11.07.2015 Views

dogu-turkistan-sempozyumu

dogu-turkistan-sempozyumu

dogu-turkistan-sempozyumu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HÜRDOĞU TÜRKİSTANSEMPOZYUMU


Kitabın AdıHür Doğu Türkistan SempozyumuYayına HazırlayanİHH Araştırma Yayınlar BirimiEditörlerTürkçe editör: Ümmühan ÖzkanUygurca editör: Sabircan Göktuğİngilizce editör: Jane Louise KandurKapak TasarımArtworksMizanpajYalçın Yoncalık / RevizyonGsm: 0507 348 37 80E-mail: revizyon@gmail.comBaskı - CiltMavi OfsetTel.: (0212) 549 25 301. Baskı: Mart 2010ISBN: 978-975-00610-9-7


İçindekilerTakdim .......................................................................................................... 7Neden Doğu Türkistan Sempozyumu? / Av. F. Bülent Yıldırım ..................... 9I. OTURUMGEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DOĞU TÜRKİSTAN ................................11Bir Medeniyet Havzası Olarak Doğu Türkistan / Prof. Dr. Alimcan İnayet ....13Doğu Türkistan Tarihinde Önemli Kavşaklar veÇin İşgali / Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya .........................................................27Soğuk Savaş ve 11 Eylül Sonrası Doğu Türkistan - Çin Tezleri vePolitikalarına Yönelik Eleştirel Bir Araştırma / Dr. Ekrem Hicazi ..................455 Temmuz’un Ardından Doğu Türkistan / Seyit Tümtürk ................................83Orta Yol Yaklaşımı-Tibet Sorunu içinBir Çözüm / Tseten Samdup Chhoekyapa ..........................................................101Doğu Türkistan Kazaklarının 20. Yüzyıldakiİstiklal Mücadelesi / Dr. Meryem Hakim ........................................................ 113II. OTURUMDOĞU TÜRKİSTAN’DA HAK İHLALLERİ ............................................123Gündelik Yaşamda Karşılaşılan İhlaller / Dr. Ataullah Şahyar .........................125Zorunlu Göç ve Uygur Diasporası / Prof. Dr. Macide Mahluf .........................135Doğu Türkistan -Ekonomik Yaşamdaki Kısıtlamalar-Yoksulluk ve Yoksulluğun Sosyal Etkileri / Abdulsalam Abdulgani Alim ...........145Doğu Türkistan’da Etnik ve Dinî Ayrımcılık / Ahmet Faruk Ünsal ..................163


III. OTURUMULUSLARASI TOPLUMUN ROLÜ VEÇİN’İN DEĞİŞİME DİRENCİ ...................................................................173Doğu Türkistan Sorununun ÇözümündeTürkiye ve İslam Dünyası / Ahmet Emin Dağ ..................................................175Doğu Türkistan’ın Uluslararası Medyada Yansıması veDezenformasyon Sorunu / Yrd. Doç. Dr. Erkin Emet ......................................183Doğu Türkistan Mücadelesi veSivil Toplum Kuruluşları / Av. Gülden Sönmez ................................................193Üç Çin / Dr. Yang Jianli ...................................................................................213IV. OTURUMDOĞU TÜRKİSTAN İÇİN GELECEK PERSPEKTİFİ ...........................229Doğu Türkistan’ın Geleceği: SWOT AnaliziMetodu Üzerinden Bir Değerlendirme / Doç. Dr. Erkin Ekrem ......................231Bağımsızlığa Giden Yolda Doğu Türkistan’ınGeleceğine Dair Düşünceler / Dr. İzzeddin el-Verdani ....................................243Doğu Türkistan’ın Geleceği / Fehmi Hüveydi ..................................................249Doğu Türkistan’ın Özgürlük Yolu veKaderini Tayin Etme Hakkı / Siraciddin Azizi Şemseddin ...............................255BİYOGRAFİLER ........................................................................................ 597FOTOĞRAFLAR........................................................................................ 619


ContentsForeword ....................................................................................................... 267Why East Turkistan Symposium? / Atty F Bulent Yildirim ............................ 269I. SESSIONPAST AND PRESENT OF EAST TURKISTAN ..................................... 271East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan Inayet .................. 273Important Crossroads and the Chinese Occupation in theHistory of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkaya ................................ 289East Turkistan after the Cold War and 9/11A Critical Study of the Chinese Theses and Policies / Dr Akram Hicazi ..... 309East Turkistan After July 5Seyit Tumturk ................................................... 349The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue /Tseten Samdup Chhoekyapa ............................................................................ 371East Turkistan Kazakh Independence Movements in the 20 th Century /Dr Meryem Hakim ......................................................................................... 383II. SESSIONRIGHTS BREACHES IN EAST TURKISTAN ....................................... 393Violations in Daily Life in East Turkistan / Dr Ataullah Sahyar ................... 395Forced Emigration and the Uyghur People,Who have been Destroyed Abroad / Majeda Mahluf .................................... 405East Turkistan - Restriction on Economic Life -


Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alim ....................... 417Ethnic and Religious Discrimination inEast Turkistan / Ahmet Faruk Unsal ............................................................... 435III. SESSIONROLE OF THE INTERNATIONAL COMMUNITY AND CHINA’SRESISTANCE TO CHANGE ................................................................... 447The Role of the International Community inEast Turkestan / Prof Dru C. Gladney ........................................................... 449Turkey and the Islamic World in the Solution ofthe East Turkistan Problem / Ahmet Emin Dag ............................................. 505Reflections of East Turkistan in the International Media and theDisinformation Issue / Assist Prof Erkin Emet ............................................... 513The Struggle in East Turkistan andNon-Governmental Organizations / Atty Gulden Sonmez ............................. 523Three Chinas / Dr Yang Jianli ....................................................................... 545IV. SESSIONA FUTURE PERSPECTIVE FOR EAST TURKISTAN ........................ 559The Future of East Turkistan: An Evaluation throughthe SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin Ekrem ................................. 561Road to Freedom and Self-determination:Imagining the Future of East Turkestan / Dr Izzeddin al-Wardani ............... 573The Future in East Turkistan / Fahmi Howeidi ............................................. 579East Turkistan: The Road to Freedom andt he Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi Semseddin ..................... 585BIOGRAPHIES .......................................................................................... 597PHOTOS ..................................................................................................... 619


Takdim18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çin orduları tarafından sık sık istilayauğrayan, 1949’da işgal edilen ve 1955’te resmî olarak Çin’in otonom bölgesiilan edilen Doğu Türkistan, hâlen işgal altında. Tarihî Türkistan topraklarında,Kaşgar’da, Urumçi’de, Turpan’da insanlık suçları işleniyor.61 yıldır Doğu Türkistan halkının temel insan hakları gasp ediliyor. Çin nüfusununsistemli bir şekilde Doğu Türkistan’a yerleştirilmesiyle halk gerek DoğuTürkistan içerisinde göç etmeye gerekse dünyanın farklı bölgelerinde diasporadayaşamaya zorlanıyor. Katı doğum kontrol yöntemleriyle anne adaylarından çocuklarınınçalınması; oruç tutmanın, camiye gitmenin yasaklanması; eğitimin zorunluolarak Çince yapılması; eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerinin kısıtlanması;zorunlu işçi uygulaması, sürgün, gözaltı ve haksız hapis cezaları gibi uygulamalarDoğu Türkistan halkı için günlük yaşamın bir parçası olmuş durumda.Nesillerdir baskı altında yaşayan bir halkın hikâyesi, uluslararası ilişkilerin reelpolitiği,dezenformasyon ve karartmalar nedeniyle dünya kamuoyunda yer bulamıyor.Bu çalışma, bölge halklarının tarihten günümüze değin maruz kaldığıhukuksuz uygulamaların deşifre edilmesini; bölgenin sivil insan hakları kuruluşlarınındenetimine açılmasını; Doğu Türkistan’ın tüm bölgelerine insani yardımınulaşabilmesi için çalışmalar yapılmasını; Doğu Türkistan halkı için hak ve adalettenyana bir çözüme ulaşılması için resmî ve sivil, yerel ve uluslararası mercilerinçözüme dâhil edilmesini hedefleyen Hür Doğu Türkistan Sempozyumu’nun tebliğlerindenoluşmaktadır. Türkçe, İngilizce, Uygurca ve Arapça olarak dört dildehazırlanan çalışmanın, Doğu Türkistan meselesinin anlaşılmasına katkıda bulunmasınıtemenni ediyoruz.7


Neden Doğu Türkistan Sempozyumu?Doğu Türkistan; jeopolitik konumu, petrol, altın, uranyum, kömür gibi zenginyer altı kaynakları ile her zaman komşularının ilgi odağı olmuştur. Bölge kaynaklarınısömürmesi, soykırım, etnik ve dinî asimilasyon ve insan hakları ihlalleri ileyoğun olarak gündeme gelen Çin, bölge gerçeklerinin dünya kamuoyu tarafındananlaşılmasına engel olmakta; bunun için haberleşme ve iletişim araçlarının kullanımınıdenetim altına alarak bölgeyi dünyaya kapatmaktadır.Çin’in gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri uluslararası insan hakları kuruluşlarınınhazırladıkları raporlarda ve Doğu Türkistanlılar tarafından dünyakamuoyuna ulaştırılan verilerde gözler önüne serilmektedir. Çin kitlesel kıyımavaran katliamlar yaparak, hâkimiyeti altında yaşayan Doğu Türkistanlılara yönelikkeyfî gözaltı ve tutuklama, işkence, yargısız infaz ve idam, zorunlu kürtaj, kısırlaştırma,zorunlu göç, din eğitimi ve ibadet yasağı, kamu hizmetlerinden yararlanmanınkısıtlanması, AIDS gibi öldürücü ve bulaşıcı hastalıkların yaygınlaştırılması,insanları zorunlu/ucuz işçi olarak çalıştırma, çalıştırmak üzere göç ettirme,seyahat ve hareket özgürlüğünü kısıtlama, haberleşme ve iletişimin engellenmesigibi ihlalleri günlük yaşamın bir parçası hâline getirmiş durumdadır.Doğu Türkistan konusu Çin’in haksız uygulamaları sebebiyle iç mesele olmaktançıkmış, tüm insanlığın meselesi hâline gelmiştir. Bu nedenle başta Türkiyeve Türki cumhuriyetler olmak üzere dünyanın her yerindeki sivil ve resmîotoriteler, parlamentolar, sivil toplum kuruluşları, uluslararası mahkemeler, BirleşmişMilletler (BM) ve benzeri uluslararası yapılar, Çin zulmüne karşı sorumluklarınıyerine getirmelidir. Doğu Türkistan toprakları BM tarafından tanınantopraklardır. BM Güvenlik Konseyi Çin’in veto yetkisine rağmen, Çin’e yaptırımuygulayacak şekilde ezilen Doğu Türkistan halkından yana tavır almalıdır.Urumçi başta olmak üzere kriz yaşanan bölgeler ivedilikle dünya kamuoyunun ve9


uluslararası topluluğun denetimine açılmalı ve bölgeye insani yardımın ulaşmasısağlanmalıdır. Yukarıda sayılan mekanizmaların karar ve tavır almasında Çin ilesiyasi-ekonomik ilişkileri olan tüm devletlerin tutumu çok net şekilde belirleyiciolacaktır. Bu tavır tarihî bir sorumluluğa işaret etmektedir.Çin’in uyguladığı insan hakları ihlalleri ve özellikle yaşam hakkı ve ibadetözgürlüğüne yönelik ihlaller İslam dünyasında sorumluluk açısından ciddi bir duyarlılıkoluşturmaktadır. Doğu Türkistan meselesinin Çin ile olan ekonomik veticari iş birliğine kurban edilmesi Müslüman halkların vicdanını rahatsız etmektedir.Bu nedenle İslam ülkelerinin yönetimleri Doğu Türkistan konusunda güçlübir birliktelik sağlamalıdır. İslam Konferansı Teşkilatı ivedi olarak toplanmalı, üyeülkelerinin ve dünyanın Çin ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini Doğu Türkistanlılarınhak ve özgürlüklerinin korunmasından yana gözden geçirilmesini talep etmelidir.Çin, ekonomik bir pazar olarak İslam dünyasına muhtaçtır. Öte yandan eldeedilecek kazanım İslam birliği için de önemli bir adım olacaktır.Türkiye İslam dünyası ülkelerini harekete geçirebilecek bir imkân ve konumasahiptir. Çin ile olan her türlü siyasi-ekonomik iş birliğini Doğu Türkistan’da yaşayanhalkın hak ve özgürlüklerini korumaya yönelik değerlendirmelidir. DoğuTürkistan için gözlemci konumunu sürdürmelidir.Uluslararası mekanizmaların işlevselliğini yitirdiği ve uluslararası hukukun artıkçare olmadığı tasavvuru, dünya barışını tehdit eden nükleer silahlanmadan dahatehlikelidir. İnsanlığa karşı sorumluluk taşıyanlar olarak tüm bu nedenlerle insanlığınortak meselesi olarak gördüğümüz Doğu Türkistan meselesinin çözümünekatkı sağlamak amacıyla bu Sempozyum’u gerçekleştiriyoruz. Nerede ve kim olursaolsun insanları yardıma muhtaç hâle düşüren ve mazlum eden tüm politikaların insanlığakarşı işlenmiş suçlar olduğundan hareketle, tüm otoriteleri gerekli adımlarıatmaya ve adaletin tesisi için tüm gücümüzü ortaya koymaya davet ediyoruz.10


I. OTURUMGEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZEDOĞU TÜRKİSTANOturum Başkanı: Ahmet Faruk Ünsal Prof. Dr. Alimcan İnayet, Ege Üniversitesi, TÜRKİYE Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya, Sakarya Üniversitesi, TÜRKİYE Dr. Ekrem Hicazi, Araştırmacı-Yazar, ÜRDÜN Seyit Tümtürk, Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı, TÜRKİYE Tseten Samdup Chhoekyapa, Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nınTemsilcisi, İSVİÇRE Dr. Meryem Hakim, İzmir Üniversitesi, TÜRKİYE


Bir Medeniyet Havzası OlarakDoğu Türkistan1. Doğu Türkistan’ın adıDoğu Türkistan, Çinlilerin iddia ettikleri gibi ezelden Çin toprağı değil, Türktoprağıdır. Çinliler 1884 yılına kadar bu topraklar için “batı bölgeleri” anlamınagelen “Xiyu” adını kullanmışlardır. Xiyu, yani “batı bölgeleri” özel bir coğrafi isimdeğil, genel bir isim olup Doğu Türkistan dâhil Orta Asya’nın önemli bir kısmınıifade etmekteydi. 1884 yılından itibaren Çinliler bu topraklara “yeni hudut”anlamına gelen Xinjiang (Şincang, Sincan, Sinkiang) adını vererek “ezelden Çintoprağı” dedikleri bu bölgeyi işgal ettiklerini ilan etmişlerdir. Doğu Türkistan’ınBatı literatüründeki adına gelince, “Şehname”ye göre, milattan önceki dönemlerdeTürklerin yaşadıkları topraklara “Turan” adı verilmiştir. 1 MS 7. yüzyıldan sonra,Turan adı Arap ve Fars kaynaklarında “Türkistan” olarak geçmeye başlamıştır.Marco Polo’nun Seyahatnamesi’ne göre ise, Doğu Türkistan bölgesine “BüyükTürkiye” denmiştir. 2 Turfan metinlerine göre, Uygur Türklerinin kendi yaşadıklarıtopraklara verdikleri isim “Uygur İli” olmuştur; 3 ancak zaman zaman “Uyguristan”adına da rastlıyoruz. “Büyük Türkiye” anlamına gelen “Uluğ Türkistan”ın batı kısmı19. yüzyılın ikinci yarısında Ruslar tarafından işgal edildikten sonra, doğudakalan kısmına “Doğu Türkistan” denmiştir.2. Uygur Türklerinin millî kimliğiDoğu Türkistan’da yaşayan Uygurların hem etnik köken hem de kültürel kimlikleriyleTürk oldukları tartışma götürmeyen bir gerçektir. Orhun Yazıtları’ndaBilge Kağan, “Dokuz Oğuz benim kavmim idi.” der. Dokuz Oğuzların UygurTürkleri olduğu ise herkesçe bilinir. 10. yüzyılda yaşamış ünlü tercüman SingkuSeli Tutung, “Altun Yaruk”u Çinceden Uygurcaya tercüme ederken Uygur dili13


için “Türk tili”, “Türk Uygur tili” ifadesini kullanmıştır. 4 Kaşgarlı Mahmud’un“Divan-ı Lügati’t-Türk” adlı eserinde Uygurların Türk olduğu ile ilgili de birçokifade bulunmaktadır. Ancak Çinliler bu tarihî ve bilimsel gerçeği asla kabul etmezlerve hatta bugün çağdaş anlamda “Türk milleti” ve “Türk”ün mevcut olmadığınıileri sürerler. Onlara göre, Türkler Tang Sülalesi’nin son dönemlerindetarih sahnesinden çekilmiş olup, bugünkü “Türk” ve “Türk milleti” kavramlarıPan-Türkistler tarafından çarpıtılarak ortaya atılmış kavramlardır. 5 Çinliler UygurlarınTürk kimliğini kabul etmedikleri için, “Doğu Türkistan” coğrafi adını dareddetmektedirler. Çinlilerin bu söylem ve tutumu tamamen siyasi nitelikli olupgerçekleri asla değiştiremez.3. Bir medeniyetler havzası olarak Doğu TürkistanTarihî İpek Yolu’nun önemli bir kısmının geçtiği Doğu Türkistan, İslamiyet’tenönce Şaman, Hint ve Batı Yunan medeniyetlerinin kesiştiği bir noktada iken,Uygur Türklerinin 10. yüzyıldan itibaren Müslüman olmaları dolayısıyla İslam,Budizm ve Batı Hristiyan medeniyetlerinin de buluştuğu bir bölge durumunagelmiştir.Bu kültürel çevrenin etkisiyle Uygur Türkleri bu topraklarda kendilerine hasbir kültür yaratmış; Doğu Türkistan diliyle, diniyle, edebiyatıyla, sanatıyla Türkmillî kültürünün ocağı olmuştur. Söz konusu kültürel çevre, Türk kültüründe ilkyazılı edebiyatın, ilk yazılı hukukun, ilk kitap basma tekniğinin ortaya çıkmasınısağlamış; Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hacib, Hoca Ahmet Yesevi gibi büyükşahsiyetlerin yetişmelerine 6 ve 12 makam gibi bir müzik şaheserinin ortaya çıkmasınavesile olmuştur. İnsanlık tarihinin bir harikası olarak sayılan kariz kültürü,yani yer altı su kanalları da bu bölgede meydana getirilmiştir.Uygur Türkleri yerleşik düzene geçtikleri bin yılı aşkın tarihî süreçte eşi benzeriolmayan bir hoşgörü kültürü yaratmış, hiçbir yabancı kültürü yadırgamamıştır.Zamanı gelmiş Şamanlığa, zamanı gelmiş Mani dinine, zamanı gelmiş Hristiyanlığa,zamanı gelmiş İslam dinine inanmış ve bu dinlerin koruyuculuğunuyapmıştır. 5. ve 6. yüzyıllarda Hoten, Kuça ve Turfan, Budist kültürünün önemlimerkezleri hâline gelmişken; 8. ve 9. yüzyıllarda Turfan Budizm, Maniheizm veNasturi Hristiyanlığın önemli faaliyet alanı olmuştur. Budist ve Maniheist anlayışıyansıtan edebi eserler, tercüme eserler, Budist tapınak duvarlarına çizilen resimler14


u dönemin ürünleridir. 10. yüzyıldan itibaren Karahanlı Devleti’nin hükümdarıSatuk Buğra’nın Müslümanlığı kabul etmesiyle İslam dinine girmişlerdir. KutadguBilig ve Divan-ı Lügati’t-Türk gibi şaheserler de Uygur Türklerinin Müslümanolduktan sonraki dönemlerde ortaya çıkan ürünleridir. Değişik dinlere son derecehoşgörülü davranan Uygur Türkleri, yabancı kültürlere karşı da ilgi duymuş, uygunbulduklarını hemen benimsemişlerdir. Mesela aslında Göktürk yazısını kullananUygurlar, sonra Soğd kökenli Uygur yazısını, bir ara Çağatay yazısını, birara Kiril yazısını, bir ara da Latin alfabesini kullanmışlardır. Günümüzde ise, Arapyazısı temelinde geliştirilen bir alfabeyi kullanmaktadırlar.Uygur Türkleri sahip oldukları kültür birikimini diğer milletlerle de paylaşmasınıbilmiş, Cengiz Han ve oğullarına yazıyı, mühür (tamga) kullanmayı, diplomasive devlet bürokrasisini öğretmişlerdir. Dolayısıyla Cengiz Han’ın başarısındaUygur Türklerinin de büyük payı bulunmaktadır.Uygur Türkleri tarih boyunca çeşitli devletler kurmuş, devlet teşkilatı ve yönetimanlayışını Yusuf Has Hacib aracılığıyla “Kutadgu Bilig”e yansıtmışlardır. Türkdevlet yönetim anlayışı “yutma, yok etme” anlayışı değil, kurt ile kuzunun birlikteyaşayabildiği “yaşatma ve koruma” anlayışıdır. 7Uygur Türklerinin geçmişten günümüze kadar Doğu Türkistan sahasındakurdukları devletler şunlardır:İdikut Uygur Devleti: 856 yılında Mengli Tigin (Ulug Tengride Kut BolmışAlp Külüg Bilge Kağan) tarafından kurulan bu devlet 13. yüzyıldan itibaren Moğolİmparatorluğu’na bağlı olarak varlığını sürdürmüştür.Karahanlı Devleti: 10. yüzyılda Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulan budevlet, Sultan Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabul etmesiyle Türk tarihindekiilk Müslüman devlet olma niteliğini kazanmıştır. Karahanlı Devleti 13. yüzyıldaKarahıtaylar tarafından yıkılmıştır.Çağatay Devleti: Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın ikinci oğlu Çağatay veonun soyundan gelenler tarafından idare edilen bu devlet 15. yüzyılda dağılmıştır.Saidiye Yarkent Hanlığı: 16. yüzyılda Timur’un torunlarından Seyit Han tarafındankurulan bu devlet 17. yüzyıla kadar hüküm sürmüştür.Hocalar yönetimi: 17. yüzyılda Saidiye Yarkent Devleti Hocalar tarafından15


ele geçirilmiş, Doğu Türkistan 77 yıl süreyle Hocalar tarafından yönetilmiştir.Kaşgar Hanlığı: Yakup Bey tarafından 1868’de kurulmuş olan bu devlet yaklaşık10 yıl hüküm sürmüştür. Devlet, Kaşgar hükümdarı Yakup Bey’in talebi veOsmanlı hükümdarının kabul etmesiyle, resmî olarak Osmanlı Devleti’ne tabi olmuştur.1877 yılında Yakup Bey’in ölümü üzerine Çinliler Doğu Türkistan’ı işgaletmiş ve bu işgal 1878 yılında tamamlanmıştır.Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti: Doğu Türkistan’da cereyan eden millîayaklanma sonucunda 12 Kasım 1933 yılında kurulmuştur. Cumhurbaşkanı HocaNiyaz Hacı’dır. Bu devlet 1934 yılında Rus-Çin ortak saldırısı sonucunda yıkılmıştır.Doğu Türkistan Cumhuriyeti: 12 Kasım 1944 yılında kurulmuştur. DevletBaşkanı Ali Han Töre’dir. Bu devlet 1949 yılında Çin komünistlerinin DoğuTürkistan’ı işgal etmesiyle son bulmuştur.Bugün Doğu Türkistan sorunu dediğimiz sorun, Çinlilerin 19. yüzyılda butoprakları işgal etmesiyle birlikte ortaya çıkmış, Milliyetçi Çin (Kuomintang) veKomünist Çin iktidarı döneminde kemikleşmiş ve kökleşmiştir.4. Doğu Türkistan Çin toprağı mıdır?Çinliler Doğu Türkistan’ı işgale gerekçe olarak “Sincan ezelden Çin toprağıdır”tezini ileri sürmektedirler. Çinlilerin Doğu Türkistan topraklarına ayak basmalarıHan Hanedanlığı döneminden itibaren başlamış ise de, bu tamamen İpekYolu’nun güvenliğini sağlamak amacıyla olmuştur. Çinlilerin bugün o döneminmerkeze bağlı idare birimleri olarak tanıtmaya çalıştıkları organlar, aslında İpekYolu üzerinde kurdukları karakollardan başka bir şey değildir. 751 yılında meydanagelen Talas Savaşı’ndan sonra, Çinliler bu toprakları 1000 sene müddetleterk etmişlerdir. 8 Dolayısıyla Çinlilerin “Doğu Türkistan ezelden Çin toprağıdır.”demeye hakları yoktur.Çinlilerin Doğu Türkistan’a verdiği “yeni hudut” anlamındaki “Xinjiang” adıda, Çinlilerin (Hanların) 1940’lı ve 1950’li yıllarda Doğu Türkistan’daki toplamnüfus durumu da bu bölgenin “ezelden Çin toprağı” olduğu tezini geçersiz kılmaktadır.16


1941 yılında Çinlilerin (Hanların) Doğu Türkistan’daki nüfusu şöyledir: 9Etnik gruplar Nüfus OranUygur 2.984.000 %80Kazak 326.000 %8,7Kırgız 65.000 %1,7Döngen 92.000 %2,5Çinli (Han) 187.000 %5Moğol 76.000 %2Toplam 3.730.000 %100Tabloda Çinli (Han) nüfusu Çin işgal ordusu mensuplarının aile efradı olupyerleşik Çinliler değildir.5. Çin hâkimiyetinin Uygur Türklerine yönelik asimilasyon politikası5. 1. Mançu-Qing Hanedanlığı dönemiMançu-Qing Hanedanlığı’nın son dönemlerinde, yani 19. yüzyılın sonlarındaÇin’in Batılı devletler tarafından hem denizden hem karadan ablukayaalınması, Çinlileri deniz ve kara savunma hattı oluşturmaya sevk etmiş; DoğuTürkistan coğrafyası bu dönemden sonra kara savunma hattının önemli bir halkasıolarak görülmüştür. Bu savunma hattının güvenliği için bölgede hâkim unsurolan Türklerin pasifize edilmesi gereği duyulmuş, bunun için de bölgeye Çin’denÇinli (Han) göçmen nakletme, Doğu Türkistan’ı Çin’e entegre etme, Çince eğitimlebölge halkını Çinlileştirme politikaları yürürlüğe konmuştur. Mesela DoğuTürkistan’ı işgal eden General Zuo Zongtang Çin dilinde eğitim veren okullaraçtırmış ve zenginlerin çocuklarının bu okullara gitmelerini zorunlu kılmıştır.“Hiç bir ser-rişteyi vermediğimiz hâlde Çinliler memleketimizi istila eyledi.Akla getirilmez zulüm ve ezalar icra etti. Kaşgâr ahâlî-i Islâmiyyesi işbu a’dâ-yıbed-girdânn eyâdî-i zulm ve i’tisâfında hep zebun ve nâlân kalmışlardır. Kimi pederini,kimi evlâdını, kimi ıyâlini, kimi zevcesini ağlıyor. Ateş-i intikam her kalbdefurûzândır. Hele bu son vakitlerde Çinliler sabîleri toplayup da bunlara mekteblerdeÇin lisan ve âyin-i dînini talim itdirmesi oradaki ahâlî-i müslimenin sabr ve takatiniartık büsbütün tahammül olunmaz bir raddeye isal eylemişdir.” 10Sonraki Yang Zengxin döneminde “Şötang” diye adlandırılan okullar da Uygurçocuklarına Çince eğitim vermişlerdir. Mançu-Qing Hanedanlığı tarafından17


aşlatılan bu asimilasyon politikası Milliyetçi Çin (Kuomintang) döneminde deaynen sürdürülmüştür.5. 2. Milliyetçi Çin (Kuomintang) dönemiÇin Cumhuriyeti’nin kurucusu Sun Yat-sen (Sun Zhongshan) başta olmaküzere sol kanat devrimci Çinliler cumhuriyetin ilk yıllarında sağ kanatmuhafazakâr Çinliler tarafından ortaya atılan “beş etnik gruba dayalı cumhuriyet”( ) söylemini Çinlileştirme () amacına dayalı Han ırkı temelli“Çin milliyetçiliği” () söylemine dönüştürmüşlerdi. Onların amacıÇin’deki küçük ve zayıf milletleri asimile ederek büyük bir ulus oluşturmak ve birulus devleti kurmaktı. Dolayısıyla Sun Yat-sen’in temsil ettiği sol kanat devrimciler“büyük Han milliyetçiliği” () ve “asimilasyon” () ilkesininateşli savunucularındandı. 11 Sun Yat-sen Çin’de 300 yıl iktidar süren Han olmayan,farklı bir millet olan Mançuları Çinli olarak kabul etmemiş, onların Çin’denkovulmasını istemişti. Ancak Mançuları ve Mançu iktidarını reddetmek, onlarıntarihî miraslarını da reddetmek anlamına geldiği için, uluslararası alanda Çin’inegemenlik hakları tehlikeye giriyordu. Bundan dolayı Sun Yat-sen, Mançu iktidarınıÇin’in meşru iktidarı olarak kabul etmek zorunda kalmış, böylece “Büyük Hanmilliyetçiliği” söyleminden vazgeçip “Çin milliyetçiliği” söylemini benimsemiştir;ama gerçekte “Büyük Han milliyetçiliği” ve “asimilasyon” niyetlerinden vazgeçmemiştir.Milliyetçi Çin (Kuomintang) hükümetinin Doğu Türkistan’a yönelikuyguladığı tüm politikalarının temelinde Sun Yat-sen’in benimsediği asimilasyonilkesi yatmaktadır. Milliyetçi Çin hükümeti Mançu-Qing İmparatorluğu’nunDoğu Türkistan’daki idare teşkilatını devralınca ilk iş olarak Doğu Türkistan’ınil ve ilçelerine memurlar tayin etmiş ve bu yolla Türklerin yönetimdeki etkisinikırmaya çalışmıştır. 1943 yılında Guçung’da hayvancılıkla uğraşan halkı kovupyerlerine Çinli (Han) çiftçileri yerleştirmişlerdir. Sheng Shicai sözde “milliyetlerineşitliği” sloganıyla ortaya çıkıp çoğu aydın olmak üzere 150.000 insanı katletmiştir.Milliyetçi Çin hükümeti ayrıca Doğu Türkistan’a 1 milyon Çinli (Han)nakletmeyi planlamış, ancak Çin komünistleriyle giriştiği savaş nedeniyle bu planınıgerçekleştirememiştir. Fakat bu plan daha sonra Çin komünistleri tarafındanmisliyle gerçekleştirilmiştir.18


5. 3. Komünist Çin dönemiÇin komünistleri Milliyetçi Çin (Kuomintang) iktidarıyla mücadele ettikleridönemlerde Han Çinlilerinin yanı sıra diğer milletlerin de desteğine ciddi ihtiyaçduymuş, azınlık hakları konusunda inanılmaz vaatlerde bulunmuşlardı. Hanolmayan milletlerin de kendi kaderlerini tayin etme haklarını koşulsuz olarak kabuledeceklerini ilan eden komünistler, Çin’de Sovyet tarzı bir federasyon devletyapısı oluşturmaya teşebbüs etmişlerdi. Hatta Mao Zedong, 1910’lu ve 1920’liyıllarda kendi doğum yeri olan Hunan eyaletinin bağımsızlığını isterken, Çin’in27 devlete ayrılması gerektiğini savunmuştur. 12 Temmuz 1922’de yapılan Çin KomünistPartisi II. Ulusal Toplantısı’nda gönüllü federasyon ilkesi temelinde Moğol,Tibet, Uygur bölgeleriyle birlikte Çin Federe Cumhuriyeti kurulacağı ilanedilmiştir. 13 Kasım 1931’de Çin Komünist Partisi’nin I. Ulusal Sovyet TemsilcilerToplantısı Hazırlık Komisyonu’nda onaylanan “Çin Sovyet Cumhuriyeti AnayasaTaslağı”nda milletlerin kendi kaderini tayin etme haklarının kesin olarak tanınacağıve uygulanacağı; Moğol, Uygur, Tibet gibi milletlerin devletten ayrılmahaklarının tanınacağı; bu milletlerin Çin Sovyet federasyonuna katılma veya bağımsızlıklarınıilan etmede tamamen özgür oldukları, ifade edilmiştir. 14 Ancak1949 yılına gelindiğinde, Çin komünistleri birdenbire söylem değiştirmiş, dahaönceki vaatlerinden tamamen vazgeçmişlerdir. Böylece Uygur, Tibet ve Moğolgibi milletlerin kandırılmış olduğu açıktır. Çin komünistleri iktidarı ele geçirince,azınlıklara zulmetmekle suçladıkları Milliyetçi Çin (Kuomintang) iktidarının asimilasyonpolitikasını bu kez kendileri acımasızca uygulamaya koymuşlardır. MeselaMilliyetçi Çin iktidarının planlayıp da gerçekleştirmediği Doğu Türkistan’aÇinli (Han) nüfus nakli projesini Çin komünistleri gerçekleştirmiştir. Aşağıdakitablo bu durumu gayet açık ortaya koymaktadır. 151953 yılında bölgedeki Çinli (Han) nüfusu şöyledir:Etnik gruplar Nüfus OranUygur 3.640.000 %74,7Çinli (Han) 299.000 %6,1Kazak 492.000 %10,1Döngen 150.000 %3,1Kırgız 68.000 %1,419


Doğu Türkistan doğal kaynaklar bakımından çok zengindir. Petrol, doğalgaz, kömür, altın, uranyum bunların bazılarıdır. Çin, petrol ihtiyacının %25’ini bubölgeden karşılamaktadır. Son araştırmalara göre, Doğu Türkistan’ın doğal gazrezervi 1 trilyon 400 milyar metreküp olup Çin’in 30 yıllık ihtiyacını karşılayacakkapasitededir. 18 Doğu Türkistan’ın kömür rezervi Çin kömür rezervinin %40’ınıteşkil etmektedir.6. 2. Doğu Türkistan’ın idari yapısıDoğu Türkistan’ın bugün Çin’deki resmî adı Uygur Türkçesiyle Sincan UygurOtonom Bölgesi (Xinjiang Uygur Otonom Rayoni)’dir. 1 Ekim 1955’te kurulmuştur.Uygur Otonom Bölgesi’nde ayrıca 5 otonom oblast (il), 6 otonom ilçe, 8 il ve62 ilçe bulunmaktadır. Otonom oblastlar ve ilçeler şunlardır: 19Otonom bölgelerKuruluş tarihiOtonomi verilen etnikgrupların idari biriminnüfusuna oranıYenci Huyzu Otonom İlçesi 15.03.1954 %32,70Çapçal Şibe Otonom İlçesi 25.03.1954 %28,00Bayingolin Moğol Otonom Oblastı 23.06.1954 %35,00Börtala Moğol Otonom Oblastı 13.07.1954 %24,80Kızılsu Kırgız Otonom Oblastı 14.07.1954 %36,00Sanci Huyzu Otonom Oblastı 15.07.1954 %37,00Mori Kazak Otonom İlçesi 17.07.1954 %33,00Kobuksar Moğol Otonom İlçesi 10.09.1954 %58,00Taşkorgan Tacik Otonom İlçesi 17.09.1954 %78,10Bariköl Kazak Otonom İlçesi 30.09.1954 %31,00İli Kazak Otonom Oblastı 27.11.1954 %53,47Tüm devlet organ ve kurumlarında Komünist Parti Sekreterliği hâkim olupnihai karar verme yetkisine sahiptir. Komünist Parti üyesi olmayanların yönetimdeyer almaları mümkün değildir.7. Doğu Türkistan’ın güncel sorunları7. 1. Doğu Türkistan sözde de olsa özerk bir bölgedir. Ancak özerklik hak veyetkileri ağır biçimde çiğnenmektedir.22


7. 2. Çin’in bölgeye yönelik göçü teşvik politikası devam etmektedir. Bölgeyeyerleştirilen Çinli göçmenler, Doğu Türkistan’ın nüfus dengesini Türkler aleyhinebozmakla birlikte, çok ciddi sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Bu sorunlar şunlardır:7. 2. a. Yoğun göç nedeniyle Doğu Türkistan Türkleri verimli arazilerindenmahrum kalmakta; bu durumun sebep olduğu işsizlik başta olmak üzere sosyalsorunlar giderek ağırlaşmaktadır.7. 2. b. Yoğun göç nedeniyle Uygur Türkleri arasındaki işsizlik sorunu giderekağırlaşmaktadır. Kamu kurumlarının özelleştirilmesi neticesinde pek çok çalışanişten çıkarılmaya devam etmektedir. Üniversite mezunlarının işe girmesi çoğu zamanimkânsız olmaktadır. Bu durum işsiz gençlerin çoğalmasına; işsizliğe bağlıolarak toplumda fuhuş, uyuşturucu, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçların artmasınasebep olmaktadır.7. 2. c. Uygur gençlerinin Çinlileştirilmesini hızlandırmak amacıyla Çin’in içbölgelerine zorla nakledilen Uygur gençleri ile Çinli gençler arasındaki sürtüşmegün geçtikçe şiddetlenmekte, potansiyel bir toplumsal çatışmanın zemini hazırlanmaktadır.5 Temmuz 2009 Urumçi olaylarını tetikleyen Shaoguan’daki Uygurişçilerle Çinli işçiler arasındaki çatışma da bu politikanın neticesidir.7. 3. Bir taraftan Han Çinlilerin göçü yoğun olarak devam ederken, diğertaraftan bölge halkına uygulanan doğum kontrol politikası tüm itirazlara rağmenacımasızca sürdürülmektedir. Çin yönetimi doğum kontrol politikasını “milletinyaşam kalitesini yükseltmek için”, “bölge halkının refahı için”, “bölgenin kalkınmasıiçin”, “Uygur Türklerinin iyiliği için” yaptığını iddia etmekteyse de, asılamacının Uygur Türklerinin nüfusunu kontrol altında tutup Çinli (Han) nüfusuartırmak olduğu açıktır.7. 4. Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da bilinçli olarak yaptığı nükleer denemelerbölgede çeşitli hastalıklara yol açmakta; kanser ve sakat doğum gibi ciddisağlık sorunlarında önemli artışlar görülmektedir.7. 5. Çin yönetimi 1990’lı yıllara kadar uygulamada olan Uygurca eğitimi ortadankaldırıp Çince eğitimi yürürlüğe koyarak Doğu Türkistan Türklerinin eğitimhak ve imkânlarını kısıtlamaktadır. Çin yönetimi her ne kadar Çince eğitimuygulamasıyla bölge halkının eğitim ve kültür seviyesini yükseltmeyi hedeflediğiniileri sürse de, asıl amacın asimilasyon sürecini hızlandırmak olduğu bellidir.23


7. 6. İbadet özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Çin anayasasına göre her vatandaşındine inanma veya inanmama hakkı vardır. Ama bu hak Doğu Türkistanlılaratanınmamaktadır. Doğu Türkistan Türk nüfusunun tamamı Müslüman’dır. Dinîibadetlerini yerine getirmede özgür değillerdir. Devlet memuru olan Müslümanlarınnamaz kılması ve oruç tutması yasaklanmış durumdadır. Aşırı göçün sebepolduğu işsizlik, ahlaksızlık, fuhuş, içki ve uyuşturucu belasına karşı dinî telkin veİslami yaşam, köktencilik ve terör bahanesiyle engellenmektedir.7. 7. Giderek yükselen Çin milliyetçiliği dolayısıyla Uygur Türkleri ağır aşağılanmalaramaruz kalmaktadır. Otellere alınmama, keyfî tutuklanma, teröristmuamelesi görme, bürokratik işlemlerde zorluk (mesela pasaport işlerinde) buuygulamalardan bazılarıdır.7. 8. Doğal kaynaklar talan edilmekte, bölge halkı varlık içinde yokluk çekmektedir.Oysa özerklik hak ve yetkilerine göre, bu doğal kaynakların kullanımhakkı özerk bölgeye aittir.SonuçDoğu Türkistan, Çinlilerin iddia ettiği gibi “ezelden Çin toprağı” değil, Türktoprağıdır. Ancak Türk kültürünün beşiği ve bir medeniyetler havzası olan bu topraklar,19. yüzyılda Çin işgaline maruz kalmıştır. İşgalden sonra Çin yönetimi bölgeyiÇin’e entegre etmek, Uygur Türklerini Çinlileştirmek için sistematik bir biçimdeasimilasyon politikası uygulamıştır. Bugün Doğu Türkistan’da yaşanan pekçok sorunun temelinde Çinlilerin Uygur Türklerine yönelik asimilasyon ve yoketme politikası yatmaktadır. Çinliler (Hanlar) eskiden beri Çinli olmayan diğeretnik grupları hep potansiyel tehlike telakki etmiş, bu tehlikenin ortadan kaldırılmasınıntek yolunu da asimilasyonda görmüşlerdir. Bugün de Çin yönetimi çeşitlisiyasi ve sosyal projelerini asimilasyon hedefine yönelik olarak belirlemekte, buhedefe ulaşmak için, kendi anayasa ve kanunlarında azınlıklara tanıdığı özerklikhak ve yetkilerini sözde ve göstermelik olarak uygulamakta ana dili kullanma, anadilde eğitim, düşünce ve inanç özgürlüğü, çoğalma hakkı gibi temel insan haklarınıhiçe saymaktadır. Uygur Türkleri ise Çin yönetiminden azınlıkları eritme,asimile etme ve yutma politikasından bir an önce vazgeçmesini; insan haklarına,azınlık haklarına, kültürel haklara saygı göstermesini, kendi kaderlerini belirlemehakkının verilmesini istemektedir.24


Son notlar1 Tuncer Baykara, Türk, Türklük ve Türkler, 2. Baskı,İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006, s. 97-100.2 Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi-Pasifik’tenAkdeniz’e 2000 Yıl, İstanbul: Kabalcı Yayınevi,2004, s. 31.3 Taşddın sıngar aklatmış ıdduk on Uygur ilinte. Bkz.Annamarie von Gabain; Werner Winter, TürkischeTurfan-Text IX, “Ein Hymnus an den Vater Maniauf ‘Tocharische’ B mit alttürkischer Übersetzung”,ADAW, Berlin 1958; On Uygur il uluşnug. Bkz. PeterZieme. “Buddhistische Stabreimdichtungen derUiguren”, Berliner Turfantexte XIII, Berlin: 1985.4 Yasin Huşur, “Eski Çince Vesikalarda ‘Xiongnu’Gibi İsimlerin Uygurcadaki Çevirisi”, Minzu Yuwen,Sayı 1, 2006, s. 19.5 “Ottura Asiya ve Cenubiy Asiyadiki Millet”, DinTokunuşi, Urumçi: Şincang Helk Neşriyatı, 2003,s. 375-376.6 Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü “Cevahirü’l-Ebrar minEmvaci’l-Bihar”a dayanarak şöyle der: “AhmedYesevi, bugün Çin’in Doğu Türkistan bölgesindeAksu sancağına bağlı ve Aksu’nun 176 kilometrekuzey doğusunda bulunan Sayram kasabasındadoğdu.” Bkz. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar,7. Baskı, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,1991, s. 61; Ali Şir Nevai’nin babası KikçineBahadır da ünlü Uygur bahşılarından biriydi. Bkz.İslam Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul: Türkiye DiyanetVakfı, 1989, n s. 449.7 “Böylece hükümdar memleketini düzenledi, halkızenginleşti; o devirde kurt ile kuzu aynı yerden suiçti.” (449); “Bak, dünyaya tam bir mutluluk kuşağıbağladı; kurt ile kuzu bir arada yaşadı.” (461);“Kapıda birçok aç kurt toplanmıştır. Ey hükümdar!Koyunları iyice korumaya al.” (1413); “Kurtile kuzu denk oldu.” (3096) bkz. Yusuf Has Hacib,Kutadgu Bilig, İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2008.8 Çinliler, aradan geçen 1000 yıllık zaman diliminiDoğu Türkistan’da kurulan devletler ile Çin hanedanlıklarıarasındaki diplomatik ilişkileri saptırmaksuretiyle izah etmeye çalışırlar. Mesela Türkdevletlerinin Çin hanedanlıklarına gönderdiklerihediyeleri “haraç” sayarak bunu merkezî hükümetile hanlık veya beylikler arasındaki bağlılık ilişkisidiye göstermektedirler. Oysa son dönemlerde tarihçilerşunu tespit ettiler ki Çinliler, İmparator’unyabancılara verdikleri veya gönderdikleri hediyeleri“hediye,” “ihsan”, “ikram” diye kaydederken yabancılardangelen hediyeleri ise “haraç” diye kaydetmişlerdir.Göktürk ve Uygur kağanlığı dönemindeÇin’in Türklere düzenli olarak ödediği haraçları ise“hediye”, “ikram” diye kaydetmişlerdir. Dolayısıyla,“Çin’e haraç ödeyen Çin’e bağlıdır.” anlayışının hiçbirgeçerliliği yoktur.9 Zhe Wu, ), Xinjiang: Ethnic Identity, InternationalCompetition and Chinese Revolution,1944-1962 (, 1944-1962), Taiwan Üniversitesi EdebiyatFakültesi Tarih Araştırmaları Bölümü, Doktoratezi, Taipei: 2006.10 Kaşgar Hükümdarı Yakup Bey’in oğlu Bey KuluBey’in Osmanlı Sultanı’na yazdığı mektuptan.Bkz. Osmanlı Devleti ile Kafkasya, Türkistan veKırım Hanlıkları Arasındaki Münasebetlere DairArşiv Belgeleri (1687-1908 Yılları Arası), T.C.Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel MüdürlüğüOsmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No. 3, Ankara:Haziran 1992, ss. 154-158.11 Sun Yat-sen (Sun Zhongshan)’in “San-min-zhuyi”(Üç Halk İlkesi; yani milliyetçilik, demokrasive halkın refahı ilkesi) adlı ünlü nutkunda en çokdile getirilen ve vurgulanan konunun milliyetçilikolması da bunu göstermektedir.25


12 Mao Zedong’un Erken Dönemdeki Eserleri (6. 1912-1920), Changsha: Hunan Neşriyatı, 1990. Çin komünistlerininMoğolistan, Doğu Türkistan, Tibetve Qinghai halkının otonomi haklarını, kendi kaderinitayin etme haklarını elde etmelerine yardımetme sorumluluğu vardı. Eyaletlerin otonom olmalarıÇin’in sonsuza dek parçalanmasına yol açmaz,aksine sonunda bir federe devlet yapısını oluşturur.13 “Etnik Meselelerle İlgili Evraklar” (), Çin Komünist Partisi Merkezî PartiOkulu Neşriyatı (), Pekin:1991, s. 15-16.14 “Etnik Meselelerle İlgili Evraklar”, s. 123-124.15 Zhe Wu, ), a.g.e.16 Çin 10. Ulusal Halk Kurultayı Daimi Komitesi’ninHeyet Üyesi, Ulusal Halk Kurultayı KanunKomisyonu’nun Müdür Yardımcısı, Kurtuluş OrdusuGenel Lojistik Bölümü Eski Siyasi KomiseriZhu Kunren “Sincan’daki Bölücülük MeselesiHakkındaki Yüzeysel Muhakeme” adlı makalesindeÇin yönetiminin nihai hedefinin Uygurlarıasimile etmek olduğunu açıkça ifade etmiştir.17 1997 Şincang Yılnamisi, Şincang Helk Neşriyatı,Urumçi: 1998, s. 15.18 18.01.2010 tarihli RFA (Radio Free Asia) haberi.19 Zhe Wu, ), a.g.e.26


Doğu Türkistan TarihindeÖnemli Kavşaklar ve Çin İşgaliGirişTürklerin ülkesi demek olan Türkistan, Tanrı Dağları’ndan Hazar Denizi’neuzanan bölgenin adı olup, doğu ve batı olarak ikiye ayrılmaktadır. Batı Türkistan;Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın bulunduğubölgeden ibaret olup 1715-1897 yılları arasında Rusya tarafından işgal edilmiştir.Batı Türkistan’daki Rus hâkimiyeti Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nindağılmasına kadar sürmüştür. Doğu Türkistan ise Çin işgali altında bulunup, Çinyönetimince “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” olarak isimlendirilmiştir.Türkistan, doğusu ve batısı ile birlikte sömürgeci ülkelerin ortak politikalarınakonu olmuştur. Özellikle 19. yüzyılda, genellikle İngiltere’nin desteklediği veyayönlendirdiği politikalarda Çin, Rusya, Hindistan ve Türkistan devletleri arasındaönemli bağlantılar görülmüştür. Bu politikalar çoğunlukla Türklerin aleyhineolup, zaman zaman yanında yer aldığı bir Türk siyasi birimini de ilk fırsattadiğer sömürgeciye bırakan oyunlar tezgâhlanmıştır. Bölge politikaları ile ilgili“Büyük Oyun” tabiri bu bakımdan oldukça anlamlıdır. Bu gerçekten hareketle,özellikle günümüzdeki işgali daha iyi anlamak üzere, Doğu Türkistan tarihininönemli kavşaklarını ele alırken Bedevlet Yakup Han önderliğinde kurulan KaşgarDevleti’nin İngiltere ile münasebetlerini daha ayrıntılı olarak ele aldım. KaşgarDevleti’nin yanında gibi görünen İngiltere, bir taraftan da bu Müslüman Türkdevletinin ortadan kalkması için Çin ve Rusya’yı ikna etmiş ve bunun için Çin’ekredi vermiştir. “Büyük Oyun” bugün geçmiş dönemlerde Çinlilerin sıkça başvurduğuböl-yönet politikasını da kapsayan İngiliz stratejisini en iyi anlatan ifadedir.Türkistan yerine Orta Asya ismini kullanmak, sıradan bir isim değişikliği olmayıp“Büyük Oyun”ların bir parçasıdır. Doğu Türkistan Cumhuriyeti dışında27


tarihte Türkistan adıyla anılan bir devlet kurulmamış, Rus işgalinden sonra bölgeye“Türkistan Vilayeti” adı verilmiştir. Ancak asırlardan beri muteber kaynaklar,bölgenin adını Türkistan olarak zikretmişlerdir. 1867’de yeni işgal edilen bölgelerleberaber, merkezi Taşkent olmak üzere, Türkistan Vilayeti yerine Türkistan GenelValiliği ihdas edilmiştir. 1 14 Ekim 1924 tarihinde, Türkistan kelimesi, SovyetRusya siyasi literatüründen tamamen çıkarılmıştır. Bundan sonra Türkistan adıDoğu Türkistan Cumhuriyeti’nde görülmüştür. Bu devlet 1944-1949 yılları arasındayaşamıştır. 2 Bugün Çin yönetimi altında olan bu bölge için Çin hükümeti“Sincan Uygur Özerk Bölgesi” ismini kullanmaktadır. Totaliter ve baskıcı bu ikiyönetimin çok yönlü asimile programlarının bir parçası olan isimler üzerindekibaskılarının geçici olduğu, bu itibarla bilimsel çalışmalarda isim tespiti için gözönünde bulundurulması gereken kıstasların başında tarihî ve etnik gerçeklerinolması gerektiği kanaatindeyiz.Gerek Türk halkları arasında gerekse Batı literatüründe “Türkistan” kelimesininkullanılmayıp “Orta Asya” ifadesinin dayatılmasının hiç de sıradan bir kelimedeğişikliği olmadığı üzerinde duran Baymirza Hayit şöyle demektedir: “Türkistan,1925 yılından beri Sovyet terminolojisinde ‘Orta Asya ve Kazakistan’ olarakgeçmektedir. Türkistan’ı halkların karışabileceğini ispatlamak için bir deney sahasıolarak göstermek isteyen Rusya, bu ülkenin ismini reddederek Türkistanlılararasındaki aynı millete mensup olma şuurunu yok etmek istemekte, Türkistan’ıRus sömürgeciliğinin temel unsuru yapma gayretleri içinde ‘Türkistan’ ismininkullanılmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir. Hayret verici ve yanlışbir şekilde, bazı Batılı araştırmacılar da 1950’den bu yana, bir Sovyet tabiri olanOrta Asya’yı kullanmakta, böylelikle Batı kamuoyunda ve İslam âleminde ‘Türkistan’kelimesinin unutulmasını sağlayarak Sovyet görüşüne hizmet edilmektedir.Türkistan, Orta Asya’yı meydana getirmemekte; Orta Asya toprakları içindebulunmaktadır...” 3 Bu çalışmada da “Doğu Türkistan” ismini seçmemiz; bu tarihî,hukuki, ilmi temellerin yanında emperyalist büyük oyunlara karşı bilim ve hukukâlemini uyarma sorumluluğuna dayanmaktadır.“Türkistan, Avrupa-Asya kıtasının batı-merkezî kısmında büyük bir alanı işgaleden, eskiden beri Turan veya Türkistan denilen memlekettir ki, bu da ‘Türklerinyurdu’ demektir. Bu ülke, batıda Ural Nehri ve Hazar Denizi, doğuda AltayDağı ve Çin hududu yani Doğu Türkistan veya Kaşgar’ ın doğu sınırları, güneydeİran ve Afganistan, kuzeyde Tobol, Tomsk vilayetleri [Sibirya] arasındadır.” 4 Ta-28


mamı 5.340.066 kilometrekare olan Türkistan’ın bugün Çin hâkimiyeti altındaolan doğu kesimi 1.503.563, batı kesimi ise 3.836.503 kilometrekaredir. 5 DoğuTürkistan’ın önemli bir kısmı dağlar ve çöllerle kaplıdır: Altay Dağı, Tanrı Dağları,Koyunlu Dağı ve Taklamakan Çölü. Bölgede 320’den fazla nehir bulunupTarım Deryası, İli, Irtiş, Manas, Ulungur, Karaşeher nehirleri bunların en büyükleridir.Doğu Türkistan’da Türk hükümdarlıklar dönemiBölge ilk çağlardan itibaren Türkler, Moğollar ve Çinliler arasında çatışmaalanı olmuştur. Zaman zaman güçlü Türk devletleri komşu Çin’i yönetmişler,zaman zaman da Çin işgaline uğramışlardır. Doğu Türkistan, etnik bakımdanolduğu gibi dil ve kültür bakımından da Türkistan’ın, Türk dünyasının ayrılmazbir parçası olarak kabul görmüştür. Bölge, Hun Türkleri ve Büyük Göktürkİmparatorluğu’nun da hudutları içerisinde yer almıştır. Göktürklerin içindekiTürk boylarından Uygurlar 744’te Orhun Nehri kıyısında Uygur Devleti’ni kurupOrdubalık’ı merkez yapmışlardır. Bu devlet 840 yılında Kırgızlar tarafındanyıkılmıştır. Uygur Kağanlığı, göçebe hâlde yaşayan Uygur soylularının yönetimialtında oluşmuş bir kabileler federasyonundan ibarettir.Göktürk Devleti Hanedanı durumundaki Aşena’nın otoritesi zayıflamayabaşladığında Uygurlar, halkı toparlayarak yeni devletin temelini atmıştır. Göktürkleryıkılırken Uygurların başında “erkin” adlı başbuğlar bulunuyordu. Merkezîotorite sarsılırken bunlar beylik hâline geldiler. Bir asırdan fazla süren bir geçişdöneminin ardından Uygur Devleti kuruldu. İlk Uygur Kağanı Kutlug Bilge Küliki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747’de öldü. Yerine oğlu Moyençor (747-759)kağan oldu. Moyençor, komşu Türk devlet ve halklarını kontrolü altına alarakülkesinin sınırlarını batıda Siriderya’ya kadar uzattı. Çin’e karşı yaptığı seferler sonundaÇin’in her yıl vergi vermesini sağladı. Uygur Hakanlığı’nın Çin üzerindekietkisi daha sonraki hükümdarlar döneminde de devam etti ve Alp Bilge Kağan’ınbaskısı ile Çin İmparatoru kızını Uygur Kağanı’na vermek zorunda kaldı. 6Alp Bilge Kağan’ın 821’de vefatından sonra Uygur Devleti gittikçe zayıfladı.840 yılında ülkenin merkezi Karabalsagun’a Kırgızların düzenlediği baskında hükümdarve halkın önemli bir kısmı katledildi. Bundan sonra kurulan Kansu UygurDevleti (Sarı Uygurlar) ve Turfan Uygur Devleti belirli şehirlerde egemenliklerini29


sürdürdüler ancak bölgenin etkili gücü olamadılar. Son Uygur devleti ise Moğolistilası ile 1209’da yıkıldı.Doğu Türkistan tarihinin önemli bir bölümünü Karahanlılar oluşturur. Karahanlılar,İslamiyet’i topluca kabul eden ilk Türk devleti olup, onlarla birlikteyoğun bir şekilde şehirleşme başlamıştır. Kurucusu Bilge Kül Kadir Han, Müslümanolduktan sonra ismini Abdülkerim Satuk Buğra Han olarak değiştirmiştir.Daha önce Uygur Kağanı’na bağlı olan Karluk Yabgusu, 840 yılında bu devletinyıkılmasından sonra Yedisu ve Kaşgar bölgesinde bağımsızlığını ilan ederek Karahanunvanını almıştır. Doğusu ve batısı ile bütün Türkistan’ı hâkimiyeti altınaalan bu devlet 372 yıl hüküm sürmüş, Aral Gölü’nden Batı Çin ve Moğolistan’akadar uzanan bir coğrafyayı hâkimiyeti altında bulundurmuş ve 1212’de yıkılmıştır.Karahanlılar 1042’de Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmüş ve Moğol istilası ileortadan kalkmıştır. 1365’te bölgeyi hâkimiyeti altına alan Timur ve sonrasında1218’den 1679’a kadar Doğu Türkistan, Cengiz sonrası Çağatay ulusu adıyla yönetilmiştir.Türkistan ve civar bölgelerde uzun süre hâkimiyet kurmuş olan Çağatay Hanlığı,Cengiz’in oğullarından Çağatay Han’ın hissesine düşen devletin kuruluşuile başlar. Ülkesini oğulları arasında paylaştıran Cengiz Han, Maveraünnehir’inbüyük bölümünü, Kara Hıtay topraklarını ve Doğu Türkistan’da yer alan Kaşgarcivarını Çağatay’a verir. 1277’de kurulan devlet, 1370’e kadar hükümran olur.1266’ta tahta çıkan Mübarek Şah, ilk Müslüman Çağatay Hanı’dır. Başta ÇağatayHan olmak üzere, Şaman hanlar zamanında Doğu Türkistan’daki MüslümanTürkler büyük sıkıntı çekerler. Ancak Mübarek Şah’ın Doğu Türkistan’ıbütünüyle kontrol altına almasından sonra bu sıkıntılar sona erer. 1340 yılındaÇağatay Hanlığı, Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılır. Pamir Dağları’nın doğusunuyöneten Doğu Çağatay Hanı Tuğluk Timur, 1359-1370 yılları arasında ÇağatayHanlığı’nı yeniden birleştirir. 7Aynı dönemde Semerkant Emiri’nin hizmetindeki Timur, Çağatay Devleti’ninzayıflaması ile doğan boşluktan istifade ederek civardaki beyleri kontrolü altına almışve 1370’te Timur Devleti’ni kurmuştur. Kısa bir süre içinde bütün Türkistan’ıve Türkistan dışında birçok ülkeyi de kontrolü altına alarak kendi devletine katanTimur, 1405’te vefat etmiş; onun vefatının ardından devletin Türkistan dışındakitoprakları kaybedilmiştir. Doğu Türkistan, Uluğ Bey’in ölümüne kadar Timurlu-30


lar hâkimiyetinde kalmıştır. Bundan sonra ise Çağatay Devleti’nin adı kalmadığıhâlde Doğu Türkistan’ı da soydan gelen hükümdarlar yönetmişlerdir. AbdülkerimHan ve ardından kardeşi Muhammed Han idaresinde Doğu Türkistan’ın 17. yüzyılbaşına kadar Çağatay soyundan hanlar tarafından yönetildiği kabul edilir. Budönemde gerek Cengiz ve Timur oğulları gerekse diğer komşu Türk devletlerininmücadeleleri, zaman zaman Doğu Türkistan’ı da etkilemiştir. Siyasi birlik ve bölgedışında hâkimiyet bakımından çok güçlü olmamakla birlikte Doğu Türkistan’dailim ve kültür bakımından parlak bir dönem yaşanmış, bu alanlarda büyük şahsiyetleryetişmiştir. Bundan sonra ülkenin 1757’de Çin işgaline kadar olan dönemiise Hocalar dönemi olarak bilinmektedir.Hocalar dönemi ve Çin istilaları1559-1591 yılları arasında hükümdar olan Abdülkerim Han, DoğuTürkistan’da birliği sağlamak için Batı Türkistan’ın büyük âlimlerinden Mahdum-ıAzam’ın oğlu Hoca İshak Veli’yi ülkesine davet eder. Hoca İshak Veli, bütünDoğu Türkistan’ı dolaşarak Müslümanların kardeş olduğunu hatırlatır, halkı birlikve beraberliğe çağırır. Onun bu çabaları sonucu ülkede önemli ölçüde birlik veberaberlik sağlanır, ülkenin parçalanması önlenir. Bundan sonra Hoca Mahmud-ıAzam ile Batı Türkistan’daki önde gelen âlimlerden Hoca Ahmed Yesevi ve HocaBahaüddin Nakşibendi gibi şeyhlerin ahfadından birçok hoca aynı maksatlaDoğu Türkistan’a davet edilir. Bu hocalar, büyük ölçüde halkı dinî yönden irşatetmiş ancak bazen de kendi aralarında rekabete düşmüşlerdir. Hocalar dönemi1757’ye kadar devam eder. Doğu Türkistan’ın 1758’den önce de Çin’e sözde bağlıolduğu kabul edilir. Çünkü ülke toprakları bazen bilfiil işgal edilmiş, bazen deiktidarı “hocalar” tekrar ele geçirmişlerdir.Bu dönem aynı zamanda başta İngiltere olmak üzere Avrupa güçlerinin dünyayısömürgeleştirdikleri yıllardır. Gittikçe daha fazla İngiliz kontrolü altına girenÇin, kendi iç problemlerine ve devletin her yönüyle sömürge yönetimi hâlinegelmesine rağmen, bu dönemde Doğu Türkistan’daki bağımsızlık hareketleriniher fırsatta bastırmış, kurulan devletleri ortadan kaldırmıştır. Bu noktada Hocalardönemiyle ilgili İngiliz-Çin ürünü bir oryantalist görüşü zikretmekte fayda vardır.G. Macartney adlı İngiliz memurunun yazdıklarına göre, hocaların ahlaksızlık vezulümleri yüzünden halk onlarla beraber olmamış, bu nedenle de Çinliler bölgeyi31


tekrar ele geçirmeye muvaffak olmuşlardır. Bu yöneticilerden biri olan Hoca Cihangir,1825’te Çinlilerin eline esir düşüp Çin Fağfuru’nun emriyle lokma lokmadoğranmıştır. Halk tarafından son derece sevilen ve ta’zim edilen Yakup Bey içinise yine bir İngiliz memuru “aşağı tabakadan bir serseri” diyecektir. Hâlbuki Hocalarhâkimiyeti tamamen halkın desteği ile kurulmuş ve daima halkın sevgisinikazanmıştır. Bu gerçekten dolayı Mançu Hanedanı’nın yıkılmasından sonra HokandHanı, Doğu Türkistan’da bir Türk devleti kurdurmak için özellikle Hocalarailelerinden bir fert aramıştır. Halkın, yönetimlerinden bîzâr olduğu veya yöneticilerininahlaksız olduğu şeklindeki iddialar, İngiltere yönetiminin işgal etmekveya ettirmek istediği bölge için kamuoyunda zihni taban hazırlama işlemidir.Çünkü İngiliz yönetimi, kendi kontrolü dışında, hem idareci olarak hem de birasker olarak çok mahir olan ve yarım asırdır ne güvenlik ne de barışı tatmış olanbir ülkeye ikisini birden getiren bir yönetime daha fazla tahammül edemezdi. 8Çin’i yöneten Mançu Hükümdar Sheng Tsu zamanında ilk Moğolistan işgaledilmiştir. Moğolistan valisi olarak tayin edilen Moğol Rabdan, Doğu Türkistanve Tibet’i kendisine bağlamıştır. Moğolistan valiliğinin fazla güçlenmesinden rahatsızolan Çin, 1757’de Doğu Türkistan’ı, daha sonra da Tibet’i doğrudan kendisinebağlamıştır. Bundan sonra zaman zaman Türk halkı Çinlileri püskürtmüşsede Çin hâkimiyeti bu döneme damgasını vurmuştur. Bununla beraber, halk üzerindenüfuz sahibi hocaların Kaşgar, Yarkent, Turfan, Hoten gibi şehirlerde valiolarak başarılı bir yönetim kurduğunu gören Çinliler, hem kontrolü sağlayacaklarınıhem de vergileri daha rahat toplayacaklarını hesap ettiklerinden bu sistemigeliştirerek devam ettirmişlerdir. Böylece Çin yönetiminin gittikçe şiddetlenenbaskı ve zulmüne karşı Doğu Türkistan 1863 yılına kadar 42 defa isyan etmiş vebundan sonra bağımsız Kaşgar Hanlığı kurulmuştur.Kaşgar (Doğu Türkistan) DevletiDoğu Türkistan’ın bugünkü siyasi konumu önemli ölçüde 19. yüzyılın ikinciyarısında yaşanan gelişmelere bağlıdır. Günümüz Türkistan cumhuriyetleri Kazakistan,Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan bu dönemde RusÇarlığı tarafından işgal edilmiş ve Sovyet ihtilali ile de bu durum değişmemiştir.Batı Türkistan’daki Rus işgalinin İngiltere ve Avrupa boyutu olduğu gibi, DoğuTürkistan için de aynı durum söz konusudur. 932


1863’te Rus kuvvetlerin saldırısına karşı Hokand, Taşkent ve daha sonra AkMescid’in müdafaası sırasında, Pişkentli Yakup Bey’in kahramanlığı Emir’indikkatini çekmiştir. 10 1864’te, Çin’de Mançu Hanedanı’nın çökmesinden sonrakikargaşada, Kaşgar’da iktidarı elinde bulunduran Kırgız Başkanı Sadık Beg’inbulunduğu bir heyet, Hokand’a müracaat edip eski Hocaların sülalesinden kişileriKaşgar’a göndererek burada mücadele hâlinde bulunan hiziplerin arasınıbulmalarını ve bölgeye barış getirmelerini istemiştir. Yukarıda belirtildiği üzere,Hokand’daki Hocalar ahfadı, daha önce Çin istilaları esnasında bu bölgeye yerleşenlerdir.Görüldüğü gibi, Hocalar dönemi, halkın bîzâr olduğu bir dönem değil,onların ahfadından gelenlerin dahi herkesçe kabul ve itibar gördüğü bir dönemdir.Kaşgar Devleti’nden önceki son Hocalar hâkimiyeti 1826-1840 arasında olup, busırada Hokand Hanı Muhammed Ali’nin (1822-1842) de desteği ile Çin saldırılarınakarşı korunmuştur. Hokand Hanı 40 yıl öncesine kadar bölgede uzun sürebaşarılı bir yönetim kurmuş olan Cihangir Han’ın hayatta kalan tek oğlu BuzurgHan ile birlikte askerî komutan olarak Yakup Bey’i bir miktar askerle bölgeyegönderir. Yakup Bey, Buzurg Han ile 1865’te Kaşgar’ı Çinlilerden alamayıncaiktidarı tek başına eline alır. Taşkent’in Rusların eline geçmesinden sonra bazıHokand kuvvetlerinin de kendisine katılmasıyla düşman püskürtülür ve YakupBey Kaşgar’da kendi yönetimini kurar. 11 Uzun yıllar Ruslarla mücadele etmesineticesi askerî tecrübe sahibi olan Yakup Bey, kısa bir müddet içerisinde sağlambir yönetim kurarak dağınık ve birbirleriyle çarpışan Türk beyliklerini bir yönetimaltında toplamayı başarır.İlk yıllarda hem İngiltere hem de Rusya ticari menfaatleri gereği bedevlet unvanlıYakup Bey’in devleti Kaşgarya’yı tanırlar ve kendisine ticaret heyetleri göndererekanlaşma teşebbüsünde bulunurlar. Fakat İngiltere Bedevlet hâkimiyetinegüvenmez. Özellikle Osmanlı ile aralarındaki sıkı bağdan rahatsız olur. Bu nedenleRusya’nın İli’yi işgal etmesine ses çıkarmaz. Bazı İngiliz belgelerindeki şekliyle,1863 yılında Kaşgar’ın kuzey bölgelerinde yer alan Tungani (Durganî) reislerininÇin yönetimine karşı isyan etmelerine ve 1867 yazında Atalık Gazi’nin 12Altay Dağları’nın kuzey kısmında yer alan Aksu, Turfan, Hoçi ve Karaşehir’i elegeçirmesine göz yumulur. 13Çin’in görünüşteki hâkimi Mançu Hanedanı olup bu hanedanlık da çökmüştür.Atalık Gazi’den önce de bölgede birbiriyle çekişen Türk beylikleri veya merkezdenkopmuş Çinli yöneticiler vardır. Ancak İngilizler her gelişmede kontrolün33


ellerinde olduğunu kabul ettikleri hâlde, bu son yaşananlar kontrolleri dışındageliştiğinden, hadiseyi dağlardan gelen bir terör hareketi olarak görürler. İlerlemesinedevam eden Atalık Gazi, Rus birliklerinin Kaşgar sınırına geldiğini haberalınca, Tunganilere karşı yönelir. Rusya, Kaşgar’ın sınır bölgesinde bulunan İli’yiele geçirir. Burada Rus birlikleri imha edilince güçlü bir Türk yönetimi ortayaçıkar. Bu haberleri ülkesine bildiren İngiliz temsilci Robert B. Shaw, kaygısınışöyle dile getirir:“Yaptıkları genişleme ile sadece antik ve güçlü Tungani Krallığı diye adlandırılaneski yerlerini ele geçirmekle kalmıyorlar, aynı zamanda doğu bölgelerindekalan mevcut Çin yerleşim merkezlerine doğru da yöneliyorlar. Bu yüzden İli’ninkuzey-doğusu olan bölge ellerine geçmiştir ve Atalık Gazi’nin oradaki nüfuzu,İli’den az olmakla beraber, bu dahi tamamen yok edilmelidir. Orası hâlen en karışıkbölge olarak bilinir ve bölgede henüz üstünlüğü ele geçirmiş olan bir lideryoktur.” 141867’de Kuça, 1869’da Korla ve 1871’de Turfan’ı ele geçiren Yakup Bey bölgedetam bir hâkimiyet ve devlet düzeni kurar. Doğu Türkistan’daki Çin hâkimiyetininsona ermesiyle gerçek bir bağımsız devlet ortaya çıkar. Devletin kurucusu ve lideridurumundaki Emir Yakup, son birkaç asır içerisinde Asya’nın yetiştirmiş olduğugüçlü ve hakikaten bağımsız olan tek hükümdardır. 15Çöken Mançu Hanedanı’nın hâkim olduğu bölgelerdeki Türk beyliklerini biraraya getiren ve henüz kuruluş aşamasında olan Kaşgar’a giden İngiliz görevlilerShaw ve Hayward, faaliyetleri devlet yetkililerince değerlendirilip sorgulandıktansonra hapsedilirler. Kraliçe adına ticari araştırmalar yapmak üzere bölgeye geldiklerinisöyleyen iki İngiliz, yapılan temasların ardından serbest bırakılır. Kuruluşsafhasında olup birçok sınır bölgesinde çatışmaların gündemde olduğu bir ülkederahatça dolaşmak isteyen bu görevlilerin Kaşgar hakkındaki genel kanaatleri, buranıntam anlamıyla medeni, barışın ve kamu düzeninin kurulduğu, halkının emniyetve refah içinde yaşadığı bir bölge olduğu yönündedir. 16 İngiliz belgelerindekibu ifadeler, bölgeye medeniyet götürme iddiasındaki sömürgeci zihniyetin gerçekniyetini anlamak açısından önemlidir.Her ne kadar bu ülke İngiltere ile ticaret yapmaya ve bunun şartlarını görüşmeyehazır ise de İngiltere, Mançu döneminde olduğu gibi şartsız ve istediği gibiticaret yapmak arzusundadır. Yakup Bey ticaret konusunda o kadar isteklidir ki,34


Kaşgar’a gelecek tüccarlara, yerleşim yerleri ve steplerdeki her türlü tehlikeye karşıteminat verir. Bu teminatın inandırıcılığını İngiliz temsilcisi teyit etmektedir. 17Diğer önemli bir husus ise; Yarkent, Hoten ve Kaşgar’ın güçlü ve enerjik hâkimidurumuna gelen Yakup Bey’in, Rus istilasına maruz kalan Hokand ve Buharahanlıklarının teveccühlerini İngiltere’den kendi üzerine çekmiş olmasıdır. 18 İngiltere,Rus istilasına karşı bu ülkelere herhangi bir taahhütte bulunmamış, fakat“ustaca pasif kalarak” (İngiliz belgelerinde bunun için masterly inactivity deyimikullanılır) işgalin tamamlanmasını beklemiştir. Bununla beraber, Hindistan’akomşu olan bu ülkelerin bölgenin yeni patronu olarak Yakup Han’ı görmelerindenson derece rahatsız olur.Kuruluşundan itibaren İngiliz heyetleri ve temsilcilerini kabul eden KaşgarEmiri, zaman zaman da Hindistan’a temsilciler ve heyetler gönderir. İlk Kaşgar-İngiliz Ticaret Anlaşması 1872’de imzalanır. 19 İngiltere adına Sir Douglas Forsythile yapılan ticaret anlaşmasının 6. maddesine göre İngiltere Kaşgar’da bir siyasiajan bulundurma hakkını elde etmiştir. 20 Forsyth, Kaşgar’a yaptığı müteaddit ziyaretlerve görüşmelerden sonra, bu devletin iktisadi, sosyal ve hukuki düzeni ilemedeni seviyesi hakkında şunları kaydetmektedir: 21“Halk refah içinde ve şedit fakat akıllı ve adil bir idare gösteren yeni liderindenmemnun. Orta Asya’da, bir gün iki büyük rakip imparatorluk arasında hiçde azımsanmayacak bir rol oynaması mukadder bir bölgede, birdenbire güçlü birdevlet doğuyor. Bizim Hindistan hükümetimizin bu devlet ve Atalık Gazi ileilişkilerini mutlaka geliştirmesi gerekmektedir, aksi takdirde bunu Rusların yapacağındanemin olabiliriz. Kaşgarya, Allah’ın gıda ve refah ile mükâfatlandırdığıve misafirlerine hüsnükabul göstermeye istekli halk ile meskûn bir bölge. MirzâŞâdî, misafirlerini prenslere layık bir şekilde besledi; lezzetli pilavlar, baharatlıçorbalar ve leziz butlar ikram etti. Yarkentli aşçılar hakiki birer sanatçı. Son dereceşık önlükler giyiyorlar ve mutfaklarını titiz bir şekilde temiz tutuyorlar. Yemeklerinibuharla pişiriyor ve iyi kalitede tereyağı kullanıyorlar. Seyyahlar Kargalık adındabir kasabadan geçtiler. Ana cadde 15 fit genişliğindeydi ve birçok kısımlarınınüstü kapalıydı. Yol boyunca fırınlar, kasaplar, tütüncüler, manavlar; bir kolej, birokul ve yolun sonunda bir arada iki suçlunun asılabileceği şekilde tertip edilmişdarağacı mevcuttu. Evlerin damlarında Çin çiçekleri ekilebilen küçük bahçeciklervardı. İlerici ve güçlü bir hükümetin işaretleri her yerde görülebilmekteydi. İyimuhafaza edilen yollarda, inşa edilmekte olan köprüler ve kanallarda Yarkent’ten35


önce en son mola Yungu Pazar denilen bir yerde verildi. Burası birkaç yıl öncesinekadar virane bir bataklıktı. Ancak bugün hükümet tarafından kurutulmuş vegayet liberal bir şekilde çiftçilere verilmiş... Böylece barışçı bir endüstri Yarkent’tebaşarılı oluyor.” 22Kaşgar’la ticari ilişkileri geliştirmek üzere 1873 Eylül ayında, oldukça kalabalıkbir heyetle tekrar bu ülkeye gelen Forsyth’e önemli bir görev daha verilmişti.Heyetten, sadece ticari bir anlaşma imzalamak ve Kaşgarya ile devamlı diplomatikbağlar kurmanın yanında, Yakup Bey’in ülkesi hakkında mümkün olan bütüntopografik, etnografik ve ekonomik bilgilerin toplanması istenmişti. 23 Daha sonraSir Henry Trotter’ın içinde bulunduğu bir heyet, Kaşgar’a gelerek 2 Şubat 1874’teher iki taraf için de son derece tatminkâr olan bir anlaşma imzalayarak ticari ilişkilerdeuygulanacak esasları olgunlaştırmıştır. 24Forsyth heyeti veya kafilesi Kaşgar Emiri ile geniş çaplı bir ticaret anlaşmasıimzalar. Ve heyetteki diğer görevliler de, her şeye rağmen Kaşgar’ın Rusya karşısında,Batı Türkistan devletlerinden daha fazla dayanamayacağı raporunu hazırlarlar.Anlaşma gereği daha sonra Kaşgar’a gönderilen Shaw, görünüşte sadeceticari bir temsilcidir. Ancak gerçek görevi, gerektiğinde bir siyasi görevli olaraksorumluluklar yüklenmektir. 25Doğu Türkistan’da kurulan Kaşgar Devleti’nin kuruluşunu tamamlayıpaskerî ve ticari alanlarda güçlenmeye ve dış destekler aramaya başladığı yıllarda,Rusya’nın da Hokand Hanlığı’nın işgalini tamamladığını görmekteyiz. Çarlıkyönetimi daha önce önemli bölgeleri aldığı hâlde, dış tepkilerden çekindiği içinHanlığın bütünüyle işgalini ve bu gelişmelerin ilanını tehir etmişti. Fakat bölgedeMüslüman ve güçlü bir devletin ortaya çıkmasının verdiği şaşkınlık ortamında, buişin bitirilmesinin zamanı geldiği kanaatine varılmış ve 2 Mart 1876’da HokandHanlığı resmen ortadan kaldırılmıştır.Rusya ve İngiltere’nin yardımı ile Kaşgar’ın Çin tarafından işgaliİngiliz heyetler, görevliler ve tüccarlar Kaşgar’a gidip gelerek anlaşmalarla temaslaricra ederken Yakup Bey, uzak görüşlü bir devlet adamı olarak geniş çaplıfaaliyetlerde bulunmaktadır. İçinde bulunduğu şartların ve konumunun nezaketininfarkında olan Kaşgar Emiri, Çin’in, dolayısıyla İngiltere’nin eski topraklarınıkolay kolay bırakamayacağını, Rusya’nın Türkistan istikametindeki ilerleyişinin36


Doğu Türkistan’ın kapılarına dayandığını, her iki tehlikeye karşı tedbir almak, bilhassaOsmanlı ve İngiltere ile siyasi ve askerî alanlarda iş birliğine gitmek gerektiğinigörmektedir. Bu nedenle 1873’te elçisi Seyyid Yakup Han Töre’yi İstanbul’agöndererek Padişah’a bağlılık mesajını bildirir. 26 Seyyid Yakup, ayrıca ülkesinindurumunu ve ihtiyaçlarını, bilhassa askerî sahadaki silah ve eğitim meseleleri ileilgili taleplerini şifahi olarak etraflıca Padişah’a anlatır. Padişah’ın direktifi iledurumu görüşen hükümet, yardım ve biat talebini kabul eder. 27 Hâlbuki YakupBey’in Osmanlı’dan yardım istediği yıllarda Osmanlı Devleti birtakım iç ve dışgailelerle meşguldü ki bunların bir kısmı, Türkistan işgalinin önemli planlayıcılarındanİgnatiyev’in İstanbul’daki sefaretinden kaynaklanmaktaydı. Bundan sonraKaşgar’da Osmanlı Padişahı adına sikke bastırılır ve hutbe okunur. 28Yakup Bey’in Osmanlı’ya biatı ve ondan askerî uzman, numune silah veusta istemesinin bir sebebi de, Ruslarla dostluk teşebbüslerinden olumlu bir cevapalamaması ve Rusların Naryn Nehri üzerinde kale inşasından sonra DoğuTürkistan’ı tehdit etmesidir. Bu arada İngilizlerle kurulan ticari ilişkiler gittikçegelişerek 1876’da en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Lord Lytton’un ülkesi İngiltereiçin, “Bizim siyasi nüfuz alanımızın tarifinde benimseyeceğimiz hat, geneldegerektiği zaman aktif bir şekilde elde bulunduracağımız coğrafi hatlar ile uyumluolmalıdır.” cümlesinde özetlenen politika, Kaşgarya’nın kaderini çizmektedir.“Büyük Oyun” ve onu ayakta tutan karşılıklı İngiliz-Rus gizli hesaplarına dayananpaslaşmaları, hiçbir şekilde sona ermemiştir. 29“Büyük Oyun”un ana unsuru, Kaşgarya’nın bilfiil düşmanı olan Çin veya Rusyadeğildir. Çünkü her iki ülkeye karşı silahlı mücadele ile ülke savunulabilmektedir.Buradaki temel unsur, görünüşte dostluk ve ticaret anlaşmaları yapıp, tüccarve ticari ataşe bulunduran, fakat gerçekte ise ülkenin ve yöneticilerin stratejikve zayıf yönlerini tespit eden İngiliz politikası ve görevlileridir. Bedevlet YakupHan, İngiltere’nin görünüşte dost, fakat gerçekte düşman politikasını değiştirmekiçin çok uğraşmıştır. Fakat İngiltere’nin Türkler aleyhindeki kararlı tutumunu veKaşgar’a saldıracak olan Çin kuvvetlerini desteklediğini tespit ettikten sonra daüllkesini sonuna kadar savunmaya çalışmıştır. Rusya’nın ise, Kaşgarya’nın ortadankaldırılıp bölgenin Çin’in kontrolüne bırakılmasının kendi çıkarına daha uygunolduğu hususunda ikna edildiğini, ABD’nin St. Petersburg’daki elçisi Schuylerşöyle anlatır:37


“Son birkaç yıl içinde Rusya’da, Çinlilerin Kaşgar’ı yeniden işgaline yardımetmek hatta Kaşgar’ı bizzat işgal etmek ve onu Çinlilere teslim etmek fikri geçerlilikkazanmıştı. Bir sınır komşusu olarak Yakup Bey’in küçük Özbek Beyliğiyerine, anlaşma hükümlerine uygun ve kendileriyle daha kolayca görüşebilecekolan Çinlilerle hemsınır olmanın çok daha avantajlı olduğu düşünülmekteydi.Böyle düşünenler aynı zamanda Rusya’nın tabii ve mükemmel bir engel olan TanrıDağları’ndan öteye ilerlememesi gerektiğine inanıyorlardı. Bu fikre karşı bazıitirazlar oldu. Bu itirazlar bölgeyi tekrar Çinlilerin idaresine vermenin uygun birpolitik davranış olmayacağı konusunda birleşmekteydi. Kaşgar ele geçirildiği zamanhemen yakınında kuvvetli bir Çin ordusu bulunmadıkça bölge muhtemelenRusların elinde kalacaktı.” 30Osmanlı’nın Kaşgar’a yardım götüren heyeti için en uygun yol Hindistan’dangeçmekti. Fakat Hindistan’da İngilizlerin çıkardığı engeller nedeniyle heyet çoksıkıntı çekti. 31 Türkistan’ın işgali esnasında başından sonuna kadar pasif kalmayıtercih edip gelişmelerden istifade eden, bu anlamda pragmatizmi tercih eden İngilizlerinOsmanlı’nın Kaşgar’a yardımını engellemesi, İngiliz politikasının gerçekyönünü ortaya koyan delillerdendir.üoİstanbul’a gelen Kaşgar sefiri Seyyid Yakup Efendi’ye, İngiltere’nin de desteğinialarak Rusya ile iyi geçinmesi tavsiyesinde bulunulur. Emir Yakup Han da başındanberi Rusya ve İngiltere ile iyi münasebetler kurmanın zaruretine inanmaktadır.Çin’in yeniden saldırıya geçeceğini hesap eden Yakup Han, Hindistan’dakiİngiliz Valiliği ve Taşkent’teki Rus komutanlarla arzu ettiği şekilde bir münasebetkuramadığından elçisini bu ülkelerin başkentlerine göndermeye karar verir veSeyyid Yakup Han bir müddet İstanbul-Petersburg-Londra arasında mekik dokur.32 Hâlbuki bu yıllarda İngiliz yönetici ve devlet adamları, Kaşgarla ilgili kararıçoktan vermişlerdir. Bununla beraber gerek İstanbul’da gerekse Londra’da, elçiyeolumsuz cevaplar verilmediğini, ancak havada kalan vaatlerle zaman kazanıldığınıgörmekteyiz. 33İli Nehri’nin Gulca’yı geçtikten sonra batıya yönelen havzası, 1876’da Çin’edestek vermek için Çar’ın kuvvetleri tarafından işgal edilir ve bu bölge daha sonraRusya ile Çin arasında sınır olur. Bu sınır dünya savaşları sırasında da değişmemiştir.34 Kaşgar’a yönelik Çin saldırılarından sorumlu olan General Tso Tsungtang,bu devleti ortadan kaldırmak için bütün hazırlıklarını tamamlar. Gerek-38


li olan krediyi Pekin’deki İngiliz bankalarından alır. 35 Türkistan’daki Rus GenelValiliği’nden de yiyecek ve malzeme temin eder. En çok ihtiyaç duyulan tahıl vehububatı Ruslar temin etmişlerdir. 36 General Tso bu hazırlıklarını yaparken İngiliz,Rus ve Çin başkentlerinde Kaşgar’ın geleceği ile ilgili faaliyetler sürmektedir.1876 sonlarında saldırıya geçen Tso önce Urumçi’yi, 1877 yazında ise Turpan’ıalır. Merkez kuvvetlerinin başında bulunan Yakup Bey, işgalcilere karşı kendi ordusununbaşında ilerlemeye hazırlanırken aniden rahatsızlanarak birkaç saat içindebeklenmedik bir şekilde vefat eder. 37Yakup Bey’in vefatından sonra, oğulları ve komutanları, daha önce BatıTürkistan’da Türklerin birbirine düşmeleri sebebiyle meydanın Rusya’ya kaldığınıgörmüş olmalarına rağmen aynı hatayı yaparlar, Çin kuvvetleri saldırı hâlindeykenbirbirlerine düşerek Kaşgar’ın bütün askerini ve enerjisini tüketirler. Bu durumdanfaydalanan Çin askerleri ise hiç zorlanmadan, 1878 başında Doğu Türkistan’ıele geçirir.Türkistan halkının asırlardan beri aralarında yerleşmiş olan ve Rusya-İngiltere-Çin casuslarının çok iyi kullandıkları husumet ve güvensizlikle alakalıolarak Binbaşı İsmail Hakkı Bey şöyle demektedir:“Asya ehl-i İslam’ının tashîh-i ahlak etmesi asırlara muhtaçtır. Bu münâza’at-ıdüveliyye arasında kendi başlarına iş görebilmesi nasıl mümkün değil ise, bir tarafınicra’atına âlet olmadan kendilerini kurtarması dahi o kadar muhaldir.” 38Doğu Türkistan’da cumhuriyetlerDoğu Türkistan’ın 1878’de yeniden Çin işgali altına girmesinden sonra bölgeÇin’in bir eyaleti hâline getirilmiştir. Bu dönem 1911 yılına kadar sürmüş, 1911’deÇin’de hanedanlık yıkılarak yerine cumhuriyet kurulmuştur. Bu dönemdeki kargaşadanistifade eden Doğu Türkistan’daki Çin genel valileri, merkezî Çin yönetimindenayrılarak Doğu Türkistan imparatoru olmak istemişlerdir. Zaman zamanmerkezî hükümetle çatışmaya giren valiler döneminde de Müslüman halk büyükzulme uğramış ve 1931 Kumul, 1932 Turpan ayaklanmalarından sonra 12 Kasım1933’te millî hükümet kurulmuş, Hoca Niyaz Hacı’nın cumhurbaşkanı olduğuDoğu Türkistan Cumhuriyeti ilan edilmiştir. 39Batı Türkistan’ı işgal altında tutan Sovyet yönetimi bu gelişmeden endişeye39


kapılarak 1934’te Doğu Türkistan’ı kuşatmış ve II. Dünya Savaşı’na kadar yoğunzulüm ve işkence altında bölgede Çin ile rekabet hâlinde olmuştur. Daha sonrastratejik sebeplerden dolayı burada bir Türk yönetiminin kurulmasına karşı çıkmayacağınıbildirmiştir.Rusya’nın desteğini de göz önünde bulunduran Doğu Türkistan halkı 1944’teayaklanır. 12 Kasım’da bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan edilir ve AliHan Töre cumhurbaşkanı olur. Kuruluş döneminde Çin’de milliyetçiler ve kızıllararasında iç savaş devam ederken, bağımsız Doğu Türkistan’ı kızıllar da desteklemiştir.Bu destek de tıpkı Sovyetlerinki gibi taktik bir politikadır. Aralık 1949’daÇin Komünist Partisi iç savaşı kazanır. Bundan sonra Çin Halk Cumhuriyetiordusu ülkeyi işgal eder ve Doğu Türkistan Çin’e bağlanır.Doğu Türkistan’ın işgalinden sonra zaman zaman halk ayaklanmaları yaşanmışolmakla beraber Çin, gittikçe artan bir şekilde ülkeye Han Çin etnik kökeninemensup olan Çinlileri yerleştirerek Doğu Türkistan’ı siyasi olduğu gibi etnikolarak da Çinlileştirme politikası uygular. Aynı maksatla bölgeyi, Doğu Türkistandeğil de Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak isimlendirir. Önceki işgal dönemlerindeolduğu gibi Uygur ve diğer Müslüman Türklerin işgalci Çin yönetiminekarşı hoşnutsuzluk, direniş, zaman zaman ayaklanma aşamasına gelen hareketleribu dönemde de eksik olmaz. 40SonuçKomşu coğrafyaları paylaşan ülkeler arasında, tarih boyunca genellikle biridiğerine bir dönem hükmetmiş, daha sonra bu durum tersine dönmüştür. Türkistan,Çin, Rusya ve Moğolistan arasındaki bu değiş tokuş bilinen 2-3 bin yıllıktarihte sıkça izlenmiştir. Bir dönem hâkim olan güç; idaredeki yolsuzluk, gevşemeve bunun doğal sonucu olarak halka zulümle sona ermiştir.Günümüzde Batı Türkistan, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızTürk cumhuriyetlerinin ilan edildiği bir coğrafya hâline geldiği hâlde, DoğuTürkistan’daki Çin işgali devam etmektedir. Globalleşme sürecinde Çin’in artanekonomik ve siyasi gücü bu işgalin uzun süreceğine işaret etmektedir. Tarihî tecrübelerinedayanan Çin yönetimi, bölgeye yoğun olarak Han Çinlileri yerleştirereketnik yapıyı tamamen değiştirip bir daha Türklerin egemenlik iddia edemeyecek-40


leri bir hâle getirmeyi planlamaktadır. Çin yönetimi, Çin ana kıtasındaki işsizlikve nüfus yoğunluğunu bahane ederek seyrek nüfuslu Doğu Türkistan’a Han Çinligöçünü savunurken, aynı zamanda Doğu Türkistan Türklerinden özellikle gençkız ve erkekleri Çin’in iç bölgelerine zorunlu olarak taşımakta ve oradaki iş yerlerindeçalıştırmaktadır. 2009 yazında meydana gelen olayların sebepleri arasındaDoğu Türkistan’dan uzaklaştırılan kızlara tecavüzler de bulunmaktadır.Sömürgecilik döneminin kilit ülkesi İngiltere, bölge politikalarında birçokkonuda Rusya ve Çin ile çatıştığı hâlde gerek Doğu Türkistan ve gerekse BatıTürkistan halklarının bağımsızlığını hiçbir zaman savunmamış, bölgenin Çin veRusya arasında taksim edilmesini sürekli desteklemiştir. Hem Çarlık yönetimininBatı Türkistan’ı işgalinde hem de Çarlık sonrası iç savaşta Türklerin bağımsızlığınısözde destekler görünen İngiltere, aynı zamanda Rusların bölgeye hâkimolmaları için her türlü yardımı yapmıştır. Benzer şekilde Doğu Türkistan’ın Çinyönetiminde kalması, bağımsız olmaması için her dönemde öncü politikalar uygulamıştır.Günümüzde Çin’in en büyük ticari ortağı olan ABD’nin Doğu Türkistanpolitikası da oldukça şaibelidir.Tarihî tecrübeleri dikkate alarak Doğu Türkistan’ı Çinlileştirmek yolundaeğitim, kültür ve diğer sosyal alanlarda hayata geçirilen politikalarla birlikte hertürlü zulmü uygulayan, Doğu Türkistan’da Çinliler ve Türkler şeklinde iki ayrısınıf oluşturan Pekin yönetiminin tarihten alması gereken önemli dersler bulunmaktadır.Bu ders, zulmün hiçbir zaman payidar olmadığı; baskı, haksızlık, ayrımcılıkve zulme dayanan yönetimlerin dış saldırı olmasa bile içten çürüyerekçöktüğüdür. Batı Türkistan’da Sovyet yönetimi bunu açıkça yaşamıştır.41


Son notlar1 Great Soviet Encyclopaedia, Third Edition, C. 26, s.458.2 İklil Kurban, Şarki Türkistan Cumhuriyeti, Ankara:1992.3 Dr. Baymirza Hayit, “Sovyetler Birliği ve HürDünya Açısından Türkistan’ın Stratejik Önemi”,T.D.A.D., ss. 78-86.4 Barthold, “Türkistan”, Entsiklopediçeskiy Slovar (Petersburg,1902), V. 34, s. 174-204, zikreden Hayit,B., “Türkistan Terimi Üzerine”, T.D.A.D., 53, n. 22.Ayrıca, Türkistan’ın “Mâverâünnehir’e Bir CoğrâfîSeyahat” başlığı altında, genellikle Arap kaynaklarınınve seyahatnamelerinin değerlendirilmesiile tarihî özellikleri ve sınırları için bkz. TurkestanDown to the Mongol Invasion, Londra: 1928, ss. 64-179. Daha özlü açıklamalar ve Türkistan’ın coğrafiyapısı ile ilgili bkz. Togan, Bugünkü Türkili, s. 1-22.5 Togan, Bugünkü Türkili, s. 1.6 Mehmet Saray, Doğu Türkistan Türkleri Tarihi, C.1, II. Baskı, İstanbul: Doğu Türkistan Vakfı, 1998,s. 34-37.7 Saray, a.g.e., s. 68, 70.8 Paul Henze, “Kaşgariya’daki Büyük Oyun”, DoğuTürkistan’ın Sesi, V. 19, Sonbahar 1988, s. 17.Henze’nin bu makalesi 1988 yılında Doğu TürkistanVakfı tarafından düzenlenen seminerdeİngilizce olarak sunulan metnin tercümesidir.Henze, bu makalesini Çin kaynaklarına dayananiki araştırma ile genişleterek “The Great Game inKashgaria-British and Russian Missions to YakubBeg” adıyla neşretmiştir; Central Asian Survey, Vol.VIII, 2, 1989, s. 61-95. Bölgenin genel ve yakın tarihiiçin ayrıca bkz. Atıf Mehmed, Kaşgar Tarihi,İstanbul, 1300; Yusuf Halaçoğlu, “Binbaşı İsmailHakkı Bey’in Kaşgar’a Dâir Eseri”, İ.Ü.E.F. TarihEnstitüsü Dergisi, S. 13, 1987 (Prof. Dr. İbrahimKafesoğlu Özel Sayısı), ss. 521-550; C.P. Skrine,“The Roads to Kashgar”, J.R.C.A.S., XII, 1925, s.226-250; Isenbike Togan, “The Khojas of EasternTurkistan”, Islam as a Source of Identity, ed. Jo-AnnGross, Durham and London: Duke University,1992, s. 134-148; W. Bosshard, “Politics and Tradein Central Asia”, J.R.C.A.S., 16, 1929, s. 432-457;Sir Henry Trotter, Colonel, “The Amir YakokubKhan and Eastern Turkistan in Mid-NineteenthCentury”, Journal of the Royal Central Asiatic Studies,Vol. IV, 1917, s. 94-112; Owen Lattimore,“The Chinese as a Dominant Race”, J.R.C.A.S.,15, 1928, s. 278-300.9 Bu konudaki tafsilat için bkz. Alaeddin Yalçınkaya,Sömürgecilik Pan-İslamizm Işığında Türkistan,1856’dan Günümüze, 2. Baskı, Ankara: Lalezar Kitabevi,2006.10 Togan, Bugünkü Türkili, s. 237.11 Saray, Türkistan Hanlıkları, s. 45, 100. YakubBey’in Hokand Emiri tarafından gönderilmesi veDoğu Türkistan’daki mücadelelerinde yine ondandestek görmesini dikkate alan Togan, 1867 sonunakadar Hoten’in doğusundan Amu Derya’ya kadarolan bölgenin Hokand Emiri Hudayar Han’a bağlıaddedilebileceğini belirtmektedir; Bugünkü Türkili,s. 218.12 İngiliz belgelerinde geçen “Atalık Gazi” veya “Kuşbeyi”aynı kişi olup Yakub Han’dır. Yakub Han’a“Atalık Gazi” unvanını Buhara Emiri vermiştir.1873’te Yakup Bey’in elçisinin İstanbul ziyaretindensonra kendisine Sultan Abdülaziz tarafından“emir” unvanı verilmiş ve “Emir Yakub Han” diyeanılmıştır. Bayur, Hindistan Tarihi, III, ss. 402-403.Bugünkü Türkistanlıların daha ziyade “Bedevlet”unvanını kullandıklarına şahit oldum.13 F.O. 65-871; Memorandum, Simpla, 18 Eylül 1869.14 A.g.y.15 Henze, a.g.m., s. 17.42


16 Showers, Central Asian Question; F.O. 65-870;F.O. 65-868, 13 Ocak 1866.17 Showers, a.g.e., s. 6.18 Showers, a.g.e., s. 5; Letter from Mr. Aitchison,Secretary to Government of the Penjab, 4th January1868, Par. 10, 13.19 Report of a Mission to Yarkand in 1873 under Commandof Sir T. D. Forsyth, Kalküta: 1875; D. Boulger,The Life Yakoob Beg, Londra: 1878, s. 220-224;Saray, Türkistan Hanlıkları, s. 102. Doğu Türkistan’ı1860’lı yıllarda Johnson, Hayward, Shaw ve benzeriHindistan’daki ve İngiliz Dışişleri’ndeki görevlilergayriresmî olarak ziyaret etmişlerdi; W. Bosshard,“Politics and Trade in Central Asia”, J.R.C.A.S., 16,1929, ss. 439.20 Parliamentary Debates, III-225, 13 Temmuz 1875.Sir John Hay’in Kaşgar’daki siyasi ajanın geri çağrılıpçağrılmadığını, eğer çağrıldı ise bunun sebebininne olduğunu sorması üzerine, Lord GeorgeHamilton cevaben bu açıklamayı yapıyor ve Hindistanhükümetinden bu hususta bilgi aldıklarını,hükümetin Sir Forsyth’i komşuluğun tamamlandığıiçin geri çağırdığını bildiriyor.21 “Forsyth Mission to Yarkand”, Times, 31 Ağustos1871; Henze, a.g.m., ss. 22-23.22 Bölgeyi yakından gördükten sonra bu bilgileriveren Forsyth’ten yıllar sonra Yakup Bey’in idaresiiçin “Ancak birinci sınıf eşkıya düzeni” tabirinikullanan Owen Lattimore (The Chinese as a DominantRace, s. 285.) ve benzeri iddiada bulunanlariçin söylenebilecek iki şey vardır: İngiliz politikasınıdestekler yönde kamuoyu oluşturmak için buimajı vermeye çalışıyorlar veya bu yöndeki güçlüpropaganda ve yayınların etkisi altında kalıyorlar.23 Henze, a.g.m., s. 23.ss. 94-112.25 Henze, a.g.m., s. 24.26 B.O.A., İrâde Hâriciye, 15524; “Arşiv Belgeleri”, s.82.27 B.O.A., İrâde Dâhiliye, 46753; Saray, “TürkistanHanlıkları”, s. 103.28 B.O.A., İrâde Dâhiliye, 16500; “Arşiv Belgeleri”, s.86.29 Henze, Kaşgarya’da Büyük Oyun, s. 25, 26.30 Eugene Schuyler, Türkistan Notes, ss. 325-326;Henze, a.g.m., s. 29.31 Bu heyette gönderilen Nâme-i Hümâyûn ve hususihediye ve nişanlarla beraber askerî yardım listesişöyledir: Her biri ayrı sahada uzman olan 4 zabit,bütün edevatıyla beraber 6 top, 1000 adet eskive 200 adet yeni tüfenk; B.O.A., İrâde Dâhiliye,49054; Saray, “Türkistan Hanlıkları”, 103-104.32 Saray, a.g.e., s. 107.33 Cezmi Eraslan, Abdülhamit ve İslam Birliği, İstanbul:1992, s. 118.34 Olaf Caroe, Soviet Empire, London: 1953, s.18.35 F.O. 17/825; Fraser to Derby, Peking, nr. 180, zikreden:Saray, Türkistan Hanlıkları, s. 106.36 Henze, a.g.m., s. 32.37 Saray, a.g.e., s. 108.38 Yusuf Halaçoğlu, a.g.m., s. 541.39 İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan Davası, İstanbul:Marifet Yayınları, 1981, s. 146-154.40 Onur Şükran, “Doğu Türkistan: Uygurların BağımsızlıkMücadelesi”, Dünya Çatışma Bölgeleri,Kemal İnat ve diğerleri (Der.), Ankara: Nobel,2004, s. 327-345.24 1874’te yapılan anlaşmaya katılan Trotter’ın daiçinde bulunduğu heyetin yolculuğu, yollarda veşehirlerde gördükleri, Yakup Han’ın saray, usul veçevresi ile ilgili gözlemleri için bkz. Colonel SirHenry Trotter, “The Amir Yakoub Khan and EasternTurkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journalof the Royal Central Asiatic Studies, V. IV, 1917,43


KaynakçaAlptekin, İ. Y. Doğu Türkistan Davası, İstanbul: MarifetYayınları, 1981.Alptekin, İ. Y. Esir Doğu Türkistan İçin: İsa YusufAlptekin’in Hatıraları, İstanbul: 1985.B.O.A. İrâde Dâhiliye, 46753.-----. İrâde, Hâriciye, 15524.-----. İrâde Dâhiliye, 16500.-----. İrâde Dâhiliye, 49054.Barthold, W. “Türkistan”, Entsiklopediçeskiy Slovar,Petersburg: 1902, V. 34.-----. Turkestan Down to the Mongol Invasion, Londra:1928.Bayur, Y. H. Hindistan Tarihi, III, Ankara: 1950.Bosshard, W. “Politics and Trade in Central Asia”,J.R.C.A.S., 16, 1929.Boulger, D. The Life Yakoob Beg, Londra: 1878.Buğra, M. E. Doğu Türkistan, İstanbul: Güven Basımevi,1952.Caroe, O. Soviet Empire, London: 1953.Eraslan, Cezmi. II. Abdülhamid ve İslam Birliği, İstanbul:1992.F.O. 17/825.-----. 65-871; Memorandum, Simpla, 18 Eylül 1869.Forsyth Mission to Yarkand, Times, 31 Ağustos 1871.Great Soviet Encyclopaedia, Third Edition, C. 26.Halaçoğlu, Y. “Binbaşı İsmail Hakkı Bey’in Kaşgar’aDâir Eseri”, İ.Ü.E.F. Tarih Enstitüsü Dergisi, Sayı13, 1987 (Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu Özel Sayısı).-----. “Sovyetler Birliği ve Hür Dünya AçısındanTürkistan’ın Stratejik Önemi”, T.D.A.D.Hayit, B. “Türkistan Terimi Üzerine”, T.D.A.D., 53.Henze, P. “Kaşgariya’daki Büyük Oyun”, DoğuTürkistan’ın Sesi, V-19, Sonbahar 1988; “The GreatGame in Kashgaria - British and Russian Missionsto Yakub Beg”, Central Asian Survey, Vol. VIII, 2,1989.Kurban, İ. Şarki Türkistan Cumhuriyeti, Ankara: 1992.Lattimore, O. “The Chinese as a Dominant Race”,J.R.C.A.S., 15, 1928, ss. 278-300.Mehmed, A. Kaşgar Tarihi, İstanbul: 1300.Parliamentary Debates, III-225, 13 Temmuz 1875.Report of a Mission to Yarkand in 1873 under Commandof Sir T. D. Forsyth, Kalküta: 1875.Saray, M. Doğu Türkistan Türkleri Tarihi, C.1, II. Baskı,İstanbul: Doğu Türkistan Vakfı, 1998.Schuyler, E. Türkistan: Notes of Journey in RussianTurkistan, Kokand, Bukhara and Kuldja, New York:Frederick A. Praeger Publishers, 1966.Showers, Central Asian Question ; F.O. 65-870; F.O.65-868, 13 Ocak 1866.Skrine, C.P. “The Roads to Kashgar”, J.R.C.A.S., XII,1925.Şükran, O. “Doğu Türkistan: Uygurların BağımsızlıkMücadelesi”, Dünya Çatışma Bölgeleri, Kemal İnatve diğerleri (Der.), Ankara: Nobel, 2004.Togan, I. “The Khojas of Eastern Turkistan”, Islam asa Source of Identity, Jo-Ann Gross (ed.) Durhamand London: Duke University, 1992.Togan, Z.V. Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yakın Tarihi,İstanbul: 1942.Trotter, H. “The Amir Yakokub Khan and EasternTurkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journal ofthe Royal Central Asiatic Studies, Vol. IV, 1917.Yalçınkaya, A. Sömürgecilik Pan-İslamizm IşığındaTürkistan, 1856’dan Günümüze, 2. Baskı, Ankara:Lalezar Kitabevi, 2006.44


SunuşSoğuk Savaş ve 11 Eylül Sonrası DoğuTürkistan - Çin Tezleri ve PolitikalarınaYönelik Eleştirel Bir AraştırmaDoğu Türkistan konusunu araştıran bir kişinin bölgeye dair herhangi bir meseleyiolduğu gibi yazması çok zordur. Özellikle de medeniyetinden, kültüründen,tarihinden, hukukundan, insanlığından ve hatta biyolojik yapısından tecrit edilenbir halkın bulunduğunu ortaya çıkaran biri için bu daha da zordur. Bir halk, yüzlerceyıl değilse de onlarca yıldır soykırıma maruz kalmakta, ancak sesini kimselereduyuramamaktadır. Duyulan sadece kurbanların kararlılığı, sağlam iradeleri veimanlarının gücüdür. “Gözyaşları oluk olup her yere akarken”, 1 soykırım suçları hertürlü sınırları aşarken hangi konuyu yazıp da diğerini görmezden gelebilirsinizki? Hatta söz konusu suçları ayrıntılı olarak derlemek ve belgelemek nerede iseimkânsızdır. Bu suçları ancak “ırkçılık suçları” gibi genel başlıklar altında tasnifetmek mümkündür. İstihdam, iskân, eğitim, sağlık, evlenme, göç ve nüfus planlamasıalanında işlenen suçlar da genel başlıklarla tasnif edilebilir. Camileri, Kur’anokumayı, din eğitimini, din kitaplarını, mushafları, İslami sembolleri ve İslamikisveleri yasaklamak; âlimleri, din adamlarını ve imamları öldürmek veya baskıaltında tutmak, dinsizliği yaymak, şeriat hükümlerini yasaklamak, dinle savaşmakve İslam’ı tahkir etmek dinî özgürlüklerin ihlali bağlamında değerlendirilebilir.Bulaşıcı hastalık taşıyan veya öldürücü aşılar yapmak, Uygurlar arasında uyuşturucumadde ve içki kullanımını yaygınlaştırmak ve nükleer denemeler sebebiyleçeşitli hastalıklara neden olmak sağlıkla ilgili ihlaller arasında zikredilebilir. Kültürelihlallere örnek olarak da tarihi çarpıtma, halkın ve Türkistan topraklarınınkimliğini inkâr etme, kültür ve tarihe ilişkin bütün izleri silip yok etme çabalarınıgösterebiliriz; ve bunlara benzer daha nice başlıklar sayabiliriz.Doğu Türkistan’ın yaşadığı trajedilerin uzun bir tarihî süreci vardır. Büyükdevletlerin kurbanı olan Türkistan toprakları, Sovyetler Birliği yıkılıp beş Orta45


Asya cumhuriyeti 2 kurulmadan önce Sovyet nüfuzu altında kalan “Batı Türkistan”ve Rusya ile Çin arasında kavga konusu olup, 1949 yılından günümüze kadar komünistÇin yönetimi altında kalan “Doğu Türkistan” topraklarını kapsamaktadır.Çin, komünizm döneminden önce ve sonra “soykırım”dan daha hafif bir kelimeylenitelenmesi mümkün olmayan her türlü politikayı ve icraatı Doğu Türkistanlılarüzerinde uygulamıştır. Kesin olarak söylemek gerekirse, 1648-1759 yılları arasındaTürkistan’a karşı düzenlenen Mançu saldırılarında, Çin arşivlerindeki belgeleregöre, 1.200.000 Müslüman hayatını kaybetmiş ve 22.500 aile zorunlu göçe tabitutularak Çin’e sürgün edilmiştir. 3Doğu Türkistan’ın bugünkü dramına gelince, bir yandan hâlihazırdaki durumunkötülüğüne, diğer yandan da Uygur Müslümanlarıyla Çinliler arasındaki güçdengesine bakıldığında Uygurların özgürlük ve bağımsızlık isteklerini gerçekleştirmeihtimalinin zayıf olduğu görülmektedir. Doğu Türkistan kimliğini yok etmeyeçalışan Çinlileştirme politikaları göz önüne alındığında bu durum daha dabelirginleşir.Uygurlar, başka hiçbir halkın yaşamadığı zulümleri yaşamıştır. Benzeri birdurumu, ülkeleri İngilizler tarafından 1916’da işgal edilip 1948’de İsrail devletikurulmak üzere Yahudilere teslim edilen Filistinliler de yaşamıştır. İşgalci İsraildevletinin kurulduğu tarih olan 1948 yılı aynı zamanda Doğu Türkistan’ın komünistlertarafından işgal edildiği yıldır. İşte bu sebeple bazı yazarlar ve araştırmacılarDoğu Türkistan için “unutulmuş Filistin” ifadesini kullanmaktadırlar.Belki de Doğu Türkistan, “yitirilmiş Endülüs” gibi, Filistin’den daha kötü bir hâlegelecektir. Çünkü İsrail, coğrafi ve tarihî yönden birbirine benzeyen bir muhitteekilip büyütülmüş ve demografik olarak her yönden sürekli düşüş gösteren sunibir devlet olmaya devam edecektir. Oysa Doğu Türkistan’ın geleceği Çinli nüfustarafından yutulma tehlikesiyle karşı karşıyadır.1992’de Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve 11 Eylül 2001 saldırıları gibi ikiçok önemli olayı takip eden dönem ve öncesi için ortaya atılabilecek pek çok soruolduğu gibi, bunlara verilebilecek cevaplar da çoktur. Fakat en önemli soru şudur:Acaba Çin, Doğu Türkistan’ı kendi politikalarının tutsağı hâline getirecek şekildeDoğu Türkistan meselesine bulaşmış mıdır? Ama belki de bu soru güçler dengesimantığına aykırıdır.Ancak tartışma konusu yapılabilecek bir araştırmaya göre; ülkeleri parçalama46


11hususunda sahip olduğu bütün güç unsurlarına rağmen Çin, aşağıda yer alan şuiki konuda -tartışılabilir olmakla beraber- gerçek bir açmaz içindedir.I. Doğu Türkistan’a hâkim olma söylemi: İddialar ve ihtiyaçlar1) Tarihî gerçekler ile Çin iddiaları arasında bu toprakların kimliğiÇin, 1878’de General Tso Tsung-T’ang komutasındaki orduyla Türkistan’ındoğusunu işgal ederek bölgeyi askerî yönetimi altına aldı. O zamana kadar Türkistanbölgesi Çin topraklarının bir parçası değildi; ancak Doğu Türkistan’ı resmenÇin’e katma konusunda Çinli iki grup arasındaki tartışma birkaç yıl sürdü. Hâkimgörüş, Doğu Türkistan’ın Çin’e katılmasını isteyen General T’ang’ın önerisinireddetmeye meyilli görünüyordu. Ancak son anda alınan bir kararla bölgedekiaskerî yönetim kaldırıldı ve Doğu Türkistan 18 Kasım 1884’te oluşturulan sivilyönetim altında resmen Çin’e ilhak edildi. O günlerde Çin’in yaptığı en garip iş,Türkistan’a “Xinjang” (Sincan) adını vermek oldu. Bu, iki kelimeden oluşan bileşikbir kelimeydi. Kelimelerden biri “yeni” anlamına gelen “xin” diğeri ise “ülke” veya“toprak” anlamına gelen “jang”dı. Doğu Türkistan uzmanı önde gelen Amerikalıaraştırmacı Owen Lattimore, dil uzmanlarından ve Çinli bilim adamlarındanyardım alarak söz konusu adlandırmayı tercüme etmeye çalıştı ve Doğu TürkistanAsya’nın Ekseni (Pivot of Asia) adlı ünlü kitabında şu sonuca vardı: “ÇinlilerceDoğu Türkistan’a verilen bu yeni isim ‘yeni bölge’ veya ‘yeni sömürge’ (new territory)anlamına gelmektedir.”Hiç kuşkusuz, oldukça fazla olan bu gibi tarihî verilerin değeri, DoğuTürkistan’ın hiçbir zaman Çin’in bir parçası olmadığını tekit etmektedir. Şöyle ki:1. Doğu Türkistan’ın Çin topraklarına katılmasının gecikmesi ve bizzat Çinhükümeti içerisinde yaşanan derin tartışmalardan sonra bunun gerçekleştirilmesibu hakikati göstermektedir.2. Bölgeye “yeni” adının verilmesi de bunun bir başka göstergesidir. Bu isimDoğu Türkistan’ı Çin hükümeti tarafından kolonileştirilen, yabancı yeni bir ülkeolarak tanımlamaktadır.O hâlde bu geniş bölgenin tarih boyunca isimsiz olması düşünülemez. Eğerbu ülke Çin’in bir parçası olmuş olsaydı 19. yüzyılın sonlarında Sincan adını almasımakul olmazdı. İşin aslı, Çinli işgalciler bir isme ihtiyaç duymuşlar ve Xinjang47


(Sincan) dışında, bu bölgeye verecek bir isim bulamamışlardır. Bu isim, Avrupaorijinli sömürgecilik anlamı dışında tarihî, coğrafi veya kültürel bir anlam taşımamaktadır.Çünkü 19. yüzyılın başlarında mekanik çağın ve kapitalizm yayılmacılığınınortaya çıkması ile birlikte Avrupalı antropologlar ülkelerinin sömürgecilikkatarının önünü açtılar. Tıpkı Çin’in Doğu Türkistan için kullandığı isimgibi onlar da sömürmeyi hedefledikleri ülkeleri “tarihî olmayan topluluklar”, “ilkeltopluluklar” ve “tarih öncesi topluluklar” olarak niteleyen bir terimler paketikullanarak ülkelerinin Afrika ve Asya’da kolonileştirme faaliyetlerini kendilerincemeşrulaştırmaya çalıştılar. Bütün bu terimler yeni sömürgelere, saklı kalmış değerlihazinelere ve el değmemiş kaynaklara sahip “bakir topraklar” gözüyle bakanve oraları ele geçirme hakkına sahip olduklarını iddia eden sömürgecilerin uydurduklarıterimlerdir. Çin de Doğu Türkistan’a karşı aynı yöntemi kullanmaktadır.Kısacası, söz konusu terim Çinlilerin keşfettiği bir şey değildir. Daha önce Batılıve Doğulu güçlerin sömürüsüne boyun eğmiş bir ülkenin; Fransızlar, İngilizler veJaponlar gibi Çin’e saldıran büyük işgalci güçlerin eliyle ülkelerinde yerleşmiş olansömürgecilik kültüründen öğrendiği bir şeydir.Kadim dillere bakıldığında Çin’in bölge üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığıaçıkça görülecektir. Müslüman tarihçilerin, coğrafyacıların, dilcilerin ve diğeryabancıların kitaplarında geniş bir şekilde Doğu Türkistan’dan isim ve yer olarakbahsedilmekte, bölge coğrafi özellikleri ile tanımlanmaktadır. Mesela bölge çeşitlikaynaklarda “nehrin ötesindeki topraklar” veya “Türklerin ülkesi” diye tanımlanmıştır.Bazı Arap ve Müslüman tarihçilerin ve seyyahların en meşhur eserlerinde butopraklardan uzun uzadıya söz edilmiş ve buralar çeşitli yönleriyle tanıtılmıştır.Bu müelliflerin ve eserlerinin bazılarını burada zikredebiliriz: Yâkût el-Hamevî(1178/1228), Mu’cemü’l-Büldân; Ahmed el-Belâzürî (öl. 891), Fütûhu’l-Büldân;Şemsüddin ed-Dimeşkî (öl. 1327), Nuhbetü’d-Dehr Fî Acâibi’l-Berri ve’l-Bahr;İbn Cerîr et-Taberî (838-923), el-Ümem ve’l-Mülûk; Mes’ûd Ebu’l-Hasen (896-957), Murûcü’z-Zeheb ve Meâdinü’l-Cevher; Ahmed Ya’kûbî (öl. 897), Kitâbü’l-Büldân; Muhammed Ebu’l-Kâsim b. Havkal (öl. 977), el-Mesâlik ve’l-Memâlik;Ebu’r-Reyhân el-Bîrûnî (973-1048), el-Âsâru’l-Bâkıye Ani’l-Kurûni’l-Hâliye;Ahmed el-Kalkaşendî (1355-1418), Subhu’l-A’şâ; İbnü’l-Esîr İzzüddin (1160-1234), el-Kâmilü Fi’t-Târîh. Batı’dan ise Cengiz Han’ın oğlu Kubilay ile çağdaşolan meşhur İtalyan seyyah Marco Polo’nun bölgeyi ziyaret ettiği görülmektedir.48


11O, bu ziyaret sırasında Doğu Türkistan’ı “Büyük Türkiye” olarak nitelemiştir. Bununanlamı, bölgenin Türk ülkesi olduğudur. Aynı şekilde Sven Hedin’in 1898’deLondra’da yayımlanan Through Asia (Asya’ya Giden Yol) adlı kitabında (20, 21, 24,255, 456. sayfalarda) bölge “Doğu Türkistan” adıyla anılmıştır.Çin yazılı belgelerinde bu topraklar nasıl anılmaktadır?Bilindiği gibi Çin, kendi imparatorlarının tarihini yazmakla ünlenmiştir. Hatta“etnoloji ilmi” aslen Çin’de doğmuştur. Söz konusu ilmin özelliği, seçici olmasıdır;yani kendi vasıflarından ve muhitinden olmayanı bir yana atması ve ancakondan ayırt edilmeye ihtiyaç duyduğu zaman yabancı olandan bahsetmesidir. 4Tam da bu bağlamda, Çin etnoloji tarihini yazanlar Doğu Türkistan’ı ve kentleriniÇinlilerin tabiriyle “şiyu” veya “Çin’in batısında kalan yabancı topraklar” diyeisimlendirmişlerdir. Doğu Türkistan’ın adı bu kaynaklarda hiçbir zaman “Xinjang”olarak geçmemiştir. Söz konusu tarihçilerin yazdıkları kitaplar arasında şunlarısayabiliriz: Shi Tang Shu veya Tang Hanedanı (618-907) Tarihi; Han Shu veyaHan Hanedanı (MÖ 206-MS 24) Tarihi; Hu Han Shu veya İkinci Han Hanedanı(25-220) Tarihi; Jin Shu veya Jin Hanedanı Tarihi (265-420); Vi Shu veyaVi Hanedanı (386-556) Tarihi; Sui Shu veya Sui Hanedanı (581-617) Tarihi;Song Shu veya Song Hanedanı (960-1279) Tarihi; Yuan Shi veya Yuan Hanedanı(Moğolların 1271-1367 yılları arasında Çin’deki hükümranlıkları dönemi) Tarihi;Ming Shi veya Ming Hanedanı (1368-1643) Tarihi’dir.Bütün tarihî, kültürel ve bilimsel veriler, reddetmeyi bir tarafa bırakın, şüpheduymaya dahi mahal bırakmadığı hâlde Çin anlatısı, yaptığı garip tahriflerineısrarla devam etmektedir. Belki de bu anlatıların sonuncusu Çin hükümetininson zamanda “Beyaz Kitap” adını verdiği kitapta yazılanlardır. Bu kitabın DoğuTürkistan’ın kimliği özelinde zikrettiği bazı şeylere göz atacak olursak şunları görürüz:“Bazı eski sömürgeciler Sincan’ın Çin’den ayrılması ve oraya egemen olmaamacını gerçekleştirmek için Xinjang’a Doğu Türkistan adını verdiler… Sincan’ın,sözde Doğu Türkistan halkının yurdu olduğu propagandasını yapan yanıltıcı nazariyeyiicat ettiler. 20. yüzyılın başından itibaren Sincan’daki bir avuç gözleri kör,mutaassıp ve radikal dinî gruplardan oluşan ayrılıkçı azınlık, Doğu Türkistan’ailişkin sözde birtakım teoriler ortaya atmıştır ki, bunlar aslı astarı olmayan şeyler-49


dir ve eski sömürgecilerin uydurmalarıdır. Bunların propagandalarına göre DoğuTürkistan eskiden beri bağımsız bir devlet olup, bölge halkının on bin yıla yakınbir tarihî geçmişi vardır.” 5Doğu Türkistan’dan söz ederken bölgenin Türk yurdu olduğunu inkâr edenbu anlatı, özellikle bütün İslam tarihini ve tarihçilerin kitaplarında kaydettiğigerçekleri reddetmektedir. Bu tarihçileri eski sömürgeciler olarak adlandırmakta,Doğu Türkistan adını bunların uydurduğunu söylemektedir. Söz konusu kitapÇin kökenli “Xinjang” adının ortaya çıkış tarihini görmezden geldiği gibi, karalamayaçalıştığı derin tarihî gerçeği ortaya çıkaran kelimenin etimolojik anlamını dagörmezden gelmektedir. Kitabın Çin Halk Gazetesi’nde yayımlanmış özetinde,bölgenin on binlerce yıl öncesine giden tarihine dair uydurma varsayımlarla ilgiliaçıklayıcı herhangi bir bilgi de bulunmamaktadır.Tüm bunların yanı sıra söz konusu özet ne “Bunlar aslı astarı olmayan şeylerdirve eski sömürgecilerin uydurmalarıdır.” diye dillendirdiği şeyin içeriğini vermektene de “Bunlar Müslümanlardan başkası değildir.” sözüyle kastettiği kimselerinkimler olduğunu söylemektedir. O hâlde Çin, daha yakın geçmişte bölgeyi“Xinjang” olarak adlandırmasına dair ikna edici bir yorum getirmekten acizken,tüm imkânları kısıtlanan bir halk, nasıl olur da on binlerce yıl öncesine giden birtarih icat etmede başarılı olabilir? Bu durumda, olmayan şeyi icat eden ve temelsizdelillere sahip olan taraf kimdir? Anlatıların hangisi gerçeğe daha uygundur;Çin’in anlatısı mı, Doğu Türkistan’ın anlatısı mı?Çin anlatısında eksik olan bir başka konu da, Mançuların bölgeye hâkim olmasındansonra Türkistan’da yaşanan onlarca tarihî ayaklanmayı ve milyonlarcakurbanı görmezden gelmesidir. Aynı zamanda bu anlatı, Uygurların 20. yüzyıldayaptıkları gösterileri ve ayaklanmaları da “Çin’den ayrılma projeleri”, diyerek kesipatmaktadır. Fakat Çin’in, Rus çarlarına karşı bütün bölge üzerinde giriştiğimücadele -yürüttüğü haksız savaşın gölgesinde- tarihin bir parçası olarak görülmemektedir.Bölgenin sosyal dokusunu oluşturan etnik gruplardan söz edenbu kitapta anlatılanların aksine Çin de çok iyi biliyor ki, Han etnik kökenindengelen 7.500.000 Çinli kendilerine tanınacak olan ayrıcalıklar karşılığında zorlaveya kandırılarak bölgeye gelmişlerdir. 1949’da Çin’de Mao Tse-tung liderliğindekomünist yönetimin kurulmasını takip eden süreçte, özellikle bölgedeki yönetimşeklinin 19 Ağustos 1952’de çıkan karar gereği sadece şekilden ibaret bir özerkliğe50


11dönüştürülmesinden sonra, bölgeye yönelik söz konusu göçler başlamıştır. Adı geçenkitap Doğu Türkistan’ı Xinjang Bölgesi veya Uygur Özerk Yönetimi adı altındatanıtmıştır. Bundan önce, bölgenin Çin’e katılmasından sonra 19. yüzyılın sonlarındapatlak veren zorunlu göç uygulamaları bölgenin nüfus yapısında herhangibir farklılık meydana getirmemiştir. Aksine o dönemde bölgede yaşayan Çinliler,Mançuryalılar ve Moğollardan oluşan etnik grupların toplam nüfusu 600.000’igeçmiyordu. Söz konusu gruplar bölge halkının ancak %6’sını 6 oluşturmaktaydı.Bölgenin %90’dan fazlasını Müslüman Uygurlar teşkil ediyordu.2. Ekonomik macera ve “Geriye dönüş yok” mantığıSovyetler Birliği’nin aksine Çin, komünizm dönemi boyunca, dünya nüfusununezici çoğunluğunu teşkil eden fakir sınıfların ihtiyaçlarına cevap verecekküresel bir ekonomi kurmaya çalışmıştır. Çin’in serbest pazar ekonomisindebüyük başarılar kazanmasıyla sonuçlanan bu çabayı göz önünde bulunduracakolursak diyebiliriz ki, Çin çok daha erken bir dönemde küresel ekonomiyi tamamenkabullenmeye hazırdı. 1992’de, Soğuk Savaş’ın bittiğini müjdeleyen SovyetlerBirliği’nin yıkılışının hemen ardından Çin derhâl harekete geçerek kapitalistsosyalizm formülüyle küresel ekonomiye dâhil olduğunu açıkladı. Çin, buformül sayesinde gelecek 50 yıl boyunca ekonomik sistemini koruması şartıylaİngiltere’nin sömürgesi olan Hong Kong’u 1997’de geri aldı. Fujian eyaletini Avrupalıve Amerikalı şirketlerin yatırım yapabilecekleri bir alan hâline getirdi vekendisi de ABD’de çok büyük yatırım hamleleri yaptı. Böylece Çin, bir yandangüdümlü bir ekonomiye sahip komünist bir devlet olarak kalmaya devam ederkenbir yandan da serbest pazar ekonomisinde küresel rekabete yönelmiş kapitalist birdevlet hâline geldi. Bu da Çin’in, komünizmi yüz milyonlarca insan üzerindekiegemenliğini sağlamlaştıracak korumacı ve katı bir yönetim sistemi olarak kullanmaktaolduğunu, ideolojik veya ekonomik bir sistem olarak benimsemediğinigöstermektedir. Pazar konusundaki rekabete gelince, yukarıda sözünü ettiğimizkendine özgü düzen, Çin’in önce küresel ekonomiye, sonra da dünya siyasetineegemen olmasına imkân sağlayacaktır. 71980’li yıllardan ve Mao Tse-tung’un ölümünden bu yana Çin, dünyaya açılmapolitikasını benimsedi. Bundan sonra Doğu Türkistan’la ilgili Çin politikasınınetkileri, bölgede yaşayanlar hakkında büyük bir yanılgıya sebep olan resmîaçıklamalar yoluyla devasa ekonomik istekler ve rekabet şeklinde ortaya çıkmaya51


aşladı. Ardından Doğu Türkistan’a yönelik etnik ve planlı bir zorunlu göçten resmensöz edilmeye başlandı ve buna gerekçe olarak da 21. yüzyılın başlarında burayıgelişmiş bir bölge hâline getirmek gösterildi. 1983’te Doğu Türkistan’ı ziyareteden Çin Başbakanı Zhao Ziyang ve Çin Komünist Parti eski Genel SekreteriHu Yao Bang bu konuyu açıkça dile getirmiştir. Bu plan büyük miktarda paraya,çok sayıda bilim adamına ve yetenekli kişilere ihtiyaç duyduğu için Doğu TürkistanKomünist Parti Genel Sekreteri Wang Enmao 1985’in Ekim ayında ABD’yebir gezi düzenledi. Enmao, 14.01.1985 tarihli ABD’de yayınlanan WashingtonPost gazetesine yaptığı açıklamada şöyle diyordu: “Doğu Türkistan 20. yüzyılınsonunda sanayi ve tarım gelirlerini şimdikinin beş katına çıkartmak için büyükölçüde Çin içinden gelecek olan yetenekli işçilere ve teknik adamlara ihtiyaç duyuyor.Eyalet onları bölgeye çekebilmek amacıyla çeşitli teşvikler uygulamaya başlamıştır.Bölgeye gelecek olan üniversite mezunları, buraya gelir gelmez otomatikolarak maaşlarında ek bir derece alacak, ayrıca her üç yılda bir kıdem dereceleriyükseltilecektir. Bölgeye yerleşenlere verilecek olan maaşlar da teşvik edicidir.” 8Doğal olarak, söz konusu yetkililerin Doğu Türkistan’ın gelişip büyümesindenbahsetmelerinin sebebi, bölgenin bir Çin toprağı ve Çinli göçmenler içinbereketli bir yer olduğunu düşünmelerinden ileri gelmektedir. Bir başka sebep deDoğu Türkistan’ın ekonomik rekabette 21. yüzyıla giren Çin için bir lokomotifgörevi görmesidir. Bölgeye yönelik sömürü amaçlı hızlı tehcire ilişkin gerçek vedüzenli istatistikleri gizlemede çok usta olan Çin, ekonomik atılımları üzerindenbölgeyi demografik açıdan Çinlileştirme amacı gütmektedir. Ve bunu gerçekleştirmekiçin de her şeyi yapmaktadır. Durum böyleyken Çin’in ileri sürdüğü gelişme,istikrar, ulusal birlik veya Doğu Türkistan’da yaşayan halkların kaynaşmasınadair tezlerin hiçbir değeri yoktur. Çin’deki en yüksek siyasi otorite olan KomünistParti’nin eski Genel Sekreteri Hu Yao Bang, 16.06.1986’da Amerikan Newsweekdergisine verdiği demeçte; “Doğu Türkistan; Batı Sahra ve Amazon Havzası gibidüşünülebilir. Bu bölgenin gelişmeye ve büyümeye dönük büyük imkânları vardır.6.000.000 Uygur’un ve 5.300.000 Çinlinin yaşadığı Doğu Türkistan’ın nüfusutoplamda 14.000.000’dur. Bu bölge kolaylıkla 200.000.000 Çinliyi içine alabilir!” 9demiştir. Şu hâlde Çin hangi halk kaynaşmasından ve hangi ulusal birlik ve istikrardansöz ediyor, sorusunu sormalıyız.Doğu Türkistan çok geniş imkânlara sahip bir ülke. Çinlilerin yakın tarihteyaptığı bu keşfi, Arap tarihçi Yâkût el-Hamevî çok önceden yapmış ve hacimli52


11eseri Mu’cemü’l-Büldân’da (VII, 270) burayla ilgili gözlemlerini şu şekilde dilegetirmiştir: “Mâveraünnehir en temiz, en verimli, en zengin bölgelerden biridir.Bölge halkı hayır yapmaya, cömertliğe, sahip oldukları şeyleri gönülden vermeyerağbet eder. Bunun yanında güçlü, yiğit, dirençli, cesaretli, donanımlı ve silahlıbir halktır. Bu toprakların verimlilik açısından bütün İslam ülkelerinde ve diğerülkelerde bir benzeri daha yoktur.” Aslında Hamevî’nin bölgeye dair bu anlattıklarınınBelâzürî’nin daha önce yazmış olduğu Fütûhu’l-Büldân adlı eserinde dilegetirdiklerinden pek farkı yoktur. Belâzürî bölge için; “Burası Allah’ın yeryüzündekicennetlerinden biridir.” der.Doğu Türkistan’a ait bu iki tasvir, sayıların diline çevrilerek ifade edildiğindebölgenin 60 milyon büyükbaş hayvanı barındırdığı, bütün Çin’in ihtiyaç duyduğuyıllık tarım ürünlerinin üçte birini tek başına karşılayabildiği ve 140 çeşitten fazlamadenden oluşan muazzam bir servete sahip olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz.Söz konusu madenler, Çin’in toplam rezervlerinin %40-50’sine denk gelen 2,19trilyon ton kömür, kurşun, demir, bakır, tuz madenleri ile 12 trilyon tondan fazlarezervi olan uranyum gibi diğer stratejik madenlerdir. Bölgede altın rezervi 19milyon ton olup 56 madenden çıkartılmakta ve yıllık olarak her birinden ortalama360 kg altın üretilmektedir. Petrol rezervi ise 6,5 ile 8,2 milyar ton seviyesindeolup Çin’deki toplam rezervlerin üçte birine eşittir. Yıllık petrol üretimi27,4 milyon ton olup 2010 yılında bu rakamın 60 milyon tona, 2020’de ise 100milyon tona çıkması beklenmektedir. 1988 verilerine göre Doğu Türkistan’da petrolbulunma ihtimali olan 700 kilometrekarelik bir alan mevcuttur ve bu da hafifve ağır cinsten 800 milyon tona yakın ham petrol demektir. Ayrıca bölgede 30milyar metreküp civarında doğal gaz bulunduğu tespit edilmiştir. İşte bütün buimkânlarından dolayı uluslararası uzmanlar Doğu Türkistan’ı Çin ekonomisininve ağır sanayisinin bel kemiği olarak görmektedir. Ancak daha da önemlisi DoğuTürkistan’da yüksek saflıkta bulunan uranyum madeninin Çin’in nükleer üretimininkirişi olmasıdır.Gerçekten de Doğu Türkistan, Hamevî’nin dediği gibi “zenginlikleri asla anlatılamayanmuazzam” bir ülkedir. İşte bu sebeple Doğu Türkistan her sömürgecininiştahını kabartmaktadır. Burası aynı zamanda Çin’in kalabalık nüfusunuyerleştirebileceği, nüfus yoğunluğu kilometrekare başına sadece 5 kişi olan birbölgedir. Buna karşın Çin’deki nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 160 kişidenfazladır. Kısa bir süre önce Komünist Parti Politbüro üyesi Wang Lu Tshuan, Çin53


Bilim ve Teknoloji Kurumu’nun 2005’te düzenlediği yıllık akademik kongresi sırasındaÇin’in bölge hakkında beslediği gizli niyetleri açığa vurarak şöyle demiştir:“Bölge, sahip olduğu petrol zenginliği ve eşsiz coğrafi konumuyla 21. yüzyıldaÇin’in ekonomik atılımını gerçekleştirmesi için kesinlikle bir enerji üssü olacaktır.”10 Bu açıklama, Doğu Türkistan’ın kendisine sunacağı kazanımları, imtiyazlarıve geleceğe dair planları hakkında Çin’in tutumunu açıkça ortaya koymaktadır.Sonuçları ne olursa olsun Çin’in söz konusu kazanımlardan taviz vermesi ya daonlardan vazgeçmesi mümkün değildir.Tüm bunlar açıkça gösteriyor ki, Çin’in bölge üzerindeki mücadelesi stratejikbir mücadeledir ve kaynağı ve gücü ne derece olursa olsun hiçbir sosyal karışıklığaizin vermeyecektir. Ne var ki, bölgenin el değmemiş yer altı zenginlikleri ve ağırsanayiye yönelik altyapısından istifade edilmesi ve bunların korunması bölgedekisosyal gerginlikler sürdüğü müddetçe mümkün görünmemektedir. Çin’in bugünküsıkıntısı, Doğu Türkistan’ın ismini değiştirdiği dönemdeki sıkıntısından hiç de azdeğildir. Değişimlerin hızının rakamsal teknolojiyle ölçüldüğü bir çağda ve “geridönüş yok” mantığı üzerinden işleyen bir yapıda, Çin ekonomisini ve ülkeyi kaosiçerisindeki bir sömürgeye stratejik ve bütünsel olarak bağlamak ağır bir kumardır.Bu durumda istediği sükûnet ve istikrarı Çin’e sağlayacak olan şey nedir? Ya daTürkistanlıları sonsuza kadar zulme ve işkenceye dayanmaya zorlayacak olan nedir?II. Doğu Türkistan’ı parçalama söylemi: Endişeler ve önerilerSoğuk Savaş dönemi sona erdi ve küresel çapta ekonomik ve bilimsel devrimlerinkıvılcımı ateşlendi. Böylece insanlık tarihinde yeni bir dönem başladı.Artık kaynaklar üzerinde hummalı bir rekabet var ve hükümranlığa ulaşmak içinsermaye sahibi olmak zorunlu. Çin’in stratejik tercihlerini Doğu Türkistan’danelde ettiği değerli gelirlere dayandırması bölgenin mevcut durumunu çözüp kararabağlamasını gerektirmekte. Burada sorulması gereken, Çin’in bölgesel düzeydeDoğu Türkistan’ı demografik ve kültürel yönden parçalamada uygulayacağı stratejilerinneler olduğu ve 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra bölgeye karşı nasıl birpolitika uyguladığıdır.541) Çin Hükümeti ve uluslararası kontrol arasında din üzerinden savaşÇinliler, Türkistanlıların 1300 yıldan bu yana Müslüman olduklarını biliyorlar.11 Ve yine biliyorlar ki İslam sancağını batı yönünden Çin’e taşıyan Doğu Tür-


11kistanlılar, İslam’a sıkı sıkıya bağlıdırlar. Bu bağ o kadar güçlüdür ki, ülke İslam’latanıştığı bu dönemde ilim, sanat, mimarlık, ahlak, insani değerler ve hoşgörü bakımındanen ileri noktaya ulaşmış ve bölgeyi sömüren Moğollar dahi İslam’a girmişlerdir.Bu dönemde Müslümanlar Çince “sarıklı adam” anlamına gelen “chantu”kelimesiyle ünlenmişlerdir. 12 Yine Çinliler biliyorlar ki, Doğu Türkistan, tarihî vekültürel olarak İslam’a katkıda bulunmuş, onu yenilemiş, hadis, fıkıh ve dil konularındaİslam dininin yayılması 13 ve korunmasında açık tesirleri bulunan âlimleryetiştirmiştir. Çinlilerin farkında olduğu bir diğer gerçek de Doğu Türkistan’dakiİslam’ın, yabancı saldırganlara karşı bölgede meydana gelen ayaklanmaların veuyanış hareketlerinin yegâne etkeni olduğudur. İslam, Doğu Türkistanlı Müslümanlarınzihinlerinden ve kültürlerinden ne zorla ne de başka yollarla silinmesimümkün olmayan bir olgudur. Tarihin tespit ettiğine ve Hamevî’nin aktardığınagöre, Türkistanlılar “güçlü, yiğit, dirençli, cesaretli, donanımlı ve silahlı” bir halktır.Bütün bu sayılan nitelikler, sahibini kararlı bir hasım yapmaya yeterlidir. Türkistanhalkı gaflette olduğu anlarda kısa süreliğine yenilgiye uğrasa da teslim olmasımümkün olmayan bir hasımdır. 14 Çinliler Doğu Türkistanlıların bu özelliklerinigeçmişteki deneyimlerinden öğrendikleri için, bugün ve gelecekte de bundankorkmaktadırlar. Bu durum, Çin’in İslam’a ve ona inanan Doğu Türkistan halkınauyguladığı demografik ve etnik vahşetin sebebini kısmen de olsa açıklayabilir.A) Çin hükümetinin kontrolüGeçmişte Çin’in uyguladığı politikalar dünyaya duyurulamıyordu. Mao Tsetungdevrinde (1949-1976) İslam yasaklanmış ve ona karşı savaş açılmıştı. Sözkonusu savaş “Kur’an öğretilerinden vazgeçin!” sloganı altında yürütülüyordu. Odönemde meydana gelen olayları ve kurbanların feryatlarını hiç kimse duymuyordu.Ve korkunç bir sessizlik içinde bu olaylar devam edip gitti. Bütün yapılanlarıntek bir amacı vardı: Doğu Türkistan halkını ortadan kaldırmak. Bunun için de buhalkın inancını kökünden kazıyıp silmek istiyorlardı. Yaşadıkları her türlü zulmerağmen Doğu Türkistanlılar teslim olmadılar. Soğuk Savaş’ın ardından bütündünya onların imdat çığlıklarını duyduğu hâlde hiçbir şey yapamadı. Resmî kanunlarlapekiştirilen haksız uygulamalar yüzünden Doğu Türkistanlıların sıkıntılarıdaha da arttı. Bugün Çin, söz konusu uygulamaları “ayrılıkçılık propagandasıyapanlara ve ayrılıkçılara karşı savaş” adı altında hâlen devam ettirmektedir. Çinhükümeti bu bahaneyi komünizm rejimi kurulduğundan bu yana kullanmaktadır.55


Söz konusu gerekçenin kapsamına girenleri şöyle sıralayabiliriz:a. Çin işgaline karşı direnen veya Çin politikalarına muhalefet edip bazı haklarınverilmesini talep eden ve ayrımcılığın durdurulmasını isteyen bütün millîaktörler, siyasi ve sosyal hareketlerb. Yardım kuruluşları ve kültürel derneklerc. Basın-yayın kuruluşlarıd. Doğu Türkistan’da veya diasporada yaşayan Doğu Türkistan kamuoyunamal olmuş kişiler ve entelektüellere. Örgütlü veya kendiliğinden ortaya çıkmış halk direniş hareketleriHükümet son dönemde “ayrılıkçılık propagandası yapanlara ve ayrılıkçılarakarşı savaş” söyleminin yanında “radikalizm ve radikaller” söylemini de kullanmayabaşladı. Buna göre:a. Bütün âlimler, din ilimleri tahsil eden talebeler, hocalar, imamlar, hatiplerve tebliğcilerb. Çocuklara yönelik dinî eğitim ve ibadetlerle ilgili Çin hükümetinin emirleriniyerine getirmeyen bütün Doğu Türkistanlı ailelerc. Dinî eğitim veren kurumlard. Cami inşa etmek veya tamir etmek isteyenlere. Dinî hutbeler, davet ve irşat faaliyetlerif. Eğitim kanunlarına, din ve yerel dillerle ilgili hükümetin emirlerine karşıgelmekle itham edilen okullarg. Şeri mahkemeler ve İslam dinî hükümlerinin tamamıh. Mushaflar, dinî kitaplar ve bölgenin geçmişiyle ilgili tarihi eserleri. Dinî bayram ve mübarek günlerin kutlanmasıj. Hacca gitmek isteyenler (Seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve pasaportlarael konulması)k. İslami kılık kıyafet giyilmesi Çin hükümetinin kullandığı gerekçeler arasındayer almakta.Yukarıda zikrettiğimiz maddeler Çin’in uygulamalarına verilebilecek örneklerigöstermektedir. Bu çalışma kapsamında Çin’in baskıcı uygulamalarının tamamınadeğinebilmemiz mümkün değildir. Ancak bizler her zaman Çin’in sosyal ve56


11iktisadi baskı politikalarının takipçisi olmaya ve özellikle Çin’in inkâr edemeyeceğive sonuçlarını gizleyemeyeceği Çin yasalarına dayanan zorbaca uygulamalarıderlemeye devam edeceğiz.İster herhangi bir kanuni kılıf altında isterse de sıkıyönetim uygulamaları altındaolsun, baskı ve sindirmeler dayanılmaz hâle geldiğinde insanlar, inandıklarıve iman ettikleri gibi yaşama ile ilgili en doğal haklarını kullanmak için farklıyollar aramaya başlamaktadır. Ancak zalim Çin hükümeti, bu alternatif yollarıda keşfedip cezalandırmaya yönelik kararlar almaktadır. 15 Bu uygulamalarla ilgiliçıkarılan kararlar “devlet sırrı” kapsamında değerlendirilmekte ve kamuya açıklanmamaktadır.Aşağıda özetlerini vereceğimiz söz konusu kararlardan ikisi BaşbakanLee Peng tarafından 31 Ocak 1994 tarihinde imzalanan ve dinî faaliyetleriyasaklayan kararlardır:145 Sayılı KararSon yıllarda Çin’de yayılmakta olan bütün gizli ibadet yerleri kapatılacak, gizlidinî faaliyetler yasaklanacak ve bütün dinî etkinlikler takip edilecektir.144 Sayılı KararYabancılara ibadethane, dinî kurum ve kuruluş açma yetkisi verilemez. Buralararacılığı ile dinî faaliyetlere, kültürel merkezlere ve dinî okullara müdahil olmalarıengellenir. Yine yabancıların yerel din adamları ile görüşmelerine, onları tayin etmelerineveya faaliyetlerini yönlendirmelerine izin verilemez. 16Daha sonraları, 28.03.1996 tarihinde Çinli makamlar 7 No’lu Belge diye bilinengizli bir karar çıkardılar. Bu karara göre yapılan çok sert düzenlemelerledine karşı âdeta savaş ilan edilmekteydi. Doğu Türkistanlı ve yabancı kaynaklarınbildirdiğine göre, 17 bu kampanyanın en belirgin özelliği, Çin devlet kurumlarındaçalışan tüm Müslümanların, özellikle kadın ve gençlerin hedef alınması idi. İnsanlarınoruç tutmaları, camiye gitmeleri ve İslam dinini öğrenmeleri ve öğretmeleriyasaklandı. Bu uygulamalara karşı en büyük tepki ise hicri 1417 (1997) yılınınRamazan ayının 27. gecesi Gulca kentinde yaşanmıştır. Jandarma, istihbarat vepolis güçleri camilerin kapılarını tutup, teravih ve teheccüd namazına gelen kadınve gençlerin camiye girmelerine izin vermeyince çatışma çıkmış ve gelişen olaylarsonunda bir ayaklanma patlak vermiştir. Çin ordusunun müdahalesi sonucu bas-57


tırılan olaylarda 300 Müslüman ölmüş, 10.000 Müslüman tutuklanmıştır. ArdındanKomünist Parti Genel Sekreteri Wang Lequan’ın 11.07.1997 tarihli SincanResmî Gazetesi’ndeki açıklamasına göre ülkede bu baskı ve tutuklama kampanyasıdevam etmiş ve Çinli makamlar 17.000 kişiyi tutuklayarak Halk KurtuluşOrdusu’na ait inşaat ve çalışma kamplarına göndermiştir. Aynı gazete 21.06.1997tarihli nüshasında da şu haberi vermiştir: “Çin makamları sadece Hoten vilayetininKarakaş kasabasında 133 camiyi yıkmış ve 105 İslami okulu kapatmıştır.”B) Uluslararası arenada Doğu TürkistanBaskıcı yasalar ve halkı sindirme faaliyetleri ile ilgili Çin hükümetinin uygulamalarıuluslararası araştırma merkezleri ve küresel insan hakları kuruluşlarınıngayretleri ile ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmalara bir örnek olarak, siyasi kalkınmave küresel güvenlik konularında bağımsız bir araştırmacı olan Dr. Paul GeorgeKanada Güvenlik İstihbarat Dairesi’nin yayınında yer alan (Bahar 1998; Sayı 73)“Sincan Eyaletinde İslam’ın Çilesi” başlıklı makalesinde şunları söylüyor: “Pekin,millî birlik ve istikrarı koruma adına, bütün Çin’de sistematik bir şekilde dinîfaaliyetleri kontrol altına almaya çalışmaktadır. Ancak Sincan bölgesinde İslam’ınönemli ölçüde yerel kimlik ve kültüre derinlemesine işlediği görülmektedir. Buyüzden Pekin, İslam’ı egemenliğine doğrudan bir tehdit saymakta, camileri vedinî okulları kendi yönetiminden hoşnut olmayanların bir araya geldikleri yerlerolarak görmektedir. Bu nedenle de zaman zaman din adamlarını tutuklayarakşiddetle cezalandırmaktadır.” 18Müslümanlara ve dinî yaşayışa karşı olan bu uygulamalar Çin resmî makamlarıtarafından inkâr ya da itiraf edilse de Doğu Türkistan’daki kanunlar bu şekildedüzenlendiğinden, bölgedeki insani durum değişmemektedir. Son dönemde sözkonusu kanunlar Doğu Türkistanlı araştırmacılar tarafından taranarak insan haklarıile ilgili uluslararası kuruluşlara gönderilmiştir. İlk kez uluslararası bir örgüt,İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Çin’in Doğu Türkistan’daUygurlara karşı yürürlüğe koyduğu gizli ve açık resmî kanunların ve Çin uygulamalarınındoğruluğunu araştırmak için Çinli bir insan hakları örgütü ile iş birliğikurabilmiş ve bölgedeki durumu resmî bir raporla belgelemiştir. 12 Nisan 2005tarihinde “Yıkıcı Darbeler: Sincan’da Uygurlara Karşı Dinî Baskılar” başlığıylayayımlanan 114 sayfalık raporda aşağıdaki kaynaklar esas alınmıştır:58


111. Daha önce deşifre edilen hükümet ve Komünist Parti belgeleri,2. Yerel kanunlar,3. Resmî Gazete,4. Bölgede gerçekleştirilen görüşmeler,5. Resmî belgelerden alıntılar içeren ekler.Doğu Türkistan’daki duruma ilişkin ilk defa böylesine kapsamlı bir belgelendirmeçalışması yapılmıştır. Uygurların dinî özgürlüklerini ellerinden alan karmaşıkhukuk, rejim ve politika yapısını gözler önüne seren bu rapor, daha önceyapılan bazı çalışmalar gibi Çin’in propagandaları arasında kaybolmamış ve tümdünyaya duyurulmuştur. 19Örgütün Asya Direktörü Brad Adams raporla ilgili şu açıklamayı yapmaktadır:“Bu konuyla ilgili hükümet ve Komünist Parti belgeleri son derece önemli belgelerdir.Kamuya açıklanmayan bu gizli belgeler sadece parti ve hükümet üyeleriarasında elden ele dolaşmaktadır. Bu belgeler Uygurları hedef alan yasal bir temeloluşturma çabasına yöneliktir. Burada Uygurlar üzerinde, bir araya gelmelerine vekarşılaştıkları problemleri dile getirmelerine ya da özgür bir şekilde kültürel kimlikleriniifade etmelerine mani olacak bir korku atmosferi yaratmak amaçlanmaktadır.”Raporda, ulaşılan belgeler ve örgütün Çin’de yaptığı röportajlardan edinilenbilgilere göre, Uygurların dinî faaliyetlerini bastırmak, sindirmek ve kontrol altınaalmak için çok yönlü bir politika izlendiği bildirilmektedir. Konuyla ilgili olarakSincan Bölgesi Parti Genel Sekreteri Wang Lequan’ın şu sözleri aktarılmaktadır:“Sincan’da yetkili makamların en önemli vazifesi, dini idare etmek ve yönlendirmektir.Böylece ekonomik yapıyı, vatanın bütünlüğünü ve ulusun birliğini korumanoktasında merkezî yapıya hizmet etmiş olurlar.”Raporda şu hususlar detaylı bir şekilde zikredilmektedir:Sincan’da dinî faaliyetleri yöneten mevcut düzenlemeler, 2000 yılında, azınlıkların dinî meselelerine dair politikaların uygulanmasıile ilgili parti ve hükümet içinde dağıtılan kitapçık.Söz konusu kitapçıkta daha sonra yasalaşmış olan pek çok baskıcı uygulamanındetayları verilmektedir. Raporda geçtiği üzere, hazırlanan kitapçıklardanbirinde birtakım “usulsüzlükler”den bahsedilmektedir ki, buna göre yetkili59


makamlar, mesela dini kullanma gibi herhangi bir gerekçe ile dinî özgürlükleriyasaklayabilmektedirler. Kitapçıkta yer verilen ifadelerden bazıları şu şekildedir:“Toplumun yapısına zarar verecek başkaca faaliyetlerin icrası…” veya “Ayrılıkçı veirticai unsurları doğuran…” ya da “İslam dinini araştırmaya yönelik yayınlananher türlü materyalde (buna haberler ve makaleler de dâhildir) dinle ilgili Marksistteorilerin teyit edilmesi, hükümetin ve partinin dinî politikaları ve sistemleriile paralellik arz etmesi zorunludur.” Sincan Yeniden Eğitim Departmanı müdüryardımcısının da imza koyduğu bir makalede bahsi geçen konular şu şekildedir: Çocukların her türlü dinî faaliyete katılması kanunlarla yasaklanmıştır.Resmî belgelerden birinde bu durum şu şekilde ifade edilmektedir: “Velilerin veyakanuni vasilerin çocukların dinî faaliyetlere katılmalarına müsaade etmesi yasaktır.”20 Dinî suçlar ve ulusal güvenliğe karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle gözaltınaalınan veya tutuklanarak hapsedilen Uygurların sayısında büyük artış olduğunugösteren belgeler bulunmaktadır. Verilen cezalar arasında, kötü bir şöhretiolan “çalışma kamplarında tekrar eğitim” cezası da vardır. Raporu hazırlayanlarınbelirttiğine göre; dinî hayatın kontrol altında tutulması ve müdahale edilmesioldukça kapsamlı uygulamalarla gerçekleştirilmektedir. Dinî faaliyetlerde bulunanlar,okullar, kültür kurumları, yayın evleri ve hatta Uygur halkından herhangibirinin dış görünüşü bile kontrol edilmektedir. Merkezî hükümet düzenli olarakbütün imamları değerlendirmeye tabi tutmakta, “öz eleştiri” oturumları yapmalarınızorunlu kılmakta, camileri kontrol altında tutmakta, dindar öğretmenleri veöğrencileri okullardan uzaklaştırmakta, düşmanca siyasi bir söylem var mı diyeedebiyat eserlerini kontrol etmekte ve Pekin siyasetine karşı hoşnutsuzluk ifadeeden her türlü eylemi “ayrılıkçı eğilim” olarak görmektedir. Bu sayılanların her biriÇin kanunlarına ve ulusal güvenliğe karşı işlenmiş, cezası idama kadar varabileceksuçlardır. Hükümetin ve partinin memnun olmadığı bir tarzda dinî hayatlarınıyaşamaya çalışan Müslümanlar hapse atılıp işkence görmekte, bazen de idamedilmektedir. Ayrılıkçı eylemlere karıştıkları iddia edilen kimselere karşı en ağırcezalar uygulanmaktadır. Etnik ve dinî azınlıkların işlerinin nasıl yürütüleceğini belirleyen bukanunları devlet sırrı olarak niteleyen kanunlar vardır. Konuyla ilgili Çin İnsanHakları Örgütü İcra Direktörü Sharon Hom şu yorumu yapmıştır: “Pekin, Uy-60


11gurları Çin devletinin milliyetçi ve etnik yapısına tehdit olarak görmektedir.” Nitekimkitapçıkta (yukarıda birinci maddede geçmişti) ilk kez burada açıklananiki kanunun nasıl uygulandığı hususunda detaylar verilmiştir. Buna göre, ulusalgüvenlikle ilgisi bulunmasa dahi, etnik azınlıklar ve dinî ve siyasi meselerle ilgiliizin verilenin dışında herhangi bir bilgi sızdırmak kesinlikle yasaktır.Aşağıda, teknik bazı müdahalelerde bulunarak 11 Eylül 2001’den önce dinîözgürlüklere karşı Çin’in uygulamalarını ortaya koyan birtakım resmî alıntılar veyerel tanıklıklara yer vermeye çalışacağız.Sincan Bölgesi Komünist Parti Sekreteri Wang Lequan: Halkın dinî önderlerinekarşı baskılarımızı arttırmamız gerekir. Bu kişilerin politik olarak ehilolduklarından emin olmalıyız. Vatana tutku ile bağlı olmak, Komünist Parti liderlerinive sosyalist sistemi desteklemek, ayrılıkçılığa ve yasa dışı dinî faaliyetlerekarşı olmak, ulusal birliği ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunmak, ulusalyasalara ve politikalara bilinçli bir bağlılık içinde olmak gibi hususlar bu kişilerdenbeklenen temel davranışlardır.Bir Uygur vatandaşı: Burası bir Uygur okulu. Burada çalışanlar da çoğunlukUygur. Ancak ne evde ne de işte çocuklara dinden bahsedilmesine izin yok. Herhangibir şekilde dinden bahsetmek yasa dışı bir eylem. Hatta çocuklarımla biledinî konuları konuşma yasak. Böyle bir uygulama görülmüş bir şey mi?Çinli bir yetkili: Okulumuzdaki bazı öğrencilerin, özellikle de Uygur çocuklarınderslerine tam yoğunlaşmadığı görülmektedir. Namazla, oruçla ve birtakımdinî faaliyetlerle meşgul olmaktadırlar. Bu da Özerk Bölgeler EğitimKomisyonu’nun 1996 yılı beş numaralı belgesine aykırı bir harekettir. Bu belgeyegöre, öğrenciler dinî faaliyetlere (namaz, oruç ve benzeri dinî etkinliklere) katılamaz,okul kanunlarına aykırı hareket edemezler.Bir Uygur vatandaşı: Milis güçleri gelip köyleri aramakta, düzenli olarak köylüleriteftiş etmektedir. Geceleri gelip teker teker evleri arıyorlar, herhangi bir dinîmateryal bulduklarında insanları alıp sorguya götürüyorlar. “Bunlar yasa dışı dinîyayınlardır.” diyorlar. Babam sıradan bir çiftçidir. Ne bilsin Kur’an-ı Kerim yasadışı mıdır, yasal mıdır?Geleneksel müzik eğitiminin yasak olduğu Sincan’da bir yükseköğretimkurumunda çalışan Uygur bir profesör: Bunu bizzat yaşadım. Dindar bir Müs-61


lüman sayılmamama rağmen bizzat benim başıma geldi. Sadece derslerim esnasındagenelde dinî ezgilerden bahsederim. Bunlar yaygın olan ezgilerdir. Bunlarınyasaklanması abesle iştigaldir. Bunlar müzik kültürümüzün ve tarihimizin birparçasıdır. Benim bunları öğretmem gerekir. Ne var ki, okulun ikinci dönemindeyetkililer bana, dersime yeterli sayıda öğrenci kayıt yaptırmadığı için ders veremeyeceğimisöylediler. Hâlbuki bu doğru değil. Bir senedir bekliyorum. İleri gerikonuşmayayım diye de beni kovmuyorlar. Zira hâlâ Komünist Parti’den ekmekyemeye devam ediyorum. Ancak ders veremediğim için ya kampus çevresindedolaşıyorum ya da odamda oturuyorum. Bu tam anlamı ile bir yıkım. Yine de eniyisi benim bu konuları konuşmamam olacak.Bir Uygur vatandaşı: Ben ve akrabalarım ticari bir işletme kurmaya muvaffakolmuştuk. Bu kıvanç duyduğum bir şeydir. Önceleri bir büroda çalışıyordum.Okullara yemek servisi yapıyordum. Ancak bir gün bana “Burada sakal ve bıyıkyasak.” dediler. Kendi kendime onlar kim oluyor da benim kişisel tercihlerime karışmahakkını kendilerinde görüyorlar, dedim. Bunlar bizim geleneklerimiz. Kimseninbuna karışma hakkı yok. Ancak özel sektörde başka bir iş bulma imkânıbulamıyorsan ya bunu kabul edeceksin ya da açlıktan öleceksin.Son olarak rapor şunları dile getiriyor: “Deneyim aktarımı” toplantılarındadin adamlarından görevleri sırasında karşılaştıkları zorlukları ve olayları diğerkatılımcılara anlatmaları istenmektedir. Örneğin bir cami imamı kalkmakta veverdiği yasa dışı dinî derslerden bahsetmektedir veya caminin yasak bir dinî kitabınasıl kullandığını anlatmaktadır. Kışkırtıcı unsurları ve önceden izin almaksızınbir başka bölgenin din adamının verdiği vaazı, güvenlik güçlerine bildirmedekibaşarısızlıkları aralarında konuşmaktadırlar. Yanlış düşüncelere nasıl kapıldıklarınıdile getirmektedirler. Gruptaki diğer fertlerden böyle yanlış işler yapanları dabildirmeleri gerekmektedir. 212) Demografik dengeElbette ki, komünist makamların dinle olan savaşı bu toprakların kimliğinideğiştirmeye, yok etmeye yetmez. Bunu başaramayacakları da açıktır; çünküUygurlar sağlam bir İslami mirasa ve köklü bir medeniyete sahip bir halktır. Çinpolitikalarının kültürle, dinle ve insan varlığı ile savaşı, Çin hükümetinin beklentilerininaksine bölgenin bir Çin eyaletine dönüştürülme çabasının önündeki enbüyük engeldir. Aşağılama, sindirme, çalışma kamplarında insanları köleleştirme,62


11casusluğu dayatma, ahaliyi korkutma, aralarında güven bunalımı yaratma, insanonurunu ayaklar altına alma, inançlarına ve dinî hükümlerine rağmen insan haysiyetve şerefi ile oynayarak insanların erkeklik ve kadınlıklarını bitirmek gibi aşağılıkuygulamalar ancak nefret hislerini güçlendirmiştir. Bütün bunlar insanlarınpsikolojisini derinden etkileyen, onların her an patlamaya hazır bir volkan hâlinegelmesine yetecek uygulamalardır. Bu bir nefsi müdafaa durumudur. Çin bunugörmezden gelemez, bu uygulamalarını sürdüremez. Bu noktada Çin’in, uyguladığıpolitikalardan yakın ve orta vadede sonuç almasının mümkün olmadığını söyleyebiliriz.Özellikle cevaplanması gereken soru ise; yaşanan hak ihlallerini sonsuzadek saklayamayacağına ve insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini yok edemeyeceğinegöre Çin niçin böylesi uygulamalara başvurmaktadır?Gerçek şu ki, bu uygulamalar geçerli bir teze dayanmamaktadır. Ancak Çin’inbölgeyi parçalamak için zaman kazanma amaçlı bu tür uygulamalara yöneldiğinisöyleyebiliriz. Sıfırdan, Müslüman olmayan bir toplum yaratmaya çalışmak suretiile. Böylelikle hem Çinlilere hem de dünyaya Doğu Türkistan’ı bir Çin eyaletiolarak sunabilecektir. Bu amaca ulaşmak için çeşitli yollar denemektedir: Etnik ablasyon 22 politikası uygulamak Han etnik kökeninden milyonlarca Çinliyi Doğu Türkistan’a sürmeye çalışmak Genç nüfus gruplarının demografik olarak bölünmesi Neseplerin karıştırılması Farklı yöntemlerle doğum oranlarını kontrol altına almaya çalışmakÇin’in benimsediği ve şiddetle savunmaya çalıştığı bir diğer tez ise; coğrafi vedemografik olarak “Çin’in bütünlüğü” konusuna dayanmaktadır. Çin, resmî olarakkendisini “56 etnik gruptan oluşan çok uluslu tek bir devlet” şeklinde tanımlamaktadır.2000 yılında yapılan beşinci nüfus sayımına göre ülkede ayırt edilmesimümkün olan etnik unsur sayısı 18’dir (Bunlar nüfusu bir milyonu geçen unsurlardır.).Resmî tez şunu iddia etmektedir: “Han milleti diğer Çin milletleri içindeen büyük nüfusa sahip olduğu ve genel nüfusun %92’sini oluşturduğu için, diğermilletler hakkında ‘etnik azınlıklar’ 23 ifadesi kullanılmıştır.” Bu tasnif Çin hükümetiningeçerli saydığı tasniftir ve buna göre Han etnik milliyeti Çin’i oluşturanasıl millettir. Diğer milletler azınlıklar olarak tasnif edilmektedir. Bu nedenlekendilerini big brother (büyük kardeş) olarak adlandırmaktadırlar. Bu adlandırmadiğer uluslara karşı onlara liderlik, yönlendirme, yönetme ve şekillendirme gibi63


konularda hamilik imtiyazları sağlamaktadır. Çünkü kendilerini en nitelikli veÇin’in geleceği ve bütünlüğü için çalışan en istekli grup olarak görmektedirler.Bu, komünist dönemde egemen bir söylem değildi. Marksizm sosyal ayrımcılığısınıf esasına göre belirlemekteydi, bugün Çin’de olduğu gibi etnik temellibir uygulama söz konusu değildi. Marksist söylem ne bölgeselciliği, ne etnisizmine de herhangi bir sosyal tasnifi temel almaz. Zira felsefesinin temelinde bütüninsani çatışmaların kapitale sahip olmaktan kaynaklandığını söyler. Bugün Çin’de,bütün resmî belgelerde ve siyasi söylemde “Çin’in bütünlüğünü” korumanın zorunluluğunavurgu yapılmaktadır. Çünkü komünist ideoloji, Sovyetler Birliği’nindağılması ve ideolojik bir sistem olarak gerilemesiyle Çin’de reel etkisini kaybetmişve artık ulusal birliğin emniyet sibobu olmaktan çıkmıştır.Tarih boyunca hanedanlar ve farklı halklar arasında birçok iç çatışmanın yaşandığıÇin, etnik parçalanmadan ve hanedanlıklar arasındaki çatışmanın tekraryaşanması ihtimalinden uzak değildir. Bu nedenle Çinli resmî makamların DoğuTürkistanlıların protestolarını “ayrılıkçılık ve ayrılıkçılar” kavramları ile nitelendirmesigarip değildir. Yine aynı sebepten resmî söylemlerin ve sorumluların açıklamalarınınhep şu kavramlara vurgu yapması da garip değildir: “Çin birliği, ulusalbütünlük, tek millet, güçlü devlet, tek devlet, ulusal dayanışma, ülke birliğinimuhafaza, hoşgörü ve istikrar, kalkınma, gelişme, çağdaşlık...” Bunların karşılığıolarak kullanılan kavramlar ise “ayrımcılık, radikalizm, terörizm, yakıp yıkma, gericilik...”Gerçek şu ki, Çin Dışişleri Bakanlığı resmî sözcüsü Chen Gang’ın ifadesiile Doğu Türkistan meselesini Rusya’daki Çeçenistan gibi bir iç mesele olarakgören Çinliler, 5 Temmuz 2009’da Urumçi’de ayaklanma patlak verince çok büyükbir endişeye kapılmışlardır. Oysa bu sefer protestocuların tepkisi sadece iş hayatındakiayrımcılığa ve bölge insanını ikinci/üçüncü sınıf vatandaş olarak görensiyasi sisteme yönelikti. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, olayların ardından partininmerkez komitesi ile gerçekleştirdiği toplantıdan sonra Çin televizyonunun08.07.2009 tarihli yayınında “kanunda belirtildiği üzere, olaylara karışanlara ağırcezalar” verileceği tehdidinde bulunmuştur. Çin Devlet Başkanı olayların şiddetindenve başkent Urumçi ve Kaşgar dışında diğer bölgelere de yayılmasından endişeetmiş ve şunu açıkça ifade etmiştir: “Zengin enerji kaynakları bulunan Sincanbölgesinde sosyal istikrarın sağlanması çok önemli acil bir görevdir.” 24 Çünkü bu64


11durum kelimenin tam anlamıyla Doğu Türkistan’daki Çinli Komünist Parti lideriiçin bir “ölüm kalım meselesi”dir. 25Doğu Türkistanlılar, Çin’in iç sorunlarından sorumlu tutulamaz, bunun aksinisöylemek adaletsizlik olur. Nasıl Çin’den ayrılmak ve bağımsızlık istemek Uygurlarınhakkı ise, Han Çinlilerin Uygurlardan inançları, ülkeleri, canları, medeniyetlerive varlıkları pahasına Çin devletinin üniter yapısının yükünü çekmelerinibeklememesi de o kadar safdilliktir. Uygurlar ne dün, ne bugün ne de yarın Çinlilerinişgal ve dayatmalarını kabul etmemiştir, etmeyecektir. Bu nedenle zamanlayarışırcasına gerçekleştirdikleri doğudan (Çin’in iç kısımlarından) batıya (DoğuTürkistan’a) büyük çaplı göç operasyonları ile ülkenin demografik altyapısını parçalamayaçalışmışlardır.Malezyalılar 2050 yılında büyük bir sanayi devleti olmayı hedeflerine koyduklarındaşu ulusal sloganı benimsemişlerdi: “Doğu’ya bakın!” Bu sloganla ekonomikkalkınmada Japonya modelini örnek aldıklarını gösteriyorlardı. AncakÇinliler ekonomik kalkınma modeli olarak Doğu Türkistan gibi sınır bölgelerinisömürgeleştirmeyi seçtiler ve şu sloganı benimsediler: “Ey genç, Batı’ya git! (Xibuda kaifa!)”. Bir yandan bu slogan bir yandan da özendirici bir dizi teşvikler ve mecburigöç uygulamaları neticesinde Çin milyonlarca Han Çinliyi Doğu Türkistan’ayerleştirdi ve bölgenin demografik altyapısında büyük bir değişime sebep oldu.İstatistikler Doğu Türkistan’da yaşayan milletler arasındaki demografik dengesizliğikesin bir surette son derece önemli verilerle ortaya koymaktadır; ancakresmî kaynaklı istatistikleri kullanırken son derece dikkatli olunması gerekmektedir.Merkezî veya özerk bölge hükümetinin açıkladığı veriler, bilinmesini istediğideğerler olacaktır. Oysa yukarıda da gördüğümüz gibi, hukuki resmî düzenlemeleregöre, milletlerle ilgili meselelerin, resmî makamların izni olmaksızınyayımlanması ulusal güvenlik konusu olarak değerlendirilmektedir. Buna göreDoğu Türkistan’daki Uygurların sayısını 8,5 milyon civarında gösteren ve bunların%90’ının Müslüman olduğunu söyleyen ve bölgedeki genel nüfusa göre %60’ıteşkil ettiklerini iddia eden rakamlar gerçek rakamları vermekten uzaktır. Diğeryandan Han milletinden Çinlileri 7,5 milyon ile takriben %40 gösteren istatistiklerde güvenilir değildir. Eğer güvenilecekse Uygurların sayısını 18-25 milyonarasında gösteren istatistiklere güvenmek gerekir. Bu sayımların kesinliğini ispateden veya çürüten bilgiler olmamakla beraber, süreklilik ve meydan okuma arz65


eden olayların tabiatına bakıldığında son rakamların doğruya daha yakın olduğugörülmektedir. Zira olaylar karşısında milliyetçi Çinlilerin tepkilerine ve her halkprotestosu karşısında resmî düzeydeki endişeye bakıldığında söz konusu rakamlarındaha güvenilir olduğu düşünülmektedir. Öyle ise problem nerededir?Uygurlar, ülkelerindeki demografik yapının yakın bir gelecekte geri dönülemeyecekşekilde değişeceğine dair endişeler taşımaktadırlar. Aynı şekilde Çinlilerde, Doğu Türkistan’ın ellerinden çıkması durumunda buraya hasrettikleri ekonomikyatırımların ciddi bir tehdit altına girmesinden endişe duymaktadırlar; dahasıülkelerini tehdit eden etnik parçalanma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Bu sebeplegeçen yüzyılın 90’lı yıllarında Çinliler, ekonomik ve demografik olarak “DoğuTürkistan’ın Fethi” kampanyası adı ile başlattıkları bir programı uygulamaya koymuşlardır.26 Bu amaca uygun olarak 200 milyon Han Çinliyi buraya yerleştirmeyiplanlamaktadırlar. Şayet önleyici ya da en azından geciktirici kesin tedbirler alınamazda bu tehlikeli tezler hayata geçirilirse Doğu Türkistan halkının tarihi vekimliği ülke topraklarından ebediyen ve geri dönüşü olmayacak bir şekilde kazınmışolacaktır.3) Sosyal marjinalleştirmeUygurların bu uygulamalar karşısında gelecek kaygısı duymaları kadar olağanbir şey yoktur. Çünkü onlar büyük bir düşmanlıkla uygulanan doğum kontrolyasalarının nüfuslarını nasıl azalttığını görmektedirler. Yine demografik yapınınözünden nasıl bozulup bazı şehirlerde demografik dengenin Han Çinlilerin lehinedeğiştiğini de görmektedirler. Çinli otoriteler Uygurların haklarını gasp etmeyeve kendi ülkelerinin zenginliklerinden yararlanmalarına engel olmaya devamederlerse Uygurların da ellerindeki bütün maddi, manevi ve de gerekirse silahlıdireniş imkânlarını kullanarak Çinlilere karşı koymaya hakları vardır. Çinliler Uygurlarakarşı her türlü ayrımcılığı; ekonomi, eğitim, sağlık ve yerleşim alanlarındaen acımasız yöntemlerle uygulamaktadırlar. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır:a) Genç kızların göçe zorlanması ve bölgede bu durumun sebep olduğu kadınerkek nüfusu arasında dengesizlik,b) Irklar arası karma evliliğe zorlama,c) Gasp edilen haklarını talep edenlerin cezalandırılması; Çin bu kişileri kendiulusu için bir tehdit olarak algılamakta ve onları etkisiz hâle getirmeyi hedef-66


11lemektedir. Bu amaçla onları ya ülkeden sürmekte ya da insan onurunun ayaklaraltına alındığı toplama kamplarına göndermektedir.d) Doğum kontrolü, kadınları kısırlaştırma ve zorla kürtaj uygulamaları,e) Yüz binlerce kadının Çin fuhuş pazarına sürüklenmesi, 27f) Cahilleştirme politikası; Çinli öğrenciler, kalifiye işçiler, uzmanlar ve teknikadamlar Doğu Türkistan topraklarına göçe teşvik edilmektedir. Bütün bu uygulamalarUygurlara yönelik eğitim, hayat şartlarının iyileştirilmesi ve iş imkânlarınoktasında negatif ayrımcılığı da beraberinde getirmektedir.g) Çin hükümeti mahkûm edilen Çinlileri Doğu Türkistan’da kurduklarıhapishane ve çalışma kamplarına göndermektedir. Serbest bırakıldıktan sonrada mahkûmlar Doğu Türkistan topraklarına yerleştirilmektedir. Böylece DoğuTürkistan’da toplumda yozlaşma ve suç oranını arttırmaya çalışmaktadırlar.Ancak daha da kötü olanı demografik dengenin bozulması ile Doğu Türkistanlılarındaha tehlikeli bir noktaya, sosyal marjinalleşmeye sürüklenmeleridir.Öyle ki, siyasi taleplerin çıtası düşürülmüş ve 5 Temmuz 2009’daki Urumçiolaylarında görüldüğü gibi sosyal talepler seviyesine indirgenmiştir. Dünya UygurKurultayı Başkanı Rabia Kadir’in 12.09.2009’da Alman Focus dergisine verdiğidemecinde, şiddet olaylarından Çin hükümetini sorumlu tutmasını bu bağlamdagörmek gerekir: “Çin hükümeti bizlere bir tür özerklik vermiş bulunmaktadır.Ancak bizlere hâlâ insanca muamele etmemekte ve bizleri ikinci sınıf vatandaşolarak kabul etmektedir.” Bu konuya Amerikan Christian Science Monitor gazeteside işaret etmiş ve Uygurların “ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüklerini, hükümetkademelerinde en alt seviyede bile temsil edilme haklarının olmadığını ve kendiokullarında dillerini kullanmalarına izin verilmediğini” 28 belirtmiştir. Amerika’dakiUygur Birliği Genel Sekreteri Alim Seyitof ise yayımladığı bir demecinde şunlarıdile getirmiştir: “Uygurların bütün talebi Çin’in etnik ayrımcılığa son vermesidir.Uygur halkı tasavvur dahi edilemeyecek bir baskı ile karşı karşıyadır.” 29 Bu açıklamalarınsosyoloji terminolojisi ile tercümesi “sosyal marjinalleşme”dir. Ancaksosyal marjinalleşme, derebeylik enkazı üzerine oturan Avrupa kapitalizminin, 19.yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başında Avrupa reformcularının karşı koyduğuiçeriği ile değil de, aksine kasıtlı bir şekilde zalim Çin politikalarının zorla dayattığıbir içerikle sosyal marjinalleşme gerçekleşmektedir.19. yüzyılın başlarında Avrupa’da kapitalizmin ve sanayileşmenin tekeri dönmeyebaşladığında doğal olarak, Avrupa ekonomisini elinde bulunduran dere-67


eylik sisteminin parçalanması gerekiyordu. Ancak diğer bütün büyük değişimoperasyonları gibi, yeni sisteme sosyal entegrasyonun sağlanmasında birçok sıkıntıve engelle karşılaşılmıştı. Yeni modernleşme hareketleri, köylülerin üzerinebastığı zemini kaydırdı. Böylece büyük bir köylü grubu işsizliğin pençesine düştü.Bunların büyük bir çoğunluğu şehirlere hücum etti ve rızıklarını kazanacaklarıişler aramaya başladı. Artık ulusal iktisadın ağırlık merkezi şehirler olmuştu.Öte yandan şehirlerde de meşakkatli bir modernleşme faaliyeti başladı. Şehirlergüzelleştirilmeye, yeniden planlanmaya, eski yerleşim birimlerinin gelişmişlikseviyesine uygun bir şekilde tekrar imarına başlandı. Ancak bazı köylülere eskihayat tarzlarını değiştirmek ve yeniye adapte olmak zor geldi. Ve varoşlar ve arkasokaklar diye adlandırılan yerlerde yaşamayı tercih ettiler. Bu yerleşimler Avrupaşehirlerinin çevresinde ve banliyölerde bulunmaktaydı. İşte tam bu noktada Avrupalıreformistler bu insanları güzellikle veya zorla ikna etme düşüncesini benimsediler.Bunların selameti için, gelecekleri için ve onurlu bir hayata kavuşmalarıiçin yeni sisteme entegre olmaları gerekmekteydi. Şimdi sorumuzu soralım; ÇinDoğu Türkistan’da böyle mi yaptı?Bu araştırmanın yazıldığı tarihe kadar bilinen, Doğu Türkistan şehirlerinde vekasabalarında gerçekleştirilen modernizasyon faaliyetleri Han milletinin gücünü,nüfuzunu, yetkisini ve kapitalini artırmıştır. Bu faaliyetlerden dışlanan Uygur milletiiçin ise aksi bir durum söz konusu olmuştur. Göstergeler, Uygurların, sanayikalkınma planlarından ve bunların getirdiği refahtan pay alamadıklarını ortayakoymaktadır. Bu iktisadi proje tamamen bir Çin projesidir. Şehirlerde yaşayanHan etnik grubunun dışında yerli halk kalkınmadan pay alamamıştır. Şimdi ikincisoruyu sorabiliriz; şehirlere hâkim olanlar Han milletinden olan göçmenler ise butoprakların asıl sahibi olan Uygurlar nereye gitmiştir?Doğu Türkistan coğrafyası geniş bir alana (1,6 milyon km²) sahiptir. Dünyanınen büyük çöllerinden Taklamakan Çölü ve sıra dağlarla kaplıdır. Yerleşimsadece ülke topraklarının %4,5’ine denk düşen 30 su kaynaklarının yakınlarında,vadilerde ve dağ eteklerinde mümkün olmaktadır. Hong Kong, Fransız ModernÇin Araştırmaları Merkezi Direktörü Jean-Françise Huchet’e göre: “Uygur halkıkırsal kesimde sıkışmış kalmıştır. Diğer kesimler petrokimya fabrikalarında ve büyükşirketlerde istihdam edilirken, Uygurlar kendilerini maddi ve manevi açıdantatmin etmeyen tarım sektöründe sıkışıp kalmışlardır.” 31 Bu noktada göstergelerebaktığımızda şehirlerde yaşayanlar ile kırsal kesimde yaşayanların gelir seviyesi68


11arasındaki farkın üç katına çıkmış olduğu görülmektedir. Öte yandan ChristianScience Monitor’un ülke ile ilgili 2008’de yaptığı bir araştırma şunları ortayakoymuştur: “Hükümetin yardımları sayesinde bölgedeki fabrikaların ve şirketlerinçoğu Han milletinin elindedir. Buralarda Han Çinli olmayan kişileri istihdametmemektedirler. Bu yüzden Uygurlar hizmetçilik vb. gibi prestiji düşük işlerdeçalışmaya mecbur kalmaktadırlar.” 32Öyle ise Reuters haber ajansının 10.07.2009’da NTV televizyon kanalındannaklettiği, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demecindeki “Çin’de yaşananolaylar toplu katliamdan başka bir şey değildir, bu olayları başka bir şekildeizah etmenin imkânı yoktur.” sözleri gerçek dışı veya siyasi manevra ya da dünyakamuoyunun ilgisini çekmeye yönelik olamaz. Dünya Uygur Kurultayı sözcüsüDilşat Raşit, sürgünde yaşadığı İsveç’ten yaptığı, “Sessizce çile çekmekten yorulmuşve örselenmiş Uygur halkının gazabı günden güne artmaktadır.” şeklindekiyorumuyla da mübalağa yapmış olamaz. 334) 11 Eylül olaylarından sonra Doğu TürkistanDoğu Türkistan, bir yandan balistik füzeler gibi Çin’in stratejik savunmasistemlerinden bir kısmını barındırırken bir yandan da Çin’in nükleer denemealınıdır. Bu durum Çin’in bu toprakları niçin elinde tutmak istediğini nispetenaçıklamaktadır. Çin’in, batı bölgesinden gelebilecek bir terör saldırısı ve Rus nüfuzunakarşı kendini korumak için bir tampon bölge oluşturma arzusunda olduğunusöylemek, ancak Çin politikalarının meşrulaştırılmaya çalışılması gibi görülebilir.Çin, büyük bir hevesle 11 Eylül olaylarını kullanmaya çalışmaktadır. BöyleceUygurları yok etmek için politik olarak kazanımlar elde etmeyi amaçlamaktadır.Aksi hâlde Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal etmesi, adını değiştirmesi, zenginliklerinigasp etmesi, ülkeyi bölmeye çalışması, halkına ve inançlarına bütün yollarıkullanarak pervasızca savaş açması başka nasıl mümkün olabilir ki!Bu durumda söylenebilecek pek bir şey yoktur. Ancak uluslararası atmosferbugün Çin’e yerel ve bölgesel birtakım kazanımları elde etme imkânı vermektedir.Arka planda, örneğin Pakistan, Hindistan, Rusya ile ve özellikle de Batı Türkistandevletleri ile ortak menfaatler söz konusudur. Bunun yanı sıra Çin, iç hukuk sistemindede terör önlemleri bahanesiyle çeşitli düzenlemeler yapmış ve insan haklarıalanında önemli sınırlamalar getirmiştir. Böylece sadece protesto gösterilerine katılankişilere bile verilen cezalar idama kadar gidebilmektedir.69


A. 11 Eylül’ün Doğu Türkistan’a uluslararası düzeyde etkileriÇinli otoriteler 11 Eylül 2001 olaylarından önce Uygurlara karşı bir yandan“ayrılık ve ayrılıkçılar” diğer yandan da “aşırılık ve aşırılar” söylemlerini kullanmaktaydı.Ancak 11 Eylül olaylarından sonra Çin “kaçırılmayacak bir fırsat” yakaladığınıdüşündü ve Uygurların mücadelesini nitelerken “terör ve terörist” söylemlerinikullanmaya başladı; hem yerel hem de uluslararası düzeyde güvenlikendişelerini bir fırsat olarak değerlendirdi. Çin 11 Eylül olaylarından birkaç günsonra Amerika’nın “uluslararası terörle mücadele” diye adlandırılan kampanyasınakatıldığını ilan etti ve 90’lı yıllarda Doğu Türkistan’da meydana gelmiş olanprotestoları ve birtakım olayları da terörist eylemler olarak kabul etti. Bu konuylailgili olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sun Yuxi 18.10.2001’de şöyle bir açıklamayaptı: “Çin’in Sincan bölgesinde eylemcilerin yapmış olduğu terörist faaliyetler sadeceÇin’in güvenlik ve istikrarı için değil, bütün bölge için bir tehdit oluşturmaktadır.”Buna binaen Çin, kendi sınırları içerisinde Sincan’daki terör örgütleriylemücadele ederek uluslararası toplumun terörle mücadele çabalarına katılacağınıda duyurdu. Çin bu kampanyaya katılmakla neler elde etmiş oldu?26.04.1996 yılında beş ülkenin (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan veTacikistan’ın bir araya gelerek oluşturduğu yapıya 15.06.2001’de Özbekistan dakatılmıştır.) oluşturduğu Şanghay Beşlisi Örgütü’nün kuruluş hedefi sadece sınıranlaşmazlıklarını çözmek ve askerî alanda güven tesis edici eylemlerde birliksağlamaktı. Bütün bu çalışmalar ortak anlaşmalara varabilmek için bir başlangıçolması adına sınır bölgelerinde gerilimi azaltmaya yönelikti. Bu yüzden de örgütbaşlangıçta uluslararası bölgesel bir yapı olarak kurulmamıştı. Çünkü böylesi birörgütün bir sözleşmesinin olması, burada ilkelerinin belirlenmesi veya işleyişinitanzim eden kurallarının olması ve üyelik şartlarının bulunması gerekmekteydi. 34Ancak örgüt, sonraki toplantılarında nerede ise Çin politikalarına hizmet eden biroluşuma dönüştü.1999 yılının Ağustos ayında yapılan ve örgüt ülkelerinin katıldığı beşli zirveninakabinde yayımlanan Bişkek-Kırgızistan bildirisinde geçen 12 maddedenbirinde şu ifadeler yer almaktadır: “Taraflar, uluslararası terörizm, uyuşturucu vesilah kaçakçılığı, organize yasa dışı göç ve diğer suç formları ile ayrılıkçılık ve dinîradikalizmle etkin mücadelenin önemini belirtir.” Ancak görüldüğü kadarı ile Çinve diğer ülkeler, sadece olaylarla mücadele veya terörle savaşmaktan bahsetmek-70


11le kalmamışlardır. 11 Eylül olaylarından önce gerçekleştirilen başka bir zirvedeayrımcılık ve radikalizmle mücadele komitesi oluşturma düşüncesini ortaya koymuşlarve daha sonra da söz konusu komite oluşturulmuştur. Bir yıl sonra Çinparlamentosu, terörizm, bölücülük ve radikalizm ile mücadeleyi öngören ŞanghayAnlaşmasını onaylama kararı almıştır. 35 Bu noktada sorulması gereken şudur: Buforumun Çin ve beraberindeki yeni müttefiklerinin görüşlerinin dışında politikaya da tez üretmesi mümkün müdür veya Çin’in politikaları dışında farklı bir yolizleyecek midir?Hiç şüphe yok ki 11 Eylül olayları Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri ve hattaHindistan ve Pakistan’a iç düşmanlarını tasfiye etme ve bölge üzerindeki politikalarınıuygulamak için fırsat vermiştir. Bu ülkeler Batı’nın el-Kaide, İslamcıakımlar ve hatta bölgedeki ulusal hareketlerle mücadeledeki hararetli tutumunuistismar ederek bu durumu iç hesaplarını gerçekleştirme amaçlı kullanmışlardır.Çin ve Rusya 28.11.2001 tarihinde, Çin’in başkenti Pekin’de konuyla ilgili ilk toplantılarında“terörle mücadele” için iş birliği görüşmelerine başlamışlardır. Dahasonra bu iki ülke arasındaki iş birliğinin çıtası yükselmiş ve 07.01.2002 tarihliŞanghay İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları toplantısında, “her düzeyde dâhili veharici terörizme karşı mücadele” taahhüdü seviyesine çıkmıştır. Bu karar Çin DışişleriBakanı Tang Jiaxuan tarafından dile getirilmiş ve altı ülkenin “Terörizmlemücadele için bölgesel bir komite kurma” hazırlığında oldukları duyurulmuştur.Söz konusu olan sadece bir komite oluşturmak değil, aynı zamanda “kriz yönetimiiçin bir mekanizma oluşturmak” için çalışmaktı. Jiaxuan ortak bir dille bunu şöyleifade ediyordu: “Bütün üye devletler, Sincan’da teröristlere karşı Çin’in durumunuve çabasını ve Rusya’nın Çeçen teröristlere karşı mücadelesini desteklemektedir.Bütün bu yapılanlar teröre karşı küresel savaşın bir parçası olarak görülmektedir.”36 Toplantı bitiminde bakanlar ortak bir bildiri imzalamış ve bütün üye ülkeleri“terörizm, bölücülük ve aşırılık” eğilimlerine karşı uyarmıştır. Bu bildiri görünürdeilgili ülkelerin çıkarlarını yansıtıyor olsa da, gerçekte Çin söylemine uygunolarak kaleme alınmıştır. Böylece Çin:1. Kendi terör söylemlerini üye devletlere dayatmaya başlamıştır.2. Doğu Türkistan’daki Uygurları bastırmak için bölgesel bir meşruiyet kazanmıştır.3. Rusya ve üye ülkelerdeki yüz binlerce Uygur’u takip etme, sıkıştırma ve her71


türlü siyasi veya kültürel faaliyetlerini engelleme hakkını elde etmiştir. Karşılığındaise Çeçenistan’ın Rusya’nın “iç meselesi” olduğunu kabul etmiştir.Komünist Parti’nin 05.01.2002 tarihli İslamcı grupları bölgedeki “ayrılıkçı fikirleri”teşvik etmekle suçladığı bildirinin üzerinden iki hafta geçmeden, Çin hükümeti,8.000 kelimelik “Beyaz Kitap” adını verdiği bir açıklamayı “Terörist DoğuTürkistanlı ayrılıkçı güçlerin işledikleri suçlardan sıyrılmaları mümkün değildir.”başlığı altında yayımlamıştır. Söz konusu kitap geriye dönük olarak ve kötü niyetlibir fırsatçılıkla Doğu Türkistanlı güçleri terör olarak nitelendirdiği protestoolaylarından sorumlu tutmakta 37 ve bunlardan “terörist, ayrılıkçı, radikal” güçlerolarak bahsetmekte, barışçıl direniş grupları ile ilgili herhangi bir istisna ya daayrım yapmamaktadır; en azından sivil bir kurum ile silahlı direniş örgütü arasındadahi ayrım gözetmemektedir. Hatta daha da ileriye giderek bütün Türkistantarihini inkâr etmekte ve Müslüman tarihçileri tanımlarken “eski sömürgeciler”ifadesini kullanmaktadır. Günümüz Doğu Türkistanlıları âdeta atadan teröristgibi gösterilmektedir. Oysa İslam, bizzat aynı kitabın ifadesi ile “barış seven birdindir”. Kitap bir yandan da ideal bir porte çizmeye çalışmakta ve: “Sincan’da soylugelenekleri olan farklı ırklar, ulusal birliktelik sevgisinde ve devletin birliğindetemsil edilmektedir.” demektedir. Bu ifadelerin Uygurların gönül huzuru ile Hanulusundan milyonlarca Çinliyi modern ensar veya yeni fatihler (!) olarak karşılamalarıiçin yeteceğini düşünmektedir.Şüphe yok ki, Beyaz Kitap’ta kendi yazdıklarına bile riayet etmeyen Çin: raretliçabalarını, ne etnik temizlik suçlarını ne de ülkenin zenginlikleriniçaldığını kabul etmektedir. limekarşıdır; İslam zengin Arapların icadıdır; İslam sömürgenin hizmetindedir…”demekte ancak yine de İslam’a karşı açtığı savaşı kabul etmemektedir. lardanve yaptığı eziyetlerden ötürü sıkıntı duymamaktadır. denemektedir.72


11Bütün bu kararlı politikalar ve resmî söylemdeki çelişkiler değişmeden sürüpgitmektedir. Çünkü Çin’in söylemleri aslında başkalarını ikna etmekten çok uzaktır.İşte bunun tam olarak gerçeklerden kaçmak demek olduğunu söyleyebiliriz.Şüphesiz ki bu, big brothers’ın panik içinde bulunmalarının bir sonucudur.Çin hükümeti 15.12.2003’te Doğu Türkistanlı dört örgütü 38 terörizmle suçlamıştır.Çin’in ithamlarına maruz kalan örgütler şunlardır:1. Doğu Türkistan İslami Hareketi-ETIM2. Uluslararası Gençlik Konferansı-WUYC, Münih- Almanya3. Doğu Türkistan Medya Merkezi-ETIC, Münih- Almanya4. Doğu Türkistan’ın Kurtuluşu Örgütü-ETLO03.02.2010 tarihinde, Kaşgar şehrinde hükümetin astırdığı bazı afişler ortayaçıktı. Bu afişler Türkistan İslam Partisi’ne karşı halkı uyarmakta ve bu partiyi “teröristgrup” olarak nitelemekteydi. Afişlerin üzerinde şunlar yazıyordu: “Türkistanİslam Partisi’ni şiddetle protesto edin!”, “Türkistan İslam Partisi şiddeti teşvikeden bir terör örgütüdür.”Çin’in propagandaları uluslararası arenada amacına ulaşamadı. UluslararasıAf Örgütü (Amnesty International) bu propagandaları reddetti ve özellikleAlmanya’da faaliyet gösteren ve Çin’in Uygurlara karşı işlediği insan hakları ihlalleriniraporlayan Uluslararası Gençlik Konferansı ile Doğu Türkistan MedyaMerkezi kuruluşlarının barışçı yöntemler izleyen iki siyasi grup olduğunu, DoğuTürkistan için özerklik veya bağımsızlık istediklerini belirtti ve “Çin hükümetiibadet, toplantı ve ifade özgürlüğü gibi insani haklarını talep eden barışçıl isteklerlesilahlı eylemleri farklı değerlendirmemektedir” yorumunu yaptı. Şu ifadelerbirebir Amnesty International’a aittir: “Çin daha geniş bir özerklik veya bağımsızlıktaleplerini dile getiren her türlü eylemi etnik ayrımcılık hareketi olarak görmekte,barışçıl faaliyetlerde bulunan muhalifleri bile terörle suçlamaktadır. Böyleceher türlü muhalefeti bastırmak için uluslararası destek aramaktadır.” 39Çin, Beyaz Kitap’ta, Uygurların ayaklanmalarını ve çığlıklarını “saldırganlık”olarak nitelerken, asıl kendisinin saldırganlığına artık dünyada işitenlerce ve okuyanlarcabile tahammül edilemediğini görememektedir.73


74B. 11 Eylül’ün Doğu Türkistan’a bölgesel düzeyde etkileriÇin hükümeti başlattığı uluslararası kampanyaya paralel olarak 11 Eylül olaylarındansonra ceza kanununda da değişiklikler yaptı. 11 Eylül olaylarının kendileriiçin oluşturduğu bu ortamda, bir yandan Uygurlara karşı kullanılan birçokgayriresmî uygulamayı yasallaştırmaya çalışıyorlar, bir yandan da yeni kanunlarçıkarıyordu. Bir atasözünde geçtiği üzere, “Rüzgâr senden yana estiğinde fırsatınıiyi bil.” İşte Çinliler de bunu yapıyorlardı. 17 Aralık 2001 tarihinde Çin HaberAjansı Xinhua, parlamentonun terörizmle ilişkilendirilen hareketlere karşı hükümetedaha fazla anayasal haklar verecek değişiklik tasarısını görüşmek üzere birçalışmaya başladığını duyurdu. Ajans, önde gelen bazı milletvekilleri diye nitelediğikimselerin şu demeçlerini naklediyordu: “Değişiklikler, ulusal güvenliğin, sosyaldüzenin, vatandaşların mal ve can güvenliklerinin sağlanması için ilgili makamlarayetkiler verecek şekilde yapılmıştır. Bu yeni değişikliklerin, Çin hükümetineterörizme karşı savaşında daha fazla yasal çerçeve sağlayacağı beklenmektedir.” 40Çin ceza kanununu araştıranlar bilir ki idam cezaları; uyuşturucu kaçakçılığı,silahlı soygun, tecavüz ve cinayet gibi adi suçlulara verilmektedir. Terör suçlarınıncezası ise sadece 10 yıla kadar hapistir. Ancak 24 Aralık 2000’de meclis tarafındanonaylanan değişiklik taslağına göre, terör suçlarına yönelik ceza çıtası ölüm cezasınakadar yükseltilmiştir. Meclis Hukuk İşleri Komitesi Başkan Yardımcısı idamcezaları ile hedeflenenlerin şu kimseler olduğunu açıklamıştır: “Bu cezayı alacakolanlar zehirli, radyoaktif veya bulaşıcı maddeleri yayanlardır. Bu maddelerin üretimine,ticaretine ve depolanmasına iştirak edenler bu cezalara çarptırılacaktır.Terörist eylemlerle ilgili yanlış tehdit veya yanlış bilgi yayanlar ise beş yıla kadarhapis cezası alabileceklerdir.” Ancak 25.12.2001 tarihli China Daily gazetesinegöre zehirli maddeleri yayanların cezası değişiklikten önce en fazla üç yıldı.Başkent Urumçi’deki Uygur ayaklanmasını takip edenler, şüphesiz ki Çin fabrikalarındaçalışan işçilerin ölümüne soruşturma talep eden halkın barışçı protestolarınınordu ve polis güçleri eliyle nasıl bir katliama dönüştüğünü görmüşlerdir.Netice 1.400 ölü ve yüzlerce yaralıdır. Buna karşılık, üst düzey parti liderlik kadrosuile yaptığı toplantı sonrası Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’yu 08.07.2009’daÇin televizyonunda “Çatışmalara girenlere kanunda belirtildiği üzere ağır cezalarverilecektir.” şeklinde tehditler savururken görmek şaşırtıcı olmuştur. KomünistParti Bölge Başkanı Li Zhi ise Başkan’ın basın toplantısındaki sözlerini sadeceaçıklamakla yetinmiştir: “Olaylardaki başaktörler idam edilebilir.” 41


11Yeni yasal değişiklikler çerçevesinde sormamız gereken soru şudur: Zulmüprotesto eden Çin’in “kargaşa çıkarıcılar” diye nitelendirdiği bu insanlar protestolarısırasında ortalığa şarbon mu attılar ki, Çin bir kısmı için daha sonra fiilenidam cezasını tatbik ediyor? Çin’in sosyal ya da siyasi aktivistlere karşı ölüm cezalarıverme hakkı var mıdır? Yoksa her zamanki gibi devletin güvenliği ile ilgiligörüp verilen kararların ve mahkemelerin gerekçelerini gizli mi tutacaklar? Eğerbu gizli uygulamalar yasalsa hiçbir gerekçe göstermeksizin idam cezalarının infazedildiğinin ilan edilmesi bir devlet terörü sayılmaz mı?Kendilerini big brothers zannedenlerin Doğu hikmeti ile aydınlanmalarını veolaylardan sonraki tavır ve uygulamalarını gözden geçirmelerini tavsiye ederiz.Ancak sınırsız bir saldırganlık hâli içerisinde oldukları için, alışageldikleri gibi,terörle mücadele işini orduya havale etmişlerdir. China Daily gazetesi 31 Temmuz2009 tarihli nüshasında, terörizme karşı mücadelede Rus kuvvetleri ile yapılanortak askerî tatbikatlardan sonra General Meng Guo Ping’in şu demecini yayımlamıştır:“Son birkaç yıldır kazandığı deneyime dayalı olarak ordumuz teröreylemlerine karşı bir kararname hazırlığı içindedir.”82 yıllık tarihinde ordu ilk kez siyasi karakterli görevlerde yer almaya başlamışoldu. Bu tür uygulamalara dair yapılan ilk değerlendirmeye göre, Doğu Türkistan’ıelde tutma görevi -Rusya’da olduğu gibi- gelecekte orduya verilecektir. Bu durumTürkistan’ın idaresinde siyasi liderliğin yasal ve resmî bir kılıfla yaptığı çoktehlikeli bir görevlendirme anlamına gelmektedir. Zira politikalarını ve askerîoperasyonlarını yönlendirmek için ordunun hukuki kararnamelere ihtiyacı yoktur.Ancak aynı gazetenin General Ping’ten yaptığı şu alıntı durumu açıklamaktadır:“Orduya, terörle mücadele ve istihbarat desteği sağlamak için daha fazla özel kuvvetlerbulundurma görevi verilebilir.” Yine devamla: “Yabancı silahlı kuvvetleri iledaha fazla bilgi paylaşımında bulunacağız. Dış operasyonlarda teröristleri silahsızlandırmakiçin ortak çabalar sarf edilecektir. Buna teröristleri avlamak ve dışaçekmek de dâhildir.”SonuçYalan, hile, aldatma, sahtecilik, tahrif ve inkâr çağı bitmiştir. Ve sessiz katliamlardönemi sona ermiştir. Artık inat, küstahlık ve aba altından sopa göstermelerinulusların ve halkların kaderlerini tayin etmede önemli bir etkisi kalmamıştır. Ve75


“İlim Çin’de dahi olsa onu arayınız.” sözü zihinlerden silinmiştir.Müslüman kamuoyunun Doğu Türkistan’da olup bitenlerle ilgili aşırı bilgisizliğinerağmen, Urumçi olayları Müslüman ülkelerin on yıllardır sürdürdüğüsuskunluğunu sona erdirmiştir. Doğu Türkistan’da yaşananlar kimsenin haberdarolmadığı, uzun yıllar en acımasız sömürgeci güçlerden birinin karşısında tek başınaduran, her türlü takdire, saygıya ve ihtirama layık güçlü bir halkın direnciniortaya çıkarmıştır.Yine bu olaylar Müslüman kamuoyunda Çin’e karşı derin bir öfke doğurmuştur.On yıllardır Müslümanları aldatan, İsrail ve ABD’ye karşı uluslararası mahfillerdeİslam dünyasının problemlerine yardımcı ve dost rolünü oynayan Çin, gerçekyüzü ortaya çıkmıştır. Çin, bizzat kendi topraklarında İslam’a ve Müslümanlara enacımasız ve gaddarca muamele eden zalim bir devletin ta kendisiymiş.Çin biliyor ki, zavallı Arap devletlerinin resmî duruşları Uygurların davalarınayardım etmekten çok uzaktır. Bunun sebebi ekonomik çıkarları olabileceği gibi,kendi ülkelerinde de benzer problemleri yaşıyor olmaları olabilir 42 ya da Batılıtezleri kabul edersek bütün direniş hareketlerine karşı mesafeli durmaları da olabilirler.Ancak İslam ülkelerinde hükümetlerin resmî söylemleri ya da kamuoyugörüşü bugün ulusal çıkarlara ya da ideolojilere göre şekilleniyor olsa da bu durumyarın dinî inançların etkisiyle daha farklı bir hâl alabilir.Son olarak şunu açıkça söylemek isterim ki, Çin büyük bir açmazdadır; ancakbuna karşın Doğu Türkistan da büyük bir tehlike içindedir. “Üç güç; radikalizm,ayrılıkçı eğilimler ve terörizm hem Çin hem de bölge ülkeleri için bir felakettir” 43diyen Çin bu mücadelenin kendi topraklarının dışında da devam ettirilebileceğiniiyi anlamalıdır. Ve bu durum gerçekleştiğinde Doğu Türkistan bütün Çin’i yakacakbir yangının sadece bir kıvılcımı olacaktır.76


11Son notlar1 İslami edebiyatın piri Necip el-Kiylanî’nin TürkistanGeceleri adlı romanından alıntıdır.2 Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistanve Tacikistan cumhuriyetleri.3 Muhammed Emin İslamî et-Türkistanî, Rahmetullahİnayetullah et-Türkistanî ile beraber hazırlamıştır.“Hakaik an’it-Turkistani’ş-Şarkiyye (DoğuTürkistan Hakkındaki Gerçekler)”, http://www.uyghurweb.net/Ar/MISLAMIY.pdf.4 Hanedanların etnik kökeni kavramı, etnik gruplararasında belirli bir türe karşı ayırt edici tutum vedavranışlar ilkesini kullanma anlamına gelmektedir.5 “Beyaz Kitap” Çin Devlet Konseyi’ne bağlı EnformasyonBürosu tarafından Pekin’de Terörist DoğuTürkistanlı Güçlerin İşledikleri Suçlardan SıyrılmalarıMümkün Değildir başlığı altında yayımlanmıştır.Çin Halk Gazetesi de 22.01.2002 tarihli nüshasındakitabın bir özetini vermiştir. Bkz. http://arabic.people.com.cn/200201/22/ara20020122_50388.html.6 Muhammed Seyyid Kutub, Muslim-u Turkistani’ş-Şarkiyye... Mezabih ve Tecahul (Doğu TürkistanMüslümanları… Katliamlar ve Görmezden Gelmeler),11.07.2009, http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=523. 1940 yılı istatistiklerine göre DoğuTürkistan’daki Çinli sayısı 202.239’dur. Toplamnüfusa oranı %5,44’ü geçmemektedir. Bunlar daaslında askerî personel, memurlar ve Çinli tüccarlardır.Bu tarihte Doğu Türkistan’ın genel nüfusuise 3.730.061’dir. Bkz. Rahmetullah Ahmed Rahmeti,“et-Tehciru’s-Siniy fi Turkistani’ş-Şarkiyye”(Doğu Türkistan’daki Çin Göçü), Rabitatü’l-Alemi’l-İslami, Mekke-i Mükerreme, Da’vetü’l-HakSerisi, Sayı 93, 1989, s. 69, alıntılanan yer: Lattimore,O.: Pivot of Asia, P-79’dur. Rabita’nın web sayfası:http://www.themwl.org/Publications/default.aspx?t=1&cidi=303&l=AR.7 Çin bir bütün olarak Batı kapitalizm sistemine bumantığı yerleştirdi. Çin ile köklü ilişkileri olan Filistinlibir yetkili konuyu şöyle özetliyordu: “ABDeski Başkanı Ronald Reagan’ın ikinci başkanlıkdöneminde ABD, insan haklarından ve genel özgürlüklerdenbahsetmez oldu. Özellikle de Çin’in,‘Yeter ki ABD ve Avrupa Birliği yüz milyonlarcaÇinliyi almak için kapılarını açsın; özgürlüklerinçıtasını yükseltirim ve vatandaşlarıma göç etmeözgürlüğü tanırım’, yönündeki açıklamalarındansonra kimseden ses çıkmaz oldu.” Çin’in gelecekdönemde büyük bir devlet olarak dünyadaki rolüne olacak diye konuşulurken Çinliler gayet akılcıve çekinceli bir ifade ile şu cevabı verdiler: “Savaş veuçak gemilerimiz denizlerde devriyeye çıktığındabüyük devlet olacağız.” Nisan 2008’de Filistin KurtuluşÖrgütü İcra Komitesi ve el-Fetih HareketiMerkez Komitesi üyesi Hani el-Hassan ile yapılanözel bir röportaj.8 Rahmetullah Ahmed Rahmeti, Et-Tehciru’s-Siniyfi Turkistani’ş-Şarkiyye (Doğu Türkistan’daki ÇinGöçü), s. 127, alıntı yaptığı yerler: (1) McMillan,D.H. Xinjiang and Wang Enmao P-592; (2) LenaH. Sun: Minorities Chinese Live Together Warily;Washington Post, Jan. 14, 1985.9 A.g.e., alıntı yapılan yer; Pringle, J. “The SecretChina-Traveling the Exotic Khunjerab Pass”;Newsweek, June 16, 1986, P-69-A ve 69-D.10 İftikâr el-Bindârî, “Turkistan Mencem-uSeravatü’s-Sin (Türkistan Çin Servetlerinin Kaynağıdır)”,islamonline 12.07.2009, http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&cid=1246346235114&pagename=Zone-Arabic-News%2FNWALayout.11 Türkistan’a İslamiyet’in gelişi Halife Abdül Melikbin Mervan (hicri 86/miladi 705) dönemindedir.Daha sonraları küçük Buhara olarak şöhret bulacak77


Başkent Kaşgar’ı Kutebye b. Müslim el-Bahilî hicri96 (715) yılında fethetmiştir.12 “Hakaik an’it-Turkistani’ş-Şarkiyye”, a.g.e.13 Abdülaziz Cengiz Han, Turkistan Kalb-u Asya(Türkistan Asya’nın kalbidir). Bu eserde Türkistantarihi hakkında çok ilgi çekici bilgiler ve detaylarbulunmakta, bölgenin İslam tarihindeki rolüne vebölgede yetişen onlarca âliminin hayatına dair bilgileryer almaktadır. Mesela İmam Hafız, HüccetEbu Abdullah Muhammed el-Buhari, Tirmizi,Nisâî, el-Keşşaf müellifi Allame Carullah ez-Zamahşerî, el-Miftah müellifi Yusuf es-Sekkâkî,Şeyh Abdülkâhir el-Cürcânî, Allame Saduddinet-Taftazânî, Allame Seyyid Şerif el-Cürcânî, yineel-Fakîh, el-Mebsut müellifi eş-Şeyh Şemsü’l-Eimme es-Sarahsî, eş-Şeyh Sedîdüddin el-Kaşgârî,el-Hidâye müellifi Ali b. Ebi Bekir el-Merğînânî,Allame Sadruşşerîa, Tâcüşşerîa, Burhanüşşerîaâlimlerin piri Kur’an-ı Kerim müfessiri Ebul-Berekat Abdullah b. Ahmed en-Nesefî, ehlisünnetinimamı Ebu Mansur el-Maturîdî, Ebu Bekirel-Harzemî, es-Sûlî ve Mahmud el-Kaşgârîbunlardan bir kaçıdır. Aynı şekilde eş-Şâşi, es-Semergandî, en-Nesefî, el-Kaşgârî, el-Hûtenî,el-Harzemî, et-Tirmizî, el-Belhî, el-Özcendî, el-Hûcendî, el-Farabî, el-Merğinanî, el-Ferganî veel-Buharî gibi nispetleri taşıyan bütün âlimler Türkistanlıdır.Ebu Nasr el-Farabî, Ali b. Sina, Halid b.Abdülmelik, Ebu Yezid el-Belhî (eski Yunan usulüile coğrafya kitabı yazan ilk kişidir) ve Benû Musab. Şakir, Abbasi döneminin en meşhur matematikçileridir.Mekanik ve mühendislik ilminde icatlardabulunan bu Müslüman âlimler, enlemler arasındakimesafeyi hesaplayıp dünyanın eksenindeki eğimien doğru şekilde ortaya koyup Halife Me’mun’avermişlerdir. Algoritma ve logaritma bilimlerinibulan ve Hind hesabı olan onluk sayma sisteminiMüslümanlar arasında yaygınlaştıranlar da yine buâlimlerdir. Ebu Reyhan el-Bîrûnî ve el-Cevherî,Arap dünyasına en güzel ve en mükemmel Arapçasözleri armağan etmişlerdir. Bunların dışında dahabirçok değerli bilim adamı hep Türkistan ahalisindenyetişmiştir.14 Uygur kelimesi, Uygurcada “birbirine güç vermek”ve “birleşmek” anlamına gelmektedir. Uygurmilleti ifadesi ise milattan önce üçüncü asra kadargitmektedir. Bu adlandırma bölgedeki asil kabilelerinbirliği veya birlikteliği neticesinde oluşan biradlandırmadır.15 Resmî Sincan gazetesinin 18 Kasım 1991 tarihlinüshasında şu haber yer almaktadır: “KomünistParti kendisine bağlı olmayan 25.000 din adamınakarşı temizlik harekâtına girmiştir.” Gazete 16Mart 1992 tarihli nüshasında da şu habere yervermektedir: “Komünist yetkililer 6.400 kişiyi tutuklamıştır.Bunlardan 182’si irtica ile suçlanmaktadır.”Bu tutuklananlardan 49’u 1991 yılında idamedilmişti. Bkz. Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye (MüslümanTürkistan ve Unutulan Dava)”, Al-Manar al-Cediddergisi, Sayı 21, Zilkade 1423, 2003 kış sayısı.http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?cat=29.16 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye”, (Müslüman Türkistan veUnutulan Dava), a.g.e.17 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’ş-Şarkiyya ve’l-Ihtilalu’s-Siniyye (Doğu Türkistan ve Çin İşgali)”,06.06.2004.18 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’ş-Şarkiyya ve’l-Ihtilalu’s-Siniyye (Doğu Türkistan ve Çin İşgali)”,06.06.2004.19 “Es-Sîn: El-Kam’u’d-Dîniyyu Li’l-Muslimine’l-Uygur (Çin: Uygur Müslümanlarına YapılanDinî Baskı)”, New York, 10.04.2005 tarihli İnsanHakları İzleme Örgütü tarafından hazırlananraporun özeti için bkz. http://www.hrw.org/de/news/2005/04/10-1.20 18 yaşın altındakilerin camiye girmesi ve namazkılması Çin makamlarınca yasaklanmıştır.21 Bir diğer husus da cami imam ve hatiplerininCuma hutbelerini “Vaaz ve yeni tebliğ” adlı kitaptanokumaya mecbur tutulmalarıdır. Bu kitabıJean Khoungsheng başkanlığında Çin Diyanet İşleriKomisyonu’ndan bir heyet hazırlamıştır. KitapPekin’de 01.07.2001 yılında yayımlanmıştır. Ancaken acı olan yanı Uygurların düşmandan başka kimseyereva görülmeyecek olan sahte bir dine uymaya78


11mecbur bırakılmasıdır. Özellikle de, miras ve evlilikgibi kişi hukuku alanında yaşananlar korkunçtur.Bkz. Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’ş-ŞarkiyyeBa’de Ahdas-i 11 Sebtenbir 2001 (11 Eylül 2001Olayları Sonrası Doğu Türkistan)”, Al-Manar al-Cedid dergisi, Sayı 27, Temmuz 2004. İslamcı edebiyatçıNecip-el Kiylanî meşhur romanı TürkistanGeceleri’nde bu konuyu oldukça etkili bir şekildedile getirmektedir.22 Ablasyon kavramı Fransızlar tarafından 1832-1962 yılları arasında Cezayir’in işgali dönemindekullanılmış bir kavramdır. O dönemde Fransızsömürgeci dili ile Cezayir’e “deniz aşırı Fransa”denilmekte idi. Bu amacına uygun olarak FransaCezayir’in sosyal yapısını parçalama operasyonlarınagirişti. Bunu da kabile altyapısını coğrafi,sosyal ve kültürel altyapısından koparıp ayırarakyaptı. Kabile fertlerini ülkenin her köşesine dağıttı.Böylelikle neseplerin ve aidiyetlerin yitirilmesinihedefledi. Mesela ülkenin kuzeyinde yaşayan kabileleritamamen veya kısmen güneye yerleştirdi.Daha sonraki bir dönemde de bu kabilelerin bizzatiç yapısını böldü. Bu durum netice itibarıyla Cezayirlilerdeve hatta bütün kuzey Afrika halklarındakimlik ve nesep problemine yol açtı.23 “Hakaik ve Arkam” Çin resmî web sitesi: http://arabic.china.org.cn/china/archive/sssz06/node_7012342.htm.24 Çin Devlet Başkanı “Uygur olaylarını çıkartanlarıvurmakla tehdit etmiştir.”, 09.07.2009.http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&pagename=Zone-Arabic-News/NWALayout&cid=1246346204095.25 “Çin teröre karşı ölüm kalım savaş açtı.” İngilizReuters Haber Ajansı, 14.08.2008: http://ara.reuters.com/article/idARAOLR43156920080814.26 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye”, (Müslüman Türkistan veUnutulan Dava), a.g.e.27 Bu bağlamda “Türkistan İslam Partisi PropagandaMerkezi” tarafından (1 Rebiülevvel 1430/25 Şubat2009)’da yayımlanan raporda şu istatistiki bilgi bulunmaktadır:“İki milyon Müslüman genç kız Çin’egötürülmüştür. Buna karşılık olarak da çok sayıdaÇinli Türkistan’a getirilmiştir. Bu yolla ÇinlilerleDoğu Türkistan halkının nesepleri karıştırılmakistenmektedir. Bu uygulamalara karşı direnenler yahapse atılmakta ya da para cezasına çarptırılmakta,bunun yanı sıra da aşağılanmaya ve zulme maruzkalmaktadır.”28 Ahmed Amr, “el-Uygur Muslimu’s-Sîn el-Mensiyyun”, Mufekkiretü’l-İslam web sayfasındanalıntılanmıştır: http://www.islammemo.cc/Tkarer/Tkareer/2009/07/06/84599.html.29 “Uygurlar Çin kutlamalarını bulandırıyorlar”,el-Cezire televizyonu, Los Angeles Times’tan iktibasetmiştir. 06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/434E74CE-09D1-4A13-B650-45298F300F12.htm.30 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’ş-Şarkiyye Ba’deAhdas-i 11 Sebtenbir 2001, (11 Eylül 2001 OlaylarıSonrası Doğu Türkistan)”, http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=605.31 İftikâr el-Bindârî, “Turkistan Mencem-uSeravatü’s-Sin (Türkistan Çin Servetlerinin Kaynağıdır)”,a.g.e.32 Bir önceki kaynağa bakınız.33 “Çin’in batısındaki protestolarda yüzlerce yaralıvar.”, el-Cezire televizyonu, 06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/BABFD01B-C073-4580-A4E3-6F0EFF3F299B.htm.34 Ali es-Sâlih, “Şanghay Forumu Yeni Bir KüreselKutba Döner mi?”, 03.10.2008, el-Cezire televizyonu, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/9570F622-9AF6-4176-A1F3-5AAA8628C828.htm.35 “Çin terörle mücadele ile ilgili olarak iki uluslararasıanlaşmayı onayladı”, 28.10.2001, http://aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=18901.Çin Parlamentosu da Terörist Bombalama EylemlerininÖnlenmesi Sözleşmesi’ni kabul etti.Bu sözleşme, terörizm ve bombalama eylemleri ilemücadelede ilk uluslararası belgedir. Sözleşmeye1999’a kadar 58 devlet imza koymuştur.36 “Çin ve Şanghay Beşlisi terörizme karşı mücadele79


sözü verdi”, 07.01.2002, http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.37 Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü 14 Kasım 2002tarihinde, Doğu Türkistan’da son 10 yıl içinde meydanagelen sözde terör eylemleri ile ilgili Uygurlarısuçladı. Buna gerekçe olarak da 90’lı yıllarda UygurlarınÇin baskılarına karşı protesto mahiyetindekiayaklanmalarını gösterdi. Örneğin 1990 Barenayaklanması, 5 Şubat 1997 Gulca ayaklanması,Ağustos 1998 Hoten gösterileri ve bundan başkaÇinli makamlarca yapılan baskıya, kötü muameleye,etnik ayrımcılığa karşı Uygurların protestomahiyetindeki eylemlerini dile getirmiştir. Bkz.Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye (Müslüman Türkistan veUnutulan Dava)”, a.g.e.38 Türkistanlı bir araştırmacının ifadesine göre, budört örgütün ortak paydası başkanlarının gençlerolması, Doğu Türkistan komünist okullarında eğitimgörmeleri ve 1985’ten beri yurt dışında olmalarıdır.BM’nin terörist örgütler listesinde yer alanbirinci örgüt dışında diğerlerinin başkanlarınınİslami eğitimleri yoktur. Dinî bilgileri de zayıftır.Radikal dinî bir gruba liderlik yapmaya yeterlidinî bir donanımları yoktur. İçlerinden hiçbiri neimamlık ne vaizlik ne de hocalık yapmıştır. Çin’inyöneltmiş olduğu suçlamalar da açık ve anlaşılırdeğildir. Sadece bütün bu örgütleri terörist örgütlerolarak nitelemektedir. Bkz. Tuhti Ahun Arkın,“Turkistanu’ş-Şarkiyye Ba’de Ahdas-i 11 Sebtenbir2001 (11 Eylül 2001 Olayları Sonrası Doğu Türkistan)”,Al-Manar al-Cedid dergisi, Sayı 27, Temmuz2004.40 “Çin terörizmle savaşında ceza kanununda değişiklikleryapmayı tartışmaktadır”, el-Cezire televizyonu,17.12.2001, http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=22507.41 “Shengyang’da sıkı güvenlik önlemleri ve Müslümanlarınendişeli bekleyişi”, el-Cezire televizyonu,09.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/E1293941-C813-45D8-B448-EB53A06981EE.htm.42 Uygur direnişini terörizm olarak niteleyen Arapduruşuna örnek olarak Yemen’in Çin BüyükelçisiAbdülmelik el-Muallimi’nin açıklamalarınıverebiliriz. Büyükelçi, Xinhua haber ajansına verdiğidemeçte, Urumçi olaylarına ilişkin Çin iddialarınıteyit eder ifadeler kullanmıştır. Hem buolayları terörist eylemler olarak nitelemiş hem debütün Doğu Türkistan tarihi ile ilgili Çin tezlerinidesteklemiştir. Oysa bu halkın onlarca yıldırkarşılaştığı katliamları anlatmak mümkün değildir.Bkz. “Turkiya Tettehimu Bekin bi’l-ibadeti’l-Cemaiyye ve Sefirü’l-Yemeni fi’s-Sın YettehimuMuslimi’l-Uygur fi’s-Sin bi’l-irhab (Türkiye,Pekin’i soykırım ile suçlamakta, Yemen’in Çin büyükelçisiise Çin’deki Uygur Müslümanları terörizmile suçlamaktadır.)”, 25.07.2009, marebpressweb sayfası: http://marebpress.net/news_details.php?sid=17754.43 “Çin, olaylara karışanların yurt dışındaki birtakımgüçlerle temas hâlinde olduklarını gösteren kanıtlarınolduğunu ısrarla söylemektedir.” 10.07.2009,Ekonomik Bülten, Sayı 5751, http://www.aleqt.com/2009/07/10/article_250448.html.39 Amnesty International, Bülten No 288, Londra,19.12.2003.80


11KaynakçaAmnesty International. Bülten No. 288, Londra:19.12.2003.Amr, Ahmed. “El-Uygur Muslimu’s-Sîn el-Mensiyyun”, Mufekkiretü’l-İslam web, sayfası,http://www.islammemo.cc/Tkarer/Tkareer/2009/07/06/84599.html.Arkın, Tuhti Ahun. “Turkistanu’ş-Şarkiyye Ba’deAhdas-i 11 Sebtenbir 2001 (11 Eylül 2001 olaylarısonrası Doğu Türkistan)”, http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=605.-----. “Turkistanu’ş-Şarkiyya ve’l-Ihtilalu’s-Siniyye(Doğu Türkistan ve Çin İşgali)”, 06.06.2004.-----. “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye (Müslüman Türkistan ve UnutulanDava), Al-Manar al-Cedid dergisi, Sayı 21, Zilkade1423, 2003 kış sayısı.“Beyaz Kitap” Çin Devlet Konseyine bağlı EnformasyonBürosu tarafından Pekin’de “TeröristDoğu Türkistanlı güçlerin işledikleri suçlardansıyrılmaları mümkün değildir” başlığı altında yayımlanmıştır.Çin Halk Gazetesi de 22.01.2002tarihli nüshasında kitabın bir özetini vermiştir.Bkz. http://arabic.people.com.cn/200201/22/ara20020122_50388.html.El-Bindârî, İftikâr. “Turkistan Mencem-u Seravatü’s-Sin (Türkistan Çin Servetlerinin Kaynağıdır)”,Islamonline, 12.07.2009, http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&cid=1246346235114&pagename=Zone-Arabic-News%2FNWALayout.Cengiz Han, Abdülaziz. “Turkistan Kalb-u Asya(Türkistan Asya’nın kalbidir)”, Türkistan DünyaHaberleri sitesi, http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.El-Cezire. “Uygurlar Çin kutlamalarını bulandırıyorlar”,06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/434E74CE-09D1-4A13-B650-45298F300F12.htm.------. “Shaoguan’da sıkı güvenlik önlemleri ve Müslümanlarınendişeli bekleyişi”, 09.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/E1293941-C813-45D8-B448-EB53A06981EE.htm.------.“Çin terörizmle savaşında ceza kanunundaDeğişiklikler Yapmayı Tartışıyor”, 17.12.2001,http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=22507.------.“Çin terörle mücadele ile ilgili olarak iki uluslararasıanlaşmayı onayladı”, 28.10.2001, http://aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=18901.-----. “Çin’in batısındaki protestolarda yüzlerce yaralıvar”, 06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/BABFD01B-C073-4580-A4E3-6F0EFF3F299B.htm.China.org. “Hakaik ve Arkam”, ttp://arabic.china.org.cn/china/archive/sssz06/node_7012342.htm.“Çin ve Şanghay Beşlisi Örgütü terörizme karşı mücadelesözü verdi”, 07.01.2002, http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.Ekonomik Bülten. “Çin olaylara karışanların yurtdışındaki birtakım güçlerle temas hâlinde olduklarınıgösteren kanıtların olduğu iddiasında ısrarlı”,10.07.2009, Sayı 5751, http://www.aleqt.com/2009/07/10/article_250448.html.Islamonline. “Çin Devlet Başkanı uygur olaylarınıçıkartanları vurmakla tehdit etti.” 09.07.2009.http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&pagename=Zone-Arabic-News/NWALayout&cid=1246346204095.İngiliz Reuters Haber Ajansı. “Çin, teröre karşı ölümkalım savaşı açtı”, 14.08.2008: http://ara.reuters.com/article/idARAOLR43156920080814.El-Kiylanî, Necip. Türkistan Geceleri.81


Kutub, Muhammed Seyyid. Muslim-u Turkistani’ş-Şarkiyye… Mezabih ve Tecahul (Doğu TürkistanMüslümanları… Katliamlar ve Görmezden Gelmeler),11.07.2009, http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=523.Marebpress. “Turkiya Tettehimu Bekin bi’l-ibadeti’l-Cemaiyye ve Sefirü’l-Yemeni fi’s-Sın YettehimuMuslimi’l-Uygur fi’s-Sin bi’l-irhab, (Türkiye,Pekin’i soykırım ile suçluyor, Yemen’in Çin Büyükelçisiise Çin’deki Uygur Müslümanları terörizmile suçluyor), 25.07.2009, http://marebpress.net/news_details.php?sid=17754.“Es-Sîn: El-Kam’u’d-Dîniyyu Li’l-Muslimine’l-Uygur” (Çin: Uygur Müslümanlarına YapılanDinî Baskı), New York, 10.04.2005 tarihli HumanRights Watch örgütü tarafından hazırlananraporunu özeti için bkz. http://www.hrw.org/de/news/2005/04/10-1.Et-Türkistanî, Muhammed Emin İslamî, Rahmetullahİnayetullah et-Türkistanî ile beraber hazırlamıştır.“Hakaik an’it-Turkistani’ş-Şarkiyye (DoğuTürkistan Hakkındaki Gerçekler)”, http://www.uyghurweb.net/Ar/MISLAMIY.pdf.Rahmeti, Rahmetullah Ahmed. “Et-Tehciru’s-Siniyfi Turkistani’ş-Şarkiyye (Doğu Türkistan’a ÇinGöçü)”, Rabitatü’l-Alemi’l-İslami, Mekke-i Mükerreme,Da’vetü’l-Hak serisi, Sayı 93, 1989, s. 69,Rabita’nın web sayfası: http://www.themwl.org/Publications/default.aspx?t=1&cidi=303&l=AR.Es-Sâlih, Ali. “Şanghay Forumu Yeni Bir KüreselKutuplaşmaya yol açar mı?”, 03.10.2008,Al-Jazeera Televizyonu, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/9570F622-9AF6-4176-A1F3-5AAA8628C828.htm.82


sivil toplum kuruluşları Uygur katliamını kınamak ve protesto etmek için TaksimMeydanı’nda yürüyüş düzenlemiştir. 7Saadet Partisi Çin’in Uygur Türklerine karşı yaptığı katliama büyük tepki göstererek12 Temmuz 2009 tarihinde İstanbul’da bir miting düzenlemiştir. 8 ÇağlayanMeydanı’nda düzenlenen mitinge tam 250 sivil toplum kuruluşu, işçi sendikalarıve hayır derneklerinin yanı sıra binlerce kişi katılmıştır. 9 Mitingde, DoğuTürkistan’da yaşanan olaylardan dolayı Çin Halk Cumhuriyeti protesto edilmiştir.10 Mitingde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş,katliamın durdurulması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM’yeçağrıda bulunmuştur. 11Çin, Uygur Müslümanlarının vahşice katledilmesine tepki göstermek ve onlarınyalnız olmadığını kanıtlamak amacıyla miting organize eden Saadet Partisi’netepki gösterip, SP için “kaynağı belirsiz parti” demiştir. 12 Saadet Partisi Dış İlişkilerBaşkan Yardımcısı Doç. Dr. Oya Akgönenç, Çinli bürokratların Çağlayanmitingi ile ilgili karalamalarına şu sözleriyle yanıt vermiştir: “Resmî katılım talebiile gelen her türlü siyasi eğilim ve düşünceyi temsil eden tam 250 sivil toplum kuruluşu,işçi sendikaları, hayır dernekleri ile büyük bir katılım sağlanmıştır. ÇağlayanMiting’i Türk toplumunun duyduğu öfke, üzüntü ve zalim davranış karşısındagösterdiği tepki ve zulme ‘Dur!’ çağrısıdır.” 13Urumçi katliamına en sert tepkiyi gösteren en etkin sivil toplum kuruluşlarındanbiri de İHH İnsani Yardım Vakfı’dır. İHH İnsani Yardım Vakfı, Çin’inDoğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yaptığı zulmün acilen durdurulması içinBM’ye, İslam Konferansı Teşkilatı’na ve Türk hükümetine çağrıda bulunmuştur.İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım ve STK temsilcileri,Urumçi katliamıyla ilgili bir basın açıklaması yapmıştır. Yıldırım, zulmün acilendurdurulması için Türkiye’nin İslam Konferansı Teşkilatı’nı toplanmaya iknaetmesi gerektiğini vurgulamış, özellikle İslam ülkelerinin talep gösterdiği Çinmallarına boykot uygulanması gerektiğini kaydetmiş ve “Dünyaya, Arap dünyasına,Türk dünyasına, STK’lara, uluslararası örgütlere ve devletlere sesleniyorum!Gazze’de gösterdiğiniz duyarlılığı Doğu Türkistan’da da göstermek mecburiyetindesiniz.Şu son yüzyılda Irak’ta, Afganistan’da Çeçenistan’da, Filistin’de, Keşmir’deve Bosna’da öldürülenleri toplayın, 10’la çarpın; Doğu Türkistan’da daha çok insanöldürülmüştür.” sözleriyle BM’nin, İslam Konferansı Teşkilatı’nın ve Arap86


5Birliği’nin harekete geçmesi gerektiğinin, yoksa zulmün artarak devam edeceğininaltını çizmiştir. 14Urumçi katliamına Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı da sert tepki göstermiştir.Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu: “O acıyı, ızdırabı, hep birlikteama hiçbir şey yapamadan yaşıyoruz. Hiçbir şey yapamamak herhâlde acıların enbüyüğüdür. Gerçekten bir an önce, hep diyoruz ya, insanlığın merhamet eğitimineihtiyacı var. İnsanlığın birbirine insan olarak davranmasına ihtiyaç var. Stratejikhesaplar, gelecek kaygıları, uranyum kaygısı, şu kaygısı, bu kaygısı ile insanlarınhayatının, milletlerin hayatının hiçe sayılması, âdeta soykırıma tabi tutulması elbettekabul edilemez bir şey. Doğu Türkistan mekân olarak uzak, ama milletimizingönlüne uzak değil. Doğu Türkistan’da yaşanan olaylar, bizim milletimizinyakinen takip ettiği, yüreğinde acısını hissettiği, dua ettiği ama bir şey yapamadığıiçin de âdeta kahrolduğu olaylardır. İnşallah aklıselim, sağduyu galip gelir ve kutuptabalinaların hayatı için seferber olan insanlık, böyle binlerce insanın hayatınıda önemseme duyarlılığına ulaşır.” diyerek tepkisini dile getirmiştir. 15BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, olaylarda can kaybı olmasındanendişe duyduğunu söylemiştir. 16Avrupa Birliği Dönem Başkanı ise yaptığı açıklamada, Urumçi’de yaşananolaylardan derin endişe duyduklarını, can kaybını esefle karşıladıklarını belirtmişve sorunun barışçıl yolla çözülmesi çağrısında bulunmuştur.İslam Konferansı Teşkilatı, ölçüsüz güç kullanılmasından derin endişe duyduğunubildiren açıklamasında; Çin’den, ülkedeki Müslüman azınlığın sorunlarına,bu sorunların temelinde yatan nedenlerle mücadele edecek daha geniş bir bakışaçısıyla yaklaşmasını istemiştir. İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddinİhsanoğlu ise, Uygurların bir korku ikliminde yaşamaya zorlanmalarındanderin üzüntü duyduklarını, Uygur halkının sorunlarının salt güvenlik önlemleriyleçözülemeyeceğini belirtmiş, olayları teşkilat olarak yakından takip etmeye devamedeceklerinin altını çizmiştir. 17ABD Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, yaptığı açıklamada, DoğuTürkistan’da yaşanan can kayıpları konusunda hükümetlerinin duyduğu üzüntüyüve derin kaygıyı dile getirmiştir. 18 ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton daABD’nin olaylardan derin endişe duyduğunu belirtmiştir. 1987


Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Eric Chevallier olaylarla ilgili olarak endişesinibelirtmiş ve “yaşananlara muhtemelen bir Avrupa tepkisinin olacağını”söylemiştir. 20İsviçre Dışişleri Bakanlığı her iki tarafı da sükûnete davet ederek yaşananlardanendişe duyduklarını belirtmiş, olaylarda hayatını kaybedenlerin ailelerinebaşsağlığı dilemiş ve Çin’in basın ve ifade özgürlüğüne saygı göstermesini istemiştir.21Japonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mitoji Yabunaka, olaylarla ilgili olarak,“Japon hükümeti meseleyle yakından ilgileniyor ve yaşananlardan endişe duyuyor.”demiştir. 22Çinli ve Kazak yetkililer, Doğu Türkistan’ı ziyaret etmek isteyen Kazakistanvatandaşlarının vizelerini askıya alma kararı almışlardır. 23 Ayrıca Kazakistan DışişleriBakanlığı Sözcüsü 1.000’den fazla Kazakistan vatandaşının bölgeyi terkettiğini söylemiştir. 24Rusya Dışişleri Bakanlığı, Doğu Türkistan’daki olayların Çin’in içişleriyle alakalıbir durum olduğunu savunmuştur. 25Sri Lanka, olaylardan endişe duyduğunu belirtirken, yaşananları Çin’in içmeselesi olarak gördüğünü ve Çin’in tekrar sükûneti sağlayacağına inandıklarınıbelirtmiştir. 26Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü Asya Pasifik Yardımcı Direktörlüğü görevinisürdüren Roseann Rife, Çinli yetkililerden, ölen ve gözaltına alınanlar için hesapvermelerini, barışçıl bir şekilde görüşlerini dile getirdikleri veya dernek kurmave toplanma özgürlüklerini kullandıkları için gözaltına alınanların derhâl salıverilmelerini;ölüm cezasına başvurmadan, uluslararası standartlara uygun adilmahkemelerin görevlendirileceği adil ve tam bir soruşturma başlatılmasını talepetmiştir. 27İnsan Hakları İzleme Örgütü, olaylar hakkında bağımsız bir soruşturma başlatılması,Çin’e de bu soruşturmaya izin vermesi için çağrıda bulunmuştur. Örgütayrıca Çin’in uluslararası kurallara saygı göstermesini ve göstericilere orantısız güçkullanmamasını istemiştir. 2888


55 Temmuz olayları nasıl okunmalı?Doğu Türkistan, batıda Hazar Denizi’nden doğuda Moğolistan sınırlarına,kuzeyde Ural Dağları’ndan güneyde bugünkü Afganistan içinde kalan HindukuşDağları’na kadar uzanan Türkistan’ın doğu kısmını oluşturmaktadır. 19. yüzyılınortalarından itibaren bağımsızlık mücadelesi veren Doğu Türkistan, 1949’daÇin’de Komünist Parti’nin yönetime geçmesinden sonra, 1955 yılında Mao yönetimitarafından Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak tanımlandı. Şu uygulamayabakın ki, Doğu Türkistan, Çince “kazanılmış topraklar” anlamına gelen “Sincan”adıyla isimlendiriyorlar. Maalesef Türkiye’de bazı yöneticiler ve basın kuruluşlarıda aynı ismi benimsemiş durumda. Hâlbuki Uygur Türkleri ülkelerinin adınıDoğu Türkistan olarak ortaya koydular; Sincan olarak anılmaktan rahatsızlık duyuyorlar.Çin anayasası 56 etnik grubun yaşadığı topraklarındaki beş özerk bölgeyekendi dilini ve yazısını kullanma ve geliştirme; kendi bölgesindeki doğal kaynaklarıyönetme ve koruma; her vatandaşına dine inanma ya da inanmama; kırsalkesimde yaşayan kadınlara üç çocuk sahibi olma haklarını tanıyor. Ancak ne varki Doğu Türkistan’da bu haklar ihlâl ediliyor.Önce ideolojinin gereği olarak dinî alanda kendini gösteren baskı, medreselerinkapatılması, din adamlarının devrim düşmanı olmakla suçlanıp tutuklanmasıve yok edilmesiyle somutlaştı. Bunu camilere Mao resimlerinin ve Çin bayraklarınınasılması izledi. Ardından Çin’in diğer bölgelerinden Doğu Türkistan’a göçbaşladı. 1949’da %3 civarında olan Çinli nüfus, 2000’lerde %50’ye yaklaştı. Bugün30 milyon olarak tahmin edilen Doğu Türkistan nüfusunun %54’ü Uygur ve KazakTürklerinden, geri kalanı da Çinlilerden oluşuyor. Merkezî Çin yönetimi herne kadar Doğu Türkistan bölgesine Uygur bir vali atamaya özen gösterse de bu,sorunların çözümü için yeterli olmuyor.Son dönemlerde bölgede gerilim iyice arttı. Yönetim, Urumçi ve DoğuTürkistan’ın en batısında yer alan Kaşgar’daki tarihî eserleri ortadan kaldırmayagirişti. Urumçi’de tarihî saray, çeşme ve medreselerin bulunduğu eski mahalle imhaedilerek yerine modern binalar inşa edilmeye başlandı. Kaşgar’da Türk dünyasınınen büyük bilginlerinden Kaşgarlı Mahmut’un eğitim gördüğü Hanlık Medresesiyıkıldı. Ayrıca son dönemlerde Uygur kızları gruplar hâlinde Çin’in doğu ucuna89


götürülüyor. Çin hükümeti 2006 yılından bu yana Uygur kızlarını zorunlu olarakÇin’in iç bölgelerindeki fabrikalara çalışma amacı ile götürüyor. Hükümetinyaptığı resmî açıklamaya göre, gelişmemiş ve iş alanlarının kısıtlı olduğu DoğuTürkistan bölgesinde yaşayan genç kızlara Çin’in güney kesimlerinde iş imkânısağlanıyor. Doğu Türkistanlı kadınların iki çocuk doğurma hakları var. DoğuTürkistan’ın güney kesimlerinde yaşayan ve iki kızı olan hemen her aile, kızlarındanbirisini fabrikalarda çalıştırılmak üzere Çin devletine vermek zorunda. Bukızların yaşları 16-25 arasında değişmekte. Ayrıca seçilen kızların hiç evlenmemişolması ve çocuklarının olmaması gerekiyor. Çin içlerine götürülen bu kızların birkısmı uzun süre aileleri ile hiçbir irtibat kuramadan karın tokluğuna çalışıyor. Birkısmının ise akıbeti belli değil. Bu kızlar evlenmek için kadın bulamayan Çinlilereve kadın ticareti yapan kişilere satılıyor. Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’deyayınlanan İktisat gazetesinin verdiği bilgilere göre, 2009 yılına kadar bölgedengötürülen kızların toplam sayısı 200.000’i geçmiş durumda. 29Dünyayı sarsan ekonomik kriz ile birlikte Çin’in güney bölgelerindeki binlercefabrika kapanmış ve milyonlarca genç kadın memleketlerine geri gönderilmiştir.Tüm bu gelişmelere rağmen sadece Doğu Türkistan’ın Peyzavat nahiyesindenfabrikalara çalışmaya götürülen 6.052 kızın hiçbiri geri dönmemiştir.Aslında sorunların temelinde yer altı zenginlikleri açısından “21. yüzyılınKuveyt’i” olarak anılan Doğu Türkistan bölgesinin Çin’in en önemli hammaddekaynaklarından biri olması yatıyor. Ülkede çıkarılan 148 çeşit madenin 118’iDoğu Türkistan topraklarında bulunuyor; yani Çin’in maden ocaklarının %85’iburada. 1980’lerden bu yana sanayileşme süreciyle birlikte enerji ihtiyacı artanÇin, Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2008 verilerine göre enerji tüketiminde ikincisırada yer almakta. “Dünyanın atölyesi”nin motorunu çalıştıracak güç ise DoğuTürkistan’dan geliyor. Yüz ölçümü Çin’in altıda biri (Türkiye’nin yaklaşık iki katı)olan Doğu Türkistan, Çin’in en büyük doğal gaz üretim bölgesi. Önemli miktardaham petrol yatağına sahip ve toplam kömür rezervlerinin de yarısına yakınını barındırıyor.Kaynaklarını çeşitlendirmek ve nükleer enerjiden faydalanmak isteyenÇin için geçen yıl Doğu Türkistan’ın önemi biraz daha arttı. Zira Çinli jeologlar17 yıllık bir çalışmanın ardından Doğu Türkistan’ın İli Havzası’nda 10 bin tonlukbir uranyum kaynağı keşfettiler. Yani Çin’in zengin enerji kaynaklarına sahip OrtaAsya ve Batı’ya açılan kapısı konumundaki bölge, ülke için kritik önemde.90


5Çinliler uzun yıllardan beri Doğu Türkistanlılara karşı psikolojik baskı uygulayarakUygurları asimile etmek istiyorlar. Uygur Türklerinin bulunduğu yerlereÇinli nüfus yerleştiriyor ve onları kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.Dil konusunda da sınırlamalar mevcut. Doğu Türkistan’da halkın %50’si UygurTürkçesi ile konuşmasına rağmen bölgede Türkçe isim kullanmak yasak. Üniversitedeeğitim dili Çince. Din ve ibadet özgürlüğü de kısıtlamalara tabi; örneğinhacca giden bir memurun işine son verilebiliyor. Doğu Türkistan’da Kur’an okumaksuç, oruç tutmak yasak. Haberleşme ağları kesik. Burada yaşayan herkes, heran ölümle burun buruna.Çinliler Doğu Türkistanlılara kin ve nefretle bakıyorlar, onlara göre DoğuTürkistanlı olmak suç. Polis, keyfî uygulamalarıyla halkı taciz ediyor, istediği yerdearayıp sorguya çekebiliyor. Bir dükkâna giren Doğu Türkistanlıya hırsıza bakargibi bakılıyor. Onları devlet için en büyük tehlike olarak görüyorlar. Doğu Türkistanlılarbölücü, radikal, İslamcı, terörist, hırsız gibi sıfatlarla anılıyor. Hiçbiriningüvencesi yok. 35 milyon insan yarınından emin olamadığı bir atmosferde yaşıyor.Tutuklanan veya öldürülen kişilerin geride kalan aile fertlerinin durumu içler acısı.Kısaca, orada tam anlamıyla bir insanlık dramı yaşanıyor. 30Çin’in bölgeyi Çinlileştirme politikası kuşkusuz bölgede yaşayan iki toplumarasında da husumet yaratıyor. 31Çin’in 5 Temmuz olaylarına tepkisi ve karartmalar26 Haziran’da binlerce Çinlinin Shaoguan’da bir oyuncak fabrikasını basmasıve zorla çalıştırmak için Çin’e götürülen Doğu Türkistanlı gençleri yataklarındakatletmeleri ile başlayan ve 5 Temmuz Pazar günü Urumçi’de bu olayı protestoetmek amacı ile gösteri yapan Doğu Türkistanlılara güvenlik güçlerinin ateşaçması ve pek çok kişiyi öldürmesi ile zirveye ulaşan olaylar sonrasında DoğuTürkistan’da Çin kaynaklarının olayları çarpıtma çabası ve şiddeti körükleyenaçıklamaları devam ediyor. 32rüntülerinikullanmış, olayların gerçek yüzü ile ilgili hiçbir görüntülü kaynağa yervermemiştir. Sadece yakılmış araba ve iş yeri görüntülerine yer verilmiş, yaralı ikiÇinli kızın görüntüleri ile hedef saptırmaya çalışılmıştır. Urumçi’deki kaynakla-91


ımızdan aldığımız haberlere göre 2.000 civarında olan ölü sayısı uzun süre 146olarak açıklanmıştır. Ancak bizlere ulaşan görüntüler yaşanan vahşetin büyüklüğünügözler önüne sermektedir. Çinli kaynakların verdiği 184 ölü ve 1.680 yaralırakamları gerçekte çok daha yüksektir. Bu konuda Çin, diasporadaki Uygurları,rakamları abartmakla suçlamaktadır. Oysa verilen rakamlar bizzat olayları yaşayankişilerden alınan rakamlardır. Kaşgar şehri olmak üzere pek çok şehirden yabancı gazetecilerin ve yabancı uyruklularınayrılmasını istemiştir. 5 Temmuz olaylarının ilk uğradığı şehir olan,gösterilerin düzenlendiği ve çatışmaların yaşandığı Kaşgar’da gerilimin tırmanacağındanendişe eden Çin’in, yabancılardan şehri terk etmesini istemesi, şehirdeyeni bir katliamın yaşanacağı endişesine sebep olmaktadır.rumluolanların idam edileceği açıklamasını 12 Temmuz 2009 günü tekrarlamasıve idamlar için gerekli düzenlemelerin yapıldığını söylemesi üzerine, 13 TemmuzPazartesi günü Urumçi’de tekrar olaylar çıkmıştır. Çin kaynaklarının verdiği haberlerinaksine 6.000’in üzerinde olan tutuklu yakınları, kararı protesto etmiştir.Çıkan olaylarda iki Doğu Türkistanlı daha polis tarafından öldürülmüştür. Çin’indaha önceki uygulamalarını çok iyi bilen Doğu Türkistanlılar, idam furyası ile katliamındevam edeceğinden endişe etmektedirler. Nitekim 11 Eylül saldırılarındansonra Çin, bütün Doğu Türkistanlıları terörist ilan etmiş, yüzlerce Doğu Türkistanlıgenci terör örgütü üyesi olmak suçundan idam etmiştir. Çin, her Doğu TürkistanlıyıUrumçi olaylarının sorumlusu olarak görmekte ve sorgusuz sualsiz idametmektedir. Bunun için en iyi örnek, Dünya Uygur Kurultayı’nı, 33 Dünya UygurKurultayı Başkanı Rabia Kadir’i 34 ve Doğu Türkistan Müslümanlarını 35 olaylarınsorumlusu olarak göstermesi ve 27 Uygur Türk’üne idam cezası vermesidir. 36kistanlılarınevlerini basmış ve geniş çaplı aramalar yapmıştır. Bütün fotoğraf makinelerive kameralara el konulmuştur. Bilgisayarında, cep telefonunda, fotoğrafmakinesi veya kamerasında olaylarla ilgili görüntü olanlar tutuklanmıştır. 37Vali Wang Lequan, polise “Kafasını kaldıran Uygur Türk’ünü vurun” emri vermiştir.Olayların çıktığı gün asker de Türkleri sokakta kurşuna dizmiştir. 38 Wang92


5Lequan yaptığı bir açıklamada, hiçbir Çinlinin geri dönmemesini, korkmamasını,yanlarında Çin güvenlik güçlerinin olduğunu söylemiştir. Bu, provokatif bir söylemdir.Nitekim bağımsız haber ajanslarının verdiği görüntülerde, Çinli askerlerinUygurlar üzerinde baskı kurduğu, Uygurları abluka altına aldığı açıkça görülmektedir.Buna rağmen sokaklarda ellerinde balta ve sopalarla gezen Çinli paramiliterlerehiç müdahale edilmemesi genel valinin söylemlerini doğrulamaktadır.vurmalıyız. Saldırmalarını beklemeden hemen vurmalıyız. Bu kış ve önümüzdekibaharda bütün bölgede bağımsızlık hareketlerine karşı yeniden ıslah faaliyetinibaşlatacağız.” açıklaması, gelecek için dehşet vericidir. 39 Islah faaliyetlerinin öncekidönemlerdeki acı sonuçlarını çok iyi hatırlamaktayız. Islah ifadesiyle DoğuTürkistan halkı üzerinde yeni bir baskı dalgası oluşturulacağı anlaşılmaktadır.propaganda kayıtları dağıtmaya başlamıştır. Olaylarla ilgili görüntülerin montajlanarakyer aldığı kayıtlarda Çin, gerçekleri saptırmıştır. Yaşananların tek sorumlusuolan Çin’in tek taraflı olarak hazırladığı, tamamen siyasi amaçlı bu kayıtlarhiç kimse tarafından kabul edilmez, edilemez. 40derRabia Kadir’in Urumçi’de inşa ettirdiği üç binanın yıkılmasına karar vermiştir.Çinli yetkililer, çatlaklarla dolu olduğu gerekçesiyle binaların sağlam olmadığınıiddia etmiştir. 41 Ancak bu kararın olaylardan hemen sonra alınması dikkat çekicidir.lerinintarih ve kültürleri ile bağlarını koparmak amacıyla tarihî İpek Yolu’nunönemli kavşak noktası Kaşgar şehrinin eski şehir kısmını dozerlerle yıkıp yerlebir etmeye başladı. Tarihî Kaşgar şehrinin %85’inin yıkılmasının planlandığı bildirildi.Kaşgar şehri İpek Yolu’nun kuzey ve güney kısımlarının birleştiği vahada,Taklamakan Çölü’nün batı ucunda bulunuyor. Delhi ve Semerkant’tan yola çıkantüccarlar, dünyanın en zorlu dağ yolunu geçtikten sonra Kaşgar’da yüklerini boşaltıpşehrin sokaklarında safran ve diğer ticari eşyalarını satıyorlardı. Günümüzdetüccarlar da aynı şekilde ipek ve porselen yüklerini buraya getiriyorlardı. Şimdi butüccarların yerini turistler aldı. Eşeklerin çektiği arabalarla vadileri ve toprak evlerigeziyorlar. Kaşgar şehri daha önce de Cengiz Han tarafından yakılıp yıkılmıştı.93


Yıllar sonra şehir tekrar talan ediliyor fakat bu sefer Çinliler tarafından. 42The New York Times gazetesinin haberine göre, Kaşgar’ın tarihî bölümündeyapılan yıkım sebebiyle şu ana kadar 900 Müslüman aile Kaşgar’ın eski şehrindengöç etti. Mimar ve tarihçi George Michell 2008’de yazdığı “Kaşgar: Eskiİpek Yolu’ndaki Vaha” adlı kitabında, Kaşgar için “Orta Asya’da bulunabilecekgeleneksel İslam şehirlerinin en iyi korunmuş örneği.” demişti. Şimdi işgalci Çinyönetiminin eliyle Orta Asya’da en iyi şekilde muhafaza edilmiş bu gelenekselİslam şehri, bütün izleri ile tarih sahnesinden silinmeye çalışılıyor. 43 Çin, DoğuTürkistan’ın en önemli şehirlerinden Kaşgar’ı yıkma nedeni olarak her dikta rejimininbulduğu bildik gerekçeyi tekrarladı, “Halkın güvenliği için yıkıyoruz!”Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin tarih, kültür ve sanatla yoğrulmuş abideşehri Kaşgar’daki eski şehir bölümünü “kentsel dönüşüm” adına yavaş yavaş yokeden Çin hükümeti, Türkiye’de ve dünyada son dönemde artan tepkiler üzerinebir “bilgilendirme filmi” hazırladı. Şimdiye kadar aralarında İslam dünyasının enbüyük medreselerinden biri olan Hanlık Medresesi’nin de bulunduğu çok sayıdatarihî eser yıkılarak yerlerine dev gökdelenler inşa edildi. Çin hükümetinin hazırladığıve tam anlamıyla propaganda kokan filmde ise, neredeyse tamamı Çinliolan proje mühendisleri, eski şehirdeki harabe hâlde olan toprak evlerin yıkılmasıgerektiğini anlatıyor. Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu tarafından hazırlanan “EskiKaşgar Kentinin Yenilenmesi ve Korunması” isimli filmde, bu binaların nedenböylesine bakımsız kaldığı, evlerini inşa etmek isteyen Uygurların karşılaştıklarıengeller ya da Uygur halkının maruz kaldığı eğitim ve iş ayrımcılığının bu gerikalmışlık üzerindeki etkilerinden hiç bahsedilmiyor. 445 Temmuz sonrasında bölgedeki gelişmeler ve güncel durumÇin hükümetinin ayrılıkçı politikaları ve Uygur Türklerine uyguladığı baskılarnedeniyle bölgede çeşitli isyanlar ve karmaşalar yaşanmaktadır. 2009 yılı içindegerçekleşen 5 Temmuz olayları da bu durumun bir yansımasıdır. Olay nedeniÇin resmî kayıtlarına, haziran ayında fabrikada çıkan bir çatışmada iki UygurTürk’ünün öldürülmesi olarak geçmiştir. Fakat yaşananların arka planındaki nedenlerhem Türk kamuoyu hem de Amerikan kamuoyu tarafından tartışılmaktadır.45 Uygur Türkleri Çin hükümetinin fabrikada yaşanan katliamı tarafsız ve adilşekilde ele alması için bir süre beklemişlerdir. Ancak Çin, ırkdaşlarından yana bir94


5tavır sergileyerek olayın üzerini kapatmaya çalışmıştır. Bunun üzerine Kaşgar’dangelen 2.000 civarında Uygur Türk’ünün katılması ile 5-10 bin kişilik bir Uygurtopluluğu Urumçi’de yaşanan fabrika katliamı ve tecavüzün hesabını sormak veadalet istemek üzere bir gösteri düzenlemiştir. Göstericiler herhangi bir taşkınlığasebebiyet vermeden Çin hükümetinden olayın araştırılmasını ve suçluların cezalandırılmasınıtalep etmişlerdir. Ancak Çin polisi ve askeri bu sivil eyleme şiddetlekarşılık vermiş ve ilk anda Uygurları korkutmak ve dağıtmak için göstericilerin enönünde oturma eylemi yapan ikisi kız üç kişiyi herkesin gözleri önünde başlarındanvurarak öldürmüştür. Oluşan panikte kalabalığın üstüne silahlarla yürüyenÇin polisi onlarca Uygur Türk’ünü öldürerek ve yaralayarak kalabalığı dağıtmıştır.Haziran ayında yaşananların üzerine bu sert tavır âdeta tuz biber ekmiş veUrumçi’nin değişik semtlerinde toplanan Uygur Türkleri şehir merkezine doğruyürüyüşe geçmişlerdir. Bu sırada da yol boyunca karşılaştıkları Çinlilerle kavgalaratutuşmuşlar, araçları devirip ateşe vermişlerdir. Çıkan kargaşada Çinlilerden veUygurlardan ölenler olmuştur. Tüm bu olaylar yaşanırken her yerde emniyet güçleriolmasına rağmen iki grup arasındaki sokak kavgasına müdahale edilmemiş veâdeta göz yumularak olaylar kışkırtılmıştır.Olaylar içinden çıkılmaz bir hâl aldığında emniyet güçleri rastgele ateş ederekUygur Türklerinden pek çoğunu sokak ortasında öldürmüştür. Bu saldırıdaKaşgar’dan gelen Uygurlarla birlikte yaklaşık 2.000 Uygur Türk’ü aynı yerde öldürülmüştür.Hemen ardından itfaiye araçları ve çöp kamyonları gelmiş ve öldürülenUygurlar çöp araçlarına doldurularak götürülmüş, sokaklar itfaiye araçlarıncatemizlenmiştir. Görgü tanıklarının anlattığına göre temizleme işleminden sonrasokaklarda ne kan izleri ne de kafalarından vurulmuş Uygurların parçalanmış beyinlerindenbir iz kalmıştır. Tüm bunların ardından şehrin telefon, internet veelektrik altyapısı kapatılmıştır. Akşam saat 22.00’de elektrikler tekrar verilmiş vesabaha kadar sürecek ev baskınları başlamıştır. Kar maskeli Çin askerleri tekerteker Uygur evlerini basarak çocuk, kadın, yaşlı, erkek ayırmaksızın herkesi gözaltınaalmıştır. Direnenler evlerinde, çocuklarının gözleri önünde öldürülmüştür.Geride kalanlar yakınları ile ilgili haber alabilmek için ertesi sabah polise müracaatettiklerinde kendilerine baskınları yapanların polis olmadığı, bunların terör eylemiolarak kayıt altına alınacağı ve götürülenlerin kayıp olarak değerlendirileceğisöylenmiştir. O gece götürülenlerden evine dönebilen kimse olmamıştır. Bir kısmınıncesedi ailelerine teslim edilmiş, bir kısmının ölüsüne dahi ulaşılamamıştır.95


Bir gün sonra Çinliler arkalarına Çin askerlerini de alarak Uygur bölgesine saldırıyageçmişlerdir. Önde Çinli halk, arkalarında ise onları koruyan Çin askerleri,Uygurların iş yerlerine, evlerine saldırmışlar ve yakalayabildikleri Uygurları sokakortasında öldürmüşlerdir. İlginç olan ise Çinli saldırganların hepsinin elinde Çinpolisinin kullandığı coplardan olmasıdır.Çin polisinin işkence yöntemlerinden bazılarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:Çeşitli gerekçelerle tutuklanan ya da evlerinden zorla alınan genç kızlara tecavüzler;günlerce aç susuz bırakılan tutuklulara tuzlu su verilmesi sonucu susuzluklarıhad safhaya ulaşan mahkûmların idrarlarını içecek duruma getirilmeleri; tutuklularıngenellikle kan kaybından ölümüne sebebiyet verecek şekilde çivili sopalarladövülmesi; işkenceye dayanamadığından bağırıp inleyen tutukluların vurularaköldürülmeleri ve daha birçok metot...Bu işkencelerde bir gecede 830 kişi öldürülmüş ve bu 830 kişinin çok büyükbir kısmının cesedi yakılarak külleri çöplere karıştırılıp çöp depolarına dökülmüştür.Bir kısım cesetler ise ailelerine 5 Temmuz çatışmalarında öldüğüne dair birevrak imzalatılarak teslim edilmiştir. Böylece polis, bu kişilerin işkencede ölmediğini,ölümlerin iki grubun çatışması sırasında gerçekleştiğini kayıt altına almışolmaktadır. Yapılan işkenceler bunlarla da sınırlı değildir. Bir kısım tutuklularınbelden omuza kadar olan kısmına ıslak havlular sarılmakta; sopalar da havlu ilesarıldıktan sonra tutuklular dövülmektedir. Havlular nedeniyle vücutta herhangibir darp izi oluşmazken iç organlar iflas ettiğinden tutuklular serbest bırakılıpevlerine gönderildikten en fazla iki gün sonra iç organları iflas ettiği için hayatlarınıkaybetmektedirler. Ölüm raporlarına ani kalp sıkışması, kalp krizi ve benzerigerekçeler yazılmaktadır. Tüm bu işkencelere şahit olan dört Uygur polisi intiharederek hayatlarına son vermiş, bazı Uygur polisleri de görevlerinden istifa etmiştir.Irkdaşlarına işkence eden Uygur polislerin anlattıkları ise inanılır gibi değildir.İşkencelerde ve sorgularda hem Çinli hem de Uygur polisler aynı anda görevalmaktadır. Uygur polisi tutuklu Uygurluyu dövüyor ve kimlerle görüştüğünü,kendisini kimlerin organize ettiğini, yanında başka kimlerin olduğunu soruyor.Tutuklu bir süre direndikten sonra yanındaki arkadaşlarını ihbar ediyor. Uygurpolisi Çinli polisin yanında konuşmaması ve diğer arkadaşlarını ihbar etmemesiiçin tutukluyu şiddetle dövüyor, ancak acıya dayanamayan tutuklu herkesin isminiaçıklıyor. İsimler ortaya çıktıkça Uygur polisi -yine daha fazla konuşmasın diye-Uygur tutukluyu öldüresiye dövmeye devam ediyor! Bir başka polis ise anneleri ile96


5birlikte tutuklanan birkaç aylık çocukların annelerinin gözleri önünde boyunlarınınkırılarak nehre atıldığını anlatıyor. 46Olaylar sonrasında Çin yönetimi Uygur Türklerine idam cezası vermekte,ancak Uygur Türklerinin nerede idam edildiği bilinmemektedir. Cenazelerininailelerine verilip verilmediği de belli değildir. 47 TÜRKSAM Uluslararası İlişkilerve Stratejik Analizler Merkezi Genel Başkanı Sinan Ogan, şu tespiti yapmaktadır:“Son yıllarda ekonomik gelişme ve ekonomik olaylarla gündeme gelen Çin,Doğu Türkistan bölgesinde yaşanan etnik çatışmalar sebebiyle bir anda dünyanıngündemine oturdu. Doğu Türkistan’da (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) 5 Temmuz2009 tarihinde başlayan ve bütün gece devam eden olaylar basit bir iş paylaşımkavgası olarak başlamış gözükmekte veya en azından bu şekilde yansıtılmaktadır.Ancak hadisenin kökleri çok daha derindir. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahipülkesi olan ve birçok ülkeyi nüfusu ile tehdit eden Çin, aslında kendi içindetam bir homojen yapıya sahip değildir. Yıllardır uyguladığı baskı politikalarınarağmen tam bir başarı sağlayamadığı Doğu Türkistan bölgesinde sonradan yerleştirilenÇinli nüfus ile yerel Uygur Türkleri arasında uzun zamandır tansiyonson derece yüksekti ve çatışma potansiyeli barındırıyordu. Bu çatışma potansiyeliçeşitli vesilelerle su yüzüne çıkıyor ancak Çin tarafından bir şekilde bastırılıyordu.Özellikle de 11 Eylül sonrasında bazı Uygur Türklerinin Guantanamo’da ‘radikalİslamcı terörist’ diye tutuklanması aslında Pekin yönetimine bulunmaz bir fırsatverdi ve asimilasyon politikalarına başkaldıran bütün Uygur Türkleri ‘İslamcı terörist’damgasıyla idam edildi.” 48 Kısacası, Çin eski alışkanlıklarının aksine böylebir olaydan sonra bu şekilde açıklamalar yaparak bundan sonra yapacakları içindünya kamuoyunun gözünü boyamak istemektedir. 4997


Son notlar1 “5 Temmuz Urumçi Olayı”, http://www.turkbirlik.gen.tr/lang-tr/Haberler/112-sherqi<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.html.2 “Kızlarını göremediler”, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=30.06.2009&c=4&i=198020.3 “21. yüzyılın Kuveyt’inde kargaşa” http://www.newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723.4 5 Temmuz Urumçi Olayı, http://www.turkbirlik.gen.tr/lang-tr/Haberler/112-sherqi<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.html.5 “Uygur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kılındı”,http://yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=10.07.2009&i=197713.6 “Kocatepe-Fatih’te Çin’e namazlı kınama”,http://www.haber7.com/haber/20090710/KocatepeFatihte-Cine-namazli-kinama.php.7 “Bahçeli’den Doğu Türkistan çağrısı”, http://www.turkkonseyi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=125:bahcelden-dou-tuerkstancarisi&catid=8:tuerk-duenyasi&Itemid=7.8 “Saadet’ten Urumçi’ye destek mitingi”, http://www.8sutun.com/haberdetay.asp?tarih=20.01.2010&Newsid=45465&Categoryid=7.9 “Çağlayan’da binlerce kişi Çini protesto etti”, http://www.istkaradeniz.com/haberdetay.asp?ID=1339.10 “Çağlayan meydanında Çin protestosu”, http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/07/12/caglayan.meydaninda.cin.protestosu/534722.0/index.html.11 “Çağlayan’da binlerce kişi Çin’i protesto etti”,http://www.showhaber.com/164327/guncel/caglayanda-binlerce-kisi-cini-protesto-etti.html;1- Türkiye Cumhuriyeti Pekin’den büyükelçiyi Çinhükümetinin barbarca tavırları sona erdirilinceyekadar Ankara’ya geri çağırmalıdır. 2- TBMMacilen toplantıya çağrılarak Kızıl Çin hükümetinekarşı alınacak tedbirler gizli oturumda konuşulmalıdır.3- Dışişleri Bakanlığı, olaylara karıştığı iddiaedilen kişilerin idam edilmelerinin önlenmesi içinher türlü çabayı ortaya koymalıdır. 4- Uluslararasıbağımsız gözlemci heyeti kurularak olaylar bütünyönleri ile soruşturulmaya başlanmalıdır. 5- TürkiyeBM’nin yeniden yapılanması ve BM GüvenlikKonseyi’nin statüsünün değiştirilmesi için diplomatikbir atak başlatmalıdır. 6- Kazakistan, Azerbaycan,Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan gibi ülkelerinüzerinde ağırlığı olan bir Türkiye bu ülkeleriharekete geçirmeli ve Doğu Türkistan için çeşitligirişimler başlatmalıdır. 7- İran, Suudi Arabistan veMısır; Türkiye’yi de harekete geçirerek İKT’de işeyarar bir eylem planı ortaya konması için çalışmalarbaşlatmalıdır. 8- İHH, Cansuyu gibi sivil toplumkuruluşlarının olay yerlerine gitmesini sağlayacakhazırlıklar yapılmalıdır. 9- Yüz milyonlarca DoğuTürkistanlı vatandaşımız dünyanın çeşitli yerlerindemülteci durumundadır. Türkiye bu mültecilere“mülteci” statüsü verilmesi için BM nezdinde özelgayret göstermelidir. Örnek olmak için de Türkiye,Türkiye’de yaşayan Uygurlara mültecilik hakkı, pasaportve oturum hakkı vermelidir.12 “Saadet Partisi’nin Mitingi Çin’i kızdırdı!” http://haberalemi.net/110500_Saadet-Partisi-nin-Mitingi%C2%A0-Cin-i-%C2%A0Kizdirdi!.html.13 “Yüz binlerin öfkesi ses getirdi” http://www.milligazete.com.tr/haber/cin-kendine-gel-134228.htm.14 “İHH’dan Çin’e ‘Katliamı durdur’ çağrısı”, http://www.yeniasya.com.tr/2009/07/23/haber/butun.htm.15 “Uygur Türkü’nün balina kadar değeri yokmu?”, http://yenisafak.com.tr/Politika/Default.aspx?t=08.07.2009&i=197230; http://www.timeturk.com/uygur-turkunun-balina-kadar-degeriyok-mu--81393-haberi.html.16 Bahar Bakır, “Dünyadan tepki yağıyor”, http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?a98


5Type=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1115245&Date=08.07.2009&b=Dunyadan%20tepki%20yagiyor.17 “Urumçi’deki olaylar İKT’yi hareketlendirdi”,http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=867389&title=urumcideki-olaylar-iktyihareketlendirdi.18 “ABD’den katliama ilişkin ilk açıklama”, http://www.samanyoluhaber.com/h_304768_abddenkatliama-iliskin-ilk-aciklama.html.19 “Vahşeti durdurun”, http://www.mehmetcik.gen.tr/haber.php?haber_id=4312.20 “France concerned over Xinjiang riots”, http://www.thenews.com.pk/updates.asp?id=82347.21 “Violence in Xinjiang worries foreign ministry”,http://www.swissinfo.ch/eng/news_digest/Violence_in_Xinjiang_worries_foreign_ministry.html?cid=7499024.22 “Riots in China: 1400 people detained”, http://www.ndtv.com/news/world/1400_people_detained_in_china_riots.php.23 “China Suspends Visas To Kazakhs For Xinjiang”,http://www.rferl.org/content/China_Suspends_Visas_To_Kazakhs_For_Xinjiang/1771643.html.24 “Kazakh Foreign Ministry: Above 1,000 Kazakhcitizens leave Xinjiang due to riots”, http://en.canews.org/news/76911.25 “Rusya: Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylarÇin’in içişleri”, http://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1115424&Date=08.07.2009&Kategori=dunya&b=Rusya:%20Sincan%20Uygur%20Ozerk%20Bolgesindeki%20olaylar%20Cinin%20icisleri.26 “Recent riots in Xinjiang region, China”, http://www.slmfa.gov.lk/index.php?option=com_content&task=view&id=2025&Itemid=75.27 “Çin, Urumçi’de adil ve tarafsız soruşturma başlatmalı”,Uluslararası Af Örgütü (7 Temmuz 2009).28 “HRW: Çin Sincan için BM heyetine kapılarınıaçsın”, http://www.bianet.org/bianet/dunya/115708-hrw-cin-sincan-icin-bm-heyetinekapilarini-acsin.29 Memet Aydemir, “Kaçırılan Uygur kızları” http://www.turansam.org/makale.php?id=392.30 “Doğu Türkistan için ne yapıyoruz?” http://www.milligazete.com.tr/makale/<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-icinne-yapiyoruz-134889.htm.31 “21. yüzyılın Kuveyt’inde kargaşa” http://www.newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723.32 “Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı SeyitTümtürk ile söyleşi”, http://www.milligazete.com.tr/haber/dunya-uygur-kurultayi-baskanyardimcisi-seyit-tumturk-ile-soylesi-133688.htm.33 “Urumçi’deki sabotaj olayı Dünya UygurKongresi’nin gerçek yüzünü açığa vurdu”, http://turkish.cri.cn/781/2009/07/06/1s116667.htm.34 “Çin, Uygur isyanını yine kanla bastırdı”, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=6.7.2009&ArticleID=943840.35 “D. Türkistan’da Müslümanlara suçlama”,http://www.haber7.com/haber/20090904/D-Turkistanda-Muslumanlara-suclama.php.36 “Çin’de beş Uygur Türk’üne İdam Cezası”,http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=63a6807f-0f48-48fd-975c-79d18f433c5d.37 “Basın Bilgilendirme-1”, http://www.edebiyatciturk.com/arsiv/basin-bilgilendirme-1.html.38 “Vur emri Wang’dan”, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=14.07.2009&i=198390.39 “Komünist partiden şok emir”, http://www.porttakal.com/haber-komunist-partiden-sokemir-370906.html.40 “5 Temmuz olaylarının gerçek yüzü”, http://groups.google.com/group/hadisgentr/browse_thread/thread/2366ad5ceedd972b?hl=tr.41 “Rabia Kadir’in Urumçi’deki binaları yıkılıyor”,http://www.voanews.com/turkish/archive/2009-09/2009-09-08-voa17.cfm?moddate=2009-09-08.42 “Çin, tarihi Kaşgar şehrini yıkıyor!”, http://www.yenidenergenekon.com/403-cin-tarihi-kasgarsehrini-yikiyor.99


43 “Antik Kaşgar’ı korumak yıkmaktan mı geçiyor?”,http://www.arkitera.com/h41840-antik-kasgarikorumak-yikmaktan-mi-geciyor.html.44 “Kaşgar, ‘halkın güvenliği için’ yıkılıyormuş!”,http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=102586.45 “Fatma Şebnem Ercan”, http://www.turksam.org/gencbakis/a1811.html.haber.nazlimcafe.com/etiket/uygur-turkleri/.48 “Ogan: Çin’deki olaylar Türkiye gündemini değiştirebilir!”,http://www.nethabercilik.com/haber/ogan-cindeki-olaylar-turkiye-gundeminidegistirebilir.htm.49 “Doğu Türkistan sorunu nedir?”, http://www.the.org.tr/2009/10/13/<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-sorunu-nedir.46 “Urumçi’de Çin işkencesi”, http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=15441.47 “Çin-196 Uygur Türk’ünü kurşuna dizdi”, http://100


Orta Yol Yaklaşımı-Tibet Sorunu içinBir ÇözümÖzetBu tebliğ, Tibet tarihini ve Tibet’in komünist Çin idaresindeki güncel durumunukısaca ele almaktadır. Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nın Tibet meselesinin çözümüiçin “şiddete başvurmama” prensibi ve Orta Yol Yaklaşımı aracılığıyla yürüttüğü muhtelifgirişimlere yer vermektedir.Tarafların karşılıklı kabul edeceği ve fayda sağlayacağı Orta Yol Yaklaşımı, DalayLama’nın Orta Yol Politikası esas alınarak temellendirilmiştir. Orta Yol Politikası, Çinanayasasının ilkelerine ve şartlarına uygun bir şekilde, bağımsızlığı değil gerçek bölgeseletnik özerkliği savunur.Anahtar kelimelerTibet, Çin, Dalay Lama, Özerklik, Orta Yol Yaklaşımı, MemorandumTibetliyim ancak ülkemi hiç görmedim. Bağımsız bir ülke olan Tibet, 1949-1950 yılları arasında komünist Çin tarafından istila edildi. Tibet halkı, 10 Mart1959’da komünist Çin idaresine karşı ayaklandı ancak şiddetle bastırıldı. BinlerceTibetli gibi benim ebeveynim de Kutsal Dalay Lama’yı takip ederek sürgündeyaşadı. Nepal’de bir mülteci kampında doğdum. Başımız dik bir şekilde Tibet’egeri döneceğimiz günün hasretini duyuyorum.Kısa tarihçeBir devlet olarak Tibet’in tarihi MÖ 127 yılına kadar gider. 617 yılında,Tibet’in 33. Kralı Songsten Gampo tahta çıktı ve kayıtlı tarihte ilk defa Tibet’in101


irliğini sağladı. Kral Songsten Gampo bir Nepalli ve bir de Çinli prenses ileevlendi. Çinli prensesle evlenmesi, Tibet ve Çin arasında iş birliği ve barış sağlamakadına atılan stratejik bir adım olarak görüldü. Yuan Hanedanlığı (1271-1368) süresince, Moğol hükümdarı Cengiz Han, Çin dâhil Avrasya’nın büyük birbölümünü fethetti. Çin, Tibet’in 13. yüzyıldan itibaren kendisine ait olduğunuiddia etmektedir. Ancak Çin, Tibet üzerinde hak iddia edemez; olsa olsa, hemTibet hem de Çin üzerinde hak iddia edebilecek olan Moğolistan’dır. 1578 yılında“Bilgelik Okyanusu” anlamına gelen Dalay Lama unvanını veren Moğol idarecilerdir.Çin İmparatoru, 1652 yılında sadece Kutsal 5. Dalay Lama’yı bağımsız birdevletin lideri olarak tanımakla kalmamış, kendisini “yeryüzünde bir ilah” olarakgörmüştür. Tibet’in Çin hanedanlıkları ile ilişkisi “Ruhban-Veli (Cho-Yon)” ilişkisibağlamında tanımlanmış; Dalay Lama Çin İmparatoru’nun ruhani koruyucusuolarak görülmüştür.2000 yılı aşkın yazılı bir tarihi olan Tibet, Çin idaresinden önce bağımsızhükümran bir devlet olarak var olmuştur. Tibet komşuları ile birçok anlaşmalarimzalamıştır.Çin hükümetinin Tibet tarihine bakışı, Tibetlilerin tarih algısından farklıdır.Tarih, geçmişte yaşanan bir olgudur ve değiştirilemez. Tibet Ruhani Lideri DalayLama’nın pozisyonu ise geleceğe yöneliktir. Dalay Lama, tarihe bakış açısındakibu farklılığın her iki tarafın da yarar göreceği ortak bir anlaşmanın oluşmasında,ortak bir gelecek inşasında engel olmasını, Tibet halkı için Çin Halk Cumhuriyetibünyesinde bir çözüme ulaşmada sorun teşkil etmesini istememektedir.Çin istilasının bir sonucu olarak 1,2 milyon Tibetli hayatını kaybetmiştir. Bu,6 milyonluk Tibet nüfusunun beşte biri demektir. Çin yıkımları sonucu, 1959’danönce Tibet’te bulunan 6.259 manastır ve ibadet yerinden sadece 8’i ayakta kalabilmiştir.Tibet, üç vilayet üzerine kurulmuştur: U-tsang, Kham ve Amdo. Çin, istilaettikten sonra Tibet’i beş vilayete bölmüştür: Tibet Özerk Bölgesi 1965 yılındaoluşturulmuş, Tibet’in doğu topraklarının yarısı Çin’in Qinghai, Yunnan, Gansuve Sichuan vilayetlerine dâhil edilmiştir. Çin, “Tibet” ibaresini sadece Tibet ÖzerkBölgesi için kullanır.BM Genel Kurulu Tibet’le ilgili 1959, 1961 ve 1965 yıllarında üç karar almış-102


tır (Karar no: 1353, 1723 ve 29079). Bu kararlar, Tibet halkının self determinasyonhakkına, kendilerine has kültürel ve dinî yaşamlarına, temel insan haklarına veözgürlüklerine saygı çağrısında bulunmuştur.Günümüzde TibetTibet bugün, tarihi boyunca yaşadığı en zor dönemlerden birinden geçmektedir.Çin hükümeti dinimize, kültürümüze, dilimize ve yaşam biçimimize zararvermeye yönelik politikalar uygulamaktadır.2008 yılının Mart ayında rahiplerin, rahibelerin, öğrencilerin ve sıradan insanlarıniçinde bulunduğu yeni nesil Tibetlilerden oluşan bir grup, Çin’in 49 yıllıkbaskı ve ayrımcılığına karşı ayaklandılar. Ancak onların düzenlediği barışçılgösteriler şiddetli bir şekilde bastırıldı. 200’den fazla Tibetli öldürüldü, 6.500’denfazla Tibetli tutuklandı veya hapse atıldı. Kesin bir gerçek var ki, bu olayın bilançosurapor edilen rakamların çok çok üzerindedir. Geçen yıl tutuklananlardan ikiTibetli idam edildi ve birçoğu da ömür boyu hapse mahkûm edildi. 2008 yılınınbaharından bu yana hâlen tutuklu bulunan ya da hapis cezaları devam eden Tibetlilervardır.Çin’in Sichuan vilayetine dâhil edilen Tibet toprakları, 2008 Tibet birliği(Pan-Tibet) protestolarından bu yana günümüz Tibet’inin tamamı için odak noktasıolmuş durumdadır. Yakın geçmişte, siyasi faaliyetlerin ağırlığı Tibet ÖzerkBölgesi’nden kaydı. Tibet’teki mevcut kriz, on yıllardır süren Çin baskılarının, insanhakları ihlallerinin, Tibet halkının kültürel ve siyasi ayrımcılığa uğratıldığınınaçığa çıkarılmasına vesile oldu.Tibetli protestocuların bastırılmasında, Halk Özgürlük Ordusu’nun elit birimleriniiçeren tank ve helikopterler kullanıldı. Yeni T-90 zırhlı personel taşıyıcısıve T-92 zırhlı araçları Lhasa sokaklarına konuşlandırıldı.The Economist’in 4 Şubat 2010 tarihli sayısında yayımlanan bir makale “Tibet’iistikrarlı tutan gelişme değil baskıdır.” diyordu. Nitekim 50-60 yıldır Çin işgalialtında yaşayan Tibetlilerdeki ruh, sürgünde yaşayanlarınkinden çok daha müthişve güçlüdür.103


Nüfus transferi ve etnik ayrımcılıkPekin’in Han Çinlileri kitlesel olarak Tibet’e göç ettirmesi ve bunun için siyasiolarak Han Çinli şovenizminden güç alması, Tibet’te Tibetliler ile Çinlilerarasındaki gerginliği tırmandırmıştır. 2006 yılında açılan Qinghai-Tibet demiryolu, Çin nüfusunun Tibet’e akışını daha da hızlandırmıştır. Her gün binlerceÇinli, Pekin’den Lhasa’ya gelen hızlı trenlerle Tibet’e akın etmektedir. Tibet’teÇin nüfusunun hızlı bir şekilde arttırılması, Tibetlileri kendi topraklarında azınlıkkonumuna düşürmeyi -Çin’in Tibet sorununa nihai çözümü- hedeflemektedir.Çin hükümetinin 2008 yılının Mart ayındaki Tibet protestolarına sert bir şekildemüdahale etmesi, “yağma, yakma ve parçalama gibi suçlar” işlemesi hakkında,Pekin merkezli hukukçular organizasyonu ve think-tank kuruluşu Gongmen(Açık Anayasa Girişimi) çok önemli bir rapor yayımladı. 2009 yılının Mayıs ayındayayımlanan raporda, devletin resmî politikasına çekinmeksizin itiraz edildi.Tibet halkının, Çin hükümetinin uyguladığı politikalardaki zafiyetler ve yanlışlarnedeniyle devlete karşı ayaklandığı belirtildi.Tibet gençleri arasında işsizlik oranının yüksek olmasının başlıca nedeni,okullardaki eğitimin Çince olmasıdır. Çin, Tibetlilerin eğitim gördüğü lise ve üniversitelerindenmezun olanlara iş temin etme politikasına son vermiş ve Tibetlileridaha da dezavantajlı bir konuma itmiştir. Sydney Morning Herald News’ın 2008yılında yayımladığı bir rapora göre, Çinli bir yetkili Pekin’deki Avustralyalı diplomatve akademisyenlere Çin hükümetinden Han göçmenlerine akan paralarıngeride kızgın, işsiz Tibetlileri bıraktığını söylemiştir.Tibet şehir ve kasabalarında Çin nüfusunu barındıracak yeni geniş komplekslerbulunmaktadır. Pekin, Tibet’teki Çinlilerin yaşamını daha konforlu birhâle getirmek için milyarlarca dolar harcamaktadır. Diğer yandan, Tibetliler eskimahallelerde yaşamakta ve kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedirler.10. Panchen Lama, 1989 yılının 24 Ocak günü -Shigatse’deki manastıra yaptığıbir ziyaret sırasındaki ani ölümünden dört gün önce- halka son seslenişinde“Çin idaresi, Tibet halkına yarardan çok zarar getirmiştir.” demiştir.104


Reenkarnasyon ile ilgili yeni tedbirler partininsiyasi kontrol hedeflerini ifşa ediyorÇin hükümeti 2007 yılında yeni tedbirler ilan etmiş, reenkarnasyonla gelentüm Lamaların hükümet onayı alması gerektiğini belirtmiştir. Buna göre, hükümetonayı olmayan Lamalar “yasa dışı” veya “geçersiz” kabul edilmektedir.Bu politika, bir yandan reenkarnasyonla gelen Lamaların eğitimini ve seçiminikontrol altına almayı hedeflemekte diğer yandan da Çin’in Budist Tibet kültürünün“resmî velisi” olma pozisyonunu güçlendirmektedir. Bu tedbirler, Tibet dinîkimliğinin özüne vurulmuş bir darbedir ve Tibet kimliğini yok etmeye yöneliktir.Panchen Lama’nın 11. reenkarnasyonu olan ve Tibet Ruhani Lideri olarakkabul edilen Gedun Choekyi Nyima, 1995 yılının Mayıs ayında 6 yaşındaykenailesi ile birlikte tutuklandı. Kendisi, dünyadaki en genç siyasi mahkûmdu. Şu annerede olduğu bilinmiyor. 25 Nisan 2010’da 21. yaş gününü anacağız. Bu olaydansonra bir Panchen Lama atayan Çin, Dalay Lama’nın bir sonraki enkarnasyonunuda kontrol edebilmeyi umuyor. Fakat Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama, Tibet’tekidurum değişmezse kendisinin reenkarnasyonunun Tibet dışında, Çin kontrolündenuzak bir yerde gerçekleşeceğini farklı vesilelerle defalarca söyledi.Tibet Ruhani Lideri Dalay LamaTibet Ruhani Lideri Dalay Lama, tamamen güven üzerine kurulu derin vetarihî bir ilişki ile bağlı olduğu Tibet halkını temsil eder, onun adına konuşur.Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama, Tibet halkının meşru temsilcisidir; bu tartışılamaz.Tibet sorunu ancak Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama ile diyalog hâlinde olarakçözülür. Bu gerçeğin kabul edilmesi önemlidir. Tibet Ruhani Lideri DalayLama’nın şahsi bir talebi yoktur. Dalay Lama, Tibet halkının hakları ve refahıile ilgilenmektedir. Bu nedenle atılması gereken temel adım, Tibet halkına kendiistek ve ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini yönetme imkânı tanıyacak olan gerçeközerkliğin (genuine autonomy) uygulanmasıdır.Bir anlaşmaya varıldığı takdirde sürgündeki Tibet hükümeti feshedilecek veTibet içinde bulunan Tibetliler kendi ülkelerini yönetme sorumluluğunu alacak-105


tır. Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama farklı vesilelerle defalarca Tibet’te siyasi birpozisyon almayacağını belirtmiştir. Nitekim 2001 yılından bu yana, sürgünde demokratikyollarla seçilmiş bir başbakanımız bulunmaktadır.Çin hükümeti, Dalay Lama’ya karşı temelsiz suçlamalarda bulunmaya ve onuayrılıkçı olarak tanımaya son vermelidir. Bunun yerine, Çin liderleri, Tibet sorunununçözümü için karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşma noktasındaKutsal Dalay Lama ile birlikte çalışmalıdır. Bu, istikrarın, birliğin ve uyumlu birtoplumun gelişmesini temin edecektir.Tibet için özerklikAynı devlet içerisinde yaşayan farklı milletler arasındaki çatışmalar tarih boyuncagerginlik kaynağı olmuştur. Uyumlu bir toplum yapısının sağlanması için,azınlıklara mutlaka belli bir derecede iç özgürlük verilmeli; azınlıklar baskın gruptarafından asimile edilmemeli ve azınlıkların kendi dillerini yaşatmalarına; etnik,dinî ve kültürel kimliklerini koruma, geliştirme ve yaşamalarına imkân verilmelidir.Bu sistem, özerkliğin değişik formlarının tecrübe edildiği muhtelif devletlerdeciddi bir başarı göstermiştir. İtalya ve İspanya’nın özerk bölgeleri bu durumunen iyi örnekleri arasındadır.Günümüz jeopolitiğinde, milletler gittikçe birbirlerine daha da bağımlı hâlegelmektedir. Denize kıyısı olmayan kara ile kuşatılmış Tibet’in gelişimi ve kaynaklaraulaşımı, fazlasıyla komşularına bağlıdır. Bu nedenle kendisinden daha büyükbir ulusun bir parçası olarak kalması ekonomik açıdan daha faydalıdır. Ortakbir kültür ve dili paylaşan 6 milyonluk Tibet nüfusu, Çin’le birleşik kalmayı yürektenistemektedir.1974 yılı başlarında, Tibet’in gelecekteki statüsünü bağımsızlık üzerindendeğil özerklik üzerinden çözmeye dair müzakereler yapılmıştı. Çinli lider DengXiaoping, 1979 yılında Tibet’in bağımsızlığı konusu dışında tüm konuları tartışmave çözüm getirme noktasında istekli olduğunu belirtmişti. O zamandanberi, Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nın Tibet sorununun çözümü için karşılıklıkabul edilebilecek müzakere edilmiş bir çözüme ulaşmak için farklı girişimlerioldu. Dalay Lama, her iki tarafın da kabul edebileceği ve yarar sağlayabileceği birçözümü öneren Orta Yol Yaklaşımı’nı istikrarlı bir şekilde takip etti. Beş Nokta106


Barış Planı (The Five-Point Peace Plan) ve Strazburg Önerisi (the Strasbourg Proposal),bu bağlamda sunuldu. Çin merkezî hükümeti bu girişimlere herhangi birolumlu yanıt vermedi; dahası 1989 yılında askerlik yasası dayatıldı ve Tibet’te durumdaha da kötüye gitti. Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama, 1991 yılında StrazburgÖnerisi’nin etkisiz hâle geldiğini ilan etmek durumunda kaldı. Kutsal DalayLama, yine de Orta Yol Yaklaşımı’na bağlılığını korudu.“Millî bölgesel özerklik” kavramının temelini oluşturan esas ilke, eşitlik ve işbirliğini esas alan çok uluslu bir devlette azınlık durumunda bulunan bir ulusunkimliğini; dil, örf, gelenek ve kültürünü korumaktır. Çin anayasası, ulusal azınlıklarınyoğun olarak yaşadıkları bölgelerde kendi hükümet organlarını kurmalarına veözerklik yetkisine sahip olmalarına olanak tanır. Bu ilke ile uyumlu olarak “BeyazKitap, Tibet’te Bölgesel Etnik Özerklik” (Mayıs, 2004) dokümanı da, azınlık uluslarının“kendi kaderlerinin hâkimi ve kendi işlerinin idarecisi” olduğunu belirtir.Tibet halkına gerçek özerklik için memorandumTibet halkına gerçek özerklik verilmesi hakkında memorandum çalışmaları,Temmuz 2008’de, Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nın temsilcileri ve Çinli liderlerarasında sürdürülen toplantıların yedincisinde, Çin merkezî hükümetininönerisi üzerine başlamıştı. Fakat Pekin’in hâlihazırda memoranduma tepkileri vetemel eleştirileri resmî olarak sunulan taslağa değil, daha önceden halka sunulan,farklı zaman ve ortamlarda gündeme gelen örnekleredir. Tibet Ruhani LideriDalay Lama’nın Tibet halkı için istediği gerçek özerklik, anayasaya ve ilkelerinemuhalif değil tamamen anayasa ve ilkeleri ile uyumlu bir özerkliktir. Bu zatenmemorandumda açık bir şekilde ifade edilmektedir.Memorandumda yer alan öneriler ne Ulusal Halk Kongresi’nin (NationalPeople’s Congress) ne de Çin merkezî hükümetinin diğer organlarının yetkisini reddetmektedir.Memorandumda belirtildiği gibi taslak metin Ulusal Halk Kongresive Tibet özerk yönetimi dâhil merkezî hükümete ve tüm organları arasındaki hiyerarşikfarklara saygılıdır.Memorandum, Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nda kutsanan azınlıklardanbiri olan Tibet ulusunun tamamını kapsayacak bir ulusal bölgesel özerkliğin nasılverileceği ve uygulanacağı noktasında kapsamlı bir öneri sunmaktadır.107


Memorandum yedi bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm bir giriş mahiyetindedir.İkinci bölüm Tibet ulusunun bütünleşmesi hakkındadır. Üçüncü bölümTibetlilerin beklentileri hakkındadır. Dördüncü bölümde ise Tibetlilerin temelihtiyaçlarına, öncelikli olarak kendi kendini yönetme ihtiyacına değinilmektedir.Bu bölüm 11 konuyu içermektedir:1. Dil2. Kültür3. Din4. Eğitim5. Çevrenin korunması6. Doğal kaynaklardan faydalanma7. Ekonomik gelişme ve ticaret8. Halk sağlığı9. Halk güvenliği10. Nüfus göçünün düzenlenmesi11. Diğer ülkelerle kültür, eğitim ve dinî alanlarda değişim programlarıMemorandum metninin tamamına www.tibet.net adresinden ulaşılabilir.Tibet halkı için gerçek özerklik memorandumu hakkında notaTibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nın temsilcileri ile Çin liderlerinin temsilcileriarasında süren müzakerelerden dokuzuncusu sırasında, Tibet heyeti 26Şubat 2010’da gerçekleşecek “Tibetliler için Gerçek Özerklik Memorandumu”hakkında resmî bir nota verdi.Tibet halkı için Gerçek Özerklik Memorandumu, Çin Halk Cumhuriyetihükümetine 31 Ekim 2008’de Pekin’de gerçekleşen sekizinci müzakerede sunulmuştu.Güncel nota, Çin merkezî hükümetinin kendisine sunulan memorandumtaslağının içeriği hakkında ifade ettiği temel kaygı ve itirazlarına yönelik hazırlandı.Tibet heyeti tarafından sunulan notanın bu meseleyi açığa kavuşturacağınainanıyoruz. Memorandum, Çin Halk Cumhuriyeti’nin millî savunma sorumlu-108


luğunun merkezî hükümette olduğunu ve böyle kalması gerektiğini açıkça ifadeetmekte; hiçbir şekilde Çin Halk Ordusu’nun Tibet topraklarından çekilmesinedair bir öneri sunmamaktadır.Memorandum, başka yerlerden Tibet’e yerleşmek isteyen kişilerin ikametini,yerleşimini, istihdamını ve ekonomik faaliyetlerini düzenleme yetkisinin özerkbölge yerel hükümetine verilmesini önermektedir. Bu, özerkliğin ortak kabul görmüşbir özelliğidir. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nde uygulanmamaktadır.Tibetli olmayanları sürmek gibi bir niyetimiz yoktur. Han nüfusu başta olmaküzere farklı etnik gruplar kitlesel olarak Tibet’in muhtelif bölgelerine yerleştirilmektedir.Bunun sonucu olarak Tibet nüfusu marjinalleştirilmekte ve Tibet’inhassas ortamı tehdit edilmektedir. Bizim endişemiz bu konudadır.Tibetlilerin bir özerk bölge içerisinde idare edilme arzusu tamamen anayasadakiözerklik ilkeleri ile uyumludur. “Güçlü Tibet” ya da “Küçük Tibet” oluşturmagibi hedefleri yoktur.Başbakan Zhou Enlai, Başbakan Yardımcısı Chen Yi ve Parti Sekreteri HuYaobang gibi birçok Çinli lider, tüm Tibet topraklarının tek bir yönetim altındatoplanmasını desteklemişlerdir. Panchen Lama, Ngapo Ngawang Jigme ve BapaPhuntsok Wangyal gibi Çin Halk Cumhuriyeti’nde bulunan Tibetli bazı üst düzeyyetkililer de bunu desteklemişler, Tibet topraklarının tek bir yönetim altındabirleştirilmesinin anayasaya ve kanunlarına uygun olduğunu onaylamışlardır. Çinmerkezî hükümeti, 1956 yılında Komünist Parti üst düzey üyelerinden SangyeYeshi (Tian Bao)’nin de içinde bulunduğu özel bir komite atamıştır. Bu komite,Tibet bölgelerinin tek bir özerk yönetim altında birleştirilmesi konusunda detaylıbir plan yapmakla görevlendirilmiştir. Ancak çalışma daha sonra aşırı solcu unsurlargerekçe gösterilerek durdurulmuştur.Tibetliler, bir halk olarak kendi kültürlerini ve ruhani değerlerini yaşama, korumave geliştirme konusunda derin bir arzu duymaktadırlar. Tibet bölgelerini tekbir idari bölge altında birleştirme ihtiyacının en önemli gerekçesi, Tibet halkınınbu arzusuna cevap verme ihtiyacıdır. Bu, ayrıca -anayasanın 4. maddesinde görüldüğügibi- anayasada yer alan bölgesel millî özerklik ilkelerinin temel varsayımıve amacıdır.Tibetlileri bölmek, dahası ayrı kanun ve düzenlemelere tabi tutmak, Tibet109


halkının gerçek özerklik tecrübesini yaşamalarını engellemekte, Tibet halkınınkendilerine has kültürel kimliğini korumalarını da zorlaştırmaktadır.Notanın altı maddesi şunlardır:1. Çin Halk Cumhuriyeti’nin hâkimiyetine ve toprak bütünlüğüne saygı2. Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’na saygı3. Çin merkezî hükümetinin otoritesine ve hiyerarşisine saygı4. Memorandumda geçen belli konular hakkında Çin merkezî hükümetininifade ettiği kaygılara) Halk güvenliğib) Dilc) Nüfus göçünün düzenlenmesid) Dine) Tek yönetimf )Siyasi, toplumsal ve ekonomik sistemSonuç5. Merkezin tanınması6. Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama ile iş birliğiMemorandum notunun tam metnine www.tibet.net adresinden ulaşılabilir.Dünyanın en kadim dinî kültürlerinden biri hayatta kalmaya çalışıyor. Tarihiboyunca kendisine yöneltilen en ciddi tehditle karşı karşıya… Tibetliler,hâlihazırda yaşanan dinî baskı politikalarını İkinci Kültürel Devrim olarak adlandıyorlar.Tarihimiz boyunca gördüğümüz en zorlu dönemi yaşarken, Tibet Ruhani LideriDalay Lama’nın merhamet, hoşgörü, karşılıklı saygı ve şiddete başvurmamamesajları daha bir önem kazanıyor. Her geçen gün ülkelerin birbirine daha da bağımlıhâle geldiği bir dünyada Evrensel Sorumluluk bilincine ihtiyaç duyulduğunuvurgulaması, Dalay Lama’nın uluslararası bir üne kavuşmasında etken oldu. Dalay110


Lama Tibet sorununa çözüm ararken bu ilkeleri takip etti. 1979’dan bu yana, bağımsızlıkdeğil gerçek özerklik isteyen, Çin anayasasının ilkelerine ve şartlarınabağlılığı temin eden Orta Yol Yaklaşımı üzerinden her iki tarafın da kabul edeceğive fayda sağlayacağı bir çözüme ulaşmaya çalıştı.Kasım 2008’de Dharamsala’da dünyanın dört bir yanından Tibetlilerin biraraya geldiği özel toplantıda, Pekin’le Orta Yol Yaklaşımı üzerinden diyaloğa devamedilmesi konusu tekrar onaylandı.Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama kişisel hiçbir talebi olmadığını; Tibet için“bağımsızlık”, “yarı bağımsızlık” ya da “gizli bir bağımsızlık” istemediğini defalarcaaçıklamıştır. Çinli liderler, Tibet’te karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşmakiçin Tibet Ruhani Lideri Dalay Lama ile birlikte çalışmalıdır. Bu, istikrarı, birliğive uyumlu bir toplumun gelişimini sağlayacaktır.Tibet’teki gösteriler Pekin’e ve demokratik meşruiyetten yoksun KomünistParti’ye yöneliktir. Çin, artık Tibet’teki meşruiyetini kaybetmiştir. Meşruiyet ancakTibet Ruhani Lideri Dalay Lama’nın Tibet halkı için gerçek özerklik çağrısınaolumlu yanıt verilmesiyle sağlanacaktır.111


Doğu Türkistan Kazaklarının20. Yüzyıldaki İstiklal MücadelesiDoğu Türkistan’daki Türk ve Müslüman kökenli halklar arasında nüfus olarakikinci sırada gelen Kazakların bu bölgedeki toplam nüfusu 1.200.000 civarındadır.Doğu Türkistan Kazakları, 20. yüzyılın ilk yarısına kadar tarihin çok eski zamanlarındanberi devam edegeldikleri göçebe hayatı sürdürmüşlerdir. Bu sebepleDoğu Türkistan’daki Kazaklar da eski kabile hayatının karakteristik özelliklerinikorumuştur. Doğu Türkistan’daki Kazakların büyük bölümü Kazakların Ulu, Ortave Kiçi olarak kategorize edilen Üç Cüzü (Horde-Orda)’nün büyük oranda OrtaCüzü’ne mensupturlar. Kazakların Orta Cüzü’nün Kerey boyunun büyük çoğunluğuile Nayman boylarının bir kısmı, Ulu Cüzden Alban ve Suvan kabileleri,Doğu Türkistan Kazaklarının tamamına yakınını teşkil ederler. Bu nedenle kabilehayatı ve ezelden beri süregelen göçebe gelenekleri Doğu Türkistan’daki Kazaklarınsosyal ve ekonomik birlikteliklerini ve toplumsal organizasyon sistemlerini deetkiler. Kazak tarihinde Kerey boyunun yaşadığı topraklar Altay Dağları’nın batısıile Zaysang Gölü’nden İrtiş Nehri’nin sağ kıyılarından Kazakistan’ın kuzeyindekiOmbı (Omsk)’ya kadar yayılan bölgeyi kapsamaktadır. Ancak geçen asrın ortalarınakadar Doğu Türkistan Kazakları ile Kazakistan’daki Kazaklar ve Moğolistansınırlarında yaşayan Kazakların hayatları arasında hiçbir fark olmadığını belirtmekgerekir. Doğu Türkistan’daki Kazaklar geleneksel göçebe hayat şartlarınıngereği olarak sürdürdükleri farklı ekonomik faaliyetleri dışında inanç-din, etnikve linguistik değerler olarak Doğu Türkistan’ın Türk ve Müslüman kökenli diğergruplarıyla aynı üst kimliklere sahiptir. 1Doğu Türkistan’ın Türk ve Müslüman yerleşik Uygur nüfusu ülkenin güneyindeyoğun olarak yaşarken, Türk ve Müslüman göçebe Kazakların yaşadığı bölgelerDoğu Türkistan’ın dağlık bölgeleri olan Altay, Tarbagatay, İli (Gulca) yaniTanrı Dağları’nın kuzeyi, Barköl, Kumul, Altınşokı ve Aksay bölgeleriyle daha azsayıda Kazak’ın yaşadığı Urumçi, Karamay, Sanjı, Şonjı, Cemsarı, Şiyhuv, Kutubiy,113


Erenkabırga’da Savan ve Manas, daha doğuda Karatav ve Bogda bölgeleridir. 2Bu bölgede Kaba, Buvırşın, Sarsümbe’de Orta Cüz’ün Jedik ve Jantekey boyları;Köktogay ve Şingil bölgesinde Kerey boyunun Karakas ve Molkı kabileleri;Sarsümbe ve Şingil’de Şerüvşi kabilesi; Kaba’da Şubaraygır kabilesi; Jemeney veBuvrıltogay’da Merkit kabilesi yaşar. Altay-Savır ve Maylı-Jayir ile Tarbagatay’ınŞagantogay, Altın Emil bölgesinde Kerey-Jantekey boyunun Barkı kabilesininata toprakları bulunmaktadır. Tanrı Dağları’nın Erenkabırga yamaçlarında veManas-Savan bölgesinde de Kerey boyunun Jantekey-Barkı kabileleri ve Naymanlarile diğer Kazak kabileleri yaşarlar. Doğu Türkistan Kazaklarının yaşadığıAltay, Tarbagatay ve Tanrı Dağları’nın ortasında yer alan Jungariya Çölü (çukuru)ile İli Ovası bu bölgenin tahıl deposu, meyve bahçesi, maden havzası, petrol denizive özellikle Altay bölgesi altın ve uranyum gibi kıymetli madenler cenneti olarakadlandırılır. Cungarya Çölü’nün kuzeyinde 12 ayrı koldan gelerek birleşen İrtişNehri, Tarbagatay’ın güneyindeki Emil Nehri ve Tanrı Dağları’nın kuzeyindekiManas Nehri ile; İli bölgesini sulayan Tekes, Kas ve Künes nehirleri bulunmaktadır.Doğu Türkistan’daki Kazakların çoğunluk olarak yaşadığı bölge olan İli KazakOtonom Oblastı’nın yüz ölçümü 884.800 kilometrekaredir. Başka bir ifade ileDoğu Türkistan’da Kazakların yaşadığı bölgenin yüz ölçümü bile bugünkü Türkiyetopraklarından daha büyüktür. İli olarak anılan bu bölgedeki nüfus ise beşmilyondan daha azdır. 3Asırlardan beri Orta Asya’nın bu bölgesinde geleneksel hayatlarını sürdürengöçebe Kazaklar için geçen 20. asır önemli değişiklikler, mücadeleler, acılar vetrajedilerle dolu bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Doğu Türkistan Kazakları arasında20. asrın başlarında giderek artmaya başlayan huzursuzluklar, merkezî Çinidaresinin bölgesel valilerinin kontrolü arttırmaya çalışmaları sonucu gelişmiştir.20. asırda, Doğu Türkistan’da genel vali olarak görev yapan Çinli valilerden birincisiYang Zengxin (1912-1928), ikincisi Jin Shuren (1928-1933) ve üçüncüsü veen kanlı zalimi ise Sheng Shicai (1933-1944)’dir. Bu valilerin döneminde DoğuTürkistan’daki Kazaklara giderek artan oranda vahşet uygulanmıştır. Çinli idarecileringerek vergi olarak gerek siyasi ve askerî baskı rejimleri kurarak uyguladıklarımezalim sonucu, Kazaklar daha önceki huzurlu ortamlarını kaybetmişlerdir. Baskıcıidarecilerin zulmüne itiraz eden Kazak ileri gelenleri ise insanlık ayıbı olaraktarihe geçen vahşet metotlarıyla cezalandırılmışlardır.11419. asrın sonunda Çin zulmüne karşı ilk mücadeleyi başlatarak 1904 sene-


20sinde Tibet’te ölen Böke Batur 4 , Doğu Türkistan Kazaklarının mücadele sembolüve adı dilden dile dolaşan kahramanı olmuştur. Böke Batur isminin önemkazanmasına, Çinlilerin ona daha önce görülmemiş derecede zulümle mukabeleetmesi sebep olmuştur. Önceleri Doğu Türkistan’ın merkezi Urumçi yakınlarındakonaklayan göçebe Kazaklardan 4.000 kişilik bir grupla Tibet bölgesine gidenBöke, hastalanarak ölmüş ve gömülmüştür. Ancak daha sonra Çinliler tarafındanBöke’nin cesedi mezardan çıkarılmış ve başı bedeninden ayrılarak Urumçi’ye gerigetirilip burada bir caddede, bir kazığın ucunda sergilenmiştir.Çin valiliğinin benzer bir mezalimi Altay bölgesinin Sarsümbe şehrinde, 1929senesinde yaşanmıştır. Altay ile Urumçi arasında Çin mezalimine karşı mücadeleeden Kerey-İyteli boyundan Zuvha Batur 1929 senesinde katledilir ve başıSarsümbe şehrindeki Kara Köprü’de bir kazığın ucunda umuma sergilenir. Yine1931 senesinde yayladan erken indiği ve başka bir yere göçeceği şüphesiyle Kerey-Jantekey-Bazarkul boyunun lideri Jantaylak da öldürülür. Bu olaydan sonra Bazarkulboyunun bir diğer lideri Zayıp, 1.000 aileyle beraber önce Bogda bölgesineoradan da Barköl’e göç eder. Doğu Türkistan Kazaklarının Altay bölgesindekiasilzadelerinden Şerifhan Töre, 5 1933 senesinde Altay bölgesindeki Kazak ilerigelenleriyle beraber Çin valiliğine karşı mücadele başlatır. Diğer taraftan DoğuTürkistan’ın Uygur liderlerinden Hoca Niyaz ve Yolbars Beg yolbaşçılığında ÇinliMüslümanların da katılımıyla 1931 senesinde Doğu Türkistan’ın güney bölgelerindede mücadele başlatılmıştır. Barköl ve Kumul bölgesindeki bu mücadeledeKerey-Jantekey-Tasbiyke boyunun lideri Elip Kamısbayoglu; Hoca Niyaz, Yolbarsve Döngen lider Macunying yolbaşçılığındaki mücadeleye büyük ve küçükbaşhayvan yardımında bulunurlar. Elip Kamısbayoglu’nun bu hareketi Urumçi’degöreve gelen Sheng Shicai’nin gazabını celbeder ve Urumçi’den gönderilen askerlerDuvan Hadi’de (Elip Şapkan) oturan Elip Kamısbayoglu’nu evinde boğazlarlarve ailesini ve çevresindeki akrabalarından 60 aileyi de öldürürler. Çinlimezaliminden dolayı Barköl’den Gansu’ya, 1936 ile 1939 seneleri arasında kaçanKazakların toplam sayısı 12.000 civarındadır.20. asırda 1930’lu yıllara kadar bu faciaları yaşayan Kazaklar, liderlerine yapılanbu zulme tepki göstererek Doğu Türkistan’dan güneye, Tibet bölgesine doğruhareket ederler ve ilk kafile 1941 senesinde 3.000 kişilik bir grupla Hindistan’a ilticaetmek mecburiyetinde kalır. Bu mülteci Kazakların liderleri de vaktiyle kendievlerinde Çinliler tarafından aileleriyle birlikte katledilen Elip Kamısbayoglu’nun115


oğlu Elishan Batır 6 ve yine Altay bölgesinde Çinlilerce katledilen Kerey-Jantekey-Bazarkul lideri Jantaylak’ın akrabası Zayıp ve onun oğlu Osman Teyci (OsmanTaştan 7 )’dir. Doğu Türkistan’da 1933 senesinde Uygur, Kazak ve Düngenlerin(Müslüman Çinli) katılımıyla başlayan istiklal hareketi, o dönemde Doğu Türkistanvalisi olan Sheng Shicai’nin Sovyetler Birliği-Stalin iktidarıyla askerî ittifakkurması ve sonunda Sovyet Kızıl Ordu askerlerinin bölgedeki istiklal mücadelesinekarşı silahlı saldırısıyla son bulmuştur. Ancak Doğu Türkistan’daki Türk veMüslüman halka yapılan mezalim bununla sona ermez. 1937’den sonra bütünDoğu Türkistan genelinde yapılan tutuklamalarla Kazak ve Uygurların liderlikkabiliyetine sahip nüfuzlu veya aydın tabakasının tümüne yönelik tutuklamalarbaşlar. Doğu Türkistan’ın Çinli valisi Sheng Shicai, Kasım 1939’da Moğol, Kazakve Kırgız ileri gelenlerinden 300 kişiyi Urumçi’de toplar ve halkın elindekisilahların verilmesi konusunda kendi bölgelerine talimat verdirir. 8 Bu senenin sonundaAltay bölgesindeki Kazakların dinî liderlerinden biri olan Akıt Ulimjiulıtutuklanır. 9 Bu haksızlığa karşı, Altay bölgesindeki Esimhan, Akteke, Şagalak veIrıshan Nogaybayulı isimli kabile başkanları liderliğindeki Kazaklar, 1 Şubat 1940tarihinde Köktogay’daki Çin garnizonuna saldırarak silahlarını geri alırlar. Bu haberinUrumçi’de duyulmasından sonra, Urumçi’deki 80 kadar Kazak ileri geleniderhâl tutuklanır. Tutuklananlar arasında Doğu Türkistan Kazaklarının asilzadelerindenve Altay bölgesi eski valisi Şerifhan Kögedayulı da bulunmaktadır. Altaybölgesindeki bu ayaklanma 1940 senesinin başından güz başına kadar sekiz ay boyuncadevam eder. Urumçi’deki Çinli idareciler 1940 senesinin Eylül’ünde Altaybölgesi Kazakları ile anlaşmaya varır. Ancak bu barış süresi 1941 senesinin yaz aylarındayeniden bozulur. Köktogay bölgesinde başlayan başkaldırı, İrtiş Nehri’ninKuv Ertis, Bal Ertis ve Işkıntı isimli kolları boyunca yerleşen Kazaklar ile ShengShicai’nin askerleri arasında kanlı çarpışmalarla tarihe geçer. Bu çarpışmalar güzaylarında Çinli idarecilerin yalan yeminleri ile Urumçi’ye davet edilen Kalel (Halil),Rahat, Şariy, Esimhan, Nezir, Zeynel, Nakıştay, Keripbay, Kumar (Ömer),Kalım ve Kakış gibi Kazak ileri gelenlerinin uçaktan iner inmez tutuklanmasıylasonuçlanır. Altay bölgesindeki Kazakların tüm silahlarını Çinli idarecilere teslimetmesine itiraz ederek dağlara çıkan Osman Batur İslamoğlu liderliğinde, oğluŞeridiman Osmanoğlu, Keles ve Süleyman Baturların efsanevi direnişleri 1941senesinde başlar. Böylece “1940-1950 tarihinde, Kuomintang merkezî idaresininDoğu Türkistan’daki Çinli valisi zalim Sheng Shicai tahakkümüne karşı en şid-116


20detli ve en tehlikeli başkaldırı mücadelesi” 10 ortaya çıkar. Osman Batur bu tarihtensonraki mücadelesinin neticesinde, 1945 senesinde, Altay bölgesini Çinlilerdenarındırarak bölge valiliğini ele geçirir. Aynı zamanda 1944 senesinde İli’de kurulanŞarki Türkistan Cumhuriyeti ve onun lideri Alihan Töre ile birlikte hareketeder. Osman Batur’un mücadelesi ve askerî kabiliyeti, ezelden beri Orta Asya bölgesindençıkarak dünyanın birçok uygarlıklarını fethetmiş büyük cengâverlerinyürüttükleri fetihlerdeki gibi, tarihte artık tekrarlanması mümkün olmayan kahramanlıklarladünya literatürüne geçmiş efsanevi kahramanlıklardan biridir.Doğu Türkistan Kazaklarının 20. asrın ortalarındaki istiklal mücadelesinindevam ettiği bir diğer bölge de Tanrı Dağları’nın kuzey etekleridir. 1944 senesininKasım ayının 20’sinde İli şehrinde başlayan ayaklanmanın liderlerinden ve ilkşehitlerinden olan Kazak Akbar Esbosınulı ile Nılkı’yı azat etme çarpışmasındaşehit olan Kazak Seyit Körpebayulı’nı da burada anmak gerekir. 1944 senesindeİli’de Alihan Töre liderliğinde kurulan Şarki Türkistan Cumhuriyeti, DoğuTürkistan’ın Türk ve Müslüman Uygur ve Kazakları arasında istiklal mücadelesindekien sıcak ümit ışığı olmuştur. Doğu Türkistan’ın Türk ve Müslüman halkı olanKazaklar ve Uygurların bu mücadelesine, Sovyetler Birliği’nin gönderdiği temsilcilerve askerî güçler yardım etmişlerdir. 11 Şarki Türkistan Cumhuriyeti ordularıbağımsızlığın ilanından hemen sonra İli’den başlayarak doğuya doğru Urumçi’yebirkaç saat mesafedeki Manas Nehri’ne kadar olan bütün bölgeyi Çinli askerîgüçlerden temizlemiştir. 12 Şarki Türkistan Cumhuriyeti’nin askerlerinin o zamanDoğu Türkistan’ın başkenti olan Urumçi’nin kapılarına kadar gelmesini sağlayanönemli saiklerden biri de Erenkabırga, Savan ve Manas bölgesinde AlibekHakim 13 liderliğindeki Kazak güçleridir. 1947 ile 1949 seneleri arasında DoğuTürkistan’ın gelecekteki kaderini çizecek olan karmaşık yıllarda, Kazaklar ve Uygurlarbölgenin idaresinde görev almışlardır. 1947 senesinde Uygur lider MesudSabri hükümeti bünyesinde Uygur ve Kazaklar bulunmuştur. Ne var ki bütün Çingenelinde yükselen güç olan Mao idaresinin Kuomintang hükümetinin bertarafetmesiyle Doğu Türkistan’ın Türk ve Müslüman halkları için de bağımsızlık ümidisona ermiştir.Doğu Türkistan’ın Altay bölgesinde 1940’lardan itibaren kahramanca savaşanKazak liderlerden Osman Batur, 1951 senesinin Şubat ayında askerî bir saldırısonucu ele geçirilmiş ve 28 Nisan 1951 tarihinde Urumçi’de kurşuna dizilerek şehitedilmiştir. Böylece Orta Asya tarihindeki efsanevi savaş dehalarından birinin,117


ir daha tekrarlanması mümkün olmayan askerî ve stratejik dâhilik örnekleriyledolu hayatı sona erdirilmiştir. Osman Batur’un savaş tekniği, kahramanlığı, askerîkabiliyeti daha o devirlerde dünya literatüründe yer almaya başlamıştır. ÖzellikleBeytik Dağları’nda yaptığı savaşlarla o dönem dünya basınında ismini sıkçaduyurmuştur. Osman Batur’un akıbetine benzer bir şekilde, Kazakların Altaybölgesinin ileri gelenlerinden Canımhan Tilevbayoglu da düzenlenen bir askerîbaskın sonucu Osman Batur’la aynı gün ele geçirilmiş ve o da kurşuna dizilerekşehit edilmiştir. Kazakların bu iki liderinin amacı, 1944’ten sonra Şarki Türkistanhükümetinin askerî kontrol sahasını Urumçi’yi tehdit edecek şekilde ManasNehri’ne kadar genişletmek için savaşan Manas-Savan bölgesinin eski valisi AlibekHakim’e katılmak idi. Alibek Hakim daha önce, kendi liderliğindeki kafilesiyleTaklamakan Çölü’nü geçerek Tibet’e ulaşmış, oradan da hür dünyaya geçişplanları yapmaktaydı. Ancak Osman Batur ve Canımhan Tilevbayoglu için buplanı gerçekleştirmek mümkün olamadı. Alibek Hakim ise kafilesiyle birlikte Tibetdüzlüklerini, dünyanın çatısı sayılan Himalayaları kadın-erkek, genç-ihtiyar,sürüler ve çadırlarla aşarak, Hindistan hududuna ulaştı. Bütün bu göç yolculuğuboyunca arkalarından takip eden Çinlilerin askerî saldırılarını yedi defa tekrarlayanşiddetli çarpışmalarla geri püskürterek yollarına devam ettiler ve sonundaHindistan hükümeti tarafından Keşmir’e yerleştirildiler.Doğu Türkistan’dan hür dünyaya 1950 senesinde çıkan Kazaklar, kendilerindendaha önce, 1939 senesinde, Hindistan ve bağımsızlığını kazandıktan sonraPakistan olarak adlandırılan bölgeye göç eden Kazaklarla birleşerek Türkiye’yeiltica etmişlerdir. 1991 senesinde Sovyetler Birliği’nin yıkılışından önce hür dünyada,Türkiye’de ve Avrupa’da yaşayan Kazaklar, Doğu Türkistan’da bin bir türlümeşakkate, akıl almaz zorluklara göğüs geren, şiddetli askerî saldırılardan kurtulanKazak babaların evlatlarıdır.Bütün bu mücadele yıllarında, Çinli idarecilerin baskıcı, vahşi zulüm ve katliamlarındabinlerce kadın, erkek, çocuk, genç ve ihtiyar Kazak şehit olmuş; yüzlercekıymetli lider, yolbaşçı, aydın Kazak Çinlilerce hapsedilmiş, işkenceye maruz bırakılmış,eziyetle katledilmiştir. Dünyanın ise tüm bu yaşananlardan haberi olmamıştır.Bugün gerek Doğu Türkistan’da gerekse dış dünyanın herhangi bir yerinde;Hindistan’da, Türkiye’de, Avrupa’da ve Amerika’da, Doğu Türkistan’ı ele geçirenÇin tahakkümünün yaptığı haksızlıklar anlatılmaya çalışılmaktadır. Konuyla ilgilikitaplar, makaleler, haberler yazılmış, dokümanlar hazırlanmıştır. Geçen yüzyılın118


20ikinci yarısında Doğu Türkistan’dan çıkan Kazakların o dönemdeki liderleri artıkhayatta olmasa da, Doğu Türkistan’daki Kazak Türklerinin mücadelesi unutulmayacakşekilde vesikalarda, yayınlarda ve tarihin sayfalarında yerleşmiştir.21. yüzyılda, bugün Doğu Türkistan’da vuku bulan ve artık insanlık ayıbı olaraktüm dünya kamuoyunca kabul edilen eziyetler, baskılar, zulümler geçmiştede en şiddetli halleriyle sürdürülmüştür. O dönemlerden beri değişen şudur ki,artık yüzyılımızın uluslararası kamuoyu Doğu Türkistan’da geçen yüzyıldan buyana Çinlilerce devam ettirilen zulümlerin farkındadır. Doğu Türkistan meselesi,sadece Orta Asya’da değil tüm dünyanın gözleri önünde çözüm için beklemektedir.Eğer tarihten ders alacak olursak Doğu Türkistan meselesi sadece DoğuTürkistan’ın bugün, yani 2000’li yıllar itibarıyla mücadele eden Türk ve MüslümanUygur halkını değil, bütün Asya’yı, bütün Orta Asya’nın yeni bağımsız olmuşTürk ve Müslüman cumhuriyetlerinin güvenlik ve strateji politikalarını alt üstedecek potansiyele sahip bir konudur. Bundan dolayıdır ki, Doğu Türkistan’dakihürriyet mücadelesi, insan hakları ihlalleri sadece o bölgelerin yerli halkı olan Uygurlar,Kazaklar ve az sayıda Kırgızlar vb. halkları değil, Orta Asya ile üst kimlikleriitibarıyla kardeş olan bütün İslam ve Türk dünyasını; insanlığın onurunayakışır hayat sürmesini temel prensip edinen insan haklarına saygılı bütün dünyakamuoyunu etkileyecektir.119


Son notlar1 Nigmet Mingjan, Kazaktıng Kıskaşa Tariyhı, Almatı:Jalın, 1994.2 Jaksılık Samiytulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DüniyejüziKazaktarınıng Kavımdastıgı, 2000; JadiyŞakenulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DüniyejüziKazaktarınıng Kavımdastıgı, 2007; Linda Benson,China’s Last Nomads:The History and Cultureof China’s Kazaks, New York: M. E. Sharp, 1998.Nigmet Mingjan, Kazaktıng Kıskaşa Tariyhı, Almatı:Jalın Baspası, 1994.3 Jadiy Şakenulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DüniyejüziKazaktarınıng Kavımdastıgı, 2007, s. 39.4 Şaemis Kumarulı, Böke Batır: Tariyhıy Roman, Almatı:Jazuvşı, 2008; Jadiy Şakenulı, Kıtaydagı Kazaktar,Almatı: Düniyejüzi Kazaktarınıng Kavımdastıgı,2007, s. 160.5 Şerifhan Kögedayoğlu, Doğu Türkistan KazaklarınınHan soyundan gelen asilzadelerindendir. 1933senesinde Altay bölgesinde valilik yapmış ancak1940 senesinde Şing Sı Sey zindanlarında öldürülmüştür.6 Elishan Batur, Doğu Türkistan’ın Altay ve dahasonra Barköl bölgesinde Kerey-Jantekey-Tasbiykekabilesinin lideri Elip Kamısbayoglu’nun oğludur.1939 senesinde Doğu Türkistan’dan Tibet yoluylaHindistan’a geçen ilk kafilenin lideridir. Pakistan’davefat etmiştir.7 Osman Taştan, Doğu Türkistan’ın Altay bölgesindekiOrta Cüz-Kerey-Jantekey boyunun Bazarkulkabilesinin reisi Zayıp Teyci’nin oğludur. TürkiyeCumhuriyeti vatandaşı olarak İstanbul’da vefat etmiştir.8 Linda Benson, The Ili Rebellion: The Moslem Challengeto Chinese Authority in Xinjiang 1944-1949,New York: An East Gate Book M. E. Sharpe, Inc.,1990, s. 35.9 Jaksılık Samiytulı, a.g.e., s. 111.10 Samiytulı, s. 116.11 Balhaş Bafin: Tariyhıy Şejire, Tagdırlı Til, Hat JazdımKalam Alıp, Almatı. El Şejire, 2007.12 Linda Benson, The Ili Rebellion, s. 3.13 Alibek Hakim ve Osman Batur ile ilgili dahafazla bilgi için: Ahat Andican, Cedidizmden BağımsızlığaHariçte Türkistan Mücadelesi, İstanbul:Emre Yayınları, 2003. 672-673. sayfalarda AlibekHakim ve Doğu Türkistan mücadelesi ile HasanOraltay eserleri hakkında bilgiler bulunmaktadır.Özdemir Atalan, Himalaya Destanı, Ankara: ÖzKültür Yayınları, 1975. Doak Barnett, China on theEve of Communist Takeover, New York: 1963. AkınBaybosınulı, “Er Janibek Jayında Bizge Jetken Derekter,”Er Janıbek, Makalalar kıyssa-dastandar,Sheshendik Sözder, Anız-Angimeler..., Almatı: ErJanibek Kogamdık Korı, 2008. 250. bet. (Bu eserdevaktiyle Doğu Türkistan’da Alibek Hakim ile konuştuğuiçin Çinli makamlarca sorguya çekilen vetarihteki meşhur Canibek Batur’un soyundan gelenbir kişiden bahsedilmektedir.). Linda Benson,The Ili Rebellıon “The Moslem Challenge to ChineseAuthority in Xinjiang, 1944-1949”, Armonk:M. E. Sharpe, 1989. Linda Benson and IngvarSvanberg, China’s Last Nomads “The History andCulture of China’s Kazaks”, Armonk: M. E. Sharpe,1998. Büyük Türkeli Yayınları, No. 9, 1985-86sayısı. İstanbul: (?), 1986. Dalelhan Canaltay, QıylıZaman-Qıyın Kunder, Almatı: Düniyejüzi QazaqtarınıngQavımdastıgı, 2000. Milton J. Clark,“Leadership and Political Allocation in SinkiangKazak Society”, Harvard Üniversitesi’nde savunulmuş,Basılmamış Doktora Tezi, 1955. Milton J.Clark, “How the Kazakhs Fled to Freedom,” TheNatıonal Geographıc Magazıne, CVI Cilt, No. 5.(Volume CVI-Number Five-106/5), November,120


201954, s. 621-644. Ayşen Umay Demir, “Ata YurttanAna Yurda”, Salihli Türk Ocağı, Yıl. 1, Sayı. 1,Mart 2008, s. 5. Ahmet Bican Ercilasun, “KazakTürklerinin Lideri Alibeg Hakim’i Kaybettik,” YeniDüşünce, 29 Kasım 1985. Andrew Forbes, Warlordsand Muslıms in Chınese Central Asıa, Cambridge:Cambridge University Press, 1986. (Bu eserde AlibekHakim ismi Ali Beg Rahim olarak geçer.) Bukitabın Türkçeye çevirisi Enver Can tarafından yapılmıştır.Doğu Türkistan’daki Harp Beyleri, Münih:1990. Gül Gün, “Düğün Gibi Cenaze Töreni,”Yeni Asır, Perşembe, 21 Kasım 1985. Hasan Hakim(Hasan Oraltay), “Himalaya Destanı,” Ege Ekspresi,İzmir: 9.9.1957 (40 günlük dizi yazı.). Halifa Altay,Altaydan Avgan El, Almatı: Düniyajüzi QazaqtarınıngQavımdastığı (DKK), 2000. Turgut Harmantepeli,“Türkistan’ın Milli Kahramanlarından AlibekHakim’in Son Büyük Göç’ünün Ardından” Tanıtım,Yıl. 7, Sayı. 7, Aralık 1985, s. 41-42. Baymirza Hayit,“Çin ve Rus Arasındaki Mücadele Doğu Türkistan”,Büyük Türkeli: Aylık Fikir Dergisi, 25 Kasım1962, Yıl. 1, Sayı. 9. Godfrey Lias, The KazakExodus, London: Evans Brothers Limited, 1956 veGodfrey Lias, Kazak Exodus, Ladder edition, NewYork: Popular Library Inc., 1959. Maksut Kasımov,“Sovet Ofitserining Közimen,” Juldız, Almatı:1995. KazakSSR Gılım Akademiyası, KazakstanJaene Şıgıs Türkistan Tariyhınıng Maeseleleri, Almatı:(?Nauka) 1962. Abdulkayyum Kesici, “DoğuTürkistanlı Kazak Türklerinin Türkiye’ye Göçünün50. Yılı Münasebetiyle”, Türk Dünyası Tarih Dergisi,Sayı 2003/02-194, 2003/03-195. Ömer Kul,Esir Doğu Türkistan İçin-2, İsa Yusuf Alptekin’inMücadele Hatıraları (1949-1980), Ankara: BerikanYayınları, 2007. Thomas Laird, “The CIA’s FirstAtomic Spy and His Secret Expedition to Lhasa”,Into Tibet, New York: Grove Press, 2002. GulnarMendiqulova, İstoriçeskiye Sud’vı Kazahskoy Diyasporı:Proishojdeniye i Razvitiye, Almatı: Gılım,1997. Gulnar Mendiqulova, Kazahskaya Dıyasporı:Istoriya İ Sovremennost’, Almatı: Vsemirnaya AssosiyatsiyaKazahov, 2006. James Millward, EurasıanCrossroads: A Hıstory of Xınjıang, London: Hurst& Company, 2007. Hasan Oraltay, “A True StoryFrom the Roof of the World: A Little Girl’s Question,”Turkey, İzmir: Turkish American CulturalAssociation, 1960. Hasan Oraltay, Hürriyet UğrundaDoğu Türkistan Kazak Türkleri, İzmir: KarıncaMatbaası, 1961. (Birinci Baskı); Kazak Türkleri(Aynı kitabın ikinci baskısı), İstanbul: Türk KültürYayınları, 1976. Hasan Oraltay, “Köklük’te VerilenSöz,” Büyük Türkeli: Aylık Fikir Dergisi, 25 Kasım1962, Yıl. 1, Sayı. 9. Hasan Oraltay, Alaş: TürkistanTürklerinin Millî İstiklal Parolası, İstanbul: BüyükTürkeli Yayınları, 1973. Hasan Oraltay, “AlibegHakim’i Kaybettik (1908-1985)”, Yeni Düşünce, 22Kasım 1985. Hasan Oraltay, “Kazaktar Germaniyamen Turkiyaga Kaşan Keldi,” Jas Turkistan, Karaşa-Jeltoksan, N6/2002, s. 13-17. Hasan Oraltay, Elim-Aylap Ötken Ömir, Almatı: Bilim, 2005. ÜçüncüBaskı. Hasan Oraltay, Elim-Aylap Ötken ÖmirdenSong, İzmir: Printer Ofset Baspası, 2006. İskenderÖksüz, “Milletleri Millet Yapan,” Türk Yurdu, Cilt26, Sayı 231, Kasım 2006. Vasiliy Ignatyeviç Petrov,Miyatejnoye “Sertse” Aziyi, Moskva: İzdatel’stvoKraft, 2003. Bu kitabın ismi “Asya’nın İsyankârKalbi” olarak tercüme edilebilir. Doğu Türkistan’ınkısa tarihi, millî hareketler ve Hatıralar hakkındadır.Philips Price, M. P., “The Great Kazak Epic,”Journal of Royal Central Asıan Socıety, July-October1954, Vol. XLI, Parts III & IV., s. 249. İsmail Pınar,“Şarki Türkistanlı Mücahit Alibeg Hakim VefatEtti”, Boğaziçi, Aralık 1985, s. 14-15. “QaliybekHakim,” Qazaqstan Ulttıq Entsıklopedıyası, Cilt 5,Almatı: Qazaqstan Entsiklopediyasınıng Baspası,2003. s. 498. Jaqsılıq Samiytulı, Qıtaydagı Qazaqtar,Almatı: Düniyejüzi Qazaqtarınıng Qavımdastıgı,2000. Jaqsılıq Samiytulı, Sergeldeng, Almatı:2004 ve bu romanın 4. cildinin Türkçeye tercümesiolan Kaharlı Altay, Ankara: Bengü Yayınları, 2007.Chriss Scott, “Red China’s Hidden War on Minorities,”Stars & Strıpes, 13.05.1959. Jadiy Shakenulı,Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DKK, 2007. 176. bet.Şıngjangnıng Üş Aymaq Töngkerisindegi İri İster,Urumçi: Memleket Baspası (?), 1995. Halka veOlaylara Tercüman, “Ali Beğ Hakim Toprağa Verildi,”18 Kasım 1985. İlhan Tezcan, “Doğu TürkistanLiderlerinden Ali Beğ Hakim Salihli’de Öldü,”121


Halka ve Olaylara Tercüman, 17 Kasım 1985. İlhanTezcan,”Çin’den Gelip Salihli’de Hasret Giderdiler,”Tercüman (Avrupa Baskısı), 11 Mart 1986. OrhanTurkdoğan, Salihli’de Türkistan GöçmenlerininYerleşmeleri (Atatürk Üniversitesi Bölge ÇalışmalarıSosyal Araştırmaları-3), Erzurum, 1969. YeniDüşünce, “Alibeg Hakim’i Kaybettik (1908-1985),Yıl. 5, Sayı: 212. 22 Kasım 1985.122


II. OTURUMDOĞU TÜRKİSTAN’DAHAK İHLALLERİOturum Başkanı: Doç. Dr. Berdal Aral , Araştırmacı, TÜRKİYE , Aynü’ş Şems Üniversitesi, MISIR , Avustralya Doğu Türkistan DerneğiBaşkan Yardımcısı, AVUSTRALYA , MAZLUMDER Genel Başkanı, TÜRKİYE


Gündelik Yaşamda Karşılaşılan İhlallerSayın başkan, değerli misafirler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.1.828.418 km 2 alana yayılmış yaklaşık 50 milyon Müslüman Türk’ün Çin zulmüaltında yaşadığı Doğu Türkistan’da gündelik yaşamda karşılaşılan hak ihlalleribu sınırlı süre içerisinde anlatılamayacak kadar büyük ve dramatiktir. Bu ihlallerdennasibini almış bir Doğu Türkistanlı olarak ben, burada bana ayrılan süreiçerisinde bu ihlallerin bir kısmını özetle anlatmaya çalışacağım.Değerli konuklar, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz bugün kupon karşılığındayemek almak, tek tip giyinmeye zorlanmak, Mao’nun resmi önünde saygıylaeğilmek gibi Mao döneminde yaşanan ilkel zulümlerle artık karşılaşmıyorlar. Bununyerine sistematik zulüm ve ihlallerin yeni dünya düzenine uyarlanmış farklıversiyonlarını tüm acımasızlığıyla yaşıyorlar.Bilindiği üzere Müslüman Türklerin anayurdu Doğu Türkistan, yarım asrıaşkın bir süredir komünist Çin yönetiminin despot rejimi altında inlemektedir.Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Uygur kökenli Müslümanlar, bırakın dünyayı,Çin’in diğer bölgelerinde de görülmeyen dramatik boyutlarda hak ihlalleri, şiddetve baskı görmektedirler. İşkence, idam, çalışma kampları, dinî baskı vb. hak ihlalleriile ilgili aklınıza ne geliyorsa hepsi Doğu Türkistan’da yıllardır günlük hayatınbir parçası hâline gelmiştir. İletişimin oldukça hızlı ve yaygın olduğu günümüzde,dünya kamuoyu Doğu Türkistan’da yaşanan bu ihlallerden ve insanlık dramlarındanmaalesef tam olarak haberdar değildir.Doğu Türkistan’daki Müslüman Türkler, günlük ihtiyaçlarını kendi dillerindekonuşarak halletmek, inandıkları dinin vecibelerini yerine getirmek, mensubuoldukları kültürü yaşamak ve yaşatabilmek, insanca eğitim ve sağlık hizmetlerialabilmek, kendi neslinin devamını sürdürebilmek gibi en temel insani hak veözgürlüklerden bile Çin yönetimi tarafından mahrum bırakılmaktadır. Üstelik125


Çin yönetimi, Doğu Türkistan bölgesinin her türlü iletişim imkânını kısıtlayarakdünya ile bağlantısını koparmış, bölgeyi dünyaya tamamen kapalı hâle getirerekyaşanan bütün hak ihlallerinin ve insanlık dramının tüm gerçekleriyle öğrenilmesiniengellemiştir. Böylece Çin yönetimi dünya kamuoyunu Doğu Türkistan hususundadilediği gibi yanıltarak gerçeği yansıtmayan beyanlarla olan biteni örtbasetmektedir.Ben burada bu hak ihlallerinden bir kısmına belli başlıklar altında temas etmekistiyorum:I. Aile planlaması adı altında yapılan ihlallerMalumunuz, inancı gereği insanı gelişmiş bir hayvan türü olarak gören Çin’in,insana verdiği değer konusunda karnesi son derece zayıftır. Asimilasyon politikasıgereği Çin’in “aile planlaması” adı altında yıllardır Doğu Türkistan’da uyguladığıdoğum yasağı devam etmektedir. Haktan hukuktan yoksun olan katı kanunlarbir yana, bu kanunların uygulanması da son derece acımasız ve kendi hukuklarınıdahi çiğneyerek gaddarca yürütülmekte ve Allah korkusunun olmadığı, dinî vemanevi değerlerin yok sayıldığı bir rejimde böyle bir düzenleme çok büyük birvahşete dönüşebilmektedir.Doğu Türkistan’da Müslüman Türklerin ikiden fazla çocuk sahibi olmalarınahiçbir şekilde izin verilmemektedir. Üçüncü çocuğu olacak bir kadın, hamileliğininsekizinci, dokuzuncu ayında bile olsa evinden alınıp götürülmekte ve kürtajatabi tutulmaktadır. Hatta Çin memurları çoğu zaman köy köy, mahalle mahalledolaşıp “kanunsuz” çocuğu olan ve olacak kadınları kamyonlara doldurarak zorlagötürmekte ve son derece ilkel koşullarda gerçekleştirilen kürtajlar neticesinde isegenellikle yalnızca bebekler değil, anneler de hayatlarını kaybetmektedir.Örneğin, Doğu Türkistan’ın Toksu ilçesinde Çolpanhan isimli bir kadınındramı şöyledir: 1997 yılının Ağustos ayında Çolpanhan hamile olduğu için kürtajazorlanmış ve zorla evinden alınarak bir sağlık merkezine götürülmüştür. Kocasıda 3.000 yuan para cezasına çarptırılmıştır. Bir fırsatını bulup sağlık merkezindenkaçan Çolpanhan, sığındığı bir mezarlıkta tek başına doğum yapmış, daha sonrada başka bir şahsın yardımıyla gizlice evine dönmüştür. Ancak bir ihbar üzerinetekrar yakalanan Çolpanhan, polis merkezinde sıcak suya batırılarak katledilenbebeğinin acısına dayanamayıp üzüntüsünden ölmüştür.126


Bu olay bölgede yaşananlara sadece bir örnektir, Doğu Türkistan’da şu anakadar bu gibi hatta daha drammatik binlerce olay yaşanmıştır.II. Dinî yaşam alanında hak ihlalleriÇin’de 18 yaşından küçüklerin ibadet etmesi, camilere gitmesi, toplu dinî faaliyetlerekatılması yasaktır ve bu yasak titizlikle uygulanmaktadır. Ayrıca yedidenyetmişe, büyük küçük, kadın erkek demeden herkes için din eğitimi ve öğrenimigerek evde gerekse diğer alanlarda kesinlikle yasaktır. İslam ülkelerine şirin gözükmekiçin hiç bir altyapısı olmayan bir dinî yüksek okul açılmış olsa da buradaİslamiyet’ten çok Marksizm, Leninizm ve Maocu fikirler okutulmakta; gerçekdinî bilgiler değil, dinin nasıl Çin siyasetine alet edileceği öğretilmektedir. Diğerokullarda ise müfredatın temeli materyalist ideolojiye dayandırıldığı için hiç birşekilde dine yer veren düşünce ve ifadelere imkân tanınmamaktadır. Hatta “Dininsanları zehirleyen bir afyondur”, “Namaz kılmak işi olmayanın, oruç tutmak aşıolamayanın işidir” gibi Mao döneminden kalma köhnemiş sloganlar hâlâ geçerliliğinikorumakta ve dinin ilkel insanlar tarafından benimsenmiş iptidai bir inançolduğu fikri öğretilmektedir. Okul dışında ise yönetim, Müslümanların faaliyetleriniçok sıkı kontrol etmektedir. Camilere emekli olmuş eski Komünist Parti üyelerigözetçi olarak yerleştirilmiş, camiler rejimin emirlerini Müslümanlara bir nevihazmettirme yerine dönüştürülmüştür. Zaman zaman bazı camiler kapatılmakta,hoparlörle ezan okumak yasaklanmakta ya da bir cami cemaatinin bir başka camiyegitmesi vb. suç sayılmaktadır. Çin’deki İslam cemiyetlerinde görev yapanlarınçoğu, komünist rejimin güvenini kazanmış, hiç bir şekilde Müslümanlara faydasıdokunmayan -eğer faydası olsaydı o makamlarda olamazlardı- tabiri caizse yüksekbecerileri(!) sayesinde dini meslek edinmiş zatlardır.Örneğin, 1999 yılında Kur’an okumayı öğrendikleri için tutuklanan 12 yaşındakibeş çocuktan biri polis merkezinden kaçınca, aile gözaltına alınarak kendilerineişkence edilmiş ve çocukları gelinceye kadar kendilerinin serbest bırakılmayacağıtehdidinde bulunulmuştur. Bir başka olay da 28 Ekim 1999’da Hoten’de yaşanmıştır.Oybağ Camisi’nin İmamı Mehmet Ali Hoca dini, Komünist Partisi’nindikte ettirdiği şekilde öğretmediği gerekçesiyle gözaltına alınmış ardından da ağırpara cezasına çarptırılarak görevinden uzaklaştırılmıştır.127


Doğu Türkistanlı Müslümanların hac ibadetini yerine getirmelerine de zamanzaman izin verilmemektedir. 1999 yılında 1.200 Doğu Türkistanlı Müslüman,hacca gitmek amacıyla yurt dışına çıkmak üzereyken Çin polisi tarafındanpasaportlarına el konulmuş, polise itiraz eden 122 yaşlı Müslüman Uygur Türk’üde tutuklanmıştır.Bırakın temel inanç ve insan haklarını, Çin yönetiminin Doğu Türkistan’dadinî alandaki uygulamaları, Çin anayasasında yer alan “Her Çin vatandaşı istediğidine inanmakta özgürdür.” şeklindeki dinle alakalı maddeye bile aykırıdır. Amarejimin despotluğundan kimse bunu dile getirememektedir. Aslında Çin yönetimiİslamiyet’i, İslam ülkeleriyle olan ilişkisini geliştirebilmek için bir araç olarakkullanmaktadır.III. Yargılama alanında yaşanan ihlallerDünya, demokrasi alanında önemli mesafeler katederken Çin’in DoğuTürkistan’da uyguladığı yargı sistemi ne yazık ki geriye doğru gitmektedir. BugünDoğu Türkistan’da öyle bir yargılama sistemi vardır ki, yarım asır önce Maodöneminde radyo sahibi olan birinin yabancı ülkenin yayınını dinlemesi gerekçegösterilerek müebbet hapis cezasına çarptırılmasını aratmayacak türdendir. DoğuTürkistan’da keyfî idam cezaları ile sadece şüpheye dayalı, hiçbir somut deliliolmayan suçlamalarla masum insanlar katledilmekte, müebbet veya uzun hapiscezalarına çarptırılmaktadır. Doğu Türkistan’da mahkemeler demokratik ülkelerdekigibi bağımsız olarak işlememekte, Çin Komünist Partisi’nin siyasi amaçlarıçerçevesinde hareket etmektedir. Dolayısıyla idama mahkûm edilen kişilerin davalarıçok hızlı görülmekte, mahkûmlara kendilerini savunmak için yeterli süre veimkân tanınmamaktadır. Hatta bazı idamlar mahkûmun yakınlarının dahi haberdaredilmesine vakit tanınmadan infaz edilmektedir.Toplu tutuklama ve gözaltında işkencelere maruz kalma, aniden ortadan kaybolma,tutuklulardan aylarca haber alınamama, ailelere tutuklunun hayatta olupolmadığına dair hiçbir bilgi vermeme gibi hukuksuzluklar Doğu Türkistan’da yaşanagelensıradan olaylardır. Bu tür uygulamaların Çin kanunlarına aykırı olduğunubilen hukukçular bile bu duruma karşı tepki gösterme, dava açma gibi birgirişimde bulunamazlar. Hukukçular sadece bazı adi suçlular hakkında kısmenitirazlarda bulunabilirler. Fakat olay siyasi nedenlere bağlandığında, kimse tutuk-128


luyu savunmaya ya da söz konusu hukuksuzluklara itiraz etmeye cesaret edemez.Kamplardaki tutuklular genellikle tarlada ve tuğla fabrikalarında ağır koşullarda15 saat civarında çalıştırılır. Eğer vaktinde uyumaz veya uyanmazlarsa; yüksektonda konuşur, güler veya ağlarlarsa, gizlice abdest almaya ve namaz kılmayaçalışırlarsa, yapmaları gereken işleri bitirmezlerse, gardiyanlara cevap verirlersedövülür, elektrikli joplarla işkence yapılır ve ağır bir şekilde cezalandırılırlar. Başavurarak dövme, vücudun çeşitli yerlerine elektrik verme, havada uçak pozisyonundaasılı tutma, direğe asma, tavana asıp dövme, daracık ve soğuk hücrelereoturamaz, yatamaz, tam ayakta duramaz bir pozisyonda günlerce kapatma gibiişkenceler ceza evlerinde normal karşılanan sıradan uygulamalar şeklini almıştır.Zaman zaman mahkûmların makatlarına elektrikli çubuk, cinsel organlarına atkılı sokmak gibi insanlık dışı işkencelerin görüldüğü de vakidir. Bazı mahkûmlarişkence nedeniyle akli dengelerini yitirmekte, uzuvlarını kaybetmekte, kalıcı hastalıklarayakalanabilmektedirler.Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi’nin edindiği bilgiye göre, sadece 1999yılının başından aynı yılın Mart ayına kadar Doğu Türkistan’da 10.000’e yakınUygur Türk’ü hayali suçlamalarla gözaltına alınmış, bahsi geçen koşullarda tutuklukalmış, sonunda ölüm cezası başta olmak üzere son derece ağır cezalaraçarptırılmıştır. Yine haber kaynaklarında 1999 yılının başından Mart 2000’e kadarDoğu Türkistan’da mahkemelerde ölüm cezasına çarptırılmış veya işkence sonucuöldürülmüş kişilerin sayısının 2.500 civarında olduğu duyurulmuştur.Keyfî tutuklamalara bir örnek verecek olursak 30 Ekim 1999’da ortaokul öğrencisibir Türk kızı, Hoten Şehri Emniyet Müdürlüğü tarafından el yazısı sokaktakibir duvar yazısına benzediği gerekçesiyle tutuklanmıştır. Yine ders kitabınınüzerindeki Mao’nun resmini yırttığı gerekçesiyle bir ilkokul öğrencisi detutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Bunlar sıkı güvenlik tedbirleriyle dışa kapalıDoğu Türkistan’dan bir şekilde dışarıya sızan olaylardan sadece bir kaçıdır. Yaduyulmayan ve bilinmeyenlerin sayısı hakkında ne demek gerekir?IV. İletişim alanında yaşanan ihlallerDoğu Türkistan’da son 20 yılda gerek telefon gerek internet gibi iletişim araçlarıson derece kısıtlı ve kontrollü olarak kullanılmaktadır. Halkın ihtiyacındançok, devletin ihtiyaçlarını karşılamak için bu iletişim vasıtalarını kullanmak ve129


kullandırtmak zorunda kalan Çin yönetimi, özellikle yurt dışı telefon bağlantılarınıtamamen kontrol altında tutmakta ve sürekli dinlemektedir. 5 Temmuz olaylarınınardından malumunuz olduğu üzere Doğu Türkistan bölgesinde telefonve internet iletişimi yurt dışına tamamen kapatılmıştır. İç iletişimler de kontrolve dinlemeye alınmıştır ve bu uygulama hâlen sürmektedir. Teknolojinin zirveyeulaştığı günümüzde dünyanın dört bir yanında insanlar telefon ve internet gibiiletişim vasıtalarından özgürce istifade edebilirken Doğu Türkistan halkı maalesefbu temel haklarından da mahrum edilmektedir.V. Eğitim alanında ihlallerEğitim almak insanın doğuştan gelen temel insani haklarındandır. Doğu Türkistanlılarınbu temel hakları da ellerinden alınmaktadır. Zira evrensel eğitim,baskı ve dayatma ile değil arzu ve istekle yürütülen eğitimdir. Doğu Türkistan’daise eğitim her yönüyle devletin tekelindedir. Dolayısıyla her şeyin devlet menfaatinehizmet etmesi gerektiğini benimseyen Çin rejimi, istediği kimseye istediğiistikamette, istediği ölçülerde ve istediği bilgileri öğretmektedir. Yani bir nevi“cahil kalıp işlerimizi zorlaştırmasın, çok bilip de başımıza bela olmasın” mantığıile eğitim vermektedir. Buna göre bir şekilde üniversiteye kadar devam edebileneeğitim serbesttir. Ama uzmanlaşacak kadar eğitim alabilmek hangi alanda olursaolsun kesinlikle serbest değildir. Sadece yönetimin belirlediği ihtiyaca göre seçilmişkimseler kontrollü olarak yetiştirilip istihdam edilir. Kendi arzusuyla sevdiğibir alanda uzmanlaşmaya doğru gitmek isteyen bir Doğu Türkistanlı bir şekildebeklenmedik engellerle karşılaşır. Eğitim kurumlarında müfredatların belirlenmeside yönetimin tekelinde olduğu için okullarda Çince öğrenimi ve ateizm nazariyesizorunlu hâle getirilmiş; millî, tarihî ve dinî bilgiler gerçek verilerle değilyönetimin istediği ancak gerçeği yansıtmayan malumatlarla öğrencilere empozeedilmektedir.VI. Seyahat alanında ihlallerSeyahat etmek bütün insanların doğuştan en temel haklarındandır. Birininseyahat özgürlüğünü kısıtlamak onu bir nevi hapsetmek demektir. Doğu Türkistanlılarınseyahat özgürlükleri kısıtlanarak bu hakları da ellerinden alınmaktave yaşadıkları yere hapsedilmektedirler. Doğu Türkistan’da bırakın serbestçe yurt130


dışına seyahat etmeyi, sıkıyönetimlerde olduğu gibi kimi zaman bir şehirden başkabir şehre gitmek, bir mahalleden başka bir mahalleye gitmek bile yasak hâlegelebilmektedir. Binbir zorlukla izin alınarak başka şehre yolculuk yapıldığındabile yolda bir kaç yerde kimlik kontrolleri, “Nereden geldin? Nereye, kime, neden,ne kadar süreyle gidiyorsun?” gibi sorularla karşılaşmak olağan hâle gelmiştir. YaniDoğu Türkistan her zaman sıkıyönetimle idare edilmektedir. Çin yönetimi DünyaTicaret Örgütü’ne katılırken, her Çin vatandaşına pasaport verileceği ve yurt dışınaçıkışlarda kolaylık sağlanacağı taahhüdünde bulunmuştur. Ancak buna rağmenbugün bir Doğu Türkistanlının herhangi bir sebepten yurt dışına seyahat etmesineredeyse imkânsızdır. Bir yolunu bulup pasaport alanlar da geri dönme teminatıolarak devlete yüklü miktarda para bırakmadıkça sınırı geçememektedirler. Geridöndüklerinde ise gizlice takip için peşlerine takılan ajanların haklarında verdikleribilgiler çerçevesinde “şuraya gitmişsin, şu kişiyle görüşmüşsün…” gibi sözdegerekçelerle teminat olarak bıraktıkları paralarını geri alamamaktadırlar.VII. RüşvetZaten bir hukuk devleti olmayan Çin yönetiminde usulsüzlükler her konudahad safhadadır. Ekonomik bakımdan fakir olan bölge halkını rejimin sömürmesiyetmiyormuş gibi insanların beli bir de rüşvetle bükülmektedir. Devlet dairelerindeiş halletmekten haksız yere hapsedilen yakınları kurtarmaya, iş bulmaktan pasaportalmaya kadar her şey rüşvetle dönmektedir. Hiçbir iş rüşvetsiz halledilemezduruma gelmiş ve bu konu gündelik hayatı yaşanmaz hâle getirmiştir.VIII. AsayişsizlikÖzellikle 5 Temmuz 2009 tarihinden sonra artan asayişsizlik DoğuTürkistan’ın son zamanlardaki başlıca sorunu hâline gelmiştir. Zaten önceden degece baskınlarıyla tutuklanmalar, aniden ortadan kaybolmalar, belirsiz kişiler tarafındandarp edilip soyulmalar vb. olaylar yaşanıyordu. Bu tür işler daha çok devleteliyle polisler tarafından gerçekleştiriliyordu. 5 Temmuz olaylarından sonra bugibi durumlara etnik çatışmalar da eklenince işler iyice karıştı; saldırıların hangisinidevletin hangisini etnik grupların yaptığı belirsiz bir hâle geldi.2006 yılında Yarkent ilçesi Gülbağ karakolunda Memet Tursun Taş ismindebir Uygur genç sorgulama sırasında işkenceyle öldürülmüştür. Hanımı Dilber131


Tohti, babası Tohti Hoşur ile birlikte olayı savcılığa hatta Pekin’e kadar yüksekyargı organlarına bildirmiş fakat onca zahmetli uğraşlara rağmen hiçbir sonuçalamamış ve sorumlular da hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam etmiştir. Birbaşka olay da Karakaş ilçesinde yaşanmıştır. Ocak 2008 tarihinde polisler gece yarısıyaptıkları bir baskınla Mütellif Hacı isimli bir esnafı cezaevindekilere maddiyardımda bulunduğu iddiasıyla evinden götürürler. İşkenceyle öldürülen adamıncesedi iki ay sonra polisler tarafından yine gece vaktinde olayı kimseye anlatmamalarışartıyla ailesine teslim edilir. Bir başka örnek de daha geçen yıl Urumçi’deyaşanmıştır. Ablet Memet adında bir genç, 16.10.2009’da Kaşgar’dan Urumçi’yebir akrabasının lokantasında çalışmak için gelir. Geldiği günün ertesi, genç adamtren istasyonunun yakınlarında bir grup Han Çinlinin “bir Han Çinliye iğne batırdı”ithamıyla polisler tarafından tutuklanır ve apar topar sekiz yıl hüküm giyer.Polisler bu şahsın evine gidip anne babasına bu olayı kimseye anlatmamalarını vesavcılığa gidip de şikâyette bulunmamalarını, aksi takdirde Ablet’in cezasının 12yıla çıkarılacağını söylerler. Doğu Türkistan’da bu gibi olaylar saymakla bitmez.Bölgede bir şekilde irtibat kurabildiğimiz herkes kan ağlıyor, durumlarının hergeçen gün kötüye gittiğinden yakınıyor.SonuçDeğerli misafirler, Doğu Türkistan’da yaşanan hak ihlalleri bunlarla sınırlı değildir.Burada değinemediğimiz ekonomik alanda yaşanan haksızlıklar, asimilasyonpolitikası çerçevesinde son zamanlarda “iş vaadiyle” ailelerinden zorla alınarakÇin’in iç bölgelerine götürülen Müslüman Türk kızları, devlet eliyle yürütülen organticareti, uyuşturucu ticareti, gün geçtikçe artan oranda Doğu Türkistan’a yerleştirilenÇin yerleşimcileri, son zamanlarda çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan’agetirilen Çin askerleri, Doğu Türkistan’da yapılan nükleer denemeler ve bununsonucu zarar gören Doğu Türkistanlılar vb. hak ihlalleri, üzerinde durulması gerekenbaşlıca konulardır.4 Haziran 1989 günü Tiananmen Meydanı’nda 20.000’e yakın, 19-20 yaşlarındakiüniversiteli genci hem de öz be öz kendi evladını bütün dünyanın gözleriönünde gözünü kırpmadan tanklarla ezerek öldüren zalim Çin yönetiminden, sömürgesialtındaki bir başka millete adaletle muamele etmesi beklenemez. Fakathaksız yere işgal ettiği, bir başkasına ait topraklarda, mal sahibine “bu kadarına da132


pes” dedirtecek türden haksızlıklara elbette hiçbir insan, hiçbir Müslüman, hiçbirTürk ve de hiçbir Doğu Türkistanlı tepkisiz kalamaz.Tek cümleyle ifade etmek gerekirse, Doğu Türkistan’da Müslüman olmak veTürk olmak kolay değildir.Bunca haksızlık zalimin yanına kâr kalmayacaktır. Bir gün Doğu Türkistanlılarında kendi topraklarında özgürce yaşama imkânına kavuşacağına inancımıztamdır. Yüce Allah Doğu Türkistan ve benzeri durumdaki tüm Müslümanlaraözgürlük nasip etsin.133


Prof. Dr. Macide MahlufZorunlu Göç ve Uygur DiasporasıTürkistan İslam dünyasının köklü bir parçası, İslam medeniyetinin de en temelköşe taşlarından biridir. İslam dünyasına çok büyük fakihler, müfessirler vemuhaddisler kazandırmıştır. İslam medeniyet tarihinde apayrı bir yeri vardır. İslamve Müslümanlar var oldukça önemini koruyacaktır.Tarihin bize naklettiğine göre Türkistan, Türklerin ülkesidir. El-Hamavî’ninMu’cem adlı eserinde kaydettiğine göre de burası Türklerin ana vatanıdır. Uygurkültürü, yirmi asırdan fazla bir zamanda meydana gelen birçok önemli tarihî, coğrafive dinî etkenler sonucunda oluşmuştur. Eski İpek Yolu üzerinde yer alıyorolması da Doğu Türkistan’a farklı bir kültürel özellik katmıştır. Tarih boyuncatopraklarından gelip geçmiş kültürlerle karışmış, etkileşimde bulunmuş, akrabalıkbağları kurmuş ve bir potada eriyerek bugünkü çağdaş Uygur kültürü olarak bizlereulaştırmıştır.İslam’ı kabul ettikten sonra bütün Türklerin kullanmaya başladığı Arap alfabesininUygurlarca da kullanılması açık bir şekilde ortaya koyuyor ki, Arapharflerini kullanarak yazdıkları Türkçeleri, komşuları Çinlilerin dilinden farklıdır.Arap alfabesini kullanıyor olmaları göstermektedir ki, komşuları Çinlilerinkültüründen ve tarihî mirasından tamamen farklı, kendilerine özgü bir kültürlerive tarihî mirasları vardır. Çinlilerin milattan önce inşa etmeye başladıkları büyükÇin Seddi de bu gerçeği desteklemektedir; yani Doğu Türkistan Çin’in bir parçasıdeğildir. Nitekim İbn-i Batuta da Seyahatname adlı eserinde buna değinmektedir.Çinlilerin ülkelerini doğudan batıya kuşatan bu büyük seddi yapma gayeleriülkelerinin tarihî sınırlarını, aralarında Türklerin de olduğu kuzeyli komşularınıntopraklarından ayırma istekleridir. Çinliler kendi elleri ile Doğu Türkistan topraklarınınÇin toprakları olmadığını gösteren en güçlü delili inşa etmişlerdir.135


Bu yüzden diyorum ki, Doğu Türkistan bugün tarihin en büyük tahrifatı yapılmıştarihî ve coğrafi iddialarla desteklenen bir sahtekârlığa maruz kalmaktadır.Biri kalkıp da Doğu Türkistan Çin’in tarihî topraklarının bir parçasıdır ya da Uygurhalkı Çin kökenli halklardan biridir, derse büyük bir yalan söylemiş olur.Doğu Türkistan’ın kesin bir şekilde Çin Halk Cumhuriyeti’ne ilhakı 1949 yılındaolmuştur. Ancak bundan önce, Doğu Türkistan halkı Mançular dönemindeÇinlilerin egemenliğine iki asır boyunca direnmiştir. Doğu Türkistanlılar birçokdefa kendi bağımsız devletlerini kurma imkânı bulmuş ve dönemin -Osmanlıve Britanya gibi- büyük devletlerince de tanınmıştır. Osmanlı Sultanı Abdülazizve Mısır Hidivi İsmail, askerî güçlerle Doğu Türkistanlıların yardımına koşmuş,bağımsızlıklarını korumaları için her türlü desteği vermiştir. Ancak Rusya’nın veÇin’in bu topraklar üzerindeki iştahı hiç dinmemiştir. Nihayet Doğu Türkistanbağımsızlığını kaybetmiş ve Çin’in egemenliğine girmiştir. Çin, daima kendi kültürelkimliğini ve Çin halkını Doğu Türkistan topraklarında egemen kılmak içinbüyük çaba sarf etmiştir.Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan üzerindeki hegemonyası tarihîbir dönüm noktası olarak kabul edilir. Doğu Türkistanlılar komünizmin BatıTürkistan’daki kardeşlerine neler yaptığını biliyordu. Ana hatları ile SovyetlerBirliği’nin dine karşı keskin tavrını öğrenmişlerdi. İslam’ın Türkistanlılar içinkimlik, kültür ve sosyal hayat demek olduğunu söylersek Doğu Türkistan’daİslam’ın bitirilmesinin bizzat Uygurların yok edilmesi anlamına geldiğini de kolaycaanlarız.Çin rejimi her türlü baskı ve şiddeti kullanmıştır. Doğu Türkistan halkınıköklerinden ayırmak için her türlü yola başvurmuştur. İnsanların dinî ve kültürelkimliğini yok etmek için eğitim müfredatını değiştirmiş ve Çin dilini zorunlukılmıştır. Eğitim müfredatında ateizm ilkeleri okutulmakta, yazma eserler ve dinîkitaplar ateşe verilmektedir. Camiler yıkılmakta, âlimler asılmaktadır. Bütün budayatmacı uygulamaların yanı sıra Çin, Doğu Türkistan’ın zenginliklerini ve topraklarınıda ele geçirmektedir. Ardı arkası kesilmeyen tehcirlerle Çinliler gelipDoğu Türkistan’da Türklerin topraklarına yerleşmektedir.Tarihî olarak Uygurlar Doğu Türkistan’ın gerçek halkıdır; Türk ırkındandırlarve kullandıkları dil Türkçenin bir lehçesidir. Bunun delili de Doğu Türkistan’dançıkıp dünyaya yayılan Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı gibi devletlerdir.136


orulu e ur Diaora Çin Komünist Partisi 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal ettiğinde Uygurlar nüfusun%80’ini teşkil etmekteydi. Bunun yanı sıra diğer Türk kökenli Kazaklar,Kırgızlar ve Özbeklerle beraber bu oran %90’a ulaşmaktaydı.Bugün ise milyonlarca Çinlinin Doğu Türkistan’a yerleştirilmesi hızla devametmektedir. Uygurların topraklarına yerleştirilen bu Çinliler Doğu Türkistan’dakidemografik yapının değişmesine yol açmıştır. Çin hükümeti bölgeye yerleşenÇinlilere tam vergi muafiyeti getirmiştir. Öte yandan mesken ve araziler Uygurlarınellerinden zorla alınıp Çinli yerleşimcilere tahsis edilmekte, Uygurlar iseköylere ve verimsiz topraklara göçe zorlanmaktadır; ya da ülke topraklarını terketmek durumunda kalmaktadırlar. Böylece Doğu Türkistan’daki demografik yapıÇinlilerin lehine değişmekte, Uygurlar ise kendi topraklarında azınlık durumunadüşmektedir. Uygurlar çalışma kamplarında ya da ilkel meralarda ve mezralardahayatın dışında yaşamaktadır. Kâğıt üzerinde ise sözde 1955’ten bu yana DoğuTürkistan bölgesi özerk bir yapıya sahip bulunmaktadır. Gerçekte ise ÇinlilerDoğu Türkistan’ın zenginliklerinden ve tabii kaynaklarından yararlanmakta, Çinuyruklular önemli hükümet görevlerine getirilmektedir.Çin, milyonlarca Çinliyi ülkenin her yanından Uygurların ülkesine göçe zorlayarakburaları işgal etmiştir. Bunun için “Haydi gençler Batı’ya gidin!” sloganınıkullanmaktadır. Çin hükümeti Doğu Türkistan’ı imar ve kalkındırma iddiası ilemilyonlarca Çinliyi bölgeye yerleştirmiştir. Dolayısıyla da Uygur topraklarındaÇinlilerin oranı 1953’te %9 iken bu yüz yılın başında %48’e yükselmiştir. Bu dabu toprakların asıl sahipleri Uygurların oranının kaçınılmaz olarak %90’dan %45’egerilemesi anlamına gelmektedir. Böylece Çin Doğu Türkistan topraklarını kenditoprağı yapmayı hedeflemekte, iktisadi ve politik sebeplerle Uygur topraklarınınmukadderatına hâkim olmayı planlamaktadır. Bu bölge hem Çin’in Orta Asya veOrta Doğu’ya açılan kapısı hem de sahip olduğu doğal zenginlikler sebebi ile Çinekonomisinin bel kemiğidir. Bunlara ilaveten Çin, nükleer denemelerde bulunmakiçin özellikle Taklamakan Çölü’nün göbeğindeki Uygur topraklarını tercihetmektedir ve bölge halkını nükleer tehlikelere maruz bırakmaktadır. İstatistikler,nükleer denemeler yüzünden Doğu Türkistanlılar arasında bağışıklık sistemininbozulduğu ve çeşitli öldürücü hastalıkların yayılmakta olduğunu göstermektedir.Çin hükümeti Doğu Türkistan’ın demografik yapısını değiştirme politikasıçerçevesinde Uygurları Çin’in diğer bölgelerine zorla göçe tabi tutmaktadır. Bu137


uygulama özellikle de evlilik ve çalışma yaşındaki Uygurlara yönelik yapılmakta,insanlar Çin’in batısı ve güneyindeki çalışma bölgelerine gönderilmektedir. Böylecesosyal ve kültürel olarak Doğu Türkistanlıların Çin toplumunda eriyip Çintoplumunun âdet ve kültürlerini benimsemeleri için belirli bir program çerçevesindeçalışmalar yürütülmektedir.Aynı şekilde Çin hükümeti Doğu Türkistanlı genç kızları sistemli olarakÇin’in batısına ve güneyine göçe zorlamakta ve son derece ağır şartlarda, devletçiftliklerinde çalıştırmaktadır. Bu kızların pek çoğu da Çinlilerin saldırılarına veaşağılamalarına maruz kalmaktadır.Çin hükümetinin insan hakları alanındaki ihlalleri Uygurları kendi ülkelerindetarihlerinin ve demografik yapılarının değiştirilmesi ile karşı karşıya bırakmaktadır.Özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Baskı ve şiddet uygulamaları ile kimlikleriyok edilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle birçok Uygur ülkeyi terk edip komşuülkelere sığınmıştır. Özbekistan, Kamboçya, Keşmir, Pakistan ve Hindistan gibiülkelere, zorlu yolculuklar sonucunda, belki de hayatları pahasına varabilmişlerdir.Bu ülkelerde mülteci sıfatı ile bulunmakta, kimi siyasi sığınma istemekte kimi isekanun dışı yollardan ülkeye giriş yaptıkları gerekçesi ile sınır dışı edilmektedir.Uygurların sınır dışı edilmesi Uygurları yasa dışı yollarla ülkeyi terk eden teröristlerolarak gösteren Çin hükümetinin baskıları sonucu yapılmaktadır. Bu şekildeteslim edilen Uygurlar, Çinli makamlarca idam edilebilmektedir.Son dönemde Kamboçya 20 Uygur’u bu gerekçelerle sınır dışı ederek Çinmakamlarına teslim etmiştir. Bu kişileri kaçınılmaz son beklemektedir. BirleşmişMilletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, bu kimselerin sonu idam olacağı için,Kamboçya’nın sınır dışı eylemini kınamıştır.Uluslararası insan hakları örgütleri de bu uygulamayı geniş çaplı olarak tenkitetmişlerdir. Uygurların Doğu Türkistan dışına çıkmalarının birçok sebebi bulunmaktadır:1. En temel haklardan olan inanç özgürlüğüne karşı Çin hükümetinin DoğuTürkistan içinde kendilerine yönelik baskı ve takiplerinden daralan Uygurlar,bu baskı ortamından kaçıp kurtulmak istemektedir. Baskıcı uygulamalar nedeniylekimliklerini ya da ulusal şahsiyetlerini ifade edemedikleri gibi, evindeabdest alırken yakalananlar dahi ya hapsedilmekte ya da öldürülmektedir.138


orulu e ur Diaora 2. Kimliğini ifade eden, dinini yaşamaya çalışan ya da Çin hükümetinin dayattığıÇin kültürüne dair uygulamalara direnenler, Çinli makamların takiplerindenkaçmak için yurt dışına çıkmaktadır.3. Çocuklarını din karşıtı eğitim veren Çin okullarına göndermek istemeyenlerve eğitim sisteminde planlı bir ayrımcılığa maruz kalan Uygurlar, Doğu Türkistantoprakları dışına çıkmanın yollarını aramaktadır.4. Doğu Türkistan topraklarında yapılan nükleer denemeler sonucu çevreninzehirli atıklarla kirlenmesi nedeniyle Doğu Türkistan halkı arasında ölümcülhastalıklar gittikçe yaygınlaşmaktadır.5. Uygurlar arasında işsizlik büyük oranlara ulaşmıştır.6. Çinlilere kıyasla Doğu Türkistanlılar ücret, iş ve eğitim alanında ayrımcılığatabi tutulmakta ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir.7. İnsan hakları alanında talepleri olan tüm Uygurların Çin hükümeti tarafındanhedef alınması da ülke dışına çıkmalarının en önemli sebeplerden biridir.8. Gençlerin komünist idare altında yaşamakta olan Doğu Türkistan toplumunayardımcı olacak, onlara kimliklerini koruma ve Çin kültürünü reddetmeimkânı verecek olan dinî çalışmalara rağbeti artmıştır. Gençler bu eğitim içinMısır, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkelere gitmektedirler.Şimdi Uygurlu bir muhacirin yazdıklarını okuyalım. Uygurlu muhacir mektubundaşöyle diyor: “Çin hükümetinin halkıma yaptığı vahşice uygulamalar vezalimce yargılamalar yüzünden Doğu Türkistan’dan kaçtım. Benim durumumdakibiri nasıl ülkesine dönebilir ki? Bu şekilde dönenler ya uydurma suçlamalarla hapseatılmakta ya da asılsız bir iddia yüzünden yargılanıp asılmaktadır. Geleceğini memleketindenuzakta görmesi her Uygur için gerçekten çok büyük bir imtihandır.”Bir milyondan fazla Uygur yurt dışında yaşamaktadır ve Doğu Türkistan’dakiakrabaları ile ilişkilerinin kopmasından endişe etmektedir. Yüzlerce Uygur Avrupaülkelerine sığınma talebinde bulunmuş ancak çoğunun talebi geri çevrilmiştir.Her an bir tehdit altında yaşamakta ve bir gün zorla ülkelerine iade edilme korkusuduymaktadırlar. Bazı Uygurlar bulundukları ülkelerin vatandaşlığını almıştır;ancak bu bile, akrabalarını ziyaret için ülkelerine döndüklerinde öldürülmelerineya da tutuklanmalarına engel değildir.139


Uygur sığınmacıların karşı karşıya olduğu tehditler1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması sürgündeki Uygurlar için tarihî birdönüm noktası olmuştur. Batı Türkistan’da bağımsız beş cumhuriyetin ortaya çıkması;hürriyet, demokrasi ve insan hakları talepleri ve kendi bağımsız devletleriniilan etmeleri noktasında Uygurların ümitlerini yeşertmiştir. Bu da yurt dışındaki,özellikle Avrupa ve Amerika’daki Doğu Türkistan derneklerinin faaliyetlerini arttırmalarınayol açmış; bu dernekler uluslararası topluma ve insan hakları örgütlerinedavalarını anlatmaya başlamışlardır. Ancak bu durum hem Doğu Türkistaniçinde hem de dışındaki Uygurlara karşı baskının artmasına sebep olmuştur. Bubaskıları şöyle sayabiliriz:1. Komşu ülkelerde Doğu Türkistanlılara baskılar yapılmaktadır.Dünya kamuoyu 11 Eylül saldırıları sonrası İslam karşıtı bir kampanya üzerineyoğunlaşmışken ABD’nin ilan ettiği “teröre karşı savaş” Çin’e bulunmaz birfırsat vermiş ve Çin Doğu Türkistan’da veya dışarıda insan hakları talebini dilegetiren tüm Uygurları terörist olarak yaftalamıştır. Çin, Doğu Türkistan içinde vedışında Uygurları sıkı takibe almış ve Doğu Türkistanlıların kendi topraklarındainsanca yaşama hakları olduğunu savunan bütün Uygur kuruluşlarını uluslararasıterörist gruplar listesine aldırmaya çalışmıştır. Komşu ülkeler üzerinde siyasi veekonomik baskılar kurmuş ve bu ülkelerin kendi topraklarında Uygurların herhangibir siyasi, ilmi ya da sosyal faaliyette bulunmasını yasaklatmıştır. ÖrneğinPakistan Ravelbendi’de fakirlerin ve hacıların kaldığı vakıf yurtlarını kapattırmıştır.Kazakistan ve Kırgızistan’daki Uygur (Türkistan) kültür derneklerini de kapattırmışve bazı önde gelen kişileri de düzenlediği suikastlarla öldürmüştür. Komşuülkelerde okuyan öğrencilerin sınır dışı edilmeleri için çalışmıştır.Şanghay Anlaşması’ndan sonra Orta Asya ülkelerindeki Doğu Türkistanlılarızorla sınır dışı etme eylemleri artmış ve Uygurların Batı Türkistan’daki siyasi faaliyetleribüyük baskılara maruz kalmıştır. Bu ülkelere Uygurların siyasi sığınmacıolarak girmeleri yasaklanmış, birçok Uygur öğrenci ve mülteci Pakistan, Kazakistanve Kırgızistan’dan sınır dışı edilmiş, bu kişiler Çin’e girer girmez yargılamayabile gerek duyulmaksızın idam edilmişlerdir.2. Avrupa’daki Uygur aktivistler terörle suçlanmıştır.Çin, Uygur sığınmacıların ve göçmenlerin yaşadığı Hollanda, İsviçre ve Belçikagibi Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan coğrafi olarak uzak olmasının140


orulu e ur Diaora avantajlarını kullanarak bu toplumlarda Uygurların adını karalama kampanyasıbaşlatmıştır. Bu anlamda da 11 Eylül olaylarından sonra Avrupa halkları arasındayayılan islamofobia olgusunu iyi kullanmış ve mülteci Uygurların terörist olduklarınıiddia etmiştir. Bugün Çin hükümeti hâlen dört Doğu Türkistanlı örgüt ile 11Uygur göçmeni uluslararası terörizm ile suçlamaktadır.Her ne kadar Doğu Türkistanlı aktivistler ABD’de sürgünde kendi hükümetleriniilan etmeye muvaffak olmuşlarsa da Çin iddiaları sonucu bazı Uygurlaryargı önüne çıkarılmaksızın Guantanamo’da hapsedilmiştir. Çin Kamu GüvenlikBakanlığı Terörizme Karşı Mücadele Ofisi dünya ülkelerinin ve uluslararasıkurumların yardımını talep etmiş, topraklarındaki Doğu Türkistanlı örgütlerinfaaliyetlerini durdurmalarını, finans desteğini kesmelerini, mal varlıklarını dondurmalarınıve onlara gösterilen kolaylıklara son verilmesini istemiş ve teröristolarak nitelendirdiği kimselerin iadesini talep etmiştir.3. Doğu Türkistanlıların göç ettikleri ülkelerdeki durumu bu ülkeler ileÇin arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilere bağlıdır.Bugün Çin büyük bir iktisadi ve siyasi güç hâline gelmiş, Çin malları özellikleOrta Asya ülkelerini ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bütün dünyapazarlarını istila etmiştir. Bu durum ilgili ülkelerin Çin’in ekonomik istilasına direnmesiiçin güçlü bir duruş sergilemeleri ihtiyacını doğurmaktadır.4. Göçmen konumunda olan ikinci ve üçüncü nesil Uygurlar için Uygurdilinin muhafaza edilmesi son derece önemlidir.Bu, sürgündeki Doğu Türkistanlıların karşılaştığı en önemli tehdittir. Çocuklarıiç sürgünde veya dışarıda göç edilen memleketlerde doğmuş olan Uygurlar anadillerini koruyabilmek konusunda tarifsiz sıkıntılarla karşılaşmaktadır. Bu tehlikeDoğu Türkistan dışında doğmuş olanlar için daha da fazladır. Bunun nedeni göçedilen ülkelerde o ülkenin dili ile eğitim almalarıdır. Göç edilen ülkede yarımasrı aşkın bir süreden beri kalınıyor olması da bu konuda etkendir. Bu koşullardaikinci neslin ana dilini unutması ya da iyi kullanamaması kaçınılmazdır. Bu durumyabancı memleketlerde doğan bir sonraki nesil için daha da belirginleşmekte,genelde birçoğu ana dilini konuşamamaktadır.5. Türkistanlı muhacirler hicret ettikleri ülkelerin vatandaşlığını almıştır.Erken dönemde Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi İslam ülkelerine hicretetmiş olan Doğu Türkistanlıların pek çoğu, çocukları bu ülkelerde tabii bir hayat141


sürebilsinler, her türlü eğitim ve iş imkânından yararlanabilsinler diye bu ülkelerin vatandaşlığınıalmıştır. Şüphesiz bu durum onları yeni toplumlarına entegre ederken biryandan da Doğu Türkistanlı kimliklerinin geri planda kalmasına sebep olmaktadır.6. Bunlara ilaveten Çin hükümeti yurt dışındaki Uygur mültecilere deçeşitli baskılar uygulamaktadır.Pasaportlarını uzatmamakta, hatta hicret ettikleri ülkelerdeki göçmen bürolarıile iş birliği yapmaya yanaşmamakta, aksine söz konusu ülkelerden mültecilerigeri göndermelerini talep etmektedir. Geri gönderilenleri de teslim alır almazidam etmektedir. Bu durum karşısında Uygur mülteciler birtakım yollara tevessületmekten başka çare bulamamakta ve ancak bu yolla hicret ettikleri ülkelerde yasalbir oturum alma imkânı sağlayan evrakları elde edebilmektedirler.Avrupa ve Amerika’daki Doğu Türkistan kuruluşları aktif olarak ülkelerininsorununu dünya kamuoyuna tanıtma misyonu yüklenmektedirler. Sadece siyasinoktadan hareket etmemekte Doğu Türkistan’da işlenen işkence, adil olmayanyargılamalar ve yasa dışı idam kararları gibi, insan hakları ihlallerini de kamuoyunaduyurmaktadırlar. Bu kuruluşların faaliyetleri uluslararası insan hakları örgütlerininraporlarına da etki etmektedir.Yurt dışındaki Doğu Türkistanlı dernekler Çin’e bağlı özerk statüdeki diğerbölgelerin temsilcileri ile de görüşmektedirler. Özellikle Tibet ve İç Moğolistantemsilcileri ile Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nın da öngördüğü gerçek özerklikhaklarını elde edebilmek için koordineli olarak çalışmaktadırlar.Uygur mültecilerin ülkelerine dönmelerine engel olan sebeplerden bazılarışunlardır:1. Birçok Doğu Türkistanlı ülkelerini yasa dışı yollardan terk etmiştir. DoğuTürkistanlılar zorlu dağları yaya olarak geçip komşu ülkelere ulaştıklarındanellerinde herhangi bir seyahat belgesi bulunmamakta ya da sahte seyahat belgeleriile yolculuk etmektedirler. Bu tür yasal olmayan yollara başvurmalarınınsebebi, üzerlerindeki ağır baskı ve seyahat ve dolaşım özgürlüğünden mahrumolmalarıdır. Dolayısıyla yasal seyahat belgeleri olmadığı için ülkelerine geri dedönememektedirler.2. Doğu Türkistan topraklarına dönmeleri durumunda siyasi takibe ve adilolmayan bir yargılamaya maruz kalmaktan korkmaktadırlar.142


orulu e ur Diaora 3. Çin hükümeti Uygur mültecileri takip etmekte, “terörist” oldukları gerekçesiile teslim edilmelerini talep etmektedir. Hâlbuki Avrupa ve Amerikaülkelerine göç etmiş Uygurların çoğu, bu ülkelerdeki yasal Uygur örgütlerivasıtası ile barışçıl faaliyetlerde bulunmakta, meşru yollarla taleplerini dile getirmektedirler.Bu sebeple de Çinli makamlarca takip edilmektedirler.4. Uygur mülteciler göç ettikleri ülkelerden zorla sınır dışı edilebilmektedirler.Bu, göç ettikleri ülkelerdeki resmî makamlar kendilerinden belge istediklerindekarşılaştıkları bir sorundur. Bu belgeler için Çin elçiliği ile ilişkiye girildiğindebu kişilerin zorla ülkelerine sınır dışı edilmeleri gündeme gelmektedir.Bu durumda da başlarına gelecek olan ceza genelde idam olmaktadır.SonuçDoğu Türkistan davası bir insan hakları davasıdır. Bir halk toprağından, dilinden,ifade özgürlüğünden, inanç özgürlüğünden mahrum bırakılmakta, tarihi tezyifedilmekte, kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamaktadır. Sistemlibir şekilde ülke zenginlikleri çalınmaktadır. İşte bütün bunlardan dolayı DoğuTürkistan davası birinci derecede insanlık davasıdır.Doğu Türkistan için Asya’nın kalbi denilmektedir. Ben de diyorum ki, DoğuTürkistan Müslümanların kalbidir. İletişim araçlarının yaygınlaştığı ve geliştiğibir zamanda Doğu Türkistan halkının çektiği ızdıraplar ve yaşadıkları problemlergizli kalamaz. Dünya kamuoyu, uluslararası örgütler ve insan hakları teşkilatlarıbunu görmezden gelemez. Öyle inanıyorum ki, Doğu Türkistan adı ile Batı’ya veDoğu’ya hitap eden ve uluslararası topluma bu davayı ve Doğu Türkistanlılarıntarihin derinliklerinden gelen köklü bir medeniyete sahip olduklarını anlatan birtelevizyon kanalının kurulması çok etkili ve önemli bir rol oynayacaktır. Bu kanal,dünya kamuoyunun ilgisini bu davaya yoğunlaştıracak, gasp edilmiş hakları ortayaçıkaracak, Doğu Türkistanlıları gerçek anlamda dünyaya tanıtacak ve Doğu Türkistanlılarınİslam medeniyetine yaptığı katkıları hatırlatacaktır.Bütün bunların yanı sıra din faktörü yalnızca Uygur kimliğini oluşturan temeletmenlerden biri olarak konuya dâhil olacaktır. Diğer yandan asıl olay sivilözgürlüklere saygı gösterilmesi konusudur; asimilasyona tabi tutulan bir ulusunve medeniyetin var olma mücadelesidir.143


Doğu Türkistanlıların dinî bilimlerin yanı sıra uygulamalı bilimlere de ihtiyaçlarınınolduğuna inanıyoruz. Gelecekte Doğu Türkistan halkı için bilimsel biraltyapı kurmada bu güçlü bilimsel kadrolar çok önemli görevler ifa edeceklerdir.Ve bu kadrolar Doğu Türkistanlıların bilimsel ve teknik eğitim almaları önündeÇin’in çıkardığı zorlukları da aşacaklardır.Artık dünyanın Uygur medeniyeti ve edebiyatı ile tanışma zamanı gelmiştir.Uygur edebiyatı dünya dillerine tercüme edilmelidir. Edebiyat, ulusların gönüllerinifetheden etkili bir güçtür. Özellikle de bu köklü halkı anlatıp işgal altındakiinsani deneyimlerini ve düşüncelerini iyi bir edebi üslupla verirse muazzam birgüç olacaktır.Geçen yıl temmuz ayında Uygurların başına gelen olaylar Uygur ve DoğuTürkistan kelimelerini dünya kamuoyuna duyurmuştur. Rabia Kadir ismininözellikle Arap âleminde tanınmasını sağlamıştır. Bütün dünya öğrenmiştir ki, 21.yüzyılda yarım asırdan fazladır etrafına örülmüş demir perde arkasında baskı veşiddet altında yaşayan bir halk vardır.144


dulala dulai liÖzet61 yıldır devam eden Çin işgal yönetimi altında Doğu Türkistan halkının çekmekteolduğu sıkıntılar saymakla bitmez: İnsan hakları ihlalleri, dini yaşama özgürlüğününengellenmesi, sosyal adaletsizlik, Doğu Türkistanlı kimliğinin unutturulması,asimilasyon… Liste bu şekilde uzayıp gitmektedir. Bu çalışma kendi öz topraklarındayaşayan Uygur halkının ızdırabının, öfkesinin ve huzursuzluğunun nedeni olan vedünyanın her yerinden çok sayıda uluslararası gözlemci için gündem konulardan birihâline gelen sorunlardan birine ışık tutmaktadır. Bu sorun “Doğu Türkistan’da ekonomikalanda yaşanan dengesizlikler ve bunun halk üzerindeki etkisidir”. Bu mütevazıçalışmanın komünist Çin rejiminin kirli oyunlarına ışık tutmasını ve Çin hükümetininyandaşlığını yapan çokları için de bir uyanış vesilesi olmasını diliyorum.GirişDoğu Türkistan-Ekonomik Yaşamdaki Kısıtlamalar-Yoksulluk ve Yoksulluğun Sosyal EtkileriSunumuma Doğu Türkistan’ın kısa bir tarihçesini aktararak başlamak istiyorum.Fars dilinde Türklerin yurdu anlamına gelen Doğu Türkistan, Orta Asya’da 1,8milyon km 2 yüz ölçümüne sahip bir yerdir. Yüz ölçümü bakımından Türkiye’niniki katı ya da Fransa’nın dört katı büyüklükte olup, tüm Çin topraklarının 1/6’sınıteşkil etmektedir. Tarih boyunca bu bölge çeşitli medeniyetlerin kavşak noktasıolmuştur. Bugün de doğuda Çin ve Moğolistan, kuzeyde Rusya, Kazakistan, Kırgızistan,Tacikistan, Afganistan, Pakistan, doğuda Hindistan ve güneyde Tibet ilekomşudur.Doğu Türkistan Türkçe konuşan Uygurların ve Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler,Tatarlar ve Tacikler gibi diğer Orta Asya halklarının yurdudur.145


Doğu Türkistan zengin bir tarihe ve çok çeşitli bir coğrafyaya sahiptir. Büyükçölleri, muhteşem dağları, güzel nehirleri, meraları ve ormanları vardır. DoğuTürkistan’ın %43’ünden daha fazlası çöl arazisi olup, %40’lık bölümü ise sıradağlarlakaplıdır.Doğu Türkistan’ın temel özellikleriArazi yapısıÇok geniş bir coğrafyaya yayılan topraklarının ana özelliği üç adet sıradağlaçevrelenmiş oluşudur. En büyük iki havzası güneyde 530.000 km 2 araziyi kaplayanTarım Havzası ile kuzeyde 304.200 km 2 araziyi kaplayan Cungarya Havzası’dır.Tarım Havzası’nda dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Taklamakan Çölü yeralmaktadır. Cungarya Havzası’nda ise Kurbantungut Çölü yer almaktadır.DağlarÜlkeyi güney ve kuzey olarak ikiye bölen Tanrı Dağları Doğu Türkistan’ınorta noktasından geçmektedir.Doğu Türkistan’da Tanrı Dağları 1.700 kilometre uzunluğunda ve 250-300km genişliğindedir. Kuzeyde yer alan Altay Dağları Doğu Türkistan’ın Moğolistan,Rusya ve Kazakistan ile sınırını oluşturmaktadır. Doğu Türkistan’da bulunanbölümü 400 km uzunluğundadır. Kunlun Dağları ise güneyde Doğu Türkistan ileTibet sınırını oluşturmaktadır.Su kaynaklarıDoğu Türkistan su kaynakları bakımından oldukça zengindir; yüzey suları,yer altı su rezervi, kar ve buz hâlindeki su kaynakları, vb.Ülkenin en önemli nehirleri neredeyse Doğu Türkistan’ın güney bölümününtamamını kat ederek çöle dökülen 2.137 km uzunluğundaki Tarım Nehri; batıdanKazakistan’a yönelerek nihayetinde Balgaş Gölü’ne dökülen İli Nehri, DoğuTürkistan’ın kuzeybatısından Kuzey Buz Denizi’ne dökülen Irtiş Nehri, TanrıDağları’nın ortasında doğarak doğuya ilerleyen ve Balgaş Gölü’ne dökülen KaraşarNehri, Bakraş Gölü’nden doğarak daha önceleri Lop Nur Gölü’ne dökülenşimdilerde ise göle ulaşamadan çölde kaybolan Konç Nehri’dir.146


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri Hoten’da bulunan Yorungkaş Nehri, günümüzde yöre halkının büyük bir bölümününgeçim kaynağı hâline gelen değerli yeşim taşlarıyla meşhurdur.Doğu Türkistan’ın zenginlik kaynaklarıMaden kaynaklarıDoğu Türkistan’da altın, gümüş, uranyum, değerli taşlar gibi çok çeşitli madenlerçıkartılmaktadır. Ülkede 138 çeşit mineralin bulunduğu keşfedilmiş olupbu Çin’in toplam mineral madenlerinin %83’ünü oluşturmaktadır. Çin hükümetinintahminlerine göre sayıları yaklaşık 4.000 tane olan madenlerin değeri 5 trilyon280 milyar yuandır. Mineral rezervleri arasında nitratin, vermikulit, muskovit veargil tüm Çin genelinde en iyi kalitede bulunan minerallerdir.Petrol ve doğal gazBazı bilim adamları ve araştırmacılar Doğu Türkistan’ı miktarı tahmin edilemeyenpetrol ve doğalgaz rezervleri nedeniyle “21. yüzyılın Kuveyt’i” olarak tanımlamaktadır.Yetkililer konuyla ilgili olarak Doğu Türkistan’ın Çin’in en önemlipetrol ve doğal gaz üretim merkezi hâline geleceğini belirtmişlerdir. ÖzellikleDoğu Türkistan’ın ortasında yer alan Tarım Havzası’nın önemli petrol rezervlerinesahip olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle havza “Umut Denizi” olarak bilinmekteve 10,7 milyar tondan daha fazla bir petrol potansiyelinin bulunduğutahmin edilmektedir. Jeologlar tarafından yapılan araştırma 300 milyon ton petrolve 220 milyar küp doğal gaz kapasitesinin olduğunu göstermiştir.Kömür ve bakırBölgenin zengin doğal gaz, kömür ve bakır rezervleri bölgeyi Çin ekonomisininvazgeçilmezi hâline getirmektedir. Bunların içersinde yüksek tenor ve yanmakalitesiyle kömür özel bir öneme sahiptir. Doğu Türkistan’daki kömür rezervleri 2trilyon ton olarak tahmin edilmekte olup, bu rakam Çin’in toplam kömür rezervlerininyarısını oluşturmaktadır. 2000 yılı sonunda gerçekleştirilen bir çalışma Çin’inen zengin bakır madenlerinin Doğu Türkistan’da olduğunu göstermiştir. Çin’in diğerbölgelerinde çok az bakır bulunduğu ve var olan rezervlerin de ülke ihtiyacınıkarşılamada yetersiz olduğu bilinen bir gerçektir. Doğu Türkistan’da yer alan zenginbakır rezervleri Çin’in gözünde bölgeyi daha önemli bir konuma sokmaktadır.147


Pamuk ve tahılDört mevsimi de yaşayan Doğu Türkistan’ın toprakları oldukça verimlidir.Bölgede her türlü tahıl ve meyve yetişmektedir. 2006 yılında Doğu Türkistan’ıntahıl üretim rekoltesi 950.000 ton olarak gerçekleşmiş ve bunun yarıdan fazlasıÇin iç pazarına yönlendirilmiştir.Doğu Türkistan aynı zamanda Çin’in en büyük pamuk üreticilerinden biridirve bu da bölgeyi Çin için önemli kılan başka bir özelliktir. Pamuk üretim hacmi2.180.000 tonu aşmış olup bu, Çin’in toplam pamuk üretim hacminin %35’initemsil etmektedir; ancak bu pamuğun %90’ı Çin iç pazarına yönlendirilmektedir.Çin otoritesi sadece Doğu Türkistan’ın üretimini kontrol etmekle kalmamaktaaynı zamanda tüm kaynaklarıyla bölge üzerindeki kontrolünü devam ettirmekiçin sürekli yeni stratejiler geliştirmektedir.Tarım ve otlak arazileriDoğu Türkistan’ın büyük bir bölümü tarım arazisi ve otlak olarak kullanımaelverişlidir. Karasal iklimine ve keskin doğal çevresine rağmen, ülkede üretilen çoksayıda tarım ürünü bulunmaktadır. Dağ zirvelerinden eriyen kar sularıyla beslenentarım arazileri verimli olup, yetiştirilen meyvelerin çeşit ve kalitesiyle ünlüdür. Bunedenle sıklıkla “meyve vatanı” olarak anılır. Geniş otlakların kullanımı da zenginhayvansal ürünlerin elde edilmesini sağlamaktadır. 86 milyon hektarlık alan, yaniDoğu Türkistan topraklarının %42’si tarım ve meracılığa elverişlidir. Hayvancılıkve kültür bitkilerinin yanı sıra, ülke vahşi hayvanlar ve yabani bitkiler bakımındanda oldukça zengindir. Bölgede 580 farklı vahşi hayvan türü ve 3.000’den fazlabitki türü yer almaktadır.Doğu Türkistan Çin için neden önemli?Coğrafi ve politik nedenlerDoğu Türkistan toprakları Çin için coğrafi ve stratejik bir öneme sahiptir.Bölge Çin topraklarının en batıdaki bölümünü oluşturmakta olup, Çinliler tarafındanSoğuk Savaş döneminde Sovyetlere karşı bir tampon bölge olarak kullanılmıştır.Bu nedenle, bu topraklar Çin’in kendi güvenliği ve bölgedeki diğerülkelerin güvenlikleri için çok büyük bir öneme sahiptir. Rusya’nın Çin için ar-148


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri tık bir tehlike arz etmemesine karşılık, hâlen kara ve hava kuvvetlerini bölgedebulunduran Çin, aynı zamanda nükleer başlıklı füzelerinin büyük bir bölümünüde burada tutmaktadır. Çin’in silahlı kuvvetlerinin Doğu Türkistan’daki varlığınıdevam ettirmesinin bir diğer önemli nedeni de yerel Müslüman nüfus üzerindekikontrolünü devam ettirmek içindir. (ETIC, 2008)Ekonomik nedenlerJeostratejik unsurlar Çin’in Doğu Türkistan’ı kontrol altında tutmak istemesinintek nedeni değildir. Daha önce de belirtildiği gibi, bölge doğal kaynaklaraçısından zengin bir bölgedir ve toprakları da oldukça verimlidir. 21. yüzyılınKuveyt’i olarak anılan Doğu Türkistan özellikle petrol, doğal gaz, uranyum, kömür,altın ve gümüş kaynaklarıyla Çin’in omurgasını oluşturmaktadır.Çin bölgeye yönelik politikalarında neden bu kadar agresif ?Her şeyden önce, Doğu Türkistan gerçekten çok büyük bir ülkedir (toplamÇin topraklarının 1/6’sını oluşturmaktadır) ve jeostratejik olarak büyük bir önemesahiptir. Doğu Türkistan batıdaki akraba ülkelerle birlikte neredeyse Çin büyüklüğündebir bölge oluşturabilmektedir.İkinci olarak, Doğu Türkistan’a ve her bir Orta Asya ülkesine geniş petrol vegaz rezervleri bahşedilmiştir. Doğu Türkistan’ın bağımsız olması ve uzun vadedebatıda yer alan akraba ülkelerle ekonomik bir blok oluşturması hâlinde, bu durumsadece Çin için değil aynı zamanda Rusya ve diğer güçlerin de stratejik çıkarlarıaçısından tehlikeli bir durum oluşturur.Üçüncü olarak, Çin yönetimi etnik milliyetçiliğin tek başına (ya da yenidendirilen İslam ile birlikte) Çin’in kuzeybatı vilayetleri (Gansu ve Qinghai) ve özerkbölgelerdeki (Ningxia, Xinjiang ve Tibet) otoritesini zayıflatmasından dehşetlekorkmaktadır. Çin’in ana nükleer test ve füze fırlatma üslerine ev sahipliği yaptığıiçin bu alanlar çok büyük stratejik öneme sahiptir.Çin’in geleceğini şekillendirebilecek tüm iç ve dış güçler aynı zamanda DoğuTürkistan üzerinde doğrudan ya da dolaylı bir etkiye sahip olacaktır. İç faktörlerarasında demografik yapı, siyasi örgütlenme, ekonomik, sosyal, politik ve askerî yapıdakideğişiklikler sıralanabilir. Dış faktörler ise Türki cumhuriyetler, Afganistan,Pakistan ve Rusya gibi uluslararası güç dengelerinde etkili olan bölge ülkeleridir.149


Orta Asya ülkelerine açılan ticaret kapısı olmasıEnerji bakımından Çin’in Doğu Türkistan’a olan bağımlılığı sadece TarımHavzası’ndaki petrol yataklarından kaynaklanmamaktadır. Doğu Türkistan aynızamanda Orta Asya’daki Türki cumhuriyetlerden gelecek olan her boru hattınındoğal güzergâhı olacaktır, bu nedenle de Çin sanayisi için hayati bir öneme sahiptir.Çin’in ulaştırma sistemini etkin ve güvenli hâle getirmesinin en iyi yolu DoğuTürkistan’ı kontrolü altında tutmaktır.Doğu Türkistan’ın zengin kaynaklarını sömürmesiPetrol, doğal gaz, uranyum, altın ve gümüş rezervleri dâhil Doğu Türkistan’ınzengin kaynakları Çin ana karasına taşınmaktadır. Bu doğal kaynakların kullanımıÇin merkez hükümeti tarafından çok sıkı biçimde kontrol edilmektedir. Uygurlarbu kaynaklar üzerinde hiçbir kontrole sahip değillerdir; kaynaklardan eldeedilen gelirlerle ilgili hiçbir bilgiye erişimleri yoktur ve kendi zengin kaynaklarındanyarar sağlama şansları da bulunmamaktadır.Özerk bölge olarak adlandırılmasına rağmen, Uygurların kendilerine ait hukukidüzenlemeler ya da kendilerine ait bir yönetim mekanizmaları olmadığı için DoğuTürkistan kendi kaynakları üzerinde hiçbir hak iddia edememekte ve buralardanhiçbir pay alamamaktadır. Doğu Türkistan’da yer alan önemli siyasi, idari ve ekonomikkurumların çalışanlarının %90’ından fazlası Çinlilerden oluşmaktadır. Örneğin,Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti Komitesi’nin yürütme organı DaimiKomitesi’nin 15 üyesi bulunmaktadır ve bunlardan sadece 3 tanesi Uygur’dur (hiçbiridari yetkiye sahip değildirler) 10 tanesi ise Çinlidir. Komünist Parti Bölge MerkezKomitesi ve Bölge Hükümeti de Çin’in bu baskınlığına örnektir. Görünürde bazıönemli pozisyonlar Uygurlara verilmiş olmasına rağmen bu pozisyonların herhangibir yetki gücü bulunmamaktadır. Çin’in “Böl ve Yönet” politikası, Doğu Türkistan’ınaynı kökten gelen halkları olan Uygurları, Kazakları, Kırgızları, Özbekleri ve Tatarları“eyaletler”, “ülkeler” ve “vilayetlikler” oluşturarak bölmüştür.Doğu Türkistan’daki Uygurların ekonomik durumlarıDoğu Türkistan’daki yoksullukÇiftçilerDoğu Türkistan nüfusunun %85’inden fazlası çiftçidir ve toplam nüfusun neredeyse%85’i yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.150


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri Sincan Eyalet Hükümeti tarafından Ekim 2004 tarihinde yayımlanan bir rapor,Doğu Türkistan’da yaşayan Çinli nüfusun ortalama gelirinin Uygurların gelirindendört kat daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Uygurların neredeyse%85’i çiftçidir. Aynı resmî rapora göre, bir Uygur çiftçinin ortalama yıllık geliri820 yuan (100 USD) iken, Doğu Türkistan’daki bir Çinli çiftçi yıllık 3.000 yuan(400 USD) gelir elde etmektedir.Çiftçiler, hiçbir teknolojik gelişme olmaksızın işlerini hâlen eski çağlardakibiçimde yapmaktadırlar. Genel olarak tüm işler eski usul aletler (tırpan, orak)kullanılarak elle yapılmaktadır. Her aileye geçimlerini sağlayabilmeleri için çokküçük bir arazi verilmekte ve ne ekip biçecekleri konusunda da hiçbir özgürlükleribulunmamaktadır. Fakir çiftçilerden -Hoten’de olduğu gibi- Doğu Türkistan’ınbazı bölgelerinde 20’ye yakın farklı vergi istenmekte ve zor şartlarda bırakılmaktadırlar.Hasatlarının belirli bir bölümünü piyasa fiyatının altında bir bedel karşılığındahükümete satmaları için zorlanmaktadırlar.Hashar (ücretsiz zorunlu çalıştırma), olarak bilinen yılda iki ay zorunlu ücretsizçalıştırma uygulaması hâlen Doğu Türkistan’ın kırsal kesimlerinde devametmektedir. Doğu Türkistanlılar bazen, çok uzak yerlere gitmek zorunda kalmaktalarve hashar dönemi bitinceye kadar da geri dönememektedirler. Bu süre zarfındaçiftçilerin kendi barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılamaları gerekmektedir.Bu görevin yerine getirilmemesi para cezasına ve arazilerinin ellerinden alınmasıgibi sonuçlara varmaktadır.Amnesty International tarafından yayımlanan aşağıdaki rapor Çin yönetimialtındaki Doğu Türkistan’da çiftçilerin yaşadıkları sorunların bazı boyutlarını yansıtmaktadır:“Sincan Uygur Özerk Bölgesi genel nüfusun (hapiste olmayanlar) devlet eliylesistematik bir biçimde zorla çalıştırmaya tabi tutulduğu Çin’in tek bölgesidir.Hashar olarak anılan sistemde, çiftçi aileler tarım, altyapı ve diğer kamu işlerindeher seferinde 2-3 hafta süreyle çalıştırılmak üzere aile üyelerinden birini gönderirler.Karşı gelenler para cezasına çarptırılmaktadırlar. Bu kişilere çalışmalarınakarşılık hiçbir ödeme yapılmamakta, kalacak yer ya da gıda verilmemekteve kendi ulaşım masraflarını kendilerinin ödemeleri gerekmektedir. Çalışanlarınçoğu açıkta uyuduklarını ve çalıştıkları dönem boyunca da erişteyle beslendikleriniifade etmişlerdir. Gücü kuvveti yerinde genç erkek bulunmayan aileler bileuygulamadan muaf tutulmamaktadır. Uygurlar tarafından ifade edildiğine göre 70151


yaşına kadar erkek ve kadınlar ile 12 yaşındaki çocuklara varıncaya kadar herkesbu uygulamada yer almak zorundadır.”EğitimEğitim Uygurlar için başka bir zorlu alandır. Üniversiteye giriş iki ana sebeptenötürü özellikle zordur. Birincisi, Doğu Türkistan’ın her ilinden Uygurlar içinçok küçük bir kota ayrılmış olmasıdır. İkinci olarak da, üniversite ücretleri halkınbüyük bir bölümü için çok yüksektir; bu da çok sayıda öğrencinin yüksek öğrenimibırakarak tarlaya dönmesine ve ailelerinin mesleğini miras almasına nedenolmaktadır. Çocuklarının eğitim ücretlerini karşılayabilmek için varını yoğunusatmak zorunda kalan aileler vardır; kısacası bu insanlar çocuklarını yorucu tarlaişlerinden kurtarmak için kendi imkânları dâhilindeki her şeyi feda etmektedirler.Ne yazık ki, bu çocuklar eğitimlerini başarılı bir biçimde tamamlasalar bile çoğubir meslek sahibi olamamaktadır.Okullar ve öğrencilerUygurların okuduğu okulların eğitim imkânları Hanların okullarındakiimkânlardan çok farklıdır. Eğitim materyalleri yetersizdir. Okul binaları çok kötükoşullardadır. Kış mevsiminde sıcaklık sıfırın altına düştüğünde yeterli ısıtmaimkânları bulunmamaktadır. Kışın, sınıflarını ısıtmak için öğrenciler yakacak odunve kömür getirmek durumunda kalmaktadırlar. Yaz mevsiminde çocuklar pamuktoplamak gibi çiftçilik işleri yapmaktadır. Köylerde öğrenciler ders çalışmaktançok beden işi yapmaktadırlar. Okul günlerinde öğrencilerin kendi yiyeceklerinikendilerinin getirmesi ve ulaşımlarını kendilerinin sağlaması gerekmektedir.İşçiler ve çalışanlarHer şeyden önce bir Uygur için iş bulmak çok zordur. İkinci olarak, hiçbirbağlantısı olmadan ya da rüşvet vermeden sadece kendi niteliklerine dayanarakbir iş bulmaları hemen hemen imkânsızdır. Çin şirketleri açıkça “Uygurları kabuletmiyoruz” demekte ve hükümet de fırsat eşitliği yasasına aykırı olan bu durumiçin hiçbir tedbir almamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarında çoğunluk Çinlilerinelinde olduğundan onlar daha yüksek mevkilere gelmekte ve daha iyi maaşalmaktadırlar. Kısacası, fırsat eşitliği uygulaması Doğu Türkistan’da söz konusubile değildir. Üçüncü olarak, bir işi elde tutabilmek Uygur çalışanlar için başka birsorundur.Bir iş sahibi olabilmek veya mevcut pozisyonu koruyabilmek için dinî vecibe-152


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri lerin yerine getirilmesinin yasaklanması, aile planlaması yasasına uyma zorunluluğugibi çok sayıda kısıtlama bulunmaktadır. Son birkaç yıldır da hükümet Çincebilmeyi başka bir koşul olarak göstermektedir.Çalışanlar Çince dil sınavına tabi tutulmakta ve sınavı geçememek işini kaybetmekanlamına gelmektedir.Ayrıca, yerleri Çinliler tarafından doldurulabilsin diye Uygur çalışanlar emeklilikyaşları gelmeden emekli olmaya teşvik edilmektedir. Tüm Uygur işçiler ve çalışanlarhafta sonları Uygurlar için zorunlu olan “Politik dersleri öğrenme” programınakatılmak mecburiyetindedir.SağlıkUygurlara Doğu Türkistan’da sunulan sağlık hizmetleri çok ilkeldir. Hastanelerinçoğunluğunda bir ameliyat masası, jinekoloji ekipmanları ya da dezenfektanmaddeleri bulunmamaktadır. En iyi ihtimalle, bazı antibiyotikler ya da tüberkülozilaçları bulunmaktadır. Doğu Türkistan’da hastanelerde çalışan doktorların hemenhemen hepsi Çinlidir ve Uygurca konuşmamaktadırlar. Bu nedenle de Uygurhastalarla iletişim kuramadıklarından hastalar şikâyetlerini anlatmada büyükzorluklar yaşamaktadırlar. Son birkaç yıl içinde kolera, cüzzam, hepatit ve HIVyaygın sağlık sorunları hâline gelmiştir. Diğer taraftan sağlık giderleri Uygurlarınçoğunluğu için büyük bir sorundur. Hastaların ödeme yapmamaları hâlinde acildurumdayken bile hastaneye kabul edilmedikleri ya da doktorlar tarafından muayeneedilmedikleri için ölümle sonuçlanan sayısız vaka bulunmaktadır.Nükleer denemeler ve çevre sorunlarıÇin’in Doğu Türkistan’da yaptığı nükleer denemeler, son 30 yıldan bu yana sukaynaklarını, tarım ve hayvancılığı tehdit eden ve insan hayatını tehlikeye sokanekolojik yıkımlara neden olmaya devam etmektedir. Doğu Türkistan’daki çeşitlikaynaklara göre sakat bebek doğumları artarak devam etmektedir. Trajik olan durum,nükleer deneme bölgesine komşu olan ve bu denemelerin en çok kirlettiğive insan sağlığını tehdit ettiği yerlerin en temel tıbbi yardımları bile alamıyorolmasıdır. Doğu Türkistan’da yapılan nükleer denemelerden sonra, bölgede şuana kadar hiçbir tıbbi araştırma yapılmamıştır. BBC muhabiri tarafından DoğuTürkistan’daki nükleer denemelerin etkisini incelemek üzere gizlice filme alınanbelgesel, bölgedeki gerçeği tüm çıplaklığıyla göstermektedir.153


Doğu Türkistan kaynakları üzerinde tam hâkimiyet sağlamak içinPekin ne yaptı?1999 yılından bu yana Çin hükümeti genel olarak Doğu Türkistan’dakihâkimiyetini güçlendirmek ve bölgenin kaynaklarını en yüksek derecede ve ençabuk biçimde sömürmek için yeni bir strateji uygulamaya koydu. Bu plan “BatıKalkınma Planı” olarak bilinmektedir.Batı Kalkınma PlanıDoğu Türkistan halkının karşı karşıya kaldığı en yıkıcı ekonomik sorunlarındanbiri de yerel dilde “Xibuda Kaifa” yani “Batı Kalkınma Planı” olarak bilinenmerkezî Pekin hükümeti tarafından belirlenen bir politikadır. Bu bölümde 2000yılından bu yana sistemli olarak uygulanmakta olan bu programın arkasında yatangerçek hikâyeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu kalkınma programıyla Uygurlartopraklarından, doğal kaynaklarından, temel hak ve özgürlüklerinden ve diğerekonomik ve sosyal imkânlarından mahrum bırakılmışlardır. Bu programla Çinhükümeti Çin nüfusunun Doğu Türkistan’a olan göçünü hızlandırmış, Uygurlarınekonomik durumunu daha da kötüleştirmiş ve ulusal güvenlik kisvesi altındamahkûm edilen Uygurların sayısını arttırmıştır.Bu planın gerçek amaçlarını aşağıdaki üç önemli başlık altında toplayabiliriz:1. Bölgede doğal kaynakları sömürerek Çin’in giderek artan enerji talebini karşılamak.2. Doğu Türkistan’a daha fazla Çinli nüfus çekmek, refah ve emniyet atmosferiyaratarak Çinli göçmenlerin çeşitli ekonomik ve yerleşim sorunlarına çözümgetirmek.3. Çin’in Batı’ya açılan kapısı olan bu bölge üzerinde daha yoğun bir kontrolmekanizması kurarak Çin’in ulusal güvenliğini sağlamak.Bu planın arkasında kim var ve kimler tarafından uygulanıyor?Şüphesiz bu planın arkasında merkezî Çin hükümeti bulunmaktadır ve DoğuTürkistan’da da Sincan Üretim ve İnşaat Birlikleri (Xinjiang Shengchan JiansheBingtuan-XPCC) olarak bilinen yarı askerî çalışma birimleri aracılığıyla uygulanmaktadır.Elinde bulundurduğu yetkiyle XPCC en verimli tarım arazilerini,meraları ve su kaynaklarını zapt etmek suretiyle zenginleşmiştir. Bu birimler 1954yılından bu yana Çin’in batı sınır noktalarında tarımsal yerleşim yerleri oluştur-154


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri mak üzere kullanılmaktadır. XPCC birimleri tarımcılık yapmak ve Çin hududunusavunmakla görevlidir. Bu görevi başarmak için birliklerin silahlı polis gücü veaskeri kuvvetleri dâhil kendi güvenlik organları bulunmaktadır. XPCC’nin 2,5milyonluk bir askerî gücü bulunmaktadır ve sindirme ve ekonomik baskının devamlılığınısağlamak için bu askerî güç kullanılmaktadır. Geçtiğimiz elli yıldandaha uzun bir süreden bu yana XPCC Sincan’a düzenli göçmen işçi akımı gerçekleştirmiştir.XPCC Doğu Türkistan’ın 2008 yılı ekonomik üretiminin altıdabirini sağlamıştır.Bu planın Uygurlar üzerindeki doğrudan etkileri· İşsizliğin artması· Uygur kadınlarının büyük kitleler hâlinde Çin ana karasına götürülmesi· Gelir adaletsizliği ve Doğu Türkistanlıların topraklarının gasp edilmesi· Temiz içme suyu ve sulama suyu kıtlığı· Fiyat artışı· Zengin doğal gaz kaynaklarına rağmen doğal gaz sıkıntısı yaşanması· Doğal kaynakların sömürülmesinin getirdiği çevresel zararlar ve ekolojikbozulmalarUygurlarda işsizlikDoğu Türkistan’da her geçen gün artmakta olan Çin nüfusu, Uygurlar arasındaçok büyük çaplı bir işsizliğe neden olmuştur. En özel işler Çinlilere yaptırılmaktave Uygurlar için hiçbir iş fırsatı yaratılmamaktadır.Bir örnek vermek gerekirse; başkent Urumçi’de Çinli/Uygur oranı 20/80 ikenşu anda bu oran Çinlilerin lehine 80/20 olarak tersine dönmüş ve âdeta Çinlivatandaşlardan oluşan kentsel bir ada yaratılmıştır. Ekonomik kalkınma oyunlarıyla,ekolojik baskıyla (özellikle su kaynakları), istihdam sektöründe aslan payınınÇinli çalışanlara verilmesiyle, Uygurlar kendi öz vatanlarında azınlık konumunadüşmüşlerdir. Urumçi ve Gulca gibi kuzey illerinde Han Çinliler, eşdeğer nitelikleresahip Uygurlara kıyasla daha hızlı mertebe kazanmakta, Kaşgar’da bile özelmesleklerin büyük bir çoğunluğu Xinjiang Üretim ve İnşaat Birlikleri ve HanÇinlilerin istihdam edildiği çalışma birimlerine ayrılmaktadır.155


Politik ve ekonomik platformların çoğunluğu Çinlilerin ellerindedir. Sonuçolarak, Çinliler arasında işsizlik çok azken, Uygurlarda işsizlik alarm verme noktasınagelmiştir. Doğu Türkistan’ın doğal kaynaklar bakımından zenginliğinekarşın Uygur halkı şu ya da bu şekilde sadece hayatta kalabilme seviyesinde birhayat sürmekte olup, Uygur nüfusunun neredeyse %80’i yoksulluk sınırının altınayaşamaktadır. Etnik kökenleri ve dinleri nedeniyle Uygurların istihdam olanaklarıve seçenekleri giderek azaltılmaktadır. Uygurlar Çinli yöneticilerin Han Çinlileritercih etmeleri nedeniyle işe alınmamakta, devletin resmî ateizm politikası nedeniyleMüslümanların devlette ya da Sincan ekonomisinin devlet destekli sektörlerindeiş bulmaları imkânsız hâle getirilmektedir.Düşük ücret ve zorunlu çalıştırmaDaha önce de belirtildiği gibi Uygurlar kendi şehirlerinde iş bulmada güçlükçekmekte, “Batı Kalkınma Planı” adı verilen programdan hiçbir şekilde faydalanamamaktave yaşamlarını idame ettirebilmek için her türlü işi kabul etmekdurumunda kalmaktadırlar. Fabrika sahibi Çinli fırsatçılar bu durumdan çıkarsağlamakta ve çok sayıda genç Uygur’a evlerinden yüzlerce kilometre uzakta iştekliflerinde bulunmaktadırlar. Teklifleri kabul edip gidenler, patronlarından kötümuamele gördükleri, hakir görüldükleri ve kendilerini bir çıkmaza sürükleyenbeklemedikleri durumlarla karşılaşmışlardır. Daha sonradan Urumçi’de iç kargaşayayol açan Guangdong şehrindeki Shaoguan oyuncak fabrikasında yaşananlarbunun canlı bir örneğidir. “Çin’de İslam” konusunda çalışmalar yapan ve PomonaÜniversitesi Pasific Basin Institute Başkanı olan Dru Gladney durumu şöyleözetliyor: “Kendi yaşadıkları şehirde iş bulamadıklarından iş aramak için ülkeninen uç köşelerine kadar gidiyorlar. Hükümet tarafından işe alındıklarında da hükümetinonları savunduğundan ve koruduğundan emin olamıyorlar. Kendilerinekarşı ayrımcılık yapıldığını düşünüyorlar. Ne vatanlarında kazanabiliyorlar ne deçok uzak diyarlarda.”Genç Müslüman Uygur kızlarının köleleştirilmesiAsimilasyon yoluyla Uygur kimliğini yok etmek için Çin hükümetinin bir diğerkurnazlığı Doğu Türkistan’ın kırsal bölgelerinde yaşayan 16-24 yaş arası gençkızlara iş bulmak adıyla uyguladığı yeni bir tekniktir.Ailelere fabrika sahipleri ve yerel yönetimler tarafından sahte vaatler ve sözlerverilmektedir. 2006 ve 2007 yıllarında, Doğu Türkistan’ın kırsal alanlarından bin-156


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri lerce genç kız toplanmıştır. “rfa.org” tarafından yayınlanan bir rapora göre, yerelmakamlar tarafından verilen “eğitim” programları kızların köle gibi çalıştırıldığıbir faaliyete dönüşmüştür. Yetkililerin çoğunluğu Çin’in uzak ve bilinmeyen yerlerinekızlarını göndermeleri için kızlara ve ailelere baskı yaptıklarını itiraf etmişlerdir.Had safhaya varan yokluk nedeniyle aileler gönülsüz de olsa kızlarınıgöndermek zorunda kalmaktadırlar. Bir yandan aylık 300 USD gibi çekici maaşlar,servis ücretlerinin ödenmesi ve otel konforunda konaklama yerleriyle kandırılırken;diğer yandan da aileler, kızlarını bu programa göndermemeleri hâlindehashara gönderilmekle, topraklarına el koymayla, sulama sularını kesmekle tehditedilmiştir.Kızların çalıştıkları yerlerdeki koşullar Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP)tarafından şu şekilde ifade edilmiştir: “Zhejiang, Pekin, Tianjin, Şangay and Shandonggibi doğu sahil illerine vardıklarında kadınlar/kızlar kendilerine ve ailelerineanlatılanlardan çok farklı bir gerçeklikle karşılaşmaktadırlar. Her şeyden önce, bukişiler cazip maaşlar alacakları umuduyla kandırılmışlardır; ancak çoğunlukla vaatedilen miktarlarda maaş alamamışlardır. Diğer kesintilerin yanında, seyahat giderleride maaşlarından kesilmektedir. Bazı kadınlar, ücretlerinin saatlik çalışmaüzerinden olacağının kendilerine söylendiğini; ancak oraya vardıktan sonra aslındaödemelerinin sadece ellerindeki işleri zamanında bitirdikten sonra yapılacağınıöğrendiklerini ve kendilerine verilen işleri de zamanında bitirmenin imkânsızolduğunu dile getirmişlerdir. Kadınların büyük bir bölümü, ücretleri bilmemelerindendolayı abartılı maaşlarla kandırıldıklarından, işe alma sırasında vaat edilenservis ya da maliyetlerin karşılanmamasından yakınmaktadır.Kadınlar, insafsız çalışma saatlerine zorlanmalarının yanı sıra özgürlüklerinikısıtlayan katı, hapishane hayatını andıran çalışma koşullarından yakınmaktadırlar.Beslenme ve yaşam koşullarının da oldukça zayıf ve kötü olduğu raporedilmiştir. Bazı kadınlar yaşadıkları mahallelerde hiçbir mahremiyetlerinin bulunmadığınıbelirtirken, diğerleri de verilen gıdanın çok basit ve kalitesiz olduğunu,genellikle sadece pilav ya da lahanadan ibaret olduğunu ve zaman zaman da içindensinek ve böceklerin çıktığını söylemişlerdir.Bağımsız raporlar ayrıca bu kızlardan büyük bir bölümünün yerli Çinli erkeklerleevlenmeye zorlandığını, bu teklifi reddedenlerin çoğunun da işkenceyemaruz kaldığını ancak bunların ifşa edilmesini istemediklerini belirtmektedir.Ayrıca, iş akdinin feshedilmesi, hem kızlar hem de aileleri için ödeyemeyecekleri157


ağır para cezaları ya da hashar anlamına gelmektedir. Bu çalışma şartlarında kaçangenç kadınlar ise Çin’in ücra yerlerinden beş parasız ve gururları kırılmış hâldeevlerine dönmeye çalışmaktadırlar.”Doğu Türkistan’da ekonomik kalkınmaDoğu Türkistan’ın kalkınması için devlet eliyle uygulanan bir strateji var mıdır?Bu soruya cevabınız evetse, neden Uygur halkı hâlen yoksulluk içerisindeyaşamaktadır?Bu noktayı açıklığa kavuşturmak için, Doğu Türkistan’daki altyapı ve kalkınmanındoğasının ve Doğu Türkistan halkının kalkınma hamlesi adını verdikleribu hareketten ne şekilde istifade ettiğinin irdelenmesi gerekmektedir. DoğuTürkistan’daki ekonomik kalkınma ve altyapı inşası aşağıdaki ana başlıklar altındatoplanabilir:· Petrol üretimi/ boru hattı/ doğal gaz· Karayolları/demiryolları ve birbirleriyle bağlantılı havaalanları· Yüksek hızla gelişen haberleşme ağı· Hızlı kentleşme· Sanayi patlamasıYukarıda belirtilenlerden hiçbiri Uygur halkı için istihdam fırsatı yaratmamış;tersine daha çok Çin nüfusunun Doğu Türkistan’a gelmesine ve onlara istihdamolanakları sağlanmasına yaramıştır.O hâlde, bu kalkınma hareketinden asıl çıkar sağlayanlar şunlardır:· Merkezî Pekin hükümeti· Eyalet hükümeti· Devlet desteğini arkalarına alan Çinli nüfus· Devlet şirketleri ve büyük Çin şirketleri ve kuruluşlarıKalkınma hamlesinin olumsuz etkileri şunlardır: 158


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri Yukarıda açıklananlara bakarak Doğu Türkistan’daki kalkınmanın Uygur halkıiçin olumlu bir ekonomik değişim getirmediği, tersine, yerli halk aleyhine eşitsizliğive adaletsizliği derinleştirdiği açıkça görülebilir.Uygurlar üzerinde uygulanan ekonomik baskıların farklı biçimleriResmî ve gayriresmî olarak Uygurlar hayatlarının her alanında mağdur durumundadırlar.En temel özlük haklarının bile gerçek manasıyla var olduğu söylenemez.Otoritenin bozulması Doğu Türkistan’daki adaletsizliği daha da arttırmışve daha fazla felaket ve ekonomik problemlere neden olmuştur. Yerel yönetimderüşvet çok yaygın bir hâle gelmiştir. Hükümetle ilgili olan her türlü işlem paragerektirmektedir; bazen rüşvet biçiminde bazen de otoriteyi memnun etmemenincezası olarak! Şimdi de Doğu Türkistan’da insanların parasının yerel yönetimlertarafından nasıl gasp edildiğini birkaç örnekle açıklayalım:· Aile planlama programına uymamak (azınlıklar için iki çocuk politikası)sadece işlerini kaybetmelerine yol açmaz aynı zamanda ağır para cezalarıda yükler. Çocuk kotasında belirtilenden fazla sayıda çocuğu olan ailelere8.000-10.000 yuan arasında para cezası kesilmektedir (Düşünün ki kırsalkesimde yaşayan bir çiftçi ailesi hasadın iyi olduğu bir yılda toplam ancak5.000 yuan kazanabilmektedir.). Para cezasının ödenememesi durumunda,ailenin topraklarına ve diğer mal varlıklarına el konulmaktadır.· Pasaport başvurusunda bulunmak Uygurlar için o kadar çok kısıtlamayıberaberinde getirir ki, bu uygulama yerel yönetimler için başlıca bir gelirkaynağı hâline gelmiş olup, rüşvet vermeden pasaport almak neredeyse159


imkânsızdır.· Umre ya da hac amacıyla Suudi Arabistan’a seyahat etmelerini engellemekamacıyla deniz aşırı ülkelere çıkış için 30.000-50.000 yuan arasında birtutarın depozito olarak yatırılması gerekmektedir (Müslümanların haccagitmeleri sadece devlet tarafından organize edilir ve oldukça da külfetli biruygulamadır.). Eğer kişi Suudi Arabistan’a seyahat ederse, depozito olarakvermiş olduğu paraya el konur.· Dini öğretmek ya da öğrenmek yasa dışı olarak değerlendirilmektedir.Yakalanılması hâlinde, hem öğreten hem de öğrenen hapse mahkûm edilmekte;çocuklara, ailelere ve dinî eğitim için yer sağlayanlara ağır paracezaları verilmektedir.SonuçSunumumun başında Doğu Türkistan’ın 21. yüzyılın Kuveyt’i olacağını söylemiştim.Bu tabir Doğu Türkistan’ın kaynakları dikkate alındığında çok doğrudur.Ancak kaynakların gerçek sahipleri bu nimetlerden tamamen mahrum bırakıldıklarından,ifadenin kaynakları kullanan kısmıyla ilgili olan bölümü Doğu Türkistangerçekliğine uymamaktadır. Bu nedenle Doğu Türkistan ve halkı için uygunen iyi tabir “Ellerinde altın tasla dilenen dilenciler” olacaktır. Doğu Türkistan,Çin yönetimi altında bulunduğu sürece ve özellikle de Çin güçlü ülkelerden biriolma yolunda ilerlediği sürece bölge halkı için hiçbir umut yoktur. Tüm umutlaryok olduğunda geriye kalan tek bir umut vardır: Allah’tan beklenen umut! “De ki:Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğindengeri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik seninelindedir. Gerçekten sen her şeye kadirsin.” (Al-i İmran; 3/26)160


Dou ria ooi aadai laalar oullu e oulluu oal ileri KaynakçaAmnesty International. Çin Tehdidi Altındaki UygurEtnik Kimliği. www.amnesty.org. (Nisan 2009).Becquelin, N. Sincan’da Kademeli Kalkınma.Bhattacharji, P. (01.08.2008,). Uygurların ve Çin’inSincan Bölgesi. ABD.Strategic Analysis. In A. Bhattacharya, “ÇinMilliyetçiliğinde Uygur AyrımcılığınınKavramlaştırılması” (s. 358-377), Temmuz-Eylül2003.Boghra, M. A. Uygur Dilinde Doğu Türkistan Tarihi.Ankara: 1987D., T. Sayısız Saldırıya Maruz Kalan Uygur Kültürü(s. 97-104), 2009.ETIC. Batı Kalkınma Stratejisi: Doğu Türkistan’daFelaket. München, Germany: Uygurischer Vereine. V 01.09.2008.Gladney, D. “Sincan Uygur Özerk Bölgesinde EtnikGerginliğin Önlenmesi: Çin’in Yeni Bölgesiiçin Yeni Modeller”, University of Hawai, Manoa,USA, 02.07.2000.inAustralia, E. f. (12.02.2010). Doğu Türkistan’daUygurlar Üzerindeki Ekonomik Baskılar. (M.Alim, Gazeteci)İlerleme ve Kısıtlamalar. Blackwell Publishers Ltd.,(1999).Smith, J. N. Kültürü Sorun Hâline Getirme: Uygurlarve Çinliler Arasındaki Sembolik, Uzamsal ve SosyalSınırlar, 09.01.2002.Toops, S. 1949 Sonrası Sincan’da DemografikHareketler ve Kalkınma. Washington: East WestCentre. 2004.Uighuramerican.org.Al-Wirdani, E. A. Doğu Türkistan ve Çin-MedeniyetlerÇatışması. Kahire: Arap Medeniyet Merkezi,2009.www.rfa.or. (n.d.).www.East Turkestan.net. (n.d.).Yahya, H. (n.d.). Komünist Çin’in Doğu TürkistanÜzerindeki Sindirme Politikası. Turkiye.Zang, X. (02.01.2007). Azınlık Etnisitesi, Sosyal Statüve Kentsel Sincan’da Uygur Toplumu Varlığı. HongKong: City University..Kok, H. Çin ve Doğu Türkistan’daki Petrolün JeopolitikÖnemi. Avrasya Çalışmaları Türkçe İncelemesi,18. Nisan 2004.McLaughlin, K. E. “Çin Çalışma Politikası”, GlobalPost, 14 Temmuz 2009.Ramzy, A. www.time.com, http://www.time.com/time/printout/0,8816,1910302,00.html,(15.07.2009).Rice, R. (n.d.). “9/11 Sonrası Çin’de Uygur etnisite veinsan hakları söylemleri”, University of Tennessee/ABD.Sautman, B. Çin’de Etnik Yasa ve Azınlık Hakları:161


he aru alDoğu Türkistan’da Etnik ve Dinî AyrımcılıkDünyanın güç dengeleri, ekonomik gelişmişlikleri rota kabul ederken, dengelerielinde tutmaya çalışanlarla bozmaya çalışanların savaşına şahit oluyor insanlık.Bunun sonucunda da tek bir gaye çıkıyor ortaya: Yenilmeden ilerlemek, bütüngücünle en güçlü olmanın savaşını vermek, gücüne güç katmak, bu gaye önündeduracak her engeli ortadan kaldırmak; yapmışken bir de bu engeli kaldırmayagüzel bir kılıf, güzel bir maske bulmak, sorunları var gücüyle yok edecek meşrubir kılıf uydurmak…Tek paragrafta özet geçtiğimiz bu tablodan, başlangıç itibarıyla “insan”ın şartlarınıiyileştirme gibi güzel bir amacın, el altındaki “insan” cinsinin yalın iş gücüolarak algılanmasını beraberinde getirdiğini çıkarmak da çok zor görünmüyor.“Yeni Dünya Düzeni” denilen dipsiz kuyu ise yine bu doğrultuda insanı vetoplumları haklarına ve hürriyetlerine yabancı hâle getirmeye kurulu bir düzeninsınırlarında dönüp dolaşıyor; hem de elde edilmesinde pek çok kişi ve toplumunhak ve hürriyetlerinden feragat ederek kazandığı hak ve özgürlükleri… İnsanoğlubu düzene yeni dese de temelinde yüzyıllardır süren bir mücadelenin ve savaşların,zorba güçlerin en eski düzenidir aslında.Bu tablonun günümüzdeki en ibretamiz örneklerinden birisi hiç kuşkusuz“sessizlik duvarlarının arkasında unutturulmaya çalışılan Doğu Türkistan”dır.Doğu Türkistan’daki hak mahrumiyetinin başlangıcı kabul edeceğimiz olay,(17. yüzyıl sonlarındaki uzun saldırı ve mücadele dönemi neticesinde) 1876 yılındabölgenin Çin tarafından işgali ve işgal edilen bu toprakları 1884’te Çin’in 19.eyaleti olarak ilanı ve bölgenin “Doğu Türkistan” olan tarihî isminin değiştirilerekÇince anlamı “yeni fethedilmiş topraklar” demek olan Sincan (Xinjiang) olarakdeğiştirilmesidir. Çin Halk Cumhuriyeti de bölgeye tıpkı İmparatorluk Çin’ininbaktığı gibi bakmış ve bölge onun için de yeni fethedilmiş topraklar olmaya de-163


vam etmiştir: Bölgenin adı, yönetimi, halk üzerindeki egemenliğin oluşturulmave uygulama biçimi Çinlileştirilmiştir. Çinli yetkililer askerî ve ekonomik güçlerisayesinde yetkilerini son noktasına kadar kullanmaktan geri durmamıştır. Günlükyaşam kuralları bile tamamen Çin tarafından düzenlenen yaptırımlarla belirlenmiştir.Kısaca özetlemek gerekirse, Doğu Türkistan 1884 yılında başlayan süreçlesadece ismini değil kimliğini ve haklarını, dolayısıyla hürriyetlerini de sonu belliolmayan bir zamana kadar kaybetmiş; ismi özerk, kendisi baskıcı bir yönetiminiç bölge sömürgesi hâline gelmiştir. Kısa dönemli kısmi özgürlükler ve Şarki Türkistanİslam Cumhuriyeti gibi yönetimlerin kazandığı bağımsızlıklar ve süreklimücadeleler de maalesef yeterli olamamıştır. Sonuç itibarıyla Çin’e bağlı üç özerkbölge olan Uygur, Tibet ve İç Moğolistan bölgeleri arasında en büyük zulme,Çin’in yüz ölçümü olarak altıda birini (1.828.418 km²) oluşturan Uygur bölgesimaruz kalmıştır. Bu baskı ve zulüm; etnik yapısı, dili, dini, örfü, âdeti ve kültürübakımından kendisiyle hiçbir benzerliği olmayan başka bir millet tarafından gerçekleştirilmektedir.Yeni Dünya Düzeni’nde ekonomik gelişmişlik ve ucuz iş gücüile yer etmeye çalışan bu milletin; yani Çin’in dünyanın süper gücü olma serüvenindeen büyük bedeli ise işgal altındaki Uygur halkı ödemektedir.Üç özerk bölge halkı (Uygur, Tibet ve İç Moğolistan) arasında Çin baskılarınınen büyük bedelini Uygur halkının ödemesinin sebebi bu halkın uluslararasıittifaklarının zayıflığından, bir anlamda sahipsizliğinden kaynaklanmaktadır.Moğolistan’ın dünya siyasetinde iddiasız ve etkisiz bir devlet olması ve Çin sarayındaMoğol hanlarının uzun süreler hüküm sürmesi Çin ile aralarında nispiünsiyet oluşmasına neden olmuştur. Dalay Lama’nın uluslararası saygınlığı nedeniylede Çin hükümeti Tibet’te daha dikkatli davranmaktadır.Dünyanın en gelişmiş ekonomileri listesinde ilk sıraları zorlayan Çin HalkCumhuriyeti’nin tahmini nüfusu 1 milyar 300 milyondur. Tahmini diyoruz çünküÇin Halk Cumhuriyeti hakkında doğru bilgilere ulaşmanın tek yolu doğrutahmin yapmaktan geçiyor. Bu tahminî durumu göz önünde bulundurursak ÇinHalk Cumhuriyeti’ndeki Müslüman nüfus, resmî verilere göre Sincan bölgesindekiyaklaşık 10 milyon Uygur ile büyük bir çoğunluğu Pekin, etrafı ve doğusundabulunan Çinlilerden oluşuyor. Bu sayı, resmî olmayan görüş ve tahminlere göre ise200 milyona kadar ulaşabiliyor. Bu Müslüman yapı içerisinde Uygurlar, hem İslamdünyası ile hem de Batı Türkistan (Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistanve Azerbaycan) adı verilen bölgeyle demografik ve inanç açısından kuvvetli164


Dou riada i e Di rcl bir bağa sahip. Hem jeopolitik hem de yer altı kaynakları yönünden önemli birkonumdaki Doğu Türkistan, enerji zengini batı komşularıyla sınırda yer aldığıiçin Çin’in özel önem verdiği bir bölge. Çin’in kuzeybatısında yer alan ve yüzölçümü olarak Türkiye’nin iki katı olan ve İpek Yolu’ndan günümüze kadar Doğuile Batı arasında köprü işlevi gören bölgenin tarihî, demografik ve inanç bağlarıylabağlı olduğu Batı Türkistan’ın yanı sıra Moğolistan, Afganistan, Pakistan veHindistan gibi Asya’nın önemli ülkeleriyle de sınırı vardır. Orta Asya’da meydanagelen herhangi bir kargaşa ve çatışmanın doğrudan Doğu Türkistan’ı, dolayısıylada ülkesinin siyasi ve ekonomik güvenliğini etkileyeceğinin farkında olan Çin,Uygur Özerk Bölgesi’ni dış dünyaya karşı bir tampon bölge olarak görmektedir.Bu bölgede meydana gelmesi muhtemel bütün özgürlükçü faaliyetleri de bu nedenlebaskı ve zorbalıkla engellemekten geri durmamaktadır. Çin’in uzun yıllardırdevam eden özgürlük mücadelelerini bastırma sürecinde kurmuş olduğu uluslararasıittifakların trajik etkisinin, bölgedeki mevcut resmî sınırları aşan demografikbütünlüğün komşu ülkede kalan kısımları üzerinde de belirleyici olduğu gözdenkaçmaz. Yani bölgenin demografik olarak bütünleyicisi olan Batı Türkistan coğrafyası,Doğu Türkistan’daki sürecin benzerini yaşar. Dönemin Sovyet yönetimi,komşu ülkedeki her türlü bağımsızlık hareketlerinin kendi topraklarındaki Müslümanlarakötü örnek olacağından korktuğu için, Çin Halk Cumhuriyeti’nin bölgeyedönük baskıcı uygulamalarını destekler ya da daha doğru bir ifade ile DoğuTürkistan’daki hareketlenmelere karşı Çin’i kışkırtır.Doğu Türkistan’ın uzun mücadelesinde tarihî Kaşgar şehrinde bağımsızlığınıilan edebilme başarısı gösteren Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti de bu konjonktürdennasibini alır. Sınırındaki bağımsız yapılanmadan rahatsız olan Stalin,o dönem Milliyetçi Çin ve Kızıl Çin rekabetinde kazanan taraf olan Mao’ya destekverir, ancak beş yıl varolabilen bu cumhuriyeti 1949’da el birliği ile yıkarlar.Günümüze kadar süregelen trajik dönem, bastırılan bu son bağımsızlık hareketiile iyice ağırlaşarak devam eder. Ne kadar ilginçtir ki, Sovyetler Birliği’nin çözülmesürecinde Batı Türkistan coğrafyasında ardı ardına bağımsız devletler kurulurken,Çin ve Sovyetler Birliği’nin el birliği ile özgürlüğüne son verdikleri DoğuTürkistan, bu iş birliğinin en ağır sonuçlarına katlanmaya devam etmektedir.1950’lerden itibaren Çin hükümeti bölgeye Çinli nüfus yerleştirme politikasınıuygulamaya başlar. 1953 yılında bölgedeki nüfusun %75’ini Uygurlar oluştururkenbugün resmî rakamlara göre Çinli nüfusla Uygur nüfusu hemen hemen165


aynıdır. 1963 Eylül’ünde Gulca’da yine bir ayaklanma olur ve çok sert bastırılanbu ayaklanma sonrasında Kazakistan’a kaçışlar yaşanır. Sovyet Blok’unun çözülmesisürecinde tetiklenen özgürlük taleplerinden esin alan Nisan 1989 TiananmenMeydanı olaylarını, bütün dünyanın gözleri önünde şiddetle bastıran Çinyönetimi, olaylarda aktif yer alan Uygurları kendi bölgelerinde çok daha baskıcıbir uygulamaya tabi tutar. Seri yargılamalar ve keyfî kararlarla pek çok insan idamedilir. Mao döneminde tamamen kapalı olan ve ölümünden sonra Deng Xiaopingdöneminde açılan camiler, 1990’dan sonraki Jiang Zemin döneminde neredeyseyine tamamen kapanma noktasına gelir. Birçok caminin kapısına camiye girmesiyasak olanların listeleri asılır.11 Eylül’e kadar olan dönemde bölgede yaşanan hak ihlalleri bir şekilde dünyakamuoyunun gündemine gelir, hazırlanan çeşitli raporlarla Çin hükümetinininsan hak ve hürriyetlerine kasteden uygulamaları ortaya konur ve bunlara sonvermesi çağrıları dile getirilir. Sovyet Bloku dağılana kadar özellikle o bölge ülkeleriiçin siyasi baskı aracı olmak üzere “insan hak ve özgürlükleri”ni kullanan Batıdünyası, 11 Eylül’den sonra Müslüman azınlıklar ve Müslüman dünya ile ilişkilerindetam tersi uygulamaları devreye sokmaya başlar. Artık dünyada geçer akçeolan bu yeni güvenlik konsepti, Doğu Türkistan’ı baskıyla yöneten Çin’e arayıpda bulamadığı uluslararası meşruiyet zeminini sağlar ve uyguladığı baskılar yenibir boyut kazanır. 11 Eylül, dünyada Müslümanlara ve İslam inancına ait pek çokşeye yönelik terörist yaftalamasını meşru ve mümkün kılan bir psikolojik ortamyaratınca Çin, halkın çoğunluğu Müslüman olan Doğu Türkistan’daki mücadeleyeterörist etiketi yapıştırmakta gecikmez. Uygurları terörist, dinî inançlarını korumave hak arama mücadelelerini terörist eylem, kurdukları grupları ve oluşumları daterörist grup ilan ederek uluslararası eleştirilerden kurtulmaya çalışır.11 Eylül’den önceki süreçte Uygur Özerk Bölgesi’ndeki hak arama hareketlerini“siyasi ayrılıkçılık” ve “radikal İslamcılık” şeklinde ikiye ayıran Çin, 11 Eylül’densonra bu ikisini bir görmeye başlar ve Doğu Türkistan’da hak ve özgürlüklerinisavunan Uygurlar mağdurlar değil, “terörist İslamcı ayrılıkçılar” olarak isimlendirilmeyebaşlanır. Bölgedeki gücünü artırmak için “terörizm”i bahane eden Çin,ABD’nin sözde uluslararası terörizme karşı başlattığı dünyayı kasıp kavurmaharekâtına gönüllü katılır, böylece siyasi çıkarlarına ve “Büyük Çin”i korumaya yönelikmeşru bir dayanak noktası bulur. Bunun sonucu olarak da “terörist” engelleriortadan kaldırmak adına baskı ve zorbalığın dozunu olabildiğince abartır. “Terörle166


Dou riada i e Di rcl mücadele”nin meşruiyet verdiği geniş hareket alanını, insan hakları konusundakieleştirilerden kurtulmak için bir fırsat olarak görür. Artık uluslararası kamuoyunda“terörle mücadele eden devlet” meşruiyeti kazanan Çin hükümeti, dünyadan kendisinegelen Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri eleştirilerini de dikkate almamayabaşlar. 11 Eylül saldırılarının bir benzerinin kendi ülkesinde de olmamasıiçin “aşırı dinci”, “bölücü”, “ayrılıkçı” teröristleri engellemeye çalıştığını öne sürer.Çin devleti bu uğurda sadece ülkesindeki Uygurları mimlemekle kalmaz yurtdışında tüm gücüyle “Doğu Türkistan’daki baskıcı ortam”ı dünyaya duyurmayaçalışan Uygur ya da başka kökenli bütün insan hakları örgütlerini de susturma gibibir uygulamaya el atar, kendini haklı gösterecek propaganda söylemleri ve materyallerihazırlar. Örneğin, Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu 11Eylül olaylarının ardından “terör saldırılarını konu alan” bildirileri peş peşe sıralar.Bu içerikte çeşitli dillerde hazırlattığı broşürleri, Doğu Türkistan mücadelesiniterörist hareket olarak gösteren belgesel, VCD ve diğer materyalleri dağıtır. Bubildirilerin ana fikri; “Terörle mücadelemizde haklıyız, Doğu Türkistan’da da terörgüçleri var. Şiddet kullanıyorlar. Bunlar nerde olursa olsun yakalanmalı ve cezalarıtereddütsüz verilmeli”dir. Çin merkezî TV kurumuna bağlı TV 9 yapımı “DoğuTürkistan Teröristleri” isimli belgeselde, Doğu Türkistan’daki şiddet olaylarınınnedeni Uygur Türkleri olarak gösterilmiş, bölge içi ve bölge dışındaki Uygurlarolaylarla irtibatlandırılmaya çalışılmış ve şiddet olayları doğrudan terör faaliyetleriolarak tanımlanmıştır.Yakaladığı hiçbir fırsatı kaçırmayan Çin hükümeti bu çabalarının neticesinialmıştır. 2002 yılında Doğu Türkistan İslami Hareketi (East Turkestan IslamicMovement-ETIM), Usame bin Ladin ve el-Kaide ile bağlantılı olduğu gerekçegösterilerek önce ABD’nin, sonrasında da Birleşmiş Milletler’in “terör listesi”nealınır. Bu kararların alınmasında ETIM’in “sivillere saldırılar düzenlediği” iddiasıgerekçe olarak gösterilir. Böylece Çin, Doğu Türkistan sınırlarında kendi içgüvenliğini bahane ederek gerçekleştirdiği baskılara ve bölgede gün geçtikçe artışgösteren insan hakları ihlallerine ilişkin ABD’nin sessiz kalmasını sağlamayaçalışır. Artık bu stratejinin bir parçası olarak da Çin medyasında “MüslümanUygur”, “Uygur teröristleri”, “cihat” ve “Doğu Türkistan” kelimeleri sıkça birliktekullanılmaya başlanır. ABD’nin Afganistan’da başlattığı “radikal İslamcı terörist”avında bazı Uygurların Guantanamo’ya götürülmesinin de Çin’in ekmeğine yağsürdüğünü söyleyebiliriz.167


Çinli yetkililer terörizm kavramının sınırını öylesine genişletmiştir ki cinayet,hırsızlık gibi adli bireysel suçlar dahi terör suçu olarak açıklanmakta ve seri yargılamalarsonucu yapılan idamlar ve verilen ağır hapis cezalarıyla ihlal edilen adilyargılanma hakkı gözden kaçırılmaktadır.Doğu Türkistan’da etnik ve dinî kökenli hak ihlalleriTürk kökenli toplulukların yoğun olarak yaşadığı bölgede dikkat çeken ilk hakihlalleri, 1884 yılındaki işgalden sonra bölgenin isminin Çince anlamı “yeni fethedilmiştopraklar” demek olan Sincan (Xinjiang) olarak değiştirilmesi ve “DoğuTürkistan” ismini kullanmasının resmî olarak yasaklanması ile başlar.Bölgede sadece Uygur Türklerinin bulunduğunu söylemek doğru değildir.Uygurlar bölge nüfusunun en büyük kısmını oluştururken en az onlar kadar kalabalıkolan bir diğer topluluk da Hui adı verilen Çinli Müslümanlardır. Aralarındakidin bağına rağmen Huiler ile Uygurların ilişkileri neredeyse yok gibidir. Birtaraftan Çin devleti Müslümanlara ait resmî kurumlarda Huileri tercih ederek buayrılığı körüklerken diğer taraftan da kısmi serbesti ile yetinen Huiler Uygurlarıhak ve özgürlük taleplerinde yalnız bırakınca Çin’in işi daha da kolaylaşmıştır.Haklı mücadelelerinde yalnızlaşan Uygurlar aynı dili konuştukları batıdaki komşudevletlerin halklarıyla ilişkiler kurunca da haklı talepleri kolayca “dış güçlerinoperasyonu” olarak isimlendirilebilmektedir.Huilerin varlığı bir şekilde Uygurlar tarafından kabullenilmiş olmakla beraberÇin devleti bölgede asıl sorun kaynağı olan Han Çinlileri uygulamakta olduğuiskân politikasıyla bölgeye yerleştirmektedir. Bölgenin öneminin farkında olanPekin yönetimi, bu iskân politikasıyla demografik yapıyı değiştirmeyi hedeflemektedir.Bugün resmî rakamlara göre neredeyse Uygur Türkleri ile Han Çinlilerininnüfusu birbirine yakın hâle gelmiştir. Han Çinlilerinin nüfusu her yılortalama %8’lik bir artış göstermektedir. Artış oranı 1980’lerde yirmi altı kat gibiinanılmaz bir rakama ulaşmıştır. Böylece 1950’lerden itibaren başlayan asimilasyonçalışmaları öncesinde, bölgedeki nüfus yoğunluğu %75 olan Uygur nüfusununoranı bugün yarı yarıya düşmüştür.Çin idaresinin yürüttüğü asimilasyonun bir diğer parçası da, Uygur Türklerininbölgeden tasfiyesi ve nakli şeklindeki yoğun nüfus göçünü gerçekleştirmesidir.Bölgedeki nüfus hâkimiyetini elinde tutmak ve etnik nüfus yoğunluğunu arttırmak168


Dou riada i e Di rcl isteyen Çin, bu amaçla çeşitli yollar denemektedir. Örneğin Uygur çocuklar “Sincansınıfı” adlı bir program çerçevesinde Çin’in iç bölgelerine götürülerek asimileedilmeye başlanmıştır. Devamında 2003 yılından itibaren “İş gücü fazlasını başkabölgelere yönlendirme” politikası çerçevesinde özellikle genç Uygur nüfusu Çin’iniç bölgelerine taşınarak genel nüfus içerisinde eritilmeye çalışılmaktadır. Bu nakillerdeUygur kızlar öncelikli tercih edilmekte ve kızlar yeni yerleşim yerlerindehayatta kalabilmek için kayıt dışı sektörlerde çalışmaya âdeta sevk edilmektedir.Bölgedeki Uygur nüfusunu olumsuz etkileyen ve insanların temel haklarındanbirini kısıtlayan sert ve acımasız, insanlık suçu sayılacak uygulamalardan bir diğeride mecburi kürtaj uygulamasıdır. Çinliler için bir, azınlıklar için iki olan çocuksınırlamasında eğer fazla hamilelik devlet tarafından tespit edilmiş ise mecburikürtaj yaptırılmaktadır. “Mecburi kürtaj” uygulaması, hamilelik aşamasında cinsiyetitespit edilen bebeklerin kız ise aileler tarafından düşük yaptırılarak öldürülmelerinesebep olmakta, bu da kadın-erkek nüfus dengesinde ciddi bir bozulmayayol açmaktadır. Bu bozulma elbette sadece Uygurlar için değil Çinliler için de sözkonusudur. Mamafih Uygurlar çok çocuk yaparak kimi çocuklarını rüşvet veyabaşka kanallarla nüfuslarına kaydettirmektedirler. Kaydettiremedikleri çocuklarise resmî olarak “yok” durumundadır. Bu kayıt dışı çocukların durumu ise büyükbir sorun olma potansiyeli taşımaktadır. Resmî olarak kaydedilmeyen insanlarındışarıdaki hayatı oldukça zordur. Bir taraftan okul, sağlık ve çalışma imkânları bu“yok çocuklar” için hayat koşullarını iyice ağırlaştırmakta diğer taraftan da kimliğiolmayan bu kişiler sokaklarda sürekli kimlik kontrolü yapan Çinli yetkililer tarafındantutuklanmakta ve insafsızca cezalandırılmaktadır.Çin’in uygulamakta olduğu bu asimilasyon politikaları bölgede etnik merkezliçatışmaların ve gerilimin artmasına sebep olmuştur. Bu gerilimin en son belirginolarak gözler önüne serildiği olay, 28 Haziran 2009 günü Urumçi’deki bir fabrikadanHan Çinliler tarafından darp edilerek öldürülen Uygur işçilerine uygulanankanlı linçi protesto eden Uygurlara yapılan muameledir. Han Çinlilere güvenlikgüçleri de destek vermiş, bölgeye gönderilen çok sayıdaki silahlı kuvvetlerinmüdahalesiyle gözlemciler tarafından belirtildiği üzere binlerce kişi katledilmiştir.Hiçbir silah ve kendini savunacak araca sahip olmayan Uygur Türklerinin üzerlerineateş açılmış, kalabalık gruplar sopalı linç girişimlerinde bulunmuştur. Buortamdan en büyük zararı gören Uygurlar, toplu idamlarla da ayrı bir acı yaşamıştır.Çin güvenlik güçlerince önce linç edilen, sonra kafaları taşla ezilen iki Uygur169


Türk’ün görüntüleri bütün insanlığa ders verecek niteliktedir. Olaylar sırasındayaralananların sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Sonuç olarak Uygur Türkleritepkilerini bir hafta kadar sürdürebilmiş, bunun bedelini de katliamlarla, sokaklardataşlarla kafaları ezilerek ödemişlerdir. Bu yaşananlar da göstermiştir ki, Çinhükümeti burada sıralanan amaçlarını yerine getirmede kendisine yönelen karşıduruşlara ve eylemlere en sert tepkiyi vermekten, en acımasız yöntemleri kullanmaktançekinmemektedir.Dünyanın bir başka yerinde rastlanılmayan ama sadece Doğu Türkistan’darastlanılan bir başka insan hakları ihlali ise camilere giriş çıkışların sınırlandırılmasıdır.Camilerin kapılarına asılan listelerde camiye girmesi, camide ibadetetmesi yasak olan kişiler belirtilmektedir. Yasaklananlar listesinde 18 yaşın altındakiler,memurlar, işçiler, emekliler, izne ayrılmış olanlar, belediye görevlileri, partimensupları ve kadınlar vardır. Oysa aynı bölgede Budistlere ait tapınaklar damevcut olmasına rağmen o tapınakların kapısında içeri girmesi yasaklı olanlarınlistesi asılı değildir. Eğer bu uygulama komünist sistemin din ile ilgili yaklaşımınınbir gereği olmuş olsa idi sadece Müslümanlara yönelik yasaklamalar yapılmaz,her dine mensup dindarlara yönelik yasaklamalar yapılırdı (Nitekim bu da kabuledilemezdi.). Bu da göstermektedir ki Çin hükümeti, Müslümanlara yönelik hemdinî hem de etnik ayrımcılık yapmakta ve bunu gizleme ihtiyacı dahi görmemektedir.Ekonomisini liberalleştiren ve özel teşebbüse açan Çin’de sosyal ve siyasi hayattam bir baskı ve izleme altındadır. Parti kurmak, dernek ve vakıf kurmak, serbestbasın tamamen yasaktır. Eğitim, ekonomik bir faaliyet olmaktan çok bir endoktrinasyonfaaliyeti olarak değerlendirildiği için özel okul açılmasına da müsaadeedilmemektedir. Böyle olunca, dinî eğitim de tamamen yasa dışı faaliyet olarakyürütülmektedir. Yasa dışı olan dinî eğitim toplantılarına evini açmak, eğitmen veöğrenci olarak bu eğitimlere katılmak tahmin edilebileceği gibi çok büyük cezalarımuciptir.Bütün kütüphaneler devletin gözetimi altındadır. Binlerce ciltlik yayınÇin kültür politikasına aykırı görülerek devrimin ilk yıllarında imha edilmiştir.1950’lerden sonra Doğu Türkistan üniversitelerinin ismi değiştirilmiş, bu üniversitelerdenmezun olan öğrenciler fişlenmiş ve baskı altında yaşamak zorundakalmışlardır.170


Dou riada i e Di rcl Çin hükümetinin Müslümanların evlenme ve âdetlerine yönelik gözetimleride gün geçtikçe artırmaktadır. Çin, Uygur dili ve kültürünü engelleme yönündekifaaliyetlerden de geri durmamaktadır. Doğu Türkistan’da çıkarılan ve diğer bölgelerdengelen müzik kasetleri bile Çin Kültür Bakanlığı ve İstihbarat Örgütü tarafındansıkı bir denetime tabi tutulmaktadır. Uygurlar tarafından çekilen filmleringösterimine izin verilmesinin koşulu, oyunculardan birinin mutlak surette Çinliolması ve iyi bir rolü canlandırmasıdır.İnternet haberleşmesine de çok ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. Özellikletemmuz ayındaki Urumçi olaylarında hem internet bağlantıları kesilmiş hem debağımsız basın ve gözlemcilerin bölgeye erişimi engellendiği için olup bitendendünyanın habersiz kalması sağlanarak en temel özgürlük olan haberleşme özgürlüğüihlal edilmitir. Olaylar sırasında Uygur gençlerin internet kafelere girişleri desınırlandırılmıştır.Bölgede Uygurların seyahat etme gibi en temel haklarında da büyük bir sınırlamasöz konusudur. Çinli güvenlik güçleri Doğu Türkistanlıların ikametgâhlarınabaskınlar düzenlemekte, nedensiz kimlik kontrolleri ile suçsuz insanlar “genel asayişeyönelik ihlallerde bulundukları” gerekçesiyle gözaltına alınmaktadır. Tutuklananbinlerce insanın akıbetleri belirsizdir. Uyuşturucu ticareti, rüşvet ve kamu güvenliğigerekçe gösterilerek çoğunluğu Uygur olan tutuklular, seri ve adil olmayanyargılamalarla idama gönderilmektedir. Gözaltı merkezleri ve cezaevleri işkenceiddialarının yaygın olarak konuşulduğu yerler olarak standartların çok altındadır.Çinli yöneticiler her türlü suçu terör bağlantılı göstermek eğilim ve gayretindedirler.Adi suçlar bile terör bağlantılı görülerek idama varan cezalarla sonuçlanmaktadır.Aynı suç Çin’in iç bölgelerinde işlendiğinde, suçlu ceza hukukuna göreyargılanırken, Doğu Türkistan’da “terörist” suçlaması ile en ağır ceza ile yargılanmaktadır.İdamlar, tutuklamalar ve tutuklulara hapishane koşullarındaki işkencelerartık olağan hâle gelmiştir.Çin, terörle mücadele meşruiyeti kazandırdığı uygulamalarında BM ve diğerküresel kuruluşlardaki ağırlığını da kullanmış, amaçladığı Uygurları sindirmestratejisine hiçbir itirazla karşılaşmadan devam etmiştir. Ancak Doğu Türkistansorununun son dönemlerde işlenen ağır ihlaller nedeniyle uluslararası gündemeoturmasından dolayı hayal kırıklığına uğramıştır. Artık Doğu Türkistan sorunuÇin’in iç meselesi değil, uluslararası bir meselesidir. Ayrıca, Çin’in bu politikası,171


Doğu Türkistan’la ilgili dikkatlerin toparlanmasına ve dünya çapında sivil oluşumlarınbirlikte hareket etmesine yardımcı olmuştur.Sonuç olarak Çin, ilk olarak bölgenin tarihî ismini iade etmek suretiyle DoğuTürkistan’da etnik ve dinî temelli ayrımcılığa son vermelidir. Bu bağlamda etniktemizliğin bir farklı uygulaması olarak keyfî idamlara son vermelidir. Dinîeğitimin ve ibadetlerin önündeki engelleri kaldırmalıdır. Dernek, vakıf ve siyasiparti kurmaya ve özgür basına izin vermelidir. Seyahat ve haberleşme özgürlüğünükısıtlamaktan vazgeçmelidir. Ceza ve tutuk evlerini uluslararası standartlaraçekmeli ve adil yargılanma hakkının gereklerini yerine getirmelidir. Zorunlu göçetabi tutmak ve bölgeye Çinli nüfus getirerek demografik dengeyle oynamaktanvazgeçmelidir. Azınlıklara dönük zorunlu kürtaj ve az çocuk uygulamasından vazgeçmelidir.172


III. OTURUMULUSLARASI TOPLUMUN ROLÜ VEÇİN’İN DEĞİŞİME DİRENCİOturum Başkanı: Fatma Bostan Ünsal Prof. Dr. Dru Gladney, Pomona CollegeThe Pacific Basin Institute Başkanı, ABD Ahmet Emin Dağ, İHH İnsani Yardım Vakfı, TÜRKİYE Yrd. Doç. Dr. Erkin Emet, Ankara Üniversitesi, TÜRKİYE Av. Gülden Sönmez, İHH İnsani Yardım Vakfı, TÜRKİYE Dr. Yang Jianli, Initiatives for China Başkanı, ABD


he i DaDoğu Türkistan Sorununun ÇözümündeTürkiye ve İslam DünyasıTarihin ilginç bir örgüsü olsa gerek; Türk dünyasının en batı ve en doğu ucundabulunan Türkiye ile Doğu Türkistan arasında, coğrafi uzaklığın engelleyemediğibir yakınlık ve ruh birlikteliği vardır. Ancak duygusal alanda yoğun olarakhissedilen bu yakınlık, çoğu zaman siyasi ve ekonomik alana yansımamaktadır.Osmanlı’nın son dönemlerinde göze çarpan siyasi yakınlaşma girişimleri,uzun vadeli bir iş birliğine dönüşememiştir. 19. yüzyılda Doğu Türkistan’daki yerelyöneticiler Osmanlı idaresine biat etmiş, sultan adına hutbeler okutmuş ve siyasibağların güçlendirilmesi yönünde çalışmıştır. Sultan Abdülaziz, Doğu Türkistanemiri Yakup Bey’e askerî bir heyet gönderip rakip devletlere karşı ona destek olurken,II. Abdülhamit döneminde bölgede bir İslam üniversitesi kurulması projesigündeme gelmiştir. Ancak Osmanlı’nın giderek zayıflayan gücü, ilgisini uzak coğrafyalarataşımada zorlanmasına sebep olurken; Asya’da Çin’in artan gücü ve işgalsüreci, bu coğrafyada bağların güçlenmesini önlemiştir.20. yüzyılın başlangıcıyla birlikte, İslam dünyasındaki hemen her bölgede işgalleringörüldüğü bir döneme girilmiştir. Türkiye ile Doğu Türkistan arasındakikopmanın başlangıcı, bu süreçte ortaya çıkmıştır. Türkiye, yüzünü her anlamdaBatı’ya döndüğü için Türkiye’nin Asya’daki ülkelere ilgisinde genel bir düşüş yaşanmıştır.Sadece siyasi ve ekonomik olmakla kalmayıp kültürel alanda da hissedilenbu değişim, Asya’daki Türklerle ilişkilerin azalmasına yol açmıştır. O sıralardakendisi zaten bir varlık krizi içinde bulunan Türkiye’nin, Rusya ve Çin’in artangücü karşısında hatırı sayılır bir direnç göstermesi mümkün olmadığından, dışTürklere olan ilgisi en alt düzeylere inmiştir. Doğu Türkistan’ın istisna oluşturmadığıbu kayıtsızlıkta Türkiye, kendi yakın coğrafyasındaki birçok olaya dahi ilgisizkalmıştır.II. Dünya Savaşı sonrasında oluşan ideolojik çift kutuplu dünya, sadece175


Türkiye’nin değil, tüm İslam dünyasının edilgen bir konuma sürüklenmesine nedenolduğundan, yukarıdaki olumsuz durum güçlenerek devam etmiştir. Konumuitibarıyla Doğu ve Batı bloklarından birine bağlanma dışında seçeneği bulunmadığıbir dönemde Türkiye, Batı güvenlik paktının etkisinde bir dış politika geliştirmiştir.Bunun sonucu olarak Doğu Bloku ülkeleri ve sosyalist dünya, Ankara’dandeğil Washington’dan belirlenen politikalara göre algılandığından, Türk dünyasısosyalist bloğun nüfuz alanı olarak kalmıştır.Ancak 1991 yılından sonra Sovyetler Birliği’nin çöküşü, bölgede yeni bir jeopolitikdurum ortaya çıkarmış ve Türkiye’nin Orta Asya’ya ilgisinde de dönüşümbaşlamıştır. Bu ilgi yeni bir açılımı getirirken, Asya’daki rekabet sadece Türkiye’yibölgeye yakınlaştırmakla kalmamış, uluslararası alanda büyük bir çekişmeye deneden olmuştur.Türkiye 1990’lı yıllar boyunca yeni fırsatlar ve nüfuz alanları açmaya çalışırken,bölgedeki ağırlığının artmasına paralel olarak Doğu Türkistan sorununu da resmîve sivil düzeyde daha fazla gündeme getirmeye başlamıştır. Uluslararası dönüşümünilk etkisi, Türkiye’deki Uygurların çalışmalarında görülen artış ve rahatlamaolmuştur. Nitekim 1991 yılında Doğu Türkistan liderlerinden İsa Yusuf Alptekin,Ankara’da tüm siyasi parti liderleri, milletvekilleri ve bürokratlarla görüşmeimkânı bulurken, bu görüşmelerde Doğu Türkistan’daki hak ihlalleri, asimilasyonve siyasi baskı politikası yoğun biçimde gündeme gelmiş ve iki taraf arasında yenibir yakınlaşma başlamıştır. Dönemin siyasi parti liderleri Mesut Yılmaz, NecmettinErbakan, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel ve Erdal İnönü ile görüşenAlptekin, tüm liderlerden destek talep etmiş ve Türkiye’nin Doğu Türkistan halkınınsıkıntılarının giderilmesinde daha aktif rol oynamasını istemiştir. Döneminbaşbakanı Süleyman Demirel, kendilerine yardım sözü verirken, Doğu Türkistandavasını uluslararası platformlara taşıyacaklarını ve sorunun çözümü için ellerindengelen tüm çabayı göstereceklerini vaat etmiştir.Bu yakınlaşma sürecinde en anlamlı buluşma, dönemin cumhurbaşkanı TurgutÖzal ile yaşanmıştır. Özal, Alptekin ile görüşüp bölgenin sorunlarını en üstdüzeyde dinlerken; Uygur lider de, 60 yıldır göğsünde taşıdığı Doğu Türkistanbayrağını Özal’a teslim ederek, sembolik anlamda bu davanın yeni liderliğininTürkiye’de olması gerektiğine işaret etmiş ve destek talebini yinelemiştir. Özal dadiğer liderler gibi davaya destek sözü vermiştir.176


Dou ria oruuu de rie e la Da Türkiye’nin, bölge politikaları gereği, bölge halklarına yönelik ilgisi, halklararasında sürdürülen duygusal ilişkileri aşıp resmî bir boyut kazanırken, döneminliderleri sık sık Orta Asya’ya ziyaretler yaparak ilişkilerin geliştirilmesi yönündeüst düzey çabalarını arttırmışlardır. Hatta 1992 yılı Aralık ayında Türk yetkililerdenbir komisyon oluşturularak Doğu Türkistan’a gidilmesi ve sorunun BMgündemine taşınması teklifleri tartışılmış olsa da bu konuda ciddi bir ilerlemeyaşanmamıştır.1995 yılında İzmir’de düzenlenen Türk Dünyası Buluşması’na Doğu Türkistantemsilcileri başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden 800’ün üzerindedelege katılmıştır. Yayınlanan sonuç bildirisinde Doğu Türkistan halkının durumununiyileştirilmesi konusunda daha fazla çaba harcanması istenmiş, ancak somutadımlara ilişkin bir ilerleme sağlanamamıştır.Bu kadar yoğun bir istek ve kararlılığa rağmen Doğu Türkistan sorununun çözümündegözle görülür bir gelişme olmasını engelleyen temel unsurların başında,uluslararası konjonktür ve bu konjonktüre Türkiye’nin uyum sorunu gelmekteydi.Şöyle ki, Batı ile Doğu arasındaki yeni ilişkilerin boyutu, daha çok onların önceliklerinegöre belirlendiğinden, Soğuk Savaş dönemi alışkanlıklarını üzerindenatmakta zorlanan Türk dış politikası da bölgeye yönelik kendi politikalarını oluşturmaktanziyade, Batı politikalarına destek olma eğiliminde idi. Bu temel hata,Ankara’nın, problemi uluslararası alana taşımada etkin olmasını engelleyici bir roloynamıştır. Doğu Türkistan sorununun çözümünde Batı’nın harekete geçmesinibekleyen Türkiye’nin, bu hareketi çabuklaştıracak mekanizmaları kullanmadakiataleti; Batı ile Çin arasındaki ilişkilerin dönüşümünde Doğu Türkistan konusunuBatı’nın öncelikli gündemi hâline getirememesinin de sebebiydi.Bununla birlikte Çin yönetimi de, eski döneme oranla Türkiye kamuoyundadaha yoğun gündeme gelmeye başlamış olan Doğu Türkistan konusundaTürkiye’ye uyarılar göndermeyi ihmal etmemiştir. Doğu Türkistan konusundaTürkiye’den verilen mesajları kendi iç işlerine müdahale olarak yorumlayacağınıifade eden Çin, âdeta Türkiye’ye PKK’nın desteklenmesi konusunda gözdağıvermiştir. Ankara, Çin ile giderek yüksek bir düzeyde sürdürülen ikili ilişkilerile Orta Asya’da Turani nüfuz oluşturma arasında denge kurmaya çalıştıysa da,Çin baskıları en azından Türkiye’deki iç istikrarsızlık dönemlerinde etkili sonuçlarvermiştir. Örneğin, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, 1999 yılında Doğu Tür-177


kistanlıların faaliyetlerine resmî katılımı yasaklamakla kalmamış; Sultanahmet’tebulunan ve Uygur lider İsa Yusuf Alptekin’in ismi verilen parkın adını değiştirip,Türkiye’de Doğu Türkistan bayraklarının kullanılmasını da yasaklamıştır. BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan, o sıralarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıolarak karara şiddetle karşı çıkmış ve bu kararın sadece Uygurlara değil, tüm Türkdünyasına bir ihanet olduğunu söylemiştir.Türkiye’nin dış politik angajmanları, Çin ile giderek yükselen ticari ve siyasiilişkiler sebebiyle Doğu Türkistan konusunda önemli bir dezavantaja dönüşmüştür.Bu nedenle, 2000’li yıllarla birlikte Türkiye’nin Çin ile artan ilişkileri, DoğuTürkistan konusunda atılan olumlu adımların sınırlı düzeyde kalmasına neden olmuştur.2003 yılında Türkiye’deki iktidar değişimi sadece içeride değil, dışarıda dafarklı bir açılım rüzgârı getirdiğinden, Doğu Türkistan sorununa dikkat çekmeyeilişkin umutlar yeniden yeşermiştir.Yeni dönemi eskisinden ayıran en önemli fark, Doğu TürkistanlılarınTürkiye’deki faaliyetlerine serbestlik getirilmesi olmuştur. Yeni hükümet, eski dönemdealınmış olan sınırlama kararlarını gevşetmekle birlikte sorunun köklü çözümükonusunda ciddi bir ilerleme sağlayamamıştır. Türkiye’nin Doğu Türkistansorunu konusunda oynayabileceği rol, Çin ile ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceğiiçin, öncelikle ikili ilişkilerden yararlanma yoluna gitme eğilimi gözlenmektedir.Çin’i, en azından Uygur halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesindebazı adımlar atmaya zorlamak, en göze çarpan politika olarak görülmektedir. Bupolitikanın ise diasporadaki Uygurların beklentilerinin çok gerisinde kaldığı açıktır.İki tarafın da asgari beklentilerini bir düzlemde buluşturmak, Ankara’nın yenisiyasetinde temel hedefi oluşturmaktadır.Türkiye ile Çin arasında 40’a yakın ikili anlaşma ve 20 milyar dolar düzeyindebir ekonomik ilişki bulunmaktadır. Bu angajmanlar, Türkiye’nin hareket alanınısınırlasa da, en azından İslam ülkelerinin ortak platformlarında problemin insaniyönlerinin çözümüne ilişkin adımlarına engel olmayacaktır.İslam ülkeleriMüslümanları ilgilendiren hemen her konuda olduğu gibi Doğu Türkistankonusunda da İslam dünyasının kapsamlı bir tavrı ve tutarlı bir politikası bulunmamaktadır.Bu açıdan İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) üyesi 57 ülkenin tama-178


Dou ria oruuu de rie e la Da mının görüşünü yansıtan ortak bir tutumu belirlemek yerine, İslam ülkelerinintavrını üç farklı şekilde özetlemek mümkündür:a) Pragmatik tutumBu ülkeler grubunda, doğrudan Çin’in etki ve nüfuzu altında olduğundanya da Çin’le çıkar ilişkilerinden dolayı Doğu Türkistan davasını resmî düzeydedesteklemeyen ama sivil düzeyde sıcak bakan ülkeler yer almaktadır. Bu grubuniçinde en yakın çemberi Orta Asya ülkeleri oluşturmaktadır. Sovyetlerin yıkılmasısonrasında bölgede oluşan stratejik boşluk, Orta Asya’ya sınır komşusu olan DoğuTürkistan’ın Pekin yönetimi nezdindeki önemini daha da arttırmıştır.Çin yönetimi, Sovyetlerin çekildiği tüm nüfuz alanlarına kendisi yerleşmeküzere yoğun bir ilgiyle birlikte bölge ülkelerine yönelmiştir. Bu yönelme sırasında,Orta Asya’ya ulaşımda en önemli geçiş kuşağı durumundaki bölge Doğu Türkistanolduğundan, Çinli yerleşimcilerin iskânı çabalarına bu dönemde ağırlık verilmiştir.Sovyet sonrası bölgede meydana gelen stratejik boşluğu, Şanghay İşbirliğiÖrgütü aracılığıyla doldurmayı hesaplayan Çin, Orta Asya ülkelerinin ekonomikve siyasi istikrarına yardımcı olacak adımlar atan bir siyaset izlemiş ve bu ülkelerüzerinde ekonomik nüfuz kurmaya çalışmıştır.Aynı dönemlerde oluşan siyasi istikrarsızlık ortamında, bölge ülkelerinde giderekgücünü arttıran İslami akımların bir şekilde Doğu Türkistan’daki Uygurlarıda etkilemesinden çekinen Çin, özellikle güvenlik ve istihbarat alanında OrtaAsya devletlerini kendi çizgisine yaklaştırmayı başarmıştır. Bundan sonra bölgeülkelerinde yaşayan çok sayıda Uygur göçmen için zorlu günler başlamıştır.Başlangıçta Orta Asya devletleri, Doğu Türkistan mücadelesine resmî düzeydekayıtsız kalıp halk düzeyinde destek vermişlerse de, 1990’ların sonundanitibaren bu politika, Uygurların geri iadelerinde görüldüğü gibi Pekin yönetimininistediği şekilde biçimlenmiştir. Kendi istikrarsız rejimlerini İslami muhalefetgruplarına karşı korumada panik yaşayan bölge ülkeleri, Uygurların yüzüstü bırakılmasıpahasına Çin’in koruma şemsiyesi altına girmişlerdir. Halk düzeyindeUygurlara sempati devam ediyor olsa da, resmî politikaların kaygan zemini, buülkelerdeki Uygur davasına ağır darbe vurmaktadır.Bu noktada benzer bir siyaset izleyen İran, özellikle Batı ile yaşamış olduğugerilimde Çin’in desteğine ve nükleer teknoloji transferine ihtiyaç duyduğundan,179


Doğu Türkistan konusunda inişli çıkışlı bir siyaset takip etmektedir. İran basınında,Uygurların maruz kaldığı hak ihlalleri ve asimilasyon siyaseti konusundaÇin idaresine yönelik eleştiriler yer almakla birlikte, resmî düzeyde Uygurlarındurumlarının iyileştirilmesi konusunda somut bir siyaset görmek zordur.Aynı şekilde Doğu Türkistan davasının stratejik hesaplara kurban gittiği birdiğer İslam ülkesi de Pakistan’dır. Ortak düşman olarak kabul ettikleri Hindistan’akarşı stratejik bir ortaklık mekanizması kurmuş olan Pakistan ve Çin yönetimi,bunu Uygurlara yönelik baskı politikasında iş birliği boyutuna taşımışlardır.Pakistan ile Doğu Türkistan arasındaki ekonomik ve kültürel bağlar sebebiylebinlerce Uygur Pakistan’da yerleşmiş bulunmakta ya da iki ülke arasında gidipgelmektedir. Bunun ötesinde Pakistan’daki ufak bir istikrarsızlığın tüm bölgeyietkileyecek olduğu gerçeği, Çin’in bu ülkeye ilgisini daha da arttırmaktadır. Builişkilerin getirdiği karşılıklı tavizlerinden biri, 1998 yılında olduğu gibi, birçokUygur’un Çin’e iade edilmesi şeklinde kendini göstermektedir. Çin, Uygur öğrencilerinPakistan’dan gönderilmeleri konusunda Pakistan hükümetine sürekli baskıyapmaktadır.Çin’in birçok insan hakları ihlaline ağır eleştiriler yönelten Batılı ülkeler, sözkonusu İslamcılar olduğunda, Çin’in gerçekleştirdiği idamlara daha yumuşak biranlayışla yaklaşmaktadırlar. Nitekim bölge ülkelerindeki aşırı akımların ev sahipliğiile suçlanan Pakistan’daki medreselerde çok sayıda Uygur öğrencinin de bulunması,Batılılar ile Çin arasında ortak bir tehdit algısının oluşmasına yardımcıolmuştur. 11 Eylül olaylarından sonraki gergin uluslararası atmosferde, bu eylemlerigerçekleştiren el-Kaide ile Doğu Türkistan’daki bağımsızlık yanlısı hareketiortakmış gibi gösteren Çin, Batı’nın sempatisini kazanmayı dahi başarmıştır.Bunda, Çin’den bağımsızlığını kazanmaya çalışan Uygurların, Taliban’ın denetimindeeğitim gördüğü propagandasının etkili olduğu da bir gerçektir. Bu sebeplePakistan’daki medrese operasyonları sırasında binlerce Uygur öğrenci, iadeedilme korkusuyla bu ülkeden kaçmış ve çoğunlukla İran üzerinden Türkiye’ye veArap ülkelerine sığınmışlardır.b) Realist tutumİslam dünyasındaki Uygur politikalarında ikinci grubu oluşturan realist yaklaşım;Çin’in artan gücünün alternatif bir politikaya izin vermediği kanaatinden ya180


Dou ria oruuu de rie e la Da da kendilerini böyle bir gündemle ilgili görmediklerinden hareketle, Doğu Türkistandavasına Pekin yönetiminin gözlüğüyle bakan ülkelerin izlediği yaklaşımı ifadeetmektedir. Bunlardan biri olan Mısır, kendi topraklarında eğitim gören binlerceUygur öğrenci olmasına rağmen, böyle bir sorundan haberi yokmuş gibi bir tutumtakınmaktadır. Bunun yanı sıra, Endonezya ve Malezya gibi ülkeler de, doğrudanÇin’in etki alanında olmalarının getirdiği bir çekingenlikle, Doğu Türkistan sorununaÇin’in mutlak gücü realitesinden hareketle çözüm önermektedirler.c) İdealist tutumÜçüncü yaklaşım biçimi ise idealistlerin politik argümanlarıdır. Bu tutum,özellikle diasporanın iyi lobicilik yaptığı ve Uygur davasının önemli ölçüde destekbulduğu ülkelerdeki genel yaklaşımı ifade etmektedir. Aralarında Suudi Arabistanve Türkiye gibi ülkelerin bulunduğu bu ülkeler, Uygur davasına İslami ya datarihî sebeplerle sahip çıkmakta ve Doğu Türkistan’a (bağımsızlık dâhil) mevcutuluslararası dengelerin izin vereceği noktanın çok daha ilerisinde çözümler getirilmesinesıcak bakmamaktadırlar. Bu tür ülkelerde Uygurlar tarafından yayımlananneşriyat ve hak ihlallerinin dile getirildiği toplumsal çalışmalar rahatlıklayürütülmektedir.SonuçSonuçta sorulması gereken soru, tüm bu farklı yaklaşım ve politikaları ortakbir hedefte buluşturmanın mümkün olup olmadığıdır. Bu noktada AvrupaBirliği’nin geçmişte yayınlamış olduğu ortak bildirilere benzer şekilde, bir blokhâlinde hareket edilirse, ilk aşamada Doğu Türkistan’daki hak ihlallerinin sonaermesi, ikinci planda da Doğu Türkistanlılara kendi kaderini belirleme hakkınınverilmesi talep edilebilir.Ancak bu konuda en önemli platformlardan biri olması gereken İslam KonferansıTeşkilatı (İKT), ciddi bir destek vermemektedir. Doğu Türkistanlıların kurmuşolduğu uluslararası örgütlerden hiçbiri, İKT’nin farklı platformlarında üye yada danışman sıfatıyla yer almamaktadır. Bu noktada atılacak ilk adım bu gruplarınİslami platformlara alınması olacaktır.Ardından, İKT içindeki Uygur lobisinin öncülüğünde örgütün kısa, orta veuzun vadeli çözüm önerileri formüle edilerek üye ülkelerin onayına sunulabilir.181


d. Do. Dr. ri eDoğu Türkistan’ın Uluslararası MedyadaYansıması ve Dezenformasyon SorunuDezenformasyon; bireyleri ve toplumları yönlendirmek amacıyla, yanlış bilgi vehaber verme anlamı taşıyan Fransızca bir sözcüktür. Dezenformasyon günümüzdeen önemli propaganda ve karşı propaganda araçlarından biri olarak kullanılmaktadır.Tüm dünyada kitle iletişim araçlarının (medyanın) hem mesleki hem de ahlakirolü, doğru bilgi ve haber vermektir. Ne zaman ki bu işlev, bilgi ve haber vermekten(enformé etmekten) biçimlendirme ve yönlendirme (formé etme) amacınakayar, o zaman kitle iletişim araçları mesleki ve ahlaki kurallardan sapmış olur.Hele hele, bireyleri ve toplumları yönlendirmek için kitle iletişim araçlarının yanlışhaber ve bilgi vermeleri (dezenformasyonu yaymak) hem ahlaki açıdan hem deişlevsellik açısından son derece yanlış ve sakıncalıdır.Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaseminİnceoğlu, dezenformasyonu “eksik, yanlış ya da başka bir deyişle inandırıcı olmaktanuzak bilgilerin, belli bir kitleyi gerçekler hakkında yanıltmak amacıylayayılması” olarak tanımlıyor. Bazen kitlelerin bu tip bilgilerin kaynağı hakkındabilgilendirilmesinin “açık dezenformasyon”, bilgilerin kaynağı hakkında hiçbirkimlik tanımlaması olmadan ya da yanlış kaynak sunularak yapılmasının “kapalıdezenformasyon” olarak tanımlandığını da ifade eden İnceoğlu, dezenformasyonunniceliğini ve niteliğini yargılamanın güç olduğunu fakat “politik araçlara yada hedeflere ulaşmak için kullanılan yalan söyleme hareketi” olarak tarif edilebileceğinibelirtiyor.Yalanları gizleme sanatıHükümetler eksik veya yanlış bilgilendirme yaparak politikalarını meşrulaştırmaktadırlar.Savaş ya da toplumsal olayların patlak verdiği dönemlerde haber-183


lerin çarpıtılması ve kamuoyunu yanlış bilgilendirme iki kat daha artar.Çin Halk Cumhuriyeti de 61 yıldan bu yana Doğu Türkistan’daki işgali meşrulaştırmakiçin büyük çaba harcamaktadır. Çin Komünist Partisi (ÇKP), kendinebağlı olan CCTV 56 kanalı, merkezî ve yerel olmak üzere binlerce hâkim medyakanalı yardımıyla Doğu Türkistan işgali konusunda kamuoyunu ikna etmedeoldukça başarılı olmuştur. Bugün Çin kamuoyu Doğu Türkistan’ı kendi toprağıolarak görmektedir. Bu sebeple 5 Temmuz olayları sırasında gösteri düzenleyenÇinliler, “Uygurlar Sincan’dan defolun! Uygurlar Türkiye’ye gitsin!” şeklinde sloganlaratmışlardır.Çin’in 61 yıldır sürdürdüğü dezenformasyon Uygur Türkleri üzerinde etkiliolmasa da, Çin ve dünya kamuoyu bu dezenformasyondan ciddi bir şekilde etkilenmiştir.5 Temmuz Urumçi olaylarından sonra Çin hükümeti Dünya UygurKurultayı’nı ve Rabia Kadir’i hedef göstererek suçlu ilan etmiştir. Çin hükümetiolayın Rabia Kadir tarafından organize edildiği ile ilgili elinde yeterli kanıtbulunduğunu ilan etmesine rağmen, yaptığı katliamı meşru gösterecek kanıtlarıhâlen ortaya koymuş değildir. Zira ÇKP yaptığı açıklamalar, yayımladığı raporlarile ellerinde yeterince kanıt olmadığını itiraf etmiş olsa bile, ortaya atılan bu asılsıziddialar Çin ve dünya kamuoyunun çoğunluğunda büyük bir etki yaratmıştır.Hâlen pek çok Çinli, ÇKP hükümetinin haklı olduğunu ve hedef gösterilen toplumun,yani Doğu Türkistanlıların, kendi güvenliklerini tehdit ettiğini düşünüyor.5 Temmuz Urumçi olaylarının ardından bugüne kadar gizlenen gerçeklerin ortayaçıkması ile Çin yönetiminin dezenformasyon konusunda ne kadar iyi olduğu anlaşıldı.Yapılan dezenformasyonda Çin medyasına düşen görev ise, Çin hükümetininyalanlarının kamuoyuna ulaşmasını sağlamak oldu. Çin’in en büyük medyaorganlarından CCTV gibi televizyon kanallarının yanı sıra China Daily News,Renmen Rebao, Guang Meng Ribao gibi gazeteler de Çin komünist hükümetininiddialarını defalarca yayınlayarak bütün Uygur halkını suçlu ilan etmekten geridurmadı. Buradaki en vahim durum ise bütün Uygurların dünya kamuoyuna “terörist”olarak gösterilme çabasıdır.Dezenformasyonun Çin’de bir devlet politikası olarak kullanılmasıDezenformasyonun bir devlet politikası olarak kullanılmasının 1917’deRusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi’ne kadar uzandığını söyleyen The Independent184


Dou ria lularara Medada aa e Deeforao oruu muhabiri Rupert Cornwell, propaganda ve dezenformasyon konusunda çalışankurumların en başında, 1919’da Lenin tarafından her türlü yolu kullanarak Rusdevrimini yaymak için kurulmuş olan Comintern’in geldiğinin altını çizmektedir.Daha sonraları dezenformasyon faaliyetlerinin yoğun bir şekilde KGB tarafındanyürütüldüğünü belirten Cornwell, bu çalışmalara örnek olarak Rus İstihbarat Servisi(KGB)’nin 1952’deki Kore Savaşı sırasında ABD’yi biyolojik savaşla suçlamasınıve 1980’lerde yine benzer bir uygulamayla gelişmekte olan ülke medyalarındaAmerikalı bilim adamlarının AIDS’i bir tür biyolojik savaş aracı olarak ürettiğinikamuoyuna yaymasını göstermektedir.Çin Halk Cumhuriyeti bütün kurumlarında Sovyetler Birliği’ni örnek aldığındanÇin Komünist Partisi’nin ilk icraatı da Xinhua haber ajansını kurmak olmuştur.Belli başlı medya organlarıXinhua Haber Ajansı: Çin Halk Cumhuriyeti devletinin ilk büyük haberajansıdır. Kuruluş tarihi 7 Temmuz 1937’dir. Çin ordusunda da şubeleri bulananXinhua haber ajansının yurt içinde 33 bölge ve eyalette, yurt dışında ise 120’yiaşkın bölgede temsilciliği bulunmaktadır. Ayrıca yurt içinde yayımlamakta olduğu20’den fazla günlük haber gazetesi ve dergileri mevcuttur.Halkın Günlük Gazetesi (People’s Daily News-Renmin Ribao): Çin KomünistPartisi Merkezî Komitesi tarafından doğrudan yönetilen resmî bir gazeteolup 15 Haziran 1948’de kurulmuştur. Çin devleti, gazetenin, dünyada büyük etkigücü olan 10 gazeteden biri olduğunu iddia etmektedir. Gazetenin kuruluşunun60. yıl dönümü olan 20 Haziran 2008 tarihinde, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao,gazete çalışanlarını bizzat yerlerinde ziyaret etmiştir. Hu Jintao gazetenin, yenitarihî dönemin başlangıcında devletin manevi hareket gücü ve en güçlü ideolojiksilahı olduğunu söylemiştir.Çin Merkezî Televizyon İstasyonu (China Central Television-CCTV): 1Mayıs 1958 tarihinde Bei Jing Televizyon İstasyonu adıyla kurulan televizyon,yayın hayatına 2 Eylül 1958’de başlamıştır. 1 Mayıs 1978 tarihinden itibaren iseyayınlarına Çin Merkezî Televizyon İstasyonu (CCTV) adıyla devam etmiştir.Çin’in en büyük TV istasyonu olan CCTV, günümüzde 16’sı normal, 12’si ücretli,28’i ise internet TV yayın kanalı olmak üzere toplam 56 kanala sahiptir. Çalışan185


personel sayısı ise 10.000’in üzerinde olup bunların 4.317’si Çin Komünist Partisiüyesidir. Bugün dünyada 14 bölgede temsilci bulunduran CCTV, 134 ülkede toplam208 medya kuruluşu ile iş birliği anlaşması imzalamıştır.Merkezî Halk Radyo İstasyonu (China National Radio): Çin devletinin ulusalradyo istasyonudur. 30 Aralık 1940’ta kurulmuştur. Bu tarih ÇKP’nin hem yurtiçinde Milliyetçi Parti hükümeti iktidarındaki Çin Cumhuriyeti devletine hemde Japon işgal güçlerine karşı gerilla savaşı yürüttüğü döneme denk gelmektedir.2009 yılı Çin resmî verilerine göre, yurt içinde faaliyette bulunan uluslararası,ulusal, eyalet ve büyükşehirlerde yayın yapan gazete sayısı toplam 1.938, haftalıkdergi sayısı ise 9.468 olup 296 televizyon istasyonu çeşitli alanlarda yayınlarınısürdürmektedir. Radyo sayısının ise televizyonların yaklaşık üç katı olduğu tahminedilmektedir. Bu kadar büyük çapta aktif olarak faaliyette bulunan medyakuruluşunun denetim ve yönetiminin nasıl bir yöntemle sağlandığı ise herkesçemerak edilen bir konudur. Sorunun yanıtını aramak için ÇKP yönetimi ve medyailişkisine bakmak gerekmektedir.ÇKP Merkezî Komitesi Propaganda BaşkanlığıÇKP yönetiminin Çin’de iktidara gelir gelmez ilk yaptığı düzenlemelerdenbiri kitle iletişim araçlarını kamulaştırmak olmuştur. Kamulaştırma işlemi kitleiletişim araçlarının doğrudan ÇKP Merkezî Komitesi bünyesinde olan PropagandaBaşkanlığı’na bağlanması yolu ile gerçekleştirilmiştir.ÇKP Merkezî Komitesi Propaganda Başkanlığı, ÇKP ideolojik çalışmalarınınülke içinde mevcut kitle iletişim araçları aracılığıyla sağlıklı yürütülmesini amaçedinen önemli bir siyasi kurumdur. Başkanlık, ÇKP liderliğinde gerilla savaşınınyürütüldüğü 1924 yılında kurulmuştur. ÇKP iktidara geldikten 15 yıl sonra da,yine Mao Zedong tarafından başlatılan “Kültür Devrimi” sırasında kapatılmıştır.Mao’nun ölümü ve “Kültür Devrimi”nin sona ermesiyle birlikte, yani Ekim 1977tarihinde, tekrar aynı kurumsal isimle çalışmalarını sürdürmeye başlamıştır. 1Hiyerarşik düzen: Propaganda Başkanlığı’na hiyerarşik olarak bağlı birimlerşu şekildedir: ÇKP Merkezî Komitesi Propaganda Başkanlığı (başkentte), EyaletÇKP Komitesi ve Propaganda Başkanlığı (eyaletlerde), Büyükşehir ÇKP Komitesive Propaganda Başkanlığı (şehirlerde), İlçe ÇKP Komitesi ve PropagandaBaşkanlığı (ilçe ÇKP hizmet binasında). Ayrıca eyalet, il ve ilçe sınırları içeri-186


Dou ria lularara Medada aa e Deeforao oruu sindeki çeşitli devlet kurumlarının da ÇKP Komitesi ve buna bağlı propagandabaşkanlıkları bulunmaktadır.Ülke içinde faaliyet gösteren tüm medya kurumları idari anlamda bir üstmedya kurumuna bağlıdır. Örneğin; radyo ve televizyonlar başkentte bulunan ÇinRadyo Televizyon Genel Müdürlüğü’ne bağlıdır ancak siyasi anlamda hiyerarşikdüzenle yine propaganda başkanlıklarının denetimi altındadır.5 Temmuz Urumçi olaylarında dezenformasyon5 Temmuz’da yaşanan olaylarla ilgili olarak Sincan Uygur Özerk Bölgesiyetkililerinin ilk açıklaması şöyledir: “Yaşananlar dış güçlerin desteğiyle organizeedilmiş olan şiddet olayıdır. Bu olayın arkasında Rabia Kadir başkanlığındakiDünya Uygur Kurultayı vardır. 2 Bu olayı başlatan Uygurların büyük çoğunluğu1.500 km uzaktaki Kaşgar ve Hoten gibi Doğu Türkistan bölücü hareketininyoğun olduğu bölgelerden gelmişlerdir.” 3 Çin Halk Cumhuriyeti Sincan 4 UygurÖzerk Bölgesi Komünist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı, Uygur Özerk BölgesiHalk Hükümeti Başkanı Nur Bekri (Kendisi Uygur Türk’üdür.), 6 Temmuz 2009günü TV’de yaptığı konuşmasında, bu olayın Guangdong eyaletinin Shaoguanşehrindeki oyuncak fabrikasında, Uygur işçilerle Çinli işçiler arasında meydanagelen kavgadan kaynaklandığını belirtmiştir. Bekri konuşmasında, yurt dışındakiüç gücün Shaoguan’daki oyuncak fabrikasında yaşanan kavgayı bahane ederekhalkı sokağa dökmek için insanları cep telefonu ve internet aracılığıyla UrumçiNanmin ve Halk Meydanı’na gelip gösteri yapmaya çağırdığını söylemiş ve RabiaKadir’in 5 Temmuz günü Urumçi’ye telefon ederek bu olayı gerçekleştirmeleriiçin halkı kışkırttığını iddia etmiştir. Nur Bekri konuşmasında yine, Uygur websitesi www.biliwal.com aracılığıyla da insanların kışkırtıldığı ileri sürmüştür. 5Çin medyası bu açıklamayı yabancı medyalara servis etmiş ve olayın nasıl başladığıylailgili yanlış bilgiler vermiştir. Halk Meydanı’ndaki barışçıl gösterinin Çingüvenlik güçleri tarafından nasıl bastırıldığından ise hiç bahsetmemiştir.Dünya Uygur Kurultayı’nın cevabıDünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir bu olayların sorumlusununkendisi olmadığını açıklayıp Nur Bekri’nin suçlamalarını reddetmiştir. Kadir, Uy-187


gurların Çin’in baskı siyasetine karşı tepki göstermek amacıyla barışçıl bir gösteridüzenlediklerini bildiren açıklamasının devamında, Guangdong eyaletininShaoguan şehrindeki oyuncak fabrikasında on binlerce Çinli işçinin Uygurlarasaldırdığını, bu saldırıda çok sayıda Uygur gencinin hayatını kaybettiğini ve Çinhükümetinden olayın sorumlularının bulunmasını talep eden Uygur gençlerin birgösteri düzenlediğini söylemiştir. 6 Dünya Uygur Kurultayı, Çin hükümetinin Uygurlarınbarışçıl gösterisini şiddetle, kişilere ateş açmak suretiyle bastırdığını, dahasonra bu olayın etnik çatışmaya dönüşüp büyüdüğünü belirtmiştir. Rabia Kadirolayların sebebiyle ilgili de şöyle bir açıklama yapmıştır: “Bu olayın yaşanmasınınsebebi, Çin’in uzun yıllardan beri Uygurlara yönelik yürüttüğü etnik ayrımcılıkpolitikasıdır. Pekin hükümeti çok sayıda Uygur gencini Çin’in iç bölgelerine,Çinlileri ise Doğu Türkistan’a mecburi göç ettirmiştir. Bunu ben yapmadım, Çinhükümeti yaptı. Uygurlar Çinlilerin idaresi altında insan hakları, demokrasi vedinî özgürlükten yoksun bir şekilde kendi vatanlarında ikinci sınıf vatandaş olarakyaşamaktadırlar.” 7Olayların ikinci gününde adını açıklamayan bir Uygur genci, canlı telefonbağlantısıyla Türk televizyon kanallarına yaşananların gerçek yüzüyle ilgili bilgiverdi. Uygur genci, Doğu Türkistan’a yayın yapan Radio Free Asia muhabirineolayla ilgili şunları anlattı: 8“Ben de gösterilere katılanlardan biriyim. Şu an olay olan yeri yakınındabir yerde gizleniyorum. Her yerde Çin askeri var. Biz 300 civarında öğrenci, 26Haziran’da Guangdong eyaletinin Shaoguan şehrindeki oyuncak fabrikasındaÇinli işçiler tarafından öldürülen Uygurların faili meçhullerinin bulunması isteğiylebarışçıl bir gösteri düzenledik. Çin güvenlik güçleri bizi dağıtmak için resmîmermi ve bomba kullandı. Ben yedi kişinin yere yığıldığını gördüm. Çok sayıdaarkadaşımız da tutuklandı. Barışçıl bir şekilde başlayan gösteri bu olaydan sonraetnik çatışmaya dönüştü. Şu an arka sokaklarda Uygurlar, ellerinde sopalarla silahlıÇin askerleriyle çatışıyorlar. Çok sayıda Uygur öldürüldü.”Adını açıklamayan genç, RFA muhabiri Erkin Tarim’in “Çin hükümeti buolayın Rabia Kadir’in kışkırtması ile ortaya çıktığını söylüyor. Sizlerin RabiaKadir’le ya da Dünya Uygur Kurultay’ı ile ilişkiniz var mı?” sorusuna ise şöylecevap vermiştir:“Kesinlikle hiçbir ilişkimiz yok. Biz sadece Rabia Kadir’in adını biliyoruz.188


Dou ria lularara Medada aa e Deeforao oruu Dünya Uygur Kurultayı ile ilgili hiçbir bilgimiz yok. Biz sadece oyuncak fabrikasındaUygurları öldüren kişilerin bulunmasını istediğimiz için gösteri yaptık, amabizi silahla bastırdılar. Çin, bize yıllardır uyguladığı soykırım politikasını örtbasetmek için olayı dış güçlere bağlıyor. Çin hükümetinin bu suçlaması tamamenasılsız.”5 Temmuz Urumçi olaylarına tanık olmuş Avrupa’da yaşayan ve ismini açıklamakistemeyen Uygurlu bir hanım da Radio Free Asia muhabiri Erkin Tarim’inbu olayla ilgili sorusunu şöyle cevaplamıştır:“Çinliler vatanımızın zenginliklerini götürüyorlar. Uygurlara hiçbir şey bırakmıyorlar;yüzde birini bile bırakmıyorlar. Uygurlar işsiz. Çinliler Uygurlara yaşamahakkı tanımıyorlar. Uygur gençlerini zorla Çin’in iç bölgelerine götürüyorlar.Orada Çinli işçiler 3.000 yuan (430 dolar) maaş alırken, Uygur işçilere 300 yuan(43 dolar) maaş veriliyor. Böyle bir durumda, bu koşullarda ne yapsınlar? Bu gençlerikız erkek demeden Çin’in iç bölgelerine götürüp namuslarıyla oynuyorlar. Nedemek istediğimi anladınız mı? Çinliler erkek çocuklara bile tecavüz ediyorlar.Bu gençler kendi istekleriyle mi gittiler oraya? Hayır. Başına böyle olaylar gelmiş,sonra da kaçıp gelen birkaç gence babam yardımcı olup iş buldu, bu olaylarınhepsi gerçek, gözümle gördüğüm olaylar.”Çin medyası ise Uygurlar ile Çinlilerin kardeşçe refah içerisinde mutlu bir şekildeyaşadığını, bu duruma tahammül edemeyen dış güçlerin bu iddiaları ortayaattığını ileri sürmektedir. Hatta o kadar ileri gitmişlerdir ki, 5 Temmuz Urumçiolayını Rabia Kadir’in, erkek kardeşi Memet Kadir’e telefon ederek telefonla başlattığınıbile yazmışlardır.Çin medyası Doğu Türkistan meselesinde iç ve dışa yönelik gerçekleri yansıtmamapolitikasını sıkı şekilde sürdürmektedir. Çin’in 1980’li yıllarda yürürlüğekonan açıklık politikası sonucunda Doğu Türkistanlılara uyguladığı baskı politikalarıdışa sızmaya, dış medyada yer almaya başladı. Doğu Türkistan halkı, buaçıklık atmosferi sonucu toplumsal olarak tepki göstermeye başladıysa da yine Çintarafından şiddetle bastırıldı. Örneğin; 5 Şubat 1997 tarihinde Doğu Türkistan’ınkuzeybatısındaki Gulca şehrinde yaşanan bir olayda Kadir gecesinde evlerindeibadet etmekte olan kişiler karakola götürülüp işkenceyle öldürülür ve sonra dacesetleri ailelerine teslim edilir. Bunu duyan halk, öfkelenerek sokaklara dökülür.Aile fertleri ve bir grup insan şikâyetlerini dile getirmek için hükümet binasına189


yürümeye başlar ve bu grup gittikçe kalabalıklaşır. Grup, başka bir niyetinin olmadığının,sadece şikâyetini arz etmek için geldiğinin anlaşılması için küçük çocuklarıve kadınları gösterici grubun önüne koyarak hükümet binasına gelir. Ama Çingüvenlik güçleri grubun önündeki çocuklara ve kadınlara aldırmaksızın herkesikurşun yağmuruna tutar. Ve olay kısa sürede büyüyerek karşılıklı çatışmaya dönüşür.Elinde sopadan başka bir şey olmayan Uygur gençleri acımasızca öldürülür. 9Hatta Çin güvenlik güçleri Gulca şehrindeki bütün evlere operasyon düzenleyerekolaya karışan karışmayan bütün gençleri yakalayıp kimisini öldürür, kimisinihapse atar, kimisindense bir daha haber alınamaz. O dönemde bütün hapishanelerdolduğundan okullar bile hapishaneye çevrilir. O da yetmez, tutuklanan gençlerderin dondurucu depolarına atılarak acımasızca öldürülür. Eksi 30 derece soğuktayere yığılıp kalan insanların üzerine soğuk su sıkıp donmalarına sebep olunur.Bütün bu insanlık dışı vahşet yetmezmiş gibi, komşu ülke Kazakistan’a kaçmayıbaşarmış olan gençler de geri alınarak idam edilir.Çin bu olayın gerçek yüzünün dış dünyaya yansımaması için her türlü tedbirialmasına rağmen yabancı, kimliği belirsiz bir kişi, olaylar sırasında kaydettiğigörüntüleri Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e getirip o yıllardaki THY BişkekOfisi Müdürü İlgar Alptekin’e satar. İlgar Alptekin kaseti Türkiye’ye göndererekATV’de yayımlanmasını sağlar. Böylelikle Doğu Türkistan meselesi UluslararasıAf Örgütü, Asya’daki İnsan Haklarını İzleme Teşkilatı gibi uluslararası siviltoplum örgütlerinin dikkatini çekmeye başlar. Özellikle Uluslararası Af Örgütübugüne kadar Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini anlatan kapsamlı dörtrapor yayımlar. ABD’nin senelik insan hakları raporlarında Uygur meselesine genişbir şekilde yer verilmeye başlanır.Çin, medyanın büyük gücüyle Doğu Türkistan meselesine yönelik dezenformasyonpolitikasını önemli bir devlet politikası olarak yürütmeye devam ederken,diasporadaki Uygur Türkleri kısıtlı imkânlarıyla buna karşı koymaya çalışmaktadırlar.190


Dou ria lularara Medada aa e Deeforao oruu Son notlar1 Yard. Doç. Dr. Şevket Nasir, “5 Temmuz OlaylarınınÇin Medyasında Yansıması”, MaltepeÜniversitesi’nde düzenlenen Avrasya Diyaloğu:Uygur Türklerinin Dünü Bugünü ve Geleceği adlısempozyumda sunulan bildiri. 05.12. 2009.2. 3. Xin (yeni), Jiang (toprak),Şin Jiang = yeni toprak anlamındadır.5 6 www.rfa.org/uyghur, ( 08.07.2009).7 www.rfa.org/uyghur, (07.07.2009).8 www.rfa.org/uyghur, (08.07.2009).9 Ahmet İgemberi, Şerkiy Türkistan Türk DünyasiningKanlik Yarası, İstanbul: Taklamekan Uygur Neşriyatı,2000, s. 134.191


. lde eDoğu Türkistan Mücadelesi veSivil Toplum KuruluşlarıBugün dünyada birçok alanda büyük ölçekli ve başarılı çalışmalar yapan siviltoplum kuruluşları, iletişim imkânlarının genişlemesi ile birlikte gerçekleştirdiklerigüç birliği ve iş birliği sayesinde neredeyse devletler kadar iddialı çalışmalarortaya koymaktadır. Devletlerin müdahil olamadığı durumlarda uluslararasıalanda çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşunu gördüğümüzde artık şaşırmıyoruz.Birçok devlet de, yaşanan bireysel ihlalleri tüm dünyaya deşifre eden veyine halkların desteğini alarak çözüme kavuşturan bu sivil kuruluşların gücününfarkında. Özellikle insani yardım alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, sonyıllarda büyük insani krizlerde mağdur olan insanlar için can simidi olmuştur.Ayrıca çoğunlukla devletler eliyle, egemenlik prensipleri gibi gerekçelerle gerçekleşenbüyük insani krizlere sivil toplum kuruluşlarının müdahalesi ile, insanlıkiçin daha vahim sonuçların önüne geçilmiştir. Bu süreç artık uluslararası ve ulusalresmî kurumlarla sivil toplum kuruluşları arasında ortak bir dil oluşturmaya 1 uygunbir hukuk zemini arayışını devletler ve uluslararası mekanizmalar açısındanzorunlu kılmıştır. 2Çin’in, ihlallerin dış dünyadan gizlenmesine yönelik oluşturduğu duvarlar veiletişim engellerine rağmen elde edilen -Doğu Türkistan’ın işgalinden bu yanaDoğu Türkistan halklarına karşı gerçekleştirmiş olduğu ihlallerle ilgili- verilerebaktığımızda, bölgede yıllardır devam eden bir insani krizden söz etmemiz gerekiyor.Her ne kadar yeterince gündeme gelmese de yaşanan ve hâlen devam etmekteolan insan hakları ihlalleri, aslında dünyayı ayağa kaldırması gereken bir niteliktaşıyor. Bu insani kriz karşısında devletlerden ve Birleşmiş Milletler (BM)’den(Çin’in Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip kurucu üye olmasını da hesabakatarsak) bir çözüm beklemek ise insanlık için hâlâ umutsuz gözüküyor. Her nekadar çok güç şartlara ve kısıtlı imkânlara rağmen diasporadaki Doğu Türkistanlılartarafından bölgede yaşananlar dünyaya duyurulmaya çalışılsa da, Uluslararası193


Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü her yıl neredeyse iki rapor yayımlansada, bu raporlar dünya kamuoyunun yeterince ilgisini çekmiyor. Burada devletlerinpolitikasını açıkça Çin ile olan ekonomik ilişkiler ve ticari kaygılar belirliyor. Bu,çok yabancısı olduğumuz bir durum değil aslında. Filistin, Irak, Bosna-Hersek,Çeçenistan ve Afganistan’da da insanlık aynı durumla imtihan oldu ve olmayadevam ediyor. Zira devletlerin menfaatlerine kurban edilen insan hakları, süslükelimelerle bezenmiş insan hakları belgelerinin gerisinde kalmakta. Menfaatbirliği içerisindeki ülkeler, aralarında ortaya çıkan bir problemde sessiz kalmayıyeğlerken, rakip bir ülkedeki herhangi bir insan hakları problemi karşısında abartılıbir tutum sergileyebiliyorlar. ABD’nin Çin’de yaşananlarla ilgili pozisyonu, buduruma çok iyi bir örnek olsa gerek.Doğu Türkistan mücadelesinde sivil toplum kuruluşlarıSivil toplum kuruluşları bugün çok çeşitli alanlarda çalışmalar yürütmektedir.Siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik; her alanda problem yaşayan Doğu Türkistanhalkı için sivil toplum kuruluşlarının yapabileceği çok iş vardır. Ancak DoğuTürkistanlıların başta insan hakları olmak üzere sivil toplum yapılanması ile örgütlenmeözgürlüğünün önündeki engeller ve bu sivil örgütlerin Doğu Türkistanmücadelesindeki rolü, bu çalışmanın konusuna esas teşkil edecektir. Doğu Türkistanmücadelesinde sivil toplum kuruluşlarını üç ana kategoride değerlendireceğiz.İlk olarak sorunun kaynağı olan Çin’de sivil toplum yapılanması ve sorunlar, ikinciolarak dünyada Doğu Türkistan için mücadele eden sivil toplum kuruluşları incelenecekve üçüncü olarak da Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının bu mücadeledekiyeri değerlendirilecektir.Çin’de sivil toplum yapılanması ve sorunlarÇin anayasası, temel insan hak ve özgürlüklerine bir bölüm ayırmış ve bireylerinhaklarını bu bölümde tanımlamıştır. 3 Çin anayasasına göre dernek kurmahakkı da teminat altına alınmıştır. Ancak anayasanın diğer hükümleri gibibu hükmü de kanunlarla ve uygulamayla nerdeyse hakkın kendisini tamamenortadan kaldıracak derecede kısıtlanmaktadır. Bu konu, Çinlilerin de en yoğunbaskı gördükleri esas sorun alanlarından birini teşkil etmektedir. Sosyalist sistemedayanan Çin, topluluk haklarını bireysel hakların üstünde tutup esasen devletin194


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular varlığını koruma adına hareket ettiğinden, komünist anlayışla ters düşen bir örgütlenmeyihangi alanda olursa olsun devletin varlığına ve komünist rejime tehditolarak algılamakta ve bu tür teşebbüsleri şedit bir şekilde bastırmaktadır.Doğu Türkistanlılar için ise durum daha da vahimdir. Millî Bölgesel OtonomiKanunu 31 Mayıs 1984 tarihinde kabul ve ilan edilip 1 Ekim 1984 tarihinde yürürlüğekonmuştur. Genel karakter olarak kanun, ülkenin birlik ve beraberliğininsağlanması düşüncesinin hâkimiyeti ile oluşturulmuş; bu kanunun uygulanmasındasosyalizm, Çin Komünist Partisi’nin liderliği, halkın demokratik diktatöryasıve Marksizm-Leninizm-Mao Zedong ideolojisine bağlılık 4 ilkelerinin esasalınması kararlaştırılmıştır. Millî Bölgesel Otonomi Kanunu, tıpkı anayasa gibiÇin Komünist Partisi’nin uygulama denetimine bağlıdır. Temelinde yatan düşüncenedeniyle, ne kadar hak ve özgürlük tanınmış olursa olsun, Çin KomünistPartisi’nin sahip olduğu düşüncenin dışında hiçbir düşüncenin ifade edilmesineve örgütlenme özgürlüğüne hak tanımamaktadır. Çin’de bütün kuruluş ve mekanizmalarahayat veren, amaçları belirleyen ve gerçekleşmesini denetleyen ÇinKomünist Partisi’dir. 5 Son yıllarda Çin’e yönelik özellikle uluslararası insan haklarıörgütlerinin zor şartlarda gerçekleştirdiği rapor çalışmaları ve ABD’nin DışişleriBakanlığı tarafından hazırlanan yıllık raporlarında Çin’deki insan hakları ihlallerinegeniş yer vermesi, Çin’i bazı değişiklikler yapmaya itmiştir. BM bünyesindeve uluslararası arenada bu uygulamalar sebebiyle çokça başı ağrıyan Çin yönetimi,zamanla bazı göstermelik tedbirler almıştır. Mesela 1991’den itibaren insan haklarıkavramının kullanımını, akademik araştırmalar ve tartışmalar şeklinde sınırlıolarak teşvik etmiştir. 1993’te hükümet, “hükümet dışı kuruluş olarak” Çin İnsanHakları Araştırmaları Derneği’ni kurmuştur. Derneğin çabaları, daha çok Çin’inyurt dışındaki imajını düzeltmek ve Çin’in insan hakları durumuna ilişkin eleştirilericevaplamak üzerinde yoğunlaşmıştır.Çin’in uyguladığı baskı ve tehdit politikaları karşısında doğal olarak Çin’de örgütlenmeözgürlüğünden bahsetmek şaşırtıcı olacaktır. Ancak Doğu Türkistan’dayaşananlarla ilgili Çin’in içerisinde ve uluslararası topluluğa neden ses çıkarılmadığınıizah etme adına, Çin’de örgütlenme ile ilgili mevcut yasal durumu da izahetmekte fayda bulunmaktadır.Çin, bütün sosyal organizasyonların devletin tekelinde olduğu bir ülkedir.Çin’de STK’ların kurulması, daha başvuru aşamasından itibaren çok sıkı bir süre-195


ce tabidir. Bütün sivil organizasyonlarla ilgili çalışmalar, Sivil İşler Bakanlığı tarafındanyürütülür. Bir STK’nın Çin’de faaliyet gerçekleştirebilmesi de yine Sosyalİşler Bakanlığı tarafından sürdürülen uzun süreli ve detaylı incelemeler sonundaoldukça zor çıkan -genelde de çıkmayan- izinlerle mümkündür. Bir sivil kuruluşunÇin’de Doğu Türkistan ile ilgili çalışma yapması ise, konusu insani yardımdahi olsa mümkün olamamaktadır. Çin’de bir sivil toplum kuruluşunun kurulabilmesiiçin, ancak tanımlanmış hukuki prosedüre uygun şu üç kategoride yapılanmamümkündür: Vakıflar (foundations), sosyal organizasyonlar (social organizations)ve kâr amacı gütmeyen sivil kurumlar (civil non-profit institutions). Bu kuruluşlardoğrudan Çin yönetimine bağlı olmasa da ulusal mevzuat gereği sürekli devletkuruluşları ve gözetim mekanizmalarının denetimi ve etkisi altındadır.Yasalara göre bir sivil toplum örgütünün tescili için bu kurum öncelikle kendisinesponsor olacak bir bakanlık bulmalıdır. Bu da Çin’de oldukça zordur. Zirabakanlıklar potansiyel olarak tartışmalı bir örgüt ile ilişkili olmak istemeyecektir.Sivil İşler Bakanlığı tarafından başvurusu reddedilen/kaydedilmeyen bir kuruluşunherhangi bir itiraz hakkı yoktur. Ayrıca Çin’de sivil organizasyonlar sadeceÇin vatandaşları ve tüzel kişiler tarafından kurulabilir. Ancak Çin’in bu sınırlamayıgözden geçirdiğine ve bu konudaki kısıtlamaları kaldıracak bir süreç içerisindeolduğuna dair bilgiler de mevcuttur. Bütün sivil çalışmalar, yargı yetkisini haizsivil işlerle ilgili devlet kurumları tarafından denetime tabidir.Son zamanlarda bazı uluslararası sivil toplum kuruluşları, ticaret ve sanayidernekleri, vakıflar ve eğitim kurumları Çin’e karşı ilgi göstermektedirler. Tanınmışbirçok uluslararası sivil toplum kuruluşu şu anda Çin’de faaliyet göstermektedir.International Youth Foundation, Save the Children, Red Cross, Salvation Army,Wildlife Conservation Society, Greenpeace, AIDS Foundation, Habitat for Humanity,Christian Action, Islamic Relief ve World Bank, IMF, Marco Polo Society bunlarınbaşında gelmektedir.Özellikle farklı dinî kesimlerin, hassaten Müslümanların dinî içerikli örgütlenmetaleplerinde çok daha keskin yasaklar ve ciddi baskılar söz konusu olmaktadır.BM sözleşmelerinde geçen çoğu temel hakları anayasasında tanımlayan Çin,özellikle 11 Eylül’den sonra kendisine “terörle mücadele” konsepti ile yeni bahanelerde üretmiştir. Terörizme karşı dünya çapındaki kampanya, Doğu Türkistan’dadaha da zalim bir rejim uygulamak için çok güçlü bir bahane sağlamıştır. DiğerÇin vatandaşları genişleyen bir din özgürlüğüne sahip olurken Uygurlar, tıpkı Ti-196


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular betliler gibi, dinlerinin kendilerini kontrol altında tutma aracı olarak kullanılmasıile karşı karşıya kalmaktadır.İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin Asya yöneticisi Brad Adams, Çin’dekiİnsan Hakları Kuruluşu ve İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin açıkladıkları birrapor hakkında, Çin hükümetinin ayrılıkçılık ve terörizm karşıtı uygulamalar adıaltında Çin’deki Müslüman Uygurlara yönelik ezici bir dine karşı baskı politikasıyürütmekte olduğunu açıklamıştır. 6 Sincan’da Uygurlara Uygulanan Dine YönelikBaskı başlığını taşıyan 114 sayfalık rapor, daha önceleri gizli tutulan parti ve hükümetdokümanları ile yerel mevzuat, resmî gazete haberleri ve Sincan’da yapılangörüşmelere dayanmaktadır. Rapor, Sincan’da Uygurların dinî özgürlüklerini vebunun bir uzantısı olarak örgütlenme, toplanma ve ifade özgürlüklerini ellerindenalan kanun, yönetmelik ve politikalardan örülü karmaşık yapıyı gün yüzüneçıkarmaktadır. Çin’deki politikalar ve yasalar, dinî faaliyet ve düşüncelere okul veevlerde dahi izin vermemektedir. Resmî bir belge, “Ebeveynler ve yasal vasiler,küçüklerin dinî faaliyetlere katılmalarına izin veremezler.” diyecek kadar ileri gidebilmektedir.Uygulanan dinî kontroller; örgütlü dinî faaliyetlere, ibadet edenlere, okullara,kültürel kurumlara, yayınevlerine ve hatta Uygurların şahsi görünüm ve davranışlarınamüdahale etmeye kadar varabilmektedir. Devlet otoriteleri, imamlarısiyasi açıdan düzenli olarak denetlemekte ve “özeleştiri” oturumları yapmalarınışart koşmaktadır. Camiler üzerinde denetleme uygulanmakta, okullardan dindaröğretmenler ve öğrenciler ihraç edilmekte, yazarlar ve şairler siyasi açıdankontrol edilmekte ve Pekin’in uygulamalarına karşı herhangi bir hoşnutsuzluk,“ayrılıkçılık”la eş tutulmaktadır ki, Çin kanunlarına göre bu, ölüm cezasıyla bilecezalandırılabilecek bir devlet güvenlik suçudur. Söz konusu raporla zalimaneuygulamaların “devlet sırrı” olarak geçtiği bazı belgeler ilk defa kamuya açıklanmıştır.Adams, “Bu belgeler aşırı derecede hassas görüldüğü için yalnızca parti vehükümet içi dolaşıma açık tutulmuş.” ifadesini kullanmış ve şöyle devam etmiştir:“Bunlar, Uygurları hedef hâline getirmek için yasal bir zemin oluşturmak ve onlarınbir araya gelip toplantı yapma, karşılaştıkları sorunlar hakkında konuşma veyabağımsız bir şekilde kültürel kimliklerini ifade etme konularında korku yaratmakiçin keyfî bir şekilde kullanılmış.”Söz konusu raporda ayrıca şu ifadeler yer almaktadır: “Sincan’da dini denetimaltına alan bir belge, resmî otoritelerin dinî özgürlüğü hemen her bağlamda197


eddetmesine imkân verecek, ucu açık ‘suçlar’ içeriyor. Bu suçların örnekleri arasındaşunlar yer alıyor: Dini kullanarak ‘toplum düzenine zararlı olabilecek diğerfaaliyetleri yürütmek’ veya ‘toplumda ayrılıkçı ve gerici unsurları beslemek’. Haberve makaleler de dâhil olmak üzere, İslam diniyle ilgili araştırmalar ve değerlendirmelerlealakalı olarak yapılacak yayınlar, dine yönelik Marksist bakış açısına sahipolmak zorundadır ve mihenk taşı olarak partinin ve hükümetin dinî politika vekurallarını kullanmalıdır.”İnsan Hakları İzleme Komitesi ile Çin’deki İnsan Hakları Kuruluşu, uluslararasıtopluluğa, bu düzenlemeleri feshetmesi ve Uygurlara karşı uyguladığı ayrımcıpolitika ve uygulamalardan vazgeçmesi için Çin’e baskı yapma çağrısındabulunmuştur. Örgütler ayrıca, Çin’in tüm ayrılıkçıların suçlu ve uluslararası terörşebekeleriyle bağlantılı olduğu yolundaki iddialarına karşı çıkılmasının öneminivurgulamıştır.Adams, “Hiçbir ülke, Çin hükümetinin terörizmle, ayrılıkçı hareketlerle veyabaşka suç eylemleriyle ilgili olduğunu iddia ettiği hiçbir Uygur’u Çin’e iade etmemelidir.Çin’in sabıkasına bakıldığında, bu insanların Çin’e iade edildikleri takdirdeişkenceye ve hatta ölüm cezasına uğramasından korkmak için ciddi gerekçelermevcut.” demiştir.Çin, kendine ait tarihî ve millî niteliğini zedelemeyecek, bu niteliklere uygunkoşulları taşıyacak bir demokrasi ve insan hakları politikasından yana olduğunuaçıklamaktadır. Bu noktada ülkenin bütünlüğünü tehdit eden ve iç istikrarı etkileyecekher türlü faaliyet, çoğunluğa karşı yapılmış sayılacak ve bu eylemler, Çinusulü demokrasi anlayışına uymayacağından terörist eylemler olarak adlandırılacaktır.7 Nitekim Çin hâlen seri idamlarla dünya gündeminde yer almaktadır.Öte yandan Çin’deki sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel sorunların açıkçaortaya çıkmasından dolayı dışarıdan sivil toplum kuruluşlarının, özel sektördenticari kuruluşların bu sorunların çözümü için ortaya koydukları özgün öneriler,Çin’de STK’ların kurulmasını popüler hâle getirmektedir. Gerçekten de Çin, eğergelişmek istiyorsa, sivil toplum örgütleri bunda çok önemli rol oynayacaktır. 8Dünyada Doğu Türkistan meselesi için çalışan sivil toplum kuruluşlarıDoğu Türkistan’da yaşanan zulüm neticesinde Doğu Türkistanlılar yıllardıryoğun olarak çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Komşu ülkeler başta198


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular olmak üzere Türkiye, Avustralya, Kanada, ABD ve Avrupa ülkelerine göç etmişlerdir.Doğu Türkistanlılar buralarda kendilerine yeni yaşamlar kurmakla beraber,hem kendi kimliklerini canlı tutmak, kültür ve geleneklerini yaşatmak hem deÇin’in işgali ile ayrılmak durumunda kaldıkları vatanları için taleplerini dünyayaanlatmaya çalışmaktadırlar. Bu çaba, bulundukları ülkelerde örgütlenmeleriyle vekurdukları dayanışma amaçlı platformlar ve çatı kuruluşlarla mümkün olmuştur.ABD ve Avrupa ülkeleri, Çin’i insan hakları ihlalleri konusunda eleştirmekteve önlem alınması konusunda Çin’e baskı uygulamaktadırlar. Bu ülkeler, kenditopraklarında Çin’deki azınlıkların bağımsızlıklarını destekleyen kuruluşların faaliyetlerineizin vermekte ve bunları desteklemektedirler.Batı ülkelerinde Doğu Türkistan meselesi, genelde uluslararası insan haklarıörgütleri ve özellikle Uygur diasporası tarafından kurulan sivil toplum kuruluşlarıaracılığıyla gündeme getirilmektedir.Doğu Türkistanlılar, Türkiye’nin yanı sıra ABD’de, Avrupa’da ve Kazakistanbaşta olmak üzere Türki cumhuriyetlerde örgütlenmişlerdir ve Doğu Türkistansorununu kamuoyuna duyurmaya çalışmaktadırlar. 9Afganistan, Avustralya, İngiltere, İsveç, İsviçre, Kanada, Mısır, Pakistan, RusyaFederasyonu, Suudi Arabistan gibi ülkelerde yaşayan Doğu Türkistanlılar daDoğu Türkistan’ı Çin esaretinden kurtarmak için faaliyetler gerçekleştirmektedirler.Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), Amnesty International(Uluslararası Af Örgütü) gibi uluslararası insan hakları kuruluşları da DoğuTürkistan’da işlenen insan hakları ihlallerini ve bu ülkede yaşanan insanlık dışıicraatları çeşitli vesilelerle dile getirmekte ve Çin yönetimi nezdinde çeşitli girişimlerdebulunmaktadırlar. Her iki kuruluşun gerçekleştirdiği çalışmalar ve yayınladıklarıraporlar, en etkili sonuçları gerçekleştiren çalışmalar olmuştur.Dünya Uygur Gençlik Kurultayı, ilk olarak Almanya’da Uygur gençler tarafındankurulmuş, daha sonra 1996 yılında Kazakistan’da 1. Dünya Uygur GençlikKurultayı gerçekleşmiştir. 12-15 Kasım 1998 tarihleri arasında Türkiye’de 2.Dünya Uygur Gençlik Kurultayı toplanmış ve burada 53 maddelik bir nizamnamekabul edilmiştir. Bu kurultay Çin’i oldukça tedirgin etmiş ve 11 Eylül’ü fırsatbilerek kurultayı “terörist kuruluş”, başkanı Dolkun İsa’yı da “terörist” ilan etmiş-199


tir. Çin, bu girişimiyle, kurultayın çalışmalarının önünü kesmekte kısmen başarılıolmuştur. Bunun üzerine Erkin Alptekin, Dünya Uygur Gençlik Kurultayı ileDoğu Türkistan Millî Kurultayı’nı birleştirme çalışması başlatmıştır. 16 Nisan2004 tarihinde diasporadaki Doğu Türkistan teşkilatları, Almanya’nın Münihşehrinde bir kurultay düzenleyip tek çatı altında birleşme kararı alarak DünyaUygur Kurultayı (WUC)’nı kurmuştur.Dünya Uygur Kurultayı Uygur halkının ortak ilgisini çekmek ve Uygur halkınıDoğu Türkistan dışında temsil etmek üzere oluşturulmuş uluslararası bir organizasyondur.Amacı; Uygur halkının Doğu Türkistan’daki siyasi geleceğini şiddetkullanmadan, barışçıl ve demokratik bir şekilde belirlemeyi teşvik etmektir. WUCdemokratik bir kuruluştur. Tüm WUC liderleri, demokratik bir şekilde yapılangenel kurullarda katılımcılar tarafından seçilir. Liderlerin hizmet süresi üç yıldır.Kurultayın 1. Genel Kurul’u 2004 yılında yapılmış ve Erkin Alptekin başkan olarakseçilmiştir. Fakat Alptekin, 2006 yılında yapılan 2. Genel Kurul’da WUC ileyollarını ayırmıştır. 2. Genel Kurul, Almanya’nın Münih kentinde 24-27 Kasım2006 tarihlerinde gerçekleştirilmiş, tüm delegeler Rabia Kadir’i oybirliği ile WUCbaşkanı seçmiştir. 3. Genel Kurul ise 21-25 Mayıs 2009 tarihlerinde WashingtonD.C.’de yapılmıştır. Toplantıya delegelerin yanı sıra Almanya, ABD, Avustralya,Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsveç, Japonya, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan,Norveç ve Türkiye’den gözlemciler katılmıştır. Uygur Uluslararası İnsanHakları ve Demokrasi Hareketi’nin lideri olan Rabia Kadir, bir kez daha oybirliğiyleWUC başkanı olarak seçilmiştir.Dünyanın çeşitli yerlerinde Doğu Türkistan meselesi için çalışan başlıca siviltoplum kuruluşlarının listesi, tebliğ sonunda tablo hâlinde verilmiştir. Bu kuruluşlarınçalışmalarına, tabloda verilen internet adreslerinden ulaşılarak detaylı bilgiedinilebilir.Türkiye’de Doğu Türkistan meselesi için çalışan sivil toplum kuruluşlarıDiasporadaki Uygur Türkleri, 1949 yılında Doğu Türkistan’ın işgali üzerine1952 yılında Hindistan, Pakistan ve Afganistan üzerinden Türkiye’ye gelmiş veburada örgütlenerek mücadelelerini sürdürmüşlerdir. 10 Aşağıda, Türkiye’de DoğuTürkistan ile ilgili faaliyet gösteren sivil kuruluşlarla ilgili genel bilgi verilecektir.1987 yılında öğrenci hareketleri ve özellikle Türkiye’ye gelen Doğu Türkistanlı200


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular öğrencilerle birlikte bir gençlik hareketi ivme kazanmaya başlamıştır. Bu hareketiuluslararası hâle dönüştürmek için Kazakistan’da Dünya Uygur Gençleri Kurultayıgerçekleştirilmiştir. 1997 yılında Gulca olayı ile birlikte dünyanın ilgisininDoğu Türkistan’a çekilmesinin ardından, Doğu Türkistanlıların kurduğu 26 vakıfve derneğin temsilcisi İstanbul’da toplanarak Millî Merkez adıyla bir çatı kuruluşoluşturmuştur. Bu arada Çin, Doğu Türkistan’da yaşanan Gulca olayı benzeriolayların Türkiye’den desteklendiğini ileri sürmüş ve Çinli yetkililerin Türkiye’yeyaptıkları sık ziyaretler esnasında Türk hükümetinden Türkiye’de faaliyet gösterenDoğu Türkistan kuruluşlarının çalışmalarının yasaklanmasını istemiştir. Türkiye,1999 seçimleri öncesinde Türkiye’deki Doğu Türkistanlıların faaliyetlerine kısıtlamagetiren 23 Aralık 1998 tarihli ve 1998/36 sayılı genelgeyi yayımlamıştır. MesutYılmaz Hükümeti tarafından çıkarılan bu genelgede, Türkiye’deki Doğu Türkistankuruluşlarının faaliyetlerinin engellendiği, Doğu Türkistan’la ilgili yapılanetkinliklerde Doğu Türkistan bayrağının asılmasının ve siyasetçilerin ve devletmemurlarının bu etkinliklere katılmasının yasaklandığı belirtilmiştir. Bu süreçlebirlikte Doğu Türkistanlılar stratejilerini değiştirmişler ve mücadelelerini Avrupaağırlıklı sürdürmeye karar vermişlerdir. Genelge, 5 Temmuz Urumçi olayındansonra Eylül 2009/15 sayılı genelge ile gizlice kaldırılmıştır. 11 Çin hükümeti, 10yıldan beri bu genelgeden yararlanarak Türkiye’de Doğu Türkistan’la ilgili yapılmasıplanlanan pek çok etkinliği engellemeyi başarmıştır. 12Doğu Türkistanlılar tarafından kurulan çeşitli dernek ve vakıflar Türkiye’defaaliyet göstermektedirler. Bunlardan başlıcaları hakkında genel bilgi aşağıda sunulmuştur:Doğu Türkistan Göçmenler Derneği 13Türkiye’de kurulan ilk Doğu Türkistan derneği olan Doğu Türkistan GöçmenlerDerneği, 1960 yılında İsa Yusuf Alptekin ve Hacı Osman Taştan liderliğindekurulmuştur. Üyeleri arasında Kazak ve Uygur Türklerinin yanı sıra Kırgızve Özbekler de bulunmaktadır. Dernek, Bakanlar Kurulu’nun 12.04.1993 tarih ve4322 sayılı kararı ile, kamu yararına çalışan dernek statüsü almıştır. Dernek, amacını“Türk toplumunun bir parçası olan Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye göç edenveya sığınan Doğu Türkistanlılara yardım etmek” olarak belirtmiştir. İsa YusufAlptekin’in vefatından sonra dernek içerisinde çıkan sorunlardan dolayı Uygurlardernekten uzaklaşmıştır. Şu an dernek, Doğu Türkistanlı Kazakların yönetiminde201


faaliyet göstermektedir. Sovyetlerin dağılması neticesinde Kazakistan devletininkurulması ile Kazak hükümeti, dünyanın dört bir yanındaki Kazaklara ülkelerinegeri dönmeleri ve geldiklerinde kendilerine vatandaşlık, ev ve iş verileceği vaadindebulununca, hicret etmiş Doğu Türkistanlı Kazaklar arasında Doğu Türkistan’aolan ilgi, hissedilir bir şekilde azalmıştır. Dolayısıyla Doğu Türkistan davasınınbütün ağırlığı, Uygurlar üzerinde kalmıştır. Göçmenler Derneği de bu değişimdenetkilenmiştir. Günümüzde ise Doğu Türkistanlı Kazaklar, hayatta olan yaşlıkişilerin teşebbüsü ile Doğu Türkistan meselesi içinde yer alma gayreti içerisindedirler.Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği 1422.05.1989 tarihinde Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlılar tarafından kurulmuştur.Derneğin tabanını Kayseri’de yaşayan Doğu Türkistanlılar teşkil etmektedir.Türkiye’de Doğu Türkistan meselesi için faaliyet göstermekte olup;“Doğu Türkistan’da yaşanan Çin işgalinin sonuçlarını kamuoyuna anlatmak,Doğu Türkistan’ın binlerce yıllık kültürünü Türk halkı ile paylaşmak ve DoğuTürkistan halkının hicret ve muhaceret hayatında dayanışma ve yardımlaşmasınıarttırmak” gibi amaçları bulunmaktadır. Dernek Başkanı Seyit Tümtürk’ün DünyaUygur Kurultayı Başkan Yardımcısı olmasından sonra derneğin etkisinin arttığıgözlenmiştir.Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği 162005 yılında, Türkiye’de yaşayan ve eğitimlerini yurt dışında tamamlamış olangençler tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Dernek kurucuları, derneğin amaçlarınışu şekilde ifade etmişlerdir:“Dernek kurucusu gençler, yıllarca komünist Çin zulmü altında inleyen DoğuTürkistanlıların maddî ve manevi acılarına merhem olmak istiyorlardı. Bununyegâne yolunun da halkın manevi dünyasını kurtarmak, yani kalbini iman, ilimve irfan ile doldurmak olduğunu biliyorlardı. Onun için derneğin adını ‘Maarif ’koydular. Komünist Çin rejimi hem güçlü hem de kurnazdı, tek tek bitirmekistiyordu Müslüman Doğu Türkistanlıları. Anavatanımız üzerinde gün geçtikçetehlike çanları çalıyordu. Zulme mani olmak ve Çin baskılarına göğüs germek, tekbaşına zordu. Birlikten güç doğar, diyerek derneğin adına ‘Dayanışma’yı ekledik.İşte böylece Doğu Türkistan halkının kurtuluşu için bir umut ışığı doğdu ve Doğu202


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği kuruldu.”Dernek daha çok Doğu Türkistan mücadelesinin tüm İslam dünyasında sahiplenilmesineve meselenin İslami sorumlulukla çözüme kavuşturulmasına yönelikfaaliyetler sürdürmektedir.Doğu Türkistan Dayanışma Derneği 17İnsan hak ve hukukundan mahrum olarak baskı ve zulüm altında tutulduklarını,millî varlık ve kültürlerinin yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunubelirten Doğu Türkistanlı temsilciler, 12-14 Aralık 1992 tarihleri arasındaİstanbul’da bir araya gelmişler ve Doğu Türkistan Dayanışma Derneği’ni kurmuşlardır.Derneğin kuruluş amacı, “Ecdat ruhlarının, vatan topraklarının asil ruhluyurttaşlarının duygu ve dileklerine, görev çağrılarına uyarak; dünyaya, insanlığınvicdanına Doğu Türkistan halkının haklı isyan sesini, hür ve bağımsız yaşamaemel ve iradesini duyurmak; milletlerarası kamuoyunda Doğu Türkistanlılarınfiziki ve kültürel varlığını, millî kimliğini imhayı hedef alan uygulamaların insanlığa,dünya barışına, milletlerarası dostluk ve iş birliği ilkesine karşı işlenmekteolan ağır bir cürüm olduğunu belirlemek; barışa, adalete, hürriyete, milletlerarasıanlayış, sevgi ve iş birliğine gönül vermiş yüce ruhlu kişilerin, kuruluşların, milletlerinDoğu Türkistan halkının haklı davaları ile ilgilenmelerini sağlamak” olarakbelirtilmiştir. Doğu Türkistan Dayanışma Derneği’nin aktif olarak faaliyet yürütmediğigözlenmektedir.Doğu Türkistan Vakfı 18İsa Yusuf Alptekin tarafından kurulmuştur. Vakıf, geçmişte Türkiye’deki Türkistanlılarıtemsil edecek şekilde yaygın ve etkili çalışmalar yürütmüştür. Günümüzdeeskisi kadar aktif faaliyet yürütmese de hâlen özellikle Uygur öğrencilerleilgili destekleyici çalışmalar yapmakta ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirmektedir.Doğu Türkistan Gençlik ve Dayanışma Derneği2006 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Türkiye’ye önceden göç etmiş olanUygurların İstanbul doğumlu çocukları olan gençler tarafından kurulan genç birdernektir. Doğu Türkistan meselesini Türkiye halkına ve medyaya duyurmayı hedefleyendernek, protesto gösterileri, basın açıklamaları ve özel günlere dair anmave kutlama faaliyetleri düzenlemektedir.203


Doğu Türkistanlıların kurdukları kuruluşlar dışında Doğu Türkistan meselesiiçin çalışmalar yapan İHH İnsani Yardım Vakfı ve MAZLUMDER başta olmaküzere Mültecilerle Dayanışma Derneği gibi mülteciler için çalışan derneklerve kimi milliyetçilik eksenli kimi İslami kimlik eksenli dayanışma çerçevesindenmeseleye yaklaşarak Doğu Türkistanlıları destekleyen dernek ve vakıflar da sözkonusudur.İHH İnsani Yardım Vakfı 191992 yılından bu yana savaş bölgelerinde ve savaşın etkisinin sürdüğü bölgelerde,afet ve yoksulluk bölgelerinde faaliyet yürüten ve günümüz itibarıyla 120ülkede çalışan uluslararası bir kuruluş olan İHH İnsani Yardım Vakfı, Doğu Türkistanlılariçin de gerek insan hakları açısından gerekse insani yardım içerikli çalışmalargerçekleştirmektedir. Yeryüzünde adaletin hâkim olması, iyiliğin her yereyayılması ve kötülüğün önlenmesi için kardeşlik bilinciyle, nerede olursa olsunmuhtaç ve mazlum tüm insanlara ihtiyaç duydukları insani yardımı ulaştırarakonurlu bir yaşam sunmayı hedefleyen İHH, insanı yardıma muhtaç hâle getirenve mazlum eden her türlü politika ve faaliyetleri önlemek üzere insanların temelhak ve hürriyetlerinin ihlal edilmemesi için gerekli çalışmaları yapmaktadır. Bumisyona uygun olarak Doğu Türkistan için de çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir.Doğu Türkistanlı kuruluşları güçlendirmenin yanı sıra Doğu Türkistan meselesiniele alan kitaplar yayımlamak; TV programları ve belgeseller hazırlamakve bunları yaymak; panel, sempozyum ve benzeri çalışmalar organize etmek; basıntoplantıları, miting ve protestolar düzenlemek; raporlar hazırlamak ve bu çalışmalarınıuluslararası kamuoyuna taşımak, yapılan çalışmaların bir kısmını teşkiletmektedir. Aynı zamanda Türkiye ve diğer ülkelerdeki mülteci Doğu Türkistanlılarave Doğu Türkistan’daki ihtiyaç sahiplerine insani yardım ulaştırmaktadır.Doğu Türkistanlı yetim çocuklara da sahip çıkan İHH, yetimlerin eğitim, sağlık,gıda, giysi vb. temel ihtiyaçlarını gidermektedir.İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) 20İnsan hakları alanında 1991 yılından beri faaliyet gösteren İnsan Hakları veMazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), kurulduğu yıldan bu yanaDoğu Türkistan’da yaşananları zulüm olarak görmüş ve gerek Doğu Türkistan’dagerekse diasporadaki Doğu Türkistan mazlumları ile ilgili olarak insan hakları204


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular çerçevesinde çalışmalar yürütmüştür. Bu konuda çok sayıda basın açıklaması veprotestolar gerçekleştirmiş, toplantılar organize etmiştir. Türkiye’deki Doğu Türkistanlılarınyaşadığı problemlerle ilgili hukuki destek de veren MAZLUMDER,5 Temmuz Urumçi olayları ile ilgili de çok sayıda etkinlik düzenlemiş ve gerekTürkiye’deki gerekse uluslararası alandaki mekanizmalara başvurular yapmıştır.Urumçi’de katledilenlerle ilgili MAZLUMDER yöneticilerinin yapmış olduğusuç duyurusu, bütün dünya medyasında ses getirmiştir. Dernek tarafından 5 TemmuzUrumçi olaylarında isimleri tespit edilebilen maktullerin ve ismi tespit edilemeyenbinlerce kişinin katledilmesinden, 50.000’den fazla kişinin çeşitli şekillerdeyaralanmasından, 30.000’den fazla kişinin ise haksız tutuklanması veya bir şekildekendisinden haber alınamamasından sorumlu tutulan Hu Jintao (Çin Cumhurbaşkanı),Wen Jiabao (Çin Başbakanı), Meng Jianzhu (Çin Halk CumhuriyetiDevlet Konseyi Üyesi ve Kamu Güvenliği Bakanı), Chen Bingde (Çin HalkKurtuluş Ordusu Genelkurmay Başkanı-General), Nur Bekri (Uygur Özerk BölgeBaşkanı-Valisi), Wang Lequan (Bölge Komünist Parti Başkanı), Wu Shimin(Devlet Etnik İşler Komisyonu’ndan (SEAC) Sorumlu Bakan Yardımcısı), MuttelipEnver (Bölgedeki Uygur Komutan) Muhtar Esen (Doğu Türkistan Etnikİşler Komisyonu Başkan Yardımcısı) ve ismi tespit edilemeyen diğer şüphelilerhakkında, soykırım (TCK, Madde 76) ve İnsanlığa Karşı Suç (TCK, Madde 77)işledikleri gerekçesi ile soruşturma yapılarak dava açılıp cezalandırılmaları içincumhuriyet savcılıklarına başvuruda bulunulmuştur. Bu şikâyet çerçevesinde adıgeçen Çinli yetkililerin Türkiye’ye geldikleri takdirde yakalanmaları talep edilmiştir.MAZLUMDER, son olarak Kamboçya tarafından Çin’e iade edilen 22 Uygurile ilgili de bir dizi çalışma yürütmüştür.Uygur kadınların sorunlarına karşı kadın örgütlerinin derin sessizliğiDoğu Türkistan ile ilgili çok ağır bir mağduriyet oluşturan en yoğun ihlalalanlarından birisi de kadınlara yönelik ihlallerdir. Doğu Türkistan’da Uygurlarıhedef alan “doğum kontrol politikası”nın tamamen zorlama ve baskıylauygulanması, yüz binlerce kadını mağdur etmektedir. Özellikle Uygurlara yönelikolmak üzere, kadınlara ve doğmak üzere olan bebeklere karşı insanlık dışı, korkunçcinayetler işlenmektedir. Doğu Türkistan’da Uygurların en yoğun olduğubölgelerden biri olan Hoten vilayetinde Çin idaresinin çıkartmış olduğu kararname,Çin hükümetinin Uygurlara uyguladığı “Doğum kontrol politikası”nın ma-205


hiyetini anlamak için iyi bir örnektir. Uygurların yoğun olarak yaşadıkları köy vekentlerde idari yönetimde mevki sahibi şahıslar, Çin’in baskıcı tutumu nedeniylecezalandırılmaktan korkup, doğum kontrol politikasını kaba bir şekilde, hattazorbalıkla uygulamaktadırlar. “Doğum kontrol politikası”na karşı çıktıkları gerekçesiylekişilere istedikleri gibi şiddet uygulamak, ağır para cezaları vermek gibiuygulamalar sık sık yaşanmaktadır. 5-6 aylık hamile kadınlar zorla hastaneleregötürülerek karınlarındaki bebekler öldürülmekte, hatta doğumuna birkaç günkalan bebekler bile bu uygulamanın dışında tutulmamaktadır. Uygur köylerinde,köy kadınlarını tıpkı tutuklular gibi göz hapsine almak, kadınlara doğum kontrolamaçlı müdahaleler yapmak (zorla spiral taktırmak), kısırlaştırma ameliyatlarıyaptırmak, kadınları zorla muayene etmek gibi muameleler, olağan birer uygulamahâlini almıştır. Kadınların vücudunda zorla gerçekleştirilen bu müdahalelerçoğunlukla sağlıksız ve elverişsiz koşullarda yapıldığı için kan kaybındanölen kadınlar, Doğu Türkistan halkının bir gerçeği durumundadır. Bütün buuygulamalar, fiziki ve psikolojik olarak kadınlar için dayanılmaz acılara sebepolmaktadır. Doğu Türkistan’daki devlet gazetelerinden biri olan Hoten Gazetesi’ndeyayımlanan bir yazıda; sadece Hoten ilçesinde doğurganlık yaşında 45.000kadın bulunduğu ve son bir yıl içinde bu kadınların 30.400’üne uzun vadeli olarakkısırlaştırma tedbirleri kullanıldığı belirtilmiştir. Almanya’nın Münih şehrindesiyasi sığınma hakkı talep eden ve adının açıklanmasını istemeyen bir doktorunifadesine göre; şu an Doğu Türkistan genelindeki tüm hastaneler, gerekli koşullarıhazırlamadan Uygur kadınlara toplu hâlde ve zorunlu olarak, doğurganlıklarınıengelleme ameliyatları yaptırdıkları için, ameliyat esnasında ve ameliyattan sonraölüm riski ve ağır hastalıklara yakalanma oranı yüksek düzeydedir. Üstelik köylerdeyaşayan Uygur kadınlarının çoğunluğu yoksul ve eğitim seviyesi düşük olduğuve aynı zamanda herhangi bir tıbbi bilgileri bulunmadığı için, bu ameliyatlardansağlam çıksalar bile, evlerine döndüklerinde yeterli ve uygun bakımın olmamasıve bedensel güç gerektiren ağır işleri nedeniyle genellikle ömür boyu sürebilecekfiziksel rahatsızlıklara maruz kalmaktadırlar.Kadınlara yönelik gerçekleştirilen ihlaller sadece bunlardan ibaret değildir.Çin, kadın ve çocuk ticaretinin merkezi ve kaynak ülkesidir. Özellikle 16-22 yaşarası Uygur kızlarını çok az ücretle çalışmaya zorlayan Çin, onları çoğunluklayaşadıkları yerden uzaklaştırararak Çin’in farklı bölgelerinde zorla çalıştırmakta,hatta hayat kadını olmaya zorlamaktadır. 1 milyona yakın genç kızın bu durumda206


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular olduğu söylenmektedir. Bu uygulamanın bir sonucu olarak çok sayıda genç kızınintiharı da bir diğer Doğu Türkistan gerçeğidir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nünverilerine göre, her yıl Çin pazarında 20 bin civarında insan satılmakta olup, bukişilerin %90’ını kadın ve çocuklar oluşturmaktadır.Bütün bu veriler karşısında dünyadaki kadın örgütlerinin Doğu Türkistanlıkadınlar için yeterince ses çıkarmaması yadırganacak bir durumdur. Özelliklekadın hakları konusunda çalışma yapan sivil kadın örgütlerinin Doğu Türkistanlıkadınların yaşadıkları bu ihallerin son bulması için hazırlayacakları raporlar vedünya kamoyuna yönelik çeşitli çalışmalar, bu büyük sessizliğin yerini büyük birçığlığa bırakmalıdır.Sivil toplum kuruluşlarının Doğu Türkistan mücadelesi için yapabilecekleri11 Eylül’den sonra güvenlik endişelerine kurban verilen özgürlük ve insanhakları, yeni konumunu aramaktadır. Böyle bir ortamda ise, temel haklar ve özgürlükleriterörle mücadele konsepti ile ortadan kaldıran politikaların karşısındakitüm taraflara ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşmektedir. Sivil toplum,iktidarların tersine, dünyanın farklı bölgelerinde de olsa iyi niyetle ve ahlakitemelle hareket ettiğinde; farklı inanç ve düşünce grupları, kendi kriterleri ile veaynı neticede birleştikleri ve bu neticeyi örgütlü bir duyarlılıkla seslendirdiklerinde,insan hakları güvenli bir şemsiye olma imkânına kavuşabilir.Dünyanın gözleri önünde keyfî bir şekilde, yoğun insan hakları ihlalleri işleyen,kitlesel kıyıma varan katliamlar yapan Çin’in hâkimiyeti altında yaşayanDoğu Türkistanlılar için keyfî gözaltı ve tutuklama, işkence, yargısız infaz veidam, zorunlu kürtaj, kısırlaştırma, zorunlu göç, din eğitiminin yasaklanması, ibadetyasağı, kamu hizmetlerinden yararlanmanın kısıtlanması, AIDS gibi öldürücüve bulaşıcı hastalıkların yaygınlaştırılması, zorunlu/ucuz işçi olarak çalıştırma,çalıştırmak üzere göç ettirme, seyahat ve hareket özgürlüğünün kısıtlanması, haberleşmeve iletişimin engellenmesi gibi ihlaller söz konusudur. Sivil örgütlerinbu ihlallerin önlenmesine yönelik ortak tutumu, halkların vicdanında karşılığınıbulacak ve adaleti er geç sağlayacaktır.BM sisteminde sivil toplum kuruluşlarının rolünün etkili bir şekilde artmasıve insan hakları alanında yaşanan birçok problemin raporlarla ortaya konması,hükümetleri çözüme zorlamaktadır. Hükümetler, uygulamalarını düzeltmek du-207


umunda kalmakta ve kendi iç hukuklarında düzenlemeye gitmektedir. Belki Çin,BM’ye taraf olan ülkeler arasında bu konuda en yavaş hareket eden, en fazla direnenülkelerin başında gelmektedir. Ancak yine de sivil kuruluşların etkili çabalarınındevam etmesi gerekmektedir.İnsanlığın ortak kazanımı sayabileceğimiz uluslararası hukuk belgelerinegöre, bugün Çin’in Doğu Türkistan halklarına uyguladığı (Bu çalışmanın konusuDoğu Türkistan olduğu için Tibet ve diğer bölgelerde yaşananlara burada değinilmemiştir.)sistematik ihlaller ve soykırım uygulamaları, insanlığa karşı işlenensuçlar kategorisinde yer almaktadır. Tıpkı İsrail’in yaptığı gibi, Çin’in aşikâr birşekilde hukuk tanımazlığının ve insanlığa karşı işlediği suçların, başka halkları vedolayısıyla bütün insanlığı tehdit ettiği unutulmamalıdır.Doğu Türkistan, Çin’in iç meselesi değil, tüm insanlığın meselesidir. Çin, sivilinsan hakları ve insani yardım kuruluşlarının çalışmalarına müsaade etmeli ve buyöndeki talepleri olumlu karşılamalıdır.BM, Çin’e karşı yaptırım uygulayacak şekilde, ezilen Doğu Türkistan halkındanyana tavır almalı ve tüm insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve özellikleörgütlenme özgürlüğüne yönelik yasak ve sınırlamaların kaldırılması için gerekliyaptırımları gerçekleştirmelidir. Urumçi katliamı başta olmak üzere, insanlığakarşı işlenen suçların Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ve diğer uluslararası yargımekanizmalarına taşınması için sivil toplum kuruluşları ve BM Güvenlik Konseyi,gerekli başvuruları yapmalıdır.Doğu Türkistan içerisindeki tüm bölgelere insani yardımın ulaştırılabilmesiiçin uluslararası mekanizmalar harekete geçmeli ve Çin, bu yöndeki talepleriolumlu karşılamalıdır.Çin içerisinde, adaletten ve insan haklarından yana olan Çinlilere çok büyükbir sorumluluk düşmektedir. Baskı ve tehdit ortamının ortadan kalkması ve yapılanzulmün son bulması için çalışırken, bir yandan da örgütlenmenin ve ifadehürriyetinin önündeki engellerin kaldırılması için kararlı ve yoğun bir baskı gücüoluşturulmalıdır. Sivil kuruluşların arasındaki en etkili güç, şüphesiz Çin’in içerisindeki,hak ve adaletten yana, özgürlükçü Çinli sivil kuruluşlar olacaktır.Çin’in Doğu Türkistanlılara yönelik yapmış olduğu ihlallerin son bulması içinbazı sivil toplum kuruluşlarının belirlediği, Çin mallarını boykot yönteminin yay-208


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular gınlaşması için tüm kuruluşların destek vermesi sağlanabilir.İslam Konferansı Teşkilatı ivedi olarak toplanmalı, üye ülkelerinin ve dünyanınÇin’e siyasi, ekonomik ve hukuki yaptırım/boykot uygulamalarına yönelikkarar almalıdır.Doğu Türkistan mücadelesi sadece Doğu Türkistanlıların davası değildir. Bunedenle her yerde, Doğu Türkistan mücadelesinin her alanda desteklenmesi için,sadece Doğu Türkistanlıların değil diğer milletlerden insanların da örgütlenmesigerekmektedir. Özellikle ve öncelikle Müslümanlar, bulundukları ülkelerde DoğuTürkistanlı kardeşleri için daha fazla ve örgütlü çalışma sorumluluğu taşımaktadırlar.Çin ile siyasi-ekonomik ilişkileri olan tüm devletlerin duruşu karşısında, siviltoplum kuruluşlarının halkların sesi olarak çözümde çok daha belirleyici olmasıumulmaktadır. Yeryüzünde adaletin hâkim kılınması, tıpkı Irak ve Filistin gibitopraklardaki işgallerin son bulması ve mazlumlar için adaletin sağlanması gibi,Doğu Türkistanlıların özgürlüğünden geçmektedir.Tüm yeryüzünde barış için adaletin sağlanması ve barışla beraber iyiliğin yayılmasıdileğiyle…Doğu Türkistan ile ilgili çalışan başlıca sivil toplum kuruluşlarıKuruluş Adı Bulunduğu Ülke Web SitesiAssociation for Asian Research http://www.asianresearch.orgAsylum Seekers Center (NSW,Avustralya)Avustralya http://www.asylumseekerscentre.org.auAustralian Uyghur Association(AUA)Avustralya http://www.uyghuraustralia.orgBelgium Uyghur Association BelçikaBishkek Human RightsCommitteeKırgızistanDoğu Türkistan DayanışmaDerneğiTürkiyehttp://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.orgDoğu Türkistan Gençlik veDayanışma DerneğiTürkiye209


Doğu Türkistan GöçmenlerDerneğiTürkiyehttp://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.com.trDoğu Türkistan Kültür veDayanışma DerneğiTürkiyehttp://www.gokbayrak.com.trDoğu Türkistan Maarif veDayanışma DerneğiTürkiyehttp://www.maariponline.orgDoğu Türkistan Vakfı Türkiye http://www.dtv.orgEast Turkestan Association İsveçEast Turkestan InformationCenterAlmanyaEast Turkistan AustralianAssociation NSW IncAvustralyaEast Turkistan SearchEast Turkistan Union in Europe AlmanyaFree Uyghur Association JaponyaInternational Uyghur HumanRights and Democracy KırgızistanFoundationİsa Yusuf Alptekin Vakfıhttp://www.uygur.orghttp://www.east<strong>turkistan</strong>.org.auhttp://www.searchenginecolossus.com/EastTurkestanSE.htmlhttp://www.iuhrdf.orgİsviçre Uygur Maarif Derneği İsviçreKazakhstan Regional Uyghur(Ittipak) OrganizationKazakistanKazakhstan Uyghur Unity(Ittipak) AssociationKazakistanKyrgyzstan Uyghur Unity(Ittipak) AssociationKırgızistanLondon Uyghur Ensemble İngiltere http://www.uyghurensemble.co.uk/Netherlands Eastern TurkistanFoundationHollanda http://www.oost-turkestan.nlNorway Uyghur Committe NorveçNozugum Foundation KazakistanSociety Union of UyghurNational AssociationKazakistanSwedish Uyghur Committee İsveç http://www.uygurie.com210


Dou ria Mcadelei e iil olu urulular Eastern Turkistan InformationCenterAvustralyaImmigrant and ResearchFoundationSuudi ArabistanTurkistan American Association ABD http://www.american<strong>turkistan</strong>.orgUighur U.K. Association İngiltere http://www.uighur.org.ukUighur Society of the KyrgyzRepublicKırgızistanUyghur American Association(UAA)ABDhttp://www.uyghuramerican.orgUyghur Association RusyaUyghur Canadian Society Kanada http://www.uyghurcanadiansociety.orgUyghur Canadian Association Kanada http://www.uyghurcanadian.orgUyghur Human Rights Project(UHRP)ABDhttp://www.uhrp.orgUyghur Support GroepNederlandHollanda http://www.uyghursupport.comUyghur Youth Union in Belgium BelçikaUyghur Youth Union inKazakhstanKazakistanUyghuristan FreedomAssociationKazakistanUygur Youth Union UK İngiltereWorld Uyghur Congress ABD-Almanya http://www.uyghurcongress.orgHuman Rights Watch ABD http://www.hrw.orgWorld Movement forDemocracyABDhttp://www.wmd.orgAmnesty International İngiltere http://www.amnesty.orgİnsan Hakları ve Mazlumlarİçin Dayanışma Derneği(MAZLUMDER)Türkiyehttp://www.mazlumder.orgİHH İnsani Yardım Vakfı Türkiye http://www.ihh.org.tr211


Son notlar1 UNHCR’ın sivil toplum kuruluşları ile oluşturduğuzemin için bkz.: www.unhcr.org.2 UN Economic and Social Council (ECOSOC)ve Sivil Toplum Kuruluşları Koordinasyonu içinbkz.: www.un.org/en/ecosoco ve www.un.org/esa/coordination/ngo.3 http://www.npc.gov.cn/englishnpc/Constitution/2007-11/15/content_1372964.htm.4 Cun-Hua Halk Cumhuriyeti’nin Millî TerritoryalıkEptonomiye Kanunu, Pekin: 1984.5 Philippe Ardant, Çin Halk Cumhuriyeti’nde Yönetim(Çev. Visalettin Pekiner), s.157 vd.6 www.hrw/en/news/ 2005/03/17.7 Dr. R. Kutay Karaca, Akademik Bakış, Cilt 1, Sayı1, s. 226 ve devamı.8 http://www.china-briefing.com/news/2009/04/11/establishing-ngos-in-china.html.9 M. Rıza Bekin, “Esaretteki Türk -İslam ÜlkesiDoğu Türkistan”, Doğu Türkistan, İstanbul: DoğuTürkistan Araştırma Vakfı, 1998, s. 19-20.10 Dr. Erkin Emet, “5 Temmuz Urumçi Olayı veDoğu Türkistan”, Ankara: 2009, s. 99 ve devamı.11 Dr. Erkin Emet, “5 Temmuz Urumçi Olayı veDoğu Türkistan”, Ankara: 2009, s. 59.12 Timur Kocaoğlu, “21. Yüzyılda Çin’in Asya veTürk Dünyasında Yayılma Politikası”, Doğu Türkistan,Doğu Türkistan Göçmenler Derneği, Nisan2001, s. 8-13.13 Doğu Türkistan Göçmenler Derneği hakkındadetaylı bilgi için bkz.: http://www.eastern<strong>turkistan</strong>.org.14 Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneğihakkında detaylı bilgi için bkz.: http://www.gokbayrak.com.15 Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneğihakkında detaylı bilgi için bkz.: http://www.maariponline.org.16 Doğu Türkistan Dayanışma Derneği hakkında detaylıbilgi için bkz.: http://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.org.17 Doğu Türkistan Vakfı hakkında detaylı bilgi içinbkz.: http://www.dtv.org.18 İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Doğu Türkistan faaliyetlerihakkında detaylı bilgi, yayın ve raporlariçin bkz.: http://www.ihh.org.tr.19 Doğu Türkistan ile ilgili açıklama ve raporlar içinbkz.: http://www.mazlumder.org.20 http://www.uygur.org/uygur/kishilik-hoquq.212


Dr. a ialiÜç ÇinGeçtiğimiz yıl, ABD Başkanı Obama’nın Çin seyahatinden hemen önce, bazımuhabirler bu ziyaretle ilgili düşüncelerimi sorduklarında yanıtım basitti: “BaşkanObama hangi Çin’i ziyaret edecek?” Benimle Çin hakkında röportaj yaptıklarındagenelde “Hangi Çin?” diye sorarım. Bunun üzerine muhabirlerin kafaları karışır.“Tayvan değil de Çin anakarasından bahsettiğimiz, hepimizce malum değil mi?”derler. Elbette ki bu soruyu sorarken maksadım, Çin anakarasını Tayvan’dan ayrıtutmak değildir. O hâlde ben bu soruyu neden soruyorum? İşte bugün bundanbahsedeceğim. Coğrafi olarak tek bir Çin anakarası mevcut; fakat Çin siyasi, ekonomik,sosyolojik ve hatta duygusal açıdan geniş ölçüde ikiye ayrılmaktadır.Vurgunculuk ve yolsuzluğa karşı duran, demokrasi ve özgürlüğü savunan 1989Tiananmen olaylarını unutmadık. Bu hareketin amacı, yozlaşmış bir diktatörlüktenkurtulmak ve bu sayede adil, makul ve müreffeh bir toplum oluşturmaktı. Buhareket yaygınlaşarak kamuoyunda insan hakları ve demokrasiye ilişkin emsaligörülmemiş ölçüde bir bilinç oluşmasını sağladı. Komünist Çin rejimi bu hareketibastırmış olsa da, yönetenler için hayat artık eskisi gibi olmayacaktı. Rejim, tamamıylafarklı bir ulusal ve uluslararası ortamla yüzleşmek zorunda kaldı ve “karşıkonulamaz” istikrar ihtiyacına cevap verebilmek için yeni taktiklere başvurdu.Komünist rejim, bu meşruiyet krizinin ortasında, diktatörlüğün yaptığı hatalardanbazı dersler çıkarmıştır ve insan doğasının karanlık ve kötü yanlarındanfaydalanmaya karar vermiştir. Deng Xiaoping’in 1992 yılındaki o meşhur GüneyDenetim Gezisi’nden itibaren -asla değişmeyen aldatma ve şiddete başvurma geleneğineek olarak- tek gövdeli (rejimin yönetim meşruiyetini muhafaza etmekiçin her ne pahasına olursa olsun ekonomik büyümenin sürdürüldüğü), iki kanatlı(seçkinlerin rüşvetlerle pasifleştirildiği ve avamın da gizli polis marifetiyle baskıaltında tutulduğu) ve iki pençeli (kanaat önderlerinin tasfiye edildiği ve kamuo-213


yunun bastırıldığı) bir strateji resmî olarak benimsenmiştir.Tiananmen katliamı, Çin halkı arasında derin bir korku ve ülke siyasetine dairciddi bir hayal kırıklığı oluşmasına neden olmuştur. Yaşananlar komünist kadrolarında korkuya kapılmasına ve kendi içlerinde bir krize yol açmıştır. SovyetlerBirliği’nin ve Doğu Avrupa blokunun dağılması ile birlikte Çinli komünist kadrolarınüzerindeki bulutlar daha da karanlık bir hâl almıştır. Yönetimde, “Kızılbayrak daha ne kadar dalgalanmaya devam edebilir ki?” şüphesi iki soruyu beraberindegetirmiştir: Birincisi, komünistlerin daha ne kadar iktidarda kalabileceklerive onlar gittikten sonra ne olacağı; ikincisi ise, devam eden piyasa odaklı ekonomikreformların komünist doktrinle nasıl bir ilişki bağı olduğudur.Deng Xiaoping’in Güney Denetim Gezisi’nden kısa bir süre sonra, komünistbürokratlar şu üç gerçeğin farkına vardılar: Çin Komünist Partisi iktidarının komünistideallerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi kalmamıştır. “Ekonomik büyümeher şeydir.” tezinden hareketle komünist gemiyi batmaktan kurtaracak son umudunekonomik büyümenin sürdürülmesi olduğudur. Adaletsiz bir rejim, ancakadaleti gözetmeyen kadrolarla ayakta kalabilir.Komünist rejim iktidarının, komünist memurların yolsuzluklarına ihtiyacıvardır. Komünist rejimin mutlak iktidarının, komünist memurların mutlak yolsuzluklarınaihtiyacı vardır. Bu nedenle, tek parti diktasını ayakta tutabilmek için,gücü elinde bulunduran seçkinlerin yaptığı yolsuzluklar kabul edilmekte, onaylanmaktave hatta teşvik edilmektedir. Bu gerçeklerin farkına varan komünistmemurlar, yazılı olmayan fakat herkesçe kabul edilen davranış kuralları -ya dayolsuzluk kuralları- geliştirmişlerdir. Bu sayede, iktidardaki gücün her bir parçasıpazarda satışa çıkarılmıştır ve pazarın her bir köşesi de siyasi iktidarın istilası altındabulunmaktadır.Neredeyse devlet kurumlarındaki tüm memurlar enerjilerinin büyük bir kısmını,GSYİH’yi daha da arttırmaya, iktidar hakemliğine soyunmaya, üstlerinerüşvet vermeye ve kişisel ek gelirlerinin peşinden koşmaya harcıyorlar. Bunu yapıyorlar;çünkü bu onlar için doğal bir tercih, belki de tek seçenek. Herhangibir siyasi risk almadan büyük miktarlarda maddi kazanç sağlıyorlar. Sonuç olarak;eskiden kendilerini “proleter sınıfın öncüleri” olarak gören Komünist Partiseçkinleri, bir gecede zengin olan banker ya da işletme sahiplerine dönüştülerveya borsacı, patron ya da (yerli ve yabancı) banker ve işletme sahiplerinin arka-214


i larını kollamaya başladılar. Nitekim Çin hükümeti için çalışıyor olmak, gelir vekâr garantisi ile dünyanın en kazançlı kariyer alanı hâline gelmiştir. Tüm bunlar,Tiananmen katliamını takip eden yıllarda tüm ülkeye dayatılan siyasi terörün birsonucudur. Hükümetin yetki alanının dışına çıkmasını veya yetkilerini suiistimaletmesini denetleyecek ve dengeleyecek bir sisteme yer bırakılmamıştır. Katliamdanönce, rejim içerisinde vizyonu ve idealleri olan memurlar vardı belki; fakatkatliam sonrasında böylelerinden geriye kimse kalmamıştır.Böylesi bir siyasi ortamda, iktidar ve sermaye sahipleri âdeta birlikte tangoyapmaktadır. Düşük insan hakları standartları, düşük ücretler, çevre koruma mevzuatıve uygulamalarının olmaması ve iş verenle işçi temsilcileri arasında yasa dışıbir hukuk geliştirilmesi, yerli ve yabancı spekülatif kapitalistler için altın değerindebir fırsat olmuştur. Sonuçta, “para” hızlı bir şekilde “siyasi iktidar”a yanaşmıştır.Girişimciler, adil bir rekabet ortamının olmadığı serbest pazar ortamında,fırsatları değerlendirebilmek amacıyla, kendilerini destekleyecek bir memur bulabilmekiçin ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ayrıca tüm hukuki ve toplumsalyükümlülüklerinden sıyrılabilmek için de siyasi bağlantıları kullanmaktadırlar.Çin’de, belli bir başarıyı yakalamış, istisnasız tüm iş adamlarının, devlet görevlileriile nizami olmayan bir ilişkisi vardır. Bir anlamda, Çin AŞ’nin tek hissedarı olanÇin Komünist Partisi (ÇKP), artık şirket hisselerini dışa açmıştır ve kapitalistlerinbu hisseleri satın almasını beklemektedir. ÇKP’nin 16. Ulusal Kongresi’nde,sermaye sahiplerinin parti üyesi olmasına yeşil ışık yakan yeni bir parti tüzüğü yayınlanmıştır.Netice itibarıyla kapitalistler, mevcut sistemin en büyük savunucularıolmuşlardır. Çin’de son yirmi yıl içerisinde iktidar ile sermayenin yaptığı bu evlilik,âdeta uzun bir süre devam edecek bir pembe dizi hâlini almıştır. Bu ilişki, ayrıcaHong Kong, Macao ve Tayvan’a kadar uzanmıştır.Çin AŞ’nin hisseleri, yerli ve yabancı kapitalistlerin satın alması için açılırken,Çinli entelektüellere de ücretsiz, performansa dayalı hisse seçenekleri sunulmuştur.Rejim, hayatta kalabilmek için, ekonomik büyümenin yanında başka birşeye daha ihtiyacı olduğunun farkındadır; bu da “siyasi istikrar”dır. Bu istikrarısürdürebilmek amacıyla komünist rejim, toplumda önemli ve nüfuzlu kim varsasatın alabilmek için tüm rüşvet ve teşvikleri ortaya sürmektedir. Rüşvet listesindehükümetin her kademesinde görev yapan bürokratlar, subaylar ve rejimin evlilikyolu ile edindiği yakın akrabalar olan iş dünyasındaki liderler de bulunmaktadır.Liste ayrıca üniversite profesörleri, araştırmacılar, gazeteciler, yayıncılar, yazarlar,215


sanatçılar ve yüksek profilli sporcular gibi kişileri de içermektedir. Hükümet, tümbu insanlara maaş ve ikramiye vermekte, çeşitli masraflarını karşılamakta; ücretsizsağlık sigortası, konut yardımı, ücretsiz emeklilik planları vb. adı altında onlaraödeme yapmaktadır. Kısacası kazanan her şeyi almaktadır. Kanunlar ve politikalar,bu grupları, siyasi statükoyu tanımaları ve kabul etmeleri karşılığında gitgide dahafazla kayırmaya başlamıştır. Bu insanların maaşları ve ek gelirleri; sıradan işçilere,tarım işçilerine, memurlara ve küçük işletme sahiplerine nazaran fahiş bir artışgöstermiştir. Aradaki uçurum, dünyadaki diğer ülkelerden çok daha fazladır. Potansiyelmuhalefeti bastırma ve satın alma yönündeki bu politika, Tiananmen katliamısonrasındaki baskıların, temizlik operasyonlarının ve uygulanan zulmün dekatkısıyla oldukça etkili olmuştur. Acımasız siyasi realite, aydınların zihinlerindepsikolojik olarak caydırıcı bir korku havası yaratmıştır. Zaman geçtikçe bu korkuyerini karamsarlığa bırakmış ve insanlar artık neyin doğru, neyin yanlış olduğunudüşünmemeye başlamıştır. Kayıtsızlık ve ikiyüzlülük, hızlı bir şekilde tüm Çinliaydınların benimsediği yeni bir akım hâline gelmiştir. Çin AŞ’nin de çabaları ilebu, vaktiyle bağımsız olan ve toplumun vicdanı olarak kabul edilen aydınların1992 sonrası statükoya karşı tutumlarını yumuşatmalarına neden olmuştur. Aydınlar,hızla “vicdanların adamları” olmaktan çıkıp “ekonominin adamları” hâlinegelmişlerdir. Bu kişiler, Çin AŞ’nin hisseleri ellerinde olduğundan, çoğunluk hisselerinielinde bulunduran hissedar -komünist rejim- tarafından belirlenen oyununkurallarına isteyerek uymaktadırlar. Birtakım düzenlemelerden tam olaraktatmin olmasalar da ve bazen seslerini yükseltebilseler de, velinimetlerinin kimolduğunu hiç unutmamaktadırlar. Görünürde tarafsız kalarak ve güya komünistrejime ait olmayan bir terminoloji ile statükoyu onaylamaktadırlar. “Özel UlusalŞartlar Teorisi”, “Hayatta Kalma Hakkı”, “Önce İstikrar”, “Refah Dönemi”, “ÇinVatanseverliği” ve “Çin’in Yükselişi” gibi çeşitli teoriler üreterek ve birçok bahaneyisavunma malzemesi hâline getirip bunlardan bir kakofoni yaratarak komünistrejimin kanlı geçmişinin üzerini örtmeye ve günümüz Çin’inin nahoş gerçekliğinihoş göstermeye çalışmaktadırlar. Bu insanlar böylece Havel’in “iktidarın rezil tabanı”olarak adlandırdığı şeyi oluşturmaktadırlar.Başka bir deyişle bugün Çin’de, iktidar (siyasi seçkinler), sermaye (ekonomikseçkinler) ve aydınlar (sosyal ve kültürel seçkinler), mevcut siyasi düzeni devamettirecek bir ittifak kuracak şekilde birbirlerine yolsuzluk bağı ile bağlıdırlar. Buittifak, Çin AŞ’nin mülkiyetini ve yönetimini elinde tutmakta ve tüm dünyayı216


i gösteriş ile aldatmaktadır. Çin AŞ’nin hissedarları, devasa servet birikimi ve gözkamaştırıcı büyüme oranları ile ve Çin’in devasa coğrafi boyutları ve nüfusuylaÇin’i takip eden birçok gözlemciyi etkilemiş ve bu gözlemcilerin tek parti diktasınınekonomik büyümeye faydası olduğuna inanmalarını sağlamıştır. Aynı şekildebu hissedarlar, tüm bilgi akışını kontrol etmekte ve tüm kamuoyu gündeminikontrol altında tutmaktadırlar. Seslerini, yabancıların onların Çin’i temsil ettiklerine,Çin olduklarına, Çin’in tamamı olduklarına inanmalarına yetecek kadaryükseltmektedirler. Gerçek şu ki, adı Çin olan bir başka toplum var; Çin AŞ içinçalışan köle-işçilerden oluşmuş, bir milyarlık bir toplum.İşte, madalyonun bir yüzünde seçkin Çin şirketi, diğer yüzünde ise “Çin vatantaşları”.Vatandaş değil, “V-A-T-A-N-T-A-Ş”. Her ülkede, farklı gruplardaninsanlar farklı düzeyde zenginlik ve nüfuz sahibi olabilirler. Fakat bu durum, birülkeyi iki zıt toplum hâlinde kutuplaştırmaz. “Vatantaş” sözcüğüne “Seçkin ÇinŞirketi Resmî Sözlüğü”nde rastlamasak da, bu ifadenin çıkış noktası olan hikâyeşu şekildedir: 29 Ekim 2008’de saat 20.00 sularında bir devlet görevlisi Parti SekreteriLin, Çin’deki modernleşmiş kozmopolit şehirlerden biri olan Shenzhen’dekalabalık bir caddede 11 yaşında bir kız çocuğunu, ailesinin gözleri önünde tartaklar.Kızın ailesi onu durdurmaya çalıştığında ve sokaktan geçenler ona tepkigösterdiğinde ise şu şekilde bağırır: “Hangi cüretle yoluma çıkarsınız? Siz benimkim olduğumu biliyor musunuz? Ben Pekin’deki Merkezî Ulaştırma Bakanlığı’nınbir temsilcisiyim. Rütbem sizin hükümetteki temsilcinizle eş değer. Siz benimgözümde bir parça pislikten, bir taş parçasından başka bir şey değilsiniz!” Bu olayve Sekreter Lin’in kullandığı dil, hızlı bir şekilde internette yayılır ve bu olaydansonra sayısız insan, hoşnutsuzluk ve umutsuzluk ifadesi olarak kendilerine alaycıbir şekilde “Çinli vatantaşlar” demeye başlar.Çinli seçkinler ile Çinli vatantaşlar arasındaki farklar şunlardır:1. Seçkin Çin bütün siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel kaynakları elindetutmaktadır. Bu seçkinlerin üyeleri, Çin AŞ’yi yöneten bir çetedir. Bu, demokratikbir ülkenin işleyişinden oldukça farklıdır, hatta sağcı otoriter ülkelerdekinden de(örneğin demokrasi öncesi Tayvan) farklıdır.2. Çin’de oyunun kuralları her aşamada bu kirli seçkinler tarafından belirlenir.Seçkinler ayrıca oyunların hakemidir de. Seçkin toplum ile vatantaşların oluşturduğutoplum arasındaki herhangi bir çatışmanın sonucunun ne olacağını kolay-217


lıkla tahmin edebilirsiniz. Çin, sadece yirmi yılda, ülkede benzeri görülmemiş birhızda kutuplaşmaya sahne olmuştur. Verilere göre hâlihazırda Çin’deki ailelerin(yaklaşık 150 milyon ailenin) binde dördü, millî servetin %70’ini elinde bulundurmaktadır.Bu binde dördün keyfini sürdüğü maddi bolluk ve lüksün dünyadabir benzeri daha yoktur. Ne var ki, Çin’in bir milyar vatantaşı, bu ekonomik büyümemeyvesinden bir lokma dahi alamamaktadır. Kısa bir süre önce, Liu Zhirongadında bir akademisyen, dünyadaki ücret düzeyleri ve sosyal güvenlik sigortalarıhakkında kapsamlı bir araştırma yapmıştır. Bulguları şu yöndedir: Çin’deki asgariücret, dünya ortalamasının sadece %15’ine tekabül etmekte ve küresel olarak159. sırada bulunmaktadır. Asgari ücretin GSYİH’ye katkısı da 32 Afrika ülkesiningerisinde kalarak küresel ölçekte 159. sırada yer almaktadır. Yelpazenin diğerucunda ise Çin’in Vergi Yoksulluk Endeksi (vergi yükü eksi gösterilen yan gelirler)bulunmaktadır. Çin bu anlamda arka arkaya 2. ve 3. olmuştur. Bu verilerde, belgelenmiş-fakat yaygın ve yüklü- ücretler ya da tazmin edilmemiş emlak devirlerihesaba katılmamıştır. Günümüze kadar Çin, herkesi kucaklayan temel bir sosyalgüvence sistemi oluşturma yönünde bir atılım yapmamıştır; fakat bir memur, iktidardakiçetenin bir üyesi olur olmaz, güç mücadelesinin kurbanı olup çemberdışına atılmadığı sürece, ölene kadar her türlü imtiyazdan yararlanmaktadır.3. Çinli vatantaşlar, hiçbir temel haktan ya da anayasada garanti altına alınanmedeni haklardan yararlanamadıkları için zaten vatandaş da değillerdir.Çin’de vatantaşlara karşı ayrımcılık yapmak serbest, yasal ve kurumsaldır ve buayrımcılık, politika, iş, kültür ve eğitim alanlarına kadar yayılmıştır. Örnek olarak,HUKOU’nun (yerel ikâmet kısıtlaması) kurumsallaştırılması, şehirlerdeki göçmenişçilere karşı ayrımcılık yapılmasına sebep olmaktadır. Bu işçilerin çocuklarınormal devlet eğitimi alamamakta, bu nedenle de üniversite eğitiminden mahrumkalmaktadır. İnsanlar yüksek öğrenim açısından eşit haklardan yararlanamamaktadırve coğrafyanın da bunda büyük rolü vardır. Seçim kanunu da açık bir şekilde,köylü bir tarım işçisinin oyunun bir şehir sakininin oyunun dörtte biri olaraksayılması gerektiğine hükmetmektedir. Fakat bunlar sadece resmî olarak bilinenayrımcılıklardır. Gerçek şu ki, ister köyde ister kentte yaşasın vatantaşların kendikaderlerini yakından etkileyebilecek yerel, bölgesel ya da ulusal konularda hiçbirsöz hakkı yoktur. Vatantaşlar, yargı sistemi bizzat diktatörlük rejimi tarafındantasarlandığı için, hakları ihlal edildiği zaman şikâyetlerine yanıt alamamaktadırlar.2005 yılında Pekin Halk Kongresi’nin aynı zamanda profesör olan daimi bir üyesi,218


i Pekin’de ikâmet etmeyenlerin Pekin’e girebilmek için “vize” almalarını gerekli kılacakbir uygulamayı içeren bir kanun teklifi sunmuştur; ki bu, seçkinlerin vatantaşlarakarşı yürüttüğü derin ayrımcılığın kapsamlı bir tezahürüdür.4. Seçkinlerin iktidar, ekonomi ve enformasyon alanındaki tekeli ve dar görüşlülüğü,iki Çin arasında sınıflar arası hareketliliği imkânsız hâle getirmektedir.Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hemen ardından, alt tabakadaki insanlarınaskerlik ve yüksek öğrenim vasıtası ile yükselmelerine müsaade edilmekteydi.Ama seçkin Çin, iktidardaki grubun istikrarı için, giderek daha fazla kan bağınadayanan ilişkilere göre hareket etmektedir. Hükümette bir makam edinebilmeninen yaygın şekilde kabul gören yolu, yüksek meblağlar karşılığında bu makamı satınalmaktır. Bu, siyasi seçkinler ile ekonomik seçkinler arasındaki ticari bir işlemdenbaşka bir şey değildir. Vatantaşların çok çalışarak ve yetenekleri sayesinde biryerlere gelebildiği çok nadirdir.5. Seçkinlerin Çin’i ile vatantaşların Çin’i, artık ortak bir siyasi dili de konuşmamaktadır.Seçkinler, mevcut siyasi düzeni devam ettirme niyetlerini açıkbir şekilde ortaya koyabilmek için katı resmî siyasi terminolojiyi kullanmaktadır.Böylesi katı bir terminolojinin kullanım sıklığı, kişinin mevcut siyasi düzeneolan sadakatinin düzeyinin göstergesidir. Bu katı dil kılıfının ardında bütün işler,orman kanunları ile ve mafya usulü yürümektedir. Resmî dil o denli sahte, ağdalı,anlamsız ve halkın gerçek yaşantısından o denli kopuktur ki, vatantaşlarıngörüşlerini ifade etmek için bu dili kullanmaları imkânsızdır. Onlar başka bir diloluşturmak zorundadırlar. Tüm geleneksel medya, iktidardaki seçkinler tarafındansıkı bir şekilde kontrol edildiğinden, vatantaşlar sanal âleme başvurmaktadırlar.Son yıllarda, sivil herhangi bir vakada vatantaşların kazandığı tüm zaferler, internetvasıtası ile gerçekleşmiştir. Sun Zhigang, Tiger Zhou ve Deng Yujiao vakalarıgibi tüm vakalar, hükümet pes edip kısmen de olsa adil kararlar verene kadar vatantaşlararasında, internet ortamında, en çok ilgi gören konular olmuştur. İlginçolan şu ki, resmî medya bu vakalarda ya tümüyle sessiz kalmayı tercih etmiş yada bunların gerçek dışı ve hayal mahsulü olduğunu ifade eden basit ve sert karşıyayınlar yapmıştır. Öte yandan, vatantaşlar sanal âlemde geniş kabul gören çoksayıda yeni kavram ve sözcük kullanmaya başlamışlardır. Örnek olarak; “Bu kadarda CCTV olma!” (Bu kadar da ikiyüzlü olma!), “TG” (Çincede “medeniyettennasibini almamış komünistler” anlamına gelen Tu Gong’un baş harfleri), “nehiryengeci” (siyasilerin dilinden düşürmediği “uyum” sözcüğünün Çince eşseslisi),219


“film yıldızı” (TV kameralarının önünde ağlayıp sızlanmayı çok seven BaşbakanWen Jiabao’nun takma adı) gibi ifadeler verilebilir. Ayrıca “üç temsil” gibi resmîterimler, internet ortamlarında vatantaşlar tarafından alaya alınmaktadır. İki dilinbirbirinden bu denli ayrılması, Çin’de birbirinden tecrit edilmiş iki toplumun varlığınıgözler önüne sermektedir. Böylesi bir tecrit ortamına demokratik bir ülkede,hatta solcu bir diktatörlükte bile rastlamak mümkün değildir.6. İktidardaki tekel ve onun kendi içine kapanıklığı nedeniyle seçkinlerinÇin’inin ve vatantaşların Çin’inin ortak bir siyasi hayatı yoktur. Seçkin olmayanÇinliler için siyasete katılım kanalları tamamıyla kapalıdır. Hükümet, bu boşluğusahte bir dil ve yurtseverlik törenleri ile doldurmaya çabalamış ama başarılı olamamıştır.Olimpiyat Oyunları, Ulusal Bayram (hangi ulus?) ve yaklaşan WorldExpo, sadece seçkinler için birer eğlencedir. Bu etkinlikler esnasında devlet, vatantaşlarınakarşı aşırı bir güvensizlik göstermekte ve vatantaşları sıkıyönetim ilebu tür etkinliklerden uzak tutmaktadır. Seçkin Çin ve Vatantaş Çin birbirindeno kadar ayrıdır ki, bir vatantaş için kasaba idarecisi kadar düşük rütbeli bir hükümetgörevlisi ile görüşmek bile bir hayli zordur. Vatantaşlar da artık fark etmiştirki ülkedeki seçkinlerin vatanseverliğinin, içinde yaşadıkları toplum ile uzaktanyakından alakası yoktur.7. Duygusal bölünme: Seçkin Çin, vatantaşlara küçümseyerek bakarken, vatantaşlarda seçkinlere gitgide daha fazla güvensizlik beslemektedirler. “Zenginlerekarşı nefret” ve “memurlara karşı nefret” fenomenleri, bu güvensizliği açıkça gözlerönüne sermektedir. Son yıllarda Çin’deki resmî medya, yeni bir ifade geliştirmiştir:“paydaş olmayanların neden olduğu çatışmalar”. Bu, her defasında gitgidedaha fazla insanın katıldığı halk ayaklanmalarını tanımlamak için kullanılmaktadır.Doğrudan söyleyecek olursak; seçkinler istikrarın her şeyden önce geldiğineinanırken, birçok çaresiz insan da istikrarsızlık yaratmaya ve istikrarsız bir ortamoluşturmaya can atmaktadır; fakat görmek istedikleri istikrarsızlık, başkasının,yani seçkin Çin’in istikrarsızlığıdır, kendi istikrarsızlıkları değil.İktisadi seçkinlerin ve aydın seçkinlerin demokrasiye karşı bir tampon vazifesigörmesi ve bir savunma hattı oluşturmasına karşın, bu savunma hattı her zamaniçin güvenilir olmayabilir. Vatantaşların isyanı gitgide daha da güçlenmektedir.Hâlihazırda Çin’de, her biri en az 100 katılımcı ile gerçekleşen, yılda 100.000’iaşkın (başka bir ifade ile her beş dakikada bir) halk protestosu gerçekleştirilmek-220


i tedir. Hükümetin bunlarla etkili bir şekilde başa çıkması için bir yol yoktur. Hükümetağırlıklı olarak bu protestoların bölgeden bölgeye yayılmasını engellemekamacı ile polis güçlerini takviye etmek suretiyle durumu yönetmeye çalışmaktadır.Her eyalet, şehir ve ilçenin Pekin’de bir şubesi vardır ve bu şubeler, dilekçe verenşikâyetçileri fişlemek üzere gönderilmiş polislerle doludur. Bu şubelerin ayrıcakendilerine ait gözaltı merkezleri de vardır. Son yıllarda polisin insan gücü, ekipman,bütçe ve maaşları aşırı derecede artmıştır. Uzmanların tahminine göre, bordroluçalışan 550.000 ila 600.000 Silahlı Halk Polisi ve bunlara ek olarak diğer polisgüçleri ve sivil polisler bulunmaktadır. Çin mahalli idareleri giderek mafyavaribir yapılanmaya bürünmektedir. Tetikçi ve muhbir olarak yerel gangsterleri kiralamaktadırlar.Bir süre önce resmî Xinhua Haber Ajansı’na verdiği bir röportajda,İç Moğolistan bölgesindeki Kai-Lu ilçesinin emniyet müdür yardımcısı, nüfususadece 400.000 olan bu ilçede polisin istikrarı korumasına yardımcı olmak üzere12.000 muhbirin çalıştığını ifade etmiştir. Bazı uzmanlara göre Pekin ve Şanghaygibi önde gelen şehirlerde ve Tibet ve Sincan gibi azınlık bölgelerindeki casuslarınsayısı bundan daha da fazladır. Kai-Lu ilçesindeki rakamları kullanarak orantısalbir tahmin yapacak olursak, ülke çapında en az 39 milyon muhbir bulunmaktadır.Bu rakamı 550.000-600.000 kişilik polis gücüne eklediğimizde, polis kuvvetlerininvatantaşları âdeta bir örümcek ağı gibi sarıp sarmaladığını görmekteyiz.Kontrol altında tutulan bu iki toplum hassas bir denge oluşturmaktadır. Seçkinler,vatantaşlar olmazsa hayatlarını idame ettiremezler; müreffeh hayatlarınısürdürebilmek için vatantaşların ucuz iş gücüne muhtaçtırlar. Öte yandan vatantaşlar,Çin’den kaçma imkânları yoksa eğer, bu sömürü ile birlikte yaşamanın biryolunu bulmak zorundadırlar. Aralarındaki elle tutulur tek ilişki budur ve eğerbu ilişkide bir sorun çıkarsa, hükümet bu sorunu gidermek için polisi ve mafyayıkullanır.Şunu bir kez daha vurgulamam gerekir ki, “iki Çin” argümanını Çin’deki yapısalgerçeği ortaya koymak için kullanıyorum; yani seçkinler ile genel halk arasındakiayrımı. Toplumdaki bazı bireyler için “iki Çin” arasındaki sınırlar keskin bir şekildebelli değildir ve toplumdaki herkes hangi Çin’de yaşadığına dair kesin bir fikresahip olmayabilir. Bunun yanı sıra, basit-fayda analizi yapmak da yeterli değildir.Örneğin, bazı insan hakları savunucuları ve muhalefet liderleri de “seçkin Çinli”statüsünden yararlanabilmektedirler; ancak sömürgeci ile sömürülen arasındakiduvarlara benzer şekilde, ortadaki engelleri kaldırmaya çalışarak sınırın öte yanına221


geçmektedirler. Bu kişiler evrensel değerlere uygun, makul bir toplum inşa etmeyeçalışmaktadırlar. Öte yandan, bazı vatantaşların aşırılıkçı protesto eylemleri, seçkinzümre üyeleri arasında baskı ve korku yaratacak, bunun sonucu olarak da küçükçaplı sosyal ödünler verilecek ve toplumsal bir ince ayar yapılacaktır. Örneğin SunZhigang’ın ölümü, gözaltı ve memleketine geri gönderme sisteminin kalkmasınısağlamıştır. Ağır tarım vergilerini ödeyemedikleri için çok sayıda çiftçinin intiharetmesi, bu vergilerin kaldırılmasını sağlamıştır. Son olarak da resmî medya, birçokvatantaşın, devlet eli ile zorunlu göç uygulamasını protesto etmek için kendiniyakarak öldürmesi vakaları üzerine tartışma başlatmıştır (Kısa vadede bu sorununçözülebileceğine inancım bulunmamaktadır.).Fakat Çin hükümeti, bu iki toplumun adil bir şekilde olası birleşmesindenkorku duymaktadır. Bunun sebebi ise, seçkinlerin servetlerini haksız yollarla eldeetmiş olmalarıdır. Bu nedenle de böylesi bir birleşme, Çin AŞ’nin hissedarlarınınçıkarına olmayacaktır. Komünist rejim bu nedenle bu birleşmeye inanan vebunun için çalışanlara (sivil liderlere) baskı uygulamaktadır. Bu kişilerin bazılarıyurt dışına sürgüne gönderilmiş, bazıları ise hapse atılmıştır. Geriye kalanlarda takip edilmiş, kontrol altına alınmış ya da ev hapsinde tutulmuştur. Mesela,hükümet, bir insan hakları savunucusu olan görme engelli Chen Guangcheng’ihapse atmış, karısı Yuan Weijing’i günün yirmi dört saati takip etmeleri için de14 serseriyi peşine takmıştır. Hassas dönemlerde, bu izleme ekibi takviye edilereksayıları 20’ye çıkarılmıştır. Bu, sivil liderlerin kökünün kazınması, taciz edilmesive ortadan kaldırılması yolu ile Çin’in demokratikleşmesinin önüne geçmek içinuygulanan uzun vadeli bir stratejidir.Bir başka strateji ise yeni fikirlerin halka ifade edilmesinin önünü kapatmaktır.İnternet, hükümetin hedef listesinin en başında gelmektedir. Halka açık herforum, “iki Çin” arasındaki sınırların yıkılması ve nihayetinde seçkin Çin’in çöküşüile sonuçlanabilecek bir sürecin başlatılması için zemin teşkil edebilir. KomünistÇin yönetimi, bunun ciddiyetinin tamamen farkındadır ve uluslararası imajınazarar vermek pahasına da olsa interneti sıkı şekilde kontrol etmek için her türlüçabayı sarf etmektedir.İşte ben, Çinli komünistlerin otoriter idareyi sürdürme ve demokrasiye direnmeyönündeki genel stratejilerini özetleyecek bir çerçeve olarak bu “İki Çin”analizini kullanmaktayım. Rejimin yalan ve şiddet geleneğine bir de tek gövdeli222


i (rejimin yönetim meşruiyetini koruyabilmek için her ne pahasına olursa olsunekonomik büyümenin sürdürüldüğü), iki kanatlı (seçkinlerin gönlünün rüşvet veyolsuzluklara göz yumulmak suretiyle alındığı ve avamın da gizli polis marifetiylebaskı altında tutulduğu) ve iki pençeli (kanaat önderlerinin tasfiye edildiği ve kamuoyununbastırıldığı) bir strateji eklenmiştir.Bu, seçkin Çin’in iç politikasıdır. Dış politikası da oldukça basit ve anlaşılmasıkolay bir politikadır. Seçkin Çin, zenginlik, refah ve ihtişamını her şeyi ilegözler önüne sererek dünyayı Çin’in tamamının böyle olduğuna inandırabilmeyiummaktadır. Diğer taraftan da Batılı siyasetçileri, akademisyenleri, iş adamlarınıve sporcuları genelde yolsuzluk ve rüşvet marifeti ile satın almaya çalışmaktadır.Uluslararası camianın baskısını hafifletmek için bu insanları Çin AŞ’nin hissedarıolmaya davet etmektedir. Yolsuzluk ve baskının ne kadar işe yaradığını Çinli yetkililerherkesten daha iyi bilirler. İnsan doğasının karanlık ve kötü yanlarını kendiamaçları için nasıl kullanacaklarını onlardan daha iyi bilen yoktur. Ve şimdiye kadarda bunda hayli başarılı olmuşlardır. Paylaşacak birçok hikâyem var, ama onlarbugünkü konuşmamın kapsamı dışındadır. Seçkin Çin’in insan doğasının karanlıkve kötü yanlarını kendi çıkarı için kullanması, dış politikasının kilit noktasıdır.“İki Çin” teorisini, uluslararası camianın Çin’deki gerçeği anlamasını sağlamakve diğer Çin’in, yani vatantaşların Çin’inin sefaletini unutturmamak için savunuyorum.Yine de bu, iki Çin toplumu arasındaki keskin ayrımı göstermeye yetmez.Yeni, Demokratik Çin’in, üçüncü Çin’in ortaya çıkışını görmek için daha yüksekbir yere çıkıp oradan bakmamız gerekmektedir. Bu üçüncü Çin henüz şekillenmemişolsa da, gelişini müjdeleyen birçok alamet mevcuttur.Komünist Çin’in tek gövdeli, iki kanatlı ve iki pençeli stratejisi, Çin’i iki münhasırtopluma ayırmıştır. İşte bu, bazı uzmanlarca kemikleşmiş/durağan olarak nitelenenbir yapıdır. Fakat kemikleşmiş bir insan topluluğu, sürdürülebilir bir istikraraasla kavuşamaz. Eğer böyle bir toplum şu an için istikrarlı gibi görünüyorsa,bunun tek sebebi bir krizin henüz tam anlamıyla patlak vermemiş olmasındandır.Halk için ufukta yeni bir fırsat görünmektedir. Çin’in iki kutuplu toplumyapısı çökmeye mahkûmdur. Öncelikle, demokrasi kavramı genel olarak halkınzihninde yer etmiştir. Çin AŞ’nin hissedarlarının bile birçoğu, demokrasinin iyibir şey olduğuna ve Çin’in de eninde sonunda bu doğrultuda bir yola gireceğineinanmaktadır. Fakat maddi çıkarları mevcut siyasi düzene endeksli olduğu için223


u anlayışı halka açıklamak onlar için uygun olmayacaktır. Ayrıca demokratikdeğişimin öncülüğünü yapacak cesarete de sahip değillerdir. Ancak, demokrasikavramının halkın zihninde yer etmiş olması, bir şeylerin değişme ve insanlarınkarar verme zamanı geldiğinde, birçok insanın doğru yönü seçeceğinin garantisidir.Gerek Çin içerisinde gerekse Çin dışındaki demokrasi savunucularının onlarcayıldır gösterdikleri çabalar sayesinde, demokratik değerler zaten iyi bir şekildekamuoyunda yerleşmiştir.Daha ayrışık gruplardan oluşan Çin vatantaşları ile kıyaslandığında, Çinseçkinlerinin birbirleriyle çok daha fazla ortak ve uyumlu çıkarları olduğu görülmektedir.Fakat bu uyum, temelinde ortak çıkarları bulunan karmaşık çıkargruplarının satın alınmasına ya da rüşvete dayalıdır. İktidarı ele geçirmeye yönelikiç mücadeleler, Komünist Parti’nin kuruluşundan bu yana hiç bitmemiştir.En tepedeki liderlerin nüfuzunun sürekli azalmasıyla birlikte, bir sonraki neslinliderliği için yapılan mücadele er ya da geç kamuoyuna yansıyacaktır. Bu arada,vatantaşlar daha da olgunlaşmakta, kendi sivil hakları için yaptıkları mücadelededaha becerikli ve daha atılgan hâle gelmektedirler. Seçkin Çin elbette ki vatantaşlartoplumunun çektiği sıkıntıları görmezden gelebilir; fakat bireysel girişimlersonuç vermezse vatantaşlar da en nihayetinde birleşecek ve organize bir isyanoluşturacaklardır. Vatantaşlar arasında, interneti çok fazla kullanmaları nedeniyleinternet vatandaşları adı verilen ve sayısı 100 milyonu bulan bir alt grup bulunmaktadır.İnternet vatandaşları, satın alınamayacak bir “enformasyon seçkinleri”grubunu oluşturmaktadır ve bu grup ileride, organize eylemlerde önemli bir roloynayacaktır. Genel olarak, sivil toplum güçleri geliştikçe ve sivil protestoların sayısıarttıkça, farklı fraksiyonlar ile komünist yönetim arasındaki iktidar mücadelesidaha da açığa çıkacaktır. Özellikle dış baskı kritik bir seviyeye ulaştıktan sonra,ÇKP’ye rakip fraksiyonlar sivil kuvvetleri ciddiye almaya ve bunların desteğiniaramaya başlayacaktır. Bu, seçkin Çin’in açılması ve ayrışması anlamına gelmektedir.Eskiden komünistlerin tekelinde olan bir siyasi alana girmek için çok çeşitligruplara kapı aralanacaktır. Komünist rejim, seçkin Çin’in yüksek operasyon maliyetinisırtında taşımaktadır ve satın alınan bu seçkinlerin sürekli artan taleplerinikarşılamak, gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bunun yanı sıra, tek gövde, iki kanat veiki pençe stratejisi de her zaman işe yaramayabilir. Bu nedenle, ekonomik dalgabir kez tersine dönerse (ki doğası gereği dönecektir), seçkin Çin içerisinde bir kriz,vatantaş Çin tarafında da bir isyan patlak verecektir.224


i Bu iki Çin’in iki kutuplu yapısı, bir ekonomik kriz olmasa da dağılmayamahkûmdur. Vatantaşlar bu doğrultuda itici güç görevi görmektedirler. VatantaşÇin’in gücü, teşkilatlanma düzeyi ve direniş hareketlerinin sürdürülebilirliği ileölçülebilir. Sendikaların, çiftçi birliklerinin, dinî ve etnik oluşumların ve diğer siviltoplum örgütlerinin kurulması da vatantaş Çin toplumunun gücünden sayılabilir.Çinli yetkililer medyayı sıkı şekilde kontrol ediyor olsalar da, internet kullanımıvatantaşların uyanmasını ve teşkilatlanmasını kolaylaştırmıştır. Sanal âlemin diliile konuşursak, komünist rejim tüm ahlaki değerlerini hızla kaybederken vatantaşlarhünerli bir şekilde örgütlenmektedir. Komünist rejim yayınlanmasını engellemekiçin büyük çaba sarf etmiş olsa da, Manifesto 08’in yayınlanmasınınakabinde vatantaşlardan gelen destek, hızlı ve eşi görülmemiş bir boyutta olmuştur.Manifestonun altına gerçek isimleri ile imzalarını atanlar, farklı sosyal kesimlerdengelmektedirler. Bu grup, farklı sosyal kesimleri geniş bir yelpazede etkinbiçimde temsil eden fiili bir küçük parlamento vazifesi görebilir. Bu manifestoâdeta bir slogan hâline gelmiştir. Sayıları 11.000’e ulaşan ve gerçek adları ile imzaatan bu kişilerin desteği ile manifesto, vatantaşların münferit protesto eylemlerininihayetinde sistemin değişmesini talep eden uzun soluklu bir harekete dönüştürebilir.Manifesto, çok sayıda yeni lideri ile yeni bir örgütlenme biçimi de doğurabilir.Ve bu daha başlangıçtır.Doğrultusu belirli olan bir siyasi direniş hareketiyle birlikte vatantaş Çin, komünistrejim üzerindeki baskısını gitgide arttıracaktır ve bunun sonucunda ÇinAŞ’nin hissedarları ayrışacak ve bölünecektir. İki sebepten dolayı hepsi kendi yollarınagidecektir: Birincisi, vatantaşlar sayıca seçkinlerden çok daha fazladır. VatantaşÇin, Çin’in geleceğidir; seçkin Çin ise varlığını devam ettiremeyecektir. Geleceğeyönelik tedbir almak için, seçkinlerden bazıları, zamanı geldiğinde kazanantaraf ile bir çeşit ittifak yapmak isteyecektir. İkincisi ise, Çin AŞ hissedarlarınınhepsi de adi ve aşağılık değildir. Birçoğu, çıkarları ile vicdanları arasında bir dengekurmak isteyecek insanlardır. İyi ile kötü arasındaki mücadelenin baskısı altında,eski denge noktası kırılacak ve yerine yeni bir denge noktası bulunacaktır; ki buda kendileri ile eski siyasi kadro arasına bir sınır çizmek anlamına gelmektedir.Google’ın Çin hükümetinin zorbalıklarına karşı başkaldırısı, bunun sadece birörneğidir. Çin AŞ’den kopan bu seçkin üyeler, gelecekteki demokratik Çin içinortak bir temel oluşturmaya katkıda bulunacak ve demokratik Çin’in doğuşu içinbaskı yapacaklardır.225


Demokratik Çin’in temellerinin atılması için gerekli ortak zemini neredenbulacağız? Vatantaşların Çin’i ile seçkinlerin Çin’i arasındaki boşluğu doldurmaküzere, iki yönlü bir köprü görevi görecek bir siyasi dil sistemi inşa etmemiz gerekmektedir.Kademeli olarak evrensel değerlere dayalı bir konsensüs geliştirmeyeihtiyacımız vardır. İşte Manifesto 08’in yapmayı amaçladığı da tam olarak budur.Bu tarz ortak bir siyasi dil, internetin ve diğer teknolojik imkânların da yardımıylagiderek daha popüler ve etkili olacaktır. Bu nedenle, uluslararası camianın Çinhükümetine internet özgürlüğü ile ilgili daha fazla baskı yapması, demokrasininÇin’e gelmesinde etkili bir destek olacaktır.Komünist Çin yönetimi, iki kutuplu “iki Çin” yapısını idame ettirmek içinhangi stratejiyi uygularsa uygulasın, bir gerçeği değiştiremez: Çin’in sıradan vatandaşları(vatantaşlar) ekonomik büyümenin getirdiklerinden adil biçimde yararlanamamaktadırlar.Şimdiye kadar Çin, temel bir sosyal sigorta ağı kurma konusundaherhangi bir atılım yapmamıştır. Seçkinlerin amansız sömürüsü altındakonut, sağlık sigortası ve çocukların eğitim masrafları, sıradan bir Çinli için üçadet aşılmaz engel anlamına gelmektedir. Kamu güvenliği ciddi oranda kötüleşmişve ortada sosyal adalet diye bir şey kalmamıştır. Bugünün Çin’ini kabaca incelersek,vatantaşların gündelik hayatı gitgide katlanılmaz bir hâl alırken, bu durumunülkenin refah durumunu eksiksiz bir şekilde gösterdiğini üzüntü ile görmekteyiz.Sıradan insanlar saygın ve nizami bir yaşam sürmeye dair tüm umutlarını yitirmişdurumdadırlar (İşte bu nedenle Çin hükümeti bir taraftan ülkenin refahını önplana çıkarırken diğer tarafta da siyasi muhaliflere bu denli acımasız davranmaktadır.Zira bu refahın ne kadar kırılgan olduğunu bilmektedir.). Dahası, seçkinlerde kendilerini aşırı derecede güvensiz hissetmektedirler. Önceleri, “ülkeye varıyoğuyla hizmet etmek” diye tabir edilen, bir devlet görevlisinin aile üyelerinin yaşamlarınıyurt dışında sürdürmeleri yaygınken; artık yeni moda, çok sayıda başarılıiş adamının Çin’e gelip yerleşmesidir. İşte bu nedenle vatantaşların derin öfkeve nefretiyle karşı karşıya olan seçkinler, vatantaşları kendilerine yönelik büyük birtehdit algılamaktadırlar. Ayrıca, devlet görevlilerinin görev sürelerinin sınırlarınabakıldığında görülen mevcut yapay istikrar, iktidar mücadelesini sümen altı edemez.Günümüzde tüm memurlar yozlaşmış ve tüm iş adamları rüşvet konusundaustalaşmış olduğu için, iktidar mücadelesini kaybeden anında hem otorite hemde vatantaşlar tarafından kenara atılmakta, kınanmakta ve kötülenmektedir vetüm medeni haklarını yitirmektedir. Seçkin Çin gerçekten de yarını olmayan bir226


i toplumdur ve bu toplumda hiç kimse güvenli ve saygıdeğer bir yaşam süremez.Çin, kaçınılmaz olarak düzgün bir reform yapma ve tüm insanların temel haklarınıkurumsal olarak garanti altına alabilecek bir sistem kurma gereksinimindedir.Bu, hem seçkinlerin hem de vatantaşların ihtiyacıdır. Bu amaca ulaşabilmek için,benim “üçüncü Çin” olarak adlandırdığım -toplumun tüm fertlerinin özgürlük,insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinden faydalanarak yaşadığı- demokratikbir Çin’e doğru yürümek zorundayız.227


IV. OTURUMDOĞU TÜRKİSTAN İÇİNGELECEK PERSPEKTİFİOturum Başkanı: Ömer Faruk Korkmaz Doç. Dr. Erkin Ekrem, Hacettepe Üniversitesi, TÜRKİYE Dr. İzzeddin el-Verdani, Araştırmacı, SUUDİ ARABİSTAN Fehmi Hüveydi, Gazeteci-Yazar, MISIR Siraciddin Azizi Şemseddin, SUUDİ ARABİSTAN


Doç. Dr. Erkin EkremHacettepe Üniversitesi Tarih BölümüDoğu Türkistan’ın Geleceği: SWOT AnaliziMetodu Üzerinden Bir DeğerlendirmeA. Doğu Türkistan meselesiDoğu Türkistan’ın geleceği Çin hükümetinin bölgede sürdürdüğü politikalarve Çin hükümeti tarafından Dong-tu (Doğu Türkistancılar) olarak adlandıranDoğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele eden grupların faaliyetleri ile ilgilidir;Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele edenlerin hazırladığı ideal veuygulanabilir programlarla ilgilidir; Çin’in yükselişi ve takip ettiği küresel politikaile ilgilidir; uluslararası siyasi, ekonomik ve güvenlik dengelerinin gidişatı ile ilgilidirve en önemlisi Doğu Türkistan davasını sürdüren kadroların ileri görüşlüolup olmadığı ile ilgilidir.Çin hükümeti, Doğu Türkistan’ın tarihten beri Çin’in bir parçası olduğunuiddia etmekte ve mevcut uluslararası siyasi sistemde, egemen bir devlet olarak,Doğu Türkistan’ı kendi hâkimiyet sınırları içerisinde kabul etmektedir. Bu bağlamda,Doğu Türkistan’ı kendi iç meselesi olarak gören Çin, yabancı güçlerinDoğu Türkistan’la ilgilenmesine karşıdır. Çin Doğu Türkistan’ı ilk defa 1884yılında kendi topraklarına dâhil ederek eyaletlerinden biri ilan etmiştir. BugünküÇin hükümeti ise, Doğu Türkistan’ı Mançu İmparatorluğu (1644-1911) veMilliyetçi Halk Partisi hükümetinin (Kuomintong hükümeti, 1911-1949) mirasçısıolarak hâkimiyeti altına aldığını ileri sürmektedir. Ancak Doğu Türkistan,Sovyetler Birliği lideri Stalin’in teşvik ve silah yardımı ile Eylül 1949’da ÇinHalk Kurtuluş Ordusu tarafından işgal edilmiştir. Çin Komünist Parti lideri MaoZedong ile Stalin arasındaki telgraflarda “işgal” (zhanling) kelimesi açık olarakgeçmektedir. 1 Sovyet lideri Stalin’in Çin ordusunun Doğu Türkistan’ın işgalineaskerî destek verme sebebi ise, ABD’nin Doğu Türkistan’da Müslüman bir ülkekurma planına engel olmak içindir. 2231


Çin komünist ordusunun 20 Ekim’de Urumçi’ye ulaştığı günün ertesi, BaşkanMao, merkezî hükümetin Basın Dairesi Başkanı Hu Qiao-mu’ya bir mektupyazarak yazışmalarda yer alan “işgal” kelimesinin “bölgeye ulaşıldı” ifadesi iledeğiştirilmesi talimatını vermiştir. 3 Bu işgal gerçeğinin ve bu işgali kabul etmeyenDoğu Türkistanlıların bağımsızlık hareketinin yarattığı sonuç ise, bugünküDoğu Türkistan meselesi olmuştur. Çin hükümetinin bölgede yürüttüğü politika,istikrarı sağlayamadığı gibi Doğu Türkistan Özerk Bölge Yasası da tam anlamıylauygulanamadığı için, Doğu Türkistan meselesinin uluslararası siyaset sahnesinetaşınmasına sebep olmuştur.Çin hükümeti, 1949-1960 yılları arasında, bölgedeki bağımsızlık faaliyetlerini“yerel etnik milliyetçilik” olarak tanımlamış ve daha çok yatıştırıcı/sindirici birpolitika sürdürmüştür. 1960-1990 yılları arasında bölgedeki özgürlük taleplerininSovyetler tarafından kışkırtılması, özgürlükçülerin Çin’i bölmeye çalıştığı iddiasıylabölgede daha sert politikaların uygulanmasına sebep olmuştur. 1980-1985yılları arasında ise Çin hükümeti bölgede ılımlı bir politika sürdürmüştür. AncakSoğuk Savaş’ın sona ermesi ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarınakavuşmasının Doğu Türkistan’da yarattığı etki, Pekin hükümetini oldukçaendişelendirmiştir. Bu tarihten sonra Doğu Türkistan’da gündeme gelen siyasi taleplerive şiddet içeren faaliyetleri yine dış odakların ve yurt dışı Doğu Türkistanörgütlerinin bölgeyi Çin’den koparmaya yönelik çalışmaları şeklinde yorumlayanÇin, bölgede yürüttüğü şiddet politikasını daha da arttırmıştır. Doğu Türkistanbölgesindeki özgürlük taleplerinin hükümet tarafından şiddetle bastırılması vebölge halkının bu baskıya karşı aynı şekilde tepki göstermesi sonucunda DoğuTürkistan’da istikrar sağlanamamış, bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Uygurlaretnik baskıya maruz kalmıştır.Doğu Türkistan’da Çin’in işgaline karşı sürdürülen bağımsızlık faaliyetlerininyurt dışı ayağı ise 1949 yılından sonra yurt dışına kaçmak zorunda kalan ve bundanönce Milliyetçi Çin hükümetinden “yüksek muhtariyet” statüsü isteyen DoğuTürkistanlıların önde gelenlerinden Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekingibi isimlerle başlamıştır. 1949 yılı öncesi Milliyetçi Çin Partisi’nin kongresindemilletvekili olarak yer alan ve Doğu Türkistan yerel hükümetinde çeşitli görevlerdebulunan bu aydınların Türkiye’ye göç etmesi ile sürdürülen bağımsızlık faaliyetleri,Doğu Türkistan’da yaşanan baskıcı politikaların şiddetlenmesiyle orantılı olarakyükselmeye başlamıştır. Soğuk Savaş sonrası bazı Doğu Türkistanlılar siyasi ça-232


Dou rkiann elecei nalii Meodu erinden ir Deerlendirme Doç. Dr. Erkin Ekrembaların yetersiz kaldığını ileri sürerek silahlı mücadeleyi benimsemişlerdir. Silahlımücadeleyi benimseyen bu gruplardan Doğu Türkistan İslam Hareketi, 11 Eylülsonrası uluslararası terör örgütleri listesine alınmıştır. ABD tarafından tutuklanan22 Uygur genç, terörist zanlısı olarak Guantanamo üssüne götürülmüştür.Diğer yandan Çin hükümetinin ve uluslararası kamuoyunun Doğu Türkistanmeselesine bakışı ve tanımının farklı olması, Doğu Türkistan meselesini daha dakarmaşık bir hâle getirmiştir. Doğu Türkistan İslam Hareketi önce ABD hükümetininardından Birleşmiş Milletler (BM)’nin terörist örgüt listesine girmiştir.Ancak Çin hükümetinin söz konusu teşkilat dâhil siyasi faaliyet çerçevesinde mücadeleeden yurt içi-yurt dışı bütün örgütleri uluslararası terörist kategorisine sokmasıüzerine, ABD hükümeti meseleye açıklık getirmek zorunda kalmıştır. Öncedönemin ABD Başkanı George W. Bush, Uygurları kastederek, Çin lideri JiangZemin’e, “Azınlıkların hakları terörizmle mücadele bahanesiyle çiğnenemez.” demiştir;sonra yine dönemin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Lorne Craner bizzatPekin ve Urumçi’ye giderek ABD’nin kastettiği terörist grubun sadece Doğu Türkistanİslam Hareketi olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte BM İnsan HaklarıKomitesi ve uluslararası insan hakları kuruluşları da Çin’in Doğu Türkistan’dakipolitikasını eleştirerek Uygurların haklarına sahip çıkmıştır. 4ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin Uygur meselesi ile ilgilenmelerinin ve uluslararasıinsan hakları kuruluşlarının raporlarında Uygurların insan hakları sorununudünya kamuoyunun gündemine taşımalarının Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı konusuile doğrudan ilgisi yoktur. Ancak Doğu Türkistanlılar bu ilgiyi kendi bağımsızlıkhareketlerine dolaylı destek olarak algılamakta, Çin hükümeti de aynı görüşteolduğundan dış dünyadan gelen bu desteği Doğu Türkistan’ı Çin’den koparmaçabası olarak değerlendirmektedir. Türkiye Doğu Türkistan meselesi ile soydaşlıkve dindaşlık bağları nedeniyle ilgilenirken aynı zamanda Doğu Türkistanlıların(Uygurların) kaderi ile de ilgilenmektedir. Ancak Ankara Çin’in egemenliğine vetoprak bütünlüğüne saygılı olduğunu da her fırsatta dile getirmektedir.Bütün bu gelişmeler ve kavramsal problemler Doğu Türkistan meselesiningeleceğinin öngörülmesini zorlaştırmaktadır. Üstelik Uygur meselesi ile DoğuTürkistan meselesi birbiriyle karışmış ve Doğu Türkistanlıların hedefi Uygurlarıninsan haklarının korunması mı, yoksa Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı mı, bukonu henüz tartışmaya açılmamıştır; bu durum da Doğu Türkistan’ın geleceğinin233


ne olacağını belirsizleştirmiştir. Yurt içinde Doç Dr. İlham Tohdi gibi aydınlardaha çok Çin Anayasası ve Özerklik Yasası’nda verilmiş haklarının uygulanmasınıisterken yurt dışındaki bütün Doğu Türkistanlı teşkilatlar bağımsızlık istemektedir.Gerçi yurt dışındaki en büyük organizasyon olan Dünya Uygur Kurultayı’nıntüzüğünde “Kendi kaderini kendisi tayin eder.” ifadesi kullanılmışsa da, ibareninaltında yatan, bağımsızlık arzusudur.Doğu Türkistan’ın geleceğine dair öngörü de Doğu Türkistan’ın bağımsızlığınıgerçekleştirmek doğrultusunda olacaktır. Bağımsızlık için pek çok olumlugelişmeye ve desteğe ihtiyaç vardır; ve ancak tüm bunları doğru değerlendirmeklehedefe ulaşılabilecektir.B. SWOT analizi metoduSWOT, İngilizce strengths (güçler), weaknesses (zayıflıklar), opportunities (fırsatlar)ve threats (tehditler) kelimelerininilk harflerinden meydanagetirilmiş bir kelimedir. SWOTralar Ooruniieanaliz metodu bir yönetim aracınınadıdır. Bu metodu San FranciscoaflklarçlerÜniversitesi’nden Prof. Dr. HeinzWeakneeSrenhWeihrich geliştirmiştir.ehdiler ThreaSWOT analizi; incelenen kurumun,tekniğin, sürecin, durumunSWOT Analizi Metoduveya kişinin güçlü ve zayıf yönlerinibelirlemekte ve dış çevredenkaynaklanan fırsat ve tehditleri saptamakta kullanılan bir tekniktir. SWOT analizininamacı, iç ve dış etkenleri dikkate alarak, varolan güçlerden ve fırsatlardan enüst düzeyde yararlanıp tehditlerin ve zayıf yanların etkisini en aza indirecek planve stratejiler geliştirmektir.SWOT analizi, sadece güçlü olunan ve büyük fırsatların yattığı alanlara odaklanılmasınısağlamakla kalmayıp zayıf olunan yanları ve gelecek için muhtemeltehditleri de görmeye yardımcı olabilmektedir. Ancak her teori ve metotta olduğugibi SWOT analizi metodunda da noksan yönler vardır.234


Dou rkiann elecei nalii Meodu erinden ir Deerlendirme Doç. Dr. Erkin EkremSWOT analizi metodu geneldeiç durumu analiz eden SW ileralarOoruniiedış etkeni analiz eden OT bölümlerindenoluşmaktadır. Bu metotlaWO SOlehte ve geliştirilmeye değer olanafçlyönler ile aleyhte ve kaçınılmasıWeaknee WT ST Srenhgereken yönler bulunmakta, problemlerkeşfedilerek çözüm yollarıehdiler Threageliştirilmektedir. Bu metot üzerindengeleceğe dair ilerleme yoluDört çeşit stratejik yöneliş modellitespit edilmektedir. SWOT analizmetodu ile iç güçler ile dış etkenleri ortaya koyarken aynı zamanda dört çeşitstratejik yönleniş modelinin çıkarılması da mümkün olmaktadır.SO Stratejisi WO Stratejisi ST Stratejisi WT StratejisiGüçlü+Fırsatlar Zayıf+Fırsatlar Güçlü+Tehditler Zayıf+TehditlerEn ideal stratejik tercihtir:Güçlü yönler vedış fırsatların bir aradadeğerlendirilmesi sonucunda,her zaman başarılıolunabilir.Stratejik kaynağın uygunşekilde kullanılması gerekmektedir:Dış fırsatlar eniyi şekilde değerlendirilerekzayıf yönün kapatılması gerekmektedir.Ancak bazenzayıf olunmasından dolayıdış fırsatlar değerlendirilemeyebilirveya bu fırsatlarkaçırılabilir.Stratejik kaynağın çeşitlendirilmesigerekmektedir:Güçlü yönler dikkatle değerlendirilerekdış tehditlerdenkaçınmaya çalışılmalıdır.Bu durumdan kurtulmakiçin üstün akıllı bir yöneticiyeihtiyaç duyulmaktadır.Hem zayıf yönleri kapatmayaçalışmak hemde dıştan gelen tehditlerdenkaçınmak gerekmektedir.C. SWOT analizi metoduna göre Doğu Türkistan’ın durumuDoğu Türkistanlıların güçlü-zayıf yönlerini, fırsatlar ve tehditler üzerinde yapılantespitle SWOT analiz metodunu uygulayarak belirlemek ve nispeten birsonuca varmak mümkündür.Doğu Türkistanlıların güçlü yönleri1. Doğu Türkistan’ın bağımsızlığına yönelik irade ve tutku: Doğu Türkistanlılar1884 yılından bu yana bağımsızlık yolunda birçok bedel ödemelerine rağmen235


mücadele etmeye yılmadan devam etmiştir. Hatta 1933-1934 ile 1944-1949yılları arasında kısa ömürlü de olsa birer cumhuriyet kurmuşlardır.2. Doğu Türkistan’ın jeostratejik konumu: Doğu Türkistan’da meydana gelen bütünçatışma ve savaşlar, dönemindeki uluslararası siyasi ve stratejik konjonktüreldeğişim ile yakından ilgilidir. Bundan sonra da Doğu Türkistan’da meydanagelebilecek değişimlerin uluslararası stratejik dengelere bağlı olacağına şüpheyoktur. Bu tespitin altında yatan ise bölgenin stratejik önemidir. Tarihte Çiniçin köprü ve sınır mahiyetinde olan Doğu Türkistan, bugün hem askerî savunma,toplumsal güvenlik, ekonomik kalkınma hem de diğer yer üstü ve yer altızenginlikleriyle (petrol ve doğal gaz gibi) yine stratejik konumunu korumaktadır.Doğu Türkistan’ın bu özelliği, Çin için ne derece önemli ise, Çin’in rakibiveya düşmanları için de o kadar önemlidir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin “yumuşakkarnı” olan bu bölgede herhangi bir istikrarsız durumun meydana gelmesiÇin’in geleceğini derinden etkileyebilmektedir. Bölge, Çin’in millî çıkarlarınıkarşılama, özellikle ulusal güvenlik ve millî kalkınma, nihayet süper güç olmakonusunda kilit rollerden birine sahiptir. 53. Doğu Türkistan’ın jeopolitik konumu: Asya’nın tam ortasında yer alan, ÇinHalk Cumhuriyeti’nin kuzeybatı bölgesini oluşturan ve 1,68 milyon kilometrekarebüyüklüğüyle bütün Çin toprağının 1/6’sını oluşturan Doğu Türkistanbölgesi, Gansu eyaleti, Qinghai eyaleti, Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan,Tacikistan, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Tibet gibi bölge ve ülkelerlesınırdır. Doğu Türkistan’ın yabancı ülkelerle olan sınırının uzunluğu Çinsınırının toplamının 1/4’ünü teşkil etmekte ve Doğu Türkistan Çin’le en uzunsınırı olan bölge özelliği taşımaktadır. Doğu Türkistan’ın kuzeyinde Altay Dağları,ortasında Tanrı Dağları ve güneyinde Kunglung Dağı bulunmaktadır. Buüç dağ Pamir Dağları’nda kesişmekte ve birleşik hâlde Doğu Türkistan’ın kuzey,batı ve güneybatısının doğal engellerini ve 13 stratejik geçidi oluşturmaktadır.Bu stratejik konum Doğu Türkistan’ın savunma veya saldırı kabiliyetini arttırmaktadır;yani Çin’in kuzeybatı sınır bölgesinin güvenliğini sağlamaktadır. Buanlamda Doğu Türkistan’a sahip olan Çin, Orta Asya’ya hâkim olabileceği gibi;Doğu Türkistan’a sahip olan herhangi bir güç de jeostratejik bakımdan doğusundaçıplak kalan Çin’in güvenliğini tehdit edebilmektedir.Tarihte Doğu Türkistan Çin için geçit ve savunma bölgesi olarak algılanmamıştır.236


Dou rkiann elecei nalii Meodu erinden ir Deerlendirme Doç. Dr. Erkin EkremTang Sülalesi generali Gao Xianzhi ve Mançu İmparatorluğu generali Zhaohui,Orta Asya’ya sefer düzenlerken Doğu Türkistan’ın güneyindeki dağı aşarakbölgeyi denetim altına almışlardır. Cengiz Han ise Doğu Türkistan’ın kuzeyindekidağı aşarak bölgeyi fethetmiştir. Bu bağlamda Doğu Türkistan, OrtaAsya’yı fethetmede stratejik derinlik noktası olabilmektedir. Doğu Türkistan’ıişgal eden ve Sincan idare bölgesinin temelini hazırlayan Mançu İmparatorluğukomutanı Zuo Zongtang, bölgenin işgal edilmesinin önemini şu şekildeanlatmaktadır: “Sincan’a hâkim olmak Moğolistan’ın korunması demektir;Moğolistan’a hâkim olmak başkentin korunması demektir. Kuzeybatı bölgesi(Çin için) sanki bilek ve parmak gibi kopukluk olmadan savunmanın bir bütününüoluşturmaktadır. Eğer Sincan elden çıkarsa Moğolistan’ın güvenliği tehditaltında kalacaktır. Bu durumda Çin’in rahat uyuyabileceği tek bir gün bilekalmayacaktır.” (Tongchou Xinjiang Quanju Shu, 1878). Nitekim Çin, tarihte,Doğu Türkistan’ı ele geçirdiği dönemlerde büyük ülke hâline gelmiştir; kaybettiğidönemlerde ise zayıf bir hâle düşmüştür. Çin, büyük ülke olma yolundaDoğu Türkistan’ı kaybettiği takdirde, hem Orta Asya’dan Ortadoğu’ya uzananbölgedeki etkisini yitirecek hem de yabancı güçlerin bölgeden Çin’e yönelikyapacağı stratejik saldırılara zemin sağlanmış olacaktır. 64. Doğu Türkistan’ın Türk ve İslam dünyası ile olan etnik ve dinî bağları: DoğuTürkistan’ın komşu ülkelerinin çoğu Müslüman ve Türk halklardır. Bazıları iseortak tarih ve kültürü paylaşan etnik gruplardır. Bölge halkının bir kısmı sınırötesinde yaşamaktadır; yani siyasi sınırın her iki tarafında aynı halk bulunmaktadır.Doğu Türkistan’ın siyasi yönetimi Pekin’e bağlı olmasına rağmen etnikmenşei, tarih, kültür, din ve diğer örf-âdetleri açısından Doğu Türkistan halkıOrta Asya halklarıyla bir bütündür. Aralarında “yüz ve astar” ilişkisi mevcuttur.Bu nedenle Orta Asya ya da Doğu Türkistan’da meydana gelen herhangi birolayın karşılıklı olarak birbirini etkilediği görülmektedir. Ayrıca Doğu Türkistanİslam dünyasının bir parçası olduğundan İslam dünyası ile de etkileşimiçindedir. Bu bağlamda Doğu Türkistan, Çin’i hem Orta Asya ve İslam dünyasınabağlayan hem de Orta Asya ve İslam dünyasından ayıran stratejik bir bölgekonumundadır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından Doğu Türkistan’ınetnik ve dinî sorunlarının giderek artması nedeniyle bölgedeki çatışmalar dasık sık gündeme gelmeye başlamıştır. 11 Eylül sonrası bu sorunlar yeni bir boyutkazanmış ve Doğu Türkistan meselesi Çin’i aşarak uluslararası siyasi alana237


238taşınmıştır. Yani Doğu Türkistan’ın etnik, dinî, çevre ve insan hakları gibi meseleleriile dünya kamuoyu ilgilenmeye başlamıştır. 75. Doğu Türkistan’ın jeoekonomik konumu: Doğu Türkistan’da kullanılabilir tarım,orman ve bozkır alanı 68 milyon hektar olup Çin genelinde ilk sırada yeralmaktadır. Kişi başına düşen gelir ise Çin ortalamasından iki kat daha fazladır.Bölgedeki kömür rezervi 27 milyar ton olup Çin’in genel rezervinin %40’ınıoluşturarak birinci sırada yer almaktadır. Bölgede keşfedilen petrol ve doğal gazrezervleri 30 milyar tondur; bu da Çin’in genel rezervinin %35’ini oluşturarakilk sırada gelmektedir. Doğu Türkistan’da pamuk üretimi 12 yıldan bu yanaÇin’de birinci sırada yer almaktadır. Çinliler pamuğa “beyaz altın”, petrole de“siyah altın” demektedir. Bölge, aynı zamanda Çin’in nadir metal ve stratejikham maddelerinin önemli üretim merkezidir. Bu zengin kaynaklar Çin’in ekonomikkalkınmasının sürdürülebilirliğinin temel güvencesidir. Ayrıca Çin, BatıKalkınma Projesi’nin en önemli bölgesi Doğu Türkistan’ı Orta Asya ülkelerininçekim merkezi hâline getirmeye çalışmaktadır. 86. 1949 yılından bu yana devam eden Doğu Türkistan meselesi, 11 Eylül olayısonrası resmen uluslararası bir mesele hâline dönüşmüş ve Batılı ülkelerin ilgisinedeniyle uluslararası siyaset sahnesinde “düşük siyaset” yapabilecek durumagelmiştir; etkisi de her geçen gün artmaktadır.Doğu Türkistanlıların zayıf yönleri1. Doğu Türkistanlılar bir devlete sahip olmadıkları için bir devlette mevcutolması gereken güçlere de sahip değillerdir.2. Doğu Türkistanlıların maddi imkânları zayıftır. Herhangi bir örgütün yeterlimaddi imkânı olmadan ideallerini sürdürmesi ise zordur.3. Uluslararası düzeyde yetişmiş ve dünya kamuoyunun dikkatini çekebilennitelikli bir kadroları yoktur. Doğu Türkistan meselesi uluslararası bir meseleyedönüşmüş durumdadır ve birçok ülkenin Çin ile ilişkisini etkilemektedir.4. Doğu Türkistanlı örgütlerin bağımsızlık mücadelesi için ideal ve uygulanabilirbir programları yoktur. Doğu Türkistan’ın bağımsızlık yolununbir adımda tamamlanması mümkün değildir, aşamalı stratejik adımlarlazorluklar aşılmalıdır.


Dou rkiann elecei nalii Meodu erinden ir Deerlendirme Doç. Dr. Erkin Ekrem5. Doğu Türkistanlı örgütlerin bir bağımsızlık ideolojisi veya felsefesi yoktur.Oysa Doğu Türkistan’ın evrensel bir bağımsızlık ideolojisi veya felsefesiolması sorunun çözümü için en önemli koşullardan biridir.6. Doğu Türkistan örgütleri bağımsızlık hedefi konusunda hemfikirdirler,ancak yöntem konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Henüz bir güçpaylaşımı ve koordine etme stratejisi oluşturamamışlardır.Doğu Türkistanlıların fırsatları1. Doğu Türkistan’ın tarihî jeostratejik konumunun önemi her zaman dönemindekibüyük güçleri ilgilendirdiğine göre, bundan sonra ve geleceğeyönelik olarak da bu jeostratejik konumun öneminin devam edeceği ihtimaliyüksektir. Doğu Türkistan’ın jeostratejik konumu Çin’in geleceğinietkileyeceği gibi Çin’in rakip güçlerinin ilgisini de çekebilir.2. Batılı ülkeler Doğu Türkistan’ın bağımsızlığına destek vermeseler deDoğu Türkistan’da yaşanan insan hakları dramı Batı’nın siyasi ve toplumsaldeğerlerini ilgilendirmektedir.3. Doğu Türkistan için merkeziyetçi Çin’in yükselişi bir fırsattır. Dünyadakiülkelerin üçte ikisi demokratik sistemi benimserken Çin’in başını çektiğidiğer üçte birlik kesim ise henüz bu sistemden uzaktır. Ancak merkeziyetçiÇin’in yükselişiyle birlikte birçok ülkede siyaset, ekonomi ve güvenlikalanlarında pürüzler yaşanmasının kaçınılmaz oluşu gibi, Çin’in merkeziyetçisistemi de Doğu Türkistan ve Tibet gibi sorunlardan dolayı eleştirilerinhedefi olacaktır; yani Çin’in yükselişiyle beraber Doğu Türkistanmeselesi de yükselecektir.Doğu Türkistanlıları bekleyen tehditler1. En büyük tehdit, yükselmekte olan Çin’in uluslararası alandaki etkisiniarttırmasıyla Doğu Türkistanlıların manevra alanının daralabilecek olmasıdır.2. Çin’in uluslararası kamuoyunun baskısı ile kısmen de olsa demokratiksistemi benimsemesi, -genel ve mahalli seçim sisteminin uygulamaya girmesi-Doğu Türkistanlıların bağımsızlık idealine büyük darbe indirebilir.Çünkü Çin’in bölgeye uyguladığı göç politikaları Doğu Türkistan’ın de-239


mografik yapısını değiştirmekte, bölgedeki Çinli nüfus hızla artmaktadır.Doğu Türkistan’ın kültürel dokusu yıprandığından, bölgede kimlik bunalımıyaşanmaya başlanmıştır.D. SWOT analizi metoduna göre Doğu Türkistan’ın geleceğiSWOT analizi Doğu Türkistanlıların güçlü-zayıf (SW) ve fırsat-tehdit (OT)yönlerini ortaya çıkarmakta ve Doğu Türkistan’ın zayıflıkları ve fırsatlarını eşleştirenWO (zayıflıklar-fırsatlar) stratejik yönleniş modeline uygun düştüğünü tespitetmektedir. SWOT analizine göre Doğu Türkistanlılar, en ideal stratejik terciholan SO (güçler-fırsatlar) stratejik yönleniş modeline sahip olamamıştır. Bu durumonların bağımsızlık yolunda daha çok çalışmaları gerektiğini göstermektedir.WO stratejik yönleniş modeli, Doğu Türkistanlıların stratejik kaynaklarınıen uygun şekilde kullanmaları gerektiğini göstermektedir. Dış fırsatları en iyi şekildedeğerlendirerek kendi zayıf yönlerini kapatmak zorunda oldukları açıktır.Bu eksiklikler giderilmediği takdirde olumsuz sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmazolabilir. Yani Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı kolay olmayacaktır. Söz konusumodelin en büyük uyarısı ise; Doğu Türkistanlılar zayıf oldukları için bazen dışfırsatları değerlendirmeyebilir veya bu fırsatları kaçırabilirler. Bu durumda DoğuTürkistanlıların hayal kırıklığına uğraması ihtimali yüksektir. Bu menfi durumakarşı Doğu Türkistanlı teşkilatların meseleyi sürekli uluslararası kamuoyunungündeminde tutması, teşkilatların kadrolarının profesyonelleşmesi ve kurumsallaşmasışarttır. Bu temeller üzerinde ancak dünya kamuoyundan maddi ve manevidestek alabilir ve Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için katkıda bulunabilirler. Aksihâlde bağımsız Doğu Türkistan hedefinden vazgeçilmeli ya da aşamalı hedefleroluşturarak bağımsızlık en son seçenek olarak belirlenmelidir.Ancak, “İnsanın geleceğini etkileyen unsurların yarısı şans ise, diğer yarısı çabadır.”9 diyen Niccolò Machiavelli (1469-1527)’nin bu tespiti, insanoğlunun kendiçabasıyla geleceğine şekil verebileceği ihtimalini göstermektedir. Önemli gelecekbilimci Herman Kahn (1922-1983)’ın da benzer görüşleri vardır. İnsan geleceğinitahmin edemese de, geleceğini tercih edebilir. 10 Aslında Doğu Türkistan’ın geleceğininşekillenmesi tüm diğer aktörler bir yana Doğu Türkistanlıların elindedir.İnsanoğlunun bugün yaptıkları geleceğinin nasıl şekilleneceğini belirlemektedir.Bu amaca uygun olarak hem Doğu Türkistan teşkilatları ve ülke hakkında kap-240


Dou rkiann elecei nalii Meodu erinden ir Deerlendirme Doç. Dr. Erkin Ekremsamlı bilgi sahibi olunmalı hem de uluslararası bütün faktörler tespit edilmelidir.Önde gelen askerî strateji uzmanı Michael E. Howard’ın dediği gibi, buraya neredengeldiğimizi anlamadan, bundan sonra nereye gideceğiz meselesini düşünemeyiz.11 Geçmişte yapılan hataların bedeli nasıl bugün ödeniyorsa bugün yapılanhataların bedeli de gelecekte ödenecektir. Aynı şekilde bugün doğru yapılanlaryarın ödül olarak, kazanç olarak karşımıza çıkacaktır. Bu bağlamda, daha iyi birgelecek için ileri görüşlü olunması gerekmektedir. 12 Çünkü en büyük güç beyingücüdür. Kapsamlı bilgiler üzerinden üretilen stratejik planlarla başarmak her zamanmümkündür. Yükselmeye başlayan Çin’in karşısında Doğu Türkistan’ın bağımsızlığınısavunan grupların başarması gereken daha çok şey vardır.241


Son notlar , 2000: 468-469;Doğu Türkistan’ın işgal sürecinde Başkan Mao ilegeneraller arasındaki telgraf yazışmaları için bkz. 2000:482, 582-585, 587-590, 603-604,613-614, 621-624, 629-635, 642, 647-648, 650-653, 655-656, 660-661.2 , , : , 2003, 121-122; 200249.3 , 1(1949.9-1950.12), 1987, 83.4 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, Türkiye Günlüğü, Sayı. 77 (Yaz2004), s. 43-44.5 Ekrem, s. 39-40.6 Ekrem, s. 40.7 Ekrem, s. 40-41.8 Ekrem, s. 41.9 Niccolò Machiavelli, The Prince, Chapter XXV, forgottenBooks, 2008: 94. Orijinal ifadesi ise: “I holdit to be true that fortune is the arbiter of one-halfof our actions, but that she still leaves us to directthe other half, or perhaps a little less”.10 Herman Kahn and Arthur J. Weiner, The Year2000: A Framework for Speculation on the NextThirty-Three Years, New York: MacMillan PublishingCompany, 1967. P. 211 Michael Howard, “Reassurance and deterrence:Western defense in the 1980”, Foreign Affairs, Vol.61, No. 2, Winter 1982-1983, p. 309. Orijinal ifadesiise: “There is little point in considering wherewe should be going if we do not first decide wherewe are starting from.”12 Herman Kahn, On Thermonuclear War. New Jersey:Princeton University Press, 1960: 316; HermanKahn, On Thermonuclear War. New Brunswick, NJ:Transaction Publishers, 2007. 576.242


Dr. eddin elerdaniArapçadan çeviren Fatih AlbayrakBağımsızlığa Giden Yolda Doğu Türkistan’ınGeleceğine Dair DüşüncelerBağımsızlık yolunda mücadele eden hangi ulus hakkında konuşursak konuşalımöncelikle o ulusun mevcut durumunu görmemiz gerekir. Bugünü anlamak kesinve nihai bir biçimde geleceğin sınırlarını da belirleyecektir. Bugün karşı karşıyaolduğumuz gerçekler tercihleri belirleyip öncelikleri sıraya koyacaktır.Doğu Türkistan’a baktığımızda topraklarının işgal edildiğini, halkının ekonomikolarak zayıf düşürüldüğünü görüyoruz. Burada, Çin içerisinde özerk birstatüye sahip ancak ülkesini yönetme noktasında siyasi olarak dışlanan bir yapımevcut. Bu halkın insani hakları da sürekli olarak ihlal edilmekte, dinî ve kültürelkimliği zayıflatılmaya çalışılmaktadır.Doğu Türkistanlıların davası ne teorik ne de pratik alanda yeterli uluslararasıdesteği bulamamaktadır. Bu koşullar altında yaşayan bir halk, demokratik olmayanve dünya çapındaki ekonomik ve siyasi nüfuzu gittikçe yükselen büyükbir güçle karşı karşıyadır. Söz konusu bu büyük güç, en azından şimdilik, DoğuTürkistan’ın geleceğini belirleme konusunu tartışmayı dahi kabul etmediği gibi,sürekli olarak Doğu Türkistan halkını ve Doğu Türkistanlıların kurdukları organizasyonlarıiçeride ve dışarıda izole etmeye çalışmaktadır. Güvenlik konusunaodaklanmış ve Doğu Türkistan’daki bağımsızlık hareketlerini ve aktivistleri ülkeiçinde ve dışında sindirip kuşatmaya yardım eden uluslararası anlaşmalar imzalamayadevam etmektedir. Bu doğrultuda Çin, ABD’de meydana gelen 11 Eylülolaylarından sonra özellikle Müslümanlara yöneltilmiş olan uluslararası saldırıkampanyasını destekleyenlerin başında gelmektedir. Bundan daha tehlikeli birdiğer gelişme ise Şanghay Ekonomik İş Birliği Örgütü denilen organizasyonunoluşturulmasıdır. Bu organizasyon Doğu Türkistan’ı çevreleyen en önemli devletleribir araya getirmektedir. Söz konusu devletler Türk devletleridir. Bugün ve gelecekte,bu devletler, aynı etnik kökenden, tarihten ve dinden gelmeleri nedeniyle243


Doğu Türkistan’a destek ve yardımda bulunabilecek devletlerdir. İşte bu nedenleÇin’in bu organizasyonla yapmak istediği, bu devletleri kendisiyle ortak bir alanaçekip bugün ve gelecekte Doğu Türkistan’da olan ve olacak her şeyden uzaktutmak ve tarafsız kalmalarını sağlamaktır. Öte yandan birçok devlet, özelliklede Arap ve Müslüman olan devletler, gücünün giderek yükselmesi nedeniyle veArap-İsrail çatışması arka planında, söz konusu İslam ülkeleriyle sorunlu olanABD’yi dengeleyecek stratejik bir güç olarak ortaya çıktığı için Çin ile iyi ilişkilerkurmaya yönelmektedir.Hiç kuşkusuz Doğu Türkistan’ın bağımsızlığına ve geleceğini belirlemeye gidenyolda çok çalışmamız, güç sahibi olmanın şartlarını ve tarihten alınan dersleriçok iyi kavramamız gerekmektedir. Tarafların mücadele sahasındaki veya karşılıklıgörüşmelerdeki konumu kendi güçlerine ve kurdukları ittifaklara dayanır. Kazanımlarınelde edilmesi tarafların elinde bulunan güç kaynaklarına, mevcut vegelecekteki hedeflerini ne ölçüde belirleyebildiklerine bağlıdır. Benim düşüncemegöre, Doğu Türkistan için daha güzel bir gelecek tesis etmenin yolu, öncelikleDoğu Türkistan halkının ülke içinde ve dışında kurmuş olduğu organizasyonlarınöz güçlerini desteklemeyi gerekli kılmaktadır. Bunun için de şu hususların gerçekleştirilmesiönceliklidir:a) Halkın ekonomik, siyasi, beşeri ve kültürel durumunun iyileştirilmesi gerekmektedir.Bu da Çin’in ekonomik alanda Doğu Türkistanlılara yeni iş imkânlarısağlamasına, iş ve yatırım imkânları konusunda onların aleyhine olan ayrımcı uygulamalardanvazgeçmesine bağlıdır. Bu konuda Çin üzerinde uluslararası baskıoluşturulmalıdır.b) İslam ülkeleri Doğu Türkistan’da ticari temsilcilikler açmalıdır.c) İş adamları Doğu Türkistan ile karşılıklı ticaret yapma konusunda teşvikedilmeli ve Çin’den yapılacak olan ithalatta, Doğu Türkistanlıların çalıştığı kurumlarave fabrikalara öncelik vermeleri istenmelidir.d) Çin’den Doğu Türkistanlıların insani, kültürel ve dinî haklarına saygılı olmasıistenmelidir. Kaldı ki Çin anayasasında ve Çin içerisindeki özerk bölgelerinişleyişini düzenleyen kanunda da bu konuların teorik olarak güvence altına alındığıbilinmektedir.e) İslam ülkelerinin Doğu Türkistan’da konsolosluklar açması, ayrıca bölgede244


amla iden olda Dou rkiann eleceine Dair Dnceler İslam Konferansı Teşkilatı, Rabıta ve insani yardım kuruluşları gibi İslami örgütlerinbürolar ve bazı İslam üniversitelerinin şubeler açması konusu Çin ile görüşülmelidir.Doğu Türkistanlı öğrencilerin İslam âleminin çeşitli ülkelerine öğrenimgörmek üzere gitmeleri ve onlara yeterli desteğin verilmesi konusu da yineÇin ile görüşülmelidir. Eğer bu sayılan kurum ve kuruluşlar Doğu Türkistan’agirmeye muvaffak olamazlarsa Doğu Türkistan’ın komşusu olan ülkelerde temsilcilikleraçılmalıdır.f) Doğu Türkistan’da meydana gelen insan hakları ihlallerini protesto etmekve bunları dünya kamuoyuna duyurup Birleşmiş Milletler İnsan HaklarıKomisyonu’na sunmak için insan hakları alanında faaliyet gösteren organizasyonlarile ilişkiler güçlendirilmelidir.g) Doğu Türkistan ile iletişimi güçlendirerek halkın durumu hakkında süreklibilgi akışını sağlamak için akademik araştırmalar ve araştırma merkezleri desteklenipharekete geçirilmelidir.h) Doğu Türkistanlılara tanınan özerk yönetim statüsünü hayata geçirmesiiçin Çin’e çağrı yapılmalıdır. Böylece Doğu Türkistanlı Türkler ülkelerinin yönetimindegerçek anlamda bir rol üstlenip ülkelerini idare etme, kimliklerini koruma,ülkelerinin ekonomik kaynaklarından yeterince faydalanma imkânı bulacaklardır.Doğu Türkistan’daki özerk yönetim biçimi de Makau Özel Yönetim Bölgesi’ndekisistem gibi olabilir. Örneğin bu özerk bölgede şunlar garanti edilmiştir: Bu bölgedeikamet edenlerin kişisel özgürlükleri koruma altındadır ve evlerinin aranmasıyasaktır. Bölgenin kendine ait özel bir eğitim sistemi mevcuttur. Kişilerin Makaubölgesine girmeleri, orada ikametleri ve oranın vatandaşı olmaları bölge yönetimininiznine bağlıdır. Böyle bir uygulamanın olmayışı, Doğu Türkistan halkınınbugün karşı karşıya kaldığı en önemli sorundur. Çünkü Çin’in uyguladığı göçpolitikası sonucu Doğu Türkistan’a çok sayıda Han Çinli iskân edilmiştir. Makaubölgesi yönetimi kendi mali işlerini yönetmede ve vergi koymada da bağımsızdır.Yine Makau’nun kendine ait bir bayrağı vardır ve Çin bunu kendi egemenliğinisarsan veya Çin’den ayrılmayı hedefleyen bir tehlike olarak görmemektedir.Bütün bunların gerçekleştirilmesi için dünya kamuoyunun, halkların, resmîkurumların ve sivil toplum örgütlerinin Çin’e baskı yapması, Doğu Türkistan halkınıniçeride ve dışarıda barışçı yollarla ülkelerindeki sorunun çözümü için çalışanorganizasyonların gücünü desteklemek ve takviye etmek üzere omuz omuza245


vermesi gerekmektedir. Bu çalışmaların sonunda Çin ile olan ilişkiler ve özelliklede Çin’in siyasi tercihlerinin en önemlilerinden sayılan ekonomik ilişkiler sekteyeuğrasa da bütün bunlar yapılmalıdır.Kuşkusuz Doğu Türkistan meselesi hassas bir planlamaya, büyük bir çabayave söz konusu mesele karşısında aşırı derecede duyarlı olan Çin yönetimiyle zekiceve maharetli bir ilişki kurmaya ihtiyaç duymaktadır. İçeride ve dışarıda Çinile girilen uzun mücadele tarihinin bıraktığı miras; Çinlilerde güvensizlik, süreklitehdit ve ayrışma tehlikesi duygusunun oluşmasına yol açmıştır. Bunun sonucuolarak da Çin yönetimi acele hükümler vermeye başlamış, olaylar karşısında veilişkileri yönetmede bir çeşit akıl tutulmasına uğramıştır. Doğu Türkistan’ın bağımsızlığınave geleceğini belirlemeye giden yolda temel ilkelerden biri de uluslararasıkamuoyunun desteğini kazanmak ve Doğu Türkistan’a sempati besleyenlerive onu destekleyenleri devletler, halklar ve kurumlar olarak bir araya getirmek içingereken propagandayı yapmaktır. Bütün bu bir araya getirilecek güçler, bir kamuoyuoluşturarak Doğu Türkistan halkının durumunun iyileştirilmesi için Çin’ebaskı yapacaktır. Gelecekte ise bu kamuoyu, Doğu Türkistan’ın bağımsızlığınıdestekleyecek olan ittifakı temsil edecektir.Kuşkusuz Doğu Türkistan meselesi birçok yönden Doğu Türkistanlılarınlehine ilerlemeler kaydetmektedir. Bu sorun hakkındaki bilinç, özellikle DoğuTürkistan’da meydana gelen son olaylardan sonra iyice artmıştır. Doğu Türkistanmeselesi ve direniş hareketleri hâlihazırda uluslararası alanda destek görmekte,Doğu Türkistanlılar arasındaki birlik ve beraberlik güçlenmekte, bunun yanındaÇin’e olan destek ise giderek azalmaktadır.Bugün Çin, güçlü ve ilerlemiş görünmesine rağmen ülke genelinde zayıflıkve ayrışma alametleri görülmekte ve hiç beklenmedik bir şekilde de bu alametlerinişleyiş süreci hızlanmaktadır. Daha önce Sovyetler Birliği’nin başına gelen debenzer bir durumdu. Çin gibi çok büyük ve geniş, yüksek dağların, engin çöllerinaraziyi böldüğü, siyasi ve ekonomik birçok zıtlığın var olduğu bir ülke, tarihinbize anlattığına göre uzun süre bütünlüğünü koruyamaz, bölünür. Özellikle şunusöylemek gerekir ki, Komünist Parti uzun süredir yönetimi tekelinde bulundurmasınarağmen yönetme, halkla ve kendisine muhalif unsurlarla ilişki kurma yeteneğindençok şeyler kaybetmiştir.Her iki taraf, Doğu Türkistan ve Çin, aralarındaki mücadeleyi kesin ve ni-246


amla iden olda Dou rkiann eleceine Dair Dnceler hai biçimde bitirecek ve Doğu Türkistan’ın geleceğini belirleyecek olan yüzleşmeanını beklemektedir. Bu yüzleşme Çin’deki merkezî yönetimin zayıflaması vebunu takip edebilecek olan çatışmalar, isyanlar ve Çin’in ayrışma ihtimalinin iyiceyükselmesi durumunda ortaya çıkacak ve bunun sonucunda Doğu Türkistan’ınbağımsızlığı imkân dâhiline girecektir.Doğu Türkistan’da çok sayıda Han Çinli olması ve Han Çinlilerin sahip olduklarıservet, göz önünde bulundurulması gereken konulardan biridir. Çin merkezîotoritesinin zayıflaması durumunda Doğu Türkistan başına buyruk Han Çinlilerdenbir çetenin eline de geçebilir. Geçen yüzyılda Çin’de zayıf düşen merkezîyönetimden büyük ölçüde bağımsız olarak Doğu Türkistan’a hükmeden Jin Shurenve Sheng Shicai bu olguya örnek verilebilir. Bu duruma meydan vermemekiçin Doğu Türkistan direniş hareketlerinin birleşmesi, birbirlerine kenetlenmeleri,aralarındaki çekişmeleri sona erdirmeleri, değişik gruplarla Doğu Türkistan halkınınkurduğu örgütleri birbirine mesafeli tutan nedenleri ortadan kaldırmalarıgerekir. Söz konusu neden isim konusu bile olsa, istenen şey hangi hareketin veyaörgütün ismi olursa olsun Doğu Türkistan’daki Türk halkını oluşturan unsurlarıbir araya getiren bir isim olmalıdır. Yoksa sadece Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar veyabaşkalarına ait bir isim olmamalıdır. Fırsat kollayanlar, bazen kesin sonuç alınacakbir zamanda iç karışıklıkları ve çatışmaları alevlendirerek bazı grupları ayrılmayave sınırın diğer tarafındaki bir devlete katılmaya sürükleyebilirler.Tarihten ibret alalım, önce Allah’a sonra da güçlerimize inanalım ve DoğuTürkistan halkını desteklemek için cesaret, gayret ve çeşitli yöntemleri kullanmavasıflarını taşır hâle gelelim ki, sonunda meselenin çözümü veya koşulların iyileştirilmesiiçin bir yol bulabilelim. Sürekli olarak iyimser olmalı ve yolumuzdayılmadan yürümeliyiz ve unutmamalıyız ki, imkânlarımız ne olursa olsun DoğuTürkistan’da uzun yıllardan bu yana sıkıntı çeken mazlum halka destek vermekiçin ancak gayret, samimiyet ve bilinçli bir çalışmayla ilerleyebiliriz. Allah’ın selamı,rahmeti ve bereketi üzerinize olsun!247


ehmi ediArapçadan çeviren Fatih AlbayrakDoğu Türkistan’ın GeleceğiDoğu Türkistan sorunu göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir konudur.Evet, bugün bulunulan noktadan bakıldığında gelecek çok aydınlık görünmüyor,ama tamamen karamsar olmayı gerektirecek bir durum da yok. Doğu TürkistanMüslümanlarının zayıf olduğu birçok konu bulunmakla beraber güçlü olduklarıbazı hususlar ve baskı unsuru olarak kullanabilecekleri avantajları da mevcut vehaklarını savunmak için bunları kullanabilirler.(1)Doğu Türkistan’ın geleceği birçok sebepten ötürü parlak görünmüyor; çünküburadaki işgalci güç Çin, Doğu Türkistan’ı yutmaya, eritmeye ve kendi dokusunakatmaya karar vermiş, günümüz dünyasında ağırlığı olan büyük bir devlettir. Çinburadaki amacını gerçekleştirmek için çeşitli cezalandırma ve korkutma araçlarınıkullanmaktan da hiçbir zaman geri durmuyor. Doğu Türkistan topraklarında çokbüyük ekonomik menfaatleri söz konusu olan Çin’in mevcut koşullar göz önündebulundurulduğunda buranın zenginliklerine göz dikmesi ve bunları münhasıranelinde bulundurmak istemesi de çok olağan görünüyor. Ancak burada işgale maruzkalmış ve uluslararası arenada çoğu zaman sesine kulak verilmeyen milyonlarcaMüslüman’dan oluşan bir toplum söz konusudur.Doğu Türkistan gibi bağımsızlık mücadelesi veren pek çok bölge var. ÖrneğinDoğu Timor Endonezya’dan bağımsızlığını elde etmeyi başarmış, uluslararası toplumtarafından tanınmış ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na üye olmuş bir bölge.Ancak burada göz önünde bulundurulacak husus, bu adada yaşayanların çoğunluğunuKatolik Hristiyanların oluşturması ve Vatikan’ın bütün bağımsızlık süreciboyunca onları desteklemesi ve arka çıkmasıdır. Böyle bir destek, bağımsızlık içinçok önemli bir etken olup Doğu Türkistan halkı bu tür bir destekten mahrumdur.249


Ayrıca Çin hükümeti günümüz dünyasındaki bazı olguları çok iyi kullanmışve Doğu Türkistan Müslümanlarını uluslararası kamuoyunun hassas olduğu ikisıfatla tanımlamıştır: Doğu Türkistanlılar “radikal ve terörist” Müslümanlardır;Doğu Türkistanlılar “ayrılıkçı”dır. İletişim imkânları yetersiz olduğu için DoğuTürkistanlılar seslerini dünyaya duyuramamış ve söz konusu iki iddianın yaygınlaştırılmasınabağlı olarak oluşturulan korkuların giderilmesi için gösterdikleriçabalar başarılı olamamıştır.Bu son noktadan hareketle Doğu Türkistanlıların taleplerinin dünya kamuoyutarafından açıkça anlaşılmadığını söyleyebiliriz. Zihinlere kazılı olan düşünceşöyledir: Doğu Türkistanlılar Çin hükümetinin hegemonyasını reddetmektedir.Bazı Doğu Türkistanlı gruplar ise bu hegemonyayı reddettiklerini silahlı mücadeleyoluyla göstermektedir. Ancak bu grupların neyi kabul ettikleri ve ne istedikleriyeteri kadar açık değildir. Bu durum da son derece etkili olan Çin medyasına genişbir propaganda imkânı vermektedir.Doğu Türkistanlıların karşı karşıya bulundukları zorluklara ek olarak şunuda söyleyebiliriz ki, sadece Çin yönetimi değil, çevre ülkeler de bölgede İslamikimliği olan bir topluma sıcak bakmamakta, hatta buna karşı düşmanca bir tavırbenimsemektedir. Özellikle Orta Asya cumhuriyetlerinde iktidar hâlâ eski komünistdönemi elitlerinin elindedir ve bunlar İslami kimliğe karşı oldukça tepkilidir.Söz konusu bu elitler, toplumlarındaki İslami unsurlara karşı mücadele etmektedirler.Bu noktadan bakıldığında, bu komşu ülkelerin İslami kimliğini korumakisteyen Doğu Türkistan halkının isteklerinden tedirgin olmalarının nedeni anlaşılabilmektedir.(2)Öte yandan Doğu Türkistan’daki mevcut koşulların bu şekilde olması ümitsizlikiçin değil aksine daha çok çalışmak için sebep olmalıdır. Bütün bu olumsuzluklaryapılacak bir şey kalmadığı anlamına gelmez. Hatta bu zorluklar DoğuTürkistan sorununun çözümü için çalışanların ve aktivistlerin çok daha etkili çalışmalaryapmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda şu mutlak ilkeleri ortayakoymak gerekir:a) Doğu Türkistan davası kaybedilirse bunun sebebi asla Çin hükümetininuygulamalarının başarısı olmayacaktır; aksine, davayı unutup uzun vadede dahi250


Dou rkiann elecei Fehmi Hüveydikazanılamayacağına dair ümitsizlik içine düşülmesi ve ilgisiz kalınması olacaktır.b) Gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğu düşünülerek hedeflerden vazgeçilemez.Bugün bizlerin gerçekleştiremediğini gelecek nesiller gerçekleştirebilirler.Çünkü bugün yapılanlar gelecek nesillerin daha iyi koşullarda mücadele etmesinezemin hazırlayabilecek, neticede o günkü şartlar bugünkünden daha iyi olacağındanöncekilerin yapamadıklarını onlar yapabileceklerdir.c) Bazı mücadelelerde nihai hedeflerin, aşamalı hedeflerin ardından gerçekleşeceğiniiyi kavramak gerekir. Nihai hedeflerden vazgeçilmediği sürece, belli birsüre aşamalı hedeflerle meşgul olmakta bir beis yoktur.d) Doğu Türkistan meselesinin kamuoyunun zihninde yer etmesi için çokçalışılması gerekmektedir. Bugün bizler Doğu Türkistan’ın kurtuluşunu sağlayamasakbile sorunun gelecek nesillerin hafızasında canlılığını korumasını sağlamalıyız.Bu da ancak bu toprakların tarihinin, bugünkü durumunun ve bu ülkeninharitalarının, değişik dillerde hem ülke halkına hem de onları destekleyenlere ulaşacakşekilde yazılıp basılmasıyla mümkün olur.e) Aceleci davranmak davaya faydadan çok zarar verir. Bu kavga, gelecek nesillerüzerinden verileceğine göre, davanın bu nesillerin kimliğine ve belleğine yerleştirilmesigerekmektedir. Bunun için de gençlerin İslam ve Arap dünyasının çeşitliüniversitelerinde (Malezya, Pakistan ve Ezher gibi) eğitim alması sağlanmalıdır.f) Medya ve uluslararası insan hakları örgütleriyle sürekli iletişim hâlinde olmakçok önemlidir. Çünkü söz konusu araçlar ve örgütler sorunun zihinlerde yeretmesini sağlayan ve konunun önemi hususunda uluslararası kamuoyunun dikkatiniçeken platformlardır.g) Doğu Türkistan davasını savunan herkesin, hedef ve amaçlarını açıklığa kavuşturacaközel bir gayret ve çaba içinde olması gerekmektedir. Günümüzde insanhaklarına saygı, özerklik, dinî kimlik, şiddet ve terörün reddi, ayrılıkçı düşünceninreddi, onurlu vatandaşlık hakkı gibi hususlara özellikle vurgu yapılmalıdır.(3)Doğu Türkistan sorununun çözümüne hizmet etmek üzere kullanılabilecekbirden fazla güç noktası bulunmaktadır. Söz konusu bu güç noktalarını şöyle sıralayabiliriz:251


a) Doğu Türkistanlılar İslam dünyasının bir parçasıdır ve bu da onların yalnızolmadığı anlamına gelmektedir. Onları destekleyen çok büyük bir kamuoyu bulunmaktadır.b) Doğu Türkistanlıların baskı altındaki bir azınlık olma durumları, oransalolarak sayıları az olmasına rağmen uluslararası arenada varlıkları kabul gören Tibetlilerindurumundan pek de farklı değildir.c) Orta Asya Sovyet cumhuriyetleri Sovyet egemenliğinden çıkmışlardır. Budurum Doğu Türkistanlı Müslümanları teşvik eden eski bir tecrübe niteliğindedir.Bu, en azından kendi öz kimliklerine saygılı bir özerklikle insan hakları alanındakitaleplerini dile getirmelerine yardımcı olacaktır.d) Çin’in Arap dünyası ile çok büyük ekonomik çıkarları söz konusudur. Arapdünyası Çin ürünlerinin en önemli pazarlarından biri sayılmaktadır. Çin’in ekonomikmenfaatleri ile Doğu Türkistan Müslümanlarına iyi davranma, onların dinîkimliklerini ve insani haklarını koruma arasında bir bağlantı kurulabilirse sorununçözümü yolunda büyük bir ilerleme sağlanmış olacaktır. Söz konusu menfaatlerkartını Çinli yetkililere karşı kullanabilmek için Arap dünyasının DoğuTürkistan’daki kardeşleriyle dayanışma içinde olduğunu her platformda ifade etmesigerekmektedir.(4)Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda yapılması gereken nedir? Bizlerbiliyoruz ki takipçisi olunan hiçbir hak zayi olup kaybolmaz. Şöyle ki hak, sahibiona sımsıkı sarıldığı ve ondan hiçbir koşulda vazgeçmediği sürece kesinlikle zayiolmaz. Bu sebeple yapılması gereken şey, davanın öncelikle Doğu Türkistan halkının,sonra Arap ve İslam halklarının önceliği olması ve uluslararası kamuoyunungündeminde her fırsatta yer almasının sağlanmasıdır.Bu noktada Doğu Türkistan davasına hizmet edecek bazı araçlara dikkatçekmemiz gerekiyor. Medya, konunun zihinlerde yer etmesinin en önemli araçlarındanbiridir. Televizyon da bu bağlamda kamuoyunun bilinçlenmesinde roloynayan en önemli etkenlerden biri hâline gelmiştir. İşte bu sebeple en azındanbir televizyon kanalının Doğu Türkistan halkının sorununu benimsemesi ve buhalkın çektiği sıkıntılara dair haberleri ve olayları yayınlaması bu yolda atılacak en252


Dou rkiann elecei Fehmi Hüveydiönemli adımlardan biri olacaktır. Şu anda böyle bir kanalın var olup olmadığınıbilmiyorum, ancak Arap dünyasında var olmadığına eminim. Söz konusu kanalınkurulmasının yükünü eldeki kaynaklar üstlenemeyeceklerse o zaman en azındanyayının Türkçe, İngilizce ve Arapça olması şartıyla, Türk kanallarından birindehaftalık bir programla bu imkân kısmen de olsa sağlanabilir. Keşke yeni kurulanTürk Arap kanalı böyle bir program gerçekleştirse.Her propaganda çalışmasında hedefin açıkça ortaya konulması gerekir. Özelliklemedyada günümüz koşullarında arzulanan ve beklenen Doğu Türkistan söylemininÇin’de “vatandaşlık hakkı” üzerine yoğunlaşmasıdır. Vatandaşlık hakkı dabilindiği gibi üç temel üzerine oturmaktadır: ulusal kimliğe saygı, insan haklarınasaygı ve özerk yönetim.Son olarak şu dört konuya dikkat çekmek istiyorum:1- Doğu Türkistan sorununu üstlenmesi ve bu uğurda çaba sarf etmesi muhtemelolan Arap ve İslam dünyasına yönelik bir söylem geliştirilmesi konusunaöncelik verilmelidir. Daha önce de ifade ettiğim gibi, İslam dünyası Çin malları veÇin’in ticari çıkarları için çok önemli bir pazar konumundadır ve Çin hükümetininDoğu Türkistan’daki Müslümanlara karşı tutumu, bu ticari ilişkinin yönünüolumlu veya olumsuz olarak belirlemelidir.2- Sorunun tarihini ve geçirdiği evreleri belgeleyen çeşitli basılı belge ve kitaplarlaDoğu Türkistan sorununu arşivlemeye özen göstermek gerekir. BüyükÇin denizinde henüz eriyip gitmemiş Doğu Türkistan’a ait ayırt edici özelliklerinkayıt altına alınması da ayrıca önemlidir.3- Doğu Türkistan’da meydana gelen insan hakları ihlallerini anlatan yıllık raporlar,her yıl yayınlanacak olan süreli kitaplarda belgelenip tescillenmelidir. Buradaunutulmaması gereken hususlardan biri de kayıt ve arşivlemenin yapılamamasıve iletişim araçlarıyla kurulan ilişkinin zayıf olması durumunda İslam ülkelerindekikamuoyunun hafızasında bu sorunun kolayca unutulacak olmasıdır. Hatta dahabirkaç ay önce Doğu Türkistanlıların maruz kaldığı acımasız bastırma operasyonlarıdahi hatırlanmayacaktır. Nitekim mahkemelerde alınan birçok idam kararı vebunların infazı ülkelerimizde gerektiği kadar protesto dahi edilmemiştir.4- Onurlu vatandaşlık hakkını talep etmek, özgürlük propagandası yapan veÇin’deki insan haklarını savunmaya çalışan aktivistlerin de içinde bulunduğu bazı253


Çinli grupların talepleriyle örtüşebilir. Bu da bizim Doğu Türkistan Müslümanlarınınhaklarını ve onurunu savunmayı hedefleyen ve bu bağlamda bir baskı unsuruolan söz konusu aktivistlerle ne kadar bir araya gelebildiğimizi sorgulamamızıngerekliliğini göstermektedir.254


iraciddin ii emeddinCidde RadyosuDoğu Türkistan’ın Özgürlük Yolu ve KaderiniTayin Etme HakkıToprakları üzerindeki acımasız işgal sebebiyle iradesi elinden alınmış durumdakiDoğu Türkistan halkı uzun süreden beri özgürlüğünden mahrum yaşamaktadır.Doğu Türkistan dâhil Türkistan halklarının binlerce yıl gerilere giden tarihinebaktığımızda, yüz ölçümü 8,1 milyon kilometrekareden fazla olan topraklardaözgür ve bağımsız olarak ve diğer ulusların tehditlerinden emin bir şekilde yaşadıklarınıgörmekteyiz. Türkistan miladi 920 yılında Sultan Satuk Buğra Han’ınİslam dini ile şereflenmesiyle altın çağını yaşamıştır. Miladi 960’a gelindiğinde iseİslamiyet devletin resmî dinî ilan edilmiştir.Ancak bugün üzülerek ifade etmeliyiz ki, 200 yıldan daha fazla bir süredir buhalk işgalci Çin tarafından peş peşe gelen akınlarla köleleştirilmeye çalışılmıştır.Fakat Doğu Türkistanlılar hiçbir zaman bu işgale boyun eğmemiş, topraklarındaözgür bir hayat sürebilmek için direnişe ve mücadeleye devam etmiştir.Orta Asya olarak adlandırılan bölge çağlar boyunca medeniyetlere ve kültürlerebeşiklik etmiştir. Bu toprakların beşer medeniyetlerin beşiği olduğunugösteren delillerden biri 1904 yılında Amerikan jeoloji ve sondaj ekibinin ortayaçıkardığı bulgulardır. Bu ekip Hazar Denizi’nin doğusunda, Aşkabat kentine yakınbir bölgede bazı tarihî kalıntılar bulmuştur. Bu kalıntılar ve benzeri bulgularDoğu Türkistan’ın dünya medeniyet tarihinde çok önemli bir rol oynadığını veyerküre halkının birçoğunun bu bölgeden geçtiğini belgelemiştir. Ekibin başı ünlüAmerikalı jeolog ve kâşif Raphael Pumpelly, buldukları tarihî kalıntıları bilimselolarak inceledikten sonra bıçağın yeni taş (cilalı taş) devrinde milattan 9.000 yılönce Türkistan’da kullanıldığını belirtmiştir.Aynı şekilde milattan 8.000 yıl önce bölgede hayvancılık yapıldığına dair bulgulararastlanmış, bölgede yine milattan 6.000 yıl önceye ait dönemde madensanatına dair bulgular elde edilmiştir. Kazılardan elde edilen bazı arkeolojik ka-255


lıntılar günümüzde Londra Müzesi’nde sergilenmektedir. Sven Hedin, GunnarJarring ve daha birçok Avrupalı misyoner bölgede arkeolojik kazılar yapmış vebuldukları tarihî eserleri ülkelerine götürmüşlerdir. İsveç’teki çok sayıda belge vearkeolojik bulgu göstermektedir ki, komünist Çin tarafından 1949 yılından buyana işgal edilen ve Sincan olarak adlandırılan Doğu Türkistan bölgesinin gerçeksahipleri Uygur Türkleridir. Birçoklarının göz ardı ettiği bir başka gerçek de bütünDoğu Türkistan’ın büyük Çin Seddi’nin dışında kalıyor olmasıdır. Bilindiği üzerebu yapı gerçekte Çinlileri, “barbarlar” diye adlandırdıkları kabilelerden korumaküzere inşa edilmişti. Bu da tarihî olarak göstermektedir ki, bu bölge Çin sınırlarınındışında yer almaktadır. Burada yaşayan halkların ırkları bir, âdetleri de hemenhemen aynıdır. Sömürgeci ve işgalciler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, DoğuTürkistan’ın manevi birliğini ve ruhi gücünü dağıtmaya muktedir olamazlar. Nevar ki, Doğu Türkistan 200 yıldır sürekli bir şekilde Çin işgaline maruz kalmaktadır.Bu işgallerin en sonuncusu da 1949 yılındaki komünist Çin işgalidir.Bu halkın tarihî sürecini serdedecek olursak, uzun tarihleri boyunca birçokbağımsız devletler ve yapılar kurduklarını görürüz. Doğu Türkistan topraklarındakurulan belli başlı Türk devletleri şunlardır:256- Uygur Orhun Devleti (646-840)- Karahanlı Devleti (840-1212)- Saidiye Devleti (1514-1679)- Bedevlet Yakup Bey’in Kurduğu Kaşgar Devleti (1860-1875)- Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti (1933-1934)- Doğu Türkistan Cumhuriyeti (1944-1949).Doğu Türkistan’ın 1949 yılında komünist Çin tarafından işgalinden sonrabölge halkı kesintisiz bir direniş göstermiştir. Öyle ki geçen 61 sene zarfında Çinişgaline karşı 460’tan fazla ayaklanma yaşanmıştır. Modern Doğu Türkistan tarihindekien önemli ayaklanmalardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:- Zeynettin Yusuf liderliğindeki 4 Mayıs 1990 tarihli Baren ayaklanması:Bu ayaklanmada birçok köy Çin güçleri tarafından yerle bir edilerek halkkatledilmiştir. Bölgede yaşananların izleri hâlâ mevcuttur.- 5 Şubat 1997 Gulca ayaklanması: Ayaklanmadan sonra tutuklanan 300’ün


Dou rkiann rlk olu e aderini ain Eme akk üzerinde Müslüman genç, sıcaklığın sıfırın altında 10 derece olduğu kışayında üzerlerine sıkılan tazyikli soğuk su nedeniyle donarak şehit olmuştur.- 5 Temmuz 2009 ayaklanması: Bu ayaklanma Doğu Türkistan davası içinönemli bir dönüm noktasıdır. Etkileri hâlâ devam etmektedir ve DoğuTürkistan halkı özgürlüğüne tam olarak kavuşuncaya kadar da devamedecektir.Bu onurlu halkın yaşam şartlarını aşağıda değineceğimiz birtakım önemlifaktörler belirlemektedir.Tehcir ve Çinlilerin iskân edilmesi politikasıCoğrafi ve tarihî olarak bilinen bir gerçektir ki, Doğu Türkistan asırlardırTürklerin yurdudur. Çin ile komşu olması, öteden beri bu ülke ile olan ilişkileri,peş peşe gelen Çin devletlerinin emelleri gibi sebeplerle ülkede Han Çinlilerdenve Hui Müslüman Çinlilerden Doğu Türkistan’a göç eden kimseler bulunmaktaydı.Ancak bunların sayısı çok azdı. 1945 yılında yapılan nüfus sayımınagöre Çinlilerin bölgedeki oranı %3, Türklerin oranı da %97 idi. 1965’ten sonra iseÇinlilerin oranı %40’ların üzerine çıkmıştır. Christian Science Monitor muhabiri,Türkistan’ın başkenti Urumçi’den 28 Ağustos 2008 tarihinde şu haberi geçmiştir:“Çin hükümeti milyonlarca Çinliyi alıp Sincan bölgesinde iskân etmektedir. BöyleceMüslüman çoğunluğun etnik ve kültürel kimliği yok edilmek istenmektedir.Bugün bölgede Müslümanlar azınlık hâline gelmiştir.”Komünist Parti eski Genel Sekreteri ve Çin eski Cumhurbaşkanı olan JiangZemin açıkça şunları dile getirmiştir: “Çin 200 milyon Çinliyi Türkistan’a yerleştirmeyidüşünmektedir. Ancak Doğu Türkistan halkının kesintisiz direnişi bunaengel olmaktadır.”Son direniş de kanlı 5 Temmuz 2009 olayları olmuştur. Bu olaylar neticesindeÇinli yerleşimciler bölgeyi terk etmeye ve kendi yurtlarına dönmeye başlamışlardır.Doğum kontrolü politikasıÇin bir yandan Doğu Türkistan halkının kimliğini demografik değişimle yoketmeye çalışırken bir yandan da doğum kontrolü politikasını uygulamaya koymuştur.Bu politika Çin’in her tarafında uygulanıyor gibi görünse de gerçekte257


Doğu Türkistan’daki uygulamalar çok sert ve insanlık dışıdır. Mesela genç bir çiftevlilik izni almak için yetkili makamlara gittiğinde, beş yıl süre ile çocuk sahibiolmayacağına dair yazılı bir taahhüt vermek zorunda, aksi takdirde evlilik iznialamamaktadır. Taahhüde aykırı davranılması durumunda ise işten atılmakta ve30.000 yuan para cezasına çarptırılmaktadırlar. Ancak bütün bu sert uygulamalarakarşın birçok Doğu Türkistanlının kız erkek çok sayıda çocukları olduğunubiliyoruz.Kimlikleri köreltmek için dinî eğitimin yasaklanmasıTürkistan halkı 60 yıldır dinî eğitimden mahrumdur. Çin hükümeti din eğitiminehiçbir şekilde izin vermemektedir. Sadece başkent Urumçi’de göz boyamamaksadı ile kurulmuş olan “Urumçi İslam Enstitüsü” adlı bir enstitü vardır. Buradada ancak 40 öğrenci eğitim almaktadır. Enstitüde Çin politikaları ve komünistfelsefesi okutulmaktadır. 30 milyonluk bir nüfusa sahip bir halk için bu çapta birenstitü nasıl yeterli olabilir?Ülkede gizli olarak faaliyet gösteren medreselere karşı insan aklının kabuledemeyeceği çok katı uygulamalar bulunmaktadır. 2008 yılında sadece Urumçikentinde yaşları 8-14 arası 200’den fazla çocuk altı aydan uzun süre hapsedilmiştirve ancak her biri için 10.000 yuan para cezası ödendikten sonra salıverilmişlerdir.Bütün bu zorluklara rağmen Doğu Türkistan halkı dinini öğrenmek için büyükfedakârlıklara katlanmaktadır.Uygurcanın yasaklanması2009 yılı Mart ayı başından bu yana resmî okullarda ve resmî dairelerde Uygurdilinin kullanımı yasaklanmıştır. Mesela eskiden Doğu Türkistanlıların kimlikkartlarında isim ve unvan Uygur dili ile yazılırken şimdi Çince yazılmaktadır. ÖğretmenlerinÇinceyi iyi derecede bilmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde görevlerineson verilmekte ve yerlerine Çinli öğretmenler alınmaktadır.Çinliler bu hukuk dışı uygulamalarla Doğu Türkistan halkının kimliğini yoketmek, özgürlüklerine ket vurmak ve kaderlerini tayin haklarını ellerinden almakistemektedirler.258


Dou rkiann rlk olu e aderini ain Eme akk Türkistan’da özerk idare gerçeği25 Ekim 1949 tarihinde Çin ordusu Doğu Türkistan’a işgal gücü olarak girdiğinde,başkent Urumçi havalimanında kendisini karşılamaya gelenlere GeneralWang Jing şunları söylüyordu: “Bizler sizlerin misafiri olarak burada bulunuyoruz.Bölgenizde işler rayına girdiğinde ülkemize geri döneceğiz. Bu, lider MaoTse-Tung’un size sözüdür.” İşgalci Çin, Doğu Türkistan topraklarında bütünüylehâkimiyet kuramadı. Zira Doğu Türkistan Cumhuriyeti olarak yapılanmış üç vilayettedüzenli direniş ordusu bulunmaktaydı. İşgalden altı yıl sonra, tam tarihi ile01.10.1955’te Çin Doğu Türkistan’a “Sincan Özerk İdari Bölge” adı ile özerklikvermeye mecbur kaldı. Dünya uluslarından herhangi bir ulusa özerklik verildiğininilan edilmesi, uluslararası hukuka göre, o halkın din, dil, örf ve âdetlerininkabul edildiği anlamına gelmektedir. Aynı zamanda ülke halkının kendi topraklarınınzenginliklerinden istifadesi, içeride ve dışarıda dolaşım özgürlüğü gibi konulardahak sahibi olduğu anlamına gelir. Yine Çin’in de imzaladığı BirleşmişMilletler (BM) sözleşmesine göre, bir halka özerklik verilmesi, kaderini belirlemehususunda halk oylamasına gitmenin bir ön adımı olarak görülmektedir. Ancakdurum böyle olmamış ve Doğu Türkistan’da otonomi hiçbir zaman tatbik edilmemiştir.Aksine bu sözde özerklik, uluslararası kamuoyunu ve Doğu Türkistan halkınıaldatmacadan ibaret bir uygulama olarak kalmıştır. Bu şeklî özerklik idaresinemuhalif oldukları için de on binlerce insan tutuklanmıştır.Özgürlük hareketleri ve uluslararası kamuoyundaDoğu Türkistan halkının haklarını talep etmesiÇok sayıda Doğu Türkistanlı dernek ve hareket uzun zamandan bu yanaçalışmakta, maddi ve hukuki imkânları çerçevesinde faaliyetler gerçekleştirerekDoğu Türkistan halkının haklarını talep etmektedir. Bu doğrultuda Türkiye, ABDve Orta Asya’da ve Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinde bu kısa çalışmadaadlarını sayamayacağımız kadar çok kuruluş bulunmaktadır. Yükselen Çin gücüdolayısıyla Doğu Türkistan davasını uluslararası mahfillerde gündem yapmakmümkün olmuyordu. Ancak 5 Temmuz 2009 olayları tabloyu tamamen tersineçevirmiştir. Artık dünya kamuoyu “Doğu Türkistanlılar kimdir ve sorunları nedir?”diye sormaya başlamıştır.259


61 senedir Doğu Türkistan davası hiçbir zaman ölmemiştir. Direniş her türlüşekli ile hem kişiler hem de kurumlar düzeyinde devam etmiştir. MuhammedEmin Buğra (1901-1965), İsa Yusuf Alptekin (1901-1995) gibi isimler bu uğurdahayatını feda etmiş önde gelen şahsiyetlerdendir.Bugün de bu davayı savunmaya Rabia Kadir devam etmektedir. Kendisiilk olarak 1992 yılında İstanbul’da akdedilen Uluslararası Doğu TürkistanKonferansı’ndan sonra oluşturulan Dünya Uygur Kurultayı’nı temsil etmektedir.Türkiye, Suudi Arabistan ve Orta Asya’daki kardeş ülkelerimiz gibi DoğuTürkistan davası ile ilgili devletler, Doğu Türkistan halkının trajedisini çok iyibilmektedir. Bu halkın, varlığını sürdürebilmek ve haklarını elde edebilmek içinverdiği mücadelenin farkındadırlar. Doğu Türkistanlıların sahip olması gerekenhaklar ve Çin işgalinin bu onurlu halka karşı Doğu Türkistan içinde ya da dışındaişlediği suçlar bilinmektedir. Özellikle de Urumçi’deki son olaylardan sonraTürkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan YardımcısıSayın Bülent Arınç gibi liderlerin duruşları buna en güzel örnektir. Buduruşun herkes tarafından örnek alınması gerekmektedir. Ayrıca Doğu Türkistansorununu BM ve BM Güvenlik Konseyi’ne taşımanın da Türkiye’nin bir göreviolduğunu düşünmekteyiz.Doğu Türkistan halkının sorumluluklarıDoğu Türkistan’ın bağımsızlığına kavuşmasında sorumluluk her şeyden önceDoğu Türkistan halkına, özellikle de gençlere düşmektedir. Bu çerçevede şu hususlaraönem vermek gerekmektedir:260· Her alanda ve her seviyede eğitim: Dünya halklarından herhangi bir halkınsilkinip kalkınması ve üzerindeki boyunduruktan kurtulması ancakbilgi silahı ile mümkündür. Çin işgali eskiden olduğu gibi bugün de halkımızıcehaletin karanlıklarında bırakmak, ilim ve irfandan uzak tutmakistemektedir. Özellikle dinî ilimlerde ve modern bilimlerde yapılmak istenenbudur. İşgalden kurtulmamızın tek yolu bilgidir.· Medyaya önem verilmelidir. Haklı davamızın uluslararası mahfillerdemedya yoluyla tanıtılması gerekmektedir. Bu davanın halklar ve kurumlardüzeyinde tanıtılması, uluslararası ve bölgesel kamuoyunun kazanılmasıylamümkündür.


Dou rkiann rlk olu e aderini ain Eme akk · Ekonomiye önem verilmelidir. Ekonomi, özgürlük yolunda can damarımızdır.Büyük zenginliklere sahip olan Doğu Türkistan toprakları 61 yıldırişgalci Çin tarafından sömürülmektedir. Doğu Türkistan’ın yurt dışındada çok önemli kaynakları ve iktisadi imkânları söz konusudur ve bütünbunların davamız için değerlendirilip kullanılması gerekmektedir. İslamülkelerinde Doğu Türkistanlıların kurduğu vakıflar bulunmaktadır. Bütünbu oluşumlardan Doğu Türkistan davasının lehine istifade etme yönündeazımsanmayacak bir destek söz konusudur.· Doğu Türkistan davasının Çin’deki yabancı ülkelerin elçiliklerine, insanhakları örgütlerine, uluslararası ve İslami kurumlara tanıtılması gerekmektedir.Böylelikle Doğu Türkistan’daki Müslümanların haklarına saygıduyması için Çin’e baskı yapılması mümkün olacaktır.· Çin, elindeki bütün imkânlarla yaptığı zulümleri dünya kamuoyundangizlemeye çalışırken bu zulümleri ve işgal suçlarını ortaya çıkartmak içingayretlerin yoğunlaştırılması gerekmektedir.Doğu Türkistanlıların takip etmeleri gereken stratejiBilindiği üzere Doğu Türkistan halkı bir an bile ülkesi için fedakârlıktan geridurmamış, Çin işgaline son vermek için direnişine devam etmiş, canını bu uğurdafeda etmekten çekinmemiştir. Buna en son örnek de 5 Temmuz 2009’daki olaylardayaşananlardır. Binlerce kadın erkek, yaşlı genç Doğu Türkistanlı, Çin savaşmakinelerine karşı göğüslerini siper etmiştir.Yüzyıla yakın bir zamandır, özgürlüğümüze kavuşmak için her türlü aracı veyolu denemiş olmamıza rağmen gönüllerimize ümitsizlik düşmemiştir. Bu uğurdaçalışmaya devam edeceğiz. Libyalı kahraman Ömer Muhtar’ın ünlü sözündede ifade ettiği gibi: “Biz teslimiyet nedir bilmeyen bir ulusuz; ya ölürüz ya zaferkazanırız.” Bu bağlamda kimi silahlı direnişi kimi de barışçıl mücadeleyi benimsemektedir.Bunların hepsi yerine göre doğru olmakla beraber davanın tüm boyutlarınabaktığımızda uzun vadeli stratejik bir plan ortaya koymamız gerektiğigörülmektedir.Haklarımızı elde etme noktasında kullanabileceğimiz pek çok seçenek sözkonusudur. Ben silahlı direniş seçeneğinin bugünkü şartlarda başarılı olmayacağı-261


nı düşünmekteyim. Zira işgal gücünün elindeki silahlar ile Doğu Türkistan halkınıngücü denk değildir. Bugün elimizdeki en önemli seçenek barışçıl yollarındenenmesidir.· Topraklarımızı terk etmeyerek düşmana karşı durmaya devam etmeliyiz.· Doğum kontrol yöntemi ile Çinlilerin toplu katliam politikasına daha çokçocuk yaparak karşı koymalıyız.· Topraklarımıza yerleştirilen Çinlilere karşı tecrit uygulayarak onları göçezorlamalıyız.· Bilinçli eğitimsizleştirme politikasına karşı her alanda yüksek eğitim almalıyız.· Uzaklaştırma politikasına karşı birlik içinde olmalıyız.· Böl-yönet politikalarına karşı saflarımızı birleştirmeliyiz.· Aramıza casuslar yerleştirme politikalarına karşı parçalanmayarak kendimizikorumalıyız.Burada önemli bir nokta daha var ki, o da yurdumuzun tarihî ve coğrafi adınınDoğu Türkistan olduğudur. Bazıları tarafından kullanılan “Uyguristan” veya“Sincan” gibi isimlerin hepsi işgal güçleri tarafından amaçlı olarak kullanılan uydurmaisimlerdir ve bunları asla kabul etmediğimizi ifade etmek isteriz. Buradadeğinmek istediğim bir başka önemli husus da Rabia Kadir’in başkanlığını yaptığıDünya Uygur Kurultayı. Bu yapı aslında 1992 yılında Doğu Türkistan UlusalKonferansı olarak kurulmuştur. Sonra birtakım hareketlerle bütünleşmesi söz konusuolunca adını tamamen değiştirmiştir.Çin’in çöküşünü hazırlayan unsurlarÇin’in dâhili durumunu bilenler Çin’in gerçek gücünü anlamakta ve çok yakınbir gelecekte çökeceğini, parçalanıp dağılacağını ve yedi devlete ayrılacağını tahminetmektedir. Bu yedi devlet Çinli bir araştırmacının da dediği gibi şu şekildeolacaktır: Doğu Türkistan, Tibet, Tayvan, Mançurya, İç Moğolistan, Hong Kongve Makau.İşsiz sayısının 250 milyona ulaştığı Çin’de işsizlik salgını Çinlileri ürkütmek-262


Dou rkiann rlk olu e aderini ain Eme akk tedir. Öte yandan zengin-fakir arasındaki uçurum her geçen gün hızla büyümektedir.Ahlaki yozlaşma, aile kurumunun zayıflaması ve rüşvet, Çin’in varlığını tehditeder hâle gelmiştir. Büyük küçük her işte rüşvet yaygınlaşmıştır.Adi ve taklit Çin malları bütün dünyayı işgal etmiş durumdadır. Ancak sonyıllarda birçok dünya devleti Çin mallarından yüz çevirmeye başlamıştır. Bu daÇin ekonomisini, uzun vadede de olsa olumsuz yönde etkileyecektir. Biliyoruzki bugün Çin, bütünlüğünü zorbalıkla, istibdatla ve iktisatla korumaktadır. Ekonomiçökünce bütünlüğü de kesinlikle çökecektir. Çünkü bir buçuk milyar insankomünist rejimin uyguladığı politikalar nedeniyle mutsuzdur. Çin halkının %80’iyoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.SonuçDoğu Türkistan halkının yaşadıklarına ve işgalci Çin’in, topraklarından silipkazımak için bu halka neler yaptığına kısaca değindikten sonra probleminşu üç temel boyutundan bahsetmek istiyorum. Birincisi; Doğu Türkistan’da Çinliotoriteler ve Han Çinli gruplar tarafından yapılan insan hakları ihlalleri tehlikeliboyutlara ulaşmıştır. İkincisi; Doğu Türkistan’da insan haklarının durumu DoğuTürkistan halkının geleceğini ve vatanlarındaki varlıklarını tehdit etmektedir.Üçüncüsü; Doğu Türkistan halkının temel yaşam hakları ile ilgili isteklerine Çinlileraşırı güç kullanarak müdahale etmekte ve bu uygulamalara karşı bütün dünyasusmaktadır.Bu toprakların gerçek sahipleri ve 61 yıldır işgal altında yaşayan bir ulus olarakbizler, hem din hem de dil ve kültür olarak Çinlilerden çok farklıyız. TopraklarımızÇin’in coğrafi sınırlarını tayin eden seddin dışındadır. Bunca zamandıryeryüzündeki varlığımıza son vermek için gayret eden Çin’in politikaları aslabaşarılı olmamıştır, olamayacaktır. Tam özgürlük hakkımızı istemek, kaderimizitayin etme hakkımızın olması ve Doğu Türkistan davasının Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi çatısı altında dile getirilmesi en tabii hakkımızdır.Şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki, özgürlükler kolay elde edilmiyor. Onlarca,belki de yüzlerce yıl fedakârlıkla ve ciddiyetle çalışmamız gerekiyor. Dinimizi,onurumuzu ve topraklarımızı korumamız ancak bu şekilde mümkün.Her şeyden önce şunu bilmemiz gerekiyor ki, bizler Allah’a ve yeryüzüne263


koyduğu kanunlara iman etmiş kimseleriz. Ve yine inanıyoruz ki, sabredersek vehedeflerimize ulaşmak için ciddiyetle ve ihlasla çalışırsak düşmanlarımıza karşıelbette zafer bizim olacaktır. Bu Allah Teala’nın Kur’an-ı Kerim’deki vaadidir:“Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin,Allah’tan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmran; 3/200)“Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti.Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağbırakıyordu. Belli ki o, bozgunculardandı. Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düşürülenlerelütufta bulunalım, onları önderler yapalım, onlara (ötekilerin) yerini aldıralım.Ve o yerde onları hâkim kılalım, Firavun ile Hâmân ve ordularına, onlardan çekinmekteoldukları şeyi gösterelim.” (Kasas; 28/4-6)“Elif, Lâm, Mîm. İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘iman ettik’ demeleriylebırakılıvereceklerini mi sandılar? And olsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandangeçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlakaortaya koyacaktır.” (Ankebut; 29/1-3)264


FREEEAST TURKISTANSYMPOSIUM


ForewordEast Turkestan, which was frequently invaded by Chinese armies since thesecond half of the 18th century, occupied in 1949 and officially declared anautonomous region of China in 1955, is still under occupation. Crimes againsthumanity are perpetrated in Kashgar, Urumqi, Turpan, and other historical EastTurkestani territories.Basic human rights of the East Turkestani people have been usurped for 61years. As a result of the systematic settlement of ethnic Chinese population inEast Turkestan, local people are forced to migrate within East Turkestan or leavethe region and join diaspora in different parts of the world. Stealing of newbornbabies from their mother through strict birth control policies, ban on Islamicfasting and attending mosques, imposition of Chinese as the obligatory languageof education, restrictions on education, employment and health services, forcedlabor, exiles, detention, unjust imprisonment and similar practices have become apart of the daily life of the East Turkestani people.The story of a people that have live under oppressive policies fails to appear onthe world agenda because of realpolitik of international relations, disinformationand distortions. This study contains the papers presented at Free East TurkestanSymposium that aims to expose unlawful practices the local peoples have faced fordecades, open the region to the inspection of civilian human rights organizations,work out plans to ensure delivery of humanitarian aid to all parts of East Turkestan,and include official and civilian, local and international authorities in search for aresolution that favors rights and justice for the East Turkestani people. Publishedin Turkish, English, Uyghur and Arabic languages, this study hopes to contributeto a better understanding of the East Turkestani problem and to the struggle ofthe East Turkestani people.267


Atty F. Bulent YildirimPresident of IHH Humanitarian Relief FoundationWhy East Turkistan Symposium?With its geopolitical location and rich underground resources, such as oil,gold, uranium and coal, East Turkestan has always attracted the interest of itsneighbors. China, with its long record of exploiting the region’s resources andattempts at genocide, ethnic and religious assimilation, as well as human rightsviolations, has blocked the reporting of regional developments to the world; to thisend China attempts to isolate the region from the rest of the world by controllingthe use of means of communication.The human rights breaches perpetrated by China have been widelydocumented in reports from international human rights organizations and reportsleaked to world public opinion by the population of East Turkestan. China haseven attempted the mass slaughter of the local population and has subjected EastTurkistanis within the Chinese borders to policies of arbitrary detention andtorture, extrajudicial killing and executions, forced abortions, sterilization, exile,bans on religious education and worship, restrictions on the use of public services,the intentional spread of AIDS and similar lethal, infectious diseases, forcedlabor, forced migration for employment, restrictions on traveling and movement,and control of the means of correspondence and communication; such policieshave been made a part of daily life in East Turkestan.The question of East Turkestan has ceased to be an internal problem; due tounjust Chinese practices it has now become a humanitarian problem for the entireworld. Therefore, all civilian and state authorities, all parliaments, all NGOs,all international tribunals, the United Nations and similar international bodiesworldwide, in particular Turkey and other Turkic republics have a responsibilityto bring Chinese oppression to an end. The UN recognizes the East Turkestanterritory; therefore, the UN Security Council should decide in favor of the269


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMoppressed East Turkestani people by placing sanctions on China, even thoughthe Chinese have the right to a veto in the Council. The regions hit by the recentcrisis, particularly Urumqi, should be immediately opened to inspection by theinternational community and world public opinion; the entry of humanitarianaid to the region should be secured. The decisions and attitudes of the abovementionedmechanisms will be largely shaped by the stance taken up by countrieswhich have political and economic relations with China. This attitude mustinclude a historical responsibility.Human rights violations in China, in particular the restrictions on the rightto life and the freedom of worship, have caused concern in the Islamic world.The suppression of the East Turkestan problem for the sake of economic andcommercial benefits with China is upsetting to Muslim people. Therefore, thegovernments of Muslim countries should stand united on the East Turkestanissue. The Organization of the Islamic Conference should immediately meet andurge member countries and other countries to review their political and economicrelations with China, bringing them into favor of the people of East Turkestan.China needs the Islamic world as an economic market. A victory in this issue willhelp strengthen the Islamic union.Turkey has the position and the ability to urge the Islamic world to takeaction. It should review political and economic cooperation with China in orderto protect the rights and liberties of the people of East Turkestan and it shouldtake up the position of observer for East Turkestan.International mechanisms have now lost their ability to function andinternational law is no longer a solution; this situation is even more threateningto world peace than nuclear armament. We, as people with a responsibility tohumanity, have organized this symposium to contribute to the resolution of theEast Turkestan question, which we regard to be a problem of all humanity. Actingin accordance with the principle that any policy which renders people helpless orcauses them to suffering, no matter where or by whom it is committed, is a crimeagainst humanity, we call on all the relevant authorities to take the necessaryactions and do whatever they can to establish justice.270


I. SESSIONPAST AND PRESENT OF EASTTURKISTANChairman: Ahmet Faruk Unsal Prof Alimcan Inayet, Ege University, TURKEY Prof Alaeddin Yalcinkaya, Sakarya University, TURKEY Dr Akram Hicazi, Researcher-Writer, JORDAN Seyit Tumturk, Vice President of World Uyghur Congress, TURKEY Tseten Samdup Chhoekyapa, Representative of His Holiness theDalai Lama, SWITZERLAND Dr Meryem Hakim, Izmir University, TURKEY


Translated from Turkish by Yusuf Baybars OncuProf. Dr. Alimcan InayetLecturer in the Institute of Turkish World Studies, Ege UniverstyEast Turkistan as a Cradle of Civilizations1. The name “East Turkistan”East Turkistan has not always been Chinese territory, despite Chinese claims;it is a Turkic land. The Chinese used the name “Xiyu” -meaning “WesternLands”- for East Turkistan until 1884. Xiyu is not a proper geographical name,but a general one that indicates a significant part of Central Asia, including EastTurkistan. The Chinese started to call this land Xinjiang (Shincang, Sincan,Sinkiang) -which means “new border”- from 1884, thus admitting that they wereoccupational forces in these lands which they claim have always been Chinese.As far as the name East Turkistan in Western literature is concerned,according to the Shehname (A famous Persian chronicle, written in verse), thelands on which the Turks lived were called Turan before the birth of Christ. 1The name “Turan” was changed to “Turkistan” in Arabic and Persian sources afterthe 7 th century A.D. According to Marco Polo, the East Turkistan Region wasknown as “Great Turkey”. 2 In the Turfan scripts, the name given to these landsby the Uyghur Turks living there was the Uyghur Province 3 . We also find thename “Uyghuristan”. After the Russian occupation in the western part of UluğTurkistan, a name meaning “Great Turkey”, in the late 19 th century, the part thatremained in the east was known as “East Turkistan”.2. The national identity of the Uyghur TurksIt is without a doubt that the Uyghur people who live in East Turkistan areTurkic both ethnically and culturally. In the Orkhon Inscriptions, Bilge Kaganstates, “the Nine Oguz were mine”. It is widely recognized that the Nine Oguzwere Uyghur Turks. When Singku Seli Tutung, a famous translator in the 10 th273


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMcentury, translated the Altın Yaruk from Chinese into Uyghur, he used the expressionthe “Turkish Language” or the “Turkish-Uyghur Language” to describe thelanguage of the Uyghur people. 4 There are many statements in the famous DivanüLügati’t-Türk by Mahmud of Kashgar which state that the Uyghur people areTurkic. However, the Chinese have never recognized this historical and scientificfact, and even today claim that there is no “Turkic Nation” or “Turk” in the world,in the contemporary sense. They argue that the Turks left the scene of historyduring the late period of the Tang Dynasty and that concepts such as “Turk” or“Turkic Nation” have been manipulated to serve some Pan-Turkic circles. 5 In thesame way that the Chinese deny the Turkic identity of the Uyghur people, theyalso refuse to recognize the geographical name “East Turkistan”. Such a positionand attitude by the Chinese is completely political, but this can never change thetruth.3. East Turkistan as the cradle of civilizationsIn the pre-Islamic period, East Turkistan, which is on the route of thehistorical Silk Road, was a meeting point for the Shaman civilization, the Indiancivilization and the Hellenic civilization. Due to the fact that the Uyghur Turkshad converted to Islam in the 10th century, this became a region in which Islamiccivilization, Buddhist civilization and Western Christian civilization merged.Under the influence of such a cultural environment, the Uyghur Turks createdan exclusive culture for themselves in these lands, and East Turkistan became thecentre of Turkic national culture in terms of language, religion, literature and arts.This cultural environment resulted in the first written literature, the first writtenlaw and the first book-printing technique in Turkic culture; it also became a venuefor education of prominent people such as Mahmud of Kashgar, Yusuf Has Hacib,Hodja Ahmet Yesevi, 6 as well as the composition of musical masterpieces, such as12 musical modes. The qariz culture -the underground water galleries- which isconsidered to be a wonder of human history, was constructed in this region.During the 1,000-year historical period in which the Uyghur Turks enjoyedan established culture in place of their traditional nomadic one, they producedan unprecedented civilization of tolerance, never regarding any foreign cultureas different. Throughout their history they adhered to the Shaman belief, the274


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan InayetManiheist religion, and Christianity and Islam; they became the protectorsof all these faiths. During the 5 th and 6 th centuries, Hoten, Kucha and Turfanwere important centres of the Buddhist culture, with Turfan being an importantregion for Buddhist, Maniheist and Nasturi Christian activities in the 8 th and 9 thcenturies. Literary works, books translated from other languages and drawings onthe walls of Buddhist temples, reflecting the Buddhist and Maniheist faith, areall products of this period. When Satuk Bugra Khan, the sultan of the KarahanliState, converted to Islam in the 10 th century, the Uyghur Turks also convertedto Islam. Masterpieces such as the Kutadgu Bilig (the Sacred Knowledge) andDivanü Lügati’t-Türk (Collection of Turkish Dictionaries) are products of theIslamic period of the Uyghur Turks. Uyghur Turks, who were very tolerant todifferent religions, were interested in foreign cultures and adopted them whensuitable. For instance, the Uyghur people originally used the Gokturk alphabet,but they also used the Soğd-Uyghur alphabet, the Jagatai alphabet, the Cyrillicalphabet and the Latin alphabet. Today, they use an alphabet derived from theArabic script.Uyghur Turks shared the knowledge they had accumulated with other nationsand taught Genghis Khan and his sons how to use the alphabet, the seal, diplomacyand state bureaucracy. In this way, the Uyghur Turks made a great contribution tothe success of Genghis Khan.The Uyghur Turks established various states throughout history and theirstate organisation and administration were reflected in the Kutadgu Bilig of YusufHas Hacib. The Uyghur Turkic state administration was not based on “absorbingand demolishing”, but on “existence and protection”, and in this way the wolf andthe lamb could peacefully co-exist. 7The states founded by the Uyghur Turks in East Turkistan include thefollowing:The Idikut Uyghur State: This state, which was established in 856 by MengliTigin (Ulug Tengride Kut Bolmış Alp Kulug Bilge Kagan), continued to existunder the Mongol Empire after the 13 th century.The Karahanli State: This state, established in the 10 th century by Bilge KulKadır Khan, became the first Muslim-Turkic state in Turkic history when Sultan275


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMSatuk Bugra Khan converted to Islam. This state was destroyed by the Kara-Hitay State in the 13 th century.The Jagatai State: This state, which was governed by Jagatai Khan, the secondson of the Mongolian emperor Genghis Khan, and his descendants, collapsed inthe 15 th century.The Khanate of Saidiye Yarkent: This state, established by Seyit Khan -adescendent of Tamerlane- in the 16 th century, ruled until the 17 th century.The Hodjas Government: The administration of the Khanate of SaidiyeYarkent was conquered by the Hodjas in the 17 th century, and East Turkistan wasgoverned by them for 77 years.The Kashgar Khanate: This khanate was established by Yakup Beg in1868 and he ruled for about 10 years. This khanate was officially annexed to theOttoman Empire on the request of Yakup Beg -the khan of Kashgar- and thisrequest was accepted by the Ottoman sultan. After the death of Yakup Beg in1877, the Chinese occupied East Turkistan and this occupation was finalized in1879.The Islamic Republic of East Turkistan: This state was founded on 12November, 1933, after a national insurgence broke out in East Turkistan. Thepresident of the state was Hocaniyaz Hadji. This state collapsed after a jointRussian-Chinese attack in 1934.The Republic of East Turkistan: This state was established on 12 November,1944. The president of the state was Ali Han Tore. This state collapsed after theChinese-Communist occupation in East Turkistan in 1949.What we know today as “the East Turkistan Issue” arose from the Chineseoccupation of these lands in the 19 th century; this situation became permanentduring the Nationalist (Kuomintang) and Chinese Communist governments.4. Is East Turkistan a Chinese land?The Chinese claim that Xinjiang has always been a part of Chinese territoryis used to justify their occupation of East Turkistan. Although the Chinese firstentered East Turkistan during the Han Dynasty, this was to ensure security for the276


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan InayetSilk Way. The structures that China tries to present as having been administrativeunits of the central Chinese administration in the past are nothing but securitystations they had erected along the Silk Way. After the Battle of Talas in 751,the Chinese left these lands for more than 1,000 years. 8 Therefore, the Chineseare in no way justified in the claim that East Turkistan has always been Chineseterritory.The name “Xinjiang” (New Border), given to East Turkistan by the Chineseand the demographic structure of the Chinese Han people in East Turkistan in1940s and 1950s refute Chinese claims that East Turkistan was “always Chineseterritory”.The Chinese (Han) Population in East Turkistan in 1941: 9Ethnic Groups Population ProportionUyghur 2,984,000 80.0%Kazakh 326,000 8.7%Kyrgyz 65,000 1.7%Dongan 92,000 2.5%Chinese (Han) 187,000 5.0%Mongol 76,000 2.0%Total 3,730,000 100%The Chinese (Han) population in the tables consists of the families of theChinese occupational army troops, not Chinese people who had settled in theregion.5. The assimilation policy of the Chinese administration against UyghurTurks5. 1. The era of the Manchu-Qing DynastyThe attack on China by land and sea carried out by Western states in the late19 th century -the final period of the Manchu-Qing dynasty- led the Chinese toestablish both territorial and marine defence lines; as a result, the East Turkistan277


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMgeography was regarded as a significant land defence chain by the Chinese. Chinadeemed it necessary to pacify the dominant element of the region, namely theTurkic population, to secure this defence line, and thus they implemented a policyof bringing Chinese immigrants from inner parts of China to East Turkistan,integrating East Turkistan into China, and Sinicizing the people of the regionthrough Chinese education. For instance, General Zuo Zong-Tang, who occupiedEast Turkistan, opened a Chinese school where he collected the children ofwealthy people and forced them to undergo Chinese education.“Although there was no reason to do so, the Chinese invaded our country. Theycarried out unimaginable atrocities and oppression. The Muslim people of Kashgarwere helpless against such a violent occupation and atrocity. The people of Kashgarare mourning their fathers and mothers, sons and daughters, husbands and wives.The fire of revenge is burning in the very heart of each member of this nation. TheChinese have recently started to collect our children and teach them the Chineselanguage and force them to carry out Chinese religious ceremonies in their schools;this has exhausted the patience of the Muslim people there.” 10The schools, known as “Shotang”, also instructed Uyghur children in Chineseduring the Yang Zengxin era. This assimilation policy, initiated by the Manchu-Qing dynasty, was also followed verbatim during the Nationalist Chinese (Guo-Min-Dang) administration.5. 2. The era of Nationalist China (Kuomintang)The left-wing revolutionist Chinese, including Sun Zhongshan, the founderof the Republic of China, changed “the idea of a Republic based on five ethnicgroups” ( ), which had been put forward by the right-wing conservativesduring the first years of the republic, into “the idea of Chinese Nationalism” (), which was primarily based on using the Han ethnic group to Sinicize() the other ethnic groups in the country. Their goal was to assimilateminor and weaker nations in China and to thus formulate a greater nation andestablish a nation state. Thus, the left-wing revolutionists represented by SunZhongshan were avid defenders of the principles of “Great Han Nationalism”() and “assimilation” (). 11 Sun Zhongshan did not regard theManchu people who ruled China for 300 years as Chinese people, and thereforedemanded that they be exiled from China. Nevertheless, the sovereignty right278


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan Inayetof China would be jeopardized in the international arena if the Manchu peopleand their government in China were denied, as this would mean rejecting thelegacy and historical heritage of China as a whole. Therefore, Sun Zhongshanhad to recognize the Manchu government as the legitimate government of China,and abandoned the idea of “Great Han Nationalism”, rather adopting a principleof “Chinese Nationalism”. However, he actually never abandoned the principlesof “Great Han Nationalism” or “assimilation”. The assimilation principle of SunZhongshan underpinned any policy that was implemented by the NationalistChinese (Kuomintang) administration against East Turkistan. Once theNationalist Chinese government took over the administrative organisation ofthe Manchu-Qing Empire in East Turkistan, they first appointed officers tocities and towns in East Turkistan and thereby tried to break the influence of theTurkic people in the administration. They swept away the people in Gun-Chungwhose livelihood was connected to cattle-breeding and replaced them withChinese (Han) farmers in 1943. Sheng Shih-Tsai first appeared with the sloganof “Equality of all Peoples”, however, he massacred more than 150,000 people,most of whom were elites or intellectuals. The Nationalist Chinese governmentalso planned to transfer 1 million Chinese (Han) people to East Turkistan;however, this plan could not be implemented due to the war in which they werefighting against the Chinese Communists. This plan was later implemented bythe Chinese Communists even more harshly5. 3. The era of Communist ChinaWhile the Chinese Communists were struggling against the Nationalist Chinese(Kuomintang) government, they were in need of the support of the Han Chineseas well as other nations; they made incredible promises concerning minority rights.The Communists, who had declared that they would unconditionally recognize theright of self determination for non-Han people, attempted to establish a Sovietstyle,federative state structure in China. Furthermore, Mao Zedong demandedthe independence of the region in which he grew up, the Hunan Province, in the1910s and 1920s, suggesting the division of China into 27 separate states. 12 Itwas stated at the Second National Convention of the Chinese Communist Party,held in July 1922, that a federal republic of China, including Mongolia, Tibet andthe Uyghur regions, would be established, based on the principle of a voluntary279


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMfederation. 13 It was stated in the “Draft Constitution of the Soviet Republic ofChina”, which was voted on in the Preliminary Commission of the First NationalSoviet Representatives Meeting of the Chinese Communist Party in November1931, that nations would be provided with the right to self determination, andthat nations such as Mongolia, the Uyghur region and Tibet would be entitled toseparate from the state and be free to decided whether to join or leave the ChineseSoviet Federation or to establish their own autonomies. 14 However, the ChineseCommunists suddenly changed their minds in 1949, and totally abandoned thepromises they had made, and by which they had deceived nations such as Mongolia,the Uyghur region and Tibet. When the Chinese Communists came to power,they continued the assimilation policy of the Nationalist Chinese (Kuomintang)government, despite the fact that they had accused the later for assimilating theminorities. For instance, the project of transferring Chinese (Han) population toEast Turkistan, which had already been planned, but could not be implementedby the Nationalist administration, was implemented by the Chinese Communists.The table below clearly reflects the situation: 15The Chinese (Han) population in the region in 1953 was as below:Ethnic Groups Population ProportionUyghur 3,640,000 74.7%Chinese (Han) 299,000 6.1%Kazakh 492,000 10.1%Dongan 150,000 3.1%Kyrgyz 68,000 1.4%The Chinese (Han) population in the region in 1964 was as below:Ethnic Groups Population ProportionUyghur 4,021,200 54.0%Chinese (Han) 2,445,400 32.9%Kazakh 501,400 6.7%Dongan 271,000 3.6%Kyrgyz 69,200 0.9%280


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan InayetThis proportion reached 40% in 1982:Ethnic Groups Population ProportionUyghur 5,995,000 45.8%Chinese (Han) 5,284,000 40.4%Kazakh 903,000 6.9%Dongan 567,000 4.3%Kyrgyz 112,000 0.9%These figures do not include the troops of the Chinese administration’sproduction-construction army (Sheng-Chan Jian-She Bing-Tuan) in EastTurkistan. The number of these troops was 2,287,896 in 1995 and correspondedto 13.8% of the overall population in East Turkistan. Therefore, the Chinesepopulation in the region actually amounts to 54.2% of the overall populationtoday.Obviously, the Chinese communists have distorted the demographic structurein the region by transferring a Chinese (Han) population to East Turkistan since1950s, and thus making the Uyghur Turks a minority in their own land. Thispopulation transfer is still continuing today through various channels and thepresence of the Uyghur Turks has thus come under threat.In addition to this intensive population transfer to East Turkistan, the ChineseCommunist administration has directly and indirectly applied different methods,including the banning of the Uyghur language in public offices, changing thealphabet, forcing education in the Chinese language, bi-lingual education, birthrestrictions, and the restriction of religious activities and prayer. 166. The current situation in East TurkistanToday, East Turkistan -which is also known as “Xinjiang” by the Chineseisthe second largest country after Kazakhstan in Central Asia, with an area of1,644,000 square km. The country, which covers the Tien Shan Mountains, theAltai Mountains, the Pamir Mountains, the Taklimakan Desert and the TarimRiver, is bordered by the Russian Federation to the north, Mongolia to the northeast,Kazakhstan, Kyrgyzstan, Pakistan, Afghanistan and Tajikistan to the west,Tibet and India to the south, and China to the east.281


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe demographic structure of East Turkistan as of 1996: 17Ethnic GroupsPopulationUyghur 7,916,013Kazakh 1,258,521Kyrgyz 160,483Uzbek 13,498Tatar 4,700Chinese (Han) 6,432,816Dongan 760,181Mongol 155,415Manchu 20,559Russian 9,206Xibe 38,854Dagur 6,386Tajik 38,000Total 16,892,9006. 1. The economic structure of East TurkistanThe economy of East Turkistan relies on agriculture. Wheat, rice, cotton,barley, corn, beet, cannabis, apples, grapes, peaches, figs, pears, melons and watermelonsare grown in the region. The northern parts of East Turkistan are heavilyinvolved in live stock-breeding. Today, this region has more than 60 million headof cattle, sheep and goats. Furthermore, trade is another key component of theeconomy in East Turkistan. Urumchi, Kashgar and Hoten are important tradecentres.East Turkistan is very rich in natural resources, including oil, natural gas, coal,gold and uranium. China meets 25% of her oil requirements from this region.The most recent studies have shown that the natural gas reserve in East Turkistanis 1 trillion 400 billion cubic meters, an amount that can meet the natural gasrequirement of China for 30 years. 18 The coal reserves of East Turkistan constitute40% of the overall coal reserves of China.282


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan Inayet6. 2. The administrative structure of East TurkistanThe official name of East Turkistan in China in Uyghur is the “Xinjiang UyghurOtonom Rayoni” (the Xinjiang Uyghur Autonomous Region). It was establishedon 1 October 1955. There are 5 autonomous prefectures, 6 autonomous Counties8 cities and 62 districts in the Autonomous Uyghur Region. The autonomousregions are as follows: 19Autonomous RegionsDate ofEstablishmentregionYanqi Hui Autonomous County 15.03.1954 32.70%Qapqal Xibe Autonomous County 25.03.1954 28.00%Bayingolin Mongol AutonomousPrefecture23.06.1954 35.00%Bortala Mongol Autonomous Prefecture 13.07.1954 24.80%Kizilsu Kyrgyz Autonomous Prefecture 14.07.1954 36.00%Changyi Hui Autonomous Prefecture 15.07.1954 37.00%Mori Kazakh Autonomous County 17.07.1954 33.00%Hoboksar Mongol Autonomous County 10.09.1954 58.00%Taxkorgan Tajik Autonomous County 17.09.1954 78.10%Barkol Kazakh Autonomous County 30.09.1954 31.00%Ili Kazakh Autonomous Prefecture 27.11.1954 53.47%The proportion ofautonomous ethnicgroups to the overallpopulation in theAll government organs and offices have a Communist Party Secretariat,which has the power to make binding decisions. It is impossible to take part inthe administration without being a member of the Communist Party.7. The actual problems in East Turkistan7. 1. Allegedly East Turkistan is an autonomous region. However the rightsand authority that are the result of such autonomy have been severely violated.7. 2. The government policy for encouraging settlement in the region is283


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMstill continuing. Chinese immigrants who settle in the region are upsetting thedemography of the region to the detriment of the Turkic population, and this inturn results in serious social problems. Such problems can be listed as follows:7. 2. 1. Due to intensive immigration, the Turkic people in East Turkistanhave been deprived of fertile lands and face problems in employment, education,culture and security, which are growing with every passing day.7. 2. 2. The unemployment problem in the Uyghur Turks has been aggravateddue to intensive immigration into the region. Many people are losing their jobsdue to the privatization of public enterprises. It is often impossible for universitygraduates to find a job, which results in an increased number of unemployedyoungsters, and thus an increase in crimes such as prostitution, drug trafficking,robbery and fraud.7. 2. 3. In order to give momentum to the Sinicization of young Uyghurs, thetension between the young Uyghurs who have been forced to migrate to innerparts of China and Chinese youngsters is increasing day by day, thus paving theway for potential social conflict. The conflict between the Uyghur workers andthe Chinese workers in Shaoguan, which ignited the incidents in Urumchi on 5July, 2009, was a result of this policy.7. 3. In addition to this intensive immigration policy, the restriction on birthsis still being severely implemented in the region, despite serious objections.Although the Chinese administration claims that they have implemented such abirth policy in order to “increase the quality of the nation”, to “increase the welfareof people of the region”, “for development of the region”, and “for the good ofUyghur Turks”, it is obvious that the actual goal is to keep the Turkic populationunder control and to increase the Chinese (Han) population in the region.7. 4. The nuclear tests deliberately conducted by the Chinese administration inEast Turkistan have resulted in various diseases and serious medical conditions inthe region, such as hepatitis, cancer, and birth defects.7. 5. The Chinese administration, which banned education in the Uyghurlanguage, which had been the norm until the 1990s, replacing it with educationin Chinese, has restricted the educational rights and opportunities of the Turkicpopulation in East Turkistan. Although the Chinese government claims that284


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan Inayetthey are aiming to increase the educational and cultural level of the people inthe region via education in Chinese, it is also obvious that the actual goal is toaccelerate the assimilation process.7. 6. Freedom of prayer is restricted. Under the Chinese Constitution, anycitizen is entitled to believe or not believe in a religion or faith. However, thepeople of East Turkistan have been deprived of this freedom. The entire Turkicpopulation in East Turkistan is Muslim, yet they are not free to practice theirreligion. Muslim people who are civil servants are not allowed to pray or fast. In anatmosphere where unemployment, moral degradation, prostitution, alcohol anddrugs prevail, religious preaching and the Islamic way of life have been prohibitedon the excuse of fundamentalism and terror.7. 7. The Uyghur people are subjects to serious insults and degrading behaviourdue to the increasing number of Chinese (Han) residents. Such behaviourincludes not being allowed into hotels, being exiled from the cities, being barredfrom going to certain areas, arbitrary arrests, being treated like terrorists, anddifficulties encountered in bureaucratic procedures (e.g. passport formalities), plusmany more.7. 8. The natural resources are being exploited and the people of the region aresuffering from scarcity, despite the abundant wealth. However, the AutonomousRights and Authorities specify that the utilization and exploitation of naturalresources shall belong to the the autonomous region itself.ConclusionDespite the claims of the Chinese, East Turkistan has always been a Turkicland, not a Chinese land. The history of these lands has been written with theblood of the Turkic nation. However, this land, the cradle of Turkic culture and acradle of civilizations, has suffered from Chinese occupation from the 19 th centuryon. After this occupation, the Chinese administration has pursued a systematicassimilation policy in order to integrate this region into China and to Sinicizethe Uyghur Turks in the region. Today, the factor that lies under many of theproblems in East Turkistan is the assimilation and annihilation policies that arebeing pursued by the Chinese against the Uyghur Turks. The Chinese (Han)people have always regarded other non-Chinese ethnic groups as a potential285


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthreat and consider assimilation as the only way to remove this threat. Even today,the Chinese government devises various political and social plans to help attainthe goal of assimilation; in order to attain this goal, the Chinese governmentdoes not respect the rights or liberties of the minorities, which are guaranteedunder the Chinese Constitution, and violates rights, such as the right to speakone’s native language, education in one’s native language, freedom of expression,freedom of religion, and freedom of propagation. The Uyghur Turks demand thatthe Chinese administration abandons these assimilation and annihilation policiesthat are inflicted upon minorities, and that they respect human rights, minorityrights, cultural rights, and grant minorities the right to self determination.286


East Turkistan as a Cradle of Civilizations / Prof Alimcan InayetEndnotes1 Tuncer Baykara, Türk, Türklük ve Türkler, 2. Edition,İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006, pp.97-100 .2 Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi-Pasifik’tenAkdeniz’e 2000 Yıl, İstanbul: Kabalcı Yayınevi,2004, p. 31.3 Taşddın sıngar aklatmış ıdduk on Uyghur ilinte.See. Gabain, Annamarie von; Winter, Werner.Türkische Turfan-Text IX, “Ein Hymnus an denVater Mani auf ‘Tocharische’ B mit alttürkischerÜbersetzung”, ADAW, Berlin: 1958; On Uyghuril uluşnug. See. Peter Zieme. Buddhistische Stabreimdichtungender Uiguren, Berliner TurfantexteXIII, Berlin 1985.4 Yasin Huşur, “Eski Çince Vesikalarda ‘Xiongnu’Gibi İsimlerin Uyghurcadaki Çevirisi”, Minzu Yuwen,No 1, 2006, p. 195 Ottura Asiya ve Cenubiy Asiyadiki Millet, Din Tokunuşi,Urumçi: Şincang Helk Neşriyatı, 2003, pp.375-376.6 Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü states based on“Cevahirü’l-Ebrar min Emvaci’l-Bihar”: “AhmedYesevi was born in the town of Sayram, which is176 km to the north east of Aksu District in EastTurkistan region of China.” See Türk Edebiyatındaİlk Mutasavvıflar, 7. Edition, Ankara, Diyanetİşleri Başkanlığı Yayınları, 1991, p. 61. Kikçine Bahadır,who was the father of Ali Şir Nevai, was a famousUyghur, too. See. İslam Ansiklopedisi, Volume2, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1989, p. 4497 “Thus did the Khan bring order to his country, hispeople got rich; in that period, lambs and wolvesdrank water from the same place.” ( 449); “Look,he tied a belt of bliss around the world; wolves andlambs lived together.” (461); “Many hungry wolvesgathered at the door; Hey the Khan, thou protectthe lambs.” (1413); “Wolves and lambs became friends.”(3096) See. Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig,İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2008.8 The Chinese attempts to explain the 1000-yearperiod by manipulating the diplomatic relationsbetween Chinese dynasties and Turkic States foundedin east Turkistan. For instance, China considersthe gifts sent by Turkic states to Chinesedynasties as “taxes” and thereby attempts to presentthis as an affiliation between the central governmentand khanates. However, historians haverecently found out that the Chinese recorded thegifts of Chinese Emperors to foreigners as “gifts” or“presents” whereas they recorded the gifts comingfrom foreign states as “taxes”. They also recordedthe annual taxes which the Chinese regularly paidto Gokturk and Uyghur Khanates as “gifts” or “presents”.Therefore, the concept “Who pays tax toChina is affiliated to China” has no validity.9 Zhe Wu, (), Xinjiang: Ethnic Identity,International Competition and Chinese Revolution,1944-1962 (, 1944-1962), University of Taiwan,Faculty of Letters, Department of HistoricalResearches, a Doctoral Thesis, Taipei: 2006.10 From the letter of Kulu Bey -the son of YakupBey, the Kashgar Khan- to the Ottoman Sultan.See. Osmanlı Devleti İle Kafkasya, Türkistan veKırım Hanlıkları Arasındaki Münasebetlere DairArşiv Belgeleri, (1687-1908 Yılları Arası), T.C.Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel MüdürlüğüOsmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Publication No.3, Ankara-June 1992, pp. 154-15811 It is also seen by the fact that the mostly highlightedand underlined subject in the famous speech ofSun Zhongshan called “San-min-zhu-yi” (Threeprinciples for People: Nationalism, democracy andwelfare) was nationalism.12 Works of Mao Zedong in Early Period (6. 1912-1920), Hunan Publication, Changsha, 1990. Hethought that Chinese Communists were respon-287


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMsible for helping the people of Mongolia, EastTurkistan, Tibet and Qinghai to gain their rightsto autonomy and self determination. Autonomyof provinces would not result in collapse of China.On the contrary it would produce a federal statestructure.13 “Documents concerning Ethnic Issues” (), Chinese Communist Party Centre,Publication of the Party Academy (), Beijing: 1991, p. 15-16.14 “Documents concerning Ethnic Issues”, p. 123-124.15 Zhe Wu, ( ), Ibid.16 Zhu Kunren, a board member of the StandingCommittee of the 10th National People’s Councilin China, Deputy Director of the LegislativeCommission of National People’s Council, FormerPolitical Commissioner of the General LogisticsDepartment of the Freedom Army clearly stated inhis article “the Superficial Judgement concerningthe Separatism Issue in Xinjiang” that the ultimategoal of Chinese Government is to assimilate Uyghurpeople.17 1997 Şincang Yılnamisi, Şincang Helk Neşriyatı,Urumchi: 1998, p. 1518 The news of RFA (Radio Free Asia) on 18. 01.2010.19 Zhe Wu, ( ), Ibid.288


Translated from Turkish by Yusuf Baybars OncuProf Alaeddin YalcinkayaSakarya University Head of International Relations’ DepartmentImportant Crossroads and the ChineseOccupation in the History of EasternTurkistanIntroductionTurkistan, meaning the Land of Turks, is the name of the territorythat extends from the Tian Shan Mountains towards the Caspian Sea;this area is divided into two, the Eastern and the Western parts. WesternTurkistan is composed of the region that contains Kazakhstan, Uzbekistan,Tajikistan and Turkmenistan; this region was occupied by Russian forcesbetween 1715 and 1897. The Russian rule of Western Turkistan lasteduntil the collapse of the Soviet Union. Eastern Turkistan is currently underthe occupation of China and is known by the Chinese administration asthe Xinjiang Uyghur Autonomous Region.Turkistan, along with its Eastern and Western parts, has always beenthe subject of common-interest policies for imperial states. Particularlyin the 19 th century, significant ties could often be observed between theChinese, Russian, Indian and Turkistan states in policies, which wereeither conducted or supported by Great Britain. Such policies tended tobe directed against the Turks, and political conspiracies were concocted tosupport some particular Turkish political unit, only for it to be abandonedat the first opportunity to another colonial power. Great Britain, pretendingto be on the side of the Kashgar State, then persuaded China and Russiato eliminate this Muslim-Turkish state, also providing China with loans tothis end. It is highly significant that the policies in this region were definedas the “Great Game” . Working from these facts, in particular, in an attemptto understand the current occupation better, I will examine in detail therelationship between Great Britain and the Kashgar State, which wasestablished under the leadership of Bedevlet Yakup Khan, thus focusing on289


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMan important point in the history of Eastern Turkistan. The best expressionfor the British strategy, including the “divide and rule” policy which wasfrequently applied by the Chinese, is “the Great Game”.The substitution of the name Turkistan with the more generic phraseof Central Asia was not just a simple change in name; this too was partof the ‘Great Game’. No other state than Eastern Turkistan, throughouthistory, has used this name; this region was called the Turkistan Provinceafter the Russian occupation. However, the region Turkistan has beenmentioned in reliable sources throughout the ages. In 1867, the GeneralProvince of Turkistan was established, including the recently-occupiedregions, to replace the Turkistan Province, with Tashkent being made thecapital. 1 On 14 October, 1924, the word “Turkistan” was completely removedfrom the political literature of Soviet Russia. The name Turkistan was then appliedonly to the Republic of Eastern Turkistan, which survived from 1944 to 1949. 2Today, the Chinese government refers to this region, which is currently underChinese administration, as the Xinjiang Uyghur Autonomous Region. This useof names, which is a part of the assimilation programs of these two totalitarianand oppressive regimes, is tentative, and we sincerely believe that historical andethnic facts should be among the leading criteria when choosing place names tobe used in academic works.Emphasizing the fact that the term “Turkistan” is no longer used by the Turkicpeoples and that the term “Central Asia”, no ordinary change of name, has beenimposed in Western literature, Baymirza Hayit argues: “Turkistan was mentionedin Soviet terminology as ‘Central Asia and Kazakhstan’ from 1925. Russia, inan effort to make Turkistan an experimental area to demonstrate that differentpeoples can be intermingled, rejected the name of this country, as they desired toeliminate a consciousness of membership to the same nation, and also in an effortto make Turkistan a fundamental element of Russian colonialism. Russia does nottolerate the use of the name ‘Turkistan’. However, surprisingly, and inaccurately,some Western researchers have used the Russian expression “Central Asia” sincethe 1950s, thus facilitating the Russian aim to obliterate the word ‘Turkistan’ fromthe Western and Muslim world. Turkistan is not the whole of Central Asia, butonly a part of it...” 3 Our decision to use the name “Eastern Turkistan” in thisstudy is based not only on these historical, legal and scientific facts, but also on290


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkayaour perceived duty to alert the academic and diplomatic world against the ‘GreatGames’ of the imperialist nations.“Turkistan is the vast land also known as Turan, which stands on the midwesternsection of the Eurasian continent; this word means the lands of theTurks. This land lies between the Ural River and the Caspian Sea on the westand the Altai Mountains and the Chinese border -that is the eastern border ofEastern Turkistan or the Kashgar State- to the east; Iran and Afghanistan formthe southern border and the provinces of Tobol and Tomsk [Siberia] are to thenorth.” 4 Turkistan has a total area of 5,340,066 square kilometers; the ChineseruledEastern Part has an area of 1,503,563 square kilometers, while the WesternPart has an area of 3,836,503 square kilometers. 5 Eastern Turkistan is heavilymountainous and covered by deserts: here are located the Altai Mountains, TienShan Mountains, the Koyunlu Mountains and the Taklimakan Desert. The regionhas more than 320 rivers, including the Tarım Deryasi, the Ili Irtiş, the Manas, theUlungur and the Karasheher Rivers.The period of Turkish rule in Eastern TurkistanThis region has always been an area of conflict between Turks, Mongols andthe Chinese. Strong Turkic states have sometimes ruled and invaded neighboringChina. Eastern Turkistan has always been regarded as an integral part of Turkistan,that is, the Turkic world, both ethnically and in terms of language and culture.The region fell within the borders of the Hun Turks and the Great GokturkEmpire. The Uyghur, a Turkic clan within the Gokturks, established the UyghurKhanate in 744 by the Orhon River, making Ordubalıkas their capital. This statewas abolished by the Kyrgyz in 840. The Uyghur Khanate was a clans-federation,formed under the rule of nomadic Uyghur noblemen.When the authority of the Gokturk Dynasty, the Asena, was fading, theUyghur reunited the people and laid the foundations of a new state. At the timeof the collapse of the Gokturk State, the leader of the Uyghur was the chief,known as the erkin. With the weakening of the central authority the erkins cametogether to form beyliks. After a transitional period, which lasted more than acentury, the Uyghur state was established. Kutlug Bilge Kül, the first khan of theUyghur, ruled for two years, passing away in 747. He was replaced by his son,291


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMMoyencor Khan (747-759). Moyencor took the neighboring Turkic states andpeoples under his control, and extended the borders of his lands until Sir-Derya,on the west. As a result of his fierce attacks, China was forced to pay annual taxes.The influence of the Uyghur Khanate on China continued even during the reignof the later Khans, and in response to the coercive pressure of Alp Bilge Khan theChinese emperor gave his daughter to the khan in marriage. 6After the death of Alp Bilge Khan in 821 the Uyghur state gradually lost itspower and authority. It suffered serious harm when the Kyrgyz warriors attackedthe capital city of Karabalsagun and massacred the khan and a large majority ofthe population in 840. The Kansu Uyghur State (The Yellow Uyghur), whichwas established thereafter, and the Turfan Uyghur State continued to rule somecities of the state; however, they were unable to become a hegemonic power of theregion. The last Uyghur state collapsed as a result of the Mongol invasion in 1209.An important part of the history of Eastern Turkistan consists of theKarahanlilar. The Karahanlilar was the first Turkish state to accept Islam as awhole; they began to rapidly establish cities. The founder of the state was BilgeKül Kadir Khan, who changed his name to Abdülkerim Satuk Buğra Khan afterconverting to Islam. The Yabgu of Karluk, who were formerly affiliated with theUyghur Khanate, declared independence in the Yedisu and Kashgar regions; theybecame known as the Karahan (the Dark Khan) after the Uyghur state collapsedin 840. This state, which ruled the whole of Turkistan, both East and West,reigned for 372 years over a wide geography from the Aral Lake to China andMongolia to the east, but finally collapsed in 1212. In 1042 the Karahanlilar Statewas divided into two parts, East and West, and its final collapse was caused by theMongol invasion. From 1218 to 1679, after the reign of Genghis Khan, includingthe era of Tamburlaine, who captured the region in 1365, Eastern Turkistan wasruled under the name of the Jagatai Khanate.The Jagatai Khanate, which ruled Turkistan and the vicinity for an extendedperiod of time, was established on the lands left by Genghis Khan to his sonJagatai Khan. Genghis Khan shared his lands out among his sons and gave a largepart of Transoxiana, the Kara Hitay lands and Kashgar in Eastern Turkistan tohis son Jagatai. The state, which was established in 1277, continued until 1370.Mubarek Shah, who acceded to the throne in 1266, was the first Muslim Jagatai292


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin YalcinkayaKhan. The Muslim Turks in Eastern Turkistan suffered greatly during the era ofJagatai Khan and other shaman Khans. However, this suffering came to an endwhen Mubarek Shah took all of Eastern Turkistan completely under his control.The Jagatai Khanate was divided into two in 1340, into the Eastern and theWestern parts. Tugluk Tamburlaine, the Eastern Jagatai Khan who governed theeast of the Pamir Mountains, (1359-1370) re-united the Jagatai Khanate duringhis reign. 7Nevertheless, Tamburlaine, who was in the service of the Samarqand Amir,took advantage of the lack of authority that was caused by the weakening of theJagatai Khanate, and seized control of the neighboring provinces, establishingthe Tamburlaine State in 1370. He took control of all of Turkistan over a veryshort period of time and included many other states into his borders. When hedied in 1405, the state lost all the territories other than that of Turkistan. EasternTurkistan remained under the rule of the Tamburlaine State until the death ofUluğ Khan. Although there was no longer a formal Jagatai state, the khans whowere descendents from this family continued to rule Eastern Turkistan. The khansthat ruled Eastern Turkistan until the early 17 th century were from the Jagataifamily; that is namely Abdülkerim Khan and later his brother Muhammed Khan.In this era, struggles and conflicts among the sons of Genghis and Tamburlaine,as well as the neighboring Turkic states often had an effect on Eastern Turkistan.This was a glorious period in terms of science and culture, if not in terms ofpolitical unity and hegemony outside the region; many great people were educatedin the realms of science and culture. The period from the early 17 th century to theChinese occupation in 1757 is known as the Era of the Hodjas.The era of the Hodjas and Chinese invasionsAbdülkerim Khan, who ruled between 1559 and 1591, invited Hodja IshakVeli, the son of Mahmud-i Azam, a great scholar from Western Turkistan, tohis country to establish unity in Eastern Turkistan. Hodja Ishak Veli traveledaround the whole of Eastern Turkistan and reminded the people that Muslimsare brothers and sisters, and invited people to unity and solidarity. Unity andsolidarity were significantly increased in the country, and this prevented thedisintegration of the state. Later, many hodjas, descendants of leading sheiks andscholars in Western Turkistan, such as Hodja Mahmud-i Azam, Hodja Ahmed293


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMYesevi and Hodja Bahauddin Naqshibendi, were invited to Eastern Turkistan.Although the hodjas were for the most part enlightened people, they sometimesfound themselves competing with one another. The Era of the Hodjas lasted until1757. Eastern Turkistan fell into a form of affiliation with China even before1758, as the lands of Eastern Turkistan were sometimes de facto invaded by theChinese; after such events, the “Hodjas” would take control of the governmentonce again.This era also corresponds to the years when Great Britain and other Europeanforces were colonizing the world. China, which was falling more and more underBritish influence, oppressed any independence movements and demolished anyindependent state that was established in Eastern Turkistan, despite her domesticproblems and colonial influence through every layer of the government. A British-Chinese-made Orientalist view concerning the Era of Hodjas is worth noting:According to what a British civil servant, by the name of G. Macartney, recorded,people did not support the hodjas due to their oppression and corruption, and theChinese were thereby able to conquer the region once again. Hodja Cihangir, oneof these governors, was kept as a prisoner by the Chinese in 1825 and quarteredon the order of the Chinese Emperor. Another British civil servant describedYakup Beg, whom people really loved and truly respected, as “a bandit fromthe lower level”. However, in reality the hodjas established their rule with thesupport of people and always had the love and respect of people. Due to this fact,following the collapse of the Manchu Dynasty in China, the Khan of Hokand inparticular searched for members of the families of the hodjas to found a Turkicstate in Eastern Turkistan. This and other such similar claims were preparationsfor preparing a psychological base in the public opinion for British occupation,or encouraging another state to occupy this region with the claim that the peoplewere complaining about the administration or that the governors were corrupt.For the British administration could not put up with a government that was notonly competent in its administration and military, but which also brought securityand peace to the land, as this was not something that Britain could control. 8Before the era of Sheng Tsu, the Chinese Manchu Emperor, Mongolia wasoccupied by Rabdan, who had been appointed as the Mongol governor, andwho had annexed Eastern Turkistan and Tibet. China, uneasy with the overpowerfulMongol Province, annexed Eastern Turkistan in 1757 and later Tibet294


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkayacame directly under her influence. Later, although the Turkic peoples sometimesdrove back the Chinese, Chinese hegemony had put its seal on this era. In themeantime, the Chinese observed that the hodjas, who had great influence on thepeople, had established a sound rule as governors in provinces such as Kashgar,Yarkent, Turfan and Hoten, and they improved on and continued this system,which they thought would provide better control and allow them to collect taxesmore easily. Eastern Turkistan made insurgences against the ever-increasingChinese oppression a total of 42 times until 1863, after which an independentKashgar Khanate was established.The Kashgar (Eastern Turkistan) StateThe current political position of Eastern Turkistan is largely due todevelopments that took place in the late 19 th century. Turkistan Republics today,such as Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, Tajikistan and Turkmenistan, wereunder Russian occupation in that era, and this remained the same after theestablishment of the Soviet Union. The Russian occupation in Western Turkistanhad both British and European dimensions and this was also the case for EasternTurkistan. 9The heroic actions of Yakub Beg of Pishkand during the defense of Hokand,Tashkent and Ak Mesjid against Russian attacks in 1863 attracted the attentionof the amir. 10 During the chaos that followed the collapse of the Manchu Dynastyin China in 1864, a delegation chaired by the Kyrgyz chief, Sadig Beg, who was incontrol of Kashgar at that time, applied to Hokand to send members of the familiesof the former hodjas to Kashgar to mediate and reconcile the opposing parties thereand thus bring peace to the region. As stated above, the descendants of the hodjasin Hokand had settled in the region during the Chinese invasions. Obviously, therule of the hodjas was not a time that people complained about; rather, even thegrandchildren of the hodjas were widely accepted and well-respected. The lastgovernment of the hodjas before the Kashgar State was between 1826 and 1840,during which time they repelled Chinese attacks with the help of the khan ofHokand, Muhammed Ali (1822-1842). The khan of Hokand sent Burzug Khan,the only surviving son of Cihangir Khan, who had ruled the region successfullyuntil 40 years previously, and Yakub Beg as the military commander with some295


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmilitary troops. Yakub Beg and Buzurg Khan failed to save Kashgar from Chineseoccupation in 1865. Then, Yakub Beg took over the government. After Tashkentwas seized by the Russians, Yakub Beg, joined by some Hokand troops, droveback the enemy and established his government in Kashgar. 11 Yakub Beg, whohad extensive military experience due to his struggles against Russian troops formany years, came to power and established a sound government, managing togather together all the Turkic provinces that had been so dispersed and had beenfighting against one another.In the early years, both Great Britain and Russia recognized the KashgarState that had been established by Yakub Beg; the latter was addressed as Bedevlet(Founder of the State). This recognition by these imperialist powers was mainlydue to commercial interests. Trade delegations immediately started to be sentand attempts were made for the signing of agreements. However, Britain did nottrust the Bedevlet Government. In particular, the fact that this state had close tieswith the Ottomans was a source of concern for the British. Thus, Great Britainconnived to facilitate the Russian occupation in Ili. As noted in some Britishdocuments, insurgences of Tungani chiefs in the north of Kashgar against theChinese administration in 1863 and Atalik Gazi’s 12 capturing of Aksu, Turfan,Hochi and Karasehir in the north of the Altai Mountains in the summer of 1867were overlooked. 13The sovereign power of China was the Manchu dynasty, which by this timehad also collapsed. Before the arrival of Atalik Gazi, this region played host tosome Turkic statelets that were in conflict with one another, as well as Chinesegovernors who had broken away from the center. Although the British always statedthat they were in control of anything that happened in the region, they claimedthat these developments were terrorist actions that emerged from mountainousregions that were beyond their control. When Atalik Gazi was informed thatthe Russian troops were on the Kashgar border, he marched against the Tungani.Russia captured the border town of Ili; with the removal of the Russian troops astrong Turkish government was established. The British representative Robert B.Shaw, who conveyed this information, notes:“Their expansion is not only to capture their former lands, which they call theAncient and Great Kingdom of Tungani, but they are also heading for the existing296


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin YalcinkayaChinese settlement areas in the Eastern Part. Therefore, the northeastern part ofIli is now in their hands and the influence of Atalik Gazi should be eliminated.That region is still known as the most chaotic region, where no chief has takenthe lead.” 14Yakub Beg, who captured Kuca in 1867, Korla 1869 and Turfan 1871,established complete hegemony and state order in the region. A truly independentstate emerged as Chinese hegemony ended in Eastern Turkistan. The founderand leader of the State, Amir Yakub, was the first strong and truly independentemperor in Asia in the last several centuries. 15Two British officers, Shaw and Hayward, who traveled to the newlyestablishedState of Kashgar, which brought together the Turkish statelets in theformer Manchu-ruled regions, were imprisoned after being interrogated by stateauthorities; they claimed that they were in the region to carry out trade studies onbehalf of the queen. They were released after diplomatic talks between the states.According to these two officers, who wanted to travel freely in a newly-establishedcountry that had ongoing border-conflicts, the Kashgar State was a completelycivilized region where peace and public order prevailed and where people couldlead their lives in safety and peace. 16 Such expressions in British documents areimportant vis-à-vis the real intentions behind the colonial mentality, which wasclaiming that they were bringing civilization to the region.Although Great Britain was ready to enter trade negotiations with theKashgar State, she actually wanted to enjoy free trade without any restrictions orpreconditions in these lands, as had been the case during the Manchu era. YakubBeg was so ambitious about establishing trade agreements that he providedaccommodation and security guarantees against any danger or threat on thesteppes to encourage merchants to come to Kashgar. The existence of such aguarantee was confirmed by the British representative. 17 Another important issueis that Yakub Beg, who became the ruler of Yarkent, Hoten and Kashgar, distractedthe attention of the Hokand and Buhara Khanates, who had suffered duringthe Russian invasions, away from the British onto himself. 18 Great Britain didnot assist any countries who had suffered from Russian invasions, but remained“masterly inactive” so that the occupation would be completed. Additionally, theBritish were extremely uneasy as the neighboring countries of India regarded297


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMYakub Khan as the new boss in the region.The Amir of Kashgar, who had accepted the British delegations andrepresentatives from the very first day, sometimes sent representatives anddelegations to India. The first British-Kashgar trade agreement was concluded in1872. 19 Article 6 of this trade agreement, signed by Sir Douglas Forsyth on behalfof Great Britain, stipulates that Britain was entitled to keep a political agent inKashgar. 20 After innumerable visits and negotiations to Kashgar, Forsyth notesthe following about the economic, social and judicial order there, as well as aboutthe level of civilization in this state: 21“People live in comfort and are pleased with their new leader, who rulesseverely, but wisely and fairly. A powerful state is emerging in a land that isdestined to play a significant role between two rival empires in Central Asia someday. Our government in India has to improve her relations with this state anddefinitely with Atalik Gazi; otherwise we can be sure that the Russians shall doso. Kashgar is a region which has been blessed by God with food and welfare andsettled by people who are willing to display hospitality and a warm welcome totheir guests. Mirza Shadi feeds his guests in a grand manner; delicious rice, spicysoups and delicious roasts… The chiefs of Yarkent are true artists. They wearextremely elegant aprons, keep their kitchens as clean as possible, stew their foodand use high-quality butter. Travelers pass through a town called Kargalik. Themain street is 15 feet wide and most parts of the street are covered. All along theroad are bakeries, butchers, tobacco-shops, groceries, a university and a school;at the end of the road is a gallows erected to hang two criminals. Their roofshave small gardens on which they plant Chinese flowers. Signs of a progressiveand strong government are visible everywhere. The last stop-over before Yarkentduring our travels was a place called Yungu Bazaar; the roads were well-kept andthere were bridges and canals under construction. This place used to be a swampuntil recently. The swamp has been drained by the government and allocatedto farmers in a highly liberal way... Thus, a peaceful industry is now working inYarkent.” 22Forsyth, who came to this region in September 1873, accompanied by a verylarge delegation whose aim was to once again improve trade relations with Kashgar,was also given another important mission. The delegation was instructed not only298


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkayato sign a trade agreement and to establish permanent diplomatic ties with Kashgar,but also to collect and obtain any topographic, ethnographic and economic dataconcerning the country of Yakub Beg. 23 Later, a delegation, including Sir HenryTrotter, traveled to Kashgar and signed an agreement which was extremelysatisfactory to both sides on the 2 nd of February 1874; this agreement was aimedat developing the principles that were to be adhered to in trade relations. 24The Forsyth delegation signed a comprehensive trade agreement with theKashgar Amir. Other delegates prepared a report claiming that, despite everything,Kashgar was unable to resist Russia oppression any more than the other EasternTurkistan states had been able to. Shaw, who had been sent to Kashgar in linewith this agreement, was apparently a mere trade representative. However, hisreal mission was to shoulder responsibility as a political officer when necessary. 25During the years when the newly-established Kashgar State had completedits foundation phase, had gained power in military and commercial terms, andwas seeking external support, Russia had completed its occupation of the HokandKhanate. Despite the fact that Russia had already occupied many importantplaces, the Tsar’s administration postponed the total occupation of the Khanateand any official announcements of these developments, due to her concerns aboutinternational reactions. However, in a state of confusion at the emergence of astrong Muslim State in the region it was decided that this mission should then becompleted; the Hokhand Khanate officially collapsed on 2 March 1876.Occupation of Kashgar by China, assisted by Russia and Great BritainWhile British delegations, officers and merchants were traveling to Kashgarto sign agreements and to make contacts, Yakub Beg was carrying out farreachingactivities as a foresighted statesman. The Amir of Kashgar, aware of thevulnerability of his position and circumstances, took into consideration that China-and therefore Great Britain- would not welcome losing their former lands, andthat the Russians’ advance towards Turkistan had now arrived at the borders ofEastern Turkistan; the decision was made that measures had to be taken againstboth threats, as well as establishing a political and military cooperation with GreatBritain and the Ottoman Empire in particular. He sent his ambassador SeyyidYakub Khan Töre to Istanbul to present a declaration of loyalty to the sultan299


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMin 1873. 26 Seyyid Yakub also verbally conveyed the situation and needs of hiscountry, in particular their demand for weapons and military training. The sultanordered the Ottoman government to discuss the issue and the demand for helpand allegiance was accepted. 27 However, during the years that Yakub Beg askedthe Ottomans for help, the Ottoman Empire was preoccupied with domestic andinternational problems, some of which stemmed from the embassy of Ignatiev inIstanbul, who was planning to occupy Turkistan. Later, coins were minted and asermon (khutba) was delivered in the name of the Ottoman sultan. 28The allegiance of Yakub Beg with the Ottomans and his demand for militaryexperts, weapons and people to train in the use of these weapons was due tothe fact that he could no longer receive any positive response to his overtures offriendship with Russia and that Russia had started to pose an immediate threatto Eastern Turkistan with the construction of a castle by the Naryn River. In themeantime, trade relations with the British gradually improved and reached a peakin 1876. The British policy, which was summarized by Lord Lytton as: “Theline that we shall adopt in defining our area of political influence area shouldbe in keeping with the geographical lines, which will be actively maintained asnecessary,” sealed the fate of the Kashgar State. The loving glances exchangedbetween Britain and Russia were based on their hidden agendas to sustain theGreat Game. 29The basic element of the Great Game was not China or Russia, who werede facto enemies of the Kashgar State; the country could be defended if thesetwo states were opposed. The basic element here was British policy and therepresentatives who appeared to be friends, and trade agreements with merchantsand trade attaches, who were in reality spies to detect the strategic points andweaknesses of the country. Bedevlet Yakub Khan made great efforts to changeBritish policy, which was seemingly friendly, but in fact was of a hostile nature.However, he detected that the British were set against the Turks and that theywould support any Chinese forces that might attack Kashgar; he tried his bestto defend his country. The US ambassador to St. Petersburg, Mr. Schuyler, notesthat Russia was persuaded that it would serve Russian interests if the KashgarState was destroyed and the region were left to Chinese control:“In Russia, the idea of helping the Chinese re-occupy Kashgar or even to300


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkayaoccupy Kashgar alone, then delivering it over to the Chinese, has gained emphasisover the last couple years. It was considered to be much more advantageous tohave the Chinese, who would go along with the provisions of the agreement andwho were much easier to negotiate with, as neighbors rather than the smallerUzbek statelet of Yakub Beg. Such ideas also defend that Russia should not gobeyond the Tien Shan Mountains, perfect natural barriers; some objections wereraised to this. Such objections were in agreement with the idea that it was notpolitically convenient to hand the area back to the Chinese. Thus, once Kashgarhad been occupied, the region would most likely remain under Russian control, ifthere is no strong Chinese army in the vicinity.” 30The best route for the Ottoman delegation that was carrying aid to Kashgarwas through India. However, the delegation encountered many problems due tothe blockades in India that had been created by the British. 31 The prevention ofOttoman aid getting to Kashgar by the British, who preferred to remain passiveduring the occupation of Turkistan, from the very beginning to the end, and whomade use of developments in a pragmatic manner, is evidence that demonstratesthe real face of British policy.Seyyid Yakub Efendi, the Kashgar ambassador to Istanbul, was advised tomaintain good relations with Russia and to gain the support of Britain. AmirYakub Khan believed that it was necessary to maintain good relations with bothRussia and Britain. Yakub Khan, who was expecting a new attack from the Chineseborder, decided to send his ambassador to the Russian and British capitals, as he wasunable to establish a cordial relationship with the British governor in India or theRussian commanders in Tashkent. Seyyid Yakub Khan shuttled between Istanbul-St. Petersburg- London. 32 However, at this time the British administration andstatesmen had already made up their minds concerning Kashgar. Moreover, inthe beginning, although the ambassador received no negative reply in Istanbul orLondon, the promises were put off or ignored, thus buying time for the British. 33In 1876, the basin of Ili River, located to the west of Kulja, was occupied bytsarist forces in support of the Chinese. This region was later to constitute theborder between Russia and China, and remained intact even during both WorldWars. 34 Tso Tsung-Tang, the Chinese general in charge of Chinese raids onKashgar, completed all the preparations to bring the state down. He received the301


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMnecessary loan to carry out the occupation from the British banks in Beijing. 35 Hewas also provided with food and equipment by the office of the Russian governorgeneralin Turkistan. Russia supplied the grains, which were a vital requirementfor the troops. 36 While General Tso was making these preparations, activitiesconcerning the future of Kashgar were continuing in the British, Russian andChinese capitals. Tso, who attacked in late 1876, first captured Urumchi and thenTurfan in the summer of 1877. Yakub Bey, commanding the central forces ofthe army and gradually making inroads against the occupational forces, becamesuddenly ill and passed away in a matter of hours, quite unexpectedly. 37After Yakub Khan had passed away, his sons and commanders, despite havingobserved that in Western Turkistan the Russians had won the battle as a resultof internal conflicts and disagreements among the Turks, fell into disagreementand conflict among themselves. Yakub Beg had been fighting against the Chinesetroops just before he died. After his death, his sons and commanders disagreedand fell into conflict with one another, thus using up all their energy and thesoldiers of Kashgar, just when the Chinese troops were mounting an attack. TheChinese troops easily captured Eastern Turkistan in early 1878. Major IsmailHakkı Beg states the following concerning the hostility and lack of trust, whichwas taken advantage of by the Russian, British and Chinese spies who had beenplaced within Turkistan society:“The Muslim people in Asia need centuries in order to restore their moralfiber. Not only is it impossible for them to carry out their own tasks themselveswhen there is such a conflict of nations, it also seems equally impossible for themto save themselves without being manipulated by the machinations of one of theother parties.” 38Republics in Eastern TurkistanAfter Eastern Turkistan was re-occupied by the Chinese in 1878, the regionbecame a province of China; this situation lasted until 1911, when the Chinesedynasty collapsed and was replaced by the People’s Republic. The Chinesegovernor-generals, who benefited from the chaos in Eastern Turkistan, wantedto separate from the central Chinese administration and to become emperors ofEastern Turkistan. Muslim people suffered from severe oppression during the era302


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin Yalcinkayaof the governors who struggled against the central government, and a nationalgovernment was established on 12 November after insurgences in Kumul in 1931and in Turfan in 1932; this was followed by the establishment of the Republic ofEastern Turkistan in 1933 with Hodja Niyaz Hadji as president. 39The Soviet administration, maintaining an occupation of Western Turkistan,was uneasy about these developments and thus attacked Eastern Turkistan in1934, competing with China in the region; this was an area in which severeoppression and torture were rife until WWII. Russia later declared that shewould not object to the establishment of a Turkish administration in the region,for strategic reasons. With Russian support, the people of Eastern Turkistanrevolted in 1944. The independent Republic of Eastern Turkistan was declaredon 12 November, and Ali Han Töre became president. The civil war betweenNationalists and Communists was still underway at the time of the foundationof the republic; the Communists supported the move for an independent EasternTurkistan. This support was a tactical ploy, much like that of the Soviets andthe Chinese Communist Party; the Communists won the civil war in December1949, and after this the army of the People’s Republic of China occupied thecountry and Eastern Turkistan was annexed to China.Although some popular insurrections took place after the occupation ofEastern Turkistan, China made a policy of settling Han Chinese in the region toimplement a Sinicization policy in East Turkistan, both politically and ethnically.For the same reason, China changed the name from Eastern Turkistan intothe Xinjiang Uyghur Autonomous Region. In a way that was similar to formerperiods of occupation, movements led by the Uyghur people and other Muslim-Turks, such as resistance, insurgences and revolts against the occupying Chineseforces, have occasionally been observed. 40ConclusionThroughout history neighboring countries have ruled one another at differentgiven periods. This has frequently been the case for Turkistan, China, Russia andMongolia throughout the last two or three millennia. Any ruling power that hada corrupt administration would gradually lose power, and thus oppression wouldbe inevitable.303


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMAlthough Western Turkistan today, after the collapse of the Soviet Union,is a geographical region in which an independent Turkic republic has beendeclared, Chinese occupation is still the case in Eastern Turkistan. The increasingeconomic and political power of China during the globalization process indicatesthat this occupation will continue. Based on past experiences, the Chineseadministration plans to settle the Han people in this region, thus changing theethnic structure into one that will not allow the Turks to be the hegemonic powerin the region any longer. The Chinese administration is making efforts to justifythis resettlement policy with excuses of the low population in Eastern Turkistanvis-à-vis the unemployment and high population density in other parts of China;yet young men and women from Eastern Turkistan are forced to migrate to innerregions of China to find employment. It was the rapes of young women who hadbeen forced to migrate from Eastern Turkistan that gave rise to the events in thesummer of 2009.Although Great Britain, the leading country in the colonial period, was oftenin conflict with Russia and China over regional issues, she never defended theindependence of the people of either Eastern or Western Turkistan; rather shealways supported the division of the region between Russia and China. Britainseemingly supported the independence of the Turks during both the tsaristoccupations of Western Turkistan and during the civil war after the tsarist regimecollapsed; however, Britain immediately offered support to Russia to retake theregion once an opportunity appeared. Similarly, Britain followed pioneeringpolicies to ensure that Eastern Turkistan remained under Chinese administrationand did not become independent. The American policy for Eastern Turkistan,which is the largest trade partner of China, is fairly unconvincing.The Beijing administration, which implements oppressive policies aswell as education, culture and social policies that support the Sinicization ofEastern Turkistan, policies that have created two different classes - the Turksand the Chinese in Eastern Turkistan - should take a lesson from history; thatis, oppression can never last forever and any administration that relies uponoppression, injustice, discrimination and/or torture shall inevitably collapse, evenif an external threat does not exist. The Soviet administration itself experiencedthis fact in Western Turkistan.304


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin YalcinkayaEndnotes1 Great Soviet Encyclopaedia, Third Edition, V. 26, p.458.2 İklil Kurban, Şarki Türkistan Cumhuriyeti, Ankara,1992.3 Dr. Baymirza Hayit, “Sovyetler Birliği ve HürDünya Açısından Türkistan’ın Stratejik Önemi”,T.D.A.D., pp. 78-86.4 Barthold, “Türkistan”, Entsiklopediçeskiy Slovar(Petersburg, 1902), V. 34, p. 174-204, mentionedby Hayit, B., “Türkistan Terimi Üzerine”, TDAD,53, no. 22. Also, for an analysis of Arabic sourcesand travel-books, as well as the historical featuresand borders of Turkistan, see: Turkestan Down tothe Mongol Invasion, London, 1928, pp. 64-179,under the title of “A Geographical Journey toTransoxiana”. For more concise explanations andthe geographical structure of Turkistan, see: Togan,Bugünkü Türkili, pp. 1-22.5 Togan, Bugünkü Türkili, p. 1.6 Mehmet Saray, Doğu Türkistan Türkleri Tarihi,C.1, II. Edition, Istanbul, Doğu Türkistan Vakfı,1998, pp.34-37.7 Saray, Ibid., p. 68,70.8 Paul Henze, “Kaşgariya’daki Büyük Oyun”, DoğuTürkistan’ın Sesi, V-19, Autumn 1988, p. 17.This article by Henze is a translation of the textpresented in English at a seminar organized bythe Eastern Turkistan Foundation on 6 August,1988. Henze extended this article with two furtherstudies relying on Chinese sources, and publishedunder the title: “The Great Game in Kashgaria-British and Russian Missions to Yakub Beg”;Central Asian Survey, vol. VIII, 2, 1989, pp. 61-95.For a complete recent history of the region,see: Atıf Mehmed, Kaşgar Tarihi, İstanbul, 1300;Yusuf Halaçoğlu, “Binbaşı İsmail Hakkı Bey’inKaşgar’a Dâir Eseri”, İ.Ü.E.F. Tarih EnstitüsüDergisi, no. 13, 1987 (Prof. Dr. İbrahim KafesoğluSpecial Edition), pp. 521-550; C.P. Skrine, “TheRoads to Kashgar”, J.R.C.A.S., XII, 1925, pp.226-250; Isenbike Togan, “The Khojas of EasternTurkistan”, Islam as a Source of Identity, ed. Jo-AnnGross, Durham and London, Duke University,1992, pp. 134-148; W. Bosshard, “Politics andTrade in Central Asia”, J.R.C.A.S., 16, 1929, pp.432-457; Sir Henry Trotter, Colonel, “The AmirYakub Khan and Eastern Turkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journal of the Royal CentralAsiatic Studies, vol. IV, 1917, pp. 94-112; OwenLattimore, “The Chinese as a Dominant Race”,J.R.C.A.S., 15, 1928, pp. 278-300.9 For details, see.: Alaeddin Yalçınkaya, SömürgecilikPan-İslamizm Işığında Türkistan, 1856’danGünümüze, 2nd edition, Ankara, Lalezar Kitabevi,2006.10 Togan, Bugünkü Türkili, p. 237.11 Saray, Türkistan Hanlıkları, p. 45, 100. Togan,stating that Yakub Beg had been sent by theHokand amir and that he was also supported byhim in his struggle In Eastern Turkistan, claimsthat the region from the east of Hoten to AmuDerya could be regarded as having been annexed tothe Hokand amir, Hudayar Khan, until late 1867;Bugünkü Türkili, p. 218.12 The “Atalik Gazi” and “Kusbeyi”, as mentioned InBritish documents are one and the same person asYakub Khan. The title of “Atalik Gazi” was grantedto Yakub Khan by the Bukhara amir. After thevisit of Yakub Beg’s ambassador to Istanbul in1873, Yakub Beg was granted the title of “Amir”by Sultan Abdulaziz and pronounced “Amir YakubKhan”; Bayur, Hindistan Tarihi, III, pp. 402, 403. Ihave observed that people of Turkistan today preferto use the title “Be-Devlet”.305


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUM13 F.O. 65-871; Memorandum, Simpla, 18 September1869.14 Ibid.15 Henze, Ibid., p. 17.16 Showers, Central Asian Question ; F.O. 65-870;F.O. 65-868, 13 January 1866.17 Showers, Central Asian Question, p.6.18 Showers, Ibid., s. 5; Letter from Mr. Aitchison,Secretary to Government of the Penjab, 4 th January1868, Par. 10, 13.19 Report of a Mission to Yarkand in 1873 underCommand of Sir T. D. Forsyth, Kalküta, 1875;D. Boulger, The Life Yakoob Beg, London, 1878,pp. 220-224; Saray, Türkistan Hanlıkları, p. 102.Johnson, Hayward, Shaw and other officers of theBritish Foreign Ministry in India paid unofficialvisits to Eastern Turkistan in the 1860s; W.Bosshard, “Politics and Trade in Central Asia”,J.R.C.A.S., 16, 1929, p. 439.20 Parliamentary Debates, III-225, 13 July 1875. Inreply to Sir John Hay’s inquiry as to whether thepolitical spy in Eastern Turkistan had been recalledor not, and the reason why he had been recallingif so, Lord George Hamilton stated that they hadreceived information from the Indian governmentand the government had recalled Sir Forsyth dueto the fact that region had been completed.21 “Forsyth Mission to Yarkand”, Times, 31 August1871; Henze, ibid., pp. 22-23.22 There are two points to be expressed concerningOwen Lattimore (“The Chinese as a DominantRace”, p. 285.), who described the Yakub Begadministration as “a first class bandit order” andothers, long years after Sir Forsyth, who providedthis information after close observation of theregion: Such descriptions were either an attemptto make this image public opinion in keeping withBritish policies or they were under heavy influenceof the propaganda and publications that wereaimed in this direction.Trotter, who took part in the agreement concludedin 1874, and what they observed on the road andin the cities, and their observations concerning thecourt procedures and the environment of YakubKhan, See. Colonel Sir Henry Trotter, “The AmirYakoub Khan and Eastern Turkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journal of the Royal CentralAsiatic Studies, v. IV, 1917, pp. 94-112.25 Henze, Ibid., p. 24.26 B.O.A. İrâde Hâriciye, 15524; Arşiv Belgeleri, 82.27 B.O.A. İrâde Dâhiliye, 46753; Saray, TürkistanHanlıkları, p. 103.28 B.O.A., İrâde Dâhiliye, 16500; Arşiv Belgeleri 86.29 Henze, “Kaşgarya’da Büyük Oyun”, p. 25, 26.30 Eugene Schuyler, Türkistan Notes , pp. 325-326;Henze, Ibid., p. 29.31 The list of the royal letter, private gifts and medalsand the military aid is as follows: 4 officers, each ofwhom were experts in different fields, 6 cannonswith all the necessary equipment, 1,000 old and200 new carbines; B.O.A., İrâde Dâhiliye, 49054;Saray, Türkistan Hanlıkları, pp. 103-104.32 Saray, Ibid., p. 107.33 Cezmi Eraslan, Ibid., p. 118.34 Olaf Caroe, Soviet Empire, London, 1953, p.18.35 F.O. 17/825; Fraser to Derby, Peking, no. 180;mentioned in: Saray, Türkistan Hanlıkları, p. 106.36 Henze, Ibid., p. 32.37 Saray, Ibid., p. 108.38 Yusuf Halaçoğlu, Ibid., p. 541.39 İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan Davası,Istanbul, Marifet Yayınları, 1981, pp. 146-154.40 Onur Şükran, “Doğu Türkistan: UygurlarınBağımsızlık Mücadelesi”, Dünya Çatışma Bölgeleri,(ed.) Kemal İnat, et al…, Ankara: Nobel, 2004, pp.327-345.23 Henze, Ibid., p. 23.24 For the journey of the delegation that included306


Important Crossroads and the Chinese Occupation in the History of Eastern Turkistan / Prof Alaeddin YalcinkayaBibliographyAlptekin, İ.Y. Doğu Turkistan Davası, Istanbul:Marifet Yayınları, 1981.-----. Esir Doğu Turkistan İçin: İsa Yusuf Alptekin’inHatıraları, Istanbul: 1985.B.O.A. İrâde Dâhiliye, 46753.-----. İrâde Hâriciye, 15524.-----. İrâde Dâhiliye, 16500.-----. İrâde Dâhiliye, 49054.Barthold, W. “Turkistan”, Entsiklopediçeskiy Slovar, St.Petersburg, 1902, V. 34, p. 174-204.-----. Turkestan Down to the Mongol Invasion,London: 1928.Bayur, Y.H. Hindistan Tarihi, III, Ankara: 1950.Bosshard, W. “Politics and Trade in Central Asia”,J.R.C.A.S., 16, 1929, pp. 432-457.Boulger, D. The Life Yakoob Beg, London: 1878.Buğra, M.E. Doğu Turkistan, Istanbul: GüvenBasımevi, 1952.Caroe, O. Soviet Empire, London: 1953.Eraslan, Cezmi. II. Abdülhamid ve İslam Birliği,Istanbul: 1992.F.O. 17/825.-----. 65-871; Memorandum, Simpla, 18 September1869.Forsyth Mission to Yarkand. Times, 31 August 1871.Great Soviet Encyclopaedia, Third Edition, C. 26, p.458.Halaçoğlu, Y. “Binbaşı İsmail Hakkı Bey’in Kaşgar’aDâir Eseri”, İ.Ü.E.F. Tarih Enstitüsü Dergisi, n.13, 1987 (Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu SpecialEdition), pp. 521-550.Hayit, B. “Sovyetler Birliği ve Hür Dünya AçısındanTurkistan’ın Stratejik Önemi”, T.D.A.D., pp. 78-86.----- “Turkistan Terimi Üzerine”, TDAD, 53.Henze, P. “Kaşgariya’daki Büyük Oyun”, DoğuTurkistan’ın Sesi, V-19, autumn 1988; “The GreatGame in Kashgaria - British and Russian Missionsto Yakub Beg”, Central Asian Survey, vol. VIII, 2,1989, 61-95.Kurban, İ., Şarki Turkistan Cumhuriyeti, Ankara, 1992.Lattimore, O., “The Chinese as a Dominant Race”,J.R.C.A.S., 15, 1928, pp. 278-300.Mehmed, A., Kaşgar Tarihi, Istanbul, 1300.Parliamentary Debates, III-225, 13 July 1875.Report of a Mission to Yarkand in 1873 under Commandof Sir T. D. Forsyth, Calcuta, 1875.Saray, M. Doğu Turkistan Türkleri Tarihi, V.1, II.Edition, Istanbul: Doğu Turkistan Vakfı, 1998.Schuyler, E. Turkistan: Notes of Journey in RussianTurkistan, Kokand, Bukhara and Kuldja, New York:Frederick A. Praeger Publishers, 1966.Showers, Central Asian Question ; F.O. 65-870; F.O.65-868, 13 January 1866.Skrine, C.P. “The Roads to Kashgar”, J.R.C.A.S., XII,1925, pp. 226-250.Şükran, O. “Doğu Turkistan: Uygurların BağımsızlıkMücadelesi”, Dünya Çatışma Bölgeleri, (Ed.) Kemalİnat et al…, Ankara: Nobel, 2004, p.327-345.Togan, I. “The Khojas of Eastern Turkistan”, Islam asa Source of Identity, ed. Jo-Ann Gross (Durham andLondon, Duke University, 1992, pp. 134-148.Togan, Z.V. Bugünkü Türkili (Turkistan) ve YakınTarihi, İstanbul: 1942.Trotter, H. “The Amir Yakokub Khan and EasternTurkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journal of theRoyal Central Asiatic Studies, vol. IV, 1917, pp. 94-112.Yalçınkaya, A. Sömürgecilik Pan-İslamizm IşığındaTurkistan, 1856’dan Günümüze, 2. Edition, Ankara:Lalezar Kitabevi, 2006.307


Dr Akram HicaziResearcher - WriterTranslated from Arabic by Azbe KezbaniEastern Turkistan after the Cold War and 9/11A Critical Study of the Chinese Theses and PoliciesIntroductionIt is difficult for someone who is studying and monitoring the condition of EastTurkistan to write about any subject. It is particularly more difficult for someoneto understand the situation if they are isolated from its civilization, culture,history, laws, humanity or even its biological makeup. In this region, a populationhas been subjected to genocide for decades, if not hundreds of y ears, yet it still isunable to make its voice heard. What can be heard is merely the determination,strong will power and faith of the victims. “While tears are streaming” 1 , and whilecrimes against humanity transgress every possible limitation, which subject canwe ignore while writing about another? It is even not possible to compile ordocument the subjects in question in any kind of detail. However, it is possibleto determine capital crimes committed, for all worlds to see; for example, crimesof racism. And again in this context, ethnic crimes committed in connectionwith business, education, health, marriage, migration or population planning.In addition, the banning of religious practices, mosques, reading the Qur’an,religious education, religious books, the Qur’an itself, Islamic symbols and Islamicattire, the killing or suppressing of scholars, religious functionaries and imams, theinculcation of atheism, the banning of provisions of the religious law, promotingwar against religion and insulting Islam are only a few more examples of suchcrimes that we can mention here. Among the crimes related to health there is theadministration of contaminated or deadly vaccines, the spreading of drug, alcoholor other addictive substance abuse among the Uyghur, as well as various illnessesthat result from nuclear tests. As examples of cultural crimes, we can quote thedistortion of history, the denying of the identity of the people and the Turkistanterritory, as well as the erasing and destroying of all traces regarding culture and309


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhistory. And there are still many more such subjects that can be mentioned.The tragedies suffered by Turkistan are part of a long historical process.Turkistan has been the victim of large empires and it has been divided into two;Western Turkistan, which remained under the sway of the Soviets, and EastTurkistan, which became a bone to picked over by the Soviet Union and China,but remaining under the control of the Chinese government. Both before andafter Communism, China has applied a number of policies and actions againstthe people of Turkistan; there is no word but which cannot be described by anyother word than “genocide”. According to bloody documents in the archives ofthe Chinese Empire 1,200,000 Muslims were killed and 22,500 families wereforced to migrate to China due to the attacks mounted by the Manchu Dynastyagainst Turkistan between 1648 and 1759. 2When we come to the current drama of Turkistan, it can be observed that thechances to attain the freedom and independence that the Uyghur nation desiredwere not very great, due to the negative current situation and the imbalance inpower between the Uyghur Muslims and the Chinese. On the other hand, theSinicization policies, which have attempted to eradicate the presence of Turkistan,make this situation clearer.The Uyghur people have suffered persecution that no other people havesuffered. Palestinians have suffered a similar situation in their country, invaded bythe English in 1916 and handed over to the Jews to establish the State of Israel in1948. At the same time as the Israeli state was being established in 1948, Turkistanwas being invaded by the Communists. It is for this reason that some writersand researchers use the term the: “Forgotten Palestine” for Turkistan. Perhaps thesituation in Eastern Turkistan could become worse than that in Palestine, likethe “Lost Andalusia”. This is because Israel has will continue to be an artificialstate that is undergoing a continuous decline demographically, added onto anddeveloped in an environment with a geography and history that resemble oneanother. However future of Turkistan is seen to be in danger of assimilation byThe Chinese population.There are many questions that can be asked concerning the period thatfollowed two important events, the collapse of the Soviet Union in 1992 andthe terrorist attacks of September 11, 2001; there are also many answers to these310


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicaziquestions. However the most important question is: Is China involved in theTurkistan issue in order to make Turkistan the victim of its own policies? Perhapsthis question goes against the logic of the balance of power.However according to a study it can be argued that despite all the elementsof power, China is on the horns of a dilemma when it comes to the matter of thedisintegration of countries.I. Statement of dominating Turkistan: Claims and needs1) Identity of these lands between historical facts and China`s claimsIn 1878 China invaded the eastern part of Turkistan with an army underthe command of General Tso Tsung-T`ang and placed the area under militaryrule. Until that time, Turkistan was not a part of the Chinese territory. Howeveran argument between two Chinese groups about whether to integrate Turkistanregion into China or not continued for some years. The prevailing opinion seemedto be set against the idea, which was that of General T`ang, integrate Turkistaninto China. Thus, military rule over the region was eliminated and in November18, 1884 Turkistan was officially annexed to China under civil rule. At this time,the strangest thing that China did was to rename Turkistan “Xinjiang”. This wasa compound word; one of the words is “xin,” meaning new, while the other one is“jang”, meaning country or land. A leading American expert on East Turkistan,Own Lattimore, has tried to translate the naming with help from linguists andChinese scholars. And he came to following conclusion in his famous book,“Eastern Turkistan, Pivot of Asia”: This name that was given to Turkistan by theChinese means “new region” or “new dominion” (new territory).Without a doubt, there is numerous historical data that certifies that Turkistanwas never a part of China. That is to say:1. On the one hand is the delay in integration of Turkistan into Chineseterritory and on the other is the realization that this integration occurred onlyafter profound arguments within the Chinese government.2. On other hand, the naming of this region as `new` it is also clearly areference to the fact that it was not part of China. This name serves the purposeof the colonization of Eastern Turkistan by the Chinese government and itsidentification as a new country.311


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMHowever, it is not possible to think that this region remained without a namethroughout history. If this country had been a part of China, it would not havebeen reasonable to call it “Xinjiang” during late 19th century. The truth is that theChinese invaders required a new name for this territory and could find no othername than “Xinjiang” for this region. This name does not carry any historical,geographical or cultural meaning other than that derived from a European styleof colonialism. In the early 19th century, with the rise of mechanical age andcapitalistic expansionism the way was opened the way for colonialism. In the sameway that China dealt with Turkistan by classifying the country that was targetedfor exploitation as a ”community without history”, a “primitive community” anda “prehistoric community”, the Europeans used the same terms to open the wayfor their colonization of Africa and Asia. All these terms were terms fabricatedby those who looked upon colonies as “virgin soils” which have secret, valuabletreasures and untapped resources, with no colonization or rights of their own.The Chinese also use the same method in its treatment of Eastern Turkistan. Infact, such a name did not merely fall from the heavens. The Chinese had earliersuccumbed to the exploitation of western and eastern powers, and was influencedby the culture of colonialism that was introduced to their country by the French,English and Japanese.When we look at ancient languages, it can clearly be seen that China has noright to this region. In the books of Muslim historians, geographers, linguists andother foreigners, Eastern Turkistan is mentioned frequently by name and thisregion and its geographic properties are identified. For example, this region hasbeen identified as the “lands beyond the river” or the “land of Turks”.These lands have been mentioned in detail in famous works by Arab andMuslim historians and travelers. We can mention some of these authors and theirworks here: Yakut el-Hamevi (1178/1228) Mu’cemu’l-Buldan; Ahmed el-Belazuri(d.891) Futuhu’l-Buldan; Shemsuddin ed-Dimeshki (d.1327) Nuhbetu’d-DehrFi Acaibi’l-Berri ve’l-Bahr; Ibn Cerir et-Taberi (838-923) el-Umem ve’l-Muluk;Mes’ud Ebu’l-Hasen (896-957) Murucu’z-Zeheb and Meadinu’l-Cevher; AhmedYa’kubi (d.897) Kitabu’l-Buldan; Muhammed Ebu’l-Kasim b. Havkal (d.977) el-Mesalik ve’l-Memalik; Ebu’r-Reyhan el-Biruni (973-1048) el-Asaru’l-Bakıye Ani’l-Kuruni’l-Haliye; Ahmed el-Kalkashendi (1355-1418) Subhu’l-A’sha; Ibnu’l-Esirİzzuddin (1160-1234) el-Kamilu Fi’t-Tarih. When we examine works written in312


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazithe West, the famous Italian traveler Marco Polo, a contemporary of Kubilay, theson of Cenghiz Khan, visited this region. He also described East Turkistan as“Great Turkey” during his visit to the region. Thus, we can understand that theregion was perceived at this time as a Turkish country. In the same way, the regionis mentioned as “Eastern Turkistan” in the book titled Through Asia by SvenHedin, in 1898 (on pages 20, 21, 24, 255, 456).How are these lands mentioned in Chinese written documents?As is known, China is famous for recording the history of its own emperors.Moreover the “Science of Ethnology” was born in China. The characteristic ofthis science is that it is selective. It eliminates that which is different from itsown characteristics or that which is local and mentions them only when it needsto differentiate itself. 3 In this context, Chinese ethnological historians describedEastern Turkistan and its cities as “siyu” in Chinese or as “foreign lands to thewest of China”. Moreover, the name of Eastern Turkistan is not mentioned as“Xinjiang” in any historical text. We can give the following examples from bookswritten by the aforementioned historians: the History of the Shi Tang Shu orT’ang Dynasty (618-907); the History of the Han Shu or Han Dynasty (260B.C -24 AD); the History of the Hu Han Shu or 2 nd Han Dynasty (25-220); theHistory of the Jin Shu or Jin Dynasty; the History of the Vi Shu or Vi Dynasty(386-556) History, the History of the Suy Shu or Suy Dynasty (581-617); theHistory of the Sung Shu or Sung Dynasty (960-1279); the History of the YuanShi or New Yuan Dynasty (events during the rule of Mongols in China, between1205-1367); the History of the Ming Shi or Ming Dynasty (1368m-1643m).Even though all historic, cultural and scientific data, prevents any doubt, notto say outright disproves such an interpretation, the Chinese narration continuesto insist on something that cannot be described as anything other than outrightfoolish in their strange descriptions. The last of these narrations perhaps is theone that was written in a recent book called the “White Book”, by the Chinesegovernment. If we examine the descriptions regarding Eastern Turkistan in thisbook, we can find the following:“Some former colonialists called Xinjiang Eastern Turkistan to realize theobjective of separating Xinjiang from China and dominating the region… Theyfabricated the deceptive theory that works as propaganda stating that Xinjiang313


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMis the homeland of the Eastern Turkistan people.” It is also stated that: “Sincethe beginning of the 20th century, a minority separatist group, consisting ofsome blind, fanatic and radical religious groups, has come up with some theoriesregarding Eastern Turkistan; but these theories have no foundation and are merelythe invention of former colonialists. According to this propaganda, EasternTurkistan was an independent nation from ancient time and the people living inthe region have a history that goes back nearly ten thousand years.” 4This narrative, which admits that this region was Eastern Turkistan andnot part of Chinese territories, is in contradiction of every fact ever recordedby historians throughout Islamic history. It refers to these historians as formercolonialists and claims that it is they who fabricated the name Eastern Turkistan.However, not only does this book ignore the history behind the name “Xinjiang”,it also ignores the ethnologic meaning of the word, which in and of itself provesthe historical facts that are denied in this book. Also, in the summary of the bookthat was published in the People of China Journal, no explanatory information isoffered about the issues which are referred to as fabricated assumptions about thehistory of the region, a history which in fact dates back ten thousand years.Moreover, this summary provides no evidence of what it describes as “theoriesthat have no foundation and (which are) the invention of former colonialists,” norare the names of the persons given, merely claiming that “these are Muslims”.However, China has only referred to this region as “Xinjiang” in the recent past,how then can they dare to invent a history that dates back for ten thousands yearsthat is connected to them? In this case, who is actually inventing something outof nothing and who is using unsupported evidence? Which narration is moreplausible; that of China or that of Turkistan?Another strange issue about the Chinese narration is that it ignores thendozens of historical revolutions and the millions of victims in Turkistan since theManchu dynasty started to rule over the region. This narration also presents theprotests and revolts of the Uyghur in the 20th century as separatist movements.However, the struggle between China and the Russian czars over the region isnot seen as a part of the history. While the book mentions the ethnic groups thatformed the society in the region, China knows very well that the 7,500,000 Chinesecitizens of Han ethnicity have been forced or tricked into immigrating into the314


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicaziregion, rewarded with certain privileges. During the processes that followed theestablishment of the Communist government under the leadership of Mao Tsetungin 1949, with a decree issued in August 19, 1952 these migrations began,transforming the region into an autonomous region in name only. This bookdescribes Eastern Turkistan as the Xingjian Region or the Uyghur AutonomousRegion. Yet, after the annexation of the region by China, the forced immigrationin the late 19th century made no difference to the population structure of theregion. On the contrary, the total number of ethnic groups, made up of Chinese,Mongols and Manchurians during this period were no greater than 600,000. Thesame groups made up only 6% 5 of the population of the region, with more than90% consisting of Muslim Uyghur.2. Economic ventures and the logic of “No turning back”In contrast to the Soviet Union, under Communism, China tried to forma global economy that would be able to sustain the needs of the poorer classes,which formed the vast majority of the population. It can be said that China,which attained great success in the open market, was ready to accept a globaleconomy at a much earlier period. Immediately after the collapse of the SovietUnion, marking the end of the Cold War, China made it public that it was nowa part of the global economy with its “Capitalist Socialism” formula. Thanksto this formula, China has reclaimed Hong Kong from England in 1997, withthe condition that it would preserve the existing economic system for anotherfifty years. It transformed the Fujian canton into a region where European andAmerican corporations can invest and carried out some large investments in theUSA. Therefore, while China continues to remain a Communist state, with acontrolled economy, at the same time it has become a capitalist state involved inglobal competition in an open market economy. This also indicates that China isusing Communism as a conservative and strict system of government that shoresup its domination over hundreds of million people. That is, China does not seeCommunism as an ideological or economic system. As far as market competitionis concerned, this unique system, mentioned above, makes it possible for China todominate the global economy and world politics. 6Since the 1980’s and the death of the Chinese leader Mao Tse-Tung, China hasadopted a policy of opening onto the world. After this, signs of the Chinese policy315


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMtowards Eastern Turkistan began to surface with great economic demands andcompetition; these had a very deceptive effect over the events that happened in theregion. As a result, ethnic and systematic forced immigration to Eastern Turkistanbegan to be mentioned officially; the official reason was the development of thisregion at the beginning of the 21st century. The Chinese prime minister, ZhaoZiyang, and the former general secretary of the Chinese Communist Party, Hu YaoBang, who visited Eastern Turkistan in 1983, stated this point very clearly. Sincethis plan required a vast amount of money, as well as scientific experts and skilledpersons, the general secretary of the Eastern Turkistan Communist Party WangEnmao visited the USA in October, 1985. He said the following in a statementhe made to The Washington Post on 14.01.1985: “Eastern Turkistan must largelydepend on skilled workers and technical persons from within China in order toattain a five-fold increase in the current industrial and agricultural income by theend of the 20th century. The Canton has assigned financial incentives to attractsuch people to the region. University graduates who come here will receive anadditional degree in addition to their salaries immediately after their arrival; theywill receive new degrees every three years. The salaries to be given to those whocome are very encouraging.” 7Naturally, the reason why these officials spoke about the development ofEastern Turkistan is that the region had now become a Chinese territory andwas a productive place for Chinese immigrants. Another reason was that EasternTurkistan was a spearhead for China’s involvement in economic competition inthe 21st century. China, an expert at hiding facts and regular statistics regardingrapid immigration in order to exploit the region, intends to permanently erase theregion demographically from the map as a fundamental part of its global economicadvances. And it has been successful in doing this. With the situation being thus,China’s claims of development, stability, national unity or merging populationsliving in Eastern Turkistan are of no value. Let us examine read what the formergeneral secretary of the Communist Party, the highest political authority in China,Hu Yao Bang, said in a statement published in Newsweek on 16.06.1986: “EasternTurkistan is similar to the Western Sahara or the Amazon basin. In this region,there are great opportunities for development. The total population of EasternTurkistan is 14,000,000, which 6,000,000 of which are Uyghur and 5,300,000are Chinese. This region can easily accommodate 200,000,000 Chinese!” 8 In this316


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazicase, what is the population merging, national unity and stability that China istalking about?There can be no doubt that Eastern Turkistan is a country with very greatopportunities. However, the Chinese made this discovery made long after theArab historian Yakut el-Hamevi; he mentioned this subject in his voluminouswork, Mu’cemu’l-Buldan (VII, 270): “Maveraunnehr is a country that is thecleanest, the most fertile, and has the most property. The people of the region liketo do good deeds, are generous, and give their belongings away with all their goodwill. In addition, they are hardy, brave, resilient, courageous and strong people.The fertility of these lands cannot be described in words. There is nothing like itin all the Islamic countries or in any other country.” There is not much differencefrom what Hamevi says and what Belazuri said in his work Futuhu’l-Buldan,which he wrote at an earlier date: “This place is one of the heavens on earthcreated by Allah!”These two descriptions of Eastern Turkistan also tell us that region is home to60 million cattle, that it can provide one-third of the annual agricultural needs ofChina and that it possesses a fortune in more than 140 kinds of minerals. Thereare 2.19 trillion tons of coal, lead, iron, copper, and salt, the equivalent of 40-50%of China’s total reserves; there are other strategic reserves, like uranium, of whichthere is more than 12 trillion tons. The gold reserves are 19 million tons and minedin fifty-six mines, which yield on average annually 360 kg gold. The oil reserveis between 6.5 and 8.2 billion tons, equal to one-third of China’s total reserve.The total annual oil production is 27.4 million tons and it is anticipated that thisnumber will rise to 60 million by 2010, and 100 million by 2020. According todata from 1988, in East Turkistan there is an area of 700 square kilometers inwhich it is thought oil can be found; this means that there is approximately 800million tons of crude oil. Moreover, about 30 billion cubic meters of natural gashave been detected. This is why international experts see Eastern Turkistan as thebackbone of China’s economy and heavy industry. Even more important is thatEastern Turkistan is the main source for China’s nuclear production, with verypure uranium produced in the region.Indeed Eastern Turkistan is a country with “an indescribable fertility” asHamevi said. And it is because of this that Eastern Turkistan has whetted appetite317


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMof every imperialist. This region is also an area where China can send its surpluspopulation, as the population density here is 5 people per square kilometer, whilethe population density in China is over 160 people per square kilometer. Recently,a Communist Party politburo member Wang Lu Tshuan expressed the secretintentions of China against the region during an annual academic congress of theChinese Science and Technology Association in 2005: “With its wealth in oil andunique geographic location the region will surely be an energy base from whichto launch China’s economic advance in the 21st century.” 9 This statement clearlystates China’s plans concerning the benefits, privileges and future of EasternTurkistan. Whatever the consequences, it is not possible for China to ignore or toforego the aforementioned benefits.Thus, it can be clearly seen that China’s struggle over the region is a strategicone and that any social disorder, regardless of its source will not be tolerated.But extracting the untapped underground resources of the region, attaining aninfrastructure that is geared towards heavy industry, benefiting from these andensuring their continuance will not be possible if social tensions continue in thearea. However, it is estimated that all in all, the problems encountered today areno less than those encountered when the name of the region was changed fromEastern Turkistan. In an era when the rate of change is measured by technology,such a logic of “no turning back”, making China’s economy and the countrydependent on a colony, especially in a strategic sense, is a great gamble. In thiscase, what can provide China with its wishes for peace and stability? How can thepeople of Turkistan be forced to endure persecutions and torture forever?II. Statement of dividing Turkistan: Concerns and proposalsThe Cold War period has come to an end and the global economic has takenoff with scientific revolutions. A new era has begun for humanity. There is nowfierce competition over resources; but to reach domination you need to obtaincapital. Since China has made strategic choices in accordance with competitionthat is based on an income produced in the region, she also needs to come up withan integral situation for Eastern Turkistan. What one needs to ask is this: Whichstrategies will China employ when dividing Eastern Turkistan up demographicallyand culturally? How has China acted in the region after 9/11?318


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazi1) The war against religion between Chinese government control andinternational controlSince the 1300s the Chinese have known that the people of Turkistan areMuslim. 10 They also know that the people of Turkistan have carried the flag ofIslam to China, and that Islam is something that they are devoutly committed to.They keep their Islam and at a time when they made great advances, during an agewhen Islam was leading in the sciences, arts, architecture, morality, human valuesand understanding, the Mongols who were exploiting the region also started tobelieve to Islam. Muslims became known by the word Chantu, which means“turbaned men” in Chinese. 11 The Chinese are also aware that historically andculturally Turkistan has contributed to Islam, renewed it, and produced scholarsin hadith, Islamic jurisprudence and languages, people who had a clear influencein spreading and preserving Islam. 12 Another thing that the Chinese are awareof is that Islam was the only historical factor that withstood foreign attacks inthe region. Islam is a phenomenon that cannot be eliminated from the mind ofthe Muslims, both those inside and outside Eastern Turkistan. As history showsand and as Hamevi said: the people of Turkistan people are “hardy, courageous,resilient, brave, strong” people. These characteristics are enough to make theone who possesses them a mighty adversary. Even if such an adversary could bedefeated due to their being taken unaware, this is not one who will surrender 13 . Asthe Chinese have discovered through experience, today they fear this character;this will continue in the future. Perhaps this fact can explain to us some of thesecrets of the violence that is being wielded both demographically and ethnicallyby China on the people living in the region.A) Government controlIn the past, operations of ethnic cleansing happened in China behind animpenetrable curtain. In the era of Mao Tse-tung (1949-1976), Islam wasbanned and war was declared against it. The war was conducted under the slogan“Renounce the teachings of the Qur’an!” No one outside the country heard aboutthese events or the moans of the victims during this period. This event continuedto go on in a terrible silence, despite there being no apparent justification for it.There was just one reason. To wipe the people of Turkistan off the map and thusto be rid of them, their history and their culture, once and for all. This is the319


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMreason why the Chinese wanted to destroy the faith of these people. Despite allsuch events, the people of Turkistan did not surrender. However, after the ColdWar, even though the cries for help were heard all around the world, the problemsincreased due to official practices which were clearly stated. Today the situationcontinues under the heading of a “war against those who promulgate separatistpropaganda.” The Chinese government has used such expressions and behaviorsince the establishment of the Communism regime. The things that are includedin this expression can be listed as follows:a) All national powers, political and social movements that resist against theChinese occupation or who oppose Chinese policies by requesting humanrights or insisting on the an end to discrimination.b) Charity organizations and voluntary foundations.c) The media, broadcasting and cultural organizations.d) Persons and intellectuals who are public figures within and withoutEastern Turkistan.e) Organized or individual civil resistant movements.The government has also begun to use the phrase “radicalism and radicals”along with “war against those who create separatist propaganda and separatists”.This group includes:a. All academics, student and teachers of religious sciences, imams andpreachers.b. All Turkistan families who do not abide by the orders of the Chinesegovernment regarding religious education and practices.c. Organizations the provide a religious educationd. Mosques, the construction or repair of mosques.e. Religious sermons, invitations or spiritual guidance activities...f. Schools that are accused of violating education laws or governmentguidelines regarding the religious and local language.g. All Islamic courts and laws.320


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazih. The Qur’an, religious books and historical works about the history of theregion.i. The celebration of religious feasts and holy days.j. Those who want to go on hajj.k. The wearing of Islamic or religious dresses.This is just an example of the main titles in this matter. As we said at thebeginning, it is difficult to make generalizations in this study about the violentChinese practices. However, we will continue to follow China’s social andeconomic policies closely. We will compile particular examples that have bothofficial and legal characteristics which are incontrovertible and which will notallow China to hide the truth.Naturally people will start to look for different ways to implement their Godgivenrights to live as they believe, to carry out practices of faith and religionwhen oppression becomes unbearable, be it under arbitrary laws or martial law.However, according to the strange Chinese laws and regulations, these secretalternative methods are also being monitored and have been banned. 14 Suchactions are deemed “state secrets” and are never disclosed to public. Two of theseregulations are decisions signed by the prime minister, Lee Peng, in January 31,1994 banning religious activities. Below we will try to summarize these:Decree no 145This orders that all secret places of worship, which in recent years have begunto spread throughout China, be banned, and all religious activities be monitored.Decree no 144Foreigners are not permitted to open places of worship, religious organizationor associations. They are not allowed to lead religious activities, open culturalcenters or religious schools. Also foreigners are not permitted to talk with localreligious functionaries, to appoint them or to act as guides in their activities. 15At a later date, on 28.03.1996, the Chinese authorities issued a secret decree,known as Document No. 7. According to this decree, war against religion wasdeclared and the punishments required were increased by tenfold. This law wasactually in force by 12.03.1996. This is known as the Yan Da campaign. The321


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmost apparent application of this campaign, according to what has been reportedby Turkistan and foreign sources, 16 was aimed at Muslims, women and youngpeople working in Chinese national institutions. They were forbidden to fast,to go to mosques or to attend Islamic education. The most famous reaction tothis restriction was during the usufruct in city of Gulce on the 27th night ofRamadan month, in the year 1417 of the hegira (1997). When the gendarme,intelligence and police forces guarded the doors of mosques, preventing womenand young people who had came for the tarawih and night prayer, clashes occurredbetween Muslims and these forces; a violent riot ensued. The incident endedwith intervention of the Chinese army. As a result, 300 Muslim lost their livesand 10 thousand Muslim was arrested. Later, according to the Communist Partygeneral secretary, Wang Lequan, who made a statement in the official gazette,dated 11.7.1997, this campaign has continued: “The Chinese authorities arrested17,000 people, sending them to the People’s Liberation Army construction andwork camps.” The same gazette reports this in its 21.6.1997 issue: “The Chineseauthorities demolished 133 mosques and closed 105 Islamic schools in theKarakas town of Hoten province alone.”B) International controlWith a series of oppressive laws and its activities to suppress the people, themethods used by the Chinese government have been disclosed, one by one, withthe efforts of international research centers and global human rights associations.For example, Dr. Paul George, who is from Turkistan and an independentresearcher on political progress and global safety subjects, gave the followingquote in his paper, entitled: “The Problems of Islam in Xinjiang,” which waspublished in issue No 73 of the Canadian Security Intelligence Bureau in thespring 1998: “In the name of protecting national unity and stability Beijing istrying to systematically control all religious activities throughout China. However,it can be seen that Islam has penetrated deeply into the national identity and localculture in Xinjiang. For this reason, Beijing perceives Islam as a direct threat toits sovereignty, and perceives mosques and religious schools as gathering placeswhere those who are dissatisfied with the government meet. Therefore, from timeto time, religious functionaries are arrested and violently punished.” 17Whether the Chinese authorities deny or accept such eyewitness reports322


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazidoes not change the situation. The Chinese practices are mostly inflicted againstMuslims and Islam. The legislative system in Eastern Turkistan operates in thesame way. These laws have been transmitted abroad to international human rightsorganizations by researchers from Turkistan. For the first time, an internationalorganization, “Human Rights Watch”, has cooperated with a Chinese humanrights organization and prepared an official report regarding the secret and publiclegislation package that has been enforced on the Uyghur people of EasternTurkistan. The title of the report is “Crushing Blows: Religious Pressures againstUyghur in Xinjiang”; the report was published in April 12, 2005. The followingreferences were used as basis for this report, which consists of 114 pages:1. Government and Communist Party documents deciphered at an earlierdate,2. Regional laws,3. Official gazette,4. Interviews,5. There are also appendices containing quotations from official documents.Thus, this report can be seen to be an international document containing firsthandinformation. More importantly, this was the first time when such a detaileddocumentation was prepared about the situation in Turkistan. This study was notmerely interposed in a media broadcast, as had been done before; moreover, itmade clear the complex structure of the legislation, regime and policies that havetaken religious freedom from the hands of Uyghur 18 .The Asia director of the organization, Brad Adams, commented on thereport: “These documents are very sensitive. For these reason, they are onlytransmitted within the party and government, going from hand to hand, in secret.Such documents are directed towards arbitrarily forming a legal basis that willmake the Uyghur people a target. What is intended here is to create a fear amongthe Uyghur people that will prevent them from gathering and expressing theircomplaints or from freely expressing their cultural identities.” Another pointmentioned in the report is that the documents which have been obtained and theinterviews that have been made in China by the organization demonstrate thatthere is a multi-directional system to suppress and control the religious activities323


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMof Uyghur people. The following words of the general secretary of the Xinjiangregional party, Wang Guan, were quoted in the report: “…the most importantduty of the authorities in Xinjiang is to control and guide the religion. Thus,it will serve the central administration in preserving the economic structure,the homeland integrity and the national unity.” Let us now focus a little on themost important part of this report as mentioned in the published summary. Thefollowing issues are mentioned in detail in the report:Current regulations governing religious activities in Xinjiang, A booklet regarding the application of a policy that is related to religiousissues for minorities, which was distributed within the party and governmentin 2000. Details about several suppressive applications, which later becamelaw, are given in this booklet. In the report it is mentioned that in one of thebooklets some “irregularities” are mentioned; according to these the authoritiescan ban religious freedoms for any reason whatsoever. Such irregularities arementioned as “…the execution of further activities that will damage the stabilityof the population...” and “…those that give rise to separatist elements and majorreactionary elements…” In other parts of the booklet it is stated: “It is essentialthat the Marxist theories be verified regarding religion in all kinds of materialpublished related to research or evaluations of Islam (including news broadcastsand news papers) and that they be in parallel with the religious policies andpractices of the government and party.” A paper signed by the vice director of there-education department indicates the following: There are laws preventing children from participating in any kind ofreligious activity. An example of such a law can be found in an official documentstated as follows: “Parents and legal guardians are forbidden from allowing theirchildren to participate in religious activities.” 19 Documents show an increase in the numbers of Uyghur people who havebeen jailed or arrested on the basis of fabricated crimes of religious activity andcrimes committed against national security. Among the penalties imposed, thereis a penalty of being sent to “re-education in work camps,” an infamous formof punishment. Those who prepared the report indicate that religious controland forced intervention continues to encompass everything. The organization ofreligious activities, schools, cultural institutions, publishers and even the outlook324


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicaziand personal behavior of the Uyghur people are under control. The centralgovernment subjects all imams to a regular evaluation, requests them to carry out“self criticism” sessions, imposing systems of control on the mosques, removingreligious teachers and students from schools, controlling literature and poetry toensure that there are no hostile political signs and seeing every expression ofdispleasure with Beijing politics as a “separatist tendency”. Such a “tendency” is acapital crime under Chinese law, with the penalty being execution. Muslims whotry to carry out their religious lives in a way with which the government and partydo not agree are jailed, tortured and sometimes executed. The heaviest penaltiesare applied to those who are said to be involved in separatist activities. Laws regulating how the affairs of ethnic and religious minoritiesshould be managed; these laws are deemed to be state secrets. In this context, theexecutive director of the Chinese Human Rights Organization, Sharon Hom, hasthe following to say: “Beijing sees the Uyghur people as a threat to the nationaland ethnic structure of the Chinese nation”. Details regarding how the two laws,disclosed here for the first time, work are provided in the booklet mentionedabove. According to this, even though there is no relation with national security,it is absolutely forbidden to leak any information related to ethnic minorities orreligious and political issues, except those that have been specifically permitted.Below we will give some official quotations and local eyewitness reports thatdisclose how China acted in the area of religious freedom before September 11,2001; these have the status of a statutory decree or are disguised as legislationwith some technical loopholes: Wang Lequan, Regional Communist Party Secretary: “We shouldincrease pressure on religious leaders. We should ensure that they are politicallydomicile. They should be committed to the homeland with feverish love, supportCommunist Party leaders and the socialist system, they should be opposed tonational separatism and illegal religious activities, they should defend nationalunity and homeland integrity, and they should be consciously committed to thenational laws and policies. An Uyghur citizen: “This is a Uyghur school and most of the peopleworking here are Uyghur. However, they are not permitted to talk about religionto their children in their houses nor in their workplaces. Talking about religion in325


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMany way is an illegal activity. They won’t even let me talk about religious issues tomy own children. How can this be right?” A Chinese official: “The students studying in our schools, your childrenin particular, are not focusing completely on their lessons. They are occupied withprayer, fasting and some other religious activities. Therefore, they are violating thefifth article, dated 1996, of the Autonomous Regions Education Commission.According to this article, students cannot participate in religious activities (prayer,fasting or other similar religious activities) and cannot act in contravention of theschool rules.” An Uyghur citizen: “The militia is coming to search the villages andregularly examine the people living there. They come during the nights andsearch the houses. If they find any religious material, they take that person in forinterrogation. They say “These are illegal religious publications.” My father is acommon farmer. How can he know whether the Qur’an is illegal or legal?” An Uyghur professor working in a higher education institution inXinjiang, where teaching traditional local music is forbidden: “I have experiencedit personally. Although I am not considered to be a devout Muslim, this happenedto me. I mention religious tunes in a general sense only during my lectures. Theseare widely spread tunes. Banning these is just nonsense. These are a part of ourmusical culture and our history. I need to learn these. However, in the secondsemester the school management told me that since there are so few studentsregistered for my lecture, I can no longer give lectures. But this isn’t true. I havebeen waiting for one year now without giving any education. They won’t fire mebecause they don’t want me to speak out against them. I am still earning a wagefrom the Communist party. However, the only thing I do is to stroll around thecampus or sit in my room. This is nothing but a waste. Still, it would be best forme not to talk about these issues.” An Uyghur citizen: “My relatives and I were able to establish a mercantilebusiness. This is something that I am proud of. Earlier I was working in an office.I was providing catering services for schools. They said to me “you can’t havea beard, not even a moustache.” I asked myself who they thought they were,interfering in my personal choices. These are our traditions. No one has theright to interfere with this. When I found an opportunity to leave the country I326


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazidid. However, if you can’t find another job in the private sector, you either havedifficulties or you will die of hunger.”Finally the report relates that in “experience transfer meetings it is requestedthat religious functionaries tell the other participants about their hardships andincidents that they encountered during their duties. For example, a mosque imamstood up and mentioned his illegal religious lecture. Or he speaks about how themosque was using a banned religious book. They talk among themselves aboutprovocative elements and about a sermon that was given by another religiousfunctionary without obtaining a prior permit, and their failure to inform thesecurity forces. They tell how they got carried away by these wrong ideas. It isrequested that other members in the group inform the authorities about a personwho is doing such wrong things.” 202) Demographic balanceOf course, this war by the Communist authorities against religion is notenough to change or destroy the identity of these lands. And it is clear that theywill not be able to succeed in doing this. In particular, the Uyghur are a peoplewho have a strong Islamic heritage and a deeply rooted civilization. On the otherhand, the battle of Chinese policies against culture, religion and humanity has hadgreat damage on China’s desires to transform this region into a Chinese canton.Denigration, oppression, the enslavement of the people in work camps, theimposition of spying on one another, frightening the locals, creating a lack of trustamong people, disregarding human honor, despicable applications, like sterilizingpeople and playing with their dignity and honor have only awakened feelings ofhate. All such applications have made deep scars within the human psychology,and are enough to make it like a volcano that is ready to erupt. This is a situationthat requires self-defense. China cannot ignore these facts, and cannot continuesuch practices. In this context, anything that can be said about the consequencesof the Chinese policies over the short or long term will be of no use. Why hasChina adopted such practices, particularly considering that it cannot hide themforever and that it will reap what it has sown?It is a fact that China has not looked on the matter in this way. However, itcan be said that China tends to implement such applications in order to gain timein the hope that this region will disintegrate. It is willing to do this by recreating327


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe populace from scratch; one day it may no longer be possible to talk about aMuslim population. In this way it will become easier for both the Chinese and theworld to accept Turkistan as a Chinese canton. This situation is continuing apace.The following policies are being used to this end: The ethnic ablation policy, The immigration of tens of millions of people of Chinese Han originsinto Turkistan, Demographic division of young population groups, Mixing of races, Tying to control the birth rate through various methods.Another situation that China wants to ensure and defends violently is thatof “preserving China’s integrity”, both geographically and demographically.According to the official thesis, China describes itself as: “a multi-national singlestate formed from 56 ethnic groups”. According to the fifth population census in2000, there are 18 ethnic elements that can be differentiated. These are elementswith a population that exceeds one million. The official thesis claims that “As theHan nation has the greatest population of all the Chinese nations, and forms 92%of the general population, other nations are designated “ethnic minorities” 21 dueto their low populations.” This is the description that the Chinese governmentdeems valid. And according to this, the Han nation is the main nation that makesup China. Others nations are classified as minorities. For this reason, the Hancall themselves “Big Brothers”. This nomenclature provides them with privilegesin matters like leadership, guidance, governing and position, because they seethemselves as the most skilled and ambitious group concerned with the futureand integrity of China.This idea was not a dominant expression during the Communist period.Marxism employs social discrimination based on class, not based on race, as isdone today in China. The Marxist doctrine is not based on regionalism or race, oron any social classification. Marxist philosophy states that all human conflicts arisefrom capital. However, in today’s China, there is a new emphasis on the necessityof preserving “China’s Integrity” in all official documents and informational andpolitical expressions, because the Communist ideology can no longer act as the328


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazisafety valve of national unity after the collapse of the Soviet Union, the collapseof the ideological system or the depletion of their real effects on China.China, having experienced many internal dynastic conflicts throughouthistory, is not far from total disintegration and returning to a time of dynasticconflict. Therefore, it is not odd that the Chinese authorities describe the protestsof the Uyghur people in Turkistan as efforts of “separatism and separatists”. Again,for the same reason it is not strange that official statements and the comments ofauthorities emphasis the following notions: “China’s Unity... National Integrity...One Nation... Strong State... One State... National Cooperation... Preservationof Country Unity... Tolerance and Stability... Development... Advancement...Modernity...” They do not use notions that are opposed to those mentioned above:“Discrimination... Radicalism... Terrorism... Devastation... Obscurantism...” Thefact is that China sees the Turkistan issue as an internal affair, like Chechnya inRussia; we can see this in the expression of an official spokesman of the Chineseforeign affairs department, Chen Gang, who became deeply concerned whenriots erupted in Urumqi on 05.07.2009. However, this time, the protests wereonly against discrimination in businesses and the discrimination against thelocal people, where they were relegated to second or third class citizens. Afterthe incidents and after a meeting with high-level party officials, in a broadcaston Chinese television in 8.7.2009 the Chinese president, Hu Jintao, threatened“heavy penalties, as stated in the law, for those who were involved in the clashes.”The Chinese president was worried by the violence of these events and wasconcerned that they could spread to other regions outside Urumqi and Kashgaria;he made a clear reference to this: “It is very important and an urgent task thatsocial stability in the Xinjiang region, where there are rich energy resources, beinsured,” 22 and this situation was a “matter of life and death” 23 for the ChineseCommunist party leader in Turkistan.It is demanded by justice that it be made clear that the Turkistani peoplecannot be held responsible for China’s deranged mind. If it is the right of theUyghur people to separate from China and to desire independence, then it isfoolish for Han ethnic Chinese to believe that the Uyghur people should bearthe burden of China’s union at the expense of their beliefs, territory, civilization,lives and property, or that the Uyghur people should simply accept the despicableproposal of the Chinese. Again, the Chinese are very aware that any proposals329


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmade in the past, present or future will be rejected by the Uyghur people. Theyhave tried to divide the demographic infrastructure of the country with largescaleimportations from the east (Han nation) to the west (Turkistan), in a madrace against time.The Malaysians adopted a national slogan when they wanted to transform intoa great industrial state by 2050: “Look to the East”. Thus, they were indicatingthat they had taken the Japanese model as an example for development. TheChinese, however, have taken up the most despicable colonization model for thedisintegration of Turkistan and use the slogan: “Hey young man! Go West”, “Xibuda kaifa”. As a result of this slogan as well as the organization of enticing toursto encourage migration applications, China has settled millions of Han Chineseinto Turkistan and thus greatly changed the demographic infrastructure.Statistics demonstrate that the demographic balance between the nationsliving in Turkistan. However, one must be very careful when using statistics fromofficial sources. Information disclosed by the central or local Chinese governmentis that which it wants to be known. However, as we saw above, according to officiallegal regulations, publishing information about issues of nationalities withoutpermission from the official authorities is considered to be a breach of nationalsecurity. Thus, it is safe to say that the numbers which show the population ofUyghur citizens to number 8.5 million, that is Muslims form 60% of the totalpopulation in the region, are far from the actual numbers. On the other hand,statistics that show the Han nation as consisting of 7.5 million and forming 40%of the population are not to be trusted either. The statistics that are closer to thetruth are those that show the Uyghur population as being between 18 and 25million. While there is no data proving or disproving the accuracy of this census,considering the nature of incidents, the latter data can be seen to be closer toreality. If we take into consideration the reaction of nationalist Chinese and theconcern at official levels every time there is a protest these numbers are moretrustworthy. Then where is the problem?The Uyghur people are greatly concerned that the demographic structure oftheir country will be completely reversed in the near future. Similarly, the Chineseare concerned that the region will escape them and their economic investment inTurkistan will be at great risk. Moreover, they are facing disintegration threats to330


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazitheir country. For this reason, during the 1990s the Chinese put into a programinto place that was known as the “Conquest of Eastern Turkistan”, economicallyand demographically. 24 According to this, it was planned that two hundredmillion Chinese from the Han nation would settle in this region. If no preventivesor delaying measures are to be taken, and these dangerous ideals are realized, theTurkistan people, and their history and identity in this country will be erasedforever.3) Social marginalizationWhen faced by such practices it is totally normal that the Uyghur people areconcerned about the future. They observe a decrease in the birth rate among theUyghur with great despair and resentment. They perceive how the demographicstructure has been changed and how the balance has been turned to the advantageof the Han Chinese in some cities. If the Chinese authorities try to prevent theUyghur people from employing their rights in their own country, from benefitingfrom their own natural resources, which are used by China without any controlmechanisms, then the Uyghurs have the right to resist the Chinese using everyfinancial, spiritual, historic, cultural, and if necessary armed, means of resistance tohand. Moreover, the Chinese are imposing a variety of methods of discriminationin the cruelest possible fashion in fields of business, education, health andresidence. Some of these methods are:a) Forced migration for young girls and as a result an imbalance betweenmales and females,b) Voluntary or forced marriages between races,c) Punishing those who request to the rights that have been grabbed fromthem. China perceives such persons as a threat for the country and aims toeradicate them. It either makes them leave their country or puts them intowork camps where their human honor is disregarded. This entire thingmeans more human resources are wasted.d) Birth control, the sterilization of women and forced abortions,e) Dragging hundreds of women into China’s prostitution market, 25f) A policy that intentionally ensures a lack of education. Chinese students,331


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMqualified workers, experts and technicians are all encouraged to emigratefrom the Turkistan territory. All this causes negative discriminationagainst the Uyghur people in education, rehabilitation and businessopportunities.g) Prisons and work camps are being constructed in Turkistan to punishcriminals. Later on, these are used as migration devices, and people arebeing settled on these lands. In addition, there is an attempt to increasecorruption and the crime rate by forming a criminal element in thecountry.However, the worst thing is that the Turkistan people are sliding towards a moredangerous point, social marginalization due to the disruption of the demographicbalance. This is happening to such an extent that the level of political demandshas been lowered, being decreased to the level of social requests, culminating inthe Urumqi incident of 5.7.2009. In an interview with the International UyghurConference chairman Mrs. Rabia Kadir, given to the German Focus magazineon 12.09.2009, she lays the responsibility for the violence of the incident onthe Chinese government: “The Chinese government has given us some kind ofautonomy in the last few years. However, they are still treating us like animalsand see us as second class citizens.” The American Christian Science MonitorJournal has stressed this issue and indicated that the Uyghur people “are seenas second class citizen who do not even have the right to be represented at eventhe lowest level of government commissions and who are forbidden to use theirown language in their own schools.” 26 The American Uyghur Union generalsecretary Alim Seittof says: “All the Uyghur people are asking for is that Chinastops ethnic discrimination. However, they are facing unimaginable pressure.” 27If we interpret these statements according to sociology, then we see the notionof “social marginalization”. However, social marginalization here does not occurwithin the context established by European capitalism, which was built on theruins feudalism by European reformists at the end of the 19 th and beginning ofthe 20th centuries, but rather within a context forced by Chinese policies.When the wheel of European capitalism and industrialization started to turnat the beginning of the 19th century, the feudal system, which had maintainedcontrol over the European economy in a general sense, naturally had to collapse.332


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram HicaziHowever, as with all other large scale changes, many problems were faced in orderto provide social integration with the new system. New modernization movementsslid the ground out from under the feet of villagers. A large number of grouppeasants found themselves unemployed. The center of the national economybecame the city. At the same time, intense modernization began in cities. Thecities began to be renewed, renovated and former residential units were rebuiltin keeping with the development. When enough excess capital was generatedby industrialization, finance was also provided. However, some peasants found ithard to change their former life styles and to adapt to the new one. They preferredto live in places that became known as suburbs or ghettos. The villages foundthemselves at the margin of European cities and in suburbs. It is at this pointthat the European reformists adopted the idea of persuading these strata withkindness or by force. For the welfare and future of these strata, for them to havean honorable life, they had to be integrated into the system. Now: Did China dothis in Turkistan?The modernization activities carried out in the cities and villages of EasternTurkistan To the time this paper was prepared have merely increased the power,influence, authority and capital of the Han nation. For the Uyghur nation, whichwas distanced from these activities, the results were the opposite. All indicationsshow that the Uyghur people have not been included in the industrial developmentplan or wealth. This economic project is completely a Chinese project. Apart fromthe residents of cities where Han ethnic groups are located, the residents of thecountry have had no share in the income. Now, let us ask a second question: Ifthose who dominate the cities are the Han people who have immigrated intothese lands, where are the real owners of these lands, the Uyghur people?The geography of Eastern Turkistan consists of a vast area (1.6 million m²).It is covered by the Taklamakan Desert and chains of mountains. The populationcan only reside in the valleys and foothills of the mountains, near sources of water.These places make up 4.5% of the country’s territory. 28 According to Hong Kong,and the director of The French Centre for Research on Contemporary ChinaJean-Francoise Huchet: “The Uyghur people are trapped in a rural area. Contraryto what the other part of the nation obtains from the petrochemical factoriesand corporations, they have to employ themselves in agricultural, which providesthem with no financial or spiritual income.” 29 In this context, when we look at the333


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMindicators, the difference between the city residents and peasants has increasedby threefold. On the other hand, the Christian Science Monitor presented thefollowing in a study that was carried out on the country in 2008: “Thanks togovernment aid, most of the factories and corporations belong to the Han nation.And these establishments do not accept any work force other than those of thesame ethnic origins. Therefore, the Uyghur people are forced to work in degradingjobs, such as servants.” 30Thus, statements by the prime minister of Turkey, Tayyip Erdogan, broadcastedby the television channel NTV and transmitted by Reuters News Agency in10.7.2009 is by no mean exaggeration or political maneuver: “The events that arehappening in China are nothing less than mass murder,” and “it is not possible todescribe this event in any other way”. The World Uyghur Congress spokesmanDilshat Rashit did not exaggerate when he made the following comment fromexile in Sweden: “the misery of the Uyghur people who are tired of suffering insilence is increasing day by day.” 314) Turkistan after events of September 11Turkistan houses not only houses some of China’s strategic defense systems,like ballistic missiles; it is also the nuclear testing ground of China. This situationoffers an explanation as to why China wants to keep these lands under its rule.To say that China wishes to form a buffer zone, protecting itself from a terroristattack or Russian influence, which may come from the West, is only a partialinterpretation of Chinese policies. China is feverishly trying to make use of theevents of September 11. Therefore, it is making political gains to ensure security,even if this means destroying the Uyghur people in the process. On the contrary,what kind of relationship can such events have with the invasion of anothercountry, its renaming, and the seizure of its natural resources, as well as trying todivide and disintegrate the land, waging war against its people and its beliefs byevery mean possible?Nothing can be said in this context. However, the current internationalclimate may present China with the opportunity to make some local or regionalgains. This is also a question of the conjunction of benefits with Pakistan, Indiaand Russia, and more particularly, with Western Turkistan. Moreover, China haslowered the level of freedom to a minimum, by improving its internal legislation334


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazisystem. In this way it hopes to confront any public protest. Even though theseprotests have never been classified as anything more than “security incidents”until now, the penalties for these incidents can include execution. Let’s continue.This can be called running away to the future instead of facing the truth.A. At an international levelThe Chinese authorities used the terms “separatism and separatists” and“extremism and extremists” against Uyghur people before September 11. However,after the events of September 11, China perceived that here was “opportunity notto be missed”. And it started to use the terms “terrorism and terrorist” whendescribing the Uyghur people. Thus an exploitation of security issues began atboth local and national levels. China announced that it was joining the “Struggleagainst international terrorism” with America a few days after September 11. Andretrospectively, they described public protests and some incidents that occurredin Turkistan in the 1990s as terrorist activities. In this context, the foreign affairdepartment spokesman Sun Yuxi said the following on 18.10.2001: “Terroristactivities carried out by activists from Eastern Turkistan within China’s territorydo not threaten only the security and stability of China, but also of the entireregion.” Accordingly, China has declared that “it will join the internationalcommunity in their struggle against terrorism, which is also present in EasternTurkistan”. What has China gained by joining this campaign?The essential objective of the Shanghai Five platform, formed by Russia,China, Kazakhstan, Kirghizstan and Tajikistan in 26.04.1996, includingUzbekistan in 15.06. 2001, was to solve border disputes and provide unity inactivities that required trust in the military arena. All aimed to decrease tensionalong the border regions as a beginning to signing joint agreements. Therefore, thisplatform was not initially established as an international regional organization; anysuch organization would have to have a contract, with pre-determined principleswithin that contract and rules that regulate operations, as well as requirementsfor membership. 32 However, in later meetings, this platform became essentiallytransformed into an organization that speaks in the name of Chinese policy. Asmembers started to use the same notions in their statements or joint declarations,this became more and more clear.The following expressions can be seen in one of the twelve clauses of the335


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUM“Bishkek-Kirghizstan” declaration, published after the summit in which the fivecountries participated in August, 1999: “The parties state the importance ofan effective struggle against international terrorism, drug and arms smuggling,organized illegal immigration and other forms of crime together with nationaldiscrimination and religious radicalism.” However, as can be observed, China andother platform countries are not just struggling with incidents or fighting againstterrorism, they have also suggested building a Center for war against Terrorism,Separatism and Radicalism in June 2000, at the Dushanbe - Tajikistan summitbefore September 11; later they carried out the opening of just such a center. Andafter one year, the permanent committee of the Chinese parliament decided toapprove Shanghai Agreement, which prescribed the struggle against terrorism,separatism and radicalism. 33 Here is the question: Is it possible for this forum toproduce policies or theses that are separate from the view of China and its newallies? Is there a program over and above that of China?Without a doubt, the events of September 11 have given an opportunityto China, Russia, and Central Asian countries, even to India and Pakistan. Byexploiting the feverish attitude of the West in fighting the Al-Qaida, Islamicmovements and even national movements in the region, they have exploitedinternal calculations with great refinement. China and Russia have startedcooperating in the “war against terrorism” at a meeting between the two countriesin Beijing on 28.11.2001. Later, the level of coordination between the twocountries increased and reached the level of a commitment to “struggle againstinternal and external terrorism of all kinds and levels” at a meeting of the foreignaffairs ministers of the Shanghai Cooperation Organization in 7.1.2002. Thiswas referred to by the Chinese minister of foreign affairs Jiaxuan, who declaredthat six countries are preparing for the “establishment of a regional agency for thewar against terrorism”. This was not just building a center, but also working to“forming a mechanism for crisis management”. Jiaxuan expressed this as follows:“All member countries support China’s position and its efforts against terroristsin Eastern Turkistan and Russia’s efforts against Chechen terrorists. All perceivethese efforts as part of the global war against terrorism.” 34 At the end of themeetings, ministers signed a joint declaration and warned against tendencies of“terrorism, separatism and extremism” in all member countries. Even though thisdeclaration reflects the benefits of related countries, in reality the language of the336


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazideclaration was written on China’s terms. And this supports the following:1. China has once again started to force its logic and language on themember countries,2. It has earned regional legitimacy to suppress the Uyghur people inTurkistan,3. It has obtained the right to monitor and oppress Uyghur people living inRussia and member countries and to prohibit all forms of political andcultural activities. In return, China has agreed to the fact that:4. As Turkistan is a Chinese internal affair, Chechnya is a Russian internal affair.Before two weeks had passed after the declaration of Communist Party,dated 5.1.2002, which accused Islamic groups within the region of encouraging«separatist ideas», the Chinese government published a statement entitled the“White Book”, 8,000 words long, under the title: “It is not possible for terroristEastern Turkistan separatist forces to go unpunished for their crimes.” Thisbook firmly places the responsibility for terrorism upon the Turkistan forceswith a retrospective and disgusting opportunism, 35 and mentions these forces as“Terrorist... Separatist... Radical”; there are no exceptions or distinctions regardingany peaceful forces. At least there is a distinction between a civil organizationand a military one. But it goes even further by denying Turkistan history totallyand uses the term “former colonialists” to describe Muslim historians. It depictsthe Turkistan people as terrorists, dating back far in the past. However Islamis, according to the expressions of the same book, a “peaceful religion”! On theother hand, this book tries to illustrate an ideal portrait and expresses this as:“different races with noble traditions living in Xinjiang are represented by theirlove for national union and the integrity of the state.” The Chinese governmentbelieves that such expressions are more than enough for the Uyghur people tohappily greet millions of Han Chinese as the modern Ansar (people from Medinawho helped the immigrant Muslims) or new conquerors. As a matter of fact, theProphet Muhammad said that “do whatever you like if you have no shame.” Howcan it be possible to explain why such a great state, which should be protectingits population from a moral collapse of this magnitude and level, has fallen intosuch lies and vanity.337


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMWithout a doubt, China is not aware of what has been written in its ownWhite Book:efforts to divide this country, its crimes of ethnic cleansing and its robbingof the resources. describes as “the opium of rights... opposed to science... Islam is theinvention of wealthy Arabs... Islam is in the service of colonization” inposters that are hung on avenues and roads. sufferings that it has caused them or for its attacks on even the mostprivate parts of the human psychology. international community.All this determination, forgery and contradictions within official statementscontinue because China’s statements are far removed from being persuasive toothers; it can only persuade itself. And this is a policy that we call running awayinto the future. Without a doubt, this situation is a psychological condition thatoccurred to the “Big Brothers”. It did not falter one step, even after the Chinesegovernment accused four Turkistan organizations 36 of terrorism in 15.12.2003.These organizations are:1. The Eastern Turkistan Islamic Movement ETIM (Turkistan Islamic Party),2. International Youth Conference WUYC, Munich- Germany,3. Eastern Turkistan Media Center ETIC, Munich- Germany,4. Eastern Turkistan Liberation Organization ETLO.More recently, posters hung by the government in Kashgaria appeared in3.2.2010. These posters warn the public against the Islamic Liberation Partyand describe this organization as a “terrorist group”. The following slogans wereprinted on the posters: “Strongly Protest against the Islamic Liberation Party” and“The Islamic Liberation Party is a terrorist organization that promotes violence”.338


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram HicaziHowever such declarations found no echo in the international arena. Onthe contrary, Amnesty International rejected these calls. And it stated thatthe International Youth Conference and the Eastern Turkistan Media Centerorganizations, which are working in Germany and reporting human rightsviolations by China against the Uyghur people are two political groups thatdesire autonomy or independence for Turkistan. It also added this note: TheChinese government does not make any differentiation between peaceful requestsregarding freedom and the right of religious practices, meeting and expressionand armed activities. Amnesty also stated that China sees all forms requests aboutgreater autonomy or independency as a separatist movement and even opponentswho carry out peaceful activities are accused of terrorism. Therefore, China issearching for international support to suppress all forms of opposition. 37While the “White Book” describes riots and the cries of the Uyghur peopleas “rapacious”, it cannot see that the rapaciousness of China cannot be toleratedeven by those who hear or read about it. However, these people have witnessedmost of the silent massacre that the Uyghur have suffered behind curtains overthe decades. If it were not for China’s rapacious hunger, perhaps millions of peoplewould be unaware of these events.B. At the regional levelParallel to the international campaign, after September 11 China started tomake changes in its criminal laws. While the world was busy searching for suspectsinside the eye of the storm and monitoring reactions, the Western media andinternational security associations started to spread the news that closed envelopeshad been sent to the post boxes of some important persons, official bureaus andinstitutions. According to these rumors, there was anthrax within these envelopes.This event was transformed into a campaign to spread fear. Suddenly supportstarted to accumulate for the campaign known as the war against internationalterrorism. However, as suddenly as the campaign started, it came to an end.Only the Chinese were busy with changes in their criminal laws to fightcrimes regarding anthrax and radioactive materials. In reality, they were trying tofind official approval of many customary laws used against the Uyghur people inthe atmosphere that had been created by September 11. “Know your opportunitywell; know when the wind is blowing in your favor”. That was just what the339


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMChinese were doing. On 17.12.2001, the New China News Agency announcedthat the Xinhua parliament had started a marathon session to discuss a draftof changes that would give the government greater constitutional rights againstactivities related to terrorism. The agency related the statements of some persons,describing them as leading parliamentarians: “Changes are made to give rights toauthorized bodies to protect the national security, social order, life and propertyof citizens.” “These new changes are expected to give the Chinese government awiser legal frame in its war against terrorism.” 38As is known by those who study China’s criminal laws, the penalty of executionis given for a series of civil crimes like drug smuggling, armed assault, rape andmurder. The penalty for terrorism was only a prison sentence of up to 10 years.However, according to the draft of changes approved by Congress on 24.12.2001,the penalty was increased execution. The Congress legislation affairs committeevice chairman explained that: “Those who will suffer this penalty are peoplewho spread poisonous, radioactive or contaminating materials” and “Those whoare involved in the production, trade and storage of these materials.” It must beremembered that the penalty for spreading poisonous materials was a maximumof three years before, according to China Daily journal dated 25.12.2001. Penaltiesfor “those who spread false threats or incorrect information regarding terroristactivities” may be as much as “five years in prison”.Without a doubt those who followed the Uyghur riot in Urumqi observedhow peaceful protests from the public requesting an investigation into the deathsof workers employed in Chinese factories turned into a massacre at the hands ofarmy and police forces. As a result 1,400 were killed and injured. In contrast tothis, those who saw the Chinese state president Hu Jintao on Chinese televisionon 8.7.2009 throwing threats in forms of “ heavy penalties will be given, asspecified in the law to those involved in clashes”. The regional Communist Partydirector Li Zhi explained that the president had said: “The leaders of the incidentcould be executed.” 39The question that we should ask ourselves in the framework of new legislativechanges is this: Did the people who were protesting the violence and who havebeen labeled “anarchists” by the Chinese government spread anthrax during theprotests? Is this why the death penalty was being applied to some of them later340


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazion? Does China have the right to apply the death penalty for social or politicalactivities? Or can it refrain from explaining the truth about a decision that hasbeen given in courts, using the excuse that it is related to state security? If thesesecret practices are legal, then why are the executions not carried out without anyreason of state terror being given?Those who think of themselves as “Big Brothers” should become enlightenedwith “Eastern Wisdom” and review their attitudes and practices after theseincidents. However, since they have become so caught up in events they willcontinue to run forward, transferring the war against terrorism to the army.After joint military exercises with Russian forces for the war against terrorism,The China Daily Journal of 31.07.2009 published the following statement fromGeneral Meng Guo Ping: “Our army is preparing according to a government orderagainst terrorism activities based on the experience gained over the last few years.”For the first time in its 82 year old history, the army has begun to take on taskswith a political characteristic. According to the first reading regarding these kindsof practices, the task of keeping Eastern Turkistan as a Chinese territory willbe the task of the army, as it is in Russia. This situation bodes a very dangerouslegislative and official assignment of political leadership under the Turkistanadministration. In fact, the army needs no government order to guide its policiesor military operations. However, the following quotation from an interview withGeneral Ping in the same journal explains the situation: “The army can takeon the task of maintaining more special forces to fight and greater intelligencesupport against terrorism”. “We will be involved in more information exchangewith foreign military forces. Joint efforts will be used to demilitarize terrorists inoutside operations. This includes seeking and bringing out terrorists.”ConclusionThe era of lying, cheating, deceit, forgery, falsification and denying hascome to an end. And the period of silent massacres has also ended. From nowon, stubbornness, arrogance and hiding one’s weapons have lost their effect indetermining the faith of nations and peoples. The proverb “Search for scienceeven if it is in China” has now lost its meaning.Although the Islamic public suffers from a great lack of information about341


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMwhat is happening in Turkistan, the Urumqi incidents have ended the silence thathas lasted for decades. The resistance of a strong people who can be supportedand helped in their time of need against the cruelest colonization system that hasexisted for decades has surfaced.Moreover, these events have created a bitter hatred against China among theMuslim public. China, who has for decades played the role of supporter and friend forproblems in the Islamic world against Israel and the USA in international meetingsis actually the one who has been cruel to Islam and Muslims in its own lands.China knows that the official positions of poor Arab states make themhelpless in the Uyghur cause. While the reason for this can be economic benefits,it may also be that they are experiencing the same or similar problems in theirown country. 40 Or they may have adopted a Western thesis and abandoned allkinds of resistance. However, if one day, whether at a national or internationallevel, political and cooperative positions in the Islamic world are shaped accordingto benefit and ideology, then tomorrow it can be shaped according to beliefs.Without a doubt, observations regarding national resistance demonstrate thatthey have begun to free themselves from their ideologies.Finally, I would like to clearly state that China is in a great dilemma. However,Turkistan is also in great danger. If “three powers; radicalism, separatist tendenciesand terrorism are disastrous both for China and for countries in the region” 41 ,then China should understand that it can be gathering a storm for others. And ifthis case is realized, Turkistan will only be the spark that sets of the flames thatwill consume China.342


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram HicaziEndnotes1 Quote from the novel Turkistan Nights by NajeebAl-Kilani.2 Prepared together with Mohammad Amin Islamiet-Turkistani, Rahmetullah İnayetullah et-Turkistani. “Hakaik an’it-Turkistani’sh-Sharkiyye”(Facts about Eastern Turkistan), http://www.uyghurweb.net/Ar/MISLAMIY.pdf.3 The notion of ethnic origin of dynasties meansusing the principle of attitude and activities againsta special part of an ethnic group.4 White Book was published under the title of «It›snot possible for Terrorist Eastern Turkistan Powersto Get Away with Their Crimes» in Beijing by InformationOffice by the Chinese State Counsel. Asummary of the book was given in People of ChinaJournal in its issue of 22.01.2002. See. http://arabic.people.com.cn/200201/22/ara20020122_50388.html.5 Muhammed Seyyid Kutub, Muslim-u Turkistani’sh-SHarkiyye. Mezabih ve Tecahul, (Eastern TurkistanMuslims... Massacres and Ignorance), 11.07.2009,http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=523. Accordingto statistics from 1940 the Chinese population inEastern Turkistan was 202,239. The ration to thetotal population did not exceed 5. 44%. Moreover,these consisted of military personnel, workers andChinese merchants. At that date, the general populationof Eastern Turkistan was 3,730,061. SeeRahmetullah Ahmed Rahmeti, “et-Tehciru’s-Siniyfi Turkistani’sh-Sharkiyye” (The Chinese Migrationin Eastern Turkistan), Rabitatu’l-Alemi’l-İslami, Mekke-i Mukerreme, Da’vetu’l-Hakseries, issue 93, 1989, p. 69, quoted from: Lattimore,O.: Pivot of Asia, p-79. Web page of Rabita:http://www.themwl.org/Publications/default.aspx?t=1&cidi=303&l=AR6 China has imposed this logic on Western capitalismas a whole. A Palestinian official who has longhistorical relations with China has summarized thesubject like this: “In the second presidency periodof former USA president Ronald Reagan, theUnited States of America stopped mentioning humanrights and general freedom. Particularly afterChina›s threat that it would raise the level of freedomof its citizens and provide them immigrationfreedom provided that the USA and Europe Unionopened their gates to Chinese people, the voicesbecame silent even more.” While talking aboutwhat the role of China would be in the comingperiod, the Chinese gave the following answer:“We will be a great state; you will see our warshipsand aircraft carriers patrolling the seas andoceans.” April 2008, a special interview with Haniel-Hassan, member of Palestinian Liberation OrganizationExecutive Committee and of el-Fetihmovement Center Committee.7 Rahmetullah Ahmed Rahmeti, “Et-Tehciru’s-Siniy fi Turkistani’sh-Sharkiyye (The ChineseMigration in Eastern Turkistan)”, ibid., p. 127,quoting places: (1) McMillan, D.H. Xinjiang andWang Enmao P-592; (2) Lena H. Sun: Minoritiesthe Chinese Live together warily; Washington Post,Jan. 14, 1985.8 Age, quoted from; Pringle, J. “The Secret China-Traveling the Exotic Khunjerab Pass;” Newsweek,June 16, 1986, P-69-A and 69-D.9 İftikar el-Bindari, “Turkistan Mencem-uSeravatu’s-Sin (Turkistan is the source of The ChineseFortunes)”, islamonline web site, 12.07.2009,http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&cid=1246346235114&pagename=Zone-Arabic-News%2FNWALayout.10 Adoption of Islam in Eastern Turkistan was in theperiod of Caliph Abdul Melik bin Mervan (86H =343


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUM705 M). Kutebye b. Muslim el-Bahili h 96 (715m)conquered Capitol city of Kashgar later became famousas little Bukhara.11 Hakaik an’it-Turkistani’sh-Sharkiyye, ibid.12 Abdul-Aziz Cengiz Han, Turkistan Kalb-u Asya(Turkistan is the heart of Asia). There is much interestinginformation and details regarding Turkistanhistory. This book contains information aboutthe role of the region during the Islamic period andabout the lives of several local scholars who madethis region one of the greatest scientific areas inIslamic history. For example Imam, Hafiz, HuccetAbu Abdullah Muhammad el-Buhari, Tirmizi,Nisai, the author of the book el-Keshaf AllameCarullah ez-Zamahsheri, the author of the bookel-Miftah Yusuf es-Sekkaki, SHeyh Abdulkahirel-Curcani, Allame Saduddin et-Taftazani, AllameSeyyid SHerif el-Curcani, and el-Fakih, the authorof the book el-Mebsut esh-SHeyh SHemsu’l-Eimme es-Sarahsi, esh-SHeyh Sediduddin el-Kashgari, the author of the book el-Hidaye Alib. Ebi Bekir el-Merginani, Allame Sadrushsheria,Tacushsheria, Burhanushsheria Ebul-Berekat Abdullahb. Ahmed en-Nesefi, Imam Ebu Mansur el-Maturidi, Ebu Bekir el-Harzemi, es-Sûli ve Mahmudel-Kashgari, esh-SHashi, es-Semergandi,en-Nesefi, el-Kashgari, el-Hûteni, el-Harzemi,et-Tirmizi, el-Belhi, el-Özcendi, el-Hûcendi, el-Farabi, el-Merğinani, el-Fergani ve el-Buhari, EbuNasr el-Farabi, Ali b. Sina, Halid b. Abdulmelik,Ebu Yezid el-Belhi (first person to write a geographybook in the ancient Greek style) and BenûMusa b. SHakir Abbasi.13 The word Uyghur means “giving strength to oneanother” and “being united”. The Uyghur nationdates back to the third century B.C. This nomenclatureis one that was formed as a result of unity orcooperation of noble clans.14 See: Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslimeve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye (Musluman Turkistanve Unutulan Dava)”, Al-Manar al-Cedid magazine,no 21, Zulka’de 1423, 2003 winter issue. http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?cat=29.15 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye».16 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’sh-SHarkiyyave’l-Ihtilalu’s-Siniyye (Eastern Turkistan and ChineseOccupation)”, 06.06.2004.17 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’sh-SHarkiyyave’l-Ihtilalu’s-Siniyye (East Turkistan and TheChinese Invasion)”, 06.06.2004.18 “Es-Sin: el-Kam’u’d-Diniyyu Li’l-Muslimine’l-Uygur (China: Religious Pressure applied on UyghurMuslims)”, New York, 10.04.2005 HumanRights Watch for the brief see: http://www.hrw.org/de/news/2005/04/10-1.19 Those under 18 are forbidden from going to mosquesand from practicing prayer by the Chineseauthorities.20 See, Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’sh-SHarkiyyeBa’de Ahdas-i 11 Sebtenbir 2001”, (Eastern Turkistanafter events of September 11, 2001), Al-Manar al-Cedid magazine, no 27, July 2004.21 “Hakaik ve Arkam” The Chinese official web site:ttp://arabic.china.org.cn/china/archive/sssz06/node_7012342.htm.22 China State President Threatened to Shoot“Those who incited Uyghur Incidents”.09.07,2009. Islamonline web site: http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&pagename=Zone-Arabic-News/NWALayout&cid=1246346204095.23 “China is threatening to declare life or death waragainst Terrorism” English Reuters News Agency,14.08.2008: http://ara.reuterp.com/article/idA-RAOLR43156920080814.24 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye”, (Muslim Turkistan andForgotten Cause), Ibid.25 In this context, there is statistical information givenin the report published by «Turkistan IslamicParty Propaganda Center» (1 Rebiulevvel 1430):“2 million Muslim girls were brought to China. Inreturn, a large number of Chinese people were broughtin Turkistan. Therefore, the Chinese wants to344


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram Hicazimix the bloodlines of the Turkistan people. Thosewho stand against this policy are either jailed orgiven a fine, and moreover they are subjected todisgrace and violence.”26 Ahmed Amr “El-Uygur Muslimu’s-Sin el-Mensiyyun”, quoted from Mufekkiretu’l-İslamweb site: http://www.islammemo.cc/Tkarer/Tkareer/2009/07/06/84599.html.27 “Uyghur People are upsetting Chinese celebrations”,Al-Jazeera television, extracted from LosAngeles Times. 06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/434E74CE-09D1-4A13-B650-45298F300F12.htm.28 Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’sh-SHarkiyyeBa’de Ahdas-i 11 Sebtenbir 2001 (Eastern Turkistanafter events of September 11, 2001)”, http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=605.29 Iftikar el-Bindari, “Turkistan Mencem-uSeravatu’s-Sin (Turkistan is the source of ChineseTreasures)”, Ibid.30 Ibid.31 “There are hundreds of victims during protestsin Western part of China ”. El-Jazeere Television,6/7/2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/BABFD01B-C073-4580-A4E3-6F0EFF3F299B.htm.Ba’de Ahdas-i 11 Sebtenbir 2001 (Eastern Turkistanafter events of September 11, 2001)”, Al-Manar al-Cedid magazine, no 27, July 2004.37 Amnesty Bulletin No 288, London: 19.12.2003.38 “China is discussing to make changes in its CriminalLaws in its war against Terrorism”. Al-Jazeeratelevision, 17.12.2001, http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=22507.39 Tight Security Measures in Shengyang and ConcernedWaiting of Muslims, Al-Jazeere television,09.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/E1293941-C813-45D8-B448-EB53A06981EE.htm.40 See “Turkiya Tettehimu Bekin bi’l-ibadeti’l-Cemaiyye ve Sefiru’l-Yemeni fi’s-Sın YettehimuMuslimi’l-Uygur fi’s-Sin bi’l-irhab”, (Turkey accusesBeijing with genocide, China Ambassador inYemen accuses Uyghur Muslims with terrorism ),25.07.2009, marebpress web site: http://marebpresp.net/news_detailp.php?sid=17754.41 “China insists on stating that they have proofsshowing those involved in the incident as beingin contact with some forces outside the country”,10.7.2009, Economic Bulletin, No 5751, http://www.aleqt.com/2009/07/10/article_250448.html.32 Ali es-Salih, “Shanghai Forum... Can it transforminto a new global axis?”, 3.10.2008, Al-Jazeera Television, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/9570F622-9AF6-4176-A1F3-5AAA8628C828.htm.33 “China has approved two international agreementsregarding war against terrorism”,28.10.2001, http://aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=18901.34 “China and Shanghai Five Organization PromisingWar against Terrorism”, 07.01.2002,http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.35 See Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’l-Muslimeve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye”, Ibid.36 See Tuhti Ahun Arkın, “Turkistanu’sh-SHarkiyye345


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMBibliographyAmnesty International. Bulletin No 288: London:19.12.2003.Amr, Ahmed. “El-Uygur Muslimu’s-Sin el-Mensiyyun”, quoted from Mufekkiretu’l-Islamweb site http://www.islammemo.cc/Tkarer/Tkareer/2009/07/06/84599.html.April 2008, a special interview with Hani el-Hassan,member of Palestinian Liberation OrganizationExecutive Committee and of el-Fetih movementCenter Committee.Arkın, Tuhti Ahun. “Turkistanu’sh-Sharkiyye Ba’deAhdas-i 11 September 2001”, (Eastern Turkistanafter events of September 11, 2001), http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=605.-----. “Turkistanu’sh-Sharkiyya ve’l-Ihtilalu’s-Siniyye(Eastern Turkistan and Chinese Occupation)”6.6.2004.-----. “Turkistanu’l-Muslime ve’l-Kadiyyetu’l-Mensiyye (Muslim Turkistan and Forgotten Cause)”,Al-Manar al-Cedid magazine, No 21, Zulka’de1423, 2003 winter issue.Al-Bindari, Iftikar. “Turkistan Mencem-u Seravatu’s-Sin (Turkistan is the source of Chinese Treasures)”,Islamonline, 12.07.2009, http://www.islamonline.net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&cid=1246346235114&pagename=Zone-Arabic-News%2FNWALayout.China’s official web site. “Hakaik ve Arkam”:ttp://arabic.china.org.cn/china/archive/sssz06/node_7012342.htm.Economic Bulletin. “China insists on stating that theyhave proofs showing those involved in the incidentas being in contact with some forces outside thecountry”, 10.7.2009, No 5751, http://www.aleqt.com/2009/07/10/article_250448.html.English Reuters News Agency “China is threateningto declare life or death war against terrorism”14.8.2008: http://ara.reuters.com/article/idARA-OLR43156920080814.It is prepared together with Muhammad Amin Islamiet-Turkistani, Rahmetullah Inayetullah Et-Turkistani“Hakaik an’it-Turkistani’sh-Sharkiyye(Facts Regarding Eastern Turkistan), http://www.uyghurweb.net/Ar/MISLAMIY.pdf.Islamonline. “China State President Threathenedto Shoot “Those who incited Uyghur Incidents”,(09.07.2009) http://www.islamonline.net/serv-let/Satellite?c=ArticleA_C&pagename=Zone-Arabic-News/NWALayout&cid=1246346204095.Al-Jazeera Television. “Uyghur People are upsettingChinese Celebrations”, (06.07.2009), http://www.aljazeera.net/NR/exeres/434E74CE-09D1-4A13-B650-45298F300F12.htm.-----. “China has approved two international agreementsregarding war against terrorism”,28.10.2001, http://aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=18901.-----. “China is trying to make changes in its criminallaw in its war against terrorism”, (17.12.2001),http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=22507.-----. “Tight Security Measures in Shengyang andConcerned Waiting of Muslims”, 9.7.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/E1293941-C813-45D8-B448-EB53A06981EE.htm.-----. “China and Shanghai Five Organization PromisingWar against Terrorism”, (07.01.2002),http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.-----. “There are hundreds of victims during protestsin Western part of China”, 06.07.2009, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/BABFD01B-346


Eastern Turkistan after the Cold War and 9/11 A Critical Study of the Chinese Theses and Policies/ Dr Akram HicaziC073-4580-A4E3-6F0EFF3F299B.htm.Kutub, Muhammed Seyyid. Muslim-u Turkistani’sh-SHarkiyye. Mezabih ve Tecahul”, (Eastern TurkistanMuslims ...Massacres and Ignorance), (11.07.2009),http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=523.Marebpress. “Turkiya Tettehimu Bekin bi’l-ibadeti’l-Cemaiyye ve Sefiru’l-Yemeni fi’s-Sın YettehimuMuslimi’l-Uygur fi’s-Sin bi’l-irhab (Turkey accusesBeijing with genocide, China Ambassador inYemen accuses Uyghur Muslims with terrorism)”,25.07.2009, web site: http://marebpress.net/news_details.php?sid=17754.Rahmeti, Rahmetullah Ahmed. “Et-Tehciru’s-Siniy fi Turkistani’sh-Sharkiyye” (ChineseMigration in Eastern Turkistan), Rabitatu’l-Alemi’l-İslami, Mekke-i Mukerreme, Da’vetu’l-Hak series, No 93, 1989, p. 69, Rabita’s web site:http://www.themwl.org/Publications/default.aspx?t=1&cidi=303&l=AR.Jazeera Television, http://www.aljazeera.net/NR/exeres/9570F622-9AF6-4176-A1F3-5AAA8628C828.htm.The Chinese government have published a statementnamed “White Book” containing 8000 words,under the title of “It is not possible for TerroristEastern Turkistan Separatist forces to get awayunpunished for their crimes”. China People’s Journalhas given the summary of the book in itsissue of 22.01.2002 See, http://arabic.people.com.cn/200201/22/ara20020122_50388.html.Turkistan Work News Site. Abdulaziz Cengiz Han,“Turkistan Kalb-u Asya (Turkistan is the hearthof Asia)” http://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=23856.“Turkistan Nights” novel of Najeeb Al-Kilani.“Es-Sin: el-Kam’u’d-Diniyyu Li’l-Muslimine’l-Uygur (China: Religious Pressure applied onUyghur Muslims)”, New York, See here for summaryof the report prepared by Human RightsWatch in 10.04.2005: http://www.hrw.org/de/news/2005/04/10-1Es-Salih, Ali. “Shanghai Forum... Can it transforminto a new global axis?”, (03.10.2008), Al347


Seyit TumturkVice President of World Uyghur CongressTranslated from Turkish by Yusuf Baybars OncuEast Turkistan After July 5The causes and consequences of the incidents on July 5Who is behind the Urumchi incidents? Our people naturally became incensedat a bloody ethnical conflict in which more than five thousand Chinese workersbrutally beat more than three hundred Uyghur workers, killing more than 60 ofthem and seriously injuring more than 150 in a toy factory in Hurai in the city ofShauguan, in the Guangdong Province on June 26, 2009. Seeing that their brothersand sister had been unjustly beaten and killed by Chinese nationalists, the Uyghurpeople demanded a response from the Chinese government. 1 Demanding thatthe Chinese government make a statement and carry out a proper interrogationinto the incident, the young Uyghurs and university students conducted a peacefuldemonstration in the capital of East Turkistan, Urumchi, on the July 5, 2009. However,the colonialist Chinese administration quelled the demonstration in a brutal ratherthan responding to the justified and humane demands of the Uyghur people; thisresulted in “the Bloody Massacre of July 5”. The Chinese police responded harshlyto the demonstration of the Uyghur people and conducted a second “TiananmenMassacre”. The Chinese administration even prohibited the organization of afuneral for the victims of this massacre. 2 International news agencies reported thatthe Chinese administration had held a massacre in Urumchi. 22 thousand troopswere sent to the region only after several days had passed; thousands of people werearrested and a curfew was declared for the night time. Internet access and telephonecommunication were disconnected. Even Twitter, which was being actively usedduring the demonstrations in Iran, was blocked. To domestic and internationalcircles the Chinese central government reported the occurring incidents as violence,battery, pillaging, arson and homicide that were carried out by separatist groups ina planned and organized way to cause harm to national security; they declared thatthe World Uyghur Council and Rabia Kadir were responsible for the incidents. 3349


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMOn the very same day, China welcomed an important foreign guest, namelyAbdullah Gül, the president of the Republic of Turkey. Gül, who paid a visit tothe capital of East Turkistan, Urumchi, was warmly welcomed by Chinese andUyghur officials, and the tension was not high. The news of the conflict reachedUrumchi, which is three thousand kilometres away, in a few days.Nevertheless, the colonialist-Communist administration of China remainedindifferent and took no action. Therefore, young Uyghurs and university students,who were angry about the incidents, conducted a peaceful demonstration inUrumchi on the July 5, 2009 to demand that the government make a statementand properly investigate the events that took place in Guandong. The colonialistChinese administration quelled the demonstration in a brutal manner insteadof responding to the justified and humane demands of the Uyghur people; thisresulted in “the Bloody Massacre of July 5”.For the last 60 years the uncontested dictatorship of the Communist Chineseadministration has always deceived the Uyghur people with a colonialist policyin East Turkistan under the name of the Xinjiang Uyghur Autonomous Region.The Uyghur people have been deprived of all their rights. The sources of EastTurkistan have been pillaged. Environmental pollution has reached “saturationlevel”. Millions of Chinese immigrants have been settled in East Turkistan withthe hope that they would help Xinjiang. When we look at the demographicsystem of China in East Turkistan, we can observe that the population of theUyghur people, which in 1949 constituted 80% of the overall population in EastTurkistan, has decreased to 43% today, whereas the Chinese population in theregion has increased from 4% in 1949 to 47% today.The unemployment problem among Uyghur youngsters has been aggravatedby ethnic discrimination and isolation policies; youth employment in EastTurkistan is today higher than 70%. The employment rate among even universitygraduates is less than 10% for the Uyghur people of East Turkistan, while this rateis around 90% for Chinese students. The quota allocated to Uyghur people in thecivil-servant recruitment examinations set by the Government is incredibly low,whereas the departments that recruit Chinese people have a much greater number.Ethnic discrimination and isolation have reached saturation level. Not onlyhave young Uyghurs (most of them being young single Uyghur girls) been forced350


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkto migrate into the inner provinces of China on account of the great need for alabour force, the Chinese administration has been exploiting young Uyghurs as acheap labour-force since 2003. In other words, the Chinese administration heavilyabuses these young Uyghurs. They are forced to work for excessively long hours,even though their monthly wage is less than 500 Yuan. However, the monthlywage of a regular Chinese worker who works in the same factory for the samehours is more than 3,000 Yuan. The Uyghur youngsters who are forced to migrateto inner parts of China are subjected to insults and humiliation because of theirdifferent life styles and traditions; this is a very serious matter.With this background information we can understand how the crisis ofthe Uyghur people became aggravated and why the Uyghur people are now atime-bomb waiting to go off. An ethnic conflict can break out at any time. Thissituation has revealed the true colours of the ethnic humiliation and the policy ofoppression inflicted on the Uyghur people by the Chinese Government. However,the Communist Chinese administration has not taken this issue very seriously.The Chinese administration has remained with policies of ethnic humiliation andoppression, belittling the Uyghur people with the attitude that they are incapableof doing anything, or that what they are to do must be decided by the government.It is essential that political situation is more in tune with the reality.The tragic incident that took place in the toy factory of Hurai in the city ofShauguan in the Guangdong province on June 26 resulted in an explosion ofanger from our people. The Uyghur people, who had already been angered bythe ethnic discrimination, isolation and oppression policies inflicted on them bythe colonial Chinese administration, could not keep silent in the face of suchan unjust and bloody incident. They reacted strongly when Communist Chinaregarded such a serious massacre as a mere ordinary criminal act. That the ChineseAdministration covered up the main causes of the event, understated the deathtoll and casualties of the Uyghur people and failed to inflict any punishment forthe criminal behaviour in this incident, caused a greatly increased reaction andanger in the Uyghur people and led to the break-out of “the Urumchi incidentsof July 5”.Covering up the reality of the genocide in the Shanguvan-Guangdong, whichresulted in the Massacre of July 5, the colonialist Chinese government was making351


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMan attempt to deceive the Uyghur people. However, the Chinese administrationcannot be immune from the responsibility of crimes such as ethnic discriminationand genocide in face of this sound evidence. 4The approach of the international communitytowards the incidents of July 5The incidents that took place in Urumchi on July 5, 2009 was one of themost important events on the international agenda. It is worth noting that therewere differences between the approaches of the two Muslim countries, that is,Iran and Turkey, concerning these incidents which raised such serious reactionsthroughout the Muslim world. The difference between the official positions ofIran, which is governed as an Islamic Republic and often claims to be the leaderof the Muslim world, and Turkey, which is governed by a secular regime, requiresa comparative evaluation and analysis.The Turkish prime minister, Recep Tayyip Erdoğan described the incidentsas “plain genocide”, whereas the Iranian administration ignored the incidentsperfunctorily and was therefore criticized by Iranian religious scholars and experts.It was surprising that the Iranian Government, which was very “sensitive”to the killing of an Egyptian Muslim young woman, Marwath al-Sherbini, bya racist German and even organized a funeral in her absence, remained almostindifferent to the massacre of more than a hundred Muslim people in Urumchi.Iran’s approach remained limited to the Iranian foreign minister ManucehrMuttaki calling and receiving information from his counterpart via the telephoneand conveying to him the concern of Muslim countries; naturally this wascriticized domestically by some columnists as well as religious scholars in Iran.Some figures among the religious scholars even harshly criticized the attitude ofthe government and called for an immediate denouncement of the oppressionthat had been inflicted upon the Muslim Uyghur people.In the Tabnak news portal, known for its ties with the conservative candidateMuhsin Rezai, a rival of President Ahmedinejad in the last presidential elections,the position of the government was heavily criticized and questioned: “Todaypeople are questioning what difference there is between the Muslim people inPalestine and those in China.” 5352


East Turkistan After July 5/ Seyit TumturkTurkey presented a strong reaction against China over the Urumchi incidents.The prime minister, Recep Tayyip Erdoğan, stated that incidents in EastTurkistan had reached the level of violence, and that incidents should immediatelybe stopped and that the perpetrators should be tried before the courts. PrimeMinister Erdoğan also stated that they would bring the issue onto the agenda ofthe UN Security Council, on which Turkey is a temporary member. The statementthat Prime Minister Erdoğan made that these events were “simply genocide” 6was regarded as “harsh” by some politicians and experts in Turkey, however, thestatement was very-well appreciated in many Muslim countries, including Iran.The praises and superlatives used by some Iranian columnists for the Turkishapproach towards the Urumchi incidents support the above-mentioned ideas.Sadık Zibakalam describes the attitude of Prime Minister Erdoğan as follows:“The Turkish prime minister, Recep Tayyip Erdoğan, neither claimed anyleadership for the Muslim world nor declared himself as the guardian of innocentpeople throughout the world. He did not state that he would stand againstthe imperialist powers, nor did he refuse to recognize the role of internationalorganizations as UN, Security Council and IAEA, nor did he organize a symbolicfuneral for the Egyptian Muslim woman who was killed in Germany. However,he acted in a just and honest way in his foreign policy and defended his valuesso honourably that he made objections to the Chinese leader concerning theUrumchi incidents, in which more than a hundred Muslim people were massacred;he described the incidents as “simply genocide”. He is so sensitive to the Muslimpeople that he also objected to Russia over the killing of Muslim Chechens.” 7People in Turkey reacted in various ways to the massacre of the Uyghur peoplein China. Symbolic funeral prayers were performed for the Uyghur people whowere massacred by the Chinese after the Friday prayers in mosques countrywide, 8including at the Kocatepe and Fatih Mosques. 9 Some NGOs demonstrated inTaksim Square in order to condemn and protest against the Uyghur massacre. 10The Saadet Partisi reacted strongly against the Chinese massacre of theUyghur Turks and conducted a demonstration in Istanbul on 12 July 2009. 11250 NGOs, sports organisations, trade unions, charitable organisations, not tomention thousands of ordinary people participated in the demonstration thatwas held in Çağlayan Square. 12 Protests against the Chinese administration353


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMover the incidents in East Turkistan were made during the demonstration. 13 TheChairman of the Saadet Party, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, delivered a speechin the demonstration in which he made the following 11-item proposal to theTurkish Grand National Assembly and Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan:“1- The Republic of Turkey should recall her ambassador from Beijing back toAnkara until the Chinese government ends their brutal and violent actions. 2- Iextend my gratitude to the deputies who resigned; however, their action shouldnot remain limited to resignation. They need to clearly explain why they resignedand all of them need to resign before tomorrow morning. 3- The Turkish GrandNational Assembly should be urgently convened to discuss the measures thatare to be taken against the Communist government of China in a closed session.4- China has declared that those who were involved in the incidents will beexecuted. Our concern is that thousands of brothers and sisters of ours will be sentto the scaffold. The Turkish Foreign Ministry will move beyond the traditional“denouncement” to make any effort required to stop executions. 5- It cannot beleft to the Chinese government to investigate the truth of these incidents. Anindependent board of international observers should be established to investigateall aspects of the incidents. 6- The position of the UN is crystal clear. The UNhas turned out to be a desk of the US State Department. What Turkey shoulddo is to begin a diplomatic initiative to restructure the UN and to change thestatus of the UN Security Council. 7- Turkey, who has an influence on countriesincluding Kazakhstan, Azerbaijan, Kyrgyzstan, Tajikistan and Uzbekistan, shouldpressure such countries to take actions and start initiatives for East Turkistan.8- Iran, Saudi Arabia and Egypt should take actions actively to commission theOIC to produce an effective plan of action. 9- Countries who constantly discussthe value of human rights, including Germany, England, Spain and Italy, shouldfocus on this issue. 10- Preparations should be made to mobilize organizationssuch as IHH and Cansuyu to the region.11- Hundreds of millions of citizens ofEast Turkistan live as refugees in many parts of the world. Turkey should makespecial efforts in the UN to ensure that these people are granted refugee status.As an example of this, Turkey first needs to grant the right to refuge, passport andresidence to those who live in Turkey.” 14China reacted against the demonstration organised by the Saadet Party inprotest to the brutal Chinese massacre of the Uyghur Muslims and to prove that354


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkthey were not alone, referring to the Saadet Party as “a Party whose origin isunknown”. 15 Dr. Oya Akgonench, the deputy chairman of the foreign relationsdepartment of the party , responded to the Chinese calumny concerning theÇağlayan Demonstrations as follows: “250 NGOs, representing all politicaltendencies and thought, sports organisations, trade unions and charity foundationsparticipated in the demonstration. The Çağlayan demonstration was the reactionof the Turkish society in order to express the anger and sorrow of the Turkish peopleand to call for a “STOP” to the oppression. The Chinese officer who preparedthis declaration apparently does not yet have good knowledge of Turkey, wherehe works or has started to work, obviously without receiving any prior briefing.Otherwise, he would not have revealed his lack of knowledge and experience bydefining a group that is very well known domestically and internationally as the“National Vision” and which has the strongest ideological base among all politicalparties in Turkey as “a political party whose origin is unknown.” 16One of the NGOs to give the strongest reaction to the Urumchi massacrewas the IHH Humanitarian Aid Foundation. The IHH Humanitarian AidFoundation called on the UN, the OIC and Turkey to help prevent the Chineseoppression against the Uyghur Turks in East Turkistan. The chairman of theIHH Humanitarian Aid Foundation, Bulent Yildirim, and representativesof the foundation held a press conference concerning the Urumchi incidents.Yıldırım stressed that Turkey should convince the OIC to hold a session to stopthe oppression urgently, and stated that a boycott should be imposed againstChinese products, which are in great demand in Muslim countries, and said “Iam calling on the world, on the Arab world, on the Turkish world, on all NGOs,on international organisations and on any individual country! You also need toexhibit the very sensitivity you have shown to Gaza towards East Turkistan. Addto this all the people who were killed in Iraq, Afghanistan, Chechnya, Palestine,Cashmere and Bosnia within the last century, and multiply it by 10; the numberof people killed in East Turkistan is more than this” in order to underline thatthe UN, OIC and the Arab League should take action or the oppression wouldcontinue. 17The Presidency of Religious Affairs in Turkey also reacted strongly againstthe Urumchi Massacre. The chairman of the Department of Religious Affairs inTurkey, Dr. Ali Bardakoğlu, expressed his feelings as follows: “I hope that those355


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhuman beings who mobilize all their efforts to rescue a whale in the North Polewill have the sensitivity to care about the lives of thousands of people. We feelthat pain and suffering collectively, but we are able to do nothing to stop it. Beingable to do nothing is probably the worst pain. It is said that human beings neededucation to learn mercy. Human beings need to treat one another as humanbeings. It is unacceptable to abolish the lives of nations and to simply massacrethem because of strategic interests, future concerns, uranium wars, etc...’We aregeographically removed from East Turkistan, but our hearts are not that far.Incidents in East Turkistan are closely followed by our nation and we feel theirpain very deeply in our hearts, we pray for them, but grieve deeply that we areunable to do anything. I hope that common sense will prevail and that thosepeople who mobilize their efforts to save the life of a whale in the North Polewill also attain the level of sensitivity from which they can care for the lives ofthousands of people in Turkistan.” 18The UN High Commissioner of Human Rights, Navi Pillay, said he wasconcerned over the loss of lives that occurred in the incidents. 19The EU Presidency stated that they felt deep concerns over the incidents inUrumchi and heavily condemned the loss of lives, calling for a peaceful resolutionof the issue.The Organisation of Islamic Conference stated that the organisation wasconcerned over the use of disproportionate force during the incidents and urgedChina to approach the problems and issues of the Muslim minority in thecountry from a wider perspective that would deal with the underlying causes ofthe aforementioned problems and issues. The secretary general of the OIC, Dr.Ekmelettin Ihsanoglu, stated that the OIC was deeply disturbed by the fact thatthe Uyghur people were forced to live in a climate of terror, underlining the factthat the problems of Uyghur people cannot be solved merely through securitymeasures and adding that the OIC would commit itself to continue to follow upthe incidents closely. 20The White House spokesman, Robert Gibbs, expressed the sorrow and deepconcern the USA felt concerning the loss of lives in East Turkistan. 21 The USSecretary of State, Hillary Clinton also stated that America was deeply concernedover the incidents. 22356


East Turkistan After July 5/ Seyit TumturkThe spokesman for the French foreign ministry, Eric Chevallier, expressed hisconcerns over the incidents and added that there would most likely would be areaction in Europe against what had happened in East Turkistan “. 23The Swiss foreign minister called both sides to be calm and stated his concernover the incidents, also expressing his condolences to the families of the victimsand calling non China to respect freedom of speech and freedom of the press. 24The deputy foreign minister from Japan, Mitoji Yabunaka, said: “The Japanesegovernment is closely observing the incidents and has deep concerns over whathas happened in the region.” 25The Chinese and Kazakh authorities decided to suspend all visas of Kazakhcitizens who wanted to visit East Turkistan. 26 Furthermore, the spokesman of theKazakh foreign ministry stated that more than 1,000 Kazakh citizens were beingevacuated from the region. 27The Russian foreign ministry suggested that the incidents in East Turkistanwere the internal affairs of China. 28Sri Lanka expressed their concerns over the incidents and underlined thatthey regarded the incidents as being part of the internal affairs of China, going onto state that they believed China would restore order very soon. 29In addition, Roseanne Rife, the deputy director of the Asia-Pacif Regionof Amnesty International demanded that the Chinese authorities account forthose who had been killed and arrested, that those who had been arrested becausethey had expressed their ideas peacefully or enjoyed their rights to meeting orgathering be immediately released and that a fair and thorough examination andhearing process in just courts be held, in line with international standards andwithout imposition of the death penalty. 30The Human Rights Watch called for the initiation of an independentexamination concerning the incidents and demanded that China permit such anexamination. The organisation also invited China to respect international law andto avoid the use of disproportionate force against demonstrators. 31How should “the incidents of July 5” be interpreted?East Turkistan is a region that extends from the Caspian Sea to the east tothe Mongolian border to the West, from the Ural Mountains to the north, to357


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe Hindu Kush Mountains in Afghanistan to the south. East Turkistan, whichhas been struggling for independence since the middle of the 19 th century, wascalled the Xingjian Uyghur Autonomous Region by the Mao administration afterthe Communist Party took over the government of China in 1949. The Chineseadministration has provided the five autonomous regions in Chinese territory-in which a total of 56 different ethnic groups live- the rights to use and developtheir own languages and alphabets, to protect and manage their natural resourcesin the region; in addition, all Chinese citizens are given the right to believe or notbelieve in any given faith and women in rural areas have the right to have threechildren. Nevertheless, all of these rights are violated in East Turkistan.Oppression, which was first observed in the field of religion, due to thedominant ideology, was later followed by the closure of religious schools and thearrest and annihilation of religious people, on the pretext that they were enemiesof the revolution. This was also followed by the hanging of Chinese flags andpictures of Mao on the walls of mosques. Then, migration began to be encouragedfrom other parts of China into East Turkistan. The Chinese population, whichwas only around 3% in the region in 1949, grew to 50% in the first decade of thenew millennium. 54% of the population in East Turkistan, which is estimated tobe around 30 million today, is composed of Uyghur and Kazakh Turks, while theremaining part is composed of Chinese people. Although the central governmentof China appointed Uyghur governors to East Turkistan, this has not been enoughto solve all the problems.Recently this tension has significantly increased. The administration hasattempted to eliminate the historical artefacts in Urumchi and Kashgar. Theold town, including a historical court, fountains and religious schools, wasdestroyed and replaced by modern buildings in Urumchi. The Hanlik Madrasah,where Mahmud of Kashgar, one of the greatest scholars in the Turkish World,received his education, was demolished. In addition, Uyghur girls have been takento the eastern parts of China in groups. It has been declared tha the Chinesegovernment has been transferring Uyghur girls to the inner parts of China toemploy them in factories by force since 2006. According to the official statementsof the Chinese government, the administration provides young Uyghur girls wholive in underdeveloped East Turkistan -where employment opportunities arescarce- with employment opportunities in southern parts of China. Women in358


East Turkistan After July 5/ Seyit TumturkEast Turkistan officially can have two children. but ny family with two daughtersin the southern part of East Turkistan should give one of their two daughters tothe Chinese government, and the ages of these girls range between 16 and 25.These girls should be single with no children. The Chinese government workthese girls hard and they are forced to migrate into inner parts of China withhardly any connections to or communication with their families over a long time.Some of these girls have still not been found, even today. These girls can be soldto Chinese men who have been unable to find a wife, or to brothels. According tothe “İktisat” (Finance) newspaper, published in Urumchi, the total number of girlswho have been forced to migrate is more than 200,000. 32Thousands of factories in the south of China were closed during the globalcrisis and millions of young women were sent back to their hometowns. Despiteall these occurrences, none of the 6,052 girls who were taken from the Peyzavatdistrict in East Turkistan to work in factories returned to their homes.Actually, one of the underlying factors is that the East Turkistan region, whichhas also been described as the “Kuwait of the 21 st Century” in terms of naturalresources, is a source of raw-materials in China. 118 of the 148 mines workedin China are located in the East Turkistan region. That is, East Turkistan holds85% of the mines in China. China, whose energy requirements have increasedwith the industrialization process since the 1980s, is in second place in termsof energy consumption according to data provided by the International EnergyAgency in 2008. In other words, the power of the “Workshop of the World”comes from East Turkistan. East Turkistan is the largest natural gas productionregion in China. It also holds significant oil reserves as well as half of the overallcoal reserves in China. China is aware of the importance of East Turkistan in itsefforts to diversify sources and to utilize nuclear power. This is because Chinesegeologists have recently discovered a 10 thousand-ton uranium reserve in the İlibasin of East Turkistan after 17 years of research. The Lop Nor Region, wherenuclear tests have been conducted, is also in East Turkistan. In other words, theEast Turkistan Region, which is the gateway of China onto Central Asia and theWest, also has abundant energy sources, and thus is critically important for China.There are also restrictions on languages. Although 50% of people speakUyghur Turkish in East Turkistan, it is prohibited to use a Turkish name in the359


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMregion. The language of instruction in the universities is Chinese. The freedomof religion and prayer is also restricted... For instance, a civil servant who goes onHajj may lose his job.The Chinese have been putting East Turkistan under psychological pressurefor many years. They want to assimilate East Turkistan by transferring the Chinesepopulation to the original settlements of the Turkish population.It is a criminal act to read the Qur’an in East Turkistan. Telecommunicationnetworks have been disconnected. Fasting is forbidden. People are within aninch of death. The Chinese describe East Turkistan as Xinjiang -which means“acquired lands”- and this could eventually lead to genocide. Unfortunately, somepoliticians and press organizations have also adopted the very same name for EastTurkistan. Nevertheless, Uyghur Turks have always called their motherland EastTurkistan. They feel uneasy with the name “Xinjiang”.For the Chinese, it is an offence to be from East Turkistan. The Chinese lookat the people of East Turkistan with hatred and resentment. The police harasspeople with arbitrary inspections. They can stop and interrogate anyone, anytime,anywhere. If someone from East Turkistan is entering into a shop they are oftentreated as if they were a thief. People from East Turkistan are regarded as themost serious danger for the state. They are considered to be separatists, radicals,Islamists, terrorists, thieves, etc... The people of East Turkistan do not have anysecurity. 35 million people live in an atmosphere in which there is no guaranteefor their future. The families of the people who have been arrested or killed aremiserable. In short, East Turkistan is immersed in human tragedy. 33The Sinicization policy of China in the region has produced hostility betweenthe two peoples living in the region. 34The reaction of China towards the incidents ofJuly 5 and disinformationDisinformation attempts by the Chinese authorities concerning the incidents-which started with the raid of thousands of Chinese people on a toy factory inShaohuan on June 26 and the massacre of young Uyghurs who had been takenfrom East Turkistan to inner parts of China by force to work, reached a climax360


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkwhen security forces opened fire against people from East Turkistan who wereconducting a demonstration in protest to the events and killed many people inUrumchi on July 5 -are still ongoing. 35· The official news agencies of China always use pictures and videos of Chinesepeople in their broadcasts concerning the incidents, and have not exhibitedany video-sources that are connected to the real nature of the incidents. Theyuse pictures of burnt-out cars and offices. They have attempted to misleadpublic opinion with pictures of two injured Chinese girls. According to oursources in Urumchi, the Chinese authorities declared that the death toll was146 for a long time, even though the real figure was more than 2,000. However,the pictures and videos that we obtained reveal the magnitude of the atrocitiesand violence. The death toll and casualties declared by the Chinese sourcesas being 184 and 1,680, respectively is far less than the true figures. Chinablames the Uyghur people in the Diaspora for exaggerating the figures. Thefigures that we have produced are those that we have obtained from eyewitnessesof the incidents.· The Chinese government has demanded that the members of the foreignpress and all foreign citizens leave many cities, including Kashgar, stating thatthey cannot guarantee security. Such demands from the Chinese, who wereconcerned over the climbing tension in Kashgar, where the demonstrationsand conflicts first took place, signaled that another massacre was to take placein the city.· After Wang Lequan, the special governor appointed to East Turkistan byChina, reiterated that those who were responsible for the incidents wouldbe executed on July 12, 2009 and reported that the necessary changes for theexecutions had been completed, incidents broke out once again in Urumchion the July 13. In contrast to the information provided by the Chinesesources, 6,000 relatives and friends of people who were under arrest protestedthis decision. Two people from East Turkistan were also killed by the policeduring these demonstrations. The people of East Turkistan, who are familiarwith the earlier practices of China, were concerned that the massacre wouldbe continued in the form of executions. After September 11, China haddeclared all the people in East Turkistan to be terrorists, and had executed361


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhundreds of young people in East Turkistan on the accusation of membershipto terrorist organisations. China regards all individuals in East Turkistan asbeing responsible for the Urumchi incidents and has executed then withoutany proper trial since this time. The best example of this is that China hasdepicted the World Uyghur Congress 36 and Rabia Kadir, 37 the chairperson ofthe congress, and all people of East Turkistan as responsible for the incidents,sentencing 27 Uyghur Turks to death. 38· Ten thousands of troops which had been sent to the region to quell theincidents conducted raids on the houses of people and carried out extensiveinspections in East Turkistan. They seized all cameras. They arrested peoplewho had videos of the incidents on their computers, cell phones, or cameras. 39· Wang Lequan, the representative of the Communist Party and who isresponsible for the massacre in East Turkistan, ordered that the police shootany Uyghur Turk who raised his or her head. The soldiers opened fire onthe Turks in the streets during the incidents! 40 Wang Lequan stated: “noChinese people will turn back or become frightened, because the Chinesesecurity forces are with them.” This is a provocative statement. It can easily beobserved in the videos of independent news agencies that the Chinese troopssuppressed and blockaded the Uyghur people. The fact that Chinese troopsdid not intervene with the Chinese paramilitary units who were walkingon the streets with bats in their hands confirms the statement of the specialgovernor.· It bodes ill for the future that Wang Lequan made the following statementduring the incidents: "We need to shoot anyone who raises his or her head.We need to shoot before they attack us. We will restart the correction activityagainst independence movements in the region this winter and next spring". 41We remember the bitter consequences of the correction activities in the past.A new wave of oppression is being prepared over the people of East Turkistanunder the cover of “correction”.· The Chinese consulate general in Istanbul started to distribute propagandarecords to mislead public opinion in Turkey, a country that had the strongestreaction to the events. China attempted to distort the truth by means ofedited videos of the incidents. Such recordings, prepared unilaterally for362


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkpolitical purposes by China, the main party responsible for the events, are notacceptable. 42· Immediately after the Urumchi incidents on July 5, Chinese authoritiesdecided to demolish three buildings that had been constructed in Urumchiby the Uyghur leader Rabia Kadir, who is now in exile. Chinese authoritiesclaimed that these three buildings had many cracks and were therefore notstrong enough. 43 However, it is worth noting that the decision was made onlyafter the incidents.· The Chinese administration has started to bulldoze and demolish theOld Town in Kashgar, which is a trade point on the Silk Road, in order todisconnect the Muslim-Uyghur Turks from their past and culture in EastTurkistan, a country under Chinese occupation. It is stated that the plan is todemolish 85% of the historical city of Kashgar, which is located on the oasisat which the northern and southern branches the Silk Road meet. Kashgaris on the western edge of the Taklimakan Desert. Historically, merchantscoming from Delhi and Samarqand would pass through the most challengingmountainous road in the world and arrive at Kashgar to unload; they wouldsell saffron and other commercial goods on the streets of the city. Likewise,Chinese merchants would also bring their silk and porcelain to the city.Now the historical merchants have been replaced by tourists. They take tripsin carriages to visit the valleys and houses made of soil. Kashgar was alsodestroyed and demolished by Genghis Khan. Many years later, the city ofKashgar is once again being destroyed, but this time it is by the Chinese. 44According to The New York Times, 900 Muslim families have already migratedfrom Kashgar to date because of the demolition of the historical parts of the city.George Michell, an architect and historian, defined Kashgar in his book “Kashgar:the Oasis on the Ancient Silk Road” as “the best-preserved example of traditionalMuslim cities in Central Asia”. Now, the occupying Chinese administration istrying to erase this best-preserved traditional Muslim city in Central Asia fromthe pages of history. 45 China gives the usual reason for destroying Kashgar: ‘We aredemolishing the city for public safety!’ As part of the plan to destroy the old part ofKashgar -the monumental city of history, culture and arts in East Turkistan- in theurban transformation project, the Chinese government has recently prepared an363


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMinformative documentary in response to increasing reactions from Turkey and therest of the world. Many historical artefacts, including the Hanlık Madrasah, whichwas one of the greatest madrasahs of the Muslim World, have been demolished todate and they have been replaced by massive skyscrapers. In the informative movieprepared by the Chinese government for propaganda purposes, Chinese projectengineers explain that the dilapidated earth-made houses in the Old Town hadto be demolished. In the movie, called “Renovation and Conservation of the OldCity of Kashgar”, prepared by the consulate general of China in Istanbul, there isno mention as to why these buildings have been thus neglected, or what kind ofobstacles Uyghur people meet when trying to re-construct their houses, or howthe lack of education and employment discrimination against Uyghur people hasresulted in the underdevelopment in the region. 46Developments after July 5 and the current situation in the regionVarious insurgences and riots have taken place in the region due to thediscriminative policies and oppression of the Chinese government againstUyghur Turks. The “Incidents of July 5”, which broke out in 2009, are just anothermanifestation of this situation. Official records of the Chinese government notethat the cause of the incidents is the death of two Uyghur Turks in a conflict thattook place in the factory in June. However, the underlying causes are elaboratedon in both Turkish and American public opinions. 47 Uyghur Turks waited for theChinese government to evaluate the massacre in the factory in a just and unbiasedmanner. However, China favoured their fellow Chinese and attempted to coverup the matter. As a direct result, a group of five to ten thousand Uyghur people,joined by 2,000 Uyghur Turks from Kashgar, held a demonstration to protest thefactory massacre and to demand justice in Urumchi. They peacefully demandedthat the Chinese government investigate the issue and punish the criminals. TheChinese police and soldiers responded to this civil action with violence, killingthree people -two girls and a young man- who were holding a sit in in front of thegroup, by shooting at their heads; this was done in order to frighten and disperseall the protestors. Marching against the crowd with their weapons ready panicensued from the shooting, and the Chinese police dispersed the crowd by killingor injuring dozens of Uyghur Turks. Such a violent attitude also added fuel to theprevious incidents. Uyghur Turks gathered from different districts of Urumchi to364


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkmarch on the city centre. They engaged into conflicts with the Chinese peoplewhom they met on their way. They overturned and set cars on fire. Some Chineseand Uyghur people lost their lives during these conflicts. Although securityforces were everywhere during these conflicts, they merely looked on and did notintervene in any incident, adding more fuel to the conflicts.When things had become so complicated, the security forces openedrandom fire and killed many Uyghur Turks on the street. This random fire killedapproximately 2,000 Uyghur Turks, including those who had come from Kashgar.Fire-trucks and garbage-collecting trucks were immediately mobilized onto thestreets. The corpses of the Uyghur people were taken to the garbage-collectingtrucks. The streets were cleaned up by the fire-trucks. According to the testimonyof eye-witnesses who prefer to remain anonymous, there were no traces left onthe street of the Uyghur people who had been killed. This was followed by alltelephone lines, the Internet and the electricity infrastructure of the city beingswitched off. Electricity was restored back around 10 pm and house-raids started,lasting until early morning. Chinese soldiers in balaclavas raided the houses ofthe Uyghur people, arresting many Uyghur Turks, including men, women andchildren. Those who resisted were killed in front of their children. When therelatives of the people under arrest inquired after them, they were told that theseraids were to be registered as terrorist action because those who had carried themout were not the police; those who were taken away during these raids were to berecorded as “lost”. Those who were taken away that night could not return to theirhomes. Some of them were delivered to their families as corpses, whereas somehave yet to be found. With the support of the Chinese troops, the Chinese peopleinitiated an attack against the Uyghur region on the following day. The Chinesepeople -backed by Chinese soldiers- attacked the houses and offices of the Uyghurpeople and killed any Uyghur they could catch on the streets. Interestingly, allthese aggressors were carrying the same clubs used by the Chinese police.Some Uyghur police officers who work in the Chinese police departmenttestified in tears: Young girls who were taken from their houses and arrested werestripped naked and Chinese police officers repeatedly raped these young girls.Uyghur prisoners were deprived of food and water for days. After many dayswithout food and water, they were forced to drink salt water. The prisoners, theirthirst increasing due to the salt water, lost their minds and ended up drinking365


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMtheir own urine. Prisoners were beaten with sticks that had nails sticking out ofthem, and died as a result of the serious wounds or a loss of blood. Chinese policealso killed those prisoners who cried a lot during the torture by shooting themin the heads. And there are those who have yet to be found! 830 people werekilled during such torture in one night. Most of the bodies of these 830 victimswere burnt and their ashes were thrown into garbage tanks. The bodies of someof these victims were delivered back to their families in return for their signatureconfirming that they had been killed during the conflicts on July 5 in Urumchi;that is, the police recorded that these people had not been killed because of torture,but rather in conflicts between two hostile groups. The tortures were not limitedto that listed above. Some prisoners were covered with wet towels from theirbelly up to shoulders. Sticks were also covered with towels and the prisoners werethen beaten. This causes organ failure with no sigh of bruising. The prisoners arethen released and sent back home where they soon die due to organ failure. Thedeath certificate then says that they died due to sudden heart attack, or somethingelse. Four Uyghur police officers who witnessed all this torture later committedsuicide. Many others resigned. The testimonies of Uyghur police officers whotortured their brothers and sisters are unbelievable …Both the Chinese and theUyghur police officers participated in the torture and interrogations. A Uyghurpolice officer beats an Uyghur prisoner and asks him with whom he is in contact,and with whom he is cooperating. After a short time of resistance, the prisonerprovides the names of the police officer’s friends. The Uyghur officer beats himsome more to ensure that he does not speak and give the name of these friends tothe Chinese officers. The prisoner, being beaten more violently, gives everyone’sname. As he says these names, the Uyghur officer beats the Uyghur prisoner todeath -to ensure that he does not speak again! The testimony of another policeofficer is also hard to believe. The Chinese police broke the necks of babies whohad been arrested with their mothers and threw their bodies into a river. 48After the events, the Chinese administration sentenced some UyghurTurks to death. However, it is still unknown where the executions took place.It is also unknown whether the bodies were delivered back to families or not. 49The chairman of TURKSAM, Sinan Ogan, states: “China, which has been onthe international agenda for its economic development in recent years, has alsoattracted the attention of the world due to the events in Urumchi.” The incident366


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkthat broke out on July 5, 2009 and which lasted through the night in East Turkistan(Xinjiang Uyghur Autonomous Region) looks like a conflict over sharing jobs, orat least it is presented in this way. However, the issue has deeper roots. China,which is the most crowded country in the world and threatens many countrieswith this population, does not have a homogenous structure. The tension andthe potential for conflict are extremely high between the Uyghur Turks and therecently-settled Chinese population in East Turkistan, where China has not beensuccessful, despite the oppressive policy it has implemented over the years. Thispotential for conflict has emerged many times, but also has been driven back byChina, one way or another. Particularly after the attacks of September 11, thearrest and imprisonment of some Uyghur Turks as “radical Islamist terrorists” inGuantanamo has provided a unique opportunity for China to execute all UyghurTurks who have resisted the assimilation policies as “Islamist terrorists.” 50 Inshort, China is making efforts to deceive the international community about theirfuture actions by making misleading explanations after such incidents. 51367


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEndnotes1 “5 Temmuz Urumçi Olayı”, http://www.turkbirlik.gen.tr/lang-tr/Haberler/112-sherqi<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.html.2 “Kızlarını göremediler”, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=30.06.2009&c=4&i=198020.3 “21. yüzyılın Kuveyt’inde kargaşa” http://www.newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723.4 5 Temmuz Urumçi Olayı, http://www.turkbirlik.gen.tr/lang-tr/Haberler/112-sherqi<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.html.5 Arzu Celalifer Ekinci, “Urumçi Olaylarına Farklıİki Müslüman Ülkenin Yaklaşımı”, http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1010.6 “Çin’deki olaylar adeta soykırım”, http://www.haberturk.com/haber.asp?cat=110&dt=2009/07/10&id=1582807 Arzu Celalifer Ekinci, a.g.m.8 “Uyghur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kılındı”,http://yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=10.07.2009&i=197713.9 “Kocatepe-Fatih’te Çin’e namazlı kınama”,http://www.haber7.com/haber/20090710/KocatepeFatihte-Cine-namazli-kinama.php.10 “Bahçeli’den Doğu Türkistan çağrısı” http://www.turkkonseyi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=125:bahcelden-dou-tuerkstancarisi&catid=8:tuerk-duenyasi&Itemid=7.11 “Saadet´ten Urumçi´ye destek mitingi” http://www.8sutun.com/haberdetay.asp?tarih=20.01.2010&Newsid=45465&Categoryid=7.12 “Çağlayan’da binlerce kişi Çin’i protesto etti”,http://www.istkaradeniz.com/haberdetay.asp?ID=1339.13 “Çağlayan meydanında Çin protestosu”, http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/07/12/caglayan.meydaninda.cin.protestosu/534722.0/index.html.14 “Çağlayan’da binlerce kişi Çin’i protesto etti”,http://www.showhaber.com/164327/guncel/caglayanda-binlerce-kisi-cini-protesto-etti.html.15 “Saadet Partisi’nin mitingi Çin’i kızdırdı!” http://haberalemi.net/110500_Saadet-Partisi-nin-Mitingi%C2%A0-Cin-i-%C2%A0Kizdirdi!.html.16 “Yüz binlerin öfkesi ses getirdi” http://www.milligazete.com.tr/haber/cin-kendine-gel-134228.htm.17 “İHH’dan Çin’e ‘Katliamı durdur’ çağrısı”, http://www.yeniasya.com.tr/2009/07/23/haber/butun.htm.18 “Uyhur Türkü’nün balina kadar değeri yokmu?”, http://yenisafak.com.tr/Politika/Default.aspx?t=08.07.2009&i=197230, http://www.timeturk.com/uyghur-turkunun-balina-kadar-degeriyok-mu--81393-haberi.html.19 Bahar Bakır, “Dünyadan tepki yağıyor”, http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1115245&Date=08.07.2009&b=Dunyadan%20tepki%20yagiyor.20 “Urumçi’deki olaylar İKT’yi hareketlendirdi”,http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=867389&title=urumcideki-olaylar-iktyihareketlendirdi.21 “ABD’den katliama ilişkin ilk açıklama”, http://www.samanyoluhaber.com/h_304768_abddenkatliama-iliskin-ilk-aciklama.html.22 “Vahşeti durdurun”, http://www.mehmetcik.gen.tr/haber.php?haber_id=4312.23 “France concerned over Xinjiang riots”, http://www.thenews.com.pk/updates.asp?id=82347.24 “Violence in Xinjiang worries foreign ministry”,http://www.swissinfo.ch/eng/news_digest/Violence_in_Xinjiang_worries_foreign_ministry.html?cid=7499024.25 “Riots in China: 1400 people detained”, http://368


East Turkistan After July 5/ Seyit Tumturkwww.ndtv.com/news/world/1400_people_detained_in_china_riots.php.26 “China suspends visas to Kazakhs for Xinjiang”,http://www.rferl.org/content/China_Suspends_Visas_To_Kazakhs_For_Xinjiang/1771643.html.27 “Kazakh Foreign Ministry: Above 1,000 Kazakhcitizens leave Xinjiang due to riots”, http://en.canews.org/news/76911.28 “Rusya: Sincan Uyghur Özerk Bölgesi’ndekiolaylar Çin’in içişleri”, http://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1115424&Date=08.07.2009&Kategori=dunya&b=Rusya:%20Sincan%20Uyghur%20Ozerk%20Bolgesindeki%20olaylar%20Cinin%20icisleri.29 “Recent riots in Xinjiang region, China”, http://www.slmfa.gov.lk/index.php?option=com_content&task=view&id=2025&Itemid=75.30 “China should initiate a fair and unbiased investigationin Urumchi”, Amnesty International (7 July2009).31 “HRW: Çin Sincan için BM heyetine kapılarınıaçsın”, http://www.bianet.org/bianet/dunya/115708-hrw-cin-sincan-icin-bm-heyetinekapilarini-acsin.32 Memet Aydemir “Kaçırılan Uyghur kızları” http://www.turansam.org/makale.php?id=392.33 “Doğu Türkistan için ne yapıyoruz?” http://www.milligazete.com.tr/makale/<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-icinne-yapiyoruz-134889.htm.34 “21. yüzyılın Kuveyt’inde kargaşa” http://www.newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723.35 “Dünya Uyghur Kurultayı Başkan Yardımcısı SeyitTümtürk ile söyleşi”, http://www.milligazete.com.tr/haber/dunya-uyghur-kurultayi-baskanyardimcisi-seyit-tumturk-ile-soylesi-133688.htm.36 “Urumçi’deki sabotaj olayı Dünya UyghurKongresi’nin gerçek yüzünü açığa vurdu”, http://turkish.cri.cn/781/2009/07/06/1s116667.htm.37 “Çin, Uyghur isyanını yine kanla bastırdı”, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=6.7.2009&ArticleID=943840.38 “ Çin’de 5 Uyghur Türk’üne idam cezası”, http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=63a6807f-0f48-48fd-975c-79d18f433c5d39 “Basın bilgilendirme – 1”, http://www.edebiyatciturk.com/arsiv/basin-bilgilendirme-1.html.40 “Vur emri Wang’dan”, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=14.07.2009&i=198390.41 “Komünist partiden şok emir”, http://www.porttakal.com/haber-komunist-partiden-sokemir-370906.html.42 “5 Temmuz olaylarının gerçek yüzü”, http://groups.google.com/group/hadisgentr/browse_thread/thread/2366ad5ceedd972b?hl=tr.43 “Rabiaa Kadir’in Urumçi’deki binaları yıkılıyor”,http://www.voanews.com/turkish/archive/2009-09/2009-09-08-voa17.cfm?moddate=2009-09-08.44 “Çin, tarihi Kaşgar şehrini yıkıyor!”, http://www.yenidenergenekon.com/403-cin-tarihi-kasgarsehrini-yikiyor.45 “Antik Kaşgar’ı korumak yıkmaktan mı geçiyor?”,http://www.arkitera.com/h41840-antik-kasgarikorumak-yikmaktan-mi-geciyor.html.46 “Kaşgar, ‘halkın güvenliği için’ yıkılıyormuş!”,http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=10258647 “Fatma Şebnem Ercan”, http://www.turksam.org/gencbakis/a1811.html.48 “Urumçi’de Çin İşkencesi”, http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=15441.49 “Çin-196 Uyghur Türk’ünü kurşuna dizdi”, http://haber.nazlimcafe.com/etiket/uyghur-turkleri/.50 “Ogan: Çin’deki olaylar Türkiye gündemini değiştirebilir!”,http://www.nethabercilik.com/haber/ogan-cindeki-olaylar-turkiye-gundeminidegistirebilir.htm.51 “Doğu Türkistan sorunu nedir?”, http://www.the.org.tr/2009/10/13/<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-sorunu-nedir”.369


Tseten Samdup ChhoekyapaRepresentative of His Holiness the Dalai LamaThe Middle Way Approach - A Solution forthe Tibetan IssueAbstractsThis page briefly covers the history of Tibet and the present situation under the ruleof Communist China. It highlights the various initiatives by His Holiness the DalaiLama to resolve the Tibetan issue through non-violence and the Middle Path Approach-a mutually beneficial and acceptable solution based on his Middle Path policy of notseeking independence, but a genuine regional ethnic autonomy in accordance with theprinciples and provisions of the Chinese constitution.Key wordsTibet, China, Dalai Lama, Autonomy, Middle Path approach, MemorandumI am a Tibetan, but I have never seen my country. Tibet, an independentcountry, was invaded by Communist China in 1949-1950. The Tibetan peoplerose up against Communist rule on March 10, 1959, but this was brutally crushed.My parents, like thousands of Tibetans, followed His Holiness the Dalai Lamainto exile. I was born in a refugee camp in Nepal. I long for the day when I canreturn to Tibet with my head held high.A brief historyTibet’s history as a statehood extends back to 127 B.C. In 617 AD, SongtsenGompo, the 33rd king of Tibet, ascended the throne and succeeded in unifyingall of Tibet for the first time in recorded history. King Songtsen Gampo married aNepalese princess and a Chinese princess. The latter marriage was viewed to be a371


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMstrategic move to achieve cooperation and peace between Tibet and China. Chinaclaims that Tibet has been part of China since the 13 th century. But, during theYuan dynasty (1271-1368), the Mongol leader Genghis Khan conquered mostof Eurasia, including China. Thus, instead of China claiming a right to Tibet,Mongolia should be able to assert a claim to both China and Tibet. It was theMongol rulers who conferred the title “Dalai Lama”, meaning the “Ocean ofWisdom” in 1578. In 1652 the Qing emperor not only accepted His Holiness, theFifth Dalai Lama, as a leader of an independent state; the emperor also treatedthe Dalai Lama as a divine personage on earth. Tibet’s relationship with Chinesedynasties at that time was described in terms of Cho-Yon, ‘priest-patron’, with theDalai Lama being the spiritual protector of the Chinese emperor, who offeredphysical protection in return.With a written history dating back more than 2,000 years, Tibet existed asan independent sovereign state prior to Chinese rule. Tibet in fact signed manytreaties with its neighbors.The Chinese government’s understanding of the history of Tibet is verydifferent from that held by the Tibetans. However, history is a past event andit cannot be altered. The position of His Holiness the Dalai Lama is forwardlooking.He does not wish to make this difference in history an obstacle to seekinga mutually beneficial common future for Tibet within the People’s Republic ofChina.Over 1.2 million Tibetans have died as a direct result of China’s invasion.That is one-fifth of Tibet’s population, which totals six million. Of the 6,259monasteries and places of worship that were standing before 1959 in Tibet, only8 have survived Chinese destruction.Tibet is made up of three provinces -U-tsang, Kham and Amdo. After invadingTibet, China divided Tibet into five provinces- the Tibet Autonomous Region(TAR), created in 1965, with half of Tibet’s eastern territories were incorporatedinto the Chinese provinces of Qinghai, Yunnan, Gansu and Sichuan. WhenChina uses the phrase Tibet, it is only referring to the TAR.The United Nations Assembly adopted three resolutions on Tibet: in 1959,1961 and 1965 (res. 1353, 1723 and 2079). The resolutions demanded respect for the372


The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue / Tseten Samdup Chhoekyapafundamental human rights and freedoms of the Tibetan people, including the rightto self-determination, and respect for their distinctive cultural and religious lives.Tibet todayTibet today is going through one of the most difficult periods in her history.The Chinese government is implementing policies that destroy the religion,culture, language and way of life.In March 2008, a new generation of Tibetans -monks, nuns, students, laypeople,and students- rose up against China’s 49 years of repression and discrimination.The peaceful protests were brutally crushed. Over 200 Tibetans were killed andmore than 6,500 Tibetans were detained or arrested. It is certain that the totalfigures may be far greater than reported. Last year two Tibetans were executedand many sentenced to life imprisonment. Since spring 2008, Tibetans continueto remain in detention or serving prison sentences.Since the pan-Tibet protests in the spring of 2008, the Tibetan areas thatwere incorporated into the Sichuan province have clearly become the focal pointfor the whole of present-day Tibet. Thus, in the recent past, the focus of politicalactivities has shifted from the TAR. The current crisis in Tibet is a manifestationof decades of Chinese repression - human rights violations, as well as the culturaland political discrimination of the Tibetan people.Tanks and helicopters, including elite units of the People’s Liberation Army,were involved in the crackdown on Tibetan protesters. The new T-90 armoredpersonnel carriers and T-92 wheeled armored vehicles were deployed on thestreets of Lhasa.An article on Tibet in the February 4, 2010 issue of The Economist said: “It isstill repression, not development, that keeps Tibet stable.” The spirit of Tibetansinside Tibet, despite over 50 to 60 years of Chinese occupation, is far greater andstronger than those in exile.Population transfer and ethnic discrimination is rifeBeijing’s policies of en masse immigration of Han Chinese into Tibet and itspolitical reliance on Han Chinese chauvinism have exacerbated tensions between373


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe Tibetans and Chinese in the country. The Qinghai-Tibet railway, opened in2006, has further increased the influx of the Chinese population into Tibet. Everyday thousands of Chinese travel on high speed trains from Beijing to Lhasa. Theinflux of the Chinese population into Tibet is aimed to make the Tibetans aminority in our own land - China’s final solution to the Tibetan issue.In stark defiance of the Chinese government’s position regarding the uprisingof the Tibetan people in March 2008, that of “criminal activities of looting,burning and smashing”, Gongmeng (Open Constitution Initiative) a Beijingbased organization of lawyers and think-tank, published a groundbreaking reportin May 2009 which boldly refuted the official position and put forward the policyfailings of the Chinese government as the reason for the uprising by the Tibetanpeople against the government.The main reason for the high level of unemployment among Tibetan youth isthat the state education is carried out in the Chinese language. Beijing has endedits policy of guaranteeing jobs for Tibetan high school and university graduates,further disadvantaging ethnic Tibetans. According to a Sydney Morning Heraldnews report in 2008, a Chinese official told Australian diplomats and academicsin Beijing that rivers of money from the Chinese government had ended up withethnic Han migrants, leaving an angry class of unemployed Tibetans.There are large new complexes in Tibetan cities and towns to house theChinese population. Beijing spends billions of dollars to make the lives of theseChinese in Tibet more comfortable. However, the Tibetans continue to live in theold quarters and are treated as second class citizens in their own country.The 10 th Panchen Lama in his last public address on January 24 th , 1989 fourdays before his sudden death during a visit to his main monastery in Shigatse,Tibet, said that the Chinese rule in Tibet had “brought more destruction thanbenefit to the Tibetan people”.New measures on reincarnation reveal the Party’s objectives for political controlThe Chinese government announced new measures in 2007, stating thatall reincarnated lamas must have government approval. Those who do not havegovernment approval are “illegal or invalid”.374


The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue / Tseten Samdup ChhoekyapaThis policy aims to control the selection and education of reincarnate lamasas a means of strengthening China’s position as the ‘official’ arbiter of the TibetanBuddhist culture. These measures strike at the very heart of Tibetan religiousidentity and are aimed at destroying our unique identity.Gedun Choekyi Nyima, the 11 th reincarnation of the Panchen Lamarecognized by His Holiness the Dalai Lama, was arrested with his family in May1995 at the age of 6. At this time he was the youngest political prisoner in theworld. His whereabouts are today unknown. We will mark his 21 st birthday onApril 25 th 2010. The Chinese have appointed their own Panchen Lama and hopethat they will be able to control over the next incarnation of His Holiness theDalai Lama. But His Holiness the Dalai Lama has clearly stated on numerousoccasions that if the present situation regarding Tibet remains the same, he willbe reincarnated outside Tibet, out of the control of the Chinese authorities.His Holiness the Dalai LamaHis Holiness the Dalai Lama speaks on behalf of the Tibetan people, withwhom he has a deep and historical relationship and one that is based on completetrust. It cannot be disputed that His Holiness the Dalai Lama legitimatelyrepresents the Tibetan people.It is indeed only by means of dialogue with His Holiness the Dalai Lama thatthe Tibetan issue can be resolved. The recognition of this reality is important.His Holiness the Dalai Lama has no personal demands to make. His Holiness’concern is with the rights and welfare of the Tibetan people. Therefore, thefundamental issue that needs to be resolved is the faithful implementation ofgenuine autonomy that will enable the Tibetan people to govern themselves inaccordance with their own inclinations and needs.Once an agreement has been reached, the Tibetan government-in-exile will bedissolved and the Tibetans working in Tibet will take on the main responsibility ofadministering Tibet. His Holiness the Dalai Lama has made it clear on numerousoccasions that he will not hold any political position in Tibet. Since 2001, we havehad a democratically elected prime minister in exile.The Chinese government must stop their baseless accusations against His375


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMHoliness and their attempts to label him as a separatist. Instead, the Chineseleadership should work with His Holiness the Dalai Lama to find a mutuallyacceptable solution to the Tibetan problem. This will ensure stability, unity andthe development of a harmonious society.Autonomy for TibetThroughout history conflict between different nationalities within a state hasalways been a source of tension for humanity. In order to maintain a harmonioussociety, there must be a certain degree of internal freedom, particularly forminority nationalities, to enable them to preserve, promote and practice their ownethnicity, language, religion and cultural identities without having to assimilatewith the dominant group.This system has proven a great success in various states where different kindsof autonomy are being practiced. The autonomous provinces of Italy and Spainare among the best examples.In today’s geopolitics, nations are becoming increasingly interdependent.The material development and resources of Tibet, a landlocked nation, are largelydependent on its neighbors. Therefore, economically it would be more beneficialto remain as a part of a larger nation.Above all else, the six million people of Tibet, who share a common cultureand language, have an indomitable desire to remain united.As early as 1974, internal discussions have been held to find ways to resolvethe future status of Tibet through an autonomous arrangement, instead of seekingindependence. In 1979 the Chinese leader Deng Xiaoping expressed willingnessto discuss and resolve all issues except the independence of Tibet. Since thenHis Holiness the Dalai Lama has taken numerous initiatives to bring about amutually acceptable negotiated solution to the question of Tibet. In doing so, HisHoliness the Dalai Lama has steadfastly followed the Middle-Way Approach,which is the pursuit of a mutually acceptable and mutually beneficial solutionthrough negotiations, in the spirit of reconciliation and compromise. The Five-Point Peace Plan and the Strasbourg Proposal were presented in this spirit. Dueto the failure to elicit any positive response from the Chinese central government376


The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue / Tseten Samdup Chhoekyapato these initiatives, along with the imposition of martial law in March 1989 andthe deterioration of the situation in Tibet, His Holiness the Dalai Lama feltcompelled to state in 1991 that his Strasbourg Proposal had become ineffectual.His Holiness the Dalai Lama nevertheless has maintained his commitment to theMiddle-Way Approach.The fundamental principle underlying the concept of national regionalautonomy is to preserve and protect a minority nationality’s identity, language,customs, traditions and culture in a multi-national state based on equality andcooperation. The Chinese constitution provides for the establishment of organs ofself-government where the national minorities live in concentrated communitiesin order for them to exercise the power of autonomy. In conformity with thisprinciple, the White Paper on Regional Ethnic Autonomy in Tibet (May 2004),states that minority nationalities are “arbiters of their own destiny and masters oftheir own affairs”.Memorandum on genuine autonomy for the Tibetan peopleThe Memorandum on Genuine Autonomy for the Tibetan People wasprepared in response to the suggestion from the Chinese central governmentmade at the seventh round of talks between the envoys of His Holiness the DalaiLama and the Chinese leaders in July 2008.However, Beijing’s reactions and main criticisms of the Memorandum appearto be based not on the merits of the proposal that was officially presented to it,but on earlier proposals that were made public, as well as other statements madeat different times and in different contexts.The Memorandum explicitly states that the genuine autonomy sought by HisHoliness the Dalai Lama for the Tibetan people is to be accommodated withinthe framework of the constitution and its principles on autonomy, not outside of it.The proposals contained in the Memorandum in no way imply a denial ofthe authority of the National People’s Congress (NPC) or other organs of theChinese central government. As stated in the Memorandum, the proposal fullyrespects the hierarchical differences between the central government and itsorgans, including the NPC, and the autonomous government of Tibet.377


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe Memorandum gives a comprehensive outline of how to implementthe provisions of national regional autonomy for minority nationalities that areenshrined in the constitution of the PRC for the entire Tibetan nation.The Memorandum consists of seven sections. The first section is anintroduction. The second deals with the integrity of the Tibetan nation. Thethird section refers to Tibetan aspirations. In the fourth section, the basic needof Tibetans, that is for the most part self-government. This section covers thefollowing 11 subjects:3781. Language2. Culture3. Religion4. Education5. Environmental Protection6. The Utilisation of Natural Resources7. Economic Development and Trade8. Public Health9. Public Security10. Regulations on Population Migration11. Cultural, Educational and Religious Exchanges with Other CountriesThe complete text of the Memorandum can be viewed on www.tibet.netNote on the memorandum on genuine autonomy for the Tibetan peopleDuring the ninth round of discussions between the envoys of His Holinessthe Dalai Lama and the representatives of the Chinese leadership, the Tibetandelegation formally presented a Note relating to the Memorandum on GenuineAutonomy for the Tibetans on 26 February 2010.The Note addressed the principal concerns and objections raised by theChinese central government regarding the substance of the Memorandum onGenuine Autonomy for the Tibetan people, which had been presented to the


The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue / Tseten Samdup Chhoekyapagovernment of the PRC on October 31, 2008 at the eighth round of talks inBeijing. We believe that the present Note will help to clarify this.The Memorandum clearly states that the responsibility for the nationaldefense of the PRC is and should remain with the central government and atno point proposes the withdrawal of the People’s Liberation Army (PLA) fromTibetan areas.The Memorandum proposes that the local government of the autonomousregion should have the competency to regulate the residence, settlement andemployment or economic activities of persons who wish to move to Tibetanareas from elsewhere. This is a common feature of autonomy and is certainly notwithout precedent in the PRC.We have no intention to expel non-Tibetans. Our concern is the inducedmass movement of primarily Han, but also some other nationalities, into manyTibetan areas, which in turn marginalizes the native Tibetan population andthreatens Tibet’s fragile environment.The desire of Tibetans to be governed within one autonomous region is fullyin keeping with the principles of autonomy found in the constitution. It does notimply a “Greater” or “Lesser Tibet”.Many Chinese leaders, including Premier Zhou Enlai, Vice Premier Chen Yiand Party Secretary Hu Yaobang, have supported the consideration of bringingall Tibetan areas under a single administration. Some of the most senior Tibetanleaders in the PRC, including the 10th Panchen Lama, Ngapo Ngawang Jigmeand Bapa Phuntsok Wangyal, have also called for this and affirm such a measurewould be in accordance with the PRC’s constitution and its laws. In 1956 a specialcommittee, which included senior Communist Party member Sangye Yeshi (TianBao), was appointed by the Chinese central government to make a detailed planfor the integration of the Tibetan areas into a single autonomous region, but thework was later brought to a halt on account of ultra-leftist elements.The fundamental reason for the need to integrate the Tibetan areas under oneadministrative region is to address the deeply-felt desire of Tibetans to exercisetheir autonomy as a people and to protect and develop their culture and spiritualvalues in this context. This is also the fundamental premise and purpose of the379


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMconstitutional principles on regional and national autonomy, as reflected in Article4 of the constitution.Keeping Tibetans divided and subject to different laws and regulations deniesthe people the exercise of genuine autonomy and makes it difficult for them tomaintain their distinct cultural identity.The six points of the Note are1. Respecting the sovereignty and territorial integrity of the PRC2. Respecting the constitution of the PRC3. Respecting the hierarchy and authority of the Chinese central government4. Concerns raised by the Chinese central government on specific competenciesreferred to in the Memoranduma) Public securityb) Languagec) Regulation of population migrationd) Religione) A single administrationf ) The political, social and economic system5. Recognising the core issue6. His Holiness the Dalai Lama’s co-operationThe complete text of the Note of the Memorandum can be viewed on www.tibet.netConclusionOne of the world’s most ancient religious cultures faces its most serious threatto survival. Tibetans call the present religious crackdown the second CulturalRevolution.His Holiness the Dalai Lama’s message of compassion, tolerance, mutualrespect and non-violence has become even more important during this difficult380


The Middle Way Approach - A Solution for the Tibetan Issue / Tseten Samdup Chhoekyapaperiod in our history. Emphasizing the need of universal responsibility in aworld that is becoming increasingly interdependent has won him worldwideacclaim. His Holiness has followed the same principles in finding a solutionto the Tibetan issue. Since 1979 the Dalai Lama has tried to find a mutuallybeneficial and acceptable solution based on the Middle Path Approach, notseeking independence, but rather a genuine autonomy in accordance with theprinciples and provisions of the Chinese constitution.The Special Meeting of Tibetans from all over the world in November 2008in Dharamsala reconfirmed the continuation of the dialogue with Beijing on thebasis of the Middle Path Approach.His Holiness the Dalai Lama has repeatedly stated that he has no personaldemands to make nor is he seeking independence for Tibet or ‘semi-independence’or ‘independence in disguised form’. The Chinese leadership should work with HisHoliness the Dalai Lama to find a mutually acceptable solution to the Tibetanproblem. This will ensure stability, unity and the development of a harmonioussociety.Demonstrations in Tibet touched a raw nerve in Beijing and brought tolight the Communist Party’s lack of democratic legitimacy. China has no morallegitimacy in Tibet. Legitimacy must be earned by responding positively to HisHoliness the Dalai Lama’s call for genuine autonomy for the Tibetan people.381


Translated from Turkish by Yusuf Baybars OncuDr Meryem HakimIzmir University, Department of International RelationsEast Turkistan Kazakh IndependenceMovements in the 20 th CenturyThe Kazakh people, the second highest-populated ethnicity among theTurkish and Muslim peoples in East Turkistan, have a population in the regionthat totals 1,200,000. The Kazakhs of East Turkistan traditionally had a nomadicway of life, dating back to ancient history, and this they were able to sustain theirnomadic way of life until the early twentieth century. Thus, the Kazakhs of EastTurkistan have been able to preserve the characteristics of their ancient tribal life.Most of the Kazakhs in East Turkistan belong to the Orta (Horde-Orda) clan,one of the three main Kazakh clans, namely, the Ulu, Orta and Kichi. Almost allof the Kazakhs in East Turkistan belong to either the Kerey tribe of the Orta clanor the Alban or Suvan tribes of the Ulu clan. Thus, tribal life and deeply-rootednomadic traditions also affect the socio-economic union and social organizationsystems of the Kazakh people in East Turkistan.In Kazakh history, the lands that belonged to the Kerey tribe cover thegeography that extends from west of the Altai Mountains and Lake Zaysangtowards the east banks of the Irtis River and Omsk, in the north of Kazakhstan.However, it should be stated that until the second half of the last century theKazakhs of East Turkistan were no different in any aspect of their lives from theother Kazakhs who live beyond the official borders, namely, the Kazakhs in theformer Soviet Republic of Kazakhstan, which is located in the north-west of EastTurkistan, and the Kazakhs in Mongolia. The Kazakhs in East Turkistan have thesame supra-identity as the other Turkish and Muslim peoples of East Turkistanin the economic activities they carry out under nomadic conditions, as well as interms of faith, belief, ethnicity and linguistics. 1Unlike the dense population of the settled Muslim-Turkish Uyghur peoplewho live in the south of East Turkistan, the places where Muslim-Turk Kazakh383


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMnomads live include the mountainous areas of Altai, Tarbagatai, Ile -namely thenorth of the Tien Shan Mountains- and the Barkol, Kumil, Altinsoki and Aksayregions, as well as Urumchi, Karamayli, Sanji, Shonji, Cemsari, Shiyhuv, Kutubiy,and Savan, Manas in Erenkabırga, and the Karatav and Bogda regions furthereast. 2 The Jedik and Jantekey tribes of the Orta clan live in this region, in Kaba,Buvirshin and Sarsumbe, while the Karakash and Molki tribes of the Kerey clanlive in the Koktogay and Shingil regions; the Seruvsi tribe resides in Sarsümbeand Shingil, the Shubaraygir tribe in Kaba, and the Merkit tribe is located inJemeney and Buvriltogay. The homeland of the Barki tribe of the Kerey-Jantekeyclan ranges from Altai-Savir and Mayli-Jayir to Shagantogay and the Altin Emilregion in Tarbagatay. The Jantekey-Barki tribes of the Kerey clan, the Naymansand other Kazakh tribes live in Erenkabirga, in the foothills of the Tien ShanMountains and in the Manas-Savan region. The area where the Kazakhs of EastTurkistan live, in the Jungaria Desert and the Ile Plain in the middle of theAltai, Tarbagatay and Tien Shan mountain ranges, is renowned as the granary, thefruit garden, the mining basin, the sea of oil; this area is a rich source of preciousminerals, such as gold and uranium -particularly in the Altai Region. The riversof the region include the Irtis River, which consists of 12 streams that join tothe north of the Jungaria Desert, the Emil River in the south of Tarbagatay,and the Manas River to the north of the Tien Shan Mountains, as well as theTekes, Kas and Kunes Rivers that provide water for the Ili region. The Ili KazakhAutonomous Region, where the majority of the Kazakhs of East Turkistan live,measures 884,800 square kilometers. In other words, the area where the Kazakhslive in East Turkistan is larger than the total area of Turkey. The population of theIle region is less than five million. 3For the Kazakh nomads, leading traditional lives in this region in Central Asiafor many centuries, the twentieth century has been a period of radical changes,struggles, suffering and tragedy. The increased reactions of the Kazakhs in EastTurkistan, which gained momentum in the early twentieth century, were causedby the Chinese governors in the region trying to solidify their control over theregion. In the twentieth century, the first Chinese governor in East Turkistanwas Yang Zing Shing (1912-1928), the second was Jing Shoorin (1928-1933),and the third, and most brutal, was Shing Si Sey (1933-1944). During the era ofthese governors, violence gradually became an inevitable part of the lives of the384


East Turkistan Kazakh Independence Movements in the 20 th Century / Dr Meryem HakimKazakhs in East Turkistan. Due to the atrocities of the Chinese governors, causedby taxation and political and military oppression, the Kazakhs lost their oncepeacefulenvironment. The Kazakh elites, who reacted against the oppressiveregime, were severely punished; these events have gone down in history as crimesagainst humanity.Boke Batur, who started the first struggle against Chinese oppression inthe late nineteenth century in Tibet, has been a symbol of struggle for Kazakhsand is a famous hero in East Turkistan; he passed away in 1904. 4 The name ofBöke Batur gained importance due to the fact that the Chinese administrationtreated the people in the region with unprecedented oppression. Böke went tothe Tibetan region accompanied by 4,000 Kazakh nomads who had been livingaround Urumchi, the capital city of East Turkistan; he passed away here and hisbody was buried in Tibet. His body was exhumed by the Chinese and his headwas ripped from his body and exhibited on a stake on a street in Urumchi.Another atrocity carried out by the Chinese administration in the region tookplace in the city of Sarsumbe in the Altai region in 1929. Zuvha Batur of theKerey-Iyteli clan, who fought against Chinese oppression in Altai and Urumchi,was killed in 1929 and his head was also exhibited on a stake on the Black Bridgein the city of Sarsumbe. In 1931, returning back from the upland meadows early,Jantaylak, the leader of the Kerey-Jantekey-Bazarkul clan, was suspected ofhaving migrated to another place and as a result was assassinated by the Chinese.After this tragic event, Zayip, another leader of the Bazarkul clan, migrated tothe Borda region and Barkol, along with 1,000 families. Serifhan Tore 5 , a Kazakhnoble who lived in the Altai region in East Turkistan, started an insurgenceagainst the Chinese administration along with the Kazakh leaders in the Altairegion in 1933. Moreover, insurgences had already begun in the southern parts ofEast Turkistan under the leadership of Hodja Niyaz and Yolbars Beg, who wereUyghur leaders in East Turkistan supported by the Chinese Muslims in 1931. ElipKamisbayoglu, the leader of the Kerey-Jantekey-Tasbiyke clan, donated cattle andsheep to this insurgence, which was led in the Barköl and Kumul regions byHodja Niyaz, Yolbars and Macunying, the Dungen leader. This donation by ElipKamısbayoglu attracted the wrath of the new governor of Urumchi, Shing Si Sey,and soldiers from Urumchi murdered Elip Kamısbayoglu in his house in DuvanHadi (Elip Shapkan), as well as 60 other people from his friends and family. The385


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMtotal number of Kazakhs who migrated from Barkol to Gansu between 1936 and1939 due to Chinese oppression was around 12,000.The Kazakh people, who suffered these atrocities up until the 1930s, reactedagainst this brutal killing of their leaders and moved from East Turkistan to thesouth, the Tibet Region; however, the first group of 3,000 people sought shelterin India in 1941. It should be noted that the leaders of these Kazakh refugeeswere Elishan Batir 6 , the son of Elip Kamisbayoglu, who, as stated above, had beenkilled in his house by the Chinese, Zayip, a relative of Jantaylak, the leader of theKerey-Jantekey-Bazarkul clan, who had been killed by the Chinese in the AltaiRegion, and Osman Teyzi (Osman Tashtan 7 ), Zayip’s son. The independencemovement that had begun in 1933 in East Turkistan with the participation of theUyghur, Kazakh and Dungen (Chinese Muslims) people came to an end due toa military alliance between Shing Si Sey, the governor of East Turkistan, and theStalin administration in the Soviet Union; the consequence of this alliance was anattack by the Red Army on the independence movement in the region. However,the atrocities carried out against Turkic and Muslim people in East Turkistan didnot come to an end at this early date. After 1937, the arrests and detentions of theelite in the Kazakh and Uyghur communities, that is, those who had leadershipskills and ability, began throughout East Turkistan. In November 1939 Shing SiSey, the Chinese governor of East Turkistan, ordered the arrest of three hundredMongol, Kazakh and Kyrgyz leaders in Urumchi; he also ordered that all armsand weapons be collected from the local people. 8 Later, Shing Si Sey ordered thearrest of Akıt Ulimjuili, a religious leader in the Altai region. 9 In response to thisoppression, on the February 1, 1940 the Kazakhs in the Altai region attacked theChinese garrison in Koktogay, under the leadership of tribal chiefs, includingEsimhan, Akteke, Shagalak and Irishan Nogaybayuli, reclaiming the weaponsthat they had earlier been stripped of. When this news arrived at Urumchi, 80Kazakh leaders in Urumchi were immediately arrested. Sherifhan Kogedayuli,a noble Kazakh in East Turkistan and the former governor of the Altai region,was also arrested. This insurgence in the Altai region lasted for eight months,from the winter to the autumn of 1940. Chinese administrators in Urumchimade an agreement with the Kazakhs in the Altai region in September 1940.However, this peaceful period was interrupted in the summer of 1941. Duringthe insurgence that broke out in the Koktogay region, bloody battles took place386


East Turkistan Kazakh Independence Movements in the 20 th Century / Dr Meryem Hakimbetween the Kazakhs located by the Kuv Ertis, Bal Ertis and Ishkıntı streamsof the Irtish River and the troops of Shing Si Sey. These battles resulted in thearrest of Kazakh leaders, including Kalel (Halil), Rahat, Shariy, Esimhan, Nezir,Zeynel, Nakishtay, Keripbay, Kumar (Omer), Kalim and Kakish, who were invitedto Urumchi upon false pretenses by the Chinese authorities in the autumn; theywere arrested as soon as they stepped off the plane. The legendary insurgenceled by Osman Batur Islamoglu, accompanied by his son Sheridiman Osmanoğlu,Keles and Suleyman Baturlar, when they were living in the mountains, beganwhen they refused to hand over their weapons to the Chinese authorities in 1941.Therefore, “the strongest and most challenging insurgence of the Goumindangcentral administration against the atrocity and oppression of the Chinese governorof East Turkistan Shing Si Sey” 10 emerged between the years of 1940 and 1950.The result of this insurgence was that Osman Batur cleared the Chinese out ofthe Altai region and became the regional governor in 1945. In the meantime, healso coordinated with the Republic of East Turkistan, which had been establishedin 1944 in Ili (Gulja), and with the leader of this republic, Alihan Tore. Theinsurgence and martial skills of Osman Batur are legendary heroic deeds recordedin world literature; his was a conquest similar to that of the great warriors ofCentral Asia, who made many conquests throughout the world.Another region where an independence movement took place in the twentiethcentury was the northern outskirts of the Tien Shan Mountains in East Turkistan.Kazakh Akbar Esbosinuli was one of the leaders and first martyrs of the insurgencewhich started in the city of Gulja (Ili) on the northern outskirts of the Tien ShanMountains on 20 November 1944; the Kazakh Seyit Korpebayuli was a martyr inthe battle for freedom of the city of Nilki. Both men should be remembered. TheRepublic of East Turkistan, which was founded under the leadership of AlihanTöre as a result of the insurgence that began in Ile in 1944, became a light of hopefor the Muslim Turkish, Uyghur and Kazakh people in East Turkistan during theindependence movement. This insurgence by the Kazakh and Uyghur people, theMuslim-Turkic peoples of East Turkistan, was supported by the representativesand military troops sent by the Soviet Union. 11 The people of East Turkistan, wholonged for independence and sovereignty, made great efforts to express their freewill and to declare their independence to the entire world. Immediately after thedeclaration of independence, the army of the Republic of East Turkistan cleared387


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe Chinese troops from this region, which ranges from Ili (Gulja) and then eastto the Manas River, only a couple hours from Urumchi. 12 One of the importantmotives for the troops of the Republic of East Turkistan to march upon Urumchi,the capital of East Turkistan, was that the Kazakh forces, led by Alibek Hakim, 13were in the Erenkabirga, Savan and Manas Region. However, unfortunately thegovernment of East Turkistan could not enjoy the independence that had beenattained through this military achievement. During the chaotic years between1947 and 1949, years that would give shape to the destiny of East Turkistan, theKazakh and Uyghur people took part in the government of the region. In 1947,the government of the Uyghur leader, Mesud Sabri, was composed of Uyghurand Kazakh people. However, the hope for independence was fading fast forthe Muslim-Turkish people of East Turkistan as the Mao administration, whichwas the emerging force throughout China, had now beaten down the formerGoumindang administration.Osman Batur, a brave Kazakh leader who had been fighting in the Altairegion of East Turkistan since the 1940s, was captured during a raid in February1951. He was executed on 28 April 1951 in Urumchi, and a legendary militarygenius of Central Asia thus passed away. The bravery and military skills of OsmanBatur have taken their deserved place in world literature. His name has becomerenowned in the world press, particularly due to the battles he fought in the BeytikMountains. Similar to the destiny of Osman Batur, Canimhan Tilevbayoglu, aKazakh leader in the Altai Region, was captured during a raid and executed onthe same day as Osman Batur. These two Kazakh leaders had wanted to joinAlibek Hakim, the former governor of the Manas-Savan region, who after 1944had marched through the Taklimakan Desert with his people to Tibet and thenonto the free world, fighting to extend the area of control for the Republic of EastTurkistan towards the Manas River, stretching it as far as Urumchi. However, thiswas not possible. Alibek Hakim reached the Indian border along with his people-men and women, young and elderly, and accompanied by herds and tents- bypassing through the Tibetan Plateau and the Himalayas, that is, the roof of theearth. Seven times they repelled attacks by the Chinese troops which had pursuedthem and continued on their path. Finally Alibek Hakim was settled in the cityof Kashmir by the Indian Government.388


East Turkistan Kazakh Independence Movements in the 20 th Century / Dr Meryem HakimThe Kazakhs who made their way out of East Turkistan into the free world in1950 were joined by the Kazakh people who had emigrated from India and EastTurkistan in 1939 to settle in Pakistan, which had been declared an independentstate after Indian independence; they sought refuge in Turkey. Before the collapseof the Soviet Union in 1991 the Kazakh people who lived in the free world,namely Turkey and Europe, were the children of Kazakhs who had managed tosurvive thousands of humiliations, atrocities and raids in East Turkistan.In the twentieth century, throughout all these years of insurgence, thousandsof Kazakh men, women, children, both young and old, died, and hundreds ofdistinguished leaders and intellectual Kazakhs were imprisoned, tortured andkilled as a result of the Chinese oppression and massacres in East Turkistan. Atthis time the world was not informed of these facts. Efforts were made both inEast Turkistan and in other parts of the world, such as India, Turkey, Europe andAmerica, to explain this atrocity by the Chinese administration through books,articles, news items and other documents. Even though the Kazakh leaders whomigrated from East Turkistan in the second half of the twentieth century hadalready passed away, the struggle of the Kazakh Turks in East Turkistan have beenindelibly recorded in documents, publications and the annals of history.The inhuman crimes of torture, oppression and violence that have beenwitnessed by the international community in the twenty-first century in EastTurkistan were also committed in the past at great levels. What has changed sincethen is that the international society is now well-informed of the oppression thathas been conducted during the last century by the Chinese in East Turkistan. TheEast Turkistan issue needs to be solved not only by Central Asia, but also by theentire world. If we are to draw lessons from history, then we should regard theEast Turkistan issue as not only a problem of the Muslim Uyghur people, whoare struggling today, but also as an issue that has a potential to distort the securitypolicies and strategies of the all newly-independent Muslim-Turkish states inCentral Asia. It is for this reason that the independence struggle and humanrights violations in East Turkistan will affect not only the Uygur, Kazakh andKyrgyz people of East Turkistan, but also the entire Muslim and Turkic worldwhich is associated with Central Asia in terms of supra-identities, as well asthe international society, which perceives human dignity and human rights asfundamental principles.389


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEndnotes1 Nigmet Mingjan, Kazaktıng Kıskaşa Tariyhı, Almatı:Jalın,1994.2 Jaksılık Samiytulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı:Düniyejüzi Kazaktarınıng Kavımdastıgı, 2000;Jadiy Şakenulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DüniyejüziKazaktarınıng Kavımdastıgı, 2007; LindaBenson, China’s Last Nomads:The History andCulture of China’s Kazaks, New York: M.E.Sharp,1998.Nigmet Mingjan, Kazaktıng Kıskaşa Tariyhı,Almatı: Jalın Baspası, 1994.3 Jadiy Şakenulı, Kıtaydagı Kazaktar, Almatı: DüniyejüziKazaktarınıng Kavımdastıgı, 2007, p. 39.4 Şaemis Kumarulı, Böke Batır: Tariyhıy Roman,Almatı: Jazuvşı, 2008; Jadiy Şakenulı, KıtaydagıKazaktar, Almatı: Düniyejüzi Kazaktarınıng Kavımdastıgı,2007, p. 160.5 Şerifhan Kögedayoğlu,is a nobleman who is descendedfrom the family of the Kazakh khans inEast Turkistan. He was the governor of the Altairegion in 1933; however, he was killed in Shing SiSey’s dungeons in 1940.6 Elishan Batur was the son of Elip Kamısbayoglu,the leader of the Kerey-Jantekey-Tasbiyke tribe inAltai and the then Barköl Regions of East Turkistan.He was the leader of the first group who migratedfrom East Turkistan to India through Tibetin 1939. He passed away in Pakistan.7 Osman Taştan was the son of Zayıp Teyci, the leaderof the Barzakul tribe of the Orta Cüz-Kerey-Jantekey clan in Altai region in East Turkistan. Hepassed away in Istanbul as a citizen of the Republicof Turkey.8 Linda Benson, The Ili Rebellion: The Moslem Challengeto Chinese Authority in Xinjiang 1944-1949,New York: An East Gate Book (M.E. Sharpe,Inc.), 1990, p. 35.9 Jaksılık Samiytulı, op.cit., p. 111.10 Samiytulı, p. 116.11 Balhaş Bafin: Tariyhıy Şejire, Tagdırlı Til, Hat JazdımKalam Alıp, Almatı. “El-Şejire”, 2007.12 Linda Benson, The Ili Rebellion, p. 3.13 For further information about Alibek Hakim andOsman Batur, see: Ahat Andican, CedidizmdenBağımsızlığa Hariçte Türkistan Mücadelesi, Istanbul:Emre Yayınları, 2003. pp. 672-673. For furtherinformation about Alibek Hakim and the strugglein East Turkistan and the works of Hasan Oraltay,see: Özdemir Atalan, Himalaya Destani, Ankara:Öz Kültür Yayınları, 1975; Doak Barnett, Chinaon the Eve of Communist Takeover, New York,1963; Akın Baybosınulı, “Er Janibek Jayında BizgeJetken Derekter” Er Janibek, Makalalar kıyssadastandar,Sheshendik Sözder, Anız-Angimeler,Almatı: Er Janibek Kogamdık Korı, 2008.,250.bet. This works tells about a descendent of the famousCanibek Batur who was interrogated by theChinese authorities because he was in contact withAlibek Hakim in East Turkistan; Linda Benson,The Ili Rebellion: The Moslem Challenge to ChineseAuthority in Xinjiang, 1944-1949, Armonk:M.E. Sharpe, 1989; Linda Benson and IngvarSvanberg, China’s Last Nomads: The History andCulture of China’s Kazaks, Armonk: M.E. Sharpe,1998; Büyük Türkeli Yayinlari, No. 9, 1985-86. Istanbul:(?), 1986; Dalelhan Canaltay, Qiyli Zaman-Qiyin Kunder, Almatı: Düniyejüzi QazaqtarınıngQavımdastıgı, 2000; Milton J. Clark, “Leadershipand Political Allocation in Sinkiang Kazak Society”,a non-published PhD thesis that was advocatedin HARVARD University, 1955; Milton J. Clark,“How the Kazakhs Fled to Freedom”, The NationalGeographic Magazine, CVI Volume, No. 5,(Volume CVI-Number Five-106/5), November,390


East Turkistan Kazakh Independence Movements in the 20 th Century / Dr Meryem Hakim1954, pp. 621-644; Ayşen Umay Demir, “Ata YurttanAna Yurda”, Salihli Türk Ocaği, Year: 1, No: 1,March 2008, p. 5; Ahmet Bican Ercilasun, “KazakTürklerinin Lideri Alibeg Hakim’i Kaybettik”,Yeni Düşünce, 29 November 1985; Andrew Forbes,Warlords and Muslims in Chinese Central Asia,Cambridge: Cambridge University Press, 1986.(In this book, Alibek Hakim is mentioned as AliBeg). Turkish Translation of this book (Enver Can)Doğu Türkistan’daki Harp Beyleri, Munich, 1990;Gül Gün, “Düğün Gibi Cenaze Töreni”, Yeni Asir,Thursday, 21 November 1985; Hasan Hakim (HasanOraltay), “Himalaya Destanı”, Ege Ekspresi, İzmir.09.09.1957 (A serial article for 40 days); HalifaAltay, Altaydan Avgan El, Almatı: DüniyajüziQazaqtarınıng Qavımdastığı (DKK), 2000; TurgutHarmantepeli, “Türkistan’ın Millî KahramanlarındanAlibek Hakim’in Son ‘Büyük Göç’ünün Ardından”,Tanitim, Year: 7, No: 7 December 1985.pp. 41-42; Baymirza Hayit, “Çin ve Rus ArasındakiMücadele Doğu Türkistan”, Büyük Türkeli:Aylık Fikir Dergisi, 25 November 1962, Year: 1,No: 9; Godfrey Lias, The Kazak Exodus, London,Evans Brothers Limited, 1956. and Godfrey Lias,Kazak Exodus, Ladder edition, New York, PopularLibrary Inc., 1959; Maksut Kasımov, “Sovet OfitseriningKözimen”, Juldız, Almatı: 1995; KazakSSR Gılım Akademiyası, Kazakstan Jaene ŞigisTürkistan Tariyhining Maeseleleri, Almatı: (?Nauka)1962;Abdulkayyum Kesici, “Doğu TürkistanlıKazak Türklerinin Türkiye’ye Göçünün 50. YılıMünasebetiyle”, Türk Dünyasi Tarih Dergisi, No2003/02-194, 2003/03-195; Ömer Kul, Esir DoğuTürkistan için-2, İsa Yusuf Alptekin’in Mücadele Hatiralari(1949-1980), Ankara: Berikan Yayınları,2007; Thomas Laird, The CIA’s First Atomic Spyand His Secret Expedition to Lhasa: into Tibet,New York: Grove Press, 2002; Gulnar Mendiqulova,İstoriçeskiye Sud’vi Kazahskoy Diyaspori: Proishojdeniyei Razvitiye, Almatı: Gılım, 1997; GulnarMendiqulova, Kazahskaya Diyaspori: Istoriya i Sovremennost’,Almatı: Vsemirnaya Assosiyatsiya Kazahov,2006; James Millward, Eurasian crossroads:A History of Xinjiang, London: Hurst & Company,2007; Hasan Oraltay, “A True Story From the Roofof the World: A Little Girl’s Question”, Turkey, İzmir:Turkish American Cultural Association, 1960;Hasan Oraltay, Hürriyet Uğrunda Doğu TürkistanKazak Türkleri, İzmir: Karınca Matbaası, 1961.(Birinci Baskı); Kazak Türkleri (Second editionof the same book), Istanbul: Türk Kültür Yayınları,1976; Hasan Oraltay, “Köklük’te Verilen Söz”,Büyük Türkeli: Aylık Fikir Dergisi, 25 November1962, Year: 1, No: 9; Hasan Oraltay, Alaş: TürkistanTürklerinin Millî İstiklal Parolası, Istanbul: BüyükTürkeli Yayınları, 1973; Hasan Oraltay, “AlibegHakim’i Kaybettik(1908-1985), Yeni Düşünce, 22November 1985; Hasan Oraltay, “Kazaktar Germaniyamen Turkiyaga Kaşan Keldi”, Jas Turkistan,Karaşa-Jeltoksan, N6/2002, 13-17 better; HasanOraltay, Elim-Aylap Ötken Ömir, Almatı: Bilim,2005. Third Edition; Hasan Oraltay, Elim-AylapÖtken Ömirden Song, İzmir: Ofset Baspası, 2006;“İskender Öksüz, Milletleri Millet Yapan”, TürkYurdu, November 2006, Volume 26, No 231; VasiliyIgnatyeviç Petrov, Miyatejnoye “Sertse” Aziyi,Moskva: İzdatel’stvo Kraft, 2003. The name of thisbook translates as the Rebel Heart of Asia. This isa short history of East Turkistan and is about thenational movements and memories; Philips Price,M.P., “The Great Kazak Epic”, Journal of RoyalCentral Asian Society, July-October 1954, Vol.XLI,Parts III & IV., p. 249; İsmail Pınar, “Şarki TürkistanlıMücahit Alibeg Hakim Vefat Etti”, Boğaziçi,Aralık 1985, pp.14-15; “Qaliybek Hakim”,Qazaqstan Ulttiq Entsiklopediyasi, 5 th vol., Almatı:Qazaqstan Entsiklopediyasınıng Baspası, 2003. p.498; Jaqsılıq Samiytulı, Qitaydagi Qazaqtar, Almatı:Düniyejüzi Qazaqtarınıng Qavımdastıgı, 2000;Jaqsılıq Samiytulı, Sergeldeng, Almatı, 2004 and theTurkish translation of Volume IV of this book KaharliAltay, Ankara: Bengü Yayınları, 2007; ChrisScott, “Red China’s Hidden War on Minorities”,Stars & Stripes, 13.05.1959; Jadiy Shakenulı, KitaydagiKazaktar, Almatı: DKK, 2007.176. bet;Şingjangning Üş Aymaq Töngkerisindegi İri İster,Urumçi: Memleket Baspası(?), 1995; Halka veOlaylara Tercüman, “Ali Beğ Hakim Toprağa Ve-391


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMrildi”, 18 November 1985; İlhan Tezcan, “DoğuTürkistan Liderlerinden Ali Beğ Hakim Salihli’deÖldü”, Halka ve Olaylara Tercüman, 17 November1985; İlhan Tezcan, “Çin’den Gelip Salihli’de HasretGiderdiler”, Tercüman (European Edition), 11March 1986; Orhan Turkdoğan, Salihli’de TürkistanGöçmenlerinin Yerleşmeleri (Atatürk ÜniversitesiBölge Çalışmaları Sosyal Araştırmaları-3), Erzurum,1969; Yeni Düşünce, “Alibeg Hakim’i Kaybettik(1908-1985), Year. 5, 22 November 1985,No: 212.392


II. SESSIONRIGHTS BREACHES IN EASTTURKISTANChairman: Assoc Prof Berdal Aral , Researcher, TURKEY , Ain Shams University, EGYPT , Vice President of East TurkistanAustralian Association, AUSTRALIA , General President of MAZLUMDER,TURKEY


Dr Ataullah SahyarResearcherTranslated from Turkish by Yusuf Baybars OncuViolations in Daily Life in East TurkistanDistinguished Chairman,Distinguished guests,I greet you with sincere regards.The human rights violations that are carried out in daily life in East Turkistan,where more than 50 million Muslim-Turks live under Chinese oppression in anarea of 1,828,418 square kilometres, are too many and too distressing to be listedin a few minutes. As a citizen of East Turkistan who has personally experiencedsuch violations, I will try to sum up these violations within the time allotted me.Distinguished Guests,Today, our brothers and sisters in East Turkistan no longer face the primitivemethods of oppression practiced in the Mao era, such as receiving food inreturn for coupons, being forced to wear uniforms and bow to a picture of Mao…However, these primitive methods have been replaced by different versions ofsystematic oppression and violations that have been adapted to the new worldorder in a brutal way.East Turkistan, the motherland of Muslim-Turks, has been suffering fromthe despotic oppression of the Communist Chinese administration for more thanhalf a century. The ethnically-Uyghur Muslims, who are the majority of the entirepopulation in East Turkistan, are suffering from dramatic violations of humanrights, violence and torture, which cannot often be witnessed in any other partof the world, or even in other parts of China. All forms of human rights violationsthat can be imagined, including torture, the imposition of the death penalty,labour camps, religious pressure, have become a natural part of daily life inEast Turkistan. Unfortunately, the international community is not yet sufficiently395


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMaware of these violations or the humanitarian tragedy in East Turkistan, eventhough we live in an age of communication and information.Muslim-Turks in East Turkistan have been deprived of their most fundamentalrights and liberties by the Chinese administration; for example, they are denied theright to use their native tongue in their daily lives, to carry out their religious dutiesaccording to their faith, to enjoy and pass on their culture to future generations,to receive a decent education and health care, and to have children. Moreover, theChinese administration has restricted communication facilities in East Turkistan,thus severing the region off from other parts of the world; by doing this theyhave turned the region into a restricted zone and prevented the world from beinginformed of the human rights violations and the humanitarian tragedy that is occurringin the region. The Chinese administration has thus been able to deceivethe international public opinion concerning the East Turkistan issue, hiding whatis happening in the region through false declarations and reports.I would like to highlight some of these violations.I. Violations in family-planningIt is a belief in China that human beings are nothing more than a sophisticatedanimal; as a result, China has an extremely bad humanitarian record concerningthe value attached to human life. The birth restrictions have been in effect in EastTurkistan for years as part of the Chinese assimilation policy. In addition to suchunfair regulations, their implementation is brutal and such practices have becomesavage in this regime which does not fear God, or religious or spiritual values.Muslim-Turks in East Turkistan cannot have more than two children. Awoman who is expecting her third child is taken from her home and forced toabort the foetus, even if she is in the eighth or ninth month of pregnancy. Chineseofficers inspect villages and towns to find women who have had or are expecting“illegal” children, shove them onto trucks and drive them away; it is not only thebabies, but also the mothers who often lose their lives as a result of these abortions,which are carried out under primitive conditions.For instance, the following is a tragedy that occurred for a woman calledColpanhan in the Toksu town of East Turkistan: Colpanhan was forced to have396


Violations in Daily Life in East Turkistan / Dr Ataullah Sahyaran abortion in August 1997; she was taken away from her house by force andbrought to the health care centre. In addition, her husband was fined 3,000 Yuan.Colpanhan ran away from the health care centre, and sought shelter in a cemetery,where she gave birth to her baby on her own. Colpanhan, who returned homewith the help of a friend, was captured once again as the result of being reported;the baby was drowned in hot water at the police station where she had been taken.Colpanhan, unable to bear the pain of this event, also died.This is just one example; for many years thousands of similar or more tragicincidents have been occurring in East Turkistan.II. Violations in religious freedomMinors are not allowed to carry out religious ceremonies, to enter mosques orto join group religious activities; this ban is strictly implemented in China. Furthermore,religious education in any place, including homes or schools, is strictlyforbidden for all, minors or adults, male or female. Even though China hasopened a religious college -without any infrastructure to support it- to appeal toMuslim countries, Marxist-Leninist or Maoist ideology is instructed here; thereis no Islam. The training is not concerned with religious information, but ratherhow to use religion as a political tool. As the entire curriculum of other schools isreliant upon materialist ideology, there is no training or education based on ideasthat respect religion. Even the old slogans of the Maoist era, such as: “Religion isthe opium of the masses”, “Only those who do not have anything else to pray, andthose who do not have anything to eat fast” are still current, and it is still taughtthat religion is a primitive belief of primitive people. Outside school, the administrationstrictly controls the activities of Muslim people. Retired members of theCommunist Party are placed in the mosques as observers, and the mosques havebecome places where the orders of the regime are imposed on the Muslim people.Sometimes the mosques are closed down, and the call for prayer through loudspeakersis prohibited; sometimes the community of one mosque is prohibitedfrom going to another mosque. There are many other such examples. Most of theofficers working in the Muslim communities in China are those who have gainedthe confidence of the Communist regime and therefore they make trouble for theMuslims -if it were otherwise, they would not be in those posts. In other words,397


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthose who have made religion part of their jobs have done so thanks to their skills.For instance, when one of the five twelve-year old children who had been arrestedbecause they had learnt how to read the Holy Qur’an in November 1999escaped, his family was arrested, tortured and told that they would not be releasedunless their child surrendered. Another incident took place in Hotan on 28 October1999. The imam of the Oybağ Mosque, Mehmet Ali Hodja, was arrestedbecause he was not preaching to the community in keeping with the CommunistParty line; later he was heavily fined and relieved from his post.Muslims in East Turkistan are sometimes not allowed to go on Hajj. In 1999,the passports of 1,200 Muslim people who wanted to go on Hajj from EastTurkistan were seized by the Chinese police as they were getting ready to leave;122 elderly Muslim people were arrested because they objected to this.Such practices by the Chinese administration are in violation not only of thefundamental right to practice religion, as well as other human rights and liberties,but also in contravention of the article in the Chinese constitution which statesthat any Chinese citizen is free to believe in whatever faith they like. However,because of this oppressive regime, nobody can object to such treatment. In fact,the Chinese government is using Islam as a tool to further develop her relationshipswith Muslim countries.III. Violations in the field of justiceWhile the world is making significant progress towards democracy, the Chinesejudicial system in East Turkistan is unfortunately regressing. Even today,there are some practices in the judicial system in East Turkistan which are juststrange; for example, the owner of a radio station was committed to life imprisonmentbecause he listened to foreign broadcasts fifty years ago, during the Mao era.Innocent people are sentenced to life imprisonment or executed in keeping witharbitrary death penalties; their so-called crimes are groundless accusations whichare not based on concrete evidence. Unlike the courts in democratic countries,the courts in East Turkistan do not function independently, but rather act in linewith the political goals of the Chinese Communist party. Therefore, the courtcases of people who have been sentenced to death are held very quickly and the398


Violations in Daily Life in East Turkistan / Dr Ataullah Sahyardefendants are not given enough time or opportunity to defend themselves. Furthermore,some death penalties are executed without the relatives of the prisonerbeing informed that the execution is to take place.Unjust practices -such as mass arrests, torture under detention, sudden disappearances,not hearing from people who have been arrested for an extended periodof time, a lack of information about whether the prisoner is living or dead arethe norm in East Turkistan. Even lawyers, who are well aware that such practicesare in violation of Chinese law itself, can do nothing to prevent such situations,and make no attempt to act against them. Lawyers can only raise objections iftheir client is guilty of a social crime. However, when it comes to political reasons,no one dares to defend the detainee or to speak out against unjust practices.Detainees in labour camps are generally forced to work in agricultural fieldsor brick factories for 15 hours a day. If they do not go to bed or get up on time, ifthey cry or laugh, or if they attempt to make ritual ablutions or pray, if they fail tocomplete what they are supposed to do in time or if they answer the guards backthey are beaten, electrocuted or dealt other such severe punishments. Corporalpunishment and torture, such as beating around the head, sending electricitythrough some parts of the body, hanging and suspending, hanging from a pole,hanging from the ceiling while being beaten, being kept in small and cold cells ina position that does not allow them to sit, stand or lie down for days on end areall regular practice in Chinese prisons. It is also a fact that inhuman tortures, suchas inserting electric prods into the anuses of prisoners or horse-hair onto theirgenitals are common. Some prisoners can lose their mental balance; they also canlose limbs, suffer severe injuries and permanent disability.According to the information from the East Turkistan Information Centre,almost ten thousand Uyghur Turks have been arrested on false allegations betweenthe beginning of 1999 and March of the same year; they have remainedunder detention in the conditions listed above, and have been punished in a severemanner, sometimes being condemned to death. The same sources also report thatthe number of people who were sentenced to death by the courts or killed as aresult of torture in the prisons in East Turkistan was around 2,500 between early1999 and March 2000. There are other examples, such as the arrest of a Turkishgirl -a secondary school student- solely due to the fact that her handwriting was399


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMsimilar to some graffiti in the street near the police station in Hotan City on 30October 1999 and the arrest of a primary school student because he tore a pictureof Mao in a course book.These are just a few examples of incidences that have managed to leak outfrom East Turkistan, a closed territory under strict security measures. What canwe say about the number of those that are unheard of or unknown?IV. Violations in communicationOver the last 20 years, telecommunication devices, such as the telephoneor the Internet have been used in East Turkistan in an extremely restricted andcontrolled manner. The Chinese administration, which allows for such telecommunicationdevices to meet the needs of the state rather than that of the people,tap all phone calls and keep international calls, in particular, under control. Telephoneand Internet connections were completely severed for international callsin the East Turkistan region after the events of 5 July. Domestic communicationis under surveillance and strictly controlled. While all around the world peoplecan enjoy telecommunication devices, such as the telephone and the Internet, thepeople of East Turkistan have unfortunately been deprived of these fundamentalrights and liberties.V. Violations in educationEducation is a natural basic human right. The people of East Turkistan havebeen deprived of this right as education cannot be given under pressure or oppression,but rather only with the free will of the individual. Education is under statemonopoly in all its aspects in East Turkistan. Thus, the Chinese regime, whichsupports the idea that everything should serve the interests of the state, educatesthose “they want” in a direction that “they want” on a scale that “they want” withthe information “they want”. In other words, the regime educates people withthe mentality that “people should not obstruct our business; they should remainignorant and not create trouble for us by learning too much.” Education is free forthose who can manage to go to school only up until university. In order to specializein any given field is by no stretch of the imagination free. Only those who are400


Violations in Daily Life in East Turkistan / Dr Ataullah Sahyarselected in line with the needs defined by the government are educated and theyare employed under strict control. An individual from East Turkistan who wantsto specialize in a field faces many unexpected obstacles. As the curriculum in educationalinstitutions is under state monopoly, the study of the Chinese languageand the theory of atheism are compulsory, and national, historical and religiousclasses are full of distorted information that is in line with the state policies whichare imposed on students.VI. Violations in travelTravelling is a natural right not only for human beings, but for all living creatures.Restriction of one’s freedom to travel is paramount to imprisonment. Freedomof travel for the people in East Turkistan is restricted, and these people havebecome imprisoned where they live. In addition to the prohibition of travellingabroad, some are restricted within East Turkistan from travelling from one city ordistrict to another under specific circumstances, as with martial law. Even in theevent of receiving permission to travel to another city, there are security checksand ID confirmations at many points on the road, and questions such as “Wheredo you come from? Where are you going? How long will you stay there? Whyare you going there?” are regularly asked. That is, East Turkistan is governed witha form of martial law. The Chinese administration promises that every Chinesecitizen is allowed a passport and will be allowed to travel abroad as part of joiningthe World Trade Organisation. However, it is almost impossible for an individualfrom East Turkistan to travel abroad for any purpose today. And those who manageto get a passport are not allowed to cross the border if they do not leave a largemonetary deposit with the state as a guarantee of their return. When these peoplereturn to China, they may not receive the deposit back because of false claims-such as: “you have been to this place, you have met these people and etc…”- fromspies who have followed them abroad.VII. CorruptionCorruption is at an extremely high level in China, where the rule of law doesnot prevail. In addition to the exploitation of poor people by the regime in the401


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMregion, bribery also cripples other people in the region. Bribery is prevalent inmany cases, including transactions in government offices, being released fromdetention, finding jobs or getting a passport. No transactions can be conductedwithout bribery, and this makes daily life even harder to live.VIII. Lack of public orderLack of public order, which deteriorated in particular after the events of 5July, 2009, is one of the most serious problems in East Turkistan today. Incidencessuch as arrests and night raids, sudden disappearances, and beatings inflicted byunknown assailants have already been reported. Such incidents are mostly conductedby the police. Things have deteriorated since the events of 5 July, 2009when ethnic conflicts flared up. It has become harder to define whether theseevents are carried out by government officials or ethnic groups. For instance, ayoung Uyghur called Mehmet Tursun Taş was killed after being tortured duringan interrogation in Gülbağ Police Station in the Yarken district of East Turkistanin 2006. His wife, Dilber Tohti, and his father, Tohti Hoşur, forwarded their complaintto the prosecutor’s office and even to the higher court in Beijing. However,these intensive efforts did not yield satisfactory results and the perpetrators ofthe torture continued their work in their offices, as if nothing had happened.Another incident took place in the Karakaş district of East Turkistan in January2008 when the police conducted a raid on the house of a merchant calledMütellif Hacı, claiming that he had provided material support for prisoners. Hewas taken to the police station, where he was tortured to death, and his body washanded back to his family on the condition that the family did not tell anyoneabout the incidence. Another incident took place only one and a half months agoin Urumchi.A man from East Turkistan reports: I have a copy of the court decision concerningan individual. A young man called Ablet Memet came to Urumchi fromKashgar to work in the restaurant of his relatives on 16.10.2009. The day afterhis arrival, the young man was arrested by the police, accused of “pricking a HanChinese with a needle” near the train station, and he was quickly sentenced toeight years in prison. Police officers went to the house of this young man and402


Violations in Daily Life in East Turkistan / Dr Ataullah Sahyarurged his parents to keep silent and not to go to the prosecutor’s office; otherwisethe punishment of Ablet would be extended to 12 years. There are plenty of suchincidences in East Turkistan. Anyone whom we manage to contact sheds tears ofblood and complains that their situation is getting worse and worse…ConclusionDistinguished Guests,The violations of human rights in East Turkistan include, but are not limitedto, those listed above. There are also economic and social violations, such as theMuslim-Turkic girls who have been forced to migrate to inner parts of China onthe promise of “employment” as part of the assimilation policy, organ traffickingcarried out by the state, drug trafficking, increased Chinese settlement in EastTurkistan, Chinese troops being mobilized into East Turkistan for various purposes,nuclear testing and the severe consequences of the same in East Turkistan,plus many more… the list goes on.It cannot be expected that the Chinese administration, which has killed itsown children -more than 20 thousand university students between the ages of19 and 20- in Tiananmen Square on 4 June 1989 by bulldozing them with tanksbefore the very eyes of the world, would treat a dependent nation fairly. However,no Muslim or Turkic people, no one from East Turkistan, indeed, no human beingcan remain indifferent when presented with such unjust practices of a countrytowards the inhabitants of a land she has unfairly occupied.In short, it is not easy to be a Muslim and a Turk in East Turkistan.Such injustice practices cannot remain unanswered. There is no doubt thatthe people of East Turkistan shall one day have the opportunity to live on theirlands freely. May Allah Almighty grant freedom to the Muslim people in EastTurkistan and all Muslims who are under similar circumstances! AmenThank youvery much.403


Majeda MahlufAin Shams UniversityTranslated from Arabic by Yusuf MukaddemForced Emigration and the Uyghur People,Who have been Destroyed AbroadEast Turkistan is a fundamental part of the Muslim world and a basiccornerstone of Islamic civilization. From this land the Muslim world has gainedgreat canonists, annotators and Hadith-experts. It has a special place in thehistory of Islamic civilization. It will continue its existence with this name as longas Islam and Muslims survive on the earth.According to what history tells us, Turkistan is the land of the Turks. El-Hamawi reports in Mu’cem that it is the motherland of Turks. The Uyghur culturewas formed due to many significant historical, geographic and religious factors,evolving over more than 20 centuries. Its location on the historical Silk Roadprovided East Turkistan with different cultural characteristics. The cultures thatpassed through this land throughout history have mingled with it and affectedit; kinships were established, forming the melting pot that has resulted in today’sUyghur culture.The fact that the Uyghur people used the Arabic alphabet, which was alsoused by all other Turkic nations, after converting to Islam, clearly reveals that thelanguage they wrote was different from the language of their neighbor, China.The fact that they used the Arabic alphabet shows that they had their own cultureand historical heritage, completely different from that of the Chinese. The GreatWall of China, which the Chinese started to build before the birth of Jesus, alsosupports this fact. In other words, East Turkistan is not a part of China. This isalso mentioned by Ibn Battuta in his writings about his travels. The reason whythe Chinese built the Great Wall of China, which protects Chinese territory fromthe west to the east, was to secure their historical borders from their northernneighbors, including the Turks. Thus, it is the Chinese themselves who haveconstructed the strongest evidence establishing that East Turkistan is not a partof Chinese territory.405


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMIt is for this reason that I claim that today East Turkistan is suffering from themost serious historical and geographical fraud ever. To claim that East Turkistanis a part of historical Chinese territory and that the Uyghur people are Chineseis an outright lie.The final annexation of East Turkistan to the People’s Republic of Chinatook place in 1949. However, this occurred only after East Turkistan had resistedChinese hegemony for over two hundred years, during the Manchu era. A fewtimes the people of East Turkistan managed to establish independent states andthese states were recognized by leading powers, including the Ottoman Empireand Great Britain. The Ottoman sultan, Abdul-Aziz, and the Egyptian khedive,Ismail, helped East Turkistan with military troops and provided them withsupport so they could protect their independence. Nevertheless, the hunger ofRussia and China for this land was always apparent. Finally, East Turkistan lostits independence and came under Chinese hegemony. China has made constantefforts to make the Chinese cultural identity and the ethnically-Chinese peopledominant in the East Turkistan territory.The hegemony of the Chinese Communist Party over East Turkistan isregarded as a historical turning point. The people of Turkistan were very awareof what Communism did to their brothers and sisters in West Turkistan. Theyunderstood how the Soviet Union perceived religion. If we take into account thatIslam means an identity, a culture and a social life for the people of East Turkistan,we can better understand that removing Islam from East Turkistan is nothing lessthan an annihilation of the Uyghur people.The Chinese regime has resorted to oppression and violence. It has tried itsbest to cut the people of Turkistan off from their roots. It has tried to enforcecompulsory Chinese education and the Chinese language to destroy religious andcultural identity in the region. Atheism is now included in the curricula, whereasmanuscripts and religious texts have been burned. Mosques have been demolishedand scholars have been executed. Furthermore, China has seized the wealth andthe fertile lands of East Turkistan. Due to never-ending forced immigrations,Chinese people are now settled in the Turkish lands of East Turkistan.Historically, the Uyghur people were the dominant population in EastTurkistan. They come from a Turkic ethnic origin, and their language is a dialect406


Forced Emigration and the Uyghur People, Who have been Destroyed Abroad / Majeda Mahlufof the Turkic language. This was also evident at the times of states like the QaraKhanion State, the Seljuk State and the Ottoman Empire, which originated fromEast Turkistan and spread throughout the world.When the Chinese Communist Party invaded East Turkistan in 1949, 80% ofthe population in the region was Uyghur. In total, counting other Turkic people,such as Kazakh, Kyrgyz and Uzbek, the percentage of Turkic population wasnearly 90%.The settlement of millions of Chinese people in East Turkistan is still ongoing.These people are being settled on Uyghur lands, leading to a change in thedemographic structure of East Turkistan. To encourage this process, tax indemnityis given to the Chinese people who settle in the region. On the other hand, housesand lands are taken from the Uyghur people by force and allocated to Chinesesettlers, and the Uyghurs are forced to migrate to rural areas and infertile lands,or to leave the country. Thus, the demographic structure has changed in favor ofthe Chinese, and the Uyghur people are now a minority in their motherland. TheUyghur people are leading isolated lives in work camps or in primitive villages orcounties. However, East Turkistan has had a so-called legal autonomous structuresince 1955. Despite this, the Chinese are exploiting the wealth and naturalresources of East Turkistan and occupying the important government positions.China has forced millions of workers throughout China to migrate to theUyghur lands and in this way has essentially invaded these lands. To encouragesuch migration, they use the motto: “Come Young People; Go West”. Theyhave settled millions of Chinese people in East Turkistan under the cover of thedevelopment and restructure of Turkistan. As a result, the Chinese population,which was only 9% in 1953, reached 48% earlier this century; this means thatthe Uyghur population, the original possessors of these lands, has decreasedfrom 90% to 45%. In this way, China has aimed to convert East Turkistan intoChinese lands and to dominate the destiny of the Uyghur people for economicand politic purposes. Because this region is China’s door that opens onto bothCentral Asia and the Middle East, and also because it has fertile natural sources,this region is seen as the backbone of the Chinese economy. Furthermore, Chinauses the Taklimakan Desert in the midst of the Uyghur lands to carry out nuclear407


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMtests, exposing the people of the region to nuclear hazard. Statistics show thatfatal diseases, such as immune deficiency and congenital malformations are verywidespread among the people of East Turkistan due to these nuclear tests.Under the project of changing the demographic structure of East Turkistan,the Chinese government has forced the Uyghur people to emigrate to the interiorof China. This practice targets Uyghur young people who are at ages to marryor start working; these people are forced to migrate to the regions in the southand west of China. There is a special program to ensure that Uyghur people areassimilated socially and culturally within Chinese society and that adopt theChinese traditions and customs.Furthermore, the Chinese government systematically forces young Uyghurgirls to emigrate to the west and south of China, where they are forced to work infactories or on farms, under inhuman conditions. Most of them are subjected tohumiliating treatment and abuse by the Chinese people.In the same way that the Uyghur people face changing their history anddemography in their own country, they also face human rights violations from theChinese government. They have been deprived of their rights and liberties. TheChinese regime is making efforts to demolish their identities through oppressionand violence. Therefore, many Uyghur people have left their homelands andsought refuge in neighboring countries. These people have immigrated toneighboring countries, such as Uzbekistan, Cambodia, Kashmir, Pakistan andIndia, undertaking long and challenging journeys, sometimes at the cost of theirlives. Some of them live as refugees and others have sought political asylum in thesecountries; still others have been extradited under heavy pressure from the Chinesegovernment, as they have entered these countries through illegal channels. TheChinese government claims that such Uyghur immigrants are terrorists who haveleft the country illegally. The Uyghur refugees are sometimes handed back to theChinese government in response to intense political and economic pressure, laterto be executed by the Chinese authorities.In this context, Cambodia has allowed 20 Uyghur refugees to be extraditedto China in accordance with immigration regulations. The reason given forthese deportations is that they had entered Cambodian territory through illegal408


Forced Emigration and the Uyghur People, Who have been Destroyed Abroad / Majeda Mahlufchannels. But an inevitable fate awaits them. The UNHCR has condemnedsuch deportations, because these people will be executed when they returned.International human rights organizations have also heavily criticized suchpractices. There are many reasons why the Uyghur people leave their motherland:1. The Uyghur people, who are oppressed under severe restrictions andclosely monitored by the Chinese government, are denied freedom ofreligion as a way of life in East Turkistan and thus want to leave and savethemselves. They cannot express their identities or national personalitydue to such oppression; those caught making ritual ablutions at homehave been arrested and sometimes killed.2. Those who want to express their identities or to live in keeping with theirreligious beliefs or resist the practices of the Chinese government, whichtries to impose the Chinese culture, flee overseas to avoid the Chinesetracking them.3. Another reason for leaving is the number of problems faced by the Uyghurpeople. The Uyghur people, who do not want to send their children toChinese schools that inculcate atheist ideals, and who are subjected tosystematic discrimination within the educational system, seek ways toimmigrate abroad.4. Nuclear tests are conducted in Turkistan. Due to an environment fullof toxic wastes, lethal diseases have become more and more widespreadamong the people of East Turkistan.5. Unemployment is very high among the Uyghur people.6. The people of East Turkistan are discriminated against in salaries, jobsand education; they are regarded as third class citizens.7. Another important reason is the killing of Uyghur people on the basis ofhuman rights claims is.8. Another reason is that the young people want to participate in religiousactivities to help the East Turkistan community, which has been raisedunder the Communist regime, to enable them to preserve their identities409


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMand to reject the Chinese culture. Egypt, Turkey and the Kingdom ofSaudi Arabia are appropriate countries to provide such education.Now, with your permission, let us examine what one Uyghur refugee wrotein a letter. “Because of the violent practices and brutal treatment inflicted on ourpeople by the Chinese government, I have fled from East Turkistan. How can aUyghur youngster return to his or her country? They will either be put into prisonon fictitious accusations or be tried and hung based on groundless claims. To seeone’s future as being away from one’s homeland is a serious dilemma for all theUyghur people.”More than one million Uyghur people live abroad. They have serious concernsabout becoming separated from their relatives in East Turkistan. Hundreds ofUyghur people have sought asylum in many European countries; most of themhave been rejected. Therefore, they live under a never-ending threat and facethe fear of deportation back to China. Some of them have been able to acquirecitizenship in the country to which they immigrated. However, even this doesnot prevent them from being put into prison or killed if they go back to theirhomeland to visit relatives.Threats faced by Uyghur refugeesThe disintegration of the Soviet Union in 1991 was a turning point in thehistory of political movements for the Uyghur people in exile. The emergenceof five independent states in West Turkistan refreshed the hopes of the Uyghurpeople concerning their claims to freedom, democracy and human rights, andtheir hopes for a declaration of independence. It increased the activities of theTurkistan Foundations in Europe and America, and these foundations started topromote their cause to human rights organizations and international society. Thistriggered increased pressure against the Uyghur people both within and withoutTurkistan. Such pressures include:1. Pressures on the people of Turkistan by neighboring countriesAs the international society focused on the anti-terrorist campaigns after 9/11,the war on terror declared by the United States provided a unique opportunity for410


Forced Emigration and the Uyghur People, Who have been Destroyed Abroad / Majeda MahlufChina; China was now able to label anyone who raised any claims to human rightsboth within and without East Turkistan a terrorist. The Chinese authorities startedto follow all the Uyghur people in Turkistan and all those outside, attempting toinclude any Uyghur foundations that argued that the people of Turkistan havethe right to a humane life in accordance with international laws as members ofterrorist groups. China imposed political and economic pressure on neighboringcountries so that they would prohibit the Uyghur people from carrying out anypolitical, scientific or social activities in these countries. Pakistan closed downthe waqf dormitories where poor people and pilgrims could stay in Rawalpindi.Kazakhstan and Kyrgyzstan closed down the Uyghur cultural foundations and thechairmen of some of these foundations were assassinated. China put pressure onneighboring countries to deport all Uyghur students who were studying in thosecountries. After the Shanghai Agreement, the deportations of people from EastTurkistan out of Central Asian countries increased and the political activities ofUyghur people in West Turkistan were put under greater pressure. The Uyghurpeople are now not able to enter these countries as political refugees, and manyUyghur students and refugees have been deported from Pakistan, Kazakhstanand Kyrgyzstan; these were executed without any hearing immediately after theyarrived in China.2. Uyghur activists in Europe accused of being terroristsRealizing that it is not geographically close enough to the United States orEuropean countries, such as the Netherlands, Switzerland or Belgium - where alarge number of Uyghur refugees and immigrants live - China initiated a smearcampaign against the Uyghur people in these countries. China took advantageof the phenomenon of Islamophobia, which had become rife in Europe after theattack of 9/11; it was claimed that Uyghur refugees were terrorists. The Chinesegovernment has accused four Turkistan organizations and 11 Uyghur refugees ofterrorist actions.Although Uyghur activists tried to declare their own government-in-exile inthe United States, the Chinese accusations resulted in the arrest and imprisonmentwithout any proper trial of some Uyghurs in Guantanamo. The anti-terrorismoffice of the Chinese ministry of public security demanded assistance from411


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMinternational society, organizations and institutions to stop the activities ofTurkistan organizations in their territories, to cut any financial support givento them, to freeze their assets, to stop assisting them and to deport back anyindividuals who China had accused of terrorism back to China.3. The position of Turkistan people in the countries to which they hadimmigrated depends on the economic and political relations betweenthese countries and China.Today, China has become a significant economic and political power, andChinese products can be found in all world markets; particularly in Central Asianand emerging markets. Thus, the countries involved must adopt a strong positionagainst the economic supremacy of China.4. It is of great importance that second and third generation Uyghurpeople with refugee status preserve the Uyghur language.This is one of the most serious threats to the people of Turkistan in exile.Immigrants - whose children are growing up in exile –meet unprecedenteddifficulties in preserving their languages. This threat is even more serious for thosewho were born outside of East Turkistan. They are being educated in the languageof the country to which they emigrated. Therefore, the second generation mightcompletely forget or not learn to speak their native language. This is much moreserious for the next generation which is being born in a foreign land; most ofthese people cannot speak their native languages.5. Refugees from Turkistan become citizens of the countries to whichthey emigrated.Most of the people who emigrated from Turkistan to Muslim countries,such as Egypt, Saudi Arabia and Turkey, acquired citizenship in these relevantcountries so that their children could lead a normal life and enjoy education andemployment opportunities in these countries. There can be no doubt that suchcitizenship enables them to integrate into their new societies; however, it takesmuch away from what East Turkistan has accumulated.412


Forced Emigration and the Uyghur People, Who have been Destroyed Abroad / Majeda Mahluf6. The pressure of the Chinese government on Uyghur refugees.The Chinese authorities do not grant passports to the Uyghur and do notengage in any cooperation with the Immigration Offices of the countries to whichthese people have emigrated. On the contrary, China demands the deportation ofall refugees back to China. Refugees who are deported are immediately executedby the Chinese administration. Therefore, Uyghur refugees have no recoursebut to use indirect channels. This is the only way in which they can acquire thedocuments they need to receive legal residence permits in the country to whichthey have emigrated.The Turkistan organizations in Europe and America play an active role andundertake the mission of promoting the problems of their fellow countrymen tointernational society. They not only act politically, but also inform internationalsociety of human rights violations, such as the torture, unfair trials and illegaldeath penalties that are rife in East Turkistan. Such events are also reflected inreports by international human rights organizations.Furthermore, the Turkistan organizations abroad are also in contact withrepresentatives of other autonomous regions in China. They coordinate withrepresentatives of Tibet and Mongolia to try to gain autonomous rights, asspecified in the Chinese constitution.Here, we can list some of the reasons preventing Uyghur refugees fromreturning to their homelands:1. Many Uyghur people have left the country illegally. Many Uyghurs havearrived in neighboring countries by walking through mountain passes.They do not have any legal travel documents or they travelled with falsepassports. They did this because they had been deprived of the freedomto travel. Therefore, they are unable to return to their country as they donot have a legal passport.2. They have deep concerns over being exposed to surveillance and unfairtrials if they return to their motherlands.3. The Chinese government tracks refugees, and demands theirdeportation back to China, accusing them of being terrorists. However,413


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmost of the Uyghur people who have migrated to Europe or the UnitedStates conduct peaceful activities and raise their demands through legalUyghur organizations in these countries. Yet, still, they are tracked byChinese authorities.4. Uyghur refugees are exposed to forced deportation from the countriesthey have emigrated to. Such actions take place when the publicauthorities in the countries to which the Uyghurs have emigrated demandofficial papers. When the refugees contact the Chinese embassy for thesepapers, they can be forcefully deported back to China. They are oftensentenced to death when they arrive back in China.ConclusionThe cause of East Turkistan is a cause of human rights. A nation has beendeprived of its lands, language, freedom of expression and freedom of religion;their history has been derided and they are living as third-class citizens in theirhomeland. The wealth of their country is being systematically exploited. It is forall these reasons that the East Turkistan cause is primarily a humanitarian cause.Turkistan is also known as “the Heart of Asia”. I say that East Turkistan isalso the heart of the Muslim people. The problems and sufferings of the peopleof Turkistan cannot remain ignored at such a time of mass communication andinformation. International society, international organizations and human rightsorganizations cannot ignore this fact. I believe that a television station thatbroadcasts to the east and west from East Turkistan, informing internationalsociety of the situation in the historical civilization of East Turkistan would bevery effective and helpful. This station would attract the attention of internationalsociety to the cause, disclosing stolen rights, exhibiting the civilized face of EastTurkistan and reminding the Muslims of the contributions that East Turkistanhas made to our beloved religion.Furthermore, the factor of religion should be regarded only as a basic factorthat gives shape to Uygur identity. There is also the question of respect for civilrights and liberties. There is a struggle for the existence of a nation which hasbeen exposed to assimilation by force. We believe that Turkistan needs both414


Forced Emigration and the Uyghur People, Who have been Destroyed Abroad / Majeda Mahlufpractical sciences and religious sciences. We recognize the importance andrelevance of scientists in the establishment of a scientific infrastructure for thepeople of Turkistan in the future. These scientists will also be able to overcomethe barriers that have been erected by the Chinese to prevent the Uyghur peoplefrom receiving scientific and technical education.It is high time that Uyghur civilization and literature were introduced to theworld. Uyghur literature should be translated into living languages. Literature isa gentle weapon that conquers the hearts of nations. The Uyghur literature is alofty, humane literature that tells about this civilized nation, their experiences andfeelings under occupation.The incidents that happened to the Uyghur people in July last year introducedthe words “Uyghur” and “East Turkistan” into international society. All the Arabicstates now know about Rabia Kadeer. International society has now learnt thatthere is a nation which has been living under suppression and violence behind theiron curtain for more than fifty years.415


Abdulsalam Abdulgani AlimVice President of East Turkistan Australian AssociationEast Turkistan - Restriction on EconomicLife - Poverty and Its Societal ImpactAbstractThe problems the people of East Turkistan have been facing under Chinese rule overthe last 60 years are many. They range from human rights abuses, religious deprivation,economic inequality, loss of identity, forced assimilation; indeed, the list goes on. Thiswork sheds light on one of the problems which has become a cause of distress, anger anddissatisfaction for the Uyghur people in their homeland and a heated topic of debate formany international observers around the world. This subject is “the economic instabilityof East Turkistan and its impact on the people”. I hope this humble work will help toexpose the dirty tricks of the Chinese Communist regime and awaken many of those wholook positively on the Chinese government.IntroductionI would like to start my presentation with a brief background of East Turkistan.East Turkistan, known as the land of the Turks in Persian, measures around1.8 million square kilometres and is situated in central Asia. It is twice as large asthe Republic of Turkey, or four times the size of France, constituting 1/6 th of theentire Chinese territory. Historically, this region lay at the crossroads of severalcivilizations and it currently borders with China and Mongolia to the east, Russiato the north, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Tajikistan, Afghanistan, Pakistan and Indiato the west, and Tibet to the south. East Turkistan is the homeland of the Turkicspeaking Uyghurs and other Central Asian peoples, such as the Kazakhs, Kyrgyz,Uzbeks, Tatars and Tajiks.417


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEast Turkistan has a rich history and a diverse geography. It has grand deserts,magnificent mountains, and beautiful rivers, grasslands and forests. More than 43percent of East Turkistan is covered by deserts and another 40 percent is coveredby mountain ranges.The main characteristics of East Turkistan the landThe main characteristic of this huge land is two basins surrounded by threemountain ranges. The two basins are the Tarim Basin in the south, which measures530,000 square kilometres, and the Junggar Basin in the north, which covers anarea of 304,200 square kilometres. The Tarim Basin contains one of the largestdeserts in the world -the Taklimakan Desert. The Junggar basin contains theKurbantunggut Desert.MountainsThe Tengritagh Mountain (Heavenly Mountain) crosses the central partof East Turkistan, dividing the country into the southern and northern regions.Within East Turkistan, the Tengritagh Mountain stands 1,700 kilometres highand 250-300 kilometres wide. To the north, the Altay Mountain forms the borderbetween East Turkistan, Mongolia, Russia and Kazakhstan. The section that iswithin East Turkistan measures 400 kilometres high. The Kunlun Mountainstands on the southern border, between East Turkistan and Tibet.WaterEast Turkistan is rich in water resources; there is surface water, undergroundreserves, and water attained from snow and ice. The most important rivers arethe Tarim River (2137 km long), which flows along nearly the entire length ofthe southern part of East Turkistan and empties into the desert, and the Ili River,which flows west into Kazakhstan, eventually emptying into Lake Balqash. TheIrtish River flows northwest out of East Turkistan into the Arctic Ocean, whilethe Karashaar River flows east from central Tengritagh into Lake Baghrash; theKonche River, which starts from Lake Baghrash, originally emptied into LopnurLake, but now disappears in the desert long before reaching this destination. TheYorungkash River in Hotan is famous for its precious jade; this is today one of themain sources of income for many local people.418


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani AlimThe rich resources of East TurkistanMineral resourcesEast Turkistan has a large variety of precious minerals, such as gold, silver,uranium, and precious stones. 138 different minerals have been discovered here,representing 83% of the total mineral deposits in China. The number of minesis estimated at being around 4,000, and has a value of 5 trillion, 280 billionYuan, according to a Chinese estimate. Among the mineral reserves are nitratite,vermiculite, muscovite and argil; these are recognized as being of the best qualityin all China.Oil & Natural gasEast Turkistan has been described by some scientists and researchers asthe “Kuwait of the 21 st century” due to its hidden oil reserves and natural gas.Authorities on the subject have stated that East Turkistan will be China’s mostimportant oil and natural gas production centre. In particular, the Tarim Basinin the middle of East Turkistan is thought to have considerable petrol reservesand for this reason this basin is known as the “Sea of Hope”; it is thought to havepotential oil reserves of more than 10.7 billion tons. Research carried out bygeologists has revealed that there is a capacity for 300 million tons of oil and 220billion cubic meters of natural gas.Coal & CopperThe region’s rich natural gas, coal, and copper deposits make East Turkistanindispensable for the Chinese economy. Among these, coal, with its high qualityand energy content, is especially important. The coal reserves in East Turkistanare estimated to be some 2 trillion tons, half of China’s total coal reserves. Onestudy at the end of 2000 revealed that China’s richest copper mines were inEast Turkistan. It is well-known that China’s other regions possess little copper,with that which exists being insufficient to meet the needs of the country. Therich copper deposits in East Turkistan make the region even more important inChinese eyes.419


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMCotton & GrainEast Turkistan enjoys four seasons and the soil is very productive. All typesof grains and fruits are produced in East Turkistan. In 2006, grain production inEast Turkistan reached 950,000 tons; more than half of this was transferred toinland China.East Turkistan is also one of China’s largest producers of cotton, anotherreason why China regards the area as so important. The cotton productionexceeded 2,180,000 tons, and made up 35% of the total cotton production ofChina; however, 90% of this cotton is transferred to inland China. The Chineseauthority not only controls the production of East Turkistan, but also constantlydevelops new strategies to maintain control over the region and all its resources.Agricultural and pasture landA great part of East Turkistan is good for both agriculture and pasture.Despite its inland climate and harsh natural environment, there is a great deal ofagricultural production. Agricultural lands are fertile with the snowmelt from themountains and the land is famous for the variety and quality of the fruit grownthere; this area is frequently referred to as the “Land of Fruit”. Using the extensivegrassland also provides for rich animal products. About 86 million hectare, or41.2 % of the land of East Turkistan, is good for agriculture and pasturing. Apartfrom the livestock and cultivated plants, the country is rich in wild animals andplants. There are about 580 different wild animal species and more than 3,000plant species.How important is East Turkistan for China?Geographical and political reasonsThe land of East Turkistan has a geographic and strategic role for China.It forms the westernmost point of the Chinese territory and was used by theChinese as a buffer zone against the Soviet threat during the Cold War. Theselands are thus of great interest to China for its own security and that of the othercountries in the region. Even if Russia no longer poses a threat to China, China420


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alimstill maintains its land and air forces in the region, and also keeps a large part ofits nuclear arsenal there. Another important reason for the continuing presenceof China’s forces in East Turkistan is to maintain control over the local Muslimpopulation. (ETIC, 2008)Economic reasonsHowever, geo-strategic concerns are not the only reason for China’s interestin controlling East Turkistan. As noted, the region also possesses considerablenatural resources and the land is very productive. East Turkistan, known as the“Kuwait of the 21 st century”, is of particular interest to China for its oil, naturalgas, uranium, coal, gold and silver mines; it is essential to China for these resources.Why does China adopt such aggressive policies towards this region?Firstly, East Turkistan is enormous (it makes up 1/6th the land area of China)and geo-strategically important; East Turkistan, with its neighbouring countriesto the west, forms a territory that is nearly the size of China itself.Secondly, East Turkistan and the other Central Asian countries have beenblessed with vast oil and gas reserves. Should East Turkistan become independentand form some sort of economic block with its fellow-Muslim/Turkic countriesto the west, this would be dangerous for the strategic interests of not only China,but Russia and other powers as well.Thirdly, the Chinese leadership fears that ethno-nationalism alone (or incombination with resurgent Islam) could destabilize China’s northwest provinces(Gansu and Qinghai) and autonomous regions (Ningxia, Xinjiang, and Tibet).These areas are of considerable strategic importance, as they house China’sprincipal nuclear testing and missile launching sites.All internal and external factors that might shape China’s future will alsohave direct or indirect influence on Eastern Turkistan. Among internal factors areincluded the demographic structure and political organisation, as well as changesin economic, social, political and military structure. External factors includepolitical balance and influence on regional countries, namely the TurkistanRepublics, Afghanistan, Pakistan and Russia.421


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMA business route with central Asian countriesChina’s dependence on East Turkistan for energy is not restricted to the oilbeds in the Tarim Basin. East Turkistan is also the natural route for any pipelinefrom the Central Asian Turkic states, which will in turn be of vital importance toChinese industry. The best way for China to insure that its transportation systemis effective and secure is to keep East Turkistan under control.Exploitation of East Turkistan’s rich resourcesThe rich resources of East Turkistan, including oil, gas, uranium, gold andsilver reserves, are transported to mainland China. The exploitation of thesenatural resources is strictly controlled by the Chinese central government. TheUyghurs have no control over these resources; they have no access to informationabout the profits generated by these resources and have no chance to benefit fromtheir own wealth.Although a so-called autonomous region, the people of East Turkistanhave no right and no share to their own resources; there is indeed no self-ruleor self government for the Uyghurs. More than 90% of all important political,administrative and economic positions in East Turkistan are occupied by Chineseemployees. For instance, the regional party standing committee, which is theruling body of the regional party committee, has 15 members. Only three ofthem are Uyghurs (who do not have executive powers) and ten are Chinese.The same over-representation of Chinese is evident in the regional Communistparty central committee and the people’s regional government. Several seeminglyimportant positions have been given to Uyghurs, yet these have no authoritativepower. The Chinese policy of “divide and rule” has split up the indigenous peoplesof East Turkistan, such as the Uyghurs, Kazakhs, Kyrgyz, Uzbeks and Tatars, intoseparate “provinces”, “counties”, and “townships”.The economic condition of Uyghurs in East Turkistan poverty in East TurkistanFarmersOver 80% of the population of East Turkistan consists of farmers, with about85% of the total population still living under the poverty threshold.422


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani AlimAccording to a report released by the Xinjiang provincial government onOctober 2004, the average income of the Chinese settler in East Turkistan is fourtimes higher than that of a Uyghur farmer. Almost 85 percent of the Uyghursare farmers. According to the same official report, the average annual income ofa Uyghur farmer is 820 Yuan ($100) whereas a Chinese farmer in East Turkistanearns an annual income of 3,000 Yuan ($400).Farmers are still carrying out their occupation as they used to, without anyadvance techniques. Basically all work is done with the bare hands, using oldfashionedtools (Katman, Oghak). Each family is given a very small plot of landon which to live, without having the freedom to choose what to grow. The poorfarmers are further imposed upon with various taxes, which can take up to 20different forms in some parts of East Turkistan, like Hotan. They are forced tosell a certain amount of their harvest to the government at below market prices.Compulsory unpaid labour, known as hasha, for two months every year isan ongoing practice in rural areas of East Turkistan. Sometimes farmers have totravel great distances and cannot return to their homes until the hasha period hasbeen completed. Farmers need to provide their own accommodation and foodduring this period. Failure to carry out this duty can lead to fines or a loss of land.The following report was released by Amnesty International, and in it someaspects of the problems faced by farmers in East Turkistan under Chinese ruleare reflected:“The XUAR is the only area of China where the general population (nonprisoners)is systematically subjected to a government policy of forced labour.Under a system referred to as “hashar”, farming families are fined if they fail tosend a family member, sometimes several times each year, to labour on agricultural,infrastructural and other public works for up to two to three weeks at a time.The individuals are given no compensation for their labour, no room or boardare provided, and they are expected to pay their own transportation costs. Manydescribe sleeping out in the open and eating nothing but instant noodles for dayswhile doing hard labour. Families that do not have an able -bodied young man tosend are not exempt- men and women as old as 70, and children as young as 12have been reported as having participated by the Uyghurs.”423


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEducationEducation is another difficult area for Uyghurs. Entering university isespecially difficult for two main reasons. Firstly, a very small quota is allotted tothe Uyghurs from each city in East Turkistan. Secondly, the university fees arebeyond most people’s income, which results in many cases of students abandoninghigher education and returning to the field, following in their parent’s footsteps.There are cases where parents have been forced to sell their belongings to helpcover education fees for their children; in short, they sacrifice everything withintheir capacity to extricate their children from the continually back-breaking fieldwork. Unfortunately, many students end up without jobs, even after successfullyhaving completed their studies.Schools and studentsThe school facilities for the Uyghurs are very different from the schools forthe Han Chinese. Learning materials are inadequate, the school buildings arein poor condition, and adequate heating facilities are not available during thewinter, when the temperature dips to below zero. Students have to bring firewoodor coal during the winter to heat the classrooms. During the summer, they haveto work on the farms, or pick cotton or other labour-intensive agricultural work.In the villages, students perform more physical tasks than studying. During theschool days, the students have to bring their own food and arrange their owntransportation.Workers and employeesIt is very hard for Uyghurs to find a job. Moreover, finding a job that is basedon their qualifications with no connections or resorting to bribery is almostimpossible. Chinese companies explicitly say “we don’t accept Uyghurs” and thegovernment takes no action to uphold its equal opportunity law. In any publicoffice, the majority of workers are Han Chinese and they hold higher positionswith better salaries. In short, equal opportunity essentially does not exist inEast Turkistan. In addition, maintaining a job is another problem for Uyghuremployees. Many restrictions are placed, such as not being able to carry out theirreligious duties, abiding by the family planning laws, etc. In the last few years thegovernment have imposed the Chinese language as another condition. Employees424


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alimhave to pass a Chinese language exam and if they fail that exam they are dismissedfrom their posts. Additionally, Uyghur employees are encouraged to retire beforethe official retirement age, so that they can be replaced by Han Chinese. It iscompulsory for all Uyghur workers and employees to attend a “political lessons”program during the weekends.Health careHealth care in East Turkistan for the Uyghurs is very basic. In the majority ofhospitals, there are no operating tables, gynaecological equipment or disinfectant.At best, some antibiotics or TB medication are available. Almost all the doctorsworking in the hospitals in East Turkistan are Chinese and do not speak Uyghur,so they cannot communicate with the Uyghur patients, who in turn, have difficultyexplaining their problems. In recent years, cholera, leprosy, hepatitis, and HIVhave become common medical problems. Medical expenses, on the other hand,are also a great problem for the majority of Uyghurs. There are countless caseswhere patients have not been admitted to hospital or have not been seen by adoctor, even in emergency situations, due to a failure to pay in advance; this hasresulted in the loss of many lives.Nuclear testing and environmental problemsThe Chinese nuclear testing in East Turkistan over the past three decadescontinues to produce ecological disasters that pollute drinking water and foodsupplies, affect livestock and endanger human life. According to various sourcesin East Turkistan, babies with horrible deformities continue to be born. Tragically,the polluted districts that border on the nuclear test site still have not receivedeven elementary medical aid. After the nuclear tests in East Turkistan, to dateno medical investigations have yet been carried out. A documentary was secretlyfilmed by a BBC reporter on the affects of the nuclear tests in East Turkistan,supporting the statements found here.What has Beijing done to take full control of theresources of East Turkistan?The Chinese government has introduced a new strategy since 1999 tostrengthen its grip on East Turkistan in general, exploiting its resources in the425


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMgreatest and most efficient way. This plan is known as the “Western DevelopmentPlan”.The Western Development PlanOne of the greatest and most disastrous economic problems for the people ofEast Turkistan is the “Western Development Plan”, known as shibu da kaifa. Inthis chapter I would like to focus attention on the real story behind this program,which has been systematically implemented since 2000. Under this program, theUyghurs have been deprived of their land, natural resources, basic rights and othereconomic and social opportunities. With this program, the Chinese governmenthas accelerated Han Chinese migration to East Turkistan, creating more povertyfor the Uyghurs and intensifying the persecution of Uyghurs in the name ofnational security.We can classify the real purpose of the plan under the following 3 points:1. Satisfying the growing demand of the Chinese for energy throughintensified exploitation of the natural resources in the region.2. Introducing and attracting a greater Chinese population to EastTurkistan, and solving various economic and settlement problems of the Chineseimmigrants by creating jobs and security.3. Ensuring the national security of China through greater control of thegateway in the west of Chin.Who is behind these events and who is implementing them?Without a doubt, the central government in Beijing is behind this planand it is being implemented by paramilitary work units that are known as theXinjiang Production and Construction Corps (XPCC); these units have fulldiscretionary power in East Turkistan. Holding the reins of power the XPCC hasestablished wealth by dominating the most fertile agricultural and pasture land,as well as water resources. Since 1954, these have been used by China to buildagricultural settlements along China’s western periphery. The XPCC is chargedwith cultivating and guarding the Chinese frontier. To achieve this mission, thecorps has its own security organs, including an armed police force and militia. TheXPCC has 2.5 million soldiers and they display their military power to maintain agreater economic force. Over the last fifty years, the XPCC has attracted a steady426


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alimstream of migrant workers to Xinjiang. The XPCC accounted for one-sixth ofXinjiang’s economic output in 2008.Direct impact of this plan on the Uyghurs· An increase in unemployment· The relocation of Uyghur women to inland China on a large scale andintensive Chinese migration to East Turkistan.· Income discrimination and land deprivation.· Shortage of clean drinking water and irrigated water· Price increases· Shortage of natural gas supply, despite exploitation of rich natural gasresources.· Environmental damage and ecological imbalance caused by the exploitationof natural resources.Unemployment among UyghursThe ever-increasing Chinese population in East Turkistan has broughtabout widespread unemployment amongst the Uyghur population. Most privatebusinesses are contracted out to the Chinese, with few jobs being created for theUyghurs.An example:In the capital of Urumqi, the ratio of the Han/Uygher population hasshifted even more dramatically, from 20:80 to 80:20, creating an urban island ofmostly Han residents. Uyghurs have become a minority in their own homeland;economic development being mostly in favour of the Chinese Han workers, thestress on the environment(in particular, the water resources) and the fact thatthe Han workers have taken the lion’s share of new jobs have all led to growingresentment. In northern cities, like Urumchi and Yining (Gulja), members of theHan majority appear to advance more rapidly than similarly qualified Uyghurs,while even in Kashgar, many specialized occupations are reserved for the XPCCand other Han-dominated work units.427


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe Chinese have taken control of most political and economic platforms. Asa result, there is very little unemployment among the Chinese, but unemploymentamong the Uyghurs is growing at an alarming rate. Despite East Turkistan’s naturalwealth, the Uyghur people live more or less at subsistence level, with almost 80% living below the poverty level. Employment opportunities and options havediminished for the Uyghurs, due to reasons of ethnicity and religion. There arestories of Uyghurs who are denied jobs because the Han managers prefer Hanemployees, and they repeat the charge that practicing Muslims cannot find workin the state or state-sponsored sectors of the Xinjiang economy, because of thestrictures of the official atheism.Cheap forced labour vs. searching for a jobAs discussed earlier, the Uyghurs find it difficult to get jobs in their own citiesand are not benefitting from the so-called “Western Development Plan”; they areready to accept any job anywhere just to survive. The opportunist Chinese factoryowners have taken advantage of this and have offered jobs to many young Uyghursin places in China that are thousands of miles from their homes. They end up ina situation far from their home where they can be mistreated by the employers;this situation has eventually led to much unrest. The recent Shawguan Factoryincident in the Guangdong province, which later led to the unrest in Urumqi, isa recent example. Dru Gladney, an expert on Islam in China and president of thePacific Basin Institute at Pomona College has put it nicely: “They can’t get workin their own province, so they go to the far corners of the country to seek jobs.They are recruited by the government, and then they feel like the governmentdoesn’t defend or protect them. They feel discriminated against. They can’t win athome and they can’t win far afield.”Enslaving young Muslim Uyghur girlsAnother cunning objective of the Chinese government to destroy Uyghuridentity through assimilation was the establishment of a new technique; theycreated jobs for young girls aged between 16 and 24 from rural areas of EastTurkistan. Parents were given false promises by the factory owners and localauthorities. In 2006 and 2007 hundreds and thousands of young girls were takenfrom rural areas of East Turkistan. According to a report released by rfa.org, girls428


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alimwere stranded in a coastal Chinese province after the “training” programs offeredby local officials were effectively transformed into slave labour. Many officialsconfessed their involvement in forcing girls and pressurising the parents to sendtheir daughters to remote and unidentified locations in China. Parents werereluctant, but agreed to send their daughters due to the extreme poverty theyfound themselves in. On the one hand, these girls and their parents were deceivedwith attractive wages, such as 300 USD per month, paid travel and hotel-likeaccommodations. On the other hand, the parents were threatened with hashar(unpaid compulsory labour), confiscation of their land and the cutting off ofutilities, such as water for irrigation, if they did not give their daughters into thisprogramme.The actual conditions of the girls in their work places were described by theUyghur Human Rights Project (UHRP) as follows: “Upon arrival to easterncoastal cities such as Zhejiang, Beijing, Tianjin, Shanghai and Shandong, thewomen are met with a far different reality than that described to them and theirparents. Firstly, although they were primarily deceived with hopes of receivingattractive wages; the girls often don’t see any of this money. The travel costspromised to them are deducted from their pay, in addition to further deductions.Some women report that they were promised a wage reflecting their hourly work;however upon arrival they came to find out that they were in fact to receive payonly after completion of their job, which they claim is impossible to finish ontime. Many also complained of garnished wages due to fees unknown to them,along with services or costs promised to them during recruiting, eventually leavingmany of them with no payment whatsoever.Women complained of harsh, prison-like work conditions with severelimitations to their freedom, in addition to being forced to work inhumane hours.The food and living conditions have also reportedly turned out to be extremelypoor. Some women mentioned that their living quarters had a total lack of privacy,with others reporting that the food was very simple and poor quality -usuallybeing either plain rice or cabbage- and at times with insects to be found therein.In addition to this, independent reports have also suggested that many of thesegirls were pressured into marriage with local Chinese men, with many facinga punishment that they were unwilling to disclose for their refusing this offer.429


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMMoreover, cancelling their work-contract meant that the girls and their familieswere heavily penalized with either unaffordable fines or hasha. In the end, escapemeant that the young women had to find their way back home across China,penniless and utterly broken.”Economic development in East TurkistanIs there any government strategy for development in East Turkistan?If the answer is yes, then why are the Uighur people still living in poverty?To clarify this point we need to look at the nature of the infrastructure anddevelopment which has occurred in East Turkistan and how that has benefited thepeople of this region. The economic development and infrastructure that has beenestablished in East Turkistan can be classified under the following main points:· Oil production/ Pipeline / Natural Gas· Highways/ Railways and domestic air-routes· Rapidly developing telecommunications· Rapid urbanization· Rapid spread of industryAll of the above developments have not been abele to create jobs for theUyghur people, but rather have attracted more and more Han settlers into EastTurkistan, creating jobs for them.So the main beneficiaries of this development are:· Central government, Beijing· State government· Han Chinese who are under state support· State companies and large Chinese companies and corporationsThe negative impacts of such developments:· Migration of Han Chinese into East Turkistan· Growing industry which is under the direct control of Beijing· Unemployment among the Uyghurs· Poverty among local inhabitants who are unable to benefit from theresources of their own land· Social inequality between the Han Chinese and the local Uyghurs430


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani Alim· Economic development for the cities, but not for rural areas· Local people losing their homes and their lands· Destruction of the environment· Pollution that has been caused by poorly-planned projects· Destruction of the ethnic culture and traditional businessesFrom the above factors one can easily see that development in East Turkistanhas not brought about any positive economic changes for the Uyghur people,rather it has merely increased inequality and injustice for the owners of the land.Various forms of economic pressure inflicted on the UyhgursOfficially and non-officially the Uyghur nation has been victimized in allspheres of their lives. Basic human rights do not exist in their true sense. Thecorruption of authorities has worsened, leading to more injustices in East Turkistan;this in turn causes much distress and a large number of economic problems. Briberyis very common among local authorities. Any type of government-related matterthat requires payment is sometimes carried out in the form of bribes, or fines ifthe authorities are displeased. Here I would like to mention some examples ofhow people’s money has been usurped in East Turkistan by the local authorities:· Failure to cooperate with the family-planning program (2 child policyfor minorities) results not only in the loss of jobs, but also in heavy fines.Those who have over the legal quota of children face fines of 8,000-10,000 Yuan (compared with the rural family’s annual income of 5,000Yuan in a good year). Failing to pay the fine leads to confiscation of landand other property.· Applying for passport has many restrictions for Uyghurs and is used bylocal authorities as a good opportunity to make money; the applicant hasto pay many bribes.· Travelling overseas requires depositing a bond that ranges between 30,000and 50,000 Yuan as a surety that they will not travel to Saudi Arabia forpurposes of Umrah or Hajj (Muslims are only allowed to go on Hajj witha group organized by the government, which is very costly). If the persontravels to Saudi Arabia, their money is confiscated.· Teaching or learning religion is considered unlawful. If caught, both the431


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMteacher and students are imprisoned and parents of the children and theone who provided place for learning are heavily fined.ConclusionAt the beginning of my presentation, I mentioned that East Turkistan is theKuwait of the 21 st century. This is true in terms of the resources of East Turkistan.But the way the land has been exploited in the hands of its occupier is not inkeeping with that expression; indeed, the true owners have been deprived of thefruits of the land. Thus, the best description that suits East Turkistan and itspeople is: “Beggars with gold cups in their hands”. As long as East Turkistanremains under Chinese rule there is no hope for its people, particularly as Chinais now emerging on the world stage as one of the strong players. There is onlyone hope when all other hope fades, the hope from Allah. “Say: O Allah. Lordof Power (and Rule), Thou givest power to Whom Thou pleasest, and Thoustrippest off power from Whom Thou pleasest: Thou enduest with honour whomThou pleasest, and Thou bringest low whom Thou pleasest: In Thy hand is allgood. Verily, over all things Thou hast power.”. {Quran 3: 26}432


East Turkistan - Restriction on Economic Life - Poverty and Its Societal Impact / Abdulsalam Abdulgani AlimBibliographySymbolic, Spatial and Social Boundaries between Uyghursand Han Chinese . Online publication.Strategic Analysis/Jul-Sep 2003. In A. Bhattacharya,Conceptualising Uyghur Separatism in Chinese Nationalism(pp. 358-377).Retrieved from Uighuramerican.org. (n.d.).Toops, S. (2004). Demographics and Development inXinjiang after 1949. Washington: East West Centre.www.rfa.or. (n.d.).Yahya, H. (n.d.). Communist China’s policy of Oppressionin East Turkistan. Turkey.Al-Wirdani, E. A. (2009). East Turkistan and Chinacalshof two civilizations. Cairo: The Arab CivilizationCentre.Zang, X. (01/02/2007). Minority ethnicity, social statusand Uyghur community involvement in urban Xinjiang.Hongkong: City University Online Publication.Amnesty International. (April 2009). Uighur EthnicIdentity Under Threat in China. www.amnesty.org.Becquelin, N. Staged Development in Xinjiang.Bhattacharji, P. (2008, 08 01). Uighurs and China’sXinjiang Region. USA.Boghra, M. A. (1987). History of East Turkistan in Uighurlanguage. Ankara.D, T. (2009). Uyghur Culture Faced With Endless Campaigns.97-104.East Turkistan.net. (n.d.).ETIC. (2008). Western development strategy: Disasterin East Turkistan. München, Germany: UygurischerVerein e. V 2008-09-01.Gladney, D. (2000, 07 02). “Ethnic Conflict Preventionin the Xinjiang Uyghur Autonomous Region:New Models for China’s New Region”. Universityof Hawai’i , Manoa, USA.inAustralia, E. f. (2010, 02 12). Economic pressureson Uighurs in East Turkistan. (M. Alim, Interviewer)Kok, H. (Annual 2004-4). China and Geopolitics ofOil in East Turkistan. Turkish Review of EurasianStudies , 18.McLaughlin, K. E. ( July 14, 2009 12:43 Et). ChineseLabour policy. Global Post .Ramzy, A. (2009, 07 15). Retrieved from www.time.com: http://www.time.com/time/printout/0,8816,1910302,00.htmlRice, R. (n.d.). Uighur ethnicity and human rightsdiscourse in post 9/11 China. University of Tennessee/Chattanooga.Sautman, B. (1999). Ethnic law and Minority Rightsin China: Progress and Constraints . Blackwell PublishersLtd.Smith, J. N. (01/09/2002). Making Culture Matter’:433


Ahmet Faruk UnsalGeneral President of MAZLUMDERTranslated from Turkish by Yusuf Baybars OncuEthnic and Religious Discrimination in EastTurkistanThe balance of power in the world follows the route of economic development;as a result, mankind is witnessing a war between those who hold this balance andthose who want to distort it, and this in turn leads to one single goal: to makeprogress, to fight with might and main to be the most powerful… to increase one’spower… to remove any barrier that stands in the way of achieving this goal…and while doing this to find a good disguise, to create a legitimate mask that willeliminate all the problems.It does not seem difficult to infer from what has been summarized in theparagraph above that to improve the “human” condition is a worthy goal, andthat this is accompanied by the disguise of “humanity” being perceived as nothingmore than labour force.The abyss known as “the New World Order” is based on alienating humanityand societies from their rights and liberties, even those that have been gainedand acquired through self-negation, for the sake of the disguised goal mentionedabove... Though they call this order “new”, it is basically the old order of conflicts,wars and oppression, which has been continuing for centuries.No doubt, one of the most telling examples of this picture today is “EastTurkistan, which they are trying to make us forget behind a wall of silence”…What can be regarded as the beginning of the infringement of human rightsin East Turkistan is the occupation of the region by the Chinese in 1884 (as aresult of a long period of aggression and struggles in the late 17 th century) andthe annexation of the occupied region, after which it became the 19 th Chineseprovince; at this time the historical name “East Turkistan” was replaced by thename Xingjian, which means “newly-conquered lands” in Cantonese. Thus,we can see that the People’s Republic of China adopted the perspective of the435


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMChinese empire for this region, and it remained “newly-conquered lands”. Thename, administration, and the method and implementation of authority over thepeople of the region have all been Sinicized. Chinese authorities have alwaysenjoyed unlimited power due to their military and economic advantages. Even therules of daily life are completely defined by the Chinese. In short, East Turkistanhas lost not only her name, but also her identity and rights, and thus her libertiesfor an indefinite period; this process started in 1884, and as a result East Turkistanhas become an internalized colony -supposedly autonomous- of an oppressiveadministration. Short periods of partial freedom and independence, gained byadministrations such as the Islamic Republic of East Turkistan with never-endingstruggles, have unfortunately, not lasted long. Consequently, the Uyghur Region,which covers one-sixth (1,828,418 km²) of the entire area of China, has sufferedthe most severe oppression of the three autonomous regions of China, namelyUyghur, Tibet and Inner Mongolia. This oppression is inflicted by anothernation that has nothing in common with East Turkistan in terms of ethnicity,language, religion, customs, traditions or culture. The Uyghur nation, which isunder occupation, is paying the highest cost of all ethnic regions in China, acountry that is trying to find a place in the new world order through economicdevelopment by supplying a cheap labour force; this is the Chinese attempt to bea super power.The reason why the Uyghur people are suffering from Chinese oppressionmore than all the peoples in the three autonomous regions (Uyghur, Tibet andInner Mongolia) is due to the weakness of the Uyghur people’s internationalalliances and the lack of a protector or a supporter. The fact that Mongolia is amodest and passive state in terms of international politics and that the Mongolkhans ruled for a long time in the Chinese court has resulted in a friendshipbetween the Mongols and the Chinese. Also, the Chinese government treatsTibet differently due to the international prestige of the Dalai Lama.The population of the People’s Republic of China, which is rapidly approachingthe apex of economic development, is “approximately” 1.3 billion. Here we say“approximately” because the only way to obtain data and information concerningthe People’s Republic of China is to make estimates. Given this estimatedpopulation and, using official data, one can ascertain that the Muslim population inthe People’s Republic of China is about 10 million Uyghur people in the Xingjian436


Ethnic and Religious Discrimination in East Turkistan / Ahmet Faruk UnsalRegion and about 50 million Hui people (Muslim Chinese), most of whom live inor to the east of Beijing. According to unofficial data predictions, this number mayrise to 200 million. The Uyghur people within this Muslim structure have strongties with both the Muslim world and West Turkistan (Turkmenistan, Kyrgyzstan,Uzbekistan and Azerbaijan) in both demographic and religious terms. As EastTurkistan, which possesses an important location both geopolitically and in termsof mineral resources, is a neighbour to energy-rich countries to the west, it is anarea that China attaches special importance to. This region, located to the northwestof China, is two times the size of Turkey; moreover, it has always functionedas a bridge between the East and the West via the Silk Road, is a neighbour to theWest Turkistan states, to which she is historically, demographically and religiouslyconnected, and has relationships with important Asian countries like Mongolia,Afghanistan, Pakistan and India. China is aware of the fact that any conflict inCentral Asia would affect East Turkistan and therefore the political and economicsecurity of the entire country; thus the Autonomous Uyghur Region is regardedas a buffer zone and any freedom movement that seems likely to emerge in theregion is prevented through violence and oppression. It is worth noting that thetragic influence of international alliances established by China during the processof suppressing freedom movements over many years has played a decisive role alsoin the demographic unity that extends beyond Chinese borders. In other words,the West Turkistan geography, which demographically resembles the geographyof the entire Turkistan, has undergone a similar process to that experienced inEast Turkistan. The Soviet administration supported the oppressive practicesof the People’s Republic of China in the region and even provoked China toact against any movements in East Turkistan; this was due to Soviet concernsabout any independence movement in neighbouring countries that might set anexample for the Muslim population in her own territory.This political situation in the region also affected the Islamic Republic of EastTurkistan, which after long efforts managed to declare independence in the cityof Kashgar. Stalin, who was uneasy with such an independent organization on hisborder, supported Mao, the victor in the conflict between the Nationalists and theCommunists in China; this republic was only able to survive for five years, beingdefeated by the joint oppression of China and the Soviet Union in 1949. Thistragic situation has lasted until now, and has deteriorated due to the failure of this437


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMlast independence movement. Interestingly, during the course of the disintegrationof the USSR, independent states were established, one after another, in WestTurkistan, whereas East Turkistan, whose independence was jointly crushed byChina and USSR, is still suffering extremely severe consequences.Since 1950 the Chinese administration has started to pursue a Chinesepopulation settlement policy in the region. Although in 1953, 75% of thepopulation in the region was Uyghur, official figures today state that the populationconsists of 50% Uyghur and 50% Chinese. An insurgence took place in Gulca inSeptember 1963; however this insurgence was severely repressed. Subsequently,many people emigrated to Kazakhstan. The Chinese administration violentlysuppressed the Tiananmen Square Events in April 1989, as the entire worldlooked on in bewilderment; this event was inspired by demands of freedom thatresulted from the disintegration of the Soviet Bloc. The Chinese governmentthen subjected the Uyghur people who had taken part in the events to evenmore oppression in their own region. Many people were sentenced to death andimmediately executed after mass trials in which arbitrary convictions were handeddown. Mosques that were closed during the Mao era, later to be reopened in theDeng Shiao Ping period, were to all intents and purposes closed once again afterthe 1990s, during the Xian Zemin era. Lists of those who were forbidden fromentering were hung on the doors of many mosques.Human rights violations in the region were brought onto the world agenda,one way or another, and various reports were prepared to call on the Chineseadministration to put an end to the violations of human rights and liberties; thiswas the case until the attacks of September 11. The Western world, who employedthe terms “human rights and liberties” as a means to apply political pressure to theSoviet Bloc countries until the disintegration of the Soviet Union, now started topursue policies against Muslim minorities and the nature of their relations withthe Muslim world changed. The new security concept that is currently pervasivethroughout the world provided the Chinese administration, which oppressivelyrules East Turkistan, grounds for all the international legitimacy she ever soughtand thus the oppression by the Chinese has gained a new dimension. The attacksof September 11 have created a psychological atmosphere that legitimizes andmakes possible labelling many things that belong to Muslim people and theIslamic faith as “terrorist”. China has taken this opportunity to declare the438


Ethnic and Religious Discrimination in East Turkistan / Ahmet Faruk Unsalmovement in Muslim-populated East Turkistan a terrorist movement. Theyare attempting to define the Uyghur people as terrorists, to qualify the Uyghurstruggle to preserve their fundamental rights and liberties, including religiousfaith, as terrorist actions, and their groups and organizations as terrorist groups;in this way the Chinese administration has tried to legitimize themselves vis-à-visinternational criticism.Having divided the movements to regain fundamental rights and liberties inthe Autonomous Uyghur Region into two groups, those of “Political Separatism”and “Radical Pan-Islamism”, before September 11, China now has started toregard both as the one and the same thing. Uyghur people who are pursuingtheir rights and liberties in East Turkistan are no longer classified as victims,but as “Terrorist Islamist Separatists”. China, using “terrorism” as an excuse toincrease her power in the region, has voluntarily joined the US operation againstinternational terrorism, and has found legitimate grounds for her political interestsand the goal of preserving “the Great China”; the result of this is that she hasincreased oppression and violence in order to eliminate the so-called terroristobstacles. The wide area of maneuverability that has been legitimized by the waragainst terrorism has been seen as an opportunity by China to clear herself ofany criticism. The Chinese Government, now recognized as “a country that isfighting against terrorism” in the international arena, has turned a deaf ear toany criticism concerning human rights violations in East Turkistan. The Chineseadministration has begun to claim that they are fighting against “extremist” and“separatist” movements in order to prevent a September 11-like attack in theirown country.The People’s Republic of China not only blacklists the Uyghur peoplewithin the country, but also tries to silence the Uyghur people or people fromother ethnic origins who try to inform the international arena of the “oppressiveatmosphere in East Turkistan”, as well as preparing propaganda material to justifysuch acts. For instance, the Consulate General of the People’s Republic of Chinain Istanbul issued successive handouts concerning terror attacks after the eventsof 9/11, and distributed brochures, documentaries, CDs and other material thatpresented the movements in East Turkistan as terrorist actions. The main themeof such handouts is “There are terrorist groups in East Turkistan and we areright in fighting against terrorism. They use violence. They should be caught439


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMwherever they are and they should be severely punished.” A documentary film,entitled “Terrorists in East Turkistan”, made by TV 9 of the Chinese CentralTV Institution presented the Uyghur Turks as the cause of the violence in EastTurkistan and tried to connect the violent events with Uyghur Turks both insideand outside the region; these violent actions were directly defined as terroristactions.The Chinese government takes any opportunity to carry out propagandaand has greatly benefited from such efforts. In 2002, the East Turkistan IslamicMovement (ETIM) was included on the “Terror List” of the USA, and laterthat of the UN, due to alleged ties with Osama bin Laden and Al-Qaeda. Itwas claimed that the reason for this decision was that the ETIM had conducted“attacks on civilians”. Thus, China has attempted to depict the Chinese oppressionin East Turkistan as being carried out for purposes of homeland security, trying tokeep the USA uncritical of such actions and human rights violations, which areincreasing with every passing day in the region. As a part of this strategy, one cansee that the phrases “Muslim Uyghur People”, “Uyghur Terrorists”, “Jihad” and“East Turkistan” are frequently used in the same sentences in the Chinese media.It can also be stated that the imprisonment of some Uyghurs in Guantanamoas a result of the American operation in Afghanistan against “Radical IslamistTerrorists” has added grist to China’s mill.Chinese authorities have extended the scope of the concept of terrorismso widely that even individual crimes, for example, homicide and robbery, areregarded as terrorist actions and the right to a fair trial has been severely violatedthrough arbitrary executions and heavy penalties.The violation of ethnic and religious rights in East TurkistanThe first significant violation by the Chinese in the regions populated byTurkic communities is that the name of the region was changed to Xinjiang-meaning “newly-conquered lands” in Chinese- after the occupation in 1884 andthe use of the old name “East Turkistan” was officially prohibited.It would not be correct to say that only Uyghur Turks live in the region.The Uyghur Turks constitute the largest part of the population, but there isanother equally large community in the region, namely the Muslim Chinese440


Ethnic and Religious Discrimination in East Turkistan / Ahmet Faruk UnsalHui people. Despite the religious ties between them, the Hui and the Uyghurhave a very tentative relationship. The Chinese administration is fuelling upthis disengagement by positively discriminating in favour of the Hui people inMuslim public offices; as a result, the Hui, satisfied with the restricted freedomthat has been granted them, have abandoned the Uyghur Turks in their demandfor rights and liberties. This makes things easier for the Chinese. However, whenthe Uyghur people, abandoned in their rightful cause, establish connections withpeople in neighbouring countries to the west, people with whom they share alanguage, then their justified demands are regarded as part of “an operation ofexternal forces”.The presence of the Hui people has been accepted by the Uyghur people.However, under the settlement policy the Chinese Government has settled theBuddhist Han Chinese in the region and this is the main cause of the conflict.The Beijing administration, understanding the importance of the region, isattempting to change the demographic structure of the region through suchsettlement policies. According to official figures, the population of Uyghur Turksin the region is almost equal to that of the Han Chinese. The population of theHan Chinese is growing, on average, 8% annually. In the 1980s the populationgrowth rate reached incredible rates, for example as much as twenty-six times.Thus, the Uyghur population which used make up 75% of the total populationin the region before assimilation efforts were initiated in 1950s, is today half ofwhat it used to be.Another part of the assimilation policy implemented by the Chineseadministration is the massive emigration of Uyghur Turks from the regionthrough resettlement or exile. China, in an effort to maintain a demographicmajority and to increase the ethnic population density in the region, has appliedvarious methods to attain this end. One of these methods is that Uyghur childrenare being transferred to inner regions of China for assimilation under a programcalled “Xinjiang Classes”. In addition, since 2003 people have been transferredto inner parts of China, in particular the younger population, to be assimilatedunder a policy called “Transferring Excessive Labour Force to Other Regions”.In general, Uyghur girls are selected for such transfers and they are encouraged towork in underground industries in order to survive in these new settlement areas.441


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMAnother harsh, cruel and inhuman practice that has adversely affected andrestricted the fundamental rights and liberties of the Uyghur population in theregion is the practice of compulsory abortions. Chinese families are restrictedto having one child and minorities are allowed two; when a pregnancy whichtakes the family beyond this limit is detected by the state, the pregnant motheris forced to have an abortion. “The compulsory-abortion practice” results in thevoluntary abortion of female babies, and thus a serious gender imbalance occursin the population. Such an imbalance is true not only for the Uyghur people, butalso for the Chinese. However, the Uyghur people have more than the allowednumber of children, registering them through illegal channels, such as bribery.The children who cannot be registered are officially deemed not to exist. Thesituation of “nonexistent children” is a potentially serious issue. The life of peoplewho are not officially registered is highly difficult. Poor education, health andemployment opportunities for “nonexistent” children makes the quality of lifeeven worse for them and the Chinese police carry out regular security and IDchecks on the streets; those without IDs are arrested and severely punished.The assimilation policies pursued by China have resulted in increased ethnicconflicts and tension in the region. Such tension became evident on 28 June,2009, when Uyghur Turks protested and demonstrated against the battery andlynching of Uyghur Turks by the Han Chinese in Urumchi in their work place.The Han Chinese people were supported by the security forces, and observersreported that about one thousand people were killed after the intervention ofarmed troops. The unarmed, defenceless Uyghur Turks were fired upon, andthere were attempts by large groups with cudgels to lynch the Uyghur Turks. TheUyghur Turks, who were the victims in these events, suffered more oppressiondue to the resulting mass executions. The pictures of two Uyghur Turks who hadbeen pounded with rocks and lynched by the Chinese security forces should bea bitter lesson for all of humanity. It is impossible to report the exact number ofcasualties. As a result of such actions, the Uyghur Turks could only make theirfeelings public for a week, as they were stoned to death in the streets. These eventshave revealed that the Chinese government practices extreme oppression againstany resistance or action that is opposed to their goals, which have already beenlisted; they do not hesitate to use the most brutal methods to do so.442


Ethnic and Religious Discrimination in East Turkistan / Ahmet Faruk UnsalAnother Chinese violation that does not occur anywhere else in the world butin East Turkistan is the practice of hanging lists of people who are banned fromthe mosques on the doors of these places of worship. The list of those who havebeen banned from entering the mosques includes minors, civil servants, workers,retired people, municipal officers, party members and women. Although thereare also Buddhist temples in the same region, no such list can be seen hangingfrom these doors. If this practice is the reaction of a Communist regime towardsreligion, then such prohibitive actions would be taken not only against the Muslimcommunity, but also against members of other religions. This demonstrates thatthe Chinese government is discriminating both ethnically and religiously againstthe Muslim people, and they are not even attempting to disguise this.In China, whose economy has been liberalized and opened to privateentrepreneurship, all social and political life is under oppression and surveillance.It is strictly forbidden to establish a political party or to establish a foundationor association, let alone a free press or media. Private schools cannot be openedbecause this is regarded as an indoctrination activity rather than a commercialone. Therefore, religious education is seen as an illegal activity. Anyone who openstheir house to provide religious education or anyone who attends such courses asa trainer or trainee is, as can only be expected in this regime, severely punished.All libraries are under the control of the state. During the Cultural Revolution,thousands of volumes of publications were destroyed as they were considered tooppose the Chinese Cultural Policy. The names of universities in East Turkistanwere changed after the 1950s, and graduates of these universities were blacklisted,having to lead their lives under oppression.The interference of the Chinese government in marriage ceremonies andother traditions of the Muslims are increasing day by day. The government carriesout activities to prevent the use of the Uyghur language and culture. Even themusic tapes that have been recorded in East Turkistan or brought in from otherregions are strictly checked and controlled by the Chinese ministry of cultureand the intelligence agency. For the Uyghur people to make a film to be shownin cinemas there is the stipulation that one of the actors or actresses must beethnically Chinese and that this person is the protagonist of the story.443


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThere are serious restrictions over Internet communication. During the eventsin Urumchi in July the Internet was blocked and observers and representatives ofthe free press were not allowed into the region; thus, the world was not informed ofwhat was going on in Urumchi, and a basic right, the freedom of communication,was violated. During the events Uyghur young people were forbidden from goingto Internet cafes.There are serious restrictions over freedom to travel for the Uyghur people.The Chinese security forces conduct raids on the residences of people in EastTurkistan and carry out ID checks, arresting innocent people with the claim thatthey have “violated general security rules”. The fate of these thousands of arrestedpeople is unknown. Detainees -most of whom are Uyghur- are sentenced to deathafter mass trials that are biased; they are found guilty of concocted accusationsof drug-trafficking, bribery or infringing public security. Detention houses andprisons are far below standard, and it is claimed that torture is commonplace here.The Chinese authorities tend to try to present any crime as a terrorist actionor affiliation with terrorists. Even ordinary crimes and homicides are deemedterrorist actions, the punishment being the death penalty. When the very samecrime is committed in inner parts of China, the criminal is tried in line withthe penal code. However, when that crime is committed in East Turkistan, thecriminal is tried as a terrorist and inflicted with the highest penalty. Arbitrarydetentions, torture and death penalties are the norm.China has also used her influence on the UN, as well as on other globalorganizations in her so-called fight against terrorism; China is pursuing thestrategy to assimilate the Uyghur people and to eliminate any opposition againstsuch a move. However, China is rather upset that the issue of East Turkistan hastaken up an important place on the international agenda, which has happened asa result of the severe violations that were recently inflicted. The East Turkistanissue is no longer a domestic issue for China, but rather an international one.Moreover, Chinese policies have resulted in attention being focused on EastTurkistan; civil organizations have come together throughout the world, unifyingtheir voices.In conclusion, China should reinstate the historical name of the region ofEast Turkistan and cease all forms of ethnic and religious discrimination. China444


Ethnic and Religious Discrimination in East Turkistan / Ahmet Faruk Unsalmust also stop arbitrary executions, which are not very different from ethniccleansing. Obstacles standing in front of religious education and the right to prayshould be removed. The establishment of foundations, organizations and politicalparties should be permitted. China should repeal restrictions in travel and use oftelecommunication. The detention houses and prisons should be improved, beingbrought up to international standards and trials should be fair. China shouldalso abandon trying to re-shape the demographic structure of the region throughforced migration and Chinese settlement. Practices of compulsory abortion andthe limit on the number of children should also be lifted.445


III. SESSIONROLE OF THE INTERNATIONALRESISTANCE TO CHANGEChairman: Fatma Bostan Unsal , President of the Pacific Basin Institute, PomonaCollege, USA IHH Humanitarian Relief Foundation, TURKEY , Ankara University, TURKEY , IHH Humanitarian Relief Foundation,TURKEY , President of Initiatives for China, USA


Prof Dru C. GladneyPresident of the Pacific Basin Institute, Pomona CollegeThe Role of the International Community inEast TurkestanAll that remained of TYPHOON was four Uighur men living 2,000 miles apart,on opposite sides of China. A terrorist cell. A time bomb.Ansary Tursun and Abdul Bary lived and worked in Shanghai, but were neverseen together in public. Abdul was married with a son and worked fourteen-hour dayspackaging parts for children’s toys at a factory in Putuo district.Ansary had no girlfriend, no any blood family to speak of. He had a part-time jobas a waiter at a Uighur restaurant on Yishan Lu. Both men, under the guidance andtutelage of Professor Wang Kaixuan, had been responsible for carrying out low-levelterrorist attacks against Han targets between October 1999 and late 2001. On Wang’sadvice, they had curtailed their actives as TYPHOON disintegrated in 2002. MilesCoolidge had recruited them back two years later.The third member of the cell was a twenty-nine-year-old Kazakh named MemetAlmas who had bombed four Beijing taxis in successive weeks in 2000 using explosivesshipped into China by the Macklinson Corporation. In January 2001, to the CIA’sdismay, Almas was arrested on unrelated charges of petty theft and sent to a BeijingSecond Prison for two years. Under the circumstances, it was the best thing that couldhave happened to him. While he languished in jail, nine Uighur radicals, with whomhe would almost certainly have been linked, were arrested and executed by the Chineseauthorities. Upon his release in 2004, Memet met Miles Coolidge during a football matchat the Worker’s Stadium in Beijing and was instructed to move to Xinjiang and awaitfurther instructions. The cell, Miles told him, would perform only one or two large-scaleterrorist attacks in China over the course of the next five years. Those attacks, he saidwould draw unprecedented attention to the Uighur cause. Ansary, Abdul and Memetwere all practicing Muslims, but Miles had forbidden them to attend mosque for fear ofdrawing the attention of the authorities. They were also ordered to shave off their beards.449


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe leader of the cell, and its oldest member, was Ablimit Celil. As a teenager in the1980s, Ablimit had been arrested and imprisoned for stealing a Kalashnikov rifle frompolice headquarters in his home town of Hotan. In prison, he came under the influenceof a Uighur imam who developed both his Islamic faith and hatred of the ruling Han.Later Ablimit joined an underground group which bombed train lines, office blocksand other “soft” targets in Xinjiang. He took part in the Baren riot of April 1990 andfled into the Kunlun mountains alongside hundreds of other activists as Chinese troopspoured in. Many of these activists, as well as villagers sympathetic to the separatistcause, were subsequently rounded up and imprisoned. However, Ablimit evaded captureand, two years later, planted a bomb on an Urumqi bus packed with Han revelerscelebrating the Chinese New Year. Six people were killed when the device exploded. In1997 he had been responsible for the deaths of eight soldiers and four catering staff atan army attacks in Turpan when a bomb he had planted in a storage cupboard blew upduring the evening meal.Shortly before 9/11, Ablimit Celil made the first of two journeys to an al-Qaedatraining camp in the Pamir mountains of Tajikistan. A more devout Muslim than theother members of the cell, he managed to obtain permission to undertake the Haj, and itwas in Mecca that he was recruited as an agent for the CIA by Josh Pinnegar, who wasposing as an American newspaper reporter.The cell was unusual in that its four members were deliberately kept apart. Ablimit,a widower, lived in Urumqi where he worked as a doorman at a five-star hotel cateringto foreigners and rich Chinese businessmen. Whenever he visited the city, Miles alwaysstayed at the hotel and was able to communicate with Ablimit simply by passing himmessages in the form of tips. Typically, these would be written on Chinese and Americanbanknotes using inks visible only under ultra-violet light. Shortly after the Madridbombings of March 2004, Ablimit informed Miles that he was keen to move with Memetto Shanghai and to team up with Abdul Bary and Ansary Tursun. The atmospherebetween Hans and Uighurs in Urumqi had deteriorated dramatically. September 11 thhad handed the Chinese authorities carte blanche to clamp down on the minority Muslimpopulation and to treat them with a previously unimaginable contempt. Informers nowoperated at every level of society. Black-clad anti-terrorist police roamed the streets.Where once Han and Uighurs had lived contentedly side by side, the two ethnic groupswere now divided by fear and mutual suspicion. Passports belonging to thousands450


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyof Muslim citizens had been confiscated by the authorities. All travel now had to beapproved by a Chinese government paranoid that its oppressed minorities would joinmilitant groups in Chechnya and Pakistan and return to the Motherland, planningto wreak havoc. Only a Madrid-style incident in either Shanghai or Beijing would besufficient, Celil said, to accelerate the cause of an independent Eastern Turkestan.Ablimit’s theory chimed with Miles, who had concluded that small-scale mainlandattacks, most of which went unreported in the West, were of no strategic value to theUnited Sates. He had learned this lesson from TYPHOON’s earlier incarnation. Theultimate goal of the group of individuals in Washington with tactical control of Miles’soperation was an American-sponsored catastrophe at the Beijing Olympics... Ablimitfound himself a job in the kitchens of a hotel belonging to the same chef for which he hadworked in Urumqi.There was one complication. The cell had briefly had a fifth member. Enver Semedhad fought alongside the Taliban at Tora-Bora, and had been captured by Americansoldiers in December 2001. He was taken to Guantanamo Bay where he was heldalongside twenty-two other Uighur fighters with alleged links to al-Qaeda. In early2004 Semed had his detention analyzed by the Combatant Status Review Tribunal,which determined that he was no longer an “enemy” of the United States. There wasa simple reason for this: the CIA had recruited Semed as a double agent. Repatriatedto China on false documentation, he reported to Josh Pinnegar, who passed controlfor Semed to Kenneth Lenan... Two months later Semed was arrested on charges ofbelonging to ETIM and executed at a gulag in Qinghai.The above lengthy passage is excerpted from the popular 2008 novel byCharles Cummings, entitled TYPHOON. 1 This entertaining fictional accounteloquently captures a widespread belief, mostly in China, that Uighur separatism issupported by an international conspiracy of Uighur nationalists, funded ultimatelyby those in the U.S. government who fear the “China threat” and would like tokeep China weak and divided through fueling Uighur, and especially, Tibetanaspirations for independence. Yet, there is very little evidence to support the claimthat the people in question, either the remaining detainees in Guantanamo Bay,or the Uighur people in general, are terrorists. Nor could many of them could notbe accurately described as “freedom fighters”. The vast majority of the nearly 10million people known as the Uighur, living primarily in the province of Western451


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMChina known as the “Xinjiang Uighur Autonomous Region”, which most Uighurand pre-1940 maps of the area refer to as “Eastern Turkestan,” are upstandingcitizens of the People’s Republic of China, primarily agriculturalists and urbandwellersin the largest cities and oases across the region. They are still the largestpopulation group in the region, and as an official “minority nationality”, receivecertain special privileges along with several other minorities, many of them alsoMuslim (including Kazakhs, Kyrgyz, Uzbeks, etc.), but are now being surpassedin population by a growing number of Han Chinese settlers from the interior ofChina. Yet, as the lengthy quote from the fictional novel above richly illustrates,there are many who believe many international organizations are supportingUighur independence movements, and even terroristic violence. There is a certainlogic to this line of thinking.Since the end of the 19 th century, Muslims in China have been struggling overthe answer to two key questions regarding their religious and national identity.These questions, once thought resolved, have re-emerged with critical relevancein the aftermath of 9/11 in the midst of the war on terrorism -a war that hasaffected China’s Muslims more directly than any other of its many peoples.These questions have been best articulated by theorists struggling with thenature and notion of nationalism, and the consequences of its combination withreligious ideologies, which produces a very modern and violent strain of religiousnationalism. The first question was best articulated by Benedict Anderson whenhe asked in his seminal work, Imagined Communities, why it is that one wouldbe willing to “die for the nation” (Anderson 1983/1991:7). The second question iseven more relevant to events depicted in the fictionalized account above (but alltoo real in the modern world where terrorist acts take place on an all too frequentscale). This question was perhaps best articulated by Mark Juergensmeyer in histreatise, Terror in the Mind of God. Seeking to understand the logic of religiousviolence, he asks how can seemingly good people commit terrorist acts againstothers “in the name of religion”? ( Juergensmeyer 2001: 24-30). Jessica Sternrephrased this question in her book, Terror in the Name of God: Why ReligiousMilitants Kill (2003). The questions are close, but distinct. Anderson asked whatmakes it possible for so many people “not so much to kill, as willingly die forsuch limited imaginings” (1991: 7). For Juergensmeyer and Stern, its more the452


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyquestion of why such expanded imaginings (the certainty of Truth, the quest foreternal salvation, the restoration of religious sovereignty) has led so many peopleto martyr not only themselves, but to take others with them. For many analysts,transnational Islamist movements have been the answer to both these questions:why Muslims would so willingly die, as well as take so many others with them.China’s government and the novelistic portrayal above both suggest thatUyghur militants have killed and are threatening to kill other Chinese citizensin the name of radical Islam, drawing direct parallels to current events in nearbyChechnya. Since the end of the 19 th century, China has been engaged in anunremitting project of nationalization and secularization that includes, amongother things, emancipation from its imperial past, engagement with Westernpolitical institutions, and establishment of its sovereignty over its boundedterritory. Unlike Turkey’s official state policy of secularism and the strict separationof church (or mosque) and state, in China, secularization is a state project thatis enforced upon its general populace (or at least, strongly recommended). Onerecent challenge to this nationalist project, with roots in the early 20 th century,is that of a widespread separatism movement among one Muslim group knownas the Uighur. That the largest Muslim group in China, known as the Hui, havenot participated in nor been sympathetic to such a movement speaks volumesregarding the diversity of Islamic identity and the practice in China over the lastcentury in response to state projects of nationalization and secularization.One of the defining moments of secularization for China’s Muslims involvedthe re-definition of their very identification. From the beginning the people nowknown as the Hui have been the liminal, the perpetual immigrant in China, whomJonathan Lipman (1998) calls Familiar Strangers in the title of his Hui history.Not only an entirely different culture than their host culture of China, despiteover 1,300 years of inter-marriage and integration, they are still regarded as aseparate race. In China, “Race... would create nationhood,” according to Dikötter’s(1992: 71) thesis and this has much to do with Han Chinese representations ofHui religious and national identity. Even their name, “Hui” () in Chinese canmean "to return", as if they have never been at home in China and are destined toleave. Descended from Persian, Arab, Mongolian and Turkish Muslim merchants,soldiers and officials who settled in China from the 7th to 14th centuries and453


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMintermarried with Han women, people who lived in isolated communities for themost part, the only thing that some but not all had in common was a belief inIslam. Until the 1950s in China, Islam was simply known as the "Hui religion"(Hui jiao ) -believers in Islam were Huijiao believers. Until then, any personwho was a believer in Islam was a “Hui religion disciple” (Huijiao tu ).The term “Hui” ( ) narrowed in the late 19 th and early 20 th century froma generic term including all Muslims, no matter what their ethnolinguisticbackground, to denote mostly Chinese-speaking Muslims who were caught upin the nationalist movements of 20 th century China. Djamal al-Din Bai Shouyi,the famous Hui Marxist historian, was the first to argue persuasively that “Islam”should be glossed in Chinese as “Yisilan jiao” (Islam), not the Hui religion (Huijiao) (Bai 1951). In a chapter entitled “The Huihui People and the HuihuiReligion,” Bai (1951) ar gued that even though Hui are descendants of Muslimsand have inherited certain Muslim cultural traditions, such as abstention frompork, they do not all necessarily believe in Is lam. “Muslim” is different from“Hui person” (Hui min), and one should not use the term Huijiao (“Hui religion”)but “Islam” (yisilan jiao). He argued that the Hui believed not in their ownreligion, but in the world religion of Islam, and therefore are Muslims in faith. Inethnicity they are the Hui people, not Hui religious disciples. In Marxist terms,he identified a process of the indigenization of a world religion, in this case Islam,to a local context; for the communities now known as the Hui this had beengoing on for 1,200 years. Muslim groups identified by Chinese linguists withwhat was supposed to be their own language derived their ethnonym from theirlanguage family; in this way the Uyghur, Kazakh, Tajik, Uzbek, Kyrgyz and Tatarwere identified. In this, the Chinese were heavily influenced by the 1920s Sovietidentification of these peoples in Soviet Central Asia (Connor 1984: 53ff ). BaiShouyi went on to identify the Muslim peoples not distinguished by language orlocality as a catch-all residual group known as Hui min, not Huijiao. Thus, theofficial category of the Hui was legitimated, and one might even say, invented,so far as the legal definition of who is considered to be Hui is concerned. TheUyghur were directly affected by this policy for they, too, lost their identity asMuslims, but gained a nationality as an ethnic group (defined not by religion, butby a state policy of nationality recognition).454


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyFor China’s Muslims, the two questions raised above struck to the heart oftheir ethnoreligious identity: should they die for the nation? Or should theysupport terror in the name of religion and heed the call of jihadist Islam? Withthe sequence of events over the last 10 years in Xinjiang, and especially the riotsof July 5, 2009, not to mention the on-going presence of Osama bin Laden inneighboring Afghanistan/Pakistan (most likely hiding in the mountainous areasbordering China), these questions are increasingly demanding responses.As part of China’s continuing efforts to maintain national unity andpolice separatist movements at home and abroad, on December 14, 2003, forthe first time in its history, China’s Ministry of Public Security released a listof four organizations and 11 individuals that they deemed to be terrorists. Thislist included the Eastern Turkistan Islamic Movement (ETIM), which wasidentified as an international terrorist organization by the United Nations in 2002after Chinese and US prompting, as well as the Eastern Turkistan LiberationOrganization (ETLO), the World Uygur Youth Congress (WUYC) and theEastern Turkistan Information Center (ETIC). The 11 identified “EasternTurkistan” terrorists were: Hasan Mahsum, Muhanmetemin Hazret, Dolqun Isa,Abudujelili Kalakash, Abudukadir Yapuquan, Abudumijit Abduhammatkelim,Abudula Kariaji, Abulimit Turxun, Huadaberdi Haxerbik, Yasen Muhammat andAtahan Abuduhani. 2 Interestingly, included in the list was a Mr. Hasan Mahsum,the reputed leader of ETIM, who had earlier reportedly been killed in a Pakistaniraid on an al-Qaida camp in Waziristan on October 2, 2003. 3 On November10, 2003, the author had actually met Mr. Dolqun Isa, a young Uyghur living inMunich, who was also included on the list as one of 11 identified internationalterrorists, and the former elected president of the World Uygur Youth Congress(also listed as one of four terrorist organizations). During that meeting Mr. Isaclaimed that he had nothing to do with terrorism, that such violence was contraryto his devout faith in Islam, and handed me a printed anti-terrorism brochure ofthe East Turkistan (Uyghuristan) National Congress that was entitled: “Help theUyghurs to Fight Terrorism.” 4 This is yet another example of the importance ofinternational organizations in helping to define and shape the Uyghur movement.These rather conflicting reports, and even popular novels, raise importantquestions about Muslims, transnational Islam, the institutional links between455


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe state and the status of religion and Muslim identity politics in the People’sRepublic since September 11, 2001. Are all Muslims supportive of Uyghurseparatism? Is Uyghur separatism inspired by radical Islam? Why do the Hui notsupport an independent Islamic state? How do these differences illustrate the roleof international organizations in shaping China’s Muslim identity? Can China’sMuslims, as the government might wish, be isolated from global Islam? China’sMuslims are now facing their second millennium under Chinese rule. Many ofthe challenges they confront remain the same as they have for the last 1,200 yearsof continuous interaction with Chinese society, but many others are new as aresult of China’s transformed and increasingly globalized society, and particularlythe watershed events of the September 11th terrorist attacks, with the subsequent‘war on terrorism.’ Muslims in China live as minority communities amid a seaof people who, in their view, are largely pork-eating, polytheist, secularist, and“heathen” (kafir). Nevertheless, many of their small and isolated communitieshave survived in rather inhospitable circumstances for over a millennium.Though small in population percentage (about 2% in China, 1% in Japan, andless than 1% in Korea), the Muslim populations of East Asia are nevertheless largein comparison with those of other Muslim states. In fact, there are more Muslimsliving in China today than there are in Malaysia and more than in every MiddleEastern Muslim nation, except Iran, Turkey and Egypt (and about the samenumber as in Iraq). Indeed, China’s primary objection to NATO involvement inKosovo was centered on its fear that this might encourage the aiding and abettingof separatists, a potential problem in light of the fact that independence groups inXinjiang, Tibet and even Taiwan, remain a major Chinese concern. As Muslimsin Asia, they are part of the largest Muslim populations in the world.This paper will seek to examine Islamic identity and expression in Chinawith special attention to international organizations and transnational Islamistmovements among the Uyghur. Most relevant to this is the thesis put forth thatsuccessful Muslim accommodation to minority status in China can be seen tobe a measure of the extent to which Muslim groups allow the reconciliation ofthe dictates of Islam to the contexts of their particular socio-historical setting.This goes against the opposing view that can be found in the writings of someanalysts of Islam in China, such as Raphael Israeli and Michael Dillon, who have456


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyconsistently argued that Islam in the region is almost unavoidably rebellious andthat Muslims in general are inherently problematic to a non-Muslim state (Israeli1981, 2002; Dillon 1997, 2004). They thus become, as the novel above suggests,willing stooges for far-fetched neo-conservative inspired CIA and Islamist plots.For these analysts, the questions about Muslim identity in China raised at thebeginning of this paper have already been answered: Muslims in China, whetherUyghur, Hui, or otherwise, are Muslims first and citizens last -their loyalty is toa transnational Islam that will always be a threat to a nationalizing, secularizingstate that seeks to regulate religion in the name of modernity.Civil unrest, or Islamist inspired terrorism?In the paper below, I will argue that the incidents of violence that haveoccurred in the region are best understood as incidents of civil unrest and rarelycan be described as “terrorism” in the traditional sense of the terms (which I taketo mean random acts of violence against civilian populations). The struggles forindependence of the Uighur people from the Chinese nation-state that havetaken place since its incorporation in 1949 are best understood in the contextof efforts to attain sovereignty, not as a religious or Islam-inspired campaign.Except for the fact that the Uighur are a Muslim people, their concerns and issuesresemble that of Tibet; the occasional violence that takes place in the TibetanAutonomous Region in China and protests against Chinese rule are rarely, ifever, described as “terrorist.” As will be demonstrated below, the characterizationof the Guantanamo Uighurs as “ETIM terrorists” is a misnomer at best, andat worst a calculated mischaracterization of a group of people whom the Bushadministration and the Department of Defense had determined as comprisingno threat to the US. At the same time, this testimony will show that the regionof Xinjiang (pronounced Sheen-Jeeahng) has been extremely peaceful since thelate 1990s, and rather than a site of terrorist independence, it has been caught upin an economic boom that would be the envy of any of its surrounding CentralAsian states. This testimony will not support an independent Uighuristan orseparate state, lest it fall into the same turmoil as its Central Asian neighbors, butrather encourages greater autonomy, direct engagement of the Chinese with theUighurs to better understand their complaints, and the need for the US to notcontribute support (even if inadvertently) to any separatist or Islamist sentiments457


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthat might be brewing in the region. Indeed, China should be congratulated forthe enormous economic and social transformation of the region over the past twodecades, but at the same time should be encouraged to find ways to preserve andpromote the vibrant and extraordinary Central Asian civilization that Uighurculture represents.In 1997, bombs exploded in a city park in Beijing on 13 May (killing one)and on two buses on 7 March (killing 2), as well as in the northwestern bordercity of Urumqi, the capital of the Xinjiang Uighur Autonomous Region, on25 February (killing 9), with over 30 other bombings in 1998, and 6 in Tibetthat year as well. Most of these are thought to have been related to demandsby Muslim and Tibetan separatists. Numerous members of the Uighur Muslimminority have been executed since these events in the late 1990s, with hundredsarrested on suspicion of taking part in ethnic riots and engaging in separatistactivities. Though sporadically reported since the early 1980s, such incidents wererather frequent in the late 1990s, and harsh treatment of the suspects involved inthose incidents was documented in a scathing report by Amnesty Internationalon the policy of the Chinese government in the region. 5 The Wall Street Journalreported the arrest on 11 August 1999 of Rabia Kadir, a well known Uighurbusinesswoman, once sent to represent the Xinjiang region at the InternationalWomen’s Conference in Beijing, during a visit by the United States CongressionalResearch Service delegation to the region; this was an indication of China’s strongresponse to these tensions. 6 Amnesty International labeled Rabia a “prisoner ofconscience”, as her only tangible offense was an unsuccessful attempt to meetwith the USCRS. 7 Her release to the US in 2005 and her active role in promotinga “Global Uighur Movement” has led to her assuming a prominent positionamong the Uighur exile community both in the US and elsewhere; she has twicebeen elected as president of the World Uyghur Congress and nominated on fourseparate occasions for the Nobel Peace Prize.It is important to note that these arrests and Uighur protests have rarelybeen connected to freedom of religion issues, but rather to a range of “indigenousrights” issues, of which religion is only one concern. Chinese officials argue that“splittests” violate the law and that full freedom of religion is allowed under Article36 of the constitution. 8 An earlier White Paper on nationalities policy in China,458


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneypublished just prior to the 50 th anniversary of the PRC in October 1999, argued thatreligious freedom was guaranteed for all minorities, but acknowledged continuingproblems in minority regions, in particular vast economic inequities. 9 The WhitePaper surveyed minority problems and accomplishments and concluded:China has been a united, multi-ethnic country since ancient times... Althoughthere were short-term separations and local divisions in Chinese history, unity hasalways been the mainstream in Chinese history… In China, all normal religiousactivities…are protected by law… By 1998 the state had offered 16.8 billion yuan[2.2 billion USD] of subsidies to minority areas… The Chinese government iswell aware of the fact that, due to the restrictions and influence of historical,physical geographical and other factors, central and western China, where mostminority people live, lags far behind the eastern coastal areas in development. 10Despite on-going tensions and frequent reports of isolated terrorist acts, therehas been no evidence that any of these actions have been aimed at disrupting theeconomic development of the region. Not a single incident has been directedat the infra-structure (railways, bridges, power stations, airports), which is whatone would expect from a well-organized terrorist or separatist conspiracy. Mostconfirmed incidents have been directed against Han Chinese security forces,recent Han Chinese émigrés to the region, and even Uighur Muslims who areperceived as collaborating to closely with the Chinese government. Unlike ournovelist above, most analysts agree that China is not vulnerable to the same ethnicseparatism that split the former Soviet Union. But few doubt that should Chinafall apart, it will divide, like the USSR, along centuries old ethnic, linguistic,regional, and cultural fault lines. 11 If China were to break apart, Xinjiang wouldsplit in a way that would resemble the tumult experienced in neighboring regions,like modern Kashmir, or the mid-1990s violent civil war in Tajikistan.The historical discussion of the Uighur in a later section of this paper willattempt to suggest why there have been on-going tensions in the area and whatthe implications are for future international relations and possible refugee flows.The ethnic and cultural divisions showed themselves at the end of China’s lastempire, when it was divided for over 20 years by regional warlords with local andethnic bases in the north and the south, and by Muslim warlords in the west.Ethnicization has meant that the current cultural fault lines of China and Central459


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMAsia increasingly follow official designations of national identity. Hence, forCentral Asia, the break-up of the USSR did not lead to the creation of a greater“Turkistan” or a pan-Islamic collection of states, despite the predominantly Turkicand Muslim population of the region. Rather, the USSR dissolved along ethnicand national lines that had been created by the Soviet State itself. China clearlyis not about to fall apart anytime soon. Yet, it also has continuing ethnic andreligious conflicts and it must solve them for other more pressing reasons.Chinese histories notwithstanding, every Uighur firmly believes that theirancestors were the indigenous people of the Tarim basin, which did not becomeknown in Chinese as “Xinjiang” (“new dominion”) until the eighteenth century.Nevertheless, the identity of the present people known as the Uighur is a ratherrecent phenomenon related to Great Game rivalries, Sino-Soviet geopoliticalmaneuverings, and Chinese nation-building. While a collection of nomadic steppepeoples known as the “Uighur” have existed since before the eighth century, thisidentity was lost from the fifteenth to the twentieth century.It was not until the fall of the Turkish Khanate (552-744 C.E.) to a peoplereported by the Chinese historians as Hui-he or Hui-hu that we find the beginningsof the Uighur Empire. At this time the Uighur were only a collection of ninenomadic tribes, who, initially in confederation with other Basmil and Karlukhnomads, defeated the Second Turkish Khanate and then dominated the federationunder the leadership of Koli Beile in 742. 12 The gradual sedentarization of theUighur and their defeat of the Turkish Khanate occurred precisely as trade withthe unified Chinese Tang state became especially lucrative. Sedentarization andinteraction with the Chinese state was accompanied by socio-religious change:the traditional shamanistic Turkic-speaking Uighur came increasingly underthe influence of Persian Manichaeanism, Buddhism, and eventually, NestorianChristianity. Extensive trade and military alliances along the old Silk Road withthe Chinese state developed to the extent that the Uighur gradually adoptedcultural, dress and even agricultural practices from the Chinese. The conquest ofthe Uighur capital of Karabalghasun in Mongolia by the nomadic Kyrgyz in 840,without rescue from the Tang, who may by then have become intimidated by thewealthy Uighur Empire, led to further sedentarization and crystallization of theUighur identity. One branch that ended up in what is now Turpan took advantage460


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyof the unique socio-ecology of the glacier fed oases surrounding the Taklamakanand were able to preserve their merchant and limited agrarian practices, graduallyestablishing Khocho or Gaochang, the great Uighur city-state based in Turpanfor four centuries (850-1250). With the fall of the Mongol empire, the decline ofthe overland trade routes, and the expansion of trade relationships with the Ming,Turfan gradually turned toward the Islamic Moghuls, and, perhaps in oppositionto the growing Chinese Empire, adopted Islam by the mid-fifteenth century.The Islamicization of the Uighur from the tenth to as late as the seventeenthcentury, while displacing their Buddhist religion, did little to bridge their oasesbasedloyalties. From that time on, the people of “Uighuristan”, who were centeredin Turpan and resisted Islamic conversion until the seventeenth century were thelast to be known as Uighur. The others were known only by their oasis or by thegeneric term of “Turki”. They spoke a “Turkic” language that is closely relatedto modern Uzbek (though unlike the Cyrillic Uzbek script borrowed from theRussian, they used a modified Arabic script that was revived in the 1970s). Withthe arrival of Islam, the ethnonym “Uighur” fades from the historical record.Indeed, the late Joseph Fletcher concluded that the contemporary Uighur identityis just as much a product of modern notions of nationalism as the former Sovietand Chinese Communist policies, which did much to “invent” nationalities,perhaps as much to “divide and rule” them as to recognize and incorporate theminto their new nation-states. Joseph Fletcher concluded:...The Uighur empire (ca. 760-840) once stretched as far as Kashgaria. Butthe idea that the Kashgarians and the inhabitants of Uighuristan were one andthe same nationality--let alone that they were all Uighurs--is an innovationstemming largely from the needs of twentieth-century nationalism. 13Yet Uighur culture has deep roots. The Uighur culture and its people’s geneticmake-up reflect the fact that they migrated from Mongolia to the region nowknown as Xinjiang or Eastern Turkistan. The region has always been at the centerof a “civilizational cross-roads”, involving millennia of travel and inter-mixingby speakers of Iranian, Indian, Chinese, Tibetan, Turkic, Mongolian and evenEuropean tongues. Until their rather belated conversion to Islam (comparedto the rather rapid conversion of other Central Asian peoples), the Uighurswere shamanists, Buddhists, Manichaeans and even Nestorian Christians.461


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe Uighur-dominated oases of the region, due to their superior agriculturaland mercantile economies, were frequently over-run by nomadic powers fromthe steppes of Mongolia and Central Asia, and even intermittently, Chinesedynasties, who showed interest in controlling the lucrative trade routes acrossEurasia. According to Morris Rossabi, it was not until 1760, after the defeat ofthe Mongolian Zungars, that the Manchu Qing dynasty exerted full and formalcontrol over the region, establishing it as their “new dominions” (Xinjiang); thiswas an administration that lasted barely 100 years before it fell to the Yakub Begrebellion (1864-1877) and expanding Russian influence. 14 Until major migrationsof Han Chinese were encouraged in the mid-nineteenth century, the Qing weremainly interested in pacifying the region by setting up military outposts whichsupported a vassal-state relationship. Colonization had begun with the migrationsof the Han in the mid-nineteenth century, but was cut short by the Yakub Begrebellion, the fall of the Qing empire in 1910, and the ensuing warlord era, whichdismembered the region until its incorporation as part of the People’s Republicin 1949. Competition for the loyalties of the peoples of the oases in the GreatGame played between China, Russia and Britain further contributed to divisionsamong the Uighur according to political, religious, and military lines. The peoplesof the oases, until the challenge of nation-state incorporation, lacked any unifiednational identity, yet they did share a strong sense of what Hobsbawm would laterdescribe as “proto-nationalist” yearnings.Thus, the incorporation of Xinjiang for the first time into a nation-staterequired an unprecedented delineation of the so-called nations that were involved.The re-emergence of the label “Uighur”, though arguably inappropriate as itwas last used 500 years previously to describe the largely Buddhist populationof the Turfan Basin, was popularly adopted as the appellation for the settledTurkish-speaking Muslim oasis dwellers. This has never been disputed by thepeople themselves or the states involved. There is too much at stake for the peoplelabeled as such to wish to challenge this identification. For Uighur nationaliststoday, the direct lineal descent from the Uighur Kingdom in seventh centuryMongolia is accepted as fact, despite overwhelming historical and archeologicalevidence to the contrary. 15 This is not unlike the Han Chinese belief they they,too, are descended directly from the Han dynasty rulers, itself a multi-ethnic andlargely non-Chinese empire.462


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyThe end of the Qing dynasty and the rise of Great Game rivalries betweenChina, Russia and Britain saw the region torn by competing loyalties and markedby two short-lived and drastically different attempts at independence: theproclamations of an “East Turkestan Republic” in Kashgar in 1933 and anotherin Yining (Ghulje) in 1944. 16 As Linda Benson has extensively documented, 17these rebellions and attempts at self-rule did little to bridge competing political,religious and regional differences among the Turkic Muslim people who becameofficially known as the Uighur in 1934 under successive Chinese Kuomintang(KMT) warlord administrations. Andrew Forbes describes, in exhaustive detail,the great ethnic, religious and political cleavages during the period from 1911to 1949 that pitted Muslim against Chinese, Muslim against Muslim, Uighuragainst Uighur, Hui against Uighur, Uighur against Kazak, warlord againstcommoner, and Nationalist against Communist. 18 There was short-livedindependent Uighur rule during two important periods, which Uighur’s claimtoday provides indisputable evidence of self-governance and even secular-inspireddemocratic rule. Uighurs, Uzbeks and other Central Asian Turkic peoples formedan “Eastern Turkestan Republic” (ETR) in Kashgar for less than a year in 1933,which was inspired by religious, Islamic ideals. A decade later, the Soviet Unionsupported another attempt at independent Uighur rule, establishing a moresecular nationalist state, another “Eastern Turkestan Republic” in the northernpart of Xinjiang, now the town known as Yining (where there was a Russianconsulate in recognition of this newly formed nation-state). During 1944-45,the ETR fought against the Chinese Nationalists (KMT), who were holdingsouthern Xinjiang. Due to a wartime alliance between the KMT and the Soviets,the Russians eventually pressured the ETR to cooperate with the Chinese andthey formed an uneasy alliance, until the Chinese communists defeated the KMTand occupied the region in 1949, in what they described as a “peaceful liberation”(due to Sino-Soviet cooperation at that time). Uighur nationalists at that timehad hoped to achieve a semi-independent Republic along the Soviet lines ofUzbekistan and Kazakstan, but they had to settle for recognition as a Chinese“minority nationality” with the Autonomous Region of Xinjiang (with much lessjuridical authority than the Soviet Republics). The extraordinary factionalism andcivil disunion during this period which caused large scale depletion of lives andresources in the region, still lives in the minds of the population. Indeed, it is463


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthis memory that many argue keeps the region together, a deep-seated fear ofwidespread social disorder. 19Today, despite continued regional differences among three, and perhaps fourmacro-regions, including the northwestern Zungaria plateau, the southern Tarimbasin, the southwest Pamir region and the eastern Kumul-Turpan-Hami corridor,there are nearly 8 million people, out of a total population of 16 million, spreadthroughout this vast region who regard themselves as Uighur. 20 Many of themdream of, and some agitate for, an independent “Uighuristan”. The “nationality”policy under the KMT identified five peoples of China, with the Han as themajority. The Uighur were included at that time under the general rubric of “HuiMuslims”, which included all Muslim groups in China at that time. This policywas continued under the Communists, eventually recognizing 56 nationalities;the Uighur and 8 other Muslim groups split out from the general category “Hui”(which was confined to mainly Chinese-speaking Muslims.)A profoundly practical people, the Uighur and regional leaders actuallyinvited the People’s Liberation Army (PLA) into the region after the defeat ofthe Nationalists in 1949. The “peaceful liberation” by the Chinese Communistsof Xinjiang in October 1949, and their subsequent establishment of the XinjiangUighur Autonomous Region on 1 October 1955, perpetuated the Nationalistpolicy of recognizing the Uighur as a minority nationality under Chinese rule.The on-going political uncertainties and social unrest led to large migrationsof Uighur and Kazak from Xinjiang to Central Asia between 1953 and 1963,culminating in a Central Asian Uighur population of approximately 300,000.This migration stopped with the Sino-Soviet split in 1962 and the border wasclosed in 1963, reopening 25 years later in the late 1980s. 21The separate nationality designation awarded the Uighurs in China continuedto mask very considerable regional and linguistic diversity, with the designationalso being applied to many “non-Uighur” groups such as the Loplyk and Dolans,who had very little to do with the oasis-based Turkic Muslims that had becomeknown as the Uyghur. At the same time, contemporary Uighur separatists lookback to the brief periods of independent self-rule under Yakub Beg and theEastern Turkestan Republics, in addition to the earlier glories of the Uighurkingdoms in Turpan and Karabalghasan, as evidence of their rightful claims to the464


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyregion. Contemporary Uighur separatist organizations based in Istanbul, Ankara,Almaty, Munich, Amsterdam, Melbourne and Washington may differ in theirpolitical goals and strategies for the region, but they all share a common visionof a continuous Uighur claim on the region, disrupted by Chinese and Sovietintervention. The independence of the former Soviet Central Asian Republicsin 1991 has done much to encourage these Uighur organizations in their hopesfor an independent “Uighuristan”, despite the fact that the new, mainly Muslim,Central Asian governments all signed protocols with China in Shanghai inthe spring of 1996 that they would not harbour or support separatists groups.These protocols were reaffirmed in the 25 August 1999 meeting between BorisYeltsin and Jiang Zemin, committing the “Shanghai Five” nations (China, Russia,Kazakstan, Kyrgyzstan, Tajikistan) to respecting border security and suppressingterrorism, drug smuggling and separatism. 22 The policy was enforced on 15 June1999, when three alleged Uighur separatists (Hammit Muhammed, Ilyan Zurdin,Khasim Makpur) were deported from Kazakstan to China, with several othersin Kyrgyzstan and Kazakstan awaiting extradition. 23 The Shanghai CooperationOrganization (SCO) has evolved from what was originally a trade and bordersettlement alliance to become an increasingly powerful multi-lateral organizationwith a strong focus on anti-terrorism security cooperation.That Islam became an important, but not exclusive, cultural marker of Uighuridentity is not surprising, given the socio-political oppositions with which theUighur were confronted. In terms of religion, the Uighurs are Sunni Muslims,practising Islamic traditions similar to their co-religionists in the region. Inaddition, many of them are Sufi, adhering to branches of Naqshbandiyya CentralAsian Sufism. Uighur’s are powerfully attached to their musical traditions,colorful dress and patronage of saintly tomb complexes (mazar). 24 These practicesare anathema to the strict Wahhabi-inspired Islamist codes of the Taliban and al-Qaida, with many Sufis and folk artists severely persecuted by them.However, it is also important to note that Islam was only one of several unifyingmarkers for Uighur identity, depending on those with whom they were in cooperationat the time. This suggests that Islamic fundamentalist groups such asthe Taliban in Afghanistan will have only limited appeal among the Uighur. Forexample, to the Hui Muslim Chinese in Xinjiang, numbering over 600,000, the465


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMUighur distinguish themselves as the legitimate autochthonous minority, sinceboth share a belief in Sunni Islam. In contrast to the formerly nomadic Muslimpeoples, such as the Kazak, numbering more than one million, the Uighur mightstress their attachment to the land and oasis of origin. Most profoundly, modernUighurs, especially those living in larger towns and urban areas, are markedby their reaction to Chinese influence and incorporation. It is often Islamictraditions that become the focal point for Uighur efforts to preserve their cultureand history. One such popular tradition that has resurfaced in recent years isthat of the Mashrap, where young Uighurs generally gather to recite poetry andsing songs (often of folk or religious content), dance, and share traditional foods.These evening events have often become foci for Uighur resistance to Chineserule in past years. However, although within the region many portray the Uighuras united around separatist or Islamist causes, the Uighur continue to be dividedfrom within by religious conflicts, in this case competing Sufi and non-Sufifactions, territorial loyalties (whether they be oases or places of origin), linguisticdiscrepancies, commoner-elite alienation, and competing political loyalties. Thesedivided loyalties were evidenced by the attack in May 1996 on the imam of theIdgah Mosque in Kashgar by other Uighurs, as well as the assassination of atleast six Uighur officials in September 1997. It is this contested understanding ofhistory that continues to influence much of the current debate over separatist andChinese claims to the region.466Chinese nationalities policy and the UighurMany Uighur with whom I have spoken in Turfan and Kashgar argue persuasivelythat they are the autochthonous people of this region. The fact that over 99.8 per centof the Uighur population are located in Xinjiang, whereas other Muslim peoples ofChina have significant populations in other provinces (e.g. the Hui) and outside thecountry (e.g. the Kazakh), contributes to this important sense of belonging to theland. The Uighur continue to conceive of their ancestors as originating in Xinjiang,claiming to outsiders that “it is our land, our territory”, despite the fact that the earlyUighur kingdom was based in what is now Outer Mongolia and the present regionof Xinjiang is under the control of the Chinese State.Unprecedented socio-political integration of Xinjiang into the Chinesenation-state has taken place in the last 40 years. While Xinjiang has been under


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyChinese political domination from the defeat of the Zungar in 1754 until themiddle of the twentieth century, it was but loosely incorporated into China proper.The extent of the incorporation of the Xinjiang Region into China is indicatedby Chinese policies encouraging Han migration, communication, educationand occupational shifts since the 1940s. Han migration into Xinjiang increasedtheir local population by a massive 2,500 per cent between 1940 and 1982 incomparison to the 1940 level, representing an average annual growth of 8.1 percent. Indeed, many conclude that China’s primary programme for assimilating itsborder regions is a policy of integration through immigration. 25 This was certainlythe case for Inner Mongolia, where the Mongol population now stands at 14 percent, and this may well be the case for Xinjiang.The increase of the Han population has been accompanied by the growth anddelineation of other Muslim groups in addition to the Uighur. Accompanying theremarkable rise in the Han population, a dramatic increase in the Hui (Dungan,or mainly Chinese-speaking Muslim) population can also be seen. While the Huipopulation in Xinjiang increased by over 520 per cent between 1940 and 1982(averaging an annual growth of 4.4 per cent), the Uighur population has followeda more natural biological growth of 1.7 per cent. This dramatic increase in theHui population has also led to significant tensions between the Hui and UighurMuslims in the region, and many Uighurs recall the massacre of the Uighurresidents in Kashgar by the Hui Muslim warlord Ma Zhongying and his Huisoldiers during the early part of this century. 26 These tensions are exacerbated bywidespread beliefs held among the exile Uighur community and internationalMuslims that the Muslim populations of China are vastly underreported by theChinese authorities. Some Uighur groups claim that there are upwards of 20million Uighur in China, and nearly 50 million Muslims, with little evidence tosupport those figures. 27Chinese incorporation of Xinjiang has led to a further development of ethnicsocio-economic niches. Whereas earlier travellers reported little distinctionin labour and education among Muslims, other than that between settled andnomadic, the 1982 census revealed vast differences in the socio-economic structure.The Uighur are about average in terms of university graduates (0.5 percent) and illiteracy (26.6 per cent), as compared with all other ethnic groups in467


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMChina (0.5 and 22.2 per cent respectively). The Tatar have achieved the highestrepresentation of university graduates among Muslims (3.6 per cent), as well asthe lowest percentage of illiteracy (4.9 per cent), far below the average of all China(22.2 per cent). The main drawback of these figures is that they reflect only whatis regarded by the state as education, namely, training in the Chinese languageand the sciences. However, among the elderly elite, there continues to be a highstandard of traditional expertise in Persian, Arabic, Chagatay and Islamic sciences,subjects that are not considered part of Chinese “culture” and education. Althoughelementary and secondary education is offered in Uighur, Mandarin has becomethe language of upward mobility in Xinjiang, as well as in the rest of China.Many Uighur have been trained in the thirteen Nationalities Colleges scatteredthroughout China since they were established in the 1950s. It is these secularintellectuals trained in Chinese schools who are asserting political leadership inXinjiang, as opposed to the traditional religious elites. Many Uighurs in Urumqipoint to the establishment of the Uighur Traditional Medicine Hospital andMadrassah complex in 1987 as a beginning counterbalance to this emphasis onHan education. 28 However, most Uighur I have spoken with feel that their historyand traditional culture continues to be down-played in the state schools and mustbe privately re-emphasized to their children. It is through the elementary schoolsthat Uighur children first participate formally in the Chinese nation-state,dominated by Han history and language, and most fully enter into the Chineseworld. As such, the predominant educational practice of teaching a centralized,mainly Han, subject content, despite the widespread use of minority languages,continues to drive a wedge between the Uighur and their traditions, inductingthem further into the Han Chinese milieu.The increased incorporation of Xinjiang into the political sphere of Chinahas led not only to the further migration of Han and Hui into the region, butopened China to an unprecedented extent for the Uighur. Uighur men areheavily involved in long-distance trade throughout China. They go to Tianjinand Shanghai for manufactured clothes and textiles, Hangzhou and Suzhou forsilk, and Guangzhou and Hainan for electronic goods and motorcycles brought infrom Hong Kong. In every place, and especially Beijing, due to the large foreignpopulation, they trade local currency (renminbi) for US dollars. Appearing more468


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneylike foreigners than the local Han, they are often less suspect. “We use the hardcurrency to go on the Hajj”, one young Uighur in the central market square ofKunming, Yunnan Province, once told me, “Allah will protect you if you exchangemoney with me”. While some may save for the Hajj, most purchase imported orluxury goods with their hard currency and take them back to Xinjiang, selling ortrading them for profit -a practice that keeps them away from home six monthsout of the year. As Uighurs continue to travel throughout China they return toXinjiang with a firmer sense of their own pan-Uighur identity vis-a-vis the Hanand the other minorities they encounter on their travels.International travel has also resumed for the Uighur. An importantdevelopment in the last decade was the opening of a rail line between China andKazakstan through the Ili corridor to Almaty, and the opening of several officialgateways with the surrounding five nations on its borders. With the resumptionof normal Sino-Central Asian relations in 1991, trade and personal contacts haveexpanded enormously. This expansion has led many Uighur to see themselves asimportant players in the improved Sino-Central Asian exchanges. On a 1988 tripfrom Moscow to Beijing through the Ili corridor, I was surprised to find that manyof the imported Hong Kong-made electronic goods purchased by Uighur withhard currency in Canton and Shenzhen found their way into the market placeand hands of relatives across the border in Almaty - who are also identified by theKazakstan state as Uighur. However, since the late 1990s, Uighur travel abroadhas been more restricted due to security concerns, and it is nearly impossible formost average Uighur citizens to obtain a passport.Uighur response: Struggles to sustain cultural survivalIncreasing integration with China has not been smooth. Many Uighursresent the threats to their cultural survival and have resorted to violence. Afterdenying them for decades and stressing instead China’s “national unity”, officialreports have detailed Tibetan and Muslim conflict activities in the border regionsof Tibet, Yunnan, Xinjiang, Ningxia and Inner Mongolia. With the March 1997bus bombings in Beijing, widely attributed (although this has never been verified)to Uighur separatists, coupled with the Urumqi bus bombings on the day of DengXiaoping’s 1997 memorial on 25 February, Beijing can no longer keep such reportssecret. The Yining uprising on 7 February 1997, which left at least nine dead and469


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhundreds injured, with seven Uighur suspects arrested and most probably slatedfor execution, was heavily covered by the world’s media. This distinguishes thelast few events from the on-going problems in the region in the mid-1980s thatmet with little media coverage.In 1996, the Xinjiang Daily reported five serious incidents since February1996, with a crackdown that rounded up 2,773 terrorist suspects, 6,000 lbs ofexplosives, and 31,000 rounds of ammunition. Overseas Uighur groups haveclaimed that over 10,000 were arrested in the round-up, with over 1,000 killed.The largest protest, from 2 to 8 February 1996, was sparked by a Chinese raid onan evening Mashrap cultural meeting. Protests against the arrests made duringthe meeting led to 120 deaths and over 2,500 arrests. On 2 March 1996 thepro-government mullah of Kashgar’s Idgah mosque and his son were stabbed byknife-wielding Uighur militants, on 27 May there was another attack on a seniorgovernment official, and in September of the same year six Uighur governmentofficials were killed by other Uighurs in Yecheng.The government responded severely in the late 1990s with widespread arrestsand new policy announcements. In spring 1998, the National People’s Congresspassed a New Criminal Law that redefined “counter-revolutionary” crimes tobe “crimes against the state”, liable to severe prison terms or even execution.Included in “crimes against the state” were any actions considered to involve“ethnic discrimination” or “stirring up anti-ethnic sentiment”. Many human rightsactivists have argued that this is a thinly veiled attempt to criminalize “political”actions and to make them appear as illegal as traffic violations, supporting China’sclaims that it holds “no political prisoners”. Since any minority activity could beregarded as stirring “anti-ethnic feeling”, many ethnic activists are concerned thatthe New Criminal Law will be easy to turn against them.On 12 June 1998 the Xinjiang Daily reported “rampant activities by splittistsinside and outside China”, that had contributed to the closure of 10 “unauthorized”places of worship, the punishment of mullahs who had preached illegally outsidetheir mosques, and the execution of 13 people on 29 May in Aksu county (an areathat is 99 per cent Uighur) supposedly for murder, robbery, rape, and other violentcrimes. Troop movements to the area have reportedly been the largest since thesuppression of the Baren township insurrection in April 1990, perhaps related470


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyto the nationwide “Strike Hard” campaign. This campaign, launched in Beijingin April 1997 was originally intended to clamp down on crime and corruption,but has now been turned against “splittists” in Xinjiang, calling for the buildingof a “great wall of steel” against them. The Xinjiang Daily on 16 December 1996contained the following declaration by Wang Lequan, the region’s first partysecretary: “We must oppose separatism and illegal religious activities in a clearand comprehensive manner, striking hard and effectively against our enemies.”These campaigns, according to an April 1999 Amnesty International report, haveled to 210 capital sentences and 190 executions of Uighur since 1997. 29Chinese authorities are correct that increasing international attention to theplight of indigenous border peoples has put pressure on the regions. Notably, theformerly elected chair of the Unrepresented Nations and People’s Organization(UNPO), based in The Hague, is the Uighur, Erkin Alptekin. Erkin Alptekinis the son of the Uighur Nationalist leader, Isa Yusuf Alptekin, who died inIstanbul in December 1995; a park is now dedicated to his memory in this city.There are numerous international organizations working for the independenceof Xinjiang (under the name Eastern Turkestan), based in Amsterdam, Munich,Istanbul, Melbourne and New York. An organization that seeks to coordinatethese disparate movements is the World Uighur Congress, which met recentlyin Washington, DC, from May 21-25, and elected Madam Rabia Kadir asPresident (http://www.uighurcongress.org). Clearly, with Xinjiang representingthe last Muslim region under Communism, Chinese authorities have more to beconcerned about than just international support for Tibetan independence.The real question is, why call such attention to these Tibetan and Muslimactivities and external organizations? From 1998 to 2008, there was a decadewithout a single report of Uighur-related violence. The Istanbul-based groupshave existed since the 1950s, and the Dalai Lama has been active since his exilein 1959. Separatist actions have taken place on a small but regular basis sincethe expansion of market and trade policies in China, and with the opening ofoverland gateways to Xinjiang, including the trans-Eurasian railway after 1991,there seems to be no chance of closing up shop. In his 1994 visit to the newlyindependent nations of Central Asia, Li Peng called for the opening of a “newSilk Road”. This was a clear attempt to calm fears in the newly established471


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMCentral Asian states over Chinese expansionism, as was the April 1996 Shanghaicommuniqué that solidified the existing Sino-Central Asian borders. This wasperhaps the clearest example of Chinese government efforts to finally solidify andfully map its domestic territories.Practically speaking, China is not threatened by internal dismemberment.China’s separatists, such as they are, are small in number, poorly equipped,loosely linked, and vastly out-gunned by the People’s Liberation Army and thePeople’s Police. Local support for separatist activities, particularly in Xinjiang, isambivalent and ambiguous at best, given the economic disparity between theseregions and their foreign neighbours, which are generally much poorer, and insome cases, such as Tajikistan, riven by civil war. Memories in the region arestrong of mass starvation and widespread destruction during the Sino-Japaneseand civil war in the first half of this century, not to mention the chaotic horrorsof the Cultural Revolution. International support for Tibetan causes has donelittle to shake Beijing’s grip on the region. Many local activists are calling not forcomplete separatism or real independence, but more often express concerns overenvironmental degradation, anti-nuclear testing, religious freedom, over-taxation,and imposed limits on child-bearing. Many ethnic leaders are simply calling for“real” autonomy according to Chinese law for the five Autonomous Regions thatare each led by First Party Secretaries, who are all Han Chinese controlled byBeijing. Extending the “Strike Hard” campaign to Xinjiang, Wang Lequan, theParty Secretary for Xinjiang, has declared “there will be no compromise betweenus and the separatists”. Documented separatist and violent incidents in Xinjianghave dropped off dramatically since the late 1990s. Philip Pan reported in a July14, 2002 Washington Post interview that local Xinjiang security officials wereonly able to cite three relatively small occurrences. 30Beijing’s official publication of the separatist issue may have more to dowith domestic politics than any real internal or external threat. Recent moves,such as those evidenced in the 2008 Olympics, suggest efforts to promoteChinese nationalism as a “unifying ideology” that will prove more attractive thanCommunism and more manageable than capitalism. By highlighting separatistthreats and external intervention, China can divert attention away from its owndomestic instabilities of natural disasters (especially the 2008 Sichuan earthquake),472


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyeconomic crises (such as the drag imposed by the Asian economic downturn onChina’s currency), rising inflation, increased income disparity, displaced “floatingpopulations”, Hong Kong reunification, and the many other internal and externalproblems that face Jiang Zemin’s government. Perhaps nationalism will be the only“unifying ideology” left to a Chinese nation that has begun to distance itself fromCommunism, as it has from Confucianism, Buddhism and Daoism in the past.This is perhaps why religiously-based nationalisms, like Islamic fundamentalismand Tibetan Buddhism, are targeted by Beijing, while the rise of shamanism andpopular religion goes unchecked. At the same time, a firm lid on Muslim activismin China sends a message to foreign Muslim militant organizations to stay out ofChina’s internal affairs, and the Taliban to stay well within their Afghan borders.Although it is hard to gauge the extent of support for Uighur separatism amongthe broader population, it is clear that cultural survival is a critical concern formany, and a significant attempt to preserve Uighur culture is taking place, assistedto some extent by international tourism and the state’s attempts to demonstrateits goodwill toward its restive Muslim population.International organizations and dynamicsThe People’s Republic of China, as one of five permanent voting membersof the UN security council, and as a significant exporter of military hardware tothe Middle East, has become a recognized player in Middle Eastern affairs. Witha decline in trade occurring with most Western nations after the Tiananmenmassacre in the early 1990s, the importance of China’s Middle Eastern tradingpartners (all of them Muslim, since China did not have relations with Israel until1993), rose considerably. This may account for the fact that China establisheddiplomatic relations with Saudi Arabia in August 1990, with the first directSino-Saudi exchanges taking place since 1949 (Saudi Arabia cancelled its longstandingdiplomatic relationship with Taiwan and withdrew its ambassador,despite a lucrative trade history). In the face of a long-term friendship withIraq, China went along with most of the UN resolutions in the war againstIraq. Although it abstained from Resolution 678 on supporting the ground-war,making it unlikely that Chinese workers will be welcomed back into Kuwait,China enjoys a fairly solid reputation in the Middle East as an untarnished sourceof low-grade weaponry and cheap reliable labour. Frequent press accounts have473


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMnoted an increase in China’s exportation of military hardware to the Middle Eastsince the Gulf War, perhaps due to a need to balance its growing imports of Gulfoil required to fuel its overheated economy. 31Since the breakup of the Soviet Union in 1991, China has also become animportant competitor for influence in Central Asia and is expected to serve asa counterweight to Russia. Calling for a new interregional “Silk Route”, Chinais already constructing such a link with rails and pipelines. The ethnicizationof several Central Asian peoples and their rise to prominence as the leadingmembers of the new Central Asian states will mean that economic developmentand cross-border ties will be strongly influenced by ancient ethnic relations andgeopolitical ties.Since the early 1990s, China has been a net oil importer. 32 It also has 20 millionMuslims. Any mishandling of its Muslim problems will alienate trading partnersin the Middle East, who are primarily Muslims. Already, after the ethnic riot inFebruary 1997 in the northwestern Xinjiang city of Yining, which led to the deathof at least nine Uighur Muslims and the arrest of several hundred others, Turkey’sthen Defence Minister, Turhan Tayan, officially condemned China’s handlingof the issue, and China responded by telling Turkey to not interfere in China’sinternal affairs. Since that time, possibly due to China’s rising economic influence,there has been almost no official condemnation from Muslim populated nationsover China’s treatment of the Uighur or other domestic Muslim problems.Muslim nations on China’s borders, including the new Central Asian states,Pakistan and Afghanistan, though officially unsupportive of Uighur separatists,may be critical of the harsh treatment extended to fellow Turkic and/or Muslimco-religionists in China on a popular level. However, officially their governmentsrarely intervene in China’s domestic affairs. The April 1996 signing of borderagreements between China and the five neighboring Central Asian nationsrevealed that Uighur separatists had no hope of receiving any official supportfrom their Central Asian sympathizers. The text of the Mutual Declaration ofthe representatives of Kazakstan and the People’s Republic of China, signed on5 July 1996, specifically prevents Kazakstan from assisting separatists in China.It also indicates that the Uighurs within Kazakstan will receive little supportfrom their government, and a number of suspected Uighur separatists have in474


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyfact been returned to China from Kazakstan and Kyrgyzstan. As stated above,the importance of trade between Central Asia and China is the primary reason.In addition, none of the countries in the region wishes to have border problemswith China. At a popular level, however, the Uighurs receive much sympathyfrom their Central Asian co-religionists, and there is a continuing flow of fundsand materials through China’s sporadically porous borders. Dorian, Wigdortzand Gladney have documented the growing interdependence of the region sincethe mid-1990s. 33 Trade between Xinjiang and the Central Asian republics hascontinued to grow, and the number of Chinese-Kazak joint ventures continues torise, now approaching several hundred. Xinjiang exports a variety of products toKazakstan, as well as to Uzbekistan, Kyrgyzstan, Russia and Ukraine. Increasedeconomic co-operation with China is providing Central Asia with additionaloptions for markets, trade routes and technical assistance.As noted in the discussion of the Uighur people above, cross-border ethnicties and interethnic relations within Xinjiang continue to have tremendousconsequences for development in the region. Muslims comprise nearly 60 percent of Xinjiang’s population, and most of them are Uighur. Being Turkic, theUighurs share a common Islamic, linguistic and pastoralist heritage with thepeoples of the Central Asian states.The Uighurs and other Turkic groups in the region are also closer culturallyand linguistically to their Central Asian neighbours than they are to the HanChinese. This closeness was demonstrated most dramatically following the Sino-Soviet 1960 breakdown in political relations; this, in part, lead to an Ili rebellionin 1962 which contributed to nearly 200,000 Uighurs and Kazaks fleeing acrossthe border to the Soviet Kazak Republic. 34 The majority of the 160,000 Uighursin Kazakstan today stem from that original migrant population. Most scholarsfeel, however, that given the comparatively stronger economy in China and thenumerous border agreements signed between the Central Asian states under theaegis of the Shanghai Cooperation Organization, a similar uprising now wouldnot lead to such a large cross-border migration. Not only is the border much moresecure on the Chinese side than in 1962, but the other Central Asian states wouldmost likely refuse to accept such refugees.Opportunities in Xinjiang’s energy sector attract many migrants from otherparts of China. China’s rapidly growing economy has the country anxiously475


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMdeveloping domestic energy sources and looking abroad for new sources. In 1993,with domestic oil consumption rising faster than production, China abandonedits energy self-sufficiency goal and became a net importer of oil for the first time.During 1996, China’s crude oil production reached a record high of 156.5 milliontons, while imports of crude were up 37.5 per cent over 1995, to 22 milliontons. China is expected to import as much as 30 per cent of its oil by the year2000. As China develops into a modern economy, it should see a rise in demandcomparable to that experienced in Japan, where demand for natural gas and otherenergy needs has quadrupled in the past 30 years. This, in particular, is why Chinahas begun to look elsewhere for meeting its energy needs, and why Li Peng signeda contract in September 1997 for exclusive rights to Kazakstan’s second largest oilfield. It also indicates declining expectations for China’s own energy resources inthe Tarim Basin. Estimated 10 years ago to contain 482 billion barrels, today, eventhe president of the China National Petroleum Corporation admits that there areknown reserves of only 1.5 billion barrels.China hopes to make up for its dependence on Kazakstan oil by increasingtrade. China’s two-way trade with Central Asia has increased dramatically sincethe Chinese government opened Xinjiang to the region following the collapseof the Soviet Union in 1991. By the end of 1992, formal trade had jumped by130 per cent; total border trade, including barter, is estimated to have quadrupledsince the early 1990s. Ethnic ties have facilitated this trading surge: those withfamily relations benefit from relaxed visa and travel restrictions. Large numbersof “tourists” from Kazakstan, Tajikistan and Kyrgyzstan make frequent shoppingtrips into Xinjiang and return home to sell their goods at small village markets.Xinjiang has already become dependent on Central Asian business, with the fiverepublics accounting for more than half of its international trade in 1993.Most China-Central Asia trade is between Xinjiang and Kazakstan (Xinjiang’slargest trading partner by far). From 1990 to 1992, Kazakstan’s imports fromChina rose from just under 4 per cent to 44 per cent of its total. About half theChina-Kazak trade is on a barter basis. Through 1995, China was Kazakstan’s fifthlargest trade partner, behind Russia, Holland, Germany and Switzerland. China’strade with Kyrgyzstan has also increased rapidly. Through 1995, Kyrgyzstan wasXinjiang’s third largest trading partner, after Kazakstan and Hong Kong. As early476


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyas 1992, China ranked as Uzbekistan’s leading non-CIS trading partner. Sincethen, bilateral trade has increased by as much as 127 per cent per year, makingUzbekistan China’s second largest Central Asian trading partner. This may beone of the most promising economic relationships developing in Central Asia.The large and relatively affluent Uzbek population will eagerly purchase Chinesegoods once remaining border restrictions are relaxed and better transportation hasbeen built. Bilateral trade with Tajikistan increased nearly nine-fold from 1992to 1995. However, with much of Tajikistan in turmoil in the mid-1990s and thecountry suffering from a deteriorating standard of living, trade dropped by halfin 1996. Trade between China and Turkmenistan has also risen rapidly. China isalready importing Turkmen gas to satisfy the growing energy requirements in thenorthwest corner of the country. The sale of natural gas accounts for 60.3 per centof the total volume of Turkmen exports.While the increasing trade between Central Asia and China is noteworthy, itis essentially a reflection of China’s rapidly growing trade with the entire world:trade with Central Asia increased by 25 per cent from 1992 to 1994; during thesame period total Chinese trade increased almost twice as fast. In fact, during1995, only 0.28 per cent of China’s US$ 280.8 billion overseas trade involvedthe five Central Asian republics, about the same as the trade with Austria orDenmark. Despite the small trade volumes, China is clearly a giant in the regionand will play a major role in Central Asia’s foreign economic relations. Forexample, China’s two-way trade with Kazakstan is greater than Turkey’s combinedtrade with all five Central Asian republics. This is so, even though predominantlyMuslim Central Asia is of a much higher priority for Turkey than for China.Multinational corporations are beginning to play a larger role in thedevelopment of the region. In Kazakstan, for instance, foreign firms are estimatedas having control of more than 60 per cent of electric power output. A proposedTurkmenistan-China-Japan natural gas pipeline, part of the envisaged “EnergySilk Route”, which would connect Central Asia’s rich gas fields with northeastAsian users, demonstrates the potential for co-operation among countries. Butit also highlights the growing importance of international companies -in thiscase Mitsubishi and Exxon- in financing and influencing the course of oil andgas development in the region. With a potential price tag of US$ 22.6 billion,477


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthis pipeline -as well as many smaller and less costly ones- would not be possiblewithout foreign participation. Hence, the “new Great Game” between China andCentral Asia involves many more players than the largely three-way Great Gameof the nineteenth century. Yet these new international corporate forces do notsupersede local ethnic ties and connections that extend back for centuries.There is a risk that unrest in the Xinjiang Uighur Autonomous Region couldlead to a decline in outside oil investment and revenues, with such interestsalready operating at a loss. Exxon once reported that its two wells struck in thesupposedly oil-rich Tarim basin of southern Xinjiang came up dry, with the entireregion yielding only 3.15 million metric tons of crude oil, only a small fractionof China’s overall output of 156 million tons. The World Bank lends over US$3 billion a year to China, investing over US$ 780.5 million in 15 projects in theXinjiang Region alone, with some of that money allegedly going to the XinjiangProduction and Construction Corps (XPCC), which human rights activist HarryWu has claimed employs prison laogai labour.It is clear that ethnic separatism or Muslim complaints regarding Chinesepolicy will have important consequences for China’s economic development ofthe region. Tourists and foreign businessmen will certainly avoid areas with ethnicstrife and terrorist activities. China will continue to use its economic leveragewith its Central Asian neighbours and Russia to prevent such disruptions. China’ssecurity measures and development investment have insured a decade of peace inthe region since the troubles of the 1990s, and this has dramatically assisted tradeand investment in the region. The question then becomes, if China’s developmentpolicies have been so successful, why are the Uighurs still restive?Landlocked Central Asia and Xinjiang lack the road, rail and pipelineinfrastructure needed to increase economic co-operation and foreign investmentin the region. Oil and gas pipelines still pass through Russia, and road and raillinks to other points are inadequate. A new highway is planned between Kashgar,Xinjiang, to Osh, Kyrgyzstan, to facilitate trade in the area. At the same time,China is planning a new rail link between Urumqi and Kashgar. New links fromCentral Asia could follow several routes west through Iran and Turkey, or Georgiaand Azerbaijan, to the Black Sea or the Mediterranean; south through Iran tothe Persian Gulf or through Afghanistan and Pakistan to the Arabian Sea, or478


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyeast through China to the Pacific. All the routes pass through vast, remote, andperhaps politically unstable regions, and those involving Iran face difficulties ingaining Western financing.China’s international relations with its neighbours and with internal regionssuch as Xinjiang and Tibet have become increasingly important not only for theeconomic reasons discussed above, but also for China’s desire to participate ininternational organizations such as the World Trade Organization and the Asia-Pacific Economic Council. Though Tibet is no longer of any real strategic orsubstantial economic value to China, it is politically important to China’s currentleadership to indicate that they will not submit to foreign pressure and withdrawfrom Tibet. Uighurs have begun to work closely with Tibetans internationallyto put political pressure on China in international fora. In a 7 April 1997interview in Istanbul with Ahmet Türköz, vice-director of the Eastern TurkestanFoundation, which works for an independent Uighur homeland, he noted thatsince 1981, meetings had been taking place between the Dalai Lama and Uighurleaders, initiated by the deceased Uighur nationalist Isa Yusuf Alptekin. Aspreviously mentioned, the elected leader of UNPO (the Unrepresented Nationsand People’s Organization based in The Hague), an organization originally builtaround Tibetan issues, is Erkin Alptekin, the son of the late Isa Alptekin. Theseinternational fora cannot force China to change its policy, any more than theformer annual debate in the U.S. over the renewal of China’s Most-FavouredNation status can. Nevertheless, they continue to influence China’s ability to cooperateinternationally. As a result, China has sought to respond rapidly, and oftenmilitarily, to domestic ethnic affairs that might have international implications.Following the breakup of the Soviet Union, the Chinese government fearedthat the new independence of the neighbouring Central Asian Republics mightinspire separatist goals in Xinjiang. It also worried that promoting regionaleconomic development could fuel ethnic separatism by resurrecting old alliances.China, however, was reassured by an agreement reached in April 1996 withRussia, Kazakstan, Kyrgyzstan and Tajikistan that would avoid military conflicton common borders. It is also resting easier after assertions from Muslim statesthat they would not become involved in China’s internal affairs. Thus, China’spolicy of encouraging economic development while keeping a tight lid on political479


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMactivism seems to have the support of neighbouring governments, despite notsatisfying the many demands of local and cross-border ethnic groups.Despite increasing investment and many new jobs in Xinjiang, the Uighursand other ethnic groups complain that they are not benefiting as much as recentHan immigrants to the region. As noted above, this is a major factor in Uighurcomplaints about cultural preservation. A front page article in The New YorkTimes has documented the “urban renewal” projects in Kashgar that havedecimated the cultural heritage of the city, what many Uighurs feel to be theheartland of their ancient civilization. 35 They insist that the growing number ofHan Chinese not only take the jobs and eventually the profits back home withthem, but that they also dilute the natives’ traditional way of life and leave themwith little voice in their own affairs.Cyber-separatism and ETIMThough generally silenced within China, Uighur voices can still be heardvirtually, on the internet. Perhaps due to Chinese restrictions on public protestand a state-controlled media, or the deleterious effect of a war on domesticterrorism which this testimony has documented, beginning in the late 1990s,very few Uighur protests can be heard today in the region, at least not publicones. International campaigns for Uighur rights and possible independence havebecome increasingly vocal and well-organized, but only outside of China andon the internet. Supporting primarily an audience of approximately more than500,000 expatriate Uighurs (few Uighurs in Central Asia and China have accessto these internet sites), there are perhaps as many as 50 international organizationsand web sites working for the independence of “Eastern Turkestan,” and basedin Amsterdam, Munich, Istanbul, Melbourne, Washington, DC and New York.Estimates differ widely on the number of Uighurs living outside of China inthe Diaspora. As Sean Roberts has noted, Uighurs in Central Asia are notalways well-represented in the state censuses, particularly since 1991. Shichorestimates approximately 500,000 living abroad, about 5-6% of the total worldUighur population. 36 Uighur websites differ dramatically on the official Uighurpopulation numbers, from up to 25 million Uighur inside Xinjiang, to up to 10million in the Diaspora. 37480


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyAlthough the United Nations and the United States government have agreedwith China that at least one international organization, ETIM, is a Uighursponsoredterrorist organization, the vast majority of the Eastern Turkestanindependence and information organizations disclaim violence. Supportedlargely by Uighur émigrés who left China prior to the Communist takeover in1949, these organizations maintain a plethora of websites and activities that takea primarily negative view of Chinese policies in the region. Although not allorganizations advocate independence or separatism, the vast majority of them dopress for radical change in the region, reporting not only human rights violations,but environmental degradation, economic imbalances and alternative histories ofthe region. In general, these websites can be divided roughly into those that aremainly information-based and others that are politically active advocacy sites.Nevertheless, whether informational or advocacy, nearly all of them are critical ofChinese policies in Xinjiang.Key informational websites that mainly provide Uighur and Xinjiang relatednews and analyses, include the Turkestan Newsletter (Turkistan-N) maintainedby Mehmet Tutuncu of SOTA, www.euronet.nl/users/sota/Turkestan.html, theOpen Society Institute’s www.erasianet.org, The Uighur Information Agency’swww.uighurinfo.com, and the virtual library of the Australian National Universitybased “Eastern Turkestan WWW VL” www.ccs.uky.edu/~rakhim/et.html. Anincreasing number of scholars are building websites that feature their own workon Xinjiang and provide links to other sites and organizations that are engagedin research and educational activities related to the region. One of the best sitesin this genre is that by Dr. Nathan Light of the University of Toledo, which notonly includes most of his dissertation and useful articles on Uighur history, musicand culture, but also directs readers to other links to the region: http://www.utoledo.edu/~nlight. While there are a plethora of internet sites and web-linksto Xinjiang and Uighur human rights issues, there is as yet no central site thatis regularly updated. Information on Uighur organizations and internet sites canbe found at www.uighuramerican.org. An interactive question-and-answer sitewith a “Special Report: Uighur Muslim Separatists” can be found at the VirtualInformation Center, an open-source organization funded by USCINCPAC,www.vic-info.org.481


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThere are a growing number of Central Asia-related sites that increasinglycontain information and discussion of events in Xinjiang, even though Xinjiangis often normally not considered a part of Central Asian studies; due to its ruleby China, more often falling under Chinese studies or Inner Asian studies. Seefor example, Harvard’s Forum for Central Asian Studies, www.fas.harvard.edu/~centasia, which is run by Dr. John Schoeberlein, maintains the Central AsianStudies World Wide site, http://www.fas.harvard.edu/~casww/, and the list-serve,CentralAsia-L: http://www.fas.harvard.edu/~casww/CASWW_CentralAsia-L.html that frequently reports on Xinjiang-related issues. An informational websitefor “For Democracy, Human Rights, Peace and Freedom for Uzbekistan andCentral Asia,” with links to Uighur and East Turkistan sites is http://www.uzbekistanerk.org/. In addition, “Silk Road” sites increasingly focus on the Uighurissue. For example, The Silk Road Foundation, is a general information site forCentral Asia, with sections on Xinjiang and a links page to other Uighur issues:http://silk-road.com/toc/index.html. Interestingly, a NOVA/PBS website reportson the Taklamakan Mummies, an issue often used to establish claims of territorialhistory by China and the Uighurs, in particular a report of research developmentsconcerning the tracing of the mummies ethnicity: http://www.pbs.org/wgbh/nova/chinamum/taklamakan.html.While most of these sites do not claim to take a position on the Uighurindependence issues related to Xinjiang, most of them tend to report informationthat is more supportive of Uighur claims against the Chinese State. An exampleis the GeoNative “informational site” www.geocities.com/athens/9479/uighur.html maintained by the Basque activist, Luistxo Fernandez, who seeks to report“objectively” on minority peoples less represented in the world press. Yet his site,which does provide a useful chart on English/Uighur/Chinese transliterated placenames,after providing a basic summary of the region, contains the statement:“Chinese colonization by Han people is a threat to native peoples.” 38 AbdulrakhimAitbayev’s Page is another so-called informational website containing currentreports of Chinese police action in various areas of Xinjiang, as well as links toother sites and articles that are generally critical of China: http://www.ccs.uky.edu/~rakhim/et.html.An important addition to “informational” websites is the site maintained bythe Uighur service of Radio Free Asia, as part of its regular broadcast to Xinjiang482


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyand surrounding regions, reportedly beamed from transmitters in Tajikistan andKyrgyzstan (see http://www.rfa.org/service/index.html?service=uyg). Accordingto their site, Radio Free Asia (RFA) broadcasts news and information to Asianlisteners who lack regular access to “full and balanced reporting” in their domesticmedia. Through its broadcasts and call-in programs, RFA aims to fill what isregarded as a “critical gap” in the news reporting for people in certain regionsof Asia. Created by Congress in 1994 and incorporated in 1996, RFA currentlybroadcasts in Burmese, Cantonese, Khmer, Korean, Lao, Mandarin, the Wudialect, Vietnamese, Tibetan (Uke, Amdo and Kham) and Uighur. Althoughthe service claims to adhere to the highest standards of journalism and aims toexemplify accuracy, balance and fairness in its editorial content, local governmentshave often complained of bias in favor of groups critical to the regimes in power.The Uighur service has been regularly blocked and criticized by the Chinesegovernment, and has been cited in the past for carrying stories supportive ofso-called separatists, especially the case of Rabia Kadeer; however, despite thecooperation of the U.S. and China on the war on terrorism, the site has continuedits regular broadcasting. When I asked the Uighur director of the service, Dr.Dolkun Kamberi, if the increased Sino-U.S. cooperation on terrorism and thelabeling of ETIM as an international Uighur terrorist group had led to anyrestriction on their funding or broadcast content, he said that there had been nochanges in funding level or content.Funding for the informational sites is generally traceable to academicorganizations, advertising and subscription. It is much harder to establishfunding sources for the advocacy sites. While most sites are supported primarilyby subscribers, advertising and small donations from Uighurs and other Muslimsoutside of China sympathetic to the Uighur cause, there is no evidence that theorganizations and the sites they sponsor have ever received official governmentsponsorship. Other than the Radio Free Asia Uighur service, which is supportedby the U.S. government, there is no other government that officially supportsdissemination of information related to Uighur human rights issues. However,many Uighur organizations in the past have claimed sympathy and tacit supportfrom Turkey, Saudi Arabia, Iran, Australia, Germany, France, Holland and Canada.Advocacy sites openly promote international support for Uighur and Xinjiangrelatedcauses. These sites and the organizations they often represent take a strong483


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMand critical stance against Chinese rule in Xinjiang, giving voice, they say, to a “silentmajority” of Uighur in Xinjiang and abroad who advocate radical political reform,if not outright independence, in the region. These sites include the InternationalTaklamakan Human Rights Association, which contains links to several articlesand Websites concerning East Turkistan, Uighurs and Uighuristan: http://www.taklamakan.org/; the Uighur American Association, that contains links to articlesand websites concerning issues of human rights and territorial freedom amongUighurs in Xinjiang, as well as listing 22 other organizations around the worldthat do not have Websites: http://www.uighuramerican.org/; the East TurkistanNational Congress, led by Enver Can in Munich http://www.east<strong>turkistan</strong>.com/.An interesting U.S. based site includes the Citizens Against CommunistChinese Propaganda (with one page entitled “Free East Turkistan!”), which billsitself as a counter-propaganda site (using the fight fire with fire approach), basedin Florida and led by Jack Churchward. Churchward started the organization,Free Eastern Turkestan, which originally made its name for itself through a seriesof protests against a Chinese-owned and operated theme park, “Splendid China”,located in Kissimmee, Florida which they found denigrating to especially Uighursand Tibetans (with its mini-replicas of mosques and the Potala Palace): http://www.caccp.org/. 39 The Uighur Human Rights Coalition is a website reporting humanrights abuses of Uighurs in China and containing links to articles and other sites,http://www.uighurs.org/. KIVILCIM is an East Turkistan Information Websiteadvocating independence, but in the Uighur language: http://www.kivilcim.org/ along with http://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.net/. Other advocacy sights includethe East Turkestan Information Center www.uygur.org, the Eastern TurkestanNational Freedom Center www.uighur.org, The Uighur Human Rights Coalitionwww.uighurs.org publishes personal testimonies of human rights abuses, andthere are other more popular sites, including www.taklamakan.org, www.ugyur.net, www.turpan.com, www.afn.org, www.eastTurkestan.com. As most of thesesites are cross-linked, they often repeat and pass along information contained onother sites.There are a number of publicly known Uighur advocacy organizations,which grew to nearly 20 in the late 1990s, but which seem to have declined inmembership and activities since September 2001. 40 In the United States, one of the484


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneymost active information and advocacy groups in the Washington, D.C. area is theUighur American Association, which has been chaired by Alim Seytoff and TurdiHajji. 41 Founded like many advocacy groups in the late 1990s, it supports variouspublic lectures and demonstrations to further raise public awareness regardingUighur and Xinjiang issues. The Uighur Human Rights Coalition (www.uighurs.org), which is located near the Georgetown University campus, tracks humanrights issues and has organized several demonstrations and conferences in theWashington, DC metro area; originally very active in pushing for the release ofRabia Kadir. 42 One of the earliest Uighur advocacy organizations established inthe U.S. in 1996 was the International Taklamakan Human Rights Association(ITHRA, www.taklamakan.org), whose president is Ablajan Layli Namen Barat.They maintain the active list-serve, UIGHUR-L, as well as list-serv coveringevents in Inner (Southern) Mongolia, SMONGOL-L. In Europe, most Uighurorganizations are concentrated in Munich, where the largest number of Uighurémigrés live; among these are the Eastern Turkestan (Uighuristan) NationalCongress (www.east<strong>turkistan</strong>.com), with Enver Can as president, the EastTurkestan Union in Europe led by Asgar Can, the Eastern Turkestan InformationCenter (www.uygur.org) led by Abduljelil Karakash, which publishes the onlinejournal, The World Uighur Network News, and the World Uighur YouthCongress (www.uighurinfo.com) chaired by Dolqun Isa. In Holland there is theUighur Netherlands Democratic Union (UNDU), led by Bahtiyar Semsiddin andthe Uighur House chaired by Shahelil. The Uighur Youth Union in Belgiumis chaired by Sedullam and the Belgium Uighur Association chaired by SultanEhmet. In Stockholm, Sweden the East Turkestan Association is chaired by FarukSadikov, while in London there is the Uygur Youth Union UK chaired by EnverBugda. In Moscow the Uighur Association is chaired by Serip Haje and in Turkeyorganizations include the East Turkestan Foundation led by Mehmet Riza Bekin,the East Turkestan Solidarity Foundation, led by Sayit Taranci (both in Istanbul)and the East Turkestan Culture and Solidarity Association, led by AbubekirTurksoy in Kayseri; in Canada the Canadian Uighur Association is based inToronto and chaired by Mehmetjan Tohti.I In Australia the Australian TurkestanAssociation is located in Melbourne and is chaired by Ahmet Igamberdi, while inKazakstan there are several organizations based in Almaty listed on the internet,but they are difficult to contact in the region, having met with recent government485


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMsanctions, including the Nozugum Foundation, the Kazakstan Regional Uighur(Ittipak) Organization , chaired by Khahriman Gojamberdie, the UighuristanFreedom association chaired by Sabit Abdurahman, the Kazakstan Uighur Unity(Ittipak) Association chaired by Sheripjan Nadirov, and the Uighur Youth Unionin Kazakstan chaired by Abdurexit Turdeyev. In Kyrgyzstan one finds in Bishkekthe Kyrygzstan Uighur Unity (Ittipak) Association chaired by RozimehmetAbdulnbakiev and the Bishkek Human Rights Committee chaired by TursunIslam. While these are the main organizations listed on the internet, many ofthem are no longer accessible and there are several other smaller organizationsthat are not readily listed.It is difficult to assess who the audience is for these websites and organizations,as they are all blocked in China, and mostly inaccessible in Central Asia due toeither inadequate internet access or the high costs of getting on the net. ManyUighurs I have talked with in China and in Central Asia have never heard of mostof these sites. Interestingly, government officials in Xinjiang who are interested inthe information provided on these sites have also said that they do not have access.It is clear that Uighurs in the Western Diaspora, particularly in Europe, Turkey,the United States, Canada and Australia, are frequent readers and contributorsto these sites. In addition, events in the region since September 11 have led anincreasing number of journalists and interested observers in the region to beginvisiting the sites more regularly. In terms of content, it is interesting to note thata cursory monitoring of these sites reveals very little that can be associated withmilitant or radical Islam and almost no calls for an Islamic “Jihad” against theChinese state. Most of the issues as noted above involve documenting the plightand history of the Uighurs under Chinese rule in Xinjiang as opposed to theirglorious, independent past and long history in the region. It is also important tonote that few Chinese inside or outside of China have visited these sites, and thusthey are quite unaware of these alternative histories. Although there are severalsites available in Turkish and Uighur, there is not one in Chinese. As such, likeall internet groups, it has a self-selected audience and rarely reaches beyond thosewho already support and are interested in the agenda presented by the site.Financial support for these organizations and websites comes mostly fromprivate individuals, foundations and subscriptions (though these are rare). While486


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyit has been reported that wealthy Uighur patrons in Saudi Arabia and Turkeywho became successful running businesses after migrating to these countries inthe 1940s have given great support to these organizations financially in the past,there is no publicly available information on these sources. Many Uighurs whomigrated to Saudi Arabia and Turkey in the 1930s and 1940s, became successfulin construction and as restaurateurs, and were thus in a much better positionto support Uighur causes than the more recent Uighur émigrés. 43 Uighurs inCentral Asia and in the West who have been able to migrate from Xinjiang inincreasing numbers in the last 20 years or so have generally been much worse offthan the earlier émigrés in the Middle East. This is starting to change, however,as they and their children become more well-established in the U.S., Canada,Europe and Australia.Although most of these websites have limited funding and circulation, theyshould not be dismissed as forming only a “virtual” community without anysubstantial impact on events within Xinjiang. Not only have these websites servedas an important source of information not available in the official Chinese media,but some scholars have begun to argue that internet sites often help to sway publicopinion by virtue of their widespread availability and alternative reporting ofimportant events. 44 While analysts are divided about the potency of the internetfor swaying public opinion or influencing domestic events, there is an emergingconsensus that it has clearly altered the way information is circulated and opinionsare formed. Perhaps more importantly, scholars have concluded that the “virtualcommunities” formed by internet websites establish links and connections that canlead to broad social interactions and coalitions which have impacted political andsocio-economic events. For example, it has been shown that social movements inEast Timor, Aceh, Chechnya and Bosnia have been given strong support throughthese internet communities, providing not only increased information but largefinancial transfers as well. 45 While “cyber-separatism” would never be able onits own to unseat a local government, it is clear that it does link like-mindedindividuals and raise consciousness about issues that were often inaccessible to thegeneral public. For an isolated region such as Xinjiang, and the widely dispersedUighur Diaspora, the internet has dramatically altered the way the world sees theregion and the Chinese state must respond to issues within it.487


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMIt is clear that there are more than just internet organizations involved inseparatist activities in and around Xinjiang. As noted above, the East TurkestanIslamic Movement (ETIM) was recognized by the United Nations in August27, 2002 as an international terrorist organization responsible for domestic andinternational terrorist acts, which China claimed included a bombing of theChinese consulate in Istanbul, assassinations of Chinese officials in Bishkek, andUighur officials in Kashgar who were thought to have collaborated with Chineseofficialdom. 46 This designation, however, created a controversy, in that China andthe U.S. presented little public evidence to positively link the ETIM organizationwith the specific incidents described. 47 In 2001, the US State Department releaseda report that documented several separatist and terrorist groups operating insidethe region and abroad, militating for an independent Xinjiang. 48 The list included“The United Revolutionary Front of Eastern Turkestan” whose leader, YusupbekMukhlisi, claims to have 30 armed units with “20 million” Uighurs primed for anuprising; also there is the “Home of East Turkestan Youth,” said to be linked toHamas with a reported 2000 members, the “Free Turkestan Movement” whoseleader Abdul Kasim is said to have led the 1990 Baren uprising discussed above.The “Organization for the Liberation of Uighuristan”, whose leader, AshirVakhidi, is said to be committed to fighting the Chinese “occupation” of the“Uighur homeland” and the so-called “Wolves of Lop Nor”, who have claimedresponsibility for various bombings and uprisings also are on this list. The StateDepartment report claimed that all of these groups have tenuous links with alQaeda, Taliban, the Hizb-ut-Tahrir (“Islamic Revival”) and the Tableeghi Jamaat.Many of these groups were listed in the Chinese report that came out in early2002, but the ETIM was not mentioned. It came as some surprise, therefore, whenat the conclusion of his visit to Beijing in August 26, 2002, the deputy secretary ofstate Richard Armitage identified ETIM as the main coordinating Uighur groupto be targeted as an international terrorist group and held responsible for the vastmajority of violent incidents. 49 Even the Chinese report, on which many believethe U.S. report was based, did not link all the groups to ETIM. At the time,very few people, among which were activists closely involved in working for anindependent East Turkistan, had ever heard of the ETIM group. 50 Even the USmilitary did not seem to be aware of the group, as the 28 September 2001 “SpecialReport: Uighur Muslim Separatists” issued by the Virtual Information Center488


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyin Honolulu which is funded by USCINCPAC (the Pacific Asia Command)not only did not mention ETIM, but regarding separatist violence in Xinjiangconcluded that there is “no single identifiable group but there is violent oppositioncoordinated and possibly conducted by exiled groups and organizations withinXinjiang.” 51 Privately, State Department officials have admitted to me personallythat they felt the designation was a mistake. Since that time, no other groups havebeen so designated.The main criticism raised by those critical of this designation is that, withso many identified groups, it has not been made clear why ETIM in particularhas been singled out, unless it was for the political purpose of strengthening US-China relations. Calling them “scapegoat terrorists” the Oxford Analytica reporton the ETIM issue concludes that ETIM and other groups are only a “dubiousthreat” and have been used as an excuse for increased repression. 52 Interestingly,the Mukhlisi’s United Revolutionary Front was not included alongside ETIM,despite its frequent claims of responsibility for violent acts in Xinjiang, suchas the 1997 train derailment and police station bombings. 53 At the same time,many Uighur people have complained to me that although there have been manyreported terrorist bombings in Tibet and frequent organized protests againstChinese rule that have led to violence outside of Tibet, given the sympathyshown to Tibetans in the West, the U.S. is never perceived as siding with Chinain condemning a Tibetan independence organization as terrorist. 54 Despiteinternational protests, on 27 January 2002 China executed a Tibetan monk foundguilty of lethal bombings in Tibet. 55 Yet few believe Tibetan organizations for a“free” or independent Tibet would ever be considered “terrorist.” Many feel thatis it is only due to the fact that they are Muslims that one Uighur group has beensingled out as being terrorist. The real issue for this testimony, however, is thatdespite the designation of ETIM, there are active Uighur-related activist groupswhich can be said to be supportive of terrorism, but which have never been provedto be directly implicated in any specific incident.Prior to Armitage’s announcement and the State Deparment’s report, theChinese State Council had issued its own report on January 21, 2002, chargingthat from 1990-2001 various Uighur separatist groups “had been responsiblefor over 200 terrorist incidents in Xinjiang” which resulted in the deaths of 162489


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMpeople and injuries to 440 others. The report, titled “East Turkestan TerroristForces Cannot Get Away with Impunity”, also dismissed allegations that Beijinghad used the U.S.-led war on terror as a pretext to crack down on Uighurs. Thereport condemned numerous Uighur groups, including Hazret’s ETLO, theETIM, the Islamic Reformist Party “Shock Brigade”, the East Turkestan IslamicParty, the East Turkestan Opposition Party, the East Turkestan Islamic Party ofAllah, the Uighur Liberation Organization, the Islamic Holy Warriors, and theEast Turkestan International Committee.It is important to note that an internet search of many of these organizations andtheir backgrounds reveals little information if any. In addition, these organizationsand many of the internet news and information organizations discussed abovehave rarely if ever claimed responsibility for any specific action, though manyare sympathetic to isolated incidents that are regarded as challenging to Chineserule in the region. Interestingly, there seems to be very little support for radicalIslam, and a search for the term “jihad” (holy war) among the various websitesand news postings related to these groups turns up almost no use of the term orcall for a religious war against the Chinese. It is important to note that many ofthe Uighur nationalists are quite secular in their orientation, and an overthrowof Chinese rule is related to issues of sovereignty and human rights, rather thanthose of religion. By contrast, Uighur expatriots with whom I have spent timein the U.S., Canada, Turkey and Europe, however, tend to be quite religious, yetI have rarely heard them call for a holy war against the Chinese. Again, theirconcerns are more related to historic claims upon their ancestral lands, Chinesemistreatment of the Uighur population, and a desire to return home to a “freeEast Turkestan”. A Uighur family with whom I spent the Ramadan feast inToronto in 2000 maintained a deeply religious life in Canada that they claimedwas not possible in China. Although disavowing violence, their daily prayer wasfor a free “Uighuristan” where their relatives could be free to practice religion. InIstanbul, the Uighur community is quite active in the mosques in Zeytinburnuand Tuzla, and strongly advocate a “liberated East Turkestan,” but since 1993 onseveral visits to these communities I have never once heard them call for a jihadagainst the Chinese government, even in its most mild sense, which John Espositohas described as “defensive jihad”, or protecting Islam from persecution. 56 If one490


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneywere to compare ETIM with many of these other groups, it could be argued thatETIM as so described is not even as radical as some of the other groups, basedon their publications.As noted above, since September 11, 2001, very few groups have publiclyadvocated terror against the Chinese state and most have denied any involvementin terrorist activities, though they may express sympathy for such activities. Acase in point is the East Turkestan Liberation Organization (ETLO), led by thesecretive Mehmet Emin Hazret. In a January 24, 2003 telephone interview withthe Uighur service of Radio Free Asia, Hazret admitted that there may be a needto establish a military wing of his organization that would target Chinese interests;nevertheless he denied any prior terrorist activity or any association with theEast Turkestan Islamic Movement (ETIM). “We have not been and will not beinvolved in any kind of terrorist action inside or outside China,” Hazret said. “Wehave been trying to solve the East Turkestan problem through peaceful means.But the Chinese government’s brutality in East Turkestan may have forced someindividuals to resort to violence.” 57 Hazret, a former screenwriter from Xinjiang,migrated to Turkey in his 40s; he denies any connection between his organizationand al-Qaeda or Osama bin Laden. Nevertheless, he has perceived an increasingneed for military action against Chinese rule in the region: “Our principal goal isto achieve independence for East Turkestan by peaceful means. But to show ourenemies and friends our determination on the East Turkestan issue, we view amilitary wing as inevitable…The Chinese people are not our enemy. Our problemis with the Chinese government, which violates the human rights of the Uighurpeople.” Once again, a common pattern to his response regarding Chinese rule inthe region is not to stress Islamic jihad or religious nationalism, but to emphasizehuman rights violations and Uighur claims on Eastern Turkestan.Chinese authorities are clearly concerned that increasing internationalattention to the treatment of its minority and dissident peoples has put pressureon the region, with the US and many Western governments continuing to criticizeChina for not adhering to its commitments to signed international agreements andhuman rights. In 1998, China ratified the International Covenant on Economic,Social, and Cultural Rights. Article One of the covenant says: “All peoples havethe right of self-determination. By virtue of that right they freely determine their491


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMpolitical status and freely pursue their economic, social and cultural development.”Article 2 reads: “All peoples may, for their own ends, freely dispose of theirnatural wealth and resources without prejudice to any obligations arising out ofinternational economic co-operation, based upon the principle of mutual benefit,and international law. In no case may a people be deprived of its own means ofsubsistence.” Although China continues to quibble with the definition of “people”,it is clear that the agreements are pressuring China to answer criticisms made bythe former UNHCHR Chair Mary Robinson and other high-ranking humanrights advocates about its treatment of minority peoples. Clearly, with Xinjiangrepresenting the last Muslim region under Communism, large trade contractswith Middle Eastern Muslim nations and 5 Muslim nations on its westernborders have forced Chinese authorities to be concerned about more than justinternational support for human rights.Prospects for the futureTo an extent never seen before, the continued incorporation of Xinjiang intoChina has become inexorable, and perhaps irreversible. The need for the oil andmineral resources of the region since China became an oil importing nation in1993 means that Chinese influence will only grow. To be sure, the Uighur arestill oriented culturally and historically toward Central Asia in terms of religion,language and ethnic customs, and interaction has increased in recent years dueto the opening of the roads to Pakistan and Almaty. China has also recentlydiscussed opening the border between Afghanistan and Xinjiang via the ancientWakhan Corridor, where there is no road but only an ancient donkey trail usedsince Silk Road days. 58 Certainly, pan-Turkism was appealing to some, but notall, Uighurs during the early part of this century. Historical ties to Central Asiaare strong. Turkey’s late prime minister, Turgut Özal, espoused a popular Turkishbelief when, on his first state visit to Beijing in 1985, which sought to open aconsulate there; he commented that the Turkish nation originated in what is nowChina. Yet separatist notions, given the current political incorporation of Xinjianginto China, while perhaps present, are not practicable. As noted above, this ispredicated on the assumption that China as a nation holds together. If Chinashould fail at the centre, the peripheries will certainly destabilize, with Xinjiang492


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyand Tibet having the strongest prospects for separation, given their cultural unityand attempts at government-in-exile.The problems facing Xinjiang, however, are much greater than those of Tibetif it were to become independent. Not only is it more integrated into the rest ofChina, but the Uighur part of the population is less than half of the total andprimarily located in the south, where there is less industry and natural resources,except for oil. As noted above, however, unless significant investment is found,Tarim oil and energy resources will never be a viable source of independent wealth.Poor past relations between the three main Muslim groups, Uighur, Kazakh andHui, suggest that conflicts among Muslims would be as great as those betweenMuslims and Han Chinese. Most local residents believe that independencewould lead to significant conflicts between these groups, along ethnic, religious,urban-rural and territorial lines. Given the harsh climate and poor resources inthe region, those caught in the middle would have few places to flee. XinjiangHan would naturally seek to return to the interior of China, since Russia andMongolia would be in no position to receive them. Yet given the premise thatonly a complete collapse of the state could precipitate a viable independencemovement and internal civil war in Xinjiang, there would be few places the Hanwould be able to go. Certainly, the bordering provinces of Gansu and Qinghaiwould be just as disrupted, and Tibet would not be an option. Uighur refugeeswould most likely seek to move south, since the north would be dominated by theHan and the western routes would be closed off by Kazakstan and Kyrgyzstan.That leaves only the southern routes, and with the exception of Pakistan, nonation in the region would probably be equipped to receive them. Certainly, theywould not be better off in present-day Tajikistan and Afghanistan. Given theon-going conflicts in Kashmir, even Pakistan, the most likely recipient of Uighurrefugees, would probably not wish further destabilization of the region. Notealso that the main southern route to India and Pakistan, along the Karakhorumhighway through the Torghurat pass, is generally passable less than six monthsout of the year. India, despite its poor relations with China, would certainly notwant to add to its Muslim population. During many conversations in Xinjiangwith local residents, Muslim and Han alike, it became clear that this fact is wellknown.Most think that in such a worst-case scenario, there would be nothing todo but stay and fight.493


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMIn terms of religious freedom, as with many other policies, the Chineseconstitution is laudable when honored, but in a country where rule of law oftengives way to local and national politics, it is often only honored in the breech. Aslong as religion is perceived by Chinese officials as a threat to Chinese sovereignty,mosques and religious practice will be under surveillance and in some casesrestricted. In light of international Islamic interest, however, Chinese officials haveto be careful regarding any oppressive treatment of religious practice; in generalthey cast it as “splittest” or seditious, as in the February 1997 incident in Ili.In the past 10 years, the opening of China to the outside world has meant muchfor the Uighur who, if they can obtain a passport, might be able to travel beyondChina’s borders through Pakistan, along the Karakhoram highway, through theIli valley into Kazakstan, or by several CAAC flights to Istanbul from Urumqi.The number of Uighur pilgrims travelling on the Hajj to Mecca has increasedby 300 per cent in the 1990s, but has since dropped off precipitously (thoughother Muslims from China travel much more freely). International contactshave allowed the Uighur to see themselves as participants in the broader IslamicUmma, while at the same time being Muslim citizens of the Chinese nationstate.As they return from Hajj, many Uighurs, who generally travel together asa group, have told me that they gained a greater sense of affinity with their ownas one people than with the other multi-ethnic members of the internationalIslamic community. State promoted tourism of foreign Muslims and touriststo Muslim areas in China in hopes of stimulating economic investment is alsoan important trend related to this opening of Xinjiang and its borders. Urumqi,a largely Han city constructed in the last fifty years, is undergoing an Islamicfacelift with the official endorsement of Central Asian and Islamic architecture,in an effort to impress many visiting foreign Muslim dignitaries. Most foreignerscome to see the colourful minorities and the traditional dances and costumes bywhich their ethnicity is portrayed in Chinese and foreign travel brochures. OneJapanese tourist with whom I spoke in Kashgar, having just arrived by bicyclefrom Pakistan across the Karakhorum highway, said that a tourist brochure toldhim that the real Uighurs could only be found in Kashgar, whereas most Uighurbelieve that Turfan is the centre of their cultural universe. Yet many of theseKashgaris will in the same breath argue that much of traditional Uighur culture494


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladneyhas been lost to Han influence in Turfan and that since they themselves are therepositories of the more unspoiled “Uighur” traditions, tourists should spendtheir time, and money, in Kashgar. This search for the so-called “real Uighur”confirms that the nationality statistics and tourism agencies have succeeded. There-creation of Uighur ethnicity has come full circle: the Chinese nation-state hasidentified a people who in the last 40 years have taken on that assigned identityas their own; in the process, those who have accepted this identity have sought todefine it and exploit it on their own terms. The Uyghur believe they have a 6,000year cultural and physical history in the region. Like the Han, who believe thatthey also have a 5-8000 year history, neither side is likely to let this internationallyinspired idea go away.The history of Chinese-Muslim relations in Xinjiang, as Millward’s (2007)book has documented, has been one of relative peace and quiet, broken byenormous social and political disruptions, which were fostered by both internaland external crises. The relative quiet of the last decade does not indicate that theon-going problems of the region have been resolved or the opposition dissolved.The opposition to Chinese rule in Xinjiang has not reached the level of Chechnyaor the Intifada, but similar to the Basque separatists of the ETA in Spain, orformer IRA in Ireland and England, it is one that may erupt in limited, violentmoments of terror and resistance. And just as these oppositional movements havenot been resolved in Europe, the Uighur problem in Xinjiang does not appearto be one that will readily go away. The admitted problem of Uighur terrorismand dissent, even in the Diaspora, is thus problematic for a government thatwants to encourage integration and development in a region where the majoritypopulation are not only ethnically different, but also devoutly Muslim. How doesa government integrate a strongly religious minority (be it Muslim, Tibetan,Christian, or Buddhist) into a Marxist-Capitalist system? China’s policy ofintolerance toward dissent and economic stimulus does not seem to have resolvedthis issue. As a responsible stakeholder, China should find ways to open dialoguewith representative Uighur individuals and groups to better cooperate in findingsolutions to this on-going problem. There has been much progress and a relativelypeaceful development of this important region. Surely a dialogue can be openedup in order to help insure a more prosperous and peaceful future, for both theUighur and Han alike.495


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMIt is clear that Muslims in China are deeply divided over answering either ofthe two questions that were raised at the beginning of this paper. Nevertheless,the resolution that the Hui Muslims found between Huijiao/Huimin identities inthe last century, perhaps grounded in the earlier neo-Confucian synthesis of the14 th and 15 th centuries, continues to enable them to negotiate their identity ratherpeacefully, and often prosperously, in the secularist-modernist-socialist-capitalistChinese state. As the riots of July 5, 2009 horribly illustrate, it has not been soeasy for the Uyghur. This is not surprising given the relatively recent integrationof the region into China proper and the failure of Chinese policies in the regiontoday. Should Uyghurs in China and the Diaspora respond to these questions aseither jihadists or secularist nationalists, the results will most likely be the same:increasingly harsh, forced integration to Chinese rule, which may have disastrousimplications for the region and its neighbors. Finding a middle ground may notbe easy in the Middle Kingdom.496


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyEndnotes1 See, Charles Cummings. 2008. Typhoon. NewYork: St. Martin’s Press. Pp. 227-30.2 “China Releases List of International Terrorists”Xinhua received by NewsEDGE/LAN: 14-12-0319:10.3 Radio Free Asia, Uyghur service, “Separatist leaderkilled in Waziristan”, 15 December 2003. http://www.rfa.org/service/index.html?service=uyg.4 “Help the Uyghurs to Fight Terrorism” Publishedby the East Turkistan (Uyghuristan) NationalCongress, Munich. Collected 11 November 2003.5 Amnesty International, Peoples Republic of China:Gross Violations of Human Rights in the XinjiangUighur AUTONOMOUS Region (London, 21 April1999).6 Wall Street Journal, Ian Johnson, “China ArrestsNoted Businesswoman in Crackdown in MuslimRegion”, 18 August 1999.7 Amnesty International, 10 March 2000, “China:Uighur businesswoman Rabia Kadeer sentenced toeight years’ after secret trial” News Service 47/00,AI INDEX: ASA 17/10/00. Cited by ikelly@amnesty.org, X-MIMETrack: Serialize by Routeron fox/I.S./Amnesty International(Release 5.0.2b(Intl)|16 December 1999) at 10/03/2000 05:32:56PM.8 Freedom of Religion law, Article 36 of the PRCConstitution: “Citizens of the People’s Republic ofChina enjoy freedom of religious belief. No stateorgan, public organization or individual may compelcitizens to believe in, or not to believe in, anyreligion; nor may they discriminate against citizenswho believe in, or do not believe in, any religion.The state protects normal religious activities. Noone may make use of religion to engage in activitiesthat disrupt public order, impair the health ofcitizens or interfere with the educational system ofthe state. Religious bodies and religious affairs arenot subject to any foreign domination” 4 December1982: 32.9 China State Council, “National Minorities Policyand its Practice in China”, Beijing, InformationOffice of the State Council of the People’s Republicof China, September 1999.10 Ibid., 1999: pp. 2, 3, 13-14, 34, 50.11 Dru C. Gladney, “China’s Ethnic Reawakening”,Asia Pacific Issues, No. 18 (1995), pp. 1-8.12 For an excellent historical overview of this period,see Herbert Franke and Denis Twitchett, CambridgeHistory of China: Volume 6: Alien Regimes andBorder States (907-1368) (Cambridge: CambridgeUniversity Press, 1994).13 Joseph Fletcher, “China and Central Asia, 1368-1884.” In The Chinese World Order. John KingFairbank, ed. Cambridge, Ma: Harvard UniversityPress. 1968: 364, nt. 96.14 Morris Rossabi, “Muslim and Central Asian Revolts”in Jonathan D. Spence and John E. WillsJr. (eds.), From Ming to Ch’ing (New Haven: YaleUniversity Press, 1979).15 The best “Uighur nationalist” retelling of thisunbroken descent from Karakhorum is in the document“Brief History of the Uyghers”, originatingfrom the Eastern Turkestani Union in Europe,and available electronically at . For a review and critique,including historical evidence for the multiethnicbackground of the contemporary Uighur,see Dru C. Gladney, “Ethnogenesis and EthnicIdentity in China: Considering the Uygurs andKazakhs” in Victor Mair (ed.), The Bronze Age andEarly Iron Age People of Eastern Central Asia: VolumeII (Washington DC: Institute for the Studyof Man, 1998), pp. 812-34. For a discussion of the497


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMrecent archeological evidence derived from DNAdating of the dessicated corpses of Xinjiang, seeVictor Mair, “Introduction” in Victor Mair (ed.),pp. 1-40.16 The best discussion of the politics and importanceof Xinjiang during this period is that of an eyewitnessand participant, Owen Lattimore, in hisPivot of Asia: Sinkiang and the Inner Asian Frontiersof China and Russia, (Boston: Little, Brown, 1950).17 Linda Benson, The Ili Rebellion: The Moslem Challengeto Chinese Authority in Xinjiang, 1944-1949(New York: M.E. Sharpe, 1990).18 Andrew Forbes, Warlords and Muslims in ChineseCentral Asia (Cambridge: Cambridge UniversityPress, 1986).19 James Millward’s history is the best overview ofthis tumultuous period, see Eurasian Crossroads:A History of Xinjiang. New York: Columbia UniversityPress, 2007.20 Justin Jon Rudelson, Oasis Identities: Uighur Nationalismalong China’s Silk Road (New York: ColumbiaUniversity Press, 1998), p. 8. For Uighur ethnogenesis,see also Jack Chen, The Sinkiang Story(New York: Macmillan, 1977), p. 57, and Dru C.Gladney, “The Ethnogenesis of the Uighur”, CentralAsian Survey, Vol. 9, No. 1 (1990), pp. 1-28.21 The best account of the Uighur diaspora in CentralAsia, their memories of migration, and longingfor a separate Uighur homeland is contained in thevideo documentary by Sean R. Roberts, Waiting forUighurstan (Los Angeles: University of SouthernCalifornia, Center for Visual Anthropology, 1996).22 CNN News Service, Rym Brahimi, “Russia,China, and Central Asian Leaders Pledge toFight Terrorism, Drug Smuggling”, 25 August1999 (electronic format ).23 Eastern Turkistan Information Center, “KasakistanGovernment Deport Political Refugees toChina”, Munich, 15 June 1999 (electronic format:).24 See the important article by a Uyghur female ethnohistorianon Uyghur tomb complexes and graveveneration with beautiful color photographs byRahile Dawut, “Shrine Pilgrimage among the Uighurs”The Silk Road Journal 2009 Winter/Spring(6) 2: 56-67. (http://www.silkroadfoundation.org/newsletter/vol6num2/srjournal_v6n2.pdf ).25 For China’s minority integration program, seeColin Mackerras, China’s Minorities: Integrationand Modernization in the Twentieth Century (HongKong: Oxford University Press, 1994).26 Forbes, pp. 56-90.27 See the discussion of population numbers inEastern Turkistan Information Center, “Populationof Eastern Turkistan: The Population inLocal Records”, Munich, n.d. (electronic format:).A useful guide with tables and breakdowns is foundin International Taklamakan Human RightsAssociation (ITHRA), “How Has the PopulationDistribution Changed in Eastern Turkestan since1949”, N.d. (electronic format , where it is reportedthat the Xinjiang Uighur population declinedfrom 75 per cent in 1949 to 48 per cent in 1990.The problem with these statistics is that the firstreliable total population count in the region didnot take place until 1982, with all earlier estimatesbeing highly suspect, according to the authoritativestudy by Judith Banister (Banister, China’s ChangingPopulation).28 In an unpublished 1989 paper the late Uighurhistorian Professor Ibrahim Muti’i provides an excellenthistorical synopsis of the role of the CentralAsian Islamic Madrassah in traditional Uighureducation. Professor Muti’i argues that it was theMadrassah, rather than religious or cultural continuities,that most tied the Uighur into CentralAsian traditions. Ibrahim Muti’i, personal communication,May 1989.29 Amnesty International, Peoples Republic of China:Gross Violations of Human Rights.30 Philip Pan “In China’s West, Ethnic Strife Becomes‘Terrorism’” Washington Post July 14, 2002:498


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyA4.31 James P. Dorian, Brett Wigdortz, Dru Gladney,“Central Asia and Xinjiang, China: EmergingEnergy, Economic, and Ethnic Relations”, CentralAsian Survey, Vol. 16, No. 4 (1997), p. 469.32 Ibid., pp. 461-86.33 Ibid., p. 480.34 The best documentation of this period and theflood of Kazaks and Uighurs to the USSR fromXinjiang is to be found in George Moseley, TheParty and the National Question in China (CambridgeMA: MIT Press, 1966).35 See Michael Wines, The New York Times, May27, 2009, “Urban renewal hits Silk Road China willdemolish site in Kashgar, historic town inhabitedby Uighurs”p. A1.36 See Yitzhak Shichor, “Virtual Transnationalism:Uygur Communities in Europe and the Quest forEastern Turkestan Independence.” Unpublishedpaper, 2002.37 See, for example, www.Uyghur.org, the site supportedby Anwar Yusuf, president of the EasternTurkestan National Freedom Center in Washington,D.C., who has suggested that there are up to25 million Uyghurs worldwide. Shichor (ibid.),based on information from Enver Can in Munich,estimates there are about 500 Uyghurs in Germany(mostly in Munich), 500 in Belgium (mostly fromCentral Asia), 200 in Sweden (mostly from Kazakstan),40 in England, 35 in Switzerland, 30 in Hollandand 10 in Norway. In addition, there are anestimated 10,000 Uyghurs in Turkey, 1,000 in theUnited States, 500 in Canada, and 200 in Australia(mostly in Melbourne).38 See www.geocities.com/athens/9479/uighur.html.“The entire paragraph reads: Area: 1.6 million sq.km. Population: 14 million (1990 census), Uyghurs:7.2 million (official), 14-30 million (estimatesby the Uyghur organizations abroad). Capital:Urumchi. The Sinkiang-Uyghur AutonomousRegion in China (Xinjiang Uygur Zizhiqu in Chinese)is also known under the names Eastern Turkestanor Chinese Turkestan. Uyghur people preferUyghuristan. It is inhabited by the Uyghurs alsoknown under names Uighur, Uigur, Uygur, Weiwuer,Sart, Taranchi, Kashgarlik. The other nativepeoples are Kazak, Uzbek, Kyrghyz, Tajik, Tatar.Chinese colonization by Han people is a threat forthe native peoples.”39 For a comparative study of the role of theme parksin ethnic identity construction in China and theU.S., see Dru Gladney, In Press. “Theme Parksand Path Dependency: Comparing the PolynesianCultural Center and the China Ethnic CulturalPark” in “Chinese Ethnology: Practice and Theory”Taipei: Academia Sinica.40 A list of some of the international Uyghur andEast Turkistan organization can be found onhttp://uyghuramerican.org/Uyghurorganiz.htmland http://www.uygur.org/adres/uygur_organization.htm.41 See their website introduction: http://uyghuramerican.org/“The Uyghur American Associationwas established on May 23, 1998 in WashingtonD.C. at the First Uyghur American Congress. Thegrowing Uyghur community in the United Statescreated a need for a unified Uyghur organizationto serve the needs of the community here and torepresent the collective voice of the Uyghurs inEast Turkistan.”42 See their organizational statement www.uyghurs.org“The Uyghur Human Rights Coalition(UHRC) is a 501(c)(3) nonprofit dedicated toeducating Americans, particularly university students,about the Chinese government’s humanrights violations against the Uyghur people of theXinjiang Uyghur Autonomous Region of China(known to the Uyghurs as East Turkistan). Throughits educational efforts, the UHRC strivesto build a broad base of support for the Uyghurpeople’s struggle to obtain democratic freedomsand self-determination and to protect their cultureand environment.”43 Recent discussions on the internet regardingTurkey’s lack of support for the Uyghur cause have499


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMbegun to proliferate, see Demet Tezcan, “DoguTürkistan yine yok mu sayilacak?” Turkistan NewsletterMon, 20 Jan 2003 19:15:51, Turkistan BulteniISSN: 1386-6265.44 For studies of the influence of internet in influencingwider public opinion in Asia, see a recentcollection of essays in the Asian Journal of SocialScience edited by Zaheer Baber in a special focuson “The Internet and Social Change in Asia andBeyond”, Vol. 30, No 2, 2002.45 For studies related to the internet’s role in buildingcommunity and mobilizing support for specificcauses, see Derek Foster, 1997. “Communityand Identity in the Electronic Village” in DavidPorter, editor. Internet Culture. New York: RoutledgePress; Steven G. Jones, 1997. “The Internetand Its Social Landscape” in Steven G. Jones, editor.Virtual Culture: Identity and Community inCybersociety. London, New Delhi: Sage; Tim Jordan,1999. Cyberpower: The Culture and Politicsof Cyberspace and the Internet. London and NewYork: Routlege; Douglas Rushkoff, 1994. Cyberia:Life in the Trenches of Hyperspace. New York:Harper Collins; and Mark A. Smith and PeterKollock, editors. 1999. Communities in Cyberspace.London and New York: Routledge.46 The East Turkestan Islamic Movement (ETIM)is known only as a shadowy group known only tobe previously active in Afghanistan and foundedin the mid-90s by Hassan Mashum. Mahsum hadserved three years in a labor camp in Xinjiang andwho recruited other Uighurs, including his numberthree leader Rashid who was captured withthe Taliban and returned to China in Spring 2001.See Hutzler, Charles, “China-Iraq Policy Is RiskyFor US” Asian Wall Street Journal, September 10,2001.47 “China Also Harmed by Separatist-Minded EasternTurkestan Terrorists,” People’s Daily, October10, 2001; Eckholm, Erik, “U.S. Labeling of Groupin China as Terrorist is Criticized,” New York Times,September 13, 2002; Hutzler, Charles, “U.S.Gesture to China Raises Crackdown Fears” WallStreet Journal, September 13,2002.48 McNeal, Dewardic L. “China’s Relations withCentral Asian States and Problems with Terrorism.”US Department of State, CongressionalResearch Service Report, 2001. See also ScottFogden’s excellent thesis, Writing Insecurity: ThePRC’s Push to Modernize China and the Politicsof Uighur Identity. MscEcon Thesis, University ofWales, Aberystwyth, 2002.49 Conclusion of China Visit Press Conference, DeputySecretary of State Richard L. Armitage, Beijing,China, U.S. Department of State, August 26,2002.50 For example, Mehmet Hazret in a recent interview(see following discussion), claimed he hadnever heard of ETIM: “I hadn’t even heard ofETIM until the Chinese government mentionedits name in a report in January 2002,” he said. “ButI knew the leaders of this group whom the reportmentioned. For many years, they were in Chineseprisons for political reasons, and they escaped fromChina. We don’t have any organizational relationswith them because politically we don’t share thesame goals. But I cannot believe they carried outany terrorist attacks as the Chinese authorities saythey did, because they themselves are victims ofChinese state terrorism.” Radio Free Asia, Uyghurservice, “Separatist leader vows to target Chinesegovernment (RFA)”, 24 January 2003. http://www.rfa.org/service/index.html?service=uyg.51 See a “Special Report: Uighur Muslim Separatists”Virtual Information Center, 28 September2001, p. 6, www.vic-info.org.52 See “China: China Increases Suppression in Xinjiang”Oxford Analytica 20 December 2002. Thereport concludes: “Distinguishing between genuinecounter-terrorism and repression of minorityrights is difficult and the Uighur case points toa lack of international guidelines for doing so. Inany case, Chinese policies, not foreign-sponsoredterrorism, are the cause of Uighur unrest. China’sdevelopment and control policy in Xinjiang is unlikelyto stabilise the region as long as developmentbenefits remain so unevenly distributed.”500


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. Gladney53 “Exile Group Claims Bomb Blast in Xinjiang,”AFP (Hong Kong), 1 March 1997, FBIS,FTS19970513001183.54 Bombings in Tibet and other “terrorist acts”have been frequently reported in the press, “ExplosionHits Tibet’s Capital After China AnnouncesNew Regional Leader,” Agence FrancePresse (Hong Kong), 9 November 2000, FBIS,CPP20001109000079; “Explosion Hits Tibet’sCapital After China Announces New RegionalLeader,” Agence France Presse (Hong Kong), 9 November2000, FBIS, CPP20001109000079; “LondonOrganization - Migrants’ Shops Bombed inTibet,” AFP (Hong Kong), 27 December 1996,FBIS, FTS19970409001372; “Tibet Blames DalaiLama for Bombing in Lhasa,” Tibet People’sRadio Network (Lhasa), 27 December 1996, FBIS,FTS19970409001370; Che, Kang, “Bomb Explodesin Lhasa, Local Authorities Offer Reward forCapture of Criminals,” Ta Kung Pao (Hong Kong),30 December 1996, FBIS, FTS19970409001371;“Suspect Detained for Bomb Attack on TibetanClinic,” AFP (Hong Kong), 14 January 1999, FBIS,FTS19990114000015; “AFP: Explosion HitsTibet’s Capital after China Announces New RegionalLeader,” Agence France Presse (Hong Kong),9 November 2000, FBIS, CPP20001109000079.56 For a discussion of the various meanings of “jihad”in Islam, see John L. Esposito, 2002. UnholyWar: Terror in the Name of Islam. Oxford:Oxford University Press, Pp. 26-35. For studiesamong Uyghur and other Turkic communities inIstanbul, see Dru C. Gladney, “Relational Alterity:Constructing Dungan (Hui), Uygur, and KazakhIdentities across China, Central Asia, and Turkey”History and Anthropology Vol. 9, No. 2: 445-77,and Ingvar Svanberg, 1989. Kazak Refugees inTurkey: A Study of Cultural Persistence and SocialChange. Stockholm and Uppsala: Almqvist andWiksell International.57 Radio Free Asia, Uyghur service, “Separatist leadervows to target Chinese government (RFA)”, 24January 2003. http://www.rfa.org/service/index.html?service=uyg.58 See the Stratfor report documenting the AfghanPrime Minister’s request for China to open theWakhan corridor, June 11, 2009, “China: AfghanFM Seeks Wakhan Corridor Supply Route”.(http://www.stratfor.com/sitrep/20090611_china_afghan_fm_seeks_wakhan_corridor_supply_route).55 See John Pomfret, “China Executes TibetanMonk for Alleged Bombings” Washington PostForeign Service Tuesday, January 28, 2003; RadioFree Asia reported that the government is silencingany reporting on the execution: http://www.rfa.org/service/article.html?service=can&encoding=2&id=98250.501


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMBibliographyAmnesty International. Peoples Republic of China:Gross Violations of Human Rights in the XinjiangUighur Autonomous Region. London: 21 April 1999.Banister, Judith. China’s Changing Population. Stanford:Stanford University Press, 1987.Benson, Linda. The Ili Rebellion: The Moslem Challengeto Chinese Authority in Xinjiang, 1944-1949.New York: M.E. Sharpe, 1990.CNN News Service. Rym Brahimi. “Russia, China,and Central Asian Leaders Pledge to Fight Terrorism,Drug Smuggling” 25 August 1999 (electronicformat ).Chen, Jack. The Sinkiang Story. New York: Macmillan,1977.Dawut, Rahile, 2009. “Shrine Pilgrimage among theUighurs” The Silk Road Journal Winter/Spring(6) 2: 56-67. (http://www.silkroadfoundation.org/newsletter/vol6num2/srjournal_v6n2.pdf )Dorian, James P, Brett Wigdortz, Dru Gladney.“Central Asia and Xinjiang, China: EmergingEnergy, Economic, and Ethnic Relations”. CentralAsian Survey. Vol. 16, No. 4 (1997). Pp. 461-86.Eastern Turkistan Information Center. “KasakistanGovernment Deport Political Refugees to China”.Munich, 15 June 1999 (electronic format:www.uygur.org/enorg/reports99/990615.html).________.“Population of Eastern Turkistan: ThePopulation in Local Records”. Munich, n.d. (electronicformat: ).Eastern Turkestani Union in Europe. “Brief Historyof the Uyghers”. N. d. (electronic format: ).Forbes, Andrew. Warlords and Muslims in ChineseCentral Asia. Cambridge: Cambridge UniversityPress, 1986.Franke, Herbert and Denis Twitchett. CambridgeHistory of China: Volume 6: Alien Regimes andBorder States (907-1368). Cambridge: CambridgeUniversity Press, 1994.Gladney, Dru C. 2004. Dislocating China: Muslims,Minorities, and Other Subaltern Subjects. Chicago:University of Chicago Press.______.“Making Muslims in China: Education, Islamicization,and Representation” in Gerard A.Postiglione (ed.) China’s National Minority Education:Culture, State Schooling and Development. NewYork: Garland Press, 1999.______. Ethnic Identity in China. Fort Worth: HarcourtBrace, 1998.______.(ed. ). Making Majorities: Constituting the Nationin Japan, Korea, China, Malaysia, Fiji, Turkey,and the United States. Stanford: Stanford UniversityPress, 1998.______.“Ethnogenesis and Ethnic Identity in China:Considering the Uygurs and Kazakhs” in VictorMair (ed.). The Bronze Age and Early Iron Age Peopleof Eastern Central Asia: Volume II. WashingtonDC: Institute for the Study of Man, 1998. Pp.812-34.______.Muslim Chinese: Ethnic Nationalism in thePeople’s Republic of China. 2 ed. Cambridge MA:Harvard University Press, 1996.______.“China’s Ethnic Reawakening”. Asia PacificIssues. No. 18 (1995). pp. 1-8.______.“The Ethnogenesis of the Uighur”. CentralAsian Survey. Vol. 9, No. 1 (1990). pp. 1-28.International Taklamakan Human Rights Association(ITHRA). “How Has the Population DistributionChanged in Eastern Turkestan since 1949”.N.d. (electronic format .502


The Role of the International Community in East Turkestan / Prof Dru C. GladneyLattimore, Owen. Pivot of Asia: Sinkiang and the InnerAsian Frontiers of China and Russia. Boston:Little, Brown, 1950.Mackerras, Colin. China’s Minorities: Integration andModernization in the Twentieth Century. HongKong: Oxford University Press, 1994.Mair, Victor. “Introduction” in Victor Mair (ed.). TheBronze Age and Early Iron Age People of EasternCentral Asia: Volume II. Washington DC: Institutefor the Study of Man, 1998. pp. 1-40.Millward, James A. 2007. Eurasian Crossroads: AHistory of Xinjiang. New York: Columbia UniversityPress.Minzu Tuanjie [Beijing], No 2 (1984).Moseley, George. The Party and the National Questionin China. Cambridge MA: MIT Press, 1966.People’s Republic of China. Department of PopulationStatistics of State Statistical Bureau andEconomic Department of State Nationalities AffairsCommission. Population of China’s Nationality(Data of 1990 Population Census) [Zhongguo MinzuRenkou Ziliao (1990 nian Renkou Pucha Shuju)].Beijing: China Statistical Publishing House, 1994.1990 population census primary statistics]”. 14November 1991.Roberts, Sean R. Waiting for Uighurstan. Los Angeles:University of Southern California, Center forVisual Anthropology, 1996 (video documentary).Rossabi, Morris. “Muslim and Central Asian Revolts”in Jonathan D. Spence and John E. Wills Jr. (eds.).From Ming to Ch’ing. New Haven: Yale UniversityPress, 1979.Rudelson, Justin Jon. Oasis Identities: Uighur Nationalismalong China’s Silk Road. New York: ColumbiaUniversity Press, 1998.Starr, Frederick S., Editor. 2004. Xinjiang: China’sMuslim Borderland. Armonk, NY: M.E. Sharpe,Inc.Turkistan News & Information Network. “Press Release”,8 June 1999.Wall Street Journal. Ian Johnson. “China Arrests NotedBusinesswoman in Crackdown in Muslim Region”.18 August 1999.______.National Population Census Office. MajorFigures of the Fourth National Population Census:Vol. 4. Beijing: China Statistical Publishing House,1991.______.National Population Census Office. PopulationAtlas of China. Hong Kong: Oxford UniversityPress, 1987.Renmin Ribao [Beijing]. “Guanyu 1990 nian renkoupucha zhuyao de gongbao [Report regarding the503


Translated from Turkish by Selcuk YatkinAhmet Emin DagIHH Humanitarian Relief Foundation, Special Representative for Middle EastTurkey and the Islamic World in the Solutionof the East Turkistan ProblemIt is amazing, but true, that there is an affinity and spiritual associationthat reaches beyond the geographical distance between Turkey, located atthe westernmost part of the Turkish world, and East Turkistan, located at theeasternmost part of the Turkish world. However, this intense emotional affinitymost often occurs when faced with political and economic problems.The political closeness that was particularly noticeable during the late periodof the Ottoman Empire could not be transformed into long-term cooperation.In the 19 th century local administrators in East Turkistan accepted the rule ofthe Ottoman Empire and the hutba in the mosques were read in the name ofthe sultan as part of the strengthening of political ties. Sultan Abdulaziz senta military delegation to Yakup Bey, the emir of East Turkistan, to protect himagainst rival states; the establishment of an Islamic university in the region wasa topic that was discussed during the reign of Abdulhamid II. However, theweakness of the Ottoman Empire in the late period prevented the continuationof this interest; added to this was the great distance between the countries and theincreasing power of China, as well a series of invasions, all of which prevented thecementing of ties between the nations.The twentieth century was the beginning of a new era, one in which almostall Islamic territories in the world were invaded. The severance of ties with EastTurkistan began in Turkey at the start of the 20 th century. As Turkey turned herface to the West, in every aspect, there was a reduction in the interest she showedtowards all Asian countries. This change, felt not only in political and economicaspects, but also culturally, left only romantic connections for the Turks in Asia.It was impossible for Turkey to exert any significant successful resistance againstRussia or China, as at this time Turkey herself was struggling for existence; thus,505


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe interest of the Turkish people in the outer world decreased to a minimumlevel. East Turkistan was not an exception in this environment of indifference;Turkey also remained indifferent to a number of situations that occurred closeto home.As the bi-polar world that had been created after the Second World Warpushed Turkey and the entire Islamic world into a passive situation, the abovementionednegative atmosphere continued to worsen. In a period in whichTurkey was unable to adapt herself to either the Eastern or the Western blocs,due to her position, Turkey leaned towards the influence of the Western securitypact in foreign policy. Thus, the Turkish world remained outside the influenceof the Socialist Bloc, as the Eastern Bloc countries and the Socialist world werenot directly observable from Ankara, but dealt with by policies determined inWashington.However, the collapse of the Soviet Union in 1991 created a new geopoliticalsituation in the region and it also sparked off a revival of Turkey’s interests inCentral Asia. These interests brought a new approach; the competition in Asiadid more to bring Turkey closer to the region, causing great competition in theinternational arena.While trying to create new opportunities and open new areas of influencein the 1990s, Turkey focused on the problems of East Turkistan on bothgovernmental and non-governmental levels in parallel with her increasedinfluence in the region; this issue started to appear more on the national agenda.The first instance of a transformation to the international scene was an increasein studies on the Uyghurs in Turkey. Isa Yusuf Alptekin, one of the leadersin East Turkistan, had the opportunity to meet all the political party leaders,deputies and bureaucrats in Ankara in 1991; here human rights violations, theproblem of assimilation and the policy of Chinese oppression in East Turkistanwere discussed in detail, with a new relationship being established between thetwo nations. Alptekin met with Mesut Yilmaz, Necmettin Erbakan, AlparslanTurkesh, Suleyman Demirel and Erdal Inonu, the political party leaders of thetime, and asked for support from them all, requesting that they play a moreactive role in relieving the problems of the people of East Turkistan. SuleymanDemirel, the prime minister, promised to help with the relevant topics and to506


Turkey and the Islamic World in the Solution of the East Turkistan Problem / Ahmet Emin Dagexert all efforts to bring the East Turkistan problem onto the internationalplatform so that the problem could be resolved.The most meaningful meeting during this period happened with Turgut Ozal,the president of Turkey. Ozal met with Alptekin and listened to the problems thatwere being experienced; the Uyghur leader handed Mr. Ozal the East Turkistanflag, something that he had carried on his chest for 60 years; this symbolic gestureindicated that Turkey was the new leader in this matter. Alptekin then repeatedhis request for support. As with all the leaders, Ozal promised to support theUyghur leader.Thus, Turkey’s interest in the regional communities went beyond mereemotion on the public level, but had now taken on an official aspect and thesematters were now included in her regional policies. The leaders at that timeincreased their efforts to develop these relations by paying frequent visits toCentral Asia. An official visit to East Turkistan to create a commission composedof Turkish delegates on December 1992 and the introduction of the problemonto UN agenda were even discussed; however, nothing concrete came of thesediscussions.The Turkish World Meeting, held in Izmir in 1995, was attended by morethan 800 delegates from different regions of the world, including East Turkistan.The final declaration of the meeting requested that greater efforts be made toimprove the conditions of the East Turkistan people, but no subsequent concreteimprovement was observed.One of the basic factors that prevented any significant improvement in thesolution of the East Turkistan problem, despite such intense demands and greatdetermination, was the international conjuncture and Turkey’s harmony (or lackthereof ) with this conjuncture. That is, as the dimensions and aspects of the newrelationships between West and East were being determined according to a setof priorities, in foreign policy, Turkey, who was having problems shedding habitsinstilled by the Cold War, tended to consider herself as a supportive element ofWestern initiatives instead of looking at the regional problems from her own view.This basic error played a role in preventing Ankara from carrying the problemonto the international arena. Waiting for the West to do something to solve theproblem in East Turkistan, the failure of Turkey to make use of any mechanisms507


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthat could accelerate this movement also meant that she was unable to introducethe problems of East Turkistan onto any prioritized agenda in the West, and thusthere was no transformation in the relationship between China and the West.Meanwhile, the Chinese government sent warnings to Turkey in regard to theEast Turkistan issue, which had begun to occupy more space on Turkey’s nationalagenda than it had in the past. The Chinese government stated that the messagesthat Turkey had sent about East Turkistan were considered to be meddling in theinternal affairs of China, and responded by indicating the international supportfor the PKK. Even though Ankara tried to establish a balance with intellectualbilateral relations with China and by trying to create efforts to increase Turaniinfluence in Central Asia, the Chinese pressure yielded positive results, at leastduring this period of internal instability in Turkey. For example, Mesut Yilmaz,the prime minister, banned official participation in East Turkistan activities, andchanged the name of a park in Sultanahmet that had been named after Isa YusufAlptekin, the great Uyghur leader, and banned the use of East Turkistan flags.Recep Tayyip Erdogan, the mayor of the Istanbul Metropolitan Council at thetime, opposed the decision and emphasized that this was a betrayal not only ofthe Uyghurs, but of the Turkish world.Foreign policy engagements in Turkey faced serious disadvantages in termsof the East Turkistan issue, due to ever-increasing commercial and politicalrelationships with China. Therefore, the improved relationship of Turkey withChina in the first decade of the new millennium meant that positive steps in theEast Turkistan issue were limited. As governmental change in 2003 brought abouta wind of change, both on the inside and outside, the hopes for East Turkistanonce more began to lift.The most important difference that separated this new period from the earlierone was the introduction of greater freedom in activities that were being carriedout by the people from East Turkistan in Turkey. Even though the new governmentloosened the restrictions on participation, it was not able to make any significantprogress in terms of finding a fundamental solution to the problem. As the role ofTurkey in regard to East Turkistan cannot be thought of independently from herrelationship with China, one can clearly see a tendency to side with the benefit inbilateral relations. Encouraging China to take steps to improve the living conditions508


Turkey and the Islamic World in the Solution of the East Turkistan Problem / Ahmet Emin Dagof the Uyghur people was considered to be the best policy at the time. However, itis clear that such a policy fell far from the expectations of the Uyghur people in theDiaspora. The basic objective of the new policy in Ankara was thus establishingcommon grounds to achieve the minimum expectations of both parties.There are approximately 40 bilateral agreements and an economic relationshipbetween Turkey and China that amounts to around 20 billion USD. Even thoughall these connections limit the maneuverability of Turkey, it should not preventher from taking concrete steps to find a solution to the humanitarian problems onthe common platforms in Islamic countries.Islamic countriesThe Islamic world, as with any topic that concerns Muslims, does not have aunified attitude or policy on the East Turkistan issue. In this respect, it is possibleto summarize the attitudes of the Islamic countries under three headings, and inthis way we can try to determine a common attitude that reflects the attitude ofthe 57 members of the Organization of World Islamic Conference.a) Pragmatic approachThe countries in this group are composed of those countries which are directlyunder the influence of China or those which cannot support the East Turkistanissue on an official level due to their interests, but which are inclined towardsthe country on social level. The closest circle in this group is that created by theCentral Asia countries. The strategic vacuum that has been created in the regionafter the collapse of the Soviet Union led Beijing to give greater importance to theEast Turkistan government, as it was the neighbor to Central Asia.The Chinese government has made moves towards the countries in thisregion to try to fill the vacuum in influence that resulted from the collapse of theSoviet Union. As East Turkistan is the most important area in terms of accessto Central Asia, China has increased its efforts to place more people of Chinesedescent in the region. Hoping to fill the strategic vacuum with the ShanghaiCooperation Organization, China has followed a policy that aims to establisheconomic and political stability in Central Asian countries and which has tried toestablish economic influence in the region.509


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMFearing that the Islamic trends, which have helped the regions improve theirpower in a politically unstable environment, could also affect the Uyghur peoplein East Turkistan, China has succeeded in bringing the Central Asia countries tofollow its own line, particularly in matters of security and intelligence. This is oneof the reasons why many Uyghur people who are living in neighbouring countrieshave experienced difficult times.In the beginning, the Central Asia countries remained indifferent to the EastTurkistan problem at an official level and supported it on a public level; however,this policy was developed according to the desire of the Beijing government, as wasthe repatriation of Uyghurs to China. Countries in the region that were worriedabout protecting their unstable regimes against Islamic opposition groups tooktheir place under China’s umbrella; this meant that the Uyghurs were set adrift.Even though sympathy for the Uyghurs continues on a public level, the slipperyground of official policies has hit the Uyghur case hard.Following a similar policy, Iran follows a fluctuating policy in East Turkistan,as this country requires the support of China for the transfer of nucleartechnology transfer. Even though the Iranian media and press criticize theChinese government about human rights violations and the assimilation policy,it is difficult to observe anything concrete on an official level that would help toimprove conditions in East Turkistan.In a similar way, another Islamic country where the East Turkistan issuehas been sacrificed to strategic calculations is Pakistan. Establishing a strategiccooperation mechanism against their mutual enemy India, the Pakistani andChinese governments have transformed this cooperation into cooperation inoppression of the Uyghur people.Due to the economic and cultural ties that have been established with EastTurkistan, thousands of Uyghur people have settled in Pakistan or travel betweenthe two countries. The fact that any small instability in Pakistan may influencethe entire region increases the interest of China towards this country. One of themutual compromises of this interest is the forced repatriation of many Uyghurpeople to China in 1998. China continuously applies pressure on the Pakistanigovernment to return Uyghur students.510


Turkey and the Islamic World in the Solution of the East Turkistan Problem / Ahmet Emin DagWestern countries have raised severe criticism against many of the humanrights violations in China; however, they are more tolerant of the executions ofMuslim people. Indeed, the existence of many Uyghur students in madrasahsin Pakistan has been conceived as the reason for the fundamentalist trends inthe region, thus helping the West and China create an impression of a commonthreat.Furthermore, China has even managed to gain the sympathy of the Westafter September 11 by declaring that al-Qaida was responsible for certain eventsand was behind the independence movement in East Turkistan.In fact, the propaganda that claims that the Uyghurs have received trainingunder the supervision of the Taliban has been very influential. Therefore,thousands of Uyghur students fled from Pakistan during the madrasah operationsfor fear of being repatriated to China; they sought refuge in Turkey and in Arabiccountries, travelling through Iran.b) Realistic approachThe realist approach, forming the second group in Uyghur policy in the Islamicworld, refers to the attitude of countries who consider the East Turkistan issue tobe an internal problem of the Beijing government; these countries do not thinkthe increasing power of China allows for an alternative policy nor do they considerthemselves as being connected to such an agenda. Egypt pretends that they havenever heard of this problem, despite the fact that there are thousands of Uyghurstudents studying at schools in the country. Meanwhile, countries like Indonesiaand Malaysia approach the East Turkistan problem from the aspect of China’sabsolute power due to the fact that they are in the direct impact area of China.c) Idealist approachThe third approach consists of the politic arguments of the idealists. Thecountries where the Diaspora can carry out effective lobbying activities representa general approach in which the Uyghur case has been significantly supported.Embracing the Uyghur issue for Islamic or historical reasons, countries suchas Saudi Arabia and Turkey are open to solutions that go beyond internationalbalances (including independence). Here publications and social activities whichmake clear the violations of human rights can be easily carried out.511


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMConclusionThe question that needs to be examined is whether it is possible to uniteall these different approaches and policies under one common target. At thispoint, if the Islamic world moves as a bloc, as the European Union did in jointdeclarations published in the past, then it is possible to demand an end to humanrights violations in East Turkistan and to ensure that the people here are given theright to determine their own fate.However, the Organization of the Islamic Conference, which should be oneof the most important platforms in this regard, has not made any significantmoves to give support in this matter. None of the organizations that have beenestablished by East Turkistan are members or counsellors to any platforms of theOrganization of the Islamic Conference. The first move could be to receive thesegroups onto Islamic platforms.After this short, medium and long term solution proposals need to beformulated under the leadership of the Uyghur lobby inside the OIC to besubmitted to the approval of member countries.512


Assist Prof Erkin EmetAnkara University, Faculty of Languages, History and Geography, Department of Contemporary Turkish Dialects and LiteratureTranslated from Turkish by Yusuf Baybars OncuReflections of East Turkistan inthe International Media andthe Disinformation IssueDisinformation is a word that means rendering false information and news inorder to mislead individuals and societies. It is one of the most important tools ofpropaganda and counter -propaganda.Without question, the professional and ethical role of all mass media is toprovide information and news. If this role shifts from informing to forming andleading, then the tools of the mass media have been perverted from all recognizedprofessional and ethical rules. Moreover, the dissemination of disinformation andfalse news in order to mislead individuals and societies is an extremely unethicaland amoral use of the mass media channels.Dr. Yasemin Inceoglu, from the Faculty of Communication at GalatasarayUniversity, defines disinformation as the dissemination of incomplete, false orimplausible information to deceive a given audience about an actual state ofaffairs. Inceoğlu defines informing people with this type of information as explicitdisinformation, while rendering information without any identification of sources,or with a false source, is implicit disinformation. Inceoğlu states that it is difficultto make judgements about the quality or quantity of disinformation; however,disinformation can be defined as lying to achieve political targets or goals.The art of disguising liesGovernments often make great efforts to render incomplete or falseinformation in order to legitimize their policies. Distorted news reports ordisinformation provided to the public increase twofold during times of war orsimilar chaotic social events.513


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe People’s Republic of China has made huge efforts to legitimize and justifytheir occupation in East Turkistan over the past 61 years. It is possible to say thatthe Chinese Communist Party has been successful in forming public opinionabout the occupation of East Turkistan through their television channel CCTV,as well as 56 other television stations and thousands of central and local mediachannels. Chinese public opinion regards East Turkistan as their own territory;it is as a direct result of this that the Chinese carried out demonstrations duringthe events of July 5, at which they chanted slogans like: “Uyghurs out of Xinjiang;Uyghurs go to Turkey!”Even if over the last 61 years disinformation has not had an effect on theUyghur Turks, after the events of July 5 in Urumchi the Chinese governmenthas targeted the World Uyghur Council and Rabia Kadir, declaring them tobe criminals. Although the Chinese government claims that they have soundevidence establishing that these events were ignited by Rabia Kadir, the Chinesehave yet to produce any evidence that would legitimize the massacre committed.Even though the Chinese Communist Party has itself confessed, throughstatements and reports, that they do not have sound evidence, the claims theyput forward have had a significant impact on Chinese public opinion and most ofthe international community. Many Chinese people still believe that the ChineseCommunist Party was right and that the targeted community presented a threatto their security. The disclosure of some hidden facts after the events of July 5in Urumchi has revealed that the Chinese administration is adept at providingdisinformation. The Chinese media has helped bring the lies of the Chinesegovernment to the people. CCTV, one of the largest media organs in China,and daily newspapers such as The China Daily News, Renmen Rebao (The People’sNewspaper) and Guang Meng Ribao (The Light Newspaper) have published andbroadcast the claims of the Chinese Communist Party, declaring that all Uyghurpeople are criminals. The most serious issue here is the attempt to depict all Uygurpeople as “terrorists” to international public opinion.The use of disinformation in China as a state policyRupert Cornwell, correspondent for The Independent, suggests that usingdisinformation as a state policy dates back to the October Revolution in Russia514


Reections of East Turkistan in the International Media and the Disinformation Issue / Assist Prof Erkin Emetin 1917; he underlines that one of the leading institutions to operate in fields ofpropaganda and disinformation was the Comitern, founded by Lenin in 1919 todisseminate the ideals of the Russian Revolution through all possible channels.Stating that disinformation activities were later carried out by the KGB, Cornwellgives the example of the KGB accusing the USA of using biological warfareduring the Korean War in 1952 and similarly disseminating information in themedia of developed countries in the 1980s about the production of AIDS by theUSA as a means of biological warfare.Due to the fact that the People’s Republic of China has imitated the USSR inall her institutions, the first action taken by the Chinese Communist Party to thisend was the establishment of the Xinhua News Agency.The Xinhua News Agency was the first large-scale news agency in thePeople’s Republic of China. It was established on July 7, 1937. The Xinhua NewsAgency, with branch offices in the Chinese army, has representative offices in 33regions and provinces domestically, and in more than 120 countries abroad. It alsopublishes more than 20 daily newspapers and journals domestically.The People’s Daily Newspaper is an official newspaper that is directlycontrolled by the Central Committee of the Chinese Communist Party; itwas established on June 15, 1948. The Chinese government claims that thisnewspaper is one of the top ten influential newspapers in the world. On June 20,2008, marking the 60 th anniversary of the establishment of the newspaper, theChinese president, Hu Jintao, paid a special visit to the workers of the newspaper.Hu Jintao stated that at this turn of a new historical era, the newspaper was thespiritual force and ideological weapon of the state.Chinese Central Television Station was established on the May 1, 1958as “Beijing Television Station”. It started broadcasting on the September 2,and continued broadcasting under the name of the Chinese Central TelevisionStation on May 1, 1978. CCTV, which is the largest television station in China,has 26 regular, 12 paid and 28 internet television channels, making a total of56 television channels. The total number of workers at the station is more than10,000; 4,317 of these are members of the Communist Party. The CCTV hasrepresentative offices in 14 regions in the world, and has agreements with 208media corporations in 134 countries.515


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe Central People’s Radio Station is the National Radio Station in China.It was established on the December 30, 1940 when the Chinese CommunistParty was struggling domestically against the Chinese Republic, governed by theNationalist Party, and was fighting a guerrilla war against the Japanese occupationforces.According to official Chinese data last year, the total number of newspapersoperating at international, domestic, provincial and metropolitan levels is 1,938,whereas there are 9,468 weekly magazines and journals, and 296 television stationsthat broadcast in various fields. It is predicted that the number of radio stations isnearly three times that of television stations. How these active media corporationsare controlled and managed is a frequently-asked question. In order to gain asatisfactory answer to this question, one would have to analyze the relationshipbetween the management of the Communist Party and the media.The propaganda department of the central committee of the CCPOne of the first regulations of the Communist Party in China after takingover control of the government in continental China was the direct expropriationof the means of mass communication. The expropriation process was realized byannexing all means of mass communication directly to the propaganda departmentof the Central Committee of the CCP.The propaganda department of the Central Committee of the CCP is animportant political institution that aims to transmit the ideological practices of theCCP through the means of domestic mass media. The propaganda departmentof the Central Committee of the CCP was established in 1924 when a guerrillawar was being fought for the leadership of the CCP. It was closed down duringthe Cultural Revolution, which was begun by Mao Zedong, 15 years after theCommunist party had come to government. After the death of Mao and the endof the Cultural Revolution, that is, in October 1977, the propaganda departmentresumed its activities under the same institutional title. 1The Hierarchical Order:The Propaganda Department of the Central Committee of CCP (Capital)The Provincial CCP Committee and Propaganda Department (Provinces)516


Reections of East Turkistan in the International Media and the Disinformation Issue / Assist Prof Erkin EmetThe Metropolitan CCP Committee and Propaganda Department (Cities)The Regional CCP Committee and Propaganda Department (in the buildingfor the Regional CCP Services )There are also CCP committees and propaganda departments in variouspublic offices within the provinces, cities and regions.Administratively, all media institutions that operate domestically areaffiliated to a higher media institution. For instance: radio and television stationsare affiliated to the directorate general for radio and televisions in the capital;however, they are monitored and controlled by the propaganda departments inaccordance with the political hierarchical order.Disinformation during the events of July 5 in UrumchiThe first statement by the authorities in the Xinjiang Autonomous UyghurRegion was as follows: “This is a violent event that has been organized with the helpof external forces. The World Uyghur Council, chaired by Rabia Kadir, is behindthese events. 2 Most of the Uyghur people who began these events have come fromthe Kashgar and Hoten regions of East Turkistan (a distance of 1,500 kilometres),where separatist movements are frequent.” 3 The deputy secretary general of theChinese Communist Party in the Xinjiang Autonomous Uyghur Region 4 and theChairman of the People’s Government of the Autonomous Uyghur Region, NurBekri (an Uygur Turk) stated in a televised speech on July 6, 2009 that these eventshave stemmed from conflicts between Uygur workers and Chinese workers in a toyfactory in the city of Shaoguan in the Guangdong Province. Nur Bekri also reportedthat three external forces provoked the people to pour into streets in response tothe conflict in the toy factory in Shaoguan, and that they called on people viacell phones and the Internet to make demonstrations in Urumchi Nanmin andPeople’s Square. Nur Bekri said that Rabia Kadir telephoned Urumchi to provokepeople to begin these events in Urumchi on the July 5. He also claimed that theUyghur web-site, www.biliwal.com was used to provoke the people. 5The Chinese media first presented this statement to the internationalmedia. Thus disinformation was used concerning the start of the events. Thereis no mention in the speech of how the Chinese troops quelled the peacefuldemonstration on the People’s Square.517


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMResponse of the World Uyghur CouncilThe chairperson of the World Uyghur Council, Rabia Kadir Hanım, statedthat she was not responsible for these events and denied the accusations madeby Nur Bekri. She claimed that the Uyghur people had organised a peacefuldemonstration in reaction to the oppression inflicted by the Chinese government.Rabia Kadir Hanım went on to say that tens of thousands of Chinese workersin the toy factory in the city of Shaoguan in Guangdong Province had attackedthe Uyghurs, killing many Uyghur youths; in response, the Uyghur youths helda demonstration demanding that the Chinese government find the perpetratorsof these homicides. 6 The World Uyghur Council stated that the Chineseadministration had violently dispersed the peaceful Uyghur demonstrations byopening fire on the crowd, and after this the event deteriorated and became anethnic conflict. Rabia Kadir Hanım made the following statement concerningthis issue: “The reason why these events happened is the ethnic discriminationpolicy that China has pursued for many years. The Beijing administration hasforced many Uyghur young people to migrate to the interior of China while alsoencouraging Chinese people to migrate into East Turkistan. It is not I, but theChinese administration that has done this. Under the Chinese administrationthe Uyghur people have been deprived of their human rights, of democracy andfreedom of religion, and are treated as second-class citizens in their own land. 7A Uyghur youth, who preferred to remain anonymous, provided informationto television stations in Turkey concerning the true aspect of the event via livetelephone connections. He reported to the correspondent of Radio Free Asia, aradio station broadcasting in East Turkistan, as follows 8 :“I participated in these events. Right now I am walking around the area wherethis event took place. Currently there are Chinese soldiers everywhere. We, threehundred students, organised a peaceful demonstration to demand that the Chineseadministration find those who killed the Uyghur workers in the toy factory in thecity of Shaoguan in the Guangdong Province on June 26. Chinese troops usedbullets and grenades to disperse the crowd. I saw seven people fall down, and theyarrested many of our friends; after this the peaceful demonstration turned into anethnic conflict. Now, the Uyghur people are fighting the Chinese soldiers in thebackstreets with sticks in their hands. Many Uyghurs have been killed.”518


Reections of East Turkistan in the International Media and the Disinformation Issue / Assist Prof Erkin EmetErkin Tarim, the RFA correspondent, asked the following question: “TheChinese Government claims that the events broke out due to the provocation ofRabia Kadir Hanım. Do you have any contact or relation with Rabia Kadir Hanımor the World Uygur Council?”The youth, who preferred to remain anonymous, answered as follows: “Wehave absolutely no contact or relation to this body. We have only just heard thename of Rabia Kadir Hanım. We have no information about the World UyghurCouncil, or what it is. We just carried out the demonstrations to demand thatthe government find those who had killed the Uyghur workers in the toy factory.However, they dispersed us with weapons. Could you please tell me where else inthe world could such a thing happen? China is connecting this matter to externalforces in an attempt to cover up the policy of genocide that it uses against us. Anysuch accusation by the Chinese administration is totally groundless.”A European citizen -who remains anonymous- observed the events of July5 and gave the following answer to the question posed by the Radio Free Asiacorrespondent, Erkin Tarim:“The Chinese are taking away the wealth of our land, and they leave nothingfor the Uyghur people. The Uygur people have no employment. The Chinese donot recognize the right of the Uyghur people to live. Moreover, they are forcingUyghur youth to move to inner parts of China where the Chinese workers arepaid 3,000 Yuan (430 dollars) monthly, while the Uyghur workers are paid only300 Yuan (43 dollars). What can they do under such circumstances? The Chinesegovernment has degraded the honour of these people -both men and women- byforcing them into the interior of China. Do you understand what I am saying?The Chinese rape even boys. Did these youngsters move to these places willingly?No. My father helped some of these youngsters, who escaped back after suchexperiences, to find jobs here. All these events are true; I have witnessed themmyself.”The Chinese media claims that Uyghur and Chinese people live together inpeace and prosperity, but that external powers, jealous of this peace and prosperity,have ignited such events. Moreover, the Chinese media has gone so far as towrite that the events of July 5 in Urumchi were kicked off by Memhet Kadir, thebrother of Rabia Kadir.519


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe Chinese media still strictly adheres to the policy of not reflecting thetruth of domestic and international situations in the East Turkistan issue. Due tothe transparency policy that was introduced by China in the 1980s, the oppressivepolicy that China has pursued against the people of East Turkistan has begun tobe reported and to find its place in the international media. For instance:On February 5, 1997, people who were praying in their houses on the holynight of Al Qadr in the city of Gulca in the northwest of East Turkistan were takento military stations, where they were tortured to death; their bodies were thenhanded over to their families. Hearing about this event, people became enragedand poured into the streets. A group consisting of family members and otherpeople marched on the government building to make a complaint about thesehomicides; this group grew as it went. The group placed children and womenin front to demonstrate that they had no intention but to make a complaint tothe government; finally the group arrived at the government building. However,Chinese soldiers opened fire on the group, disregarding the innocent children andwomen in the front. This event quickly escalated and turned into a conflict. YoungUyghurs, with nothing but sticks in their hands, were brutally killed. 9 Furthermore,the Chinese troops conducted operations on all houses in Gulca, and arrested allyoung people -irrespective of whether they had been involved in these events ornot; these were either killed or imprisoned. Some of them have never been heardof again. Due to the fact that the prisons were overflowing at that period, evenschool buildings were turned into prisons. But this was not enough! Some ofthe young people who had been arrested were put into deep-freeze meat storagecontainers or brutally killed. They killed people by freezing them, pouring coldwater over them in weather that was -30 degrees. In addition to this inhumanviolence, they seized and executed young people who had managed to escape tothe neighbouring country, Kazakhstan.Although China took very strict measures to prevent the leakage of the truenature of these events, a foreigner was able to bring video-recordings of what hadhappened to the Kyrgyz capital, Bishkek; he sold the videos to Ilgar Alptekin, themanager of the Turkish Airlines Office in Bishkek. Ilgar Alptekin sent the videotapesto Turkey and the Turkish television channel ATV broadcast them in Turkey.Thus, the East Turkistan Issue began to attract the attention of internationalorganisations, such as Amnesty International and Human Rights Watch in520


Reections of East Turkistan in the International Media and the Disinformation Issue / Assist Prof Erkin EmetAsia. In particular, Amnesty International has issued four comprehensive reportsconcerning the violations of human rights in East Turkistan to date. The AnnualHuman Rights Report of the USA has begun to give a large amount of space overto the Uyghur issue.As China continues to use disinformation concerning the East Turkistanissue as an important state policy, via her great media power, the Uyghur Turks inthe Diaspora are struggling to oppose this policy with whatever they have to handunder severe restrictions.521


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEndnotes1 Dr. Şevket Nasir, Associate Professor, Reflectionof the July 5 events in the Chinese media, a presentationdelivered at the symposium on Eurasian Dialogue:Past, Present and Future of Uyghur Turks,held at Maltepe University on Eurasian Dialogue05.12. 2009.2 3 4 Xin (New), Jiang (Land), Xinjiang means “newlands”.5 66 www.rfa.org/uyghur, 08.07.2009.7 www.rfa.org/uyghur, 07.07.2009.8 www.rfa.org/uyghur, 08.07.2009.9 Ahmet İgemberi, “Şerkiy Türkistan Türk DünyasiningKanlik Yarası”, Taklamekan Uygur Neşriyatı,Istanbul 2000, p. 134.522


Translated from Turkish by Selcuk YatkinAtty Gulden SonmezIHH Humanitarian Relief Foundation, Member of Administrative BoardThe Struggle in East Turkistan andNon-Governmental OrganizationsNon-governmental organizations (NGOs) which have achieved numerouslarge-scaled and successful activities in miscellaneous areas are almost as mightyand challenging as governments, thanks to the union of forces and the spiritof cooperation they have achieved today via developments in communicationtechnology. We are no longer surprised when we see a non-governmentalorganization in areas where governments are not involved.Many states and governments are aware of the powers that non- governmentalorganizations can take advantage of and how they are able to make public cases ofindividual violations and gain public support. In particular, the non-governmentalorganizations that operate in humanitarian aid and relief have become the lifebuoys and provide fresh air for the victims of the humanitarian crises that havebeen experienced in the recent past. Many states have caused great humanitariancrises by virtue of their sovereignty principles, using state forces; it is only theintervention of non-governmental organizations (NGOs) that has preventedmore serious consequences in terms of humanity. This process has made itobligatory to create a common language between the international and nationalofficial/governmental branches and the non-governmental organizations 1 so thata proper legal ground in terms of states and international mechanisms can beestablished. 2When we analyze the data that has been released despite the walls that have beenerected and the communications restrictions imposed by the Chinese governmentin regard to the violations that China has committed against the people of EastTurkistan, we can easily see that there is a systematic humanitarian crisis that hasbeen produced against the people of East Turkistan and which has continued foryears. Even though these crises have yet to appear on the international agenda523


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMfrequently enough, the ongoing human rights violations in the region are indeedurgent and serious enough to stir up the entire world. To expect governments andthe United Nations (considering that China is a founding member of SecurityCouncil with voting rights) to come up with a solution is a forlorn hope. Eventhough the people of East Turkistan, dispersed and oppressed, are trying to makethe world aware of their sufferings, despite extremely challenging conditions andlimited opportunities, and even though Amnesty International and the HumanRights Watch have released two reports a year, the interest of the internationalsociety has yet to be attracted. Economic relations with China and commercialconcerns play an important role in determining the policies of governments inthis issue. This indeed is not something that is totally foreign to us. Humanityhas passed through the same test in Palestine, Iraq, Bosnia, Chechnya andAfghanistan; this will continue. It is a pity that human rights have been sacrificedto the benefits of government interests, despite the existence of long-windeddocuments on human rights. Countries who are members of the “Union ofInterest” prefer to remain silent in the case of humanitarian problems that havebeen raised with other member states; so is it surprising that they are less thansensitive to a human rights problem experienced in a non-member country?The position of the USA in regard to the situation in China constitutes agood example of this situation.Non-governmental organizations in East Turkistan struggleNon-governmental organizations conduct activities in various spheres of thelife. Non-governmental organizations can do a lot for the people of East Turkistanwho experience problems in political, social, cultural, economic and almost in allfields. Nevertheless, the obstacles before people of East Turkistan for establishingcivil social structuring and organization primarily on human rights and the roleof these non-governmental organizations constitute the main topic of this study.We will try to analyze non-governmental organizations under three main topicsin East Turkistan struggle. In first category, we will analyze organization of thenon-governmental organizations in China and the problems encountered bythese organizations. Secondly, we will evaluate non-governmental organizationssupporting East Turkistan in its struggle and also we will evaluate the position of524


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezTurkish non-governmental organizations in respective struggle.Civil society organizations in China and the problems encounteredThe Chinese constitution has assigned a chapter to human rights andfreedoms and has identified the rights of the individuals under this chapter. 3 TheChinese constitution also ensures and safeguards the right to establish associations.However, this provision of the constitution is restricted, like other provisions, bythe laws and practices in a manner that completely eliminates the right.This issue is also one of the primary problematic areas in which the Chinesepeople are exposed to intensive pressure. Moving from the socialist mentality andsystem, China has prioritized protecting the existence of the state by consideringcommunity rights to be more important than individual rights, and by perceivingany organization, regardless of its field as a threat to the existence of the state andto Communism, thus trying to put down such attempts in a decisive manner.The situation is much more serious for the people of East Turkistan. TheNational Regional Autonomy Law was enacted on May 31, 1984 and put intoforce on October 1, 1984. As a general law of the country, it is intended to ensureunity and solidarity in the country; the basic principles for the implementationof the law are socialism, the leadership of the Chinese Communist Party, loyaltyto the democratic dictatorship of the people and the Marxism-Leninism-MaoZedung ideology. 4 Like the constitution itself, the National Regional AutonomyLaw depends on the Chinese Communist Party for its implementation andsupervision. Due to the underlying central ideology, no idea can be expressed thatis not that of the Chinese Communist Party; regardless of the number of rightsand freedoms that seemingly exist in the country, the freedom of organizationhas not been provided with an environment in which it can survive. The ChineseCommunist Party is the supreme body and it defines the objectives and supervisesthe realization of such objectives for any organization or mechanism. 5 Lengthyreports of human right violations in China, reporting activities conducted overrecent years, have been prepared, particularly by international human rightsorganizations; these have reported on very unfavourable conditions and theannual reports prepared by the State Department of the USA has pushed Chinato make some changes. After facing some opposition, particularly in the UN and525


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMin the international arena, because of the human rights violations in the country,the Chinese government has taken some half-hearted measures. For example, thegovernment has promoted academic research and discussion on the concept ofhuman rights in a limited manner since 1991. In 1993, the government establishedthe “Human Rights Research Association of China” as a “NGO”. The activities ofthe association mostly focused on correcting China’s image in the internationalarena and responding to criticisms raised against China in regard to human rightsviolations.Therefore, if we take into account the oppressive and threatening policiesapplied by the Chinese government, it does not seem possible to talk about theexistence of organizational freedom in China. However, it would be useful todescribe the existing legal status in China for such organizations in order tounderstand better why the Chinese have remained silent during the situation inEast Turkistan and in response to the criticisms of international organizations.China is a country where social organizations are under the monopoly ofthe state. Establishing a NGO in China is a very strict process, starting from thetime of applying. All activities concerning civil organizations are managed bythe ministry of civil affairs. Any NGO requires a permit from the ministry ofsocial affairs to carry out activities; this is only given after a very long and detailedseries of investigations. A NGO in China cannot organize an event or activityfor East Turkistan, even if the respective event or activity is humanitarian aid.In China, a NGO can have one of three different types of structure that are incompliance with the law. An NGO can be a foundation, a social organization ora non-profit organization. Even if these organizations are not directly connectedto the Chinese government, they are constantly under the supervision and areoppressed by the state authorities and surveillance mechanisms in keeping withthe national legislation.According to the law, a NGO has to find a ministry to sponsor its registration.This is fairly difficult to do in China, because the ministries are not willing to beconnected with any controversial organizations. An organization that has beenturned down/or not registered by the ministry of civil affairs does not have theright to question this decision. Furthermore, NGOs can only be established byChinese citizens and legal entities in China. However, there are some rumoursreporting that China is undergoing a process to revise these restrictions.526


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezAll civil projects/initiatives are subjected to inspections conducted by thegovernment bodies that are responsible for civil affairs and which also havejudiciary power.In recent times, some international NGOs, trade and industry associations,foundations, and educational institutions have become interested in China.Numerous well-known international NGOs are now operating in China. Theleading international NGOs that are operating in China are the InternationalYouth Foundation, Save the Children, Red Cross, the Salvation Army, the WildlifeConservation Society, Greenpeace, AIDS Foundation, Habitat for Humanity,Christian Action, Islamic Relief and the World Bank/IMF Staff Marco Polo Society.Pressure against civil organizations imposes stricter restrictions and greaterpressure on the applications from various religious sections, especially those ofMuslims. Including most of the fundamental rights found in UN Conventionsin its own Constitution, China began to produce new excuses, using the “fightagainst terrorism” concept, particularly after September 11. A worldwide campaignagainst terrorism has provided a very powerful cover for implementing an evenmore oppressive regime in East Turkistan.Even though other Chinese citizens have greater religious freedom, theUyghurs meet oppression in their religion, which is used as a means for controllingthem, much like the case for Tibet.Brad Adams, the director of Human Rights Watch, Asia Division, hasreported that the Chinese government has implemented an overwhelming antireligiouspolicy of oppression against the Muslim Uyghur people in China underthe excuse of anti-separatism and anti-terrorist measures. 6 The report “ReligionOriented Pressure Exerted against Uyghurs in Sincan” consists of 114 pages and isbased on Party and government documents, as well as local legislation, the officialgazette and interviews held in Sincan. The report reveals a complex structure oflaws, regulations and policies that deprive the Uyghurs in Sincan of their religiousfreedom and the right to organize, gather and express their ideas. The policies andlaws in China do not permit religious activities and beliefs, even in schools or athomes. One official document even states: “ parents and legal guardians are not toallow minors to join in religious activities.”The religious controls can even extend to intervening in organized religiousactivities, people’s prayers, as well as schools, cultural organizations, publishing527


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhouses and even physical appearance and behaviour of th eUyghur people. Thestate authorities regularly examine the imams to understand their politicalpoints of view and instruct them to carry out “self-criticism” sessions. They exertinspection on the mosques, dismissing religious teachers and students from theschools, and control the literature and poems in terms of political attitude; anydissatisfaction in the practices of the Beijing government is considered to beparamount to “discrimination” which is a crime against state security that canbe punished with the death penalty. Respective reports reveal documentationof some cruel practices; these are considered to be “official secrets”. “Thesedocuments used to circulate only between the party and the government, as theyconsidered extremely sensitive documents” said Adams. “These documents werearbitrarily used in order to create a legal basis for targeting Uyghurs, preventingthem coming together and talking about and expressing the problems they wereencountering or expressing their cultural identity in an independent manner.”One such reports reads: “A manual that is used for the inspection of religionmatters in Xinjiang contains open-ended “offences” which enable officials to denyreligious freedom in any form. Samples of respective offenses can be listed as:“using religion to encourage separatist elements and reactionary elements, to carryout other activities that are harmful to the good order of society, the production,life, and to be involved in criminal activities.” Any item to be published (includingnews and articles) that is related to research or appraisal of Islam must uphold theMarxist point of view of religion, and use the yardstick of the religious policiesand regulations of the party and the government. An article co-signed by thevice-director of the Xinjiang Re-education through Labor Bureau reveals that asof 2001 almost half the detainees who were serving time for crimes of separatismor religious-linked offenses were detained on charges of “[belonging to] illegalorganizations and [engaging in] illegal religious activities.” “The supervision onreligion is so oppressive in Xinjiang that it creates a legal network which enablesthe official authorities to arrest and arrest almost anyone they want to see as atarget” says Hom.The Human Rights Watch Committee and the Human Rights Organizationin China have made calls for pressure to be applied to China in order that thegovernment put an end to these restrictions and abandon discriminative policiesand implementations that have been imposed against the Uyghur people. The528


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden Sonmezorganizations have also underlined their objections and opposition to assumptionsthat see all separatists as being guilty of and connected with international terrorism.“No country should cooperate in the return to China of Uyghurs whohave been accused of crimes, including terrorism, until the proper treatment ofreturnees can be independently monitored and their rights to a fair trial assured.”said Adams. “Considering the criminal record of China in the past, there areserious reasons for fearing that people may be subjected to torture or may even begiven the death penalty if they are returned to China.”China states that they support democracy and human rights policies that arenot in contravention of the historical and national identity and which containrelevant conditions. Any activity that may threaten the integrity of the country orinternal stability is considered to be directed against the majority and such actsshall be considered as terrorist cases that are in contravention of the Chinese styleof democracy. 7 However, China still maintains a place on the international agendawith the large number of executions held every year in the country.With the manifest problems in social, political, economic and culturalaspects of life in China, the original solutions proposed by international NGOsand commercial enterprises in the private sector has made the establishment ofNGOs popular in China; NGOs can play an important role in the developmentof China if this is actually the desire of the Chinese government. 8NGOs working for the East Turkistan issueThe people of East Turkistan have undergone major migrations in recentyears in response to the oppression they face in their country. In particular,neighbouring countries and Turkey, Australia, Canada, USA and Europeancountries have all received migrants from East Turkistan. In addition to beingable to establish a new life for themselves and their families, these people aretrying to preserve their identities, to preserve their culture and traditions and toreclaim their homelands that have been occupied by China. These efforts have ledto the Uyghurs establishing organization in the countries where they are livingand establishing platforms and umbrella organizations to ensure solidarity.The USA and European countries have accused China of human rightsviolations and have put pressure on China to take effective measures in these529


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmatters. Moreover, the USA and European countries allow and support theactivities of organizations that support the independence of minorities in China.In Western countries, the East Turkistan issue is generally dealt with byinternational human rights organizations and NGOs that have been establishedby the people of East Turkistan who are exiled from their homeland.In addition to Turkey, the people of East Turkistan have set up organizationsin America, Europe and in the Turkic republics, in particular, in Kazakhstan in anattempt to bring the East Turkistan problem onto the agenda. 9Uyghurs who live in Australia, the Russian Federation, Canada, Egypt, SaudiArabia, Australia, Pakistan, Afghanistan, Sweden, Switzerland and the UnitedKingdom organize events and activities in order to free East Turkistan fromChinese oppression.International human rights organizations, such as Human Rights Watch andAmnesty International, have expressed concerns about human rights violationsin East Turkistan and the inhumane practices implemented in the country onvarious occasions, trying to bring these matters onto the international agenda.The efforts made by both organizations and the reports they have published havebeen the most effective studies to date.The World Uyghur Youth Assembly was established in Germany by Uyghuryouth; they organized the First World Uyghur Youth Assembly in Kazakhstan in1996. The Second World Uyghur Youth Assembly met in Turkey from November12 to 15, 1998 and a statute book composed of 53 articles was accepted duringthe assembly. China is very concerned by this assembly and has declared it tobe a “terrorist organization”, naming Doklun Isa, the head of the assembly as a“terrorist”, using the events of September 11 as their justification. China’s attempthas been partly successful in terms of banning the activities of the assembly. Laterthe World Uyghur Youth Assembly became affiliated with the East TurkistanNational Assembly, and the efforts of Ertekin Alptekin. The East Turkistanorganizations abroad organized an assembly in Munich (Germany) on April 19,2004, at which it was decided to establish the East Turkistan Congress throughuniting under one umbrella.The World Uyghur Congress is an international organization that representsthe common interests of the Uyghur people in the Diaspora. The World Uyghur530


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezCongress was formed with the merging of the East Turkistan National Congressand the World Uyghur Youth Congress in Munich (Germany) on April 16, 2004.The objective of the World Uyghur Congress is to encourage the determinationof the political future of the Uyghur people in East Turkistan in a violence-free,peaceful and democratic manner. The WUC is a democratic organization. TheWUC leaders are chosen from among the general board in a democratic manner.Each cabinet serves for 3 (three) years.The first general assembly of the WUC was held in 2004 and Erkin Alptekinwas elected to as chairman. He parted ways with the WUC at the second generalassembly, also held in 2004. The second general assembly of the WUC hasheld in Munich (Germany) from November 24 to 27, 2006 and all delegatesunanimously selected Mrs. Rabiye Kadir to be the chairman of the WUC. Thethird general assembly of the WUC was organized in Washington DC fromMay 21 to 25, 2009. Delegates and observers attended from Australia, Belgium,Canada, Denmark, France, Germany, Holland, Japan, Kazakhstan, Kyrgyzstan,Norway, Sweden, Turkey and the United States of America. Mrs Rabiye Kadir,the leader of the Uyghur international human rights and democracy movement,was once again elected as chairperson of the WUC by a unanimous vote.Major non-governmental organizations that work on the East Turkistanissue in various parts of the world are listed in the table at the end of this paper.Detailed information can be obtained about the activities of these organizationsby visiting their websites given in the table.NGOs working for the East Turkistan issue in TurkeyUpon the invasion of East Turkistan in 1949, the Uyghur Turks in theDiaspora migrated to Turkey through India, Pakistan and Afghanistan; theyhave continued their struggle by organizing in this country. 10 The followingsection includes general information about the NGOs that deal with the EastTurkistan issue in Turkey. The youth movement started to accelerate, particularlyafter the arrival of East Turkistan students in Turkey in 1987. The World UyghurYouth Assembly was held in Kazakhstan in order to turn this movement into aninternational organization. When the world began to focus on East Turkistanwith the Gulca case in 1997, representatives from 26 East Turkistan foundations531


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMand associations met in Istanbul and established an umbrella structure, called theNational Centre. At the same time, China announced that Turkey was supportingGulca and similar events that had occurred in East Turkistan; the Chinesegovernment requested that the Turkish government prohibit the activities of EastTurkistan organizations in the country during the frequent visits to Turkey byChinese officials. On the eve of the 1999 elections, Turkey enacted CommuniquéNo. 1998/36, December 23, 1998, which restricted the activities of the Uyghur inTurkey. The communiqué enacted by the government of Mesut Yilmaz preventedactivities of Eastern Turkistan organizations in Turkey, prohibited the of the blueflag with a moon and star in activities organized for East Turkistan and bannedpoliticians and state officials from joining in such activities. In line with thisstrategy, the Uyghur people changed their strategy and decided to continue theirefforts in Europe. The communiqué was repealed after the events of July 5 inUrumchi with another communiqué, No. 2009/15, in September of the sameyear. 11 The Chinese government has managed to suppress many activities held insupport of East Turkistan in Turkey by using the former communiqué before theintroduction of the latter. 12There are various East Turkistan associations and foundations that are nowoperating in Turkey. In this section, we will try to give some general informationabout these organizations.East Turkistan Migrants Association 13The very first East Turkistan association established in Turkey, the EastTurkistan Migrants Association was founded by Isa Yusuf Alptekin and HaciOsman Tastan in 1960. Among its members were members of Kyrgyz andUzbek nations as well as Kazakhs and Uyghur Turks. The association attained anonprofit organization status with Decision No. 4322 of the Council of Ministers,12.04.1993. The Association defines its objective as “working to include thepeople of East Turkistan who have migrated to Turkey from East Turkistan intothe Turkish community.” The Uyghurs left the association as a result of internalproblems raised in the association after the death of Isa Yusuf Alptekin. Today,the association maintains their existence under the management of the Kazakhsof East Turkistan. After the establishment of the Kazakhstan Republic after thedissolution of the Soviet Union, the Kazakh government called all Kazakh people532


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden Sonmezin the world to return to Kazakhstan with the promise of citizenship, homes andjobs; this approach led to a considerable decrease in the level of interest by theKazakh people in East Turkistan. Thus, the weight of East Turkistan problem hasremained on the shoulders of the Uyghur people. The Migrants Association hasalso felt the impact of this change. They are now trying to find a role in solvingthe East Turkistan problem by encouraging the former population of the country.East Turkistan Culture and Solidarity Association 14This association was established by Uyghurs living in Turkey on 22.05.1989.The basis of the association is formed from people from East Turkistan who areliving in Kayseri. The association works in Turkey to solve the East Turkistanproblem; their objective is “to inform the public about the consequences of theChinese invasion in East Turkistan, to share the culture of East Turkistan, whichdates back thousands of years, with Turkish nation and to improve solidarity andcooperation in the migration and transmigration of the people of East Turkistan.”It can be observed that the power of the association increased after Seyit Tumturk,the chairman of the association, became deputy chairman of the World UyghurAssembly.East Turkistan Education and Solidarity Association 15This association was established in Istanbul by Turkish youth who hadcompleted their education abroad. The founders of the association expressed theirobjective as follows: “The young people who have established this association havelong desired to find a remedy to the physical and spiritual sorrows of the peopleof East Turkistan, who have suffered under the oppression of Communist China.They are well aware that this is only possible by saving the spiritual world of thepeople, that is, by filling their hearts with faith, science and wisdom. Thus, thename of the Association is to be “Maarif ” (Education). The Communist Chinaregime is powerful and cunning and they are trying to eliminate the Muslim EastTurkistan population, one by one. The alarms bells are ringing throughout thesky of the homelands.“It is difficult enough to prevent cruelty and to stand against Chineseoppression. The idea is that unity brings strength and “Solidarity” has been addedto the title of the Association. Thus, a gleam of hope has appeared for the salvation533


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMof the people of East Turkistan and the “East Turkistan Education and SolidarityAssociation” has been established. Muslims are the sisters and brothers of otherMuslims and Muslims are like the organs of a body. It is necessary that there isunity if the objectives in the services undertaken are to be reached. To providesuch services is challenging. Therefore, a human being needs their brothers. Asour Prophet Hz. Muhammad (pbuh) said: “Whoever makes a blessing easieris blessed to the same degree as he has preformed the original action.” TheAssociation performs activities to publicize the East Turkistan issue throughoutthe Islamic world and tries to solve the problem with an Islamic approach.East Turkistan Solidarity Association 16Stating that they are under pressure, subjected to violence, deprived ofhuman rights and justice, and that their national existence and cultures have beenendangered to the risk of extinction, the representatives of East Turkistan met inIstanbul from December 12 to 14, 1992 to establish the East Turkistan SolidarityAssociation. The purpose of establishing the association was:“To inform thewhole world and the conscience of humanity about the justified uprisingsof the people of East Turkistan, their desire to enjoy a free and independentlife, as well as to underline that implementations that are intended to destroythe physical and cultural existence, and the national identity of the people ofEast Turkistan are all threats against the humanity, world peace, internationalfraternity and principles of cooperation, and finally to gather together a noblepeople, enterprises and organizations that have devoted themselves to peace,justice, freedom, international tolerance, affinity and cooperation in the justifiedcase of the people of East Turkistan.” The East Turkistan Solidarity Associationdoes not actively operate.534East Turkistan Foundation 17This foundation was established by Isa Yusuf Alptekin. The foundation carriedout important and effective studies that represent the people of East Turkistan inTurkey. Even though the foundation is not as active as it was in the past, Uyghurstudents and supporters organize various events and conduct a number of studies.East Turkistan Youth and Solidarity AssociationThe foundation was established in 2006. The association is a young anddynamic one that was established by the children of Uyghur families who were


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden Sonmezborn in Istanbul. Aiming to raise awareness in Turkey and the internationalarena about the East Turkistan problem, the association organizes protests, pressmeetings and celebrations and commemorative events.In addition to the organizations established by the people of East Turkistan,there are other foundations and associations that work for the refugees and supportthe people of East Turkistan; some do this a nationalist perspective, while otherswork from an Islamic basis, in particular the Foundation For Human Rights andFreedom and Humanitarian Relief (IHH), the Association of Human Rightsand Solidarity for Oppressed People (MAZLUMDER), and the Association forSolidarity with Refugees.Foundation for Human Rights and Freedoms and Humanitarian Relief 18Organizing activities, particularly in war-zones or post-war situations, disasterregions, or in countries and regions that are suffering from famine (almost 120countries in total), the IHH Humanitarian Relief Foundation also carries outhuman rights activities and humanitarian relief activities for the people of EastTurkistan. Aiming to establish and spread justice throughout the world and toallow people to live in respect by providing humanitarian relief services to theneedy and oppressed under the principle of fraternity, to spread good deeds andprevent oppression everywhere in the world, regardless of the location, the IHHHumanitarian Relief Association conducts activities to prevent any policy, activityor intention that is aimed at depriving people of their fundamental rights andfreedoms and/or leading them into a life of oppression and need. Following thismission, the association conducts various activities for East Turkistan. Some of theactivities conducted for East Turkistan can be listed as supporting East Turkistanorganizations, publishing books, broadcasting films and television programs anddocumentaries, organizing panels, symposiums and similar events, holding pressconferences, rallies and demonstrations, preparing reports and raising awarenessin the world.The foundation also provides humanitarian aid to East Turkistan refugeesin Turkey and other countries as well as The people of East Turkistan who arein need in their homelands. Protecting orphan children in East Turkistan, IHHHumanitarian Relief Foundation meets education, health care, clothing, food, etcfundamental requirements of the orphan children.535


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMAssociation of Human Rights and Solidarity for Oppressed People(MAZLUMDER) 19Operating in human rights since 1991, the Association of Human Rightsand Solidarity for Oppressed People perceived the cases in East Turkistan asoppressive and violent acts; in response they organized activities for the peopleof East Turkistan and those who had immigrated to the other countries. Theassociation has issued many press releases about the East Turkistan issue.Providing legal support for the problems experienced by people from EastTurkistan who are living in Turkey, MAZLUMDER has organized a series ofevents in protest to the events of July 5 in Urumchi and has made applicationsto Turkish and international bodies. Official complaints raised by the directorsof MAZLUMDER regarding the people who were massacred in Urumchiresounded through the world media and press. The association applied to the publicprosecutors’ office to start litigation against Hu Jintao (the President of China),Wen Jiabao (the Prime Minister of China), Meng Jianzhu (the State Council,Member of the People’s Republic of China and Minister of Public security),Chen Bingde (Head of Staff for the Chinese People’s Liberation Army) NurBekri (President of the Uyghur Autonomous Region (governor), Wang Lequan(President of the Regional Communist Party), Wu Shimin (Deputy MinisterResponsible for State Ethnic Affairs Committee), Muttelip Enver (Uyghurcommander in the region) Muhtar Esen (Deputy Head of the East TurkistanEthnic Affairs Commission) and other anonymous parties accused of genocide(Article 76 of the Turkish Penal Code) and of crimes against humanity (Article77 of the Turkish Penal Code), holding the above named people responsible forthe deaths of thousands of people, both identified and unidentified, injuries tomore than 50,000 people, and the illegal arrest of more than 30,000 people duringthe clashes in Urumchi on July 5. Within the framework of this complaint, itwas demanded that the aforementioned Chinese officials be arrested if they enterTurkish territory. Finally, MAZLUMDER broadcast a television program thattold the story of 22 Uyghur people returning to China via Cambodia.536


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezResounding silence from women’s organizations in the face of the sufferingof Uyghur womenThe greatest grievances, and one of the major violations inflicted inEast Turkistan are those inflicted on the women. The forced and oppressiveimplementation of the “birth control policy”, which targets the Uyghurs in EastTurkistan, has aggrieved thousands of women in the region. In particular, pregnantUyghur women and Uyghur foetuses in the final trimester have suffered frominhumane and savage murders. A law enacted by the Chinese administration inHotan city, a place with a large Uyghur population will help to understand forunderstand the underlying reasons for the “birth control policy” that has beenimplemented by the Chinese government against Uyghurs. Local administratorsin villages and towns heavily populated by the Uyghur have had these policiesimplemented in an inhumane manner. Beatings and the imposition of heavyfines for contravening the birth control are was common practices in the country.Pregnant women are taken to hospital by force and the foetuses are killed whilethe woman is 5 to 6 months pregnant or even several days before the delivery.Imposing regulations on Uyghur villages and the women living there that makesthem little less than prisoners, implanting birth control instruments by force(the insertion of a spiral by force), carrying out involuntary hysterectomies andinvoluntary gynaecological examinations are routine practice. All such practicesare, for the most part, performed under insanitary conditions and many womenhave died of blood loss. All such practices cause unbearable physical andpsychological pain for the women. According to reports published in the Hotannewspaper, a state newspaper published in East Turkistan, there are 45 thousandwomen of reproductive age in the Hotan sub-province and 30,400 of these haveundergone treatment for long-term birth control. According to the statementsof an associate professor who requested for political asylum in Munich, womenwho are forced to have hysterectomies face a high fatality rate or the contractionof debilitating diseases both during and after the operation, as the hospitalsthroughout East Turkistan do not have the necessary conditions or equipment. Asthe Uyghur women who in the villages are poor, for the most part uneducated andlack any medical information or awareness, they are likely to suffer from lifelongcomplaints due to the lack of post-operative care, and also because they carry outphysically taxing jobs. 20537


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMThe violations against women are not limited to just these. China is thecentre and origin of h human trafficking in women and children. Uyghur girls,from 16 to 22 years of age, are forced to work in return for very low wages; theyare often forced into prostitution and are taken from their parents by force to besent to work in factories in distant parts of China. It has been reported that nearly1 million girls are victims of such situations. The suicide rate among young girlsis very high due to this practice. According to data released by the InternationalLabour Organization, around 20 thousand people are trafficked in the Chinesemarket and women and children constitute for almost 90% of this figure.It is very surprising that women’s organizations worldwide remain silent inthe face of such practices directed against the women of East Turkistan. Thesilence of these organizations should be replaced with screams of outrage throughreports that are prepared by NGOs that operate in women’s rights; efforts shouldbe made to put an end to the sufferings of the women of East Turkistan.What can be done by NGOs to resolve the East Turkistan issue?Freedom and human rights have been sacrificed after September 11; nowthey are searching for new positions. In such an environment, all parties andNGOs have much to do to combat policies that destroy all fundamental rightsand freedoms, which have been abused in the name of anti-terrorism. Unlikegovernmental parties, NGOs and non-profit organizations throughout the worldcan act as an umbrella to protect human rights if they act with good will and onan ethical basis; if different belief and ideological groups become united for thesame goal and if they make noise about these matters in an organized mannerthen things may change.Arbitrary arrests, torture, extrajudicial executions and the infliction of thedeath penalty, forced abortion and sterilization, forced migration, the prohibitionof religious education and religious activities, restrictions on public services,the spread of fatal and contagious diseases, such as AIDS, forced labour,forced migration for labour, restrictions on travel and mobility, the preventionof communication and access to information are all problems that have beeninflicted on East Turkistan by China in an arbitrary manner. All forms of humanright abuses and other such evil activities are destined to be eliminated in the538


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden Sonmezface of common attitudes of the NGOs which will reflect the conscience of thepeople; the NGOs need to come together to work to establish justice in society.The improved functionality and an increase in the role of NGOs in the UNsystem and the inclusion of many human right problems in various reports preparedby the NGOs will force governments to look for solutions. Governments mustrevise and correct their practices, amending their national legal systems. Chinais probably the country with the lowest rate among all UN member countries interms of response to criticism raised in the international arena. However, NGOsmust maintain their efforts, as this has been proven to be effective.According to international legal documents which address all of humanity, thesystematic violations inflicted by China against the people of East Turkistan can becategorized as crimes of humanity (we have not included Tibet and other regionsthat are suffering in this article, as here we are only discussing East Turkistan).It must be remembered that ignoring international law and committing crimesagainst humanity create a real threat to the whole of humanity; we need onlyexamine the actions of Israel.East Turkistan is not an internal problem for China; rather, it is the problemfor all of humanity. China should permit NGOs and non-profit organizations tooperate and the Chinese government should respond positively to all demandsraised in this matter.The United Nations should support the victims in East Turkistan and imposesanctions against China; these sanctions will help to prevent further violationsof human rights and eliminate/the restrictions and prohibitions inflicted uponNGOs. NGOs and the UN Security Council should apply to the InternationalCourt of Human Rights and other international jurisdiction mechanisms to tryChina for their crimes against humanity, in particular those committed duringthe genocide in Urumchi.International mechanisms must be mobilized to enable humanitarian aid toget to inner East Turkistan; China should respect such demands.Chinese people who support justice and human rights have a greatresponsibility. A determined and unified pressure should be created to bring downthe barriers that stand in the way of organization and the right of expression; in539


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMaddition, the environment of oppression and violence should be eliminated. Themost effective power for a civil society is an independent Chinese NGO whichsupports justice and rights.All NGOs should be encouraged to expand the boycott applied againstChinese goods as has been defined by some NGOs; this boycott calls for atermination of the violations inflicted by China on the people of East Turkistan.The Islamic Conference Organization should immediately convene and passa resolution to apply political, economic and legal sanctions/boycotts againstChina.The East Turkistan issue is not merely an issue of the people of East Turkistan.Therefore, the people of other nations should also become organized to supportthe people of East Turkistan in every aspect. In particular, countries in whichMuslims are living have a much greater responsibility to work harder for theirEast Turkistan brothers and sisters.NGOs are considered to be much more effective in getting solutions, as theyare the voices of society; countries that have political and economic relationshipswith China tend to remain silent. Establishing peace and justice requires thetermination of the invasions in Iraq and Palestine and the returning of freedomfor the people of East Turkistan, as well as justice for the victims.May Allah help us to establish peace and justice throughout the world to helpus to create environment in which benevolence can be spread.The major NGOs that are concerned with the East Turkistan issueOrganization Country WebsiteAssociation for Asian Research http://www.asianresearch.orgAsylum Seekers Center (NSW, Australia) AUSTRALIA http://www.asylumseekerscentre.org.auAustralian Uyghur Association (AUA) AUSTRALIA http://www.uyghuraustralia.orgBelgium Uyghur Association BELGIUMBishkek Human Rights Committee KYRGYZSTAN540


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezDoğu Türkistan Dayanışma Derneği TURKEY http://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.orgDoğu Türkistan Gençlik Ve DayanışmaDerneğiTURKEYDoğu Türkistan Göçmenler Derneği TURKEY http://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.com.trDoğu Türkistan Kültür ve DayanışmaDerneğiDoğu Türkistan Maarif ve DayanışmaDerneğiTURKEYTURKEYhttp://www.gokbayrak.com.trhttp://www. maariponline.orgDoğu Türkistan Vakfı TURKEY http://www.dtv.orgEast Turkestan Association SWEDENEast Turkestan Information Center GERMANY http://www.uygur.orgEast Turkistan Australian AssociationNSW IncEast Turkistan SearchAUSTRALIAhttp://www.east<strong>turkistan</strong>.org.auhttp://www.searchenginecolossus.com/EastTurkestanSE.htmlEast Turkistan Union in Europe GERMANYFree Uyghur Association JAPANInternational Uyghur Human Rights andDemocracy Foundation KIRGIZİSTANKYRGYZSTAN http://www.iuhrdf.orgIsa Yusup Alptekin VakfiIsviçre Uygur Maarif Derneği SWEDENKazakhstan Regional Uyghur(ittipak)OrganizationKazakhstan Uyghur Unity(Ittipak)AssociationKyrgyzstan Uyghur Unity(Ittipak)AssociationKAZAKHSTANKAZAKHSTANKYRGYZSTANLondon Uyghur Ensemble ENGLAND http://www.uyghurensemble.co.uk/Netherlands Eastern TurkistanFoundationNETHERLANDShttp://www.oost-turkestan.nlNorway Uyghur Committee NORWAYNozugum” Foundation KAZAKHSTAN541


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMSociety Union of Uyghur NationalAssociationKAZAKHSTANSwedish Uyghur Committé SWITZERLAND http://www.uygurie.comThe Founder and Membership of EasternTurkistan Information CenterThe Membership of Immigrant andResearch FoundationAUSTRALIASAUDI ARABIATurkistan American Association USA http://www.american<strong>turkistan</strong>.orgUighur U.K. Association ENGLAND http://www.uighur.org.ukUigur Society of the Kyrgyz Republic KYRGYZSTANUyghur American Association (UAA) USA http://www.uyghuramerican.orgUyghur Association RUSSIAUyghur Canadian Society CANADA http://www.uyghurcanadiansociety.orgUyghur Canadian Association CANADA http://www.uyghurcanadian.orgUyghur Human Rights Project (UHRP) USA http://www.uhrp.orgUyghur Support Groep Nederland NETHERLANDS http://www.uyghursupport.comUyghur Youth Union in Belgium BELGIUMUyghur Youth Union in Kazakhstan KAZAKHSTANUyghuristan Freedom Association KAZAKHSTANUygur Youth Union UK ENGLANDWorld Uyghur Congress USA-GERMANY http://www.uyghurcongress.orgHuman Rights Watch USA http://www.hrw.orgWorld Movement for Democracy USA http://www.wmd.orgAmnesty International ENGLAND http://www.amnesty.orgİnsan Hakları ve Mazlumlar İçinDayanışma Derneği MAZLUMDERTURKEYhttp://www.mazlumder.orgIHH Insani Yardım Vakfı TURKEY http://www.ihh.org.tr542


The Struggle in East Turkistan and Non-Governmental Organizations / Atty Gulden SonmezEndnotes1 For the basis as created by the UNHCR for NGOs,see: www.unhcr.org.2 For the UN Economic and Social Council (ECO-SOC) and the oordination of NGOs, see: www.un.org/en/ecosoco and www.un.org/esa/coordination/ngo.3 http://www.npc.gov.cn/englishnpc/Constitution/2007-11/15/content_1372964.htm.4 National Territory Law of the People’s Republic ofChina, Beijing, 1984.5 Governance in the People’s Republic of China,Philippe Ardant (translated by Visalettin Pekiner)p. 157.6 www.hrw/en/news/ 2005/03/17.7 Akademik Bakış Volume 1, Issue 1 p. 226, etc, Dr.R. Kutay Karaca.8 http://www.china-briefing.com/news/2009/04/11/establishing-ngos-in-china.html Christian Fleming Shangai.9 M. Rıza Bekin, “East Turkistan: Turk -Islam Countryunder Captivity”, East Turkistan, Istanbul:East Turkistan Research Foundation, 1998, pp. 19-20.10 Dr. Erkin Emet, “ 5 July Urumchi Case and EastTurkistan”, Ankara, 2009. p. 99, etc.12 Timur Kocaoglu, “Expansion Policy of China inAsia and Turkish World in 21 st Century”, EastTurkistan, East Turkistan Migrants Foundation,April 2001, pp. 8-13.13 For more information on the East Turkistan MigrantsAssociation, see: http://www.eastern<strong>turkistan</strong>.org.14 For more information on the East Turkistan Cultureand Solidarity Association, see: http://www.gokbayrak.com.15 For more information on the East Turkistan Educationand Solidarity Association, see: http://www.maariponline.org.16 For more information on the East Turkistan SolidarityAssociation, see: http://www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.org.17 For more information on the East Turkistan Foundation,see: http://www.dtv.org.18 For more information, reports and publicationsfrom the Foundation for Human Rights andFreedoms and Humanitarian Relief, see http://www.ihh.org.tr.19 See: Statements and Report on East Turkistan,http://www.mazlumder.org.20 http://www.uygur.org/uygur/kishilik-hoquq.11 Dr. Erkin Emet, “5 July Urumchi Case and EastTurkistan”, Ankara, 2009. p. 59.543


Dr Yang JianliPresident of Initiavitives for ChinaThree ChinasLast year, right before President Obama visited China, some reportersasked me for my feelings on his trip. My response was simple. “Which Chinais President Obama going to visit?” In fact, I often asked “which China?” whenI was interviewed about China, and reporters were often puzzled: Didn’t we allknow that we were only talking about mainland China, not Taiwan? Of course,I was not trying to distinguish “mainland China” from “Taiwan” when I askedthis question. Then, why did I still ask such questions? That is what I want totalk about today: Geographically there is only one entity of mainland China,but politically, economically, sociologically, and even sentimentally, it has largelybroken into two different Chinas.We have not forgotten the pro-democracy movement of 1989, which stoodagainst profiteering, corruption, and stood for democracy and freedom. Thatmovement aimed to rid itself of a corrupt dictatorship and thus create a fair,reasonable, and prosperous society. This movement was widespread, and broughtunprecedented public awareness to human rights and democracy. Althoughthe Chinese Communist regime cracked down on that movement, life was nolonger the same for the rulers. The regime had to face a completely differentdomestic and international environment and had resort to new tactics to meet its“overwhelming” need for stability.Amid its legitimacy crisis, the Communist regime summed up the lessonslearned from the failure of the dictatorship. It decided to capitalize on the darkand evil side of human nature. Touched off by Deng Xiaoping’s famous SouthernInspection Tour of 1992, the regime officially adopted -in addition to its neverchangingtradition of lies and violence- a one-body (sustaining economic growthat all costs to maintain the regime’s ruling legitimacy), two-winged (appeasing the545


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMelite with corruption and suppressing the populace with rogue secret police), andtwo-clawed (purging civic leaders and blocking public opinions) strategy.The Tiananmen massacre created a strong sense of fear and dismay of generalpolitics among ordinary people in China. It also created a sense of fear and crisiswithin the Communist regime. The subsequent disintegration of the SovietUnion and the Eastern European Bloc cast an even heavier cloud over the headsof Chinese Communist officials. “How long can the red flag continue to fly?”They all started to have doubts. Here, these doubts had two layers of implications.The first was for how long can the Communists stay in power and what wouldhappen after they were gone? The second was what does the ongoing, marketorientedeconomic reform have to do with Communist doctrine?Shortly after Deng Xiaoping’s Southern Inspection Tour, Communistbureaucrats at all levels realized three realities: First, the Chinese CommunistParty’s stay in power has nothing whatsoever to do with Communist ideals. Second,“economic growth means everything;” that is, continued economic growth is thelast, best hope to keep the Communist ship afloat. Third, an unjust regime canonly be upheld through the work of unjust officials. The power of the Communistregime needs the corruption of the Communist officials. The absolute power ofthe Communist regime needs the absolute corruption of the Communist officials.Therefore, in order to uphold the one-party dictatorship, the corruption of thepowerful elite became accepted, endorsed, and even demanded.With the understanding of these three realities, the Communist officialsdeveloped an undocumented, but unanimously accepted code of conduct -orrather, code of corruption. Thus, every piece of governmental power is on sale inthe market and every corner of the market has been invaded by political power.Officials in nearly all government agencies spend most of their energy beefingup inflating GDP, engaging in power arbitrage, bribing their superiors, and seekingluxurious personal perks. They are doing this because it is a natural choice forthem, probably the only choice. They gain enormous financial and materialisticbenefits without taking any political risks. As a result, the Communist Party elite,who used to label themselves as “the vanguards of the proletariat class”, haveeither turned themselves into get-rich-overnight financiers or business owners,or become brokers, patrons, and backers of such (domestic and foreign) financiers546


Three Chinas / Dr Yang Jianlior business owners. Working for the Chinese government has become the mostlucrative career in the world, with guaranteed income and profit. All this wasmade possible thanks to the Tiananmen massacre and the political terror thatwas imposed on the entire country in the years following. Any room for a publicsystem of checks and balances against governmental abuse of power was takenaway. There may have been some officials in the regime with some kind of visionand ideals before the massacre, but afterwards almost nothing of the kind existed.In such a political environment, political power was dancing a full-swingtango with capital operation. Low standards of human rights, low wages, a lackof environmental protection regulations and enforcement, and the illegality ofcollective bargaining all contributed to creating a golden opportunity for domesticand international speculative capitalists. As a result, “money” quickly courted“political power.” Business venture takers go to any length to seek out someonein power to serve as backers so that they can grab market opportunities withoutfair competition. They also use political connections to shed any and all legal andsocial responsibility. Without exception, businessmen of a certain level of successin China all have some form of corrupt interaction with governmental officials.In a sense, the Chinese Communist Party, which used to be China, Inc.’s soleshareholder, has now opened up its equity and is offering its shares for capitaliststo purchase. The CCP’s 16 th National Congress published a new Party Charterthat welcomed capitalists as Party members. As a result, capital has become thegreatest advocate of the current system. For the past two decades, the marriage ofpower and capital in China has been an ongoing soap opera that shows no signsof being cancelled. This marriage is also extended to Hong Kong, Macao, andTaiwan, and the international community writ large.While the shares of China, Inc. are open for domestic and foreign capitaliststo purchase, they have been offered to China’s intellectuals as free, performancerelatedstock options. The regime knows that in addition to economic growth,there is something else that also means everything to its survival; that is so-called“political stability.” In order to sustain such stability, the Communist regime offersall kinds of bribery incentives to buy off anyone and everyone of importanceand influence in society. The bribery list includes bureaucrats at every level ofgovernmental, military officers, and business leaders, who the regime deems directrelatives through marriage. The list also includes: college professors, research547


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMinstitutions, journalists, publishers, authors, art performers, high-profile athletes,and so on. The government pays all these people off in the form of salaries,bonuses, state-covered expenses, free medical insurance, subsidized housing,free pension plans and so on. The winners take all. Laws and policies more andmore favor this group of people in exchange for their recognition and acceptanceof the political status quo. Their income and perks add up to a wealth that isdisproportionally higher than that of ordinary workers, farm workers, clerks, orsmall business owners. The gap is much larger than that in any other country inthe world. Such a policy of co-opting and buying off potential opposition is quiteeffective in conjunction with the high-pressure purges and persecution that tookplace after the Tiananmen massacre. The cruelty of political reality created terrorin the minds of intellectuals as a psychological deterrent. As time went on, fearturned into cynicism, becoming increasingly indifferent to what was right andwhat was wrong. Indifference and hypocrisy rapidly became a new fashion that allthe modern Chinese intellectuals tried to follow. This, coupled with a piece of theaction in China, Inc., made many intellectuals -who had once been independentand once been considered the conscience of the society- soften up their positionagainst the post-1992 status quo. They swiftly and completely transformed from“men of conscience” into “men of economics.” Now that they hold stock optionsin China, Inc., they consciously follow the rules of the game set by the majorityshareholder -the Communist regime. Although they may not be fully satisfiedwith certain arrangements and may occasionally make some noise, they clearlyremember who butters their bread. They get into the practice of endorsing thestatus quo using seemingly neutral and non-Communist terminology. They havecreated various theories such as “Theory of Special National Conditions”, “Rightsof Survival”, “Stability First”, “Era of Prosperity”, “Chinese Patriotism” and “Riseof China” to cover the bloody past of the Communist regime with a cacophony ofapologetics, and to sugarcoat the unpleasant reality of present-day China. Thesepeople thus form what Havel terms “the despicable power base.”In other words, in today’s China, power (the political elite), capital (theeconomic elite) and “intellect” (the social and cultural elite) are bonded togetherwith corruption as the adhesive to form an alliance that maintains the existingpolitical order. This alliance owns and runs China, Inc., dazzling the entire worldwith its might and glory. With China’s vast geographic size and population, the548


Three Chinas / Dr Yang Jianlishareholders of China, Inc. have impressed many observers with their prodigiouswealth accumulation and astonishing growth rates, making those same observersbelieve that one-party dictatorship is good for economic growth. By the sametoken, these shareholders also control all the channels of the information flow anddominate the public discourse. They can make their voices loud enough so theoutside observers believe that they represent China, that they are China -the wholeof China. The truth is, there is another society named China, a society constitutedof over a billion Chinese who are virtually slave-laborers working for China, Inc.There you go, on one side of the coin is the elite Corporate China; and theother side is what we call “the China of shitizens.” That is spelled “S-H-I-T-I-Z-E-N-S.”In any country, different groups of people enjoy different levels of wealth andhave different levels of influence. But this typically does not polarize a countryinto two opposing societies. But even though you cannot find the word “shitizen”in an official elite Corporate China language, here is an illustrative Chinese story:On October 29, 2008, 8:00 pm, a governmental official, Party secretary Lin,violently harassed an 11-year-old girl in front of her parents on a busy street inShenzhen, one of the most “modernized” cosmopolitan cities in China. When thegirl’s parents tried to stop him and passersby protested against him, he shouted“How dare you get in my way? Do you guys know who I am? I am a representativefrom the central Ministry of Transportation in Beijing. I rank as high as yourmayor in the government. You guys are as dispensable and worthless as a piece ofshit in front of me.” The incident and Secretary Lin’s language quickly circulatedon the internet, and since then numerous people have sarcastically begun callingthemselves “Chinese shitizens” to show their discontent and despair.Here is how elite China and the China of shitizens’ diverge:1. Elite China possesses all of the political, economic, and social and culturalresources. Members of this elite are a gang that runs China, Inc. This is verydifferent from how a democratic country operates and it is also different than anyright-wing authoritarian countries (such as pre-democracy Taiwan).2. The rules of the game at all levels in China are set by the filthy elite. Theelite also officiates the games. The outcome of any conflict between elite society549


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMand shitizen society involves no suspense. In just two decades, China achieved thepolarization of the country with unprecedented speed. Data show that at present0.4% of China’s households (150 million) possess 70% of the national wealth.The material well being and luxury enjoyed by this 0.4% is second to none in theworld. However, the billion shitizens of China benefit very little, if any, from thefruit of this economic growth. Recently, a Chinese scholar named Liu Zhirongdid thorough research on world salary levels and on social security safety nets. Hefound the following: China’s minimum wage is only 15% of the world’s average,ranking 159th globally. The minimum wage’s contribution to GDP also ranked159th globally, behind 32 African countries. On the opposite end of the spectrumis China’s Tax Misery Index (tax burden minus benefits received). It has ranked2nd or 3rd for several years in a row. These data do not take any undocumented-but heavy and widespread- fees or uncompensated property takeovers intoaccount. Up to today, China has refused to create any form of basic universalsocial security, but once an official becomes a member of the gang of power, heenjoys all kinds of privileges until death, unless he is cast out in a power struggle.3. Shitizens in China are by no means citizens, as they are unable to enjoy basicbenefits or constitution-warranted civil rights. In China, discrimination againstshitizens is open, legal, institutionalized, and all-inclusive, spreading into the fieldsof politics, business, culture, and education. For example, the institutionalizationof the so-called HUKOU (local residency restriction) imposes discriminationagainst migrant workers in the cities. Their children cannot receive normal publiceducation, therefore forfeiting their opportunity for college education. Peopledo not enjoy equal opportunities for higher education, and geography has alot to do with this. The Electoral Law expressly states that one ballot cast bya rural farm worker counts as ¼ of the ballet cast by a city resident. But theseare just statutory discriminations. The reality is that shitizens, whether they livein urban or rural areas, have no say whatever in any local, regional, or nationalpublic affairs that may directly affect their interests. With the judiciary systemas it is constituted under dictatorship, shitizens have no recourse to have theirgrievances redressed when their interests are at risk and/or their rights violated.Outrageously, in 2005, a standing member of Beijing People’s Congress, who wasalso a professor, submitted a bill requiring all non-Beijing residents to obtain a“visa” before entering Beijing -this is a comprehensive manifestation of the elite’s550


Three Chinas / Dr Yang Jianlideep discrimination against shitizens.4. The elite’s monopoly over power, capital, and information, and itsinsularity, makes mobility between the two Chinas almost stagnant. For manyyears, immediately after the founding of the People’s Republic of China, peoplein the grassroots were allowed to move upwards through military service and/orhigher education. Now the elite China relies more and more on blood relationsto maintain the stability of the ruling group. The commonly accepted way togain a position in the government is purchase it with a large sum of cash. Butthis is just a transaction between a member of the political elite and a member ofthe economic elite. Shitizens can seldom go anywhere by virtue of their personaltalents and hard work alone.5. Elite China and Shitizen China no longer speak a common politicallanguage. The elite continue to use the rigid official political terminology to makeclear their intent to maintain the existing political order. The frequency of the useof such rigid language is an indicator of a person’s degree of loyalty to the existingpolitical order. Under the cover of such rigid language, the unspoken rules of amafia operating by the codes of the jungle govern all transactions. Because theofficial language is so false, lofty, and meaningless, so far removed from actualpublic life, it is almost impossible for shitizens to use it to express their opinions.They have to seek another language. Since all the traditional media are tightlycontrolled by the ruling elite, shitizens resort to cyberspace. In recent years, anyshitizens’ victory in a civil case was achieved through the use of the internet. Thesecases, such as that of Sun Zhigang, Tiger Zhou, and Deng Yujiao, had all becometop subjects on the web among shitizens before the government finally yielded andpassed down partially fair verdicts. Ironically, the official media had always beeneither silent on these cases or had issued simple and rigid anti-rumor statementssaying that these cases were unreal and non-existing. On the other hand, shitizenscreated numerous new concepts and new words in cyberspace that have gainedacceptance in the general public. For example, “don’t be so CCTV” (don’t be sohypocritical), “TG” (initials for Tu Gong meaning “uncivilized Communists” inChinese), “river crab” (homophone for the political buzz word “harmony”), “topmovie star” (nick name for premier Wen Jiabao, who likes to weep in front of theTV camera from time to time). Other official terminology, like “three represents”,was unexceptionally ridiculed by the shitizens on the web. The isolation of the551


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMtwo languages underlines the existence of the two mutually isolated societies inChina. Such isolation cannot be found in a democratic country or even in a leftwingdictatorship.6. The elite China and shitizens China have almost no common political life,thanks to the elite’s monopoly of power and its exclusiveness. Political participationchannels for non-elite Chinese nationals are completely blocked. The governmenthas tried to use the hollow language and ceremonies of patriotism to bridge thegap with less than satisfactory results. Events like the Olympics, National Day(which nation?) and the future World Expo are just pastimes for the elite. Duringthese events, the government shows extreme distrust for its shitizens, who are keptout by means of martial law. Elite China and the shitizens China are so dividedthat it is difficult for a shitizen to meet and talk to a government official of aslow a level as town manager. Shitizens have gradually realized that the countrythe elite’s patriots love really has nothing to do with the society they are living in.7. Emotional division. While elite China is disdainful of the shitizens, thelatter grow more and more distrustful of the former. The phenomena of socall“hatred towards the rich” and “hatred towards officials” clearly demonstratethis mentality. In recent years, China’s official media has adopted a new phrase:“conflicts caused by non-stake holders.” It refers to the fact that more and morebystanders are participating in public riots. This is too wordy. Speaking directly,while the elite believe that stability overrides everything, many helpless peoplelove to see and to create instability -but it is the instability of the other, eliteChina that they seek, not their own.Although the buying-off of the economic elite and the intellectual elite hasformed a buffer and a line of defense against democracy, this line of defense is notalways reliable. The rebellion of shitizens gets more and more powerful. Currentlyin China, there are more than 100,000 public protests with more than 100participants each year -or one every 5 minutes. The government has no effectiveway to handle these. It mainly tries to manage them by increasing the police forceto prevent the protests from becoming trans-regional. Every province, city, andcounty has set up branches in Beijing, staffed with police officers to interceptpetitioners. These branches also run their own private detention centers. Inrecent years, the manpower, equipment, budget, and salary of policing has grown552


Three Chinas / Dr Yang Jianlitremendously. Based on the estimates of experts, the there are at least 550,000 to600,000 staff on the pay-roll of the People’s Armed Police and various other formof police and para-police. The Chinese local governments are run more and morelike mafias. They hire local gangsters to become their hatchet men and informants.In a recent interview with the official Xinhua News agency, the assistant sheriffof Kai-Lu County, Inner Mongolia, disclosed that there are 12,000 informantswho help the police maintain stability in this county, whose population is only400,000. Some experts state that in first-tier cities, such as Beijing or Shanghai,and ethnic minority areas such as Tibet and Xinjiang, the number of spies is evengreater. Extrapolating for the Kai-Lu County ration, there are at least 39 millioninformants nationwide. This coupled with a police force of 550,000-600,000forms a heavy ratio of police to shitizens.Under control, the two societies form a fragile balance. The elite cannotsurvive without the shitizens. The former need to exploit the latter’s cheap laborto maintain prosperity. On the other hand, unless they are able to flee China,the shitizens have to find a way to live with such exploitation. This is the onlysubstantive relationship between them, and if this relationship is in any trouble,the government will use the police plus mafia to fix the problem.I must reemphasize that I use the two “Chinas” argument to show China’sstructural reality: the division between the elite groups and the general public.For some individuals in society, the boundaries of the two “Chinas” are notclearly marked, and not every member of society has a clear awareness of whichChina they belong to. In addition, the simple benefit analysis is not enough. Forexample, some human rights lawyers and other opposition leaders could enjoy“elite Chinese” status, but they cross the border, trying to overcome the barrierthat is similar to that between the colonizer and the colony. They are trying toconstruct a reasonable society in line with universal values of public political life.On the other hand, some shitizens’ extreme protests will add pressure to the elite,giving rise to a sense of pressure and fear in some of its members, resulting insome minor compromises and social fine-tuning. For example, the death of SunZhigang led to the abolition of the detention and repatriation system. The suicideof many farmers who were unable to pay heavy agricultural taxes eventually ledto the abolition of those taxes. The latest is that the official media has starteddiscussions on the fact that many shitizens have set fire to themselves in their own553


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMhomes in protest of government sponsored forceful relocation. (In the short term,I have no confidence that this problem can be solved.)But the Chinese government is afraid of a possible consolidation betweenthe two Societies based on justice. This is because the elite have obtained theirwealth unjustly. Therefore, such a consolidation is against the ultimate interest ofthe stockholders of China, Inc. That is why the Communist regime has alwaystried to contain and persecute those who (civic leaders) believe and work for sucha consolidation. Some of them have been sent into exile overseas, others havebeen put in jail. Still others are followed, monitored, or put under house arrest.For example, the governments sentenced a blind human rights activist, ChenGuangcheng. to jail, and then hired about 14 rogue hatchet men to follow andtrack his wife, Yuan Weijing, 24/7. During sensitive periods, the surveillance teamwas reinforced to 20 members. It is a long term strategy to guard against thedemocratization of China by eradicating, harassing, and eliminating civil leaders.Another strategy is to control, compress and eventually block the arena forpublic expression of opinions. The internet is at the top of the government’s hitlist. Any forum of public opinions could serve as a launch pad that would start aprocess of destroying the boundary between the two “Chinas”, eventually leadingto the collapse of the elite China. The Chinese Communist regime is fully awarethe significance of this, and is making every effort to put a tight grip on theinternet, even at the expense of its international public image.This is how I use a two-China analysis as a framework for summarizing theChinese Communists’ general strategies of maintaining authoritarian rule andresisting democratization. In addition to the traditional lies and violence, theyhave added a one-bodied (sustaining economic growth at all costs to maintainthe regime’s ruling legitimacy), two-winged (appeasing the elite with corruptionand suppressing the powerless with rogue police), and two-clawed (purging civicleaders and blocking public opinions) strategy.This is elite China’s domestic policy. Its foreign policy is also very simpleand straightforward. On the one hand, it fully demonstrates elite China’s wealth,prosperity, and glory, hoping to make the world believe that this is the wholeChina. On the other hand, it tries to buy off (co-opt), usually with corruptionand bribery, Western politicians, scholars, businessmen, start athletes and so on. It554


Three Chinas / Dr Yang Jianliinvites these people to become shareholders of China, Inc. to soften up pressurefrom the international community. Chinese authorities know better than anyoneelse how useful corruption and patronage are. They know better than anyoneelse how to capitalize on the dark and evil side of human nature for their ownpurposes. And so far they have been rather successful in doing so. I have manystories to share, but they are beyond the scope of today’s speech. The fact thatthe elite China capitalizes the dark and evil side of human nature for their ownpurpose is the key theme of its foreign policy. I use the “Two Chinas” theory tohelp the international community better understand the true reality of China andto ensure that the misery of another China, the shitizens’ China, is not forgotten.Nevertheless, it is not enough to just be aware of the severe division of the twosocieties of China. We need to stand in a more elevated position to envision theemerging of a new, democratic China, the third China. Although this third Chinahas not taken shape, there are many signs indicating its arrival.The Chinese Communists’ one-bodied, two-winged, and two-clawed strategyhas split China into two exclusive societies. This is what some experts calledthe rigid/stable structure. But rigid human society can never have a sustainablestability. If such a society is stable for the moment, it is only because a crisis isbrewing and a new opportunity is on the horizon.China’s structure of two polarized societies is bound to collapse. First, theconcept of democracy is prevalent in the minds of the general public. Even mostof the shareholders of China, Inc. know that democracy is a good thing and thatChina will sooner or later have to go in that direction. But their material interestsare bound to the current political order and it is inconvenient for them to makea public expression of this understanding. They also do not have the incentiveto take the initiative to promote democratic change. Nevertheless, the fact thatthe concept of democracy has prevailed in people’s minds will guarantee thatwhen something does change and people have to make a choice, most people willchoose the right direction. The pro-democratic value standards are already wellestablished, thanks to the dozens years of efforts made by the pro-democraticactivists both within and without of China.Compared to shitizens China, which is more diversified, the elite Chinaseem to have common and consistent interests. But the consistency is based on555


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMbribery and buy-offs of multi-faceted interest groups, with intrinsic flaws in thefoundation. Since the establishment of the Communist party fierce internal powerstruggles have never ceased. With the ever-diminishing clout of the top leaders,the fight for the next generation’s leadership position will go public sooner orlater. In the meantime, the shitizens are becoming more mature, more skillful, andmore aggressive in fighting for their own civil rights. The elite China can surelyignore the grievances of the shitizens’ society, but the shitizens will eventuallyunite themselves to form an organized rebellion if no individual petitions yieldresults. Among the shitizens, there is a subgroup called the netizens, those whouse the internet a lot, about one hundred million of them. The netizens constitutean “information elite” that cannot all be bought off. They will play a leading rolein future organized activities. Generally speaking, as the non-governmental forcesgrow and the civil protests escalate, struggle for power among different factionswithin the Communist regime will become public. In particular, once the externalpressure reaches a critical mass, the rivalry factions with the CCP will have totake the civic force into account seriously and seek or use the latter’s support. Thismeans an open and thorough decomposition of the elite China. A door will open formany diversified interest groups to enter what used to be a Communist monopolyof the political sphere. The Communist regime is now bearing the huge operatingcosts of elite China and is facing mounting pay-off demands from an ever-increasingnumber of these bought-off elites. Moreover, the one-bodied, two-winged, twoclawedstrategy cannot always be effective. So, once the tide of economy turns theother way (which by its very nature it will), there will be an outbreak of crisis in theelite China and an outbreak of rebellion from the shitizen China.The bi-polar structure of these two Chinas is bound to disintegrate evenwithout an economic crisis. Shitizens are the major driving force in this direction.The strength of shitizen China can be measured by its degree of organizationand by the sustainability of the resistance movements. The establishment of tradeunions, farmers unions, religious and ethnic groups, and other non-governmentalorganizations can also be counted as a strength of the shitizens’ society. Althoughthe Chinese authorities impose strict control over the media, the existence ofthe internet has paved a way for the shitizens to awaken and network. In thecyberspace language, the Communist regime is rapidly losing all its moral assetswhile the shitizens are constantly seeking opportunity to group together in a556


Three Chinas / Dr Yang Jianliskillful way. Following the release of Charter 08, grassroots support from shitizenswas immediate and unprecedented, although the Communist regime tried veryhard to block the dissemination of information. Those who signed and endorsedthe Charter with their real names came from different social sectors. The signer’sgroup can function as de facto minor-parliament that effectively represents awide spectrum of different social sectors. The Charter is a banner. Backed byits real-name signers, now having reached 11,000, the Charter could transformthe shitizens’s individual protesting activities into a long-lasting movement thatdemands an across the board system change. The Charter may also call out aquasi-organization with numerous new leaders. And this is only the beginning.With a clear direction for the political resistance movement, shitizens Chinawill exert greater and greater pressure on the Communist regime and eventualcause the stockholders of Corporate China to differentiate and divide. They willgo their separate ways for two reasons: First, because the shitizens are much largerin numbers than the elites, Shitizen China indicates the future of China, and theelite China will cease to exist. In order to hedge the future certain members of theelite may want to form an alliance with the winning side at a certain point in time.Second, not every stockholder of China, Inc. is a devil heinous enough to conductthe evil cause to the graveyard. Many of them need to find a balance betweeninterests and conscience. Under the pressure of the struggle between good and evil,the old equilibrium point will be broken and they will find a new balance point,which is to draw a line between themselves and the old political order. Google’sstanding up against the bullying of the Chinese government is just one example.These breaking-off elite members will contribute to a common foundation forthe future democratic China and push for the birth of this democratic China.Where can we find a common ground to lay the foundation for the futuredemocratic China? We should build a political language system that can serve as atwo-way bridge over the gap between shitzen China and elite China. We need togradually develop a consensus based on universal values. And that is exactly whatCharter 08 is intending to accomplish. Such a common political language systemwill become more and more popular and influential with the help of the internetand other related high-tech products. Therefore, the international communityadding pressure to the Chinese government regarding internet freedom is directand effective support for democracy in China.557


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMNo matter what strategy the Chinese Communist regime takes to maintainthe stability of the bipolar two “China” structure, it cannot change one fact:China’s ordinary people (shitizens) are unable to fairly share the fruits ofeconomic growth. So far, China has shown no intention of building a basic socialsafety net. Under the ruthless exploitation of the elites, housing, health insurance,and children’s education expenses have become three formidable mountains foran ordinary shitizen. Public security has greatly deteriorated and social justiceis nowhere to be seen. If we take a close examination of today’s China, we willfind, to our sorrow, that the country is fully manifesting its prosperity while itsshitizens’ daily life gets increasingly harsh. Ordinary people have lost all hopeof living a respectable and decent life. (That is why the Chinese governmenttreats political dissidents so harshly, while showing off its wealth. It knows itsprosperity is fragile.) Furthermore, the elite also feel extremely insecure. Whileit was common to “serve the country nakedly” (meaning that all of a governmentofficial’s family members have immigrated overseas), the fashion now is forsuccessful businessmen to emigrate in large numbers. This is because facing thewidespread hatred from the shitizens, the elite have sensed a great threat. Also,with term limits in place for government officials, the superficial stability cannotcover the fierce under-the-table power struggle. Nowadays, all officials are corruptand all businessmen are skillful in bribing, and any losers in the power strugglewill be mercilessly discarded and condemned, or demonized by the authority andthe shitizens, without any civil rights. The elite China is truly a society withouta tomorrow, one in which no one can live a secure or respectable life. China isdesperately in need of an orderly reform and in need of a system where the basicrights of all people can be protected institutionally. This is the need of both theelites and the shitizens. In order to achieve this goal, we must move towards whatI have called the third China -a democratic China where all the members ofsociety enjoy freedom, human rights, and the rule of law.558


IV. SESSIONA FUTURE PERSPECTIVE FOREAST TURKISTANChairman: Omer Faruk Korkmaz , Hacettepe University, TURKEY , Researcher, SAUDI ARABIA , Journalist-Writer, EGYPT , SAUDI ARABIA , Head of MAZLUMDER Istanbul BranchOffice, TURKEY559


Assoc Prof Erkin EkremHacettepe University Department of HistoryTranslated from Turkish by Yusuf Baybars OncuThe Future of East Turkistan: An Evaluationthrough the SWOT Analysis MethodThe future of East Turkistan relies on the policies that are implemented by theChinese government in the region and on the independence movements of theso-called Pro-East Turkistan activists (Dong-tu). It also depends on the idealisticprograms formulated by the activists who are struggling for the independence ofEast Turkistan. In addition, this future is also related to the emergence of Chinaand the global policies which China pursues, as well as the international balancein politics, economy and security. Most importantly, the future of this region isconnected to the foresight of the groups who are working for the cause of EastTurkistan.A. The East Turkistan issueThe Chinese government claims that throughout history East Turkistan hasalways been a part of China. Moreover, the Chinese government declares thatwithin the international political system East Turkistan is recognized as fallingwithin the territory of China. Therefore, they claim that the East Turkistan issue isa domestic Chinese affair and China objects to any foreign involvement or interestin this affair. China annexed East Turkistan for the first time as a province that waspart of her territory in 1884. Today, the Chinese government claims that Chinatook East Turkistan under her hegemony as the legitimate heir to the ManchuEmpire (1644-1911) and the Nationalist Chinese Government (Governmentof Kuo-Min Tang, 1911-1949). However, East Turkistan was occupied by theChinese People’s Freedom Army under the provocation and with the militaryaid of Joseph Stalin, the leader of the Soviet Union, in September 1949. Theword “occupation” (zhanling) can be clearly read in the telegram communicationbetween Mao Zedong, the leader of the Chinese Communist Party, and Stalin. 1The reason why the Soviet Leader provided military support for the occupation561


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMof East Turkistan by the Chinese Army was to thwart the US plan to establish aMuslim country in East Turkistan. 2President Mao wrote a letter to the head of the press department of the centralgovernment, Hu Qiao-mu, the day after the Chinese Communist army arrived inUrumchi on October 20. In the letter Mao ordered that for the word “occupation”of East Turkistan the expression “arrival in the region” be used. 3 This occupationand subsequent independence movements led by some people of East Turkistanwho objected to the Chinese occupation have resulted in the East Turkistan issue.Because the policy of the Chinese government has failed to bring stability to theregion and the legislation on the East Turkistan Autonomous Region has notbeen properly implemented, the East Turkistan issue has now been brought ontothe international political agenda.The Chinese government has defined the independence movement thattook place in the region between 1949 and 1960 as “local ethnic nationalism”; inresponse to this, the Chinese administration implemented an oppressive policy.Between 1960 and 1990, China implemented stricter and harsher policies againstthe independence claims of the region, such demands being provoked by theSoviet Union. The Chinese administration implemented a milder policy in theregion from 1980 to 1985. Nevertheless, the Beijing Government had seriousconcerns because of the end of the Cold War and the subsequent independenceof the Turkic republics in Central Asia; in addition there were worries about theinfluence of both these developments on East Turkistan. The Chinese policy inthe region has increased the degree of oppression; this has been in response topolitical activities, violent actions in East Turkistan and separatist movementsthat are supported and aided by external forces, as well as the efforts of theDiaspora organizations of East Turkistan to separate the region from China. Asthe government has severely quashed the freedom demands of East Turkistanand as the people in the region have in turn reacted violently to this oppression,stability has not been ensured and ethnic oppression is now being implementedagainst the Uyghur Turks, who make up the majority of the population in EastTurkistan.The international part of the independence activities that were led againstChinese occupation in the region was initiated by Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf562


The Future of East Turkistan: An Evaluation through the SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin EkremAlptekin and others; they demanded autonomy from the Nationalist Governmentof China and then they fled abroad after 1949. When such intellectual figuresfrom East Turkistan, people who were deputies in the congress of the ChineseNationalist Party and who served in various positions in the local governmentin East Turkistan before 1949, migrated to Turkey, the independence movementgained momentum; yet at the same time, the oppressive policy of the Chinesegovernment equally increased. Some groups claimed that the political strugglehad not sufficed and therefore started to lean towards armed insurgence afterthe end of the Cold War. Some of the people from East Turkistan who adoptedthe armed struggle received training in camps of the al-Qaeda in Afghanistanand began to fight against the Chinese administration in East Turkistan. Thisorganization, operating under the name of the Islamic Movement of EastTurkistan, was included on the list of international terrorist organizations afterthe attacks of September 11. 22 Uyghur youth were brought to Guantanamo Basealong with 500 terrorists who had been seized by the US as terrorist suspects.Other smaller fractions, similar to the Islamic Movement of East Turkistan, havebeen eliminated by means of the anti-terrorism activities conducted by the USA.On the other hand, the difference between the perspectives and definitionsof the Chinese government and international society towards the East Turkistanissue has made the issue more complicated. After the US government includedthe Islamic Movement of East Turkistan on their terrorist list, the UN followedsuit. However, the US was compelled to offer an explanation on this issue, asthe Chinese government not only classified the above-mentioned organizationas a terrorist organization, but also included all other domestic and internationalorganizations that carried out a struggle through political activities. First, thepresident of the USA, George W. Bush, told the Chinese leader, Jiang Zemin,that the rights of these minorities -namely, the Uyghur people- could not beviolated under the cover of fighting terrorism; later the US deputy secretary ofstate, Lorne Craner, paid a visit to Beijing and Urumchi, stating that the terroristorganization listed by the USA was only the Islamic Movement of East Turkistan.Furthermore, the UN Human Rights Committee and other international humanrights organizations criticized the Chinese policy in East Turkistan and gavesupport to the human rights of Uyghur people. 4The fact that the USA and some European countries became interested in563


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe East Turkistan issue and that, through reports of international human rightsorganizations, the issue of the human rights of the Uyghur people was broughtonto the international agenda have nothing to do with the independence of EastTurkistan. However, the people of East Turkistan perceive such interests to beindirect support for their independence movement, and the Chinese governmenthas the same perception, interpreting this support as a run-up to separatingEast Turkistan from China. Although Turkey has ethnic and religious ties withEast Turkistan, the former is interested only in the destiny of the people of EastTurkistan (the Uyghurs). Furthermore, Ankara has taken every opportunity tostate that she respects the sovereignty and territorial integrity of China.All these developments and conceptual problems make it difficult to foreseethe future of the East Turkistan issue. Moreover, the Uyghur issue and the EastTurkistan issue are intertwined, and there is a problem about whether to definethe main goal of the people of East Turkistan as the protection of their rightsor independence for East Turkistan; this doubt also clouds the future of EastTurkistan. All East Turkistan organizations abroad are in pursuit of independence,and this will give shape to any suppositions about the future of East Turkistan.However, in order to gain independence many advantages and power sourcesare necessary. Most importantly, this goal can only be achieved by using theseadvantages and powers in an effective way.B. SWOT analysis methodSWOT is a management tool which stands for Strengths, Weaknesses,Opportunities and Threats. This method was developed by Dr. Heinz Weihrichof San Francisco University.SWOT analysis is a techniqueused to define the strengthsand weaknesses of the analyzedinstitution, the techniques, theprocess, the situation or person,and to describe the opportunitiesand threats that come from theexternal environment.WeaknessesOpportunitiesThreatsSWOT Analysis MethodStrenghts564


The Future of East Turkistan: An Evaluation through the SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin EkremThe goal of SWOT analysis is to develop plans and strategies to minimize anyeffects of threats or weaknesses; these plans and strategies help one to consider theinternal and external factors and utilize the existing strengths and opportunitiesat the maximum. SWOT analysis not only ensures focusing on strong areas andgreat opportunities, but also helps in the detection of weaknesses and expectedthreats. However, as is the case for any theory or method, there are also drawbacksto the SWOT analysis method.The SWOT analysis method often consists of two parts; the SW -makingan internal analysis- and the OTOpportunities-making an external analysis. Thismethod helps to find the aspectswhich are worth developing or the aspects which are to be avoided,WeaknessesStrenghtsas well as finding and solving problems accordingly. By revealingThreatsthe internal power and externalfactors, the SWOT AnalysisFour Different Strategic Approach Modelsmethod presents four strategicapproach models.SO Strategy WO Strategy ST Strategy WT StrategyStrength+Opportunities Weaknesses+Opportunities Strength+Threats Weaknesses+ThreatsThis is the most idealThe strategic sourceThe strategicThis is the weakeststrategic option: As ashould be used effectively:source muststrategy: One shouldresult of considering theThe weak aspects shouldbe diversified.both eliminate theirstrong points and externalbe compensated for byWhile usingweaknesses and avoidopportunities together, it iscorrectly perceiving externalthe strengthsany external threats.possible to attain success.opportunities. However,accurately, externalExtraordinary peopleexternal opportunities maythreats must beand situations arebe overlooked due to theavoided.needed to avoid suchweaknesses themselves.Smart managerscircumstances.are neededto avoid suchsituations.565


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMC. The situation in East Turkistan according to theSWOT analysis methodIt is relatively easy to come up with a solution through a SWOT analysis ofEast Turkistan that includes the strengths, weaknesses, opportunities and threats.The strong points of East Turkistan1. The strongest aspect is the will and passion for independence in the peopleof East Turkistan. The people of East Turkistan have never given up their desirefor independence, although since 1884 they have paid a high price for this. Theywere able to establish republics between 1933-1934 and 1944-1949, althoughthese were not long-lasting.2. Another strong point is the strategic location of East Turkistan. Anyconflict or war that took place in East Turkistan is related to the changes in theconjuncture of international politics within the relevant periods. It is no doubtthat any change that will take place in East Turkistan in the future will certainlybe related to international strategic balances. What brings us to this conclusionis the strategic importance of the region. The East Turkistan region, which hasserved as a bridge and borderline for China throughout history, is still strategicallyimportant in terms of military defense, security, economic development, oil andnatural gas, as well as for other ground and surface resources. The strategic locationof East Turkistan is important for the rivals of China to the same extent that itis for China. Any unstable situation that may take place in this region, which is aweak point for the People’s Republic of China, may seriously affect the future ofChina. It is likely that the region plays a key role in meeting the national interestsof China, particularly in terms of national security and national development, andconsequently of being a super power in the world. 53. The third strong point is the geopolitical location of East Turkistan. TheEast Turkistan region is located in the center of Asia, forming the northeasternpart of the People’s Republic of China, and constitutes 1/6 of the Chinese territory,with an area of 1.68 million square kilometers; it is surrounded by the Gan-suProvince, the Qing-hai Province, Mongolia, Russia, Kazakhstan, Kyrgyzstan,Tajikistan, Afghanistan, Pakistan, India and Tibet. The borders of East Turkistanwith foreign countries constitute ¼ of the total borders of China; East Turkistan is566


The Future of East Turkistan: An Evaluation through the SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin Ekremthe Chinese region that has the greatest number of borders with foreign countries.To the north are the Altai Mountains, the Tien Shan Mountains are in the centerand Kunglung Mountain is to the south. These three mountains intersect at thePamir Mountains, forming a natural barrier; there are thirteen strategic passes tothe north, west and south of East Turkistan. This strategic location enhances theability of East Turkistan to defend and attack. In other words, this area ensuresthe security along the northwestern border of China. In this sense, China candominate the whole of Central Asia by holding onto East Turkistan; in the sameway, any power that holds East Turkistan can also threaten the security of China,which would remain defenseless without this region.East Turkistan has always been regarded as a passage and security zonefor China. General Gao Xianzhi of the Tang Dynasty and General Zhao-huiof the Manchu Empire took control of the region when carrying out attackstowards Central Asia. Genghis Khan also conquered the region, passing throughthe mountains to the north of East Turkistan. In this context, East Turkistancan form a strategic point from which to conquer Central Asia. General ZuoZongtang of the Manchu Empire, which occupied East Turkistan and laid thefoundations for the Xinjiang Administrative Region, expressed the importance ofthe occupation of the region as follows: “Therefore, holding Xinjiang means theprotection of Mongolia; holding Mongolia means the protection of the CapitalCity. The North-West Region is a complete defense line (for China), like a wristand fingers -with no interruption. If Xinjiang is lost, the security of Mongoliawill be under threat. Then China will not be able to sleep for a single day incomfort.” (Tongchou Xinjiang Quanju Shu, 1878). As a matter of fact, in Chinesehistory, China has been strong when she has dominated East Turkistan and hasbeen weak when she lost it. If China loses East Turkistan, she will also lose herinfluence on the geography that stretches from Central Asia to the Middle Eastand it will provide a strategic region for foreign powers in a march against China. 64. Another strong point is the ethnic and religious ties of East Turkistanwith the Turkic and Muslim world. Most of the neighbors of East Turkistan areMuslim and Turkic. Some of them are ethnic groups who share a common historyand culture with East Turkistan. Some of the people in the region live on the otherside of the border, this means that same peoples live on both sides of the border.Although the political administration of East Turkistan is affiliated to Beijing,567


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMthe people of East Turkistan are an integral part of the peoples of Central Asia interms of ethnic origin, history, culture, religion and other traditions and customs.They have an inseparable relationship with one another. Thus, it is often observedthat incidents which take place anywhere in Central Asia and those that takeplace in East Turkistan have the potential to affect one another. Furthermore, asEast Turkistan is a part of the Muslim world, it is thus natural for East Turkistanto interact with the rest of the Muslim world. In this sense, East Turkistan is ina strategic region that not only connects China with, but also separates it from,Central Asia and the Muslim world. Conflicts in the region started to appear onthe agenda more frequently as ethnic and religious problems increased in EastTurkistan at the end of the Cold War. After the attacks of September 11, theseproblems gained a new dimension and the East Turkistan issue extended beyondChina to appear on the international political scene. In other words, ethnic,religious, environmental and human rights issues started to attract the attentionof the international community. 75. The fifth strong point is the geo-economy of East Turkistan. EastTurkistan has 68 million hectares of agricultural lands, forests and steppes, whichare the largest in China. The income per capita is more than two-folds the averagein China. The region has 27 billion tons of coal reserve that has been discovered,constituting 40% of the overall reserves in China. There are 30 billion tons of oiland natural gas reserves that have been explored in the region, forming 35% ofoverall reserves in China. East Turkistan has been the leading region in cottonproduction for the last twelve years. The importance of these resources can beunderstood when we take into account that the Chinese call cotton “WhiteGold” and oil “Black Gold”. The region is also an important production centerfor rare metals and strategic raw materials in China. These abundant resourcesare the basic guarantee for the sustainability of economic development in China.In addition, China makes efforts to ensure that Turkistan, the most importantregion in the Western Development Project, acts as a center for Central Asiancountries. 86. The East Turkistan issue, which started in 1949, was transformed into aninternational issue after the attacks of September 11, and it has been an elementfor “light politics” in the international arena due to the increasing attention ofWestern countries.568


The Future of East Turkistan: An Evaluation through the SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin EkremThe weaknesses of East Turkistan1. As the people of East Turkistan do not have a state, they do not possessall the powers that a state would have.2. The people of East Turkistan do not have sufficient economic resources.It is rather difficult for any organization to achieve its ideals withoutsufficient funds.3. They do not have qualified people who are well enough internationallyrecognizedto attract the international community. The East Turkistanissue is now an international issue and affects the relations of manycountries with China. The East Turkistan issue needs to be evaluated froman international perspective.4. Organizations in East Turkistan do not have an ideal or practicableprogram for the independence movement. It is impossible to achievethe goal of independence in only a few steps; rather, it requires gradual,systematic steps.5. Most importantly, the organizations of East Turkistan do not have anideology or philosophy of independence. East Turkistan needs to adopt auniversal independence ideology or philosophy.6. Organizations in East Turkistan are agreed upon the goal of independence,but there is no consensus as to the methodology. The power-sharing andcoordination strategies are yet to be put in place.Opportunities in East Turkistan1. Given that great powers have always been interested in the historicalgeostrategic location of East Turkistan, it is highly probable that theimportance of this strategic location will continue in the future, too. Thegeo-strategic location of East Turkistan will affect the future of Chinaand it will also attract the attention of China’s rivals.2. Although Western countries do not support the independence of EastTurkistan, the human rights violations in East Turkistan are contrary tothe political and social values of the West.569


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUM3. The emergence of centralized China is another opportunity. 2/3 ofthe countries in the world have already adopted a democratic system.The remaining 1/3, including China, are still far from democracy. Theemergence of China will bring political, economic and security problemsto many countries, whereas the centralist system of China is also a targetof criticism, due to issues such as Tibet and East Turkistan. In otherwords, as China emerges the East Turkistan issue will emerge too.Threats against East Turkistan1. The most important threat is the increasing influence of emerging Chinaon the international society, which might limit the capability of EastTurkistan to maneuver in the international arena.2. Adoption of a system of democracy by China -though partially- due tothe pressure of international society, and particularly in relation to anamendment to the election system in China, may blight the independenceideals of East Turkistan. The demographic structure of East Turkistan ischanging and the Chinese population is increasing; the cultural tissue ofEast Turkistan is decaying and an identity crisis is underway.D. The future of East Turkistan in accordance withthe SWOT analysis methodThe SWOT analysis method defines the strong and weak points of EastTurkistan, as well as the opportunities and threats in the region; the four differentstrategic approach models of this analysis method will enable us to understandthe strategic approach angle of East Turkistan; that is, East Turkistan is suitablefor the WO strategic approach model, which includes weaknesses as well asopportunities. According to the SWOT analysis method, the people of EastTurkistan do not suit the most ideal model -SO; this indicates that the people ofEast Turkistan have much to do on the path to independence.The WO strategic approach model states that the people of East Turkistanshould use their strategic sources very efficiently and effectively. It seemscompulsory that to compensate for the weaknesses the external opportunitiesshould be employed to the maximum. Negative consequences may appear unless570


The Future of East Turkistan: An Evaluation through the SWOT Analysis Method / Assoc Prof Erkin Ekremthese weaknesses are remedied. In other words, the independence of East Turkistanwill not be easy. The most serious problem with the said model is that the peopleof East Turkistan may miss some opportunities due to their weaknesses. If thisis the case, then it is likely that the people of East Turkistan will be disappointedin their goals. Organizations in East Turkistan need to keep this issue on theinternational agenda at all times; the staff of these organizations should becomequalified and the organizations should become institutionalized. Thus, they willbe able to receive the material and moral support of the international society;this is the only way in which the organizations can make contributions to theindependence of East Turkistan. Otherwise, East Turkistan should abandonher dreams of independence or define gradual targets towards the final goal ofindependence.If half of the factors affecting the future of human beings are fortune, theremaining half is human effort. 9 This statement, made by Niccolo Machiavelli(1469-1527), tells us that human beings can shape their future with their ownhands. A famous futurologist, Herman Kahn (1922-1983) had similar thoughtstoo. Namely, even though human beings cannot predict their future, they canprefer their future. 10 In fact, the shaping of the future in East Turkistan is partiallyin the hands of the people of the country. In other words, what they do today willshape their tomorrow. In this sense, the organizations of East Turkistan shouldhave a comprehensive knowledge about their own country and they also need tobe aware about international factors. As Michael E. Howard, a famous militarystrategy expert, expressed: There is little point in considering where we shouldbe going if we do not first decide where we are starting from. 11 In the same waythat the cost of yesterday’s mistakes is paid today, today’s mistakes will be paidfor tomorrow. Likewise, any positive steps taken today shall turn out to be awardsfor us tomorrow. In this context, foresight is needed to prepare a better future. 12The power of all powers is the mind. Strategic plans built out of comprehensiveknowledge always have the chance to succeed. There are plenty of things that theorganizations of East Turkistan can do to prepare for an emerging China.571


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMEndnotes1 , : , 2000:468-469; For the telegram communications betweenthe President Mao and his Generals during theprocess of occupation of East Turkistan,2000:482, 582-585, 587-590, 603-604, 613-614,621-624, 629-635, 642, 647-648, 650-653, 655-656, 660-661.2 , :, 2003, 121-122; ,: , , 2002, 149.3 , 1 (1949.9-1950.12),: , 1987, 83.4 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, Türkiye Günlüğü, No 77 (Summer2004), pp. 43-44.5 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, pp. 39-40.6 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, Türkiye Günlüğü, No 77 (Summer2004), p. 40.7 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, pp. 40-41.8 Erkin Ekrem, “Doğu Türkistan Sorunu ve Türkiye-Çin İlişkileri”, p. 41.9 Niccolò Machiavelli, The Prince, Chapter XXV,forgotten Books, 2008:94. The original words: “Ihold it to be true that fortune is the arbiter of onehalfof our actions, but that she still leaves us todirect the other half, or perhaps a little less”.10 Herman Kahn and Arthur J. Weiner, the Year 2000:A Framework for Speculation on the Next Thirty-Three Years (New York: MacMillan PublishingCompany, 1967). P. 211 Michael Howard, “Reassurance and deterrence:Western defense in the 1980”, Foreign Affairs, Vol.61, No. 2 (Winter 1982-1983), p. 309. Originalstatement: “There is little point in consideringwhere we should be going if we do not first decidewhere we are starting from.”12 Herman Kahn, On Thermonuclear War. New Jersey:Princeton University Press, 1960:316; HermanKahn, On Thermonuclear War. New Brunswick, NJ:Transaction Publishers, 2007: 576.572


Dr Izzeddin al-WardaniResearcherTranslated from Arabic by Salih GunaydinRoad to Freedom and Self-determination:Imagining the Future of East TurkestanThe road to freedom and self-determination for any nation requires theconsideration of the present reality, as the present can be decisive in determiningthe future. It is the reality that identifies the options and establishes priorities.At present, the territory of East Turkestan is under occupation. The people aresuffering due to a weak economic situation and the political marginalization ofthe government in their own territory, which has been granted autonomy withinChina. At the same time, the human rights of the people of East Turkestan arecontinually being violated. Their religious identity and cultural rights are beingsubjected to sustained attempts to weaken or eliminate them.Moreover, their cause is not receiving enough support at an internationallevel, either in theory or in practice.East Turkestan is confronted with a major non-democratic power, which hasa growing economic and political influence in today’s world, and which does noteven want to discuss the possibility of self-determination, at least at the presenttime. In addition, China is continuing efforts to control the people of Turkestanand their organizations. They are forming international alliances which focus onsecurity issues and assist in subduing Turkestan movements and activists at homeand abroad; for example, they there are supporting the international campaignagainst terrorism, which has been directed in particular against Muslims afterthe events of September 11 th , in the United States. The most dangerous of thesealliances is the Shanghai Cooperation Organization, which is comprised of themost important countries surrounding East Turkestan. These Turkic countriesrepresent potential support for East Turkestan, at present and in the future,because they all share a common race, history and religion. The purpose of thisalliance is to neutralize the influence of these countries and exclude them from573


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMcurrent and future developments in Turkestan. Also, many countries, in particularArab-Muslim countries, have close relations with China, and this helps Chinagrow in power and influence to become the strategic equivalent of the UnitedStates. The United States has problems with these countries, which is easy tounderstand against the backdrop of the Arab-Israeli conflict.The road to freedom and self-determination for East Turkestan requires agreat deal of effort, an awareness of the reality of power and lessons from history.The standpoint of any side in the conflict or in negotiations depends on their ownstrength and the strength of their allies. The realization of any progress dependson the elements of control that are available for each party and how skilled theyare in determining their present and future objectives. I believe that a better futurefor East Turkestan can be attained by supporting self-governance for the EastTurkestan people and their organizations at home and abroad. This relies on thefollowing:· Improving their economic, political, humanitarian and culturalsituation. This requires urging China to provide the Turks with amplejob opportunities in various economic areas and to avoid discriminationagainst Turks in employment and investments.· The opening of representative trade offices of Islamic countries in EastTurkestan.· Stimulating businessmen to support trade with East Turkestan and togrant them priority when importing from China for institutions andfactories which employ Turks. This will push businesses and businessowners within East Turkestan and China to employ Turks.· Incessantly demanding that China respect the human, cultural andreligious rights of the Turks. This is something which is guaranteed, intheory, by the Chinese constitution and the law on regional autonomywithin China.· Discussing with China the possibility of establishing consulates of Islamiccountries within East Turkestan, as well as opening offices of Islamicorganizations, such as the Organization of the Islamic Conference, theMuslim World League and relief committees, and the opening of branches574


Road to Freedom and Self-determination: Imagining the Future of East Turkestan / Dr Izzeddin al-Wardaniof Islamic universities. Creating opportunities Turkic students to come tovarious Islamic countries and providing them with adequate support. Ifit is not possible to access East Turkestan, then let us be present at itsborders, in the territory of West Turkestan, which is spread over manycountries.· Supporting relations with various international organizations that areactive in the field of human rights to help them stand against humanrights violations in East Turkestan, to expose these violations to the worldand submit them to the Human Rights Council of the United Nations.· Encouraging academic studies and research centers that focus on EastTurkestan to further enhance contact with Turkestan and to maintain aconstant flow of information about the condition of the people there.· Urging China to implement the self-governance that has grantedto East Turkestan so the Turks can take a real role in governing theirregion, preserving their identity and enjoying the riches of their land.Furthermore, pushing for the system of government to be modeled onthe system as applied in the Macao Special Administrative Region, whichamong other things will ensure the following:Protection of individual freedom for residents and a ban on searchingresidences, their own educational system, controlling entry, residence andsettlement of individuals within the region - a serious problem that afflicts thepeople of Turkestan, as the region is being flooded by large numbers of Hanmigrants; Macau also has autonomy in their financial affairs and the levyingof taxes and they have their own emblem and flag. China does not consider thisto be a threat to their sovereignty or encouragement towards separation.Such changes would require the cooperation of all governments, peoples, aswell as official and private organizations, putting pressure on China to support andimprove the power of the people of Turkestan and their organizations at homeand abroad, so that the Turkestan cause can be handled in a peaceful manner. Thismay mean curtailing relations with China, particularly economic relations, whichare the most important determinants of Chinese politics.There is no doubt that the Turkestan cause needs careful planning and a great575


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMeffort, as well as intelligence and skill in dealing with the Chinese administration,which is very sensitive towards this issue. China’s historical background ofprotracted conflicts, internally and externally, has created a sense of insecurityand a constant threat and fear of the risks of disintegration. This has forced theChinese administration into hasty and irrational decisions when faced by eventsand in the management of relations.Publicity is essential on the road to freedom and self-determination for EastTurkestan so that international public opinion can be gained and the largestpossible number of sympathizers and supporters can be mobilized, be they states,individuals or NGOs. These represent public opinion which will in turn putpressure on China to improve the situation of the people of Turkestan. In thefuture, this could turn into a coalition that will support the independence of EastTurkestan.Without a doubt, the Turkestan cause is moving towards the improvementof their situation in many aspects. Namely, the awareness of the issue hassignificantly increased, particularly after recent events in Turkestan. The cause andthe resistance movements are continuing to gain many supporters, both at homeand internationally, and unity is increasing. Meanwhile, the support for China onthis issue is steadily declining.Within China, despite its apparent strength and development, there are anumber of factors of weakness and disintegration. The intensity of the lattermight appear at unexpected levels, as has happened within the former SovietUnion. A state of the size of China, transected by mountain ranges and deserts,with political and economic contradictions, cannot stay united for long, as we haveseen throughout history. In particular, the Communist Party, with its monopolyon power, has lost many of its skills in dealing with those who disagree with them.The two sides, East Turkestan and China, are waiting for the crucial momentof confrontation to resolve the conflict and decide the future of East Turkestan.The state of weak central authority, likely conflicts and revolutionary movementswhich could follow increases the possibility of the disintegration of China andhence the possibility of East Turkestan’s independence.One thing that must be taken into account in this case, in view of the large576


Road to Freedom and Self-determination: Imagining the Future of East Turkestan / Dr Izzeddin al-Wardaninumber of Han migrants in East Turkestan and their wealth, is the probabilityof it falling into the hands of a faction of Han-style dictators like Jin Shu Renand Chen Shi Coi, who ruled East Turkestan in the last century, to a large extentindependent of the authority of the weak central government in China. This canbe avoided by the unity of the Turkestan resistance movements, the power ofsolidarity, the total avoidance of internal conflicts and the removal of any factorsthat would separate the various elements of the people and organizations inTurkestan. One of these factors is the name. What is desired for any movementor organization is that it is inclusive of all the different Turkic peoples livingin East Turkestan, and not just the Uyghur, the Kazakh, the Kirghiz, or others.Whoever does not take action might fuel internal conflict at a crucial period andsome might even be pushed to split off and join others on the other side of theborder. Let us learn from history. Let us trust in God and in our own capabilities,act with courage and perseverance, and adopt different ways to support the peopleof Turkestan. Inevitably, we will find a way to resolve or mitigate the problems.Optimism is necessary. We have to stay on the course of doing whatever is possiblewith intense, serious and conscientious work in order to advance the cause of theseoppressed people who have been suffering for so many years in East Turkestan.May God’s peace, mercy and blessing be upon you.577


Fahmi HoweidiJournalist-WriterTranslated from Arabic by Azbe KezbaniThe Future in East TurkistanThe case that states that the future is not bright, but at the same that timeit is not completely dark should not be underestimated; even if there are greatweaknesses in the position of the Muslims in Turkistan, there are also manystrengths, pressure points and documents which can be used to defend their rights.(1)The future is not bright for several reasons. The occupier is a major power,which has great strength in the contemporary world; it has decided to swallow upTurkistan, to dissolve this country and has begun this process through incentives,oppression and intimidation. In addition, there are major economic interests atplay here that avidly encourage pursuit of the wealth of Turkistan and encouragethe oppressor to become the sole power in the region.On the other hand, the society that is under occupation includes millionsof Muslims, whose case has not been given any support or interest in theinternational arena. There is the case of the independence of East Irian, whichbecame independent from Indonesia and was recognized by the internationalcommunity, later to become a member of the United Nations General Assembly;however, we should not forget that most of population of the islands are Catholic,and the Vatican City supported them and their demands for many years. This issomething that East Turkistan does not have.The government of China has exploited this situation to depict the Muslimsof Turkistan with two traits before the international arena; the first is that theyare Muslims who are extremists and terrorists, while the second is that they areseparatists. Because of the weakness of the Turkistan media, their voices have not579


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMbeen heard and their efforts have not succeeded in dispelling any fears that resultfrom such propaganda.Connected with this last point is that the demands of Turkistan are not clearto either the public opinion in the Islamic world or to world-wide opinion; theimage in people’s minds is that the people of Turkistan have rejected the rule ofthe Chinese government and that some of the people have expressed this rejectionwith armed operations. At the same time, what the people of Turkistan actuallywant is not clear, and this gives ample scope for the Chinese media to give theirown message, which receives a greater degree of acceptance.In addition to these difficulties inherent in the aspirations of Turkistan, thereis also an anti-Islamic identity, not only presented by the Chinese authorities,but also by other regional countries; this is particularly the case in the republicsof Central Asia, which are still mostly under the control of the same elite thatwas dominant during the Communist Era. These elites are still waging a struggleagainst the Islamic identity of their communities; thus it is not surprising thatthey restrict the aspirations of the people of East Turkistan, which are aimed atmaintaining their Islamic identity(2)These circumstances should not lead to despair and in no way means that thedoors in the future are completely closed; but it is necessary that the activists whoare involved in this issue think carefully about how to deal with the situation in amore productive way. In this matter there are several governing principles:· What is really damaging the case is not the Chinese government, but thedespair of the activists of their success, even in the remote future.· Targets which cannot be achieved should not be forgone, thus what hasnot been achieved or attained by the present generation should not beabandoned; rather, they should be passed down to other generations whomay have better conditions that will enable them to achieve what theprevious generations could not.· The people should be aware that the ultimate goals in some of the conflictscan only be achieved through phased targets at first and that there will be580


The Future in East Turkistan / Fahmy Howeidimany interruptions in the phased targets over time; what is important isthat they do not give up on the final goal.· There should be efforts made to keep the issue of East Turkistan in currentmemory; in other words, if this territory cannot be realistically recovered,then it should be kept fresh in the memory of future generations; this canonly be achieved by documented histories, by facts and by the maps ofthis country being published in various languages, to be distributed to therightful heirs to this land and to those who support them.· To try to hurry this process will only damage it and can in no way serve itwell; if this situation continues in future generations, then more attentionmust be paid to the identity and memory of these generations. They willhave to be provided with educational opportunities at universities in theArabic and Islamic world, in countries like Malaysia, Pakistan, or the Al-Azhar University in Egypt, for example.· It is of utmost importance that there is communication with the mediaand human rights organizations; these are the platforms which will bringthe presence of this problem into the public opinion and also underline itsimportance.· A special effort should be made to clarify the objectives of those who aredefending the case of Turkistan; at the moment these objectives shouldbe: respect for human rights, autonomy, religious identity, the cessation ofviolence and terrorism, refusal to accept separation, and efforts to upholdthe right of citizenship with dignity.(3)There are more points of strength which can be used to serve the cause ofTurkistan; some of these points include the following:· The Turkic Muslim world; East Turkistan does not stand alone; ratherthere is a large community of people offering support.· The persecuted minority is not in a very different situation than that ofthe people of Tibet, who have an important presence in the international581


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMarena, even though they are relatively fewer in number.· The Soviet republics of Central Asia have emerged from Sovietdomination, setting a precedent that encourages the Muslims of EastTurkistan to claim human rights, at least those of autonomy.· China has major economic interests with the Arab world, which isconsidered to be the most important market for its goods; if there is alink between the economic interests of China and the fair treatment ofthe Muslims in Turkistan, that is, ensuring that they are able to maintaintheir religious identity and their human rights, this would be a majorachievement. To use these interests against the Chinese authoritiescan only be achieved after solidarity with their brothers in Turkistan isaccepted by the Arab world.(4)What can we do?Nothing that is right can be lost merely by making demands; this meansthat rights will not be lost if the owner stands up for them and is not willingto relinquish them; what is necessary is that this issue remains alive and on theagenda. First the issue must be brought to the mind of the Turkistan people,then that of the Arab and Muslim people, and finally into international arenaswhenever possible.And what must be understood here is that the media is the most importantmeans to make the public aware of this situation; there is no question thattelevision has become one of the most influential instruments of public opinion.If a television channel were to take up the cause of the people of Turkistan andpresent the facts of the suffering of these people, this would be an important stepin this direction. I do not know if such a channel is available at the present time,but I do know that there is not one in the Arab world; if the burden of establishingsuch a channel cannot be taken up with the available resources, then at leasta weekly program from a Turkish channel can be broadcast in three languages:Turkish, English and Arabic. If only the Turkish and the new Arabic channelswere to add this idea to its programs.582


The Future in East Turkistan / Fahmy HoweidiAny act of informing the public should have be objective and clearly presented.What is required here at this time is that the media discourse of Turkistancitizenship in China should be focused on; this in turn is based on three pillars:respect of national identity, respect of human rights, and the establishment ofautonomy.Finally, I would like focus on four things:The Arab and Islamic world are the most appropriate to bring this case forwardand to maintain the enthusiasm; as previously stated, they are an important marketfor Chinese goods and interests, and they can positively or negatively affect theChinese government in their treatment of the Muslims of Turkistan.The second point: Documenting this issue with publications preserves thehistory and makes clear the stages it has undergone; also it is important to recordthe characteristics of East Turkistan before it melts into the great Chinese sea.The third thing: The human rights’ violations which occur in Turkistanmust be documented and recorded, and an annual report should be completed,including all the events that happen every year. It must not be forgotten that anabsence of documentation and poor communication with the media means thatpublic opinion will forget the harsh repression that Turkistan underwent a fewmonths ago. The death sentences that were issued and imposed have not been metwith the outrage they deserve.The fourth point: This is the claim of the right to citizenship. This may bein keeping with the demand of the Chinese classes, which includes activistsadvocating for freedom and defending human rights in China. A convergencewith these activists may be possible in order to intensify the pressure for defendingthe dignity of the Muslims in Turkistan.583


Sirajeddin Azizi SemseddinRadio of JeddahTranslated from Arabic by Azbe KezbaniEast Turkistan: The Road to Freedom and theRight to Self-DeterminationIn the name of God the MercifulFreedom is an inalienable right that was given by God to all people, withoutexception; in the Holy Qur’an the Almighty says: “We have honored the sonsof Adam’’. However, these rights have been constantly violated by the enemiesof freedom. The people of Turkistan have lived for a long time deprived of theirliberty and their free-will has been abused, due to a brutal occupation of theircountry. If we examine the history of Turkistan, which extends back thousands ofyears, these people have lived in the area which is larger than 1.8 million squarekilometers in a free and independent manner, far removed from the greed of otherpeople. From the time of Sultan Satuq Bughra Khan they enjoyed a golden era;Islam was accepted in 920; in 960 it was announced that Islam was now theofficial religion of the state.Regrettably, for more than two hundred years these people has been exposedto aggression that is aimed at trying to force them to submit to the Chineseinvaders, but they have never given up, rather continuing to resist and struggle tolive a free and independent life on their own land.Clearly East Turkistan is the original home of the Turkish people from thetime that this earth was created by God. This land, Central Asia, has been thecradle of civilizations, cultures and inventions throughout the ages and documentsdemonstrate that Turkistan has always acted as a cradle of human civilizations.Moreover, the discoveries made by an American geological mission in excavationsthat were carried out in 1904 support this hypothesis. The team discoveredhistorical monuments in the eastern Caspian Sea, near the city of Ashgabat; thesefindings indicated that Turkistan played an important role in human civilization585


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMand was a place where many important people resided. The head of the Americanmission and the world famous archaeologist U.S. Pumpelly, having studied theartifacts he found, reported that the New Stone Age occurred in Turkistan ninethousand years before Christ.Livestock and animals were used here eight thousand years before Christ.The indigenous people were working with metal six thousand years beforeChrist. Some archaeological monuments are now preserved at the BritishMuseum. European missionaries, such as Sun Haydn, Konnenar Iarring, andmany others, discovered relics and took them to their own countries. In Sweden,thousands of documents and relics have proven that East Turkistan, occupiedby Communist China in 1949 and renamed Xinjiang (new land-Al-Arath AlGadidah), originally belonged to the Uyghur Turks. A fact overlooked by manypeople is that East Turkistan is located completely outside the Great Wall ofChina, a barrier that was constructed to protect China from the raids of the socalled“barbaric” tribes. This is yet more historical evidence that Turkistan hasnever been a part of China.Turkesten Timor is the only country in the world where the language ofits people is one, their religion is one and their doctrine and jurisprudence areone; they are of one sect, the Hanafi school and their traditions and customs allclosely resemble one another. Whatever the power of the invaders and the settlers,they have not been able to disrupt the unified moral and spiritual strength of theUyghur people. But the people of Turkistan have suffered repeated invasions andoccupation by China for nearly 200 years; the most recent occupation was thatmade by Communist China in 1949.If we examine the history of these people, we discover that there have beenmany established nations and autonomous entities throughout its long history.For example, a few states have been built on the land of East Turkistan:The Orkhon Uyghur State (646-840)The Kara-Khanid Khanate State (840 - 1212 )The Sadie Uyghur State (1514-1679)The Kashgaria State, which was founded by Bedevlet Yakub Beg (1860-1875 AD)586


East Turkistan: The Road to Freedom and the Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi SemseddinThe Islamic Republic of East Turkistan (1933-1936 AD)The Republic of East Turkistan (1944-1946 AD)After the occupation of East Turkistan in 1949 by Communist China, thepeople of Turkistan put up continuous resistance. The number of insurgenciesagainst Chinese occupation during the last sixty years has been more than 460.As stated above, there have been many important and momentous uprisingsin the history of modern Turkistan:- The “Barin” uprising on 04.05.1990, led by Zeyin El-Din Youssef; as aresult of this uprising many villages were wiped out and their ruins can still beseen today.- The “Eli” uprising, on 02.05.1997, where more than 300 young Muslimswere sprayed with cold water in winter, when the temperature was below -10degrees.- The latest, and not the least, of these uprisings was the events of July 5, 2009;this was a historic turning point and will have an important role in resolvingthe issue of East Turkistan. The repercussions are still continuing today and willcontinue to resound until the people of Turkistan regain their full freedom.Below are listed the important stages in the history of these noble people:The Chinese displacement and resettlement policyThe geographical and historical land that is known as East Turkistan has beenthe home of the Turkic people since ancient times; by virtue of its proximity toChina and its relationship with the former China, as well as the ambitions ofsuccessive governments, Chinese immigrants, the Han, and Hui Muslims, havealso lived in Turkistan, but their numbers have been very small. In a census carriedout in 1945 the proportion of Chinese was about 3%, while the Turkic populationwas 97%; after 65 years the proportion of Chinese has risen by more than 47%.On 28.08.2008 a correspondent for the Christian Science Monitor wrotefrom Urumqi, the capital of Turkistan: The government of China has transferred587


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMmillions of Chinese and settled them in Xinjiang, an area in which there is amajority of Muslims, in order to eliminate the ethnic and cultural identity rightsof the Muslims, who are now foreigners in their own country.The former secretary of the Communist Party and the Chinese presidentJiang Zemin declared that China was proposing to settle two hundred millionChinese in Turkistan; however, resistance by the people of Turkistan continuedand prevented this move with the events of July 5, 2009; after this Chinese settlersbegan to leave the country and many have returned to their home, leaving Urumqilike a ghost-town. Even in other cities, there is a gap between the Han settlersand the people of Turkistan; thus, the millions that have been spent to consolidatepeaceful coexistence with the natives of Turkistan have been spent in vain.Birth control policyAfter China attempted to demographically blur the identity of the peopleof Turkistan, they began a policy of birth control; although on the surface thispolicy appears to be applied in all parts of China, the reality is quite differentin Turkistan. It has been applied to the people of Turkistan in a very harsh andinhumane manner. For example, if a young man goes to the authorities for amarriage license he cannot obtain it until signing a written pledge that he will nothave children for five years; if he violates this undertaking the man will lose hisjob and be forced to pay a fine of up to 30,000 yen. Despite all these strict rules,many people here have more than the quota of children. Dozens of young peopleI know have between 8 and 10 children, although they do suffer for this.The prevention of religious education in order to blur identityThe people of Turkistan have been deprived of religious education for 60years; there are no religious schools in this area. There is one institute in thecapital, Urumqi (the Islamic Institute of Urumqi), but the number of studentshere does not exceed 40, and they are taught Chinese politics and the philosophyof Communism. In short, this Institute throws dust in the eyes of the world; I askyou, by God, what does it mean when there is a population of 30 million people,but there is only one institute to instruct these people in their religion?588


East Turkistan: The Road to Freedom and the Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi SemseddinThe procedures set against non-official schools are so severe that it is hard forthe human mind to grasp. In 2008 more than 200 children, aged between 8 and14 years of age were arrested and imprisoned in Urumqi for a period of more thansix months; they were only released after their parents paid a fine of ten thousandYuan. Despite everything, great sacrifices are made by the people of Turkistan tolearn their religion. If we compare the situation of Muslims who have the abilityto study their religion and their knowledge, it is surprising that the people ofTurkistan are very far ahead of other republics in Central Asia.The abolition of the Uyghur languageThe Uygur language has been forbidden from being taught in schools fromthe beginning of March 2009, and has been removed from government offices.For example, the name and address of people on their identity cards in Turkistanwere formerly written in the Uyghur language, but now this is written in Chinese.Teachers must master Chinese, or lose their jobs to a Chinese teacher. In thisway China is trying to obscure the identity of the Muslim Turks in EasternTurkistan and thus has eliminated liberty and denied the people the right to selfdetermination.Autonomy in TurkistanOn October 25, 1949 the Chinese army entered East Turkistan and stayedas an occupational force in the capital; when General Wang Jing disembarkedfrom a plane at the airport in Urumqi, he told those meeting him: “We are guestshere and I assure you that we will go back to our country after things settle downin your area; this is a promise from the leader Mao Tse-Tung.” But this guestwas an onerous burden for the country. The Chinese occupation could not fullycontrol the territory of East Turkistan as there was an organized army in the threestates that were proclaimed to be the Republic of East Turkistan; after 6 years ofoccupation, on October 1, 1955 China was forced to announce autonomy in EastTurkistan under the name of the Xinjiang Autonomous Region; the declarationof autonomy for any nation is a recognition of the rights of the people to theirown religion, language, customs and traditions. The resources of the country are589


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMto be at their disposal and they are to have freedom of movement, whether athome or abroad. What about the referendum of self-determination of the UnitedNations, which has been signed by China? In fact, the system of autonomy in EastTurkistan has never been applied and world public opinion has been deceived, aswell as the people of Turkistan; thousands of opponents of this provision havebeen arrested.Liberation movements and the demand for the rightsof Turkistan in international forumsThere are dozens of associations and movements that have been working formany years to demand the rights of Turkistan; this is done through activities andevents, in keeping with the physical and legal potential, in many countries, such asTurkey, the United States, and EU countries, most notably in Germany and somecountries of Central Asia; due to time constraints it is not possible to mentionall of them here. To date there has been no opportunity that was conducive toraising the issue of East Turkistan in international forums due to the escalationof China’s power. But the events of July 5, 2009 have turned the tables, and theworld has begun to realize who the residents of East Turkistan are and what theircause is.For 60 years the issue of Turkistan has not gone away; the forms of resistancehave continued, whether carried out by individuals or institutions. Here I wouldlike to mention some of the leading people from Turkistan, people who sacrificedtheir lives for their cause:- The leader Mohammed Emin Bugra (1901-1965)- The leader Isa Yusuf Alptekin (1901-1995)- And now Ms. Rabia Kader (may God prolong her life) continues this matteras a representative on the World Uyghur Congress, which emerged after theInternational East Turkistan Conference was held in Istanbul in 1992; the wheelof life will continue and the people of Turkistan will continue to demand theirlegitimate rights; they will be independent.590


East Turkistan: The Road to Freedom and the Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi SemseddinThe international community andthe Muslim world must rise to the responsibilityCountries such as the United States, Russia, Turkey and Saudi Arabia, and ourbrothers in the countries of Central Asia are fully aware of the tragedies that areoccurring in the lives of the people of Turkistan and the struggle they are carryingout to survive and to attain their rights, as well as the punishments for those peoplewho committed crimes; these crimes as well as those of the Chinese occupier havebeen inflicted against these people, be they in Turkistan or outside of Turkistan,and now they are being exposed to the world, in particular after the latest eventsin Urumqi. The stances of state leaders like Mr. Recep Tayyip Erdogan, the PrimeMinister of Turkey and Mr. Bulent Arinc, the Deputy Prime Minister are the bestwitnesses to this fact; they must be followed by others. The Turkish state shouldraise the issue of East Turkistan to the United Nations and the Security Council.The responsibility of the people of TurkistanFirst and foremost it is the responsibility of the people of Turkistan, inparticular the younger generation, to keep this matter on the public agenda; inorder to do this there are a number of things that must be taken care of, including:- Education, in all subjects and at all levels; without science and education noperson in the world can be free. The Chinese occupation is still trying to keep ourpeople in the darkness of ignorance, keeping them away from the fields of science,particularly religious and modern sciences. There is no hope for us to be free fromthe occupation without the weapons of science and education.- Using the media to define our just case in international forums, and to defineit at local and institutional levels; in this way we will be able to win internationalsupport.- The economy is important as it is a lifeline for freedom; the people of Turkistanhave tremendous wealth in their country, but this has been looted by the Chinesefor the past 6 decades; there are a great deal of resources and a great potentialawaiting to benefit our cause. For example, there are Turkistan endowments inArabic and Muslim countries. There have to date been no instances of these beingimplemented for the sake of Eastern Turkistan.591


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUM- We must intensify efforts to identify the cause of Turkistan to embassies andto human rights groups, as well as to international and Islamic organizations sothat they will adopt our case and put pressure on China, forcing it to respect therights of the Muslims in Turkistan.- We must intensify efforts to reveal the crimes that have been committed aspart of the occupation of China, a country that is trying with all its might to hidethese transgressions from the world.The strategy to be adopted by the people of Turkistanto claim their rightsThe people of Turkistan have never ceased in their struggle to be relieved ofthe Chinese occupation of their country; they have sacrificed their blood, as wehave seen in the events July 5, 2009. Thousands of women and elderly men facedthe Chinese war machines.For nearly a hundred years we have tried every means and all methods toattain freedom; despair has not found its way into our hearts and in this way wecan move forward. As the Libyan hero Omar Mukhtar’s famously said: “We area people who will not give up, we either die or win.” There are those who believein armed resistance, and others who believe in peaceful struggle; everyone has theright to believe what they will. But it is essential that a long-term strategy plan isdevised; the dimensions of this issue are enormous, from all aspects.The options for resolving the problem of TurkistanThere are various options and possible ways to attain our legitimate rights;at the present moment I exclude the option of armed resistance due to the lackof balance between the occupying forces and the people of Turkistan. The onlyoption we have is peaceful resistance in all forms:- We must withstand the enemy on our land.- We must fight against the policy of genocide that is embodied by the birthcontrol program.592


East Turkistan: The Road to Freedom and the Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi Semseddin- We must withstand Chinese displacement and not allow people to beintegrated in our midst.- We must struggle against the policy of neglecting higher education in allareas.- We must stand against the policy of exclusion by facing the Chinesewherever they are.- We must withstand the policy of division by joining forces.- We must withstand the policy of disclosure by sealing up the breaches.A very important point is contained in the historical and geographical name(East Turkistan) of our country. Names like (Uyghuristan) or (Xinjiang), whichare used by others, unfortunately are foreign and are abused by the occupation;these are in no way acceptable.I would like to mention another important point; the Uyghur WorldCongress, chaired by our leader Mrs. Rabia Kader, first appeared as the NationalConference of East Turkistan in 1992 and since then has been merged with someother movements, and thus has changed its name completely; this was a strategicmistake.Reasons for the collapse of ChinaWhoever has studied the domestic situation of China knows the truth aboutChina’s strengths and is aware that it will likely soon disintegrate and break upinto seven separate countries, which according to one Chinese researcher, are:East Turkistan, Tibet, Taiwan, Manchuria, Inner Mongolia, Hong Kong andMacao.- The rate of unemployment, which is a worry for China, will have reachedmore than 250 million people, and this causes a huge gap between the rich andthe poor.- Moral corruption, the disintegration of the family and bribery are widespreadthroughout the country and threaten the cohesion of China; bribery has becomea major issue.593


FREEEAST TURKISTAN SYMPOSIUMChinese goods are recognized as shoddy and second-rate; despite this theyhave spread throughout the world. However, due to the poor quality manycountries now refuse to buy products from China; this has had a negative impacton the Chinese economy, and will be greater in the long term. It is important tounderstand that China has created an identity of an oppressor of economy; theeconomy will inevitably collapse because there are a billion and a half peopleliving here who are not satisfied with the policies of Communist rule. Moreover,more than 80% of Chinese people are living under the poverty line.After a brief review of what the people of Turkistan have been subjectedto in their home territory, in what is essentially an attempt to erase them fromexistence via occupation, there are three basic dimensions of the problem that wecan refer to:First: There is a serious violation of human rights in Turkistan by the Chineseauthorities and the Han settlers.Second: The human rights situation in Turkistan threatens the fate of thepeople and their future in their own territory.Third: The Chinese are responding to claims by the people of Turkistan’ oftheir fundamental rights with great cruelty; the whole world has now witnessedthese practices.However, we are the true owners of this land, we have lived under occupationfor 60 years, and we are a people who are at odds with the Chinese, religiously,linguistically, and culturally; moreover, our land lies outside the walls of Chinaand we have withstood China’s policy that has tried to eliminate us from thisarea during this period. It is our natural right to claim complete freedom andthe right to self-determination; we do this by raising the issue of East Turkistanin the corridors of the United Nations and the Security Council. It must berecognized that freedom will not come easily; it will not be overnight, but wemust continue to work diligently and faithfully, for tens or even hundreds of years,until we have empowered our religion, our era and our land. First and foremost webelieve in God and the laws of the land and we believe that we will prevail againstour enemies with patience and with endeavor, working together to achieve ourobjectives, as God Almighty expresses in the verses:594


East Turkistan: The Road to Freedom and the Right to Self-Determination / Sirajeddin Azizi Semseddin“O ye who believe! Persevere in patience and constancy; vie in such perseverance;strengthen each other; and fear Allah. That ye may prosper.” (Al-Ìmrán: 200)“Truly Pharaoh elated himself in the land and divided its people into sections,depressing a group among them: their sons he slew, but he kept alive their females: forhe was indeed an evil- doer.And We wished to be Gracious to those who were being depressed in the land, tomake them leaders (in faith) and make them heirs,To establish a firm place for them in the land, and to show Pharaoh, Hámán andtheir hosts, what they were dreading from them”. (Al-Qasas: 4-6)“Alif. Lám. Mím.Do men think that they will be left alone on saying, “We believe”, and that they willnot be tested?We did test those before them, and Allah will certainly know those who are truefrom those who are false”. (Al-Ankabut: 1-3).595


BİYOGRAFİLERBIOGRAPHIES


Alim, Abdulsalam Abdulgani1973 yılında Doğu Türkistan-Hoten’de dünyaya gelmiştir. Pakistan-İslamabad’da bulunan Uluslararasıİslam Üniversitesi’nde lisans eğitimini,ardından İslam hukuku ve hukukalanında yüksek lisansını tamamlamıştır.Ana dili olan Uygurcanın yanı sıraÖzbekçe, Urduca, Arapça ve İngilizcebilmektedir. Avustralya vatandaşı olanAbdulgani, 2000 yılından bu yanaGüney Avustralya İslam Koleji’ndeKur’an-ı Kerim, Arapça, İslami ilimlerve karşılaştırmalı dinler tarihi derslerivermektedir. Aynı zamanda imamlık dayapan Abdulgani, ayrıca Güney Avustralyaİslam Topluluğu’nda ve AvustralyaDoğu Türkistan Derneği’nde başkanyardımcısı olarak görev almaktadır.Alim, Abdulsalam AbdulghaniAbdulsalam Abdulghani was bornin 1973, Hotan, East Turkistan. He hascompleted his bachelor degree, and hismasters in Shariah & Law (LL.B &LL.M Shariah & Law) in InternationalIslamic University Islamabad, Pakistan.Mr. Abdulghani who is citizen ofAustralia, speaks Uzbek, Urdu, Arabicand English besides his mother tongueUighur language. He gives lectureson Quran, Arabic language, IslamicStudies and Religion (comperativestudy of religions) in Islamic Collegeof South Australia. Mr. Abdulghaniis also a religious leader (Imam), vicepresident of Islamic Society of SouthAustralia and vice president of EastTurkistan Australian Association.599


Tseten Samdup Chhoekyapa, TibetRuhani Lideri Dalay Lama’nınCenevre-İsviçre’deki temsilcisidir. Ailesi1959 yılında Tibet’ten ayrılmakzorunda kalan Chhoekyapa, Nepal’debir Tibet mülteci kampında doğmuştur.1991 yılında New York Universityof Columbia’nın gazetecilik bölümündenmezun olmuştur. 1985 ve 2000 yıllarıarasında, sürgündeki Tibet hükümetiadına sırasıyla Dharamsala, Hindistanve Londra’da çalışmıştır. 2000 ve2007 yılları arasında Londra’daki birtelefon şirketinde pazarlama müdürüolarak çalışmıştır. Nepal, Hindistan,ABD ve İngiltere’de yaşamıştır. 2008yılının Mart ayında, Tibet Ruhani LideriDalay Lama’nın temsilcisi olarakatanmıştır.Tseten Samdup Chhoekyapa isthe Representative of His Holinessthe Dalai Lama based in Geneva,Switzerland. He was born in a Tibetanrefugee camp in Nepal when hisparents escaped from Tibet in 1959.He has lived in Nepal, India, USA,England and Switzerland.He graduated from School ofJournalism University of Columbia inNew York in 1991.From 1985 to 2000, he workedfor the Tibetan Government in exilestarting in Dharamsala, India and thenin London. From 2000 to 2007, he wasa marketing manager at the mobilephone company in London.In March 2008, he was appointedas His Holiness the Dalai Lama’sRepresentative.600


1970 yılında doğmuştur. Lisans eğitiminiMarmara Üniversitesi GazetecilikBölümü’nde tamamladıktan sonra,yüksek lisans ve doktorasını yine aynıüniversitede Siyasi Tarih ve Uluslararasıİlişkiler bölümünde Ortadoğu ve Suriyealanında yapmıştır. Ortadoğu konusundaaraştırmaları, tercümeleri ve çok sayıdamakaleleri bulunan Ahmet Emin Dağ’ın“Suriye, Bilad-i Şam’ın Hazin Öyküsü”adlı bir de kitabı bulunmaktadır. Arapçave İngilizce bilen Dağ, “Yahudi Dini”,“Yahudi Tarihi” (Israel Shahak), “İsrail’deYahudi Köktenciliği” (Israel Shahak veNorton Mezvinsky) ve “Amerika ve Siyasalİslam” (Fawaz Gerges) isimli kitaplarıTürkçeye çevirmiştir. İslam coğrafyasınınfarklı bölgeleri ile ilgili araştırmalaryapan Dağ, hâlen İHH İnsani YardımVakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarakgörev yapmaktadır. Ahmet Emin Dağ,evli ve iki çocuk babasıdır.Ahmet Emin Dag was born in1970. He obtained BSc in Journalismat Marmara University, Istanbul. Hecompleted his MA and PhD degreesin Political History and InternationalRelations on the fields of Middle East andSyria. Ahmet Emin Dag has publishednumerous researches, translations andarticles about the Middle East. He haspublished a book called “Suriye: Bilad-iŞam’ın Hazin Öyküsü” and translatedseveral books like “Jewish History”,“Jewish Religion: The Weight of ThreeThousand Years” (Israel Shahak), “JewishFundamentalism in Israel” (Israel Shahakand Norton Mezvinsky), “America andPolitical Islam: Clash of Cultures orClash of Interests” (Fawaz Gerges). Mr.Dag who make different researches onthe different regions of Islamic World,is currently executive board member ofIHH Humanitarian Relief Foundation.He is married with two children.601


1964 yılında Çin’in Gansu eyaletininLanzhou şehrinde dünyaya gelmiştir.1986’da Çin’de tıp fakültesindenmezun olan Ekrem, 1991 yılına kadarbir hastanede ortopedi bölümündedoktor olarak çalışmıştır. HacettepeÜniversitesi Tarih Bölümü’nde 1995yılında yüksek lisansını, 2003 yılındada doktorasını tamamlamıştır. 2006-2007 yılları arasında Tayvan’ın Ching-Yun Üniversitesi Orta Asya AraştırmalarıEnstitüsü’nde yardımcı doçentolarak görev yapmış ve 2008’de doçentlikunvanı almıştır. 1999 yılındanbu yana Hacettepe Üniversitesi TarihBölümü’nde görev yapmaktadır. Tariharaştırmalarının yanı sıra uluslararasıilişkiler alanıyla da ilgilenmektedir.Assoc Prof Erkin Ekrem was bornin 1964, Lanzhou, Gansu province ofChina. Mr. Ekrem who was graduatedfrom faculty of medicine in China,1986 had worked as a doctor in thedepartment of orthopedy in a hospitalsince 1991. He completed his graduatedegree in 1995, and his PhD in 2003 inthe department of history, HacettepeUniversity. Between the years of 2006-2007, he served as assistant professor,and in 2008 assumed the title ofassociate professor in the GraduateInstitute of Central Asian Studies,Ching-Yun University, Taiwan. Mr.Ekrem has been working since 1999 inthe department of history, HacettepeUniversity. He deals with the fieldof international relations as well ashistory studies.602


1962 yılında Doğu Türkistan’ınKaşgar şehrinde dünyaya gelmiştir. İlkve orta öğrenimini Kaşgar’da tamamladıktansonra Çin-Pekin Merkezî MilletlerÜniversitesi Azınlık Dilleri veEdebiyatları Fakültesi, Uygur Dili veEdebiyatı Bölümü’nden mezun olmuştur.1992’de Ankara Üniversitesi’ndeÇağdaş Türk Lehçeleri ve EdebiyatlarıBölümü’nde yabancı uzman öğretimgörevlisi olarak göreve başlamıştır.Aynı üniversitede Sosyal Bilimler EnstitüsüTürk Dili ve Edebiyatı Ana BilimDalı’nda “Uygur Halk Destanları”yüksek lisans tezini ve ardından “DoğuTürkistan Uygur Ağızları” başlıklı doktoratezini tamamlamıştır. Çeşitli ulusalve uluslararası bilimsel toplantılardabildiriler sunmuş olan Emet’in çeşitlikonularda yayımlanmış kitapları bulunmaktadır.Erkin Emet, 1994 yılından buyana T.C. vatandaşıdır.Assist Prof Erkin Emet was born inKashgar city of East Turkistan in 1962.He has completed his primary andhigher education in Kashgar and hisBA degree in the department of UighurLanguage and Literature, CentralUniversity for Nationalities in China-Beijing. In 1992, he started to serve asinternational expert academician in thedepartment of Modern Turkic Dialectsand Literatures, Ankara University.At the same university, Mr. Emetcompleted his graduate degree in thedepartment of Turkish Language andLiterature, Institute of Social Science,and his PhD by the thesis of “DoğuTürkistan Uygur Ağızları”. Mr. Emetwho has presented variety kinds ofnotifications in several national andinternational scientific meetings, hasmany published books. Erkin Emethas been Turkish citizen since 1994.603


Prof. Dr. Dru C. Gladney, ABD’deCalifornia Pomona College’de Pacific BasinInstitue başkanlığını yürütmekte veaynı üniversitede antropoloji profesörüolarak görev yapmaktadır. Doktora sonrasıHarvard Üniversitesi, The Universityof Southern California, Cambridge KingsCollege ve Princeton the Institute for AdvancedStudy’de öğretim üyeliği görevlerindebulunmuştur. Gladney CNN veçeşitli medya kanallarında haber yorumculuğuyapmaktadır. Asya kıtası ile ilgilifarklı konularda kaleme aldığı dört kitabıve çok sayıda akademik makalenin yanı sırakatkıda bulunduğu kitap çalışmaları vardır.Gladney’in son kitabı Dislocating China’dır.Gladney’in eserleri Çince, Japonca, Rusça,Arapça, Türkçe ve Almancaya çevrilmiştir.Soros Vakfı, Ford Vakfı, Dünya Bankası,Getty Müzesi, Asya Kalkınma Bankası,ABD Ulusal Bilimler Akademisi, EuropeanCenter for Conflict Prevention,BM Mülteciler Yüksek Komiserliği veUNESCO’da danışmanlık görevlerindebulunmuştur.Prof Dru C. Gladney is President ofthe Pacific Basin Institute, and professor ofanthropology at Pomona College. Gladneyhas held faculty positions and postdoctoralfellowships at Harvard University;The University of Southern California;Kings College, Cambridge, and theInstitute for Advanced Study, Princeton.Gladney is a frequent commentator onCNN and other news media. He is theauthor of four books and more than 50academic articles and book chapters ontopics spanning the Asian continent. Mr.Gladney’s most recent book is “DislocatingChina”. Gladney’s publications have beentranslated into Chinese, Japanese, Russian,Arabic, Turkish and German. He has beena consultant to the Soros Foundation,Ford Foundation, World Bank, GettyMuseum, Asian Development Bank,National Academy of Sciences, EuropeanCenter for Conflict Prevention, U.N. HighCommission on Refugees, and UNESCO.604


Adapazarı doğumlu olan CihatGökdemir ilk ve ortaöğrenimini buradatamamlamıştır. Ardından İstanbulÜniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisanseğitimi almıştır. 1999 yılında İstanbul’daserbest avukatlık yapmaya başlayanGökdemir, halen ulusal ve uluslararasıpek çok şirket ve kurumun hukuki danışmanlığınıve avukatlığını yürütmektedir.Çeşitli sivil toplum kuruluşlarınaüye olan ve bir kısmında yönetim kuruluüyeliği görevlerinde bulunan Gökdemir,hâlen MAZLUMDER İstanbulŞube başkanlığını yürütmektedir.Atty Cihat Gokdemir was born inSakarya, Turkey. He completed his BAdegree in the Faculty of Law, IstanbulUniversity. Mr. Gokdemir who hasstarted to serve as freelance attorneysince 1999, conducts legal counsellingand attorneyship of several eminentnational and international institutions.He holds membership of executiveboard for some NGOs. Currently heserves as president of MAZLUMDERIstanbul Branch Office.605


Lisans eğitimini Hacettepe ÜniversitesiTarih Bölümü’nde, yüksek lisansını yineaynı bölümde Amerika’da, University ofWisconsin-Madison’da tamamlamıştır. Doktorasınıise Bilkent Üniversitesi Uluslararasıİlişkiler Bölümü’nde, “Kazak MilliyetçiliğininDoğuşu ve Bağımsız Kazakistan: Rus-Sovyet Politikalarına Yönelik Millî ReaksiyonlarınBir Tarihi” başlıklı teziyle yapmıştır.Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkilerBölümü’nde araştırma görevlisi ve ÇankayaÜniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’ndeyardımcı doçent olarak görev yapan Hakim,hâlen İzmir Üniversitesi Uluslararası İlişkilerBölümü’nde yardımcı doçentlik görevini sürdürmektedir.Siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler,medeniyetler tarihi, inkılap tarihi, OrtaAsya ve Kafkaslar politikası, Rusya politikasıve Kazakça gibi dersler vermiştir. Çeşitli ulusalve uluslararası dergilerde makaleleri yayımlananMeryem Hakim, ayrıca çok sayıdauluslararası bilimsel toplantıda tebliğ sunmuşve konferanslar vermiştir. İngilizcenin yanısıra Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Türkmenceve Tatarca bilmektedir.Dr Meryem Hakim completed herbachelor degree in the department of history,Hacettepe University, and her graduatedegree in the same department, University ofWisconsin-Madison, USA, and hold her PhDwith the thesis of “Kazak MilliyetçiliğininDoğuşu ve Bağımsız Kazakistan: Rus-SovyetPolitikalarına Yönelik Millî ReaksiyonlarınBir Tarihi”. Mrs. Hakim who worked asresearch assistant in the department ofInternational Relations, Bilkent University,and assistant professor in the departmentof International Trade, Cankaya University,is still working as assistant professor in thedepartment of International Relations, IzmirUniversity. She gave lectures of politicalscience, international relations, history ofcivilizations, revolution history, the policy ofMiddle Asia and Caucasia, Russian policyand Kazakh language. Besides all these,Mrs. Hakim whose articles were publishedin many national and international journals,made speech in variety of internationalsymposium and gave lectures. She can speakKazakh, Kyrgyz, Uzbek, Turkoman and Tatarlanguage besides English.606


1937 yılında Mısır-Gize’de dünyaya gelmiştir.1961’de Kahire Üniversitesi’nde hukukeğitimini tamamlamıştır. Siyasi düşünce, modernİslam, İslam ve Arap dünyasının meselelerikonularında ihtisaslaşmıştır. “ŞuurunSahteliği”, “Mısır Bir Çözüm İstiyor”, “Kur’anve Otorite”, “İçeriden İran”, “Taliban: YanlışSavaştaki Allah’ın Askeri”, “Eksik Dindarlık”,“Çin’de İslam” adlı belli başlı çalışmalarınınyanı sıra çeşitli konularda kaleme aldığı toplamyirmi farklı eseri bulunmaktadır. Hüveydiayrıca, Mısır’ın yanı sıra sekiz farklı Arap ülkesindekigazetelerde haftalık makaleler yazmaktadır.“Sovyetler Birliği’nde İslam”, “BatıAfrika’daki Müslümanlar”, “Bosna’daki direniş”ve “İslam’ın Yahudileri” gibi çalışmaları mevcuttur.Ulusal Arap Konferansı Genel Sekreterliküyeliği (Beyrut), Ulusal İslam Konferansıüyeliği (Beyrut), Çağdaş Müslümanlar YönetimKurulu Üyeliği (Kahire), Müslüman ÂlimlerBirliği Mütevelli Heyeti üyeliği (Katar) görevleribulunmaktadır. 1985’ten günümüze kadarsürdürdüğü tam zamanlı yazarlığın yanı sıra,gençlik döneminden itibaren sırasıyla el-Ehramgazetesinde gazeteci (Mısır), el-Arabi dergisindeeditörlük (Kuveyt), Arabiyye dergisinde yayıngrubu başkan yardımcısı (Amerika) olarakgörev almıştır. 2008’de el-Ehram gazetesindeneş-Şuruk gazetesine geçmiştir ve çalışmalarınıburada sürdürmektedir.Fahmi Howeidi was born in Gizah-Egypt,1937. He completed his bachelor degree inthe Faculty of Law in Cairo University. Mr.Howeidi specialized on political thinking,contemporary Islam, Islam and the issue ofArab world. He has published books over 20.Mr. Howeidi also writes weekly articles foreight different newspapers in Arabic countriesbesides Egypt. He has variety of studiessuch as Islam in Soviet Union, Muslims inWestern Africa, Resistance in Bosnia andJewish of Islam. He is currently the memberof General Secretary of International ArabConference (Beirut), the executive boardmember of Modern Muslims (Cairo), theboard member of International Union forMuslim Scholars (Qatar). Besides his fulltime writing since 1985, Mr. Howeidi hasbeen working since his young days in turn asJournalist for Al-Ahram newspaper (Egypt),as Editor for Al-Arabi (Kuwait), as ViceChairman of Publishing Commitee for Al-Arabiyyah magazine (USA). He have passedfrom Al-Ahram to Al-Shorouk newspaperwhere he is still carrying his writings.607


1961 yılında Ürdün’ün kuzeyindeki İrbitşehrinde doğan Dr. Ekrem Hicazi, Filistinasıllı bir Ürdün vatandaşıdır. TunusÜniversitesi’nde Toplum Psikolojisi ve Sosyolojilisansını bitirmiş, yine aynı üniversitedeSosyoloji yüksek lisans ve doktorasınıtamamlamıştır. 2000-2005 yılları arasındaYemen’deki Taiz Üniversitesi’nde Sosyolojive Edebiyat fakültelerinde öğretim görevlisiolarak görev yapmış ve yine aynı üniversitedenEğitim ve Akademik Çalışma Başarıve Deneyim Sertifikası almıştır. Yazarlıkve araştırmacı-gazetecilik görevlerinin yanısıra Al-Moraqeb adlı sosyal araştırmalar sitesindeyöneticilik yapmıştır. Keşif kamplarıidare ve düzenlemesinde, ayrıca basın-yayın,Dr. Ekrem Hicazi was born in 1961,Irbit, Jordan. He is Palestine origined Jordancitizen. He completed his BA degree inthe department of Social Psychology andSociology, Tunis University. Between theyears of 2000-2005, he served as academicmember in the Faculties of Sociology andLiterature in Yemen. Besides his authorshipand investigative journalism, he workedas director in social studies web site Al-Moraqeb. Mr. Hicazi who was granted theaward for his journalism and communicationsciences, is specialized on administrationand organization of discovery camps andeditörlük ve yazı sanatları alanında uzmanolan Hicazi’nin sosyal ve siyasi hareketlerkonusunda araştırmaları bulunmaktadır.Hâlihazırda ise “İslam âleminde selefi cihatfenomeni” konusunda çalışmaktadır. 2005 yılındanbu yana tüm zamanını İslam dünyasıdavalarıyla ilgili ilmî araştırmalar ve yazı çalışmalarıiçin ayırmaktadır. Çeşitli gazetelerde,akademik ve ilmî dergilerdeki yazılarınınyanı sıra sosyoloji, siyaset ve hukuk alanlarındaçok sayıda araştırması yayımlanmıştır.Yeni kurulan ve merkezi Kuveyt’te bulunanMüslüman Aydınlar Konseyi’nin kurucuüyesi de olan Dr. Ekrem Hicazi, evli ve beşçocuk babasıdır.also on the fields of press and publication,editorship and the art of writing. Mr. Hicazihas some researches on the subjects ofsocial and political movements. Currentlyhe is specializing on the phenomenon ofSalafi Jihad in Islamic World. Since 2005,he has been doing scientific researches andwriting about the problem of Islamic world.Alongside of his published articles, in manynewspaper, academic and scientific journals,he also has several published researches, onthe fields of sociology, diplomacy and law. DrEkrem Hicazi is married with five children.608


1962’de Doğu Türkistan’ınTurpan’ın Çatkal köyünde dünyaya gelmiştir.1984 yılında Çin-Pekin’de bulunanMerkezî Milletler Üniversitesi’ninAzınlık Dilleri ve Edebiyatları FakültesiUygur Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndenmezun olduktan sonra, 1989 yılına kadarPekin’deki Milletler Neşriyatı’ndatercüman ve redaktör olarak görevyapmıştır. 1989’da Türkiye’ye gelmiş ve1992 yılında Ege Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü Türk Dili ve EdebiyatıBölümü Türk Halkbilimi (Folklor)Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını,1995 yılında da doktorasını tamamlamıştır.1994 yılında Türkiye Cumhuriyetivatandaşlığına kabul edilmiştir. EgeÜniversitesi Türk Dünyası AraştırmalarıEnstitüsü’nde 2007 yılından bu yanaprofesör olarak görev yapan İnayet, evlive iki çocuk babasıdır.Prof Alimcan Inayet was bornin Chatkal village of Turpan city,East Turkistan, 1962. When he wasgraduated from the Faculty of theLanguage and Literature of Minoritiesin Central University for Nationalities,Beijing, China, then he worked astranslator and editor till 1989 inNations Publications which is alsoin Beijing. Mr. Inayet has come toTurkey after 1989, and completed hisgraduate degree in the departmentof Turkish Language and Literature,Turkish Ethnology, Institute of SocialScience, Ege Univeristy in 1992, andalso in 1995, he received his doctorate.Mr. Inayet was confered citizenship ofTurkish Republic in 1994. He has beenserving as professor in the Institute ofTurkish World Studies, Ege Universitysince 2007. He is married with twochildren.609


Kuzey Çin’in Şandong eyaletindedünyaya gelen Dr. Yang Jianli, 20 yaşındaPekin Üniversitesi’nden mezun olmuştur.Çin Komünist Parti bünyesinde hızlayükselirken, komünist sistemde şahit olduğuyozlaşma nedeniyle hayal kırıklığınauğramış ve ABD University of California,Berkeley’de matematik alanında akademikkariyer yapmak amacıyla Çin’denayrılmıştır. 1989 yılında, 26 yaşındayken,Tiananmen Meydanı’nda demokrasi içingösteri yapan meslektaşlarını desteklemeküzere Pekin’e gitmiş ve burada Çin tanklarıylayapılan katliama şahitlik etmiştir.Tutuklanmaktan son anda kurtulan Jianli,Amerika’ya geri dönerek demokrasi alanındaeğitim almıştır. 2002 yılında HarvardÜniversitesi’nde siyaset ekonomisidoktorasını tamamladıktan sonra, KuzeyÇin’deki büyüyen işçi eylemlerini incelemeküzere ülkesine geri dönmüş ancakcasusluk ithamlarıyla tutuklanarak beş yılhapis cezasına çarptırılmıştır. 2007 yılındaözgürlüğüne kavuşan Jianli, evli ve iki çocukbabasıdır.Dr Yang Jianli was born in ShandongProvince in northern China and graduatedfrom Beijing Normal University at theage of 20. While he was a rising star in theChinese Communist Party, Jianli quicklybecame disenchanted by the corruptionand duplicity he witnessed in the communistsystem. He left China to pursue acareer in Mathematics at U.C. Berkeley. In1989, at the age of 26, he went to Beijingin support of their counterparts in Chinawho were demonstrating for democracy inTiananmen Square. He arrived in time towitness the massacre of thousands by theguns and tanks of the Chinese army. Henarrowly escaped capture and returnedto the United States himself to studyingdemocracy. In 2002, after completing hisDoctorate in Political Economy at Harvard,Dr Yang returned to study the growinglabor unrest in northern China. Hewas arrested and sentenced to five yearsimprisonment for “spying”. Dr Yang whowas freed in April of 2007, is married withtwo children.610


1953’te Mısır’da doğmuştur. Türkdili ve araştırmaları üzerine ihtisasınıtamamlamış, daha sonra da modernTürk tarihi alanında özel ihtisasyapmıştır. 1973’te Aynü’ş-ŞemsÜniversitesi’nde Doğu Dilleri ve AraştırmalarıBölümü’nde başladığı asistanlıkgörevinin ardından, aynı üniversitede1978’de yardımcı doçent, 1983’tedoçent ve 2001’de de profesör unvanınıalmıştır. 2006 yılından bu yana Aynü’ş-Şems Üniversitesi’nde Doğu Dilleri veAraştırmaları Bölüm Başkanlığı göreviniyürütmektedir. Tercüme ettiği yirmiyiaşkın yayımlanmış eseri bulunmaktadır.Ayrıca çeşitli konularda onlarca makalesive bilimsel çalışmaları bulunanMahluf, çok sayıda yerel ve uluslararasıkonferansa katılmıştır.Prof Majeda Mahluf was born in1953, Egypt. She studied on Turkishlanguage and specialized on modernTurkish history. In 1973, Mrs. Mahlufstarted to serve as an assistant and in1978 she assumed the title of assistantprofessor in 1983, associate professorin 1983 and professor in 2001 in thedepartment of Eastern Language andResearches, Ain Shams University.Mrs. Mahluf has been serving as headof Eastern Language and Researchesdepartment since 2006. She hasvarious articles and scientific worksin different subjects and publishedbook translations. Mrs. Mahluf haveparticipated to many national andinternational conferences.611


1969 yılında Sivas’ta dünyaya gelmiştir.İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktansonra 1985 yılında Marmara ÜniversitesiHukuk Fakültesi’ne başlamıştır. 1989-1995 yılları arasında özel sektörde bilgiişlemservislerinde çalışmış ve çeşitli şirketlerdeyöneticilik yapmıştır. 1996-1999yılları arasında serbest avukatlık yaan Sönmez,aynı yıllarda İnsan Hakları ve Mazlumlarİçin Dayanışma Derneği (MAZ-LUMDER) İstanbul Şubesi’nde çeşitlikomisyonlarda görev almış, 1999 yılındafiili avukatlık görevini bıraktıktan sonra ise2004 yılına kadar aynı dernekte yöneticilikgörevinde bulunmuştur. Gülden Sönmez,2004 yılında İHH İnsani Yardım Vakfı’ndaaktif olarak görev yapmaya başlamıştır. İnsanhakları alanında ulusal ve uluslararasıbirçok çalışmada görev alan Sönmez’in,yine bu alanda yayımlanmış bir kitabınınyanı sıra çok sayıda raporu ve makalesi bulunmaktadır.Çeşitli sivil toplum kuruluşlarınadernekler hukuku alanında gönüllühizmet vermiştir. Hâlen MAZLUMDERGenel Başkan Yardımcılığı ve İHH İnsaniYardım Vakfı’nda Yönetim Kurulu üyeliğigörevlerine devam etmektedir.Atty Gulden Sonmez was born in1969, Sivas, Turkey. She completed herBA degree in the Faculty of Law, MarmaraUniversity. Between the years of 1989-95,Mrs. Sonmez who worked in IT departmentsof some private institutions, alsoserved as a director for several companies.In the years of 1996-99 she worked as freelanceattorney, and assigned in variety ofcommissions for MAZLUMDER (HumanRights and Solidarity Association forOppressed People). In 1999, Mrs. Sonmezresigned her actual attorneyship and servedas director for MAZLUMDER till2004 when she started to work actively forIHH Humanitarian Relief Foundation.Mrs. Sonmez who worked in national andinternational organizations in the field ofhuman rights, has a published book, numerousreports and articles on human rights.She served voluntarily for many NGOsabout associations law. Mrs. Sonmez currentlyholds the vice presidency of MAZ-LUMDER and executive membership ofIHH Humanitarian Relief Foundation.612


Ataullah Şahyar, 1966 yılındaDoğu Türkistan’ın Şayar ilçesinde dünyayagelmiştir. İlk ve ortaöğrenimi ileyüksek öğrenimini Doğu Türkistan’datamamlamıştır. 1998’de Marmara ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’ndehadis bilimi dalında yüksek lisansını,2002 yılında ise yine aynı üniversitedeve aynı dalda doktorasını tamamlamıştır.1995 yılından bu yana İstanbul’dayaşayan Ataullah Şahyar, evli ve iki çocukbabasıdır.Ataullah Sahyar was born in1966, Shayar, East Turkistan. He hastaken his bachelor degree alongwithhis primary and secondary educationin East Turkistan. He has completedhis graduate degree in 1998 and hisPhD in 2002, on the field of Hadithin Institute of Social Science, MarmaraUniversity. Mr. Sahyar who has beenliving in Turkey since 1995, is marriedwith two children.613


1965 yılında Doğu Türkistan’dadünyaya gelmiş, ilk ve orta öğreniminiburada tamamlamıştır. Pakistan- İslamabad’da bulunan İslamÜniversitesi’nde Arapça Bölümü’ndelisans eğitimi almıştır. Daha sonraCidde Radyosu’nun Türkistan bölümündespiker ve tercüman olarak çalışmayabaşlamıştır. 16 yıldır bu görevinedevam etmektedir. Çeşitli kitap tercümelerininyanı sıra Arap dergilerindeDoğu Türkistan’daki Müslümanlarındurumu ile ilgili çok sayıda makaletercümesi de yayımlanmıştır. Arapça,Uygurca, İngilizce, Urduca ve Türkçebilen Siraciddin Azizi, evli ve dört çocukbabasıdır.Sirajiddin Azizi Semseddinwas born in 1965, East Turkistanwhere he finished his primary andhigher education. He completed hisundergraduate degree in the departmentof Arabic Language, InternationalIslamic University, Islamabad, Pakistan.Mr. Semseddin has been working for16 years as speaker and translatorinterpreterin the Turkistan part ofRadio Jeddah. Besides his several booktranslations, he has many publishedarticle translations in Arabic journalsabout the case of Muslim EastTurkistani people. Mr. Semseddin whospeak Arabic, English, Turkish, Urduand Uyghur languages, is married withfour children.614


1964 yılında Afganistan’ın başkentiKabil’de dünyaya gelmiştir. Ailesi 1961yılında Doğu Türkistan’dan ayrılarakAfganistan’a göç etmiştir. Onların daaralarında bulunduğu 350 civarındakiDoğu Türkistanlı, 1965 yılında BMMülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıve T.C. Bakanlar Kurulu kararı ile iskânlıgöçmen olarak Kayseri’ye yerleştirilmiştir.Seyit Tümtürk tahsilini Kayseri’detamamlamıştır. 1989 yılında Kayseri’dekurulan Doğu Türkistan Kültür ve DayanışmaDerneği’nin ve ayrıca 1992’deİstanbul’da kurulan Doğu TürkistanMillî Kurultayı’nın kurucu üyesidir.2002 yılında Doğu Türkistan Kültür veDayanışma Derneği’nin genel başkanlığınaseçilmiştir. 2002 yılında ayrıca, 18ülkeden 26 teşkilatın bir araya gelerekoluşturduğu ve alanında en yetkili organolan Dünya Uygur Kurultayı’nınkuruluşunda Türkiye sorumlusu seçilmiştir.2005 yılında İstanbul’da kurulanDoğu Türkistan Maarif ve DayanışmaDerneği’nin kurucularındandır. SeyitTümtürk, yine 2006 yılında Dünya UygurKurultayı’nın başkan yardımcılığıgörevine seçilmiştir. Bir kamu kuruluşundaçalışan Tümtürk, evli ve beş çocukbabasıdır.Seyit Tumturk was born in1964, Kabil-Afghanistan. His familyemigrated from East Turkistan toAfghanistan 1961. Through theagency of UNHCR and the decision ofTurkish Republic Council of MinistersMr. Tumturk’s family and 360 EastTurkistani people were settled asemigrants with housing in Kayseri,Turkey in 1965. He has completed hiseducation in Kayseri. He is the foundermember of East Turkistan Culture andSolidarity Association in 1989, Kayseriand East Turkistan National Congressin 1992, Istanbul. He had been electedas General President of East TurkistanCulture and Solidarity Association,and as charged member of Turkey forthe establishment of World UyghurCongress which is organized by 18countries and 26 organizations, andknown as the most compotent body inthe field in 2002. Mr. Tumturk is themember of the founders’ commitee ofEast Turkistan Maarip and SolidarityAssociation which is founded in 2005,Istanbul. He has been elected as vicepresident of World Uyghur Congress in2006. Mr. Tumturk, currently workingin a public institution, is married withfive children.615


Ahmet Faruk Unsal was bornin Diyarbakir, in 1963. He hadhis bachelor degree in mechanicalengineering in Istanbul TechnicalUniversity. He actively participatedin organizations advocating humanrights. He was assigned for Spokesmanand Vise Chairman in MonitoringHuman Rights Commitee. He waselected Member of Parliament to theTurklish Grand National Assembly in2002. He has several published articles1963 yılında Diyarbakır’da doğmuştur.1985 yılında İTÜ Sakarya MühendislikFakültesi’nden makine mühendisiolarak mezun olmuştur. Meslekiçalışmalarının yanı sıra insan haklarıalanında faaliyet gösteren kuruluşlardada çalışmalara katılan Ünsal’ın çeşitligazete ve dergilerde, siyasi konulardave insan hakları konularında yazıları vearaştırmaları yayımlanmıştır. 2002 yılındayapılan genel seçimlerde Adalet veKalkınma Partisi’nden Adıyaman milletvekiliseçilmiştir. TBMM İnsan Haklarınıİnceleme Komisyonu’nda sözcüve başkan vekili olarak görev yapan AhmetFaruk Ünsal, aynı zamanda NATOParlamentosu’nda Türkiye’yi temsil etmiştir.İHH İnsani Yardım Vakfı’ndayönetim kurulu üyeliği görevinde bulunmuştur.Şu anda MAZLUMDER genelbaşkanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.Dünyanın birçok yerinde heminsani yardım hem de insan hakları alanlarındaçalışmalar yürütmektedir. Evli veiki çocuk babasıdır.and researchs on political issues andhuman rights in various newspapersand journals. He was the representativeof Turkey to NATO ParliamentaryAssembly. Currently, he is a memberof the Administrative Board in IHHHumanitarian Relief Foundation andgeneral president of MAZLUMDEROrganization for Human Rights andSolidarity for Oppressed People. He ismarried with two children.616


İzzeddin el-Verdani, 1985 yılındaZagazig Üniversitesi PsikolojiBölümü’nden mezun olarak edebiyatlisansını tamamlamıştır. 1989’da İslamAraştırmaları Enstitüsü’nde, 1998’de deAsya Araştırmaları Enstitüsü’nde eğitimalmıştır. 2002’de “1760-1949 YıllarıArasında Doğu Türkistan DavasınınGelişmesi” adlı tezi ile Asya AraştırmalarıEnstitüsü’nde yüksek lisansınıtamamlamıştır. 2007’de ise yine aynıenstitüde “1949-2002 Yılları ArasındaKomünist Çin Yönetimi AltındakiDoğu Türkistan” adlı tezi ile felsefedoktorasını tamamlamıştır.Izzeddin el-Vardani has completedhis BA degree in the Department ofPyschology, Zagazig University, 1985.He is certified by the Institute ofIslamic Researches in 1989, and by theInstitute of Asian Researches in 1998.Mr. el-Vardani finished his graduatedegree in 2002, by the thesis of “TheDevelopment of East Turkistan Issuebetween the years of 1760-1949” in theInstitute of Asian Researches wherehe also completed his PhD in 2007,by the thesis of “East Turkistan underthe mandate of Communist ChineseGovernment between the years of1949-2002”.617


1961 yılında doğmuştur. Lisans eğitiminiİstanbul Üniversitesi Kamu YönetimiBölümü’nde tamamladıktan sonrayine aynı üniversitede yüksek lisansını ve“Panislamizm-Sömürgecilik Işığında Türkistan,1856-1922” adlı doktora teziyle dedoktorasını yapmıştır. Ayrıca Amerika’daNew York Üniversitesi’nde OrtadoğuÇalışmaları Bölümü’nde de doktora çalışmasıbulunmaktadır. 1987-1996 yıllarındaBaşbakanlık Devlet Arşivleri GenelMüdürlüğü’nde arşiv uzmanı olarak çalışanYalçınkaya, Sakarya Üniversitesi Uluslararasıİlişkiler Bölümü’nde bulunduğuyardımcı doçentlik ve doçentlik görevininardından, yine aynı üniversitede 2007 yılındanbu yana profesör ve aynı zamandabölüm başkanı olarak görev yapmaktadır.Dış politika, bölgesel dış politika, uluslararasıhukuk ve uluslararası ilişkiler bilimdallarında uzmanlaşmıştır ve kürsüsündebu dallarda dersler vermektedir. Çoğunluğuuluslararası ilişkiler alanında olmaküzere 10’un üzerinde kitabı ve çeşitli bilimseldergilerde makaleleri yayımlanmışolan Yalçınkaya, ayrıca ulusal ve uluslararasıçok sayıda bilimsel toplantıda bildirilersunmuştur.Prof Alaeddin Yalcinkaya was born in1961. He completed his bachelor degreein the department of public administration,Istanbul University. Then, at the sameuniversity, he also held his graduate degreeand PhD by the thesis of “Panislamizm-Sömürgecilik Işığında Türkistan, 1856-1922”. Additionaly, he has studied in theDepartment of Middle East Studies, NewYork University in USA. Mr. Yalcinkayawho worked in Directorate General ofPrime Ministry State Archives as archivistbetween the years of 1987-1996, has beenworking as professor besides being head ofInternational Relations Department in SakaryaUniversity since 2007. He has studiedon the disciplines of foreign policy, regionalforeign policy, international law and internationalrealitions, and gives lectures onthese fields. Mr. Yalcinkaya has more than10 books which are mainly on internationalrelations and his articles were published inmany scientific journals. He also presentedstatements in veriety national and internationalscientific meetings.618


Photosfotoğraflarphotos


PhotosDilşat Sultan (1783-1825)Doğu Türkistan hükümdar ailesinden Hoca Cihan’ın eşidir. Eşi ile birlikte esir edilerek Pekin’e götürüldü. Eşiöldürüldü, Çin imparatorunun evlenme teklifini reddetmesi üzerine şehit edildi.Dilşat Sultan is the wife of Hodga Cihan from the ruling family of East Turkisten. She and her husband were takenprisoner and sent to Pekin. Her husband were killed and she herself was also martyred since she rejected the marriageproposal of the Chinese emperor.621


Doğu Türkistan Cumhuriyeti Millî Ordusu’na sancak verilmesi töreni.08.04.1945 Azatlık Meydanı/GulcaA military ceremony, National Army of the Republic of East Turkisten08.04.1945 Azatlık Square/Gulja622


Photos1930’lu yıllarda kurtuluş mücadelesine katılan Türk mücahitlerTurkish freedom fighters taking role for the independence movement in 1930’s623


Doğu Türkistan istiklal savaşı ve Hoten inkılabı önderleriEast Turkisten independence war and the leaders of Hotan revolution624


Photosİsa Yusuf Alptekin(1901-1995)Doğu Türkistan hürriyetmücadelesinin liderlerindenOne of the leaders of EastTurkisten independencemovementMehmet Emin Buğra(1904-1965)Âlim, tarihçi - yazar. Hotenmillî inkilabı liderindenScholar, historian - writer.One of the leader of Hotannational revulation625


İnfaz edilen Doğu TürkistanlılarEast Turkistani people before the execution626


PhotosÇin’in idam ettiği Doğu TürkistanlılarEast Turkistani people before the execution627


Bir genç - KaşgarA young man from Kashgar628


PhotosCamilere girişi yasak olan çocuklar dışarıda namaz kılıyor - KaşgarThe children, forbidden to enter into the mosque, is praying outside - Kashgar629


Doğu Türkistan’ın önemli şehirlerinden Turpan’dan bir görüntüA view from Turpan, one of the most important city in East Turkistan630


PhotosEkmek fırınından bir görüntü - HotenA view from bakery in Hotan631


Gündelik yaşam ve çocuklar - KaşgarDaily life and children - Kashgar632


PhotosHoten’de bir ekmek fırınıA bakery in Hotan633


Doğu Türkistan’da geçmişten günümüze eğitimEducation from the past to today in East Turkistan634


Photosİdgah Camii - KaşgarId Gah Mosque - Kashgar635


İp eğiren bir kadınA yarn spinning woman636


PhotosKaşgar’da gündelik yaşamDaliy life in Kashgar637


Kaşgar’dan bir görünümA view from Kashgar638


PhotosPazar günü çarşıya giden Uygur hanımlar - KaşgarUighur women going to bazaar in Sunday - Kashgar639


Pazar pazarı - KaşgarThe Sunday bazaar - Kashgar640


PhotosUrumçi’den bir görünümA view from Urumqi641


Uygur çocuklar pazarda satış yapıyor - KaşgarUighur children selling in bazaar - Kashgar642


PhotosUygur hanımlar - KaşgarUighur women - Kashgar643


Uygur takkesi satan bir dükkânA shop selling Uighur caps644


PhotosYöresel ürünlerin satıldığı bir tezgâhA stall in bazaar selling regional crops645


5 Temmuz olayları akabinde UrumçiUrumqi just after the 5 July events646


PhotosTemmuz olaylarından iki gün sonra,Çin polisi Uygurlara müdahale ediyorChinese policemen interfering Uighursafter two days from 5 July events647


5 Temmuz olaylarından sonra Çin tarafından yargılananve idama mahkûm edilen gençlerYoung Uighurs tried and sentenced to death by China after5 July events648


Photos5 Temmuz olaylarından sonra UrumçiUrumqi after 5 July events649


5 Temmuz Urumçi olaylarından bir görüntüA view of the 5 July Urumqi events650


PhotosCuma namazı akabinde gösteri yapanUygurlara polisin müdahalesiThe Chinese policemen interfering the Uighurs,demonstrating after Friday Prayer651


Çin işgaline karşı bir protesto eylemiA demonstration against to Chinese occupation652


PhotosUrumçi, Eylül 2009Urumqi, September 2009653


5 Temmuz olayları sırasında polisin müdahalesiPolice intervention during the 5 July events654


Photos5 Temmuz olaylarının duvardaki yankısıThe reflection of the 5 July events on the wall655


هۆرشهرقىي تۈركىستانسۆهبهت يىغىنى


كىتاب ئىسمى:‏هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىنهشىرگه تهييارلىغۇچى:‏İHH تهتقىقات نهشرىيات ئىشخانىسىتههرىرلهر:‏تۈركچه تههرىرى:‏ ئۇممۇخان ئۆزكانئۇيغۇرچه تههرىرى:‏ سابىرجانئىنگلىزچه تههرىرى:‏ جېن لۇئىس كاندۇرمۇقاۋا لايىهىلىگۈچى:‏ Artworksبهتچىك:‏يالچىن يونجالىك/‏ Revizyonيانفون:‏ 0507 348 37 80ئېلخهت:‏ revizyon@gmail.comباسما جىلد:‏ Mavi Ofsetتېلېفون:‏ (0212) 549 25 302010 يىل 3 ئاي،‏ 1 بېسىلىشىISBN: 978-975-00610-9-7


مۇندەرىجهمۇقهددىمه 7شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى ئۆتكۈزۈلۈشنىڭسهۋەبى/‏ ئادۋۇكات ف.‏ بۈلهنت يىلدىرىم 9I. مهجلىسشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئۆتمۈشى ۋە بۈگۈنى 11بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستان/‏ پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت 13شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە31خىتاي ئىشغالىيىتى/‏ پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىنكىشهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ نهزىرىيه ۋە سىياسهتلىرىگه قارشى57تهنقىدىي تهتقىقات/‏ در.‏ ئهكرەم هىجازىي 1095 ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان/‏ سېيىت تۈمتۈرك ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى تىبهت مهسىلىسىنى ههلقىلىش ئۇسۇلى/‏ تسېتېن سامدۇپ چوئېكياپا 135شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان149مۇستهقىللىق كۆرەشلىرى/‏ مهريهم هاكىم ‏(ق)‏ .II مهجلىس163شهرقىي تۈركىستاندىكى ههق هوقۇق دەپسهندىچىلىكى شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان165يولسىزلىقلار/‏ در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار 177مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى ئۇيغۇرلار/‏ پروف.‏ در.‏ ماجىدە ماخلۇف شهرقىي تۈركىستان:‏ ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە189ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرى/‏ ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى ئالىم


شهرقىي تۈركىستاندىكى ئىرقىي ۋە دىنىي211ئايرىمىچىلىق/‏ ئههمهد فارۇق ئۈنسال .III مهجلىسخهلقئارالىق تهشكىلاتلارنىڭ رولى ۋە خىتاينىڭ ئىسلاهاتقا225قارشى تىركىشىشى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا227تۈركىيه ۋە ئىسلام دۆلهتلىرى/‏ ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ خهلقئارادا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر237تهشۋىقات مهسىلىسى/‏ دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت شهرقى تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي249تهشكىلاتلار/‏ ئادۋۇكات گۈلدەن سۆنمهز 275ئۈچ خىتاي/‏ در.‏ ياڭ جيهنلى .IV مهجلىس293شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچهك تهسهۋۋۇرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى295ئۈستىدە ئويلىنىش/‏ دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولى:‏ شهرقىي311تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى تهسهۋۋۇرى/‏ در.‏ ئىززۇددىن ئهلۋەردانى 319شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى/‏ فههمى هۇۋەيدى شهرقىي تۈركىستان:‏ هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق325يولىدا/‏ سىراجىددىن ئهزىزى تهرجىمىهاللار 579


l^ËÁj-]


o÷^n÷]


مۇقهددىمه١٨ ئهسىرنىڭ ئىككىنچى يېرىمىدىن ئېتىبارەن خىتاي قوشۇنى تهرىپىدىنپات پات ئىستېلا قىلىنغان،‏ ١٩٤٩ يىلى پۈتۈنلهي بېسىۋېلىنغان ۋە ١٩٥٥ يىلى خىتاينىڭ ئاپتونوم رايونى ئېلان قىلىنغان شهرقىي تۈركىستانهېلىمۇههم ئىشغالىيهت ئاستىدا تۇرماقتا.‏ تارىخىي تۈركىستان تۇپراقلىرىدا،‏قهشقهردە،‏ ئۈرۈمچىدە،‏ تۇرپاندا ئىنسانىيهتكه قارشى جىنايهت ئۆتكۈزۈلمهكته.‏٦١ يىلدىن بۇيان،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىدەپسهندە قىلىنماقتا.‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ پىلانلىق هالدا ئاققۇن كۆچۈرۈپچىقىشى تۈپهيلىدىن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئۆز ۋەتىنىدە يۇرتتىن يۇرتقاكۆچۈپ يۈرۈشكه ۋە چهتئهاللهرگه هىجرەت قىلىپ چىقىپ كېتىشكه زورلانماقتا.‏مهجبۇرىي يۈرگۈزۈلىۋاتقان پىلانلىق تۇغۇت سىياسىتى ئارقىلىق تۇغۇلۇشئالدىدىكى بالىلارنىڭ مهجبۇرىي چۈشۈرۈۋېتىش؛ روزا تۇتۇش،‏ مهسجىد جامهلهرگهكىرىشنى مهنئى قىلىش؛ ئوقۇ ئوقۇتۇش،‏ خىزمهتكه ئورۇنلىشىش ۋە سههىيهخىزمهتلىرىدىن پايدىلىنىشقا چهكلىمه قويۇش؛ هاشارغا سېلىش،‏ سۈرگۈنقىلىش،‏ قولغا ئېلىش ۋە بىگۇناه ئاممىنى تۈرمىگه سولاش دېگهندەك قىلمىشلارشهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۈچۈن كۈندىلىك تۇرمۇشنىڭ بىر پارچىسىغائايلىنىپ قالدى.‏نهسىلدىن نهسىلگه بېسىم ئاستىدا ياشاۋاتقان بىر خهلقنىڭ هېكايىسى،‏ خهلقئارامۇناسىۋەتنىڭ رېئال سىياسىتى ‏(بولغان شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى)‏ تهتۈرتهشۋىقات ۋە بۇرمىلاپ كۆرسىتىش تۈپهيلى دۇنيا جامائهتچىلىكىگه يېتهرلىكدەرىجىدە تونۇلمايۋاتىدۇ.‏بۇ كىتاب،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى تارىختىن بېرى دۇچ كېلىۋاتقان قانۇنسىزقىلمىشلارنى پاش قىلىش؛ شهرقىي تۈركىستاننى ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ تهپتىشخىزمىتىگه ئېچىش؛ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههق ۋە ئادالهتنى چىقىشقىلغان هالدا ههل قىلىنىشى ئۈچۈن دۆلهتلىك،‏ ئاممىۋىي،‏ يهرلىك ۋە خهلقئارالىقئورگان تهشكىلاتلارنى بۇ خىزمهتكه داخىل قىلىشنى مهقسهت قىلغان ‏«هۆرشهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى»نىڭ ماقالىلىرىن تهركىپ تاپقان.‏ تۈركچه،‏ئىنگىلىزچه،‏ ئۇيغۇرچه ۋە ئهرەبچه تىللىرىدا تهييارلانغان ماقالىلارنىڭ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشى ۋە شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىئۈچۈن پايدىلىق بولۇشىنى چىن دىلىمىزدىن ئۈمىد قىلىمىز.‏7


ئادۋۇكات،‏ فههمى بۈلهنت يىلدىرىمİHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى باش رەئىسىشهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۆتكۈزۈلۈشىنىڭ سهۋەبىشهرقىي تۈركىستان گېئوپولىتىكىلىق ئورنى،‏ نېفىت،‏ ئالتۇن،‏ ئۇران ۋە كۆمۈرگهئوخشاش مول يهر ئاستى بايلىق مهنبهسى بىلهن ههر دائىم ئهتراپىدىكى دۆلهتلهرنىڭجهلپ مهركىزى بولۇپ كهلدى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهبىئىي بايلىقلىرىنىتالان تاراج قىلىش،‏ قهتلىئام،‏ ئىرقىي ۋە دىنىي ئاسىمىلاتسىيه،‏ ئىنسان ههقلىرىدەپسهندىچىلىكى قاتارلىق قىلمىشلىرى بىلهن دۇنيا كۈنتهرتىپىدىن ئورۇن ئېلىپكېلىۋاتقان خىتاي هۆكۈمىتى،‏ تۈركىستان ههقىقىتىنى دۇنيا جامائهتچىلىكىدىنيوشۇرۇش ئۈچۈن ههرخىل چارىلهرنى قوللانماقتا ۋە بۇنىڭ ئۈچۈن ئۇچۇر ئاخباراتۋاسىتىلىرىنى قاتتىق كونترول قىلىپ،‏ تۈركىستاننى تاشقى دۇنيادىن پۈتۈنلهيئايرىم تۇتۇۋاتماقتا.‏خىتاي هاكىمىيىتى ئېلىپ بارغان ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرىخهلقئارا ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىنىڭ دوكلاتلىرى ۋە شهرقىيتۈركىستانلىقلار تهرىپىدىن دۇنيا جامائهتچىلىكىگه يهتكۈزۈلگهن مهلۇماتلارئارقىلىق پاش قىلىنىپ تۇرۇۋاتىدۇ.‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۈزلۈكسىز قهتلىئامئېلىپ بېرىپ،‏ خهلق قىرغىنچىلىقى كهلتۈرۈپ چىقىرىۋاتىدۇ،‏ ئىشغالىيىتىئاستىدا ياشاۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا قارىتىلغان خالىغانچه تۇتۇپسولاش،‏ قىيىن قىستاق،‏ سوتسىز ئىجرا ۋە ئۆلۈم جازاسى،‏ مهجبۇرىي ئوپىراتسىيه،‏تۇغماسلىق ئوپىراتسىيهسى،‏ سۈرگۈن،‏ دىنىي تهلىم ۋە ئىبادەتنى مهنئى قىلىش،‏ئاممىۋىي خىزمهتلهردىن پايدىلىنىشقا چهك قويۇش،‏ ئهيدىس ۋە باشقا يۇقۇملۇقكېسهللىكلهرنىڭ تارقىتىلىشى،‏ ئهرزان پۇلغا مهجبۇرىي ئىشلىتىش،‏ ئىشلىتىشئۈچۈن يۇرتلىرىدىن سۈرگۈن قىلىش،‏ ساياههت ۋە پائالىيهت ئهركىنلىكىنىچهكلهش،‏ ئۇچۇر ئالاقىگه توسالغۇلۇق قىلىش قاتارلىق دەپسهندىچىلىكلهرنىشهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۈچۈن تۇرمۇشنىڭ بىر پارچىسىغا ئايلاندۇرۇپ قويدى.‏شهرقىي تۈركىستان تېمىسى خىتاينىڭ ههقسىز سىياسهتلىرى سهۋەبىدىنئىچكى مهسىله كاتېگورىيهسىدىن چىقىپ،‏ پۈتۈن ئىنسانىيهتنىڭ ئورتاقمهسىلىسىگه ئايلاندى.‏ شۇڭا تۈركىيه ۋە تۈركىي جۇمهۇرىيهتلىرى باشچىلىقىدىكىپۈتۈن دۇنيانىڭ ئاممىۋىي ۋە دۆلهتلىك ئورگانلىرى،‏ پارلامېنتلار،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلار،‏خهلقئارالىق مههكىمىلهر،‏ ب د ت ۋە شۇنىڭغا ئوخشىغان خهلقئارالىق قۇرۇلۇشلارخىتاي زۇلمىغا قارشى ئۆز مهسئۇلىيىتىنى ئادا قىلىشى لازىم.‏ شهرقىي تۈركىستانزېمىنى ب د ت تهرىپىدىن تونۇلغان زېمىن.‏ ب د ت بىخهتهرلىك كومىتېتى خىتاينىڭ9


رەت قىلىش سالاهىيىتىگه قارىماي،‏ ئېزىلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان خهلقىگهيان بېسىشى ۋە خىتايغا قارشى بېسىم ئىشلىتىشى كېرەك.‏ ئۈرۈمچى قاتارلىقكرىزىس يۈز بېرىۋاتقان شهههرلهر دەرهال دۇنيا جامائهتچىلىكى ۋە خهلقئارانىڭتهپتىشىگه ئېچىلىشى،‏ بۇ شهههرلهرگه ئىنسانىي ياردەمنىڭ يهتكۈزۈلۈشى ئۈچۈنيول ئېچىلىشى لازىم.‏ يۇقىرىدا تىلغا ئېلىپ ئۆتۈلگهن مېخانىزمىلار قارارلىرىداخىتاي بىلهن ئىقتىسادىي ۋە سىياسىي مۇناسىۋىتى بار دۆلهتلهرنىڭ پوزىتسىيىسىئېنىق ۋە بهلگىلهش خاراكتېرلىق بولۇشى لازىم.‏ چۈنكى بۇ پوزىتسىيه بىر تارىخىيمهسئۇلىيهتنىڭ ئىشارىتى.‏خىتاي يولغا قويۇۋاتقان ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرى،‏ بولۇپمۇ،‏ياشاش ههققى ۋە ئىبادەت ئهركىنلىكىگه قويۇلغان چهكلىمىلهر ئىسلام دۇنياسىدامهسئۇلىيهت ئېڭىنىڭ شهكىللىنىشىگه سهۋەب بولماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىنىڭ خىتاي بىلهن بولغان ئىقتىسادىي ۋە تىجارىي ههمكارلىققا قۇربانقىلىنىشى مۇسۇلمان خهلقنىڭ ۋىجدانىنى قايناتماقتا.‏ شۇڭا ئىسلام دۆلهتلىرىنىڭرەهبهرلىرى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ههققىدە كۈچلۈك بىرلىك قۇرۇشىلازىم.‏ ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتى دەرهال يىغىلىپ،‏ تهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهرنىڭۋە دۇنيانىڭ خىتاي بىلهن سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي مۇناسىۋەتلىرىنى شهرقىيتۈركىستانلىقلارنىڭ ههق ۋە هۆررىيهتلىرىنى قوغداشنى ئاساس قىلغان هالدا قايتاكۆزدىن كهچۈرۈپ چىقىشى كېرەكلىكىنى تهلهپ قىلىشى لازىم.‏ خىتاي هۆكۈمىتىئىسلام دۇنياسىدىكى ئىقتىسادىي بازارغا بهكمۇ موهتاج.‏ يهنه بىر تهرەپتىن ئېيتقاندا،‏بۇ جهرياندا قولغا كهلتۈرۈلىدىغان نهتىجىلهر ئىسلام بىرلىكى ئۈچۈنمۇ مۇهىمباسقۇچ هېسابلىنىدۇ.‏تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى ئىسلام دۆلهتلىرىنى ههرىكهتدۈرەلىگۈدەك ئىمكانىيهت ۋەكۈچكه ئىگه.‏ خىتاي بىلهن بولغان ههر تۈرلۈك سىياسىي ئىقتىسادىي ههمكارلىقشهرقىي تۈركىستاندا ياشاۋاتقان خهلقنىڭ ههق ۋە هۆررىيهتلىرىنى قوغداشنىچىقىش قىلغان هالدا ئېلىپ بېرىشى ۋە شهرقىي تۈركىستان ئۈچۈن كۆزەتكۈچىسالاهىيىتىنى داۋاملاشتۇرۇشى كېرەك.‏خهلقئارا مېخانىزمىلارنىڭ ئۆز رولىنى يوقىتىپ قويغانلىقى ۋە خهلقئاراقانۇننىڭمۇ دەرتلهرگه داۋا بولالمايدىغانلىقى چۈشهنچىسى،‏ دۇنيا تېنچلىقىغا تههدىتسېلىۋاتقان يادرو قوراللاردىنمۇ خهتهرلىك.‏ بۇ ‏”سۆهبهت يىغىنى“نى ئىنسانىيمهسئۇلىيهتكه ئىگه بولۇش سۈپىتىمىز بىلهن،‏ بىزچه پۈتۈن ئىنسانىيهتنىڭ ئورتاقمهسىلىسى دەپ قارالغان شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل بولۇشى ئۈچۈنتېگىشلىك ههسسىمىزنى قوشۇش مهقسىتىدە ئورۇنلاشتۇردۇق.‏ قهيهردە ۋە كىمبولۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ ئىنسانلارنى موهتاج ۋە مهزلۇم هالغا چۈشۈرۈپ قويغان بارلىقسىياسهتلهرنىڭ ئىنسانىيهتكه قارشى ئۆتكۈزۈلگهن جىنايهت ئىكهنلىكىنى جاكارلاشبىلهن بىرگه،‏ بارلىق هاكىمىيهتلهرنى تېگىشلىك چارە قوللىنىشقا ۋە ئادالهتنىڭئورنىتىلىشى ئۈچۈن بارلىق كۈچىمىزنى ئوتتۇرىغا قويۇشقا چاقىرىق قىلىمىز.‏10


I. مهجلىسشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئۆتمۈشى ۋە بۈگۈنىرىياسهتچى:‏ ئههمهت فارۇق ئۈنسال• پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت:‏ ئهگه ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ تۈركىيه• پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا:‏ ساكاريا ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ تۈركىيه• در.‏ ئهكرەم هىجازى:‏ تهتقىقاتچى يازغۇچى،‏ ئىئوردانىيه• سېيىت تۈمتۈرك:‏ دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى مۇئاۋىن رەئىسى،‏ تۈركىيه• تسېتېن سامدۇپ چوئېكياپا:‏ تىبهت روهانىي داهىيسى دالاي لامانىڭۋەكىلى،‏ شۋېتسىيه• در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى(ق):‏ ئىزمىر ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ تۈركىيه


پروفېسسور دوكتور ئالىمجان ئىنايهتتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانبىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستان. ١ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىسمىشهرقىي تۈركىستان خىتايلار بىلجىرلىغاندەك ئهزەلدىن بېرى خىتاي تۇپرىقىئهمهس،‏ بهلكى تۈركلهرنىڭ يۇرتىدۇر.‏ خىتايلار ١٨٨٤ يىلىغىچه بۇ زېمىننى ‏”غهربىييۇرت“‏ دېگهن مهنىگه ئىگه “xiyü” دەپ ئاتاپ كهلگهنىدى.‏ “xiyü” يهنى ‏”غهربىييۇرت“‏ خاس ئىسىم ئهمهس،‏ بهلكى ئومۇمىي ئىسىم بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىمۇئۆز ئىچىگه ئالغان ئوتتۇرا ئاسىيا زېمىنىنىڭ كۆپلىگهن جايلىرىنى كۆرسىتىپبېرىدۇ.‏ ١٨٨٤ يىلىدىن ئېتىبارەن،‏ خىتايلار بۇ زېمىننى ‏”يېڭى مۇستهملىكه“‏دېگهن مهنىگه ئىگه “xinjiang” ئىسمى بىلهن ئاتاپ،‏ ‏«ئهزەلدىن بېرى خىتايزېمىنى»‏ دەپ تۇرۇۋالغان بۇ رايوننى ئۆزلىرىنىڭ ئىشغال قىلىۋالغانلىقىنى ئېتىراپقىلماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ غهرب هۆججهتلىرىدىكى ئىسمىغا كهلسهك،‏‏”شاهنامه“گه كۆرە،‏ مىلادىدىن بۇرۇنقى دەۋرلهردە تۈركلهر ياشىغان يهرلهر ‏”تۇران“‏دەپ ئاتىلاتتى.‏ مىلادى ٧ ئهسىردىن كېيىن،‏ ‏”تۇران“‏ ئىسمى ئهرەب ۋە فارسمهنبهلىرىدە ‏”تۈركىستان“غا ئۆزگهرتىلدى.‏ ماركو پولونىڭ ‏”ساياههتنامه“سىدەشهرقىي تۈركىستان رايونى ‏”بۈيۈك تۈركىيه“‏ دەپ ئاتالغان.‏ تۇرپان تېكىستلىرىگهكۆرە،‏ ئۇيغۇرلار ئۆزلىرى ياشىغان بۇ جايلارنى ‏”ئۇيغۇر ئېلى“‏ دەپ ئاتىغان.‏ بهزىدە‏”ئۇيغۇرىستان“‏ دېگهن ئاتالغۇنىمۇ ئۇچرىتىپ قالىمىز.‏ ‏”بۈيۈك تۈركىيه“‏ دېگهنمهنىگه ئىگه ‏”ئۇلۇغ تۈركىستان“نىڭ غهربىي قىسمى ١٩ ئهسىرنىڭ ئىككىنچىيېرىمىدا رۇسلار تهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغاندىن كېيىن،‏ شهرقته قالغان قىسمى‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ دەپ ئاتىلىشقا باشلىدى.‏. ٢ ئۇيغۇرلارنىڭ مىللىي كىملىكىشهرقىي تۈركىستاندا ياشاۋاتقان ئۇيغۇرلارنىڭ ههم ئېتنىك مهنبهسى ههم13


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمهدەنىي كىملىكى جهههتتىن تۈرك ئىكهنلىكى مۇنازىرە تهلهپ قىلمايدىغانههقىقهتتۇر.‏ ئورخۇن ئابىدىلىرىدە بىلگه قاغان:‏ ‏«توققۇز ئوغۇز مېنىڭ قهۋمىم ئىدى»‏دەيدۇ.‏ توققۇز ئوغۇزلارنىڭ ئۇيغۇرلار ئىكهنلىكى ههممىگه ئايان.‏ ١٠ ئهسىردە ياشاپئۆتكهن داڭلىق تهرجىمان سىڭقۇ سهلى تۇتۇڭ ‏”ئالتۇن يارۇق“نى خىتايچىدىنئۇيغۇرچىغا تهرجىمه قىلغاندا،‏ ئۇيغۇر تىلىنى ‏”تۈرك تىلى“،‏ ‏”تۈرك ئۇيغۇر تىلى“‏دەپ ئاتىغانىدى.‏ مههمۇد قهشقىرىنىڭ ‏”تۈركىي تىللار دىۋانى“‏ ناملىق ئهسىرىدەئۇيغۇرلارنىڭ تۈرك ئىكهنلىكى ههققىدە نۇرغۇن بايان تېپىلىدۇ.‏ ئهمما خىتايلار بۇتارىخىي ههقىقهتنى قوبۇل قىلمايدۇ،‏ ههتتا بۈگۈنكى زاماندا ‏”تۈرك مىللىتى“‏ ۋە‏”تۈرك“لهرنىڭ مهۋجۇد ئهمهسلىكىنى ئىلگىرى سۈرىدۇ.‏ ئۇلارغا كۆرە،‏ تۈركلهر تاڭسۇلالىسىنىڭ ئاخىرقى يىللىرىدا تارىخ بېتىدىن ئۆچۈپ كهتكهن بولۇپ،‏ بۈگۈنكى‏”تۈرك“‏ ۋە ‏”تۈرك مىللىتى“‏ ئاتالغۇلىرى پانتۈركىستلهر تهرىپىدىن ئويدۇرۇپچىقىرىلىپ،‏ ئوتتۇرىغا قويۇلغان.‏ خىتايلار ئۇيغۇرلارنىڭ تۈرك ئىكهنلىكىنى قوبۇلقىلمىغانلىقى ئۈچۈن،‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ دېگهن جۇغراپىيىلىك ئاتالغۇنىمۇرەت قىلماقتا.‏ خىتايلارنىڭ بۇ سۆزلىرى ۋە پوزىتسىيىسى پۈتۈنلهي سىياسىيخاراكتېرلىك بولۇپ،‏ ههرگىزمۇ ههقىقهتنى ئهكس ئهتتۈرمهيدۇ.‏. ٣ بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانتارىخىي يىپهك يولىنىڭ مۇهىم قىسمىنى ئۆز ئىچىگه ئالغان شهرقىيتۈركىستان ئىسلامىيهتتىن بۇرۇن شامان،‏ هىندى ۋە غهرب يۇنان مهدەنىيىتىنىڭكېسىشمه نۇقتىسى ئىدى.‏ ئۇيغۇرلارنىڭ ١٠ ئهسىردىن ئېتىبارەن مۇسۇلمانبولۇشى بىلهن،‏ ئىسلام،‏ بۇددا ۋە خرىستىئان مهدەنىيهتلىرى بىرلىشىدىغان مهركهزگهئايلاندى.‏بۇ مهدەنىي مۇهىتنىڭ تهسىرى بىلهن،‏ ئۇيغۇرلار ئۆز يۇرتلىرىدا ئۆزلىرىگه خاسمهدەنىيهت ياراتقان بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستان تىل،‏ دىن،‏ ئهدەبىيات ۋە سهنئهتساههلىرىدە تۈرك مىللىي مهدەنىيىتىنىڭ بۆشۈكى بولۇپ قالدى.‏ مهزكۇر مهدەنىيمۇهىت تۈرك مهدەنىيهت تارىخىدا تۇنجى يېزىق ئهدەبىياتىنىڭ،‏ تۇنجى يازماقانۇننىڭ ۋە تۇنجى كىتاب باسما تېخنىكىسىنىڭ ئوتتۇرىغا چىقىشىغا تۈرتكهبولۇپ،‏ مههمۇد قهشقىرى،‏ يۈسۈپ خاس هاجىب،‏ خوجا ئههمهد يهسهۋىي قاتارلىق ئۇلۇغشهخسلهرنىڭ يېتىشىپ چىقىشىغا ۋە ١٢ مۇقامدىن ئىبارەت ئالهمشۇمۇل ئهسهرنىڭ14


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانمهيدانغا كېلىشىگه ۋەسىله بولدى.‏ ئىنسانىيهت تارىخىنىڭ مۆجىزىلىرىدىن بىرىدەپ قارالغان كارىز مهدەنىيىتى،‏ يهنى يهر ئاستى سۇ قاناللىرى مانا بۇ رايوندا بهرپاقىلىندى.‏ئۇيغۇلار ‏(كۆچمهن هاياتتىن)‏ ئولتۇراقلىشىپ ياشاش هاياتىغا ئۆتكهن مىڭيىلدىن ئارتۇق تارىخىدىن بېرى مىسلى كۆرۈلمىگهن دەرىجىدە ‏”كهڭ قورساقلىقهازارىتى“‏ ياراتقان بولۇپ،‏ هېچبىر يات هازارەتنى پهقهتلا ياتسىرىمىدى.‏ ئاۋۋالشامان،‏ ئاندىن مانى،‏ ئاندىن خرىستىئان ۋە ئاخىرىدا ئىسلام دىنىنى قوبۇل قىلىپ،‏بۇ دىنلارنى مۇهاپىزەت قىلىپ كهلدى.‏ ٥ ۋە ٦ ئهسىرلهردە،‏ خوتهن،‏ كۇچار ۋە تۇرپانشهههرلىرى بۇددىزم مهدەنىيىتىنىڭ مۇهىم مهركهزلىرىدىن بىرى بولغان بولسا،‏٨ ۋە ٩ ئهسىرلهردە تۇرپان بۇددىزم،‏ مانىئىزم ۋە ناستۇرى خرىستىئانلىرىنىڭمۇهىم پائالىيهت مهركىزىگه ئايلاندى.‏ بۇددىزم ۋە مانىئىزم ئىدىئولوگىيىسىنىئهكس ئهتتۈرىدىغان ئهدەبىي ئهسهرلهر،‏ تهرجىمه ئهسهرلهر ۋە بۇددا ئىبادەتخانلىرىنىڭتاملىرىغا سىزىلغان رەسىملهر بۇ دەۋرنىڭ مههسۇلاتلىرىدۇر.‏ ١٠ ئهسىردىنئېتىبارەن،‏ قاراخانىيلار دۆلىتىنىڭ هۆكۈمدارى سۇتۇق بۇغراخاننىڭ ئىسلامىيهتنىقوبۇل قىلىشى بىلهن خهلق مۇسۇلمان بولدى.‏ قۇتادغۇبىلىگ ۋە تۈركىي تىللاردىۋانى قاتارلىق شاه ئهسهرلهر ئۇيغۇرلار مۇسۇلمان بولغاندىن كېيىنكى مهزگىللهردەئوتتۇرىغا چىقتى.‏ ههرخىل دىنلارغا بهكمۇ كهڭ قورساقلىق بىلهن مۇئامىله قىلىپكهلگهن ئۇيغۇرلار يات مهدەنىيهتلهرنىمۇ چهتكه قاقماي،‏ ئۆزلىرىگه مۇۋاپىق كۆرگهنههرقانداق مهدەنىيهتنى دەرهال ئۆزلهشتۈردى.‏ مهسىلهن،‏ ئهسلىدە كۆكتۈرك يېزىقىقوللانغان ئۇيغۇرلار كېيىنچه سوغدى ئېلىپبهسى ئاساسىدىكى ئۇيغۇر يېزىقىنى،‏ئۇندىن كېيىن چاغاتاي يېزىقى،‏ كرىل يېزىقى،‏ ئۇندىن كېيىن،‏ لاتىن ئېلىپبهسىقوللاندى.‏ هازىر بولسا،‏ ئهرەب ئېلىپبهسىنى ئاساس قىلغان ئۇيغۇر يېزىقىنىقوللانماقتا.‏ئۇيغۇرلار ئۆز مهدەنىيهتلىرىنى باشقا مىللهتلهرگىمۇ تارقاتقان بولۇپ،‏ چىڭگىزخانۋە ئوغۇللىرىغا خهت يېزىش،‏ مۆهۈر ‏(تامغا)‏ ئىشلىتىش،‏ دىپلوماتىيه ۋە دۆلهتتهشكىلىي ئاپپاراتى قاتارلىقلارنى ئۆگهتكهن.‏ شۇڭا چىڭگىزخاننىڭ مۇۋەپپىقىيهتقازىنىشىدا ئۇيغۇرلارنىڭ رولى ئىنتايىن چوڭ.‏ئۇيغۇرلار تارىخىدا ههرخىل دۆلهتلهر قۇرغان بولۇپ،‏ يۈسۈپ خاس هاجىبنىڭ‏”قۇتادغۇبىلىگ“‏ ناملىق ئهسىرىدە ئۇيغۇرلارنىڭ دۆلهت تهشكىلاتى ۋە رەهبهرلىك15


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئېڭى تولۇق ئهكس ئهتكهن.‏ تۈرك دۆلىتىنىڭ رەهبهرلىك ئېڭى ‏”يۇتۇۋېتىش،‏ يوققىلىۋېتىش“‏ ئهمهس،‏ بهلكى بۆرە بىلهن قوزا بىر قوتاندا بىلله ياشىيالايدىغان‏”ئاسراش ۋە قوغداش“‏ ئېڭى ئىدى . ١ئۇيغۇرلارنىڭ ئۆتمۈشتىن كۈنىمىزگىچه شهرقىي تۈركىستاندا قۇرغان دۆلهتلىرىمۇنۇلاردىن ئىبارەت:‏ئىدىقۇت ئۇيغۇر دۆلىتى:‏ ٨٥٦ يىلى مهڭلىك تېكىن ‏(ئۇلۇغ تهڭرىدە قۇت بولمىشئالپ كۈلۈگ بىلگه قاغان)‏ تهرىپىدىن قۇرۇلغان بۇ دۆلهت ١٣ ئهسىردىن ئېتىبارەنمۇڭغۇل ئىمپېراتورلۇقىنىڭ هامىيلىقىدا مهۋجۇدىيىتىنى داۋاملاشتۇردى.‏قاراخانىيلار دۆلىتى:‏ ١٠ ئهسىردە كۈل بىلگه قادىرخان تهرىپىدىن قۇرۇلغانبۇ دۆلهت سۇلتان سۇتۇق بۇغراخاننىڭ ئىسلامىيهتنى قوبۇل قىلىشى بىلهن تۈركتارىخىدىكى تۇنجى مۇسۇلمان دۆلهت بولۇش ئالاهىدىلىكىگه ئىگه بولۇپ،‏ ١٣ ئهسىردە قارا قىتانلار تهرىپىدىن ئاغدۇرۇۋېتىلدى.‏چاغاتاي دۆلىتى:‏ مۇڭغۇل هۆكۈمدارى چىڭگىزخاننىڭ ئىككىنچى ئوغلىچاغاتاي ۋە ئۇنىڭ ئهۋلادلىرى تهرىپىدىن قۇرۇلغان بۇ دۆلهت ١٥ ئهسىردە تار ماربولدى.‏سهئىدىيه يهركهن خانلىقى:‏ ١٦ ئهسىردە تۇغلۇق تىمۇرنىڭ نهۋرىلىرىدىنسهئىدخان تهرىپىدىن قۇرۇلغان بولۇپ،‏ ١٧ ئهسىرنىڭ ئاخىرىغىچه هۆكۈمسۈرگهن.‏خوجىلار دەۋرى:‏ سهئىدىيه خانلىقىنىڭ هاكىمىيىتى ١٧ ئهسىردە خوجىلارنىڭقولىغا ئۆتتى.‏ شۇندىن باشلاپ خوجىلار شهرقىي تۈركىستانغا ٧٧ يىل هۆكۈمرانلىققىلدى.‏قهشقهرىيه خانلىقى:‏ ١٨٦٨ يىلى ياقۇب بهگ تهرىپىدىن قۇرۇلغان بۇ دۆلهتئون يىل هۆكۈم سۈرگهن.‏ قهشقهرىيه هۆكۈمرانى ياقۇب بهگنىڭ تهلهپ قىلىشىۋە ئوسمانىيلار سۇلتانىنىڭ قوبۇل قىلىشى بىلهن بۇ دۆلهت ئوسمانىيلارئىمپېراتورلۇقىنىڭ هامىيلىقىغا ئېلىندى.‏ ١٨٧٧ يىلى ياقۇب بهگنىڭ ۋاپاتى‏(زەههرلهپ ئۆلتۈرۈلۈشى)‏ بىلهن خىتاي قوشۇنى بېسىپ كهلدى ۋە ١٨٧٨ يىلىشهرقىي تۈركىستاننى پۈتۈنلهي ئىشغال قىلىۋالدى.‏شهرقىي تۈركىستان ئىسلام جۇمهۇرىيىتى:‏ بۇ دۆلهت شهرقىي تۈركىستاندا يۈز16


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانبهرگهن مىللىي قوزغىلاڭ نهتىجىسىدە،‏ ١٩٣٣ يىل ١١ ئاينىڭ ١٢ كۈنى قۇرۇلغانبولۇپ،‏ خوجىنىياز هاجى جۇمهۇر رەئىسى ئىدى.‏ ١٩٣٤ يىلى رۇس خىتاي قوشۇنىبىرلىكته هۇجۇم قىلىپ،‏ بۇ دۆلهتنى ئاغدۇرۇپ تاشلىدى.‏شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى:‏ بۇ دۆلهت ١٩٤٤ يىل ١١ ئاينىڭ ١٢ كۈنى قۇرۇلغان بولۇپ،‏ ئهلىخان تۆرە جۇمهۇر رەئىسى ئىدى.‏ بۇ جۇمهۇرىيهتمۇ ١٩٤٩ يىلى خىتاي كوممۇنىستلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلىشى بىلهنتارىخ سههنىسىدىن ئۆچۈرۈپ تاشلاندى.‏بۈگۈنكى ‏”تۈركىستان مهسىلىسى“‏ دەپ ئاتالغان مهسىله خىتايلارنىڭ ١٩ ئهسىردە بۇ رايوننى ئىشغال قىلىۋېلىشى بىلهن تهڭ ئوتتۇرىغا چىققان بولۇپ،‏مىللهتچى خىتاي ‏(گومىنداڭ)‏ ۋە كوممۇنىست خىتاي هاكىمىيىتى مهزگىللىرىدەتېخىمۇ ئۇلغىيىپ،‏ بهكمۇ چىگىشلىشىپ كهتتى.‏. ٤ شهرقىي تۈركىستان خىتاي زېمىنىمۇ؟خىتايلار:‏ ‏«شىنجاڭ ‏(شهرقىي تۈركىستان)‏ ئهزەلدىن خىتاي زېمىنىدۇر»‏ دېگهنجۈملىنى ئۆزلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستاننى بېسىۋېلىشىنىڭ سهۋەبى قىلىپكۆرسهتمهكته.‏ خىتايلارنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا قهدەم قويۇشى خهن سۇلالىسىدەۋرىدە باشلانغان بولسىمۇ،‏ بۇ تامامهن يىپهك يولىنىڭ ئامانلىقىنى قوغداشمهقسىتىدە بولغانىدى.‏ خىتايلار بۈگۈن ئۇ دەۋرنىڭ مهركهزگه قاراشلىق ئىدارىيتهشكىلاتلىرى سۈپىتىدە تونۇشتۇرماقچى بولغان ئورگانلار ئهسلىدە يىپهك يولىئۈستىگه قۇرۇلغان ئامانلىق پۇنكىتلىرىدىن باشقا نهرسه ئهمهس ئىدى.‏ ٧٥١ يىلىيۈز بهرگهن تالاس ئۇرۇشىدىن كېيىن،‏ خىتايلار بۇ تۇپراقلارغا مىڭ يىلغىچه يېقىنيولىمىدى . ٢ شۇڭا خىتايلارنىڭ:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان ئهزەلدىن خىتاي زېمىنىدۇر»‏دېيىشكه قىلچه ههققى يوق.‏خىتايلارنىڭ شهرقىي تۈركىستاننى ‏”شىنجاڭ“‏ دەپ ئاتىشى ۋە خىتايلارنىڭ١٩٤٠ يىلىدىن ١٩٥٠ يىلىغىچه بولغان ئارىلىقتا شهرقىي تۈركىستاندىكىئومۇمىي نوپۇسى بۇ زېمىننىڭ ئهزەلدىن خىتاي زېمىنى ئهمهسلىكىنى ئىسپاتلاپبهرمهكته.‏17


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى١٢٣٤٥٦شهرقىي تۈركىستاننىڭ ١٩٤١ يىللىق نوپۇس ستاتىستىكىسى:‏نىسبىتىنوپۇسىمىللهتلهرئۇيغۇرقازاققىرغىزتۇڭگانخىتايمۇڭغۇلجهمئى80.0% 2,984,0008.7%326,0001.7%65,0002.5%92,0005.0% 187,0002.0%76,000100% 3,730,000١٢٣٤٥١٩٥٣ يىللىق نوپۇس ستاتىستىكىسى مۇنداق:‏نىسبىتىنوپۇسىمىللهتلهرئۇيغۇرخىتايقازاقتۇڭگانقىرغىز74.7% 3,640,0006.1%299,00010.1%492,0003.1%150,0001.4%68,000جهدۋەلدىكى خىتاي نوپۇسى ئهسلىدە خىتاي ئىشغالىيهتچى قوشۇنىغا مهنسۇپئهسكهرلهرنىڭ ئائىله تاۋابىئاتلىرى بولۇپ،‏ ئولتۇراق خىتاي ئاهالىسى ئهمهس.‏. ٥ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئۇيغۇرلارغا قاراتقان ئاسمىلاتسىيه سىياسهتلىرى١) مانجۇ چىڭ خاندانلىقى دەۋرىمانجۇ چىڭ خاندانلىقىنىڭ ئاخىرقى مهزگىللىرى،‏ يهنى ١٩ ئهسىرنىڭ18


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانئاخىرلىرىدا خىتاينىڭ غهرب دۆلهتلىرى تهرىپىدىن ههم دېڭىزدىن ههمقۇرۇقلۇقتىن مۇهاسىرىگه ئېلىنىشى بىلهن خىتايلار دېڭىز ۋە قۇرۇقلۇق مۇداپىئهلىنىيىسى قۇرۇشقا مهجبۇر بولدى ۋە شهرقىي تۈركىستان جۇغراپىيىسى قۇرۇقلۇقلىنىيىسىنىڭ مۇهىم هالقىسى دەپ قارالدى.‏ بۇ مۇداپىئه لىنىيىسىنىڭبىخهتهرلىكى ئۈچۈن بۇ رايونغا هۆكۈمرانلىق قىلىۋاتقان تۈركلهرنى پاسسىپ هالغاكهلتۈرمهكچى بولدى ۋە خىتايدىن ‏(خىتاي)‏ كۆچمهن ئېلىپ چىقىش،‏ شهرقىيتۈركىستاننى خىتايغا قوشۇۋېلىش،‏ خىتايچه ئوقۇتۇشنى يولغا قويۇپ،‏ يهرلىكخهلقنى خىتايلاشتۇرۇش سىياسىتى يۈرگۈزدى.‏ مهسىلهن،‏ شهرقىي تۈركىستاننىئىشغال قىلغان گېنىرال زوزۇڭتاڭ خىتايچه مهكتهپ ئېچىپ،‏ بايلارنىڭ بالىلىرىنىمهجبۇرىي يىغىپ،‏ بۇ مهكتهپته خىتايچه ئوقۇتقان.‏‏«بىز هېچقانداق رىشته باغلىمىغان بولساقمۇ،‏ خىتايلار يۇرتىمىزنى ئىستىلاقىلىپ،‏ ئهقىلگه سىغمىغۇدەك دەرىجىدە زورلۇق زۇمبۇلۇق قىلدى.‏ قهشقهرىيهنىڭمۇسۇلمان ئاهالىسى ئۇشبۇ ئېغىر زۇلۇم ۋە قىيىنچىلىقلار تۈپهيلىدىن خار زەبۇنۋە ناله زار ئىچىدە قالدى.‏ بهزىلهر ئاتىسىغا،‏ بهزىلهر ئهۋلادىغا،‏ بهزىلهر ئېرىگه،‏ بهزىلهرئايالىغا يىغا زارە قىلماقتا.‏ ئىنتىقام ئوتى ههركىمنىڭ قهلبىنى چۇلغىماقتا.‏بولۇپمۇ،‏ خىتايلارنىڭ يېقىنقى زامانلاردا سهبىي بالىلىرىمىزنى يىغىپ،‏ ئۇلارغامهكتهپلهردە خىتاي تىلى ۋە ئۆرپ ئادەتلىرىنى ئۆگىتىشى بۇ يهردىكى مۇسۇلمانئاهالىنىڭ سهۋر تاقىتىنى قويمىدى»‏ . ٣كېيىن،‏ ياڭ زېڭشىن دەۋرىدە ‏”شۆتاڭ“‏ دەپ ئاتالغان مهكتهپلهر ئېچىلىپ،‏ ئۇيغۇربالىلارغا خىتايچه ئۆگىتىلدى.‏ مانجۇ چىڭ خاندانلىقى تهرىپىدىن باشلىتىلغانبۇ ئاسمىلاتسىيه سىياسىتى مىللهتچى خىتاي ‏(گومىنداڭ)‏ مهزگىلىدىمۇ ئوخشاشداۋاملاشتى.‏٢) مىللهتچى خىتاي مهزگىلىخىتاي جۇمهۇرىيىتىنىڭ قۇرغۇچىسى سۈن جۇڭشهن باشچىلىقىدىكىسولچىل ئىنقىلابچى خىتايلار جۇمهۇرىيهتنىڭ دەسلهپكى يىللىرىدا ئوڭچىلمۇتهئهسسىپ خىتايلار تهرىپىدىن ئوتتۇرىغا قويۇلغان ‏”بهش مىللهتنى ئاساسقىلغان جۇمهۇرىيهت“‏ () پىكرىنى خىتايلاشتۇرۇش ()مهقسىتىگه تايانغان ۋە خهن مىللىتىنى ئاساس قىلغان ‏”خىتاي مىللهتچىلىكى“‏19


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى20() پىكرىگه ئۆزگهرتتى.‏ ئۇلارنىڭ مۇددىئاسى خىتايدىكى كىچىك ۋەئاجىز مىللهتلهرنى ئاسمىلاتسىيه قىلىپ،‏ چوڭ بىر مىللهت بهرپا قىلىش ۋە بىرمىللهتلىك دۆلهت قۇرۇش ئىدى.‏ شۇڭا سۈن جۇڭشهن ۋەكىللىكىدىكى سولچىلئىنقىلابچىلار ‏”چوڭ خىتاي مىللهتچىلىكى“‏ () ۋە ‏”ئاسمىلاتسىيه“‏() پرىنسىپىنىڭ ئهڭ سادىق قوغدىغۇچىلىرى ئىدى . ٤ سۈن جۇڭشهنبىر مهزگىلگىچه خىتايغا ٣٠٠ يىل هۆكۈمرانلىق قىلغان مانجۇلارنى ‏”خىتاي“‏دەپ قوبۇل قىلمىدى ۋە ئۇلارنىڭ خىتايدىن قوغلاپ چىقىرىلىشىنى تهلهپقىلدى.‏ ئهمما مانجۇلارنى ۋە مانجۇ هاكىمىيىتىنى رەت قىلىش ئۇلارنىڭ تارىخىيمىراسلىرىنىمۇ رەت قىلىش دېگهنلىك بولغاچقا،‏ خىتاينىڭ ئىگهمهنلىك ههقلىرىخهلقئارادا خهۋپكه دۇچ كېلهتتى.‏ شۇڭا سۈن جۇڭشهن مانجۇ هاكىمىيىتىنىخىتاينىڭ قانۇنلۇق هاكىمىيىتى دەپ قوبۇل قىلىشقا مهجبۇر بولدى ۋە ‏”چوڭخىتاي مىللهتچىلىكى“‏ پىكرىدىن ۋاز كېچىپ،‏ ‏”خىتاي مىللهتچىلىكى“‏ پىكرىگهقوشۇلدى.‏ ئهمما ئهمهلىيهتته ‏”چوڭ خىتاي مىللهتچىلىكى“‏ ۋە ‏”ئاسمىلاتسىيه“‏پرىنسىپىدىن ئهسلا ۋاز كهچمىدى.‏ مىللهتچى خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ شهرقىيتۈركىستانغا قاراتقان بارلىق سىياسهتلىرىنىڭ ئاساسىنى سۈن جۇڭشهننىڭئېڭىدىكى ‏”ئاسمىلاتسىيه“‏ پرىنسىپى تهشكىل قىلاتتى.‏ مىللهتچى خىتايهۆكۈمىتى مانجۇ چىڭ ئىمپېراتورلۇقىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى ئىدارەتهشكىلاتىنى ئۆتكۈزۈۋېلىپ،‏ ئالدى بىلهن شهرقىي تۈركىستاننىڭ ۋىلايهت ۋەناهىيهلىرىگه مهمۇر تهيىنلهش ئارقىلىق تۈركلهرنىڭ مهمۇرىي ئورگانلاردىكىكۈچىنى زەئىپلهشتۈرۈشكه تىرىشتى.‏ ١٩٤٣ يىلى،‏ گۇچۇڭدىكى مالچى خهلقنىقوغلىۋېتىپ،‏ ئورنىغا خىتاي دېهقانلارنى ئورۇنلاشتۇردى.‏ شېڭ شىسهي ئاتالمىش‏”مىللىي باراۋەرلىك“‏ شۇئارىنى كۆتۈرۈپ چىقىپ،‏ ١٥٠ مىڭدىن ئارتۇق زىيالىينىقهتلى قىلدى.‏ مىللهتچى خىتاي هۆكۈمىتى يهنه شهرقىي تۈركىستانغا بىر مىليونخىتاي كۆچۈرۈپ چىقىشنى پىلانلىغانىدى،‏ ئهمما كوممۇنىست خىتايلارغا قارشىئۇرۇشۇشقا توغرا كهلگهچكه،‏ بۇ پىلاننى ئهمهلگه ئاشۇرالمىدى.‏ بۇ پىلان كېيىنچهكوممۇنىست خىتايلار تهرىپىدىن نهچچه ههسسه ئاشۇرۇپ ئورۇندالدى.‏٣) كوممۇنىست خىتاي مهزگىلىكوممۇنىست خىتايلار مىللهتچى خىتاي هاكىمىيىتىگه قارشى ئۇرۇش قىلىۋاتقانمهزگىللهردە خىتايلاردىن سىرت باشقا مىللهتلهرنىڭمۇ جىددىي ياردىمىگه موهتاج


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانبولغاچقا،‏ ئاز سانلىق مىللهتلهر ههق هوقۇقى ههققىدە بهكمۇ چىرايلىق ۋەدىلهربهردى.‏ خىتاي بولمىغان مىللهتلهرنىڭ ئۆز تهقدرىنى ئۆزى بهلگىلهش ههققىنىشهرتسىز قوبۇل قىلىدىغانلىقىنى جاكارلىغان كوممۇنىستلار خىتايدا سوۋېتچهفېدراتسىيه دۆلىتى قۇرۇشنى تهشهببۇس قىلدى.‏ ههتتا ماۋزېدوڭ ١٩١٠ ۋە ١٩٢٠ يىللاردا ئۆزىنىڭ يۇرتى خۇنهننىڭ مۇستهقىللىقىنى تهلهپ قىلىپ،‏ خىتاينىڭ٢٧ دۆلهتكه بۆلۈنۈشى كېرەكلىكىنى ئوتتۇرىغا قويغانىدى ١٩٢١ . 5 يىل ٧ ئايدائېچىلغان خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى ٢ يىغىنىدا خالىسانه فېدىراتسىيهپرىنسىپى ئاساسىدا مۇڭغۇلىيه،‏ تىبهت،‏ ئۇيغۇر رايونلىرى بىلهن بىرلىكته خىتايفېدىراتسىيىسى قۇرۇلىدىغانلىقى ئېلان قىلىندى ١٩٣١ . ٦ يىل ١١ ئايداچاقىرىلغان خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى ١ نۆۋەتلىك خهلق سوۋېت ۋەكىللىرىيىغىنى تهييارلىق كومىتېتىدا تهستىقلانغان ‏«خىتاي سوۋېت جۇمهۇرىيىتىئاساسىي قانۇن لايىههسى»دە ههرقايسى مىللهتنىڭ ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهشههققىنىڭ قهتئىي تۈردە تونۇلىدىغانلىقى ۋە ئهمهلىيلهشتۈرۈلىدىغانلىقى،‏ مۇڭغۇل،‏ئۇيغۇر،‏ تىبهت قاتارلىق مىللهتلهرگه دۆلهتتىن ئايرىلىش هوقۇقى بېرىلىدىغانلىقى،‏ئۇلارنىڭ خىتاي سوۋېت فېدىراتسىيىسىگه قېتىلىش ياكى قېتىلماسلىققا قاراربېرىش،‏ ئۆز ئاپتونومىيهلىرىنى قۇرۇش ئىشلىرىدا پۈتۈنلهي هۆر ئىكهنلىكى بايانقىلىنغانىدى . ٧ ئهمما ١٩٤٩ يىلىغا كهلگهندە،‏ كوممۇنىست خىتايلار بىردىنلاپىكرىنى ئۆزگهرتىپ،‏ بۇرۇن بهرگهن ۋەدىلىرىدىن بىراقلا ۋاز كهچتى.‏ شۇنداققىلىپ،‏ ئۇيغۇر،‏ تىبهت،‏ مۇڭغۇل قاتارلىق مىللهتلهر ئالدام خالتىغا چۈشكهن بولدى.‏كوممۇنىست خىتايلار هاكىمىيهتنى قولغا كىرگۈزۈۋالغاندىن كېيىن،‏ ‏”ئاز سانلىقمىللهتلهرگه زۇلۇم سالدى“‏ دەپ قارىلىغان مىللهتچى خىتايلارنىڭ ئاسمىلاتسىيهسىياسىتىنى ئۆزلىرى تېخىمۇ شىددەتلىك تۈسته يۈرگۈزۈشكه باشلىدى.‏ مهسىلهن،‏مىللهتچى خىتايلار ئهمهلىيلهشتۈرەلمىگهن ‏”شهرقىي تۈركىستانغا خىتاي ئاققۇنكۆچۈرۈش پىلانى“نى كوممۇنىست خىتايلار روياپقا چىقاردى.‏ تۆۋەندىكى جهدۋەلدىنبۇنى ناهايىتى ئېنىق كۆرۈۋالغىلى بولىدۇ . ٨21


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى١٩٥٣ يىلى،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتاي نوپۇسى مۇنداق ئىدى:‏نوپۇسى نىسبىتىمىللهتلهرئۇيغۇرخىتايقازاقتۇڭگانقىرغىز74.7% 3,640,0006.1% 299,00010.1% 492,0003.1% 150,0001.4% 68,000١٢٣٤٥١٩٦٤ يىلى مۇنداق بولدى:‏مىللهتلهرنوپۇسىنىسبىتى54.0%4,021,200١ ئۇيغۇر32.9%2,445,400٢ خىتاي6.7%501,400٣ قازاق3.6%271,000٤ تۇڭگان0.9%69,200٥ قىرغىز١٩٨٢ يىلىغا كهلگهندە،‏ بۇ نىسبهت ٪٤٠ قا يېقىنلاشتى:‏نىسبىتىنوپۇسىمىللهتلهرئۇيغۇرخىتايقازاقتۇڭگانقىرغىز45.8%5,995,00040.4%5,284,0006.9%903,0004.3%567,0000.9%112,000١٢٣٤٥يۇقىرىقى جهدۋەلنىڭ هېچبىرىگه خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ شهرقىيتۈركىستاندىكى ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش قوشۇنىغا مهنسۇپ لهشكهرلهرنىڭسانى كىرگۈزۈلمىدى.‏ بۇ لهشكهرلهرنىڭ سانى ١٩٩٥ يىلى ٢ مىليون ٢٨٧ مىڭ22


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستان‎٨٩٦‎گه يهتكهن بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى ئومۇمىي نوپۇسنىڭ ‏٪‏‎١٣٫٨‎نىئىگىلهيدۇ.‏ شۇنداق بولغاندا،‏ هازىر خىتايلارنىڭ نوپۇسى شهرقىي تۈركىستانئومۇمىي نوپۇسىنىڭ ‏٪‏‎٥٤٫٢‎نى تهشكىل قىلىدۇ.‏كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇكى،‏ كوممۇنىست خىتايلار ١٩٥٠ يىللاردىن بېرى شهرقىيتۈركىستانغا خىتاي ئاققۇن كۆچۈرۈپ چىقىش ئارقىلىق شهرقىي تۈركىستاننىڭنوپۇس قۇرۇلمىسىنى ئېغىر دەرىجىدە بۇزۇپ،‏ ئۇيغۇرلارنى ئۆز ۋەتىنىدە ئاز سانلىقئورۇنغا چۈشۈرۈپ قويدى.‏ كۆچمهن نوپۇس سىياسىتى هېلىمۇ ههم ههرخىلسهۋەبلهر بىلهن داۋاملاشماقتا ۋە ئۇيغۇرلارنىڭ مهۋجۇدىيىتى ئېغىر تههدىتكه دۇچكهلمهكته.‏كوممۇنىست خىتايلار شهرقىي تۈركىستانغا تۈركۈم تۈركۈملهپ كۆچمهنئېلىپ چىقىش بىلهنلا قالماي،‏ ئىدارە ئورگانلاردا ئۇيغۇر تىلىنى چهكلهش،‏يېزىق ئۆزگهرتىش،‏ خىتايچه مائارىپ،‏ قوش تىللىق مائارىپ،‏ تۇغۇت چهكلىمىسى،‏دىنىي ئىبادەتكه چهكلىمه قويۇش قاتارلىق بىۋاسىته ياكى ۋاسىتىلىق چارىلهرنىقوللانماقتا . ٩. ٦ شهرقىي تۈركىستاننىڭ بۈگۈنكى ئههۋالىخىتايلار تهرىپىدىن ‏”شىنجاڭ“‏ دەپ ئاتىلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان ١٫٦٤٤٫٠٠٠ كۋادىرات كىلومېتىرلىق يهر كۆلىمى بىلهن ئوتتۇرا ئاسىياداقازاقىستاندىن قالسا،‏ ئىككىنچى ئورۇندا تۇرىدۇ.‏ تهڭرى تاغلىرى،‏ ئالتاي تاغلىرى،‏پامىر تاغلىرى،‏ تهكلىماكان چۆلى،‏ تارىم دەرياسى قاتارلىق تاغ دەريالارنى ئۆز ئىچىگهئالغان شهرقىي تۈركىستان دۆلىتى شىمالدا رۇسىيه فېدىراتسىيىسى؛ شهرقىيشىمالدا مۇڭغۇلىيه؛ غهربته قازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏ پاكىستان،‏ ئافغانىستان؛جهنۇبتا تىبهت ۋە هىندىستان؛ شهرقته خىتاي بىلهن چېگرىلىنىپ تۇرىدۇ.‏23


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستاننىڭ ١٩٩٦ يىللىق نوپۇس ستاتىستىكىسى : ١٠مىللهتلهر نوپۇسىمىللهتلهر نوپۇسىئۇيغۇرقازاققىرغىزئۆزبهكتاتارخىتايتۇڭگانمۇڭغۇلمانجۇرۇسشىبهداغۇرتاجىكجهمئى155,41520,5599,20638,8546,38638,00016,892,900٨ 7,916,013٩ 1,258,521١٠ 160,483١١ 13,498١٢4,700١٣ 6,432,816760,181١٢٣٤٥٦٧١) شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىقتىسادىي قۇرۇلمىسى:‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىقتىسادىي قۇرۇلمىسى تېرىقچىلىقنى ئاساس قىلغانبولۇپ،‏ زىرائهتلهردىن بۇغداي،‏ گۈرۈچ،‏ پاختا،‏ ئارپا،‏ قوناق،‏ قىزىلچا،‏ كهندىر تېرىلىدۇ ۋەمېۋىلهردىن ئالما،‏ ئۆرۈك،‏ ئۈزۈم،‏ شاپتۇل،‏ ئهنجۈر،‏ ئارمۇت،‏ قوغۇن،‏ تاۋۇز قاتارلىقلاردىنهوسۇل ئېلىنىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شىمالى قىسمىدا چارۋىچىلىق ئاساسقىلىنىدۇ.‏ كۈنىمىزدە،‏ بۇ رايوندا جهمئى ٦٠ مىليون تۇياق چارۋا بار.‏ بۇلاردىن سىرت،‏تىجارەتمۇ شهرقىي تۈركىستان ئىقتىسادىنىڭ مۇهىم قىسمىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏ئۈرۈمچى،‏ قهشقهر ۋە خوتهن قاتارلىق شهههرلهر مۇهىم تىجارەت مهركهزلىرىهېسابلىنىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهبىئىي بايلىق مهنبهلىرى بهكمۇ مول بولۇپ،‏ نېفىت،‏تهبىئىي گاز،‏ كۆمۈر،‏ ئالتۇن،‏ ئۇران قاتارلىقلار بۇلارنىڭ بىر قانچىسىنى تهشكىلقىلىدۇ.‏ خىتاي نېفىت ئېهتىياجىنىڭ ‏٪‏‎٢٥‎نى بۇ يهردىن قامدايدۇ.‏ يېقىنقىتهكشۈرۈش نهتىجىلىرىگه كۆرە،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهبىئىي گاز زاپاسمىقدارى بىر ترىليون ٤٠٠ مىليارد كۇب مېتىر بولۇپ،‏ خىتاينىڭ ٣٠ يىللىقئېهتىياجىنى قامداشقا يېتىدۇ . ١١ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كۆمۈر زاپاس مىقدارىخىتاينىڭ ئومۇمىي كۆمۈر زاپاس مىقدارىنىڭ ٤٠ پىرسهنتىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏24


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستان٢) شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهشكىلىي قۇرۇلمىسى:‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ خىتايدىكى رەسمىي ئىسمى:‏ ‏«شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونومرايونى»‏ بولۇپ،‏ ١٩٥٥ يىل ١٠ ئاينىڭ ١ كۈنى قۇرۇلغان.‏ ئاپتونوم رايون ئىچىدەبهش ئاپتونوم ئوبلاست،‏ ئالته ئاپتونوم ناهىيه،‏ سهككىز ۋىلايهت ۋە ٦٢ ناهىيه بار.‏بۇلاردىن ئاپتونوم ئوبلاست ۋە ناهىيهلهر تۆۋەندىكىچه : ١٢ئاپتونوم ئوبلاست ياكى ناهىيهبايىنغولىن مۇڭغۇل ئاپتونوم ئوبلاستىقىزىلسۇ قىرغىز ئاپتونوم ئوبلاستىبۆرتالا مۇڭغۇل ئاپتونوم ئوبلاستىسانجى خۇيزۇ ئاپتونوم ئوبلاستىئىلى قازاق ئاپتونوم ئوبلاستىيهنجى خۇيزۇ ئاپتونوم ناهىيىسىچاپچال شىبه ئاپتونوم ناهىيىسىمورى قازاق ئاپتونوم ناهىيىسىقۇبۇقسار مۇڭغۇل ئاپتونوم ناهىيىسىتاشقورغان تاجىك ئاپتونوم ناهىيىسىبارىكۆل قازاق ئاپتونوم ناهىيىسىقۇرۇلغان ۋاقتى١٩٥٤ يىل ٦ ئاينىڭ ٢٣ كۈنى١٩٥٤ يىل ٧ ئاينىڭ ١٤ كۈنى١٩٥٤ يىل ٧ ئاينىڭ ١٣ كۈنى١٩٥٤ يىل ٧ ئاينىڭ ١٥ كۈنى١٩٥٤ يىل ١١ ئاينىڭ ٢٧ كۈنى١٩٥٤ يىل ٣ ئاينىڭ ١٥ كۈنى١٩٥٤ يىل ٣ ئاينىڭ ٢٥ كۈنى١٩٥٤ يىل ٧ ئاينىڭ ١٧ كۈنى١٩٥٤ يىل ٩ ئاينىڭ ١٠ كۈنى١٩٥٤ يىل ٩ ئاينىڭ ١٧ كۈنى١٩٥٤ يىل ٩ ئاينىڭ ٣٠ كۈنىئاپتونوم هوقۇقىغائىگه مىللهتنىڭئومۇمىينوپۇستىكىنىسبىتى35.00%36.00%24.80%37.00%53.47%32.70%28.00%33.00%58.00%78.10%31.00%دۆلهتنىڭ بارلىق ئىدارە ئورگانلىرىدا كوممۇنىست پارتىيه سېكرىتار بۆلۈمىبار بولۇپ،‏ ‏(ههرقانداق مهسىله ههققىدىكى)‏ ئاخىرقى قارارنى بۇ بۆلۈم بېرىدۇ.‏كوممۇنسىت پارتىيه ئهزاسى بولمىغانلارنىڭ رەهبهرلىكتىن ئورۇن ئېلىشىمۇمكىن ئهمهس.‏25


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى. ٧ شهرقىي تۈركىستاندىكى كۈندىلىك مهسىلىلهر( ١ شهرقىي تۈركىستان سۆزدە بولسىمۇ ئاپتونوم رايون،‏ ئهمما ئاپتونومىيىلىكههق ۋە هوقۇقلىرى ئېغىر دەپسهندە قىلىنماقتا.‏٢) خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا قاراتقان كۆچمهن سىياسىتىداۋاملاشماقتا.‏ خىتاي كۆچمهنلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ نوپۇس قۇرۇلمىسىنىبۇزۇش بىلهنلا قالماي،‏ ناهايىتى ئېغىر ئىجتىمائىي مهسىلىلهرنى كهلتۈرۈپچىقارماقتا.‏ بۇ مهسىلىلهر تۆۋەندىكىچه:‏(١ ( كۆچمهن نوپۇسنىڭ كۆپلۈكىدىن شهرقىي تۈركىستاننىڭ يهرلىكخهلقى مۇنبهت تۇپراقلىرىدىن مههرۇم قالماقتا،‏ ئىشسىزلىق،‏ مائارىپ،‏ هازارەت ۋەبىخهتهرلىك مهسىلىلىرى كۈنسېرى ئېشىپ بارماقتا.‏(٢) كۆچمهن نوپۇس سهۋەبىدىن ئۇيغۇرلار ئارىسىدىكى ئىشسىزلىق نىسبىتىكۈنسېرى ئاشماقتا.‏ خهلق ئىگىلىكىنىڭ خۇسۇسىيلاشتۇرۇلۇشى نهتىجىسىدەنۇرغۇن كىشى ئىشتىن بوشىتىلماقتا،‏ ئۇنىۋېرسىتېت پۈتتۈرگهنلهرنىڭ ئىشقاكىرىشى كۈنسېرى قىيىنلاشماقتا.‏ بۇ ئههۋال ئىشسىز ياشلارنىڭ كۆپىيىشىگه،‏ئىشسىزلىق تۈپهيلىدىن جهمئىيهتته زىناخورلۇق،‏ زەههر تىجارىتى،‏ ئوغرىلىق،‏ساختىپهزلىك قاتارلىق جىنايى قىلمىشلارنىڭ ئېشىشىغا سهۋەب بولماقتا.‏(٣) خىتايلاشتۇرۇش مهقسىتىدە خىتاينىڭ ئىچكى ئۆلكىلىرىگه مهجبۇرىيئېلىپ كېتىلگهن ئۇيغۇر ياشلار بىلهن خىتاي ياشلار ئارىسىدىكى سۈركىلىشكۈنسېرى شىددەتلهنمهكته ۋە كهلگۈسى ئىجتىمائىي توقۇنۇش ئۈچۈن ئۇلسېلىنماقتا.‏ ٥ ئىيۇل ئۈرۈمچى ۋەقهسىنى كهلتۈرۈپ چىقارغان ‏”شاۋگۈەندىكىخىتاي ئىشچىلارنىڭ ئۇيغۇرلارنى قىرغىن قىلىش ۋەقهسى“‏ ئهنه شۇ سىياسهتنىڭنهتىجىسىدۇر.‏( ٣ خىتاي هۆكۈمىتى بىر تهرەپتىن شهرقىي تۈركىستانغا تۈركۈملهپكۆچمهن ئېلىپ چىقسا،‏ يهنه بىر تهرەپتىن يهرلىك خهلققه يۈرگۈزۈۋاتقان تۇغۇتچهكلهش سىياسىتىنى شۇنچه نارازىلىققا قارىماي پۈتۈن كۈچى بىلهن ۋەهشىيلهرچهداۋاملاشتۇرماقتا.‏ خىتاي هاكىمىيىتى تۇغۇت چهكلهش سىياسىتىنى ‏”مىللهتنىڭسۈپىتىنى ئۆستۈرۈش ئۈچۈن“،‏ ‏”يهرلىك خهلقنىڭ پاراغىتى ئۈچۈن“،‏ ‏”رايوننىڭتهرەققىياتى ئۈچۈن“،‏ ‏”ئۇيغۇرلارنىڭ ياخشىلىقى ئۈچۈن“‏ دەپ پهردازلاشقا تىرىشسىمۇ،‏26


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانئهسلى مهقسىتىنىڭ ئۇيغۇر نوپۇسىنى تىزگىنلهپ،‏ خىتاي نوپۇسىنى كۆپهيتىشئىكهنلىكى ههممىگه ئايان.‏( ٤ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاندا مهقسهتلىك ئېلىپ بېرىۋاتقانئاتوم بومبا سىنىقى يهرلىك خهلقنىڭ سېرىق چۈشۈش،‏ راك،‏ مېيىپ تۇغۇلۇشقاتارلىق ۋابا كېسهللىرىگه يولۇقۇشىغا سهۋەب بولماقتا.‏٥) خىتاي هاكىمىيىتى ١٩٩٠ يىللارغىچه يولغا قويۇلۇپ كېلىۋاتقانئۇيغۇرچه مائارىپنى ئهمهلدىن قالدۇرۇپ،‏ خىتايچه مائارىپنى مهجبۇرىي يولغاقويۇش ئارقىلىق شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ تهلىم تهربىيه ئېلىش ههققىۋە ئىمكانىيهتلىرىنى چهكلىمهكته.‏ گهرچه خىتاي هاكىمىيىتى خىتايچه مائارىپئارقىلىق يهرلىك خهلقنىڭ مائارىپ ۋە هازارەت سهۋىيهسىنى يۇقىرى كۆتۈرمهكچىبولغانلىقىنى ئىلگىرى سۈرسىمۇ،‏ ئهسلى مۇددىئاسىنىڭ ئاسمىلاتسىيهنى تېخىمۇتېز ئهمهلگه ئاشۇرۇشتىن ئىبارەت ئىكهنلىكى ئېنىق بىلىنمهكته.‏( ٦ ئىبادەت ئهركىنلىكى چهكلهنمهكته.‏ خىتاي ئاساسىي قانۇنىغا كۆرە،‏ ههربىر پۇقرا دىنغا ئىشىنىش ياكى ئىشهنمهسلىك ئهركىنلىكىگه ئىگه.‏ ئهمما بۇئهركىنلىك شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه ئارتۇقچه كۆرۈلمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستانخهلقى ٪١٠٠ مۇسۇلمان،‏ ئهمما دىنىي ئىبادەتلىرىنى ئادا قىلىش ئهركىنلىكىيوق.‏ دۆلهتنىڭ مهمۇرىي ئورگانلىرىدىكى مۇسۇلمان ئىشچى خىزمهتچىلهرنىڭناماز ئوقۇشى،‏ روزا تۇتۇشى چهكلهنگهن.‏ ههددىدىن كۆپ كۆچمهن سهۋەبىدىنكېلىپ چىقىۋاتقان ئىشسىزلىق،‏ ئهخلاقسىزلىق،‏ زىناخورلۇق،‏ هاراق ۋە زەههرلىكچېكىملىككه قارشى تۇرۇش ئۈچۈن دىنىي تهبلىغ سۆزلهش ۋە ئىسلامىي تۇرمۇشكهچۈرۈش قاتارلىقلار دىنىي ئهسهبىيلىك،‏ تېرورچىلىق باهانىلىرى بىلهن قاتتىقتوسقۇنلۇققا ئۇچرىماقتا.‏( ٧ كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان خىتاي مىللهتچىلىكى تۈپهيلىدىن ئۇيغۇرلارئېغىر هاقارەت ۋە كهمسىتىشكه دۇچ كهلمهكته.‏ مېهمانخانىغا ئالماسلىق،‏شهههرلهردىن قوغلاپ چىقىرىش،‏ قهستهن توسقۇنلۇق قىلىش،‏ ئۆز مهيلىچه قولغائېلىش،‏ تېرورچى مۇئامىلىسى قىلىش،‏ بيۇروكرات ئىشلىرىدا قىيىنچىلىقتۇغدۇرۇش ‏(مهسىلهن،‏ پاسپورت بېجىرىش)‏ قاتارلىقلارنى تىپىك مىسال قىلىپكۆرسىتىشكه بولىدۇ.‏٨) تهبىئىي بايلىق مهنبهلىرى تالان تاراج قىلىنماقتا،‏ يهرلىك خهلق27


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبايلىق ئىچىدە يوقسۇللۇقنىڭ دەردىنى تارتماقتا.‏ هالبۇكى،‏ ئاپتونومىيىلىك ههقۋە هوقۇققا كۆرە،‏ بۇ تهبىئىي بايلىقلارنى ئىشلىتىش ههققى ئاپتونوم رايونغا تهۋەبولۇشى كېرەك ئىدى.‏خاتىمهشهرقىي تۈركىستان خىتايلار جۆيلۈپ تۇرۇۋالغىنىدەك ‏«ئهزەلدىن بېرىخىتاي زېمىنى»‏ ئهمهس،‏ بهلكى تۈرك خهلقىنىڭ ئانا يۇرتى بولۇپ،‏ بۇ زېمىننىڭتارىخى تۈركلهرنىڭ قېنى بىلهن يېزىلغان.‏ ئهمما تۈرك مهدەنىيىتىنىڭ بۆشۈكى،‏بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى هېسابلىنىدىغان بۇ زېمىن ١٩ ئهسىردە خىتاينىڭئىشغالىيىتىگه ئۇچرىدى.‏ ئىشغالىيهتتىن كېيىن،‏ خىتاي هاكىمىيىتى بۇ رايوننىخىتاي تۇپرىقىغا قوشۇۋېلىش،‏ ئۇيغۇرلارنى پۈتۈنلهي خىتايلاشتۇرۇۋېتىش ئۈچۈنسىستېمىلىق هالدا ئاسمىلاتسىيه سىياسىتى يۈرگۈزۈپ كهلدى.‏ كۈنىمىزدەشهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كېلىۋاتقان نۇرغۇن مهسىلىگه خىتاينىڭ ئۇيغۇرلارغاقاراتقان ئاسمىلاتسىيه ۋە يوق قىلىۋېتىش سىياسىتى سهۋەب بولماقتا.‏ خىتايلارئهزەلدىن بېرى باشقا مىللهتلهرنى”يوشۇرۇن خهتهرلىك كۈچ“‏ دەپ بىلگهچكه،‏ بۇخهتهردىن قۇتۇلۇشنىڭ بىردىنبىر يولى ئاسمىلاتسىيه قىلىش دەپ قارىماقتا.‏بۈگۈنمۇ خىتاي هاكىمىيىتى ههرخىل سىياسىي ۋە ئىجتىمائىي پىلانلىرىنىئاسمىلاتسىيه مۇددىئاسىغا ماس هالدا بهلگىلىمهكته ۋە بۇ مۇددىئاسىغا يېتىشئۈچۈن،‏ ئۆزىنىڭ ئاساسىي قانۇنى ۋە بهلگىلىمىلىرىدە ئاز سانلىق مىللهتلهرگهبېرىلگهن ئاپتونومىيىلىك ههق ۋە هوقۇقلارنى كۆرۈنۈشته يولغا قويۇۋاتقاندەكبولۇۋېلىپ،‏ ئهسلىدە ئانا تىلنى ئىشلىتىش،‏ ئانا تىلدا مائارىپ،‏ پىكىر ۋە ئېتىقادئهركىنلىكى،‏ تۇغۇش كۆپىيىش ههققى قاتارلىق ئىنسانىي ههق هوقۇقلارنىدەپسهندە قىلماقتا.‏ ئۇيغۇرلار خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئاز سانلىقلارنى سىڭدۈرۈۋېتىش،‏ئاسمىلاتسىيه قىلىش ۋە يۇتۇۋېتىش سىياسهتلىرىدىن دەرهال ۋاز كېچىشىنى؛ئىنسانىي ههقلىرىگه،‏ ئاز سانلىق مىللهتلهرنىڭ ههقلىرىگه،‏ مهدەنىي مىراسههقلىرىگه هۆرمهت بىلدۈرۈشىنى؛ ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش هوقۇقىنىڭبېرىلىشىنى تهلهپ قىلماقتا.‏28


پروف.‏ در.‏ ئالىمجان ئىنايهت / بىر مهدەنىيهت هاۋزىسى شهرقىي تۈركىستانئىزاهات:‏1 ‏«شۇنداق قىلىپ هۆكۈمدار يۇرتىنى ئىدارەقىلدى.‏ خهلق هالاۋەتكه ئېرىشتى،‏ ئۇمهزگىلدە بۆرە بىلهن قوزا بىر يهردىن سۇئىچتى»‏ (٤٤٩). ‏«قارا،‏ دۇنيانى خۇشاللىققاپلىدى،‏ بۆرە بىلهن قوزا بىر قوتانداياشاۋاتىدۇ»‏ (٤٦١). ‏«ئىشىك ئالدىغا بىرتوپ ئاچ بۆرە يىغىلدى.‏ ئى هۆكۈمدار،‏قويلارنى ياخشى مۇهاپىزەت قىلغىن!»‏(١٤١٣). ‏«بۆرە بىلهن قوزا تهڭلهشتى»‏(٣٠٩٦). يۈسۈپ خاس هاجىب،‏ ‏«قۇتادغۇبىلىگ».‏ كابالجى نهشرىياتى،‏ ئىستانبۇل،‏.٢٠٠٨2 خىتايلار بۇ مىڭ يىل جهريانىدا شهرقىيتۈركىستاندا قۇرۇلغان دۆلهتلهر بىلهنخىتاي خاندانلىقلىرى ئارىسىدىكىدىپلوماتىك مۇناسىۋەتنى بۇرمىلاپكۆرسهتمهكته.‏ مهسىلهن،‏ تۈرك دۆلهتلىرىخىتاي خاندانلىقلىرىغا يوللىغان سوۋغاتبۇيۇملىرىنى ‏”ئولپان“‏ دەپ يېزىپ،‏بۇنى مهركىزى هۆكۈمهت بىلهن خانلىقياكى بهگلىك ئارىسىدىكى بېقىندىلىقمۇناسىۋەت دەپ چۈشهندۈرمهكته.‏ هالبۇكى،‏يېقىنقى يىللاردا تارىخچىلار شۇنىئىسپاتلىدىكى،‏ خىتايلار ئۆز ئىمپېراتورىدىنياتلارغا تاپشۇرۇلغان ياكى ئهۋەتىلگهنسوۋغاتلارنى ‏”سوۋغات“،‏ ‏”ئىكرام“،‏‏”ئېهسان“‏ دەپ يېزىپ،‏ ياتلاردىن كهلگهنسوۋغاتلارنى ئىمپېراتورلۇققا تاپشۇرۇلغان‏”ئولپان“‏ دەپ خاتىرىلىگهن.‏ كۆكتۈرك ۋەئۇيغۇر خانلىقلىرى دەۋرىدە خىتاي دۆلىتىتۈركلهرگه ههر يىلى تاپشۇرغان ‏”ئولپان“‏بولسا،‏ ‏”سوۋغات“،‏ ‏”ئىكرام“‏ دەپ يېزىلغان.‏شۇڭا ‏”خىتايغا ئولپان تاپشۇرغان دۆلهتخىتاي دۆلىتىنىڭ هامىيلىقىدىدۇر“‏دېگهن پىكىر ههرگىز ئىناۋەتلىك ئهمهس.‏3 قهشقهرىيه هۆكۈمرانى ياقۇب بهگنىڭئوغلى بهگ قۇلىنىڭ ئوسمانىيلارسۇلتانىغا يازغان مهكتۇبى.‏ ‏«ئوسمانىيلاردۆلىتى بىلهن كاۋكاز،‏ تۈركىستان ۋە قىرىمخانلىقلىرى ئارىسىدىكى مۇناسىۋەتلهرگهدائىر ئاخىپ هۆججهتلهر (١٦٨٧ ١٩٠٨ يىللىرى)».‏ تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى باشمىنىستىرلىق دۆلهت ئارخىپلىرى باشمۈدىرلىقى ئوسمانىيلار ئارخىپى بۆلۈمى.‏١٩٩٢ يىل،‏ ئهنقهرە نهشرى.‏ ١٥٨ ١٥٤، بهتلهر.‏4 سۈن جۇڭشهننىڭ ئۈچ مهسلهك ‏(يهنىمىللهتچىلىك،‏ دېموكراتىيه ۋە تۇرمۇشنىقامداش)‏ ناملىق مهشهۇر نۇتقىدامىللهتچىلىكنىڭ ئهڭ كۆپ تىلغائېلىنىش ۋە تهكىتلىنىشىمۇ بۇنى ئوچۇقكۆرسىتىپ بهرمهكته.‏5 ‏«ماۋزېدوڭنىڭ دەسلهپكى مهزگىللهردىكىئهسهرلىرى»‏ (١٩١٢ ١٩٢٠)، خۇنهننهشرىياتى،‏ چاڭشا،‏ ١٩٩٠ يىل.‏ ئۇنىڭغاكۆرىشىچه،‏ خىتاي كوممۇنىستلىرىنىڭمۇڭغۇلىيه،‏ شهرقىي تۈركىستان،‏ تىبهتۋە چىڭخهي خهلقىنىڭ ئاپتونومىيه29


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىههقلىرىنى،‏ ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهشههقلىرىنى قولغا كهلتۈرۈشىگه ياردەمقىلىش مهجبۇرىيىتى بار ئىدى.‏ ئۆلكىنىڭئاپتونوم رايونغا ئۆزگهرتىلىشى خىتاينىڭمهڭگۈلۈك پارچىلىنىپ كېتىشىگه ئهمهس،‏ئهكسىچه بىرلهشمه دۆلهت قۇرۇلۇشىغاسهۋەبچى بولاتتى.‏6 ‏«ئىرقىي مهسىلىلهرگه مۇناسىۋەتلىكهۆججهتلهر»‏ خىتايكوممۇنىست پارتىيىسى مهكىزىي پارتىيهمهكتهپ نهشرىياتى بېيجىڭ،‏ ١٩٩١ يىل نهشرى،‏ ١٥ ۋە ١٦ بهتلهر.‏7 ‏«ئىرقىي مهسىلىلهرگه مۇناسىۋەتلىكهۆججهتلهر»،‏ ١٢٣ ۋە ١٢٤ بهتلهر.‏8 ۋۇجىژنا )9 خىتاينىڭ ١٠ نۆۋەتلىك خهلققۇرۇلتىيى دائىمىي كومىتېتىنىڭههيئهت ئهزاسى،‏ مىللىي خهلق قۇرۇلتىيىقانۇن كومىتېتىنىڭ مۇئاۋىن مۇدىرى،‏قىزىل ئارمىيه ئارقا سهپ بۆلۈمىنىڭسابىق سىياسى كومىسسارى جۇ كۇنرېن:‏‏«شىنجاڭدىكى بۆلگۈنچىلىك ههققىدەيۈزەكى مۇهاكىمه»‏ دېگهن ماقالىسىدەخىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئاخىرقىنىشانىنىڭ ئۇيغۇرلارنى پۈتۈنلهيئاسمىلاتسىيه قىلىش ئىكهنلىكىنىئېنىق بايان قىلدى.‏10 شىنجاڭ يىلنامىسى،‏ ١٩٩٧ يىل.‏شىنجاڭ خهلق نهشرىياتى،‏ ١٩٩٨ يىل،‏ئۈرۈمچى.‏ ١٨ بهت.‏11 ئهركىن ئاسىيا رادىئوسى‏(‏RFA‏)نىڭ ٢٠١٠ يىل ١ ئاينىڭ ١٨ كۈنىدىكى خهۋىرى.‏12 ۋۇجىژنا )30


پروفېسسور دوكتور ئالائىددىن يالچىنكاياتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىمبۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىكىرىش سۆز‏”تۈركلهرنىڭ يۇرتى“‏ دېگهن مهنىدىكى تۈركىستان تهڭرىتېغىدىن كاسپىيدېڭىزىغىچه سوزۇلغان جۇغراپىيهنىڭ ئىسمى بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستان ۋەغهربىي تۈركىستان دەپ ئىككىگه بۆلۈنىدۇ.‏ غهربىي تۈركىستان قازاقىستان،‏قىرغىزىستان،‏ ئۆزبهكىستان،‏ تاجىكىستان ۋە تۈركمهنىستان قاتارلىقلارنى ئۆزئىچىگه ئالغان رايوندىن ئىبارەت بولۇپ،‏ 1715 1897 يىللىرى ئارىسىدا رۇسىيهتهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغان.‏ غهربىي تۈركىستاندىكى رۇس هاكىمىيىتى سوۋېتئىتتىپاقىنىڭ يېمىرىلىشى بىلهن ئاخىرلاشتى.‏ شهرقىي تۈركىستان بولسا،‏خىتاي هاكىمىيىتى تهرىپىدىن بېسىۋېلىنىپ،‏ ئىسمى ‏«شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونومرايونى»غا ئۆزگهرتىلدى.‏ يهنى شهرقىي ۋە غهربىي تۈركىستاننىڭ پۈتۈن زېمىنىئىشغالىيهتچى دۆلهتلهرنىڭ ئورتاق سىياسىي ئوبيېكتىغا ئايلاندى.‏ بولۇپمۇ،‏19 ئهسىردە ئهنگىلىيه يولغا قويغان ياكى قوللىغان سىياسهتلهردىن خىتاي،‏رۇسىيه،‏ هىندىستان ۋە تۈركىستان دۆلهتلىرى ئارىسىدىكى مۇهىم باغلىنىشلىقمۇناسىۋەتلهرنى كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇ.‏ بۇ سىياسهتلهر ئاساسهن تۈركلهرنىڭ زىيىنىغايۈرگۈزۈلگهن بولۇپ،‏ بهزىدە بۇ سىياسهتلهرگه چېتىلىپ قالغان بىرەر تۈرك سىياسىيگۇرۇهى تۇنجى قهدەمدىلا هىيله نهيرەڭ بىلهن ئىشغالچىلارنىڭ قولىغا تاشلاپبېرىلدى.‏ ئهنگىلىيه بىر تهرەپتىن قهشقهرىيه دۆلىتىگه يان باسقاندەك كۆرۈنسه،‏يهنه بىر تهرەپتىن بۇ مۇسۇلمان تۈرك دۆلىتىنى يىقىتىش ئۈچۈن خىتاي بىلهنرۇسىيهنى ئهيۋەشكه كهلتۈرۈپ،‏ خىتايغا ‏(نۇرغۇن مىقداردا)‏ قهرز پۇلى بهردى.‏ بۇرايونغا مهخسۇس ئىجاد قىلىنغان ‏«چوڭ ئويۇن»‏ تېرمىنى،‏ مانا مۇشۇ جهههتتىنئېلىپ ئېيتقاندا بهكمۇ چوڭقۇر مهنىگه ئىگه.‏ بۇ ههقىقهتنى چىقىش نۇقتىسىقىلىپ،‏ بولۇپمۇ بۈگۈنكى ئىشغالىيهتنى تېخىمۇ ياخشى چۈشىنىش ئۈچۈن،‏ شهرقىي31


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتۈركىستان تارىخىنىڭ ئهڭ مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرىدىن بىرى بولغان بهدەۋلهتياقۇب بهگ رەهبهرلىكىدىكى قهشقهرىيه دۆلىتىنىڭ ئهنگىلىيه بىلهن بولغانمۇناسىۋەتلىرى ههققىدە تېخىمۇ تهپسىلىي توختالدىم.‏ ‏«چوڭ ئويۇن»‏ كهلىمىسى،‏خىتايلار ئهزەلدىن بېرى يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان ‏”بۆلۈپ باشقۇرۇش“‏ سىياسىتىنىئۆز ئىچىگه ئالغان ئىنگلىز سىتراتېگىيىسىنى ئهڭ ياخشى ئىپادىلهپ بېرىدىغانتېرمىندۇر.‏‏”تۈركىستان“نىڭ ئورنىغا ‏”ئوتتۇرا ئاسىيا“‏ ئىسمىنى قوللىنىش،‏ ئادەتتىكىبىر ئىسىم ئۆزگىرىشى ئهمهس،‏ بهلكى بۇ ‏«چوڭ ئويۇن»نىڭ بىر پارچىسىدۇر.‏ تارىختا‏”شهرقىي تۈركىستان ‏(ئىسلام)‏ جۇمهۇرىيىتى“دىن باشقا ‏”تۈركىستان“‏ نامىدا بىرهاكىمىيهت قۇرۇلۇپ باقمىدى.‏ پهقهت رۇس ئىشغالىيىتىدىن كېيىن،‏ ئۇ رايونلار‏”تۈركىستان ۋىلايىتى“‏ دەپ ئاتالدى.‏ شۇنداقتىمۇ ئهسىرلهردىن بېرى ئېتىبارلىقمهنبهلهردە بۇ رايوننىڭ ئىسمى ‏”تۈركىستان“‏ دەپ زىكىر قىلىندى.‏ 1867 يىلى،‏تاشكهنتنى مهركهز قىلغان ‏”تۈركىستان ۋىلايىتى“نىڭ ئورنىغا ‏”تۈركىستانئومۇمىي ۋالىيلىقى“‏ قۇرۇلدى ۋە يېڭى ئىشغال قىلىنغان رايونلار بۇ ۋالىيلىققاقوشۇۋېتىلدى 1924 . 1 يىل 10 ئاينىڭ 14 كۈنى،‏ ‏”تۈركىستان“‏ ئىبارىسىسوۋېت رۇسىيىسىنىڭ سىياسىي هۆججهتلىرىدىن پۈتۈنلهي چىقىرىپ تاشلاندى.‏شۇندىن كېيىن،‏ ‏”تۈركىستان“‏ ئىسمى ‏”شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى“دەزىكىر قىلىندى.‏ بۇ دۆلهت 1944 يىلىدىن 1949 يىلىغىچه هۆكۈم سۈردى . 2بۈگۈن خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئاستىدىكى بۇ دۆلهت خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن‏«شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى»‏ دەپ ئاتالماقتا.‏ يهر ناملىرىنى ئۆزگهرتىشئويۇنى قاتتىق قول ۋە هاكىممۇتلهق سىياسهت يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان بۇئىككى دۆلهتنىڭ كۆپ قىرلىق ئاسمىلاتسىيه پروگراممىلىرىنىڭ بىر پارچىسىبولۇپ،‏ بىز بۇلارنى ۋاقىتلىق مهسىله دەپ قارايمىز ۋە ئىلمىي تهتقىقاتلىرىمىزداتارىخىي ۋە ئىرقىي ههقىقهتلهرنى ئاساسىي ئۆلچهم قىلىمىز.‏ مهيلى تۈركىيخهلقلهر ئارىسىدا ياكى غهربنىڭ سىياسىي ساههلىرىدە بولسۇن،‏ ‏”تۈركىستان“‏ئاتالغۇسىنىڭ ئورنىغا ‏”ئوتتۇرا ئاسىيا“‏ ئىسمىنىڭ سىڭدۈرۈلۈشىنىڭ ئادەتتىكىئاتالغۇ ئۆزگىرىشى ئهمهسلىكى توغرىسىدا كۆپ توختالغان بهگ مىرزا هېيت مۇنداقدەيدۇ:‏ ‏«تۈركىستان ئىسمى 1925 يىلىدىن ئېتىبارەن سوۋېت تېرمولوگىيىسىدە‏”ئوتتۇرا ئاسىيا ۋە قازاقىستان“‏ دەپ ئاتىلىپ كهلمهكته.‏ تۈركىستاننى خهلقلهرنىڭ32


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىبىر بىرىگه ئارىلىشىپ كېتهلهيدىغانلىقىنى ئىسپاتلاش ئۈچۈن تهجرىبه سههنىسىسۈپىتىدە كۆرسهتمهكچى بولغان رۇسىيه،‏ بۇ دۆلهتنىڭ ئهسلى ئىسمىنى ئىنكارقىلىپ،‏ تۈركىستانلىقلار ئارىسىدىكى:‏ ‏”ههممىمىز بىر مىللهت“‏ دېگهن ئاڭنىيوقىتىشقا ۋە تۈركىستاننى رۇس ئىشغالىيىتىنىڭ ئاساسىي ئۇنسۇرى قىلىشقائۇرۇنىۋاتىدۇ،‏ ‏”تۈركىستان“‏ ئىسمىنىڭ قوللىنىلىشىغا چىش تىرنىقى بىلهنقارشى چىقىۋاتىدۇ.‏ ئهجهبلىنهرلىكى شۇكى،‏ 1950 يىللاردىن بېرى غهربلىك بهزىتهتقىقاتچىلار رۇس ئىجادىيىتى بولغان ‏”ئوتتۇرا ئاسىيا“‏ ئىسمىنى قوللىنىشقاۋە بۇ ئارقىلىق غهرب دۇنياسى ۋە ئىسلام ئالىمىگه ‏”تۈركىستان“‏ ئاتالغۇسىنىئۇنتۇلدۇرۇپ،‏ سوۋېتچه ئاڭغا خىزمهت قىلماقتا.‏ ئهسلىدە پۈتكۈل ئوتتۇرا ئاسىيانىئۆز ئىچىگه ئالغان ‏”تۈركىستان“‏ بۈگۈنكى كۈندە ئوتتۇرا ئاسىيا جۇغراپىيىسىنىڭكىچىككىنه بىر قىسمىغا ئايلىنىپ قالدى...»‏ . 3 شۇڭا بۇ ماقالىمىزدا بۇ تارىخىي،‏قانۇنىي،‏ ئىلمىي ئاساسلارنى تهتقىق قىلىش بىلهن بىرگه،‏ ئىلىم ۋە هوقۇقدۇنياسىنى ئىمپېرىيالىزمنىڭ چوڭ ئويۇنلىرىغا قارشى ئاگاهلاندۇرۇش ئۈچۈن‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ ئىسمىنى تاللىۋالدۇق.‏‏”تۈركىستان“‏ ياۋرۇ ئاسىيا چوڭ قۇرۇقلۇقىنىڭ غهربكه مايىل مهركىزىيقىسمىغا جايلاشقان ۋە كهڭ تېرىتورىيهنى ئۆز ئىچىگه ئالىدىغان،‏ تارىختىنبېرى ‏”تۈركلهرنىڭ يۇرتى“‏ مهنىسىدىكى تۇران ياكى تۈركىستان دېگهن ناملاربىلهن ئاتىلىپ كهلگهن جاينىڭ نامى.‏ بۇ يۇرت غهربته ئاۋرال دەرياسى ۋە كاسپىيدېڭىزىغىچه،‏ شهرقته ئالتاي تېغى ۋە خىتاي چېگرىسى يهنى شهرقىي تۈركىستانياكى قهشقهرىيهنىڭ شهرقىي چېگرىلىرى،‏ جهنۇبتا ئىران ۋە ئافغانىستان،‏ شىمالداتوبول،‏ تومسك ۋىلايهتلىرى ‏(سىبىرىيه)گه تۇتىشىدۇ . 4 تۈركىستاننىڭ ئومۇمىييهر كۆلىمى 5 مىليون 340 مىڭ 66 كۋادرات كلومېتىر بولۇپ،‏ هازىر خىتاينىڭمۇستهملىكىسى ئاستىدىكى شهرقىي قىسمىنىڭ كۆلىمى 1 مىليون (824) 503مىڭ،‏ غهربىي قىسمى بولسا،‏ 3 مىليون 516 مىڭ كۋادرات كىلومېتىرنى تهشكىلقىلىدۇ . 5 شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئاساسلىق قىسمى ئالتاغ تېغى،‏ تهڭرىتېغى،‏كوئىنلون تېغى ۋە تهكلىماكان چۆلى قاتارلىق تاغ ۋە چۆل بىلهن قاپلانغان.‏ ئۇندىنباشقا،‏ تارىم،‏ ئىلى،‏ ئېرتىش،‏ ماناس،‏ ئۇلۇنگۇر،‏ باغراش دەرياسى قاتارلىق ‎320‎دىنئارتۇق دەريا بار.‏33


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستاندا تۈرك خانلىقلىرى دەۋرىشهرقىي تۈركىستان تارىخنىڭ تۇنجى دەۋرلىرىدىن تارتىپ تۈرك،‏ مۇڭغۇل ۋەخىتايلارنىڭ ئارىسىدا تالاش تارتىش ئوبيېكتى بولۇپ كهلمهكته.‏ كۈچلۈك تۈركدۆلهتلىرى بهزىدە قوشنىسى خىتاي دۆلىتىنى باشقۇرسا،‏ بهزىدە خىتايلار تۈركيۇرتلىرىنى ئىشغال قىلىۋالدى.‏ شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا،‏ شهرقىي تۈركىستانئىرق،‏ تىل ۋە مهدەنىيهت جهههتتىن تۈركىستان ۋە تۈرك دۇنياسىنىڭ ئايرىلماسبىر پارچىسى سۈپىتىدە قوبۇل قىلىنىدۇ.‏ هۇن دۆلىتى ۋە كۆكتۈرك ئىمپېراتورلۇقىتېرىتورىيىسى مۇشۇ رايونلارنىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالاتتى.‏ كۆكتۈرك ئىمپېراتورلۇقىغاقاراشلىق تۈرك قهۋملىرىدىن بىرى بولغان ئۇيغۇرلار 744 يىلى ئورخۇن دەرياسىبويىدا ‏”ئۇيغۇر دۆلىتى“نى قۇرۇپ،‏ ‏”ئوردۇبالىق“نى باشبالىق ‏(پايتهخت)‏ قىلدى.‏بۇ دۆلهت،‏ 840 يىلى قىرغىزلار تهرىپىدىن گۇمران قىلىندى.‏ ئۇيغۇر قاغانلىقى كۆچمهن هايات كهچۈرۈۋاتقان ئۇيغۇر ئېسىلزادىلىرى رەهبهرلىكىدە بارلىققا كهلگهنقهبىله فېدىراتسىيىسىدىن ئىبارەت ئىدى.‏كۆكتۈرك دۆلىتىنىڭ هاكىمىيهت بېشىدىكى ئاشىنا قهبىلىسى زەئىپلىشىشكهيۈزلهنگهچكه،‏ ئۇيغۇرلار خهلقنى قايتا تهشكىللهپ،‏ يېڭى بىر دۆلهتنىڭ ئۇلىنىقۇردى.‏ كۆكتۈرك خانلىقى گۇمران بولغان ۋاقىتتا،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ بېشىدا ‏”ئهركىن“‏ئىسىملىك سهركهردە بار ئىدى.‏ مهركىزىي هاكىمىيهت يېمىرىلغاندا،‏ ئۇلار بهگلىكبولۇپ شهكىللهندى.‏ بىر ئهسىردىن كۆپ سۈرگهن تهييارلىق باسقۇچىدىن كېيىن،‏ئۇيغۇر دۆلىتى قۇرۇلدى.‏ تۇنجى ئۇيغۇر قاغانى قۇتلۇق بىلگه كۈلتېكىن ئىككىيىل هۆكۈمرانلىق قىلدى ۋە 747 يىلى ئالهمدىن ئۆتتى.‏ ئۇنىڭ ئورنىغا ئوغلىمويۇنچۇر (747 759) قاغان بولدى.‏ مويۇنچۇر قاغان ئهتراپىدىكى تۈرك دۆلهتلىرىۋە قهۋملىرىنى ئۆزىگه بويسۇندۇرۇپ،‏ دۆلىتىنىڭ تېرىتورىيىسىنى غهربته سىردەرياسىغا يهتكۈزدى.‏ خىتايغا قارشى بىر نهچچه قېتىم يۈرۈش قىلىپ،‏ خىتايدۆلىتىنى ههر يىلى ئولپان تاپشۇرۇشقا مهجبۇرلىدى.‏ ئۇيغۇر قاغانلىقىنىڭ خىتايدۆلىتى ئۈستىدىكى تهسىرى كېيىنكى هۆكۈمرانلار دەۋرىدىمۇ داۋاملاشتى.‏ ههتتائالپ بىلگه قاغاننىڭ بېسىمى بىلهن،‏ خىتاي ئىمپېراتورى ئۆز قىزىنى ئۇيغۇرقاغانىغا ياتلىق قىلىشقا مهجبۇر بولدى . 6ئالپ بىلگه قاغاننىڭ ئۆلۈمى (821 يىلى)دىن كېيىن،‏ ئۇيغۇر دۆلىتىزەئىپلىشىشكه باشلىدى.‏ 840 يىلى،‏ قىرغىزلار پايتهخت قارابالاساغۇنغا هۇجۇم34


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىقىلىپ،‏ قاغان ۋە خهلقنىڭ كۆپىنچىسىنى قىرغىن قىلىۋەتتى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ئۇيغۇر دۆلىتى زاۋاللىققا يۈزلهندى.‏ ئۇندىن كېيىن قۇرۇلغان كهڭسۇ ئۇيغۇر دۆلىتى‏(سېرىق ئۇيغۇرلار)‏ ۋە تۇرپان ئۇيغۇر دۆلىتى مهلۇم شهههرلهردە هاكىمىيىتىنىداۋاملاشتۇرغان بولسىمۇ،‏ تهسىر دائىرىسىنى كېڭهيتهلمىدى.‏ ئاخىرقى ئۇيغۇردۆلىتى 1209 يىلى مۇڭغۇل ئىستىلاسى بىلهن گۇمران بولدى.‏قاراخانىيلار دۆلىتى شهرقىي تۈركىستان تارىخىنىڭ مۇهىم قىسمىنىتهشكىل قىلىدۇ.‏ قاراخانىيلار ئىسلامىيهتنى دۆلهت دىنى قىلىپ بهلگىلىگهنتۇنجى تۈرك دۆلىتى بولۇپ،‏ ‏(كۆچمهن هاياتتىن)‏ ئولتۇراقلىشىپ ياشاش ۋە تېزسۈرئهتته شهههرلىشىش دەۋرىمۇ قاراخانىيلار مهزگىلىدە رەسمىي باشلاندى.‏ كۈلبىلگه قادىرخان مۇسۇلمان بولغاندىن كېيىن،‏ ئىسمىنى ئابدۇلكهرىم سۇتۇقبۇغراخانغا ئۆزگهرتتى.‏ ئۇنىڭدىن بۇرۇن ئۇيغۇر قاغانى تهۋەلىكىدىكى قارلۇقيابغۇسى،‏ 840 يىلى ئۇيغۇر دۆلىتىنىڭ يىقىلىشى بىلهن،‏ يهتتىسۇ ۋە قهشقهررايونلىرىدا خانلىقىنى ئېلان قىلىپ،‏ قاراخان ئۈنۋانىنى ئالغانىدى.‏ شهرقىي ۋەغهربىي تۈركىستاننى پۈتۈنلهي ئۆز هاكىمىيىتى ئاستىغا كىرگۈزگهن بۇ دۆلهتنىڭتېرىتورىيىسى ئارال كۆلىدىن خىتاي ۋە مۇڭغۇلىيهگىچه بولغان ئارىلىقنى ئۆزئىچىگه ئالاتتى.‏ قاراخانىيلار دۆلىتى 372 يىل هۆكۈم سۈردى ۋە 1212 يىلى مۇنقهرزبولدى.‏ 1042 يىلى شهرقىي ۋە غهربىي قاراخانىيلار دەپ ئىككىگه بۆلۈنگهن دۆلهتمۇڭغۇللارنىڭ ئىستىلاسى بىلهن گۇمران بولدى.‏ نهتىجىدە،‏ 1218 يىلىدىن 1679 يىلىغىچه شهرقىي تۈركىستان چاغاتاي دۆلىتى ئىسمى بىلهن ئاتىلىپ كهلدى.‏چاغاتاي دۆلىتى 1365 يىلى تۈركىستان هۆكۈمرانلىقىنى قولغا كىرگۈزگهن‏(تۇغلۇق)‏ تىمۇر هاكىمىيىتىنىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏تۈركىستان ۋە ئهتراپىدىكى رايونلاردا ئۇزۇن مهزگىل هۆكۈمرانلىق قىلغانچاغاتاي خانلىقى چىڭگىزخاننىڭ ئوغۇللىرىدىن چاغاتاي خاننىڭ نېسىۋىسىگهئايرىلغان دۆلهتنىڭ قۇرۇلۇشى بىلهن باشلىنىدۇ.‏ چىڭگىزخان ئۆزى بېسىۋالغانزېمىننى تۆت ئوغلىغا سۇيۇرغال قىلىپ بهرگهن بولۇپ،‏ ماۋارائۇننههىرنىڭ كۆپىنچهقىسمى،‏ قاراقىتان تۇپراقلىرى ۋە شهرقىي تۈركىستاندىكى قهشقهرنىڭ ئهتراپىنىچاغاتايغا بۆلۈپ بهردى.‏ 1277 يىلى قۇرۇلغان دۆلهت 1370 يىلىغىچه هۆكۈمسۈردى.‏ 1266 يىلى تهختكه چىققان مۇبارەك شاه تۇنجى مۇسۇلمان چاغاتايخانىدۇر.‏ چاغاتاي خاندىن باشلانغان شامان خانلىرى دەۋرىدە قاتتىق زۇلۇم چهككهن35


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇسۇلمان خهلقى مۇبارەك خاننىڭ شهرقىي تۈركىستاننىپۈتۈنلهي ئىستىلا قىلىشى بىلهن بۇ زۇلۇمدىن قۇتۇلۇپ قالدى.‏ چاغاتاي خانلىقى،‏1340 يىلى شهرقىي ۋە غهربىي چاغاتاي خانلىقى دەپ ئىككىگه بۆلۈندى.‏ پامىرتېغىنىڭ شهرقىگه هۆكۈمرانلىق قىلغان شهرقىي چاغاتاي خانى تۇغلۇق تىمۇردەۋرىدە (1359 1370) چاغاتاي خانلىقى قايتا بىرلىككه كهلتۈرۈلدى . 7سهمهرقهند ئهمىرلىكىنىڭ باشقۇرۇشىدىكى تىمۇرخان چاغاتاي دۆلىتىنىڭزەئىپلىشىشى سهۋەبىدىن پهيدا بولغان بوشلۇقتىن پايدىلىنىپ،‏ ئهتراپتىكىبهگلىكلهرنى ئۆز هاكىمىيىتى ئاستىغا كىرگۈزدى ۋە 1370 يىلى تىمۇردۆلىتىنى قۇردى.‏ تىمۇرخان قىسقا مۇددەت ئىچىدە پۈتكۈل تۈركىستاننى ئۆزىگهبويسۇندۇرغاندىن سىرت،‏ تۈركىستاننىڭ ئهتراپىدىكى بىر نهچچه دۆلهتنىمۇ ئۆزتېرىتورىيىسىگه قېتىۋالدى.‏ تىمۇرخان 1405 يىلى ۋاپات بولدى،‏ شۇندىن باشلاپتىمۇر دۆلىتى تۈركىستان سىرتىدىكى زېمىنلىرىدىن بىر بىرلهپ ئايرىلىپقالدى.‏ شهرقىي تۈركىستان بولسا،‏ تاكى ئۇلۇغبهگنىڭ ۋاپاتىغىچه تىمۇر دۆلىتىنىڭهۆكۈمرانلىقى ئاستىدا تۇردى.‏ ئۇندىن كېيىن،‏ گهرچه تىمۇر دۆلىتىنىڭ ئىسمىتارىخ بېتىدىن ئۆچۈپ كهتكهن بولسىمۇ،‏ ئۇلارنىڭ نهسهبىدىن كهلگهن هۆكۈمرانلارشهرقىي تۈركىستاندىكى هاكىمىيىتىنى داۋاملاشتۇردى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭتاكى 17 ئهسىرنىڭ باشلىرىغىچه چاغاتاي نهسهبىدىن كهلگهن ئابدۇلكهرىمخانۋە قېرىندىشى مۇههممهدخانلار تهرىپىدىن ئىدارە قىلىنغانلىقىنى قوبۇل قىلىشقابولىدۇ.‏ بۇ مهزگىللهردە،‏ چىڭگىزخان ياكى تىمۇر ئوغۇللىرى ۋەياكى باشقا قوشناتۈرك دۆلهتلىرىنىڭ ئۇرۇش ئوتلىرى شهرقىي تۈركىستانغىمۇ چاچرىماي قالمايتتى.‏بۇ،‏ سىياسىي بىرلىك ۋە تاشقى هاكىمىيهت جهههتتىن ئانچه كۈچلۈك بولمىسىمۇ،‏ئىلىم ۋە مهدەنىيهت جهههتتىن بهكمۇ پارلاق بىر دەۋر بولۇپ،‏ ناهايىتى مۇهىمشهخسلهر يېتىشىپ چىقتى.‏ ئۇنىڭدىن كېيىن،‏ تۈركىستان زېمىنىدا خوجىلارهاكىمىيىتى باشلاندى،‏ بۇ هاكىمىيهت تاكى 1757 يىلى خىتايلار تهرىپىدىنئىشغال قىلىنغانغا قهدەر داۋاملاشتى.‏خوجىلار دەۋرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتى1559 يىلىدىن 1591 يىلىغىچه هۆكۈمدار بولغان ئابدۇلكهرىمخانشهرقىي تۈركىستاندا بىرلىك سېپى قۇرۇش ئۈچۈن غهربىي تۈركىستاننىڭ بۈيۈك36


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىئالىملىرىدىن مهخدۇم ئهزەمنىڭ ئوغلى خوجا ئىسهاق ۋەلىنى يېنىغا دەۋەت قىلدى.‏خوجا ئىسهاق ۋەلى پۈتۈن شهرقىي تۈركىستاننى كېزىپ،‏ مۇسۇلمانلارنىڭ ئۆزئاراقېرىنداش ئىكهنلىكىنى ئهسلهتتى،‏ خهلقنى بىرلىك ۋە باراۋەرلىككه چاقىردى.‏نهتىجىدە،‏ شهرقىي تۈركىستاندا كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە بىرلىك ۋە باراۋەرلىك بهرپاقىلىنىپ،‏ دۆلهت پارچىلىنىشىنىڭ ئالدى ئېلىندى.‏ ئۇندىن كېيىن،‏ خوجا مهخدۇمئهزەم بىلهن غهربىي تۈركىستاننىڭ داڭلىق ئالىملىرىدىن خوجا ئههمهد يهسهۋىي ۋەخوجا باهائۇددىن نهقشىبهندى قاتارلىق شهيخلهرنىڭ نهسهبلىرىدىن بىر قانچه خوجايۇقىرىقى مهقسهتته شهرقىي تۈركىستانغا يهنه دەۋەت قىلىندى.‏ بۇ خوجىلار بىرتهرەپتىن خهلقنى دىنىي جهههتتىن توغرا يولغا يېتهكلىسه،‏ يهنه بىر تهرەپتىن ئۆزئارىلىرىدا پات پات رىقابهتكه چۈشۈپ قالاتتى.‏ بۇ دەۋر 1757 يىلىغىچه داۋاملاشتى.‏بهزىلهر شهرقىي تۈركىستاننىڭ 1758 يىلىدىن بۇرۇنمۇ خىتاي هاكىمىيىتىگهقاراشلىق ئىكهنلىكىنى ئوتتۇرىغا قويىدۇ.‏ چۈنكى تۈركىستان بهزىدە ئىشغالىيهتئاستىدا قالسا،‏ بهزىدە ‏«خوجىلار»‏ هاكىمىيهتنى قايتا قولىغا ئالاتتى.‏بۇ دەۋر ئهينى ۋاقىتتا ئهنگىلىيه باشچىلىقىدىكى ياۋرۇپا كۈچلىرىنىڭ دۇنيانىئۆز مۇستهملىكىسىگه ئايلاندۇرۇۋالغان يىللارغا توغرا كېلىدۇ.‏ بارغانسېرى ئىنگىلىزمۇستهملىكىسىگه ئايلىنىپ قېلىۋاتقان خىتاي هاكىمىيىتى بۇ مهزگىللهردە ئۆزئىچىدىكى مهسىلىلهرنى ههل قىلالماسلىقىغا ۋە دۆلهتنىڭ ههر تهرەپتىن مۇنقهرزبولۇۋاتقىنىغا قارىماي،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇستهقىللىق ههرىكهتلىرىنىههرقانداق پۇرسهتتىن پايدىلىنىپ قانلىق باستۇرۇپ،‏ يېڭى قۇرۇلغان دۆلهتلهرنىههرخىل ۋاسىتىلهر بىلهن يوقاتتى.‏ بۇ يهردە ئىنگىلىز خىتاي مههسۇلاتى بولغانبىر مۇستهشرىقنىڭ خوجىلار دەۋرى ههققىدىكى پىكرىنى بايان قىلىپ ئۆتۈشنىمۇۋاپىق كۆردۈم.‏ گ.‏ ماكارتنېي ئىسىملىك بىر ئىنگىلىز مهمۇرىنىڭ يېزىشىچه،‏خوجىلارنىڭ ئهخلاقسىزلىقى ۋە زۇلۇملىرى تۈپهيلىدىن خهلق ئۇلارنى قوللىمىغان،‏شۇنىڭ بىلهن خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاننى قايتا بېسىۋېلىشقامۇۋەپپهق بولغان.‏ بۇ هۆكۈمدارلاردىن بىرى بولغان خوجا جاهانگىر 1825 يىلىخىتايلارغا ئهسىر چۈشۈپ قېلىپ،‏ خىتاي ئىمپېراتورىنىڭ ئهمرى بىلهن پارچه پارچه توغرىۋېتىلگهن.‏ يهنه بىر ئىنگىلىز مهمۇرى خهلقنىڭ قهلب تۆرىدىن ئورۇنئالغان ۋە ئىززەت هۆرمىتىگه سازاۋەر هۆكۈمران ياقۇب بهگ ههققىدە:‏ ‏”تۆۋەنتهبىقىدىن چىققان لۈكچهك“‏ دەپ يازغان.‏ هالبۇكى،‏ خوجىلار هاكىمىيىتى تامامهن37


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخهلقنىڭ قوللىشى بىلهن قۇرۇلغان بولۇپ،‏ خهلق ئۇلارنى ههردائىم هىمايه قىلىپكهلگهنىدى.‏ ههقىقهت شۇنداق بولغاچقا،‏ مانجۇ خاندانلىقى يىقىلغاندىن كېيىن،‏خوقهند خانى خوجىلار نهسهبىدىن كهلگهن بىرىنى تېپىپ،‏ ئۇنىڭغا شهرقىيتۈركىستاندا بىر تۈرك دۆلىتى قۇردۇرماقچى بولغان.‏ يۇقىرىقىغا ئوخشاش،‏ خهلقنىڭيهرلىك هاكىمىيهتتىن بىزار بولغانلىقى ياكى هۆكۈمدارلارنىڭ ئهخلاقسىزلىقىدېگهندەك سۆز چۆچهكلهر ئهنگىلىيه هاكىمىيىتىنىڭ ئۆزى ئىشغال قىلماقچىبولغان ياكى باشقا بىرىگه ئىشغال قىلدۇرماقچى بولغان يهرلهر ههققىدە دۇنياجامائهتچىلىكىگه قارىتا ئېلىپ بارغان ئىدىيىۋىي خىزمهتلىرى ئىدى.‏ چۈنكىئىنگىلىز هاكىمىيىتى ئۆز هۆكۈمرانلىقى ئاستىدا بولمىغان ۋە يېرىم ئهسىردىنبېرى نه تېنچلىق،‏ نه خاتىرجهملىك كۆرەلمىگهن بىر دۆلهتكه يۇقىرىقى ئىككىشارائىتنى بىرلا ۋاقىتتا هازىرلاپ بېرەلهيدىغان،‏ ههم سىياسىي جامباز ههمدەئهسكىرىي قابىلىيىتى ئۈستۈن هاكىمىيهتنىڭ هۆكۈمرانلىق قىلىشىغا ههرگىزقاراپ تۇرالمايتتى . 8خىتايغا هۆكۈمرانلىق قىلىۋاتقان مانجۇ هۆكۈمرانى چيهنلوڭ دەۋرىدە (1735 1795)، ئاۋۋال جۇڭغارىيه ئىشغال قىلىندى.‏ جۇڭغارىيه ۋالىسى قىلىپ تهيىنلهنگهنسېرىن رابدان شهرقىي تۈركىستان بىلهن تىبهتنى ئۆزىگه باغلىۋالدى.‏ مۇڭغۇلىيهۋالىسىنىڭ كۈچىيىىپ كېتىشىدىن ئهنسىرىگهن خىتاي هۆكۈمرانى،‏ 1757 يىلىشهرقىي تۈركىستاننى،‏ ئاندىن كېيىن تىبهتنى ئۆزىنىڭ بىۋاسىته مۇستهملىكىسىگهئايلاندۇردى.‏ تۈرك خهلقى پات پات قوزغىلىپ چىقىپ،‏ خىتاي هۆكۈمرانلىرىنىتالاپهتكه ئۇچراتقان بولسىمۇ،‏ هاكىمىيهتنى پۈتۈنلهي ئۆرۈپ تاشلىيالمىدى.‏ ئۇندىنباشقا،‏ خهلق ئارىسىدىكى يۇقىرى نوپۇزلۇق خوجىلارنىڭ قهشقهر،‏ يهركهن،‏ تۇرپان،‏خوتهن قاتارلىق شهههرلهردىكى ۋالىلىق ۋەزىپىسىنى مۇۋەپپىقىيهتلىك ئېلىپبېرىۋاتقانلىقىنى كۆرگهن خىتايلار بۇ سىستېمىنى تېخىمۇ كېڭهيتكهن هالداداۋاملاشتۇردى ۋە بۇ ئارقىلىق ههم شهرقىي تۈركىستاندىكى هاكىمىيىتىنىمۇستههكهملىمهكچى ههمدە خهلقتىن ئېلىنىدىغان باج سېلىقنى ۋاقتىدا،‏ تولۇقيىغىۋالماقچى بولدى.‏ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ كۈنسېرى شىددەتلىنىپ بېرىۋاتقانزۇلۇم ۋە زورلۇقلىرىغا بهرداشلىق بېرەلمىگهن شهرقىي تۈركىستان خهلقى 1863 يىلىغىچه جهمئىي 42 قېتىم ئىسيان كۆتهردى،‏ نهتىجىدە مۇستهقىل قهشقهرىيهخانلىقى قۇرۇلدى.‏38


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىقهشقهرىيه ‏(شهرقىي تۈركىستان)‏ دۆلىتىشهرقىي تۈركىستاننىڭ بۈگۈنكى سىياسىي ئههۋالى ئاساسهن 19 ئهسىرنىڭئىككىنچى يېرىمىدا مهيدانغا كهلگهن ۋەقهلهر بىلهن زىچ مۇناسىۋەتلىك.‏ هازىرقىتۈركىستان جۇمهۇرىيهتلىرىدىن قازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏ ئۆزبهكىستان،‏تاجىكىستان ۋە تۈركمهنىستان قاتارلىقلار ئهنه شۇ مهزگىللهردە چاررۇسىيهنىڭمۇستهملىكىسىگه ئايلىنىپ قالغان بولۇپ،‏ ئۆكتهبىر ئىنقىلابىدىن كېيىنمۇبۇ ئههۋال ئۆزگهرمهي،‏ شۇ پېتى داۋاملاشتى.‏ ئهنگىلىيه باشچىلىقىدىكى ياۋرۇپادۆلهتلىرى غهربىي تۈركىستاندىكى رۇس ئىشغالىيىتىدە قانداق رول ئوينىغان بولسا،‏شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتاي ئىشغالىيىتىدىمۇ ههم شۇنداق رول ئوينىدى . 91863 يىلى،‏ رۇس باسقۇنچىلىرىنىڭ هۇجۇمىغا قارشى ئېلىپ بېرىلغانخوقهند،‏ تاشكهنت ۋە ئاق مهسجىدنى مۇداپىئه قىلىش جېڭىدا پىشكهنتلىك ياقۇببهگنىڭ كۆرسهتكهن قههرىمانلىقى ئهمىرنىڭ دىققىتىنى ئۆزىگه تارتقانىدى . 10 مانجۇخانلىقىنىڭ زاۋاللىققا يۈزلىنىشى سهۋەبىدىن چىققان مالىمانچىلىقتا قهشقهرنىڭهاكىمىيىتىنى قولىغا ئالغان قىرغىز قوماندان سادىق بهگ،‏ 1864 يىلى بىرههيئهتنى باشلاپ خوقهند خانلىقىغا يېتىپ كهلدى ۋە سابىق خوجىلارنىڭ نهسهبىدىنكهلگهن بهزى كىشىلهرنىڭ قهشقهرگه بېرىپ،‏ ئۆزئارا تىركىشىۋاتقان پىرقىلهرنىبىرلهشتۈرۈش ئارقىلىق قهشقهردە ئاسايىش ئورنىتىپ بېرىشىنى تهلهپ قىلدى.‏يۇقىرىدا ئېيتىپ ئۆتۈلگهندەك،‏ خىتايلار شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلغاندا،‏خوجا ئهۋلادلىرى خوقهندكه كېلىپ ئورۇنلاشقانىدى.‏ كۆرۈلگىنىدەك،‏ خوجىلارهۆكۈمرانلىقى خهلقنى بىزار قىلغان دەۋر ئهمهس،‏ بهلكى ئۇرۇق ئهۋلادىدىن تارتىپههممىسى خهلقنىڭ هۆرمهت ئېتىبارى ۋە قىزغىن هىمايىسىگه ئېرىشكهن سۇلالهئىدى.‏ قهشقهر دۆلىتىدىن بۇرۇن هۆكۈم سۈرگهن ئهڭ ئاخىرقى خوجىلار هاكىمىيىتى1820 يىلىدىن 1840 يىلىغىچه داۋاملاشقان بولۇپ،‏ بۇ يىللاردا خوقهند خانىمۇههممهد ئهلى خان (1822 ‎1842‎‏)نىڭ ياردىمى بىلهن خىتاي ئىشغالىيىتىگهقارشى قاتتىق تىركهشكهنىدى.‏ خوقهند خانى تېخى 40 يىل بۇرۇنغىچه قهشقهردەئۇزۇن مهزگىل مۇۋەپپىقىيهتلىك هالدا هاكىمىيهت يۈرگۈزگهن جاهانگىر خوجىنىڭهايات قالغان يېگانه ئوغلى بۈزرۈك خاننى بىر بۆلۈك ئهسكهر بىلهن قهشقهرگه يولغا39


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسالدى ۋە ياقۇب بهگنى ئۇلارغا ئهسكىرىي قوماندان قىلىپ تهيىنلىدى.‏ 1865 يىلى،‏بۈزرۈك خان بىلهن ياقۇب بهگ قهشقهرنى خىتايلارنىڭ قولىدىن ئالالمىدى.‏ كېيىن،‏ياقۇب بهگ هاكىمىيهتنى ئۆز قولىغا ئالدى.‏ رۇسلار تاشكهنتنى ئىشغال قىلغاندىنكېيىن،‏ بهزى خوقهند كۈچلىرى ياقۇب بهگكه قوشۇلدى،‏ شۇنىڭ بىلهن ياقۇب بهگخىتاينى تالاپهتكه ئۇچرىتىپ،‏ قهشقهرىيه هاكىمىيىتىنى قۇردى . 11 ئۇزۇن مهزگىلرۇسلار بىلهن ئېلىشىش جهريانىدا مول ئهسكىرىي تهجرىبىگه ئېرىشكهن ياقۇب بهگقىسقا ۋاقىت ئىچىدە پۈتۈن تۈركىستاننى ئۆزىگه بويسۇندۇرۇپ،‏ تارقاق ۋە بىر بىرىبىلهن توقۇنۇش هالىتىدە تۇرغان تۈرك بهگلىكلىرىنى مۇۋەپپىقىيهتلىك هالدا بىرهاكىمىيهت ئاستىغا يىغدى.‏دەسلهپكى يىللىرى،‏ ئهنگىلىيه ۋە رۇسىيه ئۆزلىرىنىڭ تىجارىي مهنپهئهتلىرىنىكۆزدە تۇتۇپ،‏ بهدەۋلهت ياقۇب بهگنىڭ دۆلىتى قهشقهرىيهنى ئېتىراپ قىلدى ۋەدەرهال تىجارەت ههيئهتلىرى ئهۋەتىپ،‏ كېلىشىم تۈزۈشمهكچى بولدى.‏ ئهممائهنگىلىيه بهدەۋلهت دۆلىتىگه ئانچه ئىشىنىپ كهتمهيتتى.‏ بولۇپمۇ،‏ بهدەۋلهتنىڭئوسمانىيلار ئىمپېراتورلۇقى بىلهن بولغان يېقىن مۇناسىۋىتىدىن بهكمۇخاۋاتىرلىنهتتى.‏ شۇڭا رۇسىيهنىڭ ئىلى رايونىنى بېسىۋېلىشىغا كۆز يۇمدى.‏بهزى ئىنگىلىز هۆججهتلىرىدە يېزىلىشىچه،‏ 1863 يىلى قهشقهرىيه دۆلىتىنىڭشىمالى قىسمىدىكى تۇڭگانلارنىڭ خىتاي هاكىمىيىتىگه قارشى ئېلىپ بارغانئىسيان ههرىكىتىگه ۋە ئاتىلىق غازى 12 نىڭ 1867 يىلى ئاقسۇ،‏ تۇرپان،‏ كۇچارۋە قاراشهههرنى بېسىۋېلىشىغىمۇ كۆز يۇمۇلغانىدى . 13 خىتاينىڭ كۆرۈنۈشتىكىهاكىمىيىتى مانجۇ خاندانلىقى زاۋاللىققا يۈز تۇتقانىدى.‏ ئاتىلىق غازىكېلىشتىن بۇرۇن بۇ يهرلهرگه بىر بىرى بىلهن توقۇنۇشۇۋاتقان تۈرك بهگلىكلىرىبىلهن مهركىزىي هۆكۈمهتتىن ئالاقىسى ئۈزۈلگهن خىتاي دوتهيلهر هۆكۈمرانلىققىلىۋاتاتتى.‏ ههرقانداق هادىسىنى ئۆز كونتروللۇقىدا تۇتۇپ كېلىۋاتقان ئىنگىلىزهۆكۈمىتى بۇ ۋەقهلهرنى ئۆز كونتروللۇقى ئاستىغا كىرگۈزەلمىگهنلىكتىن،‏ ياقۇببهگ باشچىلىقىدىكى مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىگه تاغدىن چۈشكهن بىر توپقاراقچىنىڭ تېرورلۇق ههرىكىتى سۈپىتىدە مۇئامىله قىلدى.‏ توختىماي ئالغائىلگىرىلهۋاتقان ئاتىلىق غازى رۇس ئهسكهرلىرىنىڭ قهشقهرىيه چېگرىسىغىچهيېقىنلاپ كهلگهنلىكىدىن خهۋەر تېپىپ،‏ تۇڭگانلارغا قاراپ يۈرۈش قىلدى.‏ رۇسلارقهشقهرىيهنىڭ چېگرا رايونى ئىلىنى بېسىۋالدى.‏ لېكىن ئىلى خهلقى رۇس40


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىئهسكهرلىرىنى ئېغىر تالاپهتكه ئۇچرىتىپ،‏ كۈچلۈك بىر تۈرك هاكىمىيىتى قۇردى.‏بۇ خهۋەرلهر ههققىدە دۆلىتىگه مهلۇمات يوللىغان ئىنگىلىز ۋەكىلى روبېرت ب.‏ شاۋئۆز قايغۇسىنى مۇنداق بايان قىلىدۇ:‏‏«كېڭهيمىچىلىك ههرىكهتلىرى ئارقىلىق ئهنئهنىۋىي ۋە كۈچلۈك تۇڭگانخانلىقى دەپ ئاتالغان كونا يۇرتلىرىنى قايتۇرۇۋېلىپلا قالماي،‏ شهرق تهرەپتىكىخىتاي يۇرتلىرىغا قاراپ ئىلگىرىلىمهكته.‏ شۇڭا ئىلىنىڭ شهرقىي شىمالىدىكىرايونلار ئۇلارنىڭ قولىغا ئۆتتى.‏ ئاتىلىق غازىنىڭ ئۇ يهردىكى نوپۇزى ئىلىدىكىگهنىسبهتهن بهكمۇ ئاجىز بولسىمۇ،‏ بۇ نوپۇزنى پۈتۈنلهي يوقىتىپ تاشلاش كېرەك.‏ ئۇيهرلهرنى هېلىمۇههم ئهڭ قالايمىغان رايون دەپ قاراشقا بولىدۇ،‏ چۈنكى هازىرغىچههېچكىم مۇتلهق ئۈستۈنلۈكنى قولغا كهلتۈرەلمىدى»‏ . 141867 يىلى كۇچارنى،‏ 1869 يىلى كورلىنى،‏ 1871 يىلى تۇرپاننى قولغاكىرگۈزگهن ياقۇب بهگ شهرقىي تۈركىستاندا هاكىممۇتلهق ئورۇنغا ئۆتۈپ،‏ مۇكهممهلدۆلهت تهشكىلاتى قۇردى.‏ كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇكى،‏ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭئاخىرلىشىشى بىلهن،‏ شهرقىي تۈركىستاندا تولۇق مۇستهقىل بىر دۆلهت ئوتتۇرىغاچىقتى.‏ قهشقهرىيه دۆلىتىنىڭ قۇرغۇچىسى ۋە هۆكۈمدارى ئهمىر ياقۇب بهگيېقىنقى بىر قانچه ئهسىر ئىچىدە ئاسىيادىن يېتىشىپ چىققان ئهڭ كۈچلۈك ۋەمۇستهقىل هۆكۈمران ئىدى . 15يىقىلغان مانجۇ خاندانلىقىنىڭ تېرىتورىيىسىگه قاراشلىق يهرلهردىكىتۈرك بهگلىكلىرىنى بىرلهشتۈرگهن ۋە تېخى قۇرۇلۇش باسقۇچىدا تۇرۇۋاتقانقهشقهرىيهدىكى ئىنگىلىز ۋەكىللىرىدىن شاۋ بىلهن هايۋارد دۆلهت تهرىپىدىن قولغائېلىنىپ،‏ ئېلىپ بېرىۋاتقان ئىش پائالىيهتلىرى ههققىدە سوراققا تارتىلدى ۋەزىندانغا قامالدى.‏ ئهمما ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ ئهنگىلىيه خانىشى نامىدا بازار ئههۋالىنىئۇقۇش ئۈچۈن كهلگهنلىكىنى ئېيتىپ تۇرۇۋالدى.‏ ‏(ئىككى دۆلهت ئارىسىدىكى)‏دىپلوماتىك ئالاقه نهتىجىسىدە ئىككى ۋەكىل قويۇپ بېرىلدى.‏ قۇرۇلۇش باسقۇچىداتۇرۇۋاتقان ۋە كۆپلىگهن جايلىرىدا قالايمىقانچىلىق تولۇق بېسىقمىغان بىر دۆلهتتهئۆزلىرى خالىغانچه ئايلانماقچى بولغان بۇ ۋەكىللهرنىڭ ئۆز دۆلىتىگه يوللىغاندوكلاتلىرىدا قهشقهرىيه دۆلىتىنىڭ مهدەنىي تۇرمۇشى،‏ ‏(جهمئىيهتنىڭ)‏ تېنچ،‏ئاسايىش بهرقارار ئىكهنلىكى،‏ خهلقنىڭ خاتىرجهم ۋە پاراغهت ئىچىدە ياشايدىغانلىقىبايان قىلىنغانىدى . 16 ئىنگىلىز هۆججهتلىرىدىكى بۇ بايانلار مهزكۇر دۆلهت خهلقىگه41


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمهدەنىيهت يهتكۈزۈشنى باهانه قىلىپ كۆرسىتىدىغان ئىشغالىيهتچى زېهىننىڭههقىقىي نىيىتىنى كۆرسىتىپ بېرىشته مۇهىم ئاساسقا ئىگه.‏بۇ دۆلهت ئهنگلىيه بىلهن تىجارەت قىلىشقا ۋە شهرتلهرنى ئوتتۇرىغا قويۇپ،‏كېلىشم تۈزۈشكه تهييار بولسىمۇ،‏ ئهنگىلىيه خۇددى مانجۇ مهزگىلىدىكىگه ئوخشاششهرتسىز ۋە ئۆز مهيلىچه تىجارەت قىلىش ئارزۇسىدا ئىدى.‏ ياقۇب بهگ تىجارەتئىشىغا شۇ قهدەر هېرىسمهن ئىدىكى،‏ ههتتا شهههر يېزا ۋە چۆل باياۋاندىكىههرقانداق خېيىم خهتهرگه قارىماي،‏ قهشقهرىيهگه كېلىدىغان سودىگهرلهرنىڭ جانۋە مېلىنى قوغداشقا كاپالهت بهرگهن بولۇپ،‏ بىر ئىنگىلىز ۋەكىلى بۇ كاپالهتنىڭقانچىلىك ئىشهنچلىك ئىكهنلىكىنى سىناپمۇ كۆرگهنىدى . 17 يهنه بىر مۇهىممهسىله شۇكى،‏ يهركهن،‏ خوتهن ۋە قهشقهرنىڭ ئهڭ كۈچلۈك ۋە چىۋەر هاكىمىياقۇب بهگ رۇس ئىشغالىيىتىگه ئۇچرىغان خوقهند ۋە بۇخارا خانلىقلىرىنىڭئهنگىلىيهگه بولغان مايىللىقىنى ئۆزىگه قاراتقانىدى . 18 ئهنگىلىيه هۆكۈمىتىرۇس ئىشغالىيىتىگه ئۇچرىغان دۆلهتلهرگه هېچقانداق ئههدە بهرمىگهن بولۇپ،‏ئۇستىلىق بىلهن پاسسىپ ئورۇنغا ئۆتۈۋېلىپ،‏ ئىشغالىيهتنىڭ ئۈزۈل كېسىلبولۇپ كېتىشىنى ساقلاپ تۇردى.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏ هىندىستانغا قوشنا بولغانبۇ دۆلهتلهرنىڭ ياقۇب بهگنى ئۆزلىرىنىڭ يېڭى خوجايىنى دەپ بىلىشىدىن قاتتىقئهندىشه قىلاتتى.‏قۇرۇلغان كۈنىدىن ئېتىبارەن،‏ ئىنگىلىز ههيئهت ۋە ۋەكىللىرىنى قوبۇلقىلغان قهشقهرىيه ئهمىرى ئۆزىمۇ هىندىستانغا پات پات ۋەكىل ياكى ههيئهتئهۋەتىپ تۇراتتى.‏ 1872 يىلى،‏ تۇنجى قېتىملىق ‏«قهشقهرىيه ئهنگىلىيه تىجارەتكېلىشىمى»‏ ئىمزالاندى . 19 ئهنگىلىيه ۋەكىلى دوگلاس فورسيت بىلهن ئىمزالانغانبۇ كېلىشمنامىنىڭ 6 ماددىسىغا ئاساسهن،‏ ئهنگىلىيه هۆكۈمىتى قهشقهرىيهدەبىر سىياسىي ئاگېنتلىق قۇرۇش هوقۇقىنى قولغا كهلتۈردى . 20فورسيت قهشقهرىيهدە ئېلىپ بارغان بىر قانچه قېتىملىق زىيارەت ۋەسۆهبهتنىڭ نهتىجىسىدە،‏ بۇ دۆلهتنىڭ ئىقتىسادىي،‏ سىياسىي،‏ ئىجتىمائىي،‏قانۇنىي سىستېمىسى ۋە مهدەنىيهت سهۋىيهسى ههققىدە مۇنداق دەپ يازىدۇ : 21‏”خهلق پاراغهت ئىچىدە ياشايدىكهن.‏ مىجهزى چۇس،‏ ئهمما دانا ۋە ئادىل باشقۇرىدىغانهۆكۈمدارلىرىدىن رازى ئىكهن.‏ ئوتتۇرا ئاسىيادا ئىككى چوڭ رەقىب ئىمپېراتورلۇقئارىسىدا سهل چاغلىغىلى بولمايدىغان دەرىجىدە رول ئويناش ئېهتىمالى بولغان42


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىبۇ رايوندا بىردىنلا كۈچلۈك بىر دۆلهت پهيدا بولۇپ قالىدۇ.‏ هىندىستاندىكىهۆكۈمىتىمىزنىڭ بۇ دۆلهت ۋە ئاتىلىق غازى بىلهن بولغان مۇناسىۋىتىنى چوقۇمكۈچهيتىش كېرەك.‏ بىز شۇنداق قىلمىساق،‏ رۇسلارنىڭ قىلىدىغانلىقى ئېنىق.‏ ئاللاهقهشقهرىيهگه مولچىلىق ۋە باياشاتچىلىقنى ئاتا قىلىپ،‏ يۇرتلىرىغا مېهمانلىرىنىناهايىتى خۇشپېئىل كۈتۈۋالىدىغان خهلقنى ئورۇنلاشتۇرغانىكهن.‏ مىرزا شادىيمېهمانلىرىنى شاهزادىلهرگه لايىق كۈتۈۋالدى:‏ مېزىلىك پولو،‏ خۇرۇچ سېلىنغانشورپىلار،‏ هىلىلىدەك گۆشلهر...‏ يهركهنلىك ئاشپهزلهر ههقىقىي سهنئهتكار ئىدى.‏ئاجايىپ يارىشىملىق پهشتامىلارنى تارتىپ،‏ ئاشخانىلىرىنى چىنىدەك پاكىزتۇتىدىكهن.‏ تائاملىرىغا سېرىقماينىڭ ئهڭ ئېسىل سۈپهتلىكىنى ئىشلىتىدىكهنۋە ئاشلىرىنى هوردا پىشۇرىدىكهن.‏ سهيياهلار قاغىلىق بازىرىدىن ئۆتتى.‏ چوڭيولنىڭ كهڭلىكى تۆت يېرىم مېتىر بولۇپ،‏ كۆپىنچه قىسمىنىڭ ئۈستى يېپىقئىدى.‏ يولبويى ناۋايلار،‏ قاسساپلار،‏ تۈتۈن سودىگهرلىرى،‏ باققاللار توشۇپ كهتكهنبولۇپ،‏ ئارىلىرىدا بىر مهكتهپ،‏ بىر كهسپىي ئوتتۇرا مهكتهپمۇ بار ئىدى،‏ يولنىڭئاخىرىغا بىرلا ۋاقىتتا ئىككى كىشىنى ئاسقىلى بولىدىغان دار ئورنىتىلغانىدى.‏ئۆيلهرنىڭ ئۆگزىلىرىنى گۈل چېچهك ئۆستۈرىدىغان باغچه قىلىۋېلىشقانىدى.‏قاتتىق مۇهاپىزەت قىلىنىۋاتقان يوللار ۋە ههر يهردە سېلىنىۋاتقان مهزمۇتكۆۋرۈكلهردىن ئىلغار ۋە كۈچلۈك بىر هاكىمىيهتنىڭ ئىشارەتلىرىنى كۆرۈۋالغىلىبولاتتى.‏ يهركهنگه كىرىشتىن بۇرۇن يۇنگۇ بازىرىدا ‏(يۇڭ بازىرى بولۇشى مۇمكىن)‏هايالدىدۇق.‏ بۇ بازار يهركهن يولىدىكى ئهڭ ئاخىرقى هايالدىما ‏(قونالغۇ)‏ ئىدى.‏ بۇ يهربىر نهچچه يىل ئىلگىرى ۋەيرانه هالهتتىكى پاتقاقلىق ئىدى.‏ كېيىنچه،‏ هۆكۈمهتتهرىپىدىن قۇرۇتۇلۇپ،‏ دېهقانلارغا تهڭ تهقسىم قىلىپ بېرىلىپتۇ...‏ شۇ ئارقىلىقيهركهننىڭ تېنچ ئامان ئالغا ئىلگىرىلىشىگه شارائىت هازىرلىنىپتۇ“‏ . 221873 يىل 9 ئايدا،‏ تىجارىي ئالاقىنى چىڭىتىش مهقسىتىدە ناهايىتى چوڭبىر ههيئهت بىلهن قهشقهرىيهگه قايتا كهلگهن فورسيتكه يهنه بىر مۇهىم ۋەزىپهتاپشۇرۇلغان بولۇپ،‏ ههيئهتنىڭ تىجارىي توختامنامه تۈزۈش ۋە قهشقهرىيه بىلهندائىملىق دىپلوماتىك مۇناسىۋىتى ئورنىتىشتىن سىرت،‏ ياقۇب بهگ دۆلىتىنىڭيهر شهكلى،‏ ئېتنوگراپىيىسى ۋە ئىقتىسادىي ئههۋالى ههققىدە مۇمكىنقهدەر كۆپمهلۇمات توپلاپ كېلىشى تهلهپ قىلىنغانىدى . 23 كۆپ ئۆتمهي،‏ هېنرى تروتتېرباشچىلىقىدىكى يهنه بىر ههيئهت قهشقهرىيهگه يېتىپ كهلدى ۋە 1874 يىل43


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى2 ئاينىڭ 2 كۈنى،‏ ههر ئىككى تهرەپنىڭ مهنپهئهتىگه مۇناسىپ هالدا يېڭىتىجارەت توختامنامىسى تۈزۈلدى.‏ بۇ ئارقىلىق ئىككى دۆلهت ئارىسىدىكى تىجارىيمۇناسىۋەتنىڭ ئۇلى سېلىنغان بولدى . 24فورسيت ههيئىتى قهشقهرىيه ئهمىرى بىلهن كهڭ كۆلهملىك تىجارىيتوختامنامه تۈزدى.‏ شۇنداق بولۇشىغا قارىماي،‏ ههيئهت ئىچىدىكى باشقا ۋەكىللهرقهشقهرىيهنىڭ رۇسىيهگه غهربىي تۈركىستان خانلىقلىرىدىنمۇ ئاسان يېڭىلىپقالىدىغانلىقى توغرىسىدا دوكلات تهييارلىدى.‏ توختامنامىگه ئاساسهن قهشقهرىيهگهئهۋەتىلگهن شاۋ ئهپهندى سىرتتىن تىجارەت ۋەكىلىدەك كۆرۈنسىمۇ،‏ جىددىيپهيتلهردە سىياسىي ئهرباب سۈپىتىدە ۋەزىپه ئالالايتتى . 25شهرقىي تۈركىستاندا قۇرۇلغان قهشقهرىيه دۆلىتى تهشكىلىي ئىشلىرىنىتۈگىتىپ،‏ ئهسكىرىي ۋە تىجارىي ساههلهردە كېڭىيىشكه ۋە تاشقى جهههتتىنمهدەتكار ئىزدەشكه باشلىغان يىللاردا،‏ چاررۇسىيه خوقهند خانلىقىنى تامامهنئىشغال قىلدى.‏ گهرچه چاررۇسىيه هۆكۈمىتى خوقهند خانلىقىنىڭ ئاساسىيقىسمىنى خېلى بۇرۇنلا ئىگهاللهپ بولغان بولسىمۇ،‏ خهلقئارانىڭ نارازىلىقىدىنقورقۇپ،‏ خانلىقنى پۈتۈنلهي ئاغدۇرۇپ تاشلاشنى ۋە دۆلهتنىڭ ئۆزلىرىگه مۇنقهرزبولغانلىقىنى دۇنياغا ئېلان قىلىشنى ۋاقتىنچه كېچىكتۈرگهنىدى.‏ ئهمما شهرقىيتۈركىستاندا قۇرۇلغان كۈچلۈك مۇسۇلمان دۆلىتىدىن قاتتىق چۆچۈپ كهتكهنرۇسىيه يهنىمۇ كېچىكىشكه بولمايدىغانلىقىنى چۈشىنىپ يېتىپ،‏ 1876 يىل 3 ئاينىڭ 2 كۈنى خوقهند خانلىقىنى پۈتۈنلهي ئۆرۈپ تاشلىدى.‏قهشقهرىيه دۆلىتىنىڭ ئهنگىلىيه ۋە رۇسىيهنىڭ ياردىمى بىلهن خىتايلار تهرىپىدىنئىشغال قىلىنىشىقهشقهرىيهگه كېلىپ كېتىپ يۈرگهن ئىنگىلىز ههيئهتلهر،‏ خىزمهتچىلهر‏(جاسۇسلار)‏ ۋە سودىگهرلهر توختامنامىلارنى تۈزۈپ،‏ ئىشلىرىنى يۈرۈشتۈرسه،‏ ئالدىنكۆرەر ياقۇب بهگمۇ ئۆز پائالىيهتلىرىنىڭ دائىرىسىنى كېڭهيتىشكه تىرىشماقتائىدى.‏ دۆلىتىنىڭ شهرت شارائىتى ۋە ئهمهلىي ئههۋالىنى كۆزدە تۇتقان قهشقهرئهمىرى ئهنگىلىيه هامىيلىقىدىكى خىتايلارنىڭ بۇ تۇپراقلاردىن ئاسانلىقچه ۋازكهچمهيدىغانلىقىنى،‏ رۇسىيهنىڭ تۈركىستان كېڭهيمىچىلىكىنىڭ شهرقىيتۈركىستان چېگرالىرىغىچه يېتىپ كهلگهنلىكىنى،‏ ههر ئىككى خهتهرلىك44


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىئههۋالغا قارشى تهدبىر ئېلىش ئۈچۈن،‏ ئوسمانىيلار ۋە ئهنگىلىيه بىلهن سىياسىيۋە ئهسكىرىي جهههتته ههمكارلىشىش لازىملىقىنى تونۇپ يهتكهنىدى.‏ شۇڭا،‏1873 يىلى ئهلچىسى سهييىد ياقۇب خان تۆرىنى ئىستانبۇلغا ئهۋەتىپ،‏ ئۆزىنىڭئوسمانىيلار پادىشاهىغا بهيئهت قىلغانلىقىنى بىلدۈردى . 26 سهييىد ياقۇب خانئۆز دۆلىتىنىڭ ئههۋالى ۋە ئېهتىياجلىق تهرەپلىرى،‏ بولۇپمۇ ئهسكىرىي جهههتتهقورال ياراق ۋە تهلىم تهربىيه مهسىلىلىرى ههققىدىكى تهلهپلىرىنى تهپسىلىيبايان قىلدى.‏ ئوسمانىيلار هۆكۈمىتى پادىشاه ئالىيلىرىنىڭ تهكلىپى بىلهن ياقۇببهگنىڭ بهيئىتى ۋە تهلهپلىرىنى قوبۇل قىلدى . 27 هالبۇكى،‏ بۇ يىللاردا ئوسمانىيلاردۆلىتى ئۆزىمۇ بىر مۇنچىلىغان ئىچكى ۋە تاشقى مهسىلىلهر بىلهن ئاۋارە بولۇپ،‏بۇ مهسىلىلهرنىڭ بىر قىسمىنى تۈركىستان ئىشغالىيىتىنى پىلانلىغۇچىلاردىنبىرى بولغان ئىگناتىيېۋنىڭ ئىستانبۇلدىكى كونسۇلخانىسى كهلتۈرۈپچىقارغانىدى.‏ كۆپ ئۆتمهي،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئوسمانىيلار پادىشاهىنىڭ نامىغاخۇتبه ئوقۇلدى ۋە يارماق بېسىلدى . 28رۇسلاردىن ئۆزئارا ههمكارلىشىش تهلىپىگه جاۋاب ئالالماسلىقى ۋە رۇسلارنىڭنارىن دەرياسى بويىغا قهلئه قۇرغاندىن كېيىن،‏ شهرقىي تۈركىستانغا تههدىتسېلىشى ياقۇب بهگنىڭ ئوسمانىيلار پادىشاهىغا بهيئهت قىلىپ،‏ ئۇنىڭدىن قوماندان،‏قورال ياراق ۋە ئۇستا تهلهپ قىلىشىغا سهۋەب بولغان مۇهىم ئامىل ئىدى.‏ شۇئارىدا،‏ ئىنگىلىزلهر بىلهن قۇرۇلغان تىجارىي مۇناسىۋەت تهرەققىي قىلىپ،‏ 1876 يىلى ئهڭ يۇقىرى سهۋىيهگه يهتتى.‏ لورد ليتتوننىڭ:‏ ‏«سىياسىي نوپۇز دائىرىمىزدەتۇتقا قىلىشقا تېگىشلىك لىنىيه ئومۇمهن ۋاقتى كهلگهندە ئاكتىپ هالدا قولغائالىدىغان جۇغراپىيىلىك لىنىيهگه ماس كېلىشى كېرەك»‏ دېگهن جۈملىسىئهنگىلىيه سىياسىتىنىڭ خۇلاسىسى بولۇپ،‏ مانا بۇ سىياسهت قهشقهرىيهنىڭتهقدىرىنى بهلگىلىگهنىدى.‏ ‏”چوڭ ئويۇن“‏ ۋە بۇ ئويۇنغا تۈرتكه بولغان ئىنگىلىز رۇس مهخپىي هېساب كىتابىغا تايانغان بىر بىرىگه پاس چىقىرىش ههرىكهتلىرىهېچقاچان توختاپ قالمىغانىدى . 29‏”چوڭ ئويۇن“نىڭ ئاساسلىق ئۇنسۇرى قهشقهرىيهنىڭ ئهمهلىي دۈشمىنىبولغان خىتاي ۋە رۇسىيه ئهمهس ئىدى.‏ چۈنكى بۇ ئىككى دۆلهتكه قوراللىق قارشىتۇرۇش ئارقىلىق هاكىمىيهتنى قوغداپ قالغىلى بولاتتى.‏ بۇ يهردىكى ئاساسلىقئۇنسۇر كۆرۈنۈشته دوستلۇق ۋە تىجارەت كېلىشىملىرى تۈزۈپ،‏ ‏(قهشقهرىيهدە)‏45


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسودىگهر تۇرغۇزغان،‏ تىجارەت ۋاكالهتخانىسى ئاچقان،‏ ئهمما ئهسلىدە دۆلهتنىڭ ۋەهۆكۈمالارنىڭ سىتراتېگىيىلىك ۋە زەئىپ نۇقتىلىرىنى تىڭ تىڭلاپ يۈرگهنئىنگىلىز سىياسىتى ۋە چاپارمهنلىرى ئىدى.‏ بهدەۋلهت ياقۇب خان ئهنگىلىيهنىڭكۆرۈنۈشته دوست،‏ ماهىيهتته دۈشمهن سىياسىتىنى ئۆزگهرتىش ئۈچۈن كۆپئۇرۇندى.‏ ئهمما ئهنگىلىيهنىڭ تۈركلهرگه قارشى قاتتىق قول پوزىتسىيىسىنىۋە قهشقهرىيهگه باستۇرۇپ كهلمهكچى بولغان خىتاي ئهسكهرلىرىگه يار يۆلهكبولۇۋاتقانلىقىنى كۆرۈپ يېتىپ،‏ دۆلىتىنى ئاخىرىغىچه قوغداشقا تىرىشتى.‏رۇسىيه شهرقىي تۈركىستاننىڭ خىتاي مۇستهملىكىسىگه ئايلىنىشىنىڭ ئۆزمهنپهئهتى ئۈچۈن تېخىمۇ پايدىلىق بولىدىغانلىقى توغرىسىدا قايىل قىلىنغانبولۇپ،‏ ئامېرىكىنىڭ سان پېترسبۇگتىكى ئهلچىسى سكۇيلېر بۇ ههقته مۇنداقدەيدۇ:‏ ‏«يېقىنقى بىر نهچچه يىلدىن بېرى رۇسىيهدە خىتايلارنىڭ قهشقهرىيهنىقايتىدىن بېسىۋېلىشىغا ياردەم قىلىش،‏ ههتتا قهشقهرىيهنى ئۆزلىرى بېسىۋېلىپ،‏خىتايغا تاپشۇرۇپ بېرىش پىكىرلىرى ئۇلغىيىشقا باشلىدى.‏ چۈنكى ئۇلار ياقۇببهگ باشچىلىقىدىكى كىچىك بىر ئۆزبهك خانلىقىغا قارىغاندا،‏ شهرتنامه ماددىلىرىغائۇيغۇن ۋە ئۆزلىرى بىلهن ئاسانلا كېلىشهلهيدىغان خىتايلارغا چېگرىداش بولۇشنىتېخىمۇ پايدىلىق دەپ قارىشاتتى.‏ بۇ قاراشتىكىلهر يهنه رۇسىيهنىڭ تهبىئىي ۋە ئهڭچوڭ توساق بولغان تهڭرىتېغىنىڭ نېرىسىغا ئۆتمهسلىكى لازىم ئىكهنلىكىنىمۇكۆزدە تۇتقانىدى.‏ ئهمما بۇ پىكىرگه قارشى چىققانلارمۇ بولدى.‏ ئۇلار قهشقهرىيهنىخىتاينىڭ قولىغا قايتىدىن تۇتقۇزۇپ قويۇشنى سىياسىي جهههتتىن نامۇۋاپىقههرىكهت دەپ بىلهتتى.‏ چۈنكى قهشقهرىيه قولغا كىرگۈزۈلگهندىن كېيىن،‏ يېقىنئهتراپلاردا خىتاينىڭ كۈچلۈك قوشۇنى بولمايلا قالسا،‏ هاكىمىيهت يهنىلا رۇسلارنىڭئىلكىدە قالاتتى»‏ . 30ئوسمانىيلارنىڭ ياردەم ئهشيالىرىنى قهشقهرىيهگه ئېلىپ بارىدىغان ههيئهتئۈچۈن ئهڭ مۇۋاپىق يول هىندىستاندىن ئۆتۈش ئىدى.‏ ئهمما ئىنگىلىزلهرهىندىستاندا قاتتىق توسالغۇلۇق قىلغاچقا،‏ ههيئهت جىق ئاۋارىچىلىققا يولۇقتى . 31تۈركىستاننىڭ ئىشغالىيىتىدە باشتىن ئاخىرىغىچه پاسسىپ ئورۇندا تۇرۇۋېلىپ،‏هادىسىلهردىن ئۈنۈملۈك پايدىلانغان ۋە پراگماتىزم ‏(سۇيىئىستېمالچىلىق)نى تاللاشيولى قىلىۋالغان ئىنگىلىزلهرنىڭ قهشقهرىيهگه ياردەم ئهشيالىرى ئېلىپ ماڭغانئوسمانىيلار دۆلىتى ههيئىتىگه توسالغۇلۇق قىلىشى،‏ ئىنگىلىز سىياسىتىنىڭ46


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىههقىقىي ماهىيىتىنى ئېچىپ بېرىدىغان دەلىللهردىن بىرى ئىدى.‏ئىستانبۇلغا كهلگهن قهشقهرىيه ئهلچىسى سهييىد ياقۇب ئهپهندىگه ئهنگىلىيهنىڭمۇياردىمىگه ئېرىشىپ،‏ رۇسىيه بىلهن ياخشى ئۆتۈش تهۋسىيه قىلىندى.‏ ياقۇب بهگباشتىن ئېتىبارەن ئهنگىلىيه ۋە رۇسىيه بىلهن ياخشى ئۆتۈشنىڭ زۆرۈرلىكىگهئىشىنهتتى.‏ خىتاينىڭ قايتا بېسىپ كېلىدىغانلىقىنى مۆلچهرلىگهن ياقۇب بهگهىندىستاندىكى ئىنگىلىز ۋالىيلىقى بىلهن تاشكهنتتىكى رۇس قوماندانلىرىبىلهن ئۆزى ئارزۇ قىلغاندەك مۇناسىۋەت ئورنىتالمىغانلىقى ئۈچۈن ئهلچىسىنىبۇ دۆلهتلهرنىڭ پايتهختلىرىگه ئهۋەتىش قارارىغا كهلدى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ سهييىدياقۇب خان بىر مهزگىل ئىستانبۇل پېترسبۇگ لوندون ئارىسىدا توختىمايقاتراپ يۈردى . 32 هالبۇكى،‏ ئىنگىلىز هۆكۈمىتى ۋە دۆلهت ئهربابلىرى قهشقهرىيهههققىدە ئاللىبۇرۇن قارار ئېلىپ بولغانىدى.‏ بۇنىڭدىن ئىنگىلىزلهرنىڭ لوندونۋە ئىستانبۇلدا قهشقهرىيه ئهلچىسىگه ئېنىق جاۋاب بهرمهي،‏ يالغان ۋەدىلهر بىلهنۋاقىت ئۇتماقچى بولغانلىقىنى كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇ . 33ئىلى دەريارسىنىڭ نېرى ياقىسىدىكى غهربكه سوزۇلغان هاۋزىسى 1876 يىلىخىتايغا ياردەملهشمهكچى بولغان چاررۇسىيه قوشۇنى تهرىپىدىن ئىشغال قىلىندى.‏كېيىن،‏ بۇ يهر رۇسىيه بىلهن خىتاي ئارىسىدىكى چېگرا قىلىپ بهلگىلهندى ۋە دۇنيائۇرۇشلىرىدىن كېيىنمۇ ئۆزگهرمهي،‏ شۇ پېتى قېلىپ قالدى . 34 قهشقهرىيهگه بېسىپكهلمهكچى بولغان خىتاي قوشۇنىنىڭ باش قوماندانى زوزۇڭتاڭ يۈرۈش قىلىشتىنبۇرۇن تولۇق تهييارلىق كۆردى.‏ بۇنىڭ ئۈچۈن،‏ بېيجىڭدىكى ئىنگىلىز بانكىسىدىنيېتهرلىك مىقداردا قهرز پۇل ، 35 تۈركىستاندىكى رۇس ئومۇمىي ۋالىيلىقىدىنيېمهكلىك ۋە سايمان جابدۇق ئالدى.‏ ههممىدىن بهك ئېهتىياجلىق بولغانئاشلىق داننى رۇسلار تهمىنلىدى . 36 زوزۇڭتاڭ تهييارلىق كۆرۈۋاتقان مهزگىللهردە،‏ئهنگىلىيه،‏ رۇسىيه ۋە خىتاي پايتهختلىرىدە قهشقهرىيهنىڭ كېلهچىكىگهمۇناسىۋەتلىك پائالىيهتلهر جىددىي ئېلىپ بېرىلماقتا ئىدى.‏ 1876 يىلىنىڭئاخىرقى ئايلىرى هۇجۇمغا ئۆتكهن زوزۇڭتاڭ ئاۋۋال ئۈرۈمچىنى،‏ 1877 يىلى يازداتۇرپاننى ئىشغال قىلدى.‏ مهركىزىي قوشۇننىڭ باش قوماندانلىقىنى يۈرگۈزۈۋاتقانياقۇب بهگ ئۆز قوشۇنىنى باشلاپ ئىشغالچىلارغا قارشى كۈرەشكه ئاتلانماقچى بولغانبىر پهيتته،‏ تۇيۇقسىز كېسهل تارتىپ،‏ بىر نهچچه سائهت ئىچىدە ۋاپات بولدى ‏(ئهسلىدەياقۇب بهگنى خوتهن هاكىمى نىياز هېكىم بهگ زەههرلىگهنىدى تهرجىماندىن)‏ . 3747


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىياقۇب بهگنىڭ تۇيۇقسىز ئۆلۈمى بىلهن تهڭ،‏ بۇرۇن غهربىي تۈركىستانتۈركلىرىنىڭ بىر بىرىگه دۈشمهنلىشىشى سهۋەبىدىن پۈتۈن تۈركىستاننىڭرۇسلارغا مۇستهملىكه بولۇپ قالغانلىقىنى ئۆز كۆزلىرى بىلهن كۆرگهن ‏(ياقۇببهگنىڭ)‏ ئوغۇللىرى ۋە قوماندانلار بىر بىرىنىڭ پېيىگه چۈشۈشكه باشلىدى.‏ ياقۇببهگ ئۆلۈشتىن بۇرۇن خىتاي لهشكهرلىرىگه قارشى جهڭ قىلىۋاتاتتى.‏ ياقۇب بهگنىڭئۆلۈمىدىن كېيىن،‏ ئوغۇللىرى ۋە قوماندانلىرى خىتاي ئهسكهرلىرىنىڭ بېسىپكېلىۋاتقىنىغا قارىماي ئۆزئارا دۈشمهنلىشىپ،‏ قهشقهرىيه دۆلىتىنى هالسىرىتىپقويدى ۋە دۆلهت ئارمىيىسىنى تامامهن پالهچ هالغا چۈشۈرۈپ قويدى.‏ نهتىجىدە،‏ خىتايقوشۇنى هېچقانداق قارشىلىققا ئۇچرىماي،‏ 1878 يىلى قهشقهرىيهنى پۈتۈنلهيبېسىۋالدى.‏ مىڭبېشى ئىسمائىل ههققى بهگ تۈركىستان خهلقى ئهسىرلهردىن بېرىمۇپتىلا بولغان ۋە رۇسىيه ئهنگىلىيه خىتاي جاسۇسلىرى ئۈنۈملۈك پايدىلانغانخۇسۇمهت ۋە ئۆزئارا ئىشهنمهسلىك ئىللىتى ههققىدە مۇنداق دەيدۇ:‏ ‏«ئاسىيادىكىئههلى ئىسلام ‏(يهنى مۇسۇلمانلار)نىڭ ئهخلاقىنى تۈزىتىش ئۈچۈن بىر نهچچه ئهسىرۋاقىت كېتىدۇ.‏ دۆلهتلهر ئارا ئۇرۇش جېدەل ئىچىدە ئۆز ئالدىغا ئىش بېجىرىشكه‏(مهسىلهن،‏ مۇستهقىل هاكىمىيهت قۇرۇشقا)‏ بولمىغىنىدەك،‏ مهلۇم بىر تهرەپسىياسىتىنىڭ ئويۇنچۇقىغا ئايلىنىپ قېلىشتىن ساقلىنىشمۇ مۇمكىن ئهمهسئىدى»‏ . 38شهرقىي تۈركىستاندا جۇمهۇرىيهتلهر1878 يىلى،‏ خىتاي مۇستهملىكىچى هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننىقايتا ئىشغال قىلىپ،‏ ئۆزىنىڭ ئۆلكىسىگه ئايلاندۇرۇۋالدى.‏ بۇ،‏ 1911 يىلىغىچهمۇشۇنداق داۋاملاشتى.‏ 1911 يىلى،‏ مانجۇ خاندانلىقى ئۆرۈپ تاشلىنىپ،‏ ئورنىغاجۇمهۇرىيهت قۇرۇلدى.‏ خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى باش ۋالىيلىرى بۇقالايمىقانچىلىقلاردىن پايدىلىنىپ،‏ خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتىدىن ئايرىلىپچىقىپ،‏ ئايرىم ئىمپېراتورلۇق قۇرۇش كويىدا مهركهز هۆكۈمىتى بىلهن پات پات توقۇنۇشقا باشلىدى.‏ مۇسۇلمان شهرقىي تۈركىستان خهلقى يىللاردىن بېرىداۋاملىشىپ كېلىۋاتقان چىدىغۇسىز زۇلۇمغا قارشى قوزغىلىپ،‏ 1931 يىلىقۇمۇلدا،‏ 1932 يىلى تۇرپاندا خىتاي هۆكۈمىتىگه قارشى ئىسيان كۆتهردى.‏48


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىنهتىجىدە،‏ 1933 يىلى 11 ئاينىڭ 12 كۈنى،‏ مىللىي هۆكۈمهت تهشكىللىنىپ،‏شهرقىي تۈركىستان ئىسلام جۇمهۇرىيىتى قۇرۇلدى ۋە خوجا نىياز هاجى جۇمهۇررەئىسى بولۇپ سايلاندى . 39غهربىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلىپ ياتقان سوۋېت هۆكۈمىتى بۇجۇمهۇرىيهتتىن قاتتىق چۆچۈپ كېتىپ،‏ 1934 يىلى شهرقىي تۈركىستاننىقورشاۋغا ئالدى ۋە 2 دۇنيا ئۇرۇشىغىچه خىتاي بىلهن رىقابهتلىشىپ،‏ يهرلىكخهلقنى قاتتىق ئهزدى.‏ كېيىن،‏ سىتراتېگىيىلىك سهۋەبلهر تۈپهيلىدىن سوۋېتئىتتىپاقىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندا تۈرك هۆكۈمىتىنىڭ قۇرۇلۇشىغا قارشىچىقمايدىغانلىقى توغرىسىدا خهۋەر تارقالدى.‏ رۇسلارنىڭ قوللىشىنى كۆزدە تۇتقانشهرقىي تۈركىستان خهلقى قايتا قوزغالدى ۋە 1944 يىلى 11 ئاينىڭ 12 كۈنىشهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتىنىڭ قۇرۇلغانلىقىنى ئېلان قىلدى.‏ ئهلىخان تۆرەجۇمهۇر رەئىسى بولۇپ سايلاندى.‏ بۇ يىللاردا،‏ مىللهتچى خىتاي بىلهن كوممۇنىستخىتايلارنىڭ ئىچكى توقۇنۇشى داۋاملىشىۋاتاتتى.‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىمۇستهقىل شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتىنى قوللايدىغانلىقىنى بىلدۈردى.‏بۇ قوللاش خۇددى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭكىگه ئوخشاش سىياسىي تاكتىكىدىنئىبارەت بولۇپ،‏ 1949 يىلى مىللهتچى خىتاي هۆكۈمىتى ئۈستىدىن غهلىبه قىلىپ،‏هۆكۈمرانلىقنى تولۇق قولغا كىرگۈزىۋالغان خىتاي كوممۇنىست ئهسكهرلىرىكۆپ ئۆتمهي شهرقىي تۈركىستانغا بېسىپ كىرىپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننى خىتايدۆلىتىگه قوشۇۋالدى.‏بۇ قېتىملىق ئىشغالىيهتتىن كېيىنمۇ خهلق توختىماي ئىسيان كۆتهردى.‏خىتاي هۆكۈمىتى ههر كۈنى مىڭلارچه خىتاي ئاققۇنىنى يۆتكهپ چىقىش ئارقىلىق،‏شهرقىي تۈركىستاننى سىياسىي جهههتتىن ئىسكهنجىگه ئالسا،‏ ئىرقىي جهههتتىنئاسىمىلاتسىيه قىلىش سىياسىتى يۈرگۈزمهكته ۋە شۇ مهقسهتته ‏”شهرقىيتۈركىستان“نى ‏”شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى“‏ دەپ ئاتاپ كهلمهكته.‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئۇيغۇر ۋە باشقا مۇسۇلمان تۈرك خهلقلىرىنىڭ ئىشغالىيهتچى خىتايهاكىمىيىتىگه قارشى تۇرۇش،‏ تىركىشىش ۋە قوراللىق كۈرەش ههرىكهتلىرىمۇبۇرۇنقىدەكلا داۋاملاشماقتا . 4049


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخاتىمهقوشنا رايونلارنى ئۆزئارا بۆلۈشىۋالىدىغان دۆلهتلهرنىڭ تارىخىغا قارايدىغانبولساق،‏ ئومۇمهن بىرىنىڭ يهنه بىرىگه مهلۇم مهزگىل هۆكۈمرانلىق قىلغانلىقىنى،‏كېيىنچه بۇ هۆكۈمرانلىق ئالمىشىپ،‏ يهنه بىرىنىڭ تهختكه چىققانلىقىنىكۆرۈۋالغىلى بولىدۇ.‏ تۈركىستان،‏ خىتاي،‏ رۇسىيه ۋە مۇڭغۇلىيه ئارىسىدىكى بۇتهخت ئالمىشىش ۋەقهلىرىمۇ ئىككى ئۈچ مىڭ يىللىق تارىخ جهريانىدا كۆپ يۈزبهرگهنىدى.‏ مهلۇم مهزگىل هۆكۈمرانلىق قىلغان كۈچ تهشكىلىي جهههتتىكىچىرىكلىك،‏ بوشاڭلىق ۋە زالىملىق تۈپهيلىدىن گۇمران بولاتتى.‏غهربىي تۈركىستان دۆلهتلىرى سوۋېت هۆكۈمىتىنىڭ پارچىلىنىشى بىلهنمۇستهقىل تۈرك جۇمهۇرىيهتلىرىگه ئايلانغان بولسىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكىخىتاي ئىشغالىيىتى يهنىلا داۋاملاشماقتا.‏ خىتاينىڭ يهرشارىلىشىش يولىداكۈنسېرى ئېشىپ بارغان سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي كۈچى بۇ مۇستهملىكىنىڭ يهنهئۇزۇن مهزگىل داۋاملىشىدىغانلىقىنى نامايهن قىلماقتا.‏ تارىخىي تهجرىبىلىرىگهتايانغان خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستانغا قاراتقان كۆچمه نوپۇسسىياسىتىنى كۈنسېرى كۈچهيتمهكته ۋە بۇ ئارقىلىق شهرقىي تۈركىستاننىڭئېتنىك قۇرۇلمىسىنى پۈتۈنلهي ئۆزگهرتىپ،‏ تۈركلهرنى قايتا باش كۆتۈرەلمهسهالغا چۈشۈرۈپ قويۇشنى پىلانلىماقتا.‏ خىتاي هۆكۈمىتى كۆچمهن سىياسىتىنىئىچكى ئۆلكىلهردىكى ئىشسىزلىق ۋە نوپۇس زىچلىقى،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭزېمىنى كهڭ،‏ نوپۇسى شالاڭ بولۇشىغا باغلىماقتا.‏ ئهمما شهرقىي تۈركىستاننىڭياش قىز يىگىتلىرىنى ئىش تېپىپ بېرىش باهانىسى بىلهن خىتاينىڭ ئىچكىئۆلكىلىرىگه مهجبۇرىي ئېلىپ كېتىۋاتماقتا.‏ 2009 يىلى يازدا يۈز بهرگهن ۋەقهلهرشهرقىي تۈركىستاندىن ئېلىپ كېتىلگهن ئهنه شۇ ‏”ئىشچى قىزلار“غا باسقۇنچىلىققىلىش(لار)‏ بىلهن باشلاندى.‏ئىشغالىيهت دەۋرىنىڭ ئاچقۇچلۇق ئىسمى بولغان ئهنگىلىيه گهرچه نۇرغۇنمهسىلىلهردە رۇسىيه ۋە خىتاي بىلهن توقۇنۇشۇپ تۇرسىمۇ،‏ شهرقىي ياكى غهربىيتۈركىستان خهلقىنىڭ مۇستهقىللىقىنى هېچقاچان قوللىمىدى،‏ بهلكى بۇلارنىڭخىتاي ۋە رۇس هاكىمىيىتى تهرىپىدىن ئىشغال قىلىنىشىغا ههمدەم بولدى.‏ههم چار رۇسىيهنىڭ غهربىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلىشى،‏ ههم چار پادىشاهدەۋرىدىن كېيىن چىققان ئىچكى ئۇرۇش مهزگىلىدە تۈركلهرنىڭ مۇستهقىللىقىنى50


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىقوللىغاندەك كۆرۈنگهن بولسىمۇ،‏ ئهمهلىيهتته رۇسلارنىڭ تۈركىستاننى بېسىۋېلىشىئۈچۈن قولىدىن كېلىشىچه ياردەم قىلدى.‏ شۇنىڭدەك،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭخىتاي مۇستهملىكىسىگه ئايلىنىشى ۋە مۇستهقىل بولماسلىقى ئۈچۈن ههرقاچانباشلامچى سىياسهت يۈرگۈزۈپ كهلدى.‏ هازىر خىتاينىڭ ئهڭ چوڭ تىجارەت شېرىكىبولغان ئامېرىكىنىڭ شهرقىي تۈركىستان سىياسىتىنىمۇ ناهايىتى گۇمانلىق دەپقاراشقا بولىدۇ.‏تارىخىي تهجرىبىلىرىنى كۆزدە تۇتقان هالدا شهرقىي تۈركىستاننىخىتايلاشتۇرۇش ئۈچۈن مائارىپ،‏ هازارەت ۋە ئىجتىمائىي تۈزۈملهرنى بېكىتكهندىنسىرت،‏ ههر تۈرلۈك زۇلۇم ۋە بېسىم سىياسىتى يۈرگۈزۈۋاتقان،‏ شهرقىي تۈركىستانداتۈرك ۋە خىتايدىن ئىبارەت ئىككى سىنىپ شهكىللهندۈرگهن بېيجىڭهۆكۈمىتىنىڭ تارىختىن ئېلىشىغا تېگىشلىك تېخىمۇ مۇهىم تهجرىبه ساۋاقلاربار.‏ شۇنى ئۇنۇتماسلىقى كېرەككى،‏ زۇلۇم هېچقاچان مهڭگۈلۈك بولمايدۇ.‏ بېسىم،‏ههقسىزلىق،‏ ئايرىمچىلىق ۋە زۇلۇمغا تايانغان هاكىمىيهتنىڭ تاشقى كۈچلهرنىڭهۇجۇمىغا ئۇچرىمىغان تهقدىردىمۇ ئۆز ئىچىدىن چىرىپ،‏ چۆكۈپ كېتىدىغانلىقىمۇقهررەر بولۇپ،‏ غهربىي تۈركىستاندىكى سابىق سوۋېت هاكىمىيىتى بۇنىڭ ئهڭتىپىك مىسالىدۇر.‏51


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىEndnotes1 ‏«بۈيۈك سوۋېت ئانسىكلوپېدىيىسى»،‏ 3 نهشرى،‏ 26 جىلد،‏ 458 بهت.‏2 ئىقلىل قۇربان:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانجۇمهۇرىيىتى»،‏ 1992 يىل،‏ ئهنقهرە.‏3 در.‏ بايمىرزا هېيت:‏ ‏«سوۋېت ئىتتىپاقىۋە هۆر دۇنياغا نىسبهتهن تۈركىستاننىڭئىستراتېگىيىلىك ئههمىيىتى».‏ تۈركدۇنياسى تهتقىقاتى ژۇرنىلى،‏ 78 86 بهتلهر.‏4 بارتولد:‏ ‏«تۈركىستان ئانسىكلوپېدىيىسى»،‏1902 يىل،‏ پېترىسبۇرگ.‏ 34 جىلد،‏ 174 204 بهتلهر.‏ زىكىر قىلغۇچى بايمىرزاهېيت:‏ ‏«تۈركىستان تېرمىنى ههققىدە»،‏تۈرك دۇنياسى تهتقىقاتى ژۇرنىلى.‏ ئۇنىڭدىنباشقا:‏ ‏«ماۋەرائۇننههىرگه جۇغراپىيىلىكساياههت»‏ تېمىسى ئاستىدا،‏ ئومۇمهن ئهرەبمهنبهلىرى ۋە ساياههتنامىلهرگه بېرىلگهنباها بىلهن،‏ تارىخىي ئالاهىدىلىكى ۋەچېگرالىرى ئۈچۈن:‏Turkestan Down to the Mongol Invasion»»1928) يىل،‏ لوندون.‏ 64 179 بهتلهر)گهقاراڭ.‏ تېخىمۇ تهپسىلىي بايانلار ۋەتۈركىستاننىڭ جۇغراپىيىلىك قۇرۇلمىسىئۈچۈن،‏ ئا.‏ ۋەلىدى توغاننىڭ:‏ ‏«بۈگۈنكىتۈرك ئېلى»‏ (1 22 بهتلهرگه)‏ قاراڭ.‏5 ئا.‏ زەكى ۋەلىدى توغان:‏ ‏«بۈگۈنكى تۈركئېلى»،‏ 1 بهت.‏6 مههمهت ساراي:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانتۈركلىرى تارىخى»،‏ 1 جىلد،‏ 2 نهشرى،‏شهرقىي تۈركىستان ۋەخپى،‏ 1998 يىل،‏ئىستانبۇل،‏ 34 37 بهتلهر.‏7 مههمهت ساراي،‏ يۇقىرىقى ئهسهرنىڭ 68 70 بهتلىرى.‏8 پائۇل خېنز:‏ ‏«قهشقهرىيهدىكى چوڭئويۇن».‏ شهرقىي تۈركىستان ئاۋازى،‏ 17 بهت،‏ 1988 يىل،‏ كۈز.‏ خېنزنىڭ بۇماقالىسى،‏ 1988 يىل 8 ئاينىڭ 6 كۈنى،‏شهرقىي تۈركىستان ۋەخپى تهرىپىدىنتهرتىپلهنگهن لېكسىيهدە ئىنگىلىزچهسۇنۇلغان تېكىستنىڭ تهرجىمىسى بولۇپ،‏خېنز بۇ ماقالىسىنى خىتاي مهنبهلىرىگهئاساسهن ئىككى تهتقىقات بىلهن مهزمۇنىنىبېيىتىپ:‏ ‏«قهشقهرىيهدىكى چوڭ ئويۇن،‏بېرىتانىيه ۋە رۇسىيهنىڭ ياقۇب بهگكهتۇتقان پوزىتسىيىسى»‏ نامىدا نهشرقىلىنغان.‏ vol.» CentralAsian Survey,1989 يىل،‏ 61 95 بهتلهر.‏ بۇ رايوننىڭئومۇمىي ۋە يېقىنقى تارىخى ئۈچۈنتۆۋەندىكىلهرگه قاراڭ:‏ ئاتىف مههمهتنىڭ:‏‏«قهشقهر تارىخى»‏ ‏(ئىستانبۇل،‏ ‎1300‎‏)غا؛يۇسۇف هالاچئوغلىنىڭ:‏ ‏«مىڭبېشىئىسمائىل ههققى بهگنىڭ قهشقهرگه دائىرئهسىرى»‏ ‏(ئىستانبۇل ئۇنىۋېرسىتېتىئهدەبىيات فاكۇلتېتى تارىخ ئېنىستىتۇتىژۇرنىلى،‏ 1987 يىل،‏ 13 سان،‏ 521 550 بهتلهر)گه ؛ ئۇنىڭدىن باشقا:‏C.P. Skrine, «The Roads to Kashgar»,J.R.C.A.S., XII, 1925, s. 226-250;52


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىIsenbike Togan, «The Khojas ofEastern Turkistan», Islam as a Sourceof Identity, ed. Jo-Ann Gross, Durhamand London, Duke University, 1992, s.134-148; W. Bosshard, «Politics andTrade in Central Asia», J.R.C.A.S.,16, 1929, s. 432-457; Sir HenryTrotter, Colonel, «The Amir YakokubKhan and Eastern Turkistan in Mid-Nineteenth Century», Journal of theRoyal Central Asiatic Studies, vol.IV, 1917, s. 94-112; Owen Lattimore,«The Chinese as a Dominant Race»,.J.R.C.A.S., 15, 1928, s. 278-3009 بۇ ههقتىكى تهپسىلات ئۈچۈن،‏ ئالائىددىنيالچىنكايانىڭ:‏ ‏«پانئىسلامىزم مۇستهملىكه كۆلهڭگىسىدە تۈركىستان،‏1856 يىلىدىن هازىرغىچه»‏ ‏(لالىزارنهشرىياتى،‏ 2006 يىل،‏ 2 نهشرى،‏ئهنقهرە)گه قاراڭ.‏10 ئا.‏ زەكى ۋەلىدى توغان:‏ ‏«بۈگۈنكى تۈركئېلى»،‏ 237 بهت.‏11 مههمهت ساراي:‏ ‏«تۈركىستانخانلىقلىرى»،‏ 45 100 بهتلهر.‏ ۋەلىدىتوغان ياقۇب بهگنىڭ خوقهند ئهمىرىتهرىپىدىن ئهۋەتىلگهنلىكى ۋە شهرقىيتۈركىستاندىكى مۇجادىلىلىرىدە يهنهئۇنىڭدىن ياردەم ئالغانلىقىنى كۆزدە تۇتقانهالدا،‏ 1876 يىلىنىڭ ئاخىرىغىچهخوتهننىڭ شهرقىدىن ئامۇ دەرياسىغىچهبولغان يهرلهرنىڭ خوقهند ئهمىرىخۇدايارخانغا تهۋە ئىكهنلىكىنى بايانقىلغان.‏ ‏«بۈگۈنكى تۈرك ئېلى»،‏ 218 بهت.‏12 ئىنگىلىز هۆججهتلىرىدە تىلغا ئېلىنغان‏”ئاتىلىق غازى“‏ ياكى ‏”قۇشبېگى“‏ئوخشاش بىر كىشى بولۇپ،‏ ياقۇب خاننىكۆرسىتىدۇ.‏ ياقۇب خانغا ‏”ئاتىلىق غازى“‏ئۇنۋانىنى بۇخارا ئهمىرى بهرگهن.‏ ياقۇببهگ ئهلچىسىنىڭ 1873 يىلىدىكىئىستانبۇل زىيارىتىدىن كېيىن،‏ سۇلتانئابدۇلئهزىزخان تهرىپىدىن ‏”ئهمىر“‏ئۇنۋانى بېرىلگهن ۋە ‏”ئهمىر ياقۇب خان“‏دەپ ئاتالغان.‏ بايۇر:‏ ‏«هىندىستان تارىخى»‏3 جىلد،‏ 402 403 بهت.‏ ‏«بۈگۈنكىتۈركىستانلىقلارنىڭ ‏”بهدەۋلهت“‏ ئۇنۋاننىكۆپرەك قوللانغانلىقىنى كۆردۈم».‏‏.‏F.O؛ 65-871; Memorandum, Simpla 131869 يىل،‏ 9 ئاينىڭ 18 كۈنى.‏‏.‏F.O؛ 65-871; Memorandum, Simpla 141869 يىل،‏ 9 ئاينىڭ 18 كۈنى.‏15 خېنزنىڭ يۇقىرىقى ماقالىسى،‏ 17 بهت.‏16 شاۋېر:‏ ئوتتۇرا ئاسىيا مهسىلىلىرى؛ F.O.F.O. 65-868 ‏;‏‎65-870‎؛ 1866 يىل،‏ 1 ئاينىڭ 13 كۈنى.‏17 شاۋېر:‏ ئوتتۇرا ئاسىيا مهسىلىلىرى؛6 بهت.‏Showers, a.g.e., s. 5; Letter from Mr. 18Aitchison, Secretary to Governmentof the Penjab, 4th January 1868, Par..10, 13Report of a Mission to Yarkand in 191873 under Command of Sir T. D.Forsyth, Kalküta, 1875; D. Boulger,The Life Yakoob Beg, Londra, 1878,;220-22453


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمههمهت ساراي:‏ ‏«تۈركىستان خانلىقلىرى»،‏102 بهت.‏ 1860 يىللىرى جونسون،هايۋارد،‏شاۋ ۋە باشقا هىندىستاندىكى ۋەكىللهر ۋەئهنگىلىيه تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكىخادىملىرى شهرقىي تۈركىستاننى غهيرىيرەسمىي شهكىلدە زىيارەت قىلدى.‏W. Bosshard, «Politics and Trade in Central.Asia», J.R.C.A.S., 16, 1929, 43920 ‏«پارلامېنت بهس مۇنازىرىلىرى»‏ III‎225‎؛ 1875 يىل،‏ 7 ئاينىڭ 13 كۈنى.‏جون هاينىڭ ‏”قهشقهردىكى سىياسىيجاسۇسنىڭ قايتۇرۇپ كېلىنگهن ياكىكېلىنمىگهنلىكى،‏ ئهگهر قايتۇرۇپكېلىنگهن بولسا،‏ نېمه سهۋەبتىنشۇنداق بولغانلىقى“‏ ههققىدىكىسوئالىغا،‏ لورد گېئورگى خامىلتونيۇقىرىقىدەك جاۋاب بهرگهن ۋە ئۆزلىرىنىڭهىندىستان هۆكۈمىتىدىن بۇ ههقتهمهلۇمات ئالغانلىقىنى،‏ هۆكۈمهتنىڭفورسىيتنى قوشنىدارچىلىق مۇناسىۋەتتاماملانغانلىقى ئۈچۈن قايتۇرۇپكهتكهنلىكىنى بايان قىلغان.‏Forsyth Mission to Yarkand»,» 21;Times, 1871, 08, 31 خېنزنىڭ يۇقىرىقىماقالىسى،‏ 22 23 بهتلهر22 شهرقىي تۈركىستان ههققىدىكى تولۇقمهلۇماتىغا ئاساسهن بۇ مهلۇماتلارنى يازغانفورسيت،‏ نهچچه يىللاردىن كېيىن:‏ ‏”ياقۇببهگ هاكىمىيىتى بىرىنچى نومۇرلۇققاراقچى تۈزۈمىگه ئىگه“‏ دېگهن تهبىرنىئىشلهتكهن ئوۋېن لاتتىمور ۋە شۇنىڭغائوخشىغان كىشىلهرگه مۇنۇ ئىككىئېغىز سۆز بىلهن جاۋاب بهرگهن:‏ ‏”ئۇلارئىنگىلىز سىياسىتىنى قوللاشقا مايىلجامائهت پىكرى توپلاش ئۈچۈن مۇشۇنداقسۈپهتلىگهن ياكى بۇ تهرەپكه قارىتىلغانكۈچلۈك تهشۋىقات ۋە نهشر ئهبكارلىرىنىڭتهسىرىگه ئۇچراپ كهتكهن“.‏23 خېنز،‏ يۇقىرىقى ماقاله،‏ 23 بهت.‏1874 يىلىدىكى كېلىشىمنامىگهقېتىلغان تروتتېر قاتارلىق كىشىلهردىنتهركىب تاپقان ههيئهتنىڭ سهپىرى،‏ سهپهرجهريانىدا كۆرگهنلىرى،‏ ياقۇب خاننىڭساراي،‏ تۈزۈم ۋە ئهتراپىدىكىلىرى ههققىدەهېس قىلغانلىرى ئۈچۈن قاراڭ:‏Colonel Sir Henry Trotter, 24«The Amir Yakoub Khan andEastern Turkistan in Mid-NineteenthCentury», Journal of the Royal Central.Asiatic Studies, v. IV, 1917, 94-11225 خېنز،‏ يۇقىرىقى ماقاله،‏ 24 بهت.‏B.O.A. İrâde, Hâriciye, 15524; Arşiv 26.Belgeleri, 82;B.O.A. İrâde Dâhiliye, 46753 27مههمهت ساراي:‏ ‏«تۈركىستان خانلىقلىرى»،‏103 بهتB.O.A., İrâde Dâhiliye, 16500; Arşiv 28.Belgeleri 8629 خېنز،‏ ‏«قهشقهرىيهدە چوڭ ئويۇن»،‏ 25 26 بهتلهر.‏30 ئېئۇگېنې سكۇيلېر:‏ ‏«تۈركىستانخاتىرىلىرى»‏ 325 326 بهتلهر؛ خېنز،‏يۇقىرىقى ماقاله،‏ 29 بهت.‏31 بۇ ههيئهتته ئهۋەتىلگهن نامهئى هۇمايۇن‏(سۇلتاننىڭ مهكتۇبى)،‏ خۇسۇسىي سوۋغاتۋە پاگونلار بىلهن بىرلىكته ئهسكىرىي54


پروف.‏ در.‏ ئالائىددىن يالچىنكايا / شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى مۇهىم بۇرۇلۇش نۇقتىلىرى ۋە خىتاي ئىشغالىيىتىياردەم تىزىملىكى مۇنداق:‏ تۆت نهپهرمۇتهخهسسىس ئوفىتسېر؛ ئالته زەمبىرەكۋە بارلىق ئۈسكۈنه زاپچاسلىرى؛ 1000تال كونا مىلتىق،‏ 200 تال يېڭى مىلتىق.‏قاراڭ:‏B.O.A., İrâde Dâhiliye, 49054; Saray,Türkistan Hanlıkları, 103-10432 مههمهت ساراي،‏ يۇقىرىقى ئهسهر،‏ 107 بهت.‏33 جهزمى ئهرئارسلان،‏ يۇقىرىقى ئهسهر،‏ 118 بهت.‏34 ئولاف كاروس:‏ ‏«سوۋېت ئېمپىرىيىسى»،‏1953 يىل،‏ لوندون.‏ 18 بهت.‏F.O. 17/825; Fraser to Derby, Peking, 35180 ‏.‏nr؛ زىكىر قىلغۇچى مههمهت ساراي:‏‏«تۈركىستان خانلىقلىرى»،‏ 106 بهت.‏36 خېنز،‏ يۇقىرىقى ماقاله،‏ 32 بهت.‏37 مههمهت ساراي،‏ يۇقىرىقى ئهسهر،‏ 108 بهت.‏38 يۇسۇف هالاچئوغلى،‏ يۇقىرىقى ماقاله،‏ 541 بهت.‏39 ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن:‏ ‏«شهرقىيتۈركىستان دەۋاسى»،‏ مهرىپهت نهشرىياتى،‏1981 يىل،‏ ئىستانبۇل.‏ 146 154 بهتلهر.‏40 ئونۇر شۈكران:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان:‏ئۇيغۇرلارنىڭ مۇستهقىللىق مۇجادىلىسى»،‏‏”دۇنيادا توقۇنۇش يۈز بېرىۋاتقان رايونلار“.‏كامال ئىنات قاتارلىقلار نهشىرگه سۇنغان.‏نوبېل نهشرىياتى،‏ 2004 يىل،‏ ئهنقهرە.‏ 327 345 بهتلهر.‏55


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىپايدىلانغان ئهسهرلهر:‏ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان داۋاسى»،‏مهرىپهت نهشرىياتى،‏ 1981 يىل،‏ ئىستانبۇلئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن:‏ ‏«ئهسىر شهرقىي تۈركىستانئۈچۈن:‏ ئى،‏ ي،‏ ئالپتېكىننىڭ خاتىرىلىرى»،‏ 1985 يىل،‏ئىستانبۇلB.O.A. İrâde Dâhiliye, 46753.B.O.A. İrâde, Hâriciye, 15524.B.O.A., İrâde Dâhiliye, 16500.B.O.A., İrâde Dâhiliye, 49054.ۋ.‏ بارتولد:‏ ‏«تۈركىستان»‏ سلوۋار ئېنسىكلوپېدىيىسى،‏ 1902 يىل،‏ پېترسبۇرگ،‏ 204 172، بهتلهر.‏Barthold, W., Turkestan Down to the MongolInvasion, Londra, 1928.ي،‏ ه،‏ بايۇر:‏ ‏«هىندىستان تارىخى»‏ 3 جىلد،‏ 1950 يىل،‏ئهنقهرەBosshard, W., “Politics and Trade in Central Asia”,J.R.C.A.S., 16, 1929, ss. 432-457.Boulger, D., The Life Yakoob Beg, Londra, 1878.مۇههممهد ئهمىن بۇغرا:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان»،‏ گۈۋەننهشرىياتى،‏ 1952 يىل،‏ ئىستانبۇلCaroe, O., Soviet Empire, London, 1953.ئه،‏ جهزمى:‏ II» ئابدۇلخهمىد ۋە ئىسلام بىرلىكى»،‏ 1992 يىل،‏ ئىستانبۇلF.O. 17/825.F.O. 65-871; Memorandum, Simpla, 18 Eylül 1869.Forsyth Mission to Yarkand, Times, 31 Ağustos1871.Great Soviet Encyclopaedia, Third Edition, C. 26, s.458.پ،‏ خېنز:‏ ‏«قهشقهرىيهدىكى چوڭ ئويۇن»‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئاۋازى ژورنىلى،‏ 1988 يىل،‏ كۈز.‏يۇسۇف هالاچئوغلى:‏ ‏«مىڭبېشى ئىسمائىل ههققى بهگنىڭقهشقهرگه دائىر ئهسىرى»،‏ ئىستانبۇل ئۇنىۋېرسىتېتىئهدەبىيات فاكۇلتېتى،‏ تارىخ ئېنستىتۇتى ژورنىلى.‏ 1987 يىل 13 سان،‏ 550 521، بهتلهر.‏باي مىرزا هېيت:‏ ‏«سوۋېت ئىتتىپاقى ۋە هۆر دۇنياغا كۆرەتۈركىستاننىڭ سىتراتېگىيىلىك ئههمىيىتى»‏ تۈركدۇنياسى تهتقىقاتى ژورنىلى،‏ 86 78، بهتلهرباي مىرزا هېيت:‏ ‏«تۈركىستان تېرمىنى ههققىدە»‏ تۈركدۇنياسى تهتقىقاتى ژورنىلى،‏ 53 بهت.‏“The Great Game in Kashgaria - British andRussian Missions to Yakub Beg”, Central AsianSurvey, vol. VIII, 2, 1989, 61-95.ئىقلىل قۇربان:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى»،‏ 1992 يىل،‏ ئهنقهرە،‏Lattimore, O., “The Chinese as a Dominant Race”,J.R.C.A.S 15, 1928, ss. 278-300.ئا.‏ مههمهت:‏ ‏«قهشقهر تارىخى»،‏ ئىستانبۇل،‏ 1300.،Parliamentary Debates, III-225, 13 Temmuz 1875.Report of a Mission to Yarkand in 1873 underCommand of Sir T. D. Forsyth, Kalküta, 1875.مههمهت ساراي:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان تۈركلىرى تارىخى»‏1 جىلد،‏ 2 نهشرى،‏ شهرقىي تۈركىستان ۋەخپىسىنهشرىياتى،‏ 1998 يىل،‏ ئىستانبۇلSchuyler, E., Türkistan: Notes of Journey in RussianTurkistan, Kokand, Bukhara and Kuldja, NewYork, Frederick A. Praeger Publishers, 1966.Showers, Central Asian Question ; F.O. 65-870; F.O.65-868, 13 Ocak 1866.Skrine, C.P., “The Roads to Kashgar”, J.R.C.A.S.,XII, 1925, ss. 226-250.ئونۇر شۈكران:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان:‏ ئۇيغۇرلارنىڭمۇستهقىللىق مۇجادىلىسى»‏ دۇنيادىكى توقۇنۇشرايونلىرى،‏ كامال ئىنات قاتارلىلار تهييارلىغان،‏ نوبېلنهشرىياتى،‏ 2004 يىل،‏ ئهنقهرە،‏ 345 327، بهتلهرTogan, I., “The Khojas of Eastern Turkistan”, Islamas a Source of Identity, ed. Jo-Ann Gross (Durhamand London, Duke University, 1992, ss. 134-148.زەكى ۋەلىدى توغان:‏ ‏«بۈگۈنكى تۈرك ئېلى ‏(تۈركىستان)‏ ۋەيېقىنقى زامان تارىخى»،‏ 1942 يىل،‏ ئىستانبۇلTrotter, H., “The Amir Yakokub Khan and EasternTurkistan in Mid-Nineteenth Century”, Journal of theRoyal Central Asiatic Studies, vol. IV, 1917, ss. 94-112.ئالائىددىن يالچىنكايا:‏ ‏«ئىشغالىيهت ۋە پانئىسلامىزمكۆلهڭگىسىدە تۈركىستان،‏ 1856 يىلىدىن هازىرغىچه»‏لالىزار نهشرىياتى،‏ 2006 يىل،‏ 2 نهشرى،‏ ئهنقهرە ،56


دوكتور ئهكرەم هىجازىيئىجتىمائىي پهنلهر تهتقىقاتچىسىئهرەبچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ مۆمىنجان سىدىقسوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە ١١ سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانكىرىش سۆزشهرقىي تۈركىستان ئههۋالىنى تهتقىق قىلغۇچى ياكى كۆزەتكۈچى بىرەيلهننىڭمهخسۇس بىر تېمىدا ماقاله يېزىشى قىيىن ئىشتۇر.‏ چۈنكى ئۇ،‏ گهرچه نهچچه يۈزيىللار بولمىسىمۇ،‏ نهچچه ئون يىللاردىن بېرى ئۇ يهردە مهدەنىيىتى،‏ هازارىتى،‏تارىخى،‏ ئىنسان ههقلىرى،‏ ئادىمىيلىكى،‏ ههتتا بىئولوگىيىلىك مهۋجۇدلۇقىئېغىر دەرىجىدە دەپسهندىچىلىككه ئۇچراپ،‏ پۈتۈنلهي يوق قىلىۋېتىش مهقسهتقىلىنغان ههر تۈرلۈك جىنايهتلهرنىڭ قۇربانى بولۇپ كېتىۋاتقان،‏ بهدەل تۆلىسىمۇ،‏پهقهت يۈكسهك غايىسى،‏ كۈچلۈك ئىرادىسى ۋە ئىمانىي قۇۋۋىتى بىلهنلا دۇنيادىكىمهۋجۇدلۇقىنى ساقلاپ كېلىۋاتقان بىر خهلقنىڭ بارلىقىنى بايقايدۇ.‏ شۇنداق،‏ ‏«ههريهردە ياش 1 تاراملاپ ئېقىۋاتقان تۇرسا،‏ بىر تېمىدا ماقاله يېزىپ،‏ يهنه بىر تېمىنىتاشلاپ قويۇش ههقىقهتهنمۇ قىيىن.‏ تهلتۆكۈس يوقىتىش مهقسهت قىلىنغانجىنايى قىلمىشلار پۈتۈن چهك چېگرىنى هالقىغان بولۇپ،‏ ههتتا بۇ جىنايىقىلمىشلارنىڭ تهپسىلىي ئههۋالىنى توپلاپ يېزىش تولىمۇ مۈشكۈل.‏ شۇڭا پهقهتكۆزگه ئاسان چېلىقىدىغان چوڭ چوڭ ماۋزۇلار ههققىدە ماقاله يېزىشقا بولىدۇ.‏مهسىلهن،‏ مىللهتچىلىك جىنايهتلىرى ۋە ئۇنىڭ دائىرىسىدە يۈرگۈزۈلىۋاتقانخىزمهتكه ئېلىش،‏ ئولتۇراقلىشىش،‏ تهلىم تهربىيه،‏ سههىيه،‏ نىكاه،‏ كۆچمهن،‏تۇغۇت چهكلهش...‏ قاتارلىق مهسىلىلهردىكى جىنايهتلهر؛ دىنغا قارىتىلغان،‏ پۈتۈنئىبادەتلهر،‏ مهسجىدلهر،‏ قۇرئان ئوقۇش،‏ دىنىي كىتابلارنى ۋە قۇرئاننىڭ روهىنىئۆگىنىش،‏ ئىسلامىي ئهنئهنىلهر ۋە ئىسلامىي نامايهندىلهر،‏ ئۆلىمالارنى ئۆلتۈرۈش،‏دىن ئادەملىرىنى ۋە ئىمام خاتىبلارنى ئۆلتۈرۈش ياكى ئېغىر ئهمگهككه سېلىش،‏دىنسىزلىقنى ئۆگىتىش،‏ شهرىئهت ئههكاملىرىنى چهكلهش،‏ دىنغا هۇجۇم قىلىش،‏ئىسلامنى كهمسىتىش...‏ قاتارلىق جىنايهتلهر؛ سههىيه ئىشلىرىدا كونىراپ قالغان57


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىياكى بهدەنگه زىيانلىق بولغان ئۇكۇللارنى ئۇرۇش،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ ئارىسىدا زەههرلىكچېكىملىكلهر،‏ هاراق ئىچىش ۋە زەههرلىك ماددىلارنىڭ يامراپ كېتىشىگه قهستهنشارائىت تۇغدۇرۇش،‏ ئاتوم سىناقلىرى تۈپهيلىدىن يامراپ كهتكهن يۇقۇملۇقكېسهللىكلهر...‏ قاتارلىق جىنايهتلهر؛ هازارەتكه مۇناسىۋەتلىك تارىخنى بۇرمىلاش،‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ۋە ئاهالىسىنىڭ كىملىك سالاهىيىتىنى ئىنكار قىلىش،‏مهدەنىي ۋە تارىخىي يادىكارلىقلارنى ئۆچۈرۈپ تاشلاش...‏ قاتارلىق جىنايهتلهرههققىدىكى ۋە ئۇنىڭدىن باشقا ساناپ تۈگهتكۈسىز ماۋزۇلار.‏تۈركىستاننىڭ تراگېدىيىلىك تارىخى شۇنى كۆرسىتىپ بېرىدۇكى،‏ ئۇ،‏ دەرىجىدىنتاشقىرى چوڭ كۈچلهرنىڭ قۇربانى بولۇپ كهتكهن يۇرت سۈپىتىدە غهرب ۋە شهرقتىنئىبارەت ئىككى قىسىمغا بۆلۈنۈپ كېتىدۇ.‏ غهربى قىسمى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭنوپۇزى ئاستىغا چۈشۈپ قالغان بولۇپ،‏ سوۋېت ئىتتىپاقى پارچىلانغاندىن كېيىنمۇستهقىل بولۇپ كهتكهن بهش جۇمهۇرىيهت 2 نى تهشكىل قىلىدۇ.‏ شهرقىي قىسمىبولسا،‏ تاكى ١٩٤٩ يىلى خىتاي كوممۇنىستىك هاكىمىيىتىنىڭ چاڭگىلىغاكىرىپ قالغانغا قهدەر روسىيه بىلهن خىتاي ئارىسىدىكى توقۇنۇش مهركىزىگهئايلىنىپ قالىدۇ.‏ ئۇ زېمىن بۈگۈنمۇ خىتاي كوممۇنىستىك هاكىمىيىتىنىڭئىشغالى ئاستىدا ئېڭرىماقتا.‏ خىتاي باسقۇنچىلىرى كوممۇنىستىك هاكىمىيهتتىنبۇرۇن ۋە كېيىنكى دەۋرلهردە ئهڭ تۆۋىنى كهڭ كۆلهملىك قهتلىئامدىن تارتىپ،‏ تىلبىلهن تهسۋىرلهپ تۈگهتكۈسىز ئهسكىلىكلهرنى قىلغان ۋە ههر تۈرلۈك سىياسىيرەزىللىكلهرنى قوللانغان.‏ خىتاي ئىمپېراتورلىرىنىڭ ‏«ساراي خاتىلىرى»غا كۆرە،‏١٦٤٨ يىلىدىن ١٧٥٩ يىلىغىچه بولغان ئارىلىقتىكى مانجۇ ئىستېلاسىنىڭقانلىق ههرىكهتلىرىدە ١٫٢ مىليوندىن ئارتۇق مۇسۇلماننىڭ قهتلى قىلىنغانلىقىۋە ٢٢٥٠٠ ئائىلىنىڭ خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه سۈرگۈن قىلىنغانلىقىقهيت قىلىنغان . 3تۈركىستاننىڭ بۈگۈنكى تىراگېدىيىسىگه كهلسهك،‏ هازىرقى ئهمهلىيئههۋالنىڭ ناچارلىقىنى تىلغا ئالمىغان ۋە خىتايلارنىڭ تۈركىستاننى پۈتۈنلهيخىتايلاشتۇرۇپ،‏ دۇنيا خهرىتىسىدىن ئۆچۈرۈپ تاشلاش ئۈچۈن يۈرگۈزگهن خهتهرلىكسىياسىتىنى هېسابقا قاتمىغان تهقدىردىمۇ،‏ مۇسۇلمان ئۇيغۇرلار بىلهن خىتايلارئارىسىدىكى كۈچ تهڭپۇڭلۇقى ئۇيغۇرلارنىڭ ئازادلىق ۋە مۇستهقىللىققا بولغانئۈمىدلىرىنىڭ زەئىپ ئىكهنلىكىنى ناهايىتى تېزلا چۈشهندۈرۈپ بېرىدۇ.‏ ئۇيغۇرلار58


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستاندۇنيادا پهلهستىنلىكلهردىن باشقا هېچقانداق بىر مىللهتنىڭ بېشىغا كهلمىگهنزۇلۇملارنى چېكىۋاتماقتا.‏ ئىنگىلىزلار ١٩١٦ يىلى پهلهستىننى بېسىۋالغانبولۇپ،‏ كېيىن يههۇدىيلارغا ئۆتكۈزۈپ بهردى.‏ يههۇدىيلار ١٩٤٨ يىلى ئۇ زېمىنغائىسرائىل دۆلىتىنى قۇرۇۋالدى.‏ مانا بۇ تارىخ دەل خىتاي كوممۇنىستلىرىنىڭشهرقىي تۈركىستاننى بېسىۋالغان ۋاقىتقا توغرا كېلىدۇ.‏ مۇشۇ سهۋەبتىن بهزىيازغۇچى ۋە تهتقىقاتچىلار شهرقىي تۈركىستانغا ‏«ئۇنتۇلۇپ كېتىلگهن پهلهستىن»‏دېگهن ئىبارىنى قوللىنىدۇ.‏ ئۇ ئىسىم ئۇنىڭدىنمۇ ئېچىنىشلىق ئىسىمغائۆزگىرىدىغاندەك قىلىدۇ،‏ مهسىلهن:‏ ‏«يوق بولۇپ كهتكهن ئهندۇلۇس»قا ئوخشاش.‏ئىسرائىل بولسا سۈنئى بىر دۆلهت بولۇپ،‏ جۇغراپىيه ۋە تارىخ جهههتتىن يهريۈزىدىكى ئورنىنى ئالدى ۋە نوپۇس قۇرۇلمىسى ئۈستۈنلۈكى بىلهن ههر تهرەپكههۆركىرىمهكته.‏ ئهمما خىتاي نوپۇسىنىڭ پۈتۈنلهي يۈتۈۋېلىش تههتىدى ئاستىداقالغان تۈركىستاننىڭ تهقدىرى تېخىمۇ خهتهرلىك.‏سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ ١٩٩٢ يىلى پارچىلىنىشى بىلهن ٢٠٠١ يىلىدىكى١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن ئىبارەت بۇ ئىككى چوڭ هادىسىدىن كېيىنكى ۋەئۇنىڭدىن بۇرۇنقى جهريانلار توغرىسىدا نۇرغۇنلىغان سوئال تۇغۇلىدۇ.‏ شۇنىڭدەكئۇنىڭغا بېرىلىدىغان جاۋابمۇ ناهايىتى كۆپ.‏ لېكىن ههممىدىن مۇهىم بولغان بىرسوئال شۇكى،‏ خىتاي هاكىمىيىتى راستىنلا تۈركىستان مهسىلىسىدە چىقالماسپاتقاققا كىرىپ قالدىمۇ؟ بۇ سوئال كۈچ مىزانىنىڭ مهنتىقىسىگه زىت كېلىپقېلىشى مۇمكىن.‏ ئهمما تهتقىقات نهزەرىيهسى جهههتتىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏كىشى شۇ نهتىجىگه ئېرىشىدۇكى،‏ خىتاي هاكىمىيىتى بارلىق كۈچ مهنبهلىرىگهئېرىشكهن تۇرۇقلۇقمۇ دۆلهتنىڭ پارچىلىنىشىدا چىقالماس پاتقاققا ئاللىبۇرۇنكىرىپ قالغان بولۇپ،‏ بۇنى تۆۋەندىكى ئىككى مهسىله دائىرىسىدە مۇزاكىرە قىلىشقاتوغرا كېلىدۇ:‏بىرىنچى مهسىله،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئىدارە قىلىش ئىستراتېگىيىسى:‏دەۋالار ۋە ئېهتىياجلار١. شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىي ههقىقهتلهر بىلهن خىتاي دەۋالىرىئارىسىدىكى سالاهىيىتى٢. هازىرقى ئىقتىسادىي ئههۋالى ۋە ۋاز كهچمهسلىك مهنتىقىسى59


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىككىنچى مهسىله،‏ پارچىلاش ئىستراتېگىيىسى:‏ ئهندىشه ۋە تهكلىپلهر١. دىنغا قارشى دۆلهتلىك ۋە خهلقئارالىق نازارەت ئاستىدا كۈرەش قىلىش٢. نوپۇس قۇرۇلما تهڭپۇڭلۇقى٣. ئىجتىمائى ئايرىمىچىلىق٤. تېرورلۇققا قارشى تۇرۇشبىرىنچى مهسىلهشهرقىي تۈركىستاننى ئىدارە قىلىش ئىستراتېگىيىسى:‏ دەۋالار ۋە ئېهتىياجلار١ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىي ههقىقهتلهر بىلهن خىتاي دەۋالىرىنىڭئارىسىدىكى سالاهىيىتىخىتايلار ١٨٧٨ يىلى گېنىرال زو زۇڭتاڭنىڭ قوماندانلىقىدا تۈركىستاننىڭشهرقىي قىسمىنى بېسىۋالدى ۋە ئهسكىرىي هۆكۈمرانلىققا بويسۇندۇردى.‏ ئۇ يۇرتشۇ ۋاقىتقىچه خىتاي زېمىنىنىڭ بىر پارچىسى ئهمهس ئىدى.‏ لېكىن خىتايلارئۇ زېمىننى خىتاي زېمىنىغا رەسمىي قېتىۋېلىش ههققىدە ئىككىگه ئايرىلىپجىددىي تالاش تارتىش قىلغان بولۇپ،‏ بۇ تالاش تارتىش بىر قانچه يىل داۋام قىلدى.‏گهرچه كۆپچىلىكنىڭ پىكرى گېنىرال زو زۇڭتاڭنىڭ شهرقىي تۈركىستاننى خىتايزېمىنىغا قېتىۋېلىش تهكلىپىنى رەت قىلىشقا مايىل بولسىمۇ،‏ نهتىجىدە ئهسكىرىيهۆكۈمرانلىق ئهمهلدىن قالدۇرۇلۇپ،‏ ١٨٨٤ يىلى ١٨ نويابىردا خىتاي زېمىنىغارەسمىي تۈردە قېتىۋېلىندى.‏ خىتاي هۆكۈمىتى قىلغان ئهڭ قىزىق ئىش،‏ ئۇ يۇرتنى‏«شىنجاڭ»‏ دەپ ئاتاش بولدى.‏ چۈنكى ئۇ ئىسىم ئىككى سۆزدىن تهركىب تاپقانبولۇپ،‏ بىرىنچى سۆز ‏«شىن»‏ يهنى ‏”يېڭى“‏ دېگهن مهنىنى،‏ ئىككىنچى سۆز ‏«جاڭ»‏يهنى ‏”يۇرت،‏ رايون،‏ زېمىن“‏ دېگهن مهنىلهرنى ئىپادىلهيدۇ.‏ شۇ سهۋەبتىن شهرقىيتۈركىستاننى تهتقىق قىلغۇچى ئامېرىكىلىق داڭلىق ئالىملاردىن بىرى بولغانئوۋن لاتىمور Lattimore) (Own لۇغهت مۇتهخهسىسلىرى ۋە خىتاي ئالىملىرىنىڭياردىمىدە مهزكۇر ئىسىمنى تهرجىمه قىلىشتا ناهايىتى تىرىشچانلىق كۆرسهتكهنبولۇپ،‏ ئاخىرى ئۇ يۇرتقا بېرىلگهن خىتايچه ئىسىمنىڭ ‏«يېڭى يۇرت»‏ ياكى‏«يېڭى مۇستهملىكه Territory) «(New مهنىسىدە ئىكهنلىكىنى خۇلاسىلىگهنۋە ‏«شهرقىي تۈركىستان ئاسىيانىڭ مهركىزى Asia) «(Pivot Of ناملىق مهشهۇر60


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانكىتابىدا ئوتتۇرىغا قويغان.‏مانا مۇشۇنىڭغا ئوخشاش قىممهتلىك ۋە تارىخىي مهلۇماتلار ناهايىتى كۆپبولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستان ههرگىزمۇ خىتاينىڭ بىر پارچىسى ئهمهسلىكىنىمۇنداق بىرقانچه جهههتتىن شهكسىز ئىسپاتلاپ بېرەلهيدۇ:‏١) ئۇ زېمىننىڭ خىتاي زېمىنىغا كېيىن قېتىۋېلىنىشى ۋە بۇنى شۇ هۆكۈمهتئهربابلىرىنىڭ قاتتىق تالاش تارتىش قىلغاندىن كېيىن قارار قىلىشى ئىسپاتلاپبېرىدۇ.‏٢) ئۇ زېمىنغا يېڭى ئىسىم قويۇلۇشى شهرقىي تۈركىستاننىڭ يات زېمىن ئىكهنلىكىنى،‏خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ‏«ئىگىدارچىلىقى»غا ‏«يېڭى»دىن ئۆتكهنلىكىلىكىنى ئىسپاتلاپبېرىدۇ.‏شۇنداق ئىكهن،‏ شۇنچه كهڭ رايوننىڭ تارىخ بويى ئىسىمسىز بولۇشىنى تهسهۋۋۇرقىلىش ئهسلا مۇمكىن ئهمهس.‏ ناۋادا ئۇ زېمىن خىتاينىڭ بىر پارچىسى بولسا،‏ ١٩ ئهسىرنىڭ ئاخىرىدا ‏«شىنجاڭ»‏ دەپ ئىسىم قويۇلۇشى ئهقىلگه ههرگىز سىغمايدۇ.‏خۇلاسه قىلىپ ئېيتقاندا،‏ خىتاي باسقۇنچىلىرى ئۇ زېمىنغا بىر ئىسىم قويۇشىكېرەك ئىدى.‏ بىراق ئۇلار ‏«شىنجاڭ»‏ دېگهن ئىسىمدىن باشقا ئىسىم تاپالمىدى.‏ئۇ ئىسىمنىڭ پهقهت ياۋرۇپا پۇرىقى بېرىدىغان مۇستهملىكه دالالىتىدىن باشقا،‏ نهتارىخ،‏ نه جۇغراپىيه،‏ نه مهدەنىيهتكه دالالهت قىلىدىغان هېچقانداق ئالامهت يوق.‏ ١٩ ئهسىرنىڭ باشلىرىدا پهن تېخنىكا دەۋرىنىڭ ئوتتۇرىغا چىقىشى ۋە كاپىتالىزمنىڭكېڭىيىشى بىلهن بىرگه ياۋرۇپا ئىنسانشۇناسچىلىرى ئۆز دۆلهتلىرىنىڭ ئاسىياۋە ئاپرىقا قىتهلىرىنى مۇستهملىكه قىلىۋېلىشلىرىغا قولايلىق تۇغدۇرۇپ بېرىشئۈچۈن،‏ خۇددى خىتايلارنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا قوللانغان تېرمىنىغا ئوخشاپكېتىدىغان:‏ ‏«تارىخى يوق جهمئىيهتلهر»‏ ياكى ‏«ئارقىدا قالغان جهمئىيهتلهر»‏ۋەياكى ‏«ئىپتىدائىي جهمئىيهتلهر»‏ دېگهنگه ئوخشاش،‏ نىشان قىلىنغان دۆلهتلهرنىسۈپهتلهپ بېرىدىغان بىرمۇنچه تېرمىنلارنى هازىرلاپ بهرگهنىدى.‏ ئۇلار بۇتېرمىنلارنىڭ ههممىسىنى يېڭى مۇستهملىكه قىلىنغان زېمىنلارغا قاراتقانبولۇپ،‏ قىممهتلىك كان بايلىقلىرىغا ئىگه،‏ قېزىلمىغان بايلىقىنىڭ زاپاسمىقدارى مول ‏«مۇنبهت زېمىن»‏ هېسابلانغان يۇرتلارنى بېسىۋالغاننىڭ ئۈستىگه،‏ئۇنىڭ بايلىقلىرىنى تالان تاراج قىلىشنى ههققىمىز دەپ قارىغان.‏ بۇ،‏ خىتايلارمۇشهرقىي تۈركىستانغا قاراتقان سىياسىتىدە ئىشلهتكهن تېرمىننىڭ دەل ئۆزىدۇر.‏61


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتېخىمۇ ئېنىق قىلىپ ئېيتقاندا،‏ ئۇ ئىسىم خىتايلارغا ئاسماندىن چۈشمىگهن.‏ئهينى زاماندا خىتايلارمۇ فرانسىيه،‏ ئهنگىلىيه ۋە ياپۇنىيهگه ئوخشاش كۈچلۈكدۆلهتلهرنىڭ تاجاۋۇزىغا ئۇچرىغان بولۇپ،‏ غهرب ئهللىرى بىلهن شهرق ئهللىرىنىڭمۇستهملىكىچىلىرىگه باش ئهگكهن ۋە ئۆزلىرىنىڭ يۇرتلىرىدا ئومۇملاشقانمۇستهملىكه هازارىتىنىڭ تهسىرىگه ئۇچرىغانىدى.‏ئهمما قهدىمىي تىللارغا مۇراجىئهت قىلىدىغان بولساق،‏ خىتاينىڭ شهرقىيتۈركىستاندا هېچقانداق ههققىنىڭ يوقلۇقى ئىسپاتلىنىدۇ.‏ تارىخشۇناسلار،‏جۇغراپىيه ئالىملىرى،‏ تىلشۇناسلار ۋە باشقا چهتئهللىك ئالىملار تهرىپىدىن يېزىپقالدۇرۇلغان ئىسلام كىلاسسىك ئهسهرلىرىدىمۇ ‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ ئىسىم ۋەباشقا جهههتلهردە كهڭ ئورۇن ئالغان بولۇپ،‏ جوغراپىيىلىك ئورنى ‏«ماۋەرائۇننههىر»‏دەپ سۈپهتلهنگهن ياكى ‏”تۈركلهرنىڭ ئانا يۇرتى“‏ دەپ تىلغا ئېلىنغان.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ زىكرى تارىخشۇناسلارنىڭ ۋە مۇسۇلمان ئهرەبسهيياهلىرىنىڭ بهزى مهشهۇر كىتابلىرىدا كهڭ ئورۇن ئالغان.‏ مهسىلهن،‏ ئۇكىتابلار:‏ ياقۇت ههمهۋىنىڭ ‏(مىلادى ١١٧٨ ١٢٢٨) ‏«يهر جايلار قامۇسى»؛ ئههمهدبلازىرىنىڭ ‏(مىلادى ٨٩١ يىلى ۋاپات بولغان)‏ ‏«شهههرلهر پهتهىلىرى»؛ شهمسۇددىندەمهشىقىنىڭ ‏(مىلادى ١٣٢٧ يىلى ۋاپات بولغان)‏ ‏«قۇرۇقلۇق ۋە دېڭىزنىڭئاجايىباتلىرى ههققىدە گۈاللهنگهن دەۋر»؛ ئىبنى جهرىر تهبهرىنىڭ ‏(مىلادى ٨٣٨ ٩٢٣) ‏«مىللهتلهر ۋە پادىشاهلار»؛ مهسئۇد ئهبۇ ههسهننىڭ ‏(مىلادى ٨٩٦ ٩٥٧)‏«ئالتۇن ۋە گۆههر كانلىرى»؛ ئههمهد يهئقۇبىنىڭ ‏(مىلادى ٨٩٧ يىلى ۋاپات بولغان)‏‏«شهههرلهر قامۇسى»؛ مۇههممهد ئهبۇ قاسىم ئىبنى ههۋقهلنىڭ ‏(مىلادى ٩٧٧ يىلىۋاپات بولغان)‏ ‏«مهسالىك ۋە مهمالىك»؛ ئهبۇ رەيهان بىيرونىنىڭ ‏(مىلادى ٩٧٣ ١٠٤٨) ‏«ئۆتكهن ئهسىرلهردىكى مهدەنىي يادىكارلىقلار»؛ ئههمهد قهلقهشهندىنىڭ‏(مىلادى ١٣٥٥ ١٤١٨) ‏«سۇبهۇلئهئشا»؛ ئىبنى ئهسىر ئىززۇددىننىڭ ‏(مىلادى ١١٦٠ ١٢٣٤) ‏«مۇكهممهل تارىخ»‏ قاتارلىقلاردۇر.‏ شهرقىي تۈركىستان يهنه غهربلىكلهرنىڭكىتابلىرىدىمۇ ئورۇن ئالغان.‏ مهسىلهن،‏ چىڭگىزخاننىڭ ئوغلى قۇبلايخانغا زامانداشبولغان ئىتالىيىلىك مهشهۇر سهيياه ماركو پولو Polo) (Marco ‏(مىلادى ١٢٥٤ ١٣٢٤) مهزكۇر رايونغا قىلغان ساياهىتىدە شهرقىي تۈركىستاننى ‏«بۈيۈك تۈركىيه»‏دېگهن ئىسىم بىلهن تىلغا ئالغان.‏ ئۇنىڭ مهنىسى تۈركىستان ‏(يهنى تۈركلهرنىڭيۇرتى)‏ دېگهنلىكتۇر.‏ شۇنىڭدەك،‏ سۋېن هېدىن Heden) Sven‏)نىڭ ١٨٩٨ يىلى62


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانلوندوندا بېسىلغان ‏«ئاسىيا يولى Asia) «(Throuth ناملىق كىتابىنىڭ ٢٤، ٢١، ٢٠،٤٥٦ ٢٥٥، بهتلىرىدىمۇ مهزكۇر رايون ‏«شهرقىي تۈركىستان Turkistan) «(Easternدەپ يېزىلغان.‏ههممىگه مهلۇمكى،‏ خىتايلار ئۆز ئىمپېراتورلىرىنىڭ تارىخلىرىنى يېزىشتاناهايىتى مهشهۇر،‏ سۇلاله ئىلمى خىتايدا بارلىققا كهلگهن بولۇپ،‏ ئۇ ئىلىمنىڭ بىرئالاهىدىلىكى شۇكى،‏ ئىشنى ساپلىققا مهركهزلهشتۈرىدۇ،‏ ئۆزىنىڭ خاراكتېرى ياكىمۇهىتىدىن بولمىغان نهرسىنى رەت قىلىدۇ.‏ ئۇنى پهقهت ئۆزىدىن ئايرىشقا ئېهتىياجبولغاندىلا تىلغا ئالىدۇ . 4 خىتاي سۇلاله تارىخچىلىرى مۇشۇ نۇقتىنى ئاساس قىلىپ،‏شهرقىي تۈركىستان ۋە ئۇنىڭ شهههرلىرىنى خىتاي تىلى تهبىرى بويىچه ‏«شىيۈ»‏ دەپخاتىرىلىگهن ياكى خىتاينىڭ غهربىگه جايلاشقان ‏«يات دۆلهت»‏ دەپ يازغان.‏ دېمهك،‏شهرقىي تۈركىستان ‏”شىنجاڭ“‏ دېگهن ئىسىم بىلهن هېچ يېزىلىپ باقمىغان.‏ ئهنهشۇ سۇلاله تارىخلىرىدىن ‏«تاڭنامه ‏(مىلادى ٦١٨ ‎٩٠٧‎‏)»؛ ‏«خهننامه ‏(مىلادىدىنبۇرۇن ٢٦٠ يىلىدىن،‏ مىلادى ٢٤ يىلىغىچه)»؛ ‏«كېيىنكى خهننامه ‏(مىلادى ٢٥ ‎٢٢٠‎‏)»؛ ‏«چىڭ سۇلالىسى تارىخى»؛ ‏«ۋېي سۇلالىسى ‏(مىلادى ٣٨٦ ٥٥٦) تارىخى»؛‏«سۈي سۇلالىسى ‏(مىلادى ٥٨١ ٦١٧) تارىخى»؛ ‏«سۇڭ سۇلالىسى ‏(مىلادى ٩٦٠ ١٢٧٩) تارىخى»؛ ‏«يۈەن سۇلالىسى ‏(مىلادى ١٢٠٥ يىلىدىن ١٣٦٧ يىلىغىچهخىتايدىكى مۇڭغۇل هۆكۈمرانلىقى جهريانىدا يۈز بهرگهن ۋەقهلهر)‏ تارىخى»؛ ‏«مىڭسۇلالىسى ‏(مىلادى ١٣٦٨ ١٦٤٣) تارىخى»‏ قاتارلىقلاردۇر.‏بىراق،‏ مۇشۇنداق تارىخىي،‏ مهدەنىي ۋە ئىلمىي ئاساسقا ئىگه كهسكىن ئىسپاتلارخىتايلار تهرىپىدىن بېرىلگهن ئاتالمىش ئىسىمنى رەت قىلغاننىڭ ئۈستىگه،‏كىشىنىڭ كاللىسىدا بىر سوئال تۇغدۇرىدۇ.‏ ئۇ بولسا،‏ ئېغىر دەرىجىدە بۇرمىلانغانخىتاي رىۋايهتلىرى ئۇ ئىسىمنى ئىنكار قىلىپ تۇرسىمۇ،‏ يهنىلا توغرا بولمىغانئىسىم ئۈستىدە چىڭ تۇرۇشنى هاماقهتلىك دەپ قارىمىغان.‏ ئهنه شۇنداق سهپسهتهرىۋايهتلهرنىڭ ئهڭ ئاخىرقىسى خىتاي هۆكۈمىتى يېقىندا تارقاتقان ئاتالمىش ‏«ئاقتاشلىق كىتاب»تا ئوتتۇرىغا قويۇلغان بولۇپ،‏ ئۇنىڭدا شهرقىي تۈركىستانغا ئالاقىدارئىشلار ههققىدە ئېيتقان بهزى سۆزلىرىگه قاراپ چىقايلى:‏‏«بهزى قهدىمىي مۇستهملىكىچىلهر شىنجاڭنى خىتايدىن ئايرىپ چىقىپ،‏ئۆزلىرى هۆكۈمرانلىق قىلىش نىشانىنى ئهمهلگه ئاشۇرۇش ئۈچۈن شىنجاڭغاشهرقىي تۈركىستان دېگهن ئىسىمنى قوللانغان...‏ ئۇلار شىنجاڭنىڭ ئاتالمىش63


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئانا يۇرتى ئىكهنلىكىنى تهشۋىق قىلىدىغانئاساسسىز نهزىرىيهنى ئويدۇرۇپ چىقارغان».‏ ئۇ كىتابتا يهنه مۇنداق دېيىلگهن:‏ «٢٠ ئهسىرنىڭ باشلىرىدىن كېيىن،‏ شىنجاڭدىكى بىر ئوچۇم جاهىل،‏ مۇتهئهسسىببۆلگۈنچىلهر بىلهن رادىكال دىنىي كۈچلهر قهدىمىي مۇستهملىكىچىلهر ئويدۇرۇپچىقارغان ئاساسسىز دەلىللهرگه تايىنىپ،‏ بىر يۈرۈش ئاتالمىش شهرقىي تۈركىستاننهزەرىيهلىرىنى ئوتتۇرىغا قويغان ۋە:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان بۇرۇندىن تارتىپلامۇستهقىل بىر دۆلهت ئىدى،‏ ئۇنىڭ خهلقى تهخمىنهن ئون مىڭ يىللىق تارىخقائىگه“‏ دەپ داۋا قىلغان»‏ . 5مانا بۇ رىۋايهت شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههقىقىي ماهىيىتىنى سۆزلهپ بېرىدۇۋە ئۇنىڭ تۈرك يۇرتى ئىكهنلىكىنى ئېتىراپ قىلىدۇ.‏ شۇڭا ئۇ يۇرت ههرگىزمۇتارىخشۇناسلار كىتابلىرىدا ‏(ئۇ ئىسىمنى ئهنه شۇ قهدىمىي مۇستهملىكىچىلهرنىڭئوتتۇرىغا چىقارغانلىقىنى ئىشارەت قىلىش بىلهن بىرگه)‏ ئىسپاتلاپ بهرگهندەلىللهرنى،‏ بولۇپمۇ پۈتۈن ئىسلام تارىخىنى بىراقلا ئىنكار قىلىپ،‏ خىتاي يۇرتىبولۇۋالالمايدۇ.‏ لېكىن مهزكۇر ئاق تاشلىق كىتاب خىتايچه ‏”شىنجاڭ“‏ دېگهنئىسىمنىڭ ئوتتۇرىغا چىققان تارىخىنى بىلمهس بولۇۋېلىش بىلهن بىرگه،‏ ئۇنىڭلۇغهتتىكى دالالىتىگىمۇ كۆز يۇمغان.‏ بۇنىڭدىن،‏ خىتاينىڭ مهزكۇر كىتابى ناهايىتىچوڭقۇر ئههمىيهتكه ئىگه ئاپئاق تارىخى ههقىقهتنى قارىلاشقا ئۇرۇنىۋاتقانلىقى ئوچۇق ئاشكارا چىقىپ تۇرىدۇ.‏ ‏”خىتاي خهلق گېزىتى“‏ ئاق تاشلىق كىتابنى قىسقىچهقىلىپ ئېلان قىلغاندا،‏ شهرقىي تۈركىستان تارىخىنىڭ ئون مىڭ يىللىق ئۆتمۈشىبارلىقىنى دەۋا قىلىدىغانلاردىن سۆز قىلغان،‏ بىراق ئۇنىڭغا هېچقانداق چۈشهنچهبهرمىگهن.‏ شۇنداقلا ئۇنى:‏ ‏«قهدىمىي مۇستهملىكىچىلهر ئويدۇرۇپ چىقارغان باتىلدەلىللهر»‏ دېگهن،‏ لېكىن ئۇنىڭ مهزمۇنى ههققىدە هېچنهرسه دېمىگهن.‏ ئۇلارنىڭمۇسۇلمانلاردىن باشقا كىشىلهر ئهمهسلىكى ههققىدىمۇ توختالمىغان.‏ خىتاي تېخىيېقىندىلا مهزكۇر يۇرتقا قويغان ‏”شىنجاڭ“‏ دېگهن ئىسىمنى چۈشهندۈرۈپ بېرىشكهئاجىزلىق قىلغان تۇرسا،‏ ئون مىڭ يىللىق ئۆتمۈشى بار بىر خهلقنىڭ ئۆز تارىخىنىمۇۋەپپهقىيهتلىك هالدا ئويدۇرۇپ چىقالىشى قانداقمۇ مۇمكىن بولسۇن؟ ئاساسسىزدەلىللهرنى ئويدۇرۇپ چىققۇچى ئهسلىدە كىم ئىكهن؟ قايسى رىۋايهتلهر ههقىقهتكهئۇيغۇن ئىكهن؟ خىتاي رىۋايىتىمۇ ياكى تۈركىستان رىۋايىتىمۇ؟تېخىمۇ قىزىقارلىقى شۇكى،‏ خىتايلار ئوتتۇرىغا قويغان پاكىتلار تۈركىستانغا64


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانمانجۇلار هۆكۈمرانلىق قىلغان مهزگىللهردە يۈز بهرگهن ئونلارچه تارىخىيقوزغىلاڭلارنى،‏ مىلىيونلارچه تۈركىستانلىق قۇربانلارنى پهقهتلا تىلغا ئالمىغان.‏٢٠ ئهسىردە ئۇيغۇر خهلقىنىڭ قوزغىلاڭ ۋە ئىسيانلىرى ئاتالمىش ‏”بۆلگۈنچىلىكههرىكهت“‏ دەپ قارىلىپ،‏ كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە تۆۋەنلهپ كهتتى.‏ ئهمما ۋەتهننىقوغداش يولىدا چار رۇسىيه بىلهن قىلغان پۈتۈن كۈرەشلىرى ‏(ۋەهشىيلهرچهئېلىپ بېرىلغان ئۇرۇشنىڭ سايىسىدە)‏ تارىخنىڭ بىر پارچىسى سۈپىتىدە ئورۇنئالالمىغان.‏ خىتاينىڭ ئاق تاشلىق كىتابى تۈركىستاندا ياشاۋاتقان خهلقلهرنىتهشكىل قىلىدىغان مىللهتلهر ههققىدە سۆز قىلغاندا،‏ خىتاي هاكىمىيىتى شۇنىئېنىق بىلىشى كېرەككى،‏ تۈركىستانغا ئېقىپ كهلگهن يهتته يېرىم مىلىيون‏«خهن»‏ خىتايلىرى مهجبۇرىي ياكى ئۆزلىرىگه تونۇلغان ئىمتىيازلارغا ئېرىشىشئۈچۈن كهلگهن.‏ ١٩٤٩ يىلى ماۋزېدۇڭنىڭ رىياسهتچىلىكىدە خىتاي كوممۇنىستىكهاكىمىيىتى قۇرۇلغاندىن كېيىن،‏ بولۇپمۇ ١٩٥٢ يىلى ١٩ ئاۋغۇستتا ماقۇللانغانقارارغا ئاساسهن شهرقىي تۈركىستاندىكى هاكىمىيهت شهكلهن ئاپتونوم رايونغائۆزگهرتىلگهندىن كېيىن،‏ خىتاينىڭ شۇ يىلقى ئاق تاشلىق كىتابى شهرقىيتۈركىستاننى ‏«شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى»‏ دەپ ئېلان قىلغان.‏ ئۇنىڭدىنئىلگىرى كۆچمهن يۆتكهش ‏(يهنى ١٩ ئهسىرنىڭ ئاخىرلىرىدا شهرقىي تۈركىستاننىخىتايغا قېتىۋالغاندىن كېيىن يولغا قويۇلغان خىتاي كۆچمهنلىرىنى يۆتكهش)‏ئىشى يوق ئىدى.‏ شۇ چاغدىكى خىتاي،‏ مانجۇ،‏ شىۋە ۋە مۇڭغۇللارنىڭ شهرقىيتۈركىستاندىكى ئومۇمىي نوپۇسى ٦٠٠ مىڭدىن ئاشمايتتى.‏ ئۇلارنىڭ ئومۇمىينوپۇسى 6 ئاران ٪٦ نى تهشكىل قىلغان بولۇپ،‏ ئۇيغۇر مۇسۇلمانلىرىنىڭ نوپۇسى‏٪‏‎٩٠‎تىن ئارتۇق ئىدى.‏٢ هازىرقى ئىقتىسادىي ئههۋالى ۋە ۋاز كهچمهسلىك مهنتىقىسىسوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ دەل ئهكسىچه،‏ خىتاي كوممۇنىست هاكىمىيىتى ئومۇمىينوپۇسنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمىنى تهشكىل قىلىدىغان كهمبهغهاللهر تهبىقىسىنىڭئېهتىياجلىرىنى قامداش ئۈچۈن دۇنيادا خهلقئارا ئىقتىساد مهنبهسى ۋە بازار كۈچىتىكلهشكه تۇتۇش قىلدى.‏ ئهگهر بىز خىتاينىڭ بازار ئىقتىسادى ئىگىلىكىگه يۈرۈشقىلىپ قولغا كهلتۈرگهن نهتىجىلىرىنى كۆز ئالدىمىزغا كهلتۈرىدىغان بولساق،‏خىتاينىڭ خېلى بۇرۇنلا ئىقتىسادىي گلوباللىشىشقا هازىرلىنىپ بولغانلىقىنىئېيتالايمىز.‏ ١٩٩٢ يىلى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ پارچىلىنىشى سوغۇق مۇناسىۋەتلهر65


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۇرۇشىنىڭ ئاخىرلاشقانلىقىدىن دېرەك بهرگهنىدى.‏ بۇ پۇرسهتنى غهنىمهت بىلگهنخىتاي ئۆزىنىڭ دۇنيا بازىرىغا سوتسىيالىستىك كاپىتالىزم تۈزۈمى ئاستىداكىرىدىغانلىقىنى ئالدىراپ تېنهپ ئېلان قىلدى.‏ خىتاي يهنه مۇشۇ تۈزۈم ئاستىدا١٩٩٧ يىلى شياڭگاڭنى ئهنگىلىيهدىن قايتۇرۇۋېلىشقا تهييارلىق قىلدى.‏ بىراقئهنگىلىيه مۇستهملىكىسى شياڭگاڭ ئۆزىنىڭ ئىقتىسادىي تۈزۈمىنى كېيىنكى ٥٠يىلغىچىلىك ساقلاپ قالىدىغانلىقىنى شهرت قىلدى.‏ خىتاي دۆلىتى بىر ياندىنفۇجىيهن ئۆلكىسىنىڭ مهلۇم بىر رايونىنى ياۋرۇپا ۋە ئامېرىكا دۆلهتلىرىگه ئائىتشىركهتلهرنىڭ كهڭ كۆلهمدە مهبلهغ سېلىشى ئۈچۈن بهلگىلهپ بهرسه،‏ يهنه بىرياندىن ئامېرىكا قوشما شىتاتىدا مهبلهغ سېلىش ههرىكىتى باشلىدى.‏ نهتىجىدە،‏خىتاي ئىقتىسادقا يۈزلهنگهن كوممۇنىستىك دۆلىتى بولۇش بىلهن بىرگه،‏ بازارئىگىلىكىدە خهلقئارا رىقابهتكه يۈزلهنگهن كاپىتالىستىك دۆلهت بولۇپ قالدى.‏ بۇشۇنى ئىپادىلهيدۇكى،‏ خىتاي هاكىمىيىتى كوممۇنىستىك تۈزۈمنى ئىدېئولوگىيهياكى ئىقتىسادىي تۈزۈم سۈپىتىدە ئهمهس،‏ بهلكى يۈز مىلىيونلىغان ئىنسانلارنىباشقۇرۇشقا ئىمكان يارىتىپ بېرىدىغان هاكىممۇتلهقچىلىك ۋە قاتتىق قولسىياسهت يۈرگۈزىدىغان تۈزۈم سۈپىتىدە ئىشلىتىشكه كۈچىنىڭ بېرىچه تىرىشىدۇ.‏ئهمما خىتاينىڭ بازار ئىگىلىكىگه قاراتقان تۈزۈمى بولسا،‏ ئۇنى ئالدى بىلهن دۇنيائىقتىسادىغا ئىگه بولۇش،‏ ئاندىن سىياسىي نوپۇزىنى تىكلهشكه قاراپ ماڭىدىغانيولىنى كۆرسىتىپ بېرىدۇ . 7٢٠ ئهسىرنىڭ ٨٠ يىللىرىدىن تارتىپ،‏ بولۇپمۇ خىتاي رەئىسى ماۋزېدوڭنىڭئۆلۈمىدىن كېيىن،‏ خىتاي هاكىمىيىتى ئىشىكنى سىرتقا ئېچىشقا يۈزلىنىشبىلهن بىرگه،‏ خىتاي سىياسىتىنىڭ كهلگۈسى يۈكسىلىش نىشانىنى شهرقىيتۈركىستانغا قارىتىشقا باشلىدى.‏ چۈنكى ئۇ يهردىكى ئىقتىسادىي پۇرسهت ۋەشارائىتلارنى ئاللىبۇرۇن بايقاپ،‏ يهرلىك خهلق نوپۇسىنىڭ شالاڭ ئىكهنلىكىنىرەسمىي باياناتلار ئارقىلىق ئېلان قىلغانىدى.‏ شۇڭا شهرقىي تۈركىستاننىگۈاللهندۈرۈشنى ۋە ٢١ ئهسىرنىڭ باشلىرىغىچه تهرەققى قىلغان رايونغا ئۆزگهرتىشنىباهانه قىلىپ،‏ شهرقىي تۈركىستانغا كهڭ كۆلهمدە خىتاي كۆچمهنلىرىنى يۆتكهشههققىدە قارار ماقۇللىدى.‏ بۇ قارار خىتاي باش مېنىستىرى جاۋ زىياڭ ۋە خىتايكوممۇنىستىك پارتىيىسى سابىق باش سېكرېتارى خۇ ياۋباڭنىڭ ١٩٨٣ يىلىشهرقىي تۈركىستانغا قىلغان زىيارىتى ئهسناسىدا ئوتتۇرىغا قويۇلدى.‏ بۇ ئىشنىڭ66


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئهمهلگه ئېشىشى نۇرغۇن مهبلهغ،‏ ئىلمىي تهجرىبه ۋە ئىختىساس ئىگىلىرىتهلهپ قىلاتتى.‏ ١٩٨٥ يىلى ئۆكتهبىردە،‏ خىتاي كوممۇنىستىك پارتىيىسىنىڭشهرقىي تۈركىستاندىكى باش سېكرېتارى ۋاڭ ئىنماۋ ئامېرىكا قوشما شىتاتىنىئېكىسكۇرسىيه قىلدى.‏ ‏«ۋاشىنگىتون پوچتا گېزىتى»نىڭ ١٩٨٥ يىلى ١٠ ئاينىڭ ١٤ كۈنى بهرگهن باياناتىغا كۆرە،‏ ۋاڭ ئىنماۋ مۇنداق دېگهن:‏ ‏«شهرقىيتۈركىستاننىڭ سانائهت ۋە يېزا ئىگىلىك كىرىمىنى مۇشۇ ئهسىرنىڭ ئاخىرىغىچهبهش ههسسه ئاشۇرۇش ئۈچۈن خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىدىكى هۈنهر سهنئهتۋە پهن تېخنىكا خادىملىرىغا كهڭ كۆلهمدە تايىنىشقا توغرا كېلىدۇ...‏ شهرقىيتۈركىستان ئۇلارنى جهلب قىلىش ئۈچۈن نۇرغۇن ماددىي ئىمتىيازلارنى هازىرلىدى.‏ئهمما ئۇنىۋېرسىتېت پۈتتۈرگهنلهر تۈركىستانغا يېتىپ كېلىشى بىلهنلا ئالىئۇنۋانغا ئېرىشىش بىلهن بىرگه يۇقىرى مائاش ئالىدۇ ۋە ههر ئۈچ يىلدا مائاشى8ئۆستۈرۈپ بېرىلىدۇ...»‏شهرقىي تۈركىستان خىتاي زېمىنىغا ئايلىنىپ كهتكهنلىكى ۋە خىتايمۇهاجىرلىرىغا نىسبهتهن مۇنبهت يهر هېسابلانغانلىقى ئۈچۈنلا خىتاي ئهمهلدارلىرىتوختىماي ئۇنى گۈاللهندۈرۈشتىن سۆز ئاچىدۇ.‏ ئۇلار يهنه خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ٢١ ئهسىرگه ئىقتىسادىي يۈكسهلگهن هالدا كىرىشىگه شهرقىي تۈركىستاننىڭئالاهىدە رول ئوينايدىغانلىقى ئۈچۈنلا شۇنداق قىلىدۇ.‏ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىيتۈركىستانغا سىستېمىلىق هالدا كۆچمهن يۆتكهش سىياسىتىنى ۋە ههقىقىينوپۇس ستاتىستېكىسىنى يوشۇرۇشتا ناهايىتى يۇقىرى ماهارەتكه ئىگه بولۇپ،‏ئهلۋەتته شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئهسلى نوپۇس مهۋجۇدىيىتىنى مهڭگۈگه ئۆچۈرۈپتاشلاش ئۈچۈن ههرىكهت قىلىدۇ.‏ خىتاي ئىقتىسادىي جهههتته گلوباللىشىشقايۈزلهنمهكچى،‏ ئهمهلىيهتته بۇ مهقسىتىگه يېتىپ بولدى.‏ ئهمهلىي ئههۋال مۇشۇنداقئىكهن،‏ خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاننى گۈاللهندۈرۈش،‏ مۇقىملىقنى ساقلاش،‏ۋەتهننىڭ بىرلىكىنى قوغداش،‏ تۈركىستاندىكى ههر مىللهت خهلقىنىڭ ئىناق ئىتتىپاق ياشىشى قاتارلىق تهشۋىقاتلىرىنى جار سېلىشىنىڭ هېچبىر قىممىتىيوق.‏ خىتاي كوممۇنىستىك پارتىيىسى سابىق باش سېكرېتارى ‏(خىتايدىكى ئهڭيۇقىرى دەرىجىلىك سىياسىي ئهمهلدار)‏ خۇ ياۋباڭ ١٩٨٦ يىل ٦ ئاينىڭ ١٦ كۈنى ئامېرىكىنىڭ ‏«ههپتىلىك خهۋەرلهر «(Newsweek) ژورنىلىغا بهرگهنباياناتىدا مۇنداق دېگهن:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستاننىڭ يهر كۆلىمى سههرائى كهبىر67


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىۋە ئامازون هاۋزىسىغا ئوخشاش ناهايىتى كهڭ تۇپراق بولۇپ،‏ گۈاللهندۈرۈش ئۈچۈننۇرغۇن ئىمكانىيهتلهرگه ئىگه.‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئالته مىليون ئۇيغۇر،‏ ٥٫٣مىليون خىتاي ياشايدۇ.‏ ئۇنىڭ ئومۇمىي نوپۇسى ١٤ مىليون بولۇپ،‏ يهنه ٢٠٠مىليون خىتاينى ئاسانلا سىغدۇرۇپ كېتهلهيدۇ»‏ . 9 ئهمهلىيهت شۇنداق ئىكهن،‏خىتاي هاكىمىيىتى قايسى مىللهتلهر ئىتتىپاقىدىن،‏ قايسى ۋەتهن بىرلىكى ۋەمۇقىملىقىدىن سۆز قىلىدۇ؟!‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ نۇرغۇن ئىمكانىيهتلهرگه ئىگه ئىكهنلىكىدە هېچ شۈبههيوق.‏ لېكىن خىتايلار بايقىغان بۇ مۆلچهرنى ئهرەب تارىخچىسى ياقۇت ههمهۋىيئاللىبۇرۇن ئوتتۇرىغا قويۇپ بولغان بولۇپ،‏ مهشهۇر كىتابى ‏«يهر جايلار قامۇسى»نىڭ٧ جىلد،‏ ٢٧٠ بېتىدە مۇنداق دەپ يازغان:‏ ‏«ماۋەرائۇننههىر ئهڭ گۈزەل،‏ ئهڭمۇنبهت ۋە ئهڭ پايدىلىق زېمىندۇر.‏ ئۇنىڭ ئاهالىسى كۈچتۈڭگۈر،‏ شىجائهتلىك،‏باتۇر،‏ قورقماس،‏ يېنىدا ههمىشه قورال ئېلىپ يۈرىدىغان خهلق بولۇشىغا قارىماي،‏ياخشىلىق قىلىشنى سۆيىدىغان،‏ سېخىي،‏ قوللىرىدا بارنى تهڭ يهيدىغان كىشىلهرئىكهن.‏ يېرىنىڭ مۇنبهتلىكىگه كهلسهك،‏ ئۇنى تهسۋىرلهشكه تىل ئاجىزلىق قىلىدۇ.‏كىشى پۈتۈن ئىسلام ئالىمىدە ۋە باشقا يۇرتلاردا ئهنه شۇنداق تۇپراق بولسىكهن دەپئارزۇ قىلماي قالمايدۇ».‏ ههمهۋىي ئېيتقان بۇ سۆزلهر بۇنىڭدىن ئىلگىرى بهلازىنىڭ‏«شهههرلهر پهتهىلىرى»‏ ناملىق كىتابىدا:‏ ‏«ئۇ زېمىن ئاللاهنىڭ يهر يۈزىدىكىجهننهتلىرىدىن بىرىدۇر»‏ دەپ يازغان سۆزلىرىدىن ئانچه پهرقلىنىپ كهتمهيدۇ.‏بىر قانچىلىغان مهنبهلهردىن ئېلىنغان سانلىق مهلۇماتلارنىڭ تىلى بىلهنمۇبۇ ئىككى سۈپهتنىڭ ناهايىتى توغرا ئىكهنلىكىنى بىلىۋېلىش ۋە شهرقىيتۈركىستاننىڭ سىغىمچانلىق كۈچىنىڭ نهقهدەر چوڭ ئىكهنلىكىنى بايقاشمۇمكىن.‏ شهرقىي تۈركىستان يايلاقلىرىدا ٦٠ مىليون تۇياق چارۋا مال بېقىلىدۇ.‏ئۇنىڭ ئهڭ ئاساسلىق مههسۇلاتى ئاشلىق دان بولۇپ،‏ پۈتۈن خىتاي نوپۇسىنىڭئۈچتىن بىرىنىڭ ئوزۇقلۇق ئېهتىياجىنى قامداشقا يېتىدۇ.‏ كان بايلىقلىرىمۇناهايىتى مول بولۇپ،‏ تۈرى ١٤٠ خىلدىن ئاشىدۇ.‏ ئۇلار:‏ كۆمۈر ‏(زاپاس مىقدارى٢٫١٩ تىرىليون توننا بولۇپ،‏ پۈتۈن خىتاينىڭ زاپاس مىقدارىنىڭ ٪٤٠ ‏٪‏‎٥٠‎تىگهتهڭ كېلىدۇ)،‏ قوغۇشۇن،‏ تۆمۈر،‏ مىس،‏ تۇز ۋە باشقىلار.‏ ئۇنىڭ يهنه ئۇران قاتارلىقئىستراتېگىيىلىك كان بايلىقلىرىنىڭ زاپاس مىقدارى ١٢ تىرىليون توننىدىنئاشىدۇ.‏ ئالتۇننىڭ زاپاس مىقدارى تهخمىنهن ١٩ مىليون توننا بولۇپ،‏ ٥٦ ناهىيهدە68


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئالتۇن ئىشلهپ چىقىرىلىدۇ.‏ يىللىق ئىشلهپ چىقىرىش مىقدارى ٣٦٠ كلوگىرام.‏ئهڭ مۇهىم بايلىقىدىن يهنه بىرى نېفىت بولۇپ،‏ زاپاس مىقدارى ٦٫٥ ٨٫٢ مىلياردتوننا مۆلچهرلهنمهكته.‏ نېفىتمۇ خىتاينىڭ ئومۇمىي زاپاس مىقدارىنىڭ ئۈچتىنبىرىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏ يىللىق ئىشلهپ چىقىرىش مىقدارى ٢٧٫٤ مىليون توننابولۇپ،‏ بۇ مىقدارنىڭ ٢٠١٠ يىلىغا بارغاندا ٦٠ مىليون توننىغا،‏ ٢٠٢٠ يىلىغابارغاندا ١٠٠ مىليون توننىغا يهتكۈزۈلىشى مۆلچهرلهنمهكته.‏ ١٩٨٨ يىلىدىكىمهلۇماتقا كۆرە،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ٧٠٠ كۋادىراد كلومېتىرلىق يهر كۆلىمىئىچىدە ٨٠٠ مىليون توننىغا يېقىن يېنىك ۋە ئېغىر تىپتىكى نېفىتنىڭ،‏ ٣٠مىليارد كۇپ مېتىر تهبىئى گازنىڭ بارلىقى ئېنىقلانغان.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ ههرقايسىدۆلهتلهرنىڭ مۇتهخهسسىسلىرى شهرقىي تۈركىستاننى خىتاينىڭ ئىقتىسادىيجان تومۇرى،‏ شۇنداقلا ئېغىر سانائهت جان تومۇرى هېسابلايدۇ.‏ ئۇنىڭدىنمۇ مۇهىمىشۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ يادرو قورال ئىشلهپ چىقىرىش بازىسى بولۇپ،‏ئاساسهن ئۇنىڭدىن ئىشلهپچىقىرىلغان ئۇرانغا تايىنىدۇ . ١٠شهرقىي تۈركىستان ياقۇت ههمهۋىنىڭ:‏ ‏«ئۇنى تهسۋىرلهشكه تىل ئاجىزلىققىلىدۇ»‏ دېگىنىدەك،‏ ههقىقهتهنمۇ ئېسىل يۇرت.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ ئۇ يۇرت پۈتۈنمۇستهملىكىچىلهرنىڭ كۆزىنى قىزارتىدۇ.‏ خىتاينىڭ تېخىمۇ كۆپ نوپۇسىنى شهرقىيتۈركىستاننىڭ نوپۇس زىچلىقى بىر كۋادىراد كلومېتىردا بهش كىشىدىن ئاشمايدىغانرايونلىرىغا يهرلهشتۈرۈش ئىمكانى بار.‏ چۈنكى خىتاينىڭ ههر بىر كۋادىراد كلومېتىريېرىگه ١٦٠ كىشى توغرا كېلىدۇ.‏ كېيىن خىتاي كوممۇنىستىك پارتىيىسى سىياسىيكېڭهش دائىمى ئهزاسى ۋاڭ لېچۈەن ٢٠٠٥ يىلى ئۆتكۈزۈلگهن ‏”ئىلىم پهن ۋە تېخنىكاجهمئىيىتىنىڭ يىللىق ئىلمىي مۇهاكىمه يىغىنى“دا خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىيتۈركىستان ههققىدە ئۇزۇندىن بېرى يوشۇرۇپ كېلىۋاتقان شۇم نىيىتىنى ئاشكارىلاپمۇنداق دېگهن:‏ ‏«خىتاي دۆلىتىنىڭ ٢١ ئهسىردىكى ئىقتىسادىي نىشانىنى ئهمهلگهئاشۇرۇش ئۈچۈن ئۇل سېلىشتا چوقۇم شهرقىي تۈركىستاننىڭ نېفىت بايلىقلىرى ۋەئۇنىڭ بىردىنبىر جوغراپىيىلىك ئورنىدىن پايدىلىنىش كېرەك»‏ . 11 بۇ بايانات شهرقىيتۈركىستاننىڭ خىتايغا يهتكۈزىدىغان پايدا مهنپهئهتلهر،‏ ئىمتىيازلار ۋە ههل قىلغۇچپىلان لايىههلهر جهههتته خىتاينىڭ نهگه يهتكهنلىكىنى،‏ قانداق سهۋەبلهر بولۇشىدىن،‏قانداق بهدەل تۆلىنىشىدىن ۋە نهتىجىنىڭ نېمه بولۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ ههرگىز سهلقاراشقا بولمايدىغانلىقىنى ئىنتايىن يىغىنچاقلاپ چۈشهندۈرۈپ بېرىدۇ.‏69


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى70شۇنىسى ناهايىتى ئوچۇقكى،‏ خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستانغا قاراتقان هازىرقىسىياسىتى ئىستراتېگىيىلىك سىياسهت بولۇپ،‏ هېچقانداق ئىجتىمائىيداۋالغۇشنى ‏(ئۇنىڭ تىپى ۋە كۈچى قايسى دەرىجىدە يۈكسهك بولۇشىدىنقهتئىينهزەر)‏ كۆتۈرەلمهيدۇ.‏ ئهگهر ئىجتىمائىي قالايمىقانچىلىق داۋام قىلسا،‏نىشاننى ئېغىر تىپتىكى يهر ئاستى سانائهت قۇرۇلۇشلىرىغا مهركهزلهشتۈرۈپ،‏شهرقىي تۈركىستاندا كۆمۈلۈپ ياتقان،‏ تېخى ئېچىلمىغان بايلىقلارنى چىقىرىش،‏پايدىلىنىش ۋە ئۇنى قوغداشنىڭ هېچقانداق پايدىسى يوق.‏ لېكىن نهتىجهئېتىبارى بىلهن،‏ خىتاي شهرقىي تۈركىستانغا يېڭى ئىسىم قويۇشتا قىلغانتالاش تارتىشتىنمۇ تهسرەك تالاش تارتىشقا قالىدىغاندەك قىلىدۇ.‏ ناۋاداخىتاينىڭ ئىقتىسادى ۋە شهرقىي تۈركىستان زوراۋان مۇستهملىكىچىلىك بىلهنباغلاشتۇرۇلسا،‏ يهنه كېلىپ تهرەققىيات سۈرئىتى بىلهن سان سىپىرلىق تېخنىكابىر بىرىگه سېلىشتۇرۇلىدىغان بۇ ئهسىردە،‏ بۇ باغلاشتۇرۇش ئىستراتېگىيىلىكۋە ئومۇمىيۈزلۈك بولىدىغان بولسا،‏ ۋاز كهچمهسلىك مهنتىقىسى بويىچه ئېغىردەرىجىدە بىر ۋەقهنىڭ چىقىشىغا تهۋەككۈل قىلىشقا توغرا كېلىدۇ.‏ خىتاي تهلهپقىلغان ئاسايىشلىق ۋە مۇقىملىققا نېمه كاپالهتلىك قىلالايدۇ؟ئىككىنچى مهسىلهپارچىلاش ئىستراتېگىيىسى:‏ ئهندىشه ۋە تهكلىپلهرشۇنداق قىلىپ سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى دەۋرى ئاخىرلاشتى.‏ ئهممائىنسانىيهت هاياتىدا يهر ئۈستى ۋە يهر ئاستى بايلىق مهنبهلىرىنى ئىگهللىۋېلىپ،‏دۇنياغا خوجا بولۇش مۇددىئاسى بىلهن قاتتىق رىقابهت ئۈستىگه قۇرۇلغان يېڭى بىرباسقۇچنى باشلاش ئۈچۈن خهلقئارا ئىقتىساد ۋە ئىلىم پهن دۇلقۇنلىرى كۆتۈرۈلدى.‏خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستان ئىشلهپ چىقىرىدىغان قىممهتلىكبايلىقلارغا قارىتا ئىستىراتىگىيلىك تاللاش يولىنى ههل قىلىپ بولدى،‏ نۆۋەتتهشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىچكى ۋەزىيىتىنى چوقۇم ههل قىلىشى كېرەك.‏ بۇ يهردە بىرسوئال تۇغۇلىدۇ،‏ ئۇ بولسىمۇ،‏ خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستان نوپۇس قۇرۇلمىسىنىۋە هازارىتىنى يهرلىك سهۋىيهدە پارچىلاشقا قاراتقان ئىستىراتىگىيىلىك پىلانىنېمه؟١ دۆلهتلىك ۋە خهلقئارالىق نازارەت ئاستىدا دىنغا قارشى كۆرەش قىلىش


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانخىتايلار تۈركىستانلىقلارنىڭ ١٣٠٠ يىلدىن كۆپرەك ۋاقىتتىن بېرى مۇسۇلمانئىكهنلىكىنى ياخشى بىلىدۇ . 12 ئۇلار يهنه ئىسلام بايرىقىنى خىتاي ئىچىگهخىتاينىڭ غهربىي چېگرىسىدىن كۆتۈرۈپ كىرگهنلهرنىڭ دەل تۈركىستانلىقلارئىكهنلىكىنىمۇ ياخشى بىلىدۇ.‏ تۈركىستانلىقلار ئىسلام دىنىغا شۇنداق چىڭيېپىشقانكى،‏ تۈركىستان ئىسلام دەۋرلىرىدە ئىلىم پهن،‏ بىناكارلىق،‏ ئهدەپ ئهخلاق،‏ قهدىر قىممهت ۋە كهڭ قورساقلىق جهههتلهردە كۆپ راۋاجلاندى.‏ ههتتامۇڭغۇللار ئىسلام دىنىغا تۈركىستاننى مۇستهملىكىسى ئاستىدا تۇتۇۋاتقاندەۋردە كىرگهنىدى.‏ تېخىمۇ ئوچۇق قىلىپ ئېيتساق،‏ مۇسۇلمانلار خىتاي تىلىدا‏«چهنتۇ»‏ يهنى ‏”سهللىلىك ئادەم“‏ دەپ مهشهۇرلىشىپ كهتكهنىدى . 13 خىتايلار يهنهتۈركىستاننىڭ تارىخىي ۋە هازارەت نۇقتىسىدىن ئىسلام بۆشۈكى بولغانلىقىنى،‏ههر ئهسىردە ئىسلامنى ئىسلاه قىلىپ تۇرغانلىقىنى،‏ نۇرغۇن ههدىسشۇناس،‏فىقهىشۇناس،‏ تىلشۇناس ئالىملارنى يېتىشتۈرۈپ چىققانلىقىنى،‏ بۇ ئالىملارنىڭئىسلام دىنىنى تارقىتىش ۋە ئۇنى قوغداشتا ناهايىتى چوڭ تۆهپىلىرىنىڭبارلىقىنى ياخشى بىلىدۇ . 14 ئۇلار يهنه شهرقىي تۈركىستاندا تارىخ بويىچه چهتئهلباسقۇنچىلىرىغا قارشى پۈتۈن ئىنقىلاپ ۋە قوزغىلاڭلارنى ههرىكهتلهندۈرگۈچىبىردىنبىر كۈچنىڭ ئىسلام دىنى ئىكهنلىكىنى ياخشى بىلىدۇ.‏ بۇ،‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئىچى ۋە سىرتىدىكى مۇسۇلمانلارنىڭ ههم تهپهككۇرىدىن ههمهازارىتىدىن نه قىيىن،‏ نه ئاسان بىر شهكىلدە چىقىرىۋېتىش مۇمكىن بولىدىغانئىش ئهمهس.‏ تارىخ ئىسپاتلىغان بىر ههقىقهت شۇكى،‏ تۈركىستانلىقلار خۇددىياقۇت ههمهۋىنىڭ:‏ ‏«تۈركىستان ئاهالىسى كۈچتۈڭگۈر،‏ شىجائهتلىك،‏ باتۇر،‏قورقماس،‏ يېنىدا ههمىشه قورال ئېلىپ يۈرىدىغان خهلق»‏ دېگىنىدەك،‏ ههقىقهتهنشانۇ شهۋكهتلىك بىر مىللهت ئىدى.‏ بۇ سۈپهتلهرگه ئىگه خهلق قاتتىق جېدەلخوركېلىدۇ.‏ ئۇلار پهقهت غهپلهتته قالغان زامانلاردىلا مهغلۇب بولىدۇ،‏ ههرگىز تهسلىمبولمايدۇ . 15 خىتايلار ئۆتمۇشته بۇ تهجرىبىلهرنى بېشىدىن ئۆتكۈزگهنىدى،‏ هازىر ۋەكېلهچهكتىمۇ بېشىغا تهكرار كېلىپ قېلىشتىن قاتتىق ئهنسىرىمهكته.‏ خىتايهاكىمىيىتىنىڭ ئىسلام دىنىغا ۋە ئهقىدىسىگه،‏ تۈركىستان خهلقىنىڭ نوپۇسقۇرۇلمىسىغا ۋە ئىرقىي كىملىكىگه ۋەهشىلهرچه هۇجۇم قىلىشىنىڭ يوشۇرۇنسىرلىرى بۇنى ئاز تولا ئىزاهلاپ بهرسه كېرەك.‏I. دۆلهتلىك نازارەت71


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى72خىتاي هاكىمىيىتى رەئىسى ماۋزېدۇڭ دەۋرىدە (١٩٤٩ ١٩٧٦) ئىسلام دىنىنىچهكلهش ۋە ئۇنىڭغا قارشى ئۇرۇش ئېلان قىلىش بايرىقى ئاستىدا،‏ بولۇپمۇ:‏ ‏«قۇرئانتهلىم تهربىيىسىنى ئهمهلدىن قالدۇرۇڭلار!»‏ شۇئارى ئاستىدا نۇرغۇن قېتىملاپقهتلىئام ئېلىپ باردى.‏ بۇ قانلىق قهتلىئاملار قۇربانلارنىڭ ناله پهريادلىرىنىهېچكىمگه تۇيدۇرماستىن،‏ هېچكىمنىڭ ياردەم قىلىشىغا پۇرسهت بهرمهستىن،‏يهنه كېلىپ،‏ هېچقانداق سهۋەبى بولماستىن،‏ پهقهت ئالدى بىلهن تۈركىستانخهلقىنىڭ ئهقىدىسىنى،‏ ئاندىن بۇ بىچارە خهلقنى تارىخ بېتىدىن ئۆچۇرۇپ تاشلاپ،‏ بۇئهزىز مىللهتتىن،‏ ئۇنىڭ تارىخىدىن ۋە مهدىنىيىتىدىن بىراقلا قۇتۇلۇش مهقسىتىدەئىنتايىن مهخپىي ئېلىپ بېرىلدى.‏ ئههۋال مۇشۇنداق تۇرۇقلۇق تۈركىستان خهلقىههرگىز تهسلىم بولمىدى.‏ بىراق،‏ سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشىدىن كېيىن خىتايهاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه بولغان زۇلۇمنى رەسمىي،‏ پىلانلىق ۋەئوچۇق ئاشكارا هالدا ههسسىلهپ ئېلىپ بارماقتا.‏ ئۇلارنىڭ ناله پهرياتلىرىنى پۈتۈندۇنيا ئههلىنىڭ ئاڭلىشىغىمۇ پىسهنت قىلمايۋاتىدۇ.‏ بۇ قېتىم ‏«بۆلگۈنچىلىككهچاقىرىدىغانلار ۋە بۆلگۈنچىلهر»گه قارشى تۇرۇشنى دەۋا قىلىۋاتىدۇ.‏ كوممۇنىستىكپارتىيىسى هاكىمىيهت ئورنىغا چىققاندىن باشلاپ خىتاي هۆكۈمىتى ئۇ تهبىرنىئىشلىتىپ كېلىۋاتىدۇ.‏ ئۇ تهبىر مۇنۇلارنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ:‏• خىتاي ئىشغالىيىتىگه قارشى پۈتۈن ۋەتهنپهرۋەر كۈچلهرنى،‏ سىياسىي ۋەئىجتىمائىي ههرىكهتلهرنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ ياكى بهزى ههق هوقۇقلىرىنىبېرىشىنى ۋە مىللىي ئايرىمىچىلىقنى تۈگىتىشىنى تهلهپ قىلىپ،‏ خىتايهاكىمىيىتىنىڭ بۇ ههقتىكى سىياسهتلىرىگه قارشى چىققۇچىلارنى ئۆز ئىچىگهئالىدۇ.‏• موهتاجلارغا ياردەم بېرىدىغان ۋە خالىسانه خىزمهت قىلىدىغان مۇئهسسهسهلهرنىئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏• تهشۋىقات ۋە مهدەنىيهت ئورگانلىرىنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏• شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىچى ۋە سىرتىدىكى ئۇقۇمۇشلۇق كىشىلهر ۋەزىيالىلارنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏• تهشكىلىي ۋە تهشكىلسىز خهلق نامايىش ههرىكهتلىرىنى ئۆز ئىچىگهئالىدۇ.‏هازىر يهنه خىتاي هۆكۈمىتى ‏«بۆلگۈنچىلىك ۋە بۆلگۈنچىلهر»‏ دېگهن تهبىرگه


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان‏«مۇتهئهسسىپلىك ۋە مۇتهئهسسىپلهر»‏ دېگهن تهبىرنى قوشتى.‏ بۇ تهبىرمۇتۆۋەندىكىلهرنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ:‏• پۈتۈن ئۆلىمالارنى،‏ تالىبلارنى،‏ ئۇستازلارنى،‏ ئىماملارنى،‏ خاتىبلارنى ۋەدەۋەتچىلهر؛• دىنىي تهلىم تهربىيه ۋە ئىبادەتكه ئالاقىدار ئىشلاردا خىتاي هۆكۈمىتىنىڭشهرتلىرىگه مۇۋاپىق ئىش قىلمىغان بارلىق تۈركىستانلىق ئائىلىلهر؛• دىنىي تهلىم تهربىيه ئورۇنلىرى؛• مهسجىدلهرنى،‏ مهسجىد سېلىش ياكى رېمونت قىلىش؛• دىنىي تهشۋىقات،‏ دەۋەت ۋە يوليورۇقلارنىڭ مهزمۇنلىرى؛• ‏”دىن ۋە يهرلىك تىلغا ئالاقىدار ئىشلاردا تهلىم تهربىيه قانۇنلىرىغا ۋە هۆكۈمهتنىڭكۆرسهتمىلىرىگه خىلاپلىق قىلدى“‏ دەپ تۆهمهت قىلىنغان مهكتهپلهر؛• شهرىئهت ئههكاملىرىنى ۋە ئۇنىڭ بىلهن هۆكۈم قىلغۇچىلار؛• قۇرئاننى،‏ دىنىي كىتابلارنى ۋە شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىغا ئالاقىدارتارىخىي كىتابلار؛• هېيت ئايهملهرنى ۋە دىنىي مۇراسىملارنى تهبرىكلهش؛• ههج سهپهرلىرىگه تهييارلىق قىلىشنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ ۋە پاسپورتلار دەرهالمۇسادىرە قىلىنىدۇ.‏• ئىسلام دىنىنى نامايهن قىلىدىغان كىيىم كېچهكلهر ۋە زىبۇزىننهتلهر؛يۇقىرىدىكى بۇ ئىپادىلهر پهقهت تۈرگه ئايرىش مۇمكىن بولغان باش ماۋزۇلاردىنلائىبارەت.‏ يۇقىرىدا ئىشارەت قىلىپ ئۆتكىنىمزدەك،‏ خىتاي هاكىمىيىتى يۈرگۈزىۋاتقانزۇلۇم ۋە زومىگهرلىكلهرنى ئىسپاتلاش،‏ بولۇپمۇ بۇ كىچىككىنه ئىزدىنىش ماقالىسىدەئىسپاتلاپ بولۇش بىزگه ههقىقهتهن قىيىن توختايدۇ.‏ لېكىن بىز خىتاينىڭئىجتىمائىي ۋە ئىقتىسادىي ساههلهردە يۈرگۈزۈۋاتقان رەزىل سىياسهتلىرىنى،‏ بولۇپمۇخىتاي ههرگىز ئىنكار قىلالمايدىغان ياكى ئىزىنى ئۆچۈرەلمهيدىغان رەسمىيقانۇنلىرىدىن ئېلىنغان ئۆرنهكلهرنى ئوتتۇرىغا قويالايمىز.‏ئېزىش ۋە زىيانكهشلىك قىلىش ههرىكهتلىرى كۈچهيگهنسېرى،‏ مهيلى ئۇههرىكهتلهر ئۆز مهيلىچه بوزەك قىلىش قانۇنى ئاستىدا بولسۇن ياكى ئۆرپ ئادەتكهئايلىنىپ كهتكهن بولسۇن،‏ يهرلىك خهلق ئهلۋەتته ئېتىقاد،‏ ئىبادەت ۋە تىرىكچىلىك73


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىشلىرىنى ئۆزلىرى ئېتىقاد قىلىۋاتقان ۋە ئىشىنىۋاتقان نهرسىنىڭ تهلىۋى بويىچهئېلىپ بېرىش ئۈچۈن تهبىئى ههق هوقۇقلىرىنىڭ چارىلىرىنى ئىزدەيدۇ.‏ بىراقبۇ مهخپىي چارىلهرمۇ خىتاينىڭ ‏«دۆلهت سىرلىرى»‏ دەپ بهلگىلهنگهن،‏ ههرگىزمۇئاشكارىلانمايدىغان ئاجايىپ رەزىل ۋە رەسمىي قانۇنلىرىنىڭ تهلىۋى بويىچه جازا ۋەقىيىن قىستاقلاردىن قېچىپ قۇتۇلالمايدۇ . 16 خىتاي سابىق باش مېنىستىرىلې پىڭ ١٩٩٤ يىلى ٣١ يانۋار كۈنى،‏ ‏«دۆلهت سىرلىرى»‏ دەپ بهلگىلهنگهن ئهنهشۇ قارارلاردىن دىنىي پائالىيهتلهرنى چهكلهشكه ئالاقىدار ئىككىسىگه قول قويغانبولۇپ،‏ قارار خۇلاسىسى مۇنۇلاردىن ئىبارەت:‏«١٤٥ نومۇرلۇق قارار:‏ يېقىنقى يىللاردىن بۇيان خىتايدا كهڭ تارقالغان بارلىقمهخپىي ئىبادەت ۋە مهخپىي دىنىي پائالىيهت ئورۇنلىرى تاقىلىدۇ.‏ پۈتۈن دىنىيپائالىيهتلهر قاتتىق نازارەت ئاستىغا ئېلىنىدۇ».‏«١٤٤ نومۇرلۇق قارار:‏ چهتئهللىكلهرنىڭ دىنىي پائالىيهتلهرنى،‏ مهدەنىيهتمهركهزلىرىنى ۋە دىنىي مهكتهپلهرنى كونترول قىلىش مهقسىتىدە ئىبادەتخانىلار،‏دىنىي مۇئهسسهسه ياكى جهمئىيهتلهر قۇرۇشىغا رۇخسهت قىلماسلىق كېرەك.‏شۇنىڭدەك،‏ چهتئهللىكلهرنىڭ يهرلىك دىنىي زاتلار بىلهن مۇناسىۋەت ئورنىتىشىنى،‏ئۇلارنى دىنىي ۋەزىپىلهرگه تهيىنلىشىنى ۋە دىنىي پائالىيهتلىرىگه يوليورۇقبېرىشىنى مهنئى قىلىش لازىم ». 17خىتاي دائىرىلىرى يهنه ١٩٩٦ يىل ٣ ئاينىڭ ٢٨ كۈنى «٧ نومۇرلۇقهۆججهت»‏ دەپ تونۇلغان بىر مهخپىي قارار ماقۇللىغان بولۇپ،‏ بۇ هۆججهت دىنغاهۇجۇم قىلىشنى نىشانلىغان ئون تۈرلۈك قاتتىق پرىنسىپنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏ئهسلىدە بۇ قارار ‏«قاتتىق زەربه بېرىش»‏ ههرىكىتى دەپ نام ئالغان هۆججهتنىڭسايىسىدە ١٩٩٦ يىل ٣ ئاينىڭ ١٢ كۈنىدىن ئېتىبارەن ئهمهلىيلهشتۈرۈلۈشكهباشلىغانىدى.‏ تۈركىستان 18 ۋە چهتئهل مهلۇماتلىرىغا ئاساسلانغاندا،‏ بۇههرىكهتنىڭ ئهڭ مۇهىم نىشانى خىتاي هۆكۈمىتىگه مهنسۇپ مۇسۇلمان ئىشچى خىزمهتچىلهرگه،‏ ئاياللارغا ۋە ياشلارغا قارىتىلغان بولۇپ،‏ ئۇلارنى مهسجىدلهرگهكىرىشتىن چهكلىدى،‏ ئىسلامىي تهلىم تهربىيه ئېلىشتىن مهنئى قىلدى.‏ بۇههرىكهتكه كۆرسىتىلگهن قارشىلىقلاردىن بىرى هىجىرىيه ١٤١٧ يىلى رامىزانئېيىنىڭ ٢٧ كېچىسى ‏(مىلادى ١٩٩٧ يىلى ٥ فېۋرال)‏ يۈز بهرگهن ۋەقه بولۇپ،‏نازارەت قىلىش،‏ بىخهتهرلىكنى ساقلاش ۋە جامائهت خهۋپسىزلىك ئىدارىلىرىنىڭ74


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانخادىملىرى مهسجىدلهرنىڭ دەرۋازىلىرى ئالدىدا تۇرۇۋېلىپ،‏ ياشلار ۋە ئاياللارنىتهراۋىه ۋە تهههججۇد نامىزى ئوقۇش ئۈچۈن مهسجىدكه كىرىشتىن توسقان.‏ بۇههقسىزلىككه چىدىمىغان مۇسۇلمانلار ئۇلار بىلهن توقۇنۇشۇپ قالغان،‏ نهتىجىدەئىش يوغىناپ قوزغىلاڭغا ئايلىنىپ كهتكهن.‏ خىتاي ئهسكىرى ۋەقهگه دەرهالقول تىقىپ،‏ ‎٣٠٠‎دىن ئارتۇق مۇسۇلماننى ئېتىپ تاشلىغان ۋە ١٠ مىڭدىن ئارتۇقكىشىنى قولغا ئالغان.‏كېيىن بۇ ههرىكهت يهنه كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكىباش سېكرېتارى ۋاڭ لېچۈەننىڭ تهكىتلىشى بىلهن داۋام قىلغان.‏ ئۇنىڭ ١٩٩٧ يىل ٧ ئاينىڭ ١١ كۈنى ‏«شىنجاڭ گېزىتى»دە بهرگهن باياناتىدا مۇندان دېيىلگهن:‏‏«خىتاي دائىرىلىرى ١٧٠٠٠ كىشىنى تۇتقۇن قىلىپ،‏ ئىشلهپچىقىرىش ۋە قۇرۇلۇشئازادلىق ئارمىيىسىنىڭ ئهمگهك بىلهن ئۆزگهرتىش لاگېرىغا ئهۋەتتى».‏ مهزكۇرگېزىت ١٩٩٧ يىل ٦ ئاينىڭ ٢١ كۈنى مۇنۇلارنى ئېلان قىلغانىدى:‏ ‏«خىتايدائىرىلىرى خوتهن ۋىلايىتىنىڭ قاراقاش ناهىيىسىدىلا ١٣٣ مهسجىدنى چېقىپ،‏١٠٥ مهدرىسنى تاقىدى».‏II خهلقئارالىق نازارەتتۈركىستان تهتقىقاتچىسى،‏ ئهينى ۋاقىتتا سىياسىي تهرەققىيات ۋە خهلقئارالىقتېنچلىق مهسىلىلىرىدە مۇستهقىل تهتقىقات ئېلىپ بارغۇچى دوكتور پائۇلجورج Geoge) :(Dr. Paul ‏«شىنجاڭ رايونىدا ئىسلام دىنىغا دەخلى تهرۇزيهتكۈزۈلىۋاتىدۇ»‏ ناملىق ماۋزۇدا بىر ماقاله ئېلان قىلغان بولۇپ،‏ كانادا تېنچلىقتهتقىقات ئىشخانىسى تهرىپىدىن ١٩٩٨ يىلى باهار مهۋسۈمىدە ٧٣ نومۇرلۇقرەقهم بىلهن نهشىر قىلىنغانىدى.‏ ئۇ بۇ ماقالىسىدە مۇنداق دېگهن:‏ ‏«بېيجىڭ دۆلهتبىرلىكىنى ۋە مۇقىملىقنى قوغداشنى باهانه قىلىپ،‏ پۈتۈن خىتاي ئىچىدىكىدىنىي پائالىيهتلهرنى سىستېمىلىق هالدا كونترول قىلىش ۋە باشقۇرۇش ئۈچۈنههرىكهت قىلىۋاتىدۇ.‏ بىراق شىنجاڭدا ئىسلام دىنى كۆرۈنهرلىك دەرىجىدەۋەتهنپهرۋەرلىك ۋە هازارەت سالاهىيىتى رولىنى ئوينىغانلىقى ئۈچۈن،‏ بېيجىڭ ئۇنىئۆزىنىڭ هاكىمىيىتىگه بىۋاسىته تههدىت هېسابلايدۇ.‏ مهسجىد ۋە مهدرىسلهرنىهۆكۈمهتكه قارشى ئىش تېرىيدىغان مهركهزلهر دەپ قارايدۇ.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن دىنىيزاتلارنى داۋاملىق تۇتقۇن قىلىدۇ ۋە قاتتىق جازالايدۇ»‏ . 1975


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاي دائىرىلىرى بۇنىڭغا ئوخشاش دەلىل پاكىتلارنى ئىنكار قىلسۇنياكى ئېتىراپ قىلسۇن،‏ بهرىبىر.‏ چۈنكى خىتاينىڭ مۇسۇلمانلارغا ۋە دىنغا قارشىيۈرگۈزگهن رەزىل سىياسهتلىرى،‏ شۇنداقلا شهرقىي تۈركىستاندىكى قانۇن تۈزۈملهرئاخىرى ئۆز يولىنى تاپقان بولۇپ،‏ تۈركىستانلىق تهتقىقاتچىلار ئۇنى ئىنسانههقلىرىگه مۇناسىۋەتلىك خهلقئارا تهشكىلاتلارغا تهپسىلىي يهتكۈزۈشكه باشلىدى.‏نهتىجىدە،‏ خهلقئارا ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتى خىتاينىڭ شهرقىيتۈركىستاندىكى ئۇيغۇر خهلقىگه قارشى يۈرگۈزگهن بىر قاتار مهخپىي ۋە ئاشكارارەسمىي قانۇنلىرىنى ئىسپاتلاشتا خىتاي ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتىبىلهن تۇنجى قېتىم ههمكارلىشىپ غهلىبه قازاندى.‏ خهلقئارا ئىنسان ههقلىرىنىكۆزىتىش تهشكىلاتى ٢٠٠٥ يىل ١٢ ئاپرىلدا ‏«ئېغىر زەربه بېرىش:‏ شىنجاڭدىكىئۇيغۇرلارغا قارىتىلغان دىنىي بېسىم»‏ ناملىق،‏ ١١٤ بهتلىك رەسمىي دوكلاتنىئوتتۇرىغا قويغان بولۇپ،‏ ئۇنى ئىسپاتلاشتا تۆۋەندىكىلهرگه تايانغان:‏(١) ئىلگىرى پاش قىلىنغان دۆلهت ۋە پارتىيه هۆججهتلىرى.‏(٢) يهرلىك قانۇنلار.‏(٣) رەسمىي گېزىتلارنىڭ ستاتىستېكىلىرى.‏(٤) بىۋاسىته ئۆتكۈزۈلگهن سۆهبهتلهر.‏(٥) بۇ دوكلات يهنه رەسمىي هۆججهتلهردىن ئېلىنغان قوشۇمچه ئۈزۈندىلهرنى ئۆزئىچىگه ئالىدۇ.‏شۇنىڭ ئۈچۈن بۇ دوكلات تۈركىستان خهلقىنىڭ ئههۋالىغا ئالاقىدار تۇنجىقېتىملىق خهلقئارالىق هۆججهت بولۇپ هېسابلىنىدۇ،‏ بولۇپمۇ،‏ ئۇيغۇرلارنىڭدىنىي ئهركىنلىكىنى بوغىدىغان قانۇن،‏ تۈزۈم ۋە سىياسهتلهرنىڭ تهركىبىيقىسمىنى تۇنجى قېتىم تولۇق ۋە ئهتراپلىق هالدا ئوتتۇرىغا قويىدۇ . 20 بۇ دوكلاتههرگىزمۇ بۇرۇنقىدەك تهشۋىقات ۋاسىتىلىرىنىڭ بۇلۇڭ پۇچقاقلىرىدا ئوتتۇرىغاقويۇلغانلىرىغا ئوخشىمايدۇ.‏خهلقئارا ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتى ئاسىيا قىتئهسى مهسئۇلىبرەد ئادامس مهزكۇر دوكلات ههققىدە چۈشهنچه بېرىپ مۇنداق دېگهن:‏ ‏«قولغاچۈشۈرۈلگهن بۇ هۆججهتلهر ئىنتايىن مهخپىي دەپ قارالغاچقا،‏ پارتىيه ۋە هۆكۈمهتئىچىدىلا تارقىتىلغان بولۇپ،‏ ئۇيغۇرلارنى نىشانغا ئېلىش،‏ ئۆزئارا توپلىنىشتىن،‏ دۇچ76


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانكهلگهن قىيىنچىلىقلىرى ههققىدە پاراڭلىشىشتىن ياكى مهدەنىي كىملىكىنىمۇستهقىل ئۇسلۇبتا ئىپادىلهشتىن قورقۇتۇش مۇددىئاسىدا ئاساسىي قانۇن ئىجادقىلىش ئۈچۈن خالىغان شهكىلدە خىزمهت قىلدۇرۇلىدۇ».‏ مهزكۇر دوكلاتنىڭكۆرسىتىشىچه،‏ قولغا چۈشۈرۈلگهن هۆججهتلهر ۋە خىتاي ئىچىدىكى تهشكىلاتئېلىپ بارغان سۆهبهت يىغىنلىرى ئۇيغۇرلارنىڭ دىنىي پائالىيهتلىرىنى قاتتىقكۆزىتىدىغان،‏ نازارەت قىلىدىغان ۋە قانلىق باستۇرىدىغان كۆپ تهرەپلىمىلىكتۈزۈمنىڭ بارلىقىنى ئاشكارىلاپ بېرىدۇ.‏ ئۇ هۆججهتنىڭ بىرى،‏ كوممۇنىستىكپارتىيىسىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى باش سېكرىتارى ۋاڭ لېچۈەننىڭ مۇنۇسۆزىنى نهقىل قىلىپ بېرىدۇ:‏ ‏«نۆۋەتته شهرقىي تۈركىستاندىكى رەهبهرلىك دۇچكېلىۋاتقان ئهڭ مۇهىم ۋەزىپه دىننى ئىدارە قىلىپ،‏ ئىقتىسادنى راۋاجلاندۇرۇشنى،‏دۆلهتنىڭ بىر ۋە پۈتۈنلىكىنى قوغداشنى مهركهز قىلغان ئىشلارغا ماسلىشىشقايۈزلهندۈرۈشتىن ئىبارەت».‏ ئههۋال شۇنداق ئىكهن،‏ قىسقارتىپ نهشىر قىلىنغانمهزكۇر دوكلات ئۆز ئىچىگه ئالغان مۇهىم نۇقتىلارغا بىر قۇر قاراپ چىقايلى.‏ ئۇتۆۋەندىكى تهپسىلاتلارنى بايان قىلىدۇ:‏• شهرقىي تۈركىستاندىكى دىنىي پائالىيهتلهرنى باشقۇرىدىغان يېڭى بهلگىلىمىلهر.‏• ٢٠٠٠ يىلى پارتىيه ۋە هۆكۈمهت كادىرلىرىغا ئىچكى جهههتته تارقىتىلغانبىر هۆججهت.‏ بۇ هۆججهت خىتاي هاكىمىيىتى ئاز سانلىق مىللهتلهرنىڭ دىنىيئىشلىرىغا قاراتقان سىياسىتى ههققىدە دەسلهپ ۋەهشىيلهرچه ئهمهلىيلهشتۈرۈلگهن،‏كېيىنچه رەسمىي قانۇنلاشتۇرۇلغان نۇرغۇن مهلۇماتلار بىلهن تهمىنلهيدۇ.‏ مهلۇمدوكلاتقا كۆرە،‏ رەسمىي هۆججهتلهرنىڭ بىرىدە خىتاي دائىرىلىرىنىڭ دىنىيئهركىنلىكنى باستۇرۇشىغا يول ئېچىپ بېرىدىغان ههرقانداق بىر باهانه تېپىشىئۈچۈن،‏ دىننى ئىشقا سېلىپ بولسىمۇ،‏ بىر گۇرۇپ ‏”مۇخالىپ كۈچ تهشكىللهش،‏بۇ ئارقىلىق تىنچ بولغان جهمئىيهت ئامانلىقىغا زىيانلىق پائالىيهتلهر ئېلىپبېرىش“‏ ياكى ‏”بۆلگۈنچىلىك ۋە خۇراپاتلىق پىكرى تۇغدۇرۇش“‏ ههققىدىكىمهلۇماتلار بايان قىلىنغان.‏ مهزكۇر هۆججهتته يهنه مۇنداق دېيىلىدۇ:‏ ‏”ئىسلامدىنى ۋە ئۇنىڭ ئالاهىدىلىكى ههققىدىكى تهتقىقاتقا ئالاقىدار نهشىر قىلىنغانبارلىق ماۋزۇلار ‏(خهۋەرلهر ۋە ماقالىلاردا نهشىر قىلىنغان ماۋزۇلارمۇ بۇنىڭ ئىچىدە)‏ماركىسىزمنىڭ دىنغا قاراتقان نهزەرىيىسىنى قوللايدىغان،‏ ههم هۆكۈمهت ههمپارتىيىنىڭ دىنىي سىياسىتى ۋە تۈزۈملىرى بىلهن ئۆلچىلىدىغان بولۇشى77


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىلازىم“.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى ئهمگهك بىلهن ئۆزگهرتىش ئىدارىسىنىڭ مۇئاۋىنمۇدىرى قول قويغان بىر ماقاله مۇنۇلارنى ئاشكارىلاپ بېرىدۇ:‏ «٢٠٠١ يىلىدىنباشلاپ،‏ ئهمگهك بىلهن ئۆزگهرتىش مهيدانلىرىغا ئهۋەتىلگهن مههبۇسلارنىڭيېرىمى ‏”قانۇنسىز تهشكىلاتلارغا قېتىلغان ۋە قانۇنسىز دىنىي پائالىيهتلهر بىلهنشۇغۇللانغان“‏ سهۋەبىدىن قولغا ئېلىنغانلاردۇر.‏• كىچىك بالىلارنى ههرقانداق دىنىي پائالىيهتكه قاتنىشىشتىن چهكلهيدىغانقانۇنلار.‏ رەسمىي هۆججهتلهرنىڭ بىرىگه كۆرە:‏ ‏«ئاتا ئانىلار ۋە قانۇنلۇق ۋەلىلهركىچىك بالىلارنىڭ دىنىي پائالىيهتلهرگه قاتنىشىشىغا رۇخسهت بېرەلمهيدۇ»‏ . 21• بۇ هۆججهتلهر يهنه ئۇيغۇر مههبۇسلارنىڭ ياكى دىنىي سىياسهتكه ۋە دۆلهتئامانلىقىغا قارشى چىققانلىقى ئۈچۈن ئىدارىي جهههتتىن تۇتۇپ تۇرۇلۇۋاتقانلارنىڭسانىنىڭ ناهايىتى جىق ئىكهنلىكىنى ئېتىراپ قىلغان.‏ ئۇنىڭدا يهنه ‏«قولغائېلىنغانلارنى تىلغا ئالغۇسىز ئېغىر ئهمگهككه سېلىش ئارقىلىق ئۆزگهرتىشتۈزۈمى»‏ بايان قىلىنغان.‏ مهزكۇر دوكلاتنى هازىرلىغۇچىلار مۇنداق دەيدۇ:‏ ‏«دىنىينازارەت خىزمىتى ۋە قاتتىق قوللۇق بىلهن مۇداخىله قىلىش ههرىكىتى دىنىيپائالىيهتلهرنى تهرتىپلىگۈچىلهر،‏ دىنىي پائالىيهت بىلهن شۇغۇللانغۇچىلار،‏مهكتهپلهر،‏ مهدەنىيهت ئىدارىلىرى،‏ نهشرىيات ئورگانلىرى،‏ ههتتا ئۇيغۇر خهلقىنىڭيهككه شهخسلىرىنىڭ ئۆرپ ئادەت ۋە قائىدە يوسۇنلىرىغىچه ئۇزىراپ بارغانبولۇپ،‏ مۇشۇنىڭغا ئاساسهن،‏ مهركىزىي ئورگانلار پۈتۈن رەهبهرلهرنى سىياسىيجهههتتىن سىستېمىلىق بىر شهكىلدە رەتكه سالىدۇ،‏ ‏”ئۆزىنى تهكشۈرۈش“‏يىغىنلىرى ئاچىدۇ،‏ مهسجىدلهرنى نازارەت قىلىشنى بهلگىلهيدۇ،‏ دىندار ئوقۇتقۇچىۋە ئوقۇغۇچىلارنى مهكتهپلهردىن قوغلايدۇ،‏ ئهدىپ ۋە شېئىرلاردا سىياسىي مهسىله باريوقلۇقىنى تهكشۈرۈپ تۇرىدۇ،‏ بېيجىڭ سىياسىتىگه مهمنۇن بولمىغان بارلىق سۆز ههرىكهتلهرنى ‏”بۆلگۈنچىلىك ههرىكىتى“‏ دەپ تونۇيدۇ.‏ بۇ ههرىكهت خىتاي قانۇنىغاكۆرە،‏ دۆلهت ئامانلىقىغا قارشى جىنايهت بولۇپ،‏ بهدىلى ئۆلۈم جازاسى ئارقىلىقتۆلىنىدۇ.‏ خۇلاسه قىلىپ ئېيتساق،‏ هۆكۈمهت ياكى پارتىيىگه ئىلتىماس قىلمايتۇرۇپ دىنىي پائالىيهتلىرى بىلهن شۇغۇللانغۇچى مۇسۇلمانلار قولغا ئېلىنىدۇ،‏قىيىن قىستاققا تارتىلىدۇ ۋە ئۆلۈم جازاسى بېرىلىدۇ.‏ ئهڭ ئېغىر قىيىن قىستاقلار ئاتالمىش بۆلگۈنچىلىك ههرىكىتى بىلهن قارىلانغانلارغا قارىتىلىدۇ.‏• ‏«دۆلهت سىرلىرى»‏ ئاساسىدا ئاز سانلىق مىللهتلهرنىڭ ئىشلىرىنى ئىرقىي78


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانۋە دىنىي دەپ تۈرگه ئايرىغان قانۇنلار.‏ خىتايدىكى ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىشتهشكىلاتىنىڭ ئىجرائىيه مۇدىرى شارۇن هۇم چۈشهنچه بهرگهن ئابزاستا مۇنداقدېيىلگهن:‏ ‏«بېيجىڭ هۆكۈمىتى ئۇيغۇرلارنى خىتاي دۆلىتىگه نىسبهتهن ئىرقىي ۋەمىللىي تههدىت دەپ قارايدۇ».‏ يۇقىرىدا تىلغا ئېلىنغان ‏«هۆججهت يهنه قانداق بىرئاز سانلىق مىللهتكه ياكى دىنىي مهسىلىگه ۋەياكى سىياسهتكه ئالاقىدار بولغان،‏ههتتا مىللىي ئامانلىق بىلهن باغلىنىشلىقى بولمىغان تهقدىردىمۇ،‏ ئاشكارىلاشرۇخسهت قىلىنمىغان ههرقانداق مهلۇماتنىڭ ئاشكارىلىنىپ كېتىشىنى قاتتىقچهكلهيدىغان مهخسۇس ئىككى قانۇننىڭ قانداق ئىجرا قىلىنىدىغانلىقىنى بايانقىلىپ بېرىدۇ».‏تۆۋەندە،‏ خىتاينىڭ دىنىي ئهركىنلىككه قارشى يۈرگۈزگهن رەزىلسىياسهتلىرىنىڭ،‏ كېيىنچه قانۇنلاشتۇرۇلغان ياكى قانۇن كۈچىگه تايىنىپئهمهلىيلهشتۈرۈلگهن ۋە ٢٠٠١ يىل ١١ سېنتهبىر ۋەقىسىدىن بۇرۇن ئىجراقىلىنغان تېرمىن ياكى يوليورۇقلىرىنىڭ ئهپت بهشىرىنى ئېچىپ تاشلايدىغانبهزى ئۈزۈندىلهرنى ۋە يهرلىك خهلقنىڭ گۇۋاهلىقلىرىنى قىسقىچه قىلىپ ئوتتۇرىغاقويىمىز:‏• كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى باش سېكرىتارىۋاڭ لېچۈەن:‏ ‏«دىنىي زاتلارنى باشقۇرۇشنى كۈچهيتىش ۋە ئۇلارنىڭ دۆلهتسىياسىتىنى ئۆزلهشتۈرگهن ياكى ئۆزلهشتۈرمىگهنلىكىنى ئېنىقلاش كېرەك.‏ئۇلاردىن ئاساسهن:‏ دۆلهتنى قىزغىن سۆيۈش،‏ كوممۇنىستىك پارتىيه رەهبهرلىكىۋە سوتسىيالىزم تۈزۈمىنى قوللاش،‏ بۆلگۈنچىلىك ههرىكهتلىرى ۋە قانۇنسىز دىنىيپائالىيهتلهرگه قارشى تۇرۇش،‏ دۆلهتنىڭ بىر ۋە پۈتۈنلىكىنى قوغداش،‏ دۆلهت قانۇن ۋەسىياسهتلىرىگه رئايه قىلىش...‏ تهلهپ قىلىنىدۇ.‏ دىنىي پائالىيهت ئورۇنلىرىنى ۋەدىنىي ماتېرىياللارنى تىزگىنلهش ئارقىلىق هاكىمىيىتىمىزنى كۈچهيتىشىمىزلازىم».‏• بىر ئۇيغۇر پۇقرا:‏ ‏«بۇ بىر ئۇيغۇر مهكتىۋى،‏ بۇ يهردە ئىشلهۋاتقانلارنىڭههممىسى دېگۈدەك ئۇيغۇر.‏ بىراق بالىلىرىڭغا نه ئۆيدە،‏ نه خىزمهتتىكى چاغدادىندىن سۆز ئېچىشقا رۇخسهت قىلىنمايدۇ.‏ دىن ههققىدە سۆز قىلىشنىڭ ئۆزىلاقانۇنسىز قىلمىش هېسابلىنىدۇ.‏ ههتتا ئوغلۇم بىلهنمۇ ئىسلام دىنى ههققىدەپاراڭلاشماسلىقىم كېرەك.‏ بۇ قانداقمۇ مۇمكىن بولسۇن؟»‏79


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى• بىر خىتاي مهسئۇل:‏ ‏«مهكتىۋىمىزدە ئوقۇۋاتقان بهزى ئوقۇغۇچىلار،‏ ئوچۇقئېيتساق،‏ سىلهرنىڭ ‏(ئۇيغۇرلارنىڭ)‏ بالىلىرىڭلار مهكتهپنىڭ دەرسلىرىگهتولۇق كۆڭۈل بۆلمهيۋاتىدۇ.‏ چۈنكى ئۇلار ناماز ئوقۇش،‏ روزا تۇتۇش ۋە بهزى دىنىيپائالىيهتلهرگه قاتنىشىش بىلهن مهشغۇل.‏ ئۇلارنىڭ بۇ قىلمىشى ئاپتونوم رايونلۇقمائارىپ كومىتېتىنىڭ ١٩٩٦ يىل ٥ نومۇرلۇق هۆججىتىگه خىلاپ.‏ چۈنكى بۇهۆججهتته:‏ ‏”ئوقۇغۇچىلار دىنىي پائالىيهتلهرگه ‏(ناماز ئوقۇش،‏ روزا تۇتۇش ۋە باشقادىنىي پائالىيهتلهر)‏ قاتناشماسلىقى،‏ مهكتهپ قانۇنلىرىغا خىلاپلىق قىلماسلىقىكېرەك“‏ دېيىلگهن».‏• بىر ئۇيغۇر پۇقرا:‏ ‏«يېزىمىزغا خهلق ئهسكهرلىرى كېلىپ،‏ يېزىدىكى پۈتۈنئۆيلهرنى ئاختۇرۇپ چىقىدۇ.‏ ئۇلار كېچىلىرى كېلىپ،‏ ئۆيمۇ ئۆي ئاختۇرىدۇ.‏ ئهگهردىنغا ئائىت بىرەر نهرسه تېپىۋالسا،‏ سهندىن جاۋاب كۈتمهيلا:‏ ‏”بۇ قانۇنسىز دىنىيماتېرىياللار ئىكهن“‏ دەپ جاكارلايدۇ.‏ مېنىڭ دادام ئاددىي بىر دېهقان،‏ قۇرئانىنىڭقانۇنلۇق ياكى قانۇنسىز ئىكهنلىكىنى نهدىن بىلسۇن؟!»‏• شهرقىي تۈركىستاندىكى ئالىي تېخنىكوملارنىڭ بىرىدىكى يهرلىك ئهنئهنىۋىيمۇزىكا ئوقۇتقۇچىلىق خىزمىتىدىن مههرۇم قالغان بىر ئۇيغۇر پروفېسسور:‏ ‏«دىندارمۇسۇلمانلار دەپ ئاتىلىدىغان كىشىلهردىن بولۇشۇم ههرگىز مۇمكىن بولمىسىمۇ،‏بۇ ئىش بېشىمغا كهلدى.‏ مهن پهقهت كۆپىنچه دىنىي ناخشا مۇزىكىلاردىنسۆزلهيتتىم.‏ ئۇ كهڭ تارقالغان ناخشا مۇزىكىلار بولۇپ،‏ ئۇ ههقته سۆز قىلىشنىچهكلهش بىمهنىلىك.‏ ئۇ بىزنىڭ ئهنئهنىۋىي ئادەتلىرىمىز ۋە مۇزىكا تارىخىمىزنىڭمۇهىم پارچىسى بولۇپ،‏ مهن ئۇنى ئۆگىنىشىم كېرەك.‏ لېكىن كېيىنكى مهۋسۈمدەمهكتهپ رەهبهرلىرى مېنىڭ سىنىپىمغا يېتهرلىك ئوقۇغۇچى تىزىملاتمىغانلىقىنىئېيتىشتى.‏ بۇ راست ئهمهس.‏ بىر يىلدىن بۇيان مۇزىكا دەرسى بهرمهيۋاتىمهن.‏ ئۇلار يامېنى مهكتهپتىن ههيدىۋەتمىدى،‏ يا نارازىلىق بىلدۈرەلمهيۋاتىمهن.‏ چۇنكى مېنىڭنېنىمنى كوممۇنىستىك پارتىيىسى بېرىۋاتىدۇ.‏ هازىر مېنىڭ پۈتۈن قىلىۋاتقانئىشىم ئۇنىۋېرسىتېتنىڭ قوروسى ئهتراپىدا ئايلىنىپ يۈرۈش ياكى ئورنۇمدائولتۇرۇشتىن ئىبارەت.‏ بۇ پۈتۈنلهي ههقسىزلىك،‏ بىراق مېنىڭ سۈكۈت قىلغىنىمياخشى».‏• بىر ئۇيغۇر پۇقرا:‏ ‏«مهن ۋە تۇغقانلىرىم تىجارەت ئىشلىرىدا خېلى يول تېپىپقالدۇق.‏ مهن بۇ ئىشىمىزدىن پهخىرلىنىمهن.‏ بۇرۇن بىر مهكتهپته ئىشلهيتتىم.‏80


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانقىلىدىغان ئىشىم مهكتهپنى ئوزۇق تۈلۈك بىلهن تهمىنلهش ئىدى.‏ كېيىن مهكتهپمهسئۇللىرى ماڭا:‏ ‏”بۇ يهردە ساقال قويۇشقا،‏ ههتتا بۇرۇت قويۇشقىمۇ بولمايدۇ“‏دېيىشتى.‏ مهن ئۆز ئۆزۈمدىن:‏ ‏”ئۇلار نېمىدەپ مېنىڭ شهخسىي ئىشلىرىمغا چهكقويىدۇ؟“‏ دەپ سورىدىم.‏ بۇ بىزنىڭ ئۆرپ ئادەتلىرىمىز،‏ هېچكىمنىڭ ئارىلىشىشههققى يوق.‏ كېيىن سهپهر قىلىش پۇرسىتىگه ئېرىشىپ يۇرتنى تاشلاپ چىقىپكهتتىم.‏ ناۋادا باشقا خىزمهت تاپالمىساڭ،‏ بولۇپمۇ مهخسۇس رايوندا ‏(شهرقىيتۈركىستان رايونىنى دېمهكچى بولسا كېرەك)،‏ ئاچلىقتىن يا زارلىنىسهن ياكىئۆلىسهن».‏ئاخىرىدا مهزكۇر دوكلات مۇنۇلارنى ئوتتۇرىغا قويىدۇ:‏ ‏«تهجرىبه ئالماشتۇرۇش»‏يىغىنلىرى ئارقىلىق،‏ دىنىي زاتلارنىڭ يىغىن قاتناشچىلىرىغا خىزمىتىدەدۇچ كېلىۋاتقان ‏«قىيىنچىلىقلار»‏ ۋە ‏«هادىسىلهر»‏ ههققىدە سۆزلهشنى تهلهپقىلىش كېرەك.‏ مهسىلهن،‏ بىر جامه ئىمامى ئۆزىنىڭ ‏«قانۇنسىز»‏ دىنىي دەرسبهرگهنلىكى ياكى مهسجىدته ‏«چهكلهنگهن»‏ دىنىي كىتابلارنىڭ بىرىنى قانداقئىشلهتكهنلىكى ههققىدە سۆزلىشى كېرەك.‏ ئۇلار رەهبهرلىك ئورگانلىرىنى‏«قۇتراتقۇلۇق ئامىللىرى»نىڭ بارلىقىدىن ئاگاهلاندۇرۇشتا مهغلۇب بولغانلىقىياكى مۇناسىۋەتلىك ئورۇندىن رۇخسهت ئالماي تۇرۇپ،‏ باشقا رايوندىن بىرەر دىنىيزاتنى چاقىرغانلىقى ههققىدە سۆزلىسه بولىدۇ.‏ دىنىي زاتلار يهنه شهخسىيخاتالىقلىرىنى ۋە ئۆزلىرىدە ‏«توغرا بولمىغان»‏ پىكىرلهرنىڭ قانداق ئۆزلىشىپقالغانلىقىنى ئېتىراپ قىلسىمۇ بولىدۇ.‏ ئۇلار يهنه باشقىلارنىڭ مۇشۇنىڭغا ئوخشاشخاتالىقلىرىنى كۆرسىتىپ بهرسىمۇ بولىدۇ»‏ . 22٢) نوپۇس قۇرۇلما تهڭپۇڭلۇقىشۈبهىسىزكى،‏ كوممۇنىست هۆكۈمىتىنىڭ دىنغا ئاچقان ئۇرۇشىتۈركىستاننىڭ كىملىكىنى ئۆزگهرتىش ۋە يوق قىلىش ئۈچۈن يېتهرلىك ئهمهس،‏ئۇنىڭ نهتىجه بهرمهيدىغانلىقى ئېنىق.‏ چۈنكى ئۇيغۇر خهلقى ئىسلام ئهقىدىسىبىلهن مۇجهسسهملهشكهن كاتتا مهدەنىيهت ئىگىسى بىر مىللهت.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏خىتاينىڭ مهدەنىيهت،‏ ئهقىدە ۋە ئىنسانىيهتكه قارشى ئېلىپ بارغان سىياسىتىخىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاننى ئۆزىنىڭ ئايرىلماس بىر پارچىسى قىلىۋېلىشئارزۇلىرىغا ئېغىر توسالغۇلۇق قىلماقتا.‏ ئىنسانلارنى مهيدانلارغا توپلاپ مهجبۇرىي81


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىشلىتىش،‏ خورلاش،‏ ئېزىش،‏ خهلق ئارىسىغا ئىشپىيۇن كىرگۈزۈپ،‏ خهلقنىبىر-‏ بىرىگه تېخىمۇ ئىشهنمهس قىلىۋېتىش،‏ ئىنسانلارنىڭ ئهقىدە ۋە شهرىئهتتۇيغۇسىنى يوقىتىپ تاشلاش مهقسىتىدە ئهر ۋە ئاياللارنىڭ ئىززەت نهپسى ۋە نام شهرىپى بىلهن ئويناش قاتارلىق ئىنسان قېلىپىدىن چىققان ئىجرائاتلار،‏ شهرقىيتۈركىستان خهلقىنىڭ قهلبىدە خۇددى پارتىلاشقا تهييار بىر ئاتوم بومبىسىدەكغهزەپ ۋە نهپرەتنىڭ كۈچىيىشىگه سهۋەبچى بولۇشتىن باشقا بىر نهتىجه ئوتتۇرىغاقويالمىدى.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئۆز نهپسىنى مۇداپىئه قىلىشتا پۈتۈنلهيههقلىق بولۇپ،‏ خىتاي ههرگىزمۇ بۇنى كۆرمىگهنگه سېلىۋالالمايدۇ،‏ ههتتاقارشىمۇ تۇرالمايدۇ.‏ بۇنىڭغا ئاساسهن،‏ خىتاينىڭ ئۈمىد بىلهن ئېلىپ بېرىۋاتقانسىياسىتى مهيلى بالدۇر ياكى كېيىن بولسۇن،‏ ههرگىز نهتىجه بهرمهيدۇ.‏ ئۇنىڭئۈستىگه،‏ خىتاي ئۆزىنىڭ بۇ سىياسهتلىرىنى مهڭگۈ يوشۇرۇپ بولالمايدۇ.‏ تېرىپقويغانلىرىنىمۇ بهدەلسىز يۇلۇپ بولالمايدۇ.‏ ئۇنداقتا،‏ خىتاي نېمه ئۈچۈن بۇسىياسهتلهرنى يۈرگۈزىدۇ؟ههقىقهت شۇكى،‏ بۇ قىلمىشلارنىڭ هېچقانداق ئىزاهاتى يوق.‏ خىتاي بۇئىجرائاتلىرى ئارقىلىق شهرقىي تۈركىستاننى نهچچه پارچىگه بۆلۈپ،‏ مۇسۇلمانجهمئىيهتتىن سۆز قىلغىلى بولمايدىغان،‏ خىتايلارنىڭ ئۆزىنى قانائهتلهندۈرەلهيدىغانۋە دۇنيا خهلقىمۇ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههقىقهتهن خىتاينىڭ بىر پارچىسىئىكهنلىكىنى هېس قىلىدىغان ياسالما جهمئىيهتنى ياساپ چىقىش ئۈچۈن ۋاقىتئۇتۇش ئۈچۈن مۇشۇنداق سىياسهتلهرنى يۈرگۈزىۋاتىدۇ دەپ چۈشهندۈرمهي،‏ باشقا چارەيوق.‏ خىتاي بۇنى ئهمهلىيلهشتۈرۈش ئۈچۈن تۆۋەندىكى ناملار ئاستىدا ئۈزلۈكسىزئالغا ئىلگىرىلىمهكته:‏‏(‏‎١‎‏)”يۇرتۋازلىقنى كۈچهيتىش“‏ سىياسىتى . 23(٢) شهرقىي تۈركىستانغا مىليون مىليونلاپ خىتاي كۆچۈرۈپ چىقىش.‏(٣) ياش ئۆسمۈرلهرنى خىتاينىڭ ئىچكى ئۆلكىلىرىگه كۆچۈرۈپ كېتىش.‏(٤) نهسىلنى ئارىلاشتۇرۇۋېتىش.‏(٥) ههر خىل ۋاسىتىلار بىلهن ئىشلهپچىقىرىش مههسۇلاتلىرىنى مۇهاسىرىگهئېلىش.‏خىتاي پۈتۈن كۈچى بىلهن يېيىۋاتقان ۋە ههمىشه قوغداپ كېلىۋاتقان يهنه بىر82


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانتهشۋىقاتى خىتاينىڭ جۇغراپىيه ۋە نوپۇس جهههتته بىرلىكى بىلهن مۇناسىۋەتلىكبولۇپ،‏ خىتاي رەسمىي باياناتلىرىدا ئۆزىنى ”٥٦ مىللهتتىن تهركىپ تاپقان بىردۆلهت“‏ دەپ تونۇتىدۇ.‏ ٢٠٠٠ يىلى ئېلىپ بېرىلغان ٥ قېتىملىق نوپۇسستاتىستېكىسىغا ئاساساسهن،‏ بۇ مىللهتلهردىن ‎١٨‎نىڭ سانى بىر مىليوندىنئاشىدۇ.‏ رەسمىي باياناتلارغا ئاساسلىنىشمىزچه،‏ خهن مىللىتى خىتاي نوپۇسىنىڭ‏٪‏‎٩٢‎نى تهشكىل قىلغانلىقى ئۈچۈن،‏ قالغان مىللهتلهرگه ‏”ئاز سانلىق مىللهتلهر“‏دېگهن تهبىرنى قوللانغان.‏ خىتاي بۇنىڭغا ئاساسهن خهن مىللىتى خىتاي دۆلىتىنىڭئاساسىنى تهشكىل قىلىدىغان ‏”ئاكا مىللهت“،‏ قالغان مىللهتلهرنى ‏”ئازسانلىقلار“دەپ مۇئامىله قىلىدۇ.‏ بۇ ئاتالغۇ هۆكۈمهتنى ئىدارە قىلىش،‏ هاكىمىيهتتۇتۇش ۋە خىزمهتكه ئېلىشتا خهن مىللىتىنى ئالدىنقى ئورۇنغا قويۇشنى ئىپادىلهپبېرىدۇ.‏ چۈنكى خهن مىللىتى باشقا مىللهتلهرگه قارىغاندا،‏ خىتاي دۆلىتىنىڭكېلهچىكى ۋە بىرلىكىگه بهكرەك سادىق.‏بۇ پىكىر كوممۇنىزم دەۋر سۈرگهن زامانلاردا مهۋجۇت ئهمهس ئىدى.‏ ماركىسىزمهازىر خىتايدا ئىجرا قىلىنىۋاتقان مىللىي ئايرىمىچىلىقنىڭ ئهكسىچه،‏سىنىپىي ئايرىمىچىلىق مهۋجۇدلىقىنى ئىقرار قىلاتتى.‏ ماركىسىزم ئىدىيهسىدەئىنسانلاردىكى تهڭسىزلىكنىڭ سهرمايىگه ئىگه بولۇشتىن كېلىپ چىققانلىقىنىيهكۈنلهشتىن باشقا يۇرتۋازلىق،‏ مىللهتچىلىك ۋە ياكى قايسى بىر ئىجتىمائىئۇنسۇر ئههمىيهتكه ئىگه ئهمهس.‏ خىتاي رەسمىي هۆججهت،‏ تهشۋىقات ۋە سىياسىيخىتابلىرىدا:‏ ‏”خىتاي دۆلىتىنىڭ بىرلىكى“نىڭ مۇهىملىقىنى تهكىتلهيدىغانبولۇپ قالدى.‏ چۈنكى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ پارچىلىنىپ،‏ كوممۇنىزمئىدىئولوگىسىنىڭ يوقۇلۇشى،‏ بۇنىڭ خىتايدىمۇ ئهمىلىي تهسىراتلارنى كهلتۈرۈپچىقىرىشى بىلهن،‏ خىتاي كوممۇنىزمنىڭ مىللىي بىرلىكىنىڭ ساقلىنىشىغائامانلىق قورغىنى بولالمايدىغانلىقىنى چۈشىنىپ يهتتى.‏خىتاي ئهسىرلهر بويى مىللهتلهر ۋە سۇلالىلهر ئارىسىدا ئىچكى ئۇرۇش ئېلىپباردى.‏ شۇڭا ئۇ مىللىي بۆلۈنۈش ۋە سۇلالىلهر ئارىسىدىكى ئۇرۇشنىڭ يېڭىدىن ئهۋجئېلىشىنى ههرگىزمۇ خالىمايدۇ.‏ شۇ سهۋەبتىن خىتاي ئىشغالىيىتىگه قارشىچىققان ئۇيغۇر مىللىتىگه ‏”بۆلگۈنچىلهر“‏ تامغىسىنى ئۇرۇشىغا تهئهججۇپلهنمهسلىككېرەك.‏ بۇنىڭغا ئاساسهن،‏ خىتاينىڭ مهسئۇللىرىنىڭ خىتاب ۋە باياناتلىرىدا‏”بۆلگۈنچىلىك“،‏ ‏”رادىكال ئىسلام“،‏ ‏”تېرورلۇق“،‏ ‏”بۇزغۇنچىلىق“،‏ ‏”خۇراپىيلىق“‏83


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئاتالغۇلىرىنىڭ ئورنىغا:‏ ‏”خىتاي دۆلىتىنىڭ بىرلىكى،‏ بىر دۆلهت،‏ بىر مىللهت،‏كۈچلۈك دۆلهت،‏ دۆلهت پۈتۈنلۈكى،‏ مىللهتلهر ئىتتىپاقلىقى،‏ دۆلهتنىڭ بىرلىكىنىقوغداش،‏ ئىناق ياشاش،‏ تېنچلىق،‏ بىناكارلىق،‏ تهرەققىيات،‏ زامانىۋىلىق“‏ دېگهنئاتالغۇلارنى قوللىنىدىغان بولدى.‏ههقىقهت شۇكى،‏ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاننى خۇددى روسىيهچېچهنىستاننى ئۆزىنىڭ ئىچكى مهسىلىسى دەپ تۇرۇۋالغاندەك پوزىتسىيهقوللانماقتا.‏ مهسىلهن،‏ خىتاي تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىقىنىڭ باياناتچىسىچېنگاڭ بىر بايانىدا شۇنداق دېگهن.‏ ئهمما خىتاي هۆكۈمىتى،‏ - ٢٠٠٩ يىل- ٧ ئاينىڭ - ٥ كۈنى خىزمهت ۋە ئىجتىمائىي مۇئامىلىدە ئايرىمىچىلىققائۇچراۋاتقانلىقى ۋە ئۆزلىرىنىڭ ئىككىنچى ياكى ئۈچىنچى سىنىپ مۇئامىلىسىگهدۇچ كېلىۋاتقانلىقىغا نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏ نامايىش قىلغان خهلقنى ۋەهشىيلىكبىلهن قىرىپ تاشلىدى . 24خىتاي دۆلهت رەئىسى خۇ جىنتاۋ پارتىيىنىڭ يۇقىرى دەرىجىلىك كادىرلىرىبىلهن يېغىن ئېچىپ بولغاندىن كېيىن،‏ خىتاي دۆلهت تېلېۋىزىيهسىدە:‏ ‏«نامايىشقاقاتناشقانلارنىڭ قانۇن بويىچه قاتتىق جازالىنىدىغانلىقى»نى بايان قىلدى.‏ چۈنكىخىتاي رەئىسى نامايىشنىڭ ئۈرۈمچىدىن قهشقهر قاتارلىق باشقا شهههرلهرگىمۇيېيىلىپ كېتىشىدىن ئهنسىرىگهن ئىدى.‏ شۇڭا كوممۇنىست پارتىيىنىڭ شهرقىيتۈركىستاندىكى باش سېكرىتارى:‏ ‏«مول تهبىئى بايلىققا ئىگه بولغان شىنجاڭنىڭتېنچلىقى تولىمۇ مۇهىم ، ٢٥ بۇ هايات - ماماتلىق مهسىلىسى»‏ دەپ جار سالدى . ٢٦ئىنساپ بىلهن ئېيتىدىغان بولساق،‏ شهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ كېسىلىنىداۋالاشقا مهسئۇل ئهمهس.‏ خىتايدىن ئايرىلىپ،‏ مۇستهقىل بولۇشنى تهلهپ قىلىشئۇيغۇرلارنىڭ تهبىئىي ههققى.‏ خىتايلار:‏ ‏”ئۇيغۇرلار خىتاي دۆلىتىنىڭ بىرلىكىنىقوغداش ئۈچۈن ئۆزىنىڭ ئهقىدىسى،‏ ۋەتىنى،‏ جېنى،‏ مهدەنىيىتى ۋە بارلىقىنى پىداقىلىشى ياكى پهقهت خىتايلار تهڭلىگهننىلا قوبۇل قىلىشى كېرەك“‏ دەپ قارايدۇ.‏بۇ تولىمۇ هاماقهتلىكتۇر.‏ خىتايلار بۇ ههقىقهتنى بىلگهنلىكى ۋە ئۇيغۇرلارنىڭ بۇئىدىيهنى ئۆتمۈشته قوبۇل قىلمىغانلىقىنى،‏ هازىرمۇ قوبۇل قىلمايۋاتقانلىقىنىۋە كهلگۈسىدىمۇ قهتئىي قوبۇل قىلمايدىغانلىقىنى كۆرۈپ يهتكهنلىكى ئۈچۈن،‏دۆلىتىنىڭ شهرقىي ئۆلكىلىرىدىن شهرقىي تۈركىستانغا تۈركۈم تۈركۈملهپكۆچمهن ئېلىپ چىقىپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ نوپۇس ئۈستۈنلۈكىنى قولىغا84


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانكىرگۈزۈۋېلىش ۋە شهرقىي تۈركىستانلىقلارنى ئاز سانلىق ئورۇنغا چۈشۈرۈپ قويۇپ،‏ئاستا ئاستا پارچىلاپ يوقىتىش ئۈچۈن جىددىي ههرىكهت ئېلىپ بېرىۋاتماقتا.‏مالايسىيىلىكلهر - ٢٠٥٠ يىلىغا قهدەر دۇنيادىكى چوڭ دۆلهتلهر قاتارىدىن ئورۇنئېلىش ئۈچۈن،‏ ياپۇنىيهنىڭ تهرەققىياتىنى ئۈلگه قىلىش مهقسىتىدە:‏ ‏«شهرققهقارا!»‏ دېگهن سۆزنى ئۆزلىرىنىڭ شۇئارى قىلىۋالغانىدى.‏ خىتاي هاكىمىيىتىشهرقىي تۈركىستاننى پارچىلاش ئۈچۈن:‏ ‏”ياشلار،‏ غهربكه ‏(شهرقىي تۈركىستانغا)‏ئاتلىنىڭلار.‏ غهربنى چوڭ ئېچىشقا ئاتلىنىڭلار!“‏ دېگهن پهسكهش شۇئارنى جارسېلىپ،‏ شهرقىي تۈركىستانغا كۆچكهنلهرنى مۇكاپاتلاش،‏ كۆچمىگهنلهرنى قاتتىقجازالاش ئارقىلىق مىليونلىغان خىتاينى شهرقىي تۈركىستانغا كۆچۈرۈپ چىقىپ،‏تۈركىستاننىڭ نوپۇس قۇرۇلمىسىنى ئېغىر دەرىجىدە بۇزۇپ تاشلىدى.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ نوپۇسى ههققىدە ئېلىپ بېرىلغان ئىنچىكه تهتقىقاتلارشهرقىي تۈركىستاندىكى نوپۇس تهڭسىزلىكىنىڭ بهكمۇ خهتهرلىك دەرىجىگهبېرىپ يهتكهنلىكىنى كۆرسىتىپ بېرىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههقىقىينوپۇسى ههققىدە خىتاي مهنبهلىرىگه تايانماسلىققا ئالاهىدە دىققهت قىلىشلازىم.‏ چۈنكى شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتاي هاكىمىيىتى ياكى مهركىزىيهۆكۈمهت پهقهت ئۆزى بىلدۈرۈشنى خالىغان سانلىق مهلۇماتلارنىلا ئېلان قىلىدۇ.‏مىللهتلهرنىڭ نوپۇس مهسىلىسى قانۇنىي،‏ شۇنداقلا،‏ خىتاينىڭ ئامانلىقىنىساقلاشقا مۇناسىۋەتلىك مهسىلىلىرىدىن بىرى.‏ شۇڭا مهركىزىي هۆكۈمهتنىڭئىجازىتى بولماي تۇرۇپ،‏ بۇ مهسىله ههققىدە توختىلىش قهتئىي چهكلىنىدۇ.‏ خىتايهۆكۈمىتىنىڭ:‏ ‏”ئۇيغۇرلارنىڭ نوپۇسى ٨٫٥ مىليون بولۇپ،‏ ‏٪‏‎٩٠‎ى مۇسۇلمان،‏ئۇلار شهرقىي تۈركىستان ئومۇمىي نوپۇسىنىڭ ‏٪‏‎٦٠‎نى تهشكىل قىلىدۇ؛ شهرقىيتۈركىستادىكى خىتايلارنىڭ سانى ٧٫٥ مىليون بولۇپ،‏ ئومۇمىي نوپۇسنىڭ ‏٪‏‎٤٠‎نىتهشكىل قىلىدۇ“‏ دېگىنى ئهمهلىيهتتىن بهكلا يىراق.‏ ئهگهر بۇ مهلۇمات ئىشهنچلىكبولسا،‏ مۇهاجىرەتتىكى شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئېيتقان:‏ ‏”ئۇيغۇرلارنىڭ سانى ١٨بىلهن ٢٥ مىليون ئارىسىدا“‏ دېگىنىمۇ ئىشهنچلىك بولۇشى كېرەك.‏ تهخمىنهنچىقىرىلغان بۇ سانلىق مهلۇماتنى ئىسپاتلاپ بېرىدىغان ياكى يالغانغا چىقىرىغانهېچقانداق دەلىل بولمىسىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئۈزلۈكسىز يۈز بېرىۋاتقان ۋەقه هادىسىلهر ۋە خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئۇلارغا شۇنچه قاتتىق قوللۇق بىلهن قارشىتۇرۇشىنى چىقىش قىلغان هالدا ئويلىنىپ كۆرىدىغان بولساق،‏ مۇهاجىرەتتىكى85


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۇيغۇرلارنىڭ سۆزىنىڭ ههقىقهتكه تېخىمۇ يېقىن ئىكهنلىكىنى پهرق ئېتهلهيمىز.‏چۈنكى،‏ خهلقنىڭ نارازىلىقى كۈچهيگهن هامان خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ قورقۇدىنجېنى چىقىپ كېتهيلا دەپ قالىدۇ.‏ ئۇنداقتا،‏ ههل بولماي كېلىۋاتقان مهسىله زادىنېمه؟مهسىله شۇكى،‏ ئۇيغۇرلار يېقىن كهلگۈسىدە نوپۇسىنىڭ پۈتۈنلهي يوقىلىپكېتىشىدىن بهكمۇ ئهندىشه قىلىدۇ.‏ شۇنىڭدەك،‏ خىتايمۇ ئۆزىنىڭ پارچىلىنىپكېتىشىدىن بهكرەك،‏ ئىقتىسادىي كۈچىنىڭ ئاساسى ئومۇرتقىسى بولغان شهرقىيتۈركىستاننىڭ قوللىرىدىن چىقىپ كېتىشىدىن بهكلا قورقىدۇ.‏ شۇڭا خىتايهاكىمىيىتى ئۆتكهن ئهسىرنىڭ - ٩٠ يىللىرىدىن باشلاپ،‏ ئىككى يۈز مىليونخىتاينى يۆتكهپ چىقىپ،‏ شهرقىي تۈكىستاننى ئىقتىسادىي ۋە نوپۇس جهههتتهپۈتۈنلهي ئىشغال قىلىۋېلىش پىلانىنى ئىجرا قىلىشقا باشلىدى . 27 ناۋادا خىتاينىڭبۇ پىلانى توسالغۇسىز بىر شهكىلدە داۋام قىلىدىغان بولسا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭئهسلى ئىگىلىرى بولغان ئۇيغۇرلار ۋە ئۇلارنىڭ ئۇزۇن تارىخى تامامهن يوق بولۇپكېتىشى مۇمكىن.‏٣) ئىجتىمائىي ئايرىمىچىلىقئۇنداقتا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ بهزى شهههرلىرىدە خىتايلارنىڭ نهچچهههسسىلهپ ئېشىپ،‏ يهرلىك خهلقنىڭ كۈنسېرى ئازلاپ كېتىۋاتقانلىقىدىنئىبارەت ئاچچىق ههقىقهتنى كۆرۈپ تۇرۇۋاتقان ئۇيغۇرلارنىڭ ئۆز كېلهچىكى ئۈچۈنقايغۇرۇش ههققى بار ئهلۋەتته.‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇرلارنىڭ ئۆز ۋەتىنىدەئهركىن ياشىشىغا،‏ تالان تاراج قىلىنىۋاتقان بايلىقلىرىدىن پايدىلىنىشقا ئهسلارۇخسهت قىلمايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهبىئىي بايلىقىنى خىتاي ئۆزىمهيلىچه ۋە سوئال - سوراقسىز ئىشلىتىدۇ.‏ تېخىمۇ يامىنى خىتاي هۆكۈمىتىئۇيغۇرلارغا تهلىم تهربىيه،‏ ساغلىق ۋە ئولتۇراقلىشىش جهههتته ئايرىمىچىلىققىلىش بىلهنلا كۇپايىلهنمهستىن:‏(1 ( ياش قىزلارنى خىتاينىڭ ئىچكى قىسىملىرىغا يۆتكهپ،‏ ئۇلارنى خىتايلاربىلهن توي قىلىشقا مهجبۇرلايدۇ.‏(2) ‏”مىللهتلهر ئىتتىپاقلىقىنى بۇزغۇچى گۇمانلىق ئۇنسۇرلار“غا ههرخىلچارىلهرنى قوللىنىپ،‏ ئۇلارنى ئۆز يۇرتىنى تاشلاپ،‏ ياقا يۇرتلارغا قېچىپ كېتىشكه86


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانزورلايدۇ ياكى ئۇلارنى تۈرمىگه سولاپ،‏ قىيىن – قىستاققا ئېلىپ ئۆلتۈرۈپتۈگىتىدۇ.‏(3) تۇغۇت چهكلهيدۇ،‏ ئاياللارنىڭ قورسىقىنى يېرىپ،‏ تۇغۇلۇش ئالدىدا تۇرغانبوۋاقلارنى ئۆلتۈرىۋېتىدۇ.‏(4) ئۇيغۇرلارنىڭ نهسىلىنى بۇزۇش ئۈچۈن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىق نهچچه يۈزمىڭلىغان ئايالنى خىتاي قاۋاقخانىلىرىغا تۇتۇپ بېرىۋاتىدۇ . ٢٨(5) خىتايلارنى شهرقىي تۈركىستانغا كۆچۈپ چىقىشقا رىغبهتلهندۈرۈپ،‏ئۇيغۇرلارنىڭ قولىدىكى ئىش ۋە خىزمهتلهرنى بۇ كۆچمهنلهرگه ئېلىپ بېرىشئارقىلىق شهرقىي تۈركىستان خهلقىنى نادان ۋە نامرات قېلىشقا مهجبۇرلاۋاتىدۇ.‏(6) جىنايهتچى خىتايلارنى شهرقىي تۈركىستاندىكى تۈرمىلهرگه يۆتكهپچىقىپ،‏ جازاسى تۈگىگهنلهرنى شهرقىي تۈركىستانغا ئورۇنلاشتۇرۇۋاتىدۇ ۋە ئۇلارنىڭقولى ئارقىلىقشهرقىي تۈركىستاندا بۇزغۇنچىلىق،‏ ۋەهشىي جىنايهتلهرنى كۆپهيتىپ،‏شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه بېسىم ئىشلىتىۋاتىدۇ.‏مانا مۇشۇ سهۋەبتىن شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئهركىنلىك ۋەمۇستهقىللىق تهلهپ قىلىشى ههقلىقتۇر.‏ئهڭ خهتهرلىكى شۇكى،‏ نوپۇس قۇرۇلمىسىنىڭ بۇزۇلۇشى،‏ بولۇپمۇ ٥ ئىيۇلئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقىدىن كېيىن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار سىياسى ههققىنىتهلهپ قىلىشتىن بهزىبىر ئىجتىمائىي ههقلىرىنى تهلهپ قىلىشقا مهجبۇرلانماقتا.‏دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ رەئىسى رابىيه قادىر خانىمنىڭ – ٢٠٠٩ يىل – ٧ ئاينىڭ- ١٢ كۈنى گېرمانىيهنىڭ فوكس ژورنىلىغا بهرگهن باياناتىدا:‏ ‏”خىتاي هۆكۈمىتىيىللاردىن بېرى بىزگه بهكمۇ چهكلىك ئاپتونومىيه ههققى بېرىپ كهلدى،‏ لېكىنبۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏ بىزگه ئىككىنچى سىنىپ پۇقراسى ۋە هايۋان مۇئامىلىسىقىلىپ كهلدى“‏ دېيىشىدىن ئهجهپلهنمهسلىك كېرەك.‏ ئۇندىن بۇرۇن ئامېرىكىنى‏”خرىستىئان ئىلىم پهن ئېكرانى“‏ گېزىتىمۇ بۇنىڭغا ئىشارەت قىلىپ:‏ ‏”شهرقىيتۈركىستانلىقلار ئىككىنچى دەرىجىلىك مىللهت،‏ ئۇلارنىڭ هۆكۈمهتنىڭ كىچىكئورگانلىرىدا بولسىمۇ خىزمهت تۇتۇشىغا رۇخسهت قىلىنمايدۇ.‏ شۇنىڭدەك،‏ ئۇيغۇرتىلىنى مهكتهپلهردە قوللىنىشقا بولمايدۇ“‏ 29 دەپ يازغان ئىدى.‏ ئهمما ئامېرىكا ئۇيغۇربىرلىكىنىڭ سېكرىتارى ئالىم سېيىتوف:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ مىللىيمۇستهقىللىقتىن ئىبارەت بىرلا تهلىۋى بار،‏ لېكىن ئۇلار بۇ تهلهپ تۈپهيلىدىنتهسهۋۋۇر قىلىش مۇمكىن بولمايدىغان دەرىجىدە زۇلۇمغا ئۇچراۋاتىدۇ“‏ ٣٠ دەپ بايانات87


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبهرگهن.‏ بۇنىڭغا ئوخشىغان باياناتلار سىياسهت ئىلمى چۈشهنچىسىدە پارچه پۇراتئىجتىمائىي تهلهپلهر قاتارىدىن سانىلىدۇ.‏ خىتاينىڭ بۇ ۋەهشىي سىياسىتى ياۋرۇپادا- ١٩ ئهسىرنىڭ باشلىرىدا ئىسلاهاتچىلار تهرىپىدىن ئاغدۇرۇلۇپ تاشلىنىشىدىنئىلگىرىكى سىنىپىي ئايرىمچىلىق ئۈستىگه قۇرۇلغان كاپىتالىستىك تۈزۈمنىڭسىياسىتىگه ئوخشايدۇ.‏ياۋرۇپادا - ١٩ ئهسىرنىڭ باشلىرىدا،‏ سهرمايه ئىگىلىكى ۋە سانائهتلىشىشنىڭ چاقىتېز ئايلىنىشقا باشلىۋىدى،‏ ياۋرۇپانىڭ ئىقتىسادى ئومۇرتقىسى هېسابلىنىدىغانفېئودال تۈزۈم تهبىئىي هالدا پارچىلىنىشقا باشلىدى.‏ لېكىن ههرقانداق بىر چوڭئۆزگىرىشنىڭ هاسىل بولۇشى ۋە يېڭى ئىجتىمائىي سىستېمىنىڭ رېئاللىققائايلىنىشى ئۈچۈن ئېغىر بهدەل تۆلىنىپ ۋە ئازاب ئوقۇبهتلهرگه دۇچار بولغىنىدەك،‏ياۋرۇپامۇ بۇ يېڭى تۈزۈمنىڭ روياپقا چىقىشى ئۈچۈن ئېغىر بهدەل تۆلهپ،‏ نۇرغۇنئازاب ئوقۇبهتلىرىگه دۇچار بولدى.‏ چۈنكى يېڭى ئۆزگىرىش نۇرغۇنلىغان دېهقاننىئىشسىز قويدى.‏ نۇرغۇن دېهقان رىزىق ئىزدەپ ئىقتىسادنىڭ يېڭى مهركىزىبولغان شهههرلهرگه كۆچۈشكه مهجبۇر بولدى.‏ يهنه بىر تهرەپتىن،‏ شهههرلهرمۇ يېڭىتهرەققىياتقا مۇناسىپ هالدا باشتىن ئاخىر يېڭىلاندى.‏ لېكىن يېزا قىشلاقلاردىنكهلگهن بهزى دېهقانلار ئۆزلىرىنىڭ هايات شهكلىنى ئۆزگهرتىشنى ئىچىگهسىڭدۈرەلمهي،‏ شۇ زاماندا ياۋرۇپادا كۆپ تېپىلىدىغان ئهخلهت ۋە مهينهتچىلىكتوشۇپ كهتكهن مهههللىلهرگه ماكانلىشىۋالدى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ ياۋرۇپانى ئىسلاهقىلىش ههرىكىتىنى كۆتۈرۈپ چىققان ۋە ئۇ دېهقانلارنىڭ كېلهچىكىدن ئهندىشهقىلغان بهزى گۇرۇهلار دېهقانلارنى يېڭى هايات ههققىدە قانائهتلهندۈرۈش،‏ ئهگهرقانائهتلهندۈرۈش پائالىيتى ئهمهلگه ئاشمىسا،‏ مهجبۇرىي هالدا بولسىمۇ يېڭى هاياتقاكۆندۈرۈشنى ئۈستىگه ئېلىپ ههرىكهتكه ئۆتتى.‏ ئهجىبا،‏ خىتاي دۆلىتىمۇ شهرقىيتۈركىستاندا شۇنداق پائالىيهت ئېلىپ باردىمۇ؟بۇ تهتقىقات ماقالىسى يېزىلغانغا قهدەر ئۇنداق پائالىيهتنىڭ ئېلىپ بېرىلغىنىيوق.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شهههرلىرىدە ئېلىپ بېرىلىۋاتقان يېڭىلاشپائالىيهتلىرى ئۇيغۇرلارنى شهههرلهردىن يېزا قىشلاقلارغا قوغلاپ چىقىرىپ،‏ جاپا مۇشهققهتلىك تۇرمۇش ياشاشقا زورلاش،‏ خىتايلارنى بولسا،‏ شهههرلهرگه ئورۇنلاشتۇرۇشئارقىلىق نوپۇسىنى ئۇيغۇرلارنىڭ نوپۇسىدىن نهچچه ههسسه ئۈستۈن قىلىۋېتىشۋە بارلىق ئهمهل مهنسهپنى ئۆزلىرىنىڭ چاڭگىلىغا كىرگۈزۈۋېلىشنى مهقسهت88


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانقىلىدۇ.‏ ئىشلهپچىقىرىشنى ئالغا سۈرۈش پىلانىنىڭ پۈتۈنلهي خىتايلارنى مهركهزقىلغان هالدا تۈزۈلگهنلىكىنى،‏ بۇ پىلان ۋە پىلاننىڭ ئهمهلىيلىشىشىدىن كېلىپچىقىدىن مههسۇلات كىرىمىدە ئۇيغۇرلارنىڭ پهقهتلا ئېتىبارغا ئېلىنمىغانلىقىنىئوچۇق كۆرۈپ يهتكىلى بولىدۇ.‏ چۈنكى بۇ پىلان پهقهت كۆپ سانلىقنى خىتايلارئىگهاللهپ بولغان شهههرلهر ئۈچۈن تۈزۈلگهن بولۇپ،‏ بۇ ۋەتهننىڭ ئهسلى ئىگىلىرىئولتۇراقلاشقان جايلار پىلانغا داخىل قىلىنمىغان.‏ يهنه بىر سوئال شۇكى،‏ئهگهر شهههرلهرنى پۈتۈنلهي دېگۈدەك خىتايلار ئىشغال قىلىۋالىدىغان بولسا،‏ ئۇشهههرلهرنىڭ ئهسلى ئىگىسى بولغان ئۇيغۇرلار نهگه بارىدۇ؟شهرقىي تۈركىستاننىڭ يهر كۆلىمى بهكمۇ چوڭ (١ مىليون ٦٠٠ مىڭ كۋادراتكلومېتىر).‏ بۇ كهڭ زېمىندا تهكلىماكان چۆلى ۋە نۇرغۇنلىغان تاغ تىزمىلىرىبار.‏ بۈگۈن شهرقىي تۈركىستان خهلقى تۈركىستان زېمىنىنىڭ ‏٪‏‎٤٫٥‎نى تهشكىلقىلىدىغان سۇ هاۋزىلىرى ۋە تاغ باغىرلىرىغا جايلاشقان . 31شياڭگاڭدىكى فرانسىيهنىڭ يېڭى خىتاينى تهتقىق قىلىش مهركىزىنىڭرەئىسى جىن فىران ئويس هېتشىتنىڭ تهتقىقاتىغا قارىغاندا:‏ ‏”ئۇيغۇر خهلقىيېزا – قىشلاقلاردا ياشاۋاتقانلىقى؛ نېفىت،‏ خېمىيىۋى زاۋۇت ۋە شىركهتلىرىنىڭباشقا مىللهتلهرگه سۇنغان خىزمهتلىرىگه نىسبهتهن ماددىي ۋە مهنىۋىي هېچبىرمهنپهئهت كهلتۈرمهيدىغان تېرىقچىلىق بىلهن مهشغۇل بولۇۋاتقانلىقى“‏ ئېنىق . 32بۇ تهتقىقاتتا بىلدۈرۈلۈشىچه،‏ شهههرلهر بىلهن يېزا – قىشلاقلارنىڭ يىللىقكىرىمىدىكى نىسبهت پهرقى ئۈچ ههسسىدىن ئېشىپ كهتكهن.‏ ئۇندىن باشقا،‏‏”خرستىئان ئىلىم پهن ئېكرانى“نىڭ - ٢٠٠٨ يىلى شهرقىي تۈركىستان ههققىدەئېلىپ بارغان ئۇزۇن تهتقىقاتىدا مۇنۇلار زىكىر قىلىنغان:‏ ‏”هۆكۈمهتنىڭ قوللىشىبىلهن خىتايلار زاۋۇت ۋە شىركهتلهرنىڭ ههممىسىنى دېگۈدەك ئىگهللىۋالدى.‏ ئۇلاربۇ زاۋۇت ۋە شىركهتلهردە ئۆزلىرىدىن بولمىغانلارنى قهتئىي ئىشقا ئالمايدۇ.‏ شۇڭلاشقائۇيغۇرلار ئۆي تازىلىقىغا ئوخشىغان پهس ئىشلارنى قىلىشقا مهجبۇر بولۇۋاتىدۇ“‏ . 33شۇڭا تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى باش مېنىستىرى رەجهپ تاييىپ ئهردوغاننىڭ- ٢٠٠٩ يىل - ٧ ئاينىڭ - ١٠ كۈنى NTV تېلېۋىزىيهسىدە شهرقىي تۈركىستاندىكىقهتلىئام ههققىدە:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستاندا بولۇۋاتقانلار ئىرقىي قىرغىنچىلىقتۇر.‏بۇنى باشقا بىر سۆز بىلهن سۈپهتلهش مۇمكىن ئهمهس“‏ دېگهن سۆزى ههرگىزمۇ خاتائهمهس بولۇپ،‏ بۇ سۆزنى قىلغان ۋاقىتتا،‏ بىرەر سىياسىي مهنپهئهتنى كۆزلىمىگهن89


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىياكى دۇنيانىڭ قوللىشىنى قولغا كهلتۈرۈشنى ئۈمىدمۇ قىلمىغان ئىدى.‏ دۇنيائۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ شۋېتسىيهدىكى باياناتچىسى دىلشات رېشىتنىڭ:‏ ‏”بۇ ۋەقهئۇزۇن يىللاردىن بېرى زۇلۇم چېكىۋاتقان ئۇيغۇرلارنىڭ غهزەپ ۋولقىنىدۇر“‏ دېگهنسۆزى ههرگىزمۇ مۇبالىغه ئهمهس ئىدى . 34٤) تېررورلۇققا قارشى تۇرۇششهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ ئاتوم بومبىلىرىنىڭ سىناق مهيدانىبولۇپلا قالماي،‏ ئۇزۇن مهنزىللىك راكېتاغا ئوخشاش ئېغىر تىپتىكى قوراللىرىئۇرۇنلاشتۇرۇلغان جاي.‏ بۇ بىر جهههتتىن،‏ خىتاينىڭ نېمه ئۈچۈن شهرقىيتۈركىستاننى قولىدا تۇتۇپ تۇرۇشقا ئۇنچىۋالا ئههمىيهت بېرىشىنىڭ سهۋەبىنىكۆرسىتىپ بېرىشى مۇمكىن.‏ ‏”خىتاي ئۆزىگه تېروردىن ۋە غهربتىكى رۇسىيهنىڭنوپۇزىدىن خالىي بىر ماكان قۇرۇپ چىقىشنى ئىرادە قىلىدۇ“‏ دېيىش خىتاينىڭقىسقا مهزگىللىك سىياسىتىنى قوللاشتىن باشقا مهنه بهرمهيدۇ.‏ - ١١ سېنتهبىرۋەقهسىنى تېپىلماس پۇرسهت بىلگهن خىتاي هۆكۈمىتى،‏ شهرقى تۈركىستانلىقلارنىخهلقئاراغا تېرورچى كۆرسىتىپ،‏ سىياسىي جهههتته دۇنيانىڭ قوللىشىغا ئېرىشىش،‏ئاندىن ههر جهههتته ئۇيغۇرلارغا بېسىم ئىشلىتىش ئۈچۈن قوللىنىشنى مهقسهتقىلىۋاتىدۇ.‏ ئۇنداق بولمايدىغان بولسا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلىپتۇرۇۋېلىش،‏ ئىسمىنى ئۆزگهرتىش،‏ بايلىقلىرىنى تالان تاراج قىلىش،‏ پارچىلاشقائىنتىلىش ۋە ههر تۈرلۈك ئۇسۇل چارىلهر بىلهن شهرقىي تۈركىستان خهلقىگهۋە ئۇلارنىڭ ئهقىدىسىگه ئۇرۇش ئېچىش بىلهن ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىنىڭ نېمهئالاقىسى بار؟جاۋاب شۇكى،‏ بۇلارنىڭ تىلغا ئالغۇدەك بىرەر ئالاقىسى يوق.‏ لېكىن خهلقئارانىڭهازىرقى ۋەزىيىتى خىتايغا پاكىستان،‏ رۇسىيه،‏ غهربىي تۈركىستان قاتارلىق دۆلهتلهربىلهن بولغان ماددىي مهنپهئهتلىك مۇناسىۋىتىدىن پايدىلىنىپ،‏ ئۆزىنىڭ نىشانىغايېتىش پۇرسىتى تۇغدۇرۇپ بهردى.‏ شۇڭا خىتاي بۇ خهلقئارالىق پۇرسهتنى غهنىمهتبىلىپ،‏ خهلق نامايىشىنى ‏”بىر ئوچۇم لۈكچهك تېرىغان ۋەقه“‏ دەپ ئاتاشتىن باشقاسۆز تاپالمىغان بولسىمۇ،‏ نامايىشچى خهلقنى ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلىش قاتارلىق ئهڭئېغىر شهكىلدە جازالاش ئۈچۈن،‏ ئۆزىنىڭ ئىچكى قانۇنىغا ئۈزلۈكسىز تۈزىتىشكىرگۈزمهكته.‏ ئۇنداقتا،‏ خىتاينىڭ ههقىقهت بىلهن يۈزلىشىشنىڭ ئورنىغا،‏90


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانۋەزىيهتنى تېخىمۇ ئېغىرلاشتۇرۇۋېتىدىغان سىياسهتلىرىگه قاراپ چىقىشقا توغراكېلىدۇ.‏Ⅰ خهلقئارا خاراكتېرلىك- ١١ سېنتهبىر ۋەقهسى يۈز بېرىشتىن بۇرۇن خىتاي ئۇيغۇرلارغا:‏ ‏”بۆلگۈنچى“‏‏”رادىكال ئىسلامچى“‏ ‏”مۇتهئهسسىپ“‏ دېگهنگه ئوخشاش ئاتالغۇلارنى ئىشلىتهتتى.‏- ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىنى تېپىلماس پۇرسهت بىلىپ،‏ ئۇيغۇرلارنى تېخىمۇ قاتتىقجازالاش ئۈچۈن يۇقىرىقى سۈپهتلهرگه ‏”تېرورچى“،‏ ‏”تېرورىست“‏ دېگهن ئاتالغۇلارنىقوشتى.‏ دۆلهت ئىچى ۋە خهلقئارادا بىخهتهرلىك پائالىيهتلىرىنى كۈچهيتىشكهباشلاپ،‏ ۋەقهدىن بىر قانچه كۈن ئۆتمهستىنلا،‏ ئامېرىكىنىڭ دۇنيا تېرورىزمىغاقارشى ئېلىپ بارغان پائالىيهتلىرىنى قوللايدىغانلىقىنى ئېلان قىلدى.‏ شۇنىڭبىلهن،‏ ئارقىغا داجىپ،‏ - ٩٠ يىللىرى خهلق تهرىپىدىن ئېلىپ بېرىلغان بهزىبىرنارازىلىق پائالىيهت ۋە نامايىشلارنى تېرورلۇق پائالىيهتلىرى دەپ ئېلان قىلدى.‏- ٢٠٠١ يىل‎١٠‎‏-‏ ئاينىڭ‎١١‎ كۈنى،‏ خىتاي تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكىنىڭباياناتچىسى:‏ ‏«خىتاينىڭ شىنجاڭ ئۆلكىسىدە شهرقىي تۈركىستانچىلار تهرىپىدىنئېلىپ بېرىلىۋاتقان پائالىيهتلهر پهقهت خىتاينىڭ ئامانلىقى ئۈچۈنلا تههدىتبولۇپ قالماستىن،‏ بهلكى ئهتراپتىكى بارلىق دۆلهتلهرنىڭ ئامانلىقى ئۈچۈن ئوچۇقتههدىتتۇر“‏ دەپ بايانات بهرگهن.‏ مۇشۇ باياناتقا ئاساسهن خىتاي هاكىمىيىتى:‏‏”خىتاي دۆلىتى خهلقئارا دۆلهتلىرىنىڭ شهرقى تۈركىستاننىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالغانتېرورلۇققا قارشى تۇرۇش گۇرۇپپىسىغا قېتىلىدۇ“‏ دەپ ئىلان قىلغان.‏١٩٩٦ يىل ٤ ئاينىڭ ٢٦ كۈنى،‏ رۇسىيه،‏ خىتاي،‏ قازاقىستان،‏ قىرغىزىستانۋە تاجىكىستاندىن تهركىپ تاپقان ‏”شاڭخهي بهش دۆلهت ههمكارلىق تهشكىلاتى“‏قۇرۇلدى.‏ بۇ تهشكىلاتنىڭ قۇرۇلۇشىدا دۆلهتلهر ئارىسىدىكى چېگرىلارنى ههلقىلىش،‏ چېگرا رايونلاردىكى توقۇنۇشلارنىڭ ئالدىنى ئېلىش ئۈچۈن ئهسكىرىيساههلهردە ئۆز ئارا ههمكارلىشىش،‏ كهلگۈسىدە بۇ مهسىلىلهر ههققىدە بىرلىكتهبولۇشقا ئىتتىپاق تۈزۈش قاتارلىق مهسىلىلهر مهقسهت قىلىنغان بولۇپ ، 35 رايونداخهلقئارالىق كۈچ شهكىللهندۈرۈش قىلىش مهقسهت قىلىنمىغانىدى.‏ چۈنكىئۇ پرىنسىپلىرى،‏ نىزامنامىلىرى غايه - مهقسهتلىرى ۋە ئهزا بولغۇچىلارنىڭئىشتىراك قىلىش شهرتلىرى قاتارلىق خۇسۇسلار تېخى تولۇق بېكىتىلمىگهنبىر يىغىلىشتىن ئىبارەت ئىدى.‏ لېكىن كېيىنكى يىغىنلىرىدا گويا خىتاينىڭ91


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسىياسىي باياناتچىسىغا ئايلىنىشقا ۋە ئۇيغۇرلار ههققىدە خىتاي هاكىمىيىتىگهئوخشاش سۆزلهرنى قوللىنىشقا باشلىدى.‏ – ١٩٩٩ يىلى ئاۋغۇست ئېيىدا،‏قىرغىزىستاننىڭ پايتهختى بېشكهكته ‏«شاڭخهي ئىتتىپاقى»نىڭ ٥ نۆۋەتلىكيىغىنى چاقىرىلدى ۋە بۇ يىغىندا ١٢ ماددىدىن تهركىپ تاپقان مۇنۇ بايانات ئېلانقىلىندى:‏ ‏”تهشكىلات ئهزالىرى خهلقئارا تېرورلۇققا،‏ ئاق چېكىملىك تىجارىتىگه،‏قورال تىجارىتىگه،‏ قانۇنسىز كۆچۈش ۋە شۇنىڭغا ئوخشاش تهشكىللىك جىنايىئىشلارغا،‏ مىللىي ۋە دىنىي بۆلگۈنچىلىككه قارشى تۇرۇشنىڭ مۇهىملىقىغائىشارەت قىلدى“.‏ لېكىن خىتاي ۋە يىغىنغا قاتناشقۇچى دۆلهتلهرنىڭ يۇقىرىداتىلغا ئېلىنغان مهسىلىلهر ياكى تېرورىزىمغا قارشى تۇرۇش ههققىدە بايانات ئېلانقىلىش بىلهن چهكلهنمىگهنلىكىنى كۆرۈپ يېتىشكه بولىدۇ.‏ - ١١ سېنتهبىرۋەقهسىدىن بۇرۇن (٢٠٠٠ - يىلى‎٧‎ – ئايدا،‏ تاجىكىستاننىڭ پايتهختى دۆشهنبىدەئۆزبهكىستاننىڭ قوشۇلۇشى بىلهن)‏ ‏”تېرورلۇق،‏ بۆلگۈنچىلىك ۋە رادىكالىزمغاقارشى تۇرۇش مهركىزى قۇرۇش“‏ توغرىسىدا مۇزاكىرە يىغىنى ئۆتكۈزۈلدى.‏ بىريىلدىن كېيىن،‏ خىتاي خهلق قۇرۇلتىيى تېرورلۇق،‏ بۆلگۈنچىلىك ۋە رادىكالىزمغاقارشى تۇرۇشتىن ئىبارەت شاڭخهي ئههدىنامىسىنى تۈزۈش ۋە قارارلاشتۇرۇش ئۈچۈنتوپلاندى . 36ئهمدىكى سوئال شۇ:‏ بۇ تهشكىلاتنىڭ خىتاينىڭ تهلهپلىرىنى ئىجرا قىلىشتىنباشقا بىر سىياسىتى بارمۇ؟ بۇ تهشكىلاتنىڭ خىتاي تۈزگهن ئىستراتېگىدىن باشقائىستراتېگىيىسى بارمۇ؟شۈبهىسىزكى،‏ ١١- سىنتهبىر ۋەقهسى خىتاي،‏ رۇسىيه،‏ ئوتتۇرا ئاسىيادۆلهتلىرى،‏ ههتتا هىندىستان ۋە پاكىستانغا غهربنىڭ ئهلقائىدە تهشكىلاتى،‏ئىسلامىي ههرىكهتلهر ۋە ۋەتهنپهرۋەرلىك ههرىكهتلىرىگه قارىتا ئېلىپ بارغانكۆرەشلىرىنى غهنىمهت بىلىپ،‏ بۇ كۈچلهر بىلهن ئىچكى جهههتته هېسابلىشىشپۇرسىتى يارىتىپ بهردى.‏ - ٢٠٠١ يىلى ١١ ‏–ئاينىڭ – ٢٨ كۈنى،‏ رۇسىيه بىلهنخىتاي بېيجىڭدا تۇنجى قېتىم:‏ ‏«تېرورلۇققا قارشى تۇرۇش يىغىنى»‏ ئاچتى.‏ ئىككىتهرەپ ئارىسىدا ئۆتكۈزۈلگهن بۇ ههمكارلىق يىغىنى - ٢٠٠٢ يىلى ١ ‏-ئاينىڭ‎٧‎‏-‏كۈنى شاڭخهي ئىتتىپاقى دۆلهتلىرىنىڭ تاشقى ئىشلار مېنىستىلىرى يىغىنىدا،‏خىتاينىڭ تاشقى ئىشلار مېنىستىرى تاڭ جياشۈەن:‏ ‏«”ئىچكىرى ۋە تاشقىرىتېرورلۇققا ههرخىل شهكىلدە ۋە جهههتته قارشى تۇرۇش“‏ 37 قا قول قويۇلغانلىقى ۋە92


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئالته دۆلهتنىڭ ‏”رايونلۇق تېرورىزمغا قارشى تۇرۇش ئاخبارات مهركىزى“‏ قۇرۇشقاماقۇل كهلگهنلىكى،‏ مهركهز قۇرۇش بىلهنلا كۇپايىلىنىپ قالماي،‏ هادىسىلهرگهقارشى ههل قىلغۇچ كۈچ پهيدا قىلىشنىڭ تهۋسىيه قىلىنىدىغانلىقى»نى ئېلانقىلىندى.‏ تاڭ جياشۈەن يهنه تهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهرنىڭمۇ ئورتاق باياناتچىلىقىنىئۆز ئۈستىگه ئالغان هالدا:‏ ‏«شاڭخهي ههمكارلىق تهشكىلاتىغا ئهزا دۆلهتلهرخىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى تېرورلۇققا قارشى تۇرۇشتىكى غهيرەتلىرىنىۋە رۇسىيهنىڭ چېچىنىستاندىكى تېرورىستلارغا قارشى ئېلىپ بېرىۋاتقانكۆرەشلىرىنى قوللايدۇ.‏ بۇ كۆرەش ۋە غهيرەتلهرنى خهلقئارا تېرورىزمغا قارشى ئېلىپبېرىلغان ههرىكهتلهرنىڭ بىر قىسمى دەپ تونۇيدۇ»‏ دەپ ئېلان قىلدى.‏ يىغىنئاخىرىدا مېنىستىرلار تهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهردىكى ‏”تېرورلۇق،‏ بۆلگۈنچىلىك ۋەرادىكالىزمغا بىردەك قارشى تۇرۇش ئههدىنامىسى“گه قول قويۇشتى.‏ بۇ ئههدىنامهتهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهرنىڭ مهنپهتى ئۈچۈن پايدىلىقتهك كۆرۈنسىمۇ،‏ ئهمهلىيهتتهپۈتۈنلهي دېگۈدەك خىتاينىڭ مهنپهئهتىنى چىقىش قىلغان هالدا تۈزۈلگهن بولۇپ،‏بۇنى تۆۋەندىكىدەك بىر نهچچه نۇقتىدىن كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇ:‏1. خىتاي تهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهرگه ئۆزىنىڭ غهرىزى ۋە مهنتىقىسىنىقايتىدىن تاڭدى.‏2. شهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارنى باستۇرۇش ئۈچۈن خهلقئارالىق قانۇنغائىگه بولۇۋالدى.‏3. رۇسىيه ۋە تهشكىلاتقا ئهزا باشقا دۆلهتلهردىكى يۈز مىڭلىغان ئۇيغۇرنىقوغلاش،‏ سىقىپ چىقىرىش ۋە ئۆزىنىڭ يول كۆرسىتىشى بىلهن ئۇيغۇرلارنىڭههرقانداق سىياسىي ياكى ئىجتىمائىي پائالىيهت ئېلىپ بېرىشىغا يول قويماسلىقهوقۇقىغا ئىگه بولۇۋالدى.‏4. ‏”چېچهنىستان رۇسىيهنىڭ ئىچكى مهسىلىسى“‏ شۇنداقلا،‏ ‏”شهرقىيتۈركىستانمۇ خىتاينىڭ ئىچكى مهسىلىسى“‏ دەپ ئېلان قىلىۋالدى.‏كومۇنىست خىتاي پارتىيىسى – ٢٠٠٢ يىل - ١ ئاينىڭ – ٥ كۈنى،‏ شهرقىيتۈركىستاندىكى دىنىي جامائهتلهرنى ‏”بۆلگۈنچىلىك پىكرىنى يېيىش“‏ بىلهنقارىلاپ بايانات ئېلان قىلىپ،‏ ئارىدىن ئىككى ههپته ئۆتمهستىنلا ‏”شهرقىيتۈركىستانلىق تېرورىست كۈچلهر جىنايهتلهردىكى مهسئۇلىيىتىدىن قاچالمايدۇ“‏ناملىق ٨٠٠٠ خهتلىك ئاق تاشلىق كىتاب نهشىر قىلدى . 38 بۇ كىتابتا مهيلى93


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىجتىمائىي تهشكىلات ياكى جىهاد تهشكىلاتى بولسۇن،‏ ههممىسى ‏”بۆلگۈنچىلىك،‏رادىكال ئىسلامچى،‏ تېرورچى“‏ دېگهن سۆزلهر بىلهن قارىلاندى . 39 گهرچه كىتابنىڭئۆزىدە:‏ ‏”ئىسلام دىنى تېنچلىقنى سۆيىدىغان دىن“،‏ ‏”شىنجاڭدىكى ههر مىللهتخهلقى مىللىي بىرلىك ۋە دۆلهتنىڭ بىرلىكىنى ساقلاپ قېلىش ئاساسىدائوخشىمىغان ئۆرپ - ئادەتلهرگه ئىگه بولۇپ،‏ ئۇيغۇر مىللىتى مىليونلىغان خىتاينىخۇشاللىق ۋە كهڭ قورساقلىق بىلهن قوبۇل قىلىپ،‏ بارلىق مىللهتكه ئۈلگهبولدى“‏ دېيىلگهن بولسىمۇ،‏ مۇسۇلمان تارىخچىلار ‏”ئۆتمۈشتىكى باسقۇنچىلار“‏ دەپسۈپهتلىنىپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىسلامىي تارىخى پۈتۈنلهي ئىنكار قىلىندى.‏مانا مۇشۇنىڭدەك يالغانچىلىق ۋە تۆهمهت بىلهن تولغان كىتاب خىتايدىن باشقاقايسى دۆلهتته يېزىلىدۇ؟شۈبهىسىزكى،‏ خىتاي ئاق تاشلىق كىتابىدا:‏- شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىنى،‏ ئۇنى توختىماي پارچىلاشقائۇرۇنىۋاتقانلىقىنى،‏ مىللىي قىرغىنچىلىقلىرىنى ۋە بايلىقلىرىنى قانداق تالان تاراج قىلىۋاتقانلىقىنى تىلغا ئالمىدى.‏- يول ۋە كوچىلارغا:‏ ‏”دىن خهلقنىڭ ئهپيۇنى،‏ ئىسلام ئىلىمگه قارشى،‏ ئىسلامدىنى بايلارنىڭ ئىجادى،‏ ئىسلام دىنى ئىشغالچىلارغا خىزمهت قىلىدۇ“‏ دېگهنگهئوخشاش شۇئارلارنى ئېسىش بىلهن ئىسلامغا قارشى كۆرەش قىلىدىغانلىقىنىئېتىراپ قىلمىدى.‏- ئۇيغۇر موسۇلمانلىرى ههققىدە ئىشلىگهن جىنايهتلىرى،‏ ئۇلارنى قانچىلىكجهۋرى-جاپاغا سالغانلىقى ۋە ئىنساننىڭ ئهڭ خۇسۇسىي ئىشلىرىغىمۇ تاجاۋۇزقىلغانلىقى ئۈچۈن ئۆزرە ئېيتمىدى.‏- ئهكسىچه خهلقئارا جامائهتچىلىكنى ئۆزىنىڭ رەزىل پىلانىغا داخىلقىلماقچى بولدى.‏خىتاينىڭ رەسمىي باياناتلىرى مۇشۇنداق يالغان ۋە ساختا تۆهمهتلهرنى جارسېلىشقا مهركهزلىشىدۇ.‏ چۈنكى خىتاي ههقىقهتته باشقىلارنى ئهمهس،‏ بهلكىپهقهت ئۆزىنى قانائهتلهندۈرۈش ئۈچۈنلا خىتاب قىلىدۇ.‏ مانا بۇ،‏ ۋەزىيهتنى تېخىمۇچىڭىتىۋېتىش سىياسىتىنىڭ دەل ئۆزىدۇر.‏ - ٢٠٠٣ يىل - ١٢ ئاينىڭ ١٥- كۈنى،‏خىتاي هۆكۈمىتى تۆۋەندىكى تۆت تهشكىلاتنى تېرورلۇق تهشكىلاتى دەپ ئېلانقىلدى : 4094


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان1) شهرقى تۈركىستان ئىسلام ههرىكىتى ETIM ‏(تۈركىستان ئىسلامپارتىيىسى)‏2) دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى WUC مىيۇنخېن - گېرمانىيه3) شهرقىي تۈركىستان ئىنفورماسيۇن مهركىزىETİC مىيۇنخېن –گېرمانىيه.‏4) شهرقىي تۈركىستان ئازادلىق تهشكىلاتى ETLO5) كېيىن،‏ يهنى - 2010 يىل - 2 ئاينىڭ – 3 كۈنى،‏ خىتاي هۆكۈمىتىنهزىرىنى قهشقهر شههىرىگه ئاغدۇرۇپ،‏ ‏”ئىسلام ئازادلىق پارتىيىسى“نىڭ بارلىقىۋە ئۇنىڭ ‏”تېرورلۇق تهشكىلاتى“‏ ئىكهنلىكى،‏ خهلقنىڭ بۇ تهشكىلاتتىن ئاگاهبولۇشى لازىملىقى ههققىدە تهشۋىقات ۋارىقى تارقاتتى،‏ بۇ ۋاراقلاردا:‏ ‏”ئىسلام ئازادلىقتهشكىلاتىغا قاتتىق زەربه بېرىڭلار!“‏ ۋە ‏”ئىسلام ئازادلىق پارتىيىسى قانلىق تېرورتهشكىلاتىدۇر“‏ دېگهن سۆزلهر يېزىلغان.‏لېكىن بۇ تهشۋىقاتلار خهلقئارانىڭ قوللىشىغا ئېرىشهلمىدى.‏ ئهكسىچه،‏خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى گېرمانىيهدە خىتاينىڭ ئۇيغۇرلارغا قاراتقانئىنسانىي ههق ۋە هۆررىيهت دەپسهندىچىلىكىنى پاش قىلىش ۋە خهلقئاراغائاڭلىتىشقا ئوخشاش سىياسىي پائالىيهتلهرنى ئېلىپ بېرىۋاتقان ‏«دۇنيا ئۇيغۇرقۇرۇلتىيى»‏ بىلهن ‏«شهرقىي تۈركىستان ئىنفورماتسىيون مهركىزى»نىڭسىياسىي تهشكىلات ئىكهنلىكىنى،‏ ئۇلارنىڭ ئاپتونومىيه هوقۇقى ياكى تولۇقمۇستهقىللىق تهلهپ قىلىدىغانلىقىنى،‏ لېكىن خىتاينىڭ قوراللىق ههرىكهتئېلىپ بارغۇچىلار بىلهن تېنچ ئۇسۇلدا ئىبادەت قىلىش،‏ ئاممىۋىي يىغىلىش ۋەپىكىر ئهركىنلىكى تهلهپ قىلغۇچىلارنى بىر بىرىدىن ئايرىمايدىغانلىقىنى؛ئاپتونومىيه هوقۇقى ياكى تولۇق مۇستهقىللىق تهلهپ قىلىشنى ‏”بۆلگۈنچىلىكههرىكىتى“‏ دەپ قارايدىغانلىقىنى؛ تېنچلىق بىلهن پائالىيهت ئېلىپبارغۇچىلارنى ‏”تېرورلۇق“‏ بىلهن قارىلايدىغانلىقىنى؛ بۇ ئارقىلىق خهلقئارانىڭقوللىشىغا ئېرىشمهكچى بولغانلىقىنى سهۋەب كۆرسىتىپ رەت قىلدى . 41‏«ئاق تاشلىق كىتاب»تا ئۇيغۇرلارنىڭ ئىنقىلابلىرى ۋە مۇستهقىللىقسادالىرى ‏”ساراڭلىق“‏ دەپ سۈپهتلىنىدۇ.‏ ئهمما ئۇيغۇرلارنىڭ نهچچه ئونيىللاردىن بېرى زىندانلاردا چهككهن ئازاب ئوقۇبهتلىرىنى ۋە ئۇلارنىڭ ئۈستىدىنئېلىپ بېرىلغان قهتلىئاملارنى ئۆز كۆزى بىلهن كۆرمىگهن بولسىمۇ،‏ بۇ95


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىزۇلۇم ۋە سىتهملهرنى ئوقۇغان ياكى ئىشىتكهن دۇنيا خهلقى خىتاينىڭ بۇنچه‏”ساراڭ“لىقلىرىغا ههرگىزمۇ چىداپ تۇرالمايدۇ.‏Ⅱ دۆلهت خاراكتېرلىك١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى خهلقئارا تېرورلۇققاقارشى ههرىكىتىگه پاراللېل قىلىپ،‏ جىنايى ئىشلار قانۇنىغا ئۆزگهرتىش كىرگۈزدى.‏بۇ هادىسىنىڭ قاق ئوتتۇرىسىدا قالغان دۇنيا ئههلى جىنايهتچىلهرنى تېپىشقاتىرىشىۋاتقان ۋە ئۇنىڭغا قانداق تاقابىل تۇرۇشنى ئويلىشىۋاتقان بىر پهيتته،‏ ئاخباراتئورگانلىرى ۋە خهلقئارا ئامانلىق ساقلاش ئىدارىلىرى مۇلازىمهتچىلهردىن،‏ رەسمىيمۇئهسسهسهلهردىن،‏ ئاۋام خهلقنىڭ پوچتا ساندۇقلىرىدىن تاپشۇرىۋالغان،‏ ‏«كۆيدۈرگهكېسىلى»‏ دەپ تونۇلغان،‏ زەههرلىك ماددىنى ئۆز ئىچىگه ئالغان،‏ ئاغزى ئېتىكلىپاپىلار ههققىدە خهۋەر تارقىتىشقا باشلىدى.‏ بۇ،‏ ئاۋام خهلقنى قورقۇتۇپ،‏ ئاتالمىشتېرورلۇققا قارشى خهلقئارا ههرىكهتنى قوللىشىنى قولغا كهلتۈرۈش مهقسىتىدەقوزغىغان پىلانلىق ههرىكهت بولسا كېرەك.‏ لېكىن بۇ تهشۋىقات قانداق تۇيۇقسىزباشلانغان بولسا،‏ يهنه شۇنداق تۇيۇقسىز توختاپ قالدى.‏خىتايلار ئۇلارنىڭ ‏«كۆيدۈرگه كېسىلى ۋە رادىئاكتىپ ماددىلار»غا ئالاقىدارجىنايهتلهرگه قارشى تۇرۇش ئۈچۈن جىنايى ئىشلار قانۇنلىرىنى ئۆزگهرتىش بىلهنمهشغۇل بولۇۋاتقان بىر پهيتته،‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسى يارىتىپ بهرگهن پۇرسهتتىنپايدىلىنىپ،‏ ئهسلىدىنلا ئۇيغۇر خهلقىگه قارشى يۈرگۈزۈۋاتقان ئىرقىي قانۇنلىرىنىقاتتىق چىڭىتىش ۋە كۆپهيتىش بىلهن بىرگه،‏ قوشۇمچه يېڭى قانۇنلارنى تېخىمۇكۆپ بهلگىلهشكه ئۇرۇنىۋاتاتتى.‏ بۇ خۇددى ئهرەب خهلقىنىڭ:‏ ‏«شامال چىقسا،‏ غهنىمهتبىل»‏ دېگهن ماقال تهمسىلىگه ئوخشاپ كېتىدۇ.‏ ٢٠٠١ يىل ١٢ ئاينىڭ ١٧ كۈنى،‏ خىتاي شىنخۇا خهۋەر ئاگېنتلىقى خىتاي پارلامېنتىنىڭ مهۋجۇد قانۇنلارغاتۈزىتىش كىرگۈزۈپ،‏ ئاتالمىش تېرورلۇق ههرىكىتىگه قارشى تۇرۇشتا هۆكۈمهتكهتېخىمۇ چوڭ قانۇنىي ههق بېرىدىغان ئاساسىي قانۇن لايىهىسى ماقۇللاش ئۈچۈنمۇزاكىرە قىلىشنى باشلىغانلىقىنى ئېلان قىلدى.‏ شىنخۇا خهۋەر ئاگېنتلىقىيهنه بهزى مهشهۇر پارلامېنت ئهزالىرىنىڭ سۆزلىرىنى نهقىل كهلتۈرۈپ مۇنداقدېگهن:‏ ‏«قانۇنغا تۈزىتىش كىرگۈزۈش ئىشى ‏”دۆلهت ئامانلىقىنى ۋە ئىجتىمائىيتۈزۈملهرنى هىمايه قىلىش،‏ پۇقرالارنى ۋە ئۇلارنىڭ مال مۈلكىنى قوغداش ئۈچۈن“‏96


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانهۆكۈمهت دائىرىلىرىگه تېخىمۇ كۆپ ئىمكان يارىتىپ بېرىشنى مهقسهت قىلىدۇ».‏‏«تۈزىتىلگهن يېڭى قانۇنلار خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ تېرورلۇققا قارشى قانۇنلۇق هالداكۆرەش قىلىشىنى كۈچهيتىدىغانلىقى چوقۇم»‏ . 42خىتاي جىنايى ئىشلار قانۇنىغا ئاساسهن،‏ زەههرلىك چېكىم ئهتكهسچىلىكىبىلهن شۇغۇللىنىش،‏ قوراللىق بۇلاڭچىلىق قىلىش،‏ باسقۇنچىلىق قىلىش،‏ئادەم ئۆلتۈرۈش قاتارلىقلارغا ئوخشاش بىر قاتار جىنايى قىلمىشلارغا ئۆلۈم جازاسىبېرىلهتتى.‏ ئهمما تېرولۇق جىنايهتلىرىنىڭ جازاسى پهقهت ١٠ يىلغا باراتتى.‏لېكىن تۈزىتىش كىرگۈزۈپ سۇنۇلغان،‏ خىتاي پارلامېنتى تهرىپىدىن ٢٠٠١ يىل١٢ ئاينىڭ ٢٤ كۈنى ماقۇللانغان جىنايى ئىشلار قانۇن لايىهىسىگه كۆرە بۇ جازائۆلۈم جازاسىغا چىقىرىلغان.‏ پارلامېنت قانۇن ئىشلىرى كومىتېتىنىڭ مۇئاۋىنمۇدىرىنىڭ بايان قىلىشىچه،‏ ‏«زەههرلىك،‏ رادىئاكتىپلىق ۋە يۇقۇملۇق ماددىلارنىتارقاتقان،‏ ياساشقا قاتناشقان،‏ تىجارىتى بىلهن شۇغۇللانغان ۋە ساقلىغان كىشىلهر»‏نىشان قىلىندى.‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ‏«كۈندىلىك گېزىت»ىنىڭ ٢٠٠١ يىل١٢ ئاينىڭ ٢٥ كۈنىدىكى خهۋىرىگه كۆرە،‏ قانۇنغا تۈزىتىش كىرگۈزۈشتىن بۇرۇن،‏زەههرلىك ماددىلارنىڭ جازاسى ئۈچ يىلدىن ئاشمايتتى.‏ ‏«قورقۇنچلۇق يالغان خهۋەرتارقاتقانلار ياكى تېرورلۇق ههرىكهتلىرى ههققىدە خاتا مهلۇمات بهرگهنلهر»نىڭجازاسى ‏«بهش يىللىق قاماق»‏ ئىدى.‏پايتهخت ئۈرۈمچىدە يۈز بهرگهن ئۇيغۇر ۋەقهسىنى كۆزەتكهن كىشى خىتاينىڭئىچكىرى ئۆلكىسىدىكى بىر زاۋۇتتا ئۆلتۈرۈلگهن ‏(ئۇيغۇر)‏ ئىشچىلار ههققىدەتهكشۈرۈش ئېلىپ بېرىپ،‏ جىنايهتچىلهرنى جازاغا تارتىپ بېرىشنى تهلهپ قىلىپ،‏تېنچلىق ئۇسۇلدا ئېلىپ بېرىلغان بىر نامايىشنىڭ قانداقسىگه خىتاي ئهسكهرلىرىبىلهن خىتاي ساقچىلىرىنىڭ قهتلىئام قىلىشىغا ئايلىنىپ كهتكهنلىكىنى ۋە نهقمهيداندا ١٤٠٠ نهپهر كىشىنىڭ ئۆلتۈرۈلگهن ياكى يارىدار قىلىنغانلىقىنى چوقۇممۇلاهىزە قىلماي قالمايدۇ.‏ شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا،‏ خىتاي رەئىسى خۇ جىنتاۋنى٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٨ كۈنى خىتاي تېلېۋىزىيه قانىلىدا كۆرگهن كىشىمۇ،‏شۈبهىسىزكى،‏ ئۇنىڭ يۈز بهرگهن ۋەقهنى كۆرگهندىن كېيىن قاتتىق چۆچۈپكهتكهنلىكىنى هېس قىلماي قالمايدۇ.‏ خۇجىنتاۋ يهنه كوممۇنىستىك پارتىيىسىيۇقىرى دەرىجىلىك قوماندانلىق كومىتېتى ئهزالىرى بىلهن توپلانغاندىن كېيىن‏«نامايىشقا قاتناشقانلارنى قانۇن بويىچه قاتتىق جازالايدىغانلىقى»‏ بىلهن تههدىد97


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسالدى.‏ كوممۇنىستىك پارتىيىسىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى رەئىسى لىجىژمۇ مۇخبىرلارنى كۈتۈۋېلىش يىغىنىدا رەئىسى خۇجىنتاۋنىڭ سۆزىنى تېخىمۇئوچۇقلاپ:‏ ‏«نامايىشقا كۈشكۈرتكهنلهرگه ئۆلۈم جازاسى بېرىدىغانلىقى»نى بايانقىلدى . 43بۇ يهردە،‏ تۈزىتىش كىرگۈزۈلگهن يېڭى قانۇننىڭ تهلىۋىگه ئاساسهن بىر سوئالتوغۇلىدۇ:‏ زۇلۇمغا قارشى نامايىش قىلغان،‏ خىتاي هاكىمىيىتى ‏«قالايمىقانچىلىقچىقارغۇچى لۈكچهكلهر»‏ دەپ ئاتىغان ئاشۇ كىشىلهر نامايىشتا ‏«كۆيدۈرگه كېسىلى»‏دەپ تونۇلغان هېلىقى ماددىلارنى ئىشلهتكهنمۇ؟ كېيىنكى كۈنلهردە خىتايهاكىمىيىتى شۇنىڭ ئۈچۈن ئۇلارغا ئۆلۈم جازاسى بېرىپ ئىجرا قىلىۋاتامدۇ؟!‏ خىتايهاكىمىيىتىنىڭ ئىجتىمائىي ياكى سىياسىي پائالىيهتلهر بىلهن شۇغۇللانغۇچىلارغائۆلۈم جازاسى بېرىپ ئىجرا قىلىدىغانلىقىنى ئېلان قىلىش،‏ چىقىرىلغان هۆكۈملهرۋە سوراقلارنى كونا ئادىتى بويىچه دۆلهت بىخهتهرلىكىگه ئائىت مهخپىي مهلۇماتلاردەپ يوشۇرۇش ههققى بارمۇ؟ ئۇيغۇر مىللىتى سهۋەبىدىن كېلىپ چىققان پالاكهتلهرتېرورلۇق بولسا،‏ خىتاي ئۆزىنىڭ ۋەهشىيانه قىلمىشلىرىنى نېمه دەپ ئاتايدۇ؟بۇ ۋەقهدىن كېيىن،‏ خىتاي هاكىمىيىتى ئۇيغۇرلارغا تۇتقان قاتتىق قولپوزىتسىيهلىرىدىن ۋە يۈرگۈزگهن چىرىك سىياسهتلىرىدىن ۋاز كېچىشى كېرەكئىدى.‏ بىراق ئۇ تېخىمۇ غالجىرلىشىپ،‏ ‏«تېرورلۇققا قارشى تۇرۇش»‏ ۋەزىپىسىنىئهسكهرلهرگه تاپشۇرۇش ۋە ئۇلارغا بۇ ههرىكهتكه ئاكتىپ قاتنىشىش سالاهىيىتىنىبېرىش ئارقىلىق ئۇيغۇر خهلقىگه يۈرگۈزگهن رەزىل سىياسىتىنى تېخىمۇ ئىلگىرىسۈردى.‏ خىتاينىڭ ‏«كۈندىلىك گېزىت»ى ٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٣١ كۈنىدىكىسانىدا گېنىرال مېڭ گوپىڭنىڭ تېرورلۇققا قارشى تۇرۇش ئۈچۈن روسىيه ئارمىيىسىبىلهن ئورتاق ئېلىپ بارغان ههربىي مانىۋېردىن كېيىن مۇنداق دېگهنلىكىنىنهقىل قىلغان:‏ ‏«قوراللىق ههربىي قىسىم تېرورلۇققا قارشى ئالدىنقى بىرقانچهيىلدىن بېرى ئىگهللىگهن مۇهىم تهجرىبىلىرىگه ئاساسهن پىلانلىق هالدا كۆرەشقىلىدۇ».‏بۇ،‏ خىتاي ئارمىيىسىنىڭ قۇرۇلغىنىدىن بۇيانقى ٨٢ يىلدىن بېرى مۇنداقسىياسىي تۈس ئالغان مۇهىم ۋەزىپىنى تۇنجى قېتىم تاپشۇرۇۋېلىشى هېسابلىنىدۇ.‏قارىغاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ساقلاپ قېلىش ۋەزىپىسى كېلهچهكته خۇددىروسىيهدىكىگه ئوخشاش خىتاي ئارمىيىسىنىڭ ئۈستىگه چۈشىدىغاندەك قىلىدۇ.‏98


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانگهرچه شهرقىي تۈركىستاننى ئىدارە قىلىش ۋەزىپىسىنى ههربىيگه تاپشۇرۇشئىنتايىن خهتهرلىك بولسىمۇ،‏ خىتاي سىياسىي رەهبهرلىك ئورگىنى يهنىلا ئۇنىيوشۇرۇن ۋە قانۇنلۇق هالدا ههربىيگه تاپشۇرۇپ بهرگهن.‏ بولمىسا ههربىينىڭسىياسىي ئىشلىرىنى ۋە ئهسكىرىي ههرىكهتلىرىنى يېتهكلهيدىغان قانۇنىيبهلگىلىمىلهرگه ئېهتىياجى يوق.‏ مهزكۇر گېزىت گېنىرال مېڭ گوپىڭنىڭيهنه مۇنداق دېگهنلىكىنى نهقىل قىلغان:‏ ‏«تېرورلۇققا قارشى كۆرەش قىلىدىغانۋە ئاخبارات بىلهن تهمىنلهيدىغان ئالاهىدە قىسىم يېتىلدۈرۈش ئۈچۈن ههربىيقىسىمغا مۇهىم ۋەزىپىلهرنى بېرىشكه بولىدۇ».‏ ئۇ يهنه مۇنۇلارغا ئىشارەت قىلغان:‏‏«چهتئهل قوراللىق قىسىملىرى بىلهن تېخىمۇ كۆپ ساههدە ئۆزئارا ئالماشتۇرۇشئېلىپ بېرىلىدۇ،‏ بولۇپمۇ تېرورلۇققا قارشى تۇرۇشقا مۇناسىۋەتلىك ئورتاقمهلۇماتلارنى ئۆز ئىچىگه ئالغان ئۇچۇرلار ئالماشتۇرۇلىدۇ.‏ دۆلهت سىرتىغا قارىتىلغانههرىكهت بولسا،‏ تېرورچىلارنى قورالسىزلاندۇرۇش ۋە ئۇلارنى ئالداپ سىرتقا چىقىرىشئۈچۈن ئورتاق كۈچ چىقىرىشنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ».‏خاتىمهيالغانچىلىق قىلىش،‏ ئالدامچىلىق قىلىش،‏ ئازدۇرۇش،‏ گوللاش،‏ بۇرمىلاش ۋەئىنكار قىلىش زامانى ئۆتۈپ كهتتى.‏ ئاۋاز چىقارماي قىرغىنچىلىق قىلىش زامانىمۇئاللىبۇرۇن تۈگىدى.‏ بىراق،‏ تولىمۇ ئهپسۇسكى،‏ ئىسلام ئههلى تۈركىستاننىڭئههۋالىنى پهقهت ئۈرۈمچى ۋەقهسى بىلهنلا بىلهلىدى.‏ بۇ ۋەقه مۇسۇلمان ئاممىسىنىڭنهچچه ئون يىللىق جىمجىتلىقىنى بۇزۇپ،‏ كىشىنى هېسداشلىق قىلىشقا،‏قهدىرلهشكه،‏ هۆرمهتلهشكه جهلپ قىلىدىغان،‏ ههمكارلىشىش ۋە ياردەم قىلىشقالايىق قههرىمان بىر خهلقنىڭ بارلىقىنى،‏ بولۇپمۇ ئونلارچه يىلدىن بېرى دۇنيانىڭئهڭ كۈچلۈك مۇستهملىكه تۈزۈمىگه قارشى كۆرەش قىلىۋاتقانلىقىنى،‏ بۇنىڭدىنهېچكىمنىڭ خهۋىرى يوقلۇقىنى ئۇلارغا نامايهن قىلىپ بهردى.‏ بۇ ۋەقه يهنه ئۇزۇنيىللىق زۇلۇم سېتهملىرىنى يوشۇرۇپ،‏ مۇسۇلمانلارغا خىيانهت قىلغان،‏ خهلقئاراسههنىدە ئىسرائىل ۋە ئامېرىكا قوشما شىتاتىغا قارشى ئىسلام ئۈممىتىنىڭدوستىدەك ۋە ئۇلارنىڭ مهسىلىلىرىگه ياردەم قىلىپ كېلىۋاتقاندەك بولۇۋالغان،‏ئهمهلىيهتته ئىسلامغا قاتتىق دۈشمهنلىك قىلىپ،‏ ئۆز يۇرتلىرىدىكى بىگۇناهمۇسۇلمانلارغا ئهڭ ئېغىر زۇلۇم سېلىۋاتقان خىتايغا قارشى ئۇلارنىڭ ‏(مۇسۇلمانئاممىسىنىڭ)‏ غهزەپ نهپرىتىنى قوزغىدى.‏99


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاي هاكىمىيىتى ئهرەبلهرنىڭ هازىرقى ئېچىنىشلىق ۋەزىيىتىنىڭئۇيغۇرلارغا ياردەم بېرىش تهرەپته تۇرۇشتىن ئاجىز كېلىدىغانلىقىنى ياخشىبىلىدۇ.‏ بۇنىڭ سهۋەبى شۇكى،‏ ئۇلار يا ئىقتىسادىي مهنپهئىتى ئۈچۈن خىزمهتقىلىدۇ يا ئۆز دۆلىتىدە شۇنداق ياكى شۇنىڭغا ئوخشاپ كېتىدىغان مهسىله بار ٤٤ يابولمىسا،‏ جهمئىيىتىنى غهربچه پىكىر ئۈستىگه قۇرغانلىقى ئۈچۈن زۇلۇمغا قارشىتۇرۇش ئېڭىنى پۈتۈنلهي يوقاتقان.‏ ئهگهر ئىسلام دۇنياسىدىكى خهلق ئاممىسىنىڭ،‏ئىدارە جهمئىيهتلهرنىڭ ۋە دۆلهتنىڭ بىر پۈتۈنلۈك ۋە سىياسىي ۋەزىيىتىئۆزىنىڭ پايدا مهنپهئهتى ۋە ئىدېئولوگىيىسىگه كۆرە شهكىللهنسه،‏ كېلهچهكتهئهقىدىلىرىنىمۇ شهكىللهندۈرەلهيدۇ.‏ دۆلهت كۆرەشلىرىنىڭ چىرىكلىشىپ كهتكهنئىدېئولوگىيهلهردىن قۇتۇلۇش يولىغا قهدەم قويغانلىقىدا هېچ شهك يوق.‏ئاخىرىدا شۇنى ئوچۇق قىلىپ ئېيتىمىزكى،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ههقىقهتهنچىقالماس پاتقاقنىڭ ئىچىگه كىرىپ قالدى.‏ بىراق شهرقىي تۈركىستانمۇ ئىنتايىنخهتهرلىك ئههۋالدا.‏ گهرچه:‏ ‏«مۇتهئهسسىپلىك،‏ بۆلگۈنچىلىك ۋە تېروردىن ئىبارەت45بۇ ئۈچ كۈچ خىتايغا ۋە شۇ رايوندىكى باشقا يهرلهرگه نىسبهتهن ئاپهت بولغان بىلهن»‏باشقا بىرىلىرىگه نىسبهتهن بايراق بولىدۇ.‏ كۆرەش مانا مۇشۇنداق داۋام قىلىدۇ.‏لېكىن كۆرەش قىلىپ ئۆلۈش،‏ جىم يېتىپ ئۆلگهندىن مىڭ ئهلا.‏100


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئىزاهاتلار:‏1 داڭلىق ئىسلام ئهدىبى نهجىب كهيلانىنىڭ ara20020122_50388.html‏«تۈركىستان كېچىلىرى»‏ ناملىقرومانىدىن.‏2 قازاقىستان،‏ ئۆزبهكىستان،‏ قىرغىزىستان،‏تۈركمهنىستان ۋە تاجىكىستانجۇمهۇرىيهتلىرىدىن ئىبارەت.‏3 ‏«شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههقىقىيئههۋالى»‏ مۇههممهد ئهمىن ئىسلامىتۈركىستانى بىلهن رەهمهتۇللاه ئىنايهتۇللاهتۈركىستانى بىرلىشىپ تهييارلىغان،‏ ١٩٦٤ يىلhttp://www.uyghurweb.net/Ar/. MISLAMIY.pdf4 ئىرقىي سۇلاله چۈشهنچىسى بىرمۇنچهئىرقىي جامائهتچىلىكتىن مۇئهييهن بىرجامائهتنىڭ ئۆرپ ئادەت،‏ قائىدە يوسۇنۋە ئۆزىگه خاس ئهنئهنىلىرىنى ئايرىپبېرىدىغان پرىنسىپقا قوللىنىلغانلىقىنىكۆرسىتىپ بېرىدۇ.‏5 خىتاي دۆلهت مهجلىسىنىڭ بېيجىڭدىكىتهشۋىقات ئىدارىدى تهرىپىدىن بېسىپتارقىتىلغان ‏«ئاق تاشلىق كىتاب»‏ نىڭ‏«شهرقىي تۈركىستان تېرور كۈچلىرىجىنايى جاۋابكارلىقتىن قېچىپقۇتۇلالمايدۇ»‏ ناملىق ماۋزۇسى.‏ خىتايخهلق گېزىتىمۇ مهزكۇر كىتابنىڭقىسقىچه مهزمۇنىنى ٢٠٠٢ يىلى ١ ئاينىڭ ٢٢ كۈنىدىكى سانىدا ئېلانقىلغان.‏6 مۇههممهد سهييىد قۇتۇبنىڭ ٢٠٠٩ يىل ٧ ئانىڭ ١١ كۈنى ئېلان قىلىنغان‏«شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلىرى...‏قهتلىئام ۋە كۆڭۈل بۆلمهسلىك»‏ ناملىقماقالىسى.‏.http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?p=523١٩٤٠ يىلىدىكى نوپۇس ئىستاستىكىسىگهكۆرە شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتاينوپۇسى ٢٠٢٢٣٩ بولۇپ،‏ ئومۇمىي نوپۇسنىڭ٥٫٤٤٪ تىن ئاشمايدىكهن.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگهئۇلار ئهسكهرلهر،‏ ۋەزىپه ئۆتهۋاتقانلار ۋەخىتاي تىجارەتچىلىرىنى تهشكىلقىلىدىكهن.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شۇچاغدىكى ئومۇمىي نوپۇسى ٣،٧٣٠٫٠٦١ گهيهتكهن.‏ رەهمهتۇللاه ئههمهد رەهمهتىنىڭ‏«خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستانغا كۆچمهنيۆتكىشى»‏ ناملىق ماقالىسىگه مۇراجىئهتقىلىڭ،‏ دۇنيا ئىسلام بىرلىكى،‏ مهككهمۇكهررەمه،‏ ‏«ههقىقهتكه چاقىرىق»‏ ناملىقژورنىلىنىڭ ١٩٨٩ يىللىق،‏ ٩٣ سانى،‏٦٩ بهت.‏ تۆۋەندىكى مهنبهدىنمۇ نهقىلقىلىنغان:‏Lattimore, O. : Pivot of Asia, P-79دۇنيا ئىسلام بىرلىكىنىڭ تور بهت ئادرىسى:‏http://www.themwl.org/Publications/default.aspx?t=1&cidi=303&l=AR7 خىتاي هاكىمىيىتى بۇ مهنتىقىسىنىپۈتۈنلهي غهربچه كاپىتالىزم تۈزۈمىگهhttp://arabic.people.com.cn/200201/22/ ئاساسهن بهلگىلىگهن.‏ خىتايلار بىلهن101


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىچوڭقۇر ۋە تارىخىي ئالاقه ئورناتقانپهلهستىنلىك بىر ئهرباب بۇ ههقتهتوختىلىپ:‏ ‏«ئامېرىكىنىڭ سابىقزوڭتۇڭى رونالد رېگان دەۋرىنىڭ ئىككىنچىيېرىمىنىڭ ئوتتۇرىلىرىدا ئامېرىكا قوشماشىتاتى ئىنسان ههقلىرى ياكى پۇقرائهركىنلىكى ههققىدە سۆز ئاچالمايتتى،‏بولۇپمۇ خىتاي هاكىمىيىتى پۇقرائهركىنلىك شۇئارىنى كۆتۈرۈپ چىقىپۋە ئامېرىكا قوشما شىتاتى بىلهن ياۋرۇپادۆلهتلىرىنىڭ مىلىيونلارچه خىتايلارنىقوبۇل قىلىش ئۈچۈن دەرۋازىلىرىنى ئېچىشىشهرتى ئاستىدا ئۆز گهرەژدانلىرىنىڭچهتئهاللهرگه كۆچۈپ چىقىشىغا رۇخسهتقىلىپ دۇنيا جامائهتچىلىكىگه تههدىدسالغاندا شۇنداق بولىدۇ»‏ دېگهن.‏ ئۇ يهنهخىتاينىڭ كهلگۈسىدە دۇنيادىكى ئهڭ چوڭدۆلهت بولۇش رولى ههققىدە سۆهبهت ئېلىپبارغان بولۇپ،‏ خىتايلار ئۇنىڭغا ناهايىتىتهمكىنلىك ۋە ئاقىلانىلىك بىلهن مۇنداقجاۋاب بهرگهن:‏ ‏«سهن بىزنىڭ ناهايىتىچوڭ ههربىي پاراخۇتلىرىمىزنىڭ ۋەكۈرەشچى ئايرۇپىلانلىرىمىزنى توشۇغۇچىئاۋىياماتكىلىرىمىزنىڭ دېڭىز ئوكيانلاردائۈزۈپ يۈرگهنلىكىنى كۆرگهن ۋاقتىڭدا بىز ئهنه شۇ چاغدا چوڭ دۆلهت بولىمىز».‏پهلهستىن ئازاتلىق تهشكىلاتى ئىجرائىيهههيئىتى ئهزاسى،‏ فهتهى ههرىكىتىگهقاراشلىق مهركىزىي ههيئىتىنىڭ سابىقئهزاسى هانى ههسهن بىلهن خۇسۇسىيئېلىپ بارغان سۆهبهت خاتىرىسى،‏ ٢٠٠٨ يىل ئاپرىل.‏8 رەهمهتۇللاه ئههمهد رەهمهتىنىڭ‏«خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستانغا كۆچمهنيۆتكىشى»‏ ناملىق ماقالىسى.‏ ئالدىنقىمهنبهنىڭ ‏(يهنى«ههقىقهتكه چاقىرىق»‏ناملىق ژورنىلىنىڭ)‏ ١٢٧ بېتىدىن ۋەتۆۋەندىكى مهنبهلهردىن نهقىل قىلىنغان:‏McMillan, D.H.: Xinjiang and (١)Lena H. (٢) ۋە .Wang Enmao P-592Sun: Minorities Chinese Live togetherwarily; Washington Post, Jan. 14,.19859 ئالدىنقى مهنبه.‏ يهنه تۆۋەندىكى مهنبهلهردىننهقىل قىلىنغان:‏Pringle, J.: The Secret China –Traveling the Exotic Khunjerab Pass;Newsweek, June 16, 1986, P-69-A.and 69-D10 بۇ سانلىق مهلۇمات بىر قانچه مهنبهدىنئېلىنغان.‏11 ئىپتىكار بهندارىنىڭ ‏«تۈركىستانخىتاي بايلىقلىرىنىڭ مهنبهسى»‏ ناملىقماقالىسى.‏ ئىسلام ئونلاين تور بېتى:‏http://www.islamonline.،٢٠٠٩/٧/١٢net/servlet/Satellite?c=ArticleA_C&cid=1246346235114&pagename=Zone-Arabic-News%2FNWALayout12 ئىسلام دىنى شهرقىي تۈركىستانغا خهلىپهئابدۇلمهلىك ئىبنى مهرۋان ‏(هىجىرىيه ٨٦ يىلى،‏ مىلادى ٧٠٥ يىلى)نىڭ زامانىداكىرگهن.‏ ئىسلام سهركهردىسى قۇتهيبهئىبنى مۇسلىم باهىلى كېيىنكى كۈنلهردەكىچىك بۇخارا دەپ نام ئالغان پايتهختقهشقهرنى هىجىرىيه ٩٦ يىلى،‏ مىلادى٧١٥ يىلى پهتهى قىلغان.‏102


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان13 ‏«شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههقىقىيئههۋالى»‏ يۇقىرىقى مهنبه.‏14 ئابدۇلئهزىز چېڭگىزخاننىڭ ‏«تۈركىستانئاسىيانىڭ قهلبى»‏ ناملىق كىتابى.‏ئاپتور تۈركىستان تارىخى ۋە ئۇنىڭ ئىسلامدىنىغا رولىغا ئالاقىدار ئاجايىپ تهپسىلىمهلۇماتلارنى،‏ شۇنداقلا بىباها ئهسهرلىرىبىلهن ئىسلام تارىخىنى يورۇتقان ئونلارچهئۆلىمالارنىڭ مهلۇماتلىرىنى توپلىغانبولۇپ،‏ ئۇلار:‏ داڭلىق ئالىم ۋە ئىمام ئهبۇئابدۇللاه مۇههممهد ئىبنى ئىسمائىل،‏تىرمىزى،‏ نهسائى،‏ ‏«ئهلكهششاف»‏ ناملىقئهسهرنىڭ ئاپتورى جارۇللاه زەمهخشهرى،‏‏«ئهلمىفتاه»‏ ناملىق ئهسهرنىڭ ئاپتورىيۇسۇف سهككاكى،‏ ئابدۇلقادىر جۇرجانى،‏سهئدۇددىن تهفتازانى،‏ سهييىد شهرىفجۇرجانى،‏ ‏«ئهمهبسۇت»‏ ناملىق ئهسهرنىڭئاپتورى فىقهىشۇناس داڭلىق ئالىمسهرخهسى،‏ سهدىدۇددىن قهشقىرى،‏‏«ئههىدايهه»‏ ناملىق ئهسهرنىڭ ئاپتورىئهلى ئىبنى ئهبۇ بهكر مىرغىينانى،‏ داڭلىقشهرىئهتچى ۋە تهپسىرشۇناس بۈيۈك ئالىمئهبۇ بهرەكات ئابدۇللاه ئىبنى ئههمهدنهسهفى،‏ ئههلى سۈننهت ۋەلجامائهت ئىمامىئهبۇ مهنسۇر ماتىرىدى،‏ ئهبۇ بهكر خهۋارىزىمى،‏سۇلى،‏ مههمۇد قهشقىرى قاتارلىقلار.‏ئۇلاردىن باشقا يهنه شاشى،‏ سهمهرقهندى،‏نهسهفى،‏ قهشقىرى،‏ خوتهنى،‏ خهۋارىزىمى،‏تىرمىزى،‏ بهلخى،‏ ئۆزكهندى،‏ خوقهندى،‏فارابى،‏ مىرغىينانى،‏ فهرغانى،‏ بۇخارى...‏دەپ تهخهللۇس قوللانغانلارنىڭ ههممىسىتۈركىستانلىقتۇر.‏ ئهبۇ نهسر فارابى،‏ ئهلىئىبنى سىنا،‏ خالىد ئىبنى ئابدۇلمهلىك،‏ئهبۇ زەيد بهلخى ‏(بۇ كىشى جوغراپىيهنىتۇنجى قېتىم قهدىمىي يونانلىقلار ئۇسلۇبىدايازغان)،‏ بهنۇ مۇسا ئىبنى شاكىر قاتارلىقئالىملار ئابباسى خهلىپىلىكى دەۋرىدەماتېماتىكا ئىلمىدە داڭ چىقارغانلار ئىدى.‏ئۇلار يهنه مۇسۇلمانلاردىن ئىنجىنىرلىقنىتۇنجى كهشپ قىلغان،‏ خهلىپه مهئمۇنغايهر شارى دەرىجه ئۆلچىمىنى تونۇشتۇرغانۋە ئۇنى توغرىلىغان،‏ ئالگېبرا ئىلمىنىكهشپ قىلغان ۋە مۇسۇلمانلار ئارىسىداهىندى خهلقىنىڭ هېساب ئىلمىنىتاراتقان ئالىملاردۇر.‏ ئهبۇ رەيهان بىيرۇنى،‏ئهرەب تىلى قامۇسىنى ئهڭ ياخشى ۋە ئهڭمۇكهممهل تۈزۈپ چىقىپ،‏ ئهرەب خهلقىگهسوۋغا قىلغان ئالىم جهۋههرى ۋە باشقابۈيۈك تۆهپىكار ئالىملار تۈركىستانخهلقىنىڭ ئوغلانلىرى ئىدى.‏15 ئۇيغۇر دېگهن سۆز ئۇيغۇر تىلىدا‏«ئۇيۇشۇش»‏ ياكى ‏«بىرلىشىش»‏دېگهن مهنىلهردە كېلىدۇ.‏ ئهمما ئۇيغۇرمىللىتىنىڭ تارىخى مىلادىدىن ئىلگىرىئۈچىنچى ئهسىرگه قايتىدۇ.‏ ئۇيغۇر دېگهنئىسىم تۈركىستاننىڭ ئهسلى خهلقىدىنبىرقانچه قهبىلىلهرنىڭ ئىتتىپاق تۈزۈشىياكى بىرلىشىشى نهتىجىسىدە مهيدانغاكهلگهن.‏16 شىنجاڭ گېزىتى ١٩٩١ يىل ١٨ نويابىر كۈنىدىكى سانىدا كوممۇنىستىكپارتىيىسىدە تازىلاش ئېلىپ بېرىلىپ،‏دىن بىلهن ئالاقىسى بار،‏ پارتىيىگه سادىقئهمهس دەپ قارالغان ٢٥ مىڭ نهپهر كىشىنىپارتىيهدىن چىقىرىپ تاشلىغانلىقىههققىدە خهۋەر ئېلان قىلغان.‏ ١٩٩٢ 103


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىيىل ١٦ مارتتىكى سانىدا كوممۇنىستدائىرلىرى ٦٤٠٠ نهپهر كىشىنى قولغائالغانلىقىنى،‏ ئۇلاردىن ١٨٢ نهپهر كىشىنىڭخوراپىيلىق بىلهن قارىلانغانلىقىنى،‏٤٩ نهپهر كىشىگه ١٩٩١ يىلى ئۆلۈمجازاسى بېرىلگهنلىكىنى ئېلان قىلغان...‏توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ ‏«مۇسۇلمانتۈركىستان...‏ ئۇنتۇپ كېتىلگهن دەۋا»‏ناملىق ماقالىسىغا مۇراجىئهت قىلىڭ.‏‏«يېڭى مۇنار»‏ ناملىق ژورنالنىڭ ٢١ سانى،‏ ٢٠٠٣ يىلى قىش ‏(هىجىرىيه ١٤٢٣ يىلى زۇلقهئدە ئېيى).‏.http://www.<strong>turkistan</strong>web.com/?cat=2917 توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ ‏«مۇسۇلمانتۈركىستان...‏ ئۇنتۇپ كېتىلگهن دەۋا»‏ناملىق ماقالىسى،‏ ئالدىنقى مهنبه.‏18 توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ ‏«شهرقىيتۈركىستان ۋە خىتاي ئىشغالىيىتى»‏ناملىق ماقالىسى،‏ ٢٠٠٤ يىل ٦ ئاينىڭ٦ كۈنى.‏19 توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ ‏«شهرقىيتۈركىستان ۋە خىتاي ئىشغالىيىتى»‏ناملىق ماقالىسى،‏ ٢٠٠٤ يىل ٦ ئاينىڭ٦ كۈنى.‏20 ‏«خىتاي:‏ مۇسۇلمان ئۇيغۇرلارغا قارىتىلغاندىنىي بېسىم»‏ خهلقئارا ئىنسان ههقلىرىنىكۆزىتىش تهشكىلاتى تهرىپىدىن ئېلانقىلىنغان دوكلاتنىڭ قىسقارتىلمىسى.‏،٢٠٠٥/٤/١٢ ، Watch Human Rightsنىيويۇرك.‏ تهشكىلاتنىڭ تور بېتى:‏http://www.hrw.org/de/ news/2005/04/10-1.21 خىتاي دائىرلىرى ١٨ ياشقا توشمىغانبالىلارنىڭ مهسجىدكه كىرىشى ۋە نامازئوقۇشىغا رۇخسهت قىلمايدۇ.‏22 تېخىمۇ كۈلكىلىك ۋە رەزىل بىر ئىششۇكى:‏ خىتاي دائىرلىرى مهسجىدئىماملىرى ۋە خاتىبلىرىنى جۈمهخۇتبىسىدە ‏«ۋەز نهسىههت ۋە يېڭىتهبلىغ»‏ ناملىق كىتابتىن ئوقۇشقامهجبۇرلايدۇ.‏ ئۇ كىتابنى جىنخۇڭشىڭنىڭرىياسهتچىلىكىدە خىتاينىڭ ئىسلامدىنىي ئىشلىرىنى نازارەت قىلىشكومىتېتى تهييارلىغان ۋە ٢٠٠١ يىلى٧ ئاينىڭ ١ كۈنى بېيجىڭدا بېسىپتارقاتقان.‏ ئهمهلىيهتته كىتابتا ههرقانداقبىر مۇسۇلمان ئۈچۈن دۈشمىنىدىنباشقا بىرىگه خىزمهت قىلمايدىغان ۋەبۇرمىلانغان دىننى تېڭىشتىن ئېغىر ئهلهميوق.‏ بولۇپمۇ مىراس ۋە نىكاه ئىشلىرىغائوخشاش ئائىله تۈزۈمىگه ئالاقىدارمهسىلىلهر كهسكىنلىك تهلهپ قىلغانلىقىۋە ئاقىۋەتنىڭ قورقۇنچلۇق ئىكهنلىكىئۈچۈن بىر مۇسۇلمان بۇ ههقته دىنغا بىرەرنهرسىنىڭ ئارىلىشىپ قالماسلىقى ياكىئۆزگهرتىلمهسلىكىگه ئالاهىدە ئههمىيهتبېرىدۇ.‏ توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ «٢٠٠١ يىلىدىكى ١١ سىنتهبىر ۋەقهسىدىنكېيىنكى شهرقىي تۈركىستان»‏ ناملىقماقالىسىغا مۇراجىئهت قىلىڭ.‏ ‏«يېڭىمۇنار»‏ ناملىق ژورنالنىڭ ٢٧ سانى ٢٠٠٤ يىل،‏ ئىيۇل.‏ مۇنداق ئېغىر ئهلهمنىخۇددى ئىسلام ئهدىبى نهجىب كهيلانىنىڭ‏«تۈركىستان كېچىلىرى»‏ ناملىق مهشهۇررومانىدا تهسۋىرلىگىنىدەك تهسۋىرلىگهنبىرىنىڭ بارلىقىنى بىلمهيمىز.‏104


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان23 يۇرتۋازلىقنى كۈچهيتىش ئاتالغۇسىنىفرانسىيه ١٨٣٢- ١٩٦٢ يىللىرىئارىسىدا ئالجىرىيهنى ئىشغال قىلىۋالغاندائىشلهتكهن.‏ ئۇ زامانلار ئالجىرىيه ئىشغالچىفرانسىيهنىڭ تىلى بىلهن ‏”دېڭىزلارئارقىسىدىكى فرانسىيه“‏ دەپ ئاتىلاتتى.‏فرانسىيه بۇ شۇئارنى ئهمىلىيلهشتۈرۈشئۈچۈن ئالجىرىيهنىڭ قهبىلهۋازلىقىنىكۈچهيتكهن.‏ مهسىلهن،‏ ئالجىرىيهنىڭشىمالى تهرىپىدىكى قهبىلىلهرنى جهنۇبىتهرەپكه،‏ جهنۇبلۇقلارنى شىمال تهرەپكهيۆتكىگهن.‏ ئاندىن يهرلىكلهر بىلهنكۆچۈرۈلگهنلهر ئارىسىدا ئۆچ ئاداۋەتيايغان.‏٢٤ ههقىقهتلهر ۋە سانلار،‏ خىتاينىڭ رەسمىئېنتېرنېت تور سههىپىسىدىن ئېلىنغان:‏http//ARABİE.CHİNA.ORG.EN/CHİNA/ARCHİVE/SSSZ06/NODE_7012342.HTM25 خىتاي دۆلهت رەئىسى ئاسايىشنى بۇزغانئۇيغۇرلارنى قاتتىق جازالايدىغانلىقىنىئېلان قىلدى.‏ ٩/٧/٢٠٠٩ ئىسلام ئونلاين:‏http//www.islamonline.net/servlet/satellite?c-articleA_C&pagenamezone-arabicnews/NWALayout&cid-124634620409526 خىتاي تېرورىزمغا قارشى هايات -ماماتلىق ئۇرۇش ئاچىدىغانلىقىنى ئېلانقىلدى.‏ ئهنگىلىيه رويتېرس ئاخباراتى١٣/٨/٢٠٠٨27 توختى ئاخۇن ئهركىن:‏ ‏«مۇسۇلمانتۈركىستان ئۇنتۇلۇپ كېتىلگهن دەۋا».‏28 ‏«تۈركىستان ئىسلام پارتىيىسى»‏ بۇههقته نوپۇس ستاتىستېكىسى بايانقىلغان بولۇپ،‏ بۇ ستاتىستېكىدا مۇنداقدېيىلگهن:‏ ‏«ئىككى مىليون مۇسۇلمانقىز خىتاينىڭ ئىچكى قىسىملىرىغايۆتكهلدى.‏ يهنه بىر تهرەپتىن خىتاينىڭئىچكى قىسىملىرىدىن نۇرغۇنلىغانخىتاي شهرقىي تۈركىستانغا يۆتكهپكېلىندى.‏ خىتاي بۇنى شهرقىي تۈركىستانخهلقىنىڭ خىتايلار بىلهن ئارىلىشىپ،‏ئاسىمىلاتسىيه بولۇپ كېتىشى ئۈچۈنقىلىۋاتىدۇ.‏ خىتاينىڭ بۇ سىياسىتىگهنارازىلىق بىلدۈرگهن ياكى قارشىچىققۇچىلار ئىقتىسادىي جازالارغا ئۇچراپلاقالماستىن،‏ ههرخىل شهكىلدىكى قىيىن قىستاققا دۇچار بولىدۇ».‏29 ئههمهت ئهمرىنىڭ:‏ ‏«ئىسلام مهفكۇرىسى»‏ناملىق ئېنتېرنېت سههىپىسىنىڭ ٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٦ كۈنى ئېلان قىلىنغان:‏‏«خىتايدىكى ئۇنتۇلغان مۇسۇلمانلار»‏ناملىق ماقالىسىدىن ئېلىندى.‏http//www.islammemo.cc/Tkareer/.Tkareer/2009/07/06/84599.html30 ئهلجهزىرە تېلېۋىزىيهسىنىڭ ٢٠٠٩ يىل٧ ئاينىڭ ٦ كۈنى ئامېرىكىنىڭ ‏«لوسئانجىلىس ۋاقىت گېزىتى»دىن نهقىلقىلىپ:‏ ‏«ئۇيغۇرلار خىتاي بايراملىرىغاقارشى چىقىدۇ»‏ دېگهن تېما بىلهن تارقاتقانتهتقىقات خهۋىرى.‏31 توختى ئاخۇن ئهركىننىڭ:‏ ”١١-سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىنكى شهرقىتۈركىستان“‏ دېگهن ماقالىسىدىن.‏www.<strong>turkistan</strong>web.com32 ئىسلام ئونلاين.‏ ئىپتىكار ئهلبهندارىنىڭ:‏105


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى‏”شهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ بايلىقكانى“‏ ناملىق ماقالىسىدىن:‏http//www.islamonline.net/servlet/satellite?c-articleA_C&pagename--zone-arabic news/NWALayout&cid33 يۇقىرىقى مهنبهدىن ئېلىندى.‏34 ‏«خىتاينىڭ غهربى تهرىپىدە نامايىش ۋەيۈزلهرچه ئۆلۈم ». ئهلجهزىرە قانىلى ٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٦ كۈنى35 ئهلجهزىرە تېلېۋىزىيهسى،‏ ئهلىسالىهنىڭ:‏ ‏«شاڭخهي ئىتتىپاقى يېڭىبىر خهلقئارالىق كۈچكه ئايلىنامدۇ؟»‏دېگهن ماقالىسى.‏http/alJazeera.net/exeres/9570f622-9AF6-4176-5AAA8628C628.htm36 خىتاي تېرورىزمغا قارشى تۇرۇشئۈچۈن ئىككى ئههدىنامىگه قول قويدى.٢٨/١٠/٢٠٠٨http//alJazeera.net/news/aechive/archive?archiveld=18901شۇنىڭدەك،‏ خىتاي خهلق قۇرۇلتىيى ‏«ئاتومسىنىقىنى توختىتىش ئههدىنامىسى»گهقول قويدى.‏ بۇ ئههدىنامه بۇ ههقتىكىتۇنجى خهلقئارلىق ئههدىنامه بولۇپ،‏ بۇئههدىنامىگه - ١٩٩٩ يىلىغا قهدەر قولقويغان دۆلهتنىڭ سانى ‎٥٨‎گه يهتكهن.‏37 خىتاي ۋە رۇسىيه تېرورلۇققا قارشىتۇرىدىغانلىقىغا ۋەدە بېرىدۇ.‏ ٧/١/٢٠٠٢http/alJazeera.net/news/aechive/archive?archiveld=18901- 2002 38 يىلى 14 نويابىر كۈنى،‏خىتاينىڭ تاشقى ئىشلار مېنىستىرىباياناتچىسى:‏ ‏”يېقىنقى ئون يىل ئىچىدەشهرقى تۈركىستاندا بىر قانچىلىغانۋەقه بولۇپ ئۆتتى.‏ – 1990 يىلىدىكىبارىن ئىنقىلاۋى،‏ 1997 يىلىدىكى 5 فېۋرال غۇلجا ۋەقهسى،‏ 1998 يىلىدىكىخوتهن نامايىشى قاتارلىق - 90 يىلنىڭمابهينىدە يۈز بهرگهن ۋەقهلهرنىڭههممىسىدىن ئۇيغۇرلار جاۋابكار“‏ دەپتۆهمهت چاپلاپ،‏ شهرقىي تۈركىستانخهلقىنىڭ خىتاي زۇلمىغا قارشى ئېلىپبارغان ههرىكهتلىرىنى قارىلاشقا ئۇرۇندى.‏توختىئاخۇن ئهركىننىڭ ماقالىسى،‏يۇقىرىقى مهنبهدىن ئېلىندى.‏39 ‏«ئاق تاشلىق كىتاب»،‏ يۇقىرىقىمهنبهدىن ئېلىندى.‏40 تۈركىستانلىق بىر تهتقىقاتچىغا كۆرە،‏ بۇتۆت تهشكىلاتنىڭ بىر - بىرىگه ئوخشاپكېتىدىغان يېرى شۇكى،‏ تهشكىلاترەئىسلىرىنىڭ ههممىسى خىتايمهكتهپلىرىدە ئوقۇغان ۋە – ١٩٨٥ يىلىدىنكېيىن هىجرەت قىلغان كىشىلهر.‏ ئهممابۇلارنىڭ ئىچىدە ‏”تۈركىستان ئىسلامپارتىيىسى“دىن باشقىسى ب د ت نىڭ‏”تېرورلۇق تهشكىلاتلار تىزىملىكى“گهئېلىنمىدى.‏ چۈنكى قالغان تهشكىلاترەئىسلىرىنىڭ دىنىي چۈشهنچىسىناهايىتى چهكلىك بولۇپ،‏ ئۇلارنىڭبىرەر دىنىي تهشكىلاتقا رەهبهر بولۇشسالاهىيىتى يوق.‏ ئۇلارنىڭ هېچقايسىسىدىنىي دەۋەت ئېلىپ بارمىغان،‏ ههتتائۆزلىرىمۇ دىنىي دەۋەت كۆرۈپ باقمىغان.‏ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ خىتاينىڭ ئۇلارغا قاراتقانتۆهمىتىمۇ تازا ئېنىق ئهمهس.‏41 ‏«خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى»نىڭ ٢٠٠٣106


در.‏ ئهكرەم هىجازىي / سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى ۋە 11 سېنتهبىردىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان- يىل – ١٢ ئاينىڭ ١٩ كۈنى لوندوندائېلان قىلغان ٢٨٨ نومۇرلۇق هۆججىتى.‏42 خىتاي تېرورغا قارشى تۇرۇش ئۈچۈن جىنايىئىشلار قانۇنىغا تۈزىتىش كىرگۈزۈشنىمۇزاكىرە قىلىۋاتىدۇ،‏ ئهلجهزىرە تېلېۋىزىيهئىستانسىسى،‏ ٢٠٠١ يىلى ١٢ ئاينىڭ١٧ كۈنىhttp://www.aljazeera.net/News/archive/archive?ArchiveId=2250743 شهرقىي تۈركىستانغا يۈرگۈزۈلگهنقاتتىق سىياسهت ۋە پالهچ هالغا چۈشۈپقالغان ئىسلام،‏ ئهلجهزىرە تېلېۋىزىيهئىستانسىسى،‏ ٢٠٠٩ يىلى ٧ ئاينىڭ ٩ كۈنى.‏http://www.aljazeera.net/NR/exeres/E1293941-C813-45D8-B448-EB53A06981EE.htm44 بۇنىڭغا ئۇيغۇرلارنىڭ زۇلۇمغا قارشىههقلىق كۆرىشىنى تېرورلۇق دەپ قارىغانبهزى ئهرەبلهرنىڭ قاراشلىرىدىن ئۆرنهكئېلىشقا بولىدۇ.‏ مهسىلهن،‏ يهمهننىڭخىتايدىكى باش ئهلچىسى ئابدۇلمهلىكمۇئهللىمى ‏«شىنخۇا»‏ ئاگېنتلىقىغابهرگهن باياناتىدا خىتاي ئېلان قىلغانمهلۇماتلارنى،‏ مهيلى ئۇ ئۈرۈمچى ۋەقهسىگهئالاقىدار بولۇپ،‏ ئۇنى تېرورلۇق ههرىكهتدەپ سۈپهتلىگهن بولسۇن،‏ مهيلىتۈركىستان تارىخىغا ۋە ئۇ يهردىكىخهلقنىڭ نهچچه ئون يىلدىن بېرى بېشىغاكهلگهن،‏ تىل بىلهن تهسۋىرلهش ئاجىزلىققىلىدىغان قىرغىنچىلىققا ئالاقىداربولسۇن،‏ ههممىسىنى قوللايدىغانلىقىنىتهكىتلىگهن.‏ مهئرەب خهۋەرلهر تور بېتىنىڭ٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٢٥ كۈنىدىكى:‏تۈركىيه بېيجىڭنى قهتلىئام قىلغانلىقىبىلهن ئهيىبلىمهكته،‏ ئهمما خىتايدىكىيهمهن باش ئهلچىسى خىتايدىكى مۇسۇلمانئۇيغۇرلارنى تېرورلۇق بىلهن قارىلىماقتا،‏دېگهن خهۋىرىگه مۇراجىئهت قىلىڭ.‏http://marebpress.net/news_details..php?sid=1775445 خىتاي قولىدا ئىسيانچىلارنىڭ چهتئهلتېرور كۈچلىرى بىلهن ئالاقىسى بارلىقىنىئىسپاتلايدىغان دەلىل بارلىقىنىتهكىتلىدى.‏ ئېلېكتىرونلۇق ئىقتىسادگېزىتى،‏ ٥٧٥١ سانى.‏ ٢٠٠٩ يىل ٩ ئاينىڭ ١٧ كۈنى.‏http://www.aleqt.com/2009/07/10/article_250448.html107


تۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ باتۇرسېيىت تۈمتۈركدۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى مۇئاۋىن رەئىسى- ٥ ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستان- ٥ ئىيۇل ۋەقهسىنىڭ كېلىپ چىقىش سهۋەبلىرى ۋە نهتىجىلىرىئۈرۈمچى ۋەقهسىگه ئهسلى سهۋەبچى بولغانلار كىملهر؟ – 2009 يىل - 26 ئىيۇنكۈنى،‏ خىتاينىڭ گۇاڭدوڭ ئۆلكىسى شاۋگۇەن شههىرىدىكى خۇرۇئى ئويۇنچۇقزاۋۇتىدا 5 مىڭدىن ئارتۇق خىتاي ئىشچىنىڭ ‎300‎دىن ئارتۇق ئۇيغۇر ئىشچىنىرەهىمسىزلهرچه ئۇرۇپ،‏ ‎60‎تىن ئارتۇق ئۇيغۇر ئىشچىنى ئۆلتۈرۈپ،‏ ‎150‎تىن ئارتۇقئۇيغۇرنى ئېغىر يارىلاندۇرۇشىدىن ئىبارەت مىللىي توقۇنۇش تۈسىنى ئالغان چوڭقانلىق ۋەقه خهلقىمىزنى ئهلۋەتته غهزەپلهندۈرەتتى.‏ ئۇيغۇر خهلقى قېرىنداشلىرىنىڭشوۋېنىست خىتايلار تهرىپىدىن سهۋەبسىز ئۇرۇپ ئۆلتۈرۈلگهنلىكىنى كۆرۈپ،‏هۆكۈمهتتىن جاۋاپ بېرىشنى تهلهپ قىلدى . 1 ئۇيغۇر ياشلىرى ۋە ئالىي مهكتهپئوقۇغۇچىلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ پايتهختى ئۈرۈمچىدە - 2009 يىل 7- ئاينىڭ – 5 كۈنى،‏ هۆكۈمهتتىن گۇاڭدوڭدا يۈز بهرگهن ۋەقه توغرىسىدا جاۋاببېرىشىنى ۋە ۋەقهنىڭ تهكشۈرۈلۈشىنى تهلهپ قىلىپ تېنچ هالدا نامايىشقىلدى.‏ تاجاۋۇزچى خىتاي هاكىمىيىتى ئۇيغۇر خهلقىنىڭ ئىنسانىي ۋە ئورۇنلۇقتهلهپلىرىگه جاۋاب بېرىش ئورنىغا رەهىمسىزلىك بىلهن باستۇرۇپ ”5 - ئىيۇلقانلىق قىرغىنچىلىقى“نى كهلتۈرۈپ چىقاردى.‏ خىتاي ساقچىلىرى ئۇيغۇرلارنىڭنامايىشىنى قاتتىق باستۇرۇپ،‏ ئىككىنچى تيهنئهنمېن قىرغىنچىلىقى ئېلىپباردى.‏ تاجاۋۇزچى خىتاي هۆكۈمىتى قىرغىنچىلىقتىن كېيىن،‏ ئۇيغۇرلارنىڭئۆلتۈرۈلگهنلهر ئۈچۈن هازا ئېچىشىنىمۇ چهكلىدى . 2 خهلقئارا ئاخبارات ئورگانلىرىمۇخىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئۈرۈمچىدە قىرغىنچىلىق ئېلىپ بارغانلىقىنى ئېلانقىلدى.‏ ۋەقهدىن بىر قانچه كۈن كېيىنلا شهرقىي تۈركىستانغا 22 مىڭ ئهسكهرئهۋەتىلدى ۋە قىسقىغىنه ۋاقىت ئىچىدە بىر قانچه مىڭ كىشى تۇتقۇن قىلىندى،‏كېچه كوچىغا چىقىش مهنئى قىلىندى.‏ ئېنتېرنېت ۋە تېلېفون قاتارلىق ئۇچۇرۋاسىتىلىرى ئۈزۈۋېتىلدى.‏ ههتتا ئىراندىكى نامايىشلاردا ئۈنۈملۈك پايدىلىنىلغان109


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىTwitter تور بېكىتىمۇ توسۇۋېتىلدى.‏ ئارقىدىنلا خىتاي مهركىزى هۆكۈمىتى دۆلهتئىچى ۋە سىرتىغا بهرگهن خهۋەرلهردە بۇ ۋەقهنى مىللىي بۆلگۈنچىلهر ئۇيۇشتۇرغانتهشكىللىك ۋە پىلانلىق هالدا ئېلىپ بېرىلغان،‏ دۆلهت بىخهتهرلىكىگه زىيانسالغان ئۇرۇپ - چېقىش،‏ بۇلاڭ - تالاڭ،‏ ئوت قويۇش ۋە ئادەم ئۆلتۈرۈش ۋەقهسىدەپ كۆرسىتىپ،‏ بۇ ۋەقه جاۋابكارلىرىنىڭ دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى ۋە رابىيه قادىرئىكهنلىكىنى ئېلان قىلدى . 3- 26 ئىيۇل كۈنى،‏ خىتاي ئالاهىدە بىر چهتئهللىك مېهماننى قىزغىنكۈتۈۋاتاتتى.‏ ئىككى كۈندىن كېيىن،‏ ئابدۇللاه گۈل شهرقىي تۈركىستاننىڭپايتهختى ئۈرۈمچىگه بارغاندا،‏ خىتاي ۋە ئۇيغۇر ئهمهلدارلار ناهايىتى قىزغىن قارشىئالغان،‏ ۋەزىيهت جىددىيلهشمىگهنىدى.‏ توقۇنۇش خهۋىرى بىر قانچه كۈندىن كېيىن،‏ئۈچ مىڭ كىلومېتىر يىراقلىقتىكى ئۈرۈمچىگه يېتىپ كهلدى.‏لېكىن،‏ كوممۇنىست خىتاي تاجاۋۇزچى هاكىمىيىتى بېشىنى ئىچىگهتىقىۋېلىپ،‏ هېچقانداق چارە - تهدبىر قوللانمىدى.‏ بۇ سهۋەبتىن غهزەپلهنگهن ئۇيغۇرياشلىرى ۋە ئالىي مهكتهپ ئوقۇغۇچىلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ پايتهختىئۈرۈمچىدە - 2009 يىل - 5 ئىيۇل كۈنى هۆكۈمهتتىن گۇاڭدوڭدا يۈزبهرگهن ۋەقهلهرتوغرىسىدا جاۋاب ئېلىش ۋە ۋەقهنىڭ تهكشۈرۈلۈپ ئادىل بىر تهرەپ قىلىنىشىنىتهلهپ قىلىپ،‏ تېنچ شهكىلدە نامايىش قىلدى.‏ تاجاۋۇزچى خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇرخهلقىنىڭ ئىنسانىي ۋە يوللۇق تهلهپلىرىگه جاۋاب بېرىشنىڭ ئورنىغا ۋەهشىيلهرچهباستۇرۇپ،‏ ”5 - ئىيۇل قانلىق قىرغىنچىلىقى“نى كهلتۈرۈپ چىقاردى.‏بىر پارتىيه دېكتاتۇرلىقىدىكى كوممۇنىست خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىيتۈركىستاندا مۇستهملىكىچىلىك سىياسىتى يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان 60 يىلدىن بۇياندائىم ئاتالمىش ‏“شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى“‏ نامىدىكى ئىسمى بار،‏ جىسمى يوققۇرۇق سۆزى بىلهن ئۇيغۇر خهلقىنى ئالداپ كهلدى.‏ ئۇيغۇر خهلقىنى ئۆزىنىڭ پۈتۈنههق - هوقۇقلىرىدىن مهرهۇم قىلدى.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى مول بايلىقلارنىتالان قىلىش قهدىمىنى تېزلهتتى.‏ مۇهىتنىڭ بۇلغىنىشى ئېغىرلاشتى.‏ ‏“شىنجاڭغاياردەم قىلىدۇ“‏ دەپ مىليونلىغان خىتاي ئاققۇننى شهرقىي تۈركىستانغا ئېلىپكېلىپ يهرلهشتۈردى.‏ خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى نوپۇس سىستېمىسىغاقارىغىنىمىزدا،‏ ئۇيغۇر خهلقىنىڭ نوپۇسى - 1949 يىلىدىكى ‎80‎‏%تىن كۆپ تۆۋەنلهپ،‏هازىرقى ‎43‎‏%كه چۈشۈپ قالدى.‏ خىتايلارنىڭ نوپۇسى ‎4‎‏%تىن ‎47‎‏%كه يهتتى.‏110


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئۇيغۇر ياشلىرى ئارىسىدىكى ئىشسىزلىق نىسبىتىمۇ مىللىي كهمسىتىشۋە چهتكه قېقىش سىياسىتى نهتىجىسىدە ناهايىتى ئېغىرلاشقان بولۇپ،‏ پۈتۈنشهرقىي تۈركىستاندا ياشلارنىڭ ئىشسىزلىق نىسبىتى ‎70‎‏%تىن ئېشىپ كهتتى.‏ئالىي مهكتهپنى پۈتتۈرگهن ئۇيغۇرلارنىڭ ئىشقا ئورۇنلىشىش نىسبىتى ‎10‎‏%كىمۇيهتمهيدۇ.‏ لېكىن،‏ خىتاي ئوقۇغۇچىلارنىڭ ئىشقا ئورۇنلىشىش نىسبىتى بولسا‎90‎‏%تىن ئارتۇق.‏ هۆكۈمهتنىڭ شىتاتلىق خىزمهتچى ئېلىش ئېمتىهانلىرىدائۇيغۇرلارغا ئاجرىتىلغان سان ناهايىتى ئاز بولۇپ،‏ خىتايلارنى ئىشقا ئالىدىغانئورۇنلارنىڭ سانى مۇتلهق كۆپ سالماقنى ئىگهللىمهكته.‏ئىشچى ئېلىشتا مىللىي كهمسىتىش ۋە چهتكه قېقىش سىياسىتى ئهڭيۇقىرى پهللىگه چىققان.‏ - 2003 يىلىدىن باشلاپ ئۇيغۇر ياشلىرىنى ‏(بۇلارنىڭئىچىدە مۇتلهق كۆپچىلىكىنى توي قىلمىغان ئۇيغۇر قىزلىرى تهشكىل قىلماقتا)‏ئېشىنچه ئهمگهك كۈچلىرىنى ئىشقا ئورۇنلاشتۇرۇش باهانىسى بىلهن خىتاينىڭئىچكىي ئۆلكىلىرىگه ئهۋەتكهننى ئاز دەپ،‏ خىتاي هاكىمىيىتى بۇ ئۇيغۇر ياشلىرىنىئهرزان ئىش كۈچى سۈپىتىدە ئىشلىتىپ كهلدى.‏ يهنى ئۇلارنىڭ قان - تهرىنىشۈمۈرۈپ كهلدى.‏ ههر كۈنى ئون نهچچه سائهت ئىشلهپ ئالىدىغان ئايلىقى 500يۈەنگىمۇ يهتمهيدۇ.‏ ئهمما،‏ ئۇلار بىلهن بىر زاۋۇتتا ئىشلهيدىغان ئادەتتىكى خىتايئىشچىنىڭ ئالىدىغان مائاشى 3000 يۈەندىن ئارتۇق.‏ خىتاينىڭ ئىچكى رايونلىرىغائېلىپ كېتىلگهن بۇ ئۇيغۇرلارنىڭ تۇرمۇشى ۋە ئۆرپ - ئادەتلىرى خىتايلارغائوخشىمايدىغان بولغاچقا خورلانماقتا ۋە هاقارەتلهرگه ئۇچرىماقتا.‏ بۇ ئههۋال كىشىنىئهندىشىگه سالىدۇ.‏مۇشۇنداق بىر ۋەزىيهتته ئۇيغۇر خهلقىنىڭ بېشىغا كهلگهن بوهران تېخىمۇئېغىرلىشىپ،‏ مىللىي زىددىيهت ئۆتكۈرلىشىپ،‏ ئۇيغۇر خهلقى خۇددى پارتىلاشقاتهييار بومبىغا ئايلىنىپ قالغانىدى.‏ مىللىي توقۇنۇش يۈز بېرىش ئىهتىمالى يۇقىرىئىدى.‏ مانا بۇ ئههۋال خىتاي تاجاۋۇزچى هاكىمىيىتىنىڭ ئۇيغۇر خهلقىگه يۈرگۈزگهنمىللىي كهمسىتىش ۋە زۇلۇم سىياسىتىنىڭ ههقىقىي ماهىيىتىنى ناهايىتىئېنىق كۆرسىتىپ بهرمهكته.‏ لېكىن مۇستهملىكىچى خىتاي هاكىمىيىتى بۇمهسىلىگه ناهايىتى ئاددىي قارىدى.‏ يهنى ئۆزىنىڭ مىللىي كهمسىتىش ۋە باستۇرۇشسىياسىتىنى چىڭ تۇتۇپ،‏ ئۇيغۇر خهلقىنى ‏”سهن نېمه قىلالايسهن؟ قولۇڭدىننېمه كهلسه قىل،‏ بهرىبىر مېنىڭ چاڭگىلىمدا سهن“‏ دېگهندەك پاسسىپ هالهتته111


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتۇردى.‏ مانا مۇشۇنداق ئههۋالدا،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى سىياسىي ۋەزىيهتنىڭئۆتكۈرلىشىشىنىڭ ئالدىنى ئالغىلى بولمايتتى.‏- 26 ئىيۇن كۈنى خىتاينىڭ گۇاڭدوڭ ئۆلكىسى شاۋگۇەن شههىرىدىكى خۇرۇئىئويۇنچۇق زاۋۇتىدا مهيدانغا كهلگهن تراگېدىيه خهلقىمىزنىڭ غهزەپ - نهپرىتىنىڭقايناپ تېشىشىغا سهۋەب بولدى.‏ بۇرۇندىن تاجاۋۇزچى خىتاي هاكىمىيىتىنىڭمىللىي كهمسىتىش،‏ چهتكه قېقىش ۋە باستۇرۇش سىياسىتىگه ناراز بولۇۋاتقانئۇيغۇر خهلقى بۇنداق يولسىز ۋە قانلىق ۋەقهگه سۈكۈت قىلالمىدى.‏ كوممۇنىستخىتاينىڭ مۇشۇنداق چوڭ قىرغىنچىلىق ۋەقهسىنى ئادەتتىكى بىر جىنايى ئىشلارسۈپىتىدە كۆرۈشى قاتتىق نارازىلىق پهيدا قىلدى.‏ بولۇپمۇ،‏ ۋەقهنىڭ ههقىقىيئههۋالىنى خهلقتىن يوشۇرۇشى،‏ ئۆلگهن ئۇيغۇرلارنىڭ سانىنى پهقهت ئىككى نهپهردەپ ئېلان قىلىشى،‏ يارىلانغانلارنىڭ سانىنىمۇ ئاز كۆرسىتىشى ۋە بۇ ۋەقه توغرىسىداجاۋابكارلارنىڭ جازاغا تارتىلماسلىقى،‏ كىشىلهرنىڭ قهلبىدە غهزەپ - نهپرەتنىڭئۇلغىيىشىغا ۋە ئهڭ ئاخىرىدا ”5 - ئىيۇل ئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقى“نىڭ يۈزبېرىشىگه سهۋەب بولدى.‏خىتاي تاجاۋۇزچىلىرى ”5 - ئىيۇل ئۈرۈمچى قانلىق قىرغىنچىلىقى“غاسهۋەب بولغان گۇاڭدوڭ شاۋگۇەندىكى چوڭ ئىرقىي قىرغىنچىلىقنىڭ ههقىقىيماهىيىتىنى خهلقتىن يوشۇرۇپ،‏ ئۇيغۇر خهلقىنى ئالدىماقچى بولدى.‏ لېكىن،‏پولاتتهك پاكىتلار ئالدىدا كوممۇنىست خىتاي هاكىمىيىتى ئۆزىنىڭ مىللىيكهمسىتىش ۋە ئىرقىي يوقۇتۇش ئېلىپ بېرىشتهك جىنايى جاۋابكارلىقىدىنههرگىز قېچىپ قۇتۇلالمايدۇ . 4خهلقئارا جامائهتچىلىكنىڭ ”٥ - ئىيۇل ئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقى“غاتۇتقان پوزىتسىىيىسى- 2009 يىل - 5 ئىيۇل كۈنى ئۈرۈمچىدە يۈز بهرگهن ۋەقهلهر خهلقئاراكۈنتهرتىپتىكى مۇهىم مهسىلىلهر قاتارىدىن ئورۇن ئالدى.‏ بولۇپمۇ،‏ ئىسلام دۇنياسىداچوڭ تهسىر قوزغىغان بۇ ۋەقهلهرگه قارىتا ئىككى مۇسۇلمان دۆلهت - تۈركىيه ۋەئىراننىڭ قايتۇرغان ئىنكاسىدىكى پهرقلهر كىشىنىڭ دىققىتىنى تارتىدۇ.‏ بۇسهۋەبتىن ئىسلامىي جۇمهۇرىيهت بىلهن ئىدارە قىلىنغان،‏ كۆپىنچه ئۆزىنى ئىسلامدۇنياسىنىڭ بېشى دەپ قارايدىغان ئىران بىلهن ئىلمانىي ‏(دىن بىلهن سىياسهت112


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئايرىلغان)‏ تۈزۈم بىلهن ئىدارە قىلىنىۋاتقان تۈركىيهنىڭ رەسمىي پوزىتسىيىسىئارىسىدىكى پهرقلهرنى ئومۇمىي جهههتتىن سېلىشتۇرۇشقا توغرا كېلىدۇ.‏ۋەقهدىن كېيىن،‏ تۈركىيه باش مېنىستىرى رەجهپ تاييىپ ئهردوغان،‏ بۇۋەقهنى ‏”ئىرقىي قىرغىنچىلىق“‏ دەپ ئاتىغان بولسا،‏ ئىران هۆكۈمىتى بۇ ۋەقهنىكۆرمهسلىككه سالدى.‏ ئهمما ئىراندىكى دىنىي ئۆلىما ۋە خهلق ئاممىسى ئۆزلىرىنىڭكۈچلۈك نارازىلىقىنى ئىپادىلىدى.‏مىسىرلىق مۇسۇلمان ياش ئايال مهرۋە ئهل شهربىنىنىڭ گېرمانىيه سوتىدائىرقچى بىر نېمىس تهرىپىدىن ئۆلتۈرۈلگهنلىكىگه قاتتىق ئىنكاس قايتۇرغانۋە غايىبانه جىنازا نامىزى مۇراسىمى ئۆتكۈزگهن ئىران هۆكۈمىتىنىڭ ئۈرۈمچىدەيۈزلىگهن مۇسۇلماننىڭ ئۆلتۈرۈلۈشىگه ‏”سۈكۈت“‏ قىلىشى كىشىنى ههيرانقالدۇرىدۇ.‏ ئىراننىڭ ئىنكاسى پهقهت تاشقى ئىشلار مېنىستىرى مانۇچههرمۇتتاكىنىڭ خىتاي تاشقىي ئىشلار مېنىستىرىغا تېلېفون قىلىپ،‏ بۇ ۋەقهتوغرىسىدا مهلۇمات ئېلىش ۋە ئىسلام دۆلهتلىرىنىڭ قايغۇلىرىنى يهتكۈزۈش بىلهنكۇپايىلهندى.‏ بۇ ئههۋال ئىراندا تهنقىد قىلىنىشقا باشلاندى ۋە بهزى يازغۇچىلار بىلهنبىرگه مۆتىۋەر ئۆلىمالارنىڭ تهنقىد ئوبيېكتىگه ئايلاندى.‏ ههتتا دىنىي ئۆلىمالاردىنبهزى كىشىلهر هۆكۈمهتنىڭ پوزىتسىيىسىنى قاتتىق تهنقىد قىلىپ،‏ مۇسۇلمانئۇيغۇرغا قىلىنغان زۇلۇمنىڭ دەرهال ئهيىبلىنىشىنى تهلهپ قىلدى.‏ئالدىنقى قېتىملىق دۆلهت رەئىسى سايلىمىدا ئاهمهدى نهجادنىڭرەقىبلىرىدىن بىرى بولغان مۇتهئهسسىپ نامزات مۇهسىن رەزائى بىلهن يېقىنبولغان تابناك خهۋەر ئورگىنى تور بېتىدە:‏ ‏”كىشىلهر بۈگۈن كوچىلاردا پهلهستىن ۋەخىتايدىكى مۇسۇلمانلار ئارىسىدا نېمه پهرق بارلىقىنى سوراۋاتىدۇ“‏ دېگهن سۆزلىرىبىلهن هۆكۈمهتنىڭ ئىنكاسىنى قاتتىق تهنقىد قىلدى ۋە بهس مۇنازىرە تېمىسىئاچتى . 5تۈركىيه هۆكۈمىتى ئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقى توغرىسىدا خىتايغا قاتتىقئىنكاس قايتۇردى.‏ باش مېنىستىر رەجهپ تاييىپ ئهردوغان شهرقىي تۈركىستاندىكىۋەقهلهرنىڭ ئىنساننى چۆچۈتكىدەك دەرىجىدە قورقۇنچلۇق ئىكهنلىكىنىۋە ۋەقهنىڭ تېزدىن بىر تهرەپ قىلىنىپ،‏ قاتىللارنىڭ قانۇنىي جاۋابكارلىققاتارتىلىشىنى تهلهپ قىلدى.‏ بۇنىڭدىن باشقا،‏ ئهردوغان ب د ت بىخهتهرلىك كېڭىشىۋاقىتلىق ئهزالار كومىتېتىدا ئورۇن ئالغان تۈركىيه هۆكۈمىتىنىڭ بۇ مهسىلىنى113


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۈنتهرتىپكه قويىدىغانلىقىنى بايان قىلدى.‏ باش مېنىستىر ئهردوغاننىڭ ‏”ئىرقىيقىرغىنچىلىق“‏ 6 باياناتى تۈركىيهدىكى بهزى مۇتهخهسىسلهر ۋە سىياسهتچىلهرتهرىپىدىن ‏”چېكىدىن ئېشىپ كهتكهنلىك“‏ دەپ قارالغان بولسىمۇ،‏ ئىراننىمۇ ئۆزئىچىگه ئالغان كۆپلىگهن مۇسۇلمان دۆلهتلىرىدە قىزغىن ئالقىشلاندى.‏تۈركىيهنىڭ ئۈرۈمچى قهتلىئامىغا بولغان ئىنكاسىنىڭ ئىراندىكىژورنالىستلارنىڭ ماقالىلىرىدا ئالقىشلىنىشى بۇ باياناتنىڭ توغرا ئىكهنلىكىنىكۆرسىتىپ بهرمهكته.‏ سادىق زىباكالامنىڭ ماقالىسىدە باش مېنىستىرئهردوغاننىڭ پوزىتسىيىسى تۆۋەندىكىچه بايان قىلىنغان:‏‏«تۈركىيه باش مېنىستىرى رەجهپ تاييىپ ئهردوغان هېچقاچان ئۆزىنىئىسلام دۇنياسىنىڭ يولباشچىسى ياكى دۇنيادىكى مهزلۇملارنىڭ هامىيسى دەپئېلان قىلمىغان.‏ هېچقاچان جاهانگىرلارغا قارشى تۇرىدىغانلىقىنى ئېيتمىغان.‏هېچقاچان ب د ت ياكى بىخهتهرلىك كېڭىشى ۋەياكى خهلقئارالىق ئاتومئېنىرگىيىسى ئاگېنتلىقىغا ئوخشاش خهلقارالىق ئورگانلارنىڭ قارارىنى قوبۇلقىلمايدىغانلىقىنى ئېيتمىغان.‏ گېرمانىيهدە ئۆلتۈرۈلگهن مىسىرلىق مۇسۇلمانئايال ئۈچۈن شهكىلۋازلىق قىلىپ جىنازا مۇراسىمى ئۆتكۈزمىدى.‏ لېكىن تاشقىيسىياسهتته ئۆزىگه لايىق ئۇسلۇپ بىلهن مۇئامىله قىلدى ۋە يۈزلىگهن مۇسۇلمانئۆلتۈرۈلگهن ئۈرۈمچى قهتلىئامىدا مۇسۇلمانلارغا ئىگه چىقىپ،‏ خىتاي دۆلهترەئىسىگه ئۆز نارازىلىقىنى ئىپادىلىدى ۋە خىتاينىڭ بۇ ۋەقهنى بىر تهرەپ قىلىشئۇسۇلىنى ئىرقىي قىرغىنچىلىق دەپ ئاتىدى.‏ ئۆزى مۇسۇلمانلارغا شۇنداق كۆڭۈلبۆلىدۇكى،‏ مۇسۇلمان چېچهنلهر ئۆلتۈرۈلگهن ۋەقهلهردىمۇ رۇسلارغا نارازىلىقىنىبىلدۈرگهنىدى»‏ . 7خىتايدىكى ئۇيغۇر قهتلىئامىغا تۈركىيه خهلقى ئوخشاش بولمىغان شهكىللهردە8نارازىلىق بىلدۈردى.‏ جۈمه نامىزىدىن كېيىن كوجاتهپه جامهسى ۋە فاتىه جامهسىقاتارلىق مهسجىد جامهلهردە شېهىت قىلىنغان ئۇيغۇرلار ئۈچۈن غايىبانه جىنازەنامىزى ئوقۇلدى . 9 بهزى ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ئۇيغۇر قهتلىئامىنى ئهيىبلهش ۋەنارازىلىق نامايىشى ئۈچۈن تاكسىم مهيدانىغا يىغىلدى . 10سائادەت پارتىيسى خىتاينىڭ ئۇيغۇرلار ئۈستىدىن ئېلىپ بارغان بۇ قهتلىئامغاقاتتىق نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏ - 12 ئىيۇل كۈنى ئىستانبۇلدا نارازىلىق بىلدۈرۈشيىغىلىشى ئۇيۇشتۇردى . 11 چاغلايان مهيدانىدا ئۇيۇشتۇرۇلغان بۇ پائالىيهتكه 250114


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئاممىۋىي تهشكىلات،‏ تهنتهربىيه جهمئىيهتلىرى،‏ ئىشچىلار ئۇيۇشمىلىرى،‏ خهيرى -ساخاۋەت جهمئىيهتلىرى بىلهن بىرگه نهچچه مىڭ كىشى قاتناشتى . 12 پائالىيهتته،‏شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بهرگهن ۋەقهلهر سهۋەبىدىن خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىگهنارازىلىق بىلدۈرۈلدى . 13 پائالىيهتته سائادەت پارتىيسى باشلىقى پروفېسسوردوكتور نۇمان قۇرتۇلمۇش ئهپهندى باش مېنىستىر رەجهپ تاييىپ ئهردوغانغا ۋەتۈركىيه بۈيۈك مىللهت مهجلىسىگه خىتاب قىلىپ،‏ 11 ماددىلىق تهكلىپ سۇندى.‏تهكلىپ مهزمۇنى مۇنداق:‏ ”1. تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى خىتاي هۆكۈمىتى ۋەهشىيقىرغىنچىلىقنى توختاتقىچه بېيجىڭدىكى باش ئهلچىسىنى ئهنقهرەگه قايتۇرۇپكېلىش كېرەك.‏ 2. خىتاي تۈركىيه مىللهت مهجلىسى دوستلۇق گورۇپپىسىدىنئېستىپا بهرگهن خهلق ۋەكىللىرىگه رەهمهت ئېيتىمهن.‏ لېكىن بۇ ئىشنى بۇنداققىممهتسىز قىلماسلىق كېرەك.‏ نېمه ئۈچۈن ئىستېپا بهرگهنلىكىنى ئوچۇق بايانقىلىشى ۋە ئىستېپا بهرمىگهن ۋەكىللهرمۇ ئهته سهههرگىچه ئىستېپا بېرىشىكېرەك.‏ 3. تۈركىيه بۈيۈك مىللهت مهجلىسى تېزدىن يىغىلىپ،‏ قىزىل خىتايهۆكۈمىتىگه قارشى ئېلىنىدىغان تهدبىرلهر مهخپىي سۆهبهتته مۇنازىرە قىلىنىپ،‏قارارلاشتۇرۇلۇشى كېرەك.‏ 4. خىتاي،‏ بۇ ۋەقهگه ئارىلاشقانلارنى ئۆلۈمگه هۆكۈمقىلىدىغانلىقىنى ئېلان قىلدى.‏ مىڭلىغان قېرىنداشلىرىمىزنىڭ ئۆلتۈرۈلىشىدىنئهندىشه قىلىۋاتىمىز.‏ تاشقىي ئىشلار مېنىستىرلىكى ئادەتكه ئايلىنىپ قالغان‏”ئهيىبلهيمىز“نىڭ ئورنىغا ئۆلۈم جازالىرىنىڭ ئالدىنى ئېلىش ئۈچۈن قولىدىنكېلىشىچه تىرىشچانلىق كۆرسىتىشى لازىم.‏ 5. بۇ ۋەقهنىڭ ههقىقىي ماهىيىتىنىئېنىقلاش خىزمىتىنى قىزىل خىتاي هۆكۈمىتىگه هاۋاله قىلغىلى بولمايدۇ.‏خهلقئارالىق بىتهرەپ تهكشۈرۈش ئۆمىكى تهشكىللهپ،‏ ۋەقهنى ههر جهههتتىنتهكشۈرۈپ ئېنىقلاش باشلانسۇن.‏ 6. ب د ت نىڭ نهدە ئىكهنلىكى ئېنىق.‏ ب د تئامېرىكا تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكىنىڭ بىر تارمىقى هالىغا كهلتۈرۈلدى.‏ شۇڭاتۈركىيه ب د ت نىڭ يېڭىدىن تهشكىللىنىشى ۋە ب د ت بىخهتهرلىك كېڭىشىنىڭئورنىنىڭ ئۆزگهرتىلىشى ئۈچۈن دىپلوماتىك پائالىيهتكه ئۆتۈشى كېرەك.‏ 7.قازاقىستان،‏ ئهزەربهيجان،‏ قىرغىزىستان،‏ تاجىكىستان،‏ ئۆزبهكىستانغا ئوخشاشدۆلهتلهردە تهسىرى چوڭ بولغان تۈركيهنىڭ بۇ مۇهىم دۆلهتلهرنى ههرىكهتكهكهلتۈرۈشى ۋە شهرقىي تۈركىستاندا پائالىيهتكه باشلىشى لازىم.‏ 8. ئىران،‏ سهئۇدىئهرەبىستان،‏ مىسىر ۋە تۈركىيه دەرهال ههرىكهتكه كېلىپ،‏ ئىسلام كېڭىشىتهشكىلاتىنىڭمۇ تهسىر كۆرسهتكىدەك بىر ههرىكهت پىلانى تۈزۈپ چىقىشىغا115


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتۈرتكه بولۇشى لازىم.‏ 9. ئىنسان ههقلىرى دەۋاسىنى قىلىۋاتقان گېرمانىيه،‏ئهنگىلىيه،‏ ئىسپانىيه،‏ ئىتالىيه قاتارلىق دۆلهتلهرگه بۇ مهسىله چۈشهندۈرۈلىشىۋە بۇ مهسىلىگه ئىگه بولۇشى كېرەك.‏ 10. İHH” ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى“‏ۋە”جانسۈيى“گه ئوخشاش تهشكىلاتلارنىڭ ۋەقه يۈز بهرگهن رايونغا يېتىپ بېرىشىيول ئېچىپ بېرىش ۋە بۇنىڭغا تىرىشچانلىق كۆرسىتىش كېرەك.‏ 11. مىليونلىغانشهرقىي تۈركىستانلىق قېرىنداشلىرىمىز دۈنيانىڭ ئوخشىمىغان جايلىرىداپاناهلىق تىلهپ تۇرماقتا.‏ تۈركىيه بۇ قېرىنداشلارغا ‏”پاناهلىق تىلىگۈچى“‏سالاهىيىتىنىڭ بېرىلىشى ئۈچۈن ب د ت دە ئالاهىدە تىرىشچانلىق كۆرسىتىشىكېرەك.‏ بۇنىڭ ئۈلگىسى سۈپىتىدە ‏(ئالدى بىلهن)‏ تۈركىيهدە تۇرىۋاتقانلارغا ئىلتىجاههققى،‏ پاسپورت ۋە ماكانلىشىش ههققى بېرىشى كېرەك»‏ . 14خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇر مۇسۇلمانلىرىنى ۋەهشىيلهرچه ئۆلتۈرگهن خىتايغانارازىلىق بىلدۈرۈش ۋە ئۇيغۇرلارنىڭ يالغۇز ئهمهسلىكىنى ئىسپاتلاش ئۈچۈن سائادەتپارتىيسى تهشكىللىگهن بۇ پائالىيهتكه نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏ سائادەت پارتىيسىنى‏”كېلىش مهنبهسى نامهلۇم پارتىيه“‏ دېگهنىدى . 15 سائادەت پارتىيسى تاشقى ئىشلارمۇئاۋىن باشلىقى دوتسېنت،‏ دوكتور ئويا ئاكگۆنهنچ خانىم خىتاي ئهمهلدارلىرىنىڭچاغلايان پائالىيىتى ئۈچۈن ئېيتقان بوهتانلىرىغا مۇنداق جاۋاب بهردى:‏ ‏«پائالىيهتكهقېتىلىش ئۈچۈن رەسمىي تهلهپ بىلهن كهلگهن ههر خىل سىياسىي ئېقىم ۋەئىدىيهگه ۋەكىللىك قىلىدىغان ‎250‎تىن ئارتۇق ئاممىۋىي تهشكىلات،‏ تهنتهربىيهجهمئىيىتى،‏ ئىشچىلار ئۇيۇشمىسى،‏ خهيرى - ساخاۋەت جهمئىيهتلىرى بىلهن كهڭكۆلهملىك پائالىيهت ئۇيۇشتۇرۇلدى.‏ چاغلايان پائالىيىتى تۈرك خهلقىنىڭ ئاممىۋىيشهكىلدە قهلبىدىكى نهپرەت،‏ قايغۇ ۋە زوراۋانلىققا قارشى كۆرسهتكهن نارازىلىقئىپادىسى ۋە زۇلۇمغا قىلغان ‏”توختا!“‏ خىتابىدۇر.‏ بۇ باياناتنى تهييارلىغان خىتايدىپلومات تۈركىيهدە خىزمهت قىلىپ تۇرۇپ،‏ تۈركىيهنى تېخىچه ئوبدان چۇشهنمىگهنۋەياكى هېچ چۈشهنمهي تۇرۇپ تۈركىيهدە خىزمهت قىلىشقا باشلىغان.‏ بولمىسا،‏سىياسىي پارتىيهلهر ئىچىدە ئهڭ كۈچلۈك ئىدىيىۋىي ئاساسقا ئىگه ۋە ‏”مىللىيئىدىيه“‏ سالاهىيىتى بىلهن تۈركىيه ۋە دۇنيادا تونۇلغان بىر ئاممىۋىي تهشكىلاتئۈچۈن ‏”كېلىش مهنبهسى نامهلۇم بىر تۈركۈم سىياسىي پارتىيهلهر“‏ ئىبارىسىنىئىشلىتىپ،‏ ئۆزىنىڭ بىلىمسىز ۋە تهجرىبىسىز ئىكهنلىكىنى ئاشكارىلىمىغانبولاتتى“‏ . 16116ئۈرۈمچى قهتلىئامىغا ئهڭ قاتتىق ئىنكاس قايتۇرغان تهسىر كۈچى چوڭ


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئاممىي تهشكىلاتلارنىڭ بىرى İHH” ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى“‏ بولۇپ،‏ بۇتهشكىلات خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارغا يۈرگۈزىۋاتقان زۇلمىنىدەرهال توختىتىش ئۈچۈن ب د ت،‏ ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتى ۋە تۈركىيهنىدەرهال ههرىكهتكه ئۆتۈشكه چاقىردى.‏ İHH” ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى“‏ باشرەئىسى بۈلهنت يىلدىرىم ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ۋەكىللىرى ئۈرۈمچى قهتلىئامىتوغرىسىدا بىر بايانات ئېلان قىلدى.‏ بۈلهنت يىلدىرىم ئهپهندى زۇلۇمنى تېزدىنتوختىتىش ئۈچۈن تۈركىيهنىڭ ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىنى دەرهال يىغىنچاقىرىشقا قايىل قىلىشى كېرەكلىكىنى تهكىتلىگهن بولۇپ،‏ بولۇپمۇ ئىسلامدۆلهتلىرىنىڭ بازار تېپىۋاتقان خىتاي تاۋارلىرىنى سېتىۋالماسلىقى كېرەكلىكىنىئېيتقان ۋە دۇنياغا،‏ ئهرەب ئالهمىگه،‏ تۈرك ئالهمىگه،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارغا،‏ خهلقئاراتهشكىلاتلارغا ۋە دۆلهتلهرگه خىتاب قىلىپ:‏ ‏”غهززەدە كۆرسهتكهن پوزىتسىيهنىشهرقىي تۈركىستان ئۈچۈنمۇ كۆرسىتىشىمىز كېرەك.‏ مۇشۇ يېقىن بىر ئهسىردەئىراقتا،‏ ئافغانىستاندا،‏ چېچهنىستاندا،‏ پهلهستىندە،‏ كهشمىردە ۋە بوسىنىيهدەئۆلتۈرۈلگهنلهرنى جهملهپ ئونغا كۆپهيتسهڭلارمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئۇنىڭدىنمۇكۆپ كىشىنىڭ ئۆلتۈرۈلگهنلىكىنى كۆرىسىلهر“‏ دېدى ۋە ب د ت،‏ ئىسلام كېڭىشىتهشكىلاتى ۋە ئهرەب بىرلهشمىسىنىڭ ههرىكهتكه ئۆتۈشى كېرەكلىكىنى،‏ بولمىسابۇ زۇلۇمنىڭ ههسسىلهپ ئېشىپ داۋاملىشىدىغانلىقىنى تهكىتلىدى . 17تۈركىيه دىنىي ئىشلار باشقارمىسىمۇ ‏”ئۈرۈمچى قهتلىئامى“‏ توغرىسىدا ناهايىتىقاتتىق ئىنكاس قايتۇردى.‏ دىنىي ئىشلار باشقارمىسى رەئىسى پروفېسسور،‏ دوكتورئالى بارداكئوغلى:‏ ‏”ئىنشائاللاه،‏ شىمالىي قۇتۇبتا يۇنۇس بېلىقىنىڭ هاياتى ئۈچۈنسهپهرۋەر بولغان ئىنسانىيهت جهمئىيىتى،‏ مىڭلىغان كىشى ئۆلگهن بۇ ۋەقهگىمۇكۆڭۈل بۆلىدىغان ئاڭغا ئىگه بولار.‏ بۇ ئازابنى،‏ ئىزتىراپنى ههممهيلهن بىرلىكتهئىككى قولىمىز باغلانغان هالدا كۆرۈپ تۇرىۋاتىمىز.‏ كۆرۈپ تۇرۇپ هېچنېمهقىلالماسلىق ئازابلارنىڭ ئهڭ ئېغىرى بولسا كېرەك.‏ ههر دائىم ئىنسانلارنىڭمهرههمهت تهربىيىسىگه ئېهتىياجى بار دەۋاتىمىز.‏ ئىنسانلارنىڭ بىر بىرىگهئىنسان سۈپىتىدە مۇئامىله قىلىشقا ئېهتىياجى بار.‏ ئىستراتېگىيىلىك هېسابلار،‏كهلگۈسى توغرىسىدىكى غهملهر،‏ ئۇران غېمى،‏ شۇنىڭ - بۇنىڭ غېمى بىلهنكىشىلهر هاياتىنى،‏ مىللهت مهۋجۇتلىقىنى ئهرزىمهس نهرسه قاتارىدا كۆرۈش،‏نهسلىنى قۇرۇتۇشقا ئۇرۇنىشنى قوبۇل قىلغىلى بولمايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان ماكان117


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىجهههتتىن يىراق،‏ ئهمما مىللىتىمىزنىڭ كۆڭلى ههر دائىم يېقىن بولغان يهر.‏شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بهرگهن ۋەقهلهر مىللىتىمىز يېقىندىن كۆڭۈل بۆلۈۋاتقان،‏قهلبى ئازاب هىس قىلىۋاتقان،‏ ههر دائىم دۇئا قىلىۋاتقان،‏ ئهمما قولىدىن هېچ ئىشكهلمىگهنلىكى ئۈچۈن ئۆز ئۆزىنى يېگۈدەك بولۇۋاتقان بىر مهسىله.‏ ئىنشائاللاهئهقىل هوش ئۈستۈن كېلىپ،‏ قۇتۇبتىكى بىر يۇنۇس بېلىقى ئۈچۈن سهپهرۋەربولغان ئىنسانىيهت،‏ مۇشۇنداق مىڭلارچه كىشىنىڭ هاياتىغىمۇ ئههمىيهتبهرگۈدەك سهزگۈرلۈككه ئىگه بولار“‏ دەپ ئۆز نارازىلىقىنى ئىپادىلىدى . 18ب د ت ئىنسان ههقلىرى ئالىي كومېسسىرى ناۋى پىللاي ۋەقهدە ئۆلۈم - يېتىمبولۇشىدىن ئهندىشه قىلىۋاتقانلىقىنى بىلدۈردى . 19شۇ مهزگىلدىكى ياۋرۇپا بىرلىكى ههيئىتى ئېلان قىلغان باياناتىدا،‏ ئۆزلىرىنىڭئۈرۈمچىدە يۈز بهرگهن ۋەقهلهردىن ‏”قاتتىق ئهنسىرىگهن“لىكىنى،‏ ئۆلۈم ۋەقهلىرىدىن‏”قايغۇرغان“لىقىنى بىلدۈردى ۋە مهسىلىنى تېنچ ئۇسۇل بىلهن ههل قىلىشقاچاقىردى.‏ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىنىڭ ههددىدىن تاشقىرى زورلۇق كۈچ ئىشلهتكهنلىكتىنئهنسىزلىك هېس قىلغانلىقىنى ئىپادىلىگهن باياناتىدا؛ خىتايدىن،‏ ئىچىدىكىئاز سانلىق مۇسۇلمانلارنىڭ مهسىلىلىرىنى،‏ بۇ مهسلىلهرنىڭ يىلتىزىدىكىسهۋەبلهرنى ههل قىلىشقا يۈزلهنگهن هالدا كهڭ دائىرىلىك ئىزدىنىش ئۇسۇلى بىلهنمۇئامىله قىلىشنى تهلهپ قىلدى.‏ ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتى باش سېكرىتارىئهكمهلهتتىن ئېهسانئوغلى بولسا،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ قورقۇنچلۇق مۇهىت ئىچىدە ياشاشقامهجبۇرلىنىۋاتقانلىقىدىن قايغۇرغانلىقىنى،‏ ئۇيغۇر خهلقىنىڭ مهسىلىلىرىنىبىخهتهرلىك تهدبىرلىرى بىلهن ههل قىلغىلى بولمايدىغانلىقىنى بايان قىلىپ،‏ ۋەقهنىتهشكىلاتنىڭ يېقىندىن كۆزىتىشنى داۋاملاشتۇرىدىغانلىقىنى بىلدۈردى . 20ئا ق ش ئاقساراي باياناتچىسى روبېرت گىببس ئېلان قىلغان باياناتىدا،‏ شهرقىيتۈركىستاندا يۈز بهرگهن ئۆلۈم ۋەقهلىرىدىن ئا ق ش نىڭ چوڭقۇر قايغۇرغانلىقىنىئىپادىلىدى . 21 ئا ق ش تاشقى ئىشلار مېنىستىرى هېلارى كېلىنتونمۇ ئا ق شنىڭ بۇ ۋەقهدىن قاتتىق ئهندىشه قىلغانلىقىنى بىلدۈردى . 22فرانسىيه تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكى باياناتچىسى ئهرىك چهۋاللېر ۋەقهدىنئهندىشه هېس قىلىۋاتقانلىقىنى بىلدۈردى ۋە:‏ ‏”ياۋروپانىڭ يۈز بهرگهن ۋەقهگه قارىتائىنكاس قايتۇرىدىغانلىقى“نى ئېيتتى . 23118


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانشۋېتسارىيه تاشقىي ئىشلار مېنىستىرلىكى ههر ئىككى تهرەپنى ئېغىر -بېسىق بولۇشقا چاقىرىپ،‏ ۋەقهدىن ئهندىشه قىلىۋاتقانلىقىنى بىلدۈردى،‏ ۋەقهدەئۆلگهنلهرنىڭ ئائىله تاۋاباتلىرىغا تهزىيه بىلدۈردى ۋە خىتايدىن مهتبۇئات ۋە سۆزئهركىنلىكىگه هۆرمهت قىلىشنى تهلهپ قىلدى . 24ياپۇنىيه تاشقى ئىشلار مۇئاۋىن مېنىستىرى مىتوجى يابۇناكا ۋەقه توغرىسىدا:‏‏”ياپۇنىيه هۆكۈمىتى مهسىلىگه يېقىندىن كۆڭۈل بۆلۈۋاتىدۇ ۋە يۈز بهرگهنۋەقهلهردىن ئهندىشه هېس قىلىۋاتىدۇ“‏ دېدى . 25قازاقىستانغا كهلسهك،‏ خىتاي ۋە قازاق ئهمهلدارلار،‏ شهرقىي تۈركىستانغازىيارەتكه بارىدىغان قازاقىستان پۇقرالىرىنىڭ ۋىزا ئىشلىرىنى توختىتىپقويۇشنى قارار قىلدى . 26 ئۇنىڭدىن باشقا قازاقىستان تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكىباياناتچىسى ‎1000‎دىن ئارتۇق قازاق پۇقراسىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىن چىقىپكهتكهنلىكىنى بىلدۈردى . 27رۇسىيه تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىكى شهرقىي تۈركىستاندىكى ۋەقهلهرنىڭخىتاينىڭ ئىچكى ئىشى ئىكهنلىكىنى بايان قىلدى . 28سېرىلانكا ۋەقهدىن ئهندىشه هېس قىلغانلىقىنى بىلدۈرۈش بىلهن بىرگه،‏ بۇۋەقهلهرنى خىتاينىڭ ئىچكى ئىشى دەپ قارايدىغانلىقىنى ۋە خىتاينىڭ مۇقىملىقنىقايتىدىن ئهسلىگه كهلتۈرىدىغانلىقىغا ئىشىنىدىغانلىقىنى بايان قىلدى . 29ئۇنىڭدىن باشقا،‏ خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى ئاسىيا - تېنچ ئوكيان بۆلۈمىمۇئاۋىن باشلىقى روسېئان رىف،‏ خىتاي ئهمهلدارلاردىن ئۆلگهن ۋە تۇتقۇن قىلىنغانلارههققىدە جاۋاب بېرىشىنى،‏ تېنچ يول بىلهن ئۆز پىكرىنى بايان قىلغان ياكى ئۇيۇشۇشۋە يىغىلىش ئهركىنلىكلىرىنى ئىشلهتكهنلىكى ئۈچۈن تۇتقۇن قىلىنغانلارنىدەرهال قويۇپ بېرىشىنى،‏ ئۆلۈم جازاسى تهدبىرىنى قوللانماي،‏ خهلقئارا ئۆلچهملهرگهمۇۋاپىق،‏ ئادىل سوتنىڭ يېتهكچىلىكىدە ئادىل تهكشۈرۈش ئېلىپ بېرىشىنىتهلهپ قىلدى . 30ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتى بۇ ۋەقه ههققىدە مۇستهقىل تهكشۈرۈشئېلىپ بېرىشقا،‏ خىتاينىمۇ بۇ تهكشۈرۈشكه يول قويۇشقا چاقىردى.‏ تهشكىلات يهنهخىتاينىڭ خهلقئارا قانۇنلاغا هۆرمهت قىلىشىنى ۋە نامايىشچىلارغا قاتتىق قوللۇققىلماسلىقىنى تهلهپ قىلدى . 31119


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى”٥ - ئىيۇل ئۈرۈمچى قهتلىئامى“نى قانداق ئانالىز قىلىش كېرەك؟شهرقىي تۈركىستان غهربته هازار دېڭىزى بىلهن،‏ شهرقته مۇڭغۇلىيه بىلهنچېگرىداش.‏ شىمالدىكى ئۇرال تاغلىرىدىن جهنۇبتا ئافغانىستان چېگرىسىئىچىدىكى هىندىقۇش تاغلىرىغىچه سوزۇلغان تۈركىستاننىڭ شهرقىي قىسمىنىتهشكىل قىلماقتا.‏ - 19 ئهسىرنىڭ ئوتتۇرىلىرىدىن باشلاپ مۇستهقىللىق ئۈچۈنكۆرەش قىلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان،‏ - 1949 يىلى خىتايدا كوممۇنىست پارتىيههاكىمىيهتنى قولىغا ئالغاندىن كېيىن،‏ ماۋ باشچىلىقىدىكى هۆكۈمهت تهرىپىدىن‏”شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى“غا ئۆزگهرتىلدى.‏ خىتاي هاكىمىيىتى 56مىللهتتىن تهركىپ تاپقان خىتايدا بهش رايونغا ئۆز تىل - يېزىقىنى ئىشلىتىشۋە تهرەققىي قىلدۇرۇش؛ شۇ رايونلاردىن چىققان تهبىئىي بايلىقلارنى باشقۇرۇشۋە قوغداش؛ ههر بىر پۇقرانىڭ دىنغا ئېتىقاد قىلىش ياكى قىلماسلىق؛ چهتيېزىلاردىكى ئاياللارغا ئۈچ پهرزەنتلىك بولۇش هوقۇقىنى بهردى.‏ لېكىن،‏ شهرقىيتۈركىستاندا بۇ هوقۇقلار پۈتۈنلهي دەپسهندە قىلىنىۋاتىدۇ.‏ئىدىيىۋى چۈشهنچىنىڭ ئوخشىماسلىقى سهۋەبىدىن،‏ بېسىم ئالدى بىلهن دىنىساههدە ئۆزىنى كۆرسىتىشكه باشلاپ،‏ مهدرىسلهر تاقىلىپ،‏ دىنىي ئۆلىمالار ئىنقىلاپدۈشمهنلىرى دەپ قارىلىنىپ قولغا ئېلىندى ۋە ئۆلتۈرۈلدى.‏ مهسجىدلهرگه ماۋنىڭرەسىملىرى ۋە خىتاي بايراقلىرى ئېسىلدى.‏ ئارقىدىن خىتاينىڭ باشقا رايونلىرىدىنشهرقىي تۈركىستانغا كۆچ كۆچ باشلاندى.‏ - 1949 يىلى %3 ئهتراپىدا بولغانخىتاي نوپۇسى - 2000 يىللارغا كهلگهن ‎50‎‏%كه يهتتى.‏ بۈگۈن 30 مىليون ئهتراپىدادەپ تهخمىن قىلىنغان شهرقىي تۈركىستان نوپۇسىنىڭ ‎54‎‏%نى ئۇيغۇر ۋە قازاققاتارلىق تۈركىي مىللهتلهر،‏ قالغان قىسمىنى خىتايلار تهشكىل قىلماقتا.‏ خىتايمهركىزىي هۆكۈمىتى گهرچه شهرقىي تۈركىستانغا داۋاملىق بىر ئۇيغۇرنى رەئىسقىلىپ تهيىنلهشكه ئههمىيهت بېرىپ كېلىۋاتقان بولسىمۇ،‏ بۇ مهسىلىلهرنى ههلقىلالمىدى.‏يېقىنقى مهزگىللهردە زىددىيهت ئۆتكۈرلهشتى.‏ هۆكۈمهت ئۈرۈمچى ۋە شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئهڭ جهنۇبىغا جايلاشقان قهشقهردىكى تارىخىي ئهسهرلهرنىيوقىتىشقا كىرىشتى.‏ ئۈرۈمچىدىكى تارىخىي ساراي،‏ قۇدۇق ۋە مهدرىسلهر جايلاشقانمهههللىلهرنى چېقىپ،‏ ئورنىغا زامانىۋىي بىنالارنى سېلىشقا باشلىدى.‏ قهشقهردەتۈرك دۇنياسىنىڭ ئهڭ مهشهۇر ئالىملىرىدىن مههمۇت قهشقهرى ئىلىم تههسىل120


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانقىلغان خانلىق مهدرىسنى چاقتى.‏ ئۇنىڭدىن باشقا يېقىنقى زامانلاردا ئۇيغۇرقىزلىرى توپ - توپ هالدا خىتاينىڭ شهرقىگه ئېلىپ كېتىلدى.‏ خىتاي هۆكۈمىتى- 2006 يىلىدىن باشلاپ،‏ ئۇيغۇر قىزلىرىنى مهجبۇرىي هالدا خىتاينىڭ ئىچكىرايونلىرىدىكى زاۋۇتلاردا ئىشقا ئورۇنلاشتۇرۇش مهقسىتى بىلهن يۆتكهۋاتقانلىقىنىبايان قىلماقتا.‏ هۆكۈمهت ئېلان قىلغان رەسمىي مهلۇماتلارغا قارىغاندا،‏ تهرەققىيقىلمىغان ۋە ئىشقا ئورۇنلىشىش ئىمكانىيىتى بولمىغان شهرقىي تۈركىستاندىكىقىزلارغا خىتاينىڭ جهنۇبىدىكى رايونلاردا ئىشقا ئورۇنلىشىش ئىمكانىيىتىيارىتىپ بېرىلىۋاتىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستانلىق ئاياللارنىڭ ئىككى پهرزەنت كۆرۈشههققى بار.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ جهنۇبىدا تۇرمۇش كهچۈرۈۋاتقان ئىككى قىزى بارپۈتۈن ئائىلىلهر قىزلىرىدىن بىرىنى خىتاي دۆلىتىگه بېرىشكه مهجبۇر.‏ بۇ قىزلار25 - 16 ياشلار ئارىسىدا.‏ ئۇنىڭدىن باشقا،‏ تاللانغان قىزلار هېچ توي قىلمىغان ۋەبالىلىرى بولماسلىقى كېرەك.‏ خىتاينىڭ ئىچكى رايونلىرىغا ئېلىپ كېتىلگهنبۇ قىزلارنىڭ بىر قىسمى ئۇزۇندىن بۇيان ئائىلىسى بىلهن هېچ ئالاقىلىشالماي،‏قورسىقىنى تويغۇزۇش بهدىلىگه ئىشلهۋاتىدۇ.‏ بىر قىسمىنىڭ ئاقىۋىتى نامهلۇم.‏بۇ قىزلار توي قىلىش ئۈچۈن قىز تاپالمايۋاتقان خىتايلارغا ۋە پاهىشىخانىلارغاسېتىلىۋاتىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ پايتهختى ئۈرۈمچىدە چىقىدىغان ‏”ئىقتىسادگېزىتى“نىڭ بهرگهن مهلۇماتىغا قارىغاندا،‏ - 2009 يىلىغىچه ئىچكىي خىتايغائېلىپ كېتىلگهن قىزلارنىڭ سانى 200 مىڭدىن ئېشىپ كهتكهن . 32پۈتۈن دۇنيانى قاپلىغان ئىقتىسادىي بوهران تۈپهيلىدىن خىتاينىڭ جهنۇبىرايونلىرىدىكى مىڭلىغان زاۋۇت - فابرىكىلار تاقالغان ۋە مىليونلىغان ياش ئاياللاريۇرتلىرىغا قايتۇرۇلغان بولسىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ پهيزاۋات ناهىيىسىدىنفابرىكىلاردا ئىشلهشكه ئېلىپ كېتىلگهن 6052 نهپهر قىزنىڭ هېچبىرىقايتۇرۇلمىغان.‏ئهسلىدە مهسىلىلهرنىڭ تۈپ نېگىزىدە يهر ئاستى بايلىقى جهههتتىن ”21 -ئهسىرنىڭ كۇۋەيتى“‏ دەپ ئاتالغان شهرقىي تۈركىستان رايونىنىڭ خىتاي ئۈچۈنمۇهىم خام ئهشيا مهنبهلىرىدىن بىرى بولۇشى ياتماقتا.‏ خىتايدا چىقىدىغان 148 خىلكان مههسۇلاتنىڭ 118 خىلى شهرقىي تۈركىستاندا.‏ يهنى خىتاينىڭ كانلىرىنىڭ‎85‎‏%ى بۇ زېمىندا.‏ - 1980 يىللاردىن باشلاپ سانائهتلىشىشكه باشلاش بىلهن بىللهئېنىرگىيهگه بولغان بېقىندىلىقى ئېشىۋاتقان خىتاي،‏ خهلقئارا ئاتوم ئېنىرگىيىسى121


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئورگىنىنىڭ - 2008 يىللىق مهلۇماتىغا كۆرە،‏ ئېنىرگىيه سهرپىياتىدا ئىككىنجىئورۇندا تۇرىدۇ.‏ ‏”دۇنيا زاۋۇتى“نىڭ موتورىنى ههرىكهتلهندۈرىدىغان كۈچ شهرقىيتۈركىستاندىن كېلىدۇ.‏ يهر كۆلىمى خىتاينىڭ ئالتىدەن بىرىنى ‏(تۈركىيهنىڭئىككى ههسسىسى)‏ تهشكىل قىلغان شهرقىي تۈركىستان،‏ خىتاينىڭ ئهڭ چوڭتهبىئىي گاز ئىشلهپچىقىرىش مهركىزى.‏ خام نېفىت زاپىسى مول ۋە خىتاي كۆمۈرزاپىسىنىڭ يېرىمىغا يېقىن قىسمى بۇ زېمىندىن چىقىدۇ.‏ ئېنىرگىيه مهنبهسىنىكۆپ خىللاشتۇرۇش ۋە ئاتوم ئېنىرگىيىسىدىن پايدىلانماقچى بولۇۋاتقان خىتايئۈچۈن ئۆتكهن يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئههمىيىتى تېخىمۇ ئاشقان بولساكېرەك.‏ خىتاي گېئولوگلار 17 يىللىق تهكشۈرۈش - تهتقىق قىلىش نهتىجىسىدە،‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىلى ۋادىسىدا 10 مىڭ توننىلىق ئۇران زاپىسىنى تاپتى.‏ئاتوم سىناقلىرى ئېلىپ بېرىلىۋاتقان لوپنۇر رايونىمۇ شهرقىي تۈركىستاندا.‏ يهنىخىتاينىڭ مول ئېنىرگىيه مهنبهسىگه ئىگه،‏ ئوتتۇرا ئاسىيا ۋە غهربكه ئېچىلغانئىشىكى هېسابلىنىدىغان بۇ رايون خىتاي ئۈچۈن هاياتىي ئههمىيهتكه ئىگه.‏تىل جهههتتىنمۇ چهكلىمىلهر مهۋجۇت.‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ%50 ئۇيغۇرچه ئىشلىتىدىغان بولسىمۇ،‏ بۇ رايوندا ئۇيغۇرچه ئىسىم ئىشلىتىشچهكلهنگهن.‏ ئالىي مهكتهپلهردە دەرسلهر خىتاي تىلىدا بېرىلىدۇ.‏ دىن ۋە ئىبادەتئهركىنلىكى چهكلهنگهن.‏ مهسىلهن،‏ ههجگه بارغان كادىر ئىشتىن قوغلىنىدۇ.‏خىتايلار ئۇزۇن يىللاردىن بۇيان،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا قارشىپسىخولوگىيىلىك بېسىم ئىشلىتىۋاتىدۇ.‏ ئۇيغۇرلار ئولتۇراقلاشقان جايلارغا خىتايئاققۇنلىرى يهرلهشتۈرۈلىۋاتىدۇ ۋە ئۇلارنى ئۆزلىرىگه ئوخشىتىشقا ئۇرۇنىۋاتىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاندا قۇرئان ئوقۇش جىنايهت هېسابلىنىدۇ.‏ ئالاقه ۋاستىلىرىئۈزۈۋېتىلگهن،‏ روزا تۇتۇش چهكلهنگهن بولۇپ،‏ ههر بىر شهرقىي تۈركىستانلىق ههردائىم ئۆلۈم بىلهن قارمۇ قارشى ياشايدۇ.‏ ئىرقىي قىرغىنچىلىققا ئېلىپ بارىدىغانبۇ سىياسهتلهرگه قارىغىنىڭىزدا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى خىتايچه ‏”يېڭى ئىشغالقىلىنغان زېمىن“‏ مهنىسىدىكى ‏”شىنجاڭ“‏ دەپ ئاتىغانلىقىنى كۆرەلهيسىز.‏ئهپسۇس،‏ تۈركىيهدىكى بهزى باشلىقلار ۋە مهتبۇئاتلارمۇ بۇ ئىسىمنى ئىشلىتىۋاتىدۇ.‏هالبۇكى،‏ ئۇيغۇر خهلقى بۇرۇندىن تارتىپ ئۆز تۇپرىقىنىڭ ئىسمىنى ‏”شهرقىيتۈركىستان“‏ دەپ ئاتاپ كهلدى.‏ شۇڭا ‏”شىنجاڭ“‏ دەپ ئاتىلىشىدىن بهكمۇ نارازى.‏خىتايلارغا كۆرە،‏ شهرقىي تۈركىستانلىق بولۇشنىڭ ئۆزى بىر جىنايهت.‏122


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانشهرقىي تۈركىستانلىقلارغا ئۆچمهنلىك ۋە نهپرەت بىلهن قارىشىدۇ.‏ ساقچىلارخالىغانچه بوزەك قىلىدۇ.‏ خالىغان يهردە ئاختۇرۇپ،‏ سوراققا تارتالايدۇ.‏ بىر دۇككانغاكىرگهن شهرقىي تۈركىستانلىققا ئوغرىغا قارىغاندەك قارايدۇ.‏ دۆلهت ئۈچۈنمۇ ئهڭچوڭ تههدىت سۈپىتىدە قارىلىدۇ.‏ بۆلگۈنچى،‏ رادىكال ئىسلامچى،‏ تېرورىست،‏ ئوغرىدېگهندەك سۈپهتلهر بىلهن تىلغا ئېلىشىدۇ.‏ هېچكىمنىڭ ئامانلىقى كاپالهتكه ئىگهئهمهس.‏ 35 مىليون كىشى ئهتىسىدىن خاتىرجهم بولمىغان بىر مۇهىتتا ياشايدۇ.‏قولغا ئېلىنغان ياكى ئۆلتۈرۈلگهن كىشىلهرنىڭ قالغان ئائىله ئهزالىرىنىڭ ئههۋالىكىشىنىڭ ئچىنى سىيرىيدۇ.‏ قىسقىسى،‏ بۇ دىياردا ههقىقهتهن بىر ئىنسانلىقتىراگېدىيهسى مهۋجۇت . 33خىتاينىڭ بۇ زېمىننى خىتايلاشتۇرۇش سىياسىتى شۈبهىسىزكى بۇ دىيارداياشاۋاتقان ئىككى مىللهت ئارىسىدا زىددىيهت پهيدا قىلىۋاتىدۇ . 34خىتاينىڭ ”٥ - ئىيۇل ئۈرۈمچى قهتلىئامى“غا بولغان ئىنكاسلىرى ۋەبۇرمىلاش ئۇرۇنۇشلىرى- 26 ئىيۇندا بىر قانچه مىڭ خىتاينىڭ شاۋگۇەندىكى بىر ئويۇنچۇق زاۋۇتىنىبېسىپ،‏ ئۇ يهردە ئىشلهش ئۈچۈن مهجبۇرىي هالدا خىتايغا ئېلىپ كېتىلگهنشهرقىي تۈركىستانلىق ياشلارنى تۆشهكلىرىدە ئۆلتۈرۈشى بىلهن باشلىنىپ،‏ 5- ئىيۇل يهكشهنبه كۈنى ئۈرۈمچىدە بۇ ۋەقهگه نارازىلىق بىلدۈرۈش ئۈچۈن تېنچئۇسۇلدا نامايىش قىلغان شهرقىي تۈركىستانلىق ئاممىغا ساقچىلارنىڭ ئوقچىقىرىپ نۇرغۇن كىشىنى ئۆلتۈرۈشى بىلهن پهللىگه چىققان ۋەقه جهريانىدا ۋەكۈنىمىزگىچه ئىسلام مهدەنىيىتى ئىچىدە ياشاپ كهلگهن شهرقىي تۈركىستانداخىتاي مهنبهلىرىنىڭ ۋەقهنى بۇرمىلاپ كۆرسىتىدىغان ۋە ۋەقهنى ئۇلغايتىدىغانباياناتلىرى داۋام قىلماقتا . 351. خىتاي رەسمىي ئاخبارات ئورگىنى ۋەقه بىلهن مۇناسىۋەتلىك پۈتۈنخهۋەرلهردە خىتايلار بار كۆرۈنۈشلهرنى ئىشلىتىپ،‏ ۋەقهنىڭ ههقىقىي ماهىيىتىگهمۇناسىۋەتلىك هېچقانداق كۆرۈنۈشنى بهرمىگهن.‏ ئوت قويۇۋېتىلگهن ماشىنا ۋەدۇككانلار كۆرسىتىلگهن.‏ يارىلانغان ئىككى خىتاي قىزنىڭ كۆرۈنىشى بىلهنههقىقهتنى بۇرمىلاشقا ئۇرۇنغان.‏ ئۈرۈمچىدىكى مهنبهلىرىمىزدىن ئالغان خهۋەرلهرگهكۆرە،‏ 2000 ئهتراپىدا كىشى ئۆلگهن،‏ خىتايلار ئۇزۇندىن بېرى ئۆلگهنلهرنى 146 دەپ123


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئېلان قىلماقتا.‏ لېكىن،‏ قولىمىزغا تهگكهن كۆرۈنۈشلهر يۈز بهرگهن ۋەهشىيلىكنىڭناهايىتىمۇ چوڭ ئىكهنلىكىنى كۆرسهتمهكته.‏ خىتاي مهنبهلىرى ئېلان قىلغان”184 كىشى ئۆلگهن،‏ 1680 كىشى يارالانغان“‏ دېگهن رەقهملىرى رېئاللىقتىنبهكمۇ يىراق.‏ بۇ ههقته خىتاي چهتئهلدىكى ئۇيغۇرلارنى رەقهملهرنى مۇبالىغه قىلىشبىلهن ئهيىبلىمهكته.‏ بىز بهرگهن سانلىق مهلۇماتلار قهتلىئامنى ئۆز كۆزى بىلهنكۆرگهن كىشىلهردىن ئېلىنغان.‏2. خىتاي هۆكۈمىتى بىخهتهرلىكىنى قوغدىيالمايدىغانلىقى باهانىسى بىلهنتارىخىي قهشقهر شههىرى قاتارلىق بىر قانچه شهههردىكى چهتئهللىك مۇخبىر ۋەچهتئهل پۇقرالىرىنىڭ بۇ جايلاردىن چىقىپ كېتىشىنى تهلهپ قىلغان.‏ - 5 ئىيۇلقهتلىئامىدىن باشتا خهۋەر تاپقان،‏ نامايىشلار ۋە توقۇنۇش يۈز بهرگهن قهشقهردەزىددىيهتنىڭ تېخىمۇ ئۆتكۈرلىشىپ كېتىدىغانلىقىدىن قورققان خىتاينىڭچهتئهللىكلهرنىڭ شهههردىن چىقىپ كېتىشىنى تهلهپ قىلىشى،‏ شهههردە يېڭىبىر قهتلىئام بولىدىغانلىقىنىڭ بېشارىتىنى بهرگهن.‏3. خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستانغا تهيىنلىگهن ئالاهىدە هوقۇقلۇق ۋالىيسىۋاڭ لېچۈەننىڭ ۋەقهگه سهۋەپچى بولغانلارنى ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلىدىغانلىقىنىئېلان قىلغان باياناتىنى،‏ - 2009 يىلى - 12 ئىيۇن كۈنى قايتا تهكرارلىشى ۋە ئۆلۈمجازاسى ئۈچۈن كېرەكلىك شهرت - شارائىتنىڭ تهييارلانغانلىقىنى ئېلان قىلىشىبىلهن،‏ - 13 ئىيۇن دۈشهنبه كۈنى ئۈرۈمچىدە قايتىدىن ۋەقه يۈز بهردى.‏ خىتايمهنبهلىرىنىڭ بهرگهن خهۋرىنىڭ دەل ئهكسىچه،‏ تۇتقۇن قىلىنغان ‎6000‎دىن ئارتۇقكىشىنىڭ ئۇرۇق - تۇغقانلىرى بۇ قارارغا نارازىلىق بىلدۈرۈپ نامايىش قىلدى.‏بۇ ۋەقهدە ئىككى نهپهر شهرقىي تۈركىستانلىقنى ساقچىلار ئېتىپ ئۆلتۈردى.‏خىتاينىڭ بۇنىڭدىن بۇرۇنقى سىياسهتلىرىنى ناهايىتى ئوبدان بىلگهن شهرقىيتۈركىستانلىقلار ئۆلۈم جازالىرىنىڭ داۋاملىشىدىغانلىقىدىن ئهنسىرىمهكته.‏ 11- سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ خىتاي پۈتۈن شهرقىي تۈركىستانلىقنى تېرورچىدەپ ئېلان قىلىپ،‏ يۈزلىگهن شهرقىي تۈركىستانلىق ياشنى تېرورلۇق تهشكىلاتىغائهزا بولغان دەپ ئهيىبلهپ ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلدى.‏ - 5 ئىيۇل ئۈرۈمچى قانلىققىرغىنچىلىقىدىن كېيىن،‏ خىتاي ههر بىر شهرقىي تۈركىستانلىقنى ئۈرۈمچىۋەقهسىنىڭ جاۋابكارى سۈپىتىدە كۆرۈپ،‏ سوئال - سوراقسىز ئۆلۈمگه هۆكۈمقىلماقتا.‏ يۈز بهرگهن ۋەقهدىن دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنى ، 36 دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى124


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانرەئىسى رابىيه قادىر خانىمنى 37 ۋە شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىنى 38 جاۋابكاردەپ كۆرسىتىشى ۋە 27 نهپهر ئۇيغۇرغا ئۆلۈم جازاسى بېرىشى،‏ بۇنىڭ ئهڭ تىپىكمىسالىدۇر . 394. ۋەقهنى باستۇرۇش ئۈچۈن ئۈرۈمچىگه ئهۋەتىلگهن ئون مىڭلىغان ئهسكهرشهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ئۆيلىرىگه بېسىپ كىرىپ،‏ كهڭ كۆلهملىك ئاختۇرۇشئېلىپ باردى.‏ فوتو ئاپپاراتى ۋە سىنئالغۇ ئاپپاراتلىرىنى پۈتۈنلهي مۇسادىرە قىلدى.‏كومپىيۇتېر،‏ يانفون،‏ فوتو ئاپپاراتى ياكى سىنئالغۇ ئاپراتىدا ۋەقهگه مۇناسىۋەتلىكرەسىم ۋە كۆرۈنۈش بولغانلارنى قولغا ئالدى . 405. شهرقىي تۈركىستاندىكى قهتلىئامنىڭ باش جاۋابكارى،‏ كوممۇنىست پارتىيهباش سېكرىتارى ۋاڭ لېچۈەن ساقچىلارغا:‏ ‏”بېشىنى كۆتهرگهن ئۇيغۇرنى ئۆلتۈرۈڭلار“‏دېگهن بۇيرۇقنى بهرگهن.‏ ۋەقه يۈز بهرگهن كۈنى ئهسكهرلهرمۇ كوچىلاردا ئۇيغۇرلارنىقانلىق قىرغانىدى . 41 ۋاڭ لېچۈەن بىر باياناتىدا:‏ ‏”هېچبىر خىتاينىڭ قايتىپكهتمهسلىكىنى،‏ قورقماسلىقىنى،‏ يانلىرىدا خىتاي قوراللىق كۈچلىرىنىڭبارلىقىنى“‏ ئېيتقان.‏ بۇ،‏ پۈتۈنلهي كۈشكۈرتۈش خاراكتېرلىك باياناتتۇر.‏ مۇستهقىلئاخبارات ئورگانلىرى بهرگهن كۆرۈنۈشلهردە،‏ خىتاي ئهسكهرلهرنىڭ ئۇيغۇرلارغاتههدىت سېلىۋاتقانلىقى ۋە ئۇيغۇرلارنى قورشاپ تۇرىۋاتقانلىقى كۆرۈلمهكته.‏ شۇنداقتۇرۇپ،‏ كوچىلاردا قوللىرىدا پالتا ۋە كالتهك كۆتۈرگهن هالدا كېزىپ يۈرگهنخىتايلارنى توسمىغانلىقى ئالاهىدە هوقۇقلۇق باش سېكرىتارنىڭ باياناتلىرىنىڭتوغرىلىقىنى ئىسپاتلىماقتا.‏6. ۋاڭ لېچۈەن ۋەقه يۈز بهرگهندە ‏”بېشىنى كۆتهرگهن هامان ئۆلتۈرۈشىمىزكېرەك.‏ هۇجۇم قىلىشىنى ساقلىماي دەرهال ئۆلتۈرۈشىمىز كېرەك.‏ بۇ قىش ۋەئالدىمىزدىكى يىل باهاردا پۈتۈن رايوندا مۇستهقىللىق ههرىكهتلىرىگه قارشىقايتىدىن زەبه بېرىش ههرىكىتى ئېلىپ بارىمىز“‏ دېگهن باياناتى كهلگۈسىئۈچۈن بهكمۇ ۋەهىمىلىك سۆزلهردۇر . 42 زەبه بېرىش ههرىكهتلىرىنىڭ بۇرۇنقىمهزگىللهردىكى ئاچچىق نهتىجىلىرىنى ناهايىتى ئوبدان بىلىمىز.‏ زەربه بېرىشنامى بىلهن شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه تېخىمۇ قاتتىق بېسىم پهيدا قىلىنىدۇ.‏7. ۋەقهگه ئهڭ قاتتىق ئىنكاس قايتۇرغان تۈركىيه خهلقىنى ئالداش ئۈچۈنئستانبۇل باش ئهلچىلىكى سىنئالغۇ كۆرۈنۈشلىرىنى تارقىتىشقا باشلىدى.‏ۋەقهگه مۇناسىۋەتلىك كۆرۈنۈشلهرنى قىرقىپ،‏ ئۆزلىرى ياساپ چىققان سىنئالغۇ125


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۆرۈنۈشلىرىدە ههقىقهتنى بۇرمىلىغانىدى.‏ ۋەقهنىڭ بىردىنبىر جاۋابكارىبولغان خىتاينىڭ ئۆز ئالدىغا تهييارلىغان،‏ پۈتۈنلهي سىياسىي مهقسهتلىك ساختاسىنئالغۇ كۆرۈنۈشلرىنى هېچكىم ئېتىراپ قىلمايدۇ،‏ ئېتىراپ قىلىشقىمۇ قهتئىبولمايدۇ . 438. خىتاي ئهمهلدارلار،‏ - 5 ئىيۇل قهتلىئامىنىڭ ئهتىسى چهتئهلدىكى ئۇيغۇررەهبىرى رابىيه قادىرنىڭ ئۈرۈمچىدە سالدۇرغان ئۈچ بىنانىسىنى چېقىشقا قارارقىلغان.‏ خىتاي ئهمهلدارلار چاك كهتكهن بىنالارنىڭ بىخهتهر ئهمهسلىكىنى ئوتتۇرىغاقويۇشتى . 44 لېكىن،‏ بۇ قارارنىڭ ۋەقهدىن كېيىنلا ئېلان قىلىنىشى كىشىنىڭدىققىتىنى تارتىدۇ.‏9. خىتاي ئىشغالىيىتى ئاستىدىكى شهرقىي تۈركىستاندا،‏ خىتاي هاكىمىيىتىمۇسۇلمان ئۇيغۇرلارنىڭ تارىخ ۋە مهدەنىيهت بىلهن بولغان ئالاقىسىنى ئۈزۈۋېتىشئۈچۈن تارىخىي يىپهك يولىنىڭ مۇهىم نۇقتىسى بولغان قهشقهر شههىرىنىڭ 85%قىسمىنى چېقىشنى پىلانلىغانلىقىنى ئېلان قىلدى.‏ تارىخىي قهشقهر شههىرىيىپهك يولىنىڭ شىمال ۋە جهنۇب قىسىملىرى بىرلهشكهن ۋادىغا جايلاشقان.‏ قهشقهرتهكلىماكان چۆلىنىڭ غهربىي ئۇچىدا بولۇپ،‏ تارىختا دېهلى ۋە سهمهرقهنتتىنيولغا چىققان سودىگهرلهر،‏ دۇنيانىڭ ئهڭ قېيىن تاغ يولىدىن ئۆتكهندىن كېيىن،‏قهشقهردە ماللىرىنى چۈشۈرۈپ،‏ كوچىلىرىدا زەپهر ۋە باشقا ماللىرىنى ساتاتتى.‏خىتاي سودىگهرلهرمۇ يىپهك ۋە ساپال قاچا - قۇچىلىرىنى بۇ يهرگه ئېلىپكېلهتتى.‏ مانا بۈگۈن تارىختىكى سودىگهرلهرنىڭ ئورنىنى ساياههتچىلهر ئالدى.‏ئېشهك هارۋىلىرىدا قهشقهر ۋادىسىنى ۋە كېسهك ئۆيلهرنى ئايلىناتتى.‏ قهشقهرشههىرى بۇرۇنمۇ چىڭگىزخان ۋە ئهۋلاتلىرى تهرىپىدىن يىقىلغانىدى.‏ ئهسىرلهرئۆتكهندىن كېيىنكى بۈگۈنكى كۈندىمۇ خىتايلار تهرىپىدىن قايتىدىن تالان تاراجقىلىنىۋاتىدۇ . 45‏”نيۇيورك تايمىس گېزىتى“نىڭ خهۋىرىگه كۆرە،‏ قهشقهرنىڭ تارىخىي قىسمىدىكىئۆيلهرنى چېقىش سهۋەبىدىن هازىرغىچه 900 مۇسۇلمان ئائىله قهشقهرنىڭ كوناشههىرىدىن كۆچۈپ كهتتى.‏ بىناكار ۋە تارىخچى گېئورگى مېچهل - 2008 يىلىيازغان ‏«قهشقهر:‏ يىپهك يولىدىكى بوستانلىق»‏ ناملىق كىتابىدا:‏ ‏«قهشقهر ئوتتۇرا ئاسىيادىكى ئهنئهنىۋىي ئىسلام شههىرىنىڭ ئهڭ ياخشى ساقلىنىپ قالغانپارچىسى»‏ دېگهنىدى.‏ مانا هازىر تاجاۋۇزچى خىتاي هاكىمىيىتى قولى بىلهن126


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانئوتتۇرا ئاسىيادا ئهڭ ياخشى ساقلىنىپ قالغان ئهنئهنىۋىي ئىسلام شههىرى پۈتۈنئىزلىرى بىلهن تارىخ سههنىسىدىن يوق قىلىنىۋاتىدۇ . 46 خىتاي هاكىمىيىتىشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئهڭ مۇهىم شهههرلىرىدىن بىرى بولغان قهشقهرنىچېقىش ئۈچۈن ههر مۇستهبىت تۈزۈم ئوتتۇرىغا قويغان:‏ ‏”خهلقنىڭ بىخهتهرلىكىئۈچۈن چېقىۋاتىمىز!“‏ دېگهن سهپسهتىنى تهكرارلىدى.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكىئۇيغۇرلارنىڭ تارىخى،‏ مهدەنىيىتى ۋە سهنئىتى بىلهن يۇغۇرۇلغان ئابىدە شهههرقهشقهردىكى قهدىمىي شهههر قىسمىنى ئاتالمىش ‏”زامانىۋىيلاشتۇرۇش“‏ نامىئاستىدا ئاستا - ئاستا يوقاتقان خىتاي هۆكۈمىتى،‏ تۈركىيه ۋە دۇنيادا يېقىنقىمهزگىللهردە ئېشىۋاتقان نارازىلىق ۋە ئېتىرازلار سهۋەبىدىن بىر ‏”(ئىدىيىنى)‏ئايدىڭلاشتۇرش فىلمى“‏ ئىشلىدى.‏ هازىرغىچه ئىسلام دۇنياسىنىڭ ئهڭ چوڭمهدرىسلىرىدىن بىرى بولغان خانلىق مهدرىسىنى ئۆز ئىچىگه ئالغان نۇرغۇنتارىخىي ئهسهرلهر چېقىپ تاشلىنىپ،‏ ئورنىغا بىنالار سېلىندى.‏ خىتاي هۆكۈمىتىتهرىپىدىن تهييارلانغان تهشۋىقات مۇددىئاسىدىكى فىلىمدە پۈتۈنلهي دېگۈدەكخىتاي ئېنژېنىرلار بىردەك قهدىمىي شهههردىكى خارابه توپا ئۆيلهرنىڭ چېقىلىشىكېرەكلىكىنى ئېيتىشاتتى.‏ خىتاينىڭ ئىستانبۇلدا تۇرۇشلۇق باش ئهلچىخانىسىتهرىپىدىن تهييارلانغان ‏”قهدىمىي قهشقهر شههىرىنىڭ يېڭىلىنىشى ۋە مۇهاپىزەتقىلىنىشى“‏ ناملىق فىلىمدە،‏ بۇ بىنالارنىڭ نېمه سهۋەبتىن مۇشۇنداق تاشلىنىپقالغانلىقى،‏ ئۆيلىرىنى رېمۇنت قىلماقچى بولغان ئۇيغۇرلارنىڭ ئالدىدىكى خىلمۇخىل قىيىنچىلىقلار ياكى بۇ رايوندىكى ئۇيغۇر خهلقى دۇچ كهلگهن مائارىپ ۋەئىش ئايرىمچىلىقىنىڭ بۇ قالاقلىق ئۈستىدىكى روللىرىدىن پهقهتلا ئېغىزئېچىلمىغانىدى . 47”٥ – ئىيۇل قانلىق قهتلىئامى“دىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانۋەزىيىتىخىتاي هۆكۈمىتى ئىزچىل تۈردە ئېلىپ بېرىۋاتقان ئايرىمىچىلىق ۋە شهرقىيتۈركىستاندا ئۇيغۇرلارغا قارىتا يۈرگۈزۈۋاتقان باستۇرۇش سىياسىتى سهۋەبىدىن بۇرايوندا ههر خىل قارشىلىق ههرىكىتى ۋە قالايمىقانچىلىقلار يۈز بهرمهكته.‏ 2009- يىلى يۈز بهرگهن ”5 - ئىيۇل قانلىق قهتلىئامى“‏ بۇ خىل ههرىكهتلهرنىڭنامايهندىسى هېسابلىنىدۇ.‏ خىتاي ئهمهلدارلىرىنىڭ رەسمىي باياناتلىرىغا كۆرە،‏ 26127


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى- ئىيۇندا خىتاينىڭ ئىچكى قىسمىدىكى بىر ئويۇنچۇق زاۋۇتىدا مهيدانغا كهلگهنبىر قېتىملىق توقۇنۇشتا ئىككى ئۇيغۇرنىڭ ئۆلتۈرۈلۈشى،‏ بۇ قانلىق ۋەقهنىڭيۈز بېرىشىگه سهۋەب بولغان.‏ لېكىن،‏ بۇ ۋەقهلهرنىڭ ئارقىسىدىكى سهۋەبلهر تۈركۋە ئامېرىكا خهلقى تهرىپىدىن بهس مۇنازىرە قىلىنماقتا . 48 ئۇيغۇرلار خىتايهۆكۈمىتىنىڭ زاۋۇتتا يۈزبهرگهن قهتلىئامنى بىتهرەپ هالدا ۋە ئادىللىق بىلهن بىرتهرەپ قىلىشىنى كۈتكهن.‏ لېكىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۆز مىللىتى تهرىپىدە تۇرۇپ،‏ۋەقهنى باستۇرۇپ قويۇشقا ئۇرۇنغان.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ قهشقهردىن كهلگهن ‎2000‎دىنئارتۇق ئۇيغۇرنىڭ قېتىلىشى بىلهن بهش - ئون مىڭ كىشىلىك بىر ئۇيغۇرجامائىتى ئۈرۈمچىدە كوچىغا چىقىپ،‏ ئويۇنچۇق زاۋۇتىدە يۈز بهرگهن قهتلىئام ۋەباسقۇنچىلىقنىڭ هېسابىنى سوراش ۋە ئادالهت تهلهپ قىلىپ نامايىش ئېلىپ باردى.‏هېچقانداق قالايمىقانچىلىق چىقارماي،‏ تېنچ يول بىلهن خىتاي هۆكۈمىتىدىن بۇۋەقهنىڭ تهكشۈرۈلۈشىنى ۋە جىنايهتچىلهرنىڭ جازاغا تارتىلىشىنى تهلهپ قىلدى.‏خىتاي ساقچى ۋە ئهسكهرلىرى بۇ ئاممىۋىي نامايىشقا قاتتىق قوللۇق بىلهنجاۋاب قايتۇردى.‏ باشتا ئۇيغۇرلارنى قورقۇتۇش ۋە تارقىتىۋېتىش ئۈچۈن ئهڭ ئالدىدائولتۇرۇپ نارازىلىق بىلدۈرۈۋاتقان ئىككى قىز،‏ بىر ئوغۇل بالىنىڭ بېشىغا قارىتىپئوق چىقاردى ۋە بۇ ئۈچ كىشىنى نهق مهيداندا ئۆلتۈرىۋەتتى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ چىققانقالايمىقانچىلىقتا ئاممىنى باستۇرۇشقا باشلىغان قوراللىق خىتاي ساقچىلىرىنهچچه ئون ئۇيغۇرنى ئۆلتۈرۈپ ۋە يارىلاندۇرۇپ كۆپچىلىكنى تارقىتىۋەتتى.‏ يۈزبهرگهن بۇ ۋەقهلهرنىڭ ئۈستىگه هۆكۈمهتنىڭ بۇ مۇئامىلىسى يارا ئۈستىگه تۈزسهپكهندەك بولۇپ،‏ ئۈرۈمچىنىڭ ئوخشىمىغان يهرلىرىگه يىغىلغان ئۇيغۇرلارشهههر مهركىزىگه قاراپ ماڭدى.‏ بۇ جهرياندا يول بويىدا ئۇچرىغان خىتايلار بىلهنجېدەل قىلدى.‏ ماشىنىلارنى ئۆرۈپ ئوت قويۇۋەتتى.‏ بۇ ئالا توپىلاڭدا خىتايلاردىنۋە ئۇيغۇرلاردىن ئۆلگهنلهر بولدى.‏ بۇ ۋەقهلهر يۈز بېرىۋاتقاندا،‏ ئامانلىقنى قوغداشكۈچلىرى شهههرنىڭ ههر كوچىسىدا بار بولسىمۇ،‏ بۇ ئىككى گۇرۇپپا ئارىسىدىكىكوچا توقۇنۇشىغا ئارىلاشمىدى ۋە ۋەقهلهرنىڭ تېخىمۇ زورىيىپ كېتىشىگه كۆزيۇمدى.‏ۋەقه ئهۋجىگه چىققاندا،‏ قوراللىق كۈچلهر خالىغانچه ئوق چىقىرىشقا باشلىدىۋە نۇرغۇنلىغان ئۇيغۇرنى كوچىلاردا ئېتىپ ئۆلتۈرۈۋەتتى.‏ بۇ قاتاردا قهشقهردىنكهلگهن ئۇيغۇرلار بىلهن بىرلىكته ‎2000‎غا يېقىن ئۇيغۇر بىر يهردىلا ئۆلتۈرۈلدى128


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانۋە جهسهتلىرى ئوت ئۆچۈرۈش ۋە ئهخلهت توشۇش ماشىنىلىرىغا بېسىپ ئېلىپكېتىلدى.‏ كوچىلار ئوت ئۆچۈرۈش ماشىنىلىرى بىلهن يۇيۇلدى.‏ ئىسمىنىئاشكارىلاشنى خالىمىغان شاهىدلىرىمىزنىڭ ئېيتىشىچه،‏ كوچىلاردا بېشىغائوق تېگىپ ئۆلگهن ئۇيغۇرلارنىڭ ئهتراپقا چېچىلغان مېڭىسى ۋە قاندىن ئهسهرقالمىدى،‏ يهنى دەلىل ئىسپات دەرهال يۇيۇپ تازىلىۋېتىلدى.‏ بۇ ۋەقهلهردىن كېيىن،‏شهههردە تېلېفون،‏ ئېنتېرنېت ۋە توك ئۈزۈۋېتىلدى.‏ كېچه سائهت ‎10‎دا توك قايتابېرىلىپ،‏ تاڭ ئاتقۇچه ئۆيمۇ ئۆي بېسىپ ئاختۇرۇش باشلاندى.‏ يۈزىنى يۆگىۋالغانخىتاي ئهسكهرلىرى ههر بىر ئۇيغۇر ئۆيىگه باستۇرۇپ كىرىپ،‏ چوڭ - كىچىك،‏ ئهر ئايال ئايرىماي تۇتقۇن قىلدى.‏ قارشىلىق قىلغانلار ئۆيىدە ئائىله ئهزالىرىنىڭ كۆزئالدىدا ئۆلتۈرۈۋېتىلدى.‏ تۇتقۇندىن ئامان قالغانلار ئهتىسى سهههردە ساقچىخانىلارغابېرىپ سۈرۈشته قىلغىنىدا،‏ ئۆي باسقانلارنىڭ ساقچى ئهمهسلىكى،‏ بۇ سهۋەبتىنتېرورلۇق ههرىكهت قاتارىدا تىزىمغا ئېلىنىدىغانلىقى ۋە ئېلىپ كېتىلگهنلهرنىڭيوقاپ كهتكهنلهر قاتارىدا تىزىملىنىدىغانلىقى جاۋابىنى ئالدى.‏ ئۇ كېچه ئېلىپكېتىلگهنلهردىن هېلىغىچه هېچقانداق خهۋەر ئېلىنمىدى.‏ بىر قىسمىنىڭجهسىدى ئائىلىسىگه تاپشۇرۇلدى،‏ قالغانلىرىنىڭ ئۆلىكىمۇ،‏ تىرىكىمۇ ئىز دېرەكسىز يوقاپ كهتتى.‏ بىر كۈن كېيىن،‏ خىتايلار خىتاي ئهسكهرلىرىنىڭهىمايىسى بىلهن ئۇيغۇرلار توپلىشىپ ئولتۇراقلاشقان رايونلارغا هۇجۇم قىلىشقاباشلىدى.‏ ئالدىدا خىتاي پۇقرالىرى،‏ ئارقىسىدا ئۇلارنى قوغداۋاتقان خىتايئهسكهرلىرىدىن تهركىپ تاپقان ئالىمان ئۇيغۇرلارنىڭ دۇككانلىرى،‏ ئۆيلىرىگه هۇجۇمقىلىپ،‏ تۇتۇۋالالىغان ئۇيغۇرنى كوچىدا ئۆلتۈردى.‏ دىققهت قىلىشقا ئهرزىيدىغانبىر نۇقتا،‏ خىتايلارنىڭ ههممىسىنىڭ قولىدا خىتاي ساقچىلىرى ئىشلىتىدىغانكالتهك بار بولۇپ،‏ ههممىسىگه بىر خىل كالتهك تارقىتىلغانىدى.‏خىتاي ساقچى تهشكىلاتىدا ئىشلهيدىغان ئۇيغۇر ساقچىلاردىن بهزىلىرىشاهىتلىرىمىزغا يىغلاپ تۇرۇپ كۆرگهنلىرىنى ئېيتىپ بهرگهن.‏ خىتايساقچىلىرى تۇتقۇن قىلىنغان،‏ ئۆيلىرىدىن مهجبۇرىي ئېلىپ كېتىلگهن قىزلارنىقىپ يالىڭاچلاپ،‏ قايتا - قايتا باسقۇنچىلىق قىلغان.‏ نهچچه كۈنلهپ ئاچ ۋەسۇسىز قالغان ئۇيغۇرلارغا يېمهك - ئىچمهك بېرىلمىگهن.‏ ئۇزۇن مهزگىل ئاچ ۋەسۇسىز قالغاندىن كېيىن،‏ ئۇلارغا تۇزلۇق سۇ بېرىلگهن.‏ تۇزلۇق سۇ ئىچكهنسېرىئۇسسىغان تۇتقۇنلار ئۆز سۈيدىكىنى ئىچكۈدەك دەرىجىدە ئهس - هوشىنى يوقىتىپ129


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقويغان.‏ مههبۇسلار مىخلىق كالتهكلهر بىلهن قاتتىق ئۇرۇلغان.‏ قىيىن - قىستاقداۋامىدا مههبۇسلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمى تاياق زەربىسى ۋە قان كۆپ چىقىپكېتىش سهۋەبىدىن ئۆلۈپ كهتكهن.‏ خىتاي ساقچىلىرى قىيىن - قىستاققا چىدىيالمايۋارقىرىغان،‏ يىغلىغانلاردىن بىزار بولغانلىرىنى نهق مهيداندا ئېتىپ تاشلىغان.‏تۈرمىلهردە يۈز بهرگهن ئههۋاللار بۇلاردىنلا ئىبارەت ئهمهس.‏ بۇ قىيىن - قىستاقلاردا بىركېچىدە 830 كىشى ئۆلتۈرۈلگهن.‏ بۇ 830 كىشىنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمىنىڭ جهسىتىكۆيدۈرۈلۈپ،‏ كۈللىرى ئهخلهتكه ئارىلاشتۇرۇلۇپ،‏ ئهخلهت مهيدانىغا تۆكۈۋېتىلگهن.‏بىر قىسىم جهسهتلهر ئائىلىرىگه ”5 - ئىيۇل توقۇنۇشىدا ئۆلگهن“لىكىگه دائىر بىرهۆججهتكه قول قويغۇزۇلغاندىن كېيىن،‏ قايتۇرۇپ بېرىلگهن.‏ بۇ ئۇسۇل بىلهن ساقچىلارقىيىن - قىستاقتا ئۆلمىگهنلىكى ههققىدە ئۈزلىرى ئۈچۈن ئىسپات تهييارلىغان،‏ئىككى تهرەپنىڭ توقۇنۇشىدا ئۆلگهنلهر قاتارىدا تىزىمغا ئالغان.‏ قىيىن - قىستاقلاربۇلار بىلهنلا تۈگىمهيدۇ.‏ بىر قىسىم تۇتقۇنلارنىڭ بېلىدىن گهردىنىگىچه بولغانقىسمى هۆل لۆڭگه بىلهن يۆگىلىپ،‏ لۆڭگه يۆگهلگهن كالتهكلهر بىلهن ئۇرۇلغان.‏بۇنداق قىلغاندا،‏ مههبۇسنىڭ بهدىنىدە هېچقانداق تاياق ئىزى قالمايدۇ،‏ ئهمما ئىچكىئورگانلار قاتتىق زەخمىلىنىدۇ.‏ مۇشۇنداق قىينالغان ئۇيغۇرلار قويۇپ بېرىلگهنبولسىمۇ،‏ ئىچكى ئورگانلىرى ئېغىر زەخمىلهنگهنلىكى ئۈچۈن بىر - ئىككى كۈنئىچىدە ئۆلۈشكه باشلىغان.‏ دوختۇرخانىلاردا بېرىلگهن ئۆلۈم سهۋەبى ئىسپات خهتلىرىگهتۇيۇقسىز يۈرەك سىقىلىش،‏ يۈرەك كېسىلى قوزغۇلۇش دېگهندەك سهۋەبلهر يېزىلغان.‏مانا بۇ ۋەهشىيلىكلهرنى ئۆز كۆزلىرى بىلهن كۆرگهن تۆت نهپهر ئۇيغۇر ساقچى ئهلهمگهچىدىماي ئۆزىنى ئۆلتۈرۈۋالغان.‏ ئۆز مىللىتىدىن بولغان ئۇيغۇرلارغا قىيىن - قىستاقئېلىپ بارغان ئۇيغۇر ساقچىلىرىنىڭ ئېيتقانلىرىغا ئادەمنىڭ ئىشهنگۈسى كهلمهيدۇ.‏قىيىن - قىستاق ۋە سوراقلارنى ئۇيغۇر ۋە خىتاي ساقچىلار بىرلىكته ئېلىپ بارغان.‏ئۇيغۇر ساقچىلىرى تۇتقۇن ئۇيغۇرنى ئۇرۇپ،‏ كىملهر بىلهن كۆرەشكهنلىكىنى،‏ نامايىشنىكىملهرنىڭ تهشكىللىگهنلىكىنى،‏ يېنىدا كىملهرنىڭ بارلىقىنى سورىغان.‏ تۇتقۇنتاياققا بىر مۇددەت چىدىغاندىن كېيىن،‏ يېنىدىكىلهرنى ئېيتىپ بېرىشكه باشلىغان.‏ئۇيغۇر ساقچى خىتاي ساقچىنىڭ ئالدىدا ئىقرار قىلماسلىقى ۋە باشقا تونۇشلىرىنى دەپبهرمهسلىكى ئۈچۈن تېخىمۇ قاتتىق ئۇرۇشقا باشلىغان.‏ قاتتىق تاياق يېگهن تۇتقۇنههممهيلهننىڭ ئىسمىنى ئېيتىپ بېرىشكه باشلىغان.‏ ئىسىملار ئېيتىلغانسېرى،‏ئۇيغۇر ساقچى يهنه كۆپ گهپ قىلمىسۇن دەپ ئۇيغۇر تۇتقۇننى ئۆلگۈدەك ئۇرغان.‏ يهنهبىر ساقچىنىڭ ئېيتقانلىرى تېخىمۇ ۋەهشىيانه بولۇپ،‏ ئانىسى بىلهن بىرگه تۇتقۇن130


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانقىلىنغان بىر قانچه ئايلىق بوۋاقلار ئانىلارنىڭ كۆزلىرى ئالدىدا بوينى قايرىلىپ،‏دەرياغا تاشلىۋېتىلگهن . 49ۋەقهدىن كېيىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇرلارغا ئۆلۈم جازاسى بهرمهكته،‏ ئۇيغۇرلارغابېرىلگهن ئۆلۈم جازالىرىنىڭ قهيهردە ئىجرا قىلىنغانلىقى نامهلۇم.‏ جهسهتلىرىنىڭئائىلىرىگه تاپشۇرۇپ بېرىلگهن ياكى بېرىلمىگهنلىكىمۇ ئېنىق ئهمهس . 50 تۈركىيهئىستراتېگىيىلىك ئانالىز مهركىزى ‏(‏TÜRKSAM‏)نىڭ باشلىقى سىنانئوگان،‏ مۇنۇلارنى بايان قىلماقتا:‏ ‏«يېقىنقى مهزگىللهردە ئىقتىسادىي تهرەققىياتۋە ئىقتىسادىي مهسىلىلهر بىلهن تىلغا ئېلىنىشقا باشلىغان خىتاي،‏ شهرقىيتۈركىستان رايونىدا مهيدانغا كهلگهن مىللىي توقۇنۇش بىلهن دۇنيا كۈنتهرتىپىگهكىردى.‏ شهرقىي تۈركىستاندا - 2009 يىل – 5 ئىيۇل كۈنى باشلانغان ۋە كېچهبويىچه داۋاملاشقان ۋەقهلهر ئهسلىدە نورمال بىر ئىش تالىشىش جېدىلىدىنباشلانغاندەك كۆرۈنمهكته ياكى شۇنداق كۆرسىتىلمهكته.‏ لېكىن،‏ ۋەقهنىڭ باشقانېگىزلىك سهۋەبلىرى بار.‏ دۇنيانىڭ ئهڭ كۆپ نوپۇسىغا ئىگه بولغان ۋە بىر قانچهدۆلهتكه تههدىت بولۇپ تۇرىۋاتقان خىتاي،‏ ئهسلىدە ئىچكى جهههتتىن ئۇيۇشقانبىر دۆلهت ئهمهس.‏ ئۇزۇندىن بېرى يۈرگۈزۈۋاتقان باستۇرۇش سىياسىتى بىلهنتېنچلىقنى قولغا كهلتۈرەلمىدى.‏ شهرقىي تۈركىستانغا يېقىنقى مهزگىللهردەيهرلهشتۈرۈلگهن خىتاي نوپۇسى بىلهن يهرلىك ئۇيغۇر تۈركلىرى ئارىسىدىكىزىددىيهت ناهايىتى ئۆتكۈر بولۇپ،‏ توقۇنۇش كېلىپ چىقىش ئېهتىمالى ئىنتايىنيۇقىرى ئىدى.‏ بۇ توقۇنۇش سهۋەبلىرى ههرخىل يوللار بىلهن ئوتتۇرىغا چىقىۋاتقانبولسىمۇ،‏ لېكىن خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن بىر ئاماللار بىلهن باستۇرۇلۇپكېلىۋاتقانىدى.‏ بولۇپمۇ،‏ - 11 سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ بهزى ئۇيغۇرلارنىڭگۇانتانامودا ‏”رادىكال ئىسلامچى تېرورىست“‏ دەپ تۇتقۇن قىلىنىشى،‏ ئهسلىدەبېيجىڭ هاكىمىيىتىگه تېپىلماس بىر پۇرسهت يارىتىپ بهردى ۋە ئاسىلىماتسىيهسىياسىتىگه قارشى چىققان بارلىق ئۇيغۇر ‏”ئىسلامچى تېرورىست“‏ نامى بىلهنئۆلۈمگه هۆكۈم قىلىنىپ كهلدى»‏ . 51قىسقىچه قىلىپ ئېيتقاندا،‏ خىتاي بۇرۇنقى ئادىتىنىڭ دەل ئهكسىچه،‏ مۇشۇنداقبىر ۋەقهدىن كېيىن بۇ خىل باياناتلار ئېلان قىلىپ،‏ بۇنىڭدىن كېيىن قىلىدىغانئىشلىرى ئۈچۈن دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭ كۆزىنى بويىماقچى بولۇۋاتىدۇ . 52131


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىزاهاتلار:‏‏،« ئىيۇل ئۈرۈمچى ۋەقهسى 5» .1http://www.turkbirlik.gen.tr/lang-tr/Haberler/112-sherqi-<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.htmlhttp://yenisafak.com.tr/ ‏،«قىزلىرىنى كۆرەلمىدى»‏ .2Dunya/?t=30.06.2009&c=4&i=198020‏،« ئهسىرنىڭ كۈۋەيتىدە مالىمانچىلىق 21» .3http://www.newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723http://www.turkbirlik. ‏،« ئىيۇل ئۈرۈمچى ۋەقهسى 5» .4gen.tr/lang-tr/ Haberler/112-sherqi-<strong>turkistan</strong>/902-5-temmuz-urumci-olayi.htmlئارزۇ جهلالىفهر ئهكىنجى:‏ ‏«ئىككى مۇسۇلمان .5دۆلهتنىڭ ئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقىغا تۇتقان پهرقلىق‏،«پوزىتسىيىسىhttp://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1010خىتايدىكى ۋەقهلهرنىڭ ئىرقىي قىرغىنچىلىقتىن»‏ .6‏،«پهرقىي يوقasp?cat=110&dt=2009/07/10&id=158280‏.ئارزۇ جهلالىفهر ئهكىنجى،‏ يۇقىرىقى ماقاله .7ttp:// ‏،«ئۇيغۇرلار ئۈچۈن غايىبانه جىنازا نامىزى ئوقۇلدى»‏ .8yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=10.07.2009&i=197713كوجاتهپه ۋە فاتىه جامهلىرىدىكى نامازدا خىتايغا لهنهت»‏ .9‏«ئېيتىلدىhttp://www.haber7.com/haber/20090710/KocatepeFatihte-Cine-namazli-kinama.php‏،«دەۋلهت باغچهلىدىن شهرقىي تۈركىستان چاقىرىقى»‏ .10http://www.turkkonseyi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=125:bahceldendou-tuerkstan-carisi&catid=8:tuerkduenyasi&Itemid=7سائادەت پارتىيىسىدىن ئۈرۈمچىنى قوللاش»‏ .11‏،«يىغىلىشىhttp://www.8sutun.com/haberdetay.asp?tarih=20.01.2010&Newsid=45465&Categoryid=7چاغلاياندا مىڭلىغان كىشى خىتايغا قارشى نامايىش»‏ .12http://www.istkaradeniz.com/haberdetay. ‏،«ئۆتكۈزدىasp?ID=1339http:// ‏،«چاغلايان مهيدانىدا خىتايغا قارشى نامايىش»‏ .13www.cnnturk.com/2009/turkiye/07/12/caglayan.http://www.haberturk.com/haber.meydaninda.cin.protestosu/534722.0/index.htmlچاغلاياندا مىڭلىغان كىشى خىتايغا قارشى نامايىش»‏ .14‏،«ئۆتكۈزدىhttp://www.showhaber.com/164327/guncel/caglayanda-binlerce-kisi-cini-protesto-etti.htmlسائادەت پارتىيىسى يىغىلىشى خىتاينى»‏ .15‏،«غهزەپلهندۈردىhttp://haberalemi.net/110500_Saadet-Partisi-nin-Mitingi%C2%A0-Cin-i-%C2%A0Kizdirdi!.htmlيۈز مىڭلىغان كىشىنىڭ غهزەپ نهپرىتى تهسىر پهيدا»‏ .16‏،«قىلدىhttp://www.milligazete.com.tr/haber/cin-kendine-gel-134228.htm‏،«دىن خىتايغا:‏ ‏”قهتلىئامنى توختات!“‏ چاقىرىقى «İHH .17http://www.yeniasya.com.tr/2009/07/23/haber/butun.htm‏،«ئۇيغۇرلارنىڭ يۇنۇس بېلىقىچىلىكمۇ قىممىتى يوق»‏ .18http://yenisafak.com.tr/Politika/Default.aspx?t=08.07.2009&i=197230, http://www.timeturk.com/uygur-turkunun-balina-kadar-degeri-yok-mu--81393-haberi.html‏،«باهار باكىر:‏ ‏«دۇنيا خىتاينى ئهيىبلىمهكته .19http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1115245&Date=08.07.2009&b=Dunyadan%20tepki%20yagiyorئۈرۈمچى ۋەقهلىرى ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىنى»‏ .20‏،«ههرىكهتلهندۈردىhttp://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=867389&title=urumcideki-olaylar-iktyi-hareketlendirdiئامېرىكىنىڭ ئۈرۈمچى قهتلىئامى ههققىدىكى تۈنجى»‏ .21‏،«باياناتىhttp://www.samanyoluhaber.com/h_304768_abddenkatliama-iliskin-ilk-aciklama.htmlhttp://www. ‏«!ۋەهشىيلىكنى توختىتىڭلار»‏ .22mehmetcik.gen.tr/haber.php?haber_id=4312‏،«فرانسىيه ئۈرۈمچىدىكى ۋەقهلهردىن ئهندىشه قىلماقتا»‏ .23http://www.thenews.com.pk/updates.asp?id=82347دىپلوماتىيه مېنىستىرلىكى ئۈرۈمچى ۋەقهسىدىكى»‏ .24‏،«زوراۋان قىلمىشلارغا قارشىhttp://www.swissinfo.ch/eng/news_digest/132


سېيىت تۈمتۈرك / 5 - ئىيۇلدىن كېيىنكى شهرقىي تۈركىستانhttp://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=6.7.2009&ArticleID=943840‏،«شهرقىي تۈركىستاندا مۇسۇلمانلارغا تۆهمهت»‏ .38http://www.haber7.com/haber/20090904/D-Turkistanda-Muslumanlara-suclama.phpخىتاي هاكىمىيىتى بهش نهپهر ئۇيغۇرغا ئۆلۈم جازاسى»‏ .39‏،«بهردىhttp://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=63a6807f-0f48-48fd-975c-79d18f433c5dhttp://www.edebiyatciturk. ‏،«ئاخبارات يىغىنى 1» .40com/arsiv/basin-bilgilendirme-1.htmlhttp://yenisafak. ‏،«ئات!“‏ بۇيرۇقى ۋاڭ ‏(لېچۈەن)دىن“»‏ .41com.tr/Dunya/?t=14.07.2009&i=198390http://www. ‏،«كوممۇنىست پارتىيهدىن غهلىته بۇيرۇق»‏ .42porttakal.com/haber-komunist-partiden-sok-emir-370906.html‏،« ئىيۇل ۋەقهسىنىڭ ماهىيىتى 5» .43http://groups.google.com/group/hadisgentr/browse_thread/thread/2366ad5ceedd972b?hl=tr‏،«رابىيه قادىرنىڭ ئۈرۈمچىدىكى بىنالىرى چېقىلىدۇ»‏ .44http://www.voanews.com/turkish/archive/2009-09/2009-09-08-voa17.cfm?moddate=2009-09-08‏،«خىتاي قهدىمىي قهشقهر شههىرىنى چېقىۋاتىدۇ»‏ .45http://www.yenidenergenekon.com/403-cin-tarihikasgar-sehrini-yikiyor‏«قهدىمىي قهشقهرنى قوغداش ئۈچۈن چېقىش كېرەكمۇ؟»‏ .46http://www.arkitera.com/h41840-antik-kasgarikorumak-yikmaktan-mi-geciyor.htmlقهشقهر خهلقنىڭ بىخهتهرلىكى ئۈچۈن»‏ .47http://www.dunyabulteni.net/ ‏،«چېقىلىۋېتىپتىمىشnews_detail.php?id=102586http://www.turksam.org/ ‏:«فاتىمه شهبنهم ئهرجان»‏ .48gencbakis/a1811.htmlhttp://www. ‏،«ئۈرۈمچىدە خىتاي ئىسكهنجىسى»‏ .49timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=15441http://haber. ‏،«خىتاي 196 نهپهر ئۇيغۇرنى ئوققا تۇتتى»‏ .50nazlimcafe.com/etiket/uygur-turkleriئوگان:‏ خىتايدىكى ۋەقهلهر تۈركىيهنىڭ كۈنتهرتىپىنى»‏ .51‏،«ئۆزگهرتىۋېتىشى مۇمكىنhttp://www.nethabercilik.com/haber/ogan-cindekiolaylar-turkiye-gundemini-degistirebilir.htmhttp://www. ‏«شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى نېمه؟»‏ .52the.org.tr/2009/10/13/<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-sorunu-nedirViolence_in_Xinjiang_worries_foreign_ministry.html?cid=7499024خىتايغا قارشى ئۆتكۈزۈلگهن نامايىشتا 1400 كىشى»‏ .25‏،«ئۆلدىhttp://www.ndtv.com/news/world/1400_people_detained_in_china_riots.phpخىتاي قازاق پۇقرالىرىغا ۋىزا بېرىشنى ۋاختىنچه»‏ .26‏،«توختىتىپ قويدىhttp://www.rferl.org/content/China_Suspends_Visas_To_Kazakhs_For_Xinjiang/1771643.htmlقازاقىستان تاشقى ئىشلار مېنىستىرلىقى:»‏ .27قازاقىستانلىق مىڭغا يېقىن پۇقرا ۋەقه يۈز بېرىۋاتقاندا‏«شىنجاڭدىن چىقىپ كهتتىhttp://en.ca-news.org/news/76911رۇسىيه:‏ شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونىدىكى ۋەقهلهر»‏ .28‏،«خىتاينىڭ ئىچكى مهسىلىسىhttp://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1115424&Date=08.07.2009&Kategori=dunya&b=Rusya:%20Sincan%20Uygur%20Ozerk%20Bolgesindeki%20olaylar%20Cinin%20icisleri‏،«خىتاينىڭ شىنجاڭ رايونىدا يېقىندا يۈز بهرگهن ۋەقه»‏ .29http://www.slmfa.gov.lk/index.php?option=com_content&task=view&id=2025&Itemid=75خىتاي ئۈرۈمچىدە ئادىل ۋە بىتهرەپ مههكىمه قۇرۇشى»‏ .30لازىم»،‏ ‏”خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى“‏ (2009 يىل 7 ‏.(ئاينىڭ 7 كۈنىئىنسان ههقلىرى كۆزىتىش تهشكىلاتى:‏ خىتاي ب د ت»‏ .31‏»ههيئىتىنىڭ شىنجاڭغا كىرىشىگه يول قويسۇنhttp://www.bianet.org/bianet/dunya/115708-hrw-cinsincan-icin-bm-heyetine-kapilarini-acsinhttp:// ‏،«مههمهت ئايدەمىر:‏ ‏«قاچۇرۇلغان ئۇيغۇر قىزلىرى .32www.turansam.org/makale.php?id=392شهرقىي تۈركىستان ئۈچۈن نېمه ئىش قىلىپ»‏ .33http://www.milligazete.com.tr/makale/ ‏«بېرىۋاتىمىز؟<strong>dogu</strong>-<strong>turkistan</strong>-icin-ne-yapiyoruz-134889.htmhttp://www. ‏،« ئهسىرنىڭ كۇۋەيتىدە مالىمانچىلىق 21» .34newsweekturkiye.com/haberler/print_page/30723دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ مۇئاۋىن رەئىسى سېيىت“‏ ،35‏”تۈمتۈرك بىلهن سۆهبهتhttp://www.milligazete.com.tr/haber/dunya-uygurkurultayi-baskan-yardimcisi-seyit-tumturk-ilesoylesi-133688.htmئۈرۈمچىدىكى بۇزغۇنچىلىق ۋەقهسى دۇنيا ئۇيغۇر»‏ .36‏«قۇرۇلتىيىنىڭ ههقىقىي قىياپىتىنى ئاشكارىلاپ بهردىhttp://turkish.cri.cn/781/2009/07/06/1s116667.htmخىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇر ئىسيانىنى يهنه قانلىق»‏ .37‏،«باستۇردى133


تسېتېن سامدۇپ چوئېكياپائىنگىلىزچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ ئهركىن ئۇيغۇرئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهتمهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىقىسقىچه مهزمۇنىبۇ ماقاله تىبهتنىڭ تارىخى ۋە كوممۇنىست خىتاي هۆكۈمرانلىقى ئاستىدىكىهازىرقى ئههۋالىنى قىسقىچه ئوتتۇرىغا قويىدۇ.‏ بۇ ماقالا دالاي لامانىڭ تىبهتمهسىلىسىنى زوراۋانلىقتىن خالىي بولغان ئوتتۇرا يول ئۇسۇلى بىلهن،‏ يهنى خىتايئاساسىي قانۇنىنىڭ پرىنسىپلىرى ۋە بهلگىلىمىلىرىگه ماس هالدا مۇستهقىللىقتهلهپ قىلىش ئورنىغا ههقىقىي ئاپتونومىيه تهلهپ قىلىدىغان ئوتتۇرا يول ئۇسۇلىغائاساسهن ئۆزئارا پايدىلىق ۋە قوبۇل قىلىشقا بولىدىغان چارىلهرنى تېپىشنى مهقسهتقىلىدىغان خىلمۇ خىل تهشهببۇسلىرىنى ئهكىس ئهتتۈرۈپ بېرىدۇ.‏مهن بىر تىبهتلىك،‏ بىراق ۋەتىنىمنى كۆرۈپمۇ باقمىدىم.‏ مۇستهقىل دۆلهتهېسابلىنىدىغان تىبهت كوممۇنىست خىتاي تهرىپىدىن - ١٩٤٩ ١٩٥٠يىللىرى ئىشغال قىلىندى.‏ تىبهت خهلقى - ١٩٥٩ يىلى - ١٠ مارتتا كوممۇنىستخىتايلارغا قارشى قوزغالدى،‏ لېكىن ئۇ قوزغىلاڭ قاتتىق قىرغىنچىلىق بىلهنباستۇرۇلدى.‏ ئاتا - ئانام مىڭلىغان تىبهتلىكلهرگه ئوخشاش ئۆزلىرىنىڭ سهرگهرداندالاي لاماسىغا ئهگىشىپ چىققان.‏ مهن نېپالدىكى مۇساپىرلار لاگېرىدا تۇغۇلغان.‏مهن بېشىمنى تىك تۇتقان هالدا تىبهتكه قايتىدىغان بىر كۈنگه تهقهززا.‏تىبهتنىڭ قىسقىچه تارىخىتىبهتنىڭ دۆلهت قۇرۇش تارىخى مىلادىدىن ئىلگىرىكى ١٢٧- يىللارغا قهدەرسوزۇلىدۇ.‏ مىلادى ٦١٧- يىلى،‏ تىبهتنىڭ - ٣٣ پادىشاهى سوڭزەن گهمبۇ تهختكهچىقىپ،‏ تارىختا تۇنجى قېتىم پۈتۈن تىبهتنى غهلىبىلىك هالدا بىرلىككهكهلتۈرگهن.‏ پادىشاه سوڭزەن گهمبۇ نېپال ۋە خىتاي مهلىكىلىرىگه ئۆيلهنگهن.‏ خىتاي135


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمهلىكىسى بىلهن قىلىنغان توي خىتاي بىلهن تىبهت ئارىسىدىكى ههمكارلىق ۋەتېنچلىقنى قولغا كهلتۈرۈش ئۈچۈن قىلىنغان توي دەپ قارىلىدۇ.‏ خىتاينىڭ يۇەنسۇلالىسى مهزگىلىدە (١٢٧١ - ١٣٦٨)، مۇڭغۇل پادىشاه چىڭگىزخان خىتاينى ئۆزئىچىگه ئالغان ئاسىيانىڭ كۆپ قىسىم يهرلىرىنى بويسۇندۇرغان.‏ خىتاي:‏ «١٣ -ئهسىردىن بېرى تىبهت خىتاينىڭ بىر قىسمى بولۇپ كهلگهن»‏ دەيدۇ.‏ شۇڭلاشقا،‏تىبهتنىڭ ههقلىرىگه خىتاي ئهمهس،‏ بهلكى تىبهت ۋە خىتاينىڭ ههقلىرى ئۈچۈنمۇڭغۇلىيه سۆز قىلالايتتى.‏ - ١٥٧٨ يىلى ‏«ئهقىل - پاراسهت ئوكيانى»‏ دېگهن مهنىنىبىلدۈرىدىغان دالاي لاما ئىسمىنى بهرگهنلهر موڭغۇل هۆكۈمدارلىرى ئىدى.‏ - ١٦٥٢يىلى خىتاينىڭ چىڭ خانىدانلىقى - ٥ دالاي لامانى مۇستهقىل تىبهت دۆلىتىنىڭرەهبىرى سۈپىتىدە قوبۇل قىلىپلا قالماستىن،‏ بهلكى يهنه ئۇنى يهر يۈزىدىكى ئىلاهدەپ تونىغان.‏ تىبهتنىڭ خىتاي خاندانلىقلىرى بىلهن بولغان مۇناسىۋەتلىرى چو-‏يون ‏(پوپ-قوللىغۇچى)‏ نامىدا تهسۋىرلهنگهن بولۇپ،‏ دالاي لاما خىتاي خانىدانىنىڭروهىي قوغدىغۇچىسى بولغان.‏٢٠٠٠ يىلدىن ئارتۇقراق يازما تارىخى بىلهن،‏ تىبهت خىتاي هۆكۈمرانلىقىدىنخېلى بۇرۇنلا مۇستهقىل ئىگىلىك هوقۇقلۇق دۆلهت سۈپىتىدە مهۋجۇت ئىدى.‏تىبهت قوشنا دۆلهتلهر بىلهن نۇرغۇنلىغان توختاملارنى تۈزگهن.‏خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ تىبهت تارىخىغا بولغان قارىشى تىبهتلىكلهرنىڭقارىشىدىن پهرقلىق.‏ تارىخىي ئۆتمۈشكه ئايلانغان هادىسىنى تۈزىتىش مۇمكىنئهمهس.‏ ئهمما،‏ دالاي لامانىڭ ئورنى كهلگۈسىگه يۈزلهنگهن.‏ ئۇ خىتاي خهلقجۇمهۇرىيىتى ئىچىدىكى تىبهت ئۈچۈن ئۆز ئارا پايدىلىق بولغان ئورتاق كهلگۈسىنىيارىتىش يولىدا توسالغۇ بولۇش ئۈچۈن بۇ تارىخىي پهرقلهرنى پهيدا قىلىش ئارزۇسىدابولۇۋاتقىنى يوق.‏خىتاينىڭ تاجاۋۇز قىلىپ كىرىشى بىلهن بىر مىليون ئىككى يۈز مىڭدىنئارتۇق تىبهتلىك ئۆلدى.‏ بۇ رەقهم ئالته مىليون نوپۇسلۇق تىبهت خهلقىنىڭبهشتىن بىرىگه تهڭ كېلىدۇ.‏ تىبهتته - ١٩٥٩ يىلىدىن ئىلگىرى بار بولغان ٦٢٥٩مۇناستىر ۋە ئىبادەتخانىلاردىن هازىرغا قهدەر خىتاينىڭ بۇزغۇنچىلىقى تۈپهيلىدىنپهقهت سهككىزىلا ساقلىنىپ قالغان.‏تىبهت تساڭ،‏ كام ۋە ئامدو قاتارلىق ئۈچ رايوندىن تهركىپ تاپقان،‏ لېكىن136


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىخىتاي هاكىمىيىتى تىبهتكه تاجاۋۇز قىلىپ كىرگهندىن كېيىن،‏ تىبهتنىبهش رايونغا بۆلۈۋەتتى.‏ تىبهت ئاپتونوم رايونى ١٩٦٥- يىلى قۇرۇلدى ۋە تىبهتنىڭشهرقىي يېرىمى چىڭخهي،‏ يۈننهن،‏ گهنسۇ ۋە سىچۈەن ئۆلكىلىرىگه قوشۇۋېتىلدى.‏خىتاينىڭ تىبهت دەپ تىلغا ئېلىپ كېلىۋاتقىنى پهقهت تىبهت ئاپتونوم رايونىنىلاكۆرسىتىدۇ.‏بىرلهشكهن دۆلهتلهر تهشكىلاتى تىبهت ههققىدە ئۈچ تۈرلۈك قارار ئوتتۇرىغاقويغان بولۇپ،‏ ئۇلارنىڭ تارىخى ئايرىم-‏ ئايرىم هالدا،‏ ١٩٦١ ١٩٥٩، ۋە ١٩٦٥ يىللار‏(قارار:‏ ١٧٢٣ ١٣٥٣، ۋە ٢٠٧٩). بۇ قارارلار تىبهت خهلقىنىڭ ئۆز تهقدىرىنى ئۆزىبهلگىلهش،‏ پهرقلىق بولغان مهدەنىيهت ۋە دىنىي هاياتىنى هۆرمهت قىلىش قاتارلىقهوقۇقلىرىنى ئۆز ئىچىگه ئالىدىغان،‏ تىبهت خهلقىنىڭ ئهڭ ئاساسلىق ئىنسانىيههق - هوقۇقلىرىنى ۋە ئهركىنلىكىنى هۆرمهت قىلىشقا چاقىرىق قىلاتتى.‏بۈگۈنكى تىبهتبۈگۈنكى تىبهت ئۆز تارىخىدىكى ئهڭ قىيىن مهزگىلنى بېشىدىن كهچۈرۈۋاتىدۇ.‏خىتاي هۆكۈمىتى بىزنىڭ دىنىمىز،‏ مهدەنىيىتىمىز،‏ تىلىمىز ۋە تۇرمۇشئادەتلىرىمىزنى ۋەيران قىلىشنى مهقسهت قىلغان سىياسهتلهرنى يۈرگۈزۈۋاتىدۇ.‏- ٢٠٠٨ يىلى مارتتا،‏ تىبهتنىڭ يېڭى نهسىللىرى – راهىب،‏ راهىبه،‏ ئوقۇغۇچىۋە باشقا كىشىلهر خىتاينىڭ ٤٩ يىللىق باسقۇنچىلىقى ۋە كهمسىتىشلىرىگهقارشى قوزغالدى.‏ بۇ تېنچلىقپهرۋەر نامايىش ۋەهشىيلهرچه باستۇرۇلدى.‏ ‎٢٠٠‎دىنئارتۇق تىبهتلىك ئۆلتۈرۈلدى،‏ ‎٦٥٠٠‎دىن ئارتۇق تىبهتلىك قولغا ئېلىندى.‏ شۇنىسىئېنىقكى،‏ ئهسلى سان ئېلان قىلىنغان ساندىن نهچچه ههسسه كۆپ.‏ ئۆتكهن يىلىئىككى تىبهتلىككه ئۆلۈم جازاسى بېرىلدى ۋە نۇرغۇنلىرىغا مۇددەتسىز قاماق جازاسىبېرىلدى.‏ - ٢٠٠٨ يىلى باهاردىن بېرى،‏ بۇ تىبهتلىكلهر تۇتۇپ تۇرۇلىۋاتىدۇ ياكىقاماق جازاسىغا هۆكۈم قىلىنىۋاتىدۇ.‏٢٠٠٨ يىلى باهاردىكى تىبهت نامايىشلىرىدىن بېرى،‏ تىبهتنىڭ سىچۈەنگهقوشۇۋېتىلگهن يهرلىرى روشهن هالدا بۈگۈنكى تىبهتنىڭ پۈتۈن مهسىلىلىرىئىچىدىكى مهركىزى نۇقتىغا ئايلاندى.‏ يېقىن ئۆتمۈشىمىزدە،‏ سىياسىههرىكهتلهرنىڭ ئۈستۈنلۈكى تىبهت ئاپتونوم رايونىدىن يۆتكهلدى.‏ تىبهتتىكىهازىرقى كىرزىس نهچچه ئون يىلدىن بۇيانقى خىتاي باسقۇنچىلىقى – ئىنسان137


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىههقلىرىنىڭ دەپسهندە قىلىنىشى،‏ تىبهت خهلقىنىڭ مهدەنىيهت ۋە سىياسهتجهههتتىكى كهمسىتىلىشلىرىنىڭ نامايهندىسىدۇر.‏خىتاي خهلق ئازادلىق ئارمىيىسىنىڭ ئاساسلىق بىرلىكلىرىنى ئۆز ئىچىگهئالغان تانكىلار ۋە تىك ئۇچار ئايروپىلانلار تىبهتتىكى نامايىشچىلارنى باستۇرۇشقاقاتناشقان.‏ لىخاسا كوچىلىرىغا 90-T قوراللىق ههربىي ماشىنىلىرى ۋە 92-Tچاقلىق ههربىي ماشىنىلار ئورۇنلاشتۇرۇلغان.‏ئىقتىساد ژۇرنىلىنىڭ ٢٠١٠- يىلى ٤- فېۋرالدىكى سانىدا ئېلان قىلىنغانبىر ماقالىدا:‏ ‏«تىبهتنى مۇقىم تۇتۇپ تۇرۇۋاتقىنى تهرەققىيات ئهمهس،‏ بهلكىيهنىلا بېسىم»‏ دەپ يېزىلغان.‏ گهرچه تىبهتلىكلهر خىتاينىڭ - ٥٠ ٦٠ يىللىقئىشغالىيىتى ئاستىدا ياشاپ كېلىۋاتقان بولسىمۇ،‏ لېكىن تىبهتته ياشاۋاتقانلارنىڭروهى سهرگهردان تىبهتلىكلهرنىڭكىدىن كۆپ ئۇلۇغ ۋە كۈچلۈكتۇر.‏نوپۇس يۆتكهش ۋە ئىرقىي كهمسىتىش كۈچهيمهكتهبېيجىڭنىڭ تىبهتكه كهڭ كۆلهمدە خىتاي كۆچمهنلىرىنى يۆتكهش سىياسىتىۋە خىتاي چوڭ مىللهتچىلىكى تىبهتتىكى تىبهتلىك ۋە خىتايلار ئارىسىدىكىيىرىك مۇناسىۋەتنى كۈچهيتىۋەتتى.‏ - ٢٠٠٦ يىلى ئېچىلغان چىڭخهي - تىبهتتۆمۈر يولى خىتاي ئاققۇنلىرىنىڭ تىبهتكه ئېقىشىنى تېزلهشتۈرىۋەتتى.‏ ههركۈنى بېيجىڭدىن لىخاساغا بارىدىغان يۇقىرى سۈرئهتلىك پويىز بىلهن مىڭلىغانخىتاي ئاققۇنلىرى خىتايدىن تىبهتكه سهپهر قىلىدۇ.‏ خىتاي ئاققۇنلىرىنىڭتىبهتكه ئېقىپ كىرىشىنىڭ مهقسىدى تىبهتلىكلهرنى ئۆز يۇرتىمىزدا ئاز سانلىققائايلاندۇرۇش بولۇپ،‏ بۇ خىتاينىڭ تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىشتا تۇتقان ئهڭئاخىرقى يولىدۇر.‏تىبهت خهلقىنىڭ - ٢٠٠٨ يىلى مارتتىكى نامايىشلىرىنى ‏«بۇلاڭ-‏ تالاڭقىلىش،‏ كۆيدۈرۈش،‏ بۇزۇپ - چېقىش جىنايى قىلمىشى»‏ دەپ قارىغان خىتايهۆكۈمىتىنىڭ ئۆز ئورنىنى قاتتىق قوغداشقا ئۇرۇنۇشىغا قارىتا،‏ بېيجىڭدىكىئادۋۇكاتلار تهشكىلاتى ۋە ئهركىن ئاساسىي قانۇن تهشهببۇسچىلىرى (OCI)- ٢٠٠٩ يىلى ٥- ئايدا خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئورنىنى تهۋرىتىدىغان ۋە خىتايهۆكۈمىتىنىڭ سىياسهتتىكى خاتالىقىنىڭ تىبهت خهلقىنىڭ هۆكۈمهتكه قارشىنامايىشىغا سهۋەبچى ئىكهنلىكىنى ئوتتۇرىغا قويىدىغان،‏ كهڭ تهسىر قوزغىغان بىر138


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىدوكلات ئېلان قىلدى.‏تىبهت ياشلىرى ئارىسىدىكى ئىشسىزلىق نىسبىتىنىڭ بۇنداق يۇقىرىبولۇشىنىڭ ئاساسلىق سهۋەبى تىبهتتىكى رەسمىي مائارىپ تىلىنىڭ خىتايچهبولۇشىدۇر.‏ بېيجىڭ تىبهتتىكى ئوتتۇرا مهكتهپ ۋە ئالىي مهكتهپلهرنى پۈتتۈرگهنلهرگهئىش كاپالىتى بېرىدىغان سىياسىتىنى ئاخىرلاشتۇردى،‏ ئېتنىك تىبهتلهرگهتېخىمۇ كۆپ قىيىنچىلىقلارنى ياراتتى.‏ ‏”سېدنىي ئهتىگهنلىك خهۋىرى“نىڭ ٢٠٠٨- يىللىق دوكلاتىغا ئاساسلانغاندا،‏ بىر خىتاي ئهمهلدارى بېيجىڭدىكى ئاۋسترالىيهدىپلوماتلىرى ۋە ئاكادېمىكلىرىگه مۇنداق دېگهن:‏ ‏«خىتاي كۆچمهنلىرى بىلهنبىرلىكته،‏ خىتاي هۆكۈمىتىدىن تهرسا ۋە ئىشسىزلار بىلهن تولۇپ كهتكهن تىبهتكهپۇل ئاقىدىغان دەريامۇ توختىدى».‏تىبهتنىڭ شهههر - بازارلىرى خىتاي كۆچمهنلىرىنى ئورۇنلاشتۇرىدىغان يېڭىقهۋەتلىك بىنالار بىلهن توشۇپ كهتكهن.‏ بېيجىڭ بۇ خىتاي كۆچمهنلىرىنىڭتىبهتتىكى هاياتىنى تېخمۇ پاراغهتكه ئېرىشتۈرۈش ئۈچۈن مىلياردلارچه دوللار سهرپقىلىدۇ.‏ تىبهتتىكى تىبهتلىكلهر كونا ئۆيلهردە ياشاۋاتىدۇ ۋە ئۆز يۇرتىدا ئىككىنچىسىنىپ مۇئامىلىسىگه ئۇچراۋاتىدۇ.‏تىبهتنىڭ شىگاتسې دېگهن يېرىدىكى ئهڭ مۇهىم ئىبادەتخانىسىغا قىلغانزىيارىتى داۋامىدا تۇيۇقسىز ئۆلۈپ كهتكهن تىبهتنىڭ ١٠- بهنچهن ئېردىنى ئۆلۈپكېتىشتىن تۆت كۈن بۇرۇن،‏ يهنى - ١٩٨٩ يىلى - ٢٤ يانۋاردا جامائهتكه ئاشكارىلىغانسۆزىدە:‏ ‏«تىبهتتىكى خىتاي هۆكۈمىتى تىبهت خهلقىگه مهنپهئهت يهتكۈزۈشئورنىغا تېخىمۇ كۆپ ۋەيرانچىلىق ئېلىپ كهلدى»‏ دېگهن.‏ئىز باسار بېكىتىشتىكى يېڭى تۈزۈملهر كوممۇنىستىك پارتىيىنىڭ سىياسىيجهههتتىكى كونتروللۇق مهقسىتىنى ئاشكارىلايدۇخىتاي هۆكۈمىتى ٢٠٠٧- يىلى ‏”پۈتۈن ئىز باسار لامالارنىڭ بېكىتىلىشىدەچوقۇم دۆلهتنىڭ تهستىقى بولۇشى كېرەك“‏ دەيدىغان يېڭى تۈزۈمنى ئېلان قىلغان.‏بۇ تۈزۈمگه كۆرە،‏ دۆلهتنىڭ تهستىقى بولمىغان لامالار ‏«قانۇنسىز»‏ ياكى ‏«ئىناۋەتسىز»‏هېسابلىنىدۇ.‏بۇ سىياسهت لامالارنڭ تاللىنىشى ۋە تهربىيىلىنىشىنى كونترول قىلىشنى139


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمهقسهت قىلغان بولۇپ،‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ تىبهت بۇددا مهدەنىيىتىدە‏«رەسمىي»‏ هۆكۈمدارلىق ئورنىنى كۈچلهندۈرۈشتىكى قورالى هېسابلىنىدۇ.‏ بۇتۈزۈملهر تىبهتنىڭ دىنىي كىملىكىنىڭ قهلبىگه هۇجۇم قىلدى ۋە بىزنىڭ يېگانهكىملىكىمىزنى ۋەيران قىلىشنى مهقسهت قىلدى.‏دالاي لاما تهرىپىدىن ئېتىراپ قىلىنغان ١١ بهنچهن ئېردىنى ئىز باسارىگېدۇن چوئىكيى نيىما - ١٩٩٥ يىلى ٥- ئايدا ئالته يېشىدا ئائىلىسى بىلهنبىرلىكته قولغا ئېلىنغان.‏ شۇڭا ئۇ بۇ دۇنيادىكى ئهڭ كىچىك سىياسىي مههبۇسهېسابلىنىدۇ.‏ ئۇنىڭ نهدە ئىكهنلىكى هازىرغىچه نامهلۇم.‏ - ٢٠١٠ يىلى - ٤ ئاينىڭ– ٢٥ كۈنى،‏ بىز ئۇنىڭ ٢١ ياشقا كىرگىنىنى تهبرىكلهپ،‏ تۇغۇلغان كۈنى پائالىيىتىئۆتكۈزىمىز.‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۆزلىرىنىڭ بهنچهن لاماسىنى بېكىتتى ۋە بۇ يولبىلهن دالاي لامانىڭ ئىز باسارىنى بېكىتىشته كونتروللۇقنى قولىغا كهلتۈرۈشنىئۈمىد قىلىۋاتىدۇ.‏ بىراق دالاي لاما نۇرغۇن مۇهىم يىغىنلاردا ئوچۇق قىلىپ،‏ئهگهر تىبهتتىكى هازىرقى ئههۋال داۋاملىشىۋەرسه،‏ ئۆز ئىز باسارىنى تىبهتنىڭسىرتىدىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ كونتروللىقىدىن يىراق بولغان بىر يهردەبېكىتىدىغانلىقىنى ئېيتقان ئىدى.‏دالاي لامادالاي لاما ئۆزى بىلهن چوڭقۇر تارىخىي مۇناسىۋىتى بولغان،‏ شۇنداقلا تولۇقئىشهنچكه ئىگه بولغان تىبهت خهلقىنىڭ مهنپهئهتى ئۈچۈن سۆزلهيدۇ.‏ دالايلامانىڭ قانۇنلۇق هالدا تىبهت خهلقىگه ۋەكىللىك قىلىۋاتقانلىقى مۇنازىرە تهلهپقىلمايدىغان ههقىقهت.‏شۇنىسى ئوچۇق ههقىقهتكى،‏ تىبهت مهسىلىسىنى پهقهت دالاي لاما بىلهنقىلىنىدىغان سۆهبهت ئارقىلىقلا ههل قىلىشقا بولىدۇ.‏ بۇ ئهمهلىيهتنىڭ تونۇلۇشىبهكمۇ مۇهىم.‏ دالاي لامانىڭ هېچقانداق شهخسى تهلىپى يوق.‏ ئۇنىڭ كۆڭۈلبۆلىدىغىنى پهقهت تىبهت خهلقىنىڭ ههق - هوقۇقلىرى ۋە پاراۋانلىقى.‏ شۇڭلاشقاههل قىلىنىشقا تېگىشلىك ئهڭ مۇهىم مهسىله تىبهت خهلقىنى ئۆزلىرىنىڭ تالانتىۋە ئېهتىياجىغا ماس هالدا ئۆزىنى ئۆزى باشقۇرۇش ئىمكانىيىتىگه ئىگه قىلالايدىغانههقىقىي ئاپتونومىيىنىڭ ئىشهنچلىك هالدا ئهمهلگه ئاشۇرۇلىشىدۇر.‏140


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىبىر كېلىشىم هاسىل قىلالىساق،‏ تىبهتنىڭ سۈرگۈندىكى هۆكۈمىتى بىكارقىلىنىدۇ ۋە تىبهتته خىزمهت قىلىۋاتقان تىبهتلىكلهر تىبهتنى ئىدارە قىلىشمهسئۇلىيىتىنى ئۆز ئۈستىگه ئالىدۇ.‏ دالاي لاما نۇرغۇن مۇهىم يىغىنلاردا ئۆزىنىڭتىبهتته هېچقانداق سىياسىي ۋەزىپه ئالمايدىغانلىقىنى ئېيتىپ ئۆتتى.‏ - ٢٠٠١يىلىدىن بېرى،‏ سۈرگۈندىكى هۆكۈمىتىمىزنىڭ دېمۇكراتىك ئۇسۇل بىلهن سايلاپچىققان باش مېنىستىرىمىز بار.‏خىتاي هۆكۈمىتى چوقۇم دالاي لامانى بۆلگۈنچى دەپ قارىغۇلارچه ئهيىبلىشىنىتوختىتىشى كېرەك.‏ ئهكىسچه خىتاي هۆكۈمىتى تىبهت مهسىلىسىگه ههرئىككى تهرەپ قوبۇل قىلغۇدەك بىر يول تېپىش ئۈچۈن چوقۇم دالاي لاما بىلهنههمكارلىشىشى كېرەك.‏ بۇ مۇقىملىقنى،‏ بىرلىكنى ۋە ئىتتىپاق بىر جهمئىيهتنىكاپالهتكه ئىگه قىلالايدۇ.‏تىبهتكه ئاپتونومىيهبىر دۆلهتتىكى ئوخشاش بولمىغان مىللهتلهر ئارىسىدىكى زىددىيهت تارىختىنبۇيان ئىنسانىيهت ئۈچۈن مۇناسىۋەتلهرنىڭ يىرىكلىشىشىگه سهۋەبچى بولۇپكهلگهن.‏ ئىناق جهمئىيهت بهرپا قىلىش ئۈچۈن،‏ بولۇپمۇ ئاز سانلىق مىللهتلهرنىئۆزلىرىنىڭ ئېتنىك كىملىكىنى،‏ تىلىنى،‏ دىنىنى ۋە ئۆزلىرىنىڭ مهدەنىيهتپهرقلىرىنى كۆپ سانلىق مىللهتكه ئاسىمىلاتسىيه قىلماستىن قوغداش،‏تهشهببۇس قىلىش ۋە شۇ بويىچه ياشاش ئىمكانىيىتىگه ئىگه قىلىدىغان بهلگىلىكدەرىجىدىكى ئىچكى ئهركىنلىك بولۇشى كېرەك.‏بۇ خىل سىستېما ئوخشاش بولمىغان ئاپتونومىيه شهكىللىرى يولغا قويۇلغاننۇرغۇن دۆلهتلهردە زور غهلىبىلهرگه ئېرىشتى.‏ ئىتالىيه ۋە ئىسپانىيىدىكى ئاپتونومرايونلار بۇنىڭ ئهڭ ياخشى مىساللىرى بولالايدۇ.‏بۈگۈنكى گېئوپولىتىكىلىق نۇقتىسىدىن قارىغاندا،‏ مىللهتلهرنىڭ ئۆز ئارابېقىنىشى ئۆزلۈكسىز ئاشماقتا.‏ قۇرۇقلۇق بىلهن قورشالغان تىبهت ماددىيتهرەققىيات ۋە بايلىق مهنبهلىرى جهههتته قوشنىلىرى بىلهن ئۆزئار بېقىنىدۇ.‏شۇنداقلا،‏ چوڭ بىر مىللهتنىڭ بىر پارچىسى سۈپىتىدە ياشاش ئىقتىسادىيجهههتتىنمۇ پايدىلىق.‏ ههممىدىن مۇهىمى،‏ ئۆزىنىڭ مهدەنىيىتى ۋە تىلى بولغان141


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئالته مىليونلۇق نوپۇسقا ئىگه تىبهت خهلقىنىڭ بىرلىكته ياشاشقا كۈچلۈكئارزۇسى بار.‏- ١٩٧٤ يىلىنىڭ باشلىرىدا،‏ مۇستهقىللىق ئىزدەشنىڭ ئورنىغا ئاپتونومىيىنىئورنىتىش ئارقىلىق تىبهتنىڭ كهلگۈسى ۋەزىيىتىنى ياخشىلاش يوللىرىنىتېپىشنى مهقسهت قىلغان تالاش – تارتىشلار ئېلىپ بېرىلغان.‏ خىتاي رەهبىرى دېڭشىياۋپىڭ ١٩٧٩- يىلى تىبهتنىڭ مۇستهقىللىقىدىن باشقا بارلىق مهسىلىلهرنىمۇزاكىرە قىلىش ۋە ههل قىلىشنى خالايدىغانلىقىنى ئىپادىلىگهن.‏ شۇنىڭدىنبېرى،‏ دالاي لاما تىبهت مهسىلىسىگه ههر ئىككى تهرەپ رازى بولغۇدەك ههلقىلىش چارىسى ئېلىپ كېلىشنى ناهايىتى كۆپ تهشهببۇس قىلىپ كېلىۋاتىدۇ.‏بۇنى ئهمهلگه ئاشۇرۇش ئۈچۈن دالاي لاما ئۆزلۈكسىز تۈردە يارىشىش ۋە مۇرەسسهقىلىشنىڭ روهىغا ئۇيغۇن سۆهبهت ئارقىلىق قولغا كهلتۈرگىلى بولىدىغان،‏ ئۆزئاراقوبۇل قىلغىلى بولىدىغان ۋە ئۆزئارا پايدىلىق بولغان چارە مهنىسىنى بىلدۈرىدىغانئوتتۇرا يول چارىسىگه ئهگىشىپ كهلدى.‏بۇ خىل روهنىڭ تۈرتكىسىدە بهش نۇقتىلىق تېنچلىق پىلانى ۋە ستراسبورگتهكلىپى ئوتتۇرىغا قويۇلدى.‏ بۇ تهشهببۇسلارغا قارىتا خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتىدىنهېچقانداق ئىجابىي ئىنكاس كهلمىگهچكه،‏ - ١٩٨٩ يىلى - ٣ ئايدىكى مارشالقانۇنىنىڭ ئىجرا قىلىنىشى ۋە تىبهتتىكى ئههۋالنىڭ بارغانسېرى ناچارلىشىشىبىلهن دالاي لاما - ١٩٩١ يىلى ستراسبورگ تهكلىپىنىڭ كۈچىدىن قالغانلىقىنىئېلان قىلىشقا مهجبۇر بولدى.‏ ئهمما دالاي لاما ئۆزىنىڭ ئوتتۇرا يول چارىسىتهكلىپىنى داۋاملاشتۇرۇپ كهلدى.‏مىللىي رايون ئاپتونومىيىسى ئېنىقلىمىسىنىڭ ئاساسلىق پرىنسىپىباراۋەرلىك ۋە بىرلىك ئاساسىغا قۇرۇلغان كۆپ مىللهتلىك بىر دۆلهتتىكى ئازسانلىق مىللهتنىڭ كىملىكى،‏ تىلى،‏ ئۆرپ-‏ ئادەتلىرى،‏ ئهنئهنىسى ۋە مهدەنىيىتىنىساقلاپ قېلىش ۋە قوغداشتۇر.‏ خىتاي ئاساسىي قانۇنى ئاز سانلىق مىللهتلهرتوپلىشىپ ئولتۇراقلاشقان رايونلاردا ئۆزلىرىنىڭ ئاپتونومىيه هوقۇقلىرىنى ئىجراقىلىدىغان ئۆزلىرىنى ئۆزى باشقۇرىدىغان ئورگانلارنىڭ بهرپا قىلىنىشىنى قانۇنىيئاساس بىلهن تهمىنلهيدۇ.‏ بۇ قانۇنغا ماس هالدا - ٢٠٠٤ يىلىدىكى ‏«تىبهتتىكىرايونلۇق مىللىي ئاپتونومىيه»گه مۇناسىۋەتلىك ئاق تاشلىق كىتابتا ‏«ئاز سانلىقمىللهتلهر ئۆز تهقدىرىنىڭ ئىگىسى،‏ ئۆز ئىشلىرىنىڭ خوجايىنى»‏ دېيىلگهن.‏142


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىتىبهت خهلقى ئۈچۈن ههقىقىي ئاپتونومىيه ههققىدىكى ئهسكهرتىشتىبهت خهلقى ئۈچۈن ههقىقى ئاپتونومىيه ههققىدىكى ئهسكهرتىش ٢٠٠٨- يىلى٧- ئايدا دالاي لاما ئۆمىكى بىلهن خىتاي رەهبهرلىرى ئارىسىدا ئېلىپ بېرىلغانسۆهبهتلهرنىڭ ٧- قېتىملىق يىغىلىشىدا خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن ئوتتۇرىغاقويۇلغان قاراشلارغا جاۋاب قايتۇرۇش ئۈچۈن تهييارلانغان.‏ ئهمما بېيجىڭنىڭ بۇئهسكهرتىشكه قارىتا ئىنكاسى ۋە ئاساسلىق پىكىرلىرى بۇ ئهسكهرتىش ئۈچۈنئوتتۇرىغا قويۇلغان رەسمىي تهكلىپلهرنىڭ روهىغا ئاساسلانغان بولماستىن،‏ بهلكىئىلگىرى ئاممىغا ئاشكارىلانغان،‏ شۇنداقلا پهرقلىق زامان ۋە ماكاندا ئوتتۇرىغاقويۇلغان تهكلىپلهرگه ئاساسلانغان.‏بۇ ئهسكهرتىش ئوچۇق - ئاشكارا هالدا دالاي لاما تىبهت خهلقى ئۈچۈن ئىزدىگهنههقىقىي ئاپتونومىيىنىڭ ئاساسىي قانۇن رامكىسى ۋە ئۇنىڭ ئاپتونومىيهتوغرىسىدىكى پرىنسىپلىرى ئىچىدە بولۇشى،‏ ئۇنىڭ سىرتىغا چىقماسلىقىكېرەكلىكىنى ئوتتۇرىغا قويىدۇ.‏بۇ ئهسكهرتىشتىكى تهكلىپلهر خىتاي خهلق قۇرۇلتىيىنىڭ ۋە خىتاي مهركىزىيهۆكۈمىتىنىڭ باشقا ئورگانلىرىنىڭ هوقۇقىنى هېچقانداق بىر شهكىلدە ئىنكارقىلمايدۇ.‏ ئهسكهرتىشته دېيىلگىنىدەك،‏ بۇ تهكلىپلهر خىتاي خهلق قۇرۇلتىيىۋە تىبهت ئاپتونوم رايونى هۆكۈمىتىنىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالغان خىتاي مهركىزىيهۆكۈمىتى ۋە ئۇنىڭ ئورگانلىرى ئارىسىدىكى قاتلاملىق پهرقلهرگه پۈتۈنلهيهۆرمهت قىلىدۇ.‏بۇ ئهسكهرتىش خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتى ئاساسىي قانۇنىدا پۈتۈن تىبهتخهلقى ئۈچۈن يهر بېرىلگهن ئاز سانلىق مىللهتلهر ئۈچۈن مىللىي رايون ئاپتونومىيهبهلگىلىمىرىنى قانداق يولغا قويۇش مهسىلىسىنى مۇكهممهل بىر تىزىس بىلهنتهمىنلهيدۇ.‏بۇ ئهسكهرتىش يهتته قىسىمدىن تهركىپ تاپقان بولۇپ،‏ بىرىنچى قىسمىداقىسقىچه چۈشهنچه بېرىلگهن؛ ئىككىنچى قىسمىدا،‏ تىبهت مىللىتىنىڭ بىرپۈتۈنلىكى؛ ئۈچىنچى قىسمىدا،‏ تىبهتلىكلهرنىڭ ئارزۇ – ئۈمىدلىرى؛ تۆتىنچىقىسمىدا،‏ تىبهتلىكلهرنىڭ ئاساسلىق ئېهتىياجى،‏ بولۇپمۇ ئۆز - ئۆزىنى باشقۇرۇشئىرادىسى ئوتتۇرىغا قويۇلغان.‏ بۇ قىسىم تۆۋەندىكى ١١ ماددىنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ:‏143


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى١. تىل٢. مهدەنىيهت٣. دىن٤. مائارىپ٥. مۇهىت قوغداش٦. تهبىئىي بايلىقلاردىن پايدىلىنىش٧. ئىقتىسادىي تهرەققىيات ۋە تىجارەت٨. سههىيه ئىشلىرى٩. ئاممىۋىي بىخهتهرلىك١٠. نوپۇس كۆچۈشىنى باشقۇرۇش١١. باشقا دۆلهتلهر بىلهن بولغان مهدەنىيهت،‏ مائارىپ ۋە دىنىي ئالاقهبۇ ئهسكهرتمىنىڭ تولۇق تېكىستىنى www.tibet.net دىن كۆرەلهيسىز.‏تىبهت خهلقى ئۈچۈن ههقىقىي ئاپتونومىيه ههققىدىكى ئهسكهرتىشكه ئىزاهاتدالاي لاما ئۆمىكى بىلهن خىتاي رەهبهرلىرىنىڭ ۋەكىللىرى ئارىسىدىكى ٩- قېتىملىق سۆهبهتته،‏ تىبهت ۋەكىللىرى - ٢٠١٠ يىلى - ٢ ئاينىڭ - ٢٦ كۈنىتىبهت خهلقى ئۈچۈن ههقىقىي ئاپتونومىيه ههققىدىكى ئهسكهرتىشكه مۇناسىۋەتلىكئىزاهاتلىرىنى ئوتتۇرىغا قويدى.‏بۇ ئىزاهاتتا - ٢٠٠٨ يىلى - ١٠ ئاينىڭ ٣١- كۈنى بېيجىڭدىكى ٨- قېتىملىقسۆهبهتته خىتاي هۆكۈمىتىگه كۆرسىتىلگهن تىبهت خهلقى ئۈچۈن ههقىقىيئاپتونومىيىنىڭ ماهىيىتىگه قارىتا خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتىنىڭ قاراشلىرىۋە پىكىرلىرى تىلغا ئېلىنغان.‏ بىز هازىرقى ئىزاهاتنىڭ بۇنى پهرقلهندۈرىشىمىزگهپايدىلىق بولىدىغانلىقىغا ئىشىنىمىز.‏بۇ ئهسكهرتىشته ئوچۇق - ئاشكارا هالدا خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ دۆلهتبىخهتهرلىكى مهسئۇلىيىتى خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتىدە ئىكهنلىكى ۋە تىبهت144


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىرايونىدىن خىتاي خهلق ئازادلىق ئارمىيىسىنىڭ چىكىنىپ چىقىپ كېتىشىنىتهلهپ قىلىدىغان هېچقانداق بىر تهكلىپنىڭ يوقلۇقى ئوتتۇرىغا قويۇلغان.‏بۇ ئهسكهرتىشته ئاپتونوم رايوننىڭ يهرلىك هۆكۈمىتىدە چوقۇم ئاهالىلهرنىڭئولتۇراقلىشىشنى،‏ ئىشقا ئورۇنلاشتۇرش ياكى باشقا يهرلهردىن تىبهتكه يۆتكىلىپكېلىشنى ئارزۇ قىلىدىغان شهخىسلهرنىڭ ئىقتىسادىي پائالىيهتلىرىنى باشقۇرۇشهوقۇقىنىڭ بولۇشى كېرەكلىكى تهكلىپ قىلىنغان.‏ بۇ ئاپتونومىيىنىڭ ئورتاقئالاهىدىلىكى ۋە ئهلۋەتته خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىدىمۇ ئاپتونومىيه ئهلۋەتته بۇئهنئهنىدىن ئايرىلماسلىقى لازىم.‏بىزنىڭ تىبهتلىك بولمىغانلارنى قوغلاپ چىقىرىش نىيىتىمىز يوق.‏بىزنىڭ كۆڭۈل بۆلىدىغىنىمىز تىبهتنىڭ نۇرغۇن رايونلىرىغا،‏ تىبهتنىڭ يهرلىكخهلقلىرىنى چهتكه قاقىدىغان،‏ تىبهتنىڭ نازۇك مۇهىتىغا تههدىت بولۇپ قالىدىغان،‏خىتايلارنىڭلا كوللېكتىپ كۆچۈرۈلىشى ئهمهس،‏ بهلكى باشقا مىللهتلهرنىڭمۇكۆچۈرىلىشىدۇر.‏تىبهتلىكلهرنىڭ بىر ئاپتونوم رايون ئىچىدە باشقۇرۇلۇش ئارزۇسى ئاساسىيقانۇننىڭ ئاپتونومىيه ههققىدىكى پرىنسىپلىرىغا تامامهن ئۇيغۇن.‏ ئۇ ههرگىزمۇ‏«چوڭراق ياكى كىچىكرەك تىبهت»‏ مهنىسىنى ئىپادىلىمهيدۇ.‏سابىق باش مېنىسىتىر جۇئېنلهي،‏ مۇئاۋىن باش مېنىستىر چېن يى ۋە پارتىيهسېكرىتارى خۇ ياۋباڭ قاتارلىقلارنى ئۆز ئىچىگه ئالغان نۇرغۇن خىتاي رەهبهرلىرىپۈتۈن تىبهت رايونىنى بىر ئايرىم هۆكۈمهت باشقۇرۇشى ئاستىغا ئېلىپ كىرىشقارىشىنى قوللىغان ئىدى.‏ خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىدىكى بهزى يۇقىرى دەرىجىلىكتىبهت رەهبهرلىرى،‏ يهنى ١٠ بهنچهن لاما نگاپو نگاۋاڭ جىگمې ۋە باپا پخۇنتسوكۋاڭيال قاتارلىقلارمۇ بۇنى قوللىغان ۋە مۇشۇنداق قىلىشنىڭ خىتاي ئاساسىيقانۇنىغا ۋە باشقا قانۇنلىرىغا ئۇيغۇن بولىدىغانلىقىنى مۇئهييهنلهشتۈرگهن.‏- ١٩٥٦ يىلى بىر ئالاهىدە كومىتېت،‏ يهنى كوممۇنىستىك پارتىيىنىڭسابىق ئهزاسى ساڭيې يېشى ‏(تىيهن باۋ)‏ خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتى تهرىپىدىنتىبهت رايونىنى بىر ئايرىم ئاپتونوم رايونغا ئايلاندۇرۇشنىڭ تهپسىلىي پىلانىنىتۈزۈپ چىقىشقا تهيىنلهنگهن،‏ ئهمما بۇ خىزمهت كېيىن چهكتىن ئاشقان سولچىلكىشىلهر تهرىپىدىن توختىتىپ قويۇلغان.‏145


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتىبهت رايونلىرىنى بىر هۆكۈمهت رايونى ئاستىدا بىرلهشتۈرۈش ئېهتىياجىنىڭئهڭ ئاساسلىق سهۋەبى تىبهت خهلقىنىڭ ئۆزلىرىنىڭ ئاپتونومىيىسىنى ئىنسانسۈپىتىدە ئىجرا قىلىش جهههتتىكى كۈچلۈك ئارزۇسىنى ئىپادىلهش ۋە ئۆزلىرىنىڭبۇ رايوندىكى مهدەنىيهت ۋە روهى قىممهتلىرىنى قوغداش ۋە تهرەققىي قىلدۇرۇشتۇر.‏بۇ ئاساسىي قانۇننىڭ - ٤ ماددىسىدا دېيىلگىنىدەك،‏ رايونلۇق مىللىي ئاپتونومىيهههققىدىكى ئاساسىي قانۇن پرىنسىپلىرىنىڭ ئالدىنقى شهرتى ۋە مهقسىدىدۇر.‏تىبهتلىكلهرنى ئوخشاش بولمىغان رايونلارغا بۆلۈش ۋە پهرقلىق قانۇن - تۈزۈملهربويىچه باشقۇرۇش خهلقنى ههقىقىي ئاپتونومىيه بويىچه ياشاشتىن مههرۇم قالدۇرىدۇۋە ئۇلارنىڭ مهدەنىيهت كىملىكىنى داۋاملاشتۇرۇشىنى قىيىنلاشتۇرۇۋېتىدۇ.‏بۇ ئىزاهاتنىڭ يهتته مۇهىم نۇقتىسى١. خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىنىڭ ئىگىلىك هوقۇقى تېرىتورىيىلىكبىرلىكىنى هۆرمهتلهش٢. خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىنىڭ ئاساسىي قانۇنىنى هۆرمهتلهش٣. خىتاي مهركىزى هۆكۈمىتىنىڭ ههرقايسى قاتلاملىرى ۋە هوقۇقىنىهۆرمهتلهش٤. خىتاي مهركىزى هۆكۈمىتىنىڭ بۇ ئهسكهرتىشته كۆرسىتىلگهن ئالاهىدەمهسئۇلىيهتلهر ههققىدىكى ئهندىشىلىرى١) ئاممىۋىي بىخهتهرلىك٢) تىل٣) نوپۇس كۆچۈشنى باشقۇرۇش٤) دىن٥) ئايرىم هۆكۈمهت٥. سىياسىي،‏ ئىجتىمائى ۋە ئىقتىسادىي سىستېما٦. مهركىزىي مهسىلىنى تونۇش٧. دالاي لاما بىلهن ههمكارلىشىش146


تسېتىن سامدۇپ چوئېكياپا / ئوتتۇرا يول تهشهببۇسى – تىبهت مهسىلىسىنى ههل قىلىش ئۇسۇلىبۇ ئىزاهاتنىڭ تولۇق تېكستىنى www.tibet.net دىن كۆرەلهيسىز.‏خۇلاسهدۇنيانىڭ ئهڭ قهدىمىي دىنىي مهدەنىيىتىنىڭ مهۋجۇدلىقى ناهايىتى ئېغىرتههدىتكه دۈچار بولۇۋاتىدۇ.‏ تىبهتلىكلهر هازىرقى دىنىي باستۇرۇشنى:‏ ‏”ئىككىنچىمهدەنىيهت ئىنقىلابى“‏ دەپ ئاتاشماقتا.‏دالاي لامانىڭ هېسداشلىق قىلىش،‏ غهيرەتلىك بولۇش،‏ ئۆز ئارا هۆرمهتلهش ۋەزوراۋانلىقتىن خالىي بولۇش توغرىسىدىكى چاقىرىقى تارىخىمىزدىكى بۇ قىيىنمهزگىلىمىزدە ناهايىتى مۇهىم ئههمىيهتكه ئىگه.‏بارغانسېرى ئۆزئارا تايىنىشقا مهجبۇر بولۇۋاتقان دۇنيادا ئۇنىۋېرسالمهسئۇلىيهتنىڭ ئېهتىياجىنى تهكىتلهش دۇنيا مىقياسىدا ئۇنىڭ ئىناۋىتىنىئاشۇردى.‏ دالاي لاما تىبهت مهسىلىسىگه چارە تېپىشتا ئوخشاش پرىنسىپلارغارىئايه قىلىپ كهلدى.‏ - ١٩٧٩ يىلىدىن بېرى،‏ دالاي لاما خىتاي ئاساسىي قانۇنىنىڭپرىنسىپلىرى ۋە بهلگىلىمىلىرىگه ماس هالدا مۇستهقىللىق تهلهپ قىلىشئورنىغا ههقىقىي ئاپتونومىيه تهلهپ قىلىدىغان ئوتتۇرا يول ئۇسۇلىغا ئاساسهن،‏ئۆزئارا پايدىلىق ۋە ئۆزئارا قوبۇل قىلىشقا بولىدىغان چارىلهرنى تېپىشقا تىرىشتى.‏- ٢٠٠٨ يىلى ١١- ئايدا دارامسالادا ئېچىلغان دۇنيانىڭ ههرقايسى جايلىرىدىنكهلگهن تىبهتلىكلهرنىڭ ئالاهىدە يىغىنى ئوتتۇرا يول ئۇسۇلى بويىچه بېيجىڭبىلهن بولغان سۆهبهتنى داۋاملاشتۇرۇشنى تهكرار مۇئهييهنلهشتۈردى.‏دالاي لاما ئۈزلۈكسىز تۈردە ئۆزىنىڭ هېچقانداق شهخسىي تهلىپىنىڭ يوقلۇقىنى،‏تىبهتكه مۇستهقىللىق ياكى ‏«قىسمهن مۇستهقىللىق»‏ ۋەيا يوشۇرۇن شهكىلدىكىمۇستهقىللىق تهلهپ قىلمايۋاتقانلىقىنى ئىپادىلهپ كهلدى.‏ خىتاي رەهبهرلىكىتىبهت مهسىلىسىگه ئۆزئارا قوبۇل قىلىشقا بولىدىغان چارىنى تېپىشتا چوقۇم دالايلاما بىلهن ههمكارلىشىپ خىزمهت قىلىشى كېرەك.‏ بۇ مۇقىملىقنى،‏ بىرلىكنى ۋەئىناق جهمئىيهتنىڭ تهرەققىياتىنى كاپالهتكه ئىگه قىلىدۇ.‏تىبهتتىكى نامايىشلار بېيجىڭنىڭ چوڭ تومۇرلىرىغا ۋە دېموكراتىك قانۇنچۈشهنچىسىدىن مههرۇم كوممۇنىستىك پارتىيىنىڭ قهلبىگه تېگىپ كهتتى.‏قانۇنىي يول دالاي لامانىڭ ‏«تىبهت خهلقىگه ههقىقىي دېموكراتىيه»‏ چاقىرىقىغائىجابىي ئىنكاس قايتۇرۇش ئارقىلىق قولغا كهلتۈرۈلىشى كېرەك.‏147


دوكتور مهريهم هاكىم قىرىملى(ق)‏ئىزمىر ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارا مۇناسىۋەتلهر فاكۇلتېتى،‏ ئىزمىر تۈركىيهتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ ئابدۇلئهههت ئابدۇرراهمانشهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – ٢٠ ئهسىردەئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىشهرقىي تۈركىستاندىكى تۈرك ۋە مۇسۇلمان خهلقلهر ئارىسىدا قازاقلار نوپۇسجهههتتىن ئىككىنچى ئورۇندا بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا تهخمىنهن 1.200.000قازاق ياشايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرى ئۇزۇن تارىختىن بۇيان ياشاپكهلگهن كۆچمهن تۇرمۇشىنى تاكى 20 ئهسىرنىڭ باشلىرىغىچه داۋاملاشتۇرغان.‏شۇڭا شهرقىي تۈكىستاندىكى قازاق خهلقى كونا قهبىله هاياتىنىڭ ئهنئهنه ۋەخۇسۇسىيهتلىرىنى ئۆز ئهينى ساقلاپ كهلگهن.‏ شهرقىي تۈكىستاندىكى قازاقلارنىڭكۆپ قىسمى چوڭ،‏ ئوتتۇرا ۋە كىچىك دەپ ئايرىلغان ئۈچ جۈزئى ‏(خوردە-‏ ئوردا)نىڭئوتتۇرا بويىغا مهنسۇپ.‏ قازاقلارنىڭ ئوتتۇرا جۈزئىگه تهۋە كهرەي بويىنىڭ كۆپقىسمى بىلهن نايمان بويلىرىنىڭ بىر قىسمى،‏ چوڭ جۈزئىگه تهۋە ئالبان ۋە سۇۋانقهبىلىلىرى شهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمىنى تهشكىلقىلىدۇ.‏ بۇ سهۋەبتىن قهبىله هاياتى ۋە ئهزەلدىن بېرى داۋاملىشىپ كهلگهن كۆچمهنتۇرمۇش ئادەتلىرى شهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلارنىڭ ئىجتىمائىي ۋە ئىقتىسادىيبىرلىكى ۋە سوتسىيال پائالىيهت نىزاملىرىغا تهسىر كۆرسهتمهكته.‏ قازاق تارىخىداكهرەي بويى ياشىغان تۇپراقلار ئالتاي تاغلىرىنىڭ غهربىي تهرىپى ۋە زايسان كۆلى،‏ئېرتىش دەرياسىنىڭ ئوڭ قىرغاقلىرىدىن قازاقىستاننىڭ شىمال تهرەپىدىكىئومبى ‏(ئومسك)غا قهدەر كهڭ يېيىلغان تېرىتورىيهنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏ ئهممائۆتكهن ئهسىرنىڭ ئوتتۇرىلىرىغىچه شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ دۆلهتسىرتىدىكى،‏ يهنى شهرقىي تۈركىستاننىڭ غهربىي شىمالىدىكى كونا سوۋېترېسپۇبلىكىسى ۋە هازىرقى مۇستهقىل قازاقىستاندىكى قازاقلار؛ شۇنداقلا شهرقىيتۈركىستاننىڭ شهرقىي شىمالىدىكى مۇڭغۇلىستاننىڭ چېگرىسىدا ياشايدىغانقازاقلار بىلهن هېچقانداق پهرقىي يوقلۇقىنى ئىپادىلهش كېرەك.‏كۆچمهن تۇرمۇش ئادەتلىرىگه ئاساسلانغان ئىقتىسادىي پائالىيهتلىرىدىكىپهرقنى هېسابقا ئالمىغاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلار ئهقىدە،‏ دىن ۋە تىل149


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىجهههتته شهرقىي تۈركىستاندىكى تۈرك ۋە مۇسۇلمان ئىرقىغا مهنسۇپ باشقا ئېتنىكگۇرۇپپىلارغا ئوخشاشلا ئۈست كىملىككه ئىگه . ١شهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمى شهرقىيتۈركىستاننىڭ جهنۇبى قىسمىدا ياشايدۇ.‏ ئهمما قازاقلار بۇنىڭ دەل ئهكسىچه،‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ تاغلىق رايونلىرى هېسابلىنىدىغان ئالتاي،‏ تارباغاتاي،‏ئىلى،‏ يهنى تهڭرى تاغلىرىنىڭ شىمالى قىسمىغا؛ باركۆل،‏ قۇمۇل،‏ ئالتۇنشوكى ۋەئاقساي رايونلىرىغا؛ ئاز بىر قىسمى ئۈرۈمچى،‏ قاراماي،‏ سانجى،‏ جىمسار،‏ شىخو،‏ قۇتۇبى،‏ئهرەنباقىر،‏ ساۋەن ۋە ماناسقا؛ تېخىمۇ شهرق تهرەپته قاراتاغ ۋە بۇغدا رايونلىرىغاتوپلىشىپ ئولتۇراقلاشقان . ٢ بۇ يهردە قابا،‏ بۇۋىرشىن؛ سارسۈمبهدە ئوتتۇرا جۈزئىنىڭجهدىك ۋە جانتهكهي بويلىرى:‏ كۆكتوقاي ۋە شىڭگىل ناهىيىلىرىدە كهرەي بويىنىڭقاراقاس ۋە مولكى قهبىلىلىرى؛ سارسۈمبه ۋە شىڭگىلدە يهنه شهرۇۋشى قهبىلىسى؛قابادا شۇبارايگىر؛ جىمنهي ۋە بۇرۇلتوقايدا مهركىت قهبىلىسى ياشايدۇ.‏ ئالتاي شاۋىرۋە مايلى چايىر بىلهن تارباغاتاينىڭ چاغانتوقاي،‏ ئالتۇن ئېمىل كهرەي جهنتهكهيبويى بارقى قهبىلىسىنىڭ ئاتا تۇپراقلىرى ياتماقتا.‏ تهڭرى تاغلىرىنىڭ ئهرەنقابىرغائېتهكلىرى ۋە ماناس-ساۋەن ناهىيىلىرىدە كهرەي بويىنىڭ جانتهكهي - بارقىقهبىلىلىرى،‏ نايمانلار ۋە باشقا قازاق قهبىلىلىرى ياشىماقتا.‏ شهرقى تۈركىستانقازاقلىرى ياشاۋاتقان ئالتاي،‏ تارباغاتاي ۋە تهڭرى تاغلىرىنىڭ ئوتتۇرىدىكى جۇڭغارىيهچۆلى ‏(ئويمانلىقى)‏ بىلهن ئىلى ۋادىسى بۇ رايوننىڭ ئاشلىق ئامبىرى،‏ مېۋىلىكبېغى،‏ مهدەن هاۋزىسى،‏ نېفىت دېڭىزى،‏ بولۇپمۇ ئالتاي رايونى ئالتۇن ۋە ئۇرانغائوخشاش قىممهتلىك يهر ئاستى بايلىقلىرى جهننىتى هېسابلىنىدۇ.‏ جۇڭغارىيهئويمانلىقىنىڭ جهنۇبى تهرىپىدە 12 ئايرىم تارماقتىن بىرلهشكهن ئېرتىش دەرياسى،‏تارباغاتاينىڭ جهنۇبىدىكى ئېمىل دەرياسى ۋە تهڭرى تاغلىرىنىڭ شىمالىدىكىماناس دەرياسى بىلهن،‏ ئىلى رايونىنى سۇغۇرىدىغان تېكهس،‏ قاش ۋە كۈنهسدەريالىرى بار.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلارنىڭ كۆپىنچىسى ياشاۋاتقان ئىلىقازاق ئاپتونوم ئوبلاستىنىڭ يهر كۆلىمى 884.800 كۋادىرات كىلومېتىر بولۇپ،‏مۇنداقچه ئېيتقاندا،‏ پهقهتشهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلار ياشاۋاتقان رايوننىڭ يهركۆلىمى،‏ بۈگۈنكى تۈركىيهنىڭ يهر كۆلىمىدىنمۇ چوڭ.‏ ئهمما ئىلى نامى بىلهنتونۇلغان بۇ رايوننىڭ نوپۇسى بهش مىليوندىنمۇ ئاز . ٣ئهسىرلهردىن بېرى ئوتتۇرا ئاسيانىڭ بۇ رايونلىرىدا كۆچمهن تۇرمۇشئهنئهنىسىنى داۋاملاشتۇرۇپ كهلگهن قازاقلار ئۈچۈن ئېيتقاندا،‏ 20 ئهسىر مۇهىم150


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىئۆزگىرىشلهر،‏ كۈرەشلهر ۋە ئېچىنىشلىق سهرگۈزەشتىلهر بىلهن تولغان بىر ئهسىرسۈپىتىدە تارىخ بېتىگه يېزىلدى.‏شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ -20 ئهسىرنىڭ باشلىرىدا كۈنسېرىكۈچىيىپ بارغان نارازىلىق ههرىكهتلىرى مهركىزىي خىتاي هۆكۈمىتىنىڭيهرلىك ۋالىيلارنىڭ كونتروللىقىنى تېخىمۇ كۈچهيتىشىگه سهۋەبچى بولدى.‏ 20- ئهسىردە شهرقىي تۈركىستاندا ۋالىيسى بولغان خىتاي ۋالىيلارنىڭ تۇنجىسىياڭ زېڭشىڭ 1912) - ،(1928 ئىككىنچىسى جېڭ شۇرىن 1928) - ،(1933ئۈچىنچىسى ۋە ئهڭ قانخور زالىم شېڭ شىسهي ‏(‏‎1933-1944‎‏)دۇر.‏ بۇ ۋالىيلار دەۋرىدەشهرقىي تۈركىستاندىكى قازاقلارغا كۈنسېرى كۈچهيگهن ۋەهشىيلىك سىياسىتىتهتبىقلاندى.‏ خىتاي هۆكۈمرانلىرىنىڭ تۆلهپ بولغۇسىز باج،‏ چىدىغۇسىز قاتتىقسىياسهت ۋە دەهشهتلىك ئهسكىرىي نىزاملىرى نهتىجىسىدە،‏ قازاقلار خاتىرجهمتۇرمۇش مۇهىتلىرىدىن ئايرىلدى.‏ زۇلۇمغا قارشى كۈرەش قىلغان قازاق رەئىسلهربولسا،‏ تارىخقا ئىنسانىيهت ئهيىبى بولۇپ يېزىلغان ۋەهشىي ئۇسلۇبلار بىلهنجازالاندۇرۇلدى.‏19 ئهسىرنىڭ ئاخىرىدا،‏ خىتاي زۇلمىغا قارشى دەسلهپكى كۈرەشنىباشلىتىپ،‏ 1904 يىلى تىبهتته ۋاپات بولغان ٤ بۆكه باتۇر شهرقىي تۈركىستانقازاقلىرى ئارىسىدا قههرىمان ئېلان قىلىندى.‏ بۆكه باتۇرنىڭ شهرقىي تۈركىستانقازاقلىرى ئارىسىدا نام سېلىشى،‏ خىتاي زالىملىرىنىڭ بۇرۇن كۆرۈلۈپ باقمىغاندەرىجخدە زۇلۇملار بىلهن قارشىلىق بېرىشىگه سهۋەبچى بولغان.‏ بۇرۇن شهرقىيتۈركىستاننىڭ مهركىزى ئۈرۈمچى يېقىنلىرىدا كۆچمهن هايات كهچۈرۈۋاتقان 4000كىشىلىك قازاق ئاهالىسى بىلهن تىبهتكه كېتىپ،‏ كېسهللىك سهۋەبىدىن ۋاپاتبولۇپ كهتكهن ۋە شۇ يهرگه دەپنه قىلىنغان بۆكهنىڭ كاللىسى تېنىدىن ئايرىلىپ،‏ئۈرۈمچىگه كهلتۈرۈلدى ۋە چوڭ يول ئۈستىدىكى بىر تۈپ دەرەخكه ئۇزۇن مۇددەتئېسىپ قويۇلدى.‏خىتاي رايونلۇق ئىدارىسىنىڭ يهنه بىر زۇلمى 1929 يىلى ئالتاينىڭ سارسۈمبهناهىيىسىدە مهيدانغا كهلدى.‏ ئالتاي بىلهن ئۈرۈمچى ئارىسىدا ختاي زۇلمىغا قارشىكۈرەش قىلغان كهرەي-‏ ئىتهلى بويىدىن زۇها باتۇر 1929 يىلى ئۆلتۈرۈلۈپ،‏ بېشىسارسۈمبه ناهىيىسىدىكى قارا كۆۋرۈك ئۈستىدىكى بىر ياغاچقا ئېسىلىپ،‏ خهلقئاممىسىغا سازايى قىلىندى.‏ 1931 يىلى يايلاقتىن بۇرۇن چۈشۈۋېلىپ،‏ باشقابىر جايغا كۆچۈۋېلىش شۈبهىسى بىلهن كهرەي – جانتهكهي - بازارقۇل بويىنىڭ151


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسهركىسى جانتالياق ئۆلتۈرۈلدى.‏ بۇ ۋەقهدىن كېيىن،‏ بازارقۇل بويىنىڭ باشقابىر قوماندانى زايىپ بويىغا مهنسۇپ 1000 ئائىله بىلهن بىرگه دەسلهپته بۇغدارايونىغا،‏ كېيىن باركۆلگه كۆچۈپ كېتىشكه مهجبۇر بولغان.‏ شهرقىي تۈركىستانقازاقلىرىنىڭ ئالتاي رايونىدىكى مۆتىۋەر زاتلىرىدىن شهرىپخان تۆرە 1933 يىلى ئالتا رايونىدىكى قازاقلارنىڭ باشقا مۆتىۋەر زاتلىرى بىلهن بىلله خىتايهاكىمىيىتىگه قارشى تۇرۇش ههرىكىتىنى باشلىۋەتتى . ٥ يهنه بىر تهرەپتىن،‏ 1931 يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئۇيغۇر رەهبهرلىرىدىن خوجا نىياز هاجىم ۋە يولۋاسبهگ باشچىلىقىدا،‏ تۇڭگانلارنىڭمۇ قېتىلىشى بىلهن شهرقىي تۈركىستاننىڭ جهنۇبىتهرىپىدىمۇ ئىنقىلاۋىي ههرىكهت باشلاندى.‏ باركۆل ۋە قۇمۇل رايونىدىكى خوجا نىيازهاجىم،‏ يولۋاس ۋە تۇڭگانلارنىڭ سهركهردىسى ماجۇڭيىڭ يول باشچىلىقىدىكىبۇ ئىنقىلاۋىي ههرىكهتكه كهرەي – جانتهكهي - تاسبىيكه بويىنىڭ سهركهردىسىئهلىپ قامىسباي ئوغلى مال چارۋا يوللاپ،‏ ماددىي ياردەم قىلدى.‏ ئهلىپ قامىسبايئوغلىنىڭ بۇ ئىشى ئۈرۈمچىدىكى ختاي هاكىمى شېڭ شىسهينىڭ غهزىۋىنىقوزغىدى.‏ شېڭ شىسهي ئۈرۈمچىدىن يوللىغان ئهسكهرلهر دۇۋان هادى ‏(ئېلىپشاپقان)دا ئولتۇرغان ئهلىپ قامىسباي ئوغلىنى ‏(ئۆيىدە)‏ بوغۇزلاپ ئۆلتۈرگهندىنكېيىن،‏ ئائىلىسى ۋە ئهتراپىدىكى تۇغقانلىرىدىن 60 ئائىلىنى شۇ ۋاقىتنىڭئۆزىدىلا ئۆلتۈرىۋەتكهن ئىدى.‏ 1936 يىلى بىلهن 1939 يىلى ئارىسىدا ختاينىڭزۇلۇملىرى تۈپهيلىدىن باركۆلدىن گهنسۇغا قېچىپ بارغان قازاقلارنىڭ سانى 12000مىڭغا يهتكهن.‏- 20 ئهسىرنىڭ 30 يىللىرىغىچه بۇ زۇلۇملارنى چهككهن قازاقلار ئۆز رەهبهرلىرىگهقىلىنغان بۇ زۇلۇمغا نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏ 1941 يىلى 300 كىشىلىك بىر گۇرۇپپائالدى بىلهن شهرقىي تۈركىستاننىڭ شىمالى تهرىپىدىكى تىبهت رايونىغا يۆتكىلىپبېرىپ،‏ ئاندىن هىندىستانغا ئىلتىجا قىلىشقا مهجبۇر بولغان.‏ دىققهت قىلىشقاتىگىشلىك مهسىله شۇكى،‏ پاناهلىق تىلىگۈچى بۇ قازاقلارنىڭ رەهبهرلىرىمۇزامانىدا ئۆز ئۆيلىرىدە خىتايلار تهرىپىدىن پۈتۈن ئائىله ئهزالىرى بىلهن بىرلىكتهئۆلتۈرۈلگهن ئهلىپ قامىسباي ئوغلىنىڭ ئوغلى ئهلىسخان باتۇر ٦ ۋە ئالتايدا خىتايلارتهرىپىدىن ئۆلتۈرۈلگهن كهرەي – جانتهكهي - بازارقۇل سهركهردىسى جانتايلاقنىڭتۇغقانلىرى زايىپ ۋە ئۇنىڭ ئوغلى ئوسمان تهيجى ‏(ئوسمان تاشتان)‏ ٧ ئىدى.‏ 1933 يىلى ئۇيغۇر،‏ قازاق ۋە تۇڭگانلارنىڭ بىرلهشمه ئازادلىق ههرىكىتى،‏ ئۇ دەۋردىكىختاي ۋالىيسى شېڭ شىسهينىڭ سوۋېت ئىتتىپاقىدىكى ستالىننىڭ ئهسكىرىي152


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىهۆكۈمىتى بىلهن ئىتتىپاق تۈزۈشى ۋە ئاخىرىدا سوۋېت قىزىل ئارمىيىسىنىڭشهرقىي تۈركىستانغا بېسىپ كىرىشى بىلهن پاجىئهلىك ئاخىرلاشتى.‏ لېكىنشهرقىي تۈركىستاندىكى تۈرك ۋە مۇسۇلمان خهلققه قىلىنغان زۇلۇم بۇنىڭ بىلهنلاتۈگىمىدى.‏ - 1937 يىلىدىن كېيىن،‏ پۈتۈن شهرقىي تۈركىستان مىقياسىداتۇتۇش،‏ قاماش،‏ قولغا ئېلىش ههرىكهتلىرى ئېلىپ بېرىلىپ،‏ ئۇيغۇر ۋە قازاقلارنىڭئىچىدىكى رەهبهرلىك قابىلىيىتىگه ئىگه نوپۇزلۇق ۋە زىيالىي كىشىلهرنىڭههممىسى زىندانغا تاشلاندى.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتاي ۋالىيسى شېڭ شىسهي-1939 يىلى موڭغۇل،‏ قازاق ۋە قىرغىز مۆتىۋەرلىرىدىن 300 كىشىنى ئۈرۈمچىگهيىغىپ،‏ ئۇلارنى خهلقنىڭ قولىدىكى قورال - ياراقنىڭ تاپشۇرۇپ بېرىلىشى ئۈچۈنبايانات ئېلان قىلىشقا مهجبۇرلىدى . ٨ يىل ئاخىرىدا ئالتاي رايونىدىكى قازاقلارنىڭدىنىي رەهبهرلىرىدىن بىرى بولغان ئاقىت ئۇلىمجىئوغلىنى قولغا ئالدى . ٩ بۇههقسىزلىققا چىداپ تۇرالمىغان ئالتاي قازاقلىرى - 1940 يىل - 2 ئاينىڭ 1- كۈنى ئېسىمخان،‏ ئاقتىكه،‏ شاغالاق ۋە ئېرىسخان نوغاي بايۇلى قاتارلىق قهبىلهباشلىقلىرى باشچىلىغىدا كۆكتۇقايدىكى خىتاي ئهسكىرىي مهركىزىگه هۇجۇمقىلىپ،‏ قورال - ياراقلىرىنى قايتۇرۇۋالدى.‏ بۇ خهۋەر ئۈرۈمچىگه يېتىپ بارغاندىنكېيىن،‏ ئۈرۈمچىدە تۇرۇۋاتقان قازاقلارنىڭ مۆتىۋەرلىرىدىن 80 گه يېقىن كىشىقولغا ئېلىندى.‏ قولغا ئېلىنغانلارنىڭ ئارىسىدا شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭئېسىلزادىسى ۋە سابىق ئالتاي ۋالىيسى شهرىپخان كۆگهدايئوغلىمۇ بار ئىدى.‏ ئالتايداباشلىغان بۇ ههرىكهت - 1940 يىلنىڭ بېشىدىن شۇ يىلى كۈزگىچه داۋاملاشتى.‏ئۈرۈمچىدىكى خىتاي هۆكۈمىتى - 1940 يىلى ئالتايدىكى قازاقلار بىلهن ئىتتىپاقتۈزدى.‏ لېكىن بۇ ئىتتىپاق -1941 يىلى ياز ئايلىرىدا بۇزۇلدى.‏ كۆكتۇقايداباشلىغان ئىنقىلاۋىي ههرىكهت،‏ ئېرتىش دەرياسىنىڭ قۇۋ ئېرتىش،‏ بال ئېرتىشۋە ئىشقىنتى قاتارلىق تارماقلىرىغا جايلاشقان قازاقلار بىلهن شېڭ شىسهينىڭئارىسىدىكى قانلىق توقۇنۇشلار تارىخ بېتىگه يېزىلدى.‏ بۇ توقۇنۇشلار كۈز ئايلىرىدائۈرۈمچىدىكى خىتاي ئىدارىسىنىڭ يالغان ۋەدىلهر بىلهن ئالداپ ئۈرۈمچىگه دەۋەتقىلىنغان خهلىل،‏ راهات،‏ شارى،‏ ئېسىمخان،‏ نهزىر،‏ زەينهل،‏ نهقىشتاي،‏ قهرىپباي،‏ئۆمهر،‏ قالىم ۋە قاقىش قاتارلىق قازاق مۆتىۋەرلىرىنىڭ ئايرۇپىلاندىن يهرگه قهدەمقويۇشىغا بىلهن تهڭ قولغا ئېلىنىشى بىلهن ئاخىرلاشتى.‏ ئالتايدىكى قازاقلارنىڭههممه قورالىنى خىتاي ئىدارىسىگه تاپشۇرۇپ بېرىشىگه نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏تاغقا چىقىپ كهتكهن ئوسمان باتۇر ئىسلام ئوغلى قوماندانلىقىدىكى شهرىدىمان153


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى‏(ئوسمان باتۇرنىڭ ئوغلى)‏ ئوسمان ئوغلى،‏ قهلهس ۋە سۇلهيمان باتۇرلارنىڭ شانلىقئىنقىلابى 1941 يىلى رەسمىي باشلىدى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ - 1940 1950 يىللىرى ئارىسىدا گومىنداڭ مهركىزى هۆكۈمىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكىخىتاي ۋالىيسى زالىم شېڭ شىسهي هۆكۈمرانلىقىغا قارشى ئهڭ شىددەتلىك ۋەئهڭ خهتهرلىك ئىستىقلال ئىنقىلابى ئوتتۇرىغا چىقتى.‏ ئوسمان باتۇر بۇ تارىختىنكېيىنكى كۈرەشلىرىنىڭ نهتىجىسىدە،‏ 1945 يىلى ئالتاينى خىتايلارنىڭقولىدىن تارتىۋېلىپ،‏ ئالتاينىڭ مۇستهقىللىقىنى ئېلان قىلدى.‏ ئهينى ۋاقىتتا،‏غۇلجىدا قۇرۇلغان شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى ۋە ئۇ جۇمهۇرىيهتنىڭ رەئىسىئهلىخان تۆرە بىلهن بىرلىكته ههرىكهت قىلدى.‏ ئوسمان باتۇرنىڭ كۈرەشلىرى ۋەئهسكىرىي قابىلىيىتى ئهزەلدىن بېرى ئوتتۇرا ئاسيا رايونىدىن چىقىپ دۇنيانىڭكۆپلىگهن مهدەنىيهتلىرىنى فهتهى قىلغان بۈيۈك جهڭگىۋارلار ئېلىپ بارىدىغانفهتهىلهردىكىگه ئوخشاش،‏ تارىختا مىسلى كۆرۈلمىگهن،‏ قههرىمانلىقلىرى تىللارداداستان بولغان،‏ ئۇنۇتۇلماس قههرىمانلاردىن بىرى ئىدى.‏شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرى - 20 ئهسىرنىڭ ئوتتۇرىلىرىدا ئىستىقلالمۇجادىلىسى ئېلىپ بارغان بىر باشقا يهر،‏ تهڭرى تاغلىرىنىڭ شىمالىقىسىملىرىدۇر.‏ - 1944 يىلى نويابىر ئېيىنىڭ -20 كۈنى،‏ تهڭرى تاغلىرىنىڭشىمالى قىسمىدىكى ئىلى شههىرىدە باشلىغان ئىنقىلابنىڭ رەهبىرى ۋەشېهىدلىرىدىن بىرى بولغان قازاق ئهكبهر ئهسبوسىن ئوغلى بىلهن نىلقاشههىرىنى ئازات قىلىش جهريانىدا شېهىد بولغان قازاق سېيىت كۆرپهبايئوغلىنى خاتىرىلهش كېرەك.‏ -1944 يىلى ئىلىدا باشلاپ،‏ ئاخىرىدا ئهلىخان تۆرەباشچىلىقىدا قۇرۇلغان شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى،‏ شهرقى تۈركىستاندىكىتۈرك،‏ مۇسۇلمان ئۇيغۇر ۋە قازاقلارنىڭ مۇستهقىللىققا بولغان ئۈمىدىنى تېخىمۇئاشۇردى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تۈرك،‏ مۇسۇلمان ئۇيغۇر ۋە قازاق خهلقىنىڭبىرلىشىپ ئېلىپ بارغان بۇ مۇستهقىللىق ئىنقىلابىغا سوۋېت ئىتتىپاقىۋەكىل ۋە ئهسكىرىي قۇۋۋەت ئهۋەتىپ ياردەم قىلغان ئىدى . ١٠ مۇستهقىللىق ۋە ئۆزهاكىمىيىتىنى قۇرۇشقا تهشنا بولغان شهرقىي تۈركىستان خهلقى،‏ ئۆزلىرىنىڭهۆر ئىرادىسىنى ئىسپاتلاش ۋە مۇستهقىللىقىنى پۈتۈن دۇنياغا ئېلان قىلىشئۈچۈن بار كۈچى بىلهن كۈرەش قىلدى.‏ شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيتىنىڭئارمىيىسى مۇستهقىللىقىنى ئېلان قىلىپ بولۇپلا،‏ ئىلى ۋە غۇلجا شههىرىدىنباشلاپ شهرق تهرەپكه يۈرۈش قىلىپ،‏ ئۈرۈمچىگه بىر قانچه سائهت يىراقلىقتىكى154


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىماناس دەرياسىغىچه بولغان يهرلهرنىڭ ههممىنى ختاي ئهسكهرلىرىدىن تازىلىدى . ١١شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتىنىڭ ئارمىيىسىنىڭ ئۈرۈمچىگىچه قهدەربولغان جايلارنىڭ ههممىسىنى خىتاي ئهسكهرلىرىدىن قايتۇرۇۋېلىپ،‏ ئۈرۈمچىنىقۇتقۇزۇشقا تهييارلىنىش كۈچىنىڭ بارلىققا كېلىشىدە،‏ ئهرەنباقىرغا،‏ ساۋەن ۋەماناستىكى ئهلبهك هاكىم ١٣ باشچىلىقىدىكى قازاق قوشۇنىنىڭ ههسسىسى بهكمۇچوڭ ئىدى.‏ ئهپسۇسكى،‏ شهرقىي تۈركىستان هۆكۈمىتى بۇ ئهسكىرىي غالىبىيهتبىلهن مۇستهقىللىقىنى قولغا كهلتۈرۈشنىڭ بوسۇغىسىدىن قايتتى.‏ 1947 ۋە1949 يىللىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسىدى تهقدىرىنى بهلگىلهيدىغانيىللار بولۇپ،‏ قازاق ۋە ئۇيغۇرلار يهرلىك ئىدارىدىن ئورۇن ئالدى.‏ - 1947 يىلى ئۇيغۇررەهبىرى مهسئۇد سابىرى هۆكۈمىتىدە ئۇيغۇرلار بىلهن قازاقلار بىرلىكته ۋەزىپهئۆتىدى.‏ ئهپسۇسكى،‏ پۈتۈن خىتاي مىقياسىدا كۈچىيىپ كهتكهن ماۋ ئىدارىسىنىڭخىتاينىڭ بۇرۇنقى گومىنداڭ هاكىمىيىتىنى ئاغدۇرۇپ تاشلىشى،‏ تۈرك ۋەمۇسۇلمان شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭمۇ مۇستهقىللىقا بولغان ئۈمىدىنىڭيوقۇلۇشىغا سهۋەپچى بولدى.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئالتاي رايونىدا - 1940 يىللىرىدىن باشلاپ قههرىمانچهجهڭ قىلىپ كهلگهن قازاق رەهبهرلهردىن ئوسمان باتۇر 1951 يىلى فېۋرالئېيىدا يۈز بهرگهن قوراللىق توقۇنۇشتا قولغا چۈشۈپ قالدى ۋە شۇ يىلى ئاپرېلئېيىنىڭ - 28 كۈنى ئۈرۈمچىدە شېهىد قىلىندى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ ئوتتۇرا ئاسىياتارىخىدىكى ئهسكىرىي ۋە ئىستراتېگىيه جهههتته باشقا بىرىنىڭ ئېرىشىشى ۋەۋۇجۇدقا كهلتۈرۈشى مۇمكىن بولمىغان ئۆرنهكلهر بىلهن تولغان ئۇنتۇلماس ئۇرۇشداهىيلىرىدىن بىرى،‏ مۇستهقىللىق كۈرىشىنى ئاخىرلاشتۇرغان بولدى.‏ ئوسمانباتۇرنىڭ ئۇرۇش پىلانلىرى،‏ قههرىمانلىقى،‏ ئهسكىرىي قابىلىيىتى شۇ دەۋرنىڭئۆزىدىلا دۇنيا مهپكۇرىسىدىن ئۇرۇن ئېلىشقا باشلىدى.‏ خۇسۇسهن،‏ ئۇنىڭ بهيتىقتاغلىرىدا قىلغان جهڭلىرى ئۇ ۋاقىتتىكى دۇنيا ئاخباراتىدا كهڭ يهر ئالغان ئىدى.‏قازاقلارنىڭ ئالتاي رايونىدىكى مۆتىۋەرلىرىدىن جانىمخان تىلهۋباي ئوغلىمۇ ئوسمانباتۇر بىلهن بىر كۈندە ئهسكىرىي توقۇنۇشتا قولغا چۈشتى ۋە بىر كۈندە شېهىدقىلىندى.‏ قازاقلارنىڭ بۇ ئىككى رەهبىرى ئۆزلىرىنىڭ قوماندانلىقى ئاستىدىكىئهسكىرىي كارۋانلىرى بىلهن ئاۋۋال تهكلىماكان چۆلىنى كېسىپ ئۆتۈپ تىبهتكهبېرىش،‏ ئاندىن 1944 يىلىدىن كېيىن شهرقى تۈركىستان هۆكۈمىتىنىڭئهسكىرىي كونترول ساههسىنى ئۈرۈمچىگه تههدىت سالىدىغان شهكىلدە ماناس155


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىدەرياسىغا قهدەر يېيىشنى ئىرادە قىلغان ماناس – ساۋەن رايونىنىڭ سابىقۋالىيسى ئهلى بهك هاكىمغا قېتىلىشنى پىلانلىغان ئىدى.‏ لېكىن بۇ مۇمكىنبولمىدى.‏ ئهلى بهك هاكىم قول ئاستىدىكىلهرنى باشلاپ،‏ ئهر ئايال،‏ قېرى ياش،‏ مال چارۋا،‏ چېدىرلىرى بىلهن تىبهت تۈزلهڭلىكىنى بېسىپ،‏ ‏”دۇنيانىڭئۆگزىسى“‏ دەپ قارالغان هىمالايا تاغلىرىنى بىر - بىر ئېشىپ ئۆتۈپ،‏ هىندىستانچېگرىسىغا باردى.‏ بۇ جهرياندا ئارقىدىن قوغلاپ كهلگهن ختاي ئهسكهرلىرى بىلهنيهتته قېتىم قاتتىق ئۇرۇشۇپ،‏ قورشاۋنى يېمىرىپ چىقىپ يولىغا داۋام قىلدى.‏هىندىسىندىستانغا بارغاندىن كېيىن،‏ هىندىستان هۆكۈمىتى ئۇلارنى كهشمىرگهئورۇنلاشتۇردى.‏شهرقى تۈركىستاندىن هۆر دۇنياغا 1950 يىلى چىققان قازاقلار،‏ ئۆزلىرىدىنبۇرۇن - 1939 يىلى هىندىستانغا كۆچۈپ كهلگهن،‏ هىندىستان مۇستهقىل بولغاندىنكېيىن،‏ ئايرىلىپ چىققان پاكىستان دۆلىتىدىكى قازاقلار بىلهن بىرلىشىپتۈركىيهگه ئىلتىجا قىلدى.‏ - 1991 يىلى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ يىقىلىشىدىنبۇرۇن هۆر دۇنيادا،‏ تۈركىيهدە ۋە ياۋرۇپادا ياشىغان قازاقلار شهرقىي تۈركىستاندىنمىڭبىر تۈرلۈك مۇشهققهت بىلهن ئىشهنگۈسىز دەرىجىدە زورلۇقلارغا پۇت تىرەپ،‏دۈشمهن ئهسكهرلىرىنىڭ قاتتىق هۇجۇملىرىغا قارشى تۇرۇپ،‏ هالاك بولۇشتىنقۇتۇلۇپ قالغان قازاقلارنىڭ ئهۋلادلىرىدۇر.‏20 ئهسىر بويىچه پۈتۈن شهرقىي تۈركىستاندا ئېلىپ بېرىلغان خىتايبېسىمى،‏ ۋەهشىيانه زۇلۇم ۋە قهتلىئاملار تۈپهيلىدىن مىڭلىغان ئهر-‏ ئايال،‏ بوۋاق،‏قېرى ۋە ياش قازاق شېهىد قىلىندى.‏ يۈزلىگهن ئېسىل رەهبهر،‏ يولباشچى ۋەزىيالىي قازاق خىتايلار تهرىپىدىن تۈرمىلهرگه تاشلىنىپ،‏ ئېغىر قىيىن -قىستاقلار بىلهن ئۆلتۈرۈلدى.‏ ئهمما دۇنيانىڭ بۇ ۋەهشىي قهتلىئاملاردىن خهۋىرىبولمىدى.‏ شهرقى تۈركىستاندا ۋە تاشقى دۇنيانىڭ ههرقايسى جايلىرىدا،‏ هىندىستاندا،‏تۈركىيهدە،‏ ياۋرۇپادا،‏ ۋە ئامېرىكىدا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلغان خىتايهۆكۈمرانلىقىنىڭ بۇ ههقسىزلىقلىرىنى ئاڭلىتىش ئۈچۈن كىتابلار بېسىلدى،‏ماقالىلار يېزىلدى،‏ ئاخبارات ئېلان قىلىندى،‏ ئارخىپلار تهييارلاندى.‏ ئۆتكهنئهسىرنىڭ ئىككىنچى يېرىمىدا شهرقى تۈركىستاندىن چىققان قازاقلارنىڭرەهبهرلىرى بۇ دۇنيا بىلهن ۋىدالاشقان بولسىمۇ،‏ لېكىن شهرقىي تۈركىستاندىكىقازاق تۈركلىرىنىڭ ئىنقىلاۋى كۈرەشلىرى ئارخىپ ماتېرىياللاردا،‏ مهتبۇئاتلارداتارىخ سههىپىلىرىدە ئۆز ئورنىنى ساقلاپ كهلمهكته.‏156


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرى21 ئهسىردە،‏ بۈگۈن شهرقىي تۈركىستاندا بولۇۋاتقان ۋە دۇنيانىڭ نهزىرىدەئىنسانىيهت ئهيىبى دەپ قارالغان ئهزىيهتلهر،‏ بېسىملار ۋە زۇلۇملار ئۆتمۈشتىمۇ ئهڭشىددەتلىك تۈردە داۋاملاشقان ئىدى.‏ ئۇ زامانلاردىن بېرى ئۆزگهرگهن بىرلا نهرسهشۇكى،‏ پۈتۈن دۇنيا خهلقى شهرقىي تۈركىستاندا ئۆتكهن ئهسىردىن بېرى خىتايلارتهرىپىدىن جارى قىلدۇرۇلۇپ كېلىۋاتقان بۇ زۇلۇملارنىڭ ههقىقىتىنى تونۇپيهتتى.‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى پهقهت ئوتتۇرا ئاسيادىلا ئهمهس،‏ بهلكى پۈتۈندۇنيانىڭ كۆزى ئالدىدا ههل قىلىنىشى كېرەكلىك بولغان بىر مهسىلىگه ئايلاندى.‏ئهگهر تارىختىن دەرس ئالىدىغان بولساق،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى،‏ بۈگۈن،‏يهنى – 2000 يىللىرى ئېتىبارى بىلهن،‏ كۈرەشچان تۈرك ۋە مۇسۇلمان ئۇيغۇرخهلقىنىلا ئهمهس،‏ بهلكى پۈتۈن ئاسىيانى،‏ پۈتۈن ئوتتۇرا ئاسىيانىڭ يېڭى مۇستهقىلبولغان تۈرك ۋە مۇسۇلمان جۇمهۇرىيهتلىرىنىڭ ئامانلىقى ۋە ئىستراتېگىيىلىكسىياسىتىنى ئاستىن - ئۈستۈن قىلىۋېتىدىغان دەرىجىدە مۇهىم مهسىله.‏شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى هۆررىيهت كۈرىشى،‏ ئىنسان ههقلىرىدەپسهندىچىلىكى،‏ ئۇ ۋەتهننىڭ يهرلىك خهلقى بولغان ئۇيغۇرلار،‏ قازاقلار،‏ ئاز ساندىكىقىرغىزلار ۋە باشقا خهلقلهرلا ئهمهس،‏ بهلكى ئوتتۇرا ئاسىيا بىلهن كىملىك جهههتتىنقېرىنداش بولغان تۈرك - ئىسلام دۇنياسىنى ۋە ئىنسانىيهت شهرىپىگه لايىق هالداياشاشنى ئۆزىنىڭ ئاساسى پرىنسىپى قىلغان،‏ ئىنسان ههقلىرىگه هۆرمهتكار پۈتۈندۇنيا جامائىتىگه تهسىر كۆرسىتىدۇ.‏157


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىزاهاتلار:‏1 نىغمهت مىڭجان:‏ ‏«قازاقلارنىڭ قىسقىچهتارىخى»‏ 1994 يىل،‏ ئالماتا.‏2 جاقسىلىق سامىتئۇلى،‏ خىتايدىكىقازاقلار،‏ ئالماتا:‏ دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭقهۋمداشلىقى،‏ ‎2000‎؛ جادىي شاكهنئۇلى،‏خىتايدىكى قازاقلار،‏ ئالماتا:‏ دۇنيا يۈزىدىكىقازاقلارنىڭ قهۋمداشلىقى،‏ ‎2007‎؛ لىندابهنسون،‏ خىتايدىكى ئاخىرقى كۆچمهنلهر:‏خىتايدىكى قازاقلارنىڭ تارىخى ۋە هازارىتى،‏نيۇيورك:‏ م.‏ ئې.‏ شارپ،‏ 1998 يىل.‏ نىغمهتمىڭجان،‏ قازاقلارنىڭ قىسقىچه تارىخى،‏جالىن نهشرىياتى،‏ 1994 يىل،‏ ئالماتا.‏3 جادىي شاكهنئۇلى،‏ خىتايدىكى قازاقلار،‏ئالماتا:‏ دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭقهۋمداشلىقى،‏ 2007 يىل،‏ 39 بهت.‏4 شائهمىس قۇمارئۇلى،‏ بۆكه باتۇر،‏ تارىخىيرومان،‏ ئالماتا:‏ يازغۇچى،‏ 2008 يىل؛ جادىيشاكهنئۇلى،‏ خىتايدىكى قازاقلار،‏ ئالماتا:‏دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭ قهۋمداشلىقى،‏2007 يىل،‏ 160 بهت.‏5 شهرىفخان كۆگهبايئوغلى:‏ شهرقىيتۈركىستان قازاقلىرىنىڭ خان نهسلىدىنكهلگهن ئېسىلزادىلىرىدىن بولۇپ،‏ 1933 يىلى ئالتاي رايونىغا ۋالىي بولغان.‏ 1940 يىلى شېڭ شىسهي زىندانلىرىدا شېهىدقىلىنغان.‏6 ئهلىسخان باتۇر:‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭئالتاي رايونى ۋە باركۆل ناهىيىسىدىكى كهرەي جانتاكهي تاشبىيكه قهبىلىلىرىنىڭرەئىسى ئهلىپ قاسىمبايئوغلىنىڭ ئوغلىبولۇپ،‏ 1939 يىلى شهرقىي تۈركىستاندىنتىبهت ئارقىلىق هىندىستانغا ئۆتكهنتۇنجى تۈركۈم مۇهاجىرلارنىڭ رەئىسىئىدى.‏ ئۇ پاكىستاندا ۋاپات بولغان.‏7 ئوسمان تاشتان:‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭئالتاي رايونىدىكى ئوتتۇرا جۈزئىگه تهۋەكهرەي جانتهكهي بويلىرىغا مهنسۇپبازارقۇل قهبىلىسىنىڭ رەئىسى زايىپتهيجىنىڭ ئوغلى بولۇپ،‏ تۈركىيهجۇمهۇرىيىتى گراژدانلىقىغا ئۆتكهن ۋەئىستانبۇلدا ۋاپات بولغان.‏8 لىندا بهنسون،‏ ئىلى قوزغىلىڭى:‏مۇسۇلمانلارنىڭ خىتاي هاكىمىيىتىگهقارشى جهڭ ئېلان قىلىشى (1944 1949)،نيۇيورك:‏ شهرقىي دەرۋازا كىتابى،‏ م.‏ ئې.‏شارپ،‏ 1990 يىل،‏ 35 بهت.‏9 جاقسىلىق سامىتئۇلى،‏ يۇقىرىقىئهسهرنىڭ 111 بېتى.‏10 بالخاش بافىن:‏ تارىخىي شهجىرە،‏تهقدىرلىك تىل،‏ يازدىم قهلهم ئېلىپ.‏ئالماتا،‏ ئهل شهجىرە،‏ 2007 يىل.‏11 لىندا بهنسون،‏ ئىلى قوزغىلىڭى،‏ 3 بهت.‏12 ئهلىبهگ هاكىم ۋە ئوسمان باتۇر ههققىدەتېخىمۇ كۆپ مهلۇماتقا ئېرىشى ئۈچۈن،‏ ئهههدئهندىجاننىڭ:‏ جهدىدىزمدىن مۇستهقىللىققاچهتئهلدىكى تۈركىستان مۇجادىلىسى،‏ ئهمرەنهشرىياتى،‏ 2003 يىل،‏ ئىستانبۇل.‏ 672،673 بهتلىرىدىن ئهلىبهگ هاكىم ۋە158


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىPolitical Allocation in Sinkiang.“Kazak Societyشهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى بىلهنهاسان ئورالتاينىڭ ئهسهرلىرى ههققىدەمهلۇمات بار.‏ ئۆزدەمىر ئاتئالان،‏ هىمالاياداستانى،‏ ئۆز كۈلتۈر نهشرىياتى،‏ 1975 يىل،‏ ئهنقهرە.‏Doak Barnett, China on the Eve of .Communist Takeover, New York:1963. Akın Baybosınulı, “Er JanibekJayında Bizge Jetken Derekter,”Er Janıbek, Makalalar kıyssadastandar,Sheshendik Sözder, Anız-Angimeler..., Almatı: Er Janibek.Kogamdık Korı, 2008. 250. bet‏(بۇ ئهسهردە ئهينى چاغدا شهرقىي تۈركىستاندائالىبهگ هاكىم بىلهن سۆزلهشكهنلىكىئۈچۈن خىتاي دائىرىلىرى تهرىپىدىنسوراققا تارتىلغان ۋە تارىختىكى مهشهۇرجانىبهگ باتۇرنىڭ نهسلىدىن كهلگهن بىركىشى تىلغا ئېلىنماقتا).‏لىندا بهنسون،‏ ئىلى قوزغىلىڭى:‏مۇسۇلمانلارنىڭ خىتاي هاكىمىيىتىگهقارشى جهڭ ئېلان قىلىشى (1944 1949).ئارمونك:‏ م.‏ ئې.‏ شارپ،‏ 1989 يىل.‏ لىندابهنسون ۋە ئىنگۋار سۋانبهرگ،‏ خىتايدىكىئاخىرقى كۆچمهنلهر:‏ خىتايدىكىقازاقلارنىڭ تارىخى ۋە هازارىتى،‏ ئارمونك:‏م.‏ ئې.‏ شارپ،‏ 1998 يىل.‏ بۈيۈك تۈركئېلى نهشرىياتى،‏ 9 نومۇر،‏ 1986 1985، سانى.‏ ئىستانبۇل.‏ دەلىلخان جانئالتاي،‏قىيلى زامان قىيىن كۈنلهر،‏ ئالماتا:‏دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭ قهۋمداشلىقى،‏خارۋارد ئۇنىۋېرسىتېتىدا ياقىلانغان ئهممابېسىلمىغان دوكتورلۇق دېسىرتاتسىيهماقالىسى،‏ 1955 يىل.‏Milton J. Clark, “How the KazakhsFled to Freedom,” The NatıonalGeographıc Magazıne, CVI Cilt,No. 5. (Volume CVI-Number Five-.106/5), November, 1954, s. 621-644ئايشه ئۇماي دەمىر،‏ ئاتا يۇرتتىن ئانا يۇرتقا،‏سالىهلى تۈرك ئوچىقى ‏(تهشكىلاتى)،‏ 1 يىل،‏ 1 سان،‏ 2008 يىل،‏ مارت.‏ 5 بهت.‏ئههمهد بىجان ئهرجىلاسۇن،‏ قازاقلارنىڭرەهبىرى ئالىبهگ هاكىمدىن ئايرىلىپقالدۇق،‏ يېڭى چۈشهنچه،‏ 1985 يىل 11 ئاينىڭ 29 كۈنى.‏ ئاندرېۋ فوربىس،‏ شهرقىيتۈركىستاندىكى جهڭچى بهگلهر،‏ كامبىرجئۇنىۋېرسىتېتى نهشرىياتى،‏ 1986 يىل.‏‏(بۇ ئهسهردە ئالىبهگ هاكىمنىڭ ئىسمىئالىبهگ رەخىم دەپ ئېلىنغان).‏ بۇ كىتابئهنۋەر جان تهرىپىدىن تۈركچىگه تهرجىمهقىلىنىپ،‏ 1990 يىلى،‏ ميۇنخېندا نهشرقىلىندى.‏گۈل گۈن،‏ تويدەك ئۆتكهن جىنازا مۇراسىمى،‏يېڭى ئهسىر،‏ 1985 يىل 11 ئاينىڭ 21 كۈنى،‏ پهيشهنبه.‏هاسان هاكىم ‏(هاسان ئورالتاي)،‏ هىمالاياداستانى،‏ ئهگه ئېكسپىرىسى،‏ ئىزمىر،‏ 1957 يىل،‏ 9 ئاينىڭ 9 كۈنى.‏خهلىپه ئالتاي،‏ ئالتايدىن ئافغانىستانغا،‏ ئالماتا:‏دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭ قهۋمداشلىقى،‏2000 يىل.‏.2000Milton J. Clark, “Leadership and159


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىDiyasporı: Proishojdeniye i Razvitiye,Almatı: Gılım, 1997. GulnarMendiqulova, Kazahskaya Dıyasporı:Istoriya İ Sovremennost’, Almatı:Vsemirnaya Assosiyatsiya Kazahov,2006. James Millward, EurasıanCrossroads: A Hıstory of Xınjıang,London: Hurst & Company, 2007.Hasan Oraltay, “A True Story Fromthe Roof of the World: A Little Girl’sQuestion,” Turkey, İzmir: TurkishAmerican Cultural Association,.1960تۇرگۇت خارمانتهپهلى:‏ تۈركىستاننىڭ مىللىيقههرىمانلىرىدىن ئالىبهگ هاكىمنىڭ ئاخىرقىچوڭ كۆچۈشىدىن كېيىن،‏ تونۇشتۇرۇش،‏ 7 يىل،‏ 7 ت سان،‏ 1985 يىل 12 ئاي،‏ 41،42 بهتلهر.‏ بايمىرزا هېيت:‏ خىتاي ۋە رۇسئارىسىدىكى مۇجادىله شهرقىي تۈركىستان،‏بۈيۈك تۈرك ئېلى،‏ ئايلىق پىكىر ژورنىلى،‏1962 يىل 11 ئاينىڭ 25 كۈنى،‏ 1 يىل،‏ 9 سان.‏Godfrey Lias, The Kazak Exodus, .9London: Evans Brothers Limited,1956 ve Godfrey Lias, Kazak Exodus,Ladder edition, New York: Popular.Library Inc., 1959ماقسۇت قاسىموۋ:‏ سوۋېت ئوفىتسېرىنىڭ كۆزىبىلهن،‏ يۇلتۇز،‏ ئالماتا،‏ 1985 يىل.‏ قازاقسوۋېت سوتسىيالىستىك رېسپۇبلىكىسىئىلىم ئاكادېمىيىسى،‏ قازاقىستاننىڭ يېنىشهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىي مهسىلىلىرى،‏ئالماتا،‏ 1962 يىل.‏ ئابدۇلقهييۇم كهسىجى:‏شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ تۈركىيهكۆچۈشىنىڭ 50 يىللىقى مۇناسىۋىتى بىلهن،‏تۈرك دۇنياسى تارىخ ژورنىلى،‏ 2003 يىل،‏ 2 سان،‏ 194 بهت؛ 2003 يىل،‏ 3 سان،‏ 195 بهت.‏ ئۆمهر قۇل:‏ ئهسىر شهرقىي تۈركىستانئۈچۈن 2، ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىننىڭمۇجادىله خاتىرىلىرى (1949 1980)،ئهنقهرە،‏ بهرىكان نهشرىياتى،‏ 2007 يىل.‏هاسان ئورالتاي:‏ هۆررىيهت يولىدىكى شهرقىيتۈركىستان قازاقلىرى،‏ كارىنجا مهتبهئهسى،‏1961 يىل،‏ ئىزمىر (1 نهشرى)؛ قازاقلار‏(شۇ كىتابنىڭ 2 نهشرى)،‏ قازاق هازارەتنهشرىياتى،‏ 1976 يىل،‏ ئىستانبۇل.‏هاسان ئورالتاي:‏ كۆكلۈكته بېرىلگهن ۋەدە،‏بۈيۈك تۈرك ئېلى،‏ ئايلىق پىكىر ژورنىلى،‏1962 يىل 11 ئاينىڭ 25 كۈنى،‏ 1 يىل،‏ 9 سان.‏ هاسان ئورالتاي،‏ ئالاش:‏تۈركىستان تۈركلىرىنىڭ مىللىي ئىستىقلالپارولى،‏ بۈيۈك تۈرك ئېلى نهشرىياتى،‏1973 يىل،‏ ئىستانبۇل.‏ هاسان ئورالتاي،‏ئالىبهگ هاكىمدىن ئايرىلىپ قالدۇق (1908 1985)، يېڭى چۈشهنچه،‏ 1985 يىل 11 ئاينىڭ 22 كۈنى.‏ هاسان ئورالتاي،‏ قازاقلارگېرمانىيه بىلهن تۈركىيهگه قاچان كهلدى؟ياش تۈركىستان،‏ قاراشا جهلتوقسان،‏ 2002 يىل،‏ 6 سان،‏ 17 13، بهتلهر.‏ هاسانئورالتاي،‏ ئهلهم يىغلاپ ئۆتكهن ئۆمۈر،‏ئالماتا،‏ ئىلىم،‏ 2005 يىل،‏ 3 نهشرى.‏Thomas Laird, “The CIA’s First AtomicSpy and His Secret Expedition toLhasa”, Into Tibet, New York: GrovePress, 2002. Gulnar Mendiqulova,İstoriçeskiye Sud’vı Kazahskoy160


در.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى ‏(ق)‏ / شهرقىي تۈركىستان قازاقلىرىنىڭ – 20 ئهسىردە ئېلىپ بارغان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىهاسان ئورالتاي،‏ ئهلهم يىغلاپ ئۆتكهنئۆمۈردىن كېيىن،‏ پرىنتېر ئوفسهت باسمىسى،‏2006 يىل،‏ ئىزمىر.‏ ئىسكهندەر ئۆكسۈز،‏مىللهتلهرنى مىللهت قىلغان،‏ تۈرك يۇرتى،‏ 26 جىلد،‏ 231 سان،‏ 2006 يىل 11 ئاي.‏ۋاسىلىي ئىگناتيېۋىچ پهتروۋ،‏ ئاسىيانىڭئىسيانكار قهلبى،‏ ‏(بۇ كىتابتا شهرقىيتۈركىستاننىڭ قىسقىچه تارىخى،‏ مىللىيههرىكهتلهر ۋە خاتىرىلهر يېزىلغان)‏ 2003 يىل،‏ موسكۋا.‏Philips Price, M. P., “The Great KazakEpic,” Journal of Royal Central AsıanSocıety, July-October 1954, Vol. XLI,.Parts III & IV., s. 249ئىسمائىل پىنار،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقمۇجاهىد ئالىبهگ هاكىم ۋاپات بولدى،‏ بوغازئىچى ژورنىلى،‏ 1985 يىل 12 ئاي،‏ 15 14، بهتلهر.‏ قالىبهگ هاكىم،‏ قازاقىستان دۆلهتئانسىكلوپېدىيىسى،‏ 5 جىلد،‏ قازاقىستانئانسىكلوپېدىيهسى باسمىسى،‏ 2003 يىل،‏ئالماتا.‏ 498 بهت.‏جاقسىلىق سامىتئۇلى،‏ خىتايدىكى قازاقلار،‏ئالماتا:‏ دۇنيا يۈزىدىكى قازاقلارنىڭقهۋمداشلىقى،‏ 2000 يىل.‏ جاقسىلىقسامىتئۇلى،‏ سهرگهلدەڭ،‏ ئالماتا،‏ 2004 يىل.‏ بۇ روماننىڭ 4 جىلدىنىڭتهرجىمىسى قههىرلىك ئالتاي،‏ 2007 يىلىئهنقهرەدىكى بهنگۈ نهشرىياتىدا بېسىلدى.‏Chriss Scott, “Red China’s HiddenWar on Minorities,” Stars & Strıpes,.13.05.1959جادىي شاكهنئۇلى،‏ خىتايدىكى قازاقلار،‏ ئالماتا،‏2007 يىل،‏ 176 بهت.‏ شهرقىي تۈركىستانئۈچ ۋىلايهت ئىقىلابىدىكى چوڭ ئىشلار،‏ئۈرۈمچى،‏ مهملىكهت باسمىسى،‏ 1995 يىل.‏ئالىبهگ هاكىم يهرلىككه قويۇلدى،‏ خهلققه ۋەۋەقهلهرگه تهرجىمان گېزىتى،‏ 1985 يىل،‏11 ئاينىڭ 18 كۈنى.‏ئىلخان تهزجان،‏ شهرقىي تۈركىستانرەهبهرلىرىدىن ئالىبهگ هاكىم سالىهلىدەۋاپات بولدى،‏ خهلققه ۋە ۋەقهلهرگه تهرجىمانگېزىتى،‏ 1985 يىل،‏ 11 ئاينىڭ 17 كۈن.‏ئىلخان تهزجان،‏ خىتايدىن كېلىپ،‏ سالىهلىدەتېپىشتى،‏ تهرجىمان گېزىتى ‏(ياۋرۇپاباسمىسى)،‏ 1986 يىل 3 ئاينىڭ 11 كۈنى.‏ئورخان تۈركدوغان،‏ تۈركىستانكۆچمهنلىرىنىڭ سالىهلىگه ئورۇنلىشىسى‏(ئاتاتۈرك ئۇنىۋېرسىتېتى رايونلۇقخىزمهتلهر ئىجتىمائىي تهتقىقاتلىرى 3)،1969 يىل،‏ ئهرزۇرۇم.‏يېڭى چۈشهنچه ژورنىلى،‏ ئالىبهگ هاكىمدىنئايرىلىپ قالدۇق (1908 1985)، 5 يىل،‏212 سان،‏ 1985 يىل 11 ئاينىڭ 22 كۈنى.‏161


.II مهجلىسشهرقىي تۈركىستاندىكى ههق هوقۇقدەپسهندىچىلىكىرىياسهتچى:‏ دوت،‏ در.‏ بهردال ئارال• در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار:‏ تهتقىقاتچى،‏ تۈركىيه• پروف.‏ در.‏ ماجىدە ماخلۇف:‏ ئهينۇششهمس ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ مىسىر• ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى ئالىم:‏ ئاۋسترالىيه شهرقىي تۈركىستانلىقلارجهمئىيىتى مۇئاۋىن رەئىسى،‏ ئاۋسترالىيه• ئههمهد فارۇق ئۈنسال:‏ مهزلۇملار جهمئىيىتى باش رەئىسى،‏ تۈركىيه


دوكتور ئاتائۇللاه شاهيارتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىكتۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارهۆرمهتلىك رەئىس،‏ قىممهتلىك مېهمانلار،‏ ههممىڭلارغا هۆرمهت بىلهن سالاميوللايمهن!‏شهرقىي تۈركىستان بىر مىليون 828 مىڭ 418 كۋادىرات كىلومېتىرغايېيىلغان بولۇپ،‏ 50 مىليون مۇسۇلمان تۈرك ياشايدۇ.‏ خىتاي زۇلمى ئاستىدا ياشاۋاتقانبۇ خهلق كۈندىلىك تۇرمۇشتا دۇچ كېلىۋاتقان تراگىدىيىلىك يولسىزلىقلارنى بىرقانچه مىنۇتتا چۈشهندۈرۈپ بولغىلى بولمايدۇ.‏ مهن بۇ يولسىزلىقلارغا ئۇچرىغانبىر شهرقىي تۈركىستانلىق بولۇش سۈپىتىم بىلهن،‏ ماڭا ئايرىلغان قىسقىغىنهۋاقىت ئىچىدە بۇ يولسىزلىقلارنى قىسقىچه خۇلاسىلهپ ئۆتۈشكه تىرىشىمهن.‏هۆرمهتلىك مېهمانلار!‏ بۈگۈن شهرقىي تۈركىستاندىكى قېرىنداشلىرىمىزماۋ(زېدوڭ)‏ دەۋرىدە ئۇچرىغان بېلهتكه ئاشلىق ئېلىش،‏ بىر خىل فورما كىيىش،‏ماۋنىڭ رەسىمى ئالدىدا هۆرمهت بىلهن ئېگىلىش...‏ قاتارلىق ئىپتىدائىي زۇلۇملارتۈگىدى،‏ ئهمما بۇنىڭ ئورنىغا سىستېمىلىق زۇلۇم ۋە يولسىزلىقلارنىڭ يېڭىدەۋرگه ماسلاشتۇرۇلغان پهرقلىق ۋارىيانتلىرىنى بارلىق تراگىدىيىلىرى بىلهنبېشىدىن كهچۈرمهكته.‏مۇسۇلمان تۈركلهرنىڭ ئانا يۇرتى بولغان شهرقىي تۈركىستان يېرىم ئهسىردىنبېرى كوممۇنىست خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ زالىم رېجىمى ئاستىدا ئىڭرىماقتا.‏نوپۇسنىڭ كۆپىنچه قىسمىنى تهشكىل قىلغان ئۇيغۇر مۇسۇلمانلىرى،‏ دۇنيا ئۇياقتاتۇرسۇن،‏ خىتاينىڭ باشقا جايلىرىدىمۇ كۆرۈلۈپ باقمىغان دەرىجىدە تراگىدىيىلىكيولسىزلىق،‏ بېسىم ۋە زۇلۇمغا ئۇچرىماقتا.‏ ئىسكهنجه،‏ ئۆلۈم،‏ ئهمگهك لاگىرلىرى،‏دىنىي بېسىم...‏ ئهيتاۋۇر يولسىزلىق توغرىسىدا ئىنسان ئهقلىگه كېلىدىغانتۈرلهرنىڭ ههممىسى شهرقىي تۈركىستاندا يىللاردىن بېرى كۈندىلىك تۇرمۇشنىڭبىر پارچىسىغا ئايلىنىپ قالدى.‏ ئۇچۇر ئالاقه ئىشلىرى ئۇچقاندەك تهرەققىي165


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقىلىۋاتقان بۈگۈنكى كۈندە،‏ دۇنيا خهلقى شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان بۇيولسىزلىق ۋە ئىنسانىيهت تراگىدىيىسىدىن تولۇق خهۋەردار بولالمايۋاتىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇسۇلمان تۈركلهر كۈندىلىك ئىشلىرىنى ئانا تىلىداههل قىلىش،‏ ئۆزلىرى ئېتىقاد قىلغان دىننىڭ ۋەزىپىلىرىنى ئادا قىلىش،‏ ئۆزهازارىتىگه ئۇيغۇن ياشاش ۋە هازارىتىنى گۈاللهندۈرۈش،‏ مائارىپ ۋە سالامهتلىكخىزمهتلىرىدىن ئىنساندەك پايدىلىنىش،‏ ئۆز نهسلىنى داۋاملاشتۇرۇش قاتارلىقئهڭ ئاددىي ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىدىنمۇ ‏(خىتاي هاكىمىيىتى تهرىپىدىن)‏مههرۇم قىلىنماقتا.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭئۇچۇر ئالاقه ئىمكانىيهتلىرىگه چهك قويۇپ،‏ دۇنيا بىلهن بولغان ئالاقىنى ئۈزۈپتاشلىماقتا ۋە شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان يولسىزلىق ۋە پاجىئهلىكۋەقهلهرنىڭ ههقىقىي ئهپتى بهشرىسى بىلهن دۇنياغا يېيىلىشىغا توسقۇنلۇققىلماقتا.‏ بۇ ئارقىلىق خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدە دۇنياجامائهتچىلىكىنىڭ كۆزىنى بوياپ،‏ ئهمهلىيهتنى ئهكس ئهتتۈرمهيدىغان بايانلارئارقىلىق ۋەقه هادىسىلهرنى يوشۇرماقتا.‏مهن بۇ يهردە،‏ بۇ يولسىزلىقلارنىڭ بىر قىسمىنى بىر نهچچه تېمىغا ئايرىپسۆزلهپ ئۆتمهكچىمهن:‏١. ‏”نوپۇس تىزگىنلهش“‏ نامىدا قىلىنغان يولسىزلىقلارههممهيلهنگه مهلۇمكى،‏ ‏”ئىنسان تهرەققىي قىلغان هايۋان“‏ دەپ قارايدىغانخىتاينىڭ ئىنسانغا بېرىدىغان ئېتىبارى بهكمۇ تۆۋەن بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستانخهلقىنى پۈتۈنلهي ئاسمىلاتسىيه قىلىۋېتىش ئۈچۈن يىللاردىن بېرى يولغا قويۇپكېلىۋاتقان ‏”نوپۇس تىزگىنلهش“‏ نامى ئاستىدىكى ‏”تۇغۇت چهكلهش“‏ سىياسىتىتېز سۈرئهتته داۋاملاشماقتا.‏ ههق هوقۇقتىن سۆز ئاچقىلى بولمايدىغان بۇ تۈزۈملهربىر تهرەپته تۇرسۇن،‏ خىتايلار بۇ تۈزۈمنى قىلچه رەهىم شهپقهت قىلماستىن،‏ ههتتائۆز دۆلىتىنىڭ قانۇنىغا خىلاپ هالدا ۋەهشىيلهرچه ئىجرا قىلماقتا.‏ ئاللاهتىنقورقۇش ئېڭى بولمىغان،‏ دىنىي ۋە مهنىۋىي قهدىر قىممهت ئېتىبارغا ئېلىنمايدىغانبىر دۆلهتته يولغا قويۇلغان بۇنداق سىياسهت دەهشهتلىك پاجىئهلهرنى كهلتۈرۈپچىقارماقتا.‏166


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار / شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارشهرقىي تۈركىستاندا مۇسۇلمان تۈركلهرنىڭ ئىككىدىن ئارتۇق پهرزەنتلىكبولۇشىغا قهتئىي رۇخسهت يوق.‏ ئۈچىنچى پهرزەنتى ئۈچۈن قورساق كۆتۈرگهن بىرئايال هامىلدارلىقىنىڭ 8 ياكى 9 ئېيىدا بولسىمۇ،‏ سېزىلىپ قالغان هامانئۆيىدىن ئېلىپ كېتىلمهكته ۋە بالا چۈشۈرۈش ئوپىراتسىيىسىگه مهجبۇرلانماقتا.‏ههتتا خىتاينىڭ دۆلهت مهمۇرلىرى يېزا كهنت،‏ مهههالله كوچا ئايلىنىپيۈرۈپ،‏ ‏”قانۇنسىز“‏ پهرزەنتلىك بولغان ياكى بولۇش ئالدىدا تۇرغان ئاياللارنى يۈكماشىنىلىرىغا مهجبۇرىي بېسىپ ئېلىپ كېتىۋاتماقتا.‏ ئىنتايىن ناچار شارائىتئاستىدا قىلىنغان ئوپىراتسىيه نهتىجىسىدە بوۋاقلارلا ئهمهس،‏ كۆپىنچه چاغلاردائانىلارمۇ هاياتىدىن ئايرىلىپ قالماقتا.‏مهسىلهن،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ توقسۇ ناهىيىسىدىكى چولپانخان ئىسىملىكبىر ئايالنىڭ هايات تراگىدىيىسى مۇنداق:‏هامىلدار چولپانخان 1997 يىل 8 ئايدا ئوپىراتسىيهگه زورلانغان بولۇپ،‏ دۆلهتخادىملىرى ئۇنى داۋالاش پۇنكىتىغا مهجبۇرىي ئېلىپ كهتكهندىن سىرت،‏ يولدىشىغائۈچ مىڭ سۇم جازا قويغان.‏ چولپانخان پۇرسهت تېپىپ داۋالاش پۇنكىتىدىن قېچىپكهتكهن ۋە بىر قهبرىستانلىققا يوشۇرۇنىۋېلىپ،‏ شۇ يهردە ئۆزى يالغۇز تۇغقان.‏ كېيىن،‏بىرەيلهننىڭ ياردىمى بىلهن ئۆيىگه مهخپىي بېرىۋالغان.‏ لېكىن بىر چېقىمچىتۈپهيلىدىن قايتا تۇتۇلۇپ قالغان.‏ ساقچىخانىدىكىلهر چولپانخاننىڭ بالىسىنىقايناقسۇغا بېسىپ ئۆلتۈرۈۋەتكهن،‏ بۇ ئهلهمگه چىدىمىغان چولپانخانمۇ ئۆلۈپكهتكهن.‏ بۇ پهقهت بىر مىسال بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا بۇنىڭغا ئوخشىغان ههتتابۇنىڭدىنمۇ بهك تراگىدىيىلىك ۋەقهلهر كۈرمىڭلاپ يۈز بهرمهكته.‏. ٢ دىنىي هاياتتىكى يولسىزلىقلارخىتايدا 18 ياشتىن كىچىكلهرنىڭ ئىبادەت قىلىشى،‏ مهسجىد جامهلهرگهكىرىشى،‏ جامائهت پائالىيهتلىرىگه قاتنىشىشى چهكلهنگهن بولۇپ،‏ بۇ چهكلىمهناهايىتى قاتتىق ئىجرا قىلىنماقتا.‏ ئۇندىن باشقا،‏ ئهر ئايال،‏ چوڭ كىچىكهېچكىمنىڭ ئۆيدە ياكى باشقا بىر يهردە دىنىي تهلىم تهربىيه ئېلىشى قهتئىيمهنئى قىلىنغان.‏ مهسىلهن،‏ 1999 يىلى،‏ ساقچىلار قۇرئان ئوقۇشنى ئۆگىنىۋاتقان12 ياشلار چامىسىدىكى بهش بالىنى قولغا ئالغان.‏ بۇ بالىلاردىن بىرى ساقچىغانىدىنقېچىپ كهتكهن بولۇپ،‏ ساقچىلار بالىنىڭ ئائىلىسىدىكىلهرنى قولغا ئېلىپ،‏167


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقاتتىق قىينىغان ۋە بالىسى تېپىلمىغىچه ئۇلارنىڭ قويۇپ بېرىلمهيدىغانلىقىنىئېيتىپ،‏ تههدىت سالغان.‏ ئىسلام دۆلهتلىرىگه ياخشىچاق كۆرۈنۈش ئۈچۈنهېچقانداق ئاستى قۇرۇلمىسى بولمىغان بىر دىنىي ئېنىستىتۇت ئېچىلغانبولسىمۇ،‏ بۇ مهكتهپته ئىسلامىيهتتىن كۆپرەك ماركسىزم،‏ لېنىنىزم ۋە ماۋزېدوڭئىدىيهسى ئوقۇتۇلماقتا ۋە ههقىقىي دىنىي ئىلىملهرنىڭ ئورنىغا،‏ قانداق قىلىپدىننى خىتاي سىياسىتىگه ۋاسىته قىلىش ‏(چارىلىرى)‏ ئۆگىتىلمهكته.‏ نورمالمهكتهپلهردە دەرسلىك كىتابلار ماتېريالىزم ئىدىئولوگىيىسىنى ئاساس قىلغانهالدا تۈزۈلگهن بولۇپ،‏ دىنغا مايىل پىكىر ئىدىيهلهرنى ئوتتۇرىغا قويۇش قهتئىيچهكلهنمهكته.‏ ههتتا:‏ ‏”دىن ئىنساننى زەههرلهيدىغان ئهپيۇندۇر“،‏ ‏”ناماز ئوقۇش ئىشى يوقنىڭ،‏ روزا تۇتۇش ئېشى يوقنىڭ ئىشى“‏ دېگهندەك ماۋزېدوڭ دەۋرىدىنقالغان سهپسهته شۇئارلار هېلىمۇههم تهكرارلىنىپ تۇرماقتا ۋە دىننىڭ ئىپتىدائىيئىنسانلار تهرىپىدىن ئويدۇرۇپ چىقىرىلغان قالاق ئېتىقاد ‏(چۈشهنچه)‏ ئىكهنلىكىئۆگىتىلمهكته.‏ بۇنىڭ بىلهنلا قالمىغان خىتاي هاكىمىيىتى مۇسۇلمانلارنىڭ دىنىيپائالىيهتلىرىنى قاتتىق كونترول قىلماقتا،‏ مهسجىد جامهلهرگه پېنسىيۇنېرپارتىيه ئهزالىرىنى كۆزەتچىلىككه قويماقتا،‏ جامهلهر مۇسۇلمانلارغا كوممۇنىسترېجىمنىڭ ئهمر پهرمانلىرىنى تهبلىغ قىلىدىغان جايلارغا ئايلىنىپ قالماقتا.‏1999 يىل 10 ئاينىڭ 28 كۈنى خوتهندە بولۇپ ئۆتكهن بىر ئىش بۇنىڭ تىپىكمىسالى بولالايدۇ.‏ خوتهن ئويباغ جامهسىنىڭ ئىمامى مۇههممهد ئهلى قارىم دىننىكوممۇنىست پارتىيهنىڭ كۆرسهتمىسى بويىچه تهبلىغ قىلمىغانلىقى ئۈچۈن قولغائېلىنغان ۋە ئېغىر ئىقتىسادىي جازا بېرىلىپ،‏ ۋەزىپىسىدىن ئېلىپ تاشلانغان.‏بهزى جامه مهسجىدلهر پات پات تاقىلىپ قالماقتا،‏ ياڭراتقۇدا ئهزان ئوقۇشچهكلهنمهكته،‏ ههتتا بىر جامه جامائىتىنىڭ باشقا جامهگه بېرىشىغا توسقۇنلۇققىلىنماقتا...‏ خىتايدىكى ئىسلام جهمئىيهتلىرىدە ۋەزىپه ئۆتهيدىغانلارنىڭكۆپىنچىسى كوممۇنىست رېجىمنىڭ ئىشهنچىسىگه ئېرىشكهن،‏ مۇسۇلمانلارغاهېچقانداق پايدىسى يهتمهيدىغان ‏(ئهگهر پايدىسى يېتىدىغان بولسا،‏ ئۇ ئورۇنلاردائىشلىيهلمىگهن بولاتتى)،‏ مۇنداقچه ئېيتقاندا،‏ قالتىس ماهارىتىگه تايىنىپ دىننىئۆزىگه مهسلهك قىلىۋالغان زاتلاردۇر.‏شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىنىڭ ههج قىلىشىمۇ چهكلىمىگهئۇچرىماقتا.‏ مهسىلهن،‏ 1999 يىلى،‏ شهرقىي تۈركىستانلىق 1200 مۇسۇلمان ههج168


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار / شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارقىلىش ئۈچۈن چهتئهلگه چىقىشقا تهييارلىنىۋاتقاندا،‏ خىتاي ساقچىسى ئۇلارنىڭپاسپورتلىرىنى تارتىۋالغان ۋە بۇ ئىشقا نارازىلىق بىلدۈرگهن 122 كىشىنى قولغائالغان.‏خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاندا يولغا قويۇۋاتقان دىنىي بهلگىلىمىلهرئېتىقاد ئهركىنلىكى ۋە ئىنسان ههقلىرى ئۇياقتا تۇرسۇن،‏ خىتاي ئۆزىنىڭ ئاساسىيقانۇنىدا بهلگىلهنگهن:‏ ‏«ههرقانداق پۇقرا ئۆزى خالىغان دىنغا ئېتىقاد قىلىشياكى دىنغا ئېتىقاد قىلماسلىق ئهركىنلىكىگه ئىگه...»‏ دېگهن ماددىسىغىمۇخىلاپ.‏ ئهمما هاكىمىيهتنىڭ زومىگهرلىكى تۈپهيلىدىن هېچكىم بۇ ههقته ئېغىزئېچىشقا جۇرئهت قىلالمايۋاتىدۇ.‏ ئهسلىدە خىتاي هاكىمىيىتى ئىسلام دىنىنىئىسلام دۆلهتلىرى بىلهن بولغان مۇناسىۋىتىنى تهرەققىي قىلدۇرۇشنىڭ ۋاسىتىسىقىلىپ قوللانماقتا.‏. ٣ ئهدلىيه يولسىزلىقلىرىدۇنيا ئهللىرى دېموكراتىك ساههدە تېز ئالغا ئىلگىرىلىمهكته،‏ ئهمما خىتاينىڭشهرقىي تۈركىستاندا يۈرگۈزۈۋاتقان ئهدلىيه سىستېمىسى ئهپسۇسلىنارلىق هالداكۈنسېرى ئارقىغا داجىماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستاندا بۈگۈنكى كۈندىمۇ بۇنىڭدىنيېرىم ئهسىر بۇرۇنقى ماۋ(زېدوڭ)‏ دەۋرىدە رادىئو ئاڭلىغان كىشىلهرنى ‏”چهتئهلنىڭخهۋەرلىرىنى ئاڭلىدىڭ“‏ دېگهن بهتناملار بىلهن مۇددەتسىز قاماق جازاسىغا هۆكۈمقىلىدىغان سىستېمىدىن قىلچه پهرقى بولمىغان غهلىته بىر ئهدلىيه سىستېمىسىيۈرگۈزۈلىۋاتماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئۆز مهيلىچه ئۆلۈم جازالىرى ئىجراقىلىنماقتا؛ گۇناهسىز كىشىلهر هېچقانداق سۇبيېكتىپ دەلىل بولمىسىمۇ،‏ گۇمانغاتايىنىپلا قهتلى قىلىنماقتا،‏ مۇددەتسىز ياكى ئۇزۇن يىللىق قاماق جازاسىغا مههكۇمقىلىنماقتا.‏شهرقىي تۈركىستاندىكى سوت مههكىمىلىرى خىزمهتلىرىنى دېمۇكراتىكدۆلهتلهردىكىگه ئوخشاش مۇستهقىل ئهمهس،‏ بهلكى خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭسىياسىي مهنپهئهتىنى چۆرىدىگهن هالدا ئېلپ بارماقتا.‏ شۇڭا ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلىنغانكىشىلهرنىڭ دەۋالىرى ناهايىتى تېز بىر تهرەپ قىلىنماقتا،‏ مههكۇملار ئۆزلىرىنىئاقلاش ئۈچۈن يېتهرلىك ۋاقىت ياكى ئىمكانىيهتتىن مههرۇم قالماقتا،‏ ههتتا بهزىئۆلۈم جازالىرى مههكۇمنىڭ يېقىنلىرىغا خهۋەر بېرىلمهي تۇرۇپلا ئىجرا قىلىنماقتا.‏169


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىپات پات كوللېكتىپ قولغا ئېلىنىش،‏ نازارەتخانىدا ئىسكهنجىگه دۇچاربولۇش،‏ تۇيۇقسىز غايىب بولۇپ كېتىش،‏ قولغا ئېلىنغانلارنىڭ ئىز دېرىكىنىقىلالماسلىق،‏ تىرىك ياكى ئۆلۈك ئىكهنلىكى توغرىسىدا مهلۇمات ئالالماسلىققاتارلىق قانۇنسىز ئىش ههرىكهتلهر شهرقىي تۈركىستاندا نورمال ۋەقهلهرهېسابلىنىدۇ.‏ بۇنداق قىلمىشلارنىڭ خىتاي قانۇنىغا خىلاپ ئىكهنلىكىنىبىلىدىغان ئادۋۇكاتلارنىڭ نارازىلىق بىلدۈرۈش ياكى ئهرز قىلىشىمۇ مهنئىقىلىنغان بولۇپ،‏ ئادۋۇكاتلار پهقهت بهزى ئىجتىمائىي تۈزۈمگه خىلاپلىق قىلغانجىنايهتچىلهر ههققىدە قىسمهن نارازىلىق بىلدۈرۈش ههققىگه ئىگه.‏ ئهگهر ۋەقهسىياسىي سهۋەبكه چېتىلىپ قالىدىغان بولسا،‏ هېچكىم ‏«جىنايهتچى»نى ئاقلاشياكى مهزكۇر قانۇنسىز قىلمىشلارغا نارازىلىق بىلدۈرۈشكه جۈرئهت قىلالمايدۇ.‏لاگىرلاردىكى مههكۇملار ئومۇمهن ئېتىز ياكى خۇمدانلاردا ئېغىر ئهمگهككهسېلىنىدۇ ۋە ههر كۈنى ئاز دېگهندە 15 سائهت ئىشلىتىلىدۇ.‏ كىمكى ۋاقتىدائۇخلىمىسا ياكى ئويغانمىسا،‏ يۇقىرى ئاۋازدا گهپ قىلسا،‏ كۈلسه ياكى يىغلىسا،‏ مهخپىيتاهارەت ئالسا ياكى ناماز ئوقۇسا،‏ كۈندىلىك ۋەزىپىسىنى تولۇق ئورۇندىيالمىسا،‏گۇندىپايلارغا جاۋاب قايتۇرسا،‏ يا تاياق يهيدۇ ياكى توك كالتهك بىلهن قىينىلىدۇۋەياكى تېخىمۇ ئېغىر جازالارغا دۇچار بولىدۇ.‏ باشقا ئۇرۇش،‏ بهدەنگه توك ئۆتكۈزۈش،‏پۇت قولىنى تۆت تهرەپكه ئايرىپ هاۋاغا ئېسىپ قويۇش،‏ تۈۋرۈككه ئېسىش،‏ تورۇسقائېسىپ ئۇرۇش،‏ نه ئولتۇرغىلى،‏ نه ياتقىلى،‏ نه ئۆرە تۇرغىلى بولمايدىغان تار ۋە سوغۇقكامىرغا نهچچه كۈنلهپ سولاپ قويۇش قاتارلىق قىلمىشلار تۈرمىلهردىكى ئهڭ ئاددىيجازا ئۇسۇللىرى هېسابلىنىدۇ.‏ ئۇندىن باشقا،‏ مههكۇمنىڭ مهقئىتىگه توك كالتهكسوقۇش،‏ جىنسىي ئهزاسىغا ئاتنىڭ قىلىنى تىقىش قاتارلىق ئىنسان قېلىپىدىنچىققان ۋەهشىيلىكلهر ههر كۈنى دېگۈدەك كۆرۈلۈپ تۇرىدۇ.‏ بهزى مههكۇملار بۇقىيىن قىستاققا بهرداشلىق بېرەلمهي ئهقلىدىن ئازماقتا،‏ جىنسىي ئهزالىرىدىنئايرىلىپ قالماقتا،‏ مېيىپ بولۇپ قېلىۋاتماقتا ياكى ساقايماس كېسهلگه دۇچاربولماقتا.‏‏”شهرقىي تۈركىستان ئىنفورماتسىيون مهركىزى“نىڭ ئىگهللىشىچه،‏ 1999 يىلىنىڭ بېشىدىن،‏ شۇ يىلى مارت ئېيىغىچه شهرقىي تۈركىستاندا ئون مىڭغايېقىن ئۇيغۇر خىيالىي بهدنام بىلهن قولغا ئېلىنغان بولۇپ،‏ يۇقىرىقىدەك ناچارشارائىتتا تۇتۇپ تۇرۇلۇپ،‏ ئاخىرى ئۆلۈم جازاسى قاتارلىق ناهايىتى ئېغىر جازالارغا170


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار / شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارمههكۇم قىلىنغان.‏ يهنه خهۋەر مهنبهلىرىدە،‏ 1999 يىلىنىڭ بېشىدىن 2000 يىلى مارت ئېيىغىچه شهرقىي تۈركىستاندا مههكىمىلهر تهرىپىدىن ئۆلۈمگه هۆكۈمقىلىنغان ياكى قىيىن قىستاق جهريانىدا ئۆلۈپ كهتكهنلهرنىڭ سانى ‎2500‎دىنئېشىپ كهتكهنلىكى بىلدۈرۈلدى.‏ ئۇندىن باشقا،‏ 1999 يىل 10 ئاينىڭ 30 كۈنى،‏ خوتهن شهههرلىك جامائهت خهۋپسىزلىك ئىدارىسى ‏”پۇجۇركىسى كوچاتېمىغا چاپلانغان بىر قهغهزدىكى پۇجۇركىغا ئوخشايدىكهن“‏ دېگهن سهۋەب بىلهن بىرئوتتۇرا مهكتهپنىڭ قىز ئوقۇغۇچىسىنى قولغا ئالغان.‏ يهنه بىر باشلانغۇچ مهكتهپئوقۇغۇچىسى دەرسلىك كىتابىدىكى ماۋزېدوڭ رەسىمىنى يىرتىۋەتكهنلىكى ئۈچۈنقاماققا ئېلىنغان بولۇپ،‏ بۇنداق مىساللارنى سۆزلهپ تۈگىتىش مۇمكىن ئهمهس.‏مانا بۇلار بىخهتهرلىك تهدبىرلىرى بىلهن سىرتقى دۇنياغا پۈتۈنلهي تاقىۋېتىلگهنشهرقىي تۈركىستاندىن مهخپىي ئىگهللىۋالغان مهلۇماتلىرىمىزدىن بىر قانچىسى.‏تېخى ئىگهللىيهلمىگهن ياكى بىلهلمىگهنلهرنىڭ سانى ۋە تراگېدىيىلىك ئههۋالىههققىدە نېمه دېيىش كېرەك؟!‏. ٤ ئۇچۇر ئالاقه يولسىزلىقىيېقىنقى 20 يىلدىن بېرى شهرقىي تۈركىستاندا تېلېفون ۋە ‏(تېخىمۇ كېيىنئومۇملىشىشقا باشلىغان)‏ ئېنتىرنېت قاتارلىق ئۇچۇر ئالاقه ۋاسىتىلىرى بهكمۇچهكلىك ۋە نازارەت ئاستىدا قوللىنىلىۋاتاتتى.‏ خهلقنىڭ ئېهتىياجىدىنمۇ بهكرەكدۆلهتنىڭ ئېهتىياجىنى قامداش ئۈچۈن قوللىنىش ۋە قوللاندۇرۇشقا مهجبۇرىيبولغان خىتاي هاكىمىيىتى،‏ بولۇپمۇ،‏ چهتئهلگه مۇناسىۋەتلىك تېلېفونلارنىقاتتىق كونترول قىلىپ،‏ ههمىشه مهخپىي تىڭشاۋاتاتتى.‏ ههممىمىزگه ئايانبولغىنىدەك،‏ 5 ئىيۇل ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ چهتئهل بىلهنبولغان تېلېفون ۋە ئېنتېرنېت ئالاقىسى پۈتۈنلهي كېسىپ تاشلاندى.‏ ئىچكىئالاقىگىمۇ چهكلىمه قويۇلۇپ،‏ قاتتىق نازارەت قىلىندى.‏ بۇ ئههۋال هېلىمۇ ههمداۋاملاشماقتا.‏ پهن تېخنىكا ئىشلىرى ئهڭ يۈكسهك پهللىگه چىققان،‏ دۇنيا خهلقىتېلېفون ۋە ئېنتېرنېت قاتارلىق ئۇچۇر ۋاسىتىلىرىدىن بىمالال پايدىلىنىۋاتقانبۈگۈنكىدەك كۈندە،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى مۇشۇ ئهقهللىي ههققىدىنمۇ مههرۇمقىلىنماقتا.‏171


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى٥. ئوقۇ ئوقۇتۇشتىكى يولسىزلىقبىلىم ئېلىش ههرقانداق ئىنساننىڭ تۇغما ههققىدۇر.‏ ئهمما شهرقىيتۈركىستانلىقلارنىڭ بۇ تۇغما ههققىمۇ قوللىرىدىن تارتىۋېلىنماقتا.‏ چۈنكىههقىقىي ئىلىم زورلاش ياكى تېڭىش بىلهن ئهمهس،‏ بهلكى ئارزۇ ئىستهك بىلهنئۆگىنىلىدۇ.‏ لېكىن شهرقىي تۈركىستاندا ئوقۇ ئوقۇتۇش ئىشلىرى پۈتۈنلهيدۆلهتنىڭ ئىلكىدە بولۇپ،‏ ‏”ههممه نهرسه دۆلهت مهنپهئهتى ئۈچۈن خىزمهت قىلىشىكېرەك“‏ دەپ قارايدىغان خىتاي هاكىمىيىتى ئۆزى خالىغان كىشىنى ئۆزىخالىغان يۆلىنىشته،‏ ئۆزى خالىغان دەرىجىدە ۋە ئۆزى خالىغان رەۋىشته ئوقۇتماقتا.‏يهنى مائارىپتا ‏”ساۋاتسىز قېلىپ،‏ ئىشلىرىمىزنى قىيىنلاشتۇرمىسۇن؛ كۆپبىلىپ كېتىپ،‏ بېشىمىزغا بالا بولمىسۇن!“‏ مهنتىقىنى ئاساس قىلماقتا.‏ مۇشۇمهنتىقىگه ئاساسهن ئۇنىۋېرسىتېتقىچه ئوقۇش ئهركىنلىكى بولسىمۇ،‏ مهيلىقايسى ساههدە بولمىسۇن،‏ ئىختىساس ئىگىسى بولۇش مۇمكىن ئهمهس.‏ پهقهتدۆلهتنىڭ ئېهتىياجىغا ئاساسهن تاللىۋېلىنغان بهزى كىشىلهرلا چهكلىك سهۋىيهدەيېتىشتۈرۈلۈپ،‏ خىزمهتكه ئورۇنلاشتۇرۇلماقتا.‏ ئۆزى ئارزۇلىغان كهسپته ئىختىساسئىگىسى بولۇشقا تىرىشقان ههرقانداق شهرقىي تۈركىستانلىق كۈتۈلمىگهن يهردىنتوسالغۇلارغا دۇچ كېلىدۇ.‏ مائارىپ ئورگانلىرىدا دەرسلىك كىتاب مهزمۇنلىرىمۇدۆلهت تهرىپىدىن بهلگىلهنگهچكه،‏ مهكتهپلهردە خىتايچه ئوقۇتۇش ۋە ئاتېئىزمتهربىيىسى مهجبۇرىي يولغا قويۇلماقتا.‏ ئوقۇغۇچىلارغا مىللىي،‏ تارىخىي ۋە دىنىيبىلىملهر ئهسلى بويىچه ئۆگىتىلمهي،‏ دۆلهت تهرىپىدىن تۈزۈپ بېرىلگهن ۋەبۇرمىلانغان مهلۇماتلار مهجبۇرىي تېڭىلماقتا.‏٦. ساياههت يولسىزلىقىساياههت قىلىش ئىنسانلارنىڭلا ئهمهس،‏ بهلكى بارلىق جانلىقلارنىڭ تۇغماههققى بولۇپ،‏ بىرىنىڭ ساياههت ئهركىنلىكىنى چهكلهش،‏ ئۇنى بىر يهرگه قاماپقويۇش هېسابلىنىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ساياههت ئهركىنلىكىمۇچهكلهنمهكته ۋە ئۆزلىرى ياشاۋاتقان يهرلهرگه ‏(شهههر يېزىغا)‏ قاماپ قويۇلماقتا.‏شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ئۆزى خالىغانچه چهتئهاللهرگه چىقىشى ئۇياقتا تۇرسۇن،‏خۇددى ههربىي هالهت ۋاقتىدىكىدەك،‏ بىر شهههردىن باشقا بىر شهههرگه،‏ بىر مهههالله‏(يېزا كهنت)دىن يهنه بىر مهههللىگه بېرىشىمۇ پات پات چهكلىنىپ تۇرىدۇ.‏ مىڭبىر172


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار / شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارمۇشهققهتته رۇخسهت ئېلىپ،‏ باشقا شهههرگه قاراپ يولغا چىققان تهقدىردىمۇ بىرنهچچه يهردە توختىتىلىپ،‏ كىملىك تهكشۈرۈش،‏ ‏”نهدىن كهلدىڭ؟ نهگه،‏ كىمنىڭقېشىغا،‏ نېمه مهقسهتته،‏ قانچىلىك مۇددەت ئۈچۈن كېتىۋاتىسهن؟...“‏ دېگهندەكسوئاللارغا دۇچ كېلىش ئىنتايىن نورمال ئههۋالغا ئايلىنىپ قالدى.‏ يهنى شهرقىيتۈركىستاندا ههر ۋاقىت ههربىي هالهت يۈرگۈزۈلمهكته.‏ خىتاي هاكىمىيىتى دۇنياسودا تهشكىلاتىغا ئهزا بولۇپ كىرىدىغان ۋاقىتتا،‏ خىتاي دۆلىتىگه تهۋە ههرقانداقپۇقراغا ‏(شهرتسىز)‏ پاسپورت بېرىلىدىغانلىقى ۋە ئۇلارنىڭ چهتئهلگه چىقىشىغاقولايلىق شارائىت يارىتىپ بېرىلىدىغانلىقى ههققىدە ئههدە بهرگهنىدى.‏ لېكىن،‏بىر شهرقىي تۈركىستانلىقنىڭ ههرقانداق سهۋەب بىلهن چهتئهلگه چىقالىشىمۇمكىن بولمىغۇدەك دەرىجىگه بېرىپ يهتمهكته.‏ بىر يولىنى تېپىپ،‏ پاسپورتئالالىغانلار قايتىش كاپالىتى ئۈچۈن دۆلهتكه نۇرغۇن پۇلنى زاكالهت قىلىپقويمىغىچه،‏ چېگرادىن ئۆتۈشى مۇمكىن ئهمهس.‏ چهتئهلدىن قايتقاندىن كېيىن،‏ئارقىسىغا سېلىپ قويغان ئىشپىيونلار تهمىنلىگهن مهلۇماتلارغا ئاساسهن:‏‏”(چهتئهلدە)‏ پالانى يهرگه بېرىپسهن،‏ پۇستانى بىلهن كۆرۈشۈپسهن...“‏ دېگهندەكيالغان باهانىلهرنى كۆرسىتىپ،‏ زاكالهت پۇلىنى يۇتۇۋالماقتا.‏. ٧ پارىخورلۇقئهسلىدىلا قانۇنىي دۆلهت هېسابلانمايدىغان خىتاي هاكىمىيىتىدىكىپارىخورلۇقنىڭ ههددى هېسابى يوق.‏ كوممۇنىست هاكىمىيهتنىڭئېكىسپىلاتاتسىيه قىلغىنى يهتمىگهندەك،‏ پارىخورلۇقنىڭ يامراپ كېتىشىئىقتىسادىي ئههۋالى بهكمۇ ناچار بولغان شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ بېلىنىتېخىمۇ پۈكۈۋېتىپ بارماقتا.‏ دۆلهت ئورگانلىرىدا ئىش بېجىرىش،‏ سهۋەبسىز كىرىپقالغان تۈرمىدىن قۇتۇلۇش،‏ ئىش تېپىش،‏ پاسپورت ئېلىش...‏ ئىشقىلىپ ههممه ئىشپارىخورلۇق بىلهن ههل قىلىنماقتا.‏ يهنى ‏(دۆلهت مهمۇرلىرى شهرقىي تۈركىستاننى)‏پارا بهرمهي تۇرۇپ هېچبىر ئىشنى ههل قىلىش،‏ ههتتا نورمال ياشاشمۇ مۇمكىنبولمايدىغان هالغا كهلتۈرۈپ قويماقتا.‏. ٨ جهمئىيهت تىنچسىزلىقىبولۇپمۇ،‏ 2009 يىل 5 ئىيۇلدىن بۇيان كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان173


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىجهمئىيهت تېنچسىزلىقى شهرقىي تۈركىستاننىڭ يېقىنقى زامانلاردىكى ئهڭ چوڭمهسىلىسىگه ئايلاندى.‏ ئۇنىڭدىن بۇرۇنمۇ كېچىلهپ باستۇرۇپ كىرىپ قولغا ئېلىش،‏تۇيۇقسىز غايىب بولۇش،‏ نامهلۇم كىشىلهر تهرىپىدىن تاياق يېيىش ۋە بۇلاڭچىلىققائۇچراش دېگهندەك ۋەقهلهر كۆپ يۈز بېرىپ تۇراتتى ۋە بۇ قىلمىشلار دۆلهت تهرىپىدىنساقچىلارغا قىلدۇرۇلاتتى.‏ 5 ئىيۇل ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ بۇ قىلمىشلارغا ئىرقىيتوقۇنۇش قوشۇلۇپ،‏ جهمئىيهت تېخىمۇ قالايمىقانلىشىپ كهتتى ۋە قايسى ئىشنىدۆلهت،‏ قايسىسىنى پۇقرالارنىڭ قىلغانلىقىنى ئايرىۋالغىلى بولمىغۇدەك دەرىجىگهبېرىپ يهتتى.‏ مهسىلهن،‏ 2006 يىلى،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ يهركهن ناهىيىسىگۈلباغ يېزىلىق ساقچىخانىغا قاماپ قويۇلغان مهمهت تۇرسۇن ئىسىملىك بىر ياشسوراق جهريانىدا قىيناپ ئۆلتۈرۈۋېتىلدى.‏ مهمهت تۇرسۇننىڭ ئايالى دىلبهر توختىبىلهن دادىسى توختى هوشۇر بۇ ۋەقهنى ئهرز قىلىپ سوت مههكىمىسىگه،‏ ههتتابېيجىڭدىكى ئالىي سوت مههكىمىسىگىچه بارغان بولسىمۇ،‏ هېچقانداق نهتىجىگهئېرىشهلمىدى.‏ مهمهت تۇرسۇننى ئۆلتۈرۈۋەتكهن ساقچىلار بولسا،‏ خۇددى هېچ ئىشيۈز بهرمىگهندەك خىزمىتىنى داۋاملاشتۇرماقتا.‏يهنه بىر ۋەقه 2008 يىل 1 ئايدا،‏ خوتهن ۋىلايىتىنىڭ قاراقاش ناهىيىسىدەيۈز بهردى.‏ قاراقاش ناهىيىلىك خهۋپسىزلىك ئىدارىسىنىڭ ساقچىلىرى يېرىمكېچىدە مۇتهللىپ هاجىم ئىسىملىك بىر تىجارەتچىنىڭ ئۆيىگه باستۇرۇپ كىرىپ،‏‏”تۈرمىدىكىلهرگه ماددىي ياردەم قىلغان“‏ دېگهن باهانه بىلهن تۇتۇپ كهتكهن بولۇپ،‏قاتتىق قىيناپ ئۆلتۈرۈۋەتكهن ۋە جهسىدىنى ئىككى ئايدىن كېيىن،‏ يهنه يېرىمكېچىدە ئۆيىگه مهخپىي ئاپىرىپ،‏ هېچكىمگه تىنماسلىق شهرتى بىلهن تاپشۇرۇپبهرگهن.‏باشقا بىر ۋەقه تېخى بىر نهچچه ئاي ئىلگىرىلا ئۈرۈمچىدە يۈز بهرگهن بولۇپ،‏شهرقىي تۈركىستانلىق بىرەيلهن مۇنداق ئاڭلىتىدۇ:‏ مېنىڭ قولۇمدا بىرىنىڭهۆكۈمنامىسىنىڭ كوپىيهسى بار.‏ ئابلهت مهمهت ئىسىملىك بىر ياش ئۈرۈمچىدىكىتۇغقانلىرىنىڭ ئاشخانىسىدا ئىشلىمهكچى بولۇپ،‏ 2009 يىل 10 ئاينىڭ 16 كۈنى قهشقهردىن ئۈرۈمچىگه يېتىپ كېلىدۇ.‏ ئۈرۈمچىگه كهلگهن كۈننىڭ ئهتىسى،‏بۇ ياش بالا پويىز ئىستانسىنىڭ ئهتراپىدا بىر توپ خىتاينىڭ:‏ ‏”بىر خىتايغا ئوكۇلسانجىۋەتتى“‏ دېگهن تۆهمىتى بىلهن ساقچىلار تهرىپىدىن تۇتۇلۇپ كهتكهن ۋە دەرهالسهككىز يىللىق قاماق جازاسىغا مههكۇم قىلىنغان.‏ ئاندىن ساقچىلار بۇ ياشنىڭ174


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيار / شهرقىي تۈركىستان خهلقى كۈندىلىك تۇرمۇشتا ئۇچراۋاتقان يولسىزلىقلارئائىلىسىگه بېرىپ،‏ يۈز بهرگهن ئىشلارنى هېچكىمگه ئېيتماسلىقىنى،‏ ئهگهربىركىمگه ئېيتىدىغان بولسا،‏ قاماق جازاسىنىڭ 12 يىلغا ئۆزگهرتىلىدىغانلىقىنىئېيتىپ قاتتىق تههدىت سالغان...‏شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان بۇ خىل ناههق ۋەقهلهرنى ساناپ تۈگهتكىلىبولمايدۇ.‏ بىر ئامال قىلىپ،‏ بىز بىلهن ئالاقىلىشىش پۇرسىتى تاپقان ههرقانداقكىشى ئههۋاللىرىنىڭ كۈنسېرى ئېغىرلىشىپ كېتىۋاتقانلىقىنى ئېيتىپ،‏ قان زار يىغلىماقتا.‏خۇلاسههۆرمهتلىك مېهمانلار!‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان يولسىزلىقلاريۇقىرىقىلار بىلهنلا تۈگىمهيدۇ.‏ بۇ يهردە تىلغا ئېلىپ ئۆتۈلمىگهن ئىقتىسادىيساههدىكى يولسىزلىقلار،‏ ئاسمىلاتسىيه سىياسىتىنى چۆرىدىگهن هالدا يېقىنقىيىللاردىن بېرى ‏”ئىش تېپىپ بېرىش“‏ ۋەدىلىرى بىلهن ئائىلىسىدىن مهجبۇرىيئايرىپ،‏ خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه ئېلىپ كېتىلىۋاتقان مۇسۇلمان تۈركقىزلار،‏ دۆلهت تهرىپىدىن يۈرگۈزۈلىۋاتقان ئورگان تىجارىتى،‏ زەههرلىك چېكىملىكتىجارىتى،‏ شهرقىي تۈركىستانغا ههر كۈنى تۈركۈم تۈركۈملهپ كېلىۋاتقانكۆچمهن خىتاي،‏ يېقىندىن بۇيان ههرخىل باهانىلهر بىلهن كۆپىيىپ كېتىۋاتقانلهشكهرلهر،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئېلىپ بېرىلىۋاتقان ئاتوم بومبا سىنىقى ۋە بۇنىڭزىيىنىغا ئۇچراۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلار...‏ قاتارلىق يولسىزلىقلار چوقۇمئاڭلىتىلىشى كېرەك بولغان مۇهىم تېمىلاردۇر.‏1989 يىل 6 ئاينىڭ 4 كۈنى،‏ تيهنئهنمىن مهيدانىدا 19 20 ياشلارچامىسىدىكى 20 مىڭ ئوقۇغۇچىنى،‏ ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ ئۆز ئهۋلادلىرىنى پۈتۈندۇنيانىڭ كۆزى ئالدىدا قىلچه ئىككىلهنمىگهن هالدا تانكىلارغا باستۇرۇپئۆلتۈرۈۋەتكهن زالىم خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ مۇستهملىكىسى ئاستىدىكى باشقابىر مىللهتكه ئادالهتلىك مۇئامىله قىلىشىنى كۈتۈش مۇمكىن ئهمهس.‏ شۇڭا باشقابىرىنىڭ زېمىنىنى يولسىزلىق بىلهن ئىگهللىۋالغاننىڭ ئۈستىگه،‏ بۇ زېمىننىڭئهسلى ئىگىسىگه بۇنچىۋالا زورلۇق زۇمبۇلۇق قىلىۋاتقان زالىم خىتايغا ههرقانداقمۇسۇلمان،‏ ههرقانداق تۈرك ۋە ههرقانداق شهرقىي تۈركىستانلىق چوقۇم نارازىلىقىنىبىلدۈرۈشى كېرەك.‏175


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىيىغىنچاقلاپ ئېيتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاندا مۇسۇلمان ۋە تۈرك بولۇپ ياشاشههقىقهتهن ئاسان ئهمهس.‏بۇنچىۋالا يولسىزلىق قىلغان زالىم خىتاي چوقۇم بىر كۈنى جاۋابكارلىققاتارتىلىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭمۇ ئهلۋەتته بىر كۈنى ئۆز زېمىنىدائهركىن ياشاش ئىمكانىيىتىگه ئىگه بولىدىغانلىقىغا ئىمانىمىز كامىل.‏ ئۇلۇغئاللاه شهرقىي تۈركىستان ۋە شۇنىڭغا ئوخشاش ئههۋالدىكى بارلىق مۇسۇلمانلارغامۇستهقىللىقنى نېسىپ قىلغاي ئامىن!‏ههممهيلهنگه كۆپتىن كۆپ رەهمهت!‏176


ماجىدە ماخلۇفئهرەبچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ هۆر ئۇيغۇرمهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكىچېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلارشهرقىي تۈركىستان ئىسلام دۇنياسىنىڭ ئاجرالماس بىر قىسمى ۋە ئىسلامهازارىتىنىڭ مۇهىم ئاساسى.‏ شهرقىي تۈركىستان ئىسلام دۇنياسىغا ئىلغارفىقىهشۇناسلار ‏(ئىسلام قانۇنشۇناسلار)،‏ تهپسىرشۇناسلار ۋە ههدىسشۇناسلارنىيېتىشتۈرۈپ بهردى.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ ئىسلام هازارەت تارىخىدا ئورنى ۋە ئىسمىنىمهڭگۈلۈك ساقلاپ كهلدى.‏ شۇنداقلا مهۋجۇتلۇقى ئىسلام ۋە مۇسۇلمانلارنىڭمهۋجۇتلۇقى بىلهن چهمبهرچاس باغلاندى.‏ياقۇت ههمهۋى:‏ ‏«يهر جاي ناملىرى قامۇسى»‏ ناملىق كىتابىدا سۈپهتلىگىنىدەك،‏تۈركىستاننىڭ ئهزەلدىن تارتىپ تۈركلهرنىڭ يۇرتى ۋە ئانا دىيارى ئىكهنلىكىنىتارىخ زىكىر قىلىپ بهردى.‏ ئۇيغۇرلارنىڭ مهدەنىيىتى ٢٠ ئهسىردىنمۇ كۆپ مۇددەتئىچىدە شهكىللهنگهن مۇهىم تارىخىي،‏ جۇغراپىيىۋىي ۋە دىنىي ئامىللار نهتىجىسىدەبارلىققا كهلگهن.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ قهدىمىي يىپهك يولىغا جايلاشقانلىقى،‏ئۇيغۇر مهدەنىيىتىنىڭ تارىخ بويى باشقىلارنىڭ مهدەنىيىتى بىلهن يۇغۇرۇلۇپ ۋەبىر ئوچاقتا تاۋلىنىپ،‏ بۈگۈنكى ئۇيغۇر مهدەنىيىتىنى تهقدىم قىلغان،‏ ئۆزگىچهمهدەنىيهت خاراكتېرىنى ياراتقان.‏تۈركلهر ئىسلام دىنىنى قوبۇل قىلغاندىن كېيىن قوللانغان ئهرەب يېزىقى،‏ئۇيغۇرلارنىڭ ئهرەب ههرىپى ئاساسىدىكى تۈرك تىلى،‏ خىتايلارنىڭ تىلى ئهمهسلىكىگهپولاتتهك پاكىتتۇر.‏ ئۇيغۇرلارنىڭ ئۇزۇن زامانلاردىن بېرى قوللىنىپ كهلگهن ئهرەبههرىپى،‏ ئۇلارنىڭ خىتايلارغا ئوخشىمايدىغان هازارەت ۋە مهدەنىيهت مىراسىغا ئىگهئىنسانلار ئىكهنلىكىگه پاكىتتۇر.‏خىتايلار مىلادىدىن بۇرۇن ياساپ چىققان ئۇزۇن سهددىچىن سېپىلى داڭلىقسهيياه ئىبنى بهتتۇته سۈپهتلىگىنىدەك شهرقىي تۈركىستان زېمىنىنىڭ خىتايزېمىنىنىڭ بىر قىسمى ئهمهسلىكىنى تهكىتلهپ تۇرىدىغان هۆججهتتۇر.‏ خىتايلار177


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاينىڭ شهرقىدىن غهربىگىچه سوزۇلغان سهددىچىن سېپىلىنى قوشنىسى بولغانتۈركلهردىن ئايرىپ تۇرۇش ئۈچۈن قۇرۇپ چىقىپ،‏ شهرقىي تۈركىستان زېمىنىنىڭخىتاي زېمىنى ئهمهسلىكىگه ئۆز قولى بىلهن كۈچلۈك پاكىتنى تۇرغۇزغان.‏شۇنىڭ ئۈچۈن مهن دەيمهنكى،‏ شهرقىي تۈركىستان بۈگۈن تارىخ ۋە جۇغراپىيهجهههتتىن ئهڭ چوڭ بۇرمىلاش ههرىكىتىگه دۇچ كهلمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستانخىتاينىڭ تارىخىي زېمىنىنىڭ بىر قىسمى ياكى ئۇيغۇرلار خىتاي خهلقىنىڭ بىرتارمىقى دېگهن دەۋا بۇ ساختىپهزلىكنىڭ دەل ئۆزىدۇر.‏خىتاي شهرقىي تۈركىستاندا ئىككى ئهسىرلىك تارىخىي كۆرەشته غهلىبهقىلغاندىن كېيىن،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئاخىرقى يوسۇندا ١٩٤٩- يىلى خىتايغامهجبۇرىي قوشۇۋالدى.‏ بۇ ئىككى ئهسىرلىك كۆرەش جهريانىدا تۈركىستانلىقلاربىر قانچه قېتىم مۇستهقىللىق ئېلان قىلالىدى ۋە شۇ دەۋردىكى ئوسمانىيلارۋە ئهنگىلىيىدىن ئىبارەت چوڭ كۈچلهرنىڭ ئېتىراپ قىلىشىغا ئېرىشتى.‏سۇلتان ئابدۇلئهزىز ئوسمانىيلار ۋە ئوسمانىيلارنىڭ مىسىردىكى ۋالىسى خۇدەۋىئىسمائىل تۈركىستانلىقلارنىڭ مۇستهقىل دۆلىتىنى قوغداپ قېلىشى ئۈچۈنياردەمچى قوشۇن ئهۋەتتى.‏ لېكىن رۇس ۋە خىتايلارنىڭ شهرقىي تۈركىستاننىقايتا مۇستهملىكه قىلىش تاماسى توختاپ قالمىدى،‏ خىتاي شهرقىي تۈركىستاننىههر قېتىم مۇستهملىكه قىلغاندا،‏ ئۆز مهدەنىيىتىنى ۋە خىتاي خهلقىنى شهرقىيتۈركىستان زېمىنىغا تېڭىشقا ئۇرۇناتتى.‏خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭ شهرقىي تۈركىستان زېمىنىنى ئىشغالقىلىشى شهرقىي تۈركىستان تارىخىدىكى هالقىلىق نۇقتا هېسابلىنىدۇ.‏ شهرقىيتۈركىستانلىقلار كوممۇنىستلارنىڭ غهربىي تۈركىستاندىكى قېرىنداشلىرىغاسالغان ئازاب - ئوقۇبهتلىرىنى ۋە سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ ئىسلام دىنىغا قارىتائومۇمىي پوزىتسىيىسىنى ئوبدان بىلهتتى.‏ تۈركىستانلىقلار نهزەرىدە ئىسلامدىنىنىڭ كىملىك ‏(سالاهىيهت)،‏ مهدەنىيهت ۋە ئىجتىمائىي هايات ئىكهنلىكىنىبىلسهك؛ ئۇ چاغدا شهرقىي تۈركىستاندا ئىسلامنى يوقىتىش ئۈچۈن ئېلىپبېرىلىۋاتقان هۇجۇمنىڭ،‏ ئۇيغۇر خهلقىنى يوقىتىش ئۈچۈن ئېلىپ بېرىلىۋاتقانهۇجۇمنىڭ دەل ئۆزى ئىكهنلىكىنى بىلهلهيمىز.‏خىتاي تۈزۈمى زورلۇق ۋە باستۇرۇش سىياسىتىنى،‏ شۇنداقلا شهرقىي تۈركىستانخهلقىنى يىلتىزىدىن پۈتۈنلهي ئوجۇقتۇرۇۋېتىش،‏ مهدەنىيهت ۋە دىنىي كىملىكىنى178


ماجىدە ماخلۇف / مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى چېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلاريوقىتىۋېتىش ئۈچۈن مۇمكىن بولىدىغان ههر قانداق ئۇسۇل - چارىلهرنى قوللىنىپكهلدى.‏ مهسىلهن،‏ خىتاي شهرقىي تۈركىستانغا ئارقىمۇ ئارقا خىتايلارنى تۈركۈملهپيۆتكهپ يهرلهشتۈرۈش ئۇسۇللىرى ئارقىلىق شهرقىي تۈركىستاننىڭ زېمىنىۋە بايلىقىنى ئىگىلىۋالغاندىن سىرت؛ شهرقىي تۈركىستان مائارىپى ۋە تىلىنىخىتتايلاشتۇرۇش،‏ دەرس پروگراممىلىرىنى ئاتېئىزملاشتۇرۇش،‏ ئىسلام دىنى ۋەمىللىي كىملىككه تهۋە كىتابلارنى كۆيدۈرۈش،‏ مهسچىدلهرنى چېقىش ۋە ئالىملارنىئۆلتۈرۈشكه ئوخشاش ئۇسۇل - چارىلهرنى قوللىنىپ كهلمهكته.‏ئۇيغۇرلار تارىخىي جهههتتىن شهرقىي تۈركىستان زېمىنىنىڭ ئهسلى يهرلىكئاهالىلىرى بولۇپ،‏ ئۇلار تۈرك تىلى بىلهن سۆزلىشىدىغان تۈرك ئىرقىغا مهنسۇپمىللهت.‏ قاراخانىيلار،‏ سهلجۇقىيلار ۋە ئوسمانىيلارغا ئوخشاش شهرقىي تۈركىستاندىنقهدەم ئالغان بۈيۈك تۈرك دۆلهتلهر يۇقىرىقى سۆزىمىزنىڭ پاكىتىدۇر.‏خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى - ١٩٤٩ يىلى شهرقىي تۈركىستاننىبېسىۋالغاندا؛ ئۇيغۇر،‏ قازاق،‏ ئۆزبېك،‏ قىرغىزدىن ئىبارەت تۈرك مىللىتىگه تهۋەشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ نوپۇسى ‏٪‏‎٩٠‎تىن كۆپ نىسبهتنى ئىگىلهيتتى.‏ئاخىرقى چاغلاردا مىليونلىغان خىتاينى شهرقىي تۈركىستانغا كۆچۈرۈپ،‏ئۇيغۇرلار زېمىنىدا يهرلهشتۈرۈش ههرىكىتى جىددىي شهكىلدە داۋاملىشىپكهلمهكته.‏ بۇ هالهت شهرقىي تۈركىستاندىكى نوپۇس قۇرۇلمىسىنىڭ بۇزۇلۇشىنىكهلتۈرۈپ چىقاردى.‏ خىتايلارنى يهرلهشتۈرۈش ههرىكىتى ئۇلارنى ئومۇمىيۈزلۈكباجدىن كهچۈرۈم قىلىش،‏ ئۇيغۇرلاردىن تارتىۋېلىنغان ياخشى ئۆي ۋە زېمىنلارنىئۇلارغا بېرىشكه ئوخشاش ئالاهىدە ئىمتىيازلانى يارىتىپ بېرىش ئارقىلىق ئىجراقىلىنماقتا.‏ مهسىلهن،‏ قهشقهر ئاهالىسىنىڭ تۆتتىن بىرى يېتهرلىك سۇغا ئىگهبولالمايدۇ،‏ ئۈرۈمچىدە بولسا،‏ ئۇيغۇرلار ئالاهىدە تىجارەت مهركهزلىرىدە يوق هېسابتائۇچرايدۇ.‏خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاننى خىتاي زېمىنىغا ئايلاندۇرۇش ئۈچۈنمۇقىم ئىستىراتېگىيه سىياسىتىنى قوللىنىپ كهلمهكته.‏ بۇ ئىستىراتېگىيهخىتايلارنى ئۇيغۇرلار دىيارى بولغان شهرقىي تۈركىستانغا ئىنتىزاملىق هالداتۈركۈملهپ يۆتكهشكه تايىنىدۇ.‏ شۇ ۋاقىتنىڭ ئۆزىدە ئۇيغۇرلارنى ئۆز دىيارلىرىدىنخىتاينىڭ باشقا جايلىرىغا مهجبۇرىي يوسۇندا يۆتكهش ياكى ئۇلارنى يۇرتنىڭ سىرتىغائهبهدىيلىك چىقىرىۋېتىش ئۈچۈن ههر قايسى جهههتتىن سىقىش سىياسهتلىرىدە179


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۆرۈلىدۇ.‏ بۇ ئههۋال خىتايلارنىڭ پايدىسى ۋە ئۇيغۇرلارنىڭ ئۆز يۇرتىدا ئاز سانلىققائايلىنىپ قېلىشى ئۈچۈن،‏ شهرقىي تۈركىستاندا نوپۇس قۇرۇلمىسىنىڭ بۇزۇلۇشىغاسهۋەب بولدى.‏گهرچه ئۇيغۇرلار ١٩٥٥- يىلدىن تارتىپ شهرقىي تۈركىستاندا قهغهز يۈزىدەئاپتونومىيه هوقۇقى بىلهن بههرىمهن بولسىمۇ؛ ئۈستى ئوچۇق تۈرمه،‏ يېزا ۋە يايلاقهاياتىدا ياشاۋاتقان پهيتنىڭ ئۆزىدە،‏ خىتايلار شهرقىي تۈركىستاننىڭ بايلىقى بىلهنباياشات ياشىماقتا ۋە مۇهىم ئىدارە خاراكتېرلىك ۋەزىپىلهرنى ئىگىلىمهكته.‏خىتاي هۆكۈمىتى ‏«ياشلار،‏ غهربكه ئاتلىنىڭلار!»‏ دېگهن شۇئار ئاستىداخىتاينىڭ ههر قايسى ئۆلكىلىرىدىن كهلگهن مىليونلىغان كۆچمهن خىتاي بىلهنشهرقىي تۈركىستاننى بېسىۋالدى.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىيتۈركىستاننى تهرەققىي قىلدۇرۇش ۋە ئاۋاتلاشتۇرۇش دېگهن قۇرۇق باهانه ئاستىداشهرقىي تۈركىستانغا مىليونلىغان خىتاينى يۆتكهپ چىقتى.‏ نهتىجىدە،‏ شهرقىيتۈركىستاندىكى خىتايلارنىڭ - ١٩٥٣ يىلدىكى نىسبىتى ‏٪‏‎٩‎تىن هازىرقىئهسىرنىڭ بېشىدا ٪٤٨ كۆتۈرۈلدى.‏ دېمهك،‏ ئهسلى زېمىن ئىگىلىرى بولغانئۇيغۇرلارنىڭ نىسبىتى شۇ ۋاقىتنىڭ ئۆزىدە ‏٪‏‎٩٠‎تىن ٪٤٥ كه چۈشۈپ قالدى.‏ مانابۇ مهسىله شهرقىي تۈركىستاننى خىتاي زېمىنىغا ئايلاندۇرۇشنى نىشان قىلىدۇ،‏شۇنداقلا خىتاي بۇ سىياسىتى ئارقىلىق ئىقتىسادىي ۋە سىياسىي سهۋەبلهر ئۈچۈنئۇيغۇر زېمىنىنىڭ ئىمكانىيىتى ۋە ئىقتىدارىنى ئىگىلهپ تۇرۇشنى كۆزلهيدۇ.‏ئۇيغۇر زېمىنى خىتاينىڭ ئوتتۇرا ئاسىيا ۋە ئوتتۇرا شهرققه ئۆتۈش ئېغىزى ۋە تهبىئىيبايلىقى بىلهن خىتاي ئىقتىسادىنىڭ مهنبهسىدۇر.‏ ئۇنىڭغا قوشۇمچه،‏ خىتاي ئاتومبومبىسىنى تهجرىبه قىلىش ۋە شۇ رايون ئاهالىلىرىنى ساقايماس كېسهاللهرگه دۇچارقىلىش ئۈچۈن تهكلىماكان چۆللۈكىنى ئۆز ئىچىگه ئالغان شهرقىي تۈركىستاننىمهخسۇس تاللىدى.‏ مانا شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئارىسىدا ئاتوم تهجرىبىسىدىنتارقالغان ‏”كېسهلگه قارشى تۇرۇش كۈچىنىڭ ئاجىزلىشىشى ۋە تۆرەلمىلهرنىڭسهتلىشىپ كېتىشى“گه ئوخشاش ساقايماس كېسهاللهرنىڭ تارقالغانلىقىنىئىلمىي ستاتىستېكا ئىسپاتلاپ چىقتى.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ نوپۇس قۇرۇلمىسىنى ئۆزگهرتىش سىياسىتىنىڭقارشىسىدا،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇرلارنى خىتاينىڭ باشقا ئۆلكىلىرىگهمهجبۇرىي كۆچۈرمهكته.‏ مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ههرىكىتى مهخسۇس توي قىلىش180


ماجىدە ماخلۇف / مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى چېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلاريېشىغا يهتكهن قىز - يىگىتلهرنى نىشان قىلىماقتا.‏ تۈركىستانلىقلار خىتاينىڭمهدەنىيىتى ۋە ئىجتىمائىي جهمئىيىتىدە ئېرىپ تۈگهپ كېتىشى ۋە ئۇلارغا خىتايجهمئىيىتىنىڭ تۇرمۇش ئادەتلىرى ۋە مهدەنىيىتىنى سىڭدۈرۈش ئۈچۈن تۈزۈلگهنپروگرامما ئاساسىدا،‏ ئۇيغۇر ياشلىرىنى شهرقىي تۈركىستاندىن ئىنتايىن يىراقجهنۇبىي رايونلىرىدا ئىشقا ئورۇنلاشتۇرماقتا.‏شۇنداقلا خىتاي هۆكۈمىتى تۈركىستان قىزلىرىنى جاپالىق ۋە ناچار شارائىتئىچىدە كوللېكتىپ ئهمگهك مهيدانلىرىدا ئىشلهش ئۈچۈن مۇنتىزىم هالهتتهئىچكىرىگه مهجبۇرىي يۆتكىمهكته.‏ نهتىجىدە،‏ تۈركىستان قىزلىرى خىتايلارتهرىپىدىن خارلىق ۋە باسقۇنچىلىق هادىسىلىرىگه ئۇچرىماقتا.‏ئۇيغۇرلار ئۆز دىيارىدا تارىخ ۋە نوپۇس ستاتىستېكا رېئاللىقنىڭ ئۆزگىرىشى،‏ئۆزلىرىنىڭ خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن ئىنسان هوقۇقى ساههسىدە دەپسهندەقىلىنىشقا ئۇچرىشى،‏ ئهركىنلىكىنىڭ بوغۇلۇشى،‏ زوراۋانلىق قىلمىشلار ۋەمىللىي كىملىكنى يوقىتىش هۇجۇمىغا ئۇچرىغانلىقى،‏ كۆپلىگهن ئۇيغۇرلارنىئۆز ۋەتىنىدىن ئۆزبېكىستان،‏ كهشمىر،‏ پاكىستان ۋە هىندىستانغا ئوخشاش قوشنائهاللهرگه جاپالىق سهپهر ئارقىلىق قېچىشقا مهجبۇرلىماقتا ۋە ئۇلارنى پاناهلانغۇچىسۈپىتىدە ياشاشقا قىستىماقتا.‏ بهزىلهر سىياسىي پاناهلىققا ئېرىشكهن بولسىمۇ،‏كۆپىنچىسى خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئۇلارنى قوبۇل قىلغان دۆلهتلهرگه:‏ ‏”بۇلارقانۇنسىز شهكىلدە چهتئهلگه چىققان تېرورىستلار“‏ دېگهن بهتنام بىلهن قىلغانبېسىمى ئاستىدا خىتاي هۆكۈمىتىگه قايتۇرۇپ بېرىلمهكته.‏ بهزى ۋاقىتلارداسىياسىي ۋە ئىقتىسادىي بېسىمنىڭ نهتىجىسىدە چهت دۆلهتته پاناهلانغان ئۇيغۇرلارخىتاي هۆكۈمىتىگه قايتۇرۇپ بېرىلىپ،‏ ئۆلۈم خهۋپىگه دۇچ كهلمهكته.‏مۇشۇ سىياسهت دائىرىسى ئىچىدە،‏ كامبودژا تېخى يېقىندىلا ٢٠ ئۇيغۇرنىهىجرەت قىلىش قانۇنىغا ئاساسهن،‏ ئۇلارنى دۆلهتكه قانۇنسىز يوللار بىلهن كىرگهندېگهن باهانه بىلهن خىتاي هۆكۈمىتىگه تاپشۇرۇپ بهردى.‏ بۇلارنىڭ ئۆلۈم جازاسىغائۇچرىشى يىراق ئهمهس.‏ بىرلهشكهن دۆلهتلهر تهشكىلاتىنىڭ پاناهلانغۇچىلارئىشلىرىغا مهسئۇل كومىتېتى كامبودژانى ئهيىبلىدى؛ چۈنكى ئۇلارنى قايتۇرۇۋېتىش،‏ئۇلارنى ئۆلۈمگه تۇتۇپ بېرىش دېگهندىن دېرەك بېرىدۇ.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن كامبودژانىڭبۇ قىلمىشى كۆپلىگهن ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىنىڭ تهنقىدلىشىگهئۇچرىدى.‏181


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۇيغۇرلارنىڭ شهرقىي تۈركىستاننىڭ سىرتىغا هىجرەت قىلىشىنىڭ سهۋەبلىرى١. خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئۇيغۇرلارغا قارىتا يۈرگۈزۈۋاتقان زوراۋانلىققىلمىشلىرىدىن قېچىش،‏ هايات پرىنسىپى بولغان ئېتىقاد ئهركىنلىكىدىنمههرۇم قىلىنىشى،‏ شۇنداقلا مىللى كىملىكىنى ئىپادىلهشتىن چهكلىمىگهئۇچرىشى.‏٢. ئۇيغۇرلار ناۋادا پهرزەنتلىرىنى ئاتېئىزىمنى ئاساس قىلىدىغان هۆكۈمهتمهكتهپلىرىگه بهرمىسه دۈچ كېلىدىغان قىيىنچىلىقلار.‏ ئۇلار مائارىپ ساههسىدەپرىنسىپلىق ئايرىمچىلىققا دۈچ كېلىدۇ.‏ نهتىجىدە تۈركىستاننىڭ سىرتىغاهىجرەت قىلىشقا يول ئىزدەشكه مهجبۇر قىلىدۇ.‏٣. تۈركىستان زېمىنىدىكى ئاتوم تهجرىبىلىرى،‏ بۇ ئههۋال مۇهىتنىڭ ئاتومزەههرلىرى بىلهن بۇلغىنىشى سهۋەبلىك تۈركىستانلىقلار ئارىسىدا خهتهرلىككېسهاللهرنىڭ تارقىلىشى.‏٤. ئۇيغۇرلار ئارىسىدا ئىشسىزلىقنىڭ زور دەرىجىدە ئهۋج ئېلىپ كېتىشى.‏٥. تۈركىستانلىقلار بىلهن خىتايلار ئارىسىدا مائاش،‏ ۋەزىپه ۋە مائارىپتىكىئايرىمىچىلىق،‏ ئۇيغۇرلارغا ٣- دەرىجىدىكى ۋەتهنداش سۈپتىدە مۇئامىله قىلىش.‏٦. ئۇيغۇرلاردىن ئىنسان هوقۇقىنى تهلهپ قىلغانلارنى ئىز قوغلاپ تۇتۇش ۋەئۇلارنى ئوجۇقتۇرۇۋېتىش.‏٧. ئۇيغۇر ياشلىرىنىڭ ئۆز كىملىكىنى قوغداش ۋە خىتاينىڭ ئۇيغۇرلارنىمهدەنىيهت جهههتته خىتايلاشتۇرۇشىغا قارىشى تۇرۇش ئۈچۈن دىنىي ساههلهردەبىلىم ئېلىش رىغبىتى.‏ مىسىر،‏ سهئۇدى ئهرەبىستان ۋە تۈركىيه بۇ مهقسهتنىئىشقا ئاشۇرۇش ئۈچۈن مۇناسىپ ئهاللهر هېسابلىنىدۇ.‏بىر ئۇيغۇر مۇهاجىر ياشنىڭ يازغان خېتىنى بىرگه ئوقۇپ باقايلى:‏ ‏«مهنتۈركسىتاندىن خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ۋەهشىلهرچه زۇلمىدىن ۋە خىتايهۆكۈمىتىنىڭ خهلقىمىزگه يۈرگۈزۈۋاتقان زالىم قىلمىشلىرىدىن قېچىپچىقتىم.‏ ئۇيغۇر ياشلىرى يۇرتىغا قايتسا،‏ ساختا تۆهمهتلهر بىلهن تۈرمىگه كىرىشكهئۇچرايدىغان ياكى شهكىلۋاز سوتقا تارتىلىپ هۆكۈم قىلىنىدىغان تۇرسا،‏ قانداقمۇيۇرتىغا قايتسۇن؟ بۇ كهلگۈسىنى ئانا ۋەتىنىدىن يىراق ئهلدە كۆرۈشنى خالىغانقايسىبىر ئۇيغۇر ئۈچۈن نېمىدېگهن چوڭ تراگېدىيه؟!»‏182


ماجىدە ماخلۇف / مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى چېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلارمۇهاجىرەتته ياشاۋاتقان مىليوندىن ئارتۇق تۈركىستانلىق بار بولۇپ،‏ بۇلارشهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇرۇق - تۇغقانلىرى بىلهن مۇناسىۋىتىنىڭ ئۈزۈلۈپقېلىشىدىن ئهنسىرەيدۇ.‏ ياۋرۇپا دۆلهتلىرىگه سىياسى پاناهلىق تهلهپ قىلىپ،‏تهلىپى رەت قىلىنغاندىن كېيىن،‏ يۇرتىغا مهجبۇرىي قايتۇرۇلۇشىدىن ئهنسىرەپ،‏داۋاملىق ئهنسىرەش ئىچىدە ياشاۋاتقان يۈزلىگهن ئۇيغۇر بار.‏ ئۇلارنىڭ ئىچىدەئۆزلىرى تۇرۇۋاتقان دۆلهتنىڭ پۇقرالىقىغا ئۆتكهنلهر بار،‏ شۇنداقتىمۇ بۇ ئۇلارنىتۇغقانلىرىنى زىيارەت قىلىش ئۈچۈن تۈركىستانغا قايتقان ۋاقتىدا ئۆلۈمگه دۇچكېلىش ياكى تۈرمىگه كىرىشتىن ساقلاپ قالالمىدى.‏پاناهلانغانغۇچى ئۇيغۇرلار دۇچ كېلىۋاتقان مهسىلىلهرسوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ - ١٩٩١ يىلى پارچىلىنىشى سۈرگۈندىكى ئۇيغۇرلارنىڭسىياسى پائالىيهت تارىخىدىكى دەۋر بۆلگۈچ بۇرۇلۇش نۇقتىسى سانىلىدۇ.‏غهربىي تۈركىستاندا مۇستهقىل بهش تۈرك جۇمهۇرىيهتنىڭ مهيدانغا كېلىشى،‏ئۇيغۇرلارنىڭ ئهركىنلىك،‏ دېمۇكراتىيه،‏ ئىنسان هوقۇقىنى قولغا كهلتۈرۈش ۋەمۇستهقىل دۆلىتىنى ئېلان قىلىشتا ئۈمىد پهيدا قىلدى.‏ بۇ نۇقتا مۇهاجىرەتتىكى،‏ياۋرۇپا ۋە ئامېرىكىدىكى تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ خهلقئارا جهمئىيهت ۋەئىنسان هوقۇقلىرى تهشكىلاتلىرىغا ئۆزلىرىنىڭ مهسىلىلىرىنى تونۇشتۇرۇشپائالىيىتىنىڭ جانلىنىشىغا سهۋەب بولدى.‏ شۇنداقلا تۈركىستان ئىچى ۋەسىرتىدىكى ئۇيغۇرلارغا بولغان بېسىمنىڭ كۈچىيىشىگه ئېلىپ باردى.‏١. قوشنا دۆلهتلهردىكى تۈركىستانلىقلارنى سىقىپ چىقىرىش:‏١١- سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ ئامېرىكىدىكى خهلقئارا كۆز قاراشئىسلامغا قارشى هۇجۇمىنى مهركهزلهشتۈرگهن پهيتته،‏ ئامېرىكا تېرورىزمغا ئېلانقىلغان ئۇرۇش ئېڭى خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىچى ياكى سىرتىدائىنسان هوقۇقىنى تهشهببۇس قىلغان ههر قانداق بىر ئۇيغۇرغا تېرورىست دېگهنتۆهمهتنى چاپلاشقا تولۇق پۇرسهت يارىتىپ بهردى.‏ خىتاي شهرقىي تۈركىستاننىڭئىچى ۋە سىرتىدا ئۇيغۇرلارنى ئىز قوغلاش ۋە سىقىشقا باشلىدى.‏ شۇنىڭ ئۈچۈنخىتاي هۆكۈمىتى تۈركىستانلىقلارنىڭ هوقۇقىنى مۇداپىئه قىلىدىغان،‏ خهلقئاراقانۇن بهلگىلىگهن ئىنسان هوقۇقىنى تهلهپ قىلىدىغان ۋە خىتاينىڭ قانۇنىبهلگىلىگهن ئاپتونومىيىنى تهلهپ قىلىدىغان ئۇيغۇر جهمئىيهتلىرىنى خهلقئارا183


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتېرورىزم تىزىملىكىگه كىرگۈزۈش ئۈچۈن ههرىكهت قىلدى.‏ قېرىنداش قوشنائهاللهردە ئۇيغۇرلارنىڭ سىياسىي،‏ ئىلمىي ياكى ئىجتىمائىي پائالىيهتلىرىنىچهكلهش ئۈچۈن قوشنا ئهاللهرگه سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي بېسىم يۈرگۈزدى؛پاكىستاندىكى هاجىلار پاناهلىنىدىغان ۋەخپه ئورۇنلىرىنى،‏ شۇنداقلا قازاقىستان ۋەقىرغىزىستاندىكى تۈركسىتان ئۇيغۇر تهشكىلاتلىرىنىڭ بهزىسىنى تاقاتقۇزدى؛ بهزىئۇيغۇرلارنى سۇيىقهست قىلىپ يوقاتتى،‏ قوشنا ئهاللهردە ئوقۇۋاتقان تۈركىستانلىقئوقۇغۇچىلارنى قوغلىۋېتىشكه كۈشكۈرتتى.‏ شاڭخهي كېلىشىمىدىن كېيىن،‏ ئوتتۇرائاسىيا دۆلهتلىرىدىن شهرقىي تۈركىستانلىقلارنى مهجبۇرىي كۆچۈرىۋېتىدىغانئىش كۆپهيدى.‏ غهربىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارنىڭ سىياسىي پائالىيىتى چوڭبېسىمغا ئۇچرىدى.‏ شۇنداقلا ئۇيغۇرلارنىڭ شۇ دۆلهتلهردە سىياسىي پاناهلىققائېرىشىش هوقۇقى چهكلهندى.‏ كۆپلىگهن ئۇيغۇر پاناهلانغۇچى ۋە ئوقۇغۇچىلارنىپاكىستان،‏ قازاقىستان،‏ قىرغىزىستاندىن خىتايغا قايتۇرۇۋەتتى،‏ خىتاي هۆكۈمىتىبۇلارنى تاپشۇرۇپ ئالغان هامان ئادىل سوراق قىلماي ئىز دېرەكسىز يوقىتىۋەتتى.‏٢. ياۋروپادىكى ئۇيغۇر پائالىيهتچىلىرىنى تېرورىست دەپ تۆهمهت قىلىش:‏خىتاي ئۆزىنى گوللاندىيه،‏ شۋېتسارىيه،‏ بىلگىيه ۋە ئامېرىكىغا ئوخشاشتۈركىستانلىقلار پاناهلانغان ياۋرۇپا دۆلهتلىرىدىن جۇغراپىيه جهههتتىن يىراقهېس قىلغاندا،‏ بۇ جهمئىيهتلهردىكى - ١١ سېنتهبىردىن كېيىن ئىسلامدىنئهنسىرەش تۇيغۇسىدىن پايدىلىنىپ،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ سۈرىتىنى سهتلهشتۈرۈشكهههرىكهت قىلدى.‏ خىتاي بۇ جهمئىيهتلهردە پاناهلانغان ئۇيغۇرلارنى تېرورىست دەپدەۋا قىلدى،‏ خىتاي هۆكۈمىتى تۈركىستانغا تهۋە تۆت تهشكىلاتنى ۋە ١١ ئۇيغۇرمۇهاجىرنى تېرورىست دېگهن بهتنام بىلهن قارىلىدى.‏گهرچه شهرقىي تۈركىستانلىق پائالىيهتچىلهر ئامېرىكىدا سۈرگۈنهۆكۈمىتىنى ئېلان قىلىشتا مۇۋەپپىقىيهت قازانغان بولسىمۇ،‏ خىتاينىڭدەۋالىرى بهزى ئۇيغۇرلارنىڭ گۋانتانامو تۈرمىسىدە سوتلانماي تۇتۇپ تۇرۇلۇشقا سهۋەببولدى.‏ خىتاينىڭ تېرورىزمغا قارىشى تۇرۇش ئىشخانىسى باشقا دۆلهتلهرنى ئۇيغۇرتهشكىلاتلىرىنىڭ پائالىيىتىنى توختىتىش،‏ ئۇلارنىڭ ئىقتىسادى مهنبهسىنىئۈزۈپ تاشلاش،‏ ئىقتىسادى مهبلىغىنى توڭلىتىش ۋە ئۇلار ئۈچۈن قولايلىقئىمكانىيهتلهرنى ئهمهلدىن قالدۇرۇش ههققىدە ياردەملىشىشىنى تهلهپ قىلدى،‏184


ماجىدە ماخلۇف / مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى چېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلارشۇنداقلا تېرورىست دەپ ئاتالغان كىشىلهرنى تاپشۇرۇپ بېرىشنى تهلهپ قىلدى.‏٣. مۇهاجىرەتتىكى تۈركىستانلىقىلارنىڭ ۋەزىيىتى مۇهاجىرەت ‏(ئۇيغۇرلارپاناهلانغان)‏ زېمىنلىرى بىلهن بۈگۈن چوڭ سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي كۈچ بولۇپكۆرۈنۈۋاتقان خىتاينىڭ سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي ئالاقىسىغا ئهگىشىپ تهسىرگهئۇچرىدى.‏ خىتاي ماللىرى پۈتۈن دۇنيا بازارلىرىغا بولۇپمۇ ئوتتۇرا شهرق ۋە تهرەققىيقىلىۋاتقان ئهاللهرگه هۇجۇم قىلىپ كىردى.‏ بۇ مهسىله خىتاينىڭ ئىقتىسادىيهۇجۇمىغا قارشى تۇرۇش ئۈچۈن بۇ دۆلهتلهردىن كۈچلۈك مهيداندا تۇرۇشنى تهقهززاقىلىدۇ.‏٤. بىزنىڭ قارىشىمىزچه،‏ مۇهاجىرەتتىكى ئۇيغۇرلارنىڭ ئىككىنچى ۋە ئۈچىنچىئهۋلادلىرىغا نىسبهتهن ئۇيغۇر تىلىنى قوغداش،‏ چهتئهلدىكى ئۇيغۇرلار دۇچ كېلىۋاتقانقىيىنچىلىقلارنىڭ ئهڭ چوڭى هېسابلىنىدۇ.‏ چۈنكى چهتئهلدە پهرزەنت كۆرگهنمۇهاجىر ئۇيغۇرلار ئانا تىلىنى ساقلاپ قېلىشتا ساناقسىز قىيىنچىلىققا ئۇچرايدۇ،‏ئىككىنچى ئهۋلاد بىلهن بۇ خهتهر تېخىمۇ زورىيىپ ماڭىدۇ.‏ بۇنىڭدىكى ئاساسلىقسهۋەب،‏ مائارىپ مۇهاجىرەت قىلىنغان دۆلهتنىڭ تىلى بىلهن بولىدۇ.‏ مۇهاجىرەتزېمىنىدا يېرىم ئهسىردىن كۆپ تۇرۇش داۋاملاشقاندا،‏ ئىككىنچى ئهۋلاد ئانا تىلىنىئۇنتۇپ كېتىدۇ ياكى ياخشى بىلمهيدىغان بولىدۇ.‏ بۇ مهسىله مۇهاجىرەت زېمىنىداتۇغۇلغان ئىككىنچى ئهۋلاد بىلهن تېخىمۇ مۇرەككهپلىشىدۇ،‏ كۆپىنچه هاللاردا ئاناتىلىدىن كۆپ نهرسه بىلمهيدۇ.‏٥. مۇهاجىرەتتىكى شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ هىجرەت قىلغان دۆلهتنىڭگراژدانلىقىغا ئۆتۈشى،‏ خېلى بۇرۇنلا سهئۇدى ئهرەبىستان،‏ تۈركىيه ۋە مىسىرغا ئوخشاشئىسلام دۆلهتلىرىگه هىجرەت قىلغان كۆپلىگهن تۈركىستانلىقلار بالىلىرىنىڭخاتىرجهم تۇرمۇش كهچۈرۈشى ۋە مۇناسىپ مائارىپ ۋە خىزمهتكه ئېرىشىشى ئۈچۈن،‏بۇ دۆلهتلهرنىڭ گراژدانلىقىنى قوبۇل قىلغان.‏ بۇ مهسىله شهكسىز هالدا شهرقىيتۈركىستانلىقلارنىڭ يېڭى جهمئىيهتلهرگه قوشۇلۇپ كېتىشىگه ياردەم بېرىدۇ،‏ شۇۋاقىتنىڭ ئۆزىدە شهرقىي تۈركىستان كۈچى ۋە ئىمكانىيىتىنىڭ ئازلاپ كېتىشىدەپ سانىلىدۇ.‏٦. بۇنىڭغا قوشۇمچه،‏ بهزى هۆكۈمهتلهر ئۇيغۇر پاناهلانغۇچىلارنى سىقىپ،‏ئۇلارنىڭ پاسپورتلىرىنى يېڭىلاپ بهرمهيدۇ،‏ بهلكى شۇ ئهاللهردىكى خىتاينىڭپاسپورت بېجىرىش ئورگانلىرى بىلهن ههمكارلاشمايدۇ،‏ پاناهلانغۇچىلارنى خىتايغا185


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتاپشۇرۇپ بېرىشكه بۇيرۇيدۇ.‏ نهتىجىدە،‏ بهزى ئۇيغۇر پاناهلانغۇچىلار مۇهاجىرەتزېمىنىدا قانۇنلۇق تۇرۇش ئىمكانىيىتىنى يارىتىپ بېرىدىغان پاسپورتلارنى ئهگرىيوللار بىلهن تېپىشقا مهجبۇر بولىدۇ.‏ياۋرۇپا ۋە ئامېرىكىدىكى تۈركىستان تهشكىلاتلىرى خهلقئارا جهمئىيهتلهرگهتۈركىستان مهسىلىسىنى تونۇشتا ئاكتىپ رول ئوينايدۇ.‏ ئۇلار تۈركىستانمهسىلىسىنى سىياسى نۇقتىدىنلا ئهمهس،‏ تۈركىستاندىكى ئىنسان هوقۇقىنىڭدەپسهندە قىلىنىشى،‏ تۈرمىلهردىكى قىيىن قىستاقلار،‏ توك كالتهكلىرى بىلهنهوشىدىن كهتكۈزۈۋېتىش،‏ ئادىل سوراق قىلماسلىق ۋە قانۇنسىز ئۆلۈم جازاسىبېرىشكه ئوخشاش مهسىلىلهر ئارقىلىق تونۇتىدۇ.‏ بۇ قىلمىشلار ئىنسان هوقۇقىتهشكىلاتىنىڭ دوكلاتىدا تهپسىلىي بايان قىلىنغان.‏شۇنداقلا چهتئهلدىكى تۈركىستان تهشكىلاتلىرى بىلهن تىبهت،‏ مۇڭغۇلتهشكىلاتلىرى ئارىسىدا ههقىقىي ئاپتونومىيىنى قولغا كهلتۈرۈش ئۈچۈن ئۆز ئاراچۈشهنچه هاسىل قىلىش پائالىيهتلىرى ئېلىپ بېرىلىدۇ.‏ئۇيغۇر پاناهلانغۇچىلارنى ئۆز ۋەتىنىگه قايتالماسلىقىنىڭ سهۋەبلىرى١. ۋەتىنىدىن تاغ يولى ئارقىلىق پاسپورتسىز چهتئهلگه چىققان ياكىساختا پاسپورت ئارقىلىق قانۇنسىز يوللار بىلهن هىجرەت قىلغان كۆپلىگهنتۈركىستانلىقلار قوللىرىدا قانۇنلۇق پاسپورت بولمىغانلىقى ئۈچۈن يۇرتىغاقايتالمايدۇ.‏ بۇلار ئامالنىڭ يوقلۇقى،‏ سهپهر قىلىش ئهركىنلىكىدىن مههرۇمبولغاچقا،‏ يۇقىرىقى ئۇسۇللارنى قوللانغان.‏٢. تۈركىستان زېمىنىغا قايتسا،‏ سىياسىي جىنايهتنىڭ ئارتىلىپ قېلىشى ۋەناههق سوراق قىلىنىشىدىن ئهنسىرەش.‏٣. خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئۇيغۇر پاناهلانغۇچىلارنىڭ پېيىغا چۈشۈشى ۋەئۇلارنى تېرورىست دېگهن تۆهمهت بىلهن خىتاي هۆكۈمىتىگه تاپشۇرۇپ بېرىشنىتهلهپ قىلىشى.‏ هالبۇكى،‏ غهرب ئهللىرىدە مۇهاجىر ئۇيغۇرلارنىڭ ههممىسى ئاشكاراپروگراملىرى ئارقىلىق بۇ دۆلهتلهردە تېنىچ سىياسىي پائالىيهت ئېلىپ بارىدۇ.‏پروگرامما ۋە تهشكىلاتلىرىنىڭ ئاشكارا بولغانلىقى ئۈچۈن خىتاي هۆكۈمىتىئۇلارنىڭ ئىزىغا چۈشمهكته.‏٤. ئۇيغۇر پاناهلانغۇچىلارنى مۇهاجىرەت زېمىنىدىن مهجبۇرىي كهتكۈزۈۋېتىش.‏186


ماجىدە ماخلۇف / مهجبۇرىي كۆچۈرۈش ۋە مۇهاجىرەتتىكى چېچىلاڭغۇ ئۇيغۇرلاربۇ هالهت پاناهلانغۇچىلارنىڭ قولىدا رەسمىي پاسپورت بولمىسا،‏ خىتاي كونسۇلنىڭئارىلىشىشى ئارقىلىق مهجبۇرىي يولغا سېلىنىدۇ.‏خاتىمهشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئىنسان هوقۇقى مهسىلىسىدۇر.‏ بىر خهلقزېمىنى،‏ تىلى،‏ پىكىر ئهركىنلىكى،‏ ئېتىقاد ئهركىنلىكىدىن مههرۇم قىلىنىپ،‏تارىخى ساختىلاشتۇرۇلسا،‏ ئۆزىنىڭ ئانا تۇپرىقىدا ئىككىنچى ياكى ئۈچىنچىدەرىجىدىكى ۋەتهنداشتهك ياشىسا ۋە ۋەتهن بايلىقى سىستېمىلىق هالدا بۇلاڭ -تالاڭ قىلىنسا،‏ بۇ چاغنىڭ ئۆزىدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى بىرىنچى بولۇپئىنسانىي ‏(ئىنسانپهرۋەرلىك)‏ مهسىله بولىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستان ئاسىيانىڭ يۈرىكى دەپ سۈپهتلىنىدۇ.‏ مهن دەيمهنكى،‏شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلارنىڭ يۈرىكى.‏ ئالاقىلىشىش ۋاسىتىلىرى تهرەققىقىلغان ۋە كهڭرىچىلىك دەۋردە شهرقىي تۈركىستان خهلقى دۇچ كېلىۋاتقانقىيىنچىلىق ۋە دەرد - ئهلهملهرنى دۇنيا،‏ خهلقئارا تهشكىلاتلار ۋە ئىنسان هوقۇقىتهشكىلاتلىرىنىڭ كۆزىدىن يوشۇرۇش تهس.‏ شهرق ۋە غهربكه خىتاب قىلىدىغانشهرقىي تۈركىستان نامىدىكى تېلېۋىزور قانىلىنىڭ ئېچىلىشى خهلقئاراجهمئىيهتكه تۈركىستان مهسىلىسىنى ئاڭلىتىشتا،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭقهدىمكى تارىختىن تارتىپ مهدەنىيهتلىك بىر مىللهت ئىكهنلىكىنى تونۇتۇشتا؛تۈركىستان مهسىلىسىگه خهلقئارانىڭ دىققىتىنى تارتىشتا،‏ دەپسهندە قىلىنغانهوقۇقىنى چۈشهندۈرۈشته،‏ ئۆزلىرىنىڭ هازارەت يۈزىنى ئاشكارىلاشتا ۋە مۇسۇلمانلارغاتۈركىستاننىڭ ئىسلام هازارىتىگه قوشقان تۆهپىسىنى ئهسلىتىشته ئۈنۈملۈك ۋەجانلىق رولى بولىدۇ.‏دىن ئامىلى ئۇيغۇر سالاهىيىتىنىڭ مۇهىم تهركىۋىي قىسمى بولسىمۇ،‏ لېكىنبۇ مهسىله ئېغىر زۇلۇمغا ئۇچراۋاتقان خهلق ۋە مهدەنىيهتنىڭ مهۋجۇد بولۇپ تۇرۇشىغامۇناسىۋەتلىك مهدەنىي ئهركىنلىكنى هۆرمهتلهشكه ئالاقىدار مهسىله.‏تۈركىستانلىقلار كهلگۈسىدە تۈركسىتان خهلقىنىڭ ئىلمىي ئاساسىنىرېئاللىققا ئاشۇرۇشتا ههسسه قوشىدىغان كۈچلۈك ئىلمىي كادىرلارنى يېتىشتۈرۈشۋە خىتاي هۆكۈمىتى تۈركىستانلىقلار ئالدىدا پهيدا قىلىۋاتقان ئىلمىي ۋەتېخنىكىلىق توسالغۇلاردىن هالقىپ ئۆتۈپ كېتىش ئۈچۈن،‏ شهرئى بىلىمگه،‏187


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقوشۇمچه ئىلىم - پهن تۈرلىرىنى ئۆزلهشتۈرۈشكه موهتاج دەپ قارايمىز.‏دۇنيا ئۇيغۇرلارنىڭ هازارىتى ۋە ئۇلارنىڭ ئهدەبىياتىنى تونۇيدىغان،‏ ئۇيغۇرئهدەبىياتىنى جانلىق تىللارغا تهرجىمه قىلىدىغان پهيت يېتىپ كهلدى.‏ چۈنكىئهدەبىيات دېگهن خهلقنىڭ ۋىجدانىغا سۇغۇرۇلۇپ كىرىدىغان سىلىق كۈچ،‏ بولۇپمۇئۇيغۇردەك ئۇزۇن تارىخقا ئىگه خهلقنى تونۇشتۇرىدىغان ۋە مۇستهملىكه ئاستىدىكىپىكىرلىرى ۋە تهجرىبىلىرىنى ئوتتۇرىغا قويىدىغان ئالىيجاناب ئهدەبىيات بولۇپقالسا،‏ تېخىمۇ شۇنداق.‏مهن دەيمهنكى،‏ ئۆتكهن يىلى ٧- ئايدا ئۇيغۇرلار دۇچ كهلگهن قىرغىنچىلىقئۇيغۇر ۋە شهرقىي تۈركىستان ئىسمىنى ههممه يهرگه ئاڭلاتتى،‏ رابىيه خانىمنى ههربىر ئهرەب،‏ ههتتا پۈتۈن دۇنياغا تونۇشلۇق شهخس قىلىپ تونۇتتى.‏ يېرىم ئهسىردىنكۆپرەك تۆمۈر پهردە ئارقىسىدا زۇلۇم ۋە زوراۋانلىق تراگېدىيىسى ئىچىدە ياشاۋاتقانبىر خهلقىنىڭ بارلىقىنى پۈتۈن دۇنيا ٢١- ئهسىردە تونىدى.‏188


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنىئىنگىلىزچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ ئهركىن ئۇيغۇرشهرقىي تۈركىستانئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهريوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىقىسقىچه مهزمۇنىئۆتكهن ٦٠ يىل مابهينىدە شهرقى تۈركىستان خهلقى ئۇچراپ كېلىۋاتقانمهسىلىلهر ناهايىتى كۆپتۇر.‏ بۇلار ئىنسان ههقلىرىدىن باشلاپ،‏ دىنى مههرۇملۇق،‏ئىقتىسادىي تهڭسىزلىكلهر،‏ كىشىلهر ۋە كىملىكلهرنىڭ يوق قىلىنىشى ۋەئاسىمىلاتسىيه قىلىنىش قاتارلىق نۇرغۇن مهسىلىلهرنى ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏ بۇتهتقىقات ئۆز ئانا ۋەتىنىدە خورلىنىۋاتقان ئۇيغۇرلارنىڭ ئازاب-ئوقۇبهتلىرى،‏ غهزەپ -نهپرەتلىرى ۋە ناخوشلۇقلىرىنىڭ سهۋەبى بولۇپ كېلىۋاتقان ۋە دۇنيانىڭ ههرقايسىجايلىرىدىكى نۇرغۇنلىغان خهلقئارالىق كۆزەتكۈچىلهر ئارىسىدا قىزىق نۇقتىغائايلىنىۋاتقان مهسىلىلهردىن بىرىنى يورۇتۇپ بېرىشنى مهقسهت قىلىدۇ.‏ ئۇبولسىمۇ:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستاندىكى ئىقتىسادىي تهڭپۇڭسىزلىق ۋە ئۇنىڭ ئۇيغۇرخهلقىگه بولغان تهسىرى»دىن ئىبارەت.‏ بۇ كىچىككىنه تىرىشچانلىقىمنىڭ خىتايكوممۇنىست هۆكۈمىتىنىڭ پهسكهش هىيله - مىكىرلىرىنى ئېچىپ تاشلاپ،‏خىتاي هۆكۈمىتىگه نىسبهتهن ئىجابىي هېسسىياتتا بولۇپ كېلىۋاتقان نۇرغۇنئىنسانلىرىمىزنىڭ هۇشيارلىقىنى قوزغىشىنى ئۈمىد قىلىمهن.‏كىرىش سۆزمهن سۆزۈمنى شهرقىي تۈركىستاننىڭ قىسقىچه ئارقا كۆرۈنۈشى بىلهنباشلايمهن.‏شهرقىي تۈركىستان تۈركلهرنىڭ ئانا ۋەتىنى،‏ مهركىزى ئاسىياغا جايلاشقانبىر مىليون سهككىز يۈزمىڭ كۋادىرات كلومېتىرلىق يهر ئۆلچىمىگه ئىگه بىرتۇپراقتۇر.‏ ئۇ تۈركىيه جۇمهۇرىيىتىدىن ئىككى ههسسه،‏ فرانسىيدىن تۆت ههسسهچوڭ ۋە پۈتۈن خىتاي تېرىتورىيىسىنىڭ 1/6 گه توغرا كېلىدۇ.‏ تارىختا بۇ رايون189


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىنۇرغۇنلىغان مهدەنىيهتلهرنىڭ كېسىشمه نۇقتىسىدا يهر ئالىدۇ،‏ هازىر بولسا،‏شهرق تهرىپى خىتاي ۋە مۇڭغۇلىيه بىلهن،‏ شىمالى رۇسىيه بىلهن،‏ غهربىي قىسمىقازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏ تاجىكىستان،‏ ئافغانىستان،‏ پاكىستان ۋە هىندىستانبىلهن،‏ جهنۇبىي قىسمى تىبهت بىلهن چېگرىلىنىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستان ناهايىتى باي تارىخقا ۋە پهرقلىق جۇغراپىيىگه ئىگه بىرتۇپراقتۇر.‏ شهرقىي تۈركىستاندا چهكسىز كهتكهن چۆاللهر،‏ غايهت زور تاغلار،‏ گۈزەلدەريالار،‏ يايلاقلار ۋە ئورمانلار بار.‏ بۇ رايۇننىڭ ٪٤٣ كه يېقىن قىسمى چۆاللهر بىلهن،‏٪٤٠ كه يېقىن قىسمى تاغلار بىلهن قاپلانغان.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئاساسلىق ئالاهىدىلىكلىرىيهرشهكلىبۇ بۈيۈك تۇپراقنىڭ ئاساسلىق ئالاهىدىلىكى بولسا،‏ ئۈچ چوڭ تاغ تىزمىسىبىلهن قاپلانغان ئىككى چوڭ ئويمانلىقتا ئۆز ئىپادىسىنى تاپىدۇ.‏ بۇ ئىككىچوڭ ئويمانلىقنىڭ بىرسى،‏ جهنۇبىي قىسىمغا جايلاشقان‎٥٣٠‎ مىڭ كۋادىراتكلومېتىر كهڭلىكتىكى تارىم ئويمانلىقى؛ ئىككىنىچىسى،‏ شىمالىي قىسمىغاجايلاشقان ٣٠٤ مىڭ ٢٠٠ كۋادىرات كلومېتىرلىق يۈز ئۆلچىمىگه ئىگه بولغانجۇڭغار ئويمانلىقىدۇر.‏ تارىم ئويمانلىقىغا دۇنيانىڭ ئهڭ چوڭ چۆللىرىدىن بىرىهېسابلىنىدىغان تهكلىماكان چۆلى جايلاشقان،‏ جۇڭغار ئويمانلىقىغا قۇربان توڭغۇتچۆلى جايلاشقان.‏تاغلارتهڭرى تاغلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ دەل ئوتتۇرا قىسمىدىن كېسىپئۆتىدۇ ۋە شهرقىي تۈركىستاننى جهنۇب ۋە شىمالدىن ئىبارەت ئىككى قىسمغائايرىپ تۇرىدۇ.‏ تهڭرى تاغلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى قىسمىنىڭ ئۇزۇنلۇقى١٧٠٠ كلومېتىردىن ئاشىدۇ،‏ كهڭلىكى بولسا - ٢٥٠ ٣٠٠ كلومېتىر ئهتراپىدابولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شىمالىي قىسمىغا جايلاشقان ئالتاي تاغلىرىبۇ رايون بىلهن مۇڭغۇلىيه،‏ رۇسىيه ۋە قازاقىستان ئارىسىدىكى چېگرىلىرىنىشهكىللهندۈرىدۇ.‏ ئالتاي تاغلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستان ئىچىدىكى قىسمىنىڭئۇزۇنلۇقى ٤٠٠ كلومېتىردىن ئاشىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ جهنۇبىغا جايلاشقان190


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىسۇقاراقۇرۇم تاغلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ تىبهت بىلهن بولغان چىگرىسىنىشهكىللهندۈرىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ سۇ مهنبهسى ئىنتايىن مول بولۇپ،‏ يهر ئۈستى،‏ يهرئاستى سۇ زاپىسى،‏ قار - مۇزلاردىن شهكىللىنىدۇ.‏ ئاساسلىق دەريالاردىن شهرقىيتۈركىستاننىڭ جهنۇبىنى پۈتۈنلهي دېگۈدەك كېسىپ ئۆتىدىغان ۋە تهكلىماكانچۆلىگه سېڭىپ كېتىدىغان تارىم دەرياسى (٢١٣٧ كلومېتىر ئۇزۇنلۇقتا)؛ غهربتهقازاقىستاندىن ئېقىپ ئۆتۈپ بالقاش كۆلىگه قۇيۇلىدىغان ئىلى دەرياسى؛ شهرقىيتۈركىستاننىڭ غهربىي شىمالىدىن ئۆتۈپ شىمالىي مۇز ئوكيانغا قۇيۇلىدىغانئېرتىش دەرياسى؛ تهڭرى تاغلىرىنىڭ ئوتتۇرا قىسىملىرىدىن باشلىنىپ،‏ شهرققهقاراپ ئېقىپ باغراش كۆلىگه قۇيۇلىدىغان قاراشهههر دەرياسى،‏ ئهزەلدىن باغراشكۆلىدىن باشلىنىپ لوپنۇر كۆلىگه قۇيۇلۇپ كېلىۋاتقان بىراق هازىر لوپنۇر كۆلىگهيېتىپ بارالماستىن چۆلدە قۇرۇپ كېتىۋاتقان كۆنچى دەرياسى،‏ هازىر يهرلىككىشىلهرنىڭ ئاساسلىق كىرىم مهنبهسىگه ئايلانغان قىممهتلىك قاش تاشلىرىبىلهن تونۇلغان خوتهندىكى يۇرۇڭقاش دەرياسى.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ مول ئېنىرگىيه مهنبهلىرىكان بايلىقلىرىشهرقىي تۈركىستاندا ئالتۇن،‏ كۈمۈش،‏ ئۇران ۋە جهۋههر قاتارلىق ههر تۈرلۈك كانبايلىقلىرى بار.‏ خىتاينىڭ پۈتۈن كان بايلىقلىرىنىڭ ‏٪‏‎٨٣‎نى تهشكىل قىلىدىغان١٣٨ خىل كان بايلىقى بايقالغان بولۇپ،‏ ئېچىلغان ‎٤٠٠٠‎غا يېقىن كاننىڭ ئومۇمىيقىممىتى خىتاينىڭ مۆلچهرلىرىلىرىگه ئاساسلانغاندا،‏ بهش ترىليون ٢٨٠ مىليارديۈەندىن ئاشىدۇ.‏ بۇ كان بايلىقلىرى ئىچىدە،‏ ئازۇتلۇق تۇز ‏(نېترات)،‏ ۋېرمىكۇلىت‏(ئىسسىقلىق ساقلاش ئىقتىدارىغا ئىگه بىرخىل كان تېشى)،‏ چىرىمتال ‏(رەڭسىزياكى سۇس جىگهر رەڭلىك)‏ ۋە بور قاتارلىقلار پۈتۈن خىتاي بويىچه سۈپىتى ئهڭياخشى تۈرلهر هېسابلىنىدۇ.‏191


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىنېفىت ۋە تهبىئىي گازشهرقىي تۈركىستان ئۆزىنىڭ مۆلچهرلىگۈسىز مىقداردىكى نېفىت ۋە تهبىئىي گاززاپىسى بىلهن بهزى ئالىم ۋە تهتقىقاتچىلار تهرىپىدىن «٢١ - ئهسىردىكى كۈۋەيىت»‏دەپ تهرىپلهنمهكته.‏ هۆكۈمهتلهرمۇ بۇ ههقته:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭئهڭ مۇهىم نېفىت ۋە تهبىئىي گاز ئىشلهپچىقىرىش مهركىزى بولۇپ قالىدۇ“‏دېيىشمهكته.‏ بولۇپمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئوتتۇرا قىسمىغا جايلاشقان تارىمئويمانلىقىدا غايهت زور نېفىت زاپىسىنىڭ بارلىقى پهرەز قىلىنماقتا.‏ بۇ ئويمانلىقيهنه ‏«ئۈمىد دېڭىزى»‏ سۈپىتىدە تهرىپلهنمهكته ۋە ١٠٫٧ مىليارد توننىدىن ئارتۇقنېفىت زاپىسىنىڭ بارلىقى مۆلچهرلهنمهكته.‏ گېئولوگلار تهرىپىدىن ئېلىپبېرىلغان تهتقىقاتلار ٣٠٠ مىليون توننىدىن ئارتۇق نېفىت ۋە ٢٢٠ مىليارد كۇپمېتردىن ئارتۇق تهبىئىي گاز ئىشلهپچىقىرىش ئىمكانىيىتىنىڭ بارلىقىنىئاشكارىلىماقتا.‏كۆمۈر ۋە مىسبۇ رايوننىڭ مول تهبىئىي گاز،‏ كۆمۈر ۋە مىس زاپىسى بۇ رايوننى خىتاي ئۈچۈنقولدىن چىقىرىشقا بولمايدىغان رايونغا ئايلاندۇرۇپ قويغان.‏ بۇلارنىڭ ئارىسىدىن،‏كۆمۈر ئۆزىنىڭ يۇقىرى سۈپهتلىك ئېنىرگيه قىممىتى بىلهن ئالاهىدە ئورۇندا تۇرىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاندىكى كۆمۈر زاپىسىنىڭ ئومۇمىي مىقدارىنىڭ ئىككى ترىليونتوننىدىن ئارتۇق ئىكهنلىكى ۋە خىتاينىڭ ئومۇمىي كۆمۈر زاپىسى مىقدارىنىڭيېرىمىدىن كۆپرەك قىسمىنى تهشكىل قىلىدىغانلىقى مۆلچهرلهنمهكته.‏ ٢٠٠٠- يىلى ئېلىپ بېرىلغان بىر تهتقىقات نهتىجىسى خىتاي ئېچىۋاتقان ئهڭ كۆپمىس كانلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندا ئىكهنلىكىنى ئاشكارىلىماقتا.‏ خىتاينىڭباشقا رايونلىرىدىكى مىس زاپىسىنىڭ ئاز ئىكهنلىكى ۋە ئۇلارنىڭ خىتاينىڭئېهتىياجىنى قامدىيالمايدىغانلىقى ههممىگه ئايان.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى مىسزاپىسى تۈپهيلىدىن بۇ رايون خىتاي ئۈچۈن تېخىمۇ مۇهىم هېسابلانماقتا.‏پاختا ۋە دانلىق زىرائهتلهرشهرقىي تۈركىستاندا تۆت پهسىل ناهايىتى ئېنىق ئايرىلغان بولۇپ،‏ تۇپرىقىئىنتايىن مۇنبهت.‏ دانلىق زىرائهت ۋە مېۋىلهرنىڭ پۈتۈن تۈرلىرى دېگۈدەكئۆستۈرۈلىدۇ.‏ ٢٠٠٦ يىلىدىكى شهرقىي تۈركىستاندا ئىشلهپچىقىرىلغان دانلىق192


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىزىرائهتنىڭ ئومۇمىي مىقدارى ٩٥٠ مىڭ توننا بولۇپ،‏ يېرىمىدىن كۆپرەك قىسمىخىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه توشۇپ كېتىلگهن.‏شهرقىي تۈركىستان يهنه خىتاينىڭ ئهڭ چوڭ پاختا ئىشلهپچىقىرىش بازىسىبولۇپ،‏ بۇ خىل ئههۋال خىتاينىڭ بۇ رايوننى مۇهىم دەپ قارىشىنىڭ يهنه بىر مۇهىمسهۋەبىدۇر.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ يىللىق پاختا ئىشلهپچىقىرىش مىقدارى ئىككىمىليارد ١٨٠ مىڭ توننىدىن ئارتۇق بولۇپ،‏ خىتاينىڭ پاختا ئىشلهپچىقىرىشئومۇمىي مىقدارىنىڭ ‏٪‏‎٣٥‎نى تهشكىل قىلىدۇ.‏ ههر يىلى بۇ پاختا مههسۇلاتىنىڭ‏٪‏‎٩٠‎تىن ئارتۇق قىسمى خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه توشۇپ كېتىلمهكته.‏خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىشلهپچىقىرىشىنى كونترول قىلىپلاقالماستىن،‏ يهنه رايوننىڭ پۈتۈن بايلىقلىرىنى كونترول قىلىشنى كۈچهيتىشمهقسىتىدىكى ئىستراتېگىيىلهرنى كۈچهيتمهكته.‏يېزا ئىگىلىك ۋە يايلاقشهرقىي تۈركىستاننىڭ كۆپ قىسمى يېزا ئىگىلىك ۋە يايلاقچىلىققا مۇۋاپىقكېلىدۇ.‏ ئۆزىنىڭ قۇرغاق كېلىماتى ۋە ناچار تهبىئىي مۇهىتىنىڭ ئهكسىچه،‏ شهرقىيتۈركىستاندا ناهايىتى كۆپ يېزا ئىگىلىك مههسۇلاتلىرىنى ئىشلهپچىقىرىشقابولىدۇ.‏ يېزا ئىگىلىك رايونلىرى تاغلاردىن ئېقىپ كهلگهن قار-مۇز سۇلىرى بىلهنسۇغىرىلىدۇ ۋە شهرقىي تۈركىستان مىۋە – چىۋە تۈرىنىڭ كۆپلۈكى،‏ سۈپىتىنىڭياخشلىقى ىلهن داڭلىق بولۇپ،‏ ‏«مىۋە ماكانى»‏ دەپمۇ ئاتىلىدۇ.‏ كهڭرى كهتكهنيايلاقلار مول هايۋان مههسۇلاتلىرى بىلهن تهمىنلىيهلهيدۇ.‏ تهخمىنهن ٨٦ مىليونگىكتار ياكى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ٪٤١٫٢ كه يېقىن قىسمى يېزا ئىگلىكۋە يايلاقچىلىق ئۈچۈن ناهايىتى مۇۋاپىق كېلىدۇ.‏ بېقىلىۋاتقان مال چارۋا ۋەئۆستۈرۈلگهن زىرائهتلهر زاپىسىدىن باشقا،‏ ياۋايىي هايۋانلار ۋە ياۋا ئۆسۈملۈكلهرنىڭتۈرىمۇ،‏ مىقدارىمۇ ناهايىتى كۆپ.‏ شهرقىي تۈركىستاندا تهخمىنهن ‎٥٨٠‎گه يېقىنياۋايى هايۋان تۈرى،‏ ئۈچ مىڭغا يېقىن ئۆسۈملۈك تۈرى بار.‏شهرقىي تۈركىستان خىتاي ئۈچۈن قانچىلىك مۇهىم ئورۇندا؟جۇغراپىيىلىك ۋە سىياسىي سهۋەبلهرشهرقىي تۈركىستاننىڭ تۇپراقلىرى خىتاي ئۈچۈن جۇغراپىيىلىك ۋە193


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىستراتېگىيىلىك ئههمىيهتكه ئىگه.‏ شهرقىي تۈركىستان خىتاي تېرىتورىيىسىنىڭغهربىي قىسمىنى شهكىللهندۈرىدۇ ۋە بۇ رايون سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشى داۋامىداسوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ تههدىتىدىن قۇتۇلۇش ئۈچۈن خىتاينىڭ مۇداپىئه بازىسىئورنىدا ئىشلىتىلگهن.‏ بۇ تۇپراقلار خىتاينىڭ ئۆزىنىڭ بىخهتهرلىكى ئۈچۈنمۇ،‏رايوندىكى باشقا دۆلهتلهرنىڭ بىخهتهرلىكى ئۈچۈنمۇ ناهايىتى مۇهىم قىزىقىشنۇقتىسىغا ئايلانماقتا.‏ گهرچه رۇسىيه خىتاي ئۈچۈن تههدىت هېسابلانمىسىمۇ،‏ئهمما خىتاي رايوندىكى قۇرۇقلۇق ۋە هاۋا ئارمىيىسىنى ئۆزلۈكسىز كۈچهيتمهكته.‏خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى مهۋجۇت ههربىي كۈچلىرىنىڭ داۋاملىقكۆپهيتىلىشىنىڭ يهنه بىر سهۋەبى يهرلىك مۇسۇلمان خهلق ئۈستىدىكى كونترولقىلىش كۈچىنى ئاشۇرۇشتۇر.‏ئىقتىسادى سهۋەبلهرخىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاننى كونترول قىلىشقا ئۇنچىلىك ئههمىيهتبېرىشىنىڭ سهۋەبى پهقهت شهرقىي تۈركىستاننىڭ جۇغراپىيىلىك ۋەئسىتراتېگىيىلىك ئورنىدىن ئىبارەتلا ئهمهس.‏ تىلغا ئېلىپ ئۆتكىنىمدەك،‏ بۇرايون ناهايىتى كۆپ تهبىئىي بايلىق زاپىسىغا ئىگه،‏ شۇنداقلا تۇپراقلىرى ناهايىتىمۇنبهت.‏ ”٢١ - ئهسىرنىڭ كۇۋەيتى“‏ دەپ قارىلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان ئۆزىنىڭنېفىت،‏ تهبىئىي گاز،‏ ئۇران،‏ كۆمۈر،‏ ئالتۇن ۋە كۈمۈش زاپىسى بىلهن خىتاي ئۈچۈنناهايىتى مۇهىم ئورۇندا تۇرىدۇ،‏ بۇ مۇهىم بايلىق زاپىسى بىلهن خىتاينىڭئومۇرتقىسى هېسابلىنىدۇ.‏نېمه ئۈچۈن خىتاي بۇ رايونغا قاراتقان سىياسىتىدە ئۇ قهدەر غالجىرلىققىلىدۇ؟بىرىنچىدىن،‏ ئاددىي قىلىپ ئېيىتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ تۇپرىقى كهڭ‏(خىتاي زىمىنىنىڭ ١/٦ نى تهشكىل قىلىدۇ)،‏ جۇغراپىيىلىك ۋە ئىستىراتېگىيىلىكنۇقتىدىن مۇهىم،‏ ئهتراپىدىكى قېرىنداش جۇمهۇرىيهتلهر بىلهن قوشۇلغاندا،‏ خىتايزېمىنىغا تهڭلهشكۈدەك بىر تېرىتورىيه شهكىللهندۈرىدۇ.‏ئىككىنچىدىن،‏ شهرقىي تۈركىستان ۋە باشقا ئوتتۇرا ئاسيا جۇمهۇرىيهتلىرىدەغايهت زور مىقداردىكى نېفىت زاپىسى بار.‏ ئهگهر شهرقىي تۈركىستان مۇستهقىلبولسا ۋە غهربتىكى قېرىنداش جۇمهۇرىيهتلهر بىلهن بىرلىكته ئىقتىسادىي بىرلىكشهكىللهندۈرسه،‏ ئۇ هالدا بۇ ئههۋال پهقهت خىتاينىڭ ئىستراتېگىيىلىك مهنپهئهتى194


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىئۈچۈنلا ئهمهس،‏ بهلكى رۇسىيه قاتارلىق باشقا دۆلهتلهر ئۈچۈنمۇ خهتهرلىك ئههۋالغائايلىنىدۇ.‏ئۈچىنچىدىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئېتنىك مىللهتچىلىك ‏(يالغۇز ياكىجانلىنىۋاتقان ئىسلامىي ئهقىدە بىلهن بىرلىكته)‏ خىتاينىڭ غهربىي شىمالىدىكىئۆلكىلهر ‏(گهنسۇ ۋە چىڭخهي)‏ ۋە ئاپتونوم رايونلار ‏(نىڭشىيا،‏ شهرقىي تۈركىستان ۋەتىبهت)دىكى كۈچ تهڭپۇڭلىقىنى بۇزالايدىغانلىقىدىن قورقىدۇ.‏ بۇ رايونلار خىتاينىڭئاساسلىق ئاتوم سىناق مهركىزى ۋە باشقۇرۇلىدىغان بومبا بازىلىرىغا ساهىپخانلىققىلىۋاتقان بولغاچقا،‏ خىتاي ئۈچۈن ناهايىتى چوڭ ئىستراتېگىيىلىك ئههمىيهتكهئىگه رايونلار هېسابلىنىدۇ.‏خىتاينىڭ كهلگۈسىنى شهكىللهندۈرىدىغان بارلىق ئىچكى ۋە تاشقىئامىللارنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا بىۋاسىته ياكى ۋاسىتىلىق تهسىرى بار.‏ ئىچكىئامىللاردىن ئاساسلىقى نوپۇس قۇرۇلمىسى،‏ سىياسىي تهشكىلات،‏ ئىقتىسادتىكىئۆزگىرىشلهر،‏ ئىجتىمائىي،‏ سىياسىي ۋە ههربىي قۇرۇلما قاتارلىقلاردۇر.‏ تاشقىئامىللاردىن ئاساسلىقى خهلقئارالىق كۈچ تهڭپۇڭلىقى ۋە رايوندىكى دۆلهتلهرنىڭتهسىرى،‏ يهنى تۈركىي جۇمهۇرىيهتلهر،‏ ئافغانىستان،‏ پاكىستان ۋە رۇسىيه قاتارلىقدۆلهتلهرنىڭ تهسىرى.‏ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرى بىلهن بولغان سودا يولىخىتاينىڭ ئېنىرگىيه جهههتتىكى شهرقىي تۈركىستانغا بولغان بېقىنىشىپهقهت تارىم ئويمانلىقىدىكى نېفىت مهنبهلىرى بىلهنلا چهكلهنمهيدۇ.‏ شهرقىيتۈركىستان ئۆز نۆۋىتىدە يهنه خىتاي سانائىتى ئۈچۈن ناهايىتى مۇهىم ئههمىيهتكهئىگه بولغان ئوتتۇرا ئاسىيا تۈرك جۇمهۇرىيهتلىرىدىن كېلىدىغان ههرقانداق نېفىتياكى تهبىئىي گاز تۇرۇبىلىرى ئۈچۈنمۇ تهبىئىي ئۆتۈش يولى هېسابلىنىدۇ.‏ خىتايئۈچۈن ئۆزىنىڭ ترانسپورت سىستېمىسىنىڭ ئههمىيىتى ۋە بىخهتهرلىكىنىكاپالهتكه ئىگه قىلىشىنىڭ ئهڭ ياخشى يولى شهرقىي تۈركىستاننى ئۆزىنىڭكونتروللۇقى ئاستىدا تۇتۇپ تۇرۇشتۇر.‏شهرقىي تۈركىستان بايلىق مهنبهلىرىنىڭ بۇلاڭ - تالاڭ قىلىنىشىشهرقىي تۈركىستاننىڭ نېفىت،‏ گاز،‏ ئۇران،‏ ئالتۇن ۋە كۈمۈش زاپىسى قاتارلىقمول بايلىق مهنبهلىرى خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه توشۇپ كېتىلمهكته.‏195


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبۇ تهبىئىي بايلىق مهنبهلىرىنىڭ بۇلاڭ - تالاڭ قىلىنىشى بىۋاسىته خىتايمهركىزىي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن پىلانلانماقتا ۋە قاتتىق كونترول قىلىنماقتا.‏ئۇيغۇرلارنىڭ بۇ تهبىئىي بايلىق مهنبهلىرى ئۈستىدە هېچقانداق كونترول قىلىشكۈچى يوق؛ بۇ بايلىق مهنبهلىرىدىن چىقىرىلغان بايلىق ۋە كىرىم توغرىسدائۇيغۇرلارنىڭ ئۇچۇرغا ئېرىشىش ۋە ئۆزلىرىگه مهنسۇپ بولغان بۇ بايلىقلاردىنپايدىلىنىش ئىمكانىيىتىمۇ يوق.‏ئاتالمىش ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى ئىسمى بىلهن ئاتىلىپ كېلىۋاتقان شهرقىيتۈركىستان خهلقىنىڭ مۇستهقىل ئىدارە قىلىش كۈچى يوق ياكى ئۇيغۇرلارنىڭئۆزلىرىنىڭ هۆكۈمىتى بولمىغاچقا،‏ ئۆزلىرىگه تهۋە بولغان بايلىقلاردىنپايدىلىنىش ههققى تارتىۋېلىنغان،‏ شۇڭلاشقا يهرلىك خهلق بۇ بايلىقلاردىن ئۆزىگهتېگىشلىك نېسىۋىسىنى ئالالمايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇهىم سىياسىي،‏مهمۇرىي ۋە ئىقتىسادىي ئورگانلىرىنىڭ ‏٪‏‎٩٠‎دىن كۆپرەك قىسمى خىتايئىشچى-‏ خىزمهتچىلىرى تهرىپىدىن ئىگهللىنىۋېلىنغان.‏ مهسىلهن،‏ ئاپتونومرايونلۇق پارتكومنىڭ ئاساسلىق ئىدارە قىلىش ئورگىنى هېسابلىنىدىغانئاپتونوم رايونلۇق پارتكوم دائىمىي كومىتېتىنىڭ ١٥ ئهزاسى بار بولۇپ،‏ بۇلاردىنئۈچى ئۇيغۇر ‏(ئهمهلىيهتته هېچقانداق هوقۇق كۈچى يوق)،‏ قالغانلىرى خىتاي.‏خىتايلارنىڭ بۇنداق كۆپ بولۇش ئههۋالى ئاپتونوم رايونلۇق كوممۇنىست پارتىيهمهركىزى كومېتىتى ۋە ئاپتونوم رايونلۇق خهلق هۆكۈمىتىدىمۇ ئوخشاش.‏ قارىماققامۇهىمدەك كۆرۈنىدىغان بهزى خىزمهتلهر ئۇيغۇرلارغا بېرىلگهن بولسىمۇ،‏ ئهمماهېچقانداق ئىجرا قىلىش كۈچى يوق.‏ خىتاينىڭ ‏«بۆلۈپ باشقۇرۇش»‏ سىياسىتىشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئهزەلدىن قېرىنداش خهلقلىرىنى ئۇيغۇر،‏ قازاق،‏ قىرغىز،‏ئۆزبهك ۋە تاتار دېگهندەك ئىسىملار بىلهن ئوبلاست،‏ ناهىيه ۋە يېزىلارغا ئايرىپباشقۇرۇپ كېلىۋاتىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارنىڭ ئىقتىسادىي ئههۋالى – يوقسۇللۇقدېهقان - چارۋىچىلارشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ‏٪‏‎٨٠‎تىن كۆپرەك قىسمى دېهقان - چارۋىچىلاردىنتهشكىل تاپقان بولۇپ،‏ ئومۇمىي نوپۇسنىڭ ‏٪‏‎٨٥‎تىن كۆپرەك قىسمى يوقسۇللۇقئىچىدە ياشاۋاتىدۇ.‏ ‏«ئاپتونوم رايونلۇق هۆكۈمهت»نىڭ - ٢٠٠٤ يىلى ئۆكتهبىردە196


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىئېلان قىلغان دوكلاتىغا ئاساسلانغاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتايلارنىڭ كىشىبېشىغا توغرا كېلىدىغان يىللىق ئوتتۇرىچه كىرىمى ئۇيغۇرلارنىڭ كىشى بېشىغاتوغرا كېلىدىغان ئوتتۇرىچه كىرىمىدىن تۆت ههسسه كۆپ ئىكهن.‏ يۇقىرىدىكىدوكلاتقا ئاساسلانغاندا،‏ نوپۇسىنىڭ ‏٪‏‎٨٠‎تىن كۆپرەك قىسمى دېهقان – چارۋىچىبولغان ئۇيغۇرلارنىڭ كىشى بېشىغا توغرا كېلىدىغان يىللىق ئوتتۇرىچه كىرىمى٨٢٠ سوم (١٠٠ دوللار)‏ بولۇپ،‏ خىتاي دېهقان – چارۋىچىلىرىنىڭ كىشى بېشىغاتوغرا كېلىدىغان يىللىق ئوتتۇرىچه كىرىمى ئۈچ مىڭ سوم (٤٠٠ دوللار)‏ ئىكهن.‏دېهقانلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمى يهنىلا قهدىمدىن بېرى داۋاملاشتۇرۇپكېلىۋاتقان ئۇسۇللار بويىچه تېرىقچىلىق قىلىۋاتقان بولۇپ،‏ ئىشلىرىدا بهكئىلگىرىلهش يوق.‏ ئادەتته پۈتۈن ئىشلار كونا تىپتىكى قورال سايمانلار ‏(كهتمهن،‏ئورغاق قاتارلىقلار)نى ئىشلىتىپ قول بىلهن قىلىنىدۇ.‏ ههر بىر ئائىلىگهتىرىكچىلىك ئۈچۈن تايىنىدىغانغا ناهايىتى ئاز يهر بېرىلگهن بولۇپ،‏ نېمه تېرىشنىتاللاش ئىمكانىيىتى يوق.‏ بىچارە دېهقانلار خىلمۇ خىل باج - سېلىقلار بىلهنناهايىتى قىيىن ئههۋالغا چۈشۈرۈلگهن بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ خوتهنگهئوخشاش نۇرغۇن يهرلىرىدە دېهقانلاردىن ئېلىنىدىغان باج - سېلىقنىڭ تۈرى ‎٢٠‎دىنئاشىدۇ.‏ دېهقانلار يىغىلغان مههسۇلاتنىڭ مهلۇم قىسمىنى دۆلهتكه بازار باهاسىدىنكۆپ تۆۋەن باهادا سېتىپ بېرىشكه مهجبۇرلىنىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ يېزا ئىگىلىك رايونلىرىدا ‏«هاشار»‏ دەپ ئاتىلىپكېلىۋاتقان،‏ ههر يىلى ئىككى ئاي ههقسىز ۋە مهجبۇرى قىلىنىغان ئهمگهكهازىرغا قهدەر يهنىلا داۋاملىشىۋاتىدۇ.‏ بهزىدە دېهقانلار يىراق يهرلهرگه ‏«هاشار»‏ئۈچۈن ئېلىپ كېتىلىدۇ ۋە ئىككى ئاي مۇددەت توشمىغۇچه ئۆيىگه قايتالمايدۇ.‏بۇ مهزگىلدە دېهقانلار ئۆزلىرىنىڭ ياتاق ۋە يېمهك – ئىچمهكلىرىنى ئۆزلىرىئۈستىگه ئالىدۇ.‏ ئهگهر بۇ ههقسىز مهجبۇرىي ئهمگهككه قاتنىشالمىسا،‏ جهرىمانهقويۇلىدۇ ياكى تېرىلغۇ يېرى تارتىۋېلىنىدۇ.‏تۆۋەندىكى دوكلات ‏”خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى“‏ تهرىپىدىن ئېلان قىلىنغانبولۇپ،‏ خىتاي هاكىمىيىتى ئاستىدىكى شهرقىي تۈركىستان دېهقانلىرى دۇچكېلىۋاتقان مهسىلىلهرنىڭ بهزىلىرىنى ئهكس ئهتتۈرۈپ بېرىدۇ:‏‏«شهرقىي تۈركىستان ئادەتتىكى پۇقرالار ‏(مههبۇسلار ئهمهس)‏ هۆكۈمهتنىڭمهجبۇرىي ههقسىز ئهمگهك سىياسىتىگه سىستېمىلىق هالدا مهجبۇرلىنىۋاتقان،‏خىتاي هاكىمىيىتى ئاستىدىكى بىردىنبىر رايوندۇر.‏ ‏«هاشار»‏ نامىدىكى بۇ197


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسىستېمىدا،‏ دېهقان ئائىلىلىرى يىلدا بىر قانچه قېتىم كېلىدىغان ۋە ههر قېتىمدا- ٢ ٣ ههپته داۋاملىشىدىغان،‏ يېزا ئىگىلىك رايونلىرى،‏ ئىنشائات ۋە باشقا ئاممىۋىئورۇنلاردا قىلىنىدىغان بۇ مهجبۇرىي ههقسىز ئهمگهككه ئائىلىسىنىڭ بىرەرئهزاسىنى ئهۋەتهلمىسه،‏ جهرىمانه تۆلهشكه مهجبۇرلىنىدۇ ياكى تېرىلغۇ يهرلىرىتارتىۋېلىنىدۇ.‏هاشارغا بارغان دېهقانلارغا قىلغان ئهمگهكلىرى ئۈچۈن هېچقانداق ههقبېرىلمهيدۇ،‏ هاشار مهزگىلىدە ياتىدىغان يهر،‏ يېمهك - ئىچمهك بېرىلمهيدۇ،‏ ههركىمئۆزلىرىنىڭ يول خىراجهتلىرىنى ئۆزلىرى ئۈستىگه ئالىدۇ.‏ دېهقانلار ئوچۇقچىلىقيهردە ياتىدۇ،‏ ئېغىر ئهمگهك مهزگىللىرىدە كۆپىنچه يهيدىغان باشقا نهرسه يوق،‏ تهييارچۆپ يهيدۇ.‏ هاشارغا ئهۋەتىشكه يېشى توشقۇدەك ئادىمى يوق دېهقان ئائىلىلىرىمۇبۇنىڭ سىرتىدا ئهمهس،‏ ئهر ياكى ئايال بولۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ قېرىلارنىڭ يېشى٧٠ ياشتىن تۆۋەن،‏ كىچىكلهرنىڭ يېشى ١٢ ياشتىن يۇقىرى بولسىلا،‏ هاشارغامهجبۇرىي قاتناشتۇرۇلىدۇ».‏مائارىپمائارىپ ئۇيغۇرلار ئۈچۈن يهنه بىر قىيىن مهسىلىدۇر.‏ ئۇنىۋېرسىتېتقا كىرىشئىككى ئاساسلىق سهۋەب تۈپهيلىدىن ئۇيغۇرلار ئۈچۈن ئالاهىدە قىيىن بولماقتا.‏بىرىنچىدىن،‏ ههربىر شهههردىن كېلىدىغان ئۇيغۇر ئۈچۈن بېرىلگهن سان ناهايىتىئاز.‏ ئىككىنچىدىن،‏ ئۇنىۋېرسىتېتلارنىڭ ئوقۇش ههقلىرى نۇرغۇن ئىنسانلارنىڭتۆلهش ئىقتىدارىدىن كۆپ يۇقىرى.‏ مانا بۇ سهۋەبلهردىن نۇرغۇن ئوقۇغۇچىلار ئالىيمهكتهپته ئوقۇش ئارزۇسىدىن ۋاز كېچىپ ئېتىزلىققا قايتىدۇ ۋە ئاتا – ئانىسىنىڭئىشلىرىغا ۋارىسلىق قىلىپ هاياتىنى داۋاملاشتۇرىدۇ.‏ ئاتا – ئانىلارنىڭ بالىلىرىنىئالىي مهكتهپته ئوقۇشىنى داۋاملاشتۇرۇشى ئۈچۈن مال - مۈلۈكلىرىنى سېتىشقامهجبۇر بولۇش،‏ بالىلىرىنى ئۈزلۈكسىز داۋاملىشىپ كېلىۋاتقان جاپالىق ئېتىزئهمگهكلىرىنىڭ يۈكىدىن خالاس قىلىش ئۈچۈن قولىدىكى ههممه نهرسىنى قۇربانقىلىشتهك ئههۋاللارمۇ ناهايىتى كۆپ.‏ ئهپسۇس،‏ بۇ ئارزۇلار ئۆزلىرىنىڭ ئالىيمهكتهپ ئوقۇشىنى غهلبىلىك تاماملىغانلارنىڭ خىزمهتكه ئېرىشهلمهسلىكىبىلهن ئاخىرلىشىدۇ.‏198


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىمهكتهپلهر ۋە ئوقۇغۇچىلارئۇيغۇرلارنىڭ مهكتهپلىرىدىكى ئهسلىههلهر خىتايلارنىڭكىدىن كۆپ پهرقلىق.‏ئۆگىنىش ماتېرىياللىرى يېتهرلىك ئهمهس،‏ مهكتهپ بىنالىرى ناهايىتى ناچارئههۋالدا،‏ قىش كۈنلىرى تېمپىراتۇرا نۆلدىن تۆۋەنگه چۈشۈپ كهتكهندىمۇ يېتهرلىكئىسسىتىش ئهسلىههلىرىگه ئېرىشىش ئىمكانىيىتى يوق.‏ ئوقۇغۇچىلار قىشكۈنلىرى سىنىپنى ئىسسىتىش ئۈچۈن ئوتۇن - كۆمۈرلهرنى ئۆزلىرى ئېلىپ كېلىشكهمهجبۇر.‏ ياز كۈنلىرى ئوقۇغۇچىلار پاختا تېرىش دېگهندەك ئهمگهكلهردە مهجبۇرىي ۋەههقسىز ئىشلىتىلىدۇ.‏ يېزىلاردىكى ئوقۇغۇچىلارنىڭ ۋاقتى ئۆگىنىشتىن بهكرەكجىسمانىي ئهمگهككه سهرپ قىلىنىدۇ.‏ بۇنداق ههقسىز ئهمگهك مهزگىللىرىدەئوقۇغۇچىلار ئۆزلىرىنىڭ يهيدىغان - ئىچىدىغان نهرسىلىرىنى ئۆزلىرى ئېلىپكېلىدۇ،‏ قاتناش خىراجهتلىرىنىمۇ ئۆزلىرى ئۈستىگه ئېلىشقا مهجبۇرلىنىدۇ.‏ئىشچىلار ۋە خوجايىنلاربىرىنچىدىن،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ خىزمهت تېپىشى ناهايىتى تهس.‏ ئىككىنچىدىن،‏خىزمهت تېپىشنىڭ ئىقتىدار بىلهن بهك ئالاقىسى يوق،‏ كۆپىنچه هاللاردا مۇناسىۋەتۋە پارا بهرمهستىن خىزمهتكه ئېرىشىش ئىمكانىيىتى يوق.‏ خىتاي شىركهتلىرى:‏‏«بىز ئۇيغۇرلاردىن خىزمهتچى قوبۇل قىلمايمىز»‏ دەپ ئوچۇقلا دەۋېرىدۇ،‏ هۆكۈمهتمۇئۆزلىرى تۈزگهن باراۋەرلىك توغرىسىدىكى قانۇن – نىزاملىرىنى ئىجرا قىلىش ئۈچۈنهېچقانداق تهدبىر قوللانمايدۇ.‏ هۆكۈمهت ئورگانلىرىدا،‏ مۇتلهق كۆپ قىسىم ئىشچىخىزمهتچىلهر خىتايلاردىن تهشكىل تاپقان بولۇپ،‏ يۇقىرى ئورۇن ۋە يۇقىرى مائاشئۇلارنىڭ قولىدا.‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئهمهلىيهتته پۇرسهت جهههتتىكى باراۋەرلىكئاساسهن مهۋجۇت ئهمهس.‏ ئۈچىنچىدىن،‏ خىزمهتنى داۋاملاشتۇرۇش ئۇيغۇر ئىشچى– خىزمهتچىلهر ئۈچۈن يهنه بىر مۇهىم مهسىله.‏ ئىشچى – خىزمهتچىلهرگه دىنىيپائالىيهتلهر بىلهن شۇغۇللانماسلىق،‏ پىلانلىق تۇغۇت سىياسىتىگه رىئايه قىلىشدېگهندەك نۇرغۇن چهكلىمىلهر ئورنىتىلغان بولۇپ،‏ يېقىنقى بىر قانچه يىلدىنبېرى خىتاي تىلى بىلىش شهرتىمۇ بۇ چهكلىمىلهر ئىچىگه قوشۇلغان.‏ ئىشچى– خىزمهتچىلهر خىتاي تىلى ئېمتىهانىدىن ئۆتۈشكه مهجبۇرلىنىدۇ،‏ ئهگهر ئۇئېمتىهاندىن ئۆتهلمىسه،‏ خىزمىتىدىن ئايرىلىپ قالىدۇ.‏ قوشۇپ قويۇشقا تېگىشلىكيهنه بىر ئىش،‏ ئۇيغۇر ئىشچى - خىزمهتچىلهرنىڭ ئورنىغا خىتايلارنى ئورۇنلاشتۇرۇشئىمكانىيىتى يارىتىش ئۈچۈن،‏ ئۇيغۇر ئىشچى-‏ خىزمهتچىلهر پېنسىيهگه چىقىش199


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىيېشىدىن بۇرۇنلا دەم ئېلىشقا چىقىشقا رىغبهتلهندۈرۈلىدۇ.‏ پۈتۈن ئۇيغۇر ئىشچى-‏خىزمهتچىلهر پهقهت ئۇيغۇرلار ئۈچۈنلا مهجبۇرىي هېسابلىنىدىغان،‏ ههپته ئاخىرىغائورۇنلاشتۇرۇلغان ‏«سىياسىي ئۆگىنىش»كه قاتنىشىشقا مهجبۇرلىنىدۇ.‏ساقلىقنى ساقلاش خىزمهتلىرىشهرقىي تۈركىستاندا ساقلىقنى ساقلاش خىزمهتلىرى ۋە ئهسلىههلىرى ناهايىتىناچار ۋە ئاددىي.‏ دوختۇرخانىلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمىدا ئوپېراتسىيه ئۈستىلى،‏تۇغۇت ئهسلىههلىرى ياكى مېكروبتىن ساقلىنىش ۋەياكى تازىلاش ئۈسكۈنىلىرىيوق.‏ ئهڭ ياخشى هېسابلىنىدىغانلىرىدا پهقهت بهزى مېكروبقا قارشى دورىلار ۋەتۇبىركۇليوزنى داۋالاش ئىمكانىيىتى قاتارلىقلارلا بار.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكىدوختۇرخانىلاردا ئىشلهۋاتقان دوختۇرلارنىڭ مۇتلهق كۆپ قىسمى خىتايلار بولۇپئۇلار ئۇيغۇر تىلىنى بىلمهيدۇ،‏ شۇڭلاشقا ئۆزلىرىنىڭ كېسهللىك ئههۋالىنىچۈشهندۈرۈشته قىيىنىلىۋاتقان ئۇيغۇر بىمارلار بىلهن پىكىر ئالماشتۇرالمايدۇ.‏يېقىنقى يىللاردىن بېرى خولېرا،‏ ماخاۋ كېسىلى،‏ جېگهر ياللۇغى ۋە ئهيدىزۋىرۇسى ئاساسلىق ۋە كۆپ كۆرۈلىدىغان ساغلاملىق مهسىلىلىرىگه ئايلانماقتا.‏داۋالىنىش ههقلىرىنىڭ يۇقىرى بولۇشى كۆپ قىسىم ئۇيغۇرلار ئۈچۈن ناهايىتىچوڭ بىر مهسىلىدۇر.‏ ئالدىن پۇل تۆلىيهلمىگهنلىكتىن دوختۇرخانىغا قوبۇلقىلىنماسلىق،‏ ههتتا جىددىي قۇتقۇزۇشقا تېگىشلىك كېسهاللهرنىڭ دوختۇرلارتهرىپىدىن كۆرۈلمهسلىكى تۈپهيلىدىن نۇرغۇن كىشىلهرنىڭ ئۆلۈشىنى كهلتۈرۈپچىقارغان ساناقسىز هادىسىلهر مهۋجۇت.‏ئاتوم سىناقلىرى ۋە مۇهىت بۇلغىنىش مهسىلىلىرىخىتاينىڭ ئۆتكهن ٣٠ يىلدىن بېرى شهرقىي تۈركىستاندا ئېلىپ بېرىۋاتقان ئاتومسىناقلىرى ئىچىملىك سۇ ۋە يېمهكلىكلهرنى بۇلغايدىغان،‏ مال-‏ چارۋىلارغا زىيانيهتكۈزىدىغان ۋە ئىنسانلارنىڭ هاياتىغا خهۋپ ئېلىپ كېلىدىغان ئېكولوگىيىلىكئاپهتلهرنى كهلتۈرۈپ چىقىرىشنى داۋاملاشتۇرماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى ههرتۈرلۈك مهنبهلهرگه ئاساسلانغاندا،‏ بهدەن قۇرۇلمىسى قورقۇنچلۇق شهكىلدە بۇزۇلغانبوۋاقلارنىڭ تۇغۇلۇشى يهنىلا داۋاملاشماقتا.‏ ئاتوم سىنىقى مهيدانلىرى ئهتراپىدىكىبۇلغانغان رايونلارغا هازىرغا قهدەر دەسلهپكى قهدەمدە ئېهتىياجلىق هېسابلىنىدىغانهېچقانداق تىببىي ياردەم يهتكۈزۈلمىگهن.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى ئاتوم200


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىسىناقلىرىدىن كېيىن،‏ هازىرغا قهدەر هېچقانداق تىببىي تهكشۈرۈش خىزمىتىئېلىپ بېرىلغىنى يوق.‏ ب ب س BBC) – ئهنگلىيىگه جايلاشقان،‏ دۇنيادىكىئهڭ چوڭ ئاخبارات ئورگانلىرىدىن بىرى)نىڭ بىر مۇخبىرى تهرىپىدىن مهخپىيتارتىۋېلىنغان،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ئېلىپ بېرىلغان ئاتوم سىناقلىرىنىڭتهسىرى ههققىدىكى بىر هۆججهتلىك فىلم بۇ ههقتىكى ههقىقىي ئههۋالنى مهلۇمدەرىجىدە ئىسپاتلاپ بېرەلهيدۇ.‏بېيجىڭ هۆكۈمىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى بايلىقلارنى پۈتۈنلهي كونترولقىلىش ئۈچۈن يولغا قويغان سىياسهتلىرىخىتاي هۆكۈمىتى ١٩٩١- يىلىدىن بېرى شهرقىي تۈركىستاندىكى كونترولقىلىش كۈچىنى ئومۇمىيۈزلۈك كۈچهيتىش ۋە ئۇ يهرنىڭ بايلىقلىرىنىئىمكانىيهتنىڭ بېرىچه ئهڭ تېز ۋە يۇقىرى ئۈنۈم بىلهن بۇلاڭ - تالاڭ قىلىشئۈچۈن يېڭى ئىستراتېگىيىلهرنى ئوتتۇرىغا قويدى.‏غهربنى ئېچىش پىلانىشهرقىي تۈركىستاننىڭ يهرلىك خهلقىگه پهيدا قىلىنغان ئهڭ چوڭ ئاپهتخاراكتېرلىك ئىقتىسادىي مهسىلىلهرنىڭ بىرى بېيجىڭ مهركىزىي هۆكۈمىتىتهرىپىدىن ئوتتۇرىغا چىقىرىلغان ‏«غهربنى ئېچىش پىلانى»دۇر.‏ تهتقىقاتىمنىڭ بۇقىسمىدا مهن سىلهرنىڭ دىققىتىڭلارنى - ٢٠٠٠ يىلىدىن بېرى سىستېمىلىقهالدا ئهمهلىيهتكه ئايلاندۇرۇلۇۋاتقان بۇ پىلاننىڭ ئارقىسىدىكى ههقىقىيهېكايىلهرگه تارتماقچىمهن.‏ بۇ پىلاننىڭ تۈرتكىسى بىلهن ئۇيغۇرلار يهرلىرىدىن،‏تهبىئىي بايلىقلىرىدىن،‏ ئهڭ ئاساسلىق ئىنسانىي ههق - هوقۇقلىرىدىن ۋە باشقائىقتىسادىي - ئىجتىمائىي پۇرسهتلىرىدىن ئايرىۋېتىلدى.‏ بۇ پىلان ئارقىلىقخىتاي هۆكۈمىتى خىتاي ئاققۇنلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا كۆچۈشىنىتېزلهشتۈردى،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ تېخىمۇ بهكرەك نامراتلىشىشىنى كهلتۈرۈپ چىقاردى،‏‏”دۆلهت بىخهتهرلىكى“‏ نامى ئاستىدا ئۇيغۇرلار ئۈستىدىكى زۇلۇمنى تېخىمۇكۈچهيتىۋەتتى.‏بۇ سهۋەبلهر تۈپهيلىدىن بىز بۇ پىلاننىڭ ههقىقىي مهقسىدىنى تۆۋەندىكى ئۈچنۇقتىغا يىغىنچاقلىيالايمىز:‏١) شهرقىي تۈركىستاننىڭ تهبىئىي بايلىقلىرىنى بۇلاڭ – تالاڭ قىلىشنى201


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۈچهيتىش ئارقىلىق خىتاينىڭ كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان ئېنىرگىيهتهلىپىنى قاندۇرۇش.‏٢) شهرقىي تۈركىستانغا تېخىمۇ كۆپ خىتاينىڭ دىققىتىنى تارتىش ۋە تېخىمۇكۆپ خىتاينى بۇ يهرگه توشۇش،‏ تېخىمۇ كۆپ خىزمهت ۋە بىخهتهرلىكنى قولغاكهلتۈرۈش ئارقىلىق خىتاي كۆچمهنلهرنىڭ خىلمۇ خىل ئىقتىسادىي مهسىلىلىرىۋە ئولتۇراقلىشىش مهسىلىلىرىنى ههل قىلىش.‏٣) خىتاينىڭ غهربىي دەرۋازىسىنىڭ كونتروللۇقىنى يۇقىرى دەرىجىدەكۈچهيتىپ،‏ خىتاينىڭ ئۆزىنىڭ دۆلهت بىخهتهرلىكىنى كاپالهتكه ئىگه قىلىش.‏بۇ پىلاننىڭ ئارقىسىدا كىم بار ۋە ئۇنى كىم ئىجرا قىلىۋاتىدۇ؟شۈبهىسىزكى،‏ بېيجىڭ مهركىزىي هۆكۈمىتى بۇ پىلاننىڭ ئارقىسىدا بولۇپ،‏بۇ پىلان ‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش ۋە قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»‏ دەپ ئاتىلىپكېلىۋاتقان،‏ شهرقىي تۈركىستاندا تولۇق قارار چىقىرىش هوقۇقىغا ئىگه بولغانههربىي خىزمهت بىرلىكى تهرىپىدىن ئىجرا قىلىنىۋاتىدۇ.‏ هوقۇقنىڭ تىزگىنىنىتۇتۇپ تۇرۇۋاتقان ‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»‏ ئهڭ مۇنبهتتۇپراقلارنى،‏ يايلاقلارنى ۋە سۇ مهنبهلىرىنى ئىگهللىۋېلىش ئارقىلىق بايلىقتوپلىدى.‏ بۇ ههربىي بىرلىك - ١٩٥٤ يىلىدىن بېرى خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىنخىتاينىڭ غهربىدىكى رايونلاردا ئاققۇن خىتايلارغا يېزا ئىگىلىك ۋە ئولتۇراقرايونى بهرپا قىلىش مهقسىتىدە قوللىنىلىپ كېلىنگهن،‏ شۇنداقلا چېگرا رايونلارداتېرىقچىلىق قىلىش بىلهن بىرلىكته چېگرا قوغداش ۋەزىپىسى بېرىلگهن.‏ بۇۋەزىپىنى ئهمهلگه ئاشۇرۇش ئۈچۈن،‏ بۇ ههربىي بىرلىك قوراللىق ساقچى قىسىمۋە خهلق ئهسكىرى دېگهندەك ئۆزلىرىنىڭ بىخهتهرلىك ئورگانلىرىنى بهرپا قىلغان.‏‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»نىڭ ئىككى يېرىم مىليونئهسكىرى بار ۋە ئۇلار كۈتۈلمىگهن ۋەقهلهر ئۈچۈن ههردائىم ههربىي كۈچىنى كۆز - كۆزقىلىپ تۇرۇش بىلهن بىرگه غايهت زور ئىقتىسادىي كۈچىنىمۇ قوغداپ كېلىۋاتىدۇ.‏ئۆتكهن ٥٠ يىل ئىچىدە،‏ ‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»‏ئۈزلۈكسىز تۈردە شهرقىي تۈركىستانغا خىتاي ئاققۇنلىرىنى جهلپ قىلىپ كهلدى.‏‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»نىڭ ٢٠٠٨- يىلىدىكى ئومۇمىيئىقتىسادىي كىرىمى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئومۇمىي ئىقتىسادى كىرىمىنىڭئالتىدىن بىرىنى تهشكىل قىلغان.‏202


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىبۇ پىلاننىڭ ئۇيغۇرلارغا بولغان بىۋاسىته تهسىرلىرى· ئىشسىزلىق ئاشتى.‏· ئۇيغۇر قىزلىرىنىڭ خىتاي ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه توشۇلىشى غالجىرلىقبىلهن ئىجرا قىلىندى ۋە ناهايىتى كۆپ خىتاي كۆچمهنلىرىنىڭ شهرقىيتۈركىستانغا يهرلهشتۈرۈلىشى ئهمهلگه ئاشۇرۇلدى.‏· كىرىم جهههتتىكى ئايرىمىچىلىق كۈچهيدى ۋە تېرىلغۇ يهرلهرنىڭتارتىۋېلىنىش ئههۋاللىرى كۆپهيدى.‏· ئىچىش ۋە زىرائهتلهرنى سۇغىرىش ئۈچۈن كېرەكلىك بولغان پاكىز سۇمهنبهلىرى ئازايدى.‏· مال باهالىرى ئۆرلىدى.‏· تهبىئىي گاز بايلىق مهنبهلىرى بۇلاڭ – تالاڭ قىلىنغاچقا،‏ گاز بىلهنتهمىنلهشته قېيىنچىلىقلار تۇغۇلدى.‏· تهبىئىي بايلىق مهنبهلىرىنىڭ بۇلاڭ – تالاڭ قىلىنىشى سهۋەبىدىن،‏مۇهىت بۇلغىنىشى ۋە ئېكولوگىيىلىك تهڭپۇڭسىزلىق كۈچهيدى.‏ئۇيغۇرلاردا ئىشسىزلىقشهرقىي تۈركىستاندا ئۈزلۈكسىز كۆپىيىۋاتقان خىتاي نوپۇسى ئۇيغۇرلار ئارىسىداكهڭ تارقالغان ئىشسىزلىققا سهۋەب بولدى.‏ شهخسىي تىجارەتلهرنىڭ مۇتلهقكۆپ قىسمى خىتايلارنىڭ قولىدا بولغانلىقى ئۈچۈن،‏ ئۇيغۇرلارغا هېچقانداق ئىشپۇرسىتى يوق.‏ تۆۋەندىكى مىسال بۇ خىل ئههۋالنىڭ ئىسپاتى بولالايدۇ:‏‏«شهرقىي تۈركىستاننىڭ مهركىزى ئۈرۈمچىدە ئولتۇراقلاشقان خىتايلارنىڭئۇيغۇرلارغا بولغان نىسبىتى كۆزگه كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە ئۆزگىرىپ،‏ ئهسلىدىكى٢٠/٨٠ دىن ‎٨٠/٢٠‎گه كهلگهن،‏ شهههر مۇتلهق كۆپ قىسمى خىتايلاردىن تهشكىلتاپقان بىر خىتاي شههىرىگه ئايلاندۇرۇلۇۋاتىدۇ.‏ ئىقتىسادىي جهههتتىكىئېچىۋىتىش،‏ مۇهىت جهههتتىكى بېسىم ‏(بولۇپمۇ سۇ مهنبهلىرىنىڭيېتىشمهسلىكى)‏ ۋە ئۆچمهنلىكنىڭ كۈچىيىشىنى كهلتۈرۈپ چىقىرىدىغان يېڭىخىزمهتلهرنىڭ يولۋاس نېسىۋىسى شهكلىدە خىتاي ئىشچىلارنىڭ قولىغا ئۆتۈشىقاتارلىق سهۋەبلهر تۈپهيلىدىن ئۇيغۇرلار ئۆز يۇرتىدا ئاز سانلىققا ئايلىنىۋاتىدۇ».‏ئۈرۈمچى،‏ غۇلجا قاتارلىق شىمالدىكى شهههرلهردە،‏ كهسپىي ئىقتىدارى جهههتتهئۇيغۇرلار بىلهن ئوخشىشىپ كېتىدىغان خىتايلارنىڭ سانى ئۇيغۇرلارغا قارىغاندا203


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىناهايىتى تېز كۆپىيىشكه باشلىغان،‏ ههتتا قهشقهردىمۇ نۇرغۇنلىغان كهسپىيخىزمهتلهر ‏«شىنجاڭ ئىشلهپچىقىرىش قۇرۇلۇش بېڭتۈەنى»‏ ۋە باشقا خىتايلارنىڭباشقۇرۇشىدىكى خىزمهت بىرلىكلىرى ئۈچۈن ئايرىپ قويۇلغان.‏ خىتايلار مۇتلهقكۆپ قىسىم سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي ئورۇنلارنىڭ كونتروللۇقىنى قولغاكىرگۈزۈۋالغان.‏ شۇڭلاشقا بۇ رايونلاردىكى خىتايلاردىن ئىشسىزلار ناهايىتى ئاز،‏ئهمما ئۇيغۇرلارنىڭ ئىشسىزلىق نىسبىتى چۆچۆتكىدەك دەرىجىدە ئاشماقتا.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئۇ قهدەر كۆپ تهبىئىي بايلىقى بار تۇرۇپ،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ‏٪‏‎٨٠‎كه يېقىن قىسمى يوقسۇللۇق سىزىقىنىڭ ئاستىدا ياشاۋاتىدۇ.‏ ئېتنىك ۋەدىنىي پهرقلهر تۈپهيلىدىن ئۇيغۇرلارنىڭ ئىشقا ئورۇنلىشىشتا پۇرسهت ۋە تاللاشلىرىبارغانسېرى ئازىيىۋاتىدۇ.‏ خىتاي باشقۇرغۇچىلارنىڭ خىتاي ئىشچىلارنى تاللىشىتۈپهيلىدىن ئىشقا ئېلىنىشى رەت قىلىنغان ئۇيغۇرلارغا ئىسلام دىنىغا ئېتىقادقىلىدىغانلارنىڭ خۇداسىزلىق ئاساسىغا قۇرۇلغان كهسپىي ئهخلاق پرىنسىپلىرىتۈپهيلىدىن شهرقىي تۈركىستاندىكى دۆلهت ئورگانلىرى ياكى دۆلهت ئىگىلىكىدىكىكارخانىلاردا خىزمهت بېرىلمهيدىغانلىقى تهكىتلىنىدۇ.‏خىزمهت ئىزدەۋاتقان ئهرزان ئهمگهك كۈچلىرىيۇقىرىدا تىلغا ئېلىنغىنىدەك،‏ ئۇيغۇرلار ئۆزلىرىنىڭ شهههرلىرىدىن خىزمهتتېپىشتىمۇ ناهايىتى تهس كۈنلهرنى بېشىدىن كهچۈرۈۋاتىدۇ،‏ شۇنداقلا ئاتالمىش‏«غهربنى ئېچىش پىلانى»دىنمۇ هېچقانداق پايدىغا ئېرىشهلمهيۋاتىدۇ،‏ ئۇلارهاياتلىقىنى داۋاملاشتۇرۇش ئۈچۈن ههرقانداق يهردىكى ههرقانداق بىر خىزمهتبولسا،‏ قوبۇل قىلىشقا هازىرلىنىۋاتىدۇ.‏ خىتاينىڭ پۇرسهتپهرەس كارخاناخوجايىنلىرى بۇنىڭدىن پايدىلىنىۋاتىدۇ ۋە نۇرغۇنلىغان ئۇيغۇر ياشلىرىغا ئانايۇرتىدىن نهچچه مىڭ كلومېتىر يىراقلىقتىكى خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىدەئىش بېرىۋاتىدۇ.‏ ئۇلارنىڭ كۆپىنچىسى تېخىمۇ كۆپرەك كۆڭۈلسىزلىكلهرنىڭكېلىپ چىقىشىغا سهۋەب بولىدىغان خوجايىنلارنىڭ ههقسىز مۇئامىلىلىرىتۈپهيلىدىن بۇ خىزمهتلىرىدىن ئايرىلىدۇ.‏ تېخى يېقىندا گۇاڭدوڭ ئۆلكىسىنىڭشاۋگۈەن شههىرىدىكى بىر فابرىكىدا يۈز بهرگهن ۋە كېيىن ئۈرۈمچىقىرغىنچىلىقىنىڭ كېلىپ چىقىشىغا سهۋەب بولغان ۋەقه بۇنىڭ جانلىق مىسالىبولالايدۇ.‏ خىتايدىكى ئىسلام دىنى ههققىدە تهتقىقات ئېلىپ بارغان تهتقىقاتچى،‏پومونا ئۇنىۋېرسىتېتىدىكى تېنچ ئوكيان رايونى Basin) (Pasific ئېنستىتۇتىنىڭ204


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىمۇدىرى درۇ گلهدنېي ئۇيغۇرلارنىڭ ئىشسىزلىق ئههۋالىنى مۇنداق يىغىنچاقلايدۇ:‏‏«ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ ئۆلكىلىرىدە ئىش تاپالمايدۇ،‏ شۇڭلاشقا خىزمهت تېپىشئۈچۈن مهملىكهتنىڭ بۇلۇڭ – پۇچقاقلىرىغىچه بېرىشقا مهجبۇر.‏ ئۇلار هۆكۈمهتتهرىپىدىن مهجبۇرىي ئىشقا ئېلىنغان بولغاچقا،‏ هۆكۈمهتنىڭ قوللىمايدىغانلىقىنىۋە قوغدىمايدىغانلىقىنى بىلىدۇ.‏ ئۇلار كهمسىتىلگهنلىكىنى هېس قىلىدۇ.‏ ئۇلارئۆز يۇرتىدا ئېرىشهلمىگهنلىرىگه ياقا - يۇرتلاردا ههرگىز ئېرىشهلمهيدۇ».‏ياش مۇسۇلمان ئۇيغۇر قىزلارنى قۇل قىلىش قىلمىشلىرىئاسىمىلاتسىيه قىلىش يولى بىلهن ئۇيغۇرلانىڭ مىللىي كىملىكىنى ۋەيرانقىلىشتا خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ يهنه بىر ياۋۇز نىيىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭيېزا-‏ قىشلاقلىرىدىكى - ١٦ ٢٤ ياشلار ئارىسىدىكى ياش ئۇيغۇر قىزلىرىنى ئىشقائورۇنلاشتۇرۇش نامىدىكى بىر يېڭى ئۇسۇلنى بهرپا قىلىشىدۇر.‏ ئاتا - ئانىلارغا كارخاناخوجايىنلىرى ۋە يهرلىك ئهمهلدارلار تهرىپىدىن يالغان ۋەدىلهر بېرىلىدۇ.‏ ٢٠٠٦ ۋە– ٢٠٠٧ يىللاردا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ يېزا - قىشلاقلىرىدىن يۈز مىڭلىغانياش ئۇيغۇر قىزلىرى ئېلىپ كېتىلگهن.‏ ئهركىن ئاسىيا رادىئوسىنىڭ دوكلاتىغائاساسلانغاندا،‏ قىزلار خىتاينىڭ دېڭىز بويى رايونلىرىدىكى يهرلىك هۆكۈمهتلهرتهرىپىدىن ئېچىلغان ‏«تهربىيىلهش»‏ كۇرسلىرىنى پۈتتۈرگهندىن كېيىن،‏ بۇرايونلارغا تارقاقلاشتۇرۇۋېتىلگهن ۋە رەسمىي قۇل ئهمگهكچىلهرگه ئايلاندۇرۇۋېتىلگهن.‏نۇرغۇن ئهمهلدارلار ئۆزلىرىنىڭ قىزلارنى مهجبۇرلاش ۋە ئاتا - ئانىلىرىغا قىزلىرىنىخىتاينىڭ يىراق ۋە ئىسمى ئېنىق بولمىغان يهرلىرىگه ئهۋەتىش توغرىلىقبېسىم ئىشلىتىش قىلمىشىلىرىدا قولى بارلىقىنى ئېتىراپ قىلغان.‏ ئاتا - ئانىلارههددىدىن زىيادە يوقسۇللۇق سهۋەبىدىن،‏ گهرچه كۆڭلى خالىمىسىمۇ،‏ قىزلىرىنىئهۋەتىشكه مهجبۇر بولغان.‏ بىر تهرەپتىن ئۇلار ئايدا ٣٠٠ دوللارلىق يۇقىرى مائاشتوغرىسىدىكى،‏ شۇنداقلا يول ۋە تۇرالغۇنىڭ ههقسىز بولىدىغانلىقى توغرىسىدىكىيالغان ۋەدىلهرگه ئالدانغان.‏ يهنه بىر تهرەپتىن،‏ ئاتا - ئانىلارغا ئهگهر قىزلىرىنىبۇ پروگرامما ئۈچۈن بهرمىسه،‏ هاشارغا سېلىنىدىغانلىقى،‏ يهرلىرىنىڭ مۇسادىرەقىلىنىدىغانلىقى،‏ سۇغۇرۇش ئهسلىههلىرىنىڭ كېسىلىدىغانلىقى توغرىسىداتههدىت سېلىنغان.‏قىزلارنىڭ خىزمهت ئورۇنلىرىدىكى ههقىقىي ئههۋالى ئۇيغۇر ئىنسان ههقلىرىقۇرۇلۇشى (UHRP) تهرىپىدىن مۇنداق تهسۋىرلهنگهن:‏ ‏«بۇ قىزلار شهرقىي دېڭىز205


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقىرغاقلىرىدىكى جېجىياڭ،‏ بېيجىڭ،‏ تيهنجىن،‏ شاڭخهي ۋە شهندوڭ قاتارلىقشهههرلهرگه يېتىپ كهلگهندە،‏ ئۇلارغا ۋە ئاتا-‏ ئانىلىرىغا تهسۋىرلهنگهندىن ناهايىتىكۆپ پهرقلىق بولغان رېئاللىققا دۇچ كهلگهن.‏ بىرىنچىدىن،‏ ئۇلار دەسلهپكى قهدەمدەيۇقىرى مائاش ئېلىش ههققىدىكى ئۈمىدلهر بىلهن ئالدانغان؛ بۇ قىزلار هېچقاچان بۇپۇلنىڭ ئازراق قىسمىنىمۇ كۆرەلمىگهن.‏ ههقسىز ئىكهنلىكى سۆزلهنگهن قاتناشراسخوتلىرى ئۇلارنىڭ ئازغىنه ههقلىرىدىن ههسسىلهپ تۇتۇۋېلىنغان.‏ بهزى قىزلارئۆزلىرىگه سائهتلىك خىزمىتىگه ئاساسهن ههق بېرىلىدىغانلىقى توغرىسدا ۋەدەبېرىلگهنلىكىنى،‏ ئهمما خىزمهت ئورۇنلىرىغا يېتىپ كهلگهندە بولسا،‏ بېرىلگهنۋاقىت ئىچىدە تۈگىتىش ئىمكانىيىتى بولمىغان ئىشلارنى تۈگىتىپ بولغاندا،‏ئاندىن ههقلىرىنى ئالالايدىغانلىقىنى ئۇققان.‏ قىزلارنىڭ ئېيتىشىچه،‏ نۇرغۇنقىزلارنىڭ ئورۇنسىز يهرگه مائاشلىرى تۇتۇپ قېلىنغان،‏ ئىشقا ئېلىش جهريانىدائۆزلىرى ئۈستىگه ئالىدىغانلىقى توغرىسىدا ۋەدە بېرىلگهن نۇرغۇن مۇلازىمهت ۋەههقلهر ئۈچۈن قىزلارنىڭ مائاشى تۇتۇپ قېلىنغان ۋە نۇرغۇن قىزلار ئىش ههققىنىئالالماستىن ئىشتىن ئايرىلغان.‏ قىزلارنىڭ ئېيتىشىچه،‏ قىزلارنىڭ ئهركىنلىكىبوغۇلغان،‏ ئېغىر،‏ تۈرمىگه ئوخشاش خىزمهت شارائىتىدا،‏ ههتتا ئىنساپسىزلىقبىلهن سائهتلهرچه ئارتۇق خىزمهت قىلىشقا مهجبۇرلانغان.‏ يېمهكلىك ۋە تۇرالغۇشارائىتلىرى ههددىدىن زىيادە ناچار ئىكهنلىكى مهلۇم بولغان.‏ بهزى قىزلارنىڭمهلۇم قىلىشىچه،‏ قىزلارنىڭ تۇرالغۇ يهرلىرىدە ئۇلارنىڭ شهخسىيىتىگهكاپالهتلىك قىلغۇدەك شارائىت يوق بولۇپ،‏ يېمهكلىرىنىڭ تۈرى بىرلا خىل ۋەسۈپىتى ناهايىتى ناچار ئىكهن،‏ بهزىدە قۇرۇق گۈرۈچ دۈملىمىسى ياكى يېسىۋېلهكبېرىدىكهن،‏ بهزىدە يېمهكلىكلهر ئىچىدىن قۇرت - قۇڭغۇزلارمۇ چىقىپ قالىدىكهن.‏بۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏ بهزى بىتهرەپ ئاخبارات ئورگانلىرىنىڭ دوكلاتىغا ئاساسلانغاندا،‏بۇ قىزلارنىڭ نۇرغۇنلىرى يهرلىك خىتايلار بىلهن توي قىلىشقا مهجبۇرلانغان،‏ رەتقىلغانلارنىڭ كۆپىنچىسى قىيىن - قىستاقلارغا ئېلىنغان،‏ شۇنداقلا يهنه ئۇلارنىڭخىزمهت توختاملىرى بىكار قىلىنىپ،‏ قىزلار ۋە ئائىلىلىرى تۆلىيهلمىگۈدەكئېغىر جهرىمانىلهر ياكى هاشار بىلهن جازالاندۇرۇلغان.‏ بۇنداق ئههۋالدىن قۇتۇلۇشئۈچۈن قاچقان قىزلار خىتايدىن بىر تىيىنسىز ۋە دەرت - ئهلهم بىلهن ئائىلىسىگهقايتىشقا مهجبۇر بولىدۇ.‏206


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرىشهرقىي تۈركىستاندىكى ئىقتىسادىي تهرەققىياتشهرقىي تۈركىستاننى تهرەققىي قىلدۇرۇش ئۈچۈن هۆكۈمهت تهرىپىدىن تۈزۈلگهنئىستراتېگىيىلهر بارمىدۇ؟ئهگهر بار بولسا،‏ ئۇ هالدا ئۇيغۇرلار نېمه ئۈچۈن يهنىلا نامراتلىق ئىچىدەياشايدۇ؟بۇ نۇقتىنى ئېنىقلاش ئۈچۈن شهرقىي تۈركىستاندىكى ئاساسى قۇرۇلۇشئهسلىههلىرى ۋە تهرەققىياتنىڭ تهبىئىتىگه،‏ شۇنداقلا شهرقىي تۈركىستانخهلقىنىڭ قانچىلىك پايدىلىنىۋاتقانلىقىغا قاراپ چىقىشىمىزغا توغرا كېلىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئاساسى قۇرۇلۇش ئهسلىههلىرى ۋە ئىقتىسادى تهرەققىياتىنىتۆۋەندىكى ئاساسلىق نۇقتىلار بويىچه تۈرگه ئايرىشقا بولىدۇ:‏· نېفىت ئىشلهپچىقىرىش/نېفىت تۇرۇبىلىرى/تهبىئىي گاز· يۇقىرى سۈرئهتلىك تاش يوللار/تۆمۈر يوللار ۋە بىرلهشمه هاۋا يوللىرى· تېز سۈرئهتته تهرەققىي قىلىۋاتقان ئالاقىلىشىش ۋاسىتىلىرى· تېز سۈرئهتته شهههرلىشىش· سانائهتنىڭ گۈللىنىشىبۇ تهرەققىياتلارنىڭ هېچبىرى ئۇيغۇرلارغا خىزمهت پۇرسىتى يارىتىپبېرەلمهيۋاتىدۇ،‏ ئهكىسچه تېخىمۇ كۆپ خىتاي ئاققۇنلارنى شهرقىي تۈركىستانغايهرلىشىش ۋە ئىشقا ئورۇنلىشىشقا جهلپ قىلىۋاتىدۇ.‏شۇڭلاشقا بۇ تهرەققىياتنىڭ ههقىقىي مهنپهئهتدارلىرىنى تۆۋەندىكىدەك تۈرگهئايرىشقا بولىدۇ:‏· مهركىزىي هۆكۈمهت،‏ بېيجىڭ· ئاپتونوم رايونلۇق هۆكۈمهت· هۆكۈمهت هامىيلىقىدىكى خىتايلار· دۆلهت ئىگىلىكى ۋە خىتايلارنىڭ قولىدىكى چوڭ شىركهت،‏ گورۇهلارتهرەققىياتنىڭ ئهكس تهسىرلىرى:‏· خىتاي ئاققۇنلارنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا كۆپلهپ ئېقىپ كىرىشى· بېيجىڭ هۆكۈمىتىنىڭ بىۋاسىته كونتروللۇقىدىكى ئىقتىسادىيجانلىنىش· ئۇيغۇرلار ئارىسىدا كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان ئىشسىزلىق207


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى· ئۆز يۇرتىنىڭ بايلىقلىرىدىن پايدىلىنالمايۋاتقان يهرلىك خهلقنىڭ تېخىمۇنامراتلىشىشى· يهرلىك ئۇيغۇرلار بىلهن خىتايلار ئارىسىدىكى ئىجتىمائىي تهڭسىزلىك· يېزا - قىشلاقلارنىڭ ئهمهس،‏ پهقهت شهههرلهرنىڭلا ئىقتىسادىنىڭ تهرەققىيقىلىشى· يهرلىك خهلقنىڭ ئۆي ۋە يهرلىرىدىن ئايرىلىپ قېلىشى· مۇهىتنىڭ ئېغىر دەرىجىدە ۋەيران قىلىنىشى· ناچار پىلانلانغان مهشغۇلاتلار تۈپهيلىدىن كېلىپ چىققان بۇلغىنىش· يهرلىك خهلق مهدەنىيىتىنىڭ ۋە ئهنئهنىۋىي سودىنىڭ ۋەيران قىلىنىشىيۇقىرىدىكى ئامىللاردىن ههركىم شهرقىي تۈركىستاندىكى تهرەققىياتنىڭئۇيغۇرلار ئۈچۈن هېچقانداق ئىجابىي ئۆزگىرىش ئېلىپ كېلهلمىگهنلىكىنى،‏ ئهكىسچهيهرلىك خهلق ئۈچۈن تهڭسىزلىك ۋە ئادالهتسىزلىكنى كۈچهيتىۋەتكهنلىكىنىكۆرۈۋالالايدۇ.‏208ئۇيغۇرلار ئۈستىدىكى ههر تۈرلۈك ئىقتىسادىي بېسىملارئۇيغۇرلار هاياتىنىڭ ههممه ساههسىدە رەسمىي ۋە غهيرى رەسمىي ئۇسۇللاربىلهن زىيانكهشلىككه ئۇچراۋاتىدۇ.‏ ئهڭ ئاساسلىق ئىنسانىي ههق - هوقۇقلارمۇههقىقىي مهنىسى بىلهن مهۋجۇت ئهمهس.‏ هۆكۈمهتنىڭ كۈنسېرى ئهۋج ئېلىۋاتقانچىرىكلىكى شهرقىي تۈركىستاندا نۇرغۇن ئازاب - ئوقۇبهت ۋە ئىقتىسادىيمهسىلىلهرنى پهيدا قىلىۋاتقان تېخىمۇ كۆپ ئادالهتسىزلىكلهرگه يول ئېچىۋاتىدۇ.‏يهرلىك هۆكۈمهتلهردە پارىخورلۇق ئۇ قهدەر ئومۇملىشىپ كهتكهنكى،‏ هۆكۈمهتكهمۇناسىۋەتلىك ههرقانداق بىر ئىش پۇلسىز بېجىرىلمهيدۇ،‏ بهزىدە پارا سۈپىتىدەئوتتۇرىغا چىقسا،‏ بهزىدە جهرىمانه سۈپىتىدە ئالدىمىزغا كېلىدۇ.‏ بۇ يهردە مهنشهرقىي تۈركىستاندا خهلقنىڭ پۇلىنىڭ يهرلىك ئهمهلدارلار تهرىپىدىن قانداقتارتىۋېلىنىدىغانلىقىغا ئائىت بهزى مىساللارنى بېرىشنى توغرا تاپتىم:‏· پىلانلىق تۇغۇت سىياسىتى ‏(ئاز سانلىق مىللهتلهر ئۈچۈن ئىككى پهرزەنت)گهرىئايه قىلمىغانلار پهقهت خىزمىتىدىن توختىتىلىپلا قالماستىن،‏ يهنه ئېغىرجهرىمانه تۆلهيدۇ.‏ پىلاندىن ئارتۇق پهرزەنتلىك بولغانلار تۆلهيدىغان جهرىمانه ٨٫٠٠٠- ١٠٫٠٠٠ سوم ئهتراپىدا.‏ جهرىمانىنى تۆلىيهلمىگهنلهرنىڭ يېرى ۋە باشقا مال-‏مۈلكى مۇسادىرە قىلىنىدۇ.‏


ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى / شهرقىي تۈركىستان - ئىقتىسادىي هاياتتىكى چهكلىمىلهر يوقسۇللۇق ۋە ئۇنىڭ ئىجتىمائىي تهسىرى· پاسپورتقا ئىلتىماس قىلىشتا ئۇيغۇرلار ئۈچۈن ناهايىتى كۆپ چهكلىمىلهربار بولۇپ،‏ يهرلىك هۆكۈمهت ۋە ئهمهلدارلار بۇنى پۇل ئۈندۈرۈشنىڭ ناهايىتى ياخشىپۇرسىتى دەپ قارايدۇ،‏ ئىلتىماس قىلغۇچى پارا بېرىشكه مهجبۇرلىنىدۇ.‏· چهتئهلگه چىقماقچى بولغان ئۇيغۇرلارنىڭ ئۆمرە ۋە ههج ئۈچۈن سهئۇدىيئهرەبىستانغا بارماسلىق شهرتى ئاستىدا ئهڭ ئاز بولغاندا ٣٠٫٠٠٠ يۈەندىن ٥٠٫٠٠٠يۈەنگىچه رەنه قويۇشى تهلهپ قىلىنىدۇ.‏ ئهگهر سهئۇدىي ئهرەبىستانغا بارسا،‏ رەنه پۇلىمۇسادىرە قىلىنىدۇ.‏· دىنىي تهلىم-‏ تهربىيه بېرىش ياكى ئېلىش قانۇنسىز دەپ قارىلىدۇ.‏ ئهگهرتۇتۇلۇپ قالسا،‏ ئوقۇتقۇچىمۇ،‏ ئوقۇغۇچىمۇ تۈرمىگه تاشلىنىدۇ.‏ ئوقۇغۇچىنىڭ ئاتا ئانىسى ۋە ئوقۇش ئۈچۈن جاي بىلهن تهمىنلىگهن كىشىلهر ئېغىر جهرىمانه تۆلهشكهمهجبۇرلىنىدۇ.‏خۇلاسهنۇتقىمنىڭ بېشىدا شهرقىي تۈركىستاننى «٢١ - ئهسىرنىڭ كۈۋەيتى»‏ دەپتىلغا ئالغان ئىدىم.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ بايلىق مهنبهسى نۇقتىسىدىن بۇههقىقهتهن توغرا.‏ ئهمما ئىگهاللهپ تۇرغۇچى تهرىپىدىن بۇلاڭ - تالاڭ قىلىنىشنۇقتىسىدىن قارىغاندا،‏ بۇ ئىبارە شهرقىي تۈركىستاننى ئاتاشتا يېتهرلىك ئهمهس،‏چۈنكى ئۇنىڭ ههقىقىي ئىگىلىرى ئۇنىڭ مېۋىلىرىدىن مههرۇم قىلىنغان.‏شۇڭلاشقا شهرقىي تۈركىستان ئۈچۈن ئهڭ مۇۋاپىق كېلىدىغان ئىپادە ‏«قولىدائالتۇن لوڭقا كۆتۈرۈۋالغان تىلهمچىلهر»‏ بولۇشى مۇمكىن.‏ شهرقىي تۈركىستانخىتايلارنىڭ قولىدا ئىكهن،‏ بولۇپمۇ خىتاي دۇنيا سههنىسىدە كۈچلۈك دۆلهتلهرقاتارىدا ئورۇن ئېلىۋاتقان ئىكهن،‏ ئۇنىڭ خهلقى ئۈچۈن باشقا ئۈمىد يوق دېيىشكهبولىدۇ.‏ پۈتۈن ئۈمىدلهر ئۆچكهندە قالىدىغان بىرلا ئۈمىد بار،‏ يهنى ئاللاهتىنكېلىدىغان ئۈمىد.‏ ‏«ئېيتقىنكى،‏ پادىشاهلىقنىڭ ئىگىسى بولغان ئى ئاللاه!‏خالىغان ئادەمگه پادىشاهلىقنى بېرىسهن،‏ خالىغان ئادەمدىن پادىشاهلىقنى تارتىپئالىسهن؛ خالىغان ئادەمنى ئهزىز قىلىسهن،‏ خالىغان ئادەمنى خار قىلىسهن.‏ ههممهياخشىلىق سېنىڭ قولۇڭدىدۇر.‏ سهن ههقىقهتهن ههممىگه قادىرسهن».‏ ‏(سۈرە ئالئىمران،‏ - ٢٦ ئايهت).‏209


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىپايدىلانغان ئهسهرلهر.1 (Uighuramerican.org) n.d. ئادرىسىدىنئېلىندى.‏2. ئهل ۋەردانى،‏ 2009، شهرقىي تۈركىستان ۋەخىتاي:‏ ئىككى مهدەنىيهتنىڭ توقۇنۇشى.‏قاهىرە،‏ ئهرەب مهدەنىيهت مهركىزى.3 N .Becquelin, شهرقىي تۈركىستاندىكىساختا تهرەققىيات(2008.08.01 .4 P.، (Bhattacharji, ، ئۇيغۇرلارۋە خىتاينىڭ شىنجاڭ رايونى،‏ ئامېرىكا5. ئىستراتېگىيىلىك ئانالىز،‏ 2003- يىل ،7- 9- ئايلار،‏ ،Bhattacharyaخىتاي مىللهتچىلىكى ئىچىدىكى ئۇيغۇرئايرىمىچىلىقىنى ئېنىقلىمىلاشتۇرۇش358) 377 - بهتلهر)‏6. مۇههممهد ئهمىن بۇغرا،‏ 1987، شهرقىيتۈركىستان تارىخى،‏ ئۇيغۇرچه،‏ ئهنقهرە، 2009 .7 T. ،D., ئۇيغۇر مهدەنىيىتىئۆزلۈكسىز تههدىتكه ئۇچراۋاتىدۇ،‏ 97-104بهتلهر،‏ .(.East Turkestan.net. (n.d،ETIC، 2008 .8 غهربنى ئېچىشئىستراتېگىيىسى:‏ شهرقىي تۈركىستاندىكىئاپهتلهر،‏ مىيۇنخىن،‏ گېرمانىيه،‏Uygurischer VereinD.، 2000.07.02 .9 ،Gladney, ئۇيغۇرئاپتونوم رايونىدىكى ئېتنىك زىددىيهتتىنساقلىنىش:‏ خىتاينىڭ يېڭى رايونىغايېڭى مودىل،‏ هاۋاي ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ مانوئا،‏ئامېرىكا10. شهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارغابولغان ئىقتىسادىي بېسىملار،‏ م.‏ ئالىم،‏2010.2.1211. خىتايدا ئۇيغۇرلارنىڭ ئېتنىككىملىكى تههدىت ئاستىدا،‏ 2009، ئاپرىل،‏www.amnesty.org12. خىتاي ۋە شهرقىي تۈركىستاننىفىتىنىڭ جۇغراپىيىلىك،‏ ئىقتىسادىيۋە سىياسىي تهتقىقاتى،‏ ياۋرۇ - ئاسىياتهتقىقاتلىرىغا باها،‏ 18، تۈركچه،‏ 2004.4.13 E ،McLaughlin, K. خىتاينىڭئهمگهك سىياسىتى،‏ يهرشارى پوچتىسى،‏2009.7.14Ramzy, A.، http://www.time. . 14com/time/printout/0,8816,1910302,00.html15. هارۇن يههيا،‏ كوممۇنىستخىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى زۇلۇمسىياسىتى،‏ تۈركىيهZang, X. (01/02/2007). .16Minority ethnicity, social status andUyghur community involvement inurban Xinjiang. Hongkong: City.University Online Publication210


ئههمهد فارۇق ئۈنسالتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىيئايرىمىچىلىقئىنسانىيهت دۇنيانىڭ كۈچ تهڭپۇڭلۇقلىرىنى ئىقتىسادىي تهرەققىيات بىلهنئۆلچىمهكته ۋە بۇ تهڭپۇڭلۇقنى ئۆز قولىدا تۇتۇشقا ئۇرۇنىۋاتقانلار بىلهن تهڭپۇڭلۇقنىبۇزۇشقا تىرىشىۋاتقانلار ئارىسىدىكى جېدەل ماجراغا گۇۋاهچى بولۇۋاتماقتا.‏ بۇنىڭنهتىجىسىدە،‏ مۇنداق بىر غايه ئوتتۇرىغا چىقىدۇ:‏ يېڭىلمهستىن ئالغا ئىلگىرىلهش،‏ئهڭ كۈچلۈك بولۇش ئۈچۈن جان جههلى بىلهن تىركىشىش،‏ كۈچىگه كۈچ قېتىش،‏بۇ غايىگه يېتىش يولىغا ئالدىغا ئۇچرىغان ههرقانداق توسالغۇنى كۆزدىن يوقىتىش ۋەبۇ توسالغۇنى كۆزدىن يوقىتىش ئۈچۈن ‏(مهسىلىنى يىلتىزىدىن قومۇرۇپ تاشلاشقايارىغۇدەك)‏ باهانه ئويدۇرۇپ چىقىش ياكى قالپاق كىيدۈرۈش...‏يۇقىرىقى بىر پاراگراف ئارقىلىق خۇلاسىلهپ چىقىلغان بۇ رامكىدىنكۆرۈۋېلىشقا بولىدۇكى،‏ ‏”ئىنسان“نىڭ شهرت شارائىتلىرىنى ياخشىلاش بىلهنباشلانغان گۈزەل بىر غايه ئۆز هامىيلىقىدىكى ‏”ئىنسان“نىڭ ئاددىي ئهمگهك كۈچىدەپ قارىلىشىغىمۇ سهۋەب بولماقتا.‏‏”يېڭى دۇنيا تهرتىپى“‏ دەپ ئاتالغان تهگسىز قۇدۇقمۇ يهنه شۇ غايىگه ئاساسهنئىنسان ۋە جهمئىيهتنى نۇرغۇن كىشىنىڭ قان تهر بهدىلى ئارقىلىق قولغاكهلتۈرۈلگهن ههق ۋە هۈررىيهتلىرىگه يات ئههۋالغا كهلتۈرۈپ قويۇش ئۈچۈن قۇرۇلغانسىستېمىنى مهركهز قىلىپ ئايلانماقتا.‏ ‏”يېڭى“‏ دەپ ئاتالغان بۇ دۇنيا تهرتىپىئهمهلىيهتته زومىگهر كۈچلهرنىڭ ئهڭ كونا تۈزۈلمىلىرى بولۇپ،‏ يۈز يىللاردىن بېرىداۋاملىشىپ كېلىۋاتقان ئۇرۇش جېدەلنى ئۆزىگه ئاساس قىلماقتا.‏بۇ رامكىنىڭ زامانىمىزدىكى ئهڭ ئىبرەتلىك مىساللىرىدىن بىرى،‏ هېچشۈبهىسىزكى،‏ ‏”تىمتاس سېپىللارنىڭ ئارقىسىدا ئۇنتۇلۇشقا يۈزلهنگهن شهرقىيتۈركىستان“دۇر.‏211


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستاننىڭ (١٧ ئهسىرنىڭ ئاخىرلىرىدىن تارتىپ ئۇزۇن يىللارداۋاملاشقان باسقۇنچىلىق ئۇرۇشى نهتىجىسىدە)‏ ١٨٨٤ يىلى خىتاي تهرىپىدىنئىشغال قىلىنىشى،‏ ئىشغال قىلىنغان بۇ زېمىننىڭ خىتاينىڭ ١٩ ئۆلكىسى دەپئېلان قىلىنىشى ۋە ‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ دېگهن تارىخىي ئىسمىنىڭ خىتايچه‏”يېڭى مۇستهملىكه“‏ دېگهن مهنىدىكى ‏”شىنجاڭ“غا ئۆزگهرتىلىشىنى شهرقىيتۈركىستاندىكى ههق هۈررىيهت دەپسهندىچىلىكىنىڭ باشلانغۇچ نۇقتىسى دەپقوبۇل قىلىشقا بولىدۇ.‏ خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىمۇ بۇ زېمىنغا خۇددى مانجۇئىمپېراتورلۇقىغا ئوخشاش مۇئامىله قىلىۋاتماقتا ۋە بۇ زېمىن ئۇنىڭ ئۈچۈنمۇ‏”يېڭى ئىشغال قىلىنغان زېمىن“‏ پېتى داۋاملىشىۋاتماقتا.‏ يهنى بۇ دۆلهتنىڭئىسمى،‏ رەهبهرلىك قۇرۇلمىسى،‏ خهلق ئۈستىدىكى ئىگهمهنلىك تۈزۈلمىسىنىڭشهكىللىنىشى ۋە يولغا قويۇلۇش ئۇسلۇبى قاتارلىقلار پۈتۈنلهي خىتايلاشتۇرۇلماقتا.‏خىتاي رەهبهرلهر ئهسكىرىي ۋە ئىقتىسادىي كۈچ جهههتتىكى ئۈستۈنلۈكىدىنپايدىلىنىپ،‏ بۇ چهكسىز سالاهىيىتىنى ئهڭ ئاخىرىغىچه قوللىنىپ كهلمهكته.‏كۈندىلىك تۇرمۇش تهرتىپىمۇ پۈتۈنلهي دېگۈدەك خىتاي هاكىمىيىتى تهرىپىدىنيولغا قويۇلغان چهكلىمىلهر بىلهن بهلگىلهنمهكته.‏ قىسقىسى،‏ شهرقىيتۈركىستان ١٨٨٤ يىلىدىن بېرى پهقهت ئىسمىنىلا ئهمهس،‏ مىللىي كىملىكىۋە ههق هوقۇقلىرىنى،‏ شۇنداقلا هۈررىيىتىنمۇ ئاخىرى نامهلۇم بىر مهزگىلگىچهيوقىتىپ قويغان بولۇپ،‏ ئىسمى ئاپتونوم،‏ ئهمما ئۆزى بېسىم ۋە زۇلۇم ئۈستىگهقۇرۇلغان بىر رەهبهرلىكنىڭ ئىچكى ئىشغالىيىتىگه ئايلىنىپ قالدى.‏ قىسقامهزگىللىك ئهركىنلىك،‏ شهرقىي تۈركىستان ئىسلام جۇمهۇرىيىتىگه ئوخشاشمۇستهقىل دۆلهت ۋە ئۈزلۈكسىز داۋاملىشىۋاتقان ‏(مۇستهقىللىق)‏ مۇجادىلىلىرىئهپسۇسكى يېتهرلىك بولمىدى.‏ نهتىجىدە،‏ خىتاي هامىيلىقىدىكى بهش ئاپتونومرايون ئىچىدە ١،٨٢٨،٤١٨ كۋادرات كىلومېتىرلىق يهر كۆلىمى بىلهن خىتايزېمىنىنىڭ ئالتىدىن بىرىنى تهشكىل قىلىدىغان ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى ئهڭئېغىر زۇلۇمغا دۇچار بولماقتا.‏ بۇ بېسىم ۋە زۇلۇم ئىرقىي قۇرۇلما،‏ تىل،‏ دىن،‏ ئۆرپ ئادەت جهههتتىن ئۆزى بىلهن هېچقانداق ئالاقىسى بولمىغان باشقا بىر مىللهتتهرىپىدىن ئهمهلىيلهشتۈرۈلمهكته.‏ ‏”ئىقتىسادىي تهرەققىياتى ۋە ئهرزان ئهمگهككۈچى ئارقىلىق يېڭى دۇنيا تهرتىپى“دىن ئورۇن ئېلىشقا ئۇرۇنۇۋاتقان بۇ مىللهتنىڭ،‏يهنى خىتاينىڭ دەرىجىدىن تاشقىرى كۈچ بولۇش غايىسىنىڭ ئهڭ ئېغىر بهدىلىنىئىشغالىيهت ئاستىدىكى ئۇيغۇر مىللىتى تۆلىمهكته.‏ بهش ئاپتونوم رايون خهلقى212


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىق‏(ئۇيغۇر،‏ تىبهت،‏ مۇڭغۇل،‏ خۇيزۇ ۋە جۇاڭ)‏ ئىچىدە ئۇيغۇر خهلقىنىڭ ئهڭ ئېغىر بهدەلتۆلىشىگه بۇ خهلقنىڭ خهلقئارادىكى ئىتتىپاقداشلىرىنىڭ ئاجىزلىقى،‏ يهنه بىرخىل قىلىپ ئېيتقاندا،‏ ئىگىسىز قېلىشى سهۋەب بولماقتا.‏ مۇڭغۇلىيهنىڭ دۇنياسىياسىتىدە ئههمىيهتسىز،‏ تهسىر دائىرىسى يوق بولۇشى ۋە مۇڭغۇل خانلىرىنىڭخىتاي سارايلىرىدا ئۇزۇن يىللار هۆكۈم سۈرۈشى نهتىجىسىدە،‏ خىتايلار بىلهنمۇڭغۇللار ئارىسىدا نىسبىي ئۈلپهتداشلىق مۇناسىۋىتى شهكىللهنگهن.‏ دالايلامانىڭ خهلقئارادىكى هۆرمهت ئېتىبارى سهۋەبىدىن خىتاي هۆكۈمىتى تىبهتلهرگهسالماقلىق بىلهن مۇئامىله قىلماقتا.‏ئىقتىسادى ئهڭ يۈكسهلگهن دۆلهتلهر ئىچىدە ئالدىنقى قاتارغا ئۆتكهن خىتايجۇمهۇرىيىتىنىڭ نوپۇسى تهخمىنهن ١ مىليارد ٣٠٠ مىليونغا يېتىدۇ.‏ ‏”تهخمىنهن“‏دېيىشىمىزدىكى سهۋەب شۇكى،‏ تهخمىن قىلىش خىتاي جۇمهۇرىيىتى ههققىدەتوغرا مهلۇماتقا ئېرىشىشنىڭ بىردىنبىر يولى.‏ بۇ تهخمىنىي سانغا ئاساسلانغاندا،‏خىتاي جۇمهۇرىيىتىدىكى مۇسۇلمانلارنىڭ نوپۇسى ٦٠ مىليون ئهتراپىدا بولۇپ،‏بۇلارنىڭ ١٠ مىليونى شهرقىي تۈركىستاندا ياشايدىغان ئۇيغۇرلار؛ ٥٠ مىليونىنىبېيجىڭ ۋە ئهتراپىدىكى شهههر رايونلاردا ياشايدىغان خۇي ‏(تۇڭگان)لار تهشكىلقىلىدۇ.‏ ئهمما رەسمىي بولمىغان ستاتىسكا ۋە تهخمىنلهرگه كۆرە،‏ خىتاي دۆلىتىدە٢٠٠ مىليون ئهتراپىدا مۇسۇلمان ياشايدۇ.‏ بۇ مۇسۇلمانلار ئىچىدە ئۇيغۇرلارنىڭ ههمئىسلام دۇنياسى ههم غهربىي تۈركىستان دۆلهتلىرى ‏(قازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏ئۆزبهكىستان،‏ تۈركمهنىستان ۋە ئهزەربهيجان)‏ بىلهن كۈچلۈك دىنىي ۋە ئىرقىي بېغىبار.‏ شهرقىي تۈركىستان ههم گېئوپولىتىكا ههم يهر ئاستى مهنبهلىرى جهههتتىنئىستراتېگىيىلىك ئهۋزەللىككه ئىگه بولۇپ،‏ غهربتىكى ئېنىرگىيه زاپىسى مولدۆلهتلهر بىلهن قوشنا بولغاچقا،‏ خىتاي ئۈچۈن بهكمۇ مۇهىم ئههمىيهتكه ئىگه.‏خىتاينىڭ غهربىي شىمالىغا جايلاشقان،‏ يهر كۆلىمى جهههتتىن تۈركىيهنىڭئىككى ههسسىسىگه توغرا كېلىدىغان ۋە يىپهك يولى دەۋرىدىن تاكى يېقىنقىزامانغىچه شهرق بىلهن غهرب ئارىسىدا كۆۋرۈكلۈك رول ئويناپ كهلگهن بۇ يۇرتتارىخىي،‏ ئىرقىي ۋە دىنىي قېرىنداشلىق مۇناسىۋىتى بولغان غهربىي تۈركىستاندۆلهتلىرىدىن سىرت،‏ مۇڭغۇلىيه،‏ ئافغانىستان،‏ پاكىستان ۋە هىندىستانغا ئوخشاشئاسىيا قىتئهسىنىڭ مۇهىم دۆلهتلىرى بىلهن چېگرىلىنىپ تۇرىدۇ.‏213


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاي هاكىمىيىتى ئوتتۇرا ئاسىيادا يۈز بهرگهن ههرقانداق بىر ۋەقهياكى توقۇنۇشنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا بىۋاسىته تهسىر كۆرسىتىدىغانلىقىۋە شۇ ئارقىلىق ئۆزىنىڭ سىياسىي ۋە ئىقتىسادىي بىخهتهرلىكىگه تههدىتيېتىدىغانلىقىنى كۆرۈپ يهتكهچكه،‏ شهرقىي تۈركىستاننى تاشقى دۇنياغا قارشىمۇداپىئه رايونى دەپ بىلمهكته.‏ شۇڭا بۇ يۇرتتا يۈز بېرىش ئېهتىمالى بولغانههرقانداق مۇستهقىللىق پائالىيىتىنى قىلچه ئىككىلهنمهستىن رەهىمسىزلهرچهقانلىق باستۇرماقتا.‏ شۇنى ئۇنۇتماسلىق لازىمكى،‏ خىتاينىڭ ئۇزۇن يىللاردىن بېرىداۋاملىشىپ كېلىۋاتقان مۇستهقىللىق كۈرەشلىرىنى قانلىق باستۇرۇش جهريانىداقۇرغان خهلقئارالىق ئىتتىپاقىنىڭ تراگېدىيىلىك تهسىرى بۇ رايون دائىرىسىدىكىئىرقىي پۈتۈنلۈكنىڭ قوشنا دۆلهتته قالغان قىسىملىرىدىمۇ كۆرۈلمهكته.‏يهنى بۇ رايوننىڭ ئىرقىي پۈتۈنلۈكىنى تهشكىل قىلىدىغان غهربىي تۈركىستانجۇغراپىيىسى شهرقىي تۈركىستاندىكى ‏(بۇ تراگېدىيىلىك)‏ جهرياننى ئۆز ئهينىبېشىدىن ئۆتكۈزىدۇ.‏ ئهينى ۋاقىتتىكى سوۋېت هاكىمىيىتى قوشنا دۆلهتتىكى ههرتۈرلۈك مۇستهقىللىق ههرىكىتىنىڭ ئۆز تېرىتورىيىسىدىكى مۇسۇلمانلارغا ‏”يامانئۆرنهك“‏ بولۇشىدىن خهۋپسىرىگهچكه،‏ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ بۇ رايونغا قاراتقانقانخور سىياسىتىنى قوللىغان ياكى تېخىمۇ ئوچۇق قىلىپ ئېيتقاندا،‏ خىتاينىشهرقىي تۈركىستاندىكى ههرىكهتلهرگه قارشى كۈشكۈرتكهنىدى.‏ ئۇزۇن مهزگىللىكشهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى نهتىجىسىدە،‏ تارىخىي قهشقهر شههىرىدەمۇستهقىللىقىنى ئېلان قىلالىغان ‏”شهرقىي تۈركىستان ئىسلام جۇمهۇرىيىتى“مۇبۇ ‏”(كۈشكۈرتۈش)‏ ئامىلى“دىن نېسىۋىسىنى ئالغان بولۇپ،‏ ئارىدىن كۆپ ئۆتمهيرۇس خىتاي باسقۇنچىلىرى تهرىپىدىن مۇنقهرز قىلىنغان.‏ مۇستهقىللىقىدىنيهنه ۋاز كهچمىگهن شهرقىي تۈركىستان خهلقى،‏ ١٩٤٤ يىلى غۇلجا شههىرىدەشهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتىنى قۇردى.‏ دۆلهت چېگراسىدىكى مۇستهقىلهۆكۈمهتتىن بىئارام بولغان ستالىن،‏ زامانىدىكى مىللهتچى ۋە كوممۇنىستخىتاي ئارىسىدىكى رىقابهتته ئۈستۈنلۈكنى ئىگهللىگهن ماۋزېدوڭغا ياردەم بېرىپ،‏ئاران بهش يىل هۆكۈم سۈرگهن بۇ جۇمهۇرىيهتنى ئۆرۈپ تاشلىدى.‏ هېلىغىچهداۋاملىشىپ كېلىۋاتقان تراگېدىيىلىك ۋەزىيهت قانلىق تۈردە باستۇرۇلغان ئهڭئاخىرقى مۇستهقىللىق ههرىكىتى بىلهن تېخىمۇ ئېغىر تۈسكه كىردى.‏ شۇنىسىئهجهبلىنهرلىككى،‏ سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ يېمىرىلىشى بىلهن غهربىي تۈركىستانجۇغراپىيىسىدىكى دۆلهتلهر ئارقا ئارقىدىن مۇستهقىللىقىنى ئېلان قىلسا،‏ خىتاي214


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىق سوۋېت ئىتتىپاقى بىلهن ئىستىقلالى مۇنقهرز قىلىنغان شهرقىي تۈركىستانتاكى هازىرغىچه بۇ ئىتتىپاقنىڭ ئهڭ ئېغىر ۋابالىغا مۇبتىلا بولماقتا.‏خىتاي هاكىمىيىتى ١٩٥٠ يىللاردىن بېرى،‏ بۇ يۇرتقا خىتاي نوپۇس كۆچۈرۈپكېلىشكه باشلىدى.‏ ١٩٥٣ يىلى،‏ بۇ زېمىن نوپۇسىنىڭ ‏٪‏‎٧٥‎نى ئۇيغۇرلار تهشكىلقىلاتتى.‏ مانا ئهمدى،‏ خىتاي نوپۇسى بىلهن ئۇيغۇرلارنىڭ نوپۇسى تهڭلىشىپ قالدى.‏١٩٦٣ يىلى غۇلجا خهلقى يهنه بىر قېتىم قوزغىلاڭ كۆتۈردى.‏ ئهمما قانلىقباستۇرۇلغان بۇ قوزغىلاڭدىن كېيىن،‏ ئۇيغۇر خهلقى قازاقىستانغا قېچىپ چىقىشقامهجبۇر بولدى.‏ سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ يېمىرىلىشى ئهركىنلىك تهلهپلىرىنىڭئوت پىلتىسى بولدى ۋە ١٩٨٩ يىلى ئاپرېل ئېيىدا تيهنئهنمېن مهيدانى ۋەقهسىنىكهلتۈرۈپ چىقاردى.‏ لېكىن بۇ ۋەقهنى پۈتۈن دۇنيا خهلقىنىڭ كۆزلىرى ئالدىدا قىلچهئىككىلهنمىگهن هالدا قانلىق باستۇرغان خىتاي هاكىمىيىتى،‏ ۋەقهدە ئاكتىپرول ئوينىغان ئۇيغۇر خهلقىگه ئۆز ۋەتىنىدە تېخىمۇ شىددەتلىك زۇلۇم سېلىشقاباشلىدى.‏ هاپىلا شاپىلا سوتلاش ۋە ئۆز مهيلىچه ئۆلۈم جازاسى بېرىش نهتىجىسىدەنۇرغۇن ئىنسان قهتلى قىلىندى.‏ ماۋ دەۋرىدە مهسجىد جامهلهر پۈتۈنلهي تاقىلىپقالغان بولۇپ،‏ ئۇنىڭ ئۆلۈمىدىن كېيىن،‏ دېڭ شياۋپېڭ دەۋرىدە قايتا ئېچىلغانىدى.‏١٩٩٠ يىلىدىن كېيىن،‏ جياڭ زېمىن دەۋرىدە يهنه بىر بىرلهپ تاقىلىشقاباشلىدى.‏ بىرمۇنچىلىغان مهسجىد جامهنىڭ دەرۋازىسىغا ‏”مهسجىدكه كىرىشكهبولمايدىغان كىشىلهر تىزىملىكى“‏ ئېسىلدى.‏١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن ئىلگىرى،‏ ئۇ يهرلهردە يۈز بهرگهن ههق هوقۇقيولسىزلىقلىرى بىر ئامال قىلىپ دۇنيا جامائهتچىلىكىگه بىلدۈرۈلدى.‏ ههرتۈرلۈك دوكلاتلار ئارقىلىق خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئىنسانىي ههق هۆررىيهتكهزىت سىياسهتلىرى پاش قىلىندى ۋە بۇ سىياسهتلهرنى توختىتىشقا چاقىرىققىلىندى.‏ سوۋېت ئىتتىپاقى يېمىرىلىشتىن بۇرۇن،‏ ئۇ رايون دۆلهتلىرىدىكىئىنسانىي ههق هۆررىيهتنى سىياسىي بېسىم ۋاسىتىسى سۈپىتىدە قوللىنىپكهلگهن غهرب دۆلهتلىرى،‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ مۇسۇلمان مىللهتۋە دۆلهتلىرى بىلهن بولغان مۇناسىۋەتلىرىدە تامامهن قارشى يۆلىنىشكه قاراپيول ئېلىشقا باشلىدى.‏ پۈتۈن دۇنياغا زورلاپ تېڭىلغان بۇ يېڭى بىخهتهرلىكئۇقۇمى،‏ شهرقىي تۈركىستاندا بېسىم بىلهن هۆكۈم يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان خىتايغائۆز زۇلمىنى خهلقئاراغا يوللۇق كۆرسىتىش ئۈچۈن تېپىلماس پۇرسهت يارىتىپ215


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبهردى،‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه قارىتىلغان بېسىم ۋە زۇلۇمتېخىمۇ شىددەتلىك تۈسكه كىردى.‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسى دۇنيادا مۇسۇلمانلارغاۋە ئىسلامىي ئېتىقادقا تهۋە نۇرغۇن شهيئى ئۈچۈن ئىجاد قىلىنغان”تېرورىست“‏ماركىسىنى يوللۇق كۆرسىتىدىغان پسىخولوگىيىلىك مۇهىت يارىتىپبهرگهچكه،‏ خىتاي هاكىمىيىتىمۇ پۇرسهتنى قولدىن بهرمهي،‏ خهلقىنىڭ ئاساسىقىسمى مۇسۇلمانلاردىن تهشكىل تاپقان شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇجادىلىلهرگه‏”تېرورىست“‏ كارتۇچكىسىنى چاپلاپ ئۈلگۈردى.‏ ئۇيغۇرلارنى ‏”تېرورىست“،‏ دىنىيئېتىقادىنى قوغداش ۋە ههققىنى تهلهپ قىلىش مۇجادىلىلىرىنى ‏”تېرورچىلىقپائالىيىتى“،‏ ئۆزئارىلىرىدا تهشكىللىنىپ هاسىل قىلغان گۇرۇپپىلارنى ‏”تېرورىزمگۇرۇپپىسى“‏ دەپ ئېلان قىلىش ئارقىلىق خهلقئارانىڭ تهنقىدلىرىدىن قۇتۇلۇشقائۇرۇندى.‏١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن بۇرۇن،‏ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونىدىكى ههق تهلهپقىلىش ههرىكهتلىرىنى ‏”سىياسىي بۆلگۈنچىلىك“‏ ۋە ‏”رادىكال ئىسلامچىلىق“‏دەپ ئىككىگه ئايرىغان خىتاي هاكىمىيىتى،‏ ١١ سېنتهبىردىن كېيىن،‏ بۇئىككىسىنى بىرلهشتۈرۈپ كۆرسىتىشكه ۋە شهرقىي تۈركىستاندا ههق هوقۇققوغدىغۇچى ئۇيغۇرلارنى زىيانكهشلىككه ئۇچرىغۇچى ئهمهس،‏ بهلكى ‏”تېرورىستئىسلامچى بۆلگۈنچى“‏ دەپ سۈپهتلهشكه باشلىدى.‏ خىتاي هۆكۈمىتى يهنهشهرقىي تۈركىستاندىكى كۈچىنى ئاشۇرۇش ئۈچۈن ‏”تېرورىزم“نى باهانه قىلىپ،‏ئامېرىكىنىڭ ئاتالمىش خهلقئارالىق تېرورىزمغا قارشى تۇرۇش نامى ئاستىدادۇنيانى ئاستىن ئۈستۈن قىلىۋېتىش ههرىكىتىگه ئاكتىپ قاتنىشىش ئارقىلىقسىياسىي مهنپهئهتى ۋە ‏”بۈيۈك خىتاينى قوغداش“‏ ئۈچۈن يوللۇق تايانچقا ئىگهبولۇۋالدى.‏ بۇنىڭ نهتىجىسىدە،‏ ‏”تېرورىست“‏ پۇتالغۇلارنى يوقىتىش باهانىسىبىلهن بېسىم ۋە زوراۋانلىقنىڭ دەرىجىسىنى نهچچه ههسسىلهپ ئاشۇردى.‏ ‏”تېرورغاقارشى كۈرەش“‏ هازىرلاپ بهرگهن كهڭ ههرىكهت دائىرىسىنى ئىنسان ههقلىرىدەپسهندىچىلىكى توغرىسىدىكى تهنقىدلهردىن قۇتۇلۇشنىڭ يولى قىلىۋالدى.‏دېمهك،‏ خهلقئارا جامائهتچىلىكته ‏”تېرورىزمغا قارشى كۈرەش قىلىۋاتقان دۆلهت“‏ئۈنۋانىغا ئېرىشىۋالغان خىتاي هۆكۈمىتى،‏ دۇنيانىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكىئىنسان ههقلىرى يولسىزلىقلىرى ههققىدىكى تهنقىدلىرىگه پىسهنت قىلماسبولۇۋالدى.‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىنىڭ ئۆز دۆلىتىدىمۇ يۈز بهرمهسلىكى ئۈچۈن216


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىق‏”دىنىي ئهسهبىيهتچى“،‏ ‏”بۆلگۈنچى“،‏ ‏”ئايرىمىچى“‏ تېرورىستلارنى يوقىتىشقاتىرىشىۋاتقانلىقىنى ئىلگىرى سۈرمهكته.‏خىتاي هۆكۈمىتى،‏ بۇ جهرياندا دۆلهت ئىچىدىكى ئۇيغۇرلارنى قارىلاش بىلهنلاقالماي،‏ چهتئهاللهردە پۈتۈن كۈچى بىلهن ‏”خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكىزوراۋانلىق پائالىيهتلىرى“نى دۇنيا خهلقىگه يهتكۈزۈشكه تىرىشىۋاتقان ئۇيغۇر ياكىباشقا مىللهتتىن بولغان بارلىن ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىنىڭ ئاغزىنىتۇۋاقلاش ئۈچۈن،‏ ئۆزىنىڭ ههقلىق ئىكهنلىكىنى كۆرسىتىدىغان تهشۋىقاتپائالىيهتلىرىنى كهڭ قانات يايدۇرۇشقا ۋە دوكلات ماتېرىيال تهييارلاپ تارقىتىشقاباشلىدى.‏ مهسىلهن،‏ خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىنىڭ ئىستانبۇل كونسۇلخانىسى١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ ‏”تېرورىزم پائالىيهتلىرى“‏ ههققىدە ئارقا ئارقىدىن بايانات ئېلان قىلىپ،‏ مۇشۇ مهزمۇندا ههر خىل تىلدا تهييارلارنغانۋاراقچىلارنى،‏ شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ‏”تېرورىست پائالىيىتى“‏ قىلىپكۆرسىتىلگهن هۆججهتلىك فىلىم،‏ سىن لېنتىسى ۋە باشقا ماتېرىياللارنىتارقىتىشقا باشلىدى.‏ بۇ باياناتلارنىڭ ئاساسىي تېمىسى:‏ ‏”تېرورىزمغا قارشىكۈرەشته ههقلىقمىز،‏ شهرقىي تۈركىستاندىمۇ تېرورچى كۈچلهر بار،‏ ئۇلار تېرورپائالىيهتلىرى بىلهن شۇغۇللىنىۋاتىدۇ.‏ ئۇلار قهيهردە بولۇشىدىن قهتئىينهزەرقولغا ئېلىنىشى ۋە تېگىشلىك جازاغا تارتىلىشى لازىم“‏ دېگهنلهردىن ئىبارەتئىدى.‏ خىتاي مهركىزى تېلېۋىزىيىسى ‏((‏CCTVگه قاراشلىق CCTV9 قانىلىئىشلهپ تارقاتقان ‏”شهرقىي تۈركىستان تېرورچىلىرى“‏ ناملىق هۆججهتلىكفىلىمدا ئۇيغۇرلار شهرقىي تۈركىستاندىكى قانلىق ۋەقهلهرنىڭ سهۋەبچىسى قىلىپكۆرسىتىلگهن بولۇپ،‏ دۆلهت ئىچى ۋە سىرتىدىكى ئۇيغۇرلار بۇ ۋەقهلهرگه چېتىلىپ،‏قانلىق ۋەقهلهر بىۋاسىته تېرور پائالىيىتى دەپ تونۇشتۇرۇلغان.‏خىتاي هۆكۈمىتى ههرقانداق پۇرسهتتىن ئۈنۈملۈك پايدىلانماقتا ۋە بۇئۇرۇنۇشلىرىنىڭ نهتىجىسىنى كۆرمهكته.‏ ٢٠٠٢ يىلى،‏ ‏”شهرقىي تۈركىستانئىسلام ههرىكىتى“‏ ئۇسامه بىن لادىن ۋە ئهل قائىدىگه چېتىشلىق سهۋەبى بىلهنئاۋۋال ئامېرىكىنىڭ،‏ ئارقىدىنلا ب د ت نىڭ تېرورىست تهشكىلات تىزىملىكىگهكىرگۈزۈلدى.‏ بۇ قارارنىڭ ئېلىنىشىغا ‏”تۈركىستان ئىسلام ههرىكىتى“نىڭئاۋام خهلققه هۇجۇم قىلغانلىقى سهۋەب كۆرسىتىلگهنىدى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ خىتايهۆكۈمىتى دۆلهت بىخهتهرلىكىنى باهانه قىلىپ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈرگۈزۈۋاتقان217


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبېسىم ۋە زوراۋانلىق سىياسىتى،‏ شۇنداقلا كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان ئىنسانههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرى توغرىسىدا ئامېرىكىنىڭ ئاغزىنى تۇۋاقلاشقاتىرىشتى.‏ خىتاي ئاخباراتلىرىدىمۇ مۇشۇ ئىستراتېگىيهنى چۆرىدىگهن هالدا:‏‏”مۇسۇلمان ئۇيغۇرلار“،‏ ‏”ئۇيغۇر تېرورىستلار“،‏ ‏”جىهاد“،‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان“‏دېگهندەك سۆز ئاتالغۇلار پات پات قوللىنىلىشقا باشلىدى.‏ ئامېرىكا ئافغانىستاندائېلىپ بارغان ‏”رادىكال ئىسلامچى تېرورىست“‏ ئوۋىدا بهزى ئۇيغۇرلارنىڭمۇگۋانتاناموغا ئېلىپ كېتىلىشى خىتاينىڭ قوڭچىلاپ كۈلۈشىگه سهۋەب بولدى.‏خىتاي هاكىمىيىتى ‏”تېرورىزم“‏ ئۇقۇمىنى كېڭهيتىپ،‏ شۇ دەرىجىگه بېرىپيهتتىكى،‏ قاتىللىق،‏ ئوغرىلىق دېگهندەك ئهدلىي جىنايهتلهرمۇ ‏”تېرور قىلمىشى“‏دەپ قارىلىپ،‏ جىددىي سوتلاش نهتىجىسىدە چىقىرىلغان ئۆلۈم ۋە ئېغىر قاماقجازالىرى ئارقىلىق دەپسهندە قىلىنىۋاتقان ئادىل سوتلىنىش ههقلىرى نهزەردىنساقىت قىلىنىۋاتماقتا.‏شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ههق دەپسهندىچىلىكلىرىتۈركىي خهلقلهر توپلىشىپ ئولتۇراقلاشقان شهرقىي تۈركىستاندا تۇنجى بولۇپكۆزگه چېلىقىدىغان خىتاي يولسىزلىقى شۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستان ١٨٨٤ يىلىئىشغال قىلىنغاندىن كېيىن،‏ تارىخىي ئىسمىنىڭ قوللىنىشى چهكلىنىپ،‏خىتايچه ‏”يېڭى مۇستهملىكه“‏ دېگهن مهنىدىكى ‏”شىنجاڭ“غا ئۆزگهرتىلىشىئىدى.‏شهرقىي تۈركىستاندا پهقهت ئۇيغۇرلارلا ياشىمايدۇ،‏ ئهمما ئۇيغۇرلار نوپۇسنىڭئهڭ كۆپ قىسمىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏ ئۇيغۇرلاردىن باشقا خۇي ‏(تۇڭگان)‏ دەپ ئاتالغانمۇسۇلمان خىتايلارنىڭ نوپۇسىمۇ ئاز ئهمهس.‏ ئۇيغۇرلار بىلهن تۇڭگانلار دىنداشبولسىمۇ،‏ ئارىلىرىدىكى مۇناسىۋەت يوق دېيهرلىك ئىكهن.‏ بىر تهرەپتىن خىتايهاكىمىيىتىنىڭ ‏(ئۇيغۇرلارنى چهتكه قېقىپ)‏ دۆلهت ئورگانلىرىغا تۇڭگانلارنىتاللىشى،‏ يهنه بىر تهرەپتىن دۆلهت تهرىپىدىن بېرىلگهن نىسبىي ئهركىنلىككهقانائهت قىلغان تۇڭگانلارنىڭ ههق ۋە ئهركىنلىك تهلهپ قىلىۋاتقان ئۇيغۇرلارنى يالغۇزتاشلاپ قويۇشى،‏ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئىشىنى تېخىمۇ ئاسانلاشتۇرۇپ بهرمهكته.‏ههقلىق كۈرەشلىرىدە يالغۇز قالغان ئۇيغۇرلار ئۆزلىرىنىڭ غهربىدىكى ئىرقداشدۆلهت خهلقلىرى بىلهن ئالاقه باغلىغان هامان،‏ بۇ ههقلىق تهلهپلىرى ‏”تاشقى218


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىقكۈچلهرنىڭ ههرىكىتى“‏ دەپ تهرىپلهنمهكته.‏ ئۇيغۇرلار شهرقىي تۈركىستاندىكىتۇڭگانلارنىڭ مهۋجۇدىيىتىنى خالاپ خالىماي قوبۇل قىلسىمۇ،‏ نېگىزلىكمهسىله خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ بۇ يۇرتقا بۇددىست خىتايلارنى كۆچۈرۈپ چىقىپماكانلاشتۇرۇشى ئىدى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىستراتېگىيىلىك ئههمىيىتىنىبىلىدىغان بېيجىڭ هۆكۈمىتى تۈركۈملهپ ئاققۇن كۆچۈرۈپ چىقىش ئارقىلىقبۇ يۇرتنىڭ نوپۇس قۇرۇلمىسىنى پۈتۈنلهي ئۆزگهرتىۋېتىشنى ئاساسىي نىشانقىلماقتا.‏ بۈگۈنكى رەقهملهرگه ئاساسلانغاندا،‏ كۆچمهن خىتاي نوپۇسىنىڭ يهرلىكئۇيغۇر نوپۇسى بىلهن تهڭلىشىپ قالغانلىقىنى كۆرۈۋالغىلى بولىدۇ.‏ كۆچمهن خىتاينوپۇسى ههر يىل ٪٨ ئېشىپ بارماقتا.‏ ١٩٨٠ يىلى خىتاي نوپۇسىنىڭ ئېشىشنىسبىتى ٢٦ ههسسه ئاشقان بولۇپ،‏ بۇ رەقهم ئىنسان ئهقلىنى لال قىلماي قالمايدۇ.‏نهتىجىدە،‏ ١٩٥٠ يىللاردىن ئېتىبارەن باشلانغان ئاسمىلاتسىيه سىياسىتىدىنبۇرۇنقى ئومۇمىي نوپۇسنىڭ ‏٪‏‎٧٥‎نى تهشكىل قىلىدىغان ئۇيغۇرلار بۈگۈن تهڭيېرىمىغا چۈشۈپ قالغان.‏خىتاي هاكىمىيىتى يۈرگۈزۈۋاتقان ئاسىمىلاتسىيه سىياسىتىنىڭ يهنهبىر پارچىسى شۇكى،‏ ئۇيغۇرلار ئېرىغدىنىپ،‏ خىتاينىڭ ئىچكى ئۆلكىلىرىگهتۈركۈملهپ نهقىل قىلىنماقتا.‏ خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭ نوپۇستىزگىنىنى قولىغا ئۆتكۈزۈۋېلىش ۋە خىتاي نوپۇسىنى زىچلاشتۇرۇش ئۈچۈنههرخىل ۋاسىتىلهردىن پايدىلانماقتا.‏ ئهنه شۇ ۋاسىتىلارنىڭ بىرى ئارقىلىق،‏ئۇيغۇر ئوقۇغۇچىلارنى ‏”شىنجاڭ سىنىپى“‏ نامى ئاستىدا خىتاينىڭ ئىچكىرىئۆلكىلىرىگه ئېلىپ كېتىپ،‏ ئۇلارنى ئاسىمىلاتسىيه قىلىۋېتىشكه تىرىشماقتا.‏ئۇنىڭ ئارقىدىنلا،‏ ٢٠٠٣ يىلىدىن ئېتىبارەن ‏”ئېشىنچا ئهمگهك كۈچىنىباشقا ئۆلكىلهرگه يۆتكهش“‏ سىياسىتىنى يولغا قويۇپ،‏ ئۇيغۇر ياشلىرىنى خىتايئۆلكىلىرىگه توشىماقتا ۋە ئۇلارنى خىتاي چوڭ ئائىلىسىگه غهرق قىلىۋېتىشكهئۇرۇنماقتا.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ بۇ ياشلارنىڭ مۇتلهق كۆپىنچىسىنى قىزلار تهشكىلقىلماقتا ۋە ئۇلار يېڭى ‏”ماكان“لىرىدا جېنىنى ساقلاپ قېلىش ئۈچۈن قانۇنسىزيهرلهردە ئىشلهشكه مهجبۇرلانماقتا.‏ئۇيغۇر ئاهالىسىغا ئهڭ سهلبىي تهسىر كۆرسىتىۋاتقان،‏ ئهڭ ئهقهللىيئىنسانىي ههققىدىن مههرۇم قىلىدىغان،‏ قهبىه،‏ رەهىمسىزلهرچه يۈرگۈزۈلىۋاتقانۋە ئىنسانىي جىنايهت هېسابلىنىدىغان مهسىلىدىن بىرى مهجبۇرىي ئوپىراتسىيه219


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسىياسىتىدۇر.‏ خىتايلار ئۈچۈن بىر،‏ ئاز سانلىق مىللهتلهر ئۈچۈن ئىككى پهرزەنتكۆرۈش سىياسىتىنى يولغا قويغان خىتاي هۆكۈمىتى بۇ چهكتىن ئارتۇق پهرزەنتكۆرمهكچى بولغانلارنى سېزىپ قالسا،‏ مهجبۇرىي ئوپىراتسىيه بىلهن هامىلىنىئېلىپ تاشلىۋېتىدۇ.‏ ‏”مهجبۇرىي ئوپىراتسىيه“‏ سىياسىتى هامىلدارلىق جهريانىداجىنسىيىتى ئېنىقلانغان قىز بوۋاقلارنىڭ ئوپىراتسىيه بىلهن ئېلىۋېتىلىشىگهسهۋەب بولماقتا ۋە ئهر ئايال نوپۇس نىسبىتىنىڭ ئېغىر دەرىجىدە بۇزۇلۇشىغا يولئاچماقتا.‏ بۇ بۇزۇلۇش ئهلۋەتته پهقهت ئۇيغۇرلارنىلا ئهمهس،‏ خىتايلارنىمۇ ئۆز ئىچىگهئالىدۇ.‏ شۇڭا ئۇيغۇرلار پلانلىق تۇغۇتقا مهسئۇل خادىملارغا پارا بېرىش ئارقىلىقچهكلىمىدىن ئارتۇق تۇغۇلغان بالىلىرىنى نوپۇسقا ئالدۇرۇشقا تىرىشماقتا.‏ نوپۇسقائالدۇرالمىغان بالىلىرى هۆكۈمهت ئورگانلىرىدا ‏”يوق ‏(قارا نوپۇس)“‏ هېسابلانماقتا.‏بۇ ‏”يوق بالىلار“‏ كهلگۈسىدە تېخىمۇ قىيىن مهسىلىلهرنىڭ كېلىپ چىقىشىغاسهۋەبچى بولۇپ قېلىشى مۇمكىن.‏ نوپۇسقا ئېلىنمىغان كىشىلهرنىڭ تاشقىدۇنيادىكى تۇرمۇشىمۇ ئاسان ئهمهس ئهلۋەتته.‏ ‏”قارا نوپۇس بالىلار“نىڭ تهلىم تهربىيه،‏ سههىيه ۋە خىزمهت جهههتلهردە قىيىنچىلىققا دۇچ كهلگهندىن سىرت،‏ ههرقهدەمدە كىملىك تهكشۈرۈپ تۇرىدىغان خىتاي ساقچىلىرىنىڭ كىملىكى يوقلارنىدەرهال قاماققا ئېلىپ،‏ ئىنساپسىزلارچه جازالاش قىلمىشىغا دۇچار بولۇشى تۇرغانلاگهپ.‏خىتاي هۆكۈمىتى يولغا قويۇپ كېلىۋاتقان بۇ ئاسىمىلاتسىيه سىياسهتلىرىشهرقىي تۈركىستاندا ۋەزىيهتنىڭ چىڭىيىپ كېتىشى ۋە ئېتنىك توقۇنۇشنىڭكۆپىيىشىنى كهلتۈرۈپ چىقارماقتا.‏ بۇ خهتهرلىك ۋەزىيهتتىن كېلىپ چىققان ئهڭئاخىرقى ۋەقه،‏ ٢٠٠٩ يىل ٦ ئاينىڭ ٢٦ كۈنى گۇاڭدوڭدىكى بىر فابرىكىداخىتاي ئىشچىلىرى تهرىپىدىن ئۆلتۈرۈۋېتىلگهن ئۇيغۇر ئىشچىلارنىڭ قاتىللىرىنىجازالاشنى تهلهپ قىلىپ ئۈرۈمچىدە نامايىش ئۆتكۈزگهن ئۇيغۇرلارنى قانلىقباستۇرۇش ۋەقهسى ئىدى.‏ بۇ ۋەقهدە خىتاي ههربىي دائىرىلىرى خىتاي خهلقىگه ئارقاتىرەك چىققان بولۇپ،‏ ۋەقهنى ئۆز كۆزى بىلهن كۆرگۈچى چهتئهل كىشىلىرىنىڭئېيتىشىچه،‏ خىتاي قوراللىق قىسمى مىڭلارچه ئۇيغۇرنى قهتلى قىلىۋەتكهن.‏قولىدا هېچقانداق قورالى،‏ ههتتا ئۆزىنى قوغدىغۇدەك نهرسىسىمۇ بولمىغانئۇيغۇرلارنىڭ ئۈستىگه ئوق ياغدۇرۇلغان بولۇپ،‏ يهنه نۇرغۇن ئۇيغۇرنىڭ نهچچه يۈزكىشىلىك خىتاي پۇقرالىرى تهرىپىدىن ئۇرۇپ دەسسهپ ئۆلتۈرۈۋېتىلگهنلىكى220


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىقئېنىق ئىسپاتلاندى.‏ ئۆلمهكنىڭ ئۈستىگه تهپمهك دېگهندەك،‏ ۋەقهدىن كېيىن،‏ يهنهنهچچه ئونلىغان ئۇيغۇر ياشنىڭ ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلىنىشى ئۇيغۇرلارنىڭ يۈرەكئازابىنى ههسسىلهپ ئاشۇرۇۋەتتى.‏ خىتاي لهشكهرلىرى تهرىپىدىن ئاۋۋال ئۆلتۈرۈلۈپ،‏ئاندىن باشلىرىنىڭ تاش بىلهن ئېزىۋېتىلگهن ئىككى ئۇيغۇرنىڭ كۆرۈنۈشى پۈتۈنئىنسانىيهتكه ئىبرەت بولغۇدەك دەرىجىدە ئېچىنىشلىق ئىدى.‏ نهتىجىدە،‏ ئۇيغۇرلاربىر ههپته نارازىلىق بىلدۈرۈشنىڭ بهدىلىنى ئاممىۋىي قىرغىنچىلىق ۋە كوچا كويلاردا بېشى ئېزىلىپ ئۆلۈش بىلهن تۆلىدى.‏ مانا بۇ ۋەقهلهردىن كۆرۈۋېلىشقابولىدۇكى،‏ خىتاي هۆكۈمىتى بۇ رايونغا قاراتقان مۇددىئاسىنى تولۇق ئهمهلگهئاشۇرۇش ئۈچۈن،‏ ئۆزىگه قارشى چىققانلارغا،‏ ههر تۈرلۈك ئىش پائالىيهتلهرگه ئهڭۋەهشىي ئۇسۇللار بىلهن جاۋاب قايتۇرماقتا،‏ قىلچه ئىككىلهنمهستىن ئهڭ قهبىهۋاسىتىلارنى ئىشقا سالماقتا.‏دۇنيانىڭ هېچبىر يېرىدىن تېپىلمايدىغان،‏ پهقهت شهرقىي تۈركىستاندىلائۇچرايدىغان يهنه بىر خىتاي ئۇسۇلى دەپسهندىچىلىك بولسا،‏ مهسجىد جامهلهرنىڭدەرۋازىسىغا ئېسىلغان تىزىملىك بولۇپ،‏ بۇ تىزىملىككه بىنائهن ١٨ ياشقاتوشمىغانلار،‏ ئىشچى مهمۇرلار،‏ پېنسيونېرلار،‏ ئىسپراپكا ئالغانلار،‏ هۆكۈمهتخىزمهتچىلىرى،‏ پارتىيه ئهزالىرى ۋە ئاياللارنىڭ ناماز ئوقۇش ئۈچۈن مهسجىدكهكىرىشى چهكلهنگهن.‏ هالبۇكى،‏ ئهينى زېمىندىكى بۇددا ئىبادەتخانىلىرىدىنهېچبىرىنىڭ دەرۋازىسىغا ئۇنداق تىزىملىك ئېسىغلىق ئهمهس.‏ ئهگهر بۇنىڭغاكوممۇنىست سىستېمىنىڭ دىنغا تۇتقان پوزىتسىيىسى سهۋەبچى بولغان بولسائىدى،‏ بۇ چهكلىمه پهقهت مۇسۇلمانلارنىلا ئهمهس،‏ بهلكى باشقا دىنلارغا مهنسۇپكىشىلهرنىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالغان بولاتتى.‏ بۇنىڭدىنمۇ كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇكى،‏خىتاي هۆكۈمىتى مۇسۇلمانلارغا ههم دىنىي ههم ئىرقىي ئايرىمىچىلىق قىلماقتاۋە بۇنى ئوچۇق ئاشكارا يۈرگۈزمهكته.‏ئىقتىسادتا ئهركىن رىقابهت تۈزۈمىنى يولغا قويغان خىتاي دۆلىتىدە ئىجتىمائىيۋە سىياسىي هايات پۈتۈنلهي بېسىم ۋە كونترول ئاستىدا تۇتۇلماقتا.‏ پارتىيه،‏ ۋەخپه،‏جهمئىيهت قۇرۇش،‏ شهخسىي نهشرىيات قۇرۇش پۈتۈنلهي چهكلهنگهن.‏ ‏”تىجارەتتىنبهكرەك ئىدىئولوگىيىلىك خىزمهت قىلىدۇ“‏ دەپ قارالغاچقا شهخسىي مهكتهپئېچىشقا رۇخسهت بېرىلمهيدۇ.‏ شۇڭا دىنىي تهلىم تامامهن قانۇنسىز پائالىيهتشهكلىدە ‏(يهنى مهخپىي)‏ ئېلىپ بېرىلماقتا.‏ قانۇنسىز دىنىي تهلىم ئۈچۈن زېمىن221


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىهازىرلاپ بېرىش،‏ ئوقۇش ياكى ئوقۇتۇش ۋەياكى ئوقۇ ئوقۇتۇشقا ياردەم بېرىشنىڭجازاسىنى تهخمىن قىلىش مۇمكىن ئهمهس.‏كۈتۈپخانىلارنىڭ ههممىسى دۆلهت ئىلكىدە بولۇپ،‏ مىڭلارچه جىلدلىق نادىرئهسهرلهر خىتاي سىياسىتىگه زىت كهلگهنلىكى ئۈچۈن ‏”مهدەنىيهت ئىنقىلابى“نىڭدەسلهپكى يىللىرىدا كۆيدۈرۈپ تاشلاندى.‏ ١٩٥٠ يىللاردىن كېيىن،‏ شهرقىيتۈركىستان ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ ئىسمى ئۆزگهرتىلىپ،‏ بۇ ئۇنىۋېرسىتېتنىپۈتتۈرگهنلهر چهتكه قېقىلدى ۋە ئېغىر بېسىم ئاستىغا ئېلىندى.‏خىتاي هۆكۈمىتى مۇسۇلمانلارنىڭ ئۆيلىنىش ۋە باشقا ئۆرپ ئادەتلىرىگهقاراتقان كونتروللۇقىنى كۈنسېرى كۈچهيتمهكته.‏ ئۇيغۇر تىلى ۋە هازارىتىنىچهكلهش پائالىيهتلىرىنى كۆپهيتمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستاندا نهشر قىلىنغانۋە باشقا يهرلهردىن ئېلىپ كېلىنگهن مۇزىكا لېنتىلىرىمۇ خىتاي مهدەنىيهتمېنىستىرلىقى ۋە ئاخبارات تهشكىلاتلىرى تهرىپىدىن قاتتىق تهكشۈرۈلىدۇ.‏ئۇيغۇرلار ئىشلىگهن فىلىملهرنىڭ قويۇلۇشىغا رۇخسهت ئېلىش ئۈچۈن ئارتىسلاردىنبىرى چوقۇم خىتاي بولۇشى ۋە فىلىمدە مۇهىم رول ئالغان بولۇشى كېرەك.‏ئېنتېرنېتته خهۋەرلىشىش ئۈچۈنمۇ نۇرغۇن چهكلىمىلهر بار.‏ بولۇپمۇ،‏ ٥ ئىيۇلئۈرۈمچى ۋەقهسىدە ههم ئېنتېرنېت لىنىيىسى ئۈزۈۋېتىلگهن ههم مۇستهقىلئاخباراتچى ۋە كۆزەتكۈچىلهر شهرقىي تۈركىستانغا كىرگۈزۈلمىگهچكه،‏ پۈتۈندۇنيا خهلقى ۋەقهنىڭ ههقىقىي ئههۋالىدىن خهۋەردار بولالمىدى ۋە خهۋەرلىشىشئهركىنلىكى ئېغىر دەرىجىدە زېدىلهندى.‏ ۋەقه جهريانىدا ئۇيغۇر ياشلارنىڭئېنتېرنېتكه كىرىشى قهتئىي چهكلهندى.‏ئۇيغۇرلارنىڭ ساياههت قىلىشتهك ئهقهللىي ئهركىنلىكىمۇ ئېغىر توسالغۇغائۇچرىماقتا.‏ خىتاي بىخهتهرلىك كۈچلىرى شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ئۆي ماكانلىرىنى تۇيۇقسىز بېسىپ،‏ سهۋەبسىز كىملىك تهكشۈرمهكته ۋە بىگۇناهكىشىلهرنى ‏”جهمئىيهت ئامانلىقىنى بۇزۇشقا ئۇرۇنغان“‏ دېگهن باهانه بىلهن قولغائالماقتا.‏ قولغا ئېلىنغان مىڭلارچه كىشىنىڭ ئاقىۋىتى مهلۇم ئهمهس.‏ كۆپىنچىسىزەههرلىك چېكىملىك تىجارىتى،‏ پارىخورلۇق ۋە جهمئىيهت ئامانلىقى دېگهندەكسهۋەبلهر بىلهن نامۇۋاپىق شهرتلهردە جىددىي سوراققا تارتىلىپ،‏ ئۆلۈم جازالىرىغاهۆكۈم قىلىنماقتا.‏ تۇتۇپ تۇرۇش ئورۇنلىرى ۋە تۈرمه شارائىتلىرى بهكمۇ ناچاربولۇپ،‏ قىيىن قىستاق ۋە ئىسكهنجه خهۋەرلىرى ههمىشه قۇلاققا يېتىپ تۇرىدۇ.‏222


ئههمهد فارۇق ئۈنسال / شهرقىي تۈركىستاندا ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىقخىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كهلگهن ههر تۈرلۈك جىنايىقىلمىشنى تېرورىزمغا چېتىپ،‏ جىنايهتچىلهرنى ئۆلۈم جازالىرىغا هۆكۈم قىلماقتا.‏هالبۇكى،‏ ئوخشاش جىنايهت خىتاينىڭ ئىچكى ئۆلكىلىرىدە ئۆتكۈزۈلسه،‏ جىنايهتچىجازا قانۇنىغا ئاساسهن سوتلىنىدۇ.‏ ئۆلۈم جازالىرى،‏ قولغا ئېلىش،‏ تۈرمىدىكىلهرنىئىسكهنجىگه ئېلىش قاتارلىقلار نورمال ئههۋالغا ئايلىنىپ قالدى.‏خىتاي هۆكۈمىتى ‏”تېرورىزمغا قارشى كۈرەش“نى يوللۇق قىلىۋېلىپ،‏ ب دت ۋە باشقا خهلقئارالىق تهشكىلاتلاردىكى ئىمتىيازىغا تايىنىپ،‏ دۇنيانىڭ ئاغزىنىتۇۋاقلىماقتا ۋە ئۇيغۇرلارنى يوق قىلىۋېتىش ئىستراتېگىيىسىنى تىنىمسىزداۋاملاشتۇرماقتا.‏ ئهمما ئۆتكهن يىلقى ۋەقهدە كېلىپ چىققان پاجىئهلىك كۆرۈنۈشلهرسهۋەبىدىن شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارا سههنىگه چىقىپقېلىشى خىتاي هۆكۈمىتىنى بهكمۇ ئهپسۇسلاندۇردى.‏ دېمهك،‏ شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى خىتاينىڭ ئىچكى ئىشى كاتېگورىيىسىدىن چىقىپ،‏ خهلقئارالىقمهسىلىلهر قاتارىدىن ئورۇن ئالدى.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ بۇسىياسىتى دۇنيا خهلقىنىڭ دىققهت نهزىرىنى شهرقىي تۈركىستانغا ئاغدۇرۇشىغا ۋەدۇنيا مىقياسىدىكى ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ بىرلىشىشىگه سهۋەب بولدى.‏نهتىجه ئېتىبارى بىلهن،‏ خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىيئىسمىنى ئهسلىگه كهلتۈرۈشتىن باشلاپ،‏ ئىرقىي ۋە دىنىي ئايرىمىچىلىققامۇناسىۋەتلىك بارلىق سىياسهتلىرىنى دەرهال ئهمهلدىن قالدۇرۇشى؛ ئېتنىكقىرغىنچىلىقنىڭ يهنه بىر ۋارىيانتى بولغان ئۆلۈم جازاسىنى توختىتىشى؛ دىنىيتهلىم ۋە ئىبادەتلهرگه قويۇلغان چهكلىمىلهرنى ئېلىپ تاشلىشى؛ جهمئىيهت،‏ۋەخپه ۋە سىياسىي پارتىيه قۇرۇشقا،‏ خۇسۇسىي نهشىر ئىشلىرىغا رۇخسهتقىلىشى؛ ساياههت ۋە ئۇچۇر ئالاقه ئهركىنلىكىنى چهكلهشتىن ۋاز كېچىشى؛تۈرمه ۋە قاماقخانىلارنىڭ شارائىتلىرىنى خهلقئارالىق ئۆلچهمگه يهتكۈزۈشى ۋەئادىل سوتلىنىش ههققىنى تهمىنلىشى؛ ئۇيغۇرلارنى مهجبۇرىي كۆچۈرۈپ كېتىشۋە خىتاي نوپۇس كۆچۈرۈپ كېلىش ئارقىلىق نوپۇس تهڭپۇڭلۇقىنى بۇزۇشتىن ۋازكېچىشى؛ ئاز سانلىق مىللهتلهرگه قاراتقان مهجبۇرىي ئوپىراتسىيه ۋە پىلانلىقتۇغۇت سىياسهتلىرىنى ئهمهلدىن قالدۇرۇشى لازىم.‏223


.III مهجلىسخهلقئارالىق تهشكىلاتلارنىڭ رولى ۋەخىتاينىڭ ئىسلاهاتقاقارشى تىركىشىشىرىياسهتچى:‏ فاتىمه بوستان ئۈنسال• پروف.‏ در.‏ درۇ گلهدنېي:‏ پونوما تېخنىكا مهكتىپى تېنچ ئوكيان ئاخباراتئېنىستىتۇتى مۇدىرى،‏ ئامېرىكا• ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ):‏ İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى،‏ تۈركىيه• دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت:‏ ئهنقهرە ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ تۈركىيه• ئادۋۇكات،‏ گۈلدەن سۆنمهز:‏ İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى،‏ تۈركىيه• در.‏ ياڭ جيهنلى:‏ جۇڭگولۇق تهشهببۇسكارلار ‏(جهمئىيىتى)‏ رەئىسى،‏ئامېرىكا


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏تۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىداتۈركىيه ۋە ئىسلام دۇنياسىتارىخنىڭ ئاجايىپ نهقىشلىرىدىن بىرى بولسا كېرەك،‏ تۈرك دۇنياسىنىڭ ئهڭغهربىي ۋە ئهڭ شهرقىي ئۇچىدىكى تۈركىيه بىلهن شهرقىي تۈركىستان ئارىسىداجۇغراپىيىلىك مۇساپه توسالغۇ بولالمىغان يېقىنلىق تۇيغۇسى ۋە روهىي بىرلىكبار.‏ ئهمما مهنىۋىي جهههتته كۆپرەك هېس قىلىنغان بۇ يېقىنلىقنىڭ سىياسىيۋە ئىقتىسادىي جهههتته ئهكس ئېتىشىگه كۆپىنچه هاللاردا بىر قاتار مهسىلىلهرتوسالغۇلۇق قىلماقتا.‏ئوسمانىيلار ئىمپېراتورلۇقىنىڭ ئاخىرقى مهزگىللىرىدە مهيدانغا كهلگهنسىياسىي يېقىنلىشىش پائالىيهتلىرى ئۇزۇن مهزگىللىك ههمكارلىققائايلىنالمىدى.‏ ١٩ ئهسىردە،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ يهرلىك هۆكۈمدارلىرىئوسمانىيلار ئىمپېراتورلۇقىغا بهيئهت قىلىپ،‏ سۇلتان نامىغا خۇتبه ئوقۇتتى ۋەسىياسىي مۇناسىۋەتنىڭ كۈچلىنىشى ئۈچۈن تىرىشچانلىق كۆرسهتتى.‏ سۇلتانئابدۇلئهزىزخان شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئهمىرى ياقۇب بهگكه ئهسكىرىي ههيئهتئهۋەتىپ،‏ رەقىب دۆلهتلهرگه قارشى يار يۆلهك بولدى.‏ ٢ ئابدۇلههمىدخان مهزگىلىدەبولسا،‏ شهرقىي تۈركىستاندا بىر ئىسلام ئۇنىۋېرسىتېتى قۇرۇش پىلانى ئوتتۇرىغاقويۇلدى.‏ ئهمما ئوسمانىيلار ئىمپېراتورلۇقىنىڭ زاۋاللىققا يۈز تۇتقان زەئىپ كۈچىيىراق جۇغراپىيهلهرگه كۆڭۈل بۆلۈشىگه يار بهرمىگهننىڭ ئۈستىگه،‏ ئاسىيادايۈكسىلىشكه باشلىغان خىتاي هاكىمىيىتى ۋە شهرقىي تۈركىستان ئىشغالىيىتىبۇ ئىككى دۆلهت ئارىسىدىكى مۇناسىۋەتنىڭ كۈچىيىشىگه تامامهن توسالغۇلۇققىلدى.‏٢٠ ئهسىرنىڭ كىرىشى بىلهن تهڭ پۈتكۈل ئىسلام جۇغراپىيىسىنىڭ ياتلارئىشغالىيىتىگه ئۇچرىشى بهكمۇ ناچار ۋەزىيهت بهرپا قىلدى.‏ ئهنه شۇ دەۋردىنباشلاپ تۈركىيه بىلهن شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئارىسىدىكى مۇناسىۋەت تامامهن227


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۈزۈلۈپ قالدى.‏ تۈركىيه ههر جهههتتىن پۈتۈنلهي غهربكه يۈزلهنگهچكه،‏ ئاسىيادىكىدۆلهتلهر بىلهن بولغان مۇناسىۋىتى ئىنتايىن زەئىپلىشىپ كهتتى.‏ سىياسىي ۋەئىقتىسادىي جهههتتىلا ئهمهس،‏ مهدەنىي جهههتتىمۇ چوڭقۇر هېس قىلىنغان بۇبۇرۇلۇش سهۋەبىدىن ئاسىيادىكى تۈركلهر بىلهن پهقهت رومانتىك مۇناسىۋەت بېغىلاقېلىپ قالدى.‏ ئۇ مهزگىللهردە،‏ تۈركىيهمۇ ئۆز مهۋجۇدىيىتىنى قوغداپ قېلىشكرىزىسىغا دۇچ كېلىۋاتقاچقا،‏ رۇسىيه ۋە خىتايغا ئوخشاش دۆلهتلهرنىڭ كۈنسېرىئېشىپ بېرىۋاتقان كۈچىگه قارشى كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە پۇت تىرەپ تۇرالىشىمۇمكىن ئهمهس ئىدى.‏ شۇڭا تاشقى دۇنيا تۈركلىرى بىلهن بولغان مۇناسىۋىتىئهڭ تۆۋەن سهۋىيهگه بېرىپ يهتتى،‏ شهرقىي تۈركىستانمۇ بۇ ئههۋالدىن مۇستهسنائهمهس ئهلۋەتته.‏ مانا بۇ مهزگىلدە،‏ تۈركىيه ئۆزىنىڭ يېقىن ئهتراپىدا يۈز بهرگهنبىر مۇنچىلىغان ۋەقه هادىسىلهرگىمۇ پهرۋاسىزلىق قىلدى.‏٢ دۇنيا ئۇرۇشىدىن كېيىن،‏ ئىككى ئىدىئولوگىيىلىك قۇتۇبقا بۆلۈنگهن دۇنياپهقهت تۈركىيهنىلا ئهمهس،‏ پۈتكۈل ئىسلام ئالهمىنى پاسسىپ هالغا چۈشۈرۈپقويغاچقا،‏ يۇقىرىقى سهلبىي ۋەزىيهت تېخىمۇ كۈچىيىپ باردى.‏ شهرقىي ياكىغهربىي قۇتۇبتىن بىرىنى تاللاشتىن باشقا ئىمتىيازى قالمىغان تۈركىيه،‏ تاشقىسىياسىتىنى غهرب بىخهتهرلىك سىستېمىسىغا قارىتا يۈرگۈزۈشكه باشلىدى.‏ بۇنىڭنهتىجىسىدە،‏ شهرقىي قۇتۇب دۆلهتلىرى ۋە سوتسىيالىست دۇنياغا ئهنقهرە تهرىپىدىنئهمهس،‏ بهلكى ۋاشىنگىتون تهرىپىدىن بهلگىلهنگهن سىياسهتلهر بىلهن قارالغاچقا،‏تۈرك دۇنياسى سوتسىيالىست قۇتۇبنىڭ نوپۇز دائىرىسىدىن ئورۇن ئالدى.‏ئهمما ١٩٩١ يىلى سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ پارچىلىنىشى بىلهن بۇ رايونلاردايېڭى بىر ئىدىئولوگىيهلىك ئههۋال ئوتتۇرىغا چىقتى،‏ تۈركىيهنىڭ ئوتتۇرا ئاسىياغابولغان نهزەرىدىمۇ بۇرۇلۇش هاسىل بولدى.‏ بۇ بۇرۇلۇش يېڭى يېڭى مۇناسىۋەتلهرنىبهرپا قىلدى.‏ ئاسىيادىكى رىقابهت پهقهت تۈركىيهنى بۇ جۇغراپىيهگه يېقىنلاشتۇرۇپلاقالماي،‏ خهلقئارالىق سههنىلهردە چوڭ تالاش تارتىشلارنىڭ كېلىپ چىقىشىغاسهۋەب بولدى.‏تۈركىيه،‏ ٩٠ يىللار داۋامىدا يېڭى پۇرسهت ۋە نوپۇز دائىرىسى شهكىللهندۈرۈشكهئۇرۇنۇش بىلهن بىرگه،‏ بۇ رايونلاردىكى نوپۇزىنىڭ ئېشىپ بېرىشىغا ماس هالداشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنمۇ قايتا يادىغا ئېلىپ،‏ دۆلهت ئورگانلىرى ۋەئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ كۈنتهرتىپىگه قويۇشقا باشلىدى.‏ خهلقئارالىشىش228


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا تۈركىيه ۋە ئىسلام دۇنياسىههرىكىتىنىڭ تۇنجى تهسىرى تۈركىيهدىكى ئۇيغۇرلارنىڭ خىزمهت قىلىشنىسبىتىدىكى ئېشىش ۋە خاتىرجهملىككه ئېرىشىشىدا كۆرۈلدى.‏ دەرۋەقه،‏ ١٩٩١ يىلىدىن ئېتىبارەن،‏ شهرقىي تۈركىستان رەهبهرلىرىدىن ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىنئهنقهرەدە بارلىق سىياسىي پارتىيه رەهبهرلىرى،‏ خهلق ۋەكىللىرى ۋە بيۇروكراتلاربىلهن كۆرۈشۈش ئىمكانىيىتىگه ئېرىشىپ،‏ ئۇلارغا شهرقىي تۈركىستاندىكى ههق هوقۇق دەپسهندىچىلىكلىرى،‏ ئاسىمىلاتسىيه ۋە سىياسىي بېسىم ههققىدەتهپسىلىي مهلۇمات بهرگهندىن كېيىن،‏ تهرەپلهر ئارىسىدا يېڭىدىن يېقىنلىشىشۋەزىيىتى شهكىللهندى.‏ ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن شۇ مهزگىلنىڭ سىياسىيپارتىيه رەهبهرلىرىدىن مهسئۇد يىلماز،‏ نهجمهددىن ئهرباكان،‏ ئالپ ئارسلان تۈركهش،‏سۇلايمان دەمىرەل ۋە ئهردال ئىنئۆنۈ قاتارلىقلار بىلهن كۆرۈشۈپ،‏ ههممىسىدىنئۆزلىرىگه يار يۆلهك بولۇشىنى ۋە تۈركىيه جۇمهۇرىيىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىدە تېخىمۇ ئاكتىپ رول ئوينىشىنى تهلهپ قىلدى.‏ باش مېنىستىرسۇلايمان دەمىرەل ئۆزلىرىنىڭ ياردەم قىلىدىغانلىقى،‏ شهرقىي تۈركىستان داۋاسىنىخهلقئارالىق سههنىلهرگه ئېلىپ چىقىدىغانلىقى ۋە مهسىلىنىڭ ههل قىلىنىشىئۈچۈن قوللىرىدىن كېلىشىچه تىرىشچانلىق كۆرسىتىدىغانلىقى توغرىسىدا ئههدەبهردى.‏بۇ يېقىنلىشىش جهريانىدا زامانىنىڭ جۇمهۇر رەئىسى تۇرگۇت ئۆزال بىلهنبولغان كۆرۈشۈش ههممىدىن ئههمىيهتلىك ئىدى.‏ تۇرگۇت ئۆزال مهسىلىلهرههققىدە تهپسىلىي مهلۇمات ئالدى.‏ ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن ٦٠ يىلدىن بېرىكۆكسىدە ساقلاپ كېلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان بايرىقىنى تۇرگۇت ئۆزالغا تهقدىمقىلدى.‏ بۇ ئارقىلىق تۈركىيهنىڭ شهرقىي تۈركىستان داۋاسىنىڭ يېڭى رەهبىرىبولۇشى كېرەكلىكىگه ئىشارەت بېرىلدى.‏ يار يۆلهك تهلهپلىرى قايتا تىلغائېلىپ ئۆتۈلدى.‏ باشقا رەهبهرلهرگه ئوخشاش،‏ تۇرگۇت ئۆزالمۇ چوقۇم ياردەم قولىسۇنىدىغانلىقى ههققىدە ئههدە بهردى.‏تۈركىيهنىڭ رايون خاراكتېرلىك سىياسىتى ئاساسىدا بۇ رايون خهلقى بىلهنبولغان مۇناسىۋىتى خهلق ئارىسىدىكى هېسسىي مۇناسىۋەتتىن هالقىپ ئۆتۈپ،‏دۆلهت سىياسىتىگه ئايلىنىشقا باشلىدى.‏ دۆلهت رەهبهرلىرى ئوتتۇرا ئاسىيادۆلهتلىرىنى پات پات زىيارەت قىلىپ،‏ مۇناسىۋەتلهرنىڭ تېخىمۇ قويۇقلىشىشىئۈچۈن كۆپ كۈچ سهرپ قىلدى.‏ ههتتا ١٩٩٢ يىلى ١٢ ئايدا،‏ تۈرك رەهبهرلهردىن229


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبىر ههيئهت تهشكىللىنىپ شهرقىي تۈركىستانغا بېرىشى ۋە شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىنى ب د ت كۈنتهرتىپىگه قويۇشى كېرەكلىكى ههققىدىكى تهكلىپ پىكىرلهر تالاش تارتىش تېمىسىغا ئايلاندى،‏ لېكىن بۇ تهكلىپمۇ نهتىجىسىزئاياغلاشتى.‏١٩٩٥ يىلى ئىزمىردا ئۆتكۈزۈلگهن ‏«تۈرك دۇنياسى ئۇچرىشىشى»غا شهرقىيتۈركىستان ۋە دۇنيانىڭ ههرقايسى جايلىرىدىن كهلگهن ‎٨٠٠‎دىن ئارتۇق ۋەكىلقاتناشتى.‏ ئۇچرىشىش دوكلاتىدا شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئههۋالىنىياخشىلاش ئۈچۈن تېخىمۇ كۆپ تىرىشچانلىق كۆرسىتىش كېرەكلىكى تهلهپقىلىنغان بولسىمۇ،‏ ئهمهلىي نهتىجه چىقمىدى.‏بۇنچه كۆپ تهلهپ ۋە تىرىشچانلىققا قارشى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭههل قىلىنىشىدا كۆزگه كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە ئىلگىرىلهشكه توسالغۇ بولغانئهڭ ئاساسلىق ئۇنسۇرلاردىن بىرى خهلقئارالىق مۇناسىۋەت ۋە تۈركىيهنىڭ بۇمۇناسىۋەتكه ماسلىشالماسلىقى ئىدى.‏ يهنى غهرب بىلهن شهرق ئارىسىدىكى يېڭىمۇناسىۋەتلهرنىڭ سالمىقى كۆپىنچه هاللاردا ئۇلارنىڭ مهنپهئهتلىرىنى چىقىشقىلغان هالدا بهلگىلهنگهن بولغاچقا،‏ سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇش مهزگىلىدەئادەتلىنىپ قالغان تاشقى سىياسىتىدىن قۇتۇلالمىغان تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى بۇرايونلاردىكى مهسىلىلهرگه ئۆز نهزەر دائىرىسى بىلهن قارىماي،‏ بهلكى ئۆز رولىنى غهربتهشهببۇسلىرى ئۈچۈن ياردەمچى ئۇنسۇر دەپ قارايتتى.‏ بۇ ئۇل خاتالىقى مهسىلىلهرنىڭخهلقئارالىق سههنىگه چىقىشىدا ئهنقهرەنىڭ ئاكتىپ رول ئېلىشىغا توسالغۇبولدى.‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا غهربنىڭ ههرىكهتكهئۆتۈشىنى كۈتۈپ ئولتۇرغان تۈركىيهنىڭ بۇ ههرىكهتنى تېزلاشتۇرۇش مېخانىزمىنىقوللىنىشىدىكى پاسسىپلىقى،‏ غهرب بىلهن خىتاي ئارىسىدىكى مۇناسىۋەتلهرنىڭتهرەققىياتىدا غهربنىڭ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى ئالدىنقى شهرت قىلىپقويالماسلىقىغا سهۋەب بولدى.‏شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا،‏ خىتاي هاكىمىيىتى تۈركىيه مهتبۇئاتلىرىدابۇرۇنقىغا نىسبهتهن كۆپ تىلغا ئېلىنىشقا باشلىغان شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ههققىدە تۈركىيه هۆكۈمىتىنى پات پات ئاگاهلاندۇرۇپ تۇردى.‏شهرقىي تۈركىستان ههققىدىكى ههرقانداق سۆز ههرىكهتنى خىتاينىڭ ئىچكىمهسىلىسىگه ئارىلاشقانلىق دەپ قارايدىغانلىقىنى ئېيتتى ۋە PKK ‏(كوردىستان230


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا تۈركىيه ۋە ئىسلام دۇنياسىئىشچى پارتىيىسى)گه بېرىلىۋاتقان خهلقئارالىق ياردەم ههققىدە تۈركىيهنىچۆچۈتۈپ قويماقچى بولدى.‏ ئهنقهرە هۆكۈمىتى خىتاي دۆلىتى بىلهن كۈنسېرىيۈكسىلىپ بېرىۋاتقان مۇناسىۋەتلىرى بىلهن ئوتتۇرا ئاسىيادا تۇرانىزم نوپۇزىشهكىللهندۈرۈش ئارىسىدا مۇۋازىنهت قۇرۇشقا تىرىشقان بولسىمۇ،‏ خىتاي بېسىمىتۈركىيهنىڭ مۇقهررەرسىزلىك مهزگىللىرىدە كۈچلۈك تهسىر پهيدا قىلدى.‏مهسىلهن،‏ ١٩٩٩ يىلى،‏ باش مېنىستىر مهسئۇد يىلماز دۆلهت خادىملىرىنىڭشهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىك پائالىيهتلهرگه قاتنىشىشىنى چهكلهپلاقالماي،‏ سۇلتان ئههمهد مهيدانىدىكى ‏”ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن باغچىسى“نىڭئىسمىنى ئۆزگهرتتى ۋە تۈركىيهدە شهرقىي تۈركىستان بايرىقىنى كۆتۈرۈشنىپۈتۈنلهي چهكلىدى.‏ هازىرقى باش مېنىستىر رەجهپ تاييىب ئهردوغان ئۇ چاغلاردائىستانبۇلنىڭ شهههر باشلىقى بولۇش سۈپىتى بىلهن بۇ قارارغا قاتتىق نارازىلىقبىلدۈرگهن ۋە بۇ قارارنىڭ پهقهت ئۇيغۇرلارغىلا ئهمهس،‏ بهلكى پۈتۈن تۈرك دۇنياسىغاقىلىنغان خىيانهت ئىكهنلىكىنى ئېيتقانىدى.‏تۈركىيهنىڭ تاشقى سىياسهت ئههدىنامىلىرى خىتاي بىلهن كۈنسېرىيۈكسىلىۋاتقان تىجارىي ۋە سىياسىي مۇناسىۋەتلىرى سهۋەبىدىن شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسىدە سهلبىي رول ئوينىدى.‏ شۇڭا،‏ ٢٠٠٠ يىللاردىن ئېتىبارەنيۈكسىلىشكه باشلىغان تۈركىيه خىتاي مۇناسىۋەتلىرى سهۋەبىدىن تۈركىيهنىڭشهرقىي تۈركىستان ههققىدىكى ئىجابىي پائالىيهتلىرى نىسبىي سهۋىيهگه چۈشۈپقالدى.‏ ٢٠٠٣ يىلى تۈركىيهدە هاكىمىيهت بېشىدىكى پارتىيهنىڭ ئالمىشىشى،‏تۈركىيه ئىچىدىلا ئهمهس،‏ سىرتىدىمۇ ئىجابىي تهسىر پهيدا قىلغاچقا،‏ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسى ههققىدىكى ئۈمىدلهر قايتىدىن جانلىنىشقا باشلىدى.‏يېڭى هاكىمىيهتنىڭ بۇرۇنقىسىدىن ئايرىپ تۇرىدىغان ئهڭ چوڭ پهرقشۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار تۈركىيهدە بۇرۇنقىدىن ئهركىن پائالىيهت ئېلىپبارالايدىغان بولدى.‏ يېڭى هۆكۈمهت بۇرۇنقى چهكلىمىلهرنى سهل پهل ئهركىنقويۇپ بهرگهن بولسىمۇ،‏ مهسىلىنىڭ تۈپتىن ههل بولۇشى ئۈچۈن كۆرۈنهرلىكدەرىجىدە ئالغا ئىلگىرىلىيهلمىدى.‏ تۈركىيهنىڭ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدەئوينىيالايدىغان رولىنى خىتاي بىلهن بولغان مۇناسىۋەتلهردىن ئايرىپ قايرىغىلىبولمىغاچقا،‏ ئاۋۋال ئىككى دۆلهت ئارىسىدىكى مۇناسىۋەتلهردىن پايدىلىنىشمايىللىقى شهكىللهندى.‏ خىتاينى ئهڭ بولمىغاندا ئۇيغۇر خهلقىنىڭ تۇرمۇش231


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشارائىتىنىڭ ياخشىلىنىشى ئۈچۈن بولسىمۇ بهزى قهدەملهرنى ئېلىشقا زورلاش ئهڭ مۇۋاپىق سىياسهت دەپ قارالدى.‏ بۇ سىياسهتنىڭ چهتئهاللهردىكى ئۇيغۇرلارنىڭئۈمىدىنى يهردە قويغانلىقى ههممىگه ئايان.‏ ئهنقهرەنىڭ يېڭى سىياسىتىدىكىئاساسىي نىشان ههر ئىككى تهرەپنىڭ ئهڭ ئهقهللىي ئارزۇ ئۈمىدلىرىنى مۇۋاپىقشهكىلدە بىرلهشتۈرۈشتىن ئىبارەت.‏تۈركىيه بىلهن خىتاي ئارىسىدا ‎٤٠‎قا يېقىن كېلىشىم ۋە ٢٠ مىليارد دوللارلىقئىقتىسادىي مۇناسىۋەت بار.‏ بۇ كېلىشىمنامىلهر تۈركىيهنىڭ ههرىكهت دائىرىسىنىتارلاشتۇرۇۋەتسىمۇ،‏ ئهڭ بولمىغاندا،‏ ئىسلام دۆلهتلىرىنىڭ ئورتاق پروگراممىسىدامهسىلىنىڭ ئىنسانىي تهرەپلىرىنىڭ ههل قىلىنىشى ئۈچۈن ههرىكهت قىلىشقاتوسالغۇ بولمايدۇ.‏ئىسلام دۆلهتلىرىئىسلام دۇنياسىنىڭ مۇسۇلمانلارغا مۇناسىۋەتلىك ههر مهسىلىگه ئوخشاشلاشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ههققىدىمۇ پۈتۈن سۈرۈك مۇئامىلىسى ياكىسىياسىتى يوق.‏ شۇڭا ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىغا ئهزا ٥٧ دۆلهتنىڭ ئورتاقپىكرىنى ئهكس ئهتتۈرىدىغان پوزىتسىيهنى ئىپادىلهشنىڭ ئورنىغا،‏ ههرقايسىئىسلام دۆلهتلىرىنىڭ ئۆز ئالدىغا تۇتقان پوزىتسىيهلىرىنى مۇنداق ئۈچ تۈرگه ئايرىپخۇلاسىلهشكه بولىدۇ:‏( ١ پراگماتىك ‏(سۇيىئىستېمالچى)‏ پوزىتسىيه:‏ بۇ كاتىگورىيهگه تهۋە دۆلهتلهرخىتاينىڭ بىۋاسىته تهسىرىگه ئۇچرىغانلىقى ۋە نوپۇزى ئاستىدا قالغانلىقىياكى خىتايدىن كېلىدىغان ماددىي مهنپهئهت تۈپهيلىدىن شهرقىي تۈركىستانداۋاسىنى دۆلهت سۈپىتىدە قوللىمايدۇ،‏ ئهمما خهلقى قىزغىن هېسداشلىققىلىدۇ.‏ بۇ كاتىگورىيه ئىچىدىكى ئهڭ يېقىن چهمبهرنى ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرىشهكىللهندۈرىدۇ.‏ سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ پارچىلىنىشىدىن كېيىن پهيدا بولغانئىستراتېگىيىلىك بوشلۇق ئوتتۇرا ئاسىياغا قوشنا بولغان شهرقىي تۈركىستاننىڭبېيجىڭ هاكىمىيىتى نهزىرىدىكى ئههمىيىتىنىڭ تېخىمۇ ئېشىشىغا سهۋەببولدى.‏خىتاي هاكىمىيىتى سوۋېت ئىتتىپاقى چېكىنىپ چىققان بارلىق نوپۇزدائىرىسىنى ئۆز ئىلكىگه ئۆتكۈزۈۋېلىش ئۈچۈن پۈتۈن زېهنىنى بۇ دۆلهتلهرگه232


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا تۈركىيه ۋە ئىسلام دۇنياسىمهركهزلهشتۈردى.‏ بۇ جهرياندا،‏ شهرقىي تۈركىستان زېمىنى ئوتتۇرا ئاسىياغاتۇتىشىپ تۇرىدىغان مۇهىم ئۆتكهل بولغاچقا،‏ بۇ رايونغا قاراتقان خىتاي كۆچمهنسىياسىتى تېخىمۇ كۈچهيتىلدى.‏ سوۋېت ئىتتىپاقىدىن كېيىن پهيدا بولغانئىستراتېگىيىلىك هاڭنى شاڭخهي ههمكارلىق تهشكىلاتى ئارقىلىق تىندۇرماقچىبولغان خىتاي هۆكۈمىتى ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرىنىڭ ئىقتىسادىي ۋە سىياسىيمۇقىملىقىغا يار يۆلهك بولۇش سىياسىتى يولغا قويدى ۋە ئىقتىسادىي نوپۇزىنىئاشۇرۇشقا تىرىشتى.‏يهنه شۇ مهزگىللهردىكى سىياسىي مۇقىمسىزلىق ۋەزىيىتىدە بۇ دۆلهتلهردەكۈنسېرى كۈچلىنىپ كېتىۋاتقان ئىسلامىي ئېقىملارنىڭ قانداقلا قىلىپ بولمىسۇنشهرقىي تۈركىستاندىكى ئۇيغۇرلارغىمۇ تهسىر كۆرسىتىشىدىن خهپسىرىگهنخىتاي هاكىمىيىتى بىخهتهرلىك ۋە ئۇچۇر ئاخبارات ساههلىرىدە ئوتتۇرا ئاسىيادۆلهتلىرىنى مۇۋەپپىقىيهتلىك هالدا ئىندەككه كهلتۈرۈۋالدى.‏ بۇ سهۋەبتىن ئوتتۇرائاسىيادا ياشاۋاتقان نۇرغۇنلىغان كۆچمهن ئۇيغۇر زور قىيىنچىلىققا دۇچ كهلدى.‏ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرى دەسلهپته شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىگه دۆلهتسۈپىتىدە قۇلاق يوپۇرىۋېلىپ،‏ خهلق ئارقىلىق ياردەم قولىنى سۇنغان بولسىمۇ،‏١٩٩٠ يىللىرىنىڭ ئاخىرىدىن ئېتىبارەن بۇ سىياسهت پۈتۈنلهي خىتاينىڭئارزۇسىغا ماس هالدا يۈرگۈزۈلۈشكه باشلىدى.‏ ئۇيغۇرلارنىڭ خىتاي هۆكۈمىتىگهقايتۇرۇپ بېرىلىشىدىن بۇنى ئوچۇق كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇ.‏ ئۆزلىرىنىڭ لىڭشىپتۇرغان هاكىمىيىتىنى ئىسلامىي مۇخالىپهتچىلهردىن قوغداپ قالالماسلىقتىنقاتتىق خهپسىرىگهن بۇ دۆلهتلهر ئۇيغۇرلار ئېغىر خىيانهت قىلىش بهدىلىگهخىتاينىڭ هىمايىسى ئاستىغا كىردى.‏ يهرلىك خهلقنىڭ ئۇيغۇرلارغا بولغانهېسداشلىقى داۋاملاشسىمۇ،‏ دۆلهت سىياسىتىنىڭ تېيىلغاق زېمىنى بۇدۆلهتلهردىكى ئۇيغۇرلارنىڭ داۋاسىنى ئېغىر دەرىجىدە زەخمىلهندۈردى.‏بۇ نۇقتىدا ‏(ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرىگه)‏ ئوخشاش سىياسهت يۈرگۈزگهن ئىرانئىسلام جۇمهۇرىيىتى غهرب دۆلهتلىرى بىلهن بولغان تىركىشىشته خىتاينىڭقوللىشىغا ۋە ئاتوم تېخنىكىسى ياردىمىغا ئېهتىياجلىق بولغانلىقى ئۈچۈن،‏شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدە ههر تۈرلۈك سىياسهت يولغا قويماقتا.‏ ئىرانمهتبۇئاتلىرىدا ئۇيغۇرلارغا قارىتىلغان ههق دەپسهندىچىلىكلىرى ۋە ئاسىمىلاتسىيهسىياسىتى ههققىدە خىتاي هۆكۈمىتىگه قارشى تهنقىدىي پىكىرلهر بېرىلمىگهننىڭ233


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئۈستىگه،‏ ئۇيغۇرلارنىڭ ئههۋالىنىڭ ياخشىلىنىشى ههققىدە ئوبيېكتىپ دۆلهتسىياسىتىمۇ يوق.‏ئۇنىڭدىن باشقا،‏ شهرقىي تۈركىستان داۋاسىنى ئىستراتېگىيىلىك پىلانلىرىغاقۇربان قىلىۋەتكهن يهنه بىر ئىسلام دۆلىتى پاكىستاندۇر.‏ ئورتاق دۈشمىنىهېسابلىنىدىغان هىندىستانغا قارشى ئىستراتېگىيىلىك ئورتاق مېخانىزمىقۇرغان پاكىستان ۋە خىتاي هۆكۈمىتى،‏ بۇ ئورتاقلىقنى ئۇيغۇرلارغا بېسىمئىشلىتىش سىياسىتىدىمۇ ههمكارلىشىش سهۋىيهسىگه يهتكۈزدى.‏ پاكىستانبىلهن شهرقىي تۈركىستان ئارىسىدا ئىقتىسادىي ۋە مهدەنىي مۇناسىۋەت بولغاچقا،‏مىڭلارچه ئۇيغۇر ئاممىسى پاكىستاندا ماكان تۇتۇپ ياشىماقتا ياكى ئىككىدۆلهت ئارىسىدا بېرىپ كېلىپ تۇرماقتا.‏ ئۇنىڭدىن باشقا،‏ پاكىستاندا مهيدانغاكېلىدىغان كىچىككىنه مۇقىمسىزلىقنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا بىۋاسىتهتهسىر يهتكۈزۈشىدىن ئهنسىرىگهن خىتاي هۆكۈمىتى بۇ دۆلهتكه تېخىمۇ كۆپئېتىبار بېرىشكه باشلىدى.‏ بۇ ئېتىبارنىڭ مېۋىلىرى سۈپىتىدە،‏ ١٩٩٨ يىلىدىنئېتىبارەن نۇرغۇنلىغان ئۇيغۇر خىتايغا قايتۇرۇپ بېرىلدى.‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئۇيغۇرئوقۇغۇچىلارنىڭ پاكىستاندىن قايتۇرۇپ بېرىلىشى ههققىدە هۆكۈمهتكه داۋاملىقبېسىم ئىشلهتمهكته.‏خىتاينىڭ ههر تۈرلۈك ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچلىكلىرىگه قارشى ئېغىرتهنقىد ياغدۇرغان غهرب دۆلهتلىرى،‏ ‏”ئىسلامچىلار“دىن ئېغىز ئېچىلسا،‏ خىتايهۆكۈمىتى قانۇنسىز هالدا ئىجرا قىلغان ئۆلۈم جازالىرىنىمۇ توغرا چۈشهنمهكته.‏دەرۋەقه،‏ ئهتراپ دۆلهتلهردىكى ئهسهبىي دىنىي ئېقىملارنىڭ ئۇۋىسى دەپ قارىلانغانپاكىستاندىكى مهدرىسلهردە نۇرغۇن ئۇيغۇر تالىبلارنىڭمۇ بولۇشى،‏ غهربلىكلهر بىلهنخىتاي ئارىسىدا ئورتاق تههدىت چۈشهنچىسىنىڭ شهكىللىنىشىگه سهۋەب بولدى.‏شۇڭا،‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىنكى خهلقئارالىق ئاتموسفېرادىن ئۇستىلىقبىلهن پايدىلانغان خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇستهقىللىقههرىكهتلىرىنىڭمۇ ئهل قائىدە تهشكىلاتىغا چېتىشلىق ئىكهنلىكىنى ئىلگىرىسۈرۈش ئارقىلىق غهربنىڭ هېسداشلىقىنى مۇۋەپپىقىيهتلىك هالدا قولغاكهلتۈرۈۋالدى.‏ بۇنىڭدا خىتايدىن مۇستهقىللىقنى تهلهپ قىلىۋاتقان ئۇيغۇرلارنىڭتالىبان رەهبهرلىكىدە تهلىم كۆرۈۋاتقانلىقى ههققىدىكى تهشۋىقاتنىڭ رولى بهكمۇچوڭ بولدى.‏ شۇ سهۋەبتىن،‏ پاكىستاندىكى مهدرىسىلهرگه قارىتىلغان باسقۇنلاردا234


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ ههل قىلىنىشىدا تۈركىيه ۋە ئىسلام دۇنياسىخىتايغا قايتۇرۇپ بېرىلىشىدىن ئهنسىرىگهن مىڭلارچه ئۇيغۇر تالىب پاكىستاندىنقاچتى ۋە كۆپىنچىسى ئىران ئارقىلىق تۈركىيهگه ياكى ئهرەب دۆلهتلىرىگهبېرىۋالدى.‏٢) رېئالىست پوزىتسىيه:‏ ئىسلام دۇنياسىدىكى ئۇيغۇر سىياسهتلىرىدەئىككىنچى كاتېگورىيهنى تهشكىل قىلىدىغىنى رېئالىست پوزىتسىيه بولۇپ،‏خىتاينىڭ كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان كۈچىنىڭ باشقىچه سىياسهتكه رۇخسهتبهرمهيدىغانلىقىنى كۆرۈپ يهتكهن ياكى ئۆزلىرىنى بۇنداق بىر مهسىلىگهمۇناسىۋەتسىز دەپ قاراپ،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگه بېيجىڭ هۆكۈمىتىنىڭكۆزى بىلهن قارايدىغان دۆلهتلهر تۇتۇۋاتقان پوزىتسىيىسىنى كۆرسىتىدۇ.‏بۇلاردىن بىرى هېسابلىنىدىغان مىسىر هۆكۈمىتى مىڭلارچه ئۇيغۇرئوقۇغۇچىنىڭ ئۆز دۆلىتىدە ئوقۇۋاتقانلىقىنى بىلىپ تۇرۇپ،‏ دۇنيادا بۇنداق بىرمهسىلىدىن خهۋىرى يوقتهك پوزىتسىيه تۇتماقتا.‏ ئۇندىن باشقا،‏ هىندونوزىيهۋە مالايسىيه قاتارلىق دۆلهتلهرمۇ خىتاينىڭ بىۋاسىته تهسىر دائىرىسى ئىچىدەبولۇشى تۈپهيلىدىن،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگه خىتاينىڭ مۇتلهقكۈچىنى ئهمهلىي چىقىش قىلغان هالدا ههل قىلىنىشى كېرەكلىكىنى ئىلگىرىسۈرمهكته.‏( ٣ ئىدېئالىست پوزىتسىيه:‏ ئۈچىنچى كاتېگورىيه بولسا،‏ ئىدېئالىستلارنىڭسىياسىي بهس مۇنازىرىلىرىدىن ئىبارەت.‏ بولۇپمۇ چهتئهلدىكىلهر ئۈنۈملۈكپائالىيهت يۈرگۈزەلهيدىغان ۋە ئۇيغۇر داۋاسىدا چوڭ قوللاپ قۇۋۋەتلهشكهئېرىشهلهيدىغان دۆلهتلهردىكى ئومۇمىي پوزىتسىيهنى ئىپادىلهپ بېرىدۇ.‏ بۇلاردىنسهئۇدىي ئهرەبىستان ۋە تۈركىيهگه ئوخشاش دۆلهتلهر ئۇيغۇر داۋاسىغا ئىسلامىيياكى تارىخىي سهۋەبلهردىن ئىگه چىقماقتا ۋە شهرقىي تۈركىستان داۋاسىنى‏(مۇستهقىللىقنىمۇ ئۆز ئىچىگ ئالغان هالدا)‏ هازىرقى خهلقئارالىق مۇۋازىنهتنىڭمۇنېرىسىدا ههل قىلىشقا تهييار تۇرماقتا.‏ بۇ دۆلهتلهردە ئۇيغۇرلارنىڭ كىتاب ماتېرىيال نهشر قىلىش،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى ههق دەپسهندىچىلىكلىرىنىئاڭلىتىش قاتارلىق ئىجتىمائىي پائالىيهتلىرى بىمالال يۈرگۈزۈلمهكته.‏نهتىجهنهتىجىدە سوراشقا تېگىشلىك سوئال شۇكى،‏ تىلغا ئېلىنغان بۇ پهرقلىق235


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىپوزىتسىيه ‏(مۇئامىله)‏ ۋە سىياسهتلهرنى ئورتاق بىر نىشان ئۈستىدە تېپىشتۇرۇشمۇمكىنچىلىكى بارمۇ يوقمۇ؟ بۇ نۇقتىدا،‏ ياۋرۇپا بىرلىكى ئۆتمۈشته ئوتتۇرىغاقويغان ئورتاق دوكلاتلارغا ئوخشاش،‏ بىر قۇتۇب شهكلىدە ههرىكهت ئېلىپ بېرىلسا،‏تۇنجى قهدەمدە شهرقىي تۈركىستاندىكى ههق دەپسهندىچىلىكلىرىنى توختاتقىلى؛ئىككىنچى قهدەمدە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش ههققىنىڭ بېرىلىشىنى تهلهپقىلغىلى بولىدۇ.‏ئهمما بۇ مهسىلىگه ئهڭ مۇهىم سههنىلهردىن بىرى بولۇشى كېرەك بولغانئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىنىڭ بۇ تېمىنى قوللىشى يېتهرلىك بولمايۋاتىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستانلىقلار قۇرغان خهلقئارالىق تهشكىلاتلارنىڭ هېچبىرى ئىسلامكېڭىشى تهشكىلاتىنىڭ ههرخىل پروگراممىلىرىدا ئهزا ياكى مهسلىههتچىسۈپىتىدە يهر ئالالمايۋاتىدۇ.‏ تۇنجى قهدەمنى مۇشۇ گۇرۇپپىلارنىڭ ئىسلامىيمۇنبهرلهرگه ئېلىنىشى بىلهن باشلاشقا بولىدۇ.‏ ئاندىن ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىئۇيغۇر جامائهتچىلىكىنىڭ رەهبهرلىكىدە تهشكىلاتنىڭ ‏(شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىنى ههل قىلىشقا مۇناسىۋەتلىك)‏ قىسقا،‏ ئوتتۇرا ۋە ئۇزۇن مهزگىللىكپىلانلىرىنى تۈزۈپ چىقسا ۋە تهشكىلاتقا ئهزا دۆلهتلهرنىڭ تهستىقىغا سۇنسابولىدۇ.‏236


دوتسېنت دوكتور ئهركىن ئهمهتتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىقمهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسىتهتۈر تهشۋىقات شهخس ۋە جهمئىيهتلهرنى مهلۇم تهرەپكه يۈزلهندۈرۈش ئۈچۈنيالغان مهلۇمات ياكى خهۋەر تارقىتىش بولۇپ،‏ ئهڭ مۇهىم تهشۋىقات ۋە قارشىتهشۋىقات ۋاسىتىلىرىدىن بىرى هېسابلىنىدۇ.‏پۈتۈن دۇنيا ئاممىۋىي ئۇچۇر ئالاقه ۋاسىتىلىرىنىڭ كهسپىي ۋە ئهخلاقىي رولى مهلۇمات بېرىش ۋە خهۋەر تارقىتىشتىنلا ئىبارەت بولۇپ،‏ قاچانىكى بۇ فونكىسىيهمهلۇمات ۋە خهۋەر تارقىتىشتىن شهكىل بېرىش ۋە مهلۇم تهرەپكه يۈزلهندۈرۈشكهباشلىسا،‏ ئهنه شۇ ۋاقىتتىن باشلاپ ههم كهسپىي ههم ئهخلاقىي رولىدىن ئايرىلغانبولىدۇ.‏ بولۇپمۇ،‏ شهخس ۋە جهمئىيهتلهرنى مهلۇم تهرەپكه يۈزلهندۈرۈش ئۈچۈن يالغانمهلۇمات ۋە خهۋەر تارقىتىش ‏(تهتۈر تهشۋىقات)،‏ بىر ئاممىۋىي ئۇچۇر ئالاقه ۋاسىتىسىئۈچۈن ئېيتقاندا،‏ بهكمۇ خاتا ۋە ئهخلاقسىزلىق هېسابلىنىدۇ.‏گالاتاساراي ئۇنىۋېرسىتېتى ئاخبارات فاكۇلتېتىنىڭ ئوقۇتقۇچىسى،‏ پروففېسسوردوكتور ياسهمىن ئىنجهئوغلى ‏”تهتۈر تهشۋىقات“نى:‏ ‏«مهلۇم بىر ئاممىدىن ههقىقىيئههۋالنى يوشۇرۇش ئۈچۈن چالا،‏ خاتا ياكى ‏(باشقىچه قىلىپ ئېيتقاندا)‏ ئىشهنچسىزمهلۇمات تارقىتىش»‏ دەپ تهرىپلهيدۇ.‏ ياسهمىن ئىنجهئوغلى يهنه:‏ ‏«بهزىدە ئاممىغا بۇخىل مهلۇماتلارنىڭ مهنبهسى ههققىدە مهلۇمات بېرىشنىڭ ئوچۇق تهتۈر تهشۋىقات؛مهنبهسى ههققىدە ئېنىق كىملىك كۆرسىتىلمهي ياكى يالغان كىملىك كۆرسىتىپتۇرۇپ مهلۇمات بېرىشنىڭ مهخپىي تهتۈر تهشۋىقات هېسابلىنىدىغانلىقىنى؛ تهتۈرتهشۋىقاتنىڭ سان ۋە خاراكتېرلىرىنى ئېنىقلاپ چىقىشنىڭ قىيىن ئىكهنلىكىنى؛بۇنى سىياسىي ۋاسىته ياكى مهلۇم نىشانغا يېتىش ئۈچۈن قوللىنىلغان يالغانئېيتىش ههرىكىتى دەپ تهرىپلهشكىمۇ بولىدىغانلىقىنى»‏ بايان قىلىدۇ.‏يالغانچىلىقنى يوشۇرۇش ماهارىتىهۆكۈمهتلهر ئۆز سىياسهتلىرىنى يوللۇق كۆرسىتىش ئۈچۈن چالا ياكى خاتا237


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمهلۇمات بېرىش يولىدا كۆپ تىرىشچانلىق كۆرسىتىدۇ.‏ ئۇرۇش ياكى ئاممىۋىيۋەقهلهر يۈز بهرگهن ۋاقىتلاردا،‏ خهۋەرلهرنى بۇرمىلاش ۋە خهلق ئاممىسىغا يالغانمهلۇمات بېرىش ‏(ماهارىتى ئادەتتىكىدىن)‏ ئىككى ههسسه ئېشىپ كېتىدۇ.‏خىتاي جۇمهۇرىيىتى ٦١ يىلدىن بېرى شهرقىي تۈركىستاندىكى ئىشغالىيهتنىيوللۇق كۆرسىتىش ۋە ‏(ئۆزىنىڭ)‏ ههقلىق ئىكهنلىكىنى ئوتتۇرىغا قويۇش ئۈچۈنقاتتىق تىرىشچانلىق كۆرسىتىپ كهلمهكته.‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭئۆزىگه باغلىق بولغان ٥٦ قاناللىق CCTV ۋە باشقا مهركىزىي ۋە يهرلىك مىڭلىغانتهشۋىقات ئورگانلىرىنىڭ ياردىمى بىلهن خهلق ئاممىسىنى شهرقىي تۈركىستاننىڭئىشغالىيىتى ههققىدە قايىل قىلغانلىقىنى ئېيتىشقا بولىدۇ.‏ شۇڭا خىتاي خهلقىشهرقىي تۈركىستاننى ئۆز زېمىنى دەپ بىلمهكته.‏ بۇنىڭ نهتىجىسىدە،‏ ٥ ئىيۇلۋەقهسى جهريانىدا نامايىشقا چىققان خىتايلار:‏ ‏”ئۇيغۇرلار شىنجاڭدىن يوقالسۇن،‏تۈركىيهگه كهتسۇن!“‏ دەپ شۇئار توۋلاشتى.‏ ئهمما خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ٦١ يىلدىنبېرى ئۇيغۇرلار ههققىدە يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان تهتۈر تهشۋىقاتىنى بهكمۇ ئۈنۈملۈكبولدى دەپ قارىغىلى بولمايدۇ.‏ ٥ ئىيۇل ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتىدۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى ۋە رابىيه قادىرنى قارىلاپ،‏ بۇ ۋەقهنى رابىيه قادىرنىڭكهلتۈرۈپ چىقارغانلىقىغا دائىر دەلىل بارلىقىنى ئېلان قىلغان بولسىمۇ،‏ ئۆزىقىلغان قهتلىئامنى يوللۇق كۆرسهتكۈدەك هېچقانداق دەلىل ئىسپات ئوتتۇرىغاقويالمىدى.‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى ئۆزىنىڭ بهزى دوكلات ۋە باياناتلىرىدايېتهرلىك دەلىل يوقلۇقىنى ئېتىراپ قىلغان بولسىمۇ،‏ ئۇنىڭدىن بۇرۇن ئېلانقىلغان ساختا مهلۇماتلىرى خىتاي ۋە دۇنيا خهلقىدە چوڭقۇر تهسىر پهيدا قىلدى.‏هېلىمۇ ههم نۇرغۇنلىغان خىتاي پۇقراسى:‏ ‏”كوممۇنىست خىتاي پارتىيىسىهۆكۈمىتىنىڭ قىلغىنى ههقلىق،‏ چۈنكى ئۇيغۇرلار بىزنىڭ بىخهتهرلىكىمىزگهتههدىت سالدى“‏ دەپ قارىماقتا.‏ ٥ ئىيۇل ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ يوشۇرۇلۇپ كېلىۋاتقانههقىقهتلهرنىڭ ئوتتۇرىغا چىقىشى بىزگه خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ تهتۈر تهشۋىقاتتابهكمۇ تهرەققىي قىلغانلىقىنى كۆرسىتىپ بهردى.‏ خىتاي مهتبۇئاتلىرى خىتايهۆكۈمىتىنىڭ يالغانچىلىق بىلهن تولۈپ كهتكهن تهتۈر تهشۋىقاتىنىڭ خهلققهئومۇمىيۈزلۈك يېيىلىشى ئۈچۈن ۋاسىتىلىك رول ئوينىدى.‏ خىتاينىڭ ئهڭ چوڭتهشۋىقات ئورگىنى بولغان CCTV قانىلىدىن سىرت،‏ خىتاي كۈندىلىك خهۋەرلىرىNews) ،(China Daily خهلق گېزىتى ،() نۇر گېزىتى () قاتارلىقگېزىتلهر خىتاي كوممۇنىست هۆكۈمىتىنىڭ بوهتانلىرىنى قايتا قايتا ئېلان238


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىق مهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسىقىلىپ،‏ پۈتۈن ئۇيغۇر خهلقىنى جىنايهتچى دەپ قارىلاشتىن قىلچه تهپ تارتمىدى.‏بۇلارنىڭ ئهڭ ۋەهىملىكى ئۇيغۇرلارنى دۇنيا جامائهتچىلىكىگه ‏”تېرورىست“‏ قىلىپكۆرسىتىشكه ئۇرۇنۇش ئىدى.‏تهتۈر تهشۋىقاتنىڭ خىتايدا دۆلهت سىياسىتى سۈپىتىدە قوللىنىلىشى‏«مۇستهقىللىق گېزىتى»‏ Independent) The‏)نىڭ مۇخبىرى رۇپىرت كورنۋېلتهتۈر تهشۋىقاتنىڭ ١٩١٧ يىلى رۇسىيهدە يۈز بهرگهن ئۆكتهبىر ئىنقىلابىدا تۇنجىقېتىم دۆلهت سىياسىتى سۈپىتىدە قوللىنىلغانلىقىنى ئېيتىدۇ ۋە بۇ ‏(تهتۈرتهشۋىقاتنى ئېلىپ بارغان)‏ ئورگان ههرقانداق ۋاسىتىدىن پايدىلىنىپ رۇسئىنقىلابىنى قانات يايدۇرۇش ئۈچۈن ١٩١٩ يىلى لېنىن تهرىپىدىن قۇرۇلغانكومىنتېرن ‏(‏Comintern‏)نىڭ باشقۇرۇشىدا ئىكهنلىكىنى بايان قىلىدۇ.‏ كورنۋېليهنه مۇنداق دەيدۇ:‏ ‏«كېيىنچه،‏ تهتۈر تهشۋىقات پائالىيىتىنى ك گ ب داۋاملاشتۇردى.‏١٩٥٢ يىلىدىكى چاۋشيهن ئۇرۇشىدا،‏ ك گ ب ئامېرىكىنى بىئولوگىيىلىكقورال ئىشلىتىش بىلهن قارىلىدى.‏ ١٩٨٠ يىللىرى،‏ تهرەققىي قىلىۋاتقاندۆلهتلهرنىڭ مهتبۇئاتلىرىدا ئامېرىكىلىق ئالىملارنىڭ ئهيدىس كېسىلىنى بىرخىل بىئولوگىيىلىك ئۇرۇش ۋاسىتىسى سۈپىتىدە ئىشلهپچىقارغانلىقىنى ئېلانقىلدى».‏خىتاي هاكىمىيىتى بارلىق ئورگانلىرىنى سوۋېت ئىتتىپاقىدىن ئۆرنهكئېلىپ قۇرغاچقا،‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى ‏(خ ك پ)‏ قۇرۇلغاندىن كېيىن،‏ئالدى بىلهن شىنخۇا خهۋەر ئاگېنتلىقىنى قۇردى.‏شىنخۇا ئاگېنتلىقى:‏ خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىنىڭ تۇنجى ۋە ئهڭ چوڭ خهۋەرئاگېنتلىقى بولۇپ،‏ ١٩٣١ يىل ١١ ئاينىڭ ٧ كۈنى قۇرۇلغان.‏ شىنخۇائاگېنتلىقىنىڭ چهتئهاللهردە ١٢٠ دۆلهتته،‏ مهملىكهت ئىچىدە ٣٣ رايون ۋە ئۆلكىدە،‏ئۇنىڭدىن سىرت ههربىي رايونلاردا شۆبىسى بار.‏ ئۇنىڭدىن باشقا،‏ قهرەللىك نهشىرقىلىنىۋاتقان ‎٢٠‎دىن ئارتۇق گېزىت ۋە ژۇرنىلى بار.‏خهلق گېزىتى:‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى مهركىزى كومىتېتى تهرىپىدىنبىۋاسىته باشقۇرۇلىدىغان رەسمىي گېزىت بولۇپ،‏ ١٩٤٨ يىل ٦ ئاينىڭ ١٥ كۈنىقۇرۇلغان.‏ خىتاي هاكىمىيىتى بۇ گېزىتنىڭ دۇنيادىكى تهسىر كۈچى ئهڭ زور ئونگېزىتنىڭ بىرى ئىكهنلىكىنى ئىلگىرى سۈرمهكته.‏ ٢٠٠٨ يىل ٦ ئاينىڭ ٢٠ كۈنى،‏ خىتاي دۆلهت رەئىسى خۇ جىنتاۋ خهلق گېزىتى قۇرۇلغانلىقىنىڭ ٦٠ 239


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىيىللىقى مۇناسىۋىتى بىلهن گېزىتخانىدا ئىشلهۋاتقان ئىشچى خىزمهتچىلهرنىزىيارەت قىلدى ۋە خهلق گېزىتىنىڭ يېڭى تارىخىي دەۋرنىڭ دەسلهپكى مهزگىللىرىدەدۆلهتنىڭ مهنىۋىي ههرىكهتلهندۈرگۈچى كۈچى ۋە كۈچلۈك ئىدىئولوگىيه قورالىبولغانلىقىنى ئېيتىپ ئۆتتى.‏مهركىزى تېلېۋىزىيه ئىستانسىسى:‏ ١٩٥٨ يىل ٥ ئاينىڭ ١ كۈنى ‏”بېيجىڭتېلېۋىزىيه ئىستانسىسى“‏ ئىسمى بىلهن قۇرۇلغان بولۇپ،‏ شۇ يىلى ٢ سېنتهبىركۈنى رەسمىي خىزمهت باشلىغان.‏ ١٩٧٨ يىل ٥ ئاينىڭ ١ كۈنى،‏ ئىسمىمهركىزى تېلېۋىزىيه ئىستانسىسى ‏(‏CCTV‏)غا ئۆزگهرتىلدى.‏ CCTV خىتاينىڭئهڭ چوڭ تېلېۋىزىيه ئىستانسىسى بولۇپ،‏ هازىر جهمئىي ٥٦ قانىلى بار.‏ بۇلارنىڭ‎١٦‎سى نورمال تېلېۋىزىيه قانىلى،‏ ‎١٢‎سى پۇللۇق قانال،‏ قالغان ‎٢٨‎ى ئېنتېرنېتتېلېۋىزىيه قانىلى.‏ CCTV دا جهمئىي ئون مىڭ ئىشچى خىزمهتچى بار بولۇپ،‏بۇلاردىن ٤٣١٧ سى كوممۇنىستىك پارتىيه ئهزاسى.‏ دۇنيانىڭ ١٤ جايىدا CCTVنىڭ شۆبىسى بار.‏ ئۇندىن باشقا،‏ CCTV هازىرغىچه ١٣٤ دۆلهتتىكى ٢٠٨ ئاخباراتئورگىنى بىلهن ههمكارلىق كېلىشىمى تۈزدى.‏مهركىزىي خهلق رادىئو ئىستانسىسى:‏ خىتاينىڭ دۆلهتلىك رادىئو ئىستانسىسىبولۇپ،‏ ١٩٤٠ يىل ١٢ ئاينىڭ ٣٠ كۈنى قۇرۇلغان.‏ ئۇ يىللىرى،‏ خىتاي كوممۇنىستپارتىيىسى ههم دۆلهت بېشىدىكى مىللهتچى خىتاي پارتىيىسى ‏(گومىنداڭ)غا ههمياپون ئارمىيىسىگه قارشى پارتىزانلىق ئۇرۇشى ئېلىپ بېرىۋاتقان مهزگىل ئىدى.‏خىتاينىڭ ئۆتكهن يىللىق مهلۇماتىغا كۆرە،‏ هازىر خىتايدا نهشر قىلىنىۋاتقانخهلقئارالىق،‏ دۆلهتلىك،‏ ئۆلكىلىك ۋە شهههرلىك گېزىتلهرنىڭ سانى ‎١٩٣٨‎؛ههپتىلىك ژۇرنال سانى ‎٩٤٦٨‎؛ تارقىتىش بېرىۋاتقان تېلېۋىزىيه ئىستانسىسى٢٩٦ بولۇپ،‏ رادىئو ئىستانسىسىنىڭ سانى تېلېۋىزىيه ئىستانسىسى سانىنىڭئۈچ ههسسىسىگه تهڭ كېلىدۇ.‏ بۇنچىۋالا كهڭ كۆلهمدە ئاكتىپ پائالىيهت ئېلىپبېرىۋاتقان ئۇچۇر ئاخبارات ئورگانلىرىنىڭ بىرلا رەهبهرلىك قۇرۇلمىسى تهرىپىدىنباشقۇرۇلۇشى ۋە كونترول قىلىنىشى ههرقانداق كىشىنىڭ كاللىسىدا سوئال پهيداقىلىدۇ.‏ بۇ سوئالغا جاۋاب تېپىش ئۈچۈن،‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭمهمۇرىي ئاپپاراتى ۋە ئاخبارات ئورگانلىرى بىلهن بولغان مۇناسىۋىتىگه قاراپ چىقىشلازىم.‏240


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىق مهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسىخ ك پ مهركىزى كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسىخ ك پ رەهبهرلىكى خىتاي هاكىمىيىتىنى قولغا كىرگۈزۈۋالغاندىن كېيىن،‏ئالدى بىلهن ئاممىۋىي ئاخبارات ۋاسىتىلىرىنى دۆلهتكه بىۋاسىته باغلىماقچى بولدىۋە ئاخبارات ۋاسىتىلىرىنى خ ك پ مهركىزىي كومىتېتى قارمىقىدىكى تهشۋىقاتباشقارمىسىغا ئۆتكۈزۈپ بېرىش ئارقىلىق بۇ پىلانىنى ئهمهلگه ئاشۇردى.‏خ ك پ مهركىزى كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسى خ ك پ ئىدىئولوگىيهخىزمهتلىرىنىڭ دۆلهت ئىچىدىكى ئاممىۋىي ئاخبارات ۋاسىتىلىرى ئارقىلىق كهڭقانات يايدۇرۇلۇشىنى مهقسهت قىلىدىغان مۇهىم بىر سىياسىي ئورگان بولۇپ،‏ خك پ رەهبهرلىكىدە پارتىزانلىق ئۇرۇشى ئېلىپ بېرىلىۋاتقان ١٩٢٤ يىللىرىداقۇرۇلغان.‏ خ ك پ هاكىمىيهتنى قولغا ئېلىپ ١٥ يىلدىن كېيىن،‏ ماۋزېدوڭباشلاپ بهرگهن ‏”مهدەنىيهت ئىنقىلابى“‏ دەۋرىدە تاقىۋېتىلدى.‏ ماۋنىڭ ئۆلۈمى ۋە‏”مهدەنىيهت ئىنقىلابى“نىڭ ئاخىرلىشىشى بىلهن (١٩٧٧ يىل ئۆكتهبىردە)‏ يهنهئوخشاش ئىسىمدا قايتا خىزمهت باشلىدى.‏دەرىجه تۈزۈمى:‏خ ك پ مهركىزى كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسى ‏(پايتهختته)‏خ ك پ ئۆلكىلىك كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسى ‏(ههرقايسى ئۆلكىلهردە)‏خ ك پ شهههرلىك كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسى ‏(ههرقايسى شهههرلهردە)‏خ ك پ ناهىيىلىك كومىتېتى تهشۋىقات باشقارمىسى ‏(خ ك پ ناهىيىلىكخىزمهت بىناسىدا)‏ئۇنىڭدىن سىرت،‏ ۋىلايهت ۋە ناهىيه ئىچىدىكى ههر تۈرلۈك دۆلهت ئورگانلىرىدىمۇخ ك پ كومىتېتى ۋە ئۇنىڭغا قاراشلىق تهشۋىقات باشقارمىلىرى بار.‏دۆلهت ئىچىدە پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان بارلىق ئاخبارات ئورگانلىرى ئىدارىيجهههتته ئۆزىدىن بىر دەرىجه يۇقىرى ئورگانغا قارايدۇ.‏ مهسىلهن،‏ رادىئو ۋە تېلېۋىزىيهئىستانسىلىرى پايتهختتىكى رادىئو تېلېۋىزىيه باش ئىدارىسىغا قارايدۇ،‏ ئهمماسىياسىي جهههتتىن دەرىجه تۈزۈمىگه ئاساسهن يهنه تهشۋىقات باشقارمىسىنىڭكونتروللۇقى ئاستىدا بولىدۇ.‏241


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى٥ ئىيۇل ئۈرۈمچى ۋەقهسىدە تهتۈر تهشۋىقات‏”شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى“‏ رەهبهرلىرىنىڭ تۇنجى باياناتى مۇنداق:‏ ‏«بۇۋەقه تاشقى كۈچلهرنىڭ كۈشكۈرتىشى بىلهن تهشكىللهنگهن تېرورلۇق ۋەقهسىدۇر.‏بۇ ۋەقهنىڭ ئارقىسىدا رابىيه قادىر باشچىلىقىدىكى دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى بار . 1بۇ ۋەقهنى باشلاپ بهرگهنلهرنىڭ كۆپىنچىسى ‏(ئۈرۈمچىدىن)‏ ١٥٠٠ كىلومېتىريىراقلىقتىكى قهشقهر ۋە خوتهن قاتارلىق شهرقىي تۈركىستاننىڭ بۆلگۈنچىههرىكهتلىرى كۆپ يۈز بېرىدىغان يهرلهردىن كهلگهن . 2 خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىشىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونلۇق هۆكۈمهتنىڭ رەئىسى نۇر بهكرى ‏(ئۇيغۇر)‏ ٦ ئىيۇل كۈنىدىكى تېلېۋىزىيه باياناتىدا،‏ بۇ ۋەقهنىڭ گۇاڭدوڭ ئۆلكىسى شاۋگۈەنشههىرىدىكى ئويۇنچۇق فابرىكىسىدا مهيدانغا كهلگهن ئۇيغۇر خىتاي ئىشچىلارئارىسىدىكى توقۇنۇش سهۋەبىدىن كېلىپ چىققانلىقىنى ئېيتتى.‏ نۇر بهكرىسۆزلىرىدە يهنه،‏ چهتئهلدىكى ئۈچ خىل كۈچلهرنىڭ شاۋگۈەندىكى ئويۇنچۇقفابرىكىسىدىكى جېدەل ماجىرانى باهانه قىلىپ،‏ كىشىلهرنى كوچىغا چىقىشقاكۈشكۈرتكهنلىكىنى،‏ كىشىلهرنى يانفون ۋە ئېنتېرنېت ئارقىلىق ئۈرۈمچى نهنمېن‏(جهنۇبىي قوۋۇق)‏ ۋە خهلق مهيدانىغا بېرىپ نامايىش قىلىشقا چاقىرغانلىقىنى؛رابىيه قادىرنىڭ ٥ ئىيۇل كۈنى ئۈرۈمچىگه تېلېفون قىلىپ،‏ كىشىلهرنى ۋەقهچىقىرىشقا كۈشكۈرتكهنلىكىنى ئېيتتى.‏ ئۇ سۆزلىرىگه يهنه كىشىلهرنىڭ ئۇيغۇرتور بېتى www.biliwal.com ئارقىلىق كۈشكۈرتۈلگهنلىكىنىمۇ قوشۇپ قويدى . 3خىتاي ئاخباراتلىرى خهلقئارا ئاخباراتىغا ئهڭ دەسلهپته مۇشۇ باياناتلارنىيوللىدى.‏ لېكىن بۇ ۋەقهنىڭ قانداق باشلانغانلىقى ۋە خهلق مهيدانىدائۆتكۈزۈلىۋاتقان تىنچلىق نامايىشىنىڭ خىتاي ساقچى دائىرىلىرى تهرىپىدىنقانداق باستۇرۇلغانلىقى ههققىدە هېچقانداق مهلۇمات بېرىلمىدى.‏دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ جاۋابىدۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ رەئىسى رابىيه قادىر خانىم ئۆزىنىڭ بۇ ۋەقهلهر بىلهنهېچقانداق ئالاقىسى يوقلۇقىنى ئېيتىپ،‏ نۇر بهكرىنىڭ سۆزلىرىنى رەت قىلدى.‏رابىيه قادىر خانىم يهنه ئۇيغۇرلارنىڭ خىتاي سىياسىتىگه قارشى نارازىلىقىنىبىلدۈرۈش مهقسىتىدە تىنچلىق نامايىشى ئۆتكۈزگهنلىكىنى بىلدۈردى.‏ سۆزىنىڭداۋامىدا،‏ گۇاڭدوڭ ئۆلكىسى شاۋگۈەن شههىرىدىكى ئويۇنچۇق فابرىكىسىدا ئون242


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىق مهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسىمىڭلارچه خىتاي ئىشچىنىڭ يېرىم كېچىدە ئۇيغۇرلارنىڭ ياتىقىغا باستۇرۇپكىرگهنلىكىنى،‏ بۇ باستۇرۇش نهتىجىسىدە نۇرغۇنلىغان ئۇيغۇر ياشلىرىنىڭهاياتىدىن ئايرىلغانلىقىنى،‏ ئۇيغۇر ياشلىرىنىڭ خىتاي هۆكۈمىتىدىن بۇقاتىللارنىڭ تېپىلىشىنى تهلهپ قىلىپ نامايىش ئۆتكۈزگهنلىكىنى ئېيتتى . 4دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ تىنچلىق نامايىشى ئۆتكۈزگهنئۇيغۇرلارنى ئوققا تۇتۇپ،‏ قانلىق باستۇرغانلىقىنى،‏ كېيىنچه بۇ ۋەقهنىڭ ئىرقىيتوقۇنۇشقا ئايلىنىپ كهتكهنلىكىنى بىلدۈردى.‏ رابىيه قادىر خانىم بۇ ههقته مۇنداقبايانات ئېلان قىلدى:‏ ‏«بۇ ۋەقهنىڭ يۈز بېرىشىگه خىتاينىڭ ئۇزۇن يىللاردىن بېرىئۇيغۇرلارغا قاراتقان ئىرقىي ئايرىمچىلىق سىياسىتى سهۋەب بولدى.‏ بېيجىڭهۆكۈمىتى نۇرغۇنلىغان ئۇيغۇر ياشلىرىنى خىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگهمهجبۇرىي ئېلىپ كهتسه،‏ يهنه نۇرغۇنلىغان خىتاينى شهرقىي تۈركىستانغا كۆچۈرۈپكهلدى.‏ بۇنى مهن قىلمىدىم،‏ خىتاي هۆكۈمىتى قىلدى.‏ خىتاي هاكىمىيىتى ئاستىداقالغان ئۇيغۇر خهلقى ئىنسان ههقلىرى،‏ دېمۇكراتىيه ۋە دىنىي ئهركىنلىكتىنمههرۇم هالدا،‏ ئۆز ۋەتىنىدە ئىككىنچى سىنىپ پۇقراسى بولۇپ ياشىماقتا»‏ . 5ئىسمىنى ئېيتىشنى خالىمىغان بىر ئۇيغۇر ياش ٦ ئىيۇل كۈنى تېلېفونئارقىلىق تۈرك تېلېۋىزىيه قاناللىرىغا ۋەقهنىڭ ههقىقىي ئههۋالى ههققىدە مهلۇماتبهردى.‏بۇ ئۇيغۇر ياش شهرقىي تۈركىستاندا تارقىتىش بېرىۋاتقان ئهركىن ئاسىيارادىئوسىنىڭ مۇخبىرىغا مۇنۇلارنى ئاڭلاتتى:‏‏”مهنمۇ ۋەقهگه قاتناشتىم.‏ هازىر ۋەقه يۈز بهرگهن يهرگه يېقىنلا بىر جايدامۆكۈنۈپ ياتىمهن.‏ ههممه يهردە خىتاي ئهسكىرى بار.‏ بىز ‎٣٠٠‎گه يېقىن ئوقۇغۇچى٦ ئاينىڭ ٢٦ كۈنى گۇاڭدوڭنىڭ شاۋگۈەن شههىرىدىكى ئويۇنچۇق فابرىكىسىداخىتاي ئىشچىلار تهرىپىدىن ئۆلتۈرۈلگهن ئۇيغۇرلارنىڭ قاتىلىنى تېپىپ بېرىشمهقسىتىدە تىنچلىق نامايىشى ئۆتكۈزگهنىدۇق.‏ خىتاي ئهسكهرلىرى بىزنىباستۇرۇش ئۈچۈن راست ئوق ۋە بومبا ئىشلهتتى.‏ مهن يهتته كىشىنىڭ شۇ يهردەجان ئۈزگهنلىكىنى كۆردۈم.‏ بىرمۇنچه ههمراهىمىز قولغا ئېلىندى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏تىنچلىق نامايىشى ئىرقىي توقۇنۇشقا ئايلىنىپ كهتتى.‏ هازىر ئۇيغۇرلار ئارقاكوچىلاردا كالتهك توقماق تۇتقان هالدا خىتاينىڭ قوراللىق ئهسكهرلىرى بىلهنتوقۇنۇشىۋاتىدۇ،‏ نۇرغۇن ئۇيغۇر ئۆلتۈرۈلدى“.‏بۇ ياش ئهركىن ئاسىيا رادىئوسىنىڭ مۇخبىرى ئهركىن تارىمنىڭ:‏ ‏”خىتاي243


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىهۆكۈمىتى بۇ ۋەقهنىڭ رابىيه قادىر خانىمنىڭ كۈشكۈرتىشى بىلهن يۈز بهرگهنلىكىنىئېيتىۋاتىدۇ.‏ سىلهرنىڭ رابىيه قادىر خانىم ياكى دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى بىلهنئالاقهڭلار بارمۇ؟“‏ دېگهن سوئالىغا:‏‏”هېچقانداق ئالاقىمىز يوق.‏ بىز پهقهت رابىيه قادىر خانىمنىڭ ئىسمىنىلائاڭلىدۇق.‏ دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى ههققىدە هېچقانداق مهلۇماتىمىزمۇ يوق.‏بىز پهقهت دۆلهتتىن ئويۇنچۇق فابرىكىسىدا ئۇيغۇرلارنى ئۆلتۈرگهن قاتىللارنىڭتېپىلىشىنى تهلهپ قىلىپ نامايىش قىلغانىدۇق.‏ خىتاي هۆكۈمىتى بىزنىقوراللىق باستۇردى.‏ ئېيتىپ بېقىڭ،‏ دۇنيانىڭ نهرىدە مۇنداق ئىش بار؟ خىتايهۆكۈمىتى ئۆزىنىڭ بىزگه يىللاردىن بېرى يۈرگۈزۈپ كېلىۋاتقان قهتلىئامسىياسىتىنى يوشۇرۇش ئۈچۈن بۇ ۋەقهنى تاشقى كۈچلهرگه ئارتىپ قويۇۋاتىدۇ.‏خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ بۇ تۆهمىتى پۈتۈنلهي يالغانچىلىقتىن ئىبارەت“‏ دەپ جاۋاببهردى.‏ياۋرۇپا دۆلهتلىرىدىن بىرىنىڭ گراژدانلىقىغا ئۆتكهن بىر ئۇيغۇر ئايال ٥ ئىيۇلئۈرۈمچى ۋەقهسىنى ئۆز كۆزى بىلهن كۆرگهن بولۇپ،‏ ئهركىن ئاسىيا رادىئوسىنىڭمۇخبىرى ئهركىن تارىمنىڭ سوئاللىرىغا ئۆز ئىسمىنى ئاشكارىلاشنى خالىمىغانهالدا مۇنداق جاۋاب بهردى : 6‏”خىتايلار ۋەتىنىمىزنىڭ بايلىقلىرىنى ئېلىپ كېتىۋاتىدۇ،‏ ئهمما ئۇيغۇرلارغاهېچنېمه بهرمهيۋاتىدۇ،‏ يۈزدىن بىرىنىمۇ بهرمهيۋاتىدۇ.‏ ئۇيغۇرلار ئىشسىز،‏ خىتايلارئۇيغۇرلارغا ياشاش ههققى بهرمهيۋاتىدۇ.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ ئۇيغۇر ياشلىرىنىخىتاينىڭ ئىچكىرى ئۆلكىلىرىگه مهجبۇرىي ئېلىپ كېتىۋاتىدۇ.‏ ئۇ يهردە خىتايئىشچىلارغا ٣٠٠٠ سوم (٤٣٠ دوللار)‏ مائاش بهرسه،‏ ئۇيغۇرلارغا ٣٠٠ سوم (٤٣ دوللار)‏مائاش بېرىپ ئىشلىتىۋاتىدۇ.‏ ئۇلار قانداق قىلسۇن؟ ئۇلارنى مهجبۇرىي ئېلىپكېتىپ،‏ ئوغۇل قىز دېمهستىن نۇمۇسىغا تېگىۋاتىدۇ.‏ نېمه دېمهكچى بولغىنىمنىئۇقتىڭىزمۇ؟ خىتايلار ئوغۇللارغىمۇ باسقۇنچىلىق قىلىۋاتىدۇ.‏ بۇ ياشلار ئۇ يهرلهرگهئۆزلىرى تهلهپ قىلىپ باردىمۇ؟ ياق.‏ دادام بېشىغا شۇنداق ئىش كېلىپ،‏ قېچىپكهلگهن بىر قانچه ياشقا ياردەم قىلىپ خىزمهت تېپىپ بهردى.‏ بۇ ۋەقهلهرنىڭههممىسى راست،‏ مهن ئۆز كۆزۈم بىلهن كۆردۈم“.‏خىتاي ئاخباراتى بولسا،‏ ئۇيغۇرلار بىلهن خىتايلارنىڭ قېرىنداشلارچه خۇشال خۇرام،‏ راههت پاراغهت ئىچىدە ياشاۋاتقانلىقىنى،‏ تاشقى كۈچلهرنىڭ بۇ ئههۋالدىنبىئارام بولۇپ،‏ خهلقنى كۈشكۈرتكهنلىكىنى ئىلگىرى سۈردى.‏ ههتتا ههددىدىن244


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىق مهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسىتېخىمۇ ئېشىپ،‏ رابىيه قادىرنىڭ ئۆز ئىنىسى مۇههممهد قادىرغا تېلېفون قىلىپ،‏٥ ئىيۇل ۋەقهسىنى كهلتۈرۈپ چىقارغانلىقىنى يازدى.‏خىتاي ئاخباراتى ‏”ههقىقىي ئههۋالنى دۆلهت ئىچى ۋە سىرتىغا ئهكسئهتتۈرمهسلىك سىياسىتى“نى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدە قاتتىقئىجرا قىلدى.‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈرگۈزۈلىۋاتقان بېسىم سىياسىتى،‏ خىتايهۆكۈمىتى تهرىپىدىن ١٩٨٠ يىللىرى يولغا قويۇلغان ‏”(ئاخباراتتا)‏ ئوچۇق ئاشكارا بولۇش قارارى“‏ سايىسىدا چهتئهاللهرگه ئاشكارىلىنىپ قېلىشقا ۋە چهتئهلئاخباراتلىرىدىن ئورۇن ئېلىشقا باشلىدى.‏ بۇنىڭغا،‏ ١٩٩٧ يىل ٢ ئاينىڭ ٥ كۈنى،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ غۇلجا شههىرىدە يۈز بهرگهن مۇنداق بىر ۋەقه مىسالبولالايدۇ:‏ قهدىر كېچىسىنى ئۆيىدە ئىبادەت بىلهن ئۆتكۈزۈۋاتقان كىشىلهر ساقچىلارتهرىپىدىن قولغا ئېلىنىپ،‏ ساقچىخانىدا قىيىن قىستاق بىلهن ئۆلتۈرۈۋېتىلدىۋە جهسهتلىرى ئۆيلىرىگه تاپشۇرۇپ بېرىلدى.‏ بۇنىڭدىن خهۋەر تاپقان خهلق دەرغهزەپبولۇپ،‏ كوچىدا يىغىلىشقا باشلىدى.‏ ئۆلتۈرۈلگۈچىلهرنىڭ ئائىله ئهزالىرى ۋە بىرتوپ كىشى ئهرز قىلىش مهقسىتىدە هۆكۈمهت بىناسىغا قاراپ يول ئالدى.‏ كىشىلهرتوپى بارغانسېرى ئۇلغىيىشقا باشلىدى.‏ بۇ كىشىلهر ئۆزلىرىنىڭ ئهرز قىلىشتىنباشقا غهرىزى يوقلۇقىنى ئېيتىپ،‏ ئايال بالىلارنى توپنىڭ ئالدىغا ئۆتكۈزۈپ،‏هۆكۈمهت بىناسىنىڭ ئالدىغا يېتىپ باردى.‏ ئهمما خىتاي ساقچىلىرى توپنىڭئالدىدىكى سهبىي،‏ مهسۇم بالىلارغىمۇ پهرۋا قىلمىغان هالدا توپنى ئوققا تۇتتى.‏شۇنىڭ بىلهن،‏ ۋەقه چوڭىيىپ،‏ ئۆز ئارا توقۇنۇشقا ئايلاندى.‏ قولىدا كالتهكتىن باشقانهرسه بولمىغان ئۇيغۇر ياشلىرى رەهىمسىزلهرچه قهتلى قىلىندى . 7 بۇنىڭ بىلهنلاقالمىغان خىتاي ساقچىلىرى پۈتۈن غۇلجا شههىرىدە تېنىتىش ئېلىپ بېرىپ،‏ئۆيمۇ ئۆي ئاختۇرۇپ،‏ ۋەقهگه قاتناشقان قاتناشمىغان ياشلارنىڭ ههممىسىنىتۇتۇپ،‏ بهزىلىرىنى قهتلى قىلىپ،‏ يهنه بهزىلىرىنى تۈرمىگه تاشلىدى،‏ بهزىلىرىدىنتاكى هازىرغىچه هېچقانداق خهۋەر يوق.‏ ئۇ كۈنلهردە تۈرمىلهر توشۇپ كهتكهچكه،‏مهكتهپلهر تۈرمىگه ئۆزگهرتىلدى.‏ ئۇمۇ يهتمهي،‏ نۇرغۇنلىغان ياشلىرىمىزنى توڭئىسكىلاتلىرىغا سولاپ،‏ توڭلىتىپ ئۆلتۈرۈۋەتتى.‏ قىيىن قىستاق جهريانىدايارىدار بولۇپ،‏ يىقىلىپ چۈشكهن ياشلارنى نۆلدىن تۆۋەن ٣٠ گرادۇس سوغۇققاقارىماي ئۈستىگه سوغۇق سۇ چېچىپ،‏ توڭلىتىپ ئۆلتۈرۈۋەتتى.‏ مانا بۇ ئىنسانقېلىپىدىن چىققان قانخورلۇق يهتمىگهندەك،‏ قوشنا دۆلهت قازاقىستانغا قېچىپچىققان ياشلىرىمىزنى قايتۇرۇپ كېتىپ،‏ ئۆلۈمگه هۆكۈم قىلدى.‏245


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاي هۆكۈمىتى بۇ ۋەقهگه مۇناسىۋەتلىك ههقىقىي مهلۇماتلارنىڭ چهتئهاللهرگهبىلىنىپ قالماسلىقى ئۈچۈن قاتتىق تهدبىر ئالغان بولسىمۇ،‏ كىملىكى نامهلۇم بىركىشى بۇ كۆرۈنۈشلهرنى قىرغىزىستاننىڭ پايتهختى بېشكهككه ئېلىپ كهلگهن ۋەئۇ يىللىرى THY ‏(تۈرك ئاۋىئاتسىيه شىركىتى)‏ بېشكهك شۆبىسىنىڭ مۇدىرىئىلغار ئالپتېكىنگه سېتىپ بهرگهن.‏ ئىلغار ئالپتېكىن بۇ سىن لېنتىسىنىتۈركىيهگه ئهۋەتىپ،‏ ATV دا قويۇلۇشى ئۈچۈن بهرگهن.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسى خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى،‏ ئىنسان ههقلىرىنىتهكشۈرۈش تهشكىلاتى ‏(ئاسىيادا)‏ قاتارلىق خهلقئارالىق ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭدىققىتىنى تارتىشقا باشلىدى.‏ بولۇپمۇ،‏ خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى تاكى بۈگۈنكىچهشهرقىي تۈركىستاندىكى ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرى توغرىسىدا تۆتقېتىم تهپسىلىي دوكلات نهشر قىلدى.‏ ئامېرىكىنىڭ يىللىق ئىنسان ههقلىرىدوكلاتلىرىدا ئۇيغۇر مهسىلىسى كهڭ كۆلهملىك ئورۇن ئېلىشقا باشلىدى.‏خىتاي هاكىمىيىتى كۈچلۈك ئاخبارات ۋاسىتىلىرى بىلهن شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىگه قاراتقان تهتۈر تهشۋىقات سىياسىتىنى دۆلهتنىڭ مۇهىم سىياسىتىسۈپىتىدە داۋاملاشتۇرۇشقا تىرىشسا،‏ خهلقئارادىكى ئۇيغۇرلار ئۆزلىرىنىڭ چهكلىكئىمكانىيهتلىرىدىن پايدىلىنىپ خىتاينىڭ تهتۈر تهشۋىقاتىغا قارشى تۇرۇشقاتىرىشماقتا.‏246


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهمهت / شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىق مهتبۇئاتلاردا ئهكس ئېتىشى ۋە تهتۈر تهشۋىقات مهسىلىسى1 ئۈرۈمچىدىكى ئۇرۇش،‏ چېقىش،‏ بۇلاش،‏كۆيدۈرۈش ۋەقهسىدە 140 ئادەم ئۆلۈم،‏816 ئادەم يارىلاندى.‏ شىنخۇا ئاگېنتلىقىتورىنىڭ 2009 يىل 7 ئاينىڭ 6 كۈنىدىكى خهۋىرى.‏2 ئۇرۇش،‏ چېقىش،‏ بۇلاش،‏ كۆيدۈرۈش ۋەقهسىگهقاتناشقانلارنىڭ كۆپىنچىسى قهشقهر،‏ خوتهنقاتارلىق يهرلهردىن كهلگهنلهر.‏ خىتاي مهركىزىيتېلېۋىزىيه ئىستانسىسىنىڭ 2009 يىل 7 ئاينىڭ 11 كۈنىدىكى خهۋىرى.‏3 شىن:‏ يېڭى،‏ جاڭ:‏ زېمىن؛ شىنجاڭ:‏يېڭى ئىشغال قىلىنغان زېمىن،‏ يېڭىمۇستهملىكه دېگهن مهنىدە.‏٤ شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونىنىڭ رەئىسىنۇر بهكرىنىڭ ئۈرۈمچىدىكى ئۇرۇش،‏ چېقىش،‏بۇلاش،‏ كۆيدۈرۈش زوراۋانلىق قىلمىشىههققىدىكى باياناتى،‏ مهركىزى تېلېۋىزىيهئىستانسىسى تور بېتىنىڭ ٢٠٠٩ يىل ٧ ئاينىڭ ٦ كۈنىدىكى خهۋىرى.‏www.rfa.org/uyghur, 08.07.2009 5www.rfa.org/uyghur,07.07.2009 6www.rfa.org/uyghur, 08.07.2009 7‎8‎‏.ئههمهد ئىگهمبهردى،‏ شهرقىي تۈركىستان تۈركدۇنياسىنىڭ قانلىق يارىسى،‏ تهكلىماكانئۇيغۇر نهشرىياتى،‏ ٢٠٠٠ يىل،‏ ئىستانبۇل،‏١٣٤ بهت.‏247


گۈلدەن سۆنمهزتۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجانشهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىيتهشكىلاتلاركۈنىمىزدە،‏ دۇنيادا ههرخىل ساههلهردە كهڭ كۆلهملىك ۋە مۇۋەپپىقىيهتلىكخىزمهت قىلىۋاتقان ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ئۇچۇر ئالاقىنىڭ ئۇچقاندەك تهرەققىيقىلىشىغا ماس هالدا شهكىللهندۈرگهن كۈچ بىرلىكى ۋە ههمكارلىق سايىسىداخۇددى دۆلهت ئورگىنىدەك پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏ دۆلهتلهر مۇداخىله قىلالمىغانيهرلهردە بىر خهلقئارالىق ئاممىۋىي تهشكىلاتنى كۆرسهك،‏ ئهجهپلهنمهيدىغان بولۇپقالدۇق.‏ ههتتا بهزى دۆلهتلهر خۇسۇسىي يولسىزلىقلارنى پاش قىلغان ۋە خهلقنىڭقوللىشى نهتىجىسىدە بۇ يولسىزلىقلارنى ههل قىلغان ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭكۈچىنى تونۇپ يېتىشكه باشلىدى.‏ بولۇپمۇ،‏ ئىنسانىي ياردەم ساههسىدەپائالىيهت قىلىۋاتقان ئاممىۋىي تهشكىلاتلار دۇنيادا مهيدانغا كهلگهن ئىنسانىيهتكىرىزسلىرىدا ئۇۋالچىلىققا ئۇچرىغان خهلقلهر ئۈچۈن هاياتلىق مهنبهسى ۋەپاناهگاه بولۇۋاتماقتا.‏ يېقىنقى يىللاردىن بېرى،‏ دۆلهتلهرنىڭ ئىگهمهنلىك ۋە باشقاپرىنسىپلىرى سهۋەبىدىن،‏ كۆپىنچىسى دۆلهت قولى بىلهن ئهمهلىيلهشتۈرۈلگهنئىنسانىيهت كىرىزسلىرىدا ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ مۇداخىلىسى ئارقىلىقتېخىمۇ پاجىئهلىك ۋەقهلهرنىڭ ئالدى ئېلىندى.‏ بۇ جهرياندا دۆلهتلىك ۋەخهلقئارالىق ئورگانلار بىلهن ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ئارىسىدا ئورتاق تىل 1 ۋە ئۇيغۇنهوقۇقىي زېمىن شهكىللهندۈرۈشنىڭ دۆلهت ۋە خهلقئارالىق مېخانىزمىلار ئۈچۈنزۆرۈر ئىكهنلىكى ئوتتۇرىغا چىقتى . 2خىتاي سېپىل سوقۇپ،‏ ئۇچۇر ئالاقىغا ههرقانچه توسالغۇلۇق قىلسىمۇ،‏ شهرقىيتۈركىستان ئىشغالىيىتى بىلهن باشلىغان ۋە بۈگۈنمۇ ههم شهرقىي تۈركىستانخهلقىگه قارشى ئېلىپ بېرىلىۋاتقان يولسىزلىقلار ههققىدىكى مهلۇماتلارغاقارىغىنىمىزدا،‏ ئهسلىدە يىللاردىن بېرى داۋاملىشىپ كېلىۋاتقان ئىنسانىيكىرىزىستىن سۆز ئېچىشقا توغرا كېلىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى دۇنيا249


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۈنتهرتىپىدىن يېتهرلىك دەرىجىدە ئورۇن ئالالمايۋاتقان بولسىمۇ،‏ يۈز بهرگهن ۋەهېلىمۇ داۋاملىشىۋاتقان كىشىلىك هوقۇق دەپسهندىچىلىكلىرى ئهسلىدە پۈتۈندۇنيانى زىلزىلىگه كهلتۈرۈۋېتىش خاراكتېرىگه ئىگه.‏ بۇ ئىنسانىي كىرىزسكه دۇنيادۆلهتلىرى ۋە بىرلهشكهن دۆلهتلهر تهشكىلاتىدىن ‏(خىتاينىڭ ب د ت بىخهتهرلىككومىتېتى قۇرغۇچى ئهزاسى بولۇشى ۋە رەت قىلىش ئىمتىيازىغا ئىگه ئىكهنلىكىنىهېسابقا قاتىدىغان بولساق)‏ ههل قىلىش چارىسى كۈتۈشنىڭ ئىنسانىيهت ئۈچۈنهازىرچه هېچقانداق ئۈمىدى يوق.‏ چهتئهاللهردىكى شهرقىي تۈركىستانلىقلار ناهايىتىقىيىن شارائىت ۋە چهكلىك ئىمكانلىرىدىن پايدىلىنىپ،‏ بۇ مهسىلىنى پۈتۈن دۇنياغائاڭلىتىشقا تىرىشقان بولسىمۇ؛ خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتى ۋە ئىنسان ههقلىرىنىكۆزىتىش تهشكىلاتى تهرىپىدىن ههر يىلى ئهڭ ئاز دېگهندە ئىككى قېتىم دوكلاتبېرىلسىمۇ،‏ بۇ پائالىيهت ۋە دوكلاتلار دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭ دىققىتىنى ئانچهتارتىپ كېتهلمهيۋاتىدۇ.‏ شۇنى ئوچۇق ئېيتىشقا بولىدۇكى،‏ خىتاي بىلهن بولغانئىقتىسادىي مۇناسىۋەت ۋە تىجارىي قايغۇلار دۇنيا دۆلهتلىرىنىڭ سىياسىتىنىبهلگىلهپ بهرمهكته.‏ ئهسلىدە بۇ ئههۋال بىزگه ئانچه يات ئهمهس.‏ پهلهستىن،‏ ئىراق،‏بوسىنىيه،‏ چېچېنىستان،‏ ئافغانىستاندىمۇ مۇشۇنىڭغا ئوخشاش ئىنسانىيهتسىنىقى ئېلىندى ۋە هازىرمۇ ئېلىنىۋاتىدۇ.‏ چۈنكى دۆلهتلهرنىڭ مهنپهئهتلىرىگهقۇربان قىلىنغان ئىنسان ههقلىرى زامانىمىز كىشىلىرى ناهايىتى چىرايلىقكهلىمىلهر بىلهن بېزەلگهن ئىنسان ههقلىرى دوكلاتلىرىنىڭ ئارقىسىدىن كۆرگهنبىر ههقىقهتتىن ئىبارەت.‏ مهنپهئهت بىرلىكى ئىچىدىكى دۆلهتلهر ئۆز ئارىلىرىدامهيدانغا كهلگهن مهسىلىلهرگه قۇلاق يوپۇرۇۋالغان بىلهن،‏ رەقىب دۆلهتته يۈزبهرگهن ههرقانداق بىر مهسىله ئۈچۈن ههددىدىن زىيادە سهزگۈرلىشىپ كېتهلهيدۇ.‏ئامېرىكىنىڭ خىتايدا يۈز بېرىۋاتقان مهسىلىلهرگه قارىتا تۇتقان پوزىتسىيىسىبۇنىڭ ئهڭ ئوچۇق مىسالى بولسا كېرەك.‏شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىدە ئاممىۋىي تهشكىلاتلاركۈنىمىز ئاممىۋىي تهشكىلاتلىرى ههرخىل ساههلهردە پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏سىياسىي،‏ ئىجتىمائىي،‏ مهدەنىي،‏ ئىقتىسادىي قاتارلىق ههممه ساههدە قىيىنچىلىققادۇچ كېلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۈچۈن ئاممىۋىي تهشكىلاتلار قىلىپبېرەلهيدىغان ئىشلار بهكمۇ كۆپ.‏ ئهمما شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ئىنسانههقلىرى قاتارلىق ئهڭ ئېغىر مهسىله كۆرۈلۈۋاتقان ساههلهردىكى ئىجتىمائىي250


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارقۇرۇلما خاراكتېرلىك تهشكىللىنىش ئهركىنلىكى ئالدىدىكى توسالغۇلار ۋە بۇئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىدىكى رولى قاتارلىقلاربۇ تېمىنىڭ ئاساسىي ئۇلىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىدەئاممىۋىي تهشكىلاتلارنى مۇنداق ئۈچ ئاساسلىق كاتېگورىيهگه يىغىنچاقلاشقابولىدۇ:‏ بىرىنچى كاتېگورىيهدە مهسلىنىڭ كېلىپ چىقىش مهنبهسى بولغانخىتاي دۆلىتىدە ئاممىۋىي تهشكىلاتلار قۇرۇلىدۇ ۋە مهسىلىلهر تهتقىق قىلىنىدۇ.‏ئىككىنچى كاتېگورىيهدە دۇنيادا شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى قىلىۋاتقانئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ؛ ئۈچىنچى كاتېگورىيهدە بولسا،‏ تۈركىيهدىكى ئاممىۋىيتهشكىلاتلارنىڭ بۇ مۇجادىلىدىكى ئورنى بهلگىلىنىدۇ.‏خىتايدا ئاممىۋىي تهشكىلات قۇرۇلمىسى ۋە مهسىلىلهرخىتاي ئاساسىي قانۇنىدا كىشىلىك ههق هوقۇققا دائىر مهخسۇس بىر بۆلۈمئايرىلغان بولۇپ،‏ مۇشۇ بۆلۈم ئارقىلىق ئىنسانلارنىڭ ههقلىرى تونۇلغان . 3 خىتايئاساسىي قانۇنىغا كۆرە،‏ تهشكىلات قۇرۇش ههققىمۇ تهمىنات ئاستىغا ئېلىنغان.‏ئهمما بۇ ههقمۇ ئاساسىي قانۇندا بهلگىلهنگهن باشقا ههقلهرگه ئوخشاش قانۇنۋە سىياسهتلهر ئارقىلىق شۇ ههقنىڭ ئۆزىنىمۇ ئىزدەپ تاپقىلى بولمىغۇدەكدەرىجىدە چهكلهنمهكته.‏ بۇ تېما خىتايلارنىمۇ ئهڭ ئېغىر بېسىمغا ئۇچرىتىۋاتقانمهسىلىلهردىن بىرى هېسابلىنىدۇ.‏ سوتسيالىست تۈزۈمگه تايانغان خىتايهۆكۈمىتى ئومۇم مهنپهئهتىنى شهخسنىڭ مهنپهئهتىدىن ئهلا بىلىپ،‏ دۆلهتنىڭمهۋجۇدىيىتىنى قوغداشنى ئاساسىي نىشان قىلغاچقا،‏ مهيلى قايسى ساههدەبولۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ كوممۇنىست ئىدىيىگه زىت كېلىدىغان ههرقانداقتهشكىلاتنى دۆلهت مهۋجۇدىيىتىگه ۋە كوممۇنىست رېجىمغا تههدىت دەپ قارىماقتاۋە بۇ تۈر تهشهببۇسلارنى شىددەتلىك باستۇرماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭئههۋالى تېخىمۇ ۋەهىمىلىك.‏ 1984 يىل 5 ئاينىڭ 31 كۈنى،‏ مىللىيئاپتونومىيىلىك رايون قانۇنى قوبۇل كۆرۈلۈپ،‏ ئېلان قىلىندى ۋە 1984 يىل 10 ئاينىڭ 1 كۈنىدىن ئېتىبارەن يولغا قويۇلدى.‏ دۆلهتنىڭ بىرلىك ۋە باراۋەرلىكىنىقوغداش پىكرىنى چۆرىدەپ تۈزۈلگهن بۇ قانۇندا،‏ سوتسىيالىزم،‏ خىتاي كوممۇنىستپارتىيىسىنىڭ رەهبهرلىكى،‏ خهلقنىڭ دېموكراتىك دېكتاتۇرىسى ۋە ماركىسىزم لېنىنىزم ماۋزېدوڭ ئىدىيىسىگه سادىق بولۇش پرىنسىپلىرىنى ئاساسقىلىش قارارلاشتۇرۇلغان.‏ مىللىي ئاپتونومىيىلىك رايون قانۇنىمۇ خۇددى ئاساسي251


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقانۇنغا ئوخشاش خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭ ئىجرائىيه نازارىتى ئاستىدايۈرگۈزۈلىدۇ.‏ئۇلىنى تهشكىل قىلغۇچى پىكىر سهۋەبىدىن مهيلى قانچىلىك ههق ۋەئهركىنلىك تونۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيسىنىڭ پىكرىسىرتىدا ههر قانداق پىكىرنىڭ ئوتتۇرىغا قويۇلۇشى مهنئى قىلىنماقتا ۋەتهشكىللىنىش ئهركىنلىكى قهتئىي تۈردە چهكلهنمهكته.‏ خىتايدا بارلىق قۇرۇلۇشۋە مېخانىزمىغا هاياتلىق بهخش ئېتىدىغان،‏ نىشانىنى كۆرسىتىپ بېرىدىغان ۋەئهمهلىيلىشىشىنى نازارەت قىلىدىغان بىردىنبىر ئورگان خىتاي كوممۇنىستپارتىيىسىدۇر . 4 يېقىنقى يىللاردىن بېرى،‏ خهلقئارالىق كىشىلىك هوقۇقتهشكىلاتلىرى مىڭبىر مۇشهققهتته تهييارلىغان دوكلاتلار ۋە ئا ق ش تاشقى ئىشلارمېنىستىرلىكى تهرىپىدىن تهييارلانغان يىللىق دوكلاتلاردا خىتايدىكى كىشىلىكهوقۇق دەپسهندىچىلىكلىرىنىڭ كهڭ ئورۇن ئېلىشى،‏ خىتايدا بهزى ئىسلاهاتلارنىڭئېلىپ بېرىلىشىغا تۈرتكه بولدى.‏ ب د ت ۋە خهلقئارادا ئېلىپ بېرىلغان بۇ خىلپائالىيهتلهردىن قۇتۇلالمىغان خىتاي هۆكۈمىتى شهكىلۋازلىق قىلىپ بولسىمۇ،‏ئاستا ئاستا بهزى تهدبىرلهرنى ئېلىشقا باشلىدى.‏ مهسىلهن،‏ 1991 يىلىدىنئېتىبارەن،‏ ئىنسان ههقلىرى ئۇقۇمىنى ئاكادېمىيىلىك تهتقىقات ۋە بهس مۇنازىرەشهكلىدە نىسبىي تهشۋىق قىلدى.‏ 1993 يىلى هۆكۈمهت ‏”هۆكۈمهت سىرتىدىكىئورگان“‏ سۈپىتىدە ‏”جۇڭگو ئىنسان ههقلىرى تهتقىقات جهمئىيىتى“نى قۇردى.‏ئهمما بۇ جهمئىيهت ئاساسهن خىتاينىڭ چهتئهاللهردىكى ئىماگىنى تۈزەش ۋەخىتايدىكى ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرىگه قارىتىلغان تهنقىدلهرگهجاۋاب بېرىش ‏(خىتاي هۆكۈمىتىنى ئاقلاش)‏ ۋەزىپىسىنى ئۆتهپ كهلمهكته.‏خىتاينىڭ بېسىم ۋە تههدىت سىياسهتلىرى داۋاملىشىۋاتقان پهيتته،‏ خىتايداتهشكىللىنىش ئهركىنلىكىدىن سۆز ئېچىش ئهجهبلىنهرلىك ئىش ئهلۋەتته.‏ئهمما شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان ئههۋالغا خىتاينىڭ ئىچىدىن ۋە خهلقئاراجامائهتچىلىكتىن ئۈن تىن چىقماسلىقىنىڭ سهۋەبىنى ئىزاهلاش ئۈچۈن بولسىمۇ،‏خىتايدا تهشكىللىنىشكه مۇناسىۋەتلىك مهۋجۇت قانۇنىي ئههۋالنى ئىزاهلاپئۆتۈشنىڭ پايدىسى بار دەپ قارالماقتا.‏ خىتاي هۆكۈمىتى بارلىق ئىجتىمائىيپائالىيهتنى ئۆز چاڭگىلىدا تۇتۇپ كېلىۋاتقان دۆلهت.‏252


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارشۇڭا خىتايدا ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ قۇرۇلۇشى تېخى ئىلتىماسباسقۇچىدىن تارتىپلا قاتتىق نازارەت قىلىنىدۇ.‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارغامۇناسىۋەتلىك پائالىيهتلهرنىڭ ههممىسى خهلق ئىشلىرى مېنىستىرلىكىتهرىپىدىن يۈرگۈزۈلىدۇ.‏ بىر ئاممىۋىي تهشكىلات خىتايدا پائالىيهت ئېلىپ بېرىشئۈچۈن خهلق ئىشلار مېنىستىرلىكىدىن رۇخسهت ئېلىشى كېرەك.‏ بۇ رۇخسهتئۇزۇن مهزگىللىك ئىنچىكىلهپ تهكشۈرۈشتىن كېيىن بېرىلىدۇ،‏ ئهمما كۆپىنچههاللاردا قهتئىي رۇخسهت بېرىلمهيدۇ.‏ ههرقانداق بىر تهشكىلاتنىڭ خىتايتهۋەسىدە شهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىك پائالىيهت ئېلىپ بېرىشى تېخىمۇمۇمكىن ئهمهس،‏ بۇ پائالىيهت ئىنسانىي ياردەمگه مۇناسىۋەتلىك بولسىمۇ ههمشۇنداق.‏ خىتايدا ئاممىۋىي تهشكىلات قۇرۇش ئىمكانىيىتىگه ئېرىشىش ئۈچۈنقانۇنىي بهلگىلىمىلهرگه ماس كېلىدىغان مۇنداق ئۈچ خىل كاتېگورىيهنى ئېيتىپئۆتۈشكه بولىدۇ:‏ بىرىنچى،‏ ۋەخپه ‏(فوندى جهمئىيهت)؛ ئىككىنچىسى،‏ ئىجتىمائىيتهشكىلاتلار؛ ئۈچىنچىسى،‏ پايدا مهنپهئهت كۆزلىمهيدىغان ئاممىۋىي قۇرۇلۇشلار.‏ بۇقۇرۇلۇشلار خىتاي هۆكۈمىتىگه بىۋاسىته باغلانمىسىمۇ،‏ دۆلهت تۈزۈمىگه ئاساسهنداۋاملىق دۆلهت قۇرۇلۇشلىرى ۋە نازارەت مېخانىزمىلىرىنىڭ تهقىب قىلىشى ۋەتهسىرى ئاستىدا بولىدۇ.‏قانۇنلارغا كۆرە،‏ بىر ئاممىۋىي تهشكىلاتنىڭ ئهنگه ئېلىنىشى ئۈچۈن،‏ ئالدىبىلهن ئۇ تهشكىلاتقا ماددىي كاپالهتچى بولىدىغان بىر مېنىستىرلىك تېپىلىشىلازىم.‏ ئهمما بۇ خىتاي دۆلىتىدە بهكمۇ قىيىن.‏ چۈنكى مېنىستىرلىكلهر كېلىشمهنبهسى مهجهۇل بولغان ههرقانداق تهشكىلاتقا چېتىلىپ قېلىشتىن قاتتىقههزەر ئهيلهيدۇ.‏ خهلق ئىشلىرى مېنىستىرلىكى تهرىپىدىن رەت قىلىنغان ‏(ئهنگهئېلىنمىغان)‏ بىر ئورگاننىڭ ئېتىراز بىلدۈرۈش ههققى قهتئىي يوق.‏ ئۇنىڭدىنسىرت،‏ خىتايدا ئاممىۋىي پائالىيهتلهرنى پهقهت خىتاي پۇقرالىرى ۋە بهلگىلىككىشىلهرلا تهشكىللىيهلهيدۇ.‏ ئهمما خىتاينىڭ بۇ چهكلىمىلهرنى كۆزدىنكهچۈرۈۋاتقانلىقى ۋە بهزى بهلگىلىمىلهرنى ئهمهلدىن قالدۇرماقچى بولۇۋاتقانلىقىههققىدە خهۋەرلهر كهلمهكته.‏ بارلىق ئاممىۋىي پائالىيهتلهر سوتلاش ئىمتىيازىغائىگه خهلق ئىشلىرى مېنىستىرلىكىگه مۇناسىۋەتلىك دۆلهت ئورگانلىرىتهرىپىدىن نازاەت قىلىنىدۇ.‏253


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىيېقىنقى يىللاردىن بېرى،‏ بهزى خهلقئارالىق ئاممىۋىي تهشكىلاتلار،‏ تىجارەتۋە سانائهت جهمئىيهتلىرى،‏ ۋەخپىلهر،‏ تهلىم تهربىيه قۇرۇلۇشلىرى خىتايغاقىزىقسىنماقتا.‏ دۇنياغا تونۇلغان بهزى ئاممىۋىي تهشكىلاتلار خىتايدا پائالىيهتئېلىپ بېرىۋاتىدۇ.‏ خهلقئارا ياشلار تهشكىلاتى،‏ بالىلارنى قوغداش جهمئىيىتى،‏قىزىل كرىست جهمئىيىتى،‏ جىددىي قۇتقۇزۇش ئارمىيىسى،‏ ياۋايى هايۋانلارنىقوغداش جهمئىيىتى،‏ يېشىل تېنچلىق تهشكىلاتى،‏ ئهيدىس فوندى جهمئىيىتى،‏ئىنسانىيهت يۇرتى ‏(جهمئىيىتى)،‏ خرىستىئان پائالىيهتچىلىرى،‏ ئىسلامىي ياردەمجهمئىيىتى،‏ دۇنيا بانكىسى خهلقئارالىق قهرز فوندى،‏ ماركو پولو خادىملىرىجهمئىيىتى قاتارلىقلار بۇلاردىن بىر نهچچىسى هېسابلىنىدۇ.‏پهرقلىق دىنىي ئاممىنىڭ،‏ بولۇپمۇ مۇسۇلمانلارنىڭ دىنىي تۈس ئالغانتهشكىللىنىش تهلهپلىرى تېخىمۇ قاتتىق چهكلىمه ۋە ئېغىر بېسىمغا دۇچاربولماقتا.‏ ب د ت ئههدىنامىسىدا تىلغا ئېلىنغان ئىنسانىي ههق هوقۇقلارنىڭههممىسىنى دېگۈدەك ئۆزىنىڭ ئاساسىي قانۇنىغا كىرگۈزگهن خىتاي هۆكۈمىتى،‏11 سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ ‏”تېرورىزمغا قارشى كۈرەش قىلىش“‏ ئۇقۇمىنىئوتتۇرىغا قويۇپ،‏ ههرخىل باهانه ئويدۇرۇپ چىقىشقا باشلىدى.‏ دۇنيا مىقياسىدا ئهۋجئالغان تېرورىزمغا قارشى تۇرۇش كۈرىشى،‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈرگۈزۈلۈۋاتقانزالىم رېجىمنىڭ تېخىمۇ كۈچىيىشىگه تېپىلغۇسىز باهانه بولدى.‏ خىتاينىڭباشقا پۇقرالىرى دىنىي جهههتتىن كۆپ ئهركىنلىككه ئېرىشكهن بولسىمۇ،‏ ئۇيغۇرلارخۇددى تىبهتلهرگه ئوخشاش دىنلىرىنىڭ ئۆزلىرىنى كونترول قىلىش ۋاسىتىسىسۈپىتىدە قوللىنىلىشىغا دۇچار بولماقتا.‏ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتىنىڭ ئاسىيا قىتئهسى مهسئۇلىبرەد ئادامسنىڭ خىتايدىكى ئىنسان ههقلىرى توغرىسىدىكى دوكلاتىدا،‏ خىتايهۆكۈمىتىنىڭ ‏”بۆلگۈنچىلىك ۋە تېرورىزمغا قارشى كۆرەش“‏ نامى ئاستىدامۇسۇلمان ئۇيغۇرلارغا قارشى ئېغىر دىنىي بېسىم سىياسىتى يۈرگۈزۈۋاتقانلىقىئوتتۇرىغا قويۇلغان . 5 ‏«شهرقىي تۈركىستاندا ئۇيغۇرلارغا قارىتىلغان دىنىي بېسىم»‏ماۋزۇلۇق 114 بهتلىك بۇ دوكلات بۇرۇندىن تارتىپ مهخپىي تۇتۇلۇپ كېلىۋاتقانپارتىيه ۋە هۆكۈمهت هۆججهتلىرى،‏ يهرلىك تۈزۈم،‏ گېزىت خهۋەرلىرى ۋە شهرقىيتۈركىستاندا ئېلىپ بېرىلغان مهخپىي سۆهبهتلهرگه ئاساسهن تهييارلانغان بولۇپ،‏شهرقىي تۈركىستاندا ئۇيغۇرلارنىڭ قولىدىن دىنىي ئهركىنلىكى،‏ تهشكىللىنىش،‏254


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارجامائهتلىشىش ۋە پىكىر ئهركىنلىكلىرىنى تارتىۋالغان قانۇن،‏ بهلگىلىمه ۋەتۈزۈملهردىن تهشكىل تاپقان سىياسىي قۇرۇلمىنىڭ ئهپتى بهشرىنى تولۇقئېچىپ بهرگهن.‏ خىتايدىكى قانۇن ۋە سىياسهتلهر مهيلى ئۆي ياكى مهكتهپلهردەبولسۇن،‏ دىنىي پائالىيهت ۋە تهشۋىقاتلارنىڭ ئېلىپ بېرىلىشىنى قهتئىي مهنئىقىلىدۇ.‏ ههتتا بهزىدە ههددىدىن تېخىمۇ ئېشىپ:‏ ‏«ئاتا ئانىلار ۋە قانۇنلۇق ۋەلىيلهرئۆسمۈرلهرنىڭ دىنىي پائالىيهتلهرگه قاتنىشىشىغا رۇخسهت بېرەلمهيدۇ»‏ دەپئوچۇق ئۇقتۇرۇش تارقىتىلىدۇ.‏يولغا قويۇلغان دىنىي نازارەتنىڭ دائىرىسى تهشكىللىك دىنىي پائالىيهتلهرگه،‏مهكتهپلهرگه،‏ مهدەنىي ئورگانلارغا،‏ نهشرىياتلارغا،‏ ههتتا ئۇيغۇرلارنىڭ كىيىم كېچهكۋە يۈرۈش تۇرۇشلىرىغا مۇداخىله قىلىشقىچه يېتىپ بارىدۇ.‏ دۆلهت ئورگانلىرىئىماملارنى سىياسىي جهههتتىن ههر دائىم كۆزىتىپ تۇرىدۇ ۋە قهرەللىك هالدا ‏”ئۆزئۆزىنى پىپهن قىلىش يىغىلىشى“‏ ئۆتكۈزۈپ تۇرۇشىنى شهرت قىلىدۇ.‏ مهسجىد جامهلهر قاتتىق نازارەت قىلىنىدۇ،‏ دىندار ئوقۇتقۇچى ۋە ئوقۇغۇچىلار مهكتهبلهردىنقوغلىنىدۇ،‏ شېئىر هېكايىلهرنىڭ سىياسىي پۇرىقى بار يوقلۇقى قاتتىقتهكشۈرۈلىدۇ.‏ بېيجىڭ هۆكۈمىتىنىڭ بهلگىلىمىلىرىگه قارشى بىلدۈرۈلگهنههرقانداق نارازىلىق ئىپادىسى دۆلهت بىخهتهرلىك جىنايىتى هېسابلىنىدىغان‏”بۆلگۈنچىلىك“‏ بىلهن تهڭ تۇتۇلىدۇ ۋە ‏”جىنايهتچى“گه قانۇن بويىچه ئۆلۈم جازاسىبېرىلىدۇ.‏ مهزكۇر دوكلاتتا مۇستهبىت تۈزۈمنىڭ ‏”دۆلهت مهخپىيىتى“‏ دەپ قارالغانبهزى هۆججهتلىرى كهڭ جامائهتچىلىككه تۇنجى قېتىم ئاشكارىلاندى.‏ ئادامس:‏ ‏«بۇهۆججهتلهر بهكمۇ مهخپىي دەپ قارالغاچقا،‏ پارتىيه ۋە هۆكۈمهت ئىچىدە كۆرۈشكىلارۇخسهت قىلىنغان»‏ دەيدۇ ۋە سۆزىنى مۇنداق داۋاملاشتۇرىدۇ:‏ ‏«ئۇيغۇرلارنى نىشانتاختىسىغا ئايلاندۇرۇش ئۈچۈن يوللۇق شارائىت هازىرلاپ،‏ ئۇلارنىڭ بىر يهرگهيىغىلىپ سۆهبهتلىشىش،‏ ئۇيغۇرلار دۇچ كېلىۋاتقان مهسىلىلهر ههققىدە پىكىرئالماشتۇرۇش ياكى ئۆزلىرىنىڭ مىللىي كىملىكىنى ئوچۇق ئىپادىلهش جهههتلهردەئهندىشىگه سېلىش ئۈچۈن بۇ هۆججهتلهردىن خالىغانچه پايدىلانغان».‏مهزكۇر دوكلاتتا يهنه مۇنۇلار بايان قىلىنغان:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستاندا نازارەتئاستىغا ئېلىنغان ههرقانداق دىنىي كىتاب،‏ دۆلهت رەهبهرلىرىنىڭ دىنىيئهركىنلىكىنى قانداقلا قىلىپ بولمىسۇن رەت قىلىشىغا ئىمكان يارىتىپبهرگۈدەك دەرىجىدە،‏ ئۇچى ئوچۇق ‏”جىنايهت“تىن تهركىب تاپىدۇ.‏ بۇ جىنايهتلهرگه255


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمۇنۇلارنى مىسال قىلىپ كۆرسىتىشكه بولىدۇ:‏ ‏”دىننى ۋاسىته قىلىپ تۇرۇپخهلقنىڭ نورمال تۇرمۇش تهرتىپىنى قالايمىقانلاشتۇرىدىغان باشقا پائالىيهتلهربىلهن شۇغۇللىنىش“‏ ياكى ‏”جهمئىيهتكه بۆلگۈنچىلىك ۋە خۇراپىيلىق ئۇرۇقىنىچېچىش“.‏ ئىسلام دىنىغا مۇناسىۋەتلىك خهۋەر،‏ ماقاله،‏ تهتقىقات ياكى ئوبزورلارماركىسىزملىق دىنىي چۈشهنچه ئهندىزىسىگه مۇۋاپىق كېلىشى؛ پارتىيه ۋەهۆكۈمهتنىڭ دىنىي سىياسهت ۋە بهلگىلىمىلىرىنى ئۆلچهم قىلغان بولۇشىكېرەك.‏ ‏”ئهمگهك بىلهن ئۆزگهرتىش لاگىرى“نىڭ مۇئاۋىن مۇدىرى تهرىپىدىنتهستىقلانغان بىر ماقالىدە بىلدۈرۈلىشىچه،‏ 2001 يىلىدىن ئېتىبارەن بۇلاگىرلاردا يېتىۋاتقانلارنىڭ يېرىمىدىن كۆپرەكى ‏”قانۇنسىز تهشكىلاتلارغا ئهزابولۇش ۋە قانۇنسىز دىنىي پائالىيهت بىلهن شۇغۇللىنىش“‏ جىنايىتى بىلهنتۇتۇلغانلار ئىكهن.‏ خوم:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستاندا دىنىي بېسىم شۇ قهدەر ئېغىركى،‏دۆلهت ئورگانلىرىنىڭ نىشانىدىكى ههرقانداق بىرىنى دەرهال تۇتالايدىغان قانۇنىيتور شهكىللهندۈرىۋالغان“‏ دەيدۇ».‏ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتى بىلهن خىتايدىكى ئىنسان ههقلىرىجهمئىيىتى خهلقئارا جامائهتچىلىككه چاقىرىق ئېلان قىلىپ،‏ خىتاينىڭبۇ تۈزۈلمىلهرنى ئهمهلدىن قالدۇرۇشى،‏ ئۇيغۇرلارغا قارىتىلغان ئايرىمىچىلىقسىياسهت ۋە بهلگىلىمىلىرىدىن ۋاز كېچىشى ئۈچۈن بېسىم ئىشلىتىشكه دەۋەتقىلدى.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ خىتاينىڭ ههرقانداق جىنايهتچىنى بۆلگۈنچى ۋە خهلقئاراتېرورىمغا چېتىشلىق دەپ داۋراڭ سېلىشىغا قارشى تۇرۇشنىڭ مۇهىملىقىنىتهكىتلىدى.‏ئادامس مۇنداق دەيدۇ:‏ ‏«هېچبىر دۆلهت خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن تېرورچى،‏بۆلگۈنچى ۋە باشقا جىنايى قىلمىشقا مۇناسىۋەتلىك دەپ كۆرسىتىلگهن هېچبىرئۇيغۇرنى خىتايغا قايتۇرۇپ بهرمهسلىكى كېرەك.‏ خىتاينىڭ بۇرۇنقى قىلمىشلىرىغانهزەر سالىدىغان بولساق،‏ خىتايغا قايتۇرۇپ بېرىلگهن ئۇيغۇرلارنىڭ قاتتىق قىيىن قىستاققا،‏ ههتتا ئۆلۈم جازاسىغا دۇچار بولۇشىدىن ئهندىشه قىلماي تۇرالمايمىز.‏چۈنكى بۇنىڭغا پاكىت بولالايدىغان ئهمهلىي مىساللار بهكمۇ كۆپ».‏خىتاي ئۆزىگه خاس تارىخىي ۋە مىللىي ئالاهىدىلىكىگه نۇقسان يهتكۈزمهيدىغانۋە بۇ ئالاهىدىلىكلهرگه مۇۋاپىق شهرت هازىرلاپ بېرىدىغان دېمۇكراتىيه ۋە ئىنسانههقلىرى سىياسىتىنى قوللايدىغانلىقىنى بىلدۈرمهكته.‏ بۇ جهرياندا دۆلهت256


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارپۈتۈنلۈكىگه تههدىت سالىدىغان ۋە ئىچكى مۇقىملىققا تهسىر يهتكۈزىدىغانههرقانداق پائالىيهت كۆپچىلىككه قارشى ئۆتكۆزۈلگهن جىنايهت دەپ قارىلىدۇۋە بۇ پائالىيهتلهر خىتايچه دېمۇكراتىيه چۈشهنچىسىگه زىت كهلگهنلىكى ئۈچۈنتېرورلۇق ههرىكىتى سۈپىتىدە بىر تهرەپ قىلىنىدۇ . 6 خىتاي هاكىمىيىتى هېلىمۇههم ئارقىمۇ ئارقا ئىجرا قىلىنغان ئۆلۈم جازالىرى بىلهن دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭكۈنتهرتىپىدىن ئورۇن ئالماقتا.‏يهنه بىر تهرەپتىن،‏ خىتايدا كۈنسېرى ئېشىپ بېرىۋاتقان ئىجتىمائىي،‏سىياسىي،‏ ئىقتىسادىي ۋە مهدەنىي ساههگه مۇناسىۋەتلىك مهسىلىلهرنىڭ ههلقىلىنىشى ئۈچۈن خهلقئارالىق ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ۋە خۇسۇسىي تىجارەتئورگانلىرى ئوتتۇرىغا قويغان مۇۋاپىق تهكلىپ پىكىرلهر سهۋەبىدىن خىتايدائاممىۋىي تهشكىلات قۇرۇشقا بولغان مايىللىق كۈچهيمهكته.‏ ئهگهر خىتاي ئالغائىلگىرىلهشنى خالىسا،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ بۇ جهههتتىكى رولىغا ههرگىزسهل قارىماسلىقى كېرەك . 7دۇنيادا شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئۈچۈن پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان ئاممىۋىيتهشكىلاتلارشهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۆز ۋەتهنلىرىدىكى پۈتمهس تۈگىمهس زۇلۇمتۈپهيلىدىن توپ توپ بولۇپ كۆچۈشكه مهجبۇر بولدى ۋە چېگراداش قوشنا دۆلهتلهردىنباشقا،‏ تۈركىيه،‏ ئاۋسترالىيه،‏ كانادا،‏ ئامېرىكا ۋە ياۋرۇپا دۆلهتلىرىگه هىجرەت قىلىپچىقتى.‏ بۇ دۆلهتلهردە يېڭىدىن هايات ئىنتىزامى قۇرۇش بىلهن بىرگه،‏ ئۆزلىرىنىڭئۆرپ ئادەتلىرىنى جانلاندۇرۇش ئارقىلىق مىللىي كىملىكىنى ساقلاپ قېلىشۋە خىتاينىڭ ئىشغالىيىتى سهۋەبىدىن تاشلاپ چىقىشقا مهجبۇر بولغان ۋەتهنلىرىههققىدىكى تهلهپلىرىنى ئۆزلىرى ياشاۋاتقان يهردىن پۈتۈن دۇنياغا ئاڭلىتىشقاتىرىشماقتا.‏ بۇ تىرىشچانلىقلار نهتىجىسىدە،‏ ههرقايسى دۆلهتلهردە تهشكىللىنىشۋە ههمكارلىشىش مهقسىتىدىكى تهشكىلات ۋە ئورگانلار بارلىققا كهلدى.‏ئامېرىكا ۋە ياۋرۇپا دۆلهتلىرى خىتاينى ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكىههققىدە تهنقىدلىمهكته ۋە بۇ يولسىزلىقلارنىڭ ئالدىنى ئېلىشى ئۈچۈن بېسىمئىشلهتمهكته.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏ ئۆز دۆلهتلىرىدە خىتايدىكى ئاز سانلىقمىللهتلهرنىڭ مۇستهقىللىقىنى قوللايدىغان ئورگانلارنىڭ پائالىيهت ئېلىپ257


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبېرىشىغا رۇخسهت قىلماقتا ۋە قوللاپ قۇۋۋەتلىمهكته.‏غهرب دۆلهتلىرىدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئاساسهن خهلقئارالىقئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرى ۋە ‏(بولۇپمۇ)‏ ئۇيغۇر مۇهاجىرلار تهرىپىدىنقۇرۇلغان ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ۋاسىتىسى ئارقىلىق ئوتتۇرىغا قويۇلماقتا.‏تۈركىيه،‏ ئامېرىكا،‏ ياۋرۇپا،‏ قازاقىستان ۋە باشقا تۈركىي جۇمهۇرىيهتلهردىكىشهرقىي تۈركىستانلىقلار تهشكىللىنىپ،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى كهڭجامائهتچىلىككه تونۇتۇشقا تىرىشماقتا . 8ئۇنىڭدىن باشقا ئاۋستىرالىيه،‏ رۇسىيه فېدىراتسىيىسى،‏ كانادا،‏ مىسىر،‏ سهئۇدىئهرەبىستان،‏ پاكىستان،‏ ئافغانىستان،‏ شۋېتسىيه،‏ شۋېتسارىيه،‏ ئهنگىلىيه قاتارلىقياۋرۇپا ۋە ئاسىيادىكى دۆلهتلهردە ياشاۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلارمۇ شهرقىيتۈركىستاننى خىتاي ئىشغالىيىتىدىن قۇتقۇزۇش ئۈچۈن جىددىي پائالىيهت ئېلىپبارماقتا.‏ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتى ،(HRW) خهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتىقاتارلىق خهلقئارالىق ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىمۇ شهرقىي تۈركىستاندايۈز بېرىۋاتقان ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرى ۋە ئىنسان قېلىپىدىنچىققان ۋەهشىيانه قىلمىشلارنى ههرخىل يوللار بىلهن ئوتتۇرىغا قويماقتا ۋە خىتايهاكىمىيىتىگه قارىتا بهزى پائالىيهتلهرنى ئېلىپ بارماقتا.‏ ههر ئىككى تهشكىلاتئېلىپ بېرىلغان پائالىيهت ۋە تهييارلانغان دوكلاتلار ئهڭ ئۈنۈملۈك نهتىجىلهرگهئېرىشتى.‏دۇنيا ئۇيغۇر ياشلىرى قۇرۇلتىيى دەسلهپته گېرمانىيهدىكى ئۇيغۇر ياشلارتهرىپىدىن قۇرۇلغان بولۇپ،‏ 1996 يىلى قازاقىستاندا 1 نۆۋەتلىك دۇنيا ئۇيغۇرياشلىرى قۇرۇلتىيى ئۆتكۈزۈلدى.‏ 2 نۆۋەتلىك دۇنيا ئۇيغۇر ياشلىرى قۇرۇلتىيى1998 يىل 11 ئاينىڭ 12 كۈنىدىن 15 كۈنىگىچه تۈركىيه ئۆتكۈزۈلدى ۋە 53ماددىلىق نىزامنامه قوبۇل قىلىندى.‏ بۇ قۇرۇلتايدىن بهكمۇ ئالاقزادە بولغان خىتايهۆكۈمىتى،‏ ”11 سېنتهبىر پۇرسىتى“دىن پايدىلىنىپ قۇرۇلتاينى ‏”تېرورلۇقتهشكىلاتى“،‏ قۇرۇلتاي رەئىسى دولقۇن ئهيسانى ‏”تېرورىست“‏ دەپ ئېلان قىلدى.‏بۇ ئارقىلىق قۇرۇلتاي پائالىيهتلىرىگه توسقۇنلۇق قىلماقچى بولغان خىتايهۆكۈمىتى مهلۇم دەرىجىدە مۇۋەپپىقىيهتكه ئېرىشتى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ ئهركىنئالپتېكىن رەهبهرلىكىدە دۇنيا ئۇيغۇر ياشلىرى قۇرۇلتىيى بىلهن شهرقىي258


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارتۈركىستان مىللىي قۇرۇلتىيىنى بىرلهشتۈرۈش خىزمهتلىرى باشلىدى.‏ 2004 يىل 4 ئاينىڭ 19 كۈنى،‏ مۇهاجىرەتتىكى شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىگېرمانىيهنىڭ ميۇنخېن شههىرىدە قۇرۇلتاي ئېچىپ،‏ بىر رەهبهرلىك ئاستىدابىرلىشىش قارارى ئالدى ۋە شهرقىي تۈركىستان قۇرۇلتىيىنى قۇردى.‏دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى ‏(د ئۇ ق)‏ مۇهاجىرەتتىكى ئۇيغۇرلارنىڭ ئورتاق مهقسهت مۇددىئالىرىغا ۋەكىللىك قىلىدىغان خهلقئارالىق تهشكىلات بولۇپ،‏ 2004 يىل4 ئاينىڭ 19 كۈنى،‏ گېرمانىيهنىڭ ميۇنخېن شههىرىدە شهرقىي تۈركىستانمىللىي قۇرۇلتىيى ۋە دۇنيا ئۇيغۇر ياشلىرى قۇرۇلتىيىنىڭ بىرلىشىشىدىنشهكىللهنگهن.‏ د ئۇ ق نىڭ مهقسىتى ئۇيغۇر خهلقىنى شهرقىي تۈركىستاندىكىسىياسىي كېلهچىكىنى قورال كۈچىگه تايانماي،‏ تېنچلىق يولى ۋە دېمۇكراتىكشهكىلدە قولغا كهلتۈرۈشكه تهشۋىق قىلىشتىن ئىبارەت.‏ د ئۇ ق بىر دېمۇكراتىكتهشكىلات بولۇپ،‏ قۇرۇلتاي رەئىسى ۋەكىللهر تهرىپىدىن دېمۇكراتىك ئۇسۇلداسايلىنىدۇ ۋە ئۈچ يىل ۋەزىپه ئۆتهيدۇ.‏دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ تۇنجى كېڭهش يىغىنى 2004 يىلى ئۆتكۈزۈلدى ۋەئهركىن ئالپتېكىن قۇرۇلتاي رەئىسى بولۇپ سايلاندى.‏ ئهركىن ئالپتېكىن 2006 يىلى ئۆتكۈزۈلگهن ئىككىنچى نۆۋەتلىك كېڭهش يىغىنىدا قۇرۇلتايدىن ئايرىلدى.‏قۇرۇلتاينىڭ ئىككىنچى كېڭهش يىغىنى 2006 يىل 11 ئاينىڭ 24 كۈنىدىن 27 كۈنىگىچه گېرمانىيهنىڭ ميۇنخېن شههىرىدە ئۆتكۈزۈلدى ۋە بارلىق ۋەكىللهر بىردەكئاۋاز بىلهن رابىيه قادىر خانىمنى قۇرۇلتاي رەئىسى قىلىپ سايلىدى.‏ قۇرۇلتاينىڭئۈچىنچى كېڭهش يىغىنى،‏ 2009 يىل 5 ئاينىڭ 21 كۈنىدىن 25 كۈنىگىچهئامېرىكىنىڭ ۋاشىنگىتون شههىرىدە ئۆتكۈزۈلدى.‏ بۇ يىغىنغا ئاۋسترالىيه،‏ بېلگىيه،‏كانادا،‏ دانىيه،‏ فرانسىيه،‏ گېرمانىيه،‏ گوللاندىيه،‏ ياپۇنىيه،‏ قازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏نورۋىگىيه،‏ شۋېتسىيه،‏ تۈركىيه ۋە ئامېرىكىدىن ۋەكىللهر قاتناشتى.‏ ئۇيغۇرلارنىڭخهلقئارالىق ئىنسان ههقلىرى ۋە دېمۇكراتىيه ههرىكهتلىرىنىڭ رەهبىرى رابىيهقادىر خانىم بىردەك ئاۋاز بىلهن يهنه بىر قېتىم قۇرۇلتاي رەئىسى بولۇپ سايلاندى.‏دۇنيانىڭ ههر يېرىدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئۈچۈن خىزمهت قىلىۋاتقانئاساسلىق ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ تىزىملىكى تۆۋەندىكى جهدۋەلدە بېرىلدى.‏ بۇتهشكىلاتلارنىڭ جهدۋەلدىكى ئېنتېرنېت ئادرېسى ئارقىلىق تهپسىلىي مهلۇماتقائېرىشكىلى بولىدۇ.‏259


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتۈركىيهدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئۈچۈن خىزمهت قىلىۋاتقان ئاممىۋىيتهشكىلاتلارمۇهاجىرەتتىكى ئۇيغۇرلار شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىشغال قىلىنىشى (1949)تۈپهيلىدىن،‏ 1952 يىلى ‏(هىجرەت قىلىپ چىققان ۋە)‏ هىندىستان،‏ پاكىستانۋە ئافغانىستان ئارقىلىق تۈركىيهگه يېتىپ كېلىپ،‏ بۇ يهردە تهشكىللىكهالدا مۇستهقىللىق مۇجادىلىسىنى داۋاملاشتۇرغان . 9 تۆۋەندە تۈركىيهدە شهرقىيتۈركىستان مۇجادىلىسى ئېلىپ بېرىۋاتقان ئاممىۋىي تهشكىلاتلارغا مۇناسىۋەتلىكمهلۇماتلار بېرىلىدۇ.‏ 1987 يىلىدىكى ئوقۇغۇچىلار ههرىكىتى ۋە تۈركىيهگه كهلگهنشهرقىي تۈركىستانلىق ئوقۇغۇچىلارنىڭ كۆپىيىشى بىلهن ياشلار ههرىكىتى ئهۋجئېلىشقا باشلىدى.‏ بۇ ههرىكهتنى خهلقئارالىق سههنىگه ئېلىپ چىقىش ئۈچۈن،‏قازاقىستاندا دۇنيا ئۇيغۇر ياشلىرى قۇرۇلتىيى چاقىرىلدى.‏ 1997 يىلىدىكى غۇلجاۋەقهسىدىن كېيىن،‏ دۇنيانىڭ دىققهت نهزىرى شهرقىي تۈركىستانغا ئاغدۇرۇلۇشىبىلهن بىرلىكته،‏ شهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىك 26 ۋەخپه ۋە جهمئىيهتنىڭۋەكىللىرى ئىستانبۇلدا يىغىلىپ،‏ ‏«مىللىي مهركهز»‏ نامىدا بىرلهشتى.‏ بۇ ئارىدا،‏خىتاي هۆكۈمىتى غۇلجىدا يۈز بهرگهنگه ئوخشاش ۋەقهلهرنىڭ تۈركىيهدىن ياردەمئېلىۋاتقانلىقىنى ئىلگىرى سۈردى ۋە تۈركىيه جۇمهۇرىيىتىگه ئارقىمۇ ئارقاههيئهت ئهۋەتىپ،‏ تۈرك هۆكۈمىتىدىن تۈركىيهدە پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقانشهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ پائالىيهتلىرىنى چهكلهشنى تهلهپقىلدى.‏ تۈركىيه هۆكۈمىتى 1999 يىللىق سايلامدىن بۇرۇن،‏ يهنى 1998 يىل12 ئاينىڭ 23 كۈنى،‏ 36/1998 نومۇرلۇق هۆججهتنى چۈشۈرۈپ،‏ تۈركىيهدىكىشهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ پائالىيهتلىرىگه چهكلىمه قويدى.‏ مهسئۇد يىلمازهۆكۈمىتى تهرىپىدىن چىقىرىلغان بۇ هۆججهتته تۈركىيهدىكى شهرقىي تۈركىستانتهشكىلاتلىرىنىڭ پائالىيهتلىرىنى چهكلهش،‏ شهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىكپائالىيهتلهردە ئاي يۇلتۇزلۇق كۆك بايراقنى ئاسقۇزماسلىق،‏ سىياسهتچى ۋەدۆلهت خادىملىرىنىڭ ‏(شهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىك)‏ پائالىيهتلهرگهقاتناشماسلىقى قارار قىلىندى.‏ شۇنىڭدىن ئېتىبارەن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارئىستراتېگىيىسىنى ئۆزگهرتىپ،‏ ياۋرۇپانى مهركهز قىلىپ پائالىيهت ئېلىپ بېرىشقاقارار بهردى.‏ يۇقىرىقى هۆججهت،‏ 5 ئىيۇل ئۈرۈمچى ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ سېنتهبىرئېيىدا 15/2009 نومۇرلۇق قارار بىلهن مهخپىي ئهمهلدىن قالدۇرۇلدى . 10 خىتاي260


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارهۆكۈمىتى 10 يىلدىن بېرى بۇ هۆججهتتىن پايدىلىنىپ،‏ تۈركىيهدە ئۆتكۈزۈلمهكچىبولغان شهرقىي تۈركىستانغا مۇناسىۋەتلىك نۇرغۇن پائالىيهتكه مۇۋەپپىقىيهتلىكهالدا توسقۇنلۇق قىلىپ كهلگهنىدى . 11 هازىر تۈركىيهدە شهرقىي تۈركىستانلىقلارتهرىپىدىن قۇرۇلغان ههر تۈرلۈك جهمئىيهت ۋە ۋەخپىلهر پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏تۆۋەندە بۇلاردىن بىر نهچچىسى ههققىدە قىسقىچه مهلۇمات بېرىلدى.‏١٢شهرقىي تۈركىستان كۆچمهنلهر جهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان كۆچمهنلهر جهمئىيىتى 1960 يىلى ئىيسا يۈسۈپئالپتېكىن ۋە هاجى ئوسمان تاشتان تهرىپىدىن قۇرۇلغان بولۇپ،‏ تۈركىيهدە قۇرۇلغانتۇنجى شهرقىي تۈركىستان جهمئىيىتى هېسابلىنىدۇ.‏ جهمئىيهت ئهزالىرى ئىچىدەقازاق ۋە ئۇيغۇرلاردىن سىرت،‏ قىرغىز ۋە ئۆزبهكلهرمۇ بار.‏ بۇ جهمئىيهت،‏ تۈركىيهجۇمهۇرىيىتى مېنىستىرلار كومىتېتى تهرىپىدىن 1993 يىل 4 ئاينىڭ 12 كۈنى ئېلىنغان،‏ 4322 نومۇرلۇق قارارغا ئاساسهن ‏”خهلق مهنپهئهتى ئۈچۈن خىزمهتقىلىدىغان تهشكىلات“‏ سالاهىيىتىگه ئېرىشتى.‏ جهمئىيهتنىڭ مهقسىتى:‏ ‏«تۈركقان سىستېمىسىنىڭ بىر تارمىقى بولغان شهرقىي تۈركىستاندىن تۈركىيهگهكۆچۈپ كهلگهن ياكى پاناهلىق تىلىگهن شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا ياردەم بېرىش»‏دەپ بهلگىلهنگهن.‏ ئىيسا يۈشۈپ ئالپتېكىننىڭ ۋاپاتىدىن كېيىن،‏ جهمئىيهتئىچىدە چىققان مهسىلىلهر تۈپهيلىدىن،‏ ئۇيغۇرلار جهمئىيهتتىن ئايرىلغان.‏ هازىرجهمئىيهت شهرقىي تۈركىستانلىق قازاقلارنىڭ رەهبهرلىكىدە پائالىيهت ئېلىپبېرىۋاتىدۇ.‏ سوۋېت ئىتتىپاقى پارچىلىنىپ،‏ قازاقىستان دۆلىتى قۇرۇلغاندىنكېيىن،‏ قازاق هۆكۈمىتى دۇنيانىڭ ههر يېرىدىك قازاقلارنى قازاقىستانغا قايتىشقاچاقىرىپ،‏ قايتقانلارنىڭ گراژدانلىق،‏ ئۆي ۋە خىزمهت بىلهن تهمىنلهشكه ئههدەبهردى.‏ شۇنىڭ بىلهن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىق مۇهاجىر قازاقلاردا شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىگه بولغان كۆڭۈل بۆلۈش نىسبىتى كۆرۈنهرلىك دەرىجىدە ئازايدى.‏كۆچمهنلهر جهمئىيىتىمۇ بۇ ئۆزگىرىشنىڭ تهسىرىگه ئۇچرىدى.‏ شۇنداقتىمۇ،‏ئارىلىرىدىكى مويسىپىت كىشىلهرنىڭ تهشهببۇسلىرى بىلهن شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىنىڭ ئىچىدىن ئورۇن ئېلىشقا تىرىشماقتا.‏١٣شهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى:‏ 1989 يىل 5 261


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئاينىڭ 22 كۈنى،‏ تۈركىيهدە ياشاۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلار تهرىپىدىنقۇرۇلغان بولۇپ،‏ جهمئىيهتنىڭ ئۇلىنى قهيسهرى ۋىلايىتىدە ياشاۋاتقانئۇيغۇرلار تهشكىل قىلىدۇ.‏ تۈركىيهدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ئۈچۈنپائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان بۇ جهمئىيهت:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستاندىكى خىتايئىشغالىيىتىنىڭ نهتىجىلىرىنى كهڭ جامائهتچىلىككه ئاڭلىتىش،‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ مىڭلارچه يىللىق مهدەنىيىتىنى تۈرك خهلقىگه تونۇشتۇرۇش ۋەشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ هىجرەت ۋە مۇهاجىرەت هاياتىدىكى ههمكارلىقۋە ياردەملىشىشنى كۈچهيتىش“نى ئاساسىي مهقسهت قىلىدۇ.‏ جهمئىيهت رەئىسىسېيىت تۈمتۈرك دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىنىڭ مۇئاۋىن رەئىسى بولغاندىن بېرى،‏جهمئىيهت تهسىرىنىڭ كۈچهيگهنلىكى كۆرۈلمهكته.‏262١٤شهرقىي تۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى:‏ ۋەتهن ئىچى ۋە سىرتىدائىلىم تههسىلىنى تاماملىغان ۋە تۈركىيهدە ياشاۋاتقان بىر تۈركۈم ياشلار تهرىپىدىن2006 يىلى ئىستانبۇلدا قۇرۇلدى.‏ جهمئىيهت قۇرغۇچىلىرى جهمئىيهتنىڭقۇرۇلۇش مهقسىتى ههققىدە مۇنداق دەيدۇ:‏ ‏”جهمئىيهتنى قۇرغان ياشلار يىللاردىنبېرى خىتاي زۇلمى ئاستىدا ئېڭراۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ماددىيۋە مهنىۋىي ئازابىغا مهلههم بولۇشنى ئارزۇ قىلاتتى.‏ بۇنىڭ بىردىنبىر يولىنىڭخهلقنىڭ مهنىۋىي دۇنياسىنى قۇتۇلدۇرۇش،‏ يهنى قهلبىنى ئىمان،‏ ئىلىم ۋە ئىرپانبىلهن تولدۇرۇش كېرەك ئىكهنلىكىنى ئوبدان بىلهتتى.‏ شۇڭا جهمئىيهت ئىسمىنى‏«مائارىپ»‏ دەپ ئاتىدى.‏ كوممۇنىست خىتاي رېجىمى ههم كۈچلۈك ههم هىيلىگهربولغاچقا،‏ شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىنى بىر بىرلهپ كۆزدىن يوقاتماقچىئىدى.‏ بۇ ياشلىرىمىزنىڭ ئانا ۋەتىنى دۇچ كېلىۋاتقان خهۋپلىك ئههۋال كۈنسېرىزورىيىپ بېرىۋاتاتتى.‏ يالغۇز جېنىغا خىتاي بېسىمىغا كۆكرەك كېرىش ۋە زۇلۇمغاقارشى تۇرۇش بهكمۇ قىيىن ئىدى.‏ ‏«كۈچ بىرلىكته،‏ ئىش ئۆملۈكته»‏ دېگهن سۆزگهئاساسهن،‏ جهمئىيهت ئىسمىغا ‏«ههمكارلىق»نى قوشتى.‏ شۇنداق قىلىپ،‏ شهرقىيتۈركىستان خهلقىنىڭ قۇتۇلۇشى ئۈچۈن بىر ئۈمىد چىرىغى ياندى ۋە ‏«شهرقىيتۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى»‏ قۇرۇلدى.‏ ‏«مۇئمىن مۇئمىننىڭقېرىندىشى»،‏ ‏«مۇسۇلمانلار بىر ۋۇجۇدنىڭ ئورگانلىرىغا ئوخشايدۇ».‏ خىزمهتلهردەئۈمىد قىلىنغان مهقسهتكه يېتىش ئۈچۈن چوقۇم بىرلىك بولۇشى شهرت.‏ چۈنكى


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلاربۇ خىزمهتلهر بهكمۇ قىيىن.‏ شۇ سهۋەبتىن،‏ دوستقا ههمىشه ئېهتىياج چۈشىدۇ.‏پهيغهمبىرىمىز ئېيتقاندەك،‏ كىمكى بىر خهيرلىك ئىشقا ۋەسىله بولسا،‏ شۇ ئىشنىقىلغان كىشىگه ئوخشاش ئهجىر ئالىدۇ“.‏ شهرقىي تۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىقجهمئىيىتى پۈتۈن ئىسلام ئالهمىنىڭ شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىگه ئىگهچىقىشى ئۈچۈن كۆپرەك كۈچىمهكته ۋە مهسىلىنى ئىسلامىي مهسئۇلىيهتتۇيغۇسى ئاساسىدا ههل قىلىش ئېڭىغا تايانغان هالدا پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏١٥شهرقىي تۈركىستان ههمكارلىق جهمئىيىتىئىنسانىي ههق ۋە هوقۇقلىرىدىن مههرۇم قېلىپ،‏ بېسىم ۋە زۇلۇمغائۇچرىغانلىقىنى،‏ مىللىي مهۋجۇدىيهت ۋە مهدەنىيىتىنىڭ يوقىتىۋېتلىش خهۋپىگهدۇچ كهلگهنلىكىنى ئىپادىلهپ كېلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىق كىشىلهرنىڭبىر قسمى،‏ 1992 يىل 12 ئاينىڭ 12 كۈنىدىن 14 كۈنىگىچه ئىستانبۇلدابىر ئارىغا كېلىپ،‏ شهرقىي تۈركىستان ههمكارلىق جهمئىيىتىنى قۇردى.‏جهمئىيهتنىڭ قۇرۇلۇش مهقسىتى:‏ ‏”ئهجداد روهلىرىنىڭ،‏ ۋەتهن تۇپراقلىرىنىڭئېسىل روهلۇق يۇرتداشلىرىنىڭ هېس تۇيغۇ ۋە ئارزۇ ئۈمىدلىرىگه قۇلاق سېلىپ،‏چاقىرىقلىرىغا ئاۋاز قوشۇش؛ دۇنياغا،‏ ئىنسانىيهت ۋىجدانىغا شهرقىي تۈركىستانخهلقىنىڭ ههقلىق داد پهريادىنى،‏ هۆر ۋە مۇستهقىل ياشاش ئارزۇسى ۋە ئىرادىسىنىئاڭلىتىش؛ دۇنيا جامائهتچىلىكىگه شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ماددىي ۋەمهدەنىي مهۋجۇدىيىتىنى،‏ مىللىي كىملىكىنى يوقىتىۋېتىش مهقسىتىدە يولغاقويۇلغان سىياسهت بهلگىلىمىلهرنىڭ ئىنسانىيهتكه،‏ دۇنيا تېنچلىقىغا،‏ خهلقلهرئارا دوستلۇق ۋە ههمكارلىق پرىنسىپلىرىغا قارشى ئىشلىنىۋاتقان ئېغىر جىنايهتئىكهنلىكىنى ئىپادىلهش؛ ئۆزىنى تېنچلىققا،‏ ئادالهتكه،‏ هۆرلۈككه،‏ مىللهتلهر ئاراچۈشىنىش،‏ دوستلۇق ۋە ههمكارلىققا ئاتىغان ئالىيجاناپ كىشىلهرنى،‏ تهشكىلاتلارنى،‏مىللهتلهرنى شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ههقلىق داۋاسىغا كۆڭۈل بۆلۈشكهچاقىرىش“‏ دەپ بهلگىلهنگهن.‏ شهرقىي تۈركىستان ههمكارلىق جهمئىيىتىنىڭئاكتىپ پائالىيهت ئېلىپ بارمايۋاتقانلىقى كۆرۈلمهكته.‏١٦شهرقىي تۈركىستان ۋەخپىسىشهرقىي تۈركىستان ۋەخپىسى:‏ ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن تهرىپىدىن قۇرۇلغانبولۇپ،‏ ئۆتمۈشته تۈركىيهدىكى شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا ۋاكالىتهن كهڭ ۋە263


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتهسىرى كۈچلۈك پائالىيهت ئېلىپ باراتتى.‏ هازىر بۇرۇنقىدەك ئاكتىپ پائالىيهتئېلىپ بارمىسىمۇ،‏ ئۇيغۇر ئوقۇغۇچىلارغا ياردەم خىزمىتىنى داۋاملاشتۇرماقتا ۋەههرخىل مۇراسىم پائالىيهتلهرنى ئۆتكۈزمهكته.‏شهرقىي تۈركىستان ياشلار ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان ياشلار ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى:‏ بۇرۇن هىجرەتقىلىپ چىققان ئۇيغۇرلارنىڭ ئىستانبۇلدا تۇغۇلغان بالىلىرى تهرىپىدىن،‏ 2006 يىل ئىستانبۇلدا قۇرۇلغان جهمئىيهت بولۇپ،‏ ياشلار تهرىپىدىن قۇرۇلغان يېڭىجهمئىيهتتۇر.‏ بۇ جهمئىيهت شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى تۈركىيه خهلقى ۋەئاخبارات ئورگانلىرىغا ئاڭلىتىشنى مهقسهت قىلغان بولۇپ،‏ نامايىش ئۆتكۈزۈش،‏ئاخبارات باياناتى ئېلان قىلىش،‏ ئالاهىدە كۈنلهرنى خاتىرىلهش ۋە تهبرىكلهشپائالىيهتلىرى ئېلىپ بارماقتا.‏شهرقىي تۈركىستانلىقلار قۇرغان تهشكىلاتلاردىن سىرت،‏ İHH ئىنسانىي ياردەمۋەخپىسى،‏ مهزلۇملار جهمئىيىتى،‏ ئىلتىجا قىلغۇچىلار بىلهن ههمكارلىشىشجهمئىيىتى قاتارلىق ۋەخپه ۋە جهمئىيهتلهر؛ مىللهتچىلىك ياكى ئىسلامىيكىملىك ئاساسىدا ههمكارلىشىش مهقسىتىدە قۇرۇلغان بهزى تهشكىلات ئورگانلارمۇ شهرقىي تۈركىستانلىقلارنى قوللىماقتا ۋە ياردەم قولىنى سۇنماقتا.‏١٧İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىİHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى:‏ 1992 يىلى قۇرۇلغان بولۇپ،‏ ئۇرۇش بولۇۋاتقانۋە ئۇرۇشنىڭ تهسىرى داۋاملىشىۋاتقان،‏ ئاپهت يۈز بهرگهن،‏ يوقسۇللۇق ئهۋج ئالغاندۆلهت ۋە رايونلاردا پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏ هازىر خىزمهت دائىرىسىنى 120دۆلهتكه يهتكۈزگهن İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى شهرقىي تۈركىستان خهلقىئۈچۈنمۇ مهيلى ئىنسان ههقلىرى ياكى ئىنسانىي ياردەم جهههتتىن بولسۇن،‏ ههرساههدە قولىدىن كېلىشىچه خىزمهت قىلىۋاتماقتا.‏ يهر يۈزىگه ئادالهتنىڭ هاكىمبولۇشى،‏ ياخشىلىقنىڭ ههر يهرگه يېيىلىشى ۋە يامانلىقنىڭ چهكلىنىشى ئۈچۈنقېرىنداشلىق ئېڭى بىلهن يولغا چىققان،‏ قهيهردە موهتاج ۋە مهزلۇم بولسا،‏ شۇلارغاياردەم قولىنى سۇنۇپ،‏ شهرەپلىك هايات تهقدىم قىلىشنى ئاساسىي نىشان قىلغان،İHH ئىنسانلارنى موهتاج ۋە مهزلۇم هالهتكه چۈشۈرۈپ قويغان ههر تۈرلۈك سىياسهت264


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارۋە پائالىيهتلهرگه قارشى تۇرۇش ئۈچۈن،‏ ئىنسانلارنىڭ ههق هۆررىيهتلىرىنىڭدەپسهندە قىلىنماسلىقى ئۈچۈن كېرەكلىك بولغان خىزمهتلهرنىمۇ ئىشلىمهكته.‏مۇشۇ پرىنسىپقا ئاساسهن شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه مۇناسىۋەتلىك ههر خىلپائالىيهتلهرنى يۈرگۈزمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنى كۈچلهندۈرۈشخىزمهتلىرىدىن سىرت،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى ههققىدە كىتاب نهشىرقىلىش،‏ تېلېۋىزىيه پروگراممىسى ۋە هۆججهتلىك فىلىم ئىشلهپ تارقىتىش،‏مۇهاكىمه يىغىنى،‏ سۆهبهت يىغىنى،‏ ئاخبارات يىغىنى ۋە مهجلىس ئېچىش،‏نامايىش ئۆتكۈزۈش،‏ دوكلات تهييارلاش ۋە بۇ خىزمهتلهرنى خهلقئارالىق جامائهتكهئۇقتۇرۇش قاتارلىق پائالىيهتلهرنى ساناپ ئۆتۈشكه بولىدۇ.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏تۈركىيه ۋە باشقا دۆلهتلهردىكى پاناهلىق تىلىگۈچى شهرقىي تۈركىستانلىقلارغاۋە شهرقىي تۈركىستاندىكى موهتاج ئائىلىلهرگه ئىنسانىي ياردەم يهتكۈزمهكته.‏شهرقىي تۈركىستانلىق يېتىم ئۆسمۈرلهرگىمۇ ئىگه چىققان ،İHH يېتىملارنىڭئوقۇش،‏ سالامهتلىك،‏ يېمهك ئىچمهك،‏ كىيىم كېچهك ۋە باشقا ئېهتىياجلىقنهرسىلىرىنى تهمىنلهپ بهرمهكته.‏ئىنسان ههقلىرى ۋە مهزلۇملار ئۈچۈن ههمكارلىشىش جهمئىيىتى١٨‏(مهزلۇملار جهمئىيىتى)‏ئىنسان ههقلىرى ۋە مهزلۇملار ئۈچۈن ههمكارلىشىش جهمئىيىتى:‏ 1991 يىلىقۇرۇلغان بولۇپ،‏ قۇرۇلغان كۈنىدىن ئېتىبارەن شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقانيولسىزلىق ۋە دەپسهندىچىلىكلهرنى ‏”زۇلۇم“‏ دەپ قوبۇل قىلىپ،‏ مهيلى شهرقىيتۈركىستاندىكى ياكى مۇهاجىرەتتىكى بولسۇن،‏ شهرقىي تۈركىستانلىق مهزلۇملارئۈچۈن ئىنسان ههقلىرىنى چۆرىدىگهن هالدا پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏ بۇ ههقتهنۇرغۇن قېتىم ئاخبارات يىغىنى ۋە نامايىش ئۆتكۈزگهندىن سىرت،‏ مهجلىس ۋەيىغىن تهشكىللىدى.‏ تۈركىيهدە ياشاۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلار دۇچ كهلگهنهوقۇقىي مهسىلىلهرگىمۇ ياردەم قولىنى سۇنغان مهزلۇملار جهمئىيىتى،‏ 5 ئىيۇلئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقى ئۈچۈنمۇ كۆپ كۈچ سهرپ قىلىپ،‏ بۇ ههقته تۈركىيه ۋەخهلقارالىق ئورگانلارغا مۇراجىئهت سۇندى.‏ مهزلۇملار جهمئىيىتى تهرىپىدىنئۈرۈمچى قهتلىئامى ههققىدە ئىستانبۇل مههكىمىسىگه سۇنۇلغان ئهرز پۈتۈن دۇنيائاخباراتىدا جاكارلاندى.‏ مهزلۇملار جهمئىيىتى 5 ئىيۇل ئۈرۈمچى قىرغىنچىلىقىدائىسمى ئېنىقلانغان ۋە ئېنىقلانمىغان مىڭلارچه كىشىنىڭ ئۆلۈمىگه؛ 50 مىڭدىن265


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئارتۇق كىشىنىڭ ههرخىل دەرىجىدە يارىلىنىشىغا؛ 30 مىڭدىن ئارتۇق كىشىنىڭبىگۇناه تۇتۇلۇپ كېتىلىشىگه ياكى ئىز دېرەكسىز يوقاپ كېتىشىگه سهۋەبچىبولغان خۇ جىنتاۋ ‏(خىتاي دۆلهت رەئىسى)،‏ ۋېن جياباۋ ‏(خىتاي باش مېنىستىرى)،‏مېڭ جيهنجۇ ‏(خىتاي دۆلهت مهجلىسى ئهزاسى ۋە جامائهت خهۋپسىزلىكىمېنىستىرى)،‏ چېن بىڭدى ‏(خىتاي ئازادلىق ئارمىيىسى باش قوماندانى مارشال)،‏نۇر بهكرى ‏(ئاپتونوم رايوننىڭ رەئىسى)،‏ ۋاڭ لېچۋەن ‏(كوممۇنىست پارتىيهنىڭرايونلۇق سېكرىتارى)،‏ ۋۇ شېمىن ‏(دۆلهت مىللىي ئىشلار كومىتېتىغا مهسئۇلمۇئاۋىن مېنىستىر)،‏ مۇتهللىپ ئهنۋەر ‏(ئۇيغۇر قوماندان)،‏ مۇختهر ههسهن ‏(شهرقىيتۈركىستان مىللىي ئىشلار كومىتېتى مۇئاۋىن مۇدىرى)‏ ۋە ئىسمى ئېنىقلانمىغانباشقا گۇمانلىق ئۇنسۇرلار ئۈستىدىن قهتلىئام قىلغانلىقى ‏(تۈركىيه جازا قانۇنىنىڭ76 ماددىسى)،‏ ئىنسانىيهتكه قارشى جىنايهت ‏(تۈركىيه جازا قانۇنىنىڭ 77 ماددىسى)‏ ئۆتكۈزگهنلىكى سهۋەبى بىلهن سوت ئېچىش ۋە جازاغا تارتىش ههققىدەجۇمهۇرىيهت سوت مههكىمىسىگه ئهرز سۇندى ۋە ئهرزدە ئىسمى زىكىر قىلىنغانخىتاي مهسئۇللىرى تۈركىيهگه كېلىپ قالسا،‏ دەرهال قولغا ئېلىنىشىنى تهلهپقىلدى.‏ مهزلۇملار جهمئىيىتى كامبودژادىن خىتايغا قايتۇرۇۋېتىلگهن 22 نهپهرئۇيغۇرغا مۇناسىۋەتلىك بىر قاتار پائالىيهت ئېلىپ باردى.‏ئاياللار تهشكىلاتلىرىنىڭ ئۇيغۇر ئاياللىرىنىڭ مهسىلىلىرىگه قۇلاق يوپۇرۇۋېلىشىشهرقىي تۈركىستان مهسىلىلىرىگه مۇناسىۋەتلىك ئهڭ كۆپ ۋە ئهڭ ئېغىريولسىزلىق ۋە دەپسهندىچىلىكنىڭ بىرى ئاياللارغا قىلىنىۋاتقان زۇلۇمدۇر.‏ شهرقىيتۈركىستاندا ئۇيغۇرلارغا قارىتىلغان ‏”پىلانلىق تۇغۇت سىياسىتى“نىڭ پۈتۈنلهيمهجبۇرىي ۋە بېسىم بىلهن يۈرگۈزۈلۈشى يۈز مىڭلىغان ئۇيغۇر ئايالنى ئۇۋالچىلىققاقويماقتا.‏ بولۇپمۇ،‏ ئۇيغۇر ئاياللارغا ۋە تۇغۇش ئالدىدا تۇرغان بوۋاقلارغا قارشى ئىنسانقېلىپىدىن چىققان هالدا ۋەهشىيلهرچه جىنايهت ئۆتكۈزۈلمهكته.‏خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئۇيغۇرلار زىچ ئولتۇراقلاشقان خوتهن ۋىلايىتىدە چىقارغانبىر بهلگىلىمىسى خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ ئۇيغۇرلارغا قاراتقان ‏”پىلانلىق تۇغۇتسىياسىتى“نىڭ ماهىيىتىنى چۈشىنىۋېلىشىمىزغا يېتهرلىك دەلىل بولالايدۇ.‏ئۇيغۇرلار زىچ ئولتۇراقلاشقان يېزا كهنتلهردىكى ‏”پىلانلىق تۇغۇت كادىرلىرى“،‏جازاغا تارتىلىشىدىن قورقۇپ،‏ ئۆزىگه تاپشۇرۇلغان ۋەزىپىنى ناهايىتى قوپاللىق266


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلاربىلهن،‏ مهجبۇرىي ئورۇندىماقتا.‏ ‏”پىلانلىق تۇغۇت سىياسىتىگه قارشى چىقتىڭ“‏دەپ خالىغانچه ئادەم ئۇرۇش،‏ ئېغىر جهرىمانه قويۇش،‏ تۈرمىگه سولاش...‏ قاتارلىقئىشلار ههردائىم يۈز بېرىپ تۇرىدۇ.‏ هامىلدار ئاياللار دوختۇرخانىغا مهجبۇرىيئېلىپ كېتىلىپ،‏ 5 6 ئايلىق،‏ ههتتا تۇغۇلۇشقا بىر نهچچه كۈن قالغان بالىلارنىئۆلتۈرۈۋېتىلمهكته.‏ ئۇيغۇر يېزىلىرىدا ئاياللارنى خۇددى مههبۇسلاردەك نازارەتئاستىدا تۇتۇش،‏ تۇغۇت چهكلهش ئوپېراتسىيىسى قىلىش ‏(مهجبۇرىي ئۈزۈكتاقاش)،‏ تۇغماسلىق ئوپېراتسىيىسى قىلىش،‏ ئاياللارنىڭ بهدىنىنى مهجبۇرىيتهكشۈرۈش دېگهندەك قىلمىشلار نورمال ئههۋالغا ئايلىنىپ قېلىۋاتماقتا.‏ ئاياللارغاقارىتىلغان بۇ مهجبۇرىي ئوپېراتسىيهلهر كۆپىنچه هاللاردا ناچار شارائىتلاردا ئېلىپبېرىلماقتا ۋە ئاياللار قانسىزلىقتىن ئۆلۈپ كېتىۋاتماقتا.‏ ئاياللار ههم جىسمانىيههم روهىي جهههتتىن ئېغىر ئازابقا دۇچار بولماقتا.‏ دۆلهت ئىگىلىكىدىكى ‏«خوتهنگېزىتى»نىڭ 9 ئاينىڭ 1 كۈنىدىكى سانىدا ئاشكارىلىنىشىچه،‏ پهقهت خوتهنناهىيىسىدىلا تۇغۇت يېشىغا توشقان 45 مىڭ ئايال بار بولۇپ،‏ بىر يىل ئىچىدەبۇلاردىن 30 مىڭ ‎400‎گه ئۇزۇن مهزگىللىك تۇغۇتنى چهكلهش تهدبىرى قوللىنىلغان.‏گېرمانىيهتنىڭ ميۇنخېن شههىرىدە سىياسىي پاناهلىق تىلىگهن ۋە ئىسمىنىئاشكارىلاشنى خالىمىغان بىر دوتسېنت دوكتورنىڭ بىلدۈرۈشىچه،‏ هازىر شهرقىيتۈركىستاندىكى دوختۇرخانىلار كېرەكلىك شهرت شارائىتنى هازىرلىماي تۇرۇپ،‏ئۇيغۇرلارغا كوللېكتىپ هالدا مهجبۇرىي تۇغماسلىق ئوپېراتسىيىسى قىلغانلىقىئۈچۈن،‏ ئوپېراتسىيه ئهسناسىدا ياكى ئوپېراتسىيهدىن كېيىن،‏ ئۆلۈش ياكى ئېغىركېسهاللهرگه گىرىپتار بولۇش نىسبىتى بهكمۇ يۇقىرى بولماقتا.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگهيېزىلاردا ياشايدىغان ئۇيغۇر ئاياللارنىڭ كۆپىنچىسى يوقسۇل،‏ مهدەنىيهت سهۋىيهسىتۆۋەن،‏ تېببىي ئىلىملهردىن بىخهۋەر بولغاچقا،‏ دوختۇرخانىلاردىكى ئوپېراتسىيهدىنساق چىقسىمۇ،‏ ئۆيىگه قايتقاندىن كېيىن يېتهرلىك دەرىجىدە كۈتىنهلمهسلىكىۋە ئېغىر ئهمگهك سهۋەبىدىن ئۆمۈرلۈك مېيىپ بولۇپ قېلىۋاتماقتا . 19ئاياللارغا قارىتىلغان يولسىزلىق بۇلاردىنلا ئىبارەت ئهمهس.‏ خىتاي ئايالۋە بالىلار تىجارىتىنىڭ مهركىزى ۋە مهنبه دۆلىتى.‏ خىتاي بولۇپمۇ 16 22ياشلار چامىسىدىكى ئۇيغۇر قىزلارنى ئۆز ئانا يۇرتىدىن ئايرىپ،‏ خىتاينىڭ يىراقئۆلكىلىرىگه ئېلىپ كېتىۋاتماقتا ۋە ناهايىتى ئاز مائاش بېرىپ مهجبۇرىيئىشلهتكهندىن سىرت،‏ ئۇلارنى ئهخلاقسىزلىق قىلىشقا زورلىماقتا.‏ بۇ قىزلارنىڭ267


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسانى هازىر بىر مىليونغا يېتىپ بارغان بولۇپ،‏ نۇرغۇنلىرى ئامالسىزلىقتىن ئۆزىنىئۆلتۈرىۋالدى.‏ خهلقئارا ئهمگهك تهشكىلاتىنىڭ مهلۇماتىغا كۆرە،‏ خىتاي بازىرىدا ههريىلى 20 مىڭ ئهتراپىدا كىشى سېتىلىۋاتماقتا ۋە بۇلارنىڭ ‎90‎‏%نى ئايال بالىلارتهشكىل قىلماقتا.‏مانا بۇ مهلۇماتلارنى كۆرۈپ تۇرۇۋاتقان پۈتۈن دۇنيادىكى ئاياللار تهشكىلاتىنىڭشهرقىي تۈركىستانلىق ئاياللار ئۈچۈن ئۈن تىن چىقارماسلىقى بهكمۇئهجهبلىنهرلىك ئىش.‏ بولۇپمۇ ئايال ههقلىرىنى چۆرىدىگهن هالدا پائالىيهت ئېلىپبېرىۋاتقان ئاممىۋىي ئايال تهشكىلاتلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستانلىق ئاياللار دۇچكېلىۋاتقان بۇ يولسىزلىقلارنى چهكلهش ئۈچۈن دوكلات ۋە ماتېرىيال تهييارلاپ،‏ههرخىل ئۇسۇللار بىلهن دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭ دىققهت ئېتىبارىغا سۇنۇشى ۋەبۇ ئارقىلىق يىللاردىن بېرى هۆكۈم سۈرۈۋاتقان جىمجىتلىقنى بۇزۇپ،‏ ئاۋازىنىڭبارىچه جار سېلىشى كېرەك.‏ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ئۈچۈن قىلىپ بېرەلهيدىغانلىرى11 سېنتبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ ‏”بىخهتهرلىك“كه قۇربان بولۇپ كهتكهنئهركىنلىك ۋە ئىنسان ههقلىرى يېڭى سالاهىيىتىنى ئىزدىمهكته.‏ بۇ ئههۋالئاستىدا،‏ ئىنسانىي ههق ۋە هوقۇقلارنى ‏”تېرورىزمغا قارشى مۇجادىله چۈشهنچىسى“‏نامىدا يوقىتىۋەتكهن سىياسهتلهرگه قارشى تۇرۇش ئۈچۈن ههممه تهرەپكه ۋە ئاممىۋىيتهشكىلاتلارغا بهكمۇ ئېغىر ۋەزىپه چۈشمهكته.‏ هاكىمىيهتلهرنىڭ ئهكسىچه،‏دۇنيانىڭ نهرىدە بولسا بولسۇن،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ياخشى نىيهت ۋە ئهخلاقىيئۆلچهملهرنى چىقىش قىلغان هالدا ههرىكهتكه ئۆتۈپ،‏ پهرقلىق ئېتىقاد،‏ پىكىر ئېقىملارنى ئۆز پرىنسىپلىرىغا كۆرە تهڭ نهتىجىدە بىرلهشتۈرسه ۋە بۇ نهتىجىنىتهشكىللىك هالدا جاكارلىسا،‏ ‏”ئىنسان ههقلىرى“‏ بىخهتهر ئورگان بولۇشئىمكانىيىتىگه ئېرىشهلىشى مۇمكىن.‏پۈتۈن دۇنيا خهلقىنىڭ كۆزلىرى ئالدىدا ئىنسان ههقلىرىنى ئۆز مهيلىچهدەپسهندە قىلىۋاتقان،‏ ئىرقىي قىرغىنچىلىق سىياسىتى يۈرگۈزۈۋاتقان خىتايمۇستهملىكىسى ئاستىدا ياشاۋاتقان شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئۈچۈن،‏ ئۆز مهيلىچهتۇتۇش،‏ قاماش،‏ قىيىن قىستاققا ئېلىش،‏ سوتسىز ئىجرا ۋە ئۆلۈم جازاسى،‏ مهجبۇرىيئوپېراتسىيه،‏ تۇغماس قىلىۋېتىش،‏ كۈچۈشكه زورلاش،‏ دىنىي تهلىم تهربىيه ۋە268


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارئىبادەتنى چهكلهش،‏ خهلق خىزمهتلىرىدىن پايدىلىنىشقا چهكلىمه قويۇش،‏ئهيدىسكه ئوخشاش ۋابا ۋە يۇقۇملۇق كېسهللىكلهرنىڭ تارقىتىلىشى،‏ ئهرزان ئهمگهككۈچى قىلىپ ئىشلىتىش،‏ ئىشلىتىش ئۈچۈن ئۆز يۇرتىدىن كۆچۈرۈپ كېتىسش،‏ساياههت ۋە ههرىكهت ئهركىنلىكىنىڭ چهكلىمىگه ئۇچرىشى،‏ خهۋەرلىشىش ۋەئۇچۇر ئالاقىنىڭ چهكلىنىشى قاتارلىقلارغا مۇناسىۋەتلىك بهلگىلىمىلهرنىئهمهلدىن قالدۇرۇپ،‏ خهلقنىڭ ۋىجدانىغا مۇناسىپ ئادالهت سىستېمىسىئورنىتىپ بېرەلهيدىغان ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ ئورتاق پائالىيىتى نهتىجىسىدە،‏ئۇيغۇرلارنىڭ هاكىمىيىتى هامان بىر كۈنى ۋۇجۇدقا چىقىدۇ.‏ب د ت سىستېمىسىدا ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ رولىنىڭ كۈنسېرى ئېشىپبېرىشى بىلهن،‏ ئىنسان ههقلىرى ساههسىدە يۈز بهرگهن نۇرغۇنلىغان مهسىلىلهرنىڭدوكلاتلار بىلهن ئوتتۇرىغا قويۇلۇشى،‏ هۆكۈمهتلهرنى مهۋجۇد مهسىلىنى ههل قىلىشقامهجبۇرلىماقتا،‏ هۆكۈمهتلهرنىڭ قانۇن ۋە سىياسهتلىرىنى تۈزىتىشىگه تۈرتكهبولماقتا.‏ خىتاي ب د ت غا ئهزا دۆلهتلهر ئارىسىدا بۇ ههقته ئهڭ ئاستا ئىش قىلىدىغانۋە ئهڭ قاتتىق تىركىشىدىغان دۆلهت بولسىمۇ،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ پائالىيهتۋە تىرىشچانلىقلىرى ئۈزلۈكسىز داۋاملىشىشى كېرەك.‏ئىنسانىيهتنىڭ ئورتاق نهتىجىسى هېسابلىنىدىغان خهلقئارالىق قانۇنىيمهلۇماتلارغا كۆرە،‏ خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۈستىدىنيۈرگۈزۈۋاتقان سىستېمىلىق يولسىزلىق ۋە قهتلىئاملىرى ‏”ئىنسانىيهتكه قارشىئۆتكۈزۈلگهن جىنايهت كاتېگورىيىسى“دىن ئورۇن ئالماقتا.‏ خۇددى ئىسرائىلىيهنىڭقىلغىنىدەك،‏ ئوچۇق ئاشكارا قانۇنسىزلىق قىلىش ۋە ئىنسانىيهتكه قارشىجىنايهت ئۆتكۈزۈلگهن جىنايهتلهرنىڭ باشقا خهلق،‏ شۇنداقلا پۈتۈن ئىنسانىيهتئۈچۈن تههدىت ئىكهنلىكىنى ههرگىز ئۇنۇتماسلىقىمىز لازىم.‏شهرقىي تۈركىستان خىتاينىڭ ئىچكى مهسىلىسى ئهمهس،‏ بهلكى پۈتۈنئىنسانىيهتنىڭ ئورتاق مهسىلىسىدۇر.‏ خىتاي هاكىمىيىتى ئىنسان ههقلىرىۋە ئىنسانىي ياردەم تهشكىلاتلىرىنىڭ پائالىيهتلىرىگه رۇخسهت قىلىشى ۋە بۇههقتىكى تهلهپلهرگه ئىجابىي جاۋاب بېرىشى لازىم.‏ب د ت خىتايغا قارشى چهكلىمه قويۇش ئارقىلىق ئېزىلگهن شهرقىي تۈركىستانخهلقىگه يان بېسىشى كېرەك.‏ بارلىق ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچلىكلىرىنىڭدەرهال توختىتىلىشى ۋە تهشكىللىنىش ئهركىنلىكىگه قويۇلغان چهكلىمىنىڭ269


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئهمهلدىن قالدۇرۇلۇشى ئۈچۈن كېرەكلىك خىزمهتلهرنى ئىشلىشى لازىم.‏ ئۈرۈمچىقهتلىئامى ۋە شۇنىڭغا ئوخشاش ئىنسانىيهتكه قارشى ئۆتكۈزۈلگهن جىنايىقىلمىشلارنىڭ خهلقئارالىق جازا مههكىمىسى ۋە باشقا سوت مېخانىزمىلىرىداسوتلىنىشى ئۈچۈن،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ۋە ب د ت بىخهتهرلىك كومىتېتى ئهرزسۇنۇشى لازىم.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ههممه يېرىگه ئىنسانىي ياردەم پائالىيهتلىرىنىڭيېتىپ بېرىشى ئۈچۈن،‏ خهلقئارالىق مېخانىزمىلار ههرىكهتكه ئۆتۈشى ۋە خىتايبۇنىڭغا مۇناسىۋەتلىك تهلهپلهرنى قوبۇل قىلىشى لازىم.‏خىتاي ئىچىدە ئادالهت ۋە ئىنسان ههقلىرى تهرەپدارى بولغان خىتايلارنىڭزېممىسىگه بهكمۇ ئېغىر ۋەزىپىلهر چۈشمهكته.‏ بېسىم ۋە تههدىت ئاتموسفېراسىنىڭبېسىقىپ قېلىشى،‏ قىلىنىۋاتقان زۇلۇملارنىڭ ئاخىرلىشىشى ئۈچۈن قهتئىيئىرادىلىك ۋە ئېغىر بېسىم كۈچى شهكىللهندۈرۈلۈشى لازىم.‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارئىچىدە ئهڭ كۈچلۈك تهسىرگه ئىگه بولغىنى،‏ ئهلۋەتته،‏ خىتاي ئىچىدىكى ههق ۋەئادالهت تهرەپدارى،‏ ئهركىنلىكنى ياقلىغۇچى خىتايلارنىڭ ئاممىۋىي ئورگانلىرىدۇر.‏خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا قاراتقان يولسىزلىق سىياسىتىنىڭئهمهلدىن قېلىشى ئۈچۈن،‏ بهزى ئاممىۋىي تهشكىلاتلار ئوتتۇرىغا قويغان ‏”خىتايماللىرىنى بايقۇت قىلىش“‏ چارىسىنى تېخىمۇ كهڭ قانات يايدۇرۇشقا ۋە بۇنىڭئۈچۈن بارلىق تهشكىلات ئورگانلاردىن ياردەم تهلهپ قىلىشقا بولىدۇ.‏ئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتى دەرهال يىغىلىپ،‏ ئهزا دۆلهتلهرنىڭ ۋە دۇنيانىڭخىتايغا سىياسىي،‏ ئىقتىسادىي،‏ قانۇنىي چهكلىمه قويۇشى ئۈچۈن قارار ئېلىشىلازىم.‏شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى پهقهت شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭلا دەۋاسىئهمهس.‏ شۇڭا شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسىنىڭ ههر يهردە ۋە ههر جهههتتىنقوللاپ قۇۋۋەتلىنىشى ئۈچۈن پهقهت شهرقىي تۈركىستانلىقلارلا ئهمهس،‏ باشقامىللهت كىشىلىرىمۇ تهشكىللىنىشى كېرەك.‏ بولۇپمۇ،‏ ئالدى بىلهن مۇسۇلماندۆلهتلهرنىڭ شهرقىي تۈركىستانلىق قېرىنداشلار ئۈچۈن تېخىمۇ كۆپ ۋەتهشكىللىك پائالىيهت ئېلىپ بېرىش مهسئۇلىيىتى بار.‏خىتاي بىلهن سىياسىي ئىقتىسادىي مۇناسىۋىتى بولغان بارلىق دۆلهتلهرنىڭئهكسىچه،‏ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارنىڭ خهلقنىڭ قهلب نىداسى سۈپىتىدە بهلگىلىك270


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلاررول ئوينىشى ئۈمىد قىلىنماقتا.‏ خۇددى ئىراق ۋە پهلهستىن زېمىنلىرىدىكىئىشغالىيهت ئاخىرلاشمىسا ۋە مهزلۇملار ئادالهتكه ئېرىشمىسه بولمىغىنىدەك،‏شهرقىي تۈركىستانلىقلارمۇ چوقۇم هۆرلۈكىگه ئېرىشمهي تۇرۇپ،‏ پۈتۈن دۇنيادائادالهتنىڭ هاكىم ئورۇنغا چىقىشى مۇمكىن ئهمهس.‏ پۈتۈن دۇنيادا تېنچلىق ۋەئادالهتنىڭ بهرپا قىلىنىشىنى،‏ شۇنداقلا تېنچلىق بىلهن بىلله ياخشىلىقنىڭمۇكهڭ يېيىلىشىنى ئۈمىد قىلىمهن.‏شهرقىي تۈركىستان ئۈچۈن پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان بىر قىسىم ئاممىۋىي تهشكىلاتلارتهشكىلات ئىسمىدۆلهتتور بېتىwww.asianresearch.org1 ئاسىيا تهتقىقات جهمئىيىتىwww.asylumseekerscentre.org.auپاناهلىق تىلىگۈچىلهر مهركىزىئاۋسترالىيه2www.uyghuraustralia.orgئاۋسترالىيه ئۇيغۇر جهمئىيىتىئاۋسترالىيه3بىلگىيه ئۇيغۇر جهمئىيىتىبىلگىيه4بېشكهك ئىنسان ههقلىرى كومىتېتىقىرغىزىستان5www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.orgwww.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.com.trhttp://www.gokbayrak.com.trwww. maariponline.orgشهرقىي تۈركىستان ههمكارلىقجهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان ياشلار ۋە ههمكارلىقجهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان كۆچمهنلهرجهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋەههمكارلىق جهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىقجهمئىيىتىتۈركىيهتۈركىيهتۈركىيهتۈركىيهتۈركىيه678910www.dtv.orgشهرقىي تۈركىستان ۋەخپىسىتۈركىيه11شهرقىي تۈركىستان جهمئىيىتىشۋېتسىيه12www.uygur.orgwww.east<strong>turkistan</strong>.org.auwww.searchenginecolossus./comEastTurkestanSE.htmlشهرقىي تۈركىستان ئىنفورماتسىيونمهركىزىئاۋسترالىيه شهرقىي تۈركىستانلىقلارجهمئىيىتىشهرقىي تۈركىستان تهتقىقاتىگېرمانىيه131415271


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىياۋرۇپا شهرقىي تۈركىستان بىرلىكىگېرمانىيه16ئۇيغۇرلارغا هۆرلۈك جهمئىيىتىياپۇنىيه17www.iuhrdf.orgخهلقئارا ئۇيغۇر ههقلىرى ۋە دېمۇكراتىيهفوندى جهمئىيىتىقىرغىزىستان1819 ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن ۋەخپىسىشۋېتسارىيه ئۇيغۇر مائارىپ جهمئىيىتىشۋېتسارىيه20قازاقىستان يهرلىك ئۇيغۇرلار ئىتتىپاقىقازاقىستان21قازاقىستان ئۇيغۇر ئىتتىپاقى جهمئىيىتىقازاقىستان22www.uyghurensemble./co.ukwww.oost-turkestan.nlقىرغىزىستان ئۇيغۇر ئىتتىپاقىجهمئىيىتىلوندون ئۇيغۇر ئانسامبىلىگوللاندىيه شهرقىي تۈركىستان فوندىجهمئىيىتىقىرغىزىستانئهنگىلىيهگوللاندىيه232425نورۋېگىيه ئۇيغۇر كومىتېتىنورۋېگىيه26نۇزۇگۇم فوندى جهمئىيىتىقازاقىستان27ئۇيغۇر جهمئىيهتلىرى ئىجتىمائىيبىرلىكىقازاقىستان28www.uygurie.comشۋېتسىيه ئۇيغۇر كومىتېتىشۋېتسىيه29شهرقىي تۈركىستان ئىنفورماتسىيونمهركىزىگه ئاساس سالغۇچىسى ۋە ئهزالىرىكۆچمهنلهر ۋە تهتقىقات فوندى جهمئىيىتىئهزاسىئاۋسترالىيهسهئۇدىئهرەبىستان3031www.american<strong>turkistan</strong>.orgئامېرىكا تۈركىستان جهمئىيىتىئامېرىكا32www.uighur.org.ukئهنگىلىيه ئۇيغۇر جهمئىيىتىئهنگىلىيه33قىرغىزىستان رېسپوبلىكىسى ئۇيغۇرجهمئىيىتىقىرغىزىستان34www.uyghuramerican.orgئامېرىكا ئۇيغۇر جهمئىيىتىئامېرىكا35ئۇيغۇر جهمئىيىتىرۇسىيه36www.uyghurcanadiansociety.orgكانادا ئۇيغۇر جهمئىيىتىكانادا37272


گۈلدەن سۆنمهز / شهرقىي تۈركىستان مۇجادىلىسى ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلارwww.uyghurcanadian.orgكانادا ئۇيغۇر ئۇيۇشمىسىكانادا38http://www.uhrp.orgئۇيغۇر ئىنسان ههقلىرى لايىهىسىئامېرىكا39www.uyghursupport.comئۇيغۇرلارنى قوللاش گۇرۇپپىسىگوللاندىيه40بېلگىيه ئۇيغۇر ياشلار ئۇيۇشمىسىبېلگىيه41قازاقىستان ئۇيغۇر ياشلار ئۇيۇشمىسىقازاقىستان42ئۇيغۇرىستان ئازادلىق تهشكىلاتىقازاقىستان43ئۇيغۇر ياشلار ئۇيۇشمىسىئهنگىلىيه44www.uyghurcongress.orgدۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيىگېرمانىيه ئامېرىكا45www.hrw.org46 ئىنسان ههقلىرىنى كۆزىتىش تهشكىلاتىwww.wmd.orgدۇنيا دېمۇكراتسىيهنى ئىلگىرى سۈرۈشجهمئىيىتىئامېرىكا47www.amnesty.orgخهلقئارا كهچۈرۈم تهشكىلاتىئهنگىلىيه48www.mazlumder.orgئىنسان ههقلىرى ۋە مهزلۇملار ئۈچۈنههمكارلىشىش جهمئىيىتىتۈركىيه49www.ihh.org.trİHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىتۈركىيه50273


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىزاهاتلار:‏UNHCRنىڭ 1 ئاممىۋىي تهشكىلاتلاربىلهن شهكىللهندۈرگهن زېمىنى ئۈچۈنقاراڭ:‏ www.unhcr.orgECOSOC 2 ۋە ئاممىۋىي تهشكىلاتلاركوردېناتسىيىسى ئۈچۈن قاراڭ:‏www.un.org/en/ecosocohttp://www.npc.gov.cn/englishnpc/ 3Constitution/2007-11/15/content_1372964.htm4 خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىدە رەهبهرلىكقۇرۇلمىسى،‏ فىلىپ،‏ ئاردانت ‏(تۈركچىگهتهرجىمه قىلغۇچى:‏ ۋىسالهتتىن پهكىنئهر)‏157 بهت.‏www.hrw/en/news/ 2005/03/17 56 ئاكادېمىك نهزەر،‏ 1 جىلد،‏ 1 سان،‏ 226 بهت.‏ داۋامى ئۈچۈن:‏ دوكتور ر.‏ كۇتئايكاراجاhttp://www.china-briefing.com/ 7news/2009/04/11/establishing-ngosin-china.htmlChristian FlemingSHANGAI8 مۇههممهد رىزا بېكىن،‏ ئاسارەتتىكى تۈرك ئىسلام دۆلىتى شهرقىي تۈركىستان،‏ شهرقىيتۈركىستان تهتقىقات ۋەخپىسى نهشرىياتى،‏1998 يىل،‏ ئىستانبۇل.‏ 20 19، بهتلهر.‏9 ئهركىن ئهمهت:‏ «5 ئىيۇل ۋەقهسى ۋەشهرقىي تۈركىستان»،‏ 2009 يىل،‏ ئهنقهرە.‏99 بهت.‏10 ئهركىن ئهمهت:‏ «5 ئىيۇل ۋەقهسى ۋەشهرقىي تۈركىستان»،‏ 2009 يىل،‏ ئهنقهرە.‏59 بهت.‏11 تىمۇر كوجائوغلى:‏ «21 ئهسىردەخىتاينىڭ ئاسىيا ۋە تۈرك دۇنياسىغاكېڭىيىش سىياسىتى»،‏ ‏”شهرقىيتۈركىستان“،‏ شهرقىي تۈركىستانكۆچمهنلهر جهمئىيىتى،‏ 2001 يىل 4 ئاي.‏ 8 13 بهتلهر.‏12 شهرقىي تۈركىستان كۆچمهنلهرجهمئىيىتى ههققىدىكى تهپسىلىيمهلۇمات ئۈچۈن:‏www.eastern<strong>turkistan</strong>.org13 شهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋەههمكارلىق جهمئىيىتى ههققىدىكىتهپسىلىي مهلۇمات ئۈچۈن:‏www.gokbayrak.com14 شهرقىي تۈركىستان مائارىپ ۋەههمكارلىق جهمئىيىتى ههققىدىكىتهپسىلىي مهلۇمات ئۈچۈن:‏www.maariponline.org15 شهرقىي تۈركىستان ههمكارلىقجهمئىيىتى ههققىدىكى تهپسىلىيمهلۇمات ئۈچۈن:‏www.<strong>dogu</strong><strong>turkistan</strong>.org16 شهرقىي تۈركىستان ۋەخپىسىههققىدىكى تهپسىلى مهلۇمات ئۈچۈن:‏www.dtv.orgİHH 17 ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىنىڭشهرقىي تۈركىستان ههققىدىكىپائالىيهتلىرى،‏ نهشر ئهبكارلىرى ۋەدوكلاتلىرىنىڭ تهپسىلاتى ئۈچۈن:‏www.ihh.org.tr18 مهزلۇملار جهمئىيىتىنىڭ شهرقىيتۈركىستان ههققىدە تهييارلىغان بايانات ۋەدوكلاتلار ئۈچۈن:‏ www.mazlumder.orghttp://www.uygur.org/uygur/ 19kishilik-hoquqhttp://www.uygur.org/uygur/ 20.kishilik-hoquq274


ياڭ جيهنلىئىنگىلىزچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ ئهركىن ئۇيغۇرئۈچ جۇڭگوئۆتكهن يىلى،‏ ئامېرىكا پرىزدېنتى ئوباما جۇڭگونى زىيارەت قىلىشنىڭئالدىدا،‏ بهزى مۇخبىرلار مېنىڭدىن ئۇنىڭ زىيارىتى ههققىدە قانداق هېسسىياتتابولۇۋاتقانلىقىمنى سورىدى.‏ مېنىڭ جاۋابىم ناهايىتى ئاددى ئىدى:‏ ‏«پرىزدېنت ئوباماقايسى جۇڭگونى زىيارەت قىلماقچى؟»‏ ئهمىلىيهتته،‏ مهن دائىم جۇڭگو توغرىلىقزىيارەت قىلىنغىنىمدا ‏«قايسى جۇڭگو؟»‏ دەپ سورايمهن،‏ مۇخبىرلارمۇ قايمۇقۇپقالىدۇ.‏ بىز ههممىمىز تهيۋەن ئهمهس،‏ پهقهت جۇڭگو چوڭ قۇرۇقلۇقى توغرۇلۇقسۆزلىشىۋاتقانلىقىمىزنى بىلمهمدۇق؟ ئهلۋەتته،‏ مهن بۇ سوئالنى سورىغىنىمدا‏«تهيۋەن»دىن ‏«جۇڭگو چوڭ قۇرۇقلۇقى»‏ نى پهرقلهندۈرشنى مهقسهد قىلغىنىميوق.‏ ئۇنداقتا،‏ نېمه ئۈچۈن مهن يهنىلا شۇنداق سوئالنى سورايمهن؟ مېنىڭ بۈگۈندېمهكچى بولغانلىرىممۇ مۇشۇلاردۇر:‏ جۇغراپىيىلىك جهههتته پهقهت بىرلا جۇڭگوچوڭ قۇرۇقلۇقى مهۋجۇت،‏ ئهمما ئۇ سىياسىي،‏ ئىقتىسادىي،‏ ئىجتىمائىي ۋە ههتتاهىېسىيات جهههتتىن ئوخشىمىغان ئىككى جۇڭگوغا بۆلۈنگهن.‏١٩٨٩- يىلىدىكى مهنپهئهتپهرەسلىككه،‏ چىرىكلىككه قارشى تۇرىدىغان،‏ شۇنداقلادېمۇكراتىيه ۋە ئهركىنلىككه ۋەكىللىك قىلىدىغان دېمۇكراتىيه ههرىكىتىنىئۇنتۇپ قالغىنىمىز يوق.‏ ئۇ ههرىكهت چىرىكلهشكهن دېكتاتۇرلۇقتىن قۇتۇلۇپ،‏ئادىل،‏ ئهقىلگه ئۇيغۇن ۋە ئىناق جهمئىيهت قۇرۇشنى مهقسهت قىلغان ئىدى.‏ بۇههرىكهت كهڭ يېيىلدى ۋە ئىنسان ههقلىرى ۋە دېمۇكراتىيه ئۈچۈن غايهت زورجامائهت پىكرى پهيدا قىلدى.‏ گهرچه خىتاي كوممۇنىست هۆكۈمىتى ئۇ ههرىكهتنىباستۇرغان بولسىمۇ،‏ هوقۇقدارلارنىڭ هاياتى ئىلگىرىكىگه ئوخشاش بولىۋەرمىدى.‏بۇ هاكىمىيهت پۈتۈنلهي پهرقلىق ئىچكى ۋە خهلقئارالىق مۇهىتقا يۈزلىنىشكه،‏شۇنداقلا مۇقىملىققا بولغان زىيادە ئېهتىياجىنى قامداش ئۈچۈن يېڭى تاكتىكىلارنىتاللاپ چىقىشقا مهجبۇر بولدى.‏275


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقانۇن جهههتتىكى كىرزىسلهر ئىچىدە،‏ بۇ كوممۇنىست هۆكۈمهت دېكتاتۇرلۇقنىڭمهغلۇبىيىتىدىن ئالغان تهجرىبه - ساۋاقلىرىنى يهكۈنلىدى.‏ بۇ هاكىمىيهتئىنسان تهبىئىتىنىڭ قاراڭغۇ ۋە رەزىل تهرىپىدىن پايدىلىنىشنى قارار قىلدى.‏دېڭ شىياۋپىڭنىڭ ١٩٩٢- يىلىدىكى جهنۇبنى كۆزدىن كهچۈرۈش مهشهۇر سهپىرىبىلهن باشلاپ،‏ بۇ هاكىمىيهت ئۆزىنىڭ يالغان سۆزلهش ۋە زوراۋانلىق قىلىشتهكئۆزگهرمهس ئهنئهنىسىگه قوشۇمچه قىلىپ،‏ بىر گهۋدە ‏(هۆكۈمهتنىڭ رەهبهرلىكئورنىنى ساقلاپ قېلىش ئۈچۈن نېمه بولۇشىدىن قهتئىينهزەر ئىقتىسادىيتهرەققىياتنى ئىلگىرى سۈرۈش)،‏ ئىككى قانات ‏(بىلىملىكلهرنى پارىخورلۇقبىلهن بېسىقتۇرۇش،‏ خهلقنى مهخپىي ساقچىلىرى بىلهن باستۇرۇش)‏ ۋە ئىككىپهنجه ‏(شهههر رەهبهرلىرىنى ساپلاشتۇرۇش،‏ ئاممىۋىي پىكىرلهرنى توسۇش)‏ئىستراتېگىيىسىنى ئوتتۇرىغا چىقاردى.‏تيهنئهنمېن ۋەقهسى خىتايدىكى ئادەتتىكى پۇقرالار ئارىسىدا ئاممىۋىيسىياسهتنىڭ كۈچلۈك قورقۇنچ تۇيغۇسىنى پهيدا قىلدى.‏ كوممۇنىستهاكىمىيهتنىڭ ئىچكى قىسمىدىمۇ ئهندىشه ۋە قورقۇنچ تۇيغۇسىنى ياراتتى.‏ سوۋېتئىتتىپاقى بىلهن شهرقىي ياۋرۇپانىڭ ئۈزلۈكسىز بۆلۈنۈشى خىتاي كوممۇنىستئهمهلدارلىرىنىڭ بېشىدىكى قارا بۇلۇتنى كۆپهيتىۋەتتى.‏ ‏«قىزىل بايراق قاچانغىچهلهپىلدەپ تۇرالايدۇ؟»‏ ‏(دېگهن توغرىسىدا)‏ ئۇلارنىڭ ههممىسى گۇمان قىلىشقاباشلىدى.‏ بۇ يهردە بۇ گۇماننىڭ ئىككى قاتلاملىق ئىپادىلىنىشى ئوتتۇرىغاقويۇلىدۇ.‏ بىرىنچىسى،‏ كوممۇنىست هۆكۈمهت قاچانغىچه هوقۇق تۇتۇپ تۇرالايدۇ ۋەئۇلار كهتكهندىن كېيىن نېمه ئىشلار يۈز بېرىشى مۇمكىن.‏ ئىككىنچىسى بولسا،‏داۋاملىشىۋاتقان بازار ئىگىلىكى ئىقتىسادىي ئىسلاهاتىنىڭ كوممۇنىست ئاڭبىلهن نېمه مۇناسىۋىتى بار؟دېڭ شىياۋپىڭنىڭ جهنۇبنى كۆزدىن كهچۈرۈش سهپىرىنىڭ ئارقىسىدىنلا،‏ ههرقاتلام كوممۇنىست بيۇروكراتلىرى مۇنۇ ئۈچ ئهمهلىيهتنى هېس قىلدى:‏ بىرىنچىسى،‏كوممۇنىست پارتىيىنىڭ هاكىمىيهت بېشىدا مهۋجۇت بولۇپ تۇرۇشى بىلهنكوممۇنىست ئىدىيىلهرنىڭ هېچقانداق مۇناسىۋىتى يوق ئىدى.‏ ئىككىنىچىسى،‏ئىقتىسادىي تهرەققىيات ههممه نهرسىگه باراۋەردۇر؛ كوممۇنىست هاكىمىيهتنىڭمهۋجۇتلۇقىنىڭ ئهڭ ئاخىرقى ۋە ئهڭ ياخشى ئۈمىدى ئۈزلۈكسىز تهرەققىي قىلغانئىقتىسادتۇر.‏ ئۈچىنچىسى،‏ ئادالهتسىز هاكىمىيهت پهقهت ئادالهتسىز ئهمهلدارلارنىڭخىزمىتى بىلهنلا مهۋجۇت بولۇپ تۇرالايدۇ.‏ كوممۇنىست هاكىمىيهتنىڭ مۇتلهق276


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوكۈچى كوممۇنىست ئهمهلدارلارنىڭ مۇتلهق چىرىكلىكىگه ئېهتىياجلىق.‏شۇنداقلا بىر پارتىيه دېكتاتۇرلۇقىنى داۋاملاشتۇرۇش ئۈچۈن كۈچلۈك ۋە بىلىملىككىشىلهرنىڭ پارىخورلۇق قىلىشىنى قوبۇل قىلىشقا،‏ قوللاشقا ۋە ههتتا تهلهپقىلىشقا بولىدۇ.‏بۇ ئۈچ رېئاللىقىنى چۈشىنىش ئارقىلىق،‏ كوممۇنىست ئهمهلدارلار ئىسپاتقالمايدىغان،‏ ههممه بىردەك قوبۇل قىلىدىغان،‏ ههرىكهت كودلىرىنى،‏ يهنى پارىخورلۇقكودلىرىنى تهرەققىي قىلدۇردى.‏ شۇڭلاشقا،‏ هۆكۈمهت هوقۇقىنىڭ ههر بىر پارچىسىبازاردا سېتىلىدۇ،‏ ههمدە بازارنىڭ پۈتۈن بۇلۇڭ – پۇچقاقلىرىغا سىياسهت تاجاۋۇزقىلىپ كىرگهن.‏كوممۇنىست پارتىيىنىڭ بېشىدا كهلگهنلهر،‏ يهنى ئۆزلىرىنى ‏«پرولتارىياتسىنىپىنىڭ ئاۋانگارتلىرى»‏ دەپ ئاتىشىۋالغانلار،‏ ئۆزلىرىنى بىر كېچىدىلابېيىغان پۇلدارلارغا ياكى سودىگهر خوجايىنلارغا ئايلاندۇرىۋالىدۇ.‏ ياكى بۇزغۇنچىخوجايىن ياكى مهبلهغ سالغۇچىلارنىڭ ئارقا تىرىكى ياكى سودىگهر خوجايىنلارغائايلىنىدۇ.‏ خىتاي هۆكۈمىتىگه خىزمهتچى بولۇش كاپالىتى بار كىرىم ۋەپايدىسى بىلهن دۇنيادىكى كىرىمى ئهڭ ياخشى كهسىپكه ئېرىشىش دېمهكتۇر.‏بۇلارنىڭ ههممىسى تيهنئهنمېن ۋەقهسى ۋە كېيىنكى يىللاردا پۈتۈن مهملىكهتكهتارقالغان سىياسىي تېرورلۇقنىڭ سايىسىدە ئوتتۇرىغا چىققان ئىدى.‏ هۆكۈمهتكۈچىنىڭ سۇيىئىستېمال قىلىنىشىغا قارشى ئاممىۋىي سىستېمىنىڭپۈتۈن ئىمكانىيهتلىرى تارتىۋېلىنغان ئىدى.‏ تيهنئهنمېن ۋەقهسىدىن ئىلگىرىهۆكۈمهتتىكى بهزى ئهمهلدارلاردا بهلكى مهلۇم دەرىجىدە ئالدىن كۆرەرلىك ۋە غايهبولغان بولۇشى مۇمكىن،‏ ئهمما ۋەقهدىن كېيىن ئۇلارنىڭ كاللىسىدا چىرىكلىكتىنباشقا هېچنهرسه قالمىدى.‏بۇنداق سىياسىي مۇهىتتا،‏ سىياسىي هاكىمىيهت سهرمايه ههرىكهتلىرى بىلهنئۆزلىرى خالىغان پهدىگه دەسسهپ كهلدى.‏ ئىنسان ههقلىرىنىڭ ئهڭ تۆۋەن ئۆلچىمى،‏تۆۋەن مائاش،‏ مۇهىت قوغداشتا يېتهرلىك قانۇن – تۈزۈملهرنىڭ بولماسلىقى ۋەئىجرا قىلىنماسلىقى،‏ كوللېكتىپ باها تالىشىشتىكى قانۇنسىزلىق قاتارلىقلاردۆلهت ئىچى خهلقئارالىق چوڭ كاپىتالىستلارغا ئالتۇندەك پۇرسهت يارىتىپ بهردى.‏نهتىجىدە،‏ پۇل سىياسى كۈچكه ساهىپخانلىق قىلىشقا باشلىدى.‏ سودىگهرلهرئۆزلىرىگه ئارقا تىرەك تېپىش ئۈچۈن هاكىمىيهتنىڭ ههرقانداق قاتلىمىغاقهدەر كىرىدىغان بولدى،‏ شۇنداق قىلغاندىلا ئۇلار ئادىل رىقابهتتىن خالىي بولغان277


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبازار پۇرسهتلىرىنى ئىگهللىيهلهيتتى.‏ ئۇلارنىڭ ههممىسى ئۆزلىرىنىڭ بارلىقسىياسىي ۋە ئىجتىمائىي مهسئۇلىيىتىنى يوشۇرۇش ئۈچۈن ئۆزلىرىنىڭسىياسىي مۇناسىۋەتلىرىدىن پايدىلىنىدۇ.‏ خىتايدا مهلۇم سهۋىيىدە غهلىبه قىلغانتىجارەتچىلهرنىڭ ههممىسىنىڭ هۆكۈمهت ئهمهلدارلىرى بىلهن چىرىكلهشكهنمۇناسىۋەتلىرى بار.‏ خىتاي پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنىڭ بىردىنبىر پاي ئىگىسىبولغان خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى هازىر پايچهكلىرىنى بازارغا سېلىپ،‏كاپىتالىستلارنىڭ سېتىۋېلىشىغا سۇنۇۋاتىدۇ.‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسىنىڭ- ١٦ نۆۋەتلىك قۇرۇلتىيى كاپىتالىستلارنى پارتىيه ئهزالىقىغا قوبۇل قىلىشنىمهقسهت قىلىدىغان بىر پارتىيه نىزامنامىسىنى ئېلان قىلغان.‏ نهتىجىدە،‏ پۇلهازىرقى سىستېمىنىڭ ئهڭ چوڭ ئادۋۇكاتىغا ئايلانغان.‏ ئۆتكهن ٢٠ يىل ئىچىدە،‏خىتايدىكى هوقۇق بىلهن پۇلنىڭ بىرلىشىشى كۆرسىتىلىشتىن توختىتىلمايدىغانتېلىۋىزىيه تىياتىرىغا ئايلانماقتا.‏ بۇ بىرلىشىش شياڭگاڭ،‏ ئاۋمېن ۋە تهيۋەنلهرگهكېڭهيدى.‏ خىتاي پايچېكى گۇرۇهىنىڭ پايلىرى ئىچكى ۋە تاشقى كاپىتالىستلارغائېچىۋېتىلگهندە،‏ ئۇلار خىتاينىڭ زىيالىيلىرىغا خىزمهت ئۈنۈمىگه قاراپ ههقسىزبېرىلىدۇ.‏ بۇ هاكىمىيهت ئۆزىنىڭ مهۋجۇتلىقىنى ساقلاپ قېلىشتا ئىقتىسادىيتهرەققىياتتىن باشقا يهنه ههممه نهرسىنى بهلگىلهيدىغان ئاتالمىش ‏«سىياسىيمۇقىملىق»نىڭمۇ بارلىقىنى بىلىدۇ.‏ سىياسىي مۇقىملىقنى كۈچهيتىش ئۈچۈنكوممۇنىستىك هاكىمىيهت جهمئىيهتته مۇهىم هېسابلىنىدىغان ۋە تهسىرىبار كىشىلهرنىڭ ههممىسىنى سېتىۋېلىش ئۈچۈن ههر تۈرلۈك پارىلارنى بېرىدۇ.‏پارىخورلۇقنىڭ تىزىملىكى هۆكۈمهتنىڭ ههرقايسى قاتلامدىكى بيۇروكراتلىرى،‏ئهسكىرى ئوفېتسىرلار ۋە سودا رەهبهرلىرىنىمۇ ئۆز ئىچىگه ئالىدۇ.‏ بۇ تىزىملىكيهنه ئالىي مهكتهپ پروفېسسورلىرى،‏ تهتقىقاتچىلىرى،‏ ژۇرنالىستلىرى،‏ نهشرىياتچى،‏يازغۇچى،‏ سهنئهتكار،‏ يۇقىرى دەرىجىلىك تهنههرىكهتچى قاتارلىقلارنى ئۆز ئىچىگهئالىدۇ.‏ هۆكۈمهت بۇ كىشىلهرنىڭ ههممىسىگه مائاش،‏ مۇكاپات،‏ هۆكۈمهت ئۈستىگهئالىدىغان خىراجهت،‏ ههقسىز داۋالىنىش سۇغۇرتىسى،‏ ههقسىز ئولتۇراقلىشىش ۋەههقسىز دەم ئېلىش پىلانلىرى قاتارلىق ئۇسۇللار بىلهن پارا بېرىدۇ.‏ قازانغۇچىلارههممىنى ئالىدۇ.‏قانۇن ۋە سىياسهت بۇ تۈردىكى كىشىلهرنىڭ سىياسىي سالاهىيىتىنىڭ تونۇلىشىۋە قوبۇل قىلىنىشىدىكى ئهڭ ياخشى ۋاسىته.‏ ئۇلارنىڭ كىرىمى ۋە مۇكاپاتلىرىبىلهن توپلانغان بايلىق باشقا نورمال ئىشچىلار،‏ دېهقانلار،‏ تىجارەتچىلهر ياكى278


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوئۇششاق سودىگهرلهرنىڭكىدىن ههددىدىن زىيادە يۇقىرى.‏ بۇ خىل پهرق دۇنيادىكىباشقا ههرقانداق دۆلهتلهردىكىدىن ناهايىتى چوڭ.‏ قارشى كۈچلهرنى بويسۇندۇرۇش ۋەسېتىۋېلىش سىياسىتى تيهنئهنمېن ۋەقهسىدىن كېيىن ئوتتۇرىغا چىققان قاتتىقبېسىم بىلهن تازىلاش ۋە زۇلۇم سېلىش قىلمىشىدا مۇهىم رولى بار ئىدى.‏ سىياسىيرېئاللىقنىڭ ۋەهشىيلىكى بىلىملىك ئىنسانلارنىڭ كاللىسىدا پسىخىكىلىكقايمۇقتۇرغۇچى قورقۇ ياراتتى.‏ ئېرەنسىزلىك ۋە ئىككى يۈزلىمىچىلىك هازىرقىزامان خىتاي زىيالىيلىرى قوغلىشىدىغان يېڭى مودىغا ئايلاندى.‏ بۇ خىتايپايچېكى چهكلىك شىركىتىنىڭ ههرىكىتى بىلهن قوشۇلۇپ،‏ ئىلگىرى مۇستهقىلۋە جهمئىيهتنىڭ ۋىجدانلىق كىشىلىرى هېسابلىنىغان زىيالىيلارنىڭ،‏ ١٩٩٢-يىلىنىڭ ئاخىرىدىكى ئههۋاللارغا بولغان قارشىلىقىنى يۇمشاتتى.‏ ئۇلار ناهايىتىتېز سۈرئهتته ۋىجدانلىق ئىنسانلاردىن پۈتۈنلهي ئىقتىسادىي ئىنسانلارغائايلاندۇرۇلدى.‏ هازىر ئۇلار خىتاي پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنىڭ پاي ئىگىلىرى،‏ئۇلار كوممۇنىستىك هاكىمىيهتتىن ئىبارەت ئهڭ كۆپ پاينى ئىگهاللهپ تۇرغۇچىلارتهرىپىدىن ئورنىتىلغان ئويۇن قائىدىلىرىگه بىلىپ تۇرۇپ ئهگىشىدۇ.‏ گهرچه ئۇلاربهزى ئورۇنلاشتۇرۇشلاردىن پۈتۈنلهي رازى بولمىسىمۇ ۋە بهزىدە ئۆزلىرىنىڭ پىكرىنىئوتتۇرىغا قويۇپ تۇرسىمۇ،‏ ئۆزلىرىنىڭ نېنىغا ههسهل سۈرۈپ بېرىۋاتقانلارنى دائىمئهسلهپ تۇرىدۇ.‏ ئۇلار قارىماققا تهبىئىي،‏ كوممۇنىزىمدىن خالىيدەك كۆرۈنىدىغانسۆز - ئىبارىلهرنى ئىشلىتىپ تۇرۇپ،‏ ۋەزىيهتنى قوللايدىغان ههرىكهتلهرگهكىرىشىدۇ.‏ ئۇلار كوممۇنىست هاكىمىيهتنىڭ قانلىق ئۆتمۈشىنى كهچۈرۈم سوراشخاراكتېرىدىكى سۆز - ئىبارىلهر بىلهن يېپىش ۋە كۈنىمىزدىكى خىتاينىڭ ئاچچىقرېئاللىقىغا چاپان يېپىش ئۈچۈن ‏«ئالاهىدە دۆلهت ئههۋالى نهزەرىيىسى،‏ هاياتلىقنىساقلاپ قېلىش هوقۇقى،‏ مۇقىملىق بىرىنچى،‏ گۈللىنىش ئېراسى،‏ خىتايچهۋەتهنپهرۋەرلىك ۋە خىتاينىڭ يۈكسىلىشى»‏ دېگهندەك خىلمۇ خىل نهزىرىيىلهرنىياراتتى.‏ شۇنداق قىلىپ،‏ بۇ كىشىلهر بۇ پهسكهش سۆز - ئىبارىلهرنى شهكىللهندۈرگهنبولدى.‏ باشقىچه ئېيتقاندا،‏ بۈگۈنكى خىتايدا،‏ كۈچ ‏(سىياسىي هوقۇق)،‏ كاپىتال‏(ئىقتىسادى هوقۇق)‏ ۋە زىهىن ‏(ئىجتىمائى ۋە مهدەنىيهت ئۈستۈنلىكى)‏ هازىرقىمهۋجۇت سىياسىي تهرتىپنى داۋاملاشتۇرىدىغان بىرلىكنى شهكىللهندۈرۈشئۈچۈن خۇددى يىلىمغا ئوخشايدىغان چىرىكلىك بىلهن چهمبهرچاس باغلانغان.‏ بۇبىرلىك ئۆزىنىڭ كۈچى ۋە غهلىبىسى بىلهن پۈتۈن دۇنياغا كېڭىيىۋاتقان خىتايپايچېكى چهكلىك گۇرۇهىغا ئىگىدارچىلىق قىلىدۇ ۋە باشقۇرىدۇ.‏ خىتاينىڭ279


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكهڭ جۇغراپىيىسى ۋە نوپۇسى بىلهن خىتاي پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنىڭ پايئىگىلىرى نۇرغۇنلىغان كۆزەتكۈچىلهرنى هېسابسىز دەرىجىدە بايلىق توپلاش ۋەكىشىنى چۆچۆتكىدەك دەرىجىدىكى ئىقتىسادىي كېڭىيىش نىسبىتى ئارقىلىقههيران قالدۇرۇۋاتىدۇ،‏ ئۇ كۆزەتكۈچىلهرنى بىر پارتىيه دېكتاتۇرلىقىنىڭ ئىقتىسادىيتهرەققىيات ئۈچۈن پايدىلىق ئىكهنلىكىگه ئىشهندۈرۈۋاتىدۇ.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏بۇ بۇ پاي ئىگىلىرى ئۇچۇر قاناللىرىنى،‏ جامائهت پىكرىنى كونترول قىلىۋاتىدۇ.‏ ئۇلارئاۋازلىرىنىڭ بارىچه جار سالالايدۇ،‏ شۇڭا تاشقى دۇنيا كۆزەتكۈچىلىرى ئۇلارنىڭ پۈتۈنخىتاي دۆلىتىگه ۋەكىللىك قىلىۋاتقانلىقىغا ئىشىنىدۇ.‏ ههقىقهت شۇكى،‏ خىتايدەپ ئاتىلىپ كېلىۋاتقان يهنه بىر جهمئىيهت بار،‏ بۇ جهمئىيهت خىتاي پايچېكىچهكلىك شىركىتى ئۈچۈن قۇلدەك ئىشلىتىلىنىۋاتقان بىر مىلياردتىن ئارتۇقپۇقرادىن تهركىپ تاپىدۇ.‏ سىز كۆرۈپ تۇرغان تهڭگىنىڭ بىر يۈزى شىركهتلهشكهنخىتاي هاكىمىيىتى،‏ يهنه بىر يۈزى ‏«چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسى»دىن ئىبارەت.‏ههرقانداق بىر دۆلهتته،‏ ئوخشاش بولمىغان گۇرۇپپىدىكى كىشىلهر ئوخشاشبولمىغان سهۋىيىدىكى بايلىقلاردىن بههرىمهن بولىدۇ ۋە ئوخشاش بولمىغانتهسىرلهرگه ئىگه بولىدۇ.‏ ئهمما بۇ ئادەتته بىر دۆلهتنى ئىككى قارىمۇ قارشىجهمئىيهتكه ئايرىمايدۇ.‏ گهرچه سىز شىركهتلهشكهن خىتاي هۆكۈمىتىنىڭتىلىدىن ‏«پۇقرا»‏ سۆزىنى تاپالمىسىڭىزمۇ،‏ بۇنىڭغا ئېنىقلىما بېرەلىگۈدەك خىتايهېكايىسىدىن بىرى بار:‏ - ٢٠٠٨ يىل - ١٠ ئاينىڭ - ٢٩ كۈنى كهچ سائهت سهككىزدە،‏خىتايدىكى ئهڭ چوڭ زامانىۋىي شهههر هېساېلىنىدىغان شېنجېننىڭ قىستاڭكوچىلىرىنىڭ بىرىدە لىن فامىلىلىك هۆكۈمهت خادىمى ۋە پارتىيه سېكرىتارى ١١ياشلىق بىر قىزنى ئاتا - ئانىسىنىڭ ئالدىدىلا ئۇرۇپ كهتتى.‏ قىزنىڭ ئانىسى ئۇنىتوختىتىشقا ئۇرۇنغان،‏ يولدىن ئۆتكهنلهر ئۇنىڭغا قارشىلىق بىلدۈرگهن ۋاقىتتا،‏ ئۇ‏«سهنلهر مېنىڭ يولۇمنى توسۇشقا قانداق پېتىندىڭ،‏ مېنىڭ كىم ئىكهنلىكىمنىبىلىشهمسهن؟ مهن دېگهن بېيجىڭدىكى قاتناش مېنىستىرلىكىدىن كهلگهنۋەكىل.‏ مېنىڭ مهرتىۋەم سىلهرنىڭ شهههر باشلىقىڭلارغا تهڭ.‏ سىلهر مېنىڭئالدىمدا ئهرزىمهس چۈپرەندىلهردىن باشقا نهرسه ئهمهس»‏ دەپ ۋارقىرىغان.‏ بۇ ۋەقهۋە سېكرىتار لىننىڭ سۆزلىرى ناهايىتى تېزلا ئېنتېرنېتته تارقىلىپ،‏ نۇرغۇنئىنسانلار ئاغرىنىش ۋە ئۈمىدسىزلىكلىرىنى ئىپادىلهش ئۈچۈن،‏ شۇندىن ئېتىبارەنئۆزلىرىنى ‏”خىتاي چۈپرەندىلىرى“‏ دەپ ئاتاشقا باشلىغان.‏تۆۋەندە يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ جۇڭگوسى بىلهن چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسى280


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوئارىسىدىكى پهرقلهرنى كۆرۈپ ئۆتىمىز:‏١. يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ جۇڭگوسى بارلىق سىياسىي،‏ ئىقتىسادىي،‏ئىجتىمائىي ۋە مهدەنىيهت بايلىقلىرىنى ئىگهللىۋالغان.‏ بۇ جۇڭگونىڭ ئهزالىرىجۇڭگو پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنى باشقۇرىدىغان قاراقچىلاردۇر.‏ بۇ بىر دېمۇكراتىكدۆلهتنىڭ قانداق ههرىكهت قىلىشىدىن كۆپ پهرقلىق،‏ ئۇ يهنه ئوڭ قانات هۆكۈمهتلهرباشقۇرۇۋاتقان دۆلهتلهردىنمۇ كۆپ پهرقلىق.‏٢. جۇڭگونىڭ ههر قايسى قاتلىمىدىكى ئويۇنلارنىڭ قائىدىسى يۇقىرىقاتلامدىكى شهرمهندىلهر تهرىپىدىن بېكىتىلىدۇ.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر ئويۇنلارنىباشقۇرىدۇ.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جهمئىيىتى بىلهن چۈپرەندىلهر جهمئىيىتىئارىسىدىكى زىددىيهتنىڭ نهتىجىسى تهرەددۇتسىزدۇر.‏ ٢٠ يىل ئىچىدە خىتايقىياس قىلغۇسىز تېز سۈرئهتته دۆلهتنى قۇتۇپلاشتۇرۇشنى ئىشقا ئاشۇردى.‏ سانلىقمهلۇماتلادىن كۆرۈۋېلىشقا بولىدۇكى،‏ ٪٠٫٤ خىتاي (٦ مىليون)‏ دۆلهت بايلىقىنىڭ‏٪‏‎٧٠‎نى قولغا كىرگۈزۈۋالغان.‏ دۇنيادا بۇ ٪٠٫٤ خىتاي بههرىمهن بولۇۋاتقان ماددىيبايلىق ۋە هوزۇر – هالاۋەتتىن يهنه بىرى مهۋجۇت ئهمهس.‏ ئهمما بىر مىلياردتىنئارتۇق چۈپرەندە جۇڭگولۇق بۇ ئىقتىسادىي تهرەققىيات نهتىجىلىرىنىڭ ناهايىتىئاز بىر قىسمىدىن مهنپهئهتلىنهلهيدۇ.‏ يېقىندا لىيۇجىرۇڭ ئىسىملىك بىر خىتايتهتقىقاتچى دۇنيانىڭ مائاش سهۋىيهلىرى ۋە ئىجتىمائىي بىخهتهرلىك تورى ئۈستىدەتهتقىقات ئېلىپ بارغان ۋە تۆۋەندىكىلهرنى بايقىغان:‏ خىتاينىڭ ئهڭ تۆۋەن مائاشسهۋىيىسى دۇنيانىڭ ئوتتۇرىچه مائاش سهۋىيىسىنىڭ ‏٪‏‎١٥‎گه توغرا كېلىدۇ ۋە دۇنيابويىچه - ١٥٩ ئورۇندا تۇرىدۇ.‏ ئهڭ تۆۋەن مائاشنىڭ دۆلهتنىڭ يىللىق ئومۇمىيئىشلهپچىقىرىش مىقدارىغا بولغان نىسبىتى دۇنيا بويىچه يهنه - ١٥٩ ئورۇندا تۇرىدۇ،‏ئافرىقىدىكى ٣٢ دۆلهتنىڭمۇ ئارقىسىدا تۇرىدۇ.‏ بۇنىڭ قارشىسىدا خىتاينىڭ باجتىزىملىكى ‏(باج ئۈچۈن كىرىمدىنمۇ يۇقىرى ههق يىغىۋېلىنىدۇ)‏ يهر ئالىدۇ.‏باج يىغىش جهههتته نۇرغۇن يىللاردىن بېرى دۇنيادا - ٢ ياكى - ٣ ئوروندا تۇرۇپكهلمهكته.‏ بۇ ئۇچۇرلار هېچقانداق ئىسپاتسىز ماتېرىياللاردىن توپلانغان ئهمهس،‏بهلكى ناهايىتى كهڭ تارقالغان ههقلهر ياكى تهڭپۇڭسىز بايلىقلار ئويلىشىلغان.‏بۈگۈنگه قهدەر خىتاي ئاددى،‏ ئۇنىۋېرسال ئىجتىمائىي سۇغۇرتا شهكىللىرىدىنههرقاندىقىنى بهرپا قىلىشنى رەت قىلىپ كهلدى،‏ ئهمما بىرەر خىزمهتچى خادىمهاكىمىيهت گۇرۇهىغا ئهزا بولۇپ كىرگهندە،‏ ئهگهر هوقۇق تالىشىشتا سىقىپ281


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىچىقىرىلمىسىلا،‏ ئۆلگهنگه قهدەر ههر تۈرلۈك قولايلىقلاردىن بههرىمهن بولىدۇ.‏٣. خىتاي چۈپرەندىلىرى ئاددىي مهنپهئهتلهردىنمۇ،‏ ئاساسىي قانۇندىنمۇۋە پۇقرالىق هوقۇقىدىنمۇ بههرىمهن بولالمىغاچقا،‏ هېچقانداق بىر شهكىلدەپۇقرا سانالمايدۇ.‏ خىتايدا چۈپرەندىلهرنى كهمسىتىش ئهۋج ئالغان،‏ قانۇنلاشقان،‏ساههلهشكهن،‏ شۇنداقلا سىياسهت،‏ سودا،‏ مهدەنىيهت ۋە مائارىپقا قهدەر كهڭ تارقالغان.‏مهسىلهن،‏ ئاتالمىش نوپۇس تارماقلىرىنىڭ شهههرلهردىكى كۆچمهن ئىشچىلارنىكهمسىتىشى كۈچهيگهن.‏ ئۇلارنىڭ بالىلىرى دۆلهت مائارىپىدىن بههرىمهن بولالمايدۇۋە ئۇلارنىڭ ئالىي مهكتهپكه كىرىش پۇرسىتىنى چهكلهيدۇ.‏ كىشىلهر ئالىي مائارىپپۇرسهتلىرىدىن باراۋەر بههرىمهن بولالمايدۇ،‏ جۇغراپىيىنىڭ بۇ جهههتته ئالاهىدەرولى ئوتتۇرىغا چىقىدۇ.‏٤. يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ هوقۇقنى،‏ كاپىتالنى ۋە ئۇچۇرنى مونوپولقىلىۋېلىشى ئىككى جۇڭگو ئارىسىدىكى ئايلىنىشنى توختىتىپ قويىدۇ.‏ خىتايخهلق جۇمهۇرىيىتى قۇرۇلغاندىن بېرى نۇرغۇن يىللارغىچه،‏ پارتىيه بىلهن يېقىنمۇناسىۋىتى بار كىشىلهرنىڭ ههربىي مۇلازىمهت ئارقىلىق ياكى ئالىي مائارىپئارقىلىق يۇقىرى ئۆرلىشىگه يول قويۇلغان.‏ هازىر يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭجۇڭگوسى هاكىمىيهت بېشىدىكى گۇرۇپپىنىڭ مۇستههكهملىكىنى قولغاكهلتۈرۈش ئۈچۈن قانداشلىق مۇناسىۋىتىگه بهكرەك تايانماقتا.‏ ئومۇمىيۈزلۈك قوبۇلقىلىنغان هۆكۈمهتته يۇقىرى مهرتىۋىگه ئېرىشىشنىڭ يولى ئۇنى ناهايىتى كۆپمىقداردىكى نهق پۇل بىلهن سېتىۋېلىشتۇر.‏ ئهمما بۇ پهقهت سىياسهتنىڭ يۇقىرىقاتلام ئهزالىرى بىلهن ئىقتىسادنىڭ يۇقىرى قاتلام ئهزالىرى ئوتتۇرىسىدىكى بىرئالماشتۇرۇشتۇر خالاس.‏٥. يۇقىرى قاتلاملىقلارنىڭ جۇڭگوسى بىلهن چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسىئورتاق بىر سىياسىي تىلدا سۆزلهشمهيدۇ.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر مهۋجۇتسىياسىي تهرتىپنى كۈچهيتىش مهقسىدىنى ئاشكارىلاش ئۈچۈن ئۆزگهرمهسسىياسىي سۆز - ئىبارىلهرنى ئىشلىتىشنى داۋاملاشتۇرىدۇ.‏ بۇ ئۆزگهرمهس سۆز- ئىبارىلهرنى ئىشلىتىشنىڭ ئاز - كۆپلۈكى ئۇ كىشىنىڭ مهۋجۇت سىياسىيتهرتىپكه سادىقلىق دەرىجىسىنىڭ ئىپادىسىدۇر.‏ مۇنداق سۆز ئىبارىلهرنىڭچاپان يېپىشى ئاستىدا قايمۇقتۇرغۇچى كودلار ئارقىلىق ههرىكهت قىلىۋاتقانقاراقچىنىڭ تىلغا ئېلىنمىغان تۈزۈملىرى بارلىق ئالماشتۇرۇشلارغا هۆكۈمرانلىق282


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوقىلىدۇ.‏ ئىشلىتىۋاتقان رەسمىي تىل خاتا،‏ ئۇلۇغ ۋە مهنىسىز،‏ خهلق هاياتىدىنئايرىلىپ قالغان بولغاچقا،‏ چۈپرەندىلهرنىڭ ئۇلارنى ئىشلىتىپ ئۆزلىرىنىڭقاراشلىرىنى ئىپادىلىشى مۇمكىن ئهمهس.‏ ئۇلار باشقا بىر تىلنى تېپىشقا مۇهتاج.‏بارلىق ئهنئهنىۋىي ئاخبارات ۋاسىتىلىرى يۇقىرى قاتلام مهنسهپدارلىرى تهرىپىدىنباشقۇرۇلىدىغان بولغاچقا،‏ چۈپرەندىلهرنىڭ ئۇلاردىن پايدىلىنىشى مۇمكىن ئهمهس.‏يېقىنقى يىللاردىن بېرى چۈپرەندىلهر ئېنتىرنېت ئارقىلىق ئازدۇر كۆپتۇر نهتىجهقازىنىشقا باشلىدى.‏ سۈن جىگاڭ،‏ جۇ ۋە دىڭ قاتارلىقلارنىڭ ۋەقهلىرى هۆكۈمهتقىسمهن ئادىل هۆكۈم چىقىرىشتىن ئىلگىرى ئېنتېرنېتته چۈپرەندىلهر ئهڭكۆڭۈل بۆلىدىغان تېمىلارغا ئايلانغان.‏ كۈلكىلىك بولغىنى،‏ هۆكۈمهت ئاخباراتۋاسىتىلىرى بۇ ۋەقهلهرگه ساداسىز قالغان ياكى ئۇ هادىسىلهرنىڭ ئهمهلىيهتتهبارلىقىنى ئىنكار قىلىدىغان ئۇچۇرلارنى تارقاتقان.‏٦. يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ كۈچ ۋە ئايرىمچىلىق جهههتتىكى مونوپولقىلىشى سايىسىدە يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسىنىڭ چۈپرەندىلهر جۇڭگوسىبىلهن ئورتاق سىياسىي هاياتى يوق.‏ يۇقىرى قاتلامغا مهنسۇپ بولمىغان چۈپرەندەخىتايلارنىڭ سىياسهتكه قاتنىشىش يوللىرى پۈتۈنلهي تاقىۋېتىلگهن.‏ هۆكۈمهتئاز،‏ ئهمما قانائهت هاسىل قىلالمايدىغان نهتىجىلهر بىلهن ئوتتۇرىدىكى بوشلۇقنىتۇتاشتۇرۇش ئۈچۈن ئىچى بوش تىل ۋە قههرىمانلىق مۇراسىملىرىنى قوللىنىشقاتىرىشىۋاتىدۇ.‏ ئولىمپىك مۇسابىقىلىرى ۋە دۆلهت بايرىمى ‏(قايسى دۆلهت؟)‏ دېگهندەكئىشلار يۇقىرى قاتلامدىكىلهر ئۈچۈن پهقهت كۆڭۈل خۇشى خالاس.‏ بۇ پائالىيهتلهرداۋامىدا،‏ هۆكۈمهت ئۆزلىرىنىڭ چۈپرەندىلىرىگه ههددىدىن زىيادە ئىشهنمهسلىكپوزىتسىيىسى بىلهن مۇئامىله قىلىدۇ ۋە بۇ پائالىيهتلهرنىڭ سىرتىدا قالىدۇ.‏يۇقىرى قاتلاملىقلارنىڭ جۇڭگوسى بىلهن چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسى ئۇ قهدەرئايرىلغانكى،‏ يېزا باشلىقىدەك تۆۋەن دەرىجىلىك ئهمهلدارلار بىلهن كۆرۈشۈش ياكىسۆزلىشىش چۈپرەندە خىتايلار ئۈچۈن بهكلا قىيىن ياكى ئىمكانسىز.‏ چۈپرەندەخىتايلار قهدەممۇ قهدەم يۇقىرى قاتلامدىكى ۋەتهنپهرۋەرلهر سۆيىدىغان دۆلهتبىلهن ئۆزلىرى ياشاۋاتقان جهمئىيهتنىڭ هېچقانداق مۇناسىۋىتى يوقلۇقىنى هېسقىلىدۇ.‏٧. هېسسىيات جهههتتىكى بۆلۈنۈش.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ جۇڭگوسىچۈپرەندىلهرنى كهمسىتىدۇ،‏ كېيىنكىسىنىڭ ئالدىنقىلىرىغا بولغان ئىشهنچىسى283


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبارغانسېرى سۇسلايدۇ.‏ ئاتالمىش ‏«بايلارغا بولغان ئۆچمهنلىك،‏ ئهمهلدارلارغا بولغانئۆچمهنلىك»‏ دېگهندەك ئههۋاللار ئېنىق هالدا بۇ خىل چۈشهنچىنى ئهكس ئهتتۈرىدۇ.‏يېقىنىقى يىللاردا خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ئاخبارات ۋاسىتىلىرى:‏ ‏«زىددىيهتلهرههسسىسى يوقلار تهرىپىدىن يارىتىلىدۇ»‏ دېگهن يېڭى بىر جۈملىنى ئوتتۇرىغاچىقاردى.‏ ئۇ شۇنداق بىر پاكىتنى كۆرسىتىپ بېرىدۇكى،‏ تېخىمۇ كۆپ بىكارتهلهتلهر ئهممىۋىي نامايىشلارنى كهلتۈرۈپ چىقىرىدۇ.‏ بۇ بهكلا سۆزمهنلىكتۇر.‏ ئوچۇققىلىپ ئېيتقاندا،‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر مۇقىملىقنىڭ ههممه نهرسىنى بېسىپچۈشىدىغانلىقىغا ئىشىنىدۇ،‏ نۇرغۇنلىغان يوقسۇل ئىنسان مۇقىمسىزلىقنىكۆرۈشكه ياكى يارىتىشقا تهقهززا،‏ ئهمما ئۇ باشقىلارنىڭ مۇقىمسىزلىقى،‏ يهنىيۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ جۇڭگوسى،‏ ئۆزلىرىنىڭ ئهمهس.‏ گهرچه ئىقتىسادىيجهههتتىكى يۇقىرى قاتلام كىشىلىرى بىلهن زېهىن جهههتتىكى يۇقىرى قاتلامكىشىلىرىنىڭ سېتىۋېلىنىشى دېمۇكراتىيىگه قارشى قوغدىنىش لىنىيىسىشهكىللهندۈرگهن بولسىمۇ،‏ بۇ قوغدىنىش لىنىيىسى ههردائىم ئىشهنچلىكبولالمايدۇ.‏ چۈپرەندىلهرنىڭ ئىسيانى كۈندىن كۈنگه كۈچىيىدۇ.‏ هازىر خىتايدا‎١٠٠‎دىن ئارتۇق قاتناشقۇچىسى بولغان نامايىشلاردىن ههر يىلى ‎١٠٠‎مىڭدىنئارتۇقراق ياكى ههر بهش مىنۇتتا بىرسى مهيدانغا كېلىپ تۇرىدۇ.‏ هۆكۈمهتنىڭ بۇنىههل قىلىشقا يېتهرلىك چارىسى يوق.‏ دۆلهت پهقهت ساقچى كۈچلىرىنى كۆپهيتىشئارقىلىق نامايىشلارنىڭ بىر رايوندىن يهنه بىر رايونغا تارقىلىشىنىڭ ئالدىنىئېلىشقا تىرىشىۋاتىدۇ.‏ ههر بىر ئۆلكه،‏ شهههر ۋە ناهىيىنىڭ بېيجىڭدا قۇرۇلغانشۆبىلىرى بار.‏ بۇ شۆبىلهرنىڭ ههممسىنىڭ ئايرىم تۇتۇپ تۇرۇش مهركهزلىرى بار.‏يېقىنقى يىللاردىن بېرى ئادەم كۈچى،‏ قۇرۇلما،‏ خامچوت ۋە ساقچىلارنىڭ مائاشلىرىناهايىتى كۆپ ئاشتى.‏ تهتقىقاتچىلارنىڭ مۆلچىرىگه قارىغاندا،‏ قوراللىق ساقچىقىسىم ۋە باشقا ههر تۈرلۈك ساقچى تهشكىلاتلىرىدا ٥٥٠ مىڭدىن ٦٠٠ مىڭغىچهخىزمهتچى خادىم بار ئىكهن.‏ خىتاي يهرلىك هۆكۈمهتلىرى قارا جهمئىيهتكهئوخشاش هوقۇق يۈرگۈزىدۇ.‏ ئۇلار لۈكچهكلهرنى ياللاپ،‏ ئۆزلىرىنىڭ جاسۇسلىرىغائايلاندۇرىدۇ.‏ شىنخۇا ئاگېنتلىقىنىڭ يېقىنقى بىر زىيارىتىدە ئىچكى مۇڭغۇلدىكىكهيلۇ ناهىيىسى ساقچى ئىدارىسىنىڭ مۇئاۋىن باشلىقى ٤٠٠ مىڭ نوپۇسى باربولغان بۇ ناهىيىدە ساقچىلارغا ياردەملىشىپ مۇقىملىقنى قوغداشقا ١٢ مىڭدىنئارتۇق جاسۇس ئاجرىتىلغانلىقى ئاشكارىلىغان.‏ بهزى تهتقىقاتچىلارغا ئاساسلانغاندابېيجىڭ،‏ شاڭخهي قاتارلىق بىرىنچى دەرىجىلىك چوڭ شهههرلهردە،‏ تىبهت ۋە شهرقىي284


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوتۈركىستانغا ئوخشاش ئاز سانلىق مىللهت رايونلىرىدا جاسۇسلارنىڭ سانى تېخىمۇكۆپ ئىكهن.‏ كهيلۇ ناهىيسىدىكى جاسۇسلارنىڭ نىسبىتى بويىچه هېسابلىغاندا،‏پۈتۈن دۆلهت تهۋەسىدە ئهڭ ئاز بولغاندا ٣٩ مىليون جاسۇس بار.‏ بۇلار ٥٥٠ مىڭدىن٦٠٠ مىڭغىچه بولغان ساقچى كۈچى بىلهن بىرلهشتۈرۈلگهندە،‏ چۈپرەندىلهرگه توغراكېلىدىغان ساقچىنىڭ نىسبىتىمۇ ئالاهىدە يۇقىرى بولىدۇ.‏بۇ ئىككى جهمئىيهت نازۇك بىر تهڭپۇڭلۇق ياراتتى.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهرچۈپرەندىلهرسىز مهۋجۇت بولۇپ تۇرالمايدۇ.‏ ئالدىنقىسى باياشاتلىقىنىداۋاملاشتۇرۇش ئۈچۈن كېيىنكىسىنىڭ ئهرزان ئهمگهك كۈچىنى ئېكىسپلاتاتسىيهقىلىدۇ.‏ يهنه بىر تهرەپتىن ئهگهر خىتايدىن قېچىپ كېتهلمىسه،‏ بۇ چۈپرەندىلهر بۇخىل ئېكىسپلاتاتسىيه بىلهن بىرلىكته ياشاش يولى تېپىشقا مهجبۇر قالىدۇ.‏ بۇئۇلارنىڭ ئارىسىدىكى ساغلام مۇناسىۋەتتۇر.‏ ئهگهر بۇ مۇناسىۋەت بۇزۇلسا،‏ هۆكۈمهتمهسىلىنى ههل قىلىش ئۈچۈن ساقچى بىلهن بىرلىكته قارا جهمئىيهتنى ئىشقاسالىدۇ.‏مهن يهنه ئهسكهرتىشىم كېرەككى،‏ مهن ئىككى جۇڭگو مۇنازىرىسىنى خىتاينىڭقۇرۇلما جهههتتىكى رېئاللىقنى،‏ يهنى يۇقىرى قاتلامدىكىلهر بىلهن ئادەتتىكىپۇقرالار ئارىسىدىكى ئايرىمىچىلىقنى كۆرسىتىپ بېرىش ئۈچۈن.‏ جهمئىيهتتىكىبهزى شهخسلهرگه نىبهتهن ئىككى جۇڭگو ئارىسىدىكى چېگرا ئېنىق كۆرۈلمهسلىكىمۇمكىن،‏ شۇنداقلا جهمئىيهتنىڭ ههممه ئهزاسى ئۆزلىرىنىڭ قايسى جۇڭگوغا تهۋەئىكهنلىكىنى بىلىپ يېتهلىشى ناتايىن.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرگه،‏ بۇ ئاددىي مهنپهئهتئانالىزى يېتهرلىك ئهمهس.‏ مهسىلهن،‏ بهزى ئىنسان ههقلىرى ئادۋۇكاتلىرى ۋە باشقاقارشى رەهبهرلهر بهلكىم يۇقىرى قاتلام جۇڭگولۇقلىرىنىڭ ئورنىدىن بههرىمهنبولالىشى مۇمكىن،‏ بىراق ئۇلار چېگرانى كېسىپ ئۆتۈپ،‏ مۇستهملىكىچىلهر بىلهنمۇستهملىكه قىلىنغانلار ئارىسىدىكىگه ئوخشاش توساقلاردىن بۆسۈپ ئۆتۈشكهتىرىشىۋاتقان بولۇشى مۇمكىن.‏ ئۇلار ئاممىۋى سىياسىي هاياتىنىڭ ئۇنىۋېرسالقىممهتلىرى بىلهن بىر سىزىقتىكى ئهقىلگه مۇۋاپىق جهمئىيهتنى بهرپا قىلىشقاتىرىشىۋاتىدۇ.‏ يهنه بىر تهرەپتىن ئېيتقاندا،‏ بهزى چۈپرەندىلهرنىڭ چهكتىن ئاشقاننامايىشلىرى يۇقىرى قاتلامغا بېسىم ئېلىپ كېلىدۇ.‏ مهسىلهن،‏ سۈن جىگاڭنىڭئۆلۈمى تۇتۇپ تۇرۇش ۋە دۆلىتىگه قايتۇرۇش سىستېمىسىنىڭ ئهمهلدىنقالدۇرۇلۇشىغا يول ئاچتى.‏ ئېغىر يېزا ئىگىلىك باجلىرىنى تۆلىيهلمىگهن نۇرغۇن285


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىدېهقانلارنىڭ ئۆزىنى ئۆلتۈرۈۋېلىشى ۋە بۇ باجلارنىڭ ئهمهلدىن قالدۇرۇلۇشىغايول ئاچتى.‏ يېقىنقى مهزگىلدىكى ۋەقهلهردىن بىرسى شۇكى،‏ هۆكۈمهت ئاخباراتۋاسىتىلىرى هۆكۈمهتنىڭ مهجبۇرىي يۆتكىۋېتىشىگه قارشى نامايىشتا ئۆز ئۆيىدەئۆزلىرىگه ئوت قويۇۋەتكهن نۇرغۇن چۈپرەندىلهر ههققىدىكى پاكىتلار ئۈستىدە تالاش- تارتىش قىلىشقا باشلىدى ‏(قىسقىسى مهن بۇ مهسىلىنىڭ ههل بولىدىغانلىقىغائىشهنمهيمهن).‏باشقا بىر ئىسىتراتېگىيه بولسا،‏ جامائهت پىكرىنىڭ تارقىلىشىنى كونترولقىلىش،‏ باستۇرۇش ۋە ئاخىرىدا يوق قىلىۋېتىشتىن ئىبارەت.‏ ئېنتېرنېتهۆكۈمهتنىڭ قارا تىزىملىكىدە بىرىنچى ئورۇندا تۇرىدۇ.‏ ههرقانداق بىر جامائهتپىكرىنىڭ مۇنازىرە قىلىنىشى ئىككى جۇڭگو ئارىسىدىكى چېگرىنى بۇزۇشجهريانىنى باشلايدىغان،‏ ئاخىرىدا يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭ جۇڭگوسىنىۋەيران قىلىشقا يول ئاچىدىغان مهيدان بىلهن تهمىنلهيدۇ.‏ خىتاي كوممۇنىستهاكىمىيىتى بۇنىڭ ئالاهىدىلىكلىرىدىن خهۋەردار ۋە ئېنتېرنېتكه بولغانكونتروللۇقىنى كۈچهيتىش ئۈچۈن خهلقئارا جامائهت ئالدىدا يۈزىنىڭ چۈشۈشىگهچىداپ تۇرۇپ قولىدىن كهلگىنىنى قىلىشقا تىرىشىۋاتىدۇ.‏مهن خىتاي كوممۇنىستلىرىنىڭ هاكىمىيهتنى كۈچهيتىش ۋە دېمۇكراتىيىنىتوسۇش ئىستراتېگىيىسىنى يىغىنچاق ئوتتۇرىغا قويۇش ئۈچۈن ئىككى جۇڭگوئانالىزىنى مۇشۇنداق قوللاندىم.‏ بۇ هاكىمىيهت ئۆزىنىڭ يالغان سۆزلهش ۋەزوراۋانلىق قىلىشتهك ئۆزگهرمهس ئهنئهنىسىگه قوشۇمچه قىلىپ،‏ بىر گهۋدە‏(هۆكۈمهتنىڭ رەهبهرلىك ئورنىنى ساقلاپ قېلىش ئۈچۈن نېمه بولۇشىدىنقهتئىينهزەر ئىقتىسادىي تهرەققىياتنى ئىلگىرى سۈرۈش)،‏ ئىككى قانات‏(بىلىملىكلهرنى پارىخورلۇق بىلهن بېسىقتۇرۇش،‏ خهلقنى مهخپىي ساقچىلىرىبىلهن باستۇرۇش)‏ ۋە ئىككى پهنجه ‏(شهههر رەهبهرلىرىنى ساپلاشتۇرۇش،‏ ئاممىۋىيپىكىرلهرنى توسۇش)‏ ئىستراتېگىيىسىنى ئوتتۇرىغا چىقاردى.‏بۇ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسىنىڭ ئىچكى سىياسىتى.‏ ئۇنىڭ تاشقىسىياسىتىمۇ ناهايىتى ئاددى ۋە يالىڭاچ.‏ بىر تهرەپتىن ئۇ پۈتۈن دۇنياغا يۇقىرىقاتلامدىكىلهر جۇڭگوسىنىڭ بايلىقى،‏ باياشاتلىقى ۋە شۆهرىتىنى كۆز كۆزقىلىپ،‏ پۈتكۈل جۇڭگونىڭ ئهنه شۇنداق ئىكهنلىكىگه ئىشهندۈرۈشكه تىرىشىدۇ.‏يهنه بىر تهرەپتىن،‏ ئۇ كۆپىنچه چىرىكلىك ۋە پارىخورلۇق بىلهن غهرب دۇنياسىنىڭسىياسىيونلىرى،‏ تهتقىقاتچىلىرى،‏ سودىگهرلىرى ۋە تهنههرىكهتچىلىرى قاتارلىقلارنى286


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوسېتىۋېلىشقا ئۇرۇنىدۇ.‏ ئۇ خهلقئارا جامائهتتىن كېلىدىغان بېسىمنى يېنىكلىتىشئۈچۈن بۇ كىشىلهرنى خىتاي پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنىڭ شېرىكلرى بولۇشقاتهكلىپ قىلىدۇ.‏ خىتاي هۆكۈمىتى چىرىكلىك ۋە خوجايىنلىقنىڭ قانچىلىكپايدىلىق ئىكهنلىكىنى باشقىلارغا قارىغاندا ناهايىتى ياخشى بىلىدۇ.‏ ئۇلارئۆزلىرىنىڭ مهقسىتى ئۈچۈن ئىنسان تهبىئىتىنىڭ قاراڭغۇ ۋە رەزىل تهرەپلىرىدىنقانداق پايدىلىنىشنى باشقىلاردىن ياخشىراق بىلىدۇ.‏ شۇڭا ئۇلار بۇ يول ئارقىلىقناهايىتى زور غهلىبىلهرگه ئېرىشتى.‏مهندە سىلهرگه ئېيتىپ بهرگۈدەك نۇرغۇن هېكايىلهر بار،‏ ئهمما ئۇلار بۇتېمىنىڭ سهل سىرتىدا.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسىنىڭ ئۆز مهقسىتىئۈچۈن ئىنسان تهبىئىتىنىڭ قاراڭغۇ ۋە رەزىل تهرەپلىرىدىن پايدىلىنىشى ئۇنىڭتاشقى سىياسىتىنىڭ ئاچقۇچلۇق تېمىسى هېسابلىنىدۇ.‏ مهن ئىككى جۇڭگونهزىرىيىسىنى خهلقئارا جهمئىيهتنىڭ خىتاينىڭ رېئاللىقىنى تېخىمۇ ياخشىچۈشىنىشىگه ياردىمى بولسۇن،‏ چۈپرەندىلهر جۇڭگوسىنىڭ ئۇنتۇلۇپ قالماسلىقىغاپايدىسى بولسۇن دېگهن مهقسهدته قوللىنىمهن.‏قانداقلا بولمىسۇن،‏ خىتاينىڭ بۇ ئىككى جهمئىيىتىنىڭ ئېغىر ئايرىمىچىلىقىنىبىلىپ قويۇشلا يېتهرلىك ئهمهس.‏ يېڭى دېمۇكراتىك بىر جۇڭگونىڭ،‏ يهنىئۈچىنچى جۇڭگونىڭ مهيدانغا كېلىشى ئۈچۈن تېگىشلىك ئورنىمىزدا تهۋرەنمهيتۇرۇشىمىزغا توغرا كېلىدۇ.‏ گهرچه بۇ ئۈچىنچى جۇڭگو ئۆزىنىڭ شهكلىنى تېخىئېلىپ بولالمىغان بولسىمۇ،‏ ئهمما ئۇنىڭ يېتىپ كېلىشىنىڭ نۇرغۇن ئالامهتلىرىئوتتۇرىغا چىقماقتا.‏خىتاي كوممۇنىستلىرىنىڭ بىر بهدەن،‏ ئىككى قانات،‏ ئىككى پهنچهئىستراتېگىيىسى خىتاينى ئىككى چوڭ جهمئىيهتكه بۆلۈپ تاشلىدى.‏ بۇ بهزىمۇتهخهسىسلهرنىڭ ‏”ئۆزگهرمهس قۇرۇلما“‏ دەپ ئاتىغىنى شۇ.‏ بىراق ئۆزگهرمهسئىنسانىيهت جهمئىيىتى ههرگىزمۇ داۋاملىشالايدىغان مۇقىملىققا ئېرىشهلمهيدۇ.‏ئهگهر شۇنداق بىر جهمئىيهت هازىرچه مۇقىم بولسىمۇ،‏ ئۇ پهقهت بىر كىرزىسنىڭپارتلاشقا هازىر بولۇپ تۇرۇۋاتقانلىقى ۋە يېڭى بىر پۇرسهتنىڭ تۇغۇلۇۋاتقانلىقىنىڭئىپادىسىدۇر.‏خىتاينىڭ ئىككى قۇتۇپلاشقان جهمئىيهت قۇرۇلمىسى يىقىلىش ئالدىدا.‏بىرىنچىدىن،‏ دېمۇكراتىيه چۈشهنچىسى كهڭ ئاممىنىڭ زېهنىدە يېيىلىشقاباشلىدى.‏ ههتتا خىتاي پايچېكى چهكلىك شىركىتىدىكى پاي ئىگىلىرىنىڭ287


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكۆپىنچىسى دېمۇكراتىيىنىڭ ياخشى نهرسه ئىكهنلىكىنى ۋە خىتاينىڭ ئىلگىرىياكى كېيىن بولسۇن،‏ هامان بۇ يۆنىلىشكه قاراپ مېڭىشقا مهجبۇر بولىدىغانلىقىنىبىلىدۇ.‏ ئهمما ئۇلارنىڭ ماددىي ئېهتىياجلىرى نۆۋەتتىكى سىياسىي تهرتىپكهباغلانغان ۋە ئۇلارنىڭ بۇ چۈشهنچىلىرىنى جامائهتكه ئاشكارىلىشى ئاسانغاتوختىمايدۇ.‏ ئۇلاردا دېمۇكراتىك ئۆزگىرىشنى كېڭهيتىدىغان تهشهببۇسنى قوبۇلقىلغۇدەك تهشۋىقات يوق.‏قانداقلا بولمىسۇن،‏ دېمۇكراتىيه چۈشهنچىلىرىنىڭ خهلقنىڭ زېهنىدەيېيىلىشىدەك پاكىت بىرەر ئۆزگىرىش يۈز بهرگهندە ۋە كىشىلهر تاللاشقا دۇچكهلگهندە،‏ كۆپىنچه كىشىلهرنىڭ توغرا يۆنىلىشنى تاللىشىغا كاپالهتلىكقىلىدۇ.‏ خىتاينىڭ ئىچى ۋە سىرتىدىكى دېمۇكراتىيه پائالىيهتچىلىرىنىڭ ئوننهچچه يىلدىن بۇيانقى تىرىشچانلىقلىرى سايىسىدە دېمۇكراتىيىنىڭ دەسلهپكىباسقۇچىدىكى قىممهت قاراشلىرى ئاللىقاچان ياخشى ئورۇنلىشىپ بولدى.‏چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسىغا سېلىشتۇرغاندا،‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭجۇڭگوسىدا ئورتاق ۋە بىر - بىرىگه ماس مهنپهئهتلهر باردەك كۆرۈنىدۇ.‏ ئهمما بۇماسلىشىش پارا ۋە كۆپ يۆنىلىشلىك مهنپهئهت گۇرۇپپىلىرىنىڭ سېتىۋېلىنىشىنىئاساس قىلىدۇ.‏ خىتاي كوممۇنىستىك پارتىيىسى قۇرۇلغاندىن بېرى ئىچكىقىسىمدىكى هوقۇق تالىشىش كۆرىشى ئۈزۈلۈپ باقمىدى.‏ شۇنىسى ئېنىقكى،‏يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسى چۈپرەندىلهر جهمئىيىتىنىڭ شىكايهتلىرىنىمهنسىتمهيدۇ،‏ ئهمما ئايرىم شهخسلهرنىڭ تهلهپلىرى نهتىجىسىز قالسا،‏ چۈپرەندىلهرئاخىرى بىرلىككه كېلىپ،‏ تهشكىللىك ئىسياننى شهكىللهندۈرەلهيدۇ.‏چۈپرەندىلهر ئارىسىدا ئېنتېرنېتنى كۆپ ئىشلىتىدىغان ۋە ‏”تورپائالىيهتچىلىرى“‏ دەپ ئاتالغان ١٠٠ مىليونغا يېقىن كىشىلىك تارماق گۇرۇپپابار.‏ تور پائالىيهتچىلىرى پۈتۈنلهي سېتىۋېلىش مۇمكىن بولمايدىغان بىر ئۇچۇرقاتلىمىنى شهكىللهندۈرىدۇ.‏ ئۇلار كهلگۈسىدىكى تهشكىلىي پائالىيهتلهردەيولباشلىغۇچى رولىنى ئۆتهيدۇ.‏ ئادەتتىكىچه قىلىپ ئېيتقاندا،‏ غهيرى هۆكۈمهتكۈچلىرى كۈچىيىپ خهلق نامايىشلىرى ئارتقاندا،‏ كوممۇنىستىك هاكىمىيهتئىچىدىكى ئوخشاش بولمىغان گۇرۇپپىلار ئىچىدىكى هوقۇق كۆرىشى خهلقكۆرىشىگه ئايلىنىدۇ.‏ بولۇپمۇ ئېشىپ - تېشىپ تۇرغان بېسىم يۇقىرى پهللىگهيهتكهندە،‏ قوراللىق گۇرۇپپىلار خىتاي كوممۇنىستىك پارتىيىسى بىلهن بىرلىكتهخهلق كۈچلىرىنى ئىشلىتىشكه ۋە كېيىنكىلهرنىڭ ياردىمىدىن پايدىلىنىشقا288


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگومهجبۇرلىنىدۇ.‏ سىياسىي چهمبهرنىڭ كوممۇنىست مونوپولىيسى ئىچىگه كىرىشئۈچۈن تۈرلۈك مهنپهئهت گۇرۇپپىلىرىنىڭ نۇرغۇنلىرىغا بىر ئىشىك ئېچىلىدۇ.‏كوممۇنىستىك هاكىمىيهت يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جوڭگوسىنىڭ پائالىيهتراسخوتلىرىنى ئۈستىگه ئېلىپ كېلىۋاتىدۇ ۋە بۇ سېتىۋېلىنغان ۋە كۈنسېرىكېڭىيىۋاتقان يۇقىرى قاتلام كىشىلىرىنىڭ يۇقىرى تهلهپلىرىنى قاندۇرۇشقامهجبۇر بولۇۋاتىدۇ.‏ شۇنداقلا،‏ بىر تهن،‏ ئىككى قانات ۋە ئىككى پهنچه ههر دائىمئۈنۈملۈك بولىۋەرمهيدۇ.‏ شۇنداق قىلىپ،‏ ئېغىر بېسىم ئاستىدا قالغان ئىقتىسادباشقا يولغا بۇرۇلىدۇ ۋە يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسىدا كىرزىس پارتلايدۇ ۋەچۈپرەندىلهر جۇڭگوسى تهرەپتىن ئىسيان پارتىلايدۇ.‏سىياسىي قارشىلىق ههرىكىتىگه بولغان ئوچۇق يۆنىلىش بىلهن،‏ چۈپرەندىلهرنىڭجۇڭگوسى كوممۇنىستىك هاكىمىيهت ئۈچۈن غايهت زور بېسىم ئىشلىتىدۇ ۋەئاخىرىدا شىركهتلهشكهن جۇڭگونىڭ پايچهك ئىگىلىرىنىڭ پهرقلىق بولۇشى ۋەئايرىلىپ چىقىشىنى كهلتۈرۈپ چىقىرىدۇ.‏ ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ ئايرىلىش يولىغائىككى سهۋەپ تۈپهيلىدىن ماڭىدۇ:‏ بىرىنچىدىن،‏ چۈپرەندىلهر سان جهههتته يۇقىرىقاتلامدىكىلهردىن ههددىدىن زىيادە كۆپ،‏ چۈپرەندىلهرنىڭ جۇڭگوسى خىتاينىڭكهلگۈسىنى كۆرسىتىپ بېرىدۇ،‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسى مهۋجۇتلىقىنىئاخىرلاشتۇرىدۇ.‏ ئۆزلىرىنىڭ كهلگۈسى ئۈچۈن يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭبهزىلىرى غهلىبه قىلىۋاتقان تهرەپ بىلهن ۋاقىتنىڭ ئۆتۈشىگه ئهگىشىپ بىرلىكشهكىللهندۈرۈشى مۇمكىن.‏ ئىككىنچىدىن،‏ خىتاي پايچېكى چهكلىك گۇرۇهىنىڭبارلىق پاي ئىگىلىرىنىڭ رەزىللىكنى مازارغا قهدەر داۋاملاشتۇرىدىغانلاردىنبولۇشى ناتايىن.‏ ئۇلارنىڭ نۇرغۇنى پايدا بىلهن ۋىجدان ئوتتۇرىسىدىكى تهڭپۇڭلۇقنىتېپىشقا مهجبۇر بولىدۇ.‏ ياخشىلىق بىلهن يامانلىق ئوتتۇرىسىدىكى كۈرەشنىڭبېسىمى ئاستىدا،‏ بۇرۇنقى تهڭپۇڭلۇق نۇقتىسى بۇزۇلىدۇ ۋە ئۇلار ئۆزلىرى بىلهن كوناسىياسىي تهرتىپ ئوتتۇرىسىغا سىزىق سىزىدىغان يېڭى بىر تهڭپۇڭلۇق نۇقتىسىتاپىدۇ.‏ گۇگلنىڭ (google) خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ زومىگهرلىكىگه قارشى تۇرۇشىبۇنىڭ ناهايىتى ياخشى مىسالى بولالايدۇ.‏ بۇ قانىتى سۇنغان يۇقىرى قاتلام ئهزالىرىكهلگۈسىدىكى دېمۇكراتىك خىتاي ئۈچۈن ئورتاق ئاساس يارىتىشقا تۆهپىلىرىنىقوشىدۇ ۋە بۇ دېمۇكراتىك خىتاينىڭ تۇغۇلۇشىنى ئىلگىرى سۈرىدۇ.‏كهلگۈسى دېمۇكراتىك خىتاي ئۈچۈن ئۇل قۇرۇپ چىقىدىغان ئورتاق زېمىننى بىزنهدىن تاپالايمىز؟ بىز چوقۇم چۈپرەندىلهر جۇڭگوسى بىلهن يۇقىرى قاتلامدىكىلهر289


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىجۇڭگوسى ئارىسىدىكى بوشلۇقنى تۇتاشتۇرىدىغان قوش يۆنىلىنىشلىك كۆۋرۈكبولالايدىغان بىر سىياسىي تىل سىستېمىسىنى قۇرۇپ چىقىشىمىز كېرەك.‏ بىزقهدەممۇ قهدەم ئۇنىۋېرسال قىممهتلهر ئاساسىغا قۇرۇلغان ئورتاقلىقنى تهرەققىيقىلدۇرۇشىمىز لازىم.‏ ئۇ دەل - ٠٨ نىزامنامىنىڭ يهتمهكچى بولغان نىشانى.‏ شۇنداقبىر ئورتاق سىياسىي تىل سىستېمىسى ئېنتېرنېت ۋە باشقا يۇقىرى تېخنىكىلىقمههسۇلاتلارنىڭ ياردىمى بىلهن تېخمۇ كهڭ دائىرىلىك ۋە ئۈنۈملۈك بولالايدۇ.‏شۇنداقلا خهلقئارالىق جهمئىيهتنىڭ ئېنتېرنېت ئهركىنلىكىگه مۇناسىۋەتلىكخىتاي هۆكۈمىتىگه چۈشۈرۈۋاتقان بېسىمىمۇ دېمۇكراتىك خىتاي ئۈچۈن بىۋاسىتهۋە ئۈنۈملۈك ياردەمچى بولىدۇ.‏خىتاي كوممۇنىستىك هاكىمىيىتى ئىككى قۇتۇپلۇق خىتاي قۇرۇلمىسىنىڭمۇقىملىقىنى ساقلاپ قېلىش ئۈچۈن قانداق ئىستراتېگىيه قوللانسا قوللانسۇن،‏مۇنۇ ئهمىلىيهتنى ئۆزگهرتهلمهيدۇ:‏ خىتاينىڭ ئادەتتىكى پۇقرالىرى ‏(چۈپرەندىلىرى)‏ئىقتىسادىي تهرەققىيات مېۋىلىرىدىن ئادىللىق بىلهن ئورتاق بههرىمهنبولالمايدۇ.‏ شۇنداقلا،‏ خىتاي ئهڭ ئاددىي ئىجتىمائىي بىخهتهرلىك تورى قۇرۇپچىقىشقىمۇ نىيىتىنىڭ بارلىقىنى كۆرسهتكىنى يوق.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهرنىڭئاچكۆزلهرچه ئېكىسپلاتاتسىيه قىلىشى بىلهن،‏ ئولتۇراقلىشىش،‏ داۋالىنىشسۇغۇرتىسى ۋە بالىلىرىنىڭ مائارىپ خىراجهتلىرى ئادەتتىكى چۈپرەندىلهرئۈچۈن ئاشقىلى بولمايدىغان ئۈچ ئېگىز تاغقا ئايلىنىدۇ.‏ ئاممىۋىي بىخهتهرلىكزور دەرىجىدە چېكىندى ۋە ئىجتىمائىي ئادالهت يوقالدى.‏ ئهگهر بۈگۈنكى خىتاينىيېقىندىن كۆزىتىدىغان بولساق،‏ چۈپرەندىلهرنىڭ كۈندىلىك هاياتى بارغانسېرىناچارلىشىۋاتقان بۇ مهزگىلدە بۇ دۆلهتنىڭ بايلىقلارنى توپتولۇق كۆز - كۆزقىلىۋاتقانلىقىنى كۆرەلهيمىز.‏ ئادەتتىكى كىشىلهرنىڭ كۆڭۈلدىكىدەك پارلاق بىرهاياتقا بولغان پۈتۈن ئۈمىدى يوقالدى.‏ يهنه يۇقىرى قاتلامدىكىلهر ههددىدىن زىيادەخهتهرنى هېس قىلىپ تۇرىدۇ.‏ ‏«دۆلهتكه ئوچۇق ئاشكارا خىزمهت قىلىش»‏ ‏(مهنىسى-‏هۆكۈمهت خادىملىرى ئائىله ئهزالىرىنىڭ ههممىسىنىڭ چهتئهاللهرگه كۆچمهنبولۇپ كېتىشى)‏ ئورتاق بىر مهسىله بولۇۋاتقان مهزگىلدە،‏ چوڭ سودىگهرلهرنىڭكۆپ ساندا كۆچمهن بولۇشى مودىغا ئايلاندى.‏ چۈنكى چۈپرەندىلهرنىڭ كهڭ -كۆلهملىك غهزەپ نهپرىتىگه دۇچ كېلىۋاتىدۇ ۋە يۇقىرى قاتلامدىكىلهر ناهايىتىقاتتىق قورقۇنچ ئىچىدە قالدى.‏ ئۇنىڭدىن باشقا،‏ هۆكۈمهت خادىملىرىغا نىسبهتهن،‏بۇ يۈزەكى مۇقىملىق يۈز بېرىۋاتقان يوشۇرۇن هوقۇق كۆرىشىنى يۆگىيهلمهيدۇ.‏290


ياڭ جيهنلى / ئۈچ جۇڭگوبۈگۈنكى كۈندە پۈتۈن هۆكۈمهت خادىملىرى چىرىكلهشتى،‏ سودىگهرلهر پارا بېرىشتهقابىلىيهتلىك،‏ هوقۇق كۆرىشىدە مهغلۇپ بولغانلار تاشلىۋېتىلىدۇ ۋە ئهيىبلىنىدۇياكى هۆكۈمهت ۋە هېچقانداق پۇقرالىق ههققى بولمىغان چۈپرەندىلهر تهرىپىدىنسىقىپ چىقىرىلىدۇ.‏ يۇقىرى قاتلامدىكىلهر جۇڭگوسى ئهتىسى بولمىغان بىرجهمئىيهت،‏ ئۇنىڭ ئىچىدە هېچكىم بىخهتهر ۋە پارلاق هايات كهچۈرەلمهيدۇ.‏خىتاي پۈتۈنلهي يېڭىلىنىشقا،‏ كىشىلهرنىڭ ئاساسلىق ئىنسانىي ههقلىرىمهلۇم قۇرۇلۇشلار تهرىپىدىن قوغدىلىدىغان بىر سىستېمىغا مۇهتاج.‏ بۇ يۇقىرىقاتلامدىكىلهرنىڭمۇ،‏ چۈپرەندىلهرنىڭمۇ ئېهتىياجى.‏ بۇ مهقسهتكه يېتىش ئۈچۈن،‏بىز چوقۇم مهن ئېيتىپ كېلىۋاتقان ئۈچىنچى جۇڭگوغا،‏ يهنى جهمئىيهتنىڭ پۈتۈنئهزالىرى ئهركىنلىكتىن،‏ ئىنسان ههقلىرىدىن ۋە قانۇن بىلهن باشقۇرۇشتىنبههرىمهن بولالايدىغان ‏(دېمۇكراتىك)‏ بىر جۇڭگوغا قاراپ يۈرۈش قىلىشىمىز لازىم.‏291


.IV مهجلىسشهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسىتهسهۋۋۇرىرىياسهتچى:‏ ئۆمهر فارۇق قورقماس• دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم:‏ هاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ تۈركىيه• در.‏ ئىززۇددىن ئهلۋەردانى:‏ تهتقىقاتچى،‏ سهئۇدىي ئهرەبىستان• فههمىي هۇۋەيدى:‏ ژورنالىست يازغۇچى،‏ مىسىر• سىراجىددىن ئهزىزى شهمسىددىن:‏ سهئۇدىي ئهرەبىستان


تۈركچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ سابىرجاندوتسېنت دوكتور ئهركىن ئهكرەمهاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخ فاكۇلتېتى ئوقۇتقۇچىسىشهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىششهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ بۇ رايونغاقاراتقان سىياسىتى ۋە خىتاي هاكىمىيىتى تهرىپىدىن ‏«شهرقىي تۈركىستانچىلار»‏دەپ ئاتالغانلارنىڭ مۇستهقىللىق پائالىيهتلىرىگه؛ شهرقىي تۈركىستاننىڭمۇستهقىللىقى ئۈچۈن مۇجادىله قىلىۋاتقانلارنىڭ ئېڭىدىكى غايىۋىي پروگراممىلارغا؛خىتاينىڭ تهرەققىياتى ۋە خهلقئاراغا قاراتقان سىياسىتى،‏ شۇنداقلا خهلقئارالىقسىياسىي،‏ ئىقتىسادىي ۋە بىخهتهرلىك تهڭپۇڭلۇقى ئهندىزىسىگه؛ ئهڭ مۇهىمى،‏شهرقىي تۈركىستان داۋاسىنى ئېلىپ بېرىۋاتقان تهشكىلاتلارنىڭ يىراقنى كۆرۈشقابىلىيىتىگه ئىگه ياكى ئهمهسلىكىگه زىچ مۇناسىۋەتلىك.‏. ١ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىخىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىختىن بېرى خىتاينىڭبىر پارچىسى ئىكهنلىكىنى جۆيلىمهكته.‏ خىتاي هۆكۈمىتى يهنه مهۋجۇدخهلقئارا سىياسىي سىستېمىدا بىر ئىگهمهن دۆلهت بولۇش سۈپىتى بىلهنشهرقىي تۈركىستاننى ئۆز تېرىتورىيىسى ئىچىدىكى بىر پارچه زېمىن دەپ بايانقىلماقتا.‏ مۇشۇ مهنىدىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ‏(ئۆزىنىڭ)‏ئىچكى مهسىلىسى دەپ قارىغان خىتاي هاكىمىيىتى چهتئهل كۈچلىرىنىڭشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگه ئارىلىشىشىغا قهتئىي قارشى تۇرماقتا.‏ خىتايهاكىمىيىتى ١٨٨٤ يىلى تۇنجى قېتىم شهرقىي تۈركىستاننى ئۆز تېرىتورىيىسىگهقاراشلىق بىر ئۆلكىگه ئايلاندۇرۇۋالدى.‏ هازىرقى خىتاي هۆكۈمىتى ئۆزىنىڭ مانجۇئىمپېراتورلۇقى (١٦٤٤ ١٩١١) ۋە مىللهتچى خىتاي ‏(گومىنداڭ)نىڭ ۋارىسىسۈپىتىدە شهرقىي تۈركىستاننى هاكىمىيىتى ئاستىدا تۇتۇپ تۇرۇۋاتقانلىقىنىئىلگىرى سۈرمهكته.‏ ئهمما شهرقىي تۈركىستان ١٩٤٩ يىلى،‏ سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭرەهبىرى ستالىننىڭ تهشهببۇسى ۋە ماددىي ياردىمىگه ئېرىشكهن خىتاي خهلق295


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئازادلىق ئارمىيىسى تهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغان بولۇپ،‏ خىتاي كوممۇنىستپارتىيىسىنىڭ رەهبىرى ماۋزېدوڭ بىلهن ستالىن ئارىسىدىكى تېلېگرافئالاقىلىرىدا ‏”ئىشغال“‏ كهلىمىسى ئوچۇق يېزىلغانىدى . 1 ستالىننىڭ شهرقىيتۈركىستاننى ئىشغال قىلماقچى بولغان خىتاي ئارمىيىسىگه ياردەم بېرىشىنىڭسهۋەبى،‏ ئامېرىكىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندا ئىسلام دۆلىتى قۇرۇش پىلانىنىئهمهلگه ئاشۇرماسلىق ئىدى . 2قىزىل ئارمىيه ئۈرۈمچىگه كىرگهن كۈن (٢٠ ئۆكتهبىر)نىڭ ئهتىسى،‏ماۋزېدوڭ مهركىزىي هۆكۈمهت ئاخبارات ئىدارىسىنىڭ باشلىقى خۇ چياۋمۇغا بىرپارچه مهكتۇب يوللىغان بولۇپ،‏ مهكتۇبتا:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان ئىشغال قىلىندى“‏دېگهن ئىبارىنىڭ ئورنىغا:‏ ‏”كۆزلهنگهن جايغا يېتىپ بېرىلدى“‏ دېگهن ئىبارىنىڭئالماشتۇرۇلۇشى ههققىدە تهلىمات بهرگهنىدى . 3 بۇ ئىشغال ههقىقىتى ۋە بۇئىشغالىيهتنى قوبۇل قىلمىغان بىر قىسىم شهرقىي تۈركىستانلىق كىشىلهرنىڭمۇستهقىللىق ههرىكهتلىرى نهتىجىسىدە شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىئوتتۇرىغا چىقتى.‏ خىتاي هاكىمىيىتىنىڭ مهزكۇر رايونغا قاراتقان سىياسىتىنىئىزچىللاشتۇرالمىغىنىدەك،‏ شهرقىي تۈركىستان ئاپتونوم رايونى قانۇنىنىمۇتولۇق ئهمهلگه ئاشۇرالماسلىقى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ خهلقئارالىقسىياسىي سههنىگه چىقىپ قېلىشىغا سهۋەب بولدى.‏ خىتاي هۆكۈمىتى،‏١٩٤٩ يىلىدىن ١٩٦٠ يىلىغىچه،‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇستهقىللىقپائالىيهتلىرىنى ‏”يهرلىك مىللهتچىلىك“‏ دەپ قارىدى ۋە تېنچلاندۇرۇش سىياسىتىقوللاندى.‏ ١٩٦٠ ١٩٩٠ يىللىرى ئارىسىدىكى مۇستهقىللىق مۇجادىلىسىنىسوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ كۈشكۈرتىشى بىلهن بولغان ۋە خىتاينى بۆلۈشكه ئۇرۇنغاندەپ قاراپ،‏ تېخىمۇ قاتتىق قول سىياسهت يۈرگۈزۈشكه باشلىدى.‏ ١٩٨٠ ١٩٨٥ يىللىرى ئارىسىدا،‏ خىتاي شهرقىي تۈركىستاندا ئوتتۇراهال سىياسهت يولغاقويۇۋاتاتتى.‏ ئهمما سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشىنىڭ ئاخىرلىشىشى ۋە ئوتتۇرائاسىيا تۈرك جۇمهۇرىيهتلىرىنىڭ مۇستهقىللىقىنى ئېلان قىلىشىنىڭ شهرقىيتۈركىستانغا بولغان تهسىرى بېيجىڭ هۆكۈمىتىنى تېخىمۇ ئالاقزادە قىلىۋەتتى.‏شۇنىڭدىن ئېتىبارەن،‏ شهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كهلگهن سىياسىي ۋەقوراللىق پائالىيهتلهرنى يهنه سىرتقى كۈچلهر ۋە چهتئهاللهردىكى شهرقىي تۈركىستانتهشكىلاتلىرىنىڭ بۇ رايوننى خىتاي قولىدىن يۇلۇپ ئېلىش مهقسىتىدە ئېلىپ296


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشبېرىۋاتقانلىقىنى ئىلگىرى سۈرۈپ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈرگۈزۈۋاتقان سىياسىتىنىتېخىمۇ شىددەتلىك تۈسكه كىرگۈزدى.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇستهقىللىقتهلهپلىرىنىڭ خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن قانلىق باستۇرۇلۇشى ۋە بۇ باستۇرۇشقاقارشى ئېلىپ بېرىلغان قوراللىق ئىسيانلار نهتىجىسىدە،‏ شهرقىي تۈركىستاندامۇقىم ۋەزىيهت شهكىللهنمىگهننىڭ ئۈستىگه،‏ بۇ زېمىن نوپۇسىنىڭ ئاساسىيقىسمىنى تهشكىل قىلىدىغان ئۇيغۇرلار قاتتىق بېسىمغا دۇچ كهلدى.‏چهتئهاللهردە خىتاي ئىشغالىيىتىگه قارشى ئېلىپ بېرىلغان مۇستهقىللىقپائالىيهتلىرى،‏ ١٩٤٩ يىلىدىن كېيىن چهتئهلگه قېچىپ چىققان ۋە ئۇنىڭدىنبۇرۇن مىللهتچى خىتاي هۆكۈمىتىدىن شهرقىي تۈركىستانغا ‏«ئالىي مۇختارىيهت»‏تهلهپ قىلغان مۇههممهد ئهمىن بۇغرا ۋە ئىيسا يۈسۈپ ئالپتېكىن قاتارلىقزاتلار بىلهن باشلاندى.‏ ١٩٤٩ يىلىدىن بۇرۇن مىللهتچى خىتاي پارتىيىسىنىڭمهجلىسىدە خهلق ۋەكىلى بولۇپ تۇرغان ۋە شهرقىي تۈركىستان يهرلىكهۆكۈمىتىدە ههرخىل ۋەزىپىلهرنى ئۆتىگهن بۇ زاتلارنىڭ تۈركىيه جۇمهۇرىيىتىگهكېلىشى بىلهن باشلانغان مۇستهقىللىق پائالىيهتلىرى،‏ خىتاينىڭ شهرقىيتۈركىستانغا قاراتقان سىياسىي بېسىمىنىڭ ئېشىپ بېرىشىغا پاراللېل هالداتهدرىجىي ئۇلغىيىپ بارغان.‏ سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشىدىن كېيىن،‏ سىياسىيپائالىيهتلهرنىڭ يېتهرلىك بولمايۋاتقانلىقىنى ئىلگىرى سۈرگهن بهزى شهرقىيتۈركىستانلىقلار قوراللىق مۇجادىلىگه ئاتلاندى ۋە ئافغانىستاندىكى ئهل قائىدەلاگىرلىرىدا تهربىيىلهنگهندىن كېيىن،‏ شهرقىي تۈركىستاندا قوراللىق كۈرەشئېلىپ بېرىشقا باشلىدى.‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان ئىسلام ههرىكىتى»‏ نامى ئاستىداپائالىيهت ئېلىپ بارغان بۇ تهشكىلات،‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن خهلقئاراتېرورلۇق تهشكىلاتلىرى تىزىملىكىگه كىرگۈزۈلدى.‏ ‏(پاكىستان ۋە ئافغانىستانداقولغا چۈشكهن)‏ ٢٢ نهپهر ئۇيغۇر ياش تېرورىست گۇمانى بىلهن گۋانتاناموغا ئېلىپكېتىلدى ۋە ئامېرىكا تهرىپىدىن قولغا ئېلىنغان ٥٠٠ نهپهر تېرورىست گۇماندارىقاتارىدىن ئورۇن ئالدى.‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان ئىسلام ههرىكىتى تهشكىلاتى»غائوخشايدىغان باشقا كىچىك گۇرۇپپىلارمۇ ئامېرىكىنىڭ خهلقئارا تېرورىزمغا قارشىئېلىپ بارغان پائالىيهتلىرى داۋامىدا تارمار بولۇپ كهتتى.‏يهنه بىر تهرەپتىن،‏ خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ ۋە خهلقئارا جامائهتچىلىكىنىڭشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگه بولغان كۆز قاراش ۋە بايانىنىڭ پهرقلىق297


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبولۇشى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى تېخىمۇ چىگىش هالغا كهلتۈرۈپقويدى.‏ ئامېرىكا هۆكۈمىتى ‏«شهرقىي تۈركىستان ئىسلام ههرىكىتى»نى تېرورىستتىزىملىكىگه كىرگۈزگهندىن كېيىن،‏ ب د ت مۇ ئۆز تىزىملىكىگه ئالغانىدى.‏ ئهمماخىتاي هاكىمىيىتى دۆلهت ئىچى ۋە سىرتىدا پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان بارلىقسىياسىي ۋە ئىجتىمائىي تهشكىلاتلارنىمۇ مهزكۇر تهشكىلاتقا قوشۇپ خهلقئارالىقتېرورىست كاتىگورىيىسىگه كىرگۈزۈۋالغاچقا،‏ ئامېرىكا هۆكۈمىتى بۇنىڭغا قارشىبايانات ئېلان قىلىشقا مهجبۇر بولدى.‏ ئاۋۋال ئامېرىكا پرىزدېنتى جورج بۇشئۇيغۇرلارنى كۆزدە تۇتقان هالدا خىتاي رەهبىرى جياڭ زېمىنغا:‏ ‏”بۇ ئاز سانلىقمىللهتلهرنىڭ ههق هوقۇقلىرىنى تېرورىزمغا قارشى ئېلىپ بېرىلغان مۇجادىلهباهانىسى بىلهن دەپسهندە قىلىشقا بولمايدۇ“‏ دېدى.‏ ئۇنىڭدىن كېيىن،‏ ئامېرىكاتاشقى ئىشلار مۇئاۋىن مىنىستىرى لورن كرېنر شهخسهن بېيجىڭ ۋە ئۈرۈمچىگهبېرىپ،‏ ئامېرىكا كۆزدە تۇتقان تېرورىستنىڭ پهقهت ‏«شهرقىي تۈركىستان ئىسلامههرىكىتى»دىنلا ئىبارەت ئىكهنلىكىنى بىلدۈردى.‏ شۇنىڭ بىلهن بىرلىكته،‏ ب دت ئىنسان ههقلىرى كومىتېتى ۋە خهلقئارا ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىمۇخىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندىكى سىياسىتىنى تهنقىدلهپ،‏ ئۇيغۇرلارنىڭئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىنى قوغداشقا تىرىشتى . ٤ئامېرىكا ۋە بهزى ياۋرۇپا دۆلهتلىرىنىڭ ئۇيغۇر مهسىلىسىگه كۆڭۈل بۆلۈشىياكى خهلقئارا ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرىنىڭ دوكلاتلىرىدا ئۇيغۇرلارنىڭئىنسان ههقلىرى مهسىلىلىرىنىڭ خهلقئارا جامائهتچىلىككه يهتكۈزۈلۈشىقاتارلىقلارنىڭ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقى بىلهن قىلچه مۇناسىۋىتىيوق.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار بۇ ئالاقىلهرنى ئۆزلىرىنىڭ مۇستهقىللىقىگهقىلىنغان ۋاسىتىلىك ياردەم دەپ بىلمهكته،‏ ههتتا خىتاي هۆكۈمىتىمۇ شۇنداق دەپقارىماقتا ۋە بۇ ياردەملهرنى شهرقىي تۈركىستاننى خىتايدىن ئايرىۋېتىش مانىۋېرىدەپ چۈشهنمهكته.‏ تۈركىيه گهرچه شهرقىي تۈركىستان خهلقى بىلهن ههم قانداشههم دىنداش بولسىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدە پهقهت خهلقنىڭ ‏(يهنىئۇيغۇرلارنىڭ)‏ تهقدىرىگىلا كۆڭۈل بۆلمهكته.‏ شۇڭا،‏ ئهنقهرە هۆكۈمىتى ههرقاچانخىتاينىڭ ئىگهمهنلىكى ۋە زېمىن پۈتۈنلۈكىگه هۆرمهت بىلدۈرىدىغانلىقىنىتهكىتلهپ كهلمهكته.‏298


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشمانا بۇ جهريان ۋە ئۇقۇم مهسىلىلىرى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭكېلهچىكى ههققىدىكى تهسهۋۋۇرنى قىيىنلاشتۇرماقتا.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ ئۇيغۇرمهسىلىسى بىلهن شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ بىر بىرىگه ئارىلىشىپكېتىشى ۋە ‏«شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ نىشانى ئۇيغۇرلارنىڭ ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىنى قوغداشمۇ ياكى شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىنى قولغاكهلتۈرۈشمۇ؟»‏ دېگهندەك مهسىلىلهرمۇ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكىنى بىقارارقىلىپ قويماقتا.‏ چهتئهاللهردىكى شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ ههممىسىمۇستهقىللىق تهلهپ قىلماقتا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى ههققىدىكىتهسهۋۋۇرمۇ مۇشۇ تهلهپنى چۆرىدىگهن هالدا قىلىنماقتا.‏ ئهمما مۇستهقىللىقنىقولغا كهلتۈرۈش ئۈچۈن نۇرغۇن شهرت شارائىت ۋە كۈچ مهنبهسىگه تايىنىشقاتوغرا كېلىدۇ.‏ ههممىدىن مۇهىمى،‏ بۇ شارائىت ۋە كۈچلهردىن توغرا پايدىلىنىشئارقىلىق نىشانغا يېتىشنى بىلىش كېرەك.‏SWOT ئانالىز مېتودىSWOT ئىنگىلىزچه Strengths ‏(كۈچلۈك نۇقتىلار)،‏ Weaknesses ‏(ئاجىزنۇقتىلار)،‏ Opportunities ‏(پۇرسهتلهر)‏ ۋە Threats ‏(تههدىتلهر)دىن ئىبارەت تۆتكهلىمىنىڭ باش ههرپلىرىدىن شهكىللهنگهن بىر رەهبهرلىك سىستېمىسىنىڭئىسمى.‏● بۇ مېتودنىڭ ئىجادچىسى فرانسىسكو ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ پروفېسسوردوكتورى Heinz Weihrich دۇر.‏پۇرسهتلهر(Opportunities)كۈچلۈك نۇقتىلار(Strengths)ئاجىز نۇقتىلار(Weaknesses)تههدىتلهر(Threats)SWOT ئانالىز مېتودى299


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى● SWOT ئانالىزى مهلۇم بىر ئورگاننىڭ،‏ تېخنىكىنىڭ،‏ جهرياننىڭ،‏ ئههۋالنىڭياكى شهخسنىڭ كۈچلۈك (Strengths) ۋە ئاجىز (Weaknesses) نۇقتىلىرىنىئېنىقلاش ۋە تاشقى مهنبهلهردىن كېلىدىغان پۇرسهتلهر (Opportunities) ۋەتههدىتلهر ‏(‏Threats‏)نى بايقاش ئۈچۈن قوللىنىلىدىغان تېخنىكا.‏● SWOT ئانالىزىنىڭ مهقسىتى ئىچكى ۋە تاشقى ئامىللارنى كۆزدە تۇتقانهالدا،‏ مهۋجۇد كۈچلۈك نۇقتىلىرى ۋە پۇرسهتلهردىن ئهڭ ئۈنۈملۈك پايدىلىنىپ،‏تههدىت ۋە ئاجىز نۇقتىلىرىنىڭ تهسىرىنى ئهڭ تۆۋەن دەرىجىگه چۈشۈرۈش ئۈچۈنپىلان ۋە ئىستراتېگىيه تۈزۈش.‏پۇرسهتلهر(Opportunities)كۈچلۈك نۇقتىلار(Strengths)ئاجىز نۇقتىلار(Weaknesses)WOWTSOSTتههدىتلهر(Threats)تۆت تۈرلۈك ئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش مودېلى● SWOT ئانالىزى دىققهت ئېتىبارنى كۈچلۈك نۇقتىلار ۋە چوڭ پۇرسهتلهركۈتۈپ ياتقان ساههلهرگه مهركهزلهشتۈرۈپلا قالماي،‏ ئاجىز نۇقتىلىرى ۋە كهلگۈسىتههدىتلهرنىمۇ كۆرۈپ يېتىشكه ياردەمچى بولالايدۇ.‏● ئهمما ههرقانداق تېئورما ۋە مېتودتا بولغىنىدەك،‏ SWOT ئانالىز مېتودىنىڭمۇنۇقسانلىرى بار.‏SWOT ئانالىز مېتودى ئومۇمهن ئىچكى ئههۋالنى ئانالىز قىلىدىغان SW بىلهنتاشقى ئامىلنى ئانالىز قىلىدىغان OT دىن ئىبارەت ئىككى قىسىمدىن تهشكىلتاپىدۇ.‏ بۇ مېتود ئارقىلىق ئۆزىگه پايدىلىق ۋە تهرەققىي قىلدۇرۇشقا ئهرزىيدىغاننۇقتىلار ياكى ئۆزىگه زىيانلىق ۋە ساقلىنىشقا تېگىشلىك نۇقتىلارنى چۆرىدىگهنهالدا ‏(يېڭى)‏ مهسىلىلهر تېپىپ چىقىلىپ،‏ بۇلارنى ههل قىلىش ۋە كېلهچهككهقاراپ ئالغا ئىلگىرىلهش يوللىرى ئۈستىدە مۇلاهىزە يۈرگۈزۈلىدۇ.‏ SWOT ئانالىز300


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشمېتودىنىڭ تۆۋەندىكىدەك تۆت تۈرلۈك ئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش مودېلىنىكۆرۈۋېلىشقا بولىدۇ:‏SO ئىستراتېگىيىسى WO ئىستراتېگىيىسى ST ئىستراتېگىيىسى WT ئىستراتېگيىسىكۈچلۈك نۇقتىلار + پۇرسهتلهربۇ،‏ ئهڭ غايىۋىيئىستراتېگىيىلىك تاللاشبولۇپ،‏ ئۆزىنىڭ كۈچلۈكنۇقتىلىرى بىلهن تاشقىپۇرسهتلهرنى بىرلهشتۈرۈشنهتىجىسىدە ههردائىممۇۋەپپىقىيهت قازانغىلىبولىدۇ.‏ئاجىز نۇقتىلار + پۇرسهتلهرئىستراتېگىيىلىكمهنبهسىنى مۇۋاپىقئىشلىتىشى،‏ تاشقىپۇرسهتلهردىن ئهڭئۈنۈملۈك پايدىلىنىشئارقىلىق ئۆزىنىڭ ئاجىزنۇقتىلىرىنى ههل قىلىشىلازىم.‏ ئهمما بهزىدە ئۆزىنىڭئاجىزلىقى تۈپهيلىدىنتاشقى پۇرسهتلهردىنپايدىلىنالماسلىقى ياكىپۇرسهتنى قولدىن بېرىپقويۇشى مۇمكىن.‏كۈچلۈك نۇقتىلار +تههدىتلهرئىستراتېگىيىلىكمهنبهسىنى كۆپخىللاشتۇرۇشى لازىم.‏ئۆزىنىڭ كۈچلۈكنۇقتىلىرىدىن ئۈنۈملۈكپايدىلىنىپ،‏ تاشقىتههدىتلهردىن ساقلىنىشقاتىرىشىشى كېرەك.‏ بۇئههۋالدىن قۇتۇلۇش ئۈچۈنقالتىس دانا رەهبهرگه موهتاجبولىدۇ.‏ئاجىز نۇقتىلار + تههدىتلهربۇ،‏ ئهڭ ئاجىز قوغدىنىشئىستراتېگىيىسى بولۇپ،‏ ههمئۆزىنىڭ ئاجىز نۇقتىلىرىنىههل قىلىشى ههم تاشقىتههدىتلهردىن ساقلىنىشىلازىم.‏ بۇ قىيىنچىلىقتىنقۇتۇلۇش ئۈچۈن پهۋقۇلئاددەئههۋال ۋە كىشىلهرگه موهتاجبولىدۇ.‏٢. SWOT ئانالىز مېتودىغا كۆرە شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئههۋالىشهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ كۈچلۈك ۋە ئاجىز نۇقتىلىرى بىلهن ‏(قولىدىكى)‏پۇرسهتلهر ۋە ‏(كۆز ئالدىدىكى)‏ تههدىتلهر ههققىدىكى خۇلاسىلهرنى SWOT ئانالىزمېتودىغا سېلىش ئارقىلىق مهلۇم نىسبهتته بولسىمۇ نهتىجىگه ئېرىشكىلىبولىدۇ.‏١) شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ كۈچلۈك نۇقتا(تهرەپ)لىرى:‏(١) شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىگه بولغان كۈچلۈك ئىرادىسىۋە ئىشتىياقى.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلار ١٨٨٤ يىلىدىن بېرى نۇرغۇن بهدەلتۆلىشىگه قارىماي،‏ مۇستهقىللىق يولىدا تېز پۈكمهي كۈرەش قىلىپ كهلدى.‏ههتتا ١٩٣٣ ١٩٣٤ ۋە ١٩٤٤ ١٩٤٩ يىللىرى ئارىسىدا قىسقا مۇددەتلىكبولسىمۇ مۇستهقىل جۇمهۇرىيهت قۇردى.‏(٢) شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىستراتېگىيىلىك ئورنى.‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئىستراتېگىيىلىك ئههمىيىتىنى كۆزدە تۇتقان هالداشۇنداق خۇلاسه چىقىرىشقا بولىدۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كهلگهنبارلىق توقۇنۇش ۋە ئۇرۇشلار ئۆز ۋاقتىدىكى خهلقئارالىق سىياسىي ۋەئىستىراتېگىيىلىك تاسادىپىي ئۆزگىرىشلهر بىلهن زىچ مۇناسىۋەتلىك بولۇپ،‏301


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبۇنىڭدىن كېيىن شهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كېلىدىغان ئۆزگىرىشلهرنىڭمۇخهلقئارالىق ئىستىراتېگىيىلىك مۇۋازىنهتكه چېتىشلىق بولىدىغانلىقىداهېچقانداق شۈبهه يوق.‏ تارىختا خىتاي دۆلىتى ئۈچۈن كۆۋرۈك ۋە چېگرالىنىيىسى رولىنى ئۆتهپ كهلگهن شهرقىي تۈركىستان،‏ هېلىمۇههم ههربىيمۇداپىئه،‏ ئىجتىمائىي بىخهتهرلىك،‏ ئىقتىسادىي تهرەققىيات،‏ نېفىت،‏ تهبىئىيگاز ۋە باشقا يهر ئۈستى ۋە يهر ئاستى بايلىقلىرى قاتارلىق جهههتلهردە ئۆزىنىڭئىستراتېگىيىلىك هالىتىنى ساقلاپ كهلمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭبۇ ئىستراتېگىيىلىك ئهۋزەللىكى خىتاي ئۈچۈن قانچىلىك مۇهىم بولسا،‏خىتاينىڭ رەقىبى ياكى دۈشمهنلىرى ئۈچۈنمۇ شۇنداق مۇهىم.‏ خىتاي خهلقجۇمهۇرىيىتىنىڭ ‏«ئهۋرىشىم ئاشقازىنى»‏ هېسابلىنىدىغان بۇ رايوندا مهيدانغاكېلىدىغان ههرقانداق مۇقىمسىزلىق خىتاينىڭ كېلهچىكىگه چوڭقۇر تهسىركۆرسىتىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ خىتاي مىللىي مهنپهئهتىنى ‏(نهپسىنى)‏قاندۇرۇش،‏ بولۇپمۇ خىتاينىڭ دۆلهت مۇداپىئهسى،‏ دۆلهت تهرەققىياتى ۋە ئاخىرىدادەرىجىدىن تاشقىرى چوڭ دۆلهت بولۇشىدا ههل قىلغۇچ رول ئويناۋاتقانلىقىههممىگه ئايان . ٥(٣ ( شهرقىي تۈركىستاننىڭ گېئوپولىتىكىلىق ئورنى.‏ ئاسىيا قىتئهسىنىڭقاق ئوتتۇرىسىغا جايلاشقان،‏ خىتاي خهلق جۇمهۇرىيىتىنىڭ غهربىي شىمالقىسمىنى تهشكىل قىلىدىغان ۋە ١٫٦٨ مىليون كۋادىرات كىلومېتىركېلىدىغان يهر ئۆلچىمى بىلهن خىتاي زېمىنىنىڭ ئالتىدىن بىرىگه تهڭكېلىدىغان شهرقىي تۈركىستان رايونى گهنسۇ ئۆلكىسى،‏ چىڭخهي ئۆلكىسى،‏مۇڭغۇلىيه،‏ رۇسىيه،‏ قازاقىستان،‏ قىرغىزىستان،‏ تاجىكىستان،‏ ئافغانىستان،‏پاكىستان،‏ هىندىستان ۋە تىبهت قاتارلىق دۆلهت ۋە رايونلار بىلهن چېگرىلىنىپتۇرىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ چهت دۆلهتلهر بىلهن بولغان چېگرا ئۇزۇنلۇقىخىتاينىڭ ئومۇمىي چېگرا ئۇزۇنلۇقىنىڭ تۆتتىن بىرىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏شۇڭا شهرقىي تۈركىستان خىتاي دۆلىتىنىڭ ئهڭ كۆپ دۆلهت بىلهن چېگرىداشرايونى هېسابلىنىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شىمالىدا ئالتاي تاغلىرى،‏ئوتتۇرىدا تهڭرى تېغى،‏ جهنۇبىدا كوئىنلۇن تېغى بار بولۇپ،‏ بۇ ئۈچ تاغ پامىر تاغتىزمىسىدا كېسىشىپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ شىمال،‏ غهرب ۋە غهربىي جهنۇبتهرەپلىرىدىكى تهبىئىي توسالغۇسىنى ۋە ١٣ ئىستراتېگىيىلىك ئۆتكىلىنىشهكىللهندۈرىدۇ.‏ بۇ ئىستراتېگىيىلىك ئهۋزەللىكى شهرقىي تۈركىستاننىڭ302


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشمۇداپىئه ۋە هۇجۇم قابىلىيىتىنى ئاشۇرماقتا.‏ مۇشۇ مهنىدىن ئېلىپئېيتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئىگهللىۋالغان خىتاي هاكىمىيىتىنىڭئوتتۇرا ئاسىياغىمۇ هاكىم بولالىغىنىدەك،‏ شهرقىي تۈركىستاننى ئىگهللىگهنههرقانداق بىر دۆلهت شهرقىي تهرىپى يالىڭاچلىنىپ قالغان خىتاينىڭبىخهتهرلىكىگه تههدىت سالالايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان تارىختا خىتاي ئۈچۈنئۆتكهل ۋە مۇداپىئه رايونى دەپ قارالمىغانىدى.‏ تاڭ سۇلالىسى گېنىرالى گاۋشيهنجىژ ۋە مانجۇ ئىمپېراتورلۇقى گېنىرالى جاۋ خۈي ئوتتۇرا ئاسىياغا قىلغانسهپهرلىرىدە شهرقىي تۈركىستاننىڭ جهنۇبىدىكى تاغنى كېسىپ ئۆتكهن ۋە ئۇئهتراپنى كونترۇللۇقى ئاستىغا كىرگۈزۈۋالغانىدى.‏ چىڭگىزخان بولسا،‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ شىمالىدىكى تاغنى هالقىپ ئۆتۈپ،‏ بۇ رايوننى ئىستېلا قىلدى.‏شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلغان ۋە شىنجاڭ ئىدارە رايونىنىڭ ئۇلىنىسالغان مانجۇ ئىمپېرتورلۇقى گېنىرالى زو زۇڭتاڭ شهرقىي تۈركىستاننىئىشغال قىلىشنىڭ ئههمىيىتىنى مۇنداق بايان قىلغان:‏ ‏”شىنجاڭغا هاكىمبولۇش دېمهك،‏ مۇڭغۇلىيهنى قوغداپ قېلىش دېمهكتۇر؛ مۇڭغۇلىيهگه هاكىمبولۇش دېمهك،‏ پايتهختنى قوغداپ قېلىش دېمهكتۇر.‏ غهربىي شىمالىي رايون‏(خىتاي ئۈچۈن)‏ خۇددى بىلهك بىلهن بارماقلارغا ئوخشاش بىر تۇتاش مۇداپىئهلىنىيىسىنى تهشكىل قىلىدۇ.‏ ئهگهر شىنجاڭ قولدىن كهتسه،‏ مۇڭغۇلىيهنىڭبىخهتهرلىكى تههدىتكه ئۇچرايدۇ...‏ ئۇ چاغدا،‏ خىتاي دۆلىتىنىڭ بىخارامانئۇخلىيالىغۇدەك كۈنلىرىمۇ قالمايدۇ“‏ . ٦ دەرۋەقه،‏ خىتاي تارىخىغا قارايدىغانبولساق،‏ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىي تۈركىستاننى بېسىۋالغان ۋاقىتلارداكۈچلۈك دۆلهتكه ئايلانسا،‏ شهرقىي تۈركىستاننى قولدىن چىقىرىپ قويغانۋاقىتلاردا بهكمۇ زەئىپ هالغا چۈشۈپ قالغان.‏ خىتاي هاكىمىيىتى شهرقىيتۈركىستاننى قولدىن چىقىرىپ قويسا،‏ ئۆزىنىڭ ئوتتۇرا ئاسىيادىن ئوتتۇراشهرققىچه سوزۇلغان رايونلاردىكى تهسىرىنى يوقىتىپ قويۇش بىلهنلا قالماي،‏ ياتكۈچلهرنىڭ بۇ رايوندىن ئۆزىگه ‏(يهنى خىتايغا)‏ قارىتىدىغان ئىستراتېگىيىلىكهۇجۇمىغا شارائىت هازىرلاپ بېرىدۇ . ٧(٤) شهرقىي تۈركىستاننىڭ تۈرك ۋە ئىسلام دۇنياسى بىلهن بولغان ئىرقىيۋە دىنىي مۇناسىۋىتى.‏ شهرقىي تۈركىستانغا قوشنا دۆلهتلهرنىڭ كۆپىنچىسىمۇسۇلمان ۋە تۈرك خهلق بولۇپ،‏ بهزىلىرى بىلهن ئورتاق تارىخ ۋە هازارەتسىستېمىسىغا كىرىدۇ.‏ ئۇنىڭ ئۈستىگه،‏ خهلقنىڭ بىر قىسمى چېگرانىڭ ئۇ303


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتهرىپىدە ياشىماقتا،‏ يهنى سىياسىي چېگرانىڭ ههر ئىككىلا تهرىپىدە ئوخشاشخهلق بىلله هايات كهچۈرمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ سىياسىي باشقارمىسىبېيجىڭغا باغلىق بولسىمۇ،‏ ئىرقىي مهنبهسى،‏ تارىخ،‏ هازارەت،‏ دىنىي ۋە مىللىيئۆرپ ئادەتلىرى جهههتته ئوتتۇرا ئاسىيا خهلقى بىلهن بىردەكلىككه ئىگهبولۇپ،‏ ئارىلىرىدا ‏”ئىچقويۇن تاشقويۇن“‏ مۇناسىۋەت بار.‏ شۇڭا ئوتتۇرا ئاسىياداياكى شهرقىي تۈركىستاندا مهيدانغا كهلگهن ههرقانداق ۋەقهنىڭ بىر بىرىگهچوڭقۇر تهسىر كۆرسهتكهنلىكى كۆرۈلمهكته.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ شهرقىيتۈركىستان ئىسلام دۇنياسىنىڭ بىر پارچىسى بولغاچقا،‏ بۇ ئىككىسىمۇ ئۆزئاراتهسىر كۆرسىتىدۇ.‏ مۇشۇ جهههتتىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستانخىتاينى ههم ئوتتۇرا ئاسىيا ۋە ئىسلام دۇنياسىغا باغلاپ تۇرىدىغان،‏ ههم ئوتتۇرائاسىيا ۋە ئىسلام دۇنياسىدىن ئايرىپ تۇرىدىغان ئىستراتېگىيىلىك ئورۇنغائىگه.‏ سوغۇق مۇناسىۋەتلهر ئۇرۇشىنىڭ ئاخىرلىشىشى بىلهن بىرلىكتهشهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىرقىي ۋە دىنىي مهسىلىلىرىنىڭ ئېشىپ بېرىشىنهتىجىسىدە،‏ پات پات قوراللىق توقۇنۇش يۈز بېرىپ تۇرىدىغان بولدى.‏ ١١ سېنتهبىردىن كېيىن،‏ بۇ مهسىلىلهر تېخىمۇ ئۇلغايدى ۋە خىتاينى هالقىپئۆتۈپ،‏ خهلقئارالىق سىياسىي سههنىگه چىقتى.‏ يهنى شهرقىي تۈركىستاننىڭئىرقىي،‏ دىنىي،‏ مۇهىتى ۋە ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىغا ئوخشاش مهسىلىلىرىدۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭ دىققىتىنى تارتىشقا باشلىدى . ٨(٥) شهرقىي تۈركىستاننىڭ گېئوئىقتىسادىي ئههۋالى.‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ پايدىلىنىشقا بولىدىغان تېرىقچىلىق،‏ ئورمان ۋە بوزيهر كۆلىمى٦٨ مىليون گېكتار بولۇپ،‏ خىتاي بويىچه بىرىنچى ئورۇندا تۇرىدۇ.‏ كىشىبېشى ئوتتۇرىچه كىرىم نىسبىتى خىتاينىڭ ئوتتۇرىچه كىرىمىدىن ئىككىههسسه يۇقىرى.‏ بۇ رايوندىن تېپىلغان كۆمۈر زاپاس مىقدارى ٢٧ مىليارد توننابولۇپ،‏ خىتاي ئومۇمىي زاپىسىنىڭ ‏٪‏‎٤٠‎نى تهشكىل قىلىدۇ ۋە ئالدىنقىقاتاردا تۇرىدۇ.‏ نېفىت ۋە تهبىئىي گاز زاپاس مىقدارىمۇ ٣٠ مىليارد توننا بولۇپ،‏خىتاي ئومۇمىي زاپاس مىقدارىنىڭ ‏٪‏‎٣٥‎نى تهشكىل قىلىدۇ ۋە خىتاي بويىچهبىرىنچى ئورۇندا تۇرىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاندا پاختا مههسۇلاتى ئۇدا بىر نهچچهيىلدىن بېرى بىرىنچى ئورۇندا تۇرۇپ كهلمهكته.‏ خىتايلار پاختا بىلهن نېفىتنى‏”ئاق ئالتۇن“‏ ۋە ‏”قارا ئالتۇن“‏ دەپ ئاتىشىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستان ئهينى ۋاقىتتاخىتاينىڭ نادىر مېتال ۋە ئىستراتېگىيىلىك خام ئهشيالىرىنىڭ مۇهىم304


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشئىشلهپچىقىرىش بازىسى بولۇپ،‏ بۇ بايلىق مهنبهلىرى خىتاينىڭ ئىقتىسادىيتهرەققىيات ئىزچىللىقىنىڭ ئىشهنچ مهنبهسى هېسابلىنىدۇ.‏ ئۇندىن باشقا،‏خىتاي هاكىمىيىتى ‏«غهربنى گۈاللهندۈرۈش پىلانى»نىڭ ئهڭ مۇهىم قىسمىبولغان شهرقىي تۈركىستاننى ئوتتۇرا ئاسىيا دۆلهتلىرىنىڭ جهلپ مهركىزىگهئايلاندۇرۇشقا ئۇرۇنماقتا . ٩(٦) ١٩٤٩ يىلىدىن بېرى داۋاملىشىپ كېلىۋاتقان شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى،‏ ١١ سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن رەسمىي رەۋىشته خهلقئارالىقمهسىلىگه ئايلاندى.‏ غهرب دۆلهتلىرىنىڭ يېقىندىن كۆڭۈل بۆلۈشى سهۋەبىبىلهن خهلقئارالىق سىياسىي سههنىلهردە ‏«زەئىپ سىياسهت»‏ يۈرگۈزەلهيدىغانهالغا كهلدى ۋە تهسىر دائىرىسى كۈنسېرى ئېشىپ بارماقتا.‏٢) شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئاجىز نۇقتىلىرى:‏(١ ( شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ دۆلىتى بولمىغاچقا،‏ بىر دۆلهتتهبولۇشقا تېگىشلىك بارلىق كۈچكه ئىگه ئهمهس.‏(٢ ( شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ماددىي ئىمكانلىرى بهك قىس.‏ههرقانداق بىر تهشكىلاتنىڭ ماددىي ئىمكانىيىتى بولماي تۇرۇپ غايىلىرىنىئهمهلگه ئاشۇرالىشى تولىمۇ قىيىن.‏(٣) خهلقئارالىق سهۋىيهگه يهتكهن ۋە دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭدىققىتىنى ئۆزىگه تارتالايدىغان قابىلىيهتلىك كىشىلىرى يوق.‏ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسى دۇنيا سههنىسىدىن ئورۇن ئالدى ۋە بىرمۇنچىلىغاندۆلهتنىڭ خىتاي بىلهن بولغان مۇناسىۋىتىگه تهسىر كۆرسىتىشكه باشلىدى.‏شۇڭا شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى خهلقئارالىق سهۋىيهدىكى باشقامهسىلىلهر بىلهن بىرلىكته تههلىل قىلىش كېرەك.‏(٤ ( شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ مۇستهقىللىق مۇجادىلىسىئۈچۈن غايىۋىي ۋە ئهمهلىي پروگراممىسى يوق.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭمۇستهقىللىق يولىنى بىرلا قهدەم بىلهن بېسىپ بولۇش مۇمكىن ئهمهس.‏شۇڭا بۇ قىيىن ئۆتكهاللهردىن ئىستراتېگىيىلىك قهدەملهر بىلهن بىر بىرلهپئېشىش كېرەك.‏(٥ ( ئهڭ مۇهىمى شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ مۇستهقىللىقئىدىئولوگىيىسى ۋە پهلىسهپهسى يوق.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىق305


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئىدىئولوگىيىسى ياكى پهلىسهپهسى ئۇنىۋېرسال بولۇشى كېرەك.‏(٦ ( گهرچه شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرىنىڭ مۇستهقىللىقنىشانى بىر بولسىمۇ،‏ ‏(مۇستهقىللىق)‏ مېتودىدا پىكىر بىرلىكى يوق.‏ ئۆزئارىلىرىدا هېلىغىچه كۈچ تهڭلىمىسى ۋە ماسلىشىپ ههرىكهت قىلىشئىستراتېگىيىسى شهكىللهندۈرەلمىدى.‏٣) شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ پۇرسهتلىرى:‏(١ ( شهرقىي تۈركىستاننىڭ تارىخىي گېئوئىستراتېگىيىلىك ئهۋزەلئورنى ههر دەۋر چوڭ كۈچلىرىنى ئۆزىگه جهلپ قىلغىنىغا كۆرە،‏ بۇندىن كېيىنۋە كېلهچهكتىمۇ بۇ گېئوئىستراتېگىيىلىك ئهۋزەللىكىنى داۋاملاشتۇرۇشئېهتىماللىقى يۇقىرى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ گېئوئىستراتېگىيىلىكئههۋالى خىتاينىڭ كېلهچىكىگه تهسىر قىلىپلا قالماي،‏ خىتايغا رەقىبكۈچلهرنى ئۆزىگه جهلپ قىلالىشىمۇ مۇمكىن.‏(٢ ( غهرب دۆلهتلىرى شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىگهياردەم قىلمىسىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان ئىنسان ههقلىرىتراگىدىيىلىرى غهربنىڭ سىياسىي ۋە ئىجتىمائىي قىممهت قاراشلىرىغا بېرىپتاقالماقتا.‏(٣ ( هوقۇقنى مهركهزگه مهركهزلهشتۈرگهن خىتاينىڭ يۈكسىلىشىمۇبىر پۇرسهت هېسابلىنىدۇ.‏ دۇنيا دۆلهتلىرىنىڭ ئۈچتىن ئىككىسى دېمۇكراتىكسىستېمىغا ئۆتۈپ بولدى.‏ ئهمما خىتاي باشچىلىقىدىكى ئۈچتىن بىر دۆلهتدېمۇكراتىك سىستېمىدىن تېخىچه ئۇزاق تۇرماقتا.‏ خىتاينىڭ يۈكسىلىشى بىلهنبىرلىكته بىرمۇنچىلىغان دۆلهت سىياسىي،‏ ئىقتىسادىي ۋە بىخهتهرلىك ساههلهردەتوسالغۇغا دۇچ كېلىدۇ.‏ شۇنىڭدەك خىتاينىڭ هوقۇقنى مهركهزگه مهركهزلهشتۈرشسىستېمىسىمۇ شهرقىي تۈركىستان ۋە تىبهت مهسىلىلىرى سهۋەبىدىن تهنقىدئۇبيېكتىغا ئايلىنىپ قالىدۇ.‏ يهنى خىتاينىڭ يۈكسىلىشى بىلهن بىرلىكتهشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسى تېخىمۇ يۇقىرى پهللىگه چىقىدۇ.‏٤) شهرقىي تۈركىستانلىقلارنى كۈتۈۋاتقان تههدىتلهر:‏(١) ئهڭ چوڭ تههدىت يۈكسىلىۋاتقان خىتاينىڭ خهلقئارادىكىتهسىرىنىڭ كۈنسېرى ئېشىپ بېرىشى بولۇپ،‏ بۇ تهسىر سهۋەبىدىن شهرقىي306


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشتۈركىستانلىقلارنىڭ خهلقئارادىكى پائالىيهت دائىرىسى تارلاپ كېتىشىمۇمكىن.‏(٢) خىتاينىڭ خهلقئارا جامائهتچىلىكىنىڭ بېسىمى ئاستىداقىسمهن بولسىمۇ دېمۇكراتلىشىشى.‏ بولۇپمۇ،‏ دېمۇكراتىك سايلام تۈزۈمىنىيولغا قويۇپ قالسا،‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ مۇستهقىللىق غايىسى سۇغاچىلىشىدۇ.‏ چۈنكى خىتاي نوپۇسىنىڭ كۆپىيىپ كېتىشى سهۋەبىدىن،‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ نوپۇس ستاتىستىكىسى ئاستىن ئۈستۈن بولۇپ كېتىۋاتماقتا.‏ئۇندىن باشقا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مهدەنىي قۇرۇلمىسى ئۇپرىماقتا ۋەكىملىك كرىزىسى كېلىپ چىقماقتا.‏٣. SWOT ئانالىز مېتودىغا كۆرە شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكىSWOT ئانالىز مېتودىغا كۆرە شهرقىي تۈركىستاننىڭ كۈچلۈك ئاجىزنۇقتىلىرى ۋە پۇرسهت تههدىتلىرىنى ئوتتۇرىغا قويۇش بىلهن بىرگه،‏ بۇ مېتودنىڭتۆت تۈرلۈك ئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش مودېلىغا ئاساسهن شهرقىي تۈركىستاننىڭئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش تهرەپلىرى تېپىپ چىقىلىدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستانلىقلارئۈچۈن ئاجىز ئهمما پۇرسىتى بار بولغان WO ئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش مودېلىئۇيغۇن كهلمهكته.‏ SWOT ئانالىز مېتودىغا كۆرە شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئهڭغايىۋىي ئىستراتېگىيىلىك تاللاش هېسابلىنىدىغان SO ئىستراتېگىيىلىكيۆلىنىش مودېلىغا ساهىب ئهمهس،‏ شۇڭا شهرقىي تۈركىستانلىقلار مۇستهقىللىقئۈچۈن تېخىمۇ كۆپ تىرىشچانلىق كۆرسىتىشى لازىم.‏WO ئىستراتېگىيىلىك يۆلىنىش مودېلى شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭئىستراتېگىيىلىك مهنبهلىرىنى مۇۋاپىق قوللىنىشى كېرەكلىكىنى ئىپادىلهپبهرمهكته.‏ تاشقى پۇرسهتلهردىن ئهڭ ئۈنۈملۈك پايدىلىنىش ئارقىلىق ئۆزلىرىنىڭئاجىز نۇقتىلىرىنى ههل قىلىۋېلىشى قىلمىسا بولمايدىغان ئهڭ مۇهىمۋەزىپىسى سۈپىتىدە ئوتتۇرىغا چىقماقتا.‏ بۇ كهمچىلىكلهر تولۇقلانمىغىچه مهنپىينهتىجىلهر كېلىپ چىقىۋېرىدۇ.‏ يهنى شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىئاسان قولغا كهلمهيدۇ.‏ مهزكۇر مودېلنىڭ ئهڭ مۇهىم ئاگاهلاندۇرۇشى شۇكى،‏شهرقىي تۈركىستانلىقلار ئاجىز نۇقتىلىرى تۈپهيلىدىن بهزىدە تاشقى پۇرسهتلهردىنپايدىلىنالماسلىقى ياكى پۇرسهتنى قولدىن بېرىپ قويۇشى مۇمكىن.‏ شۇنداق بولغاندا،‏شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ‏(پۇشايماندىن)‏ ئېغىر ئازابقا قېلىش ئېهتىمالى307


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىبهكمۇ يۇقىرى.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرى مهسىلىنىههردائىم خهلقئارالىق كۈنتهرتىپكه كهلتۈرۈپ تۇرۇشى،‏ تهشكىلاتلارنىڭ رەهبهر ۋەخىزمهتچى خادىملىرىنى ئىختىساسلاشتۇرۇشى،‏ تهشكىلاتلارنى قۇرۇلمىلىق تۈسكهكىرگۈزۈشى شهرت.‏ مانا مۇشۇ شهرتلهرنى هازىرلىغاندىلا،‏ دۇنيا جامائهتچىلىكىنىڭماددىي ۋە مهنىۋىي ياردىمىگه ئېرىشكىلى ۋە شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىئۈچۈن ههسسه قوشقىلى بولىدۇ.‏ ئهكسىچه بولغاندا،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭمۇستهقىللىقى نىشانىدىن ۋاز كېچىشى ياكى نىشانىنى باسقۇچلارغا بۆلۈپ،‏مۇستهقىللىق نىشانىنى ئهڭ ئاخىرقى باسقۇچقا قويۇشى لازىم.‏‏”ئهمما ئىنسان كېلهچىكىنىڭ يېرىمى تهلهيگه،‏ قالغان يېرىمى شۇ ئىنساننىڭتىرىشچانلىقىغا باغلىق“‏ . 10 نىكولو ماكىياۋېللى (١٤٦٩ ‎١٥٢٧‎‏)نىڭ بۇ تېئورمىسىئىنساننىڭ ئۆز تىرىشچانلىقى ئارقىلىق كېلهچىكىنى شهكىللهندۈرەلىشىمۇمكىن ئىكهنلىكىنى ئىپادىلهپ بهرمهكته.‏ داڭلىق كهلگۈسىشۇناس هېرمانكاهنمۇ (١٩٢٢ ١٩٨٣) شۇنىڭغا ئوخشاش پىكىر بايان قىلغان بولۇپ،‏ ئۇنىڭغا كۆرە،‏ئىنسان ئۆز كهلگۈسىنى تهخمىن قىلالمىسىمۇ،‏ يهنىلا كهلگۈسىنى تاللىيالايدۇ . 11ئهسلىدە شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكىنىڭ شهكىللىنىش سهۋەبىنىڭمهلۇم قىسمى يهنىلا شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ قولىدا.‏ يهنى ئىنسانلارنىڭبۈگۈنكى ئىش پائالىيهتلىرى كېلهچهكنىڭ شهكىللىنىش سهۋەبى بولىدۇ.‏مۇشۇ مهنىدىن ئېيتقاندا،‏ شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرى ئۆز ۋەتىنى ههققىدەئهتراپلىق مهلۇماتقا ئىگه بولۇشى ۋە خهلقئارادىن كېلىۋاتقان بارلىق ئامىللاردىنخهۋەردار بولۇپ تۇرۇشى لازىم.‏ داڭلىق ئهسكىرىي ئىستراتېگىيه مۇتهخهسسىسى ئې.‏خوۋاردنىڭ ئېيتقىنىدەك،‏ بۇ يهرگه نهدىن كېلىپ قالغانلىقىمىزنى بىلمهي تۇرۇپ،‏بۇندىن كېيىن نهگه بېرىش مهسىلىسىنى ئويلىماسلىقىمىز لازىم . 12 ئۆتمۈشتهئۆتكۈزۈلگهن خاتالىقلارنىڭ بهدىلى بۈگۈن تۆلهنگىنىدەك،‏ بۈگۈن ئۆتكۈزۈلگهنخاتالىقنىڭ بهدىلى ئهته تۆلىنىدۇ.‏ شۇنىڭدەك،‏ بۈگۈن توغرا قىلىنغان ئىشلارئهته مۇكاپات بىلهن نهتىجىلىنىدۇ.‏ شۇڭا كېلهچهكنى تېخىمۇ ياخشى تهييارلاشئۈچۈن يىراقنى كۆرەلهيدىغان بولۇشمۇ ئىنتايىن مۇهىم . 13 چۈنكى ئهڭ مۇهىم كۈچ مېڭه كۈچىدۇر.‏ ئهتراپلىق مهلۇماتلارغا ئاساسهن تۈزۈلگهن ئىستراتېگىيىلىكپىلاننىڭ مۇۋەپپىقىيهت قازىنىش ئېهتىماللىقى ههردائىم يۇقىرى بولىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستان تهشكىلاتلىرى كۈنسېرى يۈكسىلىۋاتقان خىتايغا قارشى كۆپتهييارلىق كۆرۈشى لازىم.‏308


دوت.‏ در.‏ ئهركىن ئهكرەم / شهرقىي تۈركىستاننىڭ كېلهچىكى:‏ SWOT ئانالىز مېتودى ئۈستىدە ئويلىنىشئىزاهاتلار:‏ 1, : ;, 2000:468-469شهرقىي تۈركىستاننى ئىشغال قىلىشداۋامىدا رەئىس ماۋزېدوڭ بىلهنگېنىراللار ئارىسىدىكى تېلېگرافئالاقىلىرى ئۈچۈن:‏, 2000:482, 582-585, 587-590, 603-604, 613-614, 621-624, 629-635, 642,647-648, 650-653, 655-656,.660-661 2, : ,2003, 121-122; , : , ., 149 3 ., 1987, 834 ئهركىن ئهكرەم:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ۋە تۈركىيه خىتايمۇناسىۋەتلىرى»،‏ ،Türkiye Günlüğü ٧٧ سان (٢٠٠٤ ياز)،‏ ٤٣ ۋە ٤٤ بهتلهر.‏5 ئهركىن ئهكرەم:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ۋە تۈركىيه خىتايمۇناسىۋەتلىرى»‏ ٣٩ ۋە ٤٠ بهتلهر.‏ 67 ئهركىن ئهكرەم:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ۋە تۈركىيه خىتايمۇناسىۋەتلىرى»،‏ ،Türkiye Günlüğü ٧٧ سان (٢٠٠٤ ياز)،‏ ٤٠ بهت.‏8 ئهركىن ئهكرەم:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ۋە تۈركىيه خىتايمۇناسىۋەتلىرى»‏ ٤٠ ۋە ٤١ بهتلهر.‏9 ئهركىن ئهكرەم:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسى ۋە تۈركىيه خىتايمۇناسىۋەتلىرى»‏ ٤١ بهت.‏Niccolò Machiavelli, The Prince, 10Chapter XXV, forgotten Books,2008: 94. Orijinal ifadesi ise: “Ihold it to be true that fortune is thearbiter of one-half of our actions,but that she still leaves us to directthe other half, or perhaps a little.“lessHerman Kahn and Arthur J. Weiner, 11The Year 2000: A Framework forSpeculation on the Next Thirty-Three Years (New York: MacMillanPublishing Company, 1967). P. 2Michael Howard, “Reassurance 12and deterrence: Western defensein the 1980”, Foreign Affairs, Vol.61, No. 2 (Winter 1982-1983), p.309. Orijinal ifadesi ise: “There is309


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىUniversity Press, 1960:316;Herman Kahn, On ThermonuclearWar. New Brunswick, NJ:Transaction Publishers, 2007:.576little point in considering wherewe should be going if we do notirst decide where we are starting“.fromHerman Kahn, On Thermonuclear 13War. New Jersey: Princeton310


ئىززۇددىن ئهلۋەردانىيئهرەبچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ مۆمىنجان سىدىقئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولى:‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى تهسهۋۋۇرىئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولىغا ئاتلانغان ههرقانداق بىرمىللهت كۆز ئالدىدىكى ۋەزىيهتكه ئهتراپلىق قاراپ چىقىشى كېرەك.‏ شۇنداققىلغاندىلا،‏ كېلهچهككه قارىتا پۇختا قهدەم باسقىلى،‏ يهر يۈزىدىكى ئهمهلىي ئههۋالغاقاراپ،‏ مۇهىم بولغان ئىشلارنى ئالدىنقى كۈن تهرتىپكه ئالغىلى ۋە توغرا يولنىتاللاپ ماڭغىلى بولىدۇ.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ بۈگۈنكى ۋەزىيىتىگه قارايدىغان بولساق،‏ زېمىنىئىشغال قىلىنغان بۇ خهلق ئۆز يۇرتىنى خىتاي تهرىپىدىن تونۇلغان ئاپتونومىيههوقۇقىدىن پايدىلىنىپ ئىدارە قىلىش ههققىگه ئىگه تۇرۇپمۇ،‏ ئىنتايىن تۆۋەنئىقتىسادىي ئههۋال ۋە ئېغىر سىياسىي بېسىم ئاستىدا ئېڭرىماقتا.‏ شۇنداقلا،‏ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرى داۋاملىق تۈردە دەپسهندە قىلىنىپ،‏ زەئىپلىتىۋېتىشياكى پۈتۈنلهي يوقىتىپ تاشلاشنى مهقسهت قىلىپ ئېلىپ بېرىلغان توختاۋسىزئۇرۇنۇشلار تۈپهيلىدىن دىنىي ۋە مهدەنىي كىملىكى ئېغىر دەرىجىدە دەخلى تهرۈزگهئۇچرىماقتا.‏شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا،‏ شهرقىي تۈركىستان داۋاسى نهزەرىيه ۋە ئهمهلىيجهههتتىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏ خهلقئارادا زۆرۈر بولغان ياردەمگه ئېرىشهلمهيكېلىۋاتىدۇ.‏مۇشۇنداق ناچار شارائىتتىكى بىر مىللهت دېكتاتۇرا تۈزۈمگه تايانغان،‏ دۈنيادىكىئىقتىسادىي ۋە سىياسىي نوپۇزى كۈندىن كۈنگه ئېشىۋاتقان،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش ئىمكانىيىتى ‏(بولۇپمۇ هازىرقى ۋەزىيهتته)‏ سۇنۇلغانمۇزاكىرىنى قوبۇل قىلىش ئۇياقتا تۇرسۇن،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنى،‏ شۇنداقلاۋەتهن ئىچى ۋە سىرتىدىكى تهشكىلاتلىرىنى قاتتىق مۇهاسىرىگه ئېلىش ئۈچۈنتوختىماي ههرىكهت قىلىۋاتقان ناهايىتى چوڭ بىر كۈچكه روبىرو كهلمهكته.‏ ئامېرىكا311


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىقوشما شىتاتىدا يۈز بهرگهن 11 سېنتهبىر ۋەقهسىدىن كېيىن،‏ تېرورىزمغا،‏ بولۇپمۇمۇسۇلمانلارغا قارشى تۇرۇش ئۈچۈن قوزغالغان خهلقئارالىق ههرىكهتنى پۇرسهتبىلگهن بۇ زوراۋان كۈچ ئاتالمىش مۇقىملىقنى باهانه قىلىپ،‏ ههم ۋەتهن ئىچى ههمۋەتهن سىرتىدىكى تۈركىستان ههرىكهتلىرىنى ۋە تۈركىستان پائالىيهتچىلىرىنىچهكلهش ياكى پالهچ هالغا چۈشۈرۈپ قويۇشتا ياردىمى تېگىدىغان بارلىق دۆلهتلهربىلهن ئىتتىپاق تۈزمهكته.‏ ئۇنىڭدىنمۇ خهتهرلىكى شۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستانبىلهن چېگرىداش بولغان،‏ دىنىي،‏ ئىرقىي ۋە تارىخىي ئورتاقلىقى سهۋەبىدىنشهرقىي تۈركىستانغا ههم بۈگۈن،‏ ههم كېلهچهكته ياردەم قىلىشتا ئههمىيهتلىكرول ئوينايدىغان،‏ مۇهىم ئىستراتېگىيىلىك ئورۇنغا ئىگه تۈركىي دۆلهتلهرنى ئۆزئىچىگه ئالغان شاڭخهي ههمكارلىق ئىتتىپاقى بولۇپ،‏ بۇ ئىتتىپاقنى قۇرۇشتىكىئاساسىي مهقسهت ئۇ دۆلهتلهرنى ههم بۈگۈن،‏ ههم كېلهچهكته شهرقىي تۈركىستاندايۈز بېرىدىغان ئىشلارغا ئارىلىشىشتىن ئۈزۈل كېسىل چهكلهشتىن ئىبارەت.‏ئۇنىڭدىن باشقا يهنه نۇرغۇن دۆلهتلهر،‏ بولۇپمۇ ئهرەب ۋە ئىسلام دۆلهتلىرى ئۇزۇنيىللىق ئهرەب ئىسرائىل توقۇنۇشى سهۋەبىدىن ئىسرائىل دۆلىتىنىڭ ئارقىسىداتۇرغان ئامېرىكا قوشما شىتاتى بىلهن ئېقى كېلىشمىگهچكه،‏ خىتاي دۆلىتىنىڭكۈنسېرى ئېشىۋاتقان كۈچىنى نهزەرگه ئالغان ۋە ئۇنى ئىستراتېگىيه جهههتتهئامېرىكىغا تهڭ تۇرالايدۇ دەپ قارىغانلىقى ئۈچۈن خىتاي دۆلىتىگه بولغان مايىللىقىكۈچهيمهكته.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولىبىز جامائهتچىلىكتىن ئهمهلىي خىزمهت ئىشلهش،‏ مهۋجۇد كۈچنىڭ ههقىقىيماهىيىتىنى تېپىپ چىقىش،‏ تارىختىن ئىگهللىگهن ساۋاقلارنى يهكۈنلهشقاتارلىقلارنى تهلهپ قىلىدۇ.‏ توقۇنۇش ياكى مۇزاكىرىدە قايسى تهرەپ بولۇشىدىنقهتئىينهزەر،‏ ئۇنىڭ ئورنى ئۆزىدە مهۋجۇد بولغان كۈچكه ۋە ئۆزى بىلهن ئىتتىپاقداشتهرەپلهرنىڭ كۈچىگه تايىنىدۇ.‏ نهتىجىگه ئېرىشىش بولسا،‏ ههر بىر تهرەپنىڭئۆزىدىكى يېتهرلىك كۈچ مهنبهسىگه،‏ شۇنداقلا هازىرقى ۋە كهلگۈسىدىكى نىشان مهقسهتلىرىنى بهلگىلهشتىكى ماهارىتىگه تايىنىدۇ.‏ مېنىڭچه،‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ ئىستىقبالىنى ئهڭ ئهۋزەل شهكىلدە بىر تهرەپ قىلىشتا ئالدىبىلهن شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ مهۋجۇد كۈچىنى قوللاپ قۇۋۋەتلهش،‏ ۋەتهنئىچى ۋە سىرتىدىكى تهشكىلاتلىرىغا ياردەم بېرىش تهلهپ قىلىنىدۇ.‏ بۇنىڭدا312


ئىززۇددىن ئهلۋەردانىي / ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولى:‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى تهسهۋۋۇرىتۆۋەندىكى بىرقانچه نۇقتىغا تايىنىشقا بولىدۇ:‏١ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئىقتىسادىي،‏ سىياسىي،‏ ئىنسانىي ۋە مهدەنىيئههۋالىنى ياخشىلاش كېرەك.‏ بۇ پهقهت خىتاي دۆلىتىنى ههر تۈرلۈك ئىقتىسادىيپائالىيهتلهردە تۈركىستانلىقلارغا ئىش پۇرسىتى يارىتىپ بېرىشكه،‏ ئۇلارغا ئىش ۋەئىگىلىك تىكلهش ئىمكانى بېرىشته ئايرىمچىلىق سىياسىتى قوللانماسلىققاتهشهببۇس قىلىش بىلهن ئهمهلگه ئاشىدۇ.‏٢ ئىسلام دۆلهتلىرى شهرقىي تۈركىستاندا تىجارىي ۋاكالهتخانىلارنى ئېچىشكېرەك.‏٣ كارخانىچىلارنى شهرقىي تۈركىستان بىلهن تىجارەت قىلىشقا رىغبهتلهندۈرۈش،‏شهرقىي تۈركىستان ۋە خىتايدىكى تىجارەت شىركهتلىرى ۋە كارخانىچىلارنىڭتۈركىستانلىقلارنى ئىشقا ئېلىشىغا تۈرتكه بولۇش ئۈچۈن خىتايدىن مال ئېمپورتقىلىشتا تۈركلهر ئىشلهيدىغان شىركهت ۋە زاۋۇتلارنى ئالدىنقى ئورۇنغا قويۇشكېرەك.‏٤ خىتاينىڭ ئاساسىي قانۇنى ۋە خىتاي ئىچىدىكى ئاپتونوم رايونلار قانۇنلىرىنىڭكۆرسهتمىسىگه بىنائهن،‏ خىتاي دۆلىتىدىن تۈركىستانلىقلارنىڭ ئىنسانىي،‏مهدەنىي ۋە دىنىي ههق هوقۇقلىرىغا هۆرمهت قىلىشىنى ئىزچىل تۈردە تهلهپقىلىش كېرەك.‏٥ ئىسلام دۆلهتلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستاندا ئهلچىخانا ئېچىشى،‏ شۇنىڭدەك،‏ئىسلام كېڭهش تهشكىلاتى،‏ دۇنيا ئىسلام بىرلىكى،‏ ئىسلام فوندى جهمئىيهتلىرىقاتارلىقلارغا ئوخشاش ئىسلامىي تهشكىلاتلارنىڭ ئىش بېجىرىش ئورۇنلىرىئېچىشى،‏ ئىسلام ئۇنىۋېرسىتېتلىرىنىڭ تارماقلىرىنى ئېچىشى،‏ تۈركىستانلىقئوقۇغۇچىلارنى ههرقايسى ئىسلام دۆلهتلىرىگه ئېلىپ كېلىپ ئوقۇتۇش ۋە ئۇلارغايېتهرلىك مىقداردا ياردەم قىلىش ههققىدە ئىمكانىيهت يارىتىپ بېرىش ئۈچۈنخىتاي بىلهن مۇزاكىرە ئېلىپ بېرىش كېرەك.‏ئهگهر بۇ ئىشلارنى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئىچىدە قىلىش ئىمكانى بولمىسا،‏ئۇنىڭغا قوشنا بولغان غهربى تۈركىستان جۇمهۇرىيهتلىرىدە قىلىش كېرەك.‏٦ شهرقىي تۈركىستان مىقياسىدىكى ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكىگهقارشى تۇرۇش ئۈچۈن ئىنسان ههقلىرى دائىرىسىدە پائالىيهت ئېلىپ بېرىۋاتقان313


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىههرقايسى خهلقئارا تهشكىلاتلار بىلهن ئالاقه ئورنىتىپ،‏ مهسىلىنى دۇنياغا تونۇتۇشۋە بىرلهشكهن دۆلهتلهر تهشكىلاتىنىڭ ئىنسان ههقلىرى يىغىنلىرىدا ئوتتۇرىغاقويۇش كېرەك.‏٧ تۈركىستان بىلهن ئالاقىلىشىپ تۇرۇش،‏ تۈركىستان خهلقىنىڭ ۋەزىيىتىههققىدىكى مهلۇماتلارغا داۋاملىق ئېرىشىشنى كاپالهتكه ئىگه قىلىش ئۈچۈنشهرقىي تۈركىستان ههققىدە تهتقىقات مهركهزلىرى قۇرۇپ،‏ ئىلمىي پائالىيهتلهرئېلىپ بېرىشقا تهشهببۇس قىلىش كېرەك.‏٨ خىتاي دۆلىتىنى شهرقىي تۈركىستانغا بېرىلگهن ئاپتونومىيه هوقۇقنىئهمهلىيلهشتۈرۈشكه تهشهببۇس قىلىش كېرەك.‏ شۇنداق قىلغاندىلا تۈركىستانلىقلارئۆز يۇرتىنى ئىدارە قىلىش،‏ كىملىكىنى قوغداش،‏ ئۆز زېمىنىنىڭ بايلىقلىرىدىنبههرىمهن بولۇش رولىنى ههقىقىي جارى قىلدۇرالايدۇ.‏ شهرقىي تۈركىستاندىكىئاپتونومىيه تۈزۈمى ئاۋمېن ئالاهىدە رايونىدا ئىجرا قىلىنىۋاتقان تۈزۈم بىلهنئوخشاش بولۇشى كېرەك.‏ مهسىلهن،‏ ئاۋمىن ئالاهىدە رايونىدا ئۇ رايوندىكىئاهالىلهرنىڭ شهخسىي ئهركىنلىكىنى قوغداش،‏ ئۇلارنىڭ ئۆيلىرىنى ئاختۇرۇشتىنساقلىنىش،‏ شۇ رايونغا خاس تهلىم تهربىيه تۈزۈمى ئورنىتىش،‏ ئۇنىڭغا كىرمهكچى،‏تۇرماقچى ۋە يهرلهشمهكچى بولغانلارنى كونترول قىلىش قاتارلىقلار كاپالهتكهئىگه قىلىنغان.‏ كۆچمهن مهسىلىسى شهرقىي تۈركىستان خهلقى دۇچ كېلىۋاتقانئهڭ خهتهرلىك مهسىله بولۇپ،‏ خىتاي كۆچمهنلىرى ناهايىتى كهڭ كۆلهمدەئېقىپ كېلىپ،‏ ئۇلارنىڭ يۇرتلىرىغا يهرلهشمهكته.‏ ئاۋمېن ئالاهىدە رايونى مالىيهئىشلىرىنى ئىدارە قىلىش ۋە باج ئېلىش ئىشلىرىدىمۇ مۇستهقىل هوقۇققا ئىگه.‏ئۇنىڭدىن باشقا يهنه ئۇنىڭ ئۆزىگه خاس گىربى ۋە بايرىقى بار.‏ شۇنداق تۇرۇقلۇق،‏خىتاي هاكىمىيىتى بۇنى ئۆز ئۆزىگه خوجا بولۇۋېلىش ياكى ئايرىلىپ چىقىشقاسهۋەب بولىدۇ دەپ قارىمايدۇ.‏بۇ مهسىلىدە خىتاي دۆلىتىنى بېسىمغا ئېلىش،‏ شهرقىي تۈركىستانخهلقىنىڭ،‏ ۋەتهن ئىچى ۋە سىرتىدىكى تهشكىلاتلىرىنىڭ كۈچىگه كۈچ قوشۇشۋە ياردەم بېرىش ئۈچۈن مهيلى هۆكۈمهتلهر ياكى خهلقلهر بولسۇن،‏ مهيلى رەسمىيياكى يهرلىك تهشكىلاتلار بولسۇن،‏ ههممه تهرەپ مۈرىنى مۈرىگه تىرەپ بىرلىكتهههرىكهت ئېلىپ بېرىشقا ۋە تۈركىستان مهسىلىسىنى تىنچلىق يولى بىلهن ههلقىلىشقا توغرا كېلىدۇ.‏ ناۋادا بۇ مهسىله خىتاي بىلهن بولغان ئالاقىنى،‏ بولۇپمۇ314


ئىززۇددىن ئهلۋەردانىي / ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولى:‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى تهسهۋۋۇرىخىتاي سىياسىتىنىڭ ئهڭ مۇهىم قىسمى هېسابلانغان ئىقتىسادىي ئالاقىنىئۈزۈشنى تهلهپ قىلسىمۇ،‏ ئۇنى ئهمهلگه ئاشۇرۇش كېرەك.‏تۈركىستان مهسىلىسى خىتاي دائىرىلىرى بىلهن مۇئامىله قىلىشتاهۇشيارلىقنى ئۆستۈرۈپ،‏ ناهايىتى سهزگۈرلۈك بىلهن قاتتىق تىرىشچانلىقكۆرسىتىشنى،‏ پۇختا پلان تۈزۈپ،‏ ئۇستىلىق بىلهن ئىش ئېلىپ بېرىشنى تهلهپقىلىدۇ.‏ خىتايغا قارشى ۋەتهن ئىچى ۋە سىرتىدىكى ئۇزۇن يىللىق تارىخىيكۈرەشلهر خىتايلارغا نىسبهتهن خاتىرجهم بولالماسلىق،‏ داۋاملىق تههدىت ئىچىدەقېلىش ۋە ئايرىلىپ كېتىش خهۋپىگه دۇچ كېلىش قاتارلىق ئهندىشىلهرنى پهيداقىلغان بولغاچقا،‏ خىتاي دائىرىلىرىنى ۋەقهلهرنى بېسىقتۇرۇش ۋە ئالاقه ئىشلىرىنىئىدارە قىلىش ئىشىدا هاپىلا شاپىلا بۇيرۇق چىقىرىشقا،‏ ئهقىلگه سىغمايدىغانبىر قىسىم پهرمانلارنى چۈشۈرۈشكه ئېلىپ بارماقتا.‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولىداقىلىشقا تېگىشلىك ئاساسىي ئىشلاردىن بىرى شۇكى،‏ خهلقئارا جامائهتچىلىكنىڭئورتاق پىكرىنى قولغا كهلتۈرۈش،‏ مهيلى دۆلهتلهر ياكى خهلقلهر بولسۇن،‏ مهيلىيهرلىك تهشكىلاتلار بولسۇن،‏ شهرقىي تۈركىستانغا هېسداشلىق قىلىدىغان ۋەياردەم قىلىدىغانلارنىڭ سانىنى ئىمكانقهدەر كۆپهيتىش ئۈچۈن تهشۋىقات ئېلىپبېرىشى كېرەك.‏ چۈنكى ئۇلار كهلگۈسىدە شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىقىنىقوللايدىغان ئىتتىپاقداش رولىنى ئوينايدۇ.‏كېسىپ ئېيتىشقا بولىدۇكى،‏ تۈركىستان مهسىلىسى ههر تهرەپتىنتۈركىستانلىقلارنىڭ مهنپهئهتى ئۈچۈن ئىلگىرىلهۋاتىدۇ.‏ چۈنكى بۇ مهسىلىگهكۆڭۈل بۆلۈش كۈندىن كۈنگه ئېشىپ بارماقتا.‏ بولۇپمۇ،‏ تۈركىستاندا يۈز بهرگهن٥ ئىيۇل ۋەقهسىدىن كېيىن شۇنداق بولۇۋاتىدۇ.‏ بۇ مهسىله ۋە تىركىشىشههرىكهتلىرى نۇرغۇن كىشىلهرنىڭ قوللىشىغا،‏ خهلقئارانىڭ ياردىمىگه ئېرىشىپ،‏ئۆز سېپىنى كۈچهيتىۋاتقان بىر پهيتته،‏ خىتاينى قوللايدىغانلار ئازىيىۋاتىدۇ.‏گهرچه خىتاي دۆلىتى كۈچلهنگهن ۋە تهرەققى قىلغان بولسىمۇ،‏ ئاجىزلىقنۇقتىلىرى ۋە پارچىلىنىش ئامىللىرى يهنىلا مهۋجۇد بولۇپ،‏ كۈتۈلمىگهنرەۋىشته ئېشىپ بارماقتا.‏ سابىق سوۋېت ئىتتىپاقىمۇ شۇنداق بولغانىدى.‏ تارىخقاقارايدىغان بولساق،‏ خىتاي چوڭلۇقىدىكى چۆل ۋە تاغلار بىلهن ئورالغان،‏ سىياسىي ۋەئىقتىسادىي توقۇنۇشلار قاپلىغان ههرقانداق بىر دۆلهتنىڭ بىر پۈتۈنلۈكىنى ئۇزۇن315


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىمۇددەت ساقلاپ قالالىغىنى يوق.‏ بولۇپمۇ،‏ هوقۇقنى ئۇزۇندىن بېرى كوممۇنىستىكپارتىيىسى ئىگهللىۋالغانلىقى ئۈچۈن،‏ ئۆزى بىلهن ئوخشاش پىكىردە بولمىغانلارنىباشقۇرۇش،‏ مۇئامىله قىلىش ۋە ئالاقه ئورنىتىش ماهارىتىنى نۇرغۇن جهههتلهردەقولدىن بېرىپ قويدى.‏ئارىدىكى كۈرەشنىڭ كهسكىنلهشكهنلىكى ۋە شهرقىي تۈركىستاننىڭكهلگۈسى تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش ۋاقتىنىڭ يېتىپ كهلگهنلىكى ئۈچۈن،‏شهرقىي تۈركىستان ۋە خىتايدىن ئىبارەت ههر ئىككىلى تهرەپ بىر بىرىنىئايرىپ تاشلايدىغان توقۇنۇش ۋاقتىنى تۆت كۆزى بىلهن كۈتمهكته.‏ بۇ،‏ خىتاينىڭمهركىزىي هۆكۈمىتى زەئىپلهشكهن بىر ۋاقىتتا مهيدانغا چىقىدۇ.‏ ئۇنىڭ بىلهنبىرلىكته يهنه نۇرغۇنلىغان كۈرەشلهر،‏ قوزغىلاڭلار مهيدانغا چىقىشى ۋە خىتاينىڭپارچىلىنىش ئېهتىماللىرى كۈندىن كۈنگه ئېشىپ بېرىشى مۇمكىن.‏ شۇ چاغداشهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇستهقىللىققا ئېرىشىش ئىمكانىيىتى يارىتىلىدۇ.‏شۇنىمۇ كۆز ئالدىمىزغا كهلتۈرۈشىمىز كېرەككى،‏ هازىرقى ۋەزىيهتته شهرقىيتۈركىستاندىكى خىتاي نوپۇسىنىڭ كۆپلۈكىنى ۋە ئۇ تۇپراقنىڭ بايلىقىنىڭموللىقىنى نهزەرگه ئالىدىغان بولساق،‏ ئۆتكهن ئهسىردە شهرقىي تۈركىستاننىئاجىزلاشقان خىتاي مهركىزىي هۆكۈمىتىدىن يىراق تۇتۇپ،‏ مۇستهقىل هالداهۆكۈمرانلىق قىلغان جىڭ شۇرېن ۋە شىڭ شىسهيلهرگه ئوخشاش بىر ئوچۇمخىتاي مۇستهبىتلىرىنىڭ قولىدا ئايرىلىپ چىقىشىمۇ مۇمكىن.‏ شۇڭا،‏ تۈركىستانههرىكهتلىرى ئۆز سېپىنى ۋە كۈچىنى بىرلهشتۈرۈشى،‏ ئۆزئارا توقۇنۇشۇپ قېلىشتىنتامامهن ساقلىنىشى،‏ تۈركىستان خهلقىنىڭ ههرقايسى ئېقىم ۋە تهشكىلاتلىرىنىڭئارىسىدىكى بىر بىرىنى يىراقلاشتۇرىدىغان ئامىللارنى ئىسىمدا بولسىمۇ پۈتۈنلهيتۈگىتىشى كېرەك.‏ ههرقانداق ههرىكهت ياكى تهشكىلاتنىڭ ئىسمى ئۇيغۇر ياكىقازاق ياكى قىرغىز ۋەياكى باشقىلارنىلا ئهمهس،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ياشاۋاتقانههرقايسى تۈركىي مىللهتلىرىنى ئۆزىگه جهم قىلالايدىغان بولۇشى لازىم.‏ بهزىكۆزەتكۈچىلهر:‏ ‏”هالقىلىق پهيتلهردە ئىچكى توقۇنۇشلار چىقىشى مۇمكىن“‏ دەپقارىسا،‏ يهنه بهزىلهر:‏ ‏”بىر قىسىم مىللهتلهر بۆلىنىپ چىقىپ،‏ چېگرىداش بولغانباشقا دۆلهتلهرگه قېتىلىپ كېتىشى مۇمكىن“‏ دەپ قارىماقتا.‏ شۇنىڭ ئۈچۈنتارىختىن ساۋاق ئېلىشىمىز،‏ ئالدى بىلهن ئاللاهقا،‏ ئاندىن ئۆز كۈچ قۇدرىتىمىزگهئىشهنچ قىلىشىمىز،‏ شىجائهتلىك ۋە ئىرادىلىك بولۇشىمىز،‏ تۈركىستان خهلقىگه316


ئىززۇددىن ئهلۋەردانىي / ئازادلىق ۋە ئۆز تهقدىرىنى ئۆزى بهلگىلهش يولى:‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ كهلگۈسى تهسهۋۋۇرىياردەم قىلىشتا ههر تۈرلۈك چارىلهرنى تېپىپ چىقىشىمىز كېرەك.‏ شۇنداققىلغاندىلا،‏ قىيىنچىلىقلارنى ههل قىلىش ياكى مهلۇم مىقداردا يېنىكلىتىشئۈچۈن يول تېپىشىمىز مۇقهررەر.‏ شارائىت قانداق بولۇشىدىن قهتئىينهزەر،‏ شهرقىيتۈركىستاندا ئۇزۇن يىللاردىن بېرى زۇلۇم چېكىۋاتقان خهلقنىڭ مهسىلىسىگهههمنهپهس بولۇش ئۈچۈن ئىجابىي چارىلهرنى ئىشقا سېلىپ،‏ قولىمىزدىن كېلىشىچهسهمىمىي ۋە ئاقىلانه هالدا جىددىي خىزمهتلهر ئېلىپ بېرىشىمىز كېرەك.‏ۋەسسالامۇ ئهلهيكۇم ۋەرەهمهتۇللاهى ۋەبهرەكاتۇهۇ317


فههمى هۇۋەيدىئهرەبچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ مۆمىنجان سىدىقنۆۋەتتىكى سههنه شهرقىي تۈركىستانداشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگه ههرگىزمۇ سهل قاراشقا بولمايدۇ.‏ شهرقىيتۈركىستاننىڭ كهلگۈسى ئانچه پارلاق بولمىسىمۇ،‏ تامامهن قاراڭغۇلۇقتىن ئىبارەتمۇئهمهس.‏ تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىنىڭ ۋەزىيىتىدە نۇرغۇن ئاجىز نۇقتىلار بولغانتهقدىردىمۇ،‏ ئۇلارنىڭ ههق هوقۇقلىرىنى قوغداشتا خىزمهت قىلدۇرۇشقا بېسىمقىلالىغۇدەك كۈچ يهنىلا مهۋجۇد.‏بىرىنچى،‏ بىرقانچه نۇقتىدىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏ كهلگۈسى ئانچه پارلاق ئهمهس.‏چۈنكى ئىشغالچى كۈچ دۇنيادىكى تهرەققى قىلغان دۆلهتلهر ئىچىدە ۋەزنى بار چوڭبىر دۆلهت بولۇپ،‏ بىر ياندىن ياخشىچاق بولۇپ كۆرۈنسه،‏ يهنه بىر ياندىن قاتتىققوللۇق قىلىش،‏ قورقۇتۇش قاتارلىق ههر تۈرلۈك ۋاسىتىلهر ئارقىلىق شهرقىيتۈركىستاننى ئۆز تېرىتورىيىسىگه كىرگۈزۈۋېلىش،‏ ئاسمىلاتسىيه قىلىش،‏ ئاخىرىداپۈتۈنلهي يۇتۇۋېلىشنى ئاللىبۇرۇن قارار قىلىپ بولدى.‏ بۇ يهردە يهنه ناهايىتى چوڭئىقتىسادىي مهنپهئهت مهسىلىسى بولۇپ،‏ تۈركىستان بايلىقىغا ئاچ كۆزلۈك بىلهنخىرىس قىلماقتا ۋە ئۆزىنىڭ قىلىۋېلىشقا قاتتىق تىرىشماقتا.‏يهنه بىر تهرەپتىن،‏ مۇستهملىكىگه چۈشۈپ قالغان بۇ جهمئىيهت مىلىيونلىغانمۇسۇلماننى ئۆز ئىچىگه ئالغان بولۇپ،‏ ‏(مۇستهقىللىق)‏ مهسىلىسى خهلقئارا سههنىدىنيهر ئالالماسلىقى ۋە دۇنيانىڭ ياردىمىگه ئېرىشهلمهسلىكى مۇمكىن.‏ غهربى ئىرىئان غهلىبىلىك هالدا هېندونوزىيهدىن ئايرىلىپ چىقىپ،‏ مۇستهقىل بولۇۋالدى.‏ نۇرغۇندۆلهتلهر ئۇنىڭ مۇستهقىللىقىنى ئېتىراپ قىلدى.‏ ههتتا ئۇ دۆلهت بىرلهشكهن دۆلهتلهرتهشكىلاتىغا ئهزا بولالىدى.‏ شۇنىمۇ ئۇنۇتماسلىقىمىز كېرەككى،‏ ئۇ ئارال نوپۇسىنىڭكۆپ قىسمىنى كاتولىك خرىستىئانلىرى تهشكىل قىلىدۇ.‏ ۋاتىكانمۇ ئۇزۇندىن بېرىئۇلارنىڭ تهلهپلىرىنى قاندۇرۇپ،‏ توختىماي ياردەم قىلىپ كهلمهكته.‏ بۇ ناهايىتىمۇهىم بىر ئامىل بولۇپ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مۇنداق ئامهتتىن نېسىۋىسى يوق.‏319


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىخىتاي هاكىمىيىتى هازىرقى ۋەزىيهتتىن پايدىلىنىپ،‏ تۈركىستانمۇسۇلمانلىرىنى خهلقئارا مۇهىتتا پاسسىپ هالغا چۈشۈرۈپ قويىدىغان ئىككىبهتنام بىلهن قارىلىدى.‏ بىرى،‏ مۇتهئهسسىب مۇسۇلمانلار ۋە تېرورچىلار؛ يهنهبىرى،‏ بۆلگۈنچىلهر.‏ تۈركىستانلىقلارنىڭ تهشۋىقات ۋاسىتىلىرى ئىنتايىن زەئىپبولغانلىقى سهۋەبىدىن،‏ ئاۋازلىرىنى ئاڭلىتالماي كېلىۋاتىدۇ،‏ مهزكۇر بهتناملارتۈپهيلى يامراپ كهتكهن ئهنسىزچىلىكنى تۈگىتىشكه بولغان تىرىشچانلىقلىرىنهتىجىسىز قېلىۋاتىدۇ.‏ئاخىرقى نۇقتىدىن ئېلىپ ئېيتقاندا،‏ تۈركىستانلىقلارنىڭ تهلهپلىرى ئىسلامدۇنياسى،‏ شۇنداقلا پۈتۈن دۇنيا ئالدىدا تازا روشهن ئهمهس.‏ شۇ سهۋەبتىن ئهقىلگهدەرهال كېلىدىغىنى:‏ ‏”تۈركىستانلىقلار خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ هامىيلىقىنىرەت قىلىدۇ،‏ بهزى تهشكىلاتلىرى بۇ رەددىيهنى قوراللىق ههرىكهت ئېلىپ بېرىشبىلهن ئىپادىلهيدۇ،‏ لېكىن ئۇلار بۇ ههقىقهتنى قوبۇل قىلمايدۇ ۋە ئۇنىڭ يېتهرلىكشهكىلدە ئايدىڭلىشىشىنىمۇ خالىمايدۇ“‏ دېگهنلهردىن ئىبارەت.‏ ناۋادا تهشۋىقاتخىتاي تىلىدا ئېلىپ بېرىلسا،‏ ههر جهههتتىن تولۇق شارائىت بولغاچقا،‏ كهڭ يولئاچقىلى بولاتتى ۋە نۇرغۇن كىشىلهرنىڭ قوللىشىغا ئېرىشهتتى.‏تۈركىستانلىقلار دۇچ كېلىۋاتقان قىيىنچىلىقلاردىن يهنه بىرى شۇكى،‏ ئىسلامىيكىملىككه دۈشمهنلىك قىلىنماقتا،‏ بۇ پهقهت خىتاي هۆكۈمرانلىقى تهرىپىدىنلائهمهس،‏ بهلكى قوشنا تهرەپلهردىن،‏ بولۇپمۇ ئوتتۇرا ئاسىيا جۇمهۇرىيهتلىرى تهرىپىدىنكهلمهكته.‏ چۈنكى ئۇ جۇمهۇرىيهتلهرنىڭ كۆپىنچىسىگه هۆكۈمرانلىق قىلىۋاتقانلاركوممۇنىستىك هاكىمىيهت دەۋرىدە رەهبهرلىك ئورنىغا چىققان بولۇپ،‏ ئۇلار ئۆزجهمئىيهتلىرىدە ئىسلامىي كىملىككه قارشى كۈرەشلهرگه ئاكتىپ قاتناشماقتا.‏ شۇسهۋەبتىن،‏ ئۆزلىرىنىڭ ئىسلامىي كىملىكىنى قايتۇرۇۋېلىشقا ههرىكهت قىلىۋاتقانشهرقىي تۈركىستان خهلقىنى تار يهرگه قىستىشى ههيران قالارلىق ئهمهس.‏ئىككىنچى،‏ بۇ شارائىتلار ههرگىزمۇ ئۈمىدسىزلىككه ئېلىپ بارماسلىقى كېرەك.‏چۈنكى سهلبىي تهرەپلهرنى ئوتتۇرىغا قويۇش كهلگۈسىدىكى دەرۋازىلارنىڭ پۈتۈنلهيتاقىلىپ كهتكهنلىكىدىن دېرەك بهرمهيدۇ.‏ لېكىن بۇ مهسىلىگه هېرىسمهنپائالىيهتچىلهرنىڭ قانداق يول تۇتۇشى ههققىدە ناهايىتى ياخشى ۋە ئهتراپلىقپىكىر يۈرگۈزۈشىنى تهشهببۇس قىلىدۇ.‏ مۇشۇ مهنىدىن،‏ تۆۋەندە بىرقانچه ئىدارىيپرىنسىپنى ئوتتۇرىغا قويىمىز:‏320


فههمى هۇۋەيدى / نۆۋەتتىكى سههنه شهرقىي تۈركىستاندا1 بۇ داۋادا ئۇتتۇرۇپ قويىدىغىنى ههرگىزمۇ خىتاي هۆكۈمىتى ئهمهس.‏ لېكىنئۇنىڭ ئۆز ئىگىلىرىنىڭ ۋاز كېچىشى،‏ يىراق كېلهچهكته بولسىمۇ ئۇتۇپ چىقىشئېهتىماللىرىدىن ئۈمىدسىزلىنىشى ناهايىتى زىيانلىقتۇر.‏2 گهرچه كۆزلىگهن نىشانغا يېتىش قىيىن بولسىمۇ،‏ ئۇنىڭدىن ئهسلا ۋازكهچمهسلىك لازىم.‏ ئهگهر ئۇنى هازىرقى نهسىل رېئاللىققا ئايلاندۇرۇشقا قادىربولالمىغان تهقدىردىمۇ،‏ قىلچه بوشاڭلىق قىلماستىن،‏ كېيىنكى نهسىللهرگهقالدۇرۇش كېرەك.‏ چۈنكى ئىلگىرىكى نهسىللهرنىڭ ئهمهلگه ئاشۇرۇشى قىيىنبولغان بۇ ئالىي نىشاننى كېيىنكىلهر ئۆزلىرىگه يارىتىلغان تېخىمۇ ئهۋزەلشارائىتلاردىن پايدىلىنىپ ئهمهلگه ئاشۇرۇشى مۇمكىن.‏3 شۇنىمۇ تونۇپ يېتىش كېرەككى،‏ بهزى كۈرەشلهردە ئاخىرقى نىشانغا ئالدىبىلهن بىرقانچه باسقۇچلۇق نىشاندىن ئۆتۈش ئارقىلىق يهتكىلى بولىدۇ.‏ بهزىۋاقىتلاردا،‏ بولۇپمۇ ئاخىرقى نىشاندىن ۋاز كهچمىگهن چاغلاردا مهلۇم باسقۇچقاقاتتىق كۈچ سهرپ قىلىشتىن ساقلانغىلى بولمايدۇ.‏4 جامائهتچىلىكنىڭ دىققىتىنى شهرقىي تۈركىستانغا تارتىش ئۈچۈنتىرىشچانلىق كۆرسىتىش كېرەك.‏ گهرچه ئۇ،‏ زېمىن يۈزىدىكى ئهمهلىي ئورنىدىنيهر ئالالمىغان بولسىمۇ،‏ ههر مىللهتنىڭ زېهنىدە تىرىك تۇتۇلۇشى لازىم.‏ بۇ پهقهتتارىخقا،‏ ئهمهلىي ئههۋالغا ۋە پۈتۈن مىللهتلهر تىلىدا،‏ بولۇپمۇ تۈركىستان خهلقىنىقوللايدىغان مىللهتلهرنىڭ تىلىدا نهشر قىلىنغان تۈركىستان خهرىتىلهرگهتايىنىش بىلهن ئهمهلگه ئاشىدۇ.‏5 ئالدىراڭغۇلۇق قىلىش بۇ دەۋاغا خىزمهت قىلىش ئۇياقتا تۇرسۇن،‏ ئهكسىچهزىيان ئېلىپ كېلىدۇ.‏ ئهگهر بۇ مهسىله كهلگۈسى ئهۋلادلارغىمۇ داۋام قىلىدىغانبولسا،‏ ئهنه شۇ ئهۋلادلارغا خهلقئارا ئىسلام ۋە ئهرەب ئۇنىۋېرسىتېتلىرىدا ‏(مهسىلهن،‏مالايسىيه،‏ پاكىستان،‏ ئهزههر قاتارلىق ئۇنىۋېرسىتېتلاردا)‏ ئوقۇش پۇرسىتى يارىتىپبېرىش ئارقىلىق،‏ ئۇلارنىڭ كىملىكىگه كۆڭۈل بۆلۈش ۋە ئۇلارنى ههمىشه ئهستىنچىقارماسلىق لازىم.‏6 تهشۋىقات ۋاسىتىلىرى ۋە ئىنسان ههقلىرى تهشكىلاتلىرى بىلهن ئالاقهئورنىتىش ئىنتايىن مۇهىم ئامىللاردىن بىرىدۇر.‏ چۈنكى بۇ ئامىل مهزكۇر داۋانىڭئههمىيىتىنى هازىر بولغانلارغا ئىسپاتلاپ بېرىدىغان ۋە ئاۋام خهلقنىڭ دىققىتىنىئۆزىگه جهلپ قىلىدىغان بىردىنبىر سههنىدۇر.‏321


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى7 تۈركىستان داۋاسىنى قوللايدىغانلارنىڭ نىشانىنى ئايدىڭلاشتۇرۇش ئۈچۈنئالاهىدە خىزمهت ئىشلهش لازىم.‏ شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا يهنه ئۇلارنىڭ دىققىتىنىتۆۋەندىكى ئىشلارغا مهركهزلهشتۈرۈش كېرەك:‏ ئىنسان ههقلىرىگه هۆرمهت قىلىش،‏ئاپتونومىيه هوقۇقىدىن پايدىلىنىش،‏ دىنىي كىملىكنى قوغداش،‏ قاتتىق قوللۇقۋە تېرورلۇق ههرىكهتلىرىنى رەت قىلىش،‏ بۆلۈنۈپ چىقىش پىكرىنى تاشلاش،‏ نورمالپۇقرالىق ههق هوقۇقىغا مههكهم ئېسىلىش قاتارلىقلاردىن ئىبارەت.‏ئۈچىنچى،‏ بۇ يهردە يهنه تۈركىستان داۋاسىغا خىزمهت قىلدۇرۇش ئىمكانى بولغانبىرقانچه نۇقتىلار بار.‏ بۇ نۇقتىلار تۆۋەندىكىلهردىن ئىبارەت:‏1 تۈركىستانلىقلار ئىسلام دۇنياسىنىڭ بىر پارچىسىدۇر.‏ يهنى ئۇلار خىتايغاقارشى ههرگىزمۇ يالغۇز ئهمهس،‏ بهلكى ئۇلارنى قوللايدىغان ناهايىتى ئۇلۇغ ئىنساندېڭىزى مهۋجۇد.‏2 ئۇلارنىڭ ئههۋالى ئېزىلگهن ئاز سانلىق مىللهت بولۇش سۈپىتى بىلهن‏”تىبهت“لهرنىڭ ئههۋالىدىن ئانچه پهرقلىنىپ كهتمهيدۇ.‏ بىراق،‏ تىبهتلهرنوپۇسىنىڭ ئاز بولۇشىغا قارىماي خهلقئارا سههنىدىن ئورۇن ئالالىغان.‏3 ئوتتۇرا ئاسىيادىكى جۇمهۇرىيهتلهر سوۋېت ئىتتىپاقىنىڭ هامىيلىقىدىنچىقىپ كهتتى.‏ بۇ ئىش تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىنى ئاپتونومىيه هوقۇقى بهرگهنئهۋزەللىكلىرىگه تايىنىپ،‏ هېچ بولمىغاندا ئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىنى تهلهپقىلىشقا ئۈندەيدىغان ئامىل شهكىللهندۈرىدۇ.‏4 خىتاي دۆلىتىنىڭ ئهرەب دۇنياسىدىن ئالىدىغان ناهايىتى چوڭ ئىقتىسادىيمهنپهئهتى بار.‏ چۈنكى ئهرەب دۇنياسى خىتاي ماللىرى ئۈچۈن ناهايىتى مۇهىمتىجارەت بازىلىرى هېسابلىنىدۇ.‏ ئهگهر خىتاي ئىقتىسادىي مهنپهئهتى بىلهنتۈركىستاندىكى مۇسۇلمانلارغا ياخشى مۇئامىله قىلىش،‏ دىنىي كىملىكىنى ۋەئىنسانىي ههق هوقۇقلىرىنى قوغداش باغلاشتۇرۇلسا،‏ ناهايىتى چوڭ نهتىجىگهئېرىشكىلى بولىدۇ.‏ بۇ مهنپهئهتكه ئالاقىدار هۆججهت ۋە توختامنامىلهرنى خىتايدائىرلىرىغا قارشى ئىشقا سېلىش پهقهت ئۇلارنىڭ تۈركىستاندىكى قېرىنداشلىرىبىلهن ههمكارلىشىدىغانلىقىنى دادىل ئوتتۇرىغا قويالىغاندىلا ئهمهلگه ئاشىدۇ.‏تۆتىنچى،‏ نېمه قىلىش كېرەك؟ بىز ئىگىسى بار ههقنىڭ يوقاپكهتمهيدىغانلىقىنى بىلىمىز.‏ يهنى ئىگىسى سۈلهپ تۇرغان ههق تاكى ئىگىسىۋاز كهچمىگىچه قولدىن كهتمهيدۇ.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن،‏ بۇ داۋا زېهىنلهردە،‏ ئالدى بىلهن322


فههمى هۇۋەيدى / نۆۋەتتىكى سههنه شهرقىي تۈركىستانداتۈركىستان خهلقىنىڭ زېهنىدە،‏ ئاندىن پۈتۈن ئهرەب ۋە ئىسلام خهلقىنىڭ زېهنىدە،‏شۇنداقلا خهلقئارا سههنىدە بارلىق ئىمكان بىلهن تىرىك تۇتۇلۇشى كېرەك.‏بۇ يهردە يهنه شۇنى ئهسكهرتىپ ئۆتۈش كېرەككى،‏ ‏”تهشۋىقات“‏ هادىسىلهرنىكىشىلهرنىڭ دىققىتىگه سۇنۇشتىكى ئهڭ ئههمىيهتكىك ۋاسىتىنى تهشكىلقىلىدۇ.‏ تېلېۋىزورمۇ ئومۇمىي خهلققه تهسىر قىلىدىغان ناهايىتى مۇهىم تهشۋىقاتئاپپاراتى هېسابلىنىدۇ.‏ شۇنىڭ ئۈچۈن تۈركىستان داۋاسىغا كۆڭۈل بۆلىدىغان،‏ ئۇخهلقنىڭ بېشىغا كهلگهن ئازاب ئوقۇبهتلهرنى ۋە ئۇلارغا ئالاقىدار خهۋەرلهرنى ۋاقتى ۋاقتىدا يهتكۈزۈپ تۇرىدىغان تېلېۋىزور قانىلى بولسا،‏ بۇ يولدا ناهايىتى چوڭ قهدەمبېسىلغان بولاتتى.‏ هازىر مۇنداق بىر قانالنىڭ بار ياكى يوقلىقىنى بىلمهيمهن.‏لېكىن هېچ بولمىغاندا ئهرەب دۇنياسىدا يوقلۇقىنى كېسىپ ئېيتالايمهن.‏ ئهگهرمۇنداق بىر قانالنى قۇرۇشقا مهۋجۇد شارائىتلار يار بهرمىسه،‏ تۈركىيه قاناللىرىنىڭبىرىدە ههپتىلىك پروگرامما ئورۇنلاشتۇرۇپ،‏ ئهڭ بولمىغاندا تۈركچه،‏ ئىنگىلىزچهۋە ئهرەبچىدىن ئىبارەت ئۈچ تىلدا تارقىتىش لازىم.‏ كاشكى،‏ تۈركىيهنىڭ يېڭىئېچىلغان ئهرەبچه قانىلى بۇ پىكىرگه كۆڭۈل بۆلۈپ،‏ ئۆزىنىڭ پروگراممىلىرىئارىسىغا قېتىۋالغان بولسا،‏ نېمىدېگهن ياخشى بولاتتى؟!‏ههرقانداق بىر داۋا ئىشىدا نىشان ئېنىق بولۇشى كېرەك.‏ شۇ ئاندىكى تهلهپۋە توغرا بولغان ئىش تۈركىستان تهشۋىقاتىنى خىتايدىكى پۇقرالىق كىملىكىگههۆرمهت قىلىش،‏ ئىنسان ههقلىرىگه هۆرمهت قىلىش،‏ ئاپتونومىيه ههققىنىئهمهلگه ئاشۇرۇشتىن ئىبارەت ئۈچ ئاساس ئۈستىگه قۇرۇلغان ‏”پۇقرالىق ههققى“گهمهركهزلهشتۈرۈش لازىم.‏ئاخىرىدا مۇنداق تۆت ئىشنى تهكىتلهيمهن:‏ بىرىنچى،‏ بۇ داۋانى ئۈستىگه ئېلىشۋە ئۇنىڭغا ههمنهپهس بولۇش هارپىسىدىكى ئهرەب ۋە ئىسلام دۇنياسىغا قارىتىلغانتهشۋىقاتنى چىڭ تۇتۇش كېرەك.‏ يۇقىرىدا ئېيتقىنىمدەك،‏ ئهرەب ۋە ئىسلام دۇنياسىخىتاي مهنپهئهتى ۋە خىتاي ماللىرى ئۈچۈن مۇهىم بازارنى تهشكىل قىلىدۇ.‏شۇڭا بۇ مهسىله خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ تۈركىستاندىكى مۇسۇلمانلارغا تۇتقانپوزىتسىيىسىگه سهلبىي ياكى ئىجابىي تهسىر كۆرسىتهلهيدۇ.‏ئىككىنچى،‏ بۇ داۋانى،‏ ئۇنىڭ تارىخىنى ۋە بېسىپ ئۆتكهن باسقۇچلىرى ههققىدىكىمهلۇماتلارنى نهشر قىلىش ئارقىلىق پاكىتقا ئىگه قىلىش لازىم.‏ ئۇنىڭدىن باشقايهنه،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ مهدەنىي يادىكارلىقلىرى خىتاي دېڭىزىدا غهرق بولۇپ323


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىكېتىشتىن بۇرۇن،‏ ئۇنىمۇ خاتىرىلهپ قالدۇرۇش كېرەك.‏ئۈچىنچى،‏ تۈركىستاندا يۈز بېرىۋاتقان ئىنسان ههقلىرى دەپسهندىچىلىكلىرىچوقۇم ئىسپاتلىنىشى ۋە ههر يىلى يۈز بېرىۋاتقان ۋەقهلهرنى تولۇق ئۆز ئىچىگه ئالغانيىللىق دوكلات هازىرلىنىشى لازىم.‏ شۇنى ئۇنتۇپ قالماسلىق كېرەككى،‏ دەلىل ئىسپاتلارنىڭ كهملىكى ۋە ئۇنىڭ بىلهن تهشۋىقات ئورگانلىرىنى تهمىنلهشنىڭزەئىپلىكى تۈپهيلىدىن بىزنىڭ دىيارلىرىمىزدىكى ئومۇمىي خهلق تېخى بىرقانچهئاي بۇرۇنلا تۈركىستانلىقلار مۇپتىلا بۇلغان قانلىق تراگېدىيىنى ئۇنتۇپ كهتتى.‏شۇنىڭدەك ئارقا ئارقىدىن هۆكۈم قىلىنغان ئۆلۈم جازالىرى ۋە هاپىلا شاپىلائىجرا قىلىش ئىشلىرى خهلقىمىزدە تېگىشلىك غهزەب نهپرەت قوزغىيالمىدى.‏تۆتىنچى،‏ نورمال پۇقرالىق ههققىنى تهلهپ قىلىشنى خىتايدا ئهركىنلىكتهشۋىقاتىغا كۆڭۈل بۆلىدىغان ۋە ئىنسان ههقلىرىنى مۇداپىئه قىلىدىغانپائالىيهتچىلهردىن تهركىپ تاپقان خىتاي گۇرۇهلىرىنىڭ تهلهپلىرى بىلهنبىرلهشتۈرۈش مۇمكىن.‏ بۇ يهردە بىر سوئال تۇغۇلىدۇ،‏ ئۇ بولسىمۇ،‏ تۈركىستاندىكىمۇسۇلمانلارنىڭ ههقلىرىنى قوغداشتا خىتاي هاكىمىيىتىگه قارشى تېخىمۇكۆپ بېسىم ئىشلىتىش ئۈچۈن مهزكۇر پائالىيهتچىلهر بىلهن بىر ئارىغا كېلىشئىمكانىيىتى بارمۇ؟324


سىراجىددىن ئهزىزىئهرەبچىدىن تهرجىمه قىلغۇچى:‏ ئابدۇلئهههد ئابدۇرراهمانشهرقىي تۈركىستانهۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىداهۆررىيهت ئاللاه تائالانىڭ پۈتۈن ئىنسانىيهتكه بهرگهن شهرتسىز ههق هوقۇقتىن بىرى.‏ ئاللاه تائالا ئۆزىنىڭ كىتابى قۇرئان كهرىمدە:‏ ‏«بىز ئىنسانئوغلىنى هۆرمهتلىك قىلدۇق»‏ دېدى.‏ لېكىن بۇ ههق هوقۇقلار ههر زامان هۆررىيهتدۈشمهنلىرى تهرىپىدىن دەپسهندە قىلىنماقتا.‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۇزۇنزاماندىن بېرى زالىم خىتايلارنىڭ تاجاۋۇز قىلىشى ۋە ئىشغال قىلىشى تۈپهيلىدىنهۆر ئىرادىسى قوللىرىدىن ئېلىنغان ۋە هۆررىيهتتىن مههرۇم هالهتته ياشاپكهلمهكته.‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ مىڭ يىللارغا سوزۇلغان ئۇزۇن تارىخىغاقارايدىغان بولساق،‏ بۇ خهلقنىڭ بىر مىليون ٨٠٠ مىڭ كۋادىرات كلومېتىردىن ئارتۇقكهڭلىكتىكى زېمىندا هۆر،‏ مۇستهقىل ۋە ئهتراپىدىكى خهلقلهرنىڭ تامالىرىدىنخالىي هالدا ياشىغانلىقىنى،‏ بولۇپمۇ سۇلتان سۇتۇق بۇغراخاننىڭ مىلادى ٩٢٠- يىلى مۇسۇلمان بولۇپ،‏ مىلادى - ٩٦٠ يىلى ئىسلامىيهتنى دۆلهتنىڭ رەسمىيدىنى ئىلان قىلىشىدىن باشلاپ،‏ مىلادى - ١٩٤٩ يىلى خىتاي كومۇنىستلىرىتهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغىنىغا قهدەر ئۆزىنىڭ ئالتۇن دەۋرلىرىنى ياشىغانلىقىنىكۆرۈۋالالايمىز.‏شۇنى ئهسكهرتىپ ئۆتىشىمىز كېرەككى،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭكوممۇنىست خىتايلار تهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغانغا قهدەر ئالتۇن دەۋرلىرىنىياشاپ كهلگهنلىكى بىر ههقىقهت.‏ لېكىن ئۇلار ٢٠٠ يىلدىن ئارتۇقراق زاماندىنبېرى تاجاۋۇزچى خىتايلارنىڭ ئارقىمۇ ئارقا هۇجۇملىرىغا ئۇچراپ كهلگهن بولسىمۇ،‏هېچقاچان تهسلىم بولماي،‏ ئۆزلىرىنىڭ زېمىنىدا هۆر ۋە مۇستهقىل ياشاش ئۈچۈنئهجهللىك كۆرەشلهرنى ئېلىپ باردى.‏شۇنىسى شۈبهىسىزكى،‏ شهرقىي تۈركىستان شهرقىي تۈكىستانلىقلارنىۋەتىنى بولۇپلا قالماستىن،‏ بهلكى ‏(ئاناتولىيهدىكى)‏ تۈركلهرنىڭمۇ ئهسلى ماكانىدۇر.‏325


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۇزۇن تارىختىن بېرى ئىنسانىيهت مهدەنىيتىنىڭبهرپا قىلىنىشىدا ئهڭ چوڭ ههسسه قوشقان خهلق.‏ ياغاچتىن ههرپ ياساشتېخنىكىسىنى تۇنجى قېتىم مۇشۇ خهلق ئىجاد قىلغان بولۇپ،‏ بۇ ئىجادىيهتلىرىئارقىلىق ئوخشىمىغان خىلدىكى مهرىپهت ئىلىملىرىنى كىتابلاشتۇرغان.‏ ئۇدەۋرلهردە گېرمانىيه تېخى بۇنداق ئىجادىيهتتىن پۈتۈنلهي بىخهۋەر ئىدى.‏ داڭلىقگېئولوگ فون لىكوكنىڭ تۈركىستان شهههرلىرىدىن بىرى بولغان تۇرپانشههىرىدە ئېلىپ بارغان گېئولوگىيىلىك قىدىرىپ تهكشۈرۈش نهتىجىلىرى بۇنىئىسپاتلاپ بهرمهكته.‏ بۇنىڭ ههقىقىتى تهكىتلهيدىغان دەلىللهردىن بىرى،‏ ١٩٠٤- يىلى ئامېرىكىلىق گېئولوگلار تېپىپ چىققان ئهسهرلهر بولۇپ،‏ ئامېرىكىلىقگېئولوگىيه ههيئىتى تۈركىستاننىڭ ئىنسانىيهت مهدەنىيىتىنىڭ تهرەققىقىلىشىدا مۇهىم رول ئوينىغانلىقى ۋە بۇ جهههتته باشقا مىللهتلهرگه قارىغانداخېلىلا ئالغا كهتكهنلىكلىنى ئىسپاتلايدىغان تارىخىي ئهسهرلهرنى تېپىپ چىققان.‏بۇ تارىخىي ئهسهرلهرنىڭ بهزىلىرى هازىرغا قهدەر لوندون موزېيخانىسىدا ساقلىنىپكهلمهكته.‏ سۋىن هېدىن،‏ گۈننار ياررىڭغا ئوخشاش نۇرغۇنلىغان خرىسىتىئانمىسسىئونېرلار كۆپلىگهن ئاسارە - ئهتىقىلهرنى تېپىۋېلىپ،‏ ئۆزلىرىنىڭيۇرتلىرىغا يۆتكهپ كهتكهن.‏ شۋېتسىيهدە شهرقىي تۈركىستاننىڭ - ١٩٤٩ يىلىكوممۇنىست خىتايلار تهرىپىدىن ئىشغال قىلىنغانلىقى،‏ بۇ زېمىن نامىنىڭ ‏”يېڭىمۇستهملىكه“‏ دېگهن مهنىدىكى ‏”شىنجاڭ“غا ئۆزگهرتىلگهنلىكى ۋە بۇ زېمىننىڭئهسلى ئىگىلىرىنىڭ ئۇيغۇرلار ئىكهنلىكىنى ئىسپاتلايدىغان مىڭلىغان ئهسهرمهۋجۇت.‏ بۇ يهردە نۇرغۇن كىشىلهر غاپىل بولۇپ قالغان بىر ههقىقهت مهۋجۇتتۇركى،‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ زېمىنى پۈتۈنلهي سهددىچىن سېپىلىنىڭ سىرتىداقالىدۇ.‏ سهددىچىن سېپىلى خىتايلارنىڭ تهسۋىرىدە ‏”قهبىه قهبىلىلهر“‏ دەپئاتالغان قهبىلىلهرنىڭ هۇجۇملىرىدىن خىتاينى مۇداپىئه قىلىش مهقسىتىدەئىنشا قىلىنغان.‏ مانا بۇ تۈركىستاننىڭ خىتاي تۇپرىقى ئىچىدە ئهمهسلىكىنىڭتارىخىي بىر دەلىلىدۇر.‏بۇ خهلقنىڭ تارىخىنى كۆزدىن كهچۈرىدىغان بولساق،‏ بۇلارنىڭ ئۇزۇن تارىختىنبېرى مۇستهقىل دۆلهتلهر قۇرغانلىقلىرىنى كۆرىمىز.‏ مهسىلهن،‏ ئۇ دۆلهتلهردىنبهزىلىرى تۆۋەندىكىچه:‏• ئورخۇن ئۇيغۇر دۆلىتى ) ٦٤٦ - (٨٤٠• قاراخانىيلار دۆلىتى ٨٤٠) - (١٢١٢326


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىدا• ئۇيغۇر سهئىدىيه خانلىقى ) ١٥١٤ - (١٦٧٩• بهدەۋلهت ياقۇب بهگ قۇرغان قهشقهرىيه دۆلىتى (١٨٦٠ - ١٨٧٥)• شهرقىي تۈركىستان ئىسلام جۇمهۇرىيىتى (١٩٣٣ ١٩٣٤)• شهرقىي تۈركىستان جۇمهۇرىيىتى ١٩٤٤) - (١٩٤٩شهرقىي تۈركىستان - ١٩٤٩ يىلى كوممۇنىست خىتايلار تهرىپىدىن ئىشغالقىلىنغاندىن بېرى،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى ئۈزلۈكسىز هالدا قارشىلىقكۆرسىتىپ كهلدى.‏ ٦٠ يىلنىڭ مابهينىدە خىتايغا قارشى ئېلىپ بېرىلغانئىنقىلاۋىي ههرىكهتلهرنىڭ سانى ‎٤٦٠‎تىن ئېشىپ كهتتى.‏شهرقىي تۈركىستان خهلقى تېخى يېقىنقى يىللاردا ئىككى چوڭ ئىنقىلابئېلىپ باردى.‏ ئهمما بۇ ئىنقىلابلار قانلىق باستۇرۇلدى:‏• ١٩٩٠ - يىل - ٥ ئاينىڭ – ٤ كۈنى،‏ زەيدىن يۈسۈپ باشچىلىقىدا ئېلىپبېرىلغان بارىن ئىنقىلابى.‏ بۇ ئىنقىلابقا قارشى زالىم خىتاي هۆكۈمىتى نۇرغۇنلىغانيېزا - قىشلاقنى ئاهالىسى بىلهن قوشۇپ يوق قىلىۋەتتى.‏ ئۇنىڭ ئىزلىرى هازىرغاقهدەر كۆرۈنۈپ تۇرماقتا.‏• ١٩٩٧- يىل - ٢ ئاينىڭ – ٥ كۈنى،‏ ياش مۇسۇلمانلار تهرىپىدىن ئىلىپبېرىلغان ئىلى ئىنقىلابى.‏ بۇ ئىنقىلابتا ‎٣٠٠‎دىن ئارتۇق مۇسۇلمان ياش نۆلدىنتۆۋەن ١٠ گرادۇسلۇق هاۋادا يالىڭاچ قىلىپ قويۇلۇپ،‏ ئۈستىگه سۇغۇق سۇچېچىپ شېهىد قىلىندى.‏• ئاخىرقىسى،‏ ئهمما ههرگىزمۇ ئهڭ ئاخىرقىسى ئهمهس،‏ - ٢٠٠٩ يىل ٥- ئىيۇل كۈنى ئۈرۈمچى ئىنقىلابى بولۇپ،‏ بۇ ئىنقىلاب شهرقىي تۈركىستانمهسىلىدە تارىخىي بۇرۇلۇش هاسىل قىلدى.‏تاجاۋۇزچى خىتاي هۆكۈمىتى بۇ خهلقنىڭ هۆرلۈكىنى ۋە مۇستهقىللىقىنىقولغا كهلتۈرۈشىنىڭ ئالدىنى ئېلىش ئۈچۈن ههرخىل ۋاسىتىلاردىن قهبىهلهرچهپايدىلانماقتا.‏خىتايلارنى شهرقىي تۈكىستانغا يۆتكهپ يهرلهشتۈرۈش سىياسىتى:‏شهرقىي تۈركىستاننىڭ قهدىمدىن بېرى تۈركلهرنىڭ يۇرتى ئىكهنلىكى بىلىنىپكهلمهكته.‏ خىتاي بىلهن قوشنا بولۇشى،‏ خىتاي بىلهن ئۇزۇندىن بېرى بولۇپكهلگهن قوشنىلىق مۇناسىۋىتى ۋە خىتاي هۆكۈمهتلىرىنىڭ شهرقىي تۈركىستانغا327


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىتهمهخورلىقى سهۋەبلىرىدىن،‏ شهرقىي تۈركىستاندا ‏”خهن“‏ دەپ ئاتىلىدىغانخىتايلار ۋە ‏”خۇي“‏ دەپ ئاتىلىدىغان مۇسۇلمان تۇڭگانلار ياشاپ كېلىۋاتاتتى.‏ئهمما بۇلارنىڭ سانى تولىمۇ ئاز ئىدى.‏ - ١٩٤٥ يىلىدىكى نوپۇس ستاتىستېكىسىداشهرقىي تۈركىستاندىكى خىتايلارنىڭ نىسبىتى ئاران ٪٣ بولۇپ،‏ تۈركىي مىللهتلهر‏٪‏‎٩٧‎نى تهشكىل قىلاتتى.‏ ٦٥ يىلدىن كېيىن،‏ خىتايلارنىڭ نىسبىتى ‏٪‏‎٤٧‎تىنمۇئېشىپ كهتتى.‏ - ٢٠٠٨ يىل - ٨ ئاينىڭ – ٢٨ كۈنى،‏ ‏”خرىستىئان ساينس مونىتۇرگېزىتى“نىڭ مۇخبىرى ئۈرۈمچىدىن خىتاي هۆكۈمىتىنىڭ كۆپچىللىكنىموسۇلمانلار تهشكىل قىلىدىغان شهرقىي تۈركىستانغا،‏ بۇ زېمىننىڭ ئهسلىئىگىلىرى بولغان موسۇلمانلارنىڭ مىللىي كىملىكى ۋە مهدىنىيىتىنى يوقىتىشمهقسىتىدە مىليونلىغان خىتاينى يۆتكهۋاتقانلىقى،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭئۆز ۋەتهنلىرىدە يات - مۇساپىر ئورنىغا چۈشۈپ قالغانلىقى ههققىدە ئۇچۇر يوللىغانئىدى.‏تۇغۇت چهكلهش سىياسىتى:‏خىتاي شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ كىملىكىنى خىتاي يۆتكهپ چىقىپيهرلهشتۈرۈش ئارقىلىق يوقىتىش سىياسىتىنى ئىشقا سالغاندىن كېيىن،‏تۇغۇت چهكلهش سىياسىتىنى باشلىۋەتتى.‏ بۇ سىياسهت سىرتتىن قاراشقا خىتايئۆلكىسىنىڭ ههممىسىدە ئىجرا قىلىنىۋاتقاندەك كۆرۈنىدۇ.‏ ئهمهلىيهتته دەلبۇنىڭ ئهكسىچه بولۇپ،‏ بۇ سىياسهت شهرقىي تۈركىستاندا ۋەهشىيانه ۋە ئىنسانتهبىئىتى كۆتۈرەلمىگۈدەك دەرىجىدە قاتتىق ئىجرا قىلىنىدۇ.‏ مىسال قىلىپئۆتىدىغان بولساق،‏ ياشلاردىن بىرى توي قىلماقچى بولۇپ،‏ توي خېتى ئېلىش ئۈچۈنخىتاينىڭ مۇناسىۋەتلىك ئىدارىسىگه ئىلتىماس قىلسا،‏ ئۇ ئىدارە توي خېتىئالماقچى بولغان يىگىتكه:‏ ‏”بهش يىلغىچه بالا تاپمايمهن“‏ دېگهن بىر ئههدىنامهيېزىپ،‏ ئىمزا قويۇپ بېرىشىنى تهلهپ قىلىدۇ.‏ ئهگهر يىگىت بۇ ئههدىنامىگهئۇنىمىسا،‏ توي خېتىنى ههرگىز ئالالمايدۇ.‏ ناۋادا ئۇ ئىمزا قويۇب بهرگهن ئههدىسىگهخىلاپلىق قىلىپ سالىدىغان بولسا،‏ خىزمىتىدىن ههيدىلىدۇ ۋە ٣٠٠٠٠ سومغىچهبارىدىغان ئىقتىسادىي جازاغا تارتىلىدۇ.‏328


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىدامۇسۇلمان كىملىكىنى يوقىتىش ئۈچۈن دىنىي تهلىم - تهربىيهنى چهكلهشسىياسىتى:‏شهرقىي تۈركىستان خهلقى ٦٠ يىلدىن بېرى دىنىي تهلىمدىن مههرۇم بولۇپ،‏شهرقىي تۈركىستاندا دىنىي مهكتهپ تېپىش مۇمكىن ئهمهس.‏ پهقهت ئۈرۈمچىدە‏«ئىسلام ئېنىستىتۇتى»‏ ئىسمىدا،‏ ئوقۇغۇچىسى ‎٤٠‎تىن ئاشمايدىغان بىرلا مهكتهپبار بولۇپ،‏ بۇ مهكتهپته خىتاي سىياسىتى،‏ كوممۇنىزم پهلىسهپهسى ئوقۇتۇلىدۇ.‏خىتاي بۇنىمۇ دۇنياغا ئۆزىنىڭ شهرقىي تۈركىستان خهلقىگه دىنىي ئهركىنلىكبهرگهنلىكىنى كۆرسىتىش ئۈچۈن ئىشلىتىدۇ.‏ ئويلاپ كۆرۈڭلار!‏ نوپۇسى ٣٠مىليوندىن ئاشىدىغان خهلققه دىنىنى ئۆگىنىشى ئۈچۈن پهقهت بىرلا مهكتهپ بار.‏بۇ نېمىنى ئىپادىلهيدۇ؟شۇنداقتىمۇ،‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى جىم تۇرماستىن،‏ خۇپىيانه مهدرىسلهرنىقۇرۇپ،‏ ئهۋلادلىرىنى دىنىي جهههتتىن تهربىيىلهشكه تىرىشماقتا.‏ لېكىن بۇخۇپىيانه مهكتهپلهرگه ئىنساننىڭ ئهقلىگه كهلمهيدىغان دەرىجىدە قاتتىق قولسىياسهت يۈرگۈزۈلمهكته.‏ ٢٠٠٨ ‏–يىلى،‏ ئۈرۈمچىنىڭ ئۆزىدىلا سهككىز ياشتىن١٤ ياشقىچه بولغان ٢٠٠ بالا خۇپىيانه دىنىي مهكتهپته ئوقۇش جىنايىتى بىلهنقولغا ئېلىنپ،‏ ئالته ئاي تۈرمىگه قامالدى.‏ ههر بىرىنىڭ ئاتا - ئانىسى ئون مىڭسوم (١٥٠٠ دوللار)‏ جهرىمانه تۆلىگهندىن كېيىن،‏ قويۇپ بېرىلدى.‏ئۇيغۇر تىلىنى ئهمهلدىن قالدۇرۇش سىياسىتى:‏- ٢٠٠٩ يىلى - ٥ ئايدىن باشلاپ،‏ ئۇيغۇر تىلى هۆكۈمهت مهكتهپلىرى ۋەهۆكۈمهت ئىدارىلىرىدا ئهمهلدىن قالدۇرۇلدى.‏ مهسىلهن،‏ بۇرۇنقى كىملىكلهردەئىسىم فامىله ۋە ئۆي ئادرىسلىرى ئۇيغۇرچه ۋە خىتايچه يېزىلاتتى.‏ لېكىن هازىرپۈتۈنلهي خىتايچه يېزىلىدىغان بولدى.‏ مهكتهپ ئوقۇتقۇچىلىرىنىڭ خىتايچىنىياخشى بىلىشى شهرت.‏ ئهكسىچه بولغاندا،‏ خىزمىتىدىن ئېلىپ تاشلىنىپ،‏ ئورنىغاخىتايلار ئورۇنلاشتۇرۇلىدۇ.‏خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاندا كهلگۈسىدە ئهركىنلىك ۋە مۇستهقىللىقتهلهپ قىلىدىغان بىرمۇ ئادەم قويماسلىق ئۈچۈن بۇ قانۇنسىز ئىجرائاتلىرى ئارقىلىقشهرقىي تۈركىستاندىكى مۇسۇلمان تۈركلهرنىڭ كىملىكىنى يوق قىلىش ۋەئۇلارنىڭ شهخسىيىتىنى خىتايلار ئارىسىدا ئېرىتىۋېتىشنى مهقسهت قىلماقتا.‏329


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىشهرقىي تۈركىستاندىكى يېرىم مۇستهقىللىقنىڭ ههقىقىتىخىتاي ئهسكهرلىرى ١٩٤٩- يىل ١٠- ئاينىڭ ٢٥ كۈنى شهرقىي تۈركىستانغاباستۇرۇپ كىرىپ،‏ ئىشغال قىلدى.‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭ پايتهختى ئۈرۈمچىئايرۇدرومىغا ئاياق باسقان گېنىرال ۋاڭ جېن ئۆزىنى قارشى ئالغىلى چىققانلارغا:‏‏”بىز سىلهرنىڭ مېهمانلىرىڭلار،‏ خاتىرجهم بولۇڭلار،‏ بىز ۋەتىنىڭلاردا ئاسايىشئورنىتىلغاندىن كېيىن،‏ قايتىپ كېتىمىز.‏ بۇ،‏ رەئىسىمىز ماۋزېدوڭنىڭ ۋەدىسى“‏دېگهنىدى.‏ ئىشغالىيهتنىڭ ٦ يىلى،‏ يهنى - ١٩٥٥ يىل - ١٠ ئاينىڭ – ١ كۈنى،‏خىتاي هۆكۈمىتى شهرقىي تۈركىستاننى ‏”شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى“‏ نامىدايېرىم مۇستهقىللىقىنى ئىلان قىلىشقا مهجبۇر بولدى.‏ ههممىگه مهلۇمكى،‏ دۇنياخهلقىنىڭ قايسىبىرىگه يېرىم مۇستهقىللىقنىڭ بېرىلگهنلىكىنى ئېلان قىلىش،‏ئۇ خهلقنىڭ دىنى،‏ تىلى،‏ ئۆرپ - ئادىتى،‏ ئۆزىنىڭ بايلىقىدىن ئۆزىلا بههرىمهن بولۇشى،‏مهيلى دۆلهت ئىچى ياكى سىرتىدا بولسۇن،‏ ئهركىن سهپهر قىلىش،‏ ئايلىنىش ۋەيۆتكىلىش ئهركىنلىكنىڭ بېرىلگهنلىكىنى ئېلان قىلغانلىق بولىدۇ.‏ يهنهيېرىم مۇستهقىللىق خىتاينىڭ ئۆزىمۇ قول قويغان ب د ت نىڭ مۇستهقىللىقههققىدىكى:‏ ‏”يېرىم مۇستهقىللىققا ئېرىشكهن مىللهتلهرنىڭ خهلق رايى بىلهنتولۇق مۇستهقىللىق ئېلىش هوقۇقىغا ئىگه“‏ دېگهن قانۇنى تهتبىقلىنىشىكېرەك.‏ئهمىلىيهت شۇكى،‏ شهرقىي تۈركىستاندا يېرىم مۇستهقىللىق پهقهتلاتهتبىقلانمىدى.‏ بهلكى ئۇ دۇنيا خهلقىنىڭ كۆزىنى بوياش ۋە شهرقىي تۈركىستانخهلقىنى ئالداشتىن باشقا بىر نېمه ئهمهس ئىدى.‏ بۇنىڭ نهتىجىسىدە،‏ بۇ شهكلىييېرىم مۇستهقىللىققا قارشى تۇرغان مىڭلىغان ئىنسان تۈرمىلهردە يوقىتىۋېتىلدى.‏هازىرغا قهدەر نهزەربهند قىلىش،‏ قولغا ئېلىش ۋە يوقىتىش قىلمىشلىرى ئۈزلۈكسىزهالدا جارى قىلدۇرۇلماقتا.‏ئازادلىق تهشكىلاتلىرى ۋە خهلقئارادا شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ هوقۇقىنىتهلهپ قىلىشتۈركىيه،‏ ئامېرىكا،‏ ياۋرۇپا ۋە ئوتتۇرا ئاسىيادا ئۆزلىرىنىڭ ماددىي ۋە قانۇنىيئىمكانىيهتلىرىدىن پايدىلىنىپ ههرىكهت قىلىۋاتقان،‏ ههرخىل پائالىيهتئۇيۇشتۇرۇپ شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ههقلىرىنى تهلهپ قىلىۋاتقانتۈركىستان تهشكىلاتلىرى ۋە جهمئىيهتلهرنىڭ سانى خېلىلا كۆپ.‏ - ٢٠٠٩ يىل - ٧330


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىدائاينىڭ - ٥ كۈنى يۈز بهرگهن قانلىق قهتلىئامدىن بۇرۇن،‏ خهلقئارا جامائهتچىلىكتهشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى ئوتتۇرىغا قويۇش خىتاينىڭ كۈندىن كۈنگهزورىيىۋاتقان كۈچى تۈپهيلىدىن ئانچه ئاسانغا چۈشمهيتتى.‏ لېكىن ٥ ئىيۇلقىرغىنچىلىقى دۇنيا كۈنتهرتىپىنى ئاستىن ئۈستۈن قىلىۋەتتى ۋە پۈتۈن دۇنياخهلقى ئۆز ئۆزىدىن:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستانلىق كىم؟ بۇلارنىڭ نېمه دەردى بار؟“‏ دەپسوراشقا باشلىدى.‏٢٠٠٩ يىل ٥ ئىيۇل قىرغىنچىلىقىنىڭ شهرقىي تۈركىستان كېلهچىكىگهبولغان تهسىرىخىتاي هۆكۈمىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستانلىقلارغا قاراتقان يولسىزقىلمىشلىرىنى كۈچهيتىشى بىلهن بىرگه،‏ بۇ هادىسىلهر تۆۋەندىكى نهتىجىلهرنىكهلتۈرۈپ چىقاردى:‏١- شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ روهى كۆتۈرەڭگۈلىشىپ،‏ ئىشغال قىلىنغان٦٠ يىلدىن بېرى ئۆچۈپ قالغان ئۈمىدلىرى يېڭىدىن يالقۇنلىدى.‏- ٢ خىتاينىڭ ٦٠ يىلدىن بېرى شهرقىي تۈركىستانلىقلارنى خىتايلاشتۇرۇشۋەياكى مىللىي كىملىكىنى يوقىتىۋېتىش ئۈچۈن ئېلىپ بارغان سىياسىتىنىڭتامامهن مات بولغانلىقى دۇنيا خهلقىگه نامايهن بولدى.‏- ٣ بۇ هادىسىلهر تهشۋىقات ئورۇنلىرىدا،‏ خهلقئارا تهشكىلاتلاردا،‏ خهلقئاراسورۇنلاردا،‏ دۇنيا خهلقلىرى ۋە ئالىملىرى ئارىسىدا شهرقىي تۈركىستانمهسىلىسىنىڭ يېڭىدىن كۈنتهرتىپكه كېلىشىگه تۈرتكه بولدى.‏- ٤ خىتاينىڭ سهئۇدى ئهرەبىستاندا تۇرۇشلۇق ئهلچىسى دەم ئېلىش كۈنلىرىبولۇشىغا قارىماي،‏ خىتاي هۆكۈمىتى تهرىپىدىن ئېتىراپ قىلىنماي كېلىۋاتقانئىسلام كېڭىشى تهشكىلاتىنى تۇنجى قېتىم زىيارەت قىلىشقا مهجبۇر بولدى.‏ ئۇزۇنبهس مۇنازىرە نهتىجىسىدە،‏ خىتاي هۆكۈمىتى ئىسلام كېڭىشى ههيئىتىنىڭشهرقىي تۈركىستاننى زىيارەت قىلىشىغا ماقۇل بولدى.‏ بۇ،‏ شهرقىي تۈركىستاننىڭئايرىم بىر ۋەزىيىتى بار ئىكهنلىكى ۋە شهرقىي تۈركىستاننىڭ خىتاينىڭ بىرپارچىسى ئهمهس ئىكهنلىكىنى ئىقرار قىلىش هېسابلىنىدۇ.‏ خىتاينىڭ ئىسلامكېڭهش تهشكىلاتى بىلهن بۇ ههقته ئېلىپ بارغان مۇزاكىرىلىرى تا هازىرغا قهدەرداۋاملاشماقتا.‏٥- شهرقىي تۈركىستان مۇسۇلمانلىرىغا ئۇلارغا ياردەم قىلىش،‏ زاكاتنىڭ شۇلارغا331


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىسهرپ قىلىنىشىنىڭ ۋاجىبلىقى،‏ ئهگهردە خىتاي شهرقىي تۈركىستان خهلقىگهقاراتقان زۇلۇم سىياسهتلىرىنى توختاتمىسا،‏ خىتاي ماللىرىنى سېتىۋالماسلىققاتارلىق تهدبىرلهرنى ئېلىش پهتىۋاسىنى ئۆز ئىچىگه ئالغان ئالاهىدە بايانات ئېلانقىلىندى.‏٦ بۇ هادىسىلهردىن كېيىن،‏ خهلقئارا تهشكىلاتلىرىنىڭ ۋە غهرب دۇنياسىخىتايغا تېخىمۇ قاتتىق نارازىلىق بىلدۈرۈپ،‏ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىگهيېقىندىن كۆڭۈل بۆلۈشكه باشلىدى.‏ لېكىن بۇ نارازىلىق ۋە غهمخورلۇقلارغائارتۇقچه ئىشىنىپ كېتىشكه بولمايدۇ.‏ چۈنكى غهرب دۇنياسىنىڭ خىتاي بىلهنئايرىم هېساب كىتابى بار . ئۇلارنىڭ شهرقىي تۈركىستاننى خىتاي بىلهن بولغانمۇناسىۋىتىدە شاهمات تېشى قىلىپ ئىشلىتىشى ئهمىلىيهتتىن ئانچه يىراقئهمهس.‏ ناۋادا خىتاي ئۇلارنىڭ بهزى تهلهپلىرىگه ماقۇل كهلسه،‏ ئۇلارنىڭ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسىدىن ۋاز كېچىشى تۇرغانلا گهپ.‏ شۇڭا،‏ ئالدى بىلهن ئاللاهقا،‏ئاندىن ئىسلام ئۈممىتىگه تايىنىشتىن باشقا يول يوق.‏خهلقارادىكى دۆلهتلهر ۋە ئىسلام دۇنياسى ئۆز مهسئۇلىيهتلىرىگه ئىگه چىقىشىكېرەكئامېرىكا قوشما شتاتلىرى،‏ رۇسىيه،‏ تۈركىيه،‏ سهئۇدى ئهرەبىستان ۋەئوتتۇرا ئاسىيادىكى قېرىنداش جۇمهۇرىيهتلهر شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭچىكىۋاتقانلىرىنى،‏ هايات قېلىش ۋە ئهركىنلىككه ئېرىشىش ئۈچۈن قىلغانكۆرەشلىرىنى،‏ بۇ خهلقنىڭ قايسى ههقلهرگه ئىگه بولۇشى ههقلىق ئىكهنلىكىنىناهايىتى ياخىشى بىلىدۇ.‏ ئىشغالىيهتچى خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاننىڭئىچى ۋە سىرتىدىكى خهلقىگه قانچىلىك زۇلۇملارنى سالغانلىقى،‏ بولۇپمۇ ئۈرۈمچىقهتلىئامىدىن كېيىن بۇ خهلققه قانچىلىك جىنايهتلهرنى ئىشلىگهنلىكى دۇنياغائايان بولدى.‏ تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى باش مېنىستىرى رەجهپ تاييىپ ئهردوغانبىلهن مۇئاۋىن باش مېنىستىر بۈلهنت ئارىنچنىڭ بۇ ۋەقهگه تۇتقان پوزىتسىيىسىبۇنىڭ ئهڭ ياخشى دەلىلى.‏ باشقا رەهبهرلهرمۇ بۇلارنى ئۆزلىرىگه ئۈلگه قىلىشى،‏تۈركىيه دۆلىتىنىڭ شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنى ب د ت ۋە خهلقئارابىخهتهرلىك كېڭىشىدە ئوتتۇرىغا قويۇپ،‏ خىتايغا قارشى كهسكىن قارار ئالدۇرۇشىغاههمكارلىشىشى لازىم.‏332


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىداشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئۇنتۇلۇپ كهتكهن مهسىلىلىرى ههققىدىكىمهسئۇلىيهتلىرىمهسئۇلىيهت باشتىن ئاخىرىغىچه شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ،‏ بولۇپمۇياشلىرىنىڭ ئۈستىدە.‏ شۇڭا ئۇلار تۆۋەندىكىدەك بىر قانچه تۈرلۈك ئىشقا ئالاهىدەكۆڭۈل بۆلۈشى لازىم:‏١. ئىلىمنىڭ بارلىق ساهه ۋە دەرىجىلىرىدە ئادەم يېتىلدۈرۈش.‏ يهنىشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ تهرەققىي قىلىشى ۋە ئۈستىگه يۈكلهنگهن بۇئېغىر يۈكنىڭ هۆددىسىدىن چىقالىشى ئۈچۈن چوقۇم ئىلىم ئىگهاللهش شهرت.‏ئىشغالىيهتچى خىتاي خهلقىمىزنى ئىلىم مهيدانلىرىدىن،‏ بولۇپمۇ دىنىي ۋە پهننىيئىلىملهردىن يىراقلاشتۇرۇپ،‏ جاهىل قالدۇرۇش سىياسىتى يۈرگۈزۈپ كهلدى ۋەبۇنى داۋاملىق يۈرگۈزۈشنىڭ پىلانىنى ئاللىبۇرۇن تۈزۈپ بولدى.‏ ئىلىم ئالمايتۇرۇپ،‏ ئىشغالىيهتتىن قۇتۇلۇش مۇمكىن ئهمهس.‏٢. تهشۋىقاتقا كۆپ ئههمىيهت بېرىش،‏ ئۆزىنىڭ ئادىل دەۋاسىنى خهلقئاراغاياخشى ئاڭلىتىش،‏ ههرقايسى دۆلهت خهلقلىرىگه ۋە ئىدارىي تهشكىلاتلىرىغا تونۇتۇپ،‏دۇنياۋىي ۋە رايون خاراكتېرلىك كۈچكه ئىگه دۆلهتلهرنىڭ قوللىشىغا ئېرىشىش.‏٣. ئىقتىسادقا بهك ئههمىيهت بېرىش.‏ چۈنكى ئىقتىساد هۆرلۈك يولىدىكىئهڭ ئاساسلىق ئامىل.‏ شهرقىي تۈركىستان خهلقى نۇرغۇنلىغان بايلىقلارغا ئىگه.‏ئهمما بۇ بايلىقلارنى ئالته ئهسىردىن بېرى ئىشغالىيهتچى خىتايلار سۈمۈرۈپكهلمهكته.‏ ۋەتهن سىرتىدىمۇ نۇرغۇنلىغان ئىقتىسادىي ئىمكانىيهتلهر مهۋجۇت.‏بۇ ئىمكانىيهتلهرنى تېخىمۇ بهك جانلاندۇرۇش ۋە بۇ ههقلىق دەۋا ئۈچۈن ئۈنۈملۈكقوللىنىش كېرەك.‏ مهسىلهن،‏ ئهرەب ۋە ئىسلام دۆلهتلىرىدە تۈركىستانلىقلارنىڭنۇرغۇنلىغان ۋەخپه جايلىرى بار.‏ بۇ ۋەخپىلهرنى قايتىدىن راۋاجلاندۇرۇپ،‏ شهرقىيتۈركىستان مهسىلىسى ئۈچۈن خىزمهت قىلدۇرۇش لازىم.‏٤. ههرقايسى دۆلهت ئهلچىخانىلىرى،‏ خهلقئارالىق ئىنسان ههقلىرىنى قوغداشتهشكىلاتلىرى ۋە ئىسلامىي تهشكىلاتلارغا شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىئاڭلىتىش ۋە چۈشهندۈرۈش خىزمهتلىرىنى تېخىمۇ جانلاندۇرۇپ،‏ ئۇلارغىمۇشهرقىي تۈركىستاندا خىتاي تهرىپىدىن يۈرگۈزۈلىۋاتقان ئىنسان ههقلىرىگه قارشىقىلمىشلارنى توختىتىش مهسئۇلىيىتىنى يۈكلىشىمىز كېرەك.‏٥. خىتاينىڭ شهرقىي تۈركىستاندا ئىشلهۋاتقان ۋە بار كۈچى بىلهن دۇنيا333


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنىئاممىسىنىڭ كۆزىدىن يوشۇرۇشقا تىرىشىۋاتقان جىنايهتلىرىنى تېخىمۇ جانلىقهالدا پاش قىلىشىمىز كېرەك.‏شهرقىي تۈركىستانلىقلارنىڭ ئهركىنلىكىنى قايتۇرۇپ ئېلىش ئىستراتېگىيىسىشهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ۋەتهنلىرىدىن خىتاي تاجاۋۇزچىلىرىنى قوغلاپچىقىرىش ئۈچۈن بىر مىنۇتمۇ توختىماستىن،‏ ئۈزلۈكسىز هالدا كۆرەش قىلىپكهلگهنلىكى،‏ بۇ غايىگه يېتىش ئۈچۈن ئۆزىنىڭ ئهڭ قىممهتلىك مۈلكى بولغان قانۋە جېنىنى قۇربان قىلغانلىقىنى،‏ ٥ ئىيۇل قىرغىنچىلىقى بۇ قۇربان بېرىشلهرنىڭئهڭ يېقىنقى كۆرۈنۈشى ئىكهنلىكى ههممىگه مهلۇم.‏ۋەتىنىمىز خىتاينىڭ باسقۇنچىلىقىغا ئۇچرىغاندىن باشلاپ،‏ ئهركىنلىكىمىزنىقايتۇرۇۋېلىش ئۈچۈن بارلىق يول ۋە چارىلهردىن پايدىلىنىپ كهلدۇق.‏ ئۈمىدسىزلىككهقهلبىمىزدىن هېچقاچان ئورۇن بهرمىدۇق.‏ خۇددى لېۋىيه قههرىمانى ئۆمهرمۇختارنىڭ:‏ ‏«بىز پهقهتلا تهسلىم بولمايدىغان بىر مىللهت.‏ يا ئۆلىمىز ياكى غهلىبهقىلىمىز»‏ دېگىنىدەك،‏ بۇ يولدا قهتئىي ئىرادە بىلهن ئالغا باسىمىز.‏ بىز شهرقىيتۈركىستانلىقلارنىڭ بهزىلىرى:‏ ‏”قوراللىق كۆرەش قىلىمىز“‏ دېسه،‏ يهنه بهزىلىرى:‏‏”ۋەتىنىمىزنى تېنچلىق بىلهن ئازاد قىلىمىز“‏ دېيىشىدۇ.‏ مهنچه،‏ بۇ قاراشلارنىڭههممىسى ئورۇنلۇق.‏ لېكىن بىز مهۋجۇد مهسىلىنى ئىنچىكىلىك بىلهن كۆزىتىپچىقىپ،‏ ئۇزۇن مهزگىللىك ئىستراتېگىيه پىلانى تۈزۈپ چىقىشىمىز لازىم.‏شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىڭ ئهركىنلىكىنى قولغا كهلتۈرۈش ئۈچۈنقوللىنىلىدىغان ۋاسىتىلهرههق هوقۇقىمىزنى قولغا كهلتۈرۈش ئۈچۈن پايدىلىنىشقا بولىدىغانتۆۋەندىكىدەك بىر نهچچه ۋاسىته بار:‏١. ئۆز ۋەتىنمىزدە مۇستههكهم تۇرۇپ،‏ دۈشمهنگه تاقابىل تۇرۇش.‏٢. خىتاينىڭ تۇغۇت چهكلهش ئارقىلىق پۈتۈن شهرقىي تۈركىستان خهلقىنىيوقىتىش پىلانىغا قارشى كۆپ تۇغۇشنى تهشۋىق قىلىپ،‏ نوپۇسىمىزنىكۆپهيتىش بىلهن قارشى تۇرۇش.‏٣. خىتايلارنى ئارىمىزغا ئالماسلىق ئارقىلىق خىتاي هۆكۈمىتىمىزنىڭۋەتىنىمىزگه خىتاي يۆتكهپ چىقىش سىياسىتىگه قارشى تۇرۇش.‏٤. خىتاينىڭ خهلقىمىزنى ئىلىمسىز قويۇش سىياسىتىگه قارشى پۈتۈن334


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىداساههلهردە ئادەم ئوقۇتۇپ،‏ ئالىي مهلۇماتلىق ئىنسان يېتىلدۈرۈش ئارقىلىققارشىلىق كۆرسىتىش.‏٥. پارچىلاش سىياسىتىگه سېپىمىزنى بىرلهشتۈرۈش ئارقىلىق قارشىلىقكۆرسىتىش.‏٦. ئىشتىن چىقىرىش سىياسىتىگه هاياتنىڭ ههر ساههسىدە كۆرەش قىلىشبىلهن قارشى تۇرۇش.‏٧. ئارىمىزغا سوقۇنۇپ كىرىۋالغان ئىشپىيۇنلارنى تازىلاش ئارقىلىق خىتاينىڭجاسۇسلۇق سىياسىتىگه قارشى تۇرۇش.‏٨. ۋەتىنىمىزنىڭ ‏”شهرقىي تۈركىستان“‏ دېگهن تارىخىي ئىسمىنى ساقلاپقېلىشىمىز ۋە بۇ ئىسىمدىن قهتئى ۋاز كهچمهسلىكىمىز كېرەك.‏ چۈنكىۋەتىنىمىزنىڭ تارىخىي ۋە جۇغراپىيىلىك ئىسمى:‏ ‏”شهرقىي تۈركىستان“دۇر.‏ئهپسۇسكى،‏ بهزىلهر تهرىپىدىن ئىشلىتىلگهن:‏ ‏”ئۇيغۇرىستان“‏ ياكى‏”شىنجاڭ“‏ دېگهن ئىسىملار باشقىلار تهرىپىدىن كىرىپ قالغان ياكىئىشغالىيهتچىلهر تهرىپىدىن زورلاپ تېڭىلغان بولۇپ،‏ بىز بۇ ئىسىملارنىههرگىز قوبۇل قىلمايمىز.‏ بۇ يهردە مۇهىم بىر مهسىلىنى تهكىتلهپئۆتمهكچىمهن:‏ رابىيه قادىر خانىم باشچىلىقىدىكى دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى،‏١٩٩٢- يىلى ‏”شهرقىي تۈركىستان مىللىي قۇرۇلتىيى“‏ نامى بىلهنقۇرۇلغان ئىدى.‏ كېيىن بهزى ههرىكهتلهر بىلهن بىرلىشىش نهتىجىسىدەئهسلى ئىسمى تامامهن ئۆزگهرتىۋېتىلگهن.‏ بۇ ئىستراتېگىلىك خاتالىقتۇر.‏بۈيۈك خىتاي دۆلىتىنىڭ يىقىلىشىنىڭ ئىشارەتلىرىخىتاينىڭ ئىچكى ۋەزىيىتىنى تههلىل قىلىپ كۆرگهنلهر،‏ خىتاينىڭههقىقىي ئههۋالىنى تونۇپ يېتهلهيدۇ.‏ خىتاينىڭ ئۇزۇن ئۆتمهيلا يىقىلىدىغانلىقىۋە تهتقىقاتچىلارنىڭ دېگىنىدەك پارچىلىنىپ،‏ شهرقىي تۈركىستان،‏ تىبهت،‏ تهيۋەن،‏مانجۇرىيه،‏ ئىچكى مۇڭغۇلىيه،‏ شياڭگاڭ ۋە ئاۋمېندىن ئىبارەت يهتته دۆلهتكه بۆلۈنۈپكېتىدىغانلىقىنى ئېنىق كۆرەلهيدۇ.‏ بۇنىڭ ئىشارەتلىرى تۆۋەندىكىچه:‏١. خىتايدا ئىشسىزلىكنىڭ قورقۇنچلۇق دەرىجىدە يامراپ كېتىشى.‏خىتايدىكى ئىشسىزلارنىڭ سانى ٢٥٠ مىليون.‏ بايلار بىلهن يوقسۇللار ئارىسىدىكىئىقتىسادىي تهڭسىزلىك كۈنسېرى كۈچهيمهكته.‏٢. خىتايدا ئهخلاقنىڭ بۇزۇلۇشى،‏ ئائىله تۈزۈمىنىڭ ۋەيران بولۇشى ۋە چوڭ335


هۆر شهرقىي تۈركىستان سۆهبهت يىغىنى- كىچىك ههممه ئىشتا پارىخورلۇقنىڭ ئومۇملىشىپ كېتىشى.‏٣. خىتاينىڭ ناچار ۋە تهقلىد ماللىرى دۇنيانى ئىشغال قىلىۋالدى.‏ لېكىنكۆپلىگهن دۆلهتلهر خىتاي ماللىرىدىن يۈز ئۆرۈشكه باشلىدى.‏ بۇنىڭ يېقىندابولمىسىمۇ،‏ ئۇزۇن مۇددەت ئىچىدە خىتاينىڭ ئىقتىسادىغا تهسىر قىلىشى ئېنىق.‏خىتاينىڭ زۇلۇم بىلهن ئىقتىساد ئۈستىگه قۇرۇلغان دۆلهت ئىكهنلىكى ههممىگهئايان.‏ ئىقتىسادى ۋەيران بولسا،‏ ئۆزىمۇ ۋەيران بولىدۇ.‏ چۈنكى خىتايدا خىتاينىڭكوممۇنىست سىياسىتىدىن نارازى بولۇپ ياشاۋاتقان بىر يېرىم مىلياد نوپۇس بار.‏خىتاي نوپۇسىنىڭ ‏٪‏‎٨٠‎دىن كۆپرەكى ئىنتايىن يوقسۇل تۇرمۇش كهچۈرمهكته.‏بىز ئاللاهقا ۋە ئاللاهنىڭ دۇنيادىكى ئىلاهىي قانۇنلىرىغا ههر قاچان ئىمانكهلتۈرىمىز.‏ شۇنىڭدەك،‏ بىز سهۋر قىلساق،‏ غايىمىزگه يېتىش ئۈچۈن ئىخلاس ۋەسهمىمىيهت بىلهن خىزمهت قىلساق،‏ هامان بىر كۈن غهلىبه قىلىدىغانلىقىمىزغائىمانىمىز كامىل.‏ چۈنكى ئاللاه تائالا:‏ ‏«ئى ئىمان ئېيتقانلار!‏ نىجاتلىققائېرىشىشىڭلار ئۈچۈن سهۋر قىلىڭلار،‏ باشقىلارنىمۇ سهۋر قىلىشقا ئۈندەڭلار،‏ئاللاه يولىدا مۇستههكهم تۇرۇڭلار ۋە ئاللاهتىن قورقۇڭلار!»،‏ ‏«پىرئهۋن يهر يۈزىدەتهكهببۇرلۇق قىلدى.‏ خهلقىنى پارچه - پارچه بۆلۈۋەتتى.‏ ئۇلاردىن بىر گۇرۇپپىنىئاجىز كۆرۈپ،‏ ئۇلارنىڭ ئوغۇل بالىلىرىنى ئۆلتۈرۈپ،‏ قىز بالىلىرىنى تىرىك قويدى.‏ئۇ ههقىقىي بۇزغۇنچىلاردىن ئىدى.‏ بىز يهر يۈزىدە بوزەك قىلىنغانلارغا ياردەم بېرىپ،‏ئۇلارنى رەهبهر،‏ يهر يۈزىنىڭ مىراسچىلىرى ۋە ئىقتىدار ئىگىسى قىلىپ،‏ پىرئهۋن،‏هامان ۋە ئۇ ئىككىسىنىڭ ئهسكهرلىرى قورققان بۇ ئهمهلىيهتنى كۆرسىتىپقويۇشنى ئىرادە قىلدۇق»‏ دېدى.‏336


سىراجىددىن ئهزىزى / شهرقىي تۈركىستان هۆررىيهت ۋە مۇستهقىللىق يولىداپايدىلىنىلغان ماتېرىياللار:‏ئابدۇلئهزىز چىڭگىزخان:‏ ‏«ئاسيانىڭيۈرىكى تۈركىستان».‏ئابدۇلههكىم باقى ئىلتهبىر:‏‏«شهرقىي تۈركىستان خاتىرىسى».‏دوكتور ئىززەددىن ئهلۋەردانى:‏‏«شهرقىي تۈركىستان ۋە خىتاي:‏ ئىككىمهدەنىيهتنىڭ مۇجادىلىسى».‏337


ÏÊÇfiÌÈŒÜé÷]


341


343


344


±Ê˜]


Xiyu Xinjiang 347


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


kË^fl¬


ÏÜ£]


1715 1897 361


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]


^Ë^“


ÏÜ£]daki Büyük Oyun 8 1988 Doğu Türkistan>ın Sesi V19 17 1988 The Great Game in Kashgaria British and RussianMissions to Yakub Beg Central Asian Survey 6195 1989 2 1300 Kaşgar Tarihi Binbaşı İsmail Hakkı Bey>in Kaşgar>a Dâir Eseri 1987 13 CP SkrineThe Roads to 521550 378


^Ë^“


1 2 1648 1.2 1759 3 22500 381


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


ÏÜ£]


Îá^ru


413 5 60 300 150 1 5 2009 5 2 22


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


ÏÜ£]


’ÖÁj⁄Ái


433


ÏÜ£]


^e^È“cÁéi


ÏÜ£]


^e^È“cÁéi


ÏÜ£]


^e^È“cÁéi


ÏÜ£]


^e^È“cÁéi


443


ÏÜ£]


^€“^u


ÏÜ£]


^€“^u


ÏÜ£]


^€“^u


ÏÜ£]


^€“^u


Ífi^n÷]


455


ÏÜ£]


ÏÜ£]


ÏÜ£]


ÏÜ£]


465


ÏÜ£]


ÕÁ◊ß


ÏÜ£]


ÕÁ◊ß


ÏÜ£]


ÕÁ◊ß


ÏÜ£]


473


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


%^√÷]


ÏÜ£]


Xinjiang 489


ÏÜ£]


Ÿ^äfiÊ]


ÏÜ£]


Ÿ^äfiÊ]


ÏÜ£]


Ÿ^äfiÊ]


ÏÜ£]


Ÿ^äfiÊ]


o÷^n÷]


501


ÏÜ£]


ÏÜ£]


ÏÜ£]


Disinformation CCTV 509


ÏÜ£]


k⁄_< ł‡Ž“łÖ_


ÏÜ£]


k⁄_< ł‡Ž“łÖ_


ÏÜ£]


k⁄_< ł‡Ž“łÖ_


ÏÜ£]


k⁄_< ł‡Ž“łÖ_


1 2 519


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


à¥Áâ


ÏÜ£]


Initiatives for China 539


ÏÜ£]


Í◊fi^Èq


ÏÜ£]


Í◊fi^Èq


ÏÜ£]


Í◊fi^Èq


ÏÜ£]


ƒe]Ü÷]


SWOT Dongtu – – zhanling 1 2 3 549


ÏÜ£]


›Ü“_


ÏÜ£]


›Ü“_


ÏÜ£]


›Ü“_


ÏÜ£]


›Ü“_


ÏÜ£]


›Ü“_


561


ÏÜ£]


Ífi]ÅÖÁ÷]


ÏÜ£]


5651


ÏÜ£]


ÔÇËÁ‚


ÏÜ£]


18 920 960 1904 Pumpelly 569


ÏÜ£]


‡ËÇ÷]


ÏÜ£]


‡ËÇ÷]


ÏÜ£]


‡ËÇ÷]


ÏÜ£]


‡ËÇ÷]


تهرجىمىهاللارÌÈi]Ñ÷]


ئابدۇلغهنى ئابدۇسسالام ئالىمئاۋسترالىيه شهرقىي تۈركىستان جهمئىيىتىئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى ئالىم:‏ ١٩٧٣ يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ خوتهنۋىلايىتىدە تۇغۇلغان.‏ پاكىستاننىڭ پايتهختى ئىسلامئابادتىكى ‏«خهلقئارالىقئىسلام ئۇنىۋېرسىتېتى»دا باكلاۋۇرلۇق ۋە ئاسپرانتلىقنى تۈگهتكهن.‏ ئانا تىلىئۇيغۇرچىدىن سىرت،‏ ئۆزبهكچه،‏ ئوردۇچه،‏ ئهرەبچه ۋە ئىنگىلىزچىنى پىششىقبىلىدۇ.‏ ئابدۇسسالام ئابدۇلغهنى هازىر ئاۋسترالىيه گراژدانى بولۇپ،‏ ٢٠٠٠ يىلىدىنبېرى جهنۇبىي ئاۋسترالىيه ئىسلام ئېنستىتۇتىدا قۇرئان كهرىم،‏ ئهرەب تىلى،‏ئىسلامىي ئىلىملهر ۋە دىنلار سېلىشتۇرما تارىخى قاتارلىق دەرسلهرنى ئۆتمهكته.‏شۇنىڭ بىلهن بىر ۋاقىتتا ئىماملىق قىلغاندىن سىرت،‏ جهنۇبىي ئاۋسترالىيهئىسلام جهمئىيىتى ۋە ئاۋسترالىيه شهرقىي تۈركىستان جهمئىيىتىدە رەئىسۋەكىلى بولۇپ ئىشلىمهكته.‏581


تسېتهن سامدۇپ چوئېكياپاتىبهت روهانىي داهىيسى دالاي لامانىڭ ۋەكىلىتسېتهن سامدۇپ چوئېكياپا:‏ تىبهت روهانىي لېدىرى دالاي لامانىڭ شۋېتسارىيه جهنۋەدىكى ۋەكىلى.‏ ئۇنىڭ ئائىلىسى ١٩٥٩ يىلى تىبهتتىن قاچقان بولۇپ،‏ ئۇنېپالدىكى بىر تىبهت پاناهلانغۇچىلار لاگېرىدا تۇغۇلغان.‏ ١٩٩١ يىلى نيۇيوركتىكىكولومبىيه ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ ژورنالىستلىق فاكۇلتېتىنى پۈتتۈرگهن.‏ ١٩٨٥ يىلىدىن ٢٠٠٠ يىلىغىچه،‏ سۈرگۈندىكى تىبهت هۆكۈمىتى نامىدا دارامسالا،‏هىندىستان ۋە لوندوندا خىزمهت قىلغان.‏ ٢٠٠٠ يىلىدىن ٢٠٠٧ يىلىغىچهلوندوندىكى بىر تېلېفون شىركىتىدە سېتىش مۇدىرى بولۇپ ئىشلىگهن.‏ ئۇ نېپال،‏هىندىستان،‏ ئامېرىكا،‏ ئهنگىلىيه ۋە شۋېتسىيه قاتارلىق دۆلهتلهردە ياشىغان.‏٢٠٠٨ يىلى مارت ئېيىدا،‏ تىبهت روهانىي لېدىرى دالاي لامانىڭ ۋەكىلى بولۇپتهيىنلهنگهن.‏582


ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى رەهبهرلىك ههيئىتىئهزاسى ۋە ئوتتۇرا شهرق ئالاهىدە ۋەكىلىئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ):‏ ١٩٧٠ يىلى تۇغۇلغان.‏ مارمارا ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ ئاخباراتكهسپىنى پۈتتۈرگهندىن كېيىن،‏ ماگىستىرلىق ۋە دوكتورلۇقنىمۇ شۇ مهكتهپنىڭ سىياسىيتارىخ ۋە خهلقئارا مۇناسىۋەت فاكۇلتېتى ئوتتۇرا شهرق ۋە سۈرىيه بۆلۈمىدە ئوقۇغان.‏ ئههمهدئهمىن داغ ‏(تاغ)نىڭ ئوتتۇرا شهرق توغرۇلۇق ئىلمىي تهتقىقاتلىرى،‏ تهرجىمه ئهسهرلىرى ۋەماقالىلىرىدىن سىرت،‏ ‏«سۈرىيه،‏ شام شههىرىنىڭ قايغۇلۇق هېكايىسى»‏ ناملىق كىتابىبار.‏ ئهرەبچه ۋە ئىنگىلىزچىنى پىششىق بىلىدىغان ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ ‏«يههۇدىي دىنى»،‏‏«يههۇدىي تارىخى»‏ ‏(ئىسرائىل شاخاك)،‏ ‏«ئىسرائىل ۋە يههۇدىي رادىكالىزمى»‏ ‏(ئىسرائىل شاخاكۋە نورتون مېزۋىنسكىي)،‏ ‏«ئامېرىكا ۋە سىياسىي ئىسلام»‏ ‏(فاۋاز گېرگېس)‏ قاتارلىق كىتابلارنىتۈركچىگه تهرجىمه قىلغان.‏ ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)‏ ئىسلام جۇغراپىيهسىگه مۇناسىۋەتلىكئىلمىي تهتقىقاتلار ئېلىپ بارماقتا ۋە İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىدە رەهبهرلىك ههيئىتىئهزاسى سۈپىتىدە خىزمىتىنى داۋاملاشتۇرماقتا.‏ ئههمهد ئهمىن داغ ‏(تاغ)نىڭ ئىككى پهرزەنتى بار.‏583


دوتسېنت،‏ در،‏ ئهركىن ئهكرەمهاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخ فاكۇلتېتىئهركىن ئهكرەم:‏ ١٩٦٤ يىلى خىتاينىڭ گهنسۇ ۋىلايىتى لهنجۇ شههىرىدەتۇغۇلغان.‏ ١٩٨٦ يىلى تىببىي فاكۇلتېتنى پۈتتۈرۈپ،‏ ١٩٩١ يىلىغىچه بىردوختۇرخانىنىڭ ئورتۇپېدىكا ‏(هۆسن تۈزەش خىرۇرگىيىسى)‏ بۆلۈمىدە دوختۇربولۇپ ئىشلىگهن.‏ ١٩٩٥ يىلى هاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخ فاكۇلتېتىنىڭماگستىرلىقىنى؛ ٢٠٠٣ يىلى دوكتورلۇقىنى پۈتتۈرگهن.‏ ٢٠٠٦ ٢٠٠٧ يىللىرىئارىسىدا تهيۋەننىڭ چىڭيۈن ئۇنىۋېرسىتېتى ئوتتۇرا ئاسىيا تهتقىقاتى ئېنىستىتۇتىدامۇئاۋىن دوتسېنت بولۇپ خىزمهت قىلغان ۋە ٢٠٠٨ يىلى دوتسېنلىق ئۇنۋانىنىئالغان.‏ ئهركىن ئهكرەم ١٩٩٩ يىلىدىن بېرى هاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخفاكۇلتېتىدا ئوقۇتقۇچىلىق قىلماقتا.‏ ئۇ تارىخ تهتقىقاتىدىن سىرت خهلقئارالىقمۇناسىۋەتلهر ساههسىدىمۇ پائالىيهت ئېلىپ بارماقتا.‏584


در.‏ ئهركىن ئهمهتئهنقهرە ئۇنىۋېرسىتېتى تىل،‏ تارىخ ۋە جۇغراپىيه فاكۇلتېتى ئوقۇتقۇچىسىئهركىن ئهمهت:‏ ١٩٦٢ يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ قهشقهر شههىرىدە دۇنياغا كهلگهن.‏باشلانغۇچ ۋە ئوتتۇرا مهكتهپلهرنى قهشقهردە ئوقۇغاندىن كېيىن،‏ بېيجىڭدىكى مهركىزىيمىللهتلهر ئۇنىۋېرسىتېتى ئۇيغۇر تىل ۋە ئهدەبىياتى فاكۇلتېتىنى پۈتتۈرگهن.‏ ١٩٩٢ يىلىئهنقهرە ئۇنىۋېرسىتېتى تىل،‏ تارىخ ۋە جۇغراپىيه فاكۇلتېتىدا چهتئهللىك مۇتهخهسسىسئوقۇتقۇچى بولۇپ خىزمهتكه باشلىغان.‏ شۇ ئۇنىۋېرسىتېتنىڭ ئىجتىمائىي پهنلهر ئېنىستىتۇتىتۈرك تىل ۋە ئهدەبىياتىدا ئوقۇپ،‏ ‏«ئۇيغۇر خهلق داستانلىرى»‏ دېگهن دېسىرتاتسىيه ماقالىسىبىلهن ماگىستىرلىقنى؛ ئارقىدىن:‏ ‏«شهرقىي تۈركىستان ئۇيغۇر ئېغىز ئهدەبىياتى»‏ ناملىقدېسىرتاتسىيه ماقالىسى بىلهن دوكتورلۇقنى پۈتتۈرگهن.‏ ئهركىن ئهمهت دۆلهت ئىچى ۋەسىرتىدىكى نۇرغۇن ئىلمىي يىغىلىشلاردا لېكسىيه سۆزلىگهندىن سىرت،‏ ههرخىل ژانىرلاردابىر نهچچه پارچه كىتاب نهشر قىلدۇرغان.‏ ئهركىن ئهمهت،‏ ١٩٩٤ يىلىدىن بۇيان تۈركىيهجۇمهۇرىيىتى پۇقراسى بولۇپ ياشىماقتا.‏585


درۇ گلهدنېيپونوما تېخنىكا مهكتىپى تېنچ ئوكيان ئاخبارات ئېنىستىتۇتى مۇدىرىدرۇ.‏ س.‏ گلهدنېي:‏ ئامېرىكىنىڭ كالىفورنىيه شىتاتى پونوما تېخنىكا مهكتىپى تېنچ ئوكيانئاخبارات ئېنستىتۇتىنىڭ مۇدىرى ۋە شۇ ئۇنىۋېرسىتېتنىڭ ئانتروپولوگىيه پروفېسسورى.‏ دوكتورلۇقنىپۈتتۈرگهندىن كېيىن،‏ خارۋارد ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ جهنۇبىي كالىفورنىيه ئۇنىۋېرسىتېتى،‏ كامبرىج خانلارتېخنىكا مهكتىپى،‏ پرىنستون ئالىي مائارىپ ئېنستىتۇتى قاتارلىق مهكتهپلهردە ئوقۇتقۇچىلىق قىلغان.‏گلهدنېي CNN ۋە باشقا ههرخىل ئاخبارات قاناللىرىدا خهۋەر ئوبزورچىسى بولۇپ خىزمهت قىلىۋاتماقتا.‏گلهدنېينىڭ ئاسىيا قىتئهسىگه مۇناسىۋەتلىك تۆت پارچه كىتابى،‏ نۇرغۇن ئىلمىي ماقالىسى ۋە باشقىلاربىلهن بىرلىشىپ تهييارلىغان كىتابلىرى بار.‏ گلهدنېينىڭ ئهڭ يېڭى كىتابى:‏ ‏«ئهبجهش خىتاي»‏ناملىق ئهسىرى بولۇپ،‏ ئۇنىڭ ئهسهرلىرى خىتايچه،‏ ياپۇنچه،‏ رۇسچه،‏ ئهرەبچه،‏ تۈركچه ۋە نېمىسچىغاتهرجىمه قىلىنغان.‏ سوروس فوندى جهمئىيىتى،‏ فورد فوندى جهمئىيىتى،‏ دۇنيا بانكىسى،‏ گېتتىيمۇزېيخانىسى،‏ ئاسىيا تهرەققىيات بانكىسى،‏ دۆلهت ئىلىم پهن ئاكادېمىيىسى،‏ ياۋرۇپا توقۇنۇشنىڭئالدىنى ئېلىش مهركىزى،‏ ب د ت پاناهلىق تىلىگۈچىلهر ئالىي كومىتېتى ۋە ب د ت مائارىپ،‏ بىلىم ۋەمهدەنىيهت كومىتېتىدا مهسلىههتچى بولۇپ خىزمهت قىلغان.‏586


ئادۋۇكات جىهات گۆكدەمىرمهزلۇملار جهمئىيىتى ئىستانبۇل شۆبىسىنىڭ رەئىسىجىهات گۆكدەمىر:‏ ئاداپازىرىدا توغۇلغان بولۇپ،‏ باشلانغۇچ ۋە ئوتتۇرا مهكتهپنى شۇيهردە پۈتتۈرگهن.‏ ئۇنىڭدىن كېيىن ئىستانبۇل ئۇنىۋېرسىتېتى قانۇن فاكۇلتېتىنىپۈتتۈرۈپ،‏ باكلاۋۇرلۇق ئۇنۋانى ئالغان.‏ ١٩٩٩ يىلى ئىستانبۇلدا ئىختىيارىيئادۋۇكاتلىق خىزمىتىنى باشلىغان گۆكدەمىر ههم دۆلهت ئىچى ههم خهلقئارالىقمهشهۇر شىركهت ۋە ئورگانلارنىڭ قانۇنىي مهسلىههتچىلىكىنى ۋە ئادۋۇكاتلىقىنىقىلىپ كهلمهكته.‏ خېلى كۆپ ئاممىۋىي تهشكىلاتلارغا ئهزا بولغان ۋە بىر قىسمىدائىدارىي ههيئىتىنىڭ ئهزالىق ۋەزىپىسىنى ئۈستىگه ئالغان جىهات گۆكدەمىرهازىر مهزلۇملار جهمئىيىتى ئىستانبۇل شۆبىسىنىڭ رەئىسلىك خىزمىتىنىئۆتهۋاتىدۇ.‏587


WisconsinMadison ‘ دوتسېنت،‏ در،‏ مهريهم هاكىم ‏(ق)‏‏(ئىزمىر ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارالىق مۇناسىۋەتلهر فاكۇلتېتى)‏مهريهم هاكىم قىرىملى(ق):‏ باكلاۋۇرلۇقنى هاجهتتهپه ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخ فاكۇلتېتىدا؛ئاسپرانتلىقنى ئامېرىكا ۋىسكونسىن مهدىسون ئۇنىۋېرسىتېتى تارىخ فاكۇلتېتىدا؛ دوكتورلۇقنىبىلكهنت ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارالىق مۇناسىۋەتلهر فاكۇلتېتىدا ئوقۇدى ۋە ‏«قازاق مىللهتچىلىكىنىڭپهيدا بولۇشى ۋە مۇستهقىل قازاقىستان:‏ رۇس سوۋېت سىياسهتلىرىگه قارشى ئېلىپ بېرىلغان مىللىيئىنكاسلارنىڭ قىسقىچه تارىخى»‏ دېگهن دېسىرتاتسىيه ماقالىسىنى ياقلىدى.‏ بىلكهنت ئۇنىۋېرسىتېتىخهلقئارالىق مۇناسىۋەتلهر فاكۇلتېتى ۋە چانكايا ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارالىق تىجارەت فاكۇلتېتىدامۇئاۋىن دوتسېنت بولۇپ ئىشلىگهن مهريهم هاكىم،‏ هازىرمۇ ئىزمىر ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارالىقمۇناسىۋەت فاكۇلتېتىدا مۇئاۋىن دوتسېنت بولۇپ ئىشلىمهكته ۋە سىياسهت بىلىمى،‏ خهلقئارالىقمۇناسىۋەت،‏ مهدەنىيهتلهر تارىخى،‏ ‏(تۈركىيه)‏ ئىنقىلاب تارىخى،‏ ئوتتۇرا ئاسىيا ۋە كاۋكازلار سىياسىتى،‏رۇسىيه سىياسىتى ۋە قازاق تىلى قاتارلىق دەرسلهرنى ئۆتمهكته.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى(ق)‏ دۆلهتئىچى ۋە سىرتىدىكى ههرخىل ژۇرناللاردا نۇرغۇنلىغان ماقالىلهرنى ئېلان قىلغان بولۇپ،‏ يهنه نۇرغۇنلىغانخهلقئارالىق يىغىلىشلاردا ماقاله ئوقۇغان ۋە لېكسىيه سۆزلىگهن.‏ مهريهم هاكىم قىرىملى(ق)‏ ئىنگلىزتىلى،‏ قازاق تىلى،‏ قىرغىز تىلى،‏ ئۆزبهك تىلى،‏ تۈركمهن تىلى ۋە تاتار تىلىنى پىششىق بىلىدۇ.‏588


فههمى هۇۋەيدىژورنالىست،‏ يازغۇچىفههمى هۇۋەيدى:‏ ١٩٣٧ يىلى مىسىرنىڭ گىزە دېگهن يېرىدە دۇنياغا كهلگهن.‏ ١٩٦١ يىلىقاهىدە ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ قانۇن كهسپىنى پۈتتۈرگهن.‏ سىياسىي ئىدىيه،‏ زامانىۋىي ئىسلام،‏ئىسلام ۋە ئهرەب دۇنياسى مهسىلىلىرىدە ئىختىساسلاشقان.‏ ‏«ئاڭنىڭ ساختىپهزلىكى»،‏ ‏«مىسىرچىقىش يولى تهلهپ قىلىۋاتىدۇ»،‏ ‏«قۇرئان ۋە نوپۇز»،‏ ‏«ئىرانغا ئىچىدىن ‏(نهزەر)»،‏ ‏«تالىبان:‏ خاتاجهڭدىكى ئاللاهنىڭ ئهسكىرى»،‏ ‏«چالا دىندارلىق»،‏ ‏«خىتايدا ئىسلام»‏ قاتارلىق ئهسهرلىرىدىنسىرت،‏ ههرخىل تېمىلاردا يېزىلغان ٢٠ پارچىدىن ئارتۇق ئهسىرى بار.‏ فههمى هۇۋەيدى يهنهسهككىز ئهرەب دۆلىتىدىكى گېزىتلهردە ههپتىلىك ماقاله يازماقتا.‏ ئۇندىن باشقا:‏ ‏«سوۋېتئىتتىپاقىدا ئىسلام»،‏ ‏«غهربىي ئافرىقىدىكى مۇسۇلمانلار»،‏ ‏«بوسىنىيهدىكى تىركىشىش»،‏‏«ئىسلامنىڭ يههۇدىيلىرى»‏ قاتارلىق تهتقىقات ئهسهرلىرى بار.‏ فههمى هۇۋەيدى ‏”ئهرەب مىللىيكېڭهش يىغىنى باش سېكرىتارلىقى ئهزاسى“‏ ‏(بېيرۇت)،‏ ‏”ئىسلام مىللىي كېڭهش يىغىنىئهزاسى“‏ ‏(بېيرۇت)،‏ مۇسۇلمان ئالىملار بىرلىكى مۇتهۋەللىي ههيئهت ئهزاسى“‏ ‏(قاتار)،‏ ‏”زامانىمىزمۇسۇلمانلىرى رەهبهرلىك ههيئىتى ئهزاسى“‏ ‏(قاهىرە)‏ قاتارلىق ۋەزىپىلهرنى ئۆتىمهكته.‏ فههمىهۇۋەيدى ١٩٨٥ يىلىدىن هازىرغىچه يېزىقچىلىق بىلهن شۇغۇللانغاندىن سىرت،‏ ياشلىقدەۋرىدىن تارتىپ ‏«ئهل ئېهرام گېزىتى»دە ژورنالىست ‏(مىسىر)،‏ ‏«ئهل ئهرەبىي ژورنىلى»دا باشتههرىر ‏(كۇۋەيت)،‏ ‏«ئهرەبىييه ژورنىلى»دا مۇئاۋىن باش تههرىر ‏(ئامېرىكا)‏ بولۇپ ئىشلىگهن.‏ ٢٠٠٨ يىلى ‏«ئهل ئېهرام گېزىتى»دىن ‏«ئهش شۇرۇق گېزىتى»گه يۆتكهلگهن بولۇپ،‏ هازىرغىچه شۇ يهردەخىزمهت قىلىۋاتماقتا.‏589


ئهكرەم هىجازىيتهتقىقاتچى يازغۇچىئهكرەم هىجازىي:‏ ئهسلى يۇرتى پهلهستىن بولۇپ،‏ ١٩٦١ يىلى ئىئوردانىيهنىڭ شىمالىدىكىئىربهد شههىرىدە دۇنياغا كهلگهن.‏ تۇنۇس ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ جهمئىيهت پسىخولوگىيىسى ۋەجهمئىيهتشۇناسلىق فاكۇلتېتىدا ئوقۇغاندىن كېيىن،‏ يهنه شۇ ئۇنىۋېرسىتېتنىڭ جهمئىيهتشۇناسلىقكهسپىدە ئاسپىرانتلىق ۋە دوكتورلۇقىنى پۈتتۈرگهن.‏ ٢٠٠٠ يىلىدىن ٢٠٠٥ يىلىغىچه يهمهننىڭتهئز ئۇنىۋېرسىتېتى ئهدەبىيات ۋە جهمئىيهتشۇناسلىق فاكۇلتېتىدا ئوقۇتقۇچىلىق قىلغان ۋە شۇمهكتهپنىڭ ئوقۇتۇش ۋە ئاكادېمىيه خىزمىتىدە تهجرىبه ۋە ئىلغارلىق دېپلومىغا ئېرىشكهن.‏ ئهكرەمهىجازىي يېزىقچىلىق ۋە ئاخبارات تهتقىقاتى خىزمىتىدىن سىرت،‏ ئهلمۇراقهب ئىسىملىك ئىجتىمائىيپهن دەرسلىرى ۋە تهتقىقاتلىرىنى كۆزىتىش تور بېتىگه (www.almoraqeb.net) رىياسهتچىلىك قىلغان.‏دالا لاگېرى ئهترىتىنى تهشكىللهش ۋە ئىدارە قىلىش،‏ ژورنالىستلىق،‏ ئاخبارات،‏ تههرىرلىك خىزمهتلىرىدەۋە يېزىقچىلىق ئىشلىرىدا مۇتهخهسسىسلهشكهن ئهكرەم هىجازىي،ئىجتىمائىي ۋە سىياسىي ههرىكهتلهرههققىدە تهتقىقات خىزمهتلىرى بىلهنمۇ شۇغۇللانماقتا ۋە هازىر ئىسلام دۇنياسىدىكى سهلهفىيجىهاد ههرىكىتى ئۈستىدە ئىزدىنىش ئېلىپ بارماقتا.‏ ٢٠٠٥ يىلىدىن ئېتىبارەن،‏ پۈتۈن زېهنىيقۇۋۋىتىنى ئىلمىي تهتقىقات ۋە يېزىقچىلىققا،‏ بولۇپمۇ ئىسلام دۇنياسى مهسىلىلىرى ههققىدە تهتقىقاتۋە يېزىقچىلىققا سهرپ قىلماقتا.‏ جهمئىيهت،‏ سىياسهت ۋە قانۇن ساههلىرىدە ئېلىپ بارغان نۇرغۇنئىلمىي تهتقىقات نهتىجىلىرى ئۇنىۋېرسىتېت ژورناللىرى،‏ تهتقىقات مهركهزلىرى ژورناللىرى،‏ خهلقئاراتهشكىلاتلار ژورناللىرى ۋە گېزىتلاردا نهشىر قىلىنغان.‏ ئهكرەم هىجازىي تېخى يېقىندىلا كۇۋەيتتهقۇرۇلغان ‏«مۇسۇلمان زىيالىيلار مهجلىسى»نىڭمۇ ئهزاسى.‏ ئهكرەم هىجازىنىڭ بهش پهرزەنتى بار.‏590


پروف،‏ در،‏ ئالىمجان ئىنايهتئهگه ئۇنىۋېرسىتېتى تۈرك دۇنياسى تهتقىقاتى ئېنستىتۇتى لېكتورىئالىمجان ئىنايهت:‏ ١٩٦٢ يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ تۇرپان شههىرىچاتقال يېزىسىدا دۇنياغا كهلگهن.‏ ١٩٨٤ يىلى مهركىزى مىللهتلهر ئۇنىۋېرسىتېتىئۇيغۇر تىل ئهدەبىياتى فاكۇلتېتىنى پۈتتۈرگهندىن كېيىن،‏ ١٩٨٩ يىلىغىچهبېيجىڭدىكى مىللهتلهر نهشرىياتىدا تهرجىمان ۋە تههرىر بولۇپ ئىشلىگهن.‏ ١٩٨٩ يىلى تۈركىيهگه كهلگهن ۋە ١٩٩٢ يىلى ئهگه ئۇنىۋېرسىتېتى ئىجتىمائىي پهنلهرئېنستىتۇتى تۈرك تىل ۋە ئهدەبىيات فاكۇلتېتىنىڭ تۈرك فولكلورى كهسپىدەماگىستىرلىقنى پۈتتۈرگهن.‏ ١٩٩٥ يىلى دوكتورلۇق تههسىلىنى تاماملىغان.‏١٩٩٤ يىل تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى گراژدانلىقىغا ئۆتكهن.‏ ئالىمجان ئىنايهت ٢٠٠٧ يىلىدىن بۇيان ئهگه ئۇنىۋېرسىتېتى تۈرك دۇنياسى تهتقىقاتى ئېنستىتۇتىداپروففېسسور بولۇپ ئىشلىمهكته،‏ ئۇنىڭ ئىككى پهرزەنتى بار.‏591


دوكتور ياڭ جيهنلىجۇڭگولۇق تهشهببۇسكارلار جهمئىيىتى رەئىسىياڭ جيهنلى:‏ خىتاينىڭ شهندوڭ ئۆلكىسىدە تۇغۇلغان ۋە ٢٠ يېشىدا بېيجىڭئۇنىۋېرسىتېتىنى پۈتتۈرگهن.‏ خىتاي كوممۇنىست پارتىيىسى ئىچىدىكى ئابرويى تېز ئۆسۈۋاتقانبىر پهيتته،‏ كوممۇنىست تۈزۈمدىكى قاتماللىقلارنى كۆرۈپ يېتىپ،‏ بهكمۇ ئهپسۇسلانغان ۋەخىتايدىن ئايرىلىپ،‏ ئامېرىنىڭ كالىفورنىيه شتاتىدىكى برېكلېي ئۇنىۋېرسىتېتىدا ماتېماتېكامۇتهخهسسىسى بولۇشقا قارار بهرگهن.‏ ١٩٨٩ يىلى،‏ ٢٦ ياش ۋاقتىدا،‏ تيهنئهنمېن مهيدانىدادېمۇكراتىيه ئۈچۈن نامايىش قىلغان سهبداشلىرىغا ههمنهپهس بولۇش ئۈچۈن بېيجىڭغا باردىۋە خىتاينىڭ نامايىشچىلارنى تانكىلار بىلهن قىلغان قهتلىئامىنى ئۆز كۆزى بىلهن كۆرگهن.‏ئۆزى قولغا چۈشۈپ قېلىشتىن مىڭ تهسته قۇتۇلۇپ،‏ ئامېرىكىغا قايتىپ كهتكهن.‏ شۇندىنئېتىبارەن،‏ ئامېرىكىدا دېمۇكراتىيه ساههسىدە ئىلىم تههسىل قىلىشقا باشلىغان ۋە ٢٠٠٢ يىلى خارۋارد ئۇنىۋېرسىتېتى سىياسىي ئىقتىساد فاكۇلتېتىنىڭ دوكتورلۇق سىنىپىنىپۈتتۈرگهن.‏ شۇ يىلى خىتاينىڭ شىمالىدا ئۇلغايغان ئىشچى ههرىكهتلىرىنى تهتقىق قىلىشئۈچۈن خىتايغا بارغان ۋە جاسۇسلۇق تۆهمىتى بىلهن بهش يىل تۈرمىدە ياتقان.‏ ٢٠٠٧ يىلىتۈرمىدىن ئازاد بولۇپ چىققان.‏ ياڭ جيهنلىنىڭ ئىككى پهرزەنتى بار.‏592


ماجىدە سهلاه ماخلۇفئهينۇششهمس ئۇنىۋېرسىتېتىماجىدە سهلاه ماخلۇف:‏ ١٩٥٣ يىلى مىسىردا تۇغۇلغان.‏ دەسلهپ ئاكادېمىيىدىن ئوقۇش پۈتتۈرگهنۋە تۈرك تىلىنى ئۆگهنگهن،‏ ئاندىن يېقىنقى زامان تۈرك تارىخىدا ئىختىساسلاشقان.‏ ١٩٧٣ يىلى ئهينشهمس ئۇنىۋېرسىتېتى ئهدەبىيات فاكۇلتېتى ئهدەبىيات سهنئهت ۋە شهرق تىللىرى قىسمىدا تهتقىقاتخىزمىتىگه ئورۇنلاشقان،‏ ١٩٧٨ يىلى ئاتسېنىت ئوقۇتقۇچى بولۇپ تهيىنلهنگهن،‏ ١٩٨٣ يىلى رەسمىيئوقۇتقۇچىلىققا ئۆستۈرۈلگهن.‏ ٢٠٠١ يىلى ئهين شهمس ئۇنىۋېرسىتېتىنىڭ شۇ فاكۇلتېتىدىنپروفېسسورلۇق ئۇنۋانى ئالغان.‏ ٢٠٠٦ يىلىدىن بۇيان ئهين شهمس ئۇنىۋېرسىتېتى ئهدىبىيات سهنئهتفاكۇلتېتى شهرق تىللىرى بۆلۈمىنىڭ بۆلۈم باشلىقى ۋەزىپىسىنى ئۆتهپ كېلىۋاتىدۇ.‏ ماجىدە سهلاهمهخلۇفنىڭ ٢٠ پارچىدىن ئارتۇق تهرجىمه ئهسىرى نهشىر قىلىنغان بولۇپ،‏ ١٩٩١ يىلى نهشىرقىلىنغان:‏ ‏«ئهرەب گۈزەل سهنئىتىنىڭ تۈرك ئهدىبىياتىغا كۆرسهتكهن تهسىرى»؛ ١٩٩٧ يىلى نهشىرقىلىنغان:‏ ‏«ئوسمانىيلار سارىيىدىكى ههرەم»؛ ٢٠٠٦ يىلى نهشىر قىلىنغان ‏«ئهۋلىيا چهلهبىنىڭمىسىر،‏ سۇدان ۋە ههبهشىستانغا قىلغان ساياهىتى»؛ ‏(نهجىپ پازىلنىڭ)‏ ‏«قارا رومال»؛ ‏(ئههمهد جهۋدەتپاشانىڭ)‏ ‏«ئوسمانىيلار تارىخىدىكى پىكىر ۋە سىياسهت ئۆزگىرىشى»؛ ٢٠٠٩ يىلى نهشىر قىلىنغان«١٩ ۋە ٢٠ ئهسىرلهردىكى تۈركىيه ئىسلاهات ۋە يېڭىلىق ههرىكهتلىرى»‏ قاتارلىق كىتابلار ئهنه شۇتهرجىمه ئهسهرلهردىندۇر.‏ نۇرغۇن قېتىم دۆلهتلىك ۋە خهلقئارالىق يىغىنلارغا قاتناشقان.‏ ئۇنىڭ يهنهتۈرلۈك تېمىلاردا يازغان ماقالىلىرى ۋە تهتقىقات ئهسهرلىرى بار.‏593


ئادۋۇكات،‏ گۈلدەن سۆنمهزİHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى رەهبهرلىك ههيئىتى ئهزاسىگۈلدەن سۆنمهز:‏ ١٩٦٩ يىلى سىۋاس ۋىلايىتىگه قاراشلىق چهتىنكايا بازىرىدا دۇنياغا كهلگهن.‏باشلانغۇچ ۋە ئوتتۇرا مهكتهپلهرنى ئۆز يۇرتىدا ئوقۇپ،‏ ١٩٨٥ يىلى مارمارا ئۇنىۋېرسىتېتى قانۇنفاكۇلتېتىغا ئوقۇشقا كىرگهن.‏ ١٩٨٩ ١٩٩٥ يىللار ئارىسىدا خۇسۇسىي كهسىپلهرنىڭ مۇلازىمهتساههلىرىدە خىزمهت قىلغان ۋە ههر خىل شىركهتلهردە مۇدىر بولۇپ ئىشلىگهن.‏ يهنه شۇ يىللىرىئىنسان ههقلىرى ۋە مهزلۇملار ئۈچۈن ههمكارلىشىش جهمئىيىتى ‏(مهزلۇملار جهمئىيىتى)‏ ئىستانبۇلشۆبىسىنىڭ ههرخىل بۆلۈملىرىدە ۋەزىپه ئۆتىگهن.‏ ١٩٩٩ يىلى ئادۋۇكاتلىقنى تاشلاپ،‏ ٢٠٠٤ يىلىغىچه جهمئىيهت رەهبهرلىك ههيئىتىدە خىزمهت ئىشلىدى.‏ گۈلدەن سۆنمهز ٢٠٠٤ يىلىدىنئېتىبارەن İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىدە ئاكتىپ پائالىيهت ئېلىپ بېرىشقا باشلىدى.‏ ئىنسانههقلىرى توغرىسىدا دۆلهت ئىچى ۋە سىرتىدا نۇرغۇن پائالىيهتكه قاتناشقان گۈلدەن سۆنمهز،‏ مۇشۇساههدە كىتاب ۋە ماقالىلار ئېلان قىلدى.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ ههر خىل جهمئىيهت تهشكىلاتلارغا قانۇنىيجهههتتىن ياردەم قولىنى سۇندى.‏ گۈلدەن سۆنمهز هازىرمۇ مهزلۇملار جهمئىيىتىدە مۇئاۋىن باشلىق،‏İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسى رەهبهرلىك ههيئهت ئهزاسى بولۇپ خىزمهت قىلىۋاتىدۇ.‏594


در.‏ ئاتائۇللاه شاهيارتهتقىقاتچىئاتائۇللاه شاهيار:‏ ١٩٦٦ يىلى شهرقىي تۈركىستاننىڭ ئاقسۇ ۋىلايىتى شا(ه)يارناهىيىسىدە تۇغۇلغان بولۇپ،باشلانغۇچ،‏ ئوتتۇرا ۋە ئالىي مهكتهپ تههسىلىنى شهرقىيتۈركىستاندا تۈگهتكهن.‏ ١٩٩٥ يىلى تۈركىيهگه كهلگهن ۋە ١٩٩٨ يىلى مارمارائۇنىۋېرسىتېتى ئىجتىمائىي پهنلهر فاكۇلتېتىنىڭ ههدىسشۇناسلىق كهسپىدىنئاسپرانلىقنى؛ ٢٠٠٢ يىلى يهنه شۇ كهسپتىن دوكتورلۇقنى پۈتتۈرگهن.‏ ئاتائۇللاهشاهيارنىڭ ئىككى پهرزەنتى بار.‏595


– سىراجىددىن ئهزىزىجىددە رادىئوسى ئۇيغۇرچه بۆلۈمىسىراجىددىن ئهزىزى:‏ ١٩٦٥ يىلى شهرقىي تۈركىستاندا دۇنياغا كهلگهن.‏باشلانغۇچ ۋە ئوتتۇرا مهكتهپنى ئۆز يۇرتىدا تاماملىغاندىن كېيىن،‏ پاكىستاننىڭئىسلامئاباد شههىرىدىكى خهلقئارا ئىسلام ئۇنىۋېرسىتېتى ئهرەب تىلى فاكۇلتېتىدەباكلاۋۇرلۇق ئوقۇغان.‏ ئوقۇش پۈتتۈرۈپ،‏ سهئۇدى ئهرەبىستان رادىئوسىنىڭ تۈركىستانبۆلۈمىدە رىياسهتچى ۋە تهرجىمان بولۇپ ئىشلهشكه باشلىغان ۋە ١٦ يىلدىن بېرىمۇشۇ خىزمهتنى داۋاملاشتۇرماقتا.‏ سىراجىددىن ئهزىزى ههر تۈرلۈك كىتاب تهرجىمهقىلغاندىن سىرت،‏ ئهرەب ژورناللىرىدا شهرقىي تۈركىستاندىكى مۇسۇلمانلارنىڭئههۋالىغا مۇناسىۋەتلىك تهرجىمه ماقالىلار ئېلان قىلغان.‏ سىراجىددىن ئهزىزىئۇيغۇرچه،‏ ئهرەبچه،‏ ئىنگىلىزچه ۋە ئوردۇچىنى پىششىق بىلىدۇ.‏ سىراجىدىنئهزىزىنىڭ تۆت پهرزەنتى بار.‏596


سېيىت تۈمتۈركدۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى مۇئاۋىن رەئىسىسېيىت تۈمتۈرك:‏ ١٩٦٤ يىلى ئافغانىستاننىڭ پايتهختى كابۇلدا تۇغۇلغان.‏ ئۇنىڭ ئائىلىسى ١٩٤٩ يىلى خىتاي ئىشغالىيىتىدىن كېيىن يولغا قويۇلغان ئاسىمىلاتسىيه سىياسىتى ۋە زۇلۇم سهۋەبىدىن،‏١٩٦١ يىلى شهرقىي تۈركىستاندىن ئافغانىستانغا كۆچۈپ كهتكهن.‏ ١٩٦٥ يىلى ب د ت سىياسىيپاناهلىق تىلىگۈچىلهر ئالىي كومېتېتىنىڭ ۋاسىتىسى ۋە تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى مېنىستېرلاركومىتېتىنىڭ قارارى بىلهن شهرقىي تۈركىستانلىق ٣٥٠ ئائىلىگه قوشۇلۇپ تۈركىيهگه كۆچۈپ كهلگهنۋە قهيسهرى ۋىلايىتىگه ئورۇنلاشقان.‏ سېيىت تۈمتۈرك ئىلىم تههسىلىنى قهيسهرىدە پۈتتۈرگهن.‏ ئۇ ١٩٨٩ يىلى قهيسهرىدە قۇرۇلغان ‏«شهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى»،‏ شۇنداقلا١٩٩٢ يىلى ئىستانبۇلدا قۇرۇلغان ‏«شهرقىي تۈركىستان مىللىي قۇرۇلتىيى»نىڭ قۇرغۇچى ئهزاسىبولۇپ،‏ ٢٠٠٢ يىلى ‏«شهرقىي تۈركىستان مهدەنىيهت ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى»نىڭ رەئىسلىكىگهسايلانغان.‏ ئۇندىن باشقا،‏ ٢٠٠٢ يىلى ١٨ دۆلهتتىكى ٢٦ تهشكىلاتنىڭ بىرلىشىشىدىن قۇرۇلغان ۋەشهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىدە ئهڭ نوپۇزلۇق ئورگان هېسابلىنىدىغان ‏«دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى»نىڭتۈركىيهدىكى مهسئۇل ۋەكىلى بولۇپ تاللانغان.‏ ئۇ يهنه ٢٠٠٥ يىلى ئىستانبۇلدا قۇرۇلغان ‏«شهرقىيتۈركىستان مائارىپ ۋە ههمكارلىق جهمئىيىتى»نىڭ قۇرغۇچىلىرى قاتارىدىن ئورۇن ئالغاندىن سىرت،‏٢٠٠٦ يىلى تۈركىيهدە قۇرۇلغان ‏«تۈركىيه فىنلاندىيه مهدەنىيهت ۋە دوستلۇق جهمئىيىتى»نىڭباش قۇرغۇچىسى بولغان،‏ ٢٠٠٦ يىلى ‏«دۇنيا ئۇيغۇر قۇرۇلتىيى»نىڭ مۇئاۋىن رەئىسلىكىگه سايلانغان.‏سېيىت تۈمتۈرك هازىرمۇ دۆلهت ئورگىنىدا خىزمهت قىلماقتا.‏ ئۇنىڭ بهش پهرزەنتى بار.‏597


ئههمهد فارۇق ئۈنسالمهزلۇملار جهمئىيىتى باش رەئىسىئههمهد فارۇق ئۈنسال:‏ ١٩٦٣ يىلى تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى دىيارباكىر ۋىلايىتىدەتۇغۇلغان.‏ ١٩٨٥ يىلى ئىستانبۇل تېخنىكا ئۇنىۋېرسىتېتى ساكاريا ئېنژىنېرلىقفاكۇلتېتىنىڭ ماشىنا ئېنژىنېرلىقى سىنىپىنى پۈتتۈرگهن بولۇپ،‏ ئۆز كهسپىنىداۋاملاشتۇرۇش بىلهن بىرگه،‏ ئىنسان ههقلىرى پائالىيىتى ئېلىپ بېرىۋاتقان ئورگان جهمئىيهتلهردىمۇ ۋەزىپه ئۆتىمهكته.‏ ئۇنىڭ سىياسىي ۋە ئىنسانلار ههقلىرى تېمىسىدىكىئىلمىي ۋە تهتقىقات ماقالىلىرى ههرخىل گېزىت ۋە ژورناللاردا ئېلان قىلىنغان.‏ ٢٠٠٢ يىلى ئۆتكۈزۈلگهن ئومۇمىي سايلامدا ئادالهت ۋە تهرەققىيات پارتىيىسىنىڭ ئادىيامانخهلق ۋەكىلى بولۇپ سايلانغان ۋە تۈركىيه بۈيۈك مىللهت مهجلىسى ئىنسان ههقلىرىتهكشۈرۈش كومىسسىيونىدا باياناتچى ۋە مۇئاۋىن باشلىقى ۋەزىپىسى ئۆتىگهن.‏ شۇنىڭبىلهن بىر ۋاقىتتا،‏ شىمالىي ئاتلانتىك ئههدى تهشكىلاتى (NATO) پارلامېنتىداتۈركىيهگه ۋاكالىتهن خىزمهت قىلغان.‏ İHH ئىنسانىي ياردەم ۋەخپىسىدە رەهبهرلىككومىتېتى ئهزاسى بولۇپ ئىشلىگهن.‏ هازىر مهزلۇملار جهمئىيىتىنىڭ باش رەئىسلىكۋەزىپىسىنى ئۆتىمهكته.‏ ئۇندىن باشقا،‏ دۇنيانىڭ نۇرغۇنلىغان جايلىرىدا ههم ئىنسانىيياردەم ههمدە ئىنسان ههقلىرى پائالىيىتى ئېلىپ بارماقتا.‏598


– – ئىززۇددىن ئههمهد ئهلۋەردانى فهرەجتهتقىقاتچىئىززۇددىن ئههمهد ئهلۋەردانى فهرەج:‏ ١٩٨٥ يىلى زەقازىق ئۇنىۋېرسىتېتىپسىخولوگىيه بۆلۈمىنى پۈتتۈرگهن.‏ ١٩٨٩ يىلى ئىسلام تهتقىقات ئېنىستىتۇتىنىڭدېپلومىنى،‏ ١٩٩٨ يىلى ئاسىيا ئىشلىرى تهتقىقاتى بۆلۈمىنىڭ دېپلومىنىئالغان.‏ ٢٠٠٢ يىلى ئاسىيا ئىشلىرى تهتقىقات بۆلۈمىدە ئوقۇپ،‏ «١٧٦٠ ١٩٤٩يىللىرى ئارىسىدىكى شهرقىي تۈركىستان مهسىلىسىنىڭ تهدرىجىي تهرەققىياتى»‏ماۋزۇلۇق دېسىرتاتسىيه ماقالىسى بىلهن ئاسپىرانتلىقنى،‏ ٢٠٠٧ يىلى يهنه شۇبۆلۈمنى پۈتتۈرۈپ:‏ ‏«خىتاي كوممۇنىستىك هاكىمىيىتى ئاستىدىكى شهرقىيتۈركىستان (١٩٤٩ ٢٠٠٢ يىللار)»‏ ماۋزۇلۇق دېسىرتاتسىيه ماقالىسى بىلهنپهلىسهپه دوكتورلۇقىنى ئالغان.‏599


پروففېسسور دوكتور ئالائىددىن يالچىنكايا:‏ ١٩٦١ يىلى تۇغۇلغان.‏ ئىستانبۇل ئۇنىۋېرسىتېتىئاممىۋىي رەهبهرلىك فاكۇلتېتىدا ئوقۇغان.‏ يهنه شۇ مهكتهپته ماگىستىرلىق ۋە دوكتورلۇقنىپۈتتۈرۈپ:‏ ‏«پانئىسلامىزم مۇستهملىكه كۆلهڭگىسىدە تۈركىستان،‏ ١٨٥٦ ١٩٢٢» دېگهن تېمىدىكىدېسىرتاتسىيه ماقالىسىنى ياقلىغان.‏ ئۇنىڭدىن سىرت،‏ ئامېرىكا نيۇيورك ئۇنىۋېرسىتېتى ئوتتۇرا شهرقتهتقىقات فاكۇلتېتىدا دوكتورلۇق ئىلمىي تهتقىقاتى بىلهن شۇغۇللانغان.‏ ١٩٨٧ ١٩٩٦ يىللىرى،‏تۈركىيه جۇمهۇرىيىتى باش مېنىستىرلىقى دۆلهت ئارخىپى باش مۇدىرلىقىدا ئارخىپ مۇتهخهسسىسىبولۇپ ئىشلىگهن.‏ ساكاريا ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارا مۇناسىۋەت فاكۇلتېتىدا مۇئاۋىن دوتسېنت ۋەدوتسېنتلىق ۋەزىپىسى ئۆتىگهندىن كېيىن،‏ ٢٠٠٧ يىلدىن بېرى يهنه شۇ مهكتهپته پروفېسسور ۋەفاكۇلتېت مۇدىرى بولۇپ ئىشلهپ كهلمهكته.‏ تاشقى سىياسهت،‏ رايونلۇق تاشقى سىياسهت،‏ خهلقئارالىققانۇن ۋە خهلقئارا مۇناسىۋەت قاتارلىق پهنلهردە ئىختىساسلاشقان بولۇپ،‏ بۇ پهنلهردىن دەرس ئۆتمهكته.‏ئالائىددىن يالچىنكايانىڭ خهلقئارالىق مۇناسىۋەت ۋە باشقا ساههلهرگه مۇناسىۋەتلىك ئوندىن ئارتۇقكىتابى نهشر قىلىنغاندىن سىرت،‏ ههرخىل ئىلمىي ژورناللاردا ماقالىلىرى ئېلان قىلىنغان.‏ ئۇندىنباشقا،‏ دۆلهت ئىچى ۋە چهتئهاللهردە ئۆتكۈزۈلگهن نۇرغۇنلىغان ئىلمىي يىغىنلاردا لېكسىيه سۆزلىگهن.‏600پروففېسسور دوكتور ئالائىددىن يالچىنكاياساكاريا ئۇنىۋېرسىتېتى خهلقئارا مۇناسىۋەتلهر فاكۇلتېتى مۇدىرى

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!