Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İHH İNSANİ YARDIM VAKFI’NIN ÜÇ AYLIK YAYIN ORGANIDIR. TEMMUZ ∆ AĞUSTOS ∆ EYLÜL 2015<br />
SAYI 62<br />
<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />
Nüfusunun yüzde 80’inin Hinduizm’e mensup olduğu Nepal’deki 1,5 milyon Müslüman birçok açıdan<br />
sahipsiz ve korumasız. Dinlerini yaşayıp anlatabilecekleri imkânlar da oldukça kısıtlı.<br />
Kurban 2015<br />
Emanetleri birebir elden<br />
ulaştırmak için 99 ülke ve<br />
bölgeye yola çıkıyoruz.<br />
Ramazan 2015<br />
Dünyanın 96 ülke ve bölgesinde<br />
yaklaşık 1 milyon 500 bin<br />
ihtiyaç sahibine ulaştık.<br />
Nepal İslam Merkezi<br />
Nepalli Müslümanlar<br />
için büyük bir İslam merkezi<br />
kuruyoruz.
Temmuz - Ağustos - Eylül 2015<br />
Sayı: 62<br />
Editörden<br />
İnsan Hak ve Hürriyetleri<br />
İnsani Yardım Vakfı adına sahibi<br />
Av. F. Bülent Yıldırım<br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Yakup Işık<br />
Editör<br />
Abdullah Kibritçi<br />
Yayın Koordinatörü<br />
Bekir Arslan<br />
Yazı İşleri<br />
Adil Kalkan<br />
Fotoğraf Editörü<br />
Burak Berberoğlu<br />
Tasarım ve Uygulama<br />
Hüseyin Aydemir<br />
Musahhih<br />
Ümmühan Özkan<br />
Kapak Fotoğrafı<br />
Halit Ömer Camcı<br />
Basım<br />
İhlas Gazetecilik A.Ş.<br />
Tel: (212) 454 30 00<br />
İletişim<br />
+90 212 631 2121<br />
info@ihh.org.tr<br />
www.ihh.org.tr<br />
Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu yoksulluktan<br />
kaynaklanan sıkıntılardan muzdarip. Sebepleri çok<br />
çeşitli olsa da adaletin tesis edilemeyişi yoksulluğun<br />
temel nedeni. Günümüzde Afrika’nın yaşadığı sıkıntılar<br />
yüzyıllardır kaynaklarının sömürülmesinden<br />
bağımsız değil. Sömürü düzeni, toplum üzerinde<br />
uzun yıllar silinmeyecek izler bırakıyor. Gasp edilen<br />
maddi değerler bir yana zorla köleleştirilen insanların<br />
geleceği de çalınmış oluyor. Nesilden nesile<br />
taşınan özgüven kaybı ülkelerin uzun yıllar ayağa<br />
kalkmasını engelliyor. İHH bu hassas duruma dikkat<br />
ederek çalışmalarını yürütüyor. Yapılan yardımlarda<br />
bölgenin kalkınması hedeflenirken bölge Müslümanları<br />
ile ünsiyet geliştiriliyor. İHH’nın her yıl<br />
dünyanın yaklaşık 100 bölgesine yaptığı yolculukları<br />
bu açıdan değerlendirmek gerek. Bu yolculuklarda<br />
bölge Müslümanlarının sıkıntıları ile ilgileniliyor.<br />
Dergimizin bu sayısına taşıdığımız İHH’nın hayata<br />
geçirmeyi planladığı Nepal İslam Merkezi Projesi bu<br />
bakışın bir meyvesi.<br />
Kurban bayramı dünyanın yalnız kalmış, unutulmuş<br />
Müslümanları ile buluşmak için yeni bir fırsat. İHH<br />
bu Kurban’da 99 ülke ve bölgeyi ziyaret edecek. Vekâletlerinizle<br />
kesilecek kurbanlıklar muhtaçlara ulaştırılacak.<br />
Bölgenin ihtiyaçlarını tespit eden ekiplerimiz<br />
yeni projeler hazırlayacak. Uzak diyarlarda garip<br />
kalmış Müslümanlara selamlarınızı iletecek. Kıtalar<br />
arasında kurulan bu köprüler onları unutmadığımızı<br />
gösterecek, kardeşlik bağlarımızı güçlendirecek.<br />
Geleceğe dair umutlar yeniden yeşerecek.<br />
Büyük Karaman Caddesi<br />
Taylasan Sokak No:3<br />
Fatih / İstanbul
Içindekiler<br />
6<br />
Kurban İbadet<br />
Paylaşmak Kardeşliktir<br />
66<br />
52<br />
Nepal İslam Merkezi<br />
İnşa Ediliyor<br />
Ramazanda Kardeşçe Paylaştık<br />
54<br />
62<br />
Nepal’deki Mekkeliler<br />
Nepal İslam Merkezi<br />
Yeni Müslüman Olanlar için<br />
Bir Yuva Olacak<br />
104<br />
114<br />
Kunta Kinte Buradaydı:<br />
Gambiya<br />
Murat Yılmaz<br />
Kavanozdaki Ölü Bebekler Ülkesi:<br />
Vietnam<br />
Osman Sağırlı
KURBAN<br />
Fotoğraf: Sedat Özkömeç<br />
KURBAN İBADET<br />
PAYLAŞMAK KARDEŞLİKTİR<br />
Bu bayram yine dünyanın farklı<br />
coğrafyalarındaki kardeşlerimizle<br />
kucaklaşıyoruz. Türkiye ile birlikte<br />
dünyada 99 ülke ve bölgede gönül<br />
dostu hayırseverlerimizin bağışladığı<br />
kurban emanetlerini sahiplerine<br />
birebir elden ulaştırıyoruz.<br />
Kurban vesilesiyle yeryüzüne dağılan<br />
İHH ekipleri, bu yıl da kendilerini<br />
dört gözle bekleyen kardeşlerine<br />
hem kurban emanetlerini<br />
ulaştırıyor hem de hayat koşullarını<br />
iyileştirmeye yönelik çeşitli projelerle<br />
destek olmaya devam ediyor.<br />
Cami, mescit, su kuyusu, eğitim<br />
merkezi, yetimhane ve benzeri birçok<br />
projenin temelleri bu ziyaretler<br />
sırasında atılıyor.<br />
6 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
7
Kurban bağışlarınız<br />
Türkiye ile birlikte 99 ülke ve bölgede<br />
muhtaçlara ulaşacak<br />
2014 KURBAN<br />
YOLCULUĞUNDA İHH<br />
BAĞIŞLARINIZLA<br />
BAYRAM ZİYARETLERİ<br />
VESİLESİYLE<br />
4KITADA<br />
376.000<br />
km<br />
YOL KAT EDEREK<br />
93<br />
ÜLKEDE<br />
221<br />
ŞEHRE ULAŞTI<br />
KESİLEN KURBANLARINIZ<br />
45.509 HİSSEYE<br />
ve<br />
227.545<br />
PAYA AYRILDI<br />
BU PAYLARDAN<br />
1.600.000<br />
İHTİYAÇ SAHİBİ<br />
FAYDALANDI<br />
YETİM ÇOCUĞA<br />
6.656<br />
BAYRAMLIK ELBİSE<br />
DAĞITILDI<br />
3<br />
KALICI ESERİN<br />
AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />
Her yıl olduğu gibi<br />
2015 Kurban Bayramı’nda da<br />
kıtalar aşıp milyonlarca<br />
ihtiyaç sahibine ulaşmak için yola çıkıyoruz.<br />
Dilerseniz<br />
siz de Kurban<br />
bağışlarınızı<br />
bu kervana<br />
katabilirsiniz.<br />
Kurban kesimi yapılacak<br />
ülke ve bölgeler:<br />
ORTADOĞU: Filistin, Irak, Kuzey Irak,<br />
KKTC, Lübnan (Lübnan-Filistinli mülteciler-Suriyeli<br />
mülteciler), Suriye, Ürdün,<br />
Yemen AFRİKA: Burkina Faso, Cibuti,<br />
Çad (Çad-Nijeryalı mülteciler -Orta Afrikalı<br />
mülteciler), Etiyopya, Fildişi Sahilleri,<br />
G. Afrika, Gambiya, Gana, Gine, Kamerun<br />
(Kamerun-Orta Afrikalı mülteciler), Kenya,<br />
Komor Adaları, Liberya, Malavi, Mali,<br />
Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya,<br />
Ruanda, Senegal, Sierra Leone, Somali,<br />
Sudan (Darfur-Kesele-Hartum), Tanzanya,<br />
Tunus, Uganda, Zimbabve ORTA ASYA ve<br />
KAFKASYA: Abhazya, Acara, Adıgey, Afganistan,<br />
Ahıska, Azerbaycan, Çeçenistan,<br />
Gürcistan, Kabardey Balkar, Karaçay Çerkes,<br />
Kazakistan, Kırgızistan, Kırım, Osetya,<br />
Özbekistan, Rusya-Astrahan, Tacikistan,<br />
Ukrayna BALKANLAR: Arnavutluk, Bosna-Hersek,<br />
Bulgaristan, Karadağ, Kosova,<br />
Macaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan<br />
(Preşova-Sancak) ASYA: Bangladeş<br />
(Bangladeş-Arakanlı mülteciler), Doğu Türkistan,<br />
Endonezya, Filipinler (Moro), Hindistan<br />
(Hindistan-Assam-Kerala-Cammu Keşmir),<br />
Kamboçya, Myanmar (Arakan), Nepal,<br />
Pakistan (Pakistan-Azad Keşmir), Sri Lanka,<br />
Tayland (Patani), Vietnam AMERİKA: Bolivya,<br />
Brezilya, Guyana, Haiti, Küba, Peru,<br />
Venezuela OKYANUSYA: Fiji, Vanuatu
Kurban bedelini İHH'ya<br />
nasıl ulaştırabilirsiniz?<br />
₺ 550<br />
Kurbanlarınız<br />
nasıl kesiliyor?<br />
Kurban kesimi için belirlediğimiz<br />
550 liralık kurbanlık bedelini vakfımıza<br />
ulaştırabileceğiniz yöntemler:<br />
KURBAN<br />
BAĞIŞLARI İÇİN<br />
1<br />
Kurbanlarını yüzlerce ülke ve bölgedeki kardeşlerine vekâlet<br />
yoluyla gönderen hayırseverlerimiz, kurban bedellerini<br />
İHH’nın banka hesap numaralarına havale, kredi kartı, posta<br />
çeki ile veya vakıf merkezine bizzat gelerek elden, internet üzerinden<br />
online bağış veya telefon vasıtasıyla ulaştırırlar.<br />
Ziraat Bankası: TR66 0001 0004 8802 1249 9450 07<br />
Halkbank: TR43 0001 2009 7540 0012 0100 80<br />
Albaraka Türk: TR16 0020 3000 0028 7839 0000 09<br />
Türkiye Finans: TR24 0020 6000 0400 3279 3000 01<br />
Kuveyt Türk: TR50 0020 5000 0009 9999 9000 01<br />
PTT Bank (posta çeki): 160 54 51<br />
EFT<br />
HAVALE<br />
Bu bankaların<br />
şubelerine giderek<br />
İHH’nın kurumsal<br />
tahsilat hesabından<br />
bağış ekranı ile<br />
havale masrafı olmadan<br />
kurban bedellerinizi<br />
yatırabilirsiniz.<br />
2<br />
3<br />
Gelen kurban bedelleri, bağışçıların talebi doğrultusunda,<br />
İHH tarafından kurban organizasyonu yapılacak ülkelerin<br />
ihtiyaç durumuna göre paylaştırılır.<br />
Kurbanlıklar, İHH görevlilerince, çalışma yapılacak ülke<br />
ve bölgelerde kurban ibadeti için gerekli kriterlere uygun<br />
olarak satın alınır.<br />
Büyük Karaman Cad. Taylasan Sok. No: 3<br />
Fatih/İstanbul<br />
4<br />
Kurban Bayramı’nın birinci günü, kurbanlıklar bayram<br />
namazı akabinde İslami usullere göre kesilir.<br />
0212 631 2121<br />
online.ihh.org.tr<br />
İHH Online Bağış sitesinden kurban bedelini<br />
ödeyebilir ve kurbanlarınızın nerede<br />
kesildiğini görebilirsiniz.<br />
Bu bayramda da<br />
yetimleri sevindirebilirsiniz.<br />
Her bayram olduğu gibi bu bayramda da<br />
yetimlerimizi maddi olarak destekleyebilir, on<br />
binlerce yetimin bayram sabahına yeni kıyafetleriyle<br />
uyanmasına vesile olabilirsiniz.<br />
5<br />
6<br />
Bayramlaşmanın ardından kesilen kurbanlar paylara<br />
bölünerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.<br />
Kurban kesimleri tamamlandıktan sonra İHH, kurban<br />
sahiplerine kısa mesaj yoluyla kurbanın kesildiğine dair geri<br />
bildirimde bulunur.<br />
Bir çocuğun bayramlık giysi bedeli<br />
80 liradır.
KURBAN<br />
Kurban emanetleriniz<br />
2014 yılında<br />
1 milyon 600 bin<br />
ihtiyaç sahibine ulaştı<br />
Hayırseverlerimizin bağışlarıyla geçtiğimiz yıl,<br />
bayram bereketini dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç<br />
sahiplerine ve kimsesizlere taşıdık. 2014 yılı Kurban Bayramı’nda<br />
4 kıtada 93 ülke ve bölgeye ulaştık.<br />
Fotoğraf: Abdullah Kibritçi
KURBAN<br />
Geçtiğimiz kurban, gönüllü ve vakıf çalışanlarından<br />
oluşan ekiplerimiz, bayram boyunca 7.353’ü yurt içinde<br />
olmak üzere 45 bin 18 kurban hissesini yaklaşık 1 milyon<br />
600 bin ihtiyaç sahibine ulaştırdı. Suriye, Filistin,<br />
Irak, Lübnan, Ürdün, Patani, Arakan, Moro, Pakistan,<br />
Afganistan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Somali gibi<br />
kriz ve savaş bölgeleri, kurban yardımlarını ulaştırmada<br />
öncelik verdiğimiz bölgeler oldu.<br />
Bizleri bekleyen kardeşlerimize hem kurban emanetlerini<br />
teslim ettik hem de hayata geçirdiğimiz çeşitli<br />
projelerle destek olduk. Kurban çalışmamız sırasında<br />
birçok bölgede cami, mescit, su kuyusu, eğitim merkezi,<br />
yetimhane ve benzeri çok sayıda projenin temellerini<br />
attık, tamamladığımız eserlerin açılışını gerçekleştirdik.<br />
Fotoğraf: Orhan Dede<br />
14 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
15
KURBAN<br />
AFRİKA KITASINDA<br />
BAYRAM COŞKUSU<br />
İç karışıklıkların, sömürgeciliğin ve iklim koşullarının neden olduğu birçok sorunla boğuşan<br />
ve imkânsızlıklar içinde kendi geleceğini kurma mücadelesi veren Afrika kıtasına geçtiğimiz<br />
yıl da kurban yardımları ulaştıran İHH, ihtiyaç duyulan birçok ülkede kurban organizasyonu<br />
gerçekleştirdi. Afrika kıtasında 2014 Kurban’ında Nijer, Somali, Mali, Gana, Sudan, Etiyopya,<br />
Çad, Burkina Faso, Tanzanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Burundi, Cibuti, Kamerun,<br />
Bolivya, Lesotho, Mozambik, Svaziland, Zimbabve, Gambiya, Gana, Kenya, Malavi, Mali,<br />
Moritanya, Nijer, Ruanda, Sierra Leone ve Uganda’da kurban çalışmalarında bulunan<br />
vakfımız, bağışçılarımızın emanetlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.<br />
YIKILAN GAZZE’DE BAYRAM<br />
İHH’nın her yıl gerçekleştirdiği kurban çalışmalarında Filistin ve Gazze öncelik verilen bölgelerin<br />
başında geliyor. Gazze, 2014 yılı Ramazan ayında başlayan ve yaklaşık iki ay süren İsrail saldırıları<br />
sonucu geçtiğimiz Kurban Bayramı’na büyük bir yıkımla girdi. Bu dönemde Gazze’de 578’i çocuk<br />
2.000’in üzerinde insan hayatını kaybederken on binlerce ev hasar gördü; hastaneler, okullar<br />
bombalandı ve şehrin altyapısı tahrip edildi. İHH olarak saldırıların hemen akabinde başlattığımız<br />
yardım kampanyalarımızın yanı sıra Kurban Bayramı’nda da bölge halkının yanında olduk.<br />
2014 Kurban’ında bölgedeki ihtiyaç sahipleri için toplamda 6.589 hisseyi hayırseverlerimizin<br />
desteğiyle Filistin ve Gazze’deki yaklaşık 250.000 kişiye ulaştırdık.<br />
<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />
İLE BAYRAM<br />
Nüfusunun %80’ini Hinduların oluşturduğu Nepal, dinleri sebebiyle<br />
insanların ayrımcılığa maruz kaldığı bir ülke. En yaygın dinlerin Hinduizm<br />
ve Budizm olduğu ülkede iki milyona yakın Müslüman yaşıyor.<br />
Hinduizm’den İslamiyet’e geçenlerin toplumdan dışlandığı ve aileleri<br />
tarafından sokağa atıldığı Nepal’de, Müslümanlar ülkedeki en yoksul grubu<br />
oluşturuyor. Hayırseverlerimizin kurban emanetlerini geçtiğimiz Kurban<br />
Bayramı’nda Nepal Müslümanlarına ulaştıran İHH ekibi, ülkede 120<br />
büyükbaş hayvan kesimi gerçekleştirdi. Ülke Müslümanlarının %95’inin<br />
yaşadığı Biratnagar’a giden ekibimiz, kesimlerden sonra kurban yardımlarını<br />
ihtiyaç sahiplerine ve mağdurlara ulaştırarak Müslüman halkın bayram<br />
sevincine ortak oldu.<br />
16 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
17
Fotoğraf: Selim Şevkioğlu<br />
PATANİ’YE<br />
KURBAN YARDIMLARI<br />
5 milyona yakın Müslüman’ın zor şartlar altında hayata<br />
tutunmaya çalıştığı Patani, Tayland sınırları içerisinde Malay<br />
ırkına mensup Müslümanların yaşadığı bir bölge. Bölgede<br />
gıda yardımları yanı sıra yetim çalışmaları ve çeşitli kalıcı projeler<br />
yürüten İHH, geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği kurban organizasyonunda<br />
Patanili Müslümanların bayram sevincine ortak oldu.<br />
Patani’deki kurban organizasyonunda hayırseverlerimizin<br />
bağışlarıyla 110 büyükbaş hayvanın kesimi yapılarak<br />
ihtiyaç sahibi ailelere dağıtıldı.<br />
18 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
19
KURBAN<br />
HEDİYE ETTİĞİNİZ BAYRAMLIKLAR<br />
6.656 YETİMİN SEVİNCİ OLDU<br />
Anadolu’da<br />
32 il ve ilçede<br />
kurban<br />
organizasyonu<br />
Geçtiğimiz bayram da bağışçılarımızın<br />
vekâletleriyle<br />
kesilen kurban emanetlerini<br />
yurdumuzun dört bir yanındaki<br />
ihtiyaç sahiplerine<br />
ulaştırdık. 2014 Kurban<br />
Bayramı’nda Türkiye’de 32 il<br />
ve ilçe merkezinde kurban<br />
organizasyonu düzenledik.<br />
Yoğun bir programla gerçekleştirdiğimiz<br />
çalışmalarda<br />
ekiplerimiz 7.353 adet hisse<br />
kurbanı başta Diyarbakır,<br />
Şanlıurfa, Gaziantep, Adana,<br />
Adıyaman, Erzurum ve Van<br />
olmak üzere yurt içindeki<br />
muhtaçlara ulaştırdı.<br />
Balkanlara<br />
1.627 kurban<br />
hissesi ulaştırdık<br />
Her yıl olduğu gibi 2014<br />
Kurban Bayramı’nda da<br />
hayırseverlerimizin kurban<br />
emanetlerini Balkanlardaki<br />
Müslümanlara ulaştırdık ve<br />
bayram bereketini bölgedeki<br />
ihtiyaç sahipleri, yetimler ve<br />
kimsesizlerle birlikte yaşadık.<br />
Makedonya, Bosna-Hersek,<br />
Arnavutluk, Sancak, Bulgaristan,<br />
Romanya ve Kosova’da<br />
gerçekleştirdiğimiz kurban<br />
çalışmalarımızda bölge Müslümanlarının<br />
bayram coşkusuna<br />
ortak olduk, vakfımızın<br />
bölgede hayata geçirdiği<br />
projeleri gözlemleme imkânı<br />
bulduk. Balkanlarda farklı<br />
ülkelerde toplam 1.627 hisse<br />
kurban emanetini ihtiyaç<br />
sahiplerine ulaştırdık, bölge<br />
Müslümanlarıyla çeşitli buluşmalarda<br />
bir araya geldik<br />
ve coğrafyada yaşanan genel<br />
sorunlarla ilgili fikir alışverişinde<br />
bulunduk.<br />
Suriye’de<br />
saldırılar altında<br />
bayram<br />
Yaklaşık beş yıldır saldırı<br />
ve katliamlara maruz kalan<br />
Suriye halkı geçtiğimiz yıl<br />
yokluk ve çaresizlik içinde<br />
dördüncü Kurban Bayramı’nı<br />
geçirdi. Saldırıların ilk<br />
gününden bu yana Suriye<br />
halkına destek olan İHH, hayırseverlerimizin<br />
bağışlarıyla<br />
savaş mağdurları için hayata<br />
geçirdiği projelerine yenilerini<br />
eklemeye devam ediyor.<br />
Sağlık, gıda, barınma, giysi<br />
gibi temel ihtiyaçların yanı<br />
sıra eğitim, rehabilitasyon<br />
gibi alanlarda da Suriye halkının<br />
mağduriyetini gidermeye<br />
yönelik gerçekleştirilen<br />
yardım çalışmaları, geçtiğimiz<br />
Kurban Bayramı’nda da<br />
devam etti. Suriye’de 10 ayrı<br />
noktada 3.205 kurban hissesi<br />
ekiplerimiz tarafından İdlip,<br />
Halep, Hama, Humus, Şam<br />
gibi saldırıların yoğun olduğu<br />
bölgelerdeki ihtiyaç sahibi<br />
ailelere ulaştırıldı.<br />
2014 yılı Kurban Bayramı’nda dünyanın farklı bölgelerinde çeşitli<br />
desteklerle yetimleri sevindirmeye çalıştık ve onların bayram coşkusuna<br />
ortak olduk. Geçtiğimiz bayram Türkiye’nin birçok ili başta olmak üzere<br />
farklı ülkelerdeki yetim çocuklarımıza bayramlık kıyafetler hediye<br />
ederek yüzlerini güldürmeye gayret ettik. 2014 kurbanında ayrıca<br />
Suriyeli 300 yetimimiz hayırseverlerimizin gönderdiği harçlıklarla<br />
bayrama neşe içinde girerken Balkanlardaki yetimlerimizi de<br />
unutmadık ve Makedonya’da 250 yetim ailesine<br />
kumanya desteğinde bulunduk.<br />
20 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
21<br />
Fotoğraf: M. Akif Güler
ORADAYDIK<br />
ÇOCUKLARIN<br />
BALON SEVİNCİ<br />
Yusuf Armağan, Nepal / 2007<br />
Kurban kesimi için her şey hazır. Hayvanlar kesim<br />
için sıraya konulmuş, kasaplar büyük bıçaklarını<br />
hazırlamış. Organizasyon tam anlamıyla kusursuz.<br />
Kurbanlık hayvanların hangi haneye ne kadar<br />
ölçülerde dağıtılacağı önceden belirlenmiş durumda.<br />
Paylarını almak için bekleyen bir kalabalık<br />
mevcut. Buraya gelemeyecek olanların ise evlerine<br />
servis yapılacak. Meydandakilerle bayramlaşıyoruz<br />
önce. Duygu yüklü konuşmalar yapıyorlar.<br />
Kesim başlıyor. Besmeleyi ve tekbiri tekrarlamaya<br />
başlıyoruz. İlk kan toprağa düştüğünde sevinç<br />
kaplıyor yüreğimizi. Boğazlanan her hayvanın başına<br />
üç kişi geçip hayvanı hiçbir zayiata meydan<br />
vermeden parçalamak için kolları sıvıyor. Çocuklar<br />
biraz geriden izliyorlar olan biteni. Onlar için<br />
hazırladığımız balonları veriyoruz ellerine. Balonu<br />
ilk kez görüyor hemen hepsi, ne olduğunu bile<br />
bilmiyorlar. Şişiriyoruz ve öyle veriyoruz bu kez<br />
ellerine. Hoşlarına gidiyor rengârenk balonlar. Şişirmekten<br />
yorulunca, içlerinden biraz büyük olanlarına<br />
görev veriyoruz “şişir” diyerek. Şişiriyorlar<br />
ve arkadaşlarına veriyorlar balonları. Balonun buradaki<br />
adı birdenbire “şişir” olarak kalıyor. “Şişir”<br />
aşağı, “şişir” yukarı oynaşıyor çocuklar.<br />
1,5 MİLYON<br />
MÜSLÜMANLA<br />
BAYRAM NAMAZI<br />
Hanife Gökdemir, Etiyopya / 2007<br />
Bayram sabahı, tekbir ve tehlillerle<br />
uyanıyoruz. Kadın erkek, çoluk çocuk,<br />
yaşlı genç demeden tüm Müslümanlar<br />
en renkli kıyafetlerini giymiş, seccadelerini<br />
omuzlarına veya başlarına almış,<br />
şehrin stadyumuna doğru yola koyulmuştu.<br />
Hepsinin dudaklarında aynı<br />
mırıltı, sokaklardan meydana doğru sel<br />
gibi akıyorlardı. Biz de arabalarımıza<br />
atlayıp Addis Ababa Stadyumu’na doğru<br />
yola koyulduk. Çok büyük bir kalabalık.<br />
Yaklaşık 1,5 milyon Müslümanla<br />
bayram namazı kıldık. Muhteşem bir<br />
manzara. Onlarla birlikte namaz kıldığımızı<br />
gören Müslüman hanımlar yanımıza<br />
geliyor, selamlaşıyoruz. Allah’ın<br />
selamı renklerdeki farklılıklara rağmen<br />
parolamız oluyor, yüzlere sıcak bir gülümseyiş<br />
yayılıyor. Namazdan hemen<br />
sonra, insanlar seccadelerini toplayıp<br />
evlerine geri dönüyorlar ve ziyaretleşmeler<br />
başlıyor. Dağılırken, kalabalığın<br />
arasında kayboluyoruz. Rastladığımız<br />
erkek çocuklara takke, kız çocuklarına<br />
da başörtüsü hediye ediyoruz. Ümmetin<br />
selamını Etiyopyalı kardeşlerimize<br />
iletiyoruz.<br />
-20 DERECE’DE<br />
KURBAN<br />
Ümit Sönmez, Tataristan / 2007<br />
Kurban çalışmaları için gittiğimiz Kazan şehrinde yakın bir köye gidiyoruz. Burada neredeyse<br />
tüm evler ahşaptan yapılmış ve hepsinin kendine has bir mimarisi var. Köye gelirken yol koşulları<br />
ve soğuk yüzünden oluşan buz bizi oldukça zorluyor. Doğrusu akşam aynı yoldan dönebileceğimiz<br />
konusunda ciddi endişelere düşüyorum. Kurbanlar kesilirken sıcaklık -20 dereceye kadar<br />
düşüyor. Açık alanda rüzgârın da etkisiyle durum daha da zorlaşıyor. Tatar dostlarımız üşüdüğümü<br />
gördüklerinde “Hava sıcak, neden üşüyorsun? Normalde şimdi -40 derece olması lazım.”<br />
diyerek bana takılmadan edemiyor. Kurban kesim işlemi bittikten sonra Kazan’a doğru yola çıkıyoruz<br />
çünkü akşam trenine yetişerek Moskova’ya dönmemiz gerekiyor. Gelirken korktuğum şey<br />
dönerken başımıza geliyor ve kara saplanıyoruz. Yaklaşık yarım saatlik zorlu bir uğraştan sonra<br />
yola çıkabiliyoruz ve 20.40’taki trene ancak yetişiyoruz.<br />
BEYAZ TAKKELER,<br />
BEYAZ TESETTÜRLER<br />
Murat Yılmaz, Liberya / 2009<br />
Murat Yılmaz / 2012<br />
Bayram sabahı; yani tüm yoksulluklarımıza, kanayan<br />
yaralarımıza rağmen sevinme, coşkuyla bayramı bayram<br />
etme zamanı… Konakladığımız mekândan ayrılıyor<br />
ve futbol sahasına doğru yola çıkıyoruz. Camiler<br />
yeterli olmadığından Müslümanlar bayram namazlarını<br />
kadın erkek, yaşlı genç Monrovia’da toprak bir<br />
futbol sahasında eda ediyor. Biz de adım adım oraya<br />
doğru ilerliyoruz. Bugün sanki tüm sokaklar buraya<br />
akıyor, tüm randevular bayram namazına verilmiş. Turuncular,<br />
yeşiller, maviler ama en çok beyazlar içindeki<br />
siyah tenler başlarında beyaz takkeler, beyaz tesettürler<br />
en kıymetlilerini, çocuklarını unutmadan bayram namazı<br />
için yürüyorlar. Arapça ve İngilizce okunan hutbeler<br />
bambaşka bir hava oluşturuyor şüphesiz. Bayram<br />
namazı ve akabinde edilen dualar özelde Liberya’daki<br />
kardeşlerimiz genelde ise ümmetin tüm evlatları için<br />
oluyor. Bayramlaşıyoruz, kucaklaşıyoruz… Sonra bayramı<br />
bize hediye edene şükrediyoruz.<br />
22 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
23
ORADAYDIK<br />
CAMİLERİNİ<br />
TAMİR ETMELERİ ve<br />
EV YAPMALARI YASAK!<br />
Abdullah Kibritçi, Arakan / 2014<br />
Türkiyeli bağışçıların kurban emanetlerini ulaştırmak için 2014 Kurban Bayramı’nda<br />
Arakan’ın başkenti Sittwe’ye ulaştığımızda bizi Müslümanlardan<br />
arındırılmış bir şehir karşıladı. Kendi şehirlerinden, evlerinden kovulan Müslümanlar<br />
adeta kamplara hapsedilmişti. Kamplarda ve köylerde yaşayan Arakanlılar<br />
için hayat tahammül edilemez durumdaydı. Medrese ve mescit yapmaları<br />
ve var olan yapıları tamir etmeleri 20 yıl önce yasaklanmış. Arakanlı<br />
çocukların ortaokuldan sonra okumasına izin verilmemiş. Beton evler yapmaları<br />
yasak olan Müslümanlar evlerini ahşaptan yapmak zorunda. Devlete<br />
ait kabul edilen bu ahşap evler kaza sonucu yanarsa ev sahibi devletin evini<br />
yakmaktan altı yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Bu ve benzeri şartlarda<br />
yaşayan Müslümanların sıkıntılarını bir nebze giderebilmek için bayram<br />
boyunca elimizden geleni yaptık. Bayram öncesi Kurbanlık satın alım işlemlerini<br />
tamamlayıp bayram günü Kurbanlıkları kesip payları muhtaç ailelere<br />
ulaştırdık. Böylelikle diğer mülteci kampları da dâhil olmak üzere 2014 yılında<br />
15 bin Arakanlı Müslüman İHH’nın kurban yardımlarından faydalandı.<br />
SABAHADDİN AMCA’NIN<br />
GÖZ YAŞLARI<br />
Hamdi Arslan, Bulgaristan / 2007<br />
Kurban çalışmaları için bulunduğumuz Bulgaristan’ın Montana şehrinde ikindi namazımızı<br />
kılarken yanımıza gelen yaşlı Türklerden Sabahaddin Amca’nın secdede hüngür hüngür ağlamasını<br />
unutamıyorum. Kendisi 20’li yaşlarındayken casusluk ve Türkiye’ye kaçmak istediği<br />
gibi gerekçelerle idama mahkûm olmuş, yıllarca cezaevinde kalmış, sonra beraat etmiş, işçilikten<br />
emekli olmuş birisi. Namazdan sonra kalkıp: “Ne olursunuz, buradaki şu yıkık camimizin<br />
tamirine yardımcı olun, orayı yaparsanız ben caminin bekçisi olurum, hizmetçisi olurum, ne<br />
olur buraya destek olun da yapılsın, ibadet başlasın.” şeklindeki sözlerinden sonra hararetle<br />
bizleri kucaklamasını da unutmak mümkün değil.<br />
24 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
25
SURİYE<br />
SURİYE YARDIMLARI<br />
KOORDİNASYON<br />
MERKEZİ YENİDEN<br />
İNŞA EDİLİYOR<br />
Suriye halkı aralıksız süren çatışmalar nedeniyle<br />
zor durumda. Son dört yılda 300<br />
bin insan hayatını kaybetti. İHH, saldırıların<br />
başladığı ilk günden itibaren Suriyeli<br />
mültecilere yardım ulaştırıyor. Yardımların<br />
koordinasyonu için Kilis ve Reyhanlı’da iki<br />
ayrı lojistik merkezi kuruldu. Günlük 15-20<br />
yardım TIR’ının Suriye içerisindeki mülteci<br />
kamplarına gönderildiği Reyhanlı’daki merkezde<br />
30 Temmuz 2015 tarihinde büyük bir<br />
yangın çıktı. 2013 yılında 23 dönüm arazi<br />
üzerine inşa edilen merkezde çıkan yangının<br />
ardından gıda, sağlık, giysi ve diğer yardım<br />
malzemelerinin sevkiyatının yapıldığı 24<br />
bin tonluk depolar kullanılamaz hale geldi.<br />
Reyhanlı’daki merkezde bulunan ve günde<br />
170 bin ekmek üreten fırın da alevler içinde<br />
kaldı. Yangın sebebiyle kullanılamaz hale gelen<br />
fırında mülteciler için bu güne kadar 200<br />
milyon ekmek üretildi.<br />
İHH Suriye yardımları koordinasyon<br />
merkezleri aracılığıyla bugüne kadar 1 milyon<br />
kişiye gıda, 600.000 kişiye giysi, 257.500<br />
kişiye eğitim ve 444.500 kişiye sağlık yardımı<br />
ulaştırıldı. İHH’nın Suriye içerisinde inşa<br />
ettiği çadır ve konteyner kentlerde 50.000<br />
kişi yaşıyor.<br />
İHH, yardım bekleyen milyonlarca ihtiyaç<br />
sahibinin zor durumda kalmaması adına<br />
fırın ve lojistik depolarını yeniden hizmete<br />
açmak için var gücüyle çalışıyor. Destekçileri<br />
sayesinde yakın zamanda fırın ve depoların<br />
yeniden hizmete girmesi planlanıyor.
SURİYE<br />
MOBİL FIRINIMIZ<br />
REYHANLI’DA EKMEK<br />
ÜRETMEYE BAŞLADI<br />
İHH’nın Reyhanlı’daki Suriye Çalışmaları<br />
Lojistik ve Koordinasyon Merkezi’nde çıkan<br />
yangının ardından tamamen kullanılmaz<br />
hale gelen fırının yerine mobil fırın devreye<br />
girdi. Reyhanlı’daki koordinasyon merkezinde<br />
çalışacak olan mobil fırında günlük<br />
yaklaşık 20 bin ekmek üretilerek ihtiyaç sahibi<br />
Suriyelilere dağıtılacak.<br />
AFAD’TAN İHH’YA<br />
DESTEK ZİYARETİ<br />
Suriye Çalışmaları Lojistik ve Koordinasyon<br />
merkezinde çıkan yangının ardından AFAD<br />
Hatay il temsilciği ekipleri İHH’ya geçmiş<br />
olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette AFAD<br />
Hatay İl Müdürü Halil Aykut, İHH’nın Türkiye’nin<br />
dünya ile kopan bağını yeniden kurmakta<br />
en önemli kuruluşlardan biri olduğunu<br />
ifade ederek Reyhanlı’da yeni kurulacak<br />
olan depo ve fırına destek vereceklerini ifade<br />
etti. İHH Suriye Çalışmaları Koordinatörü<br />
Erhan Yemelek de AFAD’ın ziyaretinden<br />
duyduğu memnuniyeti dile getirerek desteklerinden<br />
dolayı teşekkür etti.<br />
28 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
29
SURİYE<br />
Minik Kalpler<br />
Çocuk Yaşam Merkezi<br />
SURİYELİ YETİMLER İÇİN<br />
REYHANLI’DA DEV YAŞAM MERKEZİ<br />
Projesi İHH tarafından hazırlanan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Katarlı<br />
yardım kuruluşu RAF iş birliğiyle Suriyeli yetim çocuklar için Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde<br />
inşa edilecek olan Minik Kalpler Çocuk Yaşam Merkezi’nin temeli düzenlenen törenle<br />
atıldı. Törene Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, İHH<br />
yönetim kurulu üyeleri, Katar RAF yetkilileri, Hatay Vali Yardımcısı, Reyhanlı<br />
Kaymakamı, Reyhanlı Belediyesi Başkanı ve çok sayıda davetli katıldı.<br />
Törende konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, gayriresmi Başkanı Bülent Yıldırım,<br />
gayrıî rakamlara göre dünyada 400 milyonu aşkın yetim olduğunu belirterek, “Bizim için<br />
yetimin dini, dili, ırkı yoktur; bugün gücümüz yetimlerin hangi ihtiyacını karşılamaya<br />
yetiyorsa bunu gerçekleştirmek zorundayız.” şeklinde konuştu. Aile ve Sosyal Politikalar<br />
Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek ise bakanlık ile İHH arasında 11 Haziran<br />
2015 tarihinde Suriyeli çocuklara yönelik yaşam merkezi açılması amacıyla bir iş birliği<br />
protokolünün imzalandığını belirterek, “Protokol kapsamında İHH, Suriyeli çocukların<br />
barınabilmesi için bir hizmet binası inşa edecek ve bu binanın hizmet sunmaya hazır hale<br />
getirilmesini sağlayacaktır. Bakanlığımız ise İl Müdürlüğümüz aracılığı ile ihtiyaç<br />
duyulacak her türlü mesleki ve idari desteği sunacaktır.” dedi.<br />
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde hayata<br />
geçirilmesi planlanan Minik Kalpler Çocuk<br />
Yaşam Merkezi ile savaş mağduru 1.560 Suriyeli yetimin<br />
sağlıklı ve güvenli bir şekilde yetiştirilmesi için uygun<br />
ortamların hazırlanması amaçlanıyor. Gerçekleşecek<br />
olan projeyle yetim çocukların temel eğitim, sağlık<br />
ve rehabilitasyon ihtiyaçları da karşılanacak. Bunun<br />
için merkez içerisinde sosyal alanlar ve rehabilitasyon<br />
birimi inşa edilecek. Kız ve erkek yetimler için iki ayrı<br />
bölümden oluşacak merkezde kız yetimler için<br />
31, erkek yetimler için de 34 olmak üzere<br />
toplam 65 adet ev yer alacak.<br />
30 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
31
SURİYE<br />
SURİYE’DEKİ ÇADIR KENTLER<br />
KONTEYNER KENTE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR<br />
İHH, Katarlı yardım kuruluşu RAF ile birlikte Halep’te bulunan Bab-un Nur ve<br />
İman çadır kentlerini konteyner kente dönüştürüyor. Geçtiğimiz temmuz ayında 800 adet<br />
konteyner kurulumunun yapılacağı Bab-un Nur Çadır Kenti’nin temeli atılırken yapımı<br />
tamamlanan İman Çadır Kenti’nde ise 700 konteynerin açılışı gerçekleştirildi. Açılışta<br />
konuşan Katar Raf Cemiyeti Başkanı Dr. Aize Algahtani, Suriye’deki drama kayıtsız<br />
kalmamak adına Türkiye’deki hayır kurumlarıyla savaş mağduru insanların yaralarını<br />
sarmaya çalıştıklarını söyledi. İHH adına törene katılan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin<br />
Oruç ise Türkiye’nin hemen yanı başında, Suriye topraklarında barınan mazlumlara<br />
yardımcı olmaya çalıştıklarını belirterek “İlk günden beri Suriye’den gelen misafirlerimizi<br />
ülkelerinde tutmak için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Çünkü biz Suriyeliler<br />
Suriye’de kalsın, Suriye’nin çocukları Suriye’de büyüsünler istiyoruz.” dedi.<br />
İHH’dan Suriye’ye<br />
11 TIR yardım<br />
İHH, Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere 11 TIR’lık insani<br />
yardım malzemesini bölgeye gönderdi. Gönderilen malzemeler arasında<br />
230 ton un, 900 gıda kolisi, 1400 kilo maya, 5 bin 180 litre sıvı yağ<br />
bulunuyor. İHH Suriye Çalışmaları Lojistik ve Koordine Merkezi’nde<br />
çıkan yangının ardından Suriye’ye gönderilen yardım malzemeleri İdlip,<br />
Hama ve Halep ile birlikte çadır kentlerdeki mültecilere dağıtılacak.<br />
Şanlıurfa’ya<br />
sığınan 10 bin<br />
Suriyeliye<br />
yardım eli<br />
Şanlıurfa İHH, Suriye’deki<br />
çatışmalardan kaçıp Türkiye’nin<br />
Şanlıurfa sınırına<br />
sığınan binlerce mülteciye<br />
gıda yardımında bulundu.<br />
Suriye’nin Sülük kasabası<br />
ve çevresindeki köylerden<br />
gelen ve çoğunluğunu kadın<br />
ve çocukların oluşturduğu<br />
yaklaşık 10 bin Suriyeliye ilk<br />
andan itibaren yardım ulaştırdıklarını<br />
belirten İHH<br />
Urfa Temsilcisi Behçet Atilla,<br />
bölgedeki sığınmacılara<br />
yönelik yardımların devam<br />
edeceğini söyledi.<br />
Konya’dan<br />
Suriye’ye 10<br />
TIR insani<br />
yardım<br />
Konya İHH, insani yardım<br />
malzemelerinden oluşan 10<br />
TIR’ı Suriye’deki savaş mağdurlarına<br />
gönderdi. TIR’ların<br />
bölgeye uğurlandığı<br />
törende bir konuşma yapan<br />
Konya İHH Başkanı Hasan<br />
Hüseyin Uysal, Suriye’deki<br />
iç savaşın katlanılmaz<br />
boyutlara ulaştığını söyledi.<br />
Konya İHH olarak bölgeye<br />
45. TIR’larını gönderdiklerini<br />
ifade eden Uysal, Suriyelilere<br />
yardımlarının hız<br />
kesmeden devam edeceğini<br />
de sözlerine ekledi.<br />
Amasya’dan<br />
Suriye’ye 9 TIR’lık<br />
yardım<br />
malzemesi<br />
Amasya İHH, Suriye’ye un,<br />
yatak, battaniye ve muhtelif<br />
insani yardım malzemelerden<br />
oluşan 9 TIR’lık konvoy<br />
gönderdi. Suriye’de gün<br />
geçtikçe daha da derinleşen<br />
insani krizi hafifletmek<br />
ve mazlum Suriye halkına<br />
destek olabilmek amacıyla<br />
hazırlanan 9 TIR’da 225 ton<br />
un ile 120 adet yatak, 300<br />
adet battaniye ve muhtelif<br />
insani yardım malzemesi<br />
bulunuyor. Gönderilen<br />
unlar, İHH’nın Suriye<br />
içindeki kamplarda ihtiyaç<br />
sahiplerine düzenli dağıttığı<br />
ekmeklerin üretildiği ekmek<br />
fabrikalarda kullanılacak.<br />
32 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
33
SURİYE<br />
İHH SURİYELİ<br />
SİDRA’YA<br />
GÖZ OLDU<br />
İHH’nın Suriye’de yaşanan iç<br />
savaştan kaçarak Türkiye’ye<br />
sığınanlara sağlık yardımları<br />
devam ediyor. İHH Şanlıurfa<br />
Temsilciliği, Suriye’deki saldırılar<br />
sırasında bir gözünü<br />
kaybeden ve Şanlıurfa’da ailesiyle<br />
yaşayan küçük Sidra’nın<br />
tedavisi için harekete geçti.<br />
Gaziantep’te özel bir hastaneye<br />
yatırılan Sidra, 8 ay süren<br />
tedavinin ardından suni bir<br />
göze kavuştu. Tedavisinin<br />
ardından çok mutlu olduğunu<br />
dile getiren Sidra “Kim<br />
bize yardım ettiyse; Allah<br />
onlardan razı olsun. Allah’tan<br />
ne diliyorlarsa, Allah onu<br />
onlara versin, tüm isteklerini<br />
gerçekleştirsin. Elhamdülillah<br />
artık rahat bir şekilde dışarı<br />
çıkıp dolaşabiliyorum ve<br />
en önemlisi arkadaşlarımla<br />
oynayabiliyorum. İnşallah<br />
okula da gideceğim.” dedi.<br />
Kızının tedavisi edilmesinde<br />
katkısı olan herkese teşekkür<br />
eden Baba Muhammed el<br />
Ahmet 8 ay önce Türkiye’ye<br />
geldiklerini, gıda yardımı için<br />
İHH’dan yardım istediklerini<br />
belirterek, “Kızımın tedavisi<br />
için İHH bizden daha çok<br />
gayret etti. İHH ekipleri, 8<br />
aydır bu tedaviyi takip ederek<br />
Gaziantep’teki doktorlarla<br />
görüştü. Elhamdülillah kızım<br />
gözlerinin tedavisi başarıyla<br />
sonuçlandı.” dedi.<br />
SURİYE’YE<br />
20 TIR İNSANİ YARDIM<br />
Büyük bir yıkımın yaşandığı Suriye’deki insani kriz,<br />
rakamlarla ifade edilemeyecek boyutlara ulaştı. Milyonlarca<br />
kişinin yerinden edildiği, en temel ihtiyaçların<br />
bile karşılanamaz durumda olduğu bölgede mazlum<br />
halkın ramazan ayını daha iyi şartlarda geçirmesi<br />
için içerisinde bilhassa un ve gıda paketlerinin yanı<br />
sıra çeşitli yardım malzemelerinin bulunduğu 20 TIR<br />
İstanbul’dan bölgeye gönderildi. TIR’ların Zeytinburnu-Kazlıçeşme’den<br />
Suriye’ye uğurlanması sırasında<br />
düzenlenen törende konuşan İHH Genel Başkanı<br />
Bülent Yıldırım, Suriye’ye yaklaşık 5 bin TIR yardım<br />
malzemesi gönderdiklerini ve bu yıl sonuna kadar 3<br />
bin TIR daha göndermeyi planladıklarını söyledi.<br />
SURİYELİ YETİMLERE<br />
PSİKO-SOSYAL DESTEK<br />
ÇALIŞMASI<br />
Suriye’de devam eden savaştan zarar görmüş, ailelerini<br />
kaybederek Türkiye’ye sığınan çocuklar için Hatay’da<br />
psiko-sosyal destek çalışması gerçekleştirildi. Reyhanlı<br />
ilçesindeki Bahattin Yıldız Suriyeli Mülteciler İçin<br />
Travma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde “Oyundur<br />
Benim Sefam” adıyla gerçekleştirilen çalışma 5 gün<br />
sürdü. Yalova Üniversitesi Sosyal Hizmet öğrencileri ve<br />
mezunlarının katıldığı çalışmada Safa Yetimhanesi!nde<br />
kalan 31 çocuğun ev, aile ve yuva ile ilgili hislerini,<br />
düşüncelerini yansıttıkları “Benim yuvam” isimli resim<br />
çalışması, gelecekteki hayallerini anlattıkları “Gelecekteki<br />
ben” isimli yazı çalışması, artık malzemeler<br />
kullanarak yaptıkları el işi çalışmaları gibi etkinlikler<br />
yer aldı. Projenin son gününde çocukların hep birlikte<br />
eğlendikleri, çeşitli oyunlar oynadıkları bir şenlik<br />
düzenlendi.<br />
TÜRKMENLER İHH KAMPINA SIĞINDI<br />
Suriye’de, sivillere yönelik devam eden saldırılardan kaçan Türkmenler,<br />
Halep’in Azez bölgesinde İHH’nın sığınmacılar için oluşturduğu kampa<br />
sığındı. Halep kentine bağlı Burakatı, Toklu ve civar köylerden kaçan<br />
Türkmen aileler için ekiplerimiz tarafından 100 çadır kuruldu. Kampa<br />
sığınan yaklaşık 250 kişiye acil yardım kapsamında battaniye,<br />
gıda kolisi ve hijyen paketi dağıtımı yapıldı.<br />
İHH GÖNÜLLÜSÜ VARİL BOMBASI İLE<br />
HAYATINI KAYBETTİ<br />
İHH gönüllüsü İsmail Ebu Halil, Suriye’de başkent Şam’a bağlı Deriyya’da<br />
yetim yardımlarının dağıtımını gerçekleştirdiği sırada Esed güçlerinin<br />
düzenlediği varil bombalı saldırıda şehit oldu. İHH’nın Derriyya bölgesinde<br />
vakıf gönüllüleri ile birlikte bakımını üstlendiği 72 yetim bulunuyor.<br />
34 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
35
YETİM<br />
“Gülen Yüzler Projesi”<br />
nedir?<br />
MİLLİ EĞİTİM BAKANI<br />
NABİ AVCI SERGİMİZİ GEZDİ<br />
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Uluslararası Doktorlar Birliği (AID)<br />
ve İHH’nın ortaklaşa yürüttüğü “Gülen Yüzler Projesi” kapsamında açılan sergiyi gezdi.<br />
İHH Yetim Çalışmalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Yılmaz, Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri Said Demir ve Yusuf Bilgin, AID Başkanı Mevlüt Yurtseven ile yetimler ve aileleri<br />
tarafından ağırlanan Bakan Avcı, sergideki eserleri yakından incelerken yapılan çalışmalar<br />
hakkında da bilgi aldı. Sergide 71 yetim çocuk ve 35 yetim annesinin farklı sanat<br />
dallarında ürettiği 1.000 eser, davetlilerin beğenisine sunuldu.<br />
Yetim çocuklar ve annelerinin yaşadıkları<br />
kayıpla başa çıkabilmelerini sağlamak ve<br />
bu kaybın yarattığı psikolojik etkilerin tesirini<br />
hafifletmek amacıyla 2013 yılında AID ve İHH<br />
tarafından hayata geçirilen “Gülen Yüzler Projesi”<br />
yetim ailelerinin yaşamındaki risk faktörlerini<br />
azaltmayı ve destek faktörlerini arttırmayı amaçlıyor.<br />
Çocukların yanı sıra anneler için de psikolojik destek<br />
programları, eğitim çalışmaları ve sanat-beceri<br />
atölyelerinin düzenlendiği proje, kadınları<br />
ruhsal anlamda güçlendirmenin yanı sıra<br />
onların hem ebeveynlik becerilerini<br />
geliştirmeyi hem de mesleki beceriler<br />
edinmelerini amaçlıyor.<br />
36 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
37
YETİM<br />
YÜZ BİNLERCE ÖĞRENCİ<br />
YETİM KARDEŞ EDİNDİ<br />
Küçük<br />
Ebrar’dan<br />
yetimlere<br />
büyük destek<br />
Batman’da babasına ait terzi<br />
atölyesinde artık kumaşlardan<br />
yaptığı kalemlikleri<br />
satarak yetim öğrencilere<br />
destek olan 10. sınıf öğrencisi<br />
Ebrar Balandi, Türkiye<br />
Değer Ödülleri Yarışması’nda<br />
ödül kazandı. Ebrar’ın<br />
bütün yaşıtlarına örnek olabilecek<br />
hikâyesi okullarında<br />
arkadaşlarıyla katıldıkları<br />
yetim destek çalışmalarıyla<br />
başlamış. İHH’nın “Her Sınıfın<br />
Bir Yetim Kardeşi Var”<br />
kampanyası ile yetim öğrencilere<br />
her ay destek veren<br />
ve projeye daha fazla katkı<br />
sağlamanın yollarını arayan<br />
Ebrar, ilk iş olarak terzilik<br />
yapan babasına ait iş yerinde,<br />
topladığı atık kumaşlardan<br />
kalemlikler yapmış.<br />
Ürünlerini okuldaki öğrenci<br />
arkadaşlarına, yakınlarına<br />
ve mahalledeki tanıdıklarına<br />
satmaya başlayan Ebrar, elde<br />
ettiği geliri yetim öğrencilere<br />
ulaştırmış. Ebrar’ın bu hassasiyeti<br />
Milli Eğitim Bakanlığı<br />
ve Ensar Vakfı Değerler<br />
Eğitim Merkezi iş birliğiyle<br />
düzenlenen yarışmada ödüle<br />
layık görüldü.<br />
Açe’deki yetim<br />
kızlar desteklerinizle<br />
hayata<br />
tutunuyor<br />
2004 yılında yaşanan Tsunami<br />
felaketinden sonra Banda<br />
Açe’de hizmet vermeye<br />
başlayan İstanbul Yetimhanesi’nde<br />
henüz küçücük birer<br />
çocukken kalmaya başlayan<br />
yetim kızlarımızın birçoğu<br />
üniversite mezunu oldu ve<br />
evlenerek ailelerini kurmaya<br />
başladı. Türkiyeli hayırseverlerin<br />
destekleriyle kurulan<br />
yetimhanede kalan ve tüm<br />
masrafları İHH tarafından<br />
karşılanan yetimlerimizden<br />
biri olan Suvaibah, Banda<br />
Açe’de gerçekleştirilen düğün<br />
töreniyle dünya evine girdi.<br />
İHH, hayatının en mutlu<br />
gününde Suvaibah’ı yine<br />
yalnız bırakmadı ve düğün<br />
masraflarını karşıladı.<br />
Nijer’de 120<br />
yetime katarakt<br />
taraması<br />
Nijer’de ed-Dıyaa Yetimhanesi’nde<br />
kalan 120 yetim,<br />
vakfımızın bölgede bulunan<br />
Göz Sağlığı Merkezi’nde<br />
katarakt taramasından geçirildi.<br />
Gönüllü doktorlardan<br />
oluşan İHH sağlık ekibinin<br />
gerçekleştirdiği kontrollerde<br />
hastalık tespit edilen yetimlere<br />
medikal yardımlarda bulunulurken<br />
tedavileri gerekli<br />
görülen yetimler de sağlık<br />
kurumlarına sevk edildi.<br />
İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte<br />
Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri<br />
Başkanlığı ve Eğitim-Bir-Sen’in uyguladığı<br />
“İyilikte Yarışan Sınıflar” projesi<br />
ikinci yılını da başarıyla tamamladı.<br />
Çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren<br />
bilinçli ve yardımsever bireyler olarak<br />
yetiştirebilmeyi esas alan proje; savaş,<br />
doğal afet, yoksulluk, hastalık vb. sebeplerle<br />
Türkiye veya dünyanın bir başka<br />
ülkesinde anne/babasını kaybetmiş<br />
olan çocukların eğitim, sağlık, gıda, kıyafet,<br />
barınma gibi temel ihtiyaçlarının<br />
karşılanması için Türkiye’de okul öncesi,<br />
ilkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki<br />
öğrencilerin katkısını hedefliyor.<br />
“Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var”<br />
kampanyası çerçevesinde geride bıraktığımız<br />
2014-2015 eğitim öğretim döneminde<br />
81 ilde 6.079 okul 16.747 yetimle<br />
kardeş oldu. 928 Kur’an kursundan<br />
1.380 yetime destek gelirken 25 bine yakın<br />
sınıf, 750 bin öğrenci iyilikte<br />
yarışarak önemli bir sosyal<br />
sorumluluk çalışmasının<br />
içerisinde yer aldı.<br />
38 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
39
YETİMLER,<br />
KIRTASİYE YARDIMLARINIZI BEKLİYOR<br />
İHH, hayırseverlerin desteğiyle bu yıl da Türkiye ile birlikte 9 ülkede yaklaşık<br />
20 bine yakın yetim çocuğun kırtasiye ihtiyacını gideriyor. İçerisinde okul çantası,<br />
defter, kalem, silgi, kalemtıraş, kalem kutusu, boya çeşitleri, cetvel seti, beslenme<br />
çantası vb. eğitim malzemelerinin bulunduğu ve bedeli 40 TL olan kırtasiye setleri,<br />
yaklaşık 20.000 yetim öğrenciye ulaştırılacak. Türkiye’nin farklı şehirlerindeki<br />
7 bin 500 yetimin yanı sıra Azerbaycan, Burkina Faso, Bosna Hersek, Lübnan,<br />
Makedonya, Mısır, Pakistan, Suriye ve Tunus’ta gerçekleştirilecek<br />
40 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
41<br />
dağıtımlarla yetimler sevindirilecek.<br />
Fotoğraf: Burak Berberoğlu
12.08.2015<br />
ÇÖZÜM SÜRECİNE DAİR<br />
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI<br />
İHH, AKDAV, İMH, AKV, Medeniyet,<br />
Akabe ve Hikmet Vakfı İHH Genel Merkezi’nde<br />
çözüm sürecine yönelik ortak bir<br />
basın toplantısı düzenledi.<br />
Kamu güvenliğinin sağlanması ve özgürlüklerin<br />
korunması çağrısı yapılan toplantıda<br />
önemli mesajlar verildi.<br />
“Kardeşlik üzerine bina edilen ve bin<br />
yılı aşkın aynı kaderi paylaşan halklarımızın<br />
fetret dönemi olarak addettikleri zor<br />
günlerin geride kalması sinyali sadece ülkemizde<br />
değil, etnik ve mezhepsel krizlerle<br />
boğuşan bütün Ortadoğu halklarına umut<br />
vermiştir.<br />
Ne var ki, asıl bedeli ödeyen halkların<br />
sarıldıkları barış ipi, son günlerde ardı ardına<br />
gelen şiddet söylem ve eylemleri sebebiyle<br />
tekrar kopma noktasına gelmiştir.<br />
Yıllarca süren kaos döneminden sonra,<br />
barış sürecinin oluşturduğu hava,<br />
bölgemizde vuku bulan dahili ve harici<br />
sebeplerle tekrar yas günlerine evrilmeye<br />
başlamıştır.<br />
Seçim kampanyasında ve akabinde<br />
oluşturulan sert dille gerilen süreç, Suruç’ta<br />
gerçekleşen bombalı saldırı ile Türkiye’yi<br />
tekrar şiddet sarmalının içine sürüklemiş<br />
ve ülkemizin her bir köşesinden<br />
Türkçe, Kürtçe, Arapça ağıtlar yükselmeye<br />
başlamıştır.<br />
Ülkemizin kabusu olarak kabul edilen<br />
şiddet ve gerilim halklarımızın mal ve can<br />
güvenliğine, istikrar ve kardeşliğine kast<br />
etmektedir.<br />
Barış zor ve meşakkatli bir yoldur. Çözüm<br />
süreci Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi<br />
ile tüm halkın sahiplendiği bir süreçtir. Bu<br />
nedenle tüm yapıların ve tarafların çözüm<br />
sürecini yürütmeye ve şiddeti derhal sonlandırmaya<br />
yönelik tavır ortaya koyması<br />
gerekir.<br />
Devlet her insanın güvenliğini sağlamak,<br />
başta yaşam hakkı olmak üzere temel<br />
hak ve özgürlüklerin korunması için kamu<br />
düzeni ve insan güvenliğinin sağlanması<br />
için görevini yerine getirmek zorundadır.<br />
Yaşam hakkı, hayatın güvencesi, hak ve özgürlüklerin<br />
güvence altına alınması, devletin<br />
görev ve sorumluluğudur.<br />
Devlet Kürt meselesi ile ilgili halkın<br />
beklentilerini karşılayacak adımları atmaya<br />
devam etmelidir.<br />
PKK ve tüm bileşenleri Kürt halkının ve<br />
tüm Türkiye insanlarının hayrına olabilecek<br />
‘’çözüm sürecini’’ bölgedeki hegemonyasını<br />
pekiştirmeye dönük olarak alternatif<br />
kamu düzeni kurmak için kullanmıştır.<br />
Son yaşananlar bir daha göstermiştir<br />
ki PKK’nın hedefi ne barış ne de Kürt halkının<br />
beklentileridir. PKK’nın uyguladığı<br />
şiddet dilinin tek kazananı, bölge halklarını<br />
birbirinden koparan sınırları çizen emperyalistler<br />
ve onların bölgedeki uzantılarıdır.<br />
Son aylarda Kürt-Türk dindar insanların<br />
hedef gösterilmesi, bir çoğunun hunharca<br />
katledilmesi, halkların korkuya esir edilmesi<br />
bunun delilidir.<br />
‘’Çözüm sürecinin’’olmazsa olmazı<br />
PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye’yi terk<br />
etmesi ve şiddetin bir siyasal araç olarak<br />
kullanılmasından vazgeçilmesidir.<br />
Takvime bağlanmış olan bu durum<br />
çevresel şartların değişmesi sonucunda<br />
askıya alınmış ve barış yerine çatışma dayatılmıştır.<br />
Barış, çevresel şartlardaki değişimin ve<br />
konjonktürün sunduğu geçici küçük imkanlarla<br />
değişilmeyecek kadar daimi ve büyük<br />
bir imkandır.<br />
Desteğini kendi menfaatlerine göre, bazen<br />
bir tarafa bazen de diğer tarafa veren<br />
ve her iki tarafı da maliyetsiz bir şekilde<br />
kullanan okyanus ötesi güçleri üçüncü göz<br />
mevkiine getirmek Kürt, Türk bütün Türkiye<br />
halkı için tarihi bir hata olacaktır. Dışarıdan<br />
üçüncü göze ihtiyaç yoktur. Üçüncü<br />
göz halktır.<br />
Çözüm sürecinde bir kırılma olmuştur.<br />
Aynıyla tekrarı mümkün olmayabilir. Ancak<br />
tecrübesi yaşanmıştır. Artık buradan<br />
geri dönüş olmamalıdır. Silahın susması<br />
için gerekli adımlar atılmalıdır. Şiddetin<br />
yerine siyasetin imkan dahilinde olduğunu<br />
kadim değerlerin hakim olduğu barışla<br />
noktalanacak yeni bir süreç başlatılmalıdır.”<br />
AKABE • AKDAV • İHH • İMH<br />
MEDENİYET VAKFI • AKV<br />
HİKMET VAKFI<br />
42 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
43
KAYSERİ’DE BAŞLADI<br />
İHH İnsani Yardım Vakfı, Sahn-ı Seman İslami İlimler Eğitim ve Araştırma Merkezi,<br />
Sosyal Doku Vakfı, Siyer Vakfı, İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi iş birliğiyle organize<br />
edilen “Diriliş Buluşmaları” isimli konferans serisi Kayseri’de başladı. “Kudüs ve<br />
Mescid-i Aksa” konulu ilk buluşmayı Kayseri Kadir Has Kongre ve Spor Salonu’nda<br />
binlerce kişi takip etti.<br />
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından programın açılış konuşmasını yapan İHH<br />
Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail’in Mescid’i Aksa’yı yıkma planları yaptığını<br />
vurgulayarak, “Mescid-i Aksa’yı yıkmaya çalışıyorlar çünkü İslam coğrafyasının parçalanmışlığını<br />
çok iyi biliyorlar. Bu parçalanmışlığın getirdiği zafiyetten yararlanmaya<br />
çalışıyorlar. Biz âlimlerimize güveniyoruz, insanlarımıza güveniyoruz. Hangi mektepten,<br />
hangi mezhepten olursa olsun bu âlimlerimiz bir araya gelip halkı da arkasına<br />
alarak Allah’ın izniyle Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için Kudüs’e gidecek yolu açacak.”<br />
şeklinde konuştu. Bülent Yıldırım’ın konuşmasının ardından konferansa İhsan Şenocak,<br />
Nureddin Yıldız, Abdülmetin Balkanlıoğlu, Ebubekir Sifil ve Muhammed Emin<br />
Yıldırım’ın konuşmalarıyla devam edildi.<br />
DİRİLİŞ BULUŞMALARI<br />
NEDİR?<br />
Diriliş Buluşmaları,<br />
“fikir ve eylemde diriliş” başlığı<br />
altında Türkiye’deki muhtelif şehirlerde,<br />
belli tarihlerde yapılan toplantılardır.<br />
Bu toplantılar İHH İnsani Yardım Vakfı,<br />
Sahn-ı Seman İslamî İlimler Eğitim ve<br />
Araştırma Merkezi, Sosyal Doku Vakfı,<br />
Siyer Vakfı, İlmi ve Fikri Araştırmalar<br />
Merkezi’nin katkılarıyla<br />
gerçekleşmektedir.<br />
İHSAN ŞENOCAK<br />
Hz. Ömer Kudüs’ü fethettiğinde<br />
dünyaya adalet ve barış<br />
hâkim oldu. Kudüs yeniden<br />
fethedildiğinde adalet tekrar<br />
gelecek. Selahaddin’in torunları<br />
Kürtlerle Alparslan’ın çocukları<br />
Türkler birleşirse Siyonistler<br />
korkudan evlerine kapanacaklar.<br />
Müslümanlar, Kudüs’ün<br />
göğsündeki namahrem elini<br />
kırmak için Hz. Muhammed’in<br />
emrindeki sancağı almaya her<br />
zaman hazır olmalıdır.<br />
NUREDDİN YILDIZ<br />
Hz. Muhammed (sav) şöyle<br />
diyor: “Cihad her yerde bitebilir<br />
ama Kudüs’te ve Kudüs’ün<br />
eteklerinde bitmeyecektir!” Kudüs<br />
Filistinlilerin değil, Arapların<br />
değil, Hz. Muhammed’e<br />
ümmet olan herkesindir! Kudüs<br />
bizim ilk kıblemiz, sürekli<br />
cihadımızdır! Kudüs cihadın,<br />
müminlik nabzının attığı yer<br />
olarak kıyamete kadar en hareketli,<br />
en aktif İslam toprağıdır.<br />
Müslümanlar liberalleşebilir,<br />
hassasiyetlerini yitirebilir ama<br />
Peygamber’in emri yeniden<br />
dirilecektir. Unutmayın! Peygamberimiz<br />
(sav) Kudüs’ü<br />
Filistinlilere değil, Ümmet-i<br />
Muhammed’e bıraktı! İşimiz<br />
Mescid-i Aksa, evimiz Kudüs<br />
gibi olduktan sonra Allah’ın<br />
yardımı da gecikmeyecektir.<br />
MUHAMMED EMİN<br />
YILDIRIM<br />
Kudüs ve Mescid-i Aksa, Ümmet-i<br />
Muhammed için bir şeref<br />
davasıdır, bir namus davasıdır.<br />
Kudüs’ü bize kazandıracak ruh,<br />
Hz. Ömer’in ruhudur; adalet<br />
ruhudur. Kudüs’ü kurtarmak<br />
istiyorsanız Kur’an’ı mehcur<br />
bırakmayacak, Sünnet’e sırtınızı<br />
dönmeyeceksiniz! Ben<br />
samimiyetimle inanıyorum ki<br />
Kudüs’ün fethi Selahaddin’in<br />
çocuklarının eliyle olacak.<br />
EBUBEKİR SİFİL<br />
Adem (as)’dan bu yana Allah,<br />
her dönemde muradını yeryüzünde<br />
ikame edecek bir kavim<br />
bulmuştur. Kudüs’ün fethi Hz.<br />
Musa ile başlamış bir mücadeledir<br />
ve kıyamete kadar devam<br />
edecektir! Ümmetin üzerinde<br />
oynanan oyunlar, İslam’ın ezeli<br />
ve ebedi hakikatin temsilcisi<br />
olduğu gerçeğini değiştiremiyor.<br />
Bizden öncekilerin geçtiği<br />
aynı çetin yol, aynı imtihanlar<br />
bizi de bekliyor.<br />
ABDÜLMETİN<br />
BALKANLIOĞLU<br />
Bütün İslam düşmanlarının bir<br />
araya geldiği bir noktada biz<br />
bir araya gelemezsek ihanetle<br />
damgalanırız! Ey Müslümanlar,<br />
siz Türkiye’ye değil, dünyaya<br />
yetersiniz! Allah için ayağa kalkın<br />
ve kendinize gelin! Ne olur<br />
bulunduğunuz yerleri yeşertin.<br />
Müslümanlığınızı hissettirin.<br />
Ey Müslüman, Mescid-i Aksa<br />
senin sorunun değilse hangi<br />
şey senin sorunundur? Mescid-i<br />
Aksa bir iman sorunudur!<br />
Ey Müslümanlar, Siyonistleri<br />
mutlu etmeyin, emperyalistleri,<br />
zalimleri mutlu etmeyin!<br />
Müslümanları mutlu edin!
GENEL<br />
ARNAVUTLUK’TA<br />
DAVUT MERYEM CAMİİ AÇILDI<br />
Arnavutluk’un İşkodra şehrinin kuzeyinde yer alan<br />
Grude Fushe köyünde Davut Meryem Camii ibadete açıldı.<br />
Köy sakinlerinin talebiyle harekete geçen İHH’nın<br />
Davut Taşpınar ve eşi Meryem Taşpınar’ın desteğiyle 140 metrekare<br />
büyüklüğünde inşa ettiği cami ramazan ayı içerisinde dualarla<br />
hizmete girdi. Bölge Müslümanları için bir buluşma noktası<br />
ve İslam davetinin geliştirileceği bir merkez olarak da<br />
işlev görecek Davut Meryem Camii’nin<br />
yapımı yaklaşık 10 ay sürdü.<br />
GAZZE’DEKİ DAR EL-ERKAM OKULU’NA<br />
GÜNEŞ ENERJİ PANELİ<br />
İHH, Gazze’nin Cebelya bölgesinde 1.300 kız öğrenciye hizmet veren<br />
Dar el-Erkam Okulu’na güneş enerji paneli kurulumu gerçekleştirdi. Elektirik sorunu<br />
ve yakıt sorunundan dolayı bir çok kamu kuruluşunun hizmet vermekte zorlandığı<br />
Gazze’de Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in tavsiyesi ile açılan Dar el-Erkam adlı okulda da<br />
eğitim aksayarak yürüyordu. Sorunu tespit eden ve harekete geçen İHH Gazze<br />
Temsilciliği, güneş enerji panelleri ile elektrik üretimi sağlayacak bir sistemin<br />
kurulumunu gerçekleştirerek eğitim sorununa kalıcı bir çözüm buldu.<br />
İHH, LİBYA’DAKİ MÜLTECİLERİ UNUTMADI<br />
İHH, iç çatışmaların yaşandığı Libya’daki insani yardım çalışmalarına hız kesmeden<br />
devam ediyor. İHH, ülkedeki hastanelere ilaç ve tıbbi malzeme yardımı başta olmak<br />
üzere; Bingazi, Trablus, Misrata, Derne, Sebhe’deki on binlerce mülteciye gıda yardımı<br />
ulaştırdı. Yardım çalışmalarında Afrika’nın çeşitli ülkelerinden Avrupa’ya gitmek<br />
için yola çıkan ve Libya’da yakalanan kaçak göçmenler de unutulmadı ve Trablus’taki<br />
kamplarda tutulan Afrikalı kaçak göçmenlere gıda kolileri dağıttı. Libya’da devam eden<br />
çatışmalar sebebiyle Bingazi şehrinde 15 bin aile çeşitli devlet binalarında, okullarda ve<br />
boş binalarda toplu halde barınıyor. Ayrıca Trablus, Misrata, Zaviye, Zılitan, Beyda<br />
bölgelerinde de çatışmalardan kaçmak zorunda kalan 17 bin aile yaşıyor. Devrim<br />
sırasında ülkeye 7.212.000 TL’lik yardım ulaştıran İHH, bir yıldan fazladır süren iç<br />
çatışmalarda hayırseverlerin bağışladığı 200 bin dolarlık yardımı savaştan<br />
etkilenen Libyalı ailelere ulaştırdı.<br />
46 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
47
GENEL<br />
İHH, BM Dünya<br />
İnsani Yardım<br />
Zirvesi hazırlık<br />
toplantısına<br />
katıldı<br />
Türkiye’nin ev sahipliğinde<br />
2016 yılında İstanbul’da<br />
düzenlenecek olan Dünya<br />
İnsani Yardım Zirvesi hazırlıkları<br />
kapsamında düzenlenen<br />
bölgesel istişarelerin<br />
sonuncusu 28-30 Temmuz<br />
2015 tarihleri arasında<br />
Birleşmiş Milletler (BM), BM<br />
İnsani İşler Koordinasyon<br />
Ofisi (OCHA) ve Dünya<br />
Gıda Programı (WFP) yetkilileriyle<br />
15 ülkeden çeşitli<br />
sivil toplum kuruluşlarının<br />
temsilcilerinin katılımı ile<br />
Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de<br />
gerçekleştirildi. Dünya<br />
çapında insani yardım sistemi<br />
ve faaliyetlerinin etkinleştirilmesini<br />
ve insani yardım<br />
aktörleri arasında bilgi ağı<br />
oluşturulmasını hedefleyen<br />
son bölgesel toplantıya İHH<br />
adına Genel Başkan Yardımcısı<br />
Durmuş Aydın katıldı.<br />
Toplantıda katılımcılar “İnsani<br />
Yardımların Etkinliği”,<br />
“Zarar Görebilirliği Azaltmak<br />
ve Riski Yönetmek”,<br />
“İnovasyonla Dönüşüm” ve<br />
“Çatışma Bölgelerinde İnsanların<br />
İhtiyaçlarının Karşılanması”<br />
konu başlıklarında<br />
fikir alışverişinde bulundu,<br />
çeşitli öneriler sundu.<br />
SELİN VURDUĞU PAKİSTAN’A<br />
ACİL GIDA YARDIMI<br />
İHH, Pakistan’da meydana gelen sel felaketinden etkilenen<br />
on binlerce afetzedeye acil gıda yardımı ulaştırdı.<br />
Pakistan’da başlayan muson yağmurları ülkenin birçok<br />
bölgesinde sel felaketine sebep olurken selin vurduğu<br />
Punjab, Gilgit ve Gilgit Baltistan eyaletlerinde yaklaşık<br />
10 bin aile mağdur oldu. İHH, felaketten etkilenenlere<br />
destek olmak için bölgedeki partner kuruluşları aracılığıyla<br />
afetzedelere acil gıda yardımında bulundu, sıcak<br />
yemek dağıtımları gerçekleştirdi.<br />
İHH’DAN SELİN VURDUĞU<br />
ARAKAN’A ACİL YARDIM<br />
Myanmar, son yıllarının en kötü sel felaketiyle mücadele<br />
ediyor. Ülkede Temmuz ayı içerisinde etkili olan şiddetli<br />
yağışlar ve selden yaklaşık 1 milyon kişi etkilendi. Selden<br />
en fazla etkilenen Arakan eyaletinde 50 kişi hayatını<br />
kaybederken felakette yüzlerce ev yıkıldı binlerce kişi de<br />
bölgeden tahliye edildi. Yaşanan felaketin ardından bölgede<br />
acil yardım çalışması başlatan İHH, Katar RAF, Katar<br />
AID ve Al-Imdaat kurumlarının desteğiyle Arakanlıların<br />
yaşadığı iki mülteci kampında çadır ve gıda yardımı<br />
gerçekleştirdi. Ohn Taw Gyi Kampında 450 aileye çadır<br />
ve 400 aileye gıda yardımında bulunulurken Nget Chaung<br />
Kampında 304 aileye gıda yardımları ulaştırıldı.<br />
MORO BAĞIMSIZ GÖZLEMCİ<br />
HEYETİ’NDEN ÇAĞRI<br />
Filipinler’in güneyindeki Müslüman direniş hareketi Moro İslami Kurtuluş Cephesi ve merkezî<br />
hükümet arasında 2012’de imzalanan Çerçeve Anlaşması ve 2014’te imzalanan Kapsamlı<br />
Anlaşma ile önemli bir noktaya gelen “barış süreci” devam ediyor. Süreci takip etmek üzere<br />
oluşturulan ve aralarında İHH Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç’un da bulunduğu<br />
beş kişilik Bağımsız İzleme Heyeti, 14. dönem toplantıları için Filipinler’de başkent Manila,<br />
Bangsamoro Cotabato, Zamboanga ve Basilan’da hükümet yetkilileri, İslami Cephe liderleri,<br />
kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcileriyle toplantılar gerçekleştirdi. Heyet, Filipinler<br />
Meclisi’nin iki kamarasına da Bangsamoro Otonom Bölgesi’ni hayata geçirecek olan yasanın<br />
meclisten geçirilmesi için çağrıda bulundu. Zira yasanın meclisten geçmesi, sürecin sağlıklı<br />
ilerleyebilmesi için önem arz ediyor. Heyet ayrıca, gerek hükümetin gerekse Moro İslami<br />
Kurtuluş Cephesi’nin barış anlaşmasını sonuçlandırmada büyük mesafe kat ettiğini ancak<br />
nihai çözüm için atılması gereken başka bazı adımlar daha olduğunu belirtti.<br />
YEMEN’DE 1.720 AİLEYE<br />
SAĞLIK TARAMASI<br />
Vakfımız, iç karışıklıkların hüküm sürdüğü Yemen’in Aden ve Hajjah şehirlerinde<br />
sağlık taraması gerçekleştirdi. Sağlık Kafile Projesi kapsamında gerçekleştirilen<br />
kontrollerde sağlık ekipleri tarafından Aden’de 904, Hajjah’da 816 olmak<br />
üzere toplam 1.720 ailenin muayeneleri yapıldı.<br />
48 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
49
GENEL<br />
İHH’DAN DOĞU TÜRKİSTAN RAPORU<br />
Doğu Türkistanlıların<br />
yaşadıkları sorunların tespiti<br />
ve çözümüne dair İHH İnsani<br />
Yardım Vakfı tarafından<br />
hazırlanan Doğu Türkistan<br />
Raporu’na www.ihh.org.tr<br />
adresinden ulaşabilirsiniz.<br />
İHH’nın Çin zulmü altında yaşayan Doğu Türkistan bölgesiyle ilgili hazırladığı rapor Genel<br />
Başkan Bülent Yıldırım tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. İHH Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
basın toplantısında konuşan Bülent Yıldırım, raporda yer alan konulardan ve raporun<br />
hazırlanış sürecinden bahsetti. Konuşmasına Doğu Türkistan’ın Çin tarafından 200 yıldır işgal<br />
altında olduğunu vurgulayarak başlayan Yıldırım, Doğu Türkistan’da yaşanan zulme karşı<br />
İHH olarak farklı zamanlarda raporlar hazırladıklarını hatırlatarak, “Bu dava sadece Doğu<br />
Türkistanlıların değil, sadece Türkiye’nin değil tüm İslam aleminin ve insanlığın davasıdır.”<br />
dedi. İHH tarafından görevlendirilen bir heyetin Doğu Türkistan’ın tüm bölgelerinde yaptığı<br />
ziyaret ve incelemeleri sonucunda hazırlanan raporda, Doğu Türkistan’ın 1949 yılında Komünist<br />
Çin tarafından işgal edildiği günden bu yana işleyen baskı ve asimilasyon süreci, sorunların<br />
tespiti ve çözüm önerileri yer alıyor.<br />
ÇOCUKLAR<br />
ŞENLİKTE EĞLENDİ<br />
İHH, Fatih Karagümrük Stadı’nda bir çocuk şenliği düzenledi.<br />
Başta İstanbul’da ikamet eden yetimlerimiz olmak<br />
üzere yüzlerce çocuğun katıldığı şenlikte çocuklar doyasıya<br />
eğlendi. Şenlikte çocukların gönüllerince eğlenebilmesi<br />
için şişme oyun grupları, yüz boyama uygulamaları, sosis<br />
balonlar, masal kahramanlarının çocuklarla konuşmaları,<br />
cambaz gösterisi, ebru uygulamaları, el duvarı, müzik<br />
yayını gibi birbirinden eğlenceli aktiviteler gerçekleştirilirken<br />
katılımcılara Osmanlı macunu, pamuk şeker, patlamış<br />
mısır ve şerbet ikram edildi.<br />
KASTAMONU<br />
İHH HİZMETE AÇILDI<br />
Kastamonu İHH İnsani Yardım Derneği haziran ayında<br />
düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışta konuşan<br />
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, hangi görüşe sahip<br />
olursa olsun bir ihtiyaç sahibinin elinden tutmanın her<br />
şeyden üstün olduğunu söyledi. Zulme uğrayan tüm<br />
insanlardan sorumlu olduklarını ifade eden Yıldırım,<br />
“Üzerimizdeki bu sorumluluklardan dolayı İHH teşkilatının<br />
tabanının büyümesi ve alanının genişlemesi<br />
sadece İHH logosunun büyümesi anlamına gelmiyor.<br />
Vakıf olarak yeryüzünün her karesinde ne kadar masum<br />
ve mağdur insan varsa onlara ulaşmak istiyoruz.<br />
Bunun için de güçlü olmak zorundayız.” dedi.<br />
Kırım<br />
Müftüsü’nden<br />
Türkiye’ye Selam<br />
Ve Dua<br />
Ramazan dolayısıyla Kırım’a<br />
giden ve aralarında İHH,<br />
Sadakataşı ve Mazlum-Der<br />
temsilcilerinin de bulunduğu<br />
insani yardım heyeti, Kırım<br />
Müftüsü Hacı Emirali Ablayev’i<br />
makamında ziyaret etti.<br />
Kırım Müftüsü Ablayev, ramazan<br />
yardımları için heyete<br />
teşekkür ederken ziyaretten<br />
duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirdi. Kırım’ın Rusya<br />
Federasyonu tarafından ilhakının<br />
ardından çeşitli siyasi<br />
sıkıntılar yaşadıklarını ancak<br />
dinî anlamda bir problemle<br />
karşılaşmadıklarını belirten<br />
Ablayev, “Şükürler olsun her<br />
sene olduğu gibi orucumuzdan,<br />
namazımızdan, ezanımızdan<br />
yana hiçbir sıkıntımız<br />
yok. Rabbim halkımızı<br />
zorlu imtihanlardan geçirdi.<br />
O yüzdendir ki Kırım’da<br />
insanlar dinlerine eskisinden<br />
daha sıkı sarılıyor.” dedi.<br />
Dünya ülkeleri arasında tek<br />
ümitlerinin Türkiye olduğunun<br />
altını çizen Ablayev,<br />
başta Kırım’daki camilerin<br />
inşasında ve restorasyonunda<br />
büyük yardımları olan Diyanet<br />
İşleri Başkanı Mehmet<br />
Görmez ve diğer yetkililer<br />
olmak üzere Türkiye’deki<br />
dindaşlarının her zaman<br />
kendilerini hatırladıklarını ve<br />
yardım ettiklerini sözlerine<br />
ekledi.<br />
50 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
51
“Dünyanın tepesindeki hicret yurdu”<br />
Nepal İslam Merkezi<br />
inşa ediliyor<br />
Şimdiye kadar<br />
derme çatma binalarda,<br />
imkânsızlıklar içerisinde<br />
İslam’ı yaşamaya ve anlatmaya<br />
çalışan Nepalli Müslümanlar<br />
için büyük bir İslam<br />
merkezi kuruyoruz.<br />
Dünyanın tepesi Everest’e ev sahipliği yapan<br />
Nepal, Çin ve Hindistan’a komşu olan<br />
bir Güney Asya ülkesi. Yaklaşık 30 milyon<br />
nüfuslu ülkenin yüzde 80’i Hinduizm’e inanıyor.<br />
Sınırları içerisinde çok sayıda dil ve<br />
etnik köken barındıran Nepal’de yaklaşık<br />
1,5 milyon Müslüman yaşıyor.<br />
En yoksul ülkeler arasındaki Nepal’in<br />
genelini etkileyen inanç kuralları katı bir<br />
gelenekten beslenirken, bu kuralların değiştirilmesi<br />
veya terkedilmesi toplumsal<br />
baskı nedeniyle oldukça zor. Henüz ergenliğe<br />
ulaşmamış kız çocukları arasından seçim<br />
yapıp birkaç yıl boyunca yaşayan tanrıça<br />
olarak ona tapmak bunun küçük bir<br />
örneği. Nepal’in derin kökleri buna benzer<br />
birçok geleneği barındırıyor.<br />
Geleneklerin farklı kültürleri çok çeşitli<br />
ve rengârenk bir manzara sunsa da Müslümanlar<br />
açısından durum çok da iyimser<br />
değil. Ülkedeki dini özgürlük fikri Müslümanları<br />
kapsamıyor. Hâkim kültürün<br />
baskısıyla birlikte Nepal’de İslam adeta<br />
Mekke dönemini yaşıyor. Yeni Müslüman<br />
olan kadınlar kocaları tarafından evden<br />
kovularak terk ediliyor. Müslüman olur<br />
olmaz büyük zorluklara göğüs germek<br />
zorunda kalan insanlar sosyal hayattan<br />
dışlanıyor, işinden atılıyor. Buna rağmen<br />
imkânsızlıklar içerisinde mücadele eden<br />
Müslümanlar İslam’ı tebliğ etmeye çalışıyor.<br />
En büyük ihtiyaçları ise ibadethane,<br />
yazılı kaynak, maddi ve manevi destek.<br />
İHH olarak Nepal’in en büyük şehri<br />
ve başkenti Katmandu’da Müslümanların<br />
ihtiyaçlarını karşılayabilecek büyük bir<br />
İslam merkezi kurmayı planlıyoruz. Nepal<br />
İslam Merkezi, evlerinden kovulan insanlar<br />
için bir hicret yurdu, İslam’ı daha iyi<br />
öğrenebilmeleri için bir okul, kaynaklara<br />
ulaşabilecekleri bir kütüphane, ibadetlerini<br />
güvenle yapabilecekleri bir cami, sorunlarını<br />
konuşabilecekleri bir toplantı<br />
merkezi olma özelliğine sahip olacak. Temeli<br />
atılan merkez, her biri 500 metrekare<br />
alana sahip 5 kattan oluşuyor. İçerisinde<br />
kütüphane, mescit, toplantı ve konferans<br />
salonları, misafirhane, yemekhane gibi<br />
bölümlerin olacağı bu büyük merkezin<br />
toplam maliyeti 950.000 avro. Siz de bu<br />
projeye destek vererek Nepal Müslümanlarının<br />
varoluş mücadelesine katkıda bulunabilirsiniz.<br />
52 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
53
SEYAHATNAME<br />
ORADAYDIK<br />
Yazı: TURGAY BAKIRTAŞ<br />
Fotoğraf: NEVZAT YILDIRIM, ALİ İMRAN DURMAN<br />
Nepal’deki Mekkeliler<br />
54 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
55
<strong>NEPAL</strong><br />
Ülkedeki Müslüman nüfusun bir milyon olduğunu duyunca<br />
çok şaşırmıştım. Kimdir bunlar, ne durumdalar,<br />
nasıl yaşıyorlar bilmiyordum.<br />
Sunsari’ye vardığımızda kendimi çok yorgun hissediyordum.<br />
Nepal’e gelişimizin ikinci, Ramazan’ın üçüncü<br />
günüydü. İnsanın üzerine erimiş sakız gibi yapışan sıcak<br />
yüzünden bedenlerimiz yavaşlamış, hareketlerimiz<br />
ağırlaşmıştı. Birinci gün konakladığımız Biratnagar’ın<br />
her yanına sinmiş olan sefalet Sunsari’de de başroldeydi.<br />
Necmeddin Erbakan Okulu ve Said Nursi Camii ziyaretlerinden<br />
sonra yetimhaneye vardığımızda yeşillikler<br />
içinde güzel bir bina görünce rahatlar gibi oldum. Ama<br />
asıl sürpriz arabadan indiğimizde gerçekleşti. Gök mavi<br />
elbiseler giymiş yüz kadar yetim çocuk “Selamun aleyküm!<br />
Selamun aleyküm!” çığlıklarıyla üzerimize hücum<br />
ettiğinde sevinçten gözlerim parlıyordu.<br />
Mavi bir çocuk denizinin ortasında, Peygamber<br />
Efendimiz’in nasihatine uymanın huzuruyla her yetimin<br />
tek tek başını okşamaya ve yanağını öpmeye çalışırken<br />
bir çocuk özellikle dikkatimi çekti. Kapkara<br />
yanaklarının ortasında sanki biraz evvel mıncıklanmış<br />
da iz kalmış gibi beyazımsı lekeler olan 5 yaşlarında bir<br />
çocuktu bu. Adı Samir’di.<br />
Samir’i diğer çocuklardan ayıran bir özelliği vardı.<br />
O, babasını kaybetmeden yetim kalmıştı. Samir’in annesi<br />
iki yıl önce Müslüman olduğunda Hindu kocası<br />
tarafından gece yarısı iki çocuğuyla birlikte evden kovulmuştu.<br />
Annesi Katmandu’da hayatını kazanması için<br />
gerekli meslek eğitimini alırken Samir’in payına yetimhane<br />
düşmüştü. Çünkü burada bir anne Müslüman<br />
olursa buluğa ermemiş çocukları da Müslüman olmuş<br />
sayılıyor ve anneyle birlikte sokağa atılıyordu.<br />
56 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
57
<strong>NEPAL</strong><br />
Sonraki günlerde konuştuğum Ayşe’nin ve<br />
daha birçok mühtedi kadının yaşadıkları da Samir’in<br />
annesinden farklı değil. Tanya adında 7<br />
aylık bir kızı olan Ayşe, Müslüman olduğunda<br />
yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Evlenmeden önce<br />
Hindu idim. Kızımı doğurduktan sonra, o henüz<br />
1 aylıkken Müslüman oldum. Kur’ân’daki Hz.<br />
Peygamber ile alakalı olan ayetlerden çok etkilendim<br />
ve bu şekilde Müslümanlığı seçtim. Çok<br />
fazla sıkıntı yaşadım. Eşimle sürekli bunun münakaşasını<br />
yaptık. Bebeğim 2 aylıkken, bir gece<br />
saat 11 civarında eşim evi terk etmemi istedi ve<br />
beni bebeğimle birlikte dışarı attı. O yüzden şu an<br />
buradayım.”<br />
Ayşe’nin “buradayım” dediği yer, İHH’nın da<br />
desteğiyle Müslüman olan kadınlara meslek kursu,<br />
din-Kuran eğitimi ve kısıtlı da olsa barınma<br />
imkânı sağlayan, İslami Sangh çatısı altında faaliyet<br />
gösteren iki katlı bir evden ibaret New Muslim<br />
Centre idi. Bu evden istifade eden yüzün üzerinde<br />
kadının arasında 17 yaşındaki Hafsa da vardı:<br />
“Adım Hafsa, 17 yaşındayım. İslam’ın insanları<br />
sevmeyi ve korumayı teşvik etmesinden çok<br />
etkilendim. Elhamdülillah 1 yıl önce Müslüman<br />
oldum. İlk zamanlar herhangi bir dini kabul etmiyordum.<br />
Kiliseye gidiyordum, Hindu tapınağına<br />
gidiyordum. Ailem de Hindu idi. Ben de<br />
Hindu gibiydim fakat tam anlamıyla öyle değildim.<br />
Ailem Müslüman olduğumu öğrendiğinde<br />
çok büyük şaşkınlık geçirdi. Aynı zamanda öğretmenim,<br />
arkadaşlarım da şaşırdılar. Müslüman<br />
olduktan sonra okula ilk geldiğimde tesettürüm<br />
ile okumama müsaade etmediler. Bunun benim<br />
özgürlüğüm olduğunu söyleyerek direndim ve<br />
birçok Müslüman da beni takip etti. Nepal’in<br />
Müslüman bir ülke olmadığını ve buna izin vermeyeceklerini<br />
söylediler. Ben de onlara bunun<br />
benim dinim olduğunu ve ondan asla vazgeçmeyeceğimi<br />
söyledim. Sonunda izin vermek zorunda<br />
kaldılar.”<br />
58 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
59
Nüfusun yüzde sekseninden fazlasının<br />
Hindu olduğu Nepal’de, Müslüman olduğu<br />
için ailesi tarafından reddedilen, sosyal hayattan<br />
dışlanan, işinden kovulanlar sadece<br />
kadınlar değil. Erkekler de Müslüman olur<br />
olmaz büyük zorluklara göğüs germek mecburiyetinde<br />
kalıyor.<br />
Nepal’de bulunduğumuz süre boyunca<br />
her şeyimize koşturan İrfan Pokharel o isimlerden<br />
biri. İrfan abi, Brahman sınıfına mensup<br />
oldukça itibar gören bir Hindu iken 20<br />
yıl önce İslam’la şereflendiğinde ailesi, arkadaşları,<br />
komşuları tarafından dışlanarak yalnızlaştırılmış,<br />
işinden olmuş. Ama o da her<br />
hâlis Müslüman gibi yolundan dönmemiş.<br />
İrfan abinin mütebessim yüzüne bakıp<br />
sakin kişiliğine şahit oldukça etrafımı saran<br />
huzur, Ferzan Ahmed’in hikâyesini dinleyince<br />
dağılmaya başlayacaktı. 1970 Sunsari<br />
doğumlu Ferzan Ahmed, Pakistan’da tamamladığı<br />
eğitiminden sonra kendini Nepalli<br />
Müslümanlara adayan enerji dolu bir<br />
mücahitti. Onu tanıyan herkes istisnasız<br />
aynı şeyi söylüyordu: “Yüzüne baktığınızda<br />
bir sahabe, bir şehit, bir melek görürdünüz...”<br />
Ferzan Ahmed, 2011 yılında bir sabah<br />
namazı çıkışı uğradığı silahlı saldırıda şehit<br />
oldu. Etrafına ışık saçan, İslami faaliyetleri<br />
son derece etkin biçimde yürüten bu iffetli<br />
insana birileri daha fazla tahammül edememişti.<br />
Müslümanlara daha fazla hizmet edebilmek<br />
için yakın zamanda öğretmenlikten<br />
istifa eden İrfan abi ve diğer isimsiz kahramanlar<br />
Ferzan Ahmed gibi öncülerin açtığı<br />
yoldan yürümeye devam ediyorlar.<br />
Samir, Ayşe, Hafsa, İrfan, Ferzan ve adlarını<br />
anmaya kalksam sayfaların dolup taşacağı<br />
diğerleri… Tüm bu isimleri yan yana<br />
getirdiğimde aklıma hep İslamiyet’in ilk yıllarının<br />
Mekke’si geliyor. Müslüman olduğu<br />
için evden atılan, dövülen, aç bırakılan, işkence<br />
gören ama yine de Rasûlullah (sav)’ın<br />
açtığı yoldan dönmeyen o kutlu insanların<br />
bugün de yaşadığını ve kardeşliğimize ihtiyaçları<br />
olduğunu düşünüyorum.<br />
Başkent Katmandu’ya geçtiğimizde, İslami<br />
Sangh genel başkanı Nazrul Hasan’a,<br />
ihtiyaç duydukları kardeşliğin İslam dünyası<br />
tarafından gösterilip gösterilmediğini sordum.<br />
Hasan, bundan yana genel bir sıkıntıları<br />
olmadığını, ancak çok büyük olanaksızlıklar<br />
içinde mücadele ederken Müslüman<br />
hayırseverlerin sadece cami ya da yetimhane<br />
için bağış yaptığını; araba, ofis, bilgisayar, kitap<br />
basımı gibi acil ve Müslümanlar için hayati<br />
ihtiyaçlar söz konusu olduğunda isteksiz<br />
davranıldığını anlattı.<br />
Nazrul Hasan’ın sıkıntısının temel sebebi,<br />
dünyanın en fakir ülkelerinden olan Nepal’de<br />
en düşük gelir grubunu Müslümanların<br />
oluşturması. Zanaat, ulaşım, eğitim,<br />
spor, ticaret gibi bizim için standart, onlar<br />
içinse lüks sayılan alanlardaki gelişmeyle<br />
üstesinden gelinemeyecek bir fakirlik değil<br />
bu. Ancak Nepalli Müslümanlara bu imkânları<br />
sağlayacak kapasitede bir oluşum<br />
şimdilik yok.<br />
İHH’nın bu önemli boşluğu dolduracak<br />
dev bir kültür merkezi projesi mevcut. Arazisi<br />
alınan ve projelendirmesi yapılan Nepal<br />
İslam Merkezi’nin Nepalli Müslümanlar için<br />
önemi ve değeri çok büyük. Ülkenin dört bir<br />
yanında dağınık durumda bulunan Müslüman<br />
STK’ları bir araya toplamak, camiler<br />
dışında hiçbir toplanma mekânı olmayan<br />
cemaate önemli bir sosyalleşme imkânı sağlamak,<br />
Müslüman olduğu için çoluk çocuğuyla<br />
sokağa atılanlara barınma imkânı sunmak,<br />
hem Müslümanlar hem de İslam’la ilk<br />
kez karşılaşanlar için bir ilim/bilgi merkezi<br />
olmak hedeflerden sadece birkaçı. Projenin<br />
hayata geçirilmesinin İslam’ın yeni yeni filizlendiği<br />
ve yayılması için son derece uygun<br />
bir ortamın bulunduğu Nepal’de ümmet<br />
adına müthiş bir adım olacağı muhakkak.<br />
60 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
61
RÖPORTAJ<br />
Nepal İslam Merkezi<br />
yeni Müslüman olanlar için<br />
bir yuva olacak<br />
Nepal’de Müslümanlar birçok<br />
açıdan sahipsiz ve korumasız.<br />
Dinlerini yaşayıp anlatabilecekleri<br />
imkânlar da oldukça kısıtlı.<br />
Nepal İslam Merkezi’nin inşaası bu<br />
yüzden bölge Müslümanları için büyük<br />
önem taşıyor. Genç İHH, Nepal’de önemli<br />
bir boşluğu dolduracak olan merkezin<br />
inşaası için öncü bir rol üstleniyor. Ülkemizdeki<br />
gençleri harekete geçirip projenin<br />
hayata geçirilmesi için özel çalışmalar<br />
yapılıyor. Genç İHH’nın hanım faaliyetlerinden<br />
sorumlu Hatice Naç ile Nepal İslam<br />
Merkezi hakkında konuştuk.<br />
Projeyi sahiplenme fikri nasıl doğdu?<br />
Vakfımızın Dış İlişkiler biriminin bu merkez<br />
için hazırladığı proje dosyasını incelediğimizde<br />
projenin kendi çalışmalarımızla<br />
da örtüştüğünü fark ettik. Nepal’deki Müslümanların<br />
maruz kaldıkları durumlar bizi<br />
çok etkiledi. İslamiyetle yeni tanışanların<br />
ailelerinden, çevrelerinden soyutlanmaları<br />
ve karşılaştıkları baskılar bize Mekke dönemi<br />
Müslümanlarını hatırlattı. Bu projenin<br />
oradaki Müslümanlar için umut olacağına<br />
inanıyoruz. Projenin gerçekleştirme sürecini<br />
de gençlerimize bilinç kazandırabilecek<br />
bir mecraya dönüştürmek istedik. İki yılda<br />
tamamlanmasını düşündüğümüz bu proje<br />
ile hem Türkiye’de binlerce genci harekete<br />
geçirmek hem de Nepal’deki Müslümanlara<br />
güzel bir merkez kazandırmak istiyoruz.<br />
Nepal Müslümanlarının bir<br />
merkeze, Genç İHH’nın da<br />
kenetleneceği bir hedefe<br />
ihtiyacı vardı.<br />
Nasıl bir merkez olacak burası?<br />
Merkezin Nepal’de birçok amaca hizmet etmesini<br />
istiyoruz. Burası yeri gelecek aile ve<br />
çevresinden tecrit edilmiş yeni Müslüman<br />
olanlar için bir yuva olacak; yeri gelecek davet<br />
çalışması yapılan bir tebliğ merkezi. Aynı<br />
zamanda bu merkezde açılacak çeşitli meslek<br />
kursları ile de gençler geleceğe hazırlanacak.<br />
Projenin maliyeti oldukça yüksek, 950.000<br />
avro. Bu sizi korkutmadı mı?<br />
Başta çekincelerimiz oldu acaba işin üstesinden<br />
gelir miyiz, başarabilir miyiz diye.<br />
Ancak gençlerimizin heyecanı ve işe hemen<br />
sarılmaları bize de güven sağladı ve<br />
yola koyulduk. Geçtiğimiz Ramazan ayında<br />
bir çok ilimizde yapılan iftarlarla da ilk<br />
maddi hedeflerimize ulaştık.<br />
Bu süreçte ne gibi çalışmalar yapmayı<br />
planlıyorsunuz ?<br />
Türkiye’nin birçok ilinde bu projenin önemini<br />
anlatan çalışmalar yapacağız. Genç<br />
İHH olarak bu proje ile gençlere ümmet bilincini,<br />
sevgisini anlatmak istiyoruz. Bunu<br />
da böyle bir somut bir hedefle gerçekleştirmeyi<br />
uygun bulduk. Anadolu’nun birçok<br />
ilinde konferanslar, buluşmalar ve okumalarla<br />
kendi adımıza bu işin temellerini<br />
oluşturmak istiyoruz. İki yıla yaydığımız<br />
projede ilk yılımızı bu bilinci oluşturmakla<br />
geçireceğiz. Zamanla çeşitli kampanya ve<br />
etkinliklerle bu eseri ortaya çıkarmak adına<br />
gerekli fonu toplamaya çalışacağız. Yaklaşık<br />
50 ilde gençlerimiz bu proje doğrultusunda<br />
çalışmalar yürütecek.<br />
Projenin Genç İHH<br />
açısından en önemli yanı,<br />
yaklaşık 50 ildeki gençlerin<br />
katkısının olacak olması.<br />
Örneğin, Şırnak’taki bir genç<br />
kızımız deri ipliklerden<br />
hazırladığı elişi çalışmalarıyla<br />
2 bin lira kazanmış.<br />
Kazandığı parayı bu proje<br />
için bağışladı. Onlarca ilde<br />
yüzlerce gencin rolü olacak<br />
bu projede.<br />
62 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
63
ORADAYDIK<br />
<strong>NEPAL</strong>Lİ <strong>MÜSLÜMANLARI</strong>N<br />
ZOR GÜNLERİ<br />
Yusuf Armağan - 2007<br />
Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan politik gelişmeler Nepalli Müslümanları ülkelerinde<br />
zor durumda bırakabiliyor. Örneğin Irak’ta 2004 Ağustos ayında yaşanan bir<br />
olay Nepal Müslümanlarına hayli sıkıntılı günler yaşatmış. Irak’ta ABD firmalarında<br />
çalışan 12 Nepalli’nin kaçırılarak öldürülmelerinin ardından Nepal’de Müslümanlara<br />
karşı ayaklanmalar olmuş. Müslümanların evleri, ofisleri, işyerleri ve camileri<br />
günlerce kundaklanmış, yağmalanmış. Neredeyse ülkedeki her cami ve vakıf binası<br />
bu saldırılarda zarar görmüş. Ülkedeki İslami kuruluşlardan biri olan İslami Sangh<br />
Vakfı idare binası da bu yapılardan birisi. Tam karşısında Nepal polis teşkilatı bulunuyor<br />
olmasına rağmen, kolluk kuvvetleri yağmalama olaylarına sessiz kalmayı<br />
tercih etmişler. Hâlâ bu olayların izlerini taşıyor Müslümanların mekânları.<br />
YENİ MÜSLÜMAN<br />
OLANLARIN SIĞINAĞI<br />
Said Benli - 2014<br />
Nepal’de İnsan Geliştirme Akademisi<br />
2009 yılında kurulmuş. İHH’nın sponsorluğunda<br />
faaliyet gösteren bu kuruluş<br />
vesilesiyle 2009’dan bu yana 50 kişi Müslüman<br />
olmuş. İnsan Geliştirme Akademisi’nde,<br />
yeni Müslüman olmuş kadın<br />
ve erkeklere barınma imkanı sağlanıyor.<br />
Genelde yeni Müslüman olanlar aileleri<br />
tarafından dışlandığı için, bu alanda çalışma<br />
gereksinimi duyulmuş. Akademi’de<br />
barınan ve belli bir süre eğitim görenler<br />
buradan başka bir yere naklediliyor ve<br />
yeni Müslüman olan ailelere yer açılıyor.<br />
YALNIZ ve<br />
SAVUNMASIZ<br />
<strong>NEPAL</strong> <strong>MÜSLÜMANLARI</strong><br />
Serkan Nergis - 2013<br />
Nepal’de Müslümanlar ülkedeki en<br />
yoksul gurubu oluşturuyor. Çok yalnız<br />
ve savunmasızlar. Başlarına gelen<br />
en küçük bir sorunda bile onlara sahip<br />
çıkacak kimse bulunmuyor. Nepal’de<br />
Müslüman olmak ile cahiliye<br />
Mekke’sinde Müslüman olmak hemen<br />
hemen aynı. Mesela konuştuğumuz<br />
bir hanım İslam’ı seçtiğini yedi yıl boyunca<br />
eşinden saklamış. 16 yaşındaki<br />
bir genç kız da İslam’ı seçtiği için sokağa<br />
atılmış. Ailesinden işkence gören<br />
de var, bütün arkadaşları tarafından<br />
dışlanan da. Yaşadıkları tüm zorluklara<br />
rağmen buradaki kardeşlerimizin<br />
hepsi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış.<br />
Onlarla konuştukça İslam’ın ilk yılları<br />
aklımıza geliyor. Tapınaklar ve putlar<br />
ülkesi Nepal’de Müslüman olmak, cahiliye<br />
Mekke’sinde Müslüman olmaya<br />
çok benziyor. Buradaki her Müslüman<br />
bir İbrahim ve her yeni Müslüman buradaki<br />
bir putun yıkılması demek.<br />
64 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
65
RAMAZAN<br />
Fotoğraf: İ. Ahmet Derindere<br />
Ramazanda<br />
kardeşçe paylaştık<br />
66 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
67
2015 RAMAZAN<br />
YOLCULUĞUNDA İHH<br />
BAĞIŞLARINIZLA<br />
RAMAZAN AYI BOYUNCA<br />
4KITADA<br />
640.000<br />
km<br />
YOL KAT EDEREK<br />
96<br />
ÜLKEDE<br />
367<br />
ŞEHRE ULAŞTI<br />
283.278<br />
KUMANYA PAKETİ<br />
DAĞITILDI<br />
1.416.390<br />
KİŞİ BU KUMANYALARDAN<br />
FAYDALANDI<br />
15.000<br />
RAMAZAN<br />
KURULAN<br />
SOFRALARLA<br />
164.600<br />
İFTAR YEMEĞİ<br />
ÇOCUK PAKETİ<br />
40.000<br />
DAĞITILDI<br />
KİŞİYE VERİLDİ<br />
İHTİYAÇ SAHİBİ<br />
YETİME<br />
BAYRAMLIK KIYAFET<br />
HEDİYE EDİLDİ<br />
12.506<br />
AİLEYE ZEKAT ve FİTRE<br />
57<br />
KALICI ESERİN<br />
ULAŞTIRILDI<br />
AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />
15.000<br />
KIRTASİYE<br />
ÇOCUĞA<br />
MALZEMESİ<br />
DAĞITILDI
İHH olarak geçtiğimiz ramazan<br />
ayında dünyada 96 ülke ve bölgede,<br />
Türkiye’de ise 79 il ve ilçe merkezinde<br />
yaklaşık 1 milyon 500 bin ihtiyaç sahibine<br />
yardım ulaştırdık. Ekiplerimiz,<br />
ramazan ayı boyunca yaklaşık 640 bin<br />
kilometre yol kat ederek dünyanın dört<br />
bir yanındaki mazlumlara ramazan ayının<br />
coşkusunu ve bereketini taşıdı. Tespit<br />
edilen bölgelerin ihtiyacına göre kumanya<br />
dağıtımı, iftar organizasyonları, fitre,<br />
zekât ve sadaka bağışları yapıldı. Farklı<br />
bölgelerde birçok kalıcı eserin açılışının<br />
da gerçekleştirildiği ramazan çalışmalarımızda<br />
her yıl olduğu gibi bu yıl da kriz<br />
ve savaş bölgelerine öncelik verdik.<br />
Ramazan boyunca hayırseverlerimizin<br />
destek ve bağışlarıyla 283 bin 278<br />
kumanya paketi yardıma muhtaçlara<br />
dağıtıldı. Türkiye ile birlikte farklı ülke ve<br />
bölgelerde kurulan kardeşlik sofralarında<br />
164 bin 600 kişi iftarını açtı. Zekât,<br />
fitre ve sadaka yardımları 12 bin 506<br />
ihtiyaç sahibi aileye ulaştırıldı. Ramazan<br />
yardımlarında çocuklar da unutulmadı.<br />
Ramazan boyunca 15 bin çocuğa kitap,<br />
şeker, çikolata, bisküvi vb. ürünlerden<br />
oluşan Ramazan Çocuk Paketi ve 15 bin<br />
kırtasiye malzemesi ulaştırıldı. 40 bin<br />
yetime de bayramlık kıyafet hediye edildi.<br />
70 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
71<br />
Fotoğraf: M. Cevdet Tekşen
RAMAZAN<br />
YURT İÇİNDE<br />
78 İLDE<br />
RAMAZAN<br />
COŞKUSU<br />
Ramazan çalışmalarımızda yurt<br />
içindeki ihtiyaç sahiplerini de<br />
unutmadık. Türkiye’de 78 il ve ilçe<br />
merkezinde 40 bin adet kumanya<br />
ve 7 bin 500 adet Ramazan Çocuk<br />
Paketi dağıtımı gerçekleştirdik. 24<br />
ilimizde gezici aşevimizle yaklaşık<br />
50 bin vatandaşımızın katıldığı iftar<br />
programları düzenledik.<br />
72 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
73
RAMAZAN<br />
LÜBNAN’DA FİLİSTİNLİ VE<br />
SURİYELİ MÜLTECİLER<br />
Kalıcı<br />
eserlerimiz<br />
ramazan<br />
bereketiyle<br />
hizmete açıldı<br />
Kırım’ın<br />
12 bölgesine<br />
yardım<br />
Gazze’de<br />
ramazan<br />
İHH ekiplerinin her ramazan döneminde öncelediği bölgelerden<br />
biri de Lübnan’daki kamplarda yaşamını sürdüren Filistinli ve Suriyeli<br />
mülteciler oluyor. Lübnan’ın Sabra Şatilla, Burj el-Barajnah, Marilyas,<br />
Akkar, Trablus, Arsal, Bekaa, Sayda ve Katermaya bölgelerindeki<br />
kamplarda barınan ailelere içinde pirinç, un, yağ gibi gıda ürünlerinin<br />
bulunduğu yardım kolileri dağıtılıp iftar yemeği verildi.<br />
Yardımlardan yaklaşık 9 bin aile istifade etti.<br />
İHH ekipleri, ramazan<br />
yardımları için gidilen<br />
bölgelerde yaşayan halkın<br />
sorunlarına kalıcı çözümler<br />
üretmek amacıyla hayata<br />
geçirilen çeşitli projelerin<br />
açılışlarını gerçekleştirerek<br />
bölge insanının hizmetine<br />
sunuyor. Geçtiğimiz ramazan<br />
ayında da yapımı tamamlanan<br />
birçok kalıcı eserin<br />
açılışları gerçekleştirildi.<br />
Afrika’nın en fakir ülkelerinden<br />
Burkina Faso’da Elif<br />
Giyim Camii, Gambiya’da Pir<br />
Seyyid Hasan Hüsameddin<br />
Uşşaki Camii ve Of Gönüllüleri<br />
Kur’an Okulu’nun açılışları<br />
yapılırken Çad’da da Hacı<br />
Hasibe Ticani Camii ve Nazmi-Salih<br />
Camii’nin temelleri<br />
atıldı. Ramazan ayı içerisinde<br />
ayrıca Çad, Sri Lanka, Gana,<br />
Kenya ve Bangladeş’te 23 su<br />
kuyusu açılarak bu bölgelerde<br />
yaşayanların temiz suya<br />
kavuşması sağlandı.<br />
İHH olarak ramazan ayında<br />
Kırım’daki ihtiyaç sahiplerini<br />
de unutmadık. Hayırseverlerin<br />
zekât, sadaka ve fitrelerini<br />
Kırım’daki kardeşlerimize<br />
ulaştıran ekibimiz, kumanya<br />
ve yetimlere bayramlık dağıtımlarının<br />
yanı sıra bir hafta<br />
süren iftar programlarıyla da<br />
Kırımlı kardeşlerini yalnız<br />
bırakmadı. Ramazan çalışmalarına<br />
katılan İHH Genel Başkan<br />
Yardımcısı Osman Atalay,<br />
“Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasıyla<br />
Kırım’dan resmi olarak<br />
çekilen Türkiye’nin birçok<br />
kurumu büyük bir maddi,<br />
manevi boşluk oluşturdu.<br />
İHH ve STK’lar olarak bu<br />
boşluğu doldurmak zorundayız.”<br />
dedi. Kırım’ın birçok bölgesine<br />
yardım ulaştırdıklarını<br />
ifade eden Atalay, “Burada<br />
bizim için önemli olan Tatar<br />
kardeşlerimize yanlarında<br />
olduğumuzu hissettirmek ve<br />
manevi olarak onlara moral<br />
vermek. Dünyanın birçok yerinde<br />
olduğu gibi Kırım’da da<br />
kardeşlerimizin yanındayız.”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
İHH, Gazze halkının ramazan<br />
ayını daha iyi koşullarda<br />
geçirebilmesi için, bölgedeki<br />
ofisi aracılığıyla başta yetimler<br />
ve ihtiyaç sahiplerine<br />
olmak üzere 6 bin 500 adet<br />
kumanya dağıtımı gerçekleştirdi.<br />
Yaklaşık 60 bin kişinin<br />
istifade ettiği kumanya<br />
dağıtımlarının yanı sıra<br />
ramazan boyunca her iftarda<br />
6 bin 500 aileye sıcak yemek<br />
dağıtıldı.<br />
74 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
75<br />
Fotoğraf: Abdullah Kibritçi
4 MİLYON 500 BİN<br />
SURİYELİYE RAMAZAN<br />
YARDIMI<br />
Katliamların dört yılı aşkın bir süredir devam<br />
ettiği Suriye’ye geçtiğimiz ramazan ayında 249<br />
TIR’lık insani yardım malzemesi ulaştırıldı. 30<br />
bin gıda kolisi, 1.500 ton un, 158 bin adet su,<br />
218 kilogram hurma, 171 bin adet iftariyelik,<br />
5 bin adet bebek paketi ve 880 adet hijyen<br />
paketinin dağıtıldığı ülkede, 4 milyon 500 bin<br />
Suriyeliye ulaşıldı. Bölgede 11 bin yetime bayramlık<br />
kıyafet hediye edilirken 10 bin yetime de<br />
Ramazan Çocuk Paketi dağıtıldı.<br />
76 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
77
ARAKANLILARA<br />
RAMAZAN YARDIMI<br />
Myanmar’da Budist yönetimin Arakan’da yaşayan Rohingya<br />
Müslümanlarına yönelik katliam ve baskıları dünyanın ilgisinden<br />
uzak sürüyor. BM tarafından yapılan bir değerlendirmede<br />
dünyada en fazla zulüm gören halk olarak gösterilen Rohingyalar,<br />
son derece kötü koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyor.<br />
Her türlü insani yardıma ihtiyaç duyan Rohingyalar için uzun<br />
yıllardır çalışan İHH, bu ramazan ayında da Myanmar’daki yardım<br />
faaliyetlerini sürdürdü. Yardımlar kapsamında 26 bin aileye<br />
ramazan kumanyası ulaştırılırken yaklaşık 70 bin aileye de<br />
sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi.<br />
Fotoğraf: Selçuk Özel<br />
78 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
79
RAMAZANDA<br />
YETİMLERİ SEVİNDİRDİK<br />
Vakfımızın ramazan çalışmalarında öncelik her zamanki gibi<br />
yetimler ve yetim aileleri oldu. Türkiye’de ve dünyanın birçok<br />
ülkesindeki 40 bin 962 yetim çocuğumuza bayramlık kıyafet hediye<br />
edilirken Türkiye’de yetim çalışması yapılan 61 ilde 7 bin 500<br />
yetimimiz Ramazan Çocuk Paketi ile sevindirildi.<br />
Fotoğraf: Ali İmran Durman<br />
15 Ramazan<br />
Dünya Yetimler Günü’nde<br />
81 ilimizde yetimlere yönelik organizasyonlar<br />
düzenlendi. Türkiye’de 824 belediyede yetimler<br />
ve aileleri için iftar sofraları kuruldu.<br />
Etkinlikler için dünyanın birçok ülkesinden<br />
Türkiye’ye gelen yetimlerimizle İstanbul’da<br />
dört gün boyunca tarihî ve kültürel<br />
mekânları gezdik, eğlenceli programlar<br />
gerçekleştirdik.<br />
80 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
81
RAMAZAN<br />
ÇAD’DAKİ MÜLTECİLERE YARDIM ELİ<br />
Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki iç savaştan kaçarak Çad’a sığınan mültecilere<br />
kumanya yardımları ulaştırdık. Ekiplerimiz, 1.900 adedi ramazan öncesinde, 3 bin<br />
570 adedi de ramazan ayı içerisinde olmak üzere mültecilere toplam 5.470 adet<br />
kumanya paketi dağıttı. Bu yardımlardan yaklaşık 23 bin kişi yararlandı.<br />
MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZLE İFTAR<br />
Mülteci Hakları Derneği (MHD) ve İHH organizasyonu ile Türkiye’de<br />
yaşayan mülteciler için Fatih Saraçhane Parkı’nda bir iftar programı düzenlendi.<br />
İftara Suriye, Doğu Türkistan ve Irak’tan gelen yaklaşık 500 mülteci<br />
katıldı. İftar programında konuşan MHD Başkan Yardımcısı Av. Fikret Özgül,<br />
Peygamber Efendimizin “Arap’ın Arap olmayana, beyaz derilinin siyah derili<br />
üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” öğüdü çerçevesinde savaştan,<br />
baskıdan ve işkenceden dolayı vatanlarını terk etmek zorunda kalarak<br />
Türkiye’ye sığınan mültecilere kucak açtıklarını ifade etti. Özgül konuşmasını,<br />
“Dernek olarak mülteci kardeşlerimiz için elimizden gelen her türlü yardımı<br />
yapmaya gayret ediyoruz. Bu çerçevede oluşturduğunuz kardeşlik sofraları ile<br />
onlara her zaman destek olacağımızı gösteriyoruz.” sözleriyle tamamladı.<br />
40 bin<br />
Iraklıya gıda<br />
yardımı<br />
Ramazan çalışmaları kapsamında<br />
Irak’a giden İHH ekibi,<br />
ülkede yaşanan krizden<br />
dolayı sığınmacı konumuna<br />
düşmüş halka 5.000 adet<br />
kumanya paketi dağıttı.<br />
Musul, Tikrit, Anbar, Bakuba,<br />
Telafer ve Selahaddin<br />
bölgelerinden kaçarak Erbil,<br />
Kerkük, Süleymaniye, Bağdat<br />
ve Diyala’ya gelen Iraklı<br />
sığınmacılara dağıtılan<br />
kumanyalardan yaklaşık<br />
40 bin Iraklı istifade etti.<br />
Iraklı sığınmacılar için iftar<br />
organizasyonları da düzenleyen<br />
ekibimiz, Erbil’de 800,<br />
Kerkük’te 320 Iraklıya iftar<br />
yemeği verdi.<br />
Balkanlarda<br />
ramazan<br />
bereketi<br />
İHH İnsani Yardım Vakfı<br />
bu ramazan ayında da Balkanlardaki<br />
Müslümanları<br />
unutmadı ve bu güzel ayın<br />
bereketini bölgedeki ihtiyaç<br />
sahiplerine, yetimlere ve<br />
kimsesizlere ulaştırmaya<br />
devam etti. Balkanlarda<br />
Bosna-Hersek, Arnavutluk,<br />
Makedonya, Kosova, Romanya,<br />
Macaristan, Sancak<br />
(Sırbistan) ve Bulgaristan’da<br />
gerçekleştirilen ramazan<br />
çalışmalarında, İHH ekipleri<br />
tarafından bölgelerdeki<br />
ihtiyaç sahiplerine ve yetim<br />
ailelerine kumanya dağıtımı<br />
yapıldı. Toplam 8 bin 500<br />
kumanya paketi dağıtılırken<br />
yaklaşık 5 bin kişiye de<br />
iftar yemeği verildi. Ayrıca<br />
Bosna-Hersek, Kosova ve<br />
Makedonya’da yaklaşık 500<br />
kişiye fitre dağıtımı gerçekleştirildi.<br />
Zimbabve’den<br />
Türkiye’ye<br />
teşekkür<br />
Ramazan kampanyası kapsamında<br />
Zimbabve’ye giden<br />
İHH ekibi, ülkedeki ihtiyaç<br />
sahibi 600 aileye kumanya<br />
paketi dağıttı. Başkent<br />
Harare’ye yakın Norton<br />
bölgesinde de yaklaşık 250<br />
kişiye iftar yemeği verildi.<br />
Ramazan çalışmalarını Mt<br />
Darwin, Mudzengerere,<br />
Chiutsa, Kasimbwi, Madziwa,<br />
Chakoma, Chakanetsa,<br />
St Alberts, Norton Areas,<br />
Thompson Farm köylerinde<br />
gerçekleştiren ekibimiz, bu<br />
bölgelerdeki camilerde de<br />
iftar programları düzenledi.<br />
82 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
83
ORADAYDIK<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da ramazan ayını dünyanın<br />
dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlarla geçirdik.<br />
Yardıma muhtaçlara hayırseverlerimizin emanetlerini<br />
ulaştırmanın yanı sıra gittiğimiz ülkelerdeki ziyaretlerimizde<br />
kardeşlerimizin dertlerini dinledik, gönüllerini<br />
aldık. Bölgelerdeki ihtiyaçlara göre hayata geçirdiğimiz<br />
kalıcı eserlerin açılışlarını gerçekleştirdik, yeni projeler<br />
için çalışmalar başlattık.<br />
YETİMLER<br />
BİZİ BIRAKMAK<br />
İSTEMİYOR<br />
Mücahit Şahin Uludağ<br />
Pakistan<br />
Pakistan’daki ramazan programımızın<br />
artık son günleri. Son<br />
yetimhane ziyaretlerimizi yapıyoruz.<br />
Keşmir’deki ziyaretimizi<br />
tamamlayıp yetimhaneden ayrılırken,<br />
yetimlerimiz aracımızın<br />
ardından koşuyorlar; sanki<br />
“Bizi bırakıp gitmeyin, bizimle<br />
kalın” diyorlar. Onlara el sallayıp<br />
hüzünle ayrılıyoruz yanlarından.<br />
SONRAKİ GECELER<br />
ONU KİM UYUTACAK?<br />
Emine Dursun - Pakistan<br />
Ramazan yardımları için bulunduğumuz<br />
Pakistan’da yetimhane ziyaretlerimizden<br />
birinde yetimlerimizden Hümayun kucağımda<br />
uyudu kaldı. Onu öptüm ve yatağına<br />
yatırdım. Keşke bunu ona her gün biri yapabilse.<br />
KUMANYA PAKETİ<br />
KENDİ AĞIRLIĞINDAYDI<br />
Adem Çiftçi - Bangladeş<br />
Arakan’dan gelen Müslümanların çok zor şartlarda yaşadığı kamplarda kumanya dağıtımındayız.<br />
Mazlum Arakanlılar tek tek gelip kumanya paketlerini alıyor ve gidiyorlar. Bu sırada 7-8 yaşlarındaki<br />
bir çocuk şaşkın bakışlarımız arasında yanımıza geliyor. Kendisi ve ailesi için hazırlanmış<br />
olan paketi başının üzerine koyarak hızlıca uzaklaşıyor. O çocuğun başının üzerindeki paketle<br />
gidişinden hepimiz çok etkileniyoruz; çünkü neredeyse paket, kendi ağırlığında...<br />
MUHTAÇ OLANA<br />
DİN AYRIMI YAPMADAN<br />
YARDIM ETMEK<br />
Osman Akgül - Güney Sudan<br />
Güney Sudan’da ramazanın ilk cuma namazını kılmış olmak<br />
mutlu ediyor bizi. Namaz sonrası güzel bir uygulama ile<br />
karşılaşıyoruz. İki tane kardeşimiz hidayete eriyor. İmamın<br />
eşliğinde kelime-i şehadet getirirlerken cemaat de onlara kelime-i<br />
tevhidlerle eşlik ediyor. Bu güzel ortamda gönlümüz<br />
coşuyor. Burada güzel bir gelenek olarak İslam’ı seçen insanlar<br />
cuma namazı sonrası ilan ediliyormuş, bunu da öğrenmiş<br />
oluyoruz. Namazın hemen ardından imamın yanına gidiyor<br />
ve İslam’ı nasıl tebliğ ettiklerini, davet çalışmasını nasıl yaptıklarını<br />
soruyoruz. Aldığımız cevap; iyi örneklik, dürüstlük<br />
ve muhtaç olana din ayrımı yapmadan yardım etmek oluyor.<br />
Su kuyularını camilerin etrafında açtıklarını, suyu ihtiyacı<br />
olan herkesin bu kuyuları koşulsuz kullanabildiğini ve bu sayede<br />
bir ünsiyet oluştuğunu öğreniyoruz.<br />
84 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
85
ORADAYDIK<br />
AİLELERİNDEN<br />
DIŞLANAN<br />
MÜSLÜMANLAR<br />
Yasir Altıok - Nepal<br />
Katmandu’da ramazan programımız kapsamında çeşitli ziyaretlerde bulunuyoruz.<br />
Bunlardan birinde Müslüman olmuş bir grup hanımdan nasıl Müslüman<br />
olduklarını ve sonrasında Hindu aileleriyle yaşadıkları sıkıntıları dinliyoruz.<br />
Müslüman olmak onlar için zor zamanların başlaması demek olmuş.<br />
Çileli öykülerini hüzün ve şaşkınlıkla öğreniyoruz. Ülkede yeni Müslüman<br />
olup mağdur duruma düşen insanların başta barınma olmak üzere tüm ihtiyaçlarını<br />
diğer Müslümanlar karşılamaya çalışıyor.<br />
ALLAH<br />
SEBEP OLANLARDAN RAZI OLSUN<br />
Faruk Eşik - Sri Lanka<br />
Ramazan vesilesiyle çeşitli yardımlar ulaştırmak ve yetimler için inşa edilen yetim evini hizmete<br />
açmak için Sri Lanka’dayız. Nintawur köyündeki açılış töreni için çocuklar ellerindeki çiçekler<br />
ve yüzlerindeki tebessümle bizleri karşılıyor. Gözlerim yaklaşık üç yıl önce İzmir’den sponsor<br />
olunan ve yanımda kendisine ulaştırmam gereken bir hediyesi bulunan yetim kızımız Ula Beşer’i<br />
arıyor. Kendisini bulup hediyesini takdim ettiğimde gözlerindeki ışık ve yüreğindeki dua<br />
hepimizi derinden etkiliyor. Düşünün bir defa; İHH’nın organizasyonuna güvenip 6.500 km<br />
ötedeki bir yetime sponsor oluyorsun ve gidip ziyaret ettiğinde o yetime ne kadar iyi bakıldığına<br />
şahit oluyorsun. “Allah sebep olanlardan razı olsun.” demekten başka bir şey gelmiyor dilimize.<br />
ÇİLELİ HAYATLAR<br />
Ali Arıkmert - Etiyopya<br />
Etiyopya’da halkın %80’i kırsalda hayatlarını sürdürüyor.<br />
Onların büyük bir kısmı da çamurdan ve ottan yapılmış<br />
çadıra benzeyen derme çatma evlerde hayvanlarıyla<br />
birlikte yaşıyor. Evlerde gördüğümüz eşyalar ise mutfak<br />
malzemesi ve tefrişat benzeri birkaç parçadan ibaret.<br />
Büyük bir ihtimalle yardım ulaştırdığımız bu bölgelerde<br />
yaşayan insanların üzerlerindeki yırtık dökük elbiselerinden<br />
başka ikinci bir kıyafetleri de bulunmuyor.<br />
86 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
87
KIRIM<br />
88 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
89
ORADAYDIK<br />
Yazı ve Fotoğraf: OSMAN ATALAY<br />
İslam Dünyası ve<br />
Kırım’da Mahzun<br />
Ramazan<br />
90 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
91
İslam dünyası bir ramazan ayını daha ihya<br />
ederken kimi yerde barış, sükûnet kimi<br />
yerde ise acı, keder, savaş ve göç vardı.<br />
Mısır, Libya, Afganistan, Irak ve Suriye’de<br />
savaş bütün acılarıyla sürerken Arakan,<br />
Doğu Türkistan, Patani ve Filistin’de<br />
baskı ve zulüm içerisinde kederli, mahzun<br />
bir ramazana şahit olduk.<br />
Uzak ve yakın coğrafyalarımızda yaşanan<br />
sıkıntılar dünya gündeminin ilgi<br />
alanına girdiği ölçüde haberdar olabiliyoruz<br />
buralarda yaşananlardan. Kırım da bu<br />
mahzun ve kederli bölgelerimizden biri…<br />
2014’te Rusya’ya ilhak edilmesiyle birlikte<br />
Türkiye’nin resmî ilişkilerinin tamamen<br />
koptuğu bir yerin adı Kırım. 400 bin<br />
Tatar Müslüman’ın yaşam mücadelesi verdiği<br />
Kırım, sessiz, mahzun ama umutlu bir<br />
bekleyiş içerisinde.<br />
Türkiye’nin Kırım’ı Ukrayna’nın toprağı<br />
olarak kabul eden politikası, “Kırım Tatarlarının<br />
mevcut Rusya yönetimi ile ilişkilerindeki<br />
olumsuzluk ve belirsizlik” en temel<br />
sorun olarak ortada duruyor.<br />
Tatarların hem kendi içinde hem de yeni<br />
Rus yönetimi içindeki siyasi, sosyal, kültürel<br />
ve hukuki problemleri kendi başlarına çözebilecekleri<br />
bir durum gibi görünmüyor.<br />
İHH Kırım da 15 yıldır ramazan ve kurban<br />
yardımlarının yanı sıra yetim ve eğitim projelerini<br />
de sürdürmeye devam ediyor.<br />
Ramazan münasebetiyle İHH olarak<br />
gittiğimiz Kırım’ın Bahçesaray, Gezlev,<br />
Canköy, Eski Kırım, Akyar, Akmescid,<br />
Aluşta, Sudak, Karasupazar bölgelerinde<br />
gerçekleştirilen kumanya dağıtımları ve iftar<br />
programı vesilesiyle bir kez daha Tatarların<br />
manevi olarak yalnızlığına, kederine<br />
ve haklı sitemlerine şahit olduk.<br />
Tatar gençleri ve sivil toplum kuruluşlarının<br />
siteminde özellikle şunlar var: “Bizler<br />
de Müslüman toplumun bir parçası değil<br />
miyiz? Neden buralara gelmez, halimizi<br />
hatırımızı sormazsınız? Biz bu ümmetin<br />
en çok acı ve zulüm görmüş insanlarıyız.<br />
Biz Tatarlar anavatanda yeniden var olma<br />
mücadelesi veriyoruz. Bizim dedelerimiz<br />
1944 sürgününde kayboldular. Babalarımızın<br />
yarısı Orta Asya’da, yarısı Özbekistan’da<br />
kaldı. Diğer yarısı ise anavatana döndü.<br />
Bizler Kırım’da inadına yaşam mücadelesi<br />
veriyoruz ama bizi önce Tatar kardeşlerimiz<br />
daha sonra da dindaşlarımız unuttu.”<br />
Ziyaret ettiğimiz Kırım Müftüsü Hacı<br />
Emirali Ablayev ise yarına umutla bakıyor.<br />
Rusya Federasyonu’nun ilhakının ardından<br />
çeşitli siyasi sıkıntılar yaşandığını ancak dinî<br />
anlamda bir problemle karşılaşmadıklarını<br />
anlatırken, bu sürecin de hayırlara vesile<br />
olacağının altını özellikle çiziyor. Ablayev;<br />
“Şükürler olsun her sene olduğu gibi ibadetlerimizi<br />
yerine getirmede hiçbir sıkıntımız<br />
yok. Cuma günleri camilerimiz dolup taşıyor.<br />
Sadece ramazanda değil her cuma aynı<br />
manzara oluyor ve cemaat camiye sığmıyor.<br />
Rabbim insanlarımızı çetin imtihanlardan<br />
geçirdi. En son akşam yattık, sabahında başka<br />
bir bayrak altında kalktık. O yüzdendir ki insanlar<br />
dinlerine eskisinden daha sıkı sarılıyor.<br />
Camilerimizde her gün çocuklarımıza dinî<br />
eğitim veriyoruz. Kur’an-ı Kerim öğreniyorlar.<br />
Gençlerimiz fıkıh dersi alıyorlar.” diyor.<br />
Kırım Tatarları Türkiye’den Akmescid’e<br />
uçak seferlerinin bir an evvel başlaması,<br />
TİKA ve Yunus Emre Kültür Merkezi’nin<br />
fonksiyonlarının tekrar hayata geçirilmesi,<br />
sivil toplum ve belediyelerin Tatar gençlerine<br />
yönelik sosyal, eğitim ve kültürel destek<br />
sağlamasını istiyor.<br />
92 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
93
LÜBNAN<br />
94 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
95
ORADAYDIK<br />
Yazı: SERDAR AKIN<br />
Kaderine<br />
terk edilmiş keder<br />
96 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
97
Büyük bir binanın en alt katında soğuk bir salon coşkulu<br />
bir karşılamaya hazırlanmışçasına süslenmiş. Masaların<br />
üzerindeki balonlar, masalardaki yemek kaplarına bağlanmış<br />
havada asılı duruyor. Her balonun üzerinde bir rakam<br />
var ve hangi aile hangi masaya oturacağını biliyor. Düzene<br />
sokulmuş, kadınlı çocuklu aileler sandalyelerinde büyük<br />
bir anın gelişini gözler gibi bekleşiyor sessizce. Bekleyiş…<br />
Fıtratlarındaki heyecan ve coşku ile çocuklar oradan oraya<br />
söz yetiştirip gülerken kadınların mahzun duruşları ve<br />
kimi zaman çocuklarını sakinleştirici hamleleri hemen<br />
dikkat çekiyor.<br />
Bu halleri, gözlerinin içine saklanmış utangaçlıklarını<br />
gizleyemiyor. Çoğu örtülü, bir kısmı açık kadınların yerlerinden<br />
hiç kalkmaksızın sanki bir yerlerden emir almışçasına<br />
sakin oturuşları çırpınmanın boşluğunu, acizliğin<br />
hükmünü uzun yaşamları boyunca tecrübe etmiş insanlara<br />
has davranışları çağrıştırıyor. Bütün bir direniş gücü<br />
tükenmiş, isyandan itaate razı olmuş bir topluluk gibiler...<br />
Sıklıkla başörtülü kadınların olduğu bir bölümde yaşı<br />
elliyi geçmiş açık bir kadının karşısında kıvırcık saçlı küçük<br />
bir kız çocuğu oturmakta, sessizce annesine bakıyor.<br />
Hemen salonun girişinde, bütün imkânsızlıklarına rağmen<br />
siyah kaşlarına inat, sarı saçlarıyla bir genç kız çevresindeki<br />
arkadaşlarının ilgi odağı olmuş, hayat doluyor. On,<br />
on bir yaşlarında bir erkek çocuğu hızla koşup yere düşen<br />
balonu kapıyor.<br />
98 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
99
Duyulmayan ezan sesini işiten biri<br />
haber veriyor. Plastik kaplara konulmuş<br />
yemekler karışık sert seslerle açılmaya<br />
başlanıyor. Minnettar ve şükreden bir topluluğun<br />
dinginliğiyle yemekler yeniyor. Bu<br />
esnada çok az kelime çıkıyor. Kimi zaman<br />
bir anne başını kaldırıp bakıyor salona, biz<br />
davetlilere ve çocuğuna… Sonra tekrar dönüyor<br />
tabağına!<br />
Bizim bulunduğumuz bölüm salonu rahat<br />
gören bir yerde, ayrıcalıklı gibi görünse<br />
de bizim de aynı yemeği yiyor olmamız,<br />
ekmeğimizi paylaşıyor olmayı veya kaderlerimizi<br />
ortak kılmayı çağrıştırıyor. Bunun<br />
mutluluğu ve kıvancı ile içimin dolduğunu<br />
hissediyor, yemeğe ara vererek salonu tekrar<br />
tekrar gözlemliyorum.<br />
Baştan beri gördüğüm eksikliği şimdi<br />
soruyorum.<br />
- Neden hiç erkek yok?<br />
- Çünkü bunlar yetim aileleri…<br />
Bu cevap yeterli oluyor. Gün boyu<br />
gezdiğimiz Burj el-Barajnah ve Şatilla<br />
kampları gözlerimin önüne geliyor. Başımızın<br />
üstünde, birbirine geçmiş pek çok<br />
elektrik kablosu ve su borularının gezindiği,<br />
pis suların kimi yerlerde çöreklendiği,<br />
sağımızı ve solumuzu iki cellat gibi<br />
sıkıştıran duvarlarıyla o dar sokaklar geliyor<br />
aklıma.<br />
Gezintimiz esnasında karşılaştığımız<br />
bir yaşlı adamın bu derme çatma, üst üste<br />
ve birbirine geçmişçesine öylesine yapılmış<br />
kampa 1949 yılında geldiğini söylediği o<br />
anı hatırlıyorum. Burada yıllarını geçirmiş,<br />
her defasında zalimlerin zulmüne uğramış,<br />
herkes tarafından kimsesiz bırakılmış, katledilmiş,<br />
yaralanmış bir kamp…<br />
Ölülerini dar sokak aralarından çıkartamadıkları<br />
için, çatılardan elden ele kamp<br />
dışına çıkartmaya çalıştıkları, 1982 yılının<br />
o meşum günlerinde sığındıkları camide<br />
2.000 kişinin öldürüldüğü ve oraya gömüldüğü<br />
bir kamp…<br />
Lübnan devletinin hiçbir hak ve hürriyetlerini<br />
vermediği, kimliklerinin dahi<br />
olmadığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden<br />
yararlanamadıkları, üzerlerinden bir türlü<br />
atamadıkları cüzzamlı mahallesi sakinleri<br />
gibi görülmeye devam ettikleri... Burası<br />
hiçbir şekilde ilgi görmeyen kaderlerine<br />
terk edilmiş insanların yaşadığı bir kamp…<br />
Yemekler çabucak bitiyor. Partner kuruluşumuzun<br />
temsilcisi, yine balonlarla<br />
süslü bir sahnede programını sunmak<br />
üzere kırmızı yemenisini başından beline<br />
kadar koyuvermiş sunucusunu, küçücük<br />
bir kız çocuğunu, çağırıyor. Eline aldığı<br />
mikrofonla sorular soruyor, salondaki çocuklar<br />
yerlerinden bir adım dahi atmadan<br />
parmaklarını kaldırıp söz istiyorlar.<br />
Pek çok çocuk ellerini kaldırıp kimi<br />
zaman ayakta heyecanla kendisinin cevap<br />
vermesini beklerken, kıvırcık saçlı kız annesinin<br />
gözlerinin içine bakıp sakince olup<br />
biteni izliyor. Kırmızı örtülü sunucumuz<br />
cevaplar için çocuklara söz hakkı verirken<br />
kazananlar oyuncaklarla ödüllendiriliyor.<br />
Sonra bir küçük kız çocuğu daha geliyor.<br />
Baştan ayağa bembeyaz elbisesiyle bir gelini<br />
andırıyor. Kur’an’dan sureler okuyor.<br />
Salondan büyük alkış alıyor.<br />
Programın sonunda hiç beklemediğimiz<br />
şekilde sahneye davet ediliyoruz.<br />
“Şükran, şükran” ikilemeleriyle karşılıklı<br />
minnettarlaşıyoruz. Kimin daha çok kime<br />
minnettar kalması gerektiğini gerçekten de<br />
Allah biliyor. Bu karmaşık duygularla veri-<br />
100 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
101
len çiçekleri, utangaç çocuklar gibi alırken,<br />
içimizden birisinin verilen çiçeği bir çocuğa<br />
armağan etmesiyle olağan bir gelenek<br />
başlıyor. Teker teker ödüllendirilmek için<br />
bekleyen çiçekleri, ümmetin geleceği çocuklara<br />
hediye ediyoruz. Çocuklar bunun<br />
için de ellerini kaldırıyorlar, fakat ben baştan<br />
beri yaşı ellisini aşmış hüzün dolu bakışlarıyla<br />
birbirine bakışan o anne ve elini<br />
hiç kaldırmayan kıvırcık saçlı çocuğuna<br />
yönelip çiçeğimi ona armağan ediyorum.<br />
Ayrılık vakti geliyor. Salondan yukarı<br />
çıktıkça tenimiz ısınıyor. Birbirimizle vedalaşırken<br />
içimizde biriktirdiğimiz sevgiyi,<br />
vefayı, mutluluğu, minnettarlığı, iyiliği,<br />
umudu, benim gibi Arapça bilmeyenlerimiz<br />
“şükran” kelimesinde toplayıp iletiyoruz<br />
kardeşlerimize.<br />
Araçlara binip binadan ayrılırken, ancak<br />
farların ışıtabildiği kadarını görebildiğimiz<br />
bir enkaz yığını içinden geçiyoruz.<br />
Biraz ileride farların<br />
aydınlığında kıvırcık<br />
saçlı çocuğun annesine<br />
çiçeği gösterdiğini,<br />
annesinin ona kederle<br />
güldüğünü görüyor<br />
ve mutlu oluyorum.<br />
Aracımız onların yanından<br />
geçerken gözlerim<br />
asılı kalıyor bu<br />
yüzlerde, geçtikten<br />
sonra arkamı dönüp<br />
bakıyorum hâlâ... Nasıl<br />
bir eve gittiklerini,<br />
orada babasız ve kardeşsiz<br />
bir ana bir kız<br />
nasıl bir yaşam sürdüklerini<br />
düşünüyor,<br />
hüzünleniyorum. Güneşi<br />
dahi görmeden güne uyanıp, karanlığın<br />
içinde yok olup gidişlerine üzülüyorum.<br />
Kamptan uzaklaştıkça kamp iyice karanlığa<br />
gömülüyor. Zira Lübnan’da gece<br />
oldu mu tüm ülkede elektrikler kesiliyor.<br />
İşte o zaman, karanlık çökünce, bir ayrım<br />
daha netleşiyor; çünkü zengin bölgelerin<br />
ışıkları hiç sönmüyor. Kapatılmış dükkânların<br />
ışıl ışıl reklam panoları sabahlara<br />
kadar yanarken, bu kamplarda gece silik<br />
birkaç ampulden ibaret kalıyor. Tıpkı bu<br />
sembolik durum gibi, onları karanlıkta<br />
kaderlerine terk edip aydınlık bir yerde<br />
onlar için üzülmenin ağır baskısı altında<br />
yaşamayı, bencil bir hüznü, sorumluluğu<br />
sorguluyorum.<br />
Otele geldiğimde hâlâ gözlerimin önünde<br />
o fotoğraf... Kederle gülümseyen anne<br />
ve küçük bir çiçekle annesine “mutluluk<br />
buldum” dercesine bakan kızın karanlıkta<br />
yitişi…<br />
102 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
103
GAMBİYA<br />
104 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
105
ORADAYDIK<br />
Yazı: MURAT YILMAZ<br />
Fotoğraf: SUAT KILIÇ<br />
Kunta Kinte buradaydı:<br />
Gambiya<br />
106 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
107
İHH, dünyanın beş kıtasında ramazanın<br />
kardeşlik ruhu ile uzun bir yolculuğa çıktı.<br />
Amacımız 1 milyonu aşkın kardeşimizle bir<br />
nebze olsun kardeşlik terennüm edebilmek,<br />
dostlarımızı sevgiyle kucaklayabilmekti.<br />
İşte o kutlu kucaklaşmalardan biri de Afrika’nın<br />
en küçük ülkelerinden Gambiya’da<br />
bize nasip oldu.<br />
Gambiya 2 milyona varan nüfusu ve<br />
Afrika’nın batı uçlarından içlerine doğru<br />
Gambiya Nehri’ni takip eden sınırlarıyla<br />
Senegal’in küçük kardeşi gibidir. Aslında<br />
Senegal’den onları ayıran İngiliz sömürgecilerden<br />
başkası değil. Bu iki kardeş 1982<br />
yılında Senegambiya ismiyle bir araya gelmeyi<br />
denedilerse de 1989 yılında bu deneme<br />
başarısızlıkla neticelendi. İngilizler<br />
Fransa sömürge bölgesi Senegal’den ayırdıkları<br />
Gambiya’yı 1965’e kadar sömürmeye<br />
devam etti. Bizim ülke ziyaretimiz aynı<br />
zamanda ülkenin 50. bağımsızlık yılına<br />
denk geldi.<br />
Ülke genel itibarıyla tarım ve hayvancılık,<br />
aynı zamanda uzun ve geniş Gambiya<br />
Nehri’nin sunduğu balıkçılık imkânlarıyla<br />
ekonomisini ayakta tutmaya çalışsa<br />
da fakirlik her yerde hissediliyor. Modern<br />
balıkçılık yöntemleri kullanılsa belki de<br />
daha hızlı kalkınabilecek bir ülke Gambiya.<br />
Fakat böyle bir irade görünmüyor. Aynı<br />
zamanda uzun Atlas Okyanusu sahilleri<br />
de turizmi gelir kaynakları arasına sokuyor.<br />
Fakat bunlara rağmen evlerin ancak<br />
%35’inde elektrik ve %25’inde su bulunan<br />
Gambiya’nın önünde daha uzun bir yol olduğu<br />
açık.<br />
108 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
109
Gambiya köleliğe karşı sembol isimlerden<br />
olan ve 80’li yıllarda Türkiye’de de<br />
yayınlanan Kökler isimli bir TV dizisinin<br />
kahramanı Kunta Kinte’nin memleketi aynı<br />
zamanda. Kunta Kinte 1760 yılında henüz<br />
17 yaşındayken 100’e yakın Afrikalıyla birlikte<br />
elleri ve ayakları zincirlenip gemilere<br />
istiflenerek Amerika’ya götürülmüş.<br />
Dört asır boyunca Senegal’den Angola’ya<br />
kadar uzanan sahil şeridi boyunca<br />
köle ticareti yapan Batılılar için Gambiya<br />
önemli köle ticaret merkezlerinden biri<br />
olmuş. 100 milyona yakın Afrikalının hayatına<br />
mal olan köleleştirme süreci Batılılar<br />
nezdinde bir medenileştirme hareketi olarak<br />
gösterilmeye çalışılsa da gerçekte Batı<br />
medeniyetinin tıynetini ortaya koymakta.<br />
Köleleştirme/sömürgeleştirme süreci 19.<br />
yüzyılda Sanayi Devrimi’yle Batı’nın insan<br />
gücüne gereksinimi azalınca şekil değiştirerek<br />
misyonerlik çalışmalarıyla devam<br />
ettirilmeye başlanmış. 20. yüzyılın ortalarında<br />
Afrika devletlerine bağımsızlıkları<br />
verilse de yeni-kolonyalizm süreci bugün<br />
de devam etmekte.<br />
%95’ini Müslüman (Maliki mezhebinden)<br />
halkın oluşturduğu Gambiya’da<br />
misyoner örgütlerin çalışmaları gayet açık<br />
ve cüretkâr bir şekilde sürüyor. Katolik ve<br />
Protestan mezheplerine bağlı birçok örgütün<br />
yanı sıra Bapdist ve Metodist kiliseleri<br />
de onlarca çalışma ile Müslümanların dinlerini<br />
değiştirme uğraşında. İslam toplumunun<br />
ilgisizliği sadece Gambiya’da değil<br />
Afrika’nın tamamında misyoner örgütlerin<br />
adeta önünü açıyor. Karşılaştığımız<br />
kiliseler ve misyoner okulları bu durumun<br />
canlı delilleri olarak gittiğimiz her yerde<br />
karşımıza çıkıyor. Bu nedenle bir anlamda<br />
misyoner çalışmaların panzehiri niteliğindeki<br />
her çaba büyük önem arz ediyor. İHH<br />
olarak 2013’te açılışını gerçekleştirdiğimiz<br />
Hüseyin Sağın ve Ahmet Baş Camii’ni ziyaret<br />
ediyoruz. Bu ziyaret sırasında bölgedeki<br />
okul ihtiyacını da görüyor ve buradaki<br />
kardeşlerimize bir okul yaptırma sözünü<br />
veriyoruz. Zira 164 çocuğun tahtası ve masası<br />
olmayan küçücük bir sınıfta eğitim<br />
gördüğüne şahit olmak oldukça acı verici.<br />
Allah’ın izni ile sene bitmeden bir de okulları<br />
olacak kardeşlerimizin.<br />
Bu sene de bir cami ve bir Kur’an okulu<br />
açılışımız var Gambiya’da. Ramazan ayında<br />
bu güzel eserlerin açılışını yapmak hem bizim<br />
için hem de Gambiyalı kardeşlerimiz<br />
için müthiş bir moral oluyor. Uşşaki Vakfı<br />
Camii açılış programında camiyi dolduran<br />
cemaat bu güzel hediye için ellerini açıp<br />
dua ediyor. Açılış sonrası kesilen kurbanlar<br />
ayrıca bir sevinç havası oluşturuyor. Akabinde<br />
ise Of Gönülleri Kur’an Okulu’nun<br />
açılışını gerçekleştiriyoruz. Kardeş kuruluşumuzun<br />
başkanı Lamin Bey daha birçok<br />
kasaba ve şehirde cami ihtiyacı olduğunu<br />
hatırlatıyor.<br />
Gambiya’da dikkatimizi çeken hususlardan<br />
biri de kadınların tesettür anlayışının<br />
belki biraz sıcaktan biraz da fakirlikten olsa<br />
gerek, gerektiği gibi olmamasıydı. Ezan<br />
okunur okunmaz nerede olurlarsa olsunlar<br />
camiye koşan, misvak kullanma alışkanlığı<br />
zirve yapmış insanlar, aynı dikkati maalesef<br />
tesettüre riayette göstermiyorlar. Burada<br />
hanımlara uygun tesettür kıyafetleri hediye<br />
etmek ve aynı zamanda tesettürün nasıl<br />
olması gerektiğinin anlatımına ihtiyaç var.<br />
110 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
111
İHH olarak ortalama 8-9 nüfuslu<br />
olan ailelere kumanya dağıtımı<br />
gerçekleştiriyoruz. Kiang West’te<br />
275, Serakendo’da 275 ve Soranario’da<br />
100 aile olmak üzere toplamda<br />
650 aileyi ve 5.000’in üzerinde<br />
kardeşimizi ramazan kumanyalarıyla<br />
sevindiriyoruz. Gambiya’nın<br />
yetim çocuklarını da elbette unutmuyoruz.<br />
60 yetim yavrumuzun<br />
bayramlıklarını giydirmekten<br />
başka, onlara da ramazan gıda paketlerimizden<br />
hediye ediyoruz. Her<br />
bir ailemize ayrıca nakit yardımları<br />
yapıyoruz. Yetim ailelerimize<br />
zamanımız yettiği kadarıyla ev ev<br />
ziyarette bulunuyoruz. Sekiz çocuklu<br />
bir yetim ailesinin evlerinde<br />
yiyecek hiçbir şeylerinin olmadığını<br />
üzüntü ile gördükten sonra aileye<br />
uzun süre yetecek gıda ve nakit<br />
desteğinde bulunuyoruz. Çocukların<br />
annesi hanımefendi, ellerini<br />
ve gönlünü duaya açıyor. Rabbim<br />
kabul eylesin.<br />
Kısa Gambiya programımız<br />
ramazan ayının bereketi, müminlerin<br />
dualarıyla taçlanıyor. Dönüş<br />
yolunda zihnimizde daha yapacak<br />
çok işimiz olduğunun bilinci, gönlümüzde<br />
kardeşlerimiz var.<br />
112 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
113
VİETNAM<br />
114 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
115
ORADAYDIK<br />
Yazı ve Fotoğraf: OSMAN SAĞIRLI<br />
Kavanozdaki<br />
ölü bebekler ülkesi<br />
Vietnam<br />
116 İNSANİ YARDIM - 62. 61. SAYI<br />
117
18.23<br />
Ho Chi Minh için iftar vakti<br />
94 milyonluk nüfusu ile dünyanın<br />
13. büyük ülkesi Vietnam’da 90 bin<br />
Müslüman yaşıyor. Buradaki<br />
Müslümanların İslamiyet ile<br />
şereflenmeleri Hz. Osman<br />
zamanına kadar uzanıyor.<br />
ABD’nin Vietnam’da kullandığı<br />
8o milyon litre Portakal gazı,<br />
üçüncü kuşakta bile derin izler<br />
bırakmaya devam ediyor.<br />
Dünyanın en yüksek bebek ölüm<br />
oranına ve en kalabalık özürlü<br />
nüfusuna sahip ülkesi olma<br />
unvanı Vietnam’a ait.<br />
118 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
119
Otuz yıllık savaş yorgunu ülkenin gün boyu<br />
mesai yapmaktan yorgun düşmüş pasaport<br />
görevlisi ile 13 saatlik uçak yolculuğundan<br />
bitap düşmüş biri olarak karşı karşıyayım.<br />
Pasaportu evirip çeviriyor ancak davet mektubu<br />
ve vizeyi göremiyor. “Yaklaş” komutu<br />
ile burnunun dibine kadar sokuluyorum.<br />
“Ne için geldin?”<br />
“Fotoğrafçıyım, turizm fotoğ... ”<br />
“Bekle biraz şurada!”<br />
Yanı başında bulunan zile basıyor. Koşturarak<br />
gelen görevliye pasaportumu uzatıyor…<br />
On dakika sonra pasaportum iki görevli<br />
eşliğinde tekrar bankoda, ben ise esas duruşta…<br />
“Ne kadar kalacaksın?”<br />
“Bir hafta.”<br />
“Sana üç ay oturum veriyorum. Bol bol<br />
fotoğraf çekersin!”<br />
Irak’ta dedelerimin ismini, Küba’da en<br />
son okuduğum kitabı, Litvanya’da kullandığım<br />
objektif markasını, Ürdün’de Erdoğan’ın<br />
halini hatırını bile sormuşlardı.<br />
Sosyalist bir ülke olarak sorularda zayıf<br />
kaldıklarını söylemeliyim.<br />
Onun adı da Ahmet Emin’miş... Bir fiş<br />
alıp taksi sırasına giriyoruz.<br />
Koca koca gökdelenlerin arasından süzülüyoruz.<br />
Binaların dışına boydan boya<br />
giydirilmiş ışıklı reklam panoları göz kamaştırıyor,<br />
hem de kapitalist ülkelerin en<br />
büyük firmalarının reklamları. Ellerinde<br />
silahlarla caddelerde volta atan, yeşil arabalarının<br />
içinden yolu dikizleyen askerler<br />
yok. Küba gibi her yerde heykeller; Suriye,<br />
İran, Ürdün gibi adım başı slogan tabelaları<br />
falan da yok. Burası mı sosyalist bir ülke?<br />
İftar saati biz taksideyken giriyor. Otele<br />
yerleşip doğruca Saygon’daki lokantalardan<br />
birine kendimizi atıyoruz. Uzakdoğu’nun<br />
bize çok uzak mutfağı ramazanda iyiden<br />
iyiye kendini hissettiriyor. Suda haşlanmış<br />
pilav ve yoldan geçerken kazana düşmüş<br />
otlarla ne iftar ne sahur kurtulur. Neyse ki<br />
Lübnan mutfağından yemekler varmış…<br />
BURASI MI SOSYALİST ÜLKE?<br />
Ramazan programları için geldiğimiz Vietnam’a<br />
kabul ediliyoruz. İşte yıllardır görmek<br />
istediğim Vietnam’a ayak basıyorum.<br />
Dışarıda alabildiğine yağmur.<br />
Çıtı pıtı insanların arasından bir el,<br />
isimlerimiz eşliğinde bizi kendine doğru<br />
çağırıyor...<br />
120 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
121
MOTORİSTAN DEMEK DAHA DOĞRU<br />
Sabah erkenden Ahmet Emin kapıya dayanıyor.<br />
“Kalkın gıda dağıtımına gidiyoruz!”<br />
Sokağa çıkmamızla kat kat giyinmiş abilerle<br />
ablalarla burun buruna geliyoruz. Şaşkınlığıma<br />
şaşıran Ahmet Emin açıklama yapıyor,<br />
“Burada size göre kışı yaşıyoruz. Bizde<br />
yağmurlu ve yağmursuz diye iki mevsim. Siz<br />
muson yağmurlarına yani kışa denk geldiniz!”<br />
27 derece sıcaklık, %90 nemde bir insan nasıl<br />
üşür ki? Termostatı bozulmuş bu insanların.<br />
Yol boyu sağımızdan solumuzdan motosikletler<br />
geçiyor. Kimi aynaların, kimi tamponların<br />
tozunu alıyor. Taksici periyodik aralıklarla<br />
korna ve frene basmaktan başka bir<br />
şey yapamıyor. Karınca sürüsü gibi öylesine<br />
kalabalıklar ki, insanın başı dönüyor. Ahmet<br />
neyle ilgilensem o konuya dair açıklama yapmaya<br />
başlıyor. “Bu ülkede 20 milyondan fazla<br />
motosiklet var. Bunlardan 5 milyon civarı 14<br />
milyon nüfuslu Saygon’da… Bir motosiklet<br />
1.000 dolardan başlayıp 7.000 dolara kadar<br />
çıkıyor. Şu yanımızdan geçeni 3.000 dolara<br />
alabilirsin.” Buradaki motosiklet sayısı dünyadaki<br />
141 ülkenin nüfusundan daha fazla.<br />
Motoristan diye ülke kurulsa nüfus olarak 56.<br />
sırada yer alır.<br />
Camı açıp bir iki kare fotoğraf alma girişimim<br />
Ahmet’i harekete geçiriyor. “Çantaya<br />
dikkat et, elini makinaya siper et, kafanı camdan<br />
uzatma! Ben öylesine söylüyorum sen<br />
kusura bakma. Burada Vietnamlı kadınların<br />
Fransızlardan peydahladığı gayrimeşru çocuklardan<br />
oluşan motor çetesi var. Yolda soymadıkları<br />
adam yok!”<br />
Ahmet, şu meşhur telefon markasının Vietnam<br />
sürümü siri uygulaması gibi. Sürekli bir<br />
şeyler anlatıyor. Memnun olmuyor da değilim...<br />
122 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
123
VİETNAM’IN İSTANBUL KÜLTÜR<br />
MERKEZİ<br />
Nihayet Jamiul Muslimun Mescidi’ndeyiz.<br />
Caminin önünde başörtülü küçük kızlar,<br />
takkeli çocuklar koşturuyor. Mescidin avlusunda<br />
oturan yaşlı kadın ve erkeklerle<br />
selamlaşıyoruz.<br />
Burası aynı zamanda Vietnam İslam<br />
Cemaati’nin de merkezi. Vietnam İslam<br />
Cemaati ülkedeki 90 bin Müslüman’ın tanınan<br />
tek temsilcisi olarak kabul ediliyor.<br />
Cemaatin lideri ise mütebessim, piri fani<br />
Hacı İdris İsmail amca. Ülke genelindeki<br />
64 caminin ihtiyaçları ve koordinasyonunu<br />
ekibiyle birlikte bu merkezden yürütüyor.<br />
Bir nevi Vietnam Diyanet İşleri<br />
Başkanı. Kimin neye ihtiyacı varsa ona ve<br />
arkadaşlarına koşturuyor. Müslüman ülkelerin<br />
neredeyse hepsiyle bağlantıları var.<br />
Yıllardır Vietnam’daki Müslümanlara<br />
kol kanat geren, onların ihtiyaçlarını karşılamaya<br />
özen gösteren İHH İnsani Yardım<br />
Vakfı, 2013 yılında yapımına başladığı<br />
dört katlı İstanbul Kültür Merkezi’ni<br />
2014 sonlarında bitirip teslim etmiş. 220<br />
bin dolara mal edilen; medrese ve kültür<br />
merkezi olarak tasarlanan bina içerisinde<br />
toplantı salonları, şer’i ilimlerin okutulacağı<br />
bir kültür merkezi ve 230 öğrencinin<br />
eğitim göreceği derslikler yer alıyor. Başta<br />
çocuklar olmak üzere her yaştan Vietnamlı<br />
burada dinî bilgi ve eğitimlerini<br />
alabiliyor.<br />
Hacı İdris İsmail bize medreseyi gezdirirken<br />
aşağıda da hummalı bir çalışma<br />
sürüyor. Türkiye’den hayırseverlerin İHH<br />
vasıtasıyla yaptıkları bağışlarla hazırlanan<br />
gıda kolilerinin dağıtımına geçiyoruz. İçerisinde<br />
pirinç, şeker, un, çeşitli soslar, hurma,<br />
süt, kahve, müsli, yağ, tuz, konserve,<br />
reçel, noodle olan gıda paketleri önceden<br />
hazırlanan listedeki isimlere tek tek veriliyor.<br />
Daha fazla yardıma ihtiyaç duyanlara<br />
ise gıda kolileri haricinde zarf içinde bir<br />
miktar para da veriliyor. Eş zamanlı olarak<br />
Ho Chi Minh City’ye bağlı 16 ve yine<br />
ülkenin güneyinde yer alan Engiya’daki 6<br />
olmak üzere 25 mescitte yardım dağıtımı<br />
yapılıyor, yani aynı anda 1.000 aileye gıda<br />
yardımı ulaştırılıyor.<br />
GÖNÜLLERE HİTAP VAKTİ<br />
İftara az bir zaman kaldı. Ahmet’in izinde<br />
Taybang Mahallesi’nin labirent şeklindeki<br />
sokaklarında ilerliyoruz. Hamur kokusunu<br />
yüzlerce metre uzaktan alırım; hele bir<br />
de ramazan ise bu, kilometrelere bile ulaşır...<br />
Tıpkı insanlar gibi evler de birbirine<br />
benziyor. Çin filmleri bu sokaklarda çekilmiş<br />
olmalı. Aniden sokaklardan birinden<br />
fırlayan motosiklet, feryat figan kaçışan<br />
tavuklar, duvarlara yapışıp ezilmemek için<br />
nefesini tutan insanlar. Bir köşe daha dönüyoruz<br />
sahne tamamen değişiyor. Sakallı<br />
amcalar, yaşmaklı teyzeler, camlarında<br />
“halal” yazan dükkânlar... Apartmandan<br />
bozma Anwar Mescidi’nin önünde tek sıra<br />
dizili sandalyelerde iftar saatini tespih çekerek<br />
bekleyen amcalar, yaramazlık yapan<br />
çocuklar, çamdan fırlayan terlikler... Bu<br />
insanlarla kesin bir akrabalığımız var...<br />
Fark edilmemizle birlikte Vietnamca, İngilizce,<br />
Arapça, velhasıl herkes gönlünce<br />
“hoş geldin” diyor.<br />
İHH’dan Ahmet Emin Dağ, iftar öncesi<br />
fakir ailelerin evlerinin kapılarını çalıyor,<br />
zarf içerisinde bir ramazan boyu yetecek<br />
kadar para yardımında bulunuyor.<br />
Yaşlıların hayır duasını alıyor. Ardından<br />
70 talebenin olduğu Kur’an kursunun ih-<br />
124 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
125
tiyaçları için bağış yapıyor. Tekrar mescitteyiz...<br />
Bir koşturmacadır gidiyor. Zemine<br />
serilen hasırların üzerine bir çırpıda<br />
birbirinden renkli meyvelerin olduğu<br />
tabaklar, hamur kızartmaları, bol kişnişli<br />
tavuk suyu çorba ve karpuz suyundan<br />
müteşekkil iftar menüsü döşeniyor. Önce<br />
mahallenin çocukları kapının yanındaki<br />
sofrada yerlerini alıyor, aralara gençler,<br />
başköşelere ise yaşlılar oturuyor. İmam<br />
selatu selamla duaya başlıyor... Tekbirler,<br />
tespihler, ümmete dualar, hayırseverlere<br />
dualar... Hep bir ağızdan amin nidaları<br />
yükseliyor.<br />
Ardından tok bir davul sesi mescidin<br />
duvarlarında yankılanıyor.. Saat 18.23,<br />
ramazanın en güzel anı geliyor. Hocanın<br />
Allah-u ekber nidalarıyla birlikte çocuk<br />
sesleri kaşık seslerine karışıyor, iftarlar<br />
açılıyor.<br />
VİETNAM’I NASIL BİLİRSİNİZ?<br />
Hani son dönemlerin moda bir yarışması<br />
var ya... “Yüz kişiye sorduk en popüler beş<br />
cevabı arıyoruz” diye... İşte Vietnam için<br />
de böyle bir soru sorulsa alınacak en popüler<br />
cevap şu olurdu herhalde, “Cephede<br />
kaybedilip Hollywood’da kazanılmaya çalışılan<br />
savaş”. Bugüne kadar Vietnam Savaşı’nı<br />
anlatan onlarca film izledim. Müfreze,<br />
Rambo İlk Kan, Günaydın Vietnam,<br />
Bir Zamanlar Askerdik, Şafak Harekatı,<br />
Veteran, Tünel Fareleri bunlardan bir çırpıda<br />
sayabildiklerim...<br />
Taa buraya kadar gelmişken bu filmlere<br />
konu olan alanları görmek istiyorum<br />
haliyle. Mihmandarımız olan Ahmet<br />
Emin’den rica ediyorum... Oruç ağız<br />
Saygon’a 70 kilometre mesafede, savaşta<br />
kullanılan yeraltı tünelleriyle tanınan Cu<br />
Chi kasabasına gidiyoruz. Sık ağaçlardan<br />
oluşan ormanlık bir alan. Cu Chi’deki tüneller<br />
bugün büyük bir turistik komplekse<br />
dönüştürülmüş. Öyle elinizi kolunuzu<br />
sallaya sallaya dolaşmanıza müsaade<br />
etmiyorlar tabii ki. Haki yeşil üniformalı<br />
rehberimiz nezaretinde adım adım alanı<br />
geziyoruz. Buranın önemi ise Amerikalılara<br />
büyük kayıplar verdiren noktalardan<br />
biri olması.<br />
Fransız, Japon ve Amerikan askerleri<br />
ile güney bölgesinde yıllarca savaşan<br />
Kuzey Vietnam kuvvetleri gizlice Güney<br />
Vietnam’a silah ve asker sevk ediyorlarmış.<br />
Kuzey Vietnam’da Hanoi’den yola çıkan<br />
askerler küçük orman yollarını kullanarak<br />
Saygon’a kadar geliyormuş, bu yola<br />
Kuzey Vietnamlı lidere ithafen “Ho Chi<br />
Minh Patikası” adı verilmiş. Amerikalılar<br />
Ho Chi Minh patikasından sevkiyatı durduramamış:<br />
Laos’u, Kamboçya’yı bombalamışlar,<br />
yola kimyasal silahlar atmışlar,<br />
patikanın çamurlu kalması için özel sıvılar<br />
üretip havadan ilaçlama yapmışlar ama<br />
nafile. Ho Chi Minh patikasının Güney<br />
Vietnam’da sonlandığı yer Cu Chi imiş. Bu<br />
yüzden kasabanın Viet-Kong için (Komünist<br />
Vietnamlılar) önemi büyükmüş. Cu<br />
Chi’yi savunmak ve her zaman bölgede<br />
adam bulundurmak için yeraltında yaşamak<br />
gibi çok ilginç bir yönteme başvurmuşlar.<br />
1960’ların başında Cu Chi’de küçük<br />
tüneller açılmaya başlanmış. 1965’te<br />
tünellerin toplam uzunluğu 200 kilometreye<br />
çıkmış ve içlerinde onlarca mutfak,<br />
yatakhane, hastane dahi yapılmış.<br />
Vietnamlıların kullandığı bubi tuzakları<br />
ve silahların tanıtılmasıyla başlayan<br />
turun en ilgi çekici yanı tüneller. Rehberimiz<br />
alanda gezerken otları ayağı ile eşeleyip<br />
tahta bir kapağı kaldırıyor. “İşte burası<br />
tünellerden birinin girişi.” diyor. Bir çırpıda<br />
28 santime 40 santim genişliğindeki<br />
delikten içeri girip çıkıyor. Sonra karınca<br />
yuvalarından birini gösterip mutfaktaki<br />
ateşin dumanının buradan çıktığını söylüyor.<br />
Ağzı geniş bir tünel girişinde rehberimiz<br />
“Buraya kadar gelmişsin içeriyi mutlaka<br />
gör.” diyerek beni ikna ediyor. Çinli<br />
grupla birlikte kapkaranlık tünele giriyorum.<br />
Tünel aşağı gittikçe daralıyor. Yarı<br />
eğilmiş bir şekilde başlayan yürüyüşümüz<br />
bir süre sonra kaz adımlarına dönüşüyor.<br />
200 metrelik tünelde dünyanın en<br />
uzun gününü geçiriyorum. Rehberimiz,<br />
“Tüneller üç kat. İki ve üçüncü katlarda<br />
sürünmek gerek.” diyor. Vietnamlılar insanı<br />
boğan bu daracık tünellerde yıllarca<br />
yaşamışlar, bu zorluklara katlanıp savaşan<br />
bir milleti yenmek elbette kolay değil.<br />
Amerikalılar Cu Chi tünellerine defalarca<br />
saldırmalarına, kimyasal gaz atma, su basma<br />
girişimlerine karşın kalıcı herhangi bir<br />
zarar verememişler. Hatta tünellerde operasyon<br />
yapsın diye 100 kişilik minyon tipli<br />
askerlerden oluşan “Tünel Fareleri” adını<br />
verdikleri bir operasyon timi bile kurmuşlar.<br />
Tünellerin içinin çok dar olmasının<br />
yanı sıra bubi tuzaklarıyla dolu olması nedeniyle<br />
içeri giren Amerikalılardan çoğu<br />
geri dönmemiş.<br />
BİR GAZ DİĞERİNİ HATIRLATTI<br />
Tünellerin ardından Amerikalıların sıktığı<br />
zehir nedeniyle mağdur olanların haklarını<br />
savunan Portakal Gazı Kurbanları<br />
Derneği’ne gidiyoruz. Zira buradaki mağdurlar<br />
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yıllardır<br />
yakın takibinde. İHH gazdan etkilenen<br />
mağdurlara tıbbi ve maddi destekte<br />
bulunuyor.<br />
126 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
127
Derneğin Başkan Yardımcısı Nguyen Thi<br />
Phuong Tan, ABD askerlerinin ülkelerine<br />
dönmesinin üzerinden kırk yıl geçtiğini<br />
ama izlerinin hâlâ silinemediğini söylüyor.<br />
Phuong Tan, “Amerikan askerleri 1962’den<br />
1971’e kadar tam 20 milyon dönümlük<br />
ormanlık alana uçaklarla ‘Portakal gazı’<br />
olarak anılan ‘Agent Orange’ isimli zehirli<br />
maddeyi boca etti. Bidonların üzerindeki<br />
portakal rengi etiket nedeniyle bu ismi alan<br />
zehirli gaz, sıkıldığı bölgede her şeyi kuruttu.<br />
Ormanlık alanlarda komünist gerillaların<br />
saklanmaması için tam 80 milyon litre<br />
Portakal gazı kullandılar. Bu gaz dioxin.<br />
Doğada yok olmayan ve solunduğunda<br />
rahimde biriken zehir nedeniyle en az 400<br />
bin kişi hayatını kaybetti. 1 milyon sakat<br />
çocuk dünyaya geldi. Toplam 4 milyon insanın<br />
bu madde nedeniyle zarar gördüğünü<br />
tahmin ediyoruz. Dünyada en fazla özürlü<br />
Vietnam’da, bu sayı her geçen gün daha da<br />
artıyor.” diyor. Savaş bittikten sonra bölgede<br />
yapılan ölçümlerde topraktaki zehirli madde<br />
seviyesi kabul edilebilir miktarın 400 katı<br />
bulunmuş. Bu da çok yoğun kanser vakaları<br />
ve sakat doğumlar, ülkenin kullanılamayan<br />
dörtte bir toprağı demek. Phuong Tan’ın<br />
anlattığına göre, ABD yönetimi bölgede<br />
yaşanan ölümlerin, sakat doğumların ve<br />
hastalıkların kullanılan Portakal gazına<br />
bağlı olduğuna dair kanıt olmadığı iddiasıyla<br />
sorumluluktan kaçmış.<br />
128 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
129
KARANLIĞA<br />
Bu kaçış ta ki Vietnam’ın en uzun sahil<br />
şeridi olan Güney Çin Denizi’nde büyük<br />
petrol ve doğalgaz yatakları bulununcaya<br />
kadar sürmüş. Sonrasında Washington Hanoi<br />
ile yakınlaşmaya başlamış. Vietnamlılara<br />
çevre düzenlemesi ve sosyal hizmetler<br />
için 60 milyon dolar civarında para ödenmiş.<br />
ABD 43 milyon dolarlık bir proje daha<br />
geliştirerek, Portakal gazının izlerini silmek<br />
için topraklara yüksek ısı vermeye başlamış.<br />
2016’ya kadar 190 dönümlük alan temizlenecekmiş.<br />
Gerisi başka bahara...<br />
Portakal Gazı Kurbanları Derneği Başkan<br />
Yardımcısı Nguyen Thi Phuong Tan,<br />
“Temizleme kararı geç kalınmış, yetersiz<br />
ama önemli bir adım. Bizim beklentimiz<br />
ABD’nin tazminat ödemesi. Vietnam’da bu<br />
gazdan zehirlendikleri için tazminat davası<br />
açan kendi askerlerine 180 milyon dolar<br />
para ödedi. Ancak 4 milyon Vietnamlı adına<br />
açtığımız davalar reddedildi.” diyor.<br />
Dernekten çıkıp kimyasal silahtan etkilenen<br />
Vietnamlı çocukların ve gençlerin<br />
bulunduğu Saygon’daki Tu Du Doğum<br />
Hastanesi’ne geçiyoruz. Hastanenin üç katı<br />
özürlü çocukların rehabilitasyonu ve bakımı<br />
için ayrılmış. Hastane doktorlarından<br />
Nguyen Dac Mihn Chau, durumları oldukça<br />
kötü olan çocukların bulunduğu odaları<br />
tek tek dolaştırıyor. Bakmaya yürek dayanmıyor;<br />
kiminin gözü, kiminin kolu bacağı<br />
yok. Vücudu anormal yaralarla dolu hasta<br />
çocuklar, son demlerini yaşayanlar... Bu şekilde<br />
tam 67 hasta. Hastanenin son katındaki<br />
bir oda ise yaşananların tam bir özeti...<br />
Büyük boy yüzlerce kavanozun sıralandığı<br />
raflar ve içlerinde doğumdan hemen sonra<br />
veya anne karnında ölen ceninler. Kavanozların<br />
üzerinde ise doğum tarihi, anne<br />
adı gibi bilgiler.<br />
ABD YENİLDİ AMA VİETNAM DA<br />
KAZANAMADI<br />
Vietnam halkı 2. Dünya Savaşı sonunda 100<br />
yıldır sömürgesi durumunda olduğu Fransa’ya<br />
karşı çatışmaya başladı. 1954 yılına<br />
kadar süren çatışmalarda Fransız askerlerini<br />
ülkenin güney kesimlerine sürüp bağımsızlık<br />
ilan eden Komünistler, Fransızlarla<br />
vardıkları Cenevre Anlaşması gereği seçim<br />
yapmayı beklerken karşılarında Fransızlara<br />
destek için gelen ABD’lileri buldu. Rus<br />
ve Çin hâkimiyetindeki alanın Komünizm<br />
dalgası ile kontrolden çıkacağı endişesiyle<br />
ABD bölgeye güç yığdı. Savaşın 1963 ile<br />
1973 arasındaki dönemine katılan ABD’nin<br />
10 bin hava aracı tahrip edildi. 58 bin askerini<br />
kaybeden ABD, 300 binden fazla yaralı<br />
askerle ülkesine yenik olarak döndü. Vietnam<br />
ise 4 milyondan fazla insanını, dahası<br />
geleceğini kaybetti. Ama savaştan galip çıktı.<br />
ABD’nin Vietnam’ı Kore gibi Kuzey-Güney<br />
olarak bölüp Komünistleri ayırma planı<br />
tutmadı. Fiilen Kuzey Vietnam ve Güney<br />
Vietnam olarak bölünen ülke, 1975 yılında<br />
tekrar birleşti.<br />
BİR İSTEĞİMİZ DAHA VAR<br />
Vietnam hükümeti, Phurong 10 bölgesinde<br />
bulunan Müslüman mezarlığı dolunca Ho<br />
Chi Minh’te yeni mezar yeri talebini reddetmiş.<br />
Müslümanlara cenazelerini yakmak<br />
istemeleri halinde krematoryumdan<br />
faydalanabilecekleri aksi halde 280 kilometre<br />
mesafedeki Engiya şehrine götürüp<br />
orada defnetmeleri söylenmiş. Hal böyle<br />
olunca da donanımlı, soğutuculu bir cenaze<br />
aracına ihtiyaç hasıl olmuş. Normal bir<br />
aracın bile 40 bin dolardan başladığı bu ülkede<br />
Müslümanlar için böyle bir araç ciddi<br />
bir maliyet.<br />
GÖZ YUMMA!<br />
Katarakt kampanyası<br />
ile hedefimiz<br />
100.000<br />
Afrikalı insanın<br />
gözlerine ışık olmak !<br />
130 İNSANİ YARDIM - 62. SAYI<br />
131
ibadet<br />
Bu kurban da sizleri;<br />
iyiliğe, kardeşliğe ve<br />
bayram sevincine<br />
ortak olmaya çağırıyoruz.<br />
132<br />
İNSANİ YARDIM - 62. SAYI