın yerine, yan ıma verilen yeni i şçi,<br />

üşengecin biri. Ö ğleden sonralar ı, ak şam gazetesini okumadan<br />

(ben 15-20 dakika ba şlama haz ırlığı yapana dek) i şba şı yapmaz.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 75<br />

İşi hep a ğırdan al ır. Sabahç ıysak, kimi kez bizden bir saat sonra<br />

işe ba şlayacak olan gündüzcüler, biz daha i şe ba şlamadan gelmeye<br />

ba şlarlar. İş için gerekli olmas ı nedeniyle, kendisine de verilen<br />

b ıçak, metre vb gereçleri bir haftadan çok saklayamaz ü şengeç<br />

arkada şım. Ya yitirir ya da bozar I* I.<br />

Elbette İsveç'teki her i şyeri böyle düzensiz de ğil. Yine<br />

de i şler yürüyor bizim bölümde. Makinelerden ç ıkan kartonlar ı<br />

sektirmeden sarabiliyoruz!<br />

MAK İ NELER<br />

Ama kimi makineler, beden i şçili ği gerektirmeyecek denli<br />

geli ştirilmi ş. 1960'larda çalış t ığım kağıt fabrikas ında bile,<br />

ağaçlar ın kabu ğunu soyma i şi, görüntülü kumanda odas ından<br />

yönetiliyordu: Soyulmak üzere bantlardan gelen tomruklar,<br />

dönen dev silindirlerin bir a ğz ından girip, öteki a ğz ından (soyulmu<br />

ş olarak) ç ık ıyor; b ıçaklardan (de ğirmen) geçtikten sonra,<br />

yonga olarak (hava bas ınçh borularla) ka ğıt yapımı için gerekli<br />

yerlere (ya da harmana) yollamyordu. Üçer m boyundaki tomruklar,<br />

vagon ve kamyonlarla getirilirdi. Yükleyicilere öyle kollar<br />

takılmıştı ki, kamyondan (vagondan ya da yerdeki y ığından)<br />

15 metreküp tomru:gu (kamyonun, tomruklar ı tutan demirleri<br />

ç ıkarılmadan) kucaklad ığı gibi, kaldır ıp, yürüyen banta sahveri-<br />

İŞ VEREN İ N ()DEDI Ğ I SAAT ÜCRETI<br />

İşçiye ödenen ücret 58,05<br />

Ek emeklilik (ATP), hastal ı k sigortas ı vb 25,27<br />

izin paras ı 10,74<br />

Emeklilik eki (ITP) 4,22<br />

i şgücü vergisi 0,23<br />

TOPLAM 98,51<br />

(Kaynak: Veckans Afffirer, 17 Nisan 1988)<br />

*) B ıçak, metre vb gereçler, i ş kay ıb ı yan ında çok para tutmaz. Bir bi-<br />

çak ya da metre, on4lakikal ık i ş gücü karşıl ığı sat ın alınabilir. Kimi restoranlarda<br />

tabak, bardak, b ıçak, ka şıklar (...), ka ğıt ve plastikten yap ı l ıd ır.<br />

Kullan ımdan sonra çöpe at ıl ır. Büfede ya da restoranda sat ılan bir ş iş e<br />

(ya da teneke kutu) yemi ş suyunun ederini kar şılayabilmek için, 12-24<br />

bo ş ş işe (ya da kutu) biriktirmek gerekir (Isveç'te, yemi ş suyu için abim<br />

ınyumdan yap ılan kutular, çevreyi kirletmemesi amac ıyla, bir boş ş iş e<br />

de ğerinde para eder).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 76<br />

yordu. Bu a ğaç kabu ğu soyma ve tomruklar ı yongaya çevirme<br />

işinde çalışanların say ıs ı (araç sürücüsüyle beraber) üç ki şiydi<br />

ve sekiz saatte 2.250 metreküp tomruk i şlenebiliyordu!<br />

i şçi ÜCRETLER İ NDEK İ ARTI Ş<br />

(Bir Önceli Y ı la Göre De ğ i şim Yüzdesi. Özel Kesim)<br />

ISVEÇ 7,4 6,6<br />

Avustralya 7,9 6,3<br />

İ ngiltere 5,9 6,0<br />

İ spanya 5,0 5,0<br />

ABD 4,8 4,8<br />

İtalya 4,0 4,7<br />

Kanada 4,0 4,7<br />

Danimarka 4,0 4,0<br />

İ sviçre 2,7 3,4<br />

Belçika 0,8 2,1<br />

Norveç 4,8 1,1<br />

B Almanya 0,2 1,1<br />

Fransa 1,2 1,0<br />

Japonya - 0,5 0,5<br />

Hollanda - 0,2 - 1,7<br />

(Cumhuriyet, 6 Mart 1989)<br />

Patron çal ışır, e şi çal ışır, çocuklar ı çal ışır. Hem de zaman<br />

ında işe gelip giderler. Makineler çok geli ştirilmi ş. işler yukar<br />

ıdan çok iyi örgütleniyor (i şçiba şıların,mühenclislerin... i şleri<br />

kolay de ğil). Bir de, önceki ku şaklar ın çok çal ış m ış olmaları var.<br />

Günümüz İsveç i şçisinin iyi ko şullarda çalışabilmesinin ba ş l ıca<br />

nedenleriçlir bunlar.


KOOPERATIF VE PAZARLAMA:<br />

PATATES<br />

Patates Güney Amerika bitkisidir. K ızılderililerin ba ş<br />

besini olan bu bitki ıı i ıı varlığın ı , Ispanyol öncüleri 1537'de ülkelerine<br />

duyurdular. Uzun deniz yolculuklar ında, C vitamini yok-<br />

I ıı i;undar ı, patalçse direnen gemieilerin di ş leri dokülürdii. Kral<br />

II'nin de ilgisiyle. Peru'da ıı getirtilerek Ispanya'da üretilmeye<br />

ba şland ı (.1560). Oradan da Orta ve Güney Avrupa'ya yay<br />

ıld ı . Ingiltere ve Irlandalya 1580'de Ş ili'den getirildi. Daha çok<br />

sava şlarla yay ıld ı . Patatesin Avrupa'da yaygmla şma y ıllar ı , 1750<br />

dolaylarkhr<br />

Isveç'te ilk patates 1658'de Uppsala Bitkibilim Bahçesinde<br />

(Botoniska Triigard) süs bitkisi olarak yeti ş tirilmeye ba ş -<br />

land ı . Daha sonra kimi soylularm bahçelerinde görüldü. Çiçekteri<br />

iyi bir görünüm veriyordu.<br />

''') Türkiye dt! patates, 18. vv'm ikinci yar ı s ında, Avrupa'dan getirtilerek<br />

yet i ş tirilmeye ba şland ı. 1987'deki üretim .1,2 milyon tondu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 78<br />

JONAS ALSTRÖMER<br />

Patatesin toprakalt ı bölümündeki yumrularma ilgi Jonas<br />

Alström(er)'le (1685-1761) ba şlar. Göteborg, Lilla Toget'<br />

teki dikitinin çevresine her y ıl patates ekilen Alström'ün, 1724'<br />

te patates yeti ş tirmeye başlamadan önceki çah şmalaruu da anmam<br />

ız gerekiyor:<br />

Yoksul bir ailenin çocuğu olan Alström, 1707'de kızkardeşi<br />

ve bir arkada şıyla Ingiltere'ye giderek Londra'ya yerleşir.<br />

Londra'nm görkeminden şaşkma döner (*). Ingiliz yurtta şı<br />

olur. Arkadaşıyla iş kurar. Bir yandan para kazan ırken, bir yandan<br />

da olanak bulduğu her konuda incelemeler yapar. Ülkesinden<br />

gelen işlenmemi ş malların, işlenmiş olarak geri gitmesini<br />

bir türlü sindiremez. Gün gelecek, biraz olsun ülkesini bu ba ğını -<br />

hhktan kurtaracaktır. ilgi alar= dokuma üzerine yo ğunlaştırır.<br />

1715'te otuz koyunla Isveç'e ç ıkar. Amacı, ülkesindeki<br />

yün niteli ğini iyile ştirmektir. Isveç'te bir y ıl kahr. incelemeler<br />

yapar. Kuraca ğı iş için ortam haz ır de ğildir. Karl X11 (Demirbaş<br />

Şarl) Türkiye'den yeni dönmü ştür. Barış yılları= gelmesini<br />

bekleyecektir.<br />

Geri dönerken bindiği gemi be ş kez yoldan döner. Danimarka<br />

savaş gemileri geçit vermez. İki tayfah; pusulasız bir<br />

balıkç ı teknesiyle Balt ık' ı geçebilir. Ç ıktığı yerin Danimarka<br />

toprakları olduğunu anlayamaz. Ingiliz yurttaşı olduğundan.<br />

*) 1976'da ( ısve9 'ten) ilk gidi şimde ingiltere'yi hiç be ğenmemiş ; "Londra<br />

Bir Mahmutpaşa başl ıkl ı bir yaz ı yazm ışt ım:<br />

"... Büyük mağaza (supermarket) yok Londra'da. Biribirinin benzeri ufak<br />

tefek iş ve sat ış yerleriyle donat ılm ış sokaklar. Vitrinler karmakar ışık ve<br />

çoğu kez kald ırımlara taşm ış sergiler. Bankalar bile eski ve küçük yap ılarda.<br />

Eczaneler, bakkal dükkân ı gibi. Kimi bakkallar 'postane' görevi de üstlenmiş<br />

. Cumartesi tüm gün aç ık sat ış yerleri. Kimileri pazarlar ı da aç ık.<br />

Londra'n ın ortasında da pazar günleri bile kurulan aç ık hava pazarlar ı ,<br />

her şeyiyle Mahmutpaş a y ı aratm ıyor.<br />

Bir küçük lokantada, alt ında Frans ızcası da yaz ılı şu uyarı yaz ısı çarpt ı<br />

gözüme: 'Burada, d ışardan getirilen yiyeceklerin yenilmesi yasakt ır!'<br />

Telefonla ça ğırd ığım ız taksinin 'taksi' oldu ğunu belirleyen hiçbir belirtisi<br />

yoktu. Arkadaşıma 'kaçak m ı çal ışıyor?' diye sordu ğumda 'hay ır' yan ıt ın ı<br />

ald ım. 'Kaçak çal ışanlar da var ama, bu araban ın taksi olarak çal ışma izini<br />

var. (...)<br />

Londra bir Mahmutpaşa!" (Hayati Tahsin YILMAZ, Varl ık Dergisi, Ağustos 1976)


PATATES 79<br />

yedi haftalık tutuklulukla kurtulur.<br />

Amsterdam'a yerle şir. Isveç'te kuraca ğı fabrika üzerine<br />

Hollanda'da incelemeler yapar. Yap ım yöntemlerini inceler. Makine<br />

ve araç-gereçleri tan ır. Iki y ıl sonra Ingiltere'ye döner.<br />

Yokluğunda işleri karde şi yönetmiştir. Dört y ıl sonra Paris'e<br />

geçerek orada da incelemeler yapar. Götürece ği makine ve<br />

adamlar için, Isveç Parlamentosundan izin ve parasal destek<br />

ister.<br />

Fransa'dan sat ın aldığı çorap örme makinelerinin ülke<br />

dışına ç ıkarılması yasakt ır. Bunlar ı parçalayarak Hollanda'ya geçirir.<br />

Amsterdam, Harlem ve Leiden'de yün; pamuk ve ipek i şleme<br />

yöntemlerini inceler. Makineler sat ın alır. Isveç 'e götürece ği<br />

usta ve işçilerle ba ğlantılar kurar. Makinelerin ülke d ışına ç ıkarılması<br />

Hollanda'da da yasakt ır. Harlem'de "ekmek h ırsızı" diye<br />

taşa tutulur. S ığınmak istediği evin tüm camlar ı taşlanarak k ırılır.<br />

Makineler sökülerek, Amsterdam Liman ındaki bir Isveç<br />

gemisine parça parça sokularak, yükler aras ına saklamr.<br />

Gümrük görevlilerinin durumu anlamas ı üzerine, gemi bir gece<br />

izinsiz olarak limandan ayr ılmak zorunda kal ır.<br />

1 Kasım 1723'te tüm makineler; araç-gereçleriyle usta<br />

ve işçiler, Alström'ün do ğum yeri olan Alinsâs'a ula şırlar. Istenilen<br />

para yard ım ı için Parlamentodan yan ıt yoktur.. Dahası ,<br />

yabanc ı işçilerin, dinsel yapt ırımları özgürce yerine getirebilmeleri<br />

izini tart ışma aşamasındadır (Haziran 1724'te onaylanacaktır).<br />

Yeni makine ve işçilerle gelen Alström'ü yeni güçlükler<br />

bekler: Alinsâs Belediye Ba şkanı, kentin büyümesinin istenmediği<br />

gerekçesiyle, fabrika yap ım ında güçlükler ç ıkarır. Yabancı<br />

işçiler neredeyse kaçacaklardm Makine ve adamlann Isveç'e getirilebilmesi<br />

için "üç küp altın" (1946 değeriyle yarım milyon<br />

kron) harcanm ış ; görünürde çok iş yap ılamam ış tır. Parlamentodan<br />

yard ım yerine "ö ğüt" gelir.<br />

Alström, elli km yak ınındaki Götöborg'un Ticaret Odasına<br />

başvurur. Ald ığı yan ıt olumsuzdur. üyelerden ço ğunun<br />

Ingiltere'yle tecimsel ili şkileri vard ır ve bu tecimsel ürünlerin<br />

Isveç'te üretilmesi yararlar ına aykırıdır.<br />

Kaynak için ülkeyi dola şmaya başlar. Vârmland bruk


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 80<br />

ağalanndan (*) ilgi götür. Kristinehamn'da toplan ıp "100 gümüş<br />

daler"den 270 pay ç ıkarırlar. Bu, çok parad ır ama yetmez.<br />

Ne ki, işçiler daha bir güvenle çal ışmaya koyulurlar. Kral Fredrik'e<br />

40 pay satılması başarılınca, kurulu şa ilgi artar. Yünlüler,<br />

pamuldular, ketenliler, ipekliler üretilir. Çorap yap ılır.<br />

Alström Italya'dan, ispanya'dan, Hollanda'dan dam ızhk<br />

hayvanlar getirtir. Türkiye'ye adamlar ını yollar. Ankarakeçisinin<br />

bakım ını öğrenip Isveç'e getirirler(**). Ingiltere'den<br />

deri işleme ustaları getirdik. Alström, hayvanlar üzerine kitaplar<br />

yazar. Okul açar. Tütün yeti ş tirir. Ülkenin ikinci şeker fabrikasım<br />

kurar. Isveç'te bulunmayan bitki ve ot tohumlar ı getirterek<br />

üretir, ba şarılı olanların yaygınlaşmasım sağlar (***).<br />

1740'ta Küçük Alinsâs'ta 28 türde fabrika-yap ımevi<br />

vardı ve bu işletmelerde 875 ki şi çalışıyordu. 1750'de çahşanlann<br />

sayısı 1.500'e ulaş tı. Alström'ün kurdu ğu ortaklıklar 1847'<br />

ye dek ya şayabildi.<br />

HAYVAN SAYISI<br />

(1.000 Olarak)<br />

1805 1900 1950 1975 1985<br />

At 397 533 440 52 57<br />

inek 822 1.765 1.654 740 600<br />

Tüm s ığırlar (inekde içinde) 1.468 2.583 2.648 1.879 1.837<br />

Koyun 1.214 1.261 279 368 426<br />

Keçi 140 80 34 6<br />

Domuz 400 806 1.263 2.446 2.589<br />

Isveç'te patates ekimi ve tüketiminin yayg ınlaşması<br />

için de en çok Jonas Alström u ğraş verdi. Isveç dışında toplam<br />

on yedi y ıl yaşayan; her gördüğü yeniliği Isveç'e ula ş tırmaya ça-<br />

*) "Bruk", eski Isveççede "fabrika", "i şletme" anlam ına geliyor. "Bruk<br />

ağalar ı" deyimini "fabrika patronlar ı " karşıl ığı olarak kulland ık (HTY).<br />

**) 14-15 ankarakeçisinden üreyen keçi say ısı 1765'te 700 dolay ındayd ı .<br />

(Tar ım ın Tarihi -Lantbrukets historia-, Stokholm 1925, sayfa 417)<br />

***) 100 kronluk kâ ğıt parada resmi bulunan, ünlü bitkibilimci (doktor,<br />

do ğabilimci), Alströmer'in ça ğdaşı Carl von Linne (1707-78) de isveçlidir.


PATATES 81<br />

lışan Alström'ün, patatesi d ışarda değil Isveç'te, hem de Alinsâs'<br />

ta tan ıması ilginçtir(*}.<br />

Alström'ün, ekimlik yumrularm nereden sağlanabileceğini<br />

öğrenip getirtmesi uzun sürrnez. 1724'te ilk ürün ahn ır.Patates,<br />

önce ilk üretildi ği yerin adıyla (nolhaga) ânildı (bugün de<br />

Alinsâs dolay ında "nol"un ç okulu olan "nolor" adıyla da anılır).<br />

Sonra da "yer armudu" Crordpâron) ad ıyla tüm ülkeye yay ılmaya<br />

başladı.<br />

PATATESE DIRENI Ş<br />

Alström'ün ve üst düzeyde yöneticilerin u ğraşları, patatesin<br />

nasıl yeti ştirileceğini gösteren el kitaplar ı ve ekimlik<br />

yumrulann paras ız dağıtılmasına karşın, yay ılma çok yavaş ol-<br />

*) Ulf Tengbom, Jonas Alströmer'in yaşam ın ı anlatan "I şçinin Soylusu"<br />

adl ı yap ıt ında bu durumu da anlat ır:<br />

"Alström üh, Fransa'dan gelen bir işçisinin, bahçesindeki bir şeye do ğru<br />

eğilmesini şaşk ınl ıkla izlemesi, yad ırganacak durum değildi. Adam, bitkiyi<br />

tutup topraktan ç ıkararak köklerini yere vurdu, (dü şen) birkaç gri-kara<br />

şeyi yan ındaki sepete koydu.<br />

Alström, adama yaklaştı. Ama adam bir şey söylemedi. İşi ile u ğraşıyordu.<br />

Alström o denli özenle izledi ki, bir süre bir şey sormad ı. Sonra:<br />

Bunları ne yapacaks ın?' dedi.<br />

Işçi, karşısında patronunun oldu ğunu ancak anlam ışt ı. Başın ı kald ırıp sırıttı.<br />

Bir tutam bitkiyi göstererek:<br />

ö ğle için yem eklik al ıyorum!'<br />

Alström ş aşk ınl ıkla ve de inanmayarak:<br />

Bunları yemeği mi düşünüyorsun?'<br />

Elbette! Inan ın, yemeği iyi olur. Hiç denedin(iz) mi patron?'<br />

Hay ır, Alström hiç denememi şti. Fransız hem şaşırd ı, hem de sevindi. So-<br />

nunda Alström 'e, bu ' şey'i tatm ay ı isteyip istemedi ğini sorma yüreklili ğ ini<br />

gösterdi. Böylece, kar ısının yemek yapmakta oldu ğu Frans ız ın evine gittiler.<br />

Alström, artan şaşk ınl ığıyla kad ının yaptıklanna bakıyordu. Kad ın, yuvarlak-koca<br />

şeyleri kaynayan suya koydu. Bir süre sonra suyu bo şaltıp bu değişik<br />

şeyleri (tencereden) ç ıkard ı. B ıçakla dış kabuğunu ald ı. Içi alt ın<br />

gibi parlak ve çekiciydi. Kadın, tahta tabağa biraz et yemeği doldurdu, yanına<br />

da bu sar ı şeyden koyup, tatmas ı için Alström'e sundu.<br />

Alström, ağzına ilk kez bir parça patates koyarken,gok de ğişik duygular<br />

içindeydi. Ama ard ından, yüzünde gülücükler belirdi. Istekle bir parça daha<br />

ald ı. Evet; gerçekten iyiydi.<br />

Biraz havadan-sudan konu şulduktan sonra Alström, bitkinin nas ıl ekildiğini;<br />

bak ım ın ın nasil yap ıld ığın ı ; büyüme süresini; ne zaman toplanaca ğın ı<br />

ve öteki sorunlar ı üzerine sorular sordu. Birkaç saat sonra oradan ayr ılırken<br />

bile şaşkınl ıktan akl ı karmakanşıkt ı."<br />

(Ulf Tengbom, En arbetets adeisman, Stokholm, 1946, sayfa 127.129)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 82<br />

du. Alström ve kendinden sonra bu yolda çah şan Iki oğlunun<br />

(Johan ve Patrik) ya şamlan, yemeklik patatesin yaygınlaşmasına<br />

yetmedi. Bu yeni bitkiden ku şkulanan halk, yemek kültürünü<br />

değiştirmek istemiyordu. Danimarka'da, din de ğiş tirmenin, yemek<br />

kültürünü değiştirmekten daha kolay olaca ğı söylenirdi.<br />

Yeni aç ılan tarım alanlarına patates değil, yulaf ekiliyordu. Isveç'te<br />

yulaf, arpa ve çavdardan sonra, iklim ko şullarının düzelmesiyle<br />

yetiştirilmeye başland ı. Önceleri yaln ızca ülkenin Güney<br />

Norveç'e bakan yörelerinde (Vrmland) yeti şirken, 17. yy'<br />

da ülkenin her yerinde; her tür toprakta yeti ştirilebiliyordu(*).<br />

Hayvan yemi olarak da tiiketihneye ba şlanm ış tı.<br />

Patates Tüketicisine O ğütler:<br />

KORUNMASI<br />

Topraktan ç ı kar ı l ırken paketlerken ta şırken sars ı p zedeleme!<br />

Zedelenen yerler d ışından görünmez ama içinde kara gri ya da ka<br />

ranl ı k-mavi lekeler olu şur.<br />

Karanl ı k yerde sakla! Elektrik ışığı da gün ışığı gibi zararl ı -<br />

chr. I şı kta ye şillenir. Ye şillenen yerler zehirlidir. Taze patates , ışığa da<br />

ha Cluy arl ı olur. Yaln ızca ye şillenen yerlerini kesip atmak yetmez.<br />

S ıcak yerde tutma! En iyi ı s ı , buzdolab ı s ıcakl ığıd ır. S ıcakta<br />

çabuk yumu şar, fı lizlenir ve çürür.<br />

Tazeyken daha çok tüket! Eskidikçe, içindeki D vitam ini değeri<br />

de azal ır.<br />

Halk açtı; Ürün yetmezliği nedeniyle 1718'de evlerde<br />

(arpadan) içki yap ım ı yasaklandı. 1720'de, ekmeğe karış tırmak<br />

için devlet ormanlannan halkın ağaç kabu ğu soymasına<br />

izin verildi. Bu ko şullarda bile patates ilgi görmüyor; daha çok<br />

"domuz yemi" olarak yayg ınla şıyordu. 1749'da, patatesten çok<br />

sert bir içkinin yap ımına başlanınca, ilgi birdenbire arttı. "Işte<br />

patates böyle tad ıhr!" deniliyordu. Öyle ki, o yıllarda Incil'<br />

den sonra en çok okunan kitaplar, patatesten içkinin nas ıl yapıldığını<br />

anlatan el kitaplanydı .<br />

*) "Tar ım ın Tarihi" adl ı yap ıtta, "HuslAin jurnalen"den al ınd ığı bildirilen<br />

şu nota rastlad ık:<br />

"Broocman' ın verdiği bilgiye göre, 1736'da Livonya'da (o zaman Isveç'in<br />

olan Balt ık ülkesi) Türk yulaf ı yetiştirilirdi. Isveç'te (o zaman) yeti ştirilmedi.<br />

Ama 1789'da (Türk yulaf ının) ülkede (Isveç) yeti ştirildi ği söylenir.<br />

(Landbrukets historia, Stokholm, 1925, sayfa 406)


PATATES 83<br />

Patatese ku şkunun bir nedeni de, Avrupa ve Amerika'<br />

da sık sık patates hastabklan göffilmesiydi( 4). Din adamlan,<br />

içki yap ım ıyla patates hastal ıkları aras ında ilişki kuruyor; Tanrı'n<br />

ın, kullann ı açlıktan kurtarmak için patatesi yaratt ığını; içki<br />

yaptıkları için de patates hastaliklanvla kullar ını cezaland ırdığını<br />

yaymaktan geri durmuyorlard ı(**).<br />

Patates Tüketicisine O ğütler:<br />

HA Ş LANMASI<br />

E şit zamanda (15-20 dakika) pi ştnesi için e şit tür ve boyda<br />

patatesleri seç!<br />

Tuz istersen, her litre suya iki çay ka şığı koy! Suyun içine<br />

bir tutam dereotu da atabilirsin.<br />

Önce suyu kaynat, sonra patatesleri koy! Su kaynat ı lmadan<br />

konulursa, vitamin kayb ı ço ğal ır.<br />

Soymadan kaynat! Vitaminin ço ğu kabuğun alt ı ndad ır.<br />

Haş lanmadan soyulursa kay ıp çoğal ır.<br />

Su kaynay ınca ı s ıy ı düşür! Kaynama derecesi yükseldikçe,<br />

vitamin kayb ı artar.<br />

Ha şlan ınca hemen suyunu bo şalt! Sonra yine tencereyle<br />

ama kapaks ız olarak az ate şte b ırak, buhar ı gitsin.<br />

Tencerenin (yada servis kab ın ın) alt ına bez (ya da ka ğıt) koy,<br />

patatesleri doldur, kapa ğı kapat!<br />

öğütlendiği gibi ha ş lan ır ve de s ıcağıyla yenirse, vitamin<br />

kayb ı yaln ızca %10 olur. Kabu ğu soyulup da başlan ırsa kay ıp %30.35'e<br />

ç ıkar.<br />

*) Patates hastal ıkları yüzünden en büyük k ınm Irlanda'da oldu. 1500'lü<br />

y ılların sonlarına do ğru patates Ingiltere ve Irlanda'da yeti ştirilmeye baş -<br />

lanm ışt ı. Yoksul Irlanda da patates çabucak yayg ınlaşt ı ve halk h ızla çoğalmaya<br />

başlad ı. 1800'le 1844 aras ında Irlanda halk ı 5 milyondan 8 milyona<br />

ç ıkt ı. 1845'te patateslere hastal ık geldi. önce yapraklar küflendi<br />

(phytophtora infenstans). Mantara dönü şen bu küfler köklere ve yumruların<br />

ş işliklerine sard ı ve hiç ürün al ınamad ı. Daha kötüsü, hastal ık evdeki<br />

patateslere de sard ı. 1846'da da ürün al ınamad ı. Tüm umutlar ın ı patatese<br />

bağlayan köylüler y ığınla öldüler. Kolera gibi kimi salg ın hastal ıklar ın da<br />

yay ılmas ıyla bir milyon dolay ında Irlandal ı öldü. Kalanlar göçe başlad ı .<br />

1845 ile 1910 aras ında 5 milyon Irlandal ı Amerika'ya güçtü.<br />

**) Papazlar, büyük k ıtl ık y ıllarında, Tanr ı'ya yakarmak amac ıyla kiliselerde<br />

toplanan halka da, k ıtl ığın, kullar ın kötülüklerine kar şıl ık olarak<br />

Tanrı'n ın bir yapt ırım, oldu ğunu söyterlerdi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 84<br />

DiRENI Ş KIRILIYOR<br />

Olumlu geli şmeler de oluyordu. Madenlerde çal ışan<br />

yabanc ı i ş çiler, yemeklik patates ekiminde öncülük ediyordu.<br />

"Patates Sava şlar ı " ad ıyla da an ılan "Yedi Y ıl Sava şlar ı "ndan(*)<br />

dönen isveçlilerden, Almanya'da gördükleri patatesi yeti ş tirenler<br />

ç ı k ıyordu.<br />

Patatesin yaygmla şarak ekme ğin yerini almaya ba şlamas<br />

ı yüz y ılda (1820'lerde) gerçekle ş ti. 1800'le 1820 aras ında<br />

üretim be ş kat artt ı . 1800'lii y ıllar ı n ortalar ı na dek rasgele yeti<br />

ş tiriliyordu. 1945-46'da hastal ıklara dayan ıkl ı türler seçilmeye<br />

ba ş land ı . 1977'de Isveç'te 36 türe rastlan ın ış t ı(**).<br />

Dünyada patates bu ğdaydan çok üretilir. Yt ımrusu 20<br />

kg gelen türleri bulunur. Patatesin 5.90'1 Avrupa ülkeleriyle Sovyetler<br />

Birli ğinde üretilir ve tüketilir.<br />

ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERI<br />

Patatese direni şin k ırılmas ıyla açl ıktan ölümler büyük<br />

ölçüde azalm ış oldu. Bugün açl ık çeken üçüncü dünya ülkelerin-<br />

,<br />

*) Sözü edilen Yedi Y ıl Savaş lar ı (1756.63), İ ngiltere ile Fransa aras ı nda<br />

Kuzey Amerika ile Hindistan ın payla şılnı as ına ko şut olarak yap ıld ı . İ ngiltere'nin<br />

üstünlü ğüyle sonuçlanan sava ş larda, İngiltere'nin yan ında Hannover<br />

ve Prusya vard ı. Avusturya, Rusya, Ispanya ve kimi Alman devlet-<br />

leri de Fransa n ın yan ında yer ald ılar. 1757'de Prusya'ya kar şı sava ş an Isveç,<br />

1762'de toprak yitirmeden çekildi. Isveç bu sava şa, Stralsund ( şimdi<br />

Do ğu Almanya'da) garnizonundan ba şka 20 bin ki şiyle kat ıld ı .<br />

Bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denilmesinin öyktistine gelince: Prusya<br />

kral ı Büyük Frederik, bu yararl ı bitkiyi yayg ınla ş t ırmak için büyük sava şın ı<br />

verdi. 1744'te, çiftçilere paras ız yumrular da ğıtarak, topraklar ın en az<br />

1/15'ine ekilmesi zorunlulu ğunu getirdi. Çiftçiler, tad ı ve kokusu olmayan;<br />

köpeklerin bile yemedi ğ i bu domuz, yiyece ğinin, topraklar ında bu denli<br />

çok yer kaplamas ı n ı istemediler. An ı a, ba ş lar ına asker dikilerek yumrular<br />

ektirildi. Durum, Prusva'n ı n ko ın şular ınea alay konusu yap ıld ı. ftalyanlar<br />

Al ın at -dara uzun süre 'patates yiyicisi" (pataticci) dediler. Avusturya kraliçesi<br />

Maria Theresia, Büyük Frederik'i "Patates Kral ı (der Kartoffel-König)<br />

san ı yla aş a ğılad ı .<br />

Zor kullan ılarak ektirilen patates, Yedi Y ıl Sava şlar ı boyunca Prusya'y ı<br />

açl ıktan kurtard ı (...). Bu nedenle, bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denir.<br />

4"1') Patates türlerinin uluslararas ı ortak ad ı (Latince) olmad ığından, Isveç'<br />

te çok yeti ş tirilen patates türlerinin Türkiye'de de yeti ştirilip yeti ş tirilmedi<br />

ğ ini ara ş t ı ran ı ad ık. Isveç'te en çok yeti ş tirilen üç tür patates (Isveççe<br />

adlar ıyla ve yüzde olarak) ş unlard ır (1986): Bintje %50; king edvard %30<br />

ve in agnu,, ı bonums %5.


PATATES 85<br />

de de yeti ştirilebilmesi için çalışmalar yap ılmaktad ır(*). Isveç<br />

Tarım Üniversitesinin (Lantbruksuniversittetes) Svalöv'deki bölümünde<br />

tohumdan patates yeti ştirme çah şmaları yap ıl ıyor.<br />

Ultuna'da da tohumdan patates yeti ştiriliyor. Ultuna'da uzmanlar,<br />

so ğuk iklimlerde patates yeti ş tirme çalışmaların ı başarıya<br />

ulaştırmak üzereler. Birkaç y ıl sonra, sıfırın alt ında 10 derecede<br />

yemyeşil patates tarlalan olu şturulmas ı olanağı doğabilecek.<br />

EKMEK YERINE PATATES<br />

Evinizde patatesiniz varsa e ğer, hiç olmazsa f ır ıncm ızda<br />

ekmek; çuvahn ızda un kalmad ığı zamanlarda paniğe kap ılmay<br />

ın! Patates ha şlaym ve yiyin ekmek yerine. 1912'de, Danimarkalı<br />

Fredrik Madsen, bir y ıla yak ın yaln ızca patates yiyerek<br />

ya şad ı(**).<br />

Ünlü Isveç Ozan ı Esaias Tegner (1782-1846), yoksulluk<br />

y ılları da say ılan ya şadığı dönemi şu üç sözcükle tan ımlar:<br />

*) Peru'nun ba şkenti Lim a'da bulunan Uluslararas ı Patates Merkezi (CIP),<br />

Isveç'in de deste ğiyle 1972'den beri çal ışmalar ın ı sürdürmektedir (Isveç bu<br />

kurulu şa 1986'da 6,5 milyon kron verdi).<br />

Bilindiği gibi patates, daha çok yumrular ı ekilerek yeti ş tirilmekte; bu<br />

yumrular s ıcak ülkelerde, bir sonraki ekime dayanmamaktad ır.<br />

CIP, patates ekimi için, çürümeden y ıllarca dayanabilen, yöresel iklimlere<br />

uyumlu tohumlar üretmektedir. Çin, Siri Lanka (Seylan), Vietnam gibi gelişmekte<br />

olan 35 ülkede bu yöntemle ba şar ıl ı sonuçlar al ınm ış t ır. Bir avuç<br />

tohumdan on ton patates üretilebilmektedir. Ekim yap ılacak yerin durumuna<br />

göre tohum çimlendirilerek ya da do ğrudan bu ğday gibi saç ılarak<br />

ekilmekte ya da fidelikte yumru yeti ştirilmektedir.<br />

Isveç'te bu yöntemin uygulanabilmesi için (yaz ın k ısal ığı nedeniyle), to-<br />

humdan yumru yeti ştirilmesinin kapal ı yerde (sera) yap ılmas ı gerekiyor.<br />

**) Danimarkal ı Fredrik Madsen, 1912 y ıl ın ın 309 gününde yaln ızca pata<br />

tes yiyerek "dünyan ın en çok patates yiyen adam ı " san ını kazand ı. Madsen,<br />

doktor gözetimi alt ındaki denemesine 8 Ocakta ba şlad ı. 4 Temmuzla 8<br />

Ağustos aras ında (-34 gün) denemeye ara vererek izinini kulland ı. 17 Ara<br />

hkta denemeyi b ırakt ığında, sa ğ l ığını hiç yitirmedi ği görüldü.<br />

Deneme boyunca Madsen, günde 4 kg dolay ında patates yiyordu. Sabahlar<br />

ı haşlanm ış patatesi bitkisel ya ğda k ızartarak; ak şamlar ı da haşlanm ış<br />

patatesin ezmesine bitkisel ya ğ karış t ırarak yiyordu. 2,5 kg kadar patates<br />

tüketti ği ak şam yemeklerini bir buçuk saatte yiyebiliyordu.<br />

(P Gunnar Andersson'un "Mest om mat" adl ı yap ıtı ndan özetlendi.<br />

Stokholm, 1980, sayfa 79-82)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 86<br />

Barış , üreme ve patates. Bugün "bolluk ülkesi" olan Isveç'te<br />

patatesten ekme ğe dönü ş yap ılmam ıştır.<br />

1976'da fırınc ı-pastac ılarla de ğirmencilerin, Ekmek<br />

Enstitüsü arac ılığı ve Sosyal Yönetimin (Socialstyrelsen) desteğiyle<br />

sürdürdükleri "daha çok ekmek" kampanyas ı, (patatesçilerin<br />

kar şı kampanyas ı nedeniyle olacak) ekmek tüketimini<br />

art ıramad ı.<br />

EKMEK<br />

Her yemekte ekmek yiyorsan okkal ıca demir; B vitamini ve<br />

lif al ıyorsundur. Ekmekte çok de ğerli, kal ı n lifler bulunur. En çok da<br />

iri çekilmi ş (kara) undan yap ı lan ekmekte. Besin uzmanlar ı , sofrada her<br />

zaman ekmek bulundurulmas ı gereklili ğ inde birle ş irler.<br />

Her yemekte ekmek yersen, ya ğ l ı ve şekerli besinleri de azaltm<br />

ış olursun. Hem yemek paran ı , hem de kilonu dü şürürsün Onun için,<br />

ekmeğ i hiç unutma. Bu çok önemlidir.<br />

- Her yemekte ekmek!<br />

- Günde en az 6-8 dilim!<br />

Ekmek Enstitüsü<br />

(Brödinstitutet)<br />

Kasas ına günde 15 bin kron giren bir restoranda, 3-4<br />

kg'dan çok ekmek tüketilmez. Bizim anlad ığım ız anlamda ekmek<br />

yiyen; restoranda olsun, evde olsun ekme ği yemeğe kat ık<br />

eden tek İsveçliye rastlanamaz(*). Restoranlarda tüketilen patatesi<br />

ekmeğe oranlarsak, her kilo ekme ğe kar şılık 25 kg'l ık bir<br />

çuval patates koyaca ğız.<br />

Patatesin ha şlama yap ılacaklar ı soyulup ilaçlanm ış ;<br />

yağda k ızart ılacaklar ı dilimlenerek yar ı k ızart ılm ış olarak getirilir<br />

restorana. Kara çuvallar ından ç ıkar ılnıayan soyulmu ş ha şlamalıklar<br />

bir haftaya dek (çuvaldan ç ıkar ılıp suya konulursa bir<br />

gün) dayanabilir. K ızartmal ıklar, karton kutularda buzlu olarak<br />

*) Isveç'te ekmek, üzerine ya ğ sürülerek yenir. İsveçli, köpe ğine bile ekmeği,<br />

üzerine ya ğ sürerek verir. Bu kural ın doğrulu ğunu denemek istedim<br />

bir gün: Restoranda yemek al ırken, iki dilim de ekmek koydum tepsime.<br />

Kasadaki k ız, ka ğıt peçeteyi de kald ırıp alt ına bakt ıktan sonra iki küçük<br />

tereya ğı paketi getirip koydu tepsime.<br />

Bu denemeyi on kez kadar sürdürdüm, hepsinde de "unutmu ş " olaca ğım<br />

düşünülerek tereya ğı kondu tepsime (HTY).


PATATES 87<br />

getirilir. Buzlu olarak ikinci (tamamlay ıcı ) k ızartma yap ılabildiğinden,<br />

y ıllarca dayanabilir. Yayg ın olarak bir de ezmesi (püre)<br />

yap ılır patatesin. Isveç'te sulu yeme ği bilinmez. Evlerde haşlaması<br />

soyulmadan yap ılır. Haşlanm ış patatesi soyman ın da yolu<br />

yordam ı var: Çatal ve b ıçakla. Çatah bat ırıp hiç yere koymadan<br />

ve de soyulan yerlerine hiç el de ğdirmeden!<br />

Biri Avusturya'da, öteki Hollanda'da çal ışan iki arkadaşımın<br />

ekmek yedikleri (pansiyoner olarak oturduklar ı evin<br />

çoculdarm ın ekmeğe ahşma olas ılığı ) nedeniyle evden ç ıkarıldıklar<br />

ım da şuracığa ekleyeyim. Bu ülkelerdeki bollu ğu görünce,<br />

bu tür davran ışların nedenini anlamak güç oluyor.<br />

PATATES<br />

... öteki kaynaklar kurusa da patates on kat daha (çok) da<br />

yanarak verimini sürdürür.<br />

Ba şka hiçbir ürün, patatesin verdi ğine eri şemez. Akla gelen<br />

her türlü besin. En yoksulu bile daha da yoksulla ştırmadan (herkesin kesesine<br />

uygun) tür vars ı ll ığı ...<br />

Güncel düzenler ve kara çalmalarla onu unutmaya ve kötülemeye<br />

çal ışmak utan ılacak durumdur. Örne ğin gerçek tam tersiyken<br />

"bizi ş i şmanlat ır" demek.<br />

Patatesin ya ğ l ı l ı k oran ı yaln ızca %0 5- tir.<br />

Bize yarayacak çok şey verir. örneğin lif. Patateste sak ın ı la<br />

cak hiçbir şey yoktur.<br />

Patates ülkesi, gelece ğin ülkesi!<br />

İ sveç Patates İ lgilenenleri<br />

(Sveriges patatisintressenter)<br />

Ş EKERLI EKMEK<br />

Isveç'te ekmeğin şekersizi "Alman ekme ği, Frans ız<br />

ekmeği..." ad ıyla pazarlan ır. Biz Türkler ve kimi öteki yabanc ılar<br />

patatese ah şamadığım ızdan ve de şekerlisini yiyemedi ğimizden,<br />

kendimiz yapar ız ekmeğimizi. Bir başına yaşayan<br />

kimi Türk erkekleri bile hamur yo ğurup ekmek pişirmesini<br />

bilirler. Ama gelgelelim, un yaln ızca iki kg'hk paketlerde pazarlanır.<br />

Mağazadan on paket birden kald ırmca, tüm gözler üzerimizdedir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 88<br />

Bir gün restoranda çah şırken, 25 kg'hk un çuval ımn<br />

varlığını farkedince, patrona ba şvurmakta gecikmedim. Toptancılar<br />

fırın, pastane vb yerler için pazarl ıyormuş bu çuvallar ı.<br />

Patronun arac ılığıyla bir çuval un edinerek, bir süre için ma ğaya<br />

taşınmaktan kurtulduk. Bir ay kadar sonra unun tlikendi ğini;<br />

bu kez iki çuval almak istediğimi söyledim patrona. Adam şaka<br />

sandı önce. üsteleyince de bön bön bakt ı yüzüme ve:<br />

"- Biz dört ki şi, bir çuval unu üç y ılda bile tüketemeyiz!"<br />

dedi.<br />

KURUTULMU Ş EKMEK<br />

İ sveççesi "knöckebröd" olan kurutulmu ş ekmek (peksimet),<br />

Isveç'te bugün de yayg ınd ır. 1848'de Stokholm'de ilk peksimet fabrikas<br />

ı kuruldu. Kuzey Isveç'te f ı r ı nlarda pi ş irilerek pazarlan ı yordu.<br />

Sekiz saatlik i şgünü gündeme gelince, küçük i ş letmeler (f ırın), yerlerini<br />

fabrikalara b ı rakt ı . 1940'larda bu fabrikalar tek elde topland ı . Bugün<br />

Wasa (Wasabröd = Wasa ekme ği) ad ıyla pazarlanan peksimet, yaln ızca<br />

Filipstad fabrikalar ı nda üretiliyor. Wasa'n ın B Almanya'da da (Celle'de)<br />

bir fabrikas ı var.<br />

Wasa yetkililerinden ald ığım ız bilgiye göre (1988), Wasa, dünyan<br />

ın en çok çavdar sat ınalan kurulu şudur. Y ılda 80 milyon kg çavdar;<br />

15 milyon kg bu ğday sat ın al ır. Günde 250 ton ekmek üretir. Filipstad'daki<br />

(Isveç) fabrikalarda 1.100 (B Almanya'da 500) ki şi çal ı -<br />

şır. Yirmi tür peksimet üretilir.<br />

1975'te yap ılan bir ara şt ırmaya göre, her Isveçli günde<br />

200 gram undan yap ılmış yiyecek (pasta, peksimet, ekmek...)<br />

tüketiyordu. Bunun 49 gram ı undu (67 gram ekmek). O y ıl<br />

patates tüketimi, ki şi başına 173 gramd ı .<br />

SANDVIÇ<br />

Isveçli, patatesten ba şka, üzerine yağ silrülü kurutulmuş<br />

ekmek (peksimet) de çok yer. Ve Isveç deyince akla gelen<br />

üç sözcükten ikisi "seks"(*) ve "sosyalizm"se, üçüncüsü "smörgâs"<br />

dedikleri bir tür sandviçtir. Smörgâs'un, bizim de al ış tığım<br />

ız en yahn ı, yağ sü ıviü ekmek dilimi üzerine bir tür ka şar peyniri<br />

dö şenmişidir. Daha da üzerine domates, h ıyar ve biber di-<br />

*) Seks konusuna bu çal ışmam ızda yer vermiyoruz. Konuyu ayrı bir kitapta<br />

ele alabileceğiz (HTY).


PATATES 89<br />

limleri konabilir. Smörgâs'un türü çoktur. Ya ğ sürülü ekmek dilimi<br />

üzerine (peynir d ışında) ciğer ezmesi, balık, jambon, yumurta,<br />

mayonez, marmelat, tur şu vb'nden konur.<br />

EN ÇOK PEKS İ MET TÜKETEN ÜLKELER<br />

(1987'de Ki ş i Başına Y ı l/kg olarak)<br />

ISVEÇ 5,7<br />

Finlandiya 2,2<br />

Norveç 1,0<br />

Danimarka 0,6<br />

B Almanya 0,5<br />

Hollanda 0,4<br />

Ingiltere 0,3<br />

(Kaynak: Vasa, 1988)<br />

Isveçli şekerlemeyi de çok yer. Ki şi ba şına tüketilen şekerleme<br />

(bebeler de içinde) 10 kg' ı geçer (1988'de 10 kg 238 g).<br />

F İ LE NASIL DOLUYOR<br />

(Birer kilo tereya ğı , süt, peynir, yumurta, piliç, domuz pirzolas ı ,<br />

s ığır eti, kemi ği ve derisi al ı nm ış morina bal ığı , ekmek, bu ğday<br />

unu, patates, havuç, elme, kahve ve şeker kaça ve bir endüstri<br />

i şçisinin ne kadar i şgücü kar şı l ığı edinilebilir)<br />

Isveç Kronu iqgücii Süresi<br />

Hollanda 333,10 3 Saat 29 Dakika<br />

B Almanya 451,51 3 Saat 52 Dakika<br />

Fransa 356,77 4 Saat 24 Dakika.<br />

İ ngiltere 323,60 4 Saat 46 Dakika<br />

İ sveç 533,48 5 Saat 05 Dakika<br />

Danimarka 509,32 5 Saat 12 Dakika<br />

Norveç 634,72 5 Saat 28 Dakika<br />

Finlandiya 574,76 6 Saat 11 Dakika<br />

(Kaynak: Götebor ıts Posten, 15 Kas ım 1988)<br />

Beraber ana-babas ını görmeye gitti ğimiz bir Isveçli<br />

arkadaş , "nasıl olsa orada yiyeceğiz" gerekçesiyle, yolda yemek<br />

yememizi istememi ş ti. Gelece ğimizi telefonla duyurmu ştu da.<br />

Ama önümüze konan yaln ızca kahve, ekmek, tereya ğı, peynir...<br />

idi. Bu arkadaşı Türkiye'de iki aydan çok bir süre konuk ettim.<br />

Aradan on iki y ıl geçince (1988), arkada şın Norveç'teki evine


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 90<br />

konuk oldum. Akşamdı. Gelece ğimi telefonla duyurmu ştum.<br />

Ama önüme konan yaln ızca çay, ekmek yağ ve peynir... idi.<br />

Yemeklikleri uzun süre saklama yöntemleri çok geli ştirilmi<br />

ştir. Konutlarda buzdolab ından ayr ı olarak buzluk da<br />

bulunur. Isveç yemekleri, Kıta Avrupas ı ülkelerininkine benzemez.<br />

Isveçli, mutfa ğa çok zaman ay ıramaz. Ço ğu durumda<br />

kahve ve sandviç yeterlidir. Ba ş yemek sosistir. Yemekl ığe<br />

en büyük paray ı ay ırmalar ına kar şın, Avrupa ülkeleri aras ında<br />

yemek niteli ği en düşük ülkelerden biridir.<br />

YIYECEK GIDERLERI<br />

10 YILDA %1 4 O ARTTI<br />

Yiyecek giderleri, öteki giderlerden daha çok art ıyor. Özellikle haz ır<br />

yiyecelderdeki art ış daha çok oluyor. Çok ya ğl ı yiyecek istenmemesi<br />

de giderleri art ırıyor.<br />

1978'de, iki çocuklu bir ailenin 1.515 krona dolan ayl ık yiyecek filesi,<br />

bugün 3.475 krona doluyor (1.820 krona dolan haz ır yiyecek a ğırlıkl ı<br />

bir file de 4.375 krona doluyor).<br />

Dört ki şilik bir aile, ekme ğini kendi yaparsa, ayda 265 kron daha az<br />

gideri oluyor.<br />

Üç çocuklu bir az gelirli aile, net gelirinin %37'sini (bir ba şına oturan<br />

iki çocuklu bir kad ın %31'ini) yiyece ğe veriyor.<br />

Ortalama Isveçli, gelirinin %17'sini yiyeceğe veriyor. Bu oran 1950'lerde<br />

%28'di.<br />

Al ışveriş haftada bire indirilirse, zamandan kazan ıldığı gibi, ayda 200 ile<br />

400 kron aras ında daha az gider oluyor. Bugün, halk ın %12'si yiyeceklerini<br />

haftal ık olarak sat ınal ıyor.<br />

Haz ır yiyeceklere a ğırl ık veren aileler, mutfa ğa haftada 30 saatlerini<br />

ay ırırken, daha çok ucuz yiyecekleri ye ğleyen aileler haftada 43 saatlerini<br />

ay ırmak zorunda kal ıyorlar. Yiyecek sat ınalma da içinde; mutfağa<br />

haftada (1950 lerdeki gibi) ortalama 15 saat ayr ılıyor.<br />

Kad ınlar ın mutfakta daha çok kalmaları sürüyor: Haftada 11 saat (erkek-<br />

ler 4 saat). Çocuklar ın mutfa ğa yardımı da haftada 15 dakika ile s ınırl ı .<br />

(18 Ocak 1989 tarihli Götebors Posten <strong>Gazetesi</strong>nden özetlendi)<br />

KAHVE VE SÜT<br />

Ülke so ğuktur. Toprakalt ı bitkilerinden patatesten<br />

başka şeker pancar ı, havuç ve bir tür şalgam (Isveç şalgam ı)


PATATES<br />

bol bol üretilip tüketiliyor. Almanlar ın bira içmesi denli, Isveçli<br />

kahve ve süt içiyor. Ki şi ba şına y ılda 12 kg kahve ve 147 kg süt<br />

(1987). Yoğurt tüketimi 14 kg. Ma ğazalarda 1 ve 2 (restoranlarda<br />

0,3) litrelik karton kutularda pazarlanan sütün %80'inin su olduğunu<br />

ve içinde yaln ızca %3-4 oran ında saf süt bulundu ğunu<br />

çoğu bilmez. Saf sütten daha yararl ı olduğu söylenen bu kar ışım<br />

maya da tutar. Tek tür ve adla pazarlanan tereya ğın ın (smör) du<br />

rumu da sütten ayr ı olmasa gerek.<br />

HEKTAR BA Ş INA VER İ M<br />

(Kg Olarak)<br />

1860<br />

Kış<br />

Buğday ı<br />

1.300<br />

Çavdar Arpa<br />

1.200<br />

Yulaf<br />

1.200<br />

Yemekk li<br />

Patates<br />

7.400<br />

1920 2.140 1.610 1.480 1.440 11.310<br />

1951-60 2.960 2.370 2.400 2.030 19.200<br />

1961-70 3.780 2.650 2.830 _ 2.780 25.800<br />

1971-80 4.570 3.480 3.340 3.200 24.200<br />

1981-85 5.330 3.730 3.660 3.730 26.830<br />

(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />

ÜRÜN BOLLUGU<br />

Yüzy ılım ızın başında tah ıl, gereksinimi kar şılam ıyordu.<br />

Hayvansal yiyecekler yetersiz; sürülebilen topraklar verimsizdi.<br />

Yiyecek ve endüstriyel hammaddenin ço ğu dışardan sağlanıyordu<br />

ki, buna akaryak ıt ve kömür de eklenince, orman ürünleri,<br />

demir-çelik ve makineden sa ğlanan geliri götürüyordu.<br />

1930'lann tar ım siyasası iki temel amaca dayan ıyordu:<br />

1- Olası savaş zamanlar ı kuşat ılması da düşünülerek,<br />

tarım ürünlerinin %80'ini ülke içinden kar şılamak.<br />

2- Tarım kesiminde çal ışanların gelirlerini, öteki kesimlerde<br />

çalışanlarınki düzeyine ç ıkarmak.<br />

Bu amaçlar çoktan gerçekle ştirilmiştir. Topraklarının<br />

%10'undan az ı sürülebilen; sürülen topraklar ın da dörtte üçüne<br />

hayvan yemi ekilen Isveç'te, yiyece ğin %80'inden ço ğu ülke<br />

içinden karşılanmaktad ır. Bu sonuç, tar ım ürünlerinin dünya<br />

ortalamas ından çok daha pahal ıya elde edilmesiyle gerçekle ştirilmektedir.<br />

Bugün Isveç, d ışarıya her y ıl yüz binlerce ton ta-<br />

91


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 92<br />

hıl satmaktad ır. 1985'te d ışardan 28 bin ton pirinç; 11 bin ton<br />

m ısır almasına karşın, 30 bin ton çavdar; 430 bin ton arpa ve<br />

680 bin ton bu ğday satm ıştır(*).<br />

Güney ve Orta Isveç tar ıma oldukça elveri şlidir. Çiftçilere<br />

türlü yard ımlar ve kredi güvencesi sa ğlanmaktad ır. Yard<br />

ımlardan en çok, ülkenin so ğuk olan kuzeyindeki çiftçiler<br />

yararlan ır. TOPRAK I Ş LEYENIN<br />

Genelde toprak işleyenindir. Gençlerin, tar ım ı bırakıp<br />

kente göçmeleri nedeniyle küçük çiftliklerin ço ğu, işleyenin<br />

ölümünden sonra kiraya verilmektedir. Çiftçilerin ya ş ortalaması<br />

5 l'dir. Bu nedenle, ekili alanlar ın %40' ından çoğu işleyenin<br />

değildir.<br />

GÜNÜMÜZDE<br />

Tarım gelirlerinin %80'i hayvanc ıhktan karşılanır.<br />

600 bin inekten her biri y ılda 6.835 kg süt verir (1988). Zaman<br />

zaman ülke içinde tüketilemeyecek çoklukta "et da ğları" olu şmaktadır.<br />

Kimi siit ineklerinin gereksinimden çok olması nedeniyle<br />

kesime gittiğine sık sık rastlanır.<br />

Kuzeydeki<br />

NORRBOTTEN İ L İ NDEK İ<br />

SÜT INEKLERI<br />

(1988 Verileri)<br />

* 13.000 Süt İ ne ğ i.<br />

* inek Ba şı na Y ı lda 7.106 kg Süt.<br />

* Süt i ş leyen 700 Kurulu ş .<br />

* ineklerin Kesim Ya şı Ortalamas ı : 5<br />

Not: So ğuk nedeniyle indiler, y ılın (ortalama) 10 ay 25 günü içerde beslenir.<br />

(Kaynak: NSD, 27 Şubat, 1989)<br />

Y ılda 225 bin ton bal ık avlan ır (kişi ba şma 28 kg).<br />

6.000 kişi balıkç ılıkla geçinir. Bunlarm %15'i göllerde avlan ır.<br />

Golfstrim sıcak su ak ıntısm ın etkisiyle ülkenin iklimi,<br />

benzer enlemdeki ülkelerden daha yumu şaktır. Kar, (toprakları-<br />

*) Tah ıl att ığı, son y ıllarda "milyon ton" s ın ırın ı aşt ı. D ışarıya sat ılan<br />

tah ıl zararın ın %60' ın ı çiftçiler; %40' ın ı devlet karşılar. Çiftçilerin birli ğ i<br />

olan LRF zarar ı (tah ıl att ığını) azaltabilmek için, 1988 de her çiftçinin<br />

tah ıl ekim alan ını %15 azaltmas ını istedi.


PATATES 93<br />

nın %15'i Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan) ülkenin kuzeyinde<br />

7-8 ay; Orta Isveç say ılan Stokholm dolay ında 2-3 ay ve<br />

güneyde birkaç hafta kalır. Baltık'm kuzeyi (Botnia Körfezi)<br />

ve göllerin tümü kışın donar. Halk ın %85'i ülkenin yar ısından<br />

güneyde yaşar.<br />

TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />

(Ortak Pazar Ülkeleri ve Isveç'te, Tar ı mda Çal ışanlar ın Yüzdesi. 1986)<br />

İ ngiltere 2,6<br />

Belçika 2,9<br />

Lüksemburg 4,0<br />

ISVEÇ 4,2<br />

Hollanda 4,8<br />

B Almanya 5,3<br />

Danimarka 6,8<br />

Fransa 7,3<br />

İ talya 10,9<br />

İ rlanda 15,8<br />

İ spanya 16,1<br />

Portekiz 21,9<br />

Yunanistan 28,5<br />

Not: Ormanda çalışanlar, bal ıkç ıl ık ve aral ıkla geçinenler de "tanm" ın içinde.<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 4 Mart 1989) .4<br />

1973'te 250 bin olan traktör say ısı , 1988'de 230 bine<br />

ulaştı. Traktörlerin ço ğu orman için de kullan ıldığından, dört<br />

çeki şlilerin oran ı çoktur (1988'de sat ılanlann %89'u).<br />

TARIMDAK İ TRAKTÖRLER<br />

(1988'de Sat ı lanlar ı n Yüzdesi)<br />

Valmet (Volvo) 26,2<br />

John Deere 14,3<br />

Massey Ferguson 12,6<br />

Case IH 11,7<br />

Ford 11,3<br />

Fiat<br />

8,4<br />

Zetor 4,1<br />

Deutz-Fahr 4,0<br />

Ötekiler 7,4<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Land Lantbruk, 10 Şubat 1989)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ<br />

ET TABA Ğ INDA REÇEL<br />

Isveçli tur şuyu şekerli; domatesi, h ıyan tuzsuz yer; sütü<br />

soğuk içer. Kan ım ızca, örneğin domatesin tuzsuz yenilmesinin<br />

nedeni, Isveçlinin ya şam ına birdenbire girmesindendir. Isveç<br />

yoksul bir ülkeyken, birdenbire bolluk ülkesi oluverince, her şey<br />

gibi bol bol pazarlanan domatesle kar şılaşan Isveçli, üzerine tuz<br />

ekileceğini öğrenemeden yemeğe alışm ış olabilir! Hiç ah şamayanlar<br />

da var: Restoranlarda çoklar ı, tabaklarındaki bir yaprak<br />

marulu; bir dilim h ıyar ve bir-parça domatesi (ki, yemek ve sayılan<br />

bu türler bir tabaktad ır) yemeden b ırakır. San ılır ki, süs<br />

olarak konulmuştur bu yeşillikler taba ğa. Özellikle ayaküstü<br />

servisi verilen büfelerde ızgara, sosis... yiyecek Isveçliye, bu yeşilliklerden<br />

hangilerinin taba ğına konulmasm ın istendiği sorulur.<br />

Kimi kez al ınan yanıt şöyledir:<br />

"- Ben tav şan değilim!"<br />

ilginç anılarım var bu konuda:<br />

Bir ev (kö şk) satmahnca, bahçesinde soğan, marul, kara<br />

pancar, havuç vb ye şillikler yetiştirmeye de ba şlam ıştık. Bir<br />

gün Isveçli kom şumuza iki kök marul vermek istedik. Adam maruhları<br />

eline al ıp baktı baktı ve:<br />

"- Bunlan nasıl pişireceğiz?" diye sordu.<br />

Bir izin dönüşünde, ildşer kg'lık birer karpuz armağan<br />

etmiştik Isveçli iki kom şumuza. Ek iş olarak çalıştığım ız restoranın<br />

patronuna da iyisinden Iki kavun. Karpuz ve kavun (ki-<br />

mi kez dilim dilim de olsa) bol bol pazarland ığından, herkesin<br />

yediğini sanıyorduk. Kom şulardan biri, karpuzu nasıl yiyeceklerini<br />

(kabuklu-kabuksuz); öteki de tüm karpuzun bir kezde yenilip<br />

yenilemeyeceğini (mideye zarar ı yönünden) sordu. Kavunlara<br />

gelince: Önce birjki gün süründü restoranda. "Kimbilir,anlatamam<br />

ışımdır" diyerek, kavunlan kendisi için b ıraktığım ı ; eve götürüp<br />

yiyebileceklerini yeniden söyledim patrona. Kavunlara<br />

ters ters bakmasından, almak istemediği; beni de k ıramadığı anlaşıhyordu.<br />

Birkaç gün daha geçince, kar ımın üstelemesiyle birini<br />

kesivermişler işçilere. Kanm utanc ından ancak iki dilim yiyebilmiş<br />

. Ötekiler tad ına bakıp bak ıp atm ışlar çöpe! ikinci kavunu<br />

dilimleyip satm ış patron. 45 kron tutmu ş !<br />

94


PATATES<br />

95<br />

Bir Finlandiya yolculu ğumda da geçti bir kavun olay ı :<br />

Çalış tığım kağıt fabrikas ı, "bilgi ve görgümüzü art ırma gezisi"ne<br />

götürmü ş -11i bizi. Kimi kağıt fabrikaların gezmiştik. Gidiş ve dönüş<br />

için bindiğimiz arabandaki (feribot) yemeklerde "ne yersen<br />

serbest"ti(*). Yeme ğin ard ından kavun da alm ıştım ben. Hemen<br />

herkes ikinci, üçüncü kez yemek; dondurma ya da yemi ş alıyordu.<br />

Ben ikinci kez de kavun al ınca, masamdaki İsveçliler, tabağım<br />

ı biribirlerine göstererek gülü şmü şlerdi. A çgözlülü ğüm yerine,<br />

"kavun" denilen "z ıkkım" ı nasıl yiyebilece ğimle ilgilenmiş olabilecekleri<br />

çok sonra akl ıma geldi.<br />

TARIMIN GEÇMI Ş I<br />

Isveç'te toprak, iklim ko şulları gereği Mezopotamya'<br />

dan 4.000 (Kuzey Iskandinavya'da da Güneyden 2.000) y ıl<br />

sonra işlenmeye başlar. Iö 1000 y ıllarında düz (1700'lerde de<br />

döner ve demir burunlu) karasaban kullan ılmaya başlamr. Hayvanlardan<br />

sığır, domuz, davar ve at beslenirdi.<br />

Ortaçağda evler köyün ortas ındaydı. Herkesin, köyün<br />

çevresine yay ıh, eşit verimli ve a şağı yukarı eşit büyüklükte<br />

toprağı vardı. Odun ve kereste için orman; hayvanlar için otlak<br />

bulunurdu. Ekim yöntemleri bölgeden bölgeye de ğişirdi. Çoğunlukla<br />

tek tür tahıl yetiştirildiğinden verim azalır; ekim alanları<br />

birkaç y ıl dinlendirilmeye b ırak ılırdı. Hayvan gübresi kullanılırdı.<br />

Tarla açmak amac ıyla kesilen ormanlıklar baharda yakı-<br />

1555 VE 1805'TE ÜRÜN DENGESI<br />

(Yüzde Olarak, Dev ş irilen Ürün)<br />

Buğday 0,6 2,6<br />

Çavdar 35,0 28,8<br />

Arpa 63,1 24,8<br />

Yulaf 1,3 27,4<br />

Kar ışık tohum — — 13,2<br />

Bezelye — — 3,2<br />

TOPLAM 100,0 100,0<br />

(Kaynak: Lantbrukets historia, Stokholm 1925)<br />

*) Bu tür servis, Kuzey Ülkelerinde yayg ınd ır. Eline taba ğını alan ki şi,<br />

ortadaki yemeklerden diledi ğince koyar. Doymazsa yine alabilir. Ederi de,<br />

iki kap yemekten daha azd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ -\ — İ SVEC— 96<br />

lir ve sürülürdü. Küller ilk iki (en çok üç) y ıl iyi ürün al ınmasına<br />

neden olurdu. Aç ılan alanda kökleme yap ılmazsa, buralardan,<br />

ormana dönü şene dek otlak olarak yararlan ılırd ı .<br />

Tah ıldan ba şka şalgam, lahana ve bezelye yeti ş tirilirdi.<br />

Ama özel durumlar d ışında taze olarak hiç yen ınezdi. Tereya ğı<br />

da taze olarak yenmez, tuzlan ıp saklan ırd ı. Bunun ba şl ıca nedeni,<br />

uzun kışın (ve de olas ı kıtlığın) dü şünülmesiydi. Tereya ğı<br />

dışsatım' da yap ılırd ı. Olağan yiyecekler. kurutulmu ş ekmek;<br />

lapa; tuzlu tereya ğı ve tuzlu et-bal ıkt ı. Et ve bal ık iste kurutularak<br />

da saklan ırd ı. Yiyeceklerin çok tuzlu olmas ına ko şut olarak,<br />

bira tüketimi de çoktu.<br />

Ortaça ğda her aile. her gereksinimini (yiyecek, giysi,<br />

araç-gereç) kendi kar şılard ı. Kimi ova köyleriyle orman köyleri<br />

ve k ıy ı köyleriyle içenleri aras ında mal de ğişimi yap ılırd ı.<br />

Ortaça ğda halk yaln ızca köylülerden olu şmuyordu.<br />

Bu çağ soylular ın, krahn (devlet) ve kilisenin çok parlak'devridir.<br />

Ülke topraklar ının büyük bölümü bunlar ınd ır. "Bunların"<br />

olan topraklar (kilisenin, 1527'de devlete geçen tüm topraklar ı<br />

dışında) durmadan artacakt ır. Soylular ın ellerindeki topraklar,<br />

1600'lü y ılların ortalar ında, ülke topraklar ının c7c65'ine ula şacaktır.<br />

K İ L İ SEN İ N EL İ NDEN TOPRAKLARIN AL INI 51<br />

ÖNCESI VE SONRASI<br />

TOPRAK DENGESI<br />

(Yüzde Olarak)<br />

1521<br />

1560<br />

Devlet<br />

5,5 28,5<br />

Soylu lar (1527)<br />

21,8<br />

22,4<br />

Kilise<br />

21,0<br />

Köylüler 51,7 49,4<br />

TOPLAM<br />

100,0<br />

100,0<br />

(Kaynak: Alf Gunnmo, Aga för att Bruka, Stokholm 1985)<br />

1680 refonnuyla köylülere, devletin ve soylulann topraklar<br />

ından sat ınalma kolaylığı getirildi. Yeni toprak edinen s ın<br />

ıflar ortaya ç ıktı : Vars ıl kentliler ve ortakl ıklar.


PATATES 97<br />

1600'den Demirbaş Şarl' ın ölümüne dek (1718), sürekli<br />

sava şlar nedeniyle, köylülerden çok vergi al ınıyordu. Bu<br />

yüzden köylülerin gücü, yeni yeti ştirme yöntemlerine yönetmeye<br />

yetiniyordu. 1718'den sonraki bar ış döneminde vergiler azalt<br />

ılınca, biraz birikim olu şmaya ba şlad ı .<br />

Geleneksel köyde herkesin topra ğı vard ı ve bu topraklar<br />

ortaklaşa işlenirdi (herkes biribirine yard ım ederdi). 1718'<br />

den sonra toprak dengesi iyice bozuldu. Az toprakhlann çocukları,<br />

çok toprakhlara hizmetçilik-u şakhk yapmaya ba şlıyor, ya<br />

da aylak geziyorlard ı. Patatesin yayg ınlaşmasın ın de etkisiyle<br />

halk çabuk ürüyor; topraklar küçüle küçüle bölünemez duruma<br />

düşüyordu.<br />

TARIMDA ÇALI Ş ANLAR<br />

(1987'de, Alan/Yüzde)<br />

Tam çal ışanlar (y ılda 1600 saatten çok) 63<br />

Yar ı m çal ışanlar (y ı lda 400-1600 saat) 28<br />

Bo ş zamanlar ı nda çal ışanlar (y ı lda en çok 400 saat) 27<br />

(Kaynak: Land, 6 May ıs 1988)<br />

1757tde yeni yeti ştirme yöntemlerinin uygulanmas ı<br />

serbest b ırakıldı. İngiltere ve Hollanda kaynakh kimi yeni yöntemler<br />

uygulanmaya ba şland ıysa da, halk ın çoğunluğu 1500 ki<br />

y ıllardaki gibi tarım yapıyordu. Yeni yöntemlerden dış dünya<br />

ile ilişkisi olanlar (soylularla vars ıllar) yararlanabiliyordu. Küçük<br />

toprağı olanlar, isteseler de geleneksel yap ıyı bozam ıyorlardı.<br />

Topraklar da ğınık (parça parça) ve iç içe oldu ğundan, kom şular<br />

ne ekerse (ve de ya şlılar neye karar verirse) o ekiliyordu. Bu<br />

kararlar da ço ğu kez tutucu do ğrultuda oluyordu.<br />

TOPRAK REFORMU<br />

1827 Toprak Reformuyla küçük ve da ğınık topraklar<br />

birleştirildi. Herkesin be ş on parça yerine bir (büyük toprakhlann<br />

iki, üç) parça "büyük" topra ğı oldu. Bu reforma her kesimden<br />

(daha çok az toprakl ılardan) tepki geldi. Kimse toprağından<br />

ayrılmak istemiyordu. Bu reformla köyler da ğılarak eski<br />

FZ


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 98<br />

özelliklerini yitirdi. Herkes evini kendi toprağına taşıdı. Istediğini<br />

ekip biçti(*).<br />

1800'den 1900'e dek ormanlar yak ılarak, tar ım alanlar ı<br />

0,8 milyon hektardan 3,5 milyon hektara ç ıkar ıldı. Yeni yöntemler<br />

uygulanmaya ba şland ı. Örneğin tarlalar arada bir y ıl dinlendiriliyor;<br />

su birikimini önleyici kanallar aç ıhyordu( .**).<br />

TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />

(Yüzde Olarak)<br />

1850 69<br />

1900 48<br />

1950 20<br />

1985 4<br />

(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />

Ekim alanlann ın çoğalmas ı, tarlalar ın dinlendirilmesi<br />

ve su bask ınlar ından kurtar ılması sonucu, 1850'lerde d ışar ıya<br />

yulaf satışı ba şlad ı. Yulaf d ışsat ım' 1875-80 döneminde y ılda<br />

240 bin tona ulaştı. D ışsat ım 1890'da (Kuzey Amerika'dan dünya<br />

pazarlar ına ucuz tah ıl ulaşması nedeniyle) durdu. Demiryollann<br />

ın dö şenmesi ve buharl ı gemilerin ula şıma girmesiyle ta şıma<br />

iş i kolayla şm ışt ı. Isveç'te üretim art ığı, hayvan yemi olarak<br />

değerlendirilmeye ba şland ı.<br />

1901-10 aras ında dışardan y ılda 360 bin ton tah ıl (tümüne<br />

yak ın ı buğday) sat ın alınd ı . 1. Dünya Sava şında (1917)<br />

ekmek karneye ba ğlandı. 1920'lerde d ışalım 150-300 bin tondu.<br />

1950'lerde d ışalimla d ışsat ım e şitlendi. 1960'larda d ışsat ım<br />

başlad ı. 1970'lerde d ışsat ım, üretimin %20'sine ula ştı .<br />

*) 1945, 1928 ve 1955'te, topra ğı ve orman ı koruyan; topra ğın, isteyenin<br />

elinde kalmas ın ı amaçlayan düzenlemeler yap ıld ı.<br />

**) Kanal aç ılmas ı çok eskilere dayan ır. 1734'te getirilen bir yasayla, pis<br />

sular ın ak ıt ılmas ı için bir "aln" (0,6 m) derinli ğinde ark aç ılması yeterliydi.<br />

1858'de derinlik iki kat ına ç ıkar ıld ı. 1879'da da su basan tarlalar ı<br />

kurtarmak için 1,2 m derinli ğinde kanal kazma yöntemi uygulanmaya ba ş -<br />

land ı. Kanallara pi şmiş toprak boru (künk) dö şenmesine ba şlama tarihi de<br />

1850'dir. 198-20 aras ında kanal kaz ılan 993 bin hektar tarlan ın %56's ına<br />

toprak boru dö şendi.


PATATES 99<br />

KOOPERAT İ F LER<br />

19. yy'da köylerde, eskisine benzemeyen yeni bir yardımlaşma<br />

türü doğdu. Kom şuların yard ımlaşması yerine, "birlik"<br />

kurarak yard ımlaşma gündeme geldi.<br />

Tanmdan endüstriye geçi ş evriminde kooperatiflerin<br />

önemi büyük olmu ştur. Kooperatifleri, "arac ıy ı ortadan kald ırarak,<br />

kendi yararlar ı doğrultusunda çal ışan kişilerin olu ş turdu ğu<br />

bir tür dayan ışma kurulu şu" olarak tan ımlayabiliriz. Kooperatifler,<br />

az gelirlileri özel kesimin fiyat patlamalar ına kar şı korur.<br />

18. yy' ın sonlannda İngiltere'de doğan kooperatifler,<br />

Isveç'te 1850'de kurulmaya ba şlandı(*). 1867'de kurulan "Trolhanan<br />

i şçi Birliği (tüketici kooperatifi) bugün de ya şam ın ı sürdürüyor.<br />

1870'lerde kurulan tüketici kooperatifleri, "üyeler"<br />

yerine "işçi s ın ıfı"na yard ım amacına yöneliyordu.<br />

Üretici kooperatiflerinden sütçü birlikleri, ya ğı sütten<br />

ay ırma makinelerinin bulundu ğu1870'lerde kurulmaya ba şland<br />

ı. Oreticiler bu makinelerden ortakla şa sat ın alarak,siltün işlenmesi<br />

ve pazarlanmasını kendileri yapmaya ba şladılar.<br />

SÜT PARASININ BÖLÜ Ş ÜMÜ<br />

(Litrede 153 kuru ş olan devlet deste ğiyle 485 kuru şa sat ı lan<br />

bir litre süt ederinin bölü şümü:)<br />

Devlet deste ğ i 1,53<br />

Üretici 2,14<br />

Süthane 0,66<br />

Paketleme 0,57<br />

Sat ış kar ı 0,56<br />

KDV 0,92<br />

TOPLAM 4,85<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 1 Şubat 1988)<br />

*) Gerçek anlam ıyla ilk tüketici kooperatifi Enköping yak ınlar ındaki<br />

örsundbro'da kuruldu (1850). Daha öncesinden, kooperatife geçi şi haz<br />

ırlayan kurulu şlar ın varl ığından söz edilebilir. Örnek olarak birkaç ın ı<br />

sayal ım: 1801'de Kroneberg ilinde (ilin kimi yerlerini kapsayan) yang ın<br />

sigorta ortakl ığı kuruldu. Yang ın sigortas ında kooperatif yöntemleri<br />

uygulan ırd ı. Birinin evi yanarsa, zarar üyelere bölü ştürülerek kar şılan ırd ı .<br />

At ı yanan ın at ı ortaklaşa al ınırd ı.1820'de halk ın da ortak oldu ğu Sparbank<br />

(tutum bankas ı) kuruldu. 1846'da, ortaça ğda kurulan meslek ve e ğitim<br />

örgütü tekeli "skdn" kald ır ıld ı. Bu örgütün, üyelerine yönelik türlü yard ım<br />

kurumlar ı (e ğitim, hastal ık ve ölüm yard ım ı vb) bağımsız birimler olarak<br />

kald ılar.


YOKSULLUKIAN VARSILLI ĞA -ISVEÇ 100<br />

Çiftçiler birle şerek ortak makineler edinmeye. gübre<br />

ve tohumluk sat ı n almaya. ürettikleri tah ıl: patates ve ya ğl ı bitkileri<br />

kendileri pazarlamaya ba şlad ılar. Daha önce bu i şler. tecim<br />

le u ğ ra şan ki şilerin tekelindeydi.<br />

Kooperatiflerin h ızl ı t ırman ışı 1890'lardad ır. Endüstri<br />

devrimiyle beraber kentlerde i şçi s ın ıfı ço ğald ıkça.. toplumsal<br />

yap ı da çat ı rdamaya ba şlar. Sevilen örgütler ülke düzeyine yay ı -<br />

hr. Ba ğıms ız kilise isteyenlerin seslerini duyt ı rmas ı , içki yasa ğı<br />

isteyen örgütlerin ço ğalmas ı , işçi sendikalar ı n ın etkinlik kazanmas<br />

ı, Sosyal Demokrat Partinin kurulmas ı bu zamana rastlar.<br />

1800'lerin sonuna dek 430 sütçü birli ği; 400 çiftçi birliğ i kuruldu.<br />

Kurulan bu birliklerden kimilerinin yeterli anamah bulunmad<br />

ığından, ya şamlar ı k ısa sürdü. Yaln ızca 1896 ile 1899<br />

aras ı nda 200 tüketici kooperatifi kuruldt ıt*I.<br />

1899, Isveç kooperatifçili ğinin dönüm noktas ı d ır.<br />

Bu tarihte, tüketici kooperatifleri birle şerek Koopeatifier Biliğini<br />

t Kooperativa förbundet = KI) kurdular. Kooperatifier.<br />

"devlet kesimi" ve "özel kesim"den sonra üçüncü kesim durumuna<br />

geldi) **).<br />

(:.K İ L İ . 1- 01>I


PATATES 101<br />

1920'lerin endüstri bunal ım ı Isveç'e de yans ıdı. Fiyatlar<br />

düştü. Birçok köylü, topra ğın ı satma durumuna dü ştü. Bu<br />

bunalım, köylüleri 1929'da "Ulusal Köylü Birli ği"ni (Riksförbundet<br />

I3ndsbygden folk RLF) kurmaya zorladı .<br />

YIYECEK FIYATLAR! ARTIYOR<br />

Yiyecek fiyatlar ı , bu y ı l ı n yar ı s ından ba ş layarak bir aileye<br />

ortalama ayda 80 kron ek yük getiriyor. Ba şka bir deyimle tüketiciler,<br />

temel yiyecekler için %4 daha çok para ödeyecekler.<br />

Çiftçilerle tüketici temsilcilerinin (ve de ilgili kurulu ş lar ı n)<br />

dün vard ı klar ı anla şmaya göre, temel yiyeceklerin (süt kaymak yemek<br />

lik ya ğ , et, yumurta, un vb) fiyatlar ı 1 Ternmuzdarv ba ş layarak art ı r ı -<br />

l ıyor. En çok art ış , litrede 60 kuru ş (öre) ile sütte oluyor. Sütteki bu<br />

büyük art ışa, devletin süte verdi ğ i 250 milyon kronluk hazine deste ğ ini<br />

azaltmas ı neden oluyor.<br />

Fiyat art ış lar ıyla beraber, köylülerin (çiftçi) eline y ı lda 700<br />

milyon kron daha çok para geçecek. Bu 700 milyon artan makine; hayvan<br />

yemi; yapay gübre vb giderleri kar şı layacak çiftçilerle toplumun<br />

öteki kesimleri aras ı ndaki gelir dengesi sa ğ lanacak<br />

Hükümet yetkililerinin sav ına göre, bu art ış larla bu y ı lki para<br />

değer kayb ı (enflasyon), i şçilerle i şverenlerin ücret anla ş malar ı ndaki<br />

tavan olan %3,2'yi geçmeyecek.<br />

(8 Nisan 1987 tarihli gazetelerden)<br />

1913'te kurulan Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet),<br />

1933'te Sosyal Demokrat hükümete kat ıhnca, "bolluk ülkesi"<br />

kurutmaya başlandı. Köylü Birliği, yirmi y ıl kadar Sosyal Demokrat<br />

Partiyi destekledi(*).<br />

Kooperatifçili ğin sonraki y ıllarında, tür say ısı çoğalarak<br />

birimler azald ı. Örneğin 1930'larda ülkede 1.600 siithane<br />

varken, (süt çoklu ğu değişmemekle beraber) bu say ı bugün 100<br />

dolayına indi. 1931'de 2.100 olan kesimevi say ısı bugün 50 dolaymdad<br />

ır.<br />

19301ardan beri tar ım kooperatifleri ülke tar ım ını yönlendirmede<br />

etkili oldu. 1947'de tar ım kurulu şlarının da katk ısıyla<br />

ulusal tarım siyasası yeniden belirlendi.<br />

*) Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet) 1957'de Merkez Partisi (Centerpartiet)<br />

ad ın ı alacak ve daha sonra da 'b ıırjuva partileri" saflar ına ka<br />

t ılacakt ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />

Tarım kooperatiflerinden çiftçilerin kooperatifleri,<br />

ülke tarım ürünlerinin %75'ini i şler. Kooperatif üyeleri genellikle<br />

orta boy çiftçilerdir. Orta boy çiftçilerin i şlediği ortalama toprak<br />

alan ı 27 hektard ır. Çiftçilerin on alt ı ayrı dalda kooperatifi<br />

vard ır.<br />

Isveç'te yaşayan 8,4 milyon ki şiden 4 milyona yak ını<br />

kooperatiflere üyedir. Yap ım kooperatiflerinin bir milyona yak<br />

ın üyesi bulunur.<br />

TÜKETICI KOOPERATIFLERI<br />

Bugün, Isveç tüketici kooperatifleri alt ı dalda çah ş -<br />

ma yapar. Bunlardan biri (Reso), Kooperatifler Birli ğine ba ğh<br />

olarak çalışır; ötekiler ba ğımsızd ır(*).<br />

*) ALTI TÜKETICI KOOPERATIFI:<br />

1- Kooperatifler Birli ğ i (KF). 1,9 milyon üyesiyle, en büyük tüketici<br />

kooperatifidir. KF'nin Kons ıı m, OBS, Servus, Domus, Coop, K Marknad<br />

Interior adlar ında 1.900 sat ış yeri vard ır. ülkedeki al ışveri şin %20'si bu<br />

kooperatif arac ıl ığıyla yap ıl ır.<br />

2- HSB-Riksbyggen. Konut yap ım ı dal ındaki iki büyük kooperatiften<br />

HSB (Hyresgasternas Sparkassa och bygnadsförening) 1923'te kuruldu.<br />

1924'te de bu kooperatifin "ulusal federasyonu olu ştu. 460 bin üyeden<br />

290 bini konut edindi. Kooperatif üyeleri, yap ım giderlerinin %5'ini kar şı -<br />

lar (%95'i kredidir).<br />

İkinci büyük yapı kooperatifi 1940'ta kurulan Riksbyggen'dir. Kooperatif-<br />

ler Birli ği, Yap ı I şçileri Birli ği ve çevresel yap ı kooperatiflerince kuruldu.<br />

Yap ı kooperatifleri, konut yap ım ın ın %30'unu kar şılar (HSB'nin pay ı<br />

%50; Riksbyggen'in %30'dur).<br />

3- Folksam. İlk sigorta kooperatifi 1908'de KF'nin çat ıs ı alt ında çal ış -<br />

maya başlad ı. "Samarbete" (birlik) ad ındaki bu kooperatif, yang ın konusunu<br />

kaps ıyordu. 1914'te İş çi Sendikalar ı Birli ği, "Folket" (halk) ad ındaki<br />

sigorta kooperatifini kurdu.<br />

1925'te bu iki kooperatifin birle şmesinden "Folksam" do ğdu.. Folksam' ın<br />

karar organ ı 108 delegeden olu şuyor (KF 36; LO ( İşçi Sendikalar ı) 36;<br />

beyaz yakal ı (memur) i ş çi sendikalar ı 18 ve konut yap ım ıyla akaryak ı t<br />

tüketici kooperatifleri 18 delegeyle temsil ediliyor.<br />

4- OK (Oljekonsumenternas förbund = Akaryak ıt Tüketicileri Birli ği).<br />

1945'te kuruldu. Akaryak ı t al ışveri şinin %15'ini kar şılar.<br />

5- Fonus. ölüm işleri için kurulan Fonus, IsN7eç'in en genç kooperatifidir.<br />

1945'te kuruldu ve 1970'te federasyonu olu ştu. Kooperatif, gömüt<br />

hizmetlerinin %32'sini kar şılar.<br />

6- Reso. Tatil turlar ı da düzenleyen yolculuk kurulu şu. Reso 1930'larda<br />

i şçilerin y ıll ık izinlerinin uzamas ına ko şut olarak kuruldu<br />

102


PATATES 103<br />

Reso dışındaki be ş tüketici kooperatifi, ortakla şa bir<br />

"Kooperatif Enstitüsü" kurdu. Enstitü, e ğitim; kamuoyu olu şturulması<br />

; kooperatifleraras ı eşgüdüm; ara ş tırma ve geliş tirme<br />

konularında çalışır.<br />

Çok üyeli kooperatifler d ışında, türlü konulardaki küçük<br />

kooperatiflerden de söz edilmesi gerekir. Bunlar ın kimileri<br />

kooperatif s ın ırını zorlar. Büyüklük sırasına göre, bu kooperatiflerden<br />

başhcalarm ın konuları :<br />

- Elektrik gereçleri.<br />

- Kuruluşlara alim sat ım görevleri.<br />

- Karayolu ta şımac ılığı .<br />

- Tecimsel balıkç ıhk.<br />

- Bahç ıvanlık görevleri.<br />

- El işçiliği.<br />

- Okul kooperatifleri.<br />

HER 1.0 O O KI Ş IYE DÜ Ş EN<br />

1571<br />

HAYVAN<br />

1805<br />

SAYISI<br />

1986<br />

inek 467 330 71<br />

Öteki s ığırlar '420 267 132<br />

Koyun 622 500 48<br />

Keçi 172 58<br />

Domuz 300 165 290<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

PAZARLAMA<br />

Ahşverişin %95'ten ço ğu "self servis"tir (ki şi alaca ğını<br />

kendi seçip, paras ını kasaya öder). İlk self servis 1947'de aç ıldı .<br />

Yemiş ve öteki ye şillikleri de alıcı kendisi seçtiği gibi, çoğu satış<br />

yerinde tart ıy ı da kendisi yapar (plastik torbaya doldurdu ğu<br />

yemiş ya da yeşilliği tartıya koyar, türünün dü ğmesine basar,<br />

gelen etiketi torbaya yap ış tı ).<br />

Kentlerin çevresinde ve d ışında, büyük park kolayl ıkları<br />

bulunan ve en az 2.500 metrekarelik sat ış alan ı olan 50 ma-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 104<br />

gaza vard ır (en az 800 metrekare sat ış alan ı olan mağaza say ıs ı<br />

500'dür). Kooperatiflere kar şı ayakta duramayan kimi küçük<br />

sat ış yerleri ya kapan ınakta, ya da bir örgütün zincirine eklenmektedir.<br />

Restoranlar, kafeteryaya dönü şmüştür. Her alandaki<br />

küçük ve yarars ız kurulu şlar ın kapanmas ına kar şın, çok özel konularda<br />

çal ışan "butikler ço ğalmaktad ır. 1972'den beri her sat<br />

ış yeri, aç ıl ış ve kapan ış saatlerini kendi belirler.<br />

Dayan ıkl ı mallar ın _satışı kredilidir. Araba sat ışlar ın ı n<br />

%40 11 pe şindir. Buzdolab ı tv gibi gereçlerde ilke olarak (.420 peşindir<br />

(pe şinsiz sat ış yapanlar da bulunur).<br />

TÜKET İ C İ LER İ N TOPLAM BORCU<br />

(Milyar Kron)<br />

1978 217<br />

1979 249<br />

1980 281<br />

1981 311<br />

1982 351<br />

1983 387<br />

1984 428<br />

1985 464<br />

1986 554<br />

1987 628<br />

1988 725<br />

(Kaynak: Exp ı essen, I Mart 1989)<br />

Kredili sat ışta, al ıc ıdan ki ııı lik istenir. Al ı c ı n ın ki ş isel<br />

say ı s ı (*) telefonla kredi merkezine verilerek bir tak ınt ı bul ıi-<br />

PARA G İ RD İ LER İ N İ N (SATI Ş )<br />

TOKET İ C İ KURULU Ş LARA DA Ğ ILIMI<br />

(1986'da Yüzde Olarak)<br />

ICA (özel mağ azalar zinciri) 32 6<br />

KF (Kooperatifler 20,7<br />

D Toplulu ğ u (1.100 özel kurulu ş ) 12,0<br />

Ahlens, B8W ve Hemköp (üç özel kurulu ş) 6,1<br />

Ötekiler 28 6<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Dagens Indust ıl, 13 May ı s 1987)<br />

' 1') Ki ş isel say ı için 161. sayfadaki dipnota bak ı n.


PATATES 105<br />

nup bulunmadığı araş tınhr. Alıcı aday ınm tak ıntısı yoksa, kredilendirme<br />

işlemlerine (sözle şme yaz ım ı ) geçilir. Alıc ı sözle şmeyi<br />

imzalar ve arabas ın ı ( tv'sini...) al ıp gider. Kefil istenmez.<br />

Sat ıc ı, bağlı bulundu ğu kredi kurumundan paras ın ı peşin olarak<br />

alır ve alıc ı= paray ı ödememesi durumunda bile takıntısı kalmaz.<br />

Kredi ile al ınan malın üzerine faiz de biner. Bu faiz,<br />

bankaların olağan faizinin iki kat ını da geçebilir. Bir de "kredi<br />

kartı " uygulaması var. Kredi kartı ile alman mal, banka faizinden<br />

çok; karts ız ahş tan azd ır. Kart ın sat ınalma gücü elveri şliyse,<br />

peşin para ödemek de gerekmez. Kredi kart ınm türleri vard ır:<br />

Türlü kurulu şlarda geçerli kart; belirli kurulu şta geçerli kart; belirli<br />

mağaza zincirlerinin belirli bölgelerinde geçerli kart vb.<br />

Akaryak ıt istasyonlanndan da kredi kart ıyla yak ıt alınır. Bu istasyonlardan<br />

gereç, yiyecek vb satmayan; araba bak ım ı görevi<br />

de üstlenmeyenlerde sat ıc ının beklemesi gerekmiyor. Akaryak ıt,<br />

otamatlardan ya kredi kart ıyla ya da ka ğıt parayla alm ıyor.<br />

Kimi kredi kartlanyla yap ılan ahşlarda, borç<br />

altm ış gün içinde ödenirse faiz al ınm ıyor.<br />

Posta (ile) ödemeli sat ışlar da büyük ilgi görüyor.<br />

Isveç'te faizler vergilendirilmiyor. Örne ğin ayda 10<br />

bin kron kazanan biri, bunun 2 bin kronunu faize veriyorsa,<br />

(bu 2 bin kron dü şüldükten sonra) 8 bin kron üzerinden vergi<br />

öder.<br />

B &W Paralar ı Geri Verecek:<br />

ÇOCUK PANTALONLARI<br />

YIKANMAYA DAYANMIYOR<br />

B & W mağazalar ı , kar ile y ıkanan bir parti çocuk pantalonunu<br />

sat ıştan kald ırd ı ...<br />

Bu kötü pantalonlardan sat ınalanlar pantalonlar ı geri getirirlerse,<br />

paralar ı n ı geri alabilecekler..<br />

(Göteborgs Posten, 24 Mart 1988)<br />

Eve ya da i şyerine gelen (gezginci) sat ıcıdan özel gereksinimler<br />

için sat ınalman araç-gereçler, (özel anla şma gerekmeksizin)<br />

bir hafta içinde geri yenilebilir. Ta şınmaz mal, yiyecek


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 106<br />

ve 200 kronun alt ındaki araç gereçler geri verilmez. Ma ğazalardan<br />

sat ın alınan araç-gereçler için "aç ık sat ın alma" yöntemi uygulanabilir.<br />

Aç ık sat ın almada, anlaşmada gösterilen süre<br />

içinde mal geri verilebilir. Birçok ma ğaza da "de ğ iş tirme güvencesi"<br />

verir. Güvence süresi dolmadan mal geri verilip, yerine<br />

başka al ınır (ya da ödence belgesi saklanarak. mal sonra al ın ır ► .<br />

Ilanlar, özel ilan yerlerine as ılır, bas ında yay ınlan ır<br />

ya da konutlara özel da ğıtıc ıyla (ya da postayla) yollan ır. Posta<br />

yönetimi, ilan ve reklam istemeyen ki şilerin isteklerine uyar<br />

(adreslerine ilan-reklam b ırakmaz).<br />

ÖZEL GEREKS İ N İ MLER<br />

İ Ç İ N<br />

E Ş YA VE H İ ZMET<br />

F İ YAT GÖSTERGESI<br />

(1987'de İ sveç'te 100'ken)<br />

Norveç 113 Lüksemburg . .. .75<br />

Danimarka 110 İ talya 74<br />

Finlandiya 110 ABD 71<br />

ISVEÇ 100 Yeni Zelanda . . .70<br />

Japonya 97 Ingiltere 69<br />

Avusturya 94 Avustralya 69<br />

B Almanya 93 Kanada 68<br />

Fransa 87 İ spanya 57<br />

Belçika 84 Yunanistan 55<br />

Hollanda 81 Portekiz 44<br />

İ rlanda 79 Türkiye 27<br />

(Kaynak: Valfrds Bullet ı nen, Sayi 4, 1987)<br />

Her ilde günlük gazeteler ç ıkar. Herkes, ilinde (ülke düzeyinde<br />

değil) ç ıkan gazetelerden birini izler. Özel da ğıtıcılar<br />

sabah ın 05-07'sinde gazeteleri konutlara ula ştır ır. Gazeteler<br />

(ve de posta gereçleriyle ilan-reklamlar), birle şik konutlarda,<br />

kap ılardaki posta deliğinden bırak ılır. Ayrı konutlarda, soka ğa<br />

bakan bir yere konan özel posta kutusuna at ılır (kimi konutların<br />

posta kutular ı yanyana dizilidir).<br />

Kooperatifler olsun, özel kurulu şlar olsun o denli tekelle<br />

şmişlerdir ki, bas ında ve 'genel yerlerde kimi koca ilanlar ı<br />

kimlerin verdiğine şaşılır. Bu ilanlardan kimi örnekleri a ş ağıya<br />

alıyoruz:


PATATES<br />

KEMIKLER İ N<br />

KALS İ YUMA GEREKSINIMI VAR<br />

Her gün dükkâna dek bir yürüyü ş yaparak süt sat ınal!<br />

Yürüyüş yapman ve bacaklar ın ın gereksinimi olan kalsiyumu<br />

sağlam an bundan (süt sat ınalmak) zor de ğildir.<br />

Sorun, çoklarm ın, kemilclerin sa ğlamlaşmasm ı sağlayan<br />

süt içmeyi b ırakmasmdad ır. Genç kad ınlar şişmanlayacağın<br />

ı san ıyor. Birçok ya ş lı . damar sertli ğinden korkuyor.<br />

Gerçek şudur: Damar sertli ğinin nedeni kalsiyum<br />

değildir. Çok yağlı yemektir. E ğer yağı azaltmak istersen,<br />

"hafif süt" ya da "orta süt" iç!<br />

sağlar!<br />

caktır.<br />

Günde üç bardak (süt), kalsiyum gereksiniminizi<br />

***<br />

Süthaneler (Mejerierna)<br />

BENI SATIN AL<br />

Satacak bir şeyiniz varsa, söyleyecekleriniz de ola-<br />

On beş yaşın üzerindeki İsveçlilerin %91'i günlük<br />

gazetesini okur (Orvesto, 1979). Herkes gazetesine ortalama<br />

yarım saatini verir.<br />

Bu duyuru, 130 Isveç günlük gazetesi e şgüdüm organ ı<br />

olan "Günlük Gazeteler Pazar Dan ışmanlığı" kurulu şunca<br />

yay ımlanmaktad ır. Günlük gazeteler üzerine bilgi istersen, bu<br />

gazetenin ilan bölümüne (ya da do ğrudan bize: Günlük Gazeteler,<br />

PK 45136, 104 30 Stokholm) ba şvurabilirsin.<br />

Günlük Gazeteler (Dagspressen)<br />

***<br />

KÂGIT TORBA—PLAST İ K TORBA<br />

Koyduklann ız ın taze kalmasın ı elbette istersiniz.<br />

Ekmek gibi, yemiş gibi duyarl ı yiyeceklerin de.<br />

Plastik torba gerilir ve içine konulanlar ı sıkar. He-<br />

le de çok al ışverişlerde ve de torba dolu olunca.<br />

Güvenceli, sa ğlam kâğıt torba ile (plastik torbay ı )<br />

kar şılaş tır(al ım):<br />

107


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ-<br />

İstifi kolay. Taşıması kolay. Arabaya oturtması kolay.<br />

Kağıt torbadaki öte beri eve sa ğlam varır. S ıkışmadan,<br />

ezilmeden.<br />

Taze öte beriyi istiflemek ho ş değil mi? Sat ın ald ığın<br />

ız nitelik ve tazelikte.<br />

Gelecek kez ka ğıt torba alt ınız)!<br />

Doğay ı kirletmeyen Isveç kağıdı !<br />

Assi, Billerud, Backhammars. Holmen, Korsnas<br />

(Kağıt fabrikalar ı )<br />

***<br />

Taze M ısır<br />

KOPARMA KURALLAR'<br />

Kopanlacak olgunlu ğa gelen mıs ır. gövdede genellikle<br />

eğri durur. Püskülleri kararm ış ; sertle şip yuvarlakla şm<br />

ıştır.<br />

- D ışından anla, açma!<br />

Aç ılm ış koçandaki m ısır, gövdeden kopar ılmazsa<br />

bozulur. Taze m ısır aç ık sand ır. Kaynatınca (doğal) sanya<br />

dönüşür.<br />

M ısır koparmak eğlencelidir. Tüm aile ve dostlar ınızla<br />

m ısır tarlasına gidin! M ısır, yaln ızca yenmesinin iyi olmasıyla<br />

kalmaz, yararl ıd ır da.<br />

BUZLUKTA SAKLAMA VE BESIN DEGER İ<br />

Üç ay içinde yenecekse, oldu ğu gibi buzlu ğa konur.<br />

Buzlukta üç aydan çok kalacaksa, tuzsuz kaynar suda be ş<br />

dakika kaynatıld ıktan sonra, ılıtılarak konulması sahk verilir.<br />

Taze m ısır, buzdolab ı içindeki kapaklı buzluk bölümünde<br />

de (-6 derecede) bir haftaya dek saklanabilir.<br />

Taze mısırın 100 grammda 20 gr karbonhidrat;<br />

3 gr protein; 1 gr yağ bulunur. 107 kalori verir.<br />

durun!<br />

- Kış gereksiniminiz için buzluklann ızı mısırla dol-<br />

(M ıs ır tarlalarında da ğı t ılan el duyurusunclan)<br />

108


PATATES<br />

DAHA. ÇOK MAKARNA<br />

Makarnan ın tad ına doyum olmaz.<br />

Makarna pi şinnek kolayd ır.<br />

Makarna ucuzdur da.<br />

Ne şans! Makarna çabueak haz ırlanabilen besi-<br />

h int itdir.<br />

- Daha çok makarna!<br />

- En az haftada bir kez!<br />

***<br />

YAFA<br />

Tatl ı, kolay soyulur portakal.<br />

Ş imdi satic ı larc ı .<br />

YAFA<br />

Ku ııgsörnen (bir kurulu ş )<br />

***<br />

- Karm ıza en son ne zaman lale sundunuz?<br />

Sar ı lale, k ırm ı z ı lale, pembe lale...<br />

Yüzlerce lale türü bulunur.<br />

Ve lale ucuzdur da.<br />

( İmza yok)<br />

Bir kucak (dolusu) sat ı nalm!<br />

Hollanda Çiçek Dikicileri<br />

(N ı-Alan& blomsterlöksodlare)<br />

OKULA GÖTÜRÜN<br />

Isveç elmas'.<br />

Şimdi en iyi. Şimdi daha çok.<br />

Bugün sat ı nal!<br />

Isveç elmas ı , elma tad ındad ır.<br />

Isveç Yemi ş Destekleyicileri<br />

(Svenska fruktfrümjandet<br />

I 09


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ: 1 lo<br />

TU Ğ LA PASLANMAZ<br />

Tu ğla yanmaz.<br />

Tu ğla çürümez.<br />

-Tu ğla sa ğlam parad ır!<br />

***<br />

Etin kilosu 30. 50 ya da- 70 kron mu?<br />

Ve de bu ederler (besin ► değerini kar şılar m ı?<br />

P İ L İ Ç DÜNYA ET İ D İ R<br />

(imza yok)<br />

Kilosu 12-15 kron.<br />

Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i<br />

(Füreningen Fagelkiitproducenterna ►<br />

DÜNYA ET İ P İ L İ Ç<br />

Kimbilir, bunu bilmiyordunuz:<br />

Piliç, dünyan ın en iyi etlerindendir.<br />

Kalorisi ve ya ğı en az olanlardan.<br />

Ama size gerekli proteinler piliç te çok var.<br />

Ve piliç çok t ıcuzdur.<br />

Sosisten ucuzdur.<br />

S ığı r etinden çok uc ıızdur.<br />

P İ L İÇ DÜNYA ET1D İ R<br />

Amerikal ı lar, bizden be ş kez çok piliç yer.<br />

Frans ızlar ve İngilizler bizim yediimizin iki kat ından<br />

çok (piliç) yer.,<br />

Dünyan ın birçok mutfa ğında piliç, temel ettir.<br />

Bu bak ımdan. dünyadaki ülkelerden çok, piliç reçesi<br />

bulunur. Bu ilginç reçetelerden birkaç ı piliç sat ılan yer-<br />

bulunur. Onlar ı paras ı z edinebilirsiniz.<br />

1)ii ıv.a eli piliç!<br />

Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i


PATATES<br />

***<br />

YEMI Ş , YARARLI Ş EKERLEMED İ R<br />

Portakal, mandalina, geyfurt ve öteki turunçgiller size,<br />

karanl ık k ış aylar ında gereksinim duydu ğunuz C vitamini verir.<br />

Yemi ş ayr ıca okulda, i şte. spor çal ışmalar ında gücü art ıran ek<br />

kaynakt ır. Yemi ş , doğal şekerlemedir.<br />

Yemi ş Danış manl ığı (Fruktradet )<br />

***<br />

Çocuklara, sevdikleri patatesi verin!<br />

Felix (bir kurulu ş )<br />

***<br />

Ş imdi turfanda, sulu ve taze Isveç h ıyan var. Ondan,<br />

örneğin şöyle yararlan( ın):<br />

Dilinmiş hıyan, do ğranm ış mantar ve ince kıy ılm ış<br />

dereotu ya da maydanozla kan ş hr. Üzerine sirkeli salata<br />

sosu, su ve biraz da salata ya ğı dök. Isteğe göre de tuz ve<br />

biber (koy).<br />

***<br />

Isveç Sebze Destekleyicileri<br />

(Svehska gönsaksf~jandet)<br />

ET YE SA Ğ LIKLI OL<br />

Köfteyi kendiniz yap ıyorsan ız, bir (büyük) kişilik<br />

yemek 6 krona gelir. K ıymay ı ucuzluktan ald ıysan ız, daha da<br />

aşağı. Gerçekten sevilen yiyecek ve de ucuza. Ve, k ıymadan<br />

sonsuz değişiklikte yararlanma olana ğı var.<br />

Kıymadan bir yiyecek yap ki, renksiz günün ortasında<br />

parlak bir şölen olsun. Kasapta (k ıyma üzerine) reçeteler<br />

var.<br />

Et ye, sağlıkh ol!<br />

Et Dan ışmanlığı<br />

(Köttinformation)<br />

111


E Ğ LENCE, DINLENCE...<br />

112<br />

Kış, bahar ve yaz. Bu üç sezon bir ay içinde ya şanabiliyor<br />

Isveç'te. Do ğadaki bir günlük de ğişim, beyazın ye şile dönüşü,<br />

ye şilin daha ye şil olu şu gözle kolayca ay ırdedilebiliyor.<br />

Ay ırdedilemeyen durum, gündüzle geceyi ay ıran çizgidir. Güneşin<br />

dulunup karanlığın çökmesi saatlerce sürer.<br />

Yedi haftadan çok bir süre güne şin batmadığı Kuzey Isveç'te(*),<br />

y ılda 217 gün ısı s ıfırın alt ındad ır (güneyde 56 gün).<br />

Y ıllık ısı ortalamas ı kuzeyde -3; güneyde÷7 derecedir.<br />

30 Nisan "ak şamı belirli yerlerde ate ş yakılarak eğlenilir.<br />

Ülkenin üçte ikisine yak ın bölümünün karla kaplı olmasma karşın,<br />

bu, yaz ı karşılama şenliğidir. Noel (25 Aralık) için kesilen<br />

çamların ocak sonlanna do ğru evlerden kald ırılmasıyla, ate ş yakım<br />

yerlerine y ığınak ba şlar. Halk, evinde kullanamayaca ğı ne<br />

*) Kuzey Kutup Dairesini bir kez geçtim. Haziran sonlar ıydı. Saat tam 24'<br />

te Kuzey Kutup Dairesinde olacak denli arabam ı sürdüm. Güneyde, saat<br />

23.30 dolay ında güneş batmış tı. Saat tam 24.00'da Kuzey Kutup Dairesine<br />

girdi ğimde, (21 Haziran bir hafta geride kald ığından) güne şi göremedim.<br />

Arabam ı daha h ızl ı sürerek, 15 dakika sonra (20.25 km kuzeyde) güne şe<br />

ulaştım. 20.25 km daha sürünce, cad ırımı kurup yatt ım. Kalktığunda,<br />

karşılaşt ığım bir köylüyle "gece yar ısı güneşi" üzerine söyleşmek istedim.<br />

Ama konu, köylüye hiç ilginç gelmiyordu. Bir süre önce bir bölük Alman<br />

gezgincinin geldi ğini; çevrenin ormanla kapl ı olması nedeniyle, güne şi daha<br />

iyi görebilmeleri için kule vb yer arad ıklann ı alayl ı olarak anlattı (HTY).


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 113<br />

varsa atar bu y ığınaklara. Y ılın en çok içkisi de bu 30 Nisan ı 1<br />

May ısa ba ğlayan gece içilir. 1 May ısta araçlara taze yaprakl ı bir<br />

dal ya da yapay "1 may ıs çiçe ği"(*) tak ılır.<br />

Sokakta güne şi yakalayan Isveçli, boynunu güne şe doğru<br />

uzat ır. Soyunup özgürce evinin balkonuna ya da bahçesine uzanabilir.<br />

Stokholm dolay ındaki 24 bin adan ın kimilerinde kad ınlar<br />

"üstsüz" ve "alts ız" güne ş banyosu yaparlar.<br />

Yaz ın en önemli günleri, güne şin kuzeye en çok yaklaştığı<br />

"Yaz Ortas ı "dır. Dinlence günü (bayram) olan Yaz Ortas ı<br />

(Midsommar), 21 Hazirana en yak ın cumartesi günü kutlarur.<br />

Bir gün öncesiyle bir gün sonras ı da dinlencedir. Norveç, Finlandiya<br />

ve Danimarka'da da kutlan ır. Yaz Ortasında tüm yerle şme<br />

yerlerinde "may ıs direği" dikilir. Çiçekler ve dallarla süslü olan<br />

bu dire ğin çevresinde o gün dansedilir.<br />

Yaz Ortasında Kuzey Isveç'te güne ş, günün 24 saatinde<br />

de görülebilir; saat 24'te, Isveç'in üçte ikisinin en karanl ık yerinde<br />

ve bulutlu bir gökyüzü alt ında, en küçük gazete yaz ıları<br />

kolayca okunabilir.<br />

Yaz ın tv'lerin yay ı n süreleri k ısa; programlar önemsizdir.<br />

Küçük kentlerdeki sinemalar tümüyle kapal ı ; parklar, kır<br />

kahveleri c ıvıl cıvıldır. Kış boyunca evlerin pencerelerini süsleyen<br />

KONAKLAMA KURULU Ş L.ARINDA<br />

YATAK SAYISI<br />

(1986)<br />

Otel-motel 148.473<br />

Tatil köyü 40.545<br />

Gençlik oteli (hostel) 14.651<br />

TOPLAM 203.679<br />

(Kaynak:Statistisk ksbok, 1988)<br />

*) ilk "1 may ıs çiçe ği", 1907'de ç ıkarıldı. O y ıl 14 bin kron toplanarak,<br />

veremli çocuklara yard ım yap ıld ı. O zamandan beri, her y ıl ın 1 May ıs ında<br />

sat ılan, her y ıl de ğişik renklerdeki bu çiçeklerin say ısı yarım milyar bulur.<br />

Çiçekler, 1 May ıs Çiçekleri Ulusal Federasyonunun, 1.100 çevresel örgütünce<br />

sat ıl ır. 1987'de, 190 milyon kron topland ı. 1988'de 1 may ış çiçe ği<br />

3 kron; ç ıkartma ve araba çiçekleri 7 kron ve çelenkler de 15 kron olarak<br />

belirlendi. Toplanan paralarla hasta ve sakat çocuklara yararl ı çal ışmalar<br />

yap ıl ıyor.<br />

F 8


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 114<br />

saks ılar bahçelere, caddelere inmi ştir. Yazhk evleri bulunanlar<br />

ta şınmışt ır. Kışlan, özel burgularla kahn buzlar ı delinerek bal ık<br />

tutulan; üzerinde araba ko şturulan onbinlerce göl dinlenme,<br />

yüzme yerlerine dönü şmü ştür.<br />

Isveç'te herkes, isterse özel ki şilerin elinde olsun ormanda,<br />

kırda, deniz ve göl k ıy ıs ında (konutlar ın görme alan ı dışında)<br />

D İ NLENCE<br />

Çal ışanlar, y ılda en az be ş hafta (25 i şgünü) dinlence yapar. Dinlence<br />

y ı l ı , 1 Nisanla, ertesi y ı l ın 31 Mart ı aras ıd ır. Bir önceki y ı l ın 1 Eylü-<br />

lünden önce i şe ba şlayanlar, o y ı l tam (en az be ş hafta) dinlence yapabi-<br />

lirler. Be şinci hafta, be ş y ıl süreyle biriktirilebilir. Dinlence paras ı<br />

içinde bulunulandan bir y ıl önceki tatil y ı l ı " kazanc ı n ın %12'sidir.<br />

K İ MLER NE I


EĞLENCE, D İ NLENCE... 115<br />

özgürce dola şabilir. Ekili ve dikili alanlar d ışında (isterse çitle<br />

çevrili olsun) hiç kimseden izin almaks ız ın çilek, bö ğürtlen,<br />

kuşburnu, mantar... toplayabilir. Herkes diledi ği yerde 24 saat<br />

süreyle çad ır kurabilir (özel ki şilerin yerlerinde daha uzun kahnmak<br />

isteniyorsa, izin al ınması gereklidir). Tüm sularda yüzülebilir,<br />

sandalla gezilebilir, (avlanma izini varsa) bal ık avlanabilir<br />

(bir milyon ki şi bo ş zamanlar ında balık aylar). Kural, do ğaya ve<br />

canl ılara zarar vermemektir. Köpekler, yaban ıl hayvanlan ürkütmemelidir.<br />

Ço ğu kuş ve memeli hayvanlar ın dokunulmazlığı<br />

vard ır. Yavru ve yumurtalara da dokunulmaz.<br />

HAYVANLARA GENEL AF<br />

İ sveç hükümeti et süt ve yumurta veren hayvanlar için genel af ilan ediyor.<br />

Önümüzdeki günlerde Ba şbakan İ ngvar Carlsson ile bakanlar ı taraf<br />

ından imzalanarak yasala ş mas ı beklenen tasar ı , isveç'i "ya şamlar ın ı<br />

ortaya koyarak" besleme özverisi gösteren bütün hayvanlar ın "hareket<br />

özgürlü ğü"ne sahip olmas ı n ı öngörüyor. Bugüne kadar parmakl ı k, tel<br />

örgü ve çitlerin arkas ında a ğıl ve kümeslerde çileke ş bir ya şam sürdürmüş<br />

olan inekler, danalar, domuzlar ve tavuklar, bundan 1:1yle diledikleri<br />

gibi gezip tozma, diledikleri yerde e şinme ve yumurtlama duygusunun<br />

tad ına bakacaklar.. .<br />

Yeni yasaya göre, hayvan sahipleri büyükba ş hayvanlar ın ı özellikle yaz<br />

günlerinde a ğı llarda kapal ı tutamayacaklar. Tutarlarsa, haklar ında kovu<br />

şturma aç ılacak. Yani 'odama ve gevi ş getirme özgürlü ğü" güvence<br />

altı nda.<br />

Yeni yasa, en çok, ülkede ya şayan sekiz milyon tavu ğ u rahatlatacak.<br />

Bugüne kadar darac ık kümeslerde yaln ızca gagalar ın ı oynatacak kadar<br />

hareket özgürlüğüne sahip olan tavuklar, bundan böyle sal ına sal ına gezinebilecek<br />

ve canlar ı n ın çekti ğ i yere yumurtlayabilecekler...<br />

Yavuz Baydar (Cumhuriyet, 6 Aral ık 1987)<br />

Kentlerin kıyısındaki kimi göller yaban ördekleriyle doludur.<br />

Kimi memeli hayvanlann bile, yollar ını şa şır ıp kentlere<br />

düştüğü olur. Kışın hayvanlar ın beslenebilmeleri (ve de ormanlara<br />

daha az zararl ı olmaları) için uçaklarla yem at ılır. Yalnızca<br />

ku şlara verilen et, y ılda 100 ton dolay ındadır. Ço ğu Isveçli,<br />

tahtadan yuvalar sat ın alarak evinin önündeki a ğaçlara koyar; d ışansını<br />

kar kaplay ınca, evinin önüne bir s ır ık dikip, doru ğuna<br />

bir bağ yulaf bağlayarak ku şlara şölen verir. Ku şlar için de yiyecek<br />

satan bir hayvan yemi sat ıcısı, bir gazetedeki iki ku ş resimli<br />

duyurusunda şunlar ı demi ş :


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA —ISVEÇ—<br />

"- Kışın bizi dü şünün ki, yaz ın sizin için ötelim!"<br />

Göllerdeki adalara yolcu/araba ta şıyan arabal ılar (feribot)<br />

paras ızd ır. Akarsulardan, k ıy ıdan k ıy ıya arabahyla geçi ş de<br />

(köprü yerine) paras ızd ır. Denizlerdeki kimi adalara da paras ı z<br />

araba ve yolcu ta şı n ır.<br />

İ SVEÇ TEM İ ZLENECEK<br />

15 Nisanda İ sveç'te bahar temizli ği ba ş l ıyor. 47 spor derne ğ inin üyeleri<br />

yol k ı y ı lar ı ndaki çöpleri toplayacaklar. Devlet Karayollar ı da, trafik yelek<br />

leriyle çöp torbalar ı n ı sa ğ layacak.<br />

Yol k ı y ı lar ı n ı n temizli ği bir ay sürecek.<br />

(Vi Bilagare, 15 Mart 1989)<br />

Avrupa'da ilk ulusal park Isveç'te kuruldu (1910). Ulusal<br />

parklar, ço ğunluğu ülkenin kuzeyindeki da ğlık bölgelerde<br />

olmak üzere, her yerde kuruldu. Bu yolla. Avrupa'n ın y ıkıma<br />

uğramayan son do ğa parçalar ı da korunmu ş oluyordu.<br />

Orta Avrupa ve İngiltere'den zaman zaman gelen kirli<br />

hava, Isveç'in do ğas ına da zarar veriyor. Öteki endüstri ülkelerinden<br />

dinlemeye gelenlerin bir amac ı da, temiz do ğayla ba şba şa<br />

kalmakt ır. Öteki ülkelerin tersine, Isveç'te mazot, (havay ı haha<br />

çok kirletiyor gerekçesiyle) benzinden pahal ıd ır.<br />

200 görevli, incelemek amac ıyla ku şlar ın ayaklarına halka<br />

takar. 1988'de 153.583 ku ş , aya ğına halka (kod) tak ılarak<br />

sal ıverilmi ştir.<br />

ABD'NE G İ DEN İ SVEÇLI SAYISI<br />

(Bin Olarak)<br />

1986 70<br />

1987 105<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Haziran 1988)<br />

HAVALAR<br />

İlkin havalardan söz edilir Isveççede. Sonra dinlenceden.<br />

Siyasa konu şulmaz pek. Isveç'in, may ıs ve haziran ın kimi günle-<br />

rinde Avrupa'n ın en s ıcak ülkesi olmas ı , İsveçliyi çok mutlu eder.<br />

1973'te, bu mutlu günlerden biri Yaz Ortas ına rastladı .<br />

O gün bulutsuz, masmavi bir gökyüzüyle p ırıl p ırıl güne şi yaka-<br />

116


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 117<br />

tayan Isveçli su k ıyılarına, aç ık hava havuzlar ına ve yemye şil<br />

çimenlere ko ştu. O sabah, 07'de yap ılan ölçümlere göre, hava<br />

sıcaklıkları Isveç'in Norköping ve Stokholm kentlerinde 23 ve<br />

22; Karadeniz k ıy ılar ında 20; Venedik'te 18; Kanarya Adalarında<br />

17 ve Majorka'da (Balear) 13 dereceydi.<br />

Radyolar Yaz Ortas ı şenliklerini yansıt ırken s ık sık yay<br />

ımların ı kesiyor ve s ıcaklığın zararlar ı üzerine bilgiler veriyordu.<br />

Akşam gazetesi Expressen, ö ğleye do ğru ç ıkan o günkü say ısında,<br />

s ıcakl ık üzerine şu bilgi ve ö ğütleri s ıralıyordu:<br />

K İ M İ ÜLKELER İ N TUR İ ZM GEL İ RLER İ<br />

(1987'de Yabanc ı Turistlerden Sağ lanan Gelir. Milyar Dolar)<br />

Milyar Dolar Ulusal Gelirdeki Yüzdesi<br />

İ spanya 14,8 5,1<br />

İ talya 12,2 1,6<br />

Fransa 11,3 1,3<br />

İ ngiltere 10,2 1,5<br />

Avusturya 8,7 7,4<br />

B Almanya 7,6 0,7<br />

İ sviçre 5,4 3,2<br />

Belçika/Lüksemburg 3,0 2,1<br />

Hollanda 2,7 1,3<br />

Danimarka 2,2 2,2<br />

Yunanistan 2,2 4,7<br />

Portekiz 2,1 6,0<br />

İ sveç 2,0 1,3<br />

Türkiye 1,2 2,7<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Kasim 1988)<br />

- Tuzlu yiyecekler yiyin!<br />

- S ık sık du ş al ın!<br />

- Ağaçl ıklı yerlere girin!<br />

- Bira ve şarap da içinde, içki içmeyin!<br />

Yine bu gazetenin yazd ığına göre, dünyada en yüksek ıs ı ,<br />

1922'de Trablus (Lübnan) yak ınlar ındaki Aziziye'de saptanm ış :<br />

58 derecefsveç'teyse,1933 1te Uppsala yak ınlanndaki Ultuna'da<br />

38 dereceyi bulmu ş .


YOKSULLUKRAN VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 118<br />

YAZLIKLAR VE GEZILER<br />

Her Isveçlinin gönlünde a şıboyal ı (al) bir yazl ık ev yatar.<br />

Orta Isveç'te (özellikle Dalarna yöresinde) tüm köy evleri a şıboyandır.<br />

Aşıboyası, yüzy ıllardır gelenekselle şmi ştir.<br />

Ülkede 625.409 yazl ık ev bulunur (1986). Bu evlerin yarısında<br />

elektrik düzeni vard ır. Yazl ık evlerde k ışın, ortalama 10<br />

gün kal ın ır ve ço ğunda telefonla ısıtac ı açma düzeni bulunur(*).<br />

1987'de, halk ın %47'si dinlencesinin bir bölümünü yazl ık evlerde<br />

(ya da yazl ık konutlarda) geçirdi (i şçilerin %40' ı ; az gelirli<br />

görevlilerin %52'si ve çok gelirli görevlilerin %63'ü).<br />

200'ü kışın da aç ık olan 780 kamp yeri bulunur (1988).<br />

200 bin karavan (yürüyen ev) vard ır. Kamp yapan y ılda bir milyona<br />

yak ın kişiden, 650 binden ço ğu bu karavanlarda barım.<br />

Yüzlerce çad ır bir arada görülebilir. Kamp yerlerinin 200'ü sakat-<br />

D İ NLENCELER İ N İ EN ÇOK<br />

HANG İ ÜLKELERDE GEÇ İ R İ YORLAR<br />

(1981 ve 1987'de Ki şi Olarak)<br />

İ spanya 320.887 553.012<br />

Yunanistan 211.308 220.516<br />

K ı br ı s 66.988 91.042<br />

İ ngiltere 63.263 70.394<br />

İ talya 55.115 53.341<br />

Portekiz 45.705 33.866<br />

Yugoslavya 14.122 25.857<br />

Tunus 17.689 24.895<br />

Fransa 37.600 22.014<br />

Bulgaristan 15.955 21.359<br />

Avusturya 27.824 20.767<br />

İ sviçre 31.086 19.351<br />

Türkiye 12.693<br />

(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />

'!) Hesapl ı olmalar ın ın da etkisiyle, elektrik enerjisi ve telefon çok kullan ıl ır.<br />

Dönerli çal ışan, olağan bir fabrika i şçisi olarak, benim bir saatlik (net) kazanc<br />

ımla kent içi 240 telefon konu şması yap ılabiliyor. Bir saatlik kazanc ım<br />

karşıl ığı 60 W'luk lambay ı 2.750 saat yakabilirim ya da bir renkli tv'yi<br />

1.100 saat seyredebilirim. Bir buzdolab ın ın 190 gün çal ışmas ı ya da bir<br />

çamaşır makinesinin 68 kezçama şır y ıkamas ı sonucu kulland ıg ı ceryan ı<br />

da bir saatlik kazanc ım karşıl ığı ödeyebiliyorum.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 119<br />

lar ın bannmalanna uygundur. Ayr ıca 150'sinde de sakatlar ın<br />

kullanabileceği tuvalet bulunur.<br />

Her biri 10 ile 25 metrekare aras ı (bir ailelik) 5.500 kirahk<br />

yazlık kulübe vard ır.<br />

KARAYOLU A Ğ IR TA Ş IMA ARAÇLAR!<br />

(1988'de Sat ı lan 16 Tondan Yukar ı Kamyonlar ı n Yüzdesi)<br />

Volvo 50,7<br />

Scania 42,6<br />

Mercedes 3,7<br />

DAF 2,3<br />

Iveco 0,7<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Expressen, 5 Şubat 1989)<br />

Yollarda arabalar ardarda s ıralanm ış olarak gider. Farlarm<br />

(lâmba) gündüz de yak ılmas ı zorunludur. Yasal h ız ın 30 km/saat<br />

üzerine ç ıkan sürücülerin, sürücüük belgeleri geçersiz say ılır. içkili<br />

araba kullanmaktan, y ılda 4 bine yak ın ki şi tutuklarevine girer.<br />

Yanlış yere araba b ırakman ın (ya da ödenmi ş park süresini geçirmenin<br />

eden (ceza), en az park ederinin 500 kat ına dek ula şır. Kamusal<br />

yolculuk araçlar ına ço ğu kez bilet denetimsiz girilir. Biletsiz<br />

yakalanman ın ederi, en dü şük bilet ederinin 200 kat ıdır (öğrenci<br />

biletlerinin 400).<br />

İ SVEÇ'LE KOM Ş ULAR! ARASINDA<br />

ARABALI (FER İ BOT TRAF İĞİ<br />

(1987'de Ta şı nan Yolc ılSay ı s ı )<br />

Danimarka 26.008.300<br />

Finlandiya 8.000.000<br />

Almanya 1.797.300<br />

İ ngiltere 322.700<br />

Polonya 155.400<br />

TOPLAM 36.283.700<br />

(Kaynak: Expressen, 2 May ıs 1987)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 120<br />

Demiryolu ve, havayolu trafiği gözönüne al ındığında,<br />

kentler aras ında karayoluyla (otobüs) yolcu ta şımacılığı hemen<br />

hemen hiç yoktur. 1987'de, en büyük iki kent olan Stokholm'<br />

la Göteborg arasında trenle 645 bin ki şinin yolculuk etmesine<br />

karşıl ık, uçakla yolculuk edenlerin say ıs ı bir milyonu geçmi ştir<br />

(1.012.556).<br />

YOLCULUK ARAÇLARI<br />

(1986'da Yolcu/Km Yüzdesi)<br />

özel araba 75<br />

Otobüs, tramvay 9<br />

Tren 7<br />

Uçak 3<br />

Bilinmiyor 6<br />

TOPLAM 100<br />

Yazın iyi havalarda kimi küçük satış yerlerinin kap ısında<br />

şöyle bir duyuruya rastlanabilir:<br />

- Havalann güzelli ğine dayanamayarak kapatt ık!<br />

YÜK TA Ş IMACILI Ğ I<br />

(1986'da Ton/Km Yüzdesi)<br />

Karayolu 47<br />

Demiryolu 35<br />

Suyolu 18<br />

TOPLAM 100<br />

Güzün, kimi ağaçlann yaprakların ın k ızıla dönü şmesi,<br />

isveçliyi duyguland ırır. Komşudan yana geçen dal ın yemi şini<br />

de kom şu devşirir.<br />

Stokholm-Göteborg aras ındaki Göta Kanal ı, 32 y ıllık<br />

çalışmadan sonra 1832'de aç ıldı. Bu suyolunun toplam uzunluğu<br />

387 km'dir. Kanal ın Göteborg-Vffin ıern Gölü bölümünde<br />

(Trolhhtte Kanal ı ) bugün de oldukça büyük gemiler i şler (bu<br />

bölüm 1800'de trafi ğe aç ıld ı). Kimi yerleri dar olan N% -ınern-<br />

Stokholm aras ı (182 km) ekonomik de ğerini yitirmi ş tir. Uç


Avrupa ve Kuzey Amerika'n ı n Ba ş l ıca Ülkelerinde<br />

OKULLARIN YAZ D İ NLENCES İ<br />

ABD<br />

Avusturya<br />

B Almanya<br />

Belçika<br />

Bulgaristan<br />

Çekoslovakya<br />

D Almanya<br />

Danimarka<br />

Finlandiya<br />

Fransa<br />

Hollanda<br />

İ ngiltere<br />

İ rlanda<br />

İ spanya<br />

İ SVEÇ<br />

İ sviçre<br />

Italya<br />

Kanada<br />

Lüksemburg<br />

Macaristan<br />

Norveç,<br />

Polony'a<br />

Portekiz<br />

Romanya<br />

Sovyetler B<br />

TÜRKIYE<br />

Yoguslavya<br />

Yunanistan<br />

EĞ LENCE, D İ NLENCE... 121<br />

tembel günü gözden ç ıkarabilenler için iyi bir gezinti yeridir.<br />

Kanal ın en yüksek yeri, denizden 91,5 m yukardad ır.<br />

1 Temmuz - 4 Eylül<br />

1 Temmuz - 10 Eylül<br />

22 Haziran - 11 Eylül<br />

11 Temmuz - 31 A ğustos<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

1 Temmuz - 3 Eylül<br />

1 Temmuz - 31 A ğ ustos<br />

24 Haziran - 13 A ğustos<br />

1 Haziran - 17 A ğ ustos<br />

30 Haziran - 4 Eylül<br />

1 Temmuz - 3 Eylül<br />

26 Temmuz - 1 Eylül<br />

30 Haziran - 31 A ğustos<br />

23 Haziran - 18 Eylül<br />

9 Haziran - 21 A ğ ustos<br />

18 Haziran - 10 Eylül<br />

12 Haziran - 17 Eylül<br />

22 May ıs - 4 Eylül<br />

16 Temmuz - 14 Eylül<br />

10 Haziran - 1 Eylül<br />

22 Haziran - 18 A ğustos<br />

23 Haziran - 31 A ğustos<br />

25 Haziran - 29 Eylül<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

1 Temmuz - 30 Eylül<br />

1 Temmuz - 15 Eylül<br />

10 Haziran - 10 Eylül<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

(Kaynak: GP, 26 Şubat 1989)<br />

‘111~1~1■<br />

Isveçli çok gezer. S ıradan bir çal ışan ın bir haftal ık kazanc<br />

ı, (ölçüyü elden b ırakmazsa) gidi ş-geli ş uçak bileti içinde,<br />

Avrupa'n ın herhangi bir yerinde bir hafta ya şamas ına yeter. Isveç'le<br />

kom şu ülkeler aras ında işleyen arabal ılar ın (feribot) bir<br />

y ılda ta şıdığı yolcu say ısı 36 milyonu geçer (1987).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 122<br />

KONAKLAMA KURULU Ş LARINDA<br />

YATAK SAYISI<br />

(1987)<br />

Otel-motel 151.492<br />

Tatil Köyü 45.338<br />

Gençlik Oteli (Hostel) 15.401<br />

TOPLAM 212.231<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1989)<br />

Yurtd ışına uçakla gidip gelen yolc ılssay ısı (tek yön) iki<br />

milyondan _çoktur (ülke içi uçak yolcusu say ısı 19 milyon).<br />

AV HAYVANLARI VE TRAFIK<br />

Kimi hayvanlar, kimi zamanlarda avlanabilir. Kuzeyde biraz<br />

ay ı(*) vard ır. Kurt tükenmi ştir. Yaban tav şan ı, tilki, yaban tavu ğu<br />

vb hayvanlar ın yan ı sıra, (s ığır büyüklüğünde, erkekleri boynuzlu)<br />

100 bin geyik (ülg) avlan ır.<br />

57 AYI VURULACAK<br />

Ülkede 57 ay ı vurulacak Av, üç ilde yap ı lacak. Norrbotten'de 19 . Vüsterbotten'de<br />

12 ve ümland'ta 26 (ay ı). Dalarna'da da valilikçe ay ı<br />

vurma planlanm ışt ı ama, Do ğay ı Koruma Dairesi kar şı ç ıkt ı .<br />

Ay ı bolluğu olan J ümtland' ı n Hürjedalen bölgesinde bile (rastlanan)<br />

her ay ı vurulamayacak. Ara şt ı rmac ı Anders Bjürvall'a göre bu y ıl 40<br />

ay ı vurulacak:<br />

"- Ay ı lar ı m ı z, (bu) avla tükenmez. Yine de ava ba ş lamadan önce tam say<br />

ıy ı saptamaya çal ışacağız. Bugünkü bilgimize göre, ay ı say ıs ı 450-600'<br />

dür. Bu say ı ço ğalabilir."<br />

Kahverengi İ sveç ay ı lar ı , yaban ıl (olarak) ya şar ve güneyde Vürrnland'a<br />

dek inerler. Gezgindirler. 1975 Haziran ı nda Bengfors ta görülen bir ay ı<br />

o y ı l ı n ekiminde Güney Vürmland a inmi ş daha sonra da Vüstman<br />

land' ın Hallstahammar ında görülmü ştü.<br />

Ay ı , a şa ğı yukar ı üç y ılda olgunlu ğa eri şir. Yavrular ı n ı ocak ay ında ve<br />

inde doğurur. Yavrular, iki y ı l aralar ı n ı izler. Çiftle ş me ay ı hazirand ır.<br />

(Gteborgs Pesten 20 Eylül 1987)<br />

*) "Ay ı" (björn) sözcü ğü bir yergi ûlarak kullandmaz Isveç'te. Tersine,<br />

soylulu ğu, güçlülüğü içerir. Ki şiler "ay ı" sözcü ğünü hem-ad, hem de soyad<br />

olarak kullan ırlar. Stokholm içi 1987 telefon katolo ğunda, sözcü ğün önekleri<br />

d ışında 533 "ay ı"l ı soyad ı alan ki şi saptad ık. Bunlardan 109'u yal ın<br />

(björn); 57'si "aylo ğlu" (björnsson); 47'si "ay ıda ğı" (björnberg) öteki-<br />

ler de türlüdür.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 123<br />

TRAF İ K KAZALARINDA<br />

ÖLEN KARACA VE GEY İ K SAYISI<br />

Karaca Geyik(Mg)' Toplam<br />

1980 5.900 5.200 11.100<br />

1981 5.700 5.900 11.600<br />

1982 5.200 5.650 10.850<br />

1983 6.600 4.900 11.500<br />

1984 8.000 4.600 12.600<br />

1985 8.900 5.050 13.950<br />

1986 9.900 4.800 14.700<br />

1987 11.350 5.800 17.150<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 21 Kas ım, 1988)<br />

1988 say ılar ına göre, polise yans ıyan trafik kazalar ın ın<br />

%44'ilnü, arabalar ın geyik ve karacalara çarpmas ı olu ş turuyor.<br />

O y ıl 13.200'ü karaca ve ren geyi ği; 5.355'i iri geyik (Mg) olmak<br />

üzere 18.555 hayvan ya şam ın ı yitirdi. Arabalar ın bu hayvanlara<br />

çarpmas ı sonucu 20 ki şi öldü, 800 kişi de yaraland ı . Trafikte yaşamın<br />

ı yitiren ku şlar ın say ısı milyonu a şar. En çok yiten ku ş serçedir.<br />

Serçeyi ispinoz, mart ı ve tarlaku şu izler.<br />

VURULAN GEY İ K (ALG) SAYISI<br />

1939 8.916<br />

1949 15.435<br />

1959 32.559<br />

1969 33.757<br />

1979 116.482<br />

1982 174.741<br />

1983 168.371<br />

1984 143.775<br />

1985 128.014<br />

1986 122.240<br />

(Kaynak: Dagen ,. Nyheter, 18 Kas ım 1988)<br />

K I Ş<br />

Isveç'te yaz gibi k ış da özlenir. Göllerin buz tutmas ı<br />

özlemle beklenir(*). Kuzey Isveç'te, buzlu yollarda tutunmak;<br />

*) ülkenin en s ıcak yerlerinden olan, güneybat ıdaki Kuzey Denizi k ıy ıları<br />

bile kimi y ıllar- donar. Göteborg yak ınlar ındaki adalara, denizyolu yerine<br />

karayoluyla (buz üzerinden arabayla) ula şıldığı olur.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 124<br />

çocuk ve öteberi ta şımak için özel k ızak kullan ılır. Ayaklar ı<br />

demirden ve iki m kadar olan bu k ızaklarda bir oturak ve iki tutacak<br />

(sap) bulunur. Sürücünün elleri tutacaklarda; bir aya ğı ,<br />

kıza ğın bir aya ğındad ır. Öteki aya ğıyla kızağa hız verir. Bu<br />

kızaklar, yollar ın kayganlığı nedeniyle hızh sürülemeyen bisikletlerle<br />

yan şabilirler.<br />

BAHAR GEL İ YOR<br />

Baharda kediler huysuzla şır ve ev d ışını yeğlerler. Bu durum, çok evli<br />

yerlerde sorun yarat ır. Kediler, geceleri miyavlayarak çevreyi tedirgin<br />

eder; kum sand ıklarına ve çiçeklere pislerler. Sa ğl ık yönetmeli ğinin 57.<br />

maddesi uyar ınca, ev hayvanlann ın kimseyi tedirgin etmemesi gerekiyor.<br />

Biliyorsunuz ki, kedinizin konutunun (ve bahçeniz) d ışında bulunmas ı ,<br />

yasal yönden sak ıncalıd ır.<br />

Kedisi olanlar!<br />

- Kedinizi gözetiniz!<br />

- Geceleri kedinizi evde bulundurunuz!<br />

- Eğer cins kedi değilse, gebelik haplar ı veriniz!<br />

Sorun büyürse, belediyemizin kedinizi vurarak öldürme yetkisi vard ır.<br />

Ama, bunu yapmak istemiyoruz.<br />

- Öyleyse, kedinizi gözetiniz!<br />

(Kugsbacka Belediyesinin 5 Mart 1981 tarihli Göteborgs Posten'deki duyurusu)<br />

Ço ğu kurulu ş , Noel ve y ılba şı dinlenceleri aras ında da<br />

dinlenceye girer. Noel öncesi evler, kurulu şlar ve kimi caddeler<br />

süslenir. Noel için kesilen çamlar ın dalları ışıkland ınlır. Evlerde,<br />

eğlence yerlerinde... mumlar yanar. Çocuklar arma ğanların ı Noel<br />

sabahı çamlann dallar ında bulur. Arma ğanlarm, yast ıklann alt ı -<br />

na konuldu ğu; Noel Baba giysili ki şilerin da ğıtt ığı da olur.<br />

MÜZIK DINLEME<br />

(Günde Kaç Dakika ve Nereden Dinliyorlar. 1987)<br />

9-14<br />

Ya ş<br />

15-24<br />

Ya ş<br />

9-79<br />

Ya ş<br />

Radyodan 66 182 168<br />

Kasetten (bant) 51 86 69<br />

Plaktan 64 91 74<br />

(Kaynak: Aftonbladet, 3 Mart 1989)


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 125<br />

Her yerle şme yerinde bir "Lucia K ızı" (ya da güzeli)<br />

seçilir. Bu k ızlar aras ından da ülkenin Lucia K ızı seçilir. Lucia<br />

Kızı, 13 Arahkta, çevresinde mumlar yanan ba şındaki taçla (ve<br />

de dereceye giren öteki k ızlarla) okulları, hastaneleri... dola şır.<br />

Lucia Şarkısı söylenir(*).<br />

Paskalya'da yumurta yenir. Hava fi şekleri patlat ıhr. Kimi<br />

küçük (2-10 ya ş ), eski giysili, yüzleri boyah k ızlar evlerden armağan<br />

toplarlar(*). Bir a ğaçtan kopar ılan küçük bir dalın, içinde<br />

su olan bir şi şeye oturtularak, evde yaprak açmas ın ın gözlenmesi<br />

bu günlere rastlar.<br />

ULUSAL GÜN<br />

Isveç'te bir "ulusal gün" yoktur. Dinlencesi olmayan bir<br />

"bayrak günü" kutlan ır. Uluslararası etkinlikler d ışında ulusal<br />

mar ş çahnmaz. Son y ıllarda Isveçli sporcular ın uluslararas ı karşılaşmalarda<br />

çok birincilik kazanmalan, ulusal mar şm ezgisini<br />

belleyenlerin ço ğalmasın ı sağlad ı .<br />

*) Söylenceye göre, Sicilyal ı güzel gözlü Lucia'ya H ıristiyan olmayan bir<br />

genç tutulur. Lucia gence gözlerini (bir tabak içinde) yollar. Genç, H ıristiyan<br />

olur. Tanrı Lucia'ya daha güzel gözler verir (gözlerinin güzelli ği nedeniyle,<br />

göz doktorlann ın koruyucu meleği olur). Lucia 304'te yak ılarak<br />

öldürülecekti. Ama ateş onu etkilemedi. K ıl ıçla öldürüldü.<br />

Lucia Günü, eskiden 21 Aral ıkta kutlan ırd ı. Sonra 13 Aral ıkta (Küçük<br />

Noel olarak) kutlanmaya başland ı.<br />

Ak gelinlik giyen Lucia K ız ı, başında, mumlar yanan tactyla (çelenk) ve<br />

arkas ında öteki Lucia k ızlarıyla Lucia Gününü kutlar. 1600'den sonra,<br />

Lucia K ız ı ve kervandaki öteki k ızlar kilise, hastane, okul ve otelleri dolaşmaya<br />

başlad ı. 1927'de Stockholms Dagblad gazetesinin öncülü ğüyle<br />

Lucia K ız ı seçilmeye başland ı. Lucia Ş ark ıs ı (Sankta Lucia), Teodora<br />

Cottrau'nun besteledi ği sevilen bir Italyan ezgisidir.<br />

*) K ıta Avrupasında, "cad ı" olduklar ı gerekçesiyle yüzlerce y ıl, on binlerce<br />

kad ın yakıld ı. Ortaçağ boyunca ve 1500'lü y ıllarda bu olgu Isveç'te de yaşand<br />

ı. 1670'lerde' "cad ı avı" yaygınlaşt ı. Isveç halk ın ı cadılardan (ve de<br />

büyüden) kurtarmak gerekçesiyle sekiz y ılda 300 dolay ında kadın yak ıldı.<br />

Büyü salgın ı 1668'de Dalarna'daki 541jedalen'de ba şlad ı ve kuzeye do ğru<br />

(tüm Norrland'a) yay ıldı. Hükümet, "büyü kurullar ı" kurarak, çocukların<br />

tan ıklığına bile başvurdu. Çocukların, (çoğu kez düşlerinde görüp) "cad ı "<br />

olarak gösterdikleri kad ınlar, önce asıl ıyor, sonra da yak ıl ıyordu. Analar<br />

ını cad ı olarak gösteren çocuklara rastlan ıyordu. On be ş kad ının birden<br />

yak ıldığı oldu.<br />

1669'da:lıükümet, kullan ın cadılardan kurtarmak için, her kilisede Tanr ı'ya<br />

yakarılmasını istedi.<br />

Paskalya'da, eskili püskülü k ızların ev ev dolaşıp öte beri toplamalan, bu<br />

cad ıl ı devirleri simgeler.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 126<br />

1986'da, Komünist Partisi parlamenteri Alexander Chirisopoulos,<br />

şu gerekçeyle "eski imparatorluk devirlerinden kalma"<br />

ulusal mar şın deği ştirilmesini istedi:<br />

"Bugün, ll. Gustav Adolfun, X. Şarl' ın ve X11. Şarl' ın<br />

fetihleri nedeniyle gö ğsü kabaran bir tek Isveçli oldu ğunu sanmıyorum.<br />

Ulusal mar ş, eski dönemlerdeki imparatorluk dü şleri<br />

yerine, bar ış ve dayanışma gibi konulan içermelidir."<br />

NORVEÇ GULDÜRÜLER İ<br />

Güldürüler, daha çok Norveçli üzerine düzenlenir. Norveçlinin<br />

bir ilginç davran ışı , güldürüye dönü ştürülür.<br />

Örneğin, 1981'de Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı , İngiltere'<br />

yi 2-1 yenince, oyunun Norveçli anlat ıc ısı Björge Lillelien'in<br />

bitiri ş sözleri, Isveç'te haftalarca güldürü konusu oldu. Tv ve<br />

radyoların spor programlar ı (kimi kez haberler de) Lillelien'in<br />

gösterisiyle(!) ba şlad ı. 2-1'lik oyunun bitimini, sözcük sözcük<br />

şöyle bağlamışt ı Björge Lillelien:<br />

"— Biz, dünyada birinciyiz!<br />

--Biz, dünyada birinciyiz!<br />

— Biz, İngiltere'yi Dünya Kupas ından eledik!<br />

—Inan ılmaz olay! Biz, İngiltere'yi eledik! İngiltere, savaşımc<br />

ı karde ş ülke. Lord Nelson,. Sir Winston Churchill, Sir<br />

Anthony Eden, Clement Attlee, Henry Cooper, Lady Diana.<br />

Bunlann tümünü birden yendik!<br />

"- Margret Thatcher, beni duyuyor musun? Sana bir haberim<br />

var: Sava şı biz kazand ık! Biz, İngiltere'yi Dünya Kupasından<br />

eledik!"<br />

BIR NORVEÇ GÜLDÜRÜSÜ<br />

Bir Norveçliyle bir Isveçli, uzay üzerine söyle şiyorlarm ış . Norveçli<br />

övünmüş :<br />

"- Biz Güneş 'e adam yollayaca ğız!"<br />

"- Ama yanar!" demiş Isveçli.<br />

Norveçli düşünmüş ve şu karşıl ığı vermiş :<br />

"- Elbette ki, gece yollayaca ğız!"<br />

(Norgehistorier, Bölüm 2, 1985, Sayfas ız)


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 127<br />

1976'daki K ış Olimpiyatlar ında bir Norveçli sporcu "alt<br />

ın"a yakla şırken, durumu anlatan Lillelien, co şkudan kendini,<br />

anlat ıcı yerinden (izleyicilerin üzerine) atm ışt ı .<br />

Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı. B Almanya'y ı yenip, Moskova<br />

Olimpiyatlar ına kat ılmay ı güvenceye al ınca da co şmu ştu<br />

Lillelien:<br />

"- Yolda ş Brejnev! Yolda ş Brejnev, biz de geliyoruz!"<br />

SOĞUKKANLILIK ÖRNEKLERI<br />

Isveçli so ğukkanlıd ır. Kimse kimsenin i şine kar ışmak iste<br />

ınez. 1977'den beri kendi konutumuzda oturuyoruz, yaln ızca<br />

bir kom şumuzla, birer kez evlerimize konuk olduk (o kom şumuz<br />

da ta şınd ı ). Tek bir kom şumuzla olağan selamla şıyoruz.<br />

1960'larda çal ıştığım kağıt i şletmesinde, tomruklar ın denizden<br />

(havuz) banda sal ıverilme i şinde de çal ışıyordum. Kabuğu<br />

soyulmu ş olan üçer metrelik tomruklar, banttan b ıçaklara<br />

.(değirmen) giriyor; orada yongaya çevrildikten sonra. hava bas<br />

ınçl ı borularla ka ğıt yap ım yerlerine ya da y ığınlara yollan ı -<br />

yordu.<br />

Bir k ış günü çal ışırken, aya ğı mın kaytnas ı sonucu denize<br />

düştüm. Is ı , sıfırın alt ında 16 dereceydi. Dü ştüğüm yerle soyunma<br />

yap ısı aras ın ı ko şar ad ım yürürken, aradaki yap ı i şinde çal ışan<br />

7-8 i şçiden 3'ü gördü durumumu. S ınls ıkla ınlıı m ı gören o<br />

3 işçi, göstermedi arkada şlarına beni.<br />

Soyunma yerine geldi ğimde, giysilerimin kimi yerleri donarak<br />

kaskat ı olmu ştu. Ama neden göstermemi şti beni arkada ş -<br />

lar ına o 3 işçi? O so ğukta ilginç de ğil miydi durumum?<br />

Be ş dakika daha so ğu ğa dayanmay ı göze alarak d ışar ı ç ı -<br />

k ıp, denize dü ştüğüm yere dek ko şup geldim. Bir bölümü daha<br />

gördü durumumu. Ama co şku yoktu hiç birinde! Hiç biri, arkada<br />

şını dürtüp göstermedi beni.<br />

Kendimi du şun alt ına att ım ama, donakald ım Isveçlinin<br />

soğukkanl ıl ığına!<br />

Sekiz ki şiydik, 1960'larda çal ış t ığım kağıt i şletmesindeki<br />

bölümde. Finlileri saymazsak, bir ben yabanc ıyd ım. Yemek


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 128<br />

ve kahve aral ıklarında hep birlikte otururduk. Biriyle birlikte<br />

çalışırd ık. S ık olmasa da, gevezelik etti ğimiz de olurdu. Bu i şçilerden<br />

biri (birlikte çal ış t ığım ız de ğil ► , i şe ba şlad ığı= yedinci<br />

ay ında ad ımı sormay ı düşündü. On be şinci ayda, ad ımı öğrenebilenlerin<br />

say ıs ı üçtü. Haftada iki üç kez ek i ş olarak çal ış tığım<br />

restoranda on iki kadar i şçi vard ı . İki y ıl sonunda, bunlardan<br />

yaln ızca üçü belleyebilmi şti ad ım ı .<br />

ISVEÇLILER<br />

Isveçliler, asl ında çok duygulu ve duyarl ı insanlar. Ancak, bunu göstermeye<br />

al ışmam ışlar. Isveç kültürü, insanlar ın sevinç ya da öflcelerini<br />

göstermelerine izin vermiyor!<br />

Jean Philips-Martinsson<br />

(Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Şubat 1982)<br />

Şimdi çal ıştığım küğıt işletmesinde, i şe ba şladığımın<br />

alt ınc ı ay ında, "Mustafa"n ın Türk mü oldu ğunu sordu i şçi arkada<br />

şlar ımdan biri. Çal ış tığı yeri gösterdiler, an ımsayamad ım<br />

Mustafa ad ında birini. Oysa toplam on iki ki şiydik bölümde ve<br />

de biribirimizi tan ıyorduk. Çal ışma kartlann ı inceledim, vard ı<br />

bir Mustafa. Soyad ı da Mustafa'yd ı bu Mustafa'n ın. Bulgaristan'<br />

dan gelme olabileceğini dü şündüm. Görü şmememizin nedenini<br />

de, Mustafa'n ın hastal ıkta olabilece ğine ba ğlamak istedim. Ama<br />

kart ı basıl ıydı (işe gelmi şti). Sonra anla şıldı ki, çok yak ınımda<br />

çalışan, iyi anla ştığımız Yugoslav yurtta şın ın adıymış Mustafa!<br />

Makedonya'dan gelmi ş. Anası Türk'müş . Çok az Türkçe sözcük<br />

biliyor Mustafa.<br />

Yaşl ı bir Isveçliyle çal ışıyordum. Sık s ık hastalığa ç ıkar,<br />

çok içerdi. I şten ç ıkarken kart ın ı basmayı hiç beklemezdi. Sonradan<br />

"erken emekli" oldu. Birlikteli ğimizin iki y ıh geçtiği bir<br />

pazar günü, yaln ızca ikimiz kalm ıştık. Önemli bir i şim vard ı ki,<br />

erken ç ıkmahyd ım. Kartları onun basmas ın ı isteyince şöyle dedi:<br />

"-Ben senin ad ın ı bilmiyorum. Kart ın ı göster de basay ım!<br />

"Sen" (du) sözcüğü çok içtenlikle kullan ıl ır İsveççede.<br />

"Siz" kullan ımdan kalkmış t ır. Özellikle bu yüzden, ki şinin ad ın ı<br />

belle ınek pek gerekmiyor. Adlar ın ba şına eklenen "say ın" türünden<br />

sözcükler de kullan ıl ın ıyor. Ki şinin yeri neresi olursa olsun,<br />

ad ıyla (soyad ıyla de ğil) ça ğırıl ır. Anasın ı ya da babas ın ı da<br />

ad ıyla ça ğıranlar çoktur.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 129<br />

Kişiler, öteki ki şilerin i şlerine pek kar ışınaz. Kar ı ve ko<br />

ca, ço ğu kez ayr ı ayrı i şlerde çal ışırlar.<br />

Isveç'e geli şimizin ilk y ı l ıyd ı. Her gün i şe arabas ıyla gelen<br />

bir işçi, bir gün motosikletle gelince, kimin oldu ğunu sormu<br />

ştuk motosikletin. Kar ıs ının olduğunu söylemesi çok şa şırtm<br />

ıştı bizi. "Bizim" demeliydi!<br />

Bir ara yaz ı-hesap makineleri al ışveri şi de yapt ım. Isveç<br />

düzeyinde, yerel gazetelere duyuru vererek topluyordum makineleri.<br />

Kimi sat ıc ının, benim geçece ğim zamanlarda evde bulunmayaca<br />

ğı nedeniyle çok makine kaç ırd ım. Ço ğu kez kar ı , kocasın<br />

ın makinesinin sat ışına yaln ızca "falan saatte evde olur" diyerek<br />

yard ımc ı olabiliyordu. Makinenin bir kom şuya b ırak ılmas ın ı<br />

önerdiğimde, tan ıd ık bir komşular ı bulunmad ığın ı söylüyorlard ı .<br />

'üç kez şöyle çözümlendi sorun: Onlar makineyi kap ı önüne (ya<br />

da bahçede bir yere) b ırakt ılar, ben makineyi al ıp, ederini posta<br />

deliğinden eve (ya da kutuya) b ırakt ım.<br />

Isveçli yaln ızca yurtd ışına ç ıkınca s ıcakkanl ı olur!<br />

İ STED İĞİ N İ ZDEN ÇOK. MU İ Ç İ YORSUNUZ?<br />

Götürebilece ğinizden çok içmeye ba ş lad ın ızsa ve b konuda sorununuz<br />

varsa, dan ışma büromuza baş vurunuz.<br />

Sizinle (ve de kocan ız/kar ı n ızla) beraber bir ç ık ış yolu aramaya haz ı r ız.<br />

Durumunuzu iyiye do ğru etkileyebilmek için yard ımc ı oluruz.<br />

İ sterseniz, bu ili şkilerimiz gizli kal ır.<br />

Alkol Sorunlar ı Dan ışma Bürosu<br />

(Udgivningsbyrk ı i alkoholffigan)<br />

IÇKI VE UYU Ş TURUCU<br />

Denilebilir ki Isveçli, tek bir iste ğini diledi ğince gerçekle<br />

ştiremez: Içki içmek. Isveç'te içki, örne ğin Almanya, Hollanda<br />

ya da Fransa'dakinin dört kat ı pahalıdır.<br />

Önümde, 21 Haziran 1971 tarihli bir gazete kesiti var.<br />

Kesitte, bo ş bira şi şelerinin ortas ında, "ellerindeki son bira şi şe<br />

leriyle iki Isveçli" foto ğrafı var. Yer, Kopenhag'ta bir futbol alan<br />

ı (Danimarka-Isveç futbol kar şıla şmas ı sonu). Foto ğrafın tamamlay<br />

ıc ı yaz ısı şu:<br />

"- 35 bin seyirci ve 200 binden çok şişe!"<br />

F 9


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 130<br />

Şöyle dedi bir Isveçli arkada ş :<br />

"- E ğer içkili bir toplant ıya gideceksen, önce evde bir iyi<br />

içeceksin!"<br />

Ve ekledi:<br />

"- Ama onun da riski var: içkili olan ki şiyi içkievine almıyorlar!"<br />

Bu da gelmi ş arkada şın ba şına.<br />

San ırım İsveçlinin yurt d ışı dinlencelerine çok ç ıkmas ı,<br />

n ın ba ş nedeni, "doyas ıya içki içebilmesi"dir. 18 Ş ubat 1987<br />

tarihli GT, Isveçli gençlerin Avusturya'daki davran ış lar ı üzerine<br />

(Avusturya gazetelerinin yazd ıklar ından parçalar da vererek)<br />

şunlar ı yaz ıyor:<br />

Ö Ğ RENCININ S İ GARA İ ÇMES İ<br />

SINIF SORUNUDUR<br />

Konusunda Isveç'in en büyük ara şt ı rmas ı yap ı ld ı .<br />

Temel c kulun (ilkokul) yedinci s ı n ıf ından (13. ya ş), uygulamal ı ve kuramsal<br />

liseleri ikinci s ı n ıf ına dek, 7.000 ö ğrenciye, yan ıtlar ı sakl ı<br />

tutulmak güvencesiyle içki, sigara ve uyu şturucu al ış kanl ı klar ı soruldu.<br />

(...) Uygulamal ı liselerde k ızlar ın %39'u sigara içiyor. Bu oran temel<br />

okulun 8. s ın ıfı nda %21 ve kuramsal liselerde yaln ızca %19'dur.<br />

Erkekler kesiminde sigara içenlerin oran ı (k ızlara göre) en az ından yar<br />

ıya dü şüyor. K ı zlarla erkekler aras ı nda böyle büyük ayr ı l ı k var.<br />

Böyle olmakla beraber, erkeklerin tütün tüketimi (k ızlar ınkinden) az<br />

de ğil. Erkekler, onun (sigara içmek) yerine enfiye (çürütülmü ş tütün)<br />

çi ğniyorlar.<br />

Toplam ö ğrencilerin %8'i enfiye çi ğniyor. Bu oran ın içinde (çok az<br />

olarak) k ı zlar da var.<br />

Uygulamal ı liselerde ö ğrencilerin %36's ı enfiye çi ğniyor. Bu cran, kuramsal<br />

liselerin yakla şık iki kat ı .<br />

(Ara şt ı rmay ı yapan) Lars Wernstedt, tütün tüketiminin s ı n ıf sorunuyla<br />

ilgisinin aç ık oldu ğunu (da) seylemek istiyor. Dü şük öğrenimli ailelerden<br />

gelen gençlerin sigara içmeleri de, enfiye çi ğnemeleri de çok<br />

oluyor.<br />

(GT <strong>Gazetesi</strong> 5 Kas ı m 1987)<br />

"Son y ıllarda Isveçli gençler, Avusturya'daki spor dinlencelerinde<br />

yaban ıl oluyorlar. Kendilerinden geçerek içiyorlar.<br />

Nedeni anla şılamayan kavgatar ç ıkar ıyor; vurup 'ar ıyorlar.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 131<br />

Uzun süredir kimi oteller Isveçli almak istemiyor. Avusturya<br />

yetkilileri, sorunun çözümü için Isveç'ten yard ım istiyor<br />

(...). Coca colaya rom kar ışt ınp, şerbet içme h ız ıyla içiyorlar.<br />

Her hafta, içkiden zehirlenen Isveçliler bak ım için hastanelere<br />

kald ırıl ıyor (...). Birçok yer, sarho ş gençlere içki vermek istemiyor.<br />

Ama gençler içeriye (gizli) içki sokuyorlar. Eski Isveç halk<br />

parklar ında olduğu gibi, tuvaletlerde içiyorlar..."<br />

20 yaşı n ı doldurmayanlar ın içki sat ı nalmalar ı yasakt ır.<br />

Gençlere içki vermek de yasakt ır.<br />

Yasaya kar şı ç ıkanlar para ve kötüsünde tutuklarevine at ı lma ile ceza<br />

land ır ı l ı rlar.<br />

Ana-babalar, yasa sizi de kapsam ına al ır!<br />

Tekel<br />

(Systembolagat)<br />

Ben yine de içkinin, Isveçlinin midesinde " şişede durluğu<br />

gibi" durdu ğunu savunmak isterim. Yirmi be ş y ıld ır Isveç teyim,<br />

iki Isveçlinin, biribiriyle dövü ş ya da kıyasıya kavga ettiğine<br />

hiç tan ık olmadım. Içkili yerlerde de çah ştım. On bir y ılım da,<br />

"Isveç'in Şikagosu" olarak da bilinen Gkvle'de geçti.<br />

Içki, yaln ızca tekel ma ğazalarında (Sys: mbolagat), yirmi<br />

ya şından büyüklere sat ıhr. Iki kezden çok yakalan ıp, geceyi polis<br />

karakolunda geçiren a şırı sarho şların adlar ı, kara listelere<br />

geçer. Bu ki şiler içki sat ın alamazlarsa da, ba şkalarına aldırma<br />

yolunu bulurlar.<br />

Kad ınlar çok içince, sokakta dola şmay ı pek sevmiyor. 1984'te yaln<br />

ızca 6.985 kad ın, çok içkili olmalar ı nedeniyle geceyi polis karakolunda<br />

geçirdi. Erkeklerin say ıs ı ise 103.300'dü.<br />

15 ya ş ve alt ındaki gençlerde durum o denli farkl ı değil: 1984'te<br />

160 erkek ve 78 k ız, içince dengelerini kaybettiklerinden, geceyi polis<br />

karakolunda geçirdiler.<br />

(Sverige i siffor, Stokholm 1985, Sayfa 72)<br />

Gürültü yapan sarho şlar, halka aç ık yerlerde bannamazlar.<br />

Restoranda, en çelimsiz görevli (restoran çah şan ı) k ız bile,<br />

en azd ı sarho şu, kolundan tuttu ğu gibi kap ı dışarı eder! Tekme<br />

de yiyebilir direnenler.<br />

4


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 132<br />

Isveç'te alkollü içki yap ım ı 1400'lü y ıllar ın sonlarında<br />

ba şlad ı. 1700'lerde içki tüketimi yaygmla şt ı . İlk içki denetimi<br />

1718'de ba şlad ı. Tahıl k ıtlığı nedeniyle özel ki şilerin içki yapmas<br />

ı (1731'e dek) yasakland ı. Yasaklamalar türlü aral ıklarla sürdü.<br />

Yasak zamanlar ında sakl ı yerlerde (özellikle ormanda) yap ım<br />

sürdürülirdü.<br />

1756 yasa ğında, özel ki şilerin ellerinde bulunan 169.132<br />

içki ar ıtma düzeni toplat ıld ı. 1829'da özel ki şilerin ellerindeki<br />

ar ıtma düzeni say ıs ı 173 bin olarak saptanm ışt ı .<br />

SIGARA IÇENLERIN ORANI<br />

(Yüzde Olarak)<br />

Y ıl Erkek Kad ın Toplam<br />

1946 9 50 59<br />

1963 23 49 72<br />

1976 30 35 65<br />

1985 29 25 54<br />

(Kaynak: Vi i Söder, 30 Eylül 1988)<br />

1700'lü y ıllarda kad ınlar ve çocuklar da günde birkaç<br />

kez "brvin"(*) içerdi. Isveç'teki Frans ız temsilcisi, tarihçi-yazar<br />

Olov von Dalins (1708-63), şöyle der: "Isveç'e içkinin açt ığı<br />

yara, sava ş ve vebadan daha derindir." 1820'de ki şi ba şına y ıllık<br />

içki tiiketimi 46 litreydi (bugün 5-6 litre).<br />

OKULDA SERT BIRA<br />

Filipstad'taki Bergs okulunun müdürü ö ğ rencilerinin sert bira içmeleri<br />

ne izin veriyor. Müdür, haftada iki gün, ö ğrencilerin okul kantininden<br />

sert bira sat ın alabilmelerini istiyor.<br />

Ş imdi o oturmu ş, il yetkililerine ba şvuruyu nas ı l yapaca ğın ı tasarl ı yor.<br />

"-... Biray ı d ışardan (gizlice) getireceklerine, bir yöntem bulunup<br />

ak şamlar ı okul kantininde sat ı labilmesinin daha iyi olaca ğın ı san ıyorum.<br />

Ö ğrencilerim çocuk de ğildir. En gençleri 21 ya şı ndad ır."<br />

(Göteborgs Posten, 8 Ş ubat 1985)<br />

19. yy'da içkiye kar şı örgütler kuruldu. 1828'le 1850<br />

aras ında kurulan örgüt say ısı 400'den çoktur. 1917'de içki karneye<br />

ba ğlandı . 1922'de, içkinin tümden yasaklanmas ı konusunda<br />

halkoylamas ı yap ıld ı. 1955'te karne uygulamas ı kald ırıld ı .<br />

*) Branvın, Isveç'in ulusal içkisidir.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 133<br />

21 yaşın ı ( şimdi 20) dolduran herkes, (tekelden) diledi ği çoklukta<br />

sat ın alabiliyor.<br />

1955'le 1976 aras ında içki tüketimi ço ğaldı. O tarihten<br />

sonra tüketim dü şmeye ba şlad ı .<br />

Isveç'in içki d ışsat ımı , d ışalmundan çoktur! Ulusal içki<br />

"brnvin"dir ama, d ışar ıya (40'tan çok ülkeye) daha çok votka<br />

(Absolut Vodka) satar (ABD'nin votka d ışal ımmın %60' ını Absolut<br />

Vodka olu şturur). 1987'de yaln ızca ABD'ne 13,1 milyon<br />

(on üç milyon yüz bin) litre votka satt ı ). ABD'nde Absolut Vodka,<br />

Volvo'dan çok tan ın ır. 1988'de de ğer olarak, Isveç'in d ışar ı -<br />

ya satt ığı votka, d ışardan ald ığı toplam alkollü içkilerin (viski,<br />

rom, cin vb) iki kat ıyd ı .<br />

HER ALTI ASKERDEN B İ R İ<br />

UYU Ş TURUCU ALIYOR<br />

Her alt ı askerden biri şöyle, ya da böyle uyu şturucu kullan ıyor. Geçen<br />

hafta (Malmö'de) bir askeri alaydaki polis bask ı n ından sonra bu gerçek<br />

ortaya ç ıkt ı. Uzun süredir askerlerin uyu şturucu al ış kanl ı klar ından<br />

ku şkulan ı llyordu. Ama böyle büyük oran beklenmiyordu.<br />

Arama, k ışla bahçesinde, askerler dizilerek yap ıld ı . (Özel yeti ştirilmi<br />

ş ) köpekler, uyu şturucu alan askerleri (birer birer) belirledi. Hintkeneviri<br />

(cannabis) dü şkünlerini de, eroin kullananlar ı da.<br />

Bask ın sonucunda üç ki şi suçlu bulundu. Bunlardan ikisi tutuklanacak.<br />

Üçüncü ki şi, Lund'taki ak ı l hastanesinin uyu şturucu bölümüne yat ı -<br />

r ı ld ı .<br />

Lund'taki bask ın ın sonucu şunu gösteriyor.<br />

- En az yüz asker her gün aç ık olarak hintkeneviri kullan ıyor.<br />

- Bunlar ın yar ı s ı , askere gelmeden önce hiç hintkeneviri kullanmam ış .<br />

(Aftonbladet, 8 Mart 1981)<br />

Içkiye oranla uyu şturucu sorunu çok geç ba şlad ı. 1960'<br />

larda uyu şturucu al ışkanlığın ın yaygınla şmaya ba şlamasıyla sava<br />

şım da ba şlat ıldı. Bugün, bu al ışkanlıklar ını her gün sürdürenlerin<br />

say ıs ı (1.500-2.000'i kad ın olmak üzere) 10-15 bin aras ındad<br />

ır. 7.500-10.000 ki şi de damardan uyu şturucu al ır.<br />

1982'de, 16 ya şındaki öğrencilerin %2,5'inin uyu şturucu<br />

kulland ığı saptand ı. Tutuklarevindekilerin dörtte biri uyu şturucu<br />

kullan ır. 1985'te hastanelerde, uyu şturucular için 800 (alkolistler<br />

için 4.000) yatak bulunuyordu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 134<br />

UYU Ş TURUCU YAYGINLA Ş IYOR<br />

Polisin, geçen y ı lki' -250 bask ı n ı nda eroin yakaland ı . Bu say ı 1987'<br />

de 185 ve 1986'da 135'ti. Bu. y ıll ık art ışın %35 dolay ında olduğunu<br />

gösteriyor.<br />

Yakalanan eroin çokluğu da art ıyor: 1986'da 2 kilo: 1987'de 3 kilo<br />

ve 1988'de ( şimdiye dek yakalananlar ın en çoğu olarak) 6 kilo.<br />

Geçen y ıl yakalanan kokain çoklu ğu da. bir önceki y ıl ın iki kat ına ç ıkarak<br />

en yüksek düzeye ula ştı : 1987'de 29: 1988'de 60 kilo.<br />

Yakalanan emfetamin (amphetamine) ve hintkeneviri (cannabis) çokluğunda<br />

da art ış var...1987'de 1.900 baskmda 90 kilo emfetamin yakalandı.<br />

Bu say ılar hintkenevirinde 2.900 ve 100'dür.<br />

Geçen y ıl yakalanan uyu şturucunun toplam de ğeri, 250 milyon kron<br />

dolay ındad ır.<br />

(Gteborgs Posten; 4 Ocak 1989)<br />

Halka aç ık kapal ı yerlerde (salon) sigara içilmez. Kamusal<br />

olsun ya da olmas ın, bürolarda sigara içilmesi, kimi yerlerde<br />

çal ışanlar ın iste ğine ba ğ l ıd ır, kimi yerlerde de yasaklannu şt ır.<br />

Otobüslerde sigara içilmez. Tren ve uçaklarda, içenler için ayr ı<br />

yerler ayr ılm ış t ır.<br />

S İ GARAYA KAR Ş I ÖNLEMLER<br />

1963 - Sosyal İşler Genel Müdürlü ğü, sigaran ın zararları üzerine bilgi toplamaya<br />

başlad ı .<br />

1965 - Sigara reklamlarma gönüllü s ınırlama önerildi.<br />

1979 - Sigara reklamlar ı yasakland ı .<br />

1977 - Sigara paketlerine, içinde bulunan sa ğlığa zararl ılar için uyar ı yaz<br />

ıs ı yaz ılması zorunluluğu getirildi.<br />

1981 - Kamusal yerlerde sigara içilmemesi için yasa önerisi yap ıldı.<br />

1983 - Kamusal yerlerde sigara içilmesine sinirlilik getirildi.<br />

1985 - Yan ında sigara içilen ki şinin, sigara içmi ş gibi (sigaradan) etkilenece<br />

ği karar ına varıld ı .<br />

1988- Sigara reklamlar ı yasa ğı ve halka aç ık kapal ı yerlerde sigara içme<br />

yasağı getirildi.<br />

(Svenska Dagbladet, 12 Ocak 1989)


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 135<br />

K E N I) İ E - L İ YLE<br />

YA Ş AMINA SON VERENLER<br />

İ tiVeçli. kendi eliyle ya şam ına son vermekle de ünlüdür. Kentli<br />

eliyle ya ş am ı n:1 son verenlerin say ıs ı , bir ba şkas ı nca<br />

üç katichr.<br />

KENDI 'ELIYLE<br />

YA Ş AMLAR İ NA SON VERENLER<br />

(Seçilmi ş 40.Ülke İ çinde, On S ıralardaki 9 Ülke.<br />

1978-82 Y ı llar ı nda, Her 100 Bin Ki ş ide)<br />

Macaristan 43,2<br />

Danimarka 29,0<br />

Avusturya 25,1<br />

İ sviçre 24,9<br />

Finlandiya 24,1<br />

B Almanya 22,2<br />

Çekoslavakya 21,4<br />

Belçika 20,5<br />

İ SVEÇ 19,4<br />

(Kaynak: Statistiska arsbok,. 1988)<br />

1~111111~1~11~1:<br />

I ler y ı l 2 bine isvekIi.. kendi eliyle ya şamam' son verir.<br />

20 I ı in ki ş i. - ya şa mini] son verme giri şiminde bulutuir. 2 00 bin<br />

ki ş i de bu eyleme girmeyi diisünü. Yine de Isveç, kendi eliyle<br />

yas:olun:1 son verme s ı ralamas ı nda en on s ı ralarda de ı:;ildi.<br />

.YIEDA KAÇ K İŞİ<br />

KENDI ELIYLE<br />

ASAM1NA SON VER İ YOR<br />

Yll_ Kad ı n Erkek Toplam<br />

1791-1800 IS 42 57<br />

182130 34 130 164<br />

1851-60 50 182 232<br />

1881-90 9.3 390 483<br />

1911-20 172 663 835<br />

191.1-50 245 757, 1.002<br />

1972 -157 1.189 1.646<br />

1985 487 1.029 1.516<br />

111111~8~111~01111111111111111111~~


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 136<br />

İşsizlik, konutsuzluk, ayr ılma (bo şanma), bir ba şınal ık<br />

ya şama son verme giri şimlerinin başlıca nedenleridir. Son zamanlarda<br />

bu eylem gençler aras ında yayg ınla şıyor.<br />

ÖGRENC İ LER<br />

HER GÜN Ö Ğ RETMEN DÖVÜYOR<br />

Inga-Britt Eriksson'un koltu ğunun alt ında, okullardaki dövme olaylar ı -<br />

na ili ş kin kal ın bir dosya var.<br />

"- Bahar döneminde 57 olay (dövme) saptand ı. Güz döneminde bugüne<br />

dek 20 ba şvuru var" diyor Inga-Britt. Ama o, bu verilerin gerçe ği yans ıtt<br />

ığı kan ı s ı nda değil:<br />

"- Kimi okul yöneticileri, okullar ı n ı kötü göstermemek için olaylar ı sakl ı -<br />

yorlar..."<br />

(GT, 27 Kas ım 1986)<br />

DÖVME—GÖZDA Ğİ VERME<br />

Kişi zenci ya da Çingene olmas ı nedeniyle suçlanam ıyor.<br />

Evde, çocuklar ı değil dövmek, korkutmak bile suç. Örne ğin<br />

kişi kendi çocuğuna "eğer böyle yaramazl ık yaparsan,seni Türkiye'de<br />

b ırak ırım!" diyemez. Derse suç i şlemiş olur. Bu gibi .<br />

durumlarda sosyal kurulu şlar çocuğu ailenin elinden alabilir(*).<br />

Bakım giderlerini de aile öder.<br />

1988'de ç ıkan bir yasa, zor kullananlara parasal yapt ırım<br />

da getiriyor. Yasa uyar ınca, örne ğin dövülen kad ı nlar ortala-<br />

1 7 YA Ş INDAK İ<br />

HER BE Ş GENÇTEN B İ R İ<br />

ANA BABASINI DOVOYOR<br />

Aile içinde zor kullan ı m ı , eskiye göre çok ola ğan. Her y ıl 60 bin çocuk<br />

ana-babas ına "kötü" dayak at ıyor. Ama ana-babalar da çocuklar ı n ı<br />

dövüyor.<br />

17 ya şındaki her be ş gençten biri, bir kez de olsa, ana ya da babas ı n ı<br />

dövmü ş. Bunlardan üçü "dövme"yi b ırakm ış .<br />

Ana-babalar aras ında da zor kullan ım ı olağan. Her y ı l 300 bin kad ı n<br />

ve 200 bin erkek e ş lerince dövülüyor.<br />

(Göteborgs Posten, 12 Mart 1985)<br />

*) 1988'de bir Türk, elinden al ınan edinme çocu ğunu sosyal kurulu şlardan<br />

geri alamay ınca, bir görevliyi öldürdü, ikisini de yaralad ı .


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 137<br />

"KARAKAFA" DED İ , OYUNDAN ATILDI<br />

Medelpad'ta IV. kümede oynayan Ljustorp tak ı m ından bir oyuncu, kar şı<br />

tak ımdan bir oyuncuya "karakafa" dedi ği için oyundan at ı ld ı . (...) Hakem<br />

bu sözü duyar duymaz, k ırm ı z ı kart ın ı ç ı kard ı ve oyuncuya saha<br />

d ışı n ı gösterdi.<br />

(Aylık, Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Ekim 1983)<br />

ma 1989 ederleriyle 25 bin kron (sekse zorlanan kad ın en çok<br />

60 bin kron) ödence al ıyor. Yasalara göre Isveçli, köpe ğini bile<br />

döye miyor!<br />

KÖPEK ED İ NMES İ YASAKLANDI<br />

- Polisler, Dövülen İ ki Köpe ğe De El Koydu -<br />

... Valilik dün ö ğ leden sonra, 65 ya şı ndaki Huskvarnal ı n ı n kurt köpeklerine<br />

el konulmas ı karar ı na vard ı . Valilik ayr ı ca, 65 ya şı ndakinin ya şam ı boyunca<br />

köpek edinemeyece ğini de bildirdi.<br />

Birkaç saat sonra polisler, 65 ya şı ndakinin köpeklerini almak için evine<br />

gittiler. Huskvarna'daki, adam ı n konutu d ışı ndaki yolda toplanan 30


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 138<br />

1600 ARABA ÇALDI<br />

İ sveç'in en büyük araba h ı rs ız', h ı z ı n ı art ı r ıyor! Geçen y ı l ı n Kas ı m ı nda<br />

GT, tutuklarevinde konu ştu ğu Janne'nin (24) 1600 araba çald ığı n ı<br />

aç ı klam ışt ı . Ş imdi say ılar daha da yükseliyor.<br />

"- İ lk tutuklarevine girdi ğim 1983'ten beri, d ışarda en çok iki ay kald<br />

ım:' diyor Janne.<br />

Her zaman oldu ğu gibi, böyle durumlarda geçmi ş iyi olmuyor: Küçük<br />

ya şlarda okuldan kaçmalar, dört y ı l anaokulu, küçük h ı rs ızl ı klar, alt ı y ı l<br />

özel bak ı m okulu.<br />

"- Araba çalmay ı orada ö ğrendim. İ lk yakaland ığı mda 14 ya şı ndayd ı m.<br />

O zamanlar daha çok araba çal ı yordum. Yak ıt tükenince yeniden (ba ş -<br />

ka bir) araba çal ı yerduk. Bugünse yak ıt da koyabiliyoruz!"<br />

... Bugün 25 ya şı n ı dolduran Janne'nin, araba çalabilmek için çok saniyeye<br />

gereksinimi yok.<br />

"- En çok bir dakika! Çal ı nmas ı en kolavi Volvo. Sonra Opel, Golf ve<br />

Audi geliyor" diyor, bu i ş in gerçekten uzman ı Janne. (GT. 27 Ekim 1988)<br />

Isveç'te yap ı yap ım (ya da onar ım) yerlerinde bekçi bulunmaz.<br />

"Girilmesi yasak ve tehlikelidir!" uyar ısı yeterli görülür.<br />

Araba garaj ım ızı hiç kilitlemeyiz. Wisikletlerimiz de evin<br />

önünde kilitsiz olarak durur. Isveç'te herkes, çalmaya gerek<br />

duy ınadan ya şayabilir.<br />

Izine giderken. Almanya'da bir tan ıdığa konuk olunca,<br />

arabam ız ın bagaj ındakileri indirmek isteriz. Ve de "buras ı Almanya,<br />

burada bir şey çal ınmaz!" uyar ısını yapan arkada şım ı-<br />

POL İ SE YANSIYAN<br />

YILLIK<br />

OLAYLAR<br />

(1987)<br />

Olay<br />

Say ıs ı<br />

Suçlusu<br />

Yakalananların<br />

yüzdesi<br />

Bisiklet çalma 91.856 2<br />

Tavan aras ı ve bodruma girme 27.625 6<br />

Konuta girme 23.260 11<br />

Araba çal ı nmas ı 39.543 16<br />

Ufak tefek şeyler çalma 348.027 21<br />

Zorla cinsel ili ş ki 1.046 42<br />

Erkek (adam) dövülmesi 19.650 48<br />

Kad ı n dövülmesi 11.862 57<br />

Çocuk dövülmesi 1.075 59<br />

Öldürme 536 61<br />

Kaynak: S'■.enska Dagbladet, 18 Nisan 1988)


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 139<br />

TUTUKLAREV İ NDEN KAÇANLAR<br />

(Y ılda, Ki şi Olarak)<br />

1984 580<br />

1987 846 (Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Haziran 1988)<br />

za, daha güvenli bir ülkeden geldi ğimizi ans ıtmak amac ıyla,<br />

alayl ı gözlerle bakar ız.<br />

İlk geldiğimiz y ıllarda, arada çal ışt ığımız restorandan y ılda<br />

bir iki kez içki çal ın ırd ı. Ama patronu hiç etkilemezdi bu<br />

çalm ınalar. Zarar ın sigortaca kar şıland ığın ı söylerdi.<br />

Yıllar geçtikçe h ırs ızlık olayları art ıyor. Son y ıllarda banka<br />

soygunlar ına da rastlanmaya ba şland ı. Tutukevleri dolu. Kimse<br />

b ır odada iki ki şi kalmak istemedi ğınden, tutuklarevine g ırmek<br />

için de kuyrukta bekleniyor.<br />

ISVEÇ CEZA POL İ T İ KASI<br />

Sonuncusu 1910y ılında olmak üzere, 1864 ceza ya.sas ın ın yürürlükte<br />

kaldığı süre içinde 15 ki şi idama mahkum oldu. Idam cezas ı , sava ş<br />

durumu d ışında, 1921 y ıl ında yürürlükten kald ırıld ı .<br />

1945 tarihli yasayla, hücre sistemi büsbütün yürürlükten kald ır ıld ı .<br />

5uvars ız, tel örgüsüz aç ık hava cezaevlerinde infaz, normal bir infaz<br />

biçimi olarak benimsendi...<br />

Hapis cezas ı on y ıldan fazla olamaz. Ancak, san ık birden fazla suctan<br />

yarg ılan ıyorsa, hapis cezas ın ın yukar ı s ın ırı on iki y ıl ya da ya şam boyu<br />

olabilir-.<br />

(Strahl, Ivaz. Isveç Ceza Poin<br />

Çeviren Durusoy Yazan, İstanbul, 1975. Sayfa 20, b<br />

Mağazalarda h ırs ızlığa kar şı kimi önlemler al ın ıyor. Giysiler<br />

mandallan ıp kodlan ıyor. Mandallanan giysi, mağazadan çahnsa<br />

bile (alarm da verdiğinden, magazan ın aç ık olduğu zamanlar<br />

çalınmas ı zor), kod çözülmeden mandal aç ılmad ığından<br />

giysi kullan ılam ıyor. Giysi d ışındaki ufak tefek gereçler de kodlan<br />

ıyor. Kodlanm ış bir gereci ki şi cebine ya da çantas ına koymaya<br />

kalkarsa, ç ıkışta (karadan geçerken) alarm (13Ip bip) çahyor.<br />

Göteborg polisinin cumartesi-pazar raporu: Yakla şı k 900 ba şvuru. Bunlar<br />

aras ında 48 yaralama, 63 araba çal ı nmas ı , 200 araba soygunu ve 4 silâhl ı<br />

soygun var... (Göteborgs Posten, 5 Nisan 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 140<br />

Gençlerden ço ğunun paras ı , ayl ık gününe ula şmaz. Yemek<br />

kuponu ay ırabilirlerse kendilerini mutlu sayarlar. Biribirlerinden<br />

cep harçl ığı , sigara... alabilirler (ya ş l ın ın, tek sigaraya gereksinimi<br />

bulunsa, paras ını da uzat ır).<br />

HIRSIZLIK<br />

Eski Isveç yasalar ı , hırs ızl ığı en kötü suç sayar ve ölümle cezalanp ırırdı .<br />

Vasa devrinde bile, Kıral Kristofer'in 1442 yasas ı geçerliydi. Bu yasa<br />

uyar ınca erkek h ırsızlar as ıl ır; kad ınlar canl ı gömülürdü.<br />

... Köylerde tarladan ba şak, ambardan geyik eti, otluktan saman vb<br />

(çal ınırdı). Ineklerden süt sa ğma hırsızlığı sık s ık yarg ı konusu olurdu.<br />

(lir svenska historien 2, Stokholm 1962, Sayfa 176-177)<br />

Çoğu genç olan i şçi arkada şlarımdan yarıya yak ın ı , elden<br />

ald ıklar ı ya da kumarda borçland ıklan bir saatlik kazançlar ı<br />

bile olmayan paray ı vermeyip (ya da vermeyip) unutturmaya<br />

çal ışırlar.<br />

1989'da.Kimi Park Yerlerine Yanyana As ı l ı İ ki Duyuru:<br />

H ı rs ı z, araban ızdakileri on dakikada bo şaltabilir.<br />

İ yisi mi, araban ı z ı kendiniz bo şaJt ı n ız!<br />

Sigorta Kurulu ş lar ı (Förskr ı nqsbolagen)<br />

Bu hafta 4.500 araba soyuluyor.<br />

Ne zaman sa ğ lam kilidiniz olacak?<br />

Sigorta Kurulu şları (Forsakr ı ngsboiaaen),<br />

AILE VE KONUT<br />

Isveç'te oturanlar ın say ıs ı 1750'de 3,5 milyonken,1850'<br />

de 7 milyona ç ıkt ı. Ondan sonraki yüz y ılda (1950'ye dek) art ış<br />

olmad ı . Bugün Isveç'te 8,4 milyon ki şi ya şıyor.<br />

1865'le 1930 aras ında 1,4 milyon ki şi Amerika'ya göçtü.<br />

Bunlar ın yakla şık dörtte biri geri döndü. 1930'lardan sonra d ışardan<br />

gelenlerin say ıs ı , gidenleri geçer.<br />

1.000 erke ğe 1.025 kad ın (do ğan her 1.000 erkek çocuğa<br />

952 k ız) dü şer. Kad ınlar daha çok ya şadığından, denge sağlan<br />

ır I Kad ınlar 80,2; erkekler 74,2 y ıl yaşar (dünyada en çok).<br />

Yüzy ıll ın ız ın ba şında bu say ılar 53,6 ve 50,9'du.


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 141<br />

YASAL. EVL İ OLMAYAN<br />

B İ RL İ KTEL İ KLER YAYGINILASIYOR<br />

İ sveç'te her be ş çiftten biri yasal evli de ğ il.<br />

Yasal evli olmayan çiftler J ümtland, Göteborg ve Norrbottens illerin<br />

de yayg ın. J önköping ve Halland illerinde en az.<br />

1975'te her 9 çiftten biri yasal evli de ğ ildi 1980'de bu oran "7 çift-<br />

ter biri"ydi. Ve 1985 te 5 çiftten biri.<br />

(Götebcrgs Posten, 25 Temmuz 1986)<br />

Bo şanmalar. 1960'a göre iki katma ç ıkt ı. 1988'de 44 bin<br />

evlilik olmu ş ; 17 bin çift bo şamn ış t ır. Bo şanmay ı iki yan da<br />

isterse, ba şka neden aranmaz. Istek tek yanl ı olursa, istekli, boşanmak<br />

için ba şvurduğu tarihten bir y ıl sonra bo şanmış say ılır.<br />

20-24 ya şlar ındaki çiftlerin %80'i yasal evli de ğildir. 20-24 ya ş -<br />

lar ındaki tüm kad ınlar ın %18'inin çocu ğu bulunur. 18 ya şın<br />

alt ındaki tüm çocuklar ın %72'sinin ana-babalar ı (yasal evli olmasalar<br />

da) birlikteliklerini sürdürürler.<br />

Isveç'te aile, dede ile torunun bir arada oturdu ğu yuva<br />

olmaktan ç ıkmışt ır. Emekliler emekli evlerinde, çal ışanlar i şyer-<br />

BÜYÜKLER İ N B İ Z İ<br />

ANLAMALARINA OLANAK YOK<br />

"Yetişkin ve gençlerin ayr ı dilleri mi var? Evet, gerçekten hangi<br />

ku şaktansak, o kuşa ğın dilini kullan ıyoruz. Sözcüklere bile, her<br />

ya ş grubunca ayr ı anlamlar yükleniyor." Göteborg, Klareberg<br />

Okulundan 13 ya şındaki Kalle Frandesjö şöyle diyor:<br />

- Şimdi zaman de ğişti. Onlar, daha iyi bir dünyada ya şad ılar. Örne ğin,<br />

onlar gençken akaryak ıt bunal ım ı yoktu!<br />

- Onlar daha dingin bir ya şam ya şad ılar. O bak ımdan, daha uyumluydular.<br />

Yapacak çok etkinlikleri yoktu. Tv yoktu.<br />

- Anam, 17'sinden önce d ışar ı, dansa gitmediğini söyler!<br />

- San ır ım onlar, haftada 75 kuru şla yetinebilirlerdi. Ak şamlar ı saat 19'<br />

dan önce evlerindeydiler. Bunlar bize göre de ğil!<br />

- Şimdi zaman de ğişti!<br />

- Her zaman yeni giysiler sat ın almak gerekiyor. Plak ve bant sat ın al ınacak!<br />

Ta şın ı l ır ses alma ayg ıt ı olmayan ın de ğeri yok!<br />

, ,oteborgs Posten, 24 Şubat 1980)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 142<br />

YAPILAN KONUT SAYISI<br />

1980 14.390<br />

1981 18.379<br />

1982 21.093<br />

1983 23.079<br />

1984 23.505<br />

1985 21.242<br />

1986 20.142<br />

1987 17.815<br />

1988 16.554<br />

(K.lynak: Dagens Nyheter, 10 Ocak 1987)<br />

lerinde, ev kad ınlar ı evlerinde, gençler gençlik kulüplerinde ve<br />

çocuklar çocuk yuvalar ındadır. Gençler de, ya şlılar da bir ba şlarına<br />

oturmak isterler. Konutlar ın üçte ikisinden ço ğunda bir ya<br />

da iki ki şi oturur (toplam konut ba şına 2,2 ki şi; ki şi ba şına 1,8<br />

oda ya da ki şi ba şına 35 metrekare). Yine de konut sorunu çözülemez.<br />

Bir konuta yerle şebilmek için, birkaç y ıl önceden s ıraya<br />

girilmesi gerekir. Yar ım milyon İsveçli konut kuyru ğundadır(*).<br />

1989'da, yaln ızca Stokholm'da 1.000'i kad ın olmak üze-<br />

KENT İ Ç İ<br />

UCUZ, İ K İ ODAL I BIR KONUT İ ÇIN<br />

150 YIL KUYRUK<br />

Bugün Stokholm merkezinde iki odal ı eski ve ucuz bir konut için<br />

bekleme süresi 150 y ı ld ır!<br />

"Kent merkezinde olsun da nas ı l olursa olsun" diyenlerin bekleme sü-<br />

resi (y ı l olarak): 1 oda ve yemek pi şirme yeri 26<br />

1 oda ve mutfak 31<br />

2 oda ve mutfak 56<br />

3 oda ve mutfak .... . .. .12<br />

4 oda ve mutfak 6<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Kasim 1984)<br />

*) Kirac ı olarak bir ;konuta girilebilmesi için ola ğan bekleme süresi 13-25<br />

ayd ır. Kentlerdeki kimi belirli yerler için s ıraya girenlerin bekleme süresi<br />

çok uzar. Bugün,_yanm -milyon Isveçli konut kuyru ğundad ır. Bir kooperatife<br />

üye olup konut sat ınalmak isteyenler de kuyrukta bekler. Süre uzun<br />

oldu ğundan, çocuklar bile bu kooperatiflere üye yap ıl ır. HSB kooperatifinin<br />

Göteborg'taki 40 bin üyesinden 600'ünü on yaşın ı doldurmam ış çocuklar<br />

olu şturur. Kooperatife y ılda 6001tron veren bu çocuklar, 15-20 ya şlar ı -<br />

na gelince konutlar ına kavuşabilecekler.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 143<br />

ADA'NIN KONU Ş MA ARKADA Ş ! VAR<br />

Gra'berget'te oturan Ada Teyzenin (102) "konu şma arkada şı " var. "Bo ş<br />

zamanlarda Göteborg" derne ğinin ba ş latt ığı "haftada birkaç kez, hastanelerdeki<br />

ya ş l ı larla konu ş ma (mutlu beraberlik)" giri şimi çok iyi oldu.<br />

... Beraberlik, haftada iki kez gerçekle şiyor ve kahve şöleni vb etkinliklerle<br />

sürüyor. Yeni arkada ş la bir yürüyü ş yap ı l ıyor, (parasal durum, beden<br />

gücü ve hava elveri ş li olursa) ta şıtla bir gezi de düzenleniyor...<br />

Ada, çocuklar gibi mutlu olarak, Haga'daki asfalt bahçede anlat ı yor,<br />

oynuyor...<br />

(Göteborgs Posten, 20 Eylül 1987)<br />

re 6.000 "evsiz" bulunuyordu(*).<br />

Birçok ülkede lüks say ılan kimi araç ve gereçler, Isveç<br />

konutlar ında standartt ır. Yeni yap ılan konutlar ın pencerelerine<br />

aralar ı havah üç cam konulmas ı zorunludur. Gömme giysilikler,<br />

AILELERDE ÇOCUK SAYISI<br />

(1985)<br />

Çocuksuz aile 2.724.031<br />

1 Çocuklu aile 1.150.959<br />

2 Çocuklu aile. 378.176<br />

3 ve daha çok çocuklu aile 122.283<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

*) Biz, "örnek ülke", "bolluk ülkesi", "uzla şma ülkesi", "en çok", en birinci"<br />

"en büyük" gibi kavramlar ı da ye ğleyerek, Isveç'in daha çok "iyi"<br />

yanlar ın ı sergilemeye çal ışıyoruz. Biri ç ıkar, "en sonuncu", "en küçük",<br />

en düşük"... oldu ğu say ılarla da süsleyerek kötü olarak sergileyebilir. Devletten<br />

de yard ım sa ğlanarak, Isveç'i kötüleyen kitaplar da yay ımlan ıyor.<br />

Bir Isveç ekOnomi profesörü (Gunnar Adler-Karlsson), şöyle diyebiliyor:<br />

"Isveç, Bat ı Avrupa'da e şitsizliklerin en çok oldu ğu ülkedir!" (Aftonbladet,<br />

2 Mart 1989). Ele ştirilecek konular da var elbette. örne ğin "kuyruk"<br />

sorunu. Berbere de gidilecek olsa, önceden "gün" al ınacak! Hastanelerdeki<br />

kuyruklar çok uzun. üç y ıl kadar önce bir arkada şın acele Türkiye'ye gitmesi<br />

gerekiyordu. Ama pasaportunun geçerlilik süresi dolmak üzereydi. Elçilik<br />

yetkilileri, pasaportun gününü uzatabilmeleri için iki hekimden belge<br />

(askerlik yoklamas ı için rapor) edinmesini istemi şlerdi. Araya tan ıd ıklar ı da<br />

koyarak, on be ş günde, özel hekimler de içinde hiçbir hekimden gün alamayan<br />

arkada ş , patates bask ıs ından "yalanc ı belge" düzenlemek zorunda kald ı .<br />

Stokholm'deki "evsiz"ler üzerine sosyal kurulu şlar ın "400" say ıs ını vermelerine<br />

karşın, bas ında bunlar ın say ısı 1.00'i kad ın olmak üzere 6.000 olarak<br />

gösteriliyor. Yeralt ı istasyonlar ında, tünellerde, terkedilmi ş arabalarda...<br />

geceleyen bu ki şilerin ço ğunlu ğunu, ola ğan yaşam ı olmayan içki ve uyu ş -<br />

turucu tutkunlar ı oluşturuyor.. 'Evsiz"lik yaln ızca Stokholm'e özgü de değil.<br />

Dünyan ın belli baş l ı kentlerinde var. Kuzey Ülkeleri ba şkentlarinden<br />

Oslo'da .5.000; Helsinki'de 7.000 evsiz var. Kopenhag'taki evsizlerin say ıs ı<br />

20.000'i geçer (HTY),


01:1.11.11.TAN VAF:811..LkiA 144<br />

gon ı me kap-kayak dolaplar,. paslanmaz çelikten lavabo, buzdolab<br />

ı . rml ı elektrik oca ğı her evde demirba ş t ır. Konut kiralan,<br />

' 20-25'i t utarmdad ı r.<br />

konutlar ı n dörtte üçü 1940'lan sonra yap ı lm ış t ı r. Y ı ll ı k<br />

yap ı m luz ı . her bin ki şiye 12-1 3 konuttur. Konutlam,yaln ı zea<br />

2'sinde ka1oriler düzeni bulunmaz. Konnt edineeeklere devlet<br />

e bankalar, konut dei-!,erinin


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 145<br />

KONUTLAR NASIL ISINIYOR<br />

(Toplu Konutlar D ışı ndaki 1,155 Milyon Konutun -Villa-<br />

Da ğı l ı m ı . 1988'de Yüzde Olarak)<br />

Seçenekli S ı cak Su Dola şı m ı yla<br />

(Elektrik. Ya ğ Yak ı t ya da Odunla) 30,7<br />

S ıcak Suyu Elektrikle Is ı nanlar 17,3<br />

Doğ rudan (Susuz) Elektrikle Ismanlar 43,4<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 28 Şubat 1989)<br />

Yeni kurulan yerle ş me yerlerinin adlar ı , genellikle benzer<br />

türden seçilir. Örne ğin Pazartesi Soka ğı , Sal ı Soka ğı ... Ocak Caddesi,<br />

Ş ubat Caddesi... Yaz Alan ı . Ya da Merkür Soka ğı , Teleskop<br />

Caddesi, Uzay Alan ı vb<br />

KONUTLARDA KAÇ K İŞİ OTURUYOR<br />

(Çocuklar da İ çinde, 1985)<br />

Konutta Oturan<br />

Ki ş i Say ı s ı Toplam Konut Yüzdesi<br />

1 1.324.768 36<br />

2 1.150.959 31<br />

3 498.201 14<br />

4 493.407 13,5<br />

5 160.908 4<br />

6 ve Yukar ı 42.092 1,5<br />

TOPLAM 3.670.335 100.0<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

DIN BACLARI<br />

Halkın %95'i Protestan Devlet Kilisesi üyesidir. Ana ve<br />

babas ı bu kiliseye ba ğlı olan çocuklar, bu kilisenin do ğal üyesidir.<br />

Devletle kiliseyi bi ıibirinden ay ırma çabalar ı başar ılı olamad<br />

ı. 1965'te, "kilise devletten koparsa, ili şkilerinizi sürdürür<br />

müsünüz? " sorusunu "evet"leyenlerin oran ı %60 olmuştu.<br />

1969'da büyüklerin %73'ü, çocuklar ına Hıristiyanl ık öğretisi verilmesini<br />

istedi. Çocuklar ının bu ö ğretiye inand ır ılmasını isteyenlerin<br />

oran ı %13'tü.<br />

F 10


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 146<br />

PRENSES VICTORIA'NIN YAKARI Ş I<br />

Sevgili Tanr ım!<br />

Kap ın ın kapatilmas ının unutulmas ına bile çok k ızmamas ı için babama<br />

yard ım et!"<br />

Bu, Kraliçe Silvia'n ın Almanca olarak yay ına haz ırladığı "Victoria'n ın<br />

Yakan Kitab ı"ndaki içten yakar ışlardan biridir.<br />

Yay ınc ı, Kral ve Kraliçenin her gün, çocuklar ıyla beraber (Tanr ı 'ya)<br />

yakar ıda bulundu ğunu belirtiyor...<br />

(Expressen, 8 Ekim 1988)<br />

Not: Prenses Victoria(11), babas ı Karl XVI Gustaf'tan sonra Isveç krall ık koltu ğuna<br />

oturacakt ır.<br />

Çocuklar ın %75'i vaftiz(*) edilir. 14 ya şındakilerin %70'<br />

i Hıristiyanl ıklann ı onaylama törenlerine (confirmation) kat ılır.<br />

Evlenmelerin %60' ında dinsel tören de yap ılır. Dinsel törenle<br />

gömülme oran ı da %94'tür.<br />

1988'de, Dagens Nyheter <strong>Gazetesi</strong>nin "Noel dinlencesinde<br />

kiliseye gidecek misiniz? " sorusu şöyle yan ıtland ı :<br />

Evet 32<br />

Hay ır 51<br />

Bilmiyorum 17<br />

TOPLAM 100<br />

DAHA ÇOK KADINLAR PAPAZ OLUYOR<br />

Çar şamba günü, Lund Piskoposluk bölgesinin Ba şkilisesince yap ılan s ı -<br />

navlarda kazanan 9 papaz ın 8'i kad ı nd ı .<br />

- Hiçbir zaman kad ı nlar, bu ço ğunlukta kazanamam ış t ı ...<br />

Şimdi öğrenim gören 100 kadar ö ğrencinin 65'i kad ı n. Lund Piskoposlu<br />

ğunun gelecekteki durumu böyle. Gerçekten, de ğ i şiklikten söz edilebilir.<br />

Geçmi şte erkeklere özel olan bu i ş , kad ı nlar için de ola ğan olmaya<br />

ba ş lad ı .<br />

... Son geli ş meler şöyle: 1976'da tüm ülkede 84 erkek ve 20 kad ı n göreve<br />

ba şlad ı (yeni papaz oldu). Sonraki y ı lki say ı lar 125 erkek ve 25 kad<br />

ı nd ı . 1978'deki durum, 140 erkek ve 44 kad ın. 1985'e atlay ı nca, ara<br />

epeyce kapan ıyor: 82'ye 51. Sonraki y ıl 77'ye 48 ve 1987'de, 57 yeni<br />

erkek papaza kar şı l ı k, 42 kad ın papaz.<br />

(Svenska Dagbladet, 4 Ocak 1989)<br />

*) Vaftiz, ilk günah ı silmek ve H ıristiyanlaşt ırmak amac ıyla yap ılan kutsal<br />

işlem.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 147<br />

1966-67'de yap ılan kamuoyu yoklamas ına göre, 16-25<br />

ya ş lar ındaki gençlerin yaln ızca %14'ü, İsa'n ın göğe ç ık ıp sonsuz<br />

ya şama ba şlad ığma inan ı r.<br />

NOEL'E İ L İŞ K İ N SORU Ş TURMA<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

- Evinizde Noel Çam' var m ı ?<br />

Evet 74<br />

Hay ır<br />

-> ")<br />

Bilmiyorum 4<br />

TOPLAM 100<br />

- Bu Y ıl Kaç Kişiye Noel Armağan ı Veriyorsun?<br />

Hiç 3<br />

1 3<br />

5<br />

3-5 28<br />

6-8 25<br />

9 ve Daha Çok 36<br />

TOPLAM 100<br />

- Kaç Ki şiye Noel Kart ı Yollad ın?<br />

Hiç 9<br />

1-5 7<br />

5-10 15<br />

11-25 44<br />

26-50 23<br />

51 ve Daha Çok<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: D: ıgens Nyl ıeter, 21 Aral ı k ı 'U«)<br />

Ifflpgilp~now.<br />

1942'de Gallt ı p Enstitüsüniin yapt ığı kamuoyu ı , oklamasmdan<br />

(yüzde olarak) şu sonuçlar al ı nd ı :<br />

Kiliseye gidi ş s ıklf ı n ız?<br />

En az ından ayda bir 20<br />

Ara s ıra - 50<br />

Yaln ız Noel sabahlar ı 10<br />

Hiç -<br />

TOPLAM 100


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 148<br />

K İ L İ SE DEVLETTEN AYRILSIN MI?<br />

(SIFO'nun 113 Papaz ve 200 Kilise Yöneticisine Sorusu, 1987)<br />

Kilise Devletten Ayr ıls ın<br />

Papaztar<br />

64<br />

Kilise<br />

yöneticileri<br />

249<br />

Ayrılmas ın 30 63<br />

Bilmiyorum 6 7<br />

TOPLAM 100 99<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 30 Aral ık 1987)<br />

Tanr ıya inan ır mıs ın ız?<br />

Evet 69<br />

Hay ır 11<br />

Bilmiyorum 5<br />

Yan ıtlayamam 15<br />

TOPLAM 100<br />

Kendinizi dindar buluyor musunuz?<br />

Evet 28<br />

Hay ır 62<br />

Bilmiyorum 10<br />

TOPLAM 100<br />

EN ÇOK SEVDIKLERI D İ NLENCE<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

Noel 49<br />

Yaz Ortas ı 38<br />

Paskalya (Psk) 6<br />

Yeni Y ıl (Y ılba şı ) 5<br />

Hamsin Yortusu (Pingst) 2<br />

(Kaynak: Dagens Nvheter, 24 Aral ık 1988


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />

Uppsala Üniversitesi 1477'de: Lund Üniversitesi 1668'<br />

de kuruldu. Ilkokul(*) 1842'den beri zorunludur. Dokuz y ı ll ı k<br />

ilkokulu (temel okul) bitirenlerin ("c90'dan ço ğu. (27 dalda) lise<br />

öğrenimine ba şlar. Her ya ş grubunun f-c36's ı da üniversite ve<br />

yüksek okullara (s ınavs ız olarak, lise bitirme notlarlyla) girer.<br />

*) 1936 da 7 y ıl olan temel okul (ilkokul), 1962 de 9 y ıla ç ıkar ıld ı. Temel<br />

okuldan önce, en az bir y ıll ık "okul öncesi e ğitimi" verilir. Her biri üçer<br />

y ıll ıktan üç bölüm olan temel okulda s ın ıfta kalma yoktur. 7. s ın ıfa dek<br />

öğrencilere not verilmez.<br />

Ö ğrenim süresi 40 haftad ır. "Güz" ve "bahar" olmak üzere iki döneme<br />

ayrıl ır. Bahar döneminde iki büyük dinlence (spor dinlencesi ve paskalya)<br />

vard ır.<br />

Temel okulun son a şamas ında (7, 8 ve 9. s ın ıflar) çal ışma ya şam ı uygulamas<br />

ı başlar. Ö ğrenciler 6 ile 10 hafta aras ında i şyerlerinde çal ışırlar.<br />

İngilizce, temel okulun 3. (kimi durumlarda 4.) s ınıf ında başlar. 7. s ı n ı fta<br />

Almanca ve Frans ızca dillerinden biri seçilir (göçmen ö ğrenciler. ikinc ı dil<br />

olarak anadillerini seçebilirler).<br />

Temel okuldan sonraki lise ö ğrenimi 2, 3 ve 4'er v ı ll ıkt ır (teknik bölüm 4:<br />

ekonomi; do ğabilim, toplumbilim, dil-yaz ın-tarih 3'er; ötekiler 2' şer y ı ll ı k -<br />

t ır). İki y ıll ık liseleri bitirenler, üniversiteye (do ğrudan) giremezler. 2 y ıll ık<br />

i ş okullar ının son sın ıflar ı nda derslerin bir bölümübir i şyerinde (çal ışılarak)<br />

sürdürülür.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA<br />

150<br />

Temel okulu bitirip de, bir üst okula giremeyenlerden<br />

işsiz kalanlara (16-17 ya ş ) türlü kurslar düzenlenir. Belediyelerin,<br />

18 ve 19 ya şlarındaki tüm gençlere (geçici de olsa) i ş bulmas ı<br />

zorunludur.<br />

DEVLETIN E Ğ ITIM GIDERLERI<br />

(1984-85)<br />

Ulusal<br />

Gelirdeki<br />

Ki şi Ba şına<br />

İsveç Kronu<br />

Yüzdesi<br />

ISVEÇ 7,5 7.800<br />

İsviçre 4,9 7.700<br />

Norveç 6,7 7.100<br />

Danimarka 6,6 6.500<br />

Kanada 7,2 6.000<br />

ABD 6,8 5.900<br />

Japonya 5,6 5.800<br />

Hollanda 6,9 5.800<br />

Avusturya 5,8 5.200<br />

Belçika 6,1 4.900<br />

Finlandiya 5,5 4.800<br />

B Almanya 4,6 4.600<br />

İngiltere 5,2 3.100<br />

Italya 5,7 2.600<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 11 Ocak 1989)<br />

Okullarda geçerli kurallar müdür, ö ğretmen ve ö ğrenci<br />

üçlüsünün kararlar ı ile al ınır. Temel okulda bile, ö ğrencilerin sigara<br />

içebilmeleri için özel yerler (rökruta) ayr ılmışt ır(*). Uzun<br />

saç askerlikte de serbesttir. Bo ş zamanlar ı de ğerlendirmek amacıyla<br />

(ders saatleri d ışında da) tiyatro, müzik, masa tenisi, dans<br />

*) Helsingborg'taki Frederiksdal Temel okulu son bölüm (7, 8 ve 9. s ın ı f)<br />

öğrencileri, okullar ında öpüşme ve kucakla şma yasağı bulundu ğunu öne<br />

sürerek, kendilerine "öpü şme yeri" sa ğlanmas ını istediler. Haberi veren 8<br />

Nisan 1981 tarihli GT, bu konuda ö ğrencilerin görü şlerini şöyle özetliyor:<br />

"- Okul yönetimi, okulda biraz a şırı duygusal (romantik) oldu ğumuzu düşünüyor.<br />

(...) Biri, birini kucaklasa, hep böyle yorumlan ıyor."<br />

Okul Müdürünün görüşü de şu:<br />

" Daha çok, ö ğrenciler yasaktan söz ediyorlar. Biz, kucakla ş man ın yasak<br />

oldu ğunu söylemedik..."<br />

Okulda "sigara içme yeri" var. Şimdi "öpüş me yeri" isteniyor.


EĞİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 151<br />

vb gereksinimlerin kar şılanması için gençlik evleri (ungdoin-<br />

gârd) bulunur. Kimi okullar ın içinde de yüzme havuzu vard ır.<br />

Temel okulda da i ş atölyeleri bulunur (3-6 ya ş çocukların<br />

ın "oyun" okullarında bile i ş eğitimi uygulan ır. K ız öğrenciler<br />

de, erkek arkada şları gibi çekiç, testere, rende vb araçlar ı<br />

kullan ır. Marangoz masas ı, küçüklerin boylar ına göredir). Temel<br />

okulun tekstil, a ğaç ve metal i şlerinde de k ız-erkek ayr ımı yoktur.<br />

Dilenen bölümler seçilir. K ızlann a ğaçtan masa yapmas ı ;<br />

erkeklerin de kendilerine giysi dikmesi ola ğand ır.<br />

DI Ş ARDAK İ Ö Ğ RENC İ SAYI S I<br />

(1986-87 Ders Y ı l ı nda K ıtalara Da ğı l ım)<br />

Avrupa 495<br />

Asya 168<br />

Afrika 335<br />

Amerika 84<br />

TOPLAM 1.082<br />

Ev ödevi çok verilmez. Ö ğrenci, kimbilir hiç kullanamayaca<br />

ğı bilgilerle yüklenmez (*). Örne ğin konuk olarak bir okulun<br />

8. s ınıfına girsem, ö ğrencilerin Türkiye üzerine bilgileri olmadığın<br />

ı anlar ım. Konuk Türk olunca, Türkiye üzerine d(inü şür ders.<br />

Kimi kez bir Türkiye haritas ı çizmem; üzerinde kenyimin yerini<br />

göstermem gerekir. Türkiye ile Isveç aras ındaki benierlikler-karşıtl<br />

ıklar tart ışılır; Türkiye'ye nas ıl gidilece ği ara ştırıl ır.<br />

Bir sın ıf olu şturabilecek denli (25 ki şi kadar) göçmen<br />

gruplar ına, temel okulun 1-6. s ın ıflar ında dersler anadillerinde<br />

*)1980'de yap ılan bir ara şt ırmaya göre, temel okulun 6. s ınıf ö ğrencilerinin<br />

beşte biri 3891a, 127'yi toplayam ıyor. Her iki öğrenciden biri, 366'dan<br />

177'yi ç ıkaram ıyor; 47 ile 46'y ı çarpam ıyor. 1987'de, 219 7. s ın ıf öğrencisini<br />

kapsayambir ara.ş t ıtmada, ö ğrencilerin yaln ızca %15'inin akrep-yelkoyanl<br />

ı duvar saatini okuyabildikleri saptand ı. Bu yeteneksizliklerin, çok<br />

yayg ın olarak kullan ılan hesap makinesi ve dijital (say ıl ı) saatlerden kaynakland<br />

ığını ileri sürenler var.<br />

1989'da yap ılan bir ara şt ırmaya göre de, temel okullar ın son s ın ı flar ındaki<br />

öğrencilerin %8-9'unun okuma-yazmay ı iyi bilmedikleri saptanm ış t ır. Arbetet<br />

<strong>Gazetesi</strong>nin yapt ığı bu ara ştırmaya dayanarak, yar ım milyon Isveçlinin<br />

iyi okuyup yazamad ığı san ılmaktad ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 152<br />

verilir(*). S ınıf olu şturamayanlara anadili dersi haftada 2-3 saattir.<br />

Stokholm'daki bir temel okulda, 55 dilde anadili ö ğretimi<br />

yapılıyor (1988). Anadilini iyi bilen ki şinin, İsveççeyi daha kolay<br />

öğrenebilece ği düşünülmektedir.<br />

Isveç'e ö ğrenim amac ıyla gelecek yabanc ılar için özel<br />

ko şullar geçerlidir. Bunlar ın, Isveç'e gelmeden önce oturma izini<br />

almalar ı gerekir. Dersler İsveççedir. Kimi üniversitelerde göçmenlere<br />

Isveççe ön kurslar düzenlenir. Ingilizce bilinmesi de istenir.<br />

Konuk ö ğrenci, ö ğrenim süresince kendini geçindirebilmeli;<br />

ö ğrenim sonunda yurduna dönmelidir.<br />

Üniversitelerde ö ğretim görevlileri hükümetçe atamr(**).<br />

YA Ş LILARIN E Ğ ITIMI<br />

İlki 1893'te aç ılan; 1920 ve 1930'larda ülke düzeyine<br />

yay ılan (bugün de i şlevini sürdüren), zaman ının görkemli yap ıları<br />

olan halkevlerinin (folkets hus), i şçi örgütlerinin özellikle ekinsel<br />

yap ısının olu ş masında büyük katk ısı olmu ştur.<br />

*) Isveç'te uygulanan anadili e ğitiminde ö ğretmen sorunu tart ışılagelmi ş tir.<br />

ö ğretmen kökenli kisiler dururken. kimbilir, ilkokul ö'ğ reniminden bile<br />

geçmemiş kişilerin ö ğretmen olarak atand ıklar ı çok görülmüştür. Bu konuda,<br />

1974'ten olacak, ilginç bir örnek var: Isveç'te on be ş y ıl oturan öğretmen<br />

kökenli (Türkiye'de on iki y ıl öğretmenlik yapan) bir arkadaş , Göteborg<br />

Ili E ğitim Müdürlü ğüne başvurarak ö ğretmenlik ister. Ald ığı olumsuz<br />

yan ıtın gerekçesi şudur: Isveççe bilmemek ve ö ğretmen aç ığı bulunmamak.<br />

Aradan bir hafta geçmeden, arkada şın temel okuldaki çocu ğuna Türkçe<br />

dersi için .atanan yeni öğretmen, aileyle de tan ış mak ister. Anla şıl ır ki, yeni<br />

atanan ö ğretmen, ö ğretmen kökenli de ğildir, Türkiye'den geleli alt ı ay bile<br />

olmamış t ır ve de Isveççe bilmez!<br />

**) Roland Hundford, Isveç'i tümüyle olumsuz yönde ele ştiren "Yeni Bask ı -<br />

c ılar" adli yap ıt ında üniversite e ğitimine de de ğinir:<br />

.. Üniversiteler de reformistlerce merkezi otoriteye ba ğlanm ış t ır. Okullar<br />

gibi, üniversiteler de kilisenin egemenli ği alt ındayd ı. Bilim özgürlü ğü kavram<br />

ı bilinmiyordu. Üniversitelerin özerkli ği istenmiyordu. Çünkü özerklik, düşüncenin<br />

denetlenmesine engel olacakt ı. Başından beri, ö ğretim görevlileri<br />

doğrudan hükümetçe atanmakta, ö ğretim izlencesi, dahas ı her derste ele al ınacak<br />

konular en ince ayr ınt ılarına dek kilise görevlileri ve hükümet yetkililerince<br />

kararlaş t ır ılmaktayd ı. Bu düzenleme hiçbir zaman bozulmad ı. Ancak,<br />

sonraki dönemlerde kilisenin i ş levi tümüyle ortadan kald ırılarak, devletin denetimi<br />

egemen k ıl ınd ı. Buyurgan yönetimlerin d ışında, dünyada birkaç; Bat ı<br />

Avrupa'daysa, Fransa da içinde olmak üzere, hiçbir ülkede e ğitim düzeni bu<br />

ölçüde bir örnek, hükümet denetimi alt ında de ğildir."<br />

(Roland Hundford, The New Totalitarians, Londra 1975, Sayfa 206)


EĞ ITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />

Isveç'te ö ğrenimin ya şı yoktur. Ö ğrencilerin ya ş ortalamas<br />

ı yüksektir. 20-65 ya şındakilerin yar ıdan ço ğu, yar ısın ı kad<br />

ınlar ın olu ş turdu ğu (1986-87'de 309 bin yerde 2.610.000 ki şi )<br />

öğrenim etkinliklerine kat ı l ır. Belediyelerin, sendikalar ın, kiliselerin<br />

ve kimi öteki kurulu şlar ın halk okullar ı vard ır. Eğitim etkinliklerine<br />

kat ılanlar, ço ğu durumda ödence de al ırlar.<br />

YÜKSEK Ö Ğ RET İ MDE<br />

Ö Ğ RENIM YA Şİ<br />

(1981 -82 Öğretim Y ıl ında Ya şları 25 ve Daha Yukar ı<br />

Olanlar ın Yüzdesi)<br />

İngiltere<br />

Fransa<br />

B Almanya<br />

Isveç<br />

Tüm<br />

Öğrenciler<br />

ogrenime<br />

Yeni<br />

Baslayanlar<br />

19,6 16,7<br />

32,5 9, 1<br />

40,2 8,7<br />

61,8 54,6<br />

(Kaynak, The Economist, Ingiltere, 13 Ekim 1988)<br />

Göçmen i şçiler 700 saat Isveççe dersi alabilirler. Ders<br />

saatleriyle i ş saatleri çak ışıyorsa, i şten izinlidirler ve para kayb ı -<br />

na uğramazlar. Emekli göçmenler de, Isveççe kurslar ına katılınca<br />

para al ırlar.<br />

HALK YÜKSEK OKULLAR İ<br />

ÜZERINE B İ LG İ LER<br />

- Halk yüksek okullar ı, genel bilgiler edinilen, ülkenin en eski e ğ itim<br />

kurumlar ıd ır.<br />

- Halk yüksek okullar ı , öğrenim izlencelerini kendileri haz ırlarlar.<br />

- Halk yüksek okullar ı n ı il genel kurullar ı ya da çe ş itli kurulu şlar (halk<br />

örgütleri, yard ı m dernekleri vb) d üzenler.<br />

- Ülkede 127 halk yüksek okulu b ulunur.<br />

- Her y ıl 18 binden çok ki şi halk okullar ı nda uzun öğ renim görür.<br />

- Her y ı l 230 bin ki ş inin kat ı ld ığı 12 bin k ısa süreli Kurs düzenlenir.<br />

- Halk yükseksokullar ı n ı n uzun süreli ö ğrenimipden geçenler, temel<br />

okulu bitirme ya da üniversite ve yüksek okullara Tiri ş yeterlili ği belgesi<br />

al ı r.<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 16 Mart 1988)<br />

153


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 154<br />

Ya şlılar eğitiminin bu denli yayg ın olması, ba şl ıca şu<br />

gerekçelere ba ğlan ır:<br />

"Bugün, gerek çok iyi ö ğrenim görmü ş gençlerle, (ö ğrenime<br />

olanak bulamam ış) ya şl ılar aras ında; gerekse pek küçük<br />

az ınlığın ın ilkokul sonras ı öğrenimi görebilmi ş yaş lı ku şak için-<br />

OKUYUP YAZMASI YOKTU<br />

Tümüyle masal ımsı olan bu öyküye yetkililer inanmad ı . Ama ku şkusuz<br />

do ğruydu. Elli ya şında bir Kuzeyli, hiç okuyup yazmas ı olmadan, ya şamı<br />

süresince seçkin i şlerde çal ışt ı. Askerli ğini yapt ı , aile kurdu. Yaşam ı<br />

boyunca hiçbir okula gitmeyen bu karacahil, toplumun içinde ola ğan<br />

bir ya şam yaşad ı .<br />

Yaln ızca saati bilen ve say ılar ı okuyabilen Kuzeylimiz, yüzde yüze yak ın<br />

olarak bu sakatl ığını saldayabildi. Ama durumlar ı düzeltebilmek için,<br />

kendini çok zorlad ığı oluyordu. Şimdi durumu bilen ilgililer, onu gözünden<br />

kaç ırm ış bulunan öteki ilgililerin yapt ığı bu eğitim yanlışını<br />

düzeltebilmek için bir yol bulam ıyorlar. Isveç'te böyle birinin bulunabileceğine<br />

inanmak bile çok güç...<br />

I şte onun yaşam öyküsü:<br />

Ailenin en yaş l ı çocuğu olarak, Kuzeyde bir iç köyde do ğdu. Yedi yaşına<br />

geldiğinde, ilgililer onu okul için aramaymca, evde kal ıp çal ışmay ı<br />

sürdürdü. Babas ı okumaya karşı ilgisizdi. On ya şına gelince bir çiftlikte<br />

iş tuttu. I şini iyi yap ıyor, okula gitmemekle yanl ış yolda olduğunu da<br />

dü şünüyordu. Ama on ya şındaki çocuk bu konuyu kiminle tart ışacakt ı?<br />

En iyisi, okuma yaznia bilmediğini saklamak için elinden geleni yapmakt<br />

ı . Say ıları istemi dışında belledi. Imzas ın ı da öğrendi. Bu, ya şamının ilk<br />

okuluydu.<br />

Askerliği istediğinden de iyi geçti. Ilk üç ayda hiç pürüz ç ıkmadı. Sonra<br />

dersler ve yazd ılar ba şlay ınca iş değişti. Ilk yaz ılıda, önüne beyaz ka ğıt<br />

konulunca bir kolay ın ı bulup subaya f ısıldad ı :<br />

"-Okuyup yazmam yok benim!"<br />

Subay ak ıll ı adamd ı. Durumu bir büyü ğüne aktard ı. Kuzeyliyi, subayların<br />

yemek yedi ği bölüme verdiler. Askerli ğinin sonuna dek orada kalarak,<br />

subaylara yemek servisi yapt ı .<br />

Sonra madende, ormanda, kamu kesiminde çal ışt ı . Kazanc ı iyiydi. Evlendi,<br />

çocuklar ı oldu. Sakatl ığın ı karıs ı biliyor: ka ğıtlar ı doldurma ve i ş<br />

düzeninde yard ımc ı oluyordu. Çocuklar durumu bilmiyordu. Kuzeylimiz<br />

şöyle aç ıklad ı bunun nedenini:<br />

"-Çocuklar yeterince büyüyünce, onlara gerçek durumu söylüyorum. Küçükken<br />

söylersem, babalar ın ın okuma yazma bilmedi ğini arkada şlar ına<br />

anlatabilirler..."<br />

(Expressen, 20 Kasun 19701


EĞİ T İ M, ARA Ş T İ RMA VE ÖRGÜTLER 155<br />

de büyük öğrenim e şitsizlikleri bulunuyor. Son zamanlarda ya şlı<br />

kuşa ğın eğitimi için çok yat ır ım yap ılarak, bu ku şak, kendi<br />

yararlanmaks ınn eğitim için vergi ödeme zorunlulu ğunda b ırakılmam<br />

ış oluyor."<br />

DEVLETIN EK İ N DESTE Ğ I<br />

Radyo-tv Çal ış malar ı İçin Al ınan Tv Ödenti Girdileri<br />

D ışında, 1988-89 Bütçe Y ıl ı, Yüzde Olarak)<br />

Tiyatro, Dans ve Müzik 37<br />

Günlük Gazete ve Dergiler 23<br />

Belgelik (Arşiv), Müze ve Sergiler 22<br />

Yaz ın ve Kitapl ıklar 6<br />

Film, Ses Alma vb 3<br />

Resim, Yontu vb 2<br />

Öteki Ekinsel Çal ışmalar 7<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: Regeringens budgetforslag, 1988)<br />

KITAPLAR / K İ TAPLIKLAR<br />

Oturma odas ın ı fincanlarla de ğil, kitaplarla süsler Isveçli.<br />

Bir ara ştırmaya göre, süreli yay ınlar d ışında, halk ın %65'inin iki:<br />

%28'inin be ş metre boyunda (rafa dizilen kitaplar ın s ırt uzunluğu)<br />

kitab ı vardır. %25'i çeviri olmak üzere, y ılda 10 bin dolay ında<br />

kitap yay ınların-. 1983'te, Isveç'te bas ılan ilk kitab ın 500. y ılı<br />

kutland ı .<br />

Okullar için yazdanlar da içinde, y ılda 78 milyon -dolay<br />

ında kitap sat ıl ır. 1940'larda kurulan kitap kulüpleri, bir ara<br />

(1970 11i y ıllann sonlarına do ğru) ülke düzeyindeki sat ışların yarı -<br />

s ından ço ğunu gerçekle ştirdi.<br />

Halk (belediye) kitapl ıklar ından, evde okunmak üzere<br />

kitap alabilmek için, üzerinde kimlik ve kod yaz ılı kart gereklidir.<br />

Yaln ızca belediye s ın ırlar ı içindeki kitapl ıklarda geçerli olan bu<br />

kart, herhangi bir kitapl ıktan (paras ız olarak) edinilebilir. Oturulan<br />

yerin d ışındaki kitapl ıklardan da kart edinilebilir.<br />

Ki şi, alaca ğı kitab ı raflardan kendi seçer. Katolodardan.<br />

mikrofilmlerden yararlanma olana ğı var. Gerekti ğinde görevli-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVEÇ- 156<br />

den yard ım da istenebilir. O kitapl ıkta bulunmayan kitaplar,<br />

ba şka kitapl ıklardan getirtebilir(*). Ki şi, ta şıyabileceği çoklukta<br />

kitap alabilir. Paras ızd ır. Ansiklopedi, sözlük vb yap ıtlar evlere<br />

verilmez. istenilen sayfalann t ıpk ıçekimi (kimi kitapl ıklarda parasız<br />

olarak ya da çok az bir parayla) edinilebilir. Elinde kart<br />

ı olan ki şinin bir kitap olma i şlemi birkaç saniye sürer. Kitab ı<br />

evde tutma süresi üç haftad ır (üniversite kitapl ıklar ında bir ay).<br />

Süre geçirilirse ödence verilir.<br />

BASIN-YAYINA AYIRDIKLARI ZAMAN<br />

(9-79 Ya şındakiler, Günde Yakla şık 6 Saat)<br />

1979<br />

Dakika<br />

1987<br />

Dakika<br />

1987<br />

Yüzdesi<br />

Radyo 121 129 34<br />

Tv 109 120 32<br />

Kaset (bant) 21 27 7<br />

Sabah <strong>Gazetesi</strong> 24 24 7<br />

Kitap 18 23 6<br />

Plak 16 16 4<br />

Akşam <strong>Gazetesi</strong> 12 10 3<br />

Dergi ? 8 2<br />

Haftal ık Yay ın ? 8 2<br />

Video 0 9 2<br />

Çizgili-Resimli Yay ın ? ? 1<br />

(Kaynak: Valfards Bulleta ıen, Sayi 2, 1988)<br />

200 bine yak ın kitab ı ses bantlar ından izleme olas ı .<br />

Tüm büyük kitaplıklarda kitaplar, çal ınmaya kar şı kod<br />

lanmışt ır. Ki şi, bilgisayarlı işlemden geçmeyen bir kitab ı cebine<br />

(çantas ına) koymaya kalkarsa, ç ıkış kap ısında alarm (bip bip)<br />

çalar.<br />

Kitapl ıklardan, y ılda 80 milyona yak ın. kitap al ın ır. Bu<br />

yolla kitab ı alınan yazara (al ındığı çoklu ğa e şit), Isveç Yazarlar<br />

Fonundan para ödenir (1988'de al ım ba şına 48 öre/kuru ş ).<br />

*) Göteborg Ana Kitapl ığında çal ış an Dan ışman-Uzman Heli Hasara, "Ak<br />

Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın (13. sayfadaki dipnot) 1978'de<br />

Finceye de çevrildi ğini söylemi şti. Ama bu yap ıt, Isveç kitapl ıklar ında<br />

yoktu. Mölndal Ana Kitapl ığından yard ım istedim. Kitapl ık, an ılan Fince<br />

bask ıy ı, (benim için) Finlandiya'dan (üç haftada) getirtti (HTY).


EĞİ T İ M, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 157<br />

Kitap yazanlara, bast ırabilmeleri için parasal yard ım da yap ıhr(*).<br />

2.200 halk k ıtapl ığı ; 125 kitaplık otobüsü bulunur.<br />

Büyük kitapl ıklarda dünyan ın belliba şlı süreli yay ınlar ı<br />

sergilenir. Stokholm Ana Kitapl ığında, 30'u Latin abecesi d ışında<br />

basılı, 80 dilde kitaptan ba şka, yabanc ı 370 süreli yay ın sergilenir.<br />

Benden ba şka Türk okuru bulunmayan Mölndal Ana Kitaplığına<br />

(salt benim için) günlük bir Türk gazetesi getirtilir. Bir<br />

dizi de Türkçe kitap bulunur. Kitaplar aras ında iki. de Isveççe<br />

-Türkçe sözlük var. Yaln ızca Stokholm ili kitapl ıklanndalci Türkçe<br />

kitaplar ın say ısı 17 binden çoktur.<br />

Bo ş Zaman Etkinlikleri Üzerine<br />

K İ M İ VER İ LERDEKI<br />

GEL İŞİ M<br />

1950<br />

Konut<br />

Ki şi Ba şına<br />

GBaazşıentae<br />

nut Halk (Belediye)<br />

şuotaxiıklar ından<br />

unç Kitap<br />

? 2,5<br />

Ki şi<br />

Başına<br />

Sinemaya<br />

Gidi ş<br />

?<br />

1.000<br />

Ki şiye<br />

Tv<br />

?<br />

1 .000 Ki şide<br />

tezi Amaçl ı<br />

(Chanel.)<br />

Y urtdışı Ç ıkışı<br />

0,6<br />

1.000<br />

Ki şiye<br />

Binek<br />

Arabasi<br />

36<br />

1955 ? 3,5 10,6 ? 1,4 87<br />

1960<br />

1965<br />

1970<br />

1975<br />

1980<br />

1,5<br />

1,56<br />

1,65<br />

1,58<br />

1,46<br />

4,3<br />

4,5<br />

6,5<br />

8,9<br />

9,3<br />

7,4<br />

4,9<br />

3,5<br />

3,1<br />

2,9<br />

138<br />

268<br />

310<br />

354<br />

380<br />

8,8<br />

40,9<br />

65,5<br />

104,2<br />

110,0<br />

159<br />

231<br />

283<br />

336<br />

347<br />

1985<br />

1986<br />

1987<br />

1,38<br />

1,39<br />

1,33<br />

8,9 1<br />

8,6<br />

8,5<br />

2,2<br />

2,0<br />

2,1<br />

390<br />

391<br />

391<br />

106,1<br />

124,5<br />

148,9<br />

377<br />

388<br />

400<br />

(Kaynak: VWf ğrds Bulletine, Say ı 4, 1988)<br />

Demirbaş Şarl' ın (Karl X11) uzun y ıllar hiç y ıkanmamış<br />

olduğunu söylemi şti' biri. Ama bu bilginin kayna ğın ı ansıyamıyordu.<br />

Şarl üzerine okuduğum yap ıtlarda ben de rastlayamam ıştım.<br />

bu bilgiye. Yeni yap ıtlar kan ştırdım, yine yoktu. Kitaphk<br />

görevlisi birinden yard ım istedim. Bir süre sonra görevliden şu<br />

yaz ılı yan ıt geldi:<br />

"... Karl Xllenin sudan korkması nedeniyle hiç y ıkanmadığı<br />

üzerine. Ben, üstünkörü olarak, Fryxell'in, Karl XII üzerine<br />

*) Bu kitab ım ız için (Bolluk Ülkesi Isveç kitab ım ız için de) hiçbir yerden<br />

yard ım almadık (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 158<br />

tarihsel anlat ılar ına göz gezdirdim, ama hiç ipucu bulamad ım.<br />

Kitapl ıktaki. arkada şlarla bir araya geldi ğimizde, konuyu onlara<br />

da açt ım. Ama sana, Karl X11 üzerine kitaplar sun ınaktan öte<br />

yararl ı olamayaca ğım. İş saatleri içinde oturup da, bu kitaplar ı<br />

okuyarak bilgi kovalama olana ğmuz yok."<br />

EN BÜYÜK BE Ş GAZETE<br />

(1988) Pazar Bask ı<br />

Siyasal Tutumu Say ısı<br />

Pazar Dışı<br />

Baskı Say ı s ı<br />

Expressen Halk Partisi 695.401 577.713<br />

Dagens Nyheter Ba ğı ms ı z 502.385 404.334<br />

Aftonbladet Sosyal Demokrat 482.954 400.783<br />

Göteborgs Posten Halk Partisi 314.295 280.781<br />

Svenska Dagbladet Il ı ml ı lar Partisi 236.045 223.309<br />

Not: Expressen ve Aftonbladet, ö ğleden sonralar ı ve yar ım boy (tabloid) olarak ç ıkar.<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Mart 1989).<br />

GAZETELER<br />

Isveç, bas ına özgürlük tan ıyan ilk ülkedir (1766). Her<br />

yurtta ş , çok özel durumlar d ışında, belediye ya da devlet belgelerini<br />

görebilir. Polis telsizi dinlenebilir. Isveç Bas ın Konseyi<br />

1916'da (dünyada, ilk) kuruldu. Bugün, her bin İsveçliye 525<br />

günlük gazete (ve 322 haftal ık dergi) dü şer.<br />

Sabah gazeteleri, daha çok abone olunarak izlenir. Her<br />

aile, bölgesindeki gazetelerden birini izler. Da ğıt ıcılar, sabahın<br />

05-06's ında gazeteleri, konutlar ın posta kutular ına (birle şik konutlarda<br />

oturanlar ın kapılar ındaki posta deliklerinden) b ırakırlar.<br />

1984'ten beri, Stokholm'da ç ıkan iki gazete (Dagens<br />

Nyheter ve Svenska Dagbladet) ülke düzeyinde da ğıt ıhr. Bu iki<br />

gazete, öteki yerel gazetelerle beraber (sabah ın 05-06's ında) Isveç<br />

düzeyinde tüm abonelerine ula şır(*).<br />

*) Dagens Nyheter gazetesinden Kjell Hansson'dan ald ığım ız bilgiye göre,<br />

bu gazete ülkenin üç yerinde (Stokholm, Ume5 ve Jönköping) bas ılarak,<br />

tüm öteki yerel gazetelerin da ğıt ım h ız ıyla konutlara ulaşır. Ancak, yerle ş -<br />

me birimlerinden ayr ı bulunan çok az say ıdaki konuta da ğıtıc ı yollanamaz.<br />

Bu durumda olanlar ın gazeteleri (tüm öteki yerel gazeteler gibi) postayla<br />

yollan ır ve o (gazetenin ç ıktığı) gün ellerine geçer.<br />

Kimi gazeteler, görmezler için ses band ı yay ımlar. Gazete dizilirken (dizgi<br />

makinesinin tu şlarına basarken) seslendirilen bant, ço ğaltılarak, görmez okurlara,<br />

gazete da ğıtım h ız ıyla (sabah ın 05-06's ında) ulaşır.


EĞITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 159<br />

Kentlerde tek gazeteye do ğru gidilmesi, gazetelerin büyük<br />

holdingler elinde toplanmas ı sonucunu do ğuruyor. Bu da<br />

düşünce özgürlü ğünü k ısıtl ıyor. Bu durumu önlemek amac ıyla<br />

devlet, durumu iyi olmayan (özellikle kentlerdeki ikincil) gazetelere<br />

yard ım yap ıyor. Tüm gazetelere, reklam d ışında kulland ıkları<br />

kağıt oran ında yard ım da yap ılıyor. Gazeteleri korumak<br />

amac ıyla radyo ve tv'de reklam yay ımlanmaz(*). Yararli kurulu<br />

şlar ın organlan ve ekinsel dergiler de devlet yard ımı al ır.<br />

I)9 büyük kentin (Stokholm, Göteborg, Malmö) gazeteleri<br />

her gün; ötekiler pazar d ışında her gün yay ımlanır.<br />

HAFTALIK DERGILER<br />

(1988'deki Bask ı Say ı lar ıyla)<br />

Aret Runt 345.293<br />

Hemmets Veckotidning 303.573<br />

Al lers 292.965<br />

AllassVeckotidning 223.280<br />

ffint i Veckan 187.695<br />

Svensk Damtidning 177.501<br />

Vecko-Revyn 115.864<br />

Damernas Vkld 111.687<br />

(Kaynak: Svenska Dagbiadet, 1 Mart 1989)<br />

Stokholm'de 1645'te yay ımlanmaya başlayan dünyan ın en<br />

eski gazetesi "Post-oeh Inrikes Tidningar", 345 y ıld ır (1989)<br />

yay ınını sürdürüyor.<br />

ARA Ş TIRMA<br />

Kraliyet Bilimler Akademisi (KVA) 1739'da kuruldu.<br />

Bugün Isveç'te ara ştırma ve geli ştirme kurulu şlar ı o denli çoktur<br />

ki, bunların adlar ını bile sıralamak uzun yer tutar. Isveç bilim<br />

adamları, özellikle 1870'lerden sonra bulduklar ı ya da geli ştirdikleri<br />

yöntemlerle ülkelerini üstün duruma getirdiler. Isveç yapımlann<br />

ın baş alıcıları gelişmiş endüstri ülkeleridir.<br />

.*) Reklamlara da yer verilen yabanc ı uydu yay ınlarının Isveç'te de izlenmesi<br />

sonucu, son zamanlarda Isveç tv'lerinde de reklama yer verilme<br />

tart ışmalar ın ı gündeme getirdi (1988 sonunda her alt ı konuttan biri, kimi<br />

14 kanala varan uydu yay ınlarını izleyebiliyordu. Uydu yay ınlar ına<br />

ba ğlanma h ız ı, ayda 30 bin konuttur).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 160<br />

Özellikle 1970'lerin akaryak ıt bunall ınlyla beraber, endüstride<br />

ara şt ırma ve geli ştirmelere büyük paylar ayr ılmaya ba ş -<br />

land ı. Yüksek okullarla ara ş t ırma-geli ş tirme kurumlar ı ve endüstri<br />

aras ında s ık ı bir ba ğ bulunur. Üniversite ve yüksek okullardaki<br />

ö ğrencilerin 20'si, teknik ve do ğa bilimleri dallar ında ii0::renim<br />

görür.<br />

1981'de %2,3 olan, ulusal gelirin ara ş t ırma ve geli ş tirmelere<br />

ayr ılan pay ı, 1987'de 30 milyar kronla c'c3'e ula şt ı (dünyada<br />

en çok). Bu kesimde, 22 bini ara ş t ırı cı olmak üzere 52 bin ki ş i<br />

çalışıyor.<br />

ARA Ş TIRMA VE GEL İŞ T İ RMELERE<br />

G İ DERLERDEN AYRILAN PAY<br />

(1985'te Yüzde Olarak)<br />

ISVEÇ 3,03<br />

B Almanya 2,42<br />

ABD 2,32<br />

Japonya 2,11<br />

(Kaynak: Ny teknik, 21 Nisan 1988)<br />

Devlet dairelerinde i şini görmeye gelenlere çay-kahve sunulmaz.<br />

"Odac ı " olarak adland ırılan görevli bulunmaz. Bakanl ıklar<br />

ın kimi (genel) müdürlükleri ba şkent Stokholm d ışındad ır(*).<br />

B İ R İ NC İ LER YARI Ş IYOR<br />

... "Y ıl ın Bulucusu" aç ıklan ırken, yeni bulu şlar, yeni yap ımlar ve teknik<br />

aktar ımlar da sergilenecek...<br />

Her y ıl ın oca ğında, ülkenin her yerinde birinciler seçilir. Belediye düzeyindeki<br />

yar ışmalardan, il düzeyindeki yar ışmalara geçilir. İI birincilerini<br />

Geliştirme Fonu seçer.<br />

... Ekonominin seçkin temsilcilerinden olu şan Ulusal Seçici Kurul (da)<br />

y ı l ın bulucusunu seçer. Bu, kim olur, 17 Kas ımda, saat 12`cleki aç ıl ışta<br />

göreceğiz. Sergi (fuar) 20 Kas ıma dek sürecek.<br />

(Mekanik information, Say ı 6, 1988)<br />

*) Stokholm İli d ışında bulunan kimi kurulu şlara örnekler: Trafik Genel<br />

Müdürlü ğü. (TSV), Borl&ıge'de; Devlet Göçmen Dairesi (SIV), Norrköping'<br />

te; Askerlik Personel Dairesi (VPV), Karlstad'ta; Trafik Güvenli ği Dairesi<br />

(TSV),--örebro'da; Merkez ö ğrenim Kredi Kurulu (CSN) , Sundsvall'da;<br />

Yarg ısal Yard ım Denetim Dairesi (DV), Jönköping'te.


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 161<br />

TÜM DÜNYA BIZDEN Ö Ğ REN İ YOR<br />

Do ğaya uyumlu ka ğıt hamuru ve ka ğıt endüstrisi konusundaki ara şt ı rma<br />

ve geli ştirmelerde Isveç çok önde gidiyor. Tüm dünyadan, görmek ve<br />

öğrenmek için bize geliyorlar.<br />

Geli ş me h ı z ı, ölçüm yöntemlerinde de belirgindir. Bir göle dökülen bir<br />

kadeh alkolü, ölçüm araçlar ı belirleyebiliyor...<br />

(Isveç Selüloz ve Kü ğıt Fabrikalar ı Birli ğinin -SCPF- 1988'deki bir duyurusundan)<br />

16. yy'da Kral Gustav Vasa, ülke topraklar ının say ımının<br />

(kadastro) yap ılmas ın ı ister. Bu, topraklar üzerinde ya şayan kişilerin<br />

de say ımı anlam ına gelir.<br />

17. yy'da piskoposlar, rahiplerden, bölgelerinde sürekli<br />

istatistik tutmalar ını isterler. Vaftiz, evlenme, ölüm istatistikleri<br />

tutulacakt ır. 1749'da devlet, kilisenin tuttu ğu bu bilgileri de ğerlendirmeye<br />

ba şlar (dünyada ilk devlet istatisti ği). Geleneğin<br />

uzant ıs ı olarak, 1970'e dek bu bilgileri kilise tutard ı (1970'te<br />

bilgisayara devredildi). Bugün kilise bir tür "muhtarl ık" görevi<br />

de yapar (örne ğin oturma belgelerini kilise onaylar).<br />

Isveç yurtta şı, dünyada en çok kütü ğe geçen (fi şlenen)<br />

yurtta ş tır. Her yurtta ş 50-300 konuda bilgisayara geçer. Herkesin<br />

bir ki şisel say ısı bulunur. Ad önemli de ğildir. Ki şi, adını be ş<br />

dakikada de ğiştirebilir. Ama ki şisel say ı değişmez. Tüm işlemler<br />

bu say ıya(*) göre yap ılır.<br />

Yaln ızca ki şiler de ğildir bilgisayara geçen. 5-6 y ıl oluyor,<br />

arabam ı onarım için b ırakacakt ım. Görevli, araban ın plakasm ı<br />

sordu. Verdim.<br />

"- Kay ı tlarda böyle bir araba yok!" dedi.<br />

Say ılar ı de ği ştirip söyledim, yine yoktu. Gidip, araban ın<br />

plakasındakileri yaz ıp getirdim, "tamam"d ı. Benim ad ımla bera-<br />

Çevre temizli ği söz konusu olunca, biz, dünyan ın öteki yerlerinden 20<br />

y ıl ilerdeyiz! Bizim için en önemli sorun, (bu konudaki) uluslararas ı<br />

ortak çal ış malar ı n geli ştirilmesidir. Valfrid PAULSON<br />

INy teknik, 28 Nisan 1988)<br />

*) On say ıdan olu şan kişisel say ı, dört öbekten olu şuyor. örne ğin benim<br />

ki şisel say ım 330620-9630'dur. Iki şer iki şer ilk üç öbek do ğum y ıl ı, ay ı ve<br />

gününü gösterir (1933, Haziran, 20). Son say ılar (9630) da bir günde doğanlar<br />

ay ırır.<br />

F 11


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> —ISVEÇ— 162<br />

ber araban ın kütüğü görüntüye yans ıd ı. Bundan önceki onar ımlarda<br />

neler yap ılmış, ortadayd ı .<br />

GEL İ RLERDEN<br />

ARA Ş TIRMALARA AYRILAN PAY<br />

(1986'da Yüzde Olarak)<br />

Astra 18<br />

Philips Norden 17<br />

Pharmacia 15<br />

Kabi Vitrum 15<br />

Siemens-Elema 11<br />

Ericsson 10<br />

Saab Scania 7<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 1988, Sayi 1)<br />

Her bankan ın dışında, kartla para çekilen otomat da bulunur.<br />

Göteborg'ta tek, bir banka yap ıs ında, ikisi içerde olmak<br />

üzere tam yedi otomat bulunuyor. Verilen kart ı alan otomat,<br />

kaç. (yüzlük) kron istendi ğini soruyor. istenilen çoklukta say ıya<br />

bas ınca, kod say ısı istiyor. Gizli olan bu kodu da do ğru yaz ınca,<br />

önce kart, sonra para, sonra da alind ı belgesi geliyor. Belgedeki<br />

bilgiler aras ında y ıl, ay, gün, saat, dakika, son yat ırılan paralar<br />

JAPONYA-ISVEÇ İŞ BIRLI Ğ I<br />

TEKNIK GEL İŞ T İ RME<br />

. YONETMENL İĞİ (STU)<br />

ETKINLIKLERI DESTEKLER<br />

- Y ılda 3-4 Isveçli araş tırıc ı, uzun burslu olarak (1-2 y ıl) Japonya'ya<br />

yollan ır.<br />

- 10-15 Isveçli araşt ınc ın ın burslu ya da başka yolla k ısa süreli olarak<br />

(1.3 ay) Japonya'ya gitme olana ğı var.<br />

- Her y ıl Japonya'ya 3.5 delege gezisi gerçekle şir.<br />

- 40-80 Isveçli araşt ırıc ı her y ıl (delege, konferans, ö ğrenim vb geziler<br />

için) Japonya'ya gider.<br />

- Her y ıl 40'tan çok ortak tasar ı gündeme gelir.<br />

- STU, yaln ızca öğrenim gezisi, delegeler ve ortak tasar ılar için 1,5 milyon<br />

kron ay ırır.<br />

- STU, İsveç ve Japonya aras ındaki tüm ilişkiler ve ortak çal ışmalar<br />

işin y ılda 6-10 milyon kron ay ırır.<br />

Teknik i Tiden, 1987, Say ı 4)


E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 163<br />

NOBEL<br />

1833'te Stokholm'de do ğan kimyager, mühendis ve i şadam ı Alfred Nobel,<br />

1842'de ailesiyle beraber Rusya'ya yerle şti. Bir bilgin olan babas ı ,<br />

Petersburg'ta (Leningrad) patlay ı c ı silahlar fabrikas ı açm ıştı .<br />

Genç Nobel 16 ya şı ndayken İ ngilizce, Frans ızca, Almanca, Rusça ve<br />

İ sveççeyi iyi biliyordu. Bir y ıl Fransa'da; dört y ıl da ABD'nde çal ış -<br />

t ıktan sonra, Leningrad'a dönerek babas ı n ın fabrikas ında çal ışmaya<br />

ba şlad ı .<br />

1859'da İ sveç'e gelince, patlay ıc ılar üzerine ilk denemelerine ba ş lad ı .<br />

1864'te fabrikas ı ndaki patlamada, içinde karde şinin de bulundu ğu be ş<br />

ki şi ölünce, patlay ı c ı larla uğra ş mas ı yasakland ı .<br />

Almanya'ya geçerek, fabrikas ın ı 1865'te Krümmere kurdu. Ünlü bulu<br />

şunu (dinamit) orada gerçekle ştirdi.<br />

Alfred Nobel, 1893'te Bofors GullsOng Ate ş li Silahlar Fabrikas ı n ı ( İ sveç)<br />

sat ı nald ı. Büyük paralar kazand ı . Hamburg'ta, Paris'te, San Remo'<br />

da labaratuvarlar açt ı . Bulu şlar yapt ı . Bakü (Rusya) Petrol Ortakl ığına<br />

büyük parayla kat ı ld ı .<br />

Dünyaya bar ış getirece ğini sand ığı bulu ş unun ters etki yapt ığı n ı gö-<br />

rünce çok üzüldü. Anamal ı n ı n büyük bir bölümünü bir fonda toplayarak,<br />

y ı ll ık gelirinin, dünyan ın mutlulu ğu için çal ışanlara da ğıtı lmas ı için<br />

ba ğış lad ı. 1896'da San Remo'da (Italya) öldü.<br />

Nobel ödülleri 1901'de da ğıt ı lmaya ba şland ı . Be ş dalda verilen ödüllerden<br />

fizik, kimya, t ıp ve yaz ın Stokholm'da; bar ış Oslo'da (o zaman İ sveç<br />

kentiydi), her y ı l Nobel'in ölüm günü olan 10 Aral ıkta da ğıtı l ı r.<br />

(eskiden kalan, ayl ık vb), şimdi çekilen ve kullan ıma haz ır (kalan)<br />

para yaz ılıd ır. Ki şi, ülkenin neresine giderse gitsin (çal ışma<br />

saatleri d ışında da), kart ıyla para çekebiliyor. Kod say ıs ı iki kez<br />

yanlış verilirse, bilgisayar kart ı da, paray ı da vermiyor.<br />

B İ R BULU Ş UNUZ MU VAR?<br />

Gerçekle şece ğini umdu ğunuz bir bulu ş varsa, bize ba şvurabilirsiniz.<br />

Tasar ın ız uygunsa, beraberce geli ştirebiliriz. Parasal destek, planlama,<br />

pazarlama. d ışsat ım vh konularda vard ım edebiliriz.<br />

B İ R BULU Ş A GEREKS İ N İ M İ N İ Z M İ VAR?<br />

Kimbilir, işinizi venileştirmek; ilerletmek istiyorsunuzdur. İşinizi genişletmek<br />

istiyorsunuzdur. Size yard ım sunacak kaynaklar ım ız var.<br />

(Geli ştirme Fonu - Utvecklingsfonden)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> V ARSILLI ĞA --ISVEÇ— 164<br />

13 .1ü "spor toto" da oynan ır Isveç'te. K ışın, ülkenin soğuk<br />

olmas ı nedeniyle düzenli futbol oynanmad ığından, İngiliz<br />

tak ı mlar ın ın oyunlar ı verilir I yaz ın kar ışıkt ır). K ışın tv'de cumartesileri,<br />

bu kar şıla ş malarda ıı biri de canl ı olarak gösterilir. Canl ı<br />

gösteri sürerken, spor totonun öteki kar şıla şmalannda de ği şiklikler<br />

oldukça, spor totodaki s ıra say ıs ıyla ( ve de yaz ı l ı olarak)<br />

görüntüye girer (7 Aston Villa-Norwich 0-1 vb).<br />

Ikinci yar ıda, de ği şikliklerin görüntüye yans ımas ı sürerken,<br />

arada (yine_ yaz ı l ı olarak) "kar şıla ş malar ın bu sonuçlarla<br />

bitmesi durumunda" (13'e; 12'ye; Il 'e ve 10'a) da ğı t ılacak paran<br />

ı n çoklu ğu da belirtilir.<br />

AMERIKA'DA ÖDÜL ALDI<br />

Isveçli İ klimbilimci Bert Bolin, ABD'nde on be ş y ı ld ır verilen T' er<br />

Ödülünü (150 bin dolar) kazand ı .<br />

Stokholm Üniversitesinde iklimbilimci olan Bolin'in, 1950'li y ı llarda<br />

ba ş latt ığı bilgisayarla hava raporu haz ırlama yöntemi, bugün tüm dünyada<br />

kullan ı l ı yor.<br />

Bert Bolin, son 30 y ı ld ır, endüstri ve konutlardan atmosfere kar ışan<br />

karbondioksitin etkilerini incelemektedir.<br />

"- Atmosfere karbondioksit sal ıverme h ız ı n ı azaltmal ı y ız" diyor Bolin...<br />

Önlem al ı nmazsa, dünyan ın ortalama ı s ıs ın ın 2050'den önce 3 derece<br />

artaca ğı n ı hesapl ıyor.<br />

"- Buna ba ğ l ı olarak, denizler bir metre yükselecek ve milyonlarca ki ş inin<br />

bar ı nd ığı konutlar su alt ında kalacakt ır.<br />

(Dagens Nyheter, 13 May ıs 1988)<br />

_Isveç, yeni bir telefon a ğı ile donan ıyor. "AXE" denilen<br />

bu yöntemin kablolar ı "boru-tel"dir (k ılcal boru). Y ılda 350 bin<br />

telefona ba ğlanan (benim de yararland ığını ) bu yöntemin getirdi<br />

ği kimi kolayl ıklar;<br />

- Çalar saat gibi kullan ılıyor (telefonun say ı tu şlanna bas<br />

ılarak, çal ınas ı istenilen saat-dakika belle ğe veriliyor).<br />

- Telefonunuz, örne ğin konuk olarak gidece ğiniz eve bağlan<br />

ıyor (arand ığı n ızda, ba ğlandığınız evin telefonu çal ıyor).<br />

- Telefonda konu şurken, bir ba şkas ı sizi ararsa, konu şma<br />

aras ına "bip bip" si ııyali karışıyor. Bir yerden telefon geldi ğini


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 165<br />

anl ıyorsunuz. Konu ş may ı durdurup, yeni gelen telefona yan ı t<br />

verebiliyorsunuz. Onu da durdurup, tincekiyle konu ş may ı sürdürebiliyor;<br />

ya da ikisiyle de (üçlü) konu şabiliyorsunuz.<br />

- Arad ığı n ız telefonu konu şur bulursan ız, bir (özel) tu şa<br />

basarak telefonunuzu kapat ıyorstmuz. Kar şı yan (aranan ki şi)<br />

konu ş mas ı n ı tamamlay ı p telefonu kapat ır kapatmaz size ba ğlan<br />

ıyor (telefonlar kar şı l ıkl ı olarak çal ıyor). Bu sonuncusu, iki yan<br />

ı n da AXE olmas ı ko şuluyla gerçekle şiyor.<br />

Tüm bunlar yal ın ve tek bir telefonla (hat) oluyor. Ve de<br />

örne ğin, telefonunuzu bir ba şka telefona ba ğlama i şlemi tamamlan<br />

ınca, kula ğı n ıza (telefonu kapatmaya zaman kalmadan) "telefonunuz<br />

istedi ğiniz yere ba ğland ı " bilgisi geliyor.<br />

Saat 17'de postaya verilen mektup. ertesi günü. İsveç'in<br />

öteki ucundaki Ac ısı n ı bulur. Örne ğin. oturdugum yerden 500<br />

km uzaktaki Stokhol ııı 'e telefon edip bir belge istesem. bu belge<br />

(saat 17'den önce bir posta kutusuna ı t ılabilirse), ertesi sabah<br />

elime geçer. İsveç'te ço ğu kurulu ş mektuplann ı posta ile de ğil,<br />

telefonla (fax, faximile) yolluyor.<br />

1904'te kurulan Uppsala Gözlemevi. depremlerin ve<br />

atom denemelerinin yerini ve gücünü de belirler(*).<br />

1966'da Kiruna'da kurulan uzay ara ş t ırma istasyonu<br />

ESRANGE, uzay ara şt ırmaları yapar, yer foto ğraflar ı çeker.<br />

1986'daki Çernobil atom santral ı kazas ın ın bas ında ç ıkan ilk foto<br />

ğraflar ın ı bu istasyon yay ı mlad ı .<br />

GÜNEY KUTBUNDA ÜS<br />

Antarktika'daki Dronning Maud Land'ta, inceleme ve<br />

ara ş t ırmalar için bir Isveç üssü kuruldu.<br />

1988'de ba şlayan yap ım, 1989 ba şında tamamlanarak.<br />

uydu arac ı l ığıyla d ışar ı ile ba ğlant ıs ı da kuruldu. Wasa ad ı verilen<br />

üs, kara ucuna (deniz) 170 km uzakta.<br />

*) Tarihini tam ans ıyam ıyorum (1950'lerde olacak), İstanbul gazetelerinden<br />

birinde ç ıkan bir yaz ıda, Türkiye'deki ileti şimin çok yava ş i ş lemesine<br />

örnek olarak, Do ğu Anadulu'daki oldukça güçlü bir depremin, Türk kaynaklar<br />

ından önce, Amerika'n ın Sesi Radyosunun Uppsala kaynakl ı bir haberinden<br />

ö ğrenilebildi ği belirtilmi ş ve bundan yak ınılm ış tı (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 166<br />

İ SVEÇL İ ARA Ş TIRMACILAR KUTUPLARDA<br />

17001ü y ı llarda, birçok Isveçli, d ış ara ştırma gezilerine ç ı kt ı . 1731'de<br />

kurulan Do ğu Hint Ortakl ığı n ın (Östindiska kampaniet) gemileri, Afrikay<br />

ı dola şarak Çin'e giderdi (öteki ülkelerin gemilerinden ve korsanlardan<br />

korunabilmesi amac ıyla bu gemilerde 20 top ve 150 gemici bulunurdu.<br />

Ortakl ığı n sonu olan 1813'e dek, 31 gemiyle 132 sefer düzenlendi).<br />

O zamanlar vars ı l olan Doğudan ipekli, porselen, çay vb getirilirdi. Isveç'<br />

in Çin'e benzemesini isteyenler çoktu. Ara şt ırma gezilerine ç ı kanlar, daha<br />

çok bu gemilerden yararlan ıyorlard ı . Carl von Linne de bu gemilerden<br />

çok yararland ı . Adamlar ı n ı yollayarak, Afrika ve Asya'daki bitkilerin<br />

incelenmesini sa ğ lad ı .<br />

Anton Rolandson Martin, Kuzey Denizindeki Spetsbergen'e dek giderek,<br />

hayvanlar ve bitkiler üzerine incelemeler yapt ı (1758).<br />

Sonraki ku şaklar, daha da uçlara giderek, haritalarda "ak" olarak gösterilen,<br />

ki ş i aya ğı basmam ış yerleri ö ğrenmeye ba ş lad ı lar.<br />

1837'de Sven Ludvig Loven, buzlara dayan ı kl ı bir gemiyle, kuzeydeki<br />

omurgas ı z hayvanlar ı inceleme gezisine ç ı kt ı . Tömsö ( şimdi Norveç'in),<br />

bir süre ara şt ı rma üssü olarak kullan ı ld ı .<br />

Adolf Erik Nordenskiöld, 1868'de, Kuzey Kutbuna yar ış amac ı yla yola<br />

ç ı kt ı . Ama k ı zaklar ı çeken geyikler, Stepsbergen'den çok yukar ı lara ç ı -<br />

kam ı yordu. 1878'de, buharl ı bir gemiyle Yenisey akarsuyunun ( ş imdi<br />

Sovyetler Birli ğinde) denize döküldü ğü yerden kuzeye yöneldi. Gemi 10<br />

ay buzlar aras ı nda kilitli kald ı . 1883'te, kars ız ada Grönland'a yolculuk<br />

yapt ı .<br />

Gemiler hep Göteborg'tan yola ç ı k ıyordu. August Andree, Nordenskiöld'ün<br />

yapamad ığı n ı balonla yapmay ı dü şündü. 11 Haziran 1897'de "örnen"<br />

{kartal) adl ı balonuyla Stepsbergen'den havaland ı . Yan ında üç<br />

yard ı mc ı s ı vard ı. Yolculuklar ı n ı n üçüncü günü balon bir da ğa çarparak<br />

parçaland ı . Yolcular, yaya olarak geri dönmeyi denediler ama, Vitön'<br />

den beriye gelemediler. Ölüleri 1930'da bulundu.<br />

Adolf Erik Nordenskiöld'iin ye ğeni Otto Nordenskjöld, Güney Kutbuna<br />

giden ilk Isveçli ara şt ı rmac ı d ır. 1901'de Göteborg'tan.yola ç ı kt ı . 1903'<br />

te Antarktika'ya vard ı . Gemileri Antarktic, buzda s ı k ış ma sonucu bat ı nca,<br />

5 arkada şıyla 20 ay ı bir kulübede geçirdi (bu kulübe bugün de durur).<br />

Dönü şte Nordenskjöld'e profesörlük san ı verildi. Daha sonra Grönland<br />

(1909); Peru ve Şili (1920); Panama ve Kolombiya'ya (1926) ara ştırma<br />

gezileri yapt ı .<br />

Bundan sonraki ara şt ı rmalar ı n anlat ı lmas ı çok uzar.


E Ğİ TĞM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 167<br />

Güney Kutbunda, yine inceleme ve ara şt ırma amac ıyla,<br />

Stena Arctika adl ı bir Isveç gemisi de bulunuyor.<br />

Isveçli kimi ara şt ırmac ılar, birer y ıll ık devrelerle, inceleme<br />

ve ara şt ırmalar ın ı Güney Kutbunda sürdürüyorlar.<br />

Avustralya'n ın iki büyüklü ğünde olan ve k ışları ısın ın<br />

-70-80 dereceye dü ştüğü Antarktika, bar ışç ıl amaçlarla inceleme<br />

ve ara şt ırma yapan tüm ülkelere aç ıkt ır. Isveç'in de içinde bulundu<br />

ğu 21 ülke, Antarktika'daki çal ış ma ilkelerini belirliyor.<br />

ÖRGÜTLER<br />

Bir konuyu incelemek için, parlamentonun yetkili bir<br />

temsilci (ombudsman) görevlendirmesi 1809'dan beri sürdürülmektedir.<br />

Önemli bir konuda karar vermeden önce, konuya ili ş -<br />

kin bir kurul kurularak, uzunca bir süre (iki y ıl kadar) inceleme<br />

yap ılır. Ço ğu kez konu, parlamento d ışındaki baskı gruplannca<br />

oluşturulmu ştur.<br />

Denilebilir ki, Isveç'te ki şiler de ğil, örgütler dü şünür,<br />

konu şur, karar verir. Her Isveçli en az üç örgütün üyesidir. Her<br />

ilgi grubunun bir örgütü bulunur. Örgütlerin ço ğu devletin yansımasıdır<br />

ve Isveç'te plan ın çok dü şman ı yoktur.<br />

19. yy'da kurulan örgütler üç bölükte toplanabilir:<br />

1-Serbest kilise yanl ılan.<br />

2- I ş çi örgütleri.<br />

3- Içkinin yasaklanmas ın ı isteyen örgütler.<br />

Ba şbakan Olof Palme, bir konu şmas ında "bizim demokrasimiz,<br />

sevilen örgütlerin demokrasisidir" der. Bir okulda yapt ığı<br />

konu şmada da "okula, ki şisel yetenekler kazanmaya de ğil,<br />

bir örgütün üyesi olarak nas ıl etkin olabilece ğinizi ö ğrenmeye<br />

gidiyorsunuz" der.<br />

Palme'nin E ğitim Bakan ı (sonraki ba şbakan) Ingvar Carlsson'un<br />

okul öncesi e ğitimi üzerine sözleri de Palme'ninkine benzer:<br />

"Çocuklar, erken ya şta toplumcu yap ılmal ıdır. Okul öncesi<br />

oyunlar ı, geleceğin örg,ütlenmesine dönük olmal ıd ır. Çocuklar<br />

evleri d ışına ç ıkar ılmalı ve toplumsal yap ın ın nasıl i şlediğini<br />

öğrenmelidir. İnsanc ıl sosyal yap ılar ı geli şecek ve beraber olma-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 168<br />

y ı öğreneceklerdir. Biribirleriyle yar ışmay ı değil; nas ıl dayan ışabileceklerini,<br />

nas ıl i şbirli ği yapabileceklerini ö ğrenmelidirler.<br />

Isveç'te örgütler, iyi yeti ş tirilmi ş bir ordunun generalleri<br />

gibidir.<br />

1984'te yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, 7 ile 25 ya şlar ı<br />

aras ındaki gençlerin %60'tan ço ğu gençlik örgütleri üyesidir.<br />

15-18 ya şındakiler, haftada alt ışar saatlerini kulüplerine verirler.<br />

ISVEÇ RADYOLARINDA<br />

TtYRKÇE YAYINLAR<br />

MERHABA (P 2, FM 96 m)<br />

Pazartesi, 15.00-15.30. Cumartesi Program ın ın (Maga-<br />

zin) Yeniden Yay ım ı .<br />

Pazartesi, 11.00-11.15. Türk Müzi ğ i ( İstekler).<br />

Pazartesi-Cuma, 17.45-18.00. Haberler.<br />

Sal ı-Cuma, 11.00-11.15. Bas ın özetleri, Dünkü Haberler-<br />

den Seçmeler.<br />

Per ş embe, 16.30-16.45. Türk Müzi ğ i, Çocuk Program ı .<br />

Cumartesi, 17.00-17.30. Magazin.<br />

STOKHOLM LOKAL RADYOSU (FM 94 m)<br />

Pazar, 17.00-18.00. Haberler, İ stekler...<br />

RADYO VARBYGARD (FM 104,2 m)<br />

Cumartesi, 14.00-14.30. Haberler, İ stekler.<br />

RADYO VATANBOTKYRKA (FM 91,6 m)<br />

Pazar, 11.00-11.30. Haberler, İstekler.<br />

GURBETÇIN İN SESI RADYOSUALBY (FM 91,6 m)<br />

Pazar, 19.30-20.00. Haberler, İstekler...<br />

YURDUN SES İ-NACKA. (FM 100,1 m)<br />

Cumartesi, 17.30-18.00. Haberler, İstekler.<br />

ANADOLUNUN SES İ -TENSTA (FM 91,1 m)<br />

Cuma, 17.00-18.00. Haberler, İstekler.<br />

Cumartesi, 9.00-10.00. Haberler, İstekler.<br />

TÜRKÇE TV YAYINLARI<br />

Cumartesi, TV 1, 13.30-13.40. Haberler ve Söyle ş iler.<br />

Cumartesi, TV 1, 14.00-15.30. Mozaik. (Türkçeye De Yer<br />

Verilen Göçmen Program ı )<br />

Sal ı , TV 1, 16.35-16.50. Çocuk Program ı .<br />

(Kaynak: Yeni Birlik Dergisi, 1988/3)


E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 169<br />

16-25 ya şlar ındaki kad ınlar, politik çalış malarda erkeklerden<br />

daha çok, sorumluluk al ırlar.<br />

Isveç'te 260 ba ğıms ız profesyonel müzik toplulu ğu: 250<br />

bin amatör şark ıc ı bulunur.<br />

Bugün Isveç'te 30 göçmen kurulu şunun 175 bin toplam<br />

üyeli 1.200 çevresel örgütü bulunur. Türk i şçi derneklerinin federasyonu<br />

olu şmuş tur (Türkiye d ışında tek). Göçmenler için<br />

46 dilde 350'den çok gazete ve dergi ç ıkar. Radyo ve tv'de göçmen<br />

dillerinde yay ı nlar yap ı l ır.<br />

1 988<br />

KI Ş OL İ MP İ YATLARINDAK İ SIRALAMA<br />

( İ lk Be ş S ı ra)<br />

Sovyetler Birli ğ i . .10 . . . .9 . . 7<br />

Do ğu Almanya . . . 9 ....8 5<br />

Finlandiya 4 0 2<br />

İ SVEÇ 4 .0 .1<br />

İ sviçre 3 .5 .5<br />

SPOR<br />

Örgütlenmeye spordan örnek vermek daha çarp ıc ı olacak:<br />

Ülkede 1.800 okul spor kulübü ve bunlar ın 700 bin üyesi bulu- -<br />

nur. Okullar ın şubat dinlencesinin ad ı "spor dinlencesi"dir<br />

(sportlov).<br />

Ülkedeki toplam - spor kulübü say ı s ı 39 bindir. 1986'da 1.7<br />

milyon Isveçli (16-74 ya şındakilerin evi d ışındaki spor<br />

etkinliklerine kat ı ld ı. Birçok spor dal ında, ço ğu gönüllü (paras<br />

ız) çal ışan binlerce çal ış t ı r ı c ı bulunur. 30 bin özürlü, on be ş<br />

dalda spor yapar (1988 Seul Özürlüler Olimpiyat Oyunlar ında,<br />

Isveçli sporcular 43 alt ın madalya kazand ı lar I.<br />

Her y ı l 2.500 sporcu, uluslararas ı kar şıla şmalarda Isveç'i<br />

temsil eder. 1987'de Isveçli sporcular ülkelerine 90'dan çok dünya.<br />

birincili ği kazand ırd ılar. Olimpiyat oyunları toplam madalya<br />

s ıralamas ında Isveç, (ABD, Sovyetler Birli ği ve İ ngiltereden sonra)<br />

I912'de (Stokholm ) 24: 1920'de I Anvers) 17:<br />

1948'de 1 Londra ► 16: 1952'de ( Helsinki ► 12 alt ın kazand ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 170<br />

Teniste Björn Borg; kayakta Ingemar Stenmark y ıllarca<br />

Isveç'i ba şar ıyla temsil ettiler. Son y ıllarda kimi uluslararas ı tenis<br />

birinciliklerinin son (final) oyununun iki Isveçli aras ında oynanmas<br />

ına s ık s ık rastlan ıyor.<br />

İ SVEÇ' İ N 1987'DE KAZANDI Ğ I<br />

ULUSLARARASI B İ R İ NC İ L İ KLERDEN K İ M İ LER İ<br />

TAK İ M OYUNLAR İ<br />

FUTBOL:<br />

IFK Göteborg<br />

BUZ HOKEY İ :<br />

Ulusal Tak ı m<br />

BANDY:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

BOWLING:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

HALAT ÇEKME:<br />

Ulusal Tak ı m (Bayanlar)<br />

TEN İ S:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

Çift (Erkekler)<br />

Çift (Bayanlar)<br />

B İ REYSEL B İ R İNC İ L İKLER<br />

Yüksek Atlama (Patrik Sjöberg)<br />

Bilardo (Torbjörn Blomdahl)<br />

Bowling (Annette Hagre)<br />

Boks (Anders Eklund)<br />

Motokros (Jürgen Nilsson)<br />

Sür'at Motoru (Mats Kimby )<br />

Yelkenli (Thomas J ohansson)<br />

Sakatlar Sporu (Magdalena Tjernberg)<br />

Kayak (Thomas Wasberg)<br />

UEFA Kupas ı<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Davis Kupas ı<br />

Avustralya Aç ı k Tenis T<br />

ABD Aç ı k Tenis T<br />

Dünya Rekoru (2,42 m)<br />

Dünya Birincisi (3 Top)<br />

Dünya Birincisi<br />

Avrupa Birincisi (A ğı r s)<br />

Dünya Birincisi (250 cc)<br />

Dünya Birincisi (Formel 4)<br />

Dünya Birincisi (E Jolle)<br />

Dünya Birincisi (9 Dalda)<br />

Dünya Birincisi (30 km)


TAR İ H:<br />

DEMIRBA Ş Ş ARL<br />

Rus çarı 1. Petro'yu ("Deli" ya da "büyük" Petrol ko<br />

valarken, Paltova'da yenilerek Türkiye'ye s ığınan Isveç kral ı Xll.<br />

Karl (Charles Xll), Türkiye'de be ş y ıldan çok kalarak, Osmanl ı<br />

Devletinin bir "demirba ş " ı (Demirbaş Ş arl) durumuna gelmi ş ti.<br />

Demirba ş Şarl' ın yaşam ını özetlerken, Isveç tarihine de k ısaca<br />

göz ataca ğız.<br />

MÖ 3000 y ıllarında, avc ıl ık ve balıkç ılıkla geçinen göçmenler,<br />

buzullar ın erimesiyle ya şanıhr duruma gelen Iskandinavya<br />

Yar ırnadasına yerle şmeye ba şladılar. İlk gelenlerin do ğu<br />

kökenli olduklar ı san ılıyor. R engeyiklerinin eti yeniyor; derisi<br />

giyiliyor (çadır yap ılıyor) ve boynuzlar ı silah olarak kullan ılıyordu.<br />

VIKINGLER<br />

Denizciliği ve sava şmay ı çok iyi bilenler, bugünkü<br />

Stokholm yak ınlar ında(*) toplanarak kimi kez yüzlerce gemiyle<br />

ç ıktıkları yolculuklarda, üç yüz y ıla yak ın (800-10601 Avrupa'<br />

nın tüm denizlerinde korku salm ışlard ı. "Vikingler" ad ını alan<br />

bu gemiciler kimilerine göre korsan kimilerine göre tecimen, kimilerine<br />

göre de serüvensever ki şilerdi. H ızh giden alt ı düz gemileriyle<br />

her yere yana şabilir; rüzgâra kar şı yelken açabilirlerdi.<br />

Ingiltere, Fransa, Hollanda, Grönland ve Kuzey Amerika<br />

da içinde olmak üzere Akdeniz ve Atlas Okyanusunda:<br />

Baltık Denizinde; akarsulardan inerek Hazar Denizi ve Karadeniz'de<br />

kol gezen, kürk; silah ve tutsak al ışveri şi de yapan bu<br />

*) Isveç'in ilk kenti Birka, denize aç ık Mlaren Gölündeki Björkö adas ında<br />

Vikingler devrinde (1830'da) kuruldu. 1000 y ılına do ğru kent y ık ıld ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —iSVEÇ 172<br />

acımasız denizciler, gittikleri yerlerde sömürgeler de kurmu şlardı.<br />

DUBLIN'IN KURULU Ş U<br />

Irlanda'nms ba şkenti Dublin, bu y ıl bininci (kurulu ş) y ıl ın ı kutluyor.<br />

Ama gerçekte, kentin kurulu şu daha eskilere dayan ıyor. Kent 841'de<br />

kuruldu. Bu demektir ki, Kuzey Vikinglerince 1.147 y ıl önce kuruldu.<br />

Atalar ım ız Vikingler, Liffy ve Poddle akarsular ın ın birleş tiğ i yerde (Dublin)<br />

bir üs ve al ışveri ş merkezi kurdular.<br />

Bin y ıl önce Irlanda Kral ı, Vikingleri (ülkeden) ç ıkarmay ı ba şard ı . Bu<br />

y ıl kutlanan odur.<br />

...Vikingler, Do ğuya (da) çok yelken açarlar; örne ğ in Türkiye'den baharat<br />

getirirlerdi. Viking kenti Dublin canl ı , etkin ve ola ğan bir yerle şme<br />

yeri olarak kuruldu.<br />

Norveç, Danimarka ve Güney Isveç Vikingleri, Irlanda 'ya çok daha önceleri<br />

gittiler. Irlanda k ıy ılar ın ı yağmalad ılar. Kuzey Vikingleri korkutucu,<br />

güçlü ve sertti. Dövü şmeyi iyi bilen gerçek sava şçılard ı. Çok korku salarlard<br />

ı .<br />

(Tore 1.jungberg, Göteborgs Posten, 9 Ekim 19881<br />

Batıya gidenler genellikle Danimarka ve Norveç Vikingleri;<br />

Balt ık'tan Hazar denizi ve Karadeniz'e inenler de Isveç<br />

Vikingleri olarak bilinir. Hazar Denizine Volga'dan; Karadeniz'e,<br />

Kiev'i ana durak yaparak Dinyeper'den (ve de Volga-Don'dan)<br />

inerlerdi. Al ışveri ş için gittikleri İstanbul'a "Miklagard" derlerdi.<br />

Ba ğdat'la, Çin ve Hindistan'la tecimsel ili şki kurarlard ı .<br />

1983'te, Balt ık'taki 'Gotland Adas ından, 800'1ü y ıllardan kalma bir Viking<br />

gemisinin kopyas ı "Krampmacken"le yola ç ıkan on Isveçli, Polonya'<br />

n ın Gdansk Liman ından Vista Akarsuyuna girdi. Krampmacken, Var şova<br />

yak ınlar ında, bu akarsuvun kolu olan Bug'a sapt ı. Oradan Dinyeper'e geçilerek,<br />

Kiel yoluyla Karadeniz'e inilecek, yolculuk Miklagârd'ta ( İstanbul)<br />

son bulacakt ı. Bu, Vikingler'in en yayg ın yoluydu.<br />

Sovyet s ınırına yaklaşıldığında, vize başvunısuna olumsuz yan ıt verildi ği<br />

öğrenildi. Oraya dek 45 günde var ılm ışt ı. K ış da bast ırmak üzere oldu ğundan,<br />

geri dönüldü.<br />

Ertesi yaz (1984) ekip yine (kald ığı yerden biraz geri dönüp, Var şova üzerinden)<br />

yola ç ıkarak Karmpmacken'i 250 km kadar karadan yürütüp (Çekoslavakya<br />

üzerinden) Karpat Da ğlar ını aşırarak Macaristan'da Tuna'ya<br />

ulaş t ırd ılar. Oradan da Karadeniz'e. Krampmacken Türk sular ına girince,<br />

bir Türk devriye gemisinin topuyla neredeyse batacakt ı ! Ekibin yolculu ğu<br />

Ayasofya'da bitti. Orada bir ta ş ta ş ü tümce yaz ıl ıyd ı : "Başkan buradayd ı."<br />

"Başkan" (halvdan), "Vikinglerin ba şı " anlam ına geliyordu.<br />

(8 May ıs 1987 tarihli 1-and dergisinden özeticndi)


DEM İ RBA Ş Ş ARL 173<br />

Vikingler devrinde çoktanr ıya tap ılırd ı (bugünkü Isveççedeki<br />

gün adlar ının ço ğu bu Tanrı adlarmdan gelir). Avrupa<br />

ülkelerinin karada ve denizde savunmalar ın ı güçlendirmeleri ve<br />

H ıristiyanl ığın Iskandinavya'da yay ılmas ıyla(*) Vikingler ak ınların<br />

ı durdurdular.<br />

SINIFLAR<br />

O zamanlar, ayr ı ayrı yasaları olan küçük krralhklarla<br />

yönetiliyordu Isveç. Krallan soylular seçerdi. Topraks ız köylüler<br />

soylularm ve kilisenin topra ğın ı işlerdi.Kölelen**)d ışındaki<br />

yaşhlar,"ting"(***) denilen yerlerde y ılda bir kez toplan ır, yasa<br />

yaparlard ı. Yasalar yaz ılı olmad ığından "ting"lerde yüksek sesle<br />

halka okunurdu. Bu toplanma yerleri giderek kentlere dönü şecekti.<br />

H ıristiyanh ğın yay ılmasıyla halk "ting"ler yerine kiliselerde<br />

toplanmaya ba şlad ı. Bundan böyle yasa yapma yerine<br />

yap ılan yasalar; verilen kararlar dinleniyordu Soylular yönetimi<br />

olu şmuş, halk üzerinde bask ı kurulmu ştu. Gerçek krallıklar<br />

doğuyordu(****).<br />

*) Isveç'e ilk Hıristiyan misyoneri Vikingler devrinde geldi (829). Birka'ya<br />

gelerek kilise de kuran bu misyoner (Piskopos Ansgar), ancak birkaç ki şiyi<br />

Hıristiyan yapabildi. Eski Tanr ılar etkiliydi! 1008'de bir kral (Olof Skötkonug)<br />

Hıristiyan oldu. 11001i1 y ıllarda Skara, Linköping, Eskilstuna, Strügnüs,<br />

Vhsterits ve Sigtuna'da (1130'larda Gamla Uppsala, sonra Uppsala)<br />

piskoposluklar kuruldu. 1150 y ıllarında Isveç bir H ıristiyan ülkesiydi.<br />

Kiliseler önceleri keresteden, daha çok ayalet (devlet) ba şkanları ve soylularca<br />

yapt ır ıl ırdı. X111. yy' ın sonunda Finlandiya da H ıristiyanl ığa (ve 500<br />

yıl sürecek Isveç egemenli ğine) geçti.<br />

**) Kölelik 1335'te yasakland ı .<br />

***) 'Ting' sözcü ğü bugün de kullan ılıyor. "Tingsrütt", yarg ılık, mahkeme;<br />

"landsting", il genel kurulu (meclis) vb. Isveç parlamentosunun ad ın ın<br />

"ting"siz olmas ına karşın (Riksdag), Norveç, Danimarka ve İzlanda'n ın<br />

parlamentolar ı "ting"lidir: Stortinget, Folketinget ve Alltinget.<br />

****)Isveç'te derebeyli ğin (feodalite), Avrupa'n ın öteki yerlerinden daha<br />

önce ortadan kald ırılmas ını, ulaşım ın daha düzenli olmas ına bağlayanlar<br />

var. K ışın uzun sürmesi nedeniyle yollar buz tuttu ğundan, daha yürünebilir<br />

durumda oluyordu. Akarsular dondu ğundan, köprüye gereksinim olmuyordu.<br />

1987-88 k ışı Ilik geçince, asfalt olmayan orman içi yollar ın ın donmamas ı<br />

yüzünden, kereste ta şıması yeterince yap ılamam ış ve orman endüstrisi bunal<br />

ım ın eşiğine gelmiş ti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 174<br />

X111. yy başlarında ilk yazılı yasa yap ılır: Vastgöta<br />

Yasas ı (Vastgötalagen). Bu yasa, Isveççede ilk yaz ılı kitapt ır da<br />

Tüm Isveç'i kapsayan ilk yaz ılı yasaları da, ülkenin ilk (genel)<br />

kralı sayılan Folkunga soyundan Birger Jarl yapt ı (1250).<br />

Vikinglerden sonra Kuzey Alman Kentleri, Balt ık'ta<br />

alışverişi tekellerine ald ılar. Lübeck ön s ıradaydı. Birger Jarl,<br />

bu Alman kentlerine gümrüksüz al ışveriş kolaylığı (kapitülasyon)<br />

tan ıdı. Almanlar çabucak Isveç'e yerle şerek tecimsel ve ekinsel<br />

yaşamda etkili olmaya başlad ılar. Stokholm bu a şamada kuruldu<br />

(1252). 1350'de kentlerdeki yöneticilerin yar ısı Alman'd ı<br />

(bugünkü 'Isveççe sözcüklerin üçte biri Almancadan gelir).<br />

Soylular ve papazlar (kilise) vergi vermezlerdi. Soylular,<br />

vergi yerine, kral için donan ımlı asker ve at beslerdi. Köylüler, el<br />

işçileri ve tecimle u ğra şanlar kral (devlet) ve kilise için vergilendirilirdi.<br />

Vergiler yetmeyince, devlet topraklar ının asker ve at<br />

besleme kar şılığı elden ç ıkarılması sürdürülürdü.<br />

Ortaçağda halk soylular, papazlar, kentliler ve köylüler<br />

olmak üzere dört s ın ıft ı. Yalnızca soylulann yönetimde yetkileri<br />

vard ı. Soylular, bölgelerinde ço ğu kez hem yarg ıç, hem de vergi<br />

toplay ıcısıyd ı. Kralla anla şmaya göre, vergi gelirlerinin bir bölümü<br />

(ya da tümü) soylunundu. XIV. yy' ın en güçlü soylusu Bo<br />

Jansson Grip'in (1330 11ar-1386), kinıilerinde saraylar da bulunan<br />

binden çok çiftli ği vard ı. Bo Jansson Grip, tüm Finlandiya'dan<br />

başka, Isveç'in üçte ikisinin de vergisini toplard ı(*).<br />

*) Bo Jansson Grip'ten 300 y ıl sonra, devrin en güçlü soylusu Per Brahe'<br />

ydi (1602-80). Finlandiya genel valili ği de yapan (1637.40 ve 1654) Per<br />

Abrahamsson Brahe üzerine, temel okulun 4. s ın ıflarında okutulmu ş bir<br />

tarih kitab ı şunları yazar:<br />

"17. yy' ın ortalar ı (1640-60) Isveç yüksek soylulann ın en parlak devriydi.<br />

Kontlar ve baronlar vars ıll ıklar edinmi şler; Otuz Yıl Savaş ları boyunca büyük<br />

topraklarla ödüllendirilmi şler; görkemli şatolar kurmu şlar ve çok gösteri<br />

şli yaşamış lard ır.<br />

Bunlar ın en vars ıl ı Per Brahe idi. Yaln ızca Visingborg Kontu olarak, 12,5<br />

kilometrekare topra ğa egemendi. Emir kullar ın ın kendisine "Yöneten Kont'<br />

demelerini isterdi. Granna'dan ş atosuna, flamalarla süslü kay ıklarından biriyle<br />

giderdi. Visingsti'de (ada) karaya ç ıkarken top at ışları ve bando ile<br />

karşılan ırd ı. Kontlu ğun yüzlerce güçlü koruyucusu, geçit töreni için şatoya<br />

dek yollara dizilirdi. Görkemli, iyi donan ıml ı şatoyu 2.000 yemi ş a ğac<br />

ı çevrelerdi. öteki kont ve baronlar gibi Per Brahe'nin de, egemenli ğ indeki<br />

topraklarda ya şayan halk üzerinde yarg ı gücü vard ı . Onların yaşamların ı<br />

(ölüm-kal ımlar ını da) yönlendirirdi."<br />

(Historia för enhetçskolan I, Mellanstadiet, Stokholm, 1959, sayfa 210-11)


DEMI RBA Ş Ş ARL 175<br />

Devlet gelirleri yetiniyordu ve de hiç yetmeyecekti. Folkunga<br />

soyunun son kral ı Magnus Eriksson, soylulann da, kilisenin<br />

de vergilendirilmesini istemek zorunda kald ı. Bunun üzerine<br />

soylular, Kral ı devirerek, yerine bir Alman prensi olan Albrekt<br />

av Maklenburg'u getirdiler.<br />

KALMAR B İ RL İĞİ<br />

Yetkisi kıs ıtl ı olan yeni Kral, güçlü olabilmek için Almanya'dan<br />

yeni soylular ve sava şç ılar getirtmeye ba şlad ı. Durumlarının<br />

kötüye gitti ğini sezen kimi soylular, köylülerin de deste ğiyle<br />

ayakland ılar. Kral Albrekt, Alman getirtmeyi durdurma sözü<br />

verdiyse.de sözünde durmad ı . Soylular ve köylüler yeniden ayakland<br />

ılar ve Danimarka Kraliçesi Margareta'dan yard ım istediler.<br />

Margareta'n ın ordusu 1389'da Albrekt av Maclenburg'u (Falköping'te)<br />

yendi. Margareta, Stokholm'ü de ele geçirerek tüm kuzeyin<br />

kraliçesi oldu (Norveç Danimarka'n ın; Finlandiya Isveç'<br />

indi). Bu birle şmeye "Kalmar Birli ği" denir. İskandinav tarihindeki<br />

bu tek birlik, yüz y ıl kadar ya şayabildi.<br />

Halk Almanlardan. b ıkmışt ı. Margareta döneminde Almanların.<br />

etkisi azalt ıld ı. Margareta'dan sonra ülke yine kar ışıkhklar<br />

içine girdi. Şimdi halk Danimarkahlan da ülkeden atma<br />

sava şım" veriyordu. 1436'da soylular, papazlar, kentliler ve köylülerden<br />

olu şan Arboga Riksdag' ı .(parlamento), Stokholm üzerine<br />

yürüme karar ı ald ı. Daha önce Dalarna köylüleri bir ordu<br />

oluşturmu ştu. Stokholm'ü ele geçirdiler. Danimarka Kral ı Kristian<br />

11 yeniden Stokholm'ü al ınca, bir yarg ı kurulu olu şturarak,<br />

ülkenin 82 ileri gelenini öldürttü (1520)<br />

GUSTAV VASA<br />

Soylulardan Gustav Eriksson Vasa, Dalarna'da ayaklanarak(*)<br />

köylüleri silahland ırdı. Almanya'dan (Lübeck) kiralad ığı<br />

askerlerin de yard ım ıyla, Danimarkahlan ülkeden ç ıkard ı (1521)<br />

ve kral seçildi (1523).<br />

Paraya gereksinim vard ı. Kilisenin paras ı ve topra ğı çoktu.<br />

Ülke topraklar ının beşte biri kilisenindi. 1527'de toplanan<br />

Vüsteras Riksdagel, Katolik olan kiliseyi Protestanh ğa dönüştürerek,<br />

kilisenin tüm varl ığına el koydu. Kral da kilisenin ba şı ol-<br />

*) Vasa'n ın 1521'de Süllen'den Mora'ya gelmesinin an ıs ına 1922'den beri<br />

her y ıl, bu iki kent aras ı kayak yarışı (Vasaloppen) düzenlenir. 85,55 km'lik<br />

bu yarışa 10 binden çok yan şç ı kat ıl ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 176<br />

du. Papazlar, Papa yerine krala ba ğland ı. Lüter (Protestan) öt-;-<br />

retisinde, kilise varl ığın ın halkın olduğu biliniyordu. Topraklar ın<br />

ço ğu halka da ğıt ıldı .<br />

Donanma kurularak, Lübeck'in Balt ık'taki egemenli ğine<br />

(Danimarka'n ın da katkısıyla) son verildi (1534). Devlet, asker<br />

beslemeye ba şlad ı .<br />

1400 11erin sonlar ında Incil Isveççeye çevrilerek (parça<br />

parça on be ş y ılda bas ıld ı(*). Kitap bas ım ın ın yay ılmas ıyla kilisenin<br />

ve devletin bask ıs ı artt ı .<br />

Birçok soylu, Kral ın yetkilerinin k ır ılmas ını istiyordu.<br />

Yeni kiliseyi istemeyenler de çoktu. 1530'larda %200-500 art ırılan<br />

vergiler köylüleri eziyordu. Yer yer ayaklanmalar oldu.<br />

Bunların en ünlüsü Dacke ayaklanmalar ıd ır. Dacke'nin bölgesi<br />

Güney Isveç'te (uç bölgede) oldu ğundan, halk oldukça özgürdü(**).<br />

İlk kez vergilendirilmek istenenler vard ı. Uzun gerilla sava<br />

şlar ı sonunda Nils Dacke ve tüm soyu öldürüldü (1543).<br />

SKANE, STOKHOLM'DE ELÇ İ LIK AÇIYOR<br />

Kırm ız ı-sar ı Skâne (Güney Isveç) bayra ğı , şimdi Stokholm'de dalgalan ıyor.<br />

Bir Skâne elçisi ve sekiz konsolos, kentin önemli yerlerinde görev<br />

yapacak.<br />

Ama başkente yap ılan bu sald ır ının arkas ındaki Skâne Partisi ve bu partinin<br />

ba şkan ı Caıl P Herslow değil.<br />

"-Biz, Stokholmlulara yard ım elimizi uzat ıyoruz. Onların sorunlar ını biz<br />

Skâne'de çözümleyece ğiz" diyor, Malmö Il Genel Kurulunun Planlama<br />

Ba şkan ı Ulf Aberg.<br />

"-Stokholm'da olmayan çok şey Skâne'de var. Büro ve endüstri için kiralar<br />

elveri şli. Yap ı yapmak ve oturmak daha ucuz...<br />

"-Skâne'de yakla şık bir milyon kişi ya şıyor. Işgücü k ıtlığı yok. Eğer sorun<br />

ç ıkarsa, Danimarka'dan i şgücü getirtilebilir...<br />

Tasar ıya kat ılan yedi belediye şunlardır: Malmö, Helsingborg, Lund,<br />

Landskrona, Trelleborg, Eslöv ve Ystad.<br />

(Hans-Inge Olsson, Dagens Industri, 27 Eylül 1988)<br />

bas ım ı bitirilen Incil, bir çal ışanın üç ayl ık kazanc ı karşıl ığı ediniıebiliyordu.<br />

Ilk elde köylerin ancak kiliselerine girebildi.<br />

**)Bugün de Güney Isveç'te (Skâne) oturanlar, kö şklerinin (villa) gönderlerine<br />

k ırm ız ı üzerine sar ı haçl ı olan kendi bayraklann ı çekerler (Isveç'in ulusal<br />

bayra ğı, mavi üzerine san haçl ıd ır).<br />

Güney Isveç kenti Trelleborg ile Bat ı Almanya kenti Trevemünde aras ındaki<br />

arabal ı (feribot) yolu kurulu şu "TT Line" 1989 Oca ğında çal ışmaya baş -<br />

layan dünyanın en büyük arabal ısına "Nils Dadce" ad ın ı ver.


DEM İ RBA Ş Ş ARI.. 177<br />

KARI Ş IKLIKLA.R<br />

Vasa, 1560'ta ölünce (1544 yasas ı uyar ınca) krall ı k, büyük<br />

o ğ lu Erik XIV'e geçti. Ama o ğullarmdan öteki ikisi de krall<br />

ığa soyundular. Ülkede kar ışıkl ıklar ba şlad ı . Ayr ıca Kralla soytutar:<br />

Katoliklerle Protestanlar aras ı nda sürtü ş n ıeler oluyordu.<br />

Erik XIV. karde şi »han lll'e yenilerek krall ı ktan dü ş tü (1568).<br />

Johan Ill'iin o ğlu Sigusmund da Polonya'ya (babas ı ölünce Isveç'<br />

e de) kral oldu.<br />

Halk kar ışı kl ıklardan b ı km ış t ı . D ışardan bir kral gelirimek<br />

isteyenler vard ı . Vasa'n ı n üçüncü o ğ lu Karl IX, Sigusmund'u<br />

devirerek krall ığı ele geçirdi (1599). Ötekiler gibi o da büyük<br />

temizlik yapt ı .<br />

KUZEY AVR.UPA'NIN<br />

GÜÇLÜ ÜLKESI<br />

Kral Erik XIV devrinde Rusya ile sava ş ba şlam ış t ı . Krallar<br />

ı Sigusmund'un öldürülmesiyle, Polonya da Isveç'e sava ş açt ı .<br />

Ruslarla sava ş çok ba şar ı l ı gidiyordu. Isveç-Fin ordular ı<br />

1610'da Moskova'ya girdi. Moskova bir süre Isveç yönetiminde<br />

kald ı .<br />

Karl IX öldü ğünde (1611), Gustav Il Adolf 17 ya şındayd<br />

ı . Genç Kral, gelmi ş geçmi ş en iyi devlet adam ı say ı lan (ba ş bakan<br />

ve d ış i ş leri bakan ı durumundaki) Axel Oxentierne gibi soyl<br />

ırlar ı n da yard ı m ıyla büyük yenilikler yapt ı . Oxentierne, k ırk<br />

y ı la yak ın (sonraki krallar zaman ında da) ülkede etkili bir ki şi<br />

oldu. Onun devrinde Modern Isveç'in temelleri at ı ld ı :<br />

- Üniversite ve yarg ı organlar ı yeniden düzenlendi.<br />

- Bürokrasi do ğdu. Devlet görevlisi, yarg ıç, diplomat gibi<br />

yeni u ğ ra ş dallar ı belirdi.<br />

- Ülke illere bölündü.<br />

- Köylerde okullar aç ılmaya ba şland ı (bunlar daha çok<br />

Latince ö ğrenimli dil okullanyd ı ). 1620'de liseler aç ılmaya ba ş -<br />

land ı .<br />

- Nüfus kütü ğü tutuldu. Her köy papaz ı , köyündeki ki şilerden<br />

sorumlu tutuldu. Böylece asker say ıs ı belirlendi, kaçakç ı -<br />

l ı k zorla ş t ı .<br />

- Bugünkü Belçika'dan Valonlar getirtilerek madenlerin<br />

işlerımeSi ve silah yap ı m ı geli ştirildi.<br />

F 1.2


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 178<br />

- Işe yaramayan ormanlar yak ılarak ekim alan ı durumuna<br />

getirilmeye ba şland ı. Böyle aç ılan alanlardan alt ı yıl vergi<br />

alınm ıyordu.<br />

Reformlar, ülke ve sava ş lar için gerekliydi. Sava şç ılar ı ve donan ı mlar ı n ı<br />

sa ğlayabilmek için iyi örgütlenmeye gereksinim vard ı. Daha önceleri,<br />

sava ş ç ı lar ın çoğu paral ı yd ı . Hangi ülke daha çok para verirse, o ülke için<br />

sava şırlard ı . $imdi Isveç'in kendi sava şç ılar ı vard ı . Her yerin papaz ı ,<br />

sava ş zamanlar ı nda ülke için sava şmalar ı için erkeklerin kütü ğünü tutard ı<br />

(bu, ilk kez olarak, İ sveç'teki halk ın gerçek say ı s ı n ı n da bilinmesiydi).<br />

Kütü ğe yaz ı lmamak, ölümü de göze almak demekti. Birçok köylü genci<br />

ve tutmalar (u şak) ormanlarda saklan ıyordu.<br />

(Svensk historia, pe Iett svenska, Sayfa 11, Stökholm 1986)<br />

Balt ık' ın kar şı yakasındaki sava şlarda toprak kazanma<br />

başarısı sürüyordu. Estonya'dan sonra Livonya da Isveç'in eline<br />

geçmişti. Balt ık'ın güneyinde de (Polonya yönetimindeki Prusya'da)<br />

Isveç ordular ı ilerliyordu.<br />

Isveç, 1630'da Otuz Y ıl Savaşlanna(*) kat ıldı. Almanlar,<br />

Gustav 11 Adolf u "Kuzeyin Aslam" olarak yard ıma ça ğırmışlardı.<br />

Isveç-Fin birlikleri, yeni sava ş yöntemleriyle ba şarılar kazandı.<br />

Ama Kral Gustav ll Adolf, 1632'de Lützen'de (Leipzig yak ınları)<br />

savaşırken öldü. Otuz Y ıl Sava şları sonunda Isveç, yeni topraklar<br />

kazand ı. Kuzey Avrupa'n ın en güçlü ülkesiydi.<br />

Gustav Il Adolf'tan sonra gelen Kraliçe Kristina döneminde<br />

(1632-54), sömürge ya ğmas ından da yararlanılması düşünüldü.<br />

1638'de bir Isveç sava ş gemisi, Daleware Suyuna (bugünkü<br />

Washingtowile Philedelphia aras ı) demir att ı. 1643'te bir gemi<br />

daha yolland ı. "Yenilsveç" (Nya Sverige) ad ı verilen sömürgedeki<br />

Isveçli say ıs ı 200'ü buluyordu. Yerle şme yerlerine de<br />

Nya Göteborg, Nya Vasa, Nya Korsholm, Kristina vb adlar yerli-<br />

*) Otuz Y ıl Savaşları (1618-48), Katoliklerle Protestanlarm sava şlandır.<br />

Avusturya Imparatoru Ferdinand, koyu bir Katolikti. Bohemya ve Macaristan<br />

kral ı da seçilmişti. Küçük Alman kentlerindeki din kar ışıkl ıklarından<br />

yararlanarak, onları da kendisine bağlamak düşüncesiyle savaşı başlattı. Ilk<br />

çarp ışmay ı Bohemyahlarla yapt ı. Danimarka ve Fransa Almanlar ın; Ispanya<br />

da Avusturya'n ın yan ında yer ald ılar. Savaşlar otuz y ıl sürdü ve Avusturya'n<br />

ın barış isteğiyle sonuçland ı (1648). Vestefalya Anlaşmasıyla Avusturya,<br />

Almanya'daki Protestan prenslerin dinsel ve siyasal ba ğıms ızl ıkların ı<br />

tanıd ı .


DEMIRBA Ş Ş ARL 179<br />

di. Sömürge toprak1an 1655'te Hollandahlann, sonra da Ingilizlerin<br />

(1664) eline geçti(*).<br />

350. YIL KUTLAMALARI<br />

"1638'de İ sveç'ten yola ç ıkan atalar ı m ı z ın, Atlantik'in bu yakas ı nda,<br />

toprak kazanmak için nas ıl zorlu bir yolculuk yapt ı klar ı n ı dü şündüm"<br />

dedi Kral ve ekledi: Onlar ı n an ı lar ı bugün beni onurland ırd ı .<br />

İ sveç Kral ve Kraliçesi, eski belediyede bir sergiyi açarken, Wilmington'Iular<br />

ın s ıcak ilgisiyle kar şı lan ı yordu. D ışardaki caddede, ellerinde<br />

Isveç bayraklar ı n ı sallayan kalabal ı klar vard ı .<br />

Kral dün de, Kraliçe ile gitti ği Philedelphia'da bir sergiyi açm ışt ı . Bu<br />

nedenle ö ğle yeme ği yenmi ş , Ann-Margret, İ sveç'i onurland ıran on<br />

dakikal ık bir kutlama gösterisinde bulunmu ştu. Ayr ıca, 350 y ı l önce<br />

ilk gelen İ sveçlilerin kar şı la şt ı klar ı gerçek K ız ılderililer Lenni Lenape'<br />

lerin torunlar ıyla tan ışı ld ı ...<br />

(Göteborgs Posten, 14 Nisan 1988)<br />

SOYLULARIN ETKISI<br />

Ülke topraklar kazan ıyordu ama, ülke topraklann ın %72'<br />

si (kiliseden alman topraklar katlanarak) soylular ın eline geçmi ş -<br />

ti. Vergi_ ödeyemez duruma dü şen köylüler yer yer ayaklan ıyordu.<br />

Soylular bolluk içinde ya şarken, köylüler açl ıktan ölüyordu.<br />

Riksdag'ta kentlilerle papazlar da köylülerden yana görünüyordu<br />

ama, soylulara güç yetn ıiyordu. Kraliçe Kristina, Avrupa'n ın ünlü<br />

bilginlerini toplay ıp soruna çözüm arad ı. Çözüm bulamay ınca<br />

da, taht ı b ırakıp (1654) yurt d ışına (Roma) gitti ve orada öldü.<br />

Sava şların ard ı bir türlü kesilmiyordu. 1k;79'da Danimarka'n<br />

ın elinden bugünkü Güney Isveç'i (Skâne) alan Karl Xl, soylular<br />

ın elinden de 1611'den sonra edindikleri topraklar ı (1680'<br />

de) geri aldn**).Her bölge (ya da il) donan ımlı 1.200 yaya asker<br />

besleyecekti. Bu askerlere toprak ve konut verildi. Bar ış devrele-<br />

*) 1784'te de bir sömürge edinme giri şimi oldu. Kral Gustav lll, Fransa'ya<br />

gidince, Antiller'deki (Bat ı Hint Adaları) St Barthelemy adas ın ı Fransa'dan<br />

(sat ın) ald ı. 21 bin kilometrekare olan adada, 400'ü köle olmak üzere 950<br />

kisi yaşıyordu. Amaç, bu aday ı tecimsel durak olarak kullanmakt ı. Yeni<br />

Dünya ile ilişkiler geli şiyordu. Ilk kez 1800'de adan ın gelirleri, giderlerini<br />

geçti. Isveç bu sömürgeyi 1878'e dek elinde tutabildi.<br />

**)1680 reformundan sonra toprak dengesi: Devlet %35,5; soylular %33 ve<br />

köylüler %31,5.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 180<br />

rinde topraklar ı n ı i ş leyecekler; sava ş durumunda orduya kat ı lacaklard<br />

ı . Her subaya, içinde ya şayabilece ği birer çiftlik güvencesi<br />

verildi. Ülke düzeyinde 3.000 subay çiftli ği belirlendi(*).<br />

DEM İ RBA Ş Ş ARL<br />

XII. Karl (Demirba ş Şarl), babas ının ölümü üzerine 15 yaşında<br />

kral oldu (1697). Çok iyi yeti ştirilmi şti. Latince ve Almanca<br />

biliyordu. Kral olunca Frans ızca (Türkiyeedeyken biraz<br />

Türkçe) ö ğrendi. Çok tarih okurdu. Büyük Iskender'in 32 yaşı<br />

nda dünyay ı titretti ğini dilinden dü şürmiiyordu. Sert ya şam ı<br />

seven, e ğlence ve kad ınlara kar şı ilgisiz, saraydan çok ordu içinde<br />

ya şayan, avc ı l ığı seven ve çok iyi k ı l ıç kullanan bir gençti.<br />

Isveç ordusu, XVI. yy'daki Türk ordusu gibi çok disiplinliydi.<br />

Üste kar şı gelmenin cezas ı ölümdü. Ölümle sonuçlanaca ğı<br />

bilinse bile, verilen buyruklar yerine getirilirdi.<br />

Protestan Isveç, Katolik Polonya ve Ortadoks Rusya'y ı<br />

öteden beri korkutuyordu. Rusya'n ın gücü Polonya'n ınkine yakla<br />

şm ış t ı . Balt ık Denizinde yaln ızca Isveç'in donanmas ı vard ı .<br />

Karr ı n Rusya'ya kar şı tutumu dü şmanca de ğildi. Rusya'dan<br />

hiçbir ku şkusu yoktu. Rusya'ya teknik personel ve 600 top bile<br />

yollann ş t ı .<br />

Ancak Çar Petro'nun Polonya ile anla şı p, Türkiye'yle<br />

bar ış yapmas ı (1700) Karl ı ku şkuland ırd ı . Danimarka da Rusva-Polonya<br />

anlasmas ına kat ı l ınca, Isveç'in sald ı r ıs ı na u ğrad ı .<br />

Danimarka'n ı n bar ış iste ğine uyan Karl, 40 bin ki şilik bir orduyla<br />

Balt ık' ı n kar şı yakas ına geçti (1700). Çar Petro, Isveç ordusunu<br />

kar şılamaya ç ıkt ıysa da, kaçt ı . Karl, büyük kuvvetlerini geride<br />

b ırakarak, 8.430 ki şiyle Novgorod yak ınlar ında Rus ordusuna<br />

sald ı rd ı . Alman generallerinin kumandasmdaki 40 bin ki ş ilik<br />

Rus ordusu, az bir kar şı koymadan sonra Moskova'ya do ğru<br />

kaçmaya ba şlad ı . Isveçlilerin 2 bin ölüsüne kar şı l ık, Ruslar 18<br />

bin ki şi yitirmi şti.<br />

Bu sava ştan sonra Karl' ııı değil Moskova'da, Sibirya'da<br />

bile durdurulamayacai,b görü şü yayg ınlık kazand ı. Ama Çar,<br />

bozgunu öğrenince umudunu yitirmedi ve şu ünlü sözü söyledi:<br />

"Daha uzun bir süre isveçlilere yenilece ğimizi biliyorum. Ama<br />

Subaylara toprak verilmesi 1901 y ı l ına dek sürdü. Bugün bile, özel ki şilerin<br />

elinde (subaylardan kal ıt olarak) bu topraklardan bulunur.


DEMIRBA Ş Ş ARL 1B1<br />

onlara yenile yenile, yenmeyi de ö ğreneceğimizi biliyorum."<br />

Çar, isveçlilerin Moskova'ya girememeleri için haz ırlıklar<br />

yapt ı . Moskova çevresindeki tüm kaleler iyice onar ıld ı. Bu i şte,<br />

kırbaç alt ında kad ınlar da çal ışt ırıldı. Top dökülebilmesi için kilise<br />

çanlar ı bile dökümhanelere yolland ı. 250 Rus çocu ğu sava ş<br />

yöntemlerini ö ğrenmek üzere Avrupa sava ş okullanna yolland ı .<br />

Karl, önce Çar Petro'yu ortadan kald ırmak istiyordu.<br />

Ama generallerinden kimileri Karl' ın bu düşüncesini de ği ştirterek,<br />

önce, daha güçlü durumda olan Polonya'ya sald ırılmas ım<br />

sa ğlad ılar. Çar Petro, eline geçen bu alt ın y ılları değerlendirirken,<br />

Karl Polonya batakl ıklar ında ilerliyordu.<br />

Polonya (Leh) kral ı bulunan Saksonya Elektörü 11. August<br />

(Nalk ıran), Çam yollad ığı 13 bin Rus ve 10 bin Saksonuyla,<br />

Letonya'da bulunan Karl' ın üzerine yürüdü (1701). Ancak,<br />

Çar gibi August de ordusunun ba şında bulunmadı . 2 bin ölü veren<br />

Saksonlar sava şı yitirdi. Ruslar, daha sava şın ba şında kaç-<br />

1Tll şlard ı .<br />

11. August'ün Polonya'daki durumu iyi de ğildi. Seçimle<br />

gelen Polonya krallar ı, "soylular kurulu"nun karar ı olmaks ız ın<br />

Polonya ordusunu kullanamazlard ı . Kral, 15 bin Sakson'a kar şı -<br />

hk 6 bin Polonyalı gönüllü toplayabilmi şti. Barış istedi. Karl,<br />

kad ın elçiyle görü şmedi bile. Var şova'ya giren Karl, Kilissov Alan<br />

Sava şında 10 bin ki şilik ordusuyla, August'ün 21 bin ki şilik<br />

ordusunu da ğıtt ı (1702). Karl, tüm a ğırl ıklann ı yitiren August'ü<br />

Polonya'n ın eski ba şkenti Karakovi'ye dek izledi. Otuz Y ıl Sava<br />

şlarından (1618-48) sonra isveçliler, Orta Avrupa'da yeniden<br />

at oynat ıyordu. Karl' ın attan dü şerek baca ğın ın k ınlmas ı , August'ü<br />

tutsak olmaktan kurtard ı .<br />

İsveçlten 12 bin ki şi getirttikten sonra Narew akarsuyunu<br />

geçen Karl, 6 bin Sakson ve 6 bin Litvan'dan olu şan bir orduyu<br />

kar şısında buldu. Yap ılan sava şı, bin tutsak ve 600 ölü<br />

verdirerek yine Karl kazand ı (1703).<br />

Bu s ırada Çar, Neva kentini alarak Balt ık'ta bir pencere<br />

açt ı. Kentin ad ını da Piterbuch (Petersburg = Petronun Kenti.<br />

1914'te Petrograd, 1924`te Leningrad) olarak de ği ştirdi. Nedense<br />

Karl, Ruslar ın Balt ık'a aç ılmas ın ı önemsemedi.<br />

Her şeyini yitirmi ş olan Polonya'da Karl' ın kral olmas ı


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVE(:- 182<br />

bekleniyordu. Ama Karl, "krallarma sayg ı l ı olmay ı bilmeyen bu<br />

cumhuriyet"te kral olmak isthinedi., Polonya Eski İstanbul Büyükelçisinin<br />

o ğlu Leszcznsky'yi kral yapt ı. Polonya Kardinal'i<br />

(l') bu ki şinin çok genç oldu ğunu ileri sürdüyse de, "benim ya şımdad<br />

ı r!" diyerek tersledi. Gerçekten o zaman, her iki genç de 22<br />

ya şı ndayd ı (I705).<br />

1708'e dek Karl Polonya'da dola şarak sava şlar kazand ı .<br />

Polonya ve Litvanva Ruslardan temizlendi. Bu arada Ruslar da<br />

Balt ık'a iyice yerle ş tiler.<br />

Karl, Çam kar şı son darbeyi indirmeye haz ırlan ırken,<br />

Rus tehlikesinden etkilenen ülkelerin temsilcileri (Estonya, Livonya<br />

ve Volonyahlar) de beraberindeydi. Ukrayna Hetmam Mezappa<br />

da Karl'a kat ı ld ı . Moskova'ya Ukrayna üzerinden yilrünecekti.<br />

1708-09 k ışı. çok sert geçmi ş ; so ğuktan ölenlerin çokluğu,<br />

bir iki alan sava şı ndaki yitiklere e şit olmu ş tu. Ruslar. çekildikleri<br />

yerlerde ne varsa yak ıp y ıkiyor; yiyecek b ıraknuyorlard ı .<br />

Bu ("ununda, isveç'ten yola ç ıkan Levenhaupt yönetimindeki<br />

kuvvetler gelmeden Moskova'ya yilriinemezdi. Karl, Ukrayna'ya<br />

gelmekte dünyan ı n d ışı na ç ıkm ış gibiydi. Buyruklan gerekli yerlere<br />

zaman ı nda yaram ıyor; Levenhaupt yava ş hareket ediyor,<br />

bir türlü orduya yeti şen ıiyordu.<br />

Karl, bir bak ıma kom şu oldu ğu Osmanl ı Devletini kazanmay<br />

ı dü şündü. Özellikle K ı r ı m Ham Devlet Gerav Hank' kolayca<br />

anla şabilece ğini umuyordu. K ı r ı m Hanl ığıyla ili ş kiler oldukça<br />

eskiydi. 1630'da K ı r ı m Ilan ı n ı n yollad ığı elçiler, Finlan-<br />

-diya üzerinden Isveç'e gelmi şlerdi. IV. Mehmet devrinde Isveç<br />

Kral ı X. Karl Gustav, Osmanhlarla bir anla şma yapmak istemi şti. .<br />

Istanbul'a ilk Isveç elçisi 1.656'da gelmi ş ; 1657'de K ır ım'a<br />

adamlar yollannu ş t ı . Karl, 1705'te Polonya'da Lambergli ald ığı<br />

zaman, tutuklarevine at ı lmış elli . kadar Türk - tutsa ğı bulmu ş .;<br />

bunlar ı giyindirerek Türkiye'ye yollanu ş t ı . 1707 y ı l ında da Bender<br />

. Koruyucusu ve Özü Valisi Çerkez Yusuf Pa şa, Ruslardan<br />

gelecek tehlikeleri çok iyi sezdi ğinden, Mehmet A ğa ad ı ndaki<br />

elçiyi Karl'la gdrü şmek üzere Polonya'ya yollam ıştı . Mehmet<br />

Ağa, Karl'a yard ımdan söz etmi ş , ama Karl, o s ıralarda Isveç.<br />

kuvvetleriyle Çar ı yeneceğine güvendi ğinden olacak, Osmanl ı -<br />

*) Kardinal, Papa'y ı seçen, dan ışmanl ığı n ı yapan yetmi ş kadar ba şpapazdan<br />

her biri.


DIM İ RBA Ş Ş ARL IS3<br />

Tarla ili şkiyi sürdürmeye pek önem vermemi ş ti.<br />

Karl'in Ukrayna'da bulunmas ı , Osmanl ı Devleti için de<br />

büyük f ırsatt ı . Ama devletin ba şında bulunanlar durumdan yararlanmasm<br />

ı bilemediler. Ruslar, 1700 bar ışma ayk ı r ı olarak<br />

Osmanl ı s ı n ır ına kaleler yapt ı r ırken, Padi şah III. Ahmet, tahttan<br />

indirilme korkusu içinde s ı n ır çat ış malarmdan çekiniyordu.<br />

Sadrazam Çorlulu Ali Pa şa, d ış siyasa konular ında çok beceriksizdi.<br />

K ır ı m Ha ıııııa Istanbul'dan giden buyruklarda, Ruslar' incitecek<br />

hiçbir giri şimde bulunmamas ı isteniyordu. 111. Ahmet'in<br />

tahta ç ıkışından beri ülkenin ileri gelen ki şileri, kar şı görü şlü ya<br />

da ku şkulu görülerek ortadan kald ı r ılmış t ı . I ş ba şmdakilerin<br />

u şakhk ve dalkavuklukla yükselmi ş , yeteneksiz ki şilerdi. Istanbul'daki<br />

RuS Elçisi ıı i ıı da ğı tt ığı para ve kürklerin de Osmanl ı -<br />

Rus ili ş kilerinde büyük etkisi oluyordu.<br />

Karl' ı n i şleri ilk kez ters gitmeye ba ş lad ı . Ulahlarm<br />

Levenhaupt'm yak ın bir yere dek geldi ğini bildiren yalan<br />

bilgileri iyi ara ş t ı rmadan sald ır ıya geçti. Levenhaupt ise çok yava<br />

ş hareket etmi ş , yeti şen Ruslar kar şıs ında 7 bin ölü vermi ş ve<br />

sava ş gereçlerinin hemen tümünü yitirdikten sonra orduya kat ı -<br />

labilmi şti. Yusuf Pa şa ve Mezappa arac ı l ığıyla Isveç-Osmanl ı<br />

dostlu ğu için yap ılan giri şimler de sonuç vermemi ş ti.<br />

Bu ko şullar alt ında Paltova Kalesi ku şat ıld ı . Çar, kaleyi<br />

savunmaya kararl ıyd ı . Sava şın k ı zış t ığı s ırada Karl, bir Rus kurşunuyla<br />

aya ğı ndan yaraland ı . Siperleri ancak sedye üzerinde denetleyebiliyordu.<br />

Rus ordusu 45 bin; Isveç ordusu 21 bin ki ş iydi.<br />

Rus ordusunda birçok yabanc ı general vard ı . Yaral ı Kralm,<br />

kumanday ı Mara şal Rehnschiold'a vermesiyle Isveç ordusunda<br />

ikilik ba ş lam ış ; Levenhaupt, "böyle bir kumanda alt ı nda bulunmaktansa,<br />

olmenin daha iyi olaca ğı "n ı söylemi ş ti. Isveç ordusu<br />

s ı k ışıyordu. Kral, kur ş un ya ğmuru alt ında siperleri dola şı rken,<br />

Ba şkumandan Rehnschiold'un bir kar şı ç ık ış s ı ras ı nda 4 bin kişiyle<br />

tutsak dü ş tü ğünü ö ğrendi. Ku şatmay ı sürdürmenin olanaks<br />

ı z oldu ğ unu gören Karl, geri çekilmekten ba şka ç ı kar yol göremedi.<br />

Kral. Bender üzerinden Polonya'ya; Levenhaupt da K ı r ı m'<br />

a çekilecek; yeni kuvvetler ve sava ş gereçleri gelene dek -beklenecek<br />

t i.<br />

13a şar ı sarho ş lu ğu içinde bulunan Ruslar ı n akl ı na, kaçan<br />

is ■ eçlileri kovalamak bile gelmedi. Çar hemen bir şölen kurdur-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 184<br />

du. Tutsak Isveç subaylar ı da şölendeydi. Bir ara Çar, kadehini<br />

"öğretmenlerin onuruna" kald ırd ı. Tutsak ba şkumandan, ö ğretmenlerin<br />

kim oldu ğunu sorunca da, "Sizler, Bay Isveçliler!"<br />

Kır ım'a doğru çekilen Levenhaupt' ın da 16.947 ki şiyle tutsak<br />

edildi ğini öğrenen Çar tümden şaşırmışh(*).<br />

TÜRKIYE YILLARI<br />

Karl, yarah durumda Osmanh topraklar ına girmi şti. Yanındakilerin<br />

tümü atl ıydı. Tüm gün çöle benzer, uzun otlu, ıssız<br />

bozk ırlarda yol aldılar. Ama gerçek s ınır sayılan Aksu'yu (Dinyester)<br />

geçebilmek için hem kay ıklar, hem de Özü Pa şasırun izini<br />

gerekliydi. Özü Pa şasından izin al ınmak üzere yollanan kurul,<br />

yolda, bir ta şoca ğında çalışan Tatarlara rastlad ı . Tatarlann ba şı ,<br />

hiçbir "kâfir"in kaleye girmesine izin verilmedi ğini söyleyerek,<br />

kaleye adamlar ından birini yollad ı. Özü'den bir Ağa gelerek, Paşan<br />

ın kurulu ertesi günü ça ğıraca ğım söyledi. Krala yiyecek-içecek<br />

getiren bir ba şka Ağaya 200 alt ın verildi.<br />

Ertesi günü Poniatowski ba şkanlığındaki kurulu ça ğıran<br />

Özü Kalesi Kumandan ı Abdurrahman Pa şa, Istanbul'dan izin almadan<br />

suyu geçmelerine izin veremeyece ğini söyledi. Abdurrahman<br />

Paşan ın kimbilir Isveç Krahn ın kim olduğundan ve niçin<br />

oralarda bulundu ğundan haberi yoktu. Bir "gâvur" ikinci bir<br />

"kâfir"ce tutsak edilse ya da öldürülse, bundan ne ç ıkardı .<br />

Polonya soylusu olan Krahn Elçisi Poniatowski, çoktandır<br />

siyasa ile uğra şmış , yetenekli bir ki şiydi. Orada bulunanların<br />

dışar ı ç ıkmaların ı , Paşaya söyleyecekleri bulunduğunu bildirdi.<br />

Yaln ız kal ınca da, "eğer Kral ve askerlerinin geçmesine izin verir<br />

ve yard ımda bulunursa, bu iyili ğini Kral ın ödülsüz bırakmayacağrı<br />

"n ı söylemesi üzerine Pa şan ın tutumu değişti. Elçi haz ırlıklı<br />

gelmi şti. Hemen Pa şaya bin (kimi kaynaklarda 2 bin) alt ın verdi.<br />

O gün "Sultaniye" adli kay ıklar, yiyecek dolu olarak<br />

kar şıya geçirilerek, Isveçliler ta şınmaya başlandı . 18 ve 19 Temmuzda<br />

(1709) kay ıklar durmadan çalışt ı . Ak şam üzeri, Rus kuvvetlerinin<br />

yakla şmakta oldu ğu haberi geldi. Ruslar, Osmanl ı top-<br />

*) Sibirya boık ırlar ına ve Urallar' ın arkalarına sürülen Isveç tutsaklar ı, çok<br />

elveri şsiz koşullarda yaşadılar. Demirbaş Ş arl' ın ölümünden üç y ıl sonra<br />

(1721) yap ılan Nystad (Finlandiya) anla şmasıyla, tutsaklar ın yaşayabilen<br />

14 bini (yarıs ından az) ülkelerine dönebildi.


DEM İ RBA Ş Ş ARL 185<br />

raklar ına yüz km kadar girmi şlerdi. Kayıkç ılar, kıy ıya yana şmaktan<br />

korktular. Kral, gece karanh ğından yararlanmay ı önerdiyse<br />

de dinletemedi.<br />

Ertesi günü sabah olunca, suyun öteki yakas ında kalan<br />

250-400 Isveçliyle Ukraynal ı ve Zaporoglu Kazaklar, Kral ın gözü<br />

önünde tutsak edildiler. Kazaklar ın tümü k ıhçtan geçirildi.<br />

Isveçliler önce Özü Kalesiyak ınlannda kurulan çad ırlarda<br />

konaklat ıld ı, sonra Bender'de haz ırlanan özel yere yerle ştirildiler.<br />

Kral Bender'e gelirken, Çerkez Yusuf Pa şa top at ışlarıyla<br />

ve törenle kar şıladı. Kral, 16 bin ki şilik ordu ile Levenhaupt' ın<br />

yakında gelece ğini ve bir iki hafta içinde Polonya'ya geçebileceğini<br />

umuyordu. Ac ı haberi 14 A ğustosta ö ğrenecekti.<br />

Abdurrahman Pa şan ın Isveçlileri parayla geçirmesi ve<br />

kimi Isveçlileri ahkoymas ı, Özü Valisi ve Bender Kumandan ı<br />

Çerkez Yusuf Pa şamn çok can ını s ıkmış , durumu Istanbul'a<br />

bildirmi şti. Gelen buyrukta, Abdurrahman Pa şa ve yardımc ısının<br />

(kethüda) Bender'de kalebent(*) olarak tutulmas ı; bin alt ın ve<br />

kaç ki şiyse Isveçli gençlerin Krala tam olarak verilmesi istenmi ştir.<br />

lll. Ahmet ayr ıca Krala donat ılmış bir atla hançer vb armağanlar<br />

yollamıştır.<br />

Kralın Türkiye'de bulunmas ı nedeniyle yo ğun bir diplomasi<br />

trafiği başladı. Ruslar, Kral ve Ukrayna Hetman ı Mezappa'<br />

nın geri verilmesini istediler. Isveçlilerden, tutsak olan kimi Livonyahlann<br />

u şak , olarak Rusya'n ın Istanbul Elçili ğine yollan&<br />

ğını duyan Isveçliler, bu u şaklarla ili şki kurmaya ba şlad ılar. Rus<br />

Elçiliği durumu ö ğrenince, u şaklar Isveç Elçiliğine sığındı. Duruma<br />

el koyarak yirmi yeniçeriyle Isveç Elçili ğini sardır ıp, uşakları<br />

sorguya çektiren Sadrazam, Müslümanh ğa dönenleri sahverip,<br />

ötekileri Rus Elçili ğine geri verdirdi.<br />

Bender'deki Isveç Kamp ına birkaç baraka yap ılarak, Kral<br />

ve çevresi yerle ştirildi. Buramn ad ı da "Karlopolis" (Karl' ın Kenti)<br />

oldu. Kral, "saray" ına geçerken, bir de dinsel tören yap ıldı .<br />

Bu "Kral Saray ı", yalnız Isveçlilerin de ğil, Moskova'ya kar şı savaşan,<br />

Rus tehlikesinden etkilenen tüm uluslar ın da simgesiydi.<br />

O 'una dek önemsiz bir s ınır kalesi olan Bender, Osmanl ı Devleti<br />

içinde de önemli bir yer oluvermi şti. Genç Kral ın dürüstlüğü,<br />

*) Kalebent, kale d ışına ç ıkması yasakl ı kişi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A - 186<br />

yal ı nl ığı ve elinin aç ıklığı büyük ilgi topluyor; şarap iç ıneyi ş i<br />

İslam dünyas ını etkiliyordu. "Yüzy ılın iskenderi"ni görmek için<br />

Istanbul ve öteki yerlerden kalk ıp Bender'e gidenlerin say ıs ı az<br />

değildi.<br />

Osmanl ı Devletinin, Isveçlilerin giderleri için her gün<br />

tidedi ği "az ık parası "ndan (414,5 kuru ş) ba şka, birçok kez toplu<br />

para yard ı m ı yapılmasına karşın, Kral bir türlü parasal s ık ınt ıdan<br />

kurtulannyordu. Kampta 1.300 Isveçli, 6 bin kazak ve 4 bin<br />

Polonyal ı vard ı . Ayr ıca Rus bask ısından kaçarak kampa kat ı lanlar<br />

ı n say ıs ı gün geçtikçe art ıyordu.<br />

Kral,Sadrazinn Çorlulu Ali Pa şan ın yollad ığı arma ğanlar<br />

ı , "dii şınan" ından armağan alamayaca ğı gerekçesiyle geri çevirdi((`<br />

). Sadrazam, Karl' ı Rus kuvvetleri koruyuculu ğunda ülkesine<br />

yollamak gibi düşünceler ileri sürmü ştü. Paray ı çok seven Ali Paşa,<br />

büyük bir varlık edilmi ş ; çekemeyenleri ço ğalm ış t ı . 15 Haziran<br />

1710'da gözden dü şüp görevden al ınarak, Tunca valili ğ i ııe<br />

atan ınas ı en çok Karl' ı sevindir ıni şti (Çorl ıdu - Ali Pa şa. daha sonra<br />

Midillitye sürülecek; tüm varl ığına el konacak ve 27 Aral ı k<br />

1710'da ba şı kesilerek öldürülecektir).<br />

Sadrazamlığa getirilen Numan Pa şa, o dönemde -say ı lar ı<br />

çok az olan "do ğru" adamlardan biriydi. Sadrazam ın deği ş ti ğ ini<br />

öğrenen birçok ki şi, haklar ı n ı aramak üzere Istanbul'un yolunu<br />

tutuyordu. Çorlulu döneminde kesinlikle Rusya ile bir sürtü ş me<br />

istemeyen Bab ı t'Ili (hükümet), şimdi gerek ülke ç ı karlar ı ve °nuru<br />

ve gerekse XII. Karl için sava şı da göze alabilirdi. Numan Pa şa b ı l<br />

konuda, Çorlulu gibi Kral ı aldatma dü şüncesinde olmad ığım da<br />

özellikle belirtiyordu. Ülkesine dönebilmesi için de Krala istediğine<br />

yak ı n kuvvet (30-40 bin ki şi) verebilecekti.<br />

Padi şah III. Ahmet, Numan Pa şan ın etkisinin artmas ı ve<br />

Rusya'ya kar şı sava ş olas ı l ığı kar şıs ında ku şkuya dü ş tü. Askere<br />

ayl ı k vb giderler için ."iç hazine"den para istenince, Sadrazam ı<br />

ça ğı r ı p, önceki sadraza anlam ı iç hazineye dokunmadan para bul-<br />

*) Isveç müzelerinde Demirba ş Ş arl' ın Türkiye'de bulundu ğu y ıllara ili ş kin<br />

hiçbir Türk yap ı t ı bulamad ık. "Ordu Müzesi"nde (Kungl. armemuseum)<br />

Demirba ş Şarl için ayr ılan kocaman salonda bile, Ş arl' ın gitti ği yerleri<br />

gösteren haritadan ba şka, Türkiye'yi ans ıtacak tek şey yok! Müzelente,<br />

1687'de Viyana'da edinildi ği yz ıl ı çok büyük bir çad ır d ışında, Türk yap ı t ı<br />

olarak gösterilen kimi tüfek, k ıl ıç, eyer tak ım ı vb etiketlerinde belirli bir<br />

tarih yok.


DEM İ RBA Ş. Ş ARL 187<br />

duklarm ı söyleyerek ı»ül ıürü istedi. N ıı man Pa şa mühürü verirken<br />

"önceki sadrazamlar Padi şah ı ho şnut etmek için halk ı haks ız<br />

yollarla ezmi şlerdir" demek yiireklili ğini gösterdi. Dostlar ın ı n<br />

çoklu ğundan çekinen Padi şah, Numan Pa şan ı n ya şam ına ve varl<br />

ığına dokunmad ı. Kendisine E ğriboz Sanca ğı verilen Pa şan ı n<br />

sadrazaml ığı 63 gün sürdü.<br />

Sarayda yükselebilmek için, do ğruluk yerine kurnazl ık,<br />

u şakl ık ve hile gerekliydi. Kendisinde bu yeteneklerit!) öteden<br />

beri bulunduran ve o s ıralarda Halep Beylerbeyi olan Baltac ı<br />

Mehmet Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Baltac ı 'mn ilk i şi, çoklarm ı n<br />

yapt ığı gibi, kendi adamlar ı n ı önemli yerlere getirmek oldu. Bu<br />

arada, aralar ı aç ık bulunan Özü Valisi ve. Bender Kumandan ı<br />

Çerkez Yusuf Pa şay ı tutukiatarak K ılburnu' ıla kalebent yapt ı .<br />

Devlete hizmet yolunda saçlar ı n ı a ğartm ış ; birçok sava ş larda<br />

bulunarak yararl ıklar göstermi ş olan bu ya ş l ı Pa şan ın tüm varl<br />

ığı na da el konuldu.<br />

Osmanl ı Devleti, Isveçlilere az ık paras ı vermeyi<br />

yordu. Ama Istanbul'da politik giri şimlerde bulunmak; Bender'<br />

le Istanbul ve Stokholm_ aras ı ndaki ba ğlant ı y ı sa ğlamak için büyük<br />

paralar gerekliydi: O dönemde en hakl ı savlar ııı bile arma ğan<br />

ve parayla desteklenmesi ola ğaııd ı . Ukrayna Hetmam Mezappa<br />

olmeden Krala 160 bin alt ı n borç vermi şti. Öldükten sonra kalan<br />

- 80 bin alt ı n ı da Kral borç olarakald ı . Bender birçok tecimenin,<br />

özellikle Yahudilerin ilgisini çekiyordu. Kral ı') yüksek faizle<br />

para ald ığı n ı duyan Yahudiler Bender'in yolum ı tutuyordu. Pafar<br />

yerini and ı ran kamp ın çevresini Türk evleri sarm ış t ı . Kralm<br />

sivil giysili askerleri el sanatlar ıyla u ğra şıyor: ö ğretmenlik, yap ı -<br />

yorlard ı .<br />

Kralm bir an önce. ülkesine dönmesi için türlü bask ılar<br />

deneniyordu. Frans ız Elçisi, deniz yoluyla gitmesi say ım ortaya<br />

att ı . Kimi kez Sadrazamm kötü davran ışı n ı Padi şah «ar ıyor;<br />

Kral ı kendi konu ğu say ıyor; istedi ğince Osmanl ı Devletinde kalabilece<br />

ği ve diledi ği yolla gidebilece ği bildiriliyordu.<br />

Rusya'ya kar şı yumu şama beklenirken, sava şa karar verilmi<br />

şti. Bu kararda K ı r ım Ham Devlet Geray ve Isveç Kral ı Karl'<br />

ın etkisi büyüktür. Kralm, ülkesine gidebilmek içi ıı çok say ıda<br />

koruyucu ve borçlar ı n ı odeyebilmek için para ko ş ulu ileri sürmesinin<br />

bir nedeni de, Türkiye'de kal ış süresini uzatarak, Osmanl ı


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 188<br />

Devletini Rusya'ya kar şı sava şa sokmak istemesivdi.<br />

Padi şah, 16 .Mart I 7 I I 'de, ordunun.Ba şkumandam olarak<br />

Baltac ı 'ya sanca ğı verirken, Tatar Han ın (Devlet Geray Han)<br />

sözünden ç ıkmamas ı n ı Isveç Elçisi Poniatowski, Kral<br />

ın temsilcisi olarak Sadrazam ı izleyecekti. Istanbul'da bulunan<br />

Devlet Geray, ordudan önce ç ıkm ış , Kır ım'a giderken Bender'e<br />

u ğrayarak . Kralla sava ş tasar ıları haz ırlam ışt ı . Eflak ve Bo ğdan<br />

Beylerine Tuna üzerine köprüler kurmalar ı ve yiyecek haz ırlarımlar<br />

ı yolunda buyrukla yollanm ışt ı . Önce Bender'e u ğranacak,<br />

sava ş yöntemleri saptanacakt ı .<br />

Ordu a ğır yürüyor, dinlenmek üzere yürüyü şe ara vetildiğinde,<br />

ortal ık panay ır yerine döniiyordu.<br />

Rus ordusunun Eflakia girdi ği, Bo ğdan Voyvodas ı n ı n<br />

Ruslara s ığınd ığı haberinin gelmesi üzerine, Çar ın Bender'e satd<br />

ı rmayaca ğı anla şılmış ; Baltac ı da Bender'e u ğramadan İsakç ı '<br />

ya geçerek, Kral ı yan ına ça ğırm ış t ı . Kral bu ça ğr ıya uymad ı .<br />

Baltac ı , bu "kurumla kâfir"irı gelmemesini yads ıyordu. Bir kez<br />

kendisi Padi şah ad ına sava şa gidiyordu. Dahas ı , Kral bir göçmendi<br />

ve Padi şahm koruyuculu ğuna s ığnmu ş t ı. Osmanl ı Devleti yönetiminde<br />

bu gibi ki şisel ili şkilerin etkisi büyük oldu ğundan.<br />

özellikle Karl'm dayan ılmaz bir istekle bekledi ği Osmanl ı-Rus<br />

sava şı iyi bir ba şlang ı ç getirmiyordu.<br />

Baltac ı asker de ğildi. Hiçbir sava ş ta bul ımmann ş t ı . Karl'<br />

ın sava ş tasar ı lar ı da uygulan ınayacakt ı . Çar ordusunun Purut<br />

boyunca Tuna k ı y ılar ı na inmekte oldu ğu iyice biliniyordu.<br />

Ordu a ğır a ğır kuzeye do ğru ilerlerken, birdenbire Rus<br />

ordusunu kar şıs ında buldu. Ruslar, beklemedikleri ve da ğnuk<br />

olduklar ı bir s ırada Osmanl ı ordusunu görünce şaş k ına dönerek<br />

Purut'un kar şı yakas ı nda çekilmeye ba şlad ılar. Köprüler kurulurken<br />

Türk, Tatar ve Kazak att ı lar' suyu geçip, Ruslar, kovalamaya<br />

ba ş lad ı lar. Ruslar kaçarken, içi yiyecek vb dolu 600 dolay<br />

ı nda arabay ı da b ırak ın ıştard ı .'Sadrazam ileri gitmekten korkuyor,<br />

gelen "kelle ler için ödüller veriyordu. İ lk kelleye 500 kuru<br />

ş verilmi şken, ö ğleye do ğru kelle ba şı 20-30 kuru şa dek dü ş tü.<br />

Yeniçerilerden birinin, kellenin daha çok para etti ğini ö ğrenince,<br />

tutsa ğım k ı y ıya çekip, k ı l ıcıyla kafas ın ı uçurdu ğu ve kellenin<br />

paras ı n ı ald ığı söylenir.


DEM İ RBA Ş Ş ARL 189<br />

Çok ()ilkin durumda bulunan Rus ordusu Purt ı t StlytilltIll<br />

- 1


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 190<br />

ma 150 bin; Yard ımcısına 60 bin; Çavu şbaşıya 10 bin ve Yeniçeri<br />

Ağas ına 10 bin ruble, yaz ıcılara, çevirmenlere ve yararlar ı<br />

dokunacak öteki ki şilere belirli paralar da ğıtılacakt ı .<br />

Safırov'un ola ğanüstü bir ba şar ı sağladığı , barış görü şmelerine<br />

ba şlamadan önce, Rus mare şali Şeratetev'in sözlerinden<br />

daha iyi anla şılmaktad ır. Safirov'un anla şma tasla ğın ı gören Şeratetev<br />

şunları söylemiştir: "Bu ko şullarla Türklerin bar ış yapacaklarını<br />

sanan ve Çara bu dü şünceyi veren, dünyan ın en aptal<br />

ki şisidir. Sadrazam bu tasla ğı uygun bularak bar ışı ba şlat ırsa, aptallıkta<br />

birincili ği Ona (Sadrazam) vermek gerekir!" Baltac ı'mn<br />

Katarina ile bulu ştuğu savına kaynaklarda rastlanm ıyor. Bu sayı ,<br />

Onu çekemeyenlerin ve sonradan romanc ıların ortaya att ığı görüşü<br />

yaygınd ır.<br />

Poniatowski ve Devlet Geray Han, bar ış görü şmelerinin<br />

başladığını Karl'a (90-100 km'lik yol) ula ştırdılar. 22 Temmuz<br />

gecesi saat 22'de, yan ına birkaç subay da alarak yola ç ıkan Karl,<br />

ertesi sabah orduya ula şt ı . Karl' ın gelmekte oldu ğunu duyan<br />

Baltacı, bir paşay ı kar şılamaya yollad ı. Paşa, Sadrazam ın işinin<br />

çokluğu nedeniyle kendisini görevlendirdi ğini, Sadrazamla görü<br />

şmek isterse ba şçadıra (otağ) buyurmas ını Krala söyledi. Karl,<br />

atını yüzdürerek Purut'u geçti ğinde, Rus ördusu tüm a ğırlığıyla<br />

yola ç ıkmıştı. Yalnızca artç ılar görünüyordu.<br />

Sadrazam ın da içinde bulundu ğu, kendisini kar şılamaya<br />

duranlarla ilgilenmeyerek at ından inen Karl, do ğruca ba şçad ıra<br />

giderek koltuğumsu bir yere oturdu. Üstü ba şı toz ve çamur<br />

içindeydi. Baltac ı ve Devlet Geray, çad ıra girerek selam verdiler.<br />

Çok sinirli olan Karl, girenleri, elini usulca şapkas ın ın kıyıs ına<br />

dokundurarak selamlad ı ve içerde bulunanlar ın dışarı ç ıkarılmasını,<br />

Baltacı 'yla yaln ız görü şmek istediğini bildirdi. Baltacı, içerdekilerin<br />

kalmas ının sakıncah olmayaca ğın ı söylediyse de dinletemedi.<br />

Çad ırda Kral, Sadrazam, Devlet Geray Han, Poniatowski<br />

ve Krahn çevirmeni kaldılar.<br />

Kral, böyle bir olana ğın bir daha kolay kolay ele geçmeyeceğini.belirterek,<br />

sava şın sürdürülmesini istedi. Baltac ı kar şıhk<br />

olarak, Türk yasalar ına ( şeriat) göre, "aman" diyene k ılıç kalkmayaca<br />

ğını, tüm isteklerinin kar şıland ığını ve Isveç için Ruslarla<br />

sava şa girmek zorunda olmad ıkların ı söyledi. Karl' ın, kendisine


DEMIRBAŞ ŞARL 191<br />

birkaç bin yeniçeri ve biraz top verilirse, birkaç saatte Ruslar ı<br />

tutsak yapabilece ği yolundaki isteğini de, "İslam askerlerine bir<br />

Hıristiyan' ın kumanda edemeyeceği" gerekçesiyle tersledi. Bar ış<br />

yapılm ışt ı, dönülemezdi. Bu barışla, Krahn ülkesine dönebilmesi<br />

için de Ruslardan güvence al ınmıştı. Osmanlı Devleti ilk kez Karlofça<br />

anla şmasıyla toprak yitirmi şti ve bu barışla, Ruslara b ıraktığı<br />

Azak Kalesini geri al ıyordu.<br />

Baltac ı'yla iyice arası aç ılan Karl, Bender'e döndü. Sadrazam<br />

ın gizli düşüncelerini sezmi şti. Istanbul'a mektuplar yolladı.<br />

Baltac ı da, Çorlulu'nun düşürülmesinde büyük pay ı olduğunu<br />

dü şünerek Istanbul'a, Krahn davran ışlarını kmayan mektuplar<br />

yollad ı, yalanlar yazd ı .<br />

Purut Anla şmasında belirtilen ko şulların yerine getirilmesine<br />

dek, Türkiye'de "rehin" olarak kalan iki Rus (Safirov ve<br />

Şeremetov), bir hafta içinde Osmanl ılarla içli d ışh olmuşlardı .<br />

Bol para da ğıtan bu ki şiler, Krahn Rusya yoluyla yollanmasm ı<br />

istiyorlard ı. Baltacı'nın Safirov'a "Krah öyle adamlarla yollayaca<br />

ğım ki, Kral u ğruna kimseyle çarp ışmayacaklard ır!" dediği<br />

söyleniyordu. Kralın ülkesine yollanmas ı için Baltacı kesin buyruk<br />

vermi şti. Krahn geçece ği Polonya'ya (Lehistan) mektup yazılmış;<br />

koruyuculu ğunu yapacak 3 bin ki şi Bender'e gelmi şti.<br />

Kral, 40 bin ki şi olmadan adımını atmayacağuu kesin olarak<br />

bildirdi.<br />

Bu arada' Baltac ı 'n ın oyunlar ı Istanbul'da duyulmaya<br />

ba şland ı. Padi şah fil. Ahmet, Baltacı'ya yolladığı mektuplarda,<br />

Krala kar şı tutumunu kıyasıya ele ştiriyor, birinde "aman dilesen<br />

bile seni öldürürüm!" diyordu. Baltac ı yine de Krahn bir an önce<br />

gitmesini sağlamak amac ıyla türlü baskılar deniyordu. Kral ın çevirmeni<br />

tutuklanarak Özü Kalesine kapat ıldı. Orduda ve donanmada<br />

bulunan Isveç subaylar ının Bender'e yollanmas ına ili şkin<br />

buyruklar ç ıkard ı. Bender'e mektup getiren "kurye"ler, Sadrazanun<br />

buyru ğuyla durdurulmakta, mektuplar aç ılmakta, dahası,<br />

bu mektuplar ın çevirisinin Safirov'a yapt ırıldığı bile söylenmekteydi.<br />

Istanbul'daki Isveç Elçili ği, sürekli olarak Sadrazam yanl ıların<br />

ın gözetimi alt ındayd ı .<br />

Baltac ı , Kralın gitmesi için buyruk üzerine buyruk ç ıkarır.<br />

Iyilikle Bitmezse zorla kaldırılaca ğın ın bildirilmesi üzerine,<br />

Kral da zorbal ığa zorbalıkla kar şı koymaya karar vermi ş ; Isveç


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 192<br />

askerlerini silahland ırarak, saray çevresinde tetikte beklemelerini<br />

istemi ş tir.<br />

Tedirginli ğini bir türlü yenemeyen Baltac ı , Safirov ve Şeremetov'un<br />

da kat ıld ı klar ı bir "divan" toplayarak, soruna çözüm<br />

arad ı . Divanda bulunan Yeniçeri A ğas ı Yusuf Pa şa- bir ara, "bir<br />

de şeriata soral ıııı , bakal ı m Tanr ı ne buyurmu,ş tur? " diyerek.<br />

Ordu Kad ısm ın dü şüncelerini sorar. Kad ı 'mn yan ı t ı ştiyledir:<br />

"Bir köfir gelip konuk olursa, bir y ıl boyunca yedirilip içirilir.<br />

Bir y ı l ı n sonunda ülkesine gitmeyip, İslam topra ğında kalmak<br />

isterse, kendisine İslaml ık sunulur. İslanı lığa geçmezse haraç istenir."<br />

Bu yan ı t üzerine Yusuf Pa şa Sadrazama dönerek, "kralh,<br />

ğı elinden ç ıkan bu kâfir, bir düzenle Polonya'ya kral olmak ister.<br />

Buyru ğa uyup giderse, ne iyi. Gitmezse, ellerine ip; bo ğaz ı -<br />

aa zincir takarak İsakç ı Manast ırma at ıverin, dursun!" der. Bender<br />

Kumandanma bir buyruk yaz ılarak, İsveçlilere verilen günlük<br />

az ık paras ı n ın 414,5 kuru ştan, 50 kuru şa indirilmesini ister.<br />

Isveç Elçilik yaz ım ı , 25 Eylül günü (1711), Padi şah cuma<br />

namazma giderken, kendisine bir mektup ula ştırmay ı ba şard<br />

ı(*). Kiiııi isveçliler, dolambaçl ı yollardan Istanbul'a giderek.<br />

saraydaki Isveç dostlar ı ve Frans ız Elçili ği arac ı l ığıyla dertlerini<br />

duyurabiliyorlard ı . Bir kez de Padi şah giysi değ i ştirerek, Kralm<br />

temsilcisiyle bulu ştu. Purut Bar ış m ı n gerçek durumunu ö ğrenen<br />

Padi şah 111. Ahmet çok şaşı rm ış ve Baltac ı 'ya şunlar ı yazm ış t ı r:<br />

"Ne olursa olsun, isveçlilerin hemen gitmesini istersin. Amac ın,<br />

isveçlileri Nalk ıran'a August) ya da Çara tutsak etmek midir?<br />

"<br />

Padi şalun çok sert ç ık ışlar ındansonra Baltac ı tutumunu<br />

deği ş tirMi ş ; Krala bir mektup yollayarak, az ık parasın ın kesilmesinden<br />

bilgisi olmad ığı n ı ortaya atm ış ve konuğu say ılmasm ı<br />

istemi ş tir.<br />

111. Ahmet önceleri, Baltac ı 'n ın ordunun ba şında bulun<br />

Mas ından çekinmi şse de, 20 Kas ım 1711'de Yeniçeri A ğas ı Yusuf<br />

Pa şaya tutuklatarak Bostanc ı ba şı (Edirne) tutuklarevine<br />

kapatt ı rd ı . Purut Barışında suçlu görülen Yard ımcıs ı ve Mektup-.<br />

çusu as ı ld ı lar.<br />

*) O devirde padişaha haber ula şt ırman ın bir yolu da, padi şah cuma flamazina<br />

giderken, "cuma alay ı "n ın önüne atlamakt ı . Araban ın önüne atlayan<br />

ki ş i yak Rlanarpl< gözalt ına al ın ır, gerçek anla şıl ınca sal ıverilirdi.


DEM İ RBA Ş ŞARL 193<br />

Yeniçeri Ağas ı Yusuf Pa şa, sadrazamlığa getirili şinin ertesi<br />

günü Isveç Elçisini ça ğırarak, geçmi şteki olaylar üzerine Padişaha<br />

yaz ılı ya da sözlü bilgi verilmemesini istedi. Yeni Sadrazam<br />

da Isveç yanl ısı değildi.<br />

Devlet Geray Han ın Istanbul'a gelip olaylar ı anlatmas ı<br />

üzerine, sarayda Rus dü şmanlığı artt ı. Divan toplanarak sava şa<br />

karar verildi. Ama Safırov, 21 Nisan 1712'de Osmanl ı-Rus uzlaş -<br />

masın ı sağladı. Uzla şma için Safirov, 84.900 Venedik alt ın ı<br />

(Sadrazama 30 bin, Müftüye 10 bin...) ve 22 bin ruble da ğıtt ı .<br />

Kralın gönderilme i şi, gündemde yine birinci s ırayı almışt<br />

ı. Poniatowski, "ki şisel mutluluklar için ülke onuruna ve genel<br />

ç ıkarlara ayk ırı davranan kişilerin i şba şında olduğu bir ülkeden<br />

hiçbir şey beklenemez" diyordu.<br />

Rusların barış ko şullarına uymad ıklan, Polonya'ya yollanan<br />

Elçinin dönü şünde anla şıldı. Polonya bo şalt ılmamıştı. Divan<br />

toplandı. Padişah, gerçekleri gizledi ği gerekçesiyle, Yusuf<br />

Paşaya ç ıkışarak mühürü elinden ald ı. Rusya'ya savaş aç ılmas ına<br />

karar verildi. Rus Elçisi, elçilikte çal ışan öteki kişilerle (Safirov<br />

ve Şeremetov da içinde) Yedikule'de gözalt ına ahndı(*). Bu kez<br />

ordunun ba şında Padi şah da bulunacakt ı .<br />

Sadrazamhğa Abaza Süleymen Pa şa getirildi. Kral Bender'e<br />

geleli dört sadrazam de ği şmişti.<br />

M. Ahmet ordunun ba şında Edirne'ye gitti. Isveçliler<br />

durumun kendilehnden yana dönü ş tüğünü san ıyorlardı. Padişahın<br />

Edirne'ye gitmekteki gerçek amac ı, başkentin havas ından<br />

kaçarak, özgür kararlar verebilmekti. Şimdi o da, Osmanlı Devletinin<br />

bir "demirba ş " ı durumuna gelen Karl' ı ülkesine yollamaya<br />

kesinlikle kararl ıydı .<br />

Kralın öteden beri istedi ği 1.200 kese alt ın verilmiş ve<br />

bir an önce gitmesi istenmi ştir. Ruslara savaş aç ıldığı bir sırada<br />

durumdan yararlanabileceğini uman Karl, bin kese altın daha<br />

gerekli oldu ğunu bildirdi. 1 Şubat 1713'te divan toplanarak,<br />

Krahn hemen gitmesi ya da Edirne'ye gelmesi için Bender Kumandan<br />

ı Ismail Paşa ve Kırım Hani Devlet Geray Hana birer<br />

buyruk yaz ıld ı. Bu iki seçenekten biri seçilmezse, tüm Isveçlile-<br />

*) O devirde, savaş aç ılan ülkenin temsilcileri (elçilik ve çevresi) tutuklanarak,<br />

savaş bitene dek Yedikule'de gözalt ında tutulurdu.<br />

F 13


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA ISVEÇ- I 9-I<br />

rin k ılıçtan geçirilmesi de istendi (bu buyruktan Padi şahm bilgisi<br />

olmad ığı san ılıyor).<br />

Isveç Kamp ı n ı n çevresi saularak, d ışar ıyla ba ğlant ıs ı kesildi.<br />

Kampta saray ki şileri d ışında 1.365 Isveçli, 4 bin Polonyal ı<br />

ve 4 bin Kazak bulunuyordu. Tüm yollar ı n tutulmu ş olmas ı na<br />

kar şın, çevre' köylerden yiyecek sa ğ lanabiliyordu. Bir ara yiyecek<br />

getirmekte olan iki araban ın, Tatarlar ı n sald ır ıs ına u ğrad ığun<br />

gören Karl, yan ına asker alarak arabalar ı kurtarm ış t ı r.<br />

Tatarlar ııı ku şatmas ı 2 bin yeniçeriyle desteklenmi ş .<br />

Kral saray ı n ın arkas ına 12 top yerle ştirilmi ş ti. İsmail Pa şan ı n<br />

buyru ğuyla saray üzerine 12 top birden ate şlendi. At ış tan sonra<br />

Krala, karar ı n ı n değ i şip değiş medi ği soruldu. Kralm istedi ği üç<br />

günlük süreyi de tan ımayan kumandan, toplara yeniden "ate ş !"<br />

buyru ğu verdi. Isveçlder, So ğuktan donan su fiç ılarm ı siper olarak<br />

kullan ıyorlar& Birkaç top at ılm ış t ı ki, ba şından beri i ş i<br />

oyun &man yeniçeriler, böyle "sava ş oyunlar ı "ndan ho şnut olmad<br />

ıklar ı n ı bildirdiler. Birkaç y ı ldan beri birarada bulunduklar ı<br />

Krala ate ş açmak ve k ı l ıç çekmek istemiyorlard ı. Dahas ı , kimilerinin<br />

isveçlilerde alaca ğı da vard ı . Ate ş eden birliklere kar şı<br />

koyarak, ate şi kesmezlerse kendilerini ve kumandanlarm ı parça<br />

parça edeceklerini söylediler. Bunun üzerine, buyru ğa uymazlarsa<br />

ha şkald ırm ış say ı lacaklan yeniçerilere bildirildi. Yeniçeriler<br />

de buyru ğun gösterilmesini istediler. Kaleye giderek Kad ı-y ı ıla<br />

yan ı na ak ı n İ smail Pa şa buyru ğ u okuttnu ş , durumdan ho ş nut<br />

olmayan yeniçeriler toplar ı da alarak kaleye dönnni şlerdir.<br />

İsmail Pa şa, ba şka bir yeniçeri birli ği ve toplar getirterek,<br />

Kral Sarayma yeniden ate ş açt ırd ı . D ışardaki İsveçliler kar şı<br />

koymay ı b ırakt ı lar. Kazaklar ve Polonyahlar olaylara kar ışmanu<br />

şlard ı . Durumu kavrayan Kral, yan ı ndaki 25:30 ki şiyle k ı l ım ı<br />

çekerek - savunmaya geçti. Saraya kapanarak kap ılar ı kilitledi.<br />

Tu ğla duvarlarda]] kur şun geçmiyordu.<br />

Tatarlar, saray ın saz olan da ııııııı yanan oklarla ate şe verince,<br />

Karl tavan aras ına f ıriayarak, orada konulan kimi arma ğan<br />

ve belgeleri kurtarmaya çal ışt ı . Ama pek az ı k ıırtar ılabildi.<br />

Karl, Stokholmiden ayr ı l ışııı da ıı beri ilk kez bir ş i şe şarap<br />

içti. Bir elinde k ı l ıç, bir elinde tabancayla yang ı ndan d ışar ı<br />

kaçmak isterken dü şerek sa ğ baca ğından yaraland ığı s ırada<br />

tutsak edildi. Ismail Pa şa, Kral ı tutsak eden yeniçeriye, adad ığı


DEM İ RBA Ş Ş ARL 195<br />

bin kuru şu verdi. Kral kona ğa götürülerek konuk; İsveçliler tutsak;<br />

kamp ya ğma edildi (13 Ş ubat 1713). Ertesi günü İsveçliler<br />

salıverildi. Isveç tarihine "kalabaliken" (kalabal ık) olarak geçen<br />

bu olayda en az 15 kişi öldü. Kalabal ık olay ı s ıras ında Isveç<br />

Elçisi Edirne'de gözalt ındayd ı .<br />

Karl, kalede dört gün konuk edildikten sonra, yüz ki şilik<br />

çevresiyle Edirne'ye do ğru yola ç ıkar ıld ı . Bu durumda İsveçliler<br />

Bender'de 3 y ıl, 6 ay, 2 gün (1709-13) kalm ış oluyorlard ı. Bender'den<br />

yola ç ılu şlann ın 40. günü, oturmalar ına ayrılan Dimetoka'ya<br />

(Edirne yak ınlar ı ) vard ılar. Kral, dört at ın çekti ği arabada,<br />

ötekiler at üzerinde yolculuk etti.<br />

Edirne'deki sarayda Kral yanhlar ı etkinlik göstermeye<br />

ba şladılar. Kaptanpaşa Kel Ibrahim Hoca, "kalabal ık" olay ı<br />

nedeniyle Frans ız Elçisine şunlar ı söyler: "Bu ülkeyi yönetenler<br />

ya çok saf, ya da parayla kand ırılmış kişilerdir. Tümü de Padişahı<br />

aldat ıyorlar." Kalabal ık olay ından bir ay geçmeden, bu<br />

olayda etkinlikleri görülen Bender Kumandan ı Ismail Pa şa ve<br />

Kırım Han ı Devlet Geray Han da içinde olmak üzere birçok<br />

önemli kişi tutukland ı . Kırım Han ın ın bu olaya "Ruslar ı tedirgin<br />

ediyor" düşüncesiyle kar ıştırıldıgı san ıl ıyor. Ismail Pa şanın üzerindeki<br />

giysilere varana (flek tüm varlığına el konulmu ş ; "bir<br />

kuru başı ve gözlerinden akan kanl ı yaşı "yla bir gemiye bindirilerek<br />

Sinop Kalesine (tutukiarevi) yollanm ıştır.<br />

Kralı ülkesine ancak Kel Ibrahim Hocan ın yollayabileceğini<br />

düşünen Padişah, mühürii Abaza Süleyman Pa şadan alarak<br />

kendisine verdi. Abaza Süleyman da Kaptanpa şalığa getirildi.<br />

Karl, 20 Nisanda, Dimitoka'dan, Edirne'ye birkaç km<br />

olan Timurta ş (Demirtaş) Pa şa Saray ına getirildi. Hastalığını<br />

öne sürerek kimseyle görüşmek istemiyordu. Krahn hastal ığını<br />

"siyasal" olarak dü şünenler çoktu. Batakl ık bir yer olan Demirta<br />

ş'ta sıtmaya yakalandığı da söyleniyordu. Birçok İsveçlinin<br />

sıtmadan öldü ğü de bir gerçekti. Bu s ırada 111. Ahmet'in giysi<br />

değiştirerek üç kez Kralla bulu ştuğu biliniyor.<br />

24 Nisanda (1714) Demirta ş yakınlarında toplanarak,<br />

Sadrazam ın tüm isteklerine uyan Osmanl ı büyükleri, Rusya'yla<br />

savaşa karar verdiler. Sava şa Sadrazam da kat ılacakt ı. Bu, Purut<br />

Barışından beri Rusya'ya aç ılan üçüncü sava ştı .


YOKSULLUKT AN VARSILLI ĞA -ISVEÇ— 196<br />

Bu karar, Padi şah ı ve kimi saray çevresini tedirgin etti.<br />

İ brahim Hocan ın yeniçerileri kazanmasmdan korkuluyordu.<br />

Sadrazam 25 Nisanda saraya (Edirne) ça ğr ılarak, Padi şahla bulu<br />

ş turuln ıadan bo ğduruldu. Ibrahim Hocan ı n sadrazaml ığı 22<br />

gün sürdü.<br />

Ibrahim Hocan ın ortadan -kald ırı lmas ında büyük katk ısı<br />

bulunan Silahtar Damal Ali Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Ali Pa şa,<br />

Karl gönderilmesiyle u ğra şacak yedinci sadrazamd ı . Purut Ba-<br />

!i şimi göre Ruslar, Karl' ı n ülkesine yollanmas ı koş uluyla Azak' ı<br />

b ı rakacaklard ı .<br />

III. Ahmet ve Yeni Sadrazam Ruslarla iyi geçinerek, Karlotka<br />

Anla ş mas ıyla Venediklilerte b ırak ılan Mora'y ı kurtarmak<br />

istiyorlard ı . Ali Pa şa, sadrazaml ığa geli şinin ikinci ay ında Rusya;<br />

sonra da Polonya ile birer anla şma yapt ı. Bu anla şmalar ın<br />

yap ı ld ığı n ı ö ğrenen Karl, ilk kez olarak umudunu yitirerek, gerçe<br />

ği .oldu ğu gibi görmeye ba ş lad ı . Saray ı çok S ık ı gözetim alt ındayd<br />

ı . Edirne'cle, oturan Isveç Elçisi, Demirta ş 'ta oturmaya<br />

zorlamyor: d ışardan kimsenin İsveçlilerle ili şki kurmas ına izin<br />

veriliniyordu.<br />

Sadrazamm buyru ğ uyla Isveçfiler, Demirta ş 'tan Dimetoka'ya<br />

ta şınd ılar. A ğır hasta ola ıı Isveç Elçisi Demirta ş ita<br />

b ı rak ı lm ış , ertesi günü ölmü ştü. Yerine elçi atanmasma izin verilmedi.<br />

KRAL ÜLKESINE 1)ÖNÜYOlt<br />

Karl, 1714 May ısında Türkiye'den ayr ılma haz ırl ıklar ına<br />

ba şlad ı . Istanbul'a yollanan Ola ğanüstü Elçi ıı i ıı Sadrazamdan<br />

1.200 kese borç para iste ğine "Osmanl ı Devletinin bir H ıristiyan<br />

prenSe borç para veremeyece ği" kar şı l ığı verildi. Yol gideri olarak.400<br />

kese alt ın armağan edilecekti.<br />

Dimetoka ve Bender'de bulunan Isveçliler Eflak'taki<br />

Targovi şti'de bulu ştular. Be ş kola ayr ıld ılar. Her biri ayr ı yoldan<br />

gidecek; Stralsund'ta (o zaman Isveç'in olan şimdiki Do ğu<br />

Alman kenti) bulu ş ulacakt ı . Giysi düzenini deği ştiren ve ba şına<br />

tak ımı saç (peruk) takan Karl, Yüzba şı Peter Frisk ad ıyla yolculuk<br />

yapacak°.<br />

Bo ∎ lece. Türkiye'de 5 y ıl, -3 ay, 9 gün kald ıktan sonra<br />

- 2" Ekim 1 - 14'te Erdel s ı n ır ı n ı geçti. Viyana, Nürnberg ve Han-


DEM İ RBA Ş Ş ARL 197<br />

nover üzerinden ve büyük bölümü at üzerinde giderek 14 günde<br />

Stralsund'a vard ı(*)..<br />

Karl, her yan ı dü şmanlarla sar ı l ı , ülke d ışındaki toprak<br />

larmdan ço ğunu yitirmi ş bir imparatorlu ğu diriltme çabalar ı<br />

içindeydi. Rusya, Polonya, Danimarka ve Saksonya'clan ba şka<br />

iki yeni dü ş man daha belirmi ş ti: Prusya ve Hannover. 13u son iki<br />

ülke, Danimarka'yla anla şarak, Isveç'in Almanya'daki topraklar<br />

ı n ı payla ş mak üzere silaha sardm ış lard ı .<br />

Karl, Stralsund'ta bir y ı ldan çok kald ı . Çember (tan ıkl ı kça<br />

darahyordu. Kent dü ştüm, dü şecekti. Yak ı nlar ı na dü şen<br />

bir bombay ı . (herkes şaşı r ı p kaçarken) Karl, patlamadan alarak<br />

bir çukura ;itinay ı ba şard ı . Balt ık'ta Danimarka sava ş gemileri<br />

dola şıyordu. Isveç donanmas ı Rügen yak ınlar ındaki sava ş ta<br />

ba şar ı kazanamani ış ; onar ım için Karlskronalya<br />

K ış bast ı r ıyordu. Hiçbir yerden yard ım umudu yoktu. Karl,<br />

Türkiye'dekinden çok daha umutsuz haftalar geçirdi.<br />

1715'in 1 Aral ığın& (Stralsund'un dü şmesinden bir gün<br />

önce) geceyar ıs ı, küçük bir kürekli gemiyle, 12 s ııatlik korkulu<br />

bir yolculuktan sonra Isveç k ıy ı lar ına (ayr ı l ışından on be ş y ı l<br />

sonra) varabildi. Arkadaki iki gemide persönel ve alacak!! Türkler(**)<br />

vard ı .<br />

Karl, Ba şkent Stokholm yerine, ülkenin güneyindeki<br />

Lund'a yerle ş ti. Para yoktu. Kaynaklar tükenmi şti. Yoksul halk<br />

sava şlardan b ı knu ş t ı . Ama Karr ı n sözlü ğiine "bar ış " sözcü ğ ü<br />

girmemi ş ti. 1716-18 y ı llar ı nda üstüste üç y ı l k ı tl ı k olmu ş ; köylülerin<br />

vergi gücü kalmam ış t ı . Yer yer ayaklanmalar oluyordu.<br />

Bak ır para bas ılarak bir ölçüde kaynak sa ğland ı . Bak ı r<br />

paralar "gümü ş para" de ğerindeydi ve durum düzelince gümü ş -<br />

lerle de ği ştirilecekti. Halk, "kalp para"y ı kullanmak istemiyordu.<br />

Sonunda gümü ş paralar geçerlikten kald ır ıld ı .<br />

1718'e dek 40 bin ki şilik bir ordu haz ırland ı . Önce Danimarka-Norveç<br />

Krall ığma sald ırdacakt ı . Danimarka, Kral Türkiyeedeyken<br />

Isveç'e sald ırm ış ; Rusya'yliı bir anla ş ma yapm ış t ı .<br />

*) Avusturya kaynaklar ına göre, 28'i Yahudi olmak üzere, ülkeden 1.168<br />

ki şi (1.625 at ve 127 araba) geçti.<br />

**) Alacakl ı dunonda olan Türklerden kimileri de Ş arrla beraber (ya da<br />

ard ından) Isveç'in yolunu tuttular. Bunlardan bir bölümü geri dönemedi.


YOKSUL1.111.1AN Vi\RSILLI(;A -- İ SVLÇ- 198<br />

30 Kas ı m 1718'de. Fre.deriksten ( şimdi Norveç'te'Fredriksbald)<br />

Kalesini ku şatt ığ i s ırada, şakağmdan yedi ği ve nereden<br />

geldi ği belli olmayan bir kur şıınla bu sava şçı Kral (36 ya şında)<br />

ölünce, Avrupa'da kuvvetler dengesi birdenbire bozuldu. Isveç,<br />

kesintisiz 57 y ı l sava ş m ış t ı . Yerine geçenler, toprak yitirmeyi<br />

de göze alarak bar ışç ı siyasa uygulad ılar. 1719'da Bremen ve<br />

Verden Hannover'e; 1720'de Usedom ve Wollin Prusya'ya;<br />

1721'de Ingria, Livonya ve Estonya (1808'de Finlandiya) Rusya'ya<br />

b ırak ı ld ı .<br />

Bugün Stokholmida (Kungstriigard) Demirba ş Şarr ı n asker<br />

giysili, sa ğ elinde uzun k ı l ı c ı ve sol elini Rusya'ya do ğru uzatm<br />

ış görkemli bir dikiti bulunur.<br />

KARL XII, ÖLÜM GÜNÜNDE ANILDI<br />

(Sokak Çal ış malar ı nda 200 Gösterici Gözalt ı na Al ı nd ı )<br />

"30 Kas ı m Hareketi" gibi kurulu ş lar, dün, 270 y ı l önce ölen Karl XII<br />

için sayg ı gösterilerinde bulundular. Ç ı plak kafal ı lar ve a şır ı sagdaki<br />

kimi öteki kurulu ş lar, ı rkç ı saysözler hayk ırarak, ulusçu gösterilerde<br />

bulundular...<br />

Lund'ta 500'den çok ki ş i, ulusçulara (nasyonalist) kar şı gösteri yapt ı .<br />

Stokholm'cla da ulusçularla kar şı göstericiler aras ı nda çat ış ma ç ı kt ı .<br />

Çogu kar şı göstericilerden olmak uzere 140-180 gösterici gözalt ı na<br />

al ı nd ı ...<br />

Karl XII'nin ölüm günü Göteborg'ta, ulusçular aç ı s ı ndan çok ilgi çekici<br />

kutlanmad ı .<br />

(GT, I Aral ık 1988)<br />

TÜRKÇE SÖZCÜKLER<br />

Demirba ş Şarl Türkiye'den ayr ılmadan önce Isveç'e yollad<br />

ığı bir buyrukta, iki sava ş gemisi yap ılarak, bunlara "Y ı kt ı -<br />

rnn" ve "Yaramaz" adlar ı n ı n verilmesini ve bu adlar ı !' gemilere<br />

Türkçe olarak da (Arap abecesiyle) yaz ı lmas ı n ı ister (Arapça<br />

abeceden isveççeye, okunu ş lar ıyla "Jiklerim" ya da "Yildyrym"<br />

ve "Jarramas"). Ş arl, bu gemilerin biçimini gösteren kendi çizdi<br />

ği resimleri de ekler buyru ğuna.<br />

1716'da birinci gemi yap ılarak "Jilderim" olarak adland<br />

ı rd ı r. Şarl ölünce bar ışın gelmesi ve ödenek yetersizli ğinden 60<br />

tonluk "Jarramas", planlanan zamandan çok sonra yap ılabildi.<br />

1754 ve 1756'da yap ılan iki gemiye de Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz<br />

adlar ı verildi. Bundan sonra. Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz eskidikçe,<br />

yerine yenilerinin yap ı lmas ı gelenekselle ş ti.


DEMIRBA Ş Ş ARL 199<br />

Bugün Karlskrona'da kafeterya olarak kullan ılan yara.<br />

(Jarramas) adli gemi, 1900'de "gözcü gemisi" olarak yap ıldı .<br />

350 tonluktur. 1950'de emekliye ayr ı larak "askeri müze gemisi"<br />

olarak yararlandmaya ba şlanm ışt ı .<br />

Şarl'la beraber Türkiye'de bulunmu ş olan Dagström<br />

ad ındaki subay, 1740'ta "Y ı ld ır ım ve Yaramaz"m (ikisi bir arada)<br />

" şimdi geliyorum" (1111 kommer jag ps stunden) anlam ına<br />

geldi ğini aç ıklad ı . Dagström Türkiye'den ayr ılal ı 26 . y ıl olmuştu.<br />

Y ı ld ı r ım ve Yaramaz'm anlam ı 1910'a dek öyle kald ı . 1910'da<br />

Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz' ı .da içeren tezinde (Prof) Zetterstee ıı , bu<br />

siizeiiklerin gerçek anlam ı n ı ortaya ç ı kard ı (*). Günümüzün kimi<br />

Isveç sözlüklerin& "y ıld ırun"a rastlan ır (Yilderim: Türk, blixten<br />

).<br />

Bugün İsveççede kullan ı lan en yayg ın Türkçe sözcük<br />

"kalabal ık"t ır. "Kalabaliken" olarak kullan ılan bu sözcük, 1713'<br />

te Demirba ş Ş al' ı n - Bender'de ıı zorla kald ı r ıld ığı günlerden kalm<br />

ış t ır ve "gilrültil-pat ırt ı yapan ki şiler topluluğu, kar ışı kl ık" anlam<br />

ı n ı içerir. Ikinci yayg ın sözcük "dolma"d ır. Isveç'te üZellikle<br />

lahana dolmas ı (kaldolma) çok yap ı l ır. Bu yemek Türklerden<br />

iii:ı enilmi ştir. "Kö şk" (kiosk) ve "pa şa" (pascha) sözcükleri de<br />

ya şad ığı m sürdürmektedir. Kö şk, bir tür sat ış büfesi anlam ında<br />

kullan ı lmaktad ır. Kimi Isveç sözlüklerinde Türkçe kökenli olarak<br />

çar şaf (tjarjaf), saray (sealj), divan, yeniçeri (janitschar),<br />

ııı üftü (mufti)..sultan vb sözcükler gösterilmi şse de, bu sözcükler<br />

ya şad ığı m yitirmi ş tir.<br />

Osmanhlaca, Isveçlilerin sava ş ve denizcilik üzerine ileri<br />

bilgilerinden yararlan ı ldığı san ılm ıyor. O y ıllarda Osmanl ılar<br />

kendilerini o denli yüksek görtiyorlard ı ki, bu "Wirlerden<br />

ii&enilecek bilgilere gerek y< ı ktu(!). Sergiledi ği ıni ufac ı k Inril ı<br />

*) İsveççeye yanl ış çevrilmi ş bir sözcüğe de ben rastlad ım: "Demirba ş ."<br />

Bu sözcük "demirba şl ı" (demirden ba ş) olarak çevrilmiş (.Mrnhuvudet).<br />

Okudu ğum Isveççe yap ıtlarda, Türklerin XII. Karl'a Demirba ş l ı" dedikleri<br />

belirtitiyordu. lsveççede "demirba ş la "demirbaşl ı" sözcüklerinin kökleri<br />

ayr ı oldu ğundan, bu iki sözcük aras ında bir ili şki kuram ıyordum. "Demirba<br />

ş l ı "ya, kimbilir ellinci kez, bir gazete yaz ıs ında rastlay ınca (Lars Vidding,<br />

Expressen, 16 A ğustos 1987), durumun ayr ım ına varabildim. "Demirba ş -<br />

11"y ı yap ıtlar ında da kullanan tarihsel romanlar yazar ı Lars Vidding'le Göteborg<br />

Kitap Sergisinde (fuar), konuyu görü şmek istedim. Zaman ı yoktu!<br />

K ısaca aç ıklama yapabildin ı . Verdi ği:. adrese yazd ım, yan ıt gelmedi. 1988<br />

de, tarih yazar ı Alf Aberg'e ba şvurdum. Ondan da yan ıt ç ı kmad ı . U ğraşıy ı<br />

sürdiirecegim (11'rY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 200<br />

kesitinde görüldü ğü gibi, o y ıllarda Osmanl ı Devletini yöneten ler<br />

aras ında, ülke ç ıkarlar ın ı ki şisel ç ıkarlardan üstün tutan ki şilerin,<br />

ülke yönetiminde görev alma olas ı lığı yoktu.<br />

ÖZGÜRLÜK ÇA. Ğ I<br />

Demirba ş Şarl evlenmedi ğinden, çocu ğu da yoktu.<br />

Riksdag (parlamento) 1719'da yeni bir anayasa yaparak, tac ı<br />

Karl' ın k ızkarde şi Eleonora'ya. (O da 1720'de kocas ı Fredrik'e)<br />

verdi. Yetkiler iyice k ıs ılin ış t ı . Ülkeyi kralla beraber 16 ki şilik<br />

konsey yönetiyordu. Gerçek güç konsey ba şkan ındayd ı . Kral,<br />

konseyin karar ını onayla ınaktan kaç ıııırsa, krall ık ka şesi (mühür)<br />

kullan ı l ırd ı. Riksdag yine dört s ınıft ı ve her s ı n ıf ayr ı ayr ı (yap ı -<br />

larda) toplan ır&<br />

Soylular büyük ailelerden gelirdi. Büyük toprak a ğ,alar ı ,<br />

yüksek devlet görevlileri, kimi kez yüksek subaylar, bruk li şlet<br />

me) patronlar ı , kont-kontes, boron-borones, dük-dü şe ş soylular<br />

s ınıfım girerlerdi. Say ılar ı 1.200'ü bulan soylular için seçim<br />

yap ılmaz&<br />

Kentliler, Isveç ve ( şimdiki) Finlandiya'n ın 101 kentin--<br />

den seçilirdi. Stokholm 10; Göteborg 3 üyeyle temsil edilirdi.<br />

Öteki kentler, büyüklüklerine göre 1-2 ya da ortakla şa tek üye<br />

yollard ı . Say ı lar ı 90' ı geç ınezdi. Üyelerin üçte ikisini belediye<br />

ba şkatılanyla dan ışmanlar ı olu ştururdu.<br />

Papazl ıı r ı n üye say ısı 50 kadard ı . Piskoposlar seçirosiz;<br />

papazlar seçimle gelirdi.<br />

Köylülerin temsilci say ısı da 150 kadard ı . Topraks ız köylüler,<br />

askerler ve kad ınlar seçime kat ılamazlard ı .<br />

Riksdag üyeleri bölgelerinde oturur, toplant ı zamanlar ı<br />

Stokhol ın'e giderlerdi. Ola ğan toplant ılara 1.200 soyludan ancak<br />

300'ii kat ı l ırd ı . Ço ğunluk yöntemi tlyg ıı lan ırd ı . Çal ışmalar daha<br />

çok kurullarla olurdu. Bu kurt ıllar ın en önemlisi savunma, maliye<br />

ve d ış siyasay ı da içine alan "gizli kurul"du. Bu kurula<br />

köylüler giremezdi.<br />

PARTILER -DO Ğ UYOR<br />

Riksdag'da 1730'larda partiler do ğdu. Bu partilerin en<br />

önem leri " Şa pk alar" ( Ha (tar ım ) ve "Kalpak lar"d ı ( M össorna ).<br />

Şapkalar Frans ız; Kalpaklar Ingiliz yanl ıs ıyd ı . Şapkalar, Rusya'


DEMiRBA Ş Ş ARL 201<br />

ya kar şı (olas ı bir sava şta) ba şarılı olabilmek için Frans ız desteği<br />

arard ı . Kalpaklar, çiftçileri ve en çok tecimsel ili şkide bulunulan<br />

Ingiltere'yi tutard ı. Partiler daha çok soylular aras ında yaynd ı .<br />

Şapkalar ın ço ğunlukta olduğu devrelerde ülke iki kez<br />

sava şa girdi. 1741-43'teki sava ş sonunda Finlandiya'n ın do ğulu<br />

Ruslara b ırak ıldı. 1757-63'te ( Yedi Y ıl Sava şlan)Prusya'ya kar şı<br />

yap ılan sava şta toprak yitmedi.<br />

1771'de, babas ın ın ölü ınüyle ba şa geçen Gustav 111, bir<br />

y ıl sonra (1772) kans ız bir "darbe"yle yeni bir anayasa yaparak,<br />

konseyin işlevine son verdi. Soylular ın egemenliği kırıldı. Riksdag'ta<br />

yabanc ılar ın etkisi azald ı. Hükümete hem şapkalardan,<br />

hem de kalpaklardan üye al ınd ı . Basın özgürlüğü k ısıtlandı. Dış<br />

siyasa, anayasa ve kilise üzerine ele ştiriler yasakland ı .<br />

Gustav 111 döneminde reformlar da yap ıld ı :<br />

- Herkesin kullanabilece ği gümüş para (*) ç ıkar ıld ı.<br />

- Devlet görevlilerine 70 ya şında emeklilik getirildi.<br />

- İçkide devlet tekeli kuruldu.<br />

- Okullar geli ştirildi.<br />

- Topraks ız köylülerin, soylulardan toprak sat ın. almas ı<br />

sağland ı .<br />

- Orta s ınıfın ekinsel çal ışmaları desteklendi. Birçok dalda<br />

sanatç ılar do ğdu(**). Tiyatroya önem verildi. Kral, kendisi de<br />

oyunlar yazd ı. Iki oyunda da ba şoyuncu olarak oynad ı .<br />

1786'da Rusya'ya aç ılan sava ş, Danimarka'n ın bat ıdan<br />

sald ırmas ıyla ba şarıs ızl ıkla sonuçland ı .<br />

Frans ız Devrimi (1789) ülkedeki özgürlük özlemlerini<br />

*) Isveç'te ilk para, Kral Olof Skötkonug devrinde (995.1022) Sigtuna'da<br />

basıld ı. Para birimi "mark", kuru şu "öre"ydi. 0 tarihlerden önce, çok az<br />

da olsa Romal ıların, Arapların ve Ingilizlerin paralar ı dolaşırd ı .<br />

1534'te "daler" de para birimi oldu. Uzun süre hem daler, hem de mark bir<br />

arada kullan ıld ı. Arada alt ın ve gümüş paralar da bas ıl ıyordu. 1608'de daler'<br />

in ad ı "riksdaler" oldu. Gümüş ve bak ırın gerçek de ğerinde para ç ıkarıld ı -<br />

ğı da oluyordu. 1644'te ç ıkarılan "10 daler"lik gümü ş paran ın a ğırl ığı<br />

19,7 kg'd ı (1 daler 1,97 kg). A ğır bak ır paralar da ç ıkarıl ıyordu. 1873'<br />

te bugünkü birime (kron-öre) geçildi.<br />

Ka ğıt parada Isveç, Avrupa'da öncüdür (1661). Avrupa'da ilk banka da Isveç'te<br />

kuruldu (1656).<br />

**) Yontucu-çizimci Johan Tobias Sergel (1740-1814) ve ozan-müzisyen<br />

Carl Michael Bellman (1740-95) bu devrin sanatç ılar ıdır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ.— 202<br />

geli ştirdi. Öteden beri durumdan ho şnut olmayan soylular,<br />

1792'de Kral ı (bir maskeli baloda, tabancayla) öldürdüler.<br />

ISVEÇ'IN<br />

SON SAVA Ş LARI<br />

Fransa'da Napolyon Bonapart ortaya ç ıkmış ; İngiltere<br />

ve Rusya ile sava şlara ba şlam ış t ı. Yeni Isveç Kral ı Gustav IV<br />

Adolf, önce yans ız kald ı , sonra Rusya'n ın yan ında (Fransa'ya<br />

kar şı ) sava şa girdi (1805). Iki y ıl sonra Rusya, Fransa ile bar ışarak<br />

Isveç'e sald ırd ı. Isveç, Danimarka yüzünden kuzeyde yeterli<br />

kuvvet bulunduramad ığmdan, Finlandiya ve Aland' ı (ada) - Rusya'ya<br />

b ırakt ı . (1808). Bu sava şlarda Isveç, topraklar ı n ın üçte<br />

ve halk ın ın dörtte birini yitirdi. Kral ın siyasas ım be ğenmeyen<br />

yüksek subaylar, darbeyle Kral ı ülke d ışı na sürerek, yeni bir<br />

anayasa yapt ılar. Sürülen Kralm amcas ı Xlll. Karl krall ığa getirildi<br />

(1809). Kralla Riksdag yetkileri payla ş t ılar. Riksdag yine 500<br />

y ı l önceki gibi dört s ın ıftan olu şuyordu.<br />

Ya ş l ı Karl XIIPtin çocu ğu yoktu. Napolyon'un generallerinden<br />

Jean Baptiste Barnodotte (Karl XIV J ohan olarak) Prens<br />

seçildi (bugünkü Kral, bu Frans ıf ın soyundand ır).<br />

Prens Karl XIV _lohan, Rusya'dan Finlandiyaiy ı geri alma<br />

sava şı yerine, Danimarka ile sava şmaya yeğledi. Danimarka'<br />

ya güneyden (Almanya üzerinden) sald ırd ı . Yenik duruma dü şen<br />

Danimarka, Norveç'i Isveç'e b ı rakmak zorunda kald ı (1814): Bu,<br />

Isveç 'in son say:I şidir (isveç -Norveç birli ği, 1905'te bar ışç ı yollarla<br />

çözüldii)..<br />

YENI SINIFLAR<br />

1800'lii y ıllarda tar ı ma ve endüstriye yeni makineler girdi.<br />

Topraks ı z köylülerin ve i şsizlerin ço ğalmas ı , sorunlar ı da ço-<br />

- ğaltt ı . Avrupa'daki 1848 Devriminin(*) de etkisiyle, bu s ı n ı flar,<br />

*) 19. yy'da, Avrupa'da buharl ı makinenin bulunu şu ve h ızl ı sanayileşmeye<br />

ko şut olarak, ço ğunlu ğunu işçilerin olu şturdu ğu büyük kentler olu ştu.<br />

Sanayi Devrimi olarak da adland ır ılan bu olu şumla yeni bir s ınıf ortaya ç ıkt ı :<br />

Işçi s ın ıfı. Bu yeni s ın ıfın haklar ı da savunulmaya baş land ı. K Mıtrx ve F Engels<br />

gibi dü şiinürler "sosyalizm" ve "komunizm" kavramlar ına aç ıkl ık getirdiler.<br />

Fransa ba ş ta olmak üzere birçok ülkede kar ışıkl ıklar oldu. Fransa'da<br />

krall ık devrilerek cumhuriyet kuruldu (1848). İ talya ve Prusya'da anayasalar<br />

yürürlü ğe girdi. Avusturya'da toprak köleli ği son buldu. Öteki Avrupa<br />

ülkeleri yurtta şlar ı da çeşitli.iidünler ald ılar.


ı<br />

DEMI RI3A Ş Ş ARL 203<br />

Yüksek sesle Riksdag'ta temsil edilmeyi istediler. Rigsdag'ta.<br />

be şinci bir s ı n ıf olu şturulmas ı gündeme geldi. Bu öneriyi köylülerle<br />

kentliler onaylarken, soylularla papazlar kar şı ç ık ı yordu.<br />

Tart ışmal ı uzun y ıllardan sonra "S ı n ırlar kald ırdarak, biri "senato"<br />

olmak üzere çift Riksdag'a geçildi (1866). Yine 'ele yaln ızca<br />

vars ıllar ve vars ı ll ıklar ı oran ında oy verebileceklerdi. Sosyal<br />

Demokrat Partinin kuruldu ğu 1889'da 4,8 milyon yurtta ş tan<br />

yaln ızca 228 bini oy kullanabiliyordu.<br />

İ K İ L İ PARLAMENTONUN YAPISI ( 1867 ) _<br />

%-'<br />

..-<br />

Say ı s ı<br />

1. .,<br />

Parlament o "~<br />

'...<br />

-,*- Yüzdesi<br />

,..)<br />

9 .<br />

Parlamento<br />

1<br />

......<br />

<<br />

(/5<br />

Say ıs ı<br />

Yüzdesi<br />

2<br />

ş.<br />

78<br />

;?:<br />

i$'<br />

s.<br />

62,4 3,2<br />

'.<br />

:.+ ,<br />

: L<br />

6<br />

4,8<br />

:2<br />

:0<br />

:,,4<br />

,,,<br />

;.<br />

m ır<br />

.J<br />

E<br />

,.. — C<br />

-Ese<br />

C;<br />

,.1<br />

_ _<br />

- 37<br />

29,6<br />

--f.<br />

...: .<br />

125<br />

100<br />

20 8 22 75 65 190<br />

10,6 4,2 11,5 39,5' 34,2 100<br />

(Kaynak: S Carlsson, Stiindsa ınhütle och s ı gıncipersoner)"<br />

1909-11'de. vergi veren erkeklerden 24 ya şı n ı dolduran<br />

lar oy kullanmaya ba şlad ı . Senato için vars ı llar, yine vars ı ll ıklan<br />

oran ı nda (en çok 40 oy) oy veriyordu. Halk ın seçime kat ı l ı m<br />

Oran ı '; 19'a ç ı km ış t ı . 1919'da birden çok oy ve vergi verme koşulu<br />

kald ır ı ld ı.. 1921'de kad ınlar da oy vermeye ba şlad ı . Seçme<br />

ve seçilme ya şı 23 ve 27 olarak saptannu ş t ı .<br />

Bugünkü Riksdag, 1967'den beri tek (senatosuZ) ve 349<br />

iiyelidir (1976'ya dek 350 iiyeliydi). Parlamenterlerin 310'unu<br />

39'un ıı partiler seçer. Süre üç y ıl, seçmen .ya şı 18'clir.<br />

Göçmenlerin de oy kullanabildi ği belediye ve il seçimleri de<br />

Riksdag seçimleriyle bir arada yap ı l ır. Seçim gününden önce de


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ 204<br />

oy kullan ılabilir(*). Valiler hükümetçe alt ı y ı l için atan ı r.<br />

Ülke 28 seçim bölgesine ayr ılm ış t ır. Partilerin Riksdag'a<br />

üye yollayabilmeleri için genel oylar ın %4'ünü, ya da bir seçim<br />

bölgesindeki oylar ın %12'sini kazanmalar ı gerekir. Partiler, parlamenter<br />

oran ında devlet yard ım ı al ır.<br />

OYUNUN DE Ğ ER İ 1 7 5 KROM<br />

Oyunun değerinin tam tam ına kaç kron oldu ğu, oturduğun yere göre<br />

de ğ i şiyor. Belediyelerin partilere destek yard ı m ın ı istedikleri gibi belirleme<br />

yetkisi var. Örne ğ in Umeâ Belediyesi her üyelik (parlamenter) için<br />

partiye y ıll ık 20.800 kron yard ım verirken, Sorsele Belediyesi yaln ızca<br />

1.500 kron verir.<br />

...Her üyelik, partiye 239 bin kron kazand ım.<br />

(Arbetet, 13 Eylül 1988)<br />

Belediyeler, 1862'den beri kendi kendilerini yönetir.<br />

lier seçim y ı l ında "kiliSe kurullar ı " (meclis) seçimleri de<br />

ya p ı ı r (genel seçimlerden ayr ı olarak ►. Kurul üyeleri, partilerin<br />

gösterdikleri adaylar aras ı ndan, isveç kilisesi üyelerince seçilir.<br />

1 ) D ış ülkelerde (elçilikler) ve gemilerde, seçim gününden 24 gün önce oy<br />

verilmeye ba ş lan ır.<br />

Seçimlerden 24 gün önce, postAnelerde de seçim sand ıklar ı kurulur. isteyen<br />

oyunu önceden kullanabilir. Hastanelerde oy verme, seçimden bir hafta önce<br />

ba şlar. Seçim sand ığına ulaşamayacak durumda hasta, sakat ya da ya ş l ı<br />

olanlar, kapal ı oylar ı n ı eşleriyle, 18 yaşın ı doldurmu ş yak ınlar ıyla ya da<br />

posta da ğıtıc ı s ıyla yollayabilirler.<br />

Erken oy kullanan ki ş i, seçim günü de oy kullan ırsa, önceki (erken) oyu geçersiz<br />

say ı l ı r.


ULUSLARARASI İ L İ SK İ LER<br />

1814'ten beri sava şa girmeyen Isveç'in, tüm siyasal partilerce<br />

desteklenen d ış siyasas ı , "bar ış döneminde hiçbir ülkeyle<br />

askersel anla ş maya girmemek ve sava ş s ıras ında yans ız kalmak"-<br />

t ı r.<br />

Ulusal. gelirin


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> --ISVEÇ— 206<br />

Tüm servislerdeki (kara, deniz, hava ) araçlar için yeralt ı<br />

sığınaklar ı bulunur. Örne ğin bir bask ınla tüm sava ş uçaklar ın ı<br />

yoketme olas ı lığı yoktur. Ülke ormanlarla da kapl ı oldu ğundan,<br />

sığmaklar ın korunmas ı kolayd ır. Yeralt ı sığınaklar ı= çoğu radyasyondan<br />

etkilenmez. Ayr ıca 5,5 milyon ki şinin sığınabileceği<br />

sivil sığınaklar bulunur. 1947'den beri, sava ş amac ı dışında, atom<br />

(nükleer) enerjisi çal ış maları da, yap ıl ır. Çal ışmakta olan atom<br />

enerjisi santrallar ın ın, 2010 y ı l ına dek durdurulmas ı planlanmaktad<br />

ır.<br />

A SKERSEL HARCAMALAR<br />

(1977 ve 1987'de, Durağan Para Değeriyle, Milyar Dolar)<br />

De ğişiklik<br />

1978 1988 Yüzdesi<br />

ABD 189 275 45<br />

B Almanya 21 22,5 7<br />

Ingiltere 21,4 27 26<br />

Danimarka 1.6 1,7 6<br />

Norveç 1.8 2,2 25<br />

Finlandiya 0,985 1,5 49<br />

S Birliği ? ? 20<br />

ISVEç 26,9 26,5 - 1,5<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 13 Kas ım 1988)<br />

Zorunlu askerlik ya şa, erkekler için 18-47'dir (gönüllü savunma<br />

örgütleri için 16-70). Askerlik e ğitimi 7,5-15 ayd ır (bekleyenlerin<br />

say ısın ın azalmas ı da amaçlanarak, 1 990'da, kimi birimlerde<br />

deneme olarak 5 ayl ık askerlik uygulamas ına ba şlanacakt<br />

ır).Askerlikten sonra, her devresi 18-25 günlük olmak üzere,<br />

yeni sava ş yöntemleri; araç-gereç e ğitimini kapsayan be ş devre<br />

eğitime ça ğr ıl ır(*). Yar ım milyondan çok Isveçli, gönüllü savunma<br />

örgütleri üyesidir.<br />

Isveç Birinci Dünya Sava şına girmemi§ ama bu sava şta<br />

280 gemi ve 800 yurtta şını yitirmi ştir. Rusya'daki "Ekim Dev-<br />

*) Asker olanlar ın evlerinin bak ım giderleri (ev kiras ı, eş yard ım ı vb), cep<br />

harçl ıklan karşılan ır. Uzak yerlerde askerlik yapanlar, bir hafta uçakla, bir<br />

hafta yatakl ı vagonla (tren) olmak üzere (birkaç nöbet d ışında) her hafta evlerine<br />

gidebilirler. Yol giderleri devletçe kar şılan ır.


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 207<br />

rimi"nden (1917) sonra ba ğımsızlığı için sava şan Finlandiya'y ı ,<br />

(Rusya'ya kar şı savaşında), sava ş gereçleri ve gönüllü yollayarak<br />

destekleyebildi.<br />

1930'lann Alman ve Rus tehlikesine kar şı ırk, dil ve<br />

ekin; Isveç, Norveç ve Danimarka'y ı beraber olmaya zorluyor;<br />

siyasa ve co ğrafya ko şullar ı ters yöne itiyordu. Avrupa'da "nazizm"in<br />

etkili olduğu 12 y ıll ık dönemde "demokrasi" sözcüğü<br />

Isveç'te de korkulu anlar ya şad ı. Bir iki ad de ğiştiren "nasyonal<br />

sostyalist"ler, kimi kesimlerin deste ğini sağladılarsa da başanl<br />

ı olamadılar.<br />

Finlandiya, Danimarka ve Norveç, Isveç için "tampon"<br />

ülkelerdi. 1937'de, Danimarka. Ba şbakan ı Stavning, ülkesinin<br />

"Iskandinavya'n ın.bekçi köpeği" olamayaca ğını bir konu şmas ında<br />

öfkeli olarak dile getirdi.<br />

YABANCI YATIRIMLARIN KAYNA Ğ I<br />

(1981-86 döneminde yüzde/değer olarak )<br />

Norveç 21<br />

ABD 20<br />

Finlandiya 16<br />

Ingiltere 10<br />

Hollanda 6<br />

İsviçre 6<br />

B Almanya 5<br />

Danimarka 4<br />

Fransa 4<br />

ötekiler 8<br />

TOPLAM 100<br />

Almanların Polonya'ya sald ırısı (1939) üzerine Isveç,<br />

Norveç ve Danimarka Krallanyla Finlandiya Cumhurbaşkanı ,<br />

ülkelerinin yans ızlığını duyursularsa da, bunun bo şuna oldu ğu<br />

çabucak anla şıldı. Rusya'n ın Finlandiya'dan toprak istemesi<br />

üzerine sava ş başladı. Birinci Dünya Sava şında yapt ığından çoğunu<br />

yapamayan Isveç, Ingiltere ve Fransa'n ın yapmak istedi ği


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 208<br />

yard ımları da topraklarından geçirmeyece ğini bildirdi. Norveç'<br />

in de geçit vermemesi üzerine,lo ş süresince yi ğitçe sava şan Finliler,<br />

Isveç'in araya girmesiyle Moskova Anla şmas ını evetlemek<br />

zorunda kald ı. (1940). O y ıl Almanya da Danimarka ve Norveç'<br />

i topraklarına kattı .<br />

Isveç yeniden yans ızlığın ı duyurdu. Bu kez çevresinde,<br />

Rusya'nın gölgesinde bir Finlandiya; Almanya'n ın denetiminde<br />

Danimarka ve Norveç vard ı. 1930'larda yürürlü ğe konan tarım<br />

siyasas ı nedeniyle, Ikinci Dünya Sava şın ı daha az sık ınt ıl ı geçiriyordu.<br />

ISVEÇ KURULU Ş LARININ<br />

DI Ş ARDAKI YATIRIMLARI<br />

(1981-86 döneminde yüzde/de ğer olarak)<br />

ABD 31<br />

İ ngiltere 11<br />

Norveç 8<br />

Fransa 6<br />

B Almanya 5<br />

Danimarka 4<br />

Hollanda 4<br />

Italya 3<br />

Finlandiya 3<br />

öteki geli ş mi ş ülkeler 12<br />

Geli şen ülkeler 13<br />

TOPLAM 100<br />

Ingiltere, çok de ğerli olan Isveç'in yatakl ı bilyalanmn<br />

(rulman) Almanlar ın eline geçmesini istemiyordu. Zaman ın Ingiltere<br />

Ba şbakanı Sir Winston Churchill, 1953'te yaz ın dalında<br />

Nobel ödülünü kazan ınca yaptığı bir konu şmada, Isveç'in Ikinci<br />

Dünya Sava şındaki durumu üzerine şunları söylüyordu: "Çok<br />

tehlikeli bir durumda olman ıza karşın, sava ş dışında kalmay ı<br />

ba şard ın ız. Ama haz ırd ın ız. Davranışlann ız do ğruydu. Sizi bask ı<br />

alt ında tutmad ım. Bunu siz de istemiyordunuz. Durumunuzu<br />

anl ıyordum.<br />

"Demirperde"nin çekili şi, Isveç'in yans ızhk siyasas ın ı<br />

oldukça zorla şt ırdı. 1946'da Rusya ile bir al ışveri ş anla şmas ı


ULUSLARARASI İ L İ Ş Ki LER<br />

yap ıld ı. 1947'de sunulan "Marshal Yard ımı "n ı uzun bir duraksamadan<br />

sonra almaya ba şlad ı . 1949'da Avrupa Konseyine girdi.<br />

Danimarka ve Norveç Kuzey Atlantik Paktum (NATO) girdilerse<br />

de Isveç. güneyde Avusturya ve Yugoslavya gibi yans ız kald ı .<br />

SKF'N İ N<br />

EN ÇOK ÇALI Ş ANI OLAN<br />

ON ÜLKE<br />

(1986'daki Çal ışanlar ı )<br />

B Almanya 10.774<br />

İ talya 6.885<br />

Isveç 6.281<br />

ABD 5.411<br />

Fransa 4.445<br />

İ ngiltere 2.487<br />

Brezilya 2.271<br />

Hindistan 1.812<br />

Yugoslavya 1.645<br />

İ spanya 1.075<br />

KUZEY KONSEYI<br />

1953'te Isveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve Izlanda<br />

parlamenterlerinden olu şan 78 üyeli Kuzey Konseyi kuruldu.<br />

Konsey, d ış siyasa ve savunma konular ı dışında, Kuzey Ülkeleri<br />

aras ında bir tür "ortak pazar" kurulmas ını sa ğlad ı .<br />

NORVEÇ'TE<br />

WALLENBERG EN BÜYÜK<br />

-SONRA VOLVO GEL İ YOR-<br />

100 binden çok Norveçli, Norveç'teki İ sveç kurulu ş lar ı nda çal ışı yor.<br />

Norveç'teki en büyük özel kesim i şvereni İ sveçlidir -ve ad ı Peter Wallenberg'tir.<br />

.<br />

25 bin Norveçli Wallenberg'in kurulu ş lar ı nda çal ışı r.<br />

Wallenberg en büyüktür. Sonra Volvo gelir. Norveç'teki öteki büyük İ sveç<br />

kurulu ş lar ı Procordia, Esselte, Saab Scania, Mölnlycke, Vingresor ve<br />

Atlasresor'dur.<br />

Sgorta kurulu ş u Skandia, 2.500 ki ş inin çal ışt ığı Norveç'in ikinci büyük<br />

sigorta kurulu ş u Vesta'y ı sat ı n almak üzeredir...<br />

209<br />

(Aftonbladet, 6 Şubat 1989)<br />

F 14


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ-<br />

İ ÇERDE İŞ Ç İ BULAMAYAN SAAB'I<br />

YABANCI İŞ GÜCÜ KURTARIYOR<br />

SAAB' ı n d ışardan i ş gücü sa ğ lamas ı ilk de ğil. Sonuncusu, 1960'lar ın sonlar<br />

ı ndayd ı. Sorun şimdi de gündeme geldi.<br />

Geçen y ı l ı n sonlar ı nda SAAB, Trollhttan'daki i ş letmesine 129 Danimarkal<br />

ı ile 90 Norveçli sa ğ lad ı . Büyük konut bunal ı m ı nedeniyle i ş çilerin ço ğ u<br />

7 metrekarelik ta şı nabilir odalara yerle ştirildi (...). Bu odalarda ya şam, çekilebilir<br />

gibi değil! Ki şinin, ancak dönebilece ğ i büyüklükte. Oturma odas ı nda<br />

iki büyük sedir, bir masa ve bir tv var...<br />

(Göteborgs Posten. 27 Şubat 1989)<br />

Kuzey Ülkeleri yurtta şlar ı , diledikleri üye ülkeye pasaportsuz<br />

olarak girebilir; çal ışma izinine gerek duymaks ızın diledikleri<br />

siirece çalış abilirler. İsveç'teki yabanc ılar ın yarısı Kuzey<br />

Ülkeleri yurtta şlar ıdır.<br />

Kuzey'in örnek kurulu şlarından SAS (Scandinavian Airlines<br />

System) Isveç, Norveç ve Danimarka'n ın ortakl ığıyla 1950'<br />

de kuruldu.<br />

"Nordel" Isveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya'da<br />

üretilen elektri ği, sezonsal gereksinimlere göre, bu ülkeler aras ında<br />

bölüştürür.<br />

"Nordforsk", endüstriyel geli şme konusunda çalışır.<br />

1958'de kurulan "Nordvision", tv yay ınları düzenler. "Kuzey<br />

Yat ırım Bankas ı?! 1975'te kuruldu. "Kuzey Kültür Fonu", ekinsel<br />

etkinlikleri ödüllendirir.<br />

DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

Dış al ı m Dışsat ım<br />

Ortak Pazar Ülkeleri 56 53<br />

EFTA Ülkeleri 16 20<br />

ABD 8 10<br />

OPEC Ülkeleri 1 2<br />

Öteki Endüstri Ülkeleri 7 3<br />

Azgeli ş miş Ülkeler 8 9<br />

Al ışverişin Devlet Eliyle Yap ıldığı Ülkeler 4 3<br />

TOPLAM 100 100<br />

(Kaynak: Kegeringens budgetforslag. 19891<br />

210


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 211<br />

EFTA VE ORTAK PAZAR<br />

Isveç 1960 1ta "Alt ılar" ( İngiltere, Danimarka, Norveç,<br />

Portekiz, Isviçre ve Avusturya) olarak da bilinen EFTA'ya (Avrupa<br />

Serbest Ticaret Birli ği) girdi. Danimarka ve İngiltere Ortak<br />

Pazara (AET) girince, kurulu ştan ayr ıld ılar. EFTA'ya sonradan<br />

Izlanda da girdi(*).<br />

AVRUPA'DA BEYAZ E Ş YA PAZAR'<br />

(1988'de En Çok Satan Kurulu ş lar. Yüzde Olarak)<br />

Elektrolux 27<br />

Whirlpool/Phi I ips 12<br />

Bosch-Siemens 12<br />

Mertoni 10<br />

Thomsson 8<br />

AEG 6<br />

Candy 5<br />

Miehle 5<br />

Ötekiler 15<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: Affarsyarlden, 8 Mart 1989)<br />

EFTA ile Ortak Pazar ın, ayr ıca Isveç'le Ortak Pazar ın<br />

özel anla şmalar ı vard ır. Birçok alanda gümrük duvarlar ı kald ı -<br />

nlnuşt ır. Kimileri bu duruma bakarak, Isveç'in Ortak Pazara<br />

"arka kapt"dan girdi ğini söyler. Ekonomik gerçekler Isveç'i<br />

Avrupa'y ı izlemeye zorluyor.<br />

SIFO'nun 1988'de yapt ığı bir ara ştırmaya göre, 200 ve<br />

daha çok i şçi çalışt ıran kurulu şlar ın %91'i, Isveç'in Ortak Pazara<br />

girmesini istiyor.<br />

Isveç'i dünya pazarlar ında ayakta tutan güç, endüstrideki<br />

ileri bilgi ve yüksek nitelikten gelir. D ışsat ımın yar ıs ı Ortak Pazar<br />

ülkelerine yap ılır. En büyük iki al ıc ısı B Almanya ve ABD'dir.<br />

*) Isveç ayr ıca IMF (Uluslararas ı Para Fonu), GATT (Genel Tarife ve<br />

Gümrük Anlaş ması), OECD (Ekonomik İşbirli ğis ve Geli ş me örgütü),<br />

OCSC (Avrupa. Kömür ve Çelik Birli ği), UNCTAD (Birle ş miş Milletler<br />

Ticaret ve Geli şme Konferans ►), IBRD (Uluslararas ı Kalk ınma ve Geli ş -<br />

tirme Bankas ı) gibi kurulu şların da üyesidir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 212<br />

Isveç k urulu şlanmn 124 ülkede temsilcilikleri bulunur.<br />

Bu kurulu şlarda 1988 ba şı nda 410 bin ki şi çal ışıyordu (bu say ı -<br />

n ın içinde. Brown Boveri ile birle şerek pay ı yandan aza dü şen<br />

ASEA'n ı n çal ışanlar ı yok). Isveç kurulu şları , 1988'de ülke içinde<br />

41 milyar kronluk yat ı r ım yapmalar ına kar şın, ülke d ışında<br />

43 milyar kron yat ırd ılar. SKF, çokuluslu kurulu şlar ın ba şında<br />

gelir. Bu kurulu ş , dünya bilya -gereksiniminin (/(20'sini (Avrupa'<br />

n ın (35) kar şılar. "Beyaz e şya"da Elektrolux, Avrupa'da en<br />

çok satar.<br />

EN BÜYÜK BEYAZ E Ş YA ORET İ C İ LER İ<br />

(1987'de Parça Olarak. Milyon)<br />

Whirlpool/Philips 13,0<br />

Elektrolux 12,0<br />

General Electric 6,5<br />

Bosch/Siemens 4,0'<br />

Maytag 3,5<br />

Mertoni 3,0<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 8 Mart 1989)<br />

BARI Ş G ÜC Ü<br />

Isveç, Birle ş mi ş Milletlerin sorumlulu ğuna inanm ış : güvenini<br />

kazanm ışt ır. 1948'den beri, Birle ş mi ş Milletler Bar ış Gücünde<br />

(1987'ye dek) toplam 53.858 ki şiyle görev alm ış t ır (1987'<br />

de 1.090 ki şi bu görevdeydi). Dag Hammarsskjöld Birle şmi ş<br />

Milletler Genel Sekreteri olmu ş : Gunnar Jarri ııg Ortado ğu sava<br />

şlar ı nda arabuluculu ğa ata ıııııış t ı .<br />

GÜÇSÜZ ÜLKELERE YARDIM<br />

Isveç her zaman, ba ğımsızlık sava şım' veren uluslar ın yan<br />

ında oldu. Ezen durumunda olan "süper güç"lere kar şı ho şnutsuzItığunu<br />

s ık sık dile getirdi. Vietnam halk ın ın bağımsızlığın ı<br />

(ABD'yle ili şkilerin bozulmas ın ı da göze alarak) destekledi. Bir<br />

Isveç Ba şbakan ı (Ingvar Carlsson ), 26 y ıl sonra (1988) Beyaz Saraya<br />

konuk olabildi.<br />

Az ınl ıktaki Güney Afrika yönetimini y ıkmak amac ıyla,<br />

bu ülkeye ekonomik ku şat ım uygulanmas ı çalışmalarında ba şı<br />

çekti. Sovyetler'in Afganistan'a girmesini k ınad ı . Şili'de, Polon-


ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 213<br />

ya'da ve dünyan ın her yerindeki buyurgan yönetimlere kar şı<br />

gösteriler yap ıld ı . Bu gösteriler ytinetimce de desteklendi.<br />

OLOF PALME<br />

Dünyada ne olup bitti ğine büyük ilgi duymu ş olan Olof Palme'nin, İ sveç<br />

ölçülerine göre al ışı lmam ış, renkli bir ki ş ili ğ i vard ı .<br />

1927'de, orta s ı n ıf ın yukar ı katlat ı ndan bir ailenin çocu ğu olarak dünyaya<br />

geldi. Yoksulluk görmedi. Özel okullarda okudu. Hukuk ö ğrenimi<br />

yapt ı . ABD'nde siyasal bilim okudu.<br />

1955'te Ba şbakan Tage Erlander'in ard ı mc ı s ı : 1963'te bakan; 1969'da<br />

ba şbakan oldu (gençli ğinde ö ğrenci derne ği baskan ı yd ı ).<br />

1972'de Palme'nin ünü, "üçüncü dünya ülkelerinde iyice biliniyordu.<br />

Vietnam Sava şında ABD'ni kar şı s ı na alm ışt ı . Isveç, dünyan ın her yerindeki<br />

ulusal bağı ms ı zl ık sava şı mlar ı n ı destekliyordu. Daha 1962'de,<br />

ayakta durabilmelerine katk ı olarak, ba ğı ms ız-yoksul ülkelere yard ı m<br />

ba ş lat ı lm ışt ı .<br />

1986'da, ola ğan bir yurtta ş gibi, sinema dönü şünde (e ş iyle yaya giderken)<br />

öldürüldü: Bir taksi sürücüsü, bir yurtta şın tabancayla vuruldu ğ unu<br />

telsiziyle polise duyurmu ştu. Gelen polisler, yaral ı adam ın Isveç Ba şbakan<br />

ı olduğ unu anlad ı lar.<br />

Bir bar ış güvercini vurulmu ştu.<br />

Isveç. geri kalm ış 70'ten çok ülkeye kaynaklar ının geli ş -<br />

mesi,ekonornik ve sosyal e şitlik, demokratik geli şim, kad ın haklar<br />

ı ve çevre temizli ği amaçlar ıyla yard ı m eder.<br />

Birle şmi ş Milletlerin, "geli ş mi ş ülkelerin. ulusal gelirlerinin<br />

en az (:(0.7'sini geri kalm ış ülkelere yard ım olarak vermesi"<br />

önerisini a şabilen (Hollanda, Norveç ve Danimarka ile beraber)<br />

dört ülkeden biridir ve Isveç bu oran ı re ç ıkarm ışt ır.<br />

Yard ı mlar ın bir bölümü, yard ı m yap ılan ülkelerin bireysel<br />

örgütlerince: bir bölümü uluslararas ı yard ım orgütlerince(* ı<br />

ve bir bölümü de Isveç yard ı m örgütünce (SIDA ► kullan ı l ır.<br />

Devlet ayr ıca, geri kalm ış ülkelerle al ışveri ş yapan Isveç<br />

kuruh şlarm ın parasal alacaklarma güvence verir.<br />

*) Uluslararas ı yard ım örgütlerine 1988-89 y ıl ı yard ımlar ı (milyon kron ola-<br />

rak): Uluslararas ı Geli ştirme Fonu (IDA) 811; BM Geli ştirme Fonu<br />

(UNDF) 730 Çevresel geli ştirme organlar ı (banks vb) 361 Uluslararas ı<br />

Yiyecek Yard ım ı (WFP) 280; BM Çocuk Fonu (UNICEF) 260; BM S ığınma<br />

Komiserli ği (UNHCR) ve Uluslararas ı Aile Planlamas ı (IPPF) 2u2;<br />

öteki organlar 128; öteki yard ımlar 188 (kaynak: Regeringens budgetforslag,<br />

Stokholm 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 214<br />

1986'da yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, kad ınlar ın %89'u<br />

ve erkeklerin de yard ımlar ın art ır ılmas ından yanad ır.<br />

DO Ğ RUDAN YARDIM ALAN ÜLKELER<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyon Kron)<br />

Tanzanya 540<br />

Mozambik 395<br />

Vietnam 300<br />

Zambiya 240<br />

Nikara ş;l ı a 230<br />

e 180<br />

Angola 170<br />

Etiyopya 145<br />

Kenya 140<br />

Banglade ş 135<br />

Botswana 95<br />

Laos 85<br />

Gine 80<br />

Sri Lanka 70<br />

Kap Verde 65<br />

Lesotho 35<br />

(Kaynak: Riksdag & Departernent, 19 Ocak 1989)<br />

ISVEÇ'E GÖÇ<br />

Ikinci Dünya Sava şı sonunda (1945), Isveç'e s ığınmış<br />

300 bin ki şi bulunuyordu. Bunlar daha çok Finli, Norveçli ve<br />

Balt ık ülkelerindendi. Alman k ır ım ında ıı kaçan Yahudiler de Isveç'e<br />

s ığın ıyordu. Ya şam ı bir Amerikan filmine konu olan Diplomat<br />

Raol Wallenberg,Macaristandaki Yahudileri kurtarma sava<br />

şım ı verdi.<br />

1600 ve 1700'lü y ıllarda da Do ğu Avrupa'dan yoksul<br />

Yahudiler Isveç'e göç etti. 1775'te Yahudilere kendi dinlerinde<br />

tap ınma özgürlü ğü verildi. Bugün Isveç'te 14 bin Yahudi bulunuyor.<br />

1500 ve 16001erde Çingenelere (tüm dünyada) iyi gözle<br />

bak ılm ıyordu. 1637'de ç ıkar ılan bir yasayla, çingenelerin erkekleri<br />

as ı l ır; kad ınlar ı yurt d ışına sürülürdü. O y ıllarda Çingeneler<br />

Finlandiya'ya sürülürdü. Isveç, 1914'te (1954'e dek) s ı n ı rlar ın ı


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 215<br />

ÜLKEDEKI YABANC1LARIN SAYISI<br />

(1980 ve 1985'te 1.000 olarak)<br />

1980 1985<br />

Finlandiya 186 139<br />

Yugoslavya 40 38<br />

Norveç 26 26<br />

Danimarka 31 25<br />

TÜRKIYE 16 22<br />

Polonya 10 16<br />

B Almanya 15<br />

Şili 6 9<br />

Yunanistan 17 9<br />

İngiltere 9 9<br />

Ötekiler 68 84<br />

TOPLAM 424 389<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbok, 1988)<br />

Çingenelere kapatt ı . Bugün Isveç'te, Finlandiya'dan gelen 1.400<br />

ve Kuzey Ülkeleri d ışından (Do ğu Almanya, Fransa, Ispanya)<br />

gelen 1.700 Çingene bulunur.<br />

1100 y ıllarında Isveç'e gelmeye ba şlayan Almanlar,<br />

1700 y ıllar ına dek toplumda a ğırl ıklannı duyurdu. O tarihten<br />

sonra (dilde ve ekinde) Frans ız etkisi de görülür(*).<br />

GENÇLIK MAR Ş I<br />

Gençlik Marşı (Da ğ Ba şın ı Duman Alm ış ), Türkçe sözlerini Ali Ulvi<br />

Elöve'nin yazd ığı bir Isveç ezgisidir. Türkiye denli yayg ı n olmamakla<br />

beraber, Isveç'te ezgiyi herkes biliyor. Mar ş olarak çal ınmıyor.<br />

Sözlerini Gustav Frodig'in yaz ıp Felix Körting'in ezgiledi ği ve ad ın ı<br />

"Üç Şakrak K ız" olarak çevirebilece ğimiz parçan ın ilk dörtlü ğü şöyle:<br />

Güne şli bir günde üç k ız<br />

Lindane Le yoluna dü ş tü.<br />

Yerleri süpürüyordu etekleri<br />

Ve üçü de şakrakt ı .<br />

*) 1. Dünya Sava şıyla Isveç, Ingiliz etkisi alan ına da girdi. 2. Dünya<br />

Sava,: ;, 1;r:, ,nkan etkisini getirdi. 1945'ten 1950'ye dek, ikinci dil<br />

oian ..1rnancan ın yerini İ ngilizce ald ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 216<br />

Finliler, 1 330'lardan 1 500'lere dek bugünkü Isveç'e geldiler<br />

(Finlandiya Isveç egemenliindeydi 1. 1 500'lerde Finliler, Kuzey,<br />

Isveç'te oturanlar ın (:(5'ini olu şturuyordu. 15701erde de orman-<br />

- lar ı yak ıp, yeni tar ım alanlar ı açmak amac ı yla Do ğu Finlandiya<br />

da ıı Finliler getirildi. Bunlar ilk alt ı y ıl vergi vermezlerdi. 1600'<br />

lerde (1800'lere dek) orman yak ılmas ı yasakland ı . Demirin i ş -<br />

- lenmesinde odun ve kömür gerekliydi.<br />

İ SVEÇ'TEK İ TeRK TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />

TC Büyükelçili ğ i<br />

Stranclygen 84<br />

115 27 Stokholm<br />

Telefon: (08) 23 08 40<br />

TC Ba ş konsoloslu ğu<br />

Nobelgatan 19<br />

115 27 Stokholm<br />

Telefon: (08) 67 29 60<br />

TC Ticaret Ate şeli ğ i<br />

Karlav4en 56<br />

114 49 Stokholm<br />

Telefon: (08) 61 64 83<br />

TC Çal ış ma Ate şeli ğ i<br />

Kungsgatan 55<br />

111 22 Stokholm<br />

Telefon: (08) 21 09 19<br />

TC Kültür ve Tan ı tma Bürosu<br />

Kunsgatan 3<br />

111 43 Stokholm<br />

Telefon: (08) 21 86 30 - 21 86 20<br />

I Ş LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />

TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />

Kyrkogatan 26<br />

411 15 Göteborg<br />

Telefon: (031) 11 88 02<br />

TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />

Storgatan 13<br />

211 22 Malmö<br />

Telefon: (040) 11 48 11<br />

1600'lerde bugünkü Belçika'dan binlerce Valon geldi. Içlerinde<br />

vars ıllar da vard ı . Isveç'in hem paraya, hem de demiri i şlemesini<br />

bilenlere gereksinimi vard ı . Bugün Isveç'te Valon soyundan<br />

30 bin ki ş i ı,,a şar.


ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 217<br />

1960'larm endüstri patlamas ıyla, ba şka ülkelerden Isveç'e<br />

i şçi ak ı ll ı ba şlad ı. En çok Yugoslavya. Yunanistan ve Türkiye'<br />

den i şçi geldi.<br />

1970'lerde göç, karekter de ği ş tirdi. Özellikle Ortadoö .u,<br />

Güneydo ğu Asya ve Güney Amerika'daki ya şam ko şullar ından<br />

kaçan on binlerce ki şi Isveç'e s ığınd ı .<br />

Bugün Isveç'te oturan 8,4 milyon ki şiden 755 bini (%91<br />

Isveç kökenli değildir. Bunlardan 169 bini Avrupa d ışından gelmi<br />

ştir. Mavi gözlü İsveçliler az ı nl ıktad ır.<br />

TÜRK İ YE'DEK İ İ SVEÇ TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />

İ sveç Büyükelçili ğ i (Svenska Ambassaden)<br />

Kâtipçelebi Soka ğı , 7<br />

(PK 3)<br />

Çankaya , ANKARA<br />

İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />

İ stiklal Caddesi, 497<br />

(PK 125)<br />

Beyo ğlu ISTANBUL<br />

İŞ LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />

İ sveç Konsoloslu ğu (Svenska Konsulatet)<br />

1379. Sokak, 57/A (Efes İş Ham)<br />

İ ZM İ R<br />

Telefon:11 56 02<br />

İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />

İ nönü Bulvar ı , Nakka ş Apt 5, D 10<br />

MERS İ N<br />

Telefon: 118 38 - 187 42<br />

LAPONLAR<br />

iskandinavya'n ın kuzeyinde (Isveç, Norveç, Finlandiya,<br />

biraz da Sovyetler Birli ği) ya şayan Laponlar ın say ıs ı 40-50 bindir.<br />

isveç'te ya şayan 15-17 bin Lapondan 2.500 kadar ı (600-700<br />

aile) rengeyi ğiyle geçinir. Laponlar ın, Ihristiyanl ıktan önce doğudan<br />

geldikleri san ı l ıyor.<br />

Devlet, Laponlar ın ekin ve dillerini güvence alt ına almışt<br />

ır. Kuzeyde ve s ınıf olU şturabildikleri yörelerdeki temel okullarda<br />

kendi dillerinde öğrenim görürler. 1942'de, Lap ya şlılar ı için<br />

de yüksek okul aç ıld ı . 1974'te, Kuzey Norveç'teki Kautokeino'<br />

da "Kuzey Lap Enstitüsü" aç ıld ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 218<br />

Isveç Radyolar', Kuzey Isveç'te Laponca yay ınlar da yapar.<br />

Laponlar ın kendi radyolar ı da vard ır.<br />

DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />

11987'de Yüzde Olarak)<br />

Dış al ı m Dışsat ı m<br />

Metal 6 8<br />

Makine 12 16<br />

Kimyasal Yap ım 12 8<br />

Elektrik Gereçleri ve Bilgisayar 13 11<br />

Ta şıma Araç ve Gereçleri 11 17<br />

Öteki Donan ım Gereçleri 7<br />

Akaryak ıt 10 ---<br />

Yiyecek, İ ç ecek. Tütün 7<br />

Tekstil, Giysi. Ayakkab ı 8<br />

Tekstil. Giysi. Yiyecek. Mobilya 6<br />

Ka ğıt ve Kay ıt Hamuru 7<br />

Kereste ve Öteki Orman Ürünleri -- 10<br />

ÖTEKİ LER 14 10<br />

TOPLAM 100 100<br />

tKavnek: Dair About Sweden. Stokholm, 19881<br />

ISVEÇ YU RTTA Ş LI Ğ I<br />

Isveç'te be ş y ıl çal ışan yabanc ılar. Isveç yurtta ş l ığı na<br />

geçebiliyor. Isveç yurtta şı yia evli olanlar (kimi durumlarda evlenmeden<br />

beraber oturanlar) için bu süre üç y ıld ır.<br />

S ı Quimalar ve yurtsuzlar be ş y ıl bekler.


A<br />

Aç ık sat ın alma: 106<br />

Aç ık iş: 15<br />

Ağaç kabuklarından ekmek: 30, 32, 33<br />

Aile içinde zor kullan ım ı: 136<br />

Akaryakıt bunal ım ı: 14,45,54, 59, 141,<br />

160<br />

Akaryakıt tüketimi: 14<br />

Alacakh Türkler: 197<br />

Alkolist: 133<br />

Altın devri: 15<br />

Amerikan etkisi: 215<br />

Amerika'ya göç: 39, 140<br />

Ana-babalık kursu: 24<br />

Ana-babal ık sigortas ı: 68<br />

Anadili dersi: 152<br />

Anadili ö ğretimi: 152<br />

Analık paras ı: 68<br />

Araban ın kütü ğü: 162<br />

Araba soygunu: 139<br />

Araba üzerinde av: 11<br />

Araştırma üssü: 166<br />

Askerlik eğitimi: 206<br />

A şırı alkol: 12<br />

Atom enerjisi: 62<br />

ATP (Genel Ek Emeklili ği): 16, 18, 19,<br />

Avlanma izni: 115 66<br />

Avrupa'da ilk banka: 201<br />

Avrupa'n ın en sıcak ülkesi: 116<br />

Ayak banyosu: 38<br />

Ayaklanmalar: 176, 180, 197<br />

Az ık paras ı: 186, 187, 192<br />

B<br />

Babal ık ödencesi: 24<br />

Ba ğıms ızlık sava şım: 13, 212<br />

Bahar temizli ği: 116<br />

Banka soygunu: 139<br />

Barış dönemi: 97<br />

Barış Gücü: 212<br />

Barış güvercini: 213


Barış ç ıl amaçl ı: 167<br />

Bas ın Konseyi: 158<br />

Bas ına özgürlük (bas ın özgürlüğü): 158, 201<br />

Ba ş bitleri: 39<br />

Bayrak Günü: 125<br />

Beyaz e şya: 212<br />

Beyaz yakan i şçi: 50, 102<br />

Bilgisayar: 161, 164<br />

Bilim özgürlüğü: 152<br />

1 may ıs çiçe ği: 113<br />

Bitpazar ı: 14<br />

Bolluk Clkesi: 12, 49, 52, 86, 94, 101,143<br />

Boru-tel: 164<br />

Bunalımlı yıllar: 14<br />

Butjuva partileri: 53, 56<br />

Burjuva s ın ıfı: 71<br />

Buyurgan yönetimler: 152, 213<br />

Büyü salgın ı: 125<br />

Bruk ağalan: 55, 79, 80, 200<br />

C<br />

Cad ı avı: 125<br />

Cuma alayı: 192<br />

Ç<br />

Çal ışma Süresi Yasas ı: 51<br />

Çalışma Yarg ılığı : 58<br />

Çiftlik güvencesi: 180<br />

Çocuk ald ırma güvencesi: 68<br />

Çocuk eki: 16<br />

Çocuk emekliliği: 18<br />

Çocuk evi: 12<br />

Çocuk paras ı: 10, 24<br />

Çocuk yuvası: 24, 142<br />

Çocuklu aile: 12<br />

Çoktann: 173<br />

Çokuluslu kurulu şlar: 212<br />

D<br />

Danıştay: 12<br />

Darbe: 65, 201, 202<br />

Dayan ıklı besin: 29<br />

Deği ştirme güvencesi: 106<br />

Demirperde: 208<br />

Denizalt ı avı: 64<br />

Derebeylik: 27, 173<br />

Devlet Holdingi: 54<br />

Devlet kesimi: 100<br />

Dil okulu: 22<br />

Dinlence: 14, 46, 51, 70, 102, 113, 114,<br />

117, 118, 124,125, 130,149<br />

Dinlence ayları: 15<br />

Dinlence paras ı: 14, 114<br />

Dinlence yıl ı: 114<br />

Di ş bak ım ı 25<br />

Doğum kontrolü: 68<br />

Doktor raporu: 19, 21, 74<br />

Dulluk emekliliği: 18, 41<br />

Dünya'n ın en eski gazetesi: 159<br />

Düşünce özgürlü ğü: 159<br />

E<br />

Edinme çocuk: 24<br />

Eğitim giderleri: 150<br />

Ek emeklilik: 16, 21, 66, 68, 75<br />

Ekim Devrimi: 206<br />

Ekinsel dergiler: 159<br />

Ekmeklik ağaç: 30, 32<br />

Ekonomik bunalım: 49<br />

Ekonomik büyüme: 14<br />

El değirmen: 30<br />

Emekçi: 49, 50, 70, 71<br />

Emeklilere özel konut: 16<br />

En alttakiler: 70<br />

En güçlü soylu: 174<br />

Endüstri bunalımı: 101<br />

Endüstri devrimi: 57, 100<br />

Endüstri patlamas ı: 217<br />

Enerji üretimi: 54<br />

Enfiye: 130<br />

Erken emeklilik: 18, 21, 67, 128<br />

Erken oy: 204<br />

Eroin: 134<br />

E ş yardımı: 206<br />

E şit eğitim: 53<br />

E şitlik kurulu: 69<br />

Et dağları: 92<br />

Et tabağuıda reçel: 94<br />

F<br />

F ırsat E şitliği Anlaşmas ı: 68<br />

Fiyat göstergesi: 106<br />

Frans ız etkisi: 215<br />

G<br />

Gece yarıs ı güne şi: 112<br />

Geç emeklilik: 18<br />

Geleneksel köy: 97<br />

Geleneksel yap ı : 97<br />

Gelir Dengesi: 101<br />

Gençlik evleri: 151<br />

Gençlik Mar şı: 215<br />

Gençlik örgütleri: 168<br />

Gizli kurul: 200<br />

GolfstriM: 92<br />

Göçmen dilleri: 169<br />

Göçmen i şçiler: 153<br />

Gömülmemi ş ölüler: 31<br />

Gönüllü Savunma Örgütleri: 206<br />

Görmezler için ses band ı: 158<br />

Gül banyosu: 36<br />

Gümrük duvarı: 211<br />

Güney Kutbunda Cs: 165<br />

220


H<br />

Haftal ık çal ışma: 51<br />

Halk emeklili ği: 16, 18, 21, 66<br />

Halk yüksek okulları: 153<br />

Halkevi: 152<br />

Halk ın partisi: 50<br />

Hamam: 36, 37, 39<br />

Hammadde patlamas ı : 43<br />

Hamsin Y ortusu: 148<br />

Hastalık kasası: 21, 25, 74<br />

Hastal ık paras ı (ödence): 19, 21,23, 24<br />

Hastalık sigortas ı: 66, 75<br />

Hastanelerdeki kuyruklar: 143<br />

Hayvan hastanesi: 12<br />

Hayvanların dokunulmazlığı: 115<br />

Hazır yiyecekler: 90<br />

Hazine deste ği: 101<br />

Hıristiyan: 27, 125, 145, 146, 173, 191,<br />

196, 217<br />

Hırsızl ık pay ı: 137<br />

içki arıtma düzeni: 132<br />

İ çki denetimi: 132<br />

İçki d ışsatım ı: 133<br />

Içki tüketimi: 132<br />

İçkide devlet tekeli: 201<br />

Içkiye kar şı örgütler: 132, 167<br />

Ilaç paras ı: 19<br />

İlk devlet istatisti ği: 161<br />

İlk yaz ılı yasa: 174<br />

Incil: 82, 176<br />

Ingiliz etkisi: 215<br />

İnsancıl ekonomi: 10<br />

İnsanlararas ı e şitlik: 50<br />

İ slQandinavya'n ın bekçi köpe ği: 207<br />

İslam: 186, 191, 192<br />

İsveç kapitalizmi: 53<br />

İsveç modeli: 59<br />

Isveç rejimi: 50<br />

Isveç Yard ım örgütü (SIDA): 213<br />

İsveç yurtta ş l ığı: 218<br />

isveççeTürkçe sözlük: 157<br />

Isveç'in Şikagosu: 131<br />

i ş e ğitimi: 151<br />

l ş kazas ı: 21, 22, 23, 66<br />

İş Pazar ı Okulu: 7, 8, 23<br />

İş Yargılığı: 59<br />

İşbırak ım k ınc ılan: 58<br />

I şbırakım ı: 57, 58, 59, 67<br />

I şkapatım ı: 58, 59, 67<br />

I şçi Yat ırım Fonu: 54<br />

I şgücü aç ığı: 14<br />

l şgücü k ıtlığı: 176<br />

I şsizler ordusu: 40<br />

I şsizlik Kasas ı: 53, 57<br />

l şsizlik sigortas ı: 62<br />

Isveç kapitalizmi: 53<br />

Izin paras ı: 75<br />

K<br />

Kadastro: 1 Ş 1<br />

Kahverengi Isveç a3 ıdarı: 122<br />

Kalabalık (kalabakiken): 195, 199<br />

Kalpaklar: 200, 201<br />

Kalorifer düzeni: 114<br />

Kamp yeri: 118<br />

Kamu kesimi: 46, 68<br />

Kapitülasyon: 46, 174<br />

Kara liste: 35, 131<br />

Karacahil: 154<br />

Karakafa: 137<br />

Kan eki yard ımı: 16<br />

Katolik: 177, 178, 180<br />

KDV: 60, 65, 99<br />

Kedinizi gözetiniz: 124<br />

Kendi çocu ğunun bak ım ı: 18, 23<br />

Kendi eliyle ya şama son: 135<br />

Kilit parti: 56<br />

Kilise bask ısı: 40<br />

Kira denetimi: 53<br />

Kiralık ev kuyruğu: 18, 142<br />

Ki şisel say ı: 104, 161<br />

Kitap kulüpleri: 155<br />

Kitapl ıklar: 155, 156, 157<br />

K ıdık y ılları: 29, 30, 31, 33<br />

Kom şudan yana geçen dal: 120<br />

Konaklama kurulu şları: 122<br />

Konuk öğrenci: 152<br />

Konu şma arkada şı: 143<br />

Konut bulamayan parlamenter: 144<br />

Konut bunahm ı: 210<br />

Konut kiralan: 144<br />

Konut kuyru ğu: 142<br />

Köy birimi: 9, 61<br />

Kralm savurganl ığı: 64<br />

Kredi kart ı: 105<br />

Kredi merkezi: 104<br />

Kurutulmu ş ekmek: 88, 96<br />

Kurutulmu ş göl balığı: 29<br />

Ku şlara şölen: 115<br />

Kuvvetler dengesi: 198<br />

Kuzey Kutup Dairesi: 93, 112<br />

Kuzey'in Aslan ı: 178<br />

Küf ay ı: 31<br />

L<br />

Lâ ğım çukuru: 38<br />

Londra Bir Mahmutpa şa: 78<br />

Lucia K ız ı: 125<br />

221


M<br />

Mal deği şimi: 96<br />

Mavi gözlü isveçli: 217<br />

Mavi yakala i şçi: 50<br />

May ıs dire ği 113<br />

Merkez krall ığı: 27<br />

Meryem Ana Yortusu: 35<br />

Muhtarl ık görevi: 161<br />

Müslüman: 185<br />

Müzik toplulu ğu: 169<br />

N<br />

NATO: 209<br />

Nobel Ödülü: 163, 208<br />

Noel: 7, 35, 36, 112, 124, 146, 147, 148<br />

Noel Baba: 124<br />

Norveç güldürükri: 126<br />

Nöbetçi Büro: 12<br />

Nüfus küniğii: 177<br />

O<br />

Odac ı: 160<br />

Okul öncesi eğitimi: 149<br />

Okulların yaz dinlencesi: 121<br />

Olanak e şitliği: 70, 71<br />

Olimpiyat oyunları: 169<br />

Ombudsman: 167<br />

Orman ataları: 49<br />

Orman attığı : 46<br />

Orta s ınıf: 42, 213<br />

Ortaçağ: 29, 30, 95, 96, 99, 125, 174<br />

Ortadoks: 180<br />

Ortak Pazar (AET): 209, 210, 211<br />

Ortalama ya şam: 9, 140<br />

Otomatik trafik kay şakları: 22<br />

Oturma izini: 152<br />

Oyun Okulu: 24, 151<br />

Öğrenim yard ım ı: 25<br />

Öğrenim ya şı: 153<br />

Oksüzliik emekliliği: 19<br />

Ölüm yard ım ı: 99<br />

Opti şme yeri: 150<br />

Örnek ülke: 12, 13, 99, 143<br />

Özel araba: 69<br />

Özel eğitim: 20<br />

Özel kesim: 54, 67, 100<br />

Özel mülkiyet: 50<br />

Özel okul: 213<br />

P<br />

Paskalya: 125, 148, 149<br />

Patates Kral ı: 84<br />

Patates Sava ş ları: 85<br />

Pazarl ık Anla ş mas ı: 58<br />

Peksimet: 88, 89<br />

Pislikarkı: 38<br />

Pislilik çağı: 37<br />

Pislilik dönemi: 36, 37<br />

Polis karakolu: 131<br />

Polis telsizi: 158<br />

Protestan: 145, 176, 177, 178, 180<br />

R<br />

Radyasyon: 62, 63, 206<br />

S<br />

222<br />

Sağ blok: 56<br />

Sağ kanat partileri: 53<br />

Sagc ı hükümetler: 10<br />

Sagc ı partiler: 14<br />

Sağl ık gideri: 25<br />

Sakatlık ödencesi: 21, 23<br />

Sanayi Devrimi: 202<br />

Sanayiciler Birli ği: 53<br />

Sandviç: 88<br />

Sauna: 37<br />

Sava ş at ı : 27<br />

Sava ş oyunları: 194<br />

Savunma silahları: 205<br />

Say ıştav: 12<br />

Seks: 88<br />

Self servis: 103<br />

Sendika giderleri: 57<br />

Serbest kesim: 114<br />

Sermaye oyunlar ı: 63<br />

Sevilen örgütler: 100, 167<br />

Sigara içme yeri: 150<br />

S ığınma evi: 12<br />

S ın ıf ayrımı: 41, 42, 70, 71<br />

S ın ıflararas ı denge: 50<br />

Soğukkanhl ık: 128<br />

Sol blok: 56<br />

Sosyal Büro: 7, 8, 9, 10, 11, 12, 20<br />

Sosyal destek: 9<br />

Sosyal Görev Yasas ı: 11<br />

Sosyal güvence: 12<br />

Sosyal otel: 12<br />

Sosyal reform: 50<br />

Sosyal sorunlar: 40<br />

Sosyal yard ım: 9, 10, 11, 12, 20, 55<br />

Sosyalist blok: 56<br />

Sosyete bayanlar: 40<br />

Sömürge yağmas ı: 178<br />

Spor dinlencesi: 130, 149, 169<br />

Spor toto: 164<br />

Su k ıtl ığı: 38<br />

Subaylara toprak: 180<br />

Sürücülük belgesi: 8, 22, 37, 119<br />

Şapkalar: 200, 201<br />

Şekerli ekmek: 87


Tah ıl ar ı ığı : 92<br />

Tanr ı: 34, 83, 125, 146, 173, 192<br />

Tar ım a ğaları: 49<br />

Tar ım kesimi: 91<br />

Tarım siyasas ı: 208<br />

Tar ımda çal ışanlar: 97<br />

Tar ımda i şgücü: 93, 98<br />

Tatil köyü: 113<br />

'talil y ıl ı : 114<br />

"rekelci kapitaliz ın: 53<br />

'telefonla ıs ıtacı açma düzeni: 118<br />

Temel de ğer: 16, -19, 21<br />

Tereya ğı d ışsat ım': 28<br />

Ting: 173<br />

Toplumcu dü şünce: 49<br />

Toplumsal yap ı: 100<br />

Toprak ağası: 40<br />

Toprak dengesi: 96, 97<br />

Toprak isteyenin: 92<br />

Toprak köleli ği: 202<br />

Toprak reformu: 97<br />

Trafik düzeni: 22<br />

Trafik kazalar ı: 123<br />

Trafik lambası: 22<br />

Turizm gelirleri: 117<br />

Tuz d ışal ım': 28<br />

Tüberküloz (verem) salg ını: 37<br />

Türk hamam ı: 39<br />

Türk yulaf ı: 82<br />

U<br />

Ucuz ev kredisi: 18<br />

Ulusal ba ğı ms ızl ık: 213<br />

Ulusal bayrak: 176<br />

Ulusal gün: 125<br />

Ulusal içki: 133<br />

Ulusal marş : 125, 126<br />

Ulusal park: 116<br />

Ulusal tarım siyasası: 101<br />

Ulusalla şt ırma: 53<br />

Uluslararas ı kartel: 53<br />

Uyu şturucu: 129, 133. 134, 143<br />

Uzla şma ülkesi: 67, 143<br />

T<br />

Ü<br />

Ucrct e ş itliği: 68<br />

ücret güvencesi: 66<br />

Ücret kesintisi: 54<br />

Üçüncü kesim: 100<br />

3. dünya ülkeleri: 213<br />

Üniversite özerkli ği: 152<br />

223<br />

V<br />

Vaftiz: 146, 161<br />

Vardiya: 8<br />

Vasaloppen (Vasa Yar ışı): 175<br />

Vcba salg ı n ı: 28<br />

Vergi ba ğışıkl ık': 27<br />

Vergi reformu: 15<br />

Y<br />

Yabanc ı etkisi: 46<br />

Yabanc ı yat ırı mların kayna ğı: 207<br />

Yalanc ı belge: 143<br />

Yansızl ık siyasas ı: 208<br />

Yap ım yanl ış': 22<br />

Yararlda ş t ırma: 53<br />

Yargı organları: 177<br />

Yarım emekli: 21, 66<br />

Yasal evli: 19, 69, 141<br />

Ya şam paras ı: 23<br />

Ya ş l ı ku şağın eğitimi: 155<br />

Ya ş l ılar e ğitimi: 66, 154<br />

Ya ş l ılar yurdu: 16<br />

Yaz Ortası: 36, 113, 116, 117, 148<br />

Yaz paketi: 14<br />

Yazarlar fonu: 156<br />

Yazl ık ev: 38, 114, 118<br />

Yazlık kulübe: 119<br />

Yeni bulu şlar: 48, 160<br />

Yeni Isveç: 178<br />

Yeni yeti ştirme yöntemleri: 97<br />

Yeni yoksulluk: 14<br />

Yer fotoğraftan: 165<br />

Yeralt ı s ığınaklar ı: 206<br />

70 ya şında emeklilik: 201<br />

Y ıkanma dolab ı: 38<br />

Y ılm bulucusu: 160<br />

Y ı l ın i şadam ı : 47<br />

y ıll ı k ıs ı ortalaması: 112<br />

Y ıll ık orman kesimi: 45, 46<br />

Yiyecek k ıtlığı: 33<br />

Yolcu ta şımacıl ığı: 120<br />

Yoksullar ın Isveç'i: 34<br />

Yoksulluk y ıllar ı : 85<br />

Yukar ı s ın ıflar: 42<br />

Yük ta şımac ı l ığı: 120<br />

Yüksek vergi: 60, 61<br />

Yüzy ıl ın iskenderi: 186<br />

Zam önerisi: 62<br />

Zam paketi: 62<br />

Z


1<br />

YARARLANILAN<br />

KIMI KAYNAKLAR<br />

Dipnot ve sayfa içi notlannda gösterilen kaynaktan burada göstermiyoruz.<br />

Tükenen "Bolluk Clkesi ISVEÇ" yap ıtım ızdan (özellikle "Demirba ş Ş arl'a ş -<br />

kin) tırnak içine almadan ahntdar yapt ığım ız ı da belirtiriz (HTY).<br />

Aberg, Alf. Karolinerne och Österlandet, Stokholm,s1967<br />

Abrahamsson, Hans. Jordbrukets i Sverige, Lund, 1970<br />

Arne, T). Svenskarna och Österlandet, Stokholm, 1952<br />

Beijbom, Alf. Amerika, Amerika, Stokholm, 1977<br />

Carlsson, Sten. Bonde - prst - mbetsman, Stokholm, 1962<br />

Ekstrand, Gudrun. Tre Karlar, Stokholm, 1984<br />

Heidenstam, Verner von. Karolinerna, Stokholm, 1964<br />

Kurat, Akdes Nimet. İ sveç Kral ı XII. Karl' ın Türkiye'de Kal ışı ve<br />

Bu S ı ralarda Osmanl ı imparatorlu ğ u<br />

Larsson, Ono. Böndernas Organisationer, Stokholm, 1984<br />

Mattson, Robert. Jordbrukets utvecling i Sverige, Uppsala, 1978<br />

Radetzki, Marian. Sverige och tredje VrIden, Stokholm, 1980<br />

Scobbie, Irene. Sveden, Londra, 1972<br />

Stafsig, 'var. Kalabaliken vid Bender, Stokholm, 1960


"Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen)<br />

kişi, belediyelerdeki "sosyal büro "ya<br />

başvurarak, geçimi için gerekli paray ı<br />

sağlayabilir. (...) Yard ım ın kapsam ı belirtiliyor:<br />

Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bak ım. Her<br />

tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük<br />

gazete. Elektrik, telefon, ve tv giderleri.<br />

Belediye içinde geçerli yolculuk bileti".<br />

"K ıştan bahara dek açl ıktan ölenler<br />

say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemi ş ölüler<br />

her yerde görülebilirdi: içerde ve d ışarda.<br />

Ah ırlarda, barakalarda, ambarlarda,<br />

yemliklerde, yollarda ve geçitlerde. D ışardaki<br />

ölüler, ba şıbo ş aç köpeklere yem olurdu. Öyle<br />

ölülere rastlan ırd ı ki, ağızlar ında ot topaçlar ı<br />

bulunurdu".<br />

KDV içinde 3.500 TL

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!