Dostluk ve Kardeşliğin Şehri Manastır Hakkında Bilgiler

Manastır Hakkında

Manastır Hakkında

35 dk'lık okuma
418 kişi okudu

Manastır, Makedonya'nın en güneyinde yer alan bir şehirdir. Başkent Üsküp’ten sonra en büyük ikinci şehir olarak anılan Manastır’ın diğer adı Bitola’dır. Yunanistan sınırından birkaç kilometre uzakta, Bitola Ovası'nın batı ucunda, 615 metre yükseklikte, Dragor Nehri üzerinde yer almaktadır. Manastır, ülkenin o kısmı için idari, kültürel, ekonomik, endüstriyel, eğitim ve bilim merkezi olarak anılmaktadır. Şehir, "konsoloslar şehri" olarak da bilinmektedir. Bunun sebebi ise Avrupa ülkelerinin konsolosluk ofislerinin burada bulunmasıdır. Manastır şehri ile ilgili bilgilerden bir tanesi de Mustafa Kemal Atatürk’ün buradaki subay okulundan mezun olduğudur.

Manastır’ın dünya tarihinde önemli bir yere sahip olmasının nedenlerinden bir diğeri de çok farklı imparatorlukların egemenliği altında kalmış olmasıdır. Arkeolojik alanlardan elde edilen çok sayıdaki bulgunun sergilendiği Bitola Müzesi, bu tarihe tanıklık etmek isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerdendir. Şehrin içinde yer alan bir diğer güzellik ise Osmanlı’dan miras olan Kerim Bey Hamamı’dır. Hamam, Osmanlı mimarisi ile inşa edildiği için turistler tarafından büyük bir merakla ziyaret edilmektedir.

Tarihi kadar mutfağıyla da ön plana çıkan Manastır’da poğaça, kokoreç, sütlaç gibi Türk lezzetlerini görmek mümkündür. Makedonya mutfağı hakkında her şeyin ve neredeyse her yemeğin Manastır şehrinde ustalıkla yapıldığı bilinen bir gerçektir. Ayrıca Manastır’ın meşhur likörü mastika da mutlaka denenmesi gereken tatların başında gelmektedir.

Manastır'ın Tarihi

Kuruluşu MS 4. ila 6. yüzyılları arasındaki erken Bizans dönemine dayanan Manastır, o zamanlar önemli bir piskoposluk merkezi olarak işlev görmüştür. Şehir, MS 472'de Büyük Theodoric'in komutasındaki Ostrogot güçleri tarafından yağmalanmıştır. 6. yüzyılın sonlarında, Slav kabilelerinin art arda saldırılarına maruz kalmış ve yavaş yavaş terk edilmiştir. 8. yüzyılın sonlarından 11. yüzyılın başlarına kadar ise Birinci Bulgar İmparatorluğu'nun bir parçası olarak kalmıştır.

John Skylitzes'in 11. yüzyıl vakayinamesi, İmparator II. Basil'in Palegonya’dan geçerken Manastır’daki kaleleri yaktığından bahsetmektedir. Manastır’ın işgal edilerek yakılıp yıkılması sanat tarihi açısından oldukça kötü olsa da Samuil döneminde şehir, Bulgar devletinin önemli bir merkezi haline gelmiştir. Çar İvan Vladislav ile yapılan savaşların ardından Bizans imparatoru II. Basil, 1015'te Manastır’ı geri almıştır. Çar İvan Vladislav'ın kısa saltanatından sonra, Manastır Bizans egemenliğine girmiştir.

Bizans egemenliğine karşı 1040 ve 1072 yıllarında Manastır bölgesinde iki önemli ayaklanma gerçekleşmişse de şehrin Osmanlı tarafından alınması 1382 yılını bulmuştur.

Osmanlı yönetimi sırasında şehre, Türklerin ve Arnavutların Yunanlılardan aldığı Manastır adı verilmiştir. 500 yıllık Müslüman hâkimiyeti sonrası 1912–1913 yıllarında gerçekleşen Balkan Savaşları'nda, şehir Sırplar tarafından alınmış ve adı tekrar Bitola olarak değiştirilmiştir.

Manastır Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Manastır, tarih öncesi döneme ait anıtlar açısından oldukça zengindir. Tarih öncesini yansıtan en güzel bölgelerden biri Veluška Tumba ve Porodin köyü yakınlarındaki Bara Tumba'dır. Bakır Çağı’ndan itibaren Crnobuki köyü yakınlarında Tumba, Suvodol köyü yakınlarında Shuplevec ve Bukri köyü yakınlarında ise Visok Rid yerleşimleri tarih öncesi döneme ışık tutmaktadır.

Manastır dendiğinde akla gelen bir diğer olgu da “Heraklia Antik Kenti”dir. MÖ 4. yüzyılın ortalarında Makedon II. Philip tarafından kurulan ve Philip'in atası olarak kabul ettiği Yunan yarı tanrısı Herakles'in adını alan antik kent, Manastır şehrinin içinde bulunmaktadır. Romalılar MÖ 148'de Makedonya'nın bu bölümünü dolayısıyla Manastır’ı da fethetmişler ve şehrin siyasi gücünü yok etmişlerdir.

Ayrıca Manastır’ı özel kılan bir diğer hususta Mustafa Kemal Atatürk’ün liseyi okuduğu idadinin burada olmasıdır. Atatürk, 1896 - 1899 yılları arasında Manastır Askeri İdadisi’nde eğitim almıştır.

Manastır’ın en belirgin özelliklerinden biri de farklı dinlere mensup insanların burada yüzyıllardır dostça ve kardeşçe yaşamasıdır. Şehir birçok imparatorluğun himayesinde kaldığı için hâlâ Hristiyan, Müslüman ve farklı dinlere mensup kişiler burada hayatlarını sürdürmektedir. 9. ve 10. yüzyılın başlarında Ohri'li Aziz Clement ve Preslavlı Naum şehirde birçok manastır ve kilise inşa ederek Hıristiyanlığın yayılmasına yardımcı olmuşlardır. Manastır’da Müslümanlığın yayılması ise 1382 yılında şehrin Osmanlı tarafından ele geçirilmesiyle başlamış ve 500 yıl boyunca devam etmiştir.

Manastır'a Gideceklere Tavsiyeler

Hangi imparatorluk himayesinde olursa olsun tarihin her döneminde sürekli olarak önem arz eden Manastır, kültürel anlamda harika bir şehirdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de mezun olduğu “Manastır Askeri İdadisi” mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisidir. Şehirde bulunan Yeni Camii ve Saat Kulesi de Osmanlı’ya ait güzelliklerden olduğu için Türk turistlerin oldukça ilgisini çekmektedir. Aynı zamanda turistlerin en uğrak noktalarından bir tanesi de şehrin kalbi olarak adlandırılan ve 70 farklı dükkâna ev sahipliği yapan “ Stara Carsija” meydanıdır.

Manastır’ı ziyaret sırasında kesinlikle denenmesi gereken bir lezzet varsa o da tavce-gravce olarak bilinen güveçte kuru fasulyedir. Ayrıca Türkiye’de de bilinen ve sevilen lezzet kukurec de denenmesi gerekenler arasındadır. Yüksek alkol içeren ve oldukça sık tüketilen mastika isimli likör de ülke mutfağına özgü bir içecektir.

Manastır’ı Türk turistler için anlamlı kılan bir diğer ayrıntı da “Elveda Rumeli” dizisinin, bu şehirdeki Makovo köyünde çekilmiş olmasıdır. Şehri ziyaret eden turistler dizinin çekildiği bu köyü de oldukça sık ziyaret etmektedir.

Manastır'a Giderken Alınması Gerekenler

Manastır’ın sokakları oldukça renkli ve güzel olduğundan ziyaretçilerin yanlarında bulunması gereken en önemli şey yürüyüş ayakkabısıdır. Şehrin ara sokakları, merkez çarşısı ve Philip Meydanı araçla ziyaret edilemediğinden bu güzelliklerden mahrum kalmamak için rahat bir ayakkabı olmazsa olmazlardan biridir.

Şehri gezerken turistlerin çantalarında bir şişe su bulundurması da kendilerine kolaylık sağlayacaktır. Merkezde çoğu yerde büfe ve dükkânlarda su satılsa da Heraklia Antik Kenti gibi şehirden 3-4 km uzaklıktaki yerlerde su ihtiyacını gidermek için şişe su oldukça önemlidir. Aynı şekilde bu ve bunun gibi şehrin biraz dışında kalan bölgeleri gezerken bisküvi, peksimet gibi atıştırmalıklar da turistlerin yanında bulunması gereken atıştırmalıklardır.

Ayrıca bölge ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ziyaret edildiğinde özellikle akşamları soğuk olabilmektedir. Dolayısıyla bu mevsimde ziyaret gerçekleştiren turistlerin yanlarında kalın bir polar ya da hırka bulundurmaları tavsiye edilmektedir.

Manastır Hakkında İlginç Bilgiler

Manastır hakkında bilinmeyenlerden ilki şehrin 1864 - 1912 döneminde Makedonya bölgesindeki üç vilayetten biri olan Bitola vilayetinin başkenti olmasıdır. Bugün bile Makedonya Cumhuriyeti'nde çok sayıda konsolosluk ofisi burada bulunmaktadır. Manastır, nüfus bakımından Makedonya'nın ikinci büyük şehridir. Yugoslavya döneminde, hem Yugoslavya Krallığı'nın hem de SFRY'nin kültür merkezlerinden biri olmasıyla bilinmektedir.

Tarih öncesi döneme ait eserlerden bazıları bugün hala Manastır Ulusal Müzesi'nde korunmaktadır. Adrian Rum'a göre şehrin adı, Orta Çağ boyunca bir aile veya manastır olan keşiş topluluğunu ifade eden Hırvatça “Obitelovoj” kelimesinden gelmektedir. Aynı nedenlerle Yunanlılar ona “Monastiri” adını vermişlerdir. Bitola yani Manastır şehri adını, bugünkü Bitola köyü Bukovo yakınlarında kendi kalesine sahip olan büyük toprak sahibi Toljo'dan almıştır. Türkler, Makedonya'nın bu bölgesini fethetmeye geldiklerinde, büyük toprak sahibi Toljo'yu mücadeleye çağırmak için ona "Bi Tolo, do bi Toljo" demişlerdir. Sonrasında şehir fethedildiğinde ise ismi değiştirilerek “Manastır” yapılmıştır.

Sevdiklerinizle Paylaşın