1. Bölüm: Reislik erken kalkmak demek

10K 273 106
                                    

Uyandığımı anladığımda sakince uykunun beni terk etmesini bekledim. Yavaşca doğruldum ve takma bacağımı taktım. Bir süre öylece kaldım ve istemsizce gelen esnemeyi serbest bıraktım. Bugün yapılması gereken bir sürü eyer vardı. Üstelik Eirik'e, onu Dişsiz'e bindirip gezdireceğime dair söz vermişken. En azından bugün kaçamak yapsam.. Evet! Bugün demir ocağı kapalı! Geyirik'e haber haber versem iyi olur.

Yataktan kalktim ve aşağı indim. Kapının yanında, kasenin içindeki suyla yüzümü yıkadım. Kapıyı aralayıp halkıma baktım. Hepsi bir seyle meşgul. Kapıyı kapatıp arkamı döndüm ve tekrar yukarı çıktım. Üstümü değiştirdikten sonra yatağımda yatan güzelliğe baktım. Eğilip dudaklarına öpücük bırakmıştım ki arkamı dönmemle Eirik ile karşılaşmam bir oldu.

"Eirik! Korkuttun beni."

"Bugün Dişsizle uçacağız değil mi baba?"

"Elbette. Ama bana biraz zaman ver. Geyirik'e demir ocağını kapatmasını söylemeliyim. Daha sonra kahvaltı eder ve bulutlara çıkarız?"

Heyecanı gözlerinden okunuyordu. Genelde Fırtınuç ile geziyor çünkü Dişsiz ve ben yeterince meşgul oluyoruz.

"Bu harika! Annemi uyandırmalıyım! Kahvaltı hazırlasın. Ne kadar erken o kadar iyi!"

"Aferim sana. Bende Dişsiz ve Fırtınuç'a kahvaltı vereyim ha?"

"Tamam! 1 saate hazır oluruz!"

Gülerek yukarı çıkışını izledim. Çok hareketliydi. Bir o kadar da aceleci.

Kapıdan dışarı çıktığımı fark eden Dişsiz hemen yanıma geldi.

"Günaydın dostum."

Kafasıyla bacaklarıma sürtünmeye başladı.

"Biliyorum, biliyorum. Uçmak istiyorsun. Ama biraz beklemelisin. Eirik de bize katılacak. Fırtınuçla birlikte kahvaltı yapın ve hazır olun."

Gözlerini kısıp bana baktı. Emir almaktan hoşlanmıyordu. Kükredi ve hemen ardından Fırtınuç geldi, ufak bir kükreme daha sonrası - sanırım bu beni takip et demek oluyor- Dişsiz önde Fırtınuç arkada balıkların olduğu yere ilerlediler. Bende yavaşca demir ocağına. Geyirik ateşi yakmaya çalışıyordu.

"Günaydın Hıçkıdık."

"Günaydın Geyirik"

"Bugün çok sıra var. Dün kaçıncı sırada kalmıstık? Dur bakiyim, dur baki-.."

"Aslında Geyirik, bugün Eirik'i gezdirmeye söz verdim. Ve onu tekrar kırmak istemiyorum. Bugün ocağı hiç açmasak daha iyi."

Bir süre durdu ve bana baktı.

"Tıpkı baban gibisin. O da senin için işlerine bazen son verirdi."

Cevap vermek istemedim. Çünkü bu biraz hassas bir konu benim için.

"Kahvaltıdan sonra çıkıcaz. Köydekilere sen söylersin."

"Merak etme. Size iyi eğlenceler."

Ona el sallayıp eve yürümeye başladım. Kapıyı açtığımda anneminde bize katıldığını gördüm.

"Merhaba anne."

"Günaydın Hıçgıdık."

Astrid'e gülerek kaçamak bir bakış attım. Bana doğru yaklaşıp dudaklarıma minik bir buse bıraktı.

"Sabahkinin karşılığı" diyerek bana öpücüğün sebebinide verdi. Ben ona aşık gözlerle bakarken bize gülen Eirik'i fark ettim.

"Bu kadar komik olan ne?"

"Annem seni ne zaman öpse konuşmayı unutuyorsun baba." Dedi ve kocaman şirin bir kahkaha patlattı. Bizde ona eşlik ettik ve kahvaltıya başladık.

"Bugün gezintiye çıkıyor muşuz?"

"Evet leydim. Birileri Gecenin öfkesini çok havalı buluyor."

"Baba!" Diye ciyakladı.

"Gerçekten Dişsizden bir tane mi var?"

"Bilmiyorum oğlum. Ama umarım türünün tek örneği değildir."

"Dişsiz'in bir yavrusu olsaydı ona ben binerdim!" Dedi heyecanla.

"Yavaş ol viking! Henüz iki yaşındasın. Ejderha sürmek ve onunla uçmak zordur."

"Ama anne, babam binerken çok basit gözuküyor."

"Dişsiz ve benim o kadar iyi uçmamiz tam 5 yılımızı aldı. Hala bazı sorunlarımız var."

"Yine de bir ejderham olacak? Değil mi?"

"Ejderhanı sen seçemezsin. Hiç ummadığın yerde ve zamanda gelir ve seni o bulur."

"Umarım benim ejderhamda gecenin öfkesi olur."

Umarım Eirik, umarim.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra Astrid sofrayı kaldırdı. Eirik'i hazirlarken bende Dişsize eyerini takıyordum. Dışarı koşarak geldi.

"Hadi gidelim baba, hadi!"

"Sakin ol kücüğüm. Hazırız işte."

"Fırtınuç ve benim katılmamın bir sorunu yoktur umarım. "

"Kesinlikle yok leydim. Siz her zaman gelebilirsiniz."

Kıkırdayarak eyerine bindi. Bende Eirik'i oturtup, tutunabilmesi için ipini eyerine bagladım. Heyecandan rahat duramıyordu.

"Hazır mısın?"

"EVETT?"

Gülerek Astrid'e döndüğümde aldın mı cevabını der gibi bana baktı.

"Peki ya sen dostum?"

Heyecanla kafasını salladı. Uçabilmesi için kuyruğunu açtım. Gerindi ve bir anda havalandı. Eirik'in nefes alışverişini duyar gibiyim.

"Bu harika baba! Bu harika! Dişsiz harika!"

Bunu duyduğunda Dişsiz açık gökyüzüne bir ateş topu gönderdi ve bulutlara tırmanmaya başladı. Dokunabilmesi için Eirik'i kaldirdim. Heyecanla iç çekti ve bulutlara dokundu. Bu aklıma Astrid'in ilk defa Dişsiz'e bindiği günü getirdi ve ister istemez güldüm.

Eee ne düşünüyorsunuz?? Hikayen hakkında :)

Ejderhanı Nasıl EğitirsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin