Yeni Tuncay Güney sahnede!

Erdem Atay yazdı…

Önce düşman içine birilerini sızdırır…

Ya da içindeki bir çürüğü ensesinden yakalar.

Ya paraya tamah eder, ya kasetle susturulmuştur, ya başka bir çıkar peşindedir…

Ama kullanışlı eleman istihbarat örgütlerinin ve onun kullandığı taşeronların en stratejik kilidini açar.

Suçludur!

Suçlu değilse de suç yaratır!

Yıllarca yanınızda olduğunuzu sandığınız kişinin yıllar sonra bir bakmışsınız, sizin hakkınızda inanılmaz iftiralar attığını öğrenirsiniz. 9 doğru sıkıştırıp ikna ederken, 1 yalanla tüm operasyonu başarıya ulaştırdığını yaşayarak görürsünüz.

“Darbe emrini şu verdi”, “Krokiyi birlikte çizdik”, “Ölüm listelerini hazırlarken bu da vardı” gibi, aklınıza gelmeyecek ifadeler havada uçuşmaya başlar.

Sonra biri çıkar ve “delillendirin” der.

Artık büyük yalanın zamanı gelir, kafalar karıştırılır ve bulmacayı çözme şansını yitirmeye başlarsınız.

Çin komutanı Sun Tzu şöyle der:

“Bütün sır, düşmanı gerçek niyetimizi anlayamayacak şekilde karıştırmakta yatar.”

Kafası karıştırılması gereken ‘düşman’ bizleriz ve taktik yine aynı…

***

Hatırlar mısınız?

Ergenekon kumpası başladığında, göz göre göre ülkeden kaçan, Zekeriya Öz tek bir cümleyle harekete geçirmişti bu davaları: Tuncay Güney’in samimi itirafları…

Sonrası geldi…

Bir itirafçı bulunmuş, söylenmesi gereken yalanlar söylenmişti.

Kimdi peki bu Tuncay Güney?

Veli Küçük’ün yıllar önce ‘en yakınındaki’ kişiydi ve Doğu Perinçek’le ‘yakın’ teması vardı… Öyle diyordu.

Operasyon için hazırlanmış tüm isimler ayağa kalktı:

‘Tuncay Güney’i korumamız lazım, çok önemli tanıklık yapıyor.’

Sonra yine Zekeriya Öz’ün ‘Osmanım’ı yani Osman Yıldırım’ı çıktı karşımıza. Ne tesadüf ki o da, Danıştay üyesi katili Alparslan Arslan’ın en yakınında çıktı.

Osmanım’a da gereken söylendi, ‘koruyun’ Osman’ı dediler. Suç ve yalan üretme makinesini korudular…

***

Ardı arkası kesilmeyen operasyon ve kirletmelerle algılarla oynamayı başardılar. “Vardır bir nedeni, bu işe ses çıkarmayalım” dediler. Yalanlar arttıkça sessizlik arttı…

Ta ki sıra kendilerine gelinceye kadar!

Düşman, karıştırmayı başarmıştı.

İşte bu planlarla koskocaman Türk Ordusu tasfiye edildi, cumhuriyetçi aydınlar susturuldu.

***

Merak ediyorsunuz bütün bunları neden anlatıyorum diye.

Aslında yazmıştım, 5 Şubat 2022’de, ‘Yeni bir Ergenekon mu planlanıyor?’ başlığıyla…

Yazının sonunu su cümlelerle bitirmiştim:

“Neler oluyor bilmiyoruz, ama sanırım birileri kasapta yeni bir et hazırlıyor, soğan doğramayanların sesi de biraz fazla çıkıyor…
Herhalde yeni bir ‘Osmanım’ yaratılıyor.”

Bu yazıda ‘Herhalde’ ifadesini kaldırıyorum, yeni bir ‘Osmanım’ ya da ‘Haham Tuncay Güney yaratılıyor’ diyorum.

Yeni kahramanımız Nuri Gökhan Bozkır…

Kendisiyle ilgili bilgileri bahsi geçen yazıda yazmıştım, yenilerini eklemeyeceğim. Ama 3-4 yıl önce verdiği ifade tam da yukarıda anlatıldığı gibi…

Bozkır, Necip Hablemitoğlu cinayetinden bir gün sonra Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı iki subayın koşu sırasında Mogan Gölü’ne içinde silah olan siyah bir poşet attığını söylemiş, savcıya kroki verdiği ortaya çıkmıştı. Son ifadesinde bunu ‘uydurduğunu’ açıkladı.

Yalan söylemenin, kumpas kurmanın cezası mı var ki! Sallıyor işte işkembeden…

Peki o zaman başka ne söylemişti?

Hablemitoğlu cinayetinin talimatını üst düzey bir komutanından aldığını…

Peki kim bu kişi?

İsmini yazan bazı sosyal medya hesapları olmuş ama tabii ki ülkedeki hiçbir şeyi kaçırmayan yurtdışındaki FETÖ’cüler bu şifreli başlıklı verilen ismi de kaçırmamış!

O isim Ergenekon’dan uzun süre cezaevinde tutulan Levent Göktaş’mış! Bunu söyleyen kişi FETÖ’cü Adem Yavuz Arslan…

Dosyada Ergenekon’dan daha önce içeri girmiş olan Fikret Emek de varmış! Yine FETÖ’cülerin anlattıklarına göre, daha onlarcasına sıra gelecekmiş, yavaş yavaş operasyon süreci başlayacakmış!

***

İki kişi bu soruşturma sırasında tutuklandı, ikisi de ÖKK’dan…

Suçlamaları kabul etmiyorlar, hatta biri kendilerine FETÖ’nün kumpas yaptığını ileri sürüyor. Yukarıdaki isimlerin yanısıra Enver Altaylı ve FETÖ’nün bir zamanlar iki numarası Mustafa Özcan’ı tanıyıp tanımadıkları da sorulmuş! Yeni şüpheli ve şahitlerin dinlenmesi, delillerin karartılmaması için tutukluluk kararı verilmiş.

Tutuklanan iki kişinin bağlantıları şimdilik bir iki kişiye çıkıyor. O bir iki kişi de sanırım onlarca kişiye ulaşmanın yolunu açacak… Kriminal olanlar öne çıkarılıp, yeni bir operasyon başlayacak.

Ve biliyorum ki birçok kişi yine, “Vardır bunlarda bir şey” deyip, sessiz kalacak. Ta ki sıra kendilerine gelinceye kadar… Zira illa ki vardır bir şey ama operasyonun nihai hedefini tahlil etmek gerekir diye yazıyorum bu yazıyı.

Yeni bir Ergenekon’u konuşuyorlar şimdi ve iddia o ki, bu olay iktidarın üst düzeylerine bile sıçrayabilir.

***

Garip olan şu…

Bozkır Ukrayna’dan getirilmeden önce bunların olacağını söyleyen FETÖ’cüler çıktı, gözaltına alınıp Türkiye’ye getirildiğinde, ‘gözaltı sırasınında kimlerin olacağını’ da söyleyen onlardı.

FETÖ’cülerin anlattıklarına bakılırsa, operasyonu AKP, Ergenekon-Avrasyacı-Ulusalcı ekibe yapıyor.

Doğru yanlış bilmem ama bildiğim, dosyada ismi geçenlerin Saray’a çok yakın ilişkiler içinde oldukları da aşikar. Hatta günahlarda bile ortak oldukları belirtiliyor. Saray’a uzar mı operasyon bilinmez, içlerinden bazı kişilere de mi operasyon çekiliyor acaba?

Yurtdışındaki FETÖ’cüleri dinliyoruz… Adem Yavuz Arslan alenen söylüyor.

Ankara’da derin devletin bir ayağı diğer ayağını tasfiye ediyormuş… Bu Erdoğan’ın eliyle yapılıyormuş!

Bu sıradan bir süreç değilmiş!

Bozkır’ın ipini çekince, yeni bir Ergenekon dosyası çıkacakmış! Böylece Ergenekon’da ne kadar deve dişi gibi adam varsa tek tek karşımıza çıkabilirmiş!

… ve işte o an, o sihirli söze geliyor sıra…

‘Nuri Gökhan Bozkır’ı koruyun.’.

Şöyle söylüyor:

“Nuri Bozkır, Türkiye’deki bütün yazar, çizer, entelektüel takımının sahip çıkması gereken bir adam. Nuri Bozkır önemli bir tanık, önemli bir delil. Nuri Bozkır’ı korumak ve o delil üzerinden Türkiye’nin faili meçhul cinayetlerine, Uğur Mumcu’ya kadar… Türkiye’nin kirli kapaklı darbe planlarına, patlama çatlamalara… Nuri Bozkır’ın çok esaslı sorgulanması ve bu sorgulanma üzerinden çok esaslı soruşturmaların yapılması gerekiyor. Erdoğan rejimi bunu yapmaz!”

Yani neymiş, Nuri Gökhan Bozkır’ı Ankara’ya getirme müjdesini veren Erdoğan bu adamın konuşmasını istemezmiş! Çünkü birlikte yaptıkları suçlar ortaya çıkarmış.

Soru şu: Peki bu adamı kim konuşturuyor?

Mogan Gölü’yle ilgili söylediklerini ‘uydurdum’ diyerek bir anda çöpe atan bu kişi kimin ‘Nuri’si’ olacak?

Kim Nuri Gökhan Bozkır’ın samimi itirafları diye ortaya çıkacak?

Bir oyun dönüyor, gerçekle yalanın, suçluyla suçsuzun karıştırıldığı…

Bir plan işliyor, kumpas yola çıkmış bir çakal gibi geliyor sanki hayatımızın tam ortasına.

Ama bilin ki, varsa böyle bir kumpasınız, Türk yargısı yine kumpası kuranları ortaya çıkaracaktır.