PharmaMart2108

March-April 2018

İnsan hayatına 

değer katılan 

her an bayram. 

Kendi yaşamlarını 

insanların yaşamlarına adayan 

tüm hekimlerimizin 

14 Mart Tıp Bayramı 

kutlu olsun. 

www.iemenarini.com.tr

Publisher 

H. Ferruh IŞIK 

on behalf of 

İSTMAG Magazin Gazetecilik 

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. 

General Manager 

Mehmet SÖZTUTAN 

mehmet.soztutan@img.com.tr 

Editor 

Yüksel EKİNCİ 

yuksel.ekinci@img.com.tr 

Graphic & Design 

Tayfun AYDIN 

tayfun.aydin@img.com.tr 

Foreign Relations Manager 

İsmail ÇAKIR 

ismail.cakir@img.com.tr 

ID Manager 

Emre YENER 

emre.yener@img.com.tr 

Social Media 

Canan PAKIR 

canan.pakir@img.com.tr 

Corporate Communication Manager 

ebru.pekel@img.com.tr 

Finance Manager 

Mustafa AKTAŞ 

mustafa.aktas@img.com.tr 

Subscription 

İsmail ÖZÇELİK 

ismail.özcelik@img.com.tr 

Advertising Coordinator 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

Bursa Branch 

Ömer FARUK GÖRÜN 

fgorun@ihlas.net.tr 

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 

No: 12/67 BURSA 

Tel: 224 211 44 50 

Head Office 

Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş 

Merkezi B Blok No:1 Kat:4 / Güneşli- 

Bağcılar / İstanbul 

Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 

604 50 51 

Printing 

İhlas Gazetecilik A.Ş 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.İhlas 

Plaza NO: 11/A 41 

Yenibosna / İstanbul / TURKEY 

Tel: 0 212 454 30 00 

İçindekiler 

8 

Abdi İbrahim Otsuka Şirket Yöneticisi Elif Elkin; Abdi İbrahim’in 

iyileştirme arzusu ile Otsuka’nın yenilikçi yüzünü anlattı; 

Abdi İbrahim Otsuka Managing Director Elif Elkin explained the 

combination of Otsuka’s innovative side and Abdi İbrahim’s desire for 

improvement; 

18 

Sınır Tanımayan Doktorlardan Pfizer’e itiraz 

Objection to Pfizer from Doctors without Borders 

22 

‘Ortopedide dünyaya bağımlı değiliz’ 

‘We are nondependence on world for Orthopedics’ 

32 

Gilead Sciences ile Gelişen Tedaviler, İyileşen Hayatlar 

Gilead Sciences Advancing Therapeutics, Improving Lives 

36 

Gilead Sciences ile Gelişen Tedaviler, İyileşen Hayatlar 


46 

Tehlikeli ilaç riskinden korunmaya yardımcı altın standartlar 

High standards to protect people from dangerous drugs 

50 

Bayrağımızı her yerde dalgalandıracağız 

We will let our flag wave everywhere 

İMG - Pharma dergisinde 

yer alan makalelerdeki fikirler 

yazarlarına aittir. 

Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam 

verene aittir. İMG - Pharma dergisinin bütün 

yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç 

Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak 

gösterilmeden yayınlanamaz.

İlaç 

İlaç 

sektörünün reçetesi belli 

The prescription of the pharmaceutical sector is clear 

Aslında sektör hasta değil. Yükselen bir iyileşme 

trendi içerisinde. Daha da iyisi için gereken reçete de 

belli. Daha çok hareket, daha büyük teşvikler, daha 

etkin destek ve kanallar... 

Artan nüfusu ve ekonomisi ile Türkiye, sürekli ve 

istikrarlı büyüyen ve birçok alanda imkanlar sunan 

bir ilaç sanayiine sahip. Bir yandan global ilaç devleri 

Türkiye’de hem imalat yapıyorlar hem de Ar-Ge çalışmalarında 

bulunuyorlar. Son yıllarda yaşlı nüfus, 

daha uzun süreli hastalar periyotları, kişiselleştirilmiş 

ilaçların gelişmesi ve sosyal güvenlik hizmetlerinin 

kapsamlarının genişletilmesi gibi faktörler ilaç 

sanayiinin daha da hızlı gelişmesine yol açtı. 

Ekonomisi her alanda gelişen Türkiye’nin sağlık 

reformuyla birlikte hız kazanması yanında bir yandan 

kongreleri ile öte yandan fuar, panel ve seminer gibi 

etkinliklerle ilaç sanayi de gelişmiş ve modern ülkeler 

seviyesinde ilerliyor. İthalat bağımlılığını azaltmak 

isteyen sektör, Ar-Ge’ye ağırlık verirken dünyayı 

gözetlemek ve ülkede aynı gelişmeleri uygulayabilmek 

adına yurt dışında da aktif araştırmalar yapıyor. 

Bio ilaçlar ikili rakamlar seviyesinde büyüme hızına 

ulaşırken güçlü devlet destekleri ile her alanda 

iyileşme ve gelişme devam ediyor. Sektör hem yerli 

yatırımcılara hem de küresel yatırımcılara oldukça 

cazip imkanlar sunuyor. Bu alanda yerli imalatı 

daha fazla desteklemek adına hammadde ve enerji 

sorunlarının da gittikçe çözüme ulaştığını ama daha 

iyisinin yapılması gerektiğinin altını çizerek herkese 

sağlıklı yaşam ve sağlıklı ticaret diliyoruz. 

In fact, the sector is not sick. On the contrary, it has been 

going through an uprising trend. But the formula for a 

better industry is clear. It needs to be more active, more 

attractive incentives and more efficient supports and 

channels. 

With its growing population and developing economy 

Turkey has a growing pharmaceutical industry that offers 

opportunities in various areas. 

Global pharma giants have been present in Turkey, 

engaging in both manufacturing and R&D studies. In recent 

years, with factors like the ageing population, longer patent 

periods, the development of personalized medicines, 

the expansion and proliferation of the coverage of social 

security institutions, and the increase in biologic and 

biotechnological products, the pharmaceutical industry has 

moved into a period of rapid global growth. 

The pharmaceutical industry, which is experiencing growth 

in Turkey in parallel with the world market, has entered 

a phase which is both compelling due to regulations and 

presents new opportunities. The Turkish pharmaceutical 

industry presents various opportunities to both local and 

global players due to Turkey’s increasing and ageing 

population, developing healthcare industry, and ever 

developing economy. Turkey has the potential to become 

a local and global player with the help of those companies 

which can properly benefit from these opportunities. 

With the radical changes realized in the health industry 

Turkey has been advancing on the same league with 

developed and modern countries by organizing congresses, 

fairs, panels and seminars. The industry, which is aiming to 

minimize its dependence on imports, has been focusing on 

R&D studies and arranging international tours for the sector 

professionals to make important researches. The sector 

offers challenging opportunities for both domestic and 

foreign investors. I wish a healthy life and healthy business 

for all and I would like to highlight the need to have better 

supports and incentives to improve the local industry.

Roche ve GE’den stratejik işbirliği 

Diagnostik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Roche ile GE, kanser ve yoğun 

bakım hastaları hakkında daha hızlı ve daha doğru karar alınmasını sağlayacak bir 

yazılımın birlikte geliştirilmesi konusunda stratejik bir işbirliğine imza attı. 

Roche and GE enter partnership 

Roche and GE aims to develop jointly-branded clinical decision support software for 

faster, more accurate, more confident decision-making, enabling earlier diagnosis and 

individualised treatment. Roche and GE enter partnership to develop integrated digital 

diagnostics platform to improve oncology and critical care treatment 

Öncelikli olarak anlaşma, kanser ve yoğun bakım hastalarının 

kişiselleştirilmiş tedavi seçeneklerini hızlandıran ve geliştiren 

ürünlere odaklanacak. Gelişmiş analiz yöntemleri kullanarak klinik 

kararların alınmasını sağlayan iş akışı çözümleri ve uygulamaları 

sunacak işbirliği sayesinde, diagnostik sektöründe ilk kez bu 

kapsamda bir ortak dijital platform hayata geçirilmiş olacak.Roche 

Diagnostics CEO’su Roland Diggelmann, amaçlarının klinisyenlere 

ve ilgili paydaşlara hastaları hakkında doğru zamanda doğru 

karar vermelerine olanak sağlayacak dijital çözümler sunmak 

olduğunu söyleyerek GE ile yapılan bu işbirliğinin klinik karar verme 

aşamasında yenilikçi çözümler sağlayacağını belirtti. 

En kapsamlı destek ortaklığı… 

İşbirliğinin tüketiciler, hastalar ve sağlık sektörü için veri kaynaklı 

kişiye özel sağlık çözümlerinin oluşturulmasını hızlandıracağını 

söyleyen GE Sağlık CEO’su Kieran Murphy, sağlık sektöründeki iki 

büyük şirketin ilk defa dijital, in-vivo ve in-vitro diagnostik alanında 

bu derece büyük bir ortaklık gerçekleştirdiğini ifade etti. 

Platform sayesinde in-vivo (canlı bünyesinde) ve in-vitro (laboratuvar 

ortamında) veriler, hasta kayıtları, en iyi tıbbi uygulamalar, gerçek 

zamanlı görüntüleme ve en son çıkan araştırma sonuçları ilgili 

mevzuata uygun olarak hatasız bir şekilde entegre ve analiz 

edilebilecek. Platform ile birlikte klinisyenler hastalarına doğru 

tedaviyi ve kaliteli sağlık hizmetini sağlamak için kapsamlı 

bir karar desteğine sahip olacak. Örneğin, onkoloji alanında 

farklı uzmanlıklara sahip bir ekip, ellerindeki kapsamlı veri 

tablosu sayesinde tedavinin her aşamasında kararlarını gözden 

geçirebilecek, birlikte çalışabilecek veya tedavi konusunda eş 

zamanlı olarak hareket edebilecek. Yoğun bakım ünitesinde ise 

hastadan elde edilen veriler hastanın biyobelirteçlerine, genomik 

ve sekanslama verilerine entegre edilerek, doktorların ciddi 

komplikasyonları tanımlamalarına veya oluşmadan önce tahmin 

etmelerine yardımcı olacak. 

Roche said today that it has entered a strategic, long-term 

partnership with GE Healthcare to jointly develop and 

comarket digital clinical decision support solutions. 

The firm said that the partnership will focus first on 

developing products that accelerate and improve 

individualized treatment options for cancer and critical care 

patients. Financial terms of the deal were not disclosed. 

The partners will apply advanced analytics to in vivo data 

from GE’s medical imaging and monitoring equipment and 

to in vitro data from Roche’s biomarker, tissue pathology, 

genomics, and sequencing portfolio. 

Roche Diagnostics CEO Roland Diggelmann said in a 

statement that the goal of the partnership is “to support 

clinicians and other relevant stakeholders for the benefit of 

patients by providing the right decision support at the right 

time and through comprehensive digital offerings.” 

The two companies are aiming to develop a digital platform 

that uses advanced analytics to provide workflow solutions 

and apps that support clinical decisions, Roche said, adding 

that this would enable “the seamless integration and 

analysis of in vivo and in vitro data, patient records, medical 

best practice, real time monitoring, and the latest research 

outcomes.” 

The comprehensive decision support 

Clinicians will have “the comprehensive decision 

support” for providing the right treatment and quality 

of care for their patients, Roche said. Oncology care 

teams with multiple specialists would be able to review a 

comprehensive data dashboard, and collaborate and align 

on treatment decisions for cancer patients at each stage 

of their disease. Roche also noted that in the critical care 

setting, data from patients’ hospital monitoring equipment 

will be integrated with their biomarker, genomic, and 

sequencing data, helping physicians to identify, or even 

predict severe complications before they happen. 

“This is the first time that two major players in healthcare 

have combined digital, in vivo and in vitro diagnostics to this 

degree,” added GE Healthcare President and CEO Kieran 

Murphy. 

C 

M 

Y 

CM 

MY 

CY 

CMY 

K 

4 Pharma

Chiesi 2018’in en iyileri arasında! 

Chiesi is among the best in 2018! 

Global ve bağımsız araştırma şirketi olan Top Employers 

Enstitüsü tarafından yapılan değerlendirme sonucunda 

Chiesi; 2018 yılında Türkiye’de ve Avrupa’da gösterdiği başarılı 

performansı ile ‘En İyi İşveren’ sertifikasına sahip oldu. Sadece 

global düzeyde yüksek standartları çalışanlarına sunan 

firmaların dahil olabildiği ve yüzlerce kriter üzerinden yapılan 

değerlendirme sonucunda Amsterdam’da gerçekleşen “Top 

Employers” ödül törenine Chiesi Türkiye’yi temsilen Genel 

Müdür Filiz Balçay ile İnsan Kaynakları Direktörü Mari Bengi 

katıldı. 

Chiesi’nin Türkiye’nin en iyi işvereni 

‘Top Employers 2018’ sertifikası; Dünya çapındaki şirketlerin 

İK süreçlerinin, politika ve uygulamalarının denetlenmesi 

sonucunda gerekli kriterleri sağlayan kurumlara verilen bir 

akreditasyon belgesi. 

Top Employers’ın değerlendirme sürecinde, “iş gücü planlama, 

işe uyum programları, yetenek stratejisi, eğitim ve gelişim, 

liderlik gelişimi, performans yönetimi, kariyer ve yedekleme 

yönetimi, ücretlendirme-yan faydalar ve şirket kültürü” 

alanlarında bağımsız olarak denetlenen Chiesi Türkiye, tüm bu 

alanlarda global standartları sağladığını ortaya koyarak önemli 

bir başarıya imza attı ve Türkiye’nin ‘En iyi işvereni’ sertifikasını 

aldı. 

Bu gurur bütün Chiesi’lilerin! 

Chiesi Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Mari Bengi elde 

ettikleri bu başarıyı şu sözlerle değerlendirdi: “Şirketlerin 

çalışanlarına sağladığı koşulların, çalışan mutluluğuna yönelik 

İK politika ve uygulamalarının denetlendiği Top Employers 2018 

değerlendirmesi sonucunda Türkiye’nin en iyi işverenlerinden 

biri olduğumuzu tescillemiş olduk. Chiesi her zaman çalışan 

görüşlerini ve mutluluğunu ön planda tutan, insanı merkeze 

alan bir firma olduğunu ‘En İyi İşveren” sertifikası ile bir 

kez daha göstermiştir. Her bölümde ve kademede çalışma 

arkadaşlarımızın katkılarıyla elde edilen bu başarının gururu 

bütün Chiesi’lilerin! Bu sertifika insani odaklı çalışmalarımızı 

ivmelendirmek için bizi dahada motive etti” 

As a result of the evaluation made by the Top Employers Institute, 

a global, independent research company, Chiesi has earned the 

“Best Employer” certificate with the successful performance it 

has achieved in Turkey and Europe in 2018. General Manager Filiz 

Balçay and Human Resources Director Mari Bengi, representing 

Chiesi Turkey, were present at the award ceremony in Amsterdam 

for “Top Employers”, in which only companies that present 

the highest standards to their employees on a global scale are 

included and evaluated according to thousands of criteria. 

The best employer of Chiesi, of Turkey 

The ‘Top Employers 2018’ certificate is an accreditation 

document given to worldwide companies that have met the 

necessary criteria after undergoing inspection of their HR 

processes, policies and applications. Chiesi Turkey, which was 

independently inspected based on “workforce planning, adaption 

programs, talent strategies, training and development, leadership 

development, performance management, career and backup 

management, salaries – benefits and company culture” during 

the Top Employers evaluation process, showed that the company 

meets global standards on all these subjects and has achieved an 

important success by becoming Turkey’s ‘Best Employer’. 

This is a source of pride for everyone at Chiesi! 

Chiesi Turkey Human Resources Director Mari Bengi evaluated 

this accomplishment as follows: “As a result of the Top Employers 

2018 evaluation, in which the conditions that companies provide to 

employees and HR policies and applications concerning employee 

satisfaction are inspected, we confirmed that we are one of 

Turkey’s best employers. With the ‘Best Employer’ certificate, 

Chiesi has shown yet again that it is a company that prioritizes 

employee opinion and satisfaction and centers around people. 

This success, which has been achieved with the contributions of 

all colleagues working in every department and at every level, is 

a source of pride for all members of Chiesi! This certificate has 

motivated us even more to accelerate our people focused work” 

6 Pharma

@

Abdi İbrahim Otsuka Şirket Yöneticisi Elif Elkin; Abdi İbrahim’in 

iyileştirme arzusu ile Otsuka’nın yenilikçi yüzünü anlattı; 

Bu ortaklığın hedefi büyük! 

Abdi İbrahim Otsuka Managing Director Elif Elkin explained the combination 

of Otsuka’s innovative side and Abdi İbrahim’s desire for improvement; 

We have major goals for this partnership! 

Dev Japon firması Otsuka ile Abdi İbrahim’in ilişkisi 2003 yılına 

dayanıyor. Dünyanın en büyük 30 ilaç firması arasında yer alan 

Otsuka ile 105 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Türkiye’nin 

lider ilaç şirketi Abdi İbrahim işbirliği, bu yıllarda gerçekleştirilen 

anlaşma ile yepyeni bir platforma taşındı. Böylece Abdi İbrahim’in 

iyileştirme arzusu ile Otsuka’nın yenilikçi yüzü bir araya gelmiş 

oldu. 

AIO Şirket Yöneticisi Elif Elkin; Otsuka ile birlikteliklerini 

kutladıkları bu günlerde genç bir şirket olarak geldikleri noktayı 

değerlendirdi, “Doğru yolda olduğumuzu çok net görüyoruz. Abdi 

İbrahim Otsuka’nın 5. yılını Otsuka Holding Başkanı Ichiro Otsuka 

ve Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut’un katıldığı 

bir törenle kutladık. Daha nice 5. yılları başarılarla kutlamayı 

diliyoruz” dedi. 

“Akla gelen firma olmayı hedefliyoruz” 

Abdi İbrahim Otsuka’nın kuruluş öyküsünü anlatabilir misiniz? 

“1964 yılından bu yana yenilikçi ürünleri ile iyileştirmek için 

çalışan, Japonya’nın en köklü ilaç firmalarından biri olan Otsuka, 

The relationship between the giant Japanese company 

Otsuka and Abdi İbrahim goes all the way back to 2003. 

The cooperation between Otsuka, among the world’s 

top 30 pharmaceutical companies, and Abdi İbrahim, 

Turkey’s leading pharmaceutical company with a 105 

year history, has reached a whole new platform with the 

agreements made in recent years. Now Abdi İbrahim’s 

desire for improvement and Otsuka’s innovative side 

have been united. 

AIO Managing Director Elif Elkin evaluated how far this 

young company has come during these days in which 

they are celebrating their partnership with Otsuka. 

“We can see very clearly that we are on the right path. 

We celebrated Abdi İbrahim’s 5th year with Otsuka 

in a ceremony attended by Otsuka Holding Chairman 

Ichiro Otsuka and Abdi İbrahim Board of Directors 

Chairman Nezih Barut. We hope to celebrate many more 

anniversaries to come” she said. 

8 Pharma

Abdi İbrahim 

Otsuka Şirket 

Yöneticisi 

Elif Elkin 

dünyada 136 üretim tesisi, 29 Ar-Ge Merkezi ve 31.000 çalışanıyla 

çalışmalarını sürdürüyor. Otsuka, merkezi sinir sistemi, onkoloji, 

kardiyoloji, gastroenteroloji, oftalmoloji, psikiyatri, nefroloji ve 

nadir hastalıklar alanındaki inovatif ürünleri ile geniş tedavi 

seçenekleri sunuyor. Yalnızca ilaç üretiminde değil tıbbi cihaz ve 

nutrisyon alanında da var olduğu ülkelerde güçlü bir marka.” 

İki kültürün uyumunu gösteren örnek bir ortaklığınız var. 

Bu ortaklık sürecinde ilaç sektörüne ne gibi katkılarda 

bulundunuz? 

“Otsuka Ar-Ge’si tarafından keşfedilen yenilikçi ürünleri, 

Abdi İbrahim’in en ileri teknolojilerin kullanıldığı GMP 

standartlarındaki tesislerinde üreterek tıp dünyasının hizmetine 

sunuyoruz. Abdi İbrahim Otsuka olarak, her iki şirketin vizyon 

ve misyonlarından aldığımız güçle Türkiye ve yakın pazarlara 

yenilikçi yaklaşımlarla değer katma hedefiyle faaliyetlerimizi 

sürdürüyor, ilaç endüstrisine yatırım yapma tutkusuyla 

çalışıyoruz.Psikiyatri alanında oldukça güçlü bir ürün portföyüne 

sahibiz. Şizofreni, bipolar bozukluk, majör depresyon, otizm 

gibi tedavi alanlarına hizmet eden ürünlerimiz mevcut. Bunun 

yanı sıra, hiponatremi, polikistik böbrek hastalığı, kemik iliği 

transplantasyonu, periferik arter hastalığı gibi alanlarda 

ürünlerimiz bulunuyor. Abdi İbrahim Otsuka olarak, psikiyatri 

ve nefrolojide ilk akla gelen firma olmayı hedefliyoruz. Bu yolda 

da emin adımlarla ilerliyoruz. Avrupa Birliği ve Amerika sağlık 

otoriteleri tarafından onaylanmış ürünlerimiz, dünyanın dört bir 

köşesindeki hastalara şifa oluyor. 

“Hastaların hayatına dokunmak büyük mutluluk” 

Hangi tedavi alanlarında faaliyet gösteriyorsunuz ve 

sunduğunuz çözümler neler? 

“9 yıl odasından çıkmayan bir insanın sokağa adım attığını 

duyduğumuzda ya da öz bakımı ile ilgilenmeye başladığını 

öğrendiğimizde yaptığımız işten duyduğumuz gurur daha da 

artıyor. 

“We aim to be the first company that comes to mind” 

Can you tell us the story of how Abdi İbrahim Otsuka was 

established? 

“Otsuka, one of the most deep rooted pharmaceutical 

companies in Japan working for improvement with 

innovation since 1964, continues to operate with 136 

production facilities throughout the world, 29 R&D 

Centers and 31,000 employees. Otsuka provides a wide 

range of treatment options with innovative products in the 

fields of the central nervous system, oncology, cardiology, 

gastroenterology, ophthalmology, psychiatry, nephrology 

and rare diseases. It is also a strong brand not just in 

pharmaceuticals production but also in countries where it 

is present in medical device and nutrition fields.” 

You have an exemplary partnership in which we can see 

the compatibility of two cultures. What contributions 

have you made to the pharmaceutical sector throughout 

this partnership? 

“We produce the innovative products discovered by 

Otsuka’s R&D in the Abdi İbrahim facilities at GMP 

standards where the most advance technology is used, 

and provide them to the service of medicine. As Abdi 

İbrahim Otsuka we are continuing our operations with the 

strength we derive from the vision and mission of both 

companies, the goal to add value to the markets in Turkey 

and surrounding countries with an innovative approach 

and the passion to invest in the pharmaceutical industry. 

We have quite a strong product portfolio in the field of 

psychiatry. We have products that serve treatment fields 

like schizophrenia, bipolar disorders, major depression 

and autism. In addition to these we also have products 

for fields like hyponatremia, polycystic kidney disease, 

bone marrow transplants and peripheral artery disease. 

As Abdi İbrahim Otsuka we aim to be the first company 

that comes to mind in psychiatry and nephrology. We are 

taking solid steps in this direction. Our products, which 

have been approved by European Union and US health 

authorities, are healing patients all over the world. 

“It is a great pleasure to touch the lives of patients” 

What treatment fields are you active in and what 

solutions do you have to offer? 

“When we hear that a person who has not left their room 

for 9 years has actually taken a step outside or that they 

have started caring for themselves we are even prouder 

of what we do. The news we get about patients going back 

to work, getting engaged or going back to school make 

our work even more meaningful. 

We are continuing our work to raise awareness about 

Polycystic Kidney Disease, which stands out as a genetic 

disease. We declared May 10 “Polycystic Kidney Disease 

Day” and began observing this day. Unfortunately, due to 

the asymptomatic course of Polycystic Kidney Disease, 

most patients only go to a doctor at an advanced stage 

when the kidneys are already failing. A major portion 

of these patients also have relatives with a history of 

dialysis related to polycystic kidney disease. If one spouse 

has polycystic kidney disease the chance of the disease 

emerging in a son or daughter is half. We, as Abdi 

İbrahim Otsuka will soon be making available to patients 

in Turkey a treatment option that has been proven to 

reduce the growth rate of cysts by 50% and significantly 

decrease kidney failure and is currently approved for 

Pharma 9

İşe başlayanlar, nişanlananlar ya da okula geri döndüğünü 

öğrendiğimiz hastalara dair aldığımız haberler bizim için 

de işimizi daha anlamlı kılıyor. Genetik özelliği ile öne çıkan 

Polikistik Böbrek hastalığı ile ilgili farkındalık oluşturmak 

amacıyla da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 10 Mayıs’ı “Polikistik 

Böbrek Hastalığı Günü” olarak ilan ettik ve kutlamaya başladık. 

Polikistik böbrek hastalığının kliniği sessiz seyrettiğinden 

dolayı hastaların büyük çoğunluğu maalesef son dönem böbrek 

yetmezliği ile doktora başvuruyorlar. Bu hastaların büyük 

bir çoğunluğunun diğer aile bireylerinde de polikistik böbrek 

hastalığına bağlı diyalize girme öyküsü bulunuyor. Eşlerden 

birinde polikistik böbrek hastalığı varsa kız veya erkek çocukta 

hastalığın görülme olasılığı da yarı yarıya oluyor. Kistlerin 

büyüme hızını %50 oranında azaltan ve böbrek yetersizliğinin 

ilerlemesini belirgin olarak yavaşlattığı ispatlanan, şu anda 

Japonya’da, Kanada’da ve Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerde 

onaylanmış tedavi seçeneğini, biz de çok yakın zamanda Abdi 

İbrahim Otsuka olarak Türkiye’de hastaların kullanımına 

sunacağız.” 

“ABILIFY MYCITE” ile yepyeni bir dönem başlıyor 

“Geçtiğimiz günlerde bizi oldukça gururlandıran bir gelişmeyi 

de paylaşmak isterim. Otsuka’nın ürettiği, vücutta dijital 

olarak takip edilebilen dünyanın ilk dijital ilaç sistemi ABILIFY 

MYCITE’e FDA onay verdi. Bu onay sonrasında, ilaç sektöründe 

yepyeni bir dönemin başladığına hep birlikte tanık olacağız. 

Bu sistem psikiyatri hastalarında hastalığın ve tedavinin takibi 

bakımından tıpta çığır açan bir yapıya sahip. Bugüne kadar ciddi 

ruhsal bozuklukların farmakolojik tedavisinde, hastanın ilaç 

kullanımını takip edip bilgi verecek sistematik bir yaklaşımın 

eksikliği yaşanıyordu. Bu sistem giyilebilir Patch sensörü ile 

hastanın sağlık bilgilerini uyumlu akıllı telefonlar üzerinden 

takip edilmesine olanak sağlıyor. Tablet alım tarihinin ve 

saatinin yanı sıra hareket düzeyi gibi bazı psikolojik verileri 

algılıyor ve kaydediyor. Sağlık uzmanı, verilerle bireyin zamana 

bağlı ilaç alım düzenlerini görebiliyor. Belirlenen aile üyeleri 

ve bakım ekibi personeli de bu bilgilere, bireyin günlük hareket 

düzeyine ve bildirdiği ruh hali ve dinlenme durumu bilgilerine 

hastanın onayını almak koşuluyla erişebiliyor. Bu sistemi 

Türkiye’deki şizofreni hastalarının hizmetine sunarak, iyileşme 

yolculuklarında katkı sağlayabilmek en büyük hedeflerimiz 

arasında yer alıyor.” 

Abdi İbrahim Otsuka olarak hedefleriniz nelerdir? 

“Genç bir şirket olarak kendimize cesur bir hedef koyduk: 

2023 yılında Türkiye’nin 1 numaralı Japon ilaç firması olmak. 

Hedefimiz doğrultusunda tutkuyla çalışıyoruz. 

Sağlık Bakanlığı’nın ilaçta yerel üretime teşvik için başlattığı 

yerelleşme projesine Abdi İbrahim Otsuka olarak tam destek 

veriyoruz. Bu proje ile ülkemizin dış ticaret açığının azaltılmasına 

katkı sağlamayı hedefliyoruz. Otsuka’nın keşfi olan molekülleri, 

Türkiye’de Abdi İbrahim tesislerinde üreterek, Cezayir, Tunus ve 

Singapur’a da ihraç ediyoruz. İhracat pazarlarımıza yeni ülkeler 

eklemek için çalışmalarımız sürüyor. İyileştirme yolculuğumuza 

merkezi sinir sistemi, onkoloji, kardiyovasküler cerrahi, 

treatment in Japan, Canada and the European Union 

countries.” 

A brand new era is starting with “ABILIFY MYCITE” 

“I would like to share a development that was also a 

great source of pride for us. The FDA has approved 

ABILIFY MYCITE, the world’s first digital medication 

system that can be tracked digitally in the patient’s body 

produced by Otsuka. We will all witness the beginning of 

a whole new era in the pharmaceutical sector after this 

approval. This system, which will enable the tracking 

of the medication and treatment in psychiatric patients, 

is a ground breaking development for medicine. Up 

to now a systematic approach, in which the patient’s 

medication usage could be monitored and reported for 

the pharmaceutical treatment of major psychological 

disorders was insufficient. This system enables the health 

information on the patient to be monitored over smart 

phones through a wearable Patch sensor. In addition to 

the date and time a tablet was taken, some psychological 

data like level of activity can be detected and recorded. 

The healthcare specialist can see the patient’s levels 

of medication taken over time. The specified family 

members and caretakers can have access to information 

about the daily activity level of the patient, the metal 

state they are in and resting situation as long the 

patient’s consent is obtained. Providing this system to 

schizophrenia patients in Turkey and contributing to their 

journey for health is among our greatest goals.” 

What are your goals as Abdi İbrahim Otsuka? 

“As a young company we have set a daring goal 

for ourselves: To become the number 1 Japanese 

pharmaceutical company in Turkey. We are devoted to 

working in line with this goal. 

We as Abdi İbrahim Otsuka fully support the localization 

project started by the Ministry of Health to encourage 

local production in pharmaceuticals. We aim to contribute 

to reducing our country’s foreign trade deficit with this 

project. 

We are producing molecules discovered by Otsuka at our 

Abdi İbrahim facilities in Turkey and exporting them to 

Algeria, Tunisia and Singapore. We are working hard to 

add more countries to our export markets. 

We will continue on our journey of improvement with 

new launches in the fields of the central nervous system, 

oncology, cardiovascular surgery, gastroenterology, 

respiratory and infectious diseases, dermatology and 

nephrology. We have product launches planned for 

these fields. We are putting all our efforts into producing 

innovative products and touching the lives of patients and 

patient families.” 

How would you evaluate the 5 years since this 

partnership started? 

“Abdi İbrahim Otsuka completed 5 years with projects that 

have made a tremendous impact. The company has a very 

strong portfolio in terms of products. The main reason 

for achieving such a strong structure in 5 years is our 

values. We are continuing to strive with courage, passion, 

responsibility and innovative values to become Turkey’s 

number one Japanese pharmaceutical company. 

10 Pharma

gastroenteroloji, solunum, enfeksiyöz hastalıklar, dermatoloji 

ve nefroloji alanlarında yeni lansmanlar ile devam edeceğiz. Bu 

alanlarda lansman planlarımız söz konusu. Yenilikçi ürünler 

üretmek, hasta ve hasta yakınlarının hayatına dokunmak için var 

gücümüzle çalışıyoruz.” 

Ortaklıktan bu yana geçen 5 yıllık süreci nasıl değerlendirirsiniz? 

“Abdi İbrahim Otsuka 5 yılını son derece ses getiren projelerle 

tamamladı. Ürün anlamında da oldukça güçlü bir portföye 

sahip. 5 yılda böylesine güçlü bir yapıda olmamızın başlıca 

nedeni değerlerimiz. Cesaret, tutku, sorumluluk ve yenilikçilik 

değerlerimizle Türkiye’nin 1 numaralı Japon ilaç firması olmak için 

çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

“Amacımız, şizofreni hastaların görülmesi” 

Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz? 

“2014 yılında Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde “Şizofreni ile Yaşam” 

temasından hareketle hayata geçirilen Görmezden Gelmeyelim 

Projesi kapsamında vücut boyama sanatçısı Trina Merry’i 

Türkiye’de ağırladık. Projenin ikinci aşamasında, Türkiye’de bir 

ilk olan ve şizofreni konusunda toplumsal bilinç oluşturmayı 

hedefleyen ‘Görmezden Gelmeyelim - Tarih Öncesinden Günümüze 

Şizofreni Serüveni’ sergisi bugüne kadar İstanbul, Ankara, İzmir 

ve Kocaeli’nde ziyaretçilerle buluştu ve yaklaşık 30 bin kişiye 

ulaştı. Sergimiz Türkiye’nin farklı illerinde de sergilendikten sonra 

Japonya’dan başlayarak dünyaya açılacak. 

Hayata geçirdiğimiz bir diğer sosyal sorumluluk projesi ise 

Bensenotizm Projesi. Bu proje, hem hekimler için hasta ve hasta 

yakınlarına önerebilecekleri doğru bilgi kaynağını oluşturmak, hem 

de hasta ve hasta yakınlarına internet ve sosyal medya üzerinden 

konusunda yetkin pek çok uzman hekim ile hazırlanan güncel, 

pratik ve doğru bilgiye ulaşım imkânı vermek. 

Projelerimiz kapsamında www.gormezdengelmeyelim.com ve 

www.bensenotizm.com web sitemizi aynı zamanda facebook/ 

bensenotizm, youtube/bensenotizm hesaplarımızı hayata geçirdik. 

Web sitemizde ve facebook hesaplarımızda da hastalık hakkında 

farkındalığı artırmak için bilgi paylaşımlarına devam ediyoruz.” 

“İyileştirmeye gönüllüyüz” 

Türkiye’nin ilaç sektöründeki gelişimini nasıl görüyorsunuz? 

“Türkiye’de ilaç sektörü ileri teknolojiye dayanan yapısı ve kaliteli 

insan gücü ile çok önemli bir potansiyele sahip ve günden güne 

gelişiyor. Özellikle 20-30 yıllık sürece baktığımızda, tıp biliminin 

hızlı bir gelişim sergilediğini ve ilacın da bundan pay aldığını 

söyleyebiliriz. Tedavisi mümkün olmayan hastalıklara çare olacak 

biyoteknolojik ilaçlar gündemimizin önemli bir konusu haline 

geldi. İlaç Ar-Ge Merkezlerinin sayısının her yıl artış göstermesi de 

sektörümüzdeki inovatif çalışmaların gelişimini artıracak bir diğer 

önemli unsur. Özetlemek gerekirse, ilaç sektörünün iyi bir gelişim 

sergilediğini söylemek mümkün. Biz de, Abdi İbrahim Otsuka 

olarak, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda ilaç sektöründe 

etkin bir oyuncu ve ihracatçı konumuna gelmeyi hedefliyoruz. 

“İyileştirmeye gönüllüyüz” mottosuyla birçok gönüllülük projesini 

de hayata geçiriyoruz. Bu zamana kadar ihtiyacı olan pek çok 

kurum ve kuruluşa bağış ve yardım kampanyaları düzenledik, 

düzenlemeye devam ediyoruz.” 

Our objective is to make sure that schizophrenia 

patients are seen 

Could you tell us about your social responsibility 

projects? 

“In the scope of the Let’s Not Ignore Project 

that was brought to life in 2014 on World Mental 

Health Day based on the theme of “Life with 

Schizophrenia”; we hosted body painting artist 

Trina Merry in Turkey. In the second stage of the 

project, the ‘Let’s Not Ignore – The Schizophrenia 

Adventure from Prehistory until the Present’ series, 

which was the first of its kind in Turkey and aimed 

to raise public awareness about schizophrenia, 

was displayed to visitors in Istanbul, Ankara, Izmir 

and Kocaeli reaching around 30 thousand people. 

After our exhibit is displayed in various provinces 

of Turkey it will be exhibited in the rest of the world 

starting with Japan. 

Another social responsibility project we have 

brought to life is the Bensenotizm (Me You Autism) 

Project. The objective of this project is to create 

a resource of correct information that is both for 

physicians and for physicians to recommend to 

patients and patient relatives and provide both 

patients and their relatives with the ability to access 

over the internet and social media current, practical 

and accurate information prepared with many 

specialist doctors who are experts in their field. 

In the scope of our projects we have activated 

our www.gormezdengelmeyelim.com and www. 

bensenotizm.com web site and facebook/ 

bensenotizm, youtube/bensenotizm accounts. We 

are continuing to share information on our website 

and facebook accounts to raise awareness about 

the disease.” 

“We are volunteers for improvement” 

How do you see the development in Turkey’s 

pharmaceutical sector? 

“Turkey’s pharmaceutical sector has very important 

potential with a structure based on advanced 

technology and a qualified work force; and this 

field is developing more every day. Especially 

when we look at the past 20-30 years the science 

of medicine has shown rapid development and 

we can say that pharmaceuticals have a very big 

part in this. Biotechnological pharmaceuticals, 

which will become solutions for incurable 

diseases, have become an important part of our 

agenda. The number of Pharmaceutical R&D 

Centers growing ever year is also an important 

factor that will increase the innovative work of 

our sector. To summarize it is possible to say 

that the pharmaceutical sector has shown great 

improvement. We as Abdi İbrahim Otsuka aim to 

become an effective player and exporter in the 

pharmaceutical sector in line with Turkey’s 2023 

goals. We are bringing many volunteer projects 

to life with the motto “We are volunteers for 

improvement”. We have organized donation and aid 

drives for many institutions and organizations to 

date and will continue to do so.” 

Pharma 11

BM26 

BM27 

BM40 

BC30+DERECE 

BC80 

Türkiye Distribütörü NABIZ TIP MEDİKAL LTD. ȘTİ. - www.nabiztip.com

ebek 

spor bakımı güzellik medikal 

vücut 

bakımı 

Trafik ıșık fonksiyonu 

Türkiye Distribütörü NABIZ TIP MEDİKAL LTD. ȘTİ. - www.nabiztip.com

Berko İlaç yönetim kadrolarını güçlendirdi 

Yenilikçi bakış açısı, 600’ü geçen çalışanı ve dünya standartlarında 3 fazdan oluşan 21 

bin metrekarelik üretim tesisiyle son yılların en hızlı büyüyen kariyer firması olan Berko 

İlaç’ta, yeni yönetici atamaları gerçekleşti 

Berko Pharmaceuticals strengthens its 

management staff 

New managerial appointments have been made in Berko Pharmaceuticals, which has 

an innovative perspective with more than 600 employees, and a production facility in 

21 thousands square meters consisting of 3 phases in world standards, is the fastest 

growing career company in the last years 

Nursel Gülsoy Bozyel - Berko İlaç Fabrika Müdürü 

Nursel Gülsoy Bozyel - Berko Pharmaceuticals Factory Head 

Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği 

mezunu olan Nursel Gülsoy Bozyel, yine Ankara 

Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde 

Biyoteknoloji yüksek lisansını tamamlamıştır. 

Ocak 2001- Eylül 2015 tarihleri arasında Mustafa 

Nevzat İlaç’ta çalışan Gülsoy, kalite kontrol, 

analitik geliştirme, üretim departmanlarında 

görev yapmış ve son olarak üretim müdürü 

unvanı ile çalışmıştır. Mayıs 2016 tarihinden bu 

yana Berko İlaç’ta üretim müdürü olarak başarılı 

bir şekilde görev yapan Nursel Gülsoy Bozyel, 

Berko İlaç Fabrika Müdürlüğü pozisyonuna terfi 

etmiştir. 

A graduate of Ankara University Chemical 

Engineering, Nursel Gülsoy Bozyel completed 

her postgraduate in Biotechnology, the Chemical 

Engineering Department of Ankara University and then 

she worked in Mustafa Nevzat İlaç between January 

2001 and September 2015. She worked in quality control, 

analytical development and production departments and 

lastly worked as production manager. Nursel Gülsoy 

Bozyel, who has been successfully working as Director 

of Production at Berko Pharmaceuticals since May 2016, 

was promoted to position of Berko Pharmaceuticals 

Factory Head. 

14 Pharma

SİSTEM 9 

DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE 

KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN! 

Sistem 9’un profosyonel ekran çözümleriyle 

kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın, 

kurumsal iletişiminizi güçlendirin. 

40.000+ ekran yönetimi 

18 ülkede hizmet 

PERAKENDE MAĞAZACILIK SEKTÖRÜNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ 

KURUMSAL TV 

VIDEO WALL 

İNTERAKTİF UYGULAMALAR 

VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER 

LED EKRAN 

Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir, 

afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir 

ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz. 

Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası 

7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında. 

info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00

ODTÜ Kimya bölümü mezunu olan Serap 

Odabaşı, Marmara Üniversitesi Farmasötik Kimya 

bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. 

Çalışma hayatına Fako İlaç’ta başlayan ve Toprak 

İlaç’ta devam eden Odabaşı, sırası ile 12 yıl Bilim 

İlaç’ta Ar-Ge müdürlüğü, Onko Koçsel İlaç’ta 

Ar-Ge direktörlüğü ve 3 yıl Biofarma İlaç’ta 

Ar-Ge direktörlüğü görevlerini sürdürmüştür. 

2017 yılında Berko İlaç Ar-Ge Koordinatörlüğü 

pozisyonuna atanan Serap Odabaşı, görevini 

başarıyla sürdürmektedir. 

Serap Odabaşı - Berko İlaç Ar-Ge 

Koordinatörü 

Serap Odabaşı - Berko 

Pharmaceuticals R & D Coordinator 

A graduate of METU Chemistry, Serap Odabaşı completed her master’s degree in Pharmaceutical 

Chemistry, Marmara University. Beginning her business in Fako Pharmaceuticals she continued to work in 

Toprak Pharmaceuticals. She worked as R & D Directorate at Bilim Pharmaceuticals for 12 years , then as R & 

D Director in Onko Koçsel Pharmaceuticals and then in Biofarma Pharmaceuticals’ as R & D for 3 years. Serap 

Odabaşı, who was appointed as the Berko Pharmaceuticals R & D Coordinator in 2017, continues her mission 

successfully. 

Aslı Türkay - Berko İlaç Stratejik 

Planlama ve İş Geliştirme Müdürü 

Aslı Türkay - Berko 

Pharmaceuticals Strategic Planning 

and Business Development Manager 

İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde 

lisans eğitimini alan Aslı Türkay, Yeditepe Üniversitesi 

İşletme bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. 

Kasım 2003 - Ekim 2017 tarihleri arasında Sandoz 

İlaç’ta çalışan Türkay, sırası ile Ar-Ge, proje, 

ruhsatlandırma, portfolio, lansman ve stratejik 

planlama departmanlarında farklı pozisyonlarda görev 

yapmış ve son olarak iş geliştirme departmanında iş 

geliştirme müdürü unvanı ile çalışmıştır. Aslı Türkay, 

Berko İlaç Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü 

olarak atanmıştır ve başarılı bir şekilde çalışmalarını 

sürdürmektedir. 

Aslı Türkay, who graduated from the Department of Chemical Engineering of Istanbul University, completed 

her master’s degree in Business Administration at Yeditepe University. Working at Sandoz Pharmaceuticals 

between November 2003 - October 2017, Aslı Türkay, served in various positions with different title in R & D, 

design, licensing, portfolio, launch and strategic planning departments. She has been appointed as business 

development manager in department. Aslı Türkay continues to work Berko Pharmaceuticals Strategic Planning 

and Business Development Manager successfully. 

16 Pharma

Sınır Tanımayan 

Doktorlardan Pfizer’e 

itiraz 

Objection to Pfizer 

from Doctors without 

Borders 

18 Pharma 

Uluslararası tıbbi insani yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Pfizer ilaç şirketini, tüm dünyada 

çocukların hayat kurtaran aşıya erişimini sekteye uğratan haksız patentlerden vazgeçmeye çağırıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Güney Kore Temyiz Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, konjüge pnömokok aşısı 

(PCV, zatürre aşısı) için ABD’li ilaç şirketi Pfizer’a verilen patentin yeniden değerlendirilmesini istedi. 

29 Kasım 2017’de Kore Patent Mahkemesi Pfizer’in Prevnar13 adıyla pazarladığı PCV13 ürünü için firmaya verilen 

patenti onaylamıştı. Zatürre nedeniyle her yıl yaklaşık 1 milyon çocuk, yani her gün 2 bin 500 çocuk hayatını 

kaybederken, bunun gibi hak edilmemiş patentler insanların, devletlerin ve MSF gibi sağlık kuruluşlarının çocukları 

zatürreden koruması önünde engel oluşturuyor. 

The international humanitarian aid organization Doctors without Borders (MSF - Médecins Sans Frontières ) is appealing to Pfizer to 

abandon unjust patents that prevent the access of children all over the world to life saving vaccinations. 

In the petition of the Doctors without Borders (MSF) submitted to the South Korean Court of Appeals they wanted the patent given to US 

company Pfizer for the pneumococcol conjugate vaccine (PCV, pneumonitis vaccine) to be reconsidered. 

The Korean Patent Court had approved the patent for the PCV13 product marketed by Pfizer under the name Prevnar13 on November 

29, 2017. Nearly 1 million children, or in other words 2 thousand 500 children per day, lose their lives due to pneumonia while unearned 

patents like this are preventing people, governments and health organizations like MSF from protecting children against pneumonia. 

Mücadelenin amacı 

Güney Kore Temyiz Mahkemesi’ne yapılan bu itiraz, tüm dünyada 

verilen mücadelenin en güncel adımı. Bu çabalar Pfizer’in haksız 

PCV13 patentlerinin düşürülmesi ve böylece daha fazla çocuğu bu 

ölümcül hastalıktan koruyarak üreticilerin PVC13’ü daha makul 

fiyatla üretmesini ve satmasını mümkün kılarak uluslararası 

rekabetin önünü açmak. 

Pfizer’in bu patenti Avrupa Patent Ofisi tarafından düşürüldükten 

sonra Sınır Tanımayan Doktorlar Kore’de ve aynı zamanda 

Hindistan’da da Pfizer’in bu haksız patentine yasal olarak itiraz 

etmeye başlamıştı. 

Çocukları hastalıklara karşı korumak artık 68 kat daha pahalı 

2018 itibariyle bir çocuğu Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği bütün 

aşıları yaparak hastalıklardan korumak 17 yıl öncesine oranla 68 kat 

daha pahalı. Bunda, zatürre aşısının yüksek fiyatlandırılmasının ve 

dünya çapında rekabet olmayışının payı büyük ve bunun en büyük 

nedeni zatürre aşısını üreten yegâne iki şirketin talep ettiği yüksek 

ücretler ve dünya ülkelerinin yaklaşık üçte birinin bu aşıyı standart 

aşı paketine alarak çocukları bu ölümcül ve önlenebilir hastalığa terk 

etmiş olması. 

Şu anda pek çok ülkede çocuklar, Aşı İttifakı olarak da bilinen Küresel 

Aşı ve Aşılama Birliği Gavi’nin desteğiyle aşılanıyor. Ancak 20’den fazla 

The Objective of this Struggle 

This objection filed with the Southern Korea Court of Appeals is 

the most recent step in a worldwide struggle. The objective of 

these efforts is to overrule the unjust PCV13 patents of Pfizer 

and thus protect more children against this deadly disease 

by enabling producers to produce and sell PVC13 at more 

affordable prices and pave the way for competition. 

fter this patent of Pfizer was dropped by the European Patent 

Office, the Doctors without Borders filed objections in Korea 

and India in a legal battle to overrule Pfizer’s unjust patent. 

It is now 68 times more expensive to protect children against 

diseases 

As of 2018 getting all of the vaccinations recommended by the 

World Health Organization to protect children against disease, 

has become 68 times more expensive than it was 17 years ago. 

The share of pneumonia vaccinations with high prices and there 

being no competition is significant in this circumstance and 

the main reason for this is the exorbitant prices demanded for 

pneumonia vaccines by the only two pharmaceutical companies 

that produce them and the fact that about one third of the 

countries in the world have taken this vaccine into a standard 

vaccine package and abandoned children to this deadly but 

preventable disease.

ülke ve dolayısıyla milyonlarca çocuk bu fondan yararlanabilme 

hakkını birkaç yıl içinde kaybedecek. 

Aşılara erişim engelleniyor 

MSF’nin Kore Ülke Direktörü Thierry Coppens, “MSF’nin doktor 

ve hemşirelerinin, zatürre aşısının fazla fiyatlandırılmasının 

ve aşırı kârların kamu sağlığından önce gelmesinin yol açtığı, 

önlenebilir ölümlere her gün şahit oluyor,” dedi. Pfizer’in 

dünya çapında kurduğu tekel, dünyanın her yerinde hassas 

durumdaki çocukların hayatını kurtarabilecek, makul fiyatlı 

ve kaliteli zatürre aşıları üretmek için uygun şartlara sahip 

olan diğer aşı üreticilerinin önünü keserek olası kayıplara göz 

yumduğunu gözler önüne seriyor. 

Oysa daha fazla üreticinin zatürre aşısı üretip satmasına 

izin verilmesi, daha çok ülkenin ve MSF gibi sağlık hizmeti 

sunan kuruluşların makul fiyatlı aşı temin etmesine olanak 

sağlayacak. 

MSF adına Ürdün’de görev yapan çocuk doktoru Anas 

Shorman’ın yaptığı açıklamada; solunum yolu enfeksiyonları 

nedeniyle hayati tehlikesi bulunan çok sayıda çocuk 

gördüklerini ve fiyatların düşmesi halinde pek çok çocuk 

ölümlerinin de azaltılabileceğini dile getirdi. Aşıların bu 

yüksek fiyatına karşı 50’den fazla ülkenin sesini yükselttiğini 

ve artık Endonezya, Ürdün ve Tunus gibi ülkelerde çocukların, 

hayatlarını kurtaracak bu aşıya erişmek için daha fazla 

bekleyecek zamanının kalmadığını ifade etti. 

İlaç şirketleri değişikliğe izin vermiyor! 

Dünyanın “gelişmekte olan eczanesi” olarak bilinen Hindistan 

da yine aynı aşı için alınan patente itira etmiş durumda (bu 

davanın mahkeme tarihi de yine içinde bulunduğumuz haftada). 

Çünkü mevcut patentin Hint aşı üreticilerinin uygun fiyatlı PCV 

aşısı üretmesine 2026 yılına kadar izin vermediği görülüyor. 

Hindistan Patent Ofisi ve mahkemelerinde Sınır Tanımayan 

Doktorlar’ı temsil eden Leena Menghaney ise patent süreci 

hakkında şunları söyledi: “Hindistan Patent Ofisi sürekli olarak 

ilaç şirketleriden baskı görüyor. Bu patentin sadece ufak 

tefek değilşikliklerle sürekli yenilenmesini ve korumasının 

uzatılmasını (“evergreening”) teşvik ediyor. Yani burada zaten 

kullanılan 7 değerlikli aşıya serotip eklenmesinden ibaret 

olup teknik bir ilerleme teşkil etmeyen bir durum için patent 

verilmiş durumda bu da sadece Pfizer’in tekelini 2026’ya kadar 

korumak için bulduğu bir yol olduğu görülüyor. 

Genellikle sahadaki hastalardan fazlasıyla uzak kalan patent 

ofislerinin unuttuğu nokta ise, ilaç şirketlerinin içi boş patent 

taleplerine hizmet etmenin, insanlara hayat kurtaran ilaç ve 

aşılar ulaştırmanın önüne kocaman bir set çektiğidir.” 

İlaç şirketlerinin yapmış olduğu baskılarla Güney Kore ve 

Hindistan’da itiraz süreçleri devam ederken, Avrupa Patent 

Ofisi ve Çin Fikrî Mülkiyet Dairesi’nde PCV13 için ve bunlara 

denk patentler, buluş yapmış olma kriterinin sağlanmadığı 

gerekçesiyle “hak edilmemiş patent” sayılarak iptal edildi. Bu 

gelişme ilaç şirketlerine karşı verilen savaşta yetersiz de olsa 

şimdilik büyük bir başarı elde etmiş oldu. 

Currently children in many countries are being vaccinated 

with the support of Gavi the Global Vaccine and Vaccination 

Association also known as the Vaccine Alliance. However more than 

20 countries and therefore millions of children- will lose their right 

to benefit from this fund in a few years. 

Access to vaccines are being prevented 

MSF’s Korean Country Director Thierry Coppens said “The doctors 

and nurses of MSF are witnessing the preventable deaths caused 

by over priced pneumonia vaccines and putting excessive profits 

before public health every day”. The monopoly that Pfizer has 

established all over the world is preventing other vaccine producers 

that have the right conditions for producing affordably priced and 

quality pneumonia vaccines that could save the lives of children in 

many vulnerable places throughout the world and showing that they 

close their eyes to probable losses. 

Whereas if more producers were allowed to produce pneumonia 

vaccines, more countries and health organizations like MSF that 

provide health services would be able to procure more affordable 

vaccines. 

In the statement made by a pediatrician, Anas Shorman, assigned 

in Jordan on behalf of MSF; she said they saw large numbers of 

children in danger for their lives because of respiratory disease and 

if prices were reduced, less children will lose they lives. She said 

that over 50 countries were speaking up against the high price of 

these vaccines and now children in countries like Indonesia, Jordan 

and Tunisia no longer have time to wait for access this vaccine that 

will save their lives. 

Pharmaceutical companies do not allow change! 

India, known as the world’s “developing pharmacy” has also 

objected to the same vaccine (the court date for this case is also 

within this week). Because it appears that the existing patent does 

not allow Indian vaccine producers to produce affordable PCV 

vaccines until the year 2026. Leena Menghaney, who represents the 

Doctors without Borders in the Indian Patent Office and courts, said 

the following about the patent process: “The Indian Patent Office 

is constantly being pressured by pharmaceutical companies. They 

are encouraging this patent to be constantly renewed with minor 

changes and the protection to be extended (“evergreening”). So this 

is a situation in which a patent has been given for something that 

does not even constitute progress but merely consists of serotype 

being added to the septivalent vaccine already being used and all 

this appears to be is a way in which to protect Pfizer’s monopoly 

until 2026. 

The point that patent offices, which are generally at an exceedingly 

far distance from the patients out in the field, are serving the empty 

patent demands of pharmaceutical companies is tantamount to 

building a huge wall in front of providing people with life saving 

pharmaceuticals and vaccines.” 

While the appeals processes are continuing in South Korea and 

India under pressure from the pharmaceutical companies, in the 

European Patent Office and the Chinese Intellectual Property Office 

the PCV13 and similar patents were considered “unearned patents” 

on the ground that they did not meet the criteria of having made 

an invention and they were cancelled. This development, although 

insufficient in the battle against pharmaceutical companies, was a 

great achievement. 

20 Pharma

eautyistanbul 

Exhibition for Cosmetics, Beauty, Hair 

ICC - ISTANBUL CONGRESS CENTER (TAKSIM) TURKEY 

www.beautyistanbul.com.tr 

2 - 3 - 4 

OCTOBER 2019 

ULUSLARARASI FUARCILIK LTD 

Organizer: İPEKYOLU International Exhibitions Ltd 

Tel: +90.212.603 31 33 - Fax: +90.212.603 31 34 - info@ipekyolu.info 

29 Ekim Cd. No: 3 Vizyon Park 1. Plaza Ofis 41 Yenibosna - Istanbul / Turkey

ORSA Genel Müdürü Ecz. Necdet Çapa 

‘Ortopedide dünyaya bağımlı değiliz’ 

‘We are nondependence on world for Orthopedics’ 

Dünyanın ortopedi devi ORSA’nın Genel Müdürü Ecz. Necdet Çapa, 700 değişik modelde 

ürün üreten firmasının 42’nci yılını ‘Pharma Turkey’e değerlendirdi. Türkiye’nin sağlık 

sektöründe dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldiğini anlatan Ecz. Necdet Çapa, 

ortopedide merdiven altı ürünlerin tehlikesine dikkat çekti. 

Ph. Necdet Çapa, General Manager of ORSA, Orthopedics Giant, evaluated 42nd year of the 

company, which manufactures products in 700 different models, to Pharma Turkey. Stating 

that Turkey become one of the world’s leading countries in health sector, Necdet Çapa 

advises the public against the use of unregistered orthopedic products. 

Bize Orsa Ortopedi’yi anlatır mısınız, neler yapıyorsunuz? 

ORSA 1976 yılında babam Niyazi Çapa tarafından kuruldu, 

ikinci kuşak olarak bizimle devam ediyor. ‘Ortopedi 

Sanayi’ kelimesindeki Ortopedi’nin ‘OR’, Sanayi’nin ‘SA’ 

harflerinden oluşan ORSA’nın kuruluş amacı ortopedik 

ürünler konusunda Türkiye’nin yurtdışına bağımlılığını 

azaltmak, yüksek fiyatlı ithal mal saltanatına son vermek. 

Bunda da çok şükür başarılı olduk. Yaptığımız kaliteli 

üretimle ithal malların onda bir fiyatına halkımızın 

ortopedik ürünlere ulaşmasını sağladık. Çok yüksek 

fiyatlardan ülkemize giren Avrupa ve ABD ürünlerine dur 

diyerek yurtdışına döviz transferine sektörümüzde engel 

olduk. 

İhracat da yapıyorsunuz, dış pazarda durumunuz nasıl? 

İkinci kuşak olarak bizim hedefimiz yurtdışına açılarak 

ülkemize döviz kazandırmak oldu. Bu hedefte adım 

adım ilerlemeye devam ediyoruz. Dünyada 42 ülkeye 

ürünlerimizi satarak bu ülkeleri yüksek kaliteli uygun fiyatlı 

ORSA ürünleriyle buluşturduk. Her yıl yeni ülkeleri ORSA 

ürünleriyle buluşturmaya devam ediyoruz. Üçüncü kuşak 

olacak çocuklarımıza hedef olarak yurtdışında ülkelerin 

şehirlerinde ORSA bayilikleri kurmayı belirledik. İnşallah 

bu hedefle yetiştirdiğimiz yeni nesil çocuklarımız dünyada 

ORSA’nın ulaşmadığı nokta bırakmayacak. 

There will be no point we can’t reach! 

Could you inform us about Orsa Orthopedics 

Company? 

Orsa Orthopedics was founded in 1976 by my father, 

Niyazi Çapa, we continue as the second generation. 

Generated from ‘OR’ of ‘Ortopedi’ and ‘SA’ of ‘Sanayi’ 

words, ORSA aims to reduce foreign dependency in 

orthopedic products stop the importation of expensive 

products from other countries. Thank goodness we 

achieve it. We made good quality production of goods 

imported to our people and we provide for public to 

buy product with its 10% of its imported price. We have 

been obstructing the transfer of foreign currency to the 

foreign countries by stopping the products of Europe 

and the USA that entered our country at very high 

prices. 

How are you doing in the export market? 

As our second generation, our goal was to gain foreign 

exchange to our country. We continue to progress 

step by step in this goal. We sold our products to 42 

countries in the world and brought these countries with 

high quality and affordable ORSA products. Every year 

we continue to meet new countries with ORSA products. 

We set our goals for our third generation children to 

establish ORSA dealerships in the cities of the country 

abroad. Hopefully our next generation of children we 

train for this target so that there will be no point which 

ORSA can’t reach! 

22 Pharma

Ürün gruplarınızdan biraz bahseder misiniz, kaç çeşit ürün 

üretiminiz var? 

ORSA; Tıbbi Korseler- Ortopedik Cihazlar- Felç Yürüme 

Cihazları- Rehabilitasyon Malzemeleri- Boyunluklar ve 

Anatomik Yastıklar- Ayak Sağlığı Ürünleri- Tespit Bandajları- 

Varis Çorapları- Ortopedik Tabanlık ve Ayakkabılar-Acil Bakım 

Ürünleri- Değnek ve Yürüme Gereçleri- Neopren Vücut Destek 

Ürünleri- Silikon Ürünler-Protez ve Ortezler dalında üretim 

yapıyoruz. 

Bu ana başlıklar genelinde yaklaşık 700 değişik modelde 

ürün üreten ORSA çeşitlilik bakımından Dünyanın en büyük 

firmalarındandır. Bu kadar yüksek çeşitliliğe sahip olan 

firmamız, bayisinin ortopedi konusundaki tüm ihtiyaçlarına 

cevap veriyor, bayisini hiçbir firmaya muhtaç etmiyor. 

Ortopedi ve fizik tedavi dışında hitap ettiğiniz tıbbi branşlar 

var mı? 

Üretim çeşitlerimiz genel olarak ortopedi, beyin cerrahi, fizik 

tedavi ve rehabilitasyon branşlarına hitap ediyor. Ancak ürün 

çeşitliliğimiz çok fazla olduğundan tüm cerrahi branşlar 

için ameliyat sonu korseleri-destekleri, kulak burun boğaz 

bandajları, göz bandajları, diyabet hastaları için diyabet 

ayakkabıları, varis çorapları, acil bakım ürünleri, anatomik 

yastıklar üretiyoruz. Bu yüzden hitap etmediğimiz branş 

neredeyse yok gibi. Ayrıca engelli ve yatalak hastaların yaşam 

konforunu arttırdığımız ürünlerle tüm branşlara giriyoruz. 

42’NCI YILDA, 42’NCI ÜLKEYE IHRACAT 

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? Ve ufukta yeni ülkeler 

var mı? 

Ürünlerimizi Fransa, Almanya, Bulgaristan, Polonya, 

Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Suudi 

Arabistan, Irak, Sudan, Kenya, Kamerun, Nijerya, Mısır, 

Ürdün, Avustralya vb. toplam 42 ülkeye ihraç ediyoruz. En son 

Tanzanya’ya ihracat yaparak 42. yılımızda 42. ülkeye ulaştık. 

Türkiye’den hiç ortopedik malzeme ihracatı yapılmamış 

ülkeleri Türk ürünleriyle tanıştırıp Türkiye için yeni ihracat 

kapıları açmaktan gurur duyuyoruz. Bu yüzden yeni pazarlar 

bulmak için devamlı ikili iş görüşmeleri ve fuarlara katılıyoruz. 

Üretimimizin yaklaşık %70 i yurtdışına gidiyor. Büyük 

uluslararası ihaleler alıp yüklü ihracatlar yaptığımızda Bu oran 

%85 e kadar çıkıyor. 

SAĞLIK IÇIN SAĞLIKLI SEÇIM 

Dünyada aranan bir marka olmanızı sağlayan etkenler neler? 

“Sağlık için sağlıklı seçim” sloganıyla yola çıkan firmamız 

bu sloganı kalite politikasının temeline yerleştirdi. Hasta 

insanlara hizmet sunduğumuzu hiçbir zaman unutmamak, 

üretimlerimizi her zaman hastaların yerine kendimizi koyarak 

kalite kontrolünden geçirmek ve bu bilinci tüm personelimize 

aşılamak firmamızın başarısının en büyük etkenlerinden. 

Dünyada aranan marka olmamızı sağlayan diğer önemli 

etkenler de; eğitime önem vermek, nitelikli personel 

kullanmak, Ar-Ge’nin önemini kavramak, kaliteyi hayat 

felsefesi olarak benimsemek. 

What about your range of products? 

ORSA manufactures orthopedic materials with over 700 

type of product range of medical corsets, orthopedics 

devices, paralysis walking devices, rehabilitation 

materials, prosthetics and orthetics and also orthopedic 

corsets and bandages, pillows, wheelchairs, walking 

supports, orthopedic supports, neckties, knee support, 

insoles, cervical support, beauty corset, arm sling, 

bandage, corset, emergency products, foot care 

products, clavicle bandage, finger support, wrist 

bandage, orthosis and prosthesis. 

ORSA is one the world’s largest company in terms 

of diversity. Our company, which has such a high 

diversity, responds to all the needs of the bassist in 

orthopedics and it does not allow its dealer for need to 

any company. 

Do you have any branch except Orthopedics and 

physical therapy? 

Our range of products appeals to the branches of 

orthopedics, neurosurgery, physical therapy and 

rehabilitation in general. Since we have a great variety 

of products, we produce end-of-operation corsets for 

all surgical branches, ear and nose throat bandages, 

eye bandages, and diabetic shoes for, varicose socks, 

emergency care products and anatomic cushions. So 

it seems that the branch we do not address is almost 

nonexistent. We also enter all branches with products 

that enhance the comfort of the disabled and bedridden 

patients. 

EXPORTS TO 42 COUNTRIES IN ITS 42ND YEAR 

Which countries do you export to? And do you have 

new countries on the horizon? 

Our products are exported to France, Germany, 

Bulgaria, Poland, Azerbaijan, Kyrgyzstan, Kazakhstan, 

Georgia, Saudi Arabia, Iraq, Sudan, Kenya, Cameroon, 

Nigeria, Egypt, Jordan, we export to a total of 42 

countries. We reached the 42nd country in our 42nd 

year by exporting to Tanzania. We are proud to open a 

new door for Turkey for introduce the Turkish export 

products for countries yet no exports from Turkey in 

orthopedic. 

Pharma 23

Söz oraya gelmişken fabrika ve Ar-Ge çalışmalarınızı anlatır 

mısınız? 

Biz ORSA olarak devamlı yeniliklere ve gelişime açık bir firmayız. 

Her yıl yeni ürünler ürün portföyümüze giriyor. 2018’de de 

yeni ürün çalışmalarımız mevcut. Dünyada olan tüm ortopedik 

ürünleri halkımıza sunmak devamlı hedefimiz olmuşken, artık 

dünyada ilk defa bizde olan ürünleri Türk halkına sunmaya 

başladık. Türk halkının her şeyin en iyisine layık olduğunun 

bilincinde olduğumuzdan dünyada ilk olan Orsa Plus serisini bu 

sene halkımızın kullanımına sunmaktan gurur duyuyoruz. 

ORSA PLUS’I GURURLA SUNUYORUZ 

Orsa Plus’ı bu yıl piyasaya sundunuz? Bu ürünlerinizin özelliği 

nedir? 

Orsa Plus serisi yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olan ve 

dünyada ilk defa bizim tarafımızdan sunulan terletmeyen, ısı 

artışı yapmayan, mükemmel basınç dağılımı sağlayan 3 boyutlu 

kumaş teknolojisiyle üretilmiş inovatif tasarım ortopedik destek 

ürünleri. 

Biz dâhil tüm ortopedi firmaları tendonlarda, eklemlerde, 

kemiklerde kısacası vücudun tüm bölgelerindeki hasarlarda, 

rahatsızlıklarda ve operasyon sonrasında kullanılan destek 

ürünleri üretiyor. Bu destek ürünlerini kullanan hastalar terleme 

ve sıcaklık artışından dolayı huzursuz oluyor, destek ürününü 

çıkartma hissi duyuyor. Bu da tedavinin gecikmesine veya 

olmamasına sebep oluyor. Orsa Plus serisinde kullandığımız 

3 boyutlu kumaş üstün hava sirkülâsyonu sağlayarak daha az 

terletme yapıyor, daha serin ve kuru his vererek hastanın düzenli 

olarak destek ürününü kullanmasını sağlıyor. Düzenli kullanım 

ve mükemmel basınç dağılımı tedavinin daha kısa sürede 

sonuçlanmasını sağlıyor, hasta yaşam kalitesini ve konforunu 

artırıyor. Dizlikten korseye, el bilek atelinden kol askısına kadar 

her alanda kullanılan bu ürünler özellikle yazın vazgeçilmez 

olacak. Sıcak bölgelerde kullanımı hastalara büyük rahatlık ve 

kolaylık sağlayacak. 

Ayrıca uzun süredir çalışmalarını ve denemelerini yaptığımız 

gene 3 boyutlu kumaştan daha kalın olarak yapılmış basınç 

noktalarını azaltan, nefes alabilen anti dekübit yatak pedi de 

yatan hastalar ve engelli bireyler için devrim niteliğinde bir ürün. 

Destek ürünlerine göre daha kalın 3 boyutlu kumaştan yapılan 

yatak pedi vücut ağırlığını eşit olarak dağıtır ve kemik çıkıntıları 

üzerindeki doku deformasyonunu azaltıyor. Kısmi gömülme ve 

kuşatma özelliği sayesinde basıncı daha etkin dağıtıyor. Fazla 

ısı çevreden kolayca uzaklaştırılıyor. Değişik katmanlardan 

oluşabilen inovatif tasarımdan dolayı hasta ihtiyacına göre 

farklı katmanlardan oluşmuş ürünler sunulabiliyor. Yatalak 

hastalar için sıvı geçirmez katmanlı 3 boyutlu alez yapılabildiği 

gibi bambulu 3 boyutlu çarşaflarda hasta tercihine sunulabiliyor. 

Sıcak ülkelerde ve yaz aylarında uyku konforunu artıran bambu 

kumaştan çarşaflar tek kişilik veya çift kişilik yatağa göre 

üretiliyor. 

Bu ürünün tekerlekli sandalye kullanan kişilerden diyabet 

hastalarına kadar yaşam kalitesini arttırmada kullanımı için arge 

çalışmaları devam ediyor. Özellikle tamamı yurtdışından getirilen 

ve dövizlerimizin yurtdışına gitmesine sebep olan havalı yatak 

So we are constantly involved in bilateral business 

negotiations and fairs to find new markets. 

Approximately 70% of our production goes abroad. 

When we import large international tenders and make 

laden exports this rate is up to 85%. 

HEALTHY CHOICE FOR HEALTH 

What are the factors that make you a brand in the 

world? 

Our company, which set out with the slogan “Healthy 

choice for health”, put this slogan on the basis of quality 

policy. It is one of the biggest factors of our company’s 

success to never forget that we serve sick people, 

to always put our productions in place of patients by 

quality control and to overcome this conscious all staff. 

Other important factors that enable us to be sought 

after in the world are; to give importance to education, 

to use qualified personnel, to recognize the importance 

of R & D, to adopt quality as philosophy of life. 

By the way could you tell us about your factory and R 

& D work? 

As ORSA, we are an open company with continuous 

innovations and development. Every year new products 

are entering the product portfolio. We have new product 

works in 2018. While we have always aimed to present 

all the orthopedic products that are in the world, we 

have started to present the products that we have for 

the first time in the world to the Turkish people. We are 

proud to present Orsa Plus series, the first in the world, 

to the use of our people this year because we are aware 

that the Turkish people deserve the best of everything. 

WE PROUDLY PRESENT ORSA PLUS 

Orsa Plus is on the market this year? What is the 

nature of these products? 

The Orsa Plus series is an innovative design orthopedic 

support product that is produced by a work of about two 

years and produced by us for the first time in the world. 

All orthopedic companies, including us, produce 

support products that are used in tendons, joints, 

bones, in short, injuries in all parts of the body, 

discomfort and post operation. Patients who use these 

support products feel uneasiness due to sweating 

and temperature increase, feel the sense of sticking 

24 Pharma

(Eskar yatağı) yerine bu Anti Dekübit yatak pedinin alternatif 

olması için çalışmalarımız sürüyor. 24 saat elektrik tüketen ve 

kompresörün sesiyle hastaları uyutmayan havalı yatak yerine 

kullanımında döviz tasarrufunun yanı sıra enerji tasarrufu ve 

hasta memnuniyeti de artmış olacak. 

Bu Orsa Plus serisi ürünlerimizi ve termal konforlu anti dekübit 

yatak pedimizi dünyada ilk defa halkımıza sunmak bizim için 

büyük onur. Bu ürünlerin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi sıcak 

ülkelerde dünyada ilk defa firmamızca sunulmasıyla ülkemiz ve 

firmamız adına büyük bir ivme yakalanacağına inanıyoruz. 

MÜKEMMELE ULAŞANA KADAR… 

Kullandığınız hammaddeler hakkında bilgi verir misiniz? 

Ürünlerinizi üstün kılan özellikler neler? 

Ürünlerimizin muadillerinden en büyük üstünlüğü; kullanılan 

hammadde testlerinin ISO 10993 standartlarına göre akredite 

kuruluşlarca yapılmış olması, Avrupa’da yapılmış klinik 

araştırma sonuçlarının bulunması ve gene Avrupa’da akredite 

laboratuvarlarca yapılmış mikro klima test sonuçlarının olması. 

Ürünlerimizin zehirsizliği, klinik yeterliliği, vücuda takıldığında 

zarar verecek kadar terleme ve ısı artışı yapmadığı belgelerle 

gösteriliyor. Tabi ki bu duruma 2001 yılından beri yaptığımız 

çalışmalarla gelindi. 

Klinik araştırmalar sırasında bazı ürünler üzerinde 20-25 defa 

değişiklikler yapıldı ve ideale ulaşana kadar klinik araştırmalar 

devam etti ve hala da devam ediyor. 

Şu an geldiğimiz noktada ise; Doktor ORSA markalı ürünü 

hastaya tavsiye ettiğinde bu ürünün vücuda toksikolojik etkisi var 

mıdır? Alerji yapar mı? Yeterli tedavi değerliğine ve standardına 

sahip midir? Mikroklimal uygunsuzluğu var mıdır? düşüncesiyle 

hareket etmez. Bütün bunlar da Orsa’nın dünyada aranan ve 

tercih edilen bir marka olmasını sağladı. 

Hastaneler ve medikal bayiler ortopedik ürün alımları yaparken 

nelere dikkat etmeliler? 

Ortopedi ürünleri perakende satış olduğundan sektörümüzde 

bizim merdiven altı tabir ettiğimiz çok fazla üretici firma 

bulunuyor. 

out the support product. This leads to delayed or 

untreated treatment. The 3-D fabric we use in the 

Orsa Plus series provides superior air circulation, less 

perspiration, a cooler, drier feel and allows the patient 

to use the support product on a regular basis. Regular 

use and excellent pressure distribution ensure that 

treatment can be completed in a shorter period of time, 

increasing the patient’s quality of life and comfort. Knee 

corset, ranging from arm wrist splint to suspend these 

products are used in all areas will be indispensable, 

especially in summer. Use in hot areas will provide 

great comfort and convenience in sickness. 

It is also a revolutionary product for patients 

with disabilities and disabled people who have 

breathtaking anti- decubitus bed pads, which also 

reduce the pressure points made from thick fabric 

made of 3-dimensional fabric, which we have long 

studied and experimented with. The bed made of 

thicker 3-D fabric than the support products evenly 

distributes the pectoral body weight and reduces the 

tissue deformation on the bone protrusions. Partial 

embedding and encircling allows the press to distribute 

more effectively. The excess heat is easily removed 

from the surround. Due to the innovative design that 

can be composed of different layers formed from 

different layers according to patient needs products can 

be offered. For bedridden patients, liquid impermeable 

layered 3D undersheet can be made and can be 

presented to the patient in 3D sheets with bamboo. 

Bamboo bed linen is produced for single or double 

beds, which increases sleep comfort in hot countries 

and summer months. 

This product is from people who use wheelchairs 

diabetes R & D activities continues to use in improving 

the quality of life up to the patient. Especially we are 

carrying out our studies in order to be an alternative of 

this Anti Decubit bedding pad instead of the cool bed 

(Eschar bed) which is brought all over from abroad and 

causes foreign exchange to go abroad . Energy saving 

and patient satisfaction will be increased as well as 

foreign currency savings in the use of air mattresses 

that consume electricity 24 hours a day and that do not 

sleep patients with the voice of the compressor. 

It is our great honor to present our Orsa Plus series 

products and our thermal comfortable anti- decubitus 

bed pads for the first time in the world. We believe that 

these products will be the first in the world in the hot 

countries like the Middle East and African countries, 

and that our country and our company will get great 

momentum. 

UNTIL REACH PERFECTION... 

Would you give us information about the raw materials 

you use? What are the top-finishing features of your 

products? 

The greatest advantage of our products is their 

counterpart; the fact that the raw material tests used 

were made in accredited establishments according to 

ISO 10993 standards, the results of clinical research 

carried out in Europe, and also in the European 

accreditation laboratories Having microcirculation test 

results made. Our products are shown to be poisonous, 

clinically competent, not so much sweating and heat-up 

as to cause damage to the body. 

Pharma 25

Of course we have come to this situation with our work 

since 2001. 

During the clinical trials, some products were modified 

20-25 times, and the clinical trials continued until the 

ideal was reached and still continue. 

At the moment we are at the point; when the doctor 

recommends ORSA branded product to the patient, he 

never considers, if is there any toxicological effect of 

this product on the body? Does he have allergies? Do 

you have adequate treatment value and standard? Is 

there a microclimate incompatibility? All of this has 

enabled Orsa to be a preferred and popular brand in the 

world. 

Hiçbir tedavi değerliliği olmayan, hiçbir sağlık kuralı 

düşünülmeden sırf para kazanma hırsıyla üretilmiş veya 

Uzakdoğu’dan ithal edilmiş birçok ürün medikal ve ortopedi 

firmalarında hatta Eczanelerde satılıyor. Bu tür merdiven altı 

firmaların en büyük özelliği, sadece sürümü çok olan çeşitleri 

üretmesi veya ithal etmesi. Biz 700 model ve 2850 bedenle 

bayimize hizmet verirken bu tip firmalar 30-40 model ürünle 

ve sınırlı bedenlerle çalışıyor. Perakende satış firmalarının 

sürümü olan ürünlerde ufak fiyat farklılığında bile ucuz malı 

tercih etmesi bu tip üretici firmaların mantar gibi üremesine 

yol açıyor. Sektörümüzde her yıl çok sayıda bu tip merdiven altı 

üretici firma ortaya çıkıyor kısa süre içerisinde ya kapanıyor ya da 

isim değiştirerek piyasayı karıştırmaya, firmaları dolandırmaya, 

kaliteyi ve standardı bozmaya devam ediyor. 

Bu yüzden eczanelerin ve medikallerin yeterli kaliteye ve kalite 

belgelerine sahip, ürünlerinin arkasında duran, reçetenin 

girişinden hasta sağlığına kavuşana kadar yeterli bilgi ve desteği 

alabileceği güvenilir firmalarla çalışması önemli. 

Eczanelere de yoğun satışınız var. Bu konuda neler söylersiniz? 

Ortopedik malzeme satışları Türkiye’de ilk olarak eczanelerde 

başlamış sonrasında ilaç işindeki yoğunluktan dolayı eczaneler 

gelen reçeteleri ortopedi ve medikal firmalarına yönlendirmiştir. 

Bu yüzden Türkiye de 80’li yıllarda ortopedi ve medikal firmaları 

açılmaya başladı. Son zamanlarda ise ilaç fiyatlarındaki ve 

karlarındaki düşüşlerinden dolayı eczaneler ilaç dışı ürünler, 

bitkisel ürünler, dermokozmetik ve ortopedik malzeme satışı 

konusuyla ilgilenmeye başladı. 

What should hospitals and medical gentlemen pay 

attention when purchasing orthopedic products? 

Since orthopedic products are retail sales, there are 

many manufacturers in the sector that we call our 

staircase. Many products that are produced without any 

treatment value, without any health rule, just produced 

with the aim of making money or imported from the 

Far East are sold in medical and orthopedic companies 

and even in Pharmacies. The greatest feature of 

this type of staircase firm is that it only produces or 

imports varieties with many versions. When we serve 

our fathers with 700 models and 2850 sizes, these 

companies are working with 30-40 models and limited 

sizes. The choice of inexpensive goods even in small 

price differences in products which are the version of 

retail companies leads to the production of mushrooms 

of such manufacturers. Every year in our industry, a 

large number of these types of ladder manufacturers 

are emerging every year. In a short period of time, 

they either close or change their names and continue 

to confuse the market, cheat firms, quality and quality 

standards. 

It is therefore important that pharmacies and 

medicines work with reliable companies that have 

adequate quality and quality certificates, are behind 

their products, and can receive enough information 

and support from the prescriber’s entrance to patient 

health. 

You have a lot of sales in pharmacies. What are you 

saying about this? 

Orthopedic equipment sales as the first prescription 

from pharmacies because of the density of the drug 

in pharmacies in Turkey began after work has led to 

orthopedics and medical firms. Therefore, orthopedics 

and medical firms have opened in Turkey in 80 

years. Recently, due to the decline in drug prices and 

profits, pharmacists have begun to deal with sales 

of non-pharmaceutical products, herbal products, 

dermocosmetics and orthopedic materials. It is fairly 

normal for pharmacists who have medical knowledge, 

who know ethics and patient psychology, who can sell 

products with a certain profit margin, to sell orthopedic 

supplies. 

We need to provide information about products in the 

retail pharmacy next to our dealers throughout Turkey 

for many years. 

We have worked to distribute orthopedic products to 

pharmacists in local medical warehouses in our ills. 

Many of our customers who started to serve as drug 

26 Pharma

stores to the pharmacy warehouses and cooperatives 

as well as the warehouse to sell orthopedic sales. 

Quality, knowledgeable and experiential service 

they received provided pharmacists to choose our 

franchisees. 

With the sale of orthopedic materials in the pharmacy, 

patients have access to the product and it is provided to 

buy products at reasonable prices. Because pharmacies 

are reliable organizations that provide information to 

the patient and do not play with patients’ health with 

money concerns. 

What do you think about the future of the orthopedics 

sector? 

Every year in our health system there is a better course 

going. As a participant in foreign fairs and excursions, 

I can easily say that Turkey health care system is at 

better level in comparison with developed countries 

in Europe and the US. The services offered to patients 

and the rights granted are not available in many 

western countries. Pharmacy - medical - orthopedic 

company (whatever their name) will surely be even 

more successful people if work honest, trained and 

consciously, Turkey will be a model country in the 

health sector. I wish all operations in our sector would 

give the best results for everyone. 

Tıbbi bilgiye sahip, etik kuralları ve hasta psikolojisini bilen, 

belirli kar marjıyla ürün satabilen eczacıların ortopedik malzeme 

satması gayet normal. 

Biz Türkiye genelindeki bayilerimizi yıllardır perakende satışın 

yanında eczanelere de ürün sağlamaları gerektiği konusunda 

bilgilendirdik. 

Bayilerimizin illerinde yerel medikal depo olup eczanelere 

ortopedik ürün dağıtımı yapmaları için çalışmalar yaptık. Birçok 

ilde eczanelere depo olarak hizmet vermeye başlayan bayilerimiz 

ilacın yanında ortopedi satmaya çalışan depo ve kooperatiflere 

göre öne çıktı. Aldıkları kaliteli, bilgili ve tecrübeye dayalı hizmet 

eczanelerin bayilerimizi tercih etmesini sağladı. 

Eczanede ortopedik malzeme satışıyla hastaların ürüne ulaşımı 

kolaylaşmış, uygun fiyattan ürün alması sağlandı. Çünkü 

eczaneler hastaya doğru bilgi sunan, para kaygısıyla hasta 

sağlığıyla oynamayan güvenilir kuruluşlardır. 

Ortopedi sektörünün geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Sağlık sistemimizde her geçen yıl daha iyiye doğru bir gidiş 

mevcut. Devamlı yurtdışı fuar ve gezilere katılan bir kişi olarak 

şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Avrupa ve ABD dâhil tüm gelişmiş 

ülkelerle kıyasladığımızda Türkiye’de sağlık sistemi çok yukarıda. 

Hastalara sunulan hizmetler ve verilen haklar birçok batı 

ülkesinde yok. Eczanesi - medikali - ortopedi firması ismi ne 

olursa olsun insanlar dürüst, bilinçli ve eğitimli çalıştıktan sonra 

mutlaka daha da başarılı olacak, Türkiye sağlık sektöründe örnek 

ülke olacaktır. Ben sektörümüzde yaşananların herkes için en 

hayırlı sonuçları vermesini diliyorum. 

Pharma 27

Novartis İlaç Türkiye’ye 

‘Top Employer/En İyi İşveren’ 

Türkiye ve Avrupa sertifikası 

Top Employer Enstitüsü İnsan Kaynakları alanındaki politikaları ve 

uygulamaları ile Novartis İlaç A.Ş’ı hem Türkiye’de hem de Avrupa’da 

‘En İyi İşveren’ sertifikasına layık görüldü. 

Global bağımsız araştırma şirketi Top Employers 

Enstitüsü tarafından 16 Şubat 2018’de 

gerçekleştirilen değerlendirmede “yetenek 

stratejisi, iş gücü planlama, işe uyum programları, eğitim 

ve geliştirme, performans yönetimi, liderlik gelişimi, 

kariyer ve yedekleme yönetimi, ücretlendirme ve ek 

menfaatler ile şirket kültürü” kriterlerinde başarılı bir 

performans sergileyen Novartis İlaç, hem Türkiye’nin hem 

de Avrupa’nın ‘En İyi İşvereni’ sertifikasını aldı. 

Amsterdam’da gerçekleşen ödül töreninde Novartis İlaç 

adına ödülü alan Novartis Grup Türkiye İnsan Kaynakları 

Direktörü Dr. Senay Kızılkaya; çalışan memnuniyeti ve 

bağlılığını çok önemsediklerini belirterek, bağımsız bir 

araştırma şirketi olan Top Employer Enstitüsü tarafından 

Novartis İlaç uygulamalarının takdir edilmesinden 

memnuniyet duyduklarını ifade etti. 

Dr. Kızılkaya yaptığı açıklamada; “İnsan kaynakları 

fonksiyonunun, stratejik bir iş ortağı olarak şirketin iş 

sonuçlarına katkı yapabildiği ölçüde başarılı olduğunu, 

Novartis’te yıllardır sürdürdükleri insan kaynakları 

uygulamaları ve projeler sayesinde bunu başardıklarını 

ifade etti. Bu anlamlı ödülü bu başarılan sonucu olarak 

gördüklerini ifade eden Dr. Kızılkay, ‘Çeşitlilik ve Dahil 

Etme’, ‘Gelişim Elimizde’, ‘Parmak İzi Kulübü’, ‘Visioners 

Club’, ‘Novartis Akademi’ gibi örnek projelerle daha sonra 

ki dönemlerde yenilerini ekleyeceklerini, şirketin stratejik 

iş ortağı olmaya devam edeceklerini söyledi. Şirket 

kültürü ve çalışanların memnuniyetinin her zaman öncelik 

olduğunu ve kültürümüzü daha da ileriye taşımak için 

çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini ifade etti. 

Top Employer-En İyi İşveren Sertifikası Hakkında: 

Dünya çapında bağımsız bir araştırma şirketi Top 

Employer Enstitüsü’nün şirketlere verdiği bir akreditasyon 

belgesidir. Kuruluş, tescilli araştırma metodolojisini 

kullanarak işverenlerin çalışanları ve organizasyonları 

için oluşturdukları koşulların mükemmel olup olmadığına 

karar vermektedir. Top Employer Enstitüsü, 3 kıtaya 

dağılmış 12 ülkede faaliyet gösteren 2 bin 500’ü aşkın 

şirket üzerinde araştırmalar yürütmektedir. 

28 Pharma

ŠKODA SUPERB: 

OTOMOBİLİNİZ 

KARTVİZİTİNİZ! 

ŠKODA’nın tercihi 

Şık tasarımı ve konforuyla çok konuşulan ŠKODA Superb, işinde adından çok söz ettirenleri 

güvenli ve prestijli bir yolculuğa çıkarıyor. Uygun filo yönetimi çözümleri, sınıfının en geniş iç ve 

bagaj hacmiyle ŠKODA Superb, sizi işinizin yıldızı yapacak. 

/SkodaTurkiye 

www.skoda.com.tr 

skodafilo@skoda.com.tr 

ŠKODA Superb için ortalama yakıt tüketimi 4.1-7.1 litre/100 km 

arasında olup CO 2 salımı 107-160 g/km arasındadır.

Yaşlanmanın izlerini Caudalie’yle 

silin 

Erase the traces of aging with 

Caudalie 

Caudalie’nin göz çevresi setleri yaşlanmanın kaynağına 

etki ederken cildin gençleşmesine yardımcı oluyor. Her 

yaş gurubundan kadına uygun, VineActiv, Resveratrol 

[Lift] ve Premier Cru göz çevresi ürünlerini cilt bakımını 

tamamlayan serum ve kremleri ile birlikte set olarak 

hediye ederek anti-aging cilt bakımlarını eksiksiz 

uygulama imkânı sunuyor. 

Caudalie’s eye contour sets reduce the signs 

of aging and help the skin to acquire a more 

youthful look. The VineActiv, Resveratrol [Lift] 

and Premier Cru eye contour products suitable 

for women of every age group, are given as a gift 

to form a set with the serum and creams that 

complete your skin care so that anti-aging skin 

care can be applied for a complete skin care 

treatment. 

“30 yaş için Caudalie VineActiv” 

Caudalie VineActiv for the 30s 

Anti-cell burn out complex helps you to draw 

all the attention on you with a perfect appearance. 

The anti wrinkle and firming peptides and fern, antiswelling 

licorice and horse chestnut effective against 

under eye lines in the ingredients help revitalize the 

eye contours for a well rested look. 

While it was sufficient to get some rest to erase the 

signs of exhaustion in the twenties it is a lot harder 

to achieve this in the thirties as skin loses 10% of 

its flexibility. The Vineactiv energy boosting cream 

adds energy and softness to this part of your face, 

which is especially sensitive to conditions affected by 

your lifestyle, reduces the effects of external factors 

around the eyes when applied twice a day and adds a 

healthy glow to skin 

30 Pharma 

Anti-cell burn out complex kusursuz bir görünüm ile herkesin bakışlarını üzerinize çekmenize yardımcı oluyor. Kırışıklık karşıtı ve 

sıkılaştırıcı etkili peptidler ve eğreltiotu özü, şişlik karşıtı etkili meyankökü ve koyu halkalara karşı etkili atkestanesinden elde edilen 

içeriğiyle göz çevresini canlandırıp ışıldamasına sebep olurken dinlenmiş bir görünümü de sağlıyor. 

Yirmili yaşlarda yorgunluğun izlerini silmek için biraz dinlenmek yeterli gelirken otuzlu yaşlarda bu çok daha zor bir hal aldığından 

dolayı cilt esnekliğinin %10’unu kaybetmektedir. Vineactiv enerji verici göz kremi, yaşam tarzına bağlı koşullara karşı özellikle 

hassasiyet gösteren yüzün bu bölgesine enerji ve yumuşaklık katarken günde iki defa uygulandığında dış koşulların göz çevresi 

üzerindeki olumsuz etkilerini azaltıp canlı bir görünüm kazandırıyor. 

Vineactiv aynı zamanda burun ve dudak çevresindeki çizgiler için de kullanabiliyor.

middle east & africa 

 

Book 

Your 

Stand 

3 - 5 September 2018 

Abu Dhabi, United Arab Emirates

Gilead Sciences ile Gelişen Tedaviler, 

İyileşen Hayatlar 


Gilead Sciences, dünyada ve Türkiye’de tedavi olasılığı olmayan 

hastalıklara tedavi geliştirmeyi kendine hedef belirlemiş her 

zaman bilimselliği ve hasta faydasını ön planda tutan araştırmacı 

bir biyofarmasötik firmasıdır. Öncelik alanları: HIV/AIDS, Hepatit 

C, Hepatit B, Hematoloji, Onkoloji tedavisi. 

Gilead 1987 yılında Foster City, Kaliforniya A.B.D’de kurulmuş 

olup, ülkemizde ise 2007 yılında faaliyete geçmiştir. Dünyada 6 

kıtada yaklaşık 9.000, ülkemizde ise 80 kişilik bir ekibe sahip. 

Terapötik Alanlar 

HIV alanında kurulduğundan bu yana geçen 30 sene boyunca 

geliştirdiği ilaçlar ile hastalığın ölümcül ve çaresiz bir hastalık 

olmaktan çıkartıp kronik bir hastalığa dönüştürmeyi başarmıştır. 

2006 yılında ilk tek tablet tedaviyi hastaların kullanıma 

sunmuştur. Lisanslama programı çerçevesinde, 2006 yılında 

kaynakları tedavi finansmanı için zayıf olan ve toplam ancak 30 

bin hastanın tedavi edilebildiği ülkelerde 2016 yılına gelindiğinde 

tedavi edilen hasta sayısını 10 milyona çıkarmıştır. Hastalığın 

tamamen yok edilebilmesi için çalışmalarımız devam etmektedir. 

Karaciğer Hastalıkları 

Hepatit B hastalarının yaşam süresinin uzatılmasında çığır 

açan tedavi hastalara sunmuştur. Ayrıca uzun dönemli böbrek 

ve kemik göstergelerinde çok daha iyi profile sahip tedaviyi 

hastaların kullanımına sunabilmek amacı ile çalışmaları 

sürdürmektedir. Hastalığın tamamen eradike edilmesi için de 

bilimsel çalışmalarını sürdürmektedir. 

Hepatit C alanında daha kısa sürede ve daha az yan etki ile 

hastalığın tamamen eradike edilmesini sağlayan tedavi rejimini 

geliştirmiştir. Dünyada 1,5 milyondan fazla hastanın Hepatit 

C’den tamamen kurtulmasını sağlamıştır. 

Gilead Sciences, Inc. is a U.S.-based biopharmaceutical 

company that discovers, develops and commercializes 

innovative medicines in areas of unmet medical need. 

With each new discovery and experimental drug 

candidate, we seek to improve the care of patients 

suffering from life-threatening diseases around the 

world. Gilead’s therapeutic areas of focus include 

HIV/AIDS, liver diseases, serious respiratory and 

cardiovascular conditions, cancer and inflammation. 

Gilead was founded in 1987 in Foster City, California. 

For more than 25 years, Gilead has become a 

leading biopharmaceutical company with a portfolio 

of 19 marketed products, a growing pipeline of 

investigational drugs and approximately 7,000 

employees in offices across six continents. 

Gilead Sciences İlaç Tic. Ltd. Şti 

Established in 2007, the Gilead Sciences İlaç Tic Ltd 

Şti office in Istanbul is responsible for registering, 

importing, marketing, sales and distribution of our 

products in Turkey for the treatment of HIV/AIDS, 

chronic hepatitis B and life-threatening fungal 

infections. 

Gilead Sciences, Inc. is a research-based 

biopharmaceutical company that discovers, develops 

and commercializes innovative medicines in areas 

of unmet medical need. We strive to transform and 

simplify care for people with life-threatening illnesses 

around the world. Gilead’s portfolio of products and 

pipeline of investigational drugs includes treatments 

for HIV/AIDS, liver diseases, cancer, inflammatory and 

respiratory diseases, and cardiovascular conditions. 

Our portfolio of marketed products includes a number 

of category firsts, including complete treatment 

regimens for HIV infection available in a once-daily 

32 Pharma

single pill and the first oral antiretroviral pill available 

to reduce the risk of acquiring HIV infection in certain 

high-risk adults. 

Strength through Partnership 

Collaborations of all kinds – with partners in science, 

academia, business and local communities – are 

central to our work. Partnerships enhance our ability 

to develop innovative medicines and deliver them to 

people as efficiently as possible. 

Tedavi sonrası düşük ihtimalli de olsa iyileşemeyen hastaların da 

hastalıktan kurtulabilmesi için yenilikçi ilaçlar geliştirmektedir. 

NASH (Alkole Bağlı Olmayan Karaciğer Yağlanması) alanında 

çalışmalarını sürmektedir. 

Hematoloji & Onkoloji alanında Akut Myeloid Lösemi ve Mide 

kanseri alanlarında çalışmalarımız sürmektedir. 

Kişiselleştirilmiş Onkoloji Tedavisi alanında Ağustos 2017’de 

içinde ABD’de Kite Pharma’yı satın alarak geleceğin onkoloji 

tedavi alanına giriş yaptı. Bu alanda kullanılan CAR T-cell 

terapisi, kişinin kendi immun sistem hücrelerinden olan T 

hücrelerinin hastanın kanser hücrelerini daha iyi tanımasını ve 

öldürmesini sağlayacak şekilde modifiye edilerek kullanıldığı 

bir kanser tedavisidir. Hastanın kanından elde edilen T hücreler, 

merkez laboratuvara gönderilir ve burada T hücrelere şimerik 

antijen hücreleri eklendikten sonra hastaya yeniden transfüzyon 

yapılır. FDA tarafında diffüz büyük B-hücreli lenfoma alanında 

tedavi kullanıma sunulmuş olup, Akut Lenfositel Lösemi alanında 

da araştırmalar sürmektedir. 

Hastaların tedaviye erişimi ve sosyal sorumluluk 

2016 yılında dünyada ölümcül hastalıklar ile savaşan hastaların 

hayatlarının iyileştirilebilmesi için toplam 460 milyon dolar bağış 

yapmıştır. 

Dünyada sıtmadan sonra 2. en ölümcül parazit hastalığı 

olan Visceral Leishmaniasis Tedavi Genişlemesi programı 

çerçevesinde 850 bin kutu ilacı DSÖ’ye bağışlamıştır. 

Gilead Türkiye’nin ülkemize katkısı 

Gilead Türkiye, Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm 

Programı Eylem Planı’nda belirtilen Global klinik araştırma 

yatırımlarından Türkiye’nin aldığı payın ve yürütülen klinik 

araştırma sayısının yıl bazında arttırılması hedefi ile paralel 

olarak 2015 yılında Hepatit B alanında 5 merkez ile başlattığı 

klinik araştırmalarını, 2016 yılında onkoloji alanındaki yeni 

araştırmalar ile 28 merkeze çıkarttı. 2017 yılında NASH alanında 

3 yeni merkez daha eklenerek toplam 31 merkeze ulaşılması 

beklenmekte, önümüzdeki yıllarda ülkemizde yapılan klinik 

araştırma sayılarının giderek artması beklenmektedir. 

Gilead Türkiye Proje Destek (Yeni İsmi: Hayat Bulan Fikirler) 

Programı, ilk oluşturulduğu tarihten bu yana HIV, viral hepatit, 

hematoloji ve invazif fungal hastalıklar alanlarında 30’un 

üzerinde projeye, toplamda 1.5 milyon TL’den fazla destek 

vermiştir. 

Growing Worldwide Reach 

Gilead was founded in 1987 in Foster City, California. 

Since then, we have grown to become one of the world’s 

largest biopharmaceutical companies and is committed 

to the well-being of people impacted by recent natural 

disasters. Extreme weather events can threaten health 

systems and interrupt access to care. In an effort to 

provide continued access to Gilead’s medicines in in the 

continental U.S. and territories, we have implemented 

emergency disaster procedures through our Patient 

Support Programs. 

People who reside in disaster-affected areas and do not 

have access to their Gilead medication may be eligible 

to receive a one-time 30-day supply of their prescribed 

Gilead medication at no cost. In addition, Gilead is 

prepared to work with health care providers and 

pharmacies to help offer prescribed Gilead medications 

to patients in need. 

Following is an outline of the process: 

• Request for assistance may be initiated by the patient 

or a provider by contacting the applicable Gilead Patient 

Support Program (please see contact information 

below) 

• The program will collect patient demographic 

information and confirm that the patient resides in an 

area affected by a recent natural disaster 

• Once approved, patients requiring HIV and HBV 

medications will be issued a 30-day supply of the 

requested medication 

• Patients can obtain the medication by providing the 

BIN and PCN number provided by the Gilead Patient 

Support Program to a local pharmacy 

• For HCV medications as well as Cayston, Letairis, 

Ranexa and Zydelig, patients will be pre-qualified for 

a 30-day supply of the requested medication. Upon 

request, Theracom Specialty Pharmacy will ship a 

30-day supply of medication directly to the patient’s 

desired address. 

Pharma 33

“Hey Genç, Harekete Geç” 

ile hedef daha sağlıklı 11.000 öğrenci 

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Diyabet Vakfı, TOÇEV* ve AstraZeneca 

Türkiye işbirliğiyle hayata geçirilen ve üç yıl sürecek olan “Hey Genç! 

Harekete Geç!” Projesi, 23 Şubat’ta yapılan basın toplantısıyla tanıtıldı. 

‘Hey Young, Let’s Move’ project aims to make 11,000 students healthier 

Joint project of Turkish Ministry of Education, Turkish Diabetes Foundation, TOÇEV, 

and AstraZeneca Turkey put ‘Hey Youngster, Let’s Move’ project into effect for three 

years and announced it in a press conference at 23rd February. 

Projeyle sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve egzersizin önemini 

vurgulamak ve becerilerini ortaya çıkartarak okullar arasında 

paylaşım sağlamak hedefleniyor. İstanbul dahil toplam 9 il ve 

55 farklı okulda, 9. sınıf seviyesinde, toplam 11.000 öğrenciye 

ulaşılması hedefleniyor. 

Proje kapsamında, gençlerin sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite 

konusunda bilinçlenmelerini sağlamak amacıyla okullarda 

eğitim ve atölyeler düzenlenecek. Uzman diyetisyen ve Beden 

Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunu sporcular tarafından 

aktarılacak interaktif içerikler ve diğer eğitim faaliyetlerinin 

yarattığı farkındalık seviyesi, eğitim öncesi ve sonrasında 

yapılan değerlendirmeler ile ölçülecek. Proje kapsamında bir 

de yarışma düzenlenecek. Eğitim sürecine dahil olan öğrenciler 

kendi takımlarını oluşturarak, beden eğitimi öğretmenlerinin 

rehberliğinde çekecekleri videolarla yarışmaya katılabilecek. 

Videolar, proje jürisi tarafından “en çok izlenen”, “en çok hareket 

içeren”, “en çok beğenilen”, “en çok video yükleyen okul” 

kategorileri kapsamında değerlendirilecek. 

Projeyi tanıtmak ve duyurmak amacıyla 23 Şubat’ta düzenlenen 

basın toplantısına T.C Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim 

Teknolojileri Genel Müdürü Bilal Tırnakçı, TOÇEV Yönetim 

Kurulu Başkanı Ebru Uygun, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı 

Prof. Dr. Temel Yılmaz, AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. 

Serkan Barış ve Park Antalya Spor Kompleksi Genel Müdürü ve 

Okullarda Hareket Eğitimi Koordinatörü Güneş Erkoç katıldı. 

Project aims to lay emphasis on healthy diet, physical 

activity, and exercise and to make sharing among 

high schools with revealing skills. In total of 9 cities, 

including İstanbul, and 55 different schools, at 

freshmen level, project aims to 11,000 students. 

In the project, there will be trainings and workshops 

in order to increase awareness among young people 

about healthy diet and physical activity. Awareness level 

created by interactive contents transferred by dieticians 

and School of Physical Education and Sports graduates 

and by other education activities will be measured 

with evaluations done before and after the education 

program. Within the project scope a competition will be 

organized. Students in the project will be able to take 

part in the competition with making their own teams 

and by sending videos they will be shooting with the 

guidance of their P.E. teachers. Videos will be evaluated 

by project jury in ‘most watched’, ‘containing most 

movement’, ‘most liked’, and ‘school with most videos’ 

categories. 

To introduce and to announce the project on February 

23 at a press conference, T. C. Ministry of Education and 

Educational Technology Innovation General Manager 

Bilal Tırnakçı, TOÇEV Chairman of the Board of Ebru 

Uygun, Turkey Diabetes Foundation Chairman Prof. Dr. 

Basic Yilmaz, Turkey Country President of AstraZeneca 

Pharm. Serkan Barış, and General Director of Park 

Antalya Sports Complex and Movement Education 

Coordinator of the Schools Güneş Erkoç joined the 

conference. 

34 Pharma

TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun proje hakkında 

şunları söyledi: TOÇEV olarak “Okumak Her Çocuğun Hakkıdır” 

diyerek çıktığımız yolda 24 yıldır bu amaçla, farklı konularda 

projeler üreterek çocuklarımıza hizmet etmeye gayret ediyoruz. 

Projemizin, gençlerin fiziksel ve zihinsel farkındalığına katkı 

sağlayacağına ve öz saygılarını destekleyeceğine inanıyorum.” 

Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz projeyle 

ilgili olarak “Türkiye Diyabet Vakfı olarak yaptığımız 100 okul 

araştırmasında, 98 okulda çocukların önüne sadece kantinden 

beslenme seçeneğinin konulduğunu gördük. Bugün okula 

başlayan öğrencilerin % 90’ı devlet okullarında ya da özel 

okullarda fast-food beslenme kültürüyle tanışıyor ve buna 

alışıyor. Araştırmalar, dünyada her 3 çocuktan 1’inin fazla kilolu, 

her 10 çocuktan 1’inin obez olduğunu gösteriyor. Özellikle 

gençlerde obezitenin artışında en önemli iki etken var: Hareketsiz 

yaşam ve kötü beslenme. Gençlerde obezitenin önlenmesinde 

devlete, okullara, ailelere, medyaya ve hepimize büyük 

sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğu gönüllü olarak üstlenen 

ve bu projeye emek veren herkese Türkiye Diyabet Vakfı adına 

teşekkürü borç biliyorum.” dedi. 

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış şöyle 

konuştu: “AstraZeneca olarak yaşama değer katan ilaçları 

keşfetmek için bilimin sınırlarını zorlarken faaliyette olduğumuz 

tüm coğrafyalarda olduğu gibi Türkiye’de de topluma değer 

katma arzusuyla çalışıyoruz. Bu projeyle de, toplum sağlığının 

temel ve en önemli bileşenlerinden biri olan gençlerin sağlıklı 

yaşam bilincine odaklanmak istedik. 2017 yılı itibari ile dünyadaki 

diyabetli birey sayısı 425 milyon iken bu sayının 2045 yılında %48 

oranında artarak 629 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Bu 

artışın başlıca nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin 

getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite ve fiziksel 

inaktivitenin artmasıdır. 

Ne mutlu ki, Milli Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız 

bu konuya gereken önemi vererek bu alandaki projeleri 

önceliklendirmiştir. İki bakanlığımızın 2016 yılında imzaladığı 

Okul Sağlığı Hizmetleri İşbirliği Protokolü, bu alanda çalışmak 

isteyen bütün kurum ve kuruluşlara rehber olacak niteliktedir. 

Gençler arasındaki sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi 

sorunlara dikkat çekerek, onların daha sağlıklı bir geleceğe 

kavuşmasına yardımcı olmayı hedefleyen “Hey Genç! Harekete 

Geç!” projesi bu nedenle çok büyük önem taşıyor. Bu projenin 

gençlerimizin sağlıklı birer birey olarak yetişmesine yardımcı 

olmasını dilerim.” 

TOÇEV Chairman Ebru Uygun said about the project: 

TOÇEV has been working for 24 years on the road that 

we have been saying, “Education is for every children” 

and we try to serve our children by producing projects 

on different topics. I believe that our project will 

contribute to the physical and mental awareness of 

young people and will support their self-respect. “ 

Turkey Diabetes Foundation Chairman Prof. Dr. 

Basic Yilmaz said regarding the project “As Diabetes 

Foundation of Turkey we did research in 100 schools, 

we saw that 98 schools only put the canteen eating 

option for the children. 90% of students who start 

school today are acquainted with and accustomed 

to fast food nutrition culture in public schools or 

private schools. Researchs show that 1 out of every 3 

children in the world is overweight, 1 out of every 10 

children is obese. There are two major factors in the 

increase of obesity, especially in young people: still 

life and poor nutrition. In the prevention of obesity 

in young people, there is great responsibility to the 

state, schools, families, the media and all of us. This 

assumed responsibility as volunteers and everyone who 

contributed to this project I am grateful on behalf of 

Turkey Diabetes Foundation. “ 

Turkey Country President of AstraZeneca Pharm. 

Serkan Peace said: “To discover drugs that add value 

to life as AstraZeneca, as in all geographies we operate 

and also in Turkey, while challenging the frontiers of 

science we are working with the desire to add value 

to society. With this project, we wanted to focus on 

the young people’s awareness of healthy life, which 

is one of the basic and most important components 

of community health. By 2017, the number of diabetic 

individuals in the world is 425 million, but it is predicted 

that this number will reach 629 million in 2045 by 

increasing 48%. The main reasons for this increase are 

population growth, aging, and lifestyle changes brought 

by urbanization, resulting in increased obesity and 

physical inactivity. 

Fortunately, our Ministry of Education and the Ministry 

of Health have given priority to this issue and have 

prioritized the projects in this area. The School Health 

Services Cooperation Protocol signed by our two 

ministries in 2016 will be a guide to all institutions and 

organizations wishing to work in this area. Drawing 

attention to problems such as unhealthy nutrition and 

inactivity among young people, and aiming to help them 

achieve a healthier future, “Hey Young! Let’s Move! “ 

project is of great importance for this reason. I wish this 

project will help our young people grow up as healthy 

individuals. “ 

Pharma 35

Köklere yolculuk... 

Pierre Fabre’nin köklerine yolculuk yaparak, genç bir vizyonerin Tarn’daki ufak bir 

eczaneyi, bugün 130 farklı ülkede 13.000 calışanı ile faaliyet gösteren global farmasötik bir 

vakıf şirketine dönüştürme hikayesini yerinde gözlemleme şansı bulan Pierre Fabre’nin 

Türkiye ekibi, köklerine yolculuk olarak nitelendirilen dönem toplantısında 80 kişilik 

kadrosu ile sektör analizlerini değerlendirerek satış pazarlama planlamalarını yaptı. 

Down the memory lanes of Pierre Fabre... 

With the chance of knowing how a small pharmacy in Tarn turned into a global 

pharmaceutical foundation company, which operates today with 13 thousand employees 

in 130 different countries, Pierre Fabre’s Turkey team of 80 people made sales marketing 

plans in the term meeting which is described as down memory lane of Pierre Fabre. 

Türkiye’nin önde gelen ilaç firmalarından Pierre Fabre İlaç 

(PFİ) Türkiye ekibi, dönem toplantısını bu yıl 24-27 Ocak 

tarihleri arasında Fransa’nın Toulouse kentindeki Pierre 

Fabre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantı Pierre Fabre Grup 

Direktörü Bertrand Parmentier’in konuşması ile başladı. Pierre 

Fabre İlaç AFMET Bölge Direktörü Hamouda Zhaouia, 2017 

yılı içerisinde bölgesinin en hızlı büyüyen ülkesi olan Pierre 

Fabre İlaç Türkiye ekibini Toulouse’de ağırlamaktan mutluluk 

duyduğunu söyledi. 

Açılışta konuşan Pierre Fabre İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. 

Hande Demirdere 2017 yılının transformasyon ve adaptasyon yılı 

olmasına rağmen, dünyada en hızlı büyüyen üçüncü ülke olma 

başarısını ekibi ile paylaştıklarını ifade etti. Toplantıda, yönetim 

ekibi üyelerinin her biri, 2017 başarıları ve 2018 öncelikleriyle 

birlikte, bu değişim sürecinde kılavuzları olan Pierre Fabre 

değerlerini işleyerek tüm ekiplerin bu değerler doğrultusunda 

sağlam adımlarla büyümeye devam ettikleri mesajlarını paylaştı. 

Yöresel performansların sergilendiği gala gecesinde, ‘Altın 

Menekşe Ödül Töreni’ düzenlenerek Satış ve Performans 

ödülleri verildi. Pierre Fabre İlaç Direktörü Frederic Duchesne 

ve Fransa’dan katılan üst düzey yöneticiler, ekipler tarafından 

gerçekleşen yöresel performansları beğeniyle izledikten 

sonra toplantı, ekiplerin 2018 hedefleri, strateji ve hasta odaklı 

One of Turkey’s leading pharmaceutical company, 

Turkey Pierre Fabre Ilac Anonim Şirketi (PFI), 

Pierre Fabre Turkey team carried out their term 

meeting between January 24 to 27 this year at 

the Pierre Fabre Center in Toulouse, France. 

The meeting began with the talk of Bertrand 

Parmentier, Managing Director of Pierre Fabre 

S.A. Hamouda Zaouia – Regional Manager Africa, 

Middle East and Turkey said that they are happy 

to welcome Turkey team, which is the fastest 

growing country in 2017, in Toulouse. 

Speaking at the opening General Manager 

Pierre Fabre Pharmaceuticals Turkey Dr. Hande 

Demirdere stated that although the year 2017 is 

the year of transformation and adaptation, she 

shares the success with her team as being the 

third fastest growing country in the world. At 

the meeting, each member of the management 

team, along with the 2017 achievements and 

2018 priorities, shared the messages that Pierre 

Fabre, who has guided this change process, 

continued to grow in strength of these values. 

36 Pharma

yaklaşım örneklerinin sunulması ile devam etti. 

Pierre Fabre İlaç Türkiye Ekibi, firmanın ana merkezlerini 

de ziyaret ettiği dönemsel toplantıda, Gaillac’taki Pierre 

Fabre üretim tesislerinde Türkiye ilaç pazarında satılmakta 

olan ürünlerin üretim süreçleri hakkında bilgi aldı. 

Cezayir menekşesinden Onkoloji ilacına dönüşümün her 

aşamasındaki titizlik ve emeğe şahit olan Pierre Fabre İlaç 

Türkiye ekibi daha sonra Mösyö Pierre Fabre’nin Castres’te 

bulunan ve misafirlerini ağırladığı Le Carla’daki evinde, 

şirket tarihi hakkında bilgilendirildi. Sağlıktan güzelliğe 

konseptini tamamlayan 2.500’den fazla ürünün sergilendiği 

“La Vitrine”yi de ziyaret eden Türkiye ekibi, Mösyö Fabre’nin 

bağlarına yapılan kısa gezinti ile Mösyö Fabre’nin annesi 

Madeline ve babası Germain’in isimlerini verdiği şarapların 

imalatı konusunda bilgilendirildi. 

Pierre Fabre İlaç Türkiye Ekibi, dünyanın dört bir yanında 

sağlık hizmetine erişimi olmayan insanlara hizmet 

amacıyla kurulan Pierre Fabre Vakfının Afrika ülkelerindeki 

Albinizm ve Orak Hücreli Anemi gibi hastalıklarla mücadele 

konularında faal olarak 23 ayrı projesi ve vakıf hakkında 

bilgi aldı. Pierre Fabre İlaç ekibi, Mösyö Pierre Fabre’nin evi 

olan Lavour’daki vakıf binasını da ziyaret ederek dört günlük 

toplantıyı tamamladı. 

Golden Violet Awards ... 

In the evening of the gala where local performances 

were exhibited, ‘Golden Violet Award Ceremony’ 

was organized and Sales and Performance awards 

were given. Pierre Fabre Drug Director Frederic 

Duchesne and senior executives from France 

continued to appreciate the local performances by 

the teams and then continued with the meeting, 

presentation of teams’ 2018 objectives, strategy and 

patient-centered approaches. 

Pierre Fabre Ilac Turkey Team was informed about 

production processes of the product being sold in 

Turkey in the meeting in which they also visited the 

company’s main centers, manufacturing facilities 

of Pierre Fabre in Gaillac. Getting information 

diligence and labor at every stage of Pierre Fabre 

from Periwinkle to an oncology drugs and history 

of the company in Le Carla house, they entertained 

guests at Mösyö Pierre Fabre of Castres. Visiting 

“La Vitrine” which exhibits its health and beauty 

concept with more than 2,500 products. Turkey team 

also was informed about production of wine which 

was named Monsieur Fabrice’s mom Madeline and 

father Germain. Pierre Fabre Turkey Team received 

information about the foundation the world around 

established to serve people without access to 

health care Pierre Fabre Foundation and albinism 

in African countries and are active in the subject 

combat diseases such as Sickle Cell Anemia 23 

separate projects. Pierre Fabre Turkey team also 

visited the foundation building in Lavour, the home 

of Monsieur Pierre Fabre, and completed a four-day 

meeting. 

Pharma 37

“30 yaş için Caudalie VineActiv” 

Caudalie Resveratrol for the 40s 

Grapevines are some of the first plants in the world that can 

live up to 120 years. The vine plant, which is highly resilient to 

outdoor effects like cold, rain and wind, protects itself with the 

resveratrol it produces. 

Caudalie Resveratrol [Lift], the only series that includes the latest 

technology micro hiyaluronic acid has been designed to increase 

the production of natural hyaluronic acid by skin and the Eye Care 

Balm firms the eye areas and smoothes out wrinkles. Resveratrol 

is also highly effective on the mimic lines around the lips. The 

Tightening and Anti-Aging Serum in the set reduces wrinkles and 

leaves the complexion soft and smooth. 

The Tightening and Anti-Aging Daily Moisturizer SPF20 in the set 

is an ideal daily care cream for women in their 40s. 

120 yıla kadar yaşayan asma üzüm yeryüzünde yetişen ilk bitkilerden biridir. Soğuk, yağmur ve rüzgâr gibi dış 

etmenlere karşı ciddi büyük bir dayanıklılığa sahip olan asma bitkisi, kendisini ürettiği resveratrol ile korumaktadır. 

Son teknoloji mikro hiyalüronik asidin yer aldığı tek seri olan Caudalie Resveratrol [Lift], cildin doğal hiyalüronik 

asit üretimini arttırmak için tasarlanmış olup Göz Bakım Balmıyla da göz çevresini sıkılaştırarak göz çevresindeki 

kırışıklıkları pürüzsüzleştiriyor. Resveratrol dudak çevresindeki mimik çizgileri üzerinde de oldukça etkili sağlıyor. 

Sette bulunan Sıkılaştırıcı ve Yaşlanma karşıtı Serum ise kırışıklıkları yatıştırarak yüz ovalinin toparlanmasına 

yardımcı oluyor. 

Setteki bir diğer ürün Sıkılaştırıcı ve Yaşlanma karşıtı Günlük Nemlendirici SPF20 ise 40’lı yaşlarındaki kadınlar için 

ideal gündüz bakım kremidir. 

50 yaş için Caudalie Premier Cru 

50 yaş için Caudalie Premier Cru 

The only eye and lip contour product containing the highest 

concentration of the 3 effect Caudalie patent in the Resveratrol Premier 

Cru Eye Area Care Cream with anti glycation effect that is the most 

effective anti-aging molecule chosen by the Harvard University. The 

product helps to reduce the deep lines around the eyes, lift sagging eye 

lids and firms the contours around the eyes. 

The Premier Cru Eye Care Cream is one of the favorites of world 

famous make-up artists. In addition to the triple effect Caudalie patent 

the soft powder and pearl particles in the ingredients instantly form a 

makeup effect around the eyes. Premier Cru Rich Cream and Precious 

Oil which provide unique anti-aging effect are also included in the set. 

Harvard Üniversitesi’nin seçtiği en etkili anti-aging molekül olan anti glikasyon etkili Resveratrol Premier Cru Göz 

Bakım Kremi formülündeki 3 etkili Caudalie patentinin en yüksek konsantrasyon içeren tek göz ve dudak çevresi 

ürünü. Göz çevresindeki derin kırışıklıkların görünümünü azaltarak ve sarkmış göz kapaklarının ve göz çevresini 

yeniden toparlanmasına yardımcı oluyor. 

Premier Cru Göz Bakım Kremi, dünyaca ünlü makyaj artistlerinin de favori göz bakım ürünlerinden biri. 3 etkili 

Caudalie patentinin yanı sıra içerdiği yumuşak pudra ve inci tanecikleri ile göz çevresinde anında makyaj etkisi 

oluşturuyor. Ayrıca eşsiz yaşlanma karşıtı etki sunan Premier Cru Rich Cream ve Precious Oil’de sette bulunuyor. 

38 Pharma

Akileine Türkiye’de 

Fransa’nın 1 numaralı Ayak Bakım Markası Akileine, Şimdi Türkiye’de 

Akileine in Turkey 

France’s number one foot care brand to mind, now in Turkey 

1947 yılında Monaco’da yer alan ASEPTA Laboratuvarları 

tarafından üretilmeye başlanan ve bugün 50’den fazla ülkeye 

ihraç edilen Fransa’nın 1 numaralı ayak bakım markası Akileine, 

farklı ayak problemlerine çözüm olacak uzman ürünleriyle Mart 

ayından itibaren eczanelerde yerini alıyor. 

Farklı Ayak Problemlerine Özel Çözümler 

Güvenliği ve etkinliği dermatolojik olarak test edilen Akileine, 

farklı ayak problemlerine farklı serilerle çözüm sunuyor. Akileine 

Mavi Seri ayakların kuruma ve çatlamayı önleme; Yeşil Seri 

terleme ve ayak kokusu; Kırmızı Seri yorgun ayak problemlerine 

özel çözümler sunuyor. Günlük spor yapanlar ve profesyonel 

sporcularla da spor serisiyle buluşmaya hazırlanan Akileine, 

spordan önce ısınmaya, spor esnasında sürtünmeleri önlemeye, 

spor esnasında yaşanan problemler için cildi anında soğutmaya 

ve spor sonrası rahatlamaya yardımcı farklı ürünleriyle spor 

öncesi, sırası ve sonrasında yaşanabilecek problemlere çözüm 

olacak. 

Being produced by ASEPTA laboratories in Monaco in 

1947 and exported to more than 50 countries today, 

Akileine, the number one foot care brand in France, is 

taking its place in pharmacies since March with expert 

products to solve different foot problems. 

Special Solutions for Different Foot Problems 

Akileine, which is dermatologically tested for safety and 

efficacy, offers solutions to different foot problems with 

different series. Prevent drying and cracking of Akileine 

Blue Series feet; Green Series sweating and foot 

odor; Red Series offers special solutions to tired feet 

problems. Prepared to Akileine meet sports teams and 

professional athletes daily, Akileine will solve problems 

that can be experienced before, during and after sports 

with different products that warm up the sport, prevent 

friction during sports, cool the skin for problems 

experienced during sports and relax after sports. 

Pharma 39

TÜRKİYE’NİN İLK HEMATOLOJİ ONKOLOJİ MONOKLONAL 

ANTİKOR BİYOBENZERİ REDDİTUX (RİTUKSİMAB 

BİYOBENZERİ) PİYASAYA ÇIKMAYA HAZIRLANIYOR 

THE FIRST BIOSIMILAR MONOCLONAL ANTIBODY IN ONCOLOGY, 

REDDITUX ® (RITUXIMAB BIOSIMILAR) READY FOR LAUNCH IN TURKEY 

Yerli ilaç firması TRPharm, Türkiye’nin ilk Rituksimab biyobenzerini Hodgkin 

Dışı Lenfoma (HDL) ve Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) alanında hastaların 

ve doktorların hizmetine sunmaya hazırlandığını duyurdu. Ürün, Dr. Reddy’s 

Laboratories tarafından geliştirilmiş ve ilk onayını 22 Mart 2007’de aldığından 

beri 17 ülkede 75.000’den fazla hastaya ulaşmıştır. İlaç, T.C. Sağlık Bakanlığı 

tarafından ise 30 Ocak 2018 tarihinde ruhsat onayı almıştır. TRPharm ve 

DRL şirketlerinin Türkiye’de stratejik işbirliğine 2016 yılında başladığını 

belirten TRPharm Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Göker, “Bu anlaşmanın 

şartları uyarınca, DRL’nin biyobenzer ürün portföyü ruhsatlandırma ve satış/ 

pazarlama açısından TRPharm tarafından temsil edilmektedir. TRPharm 

ayrıca tesis yatırımının tamamlanmasının ardından teknoloji transferlerini 

gerçekleştirerek; hücreden itibaren biyoteknolojik etken madde ve bitmiş 

ilaçları da Türkiye’de üretecektir.” dedi. 

BİYOBENZER ÜRÜNLER HEM HASTA HEM EKONOMİ İÇİN ÖNEMLİ 

Rituksimab biyobenzerinin Türkiye’de onaylanmasının, TRPharm için olduğu 

kadar Türkiye ve birçok ülke için de tarihi bir kilometre taşı olduğunu belirten 

Göker, “AR&GE’yi temel vizyon edinmiş bir şirket olarak yetkililer ile yakın 

bir işbirliği içerisindeyiz ve devletin de desteğiyle bu ürünün aynı zamanda 

Türkiye’de üretilecek ilk monoklonal antikor etken maddesi olması için de 

çabalıyoruz. 

TRPharm olarak inanıyoruz ki; biyobenzer ürünler yalnızca daha fazla 

hastanın bu önemli tedavilere erişmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda 

kullanıldıkları tedavi alanlarındaki sağlık maliyetlerini düşürerek, diğer 

alanlarda yeni ve yenilikçi tedavilerin yolunu açacak. Biz de hem biyobenzerler 

hem de yenilikçi ürünler içeren tedavi portföyümüz ile her iki alanda da 

öncelikle hastalara, hekimlere ve devlete çözüm ortağı olmaktan gurur 

duyuyoruz. Bir yandan da Türkiye’de yenilikçi ilaç AR&GE yatırımlarımızı tüm 

hızıyla sürdürüyoruz. Bunların yanı sıra, Türkiye sınırlarının da ötesine çıkan 

vizyonumuzla, yapılanmamızı büyük ölçüde tamamladığımız Orta Doğu ve 

Afrika bölgesinde de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sayede sadece etken 

maddeyi yerli olarak üretmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm bölgeye ihracat 

fırsatları yaratacağız.” dedi. 

Istanbul, Turkey, March 9th, 2018 – TRPharm 

announced today the upcoming launch of their 

lead biosimilar brand, REDDITUX ® (rituximab 

biosimilar), indicated for the treatment of 

Non-Hodgkin’s Lymphoma (NHL) and Chronic 

Lymphocytic Lymphoma (CLL). This follows the 

marketing authorization that was obtained on 

January 30th, 2018. The product was developed 

by Dr. Reddy’s Laboratories and first approved 

by Indian health authorities on March 22, 2007. 

It is currently used by physicians and patients 

in more than 17 countries. In 2016, TRPharm 

and Dr. Reddy’s announced the strategic 

collaboration agreement in Turkey. Under the 

terms of this agreement, TRPharm will register 

and commercialize a total of three biosimilar 

products from Dr. Reddy’s in Turkey. TRPharm 

will also manufacture the drug substance and 

drug product upon completion of its facility 

investment. 

“The approval of REDDITUX ® in Turkey 

represents a historic milestone for TRPharm. We 

firmly believe that with continued collaboration 

with the authorities, we will also turn this 

product to be the first mAb drug substance 

to be produced in Turkey.” said Mehmet 

Göker, Chairman and Chief Executive Officer 

of TRPharm. He added, “At TRPharm, we 

understand the value of biosimilars in not only 

enabling access to these important therapies 

for more patients but also lowering healthcare 

costs in one area to pave the way for newer 

and innovative treatments in others. We pride 

ourselves on being a solution partner to patients, 

physicians, and governments in both areas 

with our differentiated and diverse portfolio of 

biosimilars and novel therapies. We look forward 

to our continued expansion of this vision beyond 

Turkey and into the rest of the MENA region.” 

40 Pharma

SANAYİCİNİN GÜÇLÜ SESİ 

BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ 

pagev 

pagev1989 

pagevtv 

pagev 

www.pagev.org

Türkiye’den hizmet ihracında yeni fırsat tercümede mi? 

Online tercüme hizmetleri sunan Protranslate.net kurucu ortağı ve Genel Müdürü Kerem 

Kalkancı, hizmet sektörünün online tarafa doğru yön çevirmesi hakkında konuştu. 

Is the new opportunity in service export from Turkey translation? 

Kerem Kalkancı, General Manager and founding partner of Protranslate.net, a company that 

provides online translation services, talked about the service sector trending towards online. 

Kullanıcıların internetten alışveriş yapma alışkanlıkları arttıkça, eskiden 

offline olarak hizmet almaya alışık olduğumuz boyacı, çilingir, tercüme, 

temizlik, tamir gibi hizmet sektörü oyuncuları da online tarafa büyük 

yatırımlar yapmaya başladı. E-ticaretin %30 büyüme gösterdiği 2017 yılını 

takiben, pek çok hizmet sektöründen firma, pastadan kendine de pay 

edinme çabası ile online tarafa kanalize olma çabasına girişti. 

“Kalite, ölçülebilir bir hal aldı” 

Protranslate.net kurucu ortağı ve Genel Müdürü Kerem Kalkancı, 

günden güne ne istediğini bilen, online dünyanın fikir elçileri olan bilinçli 

tüketiciler arttığını ifade ederek E-ticaret, markalar için büyük bir 

nimet olarak görülse de verdikleri hizmet ile tüketiciyi mutlu edemeyen 

markalar, kötü reputasyonları ile e-ticarete girişeyim derken offline 

dünyadan iş alma kapasitelerini bile olumsuz etkileyebildiğini söyledi. 

Gelebilecek basit bir müşteri yorumunun milyonlarca kişi tarafından 

kolay okunduğunu, bir internet dünyasında yaşadığımızı göz önüne 

alırsak tüketiciye verilecek hizmetin kalitesinin en üst safhada olması 

gerektiğinin aşikâr olduğunu da sözlerine ekledi. 

Global açılımlar ile Türkiye’ye ek olarak MENA bölgesi ülkeleri, İran 

ve şimdi de İspanya ile Avrupa ülkelerine tercüme hizmeti satışı 

gerçekleştirdiklerini belirten Kalkancı “Artık tek bir tıkla dünyanın 

neresinden olursa olsun bilgiye ulaşmak çok kolay olduğu için, global 

piyasalarda en kaliteli, ulaşılabilir ve hızlı hizmeti veren firmalar rağbet 

görüyor. Biz de bu yolda ilerleyerek Türkiye’den global bir marka 

çıkartma yönünde emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Türkiye’deki 

5000’den fazla mütercim tercümanla istihdam oluşturarak global ölçekte 

iş yapacak uzmanlar haline getireceklerini belirtti. 

Yerli çeviri emin adımlarla ilerliyor 

Genel Müdür Kerem Kalkancı, E-ticaret, hızla devam eden globalleşme 

ile farklı boyutlara taşındığını, mobil penetrasyonun artmasıyla alışveriş 

alışkanlıklarımızın değiştiğine dikkat çekti. Her an her yerde internet 

erişimi sağlayabildiğimiz günümüzde artık yurtdışından da hizmet 

almanın kolaylaştığını, uluslararası platformda yarışabilecek düzeyde 

iş çıkartan firmaları önümüzdeki dönemde daha da çok duymaya devam 

edeceğimizi ifade etti. Türkiye’den hizmet ihracı yapmak isteyen firmalara 

son dönemde verilen hibeler ve pazarlama-ekipman konusundaki devlet 

destekleri bu konudaki ihracat kapasitesini yükseltmeye yönelik oldukça 

çekici fırsatlar içerdiğini söyledi. 

As the internet shopping habits of users increase all the 

players of the service sector that we were accustomed 

to getting services like painters, locksmiths, translators, 

cleaners, repair services, etc. offline have started investing 

heavily in online. After 2017, when e-commerce grew 

by 30%, many companies in the service sector started 

channeling all their efforts towards online in order to get a 

piece of the pie. 

“Quality has become measurable” 

Kerem Kalkancı, General Manager and founding partner 

of Protranslate.net, said that conscious consumers, who 

know what they want and are in a sense agents of ideas, 

are increasing all the time and even though e-commerce 

seems like a blessing for brands, the brands that do not 

satisfy customers with the service they provide can even 

damage their capacity to do business offline when they 

attempt e-commerce with a bad reputation. He underlined 

the fact that a simple customer comment could be read 

by millions and if we consider that we live in a world of 

internet, it is obvious that the service we provide to the 

customer has to be at the best quality. 

Kalkancı, who said they were selling translation services to 

the MENA region countries, Iran and now Spain in addition 

to Turkey as part of their global expansion, added “Since it 

is now so easy to access information no matter where you 

are in the world, the companies that offer the best quality, 

most accessible and fastest services are in demand. 

Based on this fact we are moving forward with solid steps 

to emerge as a global brand from Turkey”. He said the 

company would be establishing employment with the over 

5000 translators in Turkey to become specialists doing 

business on a global scale. 

Domestic Translation is progressing well 

General Manager Kerem Kalkancı said that e-commerce 

had gotten to a whole new dimension with rapidly 

continuing globalization and that our shopping habits 

have changed with mobile penetration. In our present 

day when we can access the internet anytime any place, 

it has become easier to obtain services from abroad and 

we will soon start hearing about companies that achieve 

work which can compete on the international platform. 

The grants given to companies recently to export services 

from Turkey and the government incentives on marketingequipment 

shows that the rising export capacity on this 

subject will present some attractive opportunities. 

42 Pharma

Tekrar eden tercümelere para ödetmeyen sistem 

The system that will save you from having to pay for repeat 

translations 

Şüphesiz ki pek çok firma için tercüme düzenli bir ihtiyaç haline 

geldi. Özellikle ithalat-ihracat, bilişim, hizmet sektörü, turizm gibi 

sektörlerden pek çok firma, düzenli olarak kimi zaman yeni, kimi 

zaman eski ama ufak düzenlemeler içeren belgeleri için tercüme 

taleplerinde bulunuyor. Hizmet sektörünün de hızla ilerleyen 

teknolojiye ayak uydurduğu günümüzde, belgelerde tekrar eden 

kelimeler için ek ücret ödemekten kurtaran bir sistem geliştirildi. 

Yüzde 40 daha tasarruflu! 

Protranslate.net adresindeki çevrimiçi tercüme hizmetleri 

girişimi, sisteme yüklenilen 30’dan fazla dosya formatındaki 

elektronik belgeleri hızlı bir şekilde tarayarak, tekrar kelimeleri 

analiz ediyor ve müşterilerine bunun için para ödetmeden 

hizmetini sunuyor. Bunların hepsini ortalama birkaç sayfalık bir 

belge için çok kısa sürede gerçekleştiren sistem %40’lara varan 

bir tasarruf sağlıyor. Ek hizmet olarak müşterilerinin belgelerini 

ve kelime tercihlerini güvenli bir sistemde arşivleyerek daha 

sonra ki hizmetler için de kaliteli bir hizmet sunuyor. 

Her dilde tercüme hizmeti 

Tüm süreçlerin online olarak yönetildiği platformda her dil de 

tercüme hizmeti sunan Protranslate.net, Türkiye’den tercüme 

hizmetleri pazarına bir oyuncu çıkarmanın verdiği haklı gururla 

pazarda yerini alıyor. Telefon ve mail üzerinden uğraşmaya gerek 

bırakmayan sistem online olarak birkaç tıkla belgeyi sisteme 

yükleyip, fiyat ve teslimat süresini de öğrenmeyi kolaylaştırarak 

kaliteli bir hizmet sunuyor. Türkiye’deki başarılarını 2017 yılında 

yurtdışına taşıyarak aynı yıl MENA bölgesi ülkelerinde de hizmete 

başlayan girişim 2018’de de hedeflerine Avrupa’yı alarak yurtdışı 

açılımlarına ağırlık vereceklerini duyurdu. 

Undoubtedly translation services have become a 

regular need for many companies. Especially, many 

companies in the business sectors such as importexport, 

service sector and tourism are regularly asking 

for document translation services for new or previously 

translated documents which require minor changes. 

In our present day, when the service sector is keeping 

pace with rapidly progressing technology, a system has 

been developed in which you are saved from having to 

pay for repeated words in documents. 

40% economical! 

Online translation services enterprise website 

Protranslate.net, quickly scans electronic documents 

which are loaded into the system, reanalyzes words and 

provides service to its customers without making them 

to pay for it. The system, which processes a document 

of approximately a couple of pages in a very short time, 

provides savings reaching up to 40%. As an additional 

service, the system archives customer documents and 

word choices in a secure system thus offering quality 

service for the subsequent translations. 

Translation services in all languages 

Protranslate.net, which provides translation services 

on a platform where all processes are administrated 

online, has taken its in the market with good reason 

to be proud to provide a new player to the Turkish 

translation market. The system offers quality services 

by loading documents onto the system with a couple 

of clicks and facilitating easier information access 

on price and delivery time without requiring calls or 

sending an e-mail. This enterprise, which carried its 

success in Turkey abroad in 2017 when they started 

providing services to the MENA countries in the same 

year, has announced that they have now set their sights 

on Europe as another foreign market to explore. 

44 Pharma

Tehlikeli ilaç riskinden korunmaya 

yardımcı altın standartlar 

High standards to protect people from dangerous drugs 

Tüm Kamu Eczacıları Derneği (TÜKED), sağlık çalışanlarının, 

tehlikeli ilaçlar sınıfında yer alan ilaçları hazırlarken ve 

hastaya zerk ederken, hasta ve sağlık çalışanlarının güvenliği 

ve doğru ilaç transferi için farkındalık çalışmalarında bulunan 

ve bu konuda dünyanın önde gelen otoritelerinden olan Joint 

Commission International ile Ankara ve İstanbul’da eğitim 

toplantıları gerçekleştirdi. 

Hastane eczacıları, onkoloji hemşireleri, onkolog ve İl Halk 

Sağlığı Temsilcilerinin katılımı ve Becton Dickinson firmasının 

koşulsuz desteği ile gerçekleştirilen eğitim toplantısının 

açılışında konuşan Tüm Kamu Eczacıları Derneği (TÜKED) 

Başkanı Ecz. Mustafa Gönen, hasta ve sağlık çalışanı güvenliğinin 

esas olduğu kemoterapi gibi tehlikeli ilaç hazırlama işlemlerinde, 

ülkemizdeki farkındalığı ve standartları geliştirmek adına uzun 

süredir çalışmalar yaptıklarını söyleyerek, “Kemoterapi ilaçlarını 

hazırlayan sağlık personeli, deri teması veya soluma yolu ile 

kanser ilaçlarına maruz kalabiliyor. Bu ilaçlar doğası gereği 

sağlık çalışanlarına yönelik riskler içerdiği gibi bu risklerden 

korunmak için önce risklerin ne olduğunun iyi tespit edilmesine 

ve engellenmesine yönelik dünyada kabul görmüş standart ve 

kılavuzlara da uyum için çaba sağlaması gerekiyor” dedi ve bu 

doğrultuda, TÜKED olarak 2016 yılında ‘Onkolojide Tehlikeli 

İlaçlarla Güvenli Çalışma ve Eczacılık Uygulamaları Rehberi’ni 

All Public Pharmacists’ Association (TÜKED) held 

training meetings in Ankara and Istanbul with 

Joint Commission International which is a leading 

organization in increasing the awareness among 

healthcare workers in preparation and dispensing of 

dangerous medicines, and the safety of patients and 

healthcare workers. 

In the meeting with participation of pharmacists, 

oncology nurses, oncologists and representatives of 

the Provincial People’s Health Representatives and 

with the unconditional support of Becton Dickinson 

Company, All Public Pharmacists’ Association (TÜKED) 

President Dr. Mustafa Gönen said that they are doing 

long-term studies in order to improve the awareness 

and standards in the country during the preparation of 

hazardous medicines such as chemotherapy, where 

the safety of the patients and the health professors are 

essential. “Health personnel preparing chemotherapy 

drugs can be exposed to cancer drugs through skin 

contact or inhalation. As these drugs contain risks for 

health personnel we need to make efforts to harmonize 

with the accepted standards and guidelines in the 

world for the determination and prevention of the risk. 

“In this respect, he also stated that as TÜKED in 2016 

they prepared and shared, “Guidelines for safe work 

with hazardous drugs in oncology and pharmacology 

46 Pharma

hazırlayarak sağlık çalışanları ile paylaştıklarını ifade etti. 

Bu alandaki çalışmalarına, dünyada önde gelen otoritelerden 

olan Joint Commission International (JCI) ile ortak bir toplantı 

düzenleyerek devam ettiklerini, toplantıda kemoterapi ilaç 

hazırlığındaki mevcut riskler başta olmak üzere, dünyada “USP– 

800” adıyla bu konuda hazırlanmış en geniş kapsamlı standart 

ve önerileri doğrultusunda bu ilaçların hazırlanması ve hastaya 

transferi konularında sağlık çalışanları özelinde bir farkındalık 

oluşturmak için çalıştıklarını ifade etti.” 

Joint Commission International akreditasyonu danışmanı Dr. 

Jeannell Mansur, eğitim sırasında, sağlık profesyonellerinin 

tehlikeli ilaçları hazırlarken pek çok ciddi risk ile karşı karşıya 

kaldığını belirtti. USP-800 Standardının bu gibi ilaçların 

hazırlanması ve uygulanmasında sağlık personeli, hasta ve 

çevrenin maruz kalma risklerini en aza indirgemeyi amaçlaması 

ve doğru uygulamaları standardize etmesi açısından altın 

standart olarak nitelendirilebileceğini ifade etti. Mansur ayrıca 

sağlık profesyonellerinin mesleki sorumluluklarından biri olan 

kemoterapi gibi tehlikeli ilaçları hazırlarken risklerin en aza 

indirgenmesi ve ilacın güvenli bir şekilde hazırlanmasında kapalı 

sistem transfer cihazlarının öneminden bahsetti. 

practices” with health workers. They are continuing 

their work in this area by organizing a joint meeting 

with Joint Commission International (JCI), one of the 

leading authorities in the world, in line with the most 

comprehensive standards and proposals prepared 

in this respect with the name “USP-800” in the 

world, especially the risks existing in chemotherapy 

drug preparation and that they are working to 

raise awareness among health care workers in the 

preparation of these medicines and transfer to patients. 

“ 

Joint Commission International accreditation 

consultant Jeannell Mansur during the training, said 

that health professionals face many serious risks 

when preparing dangerous medicines. She stated 

that the USP-800 Standard could be described as the 

gold standard for the purpose of minimizing the risks 

of exposure to health personnel, patients and the 

environment in the preparation and application of such 

drugs and to standardize correct applications. Mansur 

also talked about the importance of closed system 

transfer devices in minimizing the risks and preparing 

the drug safely while preparing dangerous drugs such 

as chemotherapy, which is one of the professional 

responsibilities of health professionals. 

Pharma 47

Bayrağımızı her yerde dalgalandıracağız 

Türkiye’nin konusunda lider kuruluşu haline gelen Variteks Ortopedi, 

kaliteden ödün vermeden sürekli gelişen yapısıyla 75 ülkede aranan ve 

istenen bir firma olmanın haklı gururunu yaşıyor. 

We will let our flag wave everywhere 

Becoming a leading establishment of Turkey, Variteks Ortopedi enjoys its rightful 

proud due to being a sought after and wished firm in 75 countries with its steady 

progressing structure without concession to quality. 

Firmanın ikinci kuşak yöneticisi olan Okan Öztürkatalay ile 

yaptığımız röportajda Variteks’in başarı hikâyesi, yükselişin sırrı 

ve önümüzdeki dönemle ilgili planları konuştuk; 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Şahsınızdan ve firmanızın 

kuruluşundan biraz bahsedebilir misiniz? 

1958 yılında babam Nimet Öztürkatalay’ın çıktığı yolda bugün 

ikinci kuşak olarak 22 yılı profesyonel olmak üzere 40 yıldır 

Variteks’te çalışmaktayım. 

Ortopedi alanında imalatçı rolünde olan firmamız %85 oranında 

yurt dışına ihraç, %15 oranında yurt içi pazarda yaklaşık 

600 e yakın müşteriye hizmet vermektedir. %85 diye tabir 

ettiğimiz kısım 75 ülkeye tekabül ediyor. Sri Lanka’nın henüz 

yeni sonuçlanmasıyla beraber ihracat yaptığımız ülkeler 

sıralamasında 75. sırada yerini aldı. 

Hedefimiz %100 Türk Malı 

Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz? 

Ana grup olarak varis çorapları ve ortopedi yardımcı malzemeleri 

ürünlerimizi oluşturmakta. Bileklikler, bandajlar, tabanlıklar, 

dizlikler, bel korseleri, boyunluklar gibi ortopedi malzemelerinin 

imalatını yapıyoruz. Ürünlerimizdeki ana düşüncemiz yerli üretim 

malzemelerden kullanarak tamamıyla yerli üretim yapmak. 

We talked about the success story, emerging secret 

and its plans for the upcoming period with Okan 

Öztürkatalay, the second generation manager of the 

firm. 

Would you please tell some your personality and your 

firm’s foundation? 

I have been working in Variteks for the last 40 years, as 

a second generation professional for 22 years, on the 

way of my father Nimet Öztürkatalay in 1958. 

Operating in a manufacturer role in orthopedic area, 

our firm exports 85 percent, serves its 15 percent to 

some 600 customers in the domestic market. 85% part 

accounts for 75 countries. With Sri Lanka - which has 

newly resulted in entering our exporting countries’ list - 

takes place at 75th line. 

Our aim is to produce 100% Made in Turkey 

Would you tell us about product diversity? 

Varicose stockings and orthopedic support material 

constitute our main group products. We manufacture 

orthopedic materials such as wrist braces, bandages, 

sole plates, knee braces, waist corsets, cervical collar. 

Our main opinion is to use domestic made materials to 

make totally domestic made production. For this, we 

exert much effort, but I would say with a great sadness 

that we import row materials in some conditions from 

the European countries. 

50 Pharma

Bunun için çok çaba sarf ediyoruz ama çok üzülerek söylüyorum 

ki bazı durumlarda yurt dışından Avrupa ülkelerinden 

hammadde alımı yapıyoruz. Kalite devamlılığı ürünlerimiz 

için her şeyden daha önemli olduğu için alımları yurt dışından 

gerçekleştiriyoruz. Variteks’in 60 yıllık başarısının sebebi kalite 

devamlılığını sağlamasından kaynaklı. Hedefimiz gelecekte bütün 

hammaddelerimizi de ülkemizden alıp %100 Türk malı ürünler 

üretmek. 

Patronumuz Variteks... 

60 yıllık bir başarıdan söz ediyorsunuz, dünya pazarında bile bu 

kadar istikrarlı bir başarının sırrı ne olabilir bize açıklayabilir 

misiniz? 

Hiçbir iş için helal ve kolay kavramı yok. Bu konuma gelmek tabiî 

ki çok da kolay olmadı. Ancak bir işi yapıyorsanız kendinizi o işe 

adadığınızda çıkan başarı sizi daha fazla motive ediyor. 

Her firma için belirli kurallar vardır ve bunu madde madde 

sayacak olursak; “çalışkan olmak, güvenilir ve dürüst olmak, 

sorumluluk sahibi olmak, yenilikçi olmak, firma prensiplerine 

bağlı kalmak” şeklinde sıralayabiliriz. 

Patron kelimesi babam zamanında vardı. Babam, kurucu ve 

patrondu. Ondan sonraki 2. Kuşak olarak başa geçen ben olmuş 

olsam da ben bir çalışanım. Bizim güncel patronumuz Variteks 

firmasıdır. Benim vazifem Variteks bünyesinde çalışanların 

haklarını eşit şekilde sağlamaktır. Saymış olduğum bu beş madde 

Variteks’in bu zamana kadar gelmesindeki ana kurallardır. 

Benim bu bünyedeki yerim iş sahibinin oğlu olarak değil, çalışan 

olarak başlayıp kademe kademe çalışarak yükselmemdir. 

İlk olarak ürün paketlemeyle başladığım bu firmada aklınıza 

gelebilecek her alanda bilfiil çalıştım. Karşı taraftan bir iş 

isteyeceğim zaman kendi yapmadığım/yapamadığım hiçbir işi 

istemem isteyemem. Çünkü nasıl, ne şartlarda, ne kadar sürede 

yapılacağını bilir ona göre hareket ederim. Karşılıklı anlayış 

firmamızın temel prensipleri arasındadır. 

Uluslararası rekabette sizi zorlayan kriterler var mı? Siyasi 

durumların işinizde etkisi nedir? 

Siyasi durumlar tabiî ki etkendir ancak ana sebep değildir. 1978 

yılında ortopedi ürünlerinin ihracatını kendi alanımızda ilk defa 

biz gerçekleştirdik. Türkiye o tarihten bu yana ne aşamalardan 

geçti, bu ülke darbe görmüş bir ülke bu durumda bile biz 75 

ülkeye ihracat yapabilen bir firma konumundayız. Kendi öz 

kaynaklarımızla bugünlere gelmiş, işlerimizi devam ettirebilmiş 

bir firmayız. Demek ki siyasi durumlar olabiliyor ama ancak bu 

durumlar ana trendi değiştirmeden etkide bulunabilir. Şöyle bir 

etkisi var özellikle geçmiş yıllarda çok mücadele ettiğimiz “Türk 

Malı, Made in Turkey” algısı, üzülerek söylüyorum kötü bir algıya 

sahipti. Zamanla değişti ama biz o değişimden öncede çok gayret 

gösterdik. 2-0 mağlup çıktığımız maçlarda öncelikle 2 gol atıp 

durumu eşitliyoruz ondan sonra bir de gol atıp galip gelmeye 

çalışıyoruz ki bu algıyı değiştirilebilelim. Siyasi dalgalar tabiî ki 

etkiliyor. Bizim ülke markamızın bir Made in Germany gibi bir 

değeri olsaydı ben eminim ki, şuan bütün ülkelerde bayrağımızı 

dalgalandırıyor olurduk. Türkün öyle bir gücü var. 

The reason of success of Variteks for 60 years lay 

down sustainable quality. Our aim is to buy our 100% 

raw materials from the Turkish made products and to 

produce made in Turkey products in the future. 

Our boss is Variteks… 

You mention for a 60-year success, what is the secret 

of such a stable success even in the world market, 

would you publicize this to us? 

There is no halal and easy concept for any business. 

Accomplishing this position, of course, was not easy. 

However, if you do a business when you dedicate 

yourself to such a business reveals success makes you 

motivate much more. There are certain rules for every 

firm and if we would regard matter by matter; “we 

can list them as being studious, reliable and honest, 

having responsibility, innovative and commitment to 

the principles of firm.” The word boss was in my father 

term. My father was founder and boss, after him as 2nd 

generation even me acting as chairperson I am also 

a worker. Our topical boss is Variteks firm. My duty is 

to ensure rights of employees equally. The 5 matters I 

mentioned are the basic rules of Variteks that allowed 

the firm has come up today’s position. My place in this 

structure is not only a son of business owner, beginning 

as a staff and raising step by step happened by working. 

Firstly, beginning with product packaging, I worked 

in every area whatever in your mind. When I want a 

work from other side I cannot want any work that I do 

not/cannot. Because of I act regarding what I know, 

how to do a work in what conditions and how much 

time? So, I act according to these conditions. Mutual 

understanding is main principles of our firm. 

Are there criterions that put you into difficulty in 

the international competition? What is the effect of 

political situations in your business? 

Of course, political situations are effective, but they are 

not basic reason. In 1978, we achieved first time exports 

of orthopedic products in our area. Since that time to 

date, Turkey experienced such phases, this country is 

a country saw coup d’état, even in this condition we are 

a frim being able to export to 75 countries. We are firm 

that has come nowadays with our self-assets and can 

be able to maintain our businesses. So that political 

conditions would happen, but these conditions can be 

effective without change the main trend. There is such 

an effect particularly; I say with regret that the Made in 

Turkey perception, with which we had struggled much 

in past years, regarding having a very bad perception. 

In the course of time, it changed, but we exerted much 

effort before that change. In the matches when we were 

beaten 2-0, firstly we score 2 goals and make condition 

equal after that scoring a more goal we try to win, 

so that we can be bale to change this perception. Of 

course, political fluctuations are effective. 

If our country brand has a value as much as ‘Made in 

Germany’, I believe that we would have waved our flags 

in all countries. Turk has such a power. The only thing 

is that Turkey has entered trade and industry late. 

Some countries want some certificates, what are your 

certificates for this? 

We have all of certificates which are necessary to be 

received in our business area. 

Pharma 51

Belki de Türkiye olarak bizim eksiğimiz ticarete ve sanayiye geç 

atılmış olmamızdır. 

Bazı ülkeler bazı sertifikalar talep ediyor, bunun için gerekli 

sertifikalarınız nelerdir? 

Kendi konumuzla ilgili almamız gereken tüm belgelere sahibiz. 

Zaten CE, ISO 13485 olmazsa olmazlardır. Bunun dışında 

en önemli belgeler ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiği için 

ülkelerin sağlık bakanlıklarına kayıt belgeleri önemli. İhracat için 

her ülkenin istediği ekstra belgeler var. 

Serbest satış sertifikası, ISO belgesi, CE belgesi zaten elimizde 

mevcut ancak bunların da ötesinde mesela Rusya kayıt işlemleri 

için özel şartlar ve ürün testleri karşımıza çıkıyor. Ürünlerimizin 

ve ham maddelerimizin dünya standartlarına uygun olması ve 

de sahip olduğumuz 60 yıllık tecrübe ile problem yaşamadan 

işlemlerimizi gerçekleştirebiliyoruz. 

Rakip yok! Dost firma! 

Pazarınızı genişletmek için hangi kriterler size yardımcı oluyor? 

Mesela fuarlarda yer almak sizi bir ileri noktaya itiyor mu? 

Referans üzerine mi yürüyorsunuz? 

60 yılı geride bırakan Variteks, artık Türkiye’ye mal olmuş 

bir firmadır. Firma olarak ülkemize ve sektörümüze karşı 

sorumluluklarını her zaman gözeterek aynı çizgide ilerleyerek 

bugünlere geldik. Rakip firma diye bir şey yok, bizim için aynı 

sektörde faaliyet gösterdiğimiz, sevdiğimiz dostlarımız vardır. 

Bunlardan bazıları dile getirir bazıları dile getirmez ama 

alçakgönüllülük yapamayacağım bir konu var ki ülkemizde bu 

ürünlerin Türkiye’den ihracı konusunda ki en büyük destek 

bizim firmamızdan gelmiştir. Ayrıca ihracat yaptığımız ülkelerde 

sadece bir firmayla çalışmak gibi bir prensibe sahibiz. İkinci bir 

firmaya asla ürün satmayız, bu bizim en temel prensiplerimizden 

biridir. Böyle olunca da bizim gibi Türk firmalarıyla iş yapmak 

isteyen şirketler dost firmalarımıza müracaat ederek onlarla iş 

birliği yapmışlardır. Biz bu prensibimizle çoğu firmanın ihracat 

alanında önünü açarak hem ülkemize hem de sektörümüze katkı 

sağlamış olduk. 

Bununla gurur duyuyoruz çünkü iyi bir firma sektörün ve 

ülkesinin reklamını yaparak diğer firmalara yol açarak bu 

pastadan pay almasına yardımcı olur. 

Variteks’in ihracat alanında ki en büyük sırrı fuarlara 

katılmasıdır. 1999-2000’li yıllarda devletimizin çıkartmış olduğu 

bir kanun ile fuarlara katılım için %100 teşvik vererek önümüzü 

açmış oldu. Bizler de bu destekle ilerleyerek bugünlere gelmiş 

olduk. İhracat yapmak ve ihracatta başarılı olmak için en önemli 

etken nedir diye sorarsanız tabii ki uluslararası fuarlara katılmak 

diye cevaplarım. Teşviklerin önemini vurgulamak bir yana 

seçilen fuarların da bu yolda çok büyük rol oynadığını söylemek 

mümkündür. 

“Akan suyun önüne set koyamazsınız” 

Fuarlara örnek verecek olursak; MEDICA Tıp Fuarı, Arab Health 

Uluslararası Sağlık Fuarı ve etkisini biraz daha eskiye nazaran 

düşüren Otworld Fuarı Uluslararası Medikal, Sağlık, İlaç 

In fact, CE, ISO 13485 certificates are sine qua non. 

Apart from this, the most important certificates that 

change country by country, the registered certificates 

in Ministry of Health of countries are crucial. There is 

extra certificate that every country wants for exports. 

Free sales certificate, ISO certificate, CE certificate; 

these already exist in our hand, but in addition these 

there are special conditions and product tests for 

Russian registration procedures are being challenged. 

Having compliance of our products and raw materials 

with all of the world standards and our experience 

for 60 years we realize our transactions without any 

problem. 

There is no competitor! But Friend firm! 

Which criterions help you to enlarge your market? For 

example, is it pushing you one step ahead by joining 

fairs? Do you advance via reference? 

Leaving behind a 60-year, Variteks is now a firm has 

been identified with Turkey. We, as the firm, have come 

nowadays taking into consideration the responsibilities 

on behalf of our country and the sector every time, 

advanced on the same line. There is no such a thing as 

a rival firm, for us there are our friends whom we love 

and act in the same sector. We made great supports 

and breakthroughs in export for Turkish companies 

which operate in orthopedics products. Whether some 

of them mention or not, but there is a matter that I 

cannot ignore is that the biggest support has come 

from our firm in the exports of these products from 

Turkey and featuring firstly exporting Variteks products 

we have opportunity gaining a place in many countries. 

In addition, we have principle to work only with a firm 

in the countries we export. We never sell our products 

to a second firm; this is one of our basic principles. 

52 Pharma

So that the companies which want to do business with 

the Turkish firms apply to our friend firms to make 

business cooperation. With this principle, we have 

contributed both to our country and sector in helping 

most of the firms in exports. We feel proud with this, 

because a good firm helps to get share from this cake 

by advertising of the sector and this country opens road 

for other firms. 

The biggest secret of Variteks in exports is to join 

fairs. Between the years 1999-2000s, enacting a law 

and incentivizing in the rate of 100% for joining fairs 

our state has removed hindrances. Advancing with 

these incentives we have reached nowadays. If you 

ask what is the most important factor in exporting and 

to be successful in exports, of course, I can respond 

joining international fairs. Apart from underlining 

the importance of incentives, it is possible to say the 

selected fairs play a great role in this way. 

Sanayii Fuarı sektörün en önemli fuarlarını oluşturur. Expomed 

fuarından bahsedecek olursak bana göre en dünya genelindeki 

en önemli fuar listesinin 3. sırasında yerini alır. Geçmişte 

dalgalanmalar olabilir fakat akan suyun önüne set koyamazsınız, 

inanıyorum ki ileriki zamanlarda Türkiye hak ettiği noktaya 

gelecektir. Ayrıca farklı ülkelerdeki fuarlara da distribütörlerimizi 

desteklemek ve Türk bayrağını dalgalandırmak adına katılım 

sağlıyoruz. 

Fuarların dışında yeni pazarlar bulabilmek için yeni hamleler 

yapılması gerekli mi? 

Bunlar tabii ki gereklilik. Fakat hedef ülkeler belirlenirken 

bizlerin de fikirlerine başvurmalarını, istatistiki bilgilere daha 

çok bakılmasını isterim. Sektördeki firmalara ülkelerle ilgili 

daha çok bilgi akışı sağlanması ve medikalin içerisinde sektör 

sektör ayrılmalı ki herkes kendi konusuna daha hâkim olabilsin 

daha iyi yerlere gelebilsin. Ayrıca yeniliğe de açık olmak 

gerekiyor. İnternet üzerinden satışlarından komisyon vererek ya 

da üyelik bedeli ödeyerek ürün satılan web siteleri teknolojinin 

ilerlemesiyle hayatımıza hızlı bir şekilde girdi. Devletin %80 

civarında bir teşviki mevcut iken bizler de üretici firmalar olarak 

teknolojiyle barışık bir çizgide ilerlemeli, ürünlerimizi dünyanın 

hemen hemen her yerine ulaşılabilir kılmalıyız. 

Üniversite sanayici işbirliği sizce yeterli noktada mı? 

Açık konuşayım bu konuyla ilgili çok fazla bir tecrübemiz, bilgi 

birikimimiz yok. Fakat İstanbul Teknik Üniversitesi ile Tekstil 

bölümü ile henüz başladığımız çalışmalarımız ve TUBİTAK ile 

yürüttüğümüz bir projemiz var. Bu tip çalışmalar için keşke 

dediğimiz noktalar var, daha önceleri kullanmadığımız mecralar, 

adımlar için keşke yapsaydık diyoruz. 

“You cannot put a barrier against flowing water” 

If we give examples for the fairs; MEDICA Fair, Arab 

Health International Health Exhibition and Otworld 

Leipzig International Medical Health Medicine Industry 

Fair which lost its effect some are the important fairs. 

If we tell about Expomed fair, in my opinion, it takes 

place at third place of the most important fairs across 

the world. In the past, fluctuations could happen, 

but you cannot put a barrier against running water, I 

believe that Turkey will come to the same point again. 

In addition, we join the fairs in various countries to 

support our distributors and to wave our flag. 

Out of fairs, is it necessary to make new attractions to 

be able to find new markets? 

Sure, these are requirements. But while target 

countries are determined, I wish to apply to our 

opinions, to look at the statistical information more. 

Ensuring much more information to the firms in 

the sector and having separated sector by sector in 

medical, so that everybody can be able to control 

their own issues and will come to better places. In 

addition, it is necessary to be open to innovation. 

Giving commission in the sales on internet or paying 

membership price, the web sites on which products 

are sold have entered our life quickly. As presently the 

state offer incentive in the rate of 80%, we also as the 

producer firms, advance on a peaceful way alongside 

technology, we make our products to be able to reach 

every place of the world. 

Is university-industry cooperation in a sufficient level? 

Frankly, we do not have much experience, information 

accumulation in this issue. But there is a project we 

have still started with Textile Department of Istanbul 

Technical University and managing with TÜBİTAK. 

There are points that I desire for these kinds of 

projects, I wish we have used the ways, steps that 

we have not used before. I suggest the producers to 

take support as academic as well. Because, a synergy 

would happen and very various opinions appear as 

well, we would learn aspects of business that we do 

not know. When a 60 year experience and academic 

knowledge come together nobody stand in front of us. 

The countries such as Germany, France, Italy, Spain 

Pharma 53

and America have advanced much in this issue, if we 

could have done this in time we would have been much 

more ahead. 

“Without apprenticeship, you cannot become a 

master” 

Can you find enough staff in the aspect of production? 

It is like, touch and hear ouch… I cannot know 

complaining from whom or why in this subject. This 

subject comes at ahead of our biggest troubles. We 

cannot find employee! We keep in touch continuously 

with occupation schools, municipalities, İŞKUR and 

neighborhood officials. In addition, despite nonstop 

notifications and declaration we cannot find employee. 

Youths look at the issue some different, but you 

cannot make mastership of a work without making 

apprenticeship. Firstly you make your hand some 

dirty. Soon after graduating university, these works 

are not happening immediately to own a table to work. 

First your hand must have some dirt. Even you are 

an engineer your hand must have some dirty. My son 

attends to an industrial engineering now and he has 

been making apprenticeship for years and will continue 

so that he can be able to maintain our lobar for such 

years deservedly as the 3rd generation of Variteks. 

However finding employee problem is not a problem we 

face, it has in the countries such as European, Austria, 

American countries, but the important thing in this 

issue existing in others, the important thing is to solve 

the problem and pass towards front. But this problem 

is not only a problem that we face in our country, but 

also places like Europe, Australia, America, but it is 

important that we do not exist in others but we have to 

solve this problem for our own country. 

Üreticilerin mutlaka akademik olarak da destek almalarını 

öneriyorum. Çünkü bir sinerji doğuyor ve çok değişik fikirler 

ortaya çıkıyor aynı zamanda da işin bilmediğimiz taraflarını 

öğrenmiş oluyoruz. 60 yıllık bir tecrübe ile akademik bilgiler 

bir araya geldiği zaman önünüzde kimse duramıyor. Almanya, 

Fransa, İtalya, İspanya ve Amerika gibi ülkeler bu konuda çok 

daha ilerlemiş durumda, bizler belki de zamanında bunu yapmış 

olabilseydik çok daha ileri bir noktada olabilirdik. 

“Çıraklığını yapmadığınız işin ustası olamazsınız” 

Üretim noktasında yeterli personel bulabiliyor musunuz? 

Bir dokun bin ah işit… Burada kime, kimden ya da neden şikâyet 

edeceğimi bilemiyorum. Bu konu en büyük sıkıntılarımızın 

başında geliyor. Personel bulamıyoruz! Meslek okullarıyla, 

belediyelerle, İŞKUR’la ve muhtarlıklarla sürekli olarak irtibat 

halindeyiz. Bunun yanında yayınladığımız ilanlarla sürekli 

duyurduğumuz halde istediğimiz personeli bulamıyoruz. Gençler 

biraz daha olaya farklı bakıyorlar fakat bir işin çıraklığını 

yapmadan ustalığını yapamazsınız. Öncelikle elinizi biraz 

kirleteceksiniz. Üniversiteyi bitirdikten hemen sonra hadi masam 

olsun hemen çalışayım demekle olmuyor bu işler. 

Is there a special reason exporting mostly? 

Generally, we can say it is supply and demand issue. 

Apart from this, regarding our market abroad demand 

much more we have weighed more and we have grown 

more. But this does not mean we are less effective in 

the domestic market, we have come to these places 

with this country, for us the most valuable country is 

Turkey, our own citizens. 

In case of demand increase in the domestic market, 

can capacity be raised? Could you meet this? 

Sure. We can install a factory in two months with our 

experience for long years. Previously we did this. Now 

there is no product that we cannot be able to meet in 

case of demand increases. However there is such a 

problem in the domestic market, sometime competition 

is not much chic. We do not enter into a competition 

which is set up only on price. 

It has been for long years I do not apply for any tender 

of which I do not like its policy. Why? Because I do 

not manufacture such a product that I do not buy any 

product and allow them wear my mother, father and 

child. I do not sell/ buy the products that I do not believe 

their beneficial. We quit applying tenders in the home 

regarding being price oriented works. I think those 

who arrange tenders should have a certain standard. 

In terms of conscience, in other words, by making a 

54 Pharma

Önce biraz elinizin kirlenmesi lazım. Mühendis de olsanız 

çıraklık yapacaksınız. Oğlum endüstri mühendisliği okuyor şuan 

ve yıllardır çıraklık yapıyor yapmaya da devam edecek ki usta 

olabilsin böylece Variteks 3. kuşağı olarak bunca yıllık emeğimizi 

layıkıyla devam ettirebilsin. Fakat bu personel bulma problemi 

sadece ülkemizde karşı karşıya kaldığımız bir problem değil 

Avrupa, Avusturalya, Amerika gibi yerlerde de var, ama bu konu 

da önemli olan başkalarında da var olması değil bizlerin kendi 

ülkemiz adına bu sorunu çözüp öne geçmemizdir. 

Ağırlıklı olarak ihracat yapmanızın özel bir sebebi var mı? 

Genel manada arz talep meselesidir diyebiliriz. Bunun dışında 

yurt dışındaki pazarımız daha fazla talep ettiği için daha fazla 

ağırlık verdik ve daha fazla büyüdük. Fakat bu iç pazarda 

daha az etkin olduğumuz anlamına gelmesin. Biz bu ülkeyle 

buralara geldik, bizim için en değerli ülke Türkiye’dir, kendi 

vatandaşlarımızdır. 

İç pazarda talep arttığında kapasite arttırılabilir mi? Bunu 

karşılayabilir misiniz? 

Tabii ki. Uzun yıllardır edindiğimiz tecrübemizle 2 ayda fabrika 

kurabiliriz. Daha önce yaptık çünkü bunu. Şuan için talep 

arttığında karşılayamayacağımız yetiştiremeyeceğimiz hiç bir 

ürün yok. Fakat iç pazarda şöyle bir sorun var, bazen rekabet 

çok şık olmuyor. Sadece fiyat üzerine kurulmuş rekabete biz 

girmiyoruz. 

Uzun yıllardır politikasını beğenmediğim hiç bir ihaleye 

girmiyorum. Neden? Çünkü kendi anneme, babama, evladıma 

giydirmeyeceğim, almayacağım hiçbir ürünü üretmem. Faydalı 

olmadığına inanmadığım bir ürünü satmam/satın almam. Bu 

konuda sadece fiyat odaklı çalışmalar olduğunu gördüğümüz için 

biz yurt içinde ihalelere girmekten vazgeçtik. İhale yapanların 

belli bir kalite standardı olması gerektiğini düşünüyorum. 

Vicdani bir yaklaşımla, yani kullanmayacakları ürünü satın 

almayacakları düşüncesini bir prosedür, bir politika haline getirip 

öyle uygulamaya koymaları gerekmektedir. Üreticiyi iyi yönde 

teşvik etmek, kalitesini arttırmasına yönelik çalışmalar yapmak 

adına belli kriterler koyulması gerekli. Devletin her birimi sadece 

maddi teşvik ile desteklememeli, kaliteli ürünün ihracatının 

yapılabilmesi için kaliteli ihracat kuralları koymalı, bu yönde 

teşvik etmelidir. 

Bizimle rekabet etmek, cesaret işi! 

Yabancı firmaların iç piyasaya girme teşebbüsleri var mıdır? Bu 

teşebbüsü nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Elbette ki var. Fakat bizim piyasamıza girmek onlar açısından 

cesaret isteyen bir durum. Neden? Çünkü bizim firmalarımızla 

rekabet edemezler, kendi sahamızda bizimle rekabet edecek 

firma yok. Medikal çok büyük bir sektör fakat ortopedi konusunda 

bizimle yarışacak ülke yoktur. Mesela Çin, Pakistan, Endonezya 

gibi dünyaya fason üretim yapan ülkelere biz ihracat yapmaktayız. 

Temennimiz 60 yılı nice 100 ve daha fazla yıllara aynı ve daha 

kaliteli bir şekilde ilerletmek. İhracat yaptığımız ülke sayısını da 

daha da arttırmaktır. 

procedure, a policy in order not to buy a product that 

cannot to be used and put into this procedure into force. 

Encouraging producer in line with good direction, doing 

studies to raise quality and certain criterions should be 

applied. Every body of the state should not be supported 

by only material incentives, in order to export high in 

quality products, high in quality export rules should be 

brought, being encouraged in this direction. 

Competing with us is a courageous work! 

Are there foreign firms attempt to enter domestic 

market? How do you assess this attempt? 

Of course there is. But entering our market require 

courageous for them. Why? Because they cannot 

compete with our firms, there is no firm to race with in 

orthopedic matters. For example, the countries such 

as China, Pakistan, Indonesia are cheap countries. As 

other countries subcontract in these countries, we are a 

firm exporting to these countries. 

Our wish is to take 60 years to much 100 and more 

years in a high in quality manner. Also we aim to 

increase our number of exporting country across the 

world. 

Pharma 55

ENKA Hijyen bebek bezinde 

kalite ve güven sunuyor 

Enka Hygiene is the right choice 

for quality & confidence in baby diapers 

Enka Hijyen, 1928’den günümüze otomotiv, tekstil, inşaat, 

mobilya, sigorta gibi ticaret ve sanayinin farklı alanlarında 

faaliyet gösteren İmam Kayalı Holding’in bir iştiraki olarak 2016 

yılında Türkiye’nin en önemli imalat sanayi merkezlerinden 

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde, 53.000 m2’lik alan 

üzerinde kurulmuş ilk üretim tesisi ile hijyenik ürünler imalatına 

başlamıştır. 

Odağında insan sağlığı olan ve her aşamasında çok özel bir 

sorumluluk taşınarak üretilen hijyenik bebek bezleri, Enka Hijyen 

güvencesiyle AB standartlarına uygun olarak Paddlers, Cushy 

Baby ve Lulla Baby markalarıyla dünyanın birçok ülkesine ihraç 

edilmektedir. 

Paddlers marka ürünler bebeklerin konforları göz önünde 

bulundurularak maksimum koruma ve kuruluk sağlamak için 

tasarlanmıştır. Paddlers bebek bezleri elastik kulaklar, yüksek 

emme ve tutma kapasitesi, pişik önleyici krem ile ıslaklık 

göstergesi ile donatılmıştır. 

Cushy Baby marka bebek bezleri, kaliteden ödün vermeksizin 

uygun bir bebek bezi arayan tüketiciler için üretilmektedir. Cushy 

Baby bezler, esnek kulak, ıslaklık göstergesi ve pişik önleyici 

krem ile bebekler için rahat ve kuru bir çözüm sunar. 

Lulla Baby marka bebek bezleri ise ekonomik çözüm arayan 

ebeveynler için ideal bir üründür. Rijit kulak ile üretilmekte olan 

Lulla Baby, esnek kulak opsiyonu ile de tüketicinin beğenisine 

sunulmaktadır. 

Enka Hijyen is a member of Imam Kayali Holding. 

Imam Kayali Holding is a privately owned family 

company active in different fields of trade and industry. 

The family is active in the business since 1928. Today, 

family members representing the 4th generation of 

family is in charge of managing the businesses. 

Automotive, insurance, long term rental services 

are some of the businesses at the trading side of 

the activities. As it comes to the manufacturing; the 

holding operates factories to produce home and office 

furnitures, engine valves, polypropylene continuous 

multi filament yarns as well as manufacturing of 

nonwoven fabrics (Spunbond, SMS, ADL, ATB). This 

diversified range of businesses are all independently 

operated. With over 700 employees, Imam Kayalı 

Holding is known to be a solid and reliable partner for 

its customers in each and every field they are active in. 

Enka Hijyen, a member of Imam Kayalı Holding, 

has been established with focus on manufacturing 

disposable hygienic articles. The recent 27 million Euro 

investment of Enka Hijyen is located in Gaziantep, one 

of the most industrialized cities of Turkey. Since early 

2016, the Company started manufacturing of baby 

diapers. Its production process follows GMP regulations 

and complies with all EU standards. The state of the 

art technology allows production of high volumes of 

baby diapers set to fit different needs. The consistent 

and stable performance of the products are assured 

with sophisticated process control systems supported 

by quality control laboratory capable of performing all 

necessary tests and measurements. 

Enka Hijyen offers 3 brands for baby diapers that are 

56 Pharma

With wetness Indicator 

Enka Hijyen bebek bezleri ile birlikte Paddlers Yetiskin Bezi 

üretimine de baslamistir. 

Hijyen sektöründeki gelişmeleri çok yakından takip eden Enka 

Hijyen, en son teknoloji ile donatılmış yüksek hızlı üretim hatları 

ile, kaliteli ürünleri rekabetçi bir şekilde pazara sunmaktadır. 

Üretiminin büyük bir kısmını ihraç eden Enka Hijyen, toplam 

kalite yönetim sistemi doğrultusunda çevreye ve topluma karşı 

sorumluluklarının bilincinde olarak, ürün ve faaliyetlerinin 

kalitesini arttırırken çevreye olan etkilerini en aza indirmeyi ilke 

edinmiştir. 

(*) Gelecek nesillere temiz bir dünya, yaşanabilir bir çevre 

bırakılmasına katkıda bulunmak için tüm doğal kaynakların en 

verimli şekilde kullanılmasını teşvik ederek sosyal sorumluluk 

bilinci altında doğayı korumaya yönelik tüm faaliyetlere destek 

vermektedir. 

Enka Hijyen üstlendiği sorumluluğu üretimin her safhasında 

kalite, yenilik, farkındalık ve insana saygı ilkelerine dayandırır. 

Enka Hijyen, ISO 9001 kalite yönetim sistemi standartları ile 

üretim yapmakta olup, hijyen ve kalite standartları hammadde 

tedariğinden başlayıp tüm süreçlerde titizlikle uygulanmaktadır. 

Giriş kalite kontrolü testlerinden geçen hammaddelerimizle, son 

teknoloji makinelerde üretilen bebek bezleri yüksek çözünürlüklü 

kameralarla %100 kontrole tabi tutulmakta, ağırlık ve metal 

detektörlerinden geçtikten sonra el değmeden paketlenmektedir. 

designed to give different properties and these product 

are sold through a rapid growing distributor network on 

each country. 

Paddlers brand diapers provides premium comfort 

and dryness. The diaper is specially designed to give 

maximum protection and fit for babies with elastics 

ears, high absorption & retention capacity, cream lotion 

and wetness indicator. 

Cushy Baby brand is aimed for consumers who does 

not want to sacrifice from quality but need a lower price 

level. Cushy Baby products are comfortable and dry 

solutions for a good value for money. 

Lulla Baby brand baby diapers are designed to be an 

economical solution. It is offered with elastic ears as an 

option. Lulla Baby products are best-pick for those who 

need good comfort at decent performance that fits to 

their budget. 

Enka Hijyen has newly annaounced adult diaper 

production with Paddlers brand. 

PADDLERS Adult Diaper is easy to adjust on people 

suffering from moderate to severe incontinence. Its 

soft and breathable texture offers comfort and optimal 

protection. It is suitable for sensitive skins with textile 

backsheet ,super absorbent particles, extra dryness 

layer and 

Paddlers 

4 strong side tapes. 

Enka Hijyen offers a limited portion of its manufacturing 

capability for Private Label manufacturing services for 

those Adult who seek Diaper a solid partner to rely their brands on. 

UNQUOTE 

Keep your freedom under all circumstances. 

Tüm ürünler için izlenebilirlik prosedürü oluşturulmuştur. 

Enka Hijyen laboratuvarlarında her türlü teknolojik imkanlar 

kullanılarak tüketici memnuniyeti için geniş kapsamlı testler 

yapılmaktadır. Öte yandan, AR-GE faaliyetleri ile yapılan 

iyileştirme ve geliştirme çalışmaları panel aileler tarafından 

ürünler henüz nihai tüketicilere ulaşmadan kontrol edilmektedir. 

Bunlara ek olarak, Enka Hijyen üretim tesislerinde imal edilen 

tüm ürünler belirli periyotlarla uluslararası akreditasyonu 

bulunan bağımsız laboratuvarlar tarafından da test edilmektedir. 

With Barriers 

Wetness 

Indicator 

Super absorbent 

particles 

Breathable 

textile backsheet 

4 Reusuable 

strong side tapes 

Extra dryness layer 

Ulusal, uluslararası mevzuatlar ve GMP - İyi Üretim Uygulamaları 

kurallarına uymanın gururunu yaşayan Enka Hijyen, teknolojik 

makine parkı ve sürekli kendini yenileyen donanımlı insan 

kaynağıyla ürün çeşitliliğini, üretim kapasitesini, ihracatını ve 

pazar payını her geçen gün hızla arttırmaktadır. 

4 Strong Side Tapes 

With Barriers 

Enka Hijyen, daha mutlu bebekler, daha rahat anneler için çalışır, 

onların mutluluğunun sürdürülebilir olmasını, etik bir değer 

olarak kabul eder. 

(*) Annelerin güven duyduğu, bebeklerin daha mutlu olduğu ??? 

Textile backsheet 

Super absorbent particles 

Extra dryness layer 

Suitable for sensitive skins 

4 Strong Side Tapes 

With Barriers 

Pharma 57

İLKO İLAÇ’ın yeni ürünleri tıbbın hizmetinde 

New drugs from Ilko at the service of medicine 

50 yıllık birikimin verdiği tecrübeyle ürün portföyünü her geçen 

gün büyütmeye ve güçlendirmeye devam eden ‘İlko İlaç’, 

yaşam süresini uzatan ve hayat kurtaran yenilikçi ürünleri ve 

gerçekleştirdiği ilklerle sektöre değer katmaya devam ediyor. 

İlko İlaç, rifaksimin etken maddesi içeren Hepazec her bir film 

tablette 550 mg rifaksimin içeren 56 film tabletlik tek bir form ve 

ambalajda; alfa lipoik etken maddesi içeren Alfazan ise her bir 

film tablette 600 mg etkin madde içeren 30 film tabletlik tek form 

ve ambalajda hizmete sunuldu. 

Yeni ilaçlar ve özellikleri; 

Hepazec, rifaksimin etken maddesi içeren gastroselektif bir 

antibiyotiktir. Rifamisinin yarı-sentetik bir türevidir; rifamisin 

grubu antibiyotiklerin diğer üyeleri gibi bakteriyel DNA bağımlı 

RNA polimeraz enziminin beta alt ünitesine geri dönüşümsüz 

bağlanarak bakterinin RNA ve protein sentezini inhibe eder. 

Rifaksimin, 18 yaş ve üzerindeki hastalarda aşikar (overt) hepatik 

ensefalopati (HE) ataklarının tekrarının azaltılmasında ve diyare 

ağırlıklı irritabl bağırsak sendromunun (IBS-D) tedavisinde 

endikedir. 

Alfazan, alfa lipoik asit etken maddesi içermektedir. Hem suda 

hem de yağda çözünebilen güçlü bir antioksidan olan alfa lipoik 

asit; glikozun enerjiye dönüşmesini sağlar, vücutta serbest 

radikallerin üretilmesini azaltır. Diyabet hastalığında sinir 

hücrelerini yüksek kan şekerine bağlı oluşan serbest radikallerin 

hasarına karşı korur. Diyabete bağlı periferal polinöropati 

semptomlarının tedavisinde endikedir. 

58 Pharma 

With its 50 years of experience in medical field, ILKO 

Pharmaceuticals keeps enlarging its product portfolio 

and growing more. It offers new products for longer life 

and to save lives with its innovative products. 

Recently İlko launched Hepazec having rifaksimin 550 

mg. in tablet form and Alfazan having alpha lipoic 600 

mg. for the prescriptions of medical doctors. 

New drugs and their properties; 

Hepazec is an gastro selective antibiotics containing 

rifaksimin. It is semi-synthetic derivate of rifamisin. It 

inhibits the bacteria’s RNA and protein synthesize by 

connecting beta sub unit of RNA polymerase enzyme, 

like other members of rifamisin group of antibiotics. 

It has indications to reduce the attacks of hepatic 

ensefalopati (HE) recurrences and the treatment of 

irritable bowel syndrome (ISZ-D) in patients older than 

18 years. 

Alfazan contains alpha lipoic acid, an acid that is 

soluble in both water and oil, a powerful anti-oxidant. 

It help to transformation of glucose into energy and to 

reduce the production of free radicals. It protects the 

nerve cells from the harms of free radicals against 

high ratio of blood sugar level in diabetic people. It has 

also indications on the treatment of peripheral polyneuropati 

symptoms in diabetics.

İLKO İLAÇ Geleceğe adını yazıyor 

İLKO İlaç’ın ‘Geleceğe adını yaz’ mottosuyla Kıbrıs’ta konsept bir organizasyon ile yeni yıl 

toplantısı gerçekleştirildi. Genel müdürlük ve saha kadrosunun bir araya geldiği toplantıda 

2017 yılı değerlendirmesi yapıldı. 2018 hedeflerinin de konuşulduğu toplantıda, 

portföye yeni katılan 6 ürünün iç lansmanı yapılırken, ilgi çeken aktivitelerle İlko Ailesi 

moral de depoladı. 

Ilko prepares for the future 

ILKO ILAC organized its first convention in Northern Cyprus with a motto of “Write your 

name on the future” to evaluate the year 2017 and to discuss 2018 plans where 6 new 

products are also promoted to selling teams with attractive activities to make Ilko family 

feel themselves happier. 

60 Pharma 

2018 yılını ‘Değişim’ yılı olarak belirleyen İlko İlaç, yeni yıl 

toplantısını 06-11 Şubat tarihleri arasında Limak Cyprus Deluxe 

Hotel’de gerçekleştirdi. Ünlü sunucu Ercüment Şansal’ın 

enerjik sunumuyla başlayan toplantıda; Satış & Pazarlama, Ar- 

Ge, Üretim Tesisleri ve Merkez ekipleri bir araya gelerek 2017 

yılı değerlendirilmesi yapıldı. 2017 yılının en başarılı bölgeleri 

ve tıbbi tanıtım ve satış temsilcileri ile 5 yıllık kıdemlerini 

dolduranlar ve terfi alanlar plaket ile ödüllendirildi. 

Katılımcıların bütün bir yılın yorgunluğunu attıkları toplantıda 

Korhan Abay ve Ercüment Şansal’ın birlikte sunduğu yarışmayla, 

Gencer Savaş ile Ritim Box etkinliği ile eğlenceli zaman geçiren 

İlko İlaç ailesi hep birlikte bir yılın yorgunluğunu da atma fırsatı 

buldu. 

İlko İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel, toplantının finalinde, 2017 

yılı içerisinde tüketici sağlığı alanına yeni bir anlayış getiren 

Wellcare markasıyla sektörde kalıcı bir yer edindiklerine vurgu 

yaparak, yerelleşme kapsamında çok uluslu firmalara üretime 

başladıklarını ve 2017 yılında %30 büyüme gerçekleştirdiklerini 

kaydetti. Konuşmasında yarının güçlü ekonomileri arasında yer 

almanın tek yolunun değişimden geçtiğini belirten Öncel 2018 

The convention was participated by teams from 

headquarter, production facilities, R&D teams, and 

sales and marketing people. The most successful 

sales area and sales and promotional teams and those 

veterans that have been in the company for five years 

were awarded. 

An entertaining contest was also run which was 

presented by Korhan Abay and Ercüment Sansal, and a 

musical performance of Gencer Savas and Ritim Box. 

Hatice Oncel, General Manager of ILKO ILAC, 

emphasized on their successful brand Wellcare a 

national brand that began to produce for foreign drug 

companies. She mentioned about 30 % growth of her 

company through successful transformations in their 

organization. She declared the year 2018 as a year of 

change for further growth. 

Ismail Oncel, Chairman of the board, has pointed out 

that his company celebrates 6th anniversary and aimed 

to grow more in global markets.

yılını “Değişim” yılı olarak belirlediklerini, hep 

birlikte, geçmişte attıkları sağlam temeller 

üzerinde sıçramalar yaparak hızlı bir büyümeyi 

gerçekleştireceklerini ifade etti. 

‘Gücümüzü birliğimizden alıyoruz’ 

İlko İlaç’ın 6. yaşında sektöre kattığı farkın 

geçmişten geldiğine dikkat çeken Yönetim 

Kurulu Başkanı İsmail Öncel ise İlko, sadece 

yerelde büyüme hedefi koymuyor, globalde de 

büyüme iddiasını sürdürüyor. 40’a yakın ülkede 

ruhsatlandırma çalışmalarının, büyük bir özveri 

ile devam ettiğini ifade etti. 

Konuşmasında birlik olmanın önemini vurgulayan 

Öncel “Bu yıl değişim yılı dedik ve bu değişimi 

pek çok yönüyle başlattık. Sizlerden bu süreci 

iyi değerlendirmenizi istiyorum. Bir arada, omuz 

omuza olun istiyorum. Konuşmamın başında da 

belirttiğim gibi bizi buraya taşıyan, gücümüze 

güç katan gelenek; omuz omuza birlikte olma 

geleneğidir. Bu gelenek tek başına hiçbir şeydir 

ama çok kişiyle sahiplenildiğinde çok büyük 

fırsatlar demektir” sözleriyle İlko ailesine birlik 

mesajı verdi. 

Bu yoğun programın ardından son günün 

akşamı gala yemeğinde buluşan İlko İlaç ailesi, 

birbirinden keyifli şarkılar eşliğinde doyasıya 

eğlendi. 

He said that the company pursues its efforts to get 

license in 40 countries. He added, “We called it the 

year of change and has started several activities 

for this aim. I want you to run shoulder by shoulder 

to evaluate the year efficiently, Unity means more 

opportunity and higher performances.” 

Pharma 61

72 Beauty Güzellik 

EFSANE GERİ DÖNÜYOR! 

Ziyaretçi çalışmalarına hızla başlayan İpekyolu Uluslararası Fuarcılık’ın kurucusu Mahmut 

Er’le, sektöre geri dönmesindeki etkenleri, ne gibi değişiklikler planladığını, fuarcılıktaki 

başarılarını konuştuk. 

THE LEGEND IS 

BACK! 

We discussed with Mahmut Er, 

the founder and Managing Director 

of the Ipekyolu International 

Exhibitions which started to visitor 

studies rapidly, factors in his return 

to the sector, what kind of changes 

he plans to do and his success in the 

arena of exhibition. 

Mahmut Er, Kozmetik sektöründe ilerleme kaydedilen bir 

dönemde iken, dünyada yaşanılan olumsuzluklardan etkilenen 

ülkemiz ekonomisine katkıda bulunup tanıtabilmek adına 

2-3-4 Ekim 2019 tarihinde gerçekleştirilecek Beauty İstanbul 

Fuarı için, sektörde yer edinmiş markaları ağırlayarak Türk 

ihracatçı firmalarına kazanç sağlayacakları iddialı bir fuar ile 

geldiklerini ifade etti. 

Mahmut Er kimdir, kısaca bir tanıyabilir miyiz? 

Yaklaşık 20 yıldır İpekyolu Uluslararası Fuarcılık Şirketinin 

kurucusu ve yöneticisiyim. Fuarcılık sektöründen önce 

profesyönel olarak 5 yıl ihracat firmasında yöneticilik yaptım. 

Fuarcılık sektöründe ise ilk zamanlarda Türk firmalarımızın 

yurt dışındaki fuarlara başta Dubai, Türki Cumhuriyetler, 

Kazakistan, Rusya olmak üzere, katılımlarını yaptık. Elektrik, 

makina, boya, tekstik, gıda, inşaat ve medikal gibi birçok 

sektör fuarıyla çalıştık. Türkiye ihracatının yeni yeni filizlendiği 

dönemlerde başlattığımız ve bir kısmının çok iyi yerlere geldiği 

fuarlarımız var, bunlar tabiiki de bizim için gurur kaynağı. İlk 

olarak 1999 yılında Kazakistan’da başlamıştık fuarcılığa ki o 

dönemler Türki Cumhuriyetlerin kalkınmaya başladığı yıllardı. 

Biz de hep kendi mesleğimizde potansiyel olan coğrafyalar ve 

potansiyel olan sektörleri seçmeye çalıştık. Kısacası bardağın 

doldurulma potansiyelini görmeye çalıştık. Oto yedek parçadan 

ev tekstiline, sanayiden elektrik ve makinaya varana kadar 

Mahmut Er who mentioned that he is eager 

to erase the negative impacts of the problems 

in our country which emerged while cosmetics 

sector made a progress and to contribute 

for our country’s economic growth and to 

contribute to the country’s economy affected 

by the negativities in the world, stated that: 

“With the Beauty Istanbul Exhibition which will 

be held on 3-5 October 2019, we are turning 

back with a challenging exhibition by hosting 

brands in the deplacement which established 

presence in the sector where Turkish exporting 

companies will benefit.” While sincerely 

answering our questions, Mr. Er stated that: “In 

order to be successful in exhibitions not only 

fair organizers but also many other supporting 

items related to exhibition should be good. 

There many fields such as booth, fairground, 

space assignment, lighting and soon.” 

Who is Mahmut Er, can you please introduce 

yourself briefly? 

“I’m the founder and manager of the Ipekyolu 

International Exhibitions since about 20 

years. Before the exhibition sector, I worked 

professionally in an export firm as manager 

for 5 years. On the other hand, in the exhibition 

sector, we conducted, in the early years, made 

Turkish companies contribute to the exhibitions 

62 Pharma

Güzellik 

Beauty 

73 

birçok sektörle çalıştık. Dubai’nin henüz popüler olmadığı 

hiç kimsenin gitmek istemediği dönemlerde Türkiye 

olarak bir potansiyel olduğunu gördük ve firmalarımızı 

Dubai’ye götürmeye başladık. Elektrik, medikal sağlık, 

makine, kırtasiye, kuyumcu ve kozmetik gibi sektörlerdeki 

firmalarımızı önem verilen tüm fuarlara götürdük. 2005 

yılına kadar çoğu firmalarımızı ikna etmek zor oldu fakat 

popülaritesi artmaya başladığında firmalarımız da daha çok 

ilgi göstermeye başladı. Dolayısıyla biz de 2001-2010 yılları 

arasında Dubai’deki birçok fuarın Türkiye katılımlarını 

yaptık. Bu süreçte nacizane ihracatımızın sadece Dubai ile 

sınırlı olmayacağını gördük. Türk firmalarının Dubai dâhil 

Körfez ülkelerine ve çevre ülkelere yayılmasının ve birçok 

sektörün ihracatının artması konusunda çorbada tuzumuz 

olduğuna inanıyoruz. 

2000’li yılların başında Türk firmalarını Moskova Ukrayna 

gibi destinasyonlardaki fuarlara götürmeye başladık. Ordaki 

fuarlarda da boya, plastik ve kozmetik gibi birçok sektörden 

firmamız yer aldı 

İhracatçı firmalar arasında özellikle tercih edilmenizin 

sebebini ne olarak görüyorsunuz? Kozmetik sektörü 

olmak üzere birçok sektör tarafından aranan isim 

olduğunuzu biliyoruz, bunu nasıl sağladınız? Geri 

dönüşünüzde sizi etkileyen faktörlerin başında ne 

geliyor? 

Teveccüh gösteriyorlar sağolsunlar. Yaptığımız işlerin 

karşılığında böyle bir takdir almak, bizim için maddiyattan 

çok daha önemli bir şey, aynı zamanda bir gurur vesilesi. 

Mesleki açıdan da bir motivasyon kaynağı olduğunu 

söyleyebilirim, ayrı ayrı teşekkür ediyorum herkese. 

Birincisi, hizmet sektöründe olduğumuzu unutmamak 

lazım, bir işi yaparken sunacağınız ürünlerin kaliteli 

olmasına özen göstermek lazım. Nasıl ki restorantta 

yemeklerin iyi olması gerekir bizim işimizde de 

fuarlarımızın kaliteli olması gerekir. İkincisi, verdiğiniz 

abroad such as Dubai, Turkic Republics, 

Kazakhstan, Russia and so on. There were 

various sectors among them such as electricity, 

machinery, dyeing, textile, food, construction 

and medical. We conducted exhibitions during a 

period when Turkish exportation was fledgling 

and many of them became successful and of 

course this is a source of pride. We have started 

at first in Kazakhstan in 1999 when it was the first 

years of reconstruction of the Turkic Republics. 

We always tried to focus on locations and sectors 

where our sector was potentially in progress. 

In short, we mostly tried to focus on the empty 

part of the glass. We increasingly made very 

successful businesses in Kazakhstan especially 

after 2001-2002. We engaged in various business 

activities from auto spare parts to home textile 

and from industry to electrify and machinery. We 

saw potential in Dubai when anyone was eager to 

go there and when it wasn’t popular at all and we 

started to introduce our companies in Dubai. 

We took our local companies to the exhibitions 

which were important for them such as electricity, 

medical health, machinery, stationary, jewelry 

and cosmetics sectors. It was difficult to convince 

our local companies until 2005 but, they showed 

more interest when popularities of these regions 

increased. As a result, we realized participations 

of Turkish contributors to the exhibitions in Dubai 

during 2001 and 2010. Thus, we humbly saw that 

we cannot limit ours export activities with Dubai. 

We believe that we took an important role for 

Turkish companies in order to increase of various 

sectors’ export activities and in the extension 

to the Gulf countries including Dubai and to the 

neighboring countries. 

Pharma 63


servis hizmetinin iyi olması lazım, restoran örneğinden 

devam edersek garsonun müşteriye tavrının, verdiği 

hizmetin iyi olması gerektiği gibi fuarcılıkta da bu ikisini 

birleştirmek gerekir ki bu elbette kolay değil. 

“Fuarcılıkta belli başlı ana kriterler var. Birincisi, 

öncelikle başarılı olabilmek için sadece fuar 

organizatörlerinin değil, fuarcılıkla ilgili birçok yan 

kalemlerin iyi olması lazım. Stant, fuar alanı, yer 

temini, ışıklandırma gibi birçok kalem var. İşimiz biraz 

siyasetçilerin ki gibi aslında. Nasıl ki siyasetçiler hizmet 

vaadi karşılığında oy istiyorlar, biz de katılımcılarımızdan 

hizmet ve müşteri getireceğimiz sözüyle, ücret talebinde 

bulunarak fuarlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda 

firmaların gelecek projelerimize, bize inanmalarını 

sağlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden insanları ikna 

etmek hem kolay hem de çok zor, çünkü ileriye dönük 

bir projeye göre plan, yatırım yapmaları gerekiyor. 

Bu süreçte biz de işimizi en doğru şekilde yapmaya 

çalışıyoruz. 

İkincisi, bu iş her zaman para için yapılacak bir şey de 

değil, zor bir meslek, dinamik bir meslek; riskli, çok 

kırılgan, en ufak bir ekonomik problemden etkilenen bir 

yapısı var. Fuarın da insan gibi bakıma ihtiyacı var, belli 

bir yaşa gelmesine rağmen nasıl sevgimizi ve desteğimizi 

insanlardan esirgemiyorsak fuarları da belli bir noktaya 

getirdikten sonra bile aynı çizgide devam etmesini 

bekleyemessiniz. Sürekli ardından ittirmek, çalışmak, 

yenilemek, dinç tutmak ve reklam çalışmaları yapmak 

durumundasınız yoksa Allah muhafaza 50 yıllık geçmişi 

olan bir fuar bile 3-5 yıl içerisinde çöküşe geçebiliyor. 

Üçüncüsü ise, işinizi yaparken severek çalışıyor ve 

sadece kendiniz için değil çalıştığınız sektöre, aynı 

zamanda ülkenizin topyekün ihracatının gelişmesine 

katkıda bulunup o işten de haz alıyorsanız bu işi en 

iyi en başarılı şekillerde yapabilmek için önünüzde 

In your opinion, what is the reason to be preferred by 

the exporting companies especially in the cosmetics 

sector? We know that you are one of the most 

preferred companies in many sectors mainly by the 

cosmetics industry. What is the main reason which 

motivated you come back? 

“Gaining appreciation in return to our introduced 

business is a matter of pride for us rather than 

financial means. I can say that it is also a source 

of motivation in terms of business, I’m thankful 

to everyone. Firstly, we should not forget that we 

do business in service industry, it should be given 

attention to the quality of the products you are 

introducing while giving service. Our service of fair 

should have a quality just like a restaurant which 

should serve quality foods. Secondly, the service you 

are delivering should be good, as illustrated in the 

restaurant example the manner of the waiter should 

be good as it supposed to be. In the same way, in the 

fair organizations, you should combine both of these 

components and of course this is not easy.” 

“There are some major criteria in fair organizations. 

First of all, in order to be successful in exhibitions not 

only fair organizers but also many other supporting 

items related to exhibition should be good. There 

many fields such as booth, fairground, space 

assignment, lighting and soon. In fact, our business is 

similar to politicians. Just as politicians ask for vote in 

return of service provision, we realize our exhibitions 

by charging a fee from our participants in return of 

service and customer provision. In a certain extent, 

we sell dream in the future. In that sense, convincing 

people is both very easy and very difficult. We try to do 

our business in the most correct way. 

64 Pharma

Güzellik 

Beauty 

75 

engel kalmamış demektir. Para kazanmak her zaman 

önemli olmuyor, tabiki ticaretle uğraşıyorsunuz 

elbette karşılığını alırsınız ama bir tabir vardır “para 

her zaman kazanılır kaybedilir ama itibar kazanılması 

zor kaybedilmesi çok kolay bir meziyettir.” Artı olarak 

“başarı herkeste olur fakat Allah parayı dilediğine verir” 

diye söylenilir, biz de bunları bir arada tutarak işimizi 

yapmaya çalıştık, çalışıyoruz.” 

Yeni fuarınızla sektöre alışılagelmişin dışında bir 

başlangıç yaparak öncelikle ziyaretçi çalışmalarından 

başladınız buradaki amacınız nedir, neden böyle bir 

başlangıç yaptınız? 

“Tekrardan sektöre dönmek çok aklımızda olmadığı gibi 

son birkaç ayda gelişen bazı olaylar dolayısıyla sektöre 

geridönüş yapmak ihtiyacı doğdu. 3-4 ay gibi bir süre 

içerisinde gerek yurtiçi gerek yurt dışındaki yetkililerle 

gerekse kendi meslektaşlarımızla görüşerek birtakım 

genişletme ve yenilenme çalışmaları içerisine giriştik. 

Önümüzdeki günlerde bu çalışmalarımız daha da netlik 

kazanacak. 

Örneğin önceki fuarın ismini sektörde bir anket 

çalışması yaparak belirlemiştik, önümüzdeki fuar için 

de aynı şekilde bir fikir alışverişi yaparak fuarın ismi ve 

zamanı konusunda ortak bir karar almaya çalıştık ve 

2-3-4 Ekim 2019 tarihini belirlerdik. Burada eskiden beri 

fuarcılık anlamında izlediğimiz bir yol olarak öncelikle 

müştericiyi satıcıya getirmek, alıcının varlığını gören 

üretici, sanayici, ihracatçı firmalar; alıcının/ziyaretçinin 

varlığını, ekibin çalıştığını ve fuarın iş yaptığını fark 

ettiklerinde firmalara, sizin gelin katılın demenize gerek 

yok. Fuar bu çalışmalarıyla zaten kendini anlatmış 

firmayı kendisine bağlamış olacaktır. Diğer türlü bir 

alıcı potansiyeli ortaya koymadıktan sonra fuarcı olarak 

sizinde firmalarında risk oranı yüksek olacaktır. Bunu 

daha önce İstanbul’da gerçekleştimiş olduğumuz 

kozmetik fuarında ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz 

Kazakistan, Tacikistan fuarlarında da deneyimledik. 

Önümüzdeki fuar için 20 aydan fazla bir süreyi layıkıyla 

bir ziyaretçi çalışması yapabilmek için belirledik.” 

Kozmetik sektöründeki 20 yıla yaklaşan yurt içi ve 

yurt dışında edindiğimiz tecrübelerimizle kozmetik 

sektörünü önemli fuarlara taşıyarak ciddi başarılar ve 

getiriler elde ettik. 3 yıla yakın bir dinlenme sürecinden 

sonra yepyeni bir dinamizmle geri döndük. 

Bu süreçte neleri daha iyi yapabiliriz, hatalarımız neler, 

daha iyi hangi noktalarda çalışabiliriz diye düşünme 

fırsatı elde etmiş olduk. Bu fuarda da hedefimiz 

öncelikli olarak yurt dışından alıcı/ziyaretçi getirmek. 

Devamlı olarak çalıştığımız komşu coğrafyalar, 

Orta Doğu, Kuzey Afrika, Eski Sovyet Coğrafyaları, 

Second of all, this is not always a business which 

can be done to earn money, this is a difficult job, 

this is a dynamic job; it is a risky, very fragile and it 

has a structure which can be affected from a single 

economical problem. 

An exhibition also require maintenance as humans, if 

we cannot withhold our love and support after raising 

to a certain age, we cannot keep continue exhibitions 

in the same line after reaching to some point. You 

always had to push it, you should work, you should 

renew, keep it fresh and you had to spent time on 

advertising works. Otherwise, God forbid, even a 50 

years of exhibition past can go into a decline within 3 to 

5 years. 

Thirdly, if you work by loving your job, if you do not 

work just for your own purposes but to contribute in 

the sector you work for and to contribute development 

of the total exportation of your country, and if you take 

pleasure from your work, it means that there is no 

barrier behind doing your job in the most successful 

way. Earning money is not always important, of course 

if you engage in trade you get in return for it but there 

is an idiom ‘money can be always earned and loosed 

but prestigious is a qualification which is hard to 

earn but easy to lose.’ In addition, there is a saying: 

‘everyone can be successful but God gives money to 

which he wants to’. We tried and we still sty to follow 

those while doing our business.” 

With your new exhibition, you did an eccentric start in 

the sector and you started with visitor studies, what is 

your intention and why you preferred such a start? 

“Returning to the sector was not something in our 

minds and related to some incidents which happened 

in recent months, the need of returning back to the 

sector emerged. Within three to four months, we 

engaged in extension and renovation activities by 

discussing with both local and foreign authorities 

and with our colleagues. Our studies will be clarified 

in the forthcoming days. To illustrate, we have 

determined previous exhibition’s name by conducting 

a survey study. For the next exhibition as well, we 

have conducted such a study by exchanging opinions 

on exhibition name and its date in order to reach a 

joint resolution and we have determined the date 

of 2-3-4 October 2019. As a method that we usually 

follow, at first we are introducing customer to seller. 

Producer, businessman and export companies who 

see the presence of the buyer and when they realize 

presence of the buyer/visitor, team’s work and that 

exhibition makes business, you don’t need to go them 

and say come and contribute. Exhibition explain itself 

and enchain the company with its visual quality. 

Pharma 65


Türki Cumhuriyetler, Balkanlar ve Avrupa haricinde 

Afrika’nın daha aşağılarına, Sahra Altı Afrika, Güney 

Doğu Asya, Latin Amerika gibi yerler e de ulaşmayı 

hedefleyip ve bu bölgelere biraz daha öncelik vermeyi 

planlıyoruz. 20 ay gibi bir süre içinde tanıtım için fuarlara 

katılacağız, yazılı, görsel ve dijital medyayı aktif bir 

şekilde kullanacağız. Bizi bekleyen bu uzun hazırlık 

dönemi içerisinde önceliğimiz olan alıcı/müşteriye 

ulaşarak katılımcılarımıza cazip fırsatlar sunmak için 

çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. 

Beauty İstanbul Fuarı için belirlediğiniz kriterler var 

mı? 

Önceliğimiz Türkiye’nin kozmetik sektöründe öne 

çıkması, kozmetik ihracatının artması İstanbul’da 

gerçekleştireceğimiz fuarımızda, Tük firmalarımızı 

kendi ülkelerinde daha da öncü konuma getirerek rahat 

bir ortam sunmak çabası içerisindeyiz. Yurt dışında bir 

katılım sağladıklarında firmalarımızın en az 5-10 katı 

bir maliyet yükü oluyor. Kendi evinde katılım sağlayan 

firmalarımıza bunu daha az bir maliyetle sağladığımız 

için hem maddi hem manevi açıdan bir rahatlık sunmuş 

oluyoruz. İstanbul’da olması Türk firmalarımız açısından 

her türlü avantaj. Neden? Çünkü katılan alıcı müşterilere 

Türk kültürünü tanıtma fırsatı, Türk insanını dışarıda 

lanse edildiğinin aksine tanıtma fırsatı ve fabrikalarına 

götürüp üretim tesislerini, şartlarını gösterme fırsatı 

sunarak belki de ihracat oranlarını yükseltmeye dair 

büyük adımlara vesile olacağız. Dolayısıyla da Türkiye 

sınırları içerisinde gerçekleşecek Beauty İstanbul Fuarı 

katılımcılara satıcı ve alıcı olmak üzere her iki açıdan da 

kat kat kazanç sağlayacak. 

Her açıdan fayda sağlayacak olan Beauty İstanbul 

Fuarı için yerel yönetimlerden maddi manevi bir 

destek bekliyor musunuz? Buradan bir çağrı yapmak 

ister misiniz? 

Manevi teriminiz güzel bir ifade. Yerel yönetimlerin illaki bir 

maddi destek vermesi gerekmez. Fakat yerel yönetimler 

tarafından maddi açıdan desteklenen Adana, İzmir, Antalya, 

Bursa, Konya gibi anadolu şehirlerimizde fuarlarımız var. 

Maalesef İstanbul’daki öncelikler farklı olduğu içindir ki 

maddi açıdan destek gelmemekte. Bu konuda fuarların 

belediyemiz, ticaret odamız ve bakanlığımız tarafından da 

desteklenmesi lazım. Bu her zaman maddi bir destek de 

değil, bahsettiğimiz kurum ve kuruluşlar tarafından yurt 

dışında fuarlarımızın tanıtımına katkı sağlayabilecek her 

türlü imkânı, fuar organizatörlerini yalnız bırakmadan 

onların yanında olmaları manevi açıdan en büyük 

desteklerden biri olacaktır. Fakat bunların çok sağlandığını 

söylemek mümkün değil ama belki ilerleyen zamanlarda 

gelişmeler olur diye ümit ediyoruz. 

Otherwise, if you don’t put a buying potential, your 

risks will be high as fair organization or company. 

We also experienced that in our previous Istanbul 

cosmetics exhibition and other exhibitions which are 

realized in abroad, in Kazakhstan and Tajikistan. For 

the upcoming exhibition, we predetermined 20 months 

of a periods to make a proper work on visitor study.” 

“With my experience in the cosmetics sector which 

is close to 20 years and which I gained in local 

and foreign market, I brought cosmetics sector to 

the important exhibitions and I gained important 

successes and gaining. I turned back with a new 

dynamism after about 3 years of relaxation allowance. 

During this period, I had opportunity to rest and to 

think on what I can do better, what are my mistakes, 

in which parts I can work better. In this exhibition, 

our major goal is to give priority to bringing foreign 

buyer/visitor. Locations that we will have a continuing 

business will be Middle East, North Africa, Post- 

Soviet Republics, Turkic Republics, Balkans and 

Europe but this time we will prioritize a bit more 

locations such as southern part of Africa, Africa 

under Sahara, Southeastern Asia and Latin America. 

We will participate in exhibitions for advertisement 

purposes for a 20 months of period, we will use 

printed media, visual and digital media actively and 

during the preparatory period, we will put in practice 

our studies with our priority of reaching the buyer/ 

customer in order to introduce charming prices to our 

participants.” 

Do you have any determined criteria for Beauty 

Istanbul Exhibition? 

“Our priority is to drive Turkey forward in 

cosmetics sector, we have studies to increase 

export in cosmetics. In our exhibition which will 

be done Istanbul, we are struggling in introducing 

a comfortable environment as a deplacement 

environment for the foreign participants, by putting 

Turkish companies further leading position in its own 

arena. When they present participation in abroad, 

there are 5 to 10 times more cost burden, therefore, 

since we present this environment with lower costs for 

our local companies, we are presenting a comfort in 

financial and moral means. Conducting it in Istanbul is 

an advantage for Turkish companies in many means. 

Why? Because, we may contribute in increasing export 

rates by introducing participant buyer customers 

possibility of presenting Turkish culture, presenting 

Turkish culture in a different ways contrary to which 

is done abroad and by introducing possibility of taking 

customer to factories to show production facilities 

66 Pharma

Güzellik 

Beauty 

77 

and working conditions. As a result, on both sides 

Beauty Istanbul Exhibition which will be conducted within 

the borders of Turkey, will carry interest to participants as 

both sellers and buyers.” 

Bir fuar organizatörü olarak başta İstanbul 

olmak üzere fuar merkezlerinin yeterli 

olduğunu düşünüyor musunuz? Bu alanda 

yatırımlar yapılmalı mı? 

Şuan için fuar merkezlerimiz metrekare 

bakımından yeterli. Öncelik olarak fiziki şartları 

ve hizmet kalitesi açısından iyileştirilmesi gerekli. 

Fuar ve fuar merkezleri daimi yatırımlar olduğu 

için bu konuda iyilştirmelere gidilmesi önemli bir 

konu. Yer bakımından fuar alanları alıcı müşteri 

olduktan sonra çokta önem arz etmiyor. 

Beauty İstanbul Fuarı’nda İkinci Bahar 

Sürprizleri Var! 

Son olarak ne eklemek istersiniz? 

“Bir hazırlık süreci içerisinde olduğumuz ve 

sektöre geridönüş yolunda ‘ikinci baharımızın’ 

ilk adımı olan Beauty İstanbul Fuarı’nda daha 

önce bizi desteklemiş, büyümemize katkıda 

bulunmuş bütün firmalarımıza bir takım 

jestler yapmayı planlıyoruz. Bütün sektörlerin 

desteklerine talibiz. Çıkmış olduğumuz bu ikinci 

bahar yolunda sektörün eksik ve gerikalmış 

noktaları varsa bunları tamamlamaya içerik 

noktasında ambalaj ve sektörü destekleyici 

ürünler satan firmalarımıza daha çok yer vermek 

ve farklı kurumlarla iş birliği yaparak içeriği 

zenginleştirmek açısından çalışmalarımız olacak.” 

Do you expect any financial or moral support from local 

government for the Beauty Istanbul Exhibition which will 

provide benefits in every aspect? Do you want to make a 

call from here? 

“Your term moral is beautiful expression. Local 

governments do not necessarily have to have financial 

contributions. 

However, there are some other supported Anatolian cities 

such as Adana, İzmir, Antalya, Bursa and Konya where 

local governments had financial supports for exhibitions. 

Unfortunately, priorities in Istanbul are different, 

therefore, there is no financial support. Our Municipality, 

Board of Chamber and Ministry should have support on 

this issue. This is not always had to be a financial support, 

introducing opportunity of providing moral support without 

leaving fair organizations alone by providing any kind 

of contribution in advertisement for the support of our 

exhibitions in abroad via the mentioned institutions will be 

one of the most important moral contribution. However, 

it is not possible to say that this was realized but we hope 

that in the future such a think may happen.” 

As a fair organization, do you think that exhibition 

centers are sufficient, particularly in Istanbul? Do you 

think investment is required in this field? 

For this moment, our exhibition centers are sufficient in 

terms of square-meter. Initially physical conditions and 

service quality should be ameliorated. Since exhibition 

and exhibitions areas are permeant investments, making 

investment in the mentioned areas is an important issue. 

Locations are not that much important in case buyer and 

customer exist. 

Second Spring Surprises will be in Beauty Istanbul 

Exhibition! 

Finally, what would you like to add? 

“In the Beauty Istanbul Exhibition which are in a process 

of preparation and which will be the first step of our 

‘second spring’ in the path of our return to the sector, 

we plan to make some gestures to all companies which 

have previously supported and have contributed to our 

corporation. We desire supports of all sectors. In our 

path of second spring, we will work to fulfill lacking and 

underdeveloped points of the sector, if there is such a 

need and in terms of content, we will work on giving a lot 

more space to the companies in packing sector and in 

products supporting the sector and to enrich the content 

by collaborating with different institutions.”


Türki Cumhuriyetler, Balkanlar ve Avrupa haricinde 

Afrika’nın daha aşağılarına, Sahra Altı Afrika, Güney 

Doğu Asya, Latin Amerika gibi yerler e de ulaşmayı 

hedefleyip ve bu bölgelere biraz daha öncelik vermeyi 

planlıyoruz. 20 ay gibi bir süre içinde tanıtım için fuarlara 

katılacağız, yazılı, görsel ve dijital medyayı aktif bir 

şekilde kullanacağız. Bizi bekleyen bu uzun hazırlık 

dönemi içerisinde önceliğimiz olan alıcı/müşteriye 

ulaşarak katılımcılarımıza cazip fırsatlar sunmak için 

çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. 

Beauty İstanbul Fuarı için belirlediğiniz kriterler var 

mı? 

Önceliğimiz Türkiye’nin kozmetik sektöründe öne 

çıkması, kozmetik ihracatının artması İstanbul’da 

gerçekleştireceğimiz fuarımızda, Tük firmalarımızı 

kendi ülkelerinde daha da öncü konuma getirerek rahat 

bir ortam sunmak çabası içerisindeyiz. Yurt dışında bir 

katılım sağladıklarında firmalarımızın en az 5-10 katı 

bir maliyet yükü oluyor. Kendi evinde katılım sağlayan 

firmalarımıza bunu daha az bir maliyetle sağladığımız 

için hem maddi hem manevi açıdan bir rahatlık sunmuş 

oluyoruz. İstanbul’da olması Türk firmalarımız açısından 

her türlü avantaj. Neden? Çünkü katılan alıcı müşterilere 

Türk kültürünü tanıtma fırsatı, Türk insanını dışarıda 

lanse edildiğinin aksine tanıtma fırsatı ve fabrikalarına 

götürüp üretim tesislerini, şartlarını gösterme fırsatı 

sunarak belki de ihracat oranlarını yükseltmeye dair 

büyük adımlara vesile olacağız. Dolayısıyla da Türkiye 

sınırları içerisinde gerçekleşecek Beauty İstanbul Fuarı 

katılımcılara satıcı ve alıcı olmak üzere her iki açıdan da 

kat kat kazanç sağlayacak. 

Her açıdan fayda sağlayacak olan Beauty İstanbul 

Fuarı için yerel yönetimlerden maddi manevi bir 

destek bekliyor musunuz? Buradan bir çağrı yapmak 

ister misiniz? 

Manevi teriminiz güzel bir ifade. Yerel yönetimlerin illaki bir 

maddi destek vermesi gerekmez. Fakat yerel yönetimler 

tarafından maddi açıdan desteklenen Adana, İzmir, Antalya, 

Bursa, Konya gibi anadolu şehirlerimizde fuarlarımız var. 

Maalesef İstanbul’daki öncelikler farklı olduğu içindir ki 

maddi açıdan destek gelmemekte. Bu konuda fuarların 

belediyemiz, ticaret odamız ve bakanlığımız tarafından da 

desteklenmesi lazım. Bu her zaman maddi bir destek de 

değil, bahsettiğimiz kurum ve kuruluşlar tarafından yurt 

dışında fuarlarımızın tanıtımına katkı sağlayabilecek her 

türlü imkânı, fuar organizatörlerini yalnız bırakmadan 

onların yanında olmaları manevi açıdan en büyük 

desteklerden biri olacaktır. Fakat bunların çok sağlandığını 

söylemek mümkün değil ama belki ilerleyen zamanlarda 

gelişmeler olur diye ümit ediyoruz. 

Otherwise, if you don’t put a buying potential, your 

risks will be high as fair organization or company. 

We also experienced that in our previous Istanbul 

cosmetics exhibition and other exhibitions which are 

realized in abroad, in Kazakhstan and Tajikistan. For 

the upcoming exhibition, we predetermined 20 months 

of a periods to make a proper work on visitor study.” 

“With my experience in the cosmetics sector which 

is close to 20 years and which I gained in local 

and foreign market, I brought cosmetics sector to 

the important exhibitions and I gained important 

successes and gaining. I turned back with a new 

dynamism after about 3 years of relaxation allowance. 

During this period, I had opportunity to rest and to 

think on what I can do better, what are my mistakes, 

in which parts I can work better. In this exhibition, 

our major goal is to give priority to bringing foreign 

buyer/visitor. Locations that we will have a continuing 

business will be Middle East, North Africa, Post- 

Soviet Republics, Turkic Republics, Balkans and 

Europe but this time we will prioritize a bit more 

locations such as southern part of Africa, Africa 

under Sahara, Southeastern Asia and Latin America. 

We will participate in exhibitions for advertisement 

purposes for a 20 months of period, we will use 

printed media, visual and digital media actively and 

during the preparatory period, we will put in practice 

our studies with our priority of reaching the buyer/ 

customer in order to introduce charming prices to our 

participants.” 

Do you have any determined criteria for Beauty 

Istanbul Exhibition? 

“Our priority is to drive Turkey forward in 

cosmetics sector, we have studies to increase 

export in cosmetics. In our exhibition which will 

be done Istanbul, we are struggling in introducing 

a comfortable environment as a deplacement 

environment for the foreign participants, by putting 

Turkish companies further leading position in its own 

arena. When they present participation in abroad, 

there are 5 to 10 times more cost burden, therefore, 

since we present this environment with lower costs for 

our local companies, we are presenting a comfort in 

financial and moral means. Conducting it in Istanbul is 

an advantage for Turkish companies in many means. 

Why? Because, we may contribute in increasing export 

rates by introducing participant buyer customers 

possibility of presenting Turkish culture, presenting 

Turkish culture in a different ways contrary to which 

is done abroad and by introducing possibility of taking 

customer to factories to show production facilities 

68 Pharma

Güzellik 

Beauty 

77 

and working conditions. As a result, on both sides 

Beauty Istanbul Exhibition which will be conducted within 

the borders of Turkey, will carry interest to participants as 

both sellers and buyers.” 

Bir fuar organizatörü olarak başta İstanbul 

olmak üzere fuar merkezlerinin yeterli 

olduğunu düşünüyor musunuz? Bu alanda 

yatırımlar yapılmalı mı? 

Şuan için fuar merkezlerimiz metrekare 

bakımından yeterli. Öncelik olarak fiziki şartları 

ve hizmet kalitesi açısından iyileştirilmesi gerekli. 

Fuar ve fuar merkezleri daimi yatırımlar olduğu 

için bu konuda iyilştirmelere gidilmesi önemli bir 

konu. Yer bakımından fuar alanları alıcı müşteri 

olduktan sonra çokta önem arz etmiyor. 

Beauty İstanbul Fuarı’nda İkinci Bahar 

Sürprizleri Var! 

Son olarak ne eklemek istersiniz? 

“Bir hazırlık süreci içerisinde olduğumuz ve 

sektöre geridönüş yolunda ‘ikinci baharımızın’ 

ilk adımı olan Beauty İstanbul Fuarı’nda daha 

önce bizi desteklemiş, büyümemize katkıda 

bulunmuş bütün firmalarımıza bir takım 

jestler yapmayı planlıyoruz. Bütün sektörlerin 

desteklerine talibiz. Çıkmış olduğumuz bu ikinci 

bahar yolunda sektörün eksik ve gerikalmış 

noktaları varsa bunları tamamlamaya içerik 

noktasında ambalaj ve sektörü destekleyici 

ürünler satan firmalarımıza daha çok yer vermek 

ve farklı kurumlarla iş birliği yaparak içeriği 

zenginleştirmek açısından çalışmalarımız olacak.” 

Do you expect any financial or moral support from local 

government for the Beauty Istanbul Exhibition which will 

provide benefits in every aspect? Do you want to make a 

call from here? 

“Your term moral is beautiful expression. Local 

governments do not necessarily have to have financial 

contributions. 

However, there are some other supported Anatolian cities 

such as Adana, İzmir, Antalya, Bursa and Konya where 

local governments had financial supports for exhibitions. 

Unfortunately, priorities in Istanbul are different, 

therefore, there is no financial support. Our Municipality, 

Board of Chamber and Ministry should have support on 

this issue. This is not always had to be a financial support, 

introducing opportunity of providing moral support without 

leaving fair organizations alone by providing any kind 

of contribution in advertisement for the support of our 

exhibitions in abroad via the mentioned institutions will be 

one of the most important moral contribution. However, 

it is not possible to say that this was realized but we hope 

that in the future such a think may happen.” 

As a fair organization, do you think that exhibition 

centers are sufficient, particularly in Istanbul? Do you 

think investment is required in this field? 

For this moment, our exhibition centers are sufficient in 

terms of square-meter. Initially physical conditions and 

service quality should be ameliorated. Since exhibition 

and exhibitions areas are permeant investments, making 

investment in the mentioned areas is an important issue. 

Locations are not that much important in case buyer and 

customer exist. 

Second Spring Surprises will be in Beauty Istanbul 

Exhibition! 

Finally, what would you like to add? 

“In the Beauty Istanbul Exhibition which are in a process 

of preparation and which will be the first step of our 

‘second spring’ in the path of our return to the sector, 

we plan to make some gestures to all companies which 

have previously supported and have contributed to our 

corporation. We desire supports of all sectors. In our 

path of second spring, we will work to fulfill lacking and 

underdeveloped points of the sector, if there is such a 

need and in terms of content, we will work on giving a lot 

more space to the companies in packing sector and in 

products supporting the sector and to enrich the content 

by collaborating with different institutions.”

PharmaMart2108

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?