16.10.2015 Views

NEPAL MÜSLÜMANLARI

IHH62

IHH62

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İHH İNSANİ YARDIM VAKFI’NIN ÜÇ AYLIK YAYIN ORGANIDIR. TEMMUZ ∆ AĞUSTOS ∆ EYLÜL 2015<br />

SAYI 62<br />

<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />

Nüfusunun yüzde 80’inin Hinduizm’e mensup olduğu Nepal’deki 1,5 milyon Müslüman birçok açıdan<br />

sahipsiz ve korumasız. Dinlerini yaşayıp anlatabilecekleri imkânlar da oldukça kısıtlı.<br />

Kurban 2015<br />

Emanetleri birebir elden<br />

ulaştırmak için 99 ülke ve<br />

bölgeye yola çıkıyoruz.<br />

Ramazan 2015<br />

Dünyanın 96 ülke ve bölgesinde<br />

yaklaşık 1 milyon 500 bin<br />

ihtiyaç sahibine ulaştık.<br />

Nepal İslam Merkezi<br />

Nepalli Müslümanlar<br />

için büyük bir İslam merkezi<br />

kuruyoruz.


Temmuz - Ağustos - Eylül 2015<br />

Sayı: 62<br />

Editörden<br />

İnsan Hak ve Hürriyetleri<br />

İnsani Yardım Vakfı adına sahibi<br />

Av. F. Bülent Yıldırım<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Yakup Işık<br />

Editör<br />

Abdullah Kibritçi<br />

Yayın Koordinatörü<br />

Bekir Arslan<br />

Yazı İşleri<br />

Adil Kalkan<br />

Fotoğraf Editörü<br />

Burak Berberoğlu<br />

Tasarım ve Uygulama<br />

Hüseyin Aydemir<br />

Musahhih<br />

Ümmühan Özkan<br />

Kapak Fotoğrafı<br />

Halit Ömer Camcı<br />

Basım<br />

İhlas Gazetecilik A.Ş.<br />

Tel: (212) 454 30 00<br />

İletişim<br />

+90 212 631 2121<br />

info@ihh.org.tr<br />

www.ihh.org.tr<br />

Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu yoksulluktan<br />

kaynaklanan sıkıntılardan muzdarip. Sebepleri çok<br />

çeşitli olsa da adaletin tesis edilemeyişi yoksulluğun<br />

temel nedeni. Günümüzde Afrika’nın yaşadığı sıkıntılar<br />

yüzyıllardır kaynaklarının sömürülmesinden<br />

bağımsız değil. Sömürü düzeni, toplum üzerinde<br />

uzun yıllar silinmeyecek izler bırakıyor. Gasp edilen<br />

maddi değerler bir yana zorla köleleştirilen insanların<br />

geleceği de çalınmış oluyor. Nesilden nesile<br />

taşınan özgüven kaybı ülkelerin uzun yıllar ayağa<br />

kalkmasını engelliyor. İHH bu hassas duruma dikkat<br />

ederek çalışmalarını yürütüyor. Yapılan yardımlarda<br />

bölgenin kalkınması hedeflenirken bölge Müslümanları<br />

ile ünsiyet geliştiriliyor. İHH’nın her yıl<br />

dünyanın yaklaşık 100 bölgesine yaptığı yolculukları<br />

bu açıdan değerlendirmek gerek. Bu yolculuklarda<br />

bölge Müslümanlarının sıkıntıları ile ilgileniliyor.<br />

Dergimizin bu sayısına taşıdığımız İHH’nın hayata<br />

geçirmeyi planladığı Nepal İslam Merkezi Projesi bu<br />

bakışın bir meyvesi.<br />

Kurban bayramı dünyanın yalnız kalmış, unutulmuş<br />

Müslümanları ile buluşmak için yeni bir fırsat. İHH<br />

bu Kurban’da 99 ülke ve bölgeyi ziyaret edecek. Vekâletlerinizle<br />

kesilecek kurbanlıklar muhtaçlara ulaştırılacak.<br />

Bölgenin ihtiyaçlarını tespit eden ekiplerimiz<br />

yeni projeler hazırlayacak. Uzak diyarlarda garip<br />

kalmış Müslümanlara selamlarınızı iletecek. Kıtalar<br />

arasında kurulan bu köprüler onları unutmadığımızı<br />

gösterecek, kardeşlik bağlarımızı güçlendirecek.<br />

Geleceğe dair umutlar yeniden yeşerecek.<br />

Büyük Karaman Caddesi<br />

Taylasan Sokak No:3<br />

Fatih / İstanbul


Içindekiler<br />

6<br />

Kurban İbadet<br />

Paylaşmak Kardeşliktir<br />

66<br />

52<br />

Nepal İslam Merkezi<br />

İnşa Ediliyor<br />

Ramazanda Kardeşçe Paylaştık<br />

54<br />

62<br />

Nepal’deki Mekkeliler<br />

Nepal İslam Merkezi<br />

Yeni Müslüman Olanlar için<br />

Bir Yuva Olacak<br />

104<br />

114<br />

Kunta Kinte Buradaydı:<br />

Gambiya<br />

Murat Yılmaz<br />

Kavanozdaki Ölü Bebekler Ülkesi:<br />

Vietnam<br />

Osman Sağırlı


KURBAN<br />

Fotoğraf: Sedat Özkömeç<br />

KURBAN İBADET<br />

PAYLAŞMAK KARDEŞLİKTİR<br />

Bu bayram yine dünyanın farklı<br />

coğrafyalarındaki kardeşlerimizle<br />

kucaklaşıyoruz. Türkiye ile birlikte<br />

dünyada 99 ülke ve bölgede gönül<br />

dostu hayırseverlerimizin bağışladığı<br />

kurban emanetlerini sahiplerine<br />

birebir elden ulaştırıyoruz.<br />

Kurban vesilesiyle yeryüzüne dağılan<br />

İHH ekipleri, bu yıl da kendilerini<br />

dört gözle bekleyen kardeşlerine<br />

hem kurban emanetlerini<br />

ulaştırıyor hem de hayat koşullarını<br />

iyileştirmeye yönelik çeşitli projelerle<br />

destek olmaya devam ediyor.<br />

Cami, mescit, su kuyusu, eğitim<br />

merkezi, yetimhane ve benzeri birçok<br />

projenin temelleri bu ziyaretler<br />

sırasında atılıyor.<br />

6 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

7


Kurban bağışlarınız<br />

Türkiye ile birlikte 99 ülke ve bölgede<br />

muhtaçlara ulaşacak<br />

2014 KURBAN<br />

YOLCULUĞUNDA İHH<br />

BAĞIŞLARINIZLA<br />

BAYRAM ZİYARETLERİ<br />

VESİLESİYLE<br />

4KITADA<br />

376.000<br />

km<br />

YOL KAT EDEREK<br />

93<br />

ÜLKEDE<br />

221<br />

ŞEHRE ULAŞTI<br />

KESİLEN KURBANLARINIZ<br />

45.509 HİSSEYE<br />

ve<br />

227.545<br />

PAYA AYRILDI<br />

BU PAYLARDAN<br />

1.600.000<br />

İHTİYAÇ SAHİBİ<br />

FAYDALANDI<br />

YETİM ÇOCUĞA<br />

6.656<br />

BAYRAMLIK ELBİSE<br />

DAĞITILDI<br />

3<br />

KALICI ESERİN<br />

AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />

Her yıl olduğu gibi<br />

2015 Kurban Bayramı’nda da<br />

kıtalar aşıp milyonlarca<br />

ihtiyaç sahibine ulaşmak için yola çıkıyoruz.<br />

Dilerseniz<br />

siz de Kurban<br />

bağışlarınızı<br />

bu kervana<br />

katabilirsiniz.<br />

Kurban kesimi yapılacak<br />

ülke ve bölgeler:<br />

ORTADOĞU: Filistin, Irak, Kuzey Irak,<br />

KKTC, Lübnan (Lübnan-Filistinli mülteciler-Suriyeli<br />

mülteciler), Suriye, Ürdün,<br />

Yemen AFRİKA: Burkina Faso, Cibuti,<br />

Çad (Çad-Nijeryalı mülteciler -Orta Afrikalı<br />

mülteciler), Etiyopya, Fildişi Sahilleri,<br />

G. Afrika, Gambiya, Gana, Gine, Kamerun<br />

(Kamerun-Orta Afrikalı mülteciler), Kenya,<br />

Komor Adaları, Liberya, Malavi, Mali,<br />

Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya,<br />

Ruanda, Senegal, Sierra Leone, Somali,<br />

Sudan (Darfur-Kesele-Hartum), Tanzanya,<br />

Tunus, Uganda, Zimbabve ORTA ASYA ve<br />

KAFKASYA: Abhazya, Acara, Adıgey, Afganistan,<br />

Ahıska, Azerbaycan, Çeçenistan,<br />

Gürcistan, Kabardey Balkar, Karaçay Çerkes,<br />

Kazakistan, Kırgızistan, Kırım, Osetya,<br />

Özbekistan, Rusya-Astrahan, Tacikistan,<br />

Ukrayna BALKANLAR: Arnavutluk, Bosna-Hersek,<br />

Bulgaristan, Karadağ, Kosova,<br />

Macaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan<br />

(Preşova-Sancak) ASYA: Bangladeş<br />

(Bangladeş-Arakanlı mülteciler), Doğu Türkistan,<br />

Endonezya, Filipinler (Moro), Hindistan<br />

(Hindistan-Assam-Kerala-Cammu Keşmir),<br />

Kamboçya, Myanmar (Arakan), Nepal,<br />

Pakistan (Pakistan-Azad Keşmir), Sri Lanka,<br />

Tayland (Patani), Vietnam AMERİKA: Bolivya,<br />

Brezilya, Guyana, Haiti, Küba, Peru,<br />

Venezuela OKYANUSYA: Fiji, Vanuatu


Kurban bedelini İHH'ya<br />

nasıl ulaştırabilirsiniz?<br />

₺ 550<br />

Kurbanlarınız<br />

nasıl kesiliyor?<br />

Kurban kesimi için belirlediğimiz<br />

550 liralık kurbanlık bedelini vakfımıza<br />

ulaştırabileceğiniz yöntemler:<br />

KURBAN<br />

BAĞIŞLARI İÇİN<br />

1<br />

Kurbanlarını yüzlerce ülke ve bölgedeki kardeşlerine vekâlet<br />

yoluyla gönderen hayırseverlerimiz, kurban bedellerini<br />

İHH’nın banka hesap numaralarına havale, kredi kartı, posta<br />

çeki ile veya vakıf merkezine bizzat gelerek elden, internet üzerinden<br />

online bağış veya telefon vasıtasıyla ulaştırırlar.<br />

Ziraat Bankası: TR66 0001 0004 8802 1249 9450 07<br />

Halkbank: TR43 0001 2009 7540 0012 0100 80<br />

Albaraka Türk: TR16 0020 3000 0028 7839 0000 09<br />

Türkiye Finans: TR24 0020 6000 0400 3279 3000 01<br />

Kuveyt Türk: TR50 0020 5000 0009 9999 9000 01<br />

PTT Bank (posta çeki): 160 54 51<br />

EFT<br />

HAVALE<br />

Bu bankaların<br />

şubelerine giderek<br />

İHH’nın kurumsal<br />

tahsilat hesabından<br />

bağış ekranı ile<br />

havale masrafı olmadan<br />

kurban bedellerinizi<br />

yatırabilirsiniz.<br />

2<br />

3<br />

Gelen kurban bedelleri, bağışçıların talebi doğrultusunda,<br />

İHH tarafından kurban organizasyonu yapılacak ülkelerin<br />

ihtiyaç durumuna göre paylaştırılır.<br />

Kurbanlıklar, İHH görevlilerince, çalışma yapılacak ülke<br />

ve bölgelerde kurban ibadeti için gerekli kriterlere uygun<br />

olarak satın alınır.<br />

Büyük Karaman Cad. Taylasan Sok. No: 3<br />

Fatih/İstanbul<br />

4<br />

Kurban Bayramı’nın birinci günü, kurbanlıklar bayram<br />

namazı akabinde İslami usullere göre kesilir.<br />

0212 631 2121<br />

online.ihh.org.tr<br />

İHH Online Bağış sitesinden kurban bedelini<br />

ödeyebilir ve kurbanlarınızın nerede<br />

kesildiğini görebilirsiniz.<br />

Bu bayramda da<br />

yetimleri sevindirebilirsiniz.<br />

Her bayram olduğu gibi bu bayramda da<br />

yetimlerimizi maddi olarak destekleyebilir, on<br />

binlerce yetimin bayram sabahına yeni kıyafetleriyle<br />

uyanmasına vesile olabilirsiniz.<br />

5<br />

6<br />

Bayramlaşmanın ardından kesilen kurbanlar paylara<br />

bölünerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.<br />

Kurban kesimleri tamamlandıktan sonra İHH, kurban<br />

sahiplerine kısa mesaj yoluyla kurbanın kesildiğine dair geri<br />

bildirimde bulunur.<br />

Bir çocuğun bayramlık giysi bedeli<br />

80 liradır.


KURBAN<br />

Kurban emanetleriniz<br />

2014 yılında<br />

1 milyon 600 bin<br />

ihtiyaç sahibine ulaştı<br />

Hayırseverlerimizin bağışlarıyla geçtiğimiz yıl,<br />

bayram bereketini dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç<br />

sahiplerine ve kimsesizlere taşıdık. 2014 yılı Kurban Bayramı’nda<br />

4 kıtada 93 ülke ve bölgeye ulaştık.<br />

Fotoğraf: Abdullah Kibritçi


KURBAN<br />

Geçtiğimiz kurban, gönüllü ve vakıf çalışanlarından<br />

oluşan ekiplerimiz, bayram boyunca 7.353’ü yurt içinde<br />

olmak üzere 45 bin 18 kurban hissesini yaklaşık 1 milyon<br />

600 bin ihtiyaç sahibine ulaştırdı. Suriye, Filistin,<br />

Irak, Lübnan, Ürdün, Patani, Arakan, Moro, Pakistan,<br />

Afganistan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Somali gibi<br />

kriz ve savaş bölgeleri, kurban yardımlarını ulaştırmada<br />

öncelik verdiğimiz bölgeler oldu.<br />

Bizleri bekleyen kardeşlerimize hem kurban emanetlerini<br />

teslim ettik hem de hayata geçirdiğimiz çeşitli<br />

projelerle destek olduk. Kurban çalışmamız sırasında<br />

birçok bölgede cami, mescit, su kuyusu, eğitim merkezi,<br />

yetimhane ve benzeri çok sayıda projenin temellerini<br />

attık, tamamladığımız eserlerin açılışını gerçekleştirdik.<br />

Fotoğraf: Orhan Dede<br />

14 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

15


KURBAN<br />

AFRİKA KITASINDA<br />

BAYRAM COŞKUSU<br />

İç karışıklıkların, sömürgeciliğin ve iklim koşullarının neden olduğu birçok sorunla boğuşan<br />

ve imkânsızlıklar içinde kendi geleceğini kurma mücadelesi veren Afrika kıtasına geçtiğimiz<br />

yıl da kurban yardımları ulaştıran İHH, ihtiyaç duyulan birçok ülkede kurban organizasyonu<br />

gerçekleştirdi. Afrika kıtasında 2014 Kurban’ında Nijer, Somali, Mali, Gana, Sudan, Etiyopya,<br />

Çad, Burkina Faso, Tanzanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Burundi, Cibuti, Kamerun,<br />

Bolivya, Lesotho, Mozambik, Svaziland, Zimbabve, Gambiya, Gana, Kenya, Malavi, Mali,<br />

Moritanya, Nijer, Ruanda, Sierra Leone ve Uganda’da kurban çalışmalarında bulunan<br />

vakfımız, bağışçılarımızın emanetlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.<br />

YIKILAN GAZZE’DE BAYRAM<br />

İHH’nın her yıl gerçekleştirdiği kurban çalışmalarında Filistin ve Gazze öncelik verilen bölgelerin<br />

başında geliyor. Gazze, 2014 yılı Ramazan ayında başlayan ve yaklaşık iki ay süren İsrail saldırıları<br />

sonucu geçtiğimiz Kurban Bayramı’na büyük bir yıkımla girdi. Bu dönemde Gazze’de 578’i çocuk<br />

2.000’in üzerinde insan hayatını kaybederken on binlerce ev hasar gördü; hastaneler, okullar<br />

bombalandı ve şehrin altyapısı tahrip edildi. İHH olarak saldırıların hemen akabinde başlattığımız<br />

yardım kampanyalarımızın yanı sıra Kurban Bayramı’nda da bölge halkının yanında olduk.<br />

2014 Kurban’ında bölgedeki ihtiyaç sahipleri için toplamda 6.589 hisseyi hayırseverlerimizin<br />

desteğiyle Filistin ve Gazze’deki yaklaşık 250.000 kişiye ulaştırdık.<br />

<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />

İLE BAYRAM<br />

Nüfusunun %80’ini Hinduların oluşturduğu Nepal, dinleri sebebiyle<br />

insanların ayrımcılığa maruz kaldığı bir ülke. En yaygın dinlerin Hinduizm<br />

ve Budizm olduğu ülkede iki milyona yakın Müslüman yaşıyor.<br />

Hinduizm’den İslamiyet’e geçenlerin toplumdan dışlandığı ve aileleri<br />

tarafından sokağa atıldığı Nepal’de, Müslümanlar ülkedeki en yoksul grubu<br />

oluşturuyor. Hayırseverlerimizin kurban emanetlerini geçtiğimiz Kurban<br />

Bayramı’nda Nepal Müslümanlarına ulaştıran İHH ekibi, ülkede 120<br />

büyükbaş hayvan kesimi gerçekleştirdi. Ülke Müslümanlarının %95’inin<br />

yaşadığı Biratnagar’a giden ekibimiz, kesimlerden sonra kurban yardımlarını<br />

ihtiyaç sahiplerine ve mağdurlara ulaştırarak Müslüman halkın bayram<br />

sevincine ortak oldu.<br />

16 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

17


Fotoğraf: Selim Şevkioğlu<br />

PATANİ’YE<br />

KURBAN YARDIMLARI<br />

5 milyona yakın Müslüman’ın zor şartlar altında hayata<br />

tutunmaya çalıştığı Patani, Tayland sınırları içerisinde Malay<br />

ırkına mensup Müslümanların yaşadığı bir bölge. Bölgede<br />

gıda yardımları yanı sıra yetim çalışmaları ve çeşitli kalıcı projeler<br />

yürüten İHH, geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği kurban organizasyonunda<br />

Patanili Müslümanların bayram sevincine ortak oldu.<br />

Patani’deki kurban organizasyonunda hayırseverlerimizin<br />

bağışlarıyla 110 büyükbaş hayvanın kesimi yapılarak<br />

ihtiyaç sahibi ailelere dağıtıldı.<br />

18 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

19


KURBAN<br />

HEDİYE ETTİĞİNİZ BAYRAMLIKLAR<br />

6.656 YETİMİN SEVİNCİ OLDU<br />

Anadolu’da<br />

32 il ve ilçede<br />

kurban<br />

organizasyonu<br />

Geçtiğimiz bayram da bağışçılarımızın<br />

vekâletleriyle<br />

kesilen kurban emanetlerini<br />

yurdumuzun dört bir yanındaki<br />

ihtiyaç sahiplerine<br />

ulaştırdık. 2014 Kurban<br />

Bayramı’nda Türkiye’de 32 il<br />

ve ilçe merkezinde kurban<br />

organizasyonu düzenledik.<br />

Yoğun bir programla gerçekleştirdiğimiz<br />

çalışmalarda<br />

ekiplerimiz 7.353 adet hisse<br />

kurbanı başta Diyarbakır,<br />

Şanlıurfa, Gaziantep, Adana,<br />

Adıyaman, Erzurum ve Van<br />

olmak üzere yurt içindeki<br />

muhtaçlara ulaştırdı.<br />

Balkanlara<br />

1.627 kurban<br />

hissesi ulaştırdık<br />

Her yıl olduğu gibi 2014<br />

Kurban Bayramı’nda da<br />

hayırseverlerimizin kurban<br />

emanetlerini Balkanlardaki<br />

Müslümanlara ulaştırdık ve<br />

bayram bereketini bölgedeki<br />

ihtiyaç sahipleri, yetimler ve<br />

kimsesizlerle birlikte yaşadık.<br />

Makedonya, Bosna-Hersek,<br />

Arnavutluk, Sancak, Bulgaristan,<br />

Romanya ve Kosova’da<br />

gerçekleştirdiğimiz kurban<br />

çalışmalarımızda bölge Müslümanlarının<br />

bayram coşkusuna<br />

ortak olduk, vakfımızın<br />

bölgede hayata geçirdiği<br />

projeleri gözlemleme imkânı<br />

bulduk. Balkanlarda farklı<br />

ülkelerde toplam 1.627 hisse<br />

kurban emanetini ihtiyaç<br />

sahiplerine ulaştırdık, bölge<br />

Müslümanlarıyla çeşitli buluşmalarda<br />

bir araya geldik<br />

ve coğrafyada yaşanan genel<br />

sorunlarla ilgili fikir alışverişinde<br />

bulunduk.<br />

Suriye’de<br />

saldırılar altında<br />

bayram<br />

Yaklaşık beş yıldır saldırı<br />

ve katliamlara maruz kalan<br />

Suriye halkı geçtiğimiz yıl<br />

yokluk ve çaresizlik içinde<br />

dördüncü Kurban Bayramı’nı<br />

geçirdi. Saldırıların ilk<br />

gününden bu yana Suriye<br />

halkına destek olan İHH, hayırseverlerimizin<br />

bağışlarıyla<br />

savaş mağdurları için hayata<br />

geçirdiği projelerine yenilerini<br />

eklemeye devam ediyor.<br />

Sağlık, gıda, barınma, giysi<br />

gibi temel ihtiyaçların yanı<br />

sıra eğitim, rehabilitasyon<br />

gibi alanlarda da Suriye halkının<br />

mağduriyetini gidermeye<br />

yönelik gerçekleştirilen<br />

yardım çalışmaları, geçtiğimiz<br />

Kurban Bayramı’nda da<br />

devam etti. Suriye’de 10 ayrı<br />

noktada 3.205 kurban hissesi<br />

ekiplerimiz tarafından İdlip,<br />

Halep, Hama, Humus, Şam<br />

gibi saldırıların yoğun olduğu<br />

bölgelerdeki ihtiyaç sahibi<br />

ailelere ulaştırıldı.<br />

2014 yılı Kurban Bayramı’nda dünyanın farklı bölgelerinde çeşitli<br />

desteklerle yetimleri sevindirmeye çalıştık ve onların bayram coşkusuna<br />

ortak olduk. Geçtiğimiz bayram Türkiye’nin birçok ili başta olmak üzere<br />

farklı ülkelerdeki yetim çocuklarımıza bayramlık kıyafetler hediye<br />

ederek yüzlerini güldürmeye gayret ettik. 2014 kurbanında ayrıca<br />

Suriyeli 300 yetimimiz hayırseverlerimizin gönderdiği harçlıklarla<br />

bayrama neşe içinde girerken Balkanlardaki yetimlerimizi de<br />

unutmadık ve Makedonya’da 250 yetim ailesine<br />

kumanya desteğinde bulunduk.<br />

20 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

21<br />

Fotoğraf: M. Akif Güler


ORADAYDIK<br />

ÇOCUKLARIN<br />

BALON SEVİNCİ<br />

Yusuf Armağan, Nepal / 2007<br />

Kurban kesimi için her şey hazır. Hayvanlar kesim<br />

için sıraya konulmuş, kasaplar büyük bıçaklarını<br />

hazırlamış. Organizasyon tam anlamıyla kusursuz.<br />

Kurbanlık hayvanların hangi haneye ne kadar<br />

ölçülerde dağıtılacağı önceden belirlenmiş durumda.<br />

Paylarını almak için bekleyen bir kalabalık<br />

mevcut. Buraya gelemeyecek olanların ise evlerine<br />

servis yapılacak. Meydandakilerle bayramlaşıyoruz<br />

önce. Duygu yüklü konuşmalar yapıyorlar.<br />

Kesim başlıyor. Besmeleyi ve tekbiri tekrarlamaya<br />

başlıyoruz. İlk kan toprağa düştüğünde sevinç<br />

kaplıyor yüreğimizi. Boğazlanan her hayvanın başına<br />

üç kişi geçip hayvanı hiçbir zayiata meydan<br />

vermeden parçalamak için kolları sıvıyor. Çocuklar<br />

biraz geriden izliyorlar olan biteni. Onlar için<br />

hazırladığımız balonları veriyoruz ellerine. Balonu<br />

ilk kez görüyor hemen hepsi, ne olduğunu bile<br />

bilmiyorlar. Şişiriyoruz ve öyle veriyoruz bu kez<br />

ellerine. Hoşlarına gidiyor rengârenk balonlar. Şişirmekten<br />

yorulunca, içlerinden biraz büyük olanlarına<br />

görev veriyoruz “şişir” diyerek. Şişiriyorlar<br />

ve arkadaşlarına veriyorlar balonları. Balonun buradaki<br />

adı birdenbire “şişir” olarak kalıyor. “Şişir”<br />

aşağı, “şişir” yukarı oynaşıyor çocuklar.<br />

1,5 MİLYON<br />

MÜSLÜMANLA<br />

BAYRAM NAMAZI<br />

Hanife Gökdemir, Etiyopya / 2007<br />

Bayram sabahı, tekbir ve tehlillerle<br />

uyanıyoruz. Kadın erkek, çoluk çocuk,<br />

yaşlı genç demeden tüm Müslümanlar<br />

en renkli kıyafetlerini giymiş, seccadelerini<br />

omuzlarına veya başlarına almış,<br />

şehrin stadyumuna doğru yola koyulmuştu.<br />

Hepsinin dudaklarında aynı<br />

mırıltı, sokaklardan meydana doğru sel<br />

gibi akıyorlardı. Biz de arabalarımıza<br />

atlayıp Addis Ababa Stadyumu’na doğru<br />

yola koyulduk. Çok büyük bir kalabalık.<br />

Yaklaşık 1,5 milyon Müslümanla<br />

bayram namazı kıldık. Muhteşem bir<br />

manzara. Onlarla birlikte namaz kıldığımızı<br />

gören Müslüman hanımlar yanımıza<br />

geliyor, selamlaşıyoruz. Allah’ın<br />

selamı renklerdeki farklılıklara rağmen<br />

parolamız oluyor, yüzlere sıcak bir gülümseyiş<br />

yayılıyor. Namazdan hemen<br />

sonra, insanlar seccadelerini toplayıp<br />

evlerine geri dönüyorlar ve ziyaretleşmeler<br />

başlıyor. Dağılırken, kalabalığın<br />

arasında kayboluyoruz. Rastladığımız<br />

erkek çocuklara takke, kız çocuklarına<br />

da başörtüsü hediye ediyoruz. Ümmetin<br />

selamını Etiyopyalı kardeşlerimize<br />

iletiyoruz.<br />

-20 DERECE’DE<br />

KURBAN<br />

Ümit Sönmez, Tataristan / 2007<br />

Kurban çalışmaları için gittiğimiz Kazan şehrinde yakın bir köye gidiyoruz. Burada neredeyse<br />

tüm evler ahşaptan yapılmış ve hepsinin kendine has bir mimarisi var. Köye gelirken yol koşulları<br />

ve soğuk yüzünden oluşan buz bizi oldukça zorluyor. Doğrusu akşam aynı yoldan dönebileceğimiz<br />

konusunda ciddi endişelere düşüyorum. Kurbanlar kesilirken sıcaklık -20 dereceye kadar<br />

düşüyor. Açık alanda rüzgârın da etkisiyle durum daha da zorlaşıyor. Tatar dostlarımız üşüdüğümü<br />

gördüklerinde “Hava sıcak, neden üşüyorsun? Normalde şimdi -40 derece olması lazım.”<br />

diyerek bana takılmadan edemiyor. Kurban kesim işlemi bittikten sonra Kazan’a doğru yola çıkıyoruz<br />

çünkü akşam trenine yetişerek Moskova’ya dönmemiz gerekiyor. Gelirken korktuğum şey<br />

dönerken başımıza geliyor ve kara saplanıyoruz. Yaklaşık yarım saatlik zorlu bir uğraştan sonra<br />

yola çıkabiliyoruz ve 20.40’taki trene ancak yetişiyoruz.<br />

BEYAZ TAKKELER,<br />

BEYAZ TESETTÜRLER<br />

Murat Yılmaz, Liberya / 2009<br />

Murat Yılmaz / 2012<br />

Bayram sabahı; yani tüm yoksulluklarımıza, kanayan<br />

yaralarımıza rağmen sevinme, coşkuyla bayramı bayram<br />

etme zamanı… Konakladığımız mekândan ayrılıyor<br />

ve futbol sahasına doğru yola çıkıyoruz. Camiler<br />

yeterli olmadığından Müslümanlar bayram namazlarını<br />

kadın erkek, yaşlı genç Monrovia’da toprak bir<br />

futbol sahasında eda ediyor. Biz de adım adım oraya<br />

doğru ilerliyoruz. Bugün sanki tüm sokaklar buraya<br />

akıyor, tüm randevular bayram namazına verilmiş. Turuncular,<br />

yeşiller, maviler ama en çok beyazlar içindeki<br />

siyah tenler başlarında beyaz takkeler, beyaz tesettürler<br />

en kıymetlilerini, çocuklarını unutmadan bayram namazı<br />

için yürüyorlar. Arapça ve İngilizce okunan hutbeler<br />

bambaşka bir hava oluşturuyor şüphesiz. Bayram<br />

namazı ve akabinde edilen dualar özelde Liberya’daki<br />

kardeşlerimiz genelde ise ümmetin tüm evlatları için<br />

oluyor. Bayramlaşıyoruz, kucaklaşıyoruz… Sonra bayramı<br />

bize hediye edene şükrediyoruz.<br />

22 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

23


ORADAYDIK<br />

CAMİLERİNİ<br />

TAMİR ETMELERİ ve<br />

EV YAPMALARI YASAK!<br />

Abdullah Kibritçi, Arakan / 2014<br />

Türkiyeli bağışçıların kurban emanetlerini ulaştırmak için 2014 Kurban Bayramı’nda<br />

Arakan’ın başkenti Sittwe’ye ulaştığımızda bizi Müslümanlardan<br />

arındırılmış bir şehir karşıladı. Kendi şehirlerinden, evlerinden kovulan Müslümanlar<br />

adeta kamplara hapsedilmişti. Kamplarda ve köylerde yaşayan Arakanlılar<br />

için hayat tahammül edilemez durumdaydı. Medrese ve mescit yapmaları<br />

ve var olan yapıları tamir etmeleri 20 yıl önce yasaklanmış. Arakanlı<br />

çocukların ortaokuldan sonra okumasına izin verilmemiş. Beton evler yapmaları<br />

yasak olan Müslümanlar evlerini ahşaptan yapmak zorunda. Devlete<br />

ait kabul edilen bu ahşap evler kaza sonucu yanarsa ev sahibi devletin evini<br />

yakmaktan altı yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Bu ve benzeri şartlarda<br />

yaşayan Müslümanların sıkıntılarını bir nebze giderebilmek için bayram<br />

boyunca elimizden geleni yaptık. Bayram öncesi Kurbanlık satın alım işlemlerini<br />

tamamlayıp bayram günü Kurbanlıkları kesip payları muhtaç ailelere<br />

ulaştırdık. Böylelikle diğer mülteci kampları da dâhil olmak üzere 2014 yılında<br />

15 bin Arakanlı Müslüman İHH’nın kurban yardımlarından faydalandı.<br />

SABAHADDİN AMCA’NIN<br />

GÖZ YAŞLARI<br />

Hamdi Arslan, Bulgaristan / 2007<br />

Kurban çalışmaları için bulunduğumuz Bulgaristan’ın Montana şehrinde ikindi namazımızı<br />

kılarken yanımıza gelen yaşlı Türklerden Sabahaddin Amca’nın secdede hüngür hüngür ağlamasını<br />

unutamıyorum. Kendisi 20’li yaşlarındayken casusluk ve Türkiye’ye kaçmak istediği<br />

gibi gerekçelerle idama mahkûm olmuş, yıllarca cezaevinde kalmış, sonra beraat etmiş, işçilikten<br />

emekli olmuş birisi. Namazdan sonra kalkıp: “Ne olursunuz, buradaki şu yıkık camimizin<br />

tamirine yardımcı olun, orayı yaparsanız ben caminin bekçisi olurum, hizmetçisi olurum, ne<br />

olur buraya destek olun da yapılsın, ibadet başlasın.” şeklindeki sözlerinden sonra hararetle<br />

bizleri kucaklamasını da unutmak mümkün değil.<br />

24 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

25


SURİYE<br />

SURİYE YARDIMLARI<br />

KOORDİNASYON<br />

MERKEZİ YENİDEN<br />

İNŞA EDİLİYOR<br />

Suriye halkı aralıksız süren çatışmalar nedeniyle<br />

zor durumda. Son dört yılda 300<br />

bin insan hayatını kaybetti. İHH, saldırıların<br />

başladığı ilk günden itibaren Suriyeli<br />

mültecilere yardım ulaştırıyor. Yardımların<br />

koordinasyonu için Kilis ve Reyhanlı’da iki<br />

ayrı lojistik merkezi kuruldu. Günlük 15-20<br />

yardım TIR’ının Suriye içerisindeki mülteci<br />

kamplarına gönderildiği Reyhanlı’daki merkezde<br />

30 Temmuz 2015 tarihinde büyük bir<br />

yangın çıktı. 2013 yılında 23 dönüm arazi<br />

üzerine inşa edilen merkezde çıkan yangının<br />

ardından gıda, sağlık, giysi ve diğer yardım<br />

malzemelerinin sevkiyatının yapıldığı 24<br />

bin tonluk depolar kullanılamaz hale geldi.<br />

Reyhanlı’daki merkezde bulunan ve günde<br />

170 bin ekmek üreten fırın da alevler içinde<br />

kaldı. Yangın sebebiyle kullanılamaz hale gelen<br />

fırında mülteciler için bu güne kadar 200<br />

milyon ekmek üretildi.<br />

İHH Suriye yardımları koordinasyon<br />

merkezleri aracılığıyla bugüne kadar 1 milyon<br />

kişiye gıda, 600.000 kişiye giysi, 257.500<br />

kişiye eğitim ve 444.500 kişiye sağlık yardımı<br />

ulaştırıldı. İHH’nın Suriye içerisinde inşa<br />

ettiği çadır ve konteyner kentlerde 50.000<br />

kişi yaşıyor.<br />

İHH, yardım bekleyen milyonlarca ihtiyaç<br />

sahibinin zor durumda kalmaması adına<br />

fırın ve lojistik depolarını yeniden hizmete<br />

açmak için var gücüyle çalışıyor. Destekçileri<br />

sayesinde yakın zamanda fırın ve depoların<br />

yeniden hizmete girmesi planlanıyor.


SURİYE<br />

MOBİL FIRINIMIZ<br />

REYHANLI’DA EKMEK<br />

ÜRETMEYE BAŞLADI<br />

İHH’nın Reyhanlı’daki Suriye Çalışmaları<br />

Lojistik ve Koordinasyon Merkezi’nde çıkan<br />

yangının ardından tamamen kullanılmaz<br />

hale gelen fırının yerine mobil fırın devreye<br />

girdi. Reyhanlı’daki koordinasyon merkezinde<br />

çalışacak olan mobil fırında günlük<br />

yaklaşık 20 bin ekmek üretilerek ihtiyaç sahibi<br />

Suriyelilere dağıtılacak.<br />

AFAD’TAN İHH’YA<br />

DESTEK ZİYARETİ<br />

Suriye Çalışmaları Lojistik ve Koordinasyon<br />

merkezinde çıkan yangının ardından AFAD<br />

Hatay il temsilciği ekipleri İHH’ya geçmiş<br />

olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette AFAD<br />

Hatay İl Müdürü Halil Aykut, İHH’nın Türkiye’nin<br />

dünya ile kopan bağını yeniden kurmakta<br />

en önemli kuruluşlardan biri olduğunu<br />

ifade ederek Reyhanlı’da yeni kurulacak<br />

olan depo ve fırına destek vereceklerini ifade<br />

etti. İHH Suriye Çalışmaları Koordinatörü<br />

Erhan Yemelek de AFAD’ın ziyaretinden<br />

duyduğu memnuniyeti dile getirerek desteklerinden<br />

dolayı teşekkür etti.<br />

28 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

29


SURİYE<br />

Minik Kalpler<br />

Çocuk Yaşam Merkezi<br />

SURİYELİ YETİMLER İÇİN<br />

REYHANLI’DA DEV YAŞAM MERKEZİ<br />

Projesi İHH tarafından hazırlanan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Katarlı<br />

yardım kuruluşu RAF iş birliğiyle Suriyeli yetim çocuklar için Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde<br />

inşa edilecek olan Minik Kalpler Çocuk Yaşam Merkezi’nin temeli düzenlenen törenle<br />

atıldı. Törene Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, İHH<br />

yönetim kurulu üyeleri, Katar RAF yetkilileri, Hatay Vali Yardımcısı, Reyhanlı<br />

Kaymakamı, Reyhanlı Belediyesi Başkanı ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Törende konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, gayriresmi Başkanı Bülent Yıldırım,<br />

gayrıî rakamlara göre dünyada 400 milyonu aşkın yetim olduğunu belirterek, “Bizim için<br />

yetimin dini, dili, ırkı yoktur; bugün gücümüz yetimlerin hangi ihtiyacını karşılamaya<br />

yetiyorsa bunu gerçekleştirmek zorundayız.” şeklinde konuştu. Aile ve Sosyal Politikalar<br />

Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek ise bakanlık ile İHH arasında 11 Haziran<br />

2015 tarihinde Suriyeli çocuklara yönelik yaşam merkezi açılması amacıyla bir iş birliği<br />

protokolünün imzalandığını belirterek, “Protokol kapsamında İHH, Suriyeli çocukların<br />

barınabilmesi için bir hizmet binası inşa edecek ve bu binanın hizmet sunmaya hazır hale<br />

getirilmesini sağlayacaktır. Bakanlığımız ise İl Müdürlüğümüz aracılığı ile ihtiyaç<br />

duyulacak her türlü mesleki ve idari desteği sunacaktır.” dedi.<br />

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde hayata<br />

geçirilmesi planlanan Minik Kalpler Çocuk<br />

Yaşam Merkezi ile savaş mağduru 1.560 Suriyeli yetimin<br />

sağlıklı ve güvenli bir şekilde yetiştirilmesi için uygun<br />

ortamların hazırlanması amaçlanıyor. Gerçekleşecek<br />

olan projeyle yetim çocukların temel eğitim, sağlık<br />

ve rehabilitasyon ihtiyaçları da karşılanacak. Bunun<br />

için merkez içerisinde sosyal alanlar ve rehabilitasyon<br />

birimi inşa edilecek. Kız ve erkek yetimler için iki ayrı<br />

bölümden oluşacak merkezde kız yetimler için<br />

31, erkek yetimler için de 34 olmak üzere<br />

toplam 65 adet ev yer alacak.<br />

30 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

31


SURİYE<br />

SURİYE’DEKİ ÇADIR KENTLER<br />

KONTEYNER KENTE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR<br />

İHH, Katarlı yardım kuruluşu RAF ile birlikte Halep’te bulunan Bab-un Nur ve<br />

İman çadır kentlerini konteyner kente dönüştürüyor. Geçtiğimiz temmuz ayında 800 adet<br />

konteyner kurulumunun yapılacağı Bab-un Nur Çadır Kenti’nin temeli atılırken yapımı<br />

tamamlanan İman Çadır Kenti’nde ise 700 konteynerin açılışı gerçekleştirildi. Açılışta<br />

konuşan Katar Raf Cemiyeti Başkanı Dr. Aize Algahtani, Suriye’deki drama kayıtsız<br />

kalmamak adına Türkiye’deki hayır kurumlarıyla savaş mağduru insanların yaralarını<br />

sarmaya çalıştıklarını söyledi. İHH adına törene katılan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin<br />

Oruç ise Türkiye’nin hemen yanı başında, Suriye topraklarında barınan mazlumlara<br />

yardımcı olmaya çalıştıklarını belirterek “İlk günden beri Suriye’den gelen misafirlerimizi<br />

ülkelerinde tutmak için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Çünkü biz Suriyeliler<br />

Suriye’de kalsın, Suriye’nin çocukları Suriye’de büyüsünler istiyoruz.” dedi.<br />

İHH’dan Suriye’ye<br />

11 TIR yardım<br />

İHH, Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere 11 TIR’lık insani<br />

yardım malzemesini bölgeye gönderdi. Gönderilen malzemeler arasında<br />

230 ton un, 900 gıda kolisi, 1400 kilo maya, 5 bin 180 litre sıvı yağ<br />

bulunuyor. İHH Suriye Çalışmaları Lojistik ve Koordine Merkezi’nde<br />

çıkan yangının ardından Suriye’ye gönderilen yardım malzemeleri İdlip,<br />

Hama ve Halep ile birlikte çadır kentlerdeki mültecilere dağıtılacak.<br />

Şanlıurfa’ya<br />

sığınan 10 bin<br />

Suriyeliye<br />

yardım eli<br />

Şanlıurfa İHH, Suriye’deki<br />

çatışmalardan kaçıp Türkiye’nin<br />

Şanlıurfa sınırına<br />

sığınan binlerce mülteciye<br />

gıda yardımında bulundu.<br />

Suriye’nin Sülük kasabası<br />

ve çevresindeki köylerden<br />

gelen ve çoğunluğunu kadın<br />

ve çocukların oluşturduğu<br />

yaklaşık 10 bin Suriyeliye ilk<br />

andan itibaren yardım ulaştırdıklarını<br />

belirten İHH<br />

Urfa Temsilcisi Behçet Atilla,<br />

bölgedeki sığınmacılara<br />

yönelik yardımların devam<br />

edeceğini söyledi.<br />

Konya’dan<br />

Suriye’ye 10<br />

TIR insani<br />

yardım<br />

Konya İHH, insani yardım<br />

malzemelerinden oluşan 10<br />

TIR’ı Suriye’deki savaş mağdurlarına<br />

gönderdi. TIR’ların<br />

bölgeye uğurlandığı<br />

törende bir konuşma yapan<br />

Konya İHH Başkanı Hasan<br />

Hüseyin Uysal, Suriye’deki<br />

iç savaşın katlanılmaz<br />

boyutlara ulaştığını söyledi.<br />

Konya İHH olarak bölgeye<br />

45. TIR’larını gönderdiklerini<br />

ifade eden Uysal, Suriyelilere<br />

yardımlarının hız<br />

kesmeden devam edeceğini<br />

de sözlerine ekledi.<br />

Amasya’dan<br />

Suriye’ye 9 TIR’lık<br />

yardım<br />

malzemesi<br />

Amasya İHH, Suriye’ye un,<br />

yatak, battaniye ve muhtelif<br />

insani yardım malzemelerden<br />

oluşan 9 TIR’lık konvoy<br />

gönderdi. Suriye’de gün<br />

geçtikçe daha da derinleşen<br />

insani krizi hafifletmek<br />

ve mazlum Suriye halkına<br />

destek olabilmek amacıyla<br />

hazırlanan 9 TIR’da 225 ton<br />

un ile 120 adet yatak, 300<br />

adet battaniye ve muhtelif<br />

insani yardım malzemesi<br />

bulunuyor. Gönderilen<br />

unlar, İHH’nın Suriye<br />

içindeki kamplarda ihtiyaç<br />

sahiplerine düzenli dağıttığı<br />

ekmeklerin üretildiği ekmek<br />

fabrikalarda kullanılacak.<br />

32 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

33


SURİYE<br />

İHH SURİYELİ<br />

SİDRA’YA<br />

GÖZ OLDU<br />

İHH’nın Suriye’de yaşanan iç<br />

savaştan kaçarak Türkiye’ye<br />

sığınanlara sağlık yardımları<br />

devam ediyor. İHH Şanlıurfa<br />

Temsilciliği, Suriye’deki saldırılar<br />

sırasında bir gözünü<br />

kaybeden ve Şanlıurfa’da ailesiyle<br />

yaşayan küçük Sidra’nın<br />

tedavisi için harekete geçti.<br />

Gaziantep’te özel bir hastaneye<br />

yatırılan Sidra, 8 ay süren<br />

tedavinin ardından suni bir<br />

göze kavuştu. Tedavisinin<br />

ardından çok mutlu olduğunu<br />

dile getiren Sidra “Kim<br />

bize yardım ettiyse; Allah<br />

onlardan razı olsun. Allah’tan<br />

ne diliyorlarsa, Allah onu<br />

onlara versin, tüm isteklerini<br />

gerçekleştirsin. Elhamdülillah<br />

artık rahat bir şekilde dışarı<br />

çıkıp dolaşabiliyorum ve<br />

en önemlisi arkadaşlarımla<br />

oynayabiliyorum. İnşallah<br />

okula da gideceğim.” dedi.<br />

Kızının tedavisi edilmesinde<br />

katkısı olan herkese teşekkür<br />

eden Baba Muhammed el<br />

Ahmet 8 ay önce Türkiye’ye<br />

geldiklerini, gıda yardımı için<br />

İHH’dan yardım istediklerini<br />

belirterek, “Kızımın tedavisi<br />

için İHH bizden daha çok<br />

gayret etti. İHH ekipleri, 8<br />

aydır bu tedaviyi takip ederek<br />

Gaziantep’teki doktorlarla<br />

görüştü. Elhamdülillah kızım<br />

gözlerinin tedavisi başarıyla<br />

sonuçlandı.” dedi.<br />

SURİYE’YE<br />

20 TIR İNSANİ YARDIM<br />

Büyük bir yıkımın yaşandığı Suriye’deki insani kriz,<br />

rakamlarla ifade edilemeyecek boyutlara ulaştı. Milyonlarca<br />

kişinin yerinden edildiği, en temel ihtiyaçların<br />

bile karşılanamaz durumda olduğu bölgede mazlum<br />

halkın ramazan ayını daha iyi şartlarda geçirmesi<br />

için içerisinde bilhassa un ve gıda paketlerinin yanı<br />

sıra çeşitli yardım malzemelerinin bulunduğu 20 TIR<br />

İstanbul’dan bölgeye gönderildi. TIR’ların Zeytinburnu-Kazlıçeşme’den<br />

Suriye’ye uğurlanması sırasında<br />

düzenlenen törende konuşan İHH Genel Başkanı<br />

Bülent Yıldırım, Suriye’ye yaklaşık 5 bin TIR yardım<br />

malzemesi gönderdiklerini ve bu yıl sonuna kadar 3<br />

bin TIR daha göndermeyi planladıklarını söyledi.<br />

SURİYELİ YETİMLERE<br />

PSİKO-SOSYAL DESTEK<br />

ÇALIŞMASI<br />

Suriye’de devam eden savaştan zarar görmüş, ailelerini<br />

kaybederek Türkiye’ye sığınan çocuklar için Hatay’da<br />

psiko-sosyal destek çalışması gerçekleştirildi. Reyhanlı<br />

ilçesindeki Bahattin Yıldız Suriyeli Mülteciler İçin<br />

Travma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde “Oyundur<br />

Benim Sefam” adıyla gerçekleştirilen çalışma 5 gün<br />

sürdü. Yalova Üniversitesi Sosyal Hizmet öğrencileri ve<br />

mezunlarının katıldığı çalışmada Safa Yetimhanesi!nde<br />

kalan 31 çocuğun ev, aile ve yuva ile ilgili hislerini,<br />

düşüncelerini yansıttıkları “Benim yuvam” isimli resim<br />

çalışması, gelecekteki hayallerini anlattıkları “Gelecekteki<br />

ben” isimli yazı çalışması, artık malzemeler<br />

kullanarak yaptıkları el işi çalışmaları gibi etkinlikler<br />

yer aldı. Projenin son gününde çocukların hep birlikte<br />

eğlendikleri, çeşitli oyunlar oynadıkları bir şenlik<br />

düzenlendi.<br />

TÜRKMENLER İHH KAMPINA SIĞINDI<br />

Suriye’de, sivillere yönelik devam eden saldırılardan kaçan Türkmenler,<br />

Halep’in Azez bölgesinde İHH’nın sığınmacılar için oluşturduğu kampa<br />

sığındı. Halep kentine bağlı Burakatı, Toklu ve civar köylerden kaçan<br />

Türkmen aileler için ekiplerimiz tarafından 100 çadır kuruldu. Kampa<br />

sığınan yaklaşık 250 kişiye acil yardım kapsamında battaniye,<br />

gıda kolisi ve hijyen paketi dağıtımı yapıldı.<br />

İHH GÖNÜLLÜSÜ VARİL BOMBASI İLE<br />

HAYATINI KAYBETTİ<br />

İHH gönüllüsü İsmail Ebu Halil, Suriye’de başkent Şam’a bağlı Deriyya’da<br />

yetim yardımlarının dağıtımını gerçekleştirdiği sırada Esed güçlerinin<br />

düzenlediği varil bombalı saldırıda şehit oldu. İHH’nın Derriyya bölgesinde<br />

vakıf gönüllüleri ile birlikte bakımını üstlendiği 72 yetim bulunuyor.<br />

34 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

35


YETİM<br />

“Gülen Yüzler Projesi”<br />

nedir?<br />

MİLLİ EĞİTİM BAKANI<br />

NABİ AVCI SERGİMİZİ GEZDİ<br />

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Uluslararası Doktorlar Birliği (AID)<br />

ve İHH’nın ortaklaşa yürüttüğü “Gülen Yüzler Projesi” kapsamında açılan sergiyi gezdi.<br />

İHH Yetim Çalışmalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Yılmaz, Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri Said Demir ve Yusuf Bilgin, AID Başkanı Mevlüt Yurtseven ile yetimler ve aileleri<br />

tarafından ağırlanan Bakan Avcı, sergideki eserleri yakından incelerken yapılan çalışmalar<br />

hakkında da bilgi aldı. Sergide 71 yetim çocuk ve 35 yetim annesinin farklı sanat<br />

dallarında ürettiği 1.000 eser, davetlilerin beğenisine sunuldu.<br />

Yetim çocuklar ve annelerinin yaşadıkları<br />

kayıpla başa çıkabilmelerini sağlamak ve<br />

bu kaybın yarattığı psikolojik etkilerin tesirini<br />

hafifletmek amacıyla 2013 yılında AID ve İHH<br />

tarafından hayata geçirilen “Gülen Yüzler Projesi”<br />

yetim ailelerinin yaşamındaki risk faktörlerini<br />

azaltmayı ve destek faktörlerini arttırmayı amaçlıyor.<br />

Çocukların yanı sıra anneler için de psikolojik destek<br />

programları, eğitim çalışmaları ve sanat-beceri<br />

atölyelerinin düzenlendiği proje, kadınları<br />

ruhsal anlamda güçlendirmenin yanı sıra<br />

onların hem ebeveynlik becerilerini<br />

geliştirmeyi hem de mesleki beceriler<br />

edinmelerini amaçlıyor.<br />

36 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

37


YETİM<br />

YÜZ BİNLERCE ÖĞRENCİ<br />

YETİM KARDEŞ EDİNDİ<br />

Küçük<br />

Ebrar’dan<br />

yetimlere<br />

büyük destek<br />

Batman’da babasına ait terzi<br />

atölyesinde artık kumaşlardan<br />

yaptığı kalemlikleri<br />

satarak yetim öğrencilere<br />

destek olan 10. sınıf öğrencisi<br />

Ebrar Balandi, Türkiye<br />

Değer Ödülleri Yarışması’nda<br />

ödül kazandı. Ebrar’ın<br />

bütün yaşıtlarına örnek olabilecek<br />

hikâyesi okullarında<br />

arkadaşlarıyla katıldıkları<br />

yetim destek çalışmalarıyla<br />

başlamış. İHH’nın “Her Sınıfın<br />

Bir Yetim Kardeşi Var”<br />

kampanyası ile yetim öğrencilere<br />

her ay destek veren<br />

ve projeye daha fazla katkı<br />

sağlamanın yollarını arayan<br />

Ebrar, ilk iş olarak terzilik<br />

yapan babasına ait iş yerinde,<br />

topladığı atık kumaşlardan<br />

kalemlikler yapmış.<br />

Ürünlerini okuldaki öğrenci<br />

arkadaşlarına, yakınlarına<br />

ve mahalledeki tanıdıklarına<br />

satmaya başlayan Ebrar, elde<br />

ettiği geliri yetim öğrencilere<br />

ulaştırmış. Ebrar’ın bu hassasiyeti<br />

Milli Eğitim Bakanlığı<br />

ve Ensar Vakfı Değerler<br />

Eğitim Merkezi iş birliğiyle<br />

düzenlenen yarışmada ödüle<br />

layık görüldü.<br />

Açe’deki yetim<br />

kızlar desteklerinizle<br />

hayata<br />

tutunuyor<br />

2004 yılında yaşanan Tsunami<br />

felaketinden sonra Banda<br />

Açe’de hizmet vermeye<br />

başlayan İstanbul Yetimhanesi’nde<br />

henüz küçücük birer<br />

çocukken kalmaya başlayan<br />

yetim kızlarımızın birçoğu<br />

üniversite mezunu oldu ve<br />

evlenerek ailelerini kurmaya<br />

başladı. Türkiyeli hayırseverlerin<br />

destekleriyle kurulan<br />

yetimhanede kalan ve tüm<br />

masrafları İHH tarafından<br />

karşılanan yetimlerimizden<br />

biri olan Suvaibah, Banda<br />

Açe’de gerçekleştirilen düğün<br />

töreniyle dünya evine girdi.<br />

İHH, hayatının en mutlu<br />

gününde Suvaibah’ı yine<br />

yalnız bırakmadı ve düğün<br />

masraflarını karşıladı.<br />

Nijer’de 120<br />

yetime katarakt<br />

taraması<br />

Nijer’de ed-Dıyaa Yetimhanesi’nde<br />

kalan 120 yetim,<br />

vakfımızın bölgede bulunan<br />

Göz Sağlığı Merkezi’nde<br />

katarakt taramasından geçirildi.<br />

Gönüllü doktorlardan<br />

oluşan İHH sağlık ekibinin<br />

gerçekleştirdiği kontrollerde<br />

hastalık tespit edilen yetimlere<br />

medikal yardımlarda bulunulurken<br />

tedavileri gerekli<br />

görülen yetimler de sağlık<br />

kurumlarına sevk edildi.<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte<br />

Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri<br />

Başkanlığı ve Eğitim-Bir-Sen’in uyguladığı<br />

“İyilikte Yarışan Sınıflar” projesi<br />

ikinci yılını da başarıyla tamamladı.<br />

Çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren<br />

bilinçli ve yardımsever bireyler olarak<br />

yetiştirebilmeyi esas alan proje; savaş,<br />

doğal afet, yoksulluk, hastalık vb. sebeplerle<br />

Türkiye veya dünyanın bir başka<br />

ülkesinde anne/babasını kaybetmiş<br />

olan çocukların eğitim, sağlık, gıda, kıyafet,<br />

barınma gibi temel ihtiyaçlarının<br />

karşılanması için Türkiye’de okul öncesi,<br />

ilkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki<br />

öğrencilerin katkısını hedefliyor.<br />

“Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var”<br />

kampanyası çerçevesinde geride bıraktığımız<br />

2014-2015 eğitim öğretim döneminde<br />

81 ilde 6.079 okul 16.747 yetimle<br />

kardeş oldu. 928 Kur’an kursundan<br />

1.380 yetime destek gelirken 25 bine yakın<br />

sınıf, 750 bin öğrenci iyilikte<br />

yarışarak önemli bir sosyal<br />

sorumluluk çalışmasının<br />

içerisinde yer aldı.<br />

38 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

39


YETİMLER,<br />

KIRTASİYE YARDIMLARINIZI BEKLİYOR<br />

İHH, hayırseverlerin desteğiyle bu yıl da Türkiye ile birlikte 9 ülkede yaklaşık<br />

20 bine yakın yetim çocuğun kırtasiye ihtiyacını gideriyor. İçerisinde okul çantası,<br />

defter, kalem, silgi, kalemtıraş, kalem kutusu, boya çeşitleri, cetvel seti, beslenme<br />

çantası vb. eğitim malzemelerinin bulunduğu ve bedeli 40 TL olan kırtasiye setleri,<br />

yaklaşık 20.000 yetim öğrenciye ulaştırılacak. Türkiye’nin farklı şehirlerindeki<br />

7 bin 500 yetimin yanı sıra Azerbaycan, Burkina Faso, Bosna Hersek, Lübnan,<br />

Makedonya, Mısır, Pakistan, Suriye ve Tunus’ta gerçekleştirilecek<br />

40 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

41<br />

dağıtımlarla yetimler sevindirilecek.<br />

Fotoğraf: Burak Berberoğlu


12.08.2015<br />

ÇÖZÜM SÜRECİNE DAİR<br />

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI<br />

İHH, AKDAV, İMH, AKV, Medeniyet,<br />

Akabe ve Hikmet Vakfı İHH Genel Merkezi’nde<br />

çözüm sürecine yönelik ortak bir<br />

basın toplantısı düzenledi.<br />

Kamu güvenliğinin sağlanması ve özgürlüklerin<br />

korunması çağrısı yapılan toplantıda<br />

önemli mesajlar verildi.<br />

“Kardeşlik üzerine bina edilen ve bin<br />

yılı aşkın aynı kaderi paylaşan halklarımızın<br />

fetret dönemi olarak addettikleri zor<br />

günlerin geride kalması sinyali sadece ülkemizde<br />

değil, etnik ve mezhepsel krizlerle<br />

boğuşan bütün Ortadoğu halklarına umut<br />

vermiştir.<br />

Ne var ki, asıl bedeli ödeyen halkların<br />

sarıldıkları barış ipi, son günlerde ardı ardına<br />

gelen şiddet söylem ve eylemleri sebebiyle<br />

tekrar kopma noktasına gelmiştir.<br />

Yıllarca süren kaos döneminden sonra,<br />

barış sürecinin oluşturduğu hava,<br />

bölgemizde vuku bulan dahili ve harici<br />

sebeplerle tekrar yas günlerine evrilmeye<br />

başlamıştır.<br />

Seçim kampanyasında ve akabinde<br />

oluşturulan sert dille gerilen süreç, Suruç’ta<br />

gerçekleşen bombalı saldırı ile Türkiye’yi<br />

tekrar şiddet sarmalının içine sürüklemiş<br />

ve ülkemizin her bir köşesinden<br />

Türkçe, Kürtçe, Arapça ağıtlar yükselmeye<br />

başlamıştır.<br />

Ülkemizin kabusu olarak kabul edilen<br />

şiddet ve gerilim halklarımızın mal ve can<br />

güvenliğine, istikrar ve kardeşliğine kast<br />

etmektedir.<br />

Barış zor ve meşakkatli bir yoldur. Çözüm<br />

süreci Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi<br />

ile tüm halkın sahiplendiği bir süreçtir. Bu<br />

nedenle tüm yapıların ve tarafların çözüm<br />

sürecini yürütmeye ve şiddeti derhal sonlandırmaya<br />

yönelik tavır ortaya koyması<br />

gerekir.<br />

Devlet her insanın güvenliğini sağlamak,<br />

başta yaşam hakkı olmak üzere temel<br />

hak ve özgürlüklerin korunması için kamu<br />

düzeni ve insan güvenliğinin sağlanması<br />

için görevini yerine getirmek zorundadır.<br />

Yaşam hakkı, hayatın güvencesi, hak ve özgürlüklerin<br />

güvence altına alınması, devletin<br />

görev ve sorumluluğudur.<br />

Devlet Kürt meselesi ile ilgili halkın<br />

beklentilerini karşılayacak adımları atmaya<br />

devam etmelidir.<br />

PKK ve tüm bileşenleri Kürt halkının ve<br />

tüm Türkiye insanlarının hayrına olabilecek<br />

‘’çözüm sürecini’’ bölgedeki hegemonyasını<br />

pekiştirmeye dönük olarak alternatif<br />

kamu düzeni kurmak için kullanmıştır.<br />

Son yaşananlar bir daha göstermiştir<br />

ki PKK’nın hedefi ne barış ne de Kürt halkının<br />

beklentileridir. PKK’nın uyguladığı<br />

şiddet dilinin tek kazananı, bölge halklarını<br />

birbirinden koparan sınırları çizen emperyalistler<br />

ve onların bölgedeki uzantılarıdır.<br />

Son aylarda Kürt-Türk dindar insanların<br />

hedef gösterilmesi, bir çoğunun hunharca<br />

katledilmesi, halkların korkuya esir edilmesi<br />

bunun delilidir.<br />

‘’Çözüm sürecinin’’olmazsa olmazı<br />

PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye’yi terk<br />

etmesi ve şiddetin bir siyasal araç olarak<br />

kullanılmasından vazgeçilmesidir.<br />

Takvime bağlanmış olan bu durum<br />

çevresel şartların değişmesi sonucunda<br />

askıya alınmış ve barış yerine çatışma dayatılmıştır.<br />

Barış, çevresel şartlardaki değişimin ve<br />

konjonktürün sunduğu geçici küçük imkanlarla<br />

değişilmeyecek kadar daimi ve büyük<br />

bir imkandır.<br />

Desteğini kendi menfaatlerine göre, bazen<br />

bir tarafa bazen de diğer tarafa veren<br />

ve her iki tarafı da maliyetsiz bir şekilde<br />

kullanan okyanus ötesi güçleri üçüncü göz<br />

mevkiine getirmek Kürt, Türk bütün Türkiye<br />

halkı için tarihi bir hata olacaktır. Dışarıdan<br />

üçüncü göze ihtiyaç yoktur. Üçüncü<br />

göz halktır.<br />

Çözüm sürecinde bir kırılma olmuştur.<br />

Aynıyla tekrarı mümkün olmayabilir. Ancak<br />

tecrübesi yaşanmıştır. Artık buradan<br />

geri dönüş olmamalıdır. Silahın susması<br />

için gerekli adımlar atılmalıdır. Şiddetin<br />

yerine siyasetin imkan dahilinde olduğunu<br />

kadim değerlerin hakim olduğu barışla<br />

noktalanacak yeni bir süreç başlatılmalıdır.”<br />

AKABE • AKDAV • İHH • İMH<br />

MEDENİYET VAKFI • AKV<br />

HİKMET VAKFI<br />

42 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

43


KAYSERİ’DE BAŞLADI<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı, Sahn-ı Seman İslami İlimler Eğitim ve Araştırma Merkezi,<br />

Sosyal Doku Vakfı, Siyer Vakfı, İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi iş birliğiyle organize<br />

edilen “Diriliş Buluşmaları” isimli konferans serisi Kayseri’de başladı. “Kudüs ve<br />

Mescid-i Aksa” konulu ilk buluşmayı Kayseri Kadir Has Kongre ve Spor Salonu’nda<br />

binlerce kişi takip etti.<br />

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından programın açılış konuşmasını yapan İHH<br />

Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail’in Mescid’i Aksa’yı yıkma planları yaptığını<br />

vurgulayarak, “Mescid-i Aksa’yı yıkmaya çalışıyorlar çünkü İslam coğrafyasının parçalanmışlığını<br />

çok iyi biliyorlar. Bu parçalanmışlığın getirdiği zafiyetten yararlanmaya<br />

çalışıyorlar. Biz âlimlerimize güveniyoruz, insanlarımıza güveniyoruz. Hangi mektepten,<br />

hangi mezhepten olursa olsun bu âlimlerimiz bir araya gelip halkı da arkasına<br />

alarak Allah’ın izniyle Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için Kudüs’e gidecek yolu açacak.”<br />

şeklinde konuştu. Bülent Yıldırım’ın konuşmasının ardından konferansa İhsan Şenocak,<br />

Nureddin Yıldız, Abdülmetin Balkanlıoğlu, Ebubekir Sifil ve Muhammed Emin<br />

Yıldırım’ın konuşmalarıyla devam edildi.<br />

DİRİLİŞ BULUŞMALARI<br />

NEDİR?<br />

Diriliş Buluşmaları,<br />

“fikir ve eylemde diriliş” başlığı<br />

altında Türkiye’deki muhtelif şehirlerde,<br />

belli tarihlerde yapılan toplantılardır.<br />

Bu toplantılar İHH İnsani Yardım Vakfı,<br />

Sahn-ı Seman İslamî İlimler Eğitim ve<br />

Araştırma Merkezi, Sosyal Doku Vakfı,<br />

Siyer Vakfı, İlmi ve Fikri Araştırmalar<br />

Merkezi’nin katkılarıyla<br />

gerçekleşmektedir.​<br />

İHSAN ŞENOCAK<br />

Hz. Ömer Kudüs’ü fethettiğinde<br />

dünyaya adalet ve barış<br />

hâkim oldu. Kudüs yeniden<br />

fethedildiğinde adalet tekrar<br />

gelecek. Selahaddin’in torunları<br />

Kürtlerle Alparslan’ın çocukları<br />

Türkler birleşirse Siyonistler<br />

korkudan evlerine kapanacaklar.<br />

Müslümanlar, Kudüs’ün<br />

göğsündeki namahrem elini<br />

kırmak için Hz. Muhammed’in<br />

emrindeki sancağı almaya her<br />

zaman hazır olmalıdır.<br />

NUREDDİN YILDIZ<br />

Hz. Muhammed (sav) şöyle<br />

diyor: “Cihad her yerde bitebilir<br />

ama Kudüs’te ve Kudüs’ün<br />

eteklerinde bitmeyecektir!” Kudüs<br />

Filistinlilerin değil, Arapların<br />

değil, Hz. Muhammed’e<br />

ümmet olan herkesindir! Kudüs<br />

bizim ilk kıblemiz, sürekli<br />

cihadımızdır! Kudüs cihadın,<br />

müminlik nabzının attığı yer<br />

olarak kıyamete kadar en hareketli,<br />

en aktif İslam toprağıdır.<br />

Müslümanlar liberalleşebilir,<br />

hassasiyetlerini yitirebilir ama<br />

Peygamber’in emri yeniden<br />

dirilecektir. Unutmayın! Peygamberimiz<br />

(sav) Kudüs’ü<br />

Filistinlilere değil, Ümmet-i<br />

Muhammed’e bıraktı! İşimiz<br />

Mescid-i Aksa, evimiz Kudüs<br />

gibi olduktan sonra Allah’ın<br />

yardımı da gecikmeyecektir.<br />

MUHAMMED EMİN<br />

YILDIRIM<br />

Kudüs ve Mescid-i Aksa, Ümmet-i<br />

Muhammed için bir şeref<br />

davasıdır, bir namus davasıdır.<br />

Kudüs’ü bize kazandıracak ruh,<br />

Hz. Ömer’in ruhudur; adalet<br />

ruhudur. Kudüs’ü kurtarmak<br />

istiyorsanız Kur’an’ı mehcur<br />

bırakmayacak, Sünnet’e sırtınızı<br />

dönmeyeceksiniz! Ben<br />

samimiyetimle inanıyorum ki<br />

Kudüs’ün fethi Selahaddin’in<br />

çocuklarının eliyle olacak.<br />

EBUBEKİR SİFİL<br />

Adem (as)’dan bu yana Allah,<br />

her dönemde muradını yeryüzünde<br />

ikame edecek bir kavim<br />

bulmuştur. Kudüs’ün fethi Hz.<br />

Musa ile başlamış bir mücadeledir<br />

ve kıyamete kadar devam<br />

edecektir! Ümmetin üzerinde<br />

oynanan oyunlar, İslam’ın ezeli<br />

ve ebedi hakikatin temsilcisi<br />

olduğu gerçeğini değiştiremiyor.<br />

Bizden öncekilerin geçtiği<br />

aynı çetin yol, aynı imtihanlar<br />

bizi de bekliyor.<br />

ABDÜLMETİN<br />

BALKANLIOĞLU<br />

Bütün İslam düşmanlarının bir<br />

araya geldiği bir noktada biz<br />

bir araya gelemezsek ihanetle<br />

damgalanırız! Ey Müslümanlar,<br />

siz Türkiye’ye değil, dünyaya<br />

yetersiniz! Allah için ayağa kalkın<br />

ve kendinize gelin! Ne olur<br />

bulunduğunuz yerleri yeşertin.<br />

Müslümanlığınızı hissettirin.<br />

Ey Müslüman, Mescid-i Aksa<br />

senin sorunun değilse hangi<br />

şey senin sorunundur? Mescid-i<br />

Aksa bir iman sorunudur!<br />

Ey Müslümanlar, Siyonistleri<br />

mutlu etmeyin, emperyalistleri,<br />

zalimleri mutlu etmeyin!<br />

Müslümanları mutlu edin!


GENEL<br />

ARNAVUTLUK’TA<br />

DAVUT MERYEM CAMİİ AÇILDI<br />

Arnavutluk’un İşkodra şehrinin kuzeyinde yer alan<br />

Grude Fushe köyünde Davut Meryem Camii ibadete açıldı.<br />

Köy sakinlerinin talebiyle harekete geçen İHH’nın<br />

Davut Taşpınar ve eşi Meryem Taşpınar’ın desteğiyle 140 metrekare<br />

büyüklüğünde inşa ettiği cami ramazan ayı içerisinde dualarla<br />

hizmete girdi. Bölge Müslümanları için bir buluşma noktası<br />

ve İslam davetinin geliştirileceği bir merkez olarak da<br />

işlev görecek Davut Meryem Camii’nin<br />

yapımı yaklaşık 10 ay sürdü.<br />

GAZZE’DEKİ DAR EL-ERKAM OKULU’NA<br />

GÜNEŞ ENERJİ PANELİ<br />

İHH, Gazze’nin Cebelya bölgesinde 1.300 kız öğrenciye hizmet veren<br />

Dar el-Erkam Okulu’na güneş enerji paneli kurulumu gerçekleştirdi. Elektirik sorunu<br />

ve yakıt sorunundan dolayı bir çok kamu kuruluşunun hizmet vermekte zorlandığı<br />

Gazze’de Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in tavsiyesi ile açılan Dar el-Erkam adlı okulda da<br />

eğitim aksayarak yürüyordu. Sorunu tespit eden ve harekete geçen İHH Gazze<br />

Temsilciliği, güneş enerji panelleri ile elektrik üretimi sağlayacak bir sistemin<br />

kurulumunu gerçekleştirerek eğitim sorununa kalıcı bir çözüm buldu.<br />

İHH, LİBYA’DAKİ MÜLTECİLERİ UNUTMADI<br />

İHH, iç çatışmaların yaşandığı Libya’daki insani yardım çalışmalarına hız kesmeden<br />

devam ediyor. İHH, ülkedeki hastanelere ilaç ve tıbbi malzeme yardımı başta olmak<br />

üzere; Bingazi, Trablus, Misrata, Derne, Sebhe’deki on binlerce mülteciye gıda yardımı<br />

ulaştırdı. Yardım çalışmalarında Afrika’nın çeşitli ülkelerinden Avrupa’ya gitmek<br />

için yola çıkan ve Libya’da yakalanan kaçak göçmenler de unutulmadı ve Trablus’taki<br />

kamplarda tutulan Afrikalı kaçak göçmenlere gıda kolileri dağıttı. Libya’da devam eden<br />

çatışmalar sebebiyle Bingazi şehrinde 15 bin aile çeşitli devlet binalarında, okullarda ve<br />

boş binalarda toplu halde barınıyor. Ayrıca Trablus, Misrata, Zaviye, Zılitan, Beyda<br />

bölgelerinde de çatışmalardan kaçmak zorunda kalan 17 bin aile yaşıyor. Devrim<br />

sırasında ülkeye 7.212.000 TL’lik yardım ulaştıran İHH, bir yıldan fazladır süren iç<br />

çatışmalarda hayırseverlerin bağışladığı 200 bin dolarlık yardımı savaştan<br />

etkilenen Libyalı ailelere ulaştırdı.<br />

46 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

47


GENEL<br />

İHH, BM Dünya<br />

İnsani Yardım<br />

Zirvesi hazırlık<br />

toplantısına<br />

katıldı<br />

Türkiye’nin ev sahipliğinde<br />

2016 yılında İstanbul’da<br />

düzenlenecek olan Dünya<br />

İnsani Yardım Zirvesi hazırlıkları<br />

kapsamında düzenlenen<br />

bölgesel istişarelerin<br />

sonuncusu 28-30 Temmuz<br />

2015 tarihleri arasında<br />

Birleşmiş Milletler (BM), BM<br />

İnsani İşler Koordinasyon<br />

Ofisi (OCHA) ve Dünya<br />

Gıda Programı (WFP) yetkilileriyle<br />

15 ülkeden çeşitli<br />

sivil toplum kuruluşlarının<br />

temsilcilerinin katılımı ile<br />

Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de<br />

gerçekleştirildi. Dünya<br />

çapında insani yardım sistemi<br />

ve faaliyetlerinin etkinleştirilmesini<br />

ve insani yardım<br />

aktörleri arasında bilgi ağı<br />

oluşturulmasını hedefleyen<br />

son bölgesel toplantıya İHH<br />

adına Genel Başkan Yardımcısı<br />

Durmuş Aydın katıldı.<br />

Toplantıda katılımcılar “İnsani<br />

Yardımların Etkinliği”,<br />

“Zarar Görebilirliği Azaltmak<br />

ve Riski Yönetmek”,<br />

“İnovasyonla Dönüşüm” ve<br />

“Çatışma Bölgelerinde İnsanların<br />

İhtiyaçlarının Karşılanması”<br />

konu başlıklarında<br />

fikir alışverişinde bulundu,<br />

çeşitli öneriler sundu.<br />

SELİN VURDUĞU PAKİSTAN’A<br />

ACİL GIDA YARDIMI<br />

İHH, Pakistan’da meydana gelen sel felaketinden etkilenen<br />

on binlerce afetzedeye acil gıda yardımı ulaştırdı.<br />

Pakistan’da başlayan muson yağmurları ülkenin birçok<br />

bölgesinde sel felaketine sebep olurken selin vurduğu<br />

Punjab, Gilgit ve Gilgit Baltistan eyaletlerinde yaklaşık<br />

10 bin aile mağdur oldu. İHH, felaketten etkilenenlere<br />

destek olmak için bölgedeki partner kuruluşları aracılığıyla<br />

afetzedelere acil gıda yardımında bulundu, sıcak<br />

yemek dağıtımları gerçekleştirdi.<br />

İHH’DAN SELİN VURDUĞU<br />

ARAKAN’A ACİL YARDIM<br />

Myanmar, son yıllarının en kötü sel felaketiyle mücadele<br />

ediyor. Ülkede Temmuz ayı içerisinde etkili olan şiddetli<br />

yağışlar ve selden yaklaşık 1 milyon kişi etkilendi. Selden<br />

en fazla etkilenen Arakan eyaletinde 50 kişi hayatını<br />

kaybederken felakette yüzlerce ev yıkıldı binlerce kişi de<br />

bölgeden tahliye edildi. Yaşanan felaketin ardından bölgede<br />

acil yardım çalışması başlatan İHH, Katar RAF, Katar<br />

AID ve Al-Imdaat kurumlarının desteğiyle Arakanlıların<br />

yaşadığı iki mülteci kampında çadır ve gıda yardımı<br />

gerçekleştirdi. Ohn Taw Gyi Kampında 450 aileye çadır<br />

ve 400 aileye gıda yardımında bulunulurken Nget Chaung<br />

Kampında 304 aileye gıda yardımları ulaştırıldı.<br />

MORO BAĞIMSIZ GÖZLEMCİ<br />

HEYETİ’NDEN ÇAĞRI<br />

Filipinler’in güneyindeki Müslüman direniş hareketi Moro İslami Kurtuluş Cephesi ve merkezî<br />

hükümet arasında 2012’de imzalanan Çerçeve Anlaşması ve 2014’te imzalanan Kapsamlı<br />

Anlaşma ile önemli bir noktaya gelen “barış süreci” devam ediyor. Süreci takip etmek üzere<br />

oluşturulan ve aralarında İHH Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç’un da bulunduğu<br />

beş kişilik Bağımsız İzleme Heyeti, 14. dönem toplantıları için Filipinler’de başkent Manila,<br />

Bangsamoro Cotabato, Zamboanga ve Basilan’da hükümet yetkilileri, İslami Cephe liderleri,<br />

kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcileriyle toplantılar gerçekleştirdi. Heyet, Filipinler<br />

Meclisi’nin iki kamarasına da Bangsamoro Otonom Bölgesi’ni hayata geçirecek olan yasanın<br />

meclisten geçirilmesi için çağrıda bulundu. Zira yasanın meclisten geçmesi, sürecin sağlıklı<br />

ilerleyebilmesi için önem arz ediyor. Heyet ayrıca, gerek hükümetin gerekse Moro İslami<br />

Kurtuluş Cephesi’nin barış anlaşmasını sonuçlandırmada büyük mesafe kat ettiğini ancak<br />

nihai çözüm için atılması gereken başka bazı adımlar daha olduğunu belirtti.<br />

YEMEN’DE 1.720 AİLEYE<br />

SAĞLIK TARAMASI<br />

Vakfımız, iç karışıklıkların hüküm sürdüğü Yemen’in Aden ve Hajjah şehirlerinde<br />

sağlık taraması gerçekleştirdi. Sağlık Kafile Projesi kapsamında gerçekleştirilen<br />

kontrollerde sağlık ekipleri tarafından Aden’de 904, Hajjah’da 816 olmak<br />

üzere toplam 1.720 ailenin muayeneleri yapıldı.<br />

48 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

49


GENEL<br />

İHH’DAN DOĞU TÜRKİSTAN RAPORU<br />

Doğu Türkistanlıların<br />

yaşadıkları sorunların tespiti<br />

ve çözümüne dair İHH İnsani<br />

Yardım Vakfı tarafından<br />

hazırlanan Doğu Türkistan<br />

Raporu’na www.ihh.org.tr<br />

adresinden ulaşabilirsiniz.<br />

İHH’nın Çin zulmü altında yaşayan Doğu Türkistan bölgesiyle ilgili hazırladığı rapor Genel<br />

Başkan Bülent Yıldırım tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. İHH Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

basın toplantısında konuşan Bülent Yıldırım, raporda yer alan konulardan ve raporun<br />

hazırlanış sürecinden bahsetti. Konuşmasına Doğu Türkistan’ın Çin tarafından 200 yıldır işgal<br />

altında olduğunu vurgulayarak başlayan Yıldırım, Doğu Türkistan’da yaşanan zulme karşı<br />

İHH olarak farklı zamanlarda raporlar hazırladıklarını hatırlatarak, “Bu dava sadece Doğu<br />

Türkistanlıların değil, sadece Türkiye’nin değil tüm İslam aleminin ve insanlığın davasıdır.”<br />

dedi. İHH tarafından görevlendirilen bir heyetin Doğu Türkistan’ın tüm bölgelerinde yaptığı<br />

ziyaret ve incelemeleri sonucunda hazırlanan raporda, Doğu Türkistan’ın 1949 yılında Komünist<br />

Çin tarafından işgal edildiği günden bu yana işleyen baskı ve asimilasyon süreci, sorunların<br />

tespiti ve çözüm önerileri yer alıyor.<br />

ÇOCUKLAR<br />

ŞENLİKTE EĞLENDİ<br />

İHH, Fatih Karagümrük Stadı’nda bir çocuk şenliği düzenledi.<br />

Başta İstanbul’da ikamet eden yetimlerimiz olmak<br />

üzere yüzlerce çocuğun katıldığı şenlikte çocuklar doyasıya<br />

eğlendi. Şenlikte çocukların gönüllerince eğlenebilmesi<br />

için şişme oyun grupları, yüz boyama uygulamaları, sosis<br />

balonlar, masal kahramanlarının çocuklarla konuşmaları,<br />

cambaz gösterisi, ebru uygulamaları, el duvarı, müzik<br />

yayını gibi birbirinden eğlenceli aktiviteler gerçekleştirilirken<br />

katılımcılara Osmanlı macunu, pamuk şeker, patlamış<br />

mısır ve şerbet ikram edildi.<br />

KASTAMONU<br />

İHH HİZMETE AÇILDI<br />

Kastamonu İHH İnsani Yardım Derneği haziran ayında<br />

düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışta konuşan<br />

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, hangi görüşe sahip<br />

olursa olsun bir ihtiyaç sahibinin elinden tutmanın her<br />

şeyden üstün olduğunu söyledi. Zulme uğrayan tüm<br />

insanlardan sorumlu olduklarını ifade eden Yıldırım,<br />

“Üzerimizdeki bu sorumluluklardan dolayı İHH teşkilatının<br />

tabanının büyümesi ve alanının genişlemesi<br />

sadece İHH logosunun büyümesi anlamına gelmiyor.<br />

Vakıf olarak yeryüzünün her karesinde ne kadar masum<br />

ve mağdur insan varsa onlara ulaşmak istiyoruz.<br />

Bunun için de güçlü olmak zorundayız.” dedi.<br />

Kırım<br />

Müftüsü’nden<br />

Türkiye’ye Selam<br />

Ve Dua<br />

Ramazan dolayısıyla Kırım’a<br />

giden ve aralarında İHH,<br />

Sadakataşı ve Mazlum-Der<br />

temsilcilerinin de bulunduğu<br />

insani yardım heyeti, Kırım<br />

Müftüsü Hacı Emirali Ablayev’i<br />

makamında ziyaret etti.<br />

Kırım Müftüsü Ablayev, ramazan<br />

yardımları için heyete<br />

teşekkür ederken ziyaretten<br />

duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirdi. Kırım’ın Rusya<br />

Federasyonu tarafından ilhakının<br />

ardından çeşitli siyasi<br />

sıkıntılar yaşadıklarını ancak<br />

dinî anlamda bir problemle<br />

karşılaşmadıklarını belirten<br />

Ablayev, “Şükürler olsun her<br />

sene olduğu gibi orucumuzdan,<br />

namazımızdan, ezanımızdan<br />

yana hiçbir sıkıntımız<br />

yok. Rabbim halkımızı<br />

zorlu imtihanlardan geçirdi.<br />

O yüzdendir ki Kırım’da<br />

insanlar dinlerine eskisinden<br />

daha sıkı sarılıyor.” dedi.<br />

Dünya ülkeleri arasında tek<br />

ümitlerinin Türkiye olduğunun<br />

altını çizen Ablayev,<br />

başta Kırım’daki camilerin<br />

inşasında ve restorasyonunda<br />

büyük yardımları olan Diyanet<br />

İşleri Başkanı Mehmet<br />

Görmez ve diğer yetkililer<br />

olmak üzere Türkiye’deki<br />

dindaşlarının her zaman<br />

kendilerini hatırladıklarını ve<br />

yardım ettiklerini sözlerine<br />

ekledi.<br />

50 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

51


“Dünyanın tepesindeki hicret yurdu”<br />

Nepal İslam Merkezi<br />

inşa ediliyor<br />

Şimdiye kadar<br />

derme çatma binalarda,<br />

imkânsızlıklar içerisinde<br />

İslam’ı yaşamaya ve anlatmaya<br />

çalışan Nepalli Müslümanlar<br />

için büyük bir İslam<br />

merkezi kuruyoruz.<br />

Dünyanın tepesi Everest’e ev sahipliği yapan<br />

Nepal, Çin ve Hindistan’a komşu olan<br />

bir Güney Asya ülkesi. Yaklaşık 30 milyon<br />

nüfuslu ülkenin yüzde 80’i Hinduizm’e inanıyor.<br />

Sınırları içerisinde çok sayıda dil ve<br />

etnik köken barındıran Nepal’de yaklaşık<br />

1,5 milyon Müslüman yaşıyor.<br />

En yoksul ülkeler arasındaki Nepal’in<br />

genelini etkileyen inanç kuralları katı bir<br />

gelenekten beslenirken, bu kuralların değiştirilmesi<br />

veya terkedilmesi toplumsal<br />

baskı nedeniyle oldukça zor. Henüz ergenliğe<br />

ulaşmamış kız çocukları arasından seçim<br />

yapıp birkaç yıl boyunca yaşayan tanrıça<br />

olarak ona tapmak bunun küçük bir<br />

örneği. Nepal’in derin kökleri buna benzer<br />

birçok geleneği barındırıyor.<br />

Geleneklerin farklı kültürleri çok çeşitli<br />

ve rengârenk bir manzara sunsa da Müslümanlar<br />

açısından durum çok da iyimser<br />

değil. Ülkedeki dini özgürlük fikri Müslümanları<br />

kapsamıyor. Hâkim kültürün<br />

baskısıyla birlikte Nepal’de İslam adeta<br />

Mekke dönemini yaşıyor. Yeni Müslüman<br />

olan kadınlar kocaları tarafından evden<br />

kovularak terk ediliyor. Müslüman olur<br />

olmaz büyük zorluklara göğüs germek<br />

zorunda kalan insanlar sosyal hayattan<br />

dışlanıyor, işinden atılıyor. Buna rağmen<br />

imkânsızlıklar içerisinde mücadele eden<br />

Müslümanlar İslam’ı tebliğ etmeye çalışıyor.<br />

En büyük ihtiyaçları ise ibadethane,<br />

yazılı kaynak, maddi ve manevi destek.<br />

İHH olarak Nepal’in en büyük şehri<br />

ve başkenti Katmandu’da Müslümanların<br />

ihtiyaçlarını karşılayabilecek büyük bir<br />

İslam merkezi kurmayı planlıyoruz. Nepal<br />

İslam Merkezi, evlerinden kovulan insanlar<br />

için bir hicret yurdu, İslam’ı daha iyi<br />

öğrenebilmeleri için bir okul, kaynaklara<br />

ulaşabilecekleri bir kütüphane, ibadetlerini<br />

güvenle yapabilecekleri bir cami, sorunlarını<br />

konuşabilecekleri bir toplantı<br />

merkezi olma özelliğine sahip olacak. Temeli<br />

atılan merkez, her biri 500 metrekare<br />

alana sahip 5 kattan oluşuyor. İçerisinde<br />

kütüphane, mescit, toplantı ve konferans<br />

salonları, misafirhane, yemekhane gibi<br />

bölümlerin olacağı bu büyük merkezin<br />

toplam maliyeti 950.000 avro. Siz de bu<br />

projeye destek vererek Nepal Müslümanlarının<br />

varoluş mücadelesine katkıda bulunabilirsiniz.<br />

52 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

53


SEYAHATNAME<br />

ORADAYDIK<br />

Yazı: TURGAY BAKIRTAŞ<br />

Fotoğraf: NEVZAT YILDIRIM, ALİ İMRAN DURMAN<br />

Nepal’deki Mekkeliler<br />

54 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

55


<strong>NEPAL</strong><br />

Ülkedeki Müslüman nüfusun bir milyon olduğunu duyunca<br />

çok şaşırmıştım. Kimdir bunlar, ne durumdalar,<br />

nasıl yaşıyorlar bilmiyordum.<br />

Sunsari’ye vardığımızda kendimi çok yorgun hissediyordum.<br />

Nepal’e gelişimizin ikinci, Ramazan’ın üçüncü<br />

günüydü. İnsanın üzerine erimiş sakız gibi yapışan sıcak<br />

yüzünden bedenlerimiz yavaşlamış, hareketlerimiz<br />

ağırlaşmıştı. Birinci gün konakladığımız Biratnagar’ın<br />

her yanına sinmiş olan sefalet Sunsari’de de başroldeydi.<br />

Necmeddin Erbakan Okulu ve Said Nursi Camii ziyaretlerinden<br />

sonra yetimhaneye vardığımızda yeşillikler<br />

içinde güzel bir bina görünce rahatlar gibi oldum. Ama<br />

asıl sürpriz arabadan indiğimizde gerçekleşti. Gök mavi<br />

elbiseler giymiş yüz kadar yetim çocuk “Selamun aleyküm!<br />

Selamun aleyküm!” çığlıklarıyla üzerimize hücum<br />

ettiğinde sevinçten gözlerim parlıyordu.<br />

Mavi bir çocuk denizinin ortasında, Peygamber<br />

Efendimiz’in nasihatine uymanın huzuruyla her yetimin<br />

tek tek başını okşamaya ve yanağını öpmeye çalışırken<br />

bir çocuk özellikle dikkatimi çekti. Kapkara<br />

yanaklarının ortasında sanki biraz evvel mıncıklanmış<br />

da iz kalmış gibi beyazımsı lekeler olan 5 yaşlarında bir<br />

çocuktu bu. Adı Samir’di.<br />

Samir’i diğer çocuklardan ayıran bir özelliği vardı.<br />

O, babasını kaybetmeden yetim kalmıştı. Samir’in annesi<br />

iki yıl önce Müslüman olduğunda Hindu kocası<br />

tarafından gece yarısı iki çocuğuyla birlikte evden kovulmuştu.<br />

Annesi Katmandu’da hayatını kazanması için<br />

gerekli meslek eğitimini alırken Samir’in payına yetimhane<br />

düşmüştü. Çünkü burada bir anne Müslüman<br />

olursa buluğa ermemiş çocukları da Müslüman olmuş<br />

sayılıyor ve anneyle birlikte sokağa atılıyordu.<br />

56 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

57


<strong>NEPAL</strong><br />

Sonraki günlerde konuştuğum Ayşe’nin ve<br />

daha birçok mühtedi kadının yaşadıkları da Samir’in<br />

annesinden farklı değil. Tanya adında 7<br />

aylık bir kızı olan Ayşe, Müslüman olduğunda<br />

yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Evlenmeden önce<br />

Hindu idim. Kızımı doğurduktan sonra, o henüz<br />

1 aylıkken Müslüman oldum. Kur’ân’daki Hz.<br />

Peygamber ile alakalı olan ayetlerden çok etkilendim<br />

ve bu şekilde Müslümanlığı seçtim. Çok<br />

fazla sıkıntı yaşadım. Eşimle sürekli bunun münakaşasını<br />

yaptık. Bebeğim 2 aylıkken, bir gece<br />

saat 11 civarında eşim evi terk etmemi istedi ve<br />

beni bebeğimle birlikte dışarı attı. O yüzden şu an<br />

buradayım.”<br />

Ayşe’nin “buradayım” dediği yer, İHH’nın da<br />

desteğiyle Müslüman olan kadınlara meslek kursu,<br />

din-Kuran eğitimi ve kısıtlı da olsa barınma<br />

imkânı sağlayan, İslami Sangh çatısı altında faaliyet<br />

gösteren iki katlı bir evden ibaret New Muslim<br />

Centre idi. Bu evden istifade eden yüzün üzerinde<br />

kadının arasında 17 yaşındaki Hafsa da vardı:<br />

“Adım Hafsa, 17 yaşındayım. İslam’ın insanları<br />

sevmeyi ve korumayı teşvik etmesinden çok<br />

etkilendim. Elhamdülillah 1 yıl önce Müslüman<br />

oldum. İlk zamanlar herhangi bir dini kabul etmiyordum.<br />

Kiliseye gidiyordum, Hindu tapınağına<br />

gidiyordum. Ailem de Hindu idi. Ben de<br />

Hindu gibiydim fakat tam anlamıyla öyle değildim.<br />

Ailem Müslüman olduğumu öğrendiğinde<br />

çok büyük şaşkınlık geçirdi. Aynı zamanda öğretmenim,<br />

arkadaşlarım da şaşırdılar. Müslüman<br />

olduktan sonra okula ilk geldiğimde tesettürüm<br />

ile okumama müsaade etmediler. Bunun benim<br />

özgürlüğüm olduğunu söyleyerek direndim ve<br />

birçok Müslüman da beni takip etti. Nepal’in<br />

Müslüman bir ülke olmadığını ve buna izin vermeyeceklerini<br />

söylediler. Ben de onlara bunun<br />

benim dinim olduğunu ve ondan asla vazgeçmeyeceğimi<br />

söyledim. Sonunda izin vermek zorunda<br />

kaldılar.”<br />

58 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

59


Nüfusun yüzde sekseninden fazlasının<br />

Hindu olduğu Nepal’de, Müslüman olduğu<br />

için ailesi tarafından reddedilen, sosyal hayattan<br />

dışlanan, işinden kovulanlar sadece<br />

kadınlar değil. Erkekler de Müslüman olur<br />

olmaz büyük zorluklara göğüs germek mecburiyetinde<br />

kalıyor.<br />

Nepal’de bulunduğumuz süre boyunca<br />

her şeyimize koşturan İrfan Pokharel o isimlerden<br />

biri. İrfan abi, Brahman sınıfına mensup<br />

oldukça itibar gören bir Hindu iken 20<br />

yıl önce İslam’la şereflendiğinde ailesi, arkadaşları,<br />

komşuları tarafından dışlanarak yalnızlaştırılmış,<br />

işinden olmuş. Ama o da her<br />

hâlis Müslüman gibi yolundan dönmemiş.<br />

İrfan abinin mütebessim yüzüne bakıp<br />

sakin kişiliğine şahit oldukça etrafımı saran<br />

huzur, Ferzan Ahmed’in hikâyesini dinleyince<br />

dağılmaya başlayacaktı. 1970 Sunsari<br />

doğumlu Ferzan Ahmed, Pakistan’da tamamladığı<br />

eğitiminden sonra kendini Nepalli<br />

Müslümanlara adayan enerji dolu bir<br />

mücahitti. Onu tanıyan herkes istisnasız<br />

aynı şeyi söylüyordu: “Yüzüne baktığınızda<br />

bir sahabe, bir şehit, bir melek görürdünüz...”<br />

Ferzan Ahmed, 2011 yılında bir sabah<br />

namazı çıkışı uğradığı silahlı saldırıda şehit<br />

oldu. Etrafına ışık saçan, İslami faaliyetleri<br />

son derece etkin biçimde yürüten bu iffetli<br />

insana birileri daha fazla tahammül edememişti.<br />

Müslümanlara daha fazla hizmet edebilmek<br />

için yakın zamanda öğretmenlikten<br />

istifa eden İrfan abi ve diğer isimsiz kahramanlar<br />

Ferzan Ahmed gibi öncülerin açtığı<br />

yoldan yürümeye devam ediyorlar.<br />

Samir, Ayşe, Hafsa, İrfan, Ferzan ve adlarını<br />

anmaya kalksam sayfaların dolup taşacağı<br />

diğerleri… Tüm bu isimleri yan yana<br />

getirdiğimde aklıma hep İslamiyet’in ilk yıllarının<br />

Mekke’si geliyor. Müslüman olduğu<br />

için evden atılan, dövülen, aç bırakılan, işkence<br />

gören ama yine de Rasûlullah (sav)’ın<br />

açtığı yoldan dönmeyen o kutlu insanların<br />

bugün de yaşadığını ve kardeşliğimize ihtiyaçları<br />

olduğunu düşünüyorum.<br />

Başkent Katmandu’ya geçtiğimizde, İslami<br />

Sangh genel başkanı Nazrul Hasan’a,<br />

ihtiyaç duydukları kardeşliğin İslam dünyası<br />

tarafından gösterilip gösterilmediğini sordum.<br />

Hasan, bundan yana genel bir sıkıntıları<br />

olmadığını, ancak çok büyük olanaksızlıklar<br />

içinde mücadele ederken Müslüman<br />

hayırseverlerin sadece cami ya da yetimhane<br />

için bağış yaptığını; araba, ofis, bilgisayar, kitap<br />

basımı gibi acil ve Müslümanlar için hayati<br />

ihtiyaçlar söz konusu olduğunda isteksiz<br />

davranıldığını anlattı.<br />

Nazrul Hasan’ın sıkıntısının temel sebebi,<br />

dünyanın en fakir ülkelerinden olan Nepal’de<br />

en düşük gelir grubunu Müslümanların<br />

oluşturması. Zanaat, ulaşım, eğitim,<br />

spor, ticaret gibi bizim için standart, onlar<br />

içinse lüks sayılan alanlardaki gelişmeyle<br />

üstesinden gelinemeyecek bir fakirlik değil<br />

bu. Ancak Nepalli Müslümanlara bu imkânları<br />

sağlayacak kapasitede bir oluşum<br />

şimdilik yok.<br />

İHH’nın bu önemli boşluğu dolduracak<br />

dev bir kültür merkezi projesi mevcut. Arazisi<br />

alınan ve projelendirmesi yapılan Nepal<br />

İslam Merkezi’nin Nepalli Müslümanlar için<br />

önemi ve değeri çok büyük. Ülkenin dört bir<br />

yanında dağınık durumda bulunan Müslüman<br />

STK’ları bir araya toplamak, camiler<br />

dışında hiçbir toplanma mekânı olmayan<br />

cemaate önemli bir sosyalleşme imkânı sağlamak,<br />

Müslüman olduğu için çoluk çocuğuyla<br />

sokağa atılanlara barınma imkânı sunmak,<br />

hem Müslümanlar hem de İslam’la ilk<br />

kez karşılaşanlar için bir ilim/bilgi merkezi<br />

olmak hedeflerden sadece birkaçı. Projenin<br />

hayata geçirilmesinin İslam’ın yeni yeni filizlendiği<br />

ve yayılması için son derece uygun<br />

bir ortamın bulunduğu Nepal’de ümmet<br />

adına müthiş bir adım olacağı muhakkak.<br />

60 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

61


RÖPORTAJ<br />

Nepal İslam Merkezi<br />

yeni Müslüman olanlar için<br />

bir yuva olacak<br />

Nepal’de Müslümanlar birçok<br />

açıdan sahipsiz ve korumasız.<br />

Dinlerini yaşayıp anlatabilecekleri<br />

imkânlar da oldukça kısıtlı.<br />

Nepal İslam Merkezi’nin inşaası bu<br />

yüzden bölge Müslümanları için büyük<br />

önem taşıyor. Genç İHH, Nepal’de önemli<br />

bir boşluğu dolduracak olan merkezin<br />

inşaası için öncü bir rol üstleniyor. Ülkemizdeki<br />

gençleri harekete geçirip projenin<br />

hayata geçirilmesi için özel çalışmalar<br />

yapılıyor. Genç İHH’nın hanım faaliyetlerinden<br />

sorumlu Hatice Naç ile Nepal İslam<br />

Merkezi hakkında konuştuk.<br />

Projeyi sahiplenme fikri nasıl doğdu?<br />

Vakfımızın Dış İlişkiler biriminin bu merkez<br />

için hazırladığı proje dosyasını incelediğimizde<br />

projenin kendi çalışmalarımızla<br />

da örtüştüğünü fark ettik. Nepal’deki Müslümanların<br />

maruz kaldıkları durumlar bizi<br />

çok etkiledi. İslamiyetle yeni tanışanların<br />

ailelerinden, çevrelerinden soyutlanmaları<br />

ve karşılaştıkları baskılar bize Mekke dönemi<br />

Müslümanlarını hatırlattı. Bu projenin<br />

oradaki Müslümanlar için umut olacağına<br />

inanıyoruz. Projenin gerçekleştirme sürecini<br />

de gençlerimize bilinç kazandırabilecek<br />

bir mecraya dönüştürmek istedik. İki yılda<br />

tamamlanmasını düşündüğümüz bu proje<br />

ile hem Türkiye’de binlerce genci harekete<br />

geçirmek hem de Nepal’deki Müslümanlara<br />

güzel bir merkez kazandırmak istiyoruz.<br />

Nepal Müslümanlarının bir<br />

merkeze, Genç İHH’nın da<br />

kenetleneceği bir hedefe<br />

ihtiyacı vardı.<br />

Nasıl bir merkez olacak burası?<br />

Merkezin Nepal’de birçok amaca hizmet etmesini<br />

istiyoruz. Burası yeri gelecek aile ve<br />

çevresinden tecrit edilmiş yeni Müslüman<br />

olanlar için bir yuva olacak; yeri gelecek davet<br />

çalışması yapılan bir tebliğ merkezi. Aynı<br />

zamanda bu merkezde açılacak çeşitli meslek<br />

kursları ile de gençler geleceğe hazırlanacak.<br />

Projenin maliyeti oldukça yüksek, 950.000<br />

avro. Bu sizi korkutmadı mı?<br />

Başta çekincelerimiz oldu acaba işin üstesinden<br />

gelir miyiz, başarabilir miyiz diye.<br />

Ancak gençlerimizin heyecanı ve işe hemen<br />

sarılmaları bize de güven sağladı ve<br />

yola koyulduk. Geçtiğimiz Ramazan ayında<br />

bir çok ilimizde yapılan iftarlarla da ilk<br />

maddi hedeflerimize ulaştık.<br />

Bu süreçte ne gibi çalışmalar yapmayı<br />

planlıyorsunuz ?<br />

Türkiye’nin birçok ilinde bu projenin önemini<br />

anlatan çalışmalar yapacağız. Genç<br />

İHH olarak bu proje ile gençlere ümmet bilincini,<br />

sevgisini anlatmak istiyoruz. Bunu<br />

da böyle bir somut bir hedefle gerçekleştirmeyi<br />

uygun bulduk. Anadolu’nun birçok<br />

ilinde konferanslar, buluşmalar ve okumalarla<br />

kendi adımıza bu işin temellerini<br />

oluşturmak istiyoruz. İki yıla yaydığımız<br />

projede ilk yılımızı bu bilinci oluşturmakla<br />

geçireceğiz. Zamanla çeşitli kampanya ve<br />

etkinliklerle bu eseri ortaya çıkarmak adına<br />

gerekli fonu toplamaya çalışacağız. Yaklaşık<br />

50 ilde gençlerimiz bu proje doğrultusunda<br />

çalışmalar yürütecek.<br />

Projenin Genç İHH<br />

açısından en önemli yanı,<br />

yaklaşık 50 ildeki gençlerin<br />

katkısının olacak olması.<br />

Örneğin, Şırnak’taki bir genç<br />

kızımız deri ipliklerden<br />

hazırladığı elişi çalışmalarıyla<br />

2 bin lira kazanmış.<br />

Kazandığı parayı bu proje<br />

için bağışladı. Onlarca ilde<br />

yüzlerce gencin rolü olacak<br />

bu projede.<br />

62 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

63


ORADAYDIK<br />

<strong>NEPAL</strong>Lİ <strong>MÜSLÜMANLARI</strong>N<br />

ZOR GÜNLERİ<br />

Yusuf Armağan - 2007<br />

Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan politik gelişmeler Nepalli Müslümanları ülkelerinde<br />

zor durumda bırakabiliyor. Örneğin Irak’ta 2004 Ağustos ayında yaşanan bir<br />

olay Nepal Müslümanlarına hayli sıkıntılı günler yaşatmış. Irak’ta ABD firmalarında<br />

çalışan 12 Nepalli’nin kaçırılarak öldürülmelerinin ardından Nepal’de Müslümanlara<br />

karşı ayaklanmalar olmuş. Müslümanların evleri, ofisleri, işyerleri ve camileri<br />

günlerce kundaklanmış, yağmalanmış. Neredeyse ülkedeki her cami ve vakıf binası<br />

bu saldırılarda zarar görmüş. Ülkedeki İslami kuruluşlardan biri olan İslami Sangh<br />

Vakfı idare binası da bu yapılardan birisi. Tam karşısında Nepal polis teşkilatı bulunuyor<br />

olmasına rağmen, kolluk kuvvetleri yağmalama olaylarına sessiz kalmayı<br />

tercih etmişler. Hâlâ bu olayların izlerini taşıyor Müslümanların mekânları.<br />

YENİ MÜSLÜMAN<br />

OLANLARIN SIĞINAĞI<br />

Said Benli - 2014<br />

Nepal’de İnsan Geliştirme Akademisi<br />

2009 yılında kurulmuş. İHH’nın sponsorluğunda<br />

faaliyet gösteren bu kuruluş<br />

vesilesiyle 2009’dan bu yana 50 kişi Müslüman<br />

olmuş. İnsan Geliştirme Akademisi’nde,<br />

yeni Müslüman olmuş kadın<br />

ve erkeklere barınma imkanı sağlanıyor.<br />

Genelde yeni Müslüman olanlar aileleri<br />

tarafından dışlandığı için, bu alanda çalışma<br />

gereksinimi duyulmuş. Akademi’de<br />

barınan ve belli bir süre eğitim görenler<br />

buradan başka bir yere naklediliyor ve<br />

yeni Müslüman olan ailelere yer açılıyor.<br />

YALNIZ ve<br />

SAVUNMASIZ<br />

<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />

Serkan Nergis - 2013<br />

Nepal’de Müslümanlar ülkedeki en<br />

yoksul gurubu oluşturuyor. Çok yalnız<br />

ve savunmasızlar. Başlarına gelen<br />

en küçük bir sorunda bile onlara sahip<br />

çıkacak kimse bulunmuyor. Nepal’de<br />

Müslüman olmak ile cahiliye<br />

Mekke’sinde Müslüman olmak hemen<br />

hemen aynı. Mesela konuştuğumuz<br />

bir hanım İslam’ı seçtiğini yedi yıl boyunca<br />

eşinden saklamış. 16 yaşındaki<br />

bir genç kız da İslam’ı seçtiği için sokağa<br />

atılmış. Ailesinden işkence gören<br />

de var, bütün arkadaşları tarafından<br />

dışlanan da. Yaşadıkları tüm zorluklara<br />

rağmen buradaki kardeşlerimizin<br />

hepsi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış.<br />

Onlarla konuştukça İslam’ın ilk yılları<br />

aklımıza geliyor. Tapınaklar ve putlar<br />

ülkesi Nepal’de Müslüman olmak, cahiliye<br />

Mekke’sinde Müslüman olmaya<br />

çok benziyor. Buradaki her Müslüman<br />

bir İbrahim ve her yeni Müslüman buradaki<br />

bir putun yıkılması demek.<br />

64 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

65


RAMAZAN<br />

Fotoğraf: İ. Ahmet Derindere<br />

Ramazanda<br />

kardeşçe paylaştık<br />

66 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

67


2015 RAMAZAN<br />

YOLCULUĞUNDA İHH<br />

BAĞIŞLARINIZLA<br />

RAMAZAN AYI BOYUNCA<br />

4KITADA<br />

640.000<br />

km<br />

YOL KAT EDEREK<br />

96<br />

ÜLKEDE<br />

367<br />

ŞEHRE ULAŞTI<br />

283.278<br />

KUMANYA PAKETİ<br />

DAĞITILDI<br />

1.416.390<br />

KİŞİ BU KUMANYALARDAN<br />

FAYDALANDI<br />

15.000<br />

RAMAZAN<br />

KURULAN<br />

SOFRALARLA<br />

164.600<br />

İFTAR YEMEĞİ<br />

ÇOCUK PAKETİ<br />

40.000<br />

DAĞITILDI<br />

KİŞİYE VERİLDİ<br />

İHTİYAÇ SAHİBİ<br />

YETİME<br />

BAYRAMLIK KIYAFET<br />

HEDİYE EDİLDİ<br />

12.506<br />

AİLEYE ZEKAT ve FİTRE<br />

57<br />

KALICI ESERİN<br />

ULAŞTIRILDI<br />

AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />

15.000<br />

KIRTASİYE<br />

ÇOCUĞA<br />

MALZEMESİ<br />

DAĞITILDI


İHH olarak geçtiğimiz ramazan<br />

ayında dünyada 96 ülke ve bölgede,<br />

Türkiye’de ise 79 il ve ilçe merkezinde<br />

yaklaşık 1 milyon 500 bin ihtiyaç sahibine<br />

yardım ulaştırdık. Ekiplerimiz,<br />

ramazan ayı boyunca yaklaşık 640 bin<br />

kilometre yol kat ederek dünyanın dört<br />

bir yanındaki mazlumlara ramazan ayının<br />

coşkusunu ve bereketini taşıdı. Tespit<br />

edilen bölgelerin ihtiyacına göre kumanya<br />

dağıtımı, iftar organizasyonları, fitre,<br />

zekât ve sadaka bağışları yapıldı. Farklı<br />

bölgelerde birçok kalıcı eserin açılışının<br />

da gerçekleştirildiği ramazan çalışmalarımızda<br />

her yıl olduğu gibi bu yıl da kriz<br />

ve savaş bölgelerine öncelik verdik.<br />

Ramazan boyunca hayırseverlerimizin<br />

destek ve bağışlarıyla 283 bin 278<br />

kumanya paketi yardıma muhtaçlara<br />

dağıtıldı. Türkiye ile birlikte farklı ülke ve<br />

bölgelerde kurulan kardeşlik sofralarında<br />

164 bin 600 kişi iftarını açtı. Zekât,<br />

fitre ve sadaka yardımları 12 bin 506<br />

ihtiyaç sahibi aileye ulaştırıldı. Ramazan<br />

yardımlarında çocuklar da unutulmadı.<br />

Ramazan boyunca 15 bin çocuğa kitap,<br />

şeker, çikolata, bisküvi vb. ürünlerden<br />

oluşan Ramazan Çocuk Paketi ve 15 bin<br />

kırtasiye malzemesi ulaştırıldı. 40 bin<br />

yetime de bayramlık kıyafet hediye edildi.<br />

70 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

71<br />

Fotoğraf: M. Cevdet Tekşen


RAMAZAN<br />

YURT İÇİNDE<br />

78 İLDE<br />

RAMAZAN<br />

COŞKUSU<br />

Ramazan çalışmalarımızda yurt<br />

içindeki ihtiyaç sahiplerini de<br />

unutmadık. Türkiye’de 78 il ve ilçe<br />

merkezinde 40 bin adet kumanya<br />

ve 7 bin 500 adet Ramazan Çocuk<br />

Paketi dağıtımı gerçekleştirdik. 24<br />

ilimizde gezici aşevimizle yaklaşık<br />

50 bin vatandaşımızın katıldığı iftar<br />

programları düzenledik.<br />

72 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

73


RAMAZAN<br />

LÜBNAN’DA FİLİSTİNLİ VE<br />

SURİYELİ MÜLTECİLER<br />

Kalıcı<br />

eserlerimiz<br />

ramazan<br />

bereketiyle<br />

hizmete açıldı<br />

Kırım’ın<br />

12 bölgesine<br />

yardım<br />

Gazze’de<br />

ramazan<br />

İHH ekiplerinin her ramazan döneminde öncelediği bölgelerden<br />

biri de Lübnan’daki kamplarda yaşamını sürdüren Filistinli ve Suriyeli<br />

mülteciler oluyor. Lübnan’ın Sabra Şatilla, Burj el-Barajnah, Marilyas,<br />

Akkar, Trablus, Arsal, Bekaa, Sayda ve Katermaya bölgelerindeki<br />

kamplarda barınan ailelere içinde pirinç, un, yağ gibi gıda ürünlerinin<br />

bulunduğu yardım kolileri dağıtılıp iftar yemeği verildi.<br />

Yardımlardan yaklaşık 9 bin aile istifade etti.<br />

İHH ekipleri, ramazan<br />

yardımları için gidilen<br />

bölgelerde yaşayan halkın<br />

sorunlarına kalıcı çözümler<br />

üretmek amacıyla hayata<br />

geçirilen çeşitli projelerin<br />

açılışlarını gerçekleştirerek<br />

bölge insanının hizmetine<br />

sunuyor. Geçtiğimiz ramazan<br />

ayında da yapımı tamamlanan<br />

birçok kalıcı eserin<br />

açılışları gerçekleştirildi.<br />

Afrika’nın en fakir ülkelerinden<br />

Burkina Faso’da Elif<br />

Giyim Camii, Gambiya’da Pir<br />

Seyyid Hasan Hüsameddin<br />

Uşşaki Camii ve Of Gönüllüleri<br />

Kur’an Okulu’nun açılışları<br />

yapılırken Çad’da da Hacı<br />

Hasibe Ticani Camii ve Nazmi-Salih<br />

Camii’nin temelleri<br />

atıldı. Ramazan ayı içerisinde<br />

ayrıca Çad, Sri Lanka, Gana,<br />

Kenya ve Bangladeş’te 23 su<br />

kuyusu açılarak bu bölgelerde<br />

yaşayanların temiz suya<br />

kavuşması sağlandı.<br />

İHH olarak ramazan ayında<br />

Kırım’daki ihtiyaç sahiplerini<br />

de unutmadık. Hayırseverlerin<br />

zekât, sadaka ve fitrelerini<br />

Kırım’daki kardeşlerimize<br />

ulaştıran ekibimiz, kumanya<br />

ve yetimlere bayramlık dağıtımlarının<br />

yanı sıra bir hafta<br />

süren iftar programlarıyla da<br />

Kırımlı kardeşlerini yalnız<br />

bırakmadı. Ramazan çalışmalarına<br />

katılan İHH Genel Başkan<br />

Yardımcısı Osman Atalay,<br />

“Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasıyla<br />

Kırım’dan resmi olarak<br />

çekilen Türkiye’nin birçok<br />

kurumu büyük bir maddi,<br />

manevi boşluk oluşturdu.<br />

İHH ve STK’lar olarak bu<br />

boşluğu doldurmak zorundayız.”<br />

dedi. Kırım’ın birçok bölgesine<br />

yardım ulaştırdıklarını<br />

ifade eden Atalay, “Burada<br />

bizim için önemli olan Tatar<br />

kardeşlerimize yanlarında<br />

olduğumuzu hissettirmek ve<br />

manevi olarak onlara moral<br />

vermek. Dünyanın birçok yerinde<br />

olduğu gibi Kırım’da da<br />

kardeşlerimizin yanındayız.”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

İHH, Gazze halkının ramazan<br />

ayını daha iyi koşullarda<br />

geçirebilmesi için, bölgedeki<br />

ofisi aracılığıyla başta yetimler<br />

ve ihtiyaç sahiplerine<br />

olmak üzere 6 bin 500 adet<br />

kumanya dağıtımı gerçekleştirdi.<br />

Yaklaşık 60 bin kişinin<br />

istifade ettiği kumanya<br />

dağıtımlarının yanı sıra<br />

ramazan boyunca her iftarda<br />

6 bin 500 aileye sıcak yemek<br />

dağıtıldı.<br />

74 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

75<br />

Fotoğraf: Abdullah Kibritçi


4 MİLYON 500 BİN<br />

SURİYELİYE RAMAZAN<br />

YARDIMI<br />

Katliamların dört yılı aşkın bir süredir devam<br />

ettiği Suriye’ye geçtiğimiz ramazan ayında 249<br />

TIR’lık insani yardım malzemesi ulaştırıldı. 30<br />

bin gıda kolisi, 1.500 ton un, 158 bin adet su,<br />

218 kilogram hurma, 171 bin adet iftariyelik,<br />

5 bin adet bebek paketi ve 880 adet hijyen<br />

paketinin dağıtıldığı ülkede, 4 milyon 500 bin<br />

Suriyeliye ulaşıldı. Bölgede 11 bin yetime bayramlık<br />

kıyafet hediye edilirken 10 bin yetime de<br />

Ramazan Çocuk Paketi dağıtıldı.<br />

76 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

77


ARAKANLILARA<br />

RAMAZAN YARDIMI<br />

Myanmar’da Budist yönetimin Arakan’da yaşayan Rohingya<br />

Müslümanlarına yönelik katliam ve baskıları dünyanın ilgisinden<br />

uzak sürüyor. BM tarafından yapılan bir değerlendirmede<br />

dünyada en fazla zulüm gören halk olarak gösterilen Rohingyalar,<br />

son derece kötü koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyor.<br />

Her türlü insani yardıma ihtiyaç duyan Rohingyalar için uzun<br />

yıllardır çalışan İHH, bu ramazan ayında da Myanmar’daki yardım<br />

faaliyetlerini sürdürdü. Yardımlar kapsamında 26 bin aileye<br />

ramazan kumanyası ulaştırılırken yaklaşık 70 bin aileye de<br />

sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi.<br />

Fotoğraf: Selçuk Özel<br />

78 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

79


RAMAZANDA<br />

YETİMLERİ SEVİNDİRDİK<br />

Vakfımızın ramazan çalışmalarında öncelik her zamanki gibi<br />

yetimler ve yetim aileleri oldu. Türkiye’de ve dünyanın birçok<br />

ülkesindeki 40 bin 962 yetim çocuğumuza bayramlık kıyafet hediye<br />

edilirken Türkiye’de yetim çalışması yapılan 61 ilde 7 bin 500<br />

yetimimiz Ramazan Çocuk Paketi ile sevindirildi.<br />

Fotoğraf: Ali İmran Durman<br />

15 Ramazan<br />

Dünya Yetimler Günü’nde<br />

81 ilimizde yetimlere yönelik organizasyonlar<br />

düzenlendi. Türkiye’de 824 belediyede yetimler<br />

ve aileleri için iftar sofraları kuruldu.<br />

Etkinlikler için dünyanın birçok ülkesinden<br />

Türkiye’ye gelen yetimlerimizle İstanbul’da<br />

dört gün boyunca tarihî ve kültürel<br />

mekânları gezdik, eğlenceli programlar<br />

gerçekleştirdik.<br />

80 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

81


RAMAZAN<br />

ÇAD’DAKİ MÜLTECİLERE YARDIM ELİ<br />

Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki iç savaştan kaçarak Çad’a sığınan mültecilere<br />

kumanya yardımları ulaştırdık. Ekiplerimiz, 1.900 adedi ramazan öncesinde, 3 bin<br />

570 adedi de ramazan ayı içerisinde olmak üzere mültecilere toplam 5.470 adet<br />

kumanya paketi dağıttı. Bu yardımlardan yaklaşık 23 bin kişi yararlandı.<br />

MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZLE İFTAR<br />

Mülteci Hakları Derneği (MHD) ve İHH organizasyonu ile Türkiye’de<br />

yaşayan mülteciler için Fatih Saraçhane Parkı’nda bir iftar programı düzenlendi.<br />

İftara Suriye, Doğu Türkistan ve Irak’tan gelen yaklaşık 500 mülteci<br />

katıldı. İftar programında konuşan MHD Başkan Yardımcısı Av. Fikret Özgül,<br />

Peygamber Efendimizin “Arap’ın Arap olmayana, beyaz derilinin siyah derili<br />

üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” öğüdü çerçevesinde savaştan,<br />

baskıdan ve işkenceden dolayı vatanlarını terk etmek zorunda kalarak<br />

Türkiye’ye sığınan mültecilere kucak açtıklarını ifade etti. Özgül konuşmasını,<br />

“Dernek olarak mülteci kardeşlerimiz için elimizden gelen her türlü yardımı<br />

yapmaya gayret ediyoruz. Bu çerçevede oluşturduğunuz kardeşlik sofraları ile<br />

onlara her zaman destek olacağımızı gösteriyoruz.” sözleriyle tamamladı.<br />

40 bin<br />

Iraklıya gıda<br />

yardımı<br />

Ramazan çalışmaları kapsamında<br />

Irak’a giden İHH ekibi,<br />

ülkede yaşanan krizden<br />

dolayı sığınmacı konumuna<br />

düşmüş halka 5.000 adet<br />

kumanya paketi dağıttı.<br />

Musul, Tikrit, Anbar, Bakuba,<br />

Telafer ve Selahaddin<br />

bölgelerinden kaçarak Erbil,<br />

Kerkük, Süleymaniye, Bağdat<br />

ve Diyala’ya gelen Iraklı<br />

sığınmacılara dağıtılan<br />

kumanyalardan yaklaşık<br />

40 bin Iraklı istifade etti.<br />

Iraklı sığınmacılar için iftar<br />

organizasyonları da düzenleyen<br />

ekibimiz, Erbil’de 800,<br />

Kerkük’te 320 Iraklıya iftar<br />

yemeği verdi.<br />

Balkanlarda<br />

ramazan<br />

bereketi<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı<br />

bu ramazan ayında da Balkanlardaki<br />

Müslümanları<br />

unutmadı ve bu güzel ayın<br />

bereketini bölgedeki ihtiyaç<br />

sahiplerine, yetimlere ve<br />

kimsesizlere ulaştırmaya<br />

devam etti. Balkanlarda<br />

Bosna-Hersek, Arnavutluk,<br />

Makedonya, Kosova, Romanya,<br />

Macaristan, Sancak<br />

(Sırbistan) ve Bulgaristan’da<br />

gerçekleştirilen ramazan<br />

çalışmalarında, İHH ekipleri<br />

tarafından bölgelerdeki<br />

ihtiyaç sahiplerine ve yetim<br />

ailelerine kumanya dağıtımı<br />

yapıldı. Toplam 8 bin 500<br />

kumanya paketi dağıtılırken<br />

yaklaşık 5 bin kişiye de<br />

iftar yemeği verildi. Ayrıca<br />

Bosna-Hersek, Kosova ve<br />

Makedonya’da yaklaşık 500<br />

kişiye fitre dağıtımı gerçekleştirildi.<br />

Zimbabve’den<br />

Türkiye’ye<br />

teşekkür<br />

Ramazan kampanyası kapsamında<br />

Zimbabve’ye giden<br />

İHH ekibi, ülkedeki ihtiyaç<br />

sahibi 600 aileye kumanya<br />

paketi dağıttı. Başkent<br />

Harare’ye yakın Norton<br />

bölgesinde de yaklaşık 250<br />

kişiye iftar yemeği verildi.<br />

Ramazan çalışmalarını Mt<br />

Darwin, Mudzengerere,<br />

Chiutsa, Kasimbwi, Madziwa,<br />

Chakoma, Chakanetsa,<br />

St Alberts, Norton Areas,<br />

Thompson Farm köylerinde<br />

gerçekleştiren ekibimiz, bu<br />

bölgelerdeki camilerde de<br />

iftar programları düzenledi.<br />

82 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

83


ORADAYDIK<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl da ramazan ayını dünyanın<br />

dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlarla geçirdik.<br />

Yardıma muhtaçlara hayırseverlerimizin emanetlerini<br />

ulaştırmanın yanı sıra gittiğimiz ülkelerdeki ziyaretlerimizde<br />

kardeşlerimizin dertlerini dinledik, gönüllerini<br />

aldık. Bölgelerdeki ihtiyaçlara göre hayata geçirdiğimiz<br />

kalıcı eserlerin açılışlarını gerçekleştirdik, yeni projeler<br />

için çalışmalar başlattık.<br />

YETİMLER<br />

BİZİ BIRAKMAK<br />

İSTEMİYOR<br />

Mücahit Şahin Uludağ<br />

Pakistan<br />

Pakistan’daki ramazan programımızın<br />

artık son günleri. Son<br />

yetimhane ziyaretlerimizi yapıyoruz.<br />

Keşmir’deki ziyaretimizi<br />

tamamlayıp yetimhaneden ayrılırken,<br />

yetimlerimiz aracımızın<br />

ardından koşuyorlar; sanki<br />

“Bizi bırakıp gitmeyin, bizimle<br />

kalın” diyorlar. Onlara el sallayıp<br />

hüzünle ayrılıyoruz yanlarından.<br />

SONRAKİ GECELER<br />

ONU KİM UYUTACAK?<br />

Emine Dursun - Pakistan<br />

Ramazan yardımları için bulunduğumuz<br />

Pakistan’da yetimhane ziyaretlerimizden<br />

birinde yetimlerimizden Hümayun kucağımda<br />

uyudu kaldı. Onu öptüm ve yatağına<br />

yatırdım. Keşke bunu ona her gün biri yapabilse.<br />

KUMANYA PAKETİ<br />

KENDİ AĞIRLIĞINDAYDI<br />

Adem Çiftçi - Bangladeş<br />

Arakan’dan gelen Müslümanların çok zor şartlarda yaşadığı kamplarda kumanya dağıtımındayız.<br />

Mazlum Arakanlılar tek tek gelip kumanya paketlerini alıyor ve gidiyorlar. Bu sırada 7-8 yaşlarındaki<br />

bir çocuk şaşkın bakışlarımız arasında yanımıza geliyor. Kendisi ve ailesi için hazırlanmış<br />

olan paketi başının üzerine koyarak hızlıca uzaklaşıyor. O çocuğun başının üzerindeki paketle<br />

gidişinden hepimiz çok etkileniyoruz; çünkü neredeyse paket, kendi ağırlığında...<br />

MUHTAÇ OLANA<br />

DİN AYRIMI YAPMADAN<br />

YARDIM ETMEK<br />

Osman Akgül - Güney Sudan<br />

Güney Sudan’da ramazanın ilk cuma namazını kılmış olmak<br />

mutlu ediyor bizi. Namaz sonrası güzel bir uygulama ile<br />

karşılaşıyoruz. İki tane kardeşimiz hidayete eriyor. İmamın<br />

eşliğinde kelime-i şehadet getirirlerken cemaat de onlara kelime-i<br />

tevhidlerle eşlik ediyor. Bu güzel ortamda gönlümüz<br />

coşuyor. Burada güzel bir gelenek olarak İslam’ı seçen insanlar<br />

cuma namazı sonrası ilan ediliyormuş, bunu da öğrenmiş<br />

oluyoruz. Namazın hemen ardından imamın yanına gidiyor<br />

ve İslam’ı nasıl tebliğ ettiklerini, davet çalışmasını nasıl yaptıklarını<br />

soruyoruz. Aldığımız cevap; iyi örneklik, dürüstlük<br />

ve muhtaç olana din ayrımı yapmadan yardım etmek oluyor.<br />

Su kuyularını camilerin etrafında açtıklarını, suyu ihtiyacı<br />

olan herkesin bu kuyuları koşulsuz kullanabildiğini ve bu sayede<br />

bir ünsiyet oluştuğunu öğreniyoruz.<br />

84 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

85


ORADAYDIK<br />

AİLELERİNDEN<br />

DIŞLANAN<br />

MÜSLÜMANLAR<br />

Yasir Altıok - Nepal<br />

Katmandu’da ramazan programımız kapsamında çeşitli ziyaretlerde bulunuyoruz.<br />

Bunlardan birinde Müslüman olmuş bir grup hanımdan nasıl Müslüman<br />

olduklarını ve sonrasında Hindu aileleriyle yaşadıkları sıkıntıları dinliyoruz.<br />

Müslüman olmak onlar için zor zamanların başlaması demek olmuş.<br />

Çileli öykülerini hüzün ve şaşkınlıkla öğreniyoruz. Ülkede yeni Müslüman<br />

olup mağdur duruma düşen insanların başta barınma olmak üzere tüm ihtiyaçlarını<br />

diğer Müslümanlar karşılamaya çalışıyor.<br />

ALLAH<br />

SEBEP OLANLARDAN RAZI OLSUN<br />

Faruk Eşik - Sri Lanka<br />

Ramazan vesilesiyle çeşitli yardımlar ulaştırmak ve yetimler için inşa edilen yetim evini hizmete<br />

açmak için Sri Lanka’dayız. Nintawur köyündeki açılış töreni için çocuklar ellerindeki çiçekler<br />

ve yüzlerindeki tebessümle bizleri karşılıyor. Gözlerim yaklaşık üç yıl önce İzmir’den sponsor<br />

olunan ve yanımda kendisine ulaştırmam gereken bir hediyesi bulunan yetim kızımız Ula Beşer’i<br />

arıyor. Kendisini bulup hediyesini takdim ettiğimde gözlerindeki ışık ve yüreğindeki dua<br />

hepimizi derinden etkiliyor. Düşünün bir defa; İHH’nın organizasyonuna güvenip 6.500 km<br />

ötedeki bir yetime sponsor oluyorsun ve gidip ziyaret ettiğinde o yetime ne kadar iyi bakıldığına<br />

şahit oluyorsun. “Allah sebep olanlardan razı olsun.” demekten başka bir şey gelmiyor dilimize.<br />

ÇİLELİ HAYATLAR<br />

Ali Arıkmert - Etiyopya<br />

Etiyopya’da halkın %80’i kırsalda hayatlarını sürdürüyor.<br />

Onların büyük bir kısmı da çamurdan ve ottan yapılmış<br />

çadıra benzeyen derme çatma evlerde hayvanlarıyla<br />

birlikte yaşıyor. Evlerde gördüğümüz eşyalar ise mutfak<br />

malzemesi ve tefrişat benzeri birkaç parçadan ibaret.<br />

Büyük bir ihtimalle yardım ulaştırdığımız bu bölgelerde<br />

yaşayan insanların üzerlerindeki yırtık dökük elbiselerinden<br />

başka ikinci bir kıyafetleri de bulunmuyor.<br />

86 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

87


KIRIM<br />

88 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

89


ORADAYDIK<br />

Yazı ve Fotoğraf: OSMAN ATALAY<br />

İslam Dünyası ve<br />

Kırım’da Mahzun<br />

Ramazan<br />

90 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

91


İslam dünyası bir ramazan ayını daha ihya<br />

ederken kimi yerde barış, sükûnet kimi<br />

yerde ise acı, keder, savaş ve göç vardı.<br />

Mısır, Libya, Afganistan, Irak ve Suriye’de<br />

savaş bütün acılarıyla sürerken Arakan,<br />

Doğu Türkistan, Patani ve Filistin’de<br />

baskı ve zulüm içerisinde kederli, mahzun<br />

bir ramazana şahit olduk.<br />

Uzak ve yakın coğrafyalarımızda yaşanan<br />

sıkıntılar dünya gündeminin ilgi<br />

alanına girdiği ölçüde haberdar olabiliyoruz<br />

buralarda yaşananlardan. Kırım da bu<br />

mahzun ve kederli bölgelerimizden biri…<br />

2014’te Rusya’ya ilhak edilmesiyle birlikte<br />

Türkiye’nin resmî ilişkilerinin tamamen<br />

koptuğu bir yerin adı Kırım. 400 bin<br />

Tatar Müslüman’ın yaşam mücadelesi verdiği<br />

Kırım, sessiz, mahzun ama umutlu bir<br />

bekleyiş içerisinde.<br />

Türkiye’nin Kırım’ı Ukrayna’nın toprağı<br />

olarak kabul eden politikası, “Kırım Tatarlarının<br />

mevcut Rusya yönetimi ile ilişkilerindeki<br />

olumsuzluk ve belirsizlik” en temel<br />

sorun olarak ortada duruyor.<br />

Tatarların hem kendi içinde hem de yeni<br />

Rus yönetimi içindeki siyasi, sosyal, kültürel<br />

ve hukuki problemleri kendi başlarına çözebilecekleri<br />

bir durum gibi görünmüyor.<br />

İHH Kırım da 15 yıldır ramazan ve kurban<br />

yardımlarının yanı sıra yetim ve eğitim projelerini<br />

de sürdürmeye devam ediyor.<br />

Ramazan münasebetiyle İHH olarak<br />

gittiğimiz Kırım’ın Bahçesaray, Gezlev,<br />

Canköy, Eski Kırım, Akyar, Akmescid,<br />

Aluşta, Sudak, Karasupazar bölgelerinde<br />

gerçekleştirilen kumanya dağıtımları ve iftar<br />

programı vesilesiyle bir kez daha Tatarların<br />

manevi olarak yalnızlığına, kederine<br />

ve haklı sitemlerine şahit olduk.<br />

Tatar gençleri ve sivil toplum kuruluşlarının<br />

siteminde özellikle şunlar var: “Bizler<br />

de Müslüman toplumun bir parçası değil<br />

miyiz? Neden buralara gelmez, halimizi<br />

hatırımızı sormazsınız? Biz bu ümmetin<br />

en çok acı ve zulüm görmüş insanlarıyız.<br />

Biz Tatarlar anavatanda yeniden var olma<br />

mücadelesi veriyoruz. Bizim dedelerimiz<br />

1944 sürgününde kayboldular. Babalarımızın<br />

yarısı Orta Asya’da, yarısı Özbekistan’da<br />

kaldı. Diğer yarısı ise anavatana döndü.<br />

Bizler Kırım’da inadına yaşam mücadelesi<br />

veriyoruz ama bizi önce Tatar kardeşlerimiz<br />

daha sonra da dindaşlarımız unuttu.”<br />

Ziyaret ettiğimiz Kırım Müftüsü Hacı<br />

Emirali Ablayev ise yarına umutla bakıyor.<br />

Rusya Federasyonu’nun ilhakının ardından<br />

çeşitli siyasi sıkıntılar yaşandığını ancak dinî<br />

anlamda bir problemle karşılaşmadıklarını<br />

anlatırken, bu sürecin de hayırlara vesile<br />

olacağının altını özellikle çiziyor. Ablayev;<br />

“Şükürler olsun her sene olduğu gibi ibadetlerimizi<br />

yerine getirmede hiçbir sıkıntımız<br />

yok. Cuma günleri camilerimiz dolup taşıyor.<br />

Sadece ramazanda değil her cuma aynı<br />

manzara oluyor ve cemaat camiye sığmıyor.<br />

Rabbim insanlarımızı çetin imtihanlardan<br />

geçirdi. En son akşam yattık, sabahında başka<br />

bir bayrak altında kalktık. O yüzdendir ki insanlar<br />

dinlerine eskisinden daha sıkı sarılıyor.<br />

Camilerimizde her gün çocuklarımıza dinî<br />

eğitim veriyoruz. Kur’an-ı Kerim öğreniyorlar.<br />

Gençlerimiz fıkıh dersi alıyorlar.” diyor.<br />

Kırım Tatarları Türkiye’den Akmescid’e<br />

uçak seferlerinin bir an evvel başlaması,<br />

TİKA ve Yunus Emre Kültür Merkezi’nin<br />

fonksiyonlarının tekrar hayata geçirilmesi,<br />

sivil toplum ve belediyelerin Tatar gençlerine<br />

yönelik sosyal, eğitim ve kültürel destek<br />

sağlamasını istiyor.<br />

92 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

93


LÜBNAN<br />

94 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

95


ORADAYDIK<br />

Yazı: SERDAR AKIN<br />

Kaderine<br />

terk edilmiş keder<br />

96 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

97


Büyük bir binanın en alt katında soğuk bir salon coşkulu<br />

bir karşılamaya hazırlanmışçasına süslenmiş. Masaların<br />

üzerindeki balonlar, masalardaki yemek kaplarına bağlanmış<br />

havada asılı duruyor. Her balonun üzerinde bir rakam<br />

var ve hangi aile hangi masaya oturacağını biliyor. Düzene<br />

sokulmuş, kadınlı çocuklu aileler sandalyelerinde büyük<br />

bir anın gelişini gözler gibi bekleşiyor sessizce. Bekleyiş…<br />

Fıtratlarındaki heyecan ve coşku ile çocuklar oradan oraya<br />

söz yetiştirip gülerken kadınların mahzun duruşları ve<br />

kimi zaman çocuklarını sakinleştirici hamleleri hemen<br />

dikkat çekiyor.<br />

Bu halleri, gözlerinin içine saklanmış utangaçlıklarını<br />

gizleyemiyor. Çoğu örtülü, bir kısmı açık kadınların yerlerinden<br />

hiç kalkmaksızın sanki bir yerlerden emir almışçasına<br />

sakin oturuşları çırpınmanın boşluğunu, acizliğin<br />

hükmünü uzun yaşamları boyunca tecrübe etmiş insanlara<br />

has davranışları çağrıştırıyor. Bütün bir direniş gücü<br />

tükenmiş, isyandan itaate razı olmuş bir topluluk gibiler...<br />

Sıklıkla başörtülü kadınların olduğu bir bölümde yaşı<br />

elliyi geçmiş açık bir kadının karşısında kıvırcık saçlı küçük<br />

bir kız çocuğu oturmakta, sessizce annesine bakıyor.<br />

Hemen salonun girişinde, bütün imkânsızlıklarına rağmen<br />

siyah kaşlarına inat, sarı saçlarıyla bir genç kız çevresindeki<br />

arkadaşlarının ilgi odağı olmuş, hayat doluyor. On,<br />

on bir yaşlarında bir erkek çocuğu hızla koşup yere düşen<br />

balonu kapıyor.<br />

98 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

99


Duyulmayan ezan sesini işiten biri<br />

haber veriyor. Plastik kaplara konulmuş<br />

yemekler karışık sert seslerle açılmaya<br />

başlanıyor. Minnettar ve şükreden bir topluluğun<br />

dinginliğiyle yemekler yeniyor. Bu<br />

esnada çok az kelime çıkıyor. Kimi zaman<br />

bir anne başını kaldırıp bakıyor salona, biz<br />

davetlilere ve çocuğuna… Sonra tekrar dönüyor<br />

tabağına!<br />

Bizim bulunduğumuz bölüm salonu rahat<br />

gören bir yerde, ayrıcalıklı gibi görünse<br />

de bizim de aynı yemeği yiyor olmamız,<br />

ekmeğimizi paylaşıyor olmayı veya kaderlerimizi<br />

ortak kılmayı çağrıştırıyor. Bunun<br />

mutluluğu ve kıvancı ile içimin dolduğunu<br />

hissediyor, yemeğe ara vererek salonu tekrar<br />

tekrar gözlemliyorum.<br />

Baştan beri gördüğüm eksikliği şimdi<br />

soruyorum.<br />

- Neden hiç erkek yok?<br />

- Çünkü bunlar yetim aileleri…<br />

Bu cevap yeterli oluyor. Gün boyu<br />

gezdiğimiz Burj el-Barajnah ve Şatilla<br />

kampları gözlerimin önüne geliyor. Başımızın<br />

üstünde, birbirine geçmiş pek çok<br />

elektrik kablosu ve su borularının gezindiği,<br />

pis suların kimi yerlerde çöreklendiği,<br />

sağımızı ve solumuzu iki cellat gibi<br />

sıkıştıran duvarlarıyla o dar sokaklar geliyor<br />

aklıma.<br />

Gezintimiz esnasında karşılaştığımız<br />

bir yaşlı adamın bu derme çatma, üst üste<br />

ve birbirine geçmişçesine öylesine yapılmış<br />

kampa 1949 yılında geldiğini söylediği o<br />

anı hatırlıyorum. Burada yıllarını geçirmiş,<br />

her defasında zalimlerin zulmüne uğramış,<br />

herkes tarafından kimsesiz bırakılmış, katledilmiş,<br />

yaralanmış bir kamp…<br />

Ölülerini dar sokak aralarından çıkartamadıkları<br />

için, çatılardan elden ele kamp<br />

dışına çıkartmaya çalıştıkları, 1982 yılının<br />

o meşum günlerinde sığındıkları camide<br />

2.000 kişinin öldürüldüğü ve oraya gömüldüğü<br />

bir kamp…<br />

Lübnan devletinin hiçbir hak ve hürriyetlerini<br />

vermediği, kimliklerinin dahi<br />

olmadığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden<br />

yararlanamadıkları, üzerlerinden bir türlü<br />

atamadıkları cüzzamlı mahallesi sakinleri<br />

gibi görülmeye devam ettikleri... Burası<br />

hiçbir şekilde ilgi görmeyen kaderlerine<br />

terk edilmiş insanların yaşadığı bir kamp…<br />

Yemekler çabucak bitiyor. Partner kuruluşumuzun<br />

temsilcisi, yine balonlarla<br />

süslü bir sahnede programını sunmak<br />

üzere kırmızı yemenisini başından beline<br />

kadar koyuvermiş sunucusunu, küçücük<br />

bir kız çocuğunu, çağırıyor. Eline aldığı<br />

mikrofonla sorular soruyor, salondaki çocuklar<br />

yerlerinden bir adım dahi atmadan<br />

parmaklarını kaldırıp söz istiyorlar.<br />

Pek çok çocuk ellerini kaldırıp kimi<br />

zaman ayakta heyecanla kendisinin cevap<br />

vermesini beklerken, kıvırcık saçlı kız annesinin<br />

gözlerinin içine bakıp sakince olup<br />

biteni izliyor. Kırmızı örtülü sunucumuz<br />

cevaplar için çocuklara söz hakkı verirken<br />

kazananlar oyuncaklarla ödüllendiriliyor.<br />

Sonra bir küçük kız çocuğu daha geliyor.<br />

Baştan ayağa bembeyaz elbisesiyle bir gelini<br />

andırıyor. Kur’an’dan sureler okuyor.<br />

Salondan büyük alkış alıyor.<br />

Programın sonunda hiç beklemediğimiz<br />

şekilde sahneye davet ediliyoruz.<br />

“Şükran, şükran” ikilemeleriyle karşılıklı<br />

minnettarlaşıyoruz. Kimin daha çok kime<br />

minnettar kalması gerektiğini gerçekten de<br />

Allah biliyor. Bu karmaşık duygularla veri-<br />

100 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

101


len çiçekleri, utangaç çocuklar gibi alırken,<br />

içimizden birisinin verilen çiçeği bir çocuğa<br />

armağan etmesiyle olağan bir gelenek<br />

başlıyor. Teker teker ödüllendirilmek için<br />

bekleyen çiçekleri, ümmetin geleceği çocuklara<br />

hediye ediyoruz. Çocuklar bunun<br />

için de ellerini kaldırıyorlar, fakat ben baştan<br />

beri yaşı ellisini aşmış hüzün dolu bakışlarıyla<br />

birbirine bakışan o anne ve elini<br />

hiç kaldırmayan kıvırcık saçlı çocuğuna<br />

yönelip çiçeğimi ona armağan ediyorum.<br />

Ayrılık vakti geliyor. Salondan yukarı<br />

çıktıkça tenimiz ısınıyor. Birbirimizle vedalaşırken<br />

içimizde biriktirdiğimiz sevgiyi,<br />

vefayı, mutluluğu, minnettarlığı, iyiliği,<br />

umudu, benim gibi Arapça bilmeyenlerimiz<br />

“şükran” kelimesinde toplayıp iletiyoruz<br />

kardeşlerimize.<br />

Araçlara binip binadan ayrılırken, ancak<br />

farların ışıtabildiği kadarını görebildiğimiz<br />

bir enkaz yığını içinden geçiyoruz.<br />

Biraz ileride farların<br />

aydınlığında kıvırcık<br />

saçlı çocuğun annesine<br />

çiçeği gösterdiğini,<br />

annesinin ona kederle<br />

güldüğünü görüyor<br />

ve mutlu oluyorum.<br />

Aracımız onların yanından<br />

geçerken gözlerim<br />

asılı kalıyor bu<br />

yüzlerde, geçtikten<br />

sonra arkamı dönüp<br />

bakıyorum hâlâ... Nasıl<br />

bir eve gittiklerini,<br />

orada babasız ve kardeşsiz<br />

bir ana bir kız<br />

nasıl bir yaşam sürdüklerini<br />

düşünüyor,<br />

hüzünleniyorum. Güneşi<br />

dahi görmeden güne uyanıp, karanlığın<br />

içinde yok olup gidişlerine üzülüyorum.<br />

Kamptan uzaklaştıkça kamp iyice karanlığa<br />

gömülüyor. Zira Lübnan’da gece<br />

oldu mu tüm ülkede elektrikler kesiliyor.<br />

İşte o zaman, karanlık çökünce, bir ayrım<br />

daha netleşiyor; çünkü zengin bölgelerin<br />

ışıkları hiç sönmüyor. Kapatılmış dükkânların<br />

ışıl ışıl reklam panoları sabahlara<br />

kadar yanarken, bu kamplarda gece silik<br />

birkaç ampulden ibaret kalıyor. Tıpkı bu<br />

sembolik durum gibi, onları karanlıkta<br />

kaderlerine terk edip aydınlık bir yerde<br />

onlar için üzülmenin ağır baskısı altında<br />

yaşamayı, bencil bir hüznü, sorumluluğu<br />

sorguluyorum.<br />

Otele geldiğimde hâlâ gözlerimin önünde<br />

o fotoğraf... Kederle gülümseyen anne<br />

ve küçük bir çiçekle annesine “mutluluk<br />

buldum” dercesine bakan kızın karanlıkta<br />

yitişi…<br />

102 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

103


GAMBİYA<br />

104 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

105


ORADAYDIK<br />

Yazı: MURAT YILMAZ<br />

Fotoğraf: SUAT KILIÇ<br />

Kunta Kinte buradaydı:<br />

Gambiya<br />

106 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

107


İHH, dünyanın beş kıtasında ramazanın<br />

kardeşlik ruhu ile uzun bir yolculuğa çıktı.<br />

Amacımız 1 milyonu aşkın kardeşimizle bir<br />

nebze olsun kardeşlik terennüm edebilmek,<br />

dostlarımızı sevgiyle kucaklayabilmekti.<br />

İşte o kutlu kucaklaşmalardan biri de Afrika’nın<br />

en küçük ülkelerinden Gambiya’da<br />

bize nasip oldu.<br />

Gambiya 2 milyona varan nüfusu ve<br />

Afrika’nın batı uçlarından içlerine doğru<br />

Gambiya Nehri’ni takip eden sınırlarıyla<br />

Senegal’in küçük kardeşi gibidir. Aslında<br />

Senegal’den onları ayıran İngiliz sömürgecilerden<br />

başkası değil. Bu iki kardeş 1982<br />

yılında Senegambiya ismiyle bir araya gelmeyi<br />

denedilerse de 1989 yılında bu deneme<br />

başarısızlıkla neticelendi. İngilizler<br />

Fransa sömürge bölgesi Senegal’den ayırdıkları<br />

Gambiya’yı 1965’e kadar sömürmeye<br />

devam etti. Bizim ülke ziyaretimiz aynı<br />

zamanda ülkenin 50. bağımsızlık yılına<br />

denk geldi.<br />

Ülke genel itibarıyla tarım ve hayvancılık,<br />

aynı zamanda uzun ve geniş Gambiya<br />

Nehri’nin sunduğu balıkçılık imkânlarıyla<br />

ekonomisini ayakta tutmaya çalışsa<br />

da fakirlik her yerde hissediliyor. Modern<br />

balıkçılık yöntemleri kullanılsa belki de<br />

daha hızlı kalkınabilecek bir ülke Gambiya.<br />

Fakat böyle bir irade görünmüyor. Aynı<br />

zamanda uzun Atlas Okyanusu sahilleri<br />

de turizmi gelir kaynakları arasına sokuyor.<br />

Fakat bunlara rağmen evlerin ancak<br />

%35’inde elektrik ve %25’inde su bulunan<br />

Gambiya’nın önünde daha uzun bir yol olduğu<br />

açık.<br />

108 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

109


Gambiya köleliğe karşı sembol isimlerden<br />

olan ve 80’li yıllarda Türkiye’de de<br />

yayınlanan Kökler isimli bir TV dizisinin<br />

kahramanı Kunta Kinte’nin memleketi aynı<br />

zamanda. Kunta Kinte 1760 yılında henüz<br />

17 yaşındayken 100’e yakın Afrikalıyla birlikte<br />

elleri ve ayakları zincirlenip gemilere<br />

istiflenerek Amerika’ya götürülmüş.<br />

Dört asır boyunca Senegal’den Angola’ya<br />

kadar uzanan sahil şeridi boyunca<br />

köle ticareti yapan Batılılar için Gambiya<br />

önemli köle ticaret merkezlerinden biri<br />

olmuş. 100 milyona yakın Afrikalının hayatına<br />

mal olan köleleştirme süreci Batılılar<br />

nezdinde bir medenileştirme hareketi olarak<br />

gösterilmeye çalışılsa da gerçekte Batı<br />

medeniyetinin tıynetini ortaya koymakta.<br />

Köleleştirme/sömürgeleştirme süreci 19.<br />

yüzyılda Sanayi Devrimi’yle Batı’nın insan<br />

gücüne gereksinimi azalınca şekil değiştirerek<br />

misyonerlik çalışmalarıyla devam<br />

ettirilmeye başlanmış. 20. yüzyılın ortalarında<br />

Afrika devletlerine bağımsızlıkları<br />

verilse de yeni-kolonyalizm süreci bugün<br />

de devam etmekte.<br />

%95’ini Müslüman (Maliki mezhebinden)<br />

halkın oluşturduğu Gambiya’da<br />

misyoner örgütlerin çalışmaları gayet açık<br />

ve cüretkâr bir şekilde sürüyor. Katolik ve<br />

Protestan mezheplerine bağlı birçok örgütün<br />

yanı sıra Bapdist ve Metodist kiliseleri<br />

de onlarca çalışma ile Müslümanların dinlerini<br />

değiştirme uğraşında. İslam toplumunun<br />

ilgisizliği sadece Gambiya’da değil<br />

Afrika’nın tamamında misyoner örgütlerin<br />

adeta önünü açıyor. Karşılaştığımız<br />

kiliseler ve misyoner okulları bu durumun<br />

canlı delilleri olarak gittiğimiz her yerde<br />

karşımıza çıkıyor. Bu nedenle bir anlamda<br />

misyoner çalışmaların panzehiri niteliğindeki<br />

her çaba büyük önem arz ediyor. İHH<br />

olarak 2013’te açılışını gerçekleştirdiğimiz<br />

Hüseyin Sağın ve Ahmet Baş Camii’ni ziyaret<br />

ediyoruz. Bu ziyaret sırasında bölgedeki<br />

okul ihtiyacını da görüyor ve buradaki<br />

kardeşlerimize bir okul yaptırma sözünü<br />

veriyoruz. Zira 164 çocuğun tahtası ve masası<br />

olmayan küçücük bir sınıfta eğitim<br />

gördüğüne şahit olmak oldukça acı verici.<br />

Allah’ın izni ile sene bitmeden bir de okulları<br />

olacak kardeşlerimizin.<br />

Bu sene de bir cami ve bir Kur’an okulu<br />

açılışımız var Gambiya’da. Ramazan ayında<br />

bu güzel eserlerin açılışını yapmak hem bizim<br />

için hem de Gambiyalı kardeşlerimiz<br />

için müthiş bir moral oluyor. Uşşaki Vakfı<br />

Camii açılış programında camiyi dolduran<br />

cemaat bu güzel hediye için ellerini açıp<br />

dua ediyor. Açılış sonrası kesilen kurbanlar<br />

ayrıca bir sevinç havası oluşturuyor. Akabinde<br />

ise Of Gönülleri Kur’an Okulu’nun<br />

açılışını gerçekleştiriyoruz. Kardeş kuruluşumuzun<br />

başkanı Lamin Bey daha birçok<br />

kasaba ve şehirde cami ihtiyacı olduğunu<br />

hatırlatıyor.<br />

Gambiya’da dikkatimizi çeken hususlardan<br />

biri de kadınların tesettür anlayışının<br />

belki biraz sıcaktan biraz da fakirlikten olsa<br />

gerek, gerektiği gibi olmamasıydı. Ezan<br />

okunur okunmaz nerede olurlarsa olsunlar<br />

camiye koşan, misvak kullanma alışkanlığı<br />

zirve yapmış insanlar, aynı dikkati maalesef<br />

tesettüre riayette göstermiyorlar. Burada<br />

hanımlara uygun tesettür kıyafetleri hediye<br />

etmek ve aynı zamanda tesettürün nasıl<br />

olması gerektiğinin anlatımına ihtiyaç var.<br />

110 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

111


İHH olarak ortalama 8-9 nüfuslu<br />

olan ailelere kumanya dağıtımı<br />

gerçekleştiriyoruz. Kiang West’te<br />

275, Serakendo’da 275 ve Soranario’da<br />

100 aile olmak üzere toplamda<br />

650 aileyi ve 5.000’in üzerinde<br />

kardeşimizi ramazan kumanyalarıyla<br />

sevindiriyoruz. Gambiya’nın<br />

yetim çocuklarını da elbette unutmuyoruz.<br />

60 yetim yavrumuzun<br />

bayramlıklarını giydirmekten<br />

başka, onlara da ramazan gıda paketlerimizden<br />

hediye ediyoruz. Her<br />

bir ailemize ayrıca nakit yardımları<br />

yapıyoruz. Yetim ailelerimize<br />

zamanımız yettiği kadarıyla ev ev<br />

ziyarette bulunuyoruz. Sekiz çocuklu<br />

bir yetim ailesinin evlerinde<br />

yiyecek hiçbir şeylerinin olmadığını<br />

üzüntü ile gördükten sonra aileye<br />

uzun süre yetecek gıda ve nakit<br />

desteğinde bulunuyoruz. Çocukların<br />

annesi hanımefendi, ellerini<br />

ve gönlünü duaya açıyor. Rabbim<br />

kabul eylesin.<br />

Kısa Gambiya programımız<br />

ramazan ayının bereketi, müminlerin<br />

dualarıyla taçlanıyor. Dönüş<br />

yolunda zihnimizde daha yapacak<br />

çok işimiz olduğunun bilinci, gönlümüzde<br />

kardeşlerimiz var.<br />

112 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

113


VİETNAM<br />

114 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

115


ORADAYDIK<br />

Yazı ve Fotoğraf: OSMAN SAĞIRLI<br />

Kavanozdaki<br />

ölü bebekler ülkesi<br />

Vietnam<br />

116 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />

117


18.23<br />

Ho Chi Minh için iftar vakti<br />

94 milyonluk nüfusu ile dünyanın<br />

13. büyük ülkesi Vietnam’da 90 bin<br />

Müslüman yaşıyor. Buradaki<br />

Müslümanların İslamiyet ile<br />

şereflenmeleri Hz. Osman<br />

zamanına kadar uzanıyor.<br />

ABD’nin Vietnam’da kullandığı<br />

8o milyon litre Portakal gazı,<br />

üçüncü kuşakta bile derin izler<br />

bırakmaya devam ediyor.<br />

Dünyanın en yüksek bebek ölüm<br />

oranına ve en kalabalık özürlü<br />

nüfusuna sahip ülkesi olma<br />

unvanı Vietnam’a ait.<br />

118 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

119


Otuz yıllık savaş yorgunu ülkenin gün boyu<br />

mesai yapmaktan yorgun düşmüş pasaport<br />

görevlisi ile 13 saatlik uçak yolculuğundan<br />

bitap düşmüş biri olarak karşı karşıyayım.<br />

Pasaportu evirip çeviriyor ancak davet mektubu<br />

ve vizeyi göremiyor. “Yaklaş” komutu<br />

ile burnunun dibine kadar sokuluyorum.<br />

“Ne için geldin?”<br />

“Fotoğrafçıyım, turizm fotoğ... ”<br />

“Bekle biraz şurada!”<br />

Yanı başında bulunan zile basıyor. Koşturarak<br />

gelen görevliye pasaportumu uzatıyor…<br />

On dakika sonra pasaportum iki görevli<br />

eşliğinde tekrar bankoda, ben ise esas duruşta…<br />

“Ne kadar kalacaksın?”<br />

“Bir hafta.”<br />

“Sana üç ay oturum veriyorum. Bol bol<br />

fotoğraf çekersin!”<br />

Irak’ta dedelerimin ismini, Küba’da en<br />

son okuduğum kitabı, Litvanya’da kullandığım<br />

objektif markasını, Ürdün’de Erdoğan’ın<br />

halini hatırını bile sormuşlardı.<br />

Sosyalist bir ülke olarak sorularda zayıf<br />

kaldıklarını söylemeliyim.<br />

Onun adı da Ahmet Emin’miş... Bir fiş<br />

alıp taksi sırasına giriyoruz.<br />

Koca koca gökdelenlerin arasından süzülüyoruz.<br />

Binaların dışına boydan boya<br />

giydirilmiş ışıklı reklam panoları göz kamaştırıyor,<br />

hem de kapitalist ülkelerin en<br />

büyük firmalarının reklamları. Ellerinde<br />

silahlarla caddelerde volta atan, yeşil arabalarının<br />

içinden yolu dikizleyen askerler<br />

yok. Küba gibi her yerde heykeller; Suriye,<br />

İran, Ürdün gibi adım başı slogan tabelaları<br />

falan da yok. Burası mı sosyalist bir ülke?<br />

İftar saati biz taksideyken giriyor. Otele<br />

yerleşip doğruca Saygon’daki lokantalardan<br />

birine kendimizi atıyoruz. Uzakdoğu’nun<br />

bize çok uzak mutfağı ramazanda iyiden<br />

iyiye kendini hissettiriyor. Suda haşlanmış<br />

pilav ve yoldan geçerken kazana düşmüş<br />

otlarla ne iftar ne sahur kurtulur. Neyse ki<br />

Lübnan mutfağından yemekler varmış…<br />

BURASI MI SOSYALİST ÜLKE?<br />

Ramazan programları için geldiğimiz Vietnam’a<br />

kabul ediliyoruz. İşte yıllardır görmek<br />

istediğim Vietnam’a ayak basıyorum.<br />

Dışarıda alabildiğine yağmur.<br />

Çıtı pıtı insanların arasından bir el,<br />

isimlerimiz eşliğinde bizi kendine doğru<br />

çağırıyor...<br />

120 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

121


MOTORİSTAN DEMEK DAHA DOĞRU<br />

Sabah erkenden Ahmet Emin kapıya dayanıyor.<br />

“Kalkın gıda dağıtımına gidiyoruz!”<br />

Sokağa çıkmamızla kat kat giyinmiş abilerle<br />

ablalarla burun buruna geliyoruz. Şaşkınlığıma<br />

şaşıran Ahmet Emin açıklama yapıyor,<br />

“Burada size göre kışı yaşıyoruz. Bizde<br />

yağmurlu ve yağmursuz diye iki mevsim. Siz<br />

muson yağmurlarına yani kışa denk geldiniz!”<br />

27 derece sıcaklık, %90 nemde bir insan nasıl<br />

üşür ki? Termostatı bozulmuş bu insanların.<br />

Yol boyu sağımızdan solumuzdan motosikletler<br />

geçiyor. Kimi aynaların, kimi tamponların<br />

tozunu alıyor. Taksici periyodik aralıklarla<br />

korna ve frene basmaktan başka bir<br />

şey yapamıyor. Karınca sürüsü gibi öylesine<br />

kalabalıklar ki, insanın başı dönüyor. Ahmet<br />

neyle ilgilensem o konuya dair açıklama yapmaya<br />

başlıyor. “Bu ülkede 20 milyondan fazla<br />

motosiklet var. Bunlardan 5 milyon civarı 14<br />

milyon nüfuslu Saygon’da… Bir motosiklet<br />

1.000 dolardan başlayıp 7.000 dolara kadar<br />

çıkıyor. Şu yanımızdan geçeni 3.000 dolara<br />

alabilirsin.” Buradaki motosiklet sayısı dünyadaki<br />

141 ülkenin nüfusundan daha fazla.<br />

Motoristan diye ülke kurulsa nüfus olarak 56.<br />

sırada yer alır.<br />

Camı açıp bir iki kare fotoğraf alma girişimim<br />

Ahmet’i harekete geçiriyor. “Çantaya<br />

dikkat et, elini makinaya siper et, kafanı camdan<br />

uzatma! Ben öylesine söylüyorum sen<br />

kusura bakma. Burada Vietnamlı kadınların<br />

Fransızlardan peydahladığı gayrimeşru çocuklardan<br />

oluşan motor çetesi var. Yolda soymadıkları<br />

adam yok!”<br />

Ahmet, şu meşhur telefon markasının Vietnam<br />

sürümü siri uygulaması gibi. Sürekli bir<br />

şeyler anlatıyor. Memnun olmuyor da değilim...<br />

122 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

123


VİETNAM’IN İSTANBUL KÜLTÜR<br />

MERKEZİ<br />

Nihayet Jamiul Muslimun Mescidi’ndeyiz.<br />

Caminin önünde başörtülü küçük kızlar,<br />

takkeli çocuklar koşturuyor. Mescidin avlusunda<br />

oturan yaşlı kadın ve erkeklerle<br />

selamlaşıyoruz.<br />

Burası aynı zamanda Vietnam İslam<br />

Cemaati’nin de merkezi. Vietnam İslam<br />

Cemaati ülkedeki 90 bin Müslüman’ın tanınan<br />

tek temsilcisi olarak kabul ediliyor.<br />

Cemaatin lideri ise mütebessim, piri fani<br />

Hacı İdris İsmail amca. Ülke genelindeki<br />

64 caminin ihtiyaçları ve koordinasyonunu<br />

ekibiyle birlikte bu merkezden yürütüyor.<br />

Bir nevi Vietnam Diyanet İşleri<br />

Başkanı. Kimin neye ihtiyacı varsa ona ve<br />

arkadaşlarına koşturuyor. Müslüman ülkelerin<br />

neredeyse hepsiyle bağlantıları var.<br />

Yıllardır Vietnam’daki Müslümanlara<br />

kol kanat geren, onların ihtiyaçlarını karşılamaya<br />

özen gösteren İHH İnsani Yardım<br />

Vakfı, 2013 yılında yapımına başladığı<br />

dört katlı İstanbul Kültür Merkezi’ni<br />

2014 sonlarında bitirip teslim etmiş. 220<br />

bin dolara mal edilen; medrese ve kültür<br />

merkezi olarak tasarlanan bina içerisinde<br />

toplantı salonları, şer’i ilimlerin okutulacağı<br />

bir kültür merkezi ve 230 öğrencinin<br />

eğitim göreceği derslikler yer alıyor. Başta<br />

çocuklar olmak üzere her yaştan Vietnamlı<br />

burada dinî bilgi ve eğitimlerini<br />

alabiliyor.<br />

Hacı İdris İsmail bize medreseyi gezdirirken<br />

aşağıda da hummalı bir çalışma<br />

sürüyor. Türkiye’den hayırseverlerin İHH<br />

vasıtasıyla yaptıkları bağışlarla hazırlanan<br />

gıda kolilerinin dağıtımına geçiyoruz. İçerisinde<br />

pirinç, şeker, un, çeşitli soslar, hurma,<br />

süt, kahve, müsli, yağ, tuz, konserve,<br />

reçel, noodle olan gıda paketleri önceden<br />

hazırlanan listedeki isimlere tek tek veriliyor.<br />

Daha fazla yardıma ihtiyaç duyanlara<br />

ise gıda kolileri haricinde zarf içinde bir<br />

miktar para da veriliyor. Eş zamanlı olarak<br />

Ho Chi Minh City’ye bağlı 16 ve yine<br />

ülkenin güneyinde yer alan Engiya’daki 6<br />

olmak üzere 25 mescitte yardım dağıtımı<br />

yapılıyor, yani aynı anda 1.000 aileye gıda<br />

yardımı ulaştırılıyor.<br />

GÖNÜLLERE HİTAP VAKTİ<br />

İftara az bir zaman kaldı. Ahmet’in izinde<br />

Taybang Mahallesi’nin labirent şeklindeki<br />

sokaklarında ilerliyoruz. Hamur kokusunu<br />

yüzlerce metre uzaktan alırım; hele bir<br />

de ramazan ise bu, kilometrelere bile ulaşır...<br />

Tıpkı insanlar gibi evler de birbirine<br />

benziyor. Çin filmleri bu sokaklarda çekilmiş<br />

olmalı. Aniden sokaklardan birinden<br />

fırlayan motosiklet, feryat figan kaçışan<br />

tavuklar, duvarlara yapışıp ezilmemek için<br />

nefesini tutan insanlar. Bir köşe daha dönüyoruz<br />

sahne tamamen değişiyor. Sakallı<br />

amcalar, yaşmaklı teyzeler, camlarında<br />

“halal” yazan dükkânlar... Apartmandan<br />

bozma Anwar Mescidi’nin önünde tek sıra<br />

dizili sandalyelerde iftar saatini tespih çekerek<br />

bekleyen amcalar, yaramazlık yapan<br />

çocuklar, çamdan fırlayan terlikler... Bu<br />

insanlarla kesin bir akrabalığımız var...<br />

Fark edilmemizle birlikte Vietnamca, İngilizce,<br />

Arapça, velhasıl herkes gönlünce<br />

“hoş geldin” diyor.<br />

İHH’dan Ahmet Emin Dağ, iftar öncesi<br />

fakir ailelerin evlerinin kapılarını çalıyor,<br />

zarf içerisinde bir ramazan boyu yetecek<br />

kadar para yardımında bulunuyor.<br />

Yaşlıların hayır duasını alıyor. Ardından<br />

70 talebenin olduğu Kur’an kursunun ih-<br />

124 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

125


tiyaçları için bağış yapıyor. Tekrar mescitteyiz...<br />

Bir koşturmacadır gidiyor. Zemine<br />

serilen hasırların üzerine bir çırpıda<br />

birbirinden renkli meyvelerin olduğu<br />

tabaklar, hamur kızartmaları, bol kişnişli<br />

tavuk suyu çorba ve karpuz suyundan<br />

müteşekkil iftar menüsü döşeniyor. Önce<br />

mahallenin çocukları kapının yanındaki<br />

sofrada yerlerini alıyor, aralara gençler,<br />

başköşelere ise yaşlılar oturuyor. İmam<br />

selatu selamla duaya başlıyor... Tekbirler,<br />

tespihler, ümmete dualar, hayırseverlere<br />

dualar... Hep bir ağızdan amin nidaları<br />

yükseliyor.<br />

Ardından tok bir davul sesi mescidin<br />

duvarlarında yankılanıyor.. Saat 18.23,<br />

ramazanın en güzel anı geliyor. Hocanın<br />

Allah-u ekber nidalarıyla birlikte çocuk<br />

sesleri kaşık seslerine karışıyor, iftarlar<br />

açılıyor.<br />

VİETNAM’I NASIL BİLİRSİNİZ?<br />

Hani son dönemlerin moda bir yarışması<br />

var ya... “Yüz kişiye sorduk en popüler beş<br />

cevabı arıyoruz” diye... İşte Vietnam için<br />

de böyle bir soru sorulsa alınacak en popüler<br />

cevap şu olurdu herhalde, “Cephede<br />

kaybedilip Hollywood’da kazanılmaya çalışılan<br />

savaş”. Bugüne kadar Vietnam Savaşı’nı<br />

anlatan onlarca film izledim. Müfreze,<br />

Rambo İlk Kan, Günaydın Vietnam,<br />

Bir Zamanlar Askerdik, Şafak Harekatı,<br />

Veteran, Tünel Fareleri bunlardan bir çırpıda<br />

sayabildiklerim...<br />

Taa buraya kadar gelmişken bu filmlere<br />

konu olan alanları görmek istiyorum<br />

haliyle. Mihmandarımız olan Ahmet<br />

Emin’den rica ediyorum... Oruç ağız<br />

Saygon’a 70 kilometre mesafede, savaşta<br />

kullanılan yeraltı tünelleriyle tanınan Cu<br />

Chi kasabasına gidiyoruz. Sık ağaçlardan<br />

oluşan ormanlık bir alan. Cu Chi’deki tüneller<br />

bugün büyük bir turistik komplekse<br />

dönüştürülmüş. Öyle elinizi kolunuzu<br />

sallaya sallaya dolaşmanıza müsaade<br />

etmiyorlar tabii ki. Haki yeşil üniformalı<br />

rehberimiz nezaretinde adım adım alanı<br />

geziyoruz. Buranın önemi ise Amerikalılara<br />

büyük kayıplar verdiren noktalardan<br />

biri olması.<br />

Fransız, Japon ve Amerikan askerleri<br />

ile güney bölgesinde yıllarca savaşan<br />

Kuzey Vietnam kuvvetleri gizlice Güney<br />

Vietnam’a silah ve asker sevk ediyorlarmış.<br />

Kuzey Vietnam’da Hanoi’den yola çıkan<br />

askerler küçük orman yollarını kullanarak<br />

Saygon’a kadar geliyormuş, bu yola<br />

Kuzey Vietnamlı lidere ithafen “Ho Chi<br />

Minh Patikası” adı verilmiş. Amerikalılar<br />

Ho Chi Minh patikasından sevkiyatı durduramamış:<br />

Laos’u, Kamboçya’yı bombalamışlar,<br />

yola kimyasal silahlar atmışlar,<br />

patikanın çamurlu kalması için özel sıvılar<br />

üretip havadan ilaçlama yapmışlar ama<br />

nafile. Ho Chi Minh patikasının Güney<br />

Vietnam’da sonlandığı yer Cu Chi imiş. Bu<br />

yüzden kasabanın Viet-Kong için (Komünist<br />

Vietnamlılar) önemi büyükmüş. Cu<br />

Chi’yi savunmak ve her zaman bölgede<br />

adam bulundurmak için yeraltında yaşamak<br />

gibi çok ilginç bir yönteme başvurmuşlar.<br />

1960’ların başında Cu Chi’de küçük<br />

tüneller açılmaya başlanmış. 1965’te<br />

tünellerin toplam uzunluğu 200 kilometreye<br />

çıkmış ve içlerinde onlarca mutfak,<br />

yatakhane, hastane dahi yapılmış.<br />

Vietnamlıların kullandığı bubi tuzakları<br />

ve silahların tanıtılmasıyla başlayan<br />

turun en ilgi çekici yanı tüneller. Rehberimiz<br />

alanda gezerken otları ayağı ile eşeleyip<br />

tahta bir kapağı kaldırıyor. “İşte burası<br />

tünellerden birinin girişi.” diyor. Bir çırpıda<br />

28 santime 40 santim genişliğindeki<br />

delikten içeri girip çıkıyor. Sonra karınca<br />

yuvalarından birini gösterip mutfaktaki<br />

ateşin dumanının buradan çıktığını söylüyor.<br />

Ağzı geniş bir tünel girişinde rehberimiz<br />

“Buraya kadar gelmişsin içeriyi mutlaka<br />

gör.” diyerek beni ikna ediyor. Çinli<br />

grupla birlikte kapkaranlık tünele giriyorum.<br />

Tünel aşağı gittikçe daralıyor. Yarı<br />

eğilmiş bir şekilde başlayan yürüyüşümüz<br />

bir süre sonra kaz adımlarına dönüşüyor.<br />

200 metrelik tünelde dünyanın en<br />

uzun gününü geçiriyorum. Rehberimiz,<br />

“Tüneller üç kat. İki ve üçüncü katlarda<br />

sürünmek gerek.” diyor. Vietnamlılar insanı<br />

boğan bu daracık tünellerde yıllarca<br />

yaşamışlar, bu zorluklara katlanıp savaşan<br />

bir milleti yenmek elbette kolay değil.<br />

Amerikalılar Cu Chi tünellerine defalarca<br />

saldırmalarına, kimyasal gaz atma, su basma<br />

girişimlerine karşın kalıcı herhangi bir<br />

zarar verememişler. Hatta tünellerde operasyon<br />

yapsın diye 100 kişilik minyon tipli<br />

askerlerden oluşan “Tünel Fareleri” adını<br />

verdikleri bir operasyon timi bile kurmuşlar.<br />

Tünellerin içinin çok dar olmasının<br />

yanı sıra bubi tuzaklarıyla dolu olması nedeniyle<br />

içeri giren Amerikalılardan çoğu<br />

geri dönmemiş.<br />

BİR GAZ DİĞERİNİ HATIRLATTI<br />

Tünellerin ardından Amerikalıların sıktığı<br />

zehir nedeniyle mağdur olanların haklarını<br />

savunan Portakal Gazı Kurbanları<br />

Derneği’ne gidiyoruz. Zira buradaki mağdurlar<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yıllardır<br />

yakın takibinde. İHH gazdan etkilenen<br />

mağdurlara tıbbi ve maddi destekte<br />

bulunuyor.<br />

126 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

127


Derneğin Başkan Yardımcısı Nguyen Thi<br />

Phuong Tan, ABD askerlerinin ülkelerine<br />

dönmesinin üzerinden kırk yıl geçtiğini<br />

ama izlerinin hâlâ silinemediğini söylüyor.<br />

Phuong Tan, “Amerikan askerleri 1962’den<br />

1971’e kadar tam 20 milyon dönümlük<br />

ormanlık alana uçaklarla ‘Portakal gazı’<br />

olarak anılan ‘Agent Orange’ isimli zehirli<br />

maddeyi boca etti. Bidonların üzerindeki<br />

portakal rengi etiket nedeniyle bu ismi alan<br />

zehirli gaz, sıkıldığı bölgede her şeyi kuruttu.<br />

Ormanlık alanlarda komünist gerillaların<br />

saklanmaması için tam 80 milyon litre<br />

Portakal gazı kullandılar. Bu gaz dioxin.<br />

Doğada yok olmayan ve solunduğunda<br />

rahimde biriken zehir nedeniyle en az 400<br />

bin kişi hayatını kaybetti. 1 milyon sakat<br />

çocuk dünyaya geldi. Toplam 4 milyon insanın<br />

bu madde nedeniyle zarar gördüğünü<br />

tahmin ediyoruz. Dünyada en fazla özürlü<br />

Vietnam’da, bu sayı her geçen gün daha da<br />

artıyor.” diyor. Savaş bittikten sonra bölgede<br />

yapılan ölçümlerde topraktaki zehirli madde<br />

seviyesi kabul edilebilir miktarın 400 katı<br />

bulunmuş. Bu da çok yoğun kanser vakaları<br />

ve sakat doğumlar, ülkenin kullanılamayan<br />

dörtte bir toprağı demek. Phuong Tan’ın<br />

anlattığına göre, ABD yönetimi bölgede<br />

yaşanan ölümlerin, sakat doğumların ve<br />

hastalıkların kullanılan Portakal gazına<br />

bağlı olduğuna dair kanıt olmadığı iddiasıyla<br />

sorumluluktan kaçmış.<br />

128 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

129


KARANLIĞA<br />

Bu kaçış ta ki Vietnam’ın en uzun sahil<br />

şeridi olan Güney Çin Denizi’nde büyük<br />

petrol ve doğalgaz yatakları bulununcaya<br />

kadar sürmüş. Sonrasında Washington Hanoi<br />

ile yakınlaşmaya başlamış. Vietnamlılara<br />

çevre düzenlemesi ve sosyal hizmetler<br />

için 60 milyon dolar civarında para ödenmiş.<br />

ABD 43 milyon dolarlık bir proje daha<br />

geliştirerek, Portakal gazının izlerini silmek<br />

için topraklara yüksek ısı vermeye başlamış.<br />

2016’ya kadar 190 dönümlük alan temizlenecekmiş.<br />

Gerisi başka bahara...<br />

Portakal Gazı Kurbanları Derneği Başkan<br />

Yardımcısı Nguyen Thi Phuong Tan,<br />

“Temizleme kararı geç kalınmış, yetersiz<br />

ama önemli bir adım. Bizim beklentimiz<br />

ABD’nin tazminat ödemesi. Vietnam’da bu<br />

gazdan zehirlendikleri için tazminat davası<br />

açan kendi askerlerine 180 milyon dolar<br />

para ödedi. Ancak 4 milyon Vietnamlı adına<br />

açtığımız davalar reddedildi.” diyor.<br />

Dernekten çıkıp kimyasal silahtan etkilenen<br />

Vietnamlı çocukların ve gençlerin<br />

bulunduğu Saygon’daki Tu Du Doğum<br />

Hastanesi’ne geçiyoruz. Hastanenin üç katı<br />

özürlü çocukların rehabilitasyonu ve bakımı<br />

için ayrılmış. Hastane doktorlarından<br />

Nguyen Dac Mihn Chau, durumları oldukça<br />

kötü olan çocukların bulunduğu odaları<br />

tek tek dolaştırıyor. Bakmaya yürek dayanmıyor;<br />

kiminin gözü, kiminin kolu bacağı<br />

yok. Vücudu anormal yaralarla dolu hasta<br />

çocuklar, son demlerini yaşayanlar... Bu şekilde<br />

tam 67 hasta. Hastanenin son katındaki<br />

bir oda ise yaşananların tam bir özeti...<br />

Büyük boy yüzlerce kavanozun sıralandığı<br />

raflar ve içlerinde doğumdan hemen sonra<br />

veya anne karnında ölen ceninler. Kavanozların<br />

üzerinde ise doğum tarihi, anne<br />

adı gibi bilgiler.<br />

ABD YENİLDİ AMA VİETNAM DA<br />

KAZANAMADI<br />

Vietnam halkı 2. Dünya Savaşı sonunda 100<br />

yıldır sömürgesi durumunda olduğu Fransa’ya<br />

karşı çatışmaya başladı. 1954 yılına<br />

kadar süren çatışmalarda Fransız askerlerini<br />

ülkenin güney kesimlerine sürüp bağımsızlık<br />

ilan eden Komünistler, Fransızlarla<br />

vardıkları Cenevre Anlaşması gereği seçim<br />

yapmayı beklerken karşılarında Fransızlara<br />

destek için gelen ABD’lileri buldu. Rus<br />

ve Çin hâkimiyetindeki alanın Komünizm<br />

dalgası ile kontrolden çıkacağı endişesiyle<br />

ABD bölgeye güç yığdı. Savaşın 1963 ile<br />

1973 arasındaki dönemine katılan ABD’nin<br />

10 bin hava aracı tahrip edildi. 58 bin askerini<br />

kaybeden ABD, 300 binden fazla yaralı<br />

askerle ülkesine yenik olarak döndü. Vietnam<br />

ise 4 milyondan fazla insanını, dahası<br />

geleceğini kaybetti. Ama savaştan galip çıktı.<br />

ABD’nin Vietnam’ı Kore gibi Kuzey-Güney<br />

olarak bölüp Komünistleri ayırma planı<br />

tutmadı. Fiilen Kuzey Vietnam ve Güney<br />

Vietnam olarak bölünen ülke, 1975 yılında<br />

tekrar birleşti.<br />

BİR İSTEĞİMİZ DAHA VAR<br />

Vietnam hükümeti, Phurong 10 bölgesinde<br />

bulunan Müslüman mezarlığı dolunca Ho<br />

Chi Minh’te yeni mezar yeri talebini reddetmiş.<br />

Müslümanlara cenazelerini yakmak<br />

istemeleri halinde krematoryumdan<br />

faydalanabilecekleri aksi halde 280 kilometre<br />

mesafedeki Engiya şehrine götürüp<br />

orada defnetmeleri söylenmiş. Hal böyle<br />

olunca da donanımlı, soğutuculu bir cenaze<br />

aracına ihtiyaç hasıl olmuş. Normal bir<br />

aracın bile 40 bin dolardan başladığı bu ülkede<br />

Müslümanlar için böyle bir araç ciddi<br />

bir maliyet.<br />

GÖZ YUMMA!<br />

Katarakt kampanyası<br />

ile hedefimiz<br />

100.000<br />

Afrikalı insanın<br />

gözlerine ışık olmak !<br />

130 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />

131


ibadet<br />

Bu kurban da sizleri;<br />

iyiliğe, kardeşliğe ve<br />

bayram sevincine<br />

ortak olmaya çağırıyoruz.<br />

132<br />

İNSANİ YARDIM - 62. SAYI

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!