elinden geliyorsa azıcık sevsene beni

733 83 262
                                    

m83 - midnight city
yedinci ev - sevsene beni (bu şarkı da birinden birine gelsin)

kemerlerinizi bağlayın çok fena şeyler olcak iyi okumalar bebikolarım👅👅👅

O hafta Sehun benimle karşılıklı günaydınlar dışında hiç konuşmadı. Normalde bana mesaj atar, fotoğraf çekmek için buluşacağımız günü ve zamanı ayarlardı. O hafta artık hayatımda bir rutine gelen düzenli fotoğraf çekimimiz için beni evine çağırmadı. Yanıma pek uğrar da olmadı. Bir hafta öncesine kadar yapışık ikizler gibi birbirimizden ayrı geçirmediğimiz neredeyse tek bir gün yokken bu hafta yan yana zar zor gelir olduk. Hatta şöyle bir düşününce, hiç yan yana gelemedik bile. Bu yüzden Kyungsoo çok güzel bir bok yediğimi suratıma suratıma vurmaktan katiyen çekinmiyor, beni gönlünü almam için gaza getiriyordu fakat Sehun her özür dilemeye kalkışımda beni susturup bana dargın ya da kızgın olmadığına dair ikna edici bir konuşma yapıyordu ve ben yine elim boş Kyungsoo ile paylaştığımız odamıza geri dönüyordum. Sorun değildi ama. En azından aramız kötü değildi, kendimi bununla avutuyordum, fakat iyi de değildi. Sehun bir sorun olmadığını bastıra bastıra söylüyordu ancak bir şeyin yahut bir şeylerin doğru olmadığının farkındaydım. Bir şeyler yanlıştı. Hissetmemek elimde değildi lakin çok rahatsız edici bir histi bu. Bana mesafesinde bile bir şeyler vardı ama ben ne kadar irdelersem irdeleyeyim altında yatan o nedeni bulamıyordum. Bir şeyler doğru ve olması gerektiği gibi değildi.

Bir sabah ona her zaman içtiği kahveden ısmarlayıp aramızı sıcaklaştırmak için dersliğinin dışında beklediğimde Sehun yanında daha önce hiç görmediğim bir oğlanla çıkmış ve derin mi derin bir sohbetin içinde olduğundan benim varlığımı dahi fark etmemişti. Seslenebilirdim, peşinden gidebilirdim. Ama ikisinin de elinde aynı yerden alınmış birer karton bardakta kahve vardı ve öylesine dünyadan iletişimlerini kesmiş görünüyorlardı ki orada sap gibi dikilmeye devam etmiştim. Geri döndüğümde Kyungsoo bu aptal davranışım için bana bir ton sövmüştü. Benimse Sehun'un gidişini izlerken arkasından tek yapabildiğim artık amacını yitiren acı kahveyi yudumlamak ve boğazımdaki acının Sehun'un beni görmeyişinden dolayı mı yoksa mideme giden yolda geçtiği her yeri yakan lanet olası kahvenin yüzünden mi olduğunu ayırt etmeye çalışmaktı.

Ne yazık ki ayırt edemedim.

Diğer yandan Jongin ile aramız garip bir şekilde iyiye gidiyordu. Sehun ile aramızın açılması Jongin ile aramızın yakınlaşmasına vesile olmuştu ve bu yüzden bir miktar kötü hissetsem de nihayetinde Jongin'le beş dakikadan uzun süre sohbet edebildiğim için bulutlarda gibiydim bazı günler. Ne zaman sohbet etsek yüzümde aptal bir gülümseme beliriyormuş, Çok Dahi Kyungsoo parmak basmıştı buna. Gözümde yavaş yavaş ayıdan ayıcığa geçen Jongin yanımızdan ayrıldığında Kyungsoo şak diye aniden fotoğrafımı çekip bana şapşal suratımı göstermişti ve yemin ediyorum yoldan geçen bir köpek bile benim sırılsıklam aşık olduğumu anlardı. Suratımdaki şapşal ifade her şeyi apaçık belli ediyordu. Bu kadar apaçık olan gerçeği saklamak benim için çok çok zordu ve bundan sonra Jongin'in yanındayken yüz ifadelerime dikkat edeceğime dair kendime söz versem de davranışlarımda hiçbir değişiklik olmamıştı.

Günlerden cumartesi, ama en önemlisi Sehun'un doğum gününden bir gün öncesiydi, hepimiz 2+1 evinin salonunda toplanmış abur cubur tıkıyorduk ağzımıza. Normalde Sehun'un doğum günü pazar gününe denk geliyordu ancak çoğumuzun pazartesi sabahı dersi olduğundan cumartesiye çekmiştik doğum gününü. Böylece daha geç saatlere kadar eğlenebilecektik. Gerçi yurtta kalanların pek fazla geçe kalabileceği söz konusu değildi ama bu gece birazcık kuralları siktir etmeyi düşünüyorduk. Chanyeol Sehun'un doğum gününü ilk defa topluca kutladığımız için hepimizden delirmemizi istemişti parti başlamadan önce. Delirmekten kastının bizim aramızda bir gelenek olarak twister oynamamızı kast ettiğini ne yazık ki biliyordum. Doğum günü çocuğunun twisterda hünerlerini kanıtlaması gerekiyordu. Eğer kıçını havada tutmayı beceremez ve elleriyle kollarına hakim olamazsa tüm arkadaşlarından kıçına birer tekme yiyecekti. Fakat Sehun esnekliğini ortaya koyarak oyunu kazandı. Bu taktikleri Jongin'den aldığını çok iyi biliyordum. Yine de Kyungsoo ile Chanyeol kıçına birer tekme atmaktan çekinmedi, bu da onların kendi aralarında 'tebrikler' demesiydi. Sehun'un az kala belini kırdığı ve oynayanlarla iç içe geçtiği korkunç fakat başarılı twister oyunundan sonra bir diğer doğum günü geleneğimiz olan chicken dance'e geçtik. Bu sefer hepimiz Sehun'a katılmak zorunda kalmıştık çünkü ilk etabı başarılı bir şekilde tamamlamıştı. Ardından da karnımız acıktığı için masanın etrafını sarmıştık hep birlikte. Masamız çok zengindi. İki paket büyük boy pizza (üstelik en sevdiklerimden), altı paket cips ve Jongin'in aldığı kızarmış tavuklar vardı. Ha bir de sofraların vazgeçilmezi alkolümüz vardı koca şişelerde.

fotoroman // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin