You are on page 1of 385

SHOSHANA KELLER

Hamilton Koleji'nde Rus/Sovyet tarihi profesõrüdür. Ara§hr­


malan, Sovyetler Birligi'nin çok uluslu karakteri ve Rus tarihini
bir bütün olarak Avrasya k1tasmm tarihine entegre etme üzeri­
ne odaklanmaktadir. Diger ilgi alanlan arasmda dinler tarihi ve
Sovyet baglammda ulus in§as1 yer almaktadir. Elinizdeki kitabm
yaru sira Rusya-Orta Asya ili§kilerini inceleyen Russia and Central
Asia: Coexistence, Conquest, Convergence (Toronto, 2020) adh yakm
tarihli bir çah§mas1 daha bulunmaktad1r.

AMMARKILIÇ
Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Sosyoloji bõlümünde
ara§hrma gõrevlisidir. Çevre ve gõç sosyolojisi üzerine çah§mak­
ta ve Koç Üniversitesi'nde doktora egitimine devam etmektedir.
\J •

MEKKE'YE DEGIL
MOSKOVA'YA
Orta Asya'da Íslam Kar�iti Sovyet Seferberligi, 1917-1941

SHOSHANA KELLER

Çeviren
AmmarK1hç

istanbul, 2022
SELENGE YAYINLARI

No: 224 1 Tarih Serisi: 171 1 Apitos 2022, 1. Bula

ôZGON ADI
To Moscow, Not Mecca: The Soviet Campaign Against I1lam in Central Asia, 1917-1941
YAZAR
Shoshana Keller
ÇEVIREN
AmmarK1hç
YAYIMA HAZIRLAYAN
D opn Mert Demir
ÇEVIRI EDITôRO
Emreôzsoy
SON OKUMA
inayet Bebek
KAPAK GôRSELI
SovyetleT'in hazirladifi din karfiti bir afif· Afifin Tercümesi:
Minareden gelen ses: "Ne tann, ne çar, ne de bir kahraman/KurlulUfa ula1acapz
kendi ellerimizle•.• [Enternasyonal Mal'f'l"
Müezzin: KiM O?
KAPAK TASARIMI
�evketD6nmezoglu
SAYFA D0ZENI
Hilal Yazhk
BASKl·CILT
ReparDijital Matbau1
ISBN
978-625-7459-74-7
SERTIFIKA NO.
40675
Translated from the English Language edition of To Moscow, Not Mecca: lhe Soviet
Campaign Against Islam in Central Asia, 1917-1941, by Shoshana Keller, originally published
by Praeger, an imprint of ABC-CLIO, LLC, Santa Barbara, CA, USA. Copyright© 2001 by
Shoshana Keller. Translated into and published in the Turkish language by arrangement
with ABC·CLIO, LLC. Ali rights reserved.

No part of this book may be reproduced or transmitted in any form or by any means
electronic or mechanical including photocopying, reprinting, or on any information storage
or retrieval system, wlthout permission in writing from ABC-CLIO, LLC.

Selenge Yayinlan, Mimar Sinan Mah., © Bu kitabin tüm haklar1 saklul11.


Repor Thsanm Selmni Ali Efendi Cad., No: 5 Tan1tlm amaçl1, Iasa alintllar d1�1nda
Matbaa ve Reklamallk 34672 Üsküdarllstanbul metin ya da giirseller yayinevinin izni
Ticaret Limited 5irketi'nin Tel: O (212) 522 48 45 olmadan hiçbir yolla çotaltllamaz.
tescilli markasul11.
www.selenge.com.tr
e-posta: selenge®selenge.com.tr
iÇiNDEKÍLER

Transliterasyon Üzerine Bir Not 11

ônsõz 13

1 imparatorluk Rusya's1 ve islam 23


Türkistan'daki Rusya 29
Reform ve Modemle§me Hareketleri 53
imparatorluk Türkistan'mm Sonu 60
Rejimin Dogas1 62

2 Yeni Temelde Eski imparatorluk 67


Buhara ve Harezm 70
ilk Adrmlar 73
Han ve Emir 83
Dinle Mücadele ve Milliyet Meseleleri 91
Türkistan ÕSSC'de Din Kar§1thg1 107
Yeni imparatorluk, Eski imparatorluk 119

3 Sovyet Orta Asya's1: Temei Atmak 121


islami Kurumlan Baltalamak 136
i§leri Yoluna Koymak 158
Sõzüm Ona ilerleme 170

4 Sorunu Tartl§mak 173


SSCB Genelinde Ruhban Kar§1b Politikalar 173
Tarb§ma ve Müzakere 176
Kuvveden Fiile: Hücum 184
Açlktan Dü§manhk 188
ileriye Dogru Büyük Attlrm 211

5 islam'1 Parçalamak 219


Sosyal Direkleri Y1kmak 228
islam Kar§ltl Propaganda 239
Din Adamlanm Ezmek 253

6 Tasarruf 265
1929 Yasas1 282
Hücumu Esnetmek 290
Din Adamlarma Kar§l Sürdürülen Sava§ 298
Egitim ve Din Kar§ltl Propaganda 306
Klsa Bir Soluklanma 312

7 Íkinci Dalga 315


Daha Kontrollü Bir Kampanya 319
"Stalin" Anayasas1 329
Yeni Tutuklamalar 334
Gõz Yumma 341

Sonuç: Yarah Ama Ayakta 355

Sõzlük 369
Kaynakça 371
Dizin 381
Anne ve babama
Yold� Komarov Mekke Degil Moskova adh muhte§em kitapç1g1 çikard1.
Onu okudugunuzda, ruhunun ve yaratlCl gücünün ilham1ru somut
olarak hissediyorsunuz. Bu kitapçtk Türkmenler için son derece
olumlu bir rol oynuyor. Ancak Komarov yolda§ta bile bazen belli bir
raydan ç1kma egilimi var.

- Sakhatov, K. "Antiproletarskie fronte ideologii i zadaçi partii."


Za partiyu, 5. say1 (May1s 1928): s. 43.

[Gazi Yunus'un Devrim K1vilc1m1 adh oyununun]-kahramam için ve


kesinlikle yazarm kendisi için de, Mekke sadece haolarm ziyaret
ettigi bir mekân degildir; Mekke, bir ittihat mahallidir ve Devrimci
Dogu'nun ezilen gücünü bir araya getirir. Moskova degil, Mekke­
Gazi Yunus'un formülü i§te budur.

- Nugmatov, Kas1m. "Uçastok, trebuyu§ii k sebe vnimaniya.


Hudojestvennaya literatura narodov Srednie Azii i zadaçi partinogo
rukovodstva." Za partiyu, 7. say1 (Temmuz 1928): s. 68.
Transliterasyon Üzerine Bir Not

arta Asya dillerinin tek tip ve dil bilimsel kesinlikte La­


tin yaznruna çevrilmesi can s1kic1 bir sorundur. Sovyetler
1917'den 194l'e kadar Türk ve Tacik alfabelerini üç kez degi§­
tirdiler: 1923'te geleneksel Fars-Arap alfabesini basitle§tirdiler,
1927-1930 Latin temelli bir alfabeye geçtiler ve sonunda 1941 'de
Kiril temelli bir alfabeyi kabul ettiler. Sovyetler bu alfabeleri kul­
lan1mdayken de s1k s1k kurcaladilar. 1995 y1hnda Õzbekistan
Cumhuriyeti, Latin temelli yeni bir alfabenin resmi imla oldu­
gunu ilan eden bir yasay1 kabul etti ancak alfabeye dõnü§ yava§
oldu. Hiçbir sistemin tamamen tatmin edici olmad1g1 gõz õnüne
almd1gmda, Õzbek sõzcükler için, mevcut Õzbek Latin alfabesi­
nin (fonetik anlamda §effaf ve okuyucu dostu olmas1 amacryla)
biraz degi§tirilmi§ bir versiyonunu kullandrm. Yeni Õzbek Latin
alfabesi, a§ag1daki istisnalar d1§mda bizimki gibi okunur:
J j Kiril varyanh )1(, Arap alfabesinde é!· Amerikan kulla­
nrmma gõre "January" kelimesinde oldugu gibi telaffuz edilir
[Õzbekçede, Türk Latin alfabesindeki "e" sesiyle telaffuz edilir
ancak Õzbekçeye Rusçadan geçme kelimelerde harf "j" diye
okunabilir].
X x Tonsuz art-damaksil sürtünmeli ünsüz. Kiril varyanh X,
Arap alfabesinde t. Kh olarak çeviriyorum [Türk Latin alfabe­
sinde bulunmayan bu harf "hmlhh h" sesine kar§1hk gelir].
O' o' Arka-orta, hafifçe yükseltilmi§, yuvarlahlmamt§ sesli
harf, ingilizce "put'' kelimesindeki "u" gibi telaffuz edilir. Kiril
varyanh Y, Arap alfabesinde .J Õzbekçede "o" ve "u" aras1, ama
"o" sesine daha yakm bir sesle telaffuz edilir].
Q q Õtümlü artdamaksil patlamal1 k ünsüzü. Kiril varyanh
K, Arap alfabesinde J [Bogazdan gelen, kalm "k" §eklinde telaf­
fuz edilir].

Shoshana Keller • 11
G' g Õtümlü artdamakstl sürtünrneli ünsüz. Kiril varyanb
r, Arap alfabesinde Ê:· Gh olarak çeviriyorum [Türk Latin alfabe­
sinde "g" sesine kar§1hk gelir].
Sovyet belgelerinin çogu Türkistan isimlerini Rusla§brmak­
tad1r; aksan i§aretlerini minimumda tutmaya çah§sam da harf
çevirisi genellikle bu Rusla§brmayi yans1tmaktadir. Yer adlan da
genellikle daha bilinen Battltla§ml§ biçimlerine gõre yazdrm§br.
Rusça kelimelerin ve isimlerin çevirileri içirt Amerikan yazim­
larmm â§ina oldugu yerler hariç, standart Kongre Kütüphanesi
sistemini kullandim: Trotsky, Politburo vb.1

1 Türkçe çeviride hem Rusça hem de Õzbekçe ifadeler, isimler, kurumlar,


yaym adlan, mümkün oldugunca Türkçeye mal olduklan �kilde yaztl­
nu�hr. Troçki, Politbüro, Aleksandr, Çemiyatin, Hüdasizlar vb. (ç.n.)

12 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Õnsõz

1 9801erin sonlannda, Sovyetler Birligi'nin Rus olmayan


halklanm ifade eden "milliyetler", Sovyet liderleri ve Babh
akademisyenler için birdenbire bir sorun hâline geldi. Mihail
Gorbaçov'un glasnost politikasmm belki de en onemli niyetle­
nilmemi§ sonucu, imparatorlugun bir ucundan obür ucuna uza­
nan milliyetçi ho§nutsuzlugu gün yüzüne ç1karmas1ydi. Daghk
Karabag üzerine ba§layan Ermenistan-Azerbaycan sava§I ve
Kazakistan, Õzbekistan ve Gürcistan'daki büyük çaph isyanlar,
§imdiye kadar bir avuç uzman d1§mda herkes tarafmdan gõr­
mezden gelinen halklan â§ikâr kildi. Bununla birlikte, SSCB'nin
aç1hmmdan once bile, Michael Rywkin gibi tarihçiler Ruslarm
dogum oranlanm Müslüman Türkistanhlann dogum oranla­
nyla kar§ila§bnp Slavlarm demografik hâkimiyetlerini h1zla
kaybettiklerini savunuyorlardi.1 SSCB'nin dagilmas1 bu gõrü§ü
farazi hâlde birakmi§ (gerçi Ruslar arasmda devam eden nüfus
dü§Ü§Ü gelecekleri için ciddi bir tehdittir) ancak Sovyet ve ozel­
likle de Sovyet sonras1 "milliyet çah§malanna" ili§kin tamamen
yeni bir alan açrm§hr.
Ara§brmac1lar ve gazeteciler 1991 yilmdan beri, Yeni Türk
cumhuriyetlerinde, sanki her an Bab'nm yatag1 altmdan ç1kmaya
haz1r bir canavarrm§çasma "islami kokten dinciligin" yükseli§te
oldugu yonünde uyanlarda bulunup durmu§lardir. Bu tür en­
di§elerin kolayca akla gelmesi yalmzca Bab'mn son yirmi yildir
terorizmle ilgili deneyiminden otürü degil, aym zamanda mev­
cut hükümetlerin, ozellikle de Õzbekistan'da Íslam Kerimov'un,
otoriter rejimlerini me§rula§hrmak için militan din korkusunu
kullanmalarmdandir. Bu sabrlan yazd1gim siralarda, Õzbek
Hükumeti, suçu hükUmet kar§1h protestolara katilmaktan ibaret

1 Michael Rywkin, Moscow's Muslim Challenge (Armonk, NY: M. E. Sharpe,


1982; gõzden geçirilmi� baski 1990), s. 58-71 .

Shoshana Keller • 13
olan pek çok insaru islami terõrizm suçlamas1yla hapse abyor,
i§kenceye maruz biraktyor ve infaz ediyor.
Kerimov Hükfuneti'nin Õzbekistan'daki ko§ullara dair ger­
çekçi bir degerlendirme yapmakla uzaktan yaktndan ilgisi yok­
tur ancak Türkistanda i§ yapmak isteyen akademisyenler ve
insanlann ilgisi olmahdir. Günümüz Türkistan'm1 anlama umu­
duna sahip olmak için, onun geçmi§ini anlamak gerekir. Bu ki­
tap, komünist hükumetin dini yok etmek için elinden geleni yap­
bgt ancak sonunda ba§ans1z oldugu yirminci yüzytlm ilk ktrk
ytlmda islam'm ba§ma gelenlere ili§kin bir inceleme niteligi ta§t­
yor ve Sovyet yõnetiminin ilk on yillarmda, Türkistan kültürle­
rini Sovyet kahbma sokma yõnündeki e§ zamanh giri§imlerden
daha belirgin olan bu y1ktcr sürece odaklan1yor. Kültürden daha
çok devlet kurumlarmm ve politikalarmm üzerinde duruyorum
ve Türkistan'1 SSCB'nin aynlmaz bir parças1 olarak gõrüyorum.
Son olarak, makul büyüklükte bir kitapta tüm Türkistan'1 ay­
rmt1h bir §ekilde incelemek imkân s1mrlarm1 a§1yor. Mümkün
oldugunca Türkmenistan, Tacikistan ve Kirgizistan'daki islam
hakkmda bilgi veriyor olsam da bu çah§ma esas olarak, eski Ha­
rezm, Buhara ve Hokand han11klarmdan müte§ekkil gelenekçi
islami merkezlerin bulundugu Õzbekistan'a odaklanmaktadir.
Ruslann Türkistan olarak adlandird1g1, kabaca Seyhun ve
Ceyhun Nehirleri ile Kopet Daglan (kuzey ve güney) ve Tann
Daglan/Altay/Pamir siradaglar1 ve Hazar Denizi (dogu ve bah)
ile s1mrlanan bõlge, 18601arda Rus imparatorlugu'na dâhil edi­
len son bõlgeydi. imparatorluk hükumeti çogunlukla bõlgeyi
ingiliz Hindistan'ma kar§1 askeri bir tampon ve bir hammadde
kaynag1 olarak kullanmakla ilgilendi. Tatarlan Ortodoks Rus­
ya'ya tam anlam1yla dâhil etmeye çah§makla ve bunu becere­
memekle geçen yüzy11larm deneyimi, Kafkasya'daki sert fetih
sava§lan her ne kadar birçok subaym Müslümanlar hakktndaki
gõrü§lerini sertle§tirmi§ olsa da, Rus Hükumeti'nin tam Rus­
la§hrma çabalarmdan vazgeçmesine yol açmt§b. Türkistan'daki
Rus askeri idaresi, islam'1 siyasi bir otorite olarak ho§ gõrmü­
yordu ve fakihlerin ve vaktf yõneticilerinin (mütevelliler) gücü­
nü srmrlamt§h. Ancak genel valiler dini rahat birakmay1 tercih
etti ve hatta Ortodoks misyonerlerin Türkistan'da faaliyet gõs­
termesini yasaklad1. Bu gõrece rahat yakla§nn sadece impara­
torluk politikasmdan degil ekonomik ve lojistik zaruretten de

14 • Mekke'ye Dejlil Moskova'ya


kaynaklamyordu - devlet, istese bile, Türkistan'a derin kültürel
degi§iklikler dayatacak personele ve kaynaga sahip de�ldi. Do­
lay1s1yla birçok karamarne, uygulanamad1klan için ço�lukla
kâ�t üzerinde mevcuttu.
Hükílmet, sahip oldu� kaynaklan ekonomik sõmürüye
ay1rd1, bu da kaçrmlmaz olarak Ruslar ve Türkistanhlar arasmda
toplumsal huzursuzluga ve gerilime yol açb. Ancak hükumet,
bu gerilimlerle dogrudan yüzle§mek yerine onlan basbrmay1 ve
gõrmezden gelmeyi tercih etti (tarn da Rusya'da oldu� gibi).
Yetkililerin çevrelerindeki topluma ili§kin derin cehaleti, Rus
kar§1b pàtlamalara kar§1 neredeyse tamamen gafil avland1klar1
ama bunlarla etkin §ekilde nasd ba§a ç1kacaklarrm bilmedikleri
anlamm a geliyordu. Kis1th bütçe, a§m mesaiyle çali§an perso­
nel ve Türkistan kültürüne dair derin bir cehaletin kõstekledigi
siyasi irade, imparatorluk dõneminden Sovyet dõnemine kadar
devamhhk gõsteren temalardan biri oldu.
Bol§evikler, 1920-1921 iç sava§mm sonunda Rus Ímparatorlu­
�'nu tasfiye ettiklerinde çok farkh bir tavir sergilediler. Mark­
sist ideoloji, sosyalist ekonomik ko§ullarm dine duyulan ihtiyac1
ortadan kaldiracagnu õne sürüyordu. Ancak Vladimir Lenin ve
Lev Troçki, tarihsel süreçlerin yoluna girmesini beklemeye he­
vesli de�ldi. Lenin, Rus olmayan halklarla ilgili, srmrh kültürel
ve siyasi õzerklik vermek suretiyle onlan uluslararas1 Komünist
Birlige kablmaya ikna etmeyi umarak paradoksal bir strateji izle­
di. Bu strateji, Lenin Hükumeti bir yandan Rus Ortodoks Kllise­
si'nin etkisini kirmak için elinden geleni yaparken bile, dini ifade
hürriyeti vaadi içermekteydi. Her hâlükârda, Bol§eviklerin Tür­
kistan üzerindeki nüfuzu o kadar kinlgand1 ki, komünist ideo­
loji ne sõylerse sõylesin, islarn'a kar§I harekete geçme umutlan
yoktu. Lenin'in õlümünden (1924) sonra bile Komünist Parti, is­
lam'a ili§kin adrmlarrm ihtiyatli bir §ekilde atb, bir yandan islami
sosyal kurumlann gücüne yava§ yava§ el uzabrken bir yandan
da kültürel õzerkligi te§vik etmeye, yerlileri parti ve devlet bü­
rokrasisinde olabildigince desteklemeye devam etti.
Dõnüm noktalarmdan biri, arbk a§a� yukan Joseph Stalin'in
kontrolü albnda olan partinin muazzarn bir §Ok saldms1 ba§lat-

Shoshana Keller • 15
hgt 1927 yih oldu. Õyle ki ilk eyleme, kachnlan tesettür/peçe2,
çok e§lilik, ba§hk paras1 ve diger geleneksel uygulamalardan
kurtarmak üzere "saldm" veya hücum adi verildi. Buna Íslami
sosyal kurumlarm kapahlmas1, din adamlarmm kitlesel olarak
tutuklanmas1 ve camilere saldmlar e§lik etti. Parti, kismen Arap­
ça ve Farsça metinlere e�imlerini kesmek için SSCB'nin her ye­
rinde Türkçe konu§an halklara yeni bir Latin alfabesi getirdi. Bu
büyük õlçekli yikimm amaa, islam'm sosyal ve siyasi gücünü
tamamen ortadan kald1rmakh, bõylece parti Orta Asya "geri kal­
rm§hgma" son verebilecek (Sovyet kültürel tan1mlarma gõre tüm
Müslümanlar geri kalrm§h) ve Müslümanlan komünist aydm­
lanma yoluna sokabilecekti.
imparatorluk Rusya's1 ile Bol§eviklerin islam'a yakla§1mlan
arasmdaki tüm farkl1hklara ragmen, Stalin'in Birinci Be§ Yllhk
Plan'1, zaman içinde bir ba§ka õnemli ortakl1gm yeniden ortaya
ç1khgma i§aret ediyordu: Rus kültüründe birlige yõnelik o eski­
den kalma gerilim. ister Moskova Knezligi ister Rus imparator­
lugu isterse de Sovyetler Birligi olsun, Rus devleti, dini ve kül­
türel farkl1hklara ya seçici bir biçimde müsamaha gõsterdi ya da
hiç gõstermedi. Çarlar ve onlann muhafazakâr memurlan, tüm
tebaalarm çar-batyu�ka3 sevgisinde birle§tigi yõnündeki doktri­
nin alhm çizerken, Bol§evikler, Komünist Parti'de ifadesini bu­
lan mü§terek halk iradesi §eklinde paralel bir doktrin geli§tirdi­
ler. Stalin yõnetiminde bu birlik fikri, Lenin'in de 1srarc1 oldugu

2 Sovyet rejimiyle birlikte Türkistan'da giyim konusunda kadmlann gele­


neksel tutumlanru aniden b1rakbklanndan bahsedilmesi zordur. ister peçe
ister çaI'§af adi ne olursa olsun, dini ve sosyal zorunlulu� getirisi ola­
rak her türlü õrtünme biçiminin bir anda tamamen ortadan kalkbgmdan
bahsetmek mümkün de� bir degi�imin olduAu da ortadad1r. Farkl1
�killerdeki õrtünme biçimleri daha çok evlilik ve cenaze gibi umuma
açik tõrenlerde tercih edilmektedir. Yine muhafazakâr yerlerde kadmlann
sokaga çikmalan durumunda õrtünmeye õnem verdikleri gõrülmektedir
(Elizabeth E. Bacon, Esir Orta Asya, çev. Tansu Ay, Tercüman (Yer ve tarih
bilgisi eksik), s.176,177). Bir ba�ka taraftan bu õrtünme biçimi halklann
sosyal y�blanyla da ilgiliydi. Bu anlamda gõçebe ile yerl�kler arasm­
da keskin farklihklar mevcuttu. Aynca bkz. Milyausha Rizvanuua, Swyet
Sonr�1 Orta As }/a� Kadin: imaj ve Gerçeklik, Yayunlanmarm� Yüksek Lisans
Tezi, Istanbul Universitesi, 2012. (ed.n.)
3 Kelime Rusçada sõzlük anlarm olarak ''baba, babahk"la ilgili olsa da Rus
toplumunun çara olan sadakatini de simgelemektedir. Aynca bu kulla­
mmla çara atfedilen bir kutsalhk da sõz konusudur. (ed.n.)

16 • Mekke'ye De&! Moskova'ya


siyasi destegi içermiyordu yalmzca, aym zamanda Lenin'in etnik
hususiyetler konusundaki takdirinden geri adun atmak anlanu­
na da geliyordu. 19301arda giderek artan bir §ekilde, Rus sosyal
ve kültürel degerleri tüm Sovyet halklan için normatif standart
hâline geldi ve bu da islami kültürel pratikleri sadece "geri kal­
llU§" degil, aym zamanda korkunç bir "yabanc1" olarak da yok
etme çabas1m güçlendirdi.
Ancak nihayetinde, Sovyet devleti, tüm gücüne ve ya§amlan
yok etme kabiliyetine ragmen, Moskova'dan çok uzaktaki (yak­
la§1k 3.200 km) bu insanlar üzerinde bõylesine s1kl bir kontrol
kuramayacag1m gõrdü. Parti yetkililerinin gõzlemlerini rapor­
lamak için Türkistan'a gitmeleri fiziksel olarak zordu. 19201erde
ve 19301arm ba§larmda Rus parti çah§anlanm Õzbekçe, Türk­
mence vb. õgrenmeye zorlamak için gõsterilen yogun çabala­
ra ragmen, dil engeli a§ilmam1§ olarak kald1; aksine, bu dilleri
õgrenen Ruslara nazaran çok daha fazia say1da Türkistan11 Rus­
ça õgrendi.4 Uzun bir süre için, en azmdan Ekim Devrimi'nden
sonraki on yil boyunca, Türkistan'm büyük bõlümündeki parti
yap1s1 son derece c1hz ve zay1fh. 19201erin sonlarma kadar tek
bir parti biriminin bile bulunmad1g1 alanlar vard1. Belki de õzel­
likle Stalin için en büyük §Ok, partiye ait olsun ya da olmasmlar,
Müslümanlarm rutin olarak yukandan gelen emirleri anlamada
ba§ans1z olmalan, bunlardan kaçmalan, gõrmezden gelmele­
ri veya itaatsizlik etmeleriydi. Hatanm büyük bir klsrm, çogu
zaman muglak, çeli§kili ve yerine getirilmesi imkâns1z emirler
veren partinin kendisindeydi. Bununla birlikte, Türkistan yõ­
netim yap1smm her seviyesinde Müslümanlar, derinden kar§1
ç1khklan emirleri (õzellikle kadmlarm statüsüyle ilgili olarak)
gõrmezden gelmenin, kolektif çiftliklerde gõrev yapan ve ver­
gi kaçiran din adamlarma gõz yummanm ve çocuklannm dini
esaslan kavrad1gmdan emin olmanm yollanm buldular. Etnik
baglan ne olursa olsun, davasma bagh komünistlerin say1s1 bu
kaytarma dalgas1m durdurmak için oldukça azd1.
Bu itaatsizligin tümü asil amaçlar ugruna yap1Imiyordu-yerel
parti yetkilileri, hpkl SSCB'nin ba§ka yerlerinde oldugu gibi yol-

4 Çagda� Farsça'yla ili�kili olan Tacikçe hariç, Türkistan'run bütün yerel dil­
leri Türkçe dil ailesine mensuptur; bu dil ailesi Hint-Avrupa dili olan Rus­
çadan bütünüyle farkh bir ailedir.

Shoshana Keller • 17
suzluk içindelerdi ve devlet fonlanru veya mülklerini zimmetle­
rine geçirdiler. Bagunhhk Slav bõlgelerinde oldugu kadar yay­
gm olmasa da, islam'a duyulan õrtülü sadakat parti personelinin
alkolik veya afyon bagunlis1 olmasrm da engellemedi. Bu amorf
direni§in ka�thgi ise, partinin islam'm kamusa:l yüzüne muaz­
zam bir darbe indirebilmesi fakat onun Türkistan kültüründeki
merkezi konumunu yerinden edememesi oldu. 19201erin sonla­
rmda bir dõnem için, islam kar§th Sovyet propagandactlara dine
sa:ld1rmalan anca:k ha:lkm ulusal kimligine hakaret etmemeye
çok dikkat etmeleri sõylendi. Bu ta:ktik, kilise ve devlet güçlerini
ay1rma geleneginden õtürü (bu alt§kanhk Rusya'da hiçbir zaman
benimsenmemi§ olsa da) Hristiyan Avrupa'da anlamh olabilirdi
anca:k ulusal kimligi islam'dan ay1rmak, Bahhla§mt§ Müslüman­
lar dt§mda kimse için a:ktl ahr bir §ey degildi. islam kar§th kam­
panyay1 saran birçok soruna ilaveten bu etmen, kampanyanm
esasen en ba§mdan beri ba§ans1zhga ma:hkum oldugunun ͧare­
tiydi. Ne yaz1k ki bu, Sovyetlerin hedeflerine ula§mak için büyük
miktarda kan dõkmesini engellemedi.
Bu kitap aym zamanda Müslümanlarm hükumet yap1s1 d1-
§Indaki direni§ini de ele almaktad1r. Baz1 Müslümanlar Sovyet­
lere Basmacl/Korba§t5 gerilla hareketi gibi sila:h ve kthçla kar­
§thk verdiler. Baztlarmm, õzellikle de din adamlanmn tepkisi
ise, komünist ateizme kar§t halk gõsterileri düzenlemek, proje

5 "Basmacr" tabiri, daha çok çete �klinde organize olmu§, "baskm yapan"
anlamma gelen Sovyet men�li bir kullarumdir. Sovyetlere kar§l Türkis­
tan'da verilen mücadelenin küçümsenmesi bu tabirin kullarurmyla yakm­
dan ilgilidir. Stalin tarafmdan da "ihtilalci-milliyetçi-burjuva" hareketi
olarak gõrülmü§tür. "Basmacr" adland1rmas1 her ne kadar bu alanla ilgili
literatürde agirhkh olarak kullantlsa da Bol�viklere kar§I mücadeleyi tam
olarak ifade etmemektedir. Dolayis1yla "Korba§I", daha uygun bir kulla­
mmd1r. Çünkü "Korba§1", "yi�tb�1" anlarmmn yan1 sira 1917-1934 ara­
smda Türkistan'da Rus i§galine kar§I yürütülen milll hareketi ifade etmek­
tedir. Aym zamanda gruplara aynlrm§ basmacrlann liderlerine verilen
bir adland1rma olarak da gõrülmektedir. Zeki Velidi Togan da bizzat bu
harekete kattlrm§ bir isim olarak, 'Korba§1'ru bu anlamda kullanmaktadir.
Okan Ye§ilot, Burcu Õzdemir, "Sovyet Ar§iv Belgeleri q;1ginda Basmacr
Hareketi", Belleten, Glt 85, Say1 302, 2021. Togan'm Basmac1 hareketi içeri­
sindeki faaliyetleri için bkz. Zeki Velidi Togan, Hat1ralar, Türkiye Diyanet
Vakft Yayinlan, 2. Baski, Ankara 2012; Ali Bademci, 1917-1934 Türkistan
Milli istiklal Hareketi Korbtl§dar ve Enver Ptl§a 1, Õtüken Ne§riyat, istanbul
2008; Ali Bademci, 1917-1934 Türkistan Milli istiklal Hareketi Korbtl§llar ve
Enver Pa� 2, Õtüken Ne§riyat, istanbul 2008. (ed.n.)

18 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


çah§malanm sabote etmek, bo§anmak isteyen veya tesettürü
kabul etmeyen kadmlan ve hatta Sovyet yetkililerini dõvüp õl­
dürmek oldu. Çogu insan ise ateist seferberlige ne kadar kar§1
olursa olsun aç1k direni§e ba§vurmad1 ya da ba§vuramad1. Bu­
nun yerine, kamusal olarak boyun egiyormu§ gibi yap1p õnemli
dini ibadetleri õzel alanda sürdürdüler. Hatta Militan Ateist­
ler Birligi'nin dini geleneklerini evde idame ettiren Türkistanh
üyeleri bile vard1. Buna ek olarak, ayru anda hem yeni Sovyet
yõneticilerine hem de islam'a hizmet edebilecegine inanan ve
islam'm Sovyet sistemi içinde olabildigince mütekâmil i§lemesi­
ni saglamak için çabalayan õnemli bir din adamlan ve aydmlar
grubu vard1. Uzla§macilarm ba§ma s1kl1kla geldigi gibi, bunlar
çatl§manm her iki tarafmca da güvenilmez duruma dü§tüler ve
nihayetinde yok edildiler ancak fikirleri ya§amaya devam etti ve
dinin sürekliligi aç1smdan õnemli bir rol oynad1. Aç1k ve §iddet
yanhs1 muhalifler 19201erin sonlarmda ve 19301arm ba§mda
ortadan kaldmld1gmda, bu yeralh, uzla§mac1 gelenek, kesik bi­
çimde de olsa islam'1 canh tuttu.
Tüm Orta Asyahlar islam kar§ltl seferberlige kar§1 ç1kmad1.
ônemli bir kism1, herhangi bir felsefedense mevcut iktidar ya­
plSl içindeki §ahsi sermayelerini arttlrmakla ilgileniyor ve ken­
di ç1karlanru kolayla§bracagm1 dü§ündüklerinde islam'a kar§1
§evkle çah§1yorlard1. Halklarm1 ku§atan illetlerden islam'm so­
rumlu olduguna gerçekten inanan ve onu daha büyük bir mas­
lahat namma yok etmek isteyen az say1da insan da vard1. ironik
bir §ekilde, bu islam kar§ltl aktivistlerin çogu tasfiyeler sirasmda
uzakla§bnld1. Çünkü Stalin rejimi õzel §ahsi inisiyatiften ziyade
itaate deger veriyordu.
Son olarak, islam kar§ltl kampanya, Sovyetlerin uçsuz bucak­
s1z imparatorluklarm1 nasil yõnettiklerini ve bu kadar çok §eyi
(hem yaplCl hem de yooc1 anlamda) nasil ba§ardlklarm1 ancak
yine de istikrarh bir siyasi düzen in§a edemediklerini incelemek
için degerli bir odak noktas1 saghyor. Erken Sovyet dõnemindeki
Türkistan õmegmde, hükfunet yap1s1yla ilgili en dikkate deger
§ey onun kinlganhgidir. $a§irtlc1 say1da õmek, Stalin yõnetimi­
nin yalruzca totaliter olmad1giru (hirslan dl§mda) degil, ayru za­
manda her bakimdan zar zor i§ledigmi gõsteriyor. Bu çal1§mada
da tekerrür eden temalardan biri, Sovyetlerin Türkistan üzerin­
deki kontrollerini kurmaya, yeniden tesis etmeye veya güçlen-

Shoshana Keller • 19
dirm.eye çah§IIU§ ancak bunun õngõremedikleri sayis1z faktõr ta­
rafmdan engellenmi§ olmas1dir. Hayat bõyledir ama ku§kusuz,
Marksist planlamarun en büyük amaçlanndan biri, dogal karm.a­
§arun üstesinden gelmek ve kesin, "bilimsel" bir teori dayatmak­
h. Bol§evik deneyinin yikuna ugrama sebeplerinden biri de di­
gerlerinin yaru s1ra, yanh§ bir yol oldugu ortaya çikan bu inançh.
Hiçbir tarihçi bir ba§ma çah§maz, yardrmlan ve destekleri
için te§ekkür etmem gereken birçok ki§i ve kurum var. Hamil­
ton Koleji, Michigan Üniversitesi Uluslararas1 Enstitüsü ileri
Ara§hrm.a Merkezi, Woodrow Wilson Merkezi Kennan ileri
Rus Ara§hrm.alan Enstitüsü, Ulusal Be§eri Bilimler Vakfi ve
Sosyal Bilim Ara§hrm.a Konseyi'nden seyahat ve ara§hrm.a hi­
beleri ald1m. Uluslararas1 Ara§hrma ve Degi§im Kurulu (IREX),
elinizdeki kitaba dõnü§en tez için 1991-1992'de uzun vadeli bir
ara§hrma gezisini finanse etti. Rusya Devlet Sosyal ve Siyasi Ta­
rih Ar§ivi, Rusya Devlet Kütüphanesi ve Moskova'daki Rusya
Federasyonu Devlet Ar§ivi'nde imkâns1z ko§ullar alhnda çah­
§an ar§ivci ve kütüphanecilere büyük sayg1 ve minnet borçlu­
yum. Ta§kent'te Anvar Zaitov ve ailesi sadece ar§ivlere ve kü­
tüphanelere girm.eme yard1m etmekle kalmay1p, aym zamanda
bana harika yemekler yedirdiler ve iyi arkada§lar oldular. Õz­
bekistan Merkez Devlet Ar§ivi Müdürü T. K. Steklova ve oku­
ma odas1 personeli yardrmlarmda son derece cõmert davrand1.
Õzbekistan Halk Demokrat Partisi Merkez Komitesi'nin Parti
Ar§ivi personeli, õzellikle de ar§ive eri§meme izin veren Mü­
dür P. G. Kim de oldukça yard1mseverdi.
Memlekete daha yakm bir yerde, New York Halk Kütüpha­
nesi'nin (NYPL) Slav ve Balhk Bõlümü'nden Edward Kasinec,
kütüphanenin Õzbek gazeteleri ve bro§ürlerinden olu§an fev­
kalâde acayip koleksiyonuna benim için aç1k eri§im saglad1.
Son dakika düzeltmeleri için Marianne Kamp'a õzel te§ekkür­
ler. Adeeb Khalid, Laura Adams ve Roger Kangas, bu proje­
nin çe§itli a§amalarmda kiymetli yorumlarm1 ve desteklerini
sundular. Ancak tüm hatalar benim sorumlulugumdadir. Ha­
milton Koleji'ndeki meslekta§lar1m, õzellikle de Lisa Trivedi,
Kevin Grant ve Bonnie Urciuoli, imparatorluk ara§hrmasma
ili§kin fikir verme ve bana daha geni§ bir baki§ aç1s1 kazandir­
ma konusunda harikayddar. Entelektüel geli§imimin çogunu
Carleton Koleji'ndeki hocalanma, Diane Nemec-Ignashev ve

20 • Mekke'ye Dejlil Moskova'ya


Eleanor Zelliot'a borçluyum, Sovyet Orta Asya'sma olan ilgimi
tetikleyen ve bana bunu sürdürmem için gerekli araçlan sagla­
yanlar onlardir ve o zamandan beri bana arkada§hk ve akd ho­
cahg1 yap1yorlar. Son olarak, ho§ mizac1yla çok tahammülkâr
olan partnerim Deborah Reichler'in sabn, destegi ve sevgisi ol­
madan bu çah§may1 tamamlayamazd1m.

KAZAK BOZKIRI ...

..

····..
lolk�
t
•G•IU ...:
. .....

··.
•{ .. "

'•·......
... . ...
Scyhun Nchr •••• •• •

•••
• • : YEDtsu •:•

.
.
.

•:iktk. .. Gõl ..
..
·····

.····
e•• ••• ÇIN

h.AN
H1NDIUAN

APCANISTAN

RUSYA TÜRKiSTAN'I

Shoshana Keller • 21
SOVYET ORTA ASYA'SI

TÜRKMENfSTAN

....
•• •• • .. .. �Jkabat
.
... . .
. . .

.. ·•. :·
IRAN .:.. .····· lllNDIS"IAN
.
·-. ....· AfGANIS'IAN .
. .
.
.
. .
.

22 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


1

imparatorluk Rusya's1 ve islam


mparatorluk Rusya' s1, sm1rlan içinde büyük bir Müslüman
I nüfusa sahip olmak bakimmdan modem Hiristiyan devletler
arasmda tekti. Rus hükumetleri, on alhnc1 yüzyilda Kazan ve
Astrahan'm i§galinden ba§layarak, bu nüfusu sindirmek veya
en azmdan kontrol etmek için birçok farkh hukuki ve kültürel
taktik denedi ancak hiçbir zaman tatmin edici sonuçlar elde
edemedi. Bu i§i daha da zorla§hran, "Rusya" Müslümanlarmm
son derece çe§itli dogas1yd1: Dogu Slavlarla yüzy1llardir temas
kurmu§ eski bozkir gõçebeleri Tatarlardan, genellikle hetero­
doks bir islami ya§anhya sahip izole Kafkas dag gruplarma ve
büyük bir Orta Çag dini geleneginin mirasçilan olan yerle§ik
Türkistanhlara kadar. Farkl1 arka planlara sahip bu Müslüman­
lar, imparatorluk dõnemi boyunca asimilasyon veya daimi ta­
hakküm sürecine aktif ve pasif bir §ekilde direndiler. Ayru za­
manda Ruslarm kültürü, hukuku ve ekonomik hâkimiyetinden
derinden etkilendiler.
Tarihi boyunca, Rusya'nm islam1a olan baglar1 Yunanistan
hariç diger Hiristiyan güçlere k1yasla daha yakm olmu§tu. Rus­
larm H1ristiyan kimliginin §ekillendigi dõnemlere ait ilk tarih­
sel kay1tlarda Dogu Slavlarmm islam'a ili§kin farkmdahklarma
rastlanmaktayd1. ilk Vakayiname'ye1 gõre988'de Knez Vladimir,
islam'm alkolü yasaklamas1, Abbâsi Halifeligi'nin koID§u Bi­
zans imparatorlugu'nun dü§man1 olma statüsü, bu dinin Bizans
Hiristiyanhgma gõre sert olu§u ve benzeri ba§ka nedenlerden
õtürü islam'm Ruslara yabanc1 oldugunu sõylemi§ ve onu red-

1 Geçmi� Ydlann Hikâyesi, iik Vakayiname ya da Nestor Kronigi olarak


bilinen metin yakla�1k 850 ile 1 1 1 0 aras1 Kiev Knezligi'nin tarihidir, 1 1 13
yilinda Kiev'de bir araya getirilmi�tir. (ç.n.)

Shoshana Keller • 23
detrni§ti. Vladimir'in H1ristiyanhgi Kiyev Knezligi'ne dâhil et­
mesiyle birlikte, Rus olmak H1ristiyan (ve daha sonra Ortodoks)
olmakla ayru anlama gelmeye ba§lad1; bunun manhksal sonucu
ise, H1ristiyan olmayan hiç kimsenin gerçek bir Rus olamayaca­
g1yd1. Yine de Kiyev ve Moskova Knezligi islam topraklarmm
yak1mnda bulundugundan ve on dõrdüncü yüzyilda bozkirlan
Müslüman Altm Orda'yla payl�ngmdan, islam hiçbir zaman
Rus bilincinden uzak degildi. Orta Çag Ruslan için islam, uzak
batidaki H1ristiyanlar için oldugundan daha yakm bir varhk ve
daha büyük bir tehditti; bu ancak on aluno yüzyilda Osmanl1
imparatorlugu'nun Avrupa'ya olu§turdugu askeri tehditle de­
gi§meye ba§layacak bir durumdu.
Osmanlilar ve onlann Kmm Hanhg1'ndaki Tatar müvekkil­
leri de Moskova Knezligi'ni tehdit ettiler ancak 1552'de IV. ivan
(h. 1533-1584) Volga Nehri üzerindeki Kazan Hanhgi'm i§gal ile
kralhgma dâhil ederek kendisi için bir muamm a yarath. islam
yabanc1 bir tehlike olarak tan1d1kh ancak daha õnce hiçbir Hiris­
tiyan yõnetimi, ispanya tarihinin bir dõnemi d1§mda, Müslüman
tebaaya nezaret etmekle ugra§mamI§h. Kazan'm i§gali, Avrasya
kitasmdaki Ortodoks H1ristiyanlar ve Müslümanlar arasmda
yüzy1llar süren kar§Ila§ma, asimilasyon ve i§ birligi sürecinde
õnemli yeni bir a§amaya i§aret ediyordu.
Tatar ve Moskovit toplumlan 1552'den õnce yüzy1llardir bir­
birine kan§1yordu ancak bu iç içe geçi§, giderek daha fazia Rus
kültürünün lehine gerçekle§ti: Moskova'da ya§amak ve çal1§mak
isteyen Tatarlarm Ortodoksluga geçmesi bekleniyordu. Boyle
yapmalan durumundaysa Ruslarla e§it statüye sahip oluyorlar­
d1.2 i§galin ardmdan ivan Hükumeti ve halefleri, sonraki 200 yil
boyunca kiliseler in§a ederek, islam'a yasal engeller koyarak ve
Müslümanlan sik s1k "din degi§tirmeye" zorlayarak Ortodoks
hegemonyasm1 islam üzerinde uygulamaya devam etti.3 Mosko­
va idaresi kuzeydeki Müslüman ve pagan bõlgelere, Bati Sibir-

2 Donald Ostrowski, Muscovy and the Mongols: Cross-Cultural lnfluences on


the Steppe Frontier, 1304-1589 (Cambridge: Cambridge University Press,
1998), s. 54-56.
3 Michael I<hodarkovsky, "'Ignoble Savages and Unfaithful Subjects': Cons­
tructing Non-Christian Identities in Early Moden:t Russia", ed. Daniel
Brower ve Edward Lazzerini, Russia's Orient: Imperial Borderlands and Peop­
les, 1700-1917 (Bloomington: Indiana University Press, 1997) içinde, s. 17.

24 • Mekke'ye De� Moskova'ya


ya'daki Sibir Hanhgt'na ve Kara ve Hazar Denizi'nin kuzeyin­
deki bõlgelere dogru geni§ledikçe bu politikalar da sürdürüldü.
Bu dõnernde pek çok Müslüman gõnüllü olarak Ortodoks­
luga geçti ama bunlar esas olarak dogrudan siyasi ve mali mü­
kafatlar bekleyebilecek seçkinler arasmdan çilo.yordu. Suadan
Müslümanlarm çogu, bazen §iddetli direni§ler de gõstererek,
misyonerleri reddetti. Bu reddedi§, on yedind yüzytlm büyük
bir lo.smmda, belki de devletin meseleyi gerçekten zorlayacak
kaynaklara sahip olmamas1 nedeniyle, sessizce ho§ gõrüldü. Ka­
s1m 1713'te 1. Petro (h. 1682-1725), tüm Rus toplumuna intizam
verme çabasmm bir parças1 olarak, azimli misyonerlik çah§ma­
larma son verilmesi, Kazan ve Azak guberniyasmdaki' tüm Müs­
lümanlarm alb ay içinde vaftiz edilmeleri çagnsmda bulundu.
Hükümdar bunun yanmda, yeni vaftiz edilenler için vergi indi­
rimleri ve arazi hibeleri gibi olumlu te§vikler de sunuyordu.5 Ne
var ki bu te§viklerin ba§ans1 yalmzca lo.smi idi. Çünkü Tatar elit­
lerine din degi§tirmeleri için yeniden iyi bir neden sunuyor fakat
din degi§tirerek statülerini yükseltebilen kõleler hariç, nüfusun
geri kalan1ru oldugu gibi bualo.yordu.
Petro aynca Türkistan'a askeri sefer gõnderen ilk Rus hüküm­
danyd1. 1716'da Hindistan'a giden bir iç nehir yolu bulmaya yõ­
nelik büyük bir giri§imin parças1 olarak, Harezm han1yla temasa
geçmek için bir müfreze gõnderdi; hanm ordusu tüm grubu kat­
lederek Petro'nun projesine son verdi.
Sonraki birkaç on ytl boyunca Petro'nun halefleri, din degi§­
tirmeye yõnelik baslo.y1 sürdürmenin yaru sua, Volga'daki islam
ulemas1 üzerindeki devlet kontrolünü kademeli olarak geni§let­
meye çah§tI. Bir yandan fakihler yetki alanlanrun istikrarh bir
§ekilde darald1gm1 gõrüyor, bir yandan da her bir idari birim
için ahundlann (lo.dernli mollalar) say1smm ne olacag1 devlet ta­
rafmdan düzenleniyordu. Bu õnlernler, i§gal kuvvetlerinin uy-

4 Bõlge. (ç.n.)
5 Andreas Kappeler, "Czarist Policy toward the Muslims of the Russian
Empire", ed. Andreas Kappeler, Gerhard Simon, and Georg Brunner,
Muslim Communities Reemerge: Historical Perspectives on Nationality, Po­
liHcs, and Opposition in the Former Soviet Union and Yugoslavia (Durham,
NC: Duke University Press, 1994), s. 146; Evgenii Anisimov, The Reforms
of Peter the Great: Progress through Coercion in Russia (Armonk, NY: M. E.
Sharpe, 1993), s. 208.

Shoshana Keller • 25
gulad1gi periyodik §iddetle de bir araya gelince, Müslümanlar
arasmda çok sayida ciddi ayaklanmaya yol açh.6
II. Katerina (h. 1762-1796), hem aydmlanma ideallerini fe­
dakârca takip etmek hem de açikça b�ar1s1z olan bir politikayi
terk ederek devlet iktidarrm güçlendirmek adma, Müslüman­
lara yõnelik devlet politikasm1 õnemli õlçüde degi§tirdi. 1767
Yasama Komisyonu'na bir Tatar heyetini davet etti ve çikard1gt
1773 tarihli "Dini Ho§gõrü Ferman1"nda islam'm kõkünü ku­
rutma giri§imlerinden vaz geçti. Tatarlarm kültürlülügü ve sa­
dakatinden õyle etkilenmi§ti ki, 1788'de Ufa'da, Rus Ortodoks
Kilisesi Kutsal Meclisi'ne benzer bir bürokratik organizasyon
olan Müslüman Ruhani Meclisi'nin kurulmasma izin vermi§ti.7
Katerina devlete bagh bir islami hiyerar§i yarahrken, islam'm
imparatorluktan ç1kanlamayacag1m kabul etmekle kalrmyor,
aym zamanda Müslüman dini elitini kendi halkim kontrol et­
mek ve onu kendisi için daha az tehlikeli hâle getirmek için kul­
lan1yordu. Yabanc1 Müslümanlar ise kontrolü d1§mda kald1g1
için, Buhara'dan veya Osmanh imparatorlugu'ndan gelen mol­
lalarm Rusya'ya girmesini yasaklad1. 8
Devlet politikasmdaki bu degi§iklik Müslümanlan impara­
torluga çekmede õnemliyken, yine de onlan tam ve e§it vatan­
da§ yapmad1. ôncelikle, Müslümanlan Ortodoksluga geçmeye
ikna etme veya zorlama çabalan, geçmi§tekinden daha hafif bi­
çimlerde de olsa I. Nikolay dõneminde (h. 1825-1855) yeniden
ba§lad1. ikincisi, Katerina, hükumetin muhtemelen on yedinci
yüzyilda geli§tirmi§ oldugu inorodets1 veya "yabancrlar" §ek­
lindeki hukuki kavram1 terk etmemi§ti. Bu kavram, Huistiyan

6 Danil' D. Azamatov, "Russian Administration and Islam in Bashkiria", ed.


Michael Kemper, Anke von Kügelgen ve Dmitriy Yermakov, Muslim Cul­
ture in Russia and Central Asia from the 18th to the Early 20th Centuries, 1. dlt
(Berlin: Klaus Schwarlz Verlag, 1996), s. 96-98.
7 Diger ad1yla Orenburg Mahkeme-i �riyesi. 22 Eylül 1788 tarihli ferma­
ruyla Çariçe II. Katerina (1 762-1796), Simbirsk ve Ufa Genel Valisi Baron
igelstrom'a Kmm'1 d1�da birakacak �kilde bir dini idare kurulmas1run
emrini vermi�tir. Müftülük gõrevine Muham:med Can Hüseyinov atarur­
ken, idare heyeti için ise Kazan Tatarlanndan birkaç mollanm gõrevlendi­
rilmesi kararla�tmlrm�br. Alper Alp, "Rus Çarhgmda Müftülüklerin Ku­
rul� ve Geli�imi", Gazi Akademik Bala§, Cilt 7, Sayi 13, 2013, s.119. (ed n ). .

8 Isabel de Madariaga, Russia in the Age of Catherine the Great (New Haven,
CT: Yale University Press, 1981), s. 503, 508-510.

26 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


olmayanlan kraliyet çahs1 alhna yerle§tiriyor ancak çekirdek
Ortodoks Slav halklarmdan aymyordu. inorodets'in statüsü,
Mihail Speranski'nin Yabancilann Sevk ve idaresi Yõnetmeligi
(Ustav ob upravlenie inorodetsev) admdaki idari reformu haz1rla­
d1gi Temmuz 1822'de yasanm bir parças1 hâline getirildi.9 inoro­
dets adlandmlmas1 ba§langiçta gõçebe Sibirya halklarma ve Ya­
hudilere uyguland1. Yasal olarak, yerle§ik Müslümanlar yabancr
olarak gõrülmüyordu ancak bu terim Müslümanlan vatanda§
olarak tammaktaki isteksizligin bir gõstergesi olarak halk dilin­
de s1k s1k kullan1hyordu. Yabanc1lar zorunlu askerlikten muaf
tutuluyor, ekstra veya farkl1 vergiler õdüyorlard1 ve genellikle
yalmzca Ruslarm dolayh idaresine tâbiydiler. Ruslar 18601ar­
da Türkistan'1 i§gal ettiklerinde, bu kategoriyi oradaki yerle§ik
halklan da içerecek §ekilde geni§lettiler ve onlan idil boyunca
zorunlu askerlik ve diger vatanda§hk yüklerine tâbi Müslüman
halklardan ayn tuttular.
Bununla birlikte, tüm Müslümanlara ili§kin kaç1mlmaz bir §e­
kilde farkh olan popüler anlay1§, yasal tan1mlan çok az õnemse­
yerek varhgim sürdürdü. Dekabristler isyan1'nm ba§ teorisyeni
Albay Pavel Pestel, 1823-1824'te Güney Cemiyeti'nin prograrmn ­
da, Rus olmayanlarm hem imparatorlukta kalmas1 hem de zorla
Rus kültürüne asimile edilmesi gerektigini õne sürdü. Pestel'in
komünal toprak kullanrm hakkma dayah bir Rus cumhuriyeti
tahayyülü, kültürel çe§itlilik dedigimiz §eye yer birakrmyordu.1 0
On yil sonra, 1. Nikolay'm Egitim Bakam S. Uvarov, bu gõrü­
§Ü "Resmi Milliyet'' doktrinini ilan ederek sistemle§tirdi. Uva­
rov'un ideolojisine gõre, imparatorlugun üç ayagi "Otokrasi,
Ortodoksluk ve Narodnost [millet] (Natsionalnost Milliyet)" idi,
bu sonuncusu Rus halkmm organik, asli dogasm1 ifade ediyor­
du. Bu §artlar1 yerine getiremeyenler (Ukrayna Uniatlan, Erme­
ni Katolikleri, Yahudiler vs.) hâlâ imparatorlugun bir parças1yd1
ancak Rus çekirdeginden ayn bir kategoriye konmu§lard1.

9 John W. Slocum, "Who, and When, Were the lnorodtsy? The Evolution of
the Category of 'Aliens' in Imperial Russia," Russian Review, 57. dlt, 2. say1
(April 1998): s. 1 78.
10 Geofffey Hosking, Russia: People and Empire (Cambridge: Harvard Univer­
sity Press, 1997), s. 178.

Shoshana Keller • 27
Müslümanlan Hiristiyan Rusya'ya asimile etmeye yõnelik en
ba§anh giri§im, vaftiz edilmi§ Tatarlar için ana dilde bir Rus okul
sistemi geli§tiren, misyoner ve egitimci Nikolay ilminskiy tara­
fmdan yaptld1. Ne var ki ilminskiy, muhatap ald1gi halki hâlâ
inorodets olarak adlandmyordu.11 Onun prograrm, daha õnceki
ana dilli misyoner okullanrun bir devarm idi ancak yogunluk
ve vurgu aç1smdan biraz farkhyd1. ilminskiy Kazan Üniversitesi
ve ilahiyat Akademisi'nde Türk dilleri profesõrüydü ve vaftiz
edilmi§ Tatarlan tam anlarmyla Ortodoksla§tlrmak ve digerleri­
ni de din degi§tirmeye ikna etmek için en iyi vas1tarun Türkçeyi
ve islam'1 saglam bir §ekilde bilmek oldugunu dü§ünüyordu.
1870'te, vaftiz edilmi§ bir Tatar olan Vasiliy Timofeev1e birlikte,
yeni din degi§tirenler için Ortodoksluk ilkelerinin yan1 sua oku­
ma, yazma ve temel aritmetik egitimini ana dilde veren oldukça
etkili okullar kurdu.
ilminskiy'nin sistemi, Egitim Bakam Dimitri Tolstoy'u o
kadar etkiledi ki, ilminskiy'nin yalmzca dü§man bir Tatar en­
telijansiyas1 yeti§tirecegi yõnündeki itirazlarma ragmen, Müs­
lümanlar için ana dilde "Rus" okullanm da içerecek §ekilde
geni§letildi. u ilminskiy, dogrudan olmayan bir Rusla§brma
yakla§1nunm õnceki çabalardan daha etkili olacag1m ve üstelik
tüm ana dillerde egitim vermenin idil Müslümanlarmm Tatarlar
etrafmda birle§mesini engelleyecegine inaniyordu. 13 Zamanla
ilminskiy'nin korkularmm dogru oldugu ortaya ç1kb: Okullan,
Tatar milliyetçiligine ilham veren paradoksal bir etki dogurdu
ve ingiliz, Frans1z okullarmm MlSlr ve Cezayir'deki sonuçlarma
benzer §ekilde Müslüman kimligmi güçlendirdi. Her ne kadar
Rus yetkililer islami õfkeyi kl§kirtmaktan korktugu için ilmins­
kiy' nin okul sistemini yasaklasa da Rus gücü Türkistan'a yayll­
d1kça bu õrüntü de bõyle devam etti. 1 4
XIX. yüzytlm ilk yansmda Rusya'nm Kuzey Kafkasya'y1 uzun
ve ezici i§gali, askeri gõrevlilerin ve devlet yetkililerinin kafasm-

11 Slocum, s. 185.
12 lsabelle T. Kreindler, "Educational Policies toward the Eastem Nationa­
lities in Tsarist Russia: A Study of Il'minskii's System" (Doktora tezi, Co­
lumbia University, 1 %9), s. 1 11-1 12.
13 Azade-Ayse Rorlich, The Volga Tatars: A Profile in National Resilience (Stan­
ford: Hoover lnstitution Press, 1986), s. 45-46.
14 Kreindler, s. 1 73-1 74.

28 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


da Müslümanlann "vah§i" ve tehlikeli oldu� fikrini güçlendir­
di. Nitekim Rusya, iki küçük H1ristiyan kralhgim, Gürcistan ve
Ermenistan'1, onlan çevreleyen I<açar iran ve Osmanli impara­
torluklanndan korumak adma bõlgeye dâhil oldu. Tatar kültürü
Ruslara oldukça â§ina olsa da Kuzey I<afkasya Müslümanlarmm
gelenekleri ve dilleri, Rus imparatorlu� tarafmdan büyük õl­
çüde bilinmiyordu ve Rus silahlanna kar§1 çetin direni§lerinin
e§i benzeri gõrülmemi§ti. "DaSJ.stan Aslan1" Seyh �amil lider­
ligmdeki islam, idil'de oldugundan daha etkili bir toparlay1c1
kuvvete sahipti, bu da imparatorlukta islam'm temelde yabanc1
bir varhk olarak imajm1 yeniden canlandird1. Dikkatlerini Tür­
kistan'a çeviren Rus subaylarm, "vah§i" dag kabilelerine kar§1
verdigi sert mücadelenin hatiralan hâlâ tazeydi.

Türkistan'daki Rusya
Rus ordusu 1865'te Türkistan'a girdi; Harezm, Buhara ve Ho­
kand'daki üç han1, Yermak'm Kazak birliklerinin yakla§1k 280 yil
õnce Sibirya'da yaptigi gibi kolayca yenilgiye ugratti. Bu, Çar II.
Aleksandr'm (h. 1855-1881) yeni mülklerine ili§kin haberleri olay
olup bittikten sonra verme egiliminde olan subaylar tarafmdan
giri§ilen bir i§galdi. T1pki selefleri gibi Aleksandr da imparatorlu­
�nun (bu durumda Hindistan ve Afganistan'daki ingiliz varhgi
tarafmdan dayatilan) en uzak dogal s1mrlarma kadar uzand1gi­
m gõrmekten memnundu. Ruslar, yüzytllardir geni§lemelerine
ilham veren aym kaygilarla harekete geçmi§lerdi: aç1k bir s1m­
n güvence albna alma ve tehditkâr bir yabanc1 nüfusu kontrol
etme ihtiyac1yla beraber, Büyük Britanya'ya Avrasya kitasmm
kontrolü konusunda ciddi bir rakibi oldugunu hatirlatma geregi
duyuyorlard1. Aleksandr'm D1§i§leri Bakan1 A. Gorçakov, Rusya
adma 1864'te Büyük Güçler'e verdigi notada, Türkistan'a yõnelik
i§gal harekâtim, bir medeniyetin (Rusya'nm) düzeni saglamak
için barbar kabileleri birbiri ardina basbrmaya mecbur olma §ek­
lindeki dogal ve daimi bir süreci olarak açik11yordu.
Aym zamanda, Türkistan'1 imparatorluga katmanm Ruslarm
güvenligini güçlendirmekten ziyade baltalad1gi iddia edilebilir.
Bu çaba, Aleksandr'm Kmm Sava§1'nm tükettigi bir hazineyi ye­
niden doldurmaya çal1§bg1 bir zamanda son derece paha11ya mâl
olmu§tu. Fethin õncelikli ekonomik saiklerinden biri yeni bir pa-

Shoshana Keller • 29
muk kaynagi bulmakh çünkü uluslararas1 kaynaklar Amerikan
iç Savél§1 nedeniyle kesintiye ugramt§h. Ancak pamuk, emek
yogun ve bol su gerektiren bir mahsuldür ve ilk yüksek kaliteli
Misir pamugunun ilk balyalanrun sevk edilmesi için neredeyse
yirmi yil ve çok fazla yahnm gerekmi§ti. Rusya'run ilerlemesi,
bõlgedeki büyüyen ingiliz varhgma ka�1 çikarken, ayru zaman­
da ingiliz yetkililer ve siradan vatandéi§lar arasmda güvensizlige
ve açik Rus dü§manhgma yol açh; bu da iki ülke arasmdaki i§
birligine dayah ili§kileri bozdu. Son olarak, fetih, Ruslarm dog­
rudan kar§ila§hgt muhtemelen en incelikli islam kültürüne sa­
hip olan en büyük Müslüman nüfusu imparatorluga dâhil etti.
Bél§langiçta Ruslar, Türkistan'1 imparatorlugun õzgür Rus yer­
le§imine aç1k tam bir parças1 olarak degil ekonomik bir kaynak
olarak gõrerek bu kültürle uzaktan muhatap olmay1 denedi. An­
cak ekonomik sõmürü hayabn geri kalanmdan düzgün bir §ekil­
de ay1rt edilemezdi ve 1 8901arda Rus yõneticiler kendilerini bõl­
geye daha derinden dâhil olup kendi kendini yeniden üretecek
bir süreci ba§labrken buldular. Rusya Türkistanhlarm hayabna
ne kadar müdahale ettiyse Türkistanhlar da o kadar §iddetli bir
§ekilde direndiler, bu da düzeni saglamak için daha fazla Rus
müdahalesinin gerekçesi ktlmd1.
On albnc1 yüzyil Kazan Hanhgi, okur-yazar seçkinlere sahip
yerle§ik bir toplum olmakla birlikte, islam dünyasmm siyasi ve
kültürel merkezlerinden uzakb. Türkistan hanhklan ise, yüz­
ytllar boyunca islam'm entelektüel merkezlerinden birini te§kil
etmi§ olmalan bakmundan bir hayli farkl1yd1. Bõlgede gõçebe
Türkmen, I<irgiz ve Kazak topluluklar olsa da (Türkmen kõle
tüccarlanrun yirbc1 karakteri Rus i§galinin nedenlerinden biri­
ni olu§turuyordu), yerle§ik Harezm, Buhara, Semerkant ve Ho­
kand halklarmm iran ve Arap kültürüyle, Türk bozkirlanyla ol­
dugundan çok daha yakin baglan vard1. T1pki Kafkasya'daki gibi
oradaki islam da büyük õlçüde sufi tarikatlanndan, õzellikle de
Nak§ibendilik ve Yesevilikten etkilenmi§ti. Bu tarikatlar, d1§ar1-
dan kontrole kolay kolay yatkin olmayan, birbirine s1ki sooya
bagh ahi te§kilatlar1 ve zanaat loncalar1 §ebekesi saglami§h.
ingilizleri yah§brma ihtiyacr ve Müslüman nüfusun büyük
bir kisrrurun kâfir bir yõnetim albnda ya§amak yerine Osmanh
imparatorlugu'na kaçhgt Kuzey Kafkasya'da õgrenilen dersler,
Rus yetkililerin Müslümanlan yõnetme konusunda õlçülü bir

30 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


yakla§un benimsemelerine yol açh. Türkistan'm ilk genel valisi
Konstantin Petroviç von Kaufman (h. 1 867-1 881) ve Sav� Bakan1
Dimitri Milyutin, Müslüman hükfunetlere yõnelik daha õnceki
Unha siyasetinin aksine, Buhara emiri (Muzafferüddin Baha­
dir Han, h. 1 860-1 885) ve Harezm harurun (Seyyid Muhamm ed
Rahim Han, h. 1 865-1910), Rus imparatorlugu'nun korumas1
alhnda tahtlannda kalmalarma müsaade etti. Bununla birlikte,
Hokand Han11gi, kaotik durumu Rus çtkarlanna tehdit olarak
gõrüldügü için 1 875-1 876'da devralmd1 ve yeni Rus eyaleti (ob­
last) Türkistan'a eklendi.
Muzafferüddin ve Seyyid Muhammed, daralhlrm§ nüfuz
alanlan içinde tebaalanmn dinsel hayatlanm eskisi gibi yõne­
tebiliyorlard1 ancak arhk Yahudilerin haklanm ihlal ettiklerinde
cezadan muaf olmalarma müsaade yoktu.15 Geni§ ve bag1ms1z
güçlere sahip bulunan von Kaufman, Türkistan oblashnda, is­
lami kurumlar kar§tsmdaki derin §Üphe ve Rus Ortodoks kül­
türünün kaç1mlmaz zaferine duyulan dingin gü venin tuhaf bir
bile§imi olan bir politika yarath. Von Kaufman, 186l 'de Mil­
yutin'in bakanhg1 alhnda bürokrat olmadan õnce Kuzey Kaf­
kasya'da on üç y1hm subay rütbesiyle sava§arak geçirmi§ti; bu,
islam'a kar§l dü§manca tavnm açikhyordu. 16 Genel vali olarak
yaphg1 ilk eylemlerden biri, Ta§kent'te ve diger §ehir merkezle­
rinde �eyhülislam1, kadi kalonu (Ba§ Kad1) ve reis i (islam ahlakmm
uygulay1c1s1) azletmek suretiyle Müslümanlarm siyasi gücünü
zay1flatmakh. Valinin yõnetimi, vaktflarm gelirlerini ve faali­
yetlerini aktif olarak düzenlemekteydi. Tatar "fanatikleri" yle
temasm, õzellikle gõçebeler arasmda sad1k bir Müslüman nüfus
geli§tirme umutlanm yok edecegi gerekçesiyle, Ufa'daki Müs­
lüman Ruhani Medis temsilcilerinin Türkistan'da herhangi bir
organize faaliyette bulunmas1m yasaklad1. Aynca, Rus kar§th
duygularm alevlenmesinden korktugu için Rus Ortodoks mis­
yonerlerinin Türkistan'da çah§masma izin vermeyi de kabul et­
medi. Von Kaufman, islam'm siyasi bir kurum olarak mevcudi­
yet gõstermesine izin verilemeyecegini beyan etti ancak bundan

15 Henry Lansdell, Through Central Asia (Londra: St. Dunstan's House,


1 887), s. 202.
16 David Mackenzie, "Kaufman o f Turkestan: An Assessment of His Admi­
nistration (1867-1881)", Slavic Review, 26. cilt, 2. sayi (Haziran 1967): s. 267.

Shoshana Keller • 31
õteye gitmedi. Õzel bir dini uygulama meselesi §eklindeki is­
lam, kaçmdmaz olarak Rus kültürel üstünlügünden etkilenece­
gi için rahatça gõz ardi edilebilirdi. Von Kaufman'm fikirleri, II.
Katerina'nm laik bir devletin dini ya§arru kontrol etmesi ancak
müdahale etmemesi politikasmm bir uzanhs1yd1. Fakat ydlarca
süren sava§lan von Kaufman'1 islam'a Katerina'dan çok daha
fazla dü§manla§tlrmI§h. Amac1 ban§ içinde bir arada ya§amak
degil, dinin nihai olarak yok edilmesiydi. Zamanla ve Rusya'y­
la temas hâlinde bu amaca ula§acagma inaruyordu; daha aktif
õnlemlerse, pratikte Rus yõnetimine husumet anl amm a gelen
"fanatizmi" harekete geçirirdi.
Türkistan, hukuki olarak içi§leri yerine Sava§ Bakanhgt'nm
yetkisi altindayd1 ve bu da imparatorluk tarafmdan tamamen
asimile edilemedigini gõsteriyordu. Õnceden Türkistan'm dõrt
ana bõlgesinin (Zeref§an, Seyhun, Ceyhun ve Fergana) dõrt ayn
mevzuat tarafmdan yõnetildigi bu yeni oblash düzene sokmak
için neredeyse hiçbir §ey dü§ünülmemi§ti, bu kafa kan§hnc1 du­
rum 1886'ya kadar düzeltilmi§ degildi.17 Ne var ki, von Kaufman
islami hukuk sistemini degi§tirdigi ancak ilga etmedigi için bu
yasal õrtü§menin bizâtihi Türkistanhlar üzerinde çok az etkisi
oldu. Geleneksel olarak kadllar, yerel yõneticiler tarafmdan õg­
renim ve takvâ esasma gõre atanird1. 1 866'da, tek kad1 yerine Rus
valisi tarafmdan atanan bir kad1 konseyi (mahkeme-i �er'iyye) ge­
tirmek için küçük bir giri§imde bulunulmu§tu ancak bu plan von
Kaufman'm geli§iyle terk edildi.18 1 867 Geçici Nizamnamesi,19
yerle§ik bõlgelerin kendi gõrevlilerini ve ya§hlanru (aksakallar)

17 Hélene Carrere d'Encausse, "Organizing and Colonizing the Conquered


Territories", ed. Edward Allworth, Central Asia: 120 Years of Russian Rule
(Durham, NC: Duke University Press, 1989) içinde, s. 155.
18 V. V. Bartol'd, Ístoriya kulturnoy jizni Turkestana (Leningrad: 1927), s.
1 78-1 80.
19 Türkistan Eyaleti Geçici Nizamnamesi, 1865-1867 ytllan arasmda Tür­
kistan'da kurulacak yõnetimin hukuki s1JUrlanru çiziyor ve yeni bir idari
anlayt� getiriyordu. 1867 ythnda "Türkistan Eyaleti" adt Sirderya, Yedisu
ve Semerkant eyaletlerini kapsayacak �kilde "Türkistan Genel ValiliAi"
olarak yeniden tarumlandt. Yeni düzenlemeyle idari, askeri ve yarg1Sal
de��er yaptlarak gõrevlilerin sorumluluk alanlan için düzenlemeler
çikanldt. Sahin Dogan, "Rus Kanunnameleri �gmda Türkistan Eyaleti
(Oblasb) Geçici Nizamnamesi ve Türkistan Genel Valili�'nin T•kkülü
(1865-1867)", Türk Dünyas1 Ar�tzrmalar1, Cilt: 117, Sayi:231, Kasrm-Arahk
2017, s. 46. (ed.n.)

32 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


seçebilmelerini ve onlann da kadilar1 atayabilmelerini mümkün
lahyordu. Gõçebe halklar da benzer bir sistemi takip ederek ka­
dtlardan ziyade beyleri seçiyordu. islam hukukunu degi§tirmek
için herhangi bir giri§imde bulunulmamasma ragmen, kadmm
yargi yetkisi (18 aydan fazla hapis cezas1 içermeyen) küçük da­
valar ve aile hukukuyla srmrhyd1 ve kararlan yerel Rus mah­
kemeleri tarafmdan incelenmeye tâbiydi. Herhangi bir §ekilde
Ruslan ilgilendiren davalar, hatta Rusça yazdm1§ belgeler bile
sadece Rus mahkemelerinde gõrülebilirdi.20 Rus hukukunun ni­
hai hâkimiyeti, sõmürgele§tirilmi§ Ortadogu'daki Avrupa huku­
kunun hâkimiyetinden de ve hatta Müslümanlar ve Yahudiler
veya (Avrupah olmayan) Hiristiyanlar arasmdaki anla§mazhkla­
rm yalruzca Müslüman mahkemelerinde gõrülebildigi Osman11
sisteminden de farkh degildi.
Rus yõnetiminin ilk yirmi y1h boyunca, bu düzenlemelerin
islami mahkemelerin itiban üzerinde çok az etkisi oldu. Çünkü
Rus yõnetimi o kadar zay1fu ki yeni düzenlemeleri uygulamak
için çok az §ey yapabildi. 1886'da Türkistan'm daimi ve birle§ik
nizamnamesi islami mahkemeleri halk mahkemeleri (narodmi
sud) statüsüne indirdi ve kaddan devlet memuru hâline getirme­
ye çah§tl. Bu, kaddann ve onlan seçenlerin tepkisini çekti ve bu
te§ebbü sün ba§ans1, en iyi ihtimalle, klsmi oldu.21
Von Kaufman'm Türkistan'daki faaliyetlerinin askeri oldu­
gu kadar ekonomik yõnü de vard1. Hükumetin bu yeni tasar­
ruf alanmdan yararlanmak üzere sulama ve ula§Im kanallan,
demiryollan ve telgraf hatlan in§a etmesi, bunlan da ucuza ve
küçük bir Avrupah nüfusuyla yapmas1 icap ediyordu. 1873'te
Ta§kent en fazla Rus yogunluguna sahip §ehirdi; buradaki nüfus
yalmzca, 6.000 ki§ilik bir garnizonun korumas1 altmdaki 3.000
ki§iden olu§uyordu. 1897'deki ilk nüfus sayimma gelindiginde
ise, Türkistan'daki Rus nüfusu, 7,2 milyon olarak tahmin edi­
len genel bir nüfusta, yakla§Ik 30.000 asker gücü dâhil 690.000'e
yükselmi§ti.22 Adeeb Khalid, von Kaufman'm müdahalesizlik

20 Adeeb Khalid, The Politics of Muslim Cultural Reform: ]adidism in Central


Asia (Berkeley: University of Califomia Press, 1998), s. 68.
21 Agy., s. 69-70.
22 Richard Pierce, Russian Central Asia, 1867-1917: A Study in Colonial Rule
(Berkeley: University of Califomia Press, 1960), s. 96-97; Ian Murray Mat­
ley, "The Population and the Land", Allworth içinde, s. 104.

Shoshana Keller • 33
politikasmm ideolojik oldugu kadar zorunluluk nedeniyle de
belirlendigme dikkat çekiyor: Ruslar Türkistan'1 yakmdan yõne­
tecek personele sahip degillerdi.23 Ruslann buradaki üstünkõrü
varhgi, uzmanlann, çogunlukla vas1fs1z olan Türkistanli i§çileri
tefti§ etmelerini, bunu da i§çilerle ileti§im kurmak için çevirmen­
lere (genellikle Tatarlara) bel baglayarak yapmalanru gerektiri­
yordu. 1874'te ba§layan ilk sulama projesi, Ta§kent'in hemen gü­
neybabsma uzanan bir kanald1. Rus mühendisler, yerli çiftçileri,
kanaldan elde edecekleri tarimsal faydalann zaten yeterli bir
mükâfat saglayacag1 gerekçesiyle ücretsiz olarak kanal kazma­
ya zorlad1. i§çiler ise buna güçlü bir §ekilde kar§l çlkblar, ayak
sürüdüler ve projenin be§ yll içinde ba§ans1zhga ugramasm1
sagladdar.24 Bu õrüntü düzenli olarak tekrarlanmasma ragmen,
mühendislik, ula§im, ileti§im, hp ve diger alanlardaki bir avuç
Rus uzman, Türkistan'm §ehir merkezlerini imparatorlugun geri
kalanma peyderpey dâhil etti. Uzmanlar bu süreçte bõlgeye Rus
bilimsel dü§üncesini, kiyafet ah§kanhklarm1, votka ve diger eg­
lenceleri, sõmürgeci bir gücün küstahhgm1 ta§1ddar ve bunlarm
tümü kimi Türkistanhlar arasmda kizgmhk, kimileri arasmday­
sa memnuniyet kaynag1 oldu.
Askerlerin ve yõneticilerin i§galine e§lik etmeyen bir unsur
ise, büyük bir Rus kõylü yerle§imciler dalgas1yd1. Bunun õnem­
li nedenlerinden biri, bõlgeye ula§marun zorluguydu: Türkis­
tan'1 imparatorlugun geri kalanma baglayan ilk demiryolu hath
Transhazar, 188l'de, sivil ula§im için degil, õncelikle Türkmen
a§iretlerinin kontrolü konusunda orduya yard1mc1 olmas1 için
in§a edilmi§ti. Emirin muhalefeti, demiryolunun, Buhara ve Se­
merkant'a ula§hg1 1 888 ydma kadar Türkistan'm ortasmdan geç­
mesini engelledi. Hat Ta§kent'e ve ardmdan on bir y1l sonra Fer­
gana Vadisi'ne uzabhrken, daha õnemli olan Orenburg-Ta§kent
hath ancak 1906'da tamamlanabildi.25 Bu sonuncu hat yerle§imci
getirdi ancak bunlar (1916'da 1 milyondan fazia Rus ve Ukray­
nah), Türkistan'm daha yogun nüfuslu vahalanndan ziyade, Ye­
disu ve (1882'de, §imdiki Kazakistan'da kurulmu§ olan) Kuzey
Bozkir Eyaleti gibi tanmsal bõlgeleri cazip buldular.

23 Khalid, s. 60-61.
24 Pierce, s. 176.
25 Ian Murray Matley, "Industrialization", Allworth içinde, s. 327-328.

34 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Buhara'run Rus kontrolündeki topraklarm tam ortasmda bu­
lunmas1, Emir Muzafferüddin'in, kendi egemenligindeki bõlge­
lere Ruslarm el uzatmasma kar§I çikmas1 nedeniyle, ulqun ve
ileti.§im baglanblarmm geli§imini geciktirdi. Rusya ile Buhara
arasmda 1873 ytlmda imzalanan antlqma Buhara'mn egemen­
ligini taruyor, kõle ticaretini kaldmyor ve iki hükumet arasm­
daki ticari ve diplomatik ili§kileri temin ediyordu. Bununla bir­
likte, hükümlerinin çogu, Muzafferüddin'in õlümünden (1885)
sonrasma kadar yürürlüge girmedi. Von Kaufman ve genel vali
olarak halefi Mihail Grigoryeviç Çemyayev (1882-1884), anla§­
may1 uygulayacak kaynaklara sahip degildi ve õyle gõrünüyor
ki Emir'in kendisi de Ruslan s1mr dl§l etmenin bir yolu bulu­
nabilecegine dair umutlar besliyordu. Emir, dikkatli bir ͧ birli­
gi yakla§Iml benimsedi ve 1873'te Harezm'e kar§1 Rus ordusu­
na yard1m etti ancak iki yd sonra ordusunu Ruslann Hokandh
Hüdayar Han'a kar§l olas1 ba§ans1zhgmdan yararlanmak için
konumlandirdi.26 Emirligin merkez ve dogu kis1mlarma, onlan
yakm gõzetim altmda tutacak §ekilde bir dizi Rus bilim heyeti­
ni kabul etti. Muzafferüddin, hükümdarhgmm sonlarma dogru,
Ekim 1883'te, Buhara boyunca bir telgraf hattmm in§asma izin
verme konusunda anla§ma yapmaya, baski altmda ancak Bah
teknolojisinin uygulanmasma yõnelik din adamlanndan gelen
muhalefetin otoritesini baltalayacagm1 hararetle savunduktan
sonra, raz1 oldu.27 1885 Haziranmda ise, ba§kentten geçmemek
§arhyla Buhara üzerinden Semerkant'a gidecek bir demiryolu
hatbnm yaplmlnda i§ birligi yapmay1 uygun gõrdü.
Seyyid Muh amme d Rahim Han'm tahttaki konumunu von
Kaufman'a borçlu olmas1 nedeniyle, Rus yetkililer için Harezm
Hanhg1'yla müzakere yapmak çok daha kolayd1. Buhara emi­
rinin aksine, Muhammed Rahim, 1868'de ba§kent Hive'yi i§gal
eden Rus birliklerinden õnce §ehirden kaçm1§h. Von Kaufman
daha sonra onu Yomut Türkmenlerine ve diger dü§manlara kar§1
Rus korumas1 altmda yõnetime geri getirmi§ti. 1873 anlqmasma
gõre Harezm, Buhara'dan çok daha küçük ve zay1f bir konumda
kalrm§h ve kendi topraklanndaki Rus in§asma itiraz etmek için

26 Seymour Becker, Russia's Protectorates in Central Asia: Bukhara and Khiva,


1 865-1924 (Cambridge: Harvard University Press, 1%8), s. 89-90.
27 Agy., s. 1 12.

Shoshana Keller • 35
hiçbir gerekçesi yoktu. Yine de Harezm'e seyahat eden Rus tüc­
car, doktor ve mühendislerin sayis1 Buhara'ya gidenlerden daha
azdl. Bu bõlgede Rus gücü, Sovyet dõnemine kadar süren bir du­
rum olarak, Türkistan'm diger yerle§ik kisrmlarmdakinden daha
zayifb.. Harezm, Türkistan'm merkezinden ziyade sirurmdayd1
ve Buhara, ingiliz etkisindeki Afganistan'a sirurken, Harezm'in
Rusya'y1 tehdit edebilecek hiçbir kom§U devleti yoktu, dolay1s1y­
la askeri menfaati dü§üktü. Hanhk gõrece fakirdi ve yüzyillardir
õnernli bir kültür merkezi olmamt§tl, üstelik Avrupah kâ§ifler
için Buhara kadar cazip degildi.
Türkistan'da Rus gücünün yava§ ve dengesiz artl§l, yerli
nüfusun farkh kesimlerini oldukça e§itsiz §ekillerde etkiledi ve
yabanc1 tahakkümüne kar111 çe§itli tepkiler yarath. Bu yarut hak­
kinda bildiklerimizin çogu okuryazar s1mflardan, õzellikle de
tüccarlardan ve Buharah seçkinlerin baz1 üyelerinden gelmek­
tedir. Türkistan'm tutumlanm anlamadaki en büyük zorluk,
eldeki bilgilerin çogunun Avrupa kaynaklarmdan süzülmü§ ve
oldukça tarafli olmas1dir. Farsça ve Çagatay Türkçesi'ndeki el
yazmas1 kaynaklar, tarihçilere imparatorluk tarihinin Türkistan
taraómn çok daha net bir resmini verebilir. Ancak bunlar daha
yeni yeni bulunmaya ve incelenmeye ba§l anmt§hr.28 �u anda
mevcut olan bilgilerden ortaya ç1kan bir nokta ise, hpki Rusla­
rm Türkistan'm bilhassa ekonomik ve askeri potansiyeline ilgi
duymas1 gibi, i§galin ilk ve en derin etkisini ya11ayanlarm da bu­
radaki ekonomik ve siyasi elitler olmas1yd1.
Buharah ve Harezmli tüccarlar on alhnc1 yüzyildan beri, ço­
gunlukla Kazan üzerinden ancak bazen de Nijnini Novgorod
veya ba§ka 11ehirlerde olmak üzere Ruslarla aktif olarak ticaret
yap1yorlard1 ve Bah'daki her türden sosyal s1mfla yakm bir â§i­
nahga sahiptiler. 1 868'den õnce tüccarlar, Rus üretimi mallar
için hammadde takas1 yap1yorlard1. Pamuk, bu ticaretin õnem­
li bir parças1yd1 ancak o zamanlar Türkistan sadece daha ka­
litesiz, kisa elyafli çe§itler üretiyordu. Bõlge aynca Astrahan/
karakul yünü, ipek, hah ve birkaç tanm ürünü ihraç ediyor­
du. Bunlar tamamlaruru§ tekstil ürünleri, metal ev e11yalan,

28 Bkz. Jo-Ann Gross, "Historical Memory, Cultural ldentity, and Change:


Mirza 'Abd al-' Aziz Sami's Representation of the Russian Conquest of
Bukhara," Bruwer ve Lazzerini içinde, s. 203-226.

36 • Mekke'ye De!';il Moskova'ya


gazya�, §eker ve diger mallarla degi§tiriliyordu. Hanhklann
içinde gümü§, alhn ve bakir sikkeler §eklindeki para kullaruh­
yordu. 29 Ancak bu genellikle nakde dayah bir ekonomi degildi.
1 8801erde uzun elyaf pamugun piyasaya sürülmesi, Türkistan
ekonomisini nakit temeline oturtarak, hanhklar ve Rus i§gali
alhndaki Türkistan'da tüccarlarm oldukça etkili bir kent s1mft
hâline gelebilecegi ko§ullan yarath. Bu iki §ekilde gerçekle§ti:
Birincisi, Türkistan'm yüzy1llar boyunca sahip oldugu en bü­
yük ihracat pazannm açilmas1yla, pamuk tüccarlan bõlgedeki
ana zenginlik kanah hâline geldi ve bu da onlara daha õnce sa­
hip olduklarmdan daha yüksek düzeyde sosyal ve siyasi itibar
saglad1. ikincisi, tüccarlar Ruslarla (ve onlarm Tatar tercüman­
lar1yla) diger gruplardan daha yogun temas hâlindeydi. Bunlar
sadece pamuk satmakla kalmadilar, aym zamanda . 1 8901arda
Buhara ve Türkistan'daki muhtelif a§iretler çirçir fabrikalan
i§letip pamuk tohumu yag1 ç1kararak son derece zengin hâle
geldiler (pamuklu kuma§ üretimi Rusya'yla s1mrhyd1). Bu tüc­
carlar, etkili bir §ekilde ticaret yapmak ve servetlerini arthrmak
için Rus geleneklerini, siyasi kültürünü ve nihayetinde dilini
õgrenmek zorundayd1. Zamanla, egitim ve milliyetçilikle ilgili
diger Bat1h fikirleri de edinmeye ba§ladilar ve bu fikirlerin Tür­
kistan'a giri§indeki ana mecra hâline geldiler.
ihracata dayah tanm ekonomisi bir ticaret burjuvazisi yarahr­
ken, siradan çiftçiler üzerinde ise yooc1 etkiler dogurdu. impara­
torluk Rusya's1 gibi Buhara Hükumeti de bütçe gelirinin büyük
bir bõlümünü kõylüleri vergilendirmekten elde ediyor, bu yet­
mezmi§ gibi her düzeydeki memur da gelirlerini desteklemek
için rü§vet talep ediyordu. Emirin, g1da mahsulleri pahasma
pamugu istekli bir §ekilde te§vik etmesi, birçok kõylüyü çiplak
geçimden, ortakç1hgm katran çukuruna itti ve daha da derin bir
borca sürükledi. Hélene Carrere d'Encausse'un õne sürdügüne
gõre, bu ekonomik degi§im õyle ruzh gerçekle§mi§ti ki, o nokta­
ya kadar tefecilik konusunda çok az tecrübesi olan kõylüler, borç
dõngüsüne kesinkes kaptlmcaya kadar yeni §artlann ne kadar

29 Boris D. Kochnev, "lhe Last Period of Muslim Coin Minting in Central


Asia (18th-Early 20th Century)," Kemper, von Kügelgen ve Yermakov içinde,
s. 431-444 .

Shoshana Keller • 37
yooa oldugunu tam olarak anlamadtlar.30 Rus idaresi albndaki
Türkistan'da kõylülerden de borca daya11 ortakçtl1gm içine dü­
§enler olmu§tu ancak bunlar belki biraz daha iyi durumdaydtlar
çünkü çok fazia memura koltuk çtkmak zorunda degillerdi. Bu­
hara'daki baz1 gruplar kesinlilde dezavantajh olduklariru hisset­
tiler ve Rus i§galine ugrayan Türkistan'a ilhak talebinde buluna­
rak kõtü durumlanna çare bulmaya çah§ttlar.31
Müslüman din adamlan bu ayaklanmalarda karma§tk bir rol
oynad1; çogu Battl1 yazar onlan hem Ruslann hem de Türkis­
tanhlann çikarlanna bütünüyle mâni olarak tasvir etmi§tir. Tür­
kistan'da, H1ristiyan din adamlanmnki gibi bir hiyerar§i içinde
õrgütlenmemi§ olsalar da çe§itli kademelerde Müslüman din
adamlan bulunuyordu. En egitimli olanlar, Buhara ve Semer­
kant'm büyük medreselerinde veya Ortadogu'nun ba§ka yer­
lerinde egitim gõrmü§ ulema veya âlimlerdi. Din adamlarmm
çogu molla veya imam olarak adlandmhyor ve çok çe§itli egitim
düzeyleri sergiliyorlard1. Birincil gõrevleri Cuma namaz1 kil­
d1rmak, sünnet ve cenazeleri yõnetmekti. Kõylerinde genellikle
dan1§manhk, arabuluculuk ve liderlik yap1yorlard1. Din adam­
lanmn mullikhi adi verilen e§leri de kadinlar için aym i§levleri
yerine getiriyordu. Kizlara temei okuryazarhk ve dini bilgileri
õgreten atinlar admda bir egitimli kadmlar sm1fi da vard1. Baz1
imamlar ve mollalar oldukça yetenekli ve bilgiliydi. Bazdannm­
sa okuma yazmas1 yoktu ve yalmzca farz namazlan kildiracak
kadar Arapça biliyorlard1.
Geriye kalan din adamlan grubu, Hindu gurulan veya Hasi­
dik hahamlannkine benzer bir i§levi yerine getiren karizmatik
bir lider etrafmda toplanmt§ sufi tarikatlanmn liderleriydi. Sufi
tarikatlanrun birçogu (õzellikle Nak§ibendilik) Orta Asya'da or­
taya ç1kh ve buradaki varhg1 zamanla Müslüman dünyanm geri
kalan birçok bõlgesindekinden daha belirgin hâle geldi. 1$ân,
$eyh, hoca veya pir32 olarak adlandmlan baz1 sufi liderleri, õzel-

30 Hélene Carrere d'Encausse, Islam and the Russian Empire: Reform and Re­
volution in Central Asia (Berkeley: University of Califomia Press, 1988), s.
44-45.
31 Richard Lorenz, "Economic Bases of the Basmachi Movement in the Farg­
hana Valley," Kappeler, Simon ve Brunner içinde, s. 282. Carrere d'Encausse,
1988, s. 215, not 59.
32 Ruslar tarafmdan en çok kullarulan terim i§ân oldu.

38 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


likle Timurlular dõneminde yõneticilerin güvenilir dam§manlan
hâline gelerek Orta Asya tarihinde õnemli roller üstlendiler. Sufi
§eyhlerinin müritleri, sufi olmayan Müslümanlarla ayru bayram
ve ibadetlere i§tirak ediyordu. Ba§hca fark ise, Õzbekçede zikir
(Arapça zikr) denen ve ilahi sõzcük veya cümleleri (genellikle Al­
lah'm adi veya kelime-i §ehadet, "Allah'tan ba§ka ilah yoktur ve
Muhamm.ed onun elçisidir") içeren, bir cezbe hâline ula§ma ve
bõylece ilahi olanla bütünle§me amacryla icra edilen sufi ayinin­
de yatiyordu. Türkiye'nin ünlü "Semazenleri" gibi baz1 tarikat­
lar [Mevlevilik -ç.n. ] , bu ayine dans veya diger hareketleri de dâ­
hil ettiler. Orta Asya'daki en etkili tarikat olan Nak§ibendilik ise,
sessiz bir "kalp zikri" kullanir. Ortodoks (geleneksel) ulema ge­
nellikle sufi ritüellerinden rahats1zhk duymu§, onlan islam-d1§1
diye adland1rm1§ ve ara ara sufileri bashrmaya çalI§mI§hr. Tarih
boyunca zaman zaman meydana gelen bu baskilar, tarikatlara
yan yeralb bir karakter vermi§ ve bu da Sovyet dõneminden sag
ç1kmak için oldukça yararh olmu§tur.
Muzafferüddin, Ruslarm kendi topragmda nüfuz alam olu§­
turmasma müsaade etmemek için ulemay1 daima bir bahane
olarak kulland1. Bu tür geli§melere izin veremeyecegini çünkü
ulemanm halkm huzursuzlugunu galeyana getirebilecegini sa­
vu,ndu ancak nihayetinde i§ birligi yapmay1 kabul etti.33 Aym
zamanda, Buhara'da egitim reformculanna (Ceditçiler) ve diger
muhalif hareketlere kar§I ulemay1 arkasma ald1. Yolu Buhara'dan
geçen Avrupa11 gezginler, buradaki muhafazakâr ulemaya duy­
duklan nefrette neredeyse hemfikirdiler.34 Bu dõnemde Bahhla­
rm Orta Asya islam'ma ili§kin standart izahlan, çogunlul_<la Orta
Çag dü§ünce gelenegini gõrmezden geliyor, sufi tarikatlarm1
neredeyse hiç anlarmyor ve din adamlanmn bilimsel dü§ünceyi
hepten reddettigini vurgulayarak kõrü kõrüne yürüttükleri me­
tin ezberciligini õne çikanyordu.
Bu tablo tamamen yanh§ degildi; sadece Türkistan'daki de­
gil, büyük Sünni medreselerindeki ulema da Orta Çag'm is­
lami bilimsel eserlerinden büyük õlçüde uzakla§mI§h. Ancak

33 Becker, s. 1 12.
34 Alexander Bumes, Traveis into Bokhara, 2. cilt (Philadelphia: E. L. Carey and
A. Hart, 1835), s. 122-125; Arminius Vambery, Traveis in Central Asia (New
York: Harper and Bros., 1865), s. 415-416.

Shoshana Keller • 39
18701erde iran, Hindistan ve Mis1r'da ortaya çikan islami 1slah
hareketi Rus imparatorlugu'ndaki Müslümanlan da etkiledi.
Rus dü§üncesiyle kurmu§ olduklan uzun süreli temaslarmdan
da etkilenen Tatarlar arasmda reformcu tarh§malar ba§lad1.
17901ann ba§larmda, Tatar âlim Ebü'n-Nasr el-Kursavi (1776-
1 81 3), 35 Buhara ve Semerkant'm islami merkezlerinde hüküm
süren, gelenege mutlak inanç (taklid) konusundaki 1sran sorgu­
lad1 ve õzgün yorumlarla yeni yasalar geli§tirme yetenegi anla­
mma gelen içtihadm yeniden canlandmlmasrm savunacak kadar
ileri gitti ($iiler içtihatla ugra§maya devam etmi§ ancak Sünniler
onuncu yüzytlda içtihat kaptlanru kapatml§lard1). Kursavi'nin
fikirleri Buharah ulemay1 ve emiri o kadar kizdird1 ki, emirlik­
ten kaçmak zorunda kaldi.36 Bununla birlikte, medrese kadrola­
nru rahats1z eden tek dü§ünür o degildi. Kursavi'nin ardmdan
Tatar $ihâbeddin Mercâni (1818-1889) geldi. Mercâni, õgretim,
metin degerlendirmeleri ve takvim belirleme konularmdaki eski
tarzlara meydan okumak üzere Kahire'nin reform merkezinde
mevcut olan Babh fikirleri, dü§ünme ve ara§hrma yõntemlerini
kullanmakla kalm1yor, Bati biliminin kavramlanm tan1manm
en htzh yolu olarak da Rusça õgrenmeyi savunuyordu. Mer­
câni'nin radikal tutumlan Kazan ulemas1ru kizdiracak, imamhk
unvan1 geçici olarak elinden ahnacakb.37
M1sir'da ve ba§ka yerlerde tarb§tlagelen radikal dü§üncele­
rin Türkistan'daki õgrencileri etkilemi§ olmas1, bõlgenin dün­
yanm geri kalaruyla ili§igi tamamen kesilmi§ bir durgun su
oldugu §eklindeki bir diger yaygm tasviri yalanhyor. iran'm

35 Astl adi Ebü'n-Nasr Abdünnasir (1776-1812) olan Kursavi, Türk-Tatar ye­


nile�me hareketinin õnde gelenleri arasmdadir. Kendisi Nak�ibendi-Mü­
ceddidi �hi Niyazkuh Han Türkmâni'den ders almi� bir isimdi. Zihnin­
de beliren dini alanda 1slah dü�cesi nedeniyle mutaass1p zihniyetin tep­
kisine ugrasa da kendisinden sonraki yenilikçi ku�agi etkilemeyi bqardi.
Kursavi, içtihat kap1slIUI\ aç1k oldugunu beyan e� ve her Müslüman'm
içtihat yapabilecegi üzerinde durmu�tur. O, taklidi, bidatl dinin temeli ola­
rak gõrenlere ve akh õn planda tutmayanlara k� mücadele e�tir. is­
mail Türkoglu, ib rahim Mara�, "Kursavi", Diyanet islam Ansiklopedisi, Cilt:
26, 2002, s.447. Aynca bkz. Aydar Yuzeev, Tatarskaya Filosofskaya Mlsl
Kontsa XVIII-XIX Vekov, Kazan, 1998. (ed.n.)
36 Rorlich, s. 49.
37 Agy., s. 51. Mercâni'nin dü�ünceleri hakkmda daha fazla bilgi için bkz. Mi­
chael Kemper, "Shihabaddin al-Marjani als Religionsgeleherter," Kemper,
von Kugelgen ve Yermakov içinde, s. 129-165.

40 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


�ii Safevi Devleti1510 yilmda Sünni Türkistanhlan Mekke'ye
yapilan kara yolu haccmdan menetmi§ olsa da Hindistan üze­
rinden yollar mevcuttu ve �ii haalann Me§hed'e ve diger iran
türbelerine gitmesine izin veriliyordu. Rus i§galinden sonraysa
von Kaufman, Sünnilerin Rusya topraklanndan hacca gitme­
sine dogrudan müsaade etti. Tabi, hacdar Rusya'mn yetki ala­
nm1 terk ettiginde, Íslam dünyasmda oldukça õzgürce seyahat
edebiliyordu.38 Türkistan'dan aynlabilenler hacdardan ibaret
degildi, aym zamanda tüccarlar da Afganistan, iran, Hindistan
ve zaman zaman Osmanh Ímparatorlugu'na, ileti§im baglanh­
larm1 koruyarak, seyahat ettiler.39
Ulemanm Rusya'mn siyasi ve ekonomik tecavüzüne kar§t
gõsterdigi direncin arkasmda dini gericilikten daha fazlasmm
olduguna dair pek çok gõsterge var. Bahh yazarlar, Bah kül­
türünün giri§ini mutlak bir iyilik, inatla geri kalmt§ bir halka
aydmlanma ve ilerleme getirilmesi §eklinde tasvir etme egili­
mindeydiler. Ancak gõrdügümüz gibi, Türkistan'daki çiftçi­
ler ihracata dayah mahsul rejimi alhnda can çeki§iyorlard1 ve
sulama kanallan kar§tsmdaki birkaç "gerici" direni§ vakas1 ve
pamuk ekme hamlesi de ashnda ekonomik bozulmaya kar§t
gõsterilen itirazlardi.40
Ulemanm Rus hâkimiyetine verdigi tepki de s1khkla õne
sürülenden çok daha karma§ikh. Von Kaufman, iktidarmm ilk
ydlarmda ulemanm ekonomik ve siyasi nüfuzunu bir §ekilde
zay1flatml§sa da dini olan her §eye ili§kin kas1th kõrlük politi­
kas1, ahlak yoksunu kaddarm servetlerini ve güçlerini rü§vet ve
iltimas yoluyla arthrmalarma izin vermi§ti. Rus yetkililerin va­
klf topraklarmm çogunu ele geçirmesine ve 1886'dan sonra yeni
vak1flarm kurulmasm1 yasaklamalarma ragmen, geri kalan top­
raklann birçogu, onlan yõneten mütevellilerin õzellikle pamuk

38 Daniel Brower, "Russian Roads to Mecca: Religious Tolerance and Mus­


lim Pilgrimage in the Russian Empire," Slavic Review, 55. cilt, 3. sayi (Güz
1996): s. 569-71.
39 Hac ve diger faaliyetler çerçevesin�e �usya Türkleri ve Osmanh ili�kisi
hakkmda bkz. Alfina Sibgatullina, lki lmparatorluk Arasinda Rusyal1 Müs­
lüman Türkler, istanbul 2014; Alfina Sibgatullina, ismail Türkoglu, "Ta­
tan i Osmanskoe Gasudarstvo", istoriya Tatar, T. VI, Kazan, 2013, s.344-
350. (ed.n.)
40 Lorenz, s. 280.

Shoshana Keller • 41
yoluyla zenginle§mesini saglanu§b. 18901arda (daha õnce degil­
se), Babhla§ma hareketi Türkistanhlar arasmda yaygmla§maya
ba§ladtgmda, pek çok muhafazakâr ulema kendilerini degi§ime
kar§I Rus yetkililerle ittifak hâlinde buldu. Ulema, Ceditçileri ve
diger Bab tedrisatmdan geçmi§ milliyetçileri hem islam'a hem de
toplumdaki kendi imtiyazh konumlarma tehdit olarak gõrüyor
ve istikran Rus yõnetiminde anyordu.41 Rus yetkililer reform­
cular konusunda daha karma§Ik bir gõrü§e sahipti ancak Tür­
kistan'm Avrupahl arm kendisinden ahnml§ araçlan kullanarak
serbest kalmasJ.ru engellemekte kesinlikle bir menfaatleri vard1.
Egitim, on dokuzuncu yüzytlm sonlarmda reformist bir ha­
reketin geli§mesinde çok õnemli bir rol oynad1; bu süreç, birçok
tarihçi tarafmdan uzun uzad1ya tartI§IlIDI§hr. Egitim ayru za­
manda Rus politikasmm müphem karakterinin kendini açikça
gõsterdigi bir aland1. Hükumet yerli nüfusu asimile etmekle hiç
ilgilenmedi; Türkistanhlar kanunen imparatorlugun tam vatan­
da§lanndan ayn tutulan yabanalar (inrodetsz) idiler. Ruslarm

41 Ceditçilik, kaba bir tarihlemeyle on dokuzuncu yüzydda Kazan merkezli


olarak ortaya çikti. Bu konuda Kmm sahas1, kisa süre sonra ismâil Bey
Gaspirah'yla birlikte Ceditçili� e�itim ve matbuat gibi iki õnemli ala­
mnda sivrildi. Onu, yirmind yüzy1hn ilk y1llanna do�ru (Ceditçilik Tür­
kistan'da daha çok yirmind yüzydda kendini gõsterdi) Türkistan takip
etti. Ceditçi hareket dünyevi hayabn her alanmda modem zamana uyma
çabasim ifade etmesinin yam sira dini alanda da Müslümanlan geride b1-
rakan ve ashnda islam'm içerisinde olmayan fakat ona daha sonrasmda
dahil edilmi§ bidatlerden kurtama amacma hizmet ediyordu. Ceditçilik,
1905 Rus Devrimi'yle birlikte siyasi alana yõnelmekten de uzak kalmad1.
Harekete yõnelik en büyük kar§l duru§ bizzat ayru toplum içerisindeki
çevreden yani Kadimdler olarak adlandmlanlardan geldi. Onlar Ceditçi­
leri, dini ve toplumu bozmakla suçlarken kendi otoritelerinin yok edilme­
sine de kar§l çikiyorlard1. Bu anlamda bazen Rus yetkilileryle i§ birligi içe­
risinde Ceditçilere kar§l olmaktan da çekinmemekteydiler. Rus yetkililer
için de Ceditçilerden ziyade Kadimdler daha terdh edilebilir bir konum­
dayd1. 1908 ydmda Kazan'da yapdan bir toplanbda, Rus idaresinin egitim
sorumlulanndan A. ispasiski'nin sõzleri, Rus idaresi ile Kadimciler ara­
smdaki ili§kiyi ve Ceditçilere kar§l kurulmu§ ortak cepheyi ifade etmesi
açismdan õnemlidir: ºBiz (hükfimet memurlart) eski usulcü Tatarlarla pek iyi
geçiniyorduk. Ama yeni Jikirlileri bizim için i§i uygunsuzla§ttr1yorlar . . . Eski
usul bizim için ve hükamet için daha faydal1 idi. Eger Müslümanlarm mektep
ve medreseleri meselesinde vücuda gelen bu inkilaba ve yeni fikirlere biz tezden

dikkat etmezsek hiç düzetilmesi mümkün olmayan bir hatalt i§ i§lemi§ olacagtz. "
"Rusya'da inarodis Mektepleri", çev. F.K. (Fatih Kerimi), $ura, 10. sayi,
1908, s. 307. (ed.n.)

42 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


çogu için Türkistan çok az ilgi çekiyordu ya da en iyi ihtimalle
potansiyel bir zenginlik kaynagiyd1; bõlge, Kafkasya gibi roman­
tik hayalleri süslemiyordu. Gerçi, von Kaufman ve halefleri yerel
kültürü dõnü§türmek istiyordu istemesine ancak bunu hayata
geçirmek için yüksek rütbeli Ruslarla temasa geçmeyi beklemek­
ten de pek memnun saytlmazlardi.
Müslüman egitim sistemi iki seviyeden olu§uyordu: õgren­
cilerin temei Arapça ve Kur'an okuma becerilerini, Türk §iirini
ve biraz da aritmetigi õgrendikleri mektep veya ilkokul ve õg­
rencilere daha çok islami metinleri ve dualan õgreten ve onlan
çok çe§itli düzeylerdeki entelektüel yeteneklerle âlim olmaya
haz1rlayan medrese veya ortaokul. Okula giden çocuklar genel­
likle sadece mektebi tamamhyorlard1; Rus ele§tirmenlere gõre,
bu onlara sadece ne anlayabilecekleri ne de gerçekten okuya­
bilecekleri ezberci bir Kur'an bilgisi veriyordu. Von Kaufman,
her zamanki gerekçelerinden õtürü mektepleri ve medreseleri
büyük õlçüde gõrmezden gelmekle birlikte hem Ruslar hem
de Türkistanhlar için az say1da laik okulun kurulmasma des­
tek oldu (gõçebe Kazaklara yogunla§arak onlan Tatar islami
"fanatizminden" korumay1 amaçhyordu)42, Semerkant ve Çim­
kent'teki astlanmn yerel egitim için daha cesur planlar dene­
melerine izin verdi. Hatta Ta§kent'te Õzbek ileri gelenlerinden
birinin, Kiril alfabesini kullanarak Õzbekçe egitim yapacak ve
geleneksel konulan ve Rus hukukunu õgretecek bir Müslüman
orta õgretim okulu kurma õnerisini ciddiye ald1 ancak bu fikir
hiçbir zaman gerçekle§medi. 43
Ne gariptir ki, von Kaufman'm yakla§lffil genel olarak impa­
ratorluga sad1k ve itaatkâr bir bile§en yaratma konusunda lakayt
bir yakla§1md1 ve §a§irhc1 olmayan bir §ekilde bu, çok da iyi i§le­
medi. Rus okullanna çok az say1da yerli çocuk te§vik edilebildi
ve von Kaufman onlan cesaretlendirmek için hiçbir çaba sarf et­
medi. 1 880'e gelindiginde, von Kaufman yõnetimiyle ilgili diger
sorunlar, õzellikle muazzam yolsuzluklar ve yerel mahkemelerle
hükumet üzerinde ciddi bir Rus kontrolünün olmamas1, üstle­
rinden ve yabanc1 gõzlemcilerden sert ele§tiriler almi§h. 1881'de

42 Brower, 1997, s. 130-131 .


43 Kiriak E. Bendrikov, Oçerki po istorii narodnogo obrazuvaniya v Turkestane,
(1865-1924 gody) (Moskova: 1960), s. 70.

Shoshana Keller • 43
emekli oldugunda (Mayis 1882'de felçten õldü), yerine, onun po­
litikalanru ele§tiren generaller M. G. Çemyaev (1882-1884) ve N.
O. Rosenbach (1884-1 889) geldi.
Çemyaev, 1865'te Ta§kent'in i§galine õncülük etmi§ti ve 1877-
1 878 Rus-Türk Sava§1'nda S1rplar adma yapb� yigitliklerden
õtürü Rus milliyetçileri arasmda büyük bir kahramandi. Tür­
kistan'1 yõnetme konusundaki kaba ve basit yakla§uru, yõneti­
minin olumlu yõnleri de olsa, çok fazla hasar b1rakmadan luzla
gõrevinden almmasma yol açb. 1883'te Çemyaev, yerel tüccarlar
ve din adamlarmdan olu§an bir komisyon toplayarak dini mah­
kemeleri ve okullan yeniden düzenlemenin yollanm õnerdi, ki
bu muhtemelen bir Rus yetkilinin yerli temsilcilerle gõrü§tügü
ilk seferdi. Ancak komisyon fazla bir §ey yapamadan Çemyaev
geri çagnld1.44 Aynca, 1 886 kahc1 Türkistan Nizamnamesi'yle
sonuçlanan vilayet idaresinin yeniden düzenlenmesi sürecini
de ba§latm1§b. Yeni nizamname, kendisine bir dan1§ma konse­
yi vermek ve sorumluluklannm bir kisrmm içi§leri, maliye vb.
bakanhklara devretmek suretiyle genel valinin yetkisini kis1th­
yordu. Bununla birlikte, vilayet yõnetimi askeri temelini korudu;
St. Petersburg, Türkistan'1 yürürlükteki imparatorluk idaresine
dâhil etmeye haz1r veya yetkin degildi.
Çemyaev ve Rosenbach, milliyetçi bilinci geli§tirmek adma
en etkili araçlardan birini, ana dilde yaym yapan ilk Rus ga­
zetelerini takdim etmekten de sorumluydu. Bunlar, Çemyayev
dõneminde Türkistanskie Vedomosti (Türkistan Haberleri) Õz­
bekçeye basit tercümeler olarak ba§lad1. 1887'ye gelindiginde
Rosenbach, Rus ve Türkistanhlan kadrosunda barmdiran iki
dilli bir Türkistan gazetesine izin verme karan ald1. Elbette her
iki vali de Türkistan'da milliyetçi bilinci geli§tirmeyi amaçla­
mamI§b ancak basm yerel fikirlerin kamuoyuna yayilmas1 için
bir araç hâline geldikçe, gazetelerin okurlan için icra ettigi rol
zaman içinde tam da bu oldu.
Rosenbach, Çemyayev'den daha etkili bir idareciydi ve yõ­
netimini Türkistanldann ya§ammda von Kaufman'dan çok
daha aktif hâle getirmek istiyordu. Rosenbach dõneminde ih­
racata dayah tarrm ekonomisi geli§meye ba§lad1 ve en azmdan

44 Agy., s. 70-71 .

44 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Türkistan elitlerini Rus toplumuna daha yakm hâle getirme ça­
balan artb. Egitim bu noktada oldukça õnemli oldu. 1884'ten
ba§layarak Rosenbach, (siradan bir mollarun tedris ettigi) gele­
neksel mektep müfredatmm çogunu temei Rus dili, aritmetik,
cografya ve diger temei konularla birle§tiren, Rusça temelli bir
yerli (tuzemnze) ilkokul sistemine destek verdi. Rosenbach Or­
todokslugu yaymakla ilgilenmediginden, bu okullar hedefl.eri
aç1smdan ilminskiy'nin okullarmdan oldukça farkhyd1. Ama­
c1, iyi yõnde egilimlerini ve sadakatlerini artbrmak için elitleri
Rus kültürüne çekmekti. Rosenbach'm hedefleri, gõçebelerden
ziyade yerle§ik ve egitimli gruplarla daha fazia ilgilenmesi aç1-
smdan seleflerinden de farkhyd1. Rosenbach, von Kaufman'm
gõrev süresi boyunca Kazaklar arasmda islam'm güçlenmi§
olmasmdan §ikâyetçiydi ama gõrünü§e gõre onunla sava§ma­
mn en iyi yolunun kitlelerden ziyade seçkinleri etkilemek ol­
dugunu dü§ünüyordu. Yeni okul sistemi yava§ büyüdü ancak
yirminci yüzyilm ilk y11larma gelindiginde yeteri kadar aile
çocuklan için Rus egitiminin degerini gõrmü§tü, õyle ki okul
say1s1 1 901 ile 1909 arasmda iki katma çiktl.45
Rus egitimciler sonrasmda da Müslüman mektep müfredatm1
etkilemekle ilgilendiler ancak âmirleri islam'a derinden müdaha­
le etme konusunda son derece ihtiyath davrand1. 1890'da, Rosen­
bach'm üç yilhk çabaslnln ardmdan, V. P. Nalivkin adh bir Türk
dili õgretmeni, eyaletteki okullann ilk müfetti§i olarak atandi.
Nalivkin, Rusça, aritmetik ve diger Bahh dersleri standart mek­
tep müfredahna eklemek istiyordu ve projesini savunarak alh
ytl geçirdi. Bununla birlikte, Nalivkin'in õnerdigi reformlardan
hiçbiri hem Müslümanlarm direnci hem de Rusya'mn meseleyi
zorlama konusundaki isteksizligi nedeniyle kabul edilmedi. Von
Kaufman' m iki halefi onun müdahale etmeme politikasmdan
ho§lanmasa da bu politikanm idari kültüre son derece derinden
gõmülü oldugunu gõrmü§lerdi ki kõkünü ortadan kald1rmamn
imkâm yoktu. Bu ku§kusuz sadece bürokratik inatçtltktan degil,
Türkistan'1 yõnetme kaynaklanmn süregelen klthgmdan kay­
naklamyordu. Nalivkin'in müfredat reformlan yalmzca büyük

45 Khalid, s. 159-160. Mutlak sayilar hâlâ azd1; 1901'de bu tür 45 okul vard1
ve 1909'da 98'e yükseldi. 1887'de Rosenbach "en az 4.000" Müslüman okul
oldugunu tahmin e�ti. Bendrikov, s. 72.

Shoshana Keller • 45
bir dü§manhk uyandmnakla kalmayacak, ayru z amanda perso­
nel ve para açismdan da çok pahahya m.âl olacakh. 46
Aynca Rosenbach'm dõneminde, Rus egemenligme kar§t
ilk protestolar, 1885'te düzensiz ktrsal isyanlar §eklinde sõkün
ederek artmaya ba§lad1. Bu düzensiz isyanlarla (çogu oldukça
yetersiz bir §ekilde belgelenmi§tir) pamuk ekonomisinin tam
geli§imi arasmda dogrudan bir baglanh vard1-ilki, eski Hokand
Hanhgt'ndan bir toprak sahibi tarafmdan yõnetilen pamuk yõ­
nünden zengin Fergana Vadisi'nde meydana geldi.47 Türkistan11
kõylüler, sanayile§meyle yüzle§en birçok kõylü kültürünün â§i­
na oldugu nedenlerle protesto ediyorlard1: yoksulla§ma ve luzh
degi§im üzerindeki kontrol eksikligi. Sefaletlerinin müsebbibi
Rus kâfirler oldugundan, protestolarm tamamen dini .bir çehre­
ye bürünmesi dogald1. Ulema, gõrece yüksek egitimi ve toplum­
daki konumu nedeniyle bu protestolarda ba§rol oynad1, bu da
çagda§ yorumculan ve daha sonraki baz1 tarihçileri tüm direni§i
islami baghhk mertebesine dayandumaya yõneltti.48 Bununla
birlikte, Rosenbach her ne kadar von Kaufman'm islam'a kar§t
ignorirovanie [gõrmezden gelme -ç.n.] politikas1m ktyas1ya ele§­
tirse de, imparatorluk yõnetimi yerel kültürel ve dini geli§meleri
gõrmezden gelmeye devam etti.
1 892 yazmda Ta§kent'teki kolera salg1mm durdurma kam­
panyas1, yerel gelenekleri daha dogrudan etkiledi ve i§galciler
ile i§gale maruz kalanlar arasmda o güne kadarki en büyük mü­
cadelenin çtkt§ noktas1 oldu. Büyük .Orta Çag hekimi/filozofu
ibn Sinâ on birinci yüzytlda Türkistan'da dogmu§ olsa da 800
ytl sonra ulemamn aktlc1hktan yüz çevirmesi, hbb1 folklor ve
§ifal1 bitkiler düzeyinde çekmi§ti, bunlardan baz1s1 etkili olsa da
baz1s1 degildi. Her hâlükârda, tabipler (geleneksel §ifactlar) ve
ebeler, mikroplar, a§tlar ve halk saghg1 konusundaki yeni Bahh
teorilerden tamamen habersizdiler. Rus doktorlarm bir bõlü­
mü ise kolera ile bozuk §ehir su sistemleri arasmdaki baglanh­
y1 anlamamt§ ve kurbanlarm cesetlerini §ehrin dt§ma ta§1yarak
mümkün oldugunca h1zh bir §ekilde ortadan kald1rmaya odak­
lannu §lard1. Onlar, hayâ, kadm-erkek aynm1 ve cenazenin õne-

46 Bendrikov, s. 73-74.
47 Carrere d'Encausse, 1989, s. 164.
48 Pierce, s. 222-223.

46 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


mi gibi Türkistan'a ait (Türkistan Müslümanlarmm çogunlukla
islam1a ili§kili gõrdükleri ve bundan dolay1 õnemli kabul ettik­
leri ) degerlerden büyük õlçüde habersiz olduklar1 gibi, bunlara ·

kar§l açikça bigâneydiler de.


Salgma kadar, Rus askeri hekimlerinin yerel halkla çok az
alâkas1 vard1 ancak kolera Ruslan ve Türkistanltlan birlikte teh­
dit ederek sert eylemleri mecbur kild1. Yetkililer haneleri tefti§
ediyor, kurbanlan ararken aile mahallelerine Müslümanlarca
ho§ kar§ilanmayacak §ekilde giriyor, eski mezarhklan kapabyor
ve ailelerden cenaze âdetlerini asgariye indirerek õlülerini §ehir
dJ.§mdaki yeni bir mezarhga gõmmelerini istiyordu. Ta§kent ko­
lera salgm1, pek çok suadan Müslümanm Ruslarla yakin temas
kurdugu ilk olayd1 ve Ruslar, nihai yetkinin kimin elinde oldu­
gu konusunda fazlas1yla netti. Bu kaba muameleye õfkelenen bir
kalabahk, (Ta§kent'e yerle§tirilen/yerle§en) Ruslan Ta§kent'in
eski mahalli yerle§imlerinden ayiran derin kanahn üzerinden
geçerek Õzbek §ehir yõneticisi Muhammed-Yakub Kerimberdi­
yev'i aramaya çikmt§, onu bulamaymca, §ehir komutam Albay S.
R. Putintsev'i dõvmü§ler, ardmdan askeri misilleme korkusuyla
kaçmi§lard1. Kalabahgm kaotik geri çekili§i s1rasmda 80'e yakin
ki§i õlmü§, olay sonrasmda 20 ki§i de ordu tarafmdan ya vurul­
mu§ ya da astlrm§b.49 Yeni genel vali Baron A. B. Vrevskiy (1889-
98), Putintsev1e birlikte birkaç ki§iyi daha gõrevden ald1. Aynca,
1 886 Türkistan'm statüsüyle ilgili belirlenen kanunun, birçok si­
vil yõneticinin yerini askeri yõneticilere buakacak §ekilde degi§­
tirilmesini talep etti ancak üst düzey yetkililer buna yan1t olarak
herhangi bir i§lem yapmad1.
Ta§kent olay1, ekonomik oldugu kadar kültürel s1kinhlara da
dayanan ilk büyük õlçekli protesto oldu. Kirsal ayaklanmalar,
insanlarm sõmürüye olan õfkesini §ekillendirmek için tefecilige
ve teknolojik geli§melere kar§l i slami itirazlan kullanmt§b ancak
Ruslar birçok yerel kurumu oldugu gibi buaktigmdan, bu itiraz­
lar ekonomik meselelerle smuh kald1. Bu durum; sayica artml§
olsalar da ayaklanmalarm küçük ve õrgütsüz dogasma katkida
bulunmu§ olabilir. Ta§kentliler sõmürüden õtürü de õfkeliydi
ama bunun da õtesinde evleri ve cenazeleri ihlal edilmi§ti ve
Ruslar bunu pervas1z bir güç kullanarak yaprm§lard1. Bu, her ne

49 Pierce, s. 223-225; Carrere d' Encausse, 1989, s. 164-165.

Shoshana Keller • 47
kadar 1uzh bir §ekilde bastmhm§ da olsa, Ta§kent olayma daha
õnceki �syanlardan biraz farkh bir nitelik kazandird1. Bu, her iki
tarafm da sakmd1gi ancak durduramad1gi bir süreç olarak; Rus­
larm, Türkistanltlarm hayatma daha yakm bir §ekilde müdahale
etmesinin hem sonuçlarmdan hem de nedenlerinden biriydi.
Türkistan'm ekonomik anlamda daha verimli kullarulmasma
ili§kin manbk, Rus askerleri ve yõneticilerinin yardimlyla Rus
i§çileri tarafmdan in§a edilecek daha fazia demiryolu ve telgraf
hatbnm kurulmas1ru zorunlu kihyordu. 18901arm sonlarma dog­
ru bu demiryollan, kuzeydogu bozkir topraklan olan Yedisu ve
Fergana Vadisi'ne, çogu Kozaklar50 olmak üzere daha fazia Rus
yerle§imci ta§1d1, bu da yerlerinden edilmi§ çiftçiler ve gõçebe­
ler için daha büyük ekonomik zorluklar yarath. Yerli protestolar,
yerle§imcileri korumak için daha büyük bir Rus askeri varhgma
yol açh. Sonra 1898'de, yine giderek kalabahkla§an Fergana Va­
disi'nde, Madali (Muh amme d Ali veya Dükçi i§ân) adh bir sufi
§eyhi, o güne kadarki en organize ve §iddetli ayaklanmay1 yõ­
netti ve sonunda Rus yetkilileri islam' 1 gõrmezden gelmenin ne
denli ahmakça olduguna ikna etti.
Dükçi l§ân, Sovyet tarihçiliginde s1k s1k kahraman olarak
resmedilmi§ ve isyan1 derinlemesine anlablm1§hr.51 Dükçi, bir
yandan Allah1a deruni bir ili§ki geli§tirmeye õte yandan da dün­
yayla i§tigal etmeye õnem veren Nak§ibendi geleneginin saygm

50 Daha çok Rus Kozaklan adiyla da bilinen bu topluluk, içerisinde Rus alt s1-
mfmdan kesimlerle Tatar ve Çerkesleri de barmdmnaktad1r. Genel anlam­
da yõnetirn ve kanundan kaçarak bir araya gelen topluluklan ifade ebnek­
tedir. Slavlar kadar içerisinde Türk kõkenli unsurlar da mevcuttur. Kozak
adi ilk kez 1527'de Rus kaynaklarmda geçmekte, zamanla Hiristiyanla;,ibg1
ve Slavla;,;tigi bilinmektedir. Yõneticileri "Ataman" olarak adlandmlan Ko­
zaklar; Don, Dinyeper boylarmdan Moldovaya'ya, Polonya'ya kadar yayil­
maktad1rlar. XVIII. yy. sonlarmda ise Rus hâkimiyetini kabul etmi;,;ler ve
askeri hizmetlerde kullamlmi;,;Iardir. Ruslar, Kafkasya'daki yayilmalanm
saglam temeller üzerine atmak için Kozaklan nasil bõlgeye getirdilerse bir
süre sonra ayru politikay1 Türkistan üzerinde uygulanu;,;lard1r. Abdullah
Temizkan, "XVID. ve XIX. Yüzyilda Rusya'run Kuzey Kafkasya'yi Koloni­
le;,;tirmesinde Kozaklarm i;,;Ievi", Türk Dünyas1 Íncelemeleri Dergisi, XIIl/2,
2013, s. 315-317. (ed.n.)
51 Bakhtiyor Babajanov, "Dukchi lshan und der Aufstand von Andizan
1898", ed. Anke von Kügelgen, Michael Kemper ve Allen J. Frank, Muslim
Culture in Russia and Central Asia fro'!I the 18th to the Early 20th Centuries, 2.
cilt (Berlin: Klaus Schwarz Verlag, 1998) içinde, s. 167-191; Carrere d'Enca­
usse, 1989, s. 168-69; Pierce, s. 226-232.

48 • Mekke'ye Degil Moskova'y;1


liderlerinden biriydi. Yerel kültürü güçlendinnek amacryla Mar­
gilan uyezdinde52 bir medrese, iki cami ve bir kütüphane kur­
mu§tu. 1898 May1smda o ve diger N�ibendiler, (yerlerinden
edilmi§ I<ugizlar tarafmdan desteklenen) yakl�ik 2.000 adamla,
Andican, ܧ ve Margilan §ehirlerine itinayla saldm düzenlediler.
Dükçi l§ân muhtemelen, Ruslan Türkistan'dan tamamen kov­
maya yõnelik bir ad1m olarak Hokand Hanhgm1 restore etmeye
çah§1yordu. isyanla ilgili kaynaklarm çogu Ruslar tarafmdan ya­
ztld1gi için bu tam olarak kesin degil ancak §eyhin yargilanmas1
s1rasmda Ruslar onu müritlerine "Osmanh sultanmdan" Dükçi
l§ân'm gazavatma destek vaadinde bulunan bir belge (veya Ba­
bajanov'a gõre bir altm yüzük) gõstermekle suçlami§lardir.53 Bu
iddia, isyana kahlanlarm çogunun yoksulla§hnlrm§ eski hanhk
gõrevlileri olmas1 gerçegiyle de desteklenmektedir.
Dü kçi l§ân'm saldms1 ba§ans1z oldu. Allah'm, müritleri­
ni Rus mermilerinden koruyacagma dõnük inanc1 bo§a ç1kh
ve diger be§ liderle birlikte, tek gerçek muharebenin meydana
geldigi ki§lalann d1§mda, Andican'da asildi. Ancak Rus yetki­
liler, kendileri tamamen habersizken, §eyhin bõylesine büyük
bir grubu aylarca organize edebilmi§ olmas1 gerçegi kar§ismda
neye ugrad1klarm1 §a§IrffiI§ vaziyetteydiler. Yerli tercümanlara
bag1mh olu§lan, islam konusundaki kas1th cahillikleri ve Tür­
kistanhlarm ya§amI hakkmda bilgi eksiklikleri onlan gerçek bir
felaketle burun buruna getirmi§ti. Genel Vali Vrevskiy geri çag­
nld1 ve yerine, ignorirovanie politikasmda degi§iklik yapma vak­
tinin çoktandir gelmi§ olduguna karar veren S. M. Duhovskoy
(1898-1900) getirildi.
Türkistan elitlerini bõlgenin ekonomik sõmürüsüne yardnn­
c1 olmalan için dev§innek, von Kaufman'm dü§ündügü kadar
basit bir mesele degildi. Andican ayaklanmas1, yerlilerin, Rus
kültürünün Íslam'm yerini ald1gtm izlerken onu pasif bir §ekil­
de õzümsemediklerini, Rusya'mn meydan okumasma güçlü bir
§ekilde yan1t verdiklerini aç1kça ortaya koymu§tu. Duhovskoy,
(her ne kadar Fergana'daki Rus yerle§imcilerin silahlanmasma
izin vermi§ bir isim olsa da), imparatorlugun bah ve güney ke­
simlerinde uygulanan baski yerine ikna edici bir egitim sistemini

52 ilçe ( ç.n.)
53 Babajanov, s. 1 75-1 76, 189.

Shoshana Keller • 49
õne çtl<aran aktif bir Rusla§hrma prograrru õnerdi. Yerli seçkinle­
ri (i§ birligi yapmaya istekli ulema da dâhil olmak üzere) Bab'run
bilimsel dünya gõrü§üne çekmek ve onlan, faydalanna olan en
iyi §eyin yüksek Rus kültürüyle s1k.t bir yakinla§ma olduguna
ikna etmek istiyordu. Bu, Ruslann ve Türkistanhlann kõylü kül­
türlerini tamamen kapsam d1§mda birakan, oldukça seküler ve
aristokratik bir programd1. II. Nikolay (h. 1894-1917), Rus kõy­
lüsünün sarstlmaz sadakatine ve erdemine soo sooya inarurken,
memurlarmm Türkistan'da te§vik ettigi §ey, büyük õlçüde, gü­
venilmez entelijansiyanm Babhla§rm§ kültürü idi.
Duhovskoy'un amac1 kar§1hkh bilgiyi arthrmakh. Rus yõ­
neticiler ve memurlar, yerel dilleri, islam tarihini ve inançlanm
õgrenecek ve Müslüman okullarma çok daha fazia dikkat gõste­
receklerdi. Yerliler Rus tarihi ve edebiyah hakkmda bilgi sahibi
olacaklard1 (Pu§kin ve Lev Tolstoy'un eserlerinin Õzbekçeye ilk
çevirileri bu sirada yapild1) ve seçilen Türkistanh gençler sadece
çah§malanm tamamlamak için degil, aym zamanda dimagla­ /1

nnda muazzam ticaretimizin, ba§kentlerimizin, atõlyelerimizin


ve fabrikalanm1zm ihti§arrumn ve panldayan say1s1z askeri bir­
ligimizin gõrkemiyle silinmez bir izlenim yaratmak"5' için St.
Petersburg ve Moskova'ya gõnderileceklerdi. Ba§ka bir ifadeyle,
eger Rus kültürünün ihti§amlm õgrenmek yerliler arasmda tam
anlarruyla bir acziyet tutumu meydana getiremezse, imparator­
lugun eksiksiz ekonomik ve askeri gücünü gõrmek bunu mut­
laka saglayacakb.
Duhovskoy'un prograrrunda bilim de õnemli bir rol oynad1.
�ubat 1899'da Ta§kent'teki Rus erkek lisesinin (gimnaziya) ana sa­
lonunda, sadece okul çocuklan degil, Okullar Ba§ Müfetti§i F. M.
Kerenskiy (gelecegin Geçici Hükumet lideri Aleksandr'm baba­
s1), Genel Vali Yard1mc1s1 ivanov ve birkaç mollayla ba§ka baz1
din adamlan da dâhil olmak üzere yerel halkm aydmlanmi §" 50
/1

temsilcisinin bulundugu bir dinleyici topluluguna temei Avrupa


bilimi üzerine bir konferans verildi. Misafirler, k.tsmen, Rusçay1
anlad1klan için seçilmi§lerdi ancak konferans aym zamanda õn­
ceden Õzbekçeye tercüme edilerek daha geni§ bir kitleye de da­
gtblrm§h. Yerli halktan etkili isimleri davet etmenin amacr, õzel­
likle medrese müfredabrun bir parças1 olarak, bilimin degerini

54 Bendrikov, s. 81 .

50 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


te§vik etmeleri konusunda onlann yardmtlanm almakb. T�kent
kadlSl Muhittin Hoca'mn, buna, hem islami bilginin degeri ko­
nusunda 1srar ederek hem de medreselerde Rusça ogretilmesini
talep ederek yamt verdigi aktanlmaktadir. Bu konferans1 may1s
aymda yerel tarih tema11 ikinci bir konferans izledi, bu son kon­
ferans da benzer bir kar§thk buldu. O bahann ilerleyen günle­
rinde Duhovskoy, Türkistan'daki ilk müzeyi, resmi cübbelerini
giyen yerli erkânla dolu bir tõrenle, bizzat açb.55
Babh bilgi ve iktidar arasmdaki baglanb ve bu iktidara yone­
lik yerli ozlemler bundan daha aç1k hâle gelemezdi. Partha Chat­
terjee' nin k1sa ve oz bir §ekilde ifade ettigi gibi, "Michel Fouca­
ult'yu okurken, modem iktidar rejiminin geli§iminin oldukça
dogru bir tasvirini buluruz; iktidarm yasaklamak degil, kolay­
la§brmak, üretmek anlamma geldigi bir rejimdir bu."56 Türkistan
omeginde iktidar, imparatorluga rahatça uyan ve ona ekonomik
ve insani kaynaklara gonüllü olarak katkida bulunan bir nüfus
üretmek için kullan1lacakti.
Türkistanhlan bilim yoluyla aydmlatmaya yonelik bu giri­
§imler, daha aç1k bir muhalefetle kar§tla§bklan Buhara'ya kadar
uzand1. St. Petersburg1u bir doktor olan Yagodinskiy, Semerkant
ve Buhara'daki medrese hocalanna ve ogrencilerine bula§lCl has­
taliklar ve bunlarm onlenmesi üzerine aç1k konferanslar verdi.
Dinleyicilerinin çogu onu sayg1yla dinledi ancak Buhara'da bir­
kaç müderris, Allah hastahk gondermeyi murat ederse O'nun
iradesiyle sava§mamn yanh§ olacagm1 iddia ederek konu§malan
aç1kça protesto etti.57
Bununla birlikte, imparatorluk (ve daha sonra Sovyet) yet­
kilileri, genellikle, niyetleri ve elde ettikleri sonuçlar arasmda
büyük bir bo§lukla kar§tla§blar. Birincisi, bpk1 Hintliler, Misu-

55 Benedict Anderson'm tarh�hg1 gibi, egitim reformuyla müze in�as1 ara­


smdaki e� zamanhhk tesadüf degildi. Hindistan ve Güneydogu Asya'daki
sõmürge rejimleri, modem okulun ve müzenin, yõnetimlerini me�rula�­
t1rmak ve yerel kültürleri Avrupa "ana" vatanma kar�1 denetlenebilir ve
ikincil bir konuma getirmek için kullantlmasma õncülük e�ti. Benedict
Anderson, Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of Na­
tionalism (Londra: Verso, 1991), s. 178-182.
56 Partha Chatteijee, The Nation and lts Fragments: Colonial and Postcolonial His­
tories (Princeton, NJ: Princeton University Press, 1993), s. 15.
57 Bendrikov, s. 79-80.

Shoshana Keller • 51
hlar ve diger sõmürgele�tirilmi§ halklar gibi Türkistanblar da
Bab bilgisini imparatorlugun amaçlar1 yerine kendi amaçlan
için kullanmay1 õgreniyorlard1. ikincisi, Rusya, yõnetimini tam
olarak konu§landuacak kaynaklara sahip degildi. Bu, Duhovs­
koy'un, progranurun en õnemli bile§eni olan Müslüman okullan
konusundaki planlan incelendigmde açikça gõrülebilir. Duho­
vskoy, okullar, õzellikle medreseler üzerinde dogrudan devlet
kontrolünün geni§letilmesi ve tüm Müslüman okullarmm tescil
ve onaydan geçirilmesi çagnsmda bulundu ancak õnerilerinden
komite raporlan d1§mda fazia bir §ey ç1kmad1. Õzellikle çok az
Rus yetkili yerel dilleri õgrenme emrine uydugundan, vatanda­
§a kifayetle nezaret edecek say1da okul müfetti§i istihdam edile­
miyordu. Küçük ve gayriresmi mektepler devlet kontrolünden
büyük õlçüde kaçarken, müfetti§ler, 1915 gibi geç bir tarihe ka­
dar, kendilerini yerel makamlara tescil ettirme zahmetine gir­
meden onlarca yildir varhgm1 .sürdürmü§ olan medreselere rast
geliyordu. Duhovskoy'un Ta§kent'teki dini otoriteleri Rusça õg­
renmenin ehemmiyetiyle etkileme çabalarma ragmen, sõz ko­
nusu tarihe dek neredeyse hiçbir medrese bu dili düzenli olarak
õgrencilerine sunmam1§b. 58
Rus yetkililer, Müslümanlarla nasil ba§a ç1kilacag1 konusun­
da kendi aralarmda da fikir aynbgma dü§tüler; bu sorun, Rus
kontrolünün merkezi ve çevresel baglanb noktalan arasmdaki
zay1f ileti§im ve uzun mesafeler nedeniyle daha da kõtüle§ti.
Duhovskoy, Müslüman din adamlarmm Tatarlar arasmda ol­
dugu gibi ruhani müesseseler içinde õrgütlenmesine izin veril­
memesi ve Ufa Müftüsü ile Türkistan ulemas1 arasmda hiçbir
koordinasyona izin verilmemesi gerektigini vurgulad1. Bu tür
õrgütlerin Rusya'ya kar§1 Pan-Türkçü veya Pan-islamc1 birligi
kolayla§bracagmdan korkuyordu. Semerkant'taki Rus vali ise,
ulemanm faaliyetlerini daha iyi kontrol edebilmek için tam da
bõyle bir Müslüman ruhani yõnetimin kurulmas1 gerektigini
savunuyordu. Okul politikasmda da benzer bir bõlünme var­
d1, baz1 yetkililer ve akademisyenler (egitimci N. P. Ostroumov
ve Nalivkin dâhil) daha fazia kontrolü destekliyor, digerleri ise

58 188l'de Çimkent'te Rus muhibbi bir kad1 olan Abdulgaffar o�lu Settar
Han, yerel medreselerde Rusça �retmeyi �iddetle savunmu� ancak çaba­
lannda yalmz kalm1�h . Khalid, s. 82-83.

52 • Mekke'ye De�il Moskov11'y11


(Kerenskiy ve Seyhun Oblash Valisi S. M. Gramenitskiy) tüm
olan biteni gõrmezden gelmeyi sürdürmek istiyordu.59 Duhovs­
koy astlanna açik yõnergeler yaymlad1 ancak geç imparatorluk
ko§ullannda bunlan gerçekle§tirmeyi temin edemedi. istikrar­
h bir i§leyi§i neredeyse imkânsiz hâle getiren bir ba§ka §ey de
imparatorluk yõnetiminin son 20 y1hnda genel valilerin çarça­
buk devir teslim yapmalanyd1: 1 898'de Duhovskoy'la ba§lay1p
191 6'da A. N. Kuropatkin'e uzanan dõnemde, en az yedi ki§i
daha gõrev yapmt§h.

Reform ve Modemle§me Hareketleri


Yirminci yüzy1hn ba§lanna gelindiginde, Türkistanltlar ara­
smdaki kültürel ve siyasi geli§meler, en etkili Rus yetkililerin
bile kontrolünün õtesine geçmi§ti. Kmmh Tatar ismâil Gaspiral1
(1851-1914) tarafmdan kurulan, yan-milliyetçi ve modemle§tirici
bir hareket olarak Pan-Türkizm, Türkistan ve Buhara'da gerçek­
ten de nüfuz kazanirken, içerdeki degi§imlerin daha da büyük
bir huzursuzlugun ta§1y1c1s1 oldugu ortaya ç1kti. Rus yerle§im­
cilerin kuzeydoguya sürdürdükleri gõç, kõylü ayaklanmalan­
nm artmasma neden oldu ancak bunlar düzensizdi ve kolayca
kontrol alhna ahnmaya devam etti. Rus egemenligine çok daha
dogrudan bir yan1t, sosyal veya siyasi reform yoluyla halklanna
yeniden güç kazand1rmak isteyen, genellikle daha varhkl1 aile­
lere mensup egitimli küçük gruplardan geldi. Dagtruk bir §e­
kilde õrgütlenmi§ bu gruplann en bilineni, Türkistan'da ve çok
daha zor ko§ullar altmda Buhara'da, egitsel, edebi ve siyasi bir
hareket geli§tiren Ceditçiler veya "Yeni Usulcüler" idi (Arapça/
Türkçe usul-i cedidden gelme).60 Kentli ve Battltla§mt§ toplumsal
tabaka, 191 7'den sonra õne çikacak olan, bir ba§ka, daha seküler
bir yerli reformist topluluk daha dogurdu. Daha sonraki Sovyet
eserlerinde genellikle birle§ik bir gerici blok olarak tasvir edilen
ulema ise, ashnda, Bah'mn meydan okumasma kar§tltk vermek
için dini ve toplumsal 1slaht tercih edenlerle eski ihti§amt geri ka­
zanmamn tek yolunun gelenege daha katl bir §ekilde baglanmak

59 Bendrikov, s. 76.
60 "Ceditçi" Bahh ar�hnnalarda standart bir isim hâline ge�tir ancak
kendilerine daha çok ziyalzlar (aydmlar) veya terakldperuerler (ilericiler) di­
yorlard1. Khalid, s. 93.

Shoshana Keller • 53
oldugunu dü§ünenler arasmda bõlünmü§ durumdayd1. Türkis­
tan toplumunun imparatorluk hâkimiyetine verdigi bu bõlün­
mü§ tepki, M:lSlr, Osmanl1 imparatorlugu ve iran'da gõrülen en­
telektüel tepkilere çok benziyordu ve bir yaruyla da Türkistan'm
geni§ islam dünyas1yla sürdürdügü baglannm bir karutiyd1.
Belki de bu gruplarm sahip oldugu tek ortak nokta, ister ge­
leneksel ister modem olsun ortalamadan daha yüksek bir egitim
seviyesi ve uluslararas1 geli§melerle kurduklari yakm düzeydeki
temas idi. Adeeb I<halid, nispeten birle§ik bir grup olan Cedit­
çiler içinde bile tek bir belirleyici srmfsal veya sosyal õzellik ol­
mad1gm1 ortaya koymu§tur.61 Farkltliklarma ragmen, bu çe§itli
reformcularm faaliyetleri, onlar1 olduklarmdan çok daha birle§ik
bir tehdit olarak gõrme egiliminde olan Rus ve Buharah yetkili­
ler için bir hayli rahats1z ediciydi.
Ceditçiligm kurucularindan Gaspira11 ve diger Tatar dü§ü­
nürler, egitim felsefelerini Batih ve oldukça seküler bir ideale
dayandmyorlard1. Gaspirah'mn sisteminin merkezinde, bütün
Türkler arasmda hem gerçek okuryazarhg1 hem de birligi te§vik
etmek üzere birle§tirilmi§ bir Türk dilinin fonetik olarak õgretil­
mesi yatiyordu.62 Gasp1rah geleneksel islami egitimi küçümsü­
yor olsa da onun fikirlerini benimseyen Türkistanlilar çogunluk­
la geleneksel medreselerden yeti§mi§ insanlard1. Mahmut Hoca
Behbudi (1874-1919), Semerkant11 bir kad1 çocuguydu ve kendisi
de hayabm kadtlik yaparak idame ettiren biriydi; islahçi fikirle­
rini hac yolculugu sirasmda Osmanll imparatorlugu ve Mis1r'da
edinmi§ti. Münevver Kãri (1880-1933) Ta§kentli bir müderrisin
ogluydu, Buhara'da okumu§ ve imam olmu§tu. Abdullah Avlâni
(1878-1934), Seyyid Ahmed Siddiki (1864-1927) ve Hamza He­
kimzâde Niyâzi (1889-1929) gibi isimlerin hepsi de ya ulemadan­
d1 ya da medresede birkaç yil egitim almi§b. Türkistanh Cedit­
çiler, islami egitimi iskartaya çikarip yerine Batih bilimsel veya
seküler bir model koymaktan ziyade, insani (arbk rutin dayagm
olmad1gt), düzenli ve õgrencilere i§levsel okuryazarhg1 õgretme­
ye adanm1§ dini okullar tasavvur ediyorlard1. islam tarihini ve
dü§ünce yõntemlerini anlamak õnemliydi, õgrenciler bõylelikle,

61 Agy., s. 103.
62 Bkz. Sergei Zenkovsky, Pan-Turkism and lslam in Russia (Cambridge: Har­
vard University Press, 1960) .

54 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


bilgilerini toplumlanru savunma ve geli§tinne yolunda aktif bir
§ekilde kullanabilirlerdi. Ceditçilerin anlayt§mda ikincil bir ko­
numda olan, ibadetler sirasmda okunacak metinleri ezberleme­
ye yaptlnu§ geleneksel vurgudan çok farkhyd1 bu.63
Bu reformlar ilkokul düzeyindeki mektep müfredatma yõne­
likti; Ceditçi fikirler medreseler üzerinde neredeyse hiçbir etki
yapmad1 ancak õnerileri daha muhafazakâr ulema için kaçlnll­
maz olarak tehdit olu§turuyordu. Ceditçiler, okullarda fen bilgi­
si ve fonetik dil egitiminin kullan11maslnl savunmarun yaru sua,
ruhaniyet müessesesindeki yozla§may1 da klyas1ya ele§tirdi.
Bagnazhk ve kriz zamanmda degi§ime direnç gõsterme konu­
sundaki ele§tirileri, Cedit hareketini Buhara'da ba§ka hiçbir yer­
de olmad1gi kadar politik bir hâle getirdi.
Yirminci yüzy1hn ba§larmda, Emir Abdülehad (h. 1885-1910)
tarafmdan yõnetilen Buhara, büyük çapta ekonomik ancak çok az
politik degi§im ya§amt§ olmaktan rahats1zhk duyuyordu. Rus­
lar, emirligin bünyesine, sadece demiryolu degil, aym zaman­
da bütün bir doktorlar, kiliseler ve okullar agi sayesinde iyiden
iyiye yerle§mi§ti. Pamuk ticaretinden yalmzca kendilerini degil,
aym zamanda Buharah tüccar ve memurlardan olu§an küçük bir
elit kesimi de zenginle§tirmi§lerdi. Emir, ticaretten ve Rus me­
murlar tarafmdan verilen "hediyelerden" muazzam bir kazanç
elde etti ve buna çara lüks hediyeler gõndererek mukabele etti.
Her zaman oldugu gibi, bu servetin çogu kõylülerden almanlarla
edinilmi§ti ancak seçkinlerin üyeleri de yüksek vergiler ve derin
yolsuzlugun yükü altmda rahats1z olrnaya ba§lamt§h. Ruslarm
yerle§tigi Yeni Buhara'da hayran11k duyacaklan çok §eY gõren
baz1 tüccar aileler, Rus kültürünün daha yararh yõnlerini benim­
semekle ilgileniyorlard1. Ancak yeni fikirleri denemelerinin veya
siyasi hayal klnkliklanm ifade etmenin neredeyse hiçbir yolu
yoktu. Çünkü Abdülehad, muhalefeti ekonomik, siyasi veya sos­
yal olsun, çok soo bir §ekilde bashrmak için Rus destegmi kulla­
myordu. Buhara'nm muhafazakârhgtyla me§hur ruhaniyet mü­
essesesi ise emirin baguns1z dü§ünce üzerindeki basklslnl güçlü
bir §ekilde destekliyordu çünkü bu onlarm da i§ine geliyordu.

63 Khalid, s. 163-164; Carrere d'Encausse, 1989, "lhe Stirring of National Fe­


eling", Allworth içinde, s. 189-198; Edward Allworth, The Modem Uzbeks
(Stanford: Hoover lnstitution Press, 1990), s. 137-138.

Shoshana Keller • 55
Buhara'daki aykm toplumsal ve ekonomik güçlerin ezilmesinin
yaratt1g1 baskilar, reformculann enerjilerini egitimdeki degi§ime
olduAu kadar politik degi§ime de odaklanmalanna, yurt dl§mda
ya da gizli cemiyetlerde faaliyet gõstererek, emirlikte gerçek an­
lamda devrimci bir hareketin yükseli§ine katkida bulunmalanna
yol açb. Gelecegm Õzbek Cumhurba§karu Feyzullah Hocayev
dâhil, Sovyet yõnetimi altmdaki Türkistan'm õnde gelen birçok
lideri Buhara'nm yer altmdan çikacakb.
Buhara ulemasrm hor gõren Ruslan veya bizâtihi destegine
güvendigi ulemay1 yatl§tlrmaya çali§ip çal1§mad1gma bagh ola­
rak s1k sik politikasrm degi§tiren emirin kendi tutarsizhg1 da
gerilimi arttlrd1. Abdülehad'm õncelikli amacr kendi gücünü ve
servetini korumaktl-tebaasmm refahi son derece tâliydi. Gasp1-
ral1'mn egitim teorilerinin ilgisini çekmi§ olduAu sõyleniyordu
ancak ulemay1 kizd1rmaktan da kaçmmak istiyordu. Bõylece,
1900 ytlmda, Tatar çocuklan için, reforma tâbi tutulmu§ bir oku­
lun aç11masma izin verdi. Ba§lang1çta büyük bir ba§anyla hayata
geçirilen okul, õgrenci eksikligi yüzünden birkaç ay içinde ka­
panmak zorunda kald1. Sekiz yd sonra Gaspiral1 Buhara'y1 biz­
zat ziyaret etti ve baz1 Tatar ulemasrmn hem Õzbek hem de Tatar
çocuklan kabul edecek yeni bir reform okulu õnerisine destek
oldu. Çocuklan için yeni bir egitim tarzmm avantajlanm gõren
birkaç Buharal1 Õzbek tüccar da õneriye arka ç1kb. Emir. ise te­
reddüt gõstererek ba§langiçta reddetti ancak daha sonra ekim
aymda, okulun õzel bir evde, çok küçük bir õlçekte kurulma­
sma izin verdi. Bir yil sonra bu okul, õgrencilerinin yetenekle­
rini gõstermek için umumi bir smav düzenledi, bu da yeni bir
tartl§manm fitilini ate§ledi. Tüccarlar ve ulemadan bir ázmhk,
okulun sonuçlarmdan memnundu ve yeni usulün emirlik gene­
linde kullanrma sunulmas1 gerektigini savunuyordu. Bu CO§ku,
muhafazakâr din adamlarrm ve onlarm egitim üzerindeki tekel­
lerini tehdit ediyordu. Muhafazakârlar arasmdaki çaresizlik ve
entelektüel iflasm derecesi, reformist mollalardan birini (Domol­
la ikram) camilerin parafinle aydinlatllmasm1 te§vik ettigi için
bidatle suçlad1g1 zamanki kar§l argüman tarzlannda da gõrüle­
bilir .64 Ne var ki emir, tüccarlarm veya reformist din adamlarmm
endi§elerinden ziyade ulemamnkilere hak verince okul bir kez

64 Carrere d'Encausse, 1989, s. 84-85.

56 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


daha kapattld1. Birkaç ay boyunca Õzbek tüccarlann destegiy­
le yeraltmda faaliyet gõstermeye devam etti ancak Ocak 1910'da
Buhara, Sünniler ile azmhk Sn nüfus arasmdaki arbedelerle sar­
sdmca, emir, istikrar namma, Cedit hareketini kalmttlarm1 yeral­
tma süpürmek suretiyle neredeyse tamamen ezdi.
Türkistan'da ise reformist gazetelerle ve edebiyatla destek­
lenen yeni-usul okullar çok daha õzgürce faaliyet gõsteriyordu.
Gaspirah, 1893'te Semerkant'ta reforma tâbi tutulmu§ bir mek­
tebin kurulmasma nezaret etti, muhtemelen bunun õncesinde
Ta§kent'te Tatarlar tarafmdan i§letilen bir okul daha bulunu­
yordu. Andican'daki bir tüccar da kisa bir süre sonra, yükselen
burjuvazinin yeni usule deger verdiginin bir gõstergesi olarak,
fabrika i§çilerinin çocuklar1 için bir Cedit okuluna sponsor oldu.
1903'te Münevver Kãri'nin çabalan sayesinde Ta§kent'te yakla­
§Ik yirmi reform mektebi faaliyet gõsteriyordu. Semerkant gibi
§ehir merkezlerinin çevresindeki kõylerde ve Yedisu'da da okul­
lar açdd1. 65 Ebeveynler kizlarm1 halka aç1k bir yere gõndermek
konusunda genellikle gõnülsüz olsa da bu okullar erkek çocuk­
larm yan1 sira ki=?lara da aç1kh. Cedit hareketi Gaspirah'nm bir­
le§ik bir Türk dili teorisine dayanmakla birlikte, Tacik nüfusu
için açilan az say1da mektep de vard1.
Ceditçiler, Türkistan'da Buhara'dakiyle hemen hemen aym
gerekçelerle muhalefetle kar§Ila§salar da sistemlerinin hizla ya­
yilmas1, geni§ bir Müslüman ebeveyn kitlesinden destek gõrme­
den ya da Rus yetkililerin zimni onay1 (ya da daha büyük ola­
s1hkla kayits1zhgi) olmadan gerçekle§emezdi. Gaspirah, eyalette
yeni usul okullar açmay1 ilk õnerdiginde, Ílminskiy'nin himaye­
sinde Rusça-yerli okul sistemini yõneten N. P. Ostroumov gibi
egitimciler, bir inorodetsin Ruslarmki kadar etkili bir müfredat
geli§tirdigmi iddia etme küstahhgi gõstermesinden deh§ete dü§­
tüler. 66 Ancak Rus yetkililerin Müslüman reform hareketlerine
1905 Devrimi'nden sonra artan bir dü§manhkla bakmalanna
ragmen, 1912 yilma kadar yeni okullann kay1t altma almmas1 ve
dolay1s1yla devlet denetimine tâbi olmas1 gibi bir §art yoktu.

65 Khalid, s. 165.
66 Bendrikov, s. 254-255. Bendrikov aynca, Ostroumov'un, Gaspirah'yi, Tür­
kistanltlan Rusla�tmna hedefine ters dü�n "Jõn Türk" fikirlerinin tehlike­
li kaynaklanndan biri olarak gõrdügünü yaz1yor.

Shoshana Keller • 57
1905'teki §iddete çok az Türkistanh'run kattld1gi dü§ünül­
dügünde, ba§langiçta bu dü§manhgt açiklamak zordur; isyanm
yerli nüfus üzerindeki etkisi oldukça belirsizdir. ilk grev dalga­
s1, eyaletteki, yeni geli§en Sosyal Demokrat ve Sosyalist Devrim­
ci Partilerin organize ettigi Rus demiryolu i§çileri ve askerleriyle
smuhyd1. Ta§kent'teki ve diger sanayi merkezlerindeki grevler
ve isyanlar õnemsiz degildi ama neredeyse tamamen Ruslarm
meselesiydi. Ancak ertesi yil, yerli kõylülerin muhtemelen Rus
tacizine misilleme olarak baz1 kirsal bõlgelerdeki Rus yerle§im­
cilere sald1rmas1yla durum degi§ti. Yerlilerle aray1 bozma egi­
liminde olan, topraga aç Ruslarm say1smm artmas1, kirsal ke­
simde dü§ük seviyeli, sürekli bir gerilla sava§ma yol açh. Her
iki taraf da birbirlerine kar§I silahh çeteler õrgütledi ve hayat­
ta kalma sava§I yürüttü. Bu dõnemde biriken nefret, 1916'daki
büyük Rus kar§lh isyaru ate§leyen ana yakit olacakh ve bu da
dolay1s1yla 19301arm ba§lanna kadar süren Rus kar§lh ayaklan­
malara katkida bulundu.
l<Irsal ayaklanmalarm kent nüfusunu ve õzellikle Müslü­
man reformculan nasil etkiledigi konusunda baz1 tarh§malar
vardu. Gaspuah ve diger Tatarlar, Agustos 1905'te, siyasi yel­
pazeyi kapsayan ancak demokratik, liberal bir baki§ aç1smm
hâkim oldugu bir Müslüman ittifaki olan Birinci Tüm Rusya
Müslümanlan Kongresi'ni (Íttifak-i-müslimin) kurmu§lard1. itti­
fak, tüm Müslümanlar adma konu§maya talip idiyse de Agustos
1906'daki üçüncü kongreye kadar hiçbir Türkistanh toplanblara
katilmad1. Türkistanlilar, bõlgeleri için seçim yasalar1 henüz ta­
mamlanmad1gt için Birinci Duma'dan [Medis] ç1kanld1 ancak
Bozkir vilayetinden Kazaklar birkaç delege gõnderebildiler.
Türkistanhlar, toplam otuz bir (35/ya da 36) Müslüman'm bu­
lundugu ikinci Duma'ya, daha Bahhla§rm§ tüccar kaygilanm
temsil eden ve Rusya Anayasal Demokrat (Kadet) Partisi'yle
ittifak kuran alh delege gõnderdi. Ancak bu delegeler aktif de­
gillerdi (hepsi Rusça konu§muyordu) ve õyle gõrünüyor ki Tür­
kistan delegeleri Üçüncü Duma'dan tamamen menedildiginde
Türkistan'dan hiçbir itiraz gelmemi§ti.
Carrere d'Encausse, bu parlamento deneyimlerinin, smuh
da olsa, Türkistan milliyetçiligmin olu§umu için çok õnemli ol­
dugunu iddia etmektedir. Aynca, daha radikal siyasi gõrü§lerin
varhgtna i§aret ederek, kisaca, 1906'daki kirsal huzursuzlugun

58 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


kentli egitimli suuflara yaytld1gmdan bahseder ancak aynnh
verrnez. D'Encausse çogunlukla Sovyet kaynaklanna dayarur,
oysa Khalid, Sovyet kaynaklannm 1905'in Türkistan üzerindeki
etkisini abarthgmt iddia etmektedir. Aynca, baz1 yeni usul okul­
larmm, belirsiz türden Rus kar§th faaliyetlere kahld1gmdan da
sõz eder.67 Her iki tarihçi de muhafazakâr Müslüman nüfusun
1905 olaylanna ilgisizliginin Rus yetkilileri etkiledigini, reforrn­
cularm faaliyetlerininse onlan alarma geçirdigini ve Ceditçilik
konusunda derin bir §Üphe yarathgm1 sõylemektedir. Ayaklan­
manm etkisiyle ilgili aç1k olan §ey, sansürün kaldmlmasmm
(ayaklanmayla birlikte Çar II. Nikolay'dan almrm§, Ekim Ma­
nifestosu'ndaki en büyük tavizlerden biri) yerel basma geçici
de olsa büyük bir canhhk kazandirmas1 ve yeni usul okullarm
1905'ten sonra eskisine gõre daha hizh yaytlarak Ruslarm idare­
sindeki yerli okullarm say1sm1 geçmesiydi.68
Ceditçiler, Türkistanhlara imparatorluktan bag1ms1zhkla­
nm elde etmek üzere egitim ve ilham vermek için Ruslardan
õgrendikleri teknikleri kullanarak, okullan arac1hg1yla oldugu
kadar edebiyat ve gazeteler arac1hg1yla da fikirlerini yayd1lar.
Gaspirah'mn kendi gazetesi Tercüman, hpk1 iranh-M1sirh 1slah­
ç1 Seyyid Cemâleddin-i Efgãni'nin gazetesi Kanun gibi 18801er­
den itibaren Türkistan'da dola§1yordu. Belki ironik bir §ekilde,
sansürün genel olarak hafifletilmesinin "bag1ms1z" Buhara'da
hiçbir etkisi olmad1 ve Ceditçi eserlerin çogu Rus himayesin­
de üretildi. 1906 ve 1908 arasmda Ta§kent'te Münevver Kãri ve
diger Ceditçiler, $õhret, Hur�it ve Asya adh edebi ve bilimsel
tarh§malara adanmt§ üç gazete ç1kard1. Diger Türkistanh refor­
mcular da gazete yaymladtlar ancak bunlarm hiçbiri mali veya
siyasi bask1lar nedeniyle uzun sürmedi. Toplu olarak gazeteler,
1906'da Tatar bir Sosyalist Devrimci tarafmdan yaymlanan Te­
rakki ve imparatorluga sadakatini yüksek sesle ilan eden Tüc­
car dt§mda, genel olarak aç1k siyasi yorumlardan kaçm1yordu.
Buna ragmen, Rus yetkililer fitne korkusuyla tüm Türkistan
basm1m 1907 y1h itibanyla kapath. 1912'den itibaren ana dilde

67 Carrere d'Encausse, 1989, s. 185-187; Khalid, s. 229-230. Üst düzey ulema,


Türkistan için kendi Müslüman Ruhani Meclislerine sahip olma hakkI için
dilekçe verdi.
68 Bartol'd, s. 136-17.

Shoshana Keller • 59
yeni gazetelerin yaymlanmasma izin verdilderinde ise, bu yal­
mzca õnceki sansür ko�;ullan alhnda mümkün olacakh.
Ceditçi yazarlar, okuryazar bir kitleye bagh olmayan ve bu
nedenle çok daha geni§ bir eri§ime sahip olan tiyatro oyunlann­
da daha §anshyd1; Birinci Dünya Sava§t s1rasmda, Ceditçi küçük
tiyatro gruplar1 Türkistan'1 boydan boya gezdi. Her türden refor­
mcu, hem ikisi de geleneksel islami edebi formlardan olan §iir ve
polemik diyaloglar hem de Bah'dan õdünç almmt§ bir form olan
düzyaz1 yazdtlar.69 Bu eserlerin çogu, Orta Asya'nm entelektü­
el geli§iminde õnemli bir degi§imin i§aretleri olsa da bunlarm o
dõnemde siradan insanlar üzerinde ne kadar etkili oldugu tar­
h§maya aç1khr. Türkistanltlann çogunun okuma yazmas1 yok­
tu, Ceditçilerin §iddetle farkmda olduldan ve elbette okullanm,
ortadan kald1rmak için seferber ettikleri bir engeldi bu. Tiyatro,
daha çok Bahh bir sanat formuydu ve d aha muhafazakâr Müslü­
manlar tarafmdan §Üpheli gõrülüyordu. Tiyatro, ayru zamanda,
imparatorluk dõneminde Türkistan'a ula§an son sanatsal yeni­
liklerden biriydi. Ta§kent'teki ilk ka11c1 tiyatro toplulugu 1913'te
bir Tatar tarafmdan kuruldu. Behbudi'nin en ba§anh oyunu The
Patricide [Baba Katili] 1 91 4-1917'yi kapsayan, eski rejim alhndaki
aktif Türkistan tiyatrosunun ktsa dõnemi boyunca, eyaleti turla­
mt§ ve Ceditçi amaçlar için bag1§ toplarm§h.

imparatorluk Türkistan'mm Sonu


Ceditçiler, Pan-Türkistler ve diger milliyetçiler, tam da Rus
devrimcilerin Çar II. Nikolay rejiminin çõkü§ünü yõnetememesi
gibi; 1916-191 7'de Türkistan'1 parçalayan güçlere õnayak olmak
yerine onlan takip ettiler. Devrimin dogrudan nedenlerini yok­
sulluk, Türkistanhlar ile Avrupahlar arasmdaki kaynak mücade­
lesi ve sava§ yaratrm§h.
Rusya, Ekim 1914'te Osmanh imparatorlugu'na sava§ ilan
etti ve bu da Rusya'nm Türk Müslüman nüfusunu otomatik ola­
rak zan alhnda birakh. Ancak çogu Türkistanh, gizli polis gõ­
zetiminden daha derin endi§elere sahipti. Hükumet pamugun
fiyatlann1 sabitledi ancak tahtl fiyatlarrmn serbestçe dalgalan­
masma izin vererek, gelirleri ihracat mahsullerine bagh olanlar

69 Khalid, s. 125.

60 • Mekke'ye De�il Moskova'yn


için yaygm bir me§akkat, karaborsactlar için ise beklenmedik bir
kazartç kaynagi yaratb. Türkistan Hükt1meti'nin askeri karakte­
ri, õzellikle on binlerce Avusturya-Macaristan sav� esiri Dogu
Cephesi'nden gelmeye ba§laymca sertle§ti. Elbette vergiler art­
h ve subaylar çok say1da ko§um hayvan1 ve erzak talep etmeye
ba§lad1. Genel valiler, Türkistan'dan Rus ikinci Ordusu'nu Tan­
nenburg'daki felaketine gõtürmesi için çagnlan General A. V.
Samsonov'dan (1910-1914) ba§lamak suretiyle geri çagnhp, h1zla
birbiri ardma degi§tirildikçe idari kontrol zayiflad1 ve yolsuzluk
artb. Türkistan'm son genel valisi Agustos 1916'da geldiginde,
Türkistanhlar zaten aç1k bir isyan hâlindeydiler.
Ba§hca neden, 25 Haziran 1916'da Petrograd'dan ç1kanlan,
Rus olmayanlan cephe gerisindeki vas1fs1z i§ler için gõrevlen­
diren, yanh§ tasarlanmi§ bir karamameydi. Yõneticiler, pamuk
yeti§tirme alanlarmdan daha az i§Çi talep ederek, tanm bõlgele­
rine vurulan darbeyi yumu§atmaya çah§h. Aym zamanda, yerli
yerel yetkililerden, hpk1 i§ gücü vergileri için yapageldikleri gibi,
güncel askere ahm listeleri haz1rlamalarm1 istediler ve kadilan,
mollalan, õgretmenleri ve diger e§raf üyelerini muaf tuttular.
Askere almd1ktan soma, i§çilere dini ihtiyaçlannm gõrülmesi
için mollalarla destek olunacakh. 1. Nikolay'm Yahudi erkekler­
le ilgili zorunlu askerlik tasansmm aksine, bu tasan Hiristiyan
olmayan tebaay1 asimile etmeyi amaçlamiyordu. Karamame bir
çaresizlik eylemiydi çünkü Rus ordusunun yedek kuvvetleri son
derece azdi. Rus yetkililer, taslagm h1zh ve kolayca uygulanabi­
lecegini varsaydilar; imparatorlugun içinden geçtigi aciliyet du­
rumunu aç1klama veya Türkistanhlarm vatanseverligine hitap
etme ihtiyac1 gõrmediler. Gõrünü§e gõre, Türkistan'dan askeri
i§ler için 250.000 erkek saglama talebinin, inorodets statüsünün
birkaç ayncahgmdan biri olan askerlikten muafiyete ani bir son
verdigini ya unutmu§ ya da õnemsememi§lerdi.
Kalabahklar birkaç gün içinde, õfkelerini õzellikle yerel yetki­
lilere yõnelterek, ilçe bürolarm1 mahvedecek ve potansiyel asker­
lerin siraland1g1 listeleri yok edeceklerdi. Tasarmm neden gerekli
oldugu ve ne tür bir hizmet gerektirdigine dair net aç1klamalarm
yoklugunda, sõylentiler çilgmca büyüdü ve yeni isyanlan kõrük­
ledi. Bu §iddet patlamas1, tek bir bõlgeyle smirh kalmad1g1 ve
birkaç yayhm ate§iyle dagtblamad1g1 için õnceki hadiselerden
fark11yd1. Temmuz ay1mn ortalarmda, Semerkant Oblasb'ndaki

Shoshana Keller • 61
Cizzak kenti, yerli ve Rus nüfus arasmda küçük çaph bir sava­
§a taruk oldu ve binlerce Avusturya-Macaristanh sava§ esiri de
tam anlanuyla iki ate§ arasmda kald1. Baz1 raporlar, ulemanm bu
ayaklanmanm õnemli liderleri olduguna, hatta gazavat ilan ettik­
lerine i§aret ediyor.70 Cizzak isyaru bashrtldigmda (acil durum
birlikleri tarihi §ehri yerle bir ederek çevresindeki kilometrelerce
kõyü yakh), §iddet Fergana Vadisi'ne ve en yogun olarak Yedi­
su'nun Klrgiz bozkirlanna yaydm1§h.
Klrg1z ve Kazak gõçebeleri muhtemelen 1916 ayaklanmas1 s1-
rasmda diger gruplardan daha fazla ao çekti. Y1llarca yerle§im­
cilere toprak kaybetmi§lerdi, §imdi ise Kazak ve Rus kõylerini
baskmlarla yakarak kar§1hk veriyorlard1. Ne var ki, yerle§imciler
genellikle gõçebelerden daha iyi silahlanrm§ ve "kendi" toprak­
lanru gõçebelerden katiyen temizleme firsatm1 yakalanu§lard1.
Her iki taraf da mezalimde bulunmasma ragmen, gõçebeler en
kõtüsüne maruz kald1. Agustos aymm sonunda, yakla§1k üçte
biri Çin'e kaçh, burada birçok ki§i k1§ ko§ullarmda can verdi.
Genel Vali Kuropatkin, arahk aymda isyan1 nihayet kontrol altl­
na alabildiginde, binlerce insan õlmü§tü, bunlarm çogu Türkis­
tanh'yd1. 71 Kuropatkin'in, II. Nikolay tahttan çekildigi ve impa­
ratorluk hükumeti çõktügü suada düzeni saglamak için sadece
iki ay1 vard1. Genel vali, devrime sadakatini ilan ederek kendini
kurtarmaya çah§h ancak Geçici Hükumet onu Nisan 1917'de tu­
tuklath. Birkaç ay içinde Türkistan hem sõmürgeci ile sõmür­
gele§tirilenler arasmda hem de Türkistanhlarm kendi içlerinde
ba§layan bir sava§a kan§acakh.

Rejimin Dogas1
Ímparatorluk Rusya's1, Müslümanlarm imparatorluktaki sta­
tüsünü hiçbir zaman çõzüme kavu§turamanu§h. Rus yetkililerin
eylemleri, tutarh bir politikadan ziyade mevcut ihtiyaçlar ve õn
yargilar tarafindan dayahlrm§ ve kan§1khk dogurmu§tu. Tatar­
larla ya§anan iki asirhk tecrübe, Müslümanlar1 toplu hâlde Or­
todoksluga dõndürmenin imkâns1zhg1ru gõstermi§ti ancak bu,
çann en hakiki tebaasmm sadece Ortodokslar olabilecegi algi-

70 Pierce, s. 275.
71 Edward Sokol, The Revolt of 1916 in Russian Central Asia (Baltimore: Johns
Hopkins University Press, 1 954).

62 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


sm1 terk etmeye yol açmad1. Birçok Rus yetkili, uzun temaslar
sayesinde islam'a saygi duyar hâle geldi ve statükonun uygulan­
masmda onun yararlartnl gorür oldu ancak Müslümanlan hiçbir
zaman kendileriyle e§it gormedi. Daha zeki yetkililerden baztla­
n, yabancdarm yonetirninin sanc1h olacagmm farkmda olmasma
ragmen, daimi e§itsizligin imparatorlugun uzun vadeli bekas1
namma ortaya çikard1gi sorunlan gõrmede diger somürge yone­
ticilerinden daha becerikli degillerdi. Kuropatkin, 1884'te, tahki­
katç1 ignatyev Komisyonu'nun üyesi oldugu siralarda §U uyan­
da bulunmu§tu: "Halkm tam bar1§ç1lhg1 konusunda kendimizi
aldatmama11yiz. Bizlerin, fatihler ve kâfirler olarak, husumetten
yoksun olmam1z mümkün degildir, zira Rusya'mn menfaatine
olan, uzun süre Türkistan'm menfaatine olmayacakhr."72 Onun
açtl<lamas1, imparatorlugun tehlikelerine ili§kin keskin bir far­
kmdal1gm yan1 sua imparatorlugun nihai menfaatine olan inanci
da gostermektedir. Bu inancm dogal sonucu, hâlihazirdaki ofke
bag1§lanacak olsa bile, Rusya kar§1smdaki muhalefetin gerici ve
Türkistanlilarm ç1karlarma aykm olmas1ydi. Baz1 Türkistanhla­
rm Rus egitimini memnuniyetle ozümseyeceklerini ancak daha
soma bu egitimi (üst sm1f) Ruslara tanman aym haklan ve say­
g1y1 talep etmek için kullanacaklanm ise ne Kuropatkin ne de
ba§ka bir genel vali tahmin edebilirdi. Üstünlük konusundaki
umursamaz varsay1mlan, kendi y1kimlanna yol açacak araçlan,
sonuçlan hakkmda çok az endi§e duyarak, tebaalarmm ellerine
birakmalarma izin vermi§ti.
Rusya, Türkistan'1 uluslararas1 itibar, askerí: güvenlik ve eko­
nomik flrsatlar nedeniyle i§gal etmi§ ancak ekonomik zaruret­
lerin siyasi ve kültürel kahhm1 kaçm11maz olarak ortaya ç1kar­
d1gm1 gõrmü§tü. Rus nüfusu, modem sanayiyi tek ba§ma in§a
edemeyecek kadar küçüktü; Türkistanh seçkinlerin bu yolu
kolayla§hrmak için dev§irilmesi ve egitilmesi gerekiyordu. Bu
seçkinlerin Rus dilini, temel teknolojiyi ve yonetim becerilerini
(ornegin Fergana'daki pamuk-ç1rçir baronlarmm yaphgi gibi) ve
çarhk bürokrasisi içinde yonlerini nasil bulacaklarm1 ogrenme­
ye ihtiyaçlan vardi. Bu bilgiyi edindikten soma, Türkistanhlan,
ba§ka yollan ke§fetmekten veya Ruslann sormalanm istemedik­
leri sorulan sormaktan ahkoymanm bir yolu yoktu.

72 Pierce, s. 83.

Shoshana Keller • 63
Rus yetkililer, siradan Türkistan kitlesine kar§l çeli§kili ta­
v1rlar sergiliyor hem onlan õnemsemiyor hem de onlardan
korkuyorlard1. Von Kaufman'm ignorirovanie [gõrmezden gel­
me] politikasrm ele§tiren genel valiler bile, alternatif fikirlerin
eksikligi kadar personel ve kaynak eksikligi nedeniyle de bunu
sürdürmek durumunda kaldtlar. 18901arda rejim, ímparatorlu­
ga daha mutlu bir §ekilde uyum gõsterecek bir nüfus yaratmak
üzere bilim ve egitime yõnelmi§ken, mevzubahis politikasmda
degi§iklige gitmesini mecbur eden iki büyük sarsmtl (1892 ko­
lera salg1m ve Dükçi l§ân'm 1 898 ayaklanmas1) ya§ad1. Bununla
birlikte, Rus yetkililer bu yeni politikamn sonuçlarm1 tam ola­
rak sürdürmekte yine de tereddüt ettiler. Türkistan'1 õncelikle
hammadde kaynag1 olarak gõrüyorlard1; yerliler kontrol alnnda
tutulacak ama Rus kültürüne tam olarak dâhil edilmeyecekti.
islam, çõzünmez bir yabanc1hk i§areti olarak kald1. III. Alek­
sandr (h. 1881-1894) ve II. Nikolay dõnemlerinde Rusla§brma
basktlan keskin bir §ekilde artb ancak bunlar aslen Balbklar ve
Kafkasya'daki Hiristiyan halklara ve Müslümanlardan çok daha
tehlikeli oldugu dü§ünülen Yahudilere odaklanmt§b. II. Alek­
sandr'm Büyük Reformlan Türkistan'da yüzy1hn sonuna kadar
uygulanmad1, akabinde ise sadece ktrptlrm§ bir biçimde haya­
ta geçirildi. Türkistan aynca, askeri bir idare olmas1 baktmm­
dan, imparatorlugun geri kalamndan farkl1yd1; sadece Kuzey
Kafkasya'mn dag halklanyla payla§tlan bir statüydü bu. Bõlge
Rusya'yla tam olarak bütünle§mi§ olmamakla birlikte, õzellikle
yirminci yüzytlm ba§larmda Rus yerle§imcilerin say1smdaki ar­
tl§ dü§ünülürse, diger sõmürgeci güçlerin deniza§m müstemle­
keleri kadar uzak da saytlmazd1.
Bu ili§kinin Türkistan taraft da aym derecede çeli§kiliydi.
Kõylü çogunlugu için Rusya'y1 hem askerler hem de onlan yeni
mallarla tan1§tlrirken borçlandiran hayret verici bir ekonomik
sistem temsil ediyordu. Herkes ihraç mahsulleri rejiminin etkile­
rini hissetse bile, çogu Türkistan11'run hiç Rus gõrmemi§ olmas1
muhtemeldir. Ruslarla dogrudan etkile§ime giren tüccarlar, yõ­
neticiler ve yüksek din adamlan ise, yeni kültürü kâh kucakla­
y1p kâh reddederek onu kendi amaçlanna uyarlamamn yollarrm
bulmaya çah§ttlar. Tüm bu etkile§im, çarm sadlk hizmetkârlany­
la smirh da degildi; Türkistan'm irili ufakb aydm topluluklar1,

64 • Mekke'ye Dej!;il Moskova'ya


Rus devrimci çevreleriyle temas kurarak halkç1 ve sosyalist fikir­
leri õzümsediler ve kendilerine uyarladdar.
Rus i§gali, Ortodoks misyonerleri Türkistan'dan menetme­
sine ragmen, islam kar§1smda derin bir meydan okuma sunu­
yordu. Kâfirler tarafmdan yõnetiliyor olma gerçeginin yarattigi
§Ok, on üçüncü yüzy1hn Mogol istilas1 sirasmdaki kadar çarplCl
degilse de tüm islam dünyas1ru sarsmi§b. Muhafazakâr Müs­
lümanlar için Rus yõnetimi sorunu basitti: mümkünse her hâ­
lükârda mücadele edilmesi gereken bir musibetti. Bununla bir­
likte, bir kls1m ulema d1§mda, Rus kültürünün Türkistanldar
için bütünüyle tiksindirici olmamas1 nedeniyle durum büyük
õlçüde karma§ikb. Ceditçiler ve diger islah hareketleri i§ga­
li kendi zay1fhklarma ve cehaletlerine bagladdar. islam'1 güç­
lendirmek ve savunmak için aç1kça üstün Bab bilgisini kullan­
manm yollanm araddar. Daha az entelektüel düzeyde ise, Rus
himayesinden yararlanan tüccar ve küçük sanayici s1ruf1, Buha­
ra ve Harezm'de hüküm süren despotizmden rahats1z olmaya
ba§lami§lard1. Çan sevmiyorlar ama onun daha iyi bir altematif
sundugunu dü§ünüyorlardi. Küçük ama õnemli bir ulema gru­
bu, birçok geleneksel tavn ve uygulamay1 degi§tirmeye, hatta
terk etmeye hevesliydi ve yard1m için Ruslara ba§vurdu. Rus
varhgmm sinemalar, edebiyat ve diger eglenceler gibi daha
gündelik yõnleri, onlarla temasa geçen Türkistanhlar arasmda
oldukça popüler hâle geldi.73 O hâlde, çogu insan için mesele
"Ruslarm nasd kovulacag1" degil, "Ruslarm nasll kovulacag1 ve
yõnetimlerindeki yararh kls1mlarm nasd kurtanlabilecegi" idi.
Rejim kendi muazzam çürüyü§üne kõr kalarak çõktügü suada,
bu sorular, hemen hemen hiç formüle edilmemi§ bir hâldeydi.

73 Pierce, s. 104.

Shoshana Keller • 65
2

Yeni Temelde Eski imparatorluk

1 917 devrimleri, Rus imparatorlugu'nun geri kalamna ol­


dugu gibi Türkistan'a da kaos, sava§ ve k1thk getirdi. Tür­
kistan paramparça oldu. Geçici Hükumet ile Ta§kent'teki ve
Rusya'mn diger kent merkezlerindeki i§çi ve asker sovyetleri
arasmdaki ikili iktidar bõlünmesi, bõlgedeki pek çok rekabet­
ten yalmzca biriydi. Buhara ve Harezm hükümdarlan, aym
anda birbirlerine kar§l bõlünmü§ olan iç rakiplerle mücadele
ederken bir yandan da Rus hâkimiyetinden kurtulmaya çah§1-
yorlard1. Petrograd'da Bol§evikler iktidan ele geçirdigi suada,
Ta§kent'te bir sovyet de yõnetimi ele geçirmi§ti ancak sovyetin
kendisi, hepsi Rus olan Sol Sosyalist Devrimciler, Men§evikler
ve Bol§eviklerden olu§an bir koalisyondu.1 Kas1m 1917'de Ko­
zaklar Yedisu üzerinde kontrolü ele alarak, kendileriyle birlikte
yerli Kirg1zlar ve Bol§evik yanhs1 Ruslarm arasmdaki bir sava§1
ate§lediler. Neredeyse e§ zamanh olarak, Mustafa Çokayev õn­
derligindeki Bahhla§ml§ Türkistan milliyetçisi bir gurup, eski
Hokand Hanhg1'nda bir Türkistan Õzerk Hükumeti kurdu. Üç
ay sonra, ba§kam F. I. Kolesov liderligindeki ve Milletler Komi­
seri Joseph Stalin'in destegiyle Ta§kent Sovyeti'nden bir askeri
birlik bu hükumeti y1ktl ve §ehri yerle bir etti.2 Türkistan'm
geri kalam, hepsi de kontrolü ele almaya çah§an düzensiz Rus,
Kozak ve Türkistanh gruplarla kaymyordu. Orenburg'daki Be-

1 A. S. Smimov, "Bo�viki i revolyutsionnoe tvorçestvo namestah (iyul'­


oktiyabr' 1917 g.)", Voprosu istorii KPSS, 6. sayi (1979): s. 66.
2 Georgi 1. Safarov, Kolonialnaya revolyutsiya: op1t Turkestana (Moskova: 1921 ),
s. 79-80; Baymirza Hayit, Die Nationalen Regierungen von Kokand (Choqand)
und der Alasch Orda (Münster, Vestfalya, 1950), s. 70; A. Omerkhan, "A His­
tory of the Establishment of Soviet Rule in Turkestan", East Turkic Review,
1 1 . cilt, 3. say1 (Eylül 1960): s. 10.

Shoshana Keller • 67
yaz Kozak birlikleri, 1918-1919'un bir bõlümünde bõlgeyi Mos­
kova'dan ay1rarak kaosa katkida bulundu.
Arahk 1917'de Lenin Hükumeti, Türkistan Bõlgesi Halk Ko­
miserleri Konseyi'nin (Sovnarkom Türkkray) usule uygun bir
§ekilde kar§1hk verdigi, tüm çarhk mahkeme sistemlerini orta­
dan kaldiran bir yasay1 kabul etti.3 Türkistan'm çogu bõlgesin­
de buna Müslüman mahkemeleri dâhil degildi çünkü yetkili­
ler zaten yogun olan Rus dü§rrianhgma katkida bulunmaktan
korkuyorlard1. Rus yetkililer birkaç yerde, õzellikle Yedisu ve
Fergana Vadisi'nde, karamameyi õngõrülen sonuçlanyla, harfi
harfine yerine getirmek için Müslüman mahkemelerini kapat­
maya çah§blar.4 Ne var ki, sava§ devrimci bir mahkeme sistemi
kurmay1 neredeyse imkâns1z hâle getirdiginden, yasa çogun­
lukla sembolik kaldi. Rus mahkemeleri, s1rf ortada Sovyet "halk
mahkemeleri" bulunmamas1 nedeniyle çarhk yasalan temelin­
de i§lemeye devam etti.
Bol§evikler, bõlge üzerinde asgari devlet denetimi kurana
kadar yeni bir toplum yaratma programlanm uygulamaya ba§­
layamadilar, bunu yapmalan iki y1h buldu. Ba§lad1klarmda ise,
kithk ve Ruslarm (ideolojiden bagimsiz olarak) Türkistanhlara
yõnelik insafs1z tutumlan o kadar acrya yol açrru§ durumdayd1
ki, yeni hükumet ilk y11larmm çogunu sadece bu hasan onarmak
için harcad1. Sava§m yaratngi kaosun yam s1ra Bol§evik tahil ta­
leplerinin de neden oldugu kithgm kapsami, Avrupa Rusya's1
için iyi bilinmektedir ancak Türkistan için çogu zaman gõz ardi
edilir. 1911'de yapilan bir ara§brmaya gõre, Türkistan'm yerli
nüfusunun yakla§1k 8,2 milyon oldugu tahmin edilmi§ti. 1915-
1920 y11lan arasmda ise Türkistanhlarm say1s1 1,6 milyon azald1
ve kay1plann çogu 1917-1920 kithk y1llarmda meydana geldi.
Komünist Parti'nin Türkistan bürosunun Rus üyelerinden Ge­
orgi Safarov, baz1 bõlgelerde, milyonlarca s1gmn yan1 sira, yer­
li nüfusun % 25-50'sinin açhktan õldügünü tahmin ediyordu.5

3 H. Süleymanova, "Zarojdenie sovetskogo ugolovnogo prava v Uzbekista­


ne," Suuetskoe gosudarstvo i pravo, 1 0. sayi (Ekim 1948): s. 66.
4 A. M. Bogoutdinov vd., istoriya kommunistiçeskih organizatsii Srednei Azii
(T�kent: 1967), s. 220.
5 lan Murray Matley, "lhe Population and the Land", ed. Edward Allworth,
Central Asia: 120 Years of Russian Rule (Durham, NC: Duke University Press,
1989) içinde, s. 104; Marco Buttino, "Politics in a Famine: Turkestan 1917-

68 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Kithk Harezm'e kadar ula§b ancak hanhktaki �m õlümlerin
say1S1m gõsteren bir istatistik yoktur. Buhara da ao çekti ancak
biraz daha az bir dereceye kadar. Çünkü Afganistan srmnndan
geçerek ticaret yapilabiliyordu, oysa Harezm'in ne demiryolu
ne de Rus kontrolü dt§mda srmr ko�usu vardi.6 Bu düzeyde
bir y1klm §a§1rbc1yd1 ve sadece yerlilerin Ruslara yõnelik nef­
retini artbrmakla kalm1yor, aym zamanda herhangi bir grubun
bõlgeyi s1kica yõnetmesini zorl�bran umumi karga§aya katki­
da bulunuyordu. Bol§evik iktidan kurulduktan sonra bile parti
çah§anlanmn halkm õfkesini kl§kirtmaktan kaçmmalan gerekti
çünkü Türkistan'daki güçleri s1g ve zayúb. Bu zaruret, onlarm
islam'a kar§I eylemlerinin b i rkaç yll boyunca ihtiyath ve esnek
olmasm1 saglamaya yardimc1 oldu.
Türkistan'da ve eski himayelerde, �ubat Devrimi'nin ardm­
dan siyasi gruplar õrgütleyen Türkistanhlar, bunu hem dini
hem de gayn dini çizgide yapma egilimindeydiler. $ura-i isla­
miyye'ye Ceditçiler ve reformist orta s1mfm diger üyeleri hâkim­
ken, ulema da kendi grubunu, Ulema Cemiyeti'ni kurdu. Ulema,
eski rejimin ani çõkü§ünü geleneksel otoritesini yeniden sagla­
maya çah§mak için kulland1. Geçici Hükumet bunlara baz1 s1-
mrlamalar koyabilmesine ragmen, ulema Türkistan'da islami
mahkemelerin yetkisini derhal geni§letti.7 �ehirlerde, Avrupal1
sosyalist gruplardan ayn i§leyen Türkistanh sosyalist õrgüt­
ler de vard1. Bu alt topluluklarm ortak ç1karlan vard1 (Nisan
1918'de Birle§ik Birinci Türkistan Müslüman Kongresi, Rus sõ­
mür geciliginin sona ermesini ve daha fazia õzyõnetim hakki ta­
lep ediyordu) ancak nihayetinde Türkistan'm gelecegine ili§kin
tasavvu rlan birbiriyle uyumsuzdu.8

1921", ed. Buttino, ln a Collapsing Empire: Underdevelopment, Ethnic Confli­


cts and Nationallsms in the Suoiet Union (Milan: Fondazione Giangiacomo
Feltrinelli, 1993) içinde, s. 258; Safarov, s. 81. Safarov'un ba�1, bõlgedeki
Bol�vik tutumlan ele�tirdiAi için kisa sürede belaya girdi.
6 istoriya Buharskoi i Horezmskoi Narodmh Sovetskih Respublik (Moskova: 1971 ),
s. 78, 83-84.
7 Agy., s. 282.
8 Adeeb I<halid, "Tashkent 1917: Muslim Politics in Revolutionary Turkes­
tan," Slavic Review, 55. dlt, 2. sayi (Yaz 1996): s. 277-278, 280-281. Ulema
Cemiyeti'nin $u ra'dan aynh�1 kongreden sonra oldu.

Shoshana Keller • 69
Buhara ve Harezm
Emir Seyyid Âlim Han'm (h. 1910-1920) gücünü geni§letmek
veya en azmdan elinde tutmak için, Geçici Hükílmet temsilcisi
A. Ia. Miller, Ceditçi Genç Buharaldar Partisi, kendi bõlge valileri
ve (1918 itibanyla) Bol�vikler etrafmda manevra yaptigi Buha­
ra'da tehlike õzellikle büyüktü. Mart 1917'de Geçici Hükumet,
emirin vergi ve mahkeme sistemlerinde iyile§tirmeler ve tem­
sili bir medis kurulmas1 da dâhil olmak üzere geni§ kapsam11
reformlar ba§latmasmda 1srar etti. isteksiz emir bu reformlan,
aslmda Miller tarafmdan kas1th olarak muglak ifadelerle hazir­
l anmt§ olan 30 Mart manifestosuyla duyurdu. Â lim Han'm ma­
nifestoyu bizzat okumaktan rahats1z olmad1gt aktanhr. Belgenin
müphemligi tüm taraflan mutsuz etmi§ti ve Buhara ulemas1, ilk
kez hukuki bir konuda kendilerine dant§tlmamasma õfkeliydi.
Ulema, düzenlenmi§ olan manifestonun gizliligini kendi lehle­
rine kullanarak toplanan kalabahga bunun bir kâfir i§i oldugu­
nu ve islam hukukunu ihlal ettigini aç1klad1. 8 Nisan'da ulema,
7-8.000 kadar insanm emiri ve §eriah ne pahasma olursa olsun
savunmaya ant içtigi bir gõsteri düzenledi. Ceditçiler ayru gün­
lerde manifesto lehine daha küçük bir gõsteri düzenlemi§lerdi
ancak bashnlddar ve bir ayaklanmaya mahal vermemek için da­
gdmak zorunda kalddar. Bu güç gõsterisi, emiri ulemay1 ve halk
iradesini dinlemesi gerektigine ikna etti. Ceditçileri bir kez daha
Buhara'nm dt§Ina sürdü, yakalayabildigi kadanm hapse ath ve
acnnas1zca ezdi.9 Ulema iyiden iyiye galebe çalmt§h.
Miller, bu olaydan, Buhara nüfusunun 1slah edilemeyecek ka­
dar geri kafal1 ve fanatik oldugu sonucuna vard1. Geçici HükU­
met'e Ceditçilerin desteklenmeye degmeyecek kadar küçük bir
azmhk oldugu ve ulemanm daha fazia dü§manla§hrdmasmm
Rus kar§th çeteleri tetikleyebilecegi §eklinde bir uyanda bulun­
du. Bu tav1r, Ceditçileri htzla, kendilerinin modernle§me hedef­
lerine daha sempafi duyan sovyetlere yakla§hrd1.
Ulema reform giri§imini, hakl1 olarak, yalmzca Allah tarafm­
dan bah§edilmi§ hakemlik ve rehberlik otoritelerine bir meydan
okuma olarak gõrüyordu. Sadece kendi iktidarlanm muhafaza

9 Hélene Carrere d'Encausse, lslam and the Russian Empire: Reform and Re­
volution in Central Asia (Berkeley: University of Califomia Press, 1988), s.
131-134.

70 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


ebnek için degil aym zamanda münasip toplum düzenini ko­
rumak için de hareket ediyorlard1. Bunlann gerekçeleri konu­
sunda alayc1 olmak kolay olsa da (Sovyet tarih yazimmd a her
zaman oldugu gibi}, ulemanm birçogunun meselenin salt siyasi
faydadan çok daha fazlas1 oldugunu yürekten hissettiklerini ha­
hrlamak onemlidir. ilahi vahye dayanan bir toplumsal düzende,
dikkatli bir §ekilde ele almmad1g1 takdirde degi§im, kutsal te­
melleri zay1flabnak ve hatta yok ebnekle tehdit eder. islam, islah
ve tecdide en ba§mdan beri ancak kontrollü kanallar arac1hg1yla
izin vermi§tir. On dokuzuncu yüzytlda Osmanh ulemasrmn pa­
di§ahm te§vik ettigi reformlara §iddetle kar§I ç1kmas1, bir yan1y­
la, bu makbul kanallan terk ebni§ oldugu içindi; Buhara ulemas1
ise, Rus Hükumeti'nin harekete geçirdigi reformlardan çok daha
fazla nefret ediyordu.
Muhafazakârlara destek olan siradan Buharal1lann soz ko­
nusu gerçek meseleler hakkmda muhtemelen çok az fikri vardi.
Otoritenin genel olarak çokü§üyle birlikte, kirsaldan birçok koy­
lü, heyecan ve etkinlik aray1§1yla Buhara'ya gelmi§ti. Bu gev§ek,
havai kitlenin ideolojisi yok denecek kadar azd1 ancak Ruslara
ve onlarla ili§kili ne var ne yok her §eye olan kizgmhgi â§ikârd1.
Ceditçilerin manifesto lehine yaphgt gosteriye çok say1da Yahudi
ve Sii'nin kahlmas1 kalabahgi daha da kizdirmt§, ulemanm onla­
n õlümcül bir s1mra gõtürmesini kolayla§hrmt§h. Gõsterilerden
bir hafta sonra Âlim Han, kalan Ceditçilerden bir heyeti müza­
kereler için sarayma davet etti. Heyet tuzaga dü§ürüldü ve aym
güruh tarafmdan ta§land1, neredeyse linç edilecekti; tutuklan­
maktan kurtulan Feyzullah Hocayev ve ekibi, bu kez Ta§kent'e
kadar kaçhlar, ta ki 1920'de Klz1l Ordu'nun yard1rmyla geri do­
nebileceklerdi. Buhara halkimn ve onde gelenlerinin çogunlugu,
hafif modemle§meye bile aç1kça kar§I koymu§tu. Ne onlar ne de
Bol§evikler, temel reformlar daha güçlü bir §ekilde dayahld1gm­
da ne tür bir felaketin vuku bulacagm1 õngõremezlerdi.
Harezm Hanhgi ise çok farkh türden bir kavgayla sars1hyor­
du. Muhammed Rahim Han, yerini otuz yedi ya§mdaki oglu is­
fendiyar'a (h. 1910-1918) birakarak Agustos 1910'da Oldü. isfen­
diyar, as1l i§in çogunu vekillerine birakan bir eglence dü§künü
olarak ün yaprm§h. Vekiller dolay1s1yla Hive toplumunu emire
nazaran daha gev§ek birakiyorlard1 ve Ruslardan ilham alan
reformlara biraz daha yatkmdtlar. Harezm'in sorunlan, siyasi

Shoshana Keller • 71
ve ekonomik gücün çogunu elinde tutan yerle§ik Õzbekler ile
gõçebe Türkmenler arasmdaki §Üphe ve husumetten kaynakla­
myordu. Bu iki grup, vergiler ve su haklan konusunda sert bir
§ekilde sava§arak uzun bir istikrars1zhk dõnemi yarath. 1912'de
isfendiyar, hanli� gelirini arthrm.ak, aynca yeni okul ve has­
taneleri içeren modernle§me hizmetlerini kar§ilamak üzere ta­
sarlanmi§ bir dizi vergi reformu ilan etti. Bu gelirin çogu, Türk­
menler üzerindeki arazi vergisinden elde edilecekti. Türkmenler
1912 ve 1913'te birkaç Õzbek kõyüne saldirarak kar§1hk verdiler
ve Rusya'mn Han'a (smirh) askeri destegine ragmen onu geçici
bir ate§kese mecbur ettiler. Birinci Dünya Sava§l ba§lad1gmda,
yerel Rus askeri yetkilileri, ("vatansever katkilar" kisvesi altm­
da) Han'dan õnemli miktarda para koparma firsabm yakalad1 ve
bu da isfendiyar'm Türkmenler üzerindeki vergileri yeniden art­
brmasma ve 1915'te yeni bir isyanm patlamasma neden oldu.10
Bu kez Ta§kent'teki Rus yetkililer açikça Türkmenlere yakin11k
gõsterdi. Genel Vali F. V. von Martson (h. 1914-1916), Türkmen­
leri hafifleten ve Han'm "korunmas1" için Hive'de kahc1 bir Rus
garnizonu konu§landmlmasma izin veren bir ban§ anla§mas1
düzenledi. Bu benzeri gõrülmemi§ düzenleme Õzbekler kadar
Türkmenleri de kizdird1 ve 1916'nm ba§larmda Cüneyt Han adh
bir Yomut §efinin õnderligmde daha ciddi bir isyan için zemin
haz1rlad1. isyancilar i sfendiyar'1 tamamen Hive d1§ma sürdüler
ancak Ruslar çah§mada taraf degi§tirip silahlanm Türkmenlere
çevirecek, yüzlerce hatta belki de binlerce ki§iyi õldürerek isfen­
diyar'1 geri tahtma oturtacaklard1.
�ubat Devrimi, istikrarh bir yõnetim konusunda bir nebze
umut getirdi. Han11ktaki az say1daki Rus i§çi ve asker, Han'1 bir
temsilci meclisi kabul etmeye zorlamak için daha az say1daki
Ceditçi'yle i§ birligi yaparak kendi sovyetlerini kurdu. Hatta
Geçici Hükumet'in Harezm'deki elçisi Tümgeneral Mir Bada­
lev, tümü Õzbek olan Ceditçileri meclise birkaç Türkmen üyeyi
kabul etmeye bile ikna etti. Ancak Õzbek reformcularm, bpki
Han'm vekilleri gibi, Türkmen kaygilarma ve haysiyetine anla­
YI§ duymad1klan ortaya çikh ve Türkmen saldmlan ve Õzbek
misillemeleri kald1g1 yerden devam etti. Haziran 1917'de Han,

10 Seymour Becker, Russia's Protectorates in Central Asia: Bukhara and Khiva,


1865-1924 (Cambridge: Harvard University Press, 1968), s. 231-232.

72 • Mekke'ye De!íil Moskova'ya


muhafazakârlann otoritesini yeniden onaylayarak, kaçamayan
Ceditçileri tutuklattl. Bu konuda onu sadece Badalev degil, ken­
disini isfendiyar'm ba§ muhafiz1 olarak tayin ederek ikti.darda
daha iyi bir §ansa sahip oldugunu fark eden Cüneyt Han da (Ey­
lül iti.banyla) destekledi.
Ekim Devrimi Ruslarm dikkati.ni Harezm'den tamamen
uzakla§brarak, Cüneyt Han'm Hanhgm fiili hükümdan olarak
kontrolünü saglamla§brmasma izin verdi. Eylül 1918'de oglu­
nun isfendiyar'a suikast düzenlemesini saglad1 ve daha uysal
bir ki§ilik olan Muhammed Seyyid Abdullah'1 kukla han1 olarak
tayin etti.. Cüneyt Han sonraki iki yil boyunca saldirgan bir §e­
kilde kendine yeni bir saltanat kurmaya çah§b, bu süreçte hem
Türkmen hem de Õzbek tebaas1m kendinden soguttu. 1919'un
s onu nda Bol§evikler, Genç Hivelilere ait küçük siyasi parti.ler­
den birini ve ba§larmdakini devirmeye gõnüllü milisleri bün­
yelerine katabildiler. 1 $ubat 1 920'de Cüneyt Han, Hive'yi Kml
Ordu'ya b irakh, Kml Ordu da Seyyid Abdullah'1 azlederek Ha­
rezm Sovyet Halk Cumhuriyeti.'ni olu§turmaya ba§lad1. Ne var
ki, Cüneyt Han'm Í§Í henüz bitmi§ degildi.

ilk Ad1mlar
Bol§evikler, Moskova ile Ta§kent arasmdaki temasm ta­
mamiyla yeniden tesis edildigi 1919'un sonlanna kadar Tür­
kistan'da bir hükumet kurmaya ba§layamadilar. Ekim aymda
Te§kilat Bürosu (Orgbüro) ve Rusya Komünist Parti.si Merkez
Komitesi (Bol§evik) (TsK RKP[b]), Rusya'dan seçilen ve hem
parti.yi hem de Sovyet Hükumeti.'nin devlet kanadm1 temsil et­
mek üzere Türkistan'a gõnderilen bir komiserler konseyi olan
Türkistan Komisyonu'nu kurdu.11 Birkaç ay sonra Türkistan
Komisyonu tamamen hükumeti.n devlet kanadma dâhil edildi,
parti i§levleri Merkez Komitesi Türkistan Bürosu (Türkbüro TsK
RKP[b]) tarafmdan devralmd1; bu biiro, Bol§eviklerin muazzam
imparatorluklanm kontrol etmelerine yardrmcr olmak için ku­
rulan sekiz bõlgesel Komünist Parti bürosundan biriydi.12 Türk-

11 Bogoutdinov, s. 374; V. Ia. Nepomnin, istoriçeskii op1t stroitelstva sotsializma


vUzbekistane, 1917-1937 (Ta�kent: 1960), s. 119.
12 RGASPI F. 61, op. l, d. 1,1. 34. "Polojenie ob Oblastruh Byuro TsK RKP(b)."
Oblast bürolanmn gõrev tammlanna ili�kin tarihsiz bir yõnetmelik, muh-

Shoshana Keller • 73
büro tamamen Avrupaltlardan [Ruslardan -ed.n.] olu§uyordu
ve hükumet kurma konusundaki temel gõrevlere odaklanmt§h:
personel egitmek, parti te§kilatlan kurmak ve yerlilerin güvenini
kazanmaya çah§mak. Bu son gõrev, õzellikle bõlgedeki Avrupa­
ltlar ve Türkistanltlar arasmdaki aamas1z çah§malar gõz õnüne
ahnd1gmda, en õnemli ve en zor olaruyd1. Moskova'daki Polit­
büro, Türkistanltlarm Türkbüro üzerinde sõz sahibi olmadtkla­
n sürece ona kendiliginden güvenmeyeceklerinin farkmdayd1
ancak bu aç1gi gidermek için acele etmedi. Onlara gõre, Türkis­
tan'da gerçek bir i§çi sm1ft olmad1gmdan ve devrime sempati du­
yan Türkistanltlarm bile ulusal ç1karlan struf ç1karlarmm õnüne
koymalan muhtemel oldugundan, komünist yõnetimin tanim
geregi Rus egemenligi olmas1 gerekiyordu. 191 7'den 1922'ye ka­
dar verilen mücadele, Türkistan üzerinde Bol§evik iktidarmdan
ziyade Rus egemenligini tesis etme kampanyas1 olarak okuna­
bilir .13 Etnik kimlik ve ideoloji henüz ayirt edilemiyordu. Bol­
§eviklerin güvenilir Türkistanhlan Türkbüro'ya getirebilmeleri
1921'in ba§larm1 buldu: Nazir T. Tõregulov, Kayg1s1z Serdaroviç
Atabayev ve A. Rahimbayev; hepsi de Bol§eviklerle en az iki yil­
dir çah§1yorlard1. Aral1k 1921'de S. Hocanov'un da eklenmesiyle,
Türkbüro personelinin neredeyse yans1 Türkistanl1 oldu.14 Bu­
nunla birlikte, Ruslar tüm kilit kararlar1 almaya devam ettiler.
Fergana Vadisi'nin ve Yedisu bõlgesinin bereketli topraklan,
1916'dan beri toprak ve su konusundaki anla§mazhklardan õtü­
rü Ruslar ile Ktrgizlar veya Kazaklar arasmda epey §iddetli ça­
h§malara sahne olmu§tu ve Türkbüro zamanmm ve enerjisinin
çogunu bu konuya harcad1. �ubat Devrimi'nin akabindeki ktsa
bir sükunetten sonra, Ruslar, ktsmen Kas1m 191 7'de õzel mülki­
yeti kaldiran kararname ve kilise ile devleti ayiran 1918 yasas1
kaps ammda, gõçebe ve meskUn yerlilerden ve Müslüman vaktf­
larmdan arazi istimlak sürecini yeniden canland1rmt§lard1. Bu
müsadereler, Fergana'da ba§ka yerlerdekinden çok daha yogun

temelen 1921 . N. E. Petukhova, "Sozdanie oblastmh byuro TsK RKP(b) i


nekotorie storom ih deyatelnosti (1920-1922)," Vopros1 istorii KPSS 4. say1
(1965): s. 75-76; Ahmedcan T. Azizhanov, Turkbyuro: polnomoçmy organ
TsK RKP(b) (T�kent: 1977), s. 15-16.
13 Carrere d'Encausse, s. 148-151.
14 Azizhanov, s. 19.

74 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


bir õfke yaratb.;15 bu õfkeye en õrgütlü biçimini ise, §eriabn õzel
mülkiyeti korudugu gerekçesiyle yasalara kar§1 gõsteri yapan
mollalar verdi. Kizil Ordu'yu on yil boyunca ciddi §ekilde taciz
edecek BasmaCl/I<orba§l Rus kar§lh gerilla hareketi, müsadere­
lere dogrudan bir tepki olarak Fergana bõlgesinde ortaya çikh.16
Valof sistemi, islam dünyasllUll sosyal altyap1srm ayakta tutan
sütunlardan biriydi. Zengin bagi§çilann bir camiye, okula veya
hastaneye bir parsel arazi -meyve bahçesi, üzüm bagi, õgütücü
degirmeni- hibe etmesine izin veriyordu. Araziden elde edilen
gelir kuruma gidiyor ve mütevelliler adi verilen din adamlar1 ta­
rafmdan idare ediliyordu. Bag1§, velinimetin sevap kazanmas1m,
aile nam1m §ereflendirmesini ve yer yer de vergiden kaçmmas1-
m saghyordu. Vakif geliri olmadan okullar ve diger õnemli sos­
yal kurumlann varhg1 mümkün olamazd1. Türkbüro, 1920'den
1922'ye kadar, müsaderelerin neden oldugu zaran onarmak için
mücadele ederek, Müslüman mahkemeleri ve vakiflan yerel ida­
reye geri verip birçok Rus'u yerel yõnetimden tasfiye etse de yer­
li halkin güvenini bõylesine kolay kazanamayacak kadar çok kan
dõkülmü§tü.17 Fergana Vadisi, tüm Sovyet dõnemi boyunca Rus
egemenligine dü§manhgim bariz biçimde sürdürdü.
Hukuk alanmdaki devrim, Bol§evik deneyinin en õnemli
õzelliklerinden biriydi. Kapitalist sistem, burjuvazinin haklan­
m i§çi haklarmdan mütemadiyen üstün tutan yasalarla destek­
lendiginden, bu sistemi ala§ag1 etmenin dogal ilk adlml, kapi­
talist hukuku y1kmak ve onu devrimci hukukla degi§tirmekti.
Bununla birlikte, Sovyet yõnetiminin bir diger õnemli õzelligi,
teorinin netligi ile gerçekligin karma§1kl1klan (hatta çeli§kileri)
arasmdaki keskin uyumsuzluktu. Sovyet hukukunun kâg1t üs­
tündeki vaatleri ile fiili yasal uygulamalan arasmdaki kopukluk
rejimin bariz vas1flarmdan biri olmakla kalmay1p, aym zaman-

15 Fergana, Türkistan'da tarikatlann ve benzeri dini guruplann en canh mer­


k�ydi ve bir anlamda vakú sisteminde de õnemli paya sahipti. Aynca
bkz. Ali Yaman, Türk Dünyasznda Íslam, Sovyet Ateizmi ve Kültürel Süreklilik,
Elips Yaymlan, Ankara, 2012. (ed.n.)
16 Bogoutdinov, s. 278; S. Ginzburg, "Basmaçestvo v Fergane," F. Hocayev
vd., Oçerki revoliyutsionnogo dvijeniya v Srednei Azii. Sbomik Statei (Moskova:
1926) içinde, s. 134-135. Hokand'm ya�alanmas1 da Basmaolann ortaya
çikt�mdaki faktõrlerden biriydi.
17 Ginzburg, s. 564 ; Azizhanov, s. 89.

Shoshana Keller • 75
da Sovyet-sonras1 tarihin karga§astmn gõsterdigi gibi, derinden
zedeleyiciydi de. Devrimci hukukun uygulanmasma ait olan bu
zorluklar, 1 .300 ytlhk Müslüman hukuk sistemiyle de ba§ · edil­
mesi gereken islami bõlgelerde ise katmerlendi.
Daha õnce de belirtildigi gibi, Türkistan'dili hukuk devrimi
teknik olarak Kas1m 191 7'de ba§lad1. Fiiliyatta "halk mahkeme­
lerinin" (bõyle deniyordu çünkü yeni mahkemeler demokratik
olarak seçilecekti) olmamas1, çarhk yasalarmm çogunun yerinde
kalmas1 anlamma geliyordu. Ancak yeni rejimin zorunluluklar1
ve genel karga§a, yerel parti ba§kanlannm mahkeme i§leyi§le­
rine neredeyse istedigi gibi müdahale etmesine izin veriyordu.
Yerel Rus yetkililerin dini mahkemeleri kapatmaya çalt§bklan
baz1 durumlar dt§mda, bu geli§melerin hiçbirinin ilk birkaç ytl
Müslüman mahkemeleri üzerinde fazia etkisi olmad1.
1918'in sonlannda Moskova, Türkistan Merkez Yürütme Ko­
rnitesi'ne (TürkTslK, hükumetin parti kanad1 kar§1smdaki dev­
let kanad1) mahkeme reforrou hakkmda talimatlar ve bir "Halk
Mahkemesi Yõnetmeligi" gõnderdi. Talimatlar, Bol§eviklerin
tasarlad1g1 muazzam degi§ikliklere demokratik bir kaplama
yap1lmasrm õngõren ilk talimatlardan biriydi ve halk mahke­
melerinin yap1S1nm Müslüman halkm umurni toplanttlarmda
tarb§tlmasrm istiyordu. Muhtemelen Ta§kent ve komünistlerin
kontrolündeki diger birkaç alanla s1rurh olan "halk" arasmdaki
bu tarb§malarda, yeni halk mahkemelerinin §eriat ve âdet (veya
õrfi hukuk) temelinde kararlar vermesine dõnük talepler dillen­
dirildi. 24-30 May1s 1919'da Ta§kent'te toplanan Birinci Bõlgesel
Müslüman Komünistler Konferans1, bpki sendikalar kongresi­
nin yapbgt gibi, §eriabn sisteme dâhil edilmesi konusunda 1srar­
c1 oldu. Müslüman mahkemelerden temsilciler de sürece dâhil
oldular ve gõrü§lerini NKiu [Adalet Halk Korniserligi] çah§an­
lan kongresine iletmek için bir protokol haz1rlamak üzere bir
araya geldiler. Bu protokolün bir kisrmnda §Õyle sõyleniyordu:

Biz, a§aS!da imzas1 bulunan halk mahkemeleri, Türkistan cumhu­


riyetindeki her milletten Müslüman halkm dünya gõrü§ünün §eriat
normlarma dayand1g1ru tespit etmi§ bulunuyor ve Eski Ta§kent
õrgütlerinin ortak toplantismm 26 Temmuz'daki bir kararla ortaya
koydugu, Müslüman halk mahkemelerine, bu ikincisinin normlari,
temei düzenlemelerinde emekçilerin ç1karlariyla çeli§medigi müddet­
çe, hükümlerinde ve kararlarinda §eriat ve õrfe ba§vurma [sstlatsiya]

76 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


hakk1 veren bir yasama maddesinin Birle!lik Halk Mahkemesi Yõnet­
meligi'ne dâhil edilmesi konusundaki hakh taleplerini tamyoruz.18

Ta§kent Eski �hri'ndeki õrgütlerin (ki tamami Rus olmayan­


lardan olu§uyordu) temmuz ay1 toplanhsma ahfta bulunulma­
smdan anla§thyor ki, Müslümanlar geleneksel mahkemelerin
yerini almaya yõnelik herhangi bir giri§imden rahatstz olmu§ ve
bunu durdurmak için õrgütlenmi§lerdi. Aynca, §eriatla destek­
lenen Sovyet hukukunu kullanma konusundaki z1mni gõnüllü­
lükleri ve temel komünist ilkelerle çeli§en islami hükümleri bir
kenara birakma konusundaki â§ikâr isteklilikleri gõz õnüne ah­
mrsa ya bu toplanhya kahlan delegelerin ya da nihai protokolün
yazarlarmm reformlara ikna oldugu sõylenebilirdi.
Birle§ik Halk Mahkemesi Yõnetmeligi aslmda Ekim 1920'ye
kadar yay1mlanmad1 ancak ortaya ç1khgmda, biri §eriata tâbi ve
Müslümanlar için anadillerde hüküm veren, digeri ise Sovyet
hukukunu takip eden ve Ruslar için Rusçay1 kullanan ikili bir
mahkeme düzenini onayladi.19 Hükumet aynca, NKiu bünye­
sinde dini ve laik hukuk kurallan arasmdaki çah§malarm ara­
sm1 bulmak için õzel bir komisyon kurmaya karar verdi. Bu
§a§trhc1 karar Sovyet ideolojisi ve hukukuyla çeli§iyordu ancak
hükumet muhtemelen halkm talebine uymaktan ba§ka çaresi
olmad1g1m dü§ünüyordu. Ortada i§leyen bir Sovyet mahkeme
sistemi kuracak kaynaklar yoktu, Basmac1 gerillalan ise güçle­
niyor ve parti zar zor i§liyordu, Müslümanlan daha da dü§man­
la§hrmak tehlikeliydi. Bu çifte mahkeme karan, devlet ve halk
arasmdaki bir müzakere õrneginden ziyade, devletin zaruretle­
re boyun egi§inin bir gõstergesiydi.
Birle§ik Halk Mahkemesi Yõnetmeligi, "emekçilerin ç1kar­
lanyla çeli§en" i slami kararlarm nelerden olu§tugu konusunda
o kadar muglaktl ve mahkemeleri denetleme ayg1h o kadar il­
kel durumdayd1 ki, birçok sõzde halk mahkemesi, yargtlama­
lan her zaman oldugu gibi yalmzca §eriat temelinde yapmaya
devam etti. Trans-Hazar (Hazar Õtesi) Oblastl Devrim Komi­
tesi'nin tarihsiz raporlanndan biri, bu alanda ne kadar çah§­
ma yaptlmas1 gerektigini gõsteriyordu. Komite, insanlan dini

18 H. Süleymanova, "Istoricheskii ocherk o sozdanii sovetskikh sudov v Uz­


bekistane," Sovetskoe gosudarstvo i pravo, 3. say1 (Mart 1949): s. 64.
19 Agy., s. 64-65; Bogoutdinov, s. 349.

Shoshana Keller • 77
mahkemelerden uzakla§hrmakla ilgilendi ancak bõlgede Sov­
yet mahkemeleri yoktu. Laik yargiçlar için Iasa egitim kurslan
açmaya henüz yeni ba§hyorlard1.20
Õfkeli Müminlere yõnelik bu yumu§ak yakla§tm, Türkistan
Õzerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'yle (ÕSSC) srmrh degildi.
Bol�viklerin tam anlarmyla iktidar1 elde etmelerinden sonra
bile, Yeni Ekonomi Politikas1 (NEP) dõneminin (1921-1928) gõ­
nülsüz uzl�1 ortammda, Politbüro, Rus kõylülerinin bariz bir
kar§t-devrimci hedefi olmayan diní bayramlari kutlamalanna
izin verilmesini emretti. Oldukça muglak olan bu talimat, Müs­
lümanlar için de geçerli olmas1 gerektigme dair net bir emare
olmamasma ragmen, Türkbüro'ya da iletildi.21 Bununla birlikte,
yeni imparatorlugun her yerinde komünistleri ihtiyath olmaya
sevk eden bu zaruret hâli yalmzca geçiciydi. Lenin ftrsat dogdu­
gunda dine sald1rmaktan asla çekinmeyecekti ve Türkistan'daki
parti zamanla bu firsatlan yaratmak için çalt§maya ba§lad1. 22
Sovyet Hükumeti'nin islami sosyal yapmm diger iki ayagma,
okullara ve vaktf sistemine kar§I ilerleme kaydetmesi daha da
uzun sürdü. Hükumet 19201erin sonlarma kadar uygulanabilir
bir laik okul sistemi kurmak için mali veya fiziksel kaynaklara
sahip degildi. Parti ve d�vlet organlan, dini okullann y00lmas1
için birçok plan ve karar ald1 ancak Müslüman okullar, õzellikle
larsal alanlarda, Türkistanh ailelerin çogu için tek seçenek oldu­
gundan, bunlarm çok az etkisi oldu. iç sav�m yarathgt tahribat­
lar ve vaktflara el konulmas1, Müslüman okul sistemine merkezi
hükUmet kararnamelerinden daha fazia zarar vermi§ti.
Devrimci egitim, Bol§eviklerin yeni bir toplum yaratma
projesi için çok õnemliydi. Sovnarkom Türkkray, 191 8 boyun­
ca, ticaret okullan, Rus ilkokullan ve aym zamanda Rusça da

20 RGASPI F.122, op. 1, d. 46, 1. 35. Raporun baglanu 1920 veya 1921'i gõs­
teriyor.
21 RGASPI F. 61, op. 1, d. 1, 1. 1 1 . Politbüro'nun 7 Mayts 1921'de Mihail Kali­
nin'e gõnderdigi emrin kopyas1. Dosyada aynca Ortodoks kõylülerle ilgili
Türkbüro'ya gõnderilen ba§ka direktifler de var.
22 Lenin'in �uya olaymda din adamlanru õldürme konusundaki, 19 Mart
1922 tarihli kõtü �hretli notuna bakm, "Novie dokumenh VI Lenina", iz­
vestiya TsK KPSS 4. sayt (1990): s. 191-193. ingilizcesi için bkz. Dmitrii Vol­
kogonov, Lenin: A New Biography (New York: Free Press, 1994), s. 376-378
veya http://www . lib.byu .edu/-rdh/wwi/1918p/lenimolo.html

78 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


õgreten "yerli" laik okullann kurulmasma ili§kin çok say1da
kararname yaymlad1. Mektep ve medreselere verilen devlet
sübvansiyonlarma son verilrnesi yõnündeki bir õnerge, mev­
cut okullarm tamamen kapahlrnas1 yerine 1slaha te§vik edilme­
sinin daha iyi olacagi gerekçesiyle reddedildi. May1s 1920'de
bir Aydmlanma Komiserligi (Narkompros veya egitim dairesi)
kongresi, geleneksel mektep egitmenlerine ticaret okullarmda
õgretmenlik yapabilmeleri için egitim verilmesi istegini ifade
etti. Müslüman reformist egitimciler de Cedit tarz1 mekteple­
re ve hatta reforme edilmi§ medreselere yõnelik iddiah planlar
haz1rlamakla me§guldü.23
Egitim, en azmdan ilk birkaç yll için, planlann gerçekten ey­
leme yol açbg1 tek alan gibi gõrünüyordu. Bu, Bol§eviklerin uy­
gun finansmanla birlikte okullara verdigi yüksek õnceligin bir
yans1mas1yd1. 1919'da Tüm Birlik Parti Konferans1, ülke çapmda
erkeklerin yam sua k1z çocuklar için de anadilde okullarm in§a­
s1m te§vik etti ve bunun için bütçe ay1rd1.24 Türkistan Narkom­
pros, õgretmenleri egitmek, ders kitaplanm ana dillere çevirmek
ve orijinal õgretim materyalleri yazmak, yeni okullar olu§turmak
ve Õzbekçe bir egitim dergisi olan Maarifi yaymlamak için her
kuru§a muhtaçb. Narkompros yetkilileri yerel âdetler kar§Ismda
uzla§ma gõstererek, kizlar için ayn okullara izin verdi (kesinlikle
hiç olmamasmdan daha iyiydi) ve okullarda devam eden islami
egitime de kar§t ç1kmad1.25
Hükumet para saglad1g1 sürece, Türkistan'm laik okulla­
rma kay1tlar istikrarh bir §ekilde artb. Bir dizi istatistige gõre,
191 7'de Türkistan'da 576 laik ilkokul vard1 ve 1920'de 2.022'ye
ç1km1§b. Ancak 1 923'ün sonunda bu say1 l .007'ye dü§tü.26 Ne
olmu§tu? Yeni Ekonomi Politikas1, ülkedeki yan-kapitalist ili§­
kileri yeniden tesis etmekle kalmad1, aym zamanda çok s1ki bir
devlet bütçesini zorunlu kild1; okul fonlan õnemli õlçüde kisll­
m1§h ve Türkistan aç1g1 tek ba§ma telafi edememi§ti.27 Ortaya

23 K. E. Bendrikov, Oçerki po istorii narodnogo obrazovaniya v Turkestane (1865-


1 924 godu) (Moskova: 1960), s. 415-416, 428, 395-396.
24 KPSS v rezolyutsiyah i re�eniyah sezdov, konferentsii i plenumov TsK, 2. cilt
(Moskova: 1970), s. 48; Bogoutdinov, s. 418.
25 Bendrikov, s. 417.
26 Bendrikov, s. 446. Bu saytlann dogrulugu kesin degildir.
27 Agy., s. 442.

Shoshana Keller • 79
ç1kan bütçe s1kmbs1, vakiflann 1922'de tamarnlanacak olan iade­
sinin arkasmdaki en büyük motivasyonlardan biriydi. Bõylece
geleneksel mektepler laik okullann çõkü§ünün geride birakbgt
bo§lugu doldurmak için geri dõndü. Sonraki yedi yd boyunca
üç tür okul vard1: geleneksel mektepler, Ceditçilerin reform
mektepleri ve baz1 Sovyet okullar1. Fergana Vadisi'nde reform
mektepleri biraz daha baskmken, büyük islami merkezlerden
Buhara'da geleneksel mektepler daha yaygmd1. Laik okullar ise
her yerde nadirdi.28
Vakiflara ne yapdacag1 sorusu, bizâtihi dinden ziyade ser­
vetin kontrolüne odaklamyordu. Türkistan Hükumeti vakiflan
Müslümanlarm idaresine iade etti ancak bunu devlet düzen­
lemesi olmadan yapmad1. Narkompros, 1920 ortalarmda okul­
lara kaynak saglamak için bir vakif idaresi kurmu§ olmasma
ragmen, yeni rejimde vakiflarm yeriyle ilgili bir yasa 1922'ye
kadar tam o larak geli§tirilmemi§ti. o yd yaymlanan iki karar­
name yeni §artlan ortaya koydu. 20 Haziran tarihli ilk kararna­
me, cami ve medreselere, Ekim Devrimi' nden õnce bir medrese
tarafmdan kontrol edilen ve üzerinde degirmen, dükkân, ha­
mam, kervansaray ve ambar gibi bina bulunan arsalar ile kent
arazisinin bahçeleri ve ekilebilir kis1mlan dâhil olmak üzere
"siradan" vakiflan iade etti. Bu vak1flardan elde edilen gelirler,
yalmzca binalarm bakimi ve onarlmlyla õgretmenlerin, õgren­
cilerin ve diger personelin maa§lan ve baknn1 için kullanda­
cakb. Bununla birlikte, "tarnnsal õnemi" haiz vak1f topraklan
kõylülere devredilecekti.
Yenilenen vakif sistemi, her ilçede seçilmi§ alb ki§iden ve
atan�§ bir "egitmen" den olu§an bir "heyet'' tarafmdan yõneti­
lecekti. Bu heyetler, Fergana Vadisi ve Semerkant bõlgesinde za­
ten kurulu bir sistem olan, biri halk mahkemesi çah§anlarmdan,
digeri laik õgretmenlerden olu§an iki "okul"dan olu§uyordu. Bu
heyetlerin üyeleri, laik okullardan, halk mahkemelerinden ve

28 RGASPIF. 62, op. 1, d. 8, 1. 39. Temmuz 1923'te TsK KPT'nin Yedisu Ob­
last1 parti komitesine gõnderdi� uzun bir mektup, bir ilkokul sisteminin
kurulmasm1 istiyordu. Agustos 1923'te Sredazbüro, anaokulu ve ilkokul
kurma meselesini ele alarak, okullara yukandan degil a�ag1dan talep ya­
ratma ihtiyacrru vurgulad1. O bõlgedeki ko�ullar gõz õnüne almd1gmda,
bunun geregince gerçekle�tigi �üphelidir. Agy., 1. 72, Lyubimov'a çok
gizli not.

80 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Müslüman okullardan gelen çah§anlann genel kurul toplanbsm­
da seçilecek ve yerel hükumet tarafmdan onaylanacakb.29
28 Arahk 1922'de kabul edilen ikinci yasa daha kapsamhy-
di. Vaklf arazilerini ve diger mülkleri tüm camilere, okullara,
mezarlara ve diger hayir ve egitim kurumlarma iade ediyordu.
"Tanmsal õnemi" haiz oldugu belirlenen, §ehir ve kõylerin d1-
§mdaki vakif arazileri, hâlihazirda araziyi kulland1grm karutla­
yabilen mevcut sahiplerin elinde kalacakh. Bu topraklar, õzel­
likle kõylerdeki egitim ihtiyaçlan için belirlenmi§ yerel vergi
gelirleriyle birlikte ÕSSC'ye ve yerel vergilere tâbi kihnm1§h.
Vaklf arazileri üzerinde õzel §ah1slar veya vakiflar tarafmdan
yapbnlan ve vak1f mülküne dâhil olmayan binalardan elde edi­
len kira gelirleri, vakif ve egitim daireleri arasmda e§it olarak
payla§hnlacakh. 7 Kas1m 191 7'den õnce bir vakfa ait olan belirli
bir arazi parselinin veya mülkün almd1 makbuzuna ili§kin di­
lekçe ve belgelerin verilmesi için son tarih 1 Ocak 1924'tü; bõyle
bir makbuz ibraz edilemiyorsa, yerel siyasi yürütme komitesin­
den vak1f varhgmm kan1h olan bir belge getirilmeliydi. Bu ku­
ral, gõrünü§e gõre, davacilarm daha õnce bir vakfa ait olmayan
arazileri almaya yeltenmemelerini saglama ve bõylece devlet­
ten çalmalanm õnlemeye yõnelikti. Yeni vak1flarm kurulmas1-
na yalmzca hayir i§leri ve egitim için ya da "sosyoekonomik"
amaçlarla (tan1ms1z birakilrm§ bir terim) izin veriliyordu. Dini
amaçlarla vakif kurulam1yordu. Arazi kullanma hakkim içeren
yeni vakiflarm kurulmas1 da yasaklanmt§h.
Arahk 1 922 yasasmm en õnemli õzelligi, vakiflar için çarhk
dõneminden daha kapsam11 bir idari sistem kurmas1ydi. Vakif­
lar, bir Ana Vakif idaresi (GVU, Glavnoe vakufnoe upravlenie) ve
sadece Türkistanb Müslümanlarm gõrevlendirildigi ikincil va­
kif daireleri tarafmdan yõnetilecekti. Daireler, yõnettikleri va­
k1flardan elde edilen gelirlerle desteklenecekti. Egitime gitmesi
gereken kaynaklan kendi ihtiyaçlan için ay1rmak nakit s1kinbs1
çeken yõneticilere çok cazip gelecegi için, bu hüküm sistemde en
ba§mdan bir ç1kar çah§mas1 yarath.

29 P. V. Gidulyanov, Otdelenie tserkvi ot gosudarstva (Moskova: 1926), s. 278.


Karamame ilk õnce �urada yaymlaruru�hr: izvestiya Turkestana TsIK, 143.
sayi, 4 Temmuz 1922.

Shoshana Keller • 81
GVU'nun gõrevleri arasmda, bir vakif daireleri agi kurmak,
personelini teyit ederek bunlarm faaliyetlerini denetlemek ve
yõnlendirmek, tüm medreseler ile geleneksel ve reforma tâbi
tutulmu§ ilkõgretim okullanru yõnetmek, vaklf dairelerinin
kendi arazilerinin kullannruna ili§kin kararlanru onaylamak,
bunlarm nasil kullaruld1gma dair §ikâyetleri ara§hrmak ve vaklf
dairelerinin bütçe õnerilerini onaylamak yer a11yordu. Vaklf da­
irelerinin õrgütlenmesinde yerel ispolkomlara30 da rol verilmi§,
bu da bürokratik yükü arthrmi§h. Vaklf dairesi ba§kan1 aym za­
manda yerel egitim dairesinin ba§kanl1gm1 da yap1yordu. Daire,
dolay1s1yla, ispolkomdan bir temsilci ve yerel medreseden bir
temsilciden olu§uyordu; bu ikincisi medrese üyeleri ve õgrenci­
leri tarafmdan seçiliyor ve ispolkom tarafmdan onaylan1yordu
(temel bir §arth bu; yani sadece ͧ birligme aç1k din adamlan
dairelere kabul ediliyordu) .
Dairelerin gõrevleri § U §ekilde düzenlenmi§ti: Vak1flar ve yeni
vak1flarm temelleriyle ilgili dilekçeleri incelemek, daha õnce
belirlenen kriterleri kar§ilayan vaklf mülklerini tescil etmek,
yilhk bütçe tahminlerini derlemek ve fiiliyatta bunlara uymak
(bütçe limitlerinin genellikle gõzetilmedigmi gõsteren ilginç bir
hüküm), mütevelli faaliyetlerini izlemek, vaklf varhklanyla il­
gili etkin harcamalan kontrol ve tefti§ etmek, daire faaliyetleri
hakklnda GVU'ya rapor sunmak, mütevellileri atamak, onayla­
mak ve gõrevden almak, vaklflar tarafmdan finanse edilen yerli
okullan, sadece vaklflar tarafmdan finanse edildiklerinden emin
olmak için denetlemek.31 Son olarak, Arahk 1922 yasas1, büyük
õlçüde kls1tlanmi§ yetkilere sahip olmalarma ragmen, mütevel­
lileri dogrudan vaklflarm yõnetiminden sorumlu tutuyordu.
Hayir ve egitim vaklflarmdan sorumlu mütevelliler, dogrudan
vaklf daireleri tarafmdan denetlenirken, diger vaklflan yõneten
mütevelliler, vakfm bulundugu ilçe vatanda§larmm genel kurul
toplanhsmda vaklf dairesinin onay1yla seçilecekti.
Bu yasalar, daha az kaynagi kontrol eden ve oldukça yakln
hükumet denetimine tâbi olan ancak egitimi finanse etme, cami-

30 Yüriitme komiteleri. (ç.n.)


31 Gidulyanov, s. 279-280. Karamame ilk õnce �urada yayml�hr: Pravda
Turkestana, 7. say1, 1 0 Ocak 1923.

82 • Mekke'ye DeAil Mo•kova'ya


lerin ve medreselerin baknn masraflanru kar§tlama ve buralarda
gõrevli din adamlan ile õgrenciler için maa§ saglama gibi temei
i§levlerini yerine getirebilen yenilenmi§ bir valaf sistemi ortaya
çtkard1. Ancak dini mahkemelerde oldugu gibi, güç payla§lIDlna
dõnük bu düzenlemeler yalruzca geçiciydi. Komünist hükumet,
sosyal ihtiyaçlarm finanse edilmesi için yan bagims1z bir sisteme
bile çok uzun süre müsamaha gõstermeyecekti, õzellikle de bu
ihtiyaçlara cami ve mollalar dâhilse.

Han ve Emir
i ç sava§32 1919'un sonlarma dogru iyice Kizdlarm lehine
dõnmü§tü, arhk topraklannda iki feodal devletçige sahip olma­
mn süregelen rahats1zhg1yla ba§ edebilirlerdi. Harezm, Cüneyt
Han'm Emir Âlim Han'dan çok daha fazia sorun yaratmas1 ne­
deniyle ilk hedefleriydi. Cüneyt Han sadece Rusya topraklanna
baskmlar düzenlemekle kalm1yor, aym zamanda Arai Gõlü'nün
hemen güneyindeki Çimbay merkezli Bol§evik kar§th Kozak
hareketini de destekliyordu. Cüneyt Han, muhtemelen iktidan
ele geçirebileceklerini umarak Kiz11lara kahlan me§hur Türk­
men liderler Ku§ Mehmet Han, Mollauraz Hocamamedov ve
Guiam Ali'yi kendinden sogutarak Bol§eviklere istemeden yar­
d1m etti.33 Ta§kent aynca küçük Harezm Komünist Partisi ve

32 Kiztllar ile Beyazlann, Bol�vikler ile Ak Çar'a (eski idare) sadik kullann
iktidan ele geçirme mücadelesi. Geleneksel Rus otokrasisine bagh olan­
larla yeni bir yõnetimi arzu edenlerin kanh sava�1. Rus iç sav�1 hakkmda
bkz. Ramin Sad1gov, Kanli Dort Yil: Rus Íç Sava� Tarihi (1917-1920), Nobel
Yaymlan, istanbul 2020. (ed.n.)
33 Bogoutdinov, s. 461. Bol�evikler klasik bir emperyalist taktik kullanarak
bir azmlik grubuna (burada Türkmenler) bir çogunluk grubunu (Ôz­
bekler) zayiflatmak için yard1m ediyorlard1. Fransizlar ve ingilizler bu
numarayi Kuzey Afrika'da Berberiler ve Yahudiler üzerinde kullanmi�b.
Ku� Mehmet Han Sopyev, kisa bir süre HSHC [I<hNSR - Harezm Sovyet
Halk Cumhuriyeti] Halk Komiserleri Konseyi'nde ba�kan yard1mos1 ola­
rak gõrev yapb ancak Eylül 1920'de 100 destekçisiyle birlikte, iddiaya gõre
hükfunetteki Genç Hiveli Õzbekler tarafmdan õldürüldü. Mollauraz Ho­
camamedov, HSHC Merkez Yürütme Komitesi Türkmen $ubesi ba�karu
olarak gõrev yapb ve 1959'da 90 y�mda ba�çtl bir �kilde õlmeyi baprd1.
istoriya Buharskoi i horezmskoi Narodmh Sovetskih Respublik (Moskova: 1971),
s. 90, 97. K. Muhammedberdiyev, Kmnmunistiçeskaya Partiya v borbe za pobe­
du narodnoi sovetskoi revolyutsii v Horezme (�kabat: 1959), s. 203.

Shoshana Keller • 83
Genç Hiveliler Partisi'ni34 õrgütlemeyi ve/veya güçlendirmeyi
becerebildi. Ancak her iki grup da Buharab muadillerinin etki­
siyle boy õlçü�meyecekti.
1919 Arabk aymm sonlannda, Türkistan cephesindeki l<Iztl
Ordu birlikleri ve G. B. Skalov komutasmdaki 500 mülteci Hi­
veli'den olu§an bir birlik, hanbgt i§gal etti. Bir ay içinde Cüneyt
Han'1 Karakum Çõlü'ne püskürterek, Han Muhammed Seyyid
Abdullah'm acmas1 teslimiyetini kabul ettiler. Türkistan Sov­
narkom'u, ham alaya almakta vakit kaybetmedi. Hive'nin, Ko­
münist Enternasyonal1a dayam§masm1 derhal ilan edecek ge­
çici bir devrimci komite lehine çekilmesi emredildi. Üç ay sonra
ise Seyyid Abdullah kar§1-devrimci faaliyetten tutukland1 ve
bõlgeden kovuldu.35 27 Nisan 1 920'de, Tüm Harezm Kurultay1
(parti kongresi; bu terim on üç ila on , dõrdüncü yüzy1llar ara­
smdaki Mogol liderlerinin toplanhlarmdan geliyordu) Harezm
Sovyet Halk Cumhuriyeti'nin, hâlâ bag1ms1z ancak Rus cum­
huriyetine sad1k ve onunla aym hükumet yap1sma sahip oldu­
gunu resmen ilan etti.36
Ancak durum hiçbir §ekilde aç1k veya basit degildi. Ruslarm
Harezm üzerindeki etkisi tamamen l<Iztl Ordu'nun varbgma
bagbyd1 ve düzeni saglamak için õnemli ideolojik tavizler ve­
rilmesi gerekiyordu. Õrnegin, geçici devrim komitesi üyeleri

34 "Genç" veya "Ya�" Hiveliler Partisi, uzun bir sürecin ürünü olarak ortaya
çiknu�tlr denilebilir. Bu süreçte beslendigi kaynak; idil-Ural, I<mm, Tür­
kistan'm di�er �rlerinde ortaya Çikan kendisiyle benzer olu�umlardan
farkh de�di. Yani Ceditçilik. Ceditçiligin 1905 Devrimi sonras1 siyasi ala­
na yava� yavq kaymasma ek olarak Osmanh reformlarmdan etkilenen
modemistleri bõylesi olu�umlara itmi�tir. ittihat ve Terakki, Genç Türk­
ler hareketi ve onlarm anayasala sõylem ve talepleri kendileri d1�mdaki
cografyada da ka�tlik bulmu�tu. Daha dogrusu bu yõneli!I dõnemin Türk
dünyasmda elitlerin en büyük arzusu idi. Hepsi de rejim anlammda me!l­
rutiyetin talepkârlanydtlar. (ed.n.)
35 Muhammedberdiyev, s. 199-200.
36 Harezm Sovyet Halk Cumhuriyeti, Cüneyd Han'm Ruslar tarafmdan etki­
siz hâle getirili�inin ardmdan bir srup Yq Hiveli'nin iktidan ele geçirme­
siyle kuntldu. Yq Hiveliler, Hive Ihtilal Komitesi çatls1 altmda iktidan ele
geçirme süreçlerinde Kiztllardan yardim alddar. Fakat sõz konusu devle­
tin õmrü çok uzun olmad1. 29 Eylill 1924'te ortadan kaldmld1 ve toprakla­
n, Õzbekistan ve Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasmda
payla!1tinld1. Seyfettin E�ahin, "Türkistan'm "Verilen B�izhktan"
"Ahnan Ba�ms1zl1�a" Yürüyü�ü Üzerine Bazi De�erlendirmeler'', A ÜiFD,
Cilt XLIV, Say1 1, 2003, s. 319. (ed.n.)

84 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


arasmda, b.pkl halefi Naz1rlar �uras1'ndaki (Halk Komiserleri
Konseyi'nin muadili) gibi, bir molla da bulunuyordu. Harezm
Komünist Partisi, say1sal gücünü artb.ran ancak onu (en azmdan
Bol§evik bakl§ açismdan) ideolojik olarak zayiflatan Genç Hive­
liler Partisi'yle birle§ti. Ekim 1923'te, partideki bir avuç inanrm§
yerli komünistten biri, âmirine gõnderdigi bir mektupta, parti
üyelerinin yansmm tüccar ve dõrtte birinin de din adami oldu­
gundan §ikâyet ediyordu.37
Harezm Sovyet Halk Cumhuriyeti (HSHC) klsa varhg1 bo­
yunca hiçbir zaman istikrara kavu§amad1. Hükumeti, Ôzbek ve
Türkmen üyeler arasmdaki kanh iç çab.§malarm üstesinden ge­
lemedi ve Moskova, Ta§kent ve Cüneyt Han'm sürekli d1§ mü­
dahaleleri cumhuriyeti mütenaklz yõnlere çekmeye devam etti.
Naz1rlar �uras1 derhal laik bir .hükumet tarz1 getirmeye çah§b.:
HSHC anayasas1 dini aynmc1hg1 yasaklad1, kadmlar ve erkekler
arasmda yasal e§itlik vaat etti ve Müslüman mahkeme sistemini
korumakla birlikte yüksek din adamlarm1 oy kullanma hakla­
rmdan mahrum birakb..38 Bu yasal beyanlar, 1 1 Temmuz'da bir
"kar§1-devrimci" ayaklanmaya neden oldu. Mahiyeti ve nedeni
ne olursa olsun, olay, muhtemelen Rusya Sovyet Cumhuriyeti
(RSFSC) temsilcilerinin Harezm'e verdigi emirle, vah§i bir biçim­
de, çogu Müslüman din adamlarmdan olu§an 300'den fazia ki§i­
nin tutukl anmas1 ve õldürülmesiyle yan1tland1.39
Hükumet, isyancilan basbrmakla ugra§mad1g1 zamanlarda,
bir Aydmlanma Komiserligi/Nezareti kurdu ve laik okullan ge­
li§tirmek için çaba gõsterdi. Bununla birlikte, bu kurumun a§m
zay1f olu§u, bu programlardan hiçbirinin planlama a§amas1m
geçememesine sebep oldu. Ô megin, 1923 ortalarmda Harezm,
yakla§Ik 1 .500 õgrenciye hizmet veren 29 Sovyet okuluna sahip-

37 RGASPIF. 62, op. 2, d. 41, 1 1 . 1 72-173. 29 Ekim 1923, Safayev'den [I. E.)
Lyubimov'a mektup. Lyubimov bir Türkbüro üyesiydi, Semerkant Oblash
Devrim Komitesi'nin ba'kanh�1 yaph ve VTsIK'te [Tüm Rusya Merkezi
Yõnetim Komitesi] Türkistan'1 temsil etti.
38 Bogoutdinov, s. 473.
39 Muhammedberdiyev, s. 200. Yazar bu bilgiyi klasik Sovyet tarz1yla de�er­
lendiriyor: "Karakteristik olarak Genç Hiveli eleba�lan, at� RSFSC tem­
sildlerinin emriyle açild1� dair yanh� sõylentiyi hevesle yayiyorlar."
Sorumluluk bilhassa RSFSC tam yetkili vekillerinin ba,kani olan �kirov
adh �ideydi; A�stos 192l'de TsK RKP(b), onu hükumet kar�1h faaliyet­
lerden mahkftm etti (s. 198, 204-205, 207, not 4).

Shoshana Keller • 85
ken, 282 medrese ve karihane (teknik olarak Kur'an okuyanlarm
egitildigi ancak pratikte mekteplerden biraz farkh olan okul­
lar,) yakla§tk 2.000 õgrenciye hizmet ettigini bildiriyordu. Dõrt
ay sonra derlenen farkh bir raporda, tümü vak1flarla destek­
lenen 89 dini okul (türü belirtilmemi§, muhtemelen medrese)
ve toplam 1 .624 õgrencisi olan 283 karihane kayda geçmi§ti.40
Mekteplerin veya karihanelerin küçük boyutu ve kolayca yer
degi§tirebilmesi, buradaki tutars1z saydarm da gõsterdigi gibi,
sayilmalanm a§m derecede zorla§tmyordu. Bununla birlikte
manzara, geleneksel egitim sisteminin büyük õlçüde saglam
oldugu izlenimi uyand1rmaktadu.
Cüneyt Han (geçici olarak) bastmld1ktan sonra, Türkistan
HükU.meti dikkatini Buhara'ya çevirebildi. Emir Âlim Han, 1918
yazmda A§kabat'1 i§gal eden ingilizlerle ve Afganistan emiriyle
müzakere ederek konumunu güçlendirmeye çah§tyordu.41 San­
ki bu Bol§evikler için yeterince endi§e verici degilmi§ gibi, emir­
lik de Basmac1/Korba§1 �erillalan için bir s1gmak olmu§tu. Ha­
rezm dü§tükten sonra, Alim Han Bol§eviklere kar§t h1zla daha
uzla§mac1 bir tutum benimsedi ancak Bol§evikler onun gitmesi
gerektigine çoktan karar vermi§lerdi.
Bol§eviklerin, en azmdan yerel destegi varmt§ gibi gõrünen
bir rejim kurmak istemelerinden õtürü stratejileri karma§1kh,
bir yandan da Ceditçi ve Genç Buharal1 asi müttefikleri dü§man
gruplara aynlmt§h. Genç Buharahlar Partisi'nin Feyzullah Ho­
cayev liderligmdeki "sol kanad1", emire kar§l bagims�z bir halk
ayaklanmasma olan inancm1 sürdürüyordu. Hocayev son daki­
kada fikrini degi§tirdi ve Bol§eviklerin iktidara giden yol oldu­
gunu anlayinca kesin olarak Bol§evik yanhs1 oldu. Hocayev'in
rakibi Mirza Abdülkadir Muhiddinov liderligindeki "sagc1"
Cedit grubu ise Bol§eviklerden §Üp�e duyuyor ve her ne kadar
Muhiddinov �ubat 1919'da Buhara Komünist Partisi Merkez Ko­
mitesi'ne kahlmt§ olsa da, devrimden çok kültürel reformla ilgi-

40 RGASPI F. 62, op. 2, d. 41, 1. 83. Harezm parti bqkaru Gorodetskiy'den


Lyubimov'a 3 Haziran 1923 tarihli telgraf. Dosya 42, 1. 12, 4 Ekim 1923'te
4. Tüm Harezm Kurultayt'nda sunulan tablo. Cumhuriyette vakiflann des­
teklemedigi daha fazla okul olmas1 muhtemeldir.
41 Becker, s. 290; Carrere d'Encausse, s. 160. Emir bunu klsa arulannda bizzat
do�rulami�br, Bukhoro halqining hasrati tarikhi [Buhara halkinin kederli tari­
hi], (Ta�kent: Õzbekistan "Fen" N�riyatl, 1991), s. 10.

86 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


leniyordu.42 Üstelik Genç Buharahlann Sol Sosyalist Devrimci
(SD) fraksiyonu, Fanni Kaplan'm (Fanni Efimovna Kaplan) Le­
nin'e suikast giri§irninin (Temmuz 1918) ve ardmdan gelen Sol
SD kar§lh ayaklanmanm ardmdan Hocayev ile a§agi yukar1 it­
tifaka itilmi§ti. Parti üyeleri arasmda, emirin rejimine muhalif
Müslüman din adamlan da bulunuyordu.43 Hocayev ve Muhid­
dinov'un birbirlerinden hiç ho§lanmamalan yüzünden çoklu
ideolojik farkl1hklar keskinle§ti.
Türkbüro, bu uyumsuz gruplan Temmuz 1920'de emire kar§1
bir "iç" isyan ba§latmak için ittifak haline getirdi. 25 Agustos'a
kadar müttefikler, gelecekteki devrimci hükümet için, vakif top­
raklarma el koyma, dinler aras1 e§itligi ilan etme, eski vergileri
kald1rma (zekât dâhil), mahkemelerde reform yapma ve Rusya
ve Kizil Ordu ile yakm çali§ma taahhütlerini içeren bir program
hazirladilar.44 Kl.Zll Ordu'nun rolü elbette tüm isyan için kritikti.
M. V. Frunze komutasmdaki ordu, 28 Agustos'taki fiili istilaya
onderlik edecek olan yerli askeri birimleri egitip silahlandirdi.
Frunze'nin topçulan Buhara kalesini enkaza çevirdiler ve ar­
dmdan 5 Eylül'deki zafer geçit türeninde onemli bir yer tuttular.
Âlim Han Kiz1llarm onlemlerine ragmen Afganistan'a kaçmay1
ba§ard1, ancak ogullan rehin olarak Moskova'ya gonderildi. Ni-

42 Zeki Velidi Togan'm "Hahralan"na müracaat edilecek olursa; Feyzullah


Hocayev ve Mirza Abdülkadir, kendi bõlgelerinde ticaretle ugra�an birbi­
rine rakip iki aileyi temsil ediyorlard1. Aralanndaki rekabet, devrim dõne­
mi Türkistan'ma da yans1rm�h. Fakat her ikisinin de ortak amaci Buhara
emirinin kendisini ve gücünü tamamen bitirmekti. Togan, iki ismin de
emirden kurtulmak adma Ruslarla temas içerisinde oldugunu fakat Rus
yõnetimine de asla girmek istemediklerini belirtmektedir. Togan, Buha­
ra'daki faaliyetlerin amacm1 bizzat �õyle ifade etmektedir; "Ba§lrca i�imiz
emlre kar�i mücadele maksadiyla ve o bahaneyle Buhara millí ordusunu kurmak,
Hive, Türkmenistan ve Kazakistan 'dan vekil/er getirerek bir 'Türkistan Milli Bir­
ligi' tesis etmekti. " Zeki Velidi Togan, Hatiralar, 2. Bask1, Türkiye Diyanet
Vakft Yaymlan, Ankara 2012, s. 310-312. (ed.n.)
43 Bu hiziplerin tarihi hâlâ son derece karanhktir çünkü Hocayev, siyasi
rüzgârlar degi�tikçe hesaplann1 yeniden yazrm�hr. Bu meta tarihe ili�kin
güzel bir çah�ma için: Gero Fedtke, "Jadids, Young Bukharans, Commu­
nists and the Bukharan Revolution: From an Ideological Debate in the
Early Soviet Union", ed. Anke von Kügelgen, Michael Kemper ve Allen J.
Frank, Muslim Culture in Russia and Central Asia from the 18th to the Early
20th Centuries, 2. cilt (Berlin: Klaus Schwarz Verlag), 1998 içinde. Bogout­
dinov, s. 450, 483.
44 Bogoutdinov, s. 487.

Shoshana Keller • 87
hayetinde, emirlerin tahh da Moskova'ya ganimet olarak gõnde­
rildi ve bugün Õzbekleri rahatsiz etmeye devam edecek §ekilde
hâlâ orada durmaktadu."
Genç Buharahlar ve Buhara Komünist partileri 11 Eylül'de
resmi olarak birle§tirildi, ancak bu hamle Harezm'de oldugu gibi
Komünistleri sayica güçlendirmesine ragmen (yakla§tk 14.000)
ideolojik ve §ahsi ayrl§malan hiç de õrtemedi. Yeni Buhara Sov­
yet Halk Cumhuriyeti'nin (BSHC) vaatleri Harezm'inkilere ben­
ziyordu: toprak reformu ve yeniden dag1tim, cinsiyetler aras1
e§itlik, sm1f dü§manlan dt§mdaki herkes için oy hakkt ve islam
hukukunun ehemmiyetine yaptlan sürekli vurgu. ilginç farklar­
dan biri ise, Buhara hükümetinin Õzbekçeyi devlet dili olarak
ilan etmesiydi, bõylelikle Õzbekçe emirligm ve emirlik nüfusu­
nun % 30'unu olu§turan Taciklerin Farsçasmm yerini ald1. Bu,
Õzbekler ile Tacikler arasmda Buhara'nm kimligi konusunda
ya§anacak olan uzun ve sürekli bir mücadelenin aç1h§ hamle­
si oldu. Muhiddinov, 1928'de Buhara ve çevresindeki ktrsalda
ya§ayan Taciklerin Õzbekistan'a haks1z yere dâhil edildiginden
§ikâyet eden bir makale yaymlad1. Aym fikir yaktn zam.anda baz1
Tacikler tarafmdan yeniden canlandmlmt§br."
Harezm'de oldugu gibi, hükümet vaatlerinin çogunu yerine
getiremedi (toprak reformu istisna, ancak orada bile toprak, ço­
guruukla kõylüler yerine seçkinler arasmda yeniden dag1ttld1) fa­
kat Buhara'da nedenler biraz farkhyd1. Hocayev ve yolda§t Genç
Buharaltlar1 engelleyen §eY anar§i degil, çõkmeyi reddeden eski
rejimdi. Emir gitmi§ti, ancak adliye, maliye ve egitim sistemlerini
nastl yõneteceklerini bilen seçkinler hâlâ yerlerinde duruyorlar­
d1 ve ba§vuracak çok sayida kaynaklan vard1. Õmegm Agustos
192l'de Buhara sicillerinde 208 cami ve 215 medreseyi destekle-

45 Becker, s. 294; Bogoutdinov, s. 491 . Emirin ailesi hakkm d a bkz. RGASPI F.


62, op. 1, d. 10, 1 . 25. 20 sayih Sredazbüro Tutanagi, 1 Haziran 1923. K1Z1I.
Ordu aynca Yeni Buhara cumhuriyetini kõtürümbirakan milyonlarca rub­
le degerinde altm, gürnü�, degerli t� ve ganimeti Buhara'dan ahp gõtür­
dü. Shawn T. Lyons, "Where is the Gold of Amir Said Alimkhan: An Uzbek
Metaphor for the Past," Central Asian Survey, 14. cilt, 1. Sayi (1995): s. 7-8.
46 Carrere d'Encausse, s. 172-173; A. Muhiddinov, "Tadjiki ili uzbeki nasel­
yayut Buhara i ego okrestnosti", Za partiyu, 9. sayi (Eylül 1928): s. 67-70.
Muhiddinov 1929'da tasfiye ed�di; Fedtke, s. 508; Rahim Masov, istoriya
topornogo razdeleniya (Du�anbe: Irfan, 1991).

88 • Mekke'ye De�I Moskova'ya


yen 200 vakif kay1thyd1. Vakif mallan, yaklé1§1k 2.000-3.000 tanap
veya 500-700 desyatin'7 arazi, 57 ahrr (saray), 1 .414 dükkân, 23
pazar yeri (bazar), 10 ham.am, 18 degirmen ve 133 haneden olu­
§Uyordu ve ortalama ytlhk 1 m.ilyon altm ruble gelir elde ediyor­
du." Hocayev, benzer bir geliri Moskova'dan dilenmek zorunda
kahru§tl. Eski seçkinlerin yerini alacak yeterli Komünist de emir­
lik yaptlanm altüst edecek yeterli ekonomik veya siyasi kaynak
da yoktu. Egitim reformu giri§imlerinin gõsterdigi gibi, Buhara
kültüründe htzh bir dõnü§üm mümkün degildi.
Ceditçilerin etkisindeki hükümet, yazar ve egitim nazm Ab­
durrauf F1trat'm (1886-1938) õnderligindeki çabalarla egitimin
geli§tirilmesine yogun bir ilgi duyuyordu ku§kusuz. F1trat, ma­
tematigi ve Bah bilimlerini medreselere sokmak istiyordu, ancak
hevesli olan müderrisler bile bu konulan okutacak bir egitime
sahip degillerdi. Ekim 1920'de RSFSC Sovnarkom'u Buhara'ya
yerli õgretmenlerin egttimi için kullamlacak fonlar da dâhil ol­
mak üzere õnemli m.iktarda mali yardrm gõnderdi. BKP'nin Ara­
hk 1921'deki Alhnc1 Kongresi tüm ana dillerde ücretsiz egitim.i
te§vik etti ve okullarda din egitimine aç1kça izin verdi. Bu ikinci
hüküm, yalmzca yereldeki ebeveynleri yah§hrmak için degil,
aym zam.anda islami egitimin kar§1-devrimci amaçlara dõnü§tü­
rülmemesini saglamak içindi.49 F1trat, 70 õgrenciyi Alman üni­
versitelerine ve 300 õgrenciyi Moskova'ya gõndermeyi ba§ard1,
ancak bu tür programlann sonuç vermesi için birkaç ytla ihtiyaç
vard1. 1924 sonbaharmda BSHC, yalmzca çocuklann %3,l'ine
egitim veren 69 okul ve bir avuç egitim ve ticaret kurumu ile,
laik okullar kurmaya zar zor ba§lamt§h. Buna kar§thk, eski usul
okullar çocuklarm %6,6'sma egitim veriyordu ve bu da çogu ço­
cugun hiç egitim almad1gm1 gõsteriyor.50
Bu zorluklara ek olarak, Buhara Komünist Partisi'nin pek çok
üyesi ideolojik olarak §Üphe altmdayd1, nitekim Türkbüro 1921'in

47 "Eski Rusya'da 1,09 hektara e;.;it arsa-arazi". Bkz. Büyük Rusça-Türkçe Soz­
lük, Multilingual Yaymlan, istanbul, 1996. (ed.n.)
48 A. i . �anov, Buharskaya Narodnaya Sovetskaya Respublika (Ta;.;kent: 1969), s.
241-42, 327. Arazi tahminlerinin kesin olmad1W, not edilmelidir.
49 Bogoutdinov, s. 682.
50 i;.;anov, s. 346-47; Carrere d'Encausse, s. 173-174; istoriya Buharskoi i Horez­
mskoi Narodmh Sovetskih Respublik, s. 198.

Shoshana Keller • 89
b�lannda ve yine 1923'te bunlar için tasfiye emri verdi.51 Hoca­
yev'in b�kanhguu yapugi Buhara Bakanlar Kurulu farkh fraksi­
yonlar arasmda bõlünmü§tü, bunlann hepsi de hayatta kalmak
için halk destegme ihtiyaç duyduklamun farkmdayd1. Nihayet,
kaçak Türk generali Enver Pa§a, Bol§eviklere Basmaa/Korb�1
gerillalarmi basb.rabilecegme sõz vererek 1921'de Türkistan'a
geldi. Bunun yerine onlara kattlarak kaotik liderligi devrald1 ve
Basmacdan kisa bir süreligine müthi§ bir güce dõnü§türdü.
Kõkeni itibanyla "Basmac1", muhtemelen e§kiyalara atfedi­
len bir kelimeydi, ku§kusuz bu, komünistlerin de õne çikard1g1
bir baglanb.yd1. Sava§çilar ise kendilerine genellikle, on doku­
zuncu yüzy1hn sonlarmda sokaga ç1kma yasag1ru uygulamaktan
sorumlu ba§ mahalle bekçileri için kullarulan Korba§l ad1ru ver­
mi§lerdi. Komünist Parti belgeleri, Basmactlar arasmdaki lider­
lere ahfta bulunmak için çogunlukla "Korba§1"y1 kullan1yordu
ancak baz1 belgelerin bu lakaplan farkh gruplan tarumlamak
için kulland1g1 gõrülüyor. Bu Sovyet kar§lb sava§çdarm yeralb
ve âdem-i merkeziyetçi dogas1, rakipleri ve daha sonraki ara§­
brmaalar arasmda büyük bir kafa kan§1kl1g1 yaratb.. 19201er bo­
yunca Korba§dar, daglan korunmak için kullanarak çogunlukla
Türkistan'm dogu kisrmlannda ve Kuzey Afganistan'da faaliyet
gõsteriyordu. Õrgütlenme konusundaki eksikleri uzun vadede
onlan profesyonel Kizd Ordu kar§1smda mahkum etti ancak
Sovyet ileri karakollarma õnemli hasarlar verebildiler. Enver
Pa§a, Birinci Dünya Sav�1 sirasmda Osmanldar için ciddi dere­
cede kararsiz bir komutan olsa da Korba§ilarm sahip oldugu tek
profesyonel liderdi. K1Z11 Ordu, Enver'in etkisinin doruk yapb­
gi 1921-1922'de, hareketi kontrol aluna almak için 20.000 kadar
asker gõndermek zorunda kald1. Enver'in 1922'de yakalan1p
idam edilmesinden sonra bile Sovyetler gerillalarla sava§mak
için õnemli miktarda kaynak ay1rmak zorunda kald1; son büyük
Korba§1 l93l'e kadar ele geçirilemedi.52

51 Bogoutdinov, s. 671 . RGASPI F. 62, op. 2, d. 31, 1. 30. 11 Mayis 1923, Sre­
dazbüro'ya gõnderilen Orgbüro tutana�dan iktibas.
52 N. P. Ostroumov, Sarti: etnografiçeskie materiali, 1. cilt (Ta�kent: 1890), s. 42;
Ginzburg, s. 143; Glenda Fraser, "Basmachi - I" ve "Basmachi - II," Central
Asian Survey, 6. dlt, 1 ve 2. sayilar (1987): s. 1-73 ve 7-62.

90 • Mekke'ye De�il Mn•knva'ya


Buhara'nm l<Izd Ordu askerlerince (birçogu camilerde ko­
nakhyordu) devam eden i§gali, sadece hükumetin dikkatini da­
�tmakla kalmad1, ayru zamanda siradan Buharaldar arasmda
klzgmhga yol açarak Hocayev ve medis üyeleri arasmda ihti­
yath olma ihtiyac1 da yarath. Politbüro bile halkm hissiyatmi ha­
fifletme ihtiyac1 duydu ve 1922'de, hpki Türkistan Õzerk Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti'nde oldugu gibi, el konulan vakif mallan­
nm iadesini ve Müslüman mahkemelerin tanmmas1ru emretti.53
Tüm bu faktürlerle birlikte ilk iki veya üç yil boyunca reforro, hiç
degilse yava§ ilerlemi§ oldu.

Dinle Mücadele ve Milliyet Meseleleri


1922'de Türkistan'da yeni bir siyasi yeniden õrgütlenme dõ­
nemi ba§lad1. Türkbüro feshedildi ve yerini daha güçlü ve daha
istikrarh bir oblast bürosu olan Orta Asya Bürosu (Sredazbüro)
aldi. Íki halk cumhuriyeti yava§ yava§ Türkistan1a ekonomik
birlige çekildi; Harezm Hükumeti etkin bir §ekilde Sredazbüro
tarafmdan devrahrurken Buhara Hükumeti'nin kilit üyeleri de
büroya terfi ettirildi (ve dev§irildi). Yine bu dõnemde Moskova,
hâlâ büyük bir ihtiyatla da olsa, Orta Asya'da militan ateist akti­
vizmi desteklemeye ba§lad1.
Burada biraz geriye dõnüp Bol§eviklerin dine yõnelik tutum­
larmm geli§imini incelemenin zaman1 geldi. Karl Marx, me§hur
"halkm afyonu" yorumunu yaphgmda, kapitalizmin sert dün­
yasmda dinin gerçek bir ihtiyac1 kar§dad1gma da i§aret ediyor­
du: "Din, ezilenlerin iç çeki§i, kalpsiz bir dünyanm kalbi, ruhsuz
ko§ullarm ruhudur."54 Marx, dini tam da insanlan rahatlathg1
ve dolay1s1yla sõmürüye boyun egmelerine yardimc1 oldugu için
kõtü olarak gõrdü.
Lenin ise, dinin kapitalist baskmm bir arac1 oldugunu kesin­
likle kabul ediyordu ancak (õgretmeni Georgiy Plehanov'u izle­
yerek) herhangi bir kurucu i§levi olabilecegi fikrinden vazgeçti.
Dinle ilgili gõsterdigi manevralar, güçsüz bir teorisyenlikten ilk
komünist devletin lideri olmaya geçtigi süreçte degi§ti ancak

53 i�anov, s. 248, 265, 276; Carrere d'Encausse, s. 170-172.


54 "Contribution to the Critique of Hegel's Theory of Right", 1844, Karl
Marx ve Friedrich Engels, On Religion (Chico, CA: Scholars' Press, 1 982)
içinde, s. 42.

Shoshana Keller • 91
ruhsal bir teselli ihtiyac:uun ifadesine olan yogun dü§manhgi
aym kald1. Bu dü§manhk belki de en aç1k biçimde A. M. Gor­
ki'ye hitaben yazd1gi, Gorki'nin Tann Ín§acrlan'yla (çoguruukla
Anatoli Lunaçarski tarafmdan geli§tirilen yan-dinsel bir Bol§e­
vik e�lim) rab1tasma ili§kin bir mektupta dile getirilmi§ti. Le­
nin §Õyle gürlüyordu:

[Tann teoriniz] ... Tann fikrini tarihsel ve s1�adan olandan (bir yandan
pislik, bahl inanç, kutsal karanhk ve yozla§ma, diger yandan serflik
ve monar§i) anndmyor ama bu sefer de Tann fikri içine tarihsel ve
s1radan gerçeklik yerine küçük burjuva deyimini (Tann .. "gelecekteki
organize toplumsal duygulara ili§kin tasavvurlar" ) yerle§tiriyor.55

Lenin, gõremeyecegi veya õlçemeyecegi hiçbir §eye inanma­


yan kah bir materyalistti. Dinin duygusal gücünü kabul etmeyi
reddediyor ancak aym zamanda inancrn dogal bir õlümle yok
olacagma da güvenmiyordu. Troçki'nin, sert devrimciler tarafm­
dan gerektigi gibi yõnetilmesi durumunda tam komünizme dog­
ru giden tarihsel geli§im a§amalarmm kisalhlabilece� iddiasm1
benimsedigmden, tarihin kendi yolunda ilerlemesini beklemek
yerine, saldugan din kar§Ih eylemi savunuyordu.56 Lenin'in ka­
pitalizme sald1rmanm mütemmim cüzü olarak dine sald1rma­
daki 1sran, yalruzca erken Sovyet propaganda çabalanru §ekil­
lendirmekle kalmad1, aym zamanda 70 yil boyunca Sovyet din
politikasma damgas1m vurdu. Temei bilim e�timinin dini yok
etmek için yeterli olmad1g1 anla§Ilah, hatta Kru§çev gibi ad anrm§
bir ateist dahi ruhunun akibetini dü§ünmesi gerektigini sõyle­
yeli57 hayli zaman geçmi§ olsa da SSCB inanc1 ortadan kald1rma

55 V. l. Lenin ob ateizme, religii i tserlroi (Moskova: 1969), s. 274. Gorki'ye Kas1m


1913 tarihli mektup. Aileen Kelly'nin ampiryokritisizm ve Tann �acrlan
üzerine yazdigi makalesine bkz. "A Bolshevik Philosophy?", Tuward Ano­
ther Shore: Russian Thinkers between Necessity and Chance (New Haven, CT:
Yale University Press), 1998 içinde.
56 Bohdan R. Bociurkiw, "The Shaping of Soviet Religious Policy'', Prob­
lems of Communism, 22. cilt (Mayis-Haziran 1973): s. 38; James Thrower,
Marxist-Leninist "Scientific Atheism" and the Study of Religion and Atheism in
the USSR (Berlin: Mouton Publisher, 1983), s. 1 1 1 .
57 "Yalan sõylemek günahtir, õzellikle de benim ya11imda. Bir sonraki dün­
yayi dü§ünmenin zamaru geldi. Bunu dü§ünmek de sana zarar vermez."
l<ru§çev'den, zorla emekli edildikten sonra Parti Kontrol Komisyonu Ba§­
karu Pel'she'ye hitaben. William J. Tompson, Khrushchev: A Political Life
(New York: St. Martin' s Griffin, 1997), s. 281 .

92 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


kararhhgmdan dõnmedi. Bu projenin b�ans1zhgi, tüm Sovyet
deneyinin iflasma l§ik tutmay1 mümkün ktldi.
Tanr1 in§actlan'na yõnelik tüm ac1masizhgma ragmen, Le­
nin'in Marksizm'e baghhSJ. pekâlâ dinsel olarak tanimlanabilir­
di. Lenin, Gorki'ye yazd1SJ. mektupla aym yil içinde hiçbir ironi
duygusu olmadan §Unlan yaz1yordu:

Marksist õgreti her �eye kadirdir çünkü dogrudur. Tam ve uyumlu­


dur ve insanlara, her türlü hurafeyle, gericilikle veya burjuva zulmü­
nün savunusuyla bagda�mayan bütünsel bir dünya anlay1�1 saglar.
On dokuzuncu yüzydda Alman felsefesi, ingiliz politik ekonomisi ve
Frans1z Sosyalizmi biçiminde, insanhk tarafmdan yaratllan en iyinin
me�ru halefidir.58

Robert C. Tucker'm belirttigi gibi, kitleleri çarhk tiranhgmdan


kurtarabilecek tek partinin bu karizmatik lideri ve peygamberi,
istemeyerek de olsa, Bol§evizme erken H1ristiyanhgmkine ben­
zeyen bir karakter verdi.59 Bu tutum da Sovyet kültürüne yay1-
larak pek çok Sovyet vatanda§ma kendilerinden daha büyük bir
davaya yõnelik gerçek bir azim ve baghhk duygusu kazandirdi.
Devrimden sadece birkaç ay sonra, Marksizm-Leninizm, daha
evvel dinsel inanç ve ritüellerin tekelinde bulunan baz1 duygu­
sal ve sosyal i§levleri yerine getirmeye ba§ladi. "Ekim vaftizi
(octobering)60" (dini vaftizlerin yerine) ve diger õzel ritüeller
nispeten klsa bir õmre sahip olsalar da Lenin'in mumyal anmi §
cesedini çevreleyen halka aç1k ritüeller, Sovyet üretiminin ebe­
dí: imkânlan ve ya§ayan tann Joseph Stalin, onlarca yil boyunca
Sovyet ruhunu tanimladi. Bununla birlikte, bu yan-dini i§levler
Rus Ortodoks kültüründen geliyordu (en büyük õrnek, Lenin'in

58 "The Three Sources and Three Component Parts of Marxism," Collected


Works, 19. cilt (Moskova: Progress Publishers), s. 23. Aslen �uras1 için ya­
zilrm�hr: Prosve§enie, 3. cilt (Agustos 1913). Lenin intemet Ar�ivi'nden
ahnrm�tir http://www.csf.colorado.edu/psn/marx/Other/Lenin/Archi­
ve/1913-3.htm
59 Robert C. Tucker, "Lenin's Bolshevism as a Culture in the Making'', ed.
Abbott Gleason, Peter Kenez ve Richard Stites, Bolshevik Culture: Experi­
ment and Order in the Russian Revolution (Bloomington: Indiana University
'
Press, 1985) içinde, s. 25-27.
60 Ekim vaftizi [Oktyabrenie], Sovyetler Birligi'nin erken dõneminde, yeni
dogmu� bir bebege ad vermeyi içeren ve devlet tarafmdan Hiristiyan vaf­
tiz etme geleneginin yerini alma giri�imi olarak tamtilan bir adlandirma
tõreniydi. ( ç.n.)

Shoshana KeVer • 93
bedeninin yeni komünist aziz olarak bozulmadan sergilenmesi­
dir) -islam'm yerini alsm diye õylece aktanhm§ §eyler degiller-
di. Ancak bu nokta, hikâyenin biraz õnüne geçiyor.
islam'm siyasi ve sosyal rolü, Bol§evik rejimin kurulu§undan
beri dolayh bir ihtilaf konusuydu. Bol§eviklerin din hakkmdaki
ilk yasas1 "Kilise ve Devletin Aynlmas1 Üzerine" 23 Ocak 1918'de
Lenin tarafmdan imzaland1 ancak Türkistan üzerinde srmrh bir
etkisi oldu. Karamamede kiliselerin mülklerini ellerinden alan
bir madde bulundugundan, ertesi yaz Türkistan HükUmeti Ada­
let Komiserligi'nden gelen talimatlar üzerine baz1 vakiflara el
koydu ve bu da Müslümanlarm õfkesine ve yer yer de §iddete
neden oldu. Temmuz 1918'de Merkez Komitesi geri ad1m atarak,
Türkistan komünistlerine, "Bõlgedeki Müslüman õrgütlerin izni
olmadan Müslüman mülklerine el koymay1 birakmalan; dü§­
manhga yol açabilecek herhangi bir sürtü§meden kaçmmalan"
emrini verdi.61 Aym telgraf Türkistan partisine Müslümanlan
parti ve devlet organlarma almasm1 da sõylüyordu. Müslüman­
larm izniyle vakiflan istimlak çabalan devam etti (Hocend'de
Türkistan komünistlerinden olan Abdullah R. Rahimbayev, bu
bahaneyle vakiflara el koydu) ancak 1922'de okullan finanse et­
mek için mevcut tek yõntemin vakiflar oldugu ortaya ç1kh ve
hükumet bu politikay1 aç1kça terk etti.62
Kilise ve devleti ayiran yasa, Bol§eviklerin dini kurumlara yõ­
nelik niyetlerinin erken bir gõstergesi olarak ilgi çekicidir. Rus
Ortodoks Kilisesi ve resmi olarak onaylanm1§ diger inançlar,
yüzy1llardir devlet iktidarrmn araçlan olmu§lard1. Lenin, dini
sadece yanll§ degil, aym zamanda komünizme kar§l tahammül
edilemez bir rakip olarak gõrüyor ve devlet iktidanmn tüm po­
tansiyel kaldiraçlarm1 Komünist Parti'nin kontrolüne almak is­
tiyordu. Dolay1s1yla, 1918 yasas1, dinin toplumu düzenleme ye­
tenegmden yoksun birakilmasmda ilk adimd1. Dini kurulu§lara

61 RGASPI F. 122, op. l, d. 47, 1 . 7. Rusya Komünist Partisi Türkistan Bõlgesel


Müslüman Bürosu'nun tüm Türkistan Komünist Partisi belediye organla­
nna, S. D. tarafmdan paraflanan not. Orijinal telgraf 12 Temmuz tarihlidir.

Perepiska Sekretariata s mestnimi partiinimi organizatsiyami, 8. cilt (Moskova:


1957), s. 136-137; Safarov, s. 100.
62 Stephen Blank, "The Contested Terrain: Muslim Political Partidpation in
Soviet Turkestan, 1917-1919'', Central Asian Survey, 6. cilt, 4. sayt (1987): s.
57; Gidulyanov, s. 277-278; Bogoutdinov, s. 278.

94 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


verilen devlet sübvansiyonlanm ve mahkemede dini yemini or­
tadan kaldrrarak, kilise ile devletin tamamen aynlmasrm sagla­
d1. Daha radikal olarak ise, tümü devlet taraftndan devrahnacak
�kilde dogum, õlüm, evlilik ve egitim üzerindeki dini otoriteyi
keskin bir §ekilde kis1thyordu. Dini kurulu§lar, tüzel ki§ilik hak­
larmdan ve mülk sahibi olmaktan menedildi. "Sosyal düzen"i ih­
lal etmedikleri sürece inananlarm ibadet etmelerine izin verildi.
Yasa, seküler unsurlar içermedigi sürece din egitiminin devam
etmesine izin veriyordu.63 Genel amaç, dinin günlük ya§am üze­
rindeki gücünün çogunu ortadan kaldrrmak ancak onun ibadet
yõnlerini zarar gõrmeden brrakmakb. Bu aynhk karan 1929'a
kadar kitaplarda kald1 ancak pratikte 19201erin ortalarmda daha
sert õnlemler onun yerini almaya ba§ladi.
Türkistan'daki aynhk yasas1 ve onun icras1, yeni rejimin ken­
disi için yaratmaya egilimli oldugu türden sorunlara da õrnek
te§kil ediyordu. Ruslarm durumuna uyacak §ekilde haz1rlanan
yasa (her ne kadar Rusya'da bile kõylü meclisleri bu erken dõ­
nemde kilise mülklerini ahp rahiplere geri dag1tma egiliminde
idilerse de) 64 Bol§evik topraklan boyunca kendiliginden uygu­
land1. Sonra Moskova, yerel yetkililerin yasay1 uygulama tar­
z1 ve Müslümanlann tepkisi kar§1smda §a§kinhga ugrad1. Bu
õrüntü, yasay1 y1kmak için yapilan birçok çabaya ragmen defa­
larca tekrarlanacakb.
Lenin, Sovyet din kar§1b politikasmm arkasmdaki ana itici
güçtü ama kesinlikle tek güç degildi. Hükumeti, iç sava§ srra­
smda Ortodoks I<ilisesi'ne ve ruhban sm1hna dogrudan iktidar
mücadelesinin bir parças1 olarak acrmas1zca saldmrken, birçok
parti üyesi (genellikle genç erkekler) ba§ka nedenlerle de buna
destek olmaktan mutluydu. Bir yandan yeni yasalan yanh§ an­
lamalan sebebiyle, bir yandan da basit sarho§ holiganl1ktan, din
adamlanm alaya ahyor, kiliselere sayg1s1zhk ediyor ve halk ri­
tüellerini ütopik gerekçelerle (yeniye yer açmak için eski dün­
yay1 yok etme ihtiyac1) sekteye ugrabyorlardi.65 Bu vakalarm

63 N. M. Orleanski, Zakon o religioznih obedineniyah RSFSR (Moskova: 1930),


s. 5-6.
64 Glennys Young, Power and the Sacred in Revolutionary Russia: Religious Ac­
tivists in the Village (University Park: Pennsylvania State University Press,
1997), s. 56-57, 64.
65 Agy., s. 76-77.

Shoshana Keller • 95
ço�nda ideolojik din kar§1tbg1yla rastgele saldmlar arasmda
aynm yapmak imkânsizd1; bu da baz1 parti üyelerini katiyen ra­
hatsiz etmiyordu. Gerçekten de partideki bir hizip, dine kar§I
mümkün olan her §ekilde mücadele edilmesi ve propagandanm
inananlann "kafalann1 ezmek" için kullarulmas1 gerektigi ko­
nusunda 1srara davraruyordu.66
Sava§ s1rasmda dü§man bir kurum olarak kiliseye yõnelik
§iddet te§vik edilse de NEP dõnemi, en azmdan kamuoyunda
baskmm azald1gma §ahit oldu (yüksek din adamlanna yõnelik
gizli polis zulmü hafiflemedi). Mart 1921'deki 10. Parti Kongre­
si'nin ardmdan Politbüro, kõylülerin dini bayramlan ve cenaze­
ler gibi halka aç1k merasimleri kutlamalanna izin veren ve aym
zamanda gürültüsüz, bilimsel din kar§Ih propaganda ihtiyacma
yõnelik bir dizi genel talimat yaymlad1. Bu talimatlann kopyalan
Müslüman nüfus için herhangi bir degi§iklik yap11madan Türk­
büro'ya da gõnderilmi§ti ancak bir yandan da õzellikle islam'1
hedef alan propaganda planlan hazirhk a§amasmdayd1.
imparatorluktaki tüm Müslüman halklar arasmda, Tatarlar
Ruslarla en uzun süreli temasa sahip olmu§ ve Rus kültürünü
diger gruplardan daha fazla õzümsemi§lerdi.67 O yüzden Müs­
lümanlar1 islam'dan nasd uzakla§bracagma dair uzun bir yaz1
yaymlayan ilk komünistin bir Tatar, teorisyen Mir Said Sultan
Galiyev olmas1 §a§uba degildi. Sultan Galiyev, Yahudi Sosya­
list Bund üyeleriyle aym dü§ünce okuluna mensuptu: her ikisi
de halklanmn ilerlemesi ve mutlulugunun õnündeki en büyük
engelin, bizâtihi kapitalizmin d1§mda, din oldu�na inan1yordu.
Her ikisi de halklarmm ç1karma en iyi §ekilde hareket ettiklerine
inanarak islam'a veya Yahudilige kar§I titizlikle çah§b. Aslmda,
Sultan Galiyev'in Tatar partizanhgi ktsa sürede partideki üstle-

66 Moskova Parti Sekreteri Marya Mihailovna Kostelovskaya'dan ahntila­


yan, S. N. Savel'ev, " Em. Iaroslavskii i preodolenie anarkhistskikh vli­
ianii v antireligioznoi rabote v SSSR", Ejegodnik Muzeya Ístorii Religii i
Ateizma, 7. say1 (1963): s. 38.
67 Tatarlar, bu çah�manm çerçevesinde idil boyu Tatarlan (Kazan Tatarlan),
1552 yihnda Rus i�galine ugradtlar ve uzun süre Rusla�brma-Hlristiyan­
l�brma politikalanna maruz kaldtlar. Bu uzun dõnemin ve Rus merkezi­
ne yakmhAm doAal bir sonucu olarak Rus kültürüyle yakml�� olsalar
da kendilerine yõnelik Hlristiyanla�brma politikalan hemen hemen tama­
men ba�ans1z oldu . (ed .n.)

96 • Mekke'ye Dejl;il Mo•knv11'y11


riyle ba§rm belaya soktu; ilk kez 1923'te tutukland1 ancak hüsnü­
hal vaadiyle oldukça hizh bir §ekilde serbest b1raktld1.68
Sultan Galiyev, Arahk 1921 tarihli "Müslümanlar Arasm­
da Din Kar§lh Propaganda Yõntemleri" ba§hkh makalesinde
Müslümanlarm komünizme ku§ku duymasmm, Müslüman
inancmm kõr fanatizminden degil, Rus emperyalizminin ta­
rihi miras1 ve Rusya'nm islam dinine ve kültürüne ili§kin bil­
gisizliginden kaynakland1gm1 savundu. Din kar§1tl Rus akti­
vistlerin, Rus Ortodoks misyonerlerine kar§l mücadele eden
Müslümanlara hitap ederken bu tarihi hesaba katmayacagm­
dan korkuyordu. Okurlarma, son 1 00 ylldu islam dünyasmm
Avrupah güçler tarafmdan ekonomik ve siyasi sõmürünün he­
defi oldugunu ve Müslüman baki§ aç1smdan bu sõmürünün
islam'a kar§l Huistiyan haçh seferinin sadece bir ba§ka yüzü
oldugunu hahrlath. Bu baglamda, Marksist-Leninist propa­
gandacllarm, bir ba§ka Rus misyoner "sürüsü" olarak algllan­
maktan kaçmmak için Müslümanlara yakla§1mlarmda õzellik­
le dikkatli olmalan gerekiyordu.69
Sultan Galiyev için bununla ilgili bir ba§ka endi§e de, dinsel
farkhhklar hakkmdaki bilgisizligin Rus propagandacllann is­
lam'a Ortodokslukla aym muameleyi yapmalarma yol açmas1y­
d1. $õyle aç1kl1yordu: "Bizim [Komünistler] için dinlerin hepsi
aymdu, bu nedenle sorun tamamen aç1khr ve analiz gerektirmez.
Mesele, gerçek hayatta, dogru ve zahmetsiz bir §ekilde çõzüme
ve uygulamaya ula§mak için hangi yõntemlerin kullarulmas1 ge­
rektigidir."70 Ancak Sultan Galiyev'e gõre bu yakla§im büyük
õlçüde yanllg1d1r. islam'm, hitap ettigi toplumla iç içe olu§u Or­
todokslugunkinden çok daha fazlayd1 ve Müslümanlar, egitimli
Avrupah H1ristiyanlarm yaphg1 gibi kutsal ve seküler arasmda
aynm yaprmyorlard1. Galiyev, Ortodoks baglarm için geli§tiri­
len propaganda yõntemlerinin islam'a kar§l kullamlmasmm geri
tepecegmden, bunun H1ristiyanlarm emperyalist saldms1 ola-

68 Azade-Ayse Rorlich, The Volga Tatars: A Profile in National Resilience (Stan­


ford, CA: Hoover lnstitute Press, 1986), s. 149-50.
69 Mir Said Sultan Galiyev, "Metodi antireligioznoi propagand1 sredi musul­
man", Stati, v1stupleniya, dokumenti (Kazan: Tatarskoe knijnoe izdatelstvo,
1992) içinde, s. 134-135. ilk olarak /izn ' natsionalnostei, 29. (14 Arahk 1921 )
ve 30. sayida (23 Arahk 1921) yaymlanmi�hr.
70 Sultan Galiyev, s. 131.

Shoshana Keller • '17


rak algilanacagmdan ve yalruzca Müslümanlann dü§m.anhgnu
uyandmnaya hizmet edecegmden korkuyordu.
O hâlde, bu risklerden kaçmmarun yolu neydi? Sultan Gali­
yev, çok temkinli ve olumlu bir ateist propagandadan yana ol­
dugunu savundu:

Rakiplerimizin elinden bu konuda bizi alt edebilecekleri silahlar1 kesin


olarak almamiz gerekir: Hiçbir §ekilde herhangi bir dine kar§l sava§­
mad1�m1z1, sadece ateist inançlaruniz için propaganda yapt1�1z1,
bunu yaparken do�al hakklmlZl kulland1�miz1 . . . açlkça sõylemeliyiz.
Meseleyi sadece bu §ekilde formüle etmek bizi alaya almayacaklar1 ve
Rus Kara Yüzler [Black Hundreds]71 misyonerleriyle ayru kefeye koy­
mayacaklarma dair kesin bir garanti verebilir.72

Dahas1, bu propaganda, "konuyla ilgili histerik ba§hkl1 (hiç


kimsenin okumayacag1) küçük bro§ürler" dagttarak degil, bece­
rikli ve canl1 bir §ekilde yürütülmelidir. Sultan Galiyev, partinin
ateist propaganda için çogalthgt son derece s1k1c1 materyallerden
ziyade, o dõnemde Lenin'in bir Voltaire zekâs1yla ortaya koydu­
gu endi§elerinden baz1lanm payla§tyordu.73
Sultan Galiyev'in bu bo§ bro§ürcülük sorununa çõzümü,
Müslümanlan aralannda ya§ayan gerçek Müslüman ateist i§­
çilerle tam§hrmakh. Bunlar onlan rahats1z etmeyecek §ekilde,
çogu yõnden oldukça siradan ancak inananlardan "daha olum­
lu, daha geli§mi§, daha sert ve daha enerjik" insanlar olmal1dir.
Müslüman kõylerde bu tür i§çilerin varhgi, egitimle yeti§ecek
olanlardan çok daha fazia ateist üretecektir.74
Sultan Galiyev'in Müslümanlan Marksist-Leninistlere dõnü§­
türme konusundaki en radikal õnerisi, genç Sovyet devletinde
Rus olmayanlara tam ve e§it haklar verme konusundaki 1srarm­
dan kaynaklamyordu. Müslümanlann çarhk baskts1 nedeniyle
kültürel olarak geri kalmi§ olduguna ama yine de Rus temelleri­
ne güvenmedikleri için parti ve hükU.mete katilmaktan kaçmd1k-

71 XX. yüzyihn ba§larmda Rus imparatorlugu'nda faaliyet gõstermi§ çarhk


rejimi yanhs1 ve geli§mekte olan sosyalist devrimci harekete kar§I õrgüt­
lenmi§ bir hareket. (ç.n.)
72 Agy., s. 136.
73 Agy. V. 1. Lenin, "O znaçenii voinstvuru§ego materializma," 1922, Polnoe
sobranie soçinenii 33. cilt (Moskova: 1958-1965) içinde, s. 26-27.
74 Sultan Galiyev, s. 137.

98 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


lanna inaruyordu. Müslümanlan Marksizm-Leninizm'in dogru­
luguna ikna etmenin tek yolu, devletin e§it ortagi �klindeki yeni
statülerini sõzle oldugu kadar fiiliyatta da gõstermekti. Bu e§itlik
olmadan, hiçbir din kar§Itl propaganda istenen sonuçlan vere­
mezdi. 75 Sultan Galiyev için trajik olan, Lenin HükUmeti'nin bu
ilkeye inarur gibi yapmakla yetinmesiydi.
Sovyetlerin islam kar§Itl faaliyetleri, Rus olmayan halklara
yõnelik Sovyet politikasmdan ayn dü§ünülemez. S1k s1k oldu­
gu gibi, Marx ve Friedrich Engels, ulus-devleti baltalayan ulus­
lararas1 büyük bir proleter dayan1§masmm resmini çizmi§lerdi.
Ancak bu, tutarhhk ve netlikten yoksundu. Milliyetçiligin ç1k­
mazmdan çok, sm1f temelli devrimin kaç1mlmaz gelecegiyle çok
daha fazia ilgilendiler ve bu nedenle ilkine çok az ilgi gõsterdi­
ler. Bol§eviklerin, bu vizyonu büyük ve karma§Ik bir imparator­
lukta uygulamak için neredeyse hiçbir kilavuz ilkesi olmad1g1
gõz õnüne ahnd1gmda, Sovyet politikalannm zamanla çarhk
politikalarmm asimilasyon egilimlerini benimsemesi belki de o
kadar §a§1rhc1 degildir. Bununla birlikte, çarlann hedefleri ve
politikalan imparatorlugun tamammda tutarh degildi (inorodetsi
ile digerleri arasmdaki bõlünmede oldugu gibi), oysaki Sovyet­
ler, bir yandan kültürel õzerklige izin verirken, hatta onda 1srar
ederken, bir yandan da paradoksal ve kiyaslanamayacak õlçü­
de daha hirsh bir hedefin, herkesi Sovyet kültürüyle tam olarak
kayna§tlrma hedefinin pe§inde ko§uyordu.
On dokuzuncu yüzytlda Marksist dü§ünce geli§tikçe, kurucu­
lanmn milliyetçilik degerlendirmeleri de degi§ti. Marx ve Engels
hiçbir zaman tüm halklarm kendi kaderini tayin hakki oldugunu
dü§ünmediler. Uluslarm yalmzca ekonomik kapasiteleri teme­
linde degerlendirilmesi gerektigi yõnündeki gõrü§leri, küçük
ve sõmürgele§tirilmi§ halklan açikça a§agtlamalanna ve onlan
"devrimci katliamda yok olacak" ayaktakimlan olarak gõrmele­
rine neden oldu.76 Ancak 18601arda, eger baz1 seçilmi§ Avrupa

75 Agy., s. 138-139. Aynca bkz. Shoshana Keller, "Conversion to the New


Faith: Marxism-Leninism and Muslims of the Soviet Empire", ed. Robert
Geraci ve Michael Khodarkovsky, Of Religion and Empire: Missions, Conver­
sion, and Tolerance in Tsarist Russia (Ithaca, NY: Comell University Press,
2001) içinde, s. 317-320.
76 Engels, almtllayan Walker Connor, The National Question in Marxist-Leninist
Theory and Strategy (Princeton, NJ: Princeton Unive111ity Press, 1 984), s. 15.

Shoshana Keller • 99
halklanrun (Polonyablar gibi) kendi kaderlerini tayin etmelerine
yõnelik soyut bir destek, iW.lerin davas1 için stratejik bir avantaj
sa�hyorsa, bunun me§ru olduguna karar verdiler. Marx ve En­
gels, seçim hakknu uluslararas1 komünizmin ihtiyaçlanna gõre
kendilerinde sakh tuttu. Son olarak, ulus yerine suufm õnemi
üzerindeki tüm vurgulanna ra�en, bu iki siyaset filozofu, ayru
zamanda ulusal kli§eler içinde dola§ma konusunda endi§e verici
bir egilim de gõsterdiler. Engels, sanki srmf analizini unutmu§
gibi, õze11ikle irlandaltlarm, italyanlann ya da Güney Slavlarm
tarih-õtesi õze11ikleri hakkmda yazdar yazd1. Üstelik "ulus" fik­
rinin siyasi dü§ünceleri üzerindeki artan etkisinden de kaçama­
dilar.77 Yazilanndaki çeli§kili gerilimler, takipçileri için geride
net bir program birakmad1.
Lenin Rus komünistlerine hâlâ hâkimken, herhangi birini Rus
kültürüne asimile etme dü§üncesi resmen tabuydu. 1917'den
õnce, Lenin, Marx ve Engels'in onlarca ytl õnce sergiledikleri
aym stratejik/oportünist niyetle, uluslarm kendi kaderini tayin
hakkim co§kuyla desteklemi§ti.78 Smif temelli entemasyonalizm

77 Connor, bu dü§ünce tarzrm, bir tür progranu iina ederek, "ulusal Mark­
sizm" olarak adlandmr. Ancak õn yargi egiliini Nikolay Ustrialov'un daha
sonraki, daha tutarh "ulusal Bo�vizmi"yle kan§bnlrnamahdtr. Marx ve
Engels sonuçta kendi dõnemlerinin insanlanydilar. Connor, s. 19-20.
78 Devrim õncesinde Lenin'in Dogu Halklan'na yõnelik vaatleri, Müslüman­
lar tarafmdan oldukça heyecanla ka�ilanmq;b. Lenin âdeta umut patla­
mas1 yaratacak bildirisinde �yle diyordu: "Rusya Müslümanlari, Ídil bOlgesi
ve Kmm Tatarlari, Kirgizlar, Türldstan ve Sibirya Sartlari, Kafkasya'mn Türk ve
Tatar halklari, Çeçenler ve Kafkasya'mn dag halklari! Camileri ve mescitleri tah­
rip edilmi§, imam ve âdetleri çarlar ve Rusya zalimleri taraftndan ayaklar alt1na
alinml§ olan herkes! Bugünden itibaren din'i ihtiyaçlariniz, âdetleriniz, milü ve
kültürel ozellikleriniz serbest ve dokunulmaz olarak ilan edildi. Ôz mill'i hayat1m­
z1 serbestçe ve engelsiz olarak kurunuz. Buna sizin hakk1mz vardir! " Fakat Le­
nin'in bir Bol§evik olarak milliyetler meselesinde bu kadar cüretkâr olu�
dikkat çekiciydi. Bu tamamen stratejik bir yakla§1md1. Aksi hâlde kendisi,
suuf menfaatleri etrafmda birle§ecek ve zamanla milli olan her §eyi-milli­
yetleri eriyecek bir toplumun dü§ünü kurmaktayd1. Lenin, devrimden çok
daha õnce 1903 yilmda bu konudaki tavnru net sayilabilecek bir §ekilde
ortaya koym�tu. Zihninde olan §efi nasil ki partiyi milliyet esasma gõre
bõlmek zayúh.k doguracaksa, ayru §eY devlet için de geçerliydi. Hatta par­
tinin ikinci kongresinde kültürel õzerlik talep eden Ermeni sosyal-demok­
rat grubunu sert §ekilde ele§tirmi§ti. EAer milletlerin "kendi kaderini tayin
etme" hakki olacaksa bu, enternasyonel hedefi temei alarak gerçekle§me­
liydi. Baymirza Hayit, Türk Dünyas1nda Rus Emperyalizminin Ízleri, Sabah
Gazetesi Kültür Yaymlan, istanbul 1978, s. 22; Helene Carrere D'encausse,

100 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


onun nihai hedefiydi ancak uluslann kendi kaderini tayin etme
dürtüsüne bél§vurmak, bu hedefe ula§mada faydah bir taktikti.
Lenin, milliyetçiligm tamamen kapitalist zulme bir yarut oldu­
guna inaruyordu. Bu zulmün ortadan kaldmlmas1, hpki din ih­
tiyacIID ortadan kalduacag1 gibi, milliyetçilik ihtiyac1m da ken­
diligmden ortadan kalduacakb. Marx gibi Lenin de i§çilerin asla
küçük, ekonomik olarak cansiz devletleri destekleyerek kendi
ekonomik çikarlanna aykm hareket etmeyecegine inan1yordu.
Rus imparatorlugu'nun õzel baglammd a ise Lenin, Rus olma­
yan halklara aynlma hakkl vermenin, onlan õzgürce Sovyet i§­
çilerinin devletine katilmayi seçmeye motive edecegini varsayd1.
Sosyalist ko§ullar albnda ulusal §Ovenizm ortadan kalkacak ve
yalmzca ulusal bagims1zhgi destekleyecek butjuva sm1flan kala­
cakb.79 iktidara geldikten hemen sonra yaymlanan iki bildiride,
Lenin ve Stalin bu teoriyi smadtlar. "Rusya halklarma e§itlik ve
egemenlik [suverennost']" sõzü veriyor ve õzellikle "Rusya'mn ve
Dogu'nun emekçi Müslümanlarma" sesleniyorlard1:

Bundan bõyle inanç ve geleneklerinizin, milli ve kültürel kurumlan­


mzm hür ve dokunulmaz old ugu ilan edilmektedir. Milli hayatimz1
õzgürce ve hiçbir engel olmaks1zm kurunuz. Bunu yapmaya hakkm1z
var. Haklar1mzm ve Rusya'mn tüm halklar1mn haklanmn, devrimin ve
organlanmn, i§çi, asker ve kõylü sovyetleri temsi l cilerinin bütün gü­
cüyle korund ugunu biliniz. 811

Bu bildirgede dini inançlann ulusal ve kültürel kurumlarla


aym kategoriye girdigme dikkat edilmelidir. Burada dinin ka­
pitalizmle beraber õlmesi gerektigme dair hiçbir ipucu yoktur.
Lenin, komünizmin bir gecede kültürleri degi§tirebilecegine
inanmiyordu, zaten iktidara geldikten sonraki tecrübe de bunu

Parçalanan Ímparatorluk, çev. Nezih Uzel, SISAV Yaymlan, istanbul 1984, s.


28; E. H. Cé!-rr, Suuyet Rusya Tarihi Bol�evik Devrim 1 (1917-1923), çev. Orhan
Suda, 5. Bas1m, Metis Yaymlan, istanbul 2016, s. 383-390. (ed.n.)
79 Hélene Carrere d'Encausse, The Great Challenge: Nationalities and the Bols­
hevik State 1917- 1930 (New York: Holmes and Meier, 1992), s. 40-43, 72;
Gerhard Simon, Nationalism and Policy Toward the Nationalities in the Soviet
Union: From Totalitarian Dictatorship to Post-Stalinist Society (Boulder, CO:
Westview Press, 1991), s. 71-72.
80 "Deklaratsiya prav narodov Rossii", 2 (15) Kasim 1917'de yaymlanrm§br
ve "Ko vsem trudya§imsiya musulmanam Rossii i Vostoka," 20 Kasim (3
Arahk) 1917'de yaymlanrm §br. V. I. Lenin o Srednei Azii i Kazakhstane (Ta§­
kent: 1982), s. 454, 457.

Shoshana Keller • 101


mecbur ktlch. 19 Mart 1919'daki 8. Parti Kongresi'nde milliyet
politikas1 üzerine yaphg1 konu§mada Lenin, degi§im merakltla­
nm, õzellikle de Nikolay Buharin'i, milliyetlerin dõnü§ümünün
zaman ve emek gerektirecegi konusunda uyanyordu:

K1rgizlar, Õzbekler, Tacikler, Türkmenler gibi §imdiye kadar mollala­


rmm etkisi altmda kalan halklar konusunda ne yapmahy1z? Rusya'da
ruhbanla uzun deneyimlerin ardmdan halk, onlardan kurtulmam1za
yard1m etti. Ama medeni evlilik hakkmdaki §U karamamenin gerçekte
nasd da i§e yaramad1giru biliyorsunuz. Bu halklara yakla§1p "sizi sõ­
mürenleri ala§ag1 edecegiz" diyebilir miyiz? Bunu yapamay1z, çünkü
bunlar tamamen mollalarma tâbidirler. Burada, bu uluslann geli§­
mesini ve proletarya ile burjuvazinin kaçmdmaz olan farkhla§masm1
beklemeliyiz. 81

Lenin, hükumet kurmanm gündelik sorunlanyla yüzle§ti­


gi siralarda, hpki din konusundaki dü§üncesinde oldugu gibi
milliyetler meselesine yakla§imm1 da degi§tirdi. Aynlma hakki
verilmi§ti ancak sava§ krizinin ortasmda aynlmanm nastl ger­
çekle§ecegine dair aynnblar belirsiz kaldi. Kiz1llar üstünlük
kazand1kça, aynlma hakkim kullanmak istemeyen veya Sovyet
devleti içindeki Rus liderligini sorgulamayan partiler, sadece Le­
nin'in i§çi srmfmm ç1karlarm1 temsil ettigini dü§ündügü Rus ol­
mayan partilerdi. Parti program1 bunu hiç açik seçik ifade etme­
mi§ olsa da Lenin ashnda, Volga Tatarlan, Ba§kurdlar, Gürcüler
ve digerlerinin bedelini õdeyerek õgrendikleri gibi, bu hakki Rus
olmayanlara yalmzca kullanmad1klan sürece vermi§ti.
Sultan Galiyev, Lenin'in ulusal §Ovenizmin tamamen kapita­
lizmin ürünü oldugu inancrm payla§rmyordu. Onun gõzlemine
gõre, bask1, sm1f temelli oldugu kadar ulusald1 da-sõmürgeci ve
sõmürgele§tirilmi§. Dahas1, dünyanm sõmürgele§tirilmi§ bõlge­
lerinde çok az say1da proleter bulunduguna dikkat çekerek, sm1f
statüsünden ziyade sõmürge statüsüne daya11 bir devrim õnerdi,
bu esasen, yüzy1hn ilerleyen y1llarmda "Üçüncü Dünya Mark­
sistleri"ni harekete geçiren fikrin ayms1yd1. Gõzlemlerini somut
eyleme dõnü§türmeyi deneyerek, 1918'de baguns1z bir Müslü­
man Komünist Partisi kuracak kadar ileri gitti . 82

81 V. l. Lenin o Srednei Azii i Kazakhstane, s. 314-315.


82 Carrere d Encausse, 1992, s. 141; Rorlich, s. 145.
'

102 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


"Sultangaliyevcilik" teorisi, Lenin'in dü§üncesiyle tarnarnen
uyumsuz degildi; canh bir i§çi suuf:t yoksa, o zarnan yerine (Rus
olmayan) ulusal õzlemler ikarne edilebilirdi. Kritik sorun, Sul­
tan Galiyev'in kendisini tarnarnen parti liderligine tâbi ktlmaya
istekli olmarnas1yd1 ve gerçekten bagunsiz siyasi aktivizm1 par­
tinin tahammü l edemeyecegi �ylerden biriydi. Lenin'in otokra­
tik çizgisi, komünist hareket içinde kültürel õzerkligi savunan
Yahudi Bund [Genel Yahudi Emek Federasyonu] ve Ukraynal1
komünistlerin meydan okumalanna da §iddetle kar§1 çikmasmm
muhtemelen ana nedeniydi. Parti õnceligi konusundaki bu israr,
bu çeli§kili politikalann dayand1gi ortak zemindi.
Daha da kõtüsü, Sultan Galiyev bu §ekilde dü§ünmekte yal­
mz degildi. Turar Rlskulov, Nizamettin Hocayev ve Muhiddi­
nov ba§ta olmak üzere bir dizi Türkistan komünisti de benzer
korku ve varsay1mlan payla§iyordu. Bu üçü, 1919 ve 1920'deki
alh ayhk mevcudiyeti boyunca Türkistan Bõlgesel Parti Ko­
mitesi'nin Müslüman Bürosu'na (Müsbüro TürkKray-Kom)
ba§kanhk etmi§ti. Müsbüro'nun kurulmas1 talimatlm Stalin,
Sultan Galiyev'in bag1ms1z partisine cevaben vermi§ti. Beklen­
ti, yan otonom bir Müslüman bürosunun Müslümanlann Rus
§Ovenizmine duydugu rahats1zhg1 yah§hrmas1 ancak yine de
kontrol edilebilir olmas1yd1. Stalin, seçtigi Türkistanh liderlerin
Rus komünistlerle yakm çah§maya, yerel Ruslardan daha faz­
ia ilgili olmayacag1m õngõrememi§ti. Bunun yerine Rlskulov,
Müsbüro'yu e§it ve bag1ms1z bir organizasyon olarak kurmaya
çah§h. Ocak 1920'de Türkistan Komünist Partisi (KPT) 5. Bõlge
Konferans1 daha da ileri giderek, ayn bir Müslüman Komünist
Partisi'ni desteklemeyi ve KPTyi Türk Komünist Partisi olarak
yeniden adlandirmay1 õnerdi. Bu kesinlikle kabul edilemez­
di ve Türkkommissiia [Türk Komisyonu] Müsbüro'yu htzla
dag1th. Komiserler, daha fazia aynhkç1hgm patlak vermesini
õnlemek için, Nazir T. Tõregulov, Yolda§ Ahunbabayev ve A.
Rahimbayev gibi daha az "milliyetçi" Türkistanhlan kazanmak
üzere harekete geçti.83 Rlskulov, N. Hocayev ve Muhiddinov,
partide birkaç yd daha devam edebildiler (ideolojik safhgm

83 Carrere d'Encausse, 1992, s. 141-142; V. Ia. Nepomnin, istoriçeskii oplt stroi­


telstva sotsializma v Uzbekistane, 1917-1937 (T�kent: 1960), s. 115-1 17; Aziz­
hanov, s. 37-39; Bogoutdinov, s. 338-39, 378.

Shoshana Keller • 1 03
kendilerini uzun süre kls1tlarnasma izin verecek çok az yerli
komünist vard1) ancak günahlan unutulmayacakh.
Milliyet sorunu ve bunun mecburi birlikle muhtemel õlümcül
aynhkç1hk arasmda kõktenci bir tercih dayatiyor olu�u, Bol§e­
vikleri ytllarca keskin bir §ekilde farkh yõnlere savurdu ve hiç
çõzülemedi. Bu çeli§en ihtiyaçlar bizâtihi yeni ülkenin biçimine
de derinden darnga vunnu�tu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birligi, 30 Arahk 1922'de dõrt cumhuriyetin federal birligi olarak
kuruldu: Rusya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSC),
Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (SSC), Belarus SSC ve
Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetleri (Enne­
nistan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan olu§an ve kendi içinde de
huzursuz bir federasyondu bu). Türkistan ve I<irg1z (Kazak) eya­
letleri RSFSC içindeki "õzerk cumhuriyetler" (ÕSSC1er) idi. Bu­
hara ve Harezm teknik olarak bagnnsizd1 ve diger gruplar õzerk
bõlgeler hâlinde õrgütlenmi§ti.
Bu yap1ya daha fazla veya daha az merkezi kontrolü savu­
nanlar arasmdaki çok sert tarh§malardan sonra ancak ula§1ld1;
Lenin'in hayahndaki son büyük kavga, Transkafkasya'nm olu­
§UIDU konusunda Stalin ve Grigoriy Konstantinoviç (Sergo) Or­
dzhonikidze'yle oldu; Lenin, e§it ve bagnns1z cumhuriyetlerden
olu§an federal bir yap1y1 benimsemi§ti; bu, onun aynlma hakklm
teklif etme konusundaki isranyla da õrtü§üyordu. Rus olmayan
cumhuriyetlerin çe§itli derecelerde õzerklik isteyen komünist
liderlerini destekliyordu. Ulusal õzlemlerin mahiyeti hakkulda
belki daha gerçekçi olan Stalin ise, çogu "õnemli" bõlgede sikl
merkezi bir kontrol gerektigini savundu. Aynca, Büyük Güç So­
veni�minin durdurularnaz olacagi saf bir Rus cumhuriyeti ya­
ratacagi gerekçesiyle, õzerk cumhuriyetlerden herhangi birinin
RSFSC'den bagnns1zhgma izin verilmesine de kar§1 çikh.84 Le­
nin federal yap1y1 onaylayarak "ilk turu" kazamr gibi oldu ancak
bu tarb§ma Lenin'in ilk ciddi felciyle aym zarnana denk geldi.
1923 Martimn ba§larmda üçüncü bir inme onu dilsiz birakb ve
kismen felç oldu; bir ytl içinde de õldü.
Sovyet imparatorlugunun õrgütlenme tarzmm karara bag­
lanmas1, partinin yeni toplumu in§a etmede din ve ateizm de

84 Terry Martin, "The Russification of the RSFSR", Cahiers du Monde Russe, 39.
cilt, 1-2. sayi (Ocak-Haziran 1 998): s. 100-101 .

104 • Mekke'ye. Degil Moskova'ya


dâhil olmak üzere b�ka meseleleri ele almasma izin verdi. Daha
õnce de belirtildigi gibi, ateist aktivistler dinle mücadele etmenin
en iyi yolu konusunda hemfikir degillerdi. O sualar Aydmlanma
Komiserligi'ne b�kanhk eden Tann-Ín§ac1 Anatoli Lunaçarski,
geli§mi§ sosyalizm altmda dinin dogal olarak yok olacagma ina­
myordu, bu nedenle aktif õnlernlere gerek yoktu.85 Yemelyan
Yaroslavski ve onun Merkez Komite inanç Komisyonu'ndaki
çevresiyse dikkatli ama israrc1 bir din kar§lh egitimden yanayd1.
Aktivistler, inananlann duygularm1 gõzetmekle birlikte onlara
ilahlannm uydurma kõkenlerini gõstermeliydi. M. M. Kostelov­
skaya ve Komünist Gençlik Birligi'nin (Komsomol) birçok üye­
sini içeren üçüncü bir grup ise, gerektiginde §iddet kullanarak
da olsa dogrudan din kar§lh faaliyetleri savunuyordu. 1923'ten
1926'ya kadar Yaroslavski'nin ve Kostelovskaya'nm gruplan din
kar§Ih taktikler üzerine ate§li bir sõzlü mücadele yürüttüler. Bu,
en gõrünür §ekilde, Yaroslavski'nin Bezbojnik (Ateist) ve Kostelo­
vskaya'mn Bezbojnik u stanka (Tezgâhtaki Ateist) adh rakip dergi­
lerinde ifade edildi. Militanlar ise, a§mhklan yüzünden 1923'te
akmh kendi aleyhlerine dõnmeye ba§layana kadar, ilk y1llarm en
õnde gelen din kar§1h aktivistleriydi.
Tan1rm geregi bir grup isyankâr gençten müte§ekkil olan
Komsomol, inananlarm duygularma sayg1 duymaya gerek
gõrmüyor ve genelde insanlan õfkelendirmekten zevk a11yor­
du. 1922'nin sonlannda Komsomol üyeleri, kas1th olarak ve
genellikle bel alh terirnlerle kilise tõren alaylanm tiye alan bir
dizi "Komsomol Noelleri" düzenledi. ilkbaharda birçok yerde
"Komsomol Paskalyalan" sahnelendi. Bu Komsomol faaliyetleri
õylesine muazzam ve bazen §iddetli protestolara neden oldu ki,
partinin üst kademeleri konuyu dikkate almaya mecbur kaldi.86

85 Larry E. Holmes, "Fear No Evil: Schools and Religion in Soviet Russia,


1917-1941", ed. Sabrina Rarnet, Religious Polícy in the Soviet Union (Cambri­
dge: Cambridge University Press, 1993) içinde, s. 125-131 .
86 Richard Stites, Revolutionary Dreams: Utopian Vision and Experimental Life
in the Russian Revolution (New York: Oxford University Press, 1989), s.
297-298; Young, s. 106-108. 4 �ubat 1922 gibi erken bir tarihte Molotov,
tüm yerel parti õrgütlerini inananlann duygulanna sayg1 duymaya çag1-
ran genel bir not gõndenni�ti. RGASPI F. 61, op. 1, d. 2, 1. 14. Komsomol
Paskalya' s1 ve Noel'iyle ilgili Politbüro belgeleri ve diger belgeler �urada
yaymlanm1�tlr: Russkaya pravoslavnaya tserkov' i Kommunistiçeskoe gosu-

Shoshana Keller • 105


Parti liderligi, iç savél§tan bu yana dini meselelere çok az ilgi gõs­
termi§ti ancak Nisan 1923'teki 12. Parti Kongresi Yaroslavski'nin
tercih ettigi daha ihmh yakla§lDU destekleyen din kar§lh propa­
gandarun düzgün bir §ekilde yürütülmesi hakkmda bir bildiri
yaymlad1. Sosyalist ko§ullar altinda, dinin gerçek dogas1 i§çilerin
õnünde kolayhkla if§a edilebilirdi. Bu nedenle, militan taktikler
i§e yaramaz, aksine zarar verirdi:

Bununla birlikte, parti programmda da sõylendigi gibi, Müminlerin


duygularma yõnelik her türlü hakaretten nazik bir biçimde kaçm.mak
gerekir çünkü bu sadece dinsel fanatizmin güçlenmesine yol açar.
Merkezde ve yerel bõlgelerde s1k s1k uygulanan kas1th kaba yõntemler,
ciddi bir tahlil ve izah sunmak yerine inanç ve kült konulariyla alay
etmek [süreci] ruzland1rmaz, aksine i§çi kitlelerinin diru õn yargilardan
õzgürle§melerini daha da zorla§tmr.

Kongre karar1 Ortodoks Kilisesi'ne kar§l tedbirlere odaklan1-


yor olmakla beraber, islam kar§1b propaganda üzerine kisa bir
bõlüm de içeriyordu:

Birlik Cumhuriyetlerinin 30 milyonluk güçlü Müslüman nüfusunun,


kar§1-devrimci amaçlar için kullarulan, dinle baglanhh çok say1da
Orta Çag õn yarglSlru §imdiye kadar neredeyse fütursuzca korudugu
ak1lda tutulursa, bu õn yargilar1 tasfiye etmenin biçimlerini ve yõn­
temlerini çe§itli milletlerin õzelliklerini hesaba katarak geli§tirmek
gerekli hâle gelir. 87

Sultan Galiyev'in fikirlerini hesaba katmayan bu kisa açik­


lama, ilkel hurafeler ve kah inanç çagn§imlanyla, "Orta Çag"
zamanlarmdan beri degi§memi§ bir islam algisma i§aret etmek­
tedir. Ashnda Müslüman bõlgelerdeki parti yetkilileri, din adam­
lar1 da dâhil olmak üzere çe§itli islami reformistlerin faaliyetle­
rinden haberdard1 ancak propagandalan, "kõr fanatizm"le dolu
yekpare bir dü§man yaratmak için islahçtlan gõrmezden geldi.
islam kar§1b propaganday1 belirli kültürlere uyarlama talebi (bel­
ki de gõçebe-yerle§ik halk z1thgma abfta bulunuluyor ancak bu
baglamda sõylemek zordur) yerel ateist aktivistler için ytllarca,
sürekli bir §ekilde tekrarland1 lakin bunun çok az etkisi oldu.

darstvo 1917-1941. Dokumenti ifotomateriall (Moskova: Bibleisko-Bogoslov­


skii institut sv. apostola Andreya, 1996), s. 171-182.
87 Dvenadtsatyi sezd RKP(b). Stenograjiçeslcii otçet (Moskova: 1968), s. 716, "O
postanovke antireligioznoi agitatsü i propagand1."

106 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Yaroslavski'nin din kar§1h propaganda konusundaki dü§ünce
çizgisinin yükseli§i, sadece onun adma yaptlan ba§anh lobiciligm
bir sonucu degildi. Yaroslavski (1878 dogumlu Minei Izraileviç
Gubelman) 1898'den beri Bol§evik bir aktivist ve parti üyesiydi.
Aym zamanda Joseph Stalin'in ilk dõnemlerinde himaye ettigi
kirnselerdendi ve 12. Parti Kongresi'nden hemen õnce Troçki'nin
yerine din kar§Ih çah§malar müdürü olarak atanmi§h. 88 Stalin,
Genel Sekreterlik pozisyonu arac1hgiyla, müttefiklerinin rütbe­
sini yükseltip rakiplerininkini indirerek, partinin temei i§leyi§i
(parti jargonunda "ayg1t") üzerindeki kontrolünü sistemli bir
§ekilde tesis ediyordu. Stalin, kariyerinin bu a§amasmda dine
ili§kin herhangi bir kamuoyu aç1klamasmda bulunmami§ olsa
da Yaroslavski'nin inananlarm hassasiyetlerine yõnelik endi§esi,
Rus §Ovenizmini zapt etme ve milliyetler için kültürel õzerkligi
te§vik etme yõnündeki parti politikas1yla pekâlâ uyumluydu.
1924'e kadar milletler komiseri oldugu için Stalin'in de bu poli­
tikanm uygulanmasmda büyük pay1 vard1. Yaroslavski'nin din
kar§Ih ba§ aktivist olarak tayin edilmi§ olmas1, Stalin'in devletin
geli§imi için giderek daha õnemli hâle gelen bir konumda sad1k
bir çah§ana sahip oldugu anl amma geliyordu.

Türkistan ÕSSC'de Din Kéll'§ ithgi


Türkistan Hükumeti 1923 yilma kadar, yeni bir materya­
list-bilimsel toplum yaratmaktan ziyade düzeni tesis etmeye
odaklanmI§h. Vak1flar ve mahkemeler gibi islami sosyal ku­
rumlarm iadesine õzen gõstermi§ ve teslim olup silah birakacak
Basmacilara af teklif etmi§ti. 89 Orta Asya Bürosu'nun (Sredaz­
büro TsK RKP[b]) Türkbüro'nun yerini ald1g1 1922 bahannda
hükumetin kendisi büyük bir reformdan geçmi§ oldu. Bu de­
gi§iklik, SSCB'nin kurulu§una e§lik eden, ülke çapmdaki oblast
bürolarmm genel olarak yenilenmesinin bir parças1yd1: Kafkas-

88 Daniel Peris, Storming the Heavens: The Soviet League of the Militant Godless
(lthaca, NY: Comell University Press, 1998), s. 41-42; Joan Delaney, "The
Origins of Soviet Antireligious Organizations", ed. Richard H. Marshall
Jr., Aspects ofReligion in the Soviet Union, 1917-1967 (Chicago: University of
Chicago Press, 1971) içinde, s. 1 12-1 13.
89 RGASPI F. 62, op. l, d. 2, 1. 8. 18 Agustos 1922, Sredazbüro ispolkom'unun
7 sayih tutanagi. A. A. Rosliakov, Sredazbyuro TsK VKP(b): Vopros1, strategii
i taktiki (A�kabat: 1975), s. 25, 62
.

Shoshana Keller • 107


ya Bürosu (Kavbüro) yeniden düzenlendi ve Transkafkasya Bõl­
gesel Parti Komitesi (Zakkraykom) olarak yeniden adlandmld1.
Sibirya Bürosu (Sibbüro/Sibkraykom) benzer bir süreçten geçti
ve kurulu§una yardrm etmeleri için 1 .000'den fazla Rusyah ko­
münist i§çiyi kabul etti.90
Yeniden yapilanma Türkistan'a biraz kafa kan§bnc1, çok kat­
manh bir hükumet kazand1rd1. Evvela, hükumet iki paralel yol­
da ilerledi: devlet kanad1 (Halk Komiserleri Konseyi ve onun
alnndaki komiserlikler) ve gerçek gücü elinde tutan parti kana­
d1. Parti kanadmda Sredazbüro, Merkez Komitesi ve bõlgesel
partiler arasmda bir arac1 gibi hareket ediyor, Türkistan, Buhara
ve (biraz gecikmeyle) Harezm partilerini gõzetip denetleyerek
sahadaki ko§ullan Moskova'ya iletiyordu.91 Türkistan parti
õrgütleri, daha büyük bir merkez komiteyi denetleyen küçük
bir siyasi bürodan, sendikalar, kadmlar ve gençler için õzel bõ­
lümlerden, din kar§1b propaganda gibi projeler için alt komite­
lerden ve õrgütlenebilecek yerel ve ilçe düzeyinde çok say1daki
parti hücresinden olu§uyordu. Sredazbüro'nun aynca bir siyasi
bürosu, õzel bõlümleri ve çe§itli alt komiteleri vard1. Buna ek
olarak, Merkez Komitesi, Sredazbüro'ya paralel ancak yalmzca
ekonomik konularla ilgilenen bir õrgüt olan Orta Asya Ekono­
mik Konseyi'ni (SredAzEkoSo) kurmu§tu. Ekonomik Konsey'in
ba§hca gõrevi, Moskova'daki Politbüro'nun �ubat 1922'de Bu­
hara ve Harezm'i tamamen kendine katmanm bir ba§langicr
olarak kararla§brd1g1, üç Türkistan cumhuriyetinin ekonomik
birligini yürütmekti.92
Sonuç olarak, SSCB'nin çogunun iki kademeli bir hükumeti
varken, Türkistan ve oblast bürolan tarafmdan yõnetilen diger
yedi bõlge buna üçüncü bir kademe daha ilave etmi§ bulundu.
Parti ise, tarihçiler için meseleleri daha karma§Ik hâle getirir-

90 R. Grigor Suny, The Making of the Georgian Nation (Bloomington: Indiana


University Press, 1988), s. 216; V. N. Merkviladze, Sozdanie i ukreplenie so­
vetskoi gosudarstvennosti v Gruzii (1921-1936) (Tiflis: 1969), s. 344; ivan A.
Moletotov, Sibkraikom: partiinoe stroitelstvo v Sibirii 1924-1930 gg. (Novosi­
birsk: 1978), s. 28.
91 Harezm parti õrgütü o kadar kõtü durumdaydt ki, 1922'nin ortalanna ka­
dar Rus Komünist Partisi'ne bagh degildi. Bogoutdinov, s. 647.
92 RGASPI F. 61, op. 1, d. 2, 1 . 77. 18 say1h Türkbüro ve TsK KPT tutanagm­
dan iktibas.

108 • Mekke'ye Delíil Moskova'ya


cesine, yerel komünist partilerin bagims1z imaj1m desteklemek
üzere Sredazbüro'nun ve SredAzEkoSo'nun yetkilerinin ne
kadar kapsamh oldugunu õnemsiz gibi gõstermeyi tercih et­
mekteydi. Baz1 yerel komünistler, õzellikle Ekmel ikramov ve
Feyzullah Hocayev, Sredazbüro'da hatm say1hr bir nüfuz elde
etseler de gerçekte Sredazbüro, Türkistan (ve daha sonra Õz­
bekistan ve Türkmenistan) komünist partilerine Moskova'dan
gelen talimatlan veriyor, onlar da bunu uyguluyorlard1. On iki
yilhk varhg1 boyunca, Orta Asya'mn en õnde gelen parti õrgütü
Sredazbüro'ydu.
Stalin'in Gürcistan'daki en yakm müttefiklerinden biri ve
Kavbüro/Zakkraykom'u yõnetme konusunda büyük bir deneyi­
me sahip olan Sergo Ordzhonikidze, Sredazbüro'nun da kuru­
lu§unu yõnetti. Türkistanh parti çah§anlarmda çok az degi§iklik
yapsa da beraberinde bir õnceki grubun yerine yeni Avrupa11
personel getirdi. Yeni te§kilat ile eski Türkbüro arasmdaki en te­
mei fark, yerli komünistlerin rolüydü: Sredazbüro'nun ilk Siyasi
Yürütme Komitesi'nde (ispolkom) iki Türkistanh, Tõregulov ve
F. Hocayev ile Türkbüro'nun aynlan ba§kan yard1mc1s1 Sergey
ivanoviç Gusev93 de vard1. Stalin, tanmm1§ yerlerde yerli ko­
münistlere sahip olmanm, güvenilirligi saglamak için gerekli
oldugunu anlamt§h.
·H1zh bir §ekilde Gusev'in yerini, Türkistan'da iki yil çal1§acak
olan yeni bir Rus ba§kan yardimclSl O. Ya. Karklin ald1. Zorun­
luluk hâli, Karklin'in temei idari meseleler ve hasar onarlIDlyla
me§gul olmasm1 mecbur kilsa da islam kar§lh çah§malar tama­
men ihmal edilmedi. Sredazbüro yava§ yava§ komünist bir idari
altyap1 in§a ederken, aym zamanda eski toplum düzenini zay1f­
latmak için de temkinli adimlar ath.
Müslüman ulema, çe§itli reformcular ve muhafazakârlar ara­
smda bõlünmü§ vaziyetteydi. Artlk saldirgan bir ateist rejimin
tahakkümü altlnda olmalan, islam'm hayatta kalmasrm da içere­
cek §ekilde tüm taraflar için tehlikenin arthg1 anlamma geliyor­
du. Tarh§mamn dogas1 da dini uygulamalann ne derece reforma
tâbi tutulacagmdan, yeni yõneticilerle ne pahasma olursa olsun

93 Yakov Davidoviç Drabkin'in (1874-1933) takma adi. Yan Emestoviç Rud­


zutak Sredazbüro'nun bqkaruyd1 ve zamarurun çogwtu Moskova'da Org­
büro'yla geçiriyordu.

Shoshana Keller • 109


i§ birligi mi yoksa mücadele mi edilecegme dogru .kaych. Hem
askeri açidan hem de propaganda anlammd a en çok ilgiyi çeken
Basmaa/Korbai;1 gerillalanych. Büyük askeri birlik hareketleri­
ni, baz1 yabana müdahaleleri ve Sovyet hava kuvvetlerini içeren
askeri operasyonlan gizlemek zordu.94 Daha da õnemlisi, Bas­
mactlar, geleneksel yõntemleri korumak için savai;bklan gerçe­
ginden õtürü, geri kalm1i; bir topluma modem faydalar saglayan
Sovyet aktivistleri için mükemmel bir ertgel olui;turuyordu.
Basmaalar, basit ve cebre dayah bir cevap gerektiren dog­
rudan bir tehdit tei;kil ediyorlard1. Reformist din adamlan ise,
baz1 durumlarda yeni rejimle i§ birligi yapmaya istekli olduklan
için daha karmai;1k bir sorun ortaya koyuyordu. Lenin Hükume­
ti'nin bunlara sald1rmak için hiçbir bahanesi yoktu ancak temei
husumetini gizleyemezdi. Boli;evikler tarih sahnesine çikhklan
ilk dõnemde yakm müttefiklerine, yani Meni;eviklere veya Leni­
nist olmayan Avrupah komünistlere, en sinsi düi;manlan olarak
muamele etmii;lerdi. Çok geçmeden Sovyet yanhs1 Müslüman
ulemay1 da bõyle gõrmeye bai;layacaklard1.
Ancak i;imdilik Büyük Katerina'mn stratejisine geri dõndüler:
atama/seçme yoluyla kontrol. Ulema gruplan arasmdaki bõlün­
meden yararlanmak üzere, çogunluk hizbinin etkisini zayiflat­
mak için azinlik hiziplerine devlet destegi sagladdar ve refor­
mist din adamlannm Müslüman Ruhani Yõnetimler (Mahkeme-i
�er'iyye veya Nezaret-i Diniyye)95 kurmasma izin verdiler. Ruhani
yõnetimler, Ufa'da (Katerina'nm ilk Müslüman Ruhani Meclisi
kurdugu yer)96 merkezi bir yap1 ve Türkistan genelinde bir dizi

94 Alan Cheuse, Fali Out of Heaven: An autobiographical journey across Russia


(New York: Atlantic Monthly Press, 1987). Cheuse, 1930'lann ba�lannda
Basmacdara kar�1 gõrev yapan babasmm günlügünden iktibaslan kul­
lanmaktadir.
95 Mahkeme-i $er'iyye teknik olarak adli bir mahkeme anlamma gelir ancak
ayru zamanda ruhani meclislere abfta bulunmak için de kull�tlr. Ne­
zaret-i Diniyye, "dinin gõzetimi" anlamma gelir. Gidulyanov, s. 375-377.
96 Diger ad1yla Orenburg Mahkeme-i �r'iyyesi veya Orenburg Dini Ne­
zareti. 1788-89 yillannda II. Katerina tarahndan kuruldu. Amaç, Kazak
bozkirlannm imparatorluga dâhil edilmesiyle birlikte artan Müslüman
nüfusu kontrol edebilmekti. Çariçe, bõyle akdhca bir siyasetle Müslü­
manlar için kendilerinin en çok üzerinde durdugu din, yani islam üze­
rinden onlara yasal bir merkez saglami' oluyordu. Bkz. Alper Alp, "Rus
Çarhgmda Müftülüklerin Kurulu�u ve Geli�imi", Gazi Akademik Bak1�,

llO • Mekke'ye Degil Moskova'ya


yerel, gev§E!k bir §E!kilde organize olmu§, baglanbsiz idareler
§eklinde mevcuttu. Birinci Bütün Rusya Müslümanlan Kongre­
si,"' $ubat Devrimi'nin ardmdan .Ufa'daki yeni Ruhani Yõnetimi
bagunsiz bir õrgüt olarak yeniden olu§turmu§tu.98 Bol§E!viklerin
Tatarlarm bagunsiz bir cumhuriyete yõnelik kisa giri§imini bas­
brmasmm ardmdan, yine Rusya'nm kontrolüne girdi.

Mahkeme-i �er'iyye olarak adlandmlan bagimsiz fukaha (f1k1h âlimleri)


meclisleri de 1917'de Türkistan'da yeniden olu§turuldu ve �ubat 1923'e
kadar nispeten rahatsiz edilmeden kald1. Daha sonra, partinin Merkez
Komitesi'nin devlet kanadmdaki e§degeri olan Türkistan Merkez Yü­
rütme Komitesi (TürkTslK), Orta Asya için parti kontrolündeki ruhani
yõnetimlerin kurulmasma izin verdi. Bu yeni yõnetimlerin eskileri
gõlgede birak1p onlarm yerine geçmesi amaçlamyordu ve açikça islami
reformist fikirleri yaymak için kurulmu§lard1. TürkTsIK'in kararname­
sinde §unlar belirtildi:

Mahkeme-i �er'iyye, kitleler arasmda ilerleme, kültür ve uygar­


hk fikirlerini yaymak için vardu. Hükumet ve halk arasmdaki
baglanb halkas1 olacak, dini konularda reform yapacak ve is­
lam' m çe§itli gereksiz üst yapilanyla ve yanh§ yorumlar1yla mü­
cadele edecektir. Ferdi olmad1klan sürece dini sorulara kar§1hk
beklemeksizin cevap verecektir.99
Bu hamleyle Katerina'nm Müslümanlan "medenile§tirme"
konusundaki ilgisi arasmdaki benzerlik oldukça çarplCldu. Ay­
nca, yõnetimlerin bireylerden gelen sorulan degil, dolayh olarak
sadece tüzel gruplarm sorularm1 yarutlamas1 gerektigme dikkat

Cilt 7, Say1 13, 2013. Daha kapsamh bir çah�ma için bkz. D. D. Azamatov,
Orenburgskoye Magometanskoye Duhovnoye Sobraniye v Kontse XVIII-XIX
vv., Akademiya Nauk Respubliki Ba�kortostan, Ufa, Gilem, 1999. (ed.n.)
97 Kongre, 1-11 May1s 1917'de Moskova'da gerçekle�tirildi. Ekim Devri­
mi'ne giden süreçte kongreye kablan Müslüman temsilcilerin genel egili­
mi, devrimcilerden ziyade Krenski Ba�bakanhg1'ndaki Geçici Hükumet'e
yõnelikti. Kongrede, Rusya'mn yeni yõnetim �klinin ne olmas1 gerektigi
konusunda sert ta�malar ya§andl. Federalizm ve ünitarizm �klinde iki­
ye aynlan Müslümanlann bu konudaki liderleri siras1yla Mehmet Emin
Resulzade ve Ahmet Salihov idi. Kongre tutanaklan için bkz. Íhsan Ilgar,
Rusya'da Birinci Müslüman Kongresi, istanbul 1988. (ed.n.)
98 Rorlich, s. 127-128; Richard Pipes, The Formation of the Soviet Union (Camb­
ridge: Harvard University Press, 1954, 1964), s. 77; A. Hakimoglu, "The Ufa
Muslim Religious Administration and Its Work", East Turkic Review, 1 1 .
cilt, 3 . sayi (Eylül 1960): s . 34-47.
99 Gidulyanov, s. 376; Bendrikov, s. 395.

Shoshana Keller • 111


çekilmelidir. Moskova, 12 Haziran 1922'de dini topluluklarm
devlet tarafmdan tescil edilmesini ve din adamlarmm listelerini
saglamasinI gerektiren bir yasa ç1karch. Bu muhtemelen, Müslü­
manlar arasmda bu yasayi uygulamaya yõnelik ilk giri§im ve ru­
hani yõnetimlerin islam'1 savunmak için õrgütlenilen merkezler
hâline gelmesini engelleyen birkaç taktikten biriydi. Çünkü grup
faaliyetleri bireysel faaliyetlere gõre daha kolay izlenebiliyordu.
Yõnetimlerin nihayetinde Bol§evik iktidan desteklemek amac1y­
la oldugu, 30 Agustos 1923'te, partinin Türkistan §Ubelerine milli
entelijansiyanm "sad1k kesimlerinin" ve ulemanm "sol kanad1-
nm" dostlugunu kazanma talimah veren bir Politbüro tutana­
gmda aç1k11ga kavu§turuldu.100
Bu gõrevlere ek olarak, yõnetimler (yerel vakif daireleriyle
baglanhh olarak) vakif gelirinin uygun §ekilde kullanilmasinI
tefti§ etmek, müderrisleri ve kadilan onaylamak, dini mahkeme­
leri denetlemek ve Seyhun Oblash halki arasmda "devrimci, dini
ve bilimsel fikirleri" yaymakla gõrevlendirilmi§lerdi.1º1 Yõnetim
üyeleri seçimle belirlenecek (25 kõye bir din adarm) ve (bu kay­
nak üzerindeki talebi arthracak §ekilde) vakif geliriyle finanse
edilecekti. Büyük §ehirlerin kendi yõnetimleri vard1; nüfusun
büyük bir kisrmnm ya§ad1g1 kirsal alanlara ise kaçmm hizmet
etmi§ olabilecegi belirsizdir.
Sredazbüro, Müslümanlara iyi niyet gõstergesi olarak,
Kur'an'm Osman nüshasmm (Müslümanlarm kontrolüne ol­
masa da) Ta§kent'e iade edilmesine de izin verdi.102 Bu kadim
el yazmas1, imparatorluk dõneminde St. Petersburg'un ana
kütüphanesine gõtürülmü§ ve Kas1m 191 7'de Petrograd'daki
Müslümanlara teslim edilmi§ti. Oradan da nasilsa yine Müs­
lümanlarm elinden ç1karak, Semerkant'taki bir müzeye ta§m­
d1. Temmuz 1923'te TürkTslK, mushan Mahkeme-i �er'iyye'ye
devretmeye karar verdi. Bir ay sonra Sredazbüro, bu karan de­
gi§tirerek, korunmasm1 garanti alhna almak için Kur'an'1 Ta§-

100 RGASPI F. 62, op. 2, d. 31, 1 . 56.


101 Gidulyanov, s. 376. Bu õzgüllük, ilk b�ta sadece tek bir idare oldugunu
gõstermektedir. Seyhun Oblasb, T�kent bõlgesiydi ve bilinçli bir Müslü­
man �çi smlf1 geli�tirmek için en umut verici yer olarak gõrülüyordu.
102 Osman, Kur'an'm yazihp ç0Aalblmas1yla itibar kazanrm � (h. 644-656), is­
lam'm ilk dõrt ra�it halifesinin üçüncüsüydü.

112 • Mekke'ye De� Moskova'ya


kent'teki Eski $ehir Müzesi'ne verdi. Müslümanlarm itirazlan­
na ragmen, 1989'a kadar orada kald1.103
Her ruhani yõnetim, yerel parti õrgütüyle kendi haklanm ve
s1rurlanru belirleyen resmi bir anla§ma üzerine müzakere yap1-
yordu. Õmegin, Fergana Oblash ispolkom'u ile Fergana Ruhani
Yõnetimi arasmda Ekim 1924'te yapilan bir anla§ma, yõnetirnin
kesinlikle siyasete hiçbir §ekilde müdahale etmeyecek dini bir
yap1 olmasm1 §art ko§uyordu. Bunun yerine, gazete yaymlamak
ve Müslümanlann dini hayatm1 Komünist Parti'nin tan1mlad1-
g1 §ekilde yõnetmek suretiyle, enetjisini islam'daki "hurafeleri"
ortadan kald1rmaya ayuacakh. Anla§manm 29 maddesi, teknik
olarak Fergana yõnetimine çok smuh bir eylem alan1 buakiyor­
du. Ancak hem din adamlan hem de parti çah§anlan, el verdigi
durumlarda yaz1h talimatlan gõrmezden gelme egilimindeydi­
ler .104 Reformist din adamlan birkaç yil içinde hayli faal oldular
ve s1k s1k, Sredazbüro'yu epeyce endi§elendirecek §ekilde, Ko­
münist Parti çah§anlanyla yakmdan i§ birligi yaphlar.
Ufa ve Türkistan'daki ruhani yõnetimler arasmda dogru­
dan, resmi bir bag yoktu ancak Ufa uzak bõlgelere egitmenler
ve yaz1h materyaller gõnderiyordu. Sovyetler, imparatorlukta­
ki selefleri gibi, Müslüman din adamlanrun ruhani yõnetimleri
Pan-islamc1 kI§kirtma için bir üs olarak kullanacagmdan sürek­
li endi§e duyuyordu. Tüm Müslümanlarm veya tüm Türklerin
Rus hâkimiyetine kar§1 birle§ecegi fikri, bõlünmelerin ortak bag­
lardan daha güçlü olduguna dair çok say1da karuta ragmen, on
dokuzuncu yüzyilm sonlarmdan beri Ruslarm korkusu ve Türk
entelektüellerinin umudu olmu§tu. Sovyet basm1 periyodik ola­
rak, Pan-Türkçülügün tehlikeleri hakkmda korkunç uyanlar ya­
ymhyordu ancak bunlar inandmc1 bir tehdide yan1t vermekten
çok, tasfiye ve tutuklamalar için bahane saglayan kullani§h for­
müller olarak i§ gõrdü.
Din kar§lh propaganda Türkistan'a 19201erin ba§mda s1z-
di. Parti aktivistlerinin Kizil Ordu'da ateizm davetçiligi yaph-

103 Rorlich, s. 131 . RGASPI F. 6�, op. l, d. 8, 11. 67, 70. 8 Agustos ve 13 Agus­
tos 1923 tarihli Sredazbüro lspolkom'u tutanaklan. TsGA Uz F. 904, op. 1,
d. 32, 1 . 29. 2 Ocak 1926, Ta�kent Müslümanlanndan Õzbek Hükfuneti'ne
yaztlan protesto mektubu.
104 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 1 92, 1 . 53, "Tsel Dukhovnogo Upravleniya."

Shoshana Keller • 113


gi münferit õmekler Nisan 1922'ye kadar gõtürülebilir ancak
bu büyük olastltlda sadece Rus muhataplar için geçerliydi.105
1923'teki 12. Parti Kongresi'nden sonra, konu§mactlar Ta§kent
Eski $ehri'nde birkaç din kar§lh konferans verdi ancak yerli ko­
münistlerin de dâhil oldugu õylesine güçlü bir direni§le kar§tla§­
ttlar ki te§ebbüslerini çabucak yanda kestiler. Mevcut az miktar­
daki karut, konu§macilarm saldm taktikleri yerine onaylanmi§
egitim yõntemlerini kullanmaya çah§bklanm ancak bunun bile
õfkeyi ki§kirtngiru gõsteriyor. Yazar Nimet Hekim, Ta§kent'teki
bir kalabahga "Muhamme d Gerçekten Allah'm Gõnderdigi Bir
Peygamber miydi, Yoksa Sadece Parlak Bir Adam m1?" konulu
bir konu§ma yapml§, anlattld1gma gõre, Muhamme d'in halüsi­
nasyonlardan muzdarip biri ve 999 kans1 olduguna izleyicileri
ikna etmeye çah§rm§h.1º6 Bõylesine umutsuz bir ba§lang1çtan
sonra, islam'a yõnelik bu rasyonel itiraz deneyleri sonraki üç yil
boyunca büyük õlçüde terk edildi.
islam kar§lh propagandaya yõnelik en güçlü itirazlardan ba­
zilan komünist Türkistanhlardan geldi. Bu ilk baki§ta §a§irhc1
olabilir ancak rahats1z edici gerçek §uydu ki, çogu degilse de
birçok yerli parti üyesi kendisini Müslüman olarak gõrüyordu.
Partinin kendisi de kamu nezdinde din konusundaki muglak tu­
tumuyla hem komünist hem de Müslüman olunabilecegine dair
genel bir yanl1§ anlamaya katkida bulunuyordu. Rus komünist­
leri ise, çogu Türkistanh için "Müslüman" olmanm kimliklerinin
vazgeçilmez bir parças1 oldugunu anlarmyordu. islam ortoprak­
siye (dogru eylem) ortodoksiden (dogru inanç) daha fazia vur­
gu yapar. Dinin be§ §arhnda õmeklendigi gibi, ortak eylemler
yoluyla bir inananlar cemaati (ümmet) yarahr: namaz, inanç be­
yan1 (§ehadet), zekât, hac ve Ramazan orucu (Õzbekçe uraza). Bu
eylemlere kahlmamak, bir ki§inin cemaatten kopmasma neden
olacagindan, çok az Türkistanh'mn almak isteyecegi türden bir
riskti. Sredazbüro yetkilileri, Ta§kent'e vanp günde be§ vakit na-

105 RGASPI F. 62, op. 2, d. 11, 1. 26. TsK KPT Byulleten, 1 1 . sayi.
106 Mennan Remzi, Khayoldan haqiqatga [Hayalden Hakikate] (Ta�kent: 1928), s.
31-32; James Critchlow, "Religious-Nationalist Dissent in the Turkestan
Communist Party: An Old Document Surfaces", Report on the USSR, 2. dlt,
3. say1 (19 Ocak 1990): s. 20; N. Tõregulov, "K voprosu ob antireligioznoi
propagande na Vostoke", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 20. sayi (Ekim
1925): s. 74.

114 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


maz kilan komünistlere rastlad1klarmda biraz �ok olmu� olmah­
lar. inançhlar1 Türkistan partisinden tasfiye etme giri§imlerinin
ilki muhtemelen, Sredazbüro'nun kurulu§undan birkaç ay son­
ra, partinin iç gõzlemcisi olan Merkez Denetim Komisyonu'nun
(TsKK) üyeleri dini merasirnleri kutlad1klan ve çok e§li olduklan
gerekçesiyle ihraç ettigi Ekim 1922'de vuku buldu. Ancak bu ilk
ytllarda partiyi annd1rma çabalan son derece zor oldu. Çünkü
tüm inançhlarm kapsarn11 bir §ekilde tasfiyesi partiyi yerli üyele­
rin çogundan mahrum birakacakh. Bu tasfiye mecburen büyük
õlçüde sembolik oldu: o ay ihraç edilen 24 ki§iden sadece 2' sinin
ihrac1 dini nedenlere dayaniyordu.107
Türkistan islam'mm kadmlara biçtigi rol, Rus komünistlerini
derinden rahats1z ediyordu. Kamusal alanda õrtünme, çok e§li­
lik, ba§hk paras1 ve hepsinden õnernlisi çocuk evlilikleri, Ruslan,
õzellikle de erkeklerle tam e§itlige giden yol olarak komünizmi
benimseyen kadmlan deh§ete dü§ürdü. Türkistanh kadmlann
hayatlarmm gerçekligi, Ruslann anlay1§mm izin verdiginden
daha karma§1kh: Kadmlar, büyük õlçüde, ailelerinin, kõylerinin
ve bizâtihi kendilerinin dini ve sosyal gelenekleri nasil yorurnla­
d1klarma bagh olarak, tam insan ve mal mülk olmak arasmdaki
kademelerde, çok çe§itli �ekillerde muamele gõrüyordu. Ancak
hayahn ince aynnhlan, karma§1kl1g1 ve yavan düzensizligi, dev­
rimci ütopik planlara hiçbir zaman tam uymuyordu ve bu ne­
denle Sovyetler, islam'a ve kadmlara ili�kin yekpare ve oldukça
karanhk bir temsil in§a ettiler.
Türkistan'da çaçvan denilen daha küçük bir peçeyle birlikte
kullamlan ve kadmm vücudunu tamamen kaplayan siyah bir el­
bise olan, komünistlerin Müslüman kadmlarm hayatlan hakkm­
da korkunç oldugunu dü§ündükleri bütün her §eyi sembolize
ediyordu. Ancak Buhara, Namangan ve diger §ehirlerde gõrüp
canavarla§hrd1klan figürler evrensel norm degildi. islam dünya­
smm geri kalanmda oldugu gibi, bir kadmm õrtüsünün kapsami
büyük õlçüde yerel kültür ve ekonomik statü tarafmdan belir­
leniyordu. Gõçebe Kazak, Kirgiz ve Türkmen gruplan arasmda
hayatta kalmak için kadm emegi gerekiyordu. Kadmlar ba§tan

107 RGASPI F. 62, op. 2, d. 11, 1. 204. TsKK KITnin Ekim aymdaki çali�malan
üzerine "Staticheskii otchet" .

Shoshana Keller • 115


ayaga ferenciyle kls1tlanrm§ hâldeyken çah§amazlard1, bu yüz­
den sadece saçlanru õrtüyorlard1. Büyük õlçüde Õzbek veya Ta­
cik olan daha zengin kentsel gruplar arasmda, gõzlerden uzak,
çah§mayan bir e§e veya e§lere bakmak bir statü simgesiydi. Baz1
bõlgelerde yerle§ik kadmlara getirilen kls1tlamalar, yüzytllara
yaytlan bir süreçte, kadmlarm okula gitmelerinin veya bir erkek
akrabas1 tarafmdan kamusal alanda herhangi bir yerde refakat­
çisiz gõrünmelerinin yasaklanabilecegi noktaya kadar geni§le­
tilmi§ti. Yerle§ik yoksul kadmlar ise daha az kls1tlanrm §h- Na­
mangan bõlgesinde kadm tüccarlar yakmdaki Hokand §ehrine
tek ba§ma ve peçesiz seyahat edip, zengin erkeklerin evden ç1k­
mayan e§lerine ev e§yas1 satabilirdi.108
Muhtemelen kadmlara getirilen kls1tlamalann telafisi ola­
rak, Türkistan'da ergen erkek çocuklarm yeti§kin erkekler için
kamusal cinsel nesneler rolünü üstlenmesi kabul edilebilir hâle
geldi. Beççe denilen bu çocuklar, halka aç1k yerlerde müstehcen
dans ederlerdi ve bazen de cinsel hizmetler için zengin efendi­
ler tarafmdan sahn ahmrlard1. Buharah Emir Abdülehad'm hem
erkek hem de kadm haremi oldugu sõylenir.109 1 8701erde Buha­
ra'ya seyahat eden Amerikah diplomat Eugene Schuyler, k1zla­
rm veya kadmlarm da erkekler için dans ettigi durumlar oldu­
gunu kaydetmi§tir. Ancak bunlar daha seyrekti ve halkm daha
az onaym1 ahyordu.11° imparatorluk dõneminin sonlarmda Rus
doktorlar, beççelerin varhgma tiksintiyle yakla§IDI§lard1111 ve
Bol§evik halefleri de nihayetinde bu uygulamay1 tamamen ya­
saklamaya çah§acaklard1.
Evlilikler, gelin ve damadm aileleri tarafmdan, damat ya da
damadm ailesinin kadmm ailesine ba§hk paras1 (kalm) õdemesi
suretiyle gerçekle§tiriliyordu. Sovyet kaynaklan kalm1, evrensel
anlamda kadmm e§ya gibi alm1p sahlmas1 §eklinde nitelendiri-

108 1. Foteev, "Jenskü trud v selskom Hozyaistve sredniaziatskih respublik",


Za partiyu, 1-2. sayi (Ocak-�ubat 1929): s. 61 .
109 Edward Allworth, The Modem Uzbeks (Stanford, CA: Hoover Institution
Press, 1990), s. 111.
110 Eugene Schuyler, Turkistan, 1 . cilt (New York: Scribner, Armstrong, 1876),
s. 137.
111 A. Shvarts, "K voprosu o priznakah priviçnoi passivnoi pederatsii (Iz nab­
lyudenii v aziatskih çasti g. Ta�kenta)", Vestnik ob�stvennoi gigiem, sudebnoi
i praktiçeskoi meditsim, 6. sayi (1906): s. 816-18.

116 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


yordu.112 Ancak bu gõrü§, Türkistan ve daha geni§ Müslüman
dünyasmdaki füü uygulamay1 çarp1tmak anlamma geliyordu.
Müslümanlarm çogu için ba§hk paras1 evlilikte veriliyordu. Bu
meblagm çe§itli kullantmlan olabiliyordu: Marianne Kamp, dü­
gün merasimini ve diger masraflar1 finanse etmek için saklana­
bilecek veya kullanilabilecek olan kalm1, aileler arasmdaki birkaç
"armagan faaliyetinden" biri olarak tanimlar.113 Diger durumlar­
da kalm, bo§anma durumunda ona ya§ama imkâru saglamas1 için
gelinin mah da olabiliyordu. Bu uygulamanm bir çe§idi, gelinin
çeyizini onun dokunulmaz mülkiyeti hâline getirmekti. Kahn
miktan, taraflarm zenginligine ve statüsüne bagh olarak degi§e­
biliyordu ancak bir gelinin fiyatl her zaman büyük bir masrafu.
Kaltn mecburiyeti yoksul erkeklerin ilk evliligini y11larca hatta on
ytllarca erteleyebiliyordu.
Ya§h erkeklerin genellikle ikinci veya üçüncü e§ olarak er­
gen ve hatta ergenlik õncesi kizlarla evlenme uygulamas1, Rus
komünistlerini, diger Müslüman aile geleneklerinden çok daha
fazia deh§ete dü§ürmü§ gõrünüyor. Çocuk evlilikleri islam'm
zorunlu ktld1gi bir §ey degildi, daha ziyade gelinin bekâretine
verilen büyük õnemden kaynaklan1yordu. Bekâretini saglama­
run en iyi yolu, kiz1, namusunu tehlikeye atacak vakti olmadan
evlendirmekti; dolay1s1yla, âdetlerin ba§lamasmdan hemen son­
ra veya hemen õnce evlilik tercih edilirdi. Bazen hem gelin hem
de damat henüz çocukken, evliligin aileler arasmda siyasi veya
ekonomik baglan mühürledigi ve be§ikte belirlendigi durumlar
olurdu. Schuyler, bu durumlarda erkek çocugun, re§it olduktan
sonra evliligi feshetme seçenegine sahip oldugunu belirtmi§tir.
Teknik olarak kiz çocugu da aym hakka sahipti ancak bu hakki
kullanmas1 daha zordu.114
Diger alanlarda oldugu gibi, Bol§evikler i§leyen bir hükú­
met kurana kadar yeni degerlerini uygulamaya ba§layamadtlar.
Ancak kadmlann sosyal statülerini degi§tirmek, ilan ettikleri

1 12 N. P. Lobaçeva, "K istorii slojeniya instituta svadebnoi obryadnosti", bed.


G. P. Snesarev, Sednyia i semeine obriad1 u narodoo Srednei Azii i Kazahstana
(Moskova: 1978) içinde, s. 147.
113 Marianne Karnp, "Unveiling Uzbek Women: Liberation, Representation
and Discourse, 1906-1929" (Doktora tezi, University of Chicago, 1998), s.
77-78.
114 Schuyler, s. 145-146.

Shoshana Keller • 117


ilk hedeflerinden biriydi. Kilise ve devletin aynlmasma ili§kin
karamamenin uygulanmasmm bir parças1 olarak Kasrm 1919'da
Türkistan'da bir ZAGS (Nüfus Kayit idaresi) kuruldu.115 Ancak
çogu evlilik için nüfus kayd1 talebini uygulamaya koyrnanm
henüz bir yolu yoktu. Buhara Komünist Partisi, 1921'deki ilk
kongresinde kadmlar için õzel bir alt kol (Jenotdel116) kurdu ve
çok e§lilik, çocuk evlilikleri ve kadm cehaletiyle mücadele için
çah§malara ba§ladi.117
Sredazbüro kuruldugu suada, bünyesinde, enerjik bir sima
olan Serafima Timofeevna Lyubimova'run (1897-yakla§ik
1958) ba§kanhk ettigi bir Jenotdel de bulunuyordu. Lyubimova
19201erin ortalanna kadar kendini Türkistanh kadmlar1 õzgür­
le§tirme davasma adayarak, raporlarmda kadmlarm hayatlarm1
iyile§tirmenin õnemini tutkulu ve yogun bir §ekilde ifade etti.
Projesi 1926'ya kadar Sredazbüro için nispeten dü§ük õnceli­
ge sahip olmasma ragmen Lyubimova, 19201erin ba§mda Ha­
rezm'de ve ba§ka yerlerde Jenotdel'in yeni §Ubelerinin ve 1925'te
Fergana Vadisi'ndeki kadm kulüplerinin kurulmasrm saglam1§­
h. Çah§malan, sadece Türkistan boyunca degil, Moskova'ya da
(trenle birkaç gün süren bir yolculuk) yogun bir §ekilde seyahat
etmesini gerektiriyordu. Rütbeleri çok hizh bir §ekilde atlami§
ve faaliyetleri hakkmda dogrudan Orgbüro'ya rapor verir hâle
gelmi§ti ki bu, parti aygihnda yüksek bir statüye i§aret etmekte­
dir . 118 Lyubimova, niyetlenilmemi§ hasarlar belirmeye ba§lama­
sma ragmen, davasmm dogruluguna inanmaya devam etti.

115 Gregory J. Massell, The Surrogate Proletariat: Moslem Women and Revoluti­
onary Strategies in Soviet Central Asia, 1919-1929 (Princeton, NJ: Princeton
University Press, 1974), s. 201 .
116 Tüm Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreterligi kadm depart­
mam Jenotdel, Rus Komünist Partisi'nin 19201erde kadm i!;ilerine aynlnu!;i
bõlümüdür. 1930'da kapablrm!;ibr. (ç.n.)
117 istoriya Buharskoi i Horezmskoi Narodmh Sovetskih Respublik (Moskova: 1971 ),
s. lSO; :l!;lélnov, s. 362.
118 Lyubimova 1919'da Kuznetsk'te partiye kablrm!;ih. 1925 ytlmda yeni TsK
KP(b) Õzbekistan üyesi oldu ve 1926 ytlmda Moskova'ya terfi etti. ed. H.
T. Tursunov, Hücum - Znaçit nastuplenie (Ta!;ikent: 1987), s. 126-128; T. S. Sa­
idbayev, islam i obfestvo (Moskova: 1978), s. 155. RGASPI F. 62, op. l, d. 10,
11. 97-99. Lyubimova'nm 16 Arahk 1923'te Sredazbüro'ya verdiw rapor.
Dosya 105, 1 . 1 19. Sredazbüro Yõnetim Dairesi'nin 9 sayih tutana�, 1 Eylül
1925. 16 Temmuz 1923 tarihli Orgbüro tutanag1, op. 2, d. 31, 1 . 45.

118 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Yeni imparatorluk, Eski imparatorluk
$ubat Devrimi'nin toplum.un birçok kesiminde büyük bir ba­
gnns1zhk dürtüsü tetiklemesinden be§ yil sonra, Türkistanhlar
kendilerini Rus imparatorlugu'nun avucunun içinde buldular.
Tabü ki, bu eski imparatorluk rejimi degildi; çok daha hirsh ve
ideolojinin yõnlendirdigi bir güçtü. Bol§eviklerin toplumu dõ­
nü§türme niyetlerinin kapsam1, çogu insan için hatta parti üye­
leri için bile muhtemelen o kadar net degildi çünkü kurumsal
zay1fhk komünistleri pek çok aç1dan õdün vermek zorunda b1-
rakiyordu. Emir ve Han kovuldu ancak kralhklan, her zaman­
kinden daha çok Rus kontrolü altmda olsa da yerinde kald1.
Kapsay1c1 bir uzla§I olan Yeni Ekonomi Politikas1'na119, islami
kurumlara devlet destegiyle ateist propaganda konusunda tem­
kinli, "bilimsel" bir yakla§1m e§lik etti. Bununla birlikte, büyük
degi§im planlannm belirtileri aç1kça gõrülebiliyordu. Yõnetici
kadrosunda Türkistanhlarm varhg1 imparatorluk geçmi§inden
õnemli bir kopu§tu çünkü genel valiler, gõrünü§te bile olsa Müs­
lümanlarm i§tirak ettigi bir yõnetime tahammü l edemezlerdi.
Komünist Parti õrgütleri, kadmlann erkeklerle e§it statüye sahip
olmas1 gerektigini açiklad1 ve kurduklan bir avuç okul, kadm­
lara bu e§itligi saglayacak araçlar sunma vaadinde (veya tehdi­
dinde) bulundu. Parti liderleri, yalmzca sembolik olarak da olsa,
dini inançlan saflarmdan temizlemeye ba§ladilar. Ne var ki, bu
degi§iklikler henüz kuluçka a§amasmda idi.
Parti, mevcut zay1fhk kar§Ismda, islam'1 baltalayacak ve dev­
rimci bir degi§ime tâbi kilacak hukuki ve idari yapilan adnn
ad1m in§a ediyordu. Karklin, Lyubimova ve diger yetkililerin
çah§malarma dõnük aç1k hedefleri vard1; bu da onlara (ve bir
bütün olarak partiye) §a§km ve dagm1k rakiplerine kar§I avantaj
saglad1. Partinin islami alanlara yõnelik tecavüzlerine kar§I di-

1 19 Novaya Ekonomiçeskaya Politika (NEP): Yeni Ekonomi Politikas1 ilk kez,


partinin Mart 1921 kongresinde gündeme geldi. Kõylüleri tanmsal üre­
time katmayla ba�layan süreç, ticareti geli�tirme ve sermayeyi dengede
tutma amacma yõnelik bir maliye politikasma dõnü�tü. Sonrasmda ise
büyük bir sanayi hamlesi �klinde devam etti. Sav� komünizminin sert
rüzgârlarmm �ti� bir dõnemde ortaya Çlkh ve devlet kapitalizmi olarak
sosyalizme ula�ma sürecinde õnemli bir adim olarak gõrüldü. Bkz. E. H.
Carr, Sovyet Rusya Tarihi Bol§evik Devrimi 2 (1917-1923), çev. Orhan Suda, 4.
Baski, Metis Yaymlar1, istanbul 201 7. (ed.n.)

Shoshana Keller • 119


reni§lerinin seviyesini õlçerken Türkistanhlann hâlâ 1919-1921
klthguun yikurundan kurtulmaya çal1§bklari unutulmamahdir.
Bununla birlikte, Sredazbüro'nun, sadece islam'm Türkistan
toplumundaki yerine degil ayru zamanda bizâtihi varhgma dog­
rudan saldirabilmesi adma õnünde birkaç ytlhk daha i§i vard1.

120 o Mekke'ye De�il Moskova'ya


3

Sovyet Orta Asya' s1: Temei Atmak

1 9201erin ortalan, Sovyetler Birligi'nde bir bütün olarak


"yüksek NEP" dõnemi ve Türkistan'da dikkatli ve, istikrar­
h bir idari in§a süreciydi. Temel bir yõnetimsel çerçeve tesis
edildigine gõre, Sredazbüro dikkatini arhk hem fiziksel hem
de politik olarak bõlgenin altyap1s1m yeniden in§a etmeye ve
geni§letmeye çevirebilirdi. Bu, müzmin kâgit k1thgm1 (belge ta­
kmhh bir bürokrasi için ciddi bir sorun) çõzmekten kendi cum­
huriyetlerini yõnetmeleri için yerli kadrolan egitmeye kadar,
cesaret kmc1 bir dizi gõrevi içeriyordu. Rus komünistleri için
amaç, elbette, Türkistan'da yeni Sovyet toplumunu yaratmaya
nihayet ba§lamakt1. Hocayev ve Ekmel ikramov gibi Türkistan
komünistlerinin amaçlan ise daha belirsizdi çünkü Rus mes­
lekta§larmm degerlerini her zaman payla§m1yor hatta anlam1-
yorlard1 ancak yeni güç kaynagmm nerede oldugunu kesinlikle
biliyorlard1. Güdüleri ne olursa olsun, Türkistan'm yõneticileri
islam'm tüm Türkistan toplumunu ku§athg1 gerçeginden kaça­
mazd1-hazir olsun ya da olmasm, parti her seferinde bununla
yüzle§mek zorunda kalacakh.
Sredazbüro için ilk büyük proje, Türkistan ÕSSC'yi yeniden
yapilandirmak ve "bag1ms1z" Harezm ve Buhara halk curnhu­
riyetlerinin ak1betlerine karar vermekti. Bol§evikler, curnhu­
riyetlerin õzerk adalar olarak kalmasma izin verme niyetinde
degildi-Lenin, Haziran 1920 gibi erken bir tarihte onlan sov­
yetlere katma konusunu ele almi§h.1 �ubat 1922'de Politbüro,
üç curnhuriyetin de i§tirak ettigi ekonomik bir birligin kurul-

1 V. I. Lenin o Srednei Azii i Kazahstane (Ta�kent: 1982), s. 366-367; Ya. Seryi,


"RF Sredazbyuro TsK RKP(b) v provedenii natsionalno-gosudarstvennogo
razmejevaniya v Srednei Azii", Kommunist Uzbekistana, 35. cilt, 1 1 . sayt (Ka­
s1m 1963): s. 83.

Shoshana Keller • 121


mas1m onaylayarak tüm Türkistan'1 Sovyet kontrolü altmda
birle§tirme sürecine ba§lad1.2 Sredazbüro'nun may1s aymda
düzenlenen ilk genel kurulu kismen bu plan1 ba§latmaya adan­
rm§h. Bol§eviklerin bütün Rus imparatorlugunu geri kazanma
arzusu bir kenara, cumhuriyetlerin kendileri de giderek s1km­
nh hâle geliyordu. islam, cumhuriyetlerin partinin õnüne koy­
dugu güçlükler arasmda õnemli unsurlardan biriydi ancak ke­
sinlikle tek unsur degildi.
Harezm âdeta yõnetilemez durumdayd1. Yereldeki Komü­
nist Parti, birakm cumhuriyeti, Hive §ehrini bile neredeyse
kontrol edemeyen, ideolojik olarak §Üpheli üyelerle doluydu.
Õzbekler (Cumhuriyet nüfusunun yakla§1k %65'i) Türkmenlere
(yakla§1k %25) kar§I aynmc1hk yapmaya devam ediyordu, hir­
s1zhk ve yolsuzluk yaygmd1 ve (Müslümanlarm partiden ç1ka­
nlmas1m da içeren) mükerrer tasfiyelerin sorunlan gidermede
çok az etkisi olmu§tu.3 Yaygm olarak kabul edilen tek otorite
ve hukuk kaynagm1 islam saghyordu ve yerel yõneticiler yu­
kandan çok az denetleniyordu. 1923 ortalarmda haz1rlanan bir
raporda cumhuriyette 1 .0 1 1 molla, 1 89 õgretmen (ahundlar), 346
müezzin, 284 kâri (metinleri yüksek sesle okumak için seçilen
ileri seviyedeki medrese õgrencisi) ve 845 cami sayilmi§tI.4
Müslüman ulema, Sovyet iktidar in§asmm en temei hedeflerine
mâni olabiliyordu. Moskova'mn Harezm'deki genel temsilcisi
Gorodetski, Ocak 1923' te, Sovyet ceza yasasm1 gõzden geçir­
mekten ve kabul etmekten sorumlu komisyonun bunu yapmay1
reddettigmden ve komisyondaki din adamlarmm bunu aç1kça

2 RGASPI F. 61, op. 1, d. 2, 1 . 77. Türkbüro ve TsK KPT'nin 1 Mart 1922 tarihli
18 sayih tutanagmdan iktibas. A. i. �anov, Buharskaya Narodnaya Sovetskaya
Respublika (Ta�kent: 1969), s. 264-65.
3 RGASPI F. 62, op. 2, d. 97, 1. 29. 5 Mart 1924, Sredazbüro B�kan Yardnn­
crs1 O. Ya. Karklin'e Harezm hakkmda sunulmu� olan Boyar�inov imzah
rapor. Rapor Karakalpaklan ek %51ik bir rakam olarak listelemektedir.
RGASPI F. 62, op. l, d. 8, 1 1 . 90, 93. HKP tasfiye sonuçlan konusundaki
Tahkik Komisyonu tutanaklan, Agustos 1923. F. 62, op. 1, d. 9, 1 1 . 18-20.
1923 Ekim'inde, HSHC'nin [Harezm Sovyet Halk Cumhuriyeti) Sredazbü­
ro temsilcisi Ahmet Mahmudov, 1920 Bakü Konferans1'nda bir �ii ritüeli
olarak Hz. Hüseyin'e matem tutmaktan õtürü tasfiye edildi. Herhangi bir
merasimde bulunmad1gmi ve artlk ateist oldu�u beyan ederek temyize
b�vurdu ancak netice alamad1.
4 RGASPI F. 62, op. 2, d. 42, 1. 12. Ekim 1923'te Dõrdüncü Harezm Kurulta­
yi'na verilen rapor.

122 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


§eriatla ikame etmeye çah§hgmdan §ikâyet ediyordu.5 Birkaç
gün sonra Gorodetski, bir Sovyet okul sistemi kurma ve di§a­
ndan õgretmen getirtme kararrm onaylayan, kõylülerin hâkirn
oldugu bir oylama yoluyla din adamlarma kar§l bir zafer kazan­
d1. 6 Ancak yll sonuna kadar, bu karan uygulamak için çok az
§ey yapabilecegi ortadayd1.
Ekim 1923'te Sredazbüro, Harezm'in komünist olmayan
hükumetinden tamamen vazgeçti ve halk cumhuriyetini Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti'ne dõnü§türdü, eski yetkilileri tasfiye ede­
rek Harezm di§mdan yenilerini atad1.7 Yeni hükumet i§e sifu­
dan ba§hyordu-Sredazbüro, daha õnce orada sosyalist bir hüku­
met yokmu§ gibi, Harezm'in nasll "sovyetle§tirilecegine" dair
son derece ayrmhh talimatlar verdi. Harezm partisine egitim,
toprak ve diger temel konularda komiserlikler ve halk mahke­
meleri kurmas1 sõylendi. Parti üyelerinin kendilerine kart ç1kart­
mas1 ve partinin bir kadm bõlümü kurmas1 gerekiyordu. Geç­
mi§teki politikanm k1smen tersine, sadece bõlgede degil bizâtihi
partinin içindeki gücü nedeniyle islam'a muamele konusunda
dikkatli olunacakh: "Partinin diní: üyeleri sorununa son derece
dikkatli bir §ekilde yakla§m, dindarhgm partiye giri§ için ko§ul­
suz olarak bir engel te§kil ettigi bir kural olu§turmaym ancak din
hizmetlilerinin [din adamlan için kullanllan bir hüsnütabir] par­
ti üyeligine girmesine de izin vermeyin." Harezm Merkez Komi­
tesi, "din adamlanmn sad1k kesimi" de dâhil olmak üzere orta
sm1f mensuplanm uzakla§hrmaktan kaçmacakh ve parti üyeleri
arasmdaki din kar§Ih propaganday1 "tam bir titizlikle" yürüte­
cekti. Parti, din adamlannm malí: tabanm1 baltalamak amac1yla
cami ve okullara ait 1 .272 vakfa da el koydu. Sredazbüro, Merkez
Komitesi'ne, gelirlerin çah§an kitleler için egitime aktanlacagm1
aç1klayarak halkm bu konudaki õfkesini yah§hrmas1 talimahm

5 RGASPI F. 62, op. 1, d. 20, 1. 44. 75 sayih Sredazbüro ispolbüro'su tutana­


gi, 13 Nisan 1924. F. 62, op. 2, d. 41, 1 . 6. Gorodetski'nin Sredazbüro'ya ve
D1�i�leri Komiserligi'ne gõnderdigi 17 Ocak 1923 tarihli telgraf.
6 RGASPI F. 62, op. 2, d. 41, 1 . 14. Gorodetski'den Sredazbüro'ya 20 Ocak
1923 tarihli telgraf.
7 RGASPI F. 62, op. 2, d. 42, 1. 55. 6 Ekim 1923 tarihli TsK KP Türkistan
tutanag1. F. 62, op. 2, d. 41, 1 . 1 76. Lyubimov'dan Gorodetski'ye Sredazbü­
ro'nun Harezm'in statüsündeki deg�ikligi onaylamas1 gerektigini bildiren
1 Kas1m 1923 tarihli telgraf. A. M. Bogoutdinov vd. istoriya kommunistiçes­
kih organizatsii Srednei Azii (Ta�kent: 1967), s. 652-53.

Shoshana Keller • 123


verdi.8 Bu hayalperest gõrev listesi, NEP'in kis1tlayia etkisi gõz
õnüne ahnd1gmda bile hiç Bol§evikçe gõrünmemektedir. Bu­
nunla birlikte, herhangi bir kesimden gelecek olas1 herhangi bir
destegi riske atmadan prograrmru uygulamaya ba§lamak isteyen
partinin istikrarsiz konumunu gõstermektedir.
Yerel parti üyeleri muhtemelen hem talimatlan yerine getire­
meyeceklerinin hem de nüfusun bir kism1m yabanala§brmaktan
kaçmamayacaklarmm farkmdalard1 (bunu umursayip umursa­
mad1klan farkb bir konudur) ancak bu sorun ruzla muamma
hâline geldi. Cüneyt Han, birliklerini çõlde yeniden bir araya
getirmi§ ve Ocak 1924'ün ortalannda Harezm'e saldirmi§h. Bu,
basit bir gõçebe baskm1 olmaktan ziyade cumhuriyetin çogunu
etkisi albna alan Sovyet kar§Ih bir ayaklanmayd1. Harezm'deki
Sredazbüro siyasi dam§manlanndan biri §Õyle yaz1yordu:

Harezm'de meydana gelen olaylarm analizi ka p samm d a denebilir ki,


bu olaylar Türkistan'da gõrmeye ah§km oldugumuz gibi Basmacr bir
karakterden ibaret degildir, Harezm nüfusunun çogunlugunun ka­
rI§bSt bir isyandir, bir yandan bu hükumetin mevcut yetkililerine ve
kadrolarma-ki bence çürük ve güvenilmezdirler ve zamanmdan once smif
politikasm1 yürütme kapasitesine sahip degildirler-õte yandan ise halkm
ekonomik y1k1mma kar§1 yap ilmaktadir.9

Açikças1, Sovyet tarihçiligi sonralan her ne kadar õyle tas­


vir edecek olsa da burada gerici bir komplodan daha fazlas1 yer
abyordu. Türkmen ordusu Hive'yi üç hafta boyunca ku§athk­
tan sonra geri püskürtüldü. Ancak temmuz ayma kadar Ha­
rezm'den ç1kanlamad1 ve daha sonra Cüneyt Han yine de iran'a
ve ardmdan Afganistan'a kaçmay1 ba§ard1. Kizil Ordu'nun,
geni§ ancak geli§igüzel silahlanmt§ bir gerilla kuvvetini defet­
mesinin yedi ay sürmü§ olmas1, Bol§evik kaynaklann ne kadar
yetersiz kald1gnun bir gõstergesidir.10

8 RGASPI F. 62, op. l, d. 19, 1 1 . 2-3. 6 Ocak 1924 tarihli Sredazbüro kararlan,
TsK HKP ve Harezm TsIK'run komünist fraksiyonu hakkmda, iktidar pay­
la!jlmlnl sürdürmeyi õneren rapor. Bogoutdinov, s. 654.
9 RGASPI F. 62, op. 2, d. 97, 1 . 28. Vurgular metne aittir.
10 A. A. Rosliakov, Sredazbyuro TsK VKP(b): Vopos1, strategii, i taktiki (A!lkabat:
1975), s. 66-68; Bogoutdinov, s. 664; Seymour Becker, Russia's Protectorates
in Central Asia: Bukhara and Khiva, 1865-1924 (Cambridge: Harvard Univer­
sity Press, 1 968), s. 308.

124 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Cüneyt Han'm saldms1 yeni HSSC11 hükt1metinin kaydettigi
ilerlemeyi yok etmi§ gõrünüyor. Nisan 1924'te, Milletler Komi­
serligi'nden (Narkomnats) Harezm'e gõnderilen bir dani§man
olan Grigoriy isaakoviç Broydo, HI<P'nin okul vergilerini islami
kurumlan hâlâ finanse eden vakiflardan degil, srradan insan­
lardan ald1�dan §ikâyet ediyordu. Bununla birlikte, onun da
kab.ld1SJ. bir din adamlan kongresi (syezd) (gõrünü§e gore Ha­
rezm Mahkeme-i �r'iyye'sinin bir toplanbs1), (argümanlanru
Kur'an'a dayandrrarak) Ceditçi yõntemleri mekteplere dâhil et­
mek isteyen ve bu tür yeniliklere kar§1 çikan ulema arasmda baz1
ilginç bõlünmeleri ortaya ç1karrm§b. Kongre, gelirlerin çogu ca­
rnilere gitmeye devam edecek olmakla birlikte, baz1 vakif fonla­
nm reforro okullarma dag1tmay1 kabul etti. Broydo'nun õnderli­
gindeki Harezm TslK'nm, iki hafta õnce bõyle bir fon dag1bmm1
denetlemek için bir vakif yõnetim organizasyonunu onaylami§
olmas1 tesadüf degildi. Broydo bu deneyime dayanarak, Sredaz­
büro ve HKP'ye, din adamlannm gücünü kirmanm en iyi yolu­
nun ilericiler ve muhafazakârlar arasmda bir bõlünme in§a et­
mek oldugunu savunuyordu.12
Eski bir Men§evik olan Broydo, halk1 din adamlarmdan so­
gutmanm zaman alacagm1 ve huna dikkatlice yakla§1lmas1 ge­
rektigini dü§ünüyordu. Komünistlerin kendilerinin yerel halk­
la yakm baglan olmad1g1 için, din adamlan ve carnilerin kendi
kendilerini zay1flatmak üzere kullamld1klan diyalektik bir yak­
la§1rm savundu:
Mektepleri yok etmeye degil, onlar1 zapt etmeye ihtiyacrm1z var. Bi­
rakm ilk ba�ta milliyetçi bir sapma olsun, Rusya'nm bizden daha zeki

11 Harezm Sovyet Halk Cumhuriyeti, 20 Ekim 1923'ten 1924'e kadar, yani


topraklan Õzbek SSC, Türkmen SSC ve Rus SFSC'nin Kara-Kalpak Õzerk
Bõlgesi arasmda dag1hlmak üzere ilga edilmeden õnce Harezm Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti olarak biliniyordu. (ç.n.)
12 RGASPI F. 62, op. 1, d. 20, 1. 182. 27 Nisan 1924 Sredazbüro toplanhs1. F.
62, op. 2, d. 83, 11. 43-44, 102. 4 ve 14 Nisan 1924 tarihli Harezm KP tu­
tanaklan. Broydo (1885-1956), 1917'nin b�larmda Türkistan Sovyeti'nin
bir üyesiydi, Nisan 1920'de RSFSC'nin Harezm Olaganüstü Komisyonu
Ba�kani olarak gõrev yaph ve daha sonra Narkomnats'a kattldt. 1933-34
arasmda Tacikistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri olarak
gõrev yapb, daha sonra Moskova'ya geri terfi. etti. RGASPI F. 62, op. l,
d. 1236, 1. 1 15. Broydo hakktndaki notlanru benimle payla�bgt için Peter
Blitstein'a te�ekkürler.

Shoshana Keller • 125


oldugunu, Fransa'run Türkiye'den daha zeki oldugunu ve bizi yendi­
gini sõylesinler. Biraktn mollalar bu mekteplerde Kur'an õgretsinler
ancak tarih ya da doga biliminden haberleri yok ve bunun ic;in Oren­
burg ya da Kazan'dan komünist õgretmenler gõndermemiz gerekiyor.
Ve eger 2-3 yil boyunca fen bilimleri ve cografya õgrenirlerse, o zaman
Kur'an okumak istemezler . . . . . Camilere valoflan tamamen iade etme­
miz gerekiyor; kalan vak1flar, laik egitim veriyor diye Ceditc;i aydm­
lanmaya teslim edilmemelidir. Biz, ilerici ulemayla birlikte, [8-10 y1lhk
bir süre boyunca] kõylülüge bu yõntemle yakl�acak ve onlarla bir
·

araya gelecegiz.13

Broydo, halka sadece iki altematif sunrnak istiyordu: Sõmür­


gele§tirilmi§ bir halkm a§ag1bk duygusuyla desteklenen, Bah­
bla§tlnlnu§ bir islam veya Sovyet laikligi. Ne geleneksel islam
ne de Türkistan laikligi ortada gõrünrneliydi, bõylece kitleler
sadece "ilerici" bir istikamete yõnlendirilebilirdi. Broydo insan­
lan uygun kanallara yõnlendirmeye dõnük bu yõntemi kadmlan
õzgürle§tirme sorununa dogru da geni§letti ve ekonomideki ve
halkm bilincindeki kademeli iyile§melerin kadmlarm kendilerini
õzgürle§tirmelerini saglayacag1m õne sürdü.
Bu, NEP dõnemine çok uygun bir yakla§1md1 ancak 1927'de
kademeli politikalar aniden sona ermemi§ olsa bile, Harezm'de­
ki ko§ullar tedrici sekülerle§menin ba§ansma engel te§kil edi­
yordu. Broydo fikirlerini geli§tire dursun, Sredazbüro Ba§kan
Yardnnc1s1 Karklin'in bir raporu, Harezm parti aygitlmn âdeta
nâmevcut oldugunu ve ekonomik veya idari kalkmmamn en
temel gõrevlerini yerine getirecek kaynaklara sahip bulunrnad1-
Sim belirtmekteydi.1' Sovyetler, Harezm'e mümkün oldugunca
çok sayida askeri ve gizli polis (GPU) kaynagi y1gd1 ancak gerilla
baskmlan ve diger Sovyet kar§Ih faaliyetler, sert baskilara rag­
men, HSSC'nin varhSinin geri kalan aylannda da devam etti.15

13 Agy., 1. 44.
14 RGASPI F. 62, op. 1, d. 20, 11. 41-42. 13 Nisan 1924 tarihli Sredazbüro ispol­
büro'su tutanagi..
15 RGASPI F. 62, op. 1, d. 22, 1 . 166, 6 Eylül 1924, HKP Merkez Komitesi
ispolbüro'su toplanbsi. Saidmemetbey adh bir vatanda�, çah�an kizrm õl­
dürd� ve di�er Sovyet kaqib faaliyetleri gerekçesiyle kur�a dizildi.
Di� durumlarda, Ceza Kanunu'nun 110. Maddesi uyannca Medrayirn
Nuraliyev, Alarbey Muhammedarov ve Hanef Koçiyev'in infazlan Karklin
ve Sredazbüro ispolbüro'sunun oylanyla uygulandt. F. 62, op. 1, d. 21, 1.
28, 7 Temmuz (6 evet oyuna kar�1 2 hayir oyuyla).

126 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti'nin i§leyen bir hükfuneti
vard1, bu da Sredazbüro için farkh türden sorunlar yarahyordu.
Feyzullah Hocayev sadece Bakanlar Kurulu ve Buhara Komü­
nist Parti.si B�karu degil, ayru zamanda meslekt�1 Buharah Ah­
metbek Mevliyanbekov'la birlikte Sredazbüro'nun Siyasi Yürüt­
me Bürosu [ispolbüro] üyesiydi. Basmaalara kar§1 mücadelede
Kizil Ordu ve GPU'yla yakm i§ birligi yaph. Bol§evik iktidarla
kurulan bu baglara ragmen, Buharahlar Moskova'run gõzünde
bagtms1z faaliyetlere fazlas1yla egimliydi. Sredazbüro raporla­
rmdan biri, Stalin'in 1922 sonbahannda yaphg1 bir soru§turmaya
yarut olarak, parti.li yolda§larm sorunlan kendi inisiyatifleriyle,
tarh§ma ve uzla§ma yõntemini kullanarak karara baglad1gmdan
§ikâyet ediyordu. Buhara Hükfuneti'nin parti.li olmayan üyele­
ri de õnemli bir etkiye sahipti-Ticaret ve Sanayi Bakaru, Mirza
Abdülkadir Muhiddinov'un babas1 olan Mirza Muhiddin Man­
sur admda zengin bir tüccardi.16 Bakanlar, siradan Buharahlar
nezdinde bag1ms1zhklanm gõstermek istiyorlard1, bu da Buha­
ra' nm Sredazbüro'ya Afganistan'dan gelen gerilla saldmlanna
kar§I yard1m ettigi gõz õnüne almd1gmda, õzellikle rahats1z edici
sonuçlan olan bir durumdu. Basmaalar zay1flasa da bu durum
çok degi§medi: Mart 1924'te Sredazbüro, Buhara'mn, hpkt Ha­
rezm'in §eriah laik yasalarla degi§ti.rmeye ayak diremesi gibi,
SSCB ceza kanununu uygulamad1gmdan §ikâyet etmekteydi.17
Buhara'daki yakla§tk 4.000 din adanu, y1ktlmaya direnen
eski emirligin güç yap1smm õnemli bir bile§eniydi.18 Moskova,
Sredazbüro'nun Buhara parti õrgütü ve devlet bürokrasisinde
kapsaml1 bir temizlik yaphg1 1923'ün ikinci yansma kadar ruha­
niyet müessesesini zay1flatmak için harekete geçmemi§ veya ge­
çememi§ti. Bu tasfiyenin ktvilclmI muhtemelen, ktsmen Sultan
Galiyev'in (Haziran aymda meydana gelen) ilk tutuklant§tyla
yaktlmt§h ve kesinlikle partinin Orta Asya'da giderek artan gü-

16 i§anov (1969), s. 249; Gero Fedtke, "Jadids, Young Bukharans, Communists


and the Bukharan Revolution: From an Ideological Debate in the Early So­
viet Union", ed. Anke von Kügelgen vd., Muslim Culture in Russia and Cent­
ralAsiafrom the 1 Bth to the Early 20th Centuries, 2. cilt (Berlin: Klaus Schwarz
Verlag), 1998 içinde, s. 510.
17 RGASPI F. 62, op. 2, d. 4, 11. 179-180. Sredazbüro Sekreteri A. Glagole­
va'run Stalin'e gõnderdi�i not. F. 62, op. l, d. 19, 11. 131-132. 1 Mart 1924
tarihli Sredazbüro tutana�.
18 i�ov (1969), s. 327.

Shoshana Keller • 127


cünün ve õzgüveninin bir yansnnas1yd1. Tasfiye edilen toplam
202 BKP üyesinden 25'i (%12,4) ulemadan idi.19 Bu, bir yandan
"ilerici" mollalann dostlugunu kazanma, bir yandan da mu­
hafazakâr ulema ve mütevellileri zay1flatma yõnündeki ini§li
ç1ki§h ancak süregen bir kampanyanm ba§lang10yd1. Bununla
birlikte, parti hâlâ dü§manlarm1 bütünüyle ortadan kaldirabile­
cek bir konumda degildi.
Laik egitim hem komünistler için yüksek bir õncelikti hem
de õzellikle yogun bir muhalefet zeminiydi. Agustos 1923'te
BKP Merkez Komitesi, ekonomik kalkmmay1 te§vik etmek ve
ulemanm çocuklar üzerindeki etkisini azaltmak için Cedit ve
Sovyet okullarmm say1s1m arthrma konusunu gõrü§tü. Bu fikir
Sredazbüro'nun siyasi ve malii destegme sahipti ancak yerle§ik
sistemin üstesinden gelmek için yeterli degildi. Ebeveynler hâlâ
çocuklanm yeni okullara gõndermeye §iddetle kar§l ç1kiyorlar­
d1 ve Hocayev Hüküumeti onlan zorlamak istemiyordu, buna
gücü de yoktu. BKP Merkez Komitesi, 4. Kongresi'nde islami
okullara kar§l mücadele ilan etmekle yetinmek zorunda kahr­
ken, bunlarm Sovyet veya Cedit okullanndan hâlâ yetkin ve po­
püler oldugundan yakm1yordu.20
Parti, Harezm'de ba§ans1z olanlara benzer yasalan kullana­
rak vakif gelirlerini azaltmada daha fazla ba§an elde etmi§ti.
1 1-17 Ekim 4. BSHC Sovyetleri Kongresi'nde kõylülerin, vakif
topraklarmdan elde ettikleri hasatlanmn en fazla o/olO'u kadanm
kira olarak õdemeleri gerektigi aç1kland1, bu da õnceki ortalama
%40'tan keskin bir dü§Ü§ demekti. Karamame, vakiflar üzerin­
deki devlet vergilerinin yam sira mütevellilere õdenecek kirada
da indirim içeriyordu ve bu geliri bir Vakif Ídaresi'nin Ceditçi
okullan finanse etmek için kullanmasm1 õngõrüyordu. Bu ka­
ramamelerin aslmda bir dereceye kadar uygulanabildigi, ilerici
din adamlan kongrelerinden birinde, vakif mülklerinin eksikligi
nedeniyle camilerin baknna muhtaç hâle geldiginden hay1flanan
sonraki §ikâyetlerde gõrülebilir. 21

19 Agy., s. 359, 361. �anov o/ol3,41ük yanh� bir oran verir.


20 Agy., s. 345-347.
21 Agy., s. 328. RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 1. 23. Birinci BSHC Ulema Kurultay1
hakkmda 28 Ocak 1924 tarihli tutanak. Bu, vakúlann da ellerinden almdi­
guu gõstennektedir.

128 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


1924 ythnda, cumhuriyetlerin birle§mesi süreci luzlandikça
(üç Türkistan Cumhuriyeti Ekim 1923'te para sistemlerini bir­
le§tirdi) ve Basmactlar zay1flamaya devam ettikçe muhafazakâr
din adamlan üzerindeki baski da artb. Ocak 1924'ün sonlarmda
reformist ulema, Buhara Ruhani Yõnetimi'ne ilaveten ilerici bir
medrese ve yeni Cedit okullar1 kurmak için bir kongre düzen­
ledi. Birinci BSHC Ulema Kurultay1 olan bu kongre, aç1kça par­
tinin kendi ç1karlanm te§vik etmek için dayanacag1 yeni bir is­
lami müessesenin temelini atmay1 amaçhyordu. Kahhmcilar bir
bütün olarak Buhara ulemas1m degil, sadece hükumetle yakm
i§ birligi yapmak isteyenleri temsil ediyordu. Kurultay, Buhara
Merkez Yürütme Kornitesi'ne (BuhTsIK) õzel bir temsilci gõn­
dermeyi kabul etti; nihayetinde komitede, be§i aym zamanda
parti üyesi de olan yedi ulema gõrev aldi.22 Kabhmcilar, Ceditçi
okullan, vakif yõnetiminin himayesinde hem erkekler hem de
kizlar için i§letmeye istekliydi ve KlZll Ordu'nun Basmacilara
kar§l sava§1m aç1kça destekliyorlardi.
Hükumetle i§ birligi yapmay1 kabul etmek ve onu aktif olarak
desteklemek arasmda bir fark olabilir. Kurultaym kabhmcilan­
nm kaç tanesinin gerçekten Bol§evik yanhs1 oldugu belli degil­
dir. Birçogunun Bol§evik doktrinler hakkinda çok az fikir sahibi
olmas1 ancak kendi gündemlerini yürütmeye izin veren herhan­
gi bir destegi memnuniyetle kar§llamI§ olmas1 muhtemeldir. Bu
destegin ne kadar geçici olacagrm bilselerdi, elbette bu kadar he­
vesli olmazlard1.
Kurultay yedi tutanak yaymlad1, bunlardan belki de en
õnemlisi, 1 13 din adami tarafmdan imzalanan (BSHC'deki top­
lamm %3'ü bile degil) ve Basmacilan hirs1z, katil ve yoksullarm
soyguncusu olarak kmayan güçlü bir açiklamayd1. Sovyet kar§lh
gerillalann islam adma sava§hg1 gõz õnüne almd1gmda, onla­
n Kur'an ayetlerine dayanarak hedef alan bir açiklama, BSHC
Hükumeti'nin me§ruiyetine güçlü bir destek verebilirdi, ki F.
Hocayev'in umudu hiç §Üphesiz buydu. Kurultay aynca ingiliz
emperyalizmini de kmad1 ve hatta emirin ülkeyi yõnetme hakki
olmad1gm1 beyan edecek kadar ileri bile gitti.23 Bu sadece emire

22 Agy., 1 . 29. F. 62, op. 1, d. 20, 1 . 63. Buhara hakkmda Sredazbüro istihbarat
�ubesi Raporu, Bahar 1924.
23 RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 1 1 . 28, 30-31 . 30-31 Ocak tarihli Birinci Kurultay
tutanaklan.

Shoshana Keller • 129


attlan bir tokat degil, ayru zamanda, onun en sadik destekçiligmi
yaprm§ olan ulemaya keskin bir ele§tiriydi de.
Din adamlarmm siradan günlük ya§amla ilgili olarak tarh§­
hgt bir konu ise, evlilik ve bo§anmanm artan maliyetiydi. Halk
düzeyindeki genel ekonomik çõküntü nedeniyle, genç kadm­
lar, §eriatta kmanrm§ bir uygulama olsa da ailelerine ba§hk pa­
ras1 getirsin diye nzalan ahnmadan ni§anlan1yorlard1. Bo§an­
ma masraflan da (bir nafaka biçimi olarak kadma mehir (mehr)
õdenmesi) s1kmh yarahyor, cenaze masraflan bile bir yük hâ­
line geliyordu. Yeni kurulan ruhani yõnetim, ilgili ailenin gelir
düzeyine bagh olarak, din adamlarmm hizmetleri için ne kadar
ücret alabilecegi veya bir e§in ne kadar mehir talep edebilecegi
konusunda kis1tlamalar getirerek bu maliyetleri a§ag1da tut­
maya çali§h.24 Bu endi§eler, iç sava§m neden oldugu y1k1m­
dan õnce bile baz1 Ceditçilerin dügünlerin yüksek maliyetinin
külfetinden §ikâyet ettikleri gõz õnüne almd1gmda oldukça
makul gõrünüyor. Geleneksel dügünlerin ve cenazelerin mali­
yetleriyle ilgili benzer §ikâyetler Sovyet sonras1 Õzbekistan'da
da ortaya ç1km1§ ve baz1 Müslümanlarm bir kez daha yerle§ik
geleneklerin "temizlenmesi" reformu çagnsmda bulunmasma
yol açmi§tir.25 Bununla birlikte, kõylülerden yüksek bah§i§ler
koparan açgõzlü kõy imam1 imajmm Bol§eviklerin din kar§I­
h propagandas• içinde yaygm oldugunu da belirtmek gerekir.
Dini hizmetleri daha ucuz meblaglarla sunmak, muhtemelen
insanlara gerçek bir rahatlama, ruhani yõnetime ise bir destek
tabam saglarm§ olsa da aym zamanda yõnetimin hükumetle
uyumluluguna da i§aret etmekteydi.
Reformist ulema için kurumsal bir temel olu§turmak, gele­
nekçilerin (Õzbekçe kadimciler) etkisini azaltmanm ilk ad1m1yd1.
Alh ay sonra hükumet bir sonraki a§amaya geçerek kadimcileri
mahkemelerdeki iktidar mevzilerinden sõküp ath. Hâlâ õnem­
li bir Rus nüfusunu koruyan Buhara, hpkI Türkistan'daki gibi
ikili bir yarg1 sistemine sahipti. Cumhuriyetin Rus bõlgelerinde

24 RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 1. 26.


25 Abdumannob Polat, Ôzbekistan'da insan haklan raporu, 11 Mart 1999,
Turkistan Haber ve Bilgi A� [Turkistan-N] TN: Bõlüm 3:050 http://www.
turkiye.net/sota/sota.html. Marianne Kamp, "Unveiling Uzbek Women:
Liberation, Representation and Discourse, 1906-1929." (Doktora tezi, Uni­
versity of Chicago, 1998), s. 76.

130 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Sovyet halk mahkemeleri vard1 ancak diger yerlerde islami mah­
kemeler hâkimdi. Bunlann çogu muhtemelen Sovyet yasalanru
tamamen gormezden geliyordu ancak BSHC'nin kurulu§undan
bu yana, Sovyet yasas1yla çah§mad1gt sürece §eriat temelinde
hüküm verebilecek, seçilrni§ "halk kad1 mahkemeleri" olu§tur­
ma giri§imleri de vard1. 26
Temmuz 1924'te Buhara partisini kontrol etmek ve gidi§ah­
m Moskova'ya bildirmek için RI<P(b) Merkez Kornitesi'nden iki
"egitmen" geldi. Nihai raporlannda, Avrupahlann daha faz­
la yerli Buharah'ya yer açmak için partiden temizlenmesini ve
parti üyelerinin okuryazarhk oranmm iyile§tirilmesini istediler.
Bu, partinin korenizatsiya ya da Rus olmayan parti organlarmm
"yerlile§tirilmesi" konusundaki vurgusuyla tutarhydi. Aynca,
Adalet Bakanhgt'na, yerli halk mahkemelerinin say1sm1 artbrma
ve buralara "yerli" (tuzemnzye) yarg1çlan seçme talimab verdi­
ler. Bu, islami mahkemeleri kademeli olarak ortadan kald1rma
ve koylüleri Sovyet hukuk düzenine çekme yonündeki aç1k bir
gayeye matuf olarak yapilacakb.27
Egitmenlerin ziyaretinden kisa bir süre sonra, ba§kent dt§m­
daki gelenekçi din adamlan için i§ler daha da kotüle§ti. Agus­
tos ay1 sonlannda, Sredazbüro'nun Afgan e:nUri ve ingiliz ordu­
sundan yardun almakla suçlad1gt Dogu Buhara'daki Basmac1
gruplar K1Z11 Ordu'ya kar§l §iddetli direni§e devam ediyordu.
Biiro, Türkistan Cephesi Devrimci Askeri Konseyi'ne (Revvoen­
sovet Turkfronta), askeri saldmlarm yan1 sira siyasi tasfiyelerle
taarruzu yenilemesini emretti. Sredazbüro'nun hedefleri sadece
§Üpheli parti üyelerini degil, aym zamanda parti dt§mdaki po­
tansiyel bozgunculan da kaps1yordu - askeri konseye "beyleri
ve ulemay1 tamamen etkisiz hâle getirme" talimah verilrni§ti.28
�u anda, bu ernirlerin nasil yorumland1gtm ve etkilerinin ne ol­
dugunu tam olarak Olçmek imkâns1zdir ancak niyet aç1kça ve
olabildigine dü§mancayd1. Bununla birlikte, yerel din adamlan
tamamen yok edilemedi çünkü dort ay sonra Sredazbüro, Dogu

26 i�anov (1969), s. 201-202, 278. Yazar bu türde 57 mahkemenin bulundugu­


nu iddia ediyor ancak belirli bir tarih vermiyor.
27 RGASPI F. 62, op. 1, d. 21, l. 92. 29 Temmuz tarihli ibrahimov ve Lur'e
raporu.
28 �anov (1969), s. 312.

Shoshana Keller • 131


Buhara'daki I<izd Ordu komutanlanna ikili mahkeme sistemine
devam etmelerini tavsiye ediyordu, bu da en azmdan baz1 kad1-
larm yerinde kald1gi izlenimi vermektedir.29
Buhara din kurumuna yõnelik bu artan basla, partinin tasar­
lad1gi çok daha derin bir degi§imin bile§enlerinden biriydi: üç
Türkistan cumhuriyetinin tamamen dagitilmas1 ve yeni Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetleri olan Õzbekistan ve Türkmenistan'a
dâhil edilmesi. Daha õnce de belirtildigi gibi, bu üç ülkenin
ekonomilerini birle§tirme süreci 1923'ün sonuna kadar zaten
tamamlanmt§b. Hem Harezm hem de Buhara'da Sovyet hukuk
sistemlerini, okullanm, valaf yõnetmeliklerini ve hükumet ya­
pdanm tesis etme çabalan, tam birle§me yolunu yumu§atmay1
amaçhyordu. Bu birle§menin tam olarak nasil i§leyecegi ve yeni
srmrlarm neresi olacag1 meselesi, ciddi olarak Ocak 1924'te ba§­
layan Politbüro tarh§malanmn odak noktas1 olacakh.30
Ulusal sm1rland1rma (natsionalnoe razmejevanie) konusundaki
õzel planlar, o y1lm temmuz ve eylül aylan arasmda, Türkis­
tanhlann gõrevlendirildigi ancak Agustos 1924 itibanyla Kark­
lin ve yeni Sredazbüro ba§kan1 isaak Abramoviç Zelenski'nin
(1890-1938) yõnettigi bõlgesel komisyonlar tarafmdan ele almd1.
Zelenski, Türkistan'da seleflerinden çok daha fazia etkiye sahip
olacakh ve aym zamanda dü§ünceleri ve ki§iligi hakkinda ar­
kasmda çok daha ayrmhh bir sicil birakacakb. Zelenski 1906'da
partiye kahlan bir Rus Yahudisi'ydi. 191 7'de Moskova Sovyeti
Prezidyumu'nun bir üyesi oldu ve enerjisini endüstriyel üretime
yogunla§hrd1. 1922 yilmda Merkez Komitesi'ne (TsK) terfi etti,
ardmdan Sredazbüro ba§kanhg1yla birlikte Merkez Komitesi
Sekreteri oldu. 1931'de Sredazbüro'dan aynlarak Moskova'daki
sanayile§meyle ilgili õnceki endi§elerine geri dõndü ve burada
çok iyi performans gõsterdi. Konu§malan ve yazdan, yaphg1 §e­
yin dogruluguna kesinlikle inanan sad1k ve çah§kan biri oldugu

29 RGASPI F. 62, op. 1, d. 81, 1. 154. 18 Ocak 1925 tarihli Sredazbüro ispol­
kom'u tutanagt.
30 RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 11. 77-79. Yeni cumhuriyetlerin (Ôzbek, Türk­
men ve õzel bir Harezm cumhuriyeti) temei yap1srm ortaya koyan $ubat
1924 tarihli üç belge. F. 62, op. 2, d. 100, 1. 28'de Sredazbüro'nun ulusal
srmrland1rmalan onaylayan 28 Ocak tarihli bir talimatmdan bahsedili­
yor. Stalin, F. Hocayev, Rudzutak, Çiçerin ve di�erleri de bu tarh�malara
kahlm1�hr.

132 • Mekke'ye Dej!;il Moskova'ya


izlenimi vermektedir. Türkistan parti õrgütlerinde yolsuzluga
ve beceriksizlige kar§t kampanya yürüttü ve Sredazbüro'nun
operasyonlanrun her seviyesinde yer ald1. Birçok ba§ka "dürüst
komünist'' gibi Zelenski de Agustos 1937'de tutukland1. Niko­
lay Buharin, Feyzullah Hocayev ve Ekmel ikramov'la birlikte
Sagctlar ve Troçkistler Blogu'nun31 bir parças1 olarak yargtland1
ve 15 Mart 1938'de idam edildi.32
Karklin ve Zelenski'nin ba§kanhk ettigi tarb§malar genellikle
sert ve ha§indi. Harezm Merkez Komitesi i§ birligi yapmaktan
kaçm1yordu, §Ubat aymda õnce sm1rlan kabul etti ancak haziran
aymda bu karardan çekildi, ta ki temm.uz aymda itaat etmeye
mecbur biraktld1. Bu inatç1hk, Harezm partisi ile üstleri ara­
smda HSSC'nin statüsü konusundaki temel bir anla§mazhktan
kaynaklamyordu. �ubat ve haziran aylan arasmda belli bir nok­
tada, Harezm'i bir cumhuriyet olarak tutmamak, Õzbekistan ile
Türkmenistan arasmda bõlmek kararla§brtlmt§b. Broydo lider­
ligindeki yerel parti üyeleri buna §iddetle kar§1 ç1kblar. Cum­
huriyetin sulama sistemlerini parçalamamn ekonomik olarak
felaket getirecegini savundular. Daha genel olarak ise, her etnik
gruba kendi õzerk bõlgesini, okul sistemini ve (ilginç bir §ekil­
de) õrfi ya da §er'i hukuka dayah bir yõnetimi saglamanm çok
zor olacag1m dü§ünüyorlard1. Bunun yerine, Ceyhun Oblasb'm
(su kaynaklan ile) Harezm'e dâhil ederek buranm topraklarrm
geni§letmek istiyorlard1. 33
HKP'nin gerekçesi ekonomik anlamda manbkl1 olsa da 1923
yilmda parti çizgisi hâline gelen etnik õzerklik doktrinine ta­
mamen aykmyd1. Lenin uzun zamandir, Stalin'in mutlak bir
gõnülsüzlükle yakla§bg1, teorik anlamda uluslarm aynlma ve
kültürel õzerklik haklarmm savunucusu olmu§tu. Lenin'in õlü­
münden sonra bu fikir, Yuri Slezkine'in "kronik etnofili"34 ola-

31 Troçki'nin blogu olarak da bilinen ve Sovyet basrm tarafmdan Sa�alar ve


Troçkistler u §eklinde adlandmlan muhalefet. 1932'nin sonunda SSCB'de­
ki muhalifler ve Leon Troçki tarafmdan olu�turulan siyasi bir ittifakt. (ç.n.)
32 Po prosbe çitatelei izvestiya TsK KPSS, izvestiya TsK KPSS, No. 7 (1990):
ss. 95-96.
33 RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 11. 167, 168. Broydo ve di�r HKP Merkez Komi­
tesi üyelerince imzalanarak Rudzutak'a gõnderilen 2 Haziran tarihli telgraf.
34 Yuri Slezkine, "lhe USSR as a Communal Apartment, or How a Sodalist
State Promoted Ethnic Particularism", Slavic Review, 53. dlt, 2. sayi (Yaz
1994), s. 415.

Shoshana Keller • 133


rak adlandird18J. �ye, yani ulusal kültürel õzerkligm, õzellikle
de dil biçiminde, co§kuyla te§vik edilmesine dõnü§tü. Türkis­
tan'da yeni cumhuriyetlerin yarablmas1, tannnlanabilir (veya
yaratllnu§) her grup için etnik olarak homojen cografi birimler
olu§turma saplantlsma dõnü�cek olan §eyin ilk ifadelerinden
biriydi. Bu, resmi mar§l "Entemasyonal" olan bir devlette çok
garip gõrünebilir ancak parti diyalektik bir dü§ünce tarz1 içinde
hareket ediyordu: her ulusun35 kendi dilini ve kültürünü tam
olarak geli§tirmesine izin verilmesi durumunda, bu uluslar ezil­
mi§lik hissinden kurtulacak ve onu õzgürle§tiren komünizmi
hürce kucaklayacaktl.
Bu teori aym zamanda rayon36, oblast [bõlge] veya cumhu­
riyet düzeyindeki parti organlarma, egitim ve adalet komiser­
likleri gibi devlet kanad1 kurumlarma da uyguland1. Buna gõre,
parti, etnik olarak saf toprak birimleri olu§turmak ve daha sonra
bunlarm mümkün oldugunca çok say1da yerli (korenizatsiya) ta­
rafmdan yõnetilmesini temin etmek için iki yõnlü bir çaba sarf
etti. Bununla birlikte, ulusu olu§turan temel õzelliklerden (dil,
bõlge ve seçilmi§ gelenekler) hangilerine müsaade edilecegme
ve hangi õzelliklerin komünizm altlnda õlmesi beklenen ekono­
mik ve siyasi geri kalrm§hgm ürünü olduguna nihai olarak karar
verenin uluslar degil parti oldugu her zaman akilda tutulmal1-
dir. Gõrecegimiz gibi, namaz, sünnet ve õrtünme gibi islami iba­
detler, kisa bir süre sonra "kültürel olarak asli" unsurlar olmak­
tan ziyade "geri kalrm§hk" kategorisine ta§mrm§tlr.37
Etnik õzerklik doktrini, Harezm'in ekonomik veya siyasi et­
kiden bagrms1z olarak Türkmen, Õzbek ve Karakalpak birim­
lerine bõlünmesini zorunlu kihyordu. Bu cumhuriyette devam
eden etnik §iddet, Türkmenleri Õzbeklerden ayirma kararma da
§Üphesiz katkida bulunuyordu. Õzbekler ve Tadkler arasmda

35 Stalin'in tammlad1gi �ekliyle: ortak dil, toprak, ekonomik yapm, ruh ve


kültür.
36 1. SSCB'de bõlgelerin (oblastlann) parças1 olan idari ve bõlgesel bir birim.
2. Kanunla kararla�bnlrm� ekonomik, coArafi ya da benzer bõlgeler. 3. Bü­
yük �rlerdeki idari ve bõlgesel birim. Bazen "Oblast" yerine de kullaml­
maktadir. Farki sõzlüklerdeki anlamlan için bkz. Znaçenie Slova. (ed.n.)
37 Slezkine, s. 418, 434; Terry Martin, "An Affirmative Action Empire: Ethni­
city and the Soviet State, 1923-1938." (Doktora tezi, University of Chica­
go, 1996), s. 521 .

134 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


bõlünecek olan Buhara'y1 da benzer bir akibet bekliyordu (yine
de Tacikistan ÕSSC, kendi bél§ma bir curnhuriyet hâline geldigi
1929'a kadar Õzbekistan'm bir parças1 olarak kaldi).38 Türkistan
ÕSSC'nin kuzeydogu kisrm, topraklarmm bir kisrmru gelecek­
teki Kazak ve Kirgiz SSC1erine (RSFSC'den kopanlarak 1935
ve 1936'te kuruldular) buakmak suretiyle Õzbekistan olurken,
Transkafkasya OblastI Türkmenistan'm bir parças1 hâline geldi.
S1mrlann bu §ekilde sürekli yeniden çizilmesi, son derece ve­
rimsiz ve kafa kan§tlnc1 olsa da çe§itli amaçlara hizmet ediyor­
du. Bir kere, etnik olarak homojen bõlgesel birimler olu§turmak
için ideolojik ihtiyac1 kar§ihyordu.39 Aym zamanda Türkistan'1
400 yd boyunca yõneten güçleri kahc1 olarak dag1tlyor ve Sov­
yetlerin daha õnceki elit bõlgeleri tecrit etmesine izin veriyordu.
Yeni cumhuriyetlere (resm1 olarak Ekim 1924'te kuruldular), Õz­
bekistan için Semerkant ve Türkmenistan için Poltoratsk (daha
soma A§kabat) olmak üzere yeni ba§kentler verildi ancak gerçek
güç Ta§kent'te, Sredazbüro'da kald1. Zamanla Sovyetler, birbi­
rinden mümkün oldugunca uzak olan lehçeleri seçmek ve belir­
li bir toprak parçasmda meydana gelen tüm olaylarm "Õzbek"
veya "Tacik" tarihinin bir parças1 oldugunu iddia etmek suretiyle
curnhuriyetlerin her biri için farkh diller, edebiyatlar ve tarihler
geli§tirecekti. Bu projenin en gülünç sonuçlanndan biri, Timur­
lenk'in (1336-1405), Sovyet sonras1 dõnemde, büyük ve bilge bir
Õzbek lideri olarak kahramanla§tlnlmas1 oldu, hâlbuki Timur,
"Õzbek" olarak te§his edilebilecek gruplarm Orta Asya'ya gel­
mesinden yakla§ik 1 00 yil õnce Semerkant'ta hüküm sürmü§tü.

38 Bilinrneyen sebeplerden dolay1 Buhara, 19 Eylül 1924'te, ilga edilmesinden


sadece bir ay õnce, SSC'yi ilan etti. Becker, s. 307. Helene Carrere d'En­
causse, Islam and the Russian Empire: Reform and Revolution in Central Asia
(Berkeley: University of Califomia Press, 1988), s. 183-84.
39 Kendilerini birçok kistasla adland1ran yüzlerce gruptan (õnde gelen bir
"Õzbek" kabilesi "Mangitlar", belirli bir da� bõlgesinde ya�ayan ve Fars­
ça konu�an "Ya�abiler", sekizinci yüzytldan kalma Arap fatihlerinin to­
runlan olan "Hocalar'' vb.) farkh "uluslar'' yaratma gõrevi Türkistan'daki
Bõlgelerin Sirurlandmlmas1 Komisyonu'na dü�m�tü. Komisyonun çah�­
malan �urada tarh�Ilmi�tlr: John Schoeberlein-Engel, "Identity in Central
Asia: Construction and Contention in the Conceptions of 'Ozbek,' 'Tajik,'
'Muslim,' 'Samarqandi,' and other groups." (Doktora tezi, Harvard Uni­
versity, 1994), s. 150-163.

Shoshana Keller • 135


Srmrlanchrmalann ardmdaki ana gerekçe ulusal õzerklik olsa
da parti liderliginin, õzellikle de Pan-Türkçü ve Pan-islama teh­
like kar§1smda yinelenen propaganda gõz õnüne almd1gmda, bu
projenin bõl-ve-yõnet yõnünün farkmda olmad1gi sõylenemez.
Yeni cumhuriyetlerin kendi devlet ve parti õrgütlerine ihtiyaçlan
vard1, bu da seçil.mi§ Türkistanhlar1 (Ôzbekistan Komünist Parti­
si'nin yeni sekreteri Ekmel ikramov ve Ôzbekistan'm yeni Cum­
hurba§kanl Feyzullah Hocayev gibi) terfi veya tenzil ettirmeye
ve aralarmda siyasi ittifaklar k1:1rma veya parçalamaya açik kap1
birakiyordu. Son olarak, Buhara ve Harezm'in silinmesi, bura­
lardaki ulemanm seçkin konumlarmm albm oyarak, onlan bun­
dan bõyle Fergana Vadisi, Ta§kent, Hocend ve diger bõlgelerden
gelen din adamlanyla e§it siyasi mevkiye çekiyor ve dogrudan
Sovyet yõnetimine tâbi kihyordu.

islami Kurumlan Baltalamak


HSSC ve BSHC'de Müslüman din adamlanna uygulanan bas­
k1 tam da Türkistan'da olan bitene benziyordu ve ku§kusuz üç
cumhuriyeti bir araya getirme sürecinin bilinçli bir parças1yd1.
Devlet kontrolündeki ruhani yõnetimler ve vakif idareleri, sey­
rek say1daki Sovyet okullanyla birlikte, 1923'ten itibaren Türkis­
tan'da i§ler durumdayd1. islami mahkemeleri baltalama çabalan,
TürkTsIK'in, Sovyet mahkemelerinin en zayif oldugu Fergana,
Semerkant ve Surhanderya oblastlarmda yeni mahkemelerin ku­
rulmasm1 srmrlayan bir kararname yaymlad1gi Aral1k 1922'nin
sonlarmda hâlâ sürüyordu. Karamame, bpki bir zamanlar Çar­
hk Yasas1'mn Rus mahkemelerine ayncahk tanimas1 gibi, alter­
natifin mümkün oldugu durumlarda Sovyet mahkeme sistemi­
ni tercih ediyordu. Eger davah taraflardan biri, davanm islami
mahkemelerden ziyade Sovyet mahkemeleri tarafmdan gõrül­
mesini tercih ederse, diger taraf bunu kabul etmeye mecburdu.40
1923 boyunca TürkTsIK, mahkemelerin yetki alanina el uza­
tan bir dizi yasa çikard1: 15 Ocak'ta (gõçebelerin baskm oldugu)
Transkafkasya, Yedisu ve Ceyhun oblastlarmda dini mahkeme-

40 H. Süleymanova, " istoriÇeskii oÇerk o sozdanii sovetskih sudov v Uzbe­


kistane", Sovetskoe gosudarstvo i pravo, 3. sayi (Mart 1949): s. 67; P. V. Gidul­
yanov, Otdelenie tserkvi ot gosudarstva (Moskova: 1926), s. 516. 23 Arahk ta­
rihli karamame Buhara'yi kaps1yor ancak Harezm'i di�anda birakiyordu.

136 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


ler yasakland1; 21 Ocak'ta at lursizhguu ve Basmac1 sava§çtlan­
run gõnüllü teslim olu§lanm içeren davalar bu mahkemelerden
almd1; 3 $ubat ve 21 Nisan tarihlerinde, Sovyet mahkemelerinin
dini mahkemeler üzerindeki denetimini güçlendiren yasalar geç­
ti; 6 Mayis'ta TürkTslK, Sovyet mahkemelerini, kararlanna daya­
nak olarak §eriab kullanmaktan men eden bir genelge yaymlad1,
belli ki iki sistem arasmda net bir aynm tesis etme giri§imiydi
bu.41 TürkTslK, mahkemelerin mali temellerine saldirarak devle­
tin arbk onlan sübvanse etmeyecegini ilan etti; sadece d avacilar
ve samklardan gelecek harçlara bel baglamak durumunda kala­
caklard1. $ubat 1924' te mahkemeler, 24 rubleden fazia meblag
içeren ceza ya da õzel hukuk davalarma bakmaktan menedildi,
bu da mali statülerine daha fazia hasar verdi. iki yil sonra mah­
kemeler tam anlam1yla "gõnüllü adli sistemler" hâline getirildi
ve Õzbek Adalet Halk Komiserligi, bo§anma davalarm1 gõrme­
lerini yasaklayan bir genelge yaymladi. 42
Bu muhtelif kararnameler, islami mahkemelerin 1927'nin so­
nuna kadar fiilen kaldmlamam1§ olmas1 gerçeginin gõsterecegi
gibi, Türkistan genelinde derhal veya homojen biçimde uygu­
lanmami§h. Sovyet mahkemelerinde §eriabn kullan1mm1 ya­
saklayan 6 May1s genelgesi gibi baz1 kararnameleri uygulamak,
bütün mahkemelerde bir gõzlemd olmaks1zm imkâns1z olurdu.
Bununla birlikte bu karamameler, islam kurumlarmm tahrip
edilmesine yõnelik Sovyet niyet ve yõntemlerini çok aç1kça or­
taya koyuyordu.
Yeni cumhuriyetler kurulduktan sonra, Ózbekistan Komü­
nist Partisi (Bol§evik) Merkez Komitesi Siyasi Yürütme Bürosu
(ispolbüro TsK KP[b]Uz), Sredazbüro idaresindeki mahkeme­
lerin sorumlulugunu üstlendi.43 Büro, mahkemeleri dogrudan
kapatmad1 ancak onlan düzenleyecek devlet daireleri kurdu:

41 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 614, 1. 44. "Obyasnitemaya zapiska - k pro­


ektu postanovleniya TsIK UzSSR ob uprajnenii sudov kaziev i biev'', takri­
ben A�stos 1927. Adalet Hall< Komiserli�i Savci Vekili Itvi ve Kurbanov
tarafmdan imzalaruru�hr.
42 istoriya suoetskogo gosudarstva i prava Uzbekistana, 2. cilt, 1924-1937 (T�kent:
1963), s. 217. 25 �ubat 1926, "O pravovoi za�ite jen�in" ["Kadmlarm yasal
olarak korunmas1"] ba�hkh evrak.
43 Türkmenistan'daki mahkemeler gõçebelik k�ullannda farkhhk gõster­
mekteydi ve burada ele ahnmad1.

Shoshana Keller • 137


Ramazan Kurbanov ba§kanhgmdaki Halk Komiserleri Konseyi
Merkez Yürütme Komitesi (TsIK Sovnarkom UzSSR) Mahkeme
Olu§turma Bõlümü (otdel sudostroistva) ve Ahmetbek Mevliyan­
bekov ba§kanhgmdaki Adalet Halk Komiserligi Kurulu (NKiu).
Bu birimler, yukanda belirtilen hukuki kararnamelerin fiilen
uygulanmasmdan sorumluydu ancak ar§iv belgelerinin de gõs­
terdigi gibi, bu gõrevin nastl yürütüldügü konusunda neredey­
se hiçbir fikirleri yoktu.
Dini mahkemelerle etkili bir §ekilde mücadele etmek için, kaç
tane olduklar1m bilmek faydahyd1. Buna binaen Õzbek Adalet
Halk Komiserligi, Eylül 1925'te bunlara ili§kin bir envanter çi­
kard1. Sonuçlar Tablo 3.l'de gõsterilmi§tir.

Tablo 3.1 islami Mahkemeler


Qhlafil Mahkem� Sa�1:z1 Qhlafil Mahk�m� Sª�1:z1
Ta§kent 1 Zeref§an 7
Fergana 30 Ka§kaderya 4
Surhanderya 4 Harezm 18
Toplam 70

Kaynak: TsGA Uz F. 904, op. l, d. 99, 1 . 16 "O koliçestve kaziiskih sudov


v 1925 godu po imeyu�irnsiya svedeniyam v NKlu na 2/IX." 1926'da

yapllan bir sayrm hemen hemen aym rakamlan gõstermektedir ancak


Ka�kaderya Oblash'nda 4 yerine 14 mahkeme vardir. F. 904, op. 1 , d.
19, 1. 33. Aynca benim kendi tezime bkz. "The Struggle Against Islam
in Uzbekistan, 1921-1941: Policy, Bureaucracy, and Reality," (Doktora
tezi, Indiana University, 1995), s. 157-158.

Tablo, Sovyet varhgmm gücü ile islami mahkemelerinin sa­


y1s1 arasmda belli düzeyde bir benzerlige i§aret etmektedir, Sre­
dazbüro ve Rus nüfusunun çogu Ta§kent'te konumlanmi§ ama
eski himayelerde ve Fergana'da seyrek bir §ekilde dagilm1§hr.
Aym zamanda, Sovyet mahkemelerinin in§asmda istikrarh bir
ilerleme kaydedildigi gõrülmektedir (bkz. Tablo 3.2).

138 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Tablo 3.2 Halk Mahkemeleri
Qblm 122,2'in b�lfil:l 1222
Semerkant 18 21
Ta§kent 19 21
Fergana 21 34
Zeref§an 3 11
Ka§kaderya 1 7
Surhanderya 1 6
Toplam [65]* 107
Kaynak: TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 19, 1. 27, "Doklad NKiu UzSSR
o merah po provedieniyu i ukrepleniyu revolyutsionnoi zakon­
nosti 1926."
* Orijinal tabloda toplam say1 hata11 olarak 64 verilmi§tir.

Bu mahkemelerin 76'sma, 1926'da, gõrevleri net olmayan "so­


ru§turma odalan" (sledstvennze kamerz) ilave edilmi§ti.
N e var ki, hukuki beyannameler ve istatistikler, gerçekte olan­
dan daha pürüzsüz bir resim sunar. Õncelikle, Sovyetler, ihtiyaç
hasil oldugunda yasalan kaba kuvvetle desteklemeye devam
etti. Mahkemelere ili§kin kararnamelerin Buhara'da ve bilhassa
da Harezm'de, cumhuriyetler dag1hlana kadar, çok az etkisi oldu
(Tablo 3.l'de gõsterildigi gibi). Bu gerçekle§tiginde, bu cumhu­
riyetlerdeki din adamlar1 Türkistan'daki karde§leriyle kayna§tp
onlan etkileyebilirlerdi. Her hâlükârda, Õzbek SSC'nin arhk en
geleneksel Müslüman bõlgeleri içerdigi gerçegi, yeni cumhuri­
yetteki kad1 say1smm, tam da hükumetin onlann etkisini hizhca
yok etmeye karar verdigi 1924 ve 1925'te õnemli õlçüde arfug1
anlamma geliyordu. "Adalet Halk Komiserligi'nin faaliyetleri
1925 ve 1926 boyunca bu yõnde ilerledi. istenilen sonuçlan elde
etti ve §U anda [1927 ortas1] Buhara ve Harezm cumhuriyetlerin­
de arhk kad1 mahkemeleri yok, eski Türkistan Cumhuriyeti'n­
de yalmzca õnemsiz miktarlarda kaldi."44 Bu ac1kl1 derecedeki

44 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 614, 1 1 . 45-46.

Shoshana Keller • 139


esrarh yoru.m, mahkemelerin tamamen ortadan kaldmlmasma
yõnelik bir teklif sirasmda yaptlnu§h; tam olarak ne anlama gel­
digi belirsizdir ancak Müslüman toplumun bõylesine õnemli bir
dayanagmm luzia yok edilmesi ancak tutuklamalar ve muhte­
melen §iddet yoluyla gerçekle§tirilebilirdi.
Bununla birlikte, güç kullanmu veya tehdidi, kadilarm her
alandaki etkisini ortadan kald1rmak için yeterli gõrünmüyor­
du. Prensipte, Fergana Oblash'ndaki mahkeme çalt§anlarimn
Ocak-Ekim 1926'da õzgüvenle bildirdigi gibi, Sovyet mahkeme­
lerinin kuruldugu yerlerde dini mahkemeler õlüyordu:

Kad1 mahkemeleri bir uyezdde iki ki§iyle sm1rhd1r. Kad1 mahkeme­


lerinin kullamm1 yalmzca bey unsurlan ve geri kalm1§ kõylülerle
[sm1rlanm1§hr ] . Bu noktada [kõylüler], kad1larm kararlan hakkmda
halk mahkemesine s1k s1k §ikâyette bulunurlar; bu mahkeme, õncelik­
le "bey ç1karlan" ugruna verilen "adaletsiz" kararlan nedeniyle kad1
mahkemesinden kaçan kõylüleriyle ilgilenir. Yerel halk mahkemeleri,
bõlge mahkemesi tarafmdan kendilerine verilen talimatlara gõre,
kad1larm bulundugu bõlgelerde bunlarm faaliyetlerinin gõzetimini
yürütür ve õzellikle de kad1larm yarg1 yetkilerine riayet edi p etmedi­
gini denetler.45

Fergana raporu., õngõrülen Sovyet §ablonuna tam olarak uyu­


yordu. Parti ve Sovyet mahkemeleri büyük õlçüde kontrol alhn­
dayd1; kõylüler, adil hükümler veren Sovyet mahkemelerine
dini mahkemelerden daha fazia güveniyorlard1. Çünkü Sovyet­
ler onlan apaçik srmf dü§manlanndan koru.yacakh. Kõylülerin,
õzellikle bo§anmak isteyen kadmlar veya daha zengin erkeklerle
ihtilafa dü§en fakir erkeklerin adil" (yani, onlarm lehine olan)
/1

bir hüküm aray1§1yla Sovyet mahkemelerine ba§vuracaklarrm


varsaymak manhks1z degildir-sonuçta, Sovyet sistemi açtk bir
§ekilde zaytf davaalan kay1rmak üze.re düzenlenmi§ti. Bununla
birlikte, diger Adalet Halk Komiserligi belgeleri bununla taban
tabana z1t bir tablo çiziyor.
Belirli bir alanda bir halk mahkemesi kurmak oldukça basit­
ti-bir oda ve çok õnemli bir resmi mühürle mahkeme i§e koyula­
biliyordu. Raporda tarh§ild1gt gibi, devrimci bir hukuk sistemini
ba§anyla uygulamaya koymaksa çok daha zordu:

45 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 90, 1 . 41b. 27 Arahk 1926 tarihli rapor.

140 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


[Mahkemeler] . . . Sovyet ill§asmm hâlâ ilkel formda oldugu ve nüfus
üzerinde õnemli bir etkiye sahip olan çok say1da kad1 mahkemesinin
bulundugu yerel bõlgelerde çah§maya b�lamahdir. Vakalarm ezici
çogunlugunda hukuki ili§kiler §eriat normlarma gõre düzenleniyor.
Sovyet hukukunun kavramlan oraya daha yeni nüfuz etmeye ba§lad1.
[Bu noktada sayfa y1rtilm1§]46

Rapor ayru zarnanda, bu alanlarda §eriabn etkisinin õnemli


õlçüde zayiflarnakta oldugunu iddia ediyordu. Devlet savc1s1 i.
Gaziyev'in §ikâyette bulundugu gibi, yabanc1 bir hukuk sistemi­
ne ili§kin genel bilgisizlik ve kayits1zhk ciddi bir sorundu:

Kad1 mahkemeleri, varhklar1m, esas olarak halkm Sovyet hukukunun


temelleri ve süreçleri hakkmdaki yetersiz bilgisi, ah§kanhga dayah
olarak §eriat mahkemelerini tercih etmeleri ve aynca halk mahkemesi
aygitmm zay1fhg1 ve i§levsizligi sayesinde sürdürmektedir . . . .

Kad1 mahkemelerinin õlme süreci, halkm kendilerine yõnelmesinin


azalmas1 nedeniyle kendi kendilerini tasfiye etmelerinden kaynak­
lanmaktad1r: Halk mahkemesinin güçlü oldugu ve faaliyetlerini ye­
terince geli§tirdigi, yerel makamlarm da onlara mümkün olan bütün
destegi s aglad 1g1 yerlerd e halk, kad1 mahkemelerine müracaat etmeyi
birakir.47

Diger taraftan, halkm mahkeme sisteminin iyi geli§medigi


ve yerel yetkililerden çok az destek ald1g1 yerlerde, Müslüman
mahkemeler yetkilerini korudu ve bu, hükumet yetkililerinin ka­
bul etmek isteyeceginden daha s1k meydana geldi.
Bazen Sovyet mahkemelerinde daha iyi sonuç alma §ans1 olan
davacilar, yeni yasalar cemaat ahlak1m ihlal ettigi için onlara
ba§vurma konusunda yine de isteksizdi. Komünist Parti Kadm
Kollan'ndaki çah§anlar, Müslüman kadmlara hukuki ba§vuru
hakkI vermenin, yeni õzgürlüklerini kullanmak için acele ede­
cekleri anlamma gelmedigini gõrdüler. Kadmlara adil yargilarna
yap1p yapmad1klanm belirlemek için laik mahkemeleri denetle­
yen çab§anlar, kocalan veya erkek akrabalan tarafmdan saldm­
ya ugrayan kadmlann mahkemede yalanc1 §ahitlik yaphgt veya
erkekler aleyhine ifade vermeyi reddettigi vakalan bildiriyordu.

46 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 19, 1 . 28.


47 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 19, 1 1 . 33-4. "O §ariatskih sudov [§eriat mahkeme­
leri hakkm da]", 1926.

Shoshana Keller • 141


Bu olgu, karma§ik psikolojik ve ekonomik nedenlerden dolay1
lurpal aruru§ kadmlar arasmda yaygmdir ancak Õzbek erkekle­
ri Sovyet mahkemelerine getirme eylemi hamlesi, aynca Õzbek
kadmlann islam'a, aileye veya her ikisine kar§1 sadakatsizlikle
itham edilmesine neden oldu. Pek çok kadm yine de suçlama­
lanm sürdürdü ancak õnemli bir kisrm aile ve cemaat baglanru
koparmak yerine §ikâyetini geri çekti. Jenotdel çal1§anlar1, birçok
Sovyet mahkemesinin çe§itli beceriksizlik ve kay1ts1zhklanrun,
kadmlann saldirganlara dava açmaya ugra§masrm engelledigi­
ne de dikkat çekecekti.48
Mahkeme çah§anlan, yalruzca geleneksel yarg1 sistemin­
den kaynaklanan rekabetle degil, ayru zamanda bina, mobilya
ve temei malzeme eksikligi gibi kõtü fiziksel ko§ullarla da ba§a
ç1kmak zorunda kaldilar. Bu soruna geçici çõzümleri, camileri
mahkeme odalan olarak kullanmakh ve bu da Müslümanlar ara­
smda huzursuzluga yol açh:

Ta§kent eski §ehrinde, Oblast Adliyesi'nin büyük çabalarma ragmen,


mahkemelerin çogu §U anda camilerde bulunmaktad1r. Bundan bah­
setmi§ken, halk mahkemesinin camiye konu§landmlmas1, halkm psi­
kolojisi üzerinde lüzumsuz bir etkiye sahiptir.

Oblast Adliyesi, mahkeme organlarma hukuki kaynak ve tüzük sagla­


ma yeteneginden yoksundur ve baz1 durumlarda tüm kanunlar1 sagla­
yamamaktad1r veya [kanunlar] bulunuyorsa da bunlar 1923 bask1s1dir
ki i§leri bunlarla idare etmek neredeyse imkãnsizd1r. Kaynaklar olma­
dan mahkemeler ve müfetti§ler gerçek hayatm gerisinde kalmaktad1r.
Hukuk kurumlanmizm i§lerinde kar§1la§ilan usuli ve maddi hatalann
kõkeni genellikle burada bulunmaktad1r.

Rapor aynca, camilerde/mahkeme odalannda masa, sandal­


ye, dolap vs. eksikligmden de ac1yla yakinmaktayd1."
Buna ilaveten daha sinsi bir sorun da islami mahkemelerin
ortadan kaldirilmasmm kadilann ortadan kaldmlmas1 anlarmna
gelmiyor olu§uydu:

48 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 59, 1 1 . 6-7. "Otçet o provedeniem obsledovanik


Narsuda l, 2, 3, i 5 uch. goroda [inceleme raporlan]." Semerkant, 1-5 Ara­
hk 1925. Jenotdel çah§am Arhipova tarafmdan.
49 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 64,1 . 32. "Doklad o deyatelnosti Tashobsudana
1926 g.," 30 Mart 1 927.

142 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


1926'da Ka§kaderya Oblasti'mn adli kurumlarmm faaliyetleri, zay1f
da olsa baz1 ya§am belirtileri gõstermeye ba§lad1. Bu hayata dõnü§,
ilk ba§ta halk mahkemelerinin ve soru§turma odalarmm say1smdaki
artl§ ve ne kadar deneyimsiz ve vas1fsiz olsalar da adli yõneticilerin
ortaya çik1§1yla gõrünür oldu. Kad1 mahkemeleri kaldmld1. ilk baki§·
ta bu, her §eyin iyi gitmeye ba§lad1gmm varsay1lmasma yol açacakt1
ancak bu varsayrm yanh§tl. Halk mahkemelerinin say1smda bir art1§
meydana geldi çünkü kapatllan kad1 mahkemelerinin yerini alm1§lar­
d1, eski kad1 mahkemeleri bu sayede halk mahkemelerine dõnü§tü­
rülmü§tü. Õzetle: halk mahkemelerinin say1smda bir artl§ meydana
gelmemi§, sadece, faaliyetlerinde herhangi bir temel degi§iklik ol­
maks1zm kad1 mahkemelerinin dõnü§ümü gerçekle§mi§ti; sonuçlar
elbette i§e yaramazdi.50

Kurbanov'un islarni mahkemelerin tümüyle ortadan kald1-


nld1gma dair õnceki kati ifadesini tekrar hatlrlayahm. Burada
ise, mahkemelerdeki ko§ullarm giderek iyile§tigmi ancak laik
mahkemelerde yargiç olmak için fi.rsat kollayan kaddarm utanç
vesilesi olmaya devam ettiklerini sõyleyecek kadar ileri gidiyor­
du. Bu zorluklara ragmen, Mahkeme-Olu§turma Bõlümü, 1927
ydmda kad1 mahkemelerinin tamamen ortadan kaldmlmasmm
mümkün olacagm1 dü§ünmü§ ve bunu yapmak için planlar ha­
z1rlarru§tl. Sovnarkom ise, Kurbanov'u hayal kmk11gma ugrata­
rak, onun tahmininden õteye geçemeyecek nedenlerden õtürü
"bunu . . . vakitsiz buldu ve kesin bir cevaptan kaçmd1."51 Türkis­
tan'daki adli sistemlerin muglak dogas1, aksi yõndeki beyanlara
ragmen, birkaç y1l daha devam edecekti.
Sredazbüro, Õzbek ve Türkmen Sovyet Sosyalist Cumhuri­
yetleri'nin gündelik yõnetimsel sorumluluklar üstlenecek olan
yeni bürokrasilerini in§a etmeye odakland1gmdan, devletlerin
yeniden yapdandmlmas1 süreci 1925'in ilk yansmda islam kar­
§ltl çal1§malan biraz sürüncemede biraktl. Sredazbüro aynca
eski seçkinlerin kaynaklanru ellerinden ahp kõylülere dagttmay1
amaçlayan büyük bir toprak ve su reformu kampanyas1 ba§lattl.
Bu arazi sahiplerinin çogu artlk Õzbek SSC'deydi, geleneksel is­
lam'm kaleleri de buradayd1: Buhara, Hive, Semerkant ve Ferga-

50 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 95, 1 . 1. "Doklad po obsledovanii sudebno-sle­


dstvenmh uchrejdenii Kashka-Dariiskoi oblasti", Kurbanov tarafmdan,
Ocak 1927.
51 TsGA Uz, F. 904, op. l, d. 27, 1. 8. "Doklad o deyatelnosti NKlu UzSSR za
1926 g. "

Shoshana Keller • 143


na Vadisi. Bu nedenle anlab.num, kitabm geri kalarurun çogunda
Õzbekistan üzerine yogunlé1§1yor.
Toprak refomtu çabas1, çok geçmeden, ekilebilir arazinin hâlâ
büyük bir yüzdesini kaplayan vakiflarm reforma dâhil edilip
edilmeyecegi sorusunu gündeme getirdi. Vakúlann herhangi bir
�kilde daralblmas1, vakif fonlanna bagh oldugu için okul siste­
mini tehlikeye abyordu. Bu okullann õne�i bir kismmm Sov­
yetleri destekleyen reformist din adamlan tarafmdan yõnetildigi
gõz õnüne almd1gmda, parti yetkilileri, refonnculardan yüz çe­
vinne zamanmm gelip gelmedigini ve onlarm daha kalabahk sa­
y1daki kadimcilerle birle§meleri riskini õlçüp tartmak zorunday­
dtlar. Gõrevin karma§1kl1gma ragmen, parti (büyük olas1hkla
Orgbüro) vakif sistemini él§amal1 olarak kald1nnaya karar verdi.
Vakiflann ortadan kaldmlmas1 fikri, 24-31 Ocak 1925'te düzen­
lenen ve dini vakif topraklanna kültürel amaçlarla el konulmas1-
na odaklanan Õzbekistan'daki ilk vakif çal1§anlan konferansmda
aç1kça tarb§ild1. Hatta konferansm nihai kararlar1 vakif sisteminin
kendi bünyesinde kademeli olarak y1kilmas1 çagnsmda bulun­
du.52 Bununla birlikte, konferansta sunulan bõlgesel raporlarm
ortaya koydugu gibi, dini vakiflara el koyma çabalar1 aslmda hâli­
hazrrda devam ediyordu ve hiç de iyi gitmiyordu. Semerkant va­
klf dairesi, sorumlu oldugu topraklardan yasad1§1 bir �kilde gelir
elde ediyordu ve bu da kendi faaliyetlerini felce ugrabyordu:

Dairenin faaliyetleri arasmda, dairenin ve Ana Vaktf idaresi'nin yap1S1-


na aykm olarak, kooperatif birliklerine avans verilmesi ve memurlara
yasal normlan a§an avanslar dag1blmas1 yer almaktadir. Oblast otorite­
si tamamen devre d1§1 biraktlrm§br. Kattakurgan'da, dairenin gelirinin
tamamen õnemsiz hâle gelmesi nedeniyle vak1f mallarmm dõkümü
zamanmda çikarilmaml§b. Hocend'de pazar yerleri üzerinde keskin bir
sürtü§me ya§anml§t1r.

Ta§kent vakif dairesi, belediyenin ekonomik yõnetim büro­


suyla (Komhoz) mülk konusunda ciddi anla§mazhklar oldugu­
nu bildiriyor ve vakif çali§anlarmm derin "ataletinden" §ikâyet
ediyordu. Fergana Oblasb dairesi daha beter pürüzlerden bah­
setmekteydi:

52 TsGA Uz F. 94, op. 1, d. 322, 11. 101-106. Protokol zasedaniya konferentsii


"

vakufruh rabotnikov Uzbekistana", 24-31 Ocak 1925.

144 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Dairenin, kaynaklara odaklanacak durumu yoktu çünkü rayonlardaki
temel gelirinin ne kadar oldugu açtl<lanmadan (bezkontrolno-kont­
rolsüz) birakdrm§tlr. Yd boyunca yerel yetkililer 10 kadar yõneticinin
yerini alml§; sonuç olarak vakif çal1§anlanndan bir kis1m idari personel
mahkemelere tevdi edilmi§tir. Bu arada yerel yetkililerin 1srar1 üzerine
Mahkeme-i $er'iyye'ye 200 ruble verilmi§tir. Andican, Margilan ve Na­
mangan'da, dairelerin çal1§malar1run gidi§atmda belirli bir kusur gõz­
lenmemi§tir ancak en degerli mülklerin hepsine komhozlar tarafmdan
el konulmas1 sebebiyle, dairelerin geliri asgariye dü§mܧtür.53

Ba§ka bir deyi§le, Fergana Hükumeti yolsuzluk ve liyakatsiz­


lige batmI§tl ve resmen ulemayla i§ birligi içindeydi. Bu raporlar,
vaklf dairelerinin belediyenin ekonomik temsildleriyle sürekli
bir mücadele içinde olduklanm ve aym zamanda kaybettiklerini
de gõsteriyor. Yasaya gõre, dairelerin bütçelerini kendi kontrol­
leri albndaki mülklerden dev§irmesi gerekiyordu ancak sistem­
de muhtemelen vaklf dairelerinden daha yüksek õncelige sahip
yagmac1 komhozlar nedeniyle bunu yapamadilar.
Tipk1 Semerkant vaklf dairesinin yetkililere büyük "avanslar"
vermesinde oldugu gibi burada aç1klanan aç1k yolsuzluk miktan
da hayli çarp1c1dir ama çarp1c1 karakteri, olup bitmi§ olmasmdan
ziyade gõrünü§e gõre kimsenin onu durduramam1§ olmasm­
dand1. Vaklflara yõnelik 1929'daki son basklya kadar, yolsuzluk
faaliyetlerinin büyük õlçüde denetlenmeden devam ettigi gõrü­
lüyor. Yolsuzluga katklda bulunan faktõrlerden biri, ilgili Sov­
yet bürokratlann, vaklflan, her §eyden õnce, çaresizce muhtaç
olunan bir gelir kaynag1 olarak gõrmeleriydi. Vaklf mülklerini
kontrol etmenin bir kuruma saglayabilecegi para ve kaynaklar,
onlan islam'1 baltalamak için kullanmaktan çok daha õnemliydi.
Õzbekistan'da 19201er, fon, in§aat malzemesi, kâgtt ve bir kuru­
mun i§ini düzgün bir §ekilde yapmak için ihtiyaç duydugu diger
her türlü kaynakta korkunç kltliklarm ya§and1gi bir dõnemdi.
Vaklflar, onlan kontrol eden daire için bu kalemlerin eksiksiz de­
gilse de õnemli kaynaklarmdan biriydi.

53 TsGA Uz F. 94, op. 1, d. 322, 1 1 . 103-104. A�stos 1925'te GVU'nun [Ana


Vakú idaresi] b�karu Yusuf Zade, ÕKP Merkez Komitesi Vakú Komisyo­
nu Bqkaru Konoboyev'e "õzellikle Buhara ve Harezm'de vakú mülklerine
komhozlar tarafmdan izinsiz el konulmas1 vakalan" hakkmd a §ikâyette
bulunuyor ve ispolbüro'nun "vakú sorununu" derhal halletmesini istiyor­
du. TsGA Uz F. 94, op. l, d. 322, 1 . 57.

Shoshana Keller • 145


ÕKP Merkez Komitesi ispolbürosu, belki de kismen bu so­
runlara yamt olarak, Haziran 1925'te vakif sisteminin tamamen
yok edilmesini ciddi §ekilde tarb§maya ba§lad1. Okullar vakif­
lara çok yakmdan bagh oldugundan, onlar1 kontrol etme gõre­
vi, vakif idarelerine zaten büyük ilgi duyan Õzbek Aydinlanma
Komiserligi'ne (Narkompros) verildi. ispolbüro'nun nihai hede­
fi, Narkompros'un kendi alt departmam olan Ana Vakif idaresi
(GVU) arachgiyla tüm vakif arazilerini ve mülklerini devralma­
s1 ve bunlardan elde edilen kâr1 Komünist Parti'nin te§vik etmek
istedigi egitimsel ve diger kültürel projelere yõnlendirmesiydi.
ispolbüro, inananlar1 rencide etmemeye dair parti endi§elerine
itaat etmeye yõnelik muglak bir gayretle, Narkompros'a dini
vakiflara ve dini õn yargilara hususi dikkat gõsterme ve eski
Buhara ve Harezm cumhuriyetlerindeki kõylere "siyasi bir ihti­
mamla" yakla§ma talimab verdi. Somut eylem aç1smdan bunun
ne anlama geldigi belirsiz b1rakilm1§b ancak ispolbüro vakifla­
n toplu olarak ortadan kaldumak istemedi ve camilerin devam
eden bakimlan için fon ay1rd1.5'
Hedef almacak ilk topraklar, bir mülk sahibi tarafmdan sahip­
lenilmeyen topraklard1; bunlar Tanm Komiserligi'ne (Narkom­
zem) devredilecekti. ispolbüro'ya gõre, hâlâ, kârlarm %90'rm ken­
di ihtiyaçlan için cebe indiren mütevelliler tarafmdan idare edilen
araziler, Maliye Komiserligi (Narkomfin) tarafmdan, en az %50'si
kirsal egitim için aynlacak bir tarim vergisine tâbi olacaktI.55
Partinin bu projeleri, õnerileri ve kararlan, 19 Ara11k 1925'te
Sovnarkom Merkez Yürütme Komitesi tarafmdan ilan edilen
"Vakiflar Hususunda" ba§hkl1 tanimlay1c bir yasaya yol açb.
Yasa, tüm vakif mülklerinin tanimlanmas1 ve tescilini õngõrüyor
ve bunu yõnetecek bir sistem kuruyordu:
2. Egitim maksath ve sosyal amaçlarla tesis edilen vakif mal­
lan, Merkez Yürütme Komitesi karanyla devlet mah ilan edil­
mi§tir. Not: Dini cemiyetlere ait vakif mülklerinin kullammi õzel
bir te§rii tasarrufla belirlenecektir.

54 TsGA Uz F. 94, op. 1, d. 316, 1 1 . 6-7. 7 Ocak (1926) tarihli, Fergana ispol­
komu'ndan Hokand uyezd-�ehir ispolkomuna, keskin bir dille yazdm1�,
camilerden ald1�1 imalathaneleri ve dükkânlan iade etmesini emreden
bir not.
55 TsGA Uz, F. 94. op. 1, d. 322, 1 1 . 35, 36.

146 • Mekke'ye Dejiil Mosknva'ya


3. Bu kararnamenin yayunlanrnasmdan õnce aç1ga çikanhp
envantere ahnan ve hiç kimsenin itiraz etmedi� vakif mallan,
Ana Vakif idaresi ve mahalli dairelerin yetki ve tasarrufunda
olacaktir.
4. iI swrlan d1§mda bulunan tüm vakif arazileri, devlet ara­
zileri listesine dâhil edilmek üzere ÕSSC Narkomzem'e devre­
dilmi§tir. Not: iI s1mrlarmm õtesinde bulunan, üzüm baglan ve
bahçeler tarafmdan i§gal edilen kültür-aydmlanma vakiflanna
ve camilere ait araziler Narkomzem'e devredilmez.
5. Mevcut karamamenin yayunland1gi ana kadar Mestnoe
Hozyastvo departmanmm [konut idaresi] fiilí kontrolünde bulu­
nan vakif mülkleri [Mesthoz]'a tahsis edilmi§tir.56
Bu kanunun sonuçlarmdan biri, dini vak1flara ekonomik des­
tek anlammda sadece bahçe veya bag birakarak onlan õnemli
õlçüde zay1flatmak oldu. Bununla birlikte, 30 Arahk'ta, kanu­
nun 4. fikras1, kirsal kesimdeki camilerin ormanhk ve meyve
bahçeli vakif mülklerini de muhafaza etmesine izin verecek §e­
kilde biraz degi§tirildi.57 Camilere ait kirsal vakif arazilerinin
õzel koruma için aynlmas1, muhtemelen, Müslümanlarm mali
kaynaklarwn daha da daraltilmas1 nedeniyle gõsterece� õfkeyi
dag1tmay1 ve cami ve medreseler için hâlâ garantili bir gelir kay­
nagimn var olmaya devam edecegine dair (yanh§) bir güvence
vermeyi amaçhyordu. Tüm vakif arazilerinin tescil süreci, bun­
lann nihai olarak hükumet tarafmdan yutulmas1m da kolayla§­
tinyordu. Son bir not olarak, kanunun 5. fikras1, hem mesthoz
ve komhozlarm ald1klan mülkleri ellerinde tutmalarma izin ve­
rerek, hem de yasa d1§1 faaliyetlere yaptlnm uygulayarak, vakif
idareleri ile yerel ekonomik kurumlar arasmdaki rekabeti çõzü­
me kavu§turuyordu. Dini vakiflan ele alan "õzel bir yasa" ç1ka­
nld1ysa da ben bulamad1m.

56 Sobranie uzakonenii i rasporyajenii raboçep i dekhkanskogo pravite'stva Uzbeks­


koi Sovetskoi Sotsialistiçeskoi Respubliki [Ozbek Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
i§çi ve dihkan hükfunetlerine ait kanun ve talimatlar derlemesi). 60. sayi,
31 Arahk 1925, "Postanovleniya pravitelstva", ÕSSC, madde 529 "O vaku­
fah/vaqflar khususida," s. 2071-2074. "Vakuft v Srednei Azü [Orta Asya'da
Vakúlar]", Vlast' Sovetov 7. sayi (14 Subat 1926): s. 11.
57 TsGA Uz F. 94, op. l, d. 316, 1. 10. Pravda vostoka'da yaymlaruru§br (30 Ara­
hk 1925).

Shoshana Keller • 147


Vakú mülklerini ve gelirlerini kontrol etmeye yõnelik bu bü­
rokratik sistem, yakléi§Ik bir buçuk yil yerinde kald.I. Narkom­
pros, Ana Vakú idaresi ve yerel vakif daireleri, mülklerden elde
edilen gelirlerin envanterini çikarmaya ve denetlemeye ve de pa­
rarun büyük kismrm egitime yõnlendirmeye çah§h ancak para­
i;im bir kisrm da halk protestolanru õnlemek için camilerin baki­
rmna gitti. Õzbekistan Komünist Partis� ayru zamanda, parti ve
devlet bürokrasilerinin genel iki katmanl1 yap1S1m sürdürerek,
tüm süreci alt bõlümü olan Merkez Komitesi Vakif Komisyonu
üzerinden denetledi.
Parti yetkilileri, vakif konusunu bir kenara koysalar dahi
daha fazla laik okul yaratma ihtiyacmm son derece farkinda­
lard1. Ocak 1923'te TürkTslK, okullar üzerindeki kontrolünü or­
taya koymu§ ve bunlann envanterini ç1karmaya izin vermi§ti.
Hükumet, mümkünse her okulda yeni bilimlerin õgretilmeye
ba§lanmas1m emrediyor ve ekliyordu: "Vakif mülklerinden elde
edilecek gelir pahasma desteklerini almak ve onlan kademeli
olarak devlet okullan sistemine dâhil etmek için õzellikle yeni
usul okullarm tescilini gerçekle§tirin." Tüm õgretmenlerin yerel
egitim birimine (ONO, Otdel narodnogo obrazovaniya) kaydolma­
lan ve yalmzca onun gõzetimi alnnda egitim vermeyi kabul et­
meleri gerekiyordu.58
Bu yasarun pratik olarak uygulanmas1, Sovyet okullanna cid­
di §ekilde zarar veren bütçe kesintileri nedeniyle ertelendi (bkz.
Bõlüm 2). 1925'in sonlannda okullann tescil ettirilmesi prograrm
béi§lad1gmda, Türkistan/Õzbek toplumunda devam eden çatlak­
lan da ortaya çikard1 çünkü farkli gruplar yeni yõneticiler alhnda
fayda ve güç için yan§ma hâlindeydi. Hem Õzbekler hem de Rus­
lann üye oldugu Ta§kent Eski Sehir ispolkom'u, okul tescil yasa­
srm ve VTsIK'in59 benzer bir Temmuz 1924 kararnamesini, kendi
yargi yetkisi içindeki tüm kayitsiz okullan zorla ortadan kaldir­
ma giri§iminin temeli olarak kullanmaya çall§h. 13 Araltk 1925'te
ispolkom, "Eski Usul Okullar, Medreseler ve Karihaneler Refor­
mu Hakkinda" ba§hkli sert bir karamame çikararak §Unu ilan etti:

58 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1. 25. 18 Ocak 1923 tarihli, 5 say1h TürkTsIK
karan.
59 Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi. VTslK tarafmdan kabul edilen ya­
salar cumhuriyet hükil.metleri tarafmdan oldugu gibi kopyalan1yordu.

148 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


[Karamame,] õzel evlerde ve aym zamanda cami ve medreselerde
ve ayr1ca diger tüm yerlerde Narkompros'tan uygun, yani resmi izin
ahnrnadan, bir araya gelen üçten fazia ki§iye ders vermeyi ve Ta§kent
Eski �hri srmrlan içinde okul, medrese veya karihane açmay1 ve i§let­
meyi §iddetle yasaklar.

Bu okullardan birini i§leten ve bunu sürdünneyi isteyen her­


kes, Egitim Bakanhg1'n1 1 Ocak 1926'ya kadar okul hakkmd a
bilgilendinnek veya izinsiz okul i§letmekten otürü bir yil zo­
runlu çah§hnna cezas1 ya da 300 ruble para cezas1yla kar§l kar­
§tya kalacakh. ispolkom'a gõre, yetkisiz okullar kapahlacak ve
mülklerine Vakif Dairesi tarafmdan el konulacakh. Karamameyi
uygulamaktan sorumlu olanlar ise çogunlukla Õzbeklerin go­
revlendirildigi rayon polisi ve mahalle komisyonlanydi.60 Daha
sonraki Sredazbüro raporlanndan birine gõre, medreseler bir yil
içinde kapahlmi§ ve yasal karihanelerin say1s1 75'ten "yan-ka­
nuni hüviyete sahip 45 dindar ogrenci grubuna" indirilmi§ti.61
Yerel Müslümanlar bu karara hemen yanit verdiler ve sonun­
da üst düzey parti yetkililerini bunu dikkate almaya zorladilar.
Müslümanlarm protestosu, sozcü Serdar-Efendi Gaziz Veyisov
ve M. Ali islam Hoca62 tarafmdan Õzbek Merkez Yürütme Ko­
mitesi'ne sunulan olaganüstü bir dizi belgede ifadesini buldu;
Veyisov bunlann ba§ yazanydi. Protestocular, bir yandan sada­
katlerini, §ikâyetlerini ve hükumetin adil muamelesine ili§kin
beklentilerini vurgularken bir yandan da Sovyetlerin çe§itli din­
sel ve kültürel ozgürlük beyanlarma yakmdan ilgi gosteriyorlar­
d1 ve haklanru talep etmeye tamamen hazudilar. 2 Ocak 1926
tarihli dilekçeleri §Õyle ba§hyordu:

Biz, Ta§kent'in Müslüman-vatanda§lar1, imamlar, medrese õgrencile­


ri, kendi ad1m1za ve ayrica tüm vatanda§-Müslümanlar adma bir kez
daha cumhuriyetimizin merkezine ve hükumetimizin ba§kanma arz
ederiz ki:

60 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 32,1. 19.


61 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1. 201. "Material k [13. Sredazbüro] plenumu-iz
doklada o Buharskom musduhoventstve", Mayis 1927.
62 Sredazbüro kayitlanna gõre, medrese õgrencilerinin karamame kar§Ih
büyük sokak gõsterilerinin düzenleyicileri Ta�kent'in en büyük medrese­
lerinin b�mda bulunan �a-Muhittin Ahun ve isa Han Agliam'd1; tutuklan­
dtlar. RGASPIF. 62, op. l, d. 221, 1.201 . TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1 . 13.

Shoshana Keller • 149


Bugün, bütün inançlann mensuplar1 ve õzellikle de dindqlaruruz ­
Ufa, Kazan, Kmm ve Kafkasya'daki Müslümanlar - din sorununa
objektif muamelesiyle Sovyet devletinin ilan ettigi din õzgürlü�den
yararlarur, dini �lerini bagimsiz olarak yürütür, seçer ve kendi dini
te§kilatlanrun [üyelerini] seçerek atayabilir ve hatta sadece istedikleri­
ni alabilir, istemedikleri ki§ileri ise bünyelerinden çtlcarabilirken, Ufa
ve Kazan'da ve hatta Moskova'da bile imamlar ve müderrisler ... din
õgretebilirken, yani açtlc inanç varken ve din hürriyetinin tüm haklar1
kullaruhrken, bizim okullarlmlZ, medreselerimiz, karihanelerimiz ...
kapatilmaya zorlan1yor, 20-30 ya§mdaki medrese õgrencilerinin okuma
yeteneklerine müdahale ediliyor, günlerinin çogu faaliyetsiz geçiyor,
bezdiriliyorlar ve büyük bir kafa kan§1kh�a düçar oluyorlar.

Adalet, hukuk, õzgürlük, vicdan ve insanl1k haklan dü§ünüldügünde,


bu zamana kadar Sovyet iktidan tarafmdan saglanan dini haklar ve õz­
gürlüklerden [mahrum b1rakild1gtm1z1 gõrüyoruz] . Sovyet iktidarmm
tüm inançlara ve bunlarm takipçilerine bah§ettigi geni§ õzgürlükleri ve
haklar1 kullanma hakkina sahip olmahy1z."

Dilekçe be§ taleplik bir listeyle devam ediyordu: (1) "halka


ve õzellikle de imarnlara" ruhani yõnetimler için yapdan se­
çimlerde oy kullanma hakki verilmesi, (2) Mart 1926 itibanyla
yõnetimlerin yeni üyeleri için aç1k seçimlere izin verilmesi, (3)
dini okullann açdmasma izin verilmesi, (4) dini okullar1 ve di­
ger organlan ulemanm idare ve islah etmesine izin verilmesi ve
(5) Osman mushafmm Ta§kent Eski �hir Müzesi'ndeki mevcut
istirahatgâlundan almarak ulemanm himayesine iade edilmesi.
�yle sonuçlamyordu:
Umuyor ve inaruyoruz ki, merkezi hükfunetimiz ve devlet liderleri
dilekçemizdeki taleplere bigâne kalmayacak ve hakh taleplerimizle
uyumlu bir [plan1] gerçekle§tirecek, sizinle huzur ve ban§ içinde ya­
§ayabilmemiz, dini ve milli hak ve õzgürlüklerden yararlanabilmemiz
için gerekli tedbirleri alacaktir."

Dilekçe ve beraberindeki rapor 100 imarn ve "halktan birkaç


bin ki§i" tarafmdan tasdik edildi ve Veyisov, Ali Hoca ve Molla
Muhamme d Ali Han islami tarafmdan imzaland1. Bu insanlar,
kismen diger bõlgelerdeki Müslümanlann bu tür bir õzgürlük-

63 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 32, 1 1 . 28-28b. Veyisov'nin Õzbekçe orijinal mek­


tubunun Rusça çevirisi.
64 Agy., 11. 29-29b.

150 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


ten faydalandtldanna dair yanh§ inanç nedeniyle hükfunetin din
õzgürlügü vaatlerini gõründügü gibi kabul ediyorlard.I. Türkis­
tan'daki din kar§lb. propagandarun son derece zayif oldugu dü­
§Ünüldügünde, Veyisov grubunun ateizmin komünizmin õnemli
bir parças1 oldugunun farkmda olmamas1 §a§trb.cr degildir. Sov­
yet vaatlerine olan inançlan, bu vaatlerin yerine getirilmedigini
gõrdüklerinde õfkelerini arthrmaktan ba§ka bir §ey yapmarm§b..
Protestocular, bu dilekçenin devammda, "1922'den 1926'nm
ba§ma kadar olan dõnemde, õzellikle de 1924-1925 y1llarmda,
bir yanda Ta§kent Müslümanlan ve bunlann dini liderleriy­
le diger yanda Halk Egitim Dairesi ve Eski �hir ispolkom'u
arasmda ortaya ç1kan yanh§ anlamalar" adh ayrmhh bir rapor
ortaya koydu.65 Veyisov'a gõre, "yanh§ anlamalar" hükumetin
daha õnce Ta§kent ruhani yõnetiminin seçilmi§ üyelerini kap1
d1§an ettigi ve devlet onayh bir ba§kan olarak Molla Zahrettin' i
getirdigi 1921-1922 y1llan arasmda ba§lam1§h (bu, �ubat 1923'te
yõnetimlerin parti tarafmdan tamamen devralmmasmdan bile
õnceydi) . Zahrettin'in gõnülsüz seçmenleri ona dini bir otorite
olarak güvenmiyordu ve hakkmdaki ithamlara gõre yõnetimi o
kadar kõtüydü ki "her §ey korkunç bir §ekilde dagihp parçala­
myordu."66 Ta§kent ulemas1 bu durumu §iddetle protesto etti,
õyle ki, Haziran 1924'te ruhani yõnetim için yeni bir seçim te­
min edilebildi. "Seçim" hileli idi:
Ancak halk õzgür seçim hakkma sahip olamad1. Toplantmm liderligi
hükumet adma, yolda§lar õmer Kurbani, Hoca Zaferi, inayetov ve
digerleri tarafmdan yapildi.67 Toplantmm ba§kanhgi onlar tarafm-

65 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1 1 . 33-38. "Doklad k TsIK UzSSR i rukovodi­


tel'yam na§hei Respubliki. Iz Trudyasçiksiya grajdan-musulman, very-ima­
mov i vsego naroda goroda Ta§kenta i Takentskoi Oblasti UzSSR. Kratkie
svedeniya o nedorazumeniah, voznil<§ih mejdu musulmanami Ta�enta, ih
religiozrumi rukovod§imi [imami i duhovrumi sobranii s odinostororu i ot­
delami narodnogo obrazovaniya i Staro-Gorodskii ispolkomam - s drugoi,
v period s 1922 do naçala 1926 gg., osobenno v 1924-25 gg."
66 Agy., 1. 33b. Bu muhtemelen dini faaliyetlerinden dolay1 hapishanede
çok zaman geçiren Zahrettin Agliam'd1. 1936'da �izli polis (NKVD) tara­
fmdan tutuklanana kadar modernize edilmi§ bir Islam adma konu§maya
devam etti.
67 inayetov, okul düzenlemesi konusundaki mücadelenin çe§itli a§amalarm­
da ortaya çikh. Sadece bu "seçimde" hazir bulunmakla kalmayarak, ba§­
karu olarak seçildi� bir okul reform komisyonunu onaylayan Ekim 1926
tarihli bir raporu Narkompros'a teslim etti. 1927'de inayetov, ÔKP Merkez

Shoshana Keller • 151


dan, Mir Said, Ahmet Rahmeti, Maksumov ve digerleri gibi devlet
hizmetine bagh olan yetkililer konusunda halkm onay1 olmaksizm
kuruldu. Daha sonra orada bulunanlara dõndüler ve "Biz, ruhani yõ­
netimin üyeleri olarak sadece falanca ve falancay1 seçiyoruz" dediler.
insanlar yõneticilerini tamamen kaybetti. Hükfunet politikasmm bakl§
açismdan seçimler yalnizca dini meselelerle ve Müslümanlarla ilgili
oldugundan, birkaç halk temsilcisi b�kanhgm eylemlerinin yasa d1§1
oldugunu ortaya koymasma ragmen kimse buna aldtr!.§ etmedi ve
halkm temsilcilerine hareket õzgürlügü verilmedi. Sõzü edilen yolda§­
lar halka "Falancay1 seçin, digerleri kabul edilmeyecek" diyerek yol
gõstermeye kalktigmda, buna raz1 olmayan halk temsilcileri toplantiy1
terk etmeye karar verdi. Ancak aynhrken [gõrdüler ki] kapmm yanm­
da kimsenin [ç1kmasma] izin vermeyen polisler vard1 ve kap1 açtlana
kadar (sessizce) oturmaya zorlandtlar."

Elbette sonuç, hükUmetin ruhani yõnetim için belirledigi tem­


silcilerin usulen seçilmesi ve ispolkom'un Ta§kent ulemas1yla
mücadelesinde büyük bir zafer kazanmas1 yõnünde oldu.
Veyisov grubundan gelen belgeler, bõyle bir davrant§ sanki
hiç duyulmad1k bir §eymi§ gibi, genel bir õfkeli §él§ktnhk tonuna
sahipti. Bu, eski imparatorluk yõnetiminin dahi dizginleri eline
bu denli s1kt alamayacag1 Eski �hir'de, §iddetli ve muhtemelen
son derece ki§isel bir iktidar mücadelesiydi. Siyasi çeki§me, yerel
din adamlanrun beklemedigi bir geli§me olarak çok daha acima­
s1z hâle gelmi§ti. Veyisov, ispolkom'u dolayh olarak mezalimle
suçlayacak kadar ileri gitti: "Geçen ytl, ramazan aymda, �yhan­
tur mezarhgmda skandal bir olay oldu - cesetler mezarlarm­
dan çikanldt! �imdi bile birkaç mezar aç1k duruyor. Bu [bize]
15-20.000 rubleye mâl oldu."69 Hükumet, mezarhga sayglSlzhk
suçlamalarma cevap verdiyse bile, cevaplan Õzbek devlet ar§i­
vinde sakl anmiyordu. Ancak hükumet, Eski �hir ispolkom'u­
nun islami okullara saldmsma degilse de bu saldmrun yol açhg1
karga§aya yan1t vermeye mecbur kald1.

Komitesi albndaki çok õnemli Din Adamlan Hakkmda Komisyon'un üye­


ligine almd1. Daha fazla bilgi olmadan inayetov'un kesin rolü hakkmda
spekülasyon yapmak zordur ancak baz1 õnemli ve hassas gõrevlere tevdi
edilmi§ bir parti üyesi oldu� açikbr. inayetov, Õzbek devlet ayg1b, parti
ve Sredazbüro arasmdaki, Müslüman din adamlanna yõnelik politikaya
ili§kin baglanblardan biri gibi gõriinüyor.
68 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32. 1 1 . 33b-34.
69 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1. 37b. Türkistan mezarhklan küçük tek ta§
veya kil kabirlerden olu§ur.

152 • Mekke'ye 0ein Moskova'ya


31 Mart 1926'da (okul karamamesinin kabul edilmesinden 15
ay sonra), Devlet Savc1hk Ofisi, Eski �hir ispolkom'una karar­
namelerini dayandirdtl<lan kanunlann nüshalanm talep eden
bir not gõnderdi.70 Haziranda savc1 Tüm Rusya Merkez Yürüt­
me Komitesi tarafmdan çikanlan kanunlann Õzbek Cumhuriye­
ti'nde baglay1cr sayilmad1gx ve Ta§kent Eski �hir ispolkom'u­
nun ceza kanununu yanh§ okuyup uygulad1g1 gerekçesiyle
karara resmi olarak itiraz etti.71 Bir hafta sonra Yasama Teklifleri
Dairesi (NI<lu'nun alt birimlerinden biri) müdür vekili, ispol­
kom karamamesiyle ilgili olarak, hem Narkompros'tan hem de
NI<lu savc1hgmdan okul reformu konusunu gõrü§melerini ve
''bu konunun yanh§ formüle edilmesine ili§kin §ikâyetler ve bu
bõlgede õzellikle de Cumhuriyet Savc1hk Müdürlügü protesto­
larmda gõzlenen yasa d1§1 eylemler hakkmda" Merkez Yürütme
Komitesi'yle birlikte harekete geçmelerini istedi.72 Ta§kent Eski
$ehir ispolkom'u karamamesi, bundan kisa bir süre sonra yü­
rürlükten kaldmld1.
Ta§kent Eski �hri okullarm kapablmasmdan dolay1 õfkeye
bogulmu§ olmasma ragmen, Õzbekistan'm geri kalamnda çok az
Müslüman okul hükumete kaydolmak zorunda birakilmi§b: (çok
kaba ve muhafazakâr bir tahmin olarak) toplam 2.500-3.000 okul­
dan, Fergana Oblasb'nda 385, Semerkant'ta 112 ve Buhara Eski
�hri'nde 62.13 Bu tutarsizhk ve katkida bulundugu siyasi tela§,
Õzbek Hükumeti'ni, dini okullan cumhuriyetin tamammda dü­
zenlemek için kendine ait bir program geli§tirmeye sevk etti.
Eylül 1926'da Adalet Komiserligi, "ÕSSC'de Eski Usul Okul­
lar ve Karihaneler Reformu Sorunu Hakkinda" adh bir belge
ortaya koydu.74 Belge, dini okullar1 is�ah etmek üzere bir komis-

70 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 32, 1 . 26.


71 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 32, 1. 12. Ôzbekistan devlet savasmm Ta�kent
Eski Sehir ispolkom'u ve ÔSSC Merkez Yürütme Komitesi'ne 20 Haziran
·

1926 tarihli notu.


72 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1 1 . 16, 1 7. 27 Haziran 1926 tarihli iki not.
73 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 . 201 . A. N-v, "Perepodgotovka uçitel'stva
i perspektivi prosve�ya v Uzbekistane", Krasnii rubej, 1. say1 (MaylS
1925): s. 49, 51 .
74 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 32, 1 1 . 39-39b. "Protokol. Zasedanie Osobogo
Sove�aniya Zakonodatelmh Predpolojenii NKlu UzSSR Predstavlyaem
NKP po voprosu o reforme staro-metodmh �kol i qorihona v UzSSR." 21
Eylül 1926.

Shoshana Keller • 153


yon kumlmas1 çagnsmda bulunuyordu, buna gõre komisyon
derhal Õzbekistan'daki mektep ve karihanelerin envanterini ç1-
karacakt1. Komisyona, bu okullann açilmas1 için izin verme, i§­
lerini kontrol ve tefti§ etme hakki verildi. Narkompros'un izni
olmadan okul açan insanlar hakkinda, hpki Ta§kent Eski �hir
ispolkom'u karamamesinde oldugu gibi ancak bu kez Õzbek
ceza yasasrmn Ta§kent'te õnerilenden farkh bir maddesine gõre,
dava açilacakh.75 Yeni õneri, okullarm artik devlet hazinesi ta­
rafmdan degil, õgrencilerin ebeveynleri tarafmdan finanse edil­
mesini õngõrüyordu. Me'('cut okullar, yasal statüleri belirlenir
belirlenmez, yil boyunca tesis edilecek kriterlere gõre yeniden
.organize edilecekti, bundan sonrasmda kalan okullar yeniden
organize edilmi§ olsalar bile kapahlmi§ sayilacakh. Kay1t dl§l
okullarda 1srar edenlerse yargilanacakb.
Mektep ve karihanelerin aç1lmas1 için ko§ullar §Õyleydi: okul
binas1 yeterli miktarda hava almah, kum, s1cak ve aydmhk ol­
mahyd1; okullara masa ve sua saglanmahyd1; sekiz ya§m albn­
daki õgrenciler kabul edilmeyecekti; ana dil, aritmetik ve doga
bilimleri õgretilecekti; fiziksel ceza yasaklanacakn; 10 ya§m al­
nndaki õgrendlerin her 40 dakikada bir teneffüse ç1kmak üzere
günde sadece dõrt saat okutulmasma izin verilirken,. daha bü­
yük õgrenciler ayru teneffüs düzeniyle be§ veya alh saat derse
girebilecekti ve Sovyet okul tatilleriyle aym zamanlara konan
resmi tatillere tâbi olacaklard1; õgretmenlerin ki§isel ihtiyaçlan
için õgrenci emegmi kullanmalan yasakland1; Sovyet okullann­
daki õgrencilerin mekteplere geçmelerine izin verilmiyordu an­
cak Sovyet okullar1 (�estvo sistemi albnda) mekteplerin hâmisi
olarak hareket edebiliyorlard1 ve karihanelerdeki õgrencilerin
asgari 15 ya§mda olmas1 gerekiyordu. Belgede, Narkompros'a
hem komisyonun hem de islami okullarm dummu hakkinda bir
rapor haz1rlamas1 ve yaymlamas1 için bir ayhk süre veriliyordu.
Bu õnerinin ilginç yanlarmdan biri, dini konularm õgretilme­
sini açikça yasaklamamas1yd1; sadece temel bilimlerin de õgre­
tilmesini §art ko§maktayd1. Dogru, islami okullar büyük õlçü-

75 Õzbekistan Ceza Kanunu'nun 158. Maddesi, "Devlet veya õzel e�itim ku­
rumlannda ve okullarda küçüklere veya genç çocuklara dini dogmanm
õ�tilmesi bir yila kadar zorla çah�brma cezas1 ta�ir." Sobranie kodeksov
Uzbekskoi Sovetskoi Sotsialistiçeskoi Respubliki (Semerkant: 1928), s. 102.

154 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


de devlet kontrolüne girmek zorunda kahyordu ancak Õzbek
Hüktlmeti islam'm õgretilm.esini tamamen yasaklamaya pek ha­
z1r degildi. Bununla birlikte hükumet, okullarm fiziksel ko§ulla­
nru belirler.ken, yasal standartlar1 kar§ilamad1gma l;<arar verdigi
bir okulu kapatmak için çok kullaru§h bir bahane yaratb. Ayru
teknik daha sonra camilere de uygulanacakti.
Ekim aymda Narkompros, NI<Iu'nun õnerisini müzakere etti
ve õnemli bir ilaveyle onaylad1: yeniden düzenlenen okullarm iki
yil içinde "tamamen Sovyet okullarmm müfredatina geçmeleri
(sovyetle§meleri)" yani dini egitimi tamamen b1rakmalan bek­
leniyordu. Narkompros daha sonra, ba§kanhguu inayetov'un
yaptigi ve Narkompros'un vakif, sosyalist egitim ve idari birim
temsilcilerinden olu§an be§ ki§ilik Eski Usul Okullan Reform
Komisyonu'nu kurdu.76
Çogu zaman oldugu gibi, okul reform planlannm, tasarlay1-
cilan tarafmdan õngõrülemeyen ve istenmeyen sonuçlan oldu.
Yeni politika, Ceditçi õgretmenler ve onlarm sempatizanlarmm
baz1 devlet yapbrunlanyla da olsa reforme edilmi§ dini okullan
yõnetmeleri için zemin haz1rlad1. Reformist ulema, planlan "a11-
§tlm.ad1k bir sempati"yle kar§ilayarak müfredatlarma aritmetik,
cografya ve diger disiplinleri gõnüllü olarak eklemeye ba§lad1.
Raporlarda Namangan'm tüm okullarm1 yeni yõnergelere gore
yeniden düzenledigi bildiriliyordu.77 Bu tür okul reformlarmm
çogu, reformistlerin kalesi olan Fergana Vadisi'nde gerçekle§­
mi§ gibi gõrünüyordu, yine de bu durum Sredazbüro'yu ciddi
endi§elere sevk etmeye yetecek kadar yaygm ve õrgütlüydü.78
Hive'de ise okul reformu projesi, modemle§tirilmi§ bir müfredat
ve daha az külfetli dini gereklilikler talep eden medrese õgrenci­
lerinin düzenledigi ufak bir ayaklanmay1 tetikledi, ulema bu her

76 TsGA Uz F. 94, op. 1, d. 422, 1 1 . 1, 14-15. 30 Ekirn 1926 tarihli, Mümin Ho­
cayev'in bll§lkanhk ettiAi Narkompros Komitesi oturumu, 7 sayih tutanak.
77 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1. 1 99, 13. Sredazbüro Genel Kurulu'nda ulema
hakkmda sunulan May1s 1927 tarihli rapor.
78 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1. 120. "Pismo (proekt strogo sekretno). K par­
torganizatsiyam Srednei Azii v svyazi s re�iyami plenuma Sredazbyuro
TsK VKP(b) ot 28-30 maya 1927 goda po voprosu o musduhovenstve", i.
Zelenski. 1 1 . 148-149, "O musulmanskom duhovenstve", i. Hansuvarov'un
konu�mas1. 1 1 . 207-208, genel kurul materyallerine eklenen, din adamlan­
na ili�kin imzasiz rapor.

Shoshana Keller • 155


iki talebe de §iddetle kar§1ych. Õgrenciler, muhtemelen komü­
nistlerden yardrm alarak da olsa, galip geldiler.79
Bu geli§melerin islami okullann güçlenmesini veya zay1fla­
masm1 etkileyip etkilemedigi aç1k degildir. Genel bir rapor (va­
kiflarm Narkompros'a devredilmesi nedeniyle) medreselerin
say1smm dü§tügünü aktanrken, 80 digerleri mektep say1smm
artmakta oldugunu iddia ediyordu. Mart 1927'de ÕSSC ikinci
Sovyetler Kongresi'nde konu§an Mümin Hocayev §Unlan sõy­
lemekteydi:

Biliyorsunuz, eski usul okullar hâlâ var. Geçen yda bakarsak, sadece
[okullarm] say1smm azalmad1g1ru, ayru zamanda õrnegin Namangan
ve Semerkant Eski �hri gibi baz1 bõlgelerde artt1g1ru gõrüyoruz. Bu­
nun bõyle olmas1 dogaldir çünkü kõyler büyüyor ve kõylüler art1k
kendi imkânlariyla eski usu] okullar açma becerisine sahipler. Elbette
bu, din adamlar1 ve halkm burjuva kesimlerinin õnderligi ve etkisi
altmda gerçekle§iyor. ôte yandan, Sovyet okullari sistemimizin çeke­
bildigi okul çagmdaki çocuklarin say1s1 yetersiz. Bu iki nedenden õtürü
eski usul okullarm say1s1 giderek artiyor.81

Hocayev'in açtl<lamas1 dogru olabilir ancak N arkompros okul


reform komisyonunun yetkisine ragmen Õzbekistan'da ba§ar1h
bir §ekilde tamamlanmi§ okul envanterleri olmad1g1 için bunu
dogrulamanm bir yolu yok.
Okullan saymaya yõnelik en sistematik giri§im, Õzbekis­
tan' m tek bir bõlgesiyle, Fergana Vadisi'yle s1rurhyd1. Haziran
1927 tarihli bir sayrm, ya§lar1 18-45 arasmda degi§en 1 .581 er­
kek õgrencili toplam 38 medrese; ya§lar1 12-45 arasmda degi§en
275 erkek õgrencili 19 karihane; 7-18 ya§ arahgmda 2.816 erkek
õgrencili 137 mektep ve 7-18 ya§ aras1 326 erkek õgrencinin yer
ald1g1 22 diger dershaneyi kay1t altma alrm§b. Aynca, 108 õg-

79 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 164, "Materiah k plenumu - iz doklada o bu­


harskom musduhovenstve." AÇiklamada, õgrencilerin "e�tim ahp Sovyet
halkuun parças1 olmak istedikleri" belirtiliyordu. "Medresede bir devrim
yél§éllldi çünkü gençler din adarm olarak faydah bir y�amlan olmayaca�­
m hissettiler ve faydah bir yapm sürmek için õgretmen olmak istediler."

Hive'deki genç erkeklerin eski yõntemleri bir kenara birakmak isterni§ ol­
malan makul ise de bu izah §Üphenin õtesine geçemeyecek kadar düzgün
bir Sovyet senaryosuna daha çok uyuyor.
80 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 . 201.
81 Vtoroi sezdsovetou UzSSR (Semerkant: 1927), s. 297.

1 56 • Mekke'ye Dejlil Moskova'ya


rencisi olan yedi kiz okulu vard1. Bu okullarda güçlenme veya
zayiflama yõnündeki bir egilime dair bir gõsterge yoktur.82
Sovyet okul sisteminin zay1flig1, Müslüman okullann varhgi­
ru sürdürmesinde õnemli bir faktõrdü. Õzbekistan üzerine ya­
ptlan 1925 tarihli bir çah§ma, 810 Sovyet ilkokulunun yaru sira
1 .026 "okuma yazma seferberligi" (likbez) (likvidatsiya bezgra­
motnosti) okulunun varhgina i§aret etmekte ancak cumhuri­
yette çogu Ta§kent'te olmak üzere yalmzca 100 okuma yazma
uzman1 bulunmasmdan §ikâyet etmekteydi. Sovyet egitiminin
herhangi bir kademesine eri§ebilenler nüfusun yalmzca %2' siy­
di. 83 1925'in sonlarmda Ana Vak1f idaresi, genç klzlarm dini
okullardaki kabhmcdarm "ana bile§eni" oldugundan ve "Eski
Buhara'da her iki Sovyet okuluna kar§1hk 52 adet eski usul ka­
dm okulu bulundugundan" §ikâyet ediyordu.84 1926-1927 yil­
lan için okullarda yapdan farkh bir klsmi say1m, (Fergana'daki)
ܧ kantonunda 19 Sovyet okuluna kar§1hk 73 geleneksel okul
gõsterirken, Harezm Oblastl'nda 45 Sovyet okuluna kar§ihk 354
geleneksel ve Ceditçi okul vard1. Hokand'daki durum (Sovyet
bakl§ aç1smdan) daha iyiydi, burada 12 geleneksel okul "kendi
kendini tasfiye etmi§ti" ve geri kalan 8 tanesi de Sovyet müfre­
dabm benimsemi§ti. Ancak bu kadar büyük bir §ehirde (1918
y1klmmdan sonra bile) sadece 20 geleneksel okul oldugunu
varsaymak gülünçtür. Bu hususi makalenin yazan, Buhara'daki
islami okullarm say1smm artm1§ rm yoksa azalm1§ m1 oldugu­
na hüküm veremese de yerel parti õrgütlerinin bu konuda çok
tela§h davrand1klarm1 dü§ünüyordu.85 Ne yaz1k ki bu, islami
kurumlara kar§1 bõylesine yumu§ak bir tutumun yaymlanma
firsab bulabildigi son zamanlardan biriydi.

82 PATsS-NDPUz F. 58, op. 2, d. 955, 1. 61 . Bu sayim, Narkompros komisyonu


tarafmdan de�il, "Ôzel Bõlüm 2. grup" [OGPU bünyesindeki Upol. SO 2-i
grupp1) yetkililerinden biri olan Saga�ayev tarafmdan yaptlrm�b..
83 A. N-v, s. 49.
84 RGASPI F. 62, op. 1, d. 105, 1. 148. "Rezolyutsiya po voprosu o jenskom
obrazovanü v Srednei Azii." Bunlar, kizlara temei okuryazarhk ve islami
ilimler õ�reten kadm hocalarm (otinlerin) yõnetti� okullard1. "Okullar''
õzel evlerde toplanan ko� çocuklardan ol�tu� için, sayimlarmm tam
do�ukla yaptlmas1 imkânsizd1. "Educating Uzbek Girls: lhe Otin and
the Soviet School", Kamp içinde, 2. bõlüm.
85 M. Stambler, "Vopros1 narodnogo prosve�ya Srednei Azü", Za partiyu
2. sayi (Ekim 1927): s. 95-%.

Shoshana Keller • 157


i�Ieri Yoluna Koymak
"Yüksek NEP" y1llan (kabaca 1924-1927) Türkistan'daki
Müslüman din adamlan için net §ekilde yorumlamas1 muhte­
melen kolay olmayan õnemli geçi§ y1llanyd1. Bir yandan, ule­
manm gücüne ve geçim kaynaklanna devletin sosyal kurum­
lara saldmsmdan yõnelen tehdit, õzellikle gelenekçi seçkinler
için daha â§ikâr olamazd1 ve birçogu bunu aç1kça ve §iddetli
bir §ekilde protesto etti. ôte yandan, i§ birlikçi din adamlan
devlet destegi ahyor ve yerel parti õrgütleriyle saglam ili§kiler
geli§tiriyorlard1. "ilericilere", kadmlann õzgürlügünü destekle­
yen yeni Kur'an yorumlan gibi gõrü§lerini ifade etmeleri için
õnemli nrsatlar verilmi§ti.86 Hatta 1924'te Türkistan Komünist
Partisi Merkez Komitesi Ajitasyon ve Propaganda Kurulu, dini
metinleri geleneksel okullardan ve kütüphanelerden çikanrken,
Ceditçi ve Bahai87 okullarmm kitaplarma müsaade etmi§, bu da
kadimcilere dogrudan zarar vererek ulema hizipleri arasmdaki
küskünlükleri arthrmt§h. 88
Ruhani yõnetimler, müsadere edilen vakif mülkleri, evlilik ve
dogumlarm ZAGS'yle tescili, 1slah edilmi§ dini okullarm statü­
sü, seçimler ve kadmlann tesettürü (resmi olarak tarafsiz tavir
ald1klan bir konu) gibi çah§ma alanlan konusunda, halk, ulema
ve Sovyet devleti arasmda oldukça aktif bir arabulucu rolü üst­
lendi. Õyle ki, Semerkant Oblash Ruhani Yõnetimi, bir zamanlar
yazd1gi din kar§1h bir makale yüzünden Ekmel ikramov'a bir
protesto mektubu yazd1 ancak hiçbir zaman gõndermedi.89 Bel­
li ki, bir yandan islam'm esas uygulamalan ve degerleri olarak

86 RGASPI F. 62, op. 1, d. 81, 1 . 239. Lyubimova tarafmdan imzalanan tarihsiz


taslak, muhtemelen 1925.
87 "Bahâi", "Bâbilik" olarak adlandmlan tasavvuf hareketinin bir ürünü ola­
rak XIX. yüzytlda ortaya �hr. Kurucusu Mirza Muhammed Ali'dir
(õ. 1892). Kendisini mehdi olarak da ilan e� ve Hz. Muhammed'in pey­
gamberli� kendisinin ortaya �1yla son buldu�u iddia etmi�tir.
Bkz. Ethem Ruhi F1�lah, "Bahâilik", Diyanet isutm Ansiklopedisi, Cilt 4, 1991,
s. 464-468. (ed.n.)
88 RGASPI F. 62, op. l, d. 20, 1 1 . 98-99. Türkistan Komünist Partisi Merkez
Komitesi Ajitasyon ve Propaganda Kurulu'nun 14 Subat 1924 tarihli tuta­
na�. Ne yazlk ki belge bu uygulamanm ne kadar yaygm oldu�u sõyle­
miyor. Muhtemelen partinin en güçlü oldu� �hirlerle swrhydi.
89 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 1 1 . 16-23, 1926 ve 1927'de meydana
gelen olaylar.

158 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


gõrdügü §eyleri savunurken bir yandan da hükümetle � birligi
yapmarun yollanru bulm.aya çah§1yorlard1.
Bazi din adamlan için, motivasyonlan ister içten ister gay­
riahlaki olsun, Sovyet yõnetiminin ortaya ç1kl§1, eski rejim al­
bnda sahip olmayi hayal ettiklerinden daha fazla güç ve nüfuz
kazanma firsah gibi gõrünmü§ olmal1dir. Sovyet sistemindeki
yaygm yolsuzluk, düzensizlik ve yerel parti hücrelerinin uy­
gunsuz emirleri gõrmezden gelme egilimi (tabi bõyle bir emir
almd1ysa: 1925'te pek çok kirsal alanda hâlâ Sovyet hükumet
organlan yoktu ve olanlar da genellikle parti talimatlarm1 oku­
yup anlayabilen çah§anlardan yoksundu), aym zamanda daha
sert bir parti sõyleminin tehdidi alhnda hissedenleri de cesaret­
lendirmi§ olmahdir. 90
Müslüman ruhani yõnetimler, devletin onlara sundugu des­
tekten eksiksiz olarak yararlandilar ve 1926'da konferanslar dü­
zenleyerek ve uluslararas1 toplanhlara delege gõndererek SSCB
genelinde ve yerel alanlarda õrgütlerini geli§tirmeye ba§ladilar.
Bu, yabancilar tarafindan kontrol edilen bir Pan-Türk ve hatta
Pan-islam hareketinin hayaletini uyandird1gi için, devlet çikarla­
rrm potansiyel olarak bir hayli tehdit ediyordu. Sovyet Hükume­
ti, õzgürlük savunucusu §eklindeki uluslararas1 imajrm güçlen­
dirmek için bu toplanhlara izin verdi ancak potansiyel tehlikeye
kar§l son derece temkinli davrand1 ve faaliyetleri yakin!fan izle­
di. Ortaya ç1kan gizli polis (OGPU) raporlan, dini faaliyetlerden
ziyade genellikle Sovyet paranoyas1m ortaya koymaktadir ancak
yine de i§e yarar niteliktedir.
OGPU ajanlan, õncelikle, din adamlarmm uluslararas1 Müs­
lüman toplumla kurduklar1 ili§kilerle ve Sovyetler Birligi'ni

90 Sa-Abdurresuliyev, "Kak ukrepit 'selsoveh", Krasmy rubej, 1 . sayi (MayIS


1925): s. 42'de �yle yaziyordu: "Kõylerdeki kitleler �imdiye kadar eski
çarhk ve yeni Sovyet hükumetleri arasmdaki farlo net bir �kilde kavra­
yamadtlar. Simdiye kadar hiçbir sovyet veya ispolkomun õrgütlenmedigi
(Harezm, �kaderya) oblastlar bir kenara, bõyle [organlarm] var oldugu
ilçelerde bile ... kõy sovyetlerini belirleyecek dogru dürüst bir seçim yok­
tur." Kuzey Türkmenistan'daki bir parti hücresi, kayitlarm ana dilde olma­
masi nedeniyle, "6-7 yildir Komünist Parti üyesiyiz ancak �imdiye kadar
hâlâ parti çah�malan, hedefleri veya politikalan konusunda bir anlayi�a
sahip degiliz" �klinde �ikâyetini ifade ediyordu. RGASPI F. 62, op. 1, d.
22, 1. 104. Volost [kõy topluluklarmdan olu�an yerel bir idari birim -ç.n.]
düzeyindeki komitelerden gelen Agustos 1924 tarihli zab1tlar.

Shoshana Keller • 159


devirmek için Büyük Britanya'yla i§ birligi yapmalan olasihgiy­
la ilgileniyorlardi. Ajanlar, May1S 1926'da Kahire'de, Haziran
1926'da Mekke'de ve Tahran'da Müslüman konferanslanna ka­
blan Sovyet heyetlerini takip ederek, ozellikle Zeki Velidi/ gibi
Müslüman Türk goçmenlere odaklanarak, "bizim Müslümanla­
rm" belirli konularda ne soylediklerini ve kimlerle tam§bl<lanru
aynnhh olarak Moskova'ya bildirdiler.91 Bu ozel raporun yazar­
lar1, Sovyet kar§1h Õzbek muhalefetin dogrudan yabanc1 hükU­
metlerin faaliyetleriyle baglanbl1 olduguna inamyor ve ruhani
yõnetimlerin SSCB'ye ciddi bir tehdit olu§turdugu konusunda
uyanda bulunuyorlard1.
Ülkenin en büyük ve en õrgütlü Müslüman orgam olan
Ufa'daki Merkezi Ruhani Yõnetim (TsDU), Kasrm 1926'da bir
tüm-birlik konferans1 düzenledi. OGPU gozlemcilerine gore,
oradaki Õzbek delegeleri Tatarlar arasmda gordükleri orgütlen­
me düzeyinden çok etkilenerek kendi orgütlerini Tatar modeli
dogrultusunda geli§tirmeye karar verdiler. Dondükten sonra,
Semerkant'taki (o zaman Õzbek SSC'nin ba§kenti) reformist din
adamlan, kendi cumhuriyetlerinde bir Merkezi Ruhani Yonetim
orgütlemek için toplanh çagns1 yaph. Bu ve bununla birlikte
Ta§kent'te de benzer bir toplanh yapilmas1 çagns1, OGPU'nun
Ufa'dan Semerkant'a ve hati:a muhtemelen Mekke'ye kadar Sov­
yet kar§Ih bir komplonun yapilmakta oldugu sonucuna varma­
sma neden oldu.
Bundan otürü Belski ve Berman, ruhani yonetimlerin Õzbe­
kistan içinde orgütlenmesini veya Ufa'daki merkezi yonetimle
baglantl kurmas1m engellemenin mecburi oldugunu ilan etti­
ler. Onlara gore, ilk bak1§ta partinin ve ilerici ulemanm egitim
ve kadm haklan alanlarmdaki ç1karlan ortakm1§ gibi gorünse
de, gerçekte bu din adamlan "ulusal kar§1-devrimci çevrelerle
yakmdan baglanhh" idi ve Türkistan'daki Sovyet iktidan için

91 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1 145, 1 1 . 2-3. Ôzbekistan'daki Müslüman din adam­


lan hakkmda, Belski ve Orta Asya OGPU tam yetkili vekili M. Berman ta­
rabndan imzalanan 8 Ocak 1927 tarihli OGPU raporu. Togan soyad1yla
yazan Ahmet Zeki Velidov (1890-1970), Ruslara ka111 õzerklik için savqan,
ardmdan iç savqtan sonra istanbul'a kaçan bir Bqkurt'tur. Adeeb I<halid,
The Politics of Muslim Cultural Reform: Cedidism in Central Asia (Berkeley:
University of California Press, 1998), s. 91 . F. 62, op. 1, d. 221, 1 1 . 209-210,
OGPU'nun din adamlan hakkmdaki Mayis 1927 tarihli raporu.

160 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


büyük bir tehlike olu§turuyorlard1. OGPU gõrevlileri aynca §U
talimatlan verdi:

Anti-Sovyet çevrelerle yakmdan baglant1h ki§ilerin mahkeme-i §er'iyye


kadrosuna girmesine izin vermeyin . . .

Vak1flarla ilgili yasama faaliyetlerimizi vakiflarm õnemli bir kismmm


hâlâ din adamlannm yetkisi altmda oldugu bõlgelere (hatta Fergana ve
õzellikle Hocend ve Tacikistan'da bile) yayarak, din adamlarmm eko­
nomik temelini daha da zayiflatm.92

Bununla birlikte, kendi karutlan, din adamlanmn birle§ik bir


amaçtan çok bir akt§ ve çab§ma durumunda oldugunu õne sü­
rüyordu:
Birligin iç vilayetlerinde ilerici ve gerici din adamlan arasmdaki fark
[muhtemelen Tatarlara abfta bulunuluyor] muhtemelen sadece §ekl1-
dir. Dikkate deger gruplar yoktur. Bugünün gericileri yarm ilerici ola­
bilirler. Bunun yeterli õmekleri var.

Õzbekistan'da ise bõyle bir §ey olmuyor. Buradaki durumun hususi­


yetleri, muhafazakârlarm say1sal olarak daha güçlü olmasmda yatmak­
tad1r. iktidarlarmm temeli feodal ili§kilerdir (i§ânlar ).

Ruhani yõnetimlerin tanrm1 geregi reformist oldugu dü§ü­


nüldügünde, bu aç1klama merkezi bir Õzbek ruhani yõnetimi­
nin ancak azmhgm çogunlugu maglup etmesi hâlinde ba§arth
bir §ekilde kurulabilecegini ima ediyordu ki bu da kitlesel bir
komplo için pek de iyiye i§aret degildi. Bununla birlikte, devam
eden toprak-su reformunun ashnda kadimcileri zay1flatbgma
inanmak için baz1 nedenler vard1: "Ürgüt'teki (Semerkant Oblas­
b) tipik toprak sahiplerinden biri olan i§ân Velihanov'un, toprak
reformundan õnce Semerkant Oblasb'mn s1mrlanmn çok õtesi­
ne geçen etkisini nasd yava§ yava§ yitirdigini gõzlernledik. Diger
oblastlardaki õteki i§ânlann durumu da bu bakrmdan daha az
õnernli degildir."93 Rapor, ba§ka bir tehlikeli geli§me olarak, §e­
hirli din adamlanrun etkisinin Õzbekistan genelinde arttigi ve
ktrsal i§ânlann gerilemesinin birakbgt bo§luklan doldurdugu
habrlatmas1yla sonuçlan1yordu. Bu çeli§kilerin açikl1ga kavu§-

92 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1145, 1 1 . 6, 8, 9.


93 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1145, 1 1 . 6-7.

Shoshana Keller • 161


turulmas1, maalesef, din adamlarrmn kendi toplanb. kay1tlanyla
mümkün degildir, nitekim bunlarm bazilarma ul�ilabilirken
bazilanna ula§ilamamaktadir. Açlk olan §ey, 1926'nm sonlarma
dogru hem din adamlan içinde hem de islam'a kar§l taktiklerini
degi§tirme sürecinde olan parti içinde büyük bir tel�m-huzur­
suzlugun bulunduguydu.
Giderek olgunla§an bu degi§im, partinin din adamlarma kar­
§1 tutumundan ziyade islam kar§1b. propaganda ve kadinlar ara­
smdaki faaliyet alanlarmda çok daha kolay gõrülebiliyordu. Bu
yakmdan ili§kili kampanyalar, Bol§eviklerin komünist olmayan
tüm sistemlere yõnelik dü§manhgmm yeni bir a§amasrmn Tür­
kistan'daki ilk kamuya açik ifadeleriydi.
Propaganda, Sovyet Hükumeti'nin islam'a kar§l cephaneli­
ginde kamusal olarak kabul gõrmü§ birincil silahb.. Yetkililer,
dinin etkisini yok etmek için "idari yõntemler" (§iddete gõnder­
me yapan §ifreli bir ifade) kullanmamalan konusunda tekrar
tekrar uyanhyordu. Propagandacilar dini inanc1 zay1flatmak
için bunun yerine egitim ve ikna güçlerini kullanacaklard1. Parti
ve devlet bürokrasileri her türlü propagandaya muazzam mik­
tarda çaba ve para harcad1. Türkistan'daki hükumet kurumla­
nmn çogunun-Sredazbüro, Õzbek ve Türkmen Merkez Komi­
teleri, Aydmlanma ve Adalet Komiserlikleri-kendi ajitasyon ve
propaganda (agitprop) bõlümleri vard1 ve bu agitprop birimle­
rinin birçogu, yalmzca din kar§tb. propagandayla ilgilenen alt
gruplara sahipti. Bu gruplara ilaveten, Militan Ateistler Birligi
(SVB, Soyuz Voinstvuyu�ih Bezbojnikov) de tüm varhgm1 dine
kar§l mücadeleye adarm§b..
Bezbojnik [Ateist] Gazetesi Dostlan Dernegi, Agustos 1924'te,
Emelyan Yaroslavski'nin bilimsel din kar§tb. egitim vizyonu­
nu uygulamaya bagh olarak kurulmu§tu. Bu grubun hücreleri,
Türkistan da dâhil olmak üzere, ülke çapmda hlzh bir §ekilde
ortaya ç1kb.. Grup birkaç ay içinde Komünist Parti'nin onay1yla
gõnüllü bir demek hâline geldi ve adrm Ateistler Birligi (Soyuz
Bezbojnikov) olarak degi§tirdi; "Militan" kelimesi 1 929 y1hna ka­
dar resmi olarak eklenmeyecekti ancak bu tarihten õnce belge­
lerde kullanilacakb..94

94 Daniel Peris, Storming the Heavens: The Soviet League of the Militant Godless
(lthaca, NY: Comell University Press, 1998), s. 44, 46.

162 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


Bezbojniklerin çah§malanrun büyük kisrm Avrupah H1risti­
yanlar ve Yahudiler üzerine odaklansa da ateistler aym zamanda
M. Kobetski'nin b�kanlik ettigi ve islam kar§Ib propagandadan
sorumlu çok aktif bir "milliyetler içi çah§ma birimi" geli§tirdi.
Kobetski, õrgüt içi kullanim için hacimli raporlar haz1rlamakla
kalmay1p, aym zamanda Tüm Birlik Komünist Parti.si Merkez
Komitesi Agitprop Dairesi'nin (APPO TsK VKP(b)) resm.i organ1
olan Kommunistiçeskaya Revolyutsiya gibi dergilerde yaymlanmak
üzere birçok uzun makale yazan, yorulmak bilmez bir yazard1.
Ateistlerin milletler biriminin diger üyeleri, 1921'de Türkistan
Aydmlanma Komiserligi liderlerinden biri olan ve daha sonra
tüm birlik düzeyinde "kültürel aydmlanma" çah§malanna ge­
çen Semyon (veya $imon) M. Dimanstein; kadmlarm kurtulu§u
kampanyasmda çok aktif olan bir Ba§kurd, Arma Nuhrat; ve
Sultan Galiyev idi.95 Ateistler Birligi'nin milletler biriminin i§­
levi, muhtelif Müslüman bõlgeler için kampanya planlar1 geli§­
tirmek ve yerel hücrelerin faaliyetleri hakkinda tavsiyelerde bu­
lunmakb. Bunu büyük õlçüde mutabakatla yap1yorlard1 ancak
bazen Kobetski veya ba§ka bir ateist memurun õzellikle sorunlu
bir bõlgeye seyahat ettigi de olurdu. Milliyetler birimi aym za­
manda, onlan her daim yerel dil(ler )e tercüme edecek birilerini
aramak zorunda kald1gi propaganda amaçh filmler, posterler ve
konferans tezleri üretip dagitmaktaydi.96
1923 giri§imlerinden sonra Türkistan'da belli miktarda islam
kar§Ib propaganda devam ediyordu ancak bunu gerçekle§tiren­
ler o kadar itibars1zd1 ki, bir Sredazbüro yetkilisi, fanatiklerin
onlan "yapay olarak" gõzden dü§ürmelerine gerek olmad1gm1
yaziyordu.97 islam kar§Ib çabalar ba§lar ba§lamaz Ruslarm is­
lam konusundaki cehaletine dõnük suçlamalar da ortaya çikb.
Sredazbüro'nun agitprop dairesinin bir üyesi olan E. Fedorov,

95 Stenografiçeskii otçet (vtorogo vsesoyuznogo s 'ezda soyuza voinstvuyu�çih bez­


bojnikou), Moskova: 1930, s. 446.
96 Õme�, Nisan 1930'da Bezbojnik dergisinin yaym kollanndan biri, ki.sa
bir süre sonra Müslümanlann Kurban Bayrarm hakki.nda, bo� birakdrm�
alanlannm metnin yerel dile tercüme edilmi� hâliyle doldurulacaA1 õzel,
yedi renkli bir afi� daA1taca�ru duyurdu. GARF F. 5407, op. l, d. 17, 1 1 .
48, 58b, 1 13.
97 RGASPI F. 62, op. 2, d. 87, 1. 1 05. T�kent Sredazbüro yetkilisinin (imzas1
okunaksiz) Stalin'e yazd1� ve Karklin ve Vareikis'e kopyalanan 6 Nisan
1924 tarihli mektup.

Shoshana Keller • 163


1925'te meslekta§lan için islam üzerine egitici bir makale YélZIIU§
ancak N. Tõregulov, bu egitim çabas1m, militan ateizm davasma
zarar vermekten ba§ka bir i§e yaramayacak kadar kõtü oldugu
gerekçesiyle §iddetle ele§tirmi§ti.98
Rus film stüdyolar1 da bu çabalara katktda bulundu ve
19201erin ortalanndan 19301arm ba§larma kadar çe§itli islam
kar§th filmler üretti. Lenin, filmlerin propaganda gücüne büyük
bir agirhk vermi§ti ve en karanhk iç sava§ ytllarmda bile film ya­
pimctlanna bütçe ayirmt§h. Filmlere olan bu güven õlümünden
sonra da devam etti ve islam kar§th propagandaalar Musulman­
ka ve Minaret smerti ( Ôlüm Minaresi, 1925), Íkinci Hatun ve Çaçvan
( Ôrtü, 1926-1927) gibi birçok ba§hk kullandtlar. Bu filmler oku­
ma yazma bilmeyen kõylüleri hedefliyor ve kolayca anla§tlabilir
temalan tasvir ediyordu: erdemli kõylüleri avlayan ekonomik
sõmürücüler olarak mollalar, din adamlan ve efendileri tarafm­
dan sosyal ve cinsel olarak baskt alnnda tutulan genç kadmlar
vb. "Õlüm Minaresi", Buhara'mn simgesi Kalan minaresine ta­
ktlan bir lakaph. Çünkü emir zamanmda tutsaklar onun tepesin­
den brlanlarak infaz edilirdi. Bu film, muhtemelen Sovyet õncesi
günlerdeki hayahn deh§etini tasvir ediyordu ancak film hedefi
epey iskalamt§ gibi gõrünüyordu:

Sinema organizasyonlarumz Dogu filmlerinin yap1mma büyük ilgi


gõsteriyor. Bu giri§imlerin hepsi e§it derecede ba§anh degil. Buhara'da
çekilen Musulmanka, bize en azmdan d1§a dõnük otantik doguyu gõste­
riyor, oysa Leningrad'da çekilen Minaret smerti, Orta Asya'daki karde§
cumhuriyetler nezdinde büyük §ilphe uyandmyor.99

islam kar§th propaganda, Moskova'daki Merkez Komitesi


Ajitasyon ve Propaganda Dairesi'nin din kar§th propagandanm
yaygmla§hnlmasma adanan ve Sredazbüro'dan bir temsilci (ter­
cihen bir kadm) için de yer aynlan õzel bir konferans düzenledigi
1926 baharma kadar, en iyi ihtimalle geli§igüzeldi. Konferansm
odak noktas1, ateistler ve birligm hedef ve yõntemleri üzerine,

98 E. Fedorov, "Religiozrue perejitki v Srednei Azü", Krasmy rubejh, 2. say1


(Haziran 1925): s. 51-54; N. Tõrekulov, "K voprosu ob antireligioznoi pro­
pagande na Vostoke: kak ne nujno podhodit k izuçeniyu lslama", I<ommu­
nistiçheskaya revolyutsiya, 20. sayi (Kasim 1925): s. 71-73.
99 A. Kurs, "Kino i sovetskii Vostok", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 20-21 .
sayi (Kas1m 1925): s. 86.

164 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


bizâtihi Militan Ateistler Birligi liderleri taraftndan (Yaroslavski,
Fedor Ole§çuk ve digerleri) yaptlacak olan atõlye çal1§malany­
d1.100 2 Haziran'da Kobetski, Sredazbüro Ajitasyon-Propaganda
Dairesi'ne (APO), "Orta Asya'daki din kar§th propaganda soru­
nunu hükme bagla[masrm] ve bizimle irtibat için bir'yolda§ tayin
et[mesini]" talep eden bir üst yaz1yla birlikte ateistlerin õrgütlen­
mesine ili§kin bilgilendirici bir materyal paketi gõnderdi.101
Sredazbüro, Kobetski'nin õnerilerine hemen yan1t vermedi.
Ashnda, Sredazbüro'nun kendi ajitasyon-propaganda dairesi­
nin bir alt bõlümü olarak din kar§th bir komisyon kurdugu ve
Ateistler Birligi Ta§kent Oblast Bürosu'nu açhg1 1926'nm sonlar1
ile 1927'nin ba§lanna kadar bu yõnde pek bir faaliyet olmad1g1
gõrülüyor. isaak G. Hansuvarov, Stupoçenko adh bir kadm ve
Stepan Alexander Solovev'in ba§rm çektigi bu iki grup, 24 Ara­
hk 1926'dan Ortodoks Noel sezonu olan 21 Ocak 1927'ye kadar
süren bir dizi din kar§th gõsteri ve atõlye çal1§mas1yla faaliyet­
lerine ba§ladi. Sunulan materyal neredeyse tamamen Hiristiyan­
hk kar§1hyd1 ve kampanya muhtemelen Ta§kent Oblash'yla s1-
rurhyd1.102 Sonuçta bu, esas olarak islam kar§Ih olmas1 beklenen
bir õrgüt için umutsuz bir ba§langiçh. Bununla birlikte, Ateistler
Birligi için beceriksizlik, her düzeyde, istisnadan ziyade kurald1.
Õrgüt, enerjisinin çogunu kolektif çiftliklerde "Ateist hektar­
lara", '�teist" tanklara, uçaklara ve hatta '�teist" bir denizalhya
sponsor olmak gibi abarhh ama §Üpheli kamusal jestlere ada­
d1.103 Ateizme dõndürdükleri insan say1smdan çok, verdikleri
seminerlerin sayis1m saymakla ilgileniyorlard1. Ateistlerin Õzbe­
kistan §Ubesi, merkez õrgütünün tam tamma yans1mas1yd1.
Sredazbüro (ve bir bütün olarak Komünist Parti), kadmlan
õzgürle§tirme gõrevine din kar§th propagandaya verdiginden
çok daha fazla õncelik veriyordu. Türkistan'da ise iki proje çok
derin bir §ekilde iç içe geçmi§ durumdayd1. SSCB Prezidyumu
Merkez Yürütme Komitesi $ubat 1925'te "Sovyet Dogu kadm-

100 RGASPI F. 62, op. 2, d. 739, 1. 1. Peris, s. 54-56. Konferans 27-28 Nisan'da
toplam 55 delegeyle yaptlnu�b.
101 RGASPI F. 62, op. 2, d. 739, 1. 4. Tam not ll'dedir. 4-17.
102 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1146, 1 1 . 1-6. Kampanyayla ilgili notlar ve belgeler.
103 GARF F. 5407, op. 1, d. 24, 1 . 128. Belgede merakhlan için bu tür faaliyetle-
re birçok atú vardir.

Shoshana Keller • 165


larmm her türlü geleneksel ve dini baskidan kurtulma ve sos­
yal ve politik hayata tarn kab.hm haklanru" onaylayan geni§ bir
bildiri yaymlach.1°' Aym z amanda Bezbojnik u stanka ve Õzbekçe
Komünist gibi propaganda dergileri, Müslüman kadmlann kur­
tulu§u üzerine yaztlnu§, islami "fanatizmin" zulmünü ve molla­
lann aptal bab.l inançlanru õne ç1karan makaleler yaymlamaya
ba§ladi.1115 Õzgürlügü te§vik etmeye yõnelik bu erken giri§imler,
yine de, nüfuzlu kar§1t güçler kar§1smda deneme niteligmdeydi.
Türkmenistan Komünist Parti.si Merkez Komitesi, 1925'te çok e§­
liligin yasaklanmasm1 tarh§ml§ ancak parti politikasmm çok e§­
lilige "ulusal komünistler ve evvela sorumlu i§çiler arasmda izin
verilmesi ilkesi l§tgmda" daha dikkatli bir §ekilde yürütülmesi
gerektigine karar vermi§ti.106 Diger bir deyi§le, çok e§lilige veri­
len halk destegi çok güçlü; parti ise, uygulamay1 karamameyle
ortadan kaldiramayacak kadar zay1fu.
Bir kadm hareketi ba§latma giri§imleri, Sredazbüro ve Mos­
kova'daki Merkez Komitesi Kadm Kollan'run (Jenotdel) kadm­
larm õrtüsünü ç1karmak için büyük bir kampanya planlamaya
ba§lad1g1 1926 y1hna kadar bõlük põrçüktü. 19 May1s 1926'da
Sredazbüro'nun Jenotdel direktõrü Serafima Lyubimova, ispol­
kom'a "Orta Asya'da Kadmlann Õzgürle§tirilmesine Ili§kin Parti
Çah§mas1" adh bir rapor sundu ve burada bu gõrevin zarure­
tinin alb.ru çizerek parti õrgütlerini kadmlan egitmek ve onlan
hükumet aygib.na ve i§ gücüne katmak üzere ciddi çah§malara
ba§lamaya çagird1. Lyubimova, Müslüman kadmlarm gelenek­
sel ya§amlanrun artlk çevrelerindeki dünyayla bagda§mad1grm
açikhyordu: "�imdiye kadar korunan ya§am tarz1 [bit] kadmla­
rm kõleligidir {ba§hk paras1, çok e§lilik, tecrit, re§it olmayanlarm
evlendirilmesi vb.), yani ekonomiye aykindir ve geni§ kadm kit­
lelerinin ekonomik bagrms1zhga dogru hareketini engellemek­
tedir . " 1º7 Hem ekonomik hem de ki§isel bõyle bir sefalete son

104 "V prezidiume TslK [SSSR]", Vlast' sovetoo, 8. sayi (�ubat 1925): s. 9.
105 Anna Nuhrat, "Vot, kakie jestokie nravi na Vostoke", Bezbojnik u stanka,
10. sayi (1925): s. 1 7; M. Razin, "O'zgartish vaqt-khotin-qizlar harakat
[Degi�im vakti- kadmlar harekete geçiyor ) , ( Ôzbekistan) komünisti, 2. say1
"

(1925): s. 57-59; A. Nuhret [Nuhrat], "Prava jeru" ve "Neravenstvo za gro­


bom", Bezbojnik (gazetesi), 42. say1 (1925): s. 5.
106 RGASPIF. 62, op. 1, d. 105, 1. 204. Sredazbüro Yõnetim Dairesi'nin 7 Ekim
1925 tarihli 11 sayih tutana�.
107 RGASPI F. 62, op. 1, d. 173, 1 1 . 94-104. 56 sayih ispolbüro tutana�.

166 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


vermenin anahtan, kadmlan kõlelige hapseden dini inançlan ve
gelenekleri yok etmekti. Lyubimova, islam'm kadmlan ve erkek­
leri ekonomik olarak nastl ezdigme dair baz1 hususi õrnekler ve­
riyordu. Cinsiyet ayrum uygularnas1, hizmetçi olarak çah§mak
isteyen kadm i§çilere kar§l aynmctltk yap1yordu-Müslüman ka­
dmlar, i§verenleri yakm akrabalan olmad1gi sürece bu tür i§ler­
den menedilmi§lerdi. Lyubimova'mn iddiasma gõre, erken (re§it
olmayan) evlilik ve "sakat btrakan dogum uygulamalan" (kal�e­
nie rojeni [ts])108 kadmlar arasmda o kadar yüksek bir õlüm ora­
nma yol açiyordu ki, Orta Asya'nm nüfus oran1 her 1 .000 erkege
kar§thk ortalama 880 kadm §eklindeydi. Ba§hk paras1 ve çok e§­
lilik uygulamalanysa yoksul erkeklere a§m bir yük bindiriyordu
ve sm1f temelli baskmm bir parças1yd1.109
Lyubimova'nm yorumlan, Bol§eviklerin kad1nlarm istihdam
yoluyla õzgürle§mek için ev i§lerinden kurtanlmas1 gerektigi
konusundaki çoktandtr süregelen isranru yans1hyordu. Ona
gõre, ev hizmeti bile rahat bir tecritten üstündü. Ancak Lyubi­
mova'nm dü§üncesi, Ôzbek kadmlarmm eve kapanma tutum­
larmm zenginlik ve statü denklemlerini hesaba katmayan Bahh
varsayrmlara dayan1yordu. Derin kültürel farkhhklar konusun­
daki bu farkmdahk eksikligi, õzgürle§tirme kampanyasmm izle­
yecegi yooc1 gidi§ahn õnemli unsurlarmdan biriydi.11º
Lyubimova, islami uygul amalann nastl ortadan kaldmlacag1
konusunda oldukça kararsizd1 ancak Ôzbek ve Türkmen cum­
huriyetlerinin "aile-evlilik kanunnamesini ve toplumsal (bztovze)
suçlarm gayrime§rulugu yasasm1" kendi hukuk yasalar1 gibi

108 David Ransel, bunun epizyotomiye [dogumu kolayla§hrmak adma vajina


açikhguun büyümesini saglamak için yaptlan cerrahi kesi i�lemi -ç.n.) veya
dogum sirasmda cinsel organlan veya rahmi manipüle etmeye atlfta bu­
lunmu� olabilecegini õne sürüyor. Anna Nuhrat'm 1936 tarihli bir makale­
sinde olas1 ba�ka yorumlar da õne sürülüyor, Nuhrat burada "Kadmlann
kül ve kumlu çukurlarda dogum yapmaya devam ettiginden, bebeklerin
s1klca be�iklere bagh tutuldugundan, çocuklann burada hastalarup õldü­
günden" �ikâyet etmekteydi. A. Nuhrat, "Usilim antireligiomuyu propa­
gandu sredi natsionalok", Antireligioznik, 1. sayi (1936): s. 26.
109 RGASPI F. 62, op. 1, d. 173, 1 1 . 94-95.
110 Bol�vik idealler, ayru �kilde, Rusya klrsalmdaki kadmlann y�amlan­
nm ekonomik gerçekleriyle de uyumsuzdu ve �it derecede feci sonuçlar
dogurdu. Bkz. Wendy Z. Goldman, Women, the State, and Revolution: Soviet
Family Policy and Social Life, 1917-1936 (Cambridge: Cambridge University
Press, 1993).

Shoshana Keller • 167


kabul etmelerinin õnemli oldugunu belirtiyordu.111 Yasa, karn­
panyada kullarulan en õnemli ve etkili araçlardan biriydi çünkü
hapishanelerdeki ve çah§ma kamplanndaki ko§ullar insanlan
davraru§lanru degi§tirmeye zorlamak için kullarulabilirdi. Lyu­
bimova, yerel ve cumhuriyet düzeylerinde Õzbek Hüktlmeti'ne
i§tirak eden kadmlann sayica az olu§unu tarh§maya açtJ., sayd1-
gi kadanyla parti ve Komsomol'da (belirtilmemi§ yekun içinde)
tam üye olarak 58, aday üye olarak ise 293 kadm vardi. Vard1gi
sonuç, gerçek õzgürlüge ula§mak için Türkistan'run her düze­
yinde kadmlara karnusal ya§ama daha kapsamh eri§im hakkl
verilmesi gerektigiydi.112
1926-1927'de Õzbekistan, 1926 RSFSC Evlilik, Aile ve Vesayet
Kanunu'na uygun olarak õzel cinsel davrani§lan düzenlemeye
ba§lad1. Cumhuriyet, ceza kanununa "toplumsal suçlar"la ilgili
birkaç madde ekledi:
Madde 211. Cinsel olgunluga eri§memi§ ki§ilerle cinsel ili§kiler
için, en az üç yil õzgürlükten yoksun birakma cezas1 hükmolunur.
Madde 212. Cinsel olgunluga ula§maml§ ki§ilerle cinsel ili§ki,
ba§tan çikarma veya cinsel tutkunun sapkm biçimlerde tatmin edil­
mesi ... en az be§ ytl õzgürlükten yoksun b1rakmakla cezalandmlir.
Madde 213. Ergenlerin [maloletnih] veya re§it olmayanlarm
[nesover$ennoletnih] ahlak d1§1 faaliyetler yoluyla suistimali ... en
az be§ yil õzgürlükten yoksun birakmakla cezalandirilir.
Madde 273. Gelin ve damadm evlenmesi için gerekli oldugu
dü§ünülerek, damat, damadm anne-babas1 veya akrabalan tara­
fmdan yerli halkm gelenegme gõre s1gir, para veya diger mallar
§eklinde gelinin anne-babasma veya yakmlanna kalin [ba§hk pa­
ras1] õdenmesi, bir y1lhk õzgürlükten yoksun birakmakla ceza­
landirilir. Ayru karar, kalini kabul edenlere de uygularur, buna
ek olarak, kalinm miktarma e§it bir para cezas1 hükmolunur.113

111 RGASPI F. 62, op. 1, d. 173, 1. 97. Lyubimova, 1918 evlilik yasaslill de��­
tiren 1926 RSFSC Evlilik, Aile ve Vesayet I<anununa attfta bulunuyordu.
Mayis 1926'da konu�masJIU yapbW. siralarda, kanunun taslagi. Sovyet hu­
kukçulan arasmda �iddetli t�alara konu oluyordu. Ocak 1927'de ya­
sala�b. Goldman, s. 248 ve 6. bõlümün tamanu, "Sexual Freedom or Social
Chaos: The Debate on the 1926 Code."
1 12 RGASPI F. 62, op. 1, d. 173, 11. 104-107.
113 Sobranie kodeksov UzSSR, 1. bask1, s. 112, 121.

168 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


i§in garibi, Ôzbekistan'm bu ceza kanunu, sosyal suçlar liste­
sinde çok e�liligi içermiyordu ancak RSFSC'nin 1928 ceza kanu­
nu, bir yda kadar "1slah edici çah§ma" ya da 1.000 rubleye ka­
dar para cezas1yla bu gelenegi yasakhyordu.114 Ôzbek kanununa
çok e§liligi yasaklayan yeni bir madde ta ki 1931'de eklenebildi;
maddenin õngõrdügü cezalar arasmda oy haklarmdan mahrum
birakma da vardi.115 Yerle§ik geleneklerin yasaklanmasmda ya­
§anan bu tür bir gecikme, Türkmenistan'daki yukanda bahsi
geçen çok e§lilik sorununun da gõsterdigi gibi, Orta Asya'da
duyulmarm§ bir §eY degildi. Türkmenistan da Ekim 1926'da ka­
lin1 kaldiran bir yasay1 gõrü§IDܧ ancak ceza kanununu May1s
1928'e kadar fiilen degi§tirmemi§ti.116 Zaman içinde degi§tiril­
meye devam eden kanuna en nihayetinde kadmm toplumda ak­
tif olarak yer almas1m (õmegin, okula gitmesini) õnlemeyi suç
hâline getiren hükümler de eklendi.117
Kadmlarm statüsüne ili§kin çab§malar, din adamlan ara­
smdaki bõlünmeleri daha da §iddetlendirdi, bu da zaten parti
aktivistlerinin amaçlad1g1 §eydi. 1926 yazmda Fazdcan Mak­
zum, Margilan'daki kadm toplanblarma kar§1 "halk arasmda
bir protesto firbnasmm yükselmesine sebep oldu" ve "hatta bir
süreligine ... aynlmaya zorland1." Bu olaym anlabm1, onu kimin
terk etmeye zorlad1gm1 belirtmiyordu ancak Makzum'un azliy­
le Fergana Ruhani Yõnetimi arasmda bir baglanb oldugunu ima
ediyordu, zira yõnetim, Makzum'un "kadm sorunuyla" ilgili
"§eriat kar§tb" ifadeleri üzerine haziran aymda kamuya açik bir
soru§turma düzenlemi§ti.118 Molla Urunbayev ise, Makzum'un

114 Ugolovmy kodeks RSFSR, Moskova: 1957, Madde 199, s. 102. Tüm Rusya
Merkez Yürütme Komitesi'nin 6 Nisan 1928 tarihli oturumunda onayla­
nan kanun.
115 "Osnov1i kol v mogilu �ariata!" Uzbekistanskaya pravda, 56. say1 (8 Mart
1931): s. 2.
116 Kommunistiçeskaia Partiya Turkmenistana v rezoliutsiyah i re�niyah sezdov i ple­
numov TsK. Tom 1, kniga peruaya, 1925-1928 (�bat: 1981), s. 236 ve devami.
117 TsGA Uz F. 904, op. 10, d. 91, 1 1 . 47-8. "Tezis1 doklad1 -0 rabote sudebmh
organov Namanganskii oblasti po delam o prestupleniyah, napravlenmh
protiv prav j�in i ih raskrepo�ya . . . ", 1 Ocak 194l'den 1 Ekim 1941'e
kadar. Ôzbek yasaslnlil 274. Maddesi ba�langiçta yalmzca zorla evlendir­
meyi yasakl1yordu ancak daha sonra bir kadrm iradesi d1�mda evde tut­
mayi suç sayan paragraflar eklendi.
118 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 150, 1. 49. "Zadaçi partii v rabote sredi jen�in
v svyazi s deyatelnostiu Musulmanskogo duhovenstva", 18 Ocak 1927.

Shoshana Keller • 169


õzgürle§me kar§Ih protestolarma yarut olarak, yõnetime ait Fer­
gana gazetesinde §unlan yazacakh:
�riata ve Muhammed'in vasiyetine gõre, kadmlar Allah katmda er­
keklerle e§it bir konurna sahiptir. Kadmlar erkeklerle e§it olarak günde
be§ defa narnaz ktlabilir, sosyal hayata kahlabilirler. Ayr1ca erkeklerin
yaptl� gibi [arkada§lar1ru] ziyaret etrne, çar§1ya gitme, okuma ve egi­
tim alma haklari vard1r. Kadmlarm kadi, mütevelli vb. gibi gõrevlerde
bulunmalarina dahi izin verilmi§tir.119

Yine de kamusal galeyanlar, Sovyetler için (hükumetin suç­


lulan bulma ve tutuklama çabalarmdaki etkisizligme ragmen)
bashrmas1 nispeten basit olan bir muhalefet tarz1yd1. islami egi­
tim ve toplumsal baskiy1 içeren daha incelikli direni§ biçimlerine
kar§I koymanm ise çok daha zor oldugu ortaya ç1kh. Hükumetin
yaphgi her hamleye muhafazakâr ulemanm bir cevab1 var gibi
gõrünüyordu. Parti jenotdelleri 1924 ve 1925'te kuruldugunda,
ulema buna, kadmlarm islam'a olan inançlarm1 güçlendirmeye
adanmi§ kendi "jenotdellerini" kurarak kar§ihk verdi.120

Sõzüm Ona ilerleme


Hem Türkistan hem de bir bütün olarak SSCB'deki NEP dõ­
nemini õzetlemek için kullarulabilecek en iyi ifade "muglak11k"
olsa gerek. Parti, Sovyet siyasi ve sosyal kurumlarmm in§asmda
ve Türkistan toplumuna Sovyet imaj1 kazand1rmaya devam ede­
cek bir temei olu§turmada net ve istikrarh ilerlemeler kaydetti.
Bürokratik yaptlann çok zayú oldugu yerlerde OGPU, partinin
amaçlanna ula§masma yardimc1 olmak için daha dogrudan ve
acimas1z bir yakla§Im benimsemeye davet edilebildi. Ancak
parti yetkilileri, ilerlemelerinin ne kadar kof oldugunun da far­
kmdayd1, õmegin, kâg1t üstünde Sovyet diye addedilen mahke­
melerin gerçekte çogu zaman islami mahkemeler olarak kald1g1
·biliniyordu. 19201er sanatçilar ve küçük esnaf için alhn bir çag
iken, birçok Bol§evik için, partinin devrimci i§tiyakrm yitirmi§

119 PATsS-NDPUz F. 58, op. l, d. 150, 1. 48. Õzbekçe orijinalinin Rusça çevi­
i;!si. Ruhani yõnetim gazetelerinin �lam kalan nüshalarmi bulalll!ldim.
Ozbek KGB a11ivlerine veya mevcut Ozbekistan Müslümanlan Dini Idare­
si'ne kaydedilmi� olmalan mümkündür.
120 RGASPI F. 62, op. l, d. 173, 1 . 96. S. T. Lyubimova'nm Sredazbüro'ya ver­
digi Mayis 1926 tarihli rapor.

170 • Mekke'ye De�) Moskova'ya


gibi gõründügü, çok sinir bozucu bir dõnemdi. Kendi zay1fhkla­
nna klyasla islami düzenin devam eden gücü, Türkistan komü­
nistleri için hayal klnkl1gmi daha da arttmyordu:
Bu dõnem siradan Türkistanblar için de kafa kan§hnc1yd1,
mollalarm bir yandan Sovyetlere kar§l silahlamp bir yandan
onlan islam'm savunuculan olarak õvdügüne §ahit olduklan,
bazilan için heyecan verici ilerleme firsatlarmm açild1g1, bazila­
n içinse hayatta kalmanm bile tehdit altma girdigi bir dõnemdi.
iç sava§m sona ermesi ku§kusuz genel bir rahatlama saglad1
ancak yeni cumhuriyetlerin ve etnik kimliklerin yaratilmas1 ve
yeni bir deger sisteminin getirilmesi, ne kadar beceriksizce ya­
p1hrsa yapilsm, birçok insan için büyük bir belirsizlik ve endi§e
yaratml§ olmab.
Türkistan'da, belki birkaç üst düzey parti yetkilisi d1§mda
kimse fark etmedi ancak 1926 y1h, sabirh ve istikrarh bir çal1§­
ma yoluyla yeni bir toplum in§a etme çabalanmn sonuna i§aret
etmekteydi. Parti, Türkistan toplumunun temellerine dogrudan,
vah§ice ve aniden sald1rmaya haz1rlan1yordu. 1927 ba§larken
tarh§ma konusu, bunun nasil yapilacagtyd1.

Shoshana Keller • 171


4

Sorunu Tartt§mak

arihçiler dõnemselle§tirme hakkmda tarh§mayi severler,


T karma§ik olay y1gmlanndan anla§ihr anlanlar olu§tururken
baz1 õnemli degi§ikliklerin tam olarak ne zaman gerçekle§tigi­
ni belirlemeye çal1§1rlar. SSCB tarihçileri, Stalin'in halk için hem
canlandmc1 hem de õlümcül sonuçlan olan yeni bir devrim ba§­
lathg1 "Büyük Kmlma"run (Velikii perelom) ba§langlCl olarak ge­
nellikle 1928'i seçerler. Bu tercihin arkasmda mükemmel sebep­
ler bulunuyor, bunlardan en õnemlisi 1928'i bizâtihi Sovyetlerin
dõnüm noktas1 y1h olarak gõrmeleridir. Ne var ki perspektifi
Moskova'dan çepere kaydlrmak, genellikle dõnemselle§tirme­
nin de uyarlanmas1 gerektigi anlamma gelir. Çünkü Sovyetler
ashnda imparatorluklanru tamamen homojen biçimde yõnetme­
mi§lerdir. 1927 senesi, Türkistan'da hem sõzler hem de eylemler
aç1smdan, geçmi§ten büyük ve §iddetli bir kopu§un ba§langlCl
olarak çok daha õnemli gõrünüyor.

SSCB Genelinde Ruhban Kaq1b Politikalar


Sovyetlerin, azmhk olan reformistleri destekleyip te§vik ede­
rek çogunluk durumundaki gelenekçi din adamlarmm alhm oy­
maya nasd ba§lad1g1ru gõrmü§tük. Bu taktik islam ya da Türkis­
tan1a s1rurh degildi, Bol§eviklerin daha büyük dini dü§manlan
olan Rus Ortodoks Kilisesi'ne kar§1 uygulad1klan yõntemlerin
bir ba§ka §ekliydi. Ya§ayan Kilise veya Renovasyonizm olarak
adlandmlan hareket, Müslüman ruhani yõnetimlerle e§ zamanh
mevcudiyet gõsterdigmden, ilkinin yõrüngesini anlamak, ikinci­
sini uygun bagl amma yerle§tirmeye yardimcr olur.
Renovasyonist Hareket, Lenin ve Troçki'nin yurt d1§ma
satmak üzere Kilise'nin degerli e§yalarma el koymaya ba§la-

Shoshana Keller • 1 73
masmdan bir yd sonra, 1922'de ortaya ç1kh.1 Rus Ortodoks
Kilisesi Patrigi Tikhon, bu eylemlere §iddetle kar§1 ç1karak,
hükumete aç1ktan direni§ çagns1 yaptl ve 9 May1s 1922'de tu­
tukland1. Onun gõrevden almmas1 Kilise kar§lh din adamlan­
na ve OGPU'ya bem modemizasyonu bem de Sovyet Hüku­
meti'ne destegi savunan rakip bir Kilise kurma firsah saglad1.
Bu, Tikhon'un Nisan 1925'te, bapisten ç1ktiktan kisa bir süre
sonra õlmesiyle daha da güçlendi. Türkistan'da oldugu gibi,
reformist din adamlan ve OGPU birbirlerini kullanmaya ça­
h§1yorlard1 (baz1 papazlar on dokuzuncu yüzyddan beri kili­
se reformu için çagn yap1yorlard1) ancak ba§mdan beri polis,
Renovasyonistler üzerinde, Müslüman reformculara yapabil­
diginden çok daha sert bir denetim uygulad1. OGPU aynca
Tikhon'a ve ona hâlâ baghhk gõsterenlere kar§l saldirgan ey­
lemlerde bulunarak, binlerce piskopos, rahip, ke§i§ ve rahibeyi
tutuklad1, sürgüne gõnderdi ve infaz etti.2
Renovasyonist Hareket, bedefledigi güruh tarafmdan ho§
kar§danmad1; kõylülerin reforme edilmi§ ritüelleri reddetmesi,
komünistlerin kõylülerin karanhk ve geri kafah, iknadan ziyade
zorlamaya yatkm olduklan yõnündeki algdanru güçlendirmi§
olabilir. 1927'ye gelindiginde, Tikhon yanhs1 din adamlarmm
çogu sürgüne gõnderilmi§, hapse atilmI§ ya da õldürülmü§tü
ancak Ya§ayan Kilise'nin eskisinin yerini dolduramad1gi da
açikh. Kiliseyi tamamen yok edemeyen OGPU, Tikhoncu yük­
sek rütbeli din adami Ba§piskopos Sergey'i benüz hapsetme­
mi§ti ve §artlarma teslim olmas1 için muazzam bir baski alhnda
tutuyordu. Ajanlar, onu Sovyet Hükumeti'ne sadakat beyanmi
imzalamad1g1 takdirde bâlibazirda bapiste olan tüm rahipleri
õldürmekle tebdit etti. Bu §artlar alhnda, Sergey'in anla§maya
uymaktan ba§ka seçenegi yoktu. Bildiri 29 Temmuz'da imza­
landi ve Kilise bir kez daha devlete bagland1. OGPU, birkaç yd

1 El koymalarla ilgili Politbüro ve diAer belgeler �urada yaymlaruru�br: Rus­


skaya pravoslavnaya tserkov i Kommunistiçeskoe gosudarstvo, 1917-1941. Doku­
ment1 i fotomaterial1 (Moskova: Bibleisko-Bogoslovskii Institut sv. apostola
Andreya, 1996), s. 70-145.
2 Glennys Young, Power and the Sacred in Revolutionary Russia: Religious Ac­
tivists in the Village (University Park: Pennsylvania State University Press,
1997), s. 149-151; Russkaia pravoslavnaia tserkov', s. 69; Edward Roslof, "The
Renovationist Movement in the Russian Orthodox Church, 1922-1946"
(Doktora tezi, University of North Carolina at Chapel Hill), 1994.

174 • Mekke'ye Dejl;il Moskova'ya


daha mevcudiyetlerini sürdürecek olsa da bundan bõyle Reno­
vasyonistlere destek vermeyi birakh.3
Sovyetler, 19201erin ba§larmda Rus Ortodoks I<ilisesi'ni dog­
rudan bõlmeye çal1§manm yan1 sira, Ortodoks olmayan birçok
H1ristiyan gruba, õzellikle Baptistlere ve diger Protestan mez­
heplerine (Yehova �ahitleri hariç) dikkate deger bir ho§gõrüyle
davrand1. Bunun amac1 muhtemelen daha çok say1da mümini
Ortodoks I<ilisesi'nden uzakla§hrmak, bõylece I<ilise'ye olan
destegin alhm oymakh.4
Ukrayna ve Rus Ortodoks I<iliselerinin yüzy1llardir birle§ik
oldugu Ukrayna'da, Ukraynah milliyetçiler 1921'de Rus Orto­
doks I<ilisesi'yle dogrudan rekabet eden bir Otosefal I<ilisesi
kurdular. Bol§evikler, bu karga§aya sevinmek yerine, gerçekten
bagnns1z bir kilise tarafmdan tehdit edildiklerini hissettiler ve
Otosefal kilisesini Renovasyonist Hareket'le birle§tirmeye çal1§h­
lar. Bunu ba§aramayan OGPU, bu kez I<ilise içinde bir bõlünme
yaratmay1 denedi ve onu 1930'da nihayet bashrd1.
Sovyetler, diger bõlgelerde de benzer hizipçi hareketleri des­
tekledi. Ermenistan'da, liberal egilimli küçük bir grup rahip,
1922'de Sovyetlerin resmi olarak tan1d1g1 bir Õzgür I<ilise kurdu.
Bununla birlikte, Renovasyónist Hareket gibi, Õzgür Ermeni I<i­
lisesi de fazla halk destegi çekemedi ve 19201erin sonunda dagi­
hldi. 5 O hâlde, Sovyetlerin reformist Müslüman din adamlarma
verdigi (Tatarlar ve Kuzey Kafkasyahlar arasmda da meydana
gelen) destek münferit bir tuhafhk degil, anla§mazhgi ki§kirtma
ve dü§man sosyal kurumlan zay1flatmak için gõzdeleri seçme

3 Dmitri Pospielovsky, The Russian Church under the Soviet Regime 1917-1982,
1 . cilt, (Crestwood, NY: St. Vladimir's Press, 1984), s. 67-68, 168; Russkaya
pravoslavnaya tserkov , s. 224-228.
4 Sabrina Ramet, ed. Religious Policy in the Soviet Union (Cambridge: Camb­
ridge University Press, 1993), s. 5; Bohdan R. Bociurkiw, "The Shaping of
Soviet Religious Policy'', Problems of Communism, 22. cilt (Mayis-Haziran
1973): s. 44; Dimitry Pospielovsky, Soviet Anti-Religious Campaigns and Per­
secutions (New York: St. Martin's Press, 1988), s. 28.
5 Bohdan Bociurkiw, "The Ukrainian Autocephalous Orthodox Church,
1920-1930: A Study in Religious Modernization", ed. Dennis J. Dunn, Re­
ligion and Modernization in the Soviet Union (Boulder, CO: Westview Press.,
1977) içinde, s. 316-317; Mary Matossian, The Impact of Souiet Policies in Ar­
menía (Leiden: E. J. Brill, 1962. Yeniden basun 1981), s. 92-93.

Shoshana Keller • 175


yõnündeki genel stratejinin bir parças1yd1. Bunu ba§armak sure­
tiyle, dogrudan bir saldmmn zemini de haz1rlanrm§ oldu.

Tarh§ma ve Müzakere
Sredazbüro, 24-27 Ocak 1927'de düzenlenen 12. Genel Ku­
rul'unda islam kar§1h çal1§malarla ilgili ciddi tarh§malara ba§­
lad1. Yeni hathn õnde gelen sõzcüleri i. G. Hansuvarov ve Elanel
ikramov'du. ikramov (1898-1938) Ta§kentli entelektüel-dindar
bir aileden geliyordu (amcas1 Abdülvahid Kãri müderristi ve
ikinci Duma'ya gõnderilen delegelerden biriydi; babas1 ise bir
mollayd1) ve 1918'den beri aktif bir komünistti. Türkbüro bünye­
sinde çal1§h ve 1922'nin ortalannda Türkistan Komünist Partisi
Merkez Komitesi üyesi oldu. Bu s1fatla Sredazbüro toplanhla­
nna kahlmaya ba§lad1. Feyzullah Hocayev, 19201erin ba§mda
Sredazbüro ispolkom'una hizmet veren ve ulusal s1mrland1rma
sürecini yõnetmeye yard1mc1 olan en me§hur Türkistan komü­
nistlerinden biriyken, ikramov, ÕKP Merkez Komitesi'nin sek­
reterligine getirildigi 1925 yilma kadar dü§ük bir profile sahipti.
On sekiz ay içinde ikramov, Õzbek partisinin Sredazbüro'daki
ana temsilcisi hâline geldi ve 1929'a kadar resmi olarak genel
sekreterlige terfi etmemi§ olmasma ragmen, 1927'nin ba§larmda
belli ki Õzbek partisinin lideriydi. ikramov'un ydd1z1 parlad1kça
Hocayev'inki solgunla§h ve bu iki adam kõtü bir ki§isel rekabete
giri§ti. ikramov aym zamanda islam'm gerçekten yok edildigmi
gõrmek isteyen çok az say1da yerli komünistten biriydi-Õzbek
parti üyeleri arasmda, Birinci Be§ Yilhk Plan sirasmda islam kar­
§th eylemlerin ayrmtilarmi tasarlamakla ilgili en çok sorumlu­
lugu o üstlenmi§ti. Bu konuda Sredazbüro'nun beklediginden
daha radikal olma egilimindeydi ve 1937'de tutuklanana kadar
islam kar§th faaliyetlerle yakmdan ilgilendi. ironik bir §ekilde,
sonunda, çe§itli Õzbek milliyetçisi komplolan kapsammda Ho­
cayev1e i§ birligi yaphgw itiraf etmeye mecbur birakild1; i. A.
Zelenski'yle birlikte üçü, Mart 1938'de yan yana idam edildiler.
i. G. Hansuvarov ise, hakkmdaki bilgiler bõlük põrçük oldu­
gu için, çok daha esrarengiz bir figürdür. Gõrünü§e gõre siyasi
kariyerine Türkist�'da Harezm Komünist Parti.si Merkez Ko­
mitesi'nde ba§lad1 ve cumhuriyet kurulduktan kisa bir süre son­
ra Õzbekistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Orgbüro' suna

176 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


kabld1. 1926'da Sredazbüro Ajitasyon ve Propaganda Kurulu
ba§kanl oldu ve bu ona 1927'de Türkistan'daki islam kar§1b pro­
pagandarun ba§ mimar1 ve ardmdan Õzbek Militan Ateistler
Birligi'nin liderlerinden biri olarak ortaya ç1kmas1 için zemin
haz1rlad1. Sonraki iki yd boyunca, Sredazbüro ve Õzbekistan
Komünist Partisi Merkez Komitesi için din ve din adamlanyla
ilgili her komitede ya bulundu ya da ba§kanhgim yürüttü. Han­
suvarov'un etkisi, 1929 ydmm ba§larmda, Õzbekistan Komünist
Partisi Merkez Komitesi Siyasi Yürütme Bürosu'nun, onu Ta§­
kent Oblast Komitesi'nin yeni seçilen ba§kan1 olarak kõylülere
kar§I çok sert davranmakla suçlamasmm ardmdan azalmaya
ba§lad1. Daha da kõtüsü, yerel Kizil Õzbekistan gazetesi (ba§h­
ca Õzbekçe gazete) onun hakkmda bir ele§tiri yaymlami§ ve bu
da editõrünün ba§1m büyük belaya sokmu§tu.6 1930 itibariyle
Orta Asya Komünist Üniversitesi'nin (SAKU) rektõrü oldu ve
1932'de Õzbek alfabesinin Latinize edilmesi üzerine bir kitap
yaymlad1. Bu noktadan sonra Türkistan meselelerini birakmi§
gibi gõrünüyor.7
12. Sredazbüro genel kurulu, partinin birçok õnemli konu­
da, õzellikle de "ilerici" mollalar ve onlarm yeni usul okullar1
hakkmdaki tutumunda bir degi§iklige i§aret etmekteydi. Bu de­
gi§ikligin itici gücü Sredazbüro'dan kaynaklanrmyordu elbette,
OGPU'dan ve Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komitesi
bünyesindeki I<ilise ve Devletin Aynlmas1m Uygulama Komis­
yonu'ndan veya daha basitçe Din Kar§tb Komisyon'dan gelmi§
gibi gõrünüyor. Bu komisyon, partinin gizli polis, Adalet Komi­
serligi ve Ajitasyon ve Propaganda bõlümü arasmdaki din kar­
§tb stratejileri koordine etmek üzere Stalin tarafmdan 1922'de
kurulmu§tu.8 Stalin'in, ona parti faaliyetleri üzerinde, rakiple­
rinin (çok geç olmadan farkma varamayacaklan kadar) yakm bir
kontrol kurma imkâm saglayan Orgbüro' su kapsammd a denet­
ledigi pek çok organdan biriydi. 1923'ten sonra Emelyan Yaros-

6 PATsS-NDPUz, F. 58, op. 5, d. 77, 1 1 . 1-32. 17 �ubat 1929 tarihli toplanh.


7 RGASPI F. 62, op. 1, d. 21 . 1 . 10. Hansuvarov'dan Sredazbüro'ya 18 Hazi­
ran 1924 tarihli telgraf. F. 62, op . l, d. 18, 1. 22. 24 Arahk 1924 tarihli Sre­
dazbüro tutana�. F. 62, op. 1, d. 705, 1. 8, 19 Ocak 1930 tarihli Sredazbüro
tutanag1.
8 Arto Luukkanen, The Party of Unbelief: The Religious Policy of the Bolshevik
Party, 1917-1929 (Helsinki: Studia Historica 48, 1994), s. 126.

Shoshana Keller • 1 77
lavski'nin bél§kanhgrm yaph� Din Kar§1h Komisyon, enerjisinin
çogunu· Renovasyonist Hareket'i desteklemeye ve Tikhonculan
bashrmaya yogunla§hrd1. Ayru zamanda, Türkistan'da hemen
uygulanmamasma ragmen, dini derslere yalruzca on dõrt" Yél§
ve üzeri çocuklann kayit olabilecegi yõnünde karar aldi. Komite
1926'nm sonlanndan itibaren dikkatini islam'a çevirdi ve islam
kar§lh bir kampanya planlanna adanrm§ birkaç toplanh yaph.9
12. Sredazbüro genel kurulu, delegeler arasmda islam so­
rununun mahiyeti ve bu konuda ne yapdmas1 gerektigi husu­
sundaki keskin anla§mazhklan ortaya çlkard1. Hansuvarov,
propaganda dairesinin gõrevleri ve hedefleri üzerine aç1h§ ko­
nu§mas1m yaparken, diger §eylerin yaru sira, Dogulu yolda§lann
neredeyse unutmu§ oldugu din kar§lh çal1§malan canland1rma
ihtiyacmdan bahsetti. Dogu ko§ullannda hu i§i yürütmenin "çok
zor" oldugu fikrinden vazgeçmenin zamanmm geldigini belirtti.
Ancak bu, çogunlukla "Büyük Güç �ovenizmi" (Rus ulusal duy­
gusu) ve yerel "milliyetçiligin" ikiz tehlikelerine odakland1g1 ko­
nu§mas1 içinde minõr bir temayd1. Aynca Müslüman kadmlarm
üzücü durumunu uzun uzad1ya ele alarak onlan õzgürle§tirme
kampanyas1 için bir propaganda stratejisi ortaya koydu.10
ikramov, genel kurulun ilk ak§am oturumunda, Belski ve
Berman'm 8 Ocak tarihli raporlarmda listeledikleri endi§eleri yi­
neleyerek, "ilerici" din adamlanna kar§1 savél§ bayragrm çekti.
Parti, be§ yd boyunca yeni usul okullar1 ve ruhani yõnetimleri
desteklemi§ ama bu tehlikeli bir taktik hâline gelmi§ti. Ufa'da­
ki Merkezi Ruhani Yõnetim'in (TsDU) gazetesinin bir nüshasrm
dinleyicilere savurarak, gazetenin parti ilkelerine aykm biçimde
"okullan desteklemenin dini desteklemek anlamma geldigini"
sõyledigini iddia etti. Dahas1 ikramov, din adamlarmm Sovyet
organlarmdan çok daha etkili olan kendi "ajitasyon ve propa­
ganda" organlanm geli§tirmekte olduklan konusunda uyanda
bulundu. ilerici ulema, koyun postuna bürünmü§ kurtlardan
olu§uyordu; devlet destegmden yararlarurken, devlet ç1karlanna
kar§1 komplo kuruyorlard1. Bu tür bir retorik, partinin reformist

9 Agy., s. 202. Yazar 7 ve 24 Arahk 1926'da ve Ocak 1927'de yaptlan top­


lanhlarm kay1tlan için RGASPI F. 17, op. 1 1 2, d. 353'e ahf yap1yor ancak
aynnb vermiyor.
10 RGASPI F. 62, op. l , d. 219, 1 1 . 1-23.

178 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


din adamlarmdan destegini çekrnesi gerektigine i§aret etmekle
kalmad1, ayru zamanda, dostmu§ gibi yaparken gizlice ylknn
faaliyetlerine kan§an �ahh mühendislerine ve digerlerine kar§1
suçlamalarla tüm ülkeyi bir ytl içinde sarsacak olan "maskesi
dü§en dü§manlar" retorigini de õnden §ekillendirmi§ oldu.11
ôteki parti liderleri, islam'a kar§l herhangi bir acil eylemi
gerekli gõrmüyordu. Türkrnenistanh Íbrahimov, Ôzbekistan'da
i§e yarayabilecek bir §eyin kendi cumhuriyetine uygun olmaya­
cagm1 savundu. Türkrnen komiserler kendi e§leri õrtülüyken
(ve Zelenski'nin seyirciler arasmdan §aka yollu ekledigi gibi,
ba§I aç1k yabanc1 kadmlara bakarken) tesettürün yasaklanmas1-
m emrediyorlard1. Parti çah§anlan, partisiz kõylülerle yaphkla­
n bir toplanhda ba§hk paras1 ve çok e§lilik konulanm gündeme
getirmi§lerdi ancak bu konulara ne õlçüde agresif bir §ekilde
yakla§ilacagma dair büyük bir kafa kan§1khg1 mevcuttu. ibra­
himov, en büyük õnceligin kadmlarm õzgürlügü etrafmdaki
meseleler üzerinde çah§maya verilmesi gerektigini dü§ünüyor­
du: tesettür (Türkrnenler arasmda daha çok ba§õrtüsüydü), ço­
cuk evlilikleri, ba§hk paras1 vb. Bu sorular zaten partiye büyük
bir sorun yarahyordu ve buna din kar§1h propagandanm ek­
lenmesi durumu daha da kõtüle§tirecekti. Teknik okullar gibi
seçilmi§ yerlerde din kar§1tl çah§ma yapacak birkaç ki§iyi egit­
mek en az birkaç ay1 alacakh; daha iddiah herhangi bir §ey ise
"§u anda yak1§1ks1z" olurdu.12
isaak Zelenski (Ôzbekistan Komünist Parti Sekreteri), õzellik­
le parti içinde ciddi bir din kar§lh çah§maya ba§lamak için ger­
çekten de dogru zamamn geldigi konusunda 1srarc1yd1. Onun
õncelikli kaygis1, aym zamanda aktif birer Müslüman olan ko­
münistlerdi. Zaruret hâli, partiyi bu insanlara müsamaha gõs­
termeye zorlami§h ancak arhk "parti saflanndaki inançhlan yok
etme" zaman1 gelmi§ti. Bununla birlikte Zelenski, kidemli yerli
komünistlerle kõy düzeyindekiler arasmda aynm yap1yordu.
"Õyle apar topar gidip odun kiramay1z [lomat' drova), kõy komü­
nistlerine son derece ho§gõrülü yakla§mahyiz."13

11 Agy., 1 1 . 74-75. "�b Olay1", 1928'de bir grup maden mühendisinin yiki.m
ve sabotajla suçland1gi ilk büyük açik duru�mayd1.

12 RGASPI F. 62, op. l, d. 219, 1 1 . 83-84.


13 Agy., 1 1 . 90-91.

Shoshana Keller • 179


Genel kurul, ikinci alqam oturumunda islam kar§ltl taktik­
leri tartl§maya geri dõndü. OGPU'nun Türkistan'daki tam yet­
kili subay1 Belski, partiyi kitleler arasmda din kar§1tl çall§mala­
ra sokmaya hazir degildi ancak parti içindeki güçlü din kar§1b
propagandanm uygun oldugunu dü§ünüyordu. Aynca, çe§itli
nedenlerle Müslüman din adamlanna kar§l sürekli olarak sert
bir çizgi izlemenin zamanmm geldigine de inan1yordu. Türkis­
tan din adamlan, Ufa Merkez Ruhani Yõnetimi'nden bõlgedeki
çali§malanm arttlrmasrm istiyorlard1 ve bu da Pan-islamc1 tehli­
keyi arttlnyordu. Türkistan ulemas1, kõy düzeyindeki din adam­
larrm kidemli din adamlanmn daha yakm kontrolü altma alarak
"bpki Rus piskoposlugunda (eparhiya) oldugu gibi" õrgütlü bir
hiyerar§i yaratmaya çal1§1yordu. Son olarak, yeni usul okullarm
durumu çok iyi gidiyordu; bilim õgretmeyen geleneksel okullar,
islam õgretmeyen Sovyet okullan ve her ikisini de õgreten yeni
usul okullar arasmda seçim yapild1gmda, ebeveynler reformist
din adamlarmm idaresindeki yeni usul okullan tercih ediyorlar­
d1. Hansuvarov'un daha õnce yapbg1 aç1klamanm aksine, sayila­
n artan Sovyet okullan degil, yeni usul okullard1.14
Belski'nin baz1 iddialan ashnda oldukça §Üpheliydi. Tatar
din adamlan kendilerini geri kalmi§ Türkistanlilara gõre daha
kültürlü egitmenler olarak gõrürken, Türkistanlilar bu üstün­
lük varsay1mmdan rahats1z olma egilimindeydiler. Tatarlar,
Türkistan toplumunun hangi kesiminin aklma geldiklerine bag­
h olarak, srmr boyundaki kâfirler, kibirli i§güzarlar ya da yerel
ko§ullardan anlamayan iyi niyetli yolda§lar olarak gõrülebili­
yorlard1.15 Ateist yõnetimin vahim ko§ullan alnnda, Türkistan11
din adamlan muhtemelen Ufa'daki meslekta§lanyla ittifaklar
kurmaktan pekâlâ memnun olurlard1 ancak onlarm utanç verici
bir biçimde Tatarlardan kendilerini õrgütlemelerini istemeleri
pek olas1 degildi. Benzer §ekilde, §ehirli ulema, kirsal meslek­
ta§lanyla daha yakm ili§kiler geli§tirmenin yararh oldugunu
dü§ünmü§ olabilir (ashnda Belski, kirsaldaki din adamlarrm
kimin õrgütlemeye çah§bgtm belirtrniyordu) ancak islam'da
Ortodokslukta oldugu gibi ruhban sm1fi hiyerar§isi olmad1gm­
dan, hiyerar§i dayatmaya yõnelik herhangi bir te§ebbüs §iddetli

14 Agy., 1 1 . 106-108.
15 I<halid, 1998, s. 91 -92, 227-228.

180 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


bir huzursuzluk doguracakb. Belski'nin okullarla ilgili deger­
lendirmeleri muhtemelen daha saglam bir zemine dayamyordu
(Hansuvarov, yalmzca parti üyeleri için "siyasi okuryazarbk"
okullanmn artbgm1 kastettigini sõyleyerek kendini savundu)
ancak ifadesini desteklemek için hiçbir istatistik sunmad1 ve
ebeveynlerin tercih ettigi okullann kaç bõlgede bõylesine boi
oldugunu belirtmeyi de ihmal etti.
Diger konu§macdar, genel kurula sunulan argümanlardaki
çe§itli zay1fhklara i§aret etti. D. 1. Manzhara, ibrahimov'u Türk­
menistan'm fark11 ko§ullan oldugu konusunda 1srar ettigi için
ele§tirdi. Ona kabrsa, milliyetçilik de tamamen aymyd1, bu gõ­
rü§ 12. Parti Kongresi'nin din kar§1b çah§ma yürütenlerin ulu­
sal fark11hklan hesaba katmas1 gerektigi yõnündeki talimabyla
çeli§iyordu.16
ikramov, Belski'nin okullarla ilgili aç1klamasmm daha fazia
din kar§Ib faaliyet ihtiyac1m kanitlad1gm1 ancak sadece kiliseleri
veya camileri kapatmaktan bahsetmedigini sõyledi. Gerçek din
kar§Ib çah§ma kar§1-devrimci din adamlan sm1fmm y1kilmasm1
içermeliydi, bununla da ashnda bütün din adamlanru kastedi­
yordu. Aynca partiyi, vakif mülklerinin takibini yapmad1g1 için
ele§tirdi; düzensizlik ve beceriksizlik parti çal1§malanru aksat­
maya devam ediyordu.
Partinin islam konusundaki kafa kan§1khgmm en iyi õzeti
belki de Türkmenistan Jenotdel'inin ba§karu Yolda§ $imko'dan
geldi. Muhtemelen Manzhara'ya cevaben, cumhuriyetlerindeki
sert ko§ullar gõz õnüne almd1gmda orada herhangi bir parti ça­
h§mas1 yapmarun çok zor oldugunu aç1klad1. Bununla birlikte,
partinin kendisi de ba§tan savma i§ yap1yordu:
Ulema sorunu, üç ay õnce zaten ortaya konmu§tu [postanovlen]: hücum
[yani, kadmlarm kurtulu§U adma düzenlenecek olan "hücum"] konu­
sunda gerici ve ilerici din adamlar1 nasd kullan1hr? Ancak §U ana kadar
bize, bunu burada kararla§hrmamiz için ihtiyaomiz olan hiçbir talimat
verilmedi. Merkez Komitesi dogrudan bu i§le me§gul ancak herhangi
bir karar ahnmad1. "Konuyu inceliyoruz" dediler. Üç buçuk ayhk bir

16 RGASPI F. 62, op. 1, d. 219, 1 . 1 10. D. 1. Manzhara 1926-27'de Sredazbüro


ispolkom'unda Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Denetim Komisyo­
nu'nu temsil ediyordu. 1930'lann ortalannda Õzbekistan Sovyetler Mer­
kez Yürütme Komitesi ba§kan yard1mas1 olarak gõrev yapb.

Shoshana Keller • 181


çall§ma, bu kültürel ve entelektüel sorunu açi�a kavu§turmak için
gerçekten yeterli bir süre olmal1d1r.17

l<J.sacas1, merkezdeki Din l<ar§lb Komisyon ve Sredazbüro,


Türkistan partilerinin en azmdan parti-içi islam kar§lb çal�ma
yürütmeye hazir olduklarma ve din adamlarmm ciddi bir tehdit
olu§turacak kadar güçlendigme karar vermi§ti. Bunun õtesinde,
neyin nasil yapilacag1 konusunda çok az kesin fikir ve mutaba­
kat bulunuyordu.
Orgbüro'nun bu kõrdügümü çõzmek için çah§maya ba§la­
mas1 çok uzun sürmedi. Din adamlarmm etkisiyle mücadele
etmek amac1yla 14 �ubat 1927'de õzel bir komisyon kurdu. Bu
komisyon õncelikle Tatar-Ba§kurd ve Kmm bõlgelerine odak­
lanmi§b ancak kurulu§unda Zelenski, ikramov, Golo§çekin ve
Lyubimova hazir bulunmu§tu. Grubun bõlgesel parti õrgütle­
rine gõnderdigi taslak bir genelgeye gõre, Zelenski ve ikramov
komisyonun ilk tarb§malarmda etkili oldular çünkü din adam­
lanyla mücadele etme yõnündeki mevcut õnerilerden memnun
degillerdi. Komisyonun üyeleri arasmda, Türkistan'dan gelen
grubun yaru sua, Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komi­
tesi Jenotdel Lideri Aleksandra V. Artyuhina, Din Kar§lb Ko­
misyon'un inanç uzmanlarmdan Petr Germogenoviç Smidoviç,
[Andrey Andreyeviç] Andreyev, Merkez Komite üyesi [N. M.]
�vernik, propagandac1 ve editor [V. G.] Knorin ve Yaroslavski
vard1. Din I<ar§1b Komisyon üyeleri Yaroslavski, Smidoviç ve
Knorin'in varhgi, islam kar§ib komisyonun eski grubun dog­
rudan bir kolu oldugunu gõsteriyor. Komisyonun beyan ettigi
amaç, Müslüman din adamlarmm tüm sosyal ve politik sorun­
lanm incelemek ve müzakere etmek, vard1klan sonuçlar üzerin­
den diger kurulu§lara talimat vermek ve sorunun her düzeyde
tarb§1lmasm1 te§vik etmekti.18
Õzbekistan'da, Orgbüro Õzel Komisyonu'nun, Din Adam­
lan Hakkmda Komisyon adh cumhuriyet düzeyindeki bir mu­
adili, 3 Mart 1927'de ÕKP Merkez Komitesi ispolburo'su albn­
da toplanmaya ba§lad1. Komisyonun üyeleri arasmda ikramov

17 RGASPI F. 62, op. 1, d. 219, 1 . 121.


18 PATsS-NDPUz, F. 58, op. 3, d. 1192, 1 . 60. 17 Subat tarihli taslak. Komisyon
üyelerine �kin Luukkanen'den a1man bilgiler, s. 127, 201 ve Russkaya pra­
voslavnaya tserklJ1J', s. 323, 327.

182 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


(ba§kan), Matvey Davidoviç Berman (OGPU Tam Yetkili Vekili),
Batu Hodyev (sekreter) ve inayetov bulunuyordu.19 Grup, yir­
mi ayhk mevcudiyeti boyunca ulema kar§lh kampanyarun tüm
a§amalanm yakmdan yõnlendirdi. Komisyon ilk oturumunda,
�imko'nun 12. Sredazbüro genel kurulunda ortaya athgi soruyu,
yani (be§ gün sonra ba§layacak olan) kachnlann kampanyasm­
da din adamlannm nasll kullanllacag1 meselesini degerlendirdi.
Yamt, tümü de Sovyet düzenine uygun olarak, çal1§ma plan1 içe­
ren bir komisyon kurmak, din kar§1h propaganda düzenlemek
ve Komsomol'un ve i§ birligine aç1k entelijansiya mensuplannm
yard1mm1 almaya çal1§makh. Batu, Berman ve Kadirov, agitprop
komisyonunun propaganda tezlerini tarif edildigi §ekliyle ye­
niden yazmakla gõrevlendirildiler, bu da propagandacllann ve
OGPU'nun yakm ittifak hâlinde çah§hSI anlamma geliyordu; ni­
hai sorumlulugu Berman üstlendi.2º
Din Adamlan Hakkmda Komisyon bu kez din kar§1h pro­
pagandaya õzel bir vurgu yap1yor olsa da ilgisi daha geni§ bir
alana yay1hyordu. Bu ilk oturumda komisyon, Merkez Komite­
si agitprop dairesine ve Merkez Denetim Komisyonu'na (TsKK,
partinin iç disiplin orgam) dini ibadetleri yerine getiren par­
ti üyelerinin üstüne gitme talimah verdi, Narkompros'u dini
vaklflan ve geleneksel okullan devralma planlan üretme ko­
nusunda tembihledi ve komisyon üyelerini, nüfuzlanm azalt­
manm bir ba§lang1c1 olarak Müslüman ruhani yõnetimleri ya­
kmdan gõzlemlemekle gõrevlendirdi. Bu, komisyonun hem
cumhuriyetler içinde hem de bir bütün olarak SSCB genelin­
de din adamlarmm birle§mesine dõnük (endi§e konusu hâline
getirilmi§) gidi§ah engelleme amacmm esas1m olu§turuyordu.
Komisyon bu amaca binaen ruhani yõnetimleri okrug21 mer­
kezleriyle s1mrland1rma ve yeni yõnetimlerin kurulmasm1 ya­
saklama karan ald1. Berman, Batu ve Alimov, vak1f gelirlerine

19 Çe�itli zamanlardaki diger üyeler, Militan Ateistler Birligi Lideri H. Ka­


dirov, Alimov, Lunin, ivanov, Pulatov, Mümin-Hocayev ve Ha�imov'du.
ÕI<P Merkez Komitesi ispolburo'sunun, N. Mevliyanbekov ve M. $ir-Mu­
hammedov'un Din Adamlan Hakkmda Komisyon'a transferine il�kin 2
Ocak 1927 tarihli kisa bir notu var ancak 3 Mart tarihli tutanak Sayi 1 �k­
linde adlandmlrm�br. RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1. 2.
20 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 769, 1. 1 1 .
21 Rusya'daki idari birimlerden biri. (ç.n.)

Shoshana Keller • 183


ve genel ya§am ko§ullanna õzel bir dikkat gõstermek suretiy­
le, muhafazakâr ve reformist din adamlan arasmdaki ili§kileri
inceleyeceklerdi. Bunlar, din adamlanna kar§I yürütülecek bir
dogrudan saldmya yõnelik ilk ad1mlard1.
On gün sonra, ÕI<P Merkez Komitesi'nin 13 Mart'taki toplan­
tismda Buma§ev, vaklflar hakkmda, vaklf mülkünün kanunen
devlet mah oldugunu çok kesin bir §ekilde belirterek ba§layan
bir durum raporu sundu. Aynca, mülklerin geni§letilmesini ba­
sitle§tirmek ve rasyonelle§tirmek amacryla, tüm vakiflarm yerel
komhozlara verilmesini ve gelirin tamammm egitime gitmesini
teklif etti. Buma§ev, vakiflann komhozlara fiilen naklinin Devlet
Planlama Te§kilah (Gosplan) ve Sovnarkom tarafmdan planlan­
masm1 ve düzenlenmesini õneriyordu. Din Adamlan Hakkmda
Komisyon, dini vak1flarm transferini degerlendirecek, bir yan­
dan da Merkez Komitesi ispolbüro' suyla gõrü§ ah§veri§inde
bulunacakh. Son olarak, i§çi ve Kõylü Müfetti§ligi (Rabkrin) va­
kiflarm idaresine karar verecek ve vakiflar üzerinde kapsaml1,
gõzden geçirilmi§ bir denetim uygulayacakh.22

Kuvveden Fiile: Hücum


Sosyalistler, 8 Mart'1 18901ardan beri Uluslararas1 Kadmlar
Günü olarak kutluyorlard1. Bu nedenle Sredazbüro, Müslüman
kadmlan idari bir kararla geleneksel kis1tlamalardan kurtarmak
üzere topyekun bir saldm (Õzbekçe hücum) ba§latmak için 8
Mart'm ideal bir zaman oldugunu dü§ündü. Bu kampanya, is­
lam'1 yok etme çabasma s1ki s1kiya baghyd1 ve gerçekten de pek
çok Müslüman için tesettür, ki§inin müminler cemaatine olan
sadakatini veya sadakatsizligini sembolize eder olmu§tu; bu
tür bir sembolizmin getirebilecegi tüm agir dalh budakh sorun
da cabas1yd1.23 Hiçbir giri§im, kadmlarm kurtulu§u anlamm­
daki Rusça ifadeyle, raskrepo§enie jen§int (Õzbekçe, Hatun-kiz­
lar AzathgJ/hotin qizlar ozodligi) kadar §iddetli bir ayaklanmaya
-

22 RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1. 49. 13 Mart 1927, 74 say1h ÔI<P Merkez Ko­
mitesi tutanagi.
23 Parti de tersinden ayru gõrü� benimseyerek, tesettürden çikmarun komü­
nist sadakatin en açik i§areti oldugunu d�ünüyordu. Bkz. Douglas North­
rop, "Languages of Loyalty: Gender, Politics, and Party Supervision in Uz­
bekistan, 1927-1941", Russian Review, 59. cilt, 2. sayi (Nisan 2000): s. 179-200.

1 84 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


yol açmad1. Bu, sadece õrtünmeyi degil aym zamanda gõrücü
usulü evlilik, ba§hk paras1, çocuk evlilikleri, kadmlarm kamusal
ya§amdan tecrit edilmesi, çok e§lilik ve benzeri geleneksel uy­
gulamalan da ortadan kald1rmay1 içeren karma§tk bir çabayd1.
Sovyetler, kadmlara baskt uygulad1gt için islam'm ortadan kal­
dmlmas1 gerektigini. ilan etme fusatm1 asla kaç1rmad1 ve hücu­
mu ulemay1 bõlmek için etkili bir araç olarak kulland1. O hâlde
Müslüman din adamlan, Stalin'in yeni devriminin tüm õfkesini,
õncelikle, Allah'm varhgmda 1srar ettikleri için degil, Allah'm
kadmlardan nastl davranmalanm istedigini biliyor olma konu­
sunda 1srar ettikleri için hissettiler.
Ba§ açma fikri Türkistan'da tamamen yeni degildi. Yüzy1hn ba­
§tnda Tatar kadmlan ba§larrm açmaya ba§lamt§b, bu da baz1 Ce­
dit yazarlanmn bu olas1hgt ihtiyatlt da olsa tarb§malarma yol açb.
Ceditçilerin çogu Avrupai aile yaptlarmm benimsenmesini te§vik
etse de, õrtü Müslümanhgm dokunulmaz bir sembolü olarak kal­
d1. Birkaç egitimli (ve cesur) Õzbek kadm 19201erin ba§mda ba§la­
rmi açmt§b ancak saytlan leh veya aleyhlerinde çok fazla protesto
kt§ktrtamayacak kadar azd1. 1926'da Ta§kent'te kadmlarm õrtüle­
rini açbgt bir Kadmlar Günü gõsterisi bile yaptld1 ancak kitle, mi­
ting liderlerinin bu õmegme uymadt.24 Kitlesel açilma, yalruzca
uzun süreli parti çalt§mastyla saglanabilir ve tatbik edilebilirdi.
Jenotdel çah§anlan hücumu ba§latmak üzere, kadmlarm õr­
tülerini yuhp yakbklan, siyasi §iirler okuduklan, piyes ve film
izledikleri ve seminer dinledikleri büyük halka aç1k gõsteriler
düzenlediler. Hocayev, i kramov ve Ahunbabayev gibi parti
liderleri, ilham verici konu§malarla kalabahga seslendi-eski
Müslüman düzen §iddetle lanetlendi ve kadmlarm õzgürlü­
güne giden yol olarak komünizme methiyeler düzüldü. Baz1
aktivistler, halkt toplamak iÇin polis gücünü de kullanarak, na­
maz vakitlerinde camilerde kurtulu§ toplanhlan düzenleyecek
kadar ileri gitti.25 Bu gõsteriler, farkh kesimler için, heyecan

24 Marianne I<amp, "Unveiling Uzbek Women: Liberation, Representation


and Discourse, 1906-1929" (Doktora tezi, University of Chicago, 1998), s.
259-260, 263-274; I<halid, s. 226-228.
25 RGASPI F. 17, op. 27, d. 10,1 1 . 124-125. 85 sayih ÔI<P Merkez Komitesi
ispolbüro'su tutanag1, Bum•v'in yeni kamusal b� açma turu hakkmda­
ki 19 Nisan 1927 tarihli raporu. Buma�ev bu a�mhklan kiruyordu kmama­
sma ancak olan olm�tu.

Shoshana Keller • 185


verici, õfke uyandmc1 ve ürkütücü olnlu§ olmah. Marianne
Kamp'm çah§masmdaki baz1 gõrü§meciler gõsterilere mutlu
bir §ekilde kabld1klarnn ve õrtülerini hevesle yaktiklanm habr­
hyor; digerleri ise buna zorlanmi§lard1. Ya§anmi§ dikkat çekici
õmeklerden birinde, bir komünistin kansmm tesettürü tiyatro
sahnesinde halka aç1k bir §ekilde zorla açbrilrm§, k1z1 ise, kadm
eve dõnerken geri taksm diye ferenciyi kurtarmak için sahnenin
arkasmda beklemi§ti.26
Ancak gõsterilerin heyecam azald1gmda, güçlü ahlaki kural­
lar1 çignemenin sogukkanh gerçekligi de sõndü. Ne§eyle õrtü­
lerini yirtrm§ kadmlar bile, halkm alay konusu hâline gelmi§ ol­
maktan õtürü yapbklanm gõzden geçirmeye zorlanabiliyorlard1.
Bununla birlikte, kadmlann yüzle§mek zorunda oldugu tek §ey
alay konusu edilnlek degildi. Ba§ açma gõsterileri, kadmlara yõ­
nelik, birkaç yil boyunca yab§mayacak ve yüzlerce veya binlerce
hayata mâl olacak bir §iddet dalgas1 dogurdu. Hücum, bpki diger
Sovyet §Ok kampanyalan gibi kõtü planlanmi§b ve parti, ortaya
çikacak õfkenin derecesini õngõrememi§ti.
Kadm kampanyas1, din adamlanm yeni ko§ullara uyum
saglamak için daha õnce tahayyül edilemeyecek yollardan es­
nemeye zorlad1 ve mollalann devletin islam kar§1b politikala­
rma verdigi en yarabc1 ve radikal yamtlarmdan bazilan için
katalizõr oldu. Müslüman din adamlarmm çogunlugu kadmla­
rm õzgürle§mesine §iddetle kar§l çikarak ba§m1 açan kadmlan
düpedüz fahi§elere denk tuttular. Pek çok din adam1 kampan­
yaya kar§l ç1kma suçlamas1yla tutukland1, bu suçlamalar kar§1
miting gõsterileri düzenlemekten Jenotdel aktivistlerini õldür­
meye kadar birçok §eyi içeriyordu. Buhara ve Semerkant'taki
birkaç i§ân i§i kendilerini asacak kadar ileri gõtürdü, içlerinden
biri "Ba§larm1 açan Müslüman kadmlarm utancm1 ya§amak is­
temedim" demi§ti.27

26 Kamp, s. 283-84, 291 .


27 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1. 212. Mart 1927'de Semerkant'ta kendini asan
�ân Sultan Han. TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 526, 1. 16; d. 1 1 14, 1. 61; F. 904,
op. l, d. 90, 1. 229; Egorov, "V §ariat padaet'', Bezbojnik (gazetesi), 6. sayt (5
$ubat 1928): s. 4; Aleksandr Rogov, "Pod znakom", 'Hudjuma"', Za Parti­
yu, 1. say1 (1928): s. 93; H. $ükürova, Kommunistiçeskaia Partiya Uzbekistana
v borbe za raskrepo§enie jen§in. 1924-1929 (Ta§kent: 1961), s. 98.

186 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Ancak hücumla mücadele çabalar1 protestonui:t õtesine geçti.
Komünist propagandactlar islam'm kadm dü§manhgt üzerine
ate§li konu§malar yaparken, mollalar evlerinde kadmlar için
õzel dersler açiyor, onlara tesettürün õnemi ve diger dini ilke­
leri õgretiyordu. Bu dersleri, Müslümanlann cinsiyet ayrumna
�kin inançlanna uygun olarak, genellikle mollalann e§leri veri­
yordu.28 T�kent bõlgesinde i§ânlar, Sovyetlerin yaphgt gibi ya­
parak, kõylerde ferenci yanhs1 bir ajitasyon yürütmek için ba§õr­
tülü kadmlardan olu§an "kadrolar" kurdu.29 Verdikleri mesaj,
gerçek Müslüman kadmlarm Sovyet uydurmacalan tarafmdan
ayarhlmayacagi ve õrtülerinden vazgeçmenin kâfir yõneticilerle
i§ birligi yapmak anlamma gelecegi §eklindeydi.
Hücumu destekleyen din adamlarmm birçogu ise, Molla
Urunbayev õrneginde gõrdügümüz gibi, gelenegin azmhk yo­
rumlanndan yola ç1karak argümanlanm dogrudan §eriata da­
yandmyordu. Birincil nedenleri, islam fikhmm daha az kts1tla­
ym bir yorumunun sadece mümkün degil, aym zamanda cazip
olduguna dair derin ki§isel inanç gibi gõrünmektedir. Baz1s1 te­
settürü açmay1 o kadar güçlü bir §ekilde destekledi ki, kampan­
ya sirasmda hükumete aktif olarak destek vermekle bile ugr�h.
1928'in ba§lannda Sredazbüro'nun dergisi Za partiyu, buna dair
dikkate §ayan bir õmegi italik harflerle §Õyle tasvir ediyordu:
Hanabad'da bir molla raykoma [Komünist Parti ilçe komitesi] gitti ve
onlara uzun uzad1ya Kur'an'da çaçvana kar§l [bõlümler] bulundugu­
nu, f1kha gõre de çaçvanm gerekli olmad1gm1 sõyledi. Hatta ahntilar
ve referanslarla dolu yaz1h bir aç1klama bile [sundu] ve bunu rayko­
ma b1raktl. Ne var ki, raykomda onu dinledikten sonra, bir mollanm
ba§ açma taraftar1 olmasma güldüler ve onu õylece biraktdar. Bu
güçlü silah1 kimse sahiplenmedi, kimse bu molladan istifade etmeye ·

çah§madi.30

Parti liderleri, alh aydir, yerel õrgütleri Sovyet yanhs1 din


adamlanyla i§ birligi yapmaya çaginyor, onlara Merkez Komi­
tesi tarafmdan õnceden onay verilmesi durumunda din adam­
lar1yla birlikte çah§may1 emrediyorlard1. Yine de mevzubahis

28 $ükürova, s. 98. PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 150, 1 . 48.


29 RGASPI F. 62, op. 3, d. 254, 1 . 91 . Ta§kent Rayonu parti konferans1, 11
Ekim 1927.
30 Rogov, s. 93.

Shoshana Krllrl' • 1 H7
makalenin yazan, raykomun mollarun hizmetini makbul bulma­
masmdan deh§ete kapdm1§b. Ya sorun hâlâ tarb§thyordu ya da
( daha muhtemel) kabahat yine zaytf ileti§imdeydi.
Diger reformist din adamlan ise, tesettürden kurtulmay1, ki­
§isel inançlanndan ziyade siyasi iktidan elde tutrna gayretlerin­
den kaynaklanan nedenlerle desteklediler. Rivayete gõre, Ta§­
kentli Zahrettin Agliam kadmlarm õzgürle§tirilmesi konusunda
inisiyatif almad1klan için meslekta§lann1 azarlamt§h:

Biz din adamlan olarak, kadmlarm õrtülerini açma meselesini devral­


mahy1z. Ama §imdi parti bu konudaki inisiyatifi bizim elimizden ald1.
Bu i§ için daha erken davranmahyd1k ama §imdi parti halka, [ba§ aç­
may1] dindar insanlarm de�l ateistlerin yaptigim gõsterdi.
Tamamen farkh davranmahyd1k; bunu din adma yapmahyd1k. �imdi
kitleler §eriatm ferenciyi hiç emretmedigini ve onlan bundan kurtara­
nm ateistler oldugunu dü§ünüyor. Bu korkunçtur.31

Agliam, kadmlann tesettürü terk etrnesinden o kadar da endi­


§elenmiyordu, onun kayglSl ulemanm kontrolünü kaybetmi§ ve
bu süreçte itibarmi yitirmeye ba§lamt§ olmasmdand1. ifadeleri
ayru zamanda, en azmdan Ta§kent'te, ba§ açmarun bir dereceye
kadar halkm destegme sahip oldugunu da ima ediyor. Õzbekis­
tan'm giderek büyüyen egitimli seçkinlerinin Rus sosyal mevzu­
ahna uyum saglama egilimi, geleneklerini terk etrnek için çok az
pozitif te§vike sahip olan kirsal kõylülerden çok daha fazlayd1.

Aç1ktan Dü§manbk
Parti, kadmlan õzgürle§tirme kampanyas1m ilerletrnek için
ulemay1 nastl kullanacagmi tarh§1yordu; bu sorunun diger ta­
rafiysa, ulemaya sald1rmak için hücumun nasd kullandacagtyd1.
Berman komisyonunun toplanmasmdan iki hafta sonra ve hü­
cum ba§lad1ktan kisa bir süre sonra, ÕI<P Merkez Komitesi, 17-
21 Mart 1927'de düzenlenen 5. Genel Kurul'da din adamlanna
ili§kin kendi politikalanm dile getirdi. Bu baglamda, dü§manca
niyetleri gizlemeye yõnelik herhangi bir giri§imde bulunulmad1:

31 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 198. 13. Sredazbüro Genel Kurulu'yla baglan­
tih olarak sunulan MayIS 1927 tarihli rapor.

188 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


�u anda ideolojik cephedeki temei gõrev[imiz], din adamlarmm sal­
dmsma kar§l mücadele etmek olmahdir. �u anda iktidanm1za kar§1
en gerçek dü§marun, geni§ i§çi kitlesi ile din yoluyla õnemli baglar
kuran ve üzerlerinde nüfuzunu hâlâ sürdüren din adamlan oldugu
aç1khr. Ôzellikle [din adamlar1run] burjuvazinin ç1karlanru ifade eden
reformist kanad1, §eriah yeni bir duruma ve yeni ko§ullara uyarlama­
ya çah§iyor.32

Karar, geçmi§te partinin zay1fhg1 nedeniyle din adarnlanyla


uzla§maya mecbur kald1g1m ancak bu ko§ullann arhk geçerli
olmad1g1m aç1klayarak devam ediyordu. �imdi, reformculann
hükümetle ͧ birligi yapma konusundaki esnekligi ve ilgisi on­
lan komünizmin materyalist bir toplum kurma yonündeki nihai
hedefi aç1smdan çok tehlikeli kilmaktaydi.
Merkez Komitesi, yeni taarruz için, çogu daha onceki Sre­
dazbüro kararlarmdan â§ina olunan ancak bu kez daha aynnh­
h olarak sunulan bir dizi gerekçeye ba§vurdu. Esas endi§e, din
adamlannm mahkeme-i §er'iyyeyi kullanarak Sovyet iktidanna
kar§I orgütlenmeleriydi. Buradaki ba§hca zanhlar reformcu­
lard1 ancak azmhk statüleri, ku§kusuz kendileri de yola küçük
bir azmhk olarak ç1kmi§ olan komünistler için pek güven verici
degildi. 1927 bahanndan itibaren Ta§kent, Semerkant, Hokand,
Andican, Namangan, Margilan, Eski Buhara ve Hive'de ruhani
yonetimler mevcuttu. Ancak buralarda kaç ulemanm bulundu­
guna dair bir tahmin yok gibi gorünüyor.33 Genel kurula gõre,
reformcular, Fergana Vadisi'nde güçleniyor gibi gorünen "geri­
ci" sufi gruplan õrgütleyerek nüfuzlanru arthnyorlardi. Õzel­
likle Andican'daki mahkeme-i §er'iyyenin sufileri birle§tirmeye,
zikir merasimlerini mevcut ko§ullara uyarlayarak ve camiye
ta§iyarak "normalle§tirmeye" çah§hg1 soyleniyordu. Genel ku­
rulun kararmda alayc1 bir §ekilde, "Bu reformun, i§ânlan, re­
formcu din adamlan tarafmdan kullanilmak üzere gelirlerinin
bir kisrrundan mahrum biraktigma dikkat edilmelidir" deniyor­
du;34 bu da gerçekte, ruhani yonetimlerle i§ birligi yapan kaç
i§ân bulunduguna dair §Üphe uyandmyor. Genel kurul aynca

32 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, 1 . 1. "K voprosu ob usilenii borby s


duhovenstvom. (stenografiçeskaya zapis' osnovmkh polojenii)." ÕKP
Merkez Komitesi'nin 5. Genel Kurul karan.
33 RGASPI F. 62, op. l , d. 221, 1 . 204.
34 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, 1. 2b.

Shoshana Keller • 189


sufi tarikatlarmm yeniden gruplél§hgnu ve rakip i§ânlarm mü­
ritler için birbirleriyle yan§hgm1 kaydediyordu.
Sõylendigine gõre Hokand ve Namangan'daki mahkeme-i
§er'iyye bütünüyle reformcularm elindeydi ve Andican'da re­
formcu çogunluk iki veya üç ki§iden olu§an muhafazakârlan
aday statüsüne indirmi§ti. Merkez Komitesi'ne gõre, neredeyse
tüm vaklf mülkleri ve dini mahkemeler reformcular tarafmdan
yõnetiliyordu ve "eski usul okullan 1slah etme slogan1 ülkede
kitlesel popüler bir slogan hâline gelmi§ti." Reforma tâbi tutu­
lan okullar, Bah bilimleri konusunda müfredatlanm õnemli õl­
çüde geli§tiriyor ve bu da onlan Sovyet okullanyla dogrudan
rekabete sokuyordu. En endi§e verici olan1ysa, ruhani yõnetim­
lerin camileri birle§tirmeye ve "bõlgeselle§tirmeye" (rayonirova­
nie), küçük camileri kapatarak ibadet edenleri daha az say1da ve
daha büyük camilerde toplamaya çah§malan ve Ufa'yla baglan­
m güçlendirmeleriydi.35
Bu iddialar, çe§itli açdardan, baz1 tehlike ͧaretleri ortaya
ç1karmaktadir. Merkez Komitesi'nin korkulanm Bol§eviklerin
kendi faaliyetlerinin bir yans1mas1 olarak okumak kolaydir: õr­
gütlenme çabalan, bir az1n11gm olu§turdugu derin tehdit, slo­
ganlara yapdan vurgu ve hatta camileri "bõlgeselle§tirme" -eko­
nomik ve ulusal gerekçelere dayah rayonirovanie 192l'den beri
devam eden bir Sovyet projesi olmu§tu.36 Reformcularm yakm
zamanda ruhani yõnetimleri devrald1klarma dair ifade de sa­
mimiyetsizdir çünkü bunlar ilk etapta reform vas1talan olarak
kurulmu§lard1.
Bu endi§eler, Sovyetlerin din adamlanm nasil smúlandird1-
g1 ve bu sm1fland1rmanm sonuçlan hakkmdaki õnemli soruyu
gündeme getiriyor. Gregory Massed'in dikkat çekid §ekilde ifa­
de ettigi gibi, elle tutulur bir Türkistan proletaryasmm yoklugu,
komünistleri bunun muadilini bulmaya veya yaratmaya zorlu­
yordu. Kadinlar takdire §ayan bir "vekil proletarya" saghyorlar­
d1 ancak partinin Orta Asya toplumunun geri kalanm1 da Mark­
sist bir §ablona uydurmas1 gerekiyordu. Buna gõre, Müslüman
din adamlan, "feodal", "üst srmf' ve "burjuva" gibi Marksist

35 Agy., 1 1 . 3-4b.
36 Terry Martin, "An Affirmative Action Empire: Ethnidty and the Soviet Sta­
te, 1923-1938" (Doktora tezi, University of Chicago, 1996), s. 468-469.

1 90 • Mekke'ye Deiiil Moskova'ya


kavramlarla ili§kilendirilebilecek belirli kategorilere aynld1: (1)
a§iret ve kabile liderleri veya mistik ruhani liderler (Türkmen,
l<Irgiz ve Kazak goçebe gruplarmdan bazilanrun sufi i§ânlan ve
§amanlan/imamlan); (2) beyleri, tüccarlan ve eski düzenin diger
kalelerini savunan, koylerin ve eski §ehirlerin gelenekçi ulemas1;
(3) NEPmen'in37 ve beyaz yaka11 i§çilerin (sluj�enie) burjuva dü­
zeniyle ili§kilendirilen "ilerici" reformist ulema.38
Bu sm1fland1rma, partinin ideolojik ihtiyaçlarma uymu§ ola­
bilir ancak hpkI Rus koylülerinin "yoksul", "orta" ve "gulag"
gruplan §eklinde sm1flandmlmas1 gibi, gerçekligi de çarp1h­
yordu. Bir mollanm egitim konusundaki gorü§lerinde "ilerici"
olabilecegi ama aym zamanda tesettürün aç11masma kar§I ç1ka­
bilecegi gri alanlan siliyordu. Õmegin, ruhani yonetimlerden
uzakla§tinlan "muhafazakârlarm" bir kismmm, hücuma kar§I
ç1kmI§ eski reformcular olmas1 oldukça muhtemeldir. l§ânlann
kirsal, okuma yazma bilmeyen kabile mensuplan olarak tasvir
edilmesi, Türkistan'da sufiligin gerçekte ne kadar yaygin oldu­
gunu gormezden geliyordu. Devrimden once, yeti§kin erkek­
lerin mür§it olarak bir i§âna intisap etmesi oldukça yaygmd1;
medrese hocalan aym zamanda i§ân olarak da i§ gõrebiliyordu
ve birçok i§ân medresenin rahlesinden en azmdan bir Olçüde
geçmi§ti.39 l§ânlan sadece "feodal" kategorisine koymak, en iyi
ihtimalle, Bol§eviklerin Müslüman din adami arayi§larmda sufi
üstatlarmm onemli bir kisrmm 1skalayacagi anlamma geliyordu.
Ne kadar yanh§ olursa olsun (ve ne yaz1k ki din adamlanyla ilgili
mevcut verilerin çogu hâlâ komünist kaynaklardan geliyor), bu
sm1fland1rma, Birinci Be§ Y1lhk Plan boyunca ulemaya yonelik
parti politikasma ve eylemlerine rehberlik etti.
Ancak bu uyanlar, Sovyet sm1fland1rma sisteminin tamamen
yanl1§ oldugu anlamina gelmez; ideolojik çerçevelerin çogunda
soz konusu oldugu gibi, bir hakikat ozü bulunmahyd1 ki üzerine
bu s1mfland1rmalar in§a edilebilsin. 5. Genel Kurul'da tan1mla­
nan egitim etkinlikleri (mektep ve medreselerde en iyi nasil re-

37 NEPmen, Sovyetler'in ba�lannda, Yeni Ekonomi Politikas1 altmda sagla­


nan õzel ticaret ve küçük õlçekli üretim flrsatlanndan yararlanan i� adam­
lanydi. (ç.n.)
38 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, 1. 2. RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 1 . 92,
137. Hansuvarov'un 13. Sredazbüro Gene! Kurulu'ndaki konu�malan.
39 Khalid, s. 32.

Shoshana Keller • 191


form yapilacagm1 tartl§mak için õgretmen konferanslan düzen­
leruni§ti) muhtemelen 1919-192l'de geli�n egitim hareketinin
yeniden canlandmlmas1yd1. Diger kaynaklar da açik "reformist"
faaliyetleri dogruluyor: ulema dualan Arapça'dan Õzbekçeye
tercüme ediyordu, camiler Ekim Devrimi'nin 10. yildõnümü
kutlamalarma dâhil edilmek için dilekçe veriyorlard1 ve molla­
lar lazil pankartlan uygun sloganlarla süslüyorlard1. Baz1 larsal
bõlgelerde mahkeme-i �r'iyye §Ubeleri aç1hyordu ve üyeler, ca­
milerin balam ve onanm için kaynak almasrm saglamak üzere
mahalle komitelerini kullamyorlardi.40
"Ilerici" din adamlarrmn toplumun baz1 kesimlerine büyük
õlçüde hitap ettigi de dogruydu. (Buhara Okrugu'nda bulunan)
Karakul Kar§1hk11 Güven Cemiyeti ba§kammn yeni bir imami i§e
alma konusundaki mektubu, ideal ilericilerin dogas1m ve Sov­
yetlerin onlan neden tehdit olarak gõrdügünü gõstermektedir:

Muhterem Fatih Hoca,


Selamlar ve dualar sizlere. Biz iyiyiz. Tatar Mahallesinin imam1 �akir
Mücavirov'un Karakul'daki õlümünden sonra mahallemiz imams1z
kald1. Bu nedenle son zamanlarda mahallemizin õncelikli temennisi bir
imam bulmak oldu . . . .
Müstakbel imamimiz gerçek dini iyi bilmeli, zamarun talepleri dogrul­
tusunda bilim ve siyaset konusunda bilgili olmahd1r. Bunun yaru sira
müstakbel imamm a§ag1da s1ralanan niteliklere sahip olmas1 gerekir:
1. Bilim, ekonomi ve siyaset bilmeli;
2. Íslam'1 iyi bilmeli, diger dinlerin temellerine â§ina olmah ve Avrupa­
h felsefe bilginleri hakkmd a derin bilgiye sahip olmahd1r;
3. Belagatli olmah . . . ve dinleyicileri cezbedebilmelidir;
4. islam'm en yüce din oldugunu bilimsel olarak kamtlama yetenegi­
ne sahip olmahdir ve zekice kamtlarla din inkârc1hgma kar§1 gelebil­
melidir;
5. islam'1 tüm babl inançlardan ve bagnazhktan ay1rabilmeli ve dini­
mizin, zamanm taleplerine uygun olarak düzenlenmi§ ya§ayan bir din

40 RGASPI F.62, op. 3, d. 258, 1 1 . 4-6, 99-104. Fergana Okrug Komitesi'nin 2.


ve 3. Genel Kurullanrun 21 Temmuz ve 23 Agustos 1927 tarihli tutanak­
lan. Íkinci belge, kõylülerin genel ekmek kithg1 ve açhga kar§l gõster­
dikleri õfkenin parti propagandaolanrun güvenilirligine ket vurdugunu
ifade ediyordu. i. Kiselev. "Protiv boga i religii", Za partiyu, 1 . sayi (Ocak
1928): s. 84-86.

192 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


oldugunu karutlayabilmelidir; üstelik, insanlar1 bu yolda hareket etme­
ye te§vik edecek güce sahip olmahd1r;
6. Halk için õmek bir akll hocas1 olmah, yani õgrettigi yolu takip etme­
lidir. Çe§itli kavgalara ve grupla§malara kan§mamah ve herkese e§it
§ekilde yakla§ma yetenegme sahip olmahd1r;
7. Ôzetlemek gerekirse, olumlu bir karaktere ve meyve veren güzel
sõzlere sahip olmahd1r (konu§mas1 halk için s1k1C1 olmamahd1r ki halk
sõzlerine sayg1 gõstersin). Konu§mas1 yukar1da belirtilen niteliklere
sahip degilse, dinimizin safiyetini halk1m1zm inancmm çõkmesinden
ve küfrün yay1lmasmdan korumak mümkün olmayacaktlr.
. . . Her durumda, [müstakbel imam1m1z] yakla§ik olarak yukar1da
bahsedilen birikime sahip olmahd1r; bõyle bir imama sahip olmak isti­
yoruz. Eger bõyle bir ki§iyi tamm1yorsan1z, o hâlde, halk1m1zm ondan
uzakla§tigi bugünlerde dinimizi kommak zor olacaktlr.41

Cemiyet ayda 100 ruble maa§ arh ya§ama masraflan teklif


ediyordu ki bu, boylesine olaganüstü derecede talepkâr bir i§e
gare, 1927 standartlannda bile nispeten dü§üktü. Bu mektupta
tasavvur edilen ideal imam, Sovyet propagandasma hâkim ol­
maya ba§layan, cahil, "gerici-burjuva Müslüman din adanu."
imaj1yla keskin bir tezat olu§turuyordu. Dikkate deger noktalar­
dan biri omegin, Avrupah filozoflara ve bilimsel yonteme â§ina­
hgm islam felsefesine â§inal1k kadar onemli olmas1yd1. Bu tür
bilgiler ise yalruzca, o s1rada etkilerinin zirvesinde olan Ceditçi
egitim usulleriyle elde edilebilirdi. Mektubun son paragrafi, in­
sanlarm (en azmdan geleneksel biçimiyle) islam'1 terk ettiklerine
ve reformist çozümün mevcut ko§ullar alhnda mümkün olan tek
çozüm olduguna dair bir korkuya i§aret ediyor.
Karakul arama komitesinin aklmda belirli bir aday olmasma
ragmen (Ta§kentli Abdurrahman Rahmankulov), kaç tane ima­
mm mektupta listelenen yüksek standartlan kar§Ilayabilecegini
tahmin etmek imkâns1zdir. �uras1 açik ki, arama komitesi ara­
y1§mm imkâns1z olduguna in anmiyordu. Onlar için ne yaz1k ki,
komünizmin SSCB'de tek felsefi sistem olarak kurulmasma en
büyük tehdidi olu§turanlar, kesinlikle yüksek egitimli, oldukça
etkili imamlard1.

41 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1 145, 1 1 . 10-1 1 . Ta§kent'teki Fatih Silleymanov'a 5


Nisan 1927 tarihli mektup. Õzbekçe'den çevrihni§ Rusça metin.

Shoshana Keller • 193


Nasil ki 5. Genel Kurul'da listelenen büro faaliyetleriyle il­
gili korkular daha õnceki tarh§malara benzerlik içeriyorsa, Õz­
bek Merkez Komitesi'nin soruna yõnelik çõzümü de õnceki uy­
gulamalardan kesin bir kopu§tu. Daha õnceki Sovyet belgeleri,
12. Parti Kongresi'nin çizgisini takip edip propaganda ve egi­
timi vurgularken, bu karar din adamlanna kararh bir saldmda
bulunuyordu. Parti her ne kadar reformcular hakkmda kayg1
duysa da sufi i§ânlan ve müritleri de õnemli bir hedefti. Ge­
nel kurul, okrug parti komitelerine (ispolkomlar) "be§ õncelikli
okrugda" (Harezm'i dt§anda birakarak, Ta§kent, Hocend, Fer­
gana, Buhara ve Zeref§an), zikir ayinlerini kesin bir son tarih
belirtmeden yasaklamalanm emretti. Yerel parti komitelerine
de §U talimat verildi:
i§âniligin en k1sa sürede kendi kendini yok etmesini saglamak için
farkh i§ânlar arasmdaki anla§mazhgi ve çeki§meyi güçlendirecek tüm
õnlemleri ahn, ayr1 i§ânlar1 l§ânilikten [Sovyetlerin sufilige takhg1 ad]
el çekme fetvalar1 vermeye zorlaym, bu tür [fetvalar1] yaymlaym, [ve]
bu §ekilde birçok "fetva kampanyas1" gerçekle§tirin. Faaliyetlerinin
kesintiye ugramasma yõnelik tedbirlerden biri olarak i§ânlardan gelir
vergisi tahsil edin. Basm araohg1yla ve halk kitlelerini õrgütleyerek
if§a çah§malar1ru güçlendirin. Müritlerin say1smdan yola çikarak l§â­
niligin en aktif savunucularm1 gõzaltma alma yõntemine ba§vurun, bu
i§i olabildigince gizlice yürütün ve bu õnlemleri, l§âniligin korunmas1
yõnündeki propaganday1 zay1flatmarun bir yolu olarak kullarun.42

lJu talimatlar, Sredazbüro tarafmdan yaymlanan her zaman­


ki talimatlardan çok daha spesifikti. insanlan tutuklamak için
dogrudan ve net bir emir gõrmek de nadirdir. Karar, belki de
bu durum yazarlanru ilgilendirmedigi için tutuklamalan kimin
gerçekle§tirecegini belirtmiyordu. Hem normal polis hem de
OGPU memurlan bõylesi bir gõrev için hazirda beklerdi ancak
bu i§i OGPU'nun yaprm§ olmas1 çok daha muhtemeldi. Farkh
Müslüman din adamlan gruplan arasmdaki ayri11klan ve anla§­
mazhklan kt§ktrtmak, Bol§evik iktidarirun kurulu§undan beri
partinin gõzde taktigi olmu§tu; komünist cephaneligm en etkili
silahlanndan biriydi bu.
Genel kurul karan, reformist din adamlanna da e§it derecede
agresif bir yakla§tm õngõrüyordu:

42 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152,11. 5a-b.

194 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Mahkeme-i §er'iyyenin okrug ispolkomlarmdaki tüm pozisyonunu, on­
lara verilecek haklarda kesinti yapmak amac1yla luzia gõzden geçirin.
Onlar1 zay1flatma amaana binaen, uygun õrgütler araahSJ.yla mahke­
me-i §er'iyye seçimlerini yeniden gerçekle§tirin. Õzellikle de Andican
Mahkeme-i �r'iyyesi Ba§karu Mevlevi'nin otoritesini ortadan kaldrr­
mak amaayla, Hokand ve Andican Mahkeme-i �r'iyyeleri arasmdaki
anla§mazhklan kullarun.
En güçlü üç mahkeme-i §er'iyyenin (çe§itli tarihlerdeki) ba§kan se­
çimlerini en k1sa sürede yenileyin: Seçimlerden sonra Mevlevi, Mi­
yan-Kudret ve Zeynettin-Kãrí:'nin ÕSSC s1rurlarmdan (çe§itli tarihler­
de) tahliyelerini saglaym.43

Mahkeme-i §er'iyyeye hileli seçimlerle ve en güçlü liderleri


ihraç ederek dogrudan saldirmamn ve onu kapatmanm zaman1
gelmi§ti. ÔKP Merkez Komitesi, imam Mevlevi'yi, ona muhte­
melen ba§ka bütün din adamlarmdan daha fazla zaman ve bel­
ge ayiracak kadar büyük bir tehdit olarak gõrüyordu (yaphg1
i§ler ve ak1beti daha sonra tarh§ilacakhr). Karar §Õyle devam
ediyordu:
Hem §ehir hem de kõylerdeki çe§itli diní: kurumlara ait mahkeme-i
§er'iyyelere ili§kin gizli talimatlara gelince, §Unlar1 gerekli gõrüyoruz:
Gõzetim çah§malar1run envanterini güçlendirerek, mahkeme-i §er'iy­
yenin en sert ve aktif egitmenlerini ortaya çikarmak ve mümkünse bir
ayhk süre içinde bunlarm bazilarm1 gõzaltma almak. Bunu mümkün
oldugunca gece yapmak, mahkeme-i §er'iyyedeki hocalarm aktif çah§­
malanru zay1flatmaya yard1mc1 olacakbr.
Hiçbir ko§ul altmda mahkeme-i §er'iyye liderliginin cumhuriyet düze­
yinde merkezí:le§mesine izin vermeyin veya aksine, okruglarda çe§itli
mahkeme-i §er'iyyelerin yapacagi koordinesiz ve dagm1k çah§malarm
yapilmasma müsaade etmeyin. Mahkeme-i §er'iyyelerin yerel düzeyde
tamamen tasfiye edilme olas1hgm1 okrug ispolkomlarma gizlice sunun
ve bunu tartl§m.44

Komünistlerin Müslüman din adamlannm sendika çapmda


õrgütlenmeye çal1§hklarmdan duyduklan korkunun gerçekçi
olup olmad1gi, bir bakima konu d1§1dir: parti üyelerine bu dog­
ruymu§ gibi davranmalan sõylenmi§ti ve ernirleri sorgulamak
sadece sorun yaratacakh. Ruhani yõnetimlerin organize olma-

43 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, l. 6.


44 Agy., 1 1 . 6a-b.

Shoshana Keller • 1 95
yan faaliyetlerine dahi izin verilmemesi gerekliligi, bir sonraki
paragrafta ortaya kondugu üzere ancak gruplan tamamen yok
ederek kar§tlanabilirdi. Çok daha etkili ve aktif gõzetim çall§ma­
lanna yaptlan çagri, OGPU'nun bõlgede õnemli õlçüde güçlen­
dirilmesi gerektigini ima ediyordu. Gecenin ortasmda tutuklama
yapma talimab, õnerilen bu kampanyanm deh§etengiz niteligini
açikça ortaya koymaktadir. Son olarak, Merkez Komitesi, bu sert
õnlemlerine kar§I direnç õngõrüyor ve belki de bunu memnuni­
yetle kar§tl1yordu:

Gereken çah§malan yaparken, din adamlar1m veya destekçilerini her­


hangi bir protesto gõsterisine k1§k1rtmamaya çah§m . . . . Din adamlar1
veya farkh halk gruplarmm saldmda bulunma tehlikesini õnlemeye
yõnelik her türlü õnlemi ahn. Yine de bõyle bir gõsterinin gerçek­
le§mesi durumunda, birkaç gün ve hafta boyunca, serbest kalan din
adamlan kadrolarmm gelecekte aktif olarak çah§masimn õnlenmesi
için bir tedbir olarak, if§a edilen aktivistleri-k1§k1rhalan gizlice gõz
altma almak üzere gõsterinin yap1smm en kapsamh §ekilde incelen­
mesini saglaym.

islami gõstericiler, liderlerin gõzetimini ve tespitini kolayla§­


brarak partiye yardima olacakb; onlarm tutuklanmas1 kalan din
adamlan için uygun õmekler saglayacakb. Ortadan kaybolanla­
nn akibetini soran veya bu faaliyetin yasa d1§1 oldugundan (Sov­
yet yasalanna kesinlikle aykinyd1) §ikâyet eden olursa, okrug
ispolkom personeline, eskiden beri kabul gõrmü§ bir bürokratik
taktik olarak, bilmezlikten gelme talimab veriliyordu. Kararda
yer alan diger õnemli paragraflar, ruhani yõnetimlerin camile­
ri "bõlgeselle§tirmesini", camiler aract11g1yla inananlara hitap
etmesini veya evliyalarm hayatlanru anlatmasnn yasakliyor ve
kadmlann açilmasma kar§l ç1kan tüm din adamlannm tutuklan­
mas1ru emrediyordu.45
Partinin din adamlanna yõnelik saldmsmm bir diger unsuru
da Müslü�an okullanna s1rt çevirmekti. 5. Genel Kurul, islah
edilmemi§ tüm Müslüman okullarmm kapablmasm1 ve kalanla­
nn sorumlulugunu okrug düzeyindeki egitim müdürlüklerinin
üstlenmesini talep etti, aynca diní okullarla ba§a çikmak için kla­
sik bir yõntem õneriyordu:

45 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, 1 1 . 6-7b.

1 96 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Islah edilmi§ herhangi bir eski usul okulunun azami õlçüde geciktiril­
mesi veya tamamen durdurulmas1 adma, okrug e�itim müdürlükleri­
ne, yeni okullar açmayi veya eski [olanlan] reforme etmeyi talep eden
uygun dilekçeler etrafmda, her türlü bürokratik formaliteyi, yetersiz
bilgi ihtiva ettigi ve henüz tahakkuk etmemi§ yeni veriler gerektirdigi
gerekçesiyle iade edilecek [formlan] vs. haz1rlamaslnl õneriyoruz.

Aym teknikler, tüm okruglarda yeni medreseler veya islah


edilmi§ okullarm açtlmasmda da uygulanacakh. Aynca, okrug
egitim müdürlügünden izin almmadan okul reformu konulu
konferanslar düzenlenemezdi.46
ÕKP Merkez Komitesi 5. Genel Kurul karan, okrug ispol­
komlarmm üyelerine muazzam bir yük getirerek, õrgütlü din
adamlanm OGPU'nun hahn say1hr yardim1yla zayiflatmaktan
ve nihayetinde yok etmekten sorumlu tutuyordu. Kararm son
bõlümleri, ispolkomlara bir yandan geceleri insanlan gizlice
tutuklay1p bir yandan da protestolan bir §ekilde engellemeleri
gerektigini sõyleyerek yükü daha da arthnyordu. Bu tür bir ta­
limat, Komünist Parti'nin, kadrolanndan çogu zaman acimas1z
ve dürüst olmayan yollarla, imkâns1z ko§ullar ve süreler alhn­
da muazzam degi§iklikler yapmalarm1 isteme §eklindeki genel
modeliyle tutarhyd1. Bu model, Türkistan'da ülkenin Avrupa'da
kalan bõlgelerinden biraz daha erken ortaya ç1kml§h.
Bu õneriler Õzbekistan'm pek çok bõlgesinde, õzellikle de
din adamlannm hücumu protesto ettigi durumlarda uygulama­
ya konuldu. Bazen, õmegin ruhani yõnetim üyelerinin reforme
edilmi§ bir okulu "yasa d1§1 olarak" devrald1gi Andican'da, din
adamlanmn tutuklanmasim bizzat ikramov emretmi§ti.47 Bu­
nunla birlikte, parti politikas1 ve eylemleri hâlâ bütünüyle uyum­
lu degildi. May1s ay1 ba§lannda Sredazbüro, hem de ikramov'un
bir raporuna dayanarak, hücum adma alenen propaganda yapan
din adamlannm bunu yapmalarma, hatta gõrü§lerini yaymlama­
larma müsaade edilmesi emrini vermekteydi!48 Partinin refor-

46 Agy., 1. 7.
47 RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1. 147. 93 say1h ÕKP Merkez Komitesi ispolbü­
ro' su tutana�1, 24 Mayis 1927.
48 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 1. 7, "V1piska iz Protokola No. 101
Sredazburo", Sredazbüro ispolkom'unun 9 Mayis 1927 tarihli kapah bir
oturumundan. RGASPI F. 62, op. l , d. 318, 1. 86. 10 Mayis 1927 tarihli Sre­
dazbüro ispolkom'u tutanagi.

Shoshana Keller • 1 97
mist din adamlanyla ne õlçüde i§ birligi yapmas1 gerektigi me­
selesi (tabi bunun mümkünah varsay1hrsa) çõzülmekten uzakh.
ÕKP Merkez Komitesi'nin 5. Genel Kurulu'ndan iki ay sonra,
Orta Asya Bürosu kendi islam kar§ttl politikasrm açikladi. 28-30
Mayis 1927'de Ta§kent'te düzenlenen 13. Sredazbüro Genel Ku­
rulu islam'a ili§kin merkez parti çizgisini belirledi, bu da õzün­
de, Yaroslavski'nin propaganda, bilimsel egitim ve dü§manlarm
tetkiki yoluyla gerçekle§tirmeyi dü§ündügü din kar§1tl çalt§ma
programiyd1. Bu yeni program, ÕKP Merkez Komitesi'nin poli­
tikalanna belirgin bir tezat olu§turuyor ve birçok noktada Tür­
kistan ko§ullarmdan ziyade Moskova'nm endi§elerini ve õnce­
liklerini yans1hyordu. Müslüman din adamlannm partinin ba§
dü§man1 oldugunu kendisi de savunan Sredazbüro, tutuklama­
lan ve ihraçlan aç1kça savunmaktan ise imtina ediyordu. Diger
taraftan, Sredazbüro tek tarafh hareket etmiyor, Orgbüro'nun
Mart ve May1s genel kurullan arasmdaki bir tarihte Sredazbüro
ve ÕKP Merkez Komitesi'ne gõnderdigi "Müslüman Dini Hare­
ket Üzerine" adh bir karar taslagm1 uyguluyordu.49
13. Genel Kurul'un iki ana amac1 vard1: Türkistan'daki ekono­
mik ve tanmsal durumu derinlemesine tarb§mak ve islam kar­
§Ih kampanya için genel bir program haz1rlamak. Bu kez, islam
kar§th bir kampanya ba§latmak için diger gerekçelere keskin bir
aciliyet kazandiracak yeni bir neden vard1: sõzde sava§ korku­
su. Genel Kurul, "ingiltere'yle diplomatik ili§kilerin kopmas1yla
baglanhh olarak bir propaganda kampanyas1" yürütmeye karar
verdi.50 Bu, Büyük Britanya ile SSCB arasmda henüz patlak ve­
ren diplomatik krize atlfta bulunuyordu. ingiliz Hükiimeti, Sov­
yetleri, sendikalar arac1hg1yla ingiliz grevcilere para akitmakla
suçlamt§h. Sovyet Hükumeti bunu reddetti ve Londra polisi,
Sovyetlerin y1kia faaliyetleri kõrükledigini kan1tlayacak belgele­
ri arama gerekçesiyle Sovyet ticaret heyetine baskm yapmca ili§­
kileri tamamen kesti. Kriz, Sovyetler Birligi'nde ciddi bir sava§
korkusuna yol açh ve bu korku büyük gazetelerdeki ürkütücü
man§etlerle desteklendi. Gerçekte ise, bu diplomatik çeki§menin

49 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 1 . 2. 19 Haziran 1927 tarihli, 3 sayili


tutanak, Kommissiia po dukhovenstvu pri Tsk KP(b)Uz. Komisyon belge­
deki belirli noktalan tarb�makta ancak do�dan ahnb yapmamaktad1r.
50 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 . 1. 28 MaylS tarihli 13. Genel Kurul otururnu.

198 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


sava§a yol açmas1 hiç de muhtemel degildi ve tarihçiler genel
olarak Stalin'in bunu bildigi konusunda hemfikirdirler ancak en
yukandaki Kremlin makamlanrun di§mdaki hükumet yetkilile­
rinin ne kad anrun sava§m aslmda ihtirnal dâhilinde olmad1gnu
anlad1gi hiç belirgin degildir. Stalin Hükumeti, sava§ korkusu­
nu, hâlihazirda tarb§tlmakta olan Birinci Be§ Y1lhk Plan'm a§m
õnlemleri konusunda halktan õn destek alabilmek için kullana­
bildi. Büyük Britanya'yla kopu§, ingiliz askerlerinin sadece yedi
ytl õnce sava§bgt Orta Asya'da da õzel bir yanki uyandird1.
13. Genel Kurul'da Müslüman din adamlan hakkmda Hansu­
varov ve Belski tarafmdan sunulan iki kapsam11 rapor yer aldi.
Her iki raporu da Hansuvarov teslim etmi§ ve bunlan yazma
konusundaki i§in büyük kismm1 kendisi yapm1§ gõrünüyor.
Bõlgenin ba§ OGPU yetkilisi olarak verilerin çogunu saglayan
ise Belski idi. Hansuvarov ilk konu§masma Türkistan'daki din
adamlan nüfuzunun boyutunun ana hatlanru çizerek ba§lad1
ve ekonomik yap1daki radikal degi§iklikler nedeniyle 1917'den
bu yana bu nüfuzun õnemli õlçüde azald1gm1 sõyledi.51 Spesi­
fik olarak, vakiflara el konulmas1 ve dini mahkemelerin ortadan
kaldmlmas1, din adamlarmm gücünü, be§ yil õnce olamayacak
§ekilde, onlara kar§l dogrudan bir kampanyay1 mümkün kilacak
kadar zay1flatml§b. Ancak Hansuvarov, Türkistan komünistle­
rinin kendi beceriksizliginin din adamlannm hayatta kalmasma
katkida bulundugunu belirtti. Cumhuriyetçi komünist partileri,
Müslüman din adamlan sorununu, herhangi bir kapsay1c1 poli­
tika olu§turmadan, vaka bazmda geçici olarak ele almakla ele§­
tirdi. "Gõzle gõrünür biçimde daha karma§ik hâle gelen mevcut
ko§ullarda," diyordu, "sorunlan bõyle karara baglamak, ku§ku­
suz zorluklan õrtbas etmek demektir." Hansuvarov, Müslüman
din adamlarm1, hiçbir iyi õzelligi olmayan ve hiçbir §ekilde i§
birligi yapilmamas1 gereken, i§çi ve kõylü kampma kar§1 "yek­
pare bir gerici kitle" olarak nitelendiriyordu.
Rapor ayru zamanda çe§itli din adamlan ve sm1f gruplan
arasmdaki çatlaklan, çeli§kileri ve bunlarm Sovyet iktidanna
kar§l birle§me tehlikesini vurguluyordu. Devlete yõnelik en bü-

51 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1. 91. "Proekt po voprosu o musulmanskom


duhovenstve." Konu�mas1 "Musduhovenstvo" b�hg1yla yaymland1. Kom­
munistiçeskaya misl' (Ta�kent), 5. kitap (1927): s. 60-102.

Shoshana Keller • 199


yük tehdidi bir kez daha "ilerici" din adamlan ve yeni burjuvazi
olu§turuyordu. Hansuvarov, bu din adamlanru ve NEPmen'i,
Sovyet sistemini õzel sennayenin Çlkarlan için kullanmak üzere
birlikte çah§makla suçlad1; bu taktik õzellikle tehlikeliydi çünkü
i§ birliginin dt§ gõrünÜ§Ü onlann gerçek dü§manca niyetlerini
maskeliyordu. Bu analiz Moskova'run yakla§1m1m yans1byordu
çünkü parti NEP'ten ve verdigi tüm tavizlerden uzakla§maya
ba§lamt§b. Üstelik, bu dü§ünce çizgisi, gõrü§leri Bol§eviklerin
gõrü§lerine yakm ancak yeterince yakm olmayan Men§evikler
gibi diger sosyalist gruplara kar§t en §iddetli õfkelerini ifade
eden eski Bol§evik kahplarla da uyumluydu.
ilerici ulemanm yaratbgt ikinci tehlike, halk ve hükumet ara­
smda arac1 olarak hareket etme §eklindeki devrim õncesi ko­
numlanm yeniden tesis etmek istemeleriydi. Bunu õmeklemek
için Hansuvarov, "Hokand ulemasmm en gõrünür temsilcisi"
olan Turhan Maksum'un ifadelerini aktanyordu:

Ulema hükíimetten daha beceriklidir, halk1 daha iyi anlar ve onlarm çi­
karlarim, ya§am tarzlarim ve geleneklerini daha iyi bilirler. Bu nedenle
Ruhani Yõnetim, hükumet ile ulema arasmda aracr olarak hizmet eden
bir organ olmahd1r. Hükumet, herhangi bir õnlemi uygulamak zorun­
da kald1gmda Ruhani Yõnetim'e b�vurmahd1r, Ruhani Yõnetim bu
tedbirin uygulanmas1mn gerekliligmi halka anlatacakbr. Halk arasmda
hükumete kar§I bir ho§nutsuzluk ortaya ç1karsa, insanlar Ruhani Yõ­
netim aracrhg1yla hükumetten kendileriyle gõrü§mesini isteyebilir ve
halkm isteklerine ters dü§en emirleri yürürlükten kaldirabilirler.52

Sovyet Hükumeti, kendisi ve bile§enleri arasmda herhangi bir


aracrmn arabuluculuk yapmasm1 kesinlikle istemiyordu (hele ki
bu arac1, halkm isteklerini temsil ettigini iddia ediyorsa); bu rol
sadece partiye aynlrm§b. Hansuvarov, Turhan Maksum'un ol­
dukça naif açtklamasrm, din adamlannm Sovyet Hükumeti'ni
zay1flatma ve halk üzerindeki kendi etkilerini koruma arzusu­
nun dü§manca bir ifadesi olarak yorumluyordu.
Hansuvarov, ilerici din adamlarmm kendileri ve burjuvazi
için birle§ik bir anti-Sovyet õrgüt yaratmaya çalt§bklan ve par­
tinin hiçbir ko§ulda bunun olmasma izin vermemesi gerektigi
konusunda defalarca uyanda bulundu. Sovyetlerle mücadelede

52 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 93.

200 • Mekke'ye Dej!;il Mo•kova'ya


"din adamlanrun adi amaç ve gõrevlerini" listeleyecek kadar ile­
ri gitti, bunlar çogunlukla dogrudan daha õnceki OGPU raporla­
nndan geliyordu: ulema hiyerar§isini güçlendirmek, kõylerdeki
ruhani yõnetimlerin etkisini geni§letmek, cumhuriyet düzeyinde
dini õrgütlenme merkezleri olu§turmak, din adamlanrun atama­
lan konusundaki yetkiyi ruhani yõnetimlere vermek, okullarda
ve õgretmenler üzerinde ulema nüfuzunu geni§letmek ve camiyi
siyasi faaliyeti õrgütleyecek bir merkez olarak kullanmak.
Hansuvarov, õzellikle tehlikeli gõrdügü iki ilerid imamdan
bahsetti:
Oin a d amlar1 bilim okumaya ba§hyor. ilk raporumd a õrnek ola-
rak yüksek din ad amlannm iki temsilcisini verd im: bir yand a Ziyâ
Kemâll, 53 d iger yanda Mfi.sâ Cârullah. Bunlard an ilki tam bir d üzen­
bazd ir; bir yand an Kur'an'a gõre ibadet ed iyor, bir yand an d a Renan'1
inceliyor; bir yand an Renan ruhlu bir ateist gibi gõrünürken, d iger
yand an cami de namaz k1hyor. Mfi.sâ C ârullah ise, Kur'an'1 revize e d en
ve Ramazan1a ilgili i slami d ogmalarm reformu için çaba gõsteren bir
reformcu tipini temsil ed iyor.54

Hansuvarov, raporunun stenografik versiyonunda (nihaye­


tinde yaymlanan baskmm aksine) ba§ka tehditler de siralam.1§­
h. Reformcular, halki kendi taraflarma çekmek için, dogrudan
õykünme olmasa da Sovyet ajitasyon-propaganda tekniklerine
benzeyen teknikleri benimsemi§lerdi. Dini okul sistemiyle bag­
lanhh olarak õgretmen konferanslar1 ve veli komiteleri düzenle­
meye ba§larm§lard1, mahalle komitelerini siyasi ve mali destek
üsleri olarak kullaruyor ve gündelik ya§am sorunlan olan insan­
lara yard1m ediyorlardi.55 Hansuvarov'un belirttigi gibi: "Tek
kelimeyle, kitle çal1§mas1 yap1yorlar; bu nedenle, çah§malan­
mn yalmzca olumsuz yõnlerinden degil, aym zamanda olumlu

53 Ziyâeddin Kemâli (1873-1942): idil-Ural Ceditçilik hareketinin õnemli bir


temsilcisidir. 1906'da Ufa'da Aliye Medresesi'ni kurmu§tur. �ihâbeddin
Mercâni'den etkilenmi§, tasavvufu Kur'an ve Sünnet1e ili§kili gõrmedigi
için sufilerin yakla§imma kar§1 Çlkmi§tir. Onun bu yakla§lffil devrin baz1
din âlimleri tarafmdan d a ele§tirilmi§tir. Kemâli, matbuat alanmda da faa­
liyette bulunmU§ ve 1924-1927 arasmda yaym hayatmda kalan Íslam Mecel­
lesi'nde yazilar kaleme alrm§br. 1942'de Bol§eviklerce Samara'da õldürül­
mü§tür. ismail Türkoglu, ibrahim Mara§, "Ziyâeddin J<emâli", DÍA, Cilt
25, 2002, s.233,234. (ed.n.)
54 Agy., 1 . 137. Joseph Emest Renan (1823-1892) Fransiz bir filolog ve tarihçiydi.
55 Agy. 1 1 . 148-149.

Shoshana Keller • 201


yõnlerinden de sõz etme hakkma sahiptirler. Burada elimde Na­
mangan ulemasmdan bir müracaat var-o kadar [iyi] düzenlen­
mi§ ki, Agitprop'un bunu biraz incelemesi iyi olabilir."56 �hir­
lerde artan Sovyet gücü, din adamlanru kirsal alanlara itiyordu,
Buhara bunun iyi õrneklerinden biriydi. Ancak baz1 gruplar,
õzellikle ilericiler güçleniyordu: "Genel ulema kitlesiyle kar§1-
la§bnld1gmda ilerici kesimin di§e dokunur bir õnemi olmasa da
etkisini en geli§mi§ (eski) §ehirlere yay1yor ve son zamanlarda
kõye nüfuz etmeye çah§1yor; bu õzellikle Hokand, Andican ve
ܧ bõlgelerinde fark ediliyor."57
Hansuvarov, ilerici ulemanm Sovyet rejimine kar§1 olu§tur­
dugu tehlikeleri sualad1ktan sonra, parti için bir eylem progra­
mmm ana hatlanru çizdi. ilk gõrev iç temizlikti:

a) Sovyet toplulugunun komünist kesimlerinin ulema srmhmn her


türlü etkisinden tamamen, yalmzca biçimsel degil, aym zamanda fiilen
de kurtulu§U için, parti içinde, §ehirde ve kõyde kararh bir mücadele
yürütülmelidir.
b) Devletin yasal karakterinin i§levleriyle dinl bir tarikatm savunucu­
lugu arasmda net bir sm1r çizilmelidir. Mahalle komisyonlanmn, din
adamlanmn geni§ halk kitleleri üzerindeki etkisini yaymak için bir
araç olarak kullamlmasma izin verilmemelidir.58

E§ zamanh olarak, parti, ruhani yõnetimleri idare eden kural­


lar1 "gõzden geçirerek", "kitlelere" dogrudan eri§imi olan cami
imamlanna õzel dikkat gõstererek ve "yüksek din adamlan"
(muhtemelen õnde gelen ulema ve müderrisler) arasmda cami­
lerin kontrolü üzerindeki rekabeti laz1§brmaya çah§arak ulema
sm1fmm õrgütlenmesini ve yap1sm1 baltalamahyd1. Hansuvarov,
partiye, ilerici ulema s1ruf:m1 herhangi bir §ekilde desteklemeyi
reddetmesi ve farkl1 din adamlan gruplan arasmdaki çab§malar1
onlarm kolektif etkisini zayiflatmak için istismar etmesi talima­
bru verdi. Bunu Sredazbüro'nun hücum yanhs1 din adamlarmm
gõrü§lerini yaymlamalarma izin veren iki hafta õnceki karanyla
bagda§brmakla da ugra§mad1.

56 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 149


57 Agy., 1 . 95.
58 Agy., 1 . 96.

202 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


Din adamlanmn ekonomik temelinin y1kllmas1 da Hansu­
varov'un ilgilendigi konulardan biriydi. Parti, birçogu hâlâ ca­
milere fon saglayan vaklf arazilerini temellük etme çabalarmm
yetersiz oldugunu kabul etmek zorundaydi. Camilere ve diger
Müslüman kültür kurulu�larma ait tüm vaklflarm envanterini
ç1karmak (Aral1k 1925 tarihli vaklf kanununa gõre en az bir yll
õnce bitirilmesi gereken bir proje}, hangilerinin ulema için eko­
nomik aç1dan hayati oldugunu belirlemek ve bunlara el koymak
gerekiyordu.
Õzbek Merkez Komitesi'nin gõrü�lerinin aksine, Hansuva­
rov ve Belski, sufi tarikatlarm1, õrgütlü ulemamn Sovyet rejimi
kar�1smda olu�turdugu türden korkunç bir tehdit olarak gõrmü­
yordu. Raporlan, "I�âniligin" dogal rekabetlerden yararlanma
�eklindeki standart yõntemle yok edilmesinin nasil tamamlana­
cagma dair bir paragraf içeriyordu:

Toprak reformunun l§ânilige yõnelik saldms1 ve buna bagh olarak


i§ânlarm halk üzerindeki etkisinin zay1flamas1, [konumlar1 için] õzel
tedrisattan geçmi§ Í:§ânlar ile "varis" Í:§ânlar arasmdaki mücadelenin
sertle§mesinden anla§1labilir. Bu mücadele l§âniligin itibanm sarsmak
için kullamlmahd1r. l§ânlarm halktan [para ve diger maddi destekler
§eklinde] haraç almasma ve [ba�ka] bõlgelere seyahat ederek müritler
toplayan ve onlardan (vergi?] toplayan din adamlarma kar§I kampan­
ya yürütmek gerekir.59

Ancak Hansuvarov, i�ânlara kar�1 bu kampanyanm nasil yü­


rütülecegi ve uygulanacagi konusunda hiçbir aynnh vermiyor­
du; tutuklamalara ise kesinlikle ahfta bulundugu yoktu.
Hansuvarov'un konu�masmm (saatlerce sürmü� olmas1 gere­
ken) 15. bõlümü, iki ay õnce ikramov'un Õzbek Komünist Par­
tisi'ne verdigi talimata dogrudan tokat olabilecek bir uyanyla
ba�layarak, ulema sm1fmm yok edilmesine nasil yakla�ilacag1
sorusunu ele ahyordu:
Bununla birlikte, din adamlan sm1fma kar§I gelecekteki mücadele
araçlan, õncelikle yasaklay10 õnlemlerle degil, geni§ parti-õrgütsel ve
kültürel-ayd1nlanma çah§malarmdan geli§tirilen §U õnlemlerden ibaret
olmahdir:

59 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 97. Belge, mikrofilm üzerinde zar zor okunan
bir rnimeografür.

Shoshana Keller • 203


Parti çah§malanna bakan yõnüyle, din adamlan arasmda ideolojik bir
yeniden silahlanmanm tam olarak ne zaman meydana geldigini belir­
lemek elzemdir. ideolojik açidan, parti kadrolan, din adamlariyla ve
dinl õn yargilarla mücadele için hâlâ yetersiz bir 11ekilde silahlandml­
ml§ haldedir.

Bunu, din kar§1h bilimsel propagandamn gerekliligi üzerine


iki paragraf ve 12. Sredazbüro Genel Kurulu'nda ahnan propa­
ganda kararlanmn oldukça yetersiz uyguland1gma dair bir ser­
zeni§ izliyordu. "Bunun için genel olarak din ve õzel olarak da
islam ara§hrmalarma ba§lamak gerekiyor çünkü bugüne kadar
parti kadrolan ve aktivistleri, srmf mücadelesi ko§ullan bagla­
rmnda islam'm kõkenleri ve toplumsal y1kic1hg1 sorunuyla ilgili
yeteri kadar bilgi sahibi olmarm§lardir."60
Burada Hansuvarov, Komünist Parti'nin islam'a yõnelik
taktiklerinin õzünü ortaya koyuyordu: parti içinde ve d1§mda,
islam'm sistematik olarak incelenmesiyle desteklenecek bilim­
sel bir propaganda. Onun nevi §ahsma münhasir bu renksiz
bürokratik dili, talimatlanm uygulamas1, "ideolojik yeniden
silahlanmanm" ne anlama geldigini tam olarak çõzmesi ve
hemen ardmdan din adamlan konusuna s1çramas1 beklenen
dinleyicileri için baz1 sorunlar dogurmu§ olabilir. Buradaki dil
belirsizligi muhtemelen kas1th olarak yap1lm1§h (ve muhteme­
len Hansuvarov'un kendisi tarafmdan belirlenmemi§ti) çünkü
hem yerel hem de tüm sendika düzeyindeki parti çah§anlarmm
çok çe§itli eylemleri hakl1 ç1karabilecegi geni§ bir gri alan birak­
ma etkisine sahipti. Zor kullanmaya veciz bir gõnderme olan
"gelecekteki mücadele araçlan . oncelikle [glavmm obrazom, be­
. .

nim vurgum] yasaklay1c1 õnlemler olmamahdir" ifadesi, aym


zamanda parti üyelerinin izin verilebilir eylemlerine ili§kin
k1s1tlamalarda bir bo§luk saghyordu. Ancak cebrin ne zaman
kullamlabilecegine karar verme yetkisinin kimde oldugu gibi
õnemli bir soruyu yamts1z b1rakiyordu.
Rapordaki sonraki dõrt nokta, Orta Asya parti üyeleri arasm­
da "din kar§lh bilimsel propaganda" yürütmenin, Müslüman
din adamlannm onlar üzerindeki kalan etkisini yok etmenin,
popüler din kar§lh edebi eserler yaymlamanm ve din kar§1h kad-

60 Agy., 1. 98.

204 • Mekke'ye 0eiu Moskova'ya


rolar yeti§tirmenin õnemine geri dõnüyordu. Hansuvarov, Õz­
bekistan ve Türkmenistan merkez kornitelerine, iki ay içinde, din
kar§ttl faaliyette kullarulacak model ve yõntemleri geli§tirmeleri
talimahm verdi. Bu gõrev, nihayetinde, Õzbek Aydmlanma Ko­
rniserligi'nin ba§kani olan Mennan Remzi'ye verildi.
Son olarak, Hansuvarov, din kar§1tl çal1§malarda egitirnin bü­
yük õnemine deginerek §unlan sõyleyecekti:

Gelecekte hem merkez hem de yerel bõlgelerdeki Aydmlanma Komi­


serligi organlar1ru güçlendirip takviye ederek, bu çah§may1 deneyimli
parti üyelerine payla§brmak gerekecek.
Bununla e§ zamanh olarak, bu çah§may1 õgretmenlerle güçlendirmek
gerekiyor ki õgretmenleri, õzellikle kõylerde, bize muhalif olan din
adamlannm etkisinden uzakla§brabilelim.
Eski usul okullan yeniden düzenlemeye yõnelik tüm giri§imleri kesin
olarak reddedin ve dini okullarda gene! konularm õgretilmesine izin
vermeyin.
Õzbekistan'm õnde gelen bõlgelerinde, eski okullarda [dini] dogmanm
yalmzca §U ki§ilere õgretilmesine izin verilecektir:
a) birinci dereceden bir Sovyet okulunun asgari birinci sm1fm1 bitirmi§
olanlar,
b) din egitimine r1za gõsterenler,
e) 14 ya§ma basm1§ olanlar.61

Hansuvarov ayr1ca, dini etkilere kar§1 koymak için Türkis­


tan'da güçlü bir Sovyet okul sistemi in§a etme ihtiyacmm al­
hru çizdi ve Sredazbüro'nun alt organlarma belirli eylem yõ­
nergeleri haz1rlamalan için iki ayhk bir süre verdi. Sredazbüro
düzenleme komisyonu, daha sonra, yukandaki kismm üçüncü
paragrafm1 §U §ekilde degi§tirdi: "Eski usul okullarm [reforme
edilrni§] okullara dõnü§türülmesine izin vermeyin ve reforme
edilrni§ mevcut okullarda din õgretimini yasaklaym." Õzbek
ve Türkmen partilerine mevcut karihane ve medreselerin say1-
sm1 smirlamalan ve 1927 sonbaharma kadar okullan inceleme­
ye ba§lamalan talimatl verildi.62 Bu, yerel partilerin, Narkom­
pros'un õnceki ekim aymda kabul edilen, din õgretiminin tüm

61 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1. 99.


62 Agy., 1. 107.

Shoshana Keller • 205


okullarda yasaklanm.as1 õnerisini ( orijinal teklif her ne kadar iki
yilhk bir son uygulama tarihine sahipse de) uygulamaya b�la­
mas1 gerektigini gõsteriyordu.
Genel Kurul ayr1ca, Belski ve Hansuvarov'un, Õzbek Merkez
Komitesi'nin Din Adamlan Hakkmda Komisyon'u ve OGPU
aracih�yla din adamlan hakkmda son birkaç ayd1r topladiklan
büyük miktarda veriyi sunmalanna da izin verdi. Bu ikilinin .is­
tihbarat raporlan zengin ancak çogu zaman sinir bozucu bir bilgi
kayna�dir çünkü sadece din adamlanm incelemekle kalmiyor­
lard1; din adamlanmn devlet için acil bir tehlike olu§turduguna
dair argümanlanm desteklemek için kan1t anyorlard1. Ancak
OGPU'nun daha õnceki raporlannda oldugu gibi, saglanan ka­
mtlar her zaman yazarlann beklentilerini desteklemiyordu.
Rapor, Hansuvarov'un, din adamlanmn s1mflandmlmas1,
"ilericiler" ve "muhafazakârlar" arasmdaki keskinle§en çab§ma­
lar, sufiligi zapt etme ihtiyac1 vb. hakkmda zaten yaprm§ oldugu
yorumlarm çogunu tekrarhyordu. Yeni unsurlardan biri ise, top­
rak ve su reformunu bir s1mftan ahp digerine vermenin hirs1zhk
ve §eriata aykm oldugu gerekçesiyle protesto eden dini liderle­
rin ayrmbh bir listesiydi. Bu adamlar (i§ânlar, imamlar ve ule­
madan olu§an bir kan§im; "srmflar" parti teorisinin iddia ettigi
kadar ayn degildi) takipçileri arasmda mektuplar dola§tmyor ve
toprak reformuna kar§l direni§i te§vik etmek için kõy kõy dol�1-
yorlard1. Bunlarm birçogu muhafazakâr olarak yaftalanmi§b an­
cak rapor, bu konuda muhafazakârlar ve reformistler arasmdaki
tek gerçek farkm, reformistlerin halka aç1k muhalefetin beyhude
kalacagrm dü§ündükleri için gõrü§lerini alenen açiklamamalan
oldugundan bahsediyordu.63
Buradan ç1kan anlam, neredeyse tüm din adamlanmn top­
rak reformu kampanyasma kar§l olduguydu, bu da partiye on­
lara kar§l sert bir §ekilde saldirmak için ba§ka bir neden veri-

63 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 1 . 195-197. Listelenen din adamlan �unlard1:


Ürgüt'te �ân Velihanov; tilmizi Hoca Yusuf; Esved Mahdum Müderris
(Buhara'dan Fergana'ya seyahat etmi�); Turhan Maksum; Hokand'da i�
Baba H�, âlim Hidayet Hoca Kariyev ve imam Zekeriya Matgaziyev; Tq­
kent'te Isa Han Agliam ve $a-Muhittin Ahun; Semerkant'ta domolla Selim
ve domolla Nizam. Sessiz reformcular ise (tümü Ta�kent'te) Alim Kad1,
Abdülvahid Kãri (Íkramov'un amcasi!) ve Hayrettin Han Agliam olarak
listeleniyordu.

206 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


yordu. 15. Parti Kongresi (Ekim-Kas1m 1926) tarun arazilerini
kolektifle§tirrneye yõnelik müphem planlan zaten tarb§rm§ ve
"gulaglara" ve "NEPmen'e" kar§1 ajitasyon ve siyasi baskiy1
onaylarm§b. Müslüman din adamlan, bu planlann gerçekle§­
mesinin õnünde, h1zla ortadan kaldmlmas1 gereken büyük bir
engel olacaga benziyordu.
Ahlaki itirazlanrun yaru sua, din adamlanrun toprak refor­
muna kar§l ç1kmak için pratik nedenleri de vard1 çünkü birçogu
hâlâ Õzbekistan'm çe§itli bõlgelerindeki vakiflardan õnemli bir
gelir elde ediyordu:
Õrnegin, Fergana topraklarmda 525 tanap64 kay1s1 bahçesi (420 des­
yatin65) diger cami arazileri d1§mda ulemaya aittir ve ulema vak1f
dairesine buradan elde ettigi gelirin sadece %25'ini õdemektedir. Eski
Hocend uyezdinde tüm vak1f mülklerinin o/o88'e kadan din adamlarma
aittir ve bu mülkün sadece o/ol2'si egitim vak1flanm olu§turur ve vak1f
dairesinin yetki alanma girer. �u anda Andican §ehrinde 20 cami §U
mülke sahiptir: 711 tanap ( 1 20 desyatin) arazi, üç degirmen, 1 1 0 tüccar
tezgâh1 ve bir hamam; bu mülklerden elde edilen ortalama gelir y1lda
10.315 rubleye ula§1yor.
Ancak vak1f mülklerinden elde edilen bu õnemli gelirler Õzbekis­
tan'daki tüm §ehirlere õzgü degildir . . . . Ta§kent Okrugu'nda hemen
hemen tüm kõy carnileri bir ila be§ tanap (altida birden bir desyatine
kadar) araziye sahiptir . . . .
Vak1f daireleri, neredeyse tamamen din adamlar1mn elinde kalan diru
vak1flardan elde edilen gelirlerin yam sira, kendilerine ait mülklerden
elde edilen gelirin õnemli bir yüzdesini din adamlan için "maa§" õde­
mesine ayirmaktadir. Bu, Buhara'da o/o6'dan (Semerkant, Ta§kent ve
Fergana'da) o/ol2'ye [say1 belirsiz] kadar degi§mektedir.66

Dogruysa (yüzdelerin en iyi ihtimalle kaba tahminler oldu­


gundan §Üpheleniyorum), rapor vakif yasalannm nasil uygu­
land1g1 ve din adamlanm nasil etkiledigi konusunda geni§ bir
bõlgesel e§itsizlige i§aret ediyordu. Andican hiçbir zaman mer­
kezin çok s1ki kontrolü albnda olmad1g1 için, Õzbekistan'm bu

64 Bir tanap'm õlçüsü, bõlgeye bagh olarak 0,4 akre (yakla�1k 1,6 dõnüm) ile
1,25 akre (yakla§Ik 5 dõnüm] arasmda degi�iyordu. lan Murray Matley,
"Agricultura! Development", ed. Edward Allworth, Central Asia: 120 Years
of Russian Rule (Durham, NC: Duke University Press, 1989) içinde, s. 278.
65 Desyatin, Çarhk Rusyas1'ndan kalma, yakla§ik 11 dõnüme denk dil§en bir
arazi õlçü birimidir. (ç.n.)
66 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 1 . 201-202.

Shoshana Keller • 207


bõlgesinde camilerin mülklerinin büyük bir kisrmru elinde tut­
mayi ba§armas1 çok §él§irbc1 degil. õte yandan Ta§kent Okrugu,
evvela Fergana Vadisi'nden daha fakirdi ve Sredazbüro'ya ev
sahipligi yapmas1 açismdan daha soo denetirn albndayd1.
Buna mukabil, kanunun vakiflarda olmas1 gerektigini sõyle­
digi §ey ile gerçekte olan arasmdaki fark oldukça dikkat çeki­
cidir. Gõrdügümüz gibi, 1925'in ba§larmda dini vakiflarm yasa
dl§l olarak müsaderesi nadir degildi. Bu rapor, Andican camile­
rinin hâlâ kontrol ettigi ve o zamanlar yasal olan kay1s1 bahçele­
rinin arazi boyutlarmdan §ikâyet ediyordu. Sovyet hukukunun
bariz bir §ekilde gõz ardi edilmesi, parti politikasmm degi§mek­
te oldugunun bir i§aretiydi ancak bu õrnek, Ana Vakif idaresi ve
diger kurumlarm vakif hukuku hakkmda yaphrd1gi sayfalarca
ayrmhh tefsirle kar§ila§tmld1ginda õzellikle dikkat çekicidir.
Ulema maa§larm1 vakif fonlanndan õdeyen memurlar, her­
hangi bir õzel kanunu çignemiyorlar fakat kesinlikle devletin
isteklerine kar§l hareket ediyorlard1. Hükumet talimatlarmm ru­
huna itaatsizlik etmekle kalm1yor, faaliyetlerini gizlemeye bile
çah§rmyorlard1. Rapor, olup bitenlere dair kesin bir aç1klama su­
nabiliyordu (bkz. Tablo 4.1).
Tablo listelenen her vakif dairesinin mali saglamhgim muh­
temelen iyi yans1tmaktadir; bir daire ne kadar çok paraya sa­
hipse, din adamlarma o kadar fazla maa§ õdeyebiliyordu. Buna
kar§1hk, Fergana Vadisi §ehirlerinde oldugu gibi, din adamlan,
vakif dairelerinden gelen takviyelere ihtiyaç birakmayacak bir
mal varhgm1 hâlâ kontrol edebiliyorlard1, dairelerin kendilerin­
de ise nakit yoktu. Rapor, Ta§kent Okrugu'ndaki bir kõy imarm­
na yilda 100-200 pud67 pirinç, Ka§kaderya veya Andican'da 200-
300 ruble õdendigini ve Ramazan sonunda her hanenin kendi
imamlarma iki buçuk kilo tahil bag1§1 yaphgm1 ekliyordu. �hir
ulemas1 ise daha az para kazanma egilimindeydi-õrnegin Ta§­
kent' te yilda 100-250 ruble.

67 Yakl�ik 16 kg. (ç.n.)

208 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


Tablo 4.1 VakJ.f Dairelerinin Din Adamlanmn Baknruna
Yõnelik Tahsisleri, 1926-1927 Mali Y1h

Sehlr Yakif Dairesi Ruble Miktan


Ta§kent 3.300
Semerkant 2.884
Hocend 367,45
Kattakorgan 1 .050
Hokand 1 .995
Andican 258
Namangan 255
Margilan 212
Hanabad rayonu 75
Eski Buhara 21 .000
Gicduvan 9.114,66
Kermin 691,08
Behbudi 500
Güzar 1 .000
�hrisebz 1 .500
Toplam 44.202,19
Kaynak: RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 202.

En büyük ve en güçlü din adarm nüfusu Õzbekistan'da bu­


lundugundan, rapor ÕSSC'ye odaklamyor ancak Kirgiz Õzerk
SSC ve Türkmenistan'daki durumlan da tarb§1yordu. Kirgizlar
a�rhkh olarak gõçebeydi ve islami bir altyap1ya sahip degil­
diler. Kuzeydeki (ba§kent Frunze/Pi§pek/Bi§kek) ve Fergana
Vadisi'nin dogu kenan (õzellikle ܧ) civarmdaki daha yerle§ik
bõlgeler bu genel tablonun istisnalanyd1 ancak OGPU orada
bile çogu imamm Tatar veya Õzbek oldugunu fark etmi§ti. Kir­
gizlann islam'1 gerçekte ne kadar hafife ald1klan bir tarb§ma
konusu olmu§tur ancak Õzbek ulema srmfmm Marksist smlfla­
ra bõlünmesinde oldugu gibi, bunlarm, fiili duruma ister uysun
ister uymasm, Sovyetlerin i§e ko§tugu varsaylmlar oldugunu
aktlda tutmak õnemlidir.
OGPU'nun asil endi§esi, 1924-1925'ten itibaren Ufa Merkez
Ruhani Yõnetimi'nin etkisini Kirgiz bõlgelerine yaymaya ba§la­
mas1yd1. Tatar imamlan, kuzey §ehirlerinde ruhani yõnetimler

Shoshana Keller • 209


(burada, pazarlarda uygun agrrhldan ve õlçüleri denetlemekle
ve belirli ritüellerin uygun �kilde yürütülmesini denetlemekle
gõrevli memur anlanundaki muhtesipten gelme bir kavramla,
muhtesibat olarak adlandmhr) kurdular. Muhtesibatlar sadece
din adamlanndan degil, Krrgizlar1 Sovyet yasalarma uygun hâle
getirmekle gõrevlendirilen seküler "burjuvazi temsilcilerinden"
de olu§uyordu: "Merkezi Ruhani Yõnetim muhtesibatlanna,
Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi'nin din egitimi, dini tak­
vim ve ZAGS [Nüfus Kay1t idaresi] kitaplar1 (o zamanlar bu sis­
tem Kirgizistan'da yoktu) konusundaki karamamelerini müm­
kün olan en klsa sürede uygulamaya çah§arak, grup hâlindeki
din egitiminin düzenlenmesi konusunda talimatlar gõnderir."68
1924-1925'te Merkezi Ruhani Yõnetim §Üphesiz tam da hükume­
tin istedigini yap1yordu: gõçebe bir halkl devlet sistemine dâhil
ederek "medenile§tirmek." II. Katerina, zamarunda Tatar misyo­
nerlerini aym amaç için Kazaklara kar§1 kullanmt§h. Ancak pek
çok ki§inin ba§ma geldigi gibi, partinin ani politika degi§ikligi,
Merkezi Ruhani Yõnetim'in statüsünün kendisi tarafmdan her­
hangi bir davran1§ degi§ikligi olmaks1zm müttefikten dü§mana
dõnü§tügü anlanuna geliyordu. Reformist olarak da adlandmlan
"ulema-tüccarlar", arhk nüfuzuyla mücadele edilmesi gereken
ideolojik bir hasimd1. Marksist sm1fland1rma, bu ulema srmfmm,
hammadde ve büyükba§ hayvan pazarm1 ele geçirmeye çah§an
manaplarm (a§iret büyüklerinin) tlcari faaliyetleriyle ili§kilendi­
rilmesi suretiyle tamama erdirildi.
Õzbek ulemanm Merkezi Ruhani Yõnetim temsilcilerini gõl­
gede b1rakhgt Krrg1z Õzerk SSC'nin güney bõlgesindeyse du­
rum biraz farkbyd1 (bunun Õzbeklerin Merkezi Ruhani Yõne­
tim1e birle§me konusundaki iddias1yla nasil bagda§hnlabilecegi
aç1ldanmarm§h). ܧ ve Celalabad bõlgelerinin nüfusu çogunluk­
la yerle§ikti ve bu bõlgedeki ruhani yõnetimler, hemen bahdaki
Andican Okrugu'ndaki muadilleriyle yakln i§ birligi içinde çal1-
§1yordu. Õzbek ulema, en az iki durumda, baz1 Sovyet okullarm­
dan õgrenci kapabilen okullar kuracak kadar güçlüydü.
Türkmen SSC'ye gelince, Merkezi Ruhani Yõnetim, 1926'nm
sonu itibanyla sadece bir muhtesibat (Ta§avuz Okrugu'nda) aç­
may1 ba§ararak fazia ilerleme kaydedememi§ti. Bununla birlikte,

68 RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 . 214.

210 • Mekke'ye 0eiu Moskova'ya


OGPU, Merkezi Ruhani Yõnetim'in cumhuriyetteki çali§malan
için ko§ullann elveri§li oldugunu dü§ünüyordu. Rapor, Türk­
men din adamlanm genellikle i§ânlardan ayirt etmesi mümkün
olmayan "feodal-a§iret agalan" (verhu$ki-elitler) olarak nitelen­
diriyordu. Õzbekistan'daki ulema hiyerar§isinden farkh olarak
Türkmen i§ânlar1, cami tabanh din adamlan üzerinde nüfuz
sahibiydi, genellikle belirli bir camide kimin imam olacag1m
seçerlerdi. Bu modelin istisnas1, imamlan Buhara'dan gelen ku­
zeydeki Çarçu (cumhuriyetteki çok az §ehirden biri) camileriydi.
OGPU, bu i§ânlann parti için gerçek bir tehdit olu§turamayacak
kadar parçal1 oldugunu dü§ünmü§ olsa da rapor, parti yetkilileri
üzerinde etkilerinin oldugu konusunda 1srar ediyordu. Bunun
kan1h, Merv Okrugu'ndaki dõrt i§ânm toprak reformu kampan­
yasmdan, kampanya ba§lamadan õnce ellerinde tuttuklarmdan
daha fazla toprakla ç1kmi§ olmalan ve ortalama on alh tanap
kazanmalanyd1; bu, ku§kusuz her bir i§ânm õnceden sahip ol­
dugu 2-3 tanaptan çok daha fazlaydi.69 Rapor, bu i§ânlarm top­
rak reformunu destekleyip desteklemediginden bahsetmiyordu
ancak Türkmen Í:§ânlarmm "bütün i§ânlar gibi" muhafazakâr ve
reformist olarak ikiye aynld1g1 yorumunu yap1yordu. A§kabat
Okrugu'nun merkezinde iki din adami toprak reformunu aktif
olarak desteklemi§, kampanyanm orada "nispeten ba§anh bir §e­
kilde" tamamlanmas1m saglamt§h-bu da ba§ka yerlerde o kadar
ba§anh olmad1g1 anlamina gelmektedir.

ileriye Dogru Büyük Abhm


Din adamlarma yõnelik dogrudan saldmya yalmzca hücum
degil, aym zamanda islamí: sosyal kurumlan tamamen kapat­
maya dõnük bir kampanya da e§lik etti. 6 Haziran 1 927'de, ÕKP
Merkez Komitesi Din Adamlan Hakkmda Komisyon ba§kanhg1,
Saghk Komiserligi'nin (Narkomzdrav) saghks1z ko§ullarla ilgili
beyanahm bahane ederek, okullarm yazm kapahlmasm1 ele aldi.
Ekmel ikramov, bu taktigi ÕKP Merkez Komitesi ispolbüro'su­
nun 24 May1s'taki toplanhsmda õnermi§ ve daha sortra komisyo­
nu uygulamanm ayrmttlanm haz1rlamakla gõrevlendirmi§ti. Bu
toplanhda komisyon aynca, medreselerde õgrenim gõrmesine

69 RGASPI F. 62, op. l, d. 221, 1 . 217. Bu dõrt ki�i, Annageldi Meleoglu, Dur­
dimurat Babaoglu, Berdi Kamlim Muratoglu ve Uraz Murat Kãri idi.

Shoshana Keller • 211


izin verilen erkek sayISrm keskin bir §E!kilde srmrlamak için oy
kulland1 ve Berman'a, 13. Sredazbüro Genel Kurulu'nda tarb§d­
d1gi gibi, ruhani yõnetimlerle ilgili düzenlemeleri, onlan kapat­
ma niyetiyle "Sovyet düzeninde" gõzden geçirmesi talimatrm
verdi. Maliye Komiserligi'ne ise din adamlarrm vergilendirme
talimah verip, t§ânlann müritlerinden "vergi tahsil etmelerini"
õnlemenin yollanm tarh§h ve ajitasyon-propaganda dairesinden
militan bir ateist grup kurmas1m istedi.70
Eski Usul Okullar Reformu Hakkmda Parti Komisyonu, Nar­
kompros okul komisyonuna paralel olarak, yõntem tertip etmek
için 7 Haziran'da bir araya geldi. Komisyori. üyeleri, Ta§kent ve
Hocend okruglanndaki az say1da geleneksel okul ve õgrenciye
ve devam eden vakif temellüküne dayanarak, bu bõlgelerdeki
dini okullan hizla ortadan kaldirmamn mümkün olduguna ka­
rar verdi. Ancak Andican, Hokand ve Semerkant okruglannda
bunu yapmak mümkün degildi çünkü ilgili islami okullarm sa­
y1s1 çok daha fazlayd1 ve Sovyet okullan in§a etmek için bütçe
yoktu. Komisyon, islah edilmi§ okullarm hâkim oldugu Andican
ve Hokand bõlgelerindeki en büyük õnceligin, mevcut okullar1
Sovyet müfredahna dõnü§türmek oldugu yõnünde bir karara
vard1. Bunun mümkün olmad1g1 durumlarda, okullar tamamen
kapahlacak ve õgrenciler Sovyet okullarma ahnacakh. Dini okul­
lann yeni õgrenci almas1 engellenecekti.
Komisyon, Zeref§an, Buhara, Ka§kaderya ve Surhanderya ok­
ruglarmdaki parti õrgütlerine dini okullarm kapahlmas1 için ha­
zirhk çah§malan yürütmeleri ancak sürecin kendisini ba§latma­
malan talimatrm verdi. Sadece mevcut dini okullar agim kontrol
alhna almalan ve daha fazla õgrenci edinmemelerini saglamalan
bekleniyordu. Harezm, Õzbek Hükumeti için ekstra sorunlar ya­
ratmaya devam etti; reformlar orada her zaman õteki yerlerden
daha geç ba§lad1 ve daha zor gerçekle§tirildi. Dini okullara kar­
§1 yürütülen bu kampanya, komisyonun egitim sorununa nasd
yakla§dacagina karar vermenin bile mümkün olmad1gma karar

70 RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1 1 . 147-148. 93 sa}'lh tutanak, ikramov ve Miha­


il'in yazd1g1, Andican Okrugu'ndaki din adamlanrun ve okullann ko�ul­
lan hakkmda bir rapor. PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 192, 1 1 . 3, 4. 2 sa}'lh
tutanak, Din Adamlan Hakkmda Komisyon Ba�kanhgi, 6 Haziran 1927 ve
ayru oturumdan "Osoboe Postanovlenie" .

212 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


verdigi bir seferberlikti. Bunun sebebi kismen, okullarm say1s1 ve
ko§ullan hakkmdaki bilgi eksikligiydi. Komisyon, Harezm yet­
kililerine, bir ytl õnce tamamlanmi§ olmas1 gereken bir talimah
tekrarlayarak envanter çikarma emri verdi.71
Müslüman mahkemelerini kapatma çabalan da 1927 baharm­
da ciddi bir §ekilde ba§ladi. Parti çali§anlan, sekiz ytlhk Sovyet
yõnetiminden sonra bile sürecin sorunsuz ve kolay olamayacagi­
nm gayet iyi farkmdaydllar. Fergana Okrugu mahkeme çali§anla­
nnm Hokand'da mayis ay1 ba§larmda düzenlenen bir kongresin­
de Ramazan Kurbanov, devlet adliye çal1§anlannm Müslüman
muadilleriyle fazla dost canl1s1 olduklarmdan §ikâyet ediyordu:
Kõy mahkemesi çah§anlarmm i§ânlar ve beylerle bag kurduklan ve
[onlara] hürmet gõsterdikleri, onlarla yemek yedikleri, onlarm i§lerine
õncelik verdikleri ve kõylülerin i§lerini bir kenara birakttl<lan durum­
lar gõzlemlenmi§tir. Bu tür olaylar, mahkeme çah§anlar1 arasmda
proleter ideolojiye yabanc1 olan ve faaliyetleriyle kõylülerin çikarlanna
ihanet eden ki§ilerin bulundugu gerçegine i§aret etmektedir.

Kurbanov, devrimden 10 yll sonra hâlâ dini mahkemelerin


var olmas1m §iddetle kimyor ve Sovyet mahkeme çah§anlanmn
kõylüleri Sovyet hukuku konusunda egiterek ve kadllarm sõmü­
rücü karakterini if§a ederek bu dini mahkemeleri ''bitirmesi ge­
rektigini" sõylüyordu. Aynca yeraltmda faaliyet gõsteren, "ken­
di pullan [mühürleri] ile i§lem, ahm ve sahm yapan" kadllar1
meydana ç1karmanm zamam gelmi§ti. "Baz1 soru§turmalar kap­
s ammda gõzlemlenmi§tir ki, halk mahkemelerimiz bu belgeleri
resmi ticari belge olarak kabul etmektedir."72
Devlet mahkemesi çah§anlan ile geleneksel otoriteler ara­
smdaki bu tür i§ birliklerinin ne kadar yaygm oldugunu tam
olarak bilmek zor; ku§kusuz bu, yerel geleneklere ve Sovyet
varhgmm gücüne bagh olarak bõlgeden bõlgeye degi§iyor­
du. Mühür meselesi bu bürokratlar için fevkalâde õnemliydi.
SSCB, kendisinden õnceki Rus imparatorlugu gibi, her biri uy­
gun makamdan mühürle dogrulanmas1 gereken daglar kadar
belge üretiyordu. Yanh§ taraf resmi bir mührü eline geçirirse

71 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1145, 1 . 72. "Zasedaniya P/Kommissiya po voprosu


o starometodruh §kolah", 7 Haziran 1927. Batu, Remzi, inayetov, Popov ve
Alimov hazir bulunmaktayd1.
72 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 90, 1. 148b. "Sezd sove§anü sudrabotnikov Fer­
ganskogo okruga", 5-7 May1s 1927.

Shoshana J(t•l l••r • 11 1


veya kendi mührünü resmiymi§ gibi gõsterirse, hükUmet bel­
gelerinde etkili bir §ekilde sahtecilik yapabilirdi.
Õzbek Adalet Komiserligi, 1925'ten beri, gerçekte kaç Müs­
lüman mahkemesi bulundugunu elde etmeye çah§1yoi;du an­
cak tam olarak güvenilir istatistikler toplayamami§b. Ahmetbek
Mevliyanbekov, 9 Haziran 1927'de Adalet Halk Komiserligi Ku­
rulu'na verdigi bir raporda bunun nedenlerini §õyle açiklami§b:
Geçen yil 27, bu yil ise toplam 7-9 kad1 mahkemesi oldugu bilgisine
sahibim. Bana õyle geliyor ki, bu rakamlar güvenilir de�l ve bizim
cumhuriyetimizde hâlâ i§lerini yar1 yasal bir §ekilde sürdürmeye de­
vam edenler var. Mahkeme Olu§turma Bõlümümüz ve okrug mahke­
meleri §U anda kad1 mahkemelerinin nerede ve hangi illerde varhg1ru
sürdürdügünü tam olarak bilmemekte ve çah§malanru dikkate alma­
maktad1r. Fergana okrug mahkemesini el ahrsaruz [õrnegin]: kendisi,
kad1 mahkemelerinin yerini soru§turmak [ve] okrug siyasi yürütme
komitesini (okrispolkom) bu konuda sorgulamak için kurulmu§tur; bu
olgu, okrug mahkemelerimizin hâlâ bu kad1lann faaliyetlerini bilme
konusuyla güvenilir bir §ekilde i§tigal etmeyi dü§ünmediklerini dogru­
lamaktadir ... Kad1larm her ad1m1run taraf1m1zca bilinmesi adma õyle
dogrudan õnlemler almahy1z ki [bu bilgiyi] onlar1 tasfiye etme amac1-
na binaen kullanabilelim. 73

Mahkeme kar§lh kampanyalannda Sovyetlerin kar§da§tigi


iki büyük sorun, yeraltinda faaliyet gõsteren mahkemeleri ve
kaddan bulmanm zor olmas1 ve yerel yetkililerin bu gõrev için
aç1k bir heves yoksunlugu gõstermesiydi. OGPU'nun yard1m1
sõz konusu oldugunda bile, Müslüman mahkemelerinin tasfiye­
si yava§ ve zordu.
islami kurumlar1 yok etmek için õzel planlar formüle edilir­
ken, partinin bunlara rehberlik eden daha geni§ politika açikla­
malan ise degi§ti. ÕKP Merkez Komitesi'nin 5. Genel Kurulu
Mart 1927'de toplanmi §b; orada aç1kça tarb§dan sert taktikler,
Sredazbüro'nun tutuklamalan ve diger "idari õnlemleri" tama­
men reddetme konusunda oldukça çekingen olmasma ragmen,
Sredazbüro'nun mayis aymdaki 13. Genel Kurulu'nda kar§1hk
bulmad1. Sredazbüro toplantlsmdan iki hafta sonra ÕKP Merkez
Komitesi yeni bir genel kurul düzenledi. Bu 6. Genel Kurul, din

73 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 96, 1 1 . 55-6, "Uçet Sariatskih kaziev", A. Mev­


Iiyanbekov. 16 sayih tutanak, 2. bõlüm, Ôzbek Adalet Halk Komiserl�
Kurulu.

214 • Mekke'ye DeAil Mnskova'ya


adamlanna kar§1, hâlâ Sredazbüro genel kurul kararlanna da­
yansa da biraz daha rafine bir strateji sundu.
6. Genel Kurul kayd1, üç din adarru s1mfnun ve onlann kõy­
lüleri ve i§çileri nastl sõmürdüklerinin standartla§IDI§ analiziy­
le ba§hyordu. Mahkeme-i $er'iyye ve onun "ilerici" personeli,
bir kez daha, rejim için en büyük tehdidi olu§turuyordu. ileri­
ciler okullan araahgtyla Õzbek çocuklanm ba§anh bir §ekilde
endoktrine ettiginden (Sovyet okullanmn çoklu yetersizlikle­
/1

rinden" dolay1) okullar hizla kapablmahydi. Aynca geleneksel


Müslüman okullar1m kapatmamn ve din adamlanm õgretimden
tamamen uzakla§brmanm zaman1 gelmi§ti.74 Merkez Komitesi
aynca, Din Adamlan Hakkmda Komisyon'un medrese õgrenci­
lerine getirdigi kisitlamalan da kabul ediyordu:
Õzbekistan'm tamammda, molla yeti§tirmek için birden fazia kursun
aç1lmasma ve bu kursta 50 ki§iden fazlasma izin vermeyin. Ruhani
Yõnetim'in dini okullara õgretmen yeti�tirme kurslar1 açmasma izin
vermeyecek õnlemler alm. i slami dogmalarm sadece on alh ya§ma
ula§mI� ve kapsamh i§leyen bir Sovyet okulundan en az 2. derece 4.
gru p bitirme sertifikasma sahip ki§ilere, bu dogmalan õgrenme konu­
sunda aralarmdaki gõnüllü mutabakatm bir ko§ulu olarak õgretilmesi­
ne izin verin. 75

Ya§ smm, Orgbüro'nun õnceki arahk aymdaki on dõrt ya§m­


dan küçük õgrencilerin herhangi bir türdeki dini okulda oku­
masma izin verilmemesi gerektigine dair karanmn arbk Õzbe­
kistan'da uygulanmas1 gerektigine i§aret ediyordu. Genel kurul
aynca Õzbek Komünist Partisi ispolbüro'suna egitim için bir
Be§ Y1lhk Plan haz1rlamas1, Narkompros'u güçlendirmesi, daha
fazla okul in§a etmesi ve tüm bu projeler için bütçeyi arthrmas1
§eklindeki eski uyanlan yineledi.

74 RGASPI F. 62, op. 2, d. 739, 1 1 . 22, 24. Genel kurulun tarihleri 14-16 Hazi­
ran idi. Ancak genel kurul raporunun F. 62, op. 2, d. 1145, 1. 69'daki õbür
kopyasma el yaz1s1yla 13 Haziran yazdrm§hr.
75 RGASPI F. 62, op. 2, d. 739, 1 . 25. Genel kurulun okul kararlan, Íkramov'un
15 Haziran'da bu konuda yaphg1 "Proekt tezisov po voprosu o duhovenst­
ve v §kole [Okullardaki Din Adamlan Sorunu Üzerine Taslak Tezler )" ba�­

hkh õzel bir konu§madan türetilmi�ti, bunun düzenlenmi� bir versiyonu


Kommunistiçeskaya Partiya Uzbekistana v rezolyutsiyah sezdov i plenumov TsK,
1 . dlt, 1925-1937 (Ta�kent: 1 987), s. 301-305'te yaymland1. 6. Genel Kurul
kararlanrun hafif farkh taslaklan �urada bulunabilir: PATsS-NDPUz F. 58,
op . 2, d. 955, 1 1 . l, 54-60 ve op. 3, d. 57, 1 1 . 1-7.

Shoshana Keller • 215


DoArudan din adarnlanyla ilgili olarak ise, genel kurul, Mer­
kez Komitesi'ne, ispolbüro'nun ruhani yõnetimlerin "okullara
veya kad1 mahkemelerinin i§lerine ve aynca miras meselelerine
müdahale etme haklan" dâhil olmak üzere yasal hak ve faaliyet­
lerini kis1tlama karanru onaylamasrm emretti.76 Üstelik, eyalet
düzeyindeki yõnetimleri kapatmak, kasaba ve kõylerdeki tem­
silcilerini "tasfiye etmek" ve (her zaman oldugu gibi) yerel din
adamlarrmn Tatar muadilleriyle baglanh kurmasma mâni olacak
õnlemler almmahydi.77
Genel kurul, sufi i§ânlar, §eyhler, gezgin vaizler (kalenderler)
ve meddahlarla ilgili tam bir karara varamiyordu. Bu insanlar ve
faaliyetleri kesinlikle yasaklanacakh ancak Harezm, Ka§kaderya
ve Surhanderya bõlgeleri d1§mda etkilerinin de õnemli õlçüde
zay1flad1g1 sõyleniyordu. Genel kurul, hem Sovyetlerin sufilere
kar§l eylemlerinin etkili oldugunu hem de sufiligm daha ciddi
yaphnmlan hak edecek kadar tehlikeli oldugunu iddia ediyor­
du. 78 Son olarak, genel kurul, islam kar§1h propaganda yaratma
ve dini faaliyetlere kahlan parti üyelerine baski yapma geregi­
ni yineledi ve ispolbüro'nun dini vakiflara el koyma kararmm
onaylanmasm1 emretti.79
6. Genel Kurul karan, 5. Genel Kurul'da açikça savunulan
aclffias1z yõntemler ile Sredazbüro'nun vurgulad1g1 bilimsel
propaganda yõntemleri arasmda bir uzla§ma saglad1. Õzbek
Merkez Komitesi, islami sosyal kurumlarm ve dini õrgütlerin
kapahlmas1 gerektigi konusunda hâlâ çok netti-propagandanm
i§e yaramasrm sabida beklemek yoktu. Bununla birlikte, liderleri
tutuklama taktikleri ve diger ac1mas1z õnlemlere arhk yalmzca
dolayh olarak i§aret ediliyordu. 6. Genel Kurul kararlarmm tas­
laklan oldukça geni§ çapta ve çe§itli biçimlerde dola§1mda ise de
§U anda kapah olan Õzbek Komünist Partisi ar§ivinde 5. Genel
Kurul kararlannm sadece bir kopyas1m buldugumu belirtmekte
fayda var. Sõz konusu genel kurulda alman kararlarm yaymlan-

76 PATsS-NDPUz F. 58, op. 2, d. 955, 1. 58.


77 Agy., 1. 1 ve RGASPI F. 62, op. 2, d. 739, 1. 23.
78 PATsS-NDPUz F. 58, op. 2, d. 955, 1 . 60. RGASPYdeki kopya o kadar zaytf
bir karbondur ki bu pasaj losmen siliktir; bkz. d. 739, 1. 24.
79 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 57, 1. 7. Vakif karan ilk olarak 13 Mart'ta
tarti�tlnu�b. PATsS-NDPUz F. 58, op. 2, d. 955, 1. 59. RGASPI F. 62, op. 2, d.
739, 1 . 24.

216 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


nu§ hâli din adamlanndan yalmzca bir kez, kadm kampanya­
s1yla baglanbh olarak sõz eder.80 Yasanm lafzrm takip etme yõ­
nündeki Stalinist kaygi muhtemelen yüksek parti yetkililerini 5.
Genel Kurul'un hiddetli dilinden rahatsiz etti ve bu dil sessizce
bir kenara itildi. Ancak Sredazbüro'nun yerel parti eylemlerini
s1rurlama giri§imlerine ragmen, 5. Genel Kurul'un amac1 1927
yazma gerçekte üstün geldi.
Din Adamlan Hakkinda Komisyon, 6. Genel Kurul'un sonuç­
larm1 gõrü§mek üzere 19 Haziran'da yeniden topland1. Komis­
yon üyeleri, Orgbüro'nun "Müslüman Dini Hareket Hakkinda­
ki Karar"mda gündeme getirilen tüm konulann Sredazbüro ve
ÕKP Merkez Komitesi genel kurullarmda "tamamen hâlledil­
mi§" olmasmdan duyduklan memnuniyeti dile getirdiler.81 An­
cak Orgbüro kararmdaki baz1 noktalar daha fazla tarh§dmay1
hak ediyordu. Müslüman okullanrun sadece camilere bagh ol­
mad1grm, §ehir ve kõylerde ruhani yõnetimlerin idaresi alhnda
bag1ms1z olarak da var oldugunu kaydeden komisyon, okullan
iki kategoriye aymyordu: laik ve dini konulan birlikte õgreten
1slah edilmi§ okullar ve sadece din egitimi veren okullar (ka­
rihaneler ve medreseler). Merkez Komitesi'nin dini egitime on
dõrt ya§ smmru uygulamas1 birinci kategorideki okullan kapat­
may1 amaçlarken, on alh ya§ smm ise ikinci kategorideki okul­
lan etkiliyordu.
Moskova'yla hâlâ baz1 hafif anla§mazhk konulan vard1. Ko­
misyon, Orgbüro karanndaki, kadmlann kurtulu§u kampanya­
s1ru destekleyen din adamlanyla çal1§maktan kaçmma uyans1
gibi baz1 noktalann Õzbekistan ko§ullanyla ilgili olmad1gm1
dü§ünüyordu. Õzbekistan'da bu bir tehlike degildi çünkü ulema
kadmlan õrgütlemeye çah§rmyor (baz1 ekonomik yardimlarm
dag1hlmas1 di§mda) ve partinin kampanyasma aktif olarak kar­
§1 ç1kiyordu. Õzbek din adamlanyla ilgili olarak pek çok ba§ka
uyan ve aksi õmekler gõz õnüne almd1gmda, bu not biraz §a§ir­
hodir. Parti konu§malarmda ve yaymlannda hücum yanhs1 din
adamlanna verilen õnem, ciddi bir tehdide, tarihçiler için hahr-

80 Kommunistiçeskaya partiya Uzbekistana v rezolyutsiyah . . , s. 274-294.


.

81 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 1. 2. Din Adamlan Hakkinda Komis­


yon'un ikramov, Batu ve Dementev tarafmdan imzalanan 3 say1h tutana­
gmdan iktibas.

Shoshana Keller • 217


lamas1 zor olabilecek bir uyanya yarut vermekten ziyade, ulema
kar§ttl eylemleri te§vik etmeyi amaçhyordu. Komisyon aynca,
Orgbüro'nun endi§esinin aksine, Õzbek din adamlanrun mede­
ni kanunlara (evlilik, bo§anma vb.) aktif olarak kar§l çikmad1gi­
ru kaydetti. Komisyon, gõrünü§e gõre, bu kar§t çikmama hâinin,
muhtemelen Õzbeklerin büyük bir bõlümünün hâlâ bu kanun­
lar1 uygulamaktan kaç1myor olmas1yla ilgili oldugu konusunda
daha az endi§eliydi.
1927 bahanmn sonlarma dogru, bõlünmü§ parti üyeleri, din
adamlarma kar§l iki zeminde eylem yürütüyorlard1. "Kamusal"
zemin, propagandaya (hâlâ oldukça õrgütsüz bir durumda olsa
da), kadmlann kurtulu§u kampanyasma ve ulemanm õrgütlen­
mesinin tehlikelerine kar§t uyanlara odaklanmt§tl. "Gizli" zemin
ise dogrudan bir terõr kampanyas1yd1. Ancak ortalama bir Müs­
lümanm, taktikler hakkinda yaptlan parti içi tartl§malara eri§imi
yoktu ve "kamusal" ile "gizli" arasmda ayrnn yapamazd1. Ak­
sine, gece tutuklamalan ve ba§ açma gõsterileri, partinin niyet­
lerinin ne oldugu konusunda, bilimsel egitime yõnelik dagm1k
giri§imlerden çok daha derin bir izlenim birakabilirdi. Meslek­
ta§lannm çogu onun islam'a kar§l dü§manhgrm payla§sa da pay­
la§masa da muhtemelen ikramov'un amaçlad1gi etki buydu.

218 • Mekke'ye De!!il Moskova'ya


5

islam'1 Parçalamak

irinci Be§ Y1lhk Plan'm ilk yansmda en çok hasan islam1 sos­
B yal yapilar ve ki§iler aldi. Sadece mahkemelerin, vakiflarm
ve dini okullann degil, aym zamanda din adamlarmm ve camile­
rin de toplu olarak imha edilmesi planland1 ancak planlar kaotik
bir §ekilde uygulandi. Orgbüro, Sredazbüro ve ÕKP Merkez Ko­
mitesi, Haziran 1927'ye kadar islam1a ba§a ç1kma talirnatlarm1
birbiriyle uyumlu hâle getirseler de sahadaki parti eylemlerini
kontrol etmekte büyük zorluklar ya§adilar. Parti az ya da çok is­
tedigi neticeyi ald1 ancak õngõrülenin çok õtesindeki sonuçlarla
ve maliyetlerle.
Din Adamlan Hakkmda Komisyon'un kendi kendine õvün­
dügü, her düzey parti organ1 arasmdaki uyum manzaras1 ya ya­
mlt1Clyd1 ya da uzun sürmedi, büyük olas1hkla da birinci seçe­
nek geçerliydi. Toplanbdan dõrt gün sonra, 23 Haziran 1 927'de
Zelenski, ikramov'a, yüksek parti õrgütlerinin yerel hücreleri
kontrol albnda tutmak için mücadele ettikleri yõnündeki imajm
z1dd1m õne süren bir Sredazbüro raporu sundu. ikramov'u parti
õrgütlerini hizada tutmas1 için sert bir §ekilde uyard1 ve "hakiki
çah§malan yalm idari [taktiklerle]" ikame etmenin kabul edile­
mez oldugunu sõyledi. islam kar§lb politikalar üzerinde õnemli
bir zaman harcayan Zelenski, Sredazbüro ve ÕKP Merkez Ko­
mitesi genel kurullarmdan ahnan kararlann uygulanmasm1 son­
bahara kadar ertelemek istiyordu, bu da pratik aynnhlara "et­
rafüca" karar vermek için daha fazia zaman kazanmasma izin
verecekti. Bununla birlikte, ulema kar§1b agresif taktikler devam
etmeliydi: "Ruhani yõnetimler arac1hg1yla farkl1 din adami ta­
bakalan yarabn ki bõylece [onlann] aktif olarak beylerin safmda
boy gõstermeleri, Sovyet iktidar organlann1, bu din adami ta­
bakalanna kar§l gereken baskmm õnceden uygulanmas1 konu-

Shoshana Keller • 219


sunda harekete geçirebilsin."1 Zelenski ayru zamanda, parti
õrgütlerinin din adamlanyla herhangi bir �kilde, hatta (onlan
reforme edilmi§ Müslüman okullanru Sovyet okullarma dõnü§­
türmeye ikna etmek gibi dikkate deger bir istisna d1§mda) daha
ileri siyasi amaçlar için çah§masrm bir kez daha §iddetle yasakla­
marun gerekli olduguna inaruyordu. Din adamlar1yla baglanbh
yerel parti õrgütlerinin tüm çall§malannm, ilgili Õzbek Merkez
Komitesi personeli ve õrgütlerinden õn onay almasm1 emretti.2
Zelenski'nin raporunun gõrünü§e gõre çok az dogrudan
etkisi oldu-talimatlannm ne kadar çeli§kili oldugu gõz õnüne
ahnd1gmda bu hiç de §a§ubcr degildir. Bir ay sonra, islam kar­
§lb eylemlerle ilgili sorunlan daha güçlü bir §ekilde yeniden ele
almak için Sredazbüro ispolkom'unda õzel bir kapah oturum
düzenledi. Oturum tutanag1 aynca, din adamlanyla a§m i§ bir­
liginin Sredazbüro'yu rahats1z eden §eylerin yalmzca bir parças1
oldugunu ortaya koyuyor. (Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez
Komitesi'nden iki temsilcinin de dâhil oldugu) ispolkom, yerel
Õzbek parti õrgütlerinin, Õzbek Merkez Komitesi'nin õnceden
izni olmaks1zm din adamlanyla herhangi bir §ekilde temas kur­
masm1 "kategorik olarak" yasakhyordu. Merkez Komitesi ayn­
ca Sredazbüro'dan (ama ikramov adma) kadmlarm kurtulu§u
kampanyas1yla baglanbh tüm "idari tedbirlerin" üç gün içinde
durdurulacagma dair bir beyanat yaymlayacakb. Din hizmetleri
suasmda ve sonrasmda uygulanan her türlü "idari yasak" "ko­
§Ulsuz" (bezuslovniy) durdurulacakb. Camilere yõnelik (daha
õnce tarb§ilmami§ olan) saldmlara ili§kin ilk abf, aym derecede
kab emirler içeriyordu: "Camilerin kapablmasma, cami ve med­
rese binalannm kullan11masma, [veya] cami binalannm y1kil­
masma izin vermeyin. Cami binalarmm dini olmayan amaçlarla
kullandmas1yla ilgili tüm sorular sadece ÕKP Merkez Komite­
si ispolbüro'su tarafmdan karara baglanmahdu."3 Camilerin
mahkemelere veya askerlere ev sahipligi yapmak için kullarul-

1 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 322, 1. 29. Aynca bkz. RGASPI F. 62, op. 1, d.
318, 1 . 72.
2 Tam notlar �unlardlr: PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 322, 1 1 . 26-30 ve RGAS­
PI F. 62, op. l, d. 318, 1 1 . 66-73. ÔKP Merkez Komitesi ispolbüro'su talimat­
lan 6 Temmuz'da onaylarm�br, RGASPI F. 62, op. l , d. 318, 1 1 . 64-65.
3 RGASPI F. 62, op. 1, d. 318, 1. 27. 1 15 sayth tutanak, 18 Temmuz 1927.

220 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


mas1 daha õnce tepki çekmi§ti ancak tümden kapatdmalan yeni
'
bir sorun olarak gõrünüyordu.
Camiler konusu hem vakiflarla hem de daha fazia Sovyet
okulu in§a etme talepleriyle ortaya ç1kan umutsuz kaynak müca­
delesiyle yakmdan ilgiliydi. ispolkom tutanagma ili§tirilmi§ bir
OGPU raporu, Andican'daki yetkililerin partinin baz1 taleplerini
kar§damak için õteki baz1 talepleri gõrmezden geldigi bir vaka­
dan bahsediyordu, netice o kadar korkunçtu ki, olay bu õzel Sre­
dazbüro oturumundan en azmdan kismen sorumluydu.' Mart
1927'de, Andican Okrugu Egitim Dairesi bir ilkõ�etim okulu
(�kola-devyatiletka) in§a etmeye karar verecek ancak yerel vakif
dairesi gerekli kaynaklan saglamayacakh (büyük olas1hkla sag­
layamayacakh). May1s aymda vakif dairesi ba§kan1 olan Nusret
admda biri, eski §ehirdeki Divanebey medresesinin arazisindeki
kullan11mayan binalan y1kmak ve buradan ç1kan tugia ve diger
malzemeleri mektep in§asmda kullanmak üzere okrug ispolko­
muna gitti. Kisa bir süre sonra mesthoz yetkilileri, medrese bina­
larmdan birinin güvensiz oldugunu tespit eden bir yasa ç1kara­
rak y1kilmasma izin verdi.
Ancak mesthoz müfetti§leri raporlanm yazarken ya õzensiz
ya da kasten ihmalkâr davranddar. Güvenli olmad1gt dü§ünülen
bir binamn yam sira, (kapsami gizemli bir §ekilde geni§letilmi§
olan) bõlgedeki mevcut binalar listesinde bir de cami belirdi.
Buna ek olarak, yasa, y1kim için onaylanan binalann neredeyse
tamammm hâlâ kismen oturulur vaziyette veya ibadete aç1k ol­
dugundan bahsetmiyordu. $ehir sovyeti onaylad1gtnda, i§ emri
medrese külliyesinin tamamm1 kapsayacak §ekilde geni§lemi§ti.
Çah§malar haziran ay1 ba§lannda ba§lad1 ve ani halk protes­
tolanna neden oldu ancak Sredazbüro bunlan kontrol alhna al­
maya çah§trken hiçbir "a§mhk" meydana gelmedigini dikkatle
kaydetti. 23 Haziran'da okrug ispolkomu, medreselere ait, §ehir
srmrlan d1§mda kalan agaçlarm kesilmesine izin verdi-i§çiler
yasa dI§I olarak §ehir içinde de agaç kestigmde halkin õfkesi art­
h. Temmuz ortasma kadar külliyedeki 43 "hücre" (medresedeki
õgrenci yurt odalan) ve aynca Çukur camisinin baz1 bõlümleri,

4 RGASPI F. 62, op. l, d. 318, 1 1 . 37-43. Tam Yetkili OGPU Vekili Diakov'un
Õzel Bõlüm Ba�kam'run 16 Temmuz 1927 tarihli raporu. Aynca PATsS-N­
DPUz F. 58, op. 3, d. 166, 1 1 . 45-48.

Shoshana Keller • 221


Mat Hâhk medresesi, aktif olarak kullarulan bir karihane ve bir
mektep ytl<tlnu§h. Caminin imarm ve ruhani yõnetimin mevcut
ba§karu Salihov'un hücresi ise, §ehir sovyetiyle kurdugu güçlü
bir ki§isel ili§ki sayesinde yiktlmaktan kurtulmu§tu.
Buradaki, en azmdan OGPU aç1smdan asil sorun, kamuoyu­
nun bõylesine bariz bir §ekilde gõz ardi edilmesinin, Andican
ruhani yõnetiminin etkili eski ba§kanl �yh Mevlevi'nin õfkesi­
ni uyand1rmas1yd1. Mevlevi, Fergana Vadisi'ndeki en etkili re­
formist õrgütleyicilerden biriydi. "Bütün Andican'm" kendisini
destekledigini iddia ediyordu. Õzbek Merkez Komitesi'nde o
kadar çok endi§e uyand1rmi§h ki, 5. Genel Kurul'da tutuklan­
mas1 için õzel bir tarb§ma bile yürütülmü§tü. Reformist din
adamlan arasmda bile dikkate deger sayilabilecek türden pra­
tik ve esnek bir tutum sergiliyordu. ÔKP Merkez Komitesi 5.
Genel Kurulu'nda yer alan belgelerde Mevlevi'nin §õyle dedigi
aktanhyordu: "Õzel bir §arap içerim, istedigim ki§iyle çah§ma­
ya hazmm . . . Sovyet iktidan bana i§ birligi teklif ederse, ka­
dmlarm kurtulu§U davas1 için sesimi yükseltebilirim; bize her
§ey mubahtlr çünkü rehberimiz õnce Allah'm kanunlan, son­
ra Muh ammed, sonra da devlet iktidandir."5 Bununla birlik­
te, Mevlevi'nin ba§hca arzusu, kendi anlad1gt §ekliyle islam'm
esaslanm korumak için ne gerekiyorsa yapmaktl, Sovyetlerin
her istegini yerine getirmek için islam'1 egip bükmek degildi.
Mevlevi, tesettürün aç11masmdan yana olsa da onun ruhani yõ­
netimi aym zamanda Ramaz an orucunu para cezas1 ve tutukla­
ma tehdidiyle tatbik ettirmekle de ugra§1yordu.6
Yikim ba§lad1gmda Mevlevi ruhani yõnetimden çoktan uzak­
la§hrllrm§h, bu da dogal olarak hem kendisinin hem de takipçi­
lerinin zoruna gitmi§ti. Bu hrsab, Mevlevi olmadan yõnetimin
dinin imhasma sebep olacaguu, halkm da bunu yakmda kendi
gõzleriyle gõrecegmi yaymak için kullandilar. HükUmet ey­
lemleri bu uyanlan fazlas1yla dogrulamaktayd1. 14 Temmuz'da
Mevlevi, ertesi gün ruhani yõnetim için yeni seçimler yap11ma­
s1 adma §ehir sovyetine ba§vurdu ve bu, yetkilileri bir ikilemle
kar§l kar§1ya birakb.. Seçime izin vermek, §Üphesiz ki dü§man­
larm1 iktidara geri getirecek ve bu da onlarm ikramov ve Mer-

5 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 152, 1 . 8.


6 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 1. 23.

222 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


kez Komitesi'yle ba§lanru büyük belaya sokacaktl. Ba§vurunun
reddedilmesi ise halkm õfkesini alevlendinne ve Mevlevi'ye olan
güve ni artbnna riski ta§1yordu. Benzer §ekilde, okrug ispolkomu
okulun in§aatlna devam edip etmeme konusunda karar veremi­
yordu. Baz1 üyeler okulun ne pahasma olursa olsun in§a edilme­
si gerektigini savunurken, digerleri devam etmenin sadece din
adamlanrun ellerini güçlendirecegini ve Sovyet iktidanru itibar­
s1zla§tlracagiru savundu. Net bir kararm ç1kmamas1 hükllmeti
felce ugrama tehlikesiyle kar§1 kar§1ya birakiyordu.
Bu noktada (13 Temmuz), skandalm daha· yüksek parti sevi­
yelerine yayild1gmm habercisi olarak OGPU müfetti§i Diakov
geldi. Diakov'un çõzümü, ç1banba§larm1 suçlamak ve tutukla­
maktl. Vakif dairesi ba§kan1 Nusret'i günah keçisi olarak seçti.
Nusret'in, "ruhani yõnetimin eski ba§karu Mevlevi-�yh'e en
yakm duran ki§ilerden biri olarak bilindigi (izvesten)" ortaya ç1k­
tl.7 Aynca milliyetçi ve Basmacr/Korba§1 gruplanyla yakm bag­
larm1 sürdürüyordu. Nusret'in gericiligi ve Mevlevi'yle i§ birligi
aç1kti: May1s aymda vak1f dairesi hasarh medrese külliyesinin
sakinleriyle tazminat anla§malan üzerinde çal1§maya ba§lamt§tl,
ne var ki "ancak GPU'nun Okrug Dairesi' nin israrh ba§vurula­
rmdan sonra" anla§malar tamamlanabildi. Andican'da dini sa­
dece Mevlevi'nin müdafaa edebilecegme dair sõylentiler, "tam
da y1kimm ba§lad1gi ana kadar" yayilmayi sürdünnü§tü. Nus­
ret' in medreseyi yikma çabalan, Mevlevi' nin ruhani yõnetimden
uzakla§tlnlmas1yla ayru zamana denk geldi ve §eyhin takipçile­
rinin ona olan inanciru güçlendirdi. Vakif dairesi bõylece bilinç­
li olarak din adamlannm otoritesini güçlendinneye çah§mt§tl.
Nusret' in bu konudaki etkinligi, Mevlevi'nin õzgüvenli tavrm­
da gõrülebilir-§ehir sovyeti Mevlevi'yi yeni seçimlerin §artlarm1
gõrü§mek üzere karakola davet ettiginde o, saghg1 kõtü oldu­
gu gerekçesiyle gitmeyi reddetti. Bunun yerine, polise kendisini
evinde ziyaret etmeyi teklif etti; arkasmda müttefikleri oldugunu
bilmeden yapabilecegi bir §ey degildi bu.
Delilleri toplayan Diakov'un çõzümleri basitti. Nusret, din
adamlanrun otoritesini gizlice güçlendinneyi amaçlayan ule­
ma kar§lh õnlemleri uygulamakla, tüm kanna§anm kl§klrhcrs1
konumundayd1. Onu sorgulamak ve tutuklamak yerel OGPU

7 RGASPI F. 62, op. l, d. 318, 1 . 41.

Shoshana Keller • 223


ofisinin gõreviydi. Mevlevi'nin ise Andican'da kalmasma izin
verilemeyecek kadar tehlikeli oldugu açikh. Tutuklanacak ve
bõlgeden sürgün edilecekti. Bu arada, §ehir sovyeti tüm y1knn
çah§malanru derhal durdurmah ve din adamlanyla OGPU'dan
õn onay ahnmadan giri§ilen herhangi bir i§ birligi hemen son­
landmlmahyd1. Gõrevi tamamlanan Diakov raporunu yazd1 ve
Ta§kent'e geri dõndü, Sredazbüro ona olay1 daha ayrmhh incele­
mesi için bir komisyon kurmasm1 õnerdi. 8
Andican olay1, çeli§kili parti taleplerinin yetkililer ve vatan­
da§lar üzerindeki etkilerinin ilk õmeklerinden biriydi. Okrug
ispolkomu ve §ehir sovyeti mensuplarmm muhtemelen hepsi
olmasa da bazlSl, y1hn ilk aylarmda düzenlenen parti genel ku­
rullanndan en az birine kahlrm§lard1; burada kendilerine acilen
okullar in§a etmek ve kar§1-devrimci din adamlarmm komplo­
sunu defetmek gerektigi anlahlm1§h. Ín§aat malzemeleri için
yan metruk bir medrese külliyesine baskm yapmak, bu ko§ullar
alhnda, õzellikle de müfetti§lerin binalarm altyap1 bakimmdan
saglam olmad1gm1 gõsterebilmeleri durumunda, muhtemelen
kolay bir karar gibi gõrünüyordu. Parti, vakif mülkünün dev­
let mülkü oldugunu ilan ettiginde ( dini vakiflarm akibeti hâlâ
gõrü§ülmekteyse de) din adamlan etkili bir §ekilde huna nasil
kar§1 koyabilirdi ki?
Burada yukandan emir beklemenin sõz konusu olmad1grm
belirtmek ilginçtir. "Yukans1" (yakla§ik 300 mil uzakta, Semer­
kant'taki Ôzbek Merkez Komitesi veya Ta§kent'teki Sredazbü­
ro) çok uzaktayd1 ve ileti§im, merkezden izin beklenemeyecek
kadar yava§h. Sredazbüro'nun islam1a ilgili bahar genel kurul
kararlannm uygulanmas1m erteleme kararmm Andican olay1
üzerinde hiçbir etkisi olmad1 çünkü Õzbek Merkez Komitesi'nin
bunu dogrulad1gi (6 Temmuz) ve yerel organlara gõnderdigi (en
az birkaç gün sonra) an, her §ey için çok geçti. Diakov, okrug
ispolkomuna din adamlar1yla tüm temaslar için õnceden onay
almas1m emrettiginde bile, onay organ1, ofisleri ÔKP Merkez
Komitesi'ninkinden daha yakm olan OGPU'ydu. Merkez Komi­
tesi, aym zamanda onay hakkina sahip oldugu konusunda israr

8 Agy., 1 . 27. Aynca op. 3, d. 208, 1 . 181 . ÔKP Merkez Komitesi ispolkom'u­
nun 104 say1h tutanagi, 21 Temmuz 1927, Berman'm raporu.

224 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


ettiginden, Diakov'un talimatlar1 yerelde kafa kar1§1khgmdan
ba§ka bir §ey saglayamadi.
O zaman neden Andican yetkililerinin ba§l belaya girdi? Çün­
kü parti hâlâ nispeten zay1f bir konumdayd1 ve bir yandan halk
destegmi elde tutmaya çal1§irken bir yandan da eski iktidar ya­
pdanm baltalamaya çah§tyordu. Merkez Komitesi, Mevlevi'yi
etkili bir õrgütleyici oldugu için hedef alrm§h ancak vakif dai­
resinin projesi, Sovyet gücü pahasma onun nüfuzunu arthrma
tehdidinde bulunuyordu. Parti, okullarm yapdmasm1 istese de
bunun siyasi bedeli gõz õnünde bulundurulmaks1zm yap11ma­
sm1 istemiyordu. Sonuç olarak, Mevlevi memleketinden sürgün
edilirken, zavalh Nusret'e de gizli komplocu rolü verildi. Yakm­
da çok daha fazia insan aym imkâns1z tuzaga yakalanacakh.
Andican vakas1 münferit bir vaka olsayd1, Sredazbüro bu ka­
dar sert tepki vermeyebilirdi ama õyle degildi. Diakov aynca,
Hocend Okrugu GPU ofisinden, oradaki din adamlan arasmda
son zamanlarda gõrülen "depresyon ve moral bozuklugunun"
nedenleri hakkmda bir rapor gõnderdi. 9 Klsacas1, din adamla­
n, kadm kampanyasmm "kararh ve her zaman nazik olmayan"
yõntemleriyle taciz edilmi§ ve ceza soru§turmas1 bürosu tarafm­
dan tutuklanmt§h. Klsa bir süre içinde, toplamda 5.000'e yakm
takipçiye rehberlik eden be§ me§hur molla ve §eyh tutuklanrm§,
be§ din adarm bõlgeyi terk etmi§ti. Hocend'deki en büyük cami­
nin imam1 olan 70 ya§mdaki Yusufhan Said Burhanov'un kadm
õzgürlügü kampanyasma kar§l halki ki§kirtma suçlamas1yla tu­
tuklanmas1, kamuoyunda hususi bir tepkiye neden olmu§tu. Di­
gerleri de aym suçla veya Sovyet iktidarma kar§1 kt§kirtma yap­
makla (õzellikle, okuma yazma õgreten bir okulu, tüm posterleri
ve devrimci liderlerin portreleriyle birlikte tahrip etmekle) ve
ekilebilir arazileri devlet envanterinden saklamakla suçlan1yor­
du. Diakov, Hocend'deki gerilimlerin, Abdülgani admdaki bir
adarmn kansm1 õldürmekten idama mahkum edilmesi nedeniy­
le daha da agtrla§hg1ru sõzlerine ekledi.10 Hocend din adamlan

9 RGASPI F. 62, op. 1, d. 318, 1 1 . 44-46. Raporun tarih ktsm1 ytrhk haldeydi
ancak içerik, Andican raporuna yakm bir tarihte yaz1ld1g1m gõsteriyor.
10 O anda tutuklanan diger din adamlan �unlard1: Hanabadh Molla Kãri; is­
fara rayonu i�ânlanndan Osmanhan Tõre; 70 ya�mdaki Tacik i�ân Osman
Han Seyh Kelani ve 500 müritli Õzbek i�ân San Velidi.

Shoshana Keller • 225


bét§ka él§agi.Ianmalardan da muzdaripti. Yerel vakif dairesi, ca­
milere imam atama hakktru (pravo imamstvovat', ilginç bir neolo­
jizm) kendine mâl etmi§ti.; bu, Diakov'un kilise ve devlet ayruru­
run "kaba ihlali" olarak adlandird1gi bir §eydi.

Andican'da oldugu gibi Diakov, yerel kurumlarm, õzellikle


de vakif dairesinin daha s1ki kontrol altma almmasrm tavsiye
etti. Burhanov'un tutuklanmasrm yüksek statüsü nedeniyle
uygunsuz bularak kmad1 ve "tam da Abdülgani'nin cezasmm
okundugu sirada onu okrug mahkemesine sevk etmenin daha
da kabul edilemez oldugunu" sõzlerine ekledi ve sorumlu ki­
§ilerin tutuklanmas1 çagnsmda bulundu.11 Olaylarm bõylesine
talihsiz biçimde aym zamana tesadüf etmi§ olmasmm ne derece
õfke ve korku dogurmu§ olabilecegmi hayal etmek dahi zordur.
Son olarak Diakov, diger din adamlarmm duru§malarrmn erte­
lenmesini õnerdi.
Arhk yerel düzeyde islam kar§ltl eylemlerin izin verilen smir­
lan a§tlgrmn tamamen farkmda olan Merkez Komitesi ispolbü­
ro' su, 21 Temmuz'da ertelenen "ÕKP Merkez Komitesi 6. Genel
Kurulu'nun Din Adamlanna Kar§l Mücadeleye ili§kin Kararla­
rrmn Uygulanmas1" planmi ele ald1. Plan okrug ispolkomlarma,
[Müslüman kadmlarm] Kurtulu§ Õrgütü'ne (Orgraskrep) ve Agit­
prop Dairesi'ne yõnelikti. ilk paragrafi, õnceki ispolbüro mesajla­
nndaki tonun ciddi bir degi§im geçirdigini ortaya koyuyordu-din
adamlarma yõneltilen sertlik bu kez parti çali§anlarma çevrilmi§­
ti: "Okrug ispolkomlanna, bu talimatm yerine getirilmemesinin,
Merkez Komitesi'nin suçlulan en agir taraf sorumluluguyla kar§t
kar§1ya birakmasma neden olacagi talimatlru verin." Bu da büyük
olas1hkla tasfiye ve tutuklama anlamma geliyordu.12
Yerel parti çah§anlarma, din kar§1h çah§malan "§imdilik"
yalmzca propaganda ve egitim yoluyla yürütmeleri talimah ve­
rildi. Büyük Britanya'yla olan sava§ korkusu, "beylerin ve din
adamlanrun ingiliz yanhs1, Sovyet kar§1h, Basmac1 yõnelimlerini
ortaya çikarmak" ve din adamlannm uluslararas1 zemindeki me-

11 RGASPI F. 62, op. 1, d . 318, 1 . 46.


12 RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1. 180. 21 Temmuz 1927 tarih ve 104 say1h
ÕI<P Merkez Komitesi tutanag1. Burna�v tarafmdan verilen rapor. Parti
tasfiyelerinin (Anna Ahmetova'nm ifadesiyle) bu "vejetaryen" �arnasmda
kur�una dizme nispeten nadirdi.

226 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


§Um rolünü açiklamak için kullamlmahydi. Propagandacrlar, bu
noktalan açiklamak için §ehirlerdeki tüm onemli toplanttlarda
boy gõstermeliydi. Okrug ispolkomlanmn islam kar§th propa­
gandamn içerigi ve yontemi hakkmda herhangi bir sorusu ol­
mas1 durumunda, Agitprop Dairesi'ne her yerel õrgüt için "õzel
tasarlanmt§" aynntih izahlar yazmas1 talimatI verildi.
Gelecekteki (1927-1928 sonbahar ve kt§t için planlanan) uygu­
lamaya haz1rlanmak üzere, okrug ispolkomlan, "6. Genel Kurul
kararlan temelinde din adamlanna kar§I verilecek mücadeleyle
ilgili õncelikli sorunlar listesi" çikarmak için ozel kapah oturum­
lar düzenlemeliydi. Amaç somut ve yerele õzgü eylemler hazir­
lamaktI. Bunun tam olarak ne anlama geldigi yerel yetkililere
birakthyordu ancak dogru yorumlamanm smirlan çok net bir
§ekilde belirlenmi§ti:
e) yerel parti õrgütlerinin tüm çah§malan yukar1da belirtilen iki nokta
(a ve b) ile smirh olmahdir; "a" veya "b" bentlerinin õtesine geçen tüm
õnlemler mutlaka ve her bir ayn durumda ÕKP Merkez Komitesi tara­
fmdan onaylanmahd1r, aynca Merkez Komitesi tarafmdan kararla§h­
nld1ktan sonra, din adamlan sm1fma kar§I ayr1 õnlemler ve yõnergeler,
bilfiil okrug ispolkomu ispolbürosunun dogrudan liderligi tarafmdan
gerçekle§tirilmelidir, Merkez Komitesi tarafmdan onaylanan õnlemleri
dogru bir �ekilde yerine getirme sorumlulugu bilfiil onlara aittir.

Burada kullandan §iddetli ton, ispolbüro'nun mart aymda


ba§lathg1 süreci durdurmak için ciddi baskt altinda oldugunu
gosteriyor. Orgbüro (ve nihayetinde Politbüro) islam'a kar§t ha­
reket etme zamamnm geldigme karar vermi§ olsa da yüksek parti
õrgütleri, ikramov'un sert ve açik uçlu soyleminin ortaya ç1kar­
d1gt siyasi sonuçlarla ba§a ç1kmaya hazir degildi. Aym zamanda,
Moskova'daki liderlik, diger alanlarda-okullar in§a etmek, kadm­
lan õzgürle§tirmek, din adamlanm son ekonomik kaynaklarm­
dan yoksun b1rakmak için-baskt uyguluyordu ve bu, halkm õfke­
sini alevlendirmeme emirleriyle dogrudan çeli§iyordu.
Hannah Arendt'in geni§ ve kaotik bir "aktarma kayt§lan" agi
tarafmdan i§leyen totaliter devlet mekanizmas1 modeli, yerel par­
ti çah§anlannm çoklu çeli§kiler içinde nasd kapana ktstld1gm1 an­
lamada fayda11dir. Birinci Be§ Ytlhk Plan h1zla ilerlerken, her §e­
yin h1zh ve e§ zamanl1 olarak yap11mas1 gerekiyordu. Kurumlar,
emirlerini, devletin diger birimlerinin ne yapngmdan habersiz,

Shoshana Keller • 227


sadece kendi hedeflerine mümkün oldugunca çabuk ulél§mak­
la ilgilenerek veriyordu. Fiziksel, politik ve ekonomik engeller,
"nesnel ko§ullan" gõrmezden gelmenin bedeli çok yüksek olana
ve birilerinin suçlanmas1 gerekene kadar bir kenara itiliyordu.
Yaratl:lSJ. kaosun kas1th olarak planland1SJ.na inanmasam da agin
merkezindeki Stalin aym anda hem mutlak güçlü olabiliyor hem
de sorumluluktan kaçabiliyordu. 1927 yazmda bu devasa devlet
makinesi henüz tam ruzma Ulél§m�h, bu da devletin kendi
ko§ullannda bile, Sredazbüro'nun y1kim ve karma§ayi sm1rlama
çabalarmm ba§ans1z olacagin1 garanti ediyordu.

Sosyal Direkleri Y1kmak


Sredazbüro, din adamlarma yõnelik tedbirleri ertelemeye
çah§iyor olsa da Müslüman sosyal kurumlan kapatma süreci
devam etti. Okrug düzeyindeki Sovyet mahkemeleri ve ispol­
komlar, islami mahkemelerin ortadan kaldmlmasmdan sorum­
luydu. Aynca, Adalet Komiserligi'ne mümkün olan en kisa süre­
de bir plan haz1rlamasmda yardimc1 olmas1 emredilen GPU'dan
da õnemli õlçüde yardim alddar.13
Temmuz sonu veya agustos ba§mda Adalet Komiserligi bu
plan1 ispolbüro'ya sundu. Bél§ka §eylerden ziyade mahkemelerle
ilgili eylemlere dair bir kay1t oldugu için biraz ilginç bir belgeydi
ancak bunun nedeni, yazarlarrmn, en iyi hareket tarzmm yap­
hklanm oldugu gibi sürdürmek oldugunu dü§ünmeleri olabilir.
Kurbanov ve savc1 yardimc1s1 itvi'nin yorumuna gõre, bir za­
manlar hükfunet dinl mahkemeleri kapatmaktan korkmu§ olsa
da (kismen Buhara ve Harezm'deki mahkemelerin kapatdmas1
ba§ans1zhkla sonuçland1g1 için), eski cumhuriyetler mahkemele­
rini "hükumet tarafmdan herhangi bir yasama faaliyeti olmaks1-
zm" nasd kaldirddarsa, arbk Õzbekistan genelinde de aym sõzlü
olmayan yollarla mahkemeleri kald1rmanm zaman1 gelmi§ti.14

13 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 1 92, 1. 71 . Bikson tarafmdan yaztlan "Pro­


ekt predlojeniya po dokladu na Ispolbyuro TsK o nastroenü duhovenst­
va" . Belge tarihsizdir ancak dosyalama ba�larm ve okrug ispolkomlanmn
ruhani yõnetimlere müdahale etme konusundaki kõtü siciline ili� bir
yorum, 1927 yazma �aret ediyor.
14 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 614, 11. 45-46. ÔSSC Merkez Yürütme Komi­
tesi'nin Müslüman mahkemelerini kald1rmaya yõnelik karar tasla� hak­
kmda "Obyasnitelnaya zapiska [açtlday1C1 not]."

228 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Kurbanov ve itvi bu yõnde hâlihazirda ne kadar büyük
ilerleme kaydedildigini gõstermek için bir çizelge haz1rladilar
(bkz. Tablo 5.1). Tablo çarp1c1 bir §ekilde eksiktir, 10 okrugdan
7'si için sadece 1925 itibanyla istatistik mevcuttur ve yalmzca
1927'nin ilk yans1 için tam istatistikler bulunmaktad1r. Veriler­
deki bo§luklar, büyük olasi11kla hükumetin ilk y1llarmdaki ilkel
durumundan kaynaklan1yordu. Tablo, 1924 ile 1925 y1llar1 ara­
smda mahkeme sayilannda bir arh§ gõstermektedir, bunun se­
bebi rapor almabilen okrug say1smm daha fazla olu§undan ba§­
ka bir §ey degildi; bu, her hâlükârda burada sunulan rakamlarm
eksik sayild1guu gõsterir. istatistikler, mevcut olduklarmda bile
her zaman tutarh degildir: Bu tablo 1925'te Semerkant'ta 8 ve
Ka§kaderya'da 14 mahkeme gõsterirken, Tablo 3.1 Semerkant'ta
6 ve Ka§kaderya'da 4 mahkeme gõstermektedir. Bu tablo aym
zamanda 1925 için toplam 87 dini mahkeme listelerken, õnceki
tablo 70 tane listelemektedir.

Tablo 5.1 Õzbekistan'daki Dini Mahkemelerin Say1s1


Okrui 1922 � 1924 1925 1926 1 927
Ta§kent 27 14 2 1
Semerkant 71 30 15 8 3 2
Hocend 1
Fergana 122 41 41 30 4 2
Andican 2
Buhara 12
Zeref§an

Ka§kaderya 14

Harezm 18 18
TopIam 220 85 58 87 27 7
Kaynak: PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 614, 1 . 46.

Shoshana Keller • 229


Ancak bu eksik ve yan güvenilir rakamlar bile 1922 sonu-
1923 béi§I yasalanrun etkisini gõstermektedir; o yillarda Téi§kent,
Semerkant ve Fergana okruglanndaki mahkemelerin say1S1 yan
yanya ya da daha fazla dü§mܧtü. Hem yasalann bem de OG­
PU'nun müdahalesi, Kurbanov'un mahkeme kar§Ib yeni õnlem­
lere niçin gerçekten ihtiyaç duymad1grm açiklamaktadu.
Kurbanov ve itvi'nin raporundan kisa bir süre sonra, 28
Agustos'ta ÕKP Merkez Komitesi ispolburo'su, ÕSSC Merkez
Yürütme Komitesi'ne, "sonunda kõhnele§mi§ olduklan gerçegi
gõz õnüne ahnarak," mahkemelerin tasfiyesi hakkinda bir karar
taslagi haz1rlamas1 talimahm verdi.15 Mahkemelere, mevcut da­
valan bitirmek için, karamamenin yaymlanmasmdan sonra iki
hafta mühlet verilecek, bu sürenin ardmdan tüm sorumluluklan
ve teçhizah otomatik olarak Sovyet mahkemelerine devredile­
cekti. Eylül ayinda SSCB Merkez Yürütme Komitesi ve ardmdan
ÕSSC Adalet Halk Komiserligi, bu kararlan, yeni islami mah­
kemelerin kurulmasma yasak koyup tüm mevcut mahkemelerin
en geç Ekim Devrimi'nin 10. yildõnümü olan 28 Ekim 1927'de
kapahlmas1 §arhm ekleyerek onaylad1.16
Bununla birlikte, karamame hazulamak, mahkemeleri fiilen
kapatmakla aym §ey degildi ve Adalet Komiserligi çal1§anlan
ekim aymm ba§ma kadar õzel talimatlar almad1. iki yõnlü bir
saldm düzenleyerek, ilk olarak yeni geli§en Sovyet mahkeme
sistemini güçlendirecek ve yerli kõylüler ile i§çileri bunu kul­
lanmaya ikna edeceklerdi; ikinci olarak ise, rü§vet alma ve zen­
ginlerin lehine hüküm verme gibi yolsuzluk kan1tlarm1 halka
duyurmak da dâhil olmak üzere, mümkün olan her yolla Müs­
lüman mahkeme sistemini gõzden dü§üreceklerdi. "idari baski"
yõntemleri aç1kça hükümsüz kilmmi§h. Sovyet okrug mahke­
meleri de bõlgelerindeki Müslüman mahkemelerinin say1sm1
takip ediyor veya en azmdan takip etmeye çal1§1yor ve bunlan

15 RGASPI F. 1 7, op. 27, d. 10, 1. 221 . 112 saytlJ. ispolbüro tutanag1.


16 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 614, 11. 48-48b. Alexander Park, Bolshevism in
Turkestan, 1917-1927 (New York: Columbia University Press, 1957), s. 237;
Alexander Vi�nevski, "Kak eto delalos' v Srednei Azii", Nauka i religiya,
2. say1 (�ubat 1990): s. 50-53. TsGA Uz F. 904, op. l, d. 108, 1 . 11, Merkez
Yürütme Komitesi ve ÔSSC Halk Komiserleri Konseyi'nin 1927 tarihli "Ob
uprajnenii v UzSSR kaziev", ba�hkh beyaru.

230 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


A. Mevliyanbekov'a bildiriyordu.17 Yine de Õzbek Hükílmeti,
planlarrmn ne kadar iyi icra edildigi konusunda, en iyi ihtimalle
kismi bir bilgiye sahipti.
�a§irhcr olmayan bir §ekilde, Müslüman mahkemelerinin or­
tadan kaldmlmas1, karamamelerin yaymlanmasmdan sonraki
iki haftadaít çok daha uzun sürdü. Gecikmenin bir kism1, yedek
bir Sovyet sistemi in§a etmek için gereken kaynak eksikliginden
kaynaklan1yordu; Ocak 1928'de Eski Ta§kent mahkemesi me­
murlan hâlâ camilerde çah§maktan §ikâyet ediyorlard1 ve bu du­
rumda olan memurlar sadece onlar degildi. Güvenilir personel
eksikligi de bir ba§ka sorundu; ayru Ta§kent mahkemesi perso­
neli, 11 parti üyesi, 2 Komsomol üyesi ve 19 parti d1§1 çah§andan
olu§uyordu ve bunlann 25'i Avrupah iken, Õzbeklerin say1s1ysa
yalruzca 7 idi.18 Baz1 Õzbek çah§anlar kad1hktan gelmeydi çün­
kü Moskova, bürokrasinin "Õzbekle§tirilmesi" için çok büyük
bir baski uyguluyordu ve nitelikli yerlilerin çogu hukuki gõrü§­
lerini medreselerde õgrenmi§ti.
Burada yerel yetkililerin çeli§kili taleplere yakaland1g1 ba§ka
vakalar da ya§and1. Bu yetkililere bir yandan Õzbek çal1§anlan
i§e almalan, diger yandan da politik olarak güvenilmez tipleri
ay1klamalan emrediliyordu. Taleplerin biri çe§itli zamanlarda
digerinin yerini alacakh ancak yetkililer hiçbir zaman her iki­
sini de tatmin edemedi. Bu ikilem, 1927'nin sonlarmda Pamir
Daglar1'nm (§imdi Tacikistan) Germ bõlgesinde §õyle bir ola­
ya yol açh: Bir erkek ve kiz karde§ arazi mirasma itiraz etmek
için mahkemeye gitmi§ti. ilk ba§ta mahkeme kiz karde§e, erkek
karde§in üçte biri kadar parsel verdi. Hâlâ mutsuz olan erkek
karde§, mahkemenin Sovyet yasalarma gõre mi yoksa §eriata
gõre mi karar verdigini sordu. "�riata gõre," yan1h geldi. Kar­
de§, arazinin tümünü al1p alamayacagm1 gõrmek için Sovyet
hukuku uyarmca bir karar istedi ancak Sovyet hukuku arazi­
yi e§it olarak bõlecekti. Sonunda mahkeme, araziyi be§ parsele
bõlüp erkek karde§e üç parsel vererek uzla§maya vard1.19 Dik-

17 TsGA Uz, F. 904, op. l, d. 96, 1 1 . 108-109. 23 sayih tutanak, 5 Ekim 1927,
ÕSSC Adalet Halk KomiserliAi Kurulu oturumu.
18 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 64, 11. 42, 51. Ocak 1928, mahkemeler hakkmda
rapor.
19 Za partiyu, 4. sayi (Arahk 1927): s. 123-124.

Shoshana Keller • 231


kat çeken nokta, bu adam için §er'i hukuk-laik hukuk ayrnrumn
õnemli olmarn.as1yd1; ona istedigi topragi verecek olan kanun
hangisiyse ondan memnun kalacakb.
Sovyet mahkeme sistemi, çok zayif olmasma, kõtü ko§ullarda
çali§masma, güvenilmez yetkililer tarafmdan yõnetilmesine ve
arkasmda güçlü bir gelenek ve halk destegi olan bir rakiple kar§I
kar§1ya kalmasma ragmen, sonunda Müslüman mahkemelerine
üstün geldi. Bunun nasd meydana geldigi Sovyet kaynaklarmda
açik bir §ekilde anlatilmiyor ancak sürecin kaba bir resmini ta­
savvur etmek mümkün.
HükUmetin, dini mahkemelere yõnelik ilk kanuni saldms1,
mahkemelerin yetki alanm1 daraltmada çok etkili oldu. 1923 y1-
lmda ç1kanlan her yeni kanun mahkemelerin yetkilerini biraz
daha srmrlandirrm§ ve zarn.an geçtikçe hükUmet bu kanunlan
daha etkin ve daha geni§ bir alanda uygulayabilmi§ti. Aym za­
manda, Türkistan Merkez Yürütme Komitesi'nin mahkemele­
ri sübvanse etmeyi reddederek onlarm mali temellerinin albm
oyma hamlesi de baz1 mahkemeler her ne kadar mali i§lemler
için kendi resmi mühürlerini kullanarak bunu atlatabilmi§ olsa
da mahkemelerin yetkilerini sm1rlandird1.
Laik yargi sistemi büyüdükçe, õzellikle yoksullar için elveri§li
ve çekici bir hukuki alternatif sunmaya ba§lad1. Adalet Komiser­
ligi ve Mahkeme Olu§turma Bõlümü, "devrimci hukukun" ada­
letine kar§I dini mahkemelerin yozla§rm§ yap1srm vurgulayan
bir propaganda için õnemli miktarda çaba sarf etti. Propaganda­
nm etkilerini kesin olarak analiz etmek mümkün olmasa da al­
ternatif bir hukuk sisteminin açilmasmm insanlar üzerinde belli
bir etki yarattigrm õne sürüyorum, bu etkiyi belki de en iyi §e­
kilde Avrupa'daki Yahudi õzgürle§mesi sirasmdaki Yahudi dini
mahkemelerinin (bet din) durumuna te§bih ederek anlayabiliriz.
On sekizinci yüzydm sonlanna kadar Avrupab Yahudiler,
daha geni§ Hiristiyan yõnetimi içinde yan õzerk topluluklar hâ­
linde ya§1yorlard1. Kehillot adi verilen bu topluluklar kendi içi§­
lerini düzenler, vergi tahsilabm denetler ve gerektiginde mahke­
meler kurardl. On sekizinci yüzy1bn sonlarmda ve on dokuzuncu
yüzydm ba§lannda, Avrupah Yahudilerin çogu "õzgürle§tirildi",
yani kendilerine ya§adiklar1 devletlerin vatanda§lan olarak tüm
haklar verildi. Yahudilerin, birey olarak haklarm verilmesi kar-

232 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


§thgmda tüzel olarak haklan ortadan kaldmld1�ndan, genellik­
le õzgürle§me ko§ullan kehillotun feshini içermekteydi. Yahudi
mahkemeleri, Türkistan mahkemeleri gibi dogrudan yasaklan­
mad1 ancak arhk kararlanm uygulama yetkileri olmad1g1 için
otoriteleri ciddi §ekilde sarstld1; bu güç daha büyük olan dev­
lete verilmi§ti. Sonuç olarak, yeni haklanm kullanmak isteyen,
geleneksel Yahudi yasalanndan ho§lanmayan veya davalanmn
gõrülmesini saglamak isteyen Yahudiler, Yahudi mahkemeleri
yerine eyalet mahkemelerine gittiler. Bir bet dine ba§vurmak ve
kararlarma uymak gõnüllü ve õzel bir mesele hâline geldi.
Aym mekanizmalar Müslüman mahkemelerinde de i§liyor­
du. Arhk kararlarm1 uygulamak için devlet desteginin olmad1g1
yerlerde, bu mahkemelere itaat gõnüllü hâle getirildi ve insanlar
kararlanm icra edebilen mahkemelere yõnelmeye ba§ladt. Bu
süreç, halk mahkemelerinin ne kadar iyi çalt§hgma bagh olarak
kademeli ve çok e§itsiz bir §ekilde geli§ti. Sonuç olarak, farkh
okrug mahkeme organlan dürüstçe ÕSSC Adalet Halk Korniser­
ligi' ne hem Müslüman mahkemelerinin etkisinin çok güçlü hem
de zay1f oldugunu anlatan, birbirinden farkh, oldukça çeli§kili
raporlar gõnderebiliyordu.
Bilhassa 1927 sonbaharmda olmak üzere, Müslüman mah­
keme sisteminin resmi olarak "ortadan kaldmld1gt" ilan edildi
ancak bu beyanlarm hemen ardmdan, hâlâ ayakta duran mah­
kemelerin nastl ortadan kaldmlacagtna ili§kin paragraflar geli­
yordu. Hâlâ Müslüman hukukuna gõre hüküm veren "Sovyet"
mahkemeleri sorun olmaya devam ediyordu. 1929'da eskiden
müderris olan bir Sovyet hâkirni vardt. Bir mollanm kans1m bo­
§ad1g1 ancak nafaka õdemek istemedigi ve kadmm ekonornik
haklan için dava açhg1 bir vaka õnüne dü§mܧtü. Hâkim kad1-
nm lehine hükümde bulunmu§ ve mollaya, e§ ve çocuklara bo­
§and1ktan sonra bile destek olma konusundaki Kur'an'dan ilgili
ernirleri hahrlathg1 sert bir ders vermi§ti!20
Faal Müslüman mahkemelerine yap1lan en son referanslar­
dan biri, 1929'da düzenlenen ÕSSC Adalet Halk Korniserligi
emekçileri kongresinde Mevliyanbekov'un sarf ettigi §U ifadele­
re dayanmaktadu: "Ulemanm ve beylerin keskin silahlanndan

20 M. Mitrofanov, "Sovetskoe stroitelstvo v Yangiyulskom raione Uzbekskoi


SSR", Revolyutsionmy Vostok, 6. say1 (1 929): s. 229-230.

Shoshana Keller • 233


biri olan §eriat mahkemeleri . . . ortadan kaldmlrm§h:t:." Hemen
ardmdan §Õyle devam ediyordu: "Gizli biçimde varbgm.i sür­
düren kad1 mahkemelerini ise if§a etmemiz gerekiyor."21 "Gizli
kadilarm maskesini dü§Ürmek", çok muhtemel, o siralar ger­
çekle§en dekulakizasyon kampanyas1 ve parti tasfiyeleri için
kullanilan retorik bir araçh ancak yeralh mahkemelerinin hâlâ
var olmas1 da muhtemeldir. 1930'da faal Müslüman mahke­
melerine dair §ikâyetler vard1 ve 1934'te sabotajdan ve pamuk
planmI yerine getirmemekten hüküm giyen birkaç Õzbek'ten
birinin meslegi kad1 olarak kaydedilmi§ti.22 Yine de bu dagm1k
istisnalar bir yana, dini mahkemeler 1928'in ba§larmda etkili bir
toplumsal güç olmaktan ç1krm§h.
Õzbek Sovetov Merkez Yürütme Komitesi ve Halk Komi­
serleri Konseyi, 2 Eylül 1927'de vakif mülklerinin nihai devri
hakkmdaki "dü§üncelerini" "ÕSSC Tüzük ve Yõnetmelikler
Derlemesi"nde yaymladdar. Karar, o tarihten õnce Ana Vak1f
idaresi tarafmdan envanter için devralman tüm vak1f mülkle­
rinin 1 Ekim'den itibaren Aydmlanma Komiserligi'nin yetki ve
idaresine devredilecegini belirtiyordu. Vakiflardan elde edilen
tüm kazançlar egitime fon olarak aktanlacakh.23 Yerel gazete­
lerin hepsi, Yengi Fergana, Zerehan (Semerkant bõlgesi) ve Azad
Buhara (ancak Hive'nin Inqilob Quyoshi [Devrim Güne§i] degil),
kendilerine ait vak1flarm tasfiye edildigine dair õnemli duyu­
rular yaymladdar. 24

21 TsGA Uz F. 904, op. l , d. 96, 1. 89, 21 say1h tutanak, Adalet Halk Ko­
miserligi Kurulu, 4 Eylül 1 927. d. 108, 1. 11, 1 927 tarihli ÕSSC Merkez
Yürütme Komitesi ve Halk Komiserleri Konseyi karar1, "Ob uprazjenii v
UzSSR kaziev"; d. 226, 1 . 2, "Rezolyutsiia - Doklad A. Mavlianbekova o
rabote NI<lu."
22 V. Karpiç, "O teoritiçeskih problemah sovetskogo vostoka i postanovke ih
izuçeniya", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1. say1 (Mayts 1930): s. 102. TsGA
Uz F. 86, op. 10, d. 1 1 14, 1 . 316.
23 TsGA Uz F. 94, op. l, d. 319a, 1 . 19. Sovetov Merkez Yürütme Komitesi ve
Halk Komiserleri Konseyi'nin ilk olarak 15 A�stos 1927'de geçmi§ olan 99
sayth karan.
24 12 Ekim'de Andican, 15 Ekim'de Margilan, 25 Ekim'de Namangan ve 27
Ekim'de Hokand'daki vakif tasfiye duyurulan. Yengi Fergana, 1 16, 120, 121 .
saytlar (21 Ekim, 1 Kasrm, 7 Kasrm 1927): s . 3, 4, 1 0 . 15 Ekim'de Semerkant
Okrugu'ndakiler. Zerefean, 98. sayt (15 Kasrm 1927): s. 4. 20 Ekim'de Buhara
Okrugu'ndakiler. Azad Buhara, 115. say1 (24 Ekim 1927) : s. 4.

234 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Bu yasa geriye kalan, cami, medrese ve dini okul destekçisi
vakiflarla ne yaptlacagi sorusunu hâlâ aç1kta birakiyordu. Müsa­
dereleri Mart 1927'den beri tartl§ihyordu ancak parti çok az adim
atrm§tl. Hocend Okrugu'yla ilgili bir makale, kirsaldaki dini va­
lof arazilerinin baz1 ortakçilara yeniden dag1tild1guu aktanyor
ancak ayru zamanda din adamlanrun ve kendileri de ortakç1 olan
takipçilerinin muhalefeti nedeniyle sürecin sorunsuz bir §ekilde
devam edebileceginden §Üphe duydugunu belirtiyordu.25 Vakif
sisteminin, sadece devlete istimlak edilmesinin aksine, tamamen
ortadan kaldmlmas1, okullarm vakif fonlanna bagtml1hgmm de­
vam ediyor olu§u nedeniyle de ertelendi. Õrnegin May1s 1928'de
Hocend Okrugu egitim dairesi, çok fazla vak1f gelirinin "izinsiz"
harcamalara savrulmas1 ve ikame bir gelir kaynag1 bulunmama­
s1 nedeniyle planlanan say1da okul in§a etmekte sorun ya§anabi­
lecegi uyansmda bulunuyordu.26 Andican imamlanndan Azam
Han Tõre'nin, kendisi hakkmdaki bir raporda aktanlan serze­
ni§lerinden gõrülebilecegi gibi, hükumet 1928'in ortalannda bu
konuda biraz daha agresif davranmaya ba§lad1:
Geçinecek bir gelirirn olrnad1g1 için k1sa süre õnce Hanabad kõyüne
gittirn ve orada irnarn olarak çah�rnak istedirn arna devletin carninin
vak1f arazisine ve bahçesine el koydugunu õgrenince eve dõndürn.
Nereye bakarsan bak hayahrn1z bozulrnaya ba�lad1; her yerde bize
zulrnedip bask1 yap1yorlar ve her �ey daha da s1k1la�h.27

Kolektivizasyon kampanyas1, vakiflarm tamamen ortadan


kaldmlmas1 için son itici gücü saglad1. 1 Agustos 1928 tarihli
ÕI<P Merkez Komitesi ispolbüro'su karan, Tanm Komiserli­
gi'nin (Narkomzem) "toprak-su reformunun gerçekle§tirildigi
okruglarm sm1rlan kapsammda" (buralarm daha õnceki toprak
reformu kampanyalarmm hâlâ dokunamad1g1 alanlar oldugu
belirtiliyordu) dini vakiflan ve onlara bagh meyve bahçeleri­
ni ve üziím baglanru iki ay içinde tasfiye etmeye haz1rlanmas1

25 A. R., "Jizn' ki�laçnaya", Za partiyu, 2. sayi (�ubat 1928): s. 92.


26 RGASPI F. 62, op. 3 d. 359, 1 1 . 95-96. 18 May1s tarihli, 19 say1h Hocend
Okrug ispolburo'su tutanag1. Halbuki Haziran 1927'de parti, Hocend'in,
Müslürnan okullanm ortadan kald1rrnak için kolay bir yer olacag1m ka­
rar verrni�ti!
27 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1. 4. 24 Temrnuz 1928, Sredazbüro Ajitas­
yon-Propaganda Dairesi tarafmdan yaz1lan "O Musduhovenstve" ba�­
hkh rapor.

Shoshana Keller • 235


gerektigini ilan etti. Bu topraklar "fiili kullarum ilkesine gõre
emekçi kõylüye" yeniden dagtttlacakb-kirahk vaktf arazisini i§­
leyen kõylüler mülkiyet talebinde bulunabilecekti. Yerel eW.tim
dairelerinin kullanum için vaktflara el koymak yerine, bu top­
raklar, ko§ullar engellemediW. sürece, dogrudan kolektif çiftlik­
lere gidecekti:
5) Serbest valo.f arazileri ve çah§mayan veya yari zamanh çah§an ma­
likler tarafmdan kirada bulunan aym kategorideki araziler, mevcut
kolhozlara eklenecek ilave parçalar olarak ve yeni kolhozlarm õrgüt­
lenmesi için kullamlacakbr; kolhozlarm bulunmad1At ve yenilerini
õrgütlemenin mümkün olmad1At yerlerde ise, ilave bir toprak olarak
yoksul bir mal sahibine verilecektir.

Bu devir 1929 y1hmn ba§mda tamamlanacakb. Henüz toprak


reformu geçirmemi§ olan bõlgeler (Surhanderya, Ka§kaderya ve
her zaman oldugu gibi Harezm) ciddi bir karga§aya mahal ver­
memek için toprak reformuna ve vakiflarm müsaderesine e§ za­
manh olarak tâbi tutulacakb. Bõyle bir tehlikenin farkmda olan
ispolbüro, kõylüleri her §eyin kendi ç1karlarma yapild1gma ikna
etmek için "süreli yaymlar yoluyla sürdürülecek aç1klay1Cl bir
kampanyanm" 28 projeye e§lik etmesini de tavsiye etti.
Zay1f õrgütlenme ve yolsuzluk, vaktflan ba§ar1yla ortadan
kald1rmanm õnündeki zorlu engeller olmaya devam etti. ispol­
büro'nun karanru ald1gt ay, Õzbekistan'da topragm yeniden da­
gtbmma ili§kin bir rapor, baz1 yoksul kõylülerin gerçekten de
toprak ald1klan ancak bunun en iyi ihtimalle geli§igüzel bir §e­
kilde gerçekle§tiW. yorumunu yapiyordu. 29 Vakif sistemi, Ocak
1929'da resmen sona erdi ancak fiiliyatta en az, "sorumlu ça11-
§anlarm" kay1ts1z vaktf arazilerini hasadm yans1 kar§1hgmda
arkada§larma dagitma suçundan hâlâ tutukland1gi 1930 yilma
kadar varhgint sürdürdü.30 Büyük olasilikla, yasal ve yasa dI§1
vakiflar, kolektivizasyon tamamlanana kadar tamamen ortadan
kaldmlmad1 ve o zaman bile kolhoz üyeleri camileri topraktan

28 RGASPI F. 62, op. 1, d. 446, 1 1 . 108-110. 1 Agustos 1 928 tarihli ispolbüro


oturumu, 51 say1h tutanak. Karar 3 Eylül'de Sredazbüro tarafmdan onay­
lanrm§br.
29 An. Ani§ev, "Zadaçi zemleustroistva v Uzbekistane", Za partiyu, 8. sayi
(Agustos 1928): s. 49.
30 "Hvostl ismailov§im", Uzbekistanskaya pravda, 62. say1 (20 Mart 1930): s. 3.

236 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


finanse etmenin yollanm buluyorlard1. Bununla birlikte, ku§ku­
suz, ne §ekilde olursa olsun, her türden dini kurum mülklerine
el konulmasmdan agir hasar gõrdü.
Daha õnce bahsedilen Andican olaylIUil da gõsterdigi gibi,
1927'de artan vakif geliri rekabetinden Müslüman okullan dd­
di §ekilde etkilenmeye ba§lad1. En çok da yerle§im yerlerindeki
medreseler etkilendi çünkü buralardan mezun olanlarm rejim
için en büyük tehlikeyi te§kil ettigi dü§ünülüyordu. Temmuz
1928'de yaztlan, din adamlan hakkmdaki aynntih bir Sredazbü­
ro raporu, çe§itli alanlarda õgrenci ve okul sayilanndaki dü§Ü§­
lere dikkat çekmekteydi:
1 926-1927'de Hokand'da 1 .098 õgrenciyle [molla-beççe] 18 medrese
faaliyet gõsteriyordu. 1 928'in ba§mda sadece üç medrese, õgretim
y1hna 400 kadar õgrenciyle ba§lam1§ken, faaliyetine 145 õgrenci ile
devam etti. . . .
Geçen yil Andican ve Namangan §ehirlerinde 1.600'e varan õgrencisi
olan 23 medrese vard1; 1 928'de medrese say1s1 azalmam1§ ancak õgren­
ci say1s1 yakla§Ik 862'ye dü§mü§tür (bu rakamlar kesin degildir) . . .
Geçmi§te Semerkant, Orta Asya'run en ünlü medreselerine sahipti.
�imdi tek bir tane bile yok. Bunlarm çogu, konuta uygun olduklari
için Mesthoz [Yerel Ekonomi Dairesi] tarafmdan kullarulm1§tlr. Hoca­
lar müstakilen evde ders yürütmektedir; bunlarm say1s1 muhtemelen
be§tir . . .
Buhara Eski �hri'ndeki medreselerde ise biraz daha farkh bir dururn
vard1r. Geçen yil burada toplam 120 õgrencisi olan dõrt medrese bulu­
nuyordu; 1928'de iki medrese var ancak õgrenci say1smda (toplamda
1 76) õnemli bir art1§ gõzlenmektedir.31

Rapor, devammda, Ta§kent'te 1926'dan beri resmi olarak hiç­


bir medresenin bulunmad1g1m (bu da Eski �hir ispolkom'unun
karamamesinin ashnda hiçbir zaman yürürlükten kaldmlmad1-
grm gõsterir) ancak birkaç hocanm hâlâ evlerinde ders okuttugu­
nu ifade ediyordu. Genel olarak, mektep ve karihanelerin sayis1
da kirsal kesimde degilse de kentsel alanlarda azal1yordu.
Dü§ü§ler, bir dereceye kadar Sovyet okul sisteminin duru­
muyla baglantihyd1. Tipki laik ve dini mahkeme sistemleri ara-

31 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1 1 . 5-6. Sredazbüro Ajitasyon-Propaganda Da­


iresi tarafmdan yazdan "Doklad o musulmanskom duhovenstve" ba§hkl1
rapor, 24 Temmuz 1928.

Shoshana Keller • 237


smdaki ili§ki. misali, laik okullann daha güçlü oldugu yerlerde
dini okullar daha za}'lf olma egilimindeydi ve ayru �ki.lde bu­
nun tersi de geçerliydi. Hem mahkemelerin hem de okullann
durumu, bir bõlgedeki. genel Sovyet gücünün bir gõstergesi
olarak kullarulabilir; Andican'da 1929'da hem dini mahkemeler
hem de dini okullar, komünist yetkililer oradaki ko§ullardan hiç
memnun olmasalar da açikça faaliyet gõsteriyordu.32
Türkistanhlara kendi ana dillerinde teknik beceriler õgreten
Sovyet okullan kurma baskis1, Büyük Kmlma mesafe katettikçe
hem sanayile§me hamlesinden hem de mümkün oldugunca çok
say1da yerliyi sorumlu pozisyonlara getirmek için sürdürülen
"Ózbekle§tirme" kampanyasmdan õtürü, keski.n bir §ekilde art­
h. Zelenski., vas1fh yerlilere olan talep ile bu tür i§çilerin fiili arz1
arasmdaki. "makas krizinin" hizh bir §eki.lde çõzülmesi yõnünde
tutkulu biçimde israrc1yd1.33 Ínsanlar teknik sertifikalan ekono­
mik ve sosyal islahm anahtan olarak gõrdükçe, bizzat Ózbekle­
rin laik egitime olan talebi arth. Dini okullar bile müfredatlanna
daha fazia pozitif bilim ekleyerek bu yeni talepleri kar§tlamaya
çah§hlar.34 Ancak artan ihtiyaca ragmen, yeterli say1da okul in§a
edecek kaynak yoktu. Kasun 1928 gibi geç bir tarihte bile, Ha­
rezm Okrugu'nun, ku§kusuz mütemadi bir sorun olarak, kirsal
nüfusu için 400'den fazia Müslüman okuluna kar§1hk 47 Sovyet
okulu vardi.35 Egitim arz1 ve talebindeki. bu dengesizlik, 193l'de
ba§latdan ki.tlesel yaygm ilkõgretim kampanyas1 bu sorunu k1s­
men düzeltmi§ olsa da uzun }'lllar boyunca devam edecekti.

32 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 613, 1. 1 1 . Andican ajitasyon-propaganda


çah�aru Rahime Eyübov'dan Andican Okrugu ve �hir parti komitelerine
not, 13 $ubat 1929.
33 i. Zelenski, "V borbe za kulturu", Za partiyu, 7. sayi (Temmuz 1928): s. 10.
Ekonomik bir grafikte arz ve talep çizgileri birbirinden çok uzak oldugun­
da, grafik açik uçlu bir makas gibi gõrünür-buna "makas krizi" denir.
34 A. �, ''.Antireligioznaya propaganda na Sovetskom Vostoke", Kom­
munistiçeskaya revolyutsiya, 1. sayi (Ocak 1929): s. 73. Gali ibrahimov, "O re­
ligiozruh �kolah, jumalah i antireligioznoi propagande" Kommunistiçeskaya
revolyutsiya, 1 7-18. sayi (Eylül 1928): s. 147-149.
35 Gikalo, "Osnovrue zadaçhi partii i sovvlasti v Horezmskom i T�auzskom
okrugah", Za partiyu, 1 1 . sayi (Kasun 1928): s. 90. Gikalo, Sredazbüro'nun
sekreter yardunas1yd1.

238 • Mekke'ye 0ein Moskova'ya


islam Kar§Ib Propaganda
Sonbaharm yakla§mas1, ulema kar§lh kampanyamn uygu­
lanmas1m planlamamn zamanmm geldigine ͧaret ediyordu.
Ancak 8-10 Ekim'de toplanan 14. Sredazbüro Genel Kurulu,
§a§irhc1 bir §ekilde bu konuda çok az §ey sõyledi. Genel kurul­
da agirhkla, idari sisternin nasil rasyonelle§tirilecegi, yarg1daki
mahalli yetersizliklerin nasil düzeltilecegi ("birçogu partiden
ihraç edilrni§, en dü§ük kademelerdeki insanlar")36 ve kadm
kampanyasmm nasil sürdürülecegi tarh§malan yer aldi. Sadece
ibrahimov din adamlarmdan dogrudan bahsetti, o da Türkmen­
lerin dini düzenine alelacele sald1rmaya kar§1 oldugunu yinele­
mek içindi-parti, din adamlannm oynad1g1 sosyal rolü devral­
maya henüz hazir degildi.37
Ne var ki, genel kurulun d1§mda, enerjik din kar§1h propagan­
da planlan luzla geli§iyordu. Sredazbüro'nun agitprop bõlümü
ve Õzbek Merkez Komitesi Agitprop Dairesi bünyesindeki Din
Kar§1h Kornisyon, 1927 bahan ve yazmda Ateistler Birligi'nin Ho­
cend, Buhara ve Semerkant hücrelerini kurmu§tu. Bununla bir­
likte, bunlarm hiçbiri fazla bir ba§an gõsteremedi.38 Kornsomol,
Sovyet okullannda da aym §ekilde kõtü sonuçlan olan bir propa­
ganda yürütmeye ba§lamI§h. Yine de Kornsomol'un ba§ans1zhgi
ilginçti. Çünkü gençlerin bagnazhgindan ziyade etnik güvensiz­
lik ve yanh§ anla§1lmalann sürmesinden kaynaklamyordu.
Õzbekistan'da Avrupahlar [Ruslar -ed.n.] ve Türkistanhlar
için fiilen iki Komsomol vardi. Avrupahlar ana dilleri veya ge­
lenekleri bilmiyorlard1 ve çok az say1da Õzbek Komsomol üyesi
Rusça õgrenmi§ti. Ta§kent Eski $ehri'ndeki Komsomol üyeleri­
nin, Okrug Komitesi'ni yõneten Avrupahlarla neredeyse hiçbir
temas1 yoktu. Kirsal durum elbette daha kõtüydü; Komsomol
hücreleri, kizlan üye yapmakta çok zorlan1yordu ve yerel e§ra­
fm bask1sma direnemeyecek kadar zay1fh. Namangan yakinla­
rmdaki Çust bõlgesinde, Din adh dini bir gençlik õrgütü, hâlâ
bir biçimde dinine bagh Komsomol üyelerini kendi bünyesine
kahyordu.

36 RGASPI F. 62, op. 1, d. 21 7, 1. 116. Stenogram, 14. Sredazbüro Gene! Kuru­


lu, Nodel'in konu�masi.
37 RGASPI F. 62, op. 1, d. 227, 1 1 . 268-269.
38 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1 1 46, 1 1 . 30-36, 49, 57, 63. Yerel õrgütlerden notlar.

Shoshana Keller • 239


Muazzam dil engelleri gõz õnüne ahnd1gmda, kirsal kesimde­
ki Komsomol üyelerinin, ateizmi benimsemeleri gerektigmden bi­
haber olmalan muhtemeldi. Parti talimatlanmn okunamamaktan
dolayi tamamen etkisiz kalmas1 hâlâ stldtlda kar§tla§tlan bir du­
rumdu. Ekim Devrimi'nden on ytl sonra, Türkmenistan kirsahn­
daki hücrelerden biri, Rusça okuyamadtldan için, õnlerine gelen
parti notlanrun çogunu gõrmezden geldiklerini açtldam.I§b. Bir
belge, anléi§tlmayi gerektirecek kadar õnemli gõrünüyorsa, tercü­
me için at srrbnda 30 verst gõndermeleri ve mütercime 100 ruble
õdemeleri gerekiyordu ki bu kolay kar§tlayabildikleri bir meblag
degildi. Bu, Íbrahimov'un Türkmen SSC'de i§leri aceleye getirme
konusundaki isteksizligini kesinlikle açiklamaktadir. Õzbek kirsa­
hndaki hücrelerin de benzer sorunlan vardi. Alkolizm, tembellik
ve genel olarak kõtü davraru§lar yerel hücrelere musall at olmu§­
tu.39 Yine de baz1 propagandactlar egitimle dinin üstesinden ge­
linebilecegi konusunda iyimserdi-çocuklar Müslüman gelenekle­
rini evde õgrenmi§ olsalar bile, uygun davraru§lar onlara okulda
õmek olarak õgretilebilirdi. Evrim ve teknolojinin temellerini
(õzellikle dini bayramlarda) õgrettikten sonra, gerisi hallolurdu.40
Parti talimatlan her zaman, Rusya'da geli§tirilen propagan­
danm yerel ve Rus olmayan baglamlara uygun hâle getirilmesi
gerektigini §art ko§uyordu ancak bunun nasil yapilacag1 konu­
sunda hiçbir zaman kesin degildi. 41 Asil i§, yurtta§larrm bilim­
sel Sovyet ateizminin hakikatine nasil ikna edeceklerini en iyi
bilen ki§iler olduklan varsayild1gmdan, yerli din kar§Ib pro­
pagandacilara veriliyordu. Tipki Sultan Galiyev gibi Yemelyan
Yaroslavski de, kendilerini Müslüman olarak mazlum gõrmeleri
nedeniyle Türkistan sakinlerine hususi bir dikkat gõsterilmesi
gerektigmi ifade ediyordu:

Bu halklar [Tatarlar, Ôzbekler vb.] arasmda din kar§Itl propaganda


konusuna dikkatsiz bir yakla§im, bu zulmün hatiralanm canlandirabi-

39 A. Gluhovski, "O slabih uçastkah komsomolskoi rabote", z.a partiyu, 1.


sayi (Eylül 1927): s. 57-65. RGASPI F. 62, op. l, d. 227, 1. 170. Manzhara'mn
14. Sredazbüro Genel Kurulu'ndaki konu�as1.
40 N. Recepzade, "Ish maktablarida dinsizljq tarbiyasi [Meslek okullannda
ateizm egitimi]", Maorif ve o'qituvÇi [Egitim ve ogretmen], 9-10. say1 (1927):
s. 28-30.
41 "Ob antireligioznoi propagande sredi natsionalnostei SSSR'', Kommunisti­
çeskaya revolyutsiya, 12. say1 (Haziran 1926): s. 62-68.

240 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


lir ve Müslüman nüfusun en geri ve en fanatik kesimi tarafmdan Hi­
ristiyan misyonerlerin islam'a küfrettiAi dõnemlerin bir tekran olarak
yorumlanabilir. Bu nedenle, kural olarak, Müslümanlar arasmda din
kar§1tl propagandarun mutlaka kendileri de Müslümanlar arasmdan
gelen yolda§lar tarafmdan yap11masmm temin edilmesi gerekir.12

Õzbekistan'da, Moskova'dan talimat almak ve bunlan saha­


daki din kar§Ib. propagandactlar için bir dizi pratik yõnerge hâli­
ne getirmek Aydmlanrna Komiserligi Ba§karu Mennan Remzi'ye
dü§tü. Remzi (Abdullayev, d. 1898-õ. yakla§ik 1939) 1920'de par­
tiye kattlan, kabaca 1926'dan 1930'a kadar Õzbek Aydlnlanrna
Komiserligi'nin müdürlügünü yapan ve 1929'da ÕI<P Merkez
Komitesi ispolbüro' suna seçilen bir muharrir ve oyun yazany­
d1. 1930'da yazar arkada§larmdan birini zehirlemek ve Pan-Tür­
kizm'e ve/veya milliyetçilige sempati beslemek suçlamas1yla tu­
tukland1 ve 1939 dolaylarmda hapishanede õldü.43
Remzi'nin islam kar§Ih propaganda yürütme programi ilk
olarak 25-26 Kas1m 1927'de Ta§kent'te düzenlenen bir parti kon­
feransmda sunuldu.44 Talimatlan daha sonra Hayoldan Haqiqat­
ga [Hayalden Hakikate] ba§hkl1 (Konferansta Rusça konu§mas1-
na ragmen Õzbekçe yaz1lm1§) bir bro§ürde basdd1. Remzi'nin
prograrm, yerel ko§ullara uyarlamak üzere birkaç degi§iklikle
birlikte, 1923'teki 12. Parti Kongresi'nde savunulan çizgiyi takip
ediyordu. Programm mihenk ta§I bilimsel, materyalist egitimdi.
Remzi'ye gõre dinin temeli dogal güçlere kar§1 duyulan ceha­
let ve korkuydu, ki daha sonra egemen sm1f tarafmdan kitleleri
sõmürmek için kullamlrm§h.45 Egitim, insanlan kõtürüm eden

42 Y. Yaroslavski, "Antireligioznaya propaganda sredi musulman", Bezbojnik


(gazetesi), 7. say1 (1925): s. 2.
43 James Critchlow, "Religious-Nationalist Dissent in the Turkestan Commu­
nist Party: An Old Document Surfaces", Report on the USSR, 2. dlt, 3. say1
(19 Ocak 1990): s. 19-21; istoriya Uzbekskoi SSR, 3. cilt (Ta§kent: 1967), s.
572; Edward Allworth, ed., Central Asia: 120 Years of Russian Rule (Durham,
NC: Duke University Press, 1989), s. 372; D. 1. Manzhara, "O çistke partii",
Partrabotnik, 4-5. sayi (1933): s. 57-61. RGASPI F. 62, op. 2, d. 2471, 1. 92. 23
Eylül 1930, Ateistler BirliAi Orta Asya Bõlge Bürosu tutanaAI.
44 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 1 68, 1 1 . 1-150. 1169 sayih dosya, konferansm
Hiristiyanlar ve Yahudiler üzerine olan 2. giinüyle ilgilidir. Buna, Remzi,
Hansuvarov, Sredazbüro Yahudi çah§aru Amitin-$apiro, Savlin ve Vashik
Muhammedov'dan olll§an bir komite ba§kanlik etmi§ti.
45 Mennan Remzi, Khayoldan Haqiqatga [Hayalden Hakikate] (Ta§kent: 1 928),
s. 7-8.

Shoshana Keller • 241


cehaleti ortadan kaldirabilirdi ancak Remzi "din kar§1h ajitas­
yonun" nazikçe ve zorlamadan yap11mas1 gerektigi konusunda
uyanda bulunuyordu:
Kõylüler arasmda ajitasyona ba§larken do�rudan "tanr1 yoktur" ya
da "peygamberler yalanc1dir" diyerek ba§lamaym, bunun yerine
kõylülere Marksizm'in temellerini basit kelimelerle, kolayca, anla§d1r
bir §ekilde anlatmahs1ruz; tabiat olaylann1 bilimsel karutlara dayan­
dirarak i§e ba§lamah, kõy ekonomisinde üretimin bilimsel temellerini
õ�etmelisiniz. H

Remzi, materyalist egitimin nerede ve nasil gerçekle§ecegini


ayrmhlanyla açik11yordu. Ateistler Birligi'nin din kar§lh halkala­
nnm ve hücrelerinin te§ekkülü õzellikle õnemliydi. Bu gruplar
konferanslar, tarh§malar, islam hukuku ve gelenekleri hakkm­
daki Marksist analizler için birincil forumlard1. Bununla birlikte,
kamusal olarak bir araya gelmi§ herhangi bir insan toplulugu,
din kar§1h gõrü§ler için potansiyel bir izleyici kitlesiydi. Remzi,
tarh§malann i§çi kulüplerinde, "klZll" çayhanelerde ve klZll kõ­
§elerde veya ak§amlan insanlann topland1gi herhangi bir yerde
yapilmasrm õnermekteydi.'7
Din kar§1h çevrelerin õrgütlendigi ilk yer, parti yetkilileri­
nin defalarca belirttigi gibi, Õzbek Komünist Parti.si ve Kom­
somol'un kendisiydi. Remzi, parti üyelerini dine bagh olmakla
sert bir §ekilde ele§tiriyor ve "partimizde dindar komünistlere
yer olmad1gm1" vurguluyordu.48 "Komünistlerin ve i§çilerin"
sünnet tõrenlerine ve benzeri etkinliklere katilmalarmdan yaki­
myor ve bu "hasta insanlardan" faaliyetlerini durdurmalarm1
istiyordu."

46 Agy., s. 64.
47 "Çayhane" genellikle bir bina degil, erkeklerin minderlere oturdu�, çay
içtigi, pilav yedigi ve saatlerce sohbet ettigi bir dizi küçük, yükseltilmq;
platfonndur. Erkekler bo� zamanlarmm çogunu orada geçirdiklerinden,
çayhaneler her türden propaganda için b�hca mahaller olarak kabul edi­
liyordu. L. Kirsanov, "Krasnaya çayhana, kak tsentr politprosvetrabotl v
kq;lakah Uzbekistana," Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 5. sayi (Eylül-Ekim
1925): s. 168-170. Propaganda için kullandan bir ba�ka geleneksel yol, er­
keklerin t�, felsefe ve dedikodu için geceleri yürüttükleri gep adi ve­
rilen sohbetlerdi. F. Meden, "Besprizorme uçastki massovoi rabotl v Sred­
ne Azii" , Kommunistiçeskaya revolyutsiia, 10. sayi (Mayis 1927): s. 75-78.
48 Remzi, s. 55.
49 Agy., s. 57.

242 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Remzi'nin komünistleri dini inançlardan anndmna õnerisi­
ne, parti üyelerinin din kar§ltI propaganda tartI§malan için her
hafta bir gün ay1rmak ve parti üyeleri arasmdan yalmzca din
kar§lb çah§malara adaruru§ õzel bir kadro kurmak da dâhildi.
Aktivistler, hem Ateistler Birligi'nin (Õzbekçe Hüdasizlar) din
kar§lb halka ve hücrelerini kurup yõnetecek hem de potansiyel
din kar§ltI i§çiler için ateist egitim kurslannm geli§tirilmesine
yard1mc1 olacaklard1. 50
Parti prograrrund a sinema, radyo ve tiyatro da õnemliydi.
Remzi, õzellikle Müslüman bayramlan õncesinde ve s1rasmda
radyoda konferanslar ve bilimsel sunumlar yaymlamay1 te§vik
e diyordu. Bu yaymlarm birçogunu kendisi yaptI.51 Filmler "di­
nin ve din adamlarmm kõkenlerine leke çalmak" için kullanlla­
bilirdi ve çogu okuma yazma bilmeyen kadmlara ula§mak için
õnemli bir araçtI. Remzi'nin õzellikle bahsettigi iki film, daha
yeni ç1kan Íkinci Hatun ve Çaçvan idi.
Kadm dergisi Yeryüzü, Çaçvan'm militan ateist kullan1mlan­
m õrnekleyen bir makale yaymladi. Makalede, filmden, genç bir
kadmm ürkütücü, ya§h bir erkegin tekliflerini savu§turmasm1
ve ardmdan annesi tarafmdan teselli edilmesini gõsteren kareler
yer ahyordu. Komünizm tarafmdan õzgürle§tirilen kadm kahra­
man, sadece ba§õrtüsünü açmakla kalmamakta, oldukça çekici
bir gõmlek ve kravat giymekte, dudaklan arasmda da kalem tut­
maktayd1! Bu agir kodlama (Komünizm, okuryazarhg1 ve gücü
getirir, ki ikisi de erkeksidir) SSCB genelindeki din kar§1tI pro­
pagandanm oldukça tipik bir õrnegiydi.52 Kendisinden õnceki
Ceditçiler gibi, Remzi de bir õgretim arac1 olarak tiyatro savu­
nucusuydu ve bir an õnce islam kar§ltI oyunlann yaz1lmas1m is­
tiyordu. Bas1h materyal eksikliginden yakmmakta ve daha fazia
din kar§1b hikâyenin yaz1hp yaymlanmas1m talep etrnekteydi.53
Remzi, Sultan Galiyev'in fikirlerinden birini degi§tirdi (bilinç­
li olup olmad1gi bilinmiyor) ve partinin, proleter olmayan komü­
nistleri getirmek yerine, kendi atõlyelerinde ve mahallelerinde

50 Agy., s. 60-61.
51 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1201, 1 . 34. ÕKP Merkez Komitesi Agitprop
Dairesi Din Kar�1h Komisyon oturumu, 3 say1h tutanak, 5 Arahk 1927.
52 "Çaçvan", Yeryüzü, 28-29. say1 (Ekim 27, 1927): s. 12-13.
53 Remzi, s. 58-59, 68.

Shoshana Keller • 243


dini tarh§mak ve ele§tirmek için i§çilere dayanmas1 gerektigini
õne sürdü. Seçilmi§ i§çilerin bu gõrev için egitilmesi gerekecekti
ancak Remzi kendinden emin bir §ekilde §Õyle sõylüyordu: "Bu
i§ onlar için kolay çünkü kendileri de i§çi olduklan için i§çilerin
hayatlm biliyorlar. Bunu çok iyi anlarlar."54
Ancak kõydeki ajitasyon sõz konusu oldugunda Remzi bõyle
bir õzgüven gõsteremiyordu. O Õzbek dihkam; tabiat güçlerine
kar§I cehalet ve korku duyíffi, çe§itli hastahklara düçar ohnu§,
sadece "imamlara, i§ânlara, falcilara (falbinler), gezgin vaizlere
(kalenderler) ve üfürükçü hocalara" bel baglamaya mecbur bira­
kilrm§ kimseler olarak tasvir ediyordu.55 Bu tür kõylülerin din
kar§Ih i§leri kendi ba§lanna yürütmelerine güvenilemezdi, bu
yüzden Remzi yabancilan (Komünistler, doktorlar ve diger sag­
hk çah§anlan, tarim bilimciler ) yardima çag1rmaktayd1. Komü­
nist ajitatõrler ve tanm bilimciler, temei bilimler hakkmda kon­
feranslar verecek ve rüzgârm, yagmurun, firtmalann, çe§itli bitki
hastahklannm nedenleri, mevsimlerin degi§imi, mahsullerin na­
sil büyüdügü ve nasil daha iyi verim almacagi gibi tarb§malara
õncülük edeceklerdi. Remzi'ye gõre, bu fenomenler ba§ari11 bir
§ekilde açiklanabilecek olursa, "O zaman dihkan 'ekinler Tan­
n'nm iradesi ve lütfuyla büyür' diyemeyecek"ti.56
Din kar§Ih egitimcilere, geleneksel destanlan ve sufi veliler
hakkmdaki menkibeleri, §eytanlar, cinler, devier ve benzeri ya­
rabklan bilimsel bir baki§ açismdan tarb§malan, kõylüleri bu
konuda münaka§aya ki§kirtmalan ve bunlan bilim ve manbkla
alt etmeleri talimah veriliyordu. Saghk çah§anlar1, hastalarma
hastahgm bilimsel temellerini aç1klayacak, hastahgm tanr1dan
gelmedigi konusunda onlan temin edecek ve hastalarmm ge­
leneksel §ifacilara olan inançlanru yok edeceklerdi.57 Remzi,
kõylülere sayg1 duyma ve onlarm seviyesinde konu§ma konu­
sundaki kendi talimatlarma ragmen, kõylülerin cehaletini ve
tarh§malardaki yoksunlugunu kullanmaktan keyif a11yor gi­
biydi. "Mürit Avi" (Murid ovlash) adh bro§ürün bir bõlümünde
§Õyle yazm1§h: "Mürit avmda ya§anan ilginç ve eglenceli olay-

54 Agy., s . 61 .
55 Agy., s. 66.
56 Agy., s. 65.
57 Agy., s. 66.

244 • Mekke'ye De�il Mnskova'ya


lan yaymlamak ve kõylülere anlatmak, i§ânlann asalak ve ot­
lakç1 olduklarm1 izah etmek, ele§tirmek üzere kõylülerin kendi
fikirlerinden istifade etmek ve bunlan genelle§tirmek, onlann
kendi argümanlanm da kan1t olarak kullanmak gerekir."58 $e­
hir kõkenli komünistler, kõylülere kar§l çogunlukla büyük bir
a§ag1lama içindelerdi (Marx ve Lenin kirsal ya§ama duyduklan
nefretleriyle ün salm1§lard1) ve Remzi de bro§Ürü boyunca ben­
zer bir tutum sergiledi.
Remzi, kõylerdeki din kar§1h õrgütlerin istikranru ve büyü­
mesini saglamak için yerle§ik kent-kir kültürel himaye sistemini
(Rusça $efstvo, Õzbekçe'de otolik [ataltk]) kullanmay1 õneriyordu,
bu sayede §ehirlerdeki büyük õrgütler kirsal din kar§lh gruplara
veya projelere sponsor olacak ve onlara kaynak gõnderecekti.59
Kitapç1gm1 din kar§lh çal1§malarda Sovyet egitiminin õnemini
vurgulayarak ve yeni bir okul sisteminin kurulmas1 gerektigini
savunarak bitiriyordu.
Bu taktikler teoride manhkl1 gõrünüyordu ancak Remzi'nin
bunlan sundugu konferans, sahadaki islam kar§1h eylemcilerin
kar§da§hg1 bir dizi pratik sorunu gõzler õnüne serdi. Militan
ateist kadrolan biçimlendirmek, parti egitmenleri için uzun ve
zorlu bir gõrev olacakh. Hansuvarov, 13. Sredazbüro Gene! Ku­
rulu'nun emirleri üzerine henüz hiçbir i§lem yap1lmad1gmdan
§ikâyet etti ve Ateistler Birligi' nin fikirlerini ilerici din adamla­
rmm çal1§malanna uyacak §ekilde gõzden geçirmesi ve partinin
din adamlannmkine nazaran "dü§ük kültürel düzeyini" geli§tir­
mesi gerektigini sõyledi.

58 Agy., s. 44. Remzi, benim "otlakç1" olarak çevirdigim haram tomoq terimi­
ni kullanm1�h. Dini bak1mdan bu kavram domuz eti gibi "yasak yiyecek"
anlamma gelir. Bununla birlikte, asalak, gâs1p veya otlakçi anlamma da
gelebilir.
59 Agy., s. 69. Sefstvo/atahk, hükumetin 1920'lerde kent ve kir nüfusu arasm­
daki uçurumu kapatmada kullandigi ba�hca araçlardan biriydi. Fabrika­
lardaki veya diger õrgütlerdeki parti hücreleri, kõylere sahip çikacak ve
müvekkillerine yõnelik "siyasi-kültürel aydlnlanma" projeleri yürütecek­
lerdi. Sponsorlar ve müvekkiller arasmdaki kar�1hkh bilgisizlik ve �üphe
nedeniyle program çok ba�anh olamad1 ve õyle gõrünüyor ki 19301arda
terk edildi. G. $ibaylo, "Osnovrue vopros1 �fskoi raboh", Kommunistiçes­
kaya revolyutsiya, 10. say1 (Mayis 1926): s. 12-14. $efstvo raboçih T�kenta nad
ve ki§lakom 1924-1929. Sbornik dokumentov (Ta�kent: 1962).

Shoshana Keller • 245


Daha sonra, siradan üyelerin hikâyenin kendilerine bakan
lasnuru aktarmaya çah§ttl<lan sirada, seyircilerle oldukça ilginç
bir diyaloga girdi. Hansuvarov, propagandactlann din kar§Itl ça­
h§malar yapmaktan ho§lanmadtldanni açikça belirtti. Konu§ma
tutanagma gõre, seyirdlerden bir ses §Õyle seslendi:

Ve bazen bundan korkuyorlar. Hansuvarov: Evet, bazen bundan korku­


yorlar.

Eski §ehir mahallerinde ve kirsal kõylerde parti etkisi çok


zay1fb.. Hansuvarov §õyle açikhyordu: "içinde tek bir komü­
nist olmayan ancak 1 0 i§ân bulunan bu mahallelerden çok var.
Ne GPU ne de polis fayda etmiyor."60 Hansuvarov, din kar§lh
propagandaalarm i§lerini yapmaktan neden korktuklarmm ta­
mamen farkmdayd1. Siradan bir yerli komünist hem eski hem
de yeni dünyadan korkuyor ve bu yüzden parti toplanhlanna
gidip sonra da evde namaz lalarak iki taraftaki seçeneklerini de
mümkün oldugunca korumaya çah§1yordu. Biri dedi ki: "iki ate§
arasmda!" Hansuvarov'un yan1h onu tasdikledi: "Evet, iki ate§
arasmda oturuyor."61 Hükumetten çok az destek alan ve korkan
bu gibi propagandactlarla neredeyse hiç islam kar§ttl çah§ma ya­
ptlamamt§ olmas1 §a§Irhc1 degildir. Hansuvarov da onlara çok
fazia yardun ya da ilham sunamam1§h. Durumu iyile§tirmeye
yõnelik õnerileri, hücreleri organize etme, bastl1 materyalleri da­
g1tma ve entelijansiyay1 ateist tarafa çekme ihtiyaa hakkmdaki
olagan muglak genellemelerden ibaretti, bu hedeflere nastl ula­
§dacagma dair ise ortada hiçbir rehberlik yoktu. 62
Ôzbek Militan Ateistler Birligi (Soyuz Kure�çen Hüdasizlar)
henüz õngõrülen gõrevlerini yerine getirecek durumda degildi.
Ateistlerin hücreleri bir süredir ortahkta olmasma ragmen, õr­
güt ilk kongresini ancak Mart 1928'de Andican'da gerçekle§tirdi.
Ateistler, o suada yakla§tk 500 üyeye sahip oldugunu iddia edi­
yordu ancak bu, õrgütleri hakkmda sistematik bir ara§tlrma yap-

60 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1168, 1 1 . 23, 27.


61 Agy., 1. 35. Bu ��rrba konu�a, eski Avrasya bozkrrlannda mallan veya
insanlan anndrrmak için iki ate�in arasmdan geçirme geleneAini habr­
latmaktadrr. Alexander Nevski ve diAer on üçüncü yüzytl Rus prensleri,
Albn Orda'ya haraç sunduklannda hem kendileri hem haraçlan, hana ve­
rilmeden õnce iki ate� arasmdan geçirilirdi.
62 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1168, 1 1 . 40-42.

246 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


madtl<lan için en iyi ihtimalle kaba bir tahmindi.63 Ateistlerin
Ta§kent Okrugu Bürosu, sadece iki ay sonra, may1s aymda 1812
üyeli 58 hücreyi denetledigini bildirdi. Ancak takip eden agustos
aymda Stupoçenko, SSCB Ateistleri Merkez Sovyeti'ne Ta§kent
Okrugu Bürosu'nda "yetersiz" (ancak belirtilmemi§) i§çi say1s1y­
la 1812 hücre oldugu bilgisini geçti.64 Buhara'daki durum daha
kõtüydü. Õrgüt büyük õlçüde kâg1t üzerinde varhgiru sürdürü­
yordu, smirh sayida kay1t tutuyordu ve bõlgedeki diger ateist
hücrelerin varhgmdan haberdar degildi.65 Ateistlerin SSCB'deki
üyeleriyle ilgili 1931 tarihli bir ara§hrma, Õzbekistan'da 60.000
üye oldugunu tahmin ediyordu. Ancak õrgütün "kâgtt üstünde"
üyeleri sayma ya da rakamlarm1 bol keseden uydurma egilimi
gõz õnüne almd1gtnda, bu say1 oldukça §Üphelidir.66
Ateistler õrgütü her düzeyde sorunla dolup ta§1yordu. Propa­
ganday1 yõneten Ruslar, islam veya Türkistan hakkmda çok az
§ey biliyorlard1 ve de õgrenmek çogunlukla umurlannda degil­
di. Cehaletleri, eylemlerinin formülasyonunda ve amaçlarmda
temei hatalar yapmalanna neden oldu ve bu hatalar daha sonra
isteksiz bir izleyici kitlesiyle kar§I kar§1ya kalmalan gerçegiyle
daha da artb. Õrgüt oldukça düzensizdi- hpk1 Komsomol hücre­
leri gibi, Rus Ta§kent grubu ve Õzbek gruplann birbirleriyle çok
az alakas1 vard1 ve enerjilerini gõrünürdeki i§lerinden çok iç ent­
rikalara harcadilar. 1928'de Andican'da ateistler ve Komsomol
hücreleri, iddialarma gõre 5.000 ki§iyi gõsterilere ve din adam­
lanyla alay etmek için tasarlanmi § soru-cevap oturumlarma çek­
tikleri bir Kurban Bayram1 kar§1h "karnaval" düzenlediler.67 Bu,

63 Hüdasizlar, 1 . say1 (1928): s. 55.


64 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1615, 1. 22. "Otçet o rabote Okrujnoe Byuro Soyuza
Hudasizlar za vremya s 1 yanvarya 1928 po 1 maya 1928." GARF F. 5407,
op. 1, d. 14, 1. 132. Stupoçenko ve Kobetski tarabndan 20 Agustos 1928'de
teslim edilen "Doklad o rabote Ta�kentskogo Okrujnogo Biuro 58" .
65 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1978, 1 . 23. "Dokladnaya zapiska v APPO SAB"
(Sredazbüro), Nisan 1929'da Buhara'ya yap1lan bir soru�tunna gezisinin
anlahrm.
66 GARF F. 5407, op. l, d. 42, 1. 40. "Kontrol'rue tsifn rosta sostava SVB na vto­
roi poloviru 1931 g." Daniel Peris, Storming the Heavens : The Soviet League of
the Militant Godless (Ithaca, NY: Comell University Press, 1998), s. 175-176.
67 "Andijon hayiitga qarshi qattiq qo'zghaldi [Andican, bayrama isyan etti]",
Hüdasizlar, 4. sayi (1928): s. 40-41 . Andican'm din adamlarmm kalesi oldu­
gu gõz õnüne ahnd1gmda, yüksek kalabahk tahmini son derece �üpheli
gõrünüyor.

Shoshana Keller • 247


T�kent Bürosu tarafmdan tamamen gõrmezden gelindi. Õzbek
grubu, Batu ve Remzi'nin tutuklanmasmdan sonra liderlerini
kaybetti ve onlarm yerini doldurmakta zorland1.68 Ateistlerin
Moskova'daki merkez õrgütü, Õzbek §ubelerini takip etmekte
büyük güçlük çekiyor ve sik sik onlardan bO§ yere bilgi talep
ediyordu.69 Belgelere takmbh bir bürokratik sistemde, Õzbek
Militan Ateistler Birligi kayitlarmI düzenlemeyi veya korumay1
ba§aramad1, bu hem içinde bulunduklan kõtü durumun hem de
parti aygihnm geri kalan1 tarafmdan kendilerine gõsterilen dü­
§Ük itibarm bir gõstergesiydi.
Ruslarm islam'1 bilmemesi sorunu sürekli bir belayd1. Ateist
yetkililer propagandactlann din hakkmda "õldürücü derecede
az §eY bildiklerini" sõyleyerek onlara islam'1 iyice incelemeleri
konusunda defalarca yalvardilar ve onlan buna raz1 etmeye ça­
h§tilar ancak õyle gõrünüyor ki nasihatlerine aldirl§ edilmedi.70
islam konusundaki cehalet propagandanm etkisini ciddi §ekilde
azal�. Propagandacrlarm yaphgi en korkunç hatalar, islam'm
H1ristiyanhga benzer §ekilde i§ledigi varsaymundan kaynaklaru­
yordu. Bu ve Sovyet milliyet politikasmm manbgi, ateistleri dini
kimlikleri ulusal kimliklerden ay1rmaya sevk etti. Birincisini ele§­
tirmek mubahb ancak ikincisini ele§tirmek mümkün degildi. Ne
var ki Türkistanhlarm çogu ulusal kimlik ve din arasmda aynm
yapmamakta, bu da sõz konusu fikri gülünç hâle getirmekteydi.71

68 RGASPI F. 62, op. 2, d. 2471, 1. 92. Ateistler Orta Asya Bõlge Bürosu'nun 23
Eylül 1930 tarihli tutanag1.
69 GARF F. 5407, op. 1, d. 31, 1. 77. Olefçuk'un, tüm yerel hücrelerden, daha
fazla rapor talep ettigi 30 Eylül 1929 tarihli genelgesi; RGASPI F. 62, op.
2, d. 2471, 1 . 33, Kobetski'den, belgeleri zamarunda almad1gma dair 1930
tarihli bir fikâyet. F. 62, op. 2, d. 2928, 1 1 . 7, 15, Militan Ateistler Birligi
merkezinden, yerel faaliyetler hakkmda bilgi talebi, 17 Nisan 1932.
70 i. Kiselev, "Protiv boga i religii", Za partiiu, 1. sayi (Ocak 1928): s. 86; V.
Mokeyev, "N� zadaçi v antireligioznoi propagande", Za partiyu, 1-2. say1
($ubat 1929): s. 73-79; RGASPI F. 62, op. 1, d. 221, 1 1 . 98-99; F. 62, op. 2, d.
739, 1 . 61, "Tezis1. Po doklad1 tov. Ramzi ob antireligioznoi propagande
sredi osnovruh natsionalnostei Uzbekistana."
71 M. Kobetski, "Antireligioznoe vospitanie v sovetskoi fkole natsionalruh
raionov." Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 6. say1 (Mart 1928), s. 61-65. Es­
tonyah, Letonyah ve Polonyah din adamlan da dini ve ulusal zulmü efit­
lemek suretiyle sorun yaratlyorlardl. Kobetski'nin islam'1 inceleme ihtiya­
ana yapb� vurgu, makalesinin sonundaki bir dizgid hatas1yla istemeden
de olsa dogrulanmaktayd1: Arap harfleriyle yazilrmf bir SSCB amblemi
ters bas1lmiftl.

248 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Ateistlerin tüm-birlik ve yerel §Ubeleri, propaganday1 yaymak
için, gazete, dergi, film, halka açik gõsteriler, radyo yaymlan ve
afi§ler dâhil olmak üzere ellerindeki her imkâru kullandtlar. Pro­
paganda üç b�at temay1 dile getiriyordu: (1) mollalar, i§ânlar
ve diger "din hizmetlileri", i§çi ve kõylüleri sõmürmek için ezen
snuflara çah§1yorlard1; (2) din, ilkel insarun kavranamayan doga
güçlerini anlamas1 ve kontrol etmesinin yollarmdan biri olarak
geli§mi§ti ve temel bilimsel bilgilerle ortadan kaldmlabilirdi; (3)
islam kadmlan vah§ice eziyor ve sõmürüyordu. Kolektivizasyon
ve sanayile§me kampanyalan geli§tikçe, islam'm daha yüksek
üretimin õnünde bir engel oldugu temas1 baskm hâle geldi.
SSCB Militan Ateistler Birligi, etkisini õncelikle Bezbojnik ga­
zetesi ve Bezbojnik ve Antireligioznik dergileri arac1hgtyla gõster­
di. Dogrusu, bu yaymlara abone bulmak, birligin enerjisinin bü­
yük kismm1 tüketmi§ gibi gõrünüyor. Õzbekistan'da din kar§1h
propagandarun kaps amm1 geni§letmek için, ÕKP Merkez Komi­
tesi Agitprop Dairesi, yakla§1k be§ yil boyunca Õzbekçe yaym­
lanacak Hüdasizlar dergisini finanse etti. Remzi editor seçildi ve
yayrm en geç 10 Mart 1928'de ramazan ayma yeti§tirecegme sõz
vererek dergi komitesinin ba§ma getirildi.72
Õzbekistan'daki dü§ük okuryazarhk oran1, basih propaganda­
nm Õzbek ateistleri tarafmdan ikincil bir taktik olarak kullanild1-
gi anlamma geliyordu - Hüdaszzlar'm yaymda oldugu dõnemin
çogunda 2.000-3.000 tiraj1 vard1, son yaym yilmda da 7.200'e yük­
seldi. Dergi Arap alfabesinden Latin alfabesine kaotik bir geçi§in
ortasmda üretildigmden, egitimli bir ki§inin bile onu okumas1
zordu.73 Hüdaszzlar, çogu, "Dine Kar§I Õrgütlenme Yõntemleri"
veya "Din Kar§Ih Propagandada Kõy Õgretmeninin Vazifeleri"

72 TsGA Uz, F. 94, op. 2, d. 41, 1 1 . 8, 31. ÕKP Merkez Komitesi Agitprop Da­
iresi'nin 29 Ocak 1928 tarihli orijinal karara il� tutana�; ÕKP Merkez
Komitesi Matbuat Dairesi Kurulu'nun 7 Subat 1928 tarihli oturum izlencesi.
73 Hüdasizlar'm ilk say1.S1 ço�ukla 1923-1927'nin degi�ti� Arap alfa­
besiyle yazilrm�hr. Ancak aym zamanda Latin, Kiril ve türe� birkaç
karakterin bir kombinasyonunu içeren Birlqik Türk Latin Alfabesi'nin
erken bir versiyonunu da kullanrm�hr. Dergi zamanla daha az Arapça ve
daha fazia Latin yaz1 tipi kulland1 ve 1 931'de tamamen Latinlqtirildi. Latin
sistemi, 1941'de Kiril tabanh bir alfabeyle degi�tirilene kadar yav� yav�
düzeltildi ve daha okunabilir hâle getirildi. Latinle�tirme hakkmda, bkz.
William Fierman, Language Planning and National Development: The Uzbek
Experience (Berlin: Mouton de Gruyter, 1991), s. 98-1 10.
gibi sõzlü propagandarun nastl yürütülecegi haklanda ufak te­
fek makaleler yaymhyordu. Aynca ateist õrgütlerin faaliyet ve
toplanttlanna ili§kin haberlere ve Remzi'nin Kurban Bayranu'n­
da din adamlanrun sõmürüsüne kaI'§I ele§tiri niyetiyle yazdigi
"Parazitler: Otlakçtlann Bayramma Kar§1" veya din adamlarrmn
Fergana Vadisi'nde pamuk üretimini nastl aksatttldanru anlatan
"Kar§I Devrim ve Din Adamlan" gibi propaganda õmeklerine de
yer veriliyordu. Tipki islam'm srmfsal mahiyeti gibi Müslüman
din adamlannm kaypakllg1 ve kar§1-devrimci karakteri de, varh­
gi boyunca derginin gõzde temalarmdan biriydi. Ba§ka bir sira­
dan tema ise, bilimsel egitimin dini hurafeleri ortadan kaldiracagi
teorisinin bir parças1 olarak temei bilim üzerine yaztlan makale­
lerdi. Bunlar, dinozorlann, tek hücreli hayvanlarm ve kuyruklu
bir çocugun resimlerinin yer ald1gi ''Yeryüzündeki Ya§amm ve
insanligm Kõkeni"nden, Avrupah bir yazarm daha spekülatif ak­
tanmlarma dayanan "Mars'ta Ya§am Olabilir mi?"ye kadar uza­
myordu. Eski Ceditçilerden Abdurrauf F1trat ve N. Rahimi gibi
Õzbek yazarlarm islam kar§Ib kurgu ve §iirleri de standartb.74
Õzbek ateistleri aynca Hüdastzlar adh bir gazete de ç1kard1 ancak
hiçbir kopyas1 günümüze ula§maDU§ gibi gõrünüyor.
Rusça yazilan din kar§Ib tefrikalar Õzbekistan'da da dola§Im­
dayd1 ancak çok az Müslüman bunlan okuyup etkilenebilirdi.
Elbette Hamza, Remzi ve ikramov gibi liderler propaganda fi­
kirleri için bunlardan yararlamyordu fakat siradan Õzbeklerin
bunlarla ugra§mI§ olabilecekleri §Üphelidir.75 Kobetski, muhte­
melen propagandacrlarm kaynak kitap olarak kullanmas1 adma,
Õzbekçe bir "din kar§Ib el kitab1" geli§tirmek için biraz çaba sarf

74 Z. Alim, "Dinga qarshi t�viqot usullari [Din kar§Ih propaganda yõntem­


leri]", Hüdaszzlar, 4. say1 (1928): s. 27-35; F. Rahman, "Dinga qar§i targhi­
botda qi§loq muallimining vazifasi [Din k�1h propagandada kõy õg­
retmeninin vazifeleri]", Hüdastzlar, 2. sayi (1929): s. 54-56; Remzi, "Tekin
khur, harom tomoqlaming haitiga qa�i [Parazitler: otlakçtlann bayranuna
ka�1]", Hüdaszzlar, 3. sayi (1928): s. 3-5; "Iqtisodi aksilinqilobi va ruhonilar
[Ekonomik kar§l devrim ve din adamlan)", Hüdaszzlar, 6. sayi (1931): s. 3-5;
"Yerda tiriklik va odamzodining paydo bo'lishi [Yeryüzündeki y�anun ve
insanhgm kõkeni]", Hüdaszzlar, 11-12. sayi (1929): s. 62-70; S. Bok, "Marsda
hayot qanday bo'luvi mumkin? [Mars'ta ya§am olabilir mi?)", Hüdaszzlar,
7-8. sayi (1930): s. 46-47.
75 Bezbojnik dergisindeki islam kar§Ih makalelerin faydah bir õzeti için bkz.
Fanny Bryan, "Anti-Islamic Propaganda: Bezbojnik, 1925-1935", Central Asi­
an Survey, 5. dlt, 1. say1 (1 986): s. 39-47.

250 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


etti. Ancak õnerisi Rus kõylüleri için yaz1lnu§ bir ders kitabrm
Õzbekçeye çevirmek oldugu için proje büyük olas1hkla ba§ans1z
oldu.76 Dokuz yil sonra Õzbek Ateistleri Orgbüro'su hâlâ ana
dilde yaztlrnl§ bir din kar§th el kitab1 aray1§mdayd1.77 1928'de,
Ta§kent Okrugu Bürosu'nun Õzbek üyelerinden ibadhocayev,
kutsal kitabm gerçekte ne sõyledigini daha fazia bilmenin din
kar§th propagandaya yarar saglayacagi fikri üzerinden Kur'an'm
Õzbekçeye çevrilmesini õnerdi. Ancak grup, bu projeyi sürdür­
mek için fonlarrmn olmad1gt sonucuna vard1.78
Bayram kar§th kampanya planlan her zaman, merkezdeki
ateistler tarafmdan saglanan ve yerel dillere çevrilen metinler­
le birlikte posterlerin, bro§ürlerin, duvar gazetelerinin ve pan­
kartlann toplu olarak basilmasm1 gerektiriyordu. Afi§ler, okur­
yazarlann oldugu kadar okuryazar olmayanlann da konuyu
anlayabilecegi §ekilde tasarlanacakh. Õmegm, sovyet seçimle­
rini engellemeye çah§an ve yakt§1kh, kash kõylüler tarafmdan
kovulan i§ânlarm ve beylerin çirkin gõrünümlü karikatürlerini
gõsteriyorlard1.79 Protiv Kurban Bayram/Qurbon Bayramga Qarshi
[Kurban Bayrami 'na Kar�i] gibi bro§Ür ve kitapçiklar, yerel ateist
õrgütlerine bagt§ saglamak için satilacakh.80
Kaba mizah ve a§m kli§elere dayand1gmdan, islam kar§th
pror. agandanm entelektüel seviyesi genellikle bir hayli dü§ük­
tü. Omegin, "Allah Her �ye Kâdirdir" hikâyesi, õnce ogullarrm
hastahktan kaybeden, sonra da tek ineklerini aç gõzlü ve kalpsiz
bir mollaya kaphran yoksul bir kõylü çiftiyle ilgiliydi ve " i§ânlar
ve Müritler (Türkistan)" ba§hkl1 bir makale, sufileri sahtekâr ve
parazit olarak resmediyordu. 81 Moskova'da haz1rlanan afi§ler
düzenli olarak Allah'1 (ki bu bile tek ba§ma ciddi anlamda saldir­
gancayd1) kalm dudaklt, aptal bir karakter olarak tasvir ediyor­
du. Hüdasizlar'm fazia illüstrasyon kullanacak bütçesi yoktu ve

76 GARF F. 5407, op. 1, d. 14, 1 . 138. 14 Aralik 1927, Militan Ateistler Birligi
Çal�ma Ba�kanhgt tutanagt.
77 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 614, 1 . 90. Õzbek Militan Ateistler Birligi
Orgbüro B�kanhgt'nm 5 Mart 1936 tarihli oturumu.
78 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1 1 96, 1 . 107. 1 1 $ubat 1928 tarihli, 6 sayth tutanak.
79 P. Zaitsev, "Provedenie izbiratelnoi kampanü v Uzbekistane", Vlast' save­
tuo, 9. sayi (27 $ubat 1927): s. 13.
80 GARF F. 5407, op. 1, d. 17, 1 . 36.
81 "Allah vse mojet", Bezbojnik (dergisi), 18. sayi (Ekim 1928): s. 6-7; A. A., "ls­
haru i miurid1 (Türkistan)", Bezbojnik (gazetesi), 1 1 . sayi (15 Mart 1925): s. 7.

Shoshana Keller • 251


193l'de yaymlad1gi birkaç kapak çizimi de açik bir §ekilde Mos­
kova'dan gelen standart çizimlerdi, sadece bir karikatür, §arap
ve yan ç1plak kadmlarla dola§an sankh bir molla hakkmdayd1.82
Ôzbekistan'daki atelst õrgütler, kadrolanm geli§tirmek ve
sürdürmek için mücadele verdiler ancak çok az ba§an elde ede­
bildiler. Stupoçenko ve õzellikle onun halefi Solovev, din kar§lb
aktivistleri egitecek kurslara çok fazia enerji harcad1. Bununla
birlikte, kadro klthgi veya bu kadrolar için yerli üye eksikligi,
kadro üyelerinin (yalruzca islam degil, ayru zamanda din kar§1b
propaganda ilkeleri hakklndaki) derin cehaletleri veya kadrola­
nn i§lerini yapma konusundaki genel isteksizligine ili§kin bit­
mek bilmeyen §ikâyetler bulunuyordu.83
Ta§kent ateistlerinin i§ performans1, õrgütü neredeyse parça­
lanma noktasma getirecek kadar yogun bir ki§iseVcinsel çab§ma­
ya bula§bgmda biraz daha yara ald1. Birkaç aydir demlenmekte
olan bu çab§ma, 8 Haziran 1928'deki çalkanbh bir toplanbda
patlak verdi. Stupoçenko'nun açtlt§ konu§masma gõre õrgütün
ana sorunlan a§m çal1§ma (peregrujennost') ve zayif disiplindi.
Grubun 41 aktif üyesi vard1 ve bunlarm hepsi diger õrgütlerden
o kadar çok gõrev yüklenmi§ti ki, kendi din kar§tb çal1§malarma
kattlmakta zorlaruyorlardi.84 O zamanlar Stupoçenko'nun asb
konumunda olan Solovev ayaga kalkb ve Stupoçenko'yu alenen
kibir, cehalet ve kaba dilli olmakla suçlad1. O da Solovev'i ken­
disini uygunsuz sebeplerle gece geç saatlerde dairesine davet
etmekle suçlad1. Aynca, parti üyesi olmayan daha genç bir ada­
mm, Stupoçenko'nun besbelli pek sevilmeyen sevgilisinin ima
edilmesi, anla§mazhga bir pembe dizi niteligi katb. Bütün bun-

82 N. Rahimi, "Muroqobo [Murakabe]", Hüdas1zlar, 1 1 -12. sayi (1929): s. 60.


83 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1 196, 1. 103. Sllllfl ann düzenlenmesi hakkmda 7 �u­
bat 1928 tarihli 5 sayih Ateistler Birli� Ta�kent Okrugu Bürosu tutanag1. F.
62, op. 2, d. 1614, 1 . 10. F. 62, op. 2, d. 2471, 1 . 34. Yerli e�tmenlerin bulun­
mad1gma, yalruzca Avrupaltlann bulunduguna dair 1930 tarihli beyanat.
"Materiah so�aniya po postonovke partinogo prosve�ya v vostochruh
natsionalruh oblastyah i respublikah", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 2.
sayi (Ocak 1928): s. 92. "Bezbojniki gotovyat novie kadn", Uzbekistanskaya
Pravda, 194. sayi (10 Ekim 1929): s. 3.
84 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1614, 1. 12. 8 Haziran 1928 tari.hli, 2 saytll tutanak,
"Zasedanie fraktsii KP(b)Uz T�kentskogo Okruzhnogo Byuro Soyuza Hu­
dosizlar." Sadece birkaç � tam zamanh olarak din �b �malar yapa­
biliyordu ve a�m çal1�ma sorunu ateistleri her düzeyde bunaltmaktayd1.

252 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


larda cinsiyetçiligin õnemli bir faktõr oldugu, Stupoçenko'nun
savunuculanmn bile onu "gerçek bir kadm ç1girtkanhgi" ile suç­
larnalanndan ve õte yandan bir kadmm aso olarak çah§maktan
ho§lanmad1klann1 belirtmelerinden açikça belliydi.85 Liderlik
bõyle bir dramm içine gõmülürken, õrgütün etkili bir propagan­
da üretememesine §a§mamal1.
Merkezin dikkatini çeken bu iç çab§ma, Kobetski'nin durumu
ilk elden gõzlemlemek için Moskova'dan ç1k1p gelmesine sebep
oldu. Ta§kent Okrugu Bürosu'nda "anormal ili§kiler" olduguna
karar vermesi için sadece bir gõrü§me yapmas1 yetti. Ancak Ko­
betski Moskova'ya verdigi r:aporda, Stupoçenko ve Solovev ara­
smdaki rekabetten ziyade grubun eksikliklerine dikkat çekti. Bü­
ronun çok az üyesi vard1 ve bunlara da yararh i§ler verilmiyordu.
Bunun yerine, "din kar§lb münazara õncülerini �ahsey-Vahsey
yapilan camilere gõndermek" gibi "hatalara" meylediyordu.86
Sõz konusu bariz ki§ilik ve iktidar çab§malan gõz õnüne alm­
d1gmda, Kobetski'nin, sorunu üye say1smm azhgma baglamas1 tu­
hafh. Õnerdigi çõzümler ise hem muglak hem de yararsizd1: üye
say1slnI, õzellikle de Õzbeklerinkini büyük miktarlarda arttirmak;
kõylerde ateist hücreler õrgütlemek; Ekim Devrimi, Kadmlar
Günü ve K1Z11 Ordu yildõnümleri etrafmda kampanyalar ba§lat­
mak; Komsomol' u din kar§1b çah§malara daha fazia dâhil etmek;
propagandanm kalitesini arttirmak; kadmlar arasmdaki faaliyet­
leri güçlendirmek ve �ahsey-Vahsey'in yapild1gi camilere islam
kar§lh konu§macilar gõndermemek. Bu talimatlarm hiçbiri Stupo­
çenko ve Solovev arasmdaki rekabete deginmiyordu. Bunun ye­
rine, Moskova'daki merkezin amaç ve kaygilarlnI yans1hyorlardi.

Din Adamlanm Ezmek


islam kar§1b propaganda, parti kampanyasmm halka aç1k yü­
züydü ancak aç1kça etkisizdi. Din adamlarma kar§l asil çah§ma,

85 Agy., 1. 13.
86 GARF F. 5407, op. 1, d. 14, 1. 132. 20 Agustos 1928 tarihli, 3 sayili tutanak,
"Doklad o rabote Tas�tskogo Okrujnogo Byuro SVB". Bu yorumun arka­
smdaki hikâyeyi bilmek çok � verebilir. �-Vahsey ($iilerin Hüseyin'in
�hadetine tuttuklan yas tõreni) duygusal yoguruugu yüksek bir ritüel oldu­
gundan, ateist kon�maalann varhgi �iddeti �lo.rtrm� olabilir. 1910'da Bu­
hara'daki Sünni õgrenciler bu ayin srrasmda $iilerle alay etmi�, Eski $ehir'de
bir ayaklanmayi ve ardmdan $iilerin katledilmesini tetikle�lerdi.

Shoshana Keller • 253


yerel organlarm yetersiz kalmas1 nedeniyle OGPU ve daha yük­
sek parti personeli tarafmdan gerçekle§tiriliyordu:

Yerel iktidar organlanrun (ispolkomlar ve bunlann bõlümleri) siyasi


organlarla koordinasyona girmeden, bir ruhani yõnetimin (nezaret-i
diniyye) i§lerine kendiliAinden müdahale etti� durwnlar vaki oldu�
için, gelecekte, din adamlari arasmdaki istisnasiz tüm faaliyetleri, çall§­
malarmda parti organlarmm talimatlan tarafmdan yõnlendirilen siyasi
organlara tevdi etmenin elzem oldu�u dü§ünüyoruz.87

Sorumlulugun bõyle gizli polise kaymas1 tarihçiler için bü­


yük bir hüsrana neden olmaktadir çünkü bu, ilgili belgelerin
birçogunun §U anda eri§ilemeyen ar§ivlere konuldugu anlamma
gelir. Daha 5 Haziran 1927'de, ÕKP Merkez Komitesi ispolbü­
ro' su, Din Adamlan Hakkmda Komisyon'dan ald1g1 tüm kay1tla­
rm "Merkez Komitesi ispolbüro'su Õzel Kararlan" kategorisine
almmas1 için oy kullanmt§h, bu da bunlann ayn olarak dosya­
lanmas1 gerektigi anlamm a geliyordu. Komisyonun bir sonraki
toplanhsmm kay1tlan aslmda dosyadadir ancak ondan sonras1
arhk yoktur.88 ispolbüro, Din Adamlan Hakkmda Komisyon
üzerine yaphg1 çah§manm 4-5 Kasnn 1928'de tamamland1gm1
ve kalan tüm gõrevlerinin Merkez Komitesi Agitprop dairesine
devredildigini aç1klad1.89 Neyse ki, diger daireler din adamlar1
hakkmda yazmaya devam ederek arkalannda daha dolayh ama
yine de bilgilendirici materyaller b1rakhlar.
Din kar§1h kampanya yaytld1kça, Sredazbüro da din adam­
larmm ekonomik ve demografik ko§ullarma ili§kin yogun ara§­
hrmalanna devam etti ve ayrmhh, zengin bir bilgi kaynagi sag­
lad1. Õzellikle Sredazbüro Agitprop dairesi tarafmdan Temmuz
1928'de derlenen gizli "Müslüman Din Adamlan Üzerine Rapor"
uzun · uzad1ya incelenmeye degerdir. 90
Raporun yazarlarmm õncelikli meselesi Õzbekistan'm din
adamlan ve ekonomik temeli idi. Din adamlanm §ehir, ta§ra,

87 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 192, 1. 71. Bikson tarafmdan yaztlan "Pro­


ekt predlojeniya po dokladu na lspolbyuro TsK o nastroenii duhovenst­
va". Yaz 1 927.
88 RGASPI F. 62, op. 3, d. 208, 1 . 152. 94 sayili ÔKP Merkez Komitesi tutanagi,
5 Haziran 1 927.
89 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 192, 1. 1 .
90 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1 1 . 1 -36. "Doklad o Musduhovenstve", Sre­
dazbüro Ajitasyon-Propaganda Dairesi, 24 Temmuz 1928.

254 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


i§ânlar (sufiler) ve "tarikatlar" olrnak üzere dõrt ana bõlüme
aymp sirayla her grubun demografisini ve ekonomisini ana­
liz ettiler. Basit bir nüfus tahminiyle ba§ladilar, ardmdan din
adamlanm ya§a ve ekonomik duruma gõre bõldüler. Son ola­
rak, rapor, Tablo 5.2'de gõsterildigi gibi, baz1 büyük §ehirlerde
din adamlarmm, hizmet ettikleri nüfusa oranmi verdi. Tablo,
ah§ildik bir biçimde, en yogun din adarm nüfusunun Fergana
Vadisi'nde oldugunu, en az yogun olanm ise Rusla§tmlrm§ §e­
hirlerde oldugunu gõsteriyor.
Hesaplamalardaki oldukça â§ikâr aritmetik problemi bir ke­
nara, yazarlann notlan verilerdeki diger bo§luklan da tan1mla­
maktadir. Yazarlar, müezzinlerin 1 .000 ki§iye kadar oldugunu
tahmin etseler de Hive §ehri ve müezzinler tabloya dâhil edilrne­
mi§tir. Yazarlar üstelik, sadece din hizmetinin birincil veya tek
gelir kaynagi oldugu din adamlarm1 dâhil etmekteydi ve bilin­
meyen say1da yan zamanh molla dt§anda buakilrn1§h. Ba§ka bir
deyi§le, bu rakamlar dü§ük tahminlerdi.
Bu rapor ve 13. Sredazbüro Genel Kurulu'nda sunulan benzer
bir rapor, õnemli say1da kentli din ad armnm kirsala gõç ettigi­
ni kaydediyordu. Bunun ba§hca nedenleri, kõydeki din adam­
larmm kentli din adamlanndan daha iyi maa§ almas1 ve kirsal
alanlarda komünistlerden kaçmmanm çok daha kolay olrnas1y­
d1. 1926'da Semerkant'ta bir imam yilda 400-500 ruble kazanabi­
liyordu ancak 1927'de ortalama gelir 150-200 rubleye dü§mܧtü.
Yazarlann aç1klad1g1 gibi:

Bir yandan yetersiz kazanç bir yandan da faaliyetlerinin zeminini


kaybetmek, din adamlar1m §ehri terk etmeye ve kõye gitmeye zorlad1.
Sadece kendi okruglar1 içinde degil, diger okruglara da dag1hyorlar.
Hatta Buharah din adamlar1 Kazakistan'da bir dayanak noktas1 bulmak
için ugra§1yorlar. Birçok §ehirde kõylere dogru hareketlenme gõzlen­
mi§tir: Eski Buhara'da §ehir d1§ma gõçen 20 imam var, bu say1 Margi­
lan'da 10, Hocend'de 12, Semerkant'ta 10. Kentli din adamlan arasmda
kõye gitme egilimi giderek artiyor.91

Listelenen §ehirlerde, din adamlarmm %6-12' si ayrilrm§h; bu,


komünistlerin pek de arzu ettigi düzeyde bir bozgun sayilmazd1
ama kesinlikle õnemli bir say1yd1.

91 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1. 5.

Shoshana Keller • 255


Tablo 5.2 �hirli Din Adamlanrun Yél§am Ko§ullan, 1928
Meslege Gõre Genel Dagilun

Ksm.. Müderris Kad1 Toplaro


1 .780
1 .463 156 68 83 [metinde:
1.770]
�ehirli Din Adamlannm Ya§lan

JQJilii � 5� ve iiiztü TQplam


159 920 701 1 .780
Mülk Durumu
Ey. babçe ve Sadece ev Ticaretle
Toplam
ªrazi izahibi Will2i :u.grn�an
658 538 40 1 .226*
�ehirli Din Adamlanmn Nüfusa Oranlan
Din adam1
� � Qrm

Semerkant 105 77.201 1 : 735
Ta§kent 390 178.228 1 :455
1 :398
Hokand 1 74 37.148
[metinde: 213]
1 :368
Andican 205 73.465
[metinde: 358]
Hocend 112 37.143 1 :332

Eski Buhara 160 46.706 1 :292

Margilan 159 44.327 1 :278


1 :200
Namangan 331 . 76.000
[metinde: 230]
Toplam 1 .636 570.218
Kaynak: RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1 1 . 1-2
* Do�ru toplam 1 .236'dir. Bu, kalan 544 veya 554'ün
muhtemelen hiçbir mülke sahip olmad1� anlamma gelir.

256 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Raporun II. Bõlümü Õzbekistan'm kirsaldaki din adamlany­
la ilgiliydi ve paralel bir istatistiksel dagihmla ba§hyordu ancak
burada yazarlar rakamlardan çok fazla emin degillerdi: "Veri­
len eksik rakamlara gõre (bunlar en çok Harezm için eksiktir ),
Õzbek kõylerindeki din adamlarmm sayts1 müezzinler hariç
6.147'dir."92 Bunlardan sadece 264'ü herhangi bir õzel veya yük­
sek õgrenim gõrmü§ olarak degerlendirilmi§tir. Tablo 5.3, kirsal­
da ya§ayan din adamlannm ya§lan ve mal durumlarma ili§kin
verileri vermektedir. Din adamlanrun toplam geliri kõyde §ehre
gõre daha yüksekti. Ara§hrmaya gõre, bir kõy imami ytlda 1 .000
rubleye kadar kazanabiliyordu.93 Üstelik kõy din adamlan grup
olarak ele almd1klarmda §ehirli meslekta§larmdan biraz daha
genç olma egilimindeydi. Bununla birlikte, ortalama olarak,
çogu din adaminm evleri ve bir miktar toprag1 oldugu için hem
§ehirli hem de kirsaldaki din adamlannm durumu oldukça iyi
gõrünüyordu. Din adamlanmn nüfusa oram, muhtemelen kir­
sal kesimdeki çok daha yüksek nüfus nedeniyle, kirsal alanlarda
kentsel alanlara gõre çok daha dü§üktü.
Õzellikle Harezm Okrugu tamamen hariç tutuldugundan, ya­
zarlann kendilerinin bu istatistiklerin çok dü§ük oldugunu iddia
ettiklerini ala.Ida tutmak õnemlidir. Bununla birlikte, din adam­
larma kar§I yürütülen kampanyanm bu erken a§amasmda bile,
aktif din adamlarmm say1smm azald1gma dair i§aretler vard1.
1925'te E. Fedorov, devrimden õnce yalruzca Semerkant, Ferga­
na ve Seyhun Oblastlan'nda "en az" 11 .680 imam ve 8.000 molla
oldugunu tahmin ediyordu; bu tablolar ise kabaca ayru bõlgeler
için her türden 3.065 din adami vermektedir. Eksik hesaplama
ihtimaline kar§I rakam iki kahna ç1kanlsa (ve Fedorov'un rakam­
larmm da yanh§ oldugu varsaytlsa) bile, yine de õnemli bir dü­
§Ü§tür bu. Fergana Okrugu'ndaki dini okullar ve din adamlanyla
ilgili Haziran 1927'de yapilan bir ara§hrma, bu çalt§mada Fergana
Okrugu için verilen 891 say1smdan daha yüksek olan toplam 956
din adami artI yakla§tk 156 sufi ve t§ân gõstermekteydi.94

92 Agy. 1. 1 1 .
93 Agy. 1 . 14.
94 E. Fedorov, "Religiozrue perejitki v Srednei Azii [Orta Asya'da Dini Kahn­
til.ar ) , Krasmi rubej, 2. say1 �Haziran 1925): s. 52. PATsS-NDPUz F. 58, op.
"

2, d. 955, 1. 62, Tam Yetkili Ozel Bõlüm, 2. grup, �agan�ayev imzah "Dok­
ladnaya zapiska [Aynntih rapor]" .

Shoshana Keller • 257


Çah§marun sufileri ele alan III . Bõlüm'ünde istatistikler daha
da belirsiz hâle geldi. Yazarlar bu bõlüm için istatistiksel tablolar
degil sadece tahminler sunabildiler:
Õzbekistan'da (Buhara, Zeref§an ve Harezm okruglan hariç) 533 t§ân
vard1r (bu hesaplamada ne §ehir ne de kõy ruhani t§ânlan dikkate
ahnm1§br). Bunlardan 502'si postunu mirasla devralm1§, yalmzca 31'i
õzel tedrisatla [bunu almi§br] . t§ânlarm ya§1 §õyledir: 45 ya§a kadar
216; 45 ya§ üstü 317 . ... 400 kadar t§âmn bir evi, bahçesi ve arazisi
varken, 133'ünün sadece tek bir evi vard1r. Bu rakamlar, §U anda
t§ânlarm üçte ikisinin müreffeh oldugunu gõsteriyor; bu da toprak
reformunun aralarmda yalruzca ekonomik açidan en güçlü olanlan
vurdugu anlamma gelir. incelenen okruglardaki t§ânlarm neredeyse
yans1 (270) Su rha n d e rya ve Ka§ka d erya'nm geri kalm1§ okruglarma
gõç etmektedir.95

"Ruhani i§ânlara" (duhovnie ishany) yapilan abf, hem "düzen­


li" molla, hoca vb. olanlar hem de mistik rehberler anl amma ge­
liyordu. Bu grubu hariç tutmak, ara§tlrmacilann çok fazla say1da
ki§iyi hariç tutmas1 nedeniyle zaten çok dü§ük olan tahmini sufi
toplamiru daha da baskihyordu. Rapor aynca, yakla§ik 314 i§â­
run hâlâ müritlerinden haraç toplayabildigi gõzleminde bulunu­
yordu, bu da yerel yõnetim organlarmm zayifhgmm (veya suç
ortakhgmm) bir gõstergesiydi.96

95 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1. 1 7.


96 Kar§i'den gelen, 1925'ten 19301ara kadar yerel Nak§ibendi tarikabrun dü­
zenli bir Cuma zikri (o'tiri§ [oturma], "ak§am") düzenledigme dair bir ra­
por bu izlenimleri güçlendirmektedir. Katlhm yüksekti ve insanlar bazen
para ya da yiyecek ba�§mda bulunurdu. Ancak kurucu Halife Abdurrah­
man'm son torunu Salim Dehbidi "1930'dan õnce zaten" biliruneyen bir
yere kaçrm§tl. Baxtiyor M. Babajanov, "On the History of the Naqshban­
diya Mughaddidiya in Central Mawara'annahr in the Late 18th and Ear­
ly 19th Centuries", ed. Michael Kemper, Anke von Kügelgen ve Dmitriy
YermakovMus!im Culture in Russia and Central Asia from the 1Bth to the Ear!y
20th Centuries, 1. cilt (Berlin: Klaus Schwartz Verlag, 1996), s. 41 1 .

258 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


Tablo 5.3 Klrsaldaki Din Adarnlanmn Ya§am Ko§ullan, 1928
Ya�
35 ya� alb 35-55 55 ya� ve üzeri Toplam
1 .228 2.955 1.682 5.865
Mülk Durumu
Ey. bah�e ye
Ticaretle
arazi sahibi Sadece ev TopIam
ugra�an
º1m
5.645
3.190 2.489 66
[metinde: 5.745]
Kirsaldaki Din
Adamlannm
Nüfusa Oran-
lan
Din adamla-
Okrug Nüfus Oran
nmn sa;pl21
Surhanderya 252 186.433 1 : 740
Zeref§an 238 218.1 12 1 :665*
Andican 960 61 1 .732 1:637
Fergana 891 514.000 1 :576**
Ka§kaderya 550 304.363 1 :553
Hocend 278 139.679 1 :503
Semerkant 948 393.673 1 :415
Ta§kent 855 333.369 1 :390
To:elam 4.972 2.701 .361
Kaynak: RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1. 12
* Dogru oran 1 :916'dir; Nur-Ata rayonu saydmamt§br.
** "Yabanc1 demiryolu §eridi" sayilmamt§br.

Sredazbüro Agitprop Dairesi aynca, moral anlammda belir­


gin bir dü§Ü§e, "din adamlarmm Sovyet iktidannda var kalma
olas1hg1 konusundaki nihai hayal kmkhgma" ve ruhani yõne­
timlerin faaliyetlerinde ve etkisindeki zay1flamaya dikkat çekti.
Bir y1l õnce, Haziran 1927'de ruhani yõnetimlerin Sovyet reji­
mi için ciddi bir tehdit olarak tasvir edildigi unutulmamahdu.

Shoshana Keller • 259


Temmuz 1928 itibariyle ise OGPU tarafmdan ciddi hasar ahru§
durumdalard1. Namangan, Buhara ve Margilan'daki yõnetim­
ler ya "kendilerini tasfiye etmi§lerdi" ya da bu fikri tarb§tyor­
lard1 ve raporun naklettigme gõre, Ta§kentli Molla Ahmet Zeki
Ahtiyamov Ta§kent, Semerkant ve Buhara'daki yõnetimlerin o
kadar etkisiz oldugunu sõylüyordu ki hiç olmasalar daha iyiy­
di. 97 Baz1 din adamlan da, tesettür açma kampanyas1m engelle­
me çabalarmda õylesine hüsrana ugramt§lard1 ki mücadeleden
vazgeçmi§lerdi.
Zorlu ko§ullara ragmen, baz1 bõlgelerde sufi gruplar1 hâlâ iyi
durumdayd1:

[T]oprak reformunun yap1ld1g1 okruglarda Y§âniligin bir kez daha


güçlenmekte oldugunu fark ettik. Andican Okrugu'nda §U dikkat çe­
kicidir: ünlü Narnangan i§ân1 Muhittin Kãri Nimetullayev, 1927'nin
sonunda ve 1928'in ba§mda, mürit toplarna konusunda nüfuzunu
geni§letmi§, bunu da esas olarak reform s1rasmda kendilerine toprak
tahsis edilen yoksullar arasmda uygulam1§hr.

Ancak §artlar giderek zorla§tyordu:

Ancak i§ânlar, üzerlerinde nüfuz sahibi olduklar1 ki§ileri kendilerine


tâbi kilmakta her yerde tarn olarak ba§ar1h degiller. Yoksullarm õnemli
bir k1sm1 i§ânlardan kopmu§tur ve kopu§lar1 "somut olarak" gõrül­
mektedir. ôrnegin, aym Andican Okrugu'nda, I§ân Muhittin Kãri'nin
müritleri �urkorgan kõyüne geldiler ve büyük çaph bir zikir düzen­
lediler. Dõrt yoksul kõylü, ayine katilanlarm k1hgmda, karanhktan
yararland1 ve zikre devam eden müritlere yumruk darbeleri indirmeye
ba§lad1. Müritler birer birer dag1lmaya ba§ladilar ve zikir bozuldu.98

Bu kõylüler gerçekten dü§man da olmu§ olabilirler, OGPU


U§aklan da. Her iki durumda da sufiler §iddetli baskt albndaydt.
Buna ragmen rapor, hareketin ve ritüellerinin rejim için tehlikeli
oldugu ve mümkün oldugunca basbr1lmas1 gerektigi konusun­
da uyanda bulunuyordu.
Ayru ay Sredazbüro'ya verdigi ayn bir raporda parti pro­
pagandac1s1 S. Pismenmi, din adamlarmm neden bu kadar su­
kutuhayale ugrad1klar1ru daha ayrmbh bir §ekilde §Õyle izah
ediyordu:

97 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 11. 2-3.


98 Agy., 1 1 . 17, 19.

260 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Õzbekistan'm kent nüfusunun dindarhgmdaki genel dܧܧ, ekonomik
ve sosyal-kültürel konumumuzun güçlenmesinden kaynaklanmakta­
d1r, [bu da] Õzbekistan'm kentli Müslüman din adamlarmm zay1fla­
masma neden olmu§tur. �yle ki:
a) Ruhani yõnetimin faaliyetleri daraltilm1§ ve yõnetim õzellikle kõy
din adamlanndan yaht1lm1§hr;
b) Din adamlan, sm1fmm ilerici reformcu kanad1 deyim yerindeyse felç
edilmi§tir.
e) (Ufa'daki) Merkezi Ruhani Yõnetim'in Õzbek ulemas1yla ili§kisi
tamamen kesilmi§tir.
d) Dini okullar grubundaki faaliyetler daraltllm1§hr, bu da Sovyet
okullarmm mutlak, büyük etkisiyle aç1klanabilir.

Bu, 1927 genel kurullannda ana hatlan çizilen ve besbelli ye­


rine getirilmi§ olan hedeflerin bir kontrol listesi olabilir. Ancak
Pismenmi'nin ekledigi gibi, "TÜM BU BA$ARILAR PARTi ÕR­
GÜTLERiNiN DiN KAR$1TI ÇALl$MALARININ BiR SONUCU
DEGiL, iLGiLi SOVYET ORGANLARININ ÇAL1$MALARININ
BiR SONUCUDUR."99 Yerel parti õrgütleri hâlâ merkezi beklen­
tileri kar§ilayanuyordu; neyse ki OGPU bo§lugu doldurabilirdi.
Pismenmi'ye gõre, sufilerin durumu siradan imamlardan bi­
raz daha iyiydi. Õzellikle din kar§lh kampanyanm ve parti çalt§­
masmm zay1f oldugu kõylerde sufi faaliyetlerin yeniden canlan­
d1gm1 bildiriyordu.100
Birlikte ele almd1gmda, bu raporlar, 1927-1928'in sonlarm­
da ekonomik temelleri ve okul sistemleri kesintiye ugrad1g1
ve liderleri tutuklamp sürgüne gõnderildigi için Müslüman
din adamlarmm ko§ullarmda keskin bir bozulma ya§and1g1-
m gõsteriyor. Kamtlar aynca, ulemamn kendi aralarmda bir
iktidar degi§imi ya§ad1gma dikkat çekerek, muhafazakârlarm
on y1hn ba§larmda ilericilerden daha güçlü bir konumda ol­
dugunu, ilericilerin 1 9201erin ortalarmda bir miktar üstünlük
kazand1gm1 ve her iki grubun da 1928'de õnemli õlçüde güç
kaybettigini gõsteriyor. Sufilerin durumu hakkmda ise genel­
leme bile yapmak zordur çünkü onlara ili§kin bilgiler çok ya-

99 RGASPI F. 62, op. 1, d. 442, 1. 8. 2 Temmuz'da teslim edilen, 24 Temmuz


1928'de Sredazbüro ispolkom'u tarahndan onaylanan rapor. BüYük harfler
metnin kendisindendir.
100 Agy., 1. 9.

Shoshana Keller • 261


nm yamalakh ama belli ki Sovyet baslasmm §iddetini onlar da
hissetmeye ba§lanu§lard1.
Din adamlannm gõrevden almmas1yla e§ zamanh olarak
Sovyetler, õzellikle Ramazan (Õzbekçe'de Uraza) ve Kurban
Bayrami olmak üzere bayram kutlamalanru bashrmaya çalt§h.
Kur'an'm Muhamme d peygambere nüzulünü anmak üzere gün
dogumundan gün bahmma oruç tutma ayi olan Ramazan'a, çe­
§itli gerekçelerle, õncelikle de i§çilerin üretimine müdahale ettigi
için Sovyetler tarafmdan kar§t ç11almaktayd1. Õzbekistan'da Ra­
mazan ba§langlCl ve her imsak, yüksek sesle noghorayla (davul)
duyuruluyordu. Avusturya11 maceraperest Gustav Krist, 1922'de
Ramazan'1 §Õyle anlatmI§h:
Komünist õgreti, onu ortadan kald1rmakta aciz kalmt§hr. Yetkililer
oruç sirasmda devlet dairelerini bile kapahyor ve sadece ordu huna
uymamayi gõze alabiliyor . . . .
Gerçek Müslüman, oruç ay1 boyunca, gün dogumundan gün batimma
kadar ne yer ne de içer . . . .
Ancak güne§ batt1ktan hemen sonra, alabildigine yeme içme ba§lar ve
tüketilen yiyecegin haddi hesab1 yoktur. �ark1 sõylemek, dans etmek
ve müzik tüm gece boyunca devam eder ve havai fi§ekler atlhr. �afaga
dogru, sokaklarda Ramazan davulu çald1gmda, cümbü§ doruga ula§1r
çünkü herkes gün boyu açhga dayanabilmek için aceleyle karmru dol­
durabilecegi kadar doldurur.101

1928'de Sovyetler bõyle davul çalmmasrm yasaklad1, yerel


sovyetlere ve milislere yasagi uygulama emri verdi. Bu eylem
elbette dirençle kar§tla§h ve Müslümanlar tarafmdan rejime ate§
püskürmek için kullaruld1. Õzbek Sovyet yetkilileri, Ruslara ya­
ranmak için hallana ihanet etmekle suçland1. Din adamlar1 ve
digerleri, "çayhanelerde açtkça, Sovyet iktidannm yakmda dini
merasimleri [tamamen] yasaklayacagim sõylüyorlard1."102
Davul çalma yasag1 ba§anh oldu çünkü hedefe konmas1 ko­
lay, gürültülü bir halk ritüeliydi. Oruç ve namaz1 ortadan kal­
d1rmak çok daha zordu. Ka§kaderya Okrug Komitesi davul
çalmay1 yasaklad1 ve oruç tutarken yakalananlara 25 ruble para

101 Gustav Krist, Alone through the Forbidden Land: ]ourneys in Disguise through
Soviet Central Asia (Londra: Faber and Faber, 1938), s. 182.
102 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1 1 . 10-1 1 . Sredazbüro'ya sunulan Ocak 1928
tarihli OGPU raporu.

262 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


cezas1 kesti. Ayru siralarda Fergana Vadisi'nin baz1 kesimle­
rinde ise imamlar oruç tutmayanlara para cezas1 kesiyorlard1.103
Ortada kalan siradan insanlara üzülüyor insan. Ramazan, Sov­
yetlerin yasaklamaya çal1§hgt tek ritüel degildi. Aynca sünnete
ve �iilerin �sey-Vahsey matemine kar§l da hararetli bir kam­
panya yürüttüler.104 Yine, kamusal ritüelleri ehlile§tirmek õzel
olanlardan çok daha kolayd1.
Birinci Be§ Yilhk Plan'm pamuk ekimi kampanyalan sirasm­
da, mevcut tüm propaganda organlan Ramazan kar§th ajitasyon
yapmak için seferber edildi ve en az bir kõyde 700 Õzbek çocu­
gun oruç tutmaya kar§l gõsteri yapmaya zorland1gi bildirildi.105
Ancak Õzbek parti yetkilileri . her zaman i§ birligine girmeye
meyyal degildi ve 1928'de OGPU §Õyle §ikâyet ediyordu:

Zeref§an Okrugu'nd aki Mezar kõyünün sakinlerind en biri, 1920'd en


beri parti üyesi olan Mirza Kas1m Ahmed ov, bireysel olarak parti üyesi
olmayan kõylüler õrnegine ragmen kansmm õrtüsünü açmad 1. Ah­
med ov tüm d im emirleri gõzetiyor ve �õyle d iyor: "Ramazan orucunu
tutuyorum, namaz1m1 k1hyorum, bu uygun d egilse beni parti d en ko­
vun-tüccar olacag1m." 106

19201erin sonlarmda dini bayramlarla ilgili parti politikas1 tu­


tars1zd1. 1927 baharmda Õzbek Çah§ma Komiserligi (Narkomt­
rud) Noel, Paskalya, Ramazan ve Kurban Bayrami'nm ba§lang1-
cm1 "õzel tatil günleri" ilan eden bir karar ald1.107 1928-1929'da
Narkomtrud ve Õzbekistan Merkez Yürütme Komitesi bu karar1
onaylayarak i§çilere Ramazan ve Kurban Bayram1 için iki gün
ve Noel (25 Aralik'ta; Ortodoks Kilisesi hâlâ 7 Ocak tarihli eski
takvimi gõzetmesine ragmen) ve Paskalya için bir gün izin verdi.
Ayru zamanda Lenin'in õlümü (22 Ocak), Paris Komünü Günü

1 03 Agy., PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1 192, 1. 25.


104 PATsS-NDPUZ F. 58, op. 6, d. 206, 1. 26. $ahsey-Vahsey'in yasaklanmas1
hakkmda muhtemelen 1930'un ba�larmda Ahunbabayev tarafmdan gõn­
derilen not.
1 05 RGASPI F. 62, op. 2, d . 2471, 1. 106. Militan Ateistler Birligi Ta�kent Okrug
Sovyeti'nin 7 sayih tutanagi, 23 $ubat 1930.
1 06 RGASPI F. 62, op. 2, d . 1593, 1. 13. 1929'da Adalet Komiserligi yetkilileri,
oruç tuttuklan için çal�amayan yereldeki hâkimlerden de �ikâyet ediyor­
du. TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 64, 1 1 . 186-87. Aynca bkz. M. Mitrofanov,
"Partinoe i ob�stvennoe stroitelstvo v ki�lake", Revolyutsion1i vostok, 7.
sayi (1929): s. 299.
107 TsGA Uz F. 86, op. 1, d. 5820, 1. 282. 16 $ubat 1927.

Shoshana Keller • 263


(22 Mart) ve Anayasa Günü (Temmuz aymm ilk Cuma's1) gibi
bir dizi "Devrirnci bayram" ilan ettiler.108 Yaymlanan kararlar, bu
bayramlan kutlamaya devam etmek için hiçbir gerekçe gõster­
miyordu ancak büyük olas1hkla sükftneti korumaya dõnük bir
uzla§ma õnlemiydi. Bununla birlikte, politikalardaki bõylesine
açik bir çeli§ki, dini bayram kutlamalanru ortadan kaldirma ça7
balarma yardimc1 olamami§hr.
islam kar§1h kampanya 1927'nin ortalarmda zirveye ula§h ve
1929'un ba§lanna kadar bu düzeyde devam etti. Bu a§amada bel­
ki de en çarp10 olan §ey, her sektõrü zorlayan yüksek düzeyde
beceriksizlik ve i§ birligi yapmama hâlidir. Bunun olas1 istisnas1,
Müslüman din adamlannm tasfiyesiydi ancak bu da gizli polis
tarafmdan yasal smirlar dl§mda yürütülmü§tü. Yine de gõrece­
gimiz gibi, tamama erdirilemedi.

108 Uzbekistanskaya pravda, 13. sayi (8 Mart 1929): s. 4. Orijinal kararlar 20 Ekim
1 928'de Õzbekistan Merkez Yürütme Komitesi ve 18 $ubat 1 929'da Nar­
komtrud taraftndan açtl<land1.

264 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


6

Tasarruf

1 927'nin sonlannda din adamlanyla birlikte hedef ahnsalar da


bu noktaya kadar camilerin akibetini çok tarb§mad1m. Bu­
nun temel sebebi, sürecin ba§lang1çta oldukça kaotik olmas1 ve
1929'a kadar çok az dokümantasyonun derlenmesidir. Düzenli
aç1klamalar ortaya çtl<bgmda da bir kez daha hükumetin yasal
s1mrlannm çok di§mda olan ama ayru zamanda partinin hedef­
lerini yerine getiren olaylan gõsterdiler. Nisan 1929'da Dini Ku­
rulu§lar Yasas1 ç1kbgmda, düzenlemesi gereken gruplarm veya
süreçlerin çogu, õnceki iki yildaki olaylar tarafmdan büyük õl­
çüde "halledilmi§ti." 19301arm ba§lannda hâkim olan bürokra­
tik tasarruf, aslmda, atlar kesildikten sonra ahm temizlemek ve
onarmaktan ibaretti.
Camiler, ibadet yeri olmanm yan1 s1ra pek çok õnemli i§levi
de yerine getiriyordu. Erkekler (kadlnlara genellikle izin veril­
mezdi) ders çah§mak, ho§be§ etmek, siyaset ve i§ hakkinda tar­
b§mak için orada toplamrd1. Cuma hutbesi ahlaki veya siyasi
õgütler için kullamlabilirdi. Sovyet Hükumeti, õzellikle de din
adamlan için õnemli bir siyasi ve ekonomik zemin olu§turduk­
lan zaman, bu tür bagtms1z tarb§ma ve dini ifade mekânlarmm
varhgma tah ammü l edemezdi. Ancak camilerin nasil ortadan
kaldmlacag1 basit bir soru degildi. iki nedenden õtürü hükumet
için çok büyük bir sorun olu§turuyorlard1. ilki, Sovyet sistemi­
ni saran inatçi çeli§kilerdi. Komünist sõylem (12. Parti Kongresi
kararlan ve o zamandan itibarenki propaganda), canlilerin is­
lam' m fanatik biçimlerinden vazgeçmi§ gõnüllü bir nüfus tara­
fmdan kapablmasm1 §art ko§uyordu. Parti içi zaruretler ise hem
binalann ba§ka amaçlarla kullanilabilmesi hem de propagan­
danm ashnda bir temeli varmi§ gibi gõrünmesi için camilerin
h1zla kapablmasrm gerektiriyordu. Bir õnceki bõlümde tarb§1-

Shoshana Keller • 265


lan Andican olayi gibi skandallara yol açacak §ekilde, her iki
gerekliligin aym anda yerine getirilememesi olas1hgtyla ba§a
ç1kmak için hiçbir mekanizma saglanmami§b. Bu, komünistle­
rin kolektivizasyondan (ki 1929 sonlan-1930 ba§lannda aym §e­
kilde zirveye ula§mt§b) dolay1 kar§l kar§1ya kald1gt problemin
ayms1yd1 ve bunu aym §ekilde, istenen sonuçlan elde etmek için
güç kullanarak çõzdüler; retorigin cam cehennemeydi. Sheila
Fitzpatrick'in dedigi gibi bu kolektivizasyon "bacchanalia"s1,
yalmzca kõylüler için bir felaket degil aym zamanda devlet için
tanmsal bir felaket yaratarak Stalin'i geri çekilmeye zorlami§tl.
Camilerin kapatllmas1 o kadar feci degildi ama benzer biçimde,
partinin kabul etmekte zorland1g1 bir karma§a yarath.1
Íkinci sorun tamamen pratikti. Camilerin kapablmasmdan
kim sorumlu olacaktl? Kamuoyunun nzas1 (en azmdan gõrü­
nü§te) nasil ahnacaktl? Müslümanlann elinden almd1ktan sonra
binalan kim kontrol edecekti? Merkez Komitesi, Sredazbüro ve
Õzbekistan Komünist Partisi, camilere yõnelik saldmya bu so­
rulara cevap vermeden ba§laml§ gõrünüyor. Andican olaymm
camilerin y1k1C1 potansiyelleri konusunda aç1k bir uyan vermi§
olmas1 gerekirken, 1927'deki sonu gelmeyen toplantllar boyunca
camiler neredeyse hiç tartl§maya girmedi. Parti yetkilileri, din
adamlan bir kez kõtürüm edildikten sonra, kullamlmayan bi­
nalarm y1klmmm nispeten kolay olacagrm dü§ünmü§ olabilir.
Sredazbüro'nun, gerçekle§tirdigi sayis1z diger gõrevler arasmda
cami sorununu dikkate alamam1§ olmas1 da aym derecede akla
yatkmdu. Her hâlükârda, parti 1929'a kadar camileri idare et­
mek için bürokratik mekanizmalar kurmad1 ve bu suada hasar
ko:i;i.trolü yeniden acil bir ihtiyaç hâline geldi.
Camilerin birkaç yild1r mahkeme odas1 olarak kullamlmak
üzere nasil kismen müsadere edildigini gõrmü§tük. Andican
olay1 gibi, bu da camilere kas1th bir darbeden ziyade in§aat mal­
zemeleri ve diger kaynaklardaki §iddetli kithgm bir sonucuydu.
Mahkeme çah§anlan durumdan oldukça rahats1zd1 ancak çok az
seçenek vard1 ve parti altematif bulmak için çok fazia ugra§ma­
yacaktl. Kas1th saldmlar meydana gelse de bunlar genellikle ihlal
olarak muamele gõrdü. 1928'in sonlannda Hocend Okrugu'nda

1 Sheila Fitzpatrick, Stalin 's Peasants: Resistance and Survival in the Russian Vil­
lage After Collectivization (Oxford: Oxford University Press, 1994).

266 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


bir kõy sovyetinin ba§�, kõy camisinin arazisine bir "umumi
tuvalet'' (ob�estvennaya ubornaya) yapbrmak için vergi toplanu§b.
Bu yeterince kõtü degilmi§ gibi, ba§karun bir de molla oldugu ve
fonlan ashnda cami haynna kullanchgi ortaya çikb. Yerel savo,
ba§karun "tur§usunu kurarak" (n� apparat ego kvasit) ve kõy sov­
yet personelinin çogunu i§ten atarak misilleme yapb.2
Peki sonra ne oldu? Sredazbüro ispolkom'u, 1929 Marbnda
camilerin kapablmasma yõnelik sert bir ele§tiri yaymlad1, bu da
neler olup bittigine dair en erken i§aretleri sunmaktadir. Belge
aynca, camilerin kapablmasma yõnelik uygun prosedürleri,
muhtemelen Dini Kurulu§lar Yasas1'ru geli§tirirken (sonraki say­
falara bkz.) Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komitesi'nden
kaynaklanan talimatlan da aç1k11yordu.3 Ashnda bu muhteme­
len, yerel parti organlarma gõnderilen, prosedürlere yõnelik ilk
detayland1rmayd1. Talimatlarm dili azarlaymyd1:

Camileri kapatmak için izinsiz bir kampanyanm geli§mesi, Sredazbüro


ve Õzbekistan Merkez Komitesi adma yürütülen din kar§ltl çah§ma­
lann liderlikten tam anlam1yla yoksun oldugunu ortaya ç1kard1. Ayru
kampanya, ulusal basmm da bu alanda liderlikten bütünüyle yoksun
oldugunu ortaya koydu.
Bu kampanya, · partinin dine kar§1 mücadele alarundaki gõrevlerinin
hiç anla§1lmad1&ru, bu konuda parti çizgisinin tahrif edildigini ve
yerel õrgütlerin din kar§lh propaganda yõntemlerinin çarpitdd1&ru
gõsterdi.'

Sredazbüro, rayon ve okrug ispolkomlanna, herhangi bir


cami veya kilisenin kaderini belirleme hakkmm yerel organlar­
da degil, yalruzca Cumhuriyet Merkez Yürütme Komitesi'nde
oldugunu sõylüyordu. "Kampanyayi yürütürken idari baski-

2 TsGAUz F. 904, op. 1, d. 210, 1 . 158. "Soven§aniya sudebno-sledstvenmh


rabotnikov i rabotnikov doznaniya Hojentskogo Okruga" b a§hkh 2 say1h
tutanak, 4 Arallk 1928. Olay, isfar kõyünde meydana geldi. Kaynak belge
aynntdar konusunda çok üstünkõrüdür.
3 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 85, 1. 2. "O zakntii meçeti 'Atahk' v Buhare
i peredaçi ee po koneçmi", 8 A�stos 1929 tarihli duru§ma tutana&. Ma­
alesef, Merkez Komitesi'nin talimatlanm ne zaman gõnderdi�ine d air bir
emare yok.
4 RGASPI F. 62, op. l, d. 554, 1 . 312. "Praktiçeskie zadaçi", "strogo sekretno
[çok gizli]" olarak i§aretlenmi§tir. Derkenarlardan biri 21 Mart tarihlidir.
Bu raporun õnceki bir baskismda (p. 297-310), raporun Zelenski tarafm­
dan paraflanmi§ hâlde Sredazbüro Ispolkom'undan geldigi belirtilmi§tir.

Shoshana Keller • 267


run kullarulmasma kar§I en kah yasagi" çikar1yor ve camilerin
toplu olarak kapablmasrm "kategorik olarak" yasaklayan henüz
yaymlanmanu§ (ne v peçati) bir kararnameyi yetkilendiriyordu.
Son olarak, talim.atta Õzbekistan Merkez Yürütme Komitesi'ne,
Müslümanlarm camilerin kapahlmas1yla ilgili §ikâyetlerini ara§­
hrmak için õzel bir kurul olu§turmas1 tavsiye ediliyordu. Bu tür
õzel emirler, cami kapatma kampanyas1m kalbura çeviren türlü
türlü suistimali çok açik bir §ekilde gõzler õnüne seriyordu.
Bu belgeyi yaymlad1ktan kisa bir süre sonra Sredazbüro,
Agitprop dairesinden bir müfetti§i 10 günlük bir inceleme turu
için Buhara Okrugu'na gõnderdi. Müfetti§, genel sürece olumlu
bir yõn vermek için dikkatli olsa da bulgularmm ayrmhlan bir­
çok sorunu ortaya ç1kard1.5 Buhara'daki Militan Ateistler Birligi
aktivistleri, müfetti§e dinin nasil gõzden dü§tügüne, Müslüman
din adamlarmm nasil kaçhgma, camilerin ba§1bo§ birakild1gma
ve halkin kendiliginden din kar§Ih õrgütler olu§turmaya ba§­
lad1gma dair parlak raporlar verdi. Babkent kasabasmda (bu­
rada "Bakbent" olarak yaz1hyor ) bir OGPU memuruyla gõrü§­
me yaphgmda ise, bu aktivistlerin "çok abarthklarmdan" emin
oldu. Babkent ve Buhara'daki OGPU birimleri, kaç camiye el ko­
nuldugu (39 veya 44) konusunda hemfikir degildi ve 1927'nin
sonlarmdan itibaren uygun "siyasi-aydmlanmac1 nedenlerle"
kapahlm1§ olsalar da bu camilerden sadece 7' si egitim ve siyasi
amaçlar için kullamhyordu.6
Müfetti§, 1928'de hemen hemen tüm camilerin kapabld1SJ.
Babkent yaklnlanndaki dõrt kõyü gezdi. Bunlarm (toplam 20;
ilaveten 2 tanesi as1l topluluklarma iade edilmi§ti) "ª§ªSI yukan
sorunsuz" kapabld1g1 ve iki istisna d1§mda siyasi-egitim kulüp­
lerine dõnü§türüldügü sonucuna vard1. Gicduvan ("Geciven")
kõyünde bir grup Komsomol üyesi namaz sirasmda bir camiye
baskm yapm1§, mollay1 yakalay1p d1§an atml§h. Hocahk'taki tek
cami õnceki eylülden beri resmen kapal1yd1 ancak kõyde ya§a­
yan bir kõylü müfetti§e §Unlan sõylemi§ti:

5 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1978, 1 1 . 22-29. "Dokladnaya zapiska v APPO


SAB." 1-10 Nisan tarihli tur. Metindeki kasaba adlanrun yanh� yazdma­
s1, ara�tmnacuun Õzbekçe veya bõlge hakkinda çok bir �ey bilmedigini
gõstermektedir.
6 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1978, 1. 27.

268 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Yazm camiye gidemiyoruz ama kt§m biraz daha õzgürüz, namaza katt­
hyoruz. Haberimiz olmadan camiyi kapatttlar. Komsomol üyeleri - ca­
miyi kendileri de kullanm1yorlar ama bize yasakhyorlar. Camiyi bize
geri vereceklerinden emin olsayd1k [cami kullanrm hakkt için] memnu­
niyetle müracaatta bulunurduk. [Ba§ka bir grup] ba§vuruda bulunmak
için bir araya gelip de [Babkent] yetkilileri onlara izin vermeyince ve
[camiyi] kendilerine iade etmeyince biz de [süreci] durdurduk.7

Kõylü, sõzünü müfetti§ten caminin kullamlmaya devam et­


mesi konusunda yardrm isteyerek bitirdi. Müfetti§ bu aç1klama
kar§1smda deh§ete dü§tü ve Komsomol üyelerinin b�ka amaç­
lar için dõnü§türmedikleri bir camiyi kapatmasmm "skandal"
oldugunu yazdi. Ancak sorunu çõzemedi.
Müfetti§, son tavsiyelerinde, yerel ateist hücrelerin dagm1k
ve etkisiz olduguna dair bulgulanna ragmen, "sovyetle§me" ve
kapsamh din kar§1h propagandanm, camilerin kapahlmas1yla
ilgili çah§malan kendiliginden çõzecegine emindi. Aynca, "hal­
k1 rahats1z etmeye" ve "kapah camilerle hava ahp gõsteri§ yap­
maya" tamamen son verilmesi gerektigini sõyledi. " [Bu zamana
kadar] el konulan camilerin çogunun en iyi ve en zengin camiler
oldugu, [bõylece] §imdi halkm elinde bu camilerden çok azmm
kald1g1" yõnünde ilginç bir gõzlemde bulundu.8 19201erde
ve 19301arm ba§larmda devlet, Müslüman mimari an1tlarm en
büyüklerine el koymak ve onlan dini kullan1mdan menetmek­
le me§guldü. Aym zamanda yerel parti kadrolan, çogunlukla
camilere ait olan mevcut en iyi binalan kendi kullan1mlarma
alarak, Müminleri namaz için daha küçük binalan onarmaya
çah§mak zorunda birakttlar.
Camilerin kapahlmas1yla ilgili benzer skandallar" 1929 ya­
/1

zmda tüm Õzbekistan'da gün yüzüne ç1kh. Haziran 1929'da Sre­


dazbüro'nun Agitprop dairesinden gelen bir genelge, kültürel
amaçlan için kullanilmayan çok say1da kapah cami oldugun­
dan ve aslmda hâlâ aktif ibadet yerleri olan "kapah" camilerin
varhgmdan §ikâyet ediyordu. Genelgede, camilerin kapahlmas1
sürecinde ideolojik mücadele yerine idari baski yapmamak ya
da Müminlerin gõrü§lerini õnceden sormamak gibi "hatalara"
dü§ülmemesi uyansmda bulunuluyordu. izah §Uydu:

7 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1978, 1 . 28. Kõylü, kõy sovyetinin aday üyesiydi.
8 Agy.

Shoshana Keller • 269


Gerekli parti liderliginin yoklugu, din kar§1t1 çah§malann en geri
bõlgelerdeki fiili ko§ullar dikkate ahnmadan, çogu zaman ya siyasi
içeriksiz bir çah§ma biçiminde ya da i§çi sm1fmm iradesinin yõnetilip
ezilmesi suretiyle yürütülmesine yol açt1, bu da siyasi ili§kilere zarar
verdi.9

Bu ifade bir kez daha yerel kadrolarm üstlerinden hiçbir õzel


talirnat alrnadan çal1§hklanru ima ediyor. Genelge, yerel parti
komitelerine camilerin ancak Merkez Yürütme Komitesi'nin ona­
y1yla kapatllabilecegini sert bir §ekilde hanrlath. Agitprop daire­
sinden geldigi için, genelgenin bu sorunlara ana çõzümü, parti
üyelerinin dinin mahiyeti hakkmda daha iyi egitim almas1 ve Mi­
litan Ateistler Birligi adma çok daha fazla faaliyet yap1lmas1yd1.
Camilerin zorla kapablmasmm kategorik olarak yasakland1giru
yineliyor ve parti organlarma, nazikçe egitilmesi gereken "cahil
inançh kitleler" ile dindar toplumlann aç1kça kar§1-devrirnci ke­
simleri arasmda aynm yap1lmas1 gerektigini hanrlatlyordu.10
Sredazbüro süreci kontrol alhna almak için çah§uken, verilen
bir emrin yerine getirileceginin garantisi olmad1g1 ortaya ç1ktl.
16 Nisan'da, Agitprop müfetti§ raporunun ardmdan, ÕSSC So­
vetov Merkez Yürütme Komitesi, bir caminin, kilisenin veya si­
nagogun kapatllmasma yalruzca Merkez Yürütme Komitesi'nin
onay verebilecegine dair keskin bir hanrlatma gõnderdi.11 Tem­
muz aymda Sredazbüró ve OGPU, ba§lattlan cami kapatmalar1
hakkmda son derece õnemli bir rapor yaymlad1:

ÕSSC Merkez Yürütme Komitesi'nin, ilgili komisyonlarmdan gelen bir


yaptmm olmaks1zm camilerin kapablmasm1 kategorik olarak yasakla­
yan kararma ragmen, tüm yerel bõlgelerde, gerekli hazirhklar ve dü­
zenlemeler yapilmadan camilerin kapabld1gt vakalar gõzlemlenmi§tir.
Yerel bõlgelerdeki [yetkililer] ÕSSC Merkez Yürütme Komitesi tarafm­
dan ahnan karat hakkmda pratikte hiçbir §ey bilmemektedir.12

9 RGASPI F. 62, op. 1, d. 593, 1. 47. 29 Haziran 1929 tarihli, 10 sayih tutanak,
Orta Asya'daki merkez komitelere gõnderilen "Proekt pisma APPO." Ze­
lenski tarafmdan imzalanmt§br.
10 Agy., 1 1 . 49-50.
11 PATsS-NDPUz F. 58, op. 6 , d . 206, 1 . 27. ibrahimov ve A . Mevliyanbekov
imzah ÕI<P Merkez Komitesi SekreterliAi raporu, Haziran 1930.
12 RGASPI F. 62, op. 1, d. 562, 1. 1 14. 25 Temmuz 1929'da OGPU'nun Orta
Asya'daki Gizli Operasyonlar Ofisi tam yetkili §efi Karutski ve �f VO Kru­
kovski tarafmdan imzalanan rapor.

270 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Rapor, Fergana, Semerkant, Andican, Buhara ve Hocend ok­
ruglannda carnilerin "yanl1§hkla kapattld1SJ." veya dogru §ekilde
kapatdd1SJ. ancak kulüplere dõnü§türülmek yerine bo§ brrakild1-
g. vb. õrnekleri listeleyerek devam ediyordu. Raporun õne ÇJ.kan
ba§bklan kapsammd a §U vakalar vardi:

Hokand Eski Sehri'nin Mihnet semtinde alb çah§an, [May1s'ta] Av­


ta-beybeççe camisini kapatma ve orada bir kulüp in§a etme karan
ald1. Birkaç gün sonra, çah§anlardan Memecan Tursunov camiyi kilit­
ledi. Mahalledekiler caminin kapablmas1ru protesto etmeye ba§lad1 ve
Hidayetcan Mollacanov liderliginde sokaklara çikarak halka caminin
kapatilmasma kar§1 aç1k gõsteriler yapma çagnsmda bulundu. "Ka­
labahk camiye geldi, kilidi k1rd1 ve namaz kdd1." Çah§anlar onlara
neden bõyle davrand1klar1ru sordugunda, kalabahk §õyle cevap verdi:
"Kulüp için binaya ihtiyac1ruz varsa, size ba§ka bir tane veririz, [ama]
cami saglam kalacak!"
Õzbek GPU, Mirahor kõyü [Semerkant Okrugu] sakinlerinden 57 im­
zah bir dilekçe ald1 . . . kõy [parti] komitesinin [Haziran'da] bir camiye
el koydugunu ve içindeki tüm hah ve keçeleri ald1gm1 yazddar.

Yasal olarak caminin içindekilerin cemaate devredilmesi ge­


rekirdi. Ancak hahlar muhtemelen degerliydi ve rurs1zhk için ca­
zip bir hedefti. Rapor §Õyle devam ediyordu:

Haziran aymm ilk günlerinde, Namangan Eski �ehri'nde dõrt mahalle­


nin sakinleri, Heneke camisinin kapat11mas1 ve okula dõnü§türülmesi
konusunda bir toplantl yapb. Toplanbya katdan Müminler buna itiraz
etti ancak çogunluk camiyi kapat1p okula çevirme karan ald1. Bu ca­
minin cemaatine kom§u mahalledeki camide namaz kilmalan õnerildi.
Bu gõrü§meden sonra itirazo cemaat, §ehir ispolkomuna, kom§u ma­
halle camisinin donablmas1 ve onanlmas1 için kapatdan camiden tugia
ve kap1larm ahnmasiru talep eden bir dilekçe gõnderdiler.
... Caminin kapabld1g1 mahallenin sakinleri dilekçenin içerigini õgre­
nince . . . [dilekçe sahibine] giderek dilekçeyi yazd1gma dair memnuni­
yetsizliklerini dile getirdiler: "Neden hükfunete ba§vurdunuz? Bõyle
[yaparak] inancm1z1 sabyorsunuz. Bekleyin bakahm, burada ayaklan­
ma ba§layacak, sonra size gõsterecegiz!"13

Bu vakada hiçbir yasal prosedür ihlal edilmedi ancak mag­


dur cema,at aç1kça §iddetli bir intikam plan11yordu. Hükfunetle
i§ birligi yapmama konusundak.i toplumsal baski ve yine okullar

13 Agy.

Shoshana Keller • 271


için in§aat malzemesi lathguun caminin kapattlmasmdaki etken­
lerden biri olmas1 dikkat çekicidir.
Namangan'daki isyan tehditleri, o bõlgenin lanlgan tarihi
gõz õnürie almd1gmda çok §a§lrtla degildi. Ancak itaatsiz nüfus
sadece Fergana Vadisi'yle srmrh degildi. OGPU, Hocend Okru­
gu'nda bir kõy parti sekreterinin haziran aymda yerel caminin
bir Sovyet okuluna dõnü§türülmesini oylamak için bir toplanb
düzenledigini kaydetti (bpla Rus larsalmda kõylüleri kolektivi­
zasyon lehine oy kullanmaya ikna etmek için yaptlan toplanblar
gibi). Molla Tursun liderligmdeki küçük bir grup õneriyi protesto
etti, bu da tüm toplanbyi õneriye kar§1 çikmak için cesaretlendir­
di. Grup, okul yapmak için cami y11ahrsa, in§aata hiçbir §ekilde
katlada bulunmayacaklarrm, bunun da okulun yaptlamayacagi
anlamma geldigini açiklad1. Parti sekreteri geri adim atmaymca,
protestocular onu tutuklamakla tehdit ettiler (neye dayanarak
bunu sõyledikleri belirsizdi). Sonunda, sekreterin inatçtl1gmdan
b1kan kitle, Sovyetlerin kõylülerin fikirlerini tamamen gõrmez­
den geldigini haylard1, kafalarrmn dikine gidiyor ve neyi yapmak
istiyorlarsa onu yap1yorlard1. Durumlan haklanda hiçbir yantlsa­
malan olmamasma ragmen, kõylülerin, i§ birligi yapmama teh­
ditlerini hiç yerine getirip getirmedikleri ise kayitlara geçmedi.14
Bu yasal ihlallere ve Müslümanlarm §iddetli õfkesine yamt
vermek üzere bir ba§ka giri§imde bulunan Sredazbüro, 8 Agus­
tos 1929'da bu olaylardan sorumlu yetkililerin sert biçimde la­
nanmasm1 veya baz1 durumlarda tutuklanmasm1 emreden bir
belge yaymlad1. Bu tehdit, temmuzdan ekime kadar kõy, fabrika
ve okul düzeylerinde gerçekle§tirilen yeni bir parti hücre tasfiye­
siyle yerine getirildi.15 Sredazbüro aynca, Ajitasyon-Propagan­
da Dairesi'ne, egitim sorununu çõzecegi umuduyla, kapablacak
camilere ili§kin resmi prosedürleri açiklayan çok dilli kitapçiklar
basmas1 talimabm verdi.16 Bu eylemler, Sredazbüro'nun iki yil

14 Agy.
15 RGASPI F. 62, op. l, d. 593, 1. 61. 1 1 say1h Sredazbüro tutanagi, 14 Temmuz
1929; tasfiye tarihleri 10 Temmuz ile 10 Ekim arasmdayd1.
16 RGASPI F. 62, op. 1, d. 562, 1 1 . 5-6. 17 saylh Sredazbüro ispolburo'su tuta­
nagi, madde 24, "O faktah zakntie meçetei posle izdaniya dekreta TslK'a,
zapre!.la}'ll§ego zakntie meçetei bez sanktsii TsIK'a (otno!.lenie PP OGPU
za No. 1 1/3405/c)", 8 Agustos 1929. Kitapçtldardan Pismenrui, islamov ve
Recepov sorumluydu.

272 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


õnce din adamlanna kar§I gõsterilen "a§mhklan" dizginlemek
için attigi adimlara paraleldi: yerel parti çah§anlanrun davran1§­
lanna yõnelik õfke ifadeleri, ardmdan sert baski ve son adrm ola­
rak açik yaz1h talimatlar. Her iki durumda da Sredazbüro'nun
eylemleri mantik suasrm tersten takip ediyordu.
O aym ilerleyen günlerinde Sredazbüro, tüm yerel parti organ­
larma ba§ka bir genel not daha gõnderdi, onlan camileri kapatma
konusundaki "hatalanndan" õtürü sert bir §ekilde ele§tirdi ve
onlara "kiliselerin [ve] camilerin kapattlmasmm . . . kamuoyunun
harekete geçirilmesine dayanmas1 gerektigini" hatirlatb.17 Bu­
nun ardmdan, yerel organlann nihai olarak buna uyup uymad1-
gm1 gõrmek için ba§ka bir OGPU denetimi talebi geldi.18
Bu küçük evrak f1rhnas1 sürerken, cami kapatmaya yõnelik
en olaganüstü beceriksiz giri§imlerden biri Ekmel ikramov'un
dikkatini çekti. Haziran 1929'da Buhara Eski �hri'nde 300 yil­
hk Hüdayar-Atahk Camii, OGPU atlannm kullamm1 için ahua
dõnü§türülmü§tü .19 Bu olay Õzbek parti yetkililerini deh§ete
dü§ürdü, skandaldan õtürü kimin suçlanacagim belirlemek için
bir soru§turma oturumu düzenlediler. Duru§ma tutanagi, cami
kapatma sürecinin nasil ve neden bu kadar kontrolden çiktigma
dair çok §ey ortaya koyuyordu. Aynca, Sredazbüro'nun yetkili­
leri uygun prosedürler konusunda egitme çabalarmm neden çok
az ve çok geç oldugunu da gõsteriyordu.
Hüdayar-Atahk vakas1 ilk olarak temmuz aymda Sredazbü­
ro'y� sunulan OGPU raporunda su yüzüne ç1kh.2º 8 Agustos ta­
rihli bir takip notunda Sredazbüro, OGPU Tam Yetkilisi Karuts­
ki'ye raporun dogru olup olmad1g1m ara§hrmas1m ve dogruysa
cezai i§lem ba§latmas1m sõyledi.21 Ancak aym gün, hâlihazuda
ÕKP Merkez Komitesi'nin ilk sekreteri olan Ekmel ikramov,
Semerkant'ta bir soru§turma açtl. ikramov, olay1 õnceki cuma
günü (2 Agustos) duymu§tu ve Sredazbüro'yu bu konuda he-

17 RGASPI F . 62, op. l, d. 562, 1 1 . 115-16, 22 A�stos 1929 tarihli not.


18 RGASPI F. 62, op. l , d. 565, 1 . 6. Pismenrui'den gelen 20 sayth Sredazbüro
tutanag1, 29-31 A�stos 1929.
19 Hüdayar-Atahk, Divanbey ve Kukelda� medreseleriyle s1mrlanan Leb-i
Havuz1a (havzas1) aym kompleksin yakmmdayd1. Simdi bir turizm bõl­
gesidir.
20 RGASPI F. 62, op. 1, d. 562, 1. 1 14.
21 Agy., 1. 6.

Shoshana Keller • 273


men bilgilendiremedigmden, Buhara'ya kendi müfetti§i irisme­
tov'u gõndermi§ti.22
Bu gecikme, hemen (Semerkant'taki) Õzbek HükU.meti ile
(172 mil uzakhkta bulunan Ta§kent'teki) Sredazbüro arasmdaki
ileti§imin ahvaline ili§kin sorulan gündeme getiriyor. ikramov,
Sredazbüro ispolbüro'sunun üyesiydi ancak bu vakaya ait 25
Temmuz tarihli raporu ya bilmiyordu ya da unutmu§tu. ikra­
mov'un cuma günü oldugu için Sredazbüro'ya rapor veremedigi
yõnündeki yorumu, hafta sonu boyunca tüm ileti§imin kapan­
d1gm1 ima ediyor. Son olarak, (300-400 ki§i kapasiteli) büyük bir
caminin büyük bir §ehirde iki aydir ne Merkez Komitesi'nin ne
de Sredazbüro'nun bilgisi olmadan ahir §eklinde çall§hnhyor
olmas1, bilmedikleri ba§ka cami vakalanyla da birle§ince, Orta
Asya'daki Komünist Parti'nin hâlâ ne kadar karanhkta faaliyet
gõsterdigini açikça resmetmektedir.
ikramov'un vakaya ili§kin ilk õzetine gõre, Hüdayar-Atahk,
kulübe dõnü§türülmek üzere 1928'in sonunda kapahlrm§h. Ka­
patmaya kar§1, õzellikle de kulüp bir türlü kurulmaymca, baz1
protestolar olmu§tu. Bir grup Mümin camide gizlice namaz kil­
maya devam etmi§ti. Cami 4 Haziran'da, OGPU'nun Buhara ath
müfrezesi için, ba§lang1çta 33 at banndiran bir ahlra dõnü§türül­
mü§tü. Müfreze komutaru ve §ehir mesthozundan bir temsilci,
bu dõnü§ümü Güzar Mahalle Komitesi Ba§kani Ehat-Baltayev'e
bildirmi§ti. Ath müfreze, daha sonra Lebi gõletini atlan için ya­
lak olarak kullanmaya ba§lam1§ ve bu da yerel nüfusurt kulland1-
g1 suyu kirletmi§ti. Mahalle sakinleri bunu §iddetle protesto ede­
rek, Ehat-Baltayev'i �hir Sovyeti'ne caminin ya tarihi bir arut
olarak korunmas1m ya da ba§lang1çta amaçland1g1 gibi kulüp
olarak halka verilmesini talep eden resmi bir mektup yazmaya
mecbur birakm1§lard1. �hir Sovyeti ise mektuba asla cevap ver­
memi§ ve durum eskisi gibi devam etmi§ti.
ikramov, õzetini igneleyici bir biçimde sonlandmyordu:

Burada Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komitesi'nden gelen yõ­


nergenin aç1k bir ihlali sõz konusudur. TBKP Merkez Komitesi yõner­
gesini yaymlad1ktan sonra, okrug komiteleri her cami kapatma vaka-

22 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 85, 1 . 1 . 8 Agustos 1929 tarihli l/B ÔKP Mer­
kez Komitesi oturumu. "O zakntii meçeti 'Atahk'v Buhare i pered açi ee po
koneçrui ."

274 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


sm1 dogrulamak zorundayd1, bõylece §U veya bu caminin s1kmtisiz bir
§ekilde iade edilebilmesi mümkün olacak ve bu tür anormal vakalara
izin verilmeyecekti. Burada her §eyden õnce parti komitelerimiz suç­
ludur. Bu durumda Parti Komitesi, caminin, 4 Haziran'da kendi bilgisi
d1§mda kapatllmasmdan suçludur. �hir Sovyeti ise, mahalle ba§kani­
mn sorusuna cevap vermedigi için suçludur. Kesinlikle GPU'nun da
bu konuyu bilmesi gerekiyordu çünkü bu tür olaylar tamamen isten­
meyen bir hava yaratabilir.23

Soru§tunna daha sonra carni/ahir meselesini kimlerin ne za­


man bildigi sorusuna dõndü. irismetov Buhara'ya vard1gmda,
Okrug Parti Komitesi Ba§kan1 Ebu§ Ahmetov ona carni hakkmda
hiçbir §ey bilmedigini sõylemi§ti. ikisi daha sonra Ehat-Baltayev
ve yerel parti hücresi sekreteri Kerimov1a gõrü§meye gitmi§­
lerdi. Ebu§ Ahmetov, Kerimov'a Rayon (Parti) Komitesi ba§ka­
nma carni hakkmda neden bilgi vennedigini sonnu§, Kerimov
da k1zgm k1zgm huna gerek duymad1g1m sõylemi§ti. Çünkü
"Buhara'daki herkes bu olaylan biliyor, en çok da her gün ca­
minin õnünden geçen Raykom sekreteri. [Gõrmemeyi] ne kadar
istese de ya§anan rezaleti gõrmemi§ olmas1 mümkün degil."24
Kerimov, halkm bu olaydan son derece rahats1z oldugunu ve
hükumetin sessizliginin devam etmesinin carninin hükumetin
bilgisi ve onay1yla ahira dõnü§türüldügüne dair sõylentilere yol
açhgtm da sõzlerine eklemi§ti. irismetov da $ehir Sovyeti Gü­
zar Mahalle Komitesi'ne Buhara'da ahir kuracak ba§ka bir yer
olmad1g1ru bildirince bu tür sõylentilerin itibar kazand1g1m ifade
etmi§ti. Bu noktada ikramov ikinci kez patlayarak §Õyle diyordu:

Bu durumu katlamlmaz buluyorum. Yolda§ Zelenski raporunda


bununla baglanhh olarak kar§1-devrimci bir davran1§m oldugunu
kaydetti. Bu tür rezaletleri kesin olarak durdurmak için bu soruna
güçlü bir tepki verilmesi gerektigini dü§ünüyorum. Burada bir sorun
var-baz1 yerlerde halk artik Sovyet Hükúmeti'ne inanm1yor. Ba§ka bir
camiyle ilgili OGPU'nun bir raporunu okudum. Bir camiyi kapatm1§­
lar. Birkaç dindar insan bir araya gelmi§ ve daha yüksek bir Sovyet
otoritesine dilekçe gõndermeleri gerektigini sõylemi§ ancak daha sonra
çogunluk Sovyet Hükúmeti'ne §ikâyette bulunmaya gerek olmad1g1m
açiklarm§-ayaklanma olsa daha iyiymi§. Bu düpedüz kabul edilemez
bir durumdur. Alur kurmak için camiden daha iyi bir yer bulamayan
mesthozun mahkemeye verilmesi gerektigini dü§ünüyorum. Ancak

23 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 85, 1 . 2.


24 Agy., 1. 3.

Shoshana Keller • 275


din savunusu yapmayan, savunmasmda din ka!'§ttl politikalan dogru
uygulayan bir mahkeme kurmaruz gerekecektir. Okrug Komitesi de bu
meselede hesap vermek zorundadir.25

ikramov õfkeliydi ve muhtemelen biraz da korkmu§tu çünkü


hükftmetin son derece gergin bir durumda kald1gmm farkmday­
d1. 1929'da Õzbekler hâlâ, çogu insanm y�amrm paramparça
eden hücuma, din adamlannm yaygm tutuklamalanna, kolekti­
vizasyona, büyük sulama projelerinin in§asma ve diger karI§1k­
hklara katlanmay1 sürdürüyordu. Genel atmosfer dü§manhk ve
§Üpheyle dolup t�1yor olmal1. Bir camiye bu §ekilde saygisizhk
etmek §iddetli duygular uyandird1, içten içe yanan ah§aba ben­
zin dõkmek gibiydi bu. Yeni bir silahh isyan tehdidinin ciddi
olup olmad1grm belirlemek imkâns1z olsa da (küçük Basmac1 çe­
teleri hâlâ Afganis tan'dan baskmlar düzenliyordu), ikramov bu
olas1hktan korkmakta kesinlikle hak11yd1.
Failleri yargilamak için bir mahkeme kurmarun basit bir me­
sele olmad1g1ru belirtmek de ilginçtir; hâkimlerin komünist çiz­
giyi takip etmelerine ve davay1 islam'1 savunmak için bir hrsat
olarak kullanmamalarma õzen gõsterilmeliydi. Yargi üzerindeki
tam kontrol hâlâ partinin istedigi gibi degildi.
Ebu§ Ahmetov, Buhara Okrugu'ndaki camilerin 1927'den
1929'un ba§ma kadar herhangi bir hesap verebilirlik sistemi ol­
madan rastgele kapat1ld1gm1 aç1klayarak kendini savunmaya
çah§h. Daha da kõtüsü, yüksek parti yetkilileri bu yasal ihlalleri
ara§hrmaya ba§lad1gmda, yerel kadrolar buna, daha fazia suis­
timalle sonuçlanacak §ekilde yüzlerce camiyi alelacele kapata­
rak kar§1hk vermi§ti. Nisan aymda Sredazbüro müfetti§i 39 veya
44 caminin kapat1ld1gm1 ke§federken, Buhara Okrug Komitesi
agustos ayma kadar "yakla§Ik 200" caminin kapatild1gm1 tah­
min ediyor, Okrug GPU ba§kan yard1mc1s1 Bronislavski ise "en
az 400" diyordu!26
Ahmetov, duru§ma komitesine, camilerin kapahlmasma ili§­
kin 200 belgenin tamamrmn may1s aymda masasma geldigini
sõyledi. Tam saymm 200 oldugundan emin degildi; muhteme-

25 Agy., 1 1 . 3-4. ikramov, daha õnce bahsedilen Namangan Eski Sehri'ndeki


t�mah camiye ahfta bulunuyordu. Nihayet temmuz aymdaki OGPU
raporunu okumu�tu.
26 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 85, 1. 1 .

276 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


len bundan daha fazlas1 vard1 ancak 200 onun en iyi tahminiydi.
�õyle devam ediyordu:

�unu sõylemeliyim ki camiler parti hücrelerinin, Komsomol hücrele­


rinin, kõy sovyetlerinin, yoksul [kõylü] komitelerinin karar1yla ya da
hiçbir karar ahnmadan kapat1ld1. ... Burada, Okrug Komitesi'nin konu­
yu yah§hrmak için zamanmda harekete geçmeyen õnceki personelini
suçlayabiliriz ve suçlamahyiz da. 1 929'un ba§ma kadar ne Okrugkom
çah§anlar1 ne de GPU, camilerin kapatdmas1yla meydana gelen reza­
letlerden haberdard1. Okrug GPU'nun §efine sordum ve bilmedigini
sõyledi. Ne parti ne de Komsomol hücreleri bir §ey sõylemedi. Raykom
da hangi kõylerde kaç caminin kapahld1g1m bilmiyordu.
Camilerin kapahlmas1 bir rekabet niteligi kazand1. Bir komisyon tara­
fmdan, 1928'de Okrugkom'dan camilerin kapahlmas1 gerektigine dair
kesin bir talimat oldugu tespit edildi. Camiler, õzellikle hububat ahm1
kampanyas1 sirasmda, camilerin depo olarak kullandd1g1 dõnemlerde
kapahld1. Bõlge müdürlükleri arasmda camileri kapatma yar1§mas1
gibi bir §ey ç1kh . . .
Temei talihsizligimiz, bu konuya gerektigi gibi tepki vermemi§ olma­
m1zd1. 1929'un ba§mda Okrugkom, cami kapatma kampanyasm1 dur­
durmaya varan bir dizi karar yaymlad1 (bunlardan almh yapabilirim).
Ancak cami kapatmalarm h1z1 [inertsiya] o kadar güçlüydü ki, kabaca
may1s ayma kadar devam etti. Kar§ihk olarak bir dizi sert õnlem alm­
d1: Partiden ihraç, soru§turma organlarma teslim-bunun sonucunda
carni kapatmalarmm durdurulmas1 ba§anh oldu. Açiklay1c1 çah§malar
yürüttük. Baz1 camileri iade ettik. Baz1 insanlar hapse girdi, birçogunu
sorumlu pozisyonlardan uzakla§hrd1k ancak sadece camilerin kapa­
blmasmda degil, [kapahldlktan sonra] kullamlmasmda da rezaletlerin
bugüne kadar devam ettigi ortaya çikti.27

Ebu§ Ahmetov'un ifadesi §a§1rbc1 derecede sam.imiydi ancak


Okrug Komitesi'nin "õnceki personelini" süreci ba§latrnakla
suçlasa da ( daha õnce ihraç edilmi§ olanlan suçlam.ak çok daha
güvenlidir), bu pek olas1 gõrünrnüyor. Bir kere tutars1zd1 hem
komiteyi suçluyordu hem de komitenin ne olup bittiginden ha­
bersiz oldugunu sõylüyordu. Bu kaotik ko§ullarda bile, bir bõl­
gesel parti komitesi, ister burada bahsedilen gizemli "komisyon"
isterse de (daha büyük olas1hkla) OGPU olsun yukandan bir
yapbnm olmakslZln bu kadar õnemli bir adlffil atrnazd1.

27 Agy., 11. 4-5.

Shoshana Keller • 277


Ben anahtar ifadenin "hububat alum kampanyas1" oldugun­
dan §Üpheleniyorum. Hahrlanacak olursa, 1928, Stalin'in tahil
toplamaya yõnelik "Ural-Sibirya yõntemi"ni devreye soktugu
yildir, daha iyi bir tanimla, suni olarak dü§ürülmü§ devlet fiyat­
lanyla satmak istemeyen kõylülerden tah1h zorla talep etmek
demektir. Komsomol ve OGPU birimleri, nas1hna bakmaks1-
zm "kulak spekülatõrlerinden" tahil alma talimatlanyla kirsal
bõlgeye gõnderildi. Slav bõlgelerinde tahil kampanyasma, ki­
liselere yõnelik, ateistler ve hatta Dziga Vertov'un Entuziazm
(Simfoniya Donbasa) (1930) gibi deneysel filmlerince güzellemesi
yapilan sistematik vandalizm e§lik etmekteydi. Sürekli artan
Be§ Yilhk Plan kotalarmm gerilim yüklü atmosferinde, parti
hücreleri arasmda ilk kimin "plan1 yerine getirebilecegini, hatta
gereginden fazla yerine getirebilecegini" gõrmek için yan§rnak
yaygmd1. Yerel hücreler yogun baski alhndayd1; Moskova'dan
gelen "egitmenler" büyük olas1hkla camilerin depo olarak kul­
lanilmasma onay vererek ( din adamlan yok ediliyorsa, camiler
neden olmasm?) bir çilgmhk yaratmt§h.
Ebu§ Ahmetov'un izahma gõre, Güzar Mahallesi parti hücre­
si Ekim 1928'de Hüdayar-Atahk Camisi'ni kapatmaya karar ver­
mi§ti. Bina kilitlendi, caminin mülkü aç1k arthrmaya ç1kanld1 ve
hücrenin para kazanmas1 için "kizil masalarm" bulundugu kü­
çük bir okuma odas1 kuruldu. Ancak Ahmetov, "Kütüphanenin
hiçbir zaman gerçekten çah§rnad1grm sõylemeliyim," diyordu,
"[Oras1] vatanda§larm cenazeleri için tabutlan koyduklan bir
depoya dõnü§türüldü ve ba§ka da bir §ey yoktu."28 Ahmetov'a
gõre, 29 Haziran'da OGPU camiyi devrald1gmda, halk bunu
protesto etmi§ ancak sonuç alamam1§h ve bu, rejim dü§rnanlan
için õzel olarak haz1rlanrm§ bir durumdu. Becerikli bir bürok­
rat edas1yla suçu kendisinden uzakla§hrmaya çal1§1yordu-astla­
n onu veya GPU'yu bilgilendirmeliydi. $ehir Sovyeti'nin daha
õnce Hüdayar-Atahk'm õnündeki eski bir medreseyi y1khgm1
ve bunun çok fazla karga§aya yol açmad1gm1 sõyledi. Belki de
tüm olay biraz abarhlrm§h; gerçekten bilmiyordu. Ahmetov da
bu tür cami kapatmalann okrug komitelerinin veya õzellikle
OGPU'nun bilgisi dt§mda birçok alanda gerçekle§tigini sõyle­
yerek kendini korumaya çah§h.

28 Agy., 1. 5.

278 • Mekke'ye De�! Moskova'ya


ifade verecek bir sonraki taruk, muhtemelen Buhara OG­
PU'nun �fi olan ancak kimligi açikça belirtilmeyen Yolda§ Klei­
ner'di. Kleiner, "Merkez Komitesi'nin camilerle ilgili õzel karanm
yaymlamad1k"larrm, karan yerel organlara "õzel kapah mek­
tup"la da bildirmediklerini sõyledi. Kurumunun neden bõylesi­
ne temel bir gõrevi yerine getirmedigini ise sõylemedi. Mevcut
ko§ullar gõz õnüne ahnd1gmda, Agitprop Dairesi'nin bõyle bir
mektubu mümkün olan en kisa sürede yaz1p dagitmasrm õnerdi,
olay olup bittikten sonra yaptlan, §a§Irhc1 bir tavsiyeydi bu. Klei­
ner cami/ahir olaylflln ya§anmasma çok kizrm§h ve olaya kan§an
herkesin tutuklanmasrm istedi ancak yetkililerden hiç gõrmedik­
leri emirlere uymalanm nasil bekledigini açiklamadi.29
Duru§ma, Buhara Merkez Komitesi üyelerinden Yolda§ Yu­
sufov'un fazla aç1k sõzlü baz1 ifadelerde bulunmasma yol açh.
Halka dõnük bu kadar radikal bir din kar§Ih çal1§ma yapmay1
denemenin "aptalca" oldugunu dü§ünüyordu ve yakm zaman­
da Ta§kent Okrug Komitesi'nin %82'sinin partiden ihraç edildi­
gine dikkat çekti, bunlarm %25'i dini inançlan nedeniyle kovul­
mu§tu. Yusufov §õyle devam etti:

Bu durumda camileri tamamen kapatma yoluna gidilmesi mümkün


degildir. Bunu bir rezalet olarak gõrüyorum! Bu, $ah-1 Merdan'da ve
aynca Hocend'de ya�anan olaylarla da dogrulanmaktad1r-orada da bir
"kahraman" vard1 ve bence o, mezan y1kma karanru yerine getirdigi
için gerçek bir aptald1!30 Bu konuda Komsomol hücresiyle anla�h ve
mezan yikrnaya ba�lad1. Halk bir araya geldi ve bu y1kima kar�1 ç1kti.
Mezar1 yerle bir edenler, [kalabahk] onlara yeti�meden i�i hallettiler.
Sorna halk, y1kip dag1tmak üzere kizil çayhaneye gitti, liderlerin [voj­
dei] portrelerini s1rayla yere indirdi, üzerlerine bash vs. Parti organlan­
m1zm buradan dogru sonuçlar çikarmas1 gerekiyor.
Bir de Eski $ehir camisinin kapahlmas1yla baglanhh Ta�kent õrnegi
var. Bu soruyla ilgilenmeye ba�laymca "Eski $ehir halk1 bu camiyi

29 Agy., 11. 7-8.


30 Hamza Hekimzade Niyazi'nin kisa süre õnceki õlümüne bir gõnderme.
Eski Ceditçi, õnde gelen bir ateist eylemci olmu�tu ve güya Ali'nin gõ­
müldügü bir mezan y1khktan sorna bir kalabahk tarafmdan kelimenin
tam anlarruyla parça parça edilmi�ti. Misilleme olarak on ki�i vuruldu ve
Hamza bu vakadan õtürü büyük bir kahramana dõnü�türüldü. Sovyetler
meydanlara adrm verdi ve okul çagmdaki her çocugun onun hikâyesini
bilmesini sagladi. "Kak ubili pisatelya Hamza Hakim-zade", Uzbekistans­
kaya pravda (29 Mart 1929): s. 1 .

Shoshana Keller • 279


kapabnay1 neden kabul etti?" diye sordurn. [�hir] sovyet seçimleri
geldiginde, seçim toplanblannda ... oy hakkmdan yoksun b1rakma
konusu tartl§Ildl@ sirada, Komsomol'un camiyi oylama için kapatma
õnerisi getirdigini sõylediler. Oy hakkmdan mahrurn b1rakllmaktan
korkan birkaç ki.§i, içten içe hâlâ Allah'a inanmakla birlikte, oy hakkm­
dan mahrurn kalmaktansa oy kullanmanm daha iyi oldugunu dü§üne­
rek caminin kapablmas1 yõnünde oy kullanml§.31

Yusufov daha sonra õfkesini duru§mada hazir bulunan


OGPU âmirlerinden Yolda§ Perkon'a yõneltti. Perkon, caminin
ahira dõnü§türülmesi konusundaki tüm sorumlulugu redde­
derek, kendisinin de yaptlandan haberinin olmad1grm sõyledi.
Yusufov, insanlarm partininkinden ziyade OGPU'nun otorite­
sinden korktugunu sõyleyerek ona inanmay1 reddetti. Rahat­
s1z olan Perkon, OGPU'nun gerçekten de Merkez Komitesi'ne
rezalet olarak adlandmlan her §eYin "sinyalini vermeye" õzen
gõsterdigi ve bu nedenle bunun sorumlulugunu üstlenmemesi
gerektigi konusunda 1srar ettikten sonra, hikâyenin kendisine ait
versiyonunu sundu. O yllm ba§lannda Basmaalara kar§l müca­
delelerinde yard1mc1 olmas1 adma bir at ahin için izin aldiklarm1
sõyledi. Sorun bunun nereye kurulacag1yd1:

Tasarruf için ba§ka bir yer õnerildi -bir cami. Müfreze komutani bir
Rus'tu, Çekist [gizli servis elemam] degil. Yer ona gõsterildi ve o da
oray1 ne oldugunu bilmeden i§gal etti; genel olarak medresenin ne
oldugunu bilmez.32

Perkon, müfreze komutaruna medreselerden bahsetmedigi


gerekçesiyle OGPU'yu ve õzellikle de Buhara OGPU §efini suç­
lad1. O da benzer olaylann ba§ka yerlerde de meydana geldigi­
ni sõyleyerek Ahmetov'u tekrarladi. Ba§ka bir deyi§le, tüm olay
Rusya'mn Õzbek kültürü konusundaki cehaletinin ürünüydü.
Bununla birlikte, islam hakkmda tamamen cahil olan birinin bile
büyük bir caminin diger binalardan farkl1 oldugunu ayirt ede­
medigine inanmak çok zor. i§te bir yetkilinin suçu umutsuzca
ba§ka birine atmaya çah§hgt bir ba§ka vaka daha.
Hüdayar-Atahk fiyaskosu, hükumet içindeki kõtü ileti§imin
ve talimatlann nasll yürütülecegi üzerindeki zay1f kontrolün bir

31 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, d. 85, 1 1 . 9-10.


32 Agy., 1 1 . 11-12.

280 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


sonucuydu. Ahu, Moskova'daki Merkez Komitesi'nin Dini Ku­
rulu§lar Yasas1'ru geçirmesinden iki ay sonra kurulrnu§tu. Bu,
yerel OGPU'nun referans ald1gi Merkez Komitesi talirnabyla
ayru olsun veya olrnasm, her iki durumda da yerel organlarm
cehaletlerinin teorik olarak hiçbir mazereti yoktu ancak teorinin
yetersizlik, cehalet ve tembellik gerçegiyle çok az ilgisi vard1.
Hüdayar-Atahk olay:uün yaratbg1 deh§et ve 1929 yaz1 bo­
yunca camileri kapatmak için yasal prosedürlerin kurulmas1
ve uygulanmas1 adma harcanan çabalar yine de istenen etkiyi
yaratmad1. Bir õrnekte, Akderya Rayon ispolkom ba§kanhgi,
Semerkant'm hemen kuzeyindeki Dagbit kõyünden geçen bir
yolun õnünde duran bir medreseyi y1kmaya karar verdi. Süreç,
18 Agustos 1929'da ba§kanhgm Semerkant Okrug ispolkom'un­
dan kararm onaylanmasm1 istemesiyle ba§lad1. Buraya kadar
her §ey prosedüre uygundu. Yerel yõnetim mekanizmalan ni­
hayet düzgün bir §ekilde i§lemeye ba§lamt§ gõrünüyordu. An­
cak belgeler kurumdan kuruma kayd1kça, binalann say1s1, türü
ve tuglalarmm nasil kullarulacag1 tekrar tekrar degi§ti, bõylece
dava bir bürokrasi kâbusuna dõnü§tü. Medreseyi y1kma izni,
ertesi temmuzda (yasal olarak hiçbir rolü olmayan ama aslm­
da son sõz sahibi olan) GPU tarafmdan verildi. Habrlanacag1
üzere, tüm cami y1klmlarma õnden onay vermesi beklenen Õz­
bekistan Merkez Yürütme Komitesi ise, Dagbit'teki bir cami
veya medreseyi (her ikisi de kararda listeleniyordu) y1kmak için
ertesi ekimde onay veriyordu . Bu arada belgeler, sõz konusu
binanm bürokratik süreç ba§lamadan en azmdan klsmen y1kll­
d1g1m gõsteriyor. Bu vaka muhtemelen ba§ka birçok vakadan
daha karma§tkh ancak bürokratik kararlar ile sahadaki eylemler
arasmdaki kopukluk oldukça tipikti.33
Bir tür ilave not olarak, 1930 May1smm sonlarmda Õzbek
Merkez Yürütme Komitesi, muhtemelen Tüm Birlik Komünist
Partisi Merkez Komitesi'nin yasa dt§I cami kapatmalann sona er­
digini karutlama taleplerine yarut niteligmde, kaç caminin izin­
siz kapabld1gmm envanterini çikarmaya çalt§h.34 Sonuçlar (bkz.
Tablo 6.1) gülünç derecede eksikti. Buna kar§thk, Ocak 1929'dan

33 TsGA Uz F. 86, op. 2, d. 115, 1 1 . 26-46.


34 Pravda vostoka (25 Nisan 1930): s. 1. Merkez Komitesi ilk talebini 20 Mart'ta
gõndermi�ti.

Shoshana Keller • 281


bu yana iki caminin (ayru zamanda dokuz kilise ve dõrt sina­
gogun) yasal olarak kapabldi� tahmin ediliyordu. Buhara'dan
gelen bilgilerin yoruma ihtiyac1 yoktur. Yazar biraz mahcup bir
§ekilde §Unu ekliyordu: "Yukaridaki tablo ille kesin olmasa da
yine de okrug ispolkomlarmm., ÕSSC Prezidyumu Merkez Yü­
rütme Komitesi'nin kendi onayi olmadan camilerin kapablma­
sma izin verilmemesi konusundaki kararlan ve talimatlanyla
yõnlendirilmedigini gõsteriyor ."35

Tablo 6.1 1930 Bahan itibanyla Yasa D1§1 Cami Kapatmalan


Okrug Okrispolkom say1s1 GPU say1s1
Ta§kent 45 41
Buhara Bilgi almamad1 Hiçbiri kapahlmad1
Fergana 3 8
Ka§kaderya Bilgi ahnamad1 20
Semerkant 133 12
Andican 33 21
Harezm 200 kapahld1 / 300 kald1 11
Surhanderya Bilgi ahnamad1 Hiçbiri kapahlmad1
Zeref§an Yok Kapah
Kenimeh Yok Kapa11
Kaynak: PATs-NDPUz F. 58, op. 6, d. 2 06, 1 . 28. Õzbekistan Sovyeti
Merkez Yürütme Komitesi Ba§kan Vekili ibrahimov ve Sovyet Mer­
kez Yürütme Komitesi Sekreteri A. Mevliyanbekov imzah "Doklad­
naya zapiska po voprosu o zakntii tserkevi i meçetei." Haziran 1930.

1929 Yasas1
On iki yil boyunca SSCB genelinde dini güçlere kar§1 sava§­
hktan, Müslüman ve H1ristiyan din adamlannm nüfuz ve diren­
cini kirmada õnemli bir ba§an elde ettikten sonra, RSFSC'nin
Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi (VTslK), Sovyetler Birli­
gi'nin tüm cumhuriyetleri tarafmdan hizla kabul edilecek olan
kapsam11 bir "RSFSC Dini Kurulu§lar Yasas1" çikard1. Komünist­
lerin planlama takmhsma ragmen, "õnce harekete geçmek, sonra

35 PATsS-NDPUz F. 58, op. 6, d. 206, 11. 27-28.

282 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


yasal aynnolan ortaya koymak" opio cami ve kolektivizasyon
kampanyalarmda oldugu gibi ah§ildlk bir Sovyet tarziydi.36 8 Ni­
san yasas1, 1989 Gorbaçov reformlanna dek din kar§tb Sovyet
faaliyetlerinin çogu için yasal dayanak saglayacak §ekilde, tüm
dini gruplar üzerinde s1kt bir devlet kontrolü ve gõzetim progra­
mmm hatlarrm çizen 68 madde içeriyordu.
Yasanm ilk bõlümü, makbul kurulu§lan ya dini dernekler (18
ya§ ve üstü 20'den fazia üye) ya da mümin gruplari (20'den az üye)
olarak tan1mlad1. Tüm bu gruplar devlete kaydolacaká.:
Dini demekler ve mümin gruplan ancak mahalli yürütme ko­
mitesinin veya §ehir sovyetinin ilgili idari bõlümü, volost yürüt­
me kurulu ya da bir rayon veya uyezdin idari merkezi olmayan
bir §ehrin sovyeti tarafmdan tescil edildikten soma faaliyetlerine
ba§layabilirler. 37
Dini dernekler tüzel "ki§i" haklanndan yararlanam1yordu
ve vatanda§lar aym anda birden fazia dernege mensup olam1-
yordu. Bir grubun kuruculan, uygun idari departmana gittik�
lerinde, içi§leri Komiserligi (NKVD; 1934'te ismi devralan gizli
polisle kan§á.nlmamal1dir) tarafmdan olu§turulan bir formu
doldurmak zorundayd1; departmanm grubun resmi tescilini
kabul veya reddetmesi için bir ay1 vard1. Kas1th olarak muglak
biraktlan yasa, tescili reddetmek için herhangi bir standart liste­
lemiyordu. 65. Madde, dini gruplara, kaydolmalan için yasanm
yaynnlanmasmdan itibaren bir yil mühlet veriyordu; sonrasmda
kapah kabul edileceklerdi.
Kay1t sürecinin bir ktsm1, dernegin üye, memur ve din adam­
lan listesinin bir yürütme komitesine veya §ehir sovyetine tes­
lim edilmesini gerektiriyordu ancak üyelerin resmi listeye dâhil
edilebilmeleri için nzalanm aç1ktan beyan etmeleri gerekiyordu.
Bununla birlikte, adi listede yoksa, hiç kimse bir demekte gõrevli
olamazdi. Bu noktada 9. Madde'ye ilginç bir yorum eklenmi§­
ti: "Tecrübe gõsteriyor ki, listeleri derlerken, kurucular siradan

36 Kolektivizasyon 1928 ile 1932 arasmda yogunla�masma ragmen, kolek­


tif çiftlik yap1sma dair kapsamh bir yasal tamm 1935'e kadar kabul edil­
memi�ti.
37 N. M. Orleanski, Zakon o religiozmh ob"edineniyah RSFSR (Moskova: 1930),
s. 6-7. Yasanm Íngilizce çevirisi �urada bulunabilir: Julius Hecker, Religion
and Comrnunism (Londra: Chapman and Hall, 1933).

Shoshana Keller • 283


( cemaatçiler' denen) kimseleri nzalarrm almadan listelere ekli­
'

yorlar", bu da dini gruplann kaydlllln ashnda yasarun yaymlan­


masmdan õnce béi§lad1guu gõsterm.ektedir. 38
Gruplarm genel hüktlmet yap1s1yla ayru tarzda yürütme ko­
miteleri kurmalan isteniyordu. Bir grup ayr1ca bir üyeyi yõnetim
organmdan çikarma hakkma da sahipti. Bu durumda hükumet,
bu ki§iyi kendi gõzünde de itibars1z sayacakh; her ne kadar her
õrgüte yerle§tirilen gizli polis gõzlemcilerinin dokunulmaz ol­
dugunu hatirlarnak gerekse de dini gruplarm gõrü§lerine §éi§Irh­
c1 miktarda güvenilirlik kazandiran bir ifadeydi bu.
Bir sonraki bõlüm, müminlerin kullammma aç1k olan mülk­
leri ele a11yordu. Dini gruplar, yalmzca dini ihtiyaçlar için kulla­
mld1g1 sürece, ücretsiz bir bina edinmek üzere rayon veya volost
ispolkomu veya §ehir sovyetiyle gõrü§ebilecekti. Aynca, õnemli
bir uyar1 olarak §ehir bina kanunlarma ve halk saghg1 kurallanna
uymas1 hâlinde õzel bir §ah1stan bina kiralayabileceklerdi. Dini
bir kurulu§, tek seferde bir bina tutmakla s1mrlanmt§h. Gruplar,
bina onanrm ve yakacak odun temini gibi konularda mal sahi­
biyle müzakere etme yetkisine sahipti.
Ne var ki, "ücretsiz" demek, yasanm hem inananlar hem de
yerel yetkililer için büyük bir kafa kan§1k11g1 ve hüsran dogura­
cak §ekilde hatirlathg1 gibi, "vergisiz" anlarmna gelmiyordu. 29.
Madde inananlarm bir binay1 i§letmek için gereken masraflar­
dan sorumlu olduklarm1 ve 1smma, sigorta, güvenlik, vergiler
ve "yerel tahsilatlar" için õdeme yapmalan gerektigmi §art ko­
§uyordu. 39 Birçok mümin için bu vergiler õrtülü ücretten ba§­
ka bir §ey degildi; kanun kendi içinde çeli§iyordu. Sorun yeteri
kadar büyük bir sorundu, õyle ki, 5 Ocak 1930'da SSCB Maliye
Komiserligi (Narkomfin), dini derneklerin yerel vergilerden so­
rumlu oldugunu vurgulayan ve iki ay içinde õdeme yapmayan
derneklerin mülklerine yerel ispolkom tarafmdan el konulacag1
yõnünde tehditte bulunan ayn bir politika bildirisi yaymlamak
zorunda kaldi.40 4 �ubat'ta Õzbek Narkomfin aym politika bil­
dirisini cumhuriyetin her yerine dagith.41 Bununla birlikte dini

38 Agy., s. 8.
39 Orleanski, s. 14.
40 TsGA Uz F. 837, op. 8, d. 206, 1. 7.
41 Agy., 1. 5.

2 84 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


demekler, yedi yil sonra hâlâ, vergi õdemekten muafiyet için
Õzbek Merkez Yürütme Komitesi inanç Komisyonu'na ara sua
dilekçe veriyorlard1. Komisyon sekreteri tüm bu tarz talepleri
geri çevirmi§ti.42
25. Madde, mülkiyet haklan ve kis1tlamalanrun aynnhlanm
açiklamaktayd1. Tüm "dini mülklerin" kamula§hnld1guu ilan
ediyordu. Mülkün kontrolü rayon veya volost ispolkomlanna
veya §ehir sovyetlerine veriliyordu, bõylece müminler daha õnce
kendilerine ait olan camileri kullanmak için bu kurulu§larla mü­
zakere etmek zorunda kal1yorlardi. Tarihsel, arkeolojik veya sa­
natsal degere sahip oldugu dü§ünülen ibadethaneler, muhafaza
edilmek üzere Aydmlanma Komiserligi'ne verildi. Türkistan'da
bu hüküm, Semerkant'taki Registan meydan1 gibi islam mimari­
sinin büyük an1tlannm çogunu içeriyordu.
Tüm dini mülklerin millile§tirilmesinden, hükumetin bu
mülkleri kendi ihtiyaçlan için kullanabilecegi sonucu ç1kiyordu.
i§te Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin OGPU'ya
ve Õzbek Komünist Partisi'ne 1929'un ba§larmda, (muhtemelen)
yalmzca dosyalan1p unutulsun diye gõnderdigi talimatlar. 36.
Madde, müsadere ve ibadethanelerin kapahlmasmm nasil yap1-
lacagm1 õzetliyordu:
inananlarm kullarummda bulunan dini bir binanm ba§ka ihtiyaçlara
devredilmesine (bir ibadethanenin tasfiyesine), eger bu bina devlet
veya sosyal amaçlar için gerekliyse, õzerk cumhuriyetin Merkez Yü­
rütrne Komitesi [TsIK], [veya] kray, oblast veya guberniya ispolkomlan
tarafmdan münhas1ran gerekçeli bir kararla izin verilir. Bu karar dini
cemiyeti olu§turan müminlere bildirilir . . . .
Bir ibadethanenin kapatilmas1 karanrun temelinde devleti veya top­
lumu ilgilendiren belirli bir ihtiyaç olmahd1r ve karar, atanan ispol­
komlardan biri, ibadethaneyi kapatrna kararmm yürürlüge girmesiyle
birlikte . . . [inananlarm] ibadetlerini yerine getirmekten yoksun b1ra­
kilmayacagm1 temin ettikten sonra almabilir.43

Karardan etkilenen bõlgedeki bir ibadethane, müminler için


mevcut olan tek ibadethane ise, kar§1hgmda bir bina verilmeden
tasfiyeye tâbi tutulmayacakh. Tasfiyenin kendisi, 21 Agustos
1924'te Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi ba§kanhgmdan

42 TsGA Uz. F. 86, op. 10, d. 1502, 1 1 . 58-60.


43 Orleanski, s. 16.

Shoshana Keller • 285


gelen bir genelgede (muhtemelen dini okullann müsaderesine
ili§kin yõnetmelik) belirtilen prosedüre gore gerçekle§tirilecekti.
Buna istinaden kapattlan binalar yerel egitim ihtiyaçlan için kul­
larulacaktl. Binalanrun tasfiyeye tâbi oldugu yõnünde bilgilendi­
rilen müminler, karara iki hafta içinde cumhuriyet Merkez Yü­
rütme Komitesi ba§kanhgi nezdinde itiraz edebileceklerdi. Bina
yasal olarak ancak ba§kanhk makarmrun yerel orgarun karanm
onaylamasmdan sonra tasfiye edilebilecekti.
Binalann kontrolünü fiilen ele almaktan yerel ispolkomlar ve
sovyetler sorumluydu. Bir idari organ, bir dini demegin mülk
kullan1mma ili§kin anla§ma §artlanm yerine getirmedigine veya
sõz konusu binanm yeniden tescili, onarrm1 vb. konulardaki tali­
matlara uymad1gma kanaat getirirse, cumhuriyet Merkez Yürüt­
me Komitesi ba§kanhgi, mutabakah feshetme hakkma sahipti.
HükUmet aynca §U durumlarda õnceki bir anla§may1 geçersiz
kdabiliyordu: "bir cami, eskimi§ligi nedeniyle tamamen veya
kismen çõkme tehdidinde bulunuyorsa; o hâlde idari organlar
. . . dini demeklerin yürütme organlanna . . . [bina] õzel bir tek­
nik komisyon tarafmdan denetlenene kadar dini hizmetleri veya
toplanttlan geçici olarak durdurma teklifinde bulunma hakki­
na sahiptir."44 Üstelik, müminler binalanna yapdmas1 õnerilen
onanmlan reddederse, MYK, binay1 kullanmalanna izin veren
anla§may1 iptal edebilecekti. Bu hükümler o kadar geni§ti ki,
MYK memurlarma istediklerini yapmalan ve yine de bunu yasal
olarak me§rula§tlrabilmeleri için bolca alan birakmaktayd1.
Yasa, in§aat için genel teknik gerekliliklere uyulmas1 ve aynca
içi§leri Komiserligi tarafmdan olu§turulan õzel ko§ullarm yerine
getirilmesi hâlinde yeni ibadethanelerin in§asma izin veriyordu.
Bu ko§ullarm niteligi yasada belirtilmedigi için, bunlarm kar§1-
lanmas1, imkânsiz degilse de son derece zor gõrünüyor.
Dini gruplarm umumi toplanh yapmasma izin verip verme­
me hakk1 da yerel ispolkomlar veya sovyetlere aitti. Bir demek,
gõrü§ülecek konulan içeren bir toplantl bildirisini hükumete
sunmak zorundayd1. ispolkom, toplantl gündeminin, dini bir
demek için onaylanm1§ faaliyetler d1§mda kalan birtakim mad­
deler içerdigine karar verirse, toplanhya izin vermeyi reddede-

44 Agy., s. 20.

286 • Mekke'ye De!íil Moskova'ya


bilirdi. Ancak dernegm yõnetirn kurulu toplanttlan devlet izni
olmadan sürdürülebilecekti.
Yasamn õzünü te§kil eden 17. Madde, dini bir demegin gi­
ri§ebilecegi makbul faaliyetlerin kapsam1m ciddi biçimde kis1t­
hyordu:

Dini derneklerin a§ag1dakileri yapmas1 yasakhr: A) Kar§1hkh yarar


saglanan [ dernekler ], kooperatifler, üretim birlikleri kurmak ve genel
olarak ellerindeki mülkü dini ihtiyaçlarm kar§1lanmas1 d1§mda ba§ka
amaçlar için kullanmak; B) üyelerine maddi destek saglamak; e) ço­
cuklara, gençlere, kadmlara õzel merasimler düzenlemek, genel incil,
edebiyat, el sanatlari, emek, dini çah§ma ve benzeri konularda toplan­
hlar, gruplar, halkalar, §Ubeler olu§turmak, çocuk oyun alanlari, kü­
tüphaneler ve okuma salonlari açmak, sanatoryumlar kurmak ve hbbi
yard1mlar organize etmek.
ib adethanelerde sadece o inancm i§leyi§i için gerekli olan kitaplar sak­
lanabilir.
Bõylece dini derneklerin faaliyetleri ibadi (ibadet ve ayinlerin yap1lma­
s1 vb.) i§levlerle smirlanm1§hr. Bu ihtiyaçlarm kar§Ilanmasmm d1§mda
kalan faaliyetlere izin verilmez.45

Bu hüküm, dini gruplann, faaliyetlerinin büyük bir kism1m


olu§turan sosyal ve hayirseverlik i§levlerini ortadan kaldmyor­
du. Aym zamanda Hadís ve Sünnet gibi, temel metinlere ili§kin
çah§malan kis1tlamak için de kullanilabilir ve islami gelenekle­
rin sürdürülmesine felç edici bir darbe vurabilirdi.
Elbette herhangi bir devlet okulunda, sosyal veya õzel okul­
da din õgretmek yasakh; bu tür bir egitirne yalmzca ilgili cum­
huriyetin Merkez Yürütme Komitesi tarafmdan onaylanan õzel
ilahiyat kurslannda izin veriliyordu. 1929 yasas1, aym zamanda,
çocuklara ebeveynlerin kendilerinin davet ettigi õgretmenler ta­
rafmdan üç ki§ilik gruplar hâlinde din egitimi verilmesine izin
veren daha õnceki bir Aydmlanma Komiserligi kararm1 da boz­
du. Yeni yasa, bu gruplan "gizli yap1daki küçük dini okullar"
olarak tanimhyordu.46
Resmi din adamlan (veya "din hizmetlileri"), vaizler, egit­
menler vb. yalmzca ya§ad1klan yerlerdeki dini kurulu§lara hiz-

45 Agy., s. 11.
46 Agy.

Shoshana Keller • 287


met etmekle kts1tl annu§h; yani, ba§ka cemaatlere hizmet gõtür­
mek için seyahat edemezlerdi. Dini demekler ve gruplar, içi§leri
Komiserligi'nin izniyle tüm-birlik ve bõlgesel konferanslar dü­
zenleme hakktna sahipti. Komiserlik aynca gruplardan kahhm­
c1 listesinin ve konferans materyallerinin iki nüshasrm verme­
lerini istiyordu; bunlardan biri ku§kusuz gizli polis tarafmdan
dosyalanacaktI.
Müminlerin binalanmn bakim ve onanrm için kaynaklanm
gõnüllü olarak bir araya getirmelerine izin veriliyor ancak tüm
zorunlu harçlar (zekât gibi) cezai takibata tâbi tutuluyordu.
Õlümcül hasta veya õlmek üzere olan ki§ilerin devlet hastanele­
rindeyken kendileri için dini merasim yapilmas1m talep etmele­
rine izin verildi; cenaze merasimlerine de müsaade edildi. Aç1k
havada yapilan merasimler için, bir ibadethanenin hemen d1§m­
da yapilanlar hariç, õnceden õzel izin ahnmas1 gerekiyordu. Son
olarak, yasa, dini gruplarla ilgili tüm sorulan gõzden geçirmek
için Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi ba§kanhgmda bir
komisyon kurdu.
8 Nisan yasasmm ardmdan, 1 Ekim 1 929'da NKVD tarafm­
dan "Dini Demeklerin Tesciline Dair" ba§hkl1 ek bir karama­
me ç1kanld1. NKVD'nin kararnamesinin çogu, Dini Kurulu§lar
Yasas1'mn, içeriginde büyük bir degi§iklik olmaks1zm geni§le­
tilmi§ bir hâliydi ancak birkaç pasaj1 incelenmeye degerdir. Ka­
ramame, dini bir demegin tescilini reddetmenin dayanaklarm1,
yani "Dernegm yõntem ve faaliyet biçimlerinin RSFSC toprak­
larmdaki aktif yasalarla çeli§mesi, iç ban§ ve güvenligi tehdit
etmesi veya milliyetçi ayril1klar1 ve dü§manl1g1 kt§ktrtmas1" gibi
gerekçeleri ortaya koyuyordu.47 Bu terminoloji, yerel memurla­
rm takdir yetkilerine geni§ bir serbestlik saghyordu. Rus olma­
yan bõlgelerde "milliyetçi dü§manl1gm" neyi kapsad1g1 konusu
õzellikle tarh§mahyd1 ve hiçbir zaman net, istikrarh kriterlerle
tanimlanmad1.
Karamame aynca, en yakm gizli polis biriminden, kõy sov­
yetinden veya §ehir sovyetinden bir ki§iyi tüm dini grup toplan­
ttlarma kattlmakla gõrevlendirmek suretiyle dini gruplann faa­
liyetlerini dogrudan denetleme imkâm da sunuyordu. Gõrevli,

47 Agy., s. 35.

288 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


tarh§malara veya faaliyetlere kahlma hakki olmaks1zm yalruz­
ca gõzlemci olacakh. Bu ki§i (neredeyse her durumda erkekti)
toplanttlan kapatma hakkma sahipti ve bunu, toplanhdaki bir
kesimin digerine kar§t §iddet patlamas1 gõstermesi, onayl anmt§
programdan herhangi bir sapma ya§anmas1 ve toplanhnm yasa
dt§t faaliyetlere yõnelik herhangi bir çagn yapmas1 gibi belirli
ko§ullar alhnda veya toplanh ba§k.gmm kendisinden toplan­
hy1 kapatmas1ru istemesi hâlinde yapmak zorundayd1. Bõylece
devlet, müminlerin sõzümona õzel toplanhlannda olup bitenler
üzerinde mutlak bir kontrol saghyordu. Karamame, üyelerinin
talebi üzerine bir dini demegin gõnüllü tasfiyesine ili§kin hü­
kümlerle sonuçlan1yordu.
8 Nisan ve 1 Ekim 1929 yasalan, tüm dini gruplar üzerinde
son derece yakm bir hükumet denetimi için yasal dayanak sag­
larken, õnemli ayrmhlan yeterince belirsiz birakarak, yerel bir
yõnetim orgamnm bir demegi kapatmak veya kamusal faaliyet­
lerinden herhangi birini yasaklamak adma gerekçe bulmakta
zorlanmamasm1 getirdi. Bu yasalarm belirli hükümleri, camileri
ve medreseleri istimlak etmek için rutin olarak kullantld1, õzel­
likle de y1ktlma tehlikesi oldugu gerekçesiyle kapahlan binalar
oldu. En azmdan baz1 alanlarda yasalarm, sirf, yeni uygulamala­
n kanunla§hrmaktan ziyade dini bir demegin üyelerinin kayd1
gibi mevcut uygulamalan düzenledigi aç1kh. Diger taraftan iba­
dethanelerle ilgili olarak yasa, neredeyse támamen kontrolden
çtkmt§ bir sürece baz1 düzenlemeler getirme giri§imiydi.
Bu karamamelerin yay1mlanmasmdan k1sa bir süre sonra
Õzbekistan, Nisan 1929 yasasma dayanarak, din adamlarma
ili§kin kendi kanunlanm yaymlad1. ÕSSC için haz1rlanan Sis­
tematik Güncel Kanunlar Derlemesi, "Kiliseyi Devletten Ay1rma
Yasalanrun ihlali" ba§hkh bõlümünde, ͧÇi-kõylü devletini de­
virmeye te§vik etmek için dini duygulan kullanmak, çocuklara
ve gençlere dini inanç talim etmek, dini kullamm amaçh haraç
tahsil etmek (yine zekât vergisi), devlet binalannda dini mera­
simler yapmak vb. gibi suçlan kapsayan sekiz madde siraladt.
1936 "Stalin" anayasasmm kabulüne kadar din adamlarmm ya­
sal statüsünde ba§ka bir geli§me olmad1 ve bu da üzerlerindeki
ktsttlamalan bir nebze hafifletti.

Shoshana Keller • 289


Hücumu Esnetmek
Kadm kampanyas1, bu durumda tek suçlu parti olmasa da
islam kar§Ih mücadelenin "a§mhklar" nedeniyle dizginlenme­
si gereken bir ba§ka yõnüydü. Kurtulu§ çabas1, Õzbek kadm­
lanna yardim ettigini iddia ederken, aslmda onlan mengene­
ye s1kl§hrmI§b. Kad1nlar, kendilerini hükumete itaat etmek,
halklarma ve geleneklerine sad1k kalmak ve hayret verici yeni
firsatlar denizinde kendi arzularm1 gerçekle§tirmeye çal1§mak
arasmda buldular. Binlerce kadm, genellikle kendi ailelerinin
elinde, tam da kendilerine yardim etme iddiasmdaki güçlerin
kurbam hâline geldi. Sovyetler, kurtulu§ kampanyasmm feci
sonuçlarm1 Müslüman "fanatizmine" yüklese de aslmda, ka­
dmlan hücum yoluyla õzgürle§tirme stratejileri de çok fazla
kan dõkülmesine neden oldu.
�iddetin tam kapsarmm ortaya koyan güvenilir istatistiksel
raporlar yoktur; merkezi bir §ehirde büyük bir caminin aklbeti­
ni takip edemeyen bir hükumet, kasaba ve kõylerdeki münferit
saldm ve cinayetleri sistematik olarak ara§hramazd1. OGPU,
1926-1 928 y11lan arasmda "kõyde terõrün" yükseli§ine ili§kin
bir rapor haz1rlayarak, õnemli bir ikaz e§liginde, bu süre zarfm­
da siyasi cinayetlerin neredeyse iki kahna ç1khgm1 belirtmi§ti:
"1928, õnceki y11lara klyasla, terõrün §iddetlendigini gõsteriyor.
Ne yazik ki, geçmi§te kõydeki terõr eylemlerinin sistematik bir
katalogu yap11mad1. Bu süreye ait a§agida yer alan bilgilerde
bir miktar yanh§hk ve eksiklik mevcuttur." OGPU'nun 1928'in
on bir ay1 için verdigi eksik istatistikler, 1 00 "siyasi terõr" va­
kas1 ve kadmlarm kurtulu§uyla baglanhh 1 04 saldm ve cinayet
vakas1 kaydediyordu. Vakalarm çogunda kadinlar, kendi veya
kocalarmm aileleri tarafmdan magdur edilmi§ti. Ba§ka bir sa­
y1m, 1928'in ilk yansmda tesettürünü açan kadmlara yõnelik 51
saldm ve cinayet listelemekteydi.48
Õzbek Yüksek Mahkemesi, kadm cinayetlerinin çogunun ya
klskançhktan ya da kurtulu§ kampanyasmdan kaynakland1g1-

48 RGASPI F. 62, op. 1, d. 548, 1 1 . 92-94. OGPU Tam Yetkili Bilgi $efi Diakov
ve $ef Yardnnos1 Ali tarafmdan imzalanan, "sover�nno sekretno [ çok giz­
li]" olarak ipretlenen "Dokladnaya zapiska -o terrore v ki�lakeaule Uzbe­
kistana" b�hkh rapor, Ocak 1929. Rapor sadece 1927 ytlmm ilk alb ayma
ait istatistikleri içeriyor. Marianne Kamp, "Unveiling Uzbek Women: Libe­
ration, Representation and Discourse, 1906-1929'' (Doktora tezi, University
of Chicago, 1998), s. 234.

290 • Mekke'ye Dei!il Moskova'ya


ru bildirdi: Mahkeme, Ocak 1927'den Ocak 1928'e kadar cinsel
veya õrfi suçlarla ilgili 71 davay1 ara§hrd1 ve 127 ki§iyi mahkílm
etti.49 Õzbek Adalet Komiserligi, 1928 ve 1929 için, õrfi suçla­
nn adli sistemdeki tüm suçlann %7' sini olu§turdugunu tahmin
ediyordu.50 Magdurlann say1s1ysa hesaplanmami§h. T�kent
Okrug Mahkemesi 1928 y1h için kadmlann kurtulu§uyla ilgili
38 dava bildirmi§ti, bunlardan 13'ü cinayetti.51 Haziran 1929'da
Yemelyan Yaroslavski, "yakla§Ik 200" kadmm ba§larm1 açhklan
için õldürüldügü, baztlarmm Basmac1 çeteleri tarafmdan asild1-
g1 tahmininde bulunuyordu.52 Antireligioznik dergisindeki daha
ileri tarihli bir makale ise, 1928'de 270 Õzbek kadmm ba§larm1
açhklan için õldürüldügünü tahmin ediyordu.53
Cinayetlerin yerlerini, magdu rlann say1sm1 ve faillere verilen
cezalan gõsteren bu konudaki en kapsamh tablo (Tablo 6.2) muh­
temelen 1930 y1lmda haz1rlanmi§hr. Bu tablo da eksiktir çünkü
yalruzca õlüm cezas1yla sonuçlanan suçlarla ilgilidir. Aslmda,
tablo büyük olas1hkla, kadmlara kar§I i§lenen ve normalde 5-10
yil hapisle cezalandmlan suçlara yõnelik cezalan sertle§tirme
çab asmm bir parças1 olarak derlenmi§tir. Tablo kadma yõnelik
§iddetin yaygmhgi hakkmda bir nebze de olsa fikir vermektedir .

49 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 69a, 11. 7b-8. Yüksek Mahkeme Tam Yetkilisi
Kas1mov tarafmdan yazilan "Otçetrui doklad o deiatelnosti Verhovnogo
Suda UzSSR za vremya s 1-go yanvarya 1927 g. po 1-go yanvar. 1928 g. (1
Ocak 1927'den 1 Ocak 1928'e kadar ÕSSC: Yüksek Mahkemesi'nin faaliyet­
leri hakkmda rapor ]." Buradaki kurbanlann hepsi kadm degildi. Raporda,
velinimetini bir digeri için terk eden beççe oglanlannm kiskançhktan cina­
yete kurban gitmesinin nadir olmad1g1 ve oglanlar etrafmdaki rekabetin
genellikle grup kavgalanna dõnü�tügü yorumlaruyor. Beççe oglanlan, yani
" . . . sapkm türde bir cinsel arzunun doyurulmas1 için çal1�an sakals1z og­
lanlar'', genellikle "çayhanelerde ve esrar batakhanelerinde" bulunurdu.
Oglanlar genellikle zorla çal1�bnhrd1: " Õmegin, yalnizca genç olan, mera­
da koyun güden çobanlan yakalay1p ahkoyarlar."
50 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 155, 1. 27. "Otçet NI<Iu UzSSR o ego deyatelnosti
za 1929 g." Rapor, mutlak sayilan degil, yalruzca yüzdeleri verrnektedir.
51 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 64, 1. 69. "Otçet. iz Ta�kentskoi Okrujnoi ispol­
kom ... O deyatelnosti Ta�krsuda za vremya s 1-go yanvarya po 15-e de­
kabrya 1928 g."
52 Stenografiçeskii otçet (vtorogo vsesoyuznaya s'ezda soyuza voinstvuyu�çih bezbo­
jnikov) (Moskova: 1930), s. 268.
53 F. Popov, "O rabote sredi jen�in v Uzbekistane", Antireligioznik, 12. say1
(Aral1k 1938): s. 14.

Shoshana Keller • 291


Tablo 6.2 Aktivist I<adm Cinayetleri

Kurban Hükürnlü Onay\anan Agrrlqbrtlnut Bozulmu§


�hir
Sayts1 Say1s1 Ceza Ceza Ceza
Semerkant 10 9 5 4
Tqkent 2 2 2
Hocend 1 1
Fergana 2 2 2
Andican 8 12 12
[yarah] 1 1 1
Buhara 3 6 3 3
Zeref§an 2 2 2
l<a§kaderya 12 13 10 2 1*
[yarah] 2 2 1 1
Surhanderya 3 3 3
Harezm
16 20 15 4 1
Oblasti
Tacik ÔSSC 3 12 7 5
62 õlü 63 14 7
Toplam: 85 [metinde: 1 durdu-
3 yarah
62] rulmu�
Kaynak: TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 155, 1 . 71. "Svedeniya ob ubiitsah jen-
§in-aktivistok, prigovorenruh k Vl§ei mere sotsialnoi zqib - rasstrelu."
,. durdurulmu§ infaz

Bu rakamlann hepsi, parti belgelerinin de açikça gõsterdigi


gibi, saçma bir §ekilde dfü;;üktür. Evvela, çogu "õrfi suç" (bito­
vie prestuplenii, geleneksel uygulamalara dayah suçlar) hiçbir
z aman mahkemeye ta§mmiyordu. Revolyutsiya i Natsonalnosti
dergisi, 1928'de Õzbekistan'da 203 ve 1929'un ilk yansmda 165
kadm cinayeti i§lendiginden §ikâyet ediyordu. Tek ba§ma Ha­
rezm'de, savcrhk 1 928'de bu tür 68 cinayetten haberdar edilmi§­
ti ancak bunlann sadece 20' sini soru§turmu§tu. Bu cinayetlerin
çogu, ba§h ba§ma õrfi suçlardan ziyade bo§anma üzerineydi.5'

54 S. Akopov, "Borba s b1tovuni prestupleniyami", Revolyutsiya i natsionalnos­


ti, 4-5. sayi (Agustos-Eylül 1930): s. 66.

292 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


Yerel mahkemelerin õrfi suçlar kar§1smdaki kay1tsizhgi, §id­
detin artmasma neden oldu. Ta§kent Okrug Mahkemesi ba§kan
yardnnc1s1 §õyle yakmiyordu:

Mahkemenin õnüne õrfi suçlarla ilgili olarak sadece bir dava geldi.
Bu da gõstermektedir ki, okrugda õrfi suçlann artmasma ve bu belaya
kar�1 kararh bir mücadelenin gerekliligine ragmen, bõlge halk mah­
kemelerimiz, õrfi suçlarm dairelerine ula�masrm saglayacak tedbirleri
alarak bu konuda kendini ispatlamay1 ba�aramami�tlr.55

Mahkemede bir dava gõrüldügünde, san1klar çogu kez be­


raat ediyor veya hafif cezalara çarptmhyorlard1. Hocend Okrug
Mahkemesi bir kadm cinayeti davas1m soru§turmu§ ve be§ sa­
mktan dõrdünü beraat ettirmi§ti. Be§inci ki§inin õlüm cezas1 der­
hal temyiz edildi.56 1928'de Andican Okrugu'nda üç genç Õzbek
erkek pusu ve tecavüzden hüküm giydi. iki yil hapis cezasma
çarphnldilar ancak üç ay içinde affedildiler.57 Hafif mahkeme
kararlarmm arkasmdaki faktõrlerden biri, Adalet Korniserli­
gi' nin (NKiu) kadmlarm õzgürle§mesine yõnelik eylemleri kar­
§t-devrimci suçlar olarak sm1flandirmama karanyd1. Bu, bu tür
suçlarm Õzbek curnhuriyet savc1hgina sevk edilmedigi, yerel
olarak ele almmas1 gerektigi anlamma geliyordu; bunlara Sovyet
kar§Ih propagandaya tanman yüksek õncelik tanmmiyordu.58
Mahkemelerin õrfi suçlara ili§kin yakla§nnmm daha õnemli bir
nedeni ise, çevrelerinde cereyan eden yogun õzgürle§me yanhs1
propagandaya ragmen, bizâtihi hâkimlerin bu suçlan ciddi ola­
rak telakki eurwneleriydi.
25 Temm�z 1928'de, muhtemelen mahkemelerle ilgili §ikâ­
yetlere yan1t olarak, Sovetov Merkez Yürütme Komitesi, Adalet
Komiserligi'ne, okrug düzeyindeki mahkemelerde 1926 Evlilik
ve Aile Yasas1'm sistematik olarak uygulayacak ve Sovyet mah­
kemelerini toplumsal suçlan if§a etmeye "azarni dikkat gõster-

55 TsGA Uz F. 904, op. 1, d. 64, 1. 96. Ta�kent Okrug Mahkemesi Tam Yetkili
Vekili Dolganov tarafmdan imzalanan, 1928 ytlmm ilk yansmda Ta�kent
Okrug Mahkemesine ili�kin rapor.
56 TsGA Uz F. 904, op. l, d. 90, 1. 162. Nisan-Temmuz 1927 dava kay1tlan.
57 TsGA Uz F. 86, op. 1, d. 5816, 1. 31.
58 Sbomik tsirkulyarov i raz yasnenii Narodnogo Komissariata Yustitsii i
Verhovnogo Suda Uzbekskoi SSR (Semerkant: 1928), s. 191 . "O kvalifikat­
sii prestuplenii, sover�ennoe s tselyu protivodeistviya raskrepo�niyu jen­
�in", 3/2366 sayih genelge, 16 Mayis 1927.

Shoshana Keller • 293


diklerinden" emin olmak üzere denetleyecek kadm savc1 grup­
lan olu§turma talimah veren bir karan kabul etti. MYK aynca
komiserlige 1926 Yasas1'yla ilgili daha eksiksiz bir mevzuat ha­
z1rlamas1 talimahm da verdi.59 Bununla birlikte, kadmlann ç1-
karlann1 korumaya yõnelik bu õnlemler durumu iyile§tirmeye
pek yaramad1.
1929 baharmda Õzbek Sovyetler Kongresi'nde, Kenimeh ra­
yonundan bir delege, mahkemelerin õrfi suçlarla ilgili kõtü per­
formansmdan ac1yla §ikâyet ediyordu:

Kalzn [ba§hk paras1], Kaz1k rayonunda yay1hyor ancak yasalarda kalz­


nm õdenmesi veya ahnmas1 için §U veya bu durumda hangi cezalarm
uygulanacagma ili§kin talimat olmad1g1 için uygun õnlemleri alam1-
yoruz.
Bu y1hn 8 Mart'mda bir adamm kar1sm1 gõsteriye gittigi için dõverek
õldürdügüne dair skandal bir olaya i§aret etmek gerekir. Bu vaka için
õmek bir sürecin düzenlenmesini talep ettigimiz mahkeme organlar1,
kendilerine kesin talimat verilmesine ragmen talebimizi kar§ilayama­
d1lar çünkü bunlan bilen yoktu-bu dava bõyle gõrüldü.60

Aym kongrede bir ba§ka delege de birçok õlüm cezasmm


nihayetinde 10 yil hapis cezasma çevrilmesi nedeniyle, katille­
rin ve haydutlarm eskisinden çok daha yüksek oranlarda idam
edilmesi gerektigini vurgulad1. 61 Elbette, kana susami§hktaki
bu arh§m gerekçeleri arasmda kadm kampanyasmdan daha
fazlas1 vard1. Bu, 'Büyük Klrilma'nm ve onun beraberindeki her
§eyi yerle bir edi§ sürecinin bir parças1yd1. Aym zamanda, kadm
cinayetlerini durdurmaya çali§makla ilgili çok gerçek bir sorun
vard1. Birçok adli reform giri§imine ragmen, §iddet o kadar kes­
kin hâle geldi ki, Türkistan Hükumeti'nin en üst düzeylerinin
bile dikkatini çekti. Sovyetler Kongresi'nden kisa bir süre son­
ra, Zelenski, yay1nl anmi § bir makalesinde, ba§nn açan kadmlan
korumak için õzel bir yasa ç1kanlmas1m talep etti ve argümanm1
Çimkent bõlgesinde ba§ açmayla ilgili korkunç cinayet ve sald1-

59 TsGAUz F. 904, op. 1, d. 161, 1. 8. ÕSSC Sovetov Merkez Yürütme Komi­


tesi'nin UBT Merkez Komitesi ba§kanlig1 oturumu, 21/6 saylh tutanaktan
iktibas.
60 3-ii kurultai sovetov. Stenografiçeskii otçet (Semerkant: 1929), s. 95. Aynaza­
rov'un kendisi Õzbekçe konu§Uyordu ve kimse Rusça okuyamadlgmdan
talimatlara uyulmarm§ olabilir.
61 Agy., s. 140. Zeref§anli Yolda§ Sadlkov.

294 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


n hikâyeleriyle õmeklendirdi.62 Sonunda, $ubat 1930'da SSSC
Merkez Yürütme Komitesi, kurtulu§ karnpanyasmm muhalifle­
rini kur§una dizme izni verdi. 63
Sadece yargiçlar degil, diger yetkililer de bpki din adarnlanna
yardrm ettikleri gibi, kadmlarla ilgili düzenlemeleri ya gõrmez­
den geliyor ya da baltalarnaya çal1§1yorlard1. Buhara Okrugu'n­
daki bir rayon ispolkom ba§kanl1gmm 24 ya§mdaki bir üyesi
olan Feyzullah Abdullayev, 1929'da yerel Nüfus Kay1t idaresi'ne
yasa dt§l evlilikleri (muhtemelen re§it olmayanlann) onaylarnas1
talimabm vermekten mahkum edildi. Aynca, kooperatif çal1§an1
bir kadma tabancayla ate§ ederek onu "halkm õnünde tahkir et­
mi§ti."64 1930'da genç bir polis memuru olan Irga§ Dadabayev,
on iki ya§mda bir çocukla evlenmekten suçlu bulundu ve gõrevi­
nin bu tür suçlarla mücadele etmek oldugu gerekçesiyle olagan­
dt§l agir bir §ekilde be§ y1l hapis cezasma çarpbnldt.65 Kattakur­
rgan kõy sovyeti ba§kan1, 1933'te bir kizm ya§1 hakkinda sahte
bir belge vererek evlenmesine yardrm etmekten ve diger sahte
belgelerle "yabanc1 unsurlar" temin etmekten suçlu bulundu.66
Aym yil, Yengi Korgan rayonundaki bir Nüfus Kay1t idaresi yet­
kilisi, zimmetine para geçirmekten ve re§it olmayanlann evlilik
kaydm1 onaylarnaktan mahkUm edildi.67
Üst düzey Sovyet yetkililerinin, astlanm kurtulu§ karnpanya­
s1m uygularnaya ikna etmeye veya zorlarnaya çah§irken kar§ila§­
bklan say1s1z zorluk, Õzbek partisinin ve devlet ayg1bmn tüm
seviyelerinde aç1k direni§e kadar varabilen derin bir karars1zh­
gm ürünüydü. Her iki cinsiyetten de kendini adamt§ komünist­
ler, bir Komsomol hücresi ba§kanmm §ikâyet ettigi gibi, toplum­
sal tõrelere ili§kin devrimlere uyum saglarnakta büyük güçlük

62 i. Zelensld, "Raskrepo�enaya uzbekça trebuet zakona o snyatii parandji",


Vlast' s•av, 14. sayi (17 Nisan 1929): s. 21. Aynca H. Nuhrat, "Vostoçnit­
s1 -v soveb", Vlast' sovetov, 1. sayi (6 Ocak 1929): s. 5-7.
63 Akopc*, s. 65.
64 TsGA Uz F. 86, op. l, d. 6461, 1 . 4. Abdullayev dõrt yil hapis cezasma
çarphnld1.
65 TsGA Uz F. 86, op. 1, d. 7951, 1 . 38.
66 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 526, 1. 73. Kerim Rahimov be� yil hapis cezasma
çarphnld1.
67 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 576, 1. 27. ikram Musayev be� yil hapis cezasma
çarphnld1. Aynca bkz. i. Zelenski, "Borba za raskrepo�enie jen�in", Za par­
tiyu, 4. say1 (Aralik 1927): s. 39-44.

Shoshana Keller • 295


çekiyorlard1: "I<izlar geli§memi§, i§le bq edemiyorlar, bu hâlde
onlan nastl terfi ettirecegiz?"68 Teorik olarak dini õn yargi zincir­
lerini kirrm§ olan Militan Ateistler Birligi'nin Türkistanh üyeleri
bile, farkh cinsiyetten gruplarda bir araya gelemiyordu. Bunun
yerine kadinlar evin bir odasmda toplarur, erkekler ise onlara
bqka bir odadan seslenirdi.69
Marianne Kamp, kadm dergisi Yengi yol üzerine yaptigi çali§­
masmda, dergi yazarlarmm, derinlere kõk salmi§ namus ve ayip
ikiliginin ortadan kaldmlmasIID savunmadigina dikkat çekiyor.
Bunun yerine, Sovyet rejiminin bu degerlerin korunmas1 sorum­
lulugunu devralacagiru ve kadinlara §eref ve namuslanm mu­
hafaza etmek için daha iyi imkânlar sunacagm1 varsay1yorlar­
d1. Bu, 19201erdeki Rus õzgür a§k savunuculannmkinden hayli
farkl1 bir õzgürle§me tasavvuruydu!70
Tesettürün aç1lmasma verilen geni§ õneme ragmen, çocuk ya§­
ta evlilik ve sübyanc1hgin aksine bu gelenek fiilen yasa d1§1 hâle
getirilmedi. Türkistan ve Kafkasya'daki Jenotdel liderleri, 1928
ve 1929'da bõyle bir kararm faydah olup olmayacag1 konusunda
hararetli tarh§malar yapttlar. Õzbek jenotdeli üyeleri ve (hâliha­
zuda Moskova'ya terfi etmi§ olan) Lyubimova bunu destekleme
egilimindeyken, Rus liderligi (Lenin'in dul e§i Krupskaya dâhil)
bõyle bir hareketin smif yerine cinsiyeti õne ç1karma riskini tq1-
d1gIID savundu. 1929'un ortalanna gelindiginde, yüksek liderli­
gm kitlesel tesettür açma hedefine olan ilgisini kaybettigi aç1kh
ve ferenciyi yasaklama bahsi sona ermi§ti.71 Jenotdel'in kendisi
de bir bütün olarak SSCB'de kadm kampanyasmm õlçüsüz qa­
masmm sona geldigini i§aret edercesine, 1930'da dagit1Id1. Kam­
panya durmami§ olsa dahi, kadmlarm kurtulu§u namma yürü­
tülen saldm taktikleri de yava§lamaya ba§lad1.
Bu zamanlama, saldm qamasIIDn sona erdirilmesindeki en
õnemli faktõrlerin kolektivizasyon ve sanayile§me oldugunu
gõsteriyor. Õzbekistan için en õnemli Be§ Ytlhk Plan hedefi "pa-

68 A. Gluhovski, "O komsomolskom içkari, 'devuçkih' tsirkulyarah i vraçah,


kotorih nujno leçit'", Za partyiu, 2. sayi ($ubat 1928): s. 72. Ozbekçe'de "iç­
keri" evin kachnlara ait iç ki.snuyd1.
69 Stenografiçckii otçet (vtorogo vsesoyuznaya s 'ezda soyuza voinstvuyu�çih bezboj­
nikov), s. 335.
70 Kamp, s. 239-246.
71 Agy., s. 324-331 .

296 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


muk baguns1zhg1"yd1, yani Õzbekistan, maliyeti ne olursa olsun
tüm SSCB'nin pamuk ihtiyaam kar§ilamahydi.72 Tipkl sanayi­
le§menin ülkenin geri kalamnda yaphgt gibi, pamuk hamlesi de
muazzam bir emek talebi yaratmt§h. 1917 õncesi i§letmelerden
çok daha büyük õlçekte faaliyet gõsteren modernize edilmi§
tekstil ve gida i§leme tesislerinde õzellikle kadm emegme ihtiyaç
duyuluyordu. Benzer §ekilde, kolektif çiftlikler de çok fazla fizik­
sel emek gerektiriyordu; bu, metrelerce kuma§la õrtülü kadmla­
rm yapamayacagi bir i§ti. Massell tarafmdan almnlanan bir bro­
§Ürde belirtildigi gibi, propagandacilar Büyük Kmlma'dan bile
õnce zaten, çah§mak için tesettürden kurtulmanm gerekliligini
vurguluyorlard1: "[Õ]rtülü, agir giyimli bir kadm nasil traktõr
veya biçerdõver sürücüsü olarak çah§abilir? Pamuk çirçir maki­
nelerini (ve) tekstil makinelerini . . . tepeden hmaga õrtülüyken
nasil çal1§hrabilir?"73 Ateistlerin Moskova'daki liderlerden Feo­
dor N. Ole§çuk, kadmlan kocalarmm ve din adamlarmm etki­
lerinden uzakla§hrmak için "Dogu" daki kadm emek koope­
ratiflerini (artelleri) kullanma çagns1 yapm1§h, buralarm aym
zamanda yogun bir din kar§lh propaganda yapmak için uygun
yerler oldugunu dü§ünüyordu.74
Emek ihtiyacm1 kar§ilamak üzere tesettüre saldir1y1 silila§hr­
mak manhkh gõrünse de, parti liderleri bunun daha büyük kam­
panyalar için ihtiyaç duyulan enerjiyi sapbracagint dü§ündüler.
19301arda tesettür ve kadmlarm eve kapahlmasma yõneltilen
propaganda, bunlan hâlâ islami fanatizmin kalmblar1 olarak kl­
namaktayd1 ancak baskm çizgi, kolektif çiftlik ve fabrika i§inin ka­
dmlarm gerçek kurtulu§unun yegâne araçlan olduguydu.75 Teset­
türü proleter devletin ihtiyaçlan baglami di§mda ele§tirmek arhk
makbul degildi. Bu derin ekonomik degi§imler ve onlann günde-

72 Ian Murray Matley, "Agricultura! Development", ed. Edward Allworth,


Central Asia: 120 Years of Russian Rule (Durham, NC: Duke University Press,
1989) içinde, s. 289-291.
73 Gregory J. Massell, The Surrogate Proletariat: Moslem Women and Revoluti­
onary Strategies in Soviet Central Asia, 1919-1929 (Princeton, NJ: Princeton
University Press, 1974), s. 232.
74 GARF F. 5407, op. l, d. 17, 1. 22. Moskova'daki merkezden gelen 20 Mart
1930 tarihli mektup, "Razrabota voprosov antireligioznoi raboh v jenskih
arteliyah.ta Vostoke."
75 Pravda v�oka ve Uzbekistankaya pravda 19301ar boyunca Dünya Kadmlar
Günü'n•e bu temayi õne çikard1.

Shoshana Keller • 297


me getirdigi siyasi ve pratik meseleler, ku§kusuz, Õzbekistan'da
tesettür açmarun yaygmla§mast konusunda Jenotdel'in ve diger
õrgütlerin tüm çabalanrun toplarmndan daha fazla etki yapb.

Din Adamlanna Kaq1 Sürdürülen Sava11


Kadm kampanyas1, durulurken bile, din adamlarmm ve diger
muhaliflerin tutuklanmas1 için hâlâ bir gerekçe saglamaktayd1.
Bunlarm arasmda Andicanh Molla Abdurresul Beynazarov da
vard1, onun davas1 bu zorlu dõnemde çok sayida din ad armnm
aktbetine dair etkileyici bir resim sunmaktadir. Beynazarov'un
suç dosyas1, tutuklanmas1ru çevreleyen ko§ullan açiklayan bir
notla, 1 1 Nisan 1929'da ba§hyordu:
Andican Okrugu'ndaki Hakulabad rayonuna bagh Narm
Kap kõyünde, sovyetlere yõnelik son seçim kampanyas1 sirasm­
da, Zibi Nisa igambandiyeva, beyrekler, bedniyaklar ve kõylüler
tarafmdan, aynca kadmlarm -ev hanrmlan ve genç kadmlarm­
kahlrm1yla, oybirligiyle kõy sovyetinin ba§kan1 seçildi. Seçim
kampanyasmm tamamlanmasmdan sonra, Sovyet iktidarma ya­
banc1 unsurlar ve oy hakktndan mahrum edilmi§ olanlar (li�enet­
si) memnuniyetsizliklerini dile getirdiler.
igambandiyeva ve diger sovyet üyeleri, ba§ açma uygulamas1-
ru ve õzellikle ramazan aymm o ytl mart ayma denk gelmesinden
õtürü birçok Müslümaru rahatsiz eden Dünya Kadmlar Günü
kutlamalanru aktif olarak desteklemekteydi. Camilerde molla­
lar "islam'1 güçlendirme propagandas1" yap1yorlard1. 12 Mart'ta
namaz sonras1 protestolar õzellikle §iddetliydi ve bir grup õfke­
li Müslüman camiden çiktp bir çayhanede topland1. E§ zamanh
olarak, igambandiyeva, halka açik bir lokantada (�hane), i§çileri
yerel bir §irkete tahtl nakledilecek bir yolun onarurun a yardrm
etmeleri için ikna etmek üzere boy gõstermi§ti.. Dava dosyasmm
yazarlan, bu iki olaym ertesi gün, baz1 kõyler yol için i§çi gõn­
dermeyi reddedince, igambandiyeva'nm ba§ yaverinin, ba§ka
§eylerin yaru sira sovyet ba§karurun erkek olmasrm da isteyen bir
kalabahk tarafmdan ciddi §ekilde darp edildigi bir §iddet olayma
yol açhgw dü§ünüyorlard1. Beynazarov, 12 Mart'ta camide bu­
lunmak ve kalaba11gi kt§ktrtmakla suçlanarak tutukland1.76

76 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 81 1, 1. 1 19. Müslümanlar ay takvimi kullarur


ancak bu takvim, Yahudi ay takviminden farkh olarak güne� dõngüsüyle

298 • Mekke'ye 0ein Moskova'ya


12 Nisan 1929'da Yüksek Mahkeme, Beynazarov'u Õzbe­
kistan Ceza Kanunu'nun her ikisi de kar§1-devrimci ve terõrist
gruplann õrgütlenmesini ve bunlara üye olmay1 içeren 64. Mad­
desi'nin 2. ve 58. fikralarrm ihlal etmekten suçlu buldu. Mahke­
me õnce onu kur§una dizmeye mahkU.m etti ancak cezay1 hemen
10 ytl hapse çevirdi.77 Hemen hemen tüm siyasi mahkumlarda
oldugu gibi, Beynazarov da hüküm giymeden õnce cezasrm
çekmeye b�ladi. Tutuklanmasmdan sadece dõrt gün sonra, 1 7
Mart'ta, diger birçok Õzbek1e birlikte yeni Beyaz Deniz-Balhk
Denizi kanalmda (Belomorski kanal) çali§maya gõnderilmi§ti.78
Belomor kanalmda çah§an ve õlen binlerce mahkumun yõnetici­
si ise, Türkistan'daki OGPU ba§kanhgmdan tüm OGPU zorunlu
çah§ma kamplan Ana Kurulu ba§kanhgma terfi ettirilen Matvey
Davidoviç Berman'dan ba§kas1 degildi.79
Belomor kamplanndaki ko§ullar, Ruslarla kiyasland1gmda
Rus olmayanlar için çok daha kõtüydü ve Türkistanhlar, Avru­
pahlar tarafindan hor gõrülüyordu. Gorki'nin yõnetimindeki bir
grup Sovyet yazar, Belomor'da zorla çah§hrmanm iyile§tirici er­
demleri üzerine Beyaz Deniz Kanalz adh tüyler ürpertici bir "ko­
lektif kitap" yazrm§h. Kitap, yorumsuz bir skeç içeriyordu:

[Semyon Firin] klinige geldi ve rahats1zhg1m dokunakh hareketlerle


bo§ yere ifade etmeye çah§an bir Õzbek hasta ile doktor arasmdaki
sõzsüz konu§may1 gõrdü. Firin sordu:
"Nesi varm1§, anhyor musun?"

Doktor, bilimsel bir ciddiyetle, parmag1 yerine bir termometre kald1rd1.

senkronize edilmeye çal1§tlmaz. Sonuç olarak, Müslüman bayramlan gü­


ne§ y1h etrafmda yer degi§tirip durur.
77 Agy., 1. 4.
78 Agy., 1. 1 16. Sovyetlerin uygulamas1, mahkümlan mümkün oldugu kadar
evlerinden uzaga gõndermek §eklindeydi; Ruslar Sibirya'da can çeki§ir­
ken, birçok Türkistanh da Moskova yakmlanndaki Belomor projesine veya
Drnitri kampma gõnderiliyordu.
79 1933'te Stalin, Berman'a çah§malan için bir Lenin Ni§am verdi. 1937'de ise
Berman "NI<VD'nin organlanm tahrip etmekle" suçland1 ve �ubat 1939'da
kur§una dizildi. Drnitri Volkogonov, Stalin: Triumph and Tragedy (New
York: Grove Weidenfeld, 1991), s. 195, 303, 331 . Robert Conquest, Stalin's
Secret Police (Stanford, CA: Hoover lnstitution Press), 1985, s. 160.

Shoshana Keller • 299


"Bunlar aptal insanlar! Kendilerini insan dilinde ifade edemezler, ne
olup olmad1guu biz tahmin ederiz. Bir doktorun gõzleri iyiyse, belli bir
tecrübesi de varsa, bunu d1§ gõrünü§ten anlayabilir."811

Metin boyunca tüm "ulusal azmhklann" ah§kanhklanndan


aptal, tembel ve pis olarak bahsedilmektedir. Kamp gazetesi
Reforging, onlan ayfak olarak nitelendiriyordu. Gõrünü§e gõre
çogunlugu ya çok az Rusça konu§uyordu ya da hiç Rusça bil­
miyordu.
O hâlde, 1934'te Beynazarov hakkmda yaz1hm§ bir OGPU
dosya raporunu okumak tam bir tezat olu§turmaktadir. Halat­
ta (Raboçii kanatnoy maskoy) çah§iyordu ve i§ini tatmin edici bir
§ekilde yap1yordu: " [K]urallan %1 1611k bir ortalamayla yerine
getirir. Kültürel-kitlesel çah§malarda yer ahr, siyasi saate kahhr,
ki§lalann sihhi-troykasmm bir parças1dir. Günlük ya§amda ve
üretimde gõsterdigi disiplin davran1§1 iyidir."81 Rapor, Beynaza­
rov'un ki§isel af ba§vurusuna yan1t olarak yazilrm§h. Mahkum­
larm, cezalarmm belirli bir bõlümünü çektikten sonra (1934'te
Beynazarov esas cezasmm yansm1 çekmi§ti), ceza indirimi için
Belomor kampmdaki OGPU'nun Merkezi inceleme Kurulu'na
dilekçe vermelerine izin veriliyordu. Beynazarov, Rusça konu­
§amayan birçok Õzbek'ten biriydi ancak af talebini onun adma
yazmay1 bitine tevdi etmi§ti. Si)yle diyordu:
Ôzbekistan Yüksek Mahkemesi'nin agir ceza oturumu tarafmdan en
agir tedbirlere mahkiim edilmi§ ve on y1lhk tecrit cezasma c;arptmlm1§
biri olarak, ÔSSC Merkez Yürütme Komitesi'ne, yumu§akhk ve anlay1§
gõstermesi ricas1yla ba§vurmaktayim.
Elli iki ya§mday1m ve c;ok zay1fim. in§aata engel olmayay1m diye tecrit
edilmem gerektigi dü§ünüldügü için mahk.eme tarafmdan §iddetle
cezalandmld1m ve [ac1mas1zca] mimlendim.
!;)imdi kampm ko§ullanna riayet ediyorum ve kolektif i§lerimize i§tirak
ediyorum.
Bir E!§ ve bE!§ c;ocuktan olu§an ailem bir kolhozda c;al1§1yor ve Merkez
Yürütme Komitesi'nden bana merhamet etmesini ve beni aileme baSI§la­
masm1 istiyorum, orada gücüm el verdi�ce ve dosdogru c;ah§acagrm.12

80 Maksim Gorky, L. Averbakh, S. Firin vd., The White Sea Canal (Londra: John
Lane the Bodley Head, 1935), s. 244.
81 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 811, 1 . 1 16.
82 Agy., 1 . 1 17. 15 Agustos 1934 tarihli, Beynazarov imzah mektup.

300 • Mekke'ye Dej!il Moskova'ya


inceleme Kurulu, iyi bir i§çi olarak gõsterdigi temiz sicile rag­
men, sosyal konumu ve suçunun niteligi nedeniyle kendisine af
çikanlmas1mn "uygunsuz" olacagma karar verdi.83 Abdurresul
Beynazarov'un davas1 bu noktada sona erdi ancak hem ya§l ve
içinde ya§ad1g1 ko§ullar hem de dilekçesine konu ettigi, kampm
tecrit hücrelerinde agir muameleye maruz kald1gma dair delil­
ler, ne yaz1k ki Belomor'da õlmü§ olma ihtimalini arttmyor.
1929 ba§lannda bagtffis1z din adamlarmm birçogunun orta­
dan kaldmlmas1 veya sindirilmesinin ardmdan parti, "gizli" din
adamlanm veya eski din adamlarm1 da hükumet organlarmdan
tasfiye etme çabalanm yogunla§hrdi. Baz1 durumlarda, müfetti§­
ler, din adamlannm, õzellikle en egitimli ve saygm ki§iler olduk­
lan kõylerde, kendilerini basitçe yerel yõneticilere dõnü§türdük­
lerini ke§fettiler. Ekim 1929'da Hokand yakmlarmdaki kõy parti
organlannm tasfiyesi, bir Kirg1z tarikahnm üyelerinden olu§an
bütün bir "aday grubunu" if§a etti. Tasfiyeye ili§kin bir gazete
aç1klamasmda tarikahn tan1rm, Türkistan'nm gõçebe ve dag
halklan arasmda bulunabilecek heterodoks islam biçimlerinden
birine ilginç bir baki§ sunmaktayd1:

Yailma kõyünde yalmzca, be§ kabileye bõlünmü§ Kirg1zlar ya§iyor.


Kabileler arasmda a§iret dü§manhg1 var. 1923 y1hnda "Batmanki"
a§iretinden "Lihoç" adi altmda bir tarikat kuruldu. Tarikatm ba6§1
olan Semen Ahun-Nurmatov, geçmi§te ünlü bir i§ânm emrinde be§ yil
hizmet etmi§ti. 1923 yilmda bu Í:§ân vefat etmi§ ve tarikat mensuplan­
nm ziyaret ettigi mezarma bir türbe yapilm1§h. Orada kurban niyetine
koyun ve keçi de kesiyorlard1.

Bu yetmezmi§ gibi, 1924'te yakmdaki Serov Rayonu parti


komitesi (raykom), tarikahn 51 üyesinin, arhk Allah'a inanma­
malan veya namaz kilmamalan ko§uluyla raykomda Yailma'y1
temsil etmek üzere gõnderildigini biliyordu ve bunu onayla­
mi§h. Raykom daha sonra tarikah denetlemek için iki egitmen
gõnderdi. Egitmenler, tarikahn ve faaliyetlerinin kabul edile­
bilir oldugu konusunda "hayret verici bir sonuca vardilar" ve
bõylece Yailma yõnetimi, 1929 tasfiyesine kadar eski tarzlanm
sürdürdü. O zamana kadar aday grubu 17 üyeye dü§mܧ ancak
ba§ka hiçbir §ey degi§memi§ti:

83 Agy., 1. 116.

Shoshana Keller • 301


Bu ki§ilerin 17'si de tarikata mensup olduklar1ru kabul ettiler ve dini
ibadetlerinden sõz ettiler. Tarikat üyeleri haremlik selamhk §E!kilde
bir araya gelerek nagmeler e§liginde dualar okur, kurbanlar keser ve
ardmdan dini danslara ba§larlar. Toplantllar ikramlarla sona erer. Bu
toplantllarin resmen "aile halkalan" olarak adlandmlmas1 ilginçtir."

Bu, huna benzer daha korkunç vakalardan yalruzca biriydi:


Türkmen SSC'de i§ânlar devleti finansal kredilere ikna ediyor,
parti üyeleri ise kendilerinden ateist olmalarnun beklenmesinin
§Okunu dile getiriyordu; Kirgiz ÕSSC'deki parti hücreleri, dini
cenaze tõrenleri, sünnetler ve diger ritüeller için düzenli olarak
onay ve fon saghyor, her taraftaki kolektif çiftliklerde mollalara
rastlamyordu . 85
Tacik ÕSSC 1929'da tam bir cumhuriyete donü§ünce, Sredaz­
büro, din adamlarnun durumu dâhil oradaki ko§ullann kap­
samh bir §ekilde incelenmesini emretti. Müfetti§ler raporlanm
olumlu notlarla ba§lay1p bitirse de çali§malanmn birakbgt temel
izlenim, devletin bolge üzerinde en iyi ihtimalle yüzeysel kont­
role sahip oldugudur. Bu zafiyet sadece parti üyelerinin olagan
dagintkl1gmdan ve beceriksizliginden degil, aym zamanda Taci­
kistan'm daghk arazisinden ve Afganistan ve Hindistan1a olan
geçirgen sm1nndan da kaynaklan1yordu.
Sredazbüro memurlan, din adamlarnun konumunun, ozel­
likle ekonomik olarak, geçmi§tekine nazaran "onemli õlçüde
sarstlrm§" hâle geldigini tespit etti. Raporda, bu zor günlerin ne­
denlerinden soz edilmemekle birlikte, koylülerin din adamlanna
ücret õdeme konusunda giderek daha isteksiz olduklan, bazen
en ucuzunu bulmak için ydda birkaç imarm i§e al1p ç1kard1klar1
belirtiliyordu. Bu, din adamlar1 ve koylüler arasmdaki gerilimi

84 Religioznaya sekta priknvalas' §irmoi kandidatskoi gruppoi", Uzbekistans­


kaya pravda, 213. say1 (3 Kasun 1929): s. 3.
85 Partrabotnik, 2. sayi (3 Ocak 1930): õn kapagm iç kisrm; A. Mitrofanov, "K
itogam partçistki v natsrespublikah i oblastyah", Revolyutsiya i nationalnos­
ti, 2. sayi (Haziran 1930): s. 36; A. Mitrofanov, "K itogam partçistki v nats­
respublikah i oblastyah", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1. sayi (Mayis 1930):
s. 30; S. Çemik, "Uroki Karakalpakskoi partorganizatsii", Partrabotnik, 4-5.
sayi (1933): s. 64, Haziran 1932 tasfiyelerinden biri; Ali Bogdanov, "Kol­
hoznoe stroitelstvo v natsionalruh respublikah i oblastyah", Revolyutsiya i
natsionalnosti, 1 . sayi (Ocak 1931): s. 56-58; M. Zektser, "Klassovaya borba
na pereviborah sovetov v natsionalmh raionov SSSR"; Revolutsiya i natsio­
nalnosti, 2-3. sayi (�ubat-Mart 1931): s. 52-55.

302 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


artbrch; ara sira, din adamlanrun ücretlerini insanlardan zorla
ald1gi biliniyordu. Ancak raporun sonraki bõlümleri, Tacikistan
ve Türkrnenistan'm s1rur bõlgelerinde §ifac1 (tabip) olarak ücret
alan, hayvan sürüleri besleyen ve yerel çiftçiler tarafmdan des­
teklenen birçok din adammdan sõz ederek bu Sovyet iyimser­
ligini baltalach. Baz1 Tacik din adamlan, hüdai (feda) uygulama­
smdan yararlaruyordu - çaresiz bir kimse, zor durumu düzelirse
oglunu veya klzm1 mollaya vermeye yemin ederdi. Müfetti§ler,
"Tacikistan'daki baz1 din adamlarmm, kendilerine verilen ve bu
kimseler için tüm çiftlik i§lerini yürüten 2-3 'oglu' veya 'klz1' ol­
dugunu" ortaya koymu§lard1.86
Baz1 i§ânlar hâlâ geni§ bir nüfuza sahip olsa da müritlerinin
say1s1 õnemli õlçüde azalrm§h. Bir zamanlar Güneybah Tacikis­
tan'm her yerinden 1 .500 kadar õgrenci çeken l§ân Akmiyan'm
zikir ve sohbetlerine arhk sadece 40-50 ki§i kahlmaktayd1. Birçok
kõy camilerini, imamlar da i§lerini kaybetmi§ti. Alh ya da yedi
ki§i (en azmdan aç1kça) imaml1gi birakm1§, daha fazlas1ysa Hin­
distan ve Afganistan'a kaçm1§h.
Diger din adamlan, ba§ka yerlerdeki yõntemlerin ayrusm1
kullanarak, bu baskilara direnmek için ellerinden geleni yaph­
lar: kar§l egitim, yerel yõnetim kurulu§lannda mevki kazanma,
Sovyet kar§lh propaganda vb. Raporda, kõy sovyetlerinde eski
din adamlanrun maskesinin dü§ürüldügüne dair birkaç õmek
gõsteriliyor ve bürokrasiyi temizlemeye yõnelik süregelen ça­
balara i§aret ediliyordu. Bunlardan biri, 1928'de yerel kõylü
birligi (Sovyetler dõneminde Türkistan'da kitlesel kõylü birligi)
Ko§çi'nin ba§kan1, gõzüpek bir molla olan Haydar Turdyev'di.
Bu s1fatla herkesten birer, hamile kadmlardan ise iki§er "aidat''
topluyordu.87 Sovyet muadillerinin olmad1g1 birçok bõlgede
islami okullar ve mahkemeler i§lemeye devam ediyor ve Tacik
din adamlan hâlâ smir boyundaki õnemli vak1f gelirlerini kont­
rol ediyorlard1.88

86 RGASPI F. 62, op. 1, d. 552, 1 1 . 159, 177-178. Tam rapor 1 1 . 159-184 arasm­
dad1r.
87 Agy., 1. 163. Cilikul rayonundaki G�azar kõyü. isimler belgede gõrüldü­
� gibi Rusça olarak verilmi�tir.
88 Agy., 11. 175-176, 180.

Shoshana Keller • 303


Müfetti§ler aynca, srmr bõlgelerindeki din adamlanrun, mev­
cut sefaleti Sovyet iktidarrm itibars1zla§tlrmak için kullanmada
"esneklik ve beceri" gõsterdigme (ki bu hiç de zor olmamahy­
d1) inaruyordu.89 Bu, oldukça yaygm ancak yetkililerin kabul
etmekte isteksiz oldugu bir sorunu ima ediyordu: islam kar§1tl
kampanya, nüfusu genellikle Afganistan'a veya Dogu Türkis­
tan'a (§imdi Çin'in Sincan Eyaleti) kaçmaya itiyordu. Türkmen
ve Krrg1z gõçebeleri sava§, kithk ve diger zorluklara tepki ola­
rak 1916'dan beri s1rurlan geçiyorlard1 ve 1931 gibi geç bir tarihte
Basmac1 çeteleri Afganistan'dan akmlar düzenliyordu. Baz1 din
adamlan, Müslümanlarm yalruzca islami bir hükfunet altlnda
ya§ayabilecekleri gerekçesiyle takipçilerini Afganistan'a ta§m­
maya çagmyordu. Smrr bõlgelerindeki propagandactlar, kõylü­
leri "Saray-Komar bõlgesinde oldugu gibi" ülkeyi terk etmeye
zorlamamas1 için islam kar§ltl çah§malan büyük bir dikkatle yü­
rütmeleri konusunda uyanldilar.90 insanlarm kahc1 olarak gõç
etmedikleri durumlarda da Sovyet gõzetimi olmaks1zm Mek­
ke'ye hacca gidebiliyorlard1 ve baz1 din adamlan Hindistan'daki
medreselerle baglarm1 sürdürdüler (bu da müfetti§lerin ingiliz
müdahalesi hakkindaki kuruntusunu artbrd1).
Kaçamayan bazi topluluklar ise, Sovyet baskisma, Hiristiyanla­
rm kiyamet histerisi olarak kabul edecekleri bir biçimde, tamamen
dini bir tepki geli§tirdiler: Allah insanlan günahlarmdan õtürü ce­
zalandmyordu ve daha kõtüleri de kap1dayd1. Bu feveranlar õzel­
likle, din adamlarmm Allah'm gazabmm i§aretleri olarak yorum­
ladigi depremlerden sonra yaygmla§tl (1927'de N amangan'da ve
1930'da Türkmenistan'da dini harareti yükselten büyük sarsmttlar
meydana gelmi§ti). Sõylendigme gõre Kulyap bõlgesindeki kõy­
lerde binlerce insan, dünyarun sonunun gelmek üzere olduguna
inandlklan için yemek yemeyi, tarlalarda çah§mayi veya "ki§isel
hayatla" i§tigal etmeyi reddetmek §eklinde bir tür "delilige" ka­
ptlml§tl. Eleba§lan tutuklarunca, sonunda feveran da durmu§tu.91

89 Agy., 1 . 164.
90 Agy., 1 . 170. i. Koliçev, "Aral raion splo�noi kollektivizatsii", Revolyutsiya i
natsionalnosti, 4-5. sayi (Agustos-Eylül 1930): s. 1 16.
91 RGASPI F. 62, op. l, d. 552, 11. 165-166. Rus kõylerinde de benzer bir olgu­
ya rastl�br. Baknuz Lynne Viola, "The Peasant Nighbnare: Visions of
Apocalypse in the Sovyet Countryside", /ournal of Modem History, 62. cilt,
4. sayi (1990): s. 747-770.

304 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


Partinin bu olaylara tepkisi, din adamlan kar§Ib eylemleri eh­
lile§tirmeye yõnelik õnceki çabalara ragmen, tasfiyelerle srmrh
degildi. 1929 ya da 1930'da Andican'dan Zelenski'ye gõnderilen
§ifreli bir telgraf, kolektivizasyon hamlesinin bir parças1 olarak
581 ki§inin tasfiye edildigini ve 1 .038 toprak sahibinin, 477 tüc­
cann ve 1 .038 "din adamrmn ili§iginin kesildigini (urezano)" bil­
diriyordu. Buradaki "kesme", "saydan azalbld1" anlammda gibi
duruyor; bu da tutukland1klan, sürgüne gõnderildikleri, õldü­
rüldükleri, i§ten abld1klan veya bunlann tümü anlamma gele­
bilir. Her hâlükârda, 1928'de Sredazbüro'nun sayrmlarmda An­
dican §ehrinde ve çevresindeki okrugda 1.165 din adami sayd1g1
akilda tutuldugunda (dü§ük bir tahmin ise de), rakamlar §a§km­
hk vericidir. Aym zamanda telgraf, aç1klanmayan nedenlerden
dolay1, baz1 arazilerin, i§çi olduklan anla§dan din adamlanna
iade edilmesini õnermekteydi. 92
Yerel parti üyelerinin camileri kapatma ve islam'a hakaret
etme §eklindeki aptalca "a§mhklan" da hâlâ yürürlükteydi.
Komsomol'un 1927'de bir camiye ve imamina sald1rd1gi Gicdu­
van kõyünde, parti hücresi sekreteri üç yd sonra camiyi tama­
men kapatmaya karar vermi§ti. Sekreterin yanda§lan, caminin
kapablmas1 için gerekli dilekçe imzalarm1 almak için, insanlara
"evet" sütununu imzalamazlarsa kõyden atdacaklan tehdidinde
bulundu. Cami kapablmca, namaz vaktinde kõyün ileri gelen­
lerinden bitini minarenin tepesinden i§emeye zorladdar. Buna
kar§ihk kõylüler, Orta Asya Merkez Denetim Komisyonu'nun
dikkatini çekecek kadar §iddetli bir "õfke galeyan1" ba§lattdar.93
Yerel düzeydeki eskiden kalma yõnetememe sorununun Sov­
yet versiyonunda iki veçhe vard1: bir yandan Sredazbüro'nun
olumlu emirlerinin yerine getirilecegine dair bir garanti henüz
yoktu, diger yandan büro, yerel parti õrgütlerinin emirleri uygu­
lamaya çah§uken rezillik yapmasm1 engelleyemiyordu. Kurum,
olaylara yõn vermek için harcad1gi zamandan daha fazlas1m on­
lara cevap yeti§tirmek için harc1yordu.

92 RGASPI F. 62, op. 1, d. 554, 1 1 . 333-334. "Vozvra�at Hozyaistva çinovni­


kam duhovenstvu osnovnom yavlyaiy�ihsya trudovuni." Tarih belli de�.
93 Mitrofanov, Haziran 1930, s. 37.

Shoshana Keller • 305


Egitim ve Din Kaq1b Propaganda
islam kar§ltl kampanyarun baz1 yõnlerini kontrol edecek ve
yava§latacak õnlemler ahmyor olsa da Militan Ateistler Birligi
çaresizce ba§ka yõntemleri hayata geçirmeye çalt§tl. Sovyet okul­
lan, esir bir izleyici kitlesine din kar§ltl propagandayi dayatmak
için makul bir yerdi ve ateistler, buralan ba§hca dinsizlik vas1ta­
larma dõnü§türmek için bir hayli çabaladtlar. Bu çabalar, yalruz­
ca kolektivizasyon hamlesinin devam ettigi degil, aym zamanda
Ramazan ve Kurban Bayrami'run ilkbaharda mahsul ekim dõne­
mine denk geldigi 1929-19301arda zirveye ula§tl.
Kurban Bayrami bu korkunç y11larda hükumetin dikkatini
õzellikle çekti. Çünkü bayram geleneksel olarak s1gir veya ko­
yun kurban edilerek kutlaruyordu. SSCB'de kolektifle§tirilmi§
kõylüler madem milyonlarca hayvan1 devlete teslim etmek ye­
rine kurban olarak kesiyorlard1, o hâlde yetkililer de islami bir
merasim ugruna daha fazia hayvaru kaybetmemeyi kafalanna
koydular.94 1929'da Kurban Bayrami yakla§tlgmda (o suada
Ta§kent Okrugu ateistlerinin ba§kan1 olan) Stupoçenko, okulla­
rm bayram.1 nasil kutlayacagma ili§kin õneri ve planlarm listesi­
ni detaylandiran bir genelge yollad1. Õgretmenlerden, õgrenci­
leriyle islam'm s1rufsal mahiyeti, devrimci bayramlar (1 May1s
gibi), Kurban Bayrami'ru kimlerin neden kutlad1g1 ve kapita­
list ülkelerdeki çocuklarm hayatlar1 gibi konular üzerine en az
dõrt "sohbet" (beseda) yapmalanm istiyordu. Okul saatlerinden
sonra da velilerle benzer gõrü§meler yapmalanm istedi. Genç
ateistler ve okul bazmda õrgütlenen ateist hücreler, sm1flarmda
"din kar§1tl kõ§eler" olu§turmaya, okullanru slogan ve pankart­
larla süslemeye, bayram için õzel bir din kar§ltl gazete ç1karma­
ya te§vik edildi. Bu teknikler Müslüman bayramlanyla da s1rurh
degildi; Stupoçenko, bunlarm Paskalya ve F1s1h bayramlarma
da kolayca uyarlanabilecegini õne sürüyordu.95

94 Yalruzca Kazakistan'da Birinci Be� Y11hk Plan sirasmda yakla�lk yedi mil­
yon at ve koyun õldürülm�tü. Zh. B. Abylkhozhin vd., "Kazakstanskaya
Tragediya", Vopros1 istorii, 7. sayi (1989): s. 53-71; Martha Brill Olcott, The
Kazakhs (Stanford, CA: Hoover lnstitution Press, 1987), s. 183.
95 TsGA Uz F. 94, op. 5, d. 28, 11. 17-18. 30 Nisan 1929, okrug düzeyindeki
egitim ve siyasi-aydmlanma kurulu�larma mektup.

306 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Ancak Stupoçenko'nun planlanrun hayata geçirildigme dair
hiçbir belirti yoktur. 1929'da birçok okul õgretmeni aktif veya
eski din adéllly ll d1. Stupoçenko'nun fikirlerini uygulamaya is­
tekli veya bunu becerebilecek muhtemelen çok az insan vard1.
Sredazbüro Ajitasyon ve Propaganda Dairesi'ne gõre, din kar§Ih
çah§malar birçok okulda aktif olarak te§vik edilmiyordu:

Çocuklann din kar§1t1 yeti§tirilmesi [alarunda] sürekli olarak yürütülen


bir mücadele yoktur. Tüm genç nesil aç1smdan bu türden bir egitimin
yetersiz kapsam1 bir yana, okul duvarlan içinde bile, tüm õgrencilerin
eski usul okullardan gelen fanatik õgretmenler õncülügünde namaz
k1ld1klanna rastlamak oldukça s1radand1r.96

Okullardaki bu aktif ateizm eksikligi konusunda Õzbekis­


tan istisna te§kil etmiyordu. Tarihçi Larry Holmes'un izah ettigi
gibi, SSCB'deki okul müfredahnda ateizme çok dü§ük bir õn­
celik verilmi§ti: "Aksi yõndeki mübalagaya ragmen, 19201er ve
19301ardaki okullann halk inancmm temel esaslanm imha etme
konusunda uygun vas1talar olmad1g1 ortaya ç1kh. Yetkililer, õg­
retmenler, ebeveynler ve õgrencilerin aktif ve pasif direni§i, yu­
kar1dan degi§im çabalanru engelledi."'11
Ramazan ve Kurban Bayrélllll' na kar§I daha geni§ propagan­
da kampanyalan Moskova'da Kobetski tarafmdan hazrrland1 ve
gõrünü§e gõre SSCB'nin tüm Müslüman bõlgelerine yõnelikti.
Kobetski §U üç temel hedefin ana hatlarm1 çiziyordu: (1) dinin
ve ulusal §Ovenizmin kar§1-devrimci õzünü ortaya çikarmak, (2)
ateistlere üyeligi arttlrmak ve (3) pamuk ekme planlarm1 yerine
getirmek ve s1girlan kesilmekten korumak. Bu hedeflerden son
ikisi en õnemli õnceliklerdi.
Kobetski, ateist i§çilere, her §eyden õnce çiftlik i§lerinden kaç­
manm ve s1girlan kesmenin kõtülüklerini vurgulamalan talima­
hn1 verdi. Ramazan orucu, emegi sanayi ve tanmdan ahkoyacak
ve belirlenen planlann yerine getirilememesine neden olacakh.

96 RGASPI F. 62, op. l, d. 593, 1. 47. 29 Haziran 1929, APPO raporu. 1928'de
Türkmenistan'da bir yazar, okullarda ders veren din adamlanrun oldukça
yaygm oldu�u belirtiyordu. G. Aronshtein, "K voprosu o pravom uklo­
ne v KP(b)T", Za partiyu, 1 1 . sayi (Kas1m 1928): s. 21 .
97 Larry E. Holrnes, "Fear No Evil: Schools and Religion iÍl. Soviet Russia,
1917-1941", ed. Sabrina P. Ramet, Religion Policy in the SoViet Union (Camb­
ridge: Cambridge University Press, 1993) içinde, s. 125-126.

Shoshana Keller • 307


Kurban Bayrarru' m kutlamak (Kobetski bunun 1 milyon büyük­
ba§ hayvana mal olacagrm tahmin ediyordu), ülke ekonomisini
mahvedecek ve sadece tanmsal planlan degil, sanayi planlarrm
ve beylerin tasfiyesini de etkileyecekti. Ateistler, orucun ve bay­
rarrun halk üzerindeki "yilo.a" yõnlerini ortaya sermek üzere
Saghk ve Tanm Komiserliklerinin yardnruna ba§vuracaklard1.
Bayramlara kar§1 propaganda yapmak için kolektif çiftliklerde
õzel kadrolar olu§turacaklardi. �hirlerde din kar§lh nümayi§ler
düzenleyecek, Ramazan kar§lh filmler [Problemz pitaniya, (Bes­
lenme Sorunlan-Oruç tutmanm sakmcalanm içeriyor olamal1)
1929] gõsterecek ve radyoda ateist konferanslar yaymlayacaklar,
israrla bütün i§çilerden, din adamlarma herhangi bir §ekilde yar­
dim etmeyi reddetmelerini isteyeceklerdi.98
Õzbek ateistleri, Büyük Kmlma dõnemi boyunca büyük õl­
çüde, matbu olmayan propaganda biçimlerine bel bagladilar.
Din kar§lh i§çiler, halka aç1k konferanslar vermeye ve i§çi ku­
lüplerinde ve çay ocaklarmda kimlerin islam'dan yararland1g1,
Müslüman din adamlannm gerici dogas1, yoksullarm dini me­
rasimlerin paha11 gereksinimlerinden nasil muzdarip oldugu ve
(Kurban Bayrarru kar§lh kampanya için) s1gir kesmenin sosyalist
in§ay1 ve kolektivizasyonu nasil mahvettigi gibi seçilmi§ konu­
larda "sohbetlere" giri§meye te§vik edildi. Yogun kampanya­
lar sirasmda, i§çiler tercihen bu 20-25 dakikalik gõrü§melerden
ikisini ak§amlan verecekti. Kobetski, ateist i§çilere, õzellikle ta­
tillerde, "toplu etkinlikler", oyunlar, yar1§malar ve aç1kça belir­
tilmemi§ türden gezileri içeren "kitlesel geceler" düzenlemeleri
ve õzellikle kõylerde filmlerden çokça yararlanmalan talimahm
verdi.99 Ta§kent te§kilah, din adamlanyla "Hiristiyanhk ve Ko­
münizm" veya "Din ve Bilim" gibi temalar üzerine konferanslar
ve münazaralar yürütmek için ara sua baz1 konu§maalan tume-

98 GARF F. 5407, op. l, d. 17, 11. 36, 58b-60. 30 Mart 1930, Moskova'dan Mi­
litan Ateistler Birligi'nin "tüm sovyetlerine" gõnderilen genelge. 17 Ocak
1930, Ramazan üzerine "Tezler''. Ramazan mart ayi sonlannda ba�lad1,
Kurban Bayrami ise 8 Mayis'a rastladi. Kobetski, Ramazan konulu tez­
lerinin, din adarnlanrun kar�1-devrimci faaliyetlerinin açiklamalanyla ve
yerel oblastm be� ydhk planma gõre kulaklann tasfiyesinden elde edilen
rakamsal verilerle desteklenerek yerel dillere çevrilmesini ve radyoda ya­
ymlanmas1m istiyordu.
99 GARF F. 5407, op. 1, d. 17, 1 . 216. Kobetski'den tüm ateist te�kilatlanna
gõnderilen Mayis 1928 genelgesi.

308 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


ye gõnderiyordu. Bunlar, gelirleri yerel ve bõlgesel ateist hücre­
ler arasmda bõlü§türmek üzere, fon toplamak için bu münaza­
ralara bilet sahyorlard1. Ateist i§çiler õrgüte yeni üyeler katmak
için tüm bu brsatlan kullanacaklard1.
Ne var ki ateistler, bu bayram kar§th kampanyalar htzlanir­
ken bile parçalanmaktayd1. Solovev, muhtemelen onu gõrevden
almalan için üst düzey yetkilileri etkileyerek ba§kanhg1 Stupo­
çenko'dan ald1. Ocak 1930'da T�kent Okrugu Bürosu, Sredaz­
büro yõnetiminde ateistlerin Orta Asya Bõlge (kraevoi) Bürosu
olarak yeniden düzenlendi.100 Ateistlerin i§i Solovev yõnetimin­
de daha da kõtüye gitti. Solovev'in ba§hca me§galesi ateist i§çiler
için dersler düzenleyerek H1ristiyanhk kar§th propaganda yap­
mak ve hücresini pazarlamakh. 1930 Nisanmda Bõlge Bürosu
Moskova'dan agir ele§tiriler içeren bir muhhra ald1, bu, büroyu,
yanh§ bir din kar§th çah§ma çizgisini takip etmekle, diger ateist
hücreler pahasma kendisini pazarlamakla ve sadece para kazan­
mak için halka aç1k münazaralar düzenlemekle suçluyordu.1º1
Ancak muhhra pek etkili olmu§ gõrünmüyor. O noktadan son­
ra Bõlge Bürosu'ndan dag1hlan muhhralar, ar§iv dosyalarmda
ateistlere ait 1930 som;asma tarihlenen çok az materyal olmasma
ragmen, bütün bir te§kilahn 1933 veya 1934'te dagittlmasmdan
õnce faaliyetlerinin çok fazia degi§medigmi gõstermektedir.
Hususen ateist bir içerigi olmaks1zm bile, tek ba§ma laik egi­
tim, Sovyetler için, halkm1 sosyalist yola dõndürmek üzere bü­
yük bir umuttu. Nisan 1927'de Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi,
sanayile§me hamlesinin temei bir bile§eni olarak yaygm ilkõgre­
timi talep etmi§ti. Temmuz sonu ve Agustos 1930'da Tüm Birlik
Komünist Partisi Merkez Komitesi her cumhuriyette benzer ya­
salarla yanki bulmak üzere tüm SSCB için "Genel Zorunlu Ílkõg­
retim" üzerine bir dizi yasa ç1kard1. Yasalar, 8-12 ya§larmdaki
tüm çocuklann ve 1 1-15 ya§lanndaki okuma yazma bilmeyen
ergenlerin Õzbekistan'da ve Türkmenistan'm, Ktrgiz ÕSSC'nin
ve Tacikistan'daki Hocend Okrugu'nun kolektifle§tirilmi§ bõl-

100 RGASPI F. 62, op. 2, d. 2471, 1 . 6. Sredazbüro Militan Ateistler Birli&'nin 11


Ocak 1930 tarihli 11 sayih tutanagt.
101 RGASPI F. 62, op. 2, d. 2471, 1. 33. Ole�çuk ve Kobetski'den Bõlge Büro­
su'na 26 Nisan 1930 tarihli mektup (Sredazbüro'ya ve ateistlerin Ozbekis­
tan ve Türkmenistan'daki Merkez Sovyetlerine kopyalanyla birlikte).

Shoshana Keller • 309


gelerinde laik ilkokullara gitmelerini §art ko§uyordu. Yasalar 1
Eylül'de yürürlüge girecek ve 1931-1932'de Õzbekistan'da (daha
sonra diger bõlgelerde) eksiksiz uygulanacakti.102
Egitim-yasasrmn yanmda, hem Arap alfabesinden daha ko­
lay okundugu §eklindeki pratik gerekçeyle hem de yazmm
uzun süredir din adamlan dâhil basklc1 smiflarm bir arao ol­
dugu §eklindeki ideolojik gerekçeyle, Türk dilleri için bir La­
tin alfabesi getirme kampanyas1 ba§labld1.103 Kutsal metni arbk
okuyamayan bir nüfus yeti§tirmek, Türkistanhlan islam dünya­
smm geri kalarundan koparacak ve okuduklarm1 devletin kont­
rol etmesini kolayla§bracakb. islam sõz konusu oldugunda bu
akll yürütme yalmzca bir noktaya kadar manbkl1yd1. Ceditçile­
rin yorulmadan vurgulad1klan gibi, geleneksel egitim yõntem­
leri altmda erkeklerin yalmzca küçük bir yüzdesi Arapça veya
Farsça metinleri okuyabiliyordu. islam inançlan ve ibadetlerine
yõnelik temei bilgiler yine de sõz ve taklit yoluyla aktanlarak
Türkistan toplumuna nüfuz etmi§ti. Arap yaz1sma eri§imin ke­
silmesi, nihai bilgi kaynag1m ortadan kaldud1g1 için õnemli bir
zarar verdi ancak bunun daha yaygm aktanm araçlan üzerinde
çok az dogrudan etkisi oldu. Hangi bilginin elde mevcut oldu­
gunu kontrol etmek için yeni yazmm kullan11masma gelince,
Sovyetler 19401arm ba§mda Kiril tabanh bir alfabeye geçerek
kampanyay1 rafa kaldud1klarmda, Latin alfabesini okuyabilen
bir nesil neredeyse hiç yeti§memi§ti. Türkistanhlarm islami bil­
gi kaynaklarmdan õnemli õlçüde kopanlmas1 için bir nesil daha
geçmesi ve büyük tasfiyelerde çok daha fazia insanm ortadan
kaldmlmas1 gerekecekti.
Türkistanh yetkililer, zorunlu egitim yasasmm õzellikle k1z­
lar için uygulanmasmm zor olacagi konusunda baz1 endi§elerini
dile getirdiler ve gerçekten de yasa bu nedenle baz1 bõlgelerde

102 A. R. Rahimbayev, "Natsionalno-kultumo stroitelstvo na sovremennom


etape", Revolyutsiya i nationalnosti, 8-9. sayt (1930): s. 99; $. A. Atakhçev,
"Compulsory Primary Education in Turkmenistan, 1930-1937", Central
Asian Review, 9. cilt, 3. say1 (1961): s. 228-233; N. Kuznets, "Za realizatsiyu
re� TsK VKP(b) o nachalnoi i srednoi �kole", Partrabotnik, 10. sayt (Ekim
1931): s. 25-31; Narodnoe Obrazwanie v SSSR. Ob�eobrazovatelnaya �kola: sbor­
nik dokumentov 1917-1973 gg (Moskova: 1974), s. 33, 109-1 11.
103 "V Sovete Natsionalnostei", Revolyutsiya i natsionalnosti, 7. say1 (Kas1m
1930): s. 117-119; ômer Aliyev, "Po-novomu rabotat', po-novomu rukovo­
dit'", Revolyutsiya i natsionalnosti, 9. say1 (1931): s. 81-82.

310 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


§iddetli bir muhalefeti kl§klrth. 1931 'de pa rti çal1§anlan Surhan­
derya Okrugu'nda okullu klzlann say1s1 hakklnda bir ara§brma
yapb. �rabad Rayonu'ndaki bir kõy Sovyeti ba§karu, kõyündeki
okulda 8 ila 15 ya§lan arasmda tek bir klzm bile olmad1guu bil­
dirdi; bu hiç de al1§1lmad1k bir durum degildi.1°'
Ancak parti, kizlarm egitimine direnmekten daha temei zor­
luklarla kar§1 kar§1ya kald1. Altyap1 açismdan, piam uygulamak
için hâlâ yeterli okul ve okuryazar yerli egitmen yoktu. Yerel
sovyetler, Büyük Kmlma'nm tarimsal talepleri kar§1smda bunal­
rm§ vaziyetteydi ve egitim yasasrm õncelikler listesinin en alti­
na koydu. Parti, bir egitim mesyaçniki ("ayhk", 30 günlük bir §Ok
kampanyas1) için 3.000 Komsomol'u seferber etmeye çal1§h. Ne
yaz1k ki, Komsomollar bunun fiilen okullarda çah§mak anlami­
na geldigini "unuttular" ve bunun yerine ba§ka gõrevlerle i§tigal
ettiler.105 Tanmsal i§ler, diger herkes gibi, onlan da muhtemelen
egitime çok fazia ilgi gõsteremeyecek kadar me§gul ediyordu.
Laik egitim kurma çabalan tõkezlerken, islami egitim yeni
ko§ullar altinda tutunmaya devam etti. Kolektivizasyona e§lik
eden tüm deh§etlere ragmen, õyle gõrünüyor ki, bir kez kurul­
duktan sonra camileri ve yan-yeralh okullarrm kolektifler adi al­
tinda gizlemek oldukça kolayd1. Bir yazar, Õzbekistan klrsalmda
Sovyet kültür-egitim çah§malarmm neredeyse tümden unutul­
dugunu ve tamamen kolektifle§tirilmi§ alanlann "geri kalrm§"
yerlerden daha iyi olmad1g1m aç1khyordu:

Tamamen kolektifle§tirilmi§ Yengi-Yol Rayonu'nda okul in§aah durdu­


ruldu ve zorunlu egitim çõktü. Rayon egitim dairesinin (ONO) rayon
kolhozlar1yla kesinlikle hiçbir baglanbs1 yoktur . . . .

ôrnekler: 2 No1u Stalin Kolhozu'nda, õzel olarak kolhozniklerin kül­


türel-sosyal hizmetleri için haz1rlanan düzenli kolhoz maa§ bordrosu­
na kay1th bir molla bulunmaktad1r. . . . "Ôzbek" kolhozunda, kolhozun
okuma yazma bilen ba§kan yardrmc1s1, pamuk i§inin tepesindeki

104 "DevoÇek v vozraste ot 8 do 15 net . ", Uzbekistanskaya Pravda, 28. say1 (4


..

!;)ubat 1931): s. 2.
105 Kuznets, "Predvaritelrue itogi smotra vseobuça v Srednei Azii", Partra­
botnik, 5-6. sayi (Mart 1931): s. 24-25; P. Galuzo Õzbek okullannda hâlâ
okuryazar õgretmen eksikligi olmasmdan §ikâyet ediyordu, "Klassovaya
borba za §kolu i krasnuyu çayhanu", Partrabotnik, 7-8. sayi (Temmuz-A­
gustos 1933): s. 28.

Shoshana Keller • 311


adam, komünistler için bir "Kizil toy'' (s1rf toy i§E! yaramayaca�dan)
düzenlemi§tir. . . . Ü çkorgan'da Õzbekler arasmda kültürel-aydmlanma
ça�mas1 yürüten kimse yoktu. E�tim dairesinin (ONO) gõnderdigi
kültür i§çisi i§ine dualarla ba§lad1 ve "ba§ar1h bir kültür-egitim çah§­
masnun ancak Õzbek i§çilerle birlikte düzenli namaz ktlmakla müm­
kün oldugunu" duyurdu.106

ONO çah§aru hakhyd1 çünkü lo.rsal kesimdeki Müslümanlar,


di§andan birindense, din karde§lerinden birine kulak vermeye
ve güvenmeye daha meyyal olurdu. Sovyetlerin kendileri elbette
bunun farkmdaydi; bu yüzden mümkün oldugunca yerli pro­
pagandacdan kullanmakta 1srar ediyorlard1. Çõzemedikleri ide­
olojik sorun ise, ortak ulusal kimlige dayah güvenin kabul edi­
lebilir olmasma kar§m, ortak dini kimlige dayah güvenin kabul
edilmemesiydi. Ancak Müslümanlar için ikisini birbirinden ayir­
mak sõz konusu degildi. Sovyetler kendisini bir kez daha kendi
çeli§kilerine hapsetmi§ti.

K1sa Bir Soluklanma


1931'den 1935'e kadar olan dõnem genellikle "Büyük Çekil­
me" olarak an1hr. Çünkü her ne kadar Büyük Temizlik107 adnn
adnn yakla§1yor olsa da bu dõnemde sanayile§menin ve kolek­
tivizasyonun histerik h1z1 gev§emi§ ve günlük hayatm normale
benzemesine izin verilmi§tir. Bunun nedenleri tam olarak anla-

106 K. ivanov, "Protiv nedootsenki kultumo-massovoi rabob", Partrabotnik,


3-4. sayi (Subat 1931): s. 27-28. Toy bir festivaldir ancak genellikle sünnetler
veya diger dini ritüeller kutland1gi için Sovyetler uygulamayi yasaklama­
ya çal1§1yordu.
107 Büyük Temizlik, Büyük Terõr veya Repressiya, adi ne olursa olsun õzellik­
le 1937-1938'de Stalin õncülügünde gerçekl�tirilen sürgün, kur§una diz­
me veya herhangi bir §ekilde yaptlan tasfiye hareketi. Bütün yok etmeler,
dõnemin en yüksek gizli polis t�kilabru ifade eden NKVD tarafmdan ger­
çekle§tirilmi§tir. 1936-1938 arasmda NKVD'nin ba§mda Stalin'in en büyük
silahi Nikolay ivanoviç Yezhov bulunuyordu. Gerçekle§tirdikleri õylesine
adiyla bütünl�mi§tir ki, bazen bu tasfiye hareketleri "Yejov§ina" olarak
adlandmhr hâle gelmi§tir. Rakamlara baktlacak olursa adi geçen yillarda
1,5 milyon insan tutuklanrm§ ve hemen hemen yansi idam edilmi§tir. Bun­
lan gerçekl�tiren, Devlet Güvenlik Sefi Yezhov'dur. Faaliyetleri hakkmda
bkz. Marc Jansen, Nikita Petrov, çev. ônder Seçkin, Stalin'in BIJ§ Cellad1
Halk Komiseri Nikolay Yezhov, Kalkedon Yaymlan, istanbul, 2014. (ed.n.)

312 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


§damanu§br ancak kesinlikle õnemli faktõrlerden biri, Stalin'in
Birinci Be§ Ydhk Plan1a parti içinde ve d1§mda ciddi bir siyasi
direncin patlak vermesine sebep olan bir felaketi serbest birak­
mI§ olmas1yd1. Ülkenin dinlenmek ve toparlanmak için zamana
ihtiyac1 vard1.
islam kar§Ib seferberlik, diger §eylerin yan1 sira, din kar§1-
b faaliyetlere ili§kin neredeyse hiç belge bulunmamasmm da
kan1tlad1g1 üzere, bu dõnemde bir tür fasdaya girmi§ gõrü­
nüyor. Parti ayg1tindaki tasfiyeler istikrarh bir §ekilde devam
etti ve mümkün olan her yerde gizli mollalar if§a edildi ancak
din adamlarma yõnelik kitlesel tutuklamalar ya§anmad1 -bu
zamana kadar din adamlan, Rus polis memurlarmm pek ho§
kar§danmad1g1 kõylerde ve mahallelerde saklanmaya mecbur
edilmi§ti. Cami kapatmalar çok daha nadir hâle geldi. Kadm
kurtulu§ kampanyas1 1930'da Jenotdel'in kapablmas1yla birlikte
devletin ekonomik ç1karlarma tâbi oldu ve liderlerini kaybetti.
Militan Ateistler Birligi keskin bir dü§Ü§e geçti ve bir müddet
çah§malanm tamamen durdurdu. islam ise õlmekten çok uzak­
b ve Sovyet yetkilileri hâlâ dini ortadan kald1rmaya kararhyd1.
Çekiç darbelerinin zaman1 geçmi§ olsa da istikrarh ve organize
bir islam kar§Ib çah§ma hâlâ elzemdi.

Shoshana Keller • 313


7

ikinci Dal ga

arti 19301ann b�mda dikkatini islam kar§1h kampanyadan


P ba§ka yonlere çevirse de Türkistan'1 denetlemeyi sürdürdü.
Zelenski'nin Sredazbüro'da kald1g1 süre boyunca, parti, koreni­
zatsiya politikas1ru uygulamak için muazzam bir çaba sarf etti:
HükUmet kademelerinde ve vas1fh mesleklerde unvandan iba­
ret cumhuriyetlerin yerlilerini terfi ettirmek ve tüm resmi i§lerde
ana dillerin kullanilmas1m zorunlu kilmak. Korenizatsiyaya, tek­
rarlanan emirlere ragmen ana dil õgrenmeyi reddeden Ruslar
§iddetle kar§1 ç1kiyordu ve kampanya, kronik bir vas1fh yerli kit­
hgmdan muzdarip hâldeydi. 1930'da bir Rus yazar, devlet bürok­
rasisindeki Õzbek i§çilerin, i§lerini düzgünce yapmak için yeterli
egitime veya beceriye sahip olmayanlar hesaba kahlmad1gmda
%45'inin, halkm yabanc1 tabakasmdan geldigini tahmin ediyor­
du. Mahkeme ve okul sistemlerinde gõrdügümüz gibi, yõneti­
ciler genellikle korenizatsiyanm taleplerini kar§ilamakla ideolojik
safhk taleplerini yerine getirmek arasmda seçim yapmak zorun­
da kaldilar ve ikisini de tatmin edemediler. Üstelik, vas1fs1z yer­
lilerin mesleki olarak ve hükumet saflarmda h1zla yükselmesi,
yalmzca tehdit alhnda hissetmekle kalmay1p, ayru zamanda yeni
gelenleri egitmek için kendi i§lerinden zaman ayumak zorunda
kalan Ruslar arasmda §iddetli bir dü§manhk yarath.1
Birçok Rus aç1kça ukç1 tav1rlar sergiledi. 1928'de Ta§kent'te­
ki Orta Asya Komünist Üniversitesi'nden üç Rus profesõr, Rus
çocuklarmm Õzbek çocuklarmdan daha zeki olduklanm "kanit­
layan" bir makale yaymladi. i§çiler, fabrikalarda ve i§çi yurtla-

1 M. Arnmosov, "Problema natsionalruh kadn v period sotsialistiçeskih re­


konstruktsii", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1. say1 (May1s 1930): s. 20-21;
Terry Martin, "An Affirmative Action Empire: Ethnicit}r and the Soviet Sta­
te, 1923-1938" (Doktora tezi, University of Chicago, 1996), s. 298-301 .

Shoshana Keller • 315


nnda ise birbirlerine dü§manhldanru daha dogrudan bir §ekil­
de dile getiriyorlard1. Ta§kent'teki bir fabrikada Avrupah i§çiler,
Õzbeklere kadm isimleriyle hitap ederek alay etmi§ ve Õzbekler
de Avrupahlann üzerine "§aka" diye levye ve kol demiri atml§­
h.2 Yerli i§çilerin yurtlan her zaman Ruslarmkinden daha kõ­
tüydü (gruplar zorunlu olmad1kça asla birlikte ya§amazd1) ve
yerlilerin yemekhanesindeki ko§ullar korkunçtu çünkü saghk
ve muhasebeye ili§kin talimatlar sadece Rusça yazilrm§h. En
yogun korenizatsiya y1llan, islam kar§Ih kampanyanm en sert
a§amasma denk geldi, bu da her iki taraftaki dü§manhklarm
alevlenmesinden ba§ka bir i§e yaramad1.
Korenizatsiyanm yeni bir a§amas1, Zelenski'nin 193l'de Sre­
dazbüro'dan Moskova'ya geri çagnlmas1yla aym zamana denk
geldi. Yerini, Stalin'i taklit eden birçok yerel yetkilinin yaphg1
gibi, kendisini halka tantanah gazete man§etleriyle tan1tan ve
kendi ki§ilik kültünü besleyen Karl Yanoviç Bauman (1892-1937)
ald1. Letonyah Bauman, 1928'den 1932'ye kadar Orgbüro, Mos­
kova Parti Komitesi (1928-1930'da birinci sekreter olarak gõrev
yaph) ve Merkez Komitesi için çah§rm§h. Nisan 1929'da Politbü­
ro'ya aday üye oldu. Sadece bir yil sonra kolektivizasyon sira­
smda i§lenen "a§mhklar" nedeniyle cezalandmlan birçok gõrev­
liden biri olarak Moskova'daki gõrevlerinden almd1. Onun için
Sredazbüro müdürlügü geni§ bir derebeyligini yõnetme §ans1
degil, tenzili rütbe ve dag ba§ma sürgün anlamma geliyordu. Ba­
uman, Ekim 1937'de tutuldand1 ve Lefortovo hapishanesindeki
sorgulama sirasmda õldü.3
Bauman'm 193l'de gelmesinden kisa bir süre sonra Sredaz­
büro, yerlileri te§vik etmek ve Õzbekçe, Türkmen, Tacikçe ve
benzerlerini ͧ dili hâline getirmek için son derece halka aç1k
bir kampanyayla korenizatsiyaya yõnelik çabalan canlandird1.
Õzbek Narkompros bir süreligine dil degi§ikligini fiilen yap­
m1§ olsa· da diger kurumlar Rusça olmayan herhangi bir belgeyi

2 Zelenski, "V borbe za kulturu", Za partiyu, 7. sayi (Temmuz 1928): s. 15;


Z. Efanov, "Profrabota sredi mestruh natsionalnostei", Revolyutsya i natsio­
nalnosti, 9. say1 (Eylül 1928): s. 75; 1. Finkelstein, "Derevnya tianet", Pravda
vostoka (10 $ubat 1930), s. 2.
3 O. V. Khlevniuk ve di�erleri, ed., Stalinskoe politbiuro v 30-e god1 (Moskova:
AIRO - XX, 1995), s. 93, 116-118; "Po prosbe çitatelei ' izvestiya TsK KPSS"',
Ízvestiya TsK KPSS, 7. say1 (1990): s. 85-86.

316 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


okumay1 reddettigi için çabalan kar§1hks1z kald1.' Parti bir kez
daha büyük toplumsal degi§imleri bir gecede gerçekle§tireme­
yecegini kabul etmek zorunda kald1 ve 1933' te korenizatsiya
sessizce bir kenara biraktld1. Bununla birlikte parti, yerli kül­
türlerin (kesin §ekilde kontrol edilen parametreler dâhilinde)
çiçeklenmesine11 izin vermeye ve imparatorluk Rusya' s1mn
11

Rus olmayan halklara zulmettigi yõnüyle tarb§1lmasrm õne çi­


karmaya devam etti. Lenin'in milliyet politikalan, Rus §Oveniz­
minin Stalin versiyonu lehine fiilen terk edildi. Ruslar, Rus ol­
mayanlann mü§fik agabeyleri" hâline gelirken, yerli kültürler
/1

de giderek Rus kahbma soku§turuldu.


Korenizatsiyanm sona ermesi, arhk terfi için ilk suada olma-:
d1klan anlamm a gelse de Türkistanhlan serflik konumuna sü­
rüklemedi. Yerlilerin en gõrünür liderlik pozisyonlannda olmas1
hâlâ õnemliydi, bu nedenle ikramov, Hocayev ve diger õnde ge­
len parti üyeleri i§lerini sürdürdüler. Etraflarmdaki büyük per­
sonel sirkülasyonunu dü§ününce bu isimlerin õnemi daha iyi
anla§1br. Bu dõnemde yalmzca dü§ük düzeyde tasfiyeler devam
etmekle kalmad1 (alkolizm ve afyon kullamrm yaygm nedenler­
di), aym zamanda 1933-1934 y1llan, SSCB genelinde parti õrgüt­
lerinde büyük bir tasfiyeye §ahit oldu ve 19 ayhk bir süre içinde
parti üyelerinin %17-18'ini iskartaya çikardi.5 Yerlilerin terfileri
de tamamen sona ermedi; Subat 1934'te Sredazbüro, personel ve
departmanlannda, yerlileri makineli traktõr istasyonlanmn, kol­
hoz sekreterliklerinin vb. §efleri olarak terfi ettirmeyi de içeren
büyük bir yeniden yaptlanma ba§lath.6
1 -5 Eylül 1934'te düzenlenen 23. Genel Kurul'unda Sredaz­
büro, (õzellikle kadm kampanyasmm engellenmesi gerekçesiyle
gerçekle§tirilen) tasfiye oranlarmm arthnlmas1m, pamuk hasa­
dlllin nasil iyile§tirilecegini, bütçe meselelerini, hayvanctl1g1 vb.

4 Martin, s. 295-296; S. Akopov, "K voprosu ob uzbekizatsii apparata i soz­


danii mestruh raboçih kadrov pr0tn1�lennosti Uzbekistana", Reaolyutsiya i
natsionalnosti, 12. sayt (1931): s. 22-28.
5 J. Arch Getty, Origins of the Great Purges: The SC10iet Communist Party Recon­
sidered, 1933-1938 (Cambridge: Cambridge University Press, 1985), s. 55.
Parti, bu dõnemde üyelerinin o/o15'i kadanm daha bilinmeyen nedenlerle
kaybetti.
6 RGASPI F. 62, op. 1, d. 1217, 1 1 . 15-17. 15 say1h ispolkom tutanag1, 21
$ubat 1934.

Shoshana Keller • 317


ele ald1. Büro liderleri, açikça gõrülüyor ki, çal1§malanru uzun
bir süre daha sürdürmeyi planhyordu. Bu nedenle, Tüm Birlik
Komünist Partisi Merkez Komitesi 2 Ekim'de Sredazbüro'nun
tasfiye edilecegini duyurdugunda §�kma dõnmü§ olmaltlar. Bu
karann yayinlanan duyurusu, Sredazbüro ve Orta Asya Ekono­
mik Konseyi'nin Türkistan cumhuriyetlerinin geli§mesine yar­
dimcr olmak için ellerinden geleni yaphgrm ve artik daha "fede­
ral" bir yaprmn gerekli oldugunu aç1khyordu. Degi§iklik, ulusal
s1rurland1rmanm 10. yildõnümüne denk getirilmi§ti.7 7 Ekim'de
ikramov, Ta§kentli parti üyelerine bu noktayi yineledi ve pro­
letarya diktatõrlügünün arhk Õzbekistan'da güvende oldugunu
ve cumhuriyet partisinin kendi ba§ma ayakta durabilecegmi vur­
gulad1. Sredazbüro'nun õlümü, Leninist-Stalinist milliyet politi­
kasrmn zafer kazand1g1 anl amma geliyordu. ikramov aynca ken­
dini, Rus i§çilerinin "hamileri" aynld1g1 için s1kmb ya§amaktan
korktuklan sõylentilerini ele almak zorunda hissetti; kalan Rus­
lara Õzbek Komünist Partisi'nin tüm i§çilerin ç1karlariru koruya­
cagma dair güvence vermek istiyordu. Ayru toplanbda Bauman,
Sredazbüro'nun (õzellikle tanm sektõründeki) sorumluluklann1
federalle§tirmeye yõnelik hamlelerin Stalin'in inisiyatifiyle Ka­
sim 193l 'de zaten ba§lattlrm§ oldugunu açikladi.8 Ancak bu­
nunla, büronun ille de tamamen kapablmas1 kastedilmemi§ti.
Aslmda, Sredazbüro muhtemelen SSCB genelinde parti ya­
p1smm genel bir konsolidasyonu ve yeniden düzenlenmesinin
bir parças1 olarak kapabld1. Diger oblast bürolar1 da 1 9301arda
kapatild1, sonuncusu 1936'da Transkafkasya bürosuydu (tek
cumhuriyet üç SSC'ye, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'a
bõlündü). Bürolar, ileti§imin en iyi ihtimalle ilkel oldugu ve par­
tinin son derece küçük ve zay1f oldugu bir dõnemde gerekliydi.
19301ann ortalanna gelindiginde ise, ula§im ve ileti§im altyap1-
larmm in§asmda büyük ilerleme kaydedilmi§ti ve partinin uzak
bõlgeler üzerindeki kontrolü, tamam olmaktan uzaksa da daha
güçlüydü. Bu reform, Moskova ile Slav olmayan cumhuriyetler
arasmdaki kalm bir bürokrasi tabakasm1 ortadan kaldird1gi için,

7 Spr� ik partiinogo rabotnika, 9. cilt (Moskova: 1967), s. 128; V. la. Nepom­


nin, Istoriçeskii op1t stroitelstva sotsializma v Uzbekistane, 1917-1937 (T�kent:
1960), s. 300-301; Pravda vostoka (4 Ekim 1934): s. 1 .
8 Pravda vostoka (16 Ekim 1934): s. 1; Agy., (10 Ekim 1934): s. 2.

318 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Stalin'in o suada yürüttügü "bürokratizme" kar§I verilen daha
geni§ mücadelenin bir parças1 da sayilabilirdi.
Ancak elbette bu, cumhuriyetçi parti liderlerinin Moskova
yetkilileriyle e§it oldugu anlamma gelmiyordu. Sredazbüro'nun
dagilmasmdan bir ay sonra, ikramov ve Hocayev'e õlüm ceza­
s1 verme yetkisi verildi ancak bunu yalruzca Politbüro üyesi V.
V. Kuybi§ev1e i§ birligi hâlinde yapabileceklerdi. Kasim aymm
sonunda diger Türkistan parti liderleri de aym yetkiyi almi§­
h. 9 Ta§kent ve Moskova arasmdaki Sredazbüro'yu kald1rmak
(Õzbek SSC ba§kenti 1930'da Semerkanftan Ta§kent'e kaym1§h)
süreci basitle§tirdi ve onu dogrudan Politbüro'nun kontrol.üne
verdi. Hükumetin orta katmanlanm ortadan kalduarak Mos­
kova'nm kontrolünü güçlendirmenin çok eski bir teknik oldu­
gu not edilebilir; IV. ivan (Stalin'in rol modellerinden biri) XVI.
yüzyilda aym taktikleri uygulamt§h. Gõrünii§e gore karann ani
§ekilde almmas1, Stalin'in çah§ma yõnteminin tipik bir õmegiy­
di; parti politikalarmda ani degi§iklikler ve dogrudan tersine
dõnii§ler onun yõnetimi alhnda oldukça yaygmd1; bunun en iyi
bilinen õmegi Almanya'yla olan 1939 pakhdu.

Daha Kontrollü Bir Kampanya


Nihai otoriteyi gizli polise veren düzenli bir sistem yürür­
lükte gibi gõrünse de yerel parti kadrolan ve devlet yetkilileri
19301arm ba§lannda zay1f bahanelere dayanarak camileri ka­
patmaya devam etti. Nisan 1932'de, (muhtemelen yakmlardaki
Fergana $ehir Sovyeti tarafmdan yõnetilen) Karasu kõy sovyeti,
camilerini kapatma olas1hgm1 ara§hrmak için kõy ONO' sundan
bir yolda§ gõndermeye karar veren kolhoz yoksullanyla bir top­
lanh yaph. Kolhozun "zengin" üyelerini d1§layan toplanh, Mer­
kez Yürütme Komitesi'nden caminin iki hafta içinde "klZll bir
çayhaneye" dõnü§türülmesine onay vermesini istemeye karar
verdi. Teknik olarak ONO'nun bu durumlarda resmi bir yetkisi
yoktu ancak camiler sikhkla okullara dõnii§türüldügünden veya
egitime ili§kin ba§ka amaçlar için kullanild1gmdan, ONO bazen
konuya müdahil olurdu. May1s ay1 ba§larmda, Merkez Yürütme

9 O. V. Xlevnyuk, Politbyuro: mehanizm1 politiçeskoi vlasti v 1930s god1 (Mosko­


va: Rosspen, 1996), s. 134.

Shoshana Keller • 319


Komitesi Gizli Bõlüm'ünün müdürü (Yolda§ Kester) belgeleri ni­
hai onay için GPU'ya gõnderdi.1º
HükUmetin entrikalar1 d1§mda ve onun isteklerine kar§I olan
faaliyetler de Türkistan'da devam ediyordu. 1934'te Militan Ate­
istler Birli� yetkilisi Fedor Ole§çuk, 1 7. Parti Kongresi'nin ardm­
dan ateistlerin çali§malarma ili§kin bir õzet ve ele§tiri yazd1. A§a-
8J.daki anekdot gibi, ateizmin yaydmaya ba§lad18J.m gõsteren,
Müslümanlara ili§kin birkaç kisa gõndermede bulunuyordu:
�ban Babanyazan, Ôzbekistan'daki bir ke§if heyetinin üyeleriyle ilgili
olarak " Üç ytld1r bir molla gõrmedim" dedi. "Namaz kdmak istemi­
yorum ve oruç tutmad1�m ikinci y1l. Gõrüyorum ki Sovyet iktidar1
Tanr1'ya inanm1yor ve i§ler daha iyi: sovhozda koyunlar, beylerin ida­
resindekinin yansmdan daha az oranda kesiliyor . Bir uçak gõrdüm -
canh degil ama ku§ gibi uçuyor, insanlar orada oturuyor ve Tanr1'ya
inanmiyorlar. Mollalar olmadan ya11amak mümkün." 11

Ole§çuk, Müslümanlann yalmzca domuz yeti§tirmekle kal­


mad1gm1 (Sredazbüro 19201erin sonlannda Türkistan'da domuz
yeti§tiricili�ni te§vik etmeye ba§lamI§h), aym zamanda "zaman
zaman [domuzlara] Rus kom§ulanndan çok daha iyi baktlklan­
m" sõylüyordu.12
Ancak bu anekdotlar, islam'm maglup edilmi§ bir dü§man
oldugunu karutlamad1. Aksine, Ole§çuk "dini alt etmek, ikinci
Be§ Y1lhk Plan'm en õnemli gõrevlerinden biridir" demi§ti.13 As­
lmda, partinin din kar§1h çali§masmdaki dü§Ü§ ile tesadüf olma­
yan bir §ekilde Müslüman toplumda küçük bir canlanma vard1.
SSCB Militan Ateistler Birli� can çeki§iyordu ve Õzbekistan'daki
ateistlerin sadece adi vard1. 1934'te Õzbek ateistleri ba§kam K.
M. Makarov, yeni ders kitaplanyla ilgili bir tarh§mada din kar§I-

10 TsGA Uz F. 86, op. 2, d. 146, 1 1 . 1-3, 22, 25 ve 27 Nisan 1932 tarihli belgeler.
F. 86, op. 2, d. 148, 1. 6, 7 Mayis [?) 1932 tarihli belgeler. OGPU'nun Orta
Asya'daki Tam Yetkili Õzel Bõlümü, 1933 yilmm mayIS ayi sonlannda ca­
milerin kapattlmas1m hâlâ onayhyordu. F. 86, op. 2, d. 161, 1 . 25.
11 F. N. Ole§ÇUk, XVII S 'ezd VKP(b) i zadaçi antireligioznoi rabot1 (Moskova:
1934), s. 14. Ole§çuk 1929'da ateistlerin organizasyon birimine ba§kanhk
etti ve $ubat 1 938'de 4. Geni§letilmi§ Genel Kurul'un kaydrm düzenlemek
için hâlâ ortahktaydi.
12 Agy., s. 15. Bu, Õzbeklerin domuz eti yediAi anlamm a gelmiyordu; israil
bugün en büyük domuz üretidlerinden biridir.
13 Ole§çuk, s. 55-57.

320 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


h metinler haldonda tek bir kelime edilmediginden yaknuyordu.
Bu, RSFSC Aydmlanma Komiserligi'nin okullarda din kar§Ih ça­
h§malara daha fazia odaklanmayi te§vik eden bir emrine ragmen
bõyleydi.14 Sürgündeki Türkistanh ara§hrmaa Baymirza Hayit,
din adamlarmm 1934-1935'te dini bir ag õrgütledigini ve küçük
insan gruplanru Kur'an okuma ve teblig çah§malan için kõylere
ve §ehirlere gõnderdigmi aktarmaktayd1. Bu gezici vaizlerden
baztlan, Hayit'in tan1mlad1g1 : gibi, sufilerdi: "Tahta atli [Steckp­
ferden ], sarikh ve rengarenk giyinmi§ gruplar insanlann arasma
dahyorlardi ve bunlar Türkistan'da genellikle 'Atli i§ânlar' olarak
biliniyorlard1. Toplanh yerlerinde insanlar Kur'an okur ve der­
vi§lerin õncülügünde ritmik zikir hareketlerine ba§larlard1."15
Belki daha gõrünür islami faaliyetlere yan1t olarak ancak
daha büyük olas1hkla devlet geli§iminin bir parças1 olarak,
1935'ten sonra camileri kapatma oran1 arth. Ancak 1 927-1929'un
vah§i y1klc1hg1 çok geride kalmI§h. Bunun yerine, Õzbekistan
Sovetov Merkez Yürütme Komitesi, düzenli bir süreci denetle­
yecek yeni bir bürokrasi kurdu: Íkisi de Merkez Yürütme Ko­
mitesi Ba§kan11g1'na rapor verecek olan, inanç Komisyonu ve
ona e§lik eden grup ile Cami ve Mescitlerin Kapahlmas1yla Ílgili
Dilekçelerin incelenmesi Komisyonu. inanç Komisyonu, ÕI<P
Merkez Komitesi'ni, NKVD'yi (1934 itibanyla gizli polisin yeni
adi), Narkompros'u, Saghk ve Adalet Komiserliklerini, sendi­
kalan ve elbette Merkez Yürütme Komitesi'ni çe§itli §ekillerde
temsil eden dõrt ila yedi üyeden olu§uyordu. Soru§turma Ko­
misyonu'na, inanç Komisyonu'nda ve MYK'mn ba§kan yard1m­
c1s1 olarak da gõrev yapan D. 1. Manzhara ba§kanhk ediyordu.
Manzhara daha õnce Sredazbüro'da Tüm Birlik Komünist Par­
tisi Merkez Denetim Komisyonu'nun [TsKK VI<P(b)] gõzlemci­
ligini de yapm1§h. inanç Komisyonu, ibadethanelerin kapahl­
masma yõnelik tüm talepler için bir takas dairesi gõrevi gõrdü
ve bu tür taleplerin ara§hnlmas1, onaylanmas1 ve reddedilmesi
üzerinde tam kontrole sahipti. Ayru zamanda, ayakta kald1gi

14 TsGA Uz F. 94, op. 5, d. 1423, 1 . 15, ateistlerin, Õzbekistan'da din ka111b


õ�etmenlerin yeti�tirilmesine ili�kin 1934 tarihli tutana�. A. Hakimoglu,
"The Ufa Moslem Religious Administration and its Work", East Turkíc Re­
view, 1 1 . cilt, 3. sayi (Eylül 1960): s. 39.
15 Baymirza Hayit, Turkestan in XX /ahrhundert (Darmstadt: C . W. Leske,
1956), s. 309. Hayit bu izah1 belgelememektedir.

Shoshana Keller • 321


dõrt ytl boyunca, 19301ann sonlan için beklenmedik olrnayan,
yüksek bir personel sirkülasyonu ya§ad1.
Bu iki komisyon, camileri kapatmayi, herhangi bir çarhk çi­
novnikinin (memur) bile yadrrgamayacagi sistematik bir prose­
düre dõnü§türdü. ilk adnn, bir raykom, §ehir sovyeti veya ma­
halle komisyonunun, inanç Komisyonu'na, ilgili topluluk adma
bir ibadethanenin kapahlmasrm talep eden geçerli bir dilekçe
gõndermesiydi. Komisyonun bazen yerel yetkililere kapatma
taleplerini ara§hrmalan ve dogrulamalan talimatrm verdigi de
oluyordu. Hatta arada bir talepleri reddettigi de vakiydi. Kabul
edilen dilekçeler, ifade ve dil kullanlml açismdan fark edilebilir
bir õrüntü izliyordu. Çogu zaman, standart aç1h§, "Bu dilekçe,
halk genel kuruluna dayanarak sunulmu§tur" veya "Bu dilekçe
. . . tamamen yiktlmi§ ve çõkme tehlikesiyle kar§1 kar§1ya olan . . .
caminin kapahlmas1 hakkmdadir" §eklindeydi.16 Bu ikinci ge­
rekçe, dogrudan 1929 tarihli Dini Kurulu§lar Yasas1'mn kõhne
camilerin y1kllrnasma ili§kin hükümlerine dayan1yordu. Bir ca­
minin kapahlrnas1 için gõsterilen ba§ka gerekçelerden biri de ba­
zen, binanm eskimi§ olrnas1 ve sadece çok küçük bir erkek grubu
tarafmdan kullan1hyor olrnas1yd1. Ôzbekistan' m her yerinden
gelen bu dilekçeler birbirine o kadar benziyordu ki, sanki devlet
tarafmdan verilmi§ bir §ablonu takip ediyor gibiydiler.
inanç Komisyonu'na bir kapatma talebi sunuldugunda, soru§­
turma komisyonunun yorulmak bilrneyen sekreteri Vvedenskiy,
(üç kopya hâlindeki) talebi, (birden fazia kopya hâlinde sunula­
cak) ek evraklar için geri gõnderiyordu. Evraklar arasmda, daha
õnce sunulrnami§sa bir genel kuruldan veya i§çilerden veya kol­
hozniklerden bir dilekçe, aym toplanhnm tutanagi, her bir cami
için ayn ayn kõy sovyetinden ve rayon parti komitesinden bir tu­
tanak (her bir cami için yazilan tutanagm ayn nüshalan), caminin
kapahlrnasma ili§kin kesin gerekçelerin bir listesi ve kapattlan
binamn ne amaçla kullantlacagma dair bir açiklama bulunuyor­
du. 1937 itibariyle, "teknik bir i§lem", yani binamn büyüklügü ve
saglamhgt hakklnda imza11 bir mühendis raporu da gerekli ki­
lmd1. Vvedenskiy, birkaç caminin birden kapahlrnas1 için talepte

16 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 807, 1110 ve 1111 buna benzer birçok õmek içe­
rir. Bu sistemin tam hâline kaVU$mas1, komisyonun kurulmasmdan sonra
muhtemelen bir y1h bulmu�tur.

322 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


bulunuldugunda ise, ilgili tüm camilerin adlanrun ve yerlerinin
tam bir listesini istiyordu. Tüm evraklar ahmp i§lenmeden, cami­
nin kapattlmasma yõnelik hiçbir talep kabul edilemeyecekti.
Yaz1§manm kendisi, komisyonun kurulu§undan yakla§1k bir
ytl sonra, Vvedenskiy'nin taleplerinin Rusça ve Õzbekçe olarak
makul õlçüde aym kalitede kâgit üzerine ve uygun mühür yap1§­
hnlrm§ olarak yazilmas1yla belirli bir biçime dõnܧIDܧtü. Vve­
denskiy, ilgili topluluklardan gelen dilekçelere yüksek bir õnce­
lik veriyordu ve raykom, §ehir sovyeti veya mahalle komisyonu
onlan gõndermeden õnce talepleri i§leme koymay1 reddediyor­
du. Dilekçelerin çogunun aym el yaz1s1yla ahlrm§ imzalara sahip
olmas1, gõrünü§e gõre sorun degildi.
Cami kapatma sürecini sistemle§tirme çabalanmn bir par­
ças1 olarak, 1935'te Sovetov Merkez Yürütme Komitesi, Õzbe­
kistan'm rayonlarmdaki ve baz1 büyük §ehirlerindeki camiler
ve din adamlan hakkmda bir say1m yaphrd1. Say1m olaganüs­
tü ayrmhhyd1, sadece aç1k ve kapah camilerin say1sm1 degil,
aym zamanda depoya veya "kültür-aydmlanma vak1flanna"
dõnü§türülen veya tamamen y1kilan eski camilerin say1s1m da
veriyordu. Tablo 7. l'de sunulan, say1rmn cami bõlümünün k1-
salhlm1§ bir versiyonu, õnceki kampanyalarm camilere verdigi
'
büyük hasan yans1tmaktadir.
Kategorilerin "kapahlanlarm toplam say1s1" ve "kapahlma­
yanlann toplam say1s1" olarak etiketlendigine dikkat çekilmeli­
dir, bu da rakamlann en iyi ihtimalle yakin tahminler oldugunu
gõsterir. Tabloda, õmegin Fergana §ehrini devrimden õnce iki
camiye sahipmi§ ve daha sonra üç camisi kapatilm1§ gibi gõste­
ren baz1 tutars1zhklar, büyük olas1hkla in§aat faaliyetlerinin veya
yetersiz sayunlann sonucuydu.17 Digerleri, "ͧlevsiz, mevzuah
düzenlenmemi§" olarak etiketlenen bir kategoriye koyulmu§tu.
Bu kategoriye giren camiler ne kapah ne de aç1k olarak sayilmak­
tayd1. Õmegin Íkramov rayonunun devrimden õnce 125 camisi
vard1. Ocak 1936 itibariyle, bunlann 65'i kapahlrm§, 60'1 kapahl­
marm§h. Bu 60 camiden 15'i "Aç1k, kay1tb degil" ve 45'i "ͧlev­
siz" olarak say1lm1§hr. Kirsal ve kentsel alanlardaki toplam 647
cami bu kategoride listelenmi§ti.

17 Orijinal tablo 191 7'den sonra in§õa edilen 13 camiyi listeliyor.

Shoshana Keller • 323


Tabloda gõrünmeyen õnemli bir farkhhk, saynn memurlan­
run tüm bõlgeleri veya tüm §ehirleri dâhil etmemi§ ohnas1drr.
Buhara ve Semerkant §ehirleri açikça atlannu§br, Ktrgiz ÕSSC
ve Andican Oblasb ise birden fazia rayona sahipti ve 1936 tarihli
tamamlanmamt§ bir harita, diger oblastlarda burada listelenen­
den daha fazia rayon gõstermektedir. Sovyet Hükumeti'ne ait
daha sonraki bir çah§ma, Õzbekistan'm Mart 1937'den itibaren
109 rayona aynld1grm ifade ediyor; buradaki tabloda ise 64 ra­
yon listelenmektedir.18 Orijinal tablonun rayonlar1 karmakar1§1k
siralamasmm nedeni bu olabilir-bo§luklar1 gizlemek için bõy­
lesi daha uygundur. Harezm problem kaynagi ohnaya devam
etmi§tir çünkü baz1 nedenlerden dolay1 anketõrler oblasttaki be­
lirli rayonlar1 listeleyememi§lerdir.
Bu eksikliklere ragmen, istatistikler camilerin aktbetindeki
baz1 bõlgesel farkltl1klara i§aret ediyor. Partinin en güçlü oldugu
bõlgeler (Ta§kent, Semerkant ve Buhara civan) en yüksek cami
kapatma oranlanna §ahit oldu - siras1yla %52, %78 ve %94. Bu­
hara'daki orarun çok yüksek ohnas1, õnceki bõlümde tarb§tlan
cami kapatma çtlgmhgmm burada yogunla§mt§ olabilecegini
dü§ündürmektedir. Fergana Vadisi oblastlan ise en dü§ük yüz­
deleri gõstermekteydi: Fergana için %38,5, Namangan için °lo42,
Andican için %35 ve Ktrg1z ÕSSC'nin tek bir rayonu için %30.
Bu rakamlann arkasmdaki veriler o kadar belirsiz ki, olsa olsa
genel egilimlere ili§kin bir izlenim verebiliyorlar. ôte yandan, bu
egilimler, partinin cumhuriyetin dogu bõlgelerindeki zayif hâki­
miyetini gõsteren diger kamtlarla õrtü§üyor.

18 H. Süleymanova, Ístoriya sovetskogo gosudarstva i prava (T�kent: 1%3), 2.


cilt, 1924-1937, s. 585.

324 • Mekke'ye Dej91 Moskova'ya


Tablo 7.1 1 Ocak 1936 itibanyla Cami Saymu

1917 Kapah- Kapahl-


Kay1t
Oblast, õncesi lanlann mayanla- Kay1th
dl§l
Rayon cami toplam nn toplam camiler
camiler
say1s1 say1s1 sayis1

Andican Oblash

Bahkç1 198 69 129 129

Namangan
Çust 227 79* 149 99 19
Pap 112 52 61 18 13
Üçkorgan 117 70 47 47
Üyçi 185 70 115 70
Fergana
Alhank 264 155 109 1 09
Bagdat 230 33 136 61
Farghana 194 108 86 58
Kirov 178 6 172 97

Lenin 497 238 241 7 234


Margilan 148 35 1 13 78
Molotov 265 110 155 155
Klrgiz ÕSSC
Narm 220 67 153 1 00
Ta�kent
Akkorgan 53 28* 26 26
Çinaz 52 9* 45 23

Shoshana Keller • 325


Nizhni
57 32 28 1 27
Çirçik
Sredni
133 82 53 3
Çirçik
Yengi Yol 82 31 31 31
Parkent 78 34 44 20
Stalin 275 167 108 108
Cizzak
Far� 79 14 65 3
Gallaaral 158 134"' 25 23
Zaamin 120 24 96 96
Seyhun
Akderya 187 163 24 24
[oku-
Bulungur 180 136 44 44
naks1z]
Cambay 163 126 37 37
Kattakurgan 83 78 7 7
Sanasya 101 79 22 22
$ehrisebz 206 134 72 72
Nevai
Nur-Ata 109 91 18 1 4
Buhara
Babkent 398 391 7 7
Behbudi 1 74 152 22 22
F. Hocayev 118 108 10 10
Kurama 131 118 13 13

Surhanderya
Baysun 73 60 13 13
Dehkanabad 26 10 16 16
Denov 92 64 28 28
ikramov ? 125 65 60 15
Carkorgan 48 38 10 10
Tentaksay 141 58 83 83

326 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


Ka�kaderya
Çirakç1 126 63 71 56
I<itap 219 105 1 14 1 14
�rabad 101 101
Tirmiz 29 27* 5 5
Harezm
8 rayon 1482 1292 190 190
Muhtelif
yerler
Kalinin 132 69 63 60
Tammlana-
mayan
Begovaf"* 23 21* 4 4
Cemalkuduk 130 65 65 65
Kaganoviç 240 42 198 152
Kumtepe 66 58* 9 9
Nagan 115 1 1 0* 7 1 6

Voro�dlov 126 102 24 24

9.720
3.590 386 2.583
[me-
Toplamlar 6.160 [metinde: [metin- [metinde:
tinde:
3.373] de: 492] 2.509]
9.758]

* rakam bir ila üç kiliseyi de içerir.


** "Bekabad" olarak okunursa üç olas1 yer vardir.

1917 Kay1t
�hir*** Kapah Açik Kay1th
õncesi d1�1
Kattakurgan 28 28 4 1 3
Andican 205 48 159 136? 6
Hokand 249 157 94 38 ? 56
Fergana 2 3 3 2 1

Shoshana Keller • 327


Margilan 229 146 83 19
Ta§kent'teki
9 2 8 8
Lenin rayonu

Toplamlar 722 384 351 194 93

Genel
10.489 6.544 3.724 686 2.588
Toplamlar
""'* $ehirlerde, rayonlardakinden daha fazia kapah kilise ve sinagog
vard1: tabloya gõre, Hokand'da 1917 ve 1936 arasmda 13 sinagog ve
dõrt kilise kapatllrm§tl (buraya dâhil edilmerni§tir).

Kaynak: TsGA UzF. 86, op. 10, d. 770, 1. 1 . Sovetov MYK Ba§kan yar­
d1mc1s1 Manzhara ve õzel bõlüm müdürü Gudkin tarafmdan imza­
lanan "Svodka o naliçii i polzovanii molitvenmkh domov razliçmkh
religiozmh teçenii po raionam i gorodam Uzbekskoi Respubliki."
Orijinal tablo, rayonlari ve ayrmtlh ancak eksik bir 1936 askeri hari­
tasm1 listelemektedir. Sovyetlerin bõlgeleri yeniden yapiland1rma ve
yeniden adland1rma egilirni, listelenen tüm rayonlan bulamad1g1m
anlarmna geliyor.

Tablo, kapah binalarm ne arnaçla kullanild1gtm da gõstermek­


teydi. �hir dt§mda kapablan 6.160 camiden yakla§Ik 494'ü "kül­
tür-aydmlanma" arnaçlar1 çerçevesinde devredilmi§ti, 2.103'ü
depo ohnu§tu, 2.364'ü kullanilrmyordu ve 1 .199'u yiktlrm§ ve
bunlarm in§aat malzemesi ba§ka yerlerde kullamlrm§b.19 Top'."
Iam.da, Õzbekistan'daki camilerin yakla§tk %69'u 1917 ile 1935'in
sonlan arasmda kapablim§b. Ancak "Aç1k, kay1th" ve "Açik, ka­
y1t dt§t" ohnak üzere iki kategori, karnpanyanm genel ba§ansma
ragmen, yetkililerin kontrolü dt§mda kalan õnemli alanlar oldu­
gunu gõsteriyor: bilinen açik camilerin kay1t d1§1 o'tanlarmm sa­
y1s1 (2.588) kay1th olanlarmkinin (686) yakla§1k dõrt kattdir.
Sovetov MYK komisyonlarmm cami kapatmalar1 normal,
bürokratik bir prosedür hâline getirmek için gõsterdigi yogun
çabalara ragmen, Vvedenskiy yine de "yalm idari tedbirleri" kt­
nayan ve bu tedbirlerin hâlâ kullamld1g1m belirten notlar dagtt-

19 Tabloda listelenen toplamlann üzerinde, muhtemelen 6.160'a tekabül ede­


cek §E!kilde oynaruru§br. Bu kategorilerde bana ait toplamlar 489, 2.102,
2.414 ve 1.384'tür ve 6.389 sonucunu verir.

328 • Mekke'ye De�l Moskova'ya


mak zorunda kahyordu.2° Fevkalâde korkunç bir vakada, Ferga­
na kentindeki bir müezzin, camisinde askerlerin domuzlanyla
birlikte konaklahlmasmdan §Õyle §ikâyet etmi§ti: "Caminin çev­
resinde çamur var [ve] camide her türlü asker kamp kuruyor.
Domuzlan, ki dinen haramdir, her türlü pisligi yap1yor-tek ke­
limeyle hiçbir ihtimam gõsterilmiyor."21 1937'de bile insanlar ca­
milerinin yasa dt§l olarak kapahlmasm1 protesto etmeye devam
ediyordu. Ancak elimizde §ikâyetlerinin kar§iland1gma dair bir
kay1t yoktur.22

"Stalin" Anayasas1
1935'te Ramazan arahk ayma denk geldi ve NKVD, ikramov'a
sundugu õzel bir raporda, õzellikle Buhara, Ka§kaderya ve Mar­
gilan çevresindeki kirsal alanlarda çok say1da insanm bayrami
kutlamak için topland1gmdan §ikâyet etti. Buhara'nm büyük
camilerinde yakla§1k 25.000, yalmzca Mir Arap Medresesi'nde
7.000 ki§i toplanmi§b.23 En ideal §artlarda bile asla çok etkili
olmayan din kar§lh propaganda, Ramazan'm ba§mda õzellikle
zay1flad1 ve yetersiz kaldi. Zaman zaman, yerel yetkililer oruç
tutulmasma kar§l gelmeye çal1§hlar ancak etkisiz kaldilar:

Bununla baglantih olarak, Kega Rayonu "Frunze" kõy sovyetindeki


din kar§ltl "çah§ma" hakkmda yeni bir gerçek [gün yüzüne ç1ktI] : Ra­
mazan Bayram1'nm kutland1g1 gün rayon Halk Egitim Dairesi Ba§kam
Rahmetov altI çocukla bir araya gelmi§, onlan bir kagmya oturtmu§ ve
bayram kutlamasma kar§I üç dakikahk gezici bir gõsteri düzenlemi§.
Bu, bu koy sovyetinde, Íkramov-Íga�ev Kadir kolhozunun Komsomol orgütü
de dâhil olmak üzere 21 komsomol üyesinin Ramazan Bayramt kutlamalanna
kat1ld1g1 bir vaziyette vuku bulmu§tur.24

20 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 1504, 1 . 19, Ocak 1937, Sovetov MYK Sekreteri
Ahrnetbekov'dan Kattakorgan RIK ba�kanma notlar; d. 807, 1 . 43, Nisan
1938, Mirzaçõl rayonundaki "bir caminin yasa d1�1 olarak kapablmasma"
ili�kin not.
21 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 1500, 1. 73, 29 Mayis 1937 tarihli belge.
22 TsGA Uz F. 86, op. 10, d. 1 1 1 1, 1 1 . 93, 95; d. 1500, 1 1 . l, 71 .
23 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1. 10. NKVD Yardrmos1 Leonov ve SPO
UGB NKVD Ba�kan Yard1mc1s1 Zelentsov tarafmdan imzalanan 1 4 Ocak
1936 tarihli ve 3 sayih Õzel Not.
24 Agy., 1. 1 1 . Vurgu metne ait. Yukandaki cami tablosunda "Kegaaskiy Ra­
yonu" bulunmad1gma dikkat çekilmelidir.

Shoshana Keller • 329


Birçok çocuk ve genç hâlâ bayram1 kutluyordu. Õgretmen­
leri de din kar§Ih propaganda yapmamakla kalmtyor, aym za­
manda çogu zaman kendileri de oruç tutuyorlard1. 18 Arahk'ta
Cantepe kõyünde (Stalin Rayonu) Absahan i§ân bir grup kõy­
lüye §õyle seslenmi§ti: "Korkmamza gerek yok, daha aydmhk
[svetlee] zamanlanm1zm geli§i yakmdir! . . . Ne§eleniniz - islam
dini §aka degildir, kõkleri sagiamdir." 26 Arahk'ta Molla Gaf­
fur Suyunov'un bir kõy mezarhgmda bin ki§iye hitaben §õyle
konu§tugu da sõylenenler arasmdayd1: "Bakm, bayram1 kutlu­
yoruz ve hükumet bize dokunmuyor. Gelecek ytl daha da õz­
gür olacag1z!"25
Bu ifadeler, Stalin'in 1935'te "[h]ayat daha ne§eli hâle geldi
yolda§lar!" §eklindeki ilanmdan ve yeni "Stalin" anayasasm1
çevreleyen muazzam propaganda kampanyasmdan etkilenmi§
olmal1. 1936 anayasas1 olaganüstüydü çünkü resmen ilan edil­
meden õnce kamuoyunda aylarca tartJ.§tld1. Okullardan fabrika
parti hücrelerine, oradan bõlgesel konferanslara kadar, insanlar
yeni anayasa taslag1 hakkmda dü§ünmeye, tarh§maya ve hatta
õnerilerde bulunmaya te§vik edildi. Gazeteler tarh§maya binler­
ce yaym ayird1. Anayasa nihayet onayland1gmda, dogrusu din
adamlanna oy haklarm1 iade etmekte ve diger yükleri hafiflet­
mekteydi. Sovyetlerin din õzgürlügünü tam manas1yla geri ge­
tirdigini ilan etmeye heveslenen birkaç mollanm naifligi bu aç1-
dan daha anla§thr hâle geliyor.
Ne yaztk ki naiftiler ve uygulamada anayasaya uyuldugu asla
gõzlemlenmedi. Kõylüleri Ramazan'da pamuk hasadrm durdur­
maya ikna etmek için Õzbekistan'a giden birkaç Tacik imam õr­
negmde oldugu gibi, srmrlan geçen din adamlan bu nispeten
rahat zaman diliminde bile hâlâ tutuklan1yordu.26 NKVD aynca
1935 sonbaharmda "ath i§ânlann" pe§ine dü§mܧ ve 32 tanesi­
ni ekim aymda Hokand'da kur§una dizilmeye mahkum etmi§ti.
i§ânlar, gõrünü§e gõre, komünistlerin hem dünya hem de ahiret­
te esenlige kavu§mak için Müslüman kalmalan gerektigi anlarm­
na gelen "Komsomol bu dünya için, müritler ahiret için" slogam-

25 Agy., 1. 12.
26 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 11. 19-20. Zelentsov ve Devlet Güvenlik
Kldemli Binb�1s1 Zagvozdin imzah, Ramazan merasimleri hakkmdaki 28
Aralik 1935 tarihli ikinci rapor.

330 • Mekke'ye De!íil Moskova'ya


m yaymakla suçlamyorlard1. Ath i§ânlar ortadan kaldmld1ktan
sonra, ba§ka bir küçük grup dilenci k1hgmda ev ev dola§arak
insanlan komünizme direnmeye te§vik etti. Onlar da yakaland1
ve 1937'de tüm bu gruplar ortadan kayboldu.27
Camileri sayan aym 1935 Sovetov Merkez Yürütme Komitesi
ara§hrmas1, bir yandan din adamlanmn da say1mm1 gerçekle§­
tirmi§ti (bkz. Tablo 7.2). Ne var ki, insanlarla ilgili verileri bina­
larla ilgili olanlardan bile daha üstünkõrüydü.
Tablo 7.2, Õzbekistan'da 1935'in sonlan itibanyla mevcut bu­
lunan toplam 2.309 kay1th ve kay1t dl§l Müslüman din adanu
arasmda, resmi olarak kay1th 1 1 1 imam ve molla, 1 .249 kayit d1§1
imam, 143 kayit d1§1 i§ân ve 806 kaylt d1§1 molla oldugunu gõs­
termektedir. Tablo aynca cumhuriyetin tamanunda toplam 58
kayit d1§1 sufi listelemektedir (burada gõsterilmemi§tir).
Daha õnce inceledigimiz tüm istatistiklerde oldugu gibi, bu
rakamlar da gerçek duruma ili§kin güvenilir bir rehberlik sun­
maktan uzakhr. l§ânlar ve onlann sufi müritleri hakkmdaki ista­
tistikler buna bir õmektir: Müritlerin say1smm iki kahndan daha
fazla tarikat lideri olduguna inanmak manhga aykmdir. Kay1t
d1§1 sufiler için 58 resmi rakanu muazzam bir eksik olmah; bu
da Sovyet dõneminde sufi tarikatlarmm son derece gizli niteli­
gi dü§ünüldügünde makul gelmektedir. Ek olarak, daha õnce
bahsi geçen bõlgesel bo§luklar bu tabloda da vardir. Bununla
birlikte, din adamlarma ili§kin veriler o kadar dag1mkhr ki, Õz­
bekistan' m bir bõlgesinde ba§ka bir bõlgesinden daha fazla din
adanu olup olmad1gm1 ayirt etmeye çah§mak bile anlams1zdir.
Son olarak, "kay1t d1§1" din adamlan hakkmdaki tüm saydar,
õzellikle derleyicilerin bilgileri nasd toplad1g1 ve kay1t d1§1 din
adamlanm nasil tespit ettigi bilinmedikçe, derin bir §Üpheyle
ele almmahdir. Burada sunulan toplamlarm olmas1 gerekenden
eksik sayild1gma ku§ku yoktur ancak ne kadar eksik oldugunu
tespit etmek imkâns1zdir.

27 Hayit, s. 309-310.

Shoshana Keller • 331


Tablo 7.2 1 Ocak 1936 itibanyla Din Adamlan Nüfusu
Kayith Kay1t Kayit
Kay1t dt§l
Rayon imamlar ve dl§l dl§l
mollalar
mollalar imamlar i§ânlar
Andican Oblash
Bahkç1 o 93 3 6
Namangan
Oblash
Çust o o 4 79
Pap o 58 o o
Üçkorgan o 24 o o
Üyçi o o 9 47
Fergana
Oblash
Alhank o o o 38
Bagdat o o o 13
Fergana o 34 o o
Kirov 7 imam o 1 22
Lenin o o 10 212
Margilan o 75 o o
Molotov 14 molla o o 57
Ktrgiz
õssc
Narm 6 imam
Tatkent
Oblash
Akkorgan o 12 o o
Çinaz o o 1 25
Nizhni
o o o 11
Çirçik
Sredni
o 25 o o
Çirçik
Yengi Yol o o o 39
Parkent o 20 o o
Stalin 55 imam o o o
Cizzak
Oblash
Fari§ o o o 27

332 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


Gallaaral o o 1 32
Zaamin o 79 o o
Seyhun Oblastz
Ekmelabad ? o o 17 33
Havas o o o 11
Karaderya o 55 o o
Semerkant
Oblastz
Akderya o 24 8 10
Bulungur o 47 6 o
Carnbay o o 5 32
Katta
o 11 o 6
Korgan
Sanasya o 9 o o
�hrisebz o 71 3 o
Nevai
Obl asb
Nürata o o o 26
Buhara
Oblasb
Babkent o 18 o o
Behbudi o o o o
F. Hocayev o 27 o o
Kurarna o o o o
Surhanderya
Baysun o 3 o o
Dehkanabad o 38 o o
Denov
ikrarnov ? o o o 15
Carkorgan o
Tentaksay
Ka§kaderya
Çirakç1 o o o 39
Kitap o 75 19 7
�rabad o o o o
Tirmiz o 3 o o
Harezm
8 rayon o 244 17 o

Shoshana Keller • 333


Muhtelif yerler
Kalinin o 5 2 5
Tayin edilmemi§
Bekabad o 34 8 o
Cemal-kuduk o 39 o o
Kaganoviç 29 irnam 28 4 11
Kumtepe o o o 3
Nagan o
Voro§ilov o
108 imam
Toplamlar [ metinde: 97] 1 .151 118 806
14 molla

�hir
Katta Korgan o 1 o o
Andican o 52 o o
Hokand o 44 o o
Fergana o 1 o o
Margilan o o 25 o
Ta§kent'teki Lenin rayonu o o o o
ToElamlar o 98 25 o
Kaynak: TsGA Uz, F. 86, op. 10, d. 770, 1 . 1 . Tablo
7.l'in albndaki nota bakm1z.

Yeni Tutuklamalar
Birçok bo§luguna ragmen nüfus saylml, sadece Õzbekistan'da
degil, SSCB'nin tüm Müslüman bõlgelerinde 1936'da ba§layan
yeni bir tutuklama dalgasirun yolunun haz1rlanmasma yardim­
c1 oldu. Bu yeni saldm, yakla§makta olan Büyük Temizlik'i i§a­
ret eden gümbürtülerden biriydi (Ktzd Ordu subaylannm yok
edilmesi çok daha büyüktü) ama ayru zamanda büyüyen ulus­
lararas1 krizle de baglanblan vard1. 23 $ubat 1936'da Ta§kent'te
islam'1 teblig etmek ve kar§1-devrimci faaliyetlerde bulunmak
suçlamas1yla dõrt adam tutukland1. Íbrahim Tarpi, 1927'de Sov­
yet kar§tb faaliyetler nedeniyle çoktan tutuklanmt § ve üç yd sür­
güne mahkum edilmi§ olan bir Ktrim Tatan ve eski Ktrim müf-

334 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


tüsüydü. ikinci tutuklanmas1 sirasmda Ta§kent'teki bir büfede
gazete satiyordu. Zahrettin Agliam Kas1m Hocayev, T�kent'teki
Registan Camisi'nin imamiyd1, iç sava§ sirasmda Hokand Õzerk
Hükfimeti'ne kattlrm§ ve "kar§l devrimci" $ura-i islâmiyye ve
ittihad-1 islam õrgütlerinin mensuplarmdan biri olmu§tu.
Kemal Kad1 Rahman Berdiyev Ta§kent'teki Zencirlik Cami­
si'nin imami olarak gõrev yap1yordu ve iddiaya gõre $ura ve it­
tihad'm da emektarlarmdan biriydi. $ah Resul Zünnun, 1929'da
tutuklanan ve kar§1 devrimci faaliyetlerden on yil hapis cezasma
çarpbnlan "ünlü bir pan-islamc1" olarak tanimlan1yordu. ikinci
kez tutukland1gi suada "belirli bir i§i yoktu", ki bunun kendisi
de SSCB'de bir suçtu. Davadaki diger bir san1k ise, TashTram'da
muhtemelen toplu ta§rma araçlan üreten eski bir din adam1 olan
Abdussamet $ahidov'du. 28
"Muhbir-din adami Abdülvahid Kãri"ye (ikramov'un am­
cas1, henüz aktif) gõre, grup islam'1 kõklü degi§iklikler geçiren
ko§ullar albnda koruyabilmek adma onda reforro yapmak isti­
yordu. Muhbirin ifadesiyle:

Zahrettin Agiam bana dedi ki: �u anda insanlarm çogunlugu i�letrne­


lerdeki i�çiler, kolhozdaki kolhoznikler gibi kolektif i�lerle me�gul...
�eriatm emrettigi gibi 36 rekât namaz kilmaya zamanlan yok ve bu
nedenle tamarnen narnaz k1lmay1 b1raktilar ve dini terk ediyorlar.
Rekât say1S1m 36'dan sekize indiriyoruz [ve] bõylece tüm halkm namaz
kilmas1m mümkün kihyoruz.29

Bu son derece ilginç bir ifade çünkü ilerici ulemanm fikirleri­


nin ve ruhunun, esas grubun çogunun tutuklanmasmdan veya
õldürülmesinden çok sonra bile hâlâ geçerli oldugunu gõsteri­
yor. Zahrettin Aglam'm kendisi hareketin sag kurtulanlarmdan
biriydi; 1928'de ulemay1 ba§õrtüsünü açan kadmlar konusunda
partiden inisiyatif kapmaya çagirrm§tl. Aym zamanda, muh-

28 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1 1 . 40-41 . UGB NI<VD Õzel Bõlümü'n­
den, Ba�kan Yard1mc1s1 Agabekov imzah "S pet soob�nie po likvidirovan­
noi kontrevolyutseennoi gruppoi musduhoventstva v Ta�kente" . Ísimler
Rusça formlarmda veril�tir
29 Agy., 1. 41 . Dogu Avrupa'daki deneyimlerin gõsterdigi gibi, muhbirlerin
statülerini belirlemek son derece zordur. Bu vakada bile, Abdulvahid'in
partiyle yakm �kisi açik olsa da, niyeti belirsizligini koruyor. Zahrettin'in
ekibi, Abdulvahid'in, kendi reformlarma yard1mcr olmak için yegenini
araya sokabilecegini umduysa, ne yaz1k ki yanilm1�h.

Shoshana Keller • 335


temelen, 1922'de Ta§kent Eski �hir Ruhani Yõnetimi'ne seçil­
mesi bir hayli §él§kmhk yaratan Zahrettin1e ayru ki§iydi. Tarpi
ise, islami ibadetlerin õgrenilmesini ve bunlara katllmu genç ve
ya§h (kaynak, Tarpi'nin erkekleri ve kadmlan buna dâhil edip
etmediklerini belirtmiyor) herkes arasmda yaymak istiyor ve bu
amaçla orucu klsaltma dü§üncesine bile hevesle baklyordu.
Grup, bir 1935 Kasnru ak§arm, amaçlanna ulél§mak için ne
gibi faaliyetler yapmalan gerektigini gõrü§mek üzere, tüccar
Abdulhafiz ismailov'un evinde bir araya geldi. Ana tarh§ma
konularmdan biri, yeni ortaya çiknu§ r bir õrgütmü§çesine ele
aldtldan Militan Ateistler Birligi ve onunla mücadele edilmesi
zaruretiydi. Okullarda ve çayhanelerde ateistlere kar§I propa­
ganda yapmak için bir kar§I grup olu§turmak geréktigine ancak
en büyük õnceliklerinin gençlere ve i§çilere temel islami ilkeleri
õgretmek olduguna karar verdiler. Abdussamet Sahidov TashT­
ram'da i§çilerden müte§ekkil bir namaz cemaati kurmay1 denedi
fakat bunu õzel evlere ta§Imaya mecbur kaldi.30
Bu noktada NKVD raporu, õlçülü ve makul bir yakla§undan
ç1klp çtlgmca ku§kulara sapmaktayd1. 10 ytl Türkiye'de ya§atru§
olan Tarpi'yi, Türkiye'nin Moskova Büyükelçiligi'nden alman
yeni ç1kmi§ Türkçe gazeteleri yasa dI§I olarak dagitmakla suçla­
d1. Daha da kõtüsü, Tarpi, Zahrettin Agliam, Zünnun ve diger­
leri, "bozguncu-Japonperver (yaponofilskaya) propadanga" yap­
makla suçlandilar. ismi açiklanmayan kaynaklara gõre Zahrettin
Agliam §Unlan sõylemi§ti: "Çin geri kalmI§ bir ülkedir -bugün
Müslümanlarm hayrma olan, Çin'e degil Japonya'ya yõnelme­
leridir. Müslümanlar için Japonya, Müslümanlann ç1karlarm1
savunan yegâne ülkedir."31 Gõrdügümüz gibi, 19201erin sonla­
rmda, Müslüman din adamlan, bir ingiliz i§galinin Ruslan ül­
keden atacagi umuduyla Büyük Britanya'yla ittifaklar kurmaya
çal1§makla suçl anmi§h.32 Yedi yll sonra, yabanc1larla i§ birligi
suçlamalan yenilenmi§ oluyor ancak bu kez potansiyel mütte­
fik/istilac1 Japonya'yd1. 19301ann ortalannda Mao Zedong'un
ve Çan Kay �k'in güçleri üstünlük için mücadele ederken, Çin,

30 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1. 41.


31 Agy., 11. 42-43.
32 RGASPI F. 62, op. 1, d. 552, 1. 167. Sredazbüro'nun 1929 tarihli Tadkistan
degerlendirmesi.

336 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


varhgrm sürdüren Japon i§gali kar§1smda siyasi ve ekonomik bir
çõkü§ hâlindeydi. 1931'de Japonya, Mançurya'y1 i§gal etmi§ ve
Mançukuo kukla devletini kurmu§tu. Japonya buradan, SSCB
ile ara sua, baztlanna çok say1da askeri birligm dâhil oldugu
srmr çatl§malanna girdi. En azmdan bir õmekte, Basmac1 ge­
rilla kuvvetlerinden biri Japon tüfekleriyle yakalanrm §tl ve bu
da, Japonya'mn Sovyet Uzak Dogu'sunu istikrars1zla§tlrmaya
çah§tlgma dair korkulara bir miktar itibar kazand1rm1§tl.33 Bu
dogru olsa bile (baz1 tarihçiler Japonya'mn ba§langiçta Dogu
Sibirya'y1 ele geçirmekle ilgilendigini ve 1939'da Mogolistan'da,
Nomonhan'da büyük bir yenilgiden sonra Güneydogu Asya'ya
saldird1gm1 iddia ediyor ), Müslümanlann ç1karlanm savunmak
Japonlarm akillannm ucundan bile geçmezdi.34 Bu suçlamalar,
en azmdan Çin-Japon sava§ bõlgesine cografi olarak yakm olan
Türkistanh Müslümanlarla smuh degildi: 1936-1937'de Ufa'daki
Müftülügün 43 ki§ilik personelinin tamami Japonya adma ca­
susluk suçlamas1yla tutuklandi.35 Ne var ki, Japonya'mn Sovyet
sm1rlanna bumunu 1931'den beri soktugu dü§ünüldügünde, tu­
tuklamalarm zamanlamas1 burada iç tasfiye siyasetinin uluslara­
ras1 gerilimlerden daha õnemli oldugunu dü§ündürtüyor.
Tutuklanmalarmm ardmdan Zahrettin Agliam ve Tarpi bu
suçlan ve daha fazlasm1 "itiraf ettiler" : her ikisi de Bombay'da
Sovyet kar§ltl yaymlan edindikleri ek bir baglantl kurmu§lard1.
Kemal Kad1 Rahman Berdiyev ve Abdussamet $ahidov da is­
lami bir õrgüt kurmaya çah§tlklanm ve bu fikri Fergana Vadi­
si ve Ta§Tram'daki meslekta§lanyla gõrü§tüklerini itiraf ettiler.
Normal sorgulama prosedürü uyannca mahkumlar müttefikle­
rinin ad1m vermeye zorland1 ve 4 Nisan 1936'da Íkramov'a su­
nulan NKVD raporu, davayla baglanhh olarak 23 ki§inin daha
tutukland1gm1 belirtti. Nisan raporu aynca, Agliam'm Íttihad-1
Íslâm'daki eski arkada§larmm 1922 gibi erken bir tarihte Japon-

33 RGASPI F. 62, op. 1, d. 695, 1. 48. 21 May1s 1930, O� yakmlanndaki kolektif


çiftlikler ile Makine Traktõr istasyonu'na yapilan ve birkaç õlümle sonuç­
lanan bir Basmaa saldmsma ili�kin rapor.
34 John Colvin, Nomonhan (Londra: Quartet, 1999).
35 Azade-Ayse Rorlich, "Islam under Communist Rule: The Volga-Ural
Muslims", Central Asian Survey, 1. cilt, 1. sayi (1982): s. 28-29; "Yapons­
kie �piony sredi musulmanskogo duhovenstva", Antireligioznik, 8-9. say1
(1938): s. 66-67.

Shoshana Keller • 337


ya'dan silah ve para ald1guu ifade ediyordu.36 Ne yazik ki, bu
ki§ilerle ilgili kay1tlar, soru§turmanm "devam ediyor'' §eklinde
etiketlenmesiyle burada sona eriyordu.
Tarpi grubuna kar§l açilan dava, yalruzca Õzbekistan'daki de­
gn, tüm SSCB'deki faal Müslümanlara yõnelik geni§ çaph baski­
nm yalruzca bir parças1yd1. Davalar genellikle yabanc1 i§birlik­
çiligi, kar§1-devrimci gruplar olu§turmaya çal1§mak, dini teblig
etmek gibi ayru suçlamalan içeriyordu. Õzbekistan'da NKVD,
cumhuriyet çapmda bir komplo olduguna i§aret ederek ba§ka
birkaç grubu Tarpi ve arkada§lanyla ili§kilendirdi. Bu, 19301arm
sonlarmda her türde "halk dü§manma" kar§1 açilan davalarm ti­
pik bir õzelligiydi.
Õzbek vakalarmdan bazdan ilginç ve münferit bükülmelere
sahipti. 1936'nm ba§larmda, Fergana Oblastl Lenin Rayonu'n­
daki bir kolhozda Müslüman bir "kar§l devrimci grup" if§a
edilmi§ti. 24 Mart tarihli sonuç raporu, y1llardu süren din kar­
§lh çah§malann baz1 alanlarda çok az etkisi oldugunu ortaya
koyuyordu:
[Fazilettin �ahabettinov'un] suç faaliyetlerinin soru§turulmas1 sirasm­
da, sorgulanan tamklar soru§turmacilardan kendilerini mahkemeye ça­
g1rmamalanru istediler, �ahabettinov'un suç faaliyetlerini ortaya çikar­
dlklan için cemaatin eziyetine ugramaktan korkuyorlard1. Mahkemeye
çagnlmak istemeyen tanlklar arasmda ÕKP aday üyesi Halmatov ve
Komsomol üyelerinden Mirzayev de vard1.
Bu korkular temelsiz degil. �habettinov'un tutuklanmasmdan sonra
mümin kolhoznikler bu tutuklamarun arkasmdaki "suçlulan" aramaya
ba§lami§lar. �abettinov'un suç faaliyetlerini if§a ettiginden §ilphe­
lenilen ki§i, kolhoz ba§karu kolhoznik Turgunbay Hakkulov'du. Kur­
banov kolhozunun parti orgarurun giri§imiyle, Turgunbay Hakkulov'a,
yazzll olarak, kolhoz bOlgesini derhal terk etmesi õnerildi.37

Raporda aynca, �ahabettinov'un ba§ imam olarak çal1§bg1


kolhozda, yürürlükte dõrt caminin bulundugu belirtiliyordu.
Kadinlarm "büyük çogunlugu" hâlâ tesettürlüydü ve yeti§kin

36 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1 1 . 73, 77-78. Nisan raporunda Abdus­
samet Sahidov, Abdul§ahidov �klinde yazilmi§br.
37 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1. 52. "O zaselenü duhovenstva v kol­
hoze' Kommuna', Leninskogo raiona UzSSR [ÔSSC'nin Lenin rayonu ko­
mün kolhozunda ya§ayan din adamlan hakkmda] . Po materialam na 25/
III-1936 g." Zagvozdin tarafmdan imzalanan Spetsove§anie [õzel toplanb).

338 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


kadmlann hiçbiri okuma yazma egitimi amac1yla açtlan yerel
okula gibn.emi§ti. Bõlgede hâlihazirda din kar§lh hiçbir çali§ma
yaptlmamaktayd1. Raporun bir ba§ka ilginç õzelligi de çok genç
gõrünen, muhtemelen 201i ya§larmda olan $ahabettinov'un bir
fotografnu içermesiydi. Bõyle bir gencin dõrt camiye birden ba§
imam olmasmm tek nedeni, tüm kldemlilerinin ortadan kald1-
rtlmi§ olmas1ydi. Rapor adamm nihai aklbetinden bahsetmiyor.
Kadmlarla ilgili õnceki yorum, bizi 19301arm ba§larmdan
ortalanna kadar bir gev§eme dõneminden geçen kurtulu§ kam­
panyasma geri gõtürüyor. 1935'te insanlar islam'1 aç:tkça ya§ama
konusunda kendilerini biraz daha õzgür hissettiklerinden, teset­
türlerini açrm§ olan kadmlar bir kez daha ferencilerini giydiler.
Eylemciler bile - "Stalin kõy sovyetinin eski ba§kan1 Achil-Oy
Ruzyeva", en azmdan Ramazan boyunca õrtünüyordu.38 Parti
ve Komsomol üyeleri de dâhil olmak üzere tüm kadmlann õr­
tündügü kolektif çiftlikler bulmak zor degildi.39 Çocuk ya§ta
evlilik uygulamas1 ya arbn.1§ ya da büyük olas1hkla hiç ortadan
kalkmarm§h. NKVD, ikramov'a §Unlan rapor ediyordu: "Bõyle­
ce, 1935-1936'da (incelenen 61 rayondan) 54'ünde 2 1 9 re$it olma­
yan kzz çocugunun evlendirildigi ve 1 72 re$it olmayan kzz çocugunun
kalm kar$zlzgznda satzldzgz, yani toplamda tibbi olgunluk çagzna gel­
memi$ toplam 391 kzz çocugunun evlendirildigi tespit edilmi§tir."4º
Bu suçlardan dolay1 cezaevine gõnderilen 174 ki§iden 94'ü (%54)
iki veya üç yd, 3l'i be§ yd, S'i ise sekiz yd veya daha fazia hapis
cezasma çarphnldi.41 Çocuk ya§ta evlilikler mahkemeler tarafm­
dan hâlâ ciddi bir suç olarak gõrülmüyordu.
Kadmlara yõnelik saldmlar da 19301ann ortalannda devam
etti, bunun sebebi yalmzca islam kar§1h kampanyarun esnemesi
degil, aym zamanda erkeklerin namus ve iktidarlan konusun­
daki tutumlannm çok yava§ degi§iyor olmas1ydi. Birçok erkek,
kanlarmm, klz karde§lerinin ve klzlarmm hayatlan üzerinde
tam kontrole sahip olamayacaklan fikrine uyum saglayamam1§­
h. 1936'da Margilan, Lenin ve Sanasya bõlgelerinde erkekler ba-

38 Agy., 1. 18.
39 PATsS-NDPUz F. 28, op. 12, d. 638, 1. 93. 10 Nisan 1936 tarihli kar�1 dev­
rimci din adamlan raporu.
40 PATsS-NDPUz F. 58, op. 12, d. 638, 1 . 105. 19 Nisan 1936 ikramov'a sunulan
NKVD raporu. Vurgular metne aittir.
41 Agy., 1. 115.

Shoshana Keller • 339


§Õrtülerini çikardtl<lan, i§e gittikleri ve toplum içinde ba§ka er­
keklerin arasma kan§tiklan gerekçesiyle kanlanru b1çaklayarak
õldürdüler. Bu tür bir §iddet krrsal alanlarla da srmrh degildi:
Ta§kent'te bir polis, õrtüsünü çikaran bir akrabasrm vurmu§tu.
Kadmlar erkek akrabalan tarafmdan fabrikalarda ve pamuk tar­
lalannda çah§bnlsa bile erkeklerle e§it düzeyde çal1§amazlard1.
Ba§kurd kadm aktivist Anna Nuhrat, kolektif çiftliklerdeki er­
keklerin (elle) pamuk toplamaya tenezzül etmemelerinden ve
dolay1S1yla (erkekler makineleri kullarurken) yorucu el emeginin
kadmlara devredilmesinden §ikâyet ediyordu.42
Sovyetler zorunlu ilkõgretim için muazzam bir çaba harcasa
da kizlann egitimine ve genel olarak laik egitime kar§I protes­
tolar §iddetle devam etmekteydi. Tacikistan'daki bir vakada, bir
fabrikadaki çocuk gündüz bakim merkezi bagira çagira protesto
edilmi§ti, halk oradaki çocuklarm tehlikeli ve laboratuvarlarda
tasarlanmi § ipek bõceklerine maruz kalacaklan sõylentileriyle
harekete geçmi§ti. Ç1lgm bilim adam1 sõylentilerinin arkasmda,
çocuklarmm ellerinden ahrup "Rusla§tmld1gina" dair çok ger­
çek korkular yabyordu.43 19301ann ortalannda, Õzbekistan ve
Azerbaycan'daki k1zlann çogunun, genellikle ni§an veya evlilik
nedeniyle, be§inci ve altmc1 sm1ftan ba§layarak okulu birakbg1
sõyleniyordu." Bir ara§brmaya gore, 1927-1928'de kiz õgrenci­
ler, kentsel okul nüfusunun %26,l'ini (34.735 kiz) ve kirsal okul
nüfusunun %11,5'ini (6.235) olu§turuyordu. 1938-1939'a kadar
bu rakamlar kentsel okul nüfusunun %42,7'sine (428.965) ve kir­
sal okul nüfusunun %41,7'sine (337.174) yükseldi. ônemli gibi
gõrünse de bu geli§meyi tam olarak õlçmek zordur çünkü çah§­
ma, õzellikle kirsal alanlarda (burada verilen rakamlardan muh­
temelen daha yüksek olan) okul çagmdaki çocuklann toplam

42 A. Nuhrat, "Usilim antireligioznuyu propagandu sredi natsionalok", Anti­


religioznik, 1. say1 (1936): s. 24-25. Erkekler traktõr sürerken kadmlann dü­
�ük prestijli el eme�yle ugr�malan sorunu SSCB'nin her yerinde vard1.
43 P. Sazonova ve K. Çemova, "Vnimanie islam natsional'mh raionov", Re­
volyutsiia i nationalnosti, 3. say1 (1934): s. 54; H. $ükürova, Kommunistiçes­
lcaya Partiya Uzbekistana v barbe za raskrepo�enie jen�in. 1924-1929 (Ta�kent:
1961), s. 54.
44 A. Nuhrat, "Usilim antireligioznuyu propagandu sredi natsionalok", Anti­
religioznik, 1. say1 (1936): s. 26; F. Popov, "O rabot sredi j�in v Uzbekista­
ne", Antireligioznik, 12. say1 (Aralik 1938): s. 14.

340 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


nüfusunu gõstenniyordu.'5 Sovyetler Türkistanhlann okurya­
zarhk düzeylerini on dokuzuncu yüzyila ktyasla õnemli õlçüde
yükseltmeyi ba§arml§ olsa da ktzlar genel egitim düzeyinde hâlâ
erkekle� gerisindeydi.
Kadmlar, çah§ma hâlindeki devlet ve kültürel taleplerin ken­
dilerini içine soktugu ktsir dõngüden kurtulamanu§lard1. Ça­
h§salar ya ki§isel ya da kültürel ihanet gerekçesiyle Õzbek er­
keklerinin gazabrm gõze alm1§ oluyorlar, çal1§masalar, hükumet
tarafmdan sadece kendilerine degil çocuklanna da zarar veren
bir aylak muamelesi gõrebiliyorlard1. Her hâlükârda, çogu Õz­
bek kadrmn, ya§anum bir tekstil veya gida i§leme tesisinde ida­
me ettirmeyi gerçekten õzgürle§tirici olarak gõrdügü §Üphelidir.

Gõz Yumma
1937'den ikinci Dünya Sava§i'mn ba§lang1cma kadar geçen
süre, islam kar§lh kampanyada herhangi bir yenilige tan1k ol­
mad1, aksine mevcut sistemi i§levsel hâle getirme çabalan sür­
dü. Çogu durumda amacm yalmzca i§levsellik olmas1 belki §a­
§trhc1dir ancak gõrünen o ki, toplu tasfiyelerden sonra bile parti
ve devlet bürokrasileri tam bir itaate zorlanamanu§hr. Basmac1
tarz1, aç1ktan muhalefet ezilmi§ti. Ancak zay1f ileti§im, dil en­
gelleri, beceriksizlik ve partinin amaçlanna dü§manhk õnemli
sorunlar olarak kald1.
Hocayev ve ikramov tasfiyelerin õnde gelen kurbanlarmdan­
d1, 1938'de Nikolay Buharin, Genrih Yagoda ve isaak Zelenski'y­
le birlikte "Sagcilar ve Troçkistler Bloku"nun bir parças1 olarak
yargilandilar. Hükumetteki pozisyonlar1 zaten, tutuklanmala­
rmdan çok õnce, 1937'de Yolda§ Ahunbabayev (1885-1943) ve
Osman Yusufov'a (1900-1966) devredilmi§ti. Hayahmn çogunu
okuma yazma bilmeden geçiren Ahunbabayev, uzun süre Õzbe­
kistan' m Mihail Kalinin'i olarak hizmet etmi§ti: pamuk çiftçileri
vb. ile yan yana poz vermeye çok uygun, zararsiz bir baba figü­
rü. Yusufov daha hirshyd1 ve 1929'da Sredazbüro ispolkom'una
(sendikalann ba§1 olarak) terfi ettirilmi§ti. 1934-1936'y1 Mosko­
va'da geçirdikten sonra Ta§kent'e dõndü ve ktsa bir süre sonra,
ku§ku yok ki hamisi olan Stalin'in planlad1gt gibi, ikramov'u

45 Uzbekistan za 15 let. Statiçeskii sbornik (Ta�kent: 1939), s. 81 .

Shoshana Keller • 341


koltugundan indirdi. 1955'te Kru§çev onu gõrevden alana kadar
birinci sekreter olarak kald1. Bu liderler arbk, kendi çabalany­
la yükselmi§ devrimciler degil, her �ylerini Stalin'e borçlu olan
kariyerist bürokratlardi. Dalkavukluk bundan bõyle liderlikten
çok daha õnemliydi ve bu yeni grubun gõreve geli§i ve dar õn­
celikleri, islam kar§1h kampanyanm bu ikind a§amasmda yeni
fikirlerin eksikligini kismen açikhyor.46
Daha õnce de belirtildigi gibi, Ta§kent'te Tarpi grubunun
kaygilarrm uyandiracak kadar aktif olmalarma ragmen, Militan
Ateistler Birligi 1934'ten 1937'ye kadar neredeyse tamamen uy­
kudayd1. Durumlan o kadar kõtüydü ki, SSCB Ateistler õrgü­
tünden bir yetkili, din kar§th i§çileri egitmek ve din kar§th pro­
paganda adma bir haberle§me "enstitüsü" açmak için yardnn ve
para talep etmek üzere Ôzbek Narkompros'a yazmak zorunda
kalrm§h -Ôzbek ateistlerinin bu projeyi ba§latacak fonu yok­
tu.47 Ôzbek ateistlerinin zay1fhg1 SSCB õrgütünün durumunu
yans1hyordu. Ateistlerin milliyetler birimi 19301arm ortalarmda
bir süre kap anrm §h; 1937'de ise Kobetski ve õnde gelen diger
ateist yetkililer (neredeyse bir tek Yaroslavski hariç) "Halk Dü§­
manlan" olarak tutuklanrm§ ve kur§una dizilmi§ti.48
Bununla birlikte, islam kar§th propagandadan sorurnlu tek
grup ateistler degildi. Akademik çah§malar kisvesine bürünen
daha "yüksek kültürlü" bir tür de vard1. Bu tarzm ilk õmekleri,
19201erin sonlarmda, muhafazakâr din adamlarmm kadmlarm
islam'da ebediyen tâbi konumda oldugu iddiasma bir reddiye
olarak, islam ve Bahai tarihindeki güçlü kadmlar hakkinda bir
makale yaymlayan Noviy Vostok gibi dergilerde ortaya çikrm§­
b.49 Bununla birlikte, akademik tarzm kendini gerçekten gõs­
termesi 19301arm ortalarrm buldu. Sovyet akademisindeki ·en
õnde gelen "islam uzmanlarmdan" biri, islam tarihi ve inançla-

46 Michael Thurman, "Leaders of the Communist Party of Uzbekistan in His­


torical Retrospect: the 'Oass of '38"' (1. l<Is1m), Central Asia Monitor 6. say1
(1995): s. 21-22; Donald S. Carlisle, "Modemizati91l, Generations, and the
Uzbek Soviet Intelligentsia", ed. Paul Cocks, The Dynamics of Soviet Politics
(Cambridge: Harvard University Press, 1976) içinde, s. 247-248.
47 TsGA Uz F. 94, op. 5, d. 1423, 1 . 1 1 . F. N. Ole�çuk'un 17 Mart 1934 tarihli
mektubu.
48 W Ras�irenmi plenum Tsentralnogo Soveta SVB SSSR (Moskova: 1938), s. 44.
49 N. R. "iz istorii emansipatsü vostoçnoi jen�iny", Nov1i vostok, 20-21 . say1
(1928): s. 412-415.

342 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


n üzerine bir dizi kitap ve makale yazan Lyutsian Klimoviç'ti.
Çah§malanmn tipik õmeklerinden biri, islam'1 "feodal Rusya
tarihindeki bir iç ve di§ siyasi baski silah1" olarak adlandird1gt
ve Müslüman din adamlanm aç1k bir §ekilde "askeri-feodal Rus
emperyalizminin ajanlan" olarak adlandird1gi 1936 tarihli jszam
v Tsarskoi Rossii'ydi.50
Akademik propaganda, bilhassa siyasi rüzgârlardaki degi­
§imler kar§1smda kmlgand1. NEP sirasmda, Ruslara kar§1 ç1kan
din adamlan (1898 ayaklanmasmm lideri Dükçi l§ârt gibi) kah­
raman anti-emperyalist sava§çilar olarak õvülüyorlard1. 1933'te
korenizatsiyamn ve kültürel filizlenmenin sona erdirilmesi, Rus
etkisinin daima ilerici olarak gõrülmesi §eklindeki bir kaymaya
i§aret etti. Dükçi l§ân ve $amil gibi Rus hamiyetperverliginin
kar§1tlan, birdenbire askeri-feodal i§birlikçilere dõnü§tü ve Kli­
moviç bu ana fikre aç1klama getirmek suretiyle tatmin edici bir
kariyer yaph.
Tasfiyelere ragmen, ateistler 1937'de SSCB düzeyinde ani
bir para ve faaliyet dalgas1yla ans1zm canlandi. Õzbek ateistle­
ri, yakla§ik bir yil sonra, Sologub adh birinin õnderliginde (bir
Avrupah olduguna dikkat çekilmelidir) yeniden aktif hâle geldi.
$ubat 1938'de yeniden õrgütlenen grubun Orgbüro'su (bundan
bõyle ÕKP Merkez Komitesi Kültürel Aydmlanma Dairesi'nin
bir alt birimi) bir çah§ma plan1 ve 712.600 rublelik bir bütçe talebi
hazirladi.51 Ateistler Fergana, Semerkant ve Harezm oblastlarm­
da yeni hücreler kurdu veya olanlan eski durumuna geri getirdi.
Bu etkinlik düzeyi, ikinci Dünya Sava§1'nm ba§lang1cma kadar
devam etmi§ gõrünüyor. Õzbek Sovnarkom ve SSCB ateistleri
yetkilileri, 22 May1s 1941 gibi geç bir tarihte, ateistlere Naman­
gan ve Andican §ehirlerinde ve Surhanderya Oblasb'nda yeni
hücreler için bütçe olu§turmalan ve düzenlemeleri tavsiyesinde
bulunuyorlard1.52 Ancak sava§, õrgütün kõkünü tamamen ka­
z1d1; 1943'te Yaroslavski'nin (eceliyle) õlümünden sonra ise hiç
kimse grubu yeniden canland1rmakla ilgilenmedi.

50 Liutsian M. Klimoviç, Íslam v Tsarskoi Rossii. Oçerki (Moskova: 1936). Õnce­


ki ifadeler 1 . ve 2. bõlürnün ba�hklanrun bir parças1dir.
51 TsGA Uz F. 837, op. 32, d. 1359, 11. l, 92-108, 109. Maliye Komiserligi, 13
Haziran 1938'de 30.000 rublelik bir fiili bütçeyi onayladi (Ba�kan Sologub
ve Ba�kan Yardrmas1 Kovalev için ayhk 700 ruble maa� hariç).
52 TsGA Uz F. 837, op. 32, d. 2567, 1 . 446.

Shoshana Keller • 343


1939'da din adamlan kar§Ih kampanya, geriye kalan din
adamlanru mali aç1dan bitirmeyi amaçlayan yo� bir vergi bas­
kis1 �klinde yeni bir hâl ald1. Agir vergiler din adamlarma kar§I
uzun süredir kullantlan bir silahh ama ayru zamanda sorunlu
bir yõntem olmu§tu. 1927'de, vergi tahsil etmeye çah§an Õzbek
Maliye Komiserligi, ruhani yõnetimler vergi maksath toplanan
din adamlari listelerini vermeyi reddedince hüsrana ugrarn.1§­
h. 53 Vergi tahsildarlan on iki ytl sonra hâlâ, din adamlanru s1-
ki§hrmadan õnce te§his edebilmek zorundaydtlar, ki bu da din
adamlan yeralhna sürüldügü için arhk çok daha külfetliydi. ôte
yandan, yetkililerin yeni bir vergi dayatmasmm gerekli oldugu­
nu dü§ünmeleri, õzellikle nüfusun ço�un ya§ad1gi kirsal alan­
larda, islami ibadet ve uygulamalarla ilgili temel bilgileri hâlâ
elinde tutan õnemli say1da insan oldugunu da gõsteriyordu.
Komiserlik çali§anlan, bu insanlan bulmak için, cumhuriyet
çapmda bir sayrm yapmak yerine oblast düzeyinde birtakim in­
celemelerde bulundu. ilk ara§hrmalan, Fergana, Semerkant ve
Harezm oblastlanrun yan1 sira Ta§kent §ehrinde "if§a edilen" ve
vergi õdemeye zorlanan din adamlannm say1smda ani bir arh§a
i§aret ediyordu. 1 Nisan 1939 itibar1yla, sadece çok az din adami
meydana ç1kanlmi§h aneak 15 Agustos itibanyla sayilan muaz­
zam bir §ekilde arth. Sonuçlar Tablo 7.3'te gõsterilmi§tir. Zay­
ko aynca Hokand �hrinde 24 camiye hizmet veren "sadece 1 1
imam" say1yor, daha sonra N amangan rayonunda 13 mollanm
if§a edildigini de sõzlerine ekliyordu.54
1 Eylül 1939'da Buhara oblashnda tamamlanan bir ara§hrma,
bõlgede 66 "din memuru" oldugunu bildirmekteydi.55 Semer­
kant Oblash vergiye tâbi 70 din adami if§a edildigini duyurdu
ancak ayru zamanda birçok din adam.mm vergiden kaçhgm1 da

53 PATsS-NDPUz F. 58, op. 3, d. 1192, 11. 56-57. 7 �ubat 1927, Semerkant ve


bqka yerlerdeki vergi idaresi üyelerine ili§kin yaz1§ma. Semerkant yõne­
timi mart aymda õzür dilercesine kimsenin kendileri için gerçekten "ça­
h§madiAuu" ve bu nedenle din adamlanrun bir listesini çikaramadiklanru
ifade etmekteydi. OGPU Tam Yetkilisi Chepigo da vergi toplamaya çah§­
masma müdahil olmu§tu.
54 TsGA F. 837, op. 32, d. 1269, 1 1 . 193-4. "Dokladnaya zapiska", 23 Eylül
1939.
55 TsGA Uz F. 837, op. 32, d. 1269.1 . 129. UzSovnarkom "tugay üyeleri" Usi­
yeviç, Mihailenko ve Ba§arin tarafmdan yaztlan "Dokladnaya zapiska o
slujitelyah kul'a po Buharskoi Oblasti" .

344 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


vurgulach.56 Bu rakamm, Zayko'nun tablosunda Sernerkant'taki
din adarnlan için bildirilen 120 say1smdan oldukça dü§ük ol­
dugu dikkatten kaçrnarnahdir. Õzbek Adalet Korniserligi'nin
yazd1g1 kapsarnll bir rapor, Fergana Oblastl'mn mali organlan­
run 1939'da 316 din adamm dan vergi toplad1grm ancak Ternmuz
1940 itibanyla sadece 108 din adarnmm vergi õdedigini belirti­
yordu. Raporun yazan, gerilemeden, bizâtihi din adarnlanrun
say1smdaki bir dü§Ü§Ü degil, mali organlann din adarnlanm
takip etmedeki gev§ekligini sorumlu tutuyordu. Aynca, vergi
makamlanrun yeterince kapsarn11 bir soru§turma yapmad1gi
için, din adamlarmm tam say1sm1 kimsenin bilmediginden de
yakimyordu. 57

Tablo7.3 Din Gõrevlilerine ili§kin Kesin Olmayan Bir Say1m, 1939


Oblast/ �ehir 1 Nisan Agustos 15
Fergana 42 224
Semerkant 19 120
Harezm 2 30
Ta§kent 5 68
Toplam 68 442

Kaynak: TsGA Uz F. 837, op. 32, d. 1359, 1. 99. Yolda§ Zayko tarafm­
dan yazdan "Spravka. Ne toÇnogo uÇeta sluJitelei kultov." Not: Top­
lamlar, raporda 93 ve 519 §eklinde yazdan asd rakamlann taraftmca
düzeltilmi§ hâlleridir. Toplamlanm, kimsenin hesab1 kontrol etmeye
zahmet etmeyecegi varsayumyla §Í§irmi§ olabilir.

imarnlar ve mollalar, Müslüman devlet bürokratlan tarafm­


dan hâlâ bir dereceye kadar aktif olarak korunuyorlard1. "Din
hizmetlilerini" vergilerle sarsma kampanyas1 ba§lad1gmda, ye­
rel mali ve adli organlann yam sira kolhozlann soru§turmalan
da tekrar tekrar, yetkililerin faal din adarnlanna gõz yumdugu,
borçlu olunan vergileri tahsil etmeyi reddettigi ve yargi sisternin-

56 Agy., 1. 147. Aynca 1 Eylül 1939.


57 TsGA Uz F. 904, op. 9, d. 1320, 1 1 . 10-13. NKlu I<ldemli Müfe�i Çemi­
yatin tarafmdan yaztlan "Material! po izuçeniyu i obob�yu sudebnoi
praktiki po delam na slujitelei religiozruh kutov po zakonu ot 11/IV - 37
goda i st. 80 str. 'V Ugolovnogo Kodeksa UzSSR, po Ferganskoi oblasti za
1939 god i 1-e pol. 1940 goda."

Shoshana Keller • 345


deki davalan ya elden kaçird1g1 ya da sonsuza kadar geciktirdigi
õmekleri ortaya çtkard1. 58
Vergi tahsilahyla ilgili problemlerin bir ktsmrmn arkasmda,
tahsildarlarm ve denetçilerinin çogunun, içinde ya§adlklan top­
lum hakkmda çok az bilgiye sahip Ruslardan müte§ekkil olmas1
gerçegi yatmaktayd1. Õzbek Adalet Komiserligi'nin sorunla ilgi­
li yürüttügü kapsam11 bir ara§hrma, tahsildarlarm farkl1 türdeki
Müslüman din adamlan hakktnda neredeyse hiçbir §ey bilme­
diklerinden yaktmyordu, õmegin, halfe-bibilerin59 yalmzca Mar­
gilan'da ve $eyhlerin yalmzca Hokand'da faaliyet gõsterdiginin
ve sufilerin her yerde say1ca az oldugunun farkmda degildiler.
Basit bürokratik tembellik, potansiyel vergi gelirlerini de kaç1-
nyordu: Din adamlarmm faaliyetlerini tahkik etmeleri emre­
dildiginde, baz1 mali kurumlar, vergi mükelleflerinin arhk din
adami olarak faaliyet gõstermedigine dair yaz1h beyanlanm, bu
beyanlarm gerçekligini kontrol etme zahmetine girmeden kabul
ediyorlard1. Ancak kendini daha fazla adamt§ vergi tahsildarla­
n mümkün olan azami geliri elde etmeye çah§salar bile, belirli
bir bõlgedeki faal camilerin say1s1 gibi temei bilgilerin eksikligi,
bunlarm i§lerini fena hâlde yoku§a sürerdi. 60
Baz1 davalar, güldürücü operalardakini andiran beceriksiz­
likler veya kas1th engellemeler nedeniyle mahkemelerde yava§­
lahhyordu. Margilan'da 1939'da §ehrin Maliye Dairesi, sorumlu
olduklan diní bir mülkün vergisini õdemedikleri gerekçesiyle
birkaç borçluyu mahkemeye vermi§ti. Hâkimler, meseleyi sadece
ceza kanunu kaps ammd a ele almakta 1srar ettiler, ki bu uygun bir
usul degildi. Mahkeme aynca davayla ilgili i§lemleri tekrar tekrar
erteledi ve dava dosyasrm savcrya, nihayet, gecikmi§ borçlann son
õdeme tarihi üç kez geçtikten sonra gõnderdi. Savciltk ve Mali­
ye Dairesi daha sonra uzun ve komiserligin ara§hrmasma gõre
oldukça gereksiz yazt§malarla me§gul oldu. Davayla ilgili karar,
samklardan birinin õldügü, birinin ortadan kayboldugu ve birinin
diger suçlamalarla polis tarafmdan tutukland1gi, üçüncü son õde-

58 1939'da yapllan bir sayunda, aktif imamlan ve camileri olan birçok kolho­
zun bulundugu fark edi�ti. TsGA Uz F. 837, op. 32, d. 1359, 1 1 . 99-100.
59 Kur'an okumayi õgrenen talebelere verilen ad. -bibi soneki d�iligi belirtir.
60 TsGA Uz F. 904, op. 9, d. 1320, 11. 11-13. "Materiah po izuçeniyu i obob�e­
niyu sudebnoi praktiki . . . ", Temmuz 1940.

346 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


me tarihinin geçm.esinden dokuz ay sonrasma kadar açtl<lanmad1.
Dõrt saruk mahkum edildi ve her biri üçer yil hapis cezasma çarp­
bnld1, bir sarugm davas1 ise henüz incelenmemi§ti. Vergi tahakku­
kunun sadece o/oS'ini (2.440 ruble) gerçekle§tirebilen Margilan'm,
Fergana Oblasb'nda (din adamlan için) en dü§ük vergi toplama
oraruna sahip olmas1 muhtemelen tesadüf degildi.61 Hemen he­
men ayru siralarda Hokand'da, mahkeme yetkilileri, çe§itli karma­
§tk yasal pürüzler nedeniyle suçlu din adamlarma kar§1 açilmi§
14 vergi davasiru dü§ürdü. Bir mahkeme çali§aru, ÕSSC Ceza Ka­
nunu'nun Õzbekçe nüshasiru kaybettikleri ve Rusça edisyonunu
kullanacak kadar Rusça bilmemeleri yüzünden çok say1da aclli
hata yaphklarmi aç1khyordu. Hokand, din adamlanna ait vergi
tahakkuklannm %46'siru (3.860 ruble) tahsil edebilmi§ti.62
Mahkemelerdeki bu yetersizlik veya gõrevi kõtüye kullanma
vakalan seyrek degildi. Adalet Halk Korniserligi'nin çah§mas1,
Fergana Vadisi'ndeki benzer davalan uzun uzad1ya ele al1yordu
ve muhtemelen Õzbekistan'm diger bõlgelerindeki mahkemeler
de bundan iyi degildi. Bu davrant§m arkasmdaki nedenler arbk
tan1d1kbr: birçok egitimsiz insan (arhk korenizatsiyanm taleple­
rini yerine getirmek adma degil, 1937-1938 tasfiyeleri sirasmda
üstleri ortadan kayboldugu için) hizh terfiler alrm§h, dil zorluk­
larmm üstesinden hâlâ gelinemerni§ti ve baz1 yetkililer dini veya
diger gerekçelerle san1klara sempati duyduklan için davalan
kasten engellemekteydi.
$a§irhc1 olan, bu yaygm beceriksizligin 1939'da cumhuriye­
tin kurulu§undan 14 yil sonra ve 'Büyük Ternizlik'in hemen ar­
dmdan devam etmi§ olmas1dir. Muhtemelen parti ayg1hmn o
zamana kadar tam kontrolü eline geçirdigi dü§ünülecektir ama
aç1kças1 durum bõyle degildi. Ashnda cari olan tam tersiydi: Te­
mizlik, deneyimli çah§anlan uzakla§brmak suretiyle istikrarh
mevkileri mahvetmi§ ve kan§1khga büyük katk1da bulunmu§­
tu. NKVD'nin kendisi, tasfiyenin yarathg1 kaostan ciddi §ekilde
zarar gõrdü. Ocak 1939'da ÕSSC MYK Organizasyon Kornitesi
Gizli Bõlümü temsilcisi (tan1m1 geregi NKVD memuru olarak
da çalt§an), A. isayev, ÕSSC Yüksek Sovyeti ba§kamna §Unlan
yaz1yordu: "2 Ekim 1938'den beri çah§tyorum ve §U ana kadar

61 Agy., 1. 15.
62 Agy., 11. 22, 15.

Shoshana Keller • 347


hiçbir talimat veya genelge almadnn, bunlar olmadan günlük
i§lere odaklanmam çok zor."63
Her ne kadar 1927'den 1939'a kadar yaptlan sayunlann hiçbi­
ri kesin veya eksiksiz olrnasa da 1939 sayunlanndan elde edilen
veriler, Stalin'in islam kar§lh kampanyas1 suasmda Õzbekistan,
Kirgizistan (1936'da SSC oldu) ve Tacikistan'da kaç din adami­
nm saf dl§l buaktld1grm kabaca degerlendinneyi mümkün kili­
yor. Bulabildigim en erken saynn, Haziran 1927'de Fergana Ok­
rugu'nda yaptlaruyd1. Toplam say1 956 din adami, 156 mürit ve
i§ânla birlikte 1 .112'ye ula§iyordu.64 Temmu z 1928'de Sredazbüro
tarafmdan yapilan bir sayim, Hive hariç 1 .636 veya 1 .780 §ehirli
din adaminm, Harezm Okrugu hariç 4.972, 5.865 veya 6.147 kirsal
din adami ve ilaveten 533 i§ânm listelendigi degi§ken sonuçlar
vennekteydi.65 Üst üste topland1gmda, bu rakamlar 1928 ortala­
rmda Õzbekistan'da tahminen toplam 7.141 ila 8.460 Müslüman
din adami bulundugunu gõstermektedir. Ara§hrmanm yazarlar1,
tüm rakamlarmm eksik oldugunu vurgulami§lardu; bu nedenle,
8.460 gibi bir rakam, tüm bir okrugun d1§anda tutulrnas1 hesaba
katilmasa dahi, kesinlikle, olmas1 gerekenden eksik bir say1du.
�ubat 1929'da Andican'daki ÕI<P Olaganüstü Komisyonu
[TsEKA] Ajitasyon-Propaganda Dairesi, Andican Okrug ve §ehir
parti komitelerine "Õzbek Din Adamlarmm Faaliyetleri Üze­
rine" ba§hkh bir rapor sundu. Bu raporun yazan okrugda 185
imam, 24 i§ân ve 42 mürit sayrm§ ve sayilarmm ciddi anlamda
eksik tahminler oldugunu da eklemi§tir.66 Ancak daha sonra din
adamlanm isim, unvan ve yere gõre listelemeye devam etmi§
ve onlan ikinci kez tek tek rayon düzeyinde sayarak toplam 230
imam, 19 i§ân ve 41 mürit bulmu§tur.67 Daha yüksek olan 249
imam ve i§ân say1smm bile Temmuz 1928'de Andican §ehri ve
okrugunda sayilan 1 .165 din adamma gõre muazzam bir dü§Ü§
oldugu hemen gõze çarp1yor.
1929 tarihli Tacikistan sayimmda Kurgantepe ve Kulyap vila­
yetlerinde (okruglar) "çe§itli kategorilerde" 715 din adami veya

63 TsGA Uz F. 86, op. 2, d. 191, 1 . 24.


64 PATsS-NDPUz F. 58, op. 2, d. 955, 1 . 62.
65 RGASPI F. 62, op. 2, d. 1593, 1 1 . 1-36.
66 PATsS-NDPUz F. 58, op. 5, 613, 1. 11. "Dokladnaya zapiska,'O rabote Uz­
bekskogo Duhovenstva"', Rahim(e) Eyübov, 13 $ubat 1929.
67 Agy., 1. 20.

348 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


313 ki§ide 1 din ada.nu saytld1. Ara§tlrmacllar ilaveten Kerki §eh­
ri ve çevresinde "50 civannda" ve Ku§kin rayonunda 25 olmak
üzere toplam 790 iinam ve i§ân buldular. Cumhuriyetin Türk­
men bõlgelerindeki din adamlanru sayma giri§imleri ise tam bir
ba§ansizhkla sonuçland1. 68
Eylül 1939'daki vergi toplama kampanyasmdaki rakamlar
epey sorunluydu. Õzbek yetkililer en az 10 ylldir, herhangi bir
bõlgede tam olarak kaç din ad ammm ya§ad1guu bilmediklerin­
den §ikâyet edip duruyorlard1. Buradaki rakamlar, açiga çikan
bu "din hizmetlilerinin" kaçmm aslmda din adam.1 oldugu soru­
sunu gündeme getiriyor. Fergana Oblastl'nda oldugu gibi, if§a
edilen din adamlarmm say1s1 dõrt ay içinde aniden arthg1 için,
kurbanlardan en azmdan bazllarmm kotay1 doldurmak için hak­
s1z yere suçland1gmdan §Üphelenilmelidir.
Bu uyanlan akilda tutmak suretiyle, bu rakamlardan 1927 ile
1939 arasmda ortadan kaybolan din adamlarmm yüzdesi hak­
kmda kaba bir fikir edinmenin yine de mümkün olduguna ina­
myorum. Sayllar Tablo 7.4'te gõsterilmi§tir.
Tablo 7.4'e bakarken, abartlh olup olmad1gi anla§Ilamayan
1939 rakamlan d1§mda, bu rakamlarm hiçbirinin kesinlik ta§rma­
d1grm, çogunun belirsiz bir miktarda eksik kald1g1m fakat birçok
soruna ragmen yine de anlamh olduklanm varsay1yorum. Tablo
din adamlan nüfusunun 12 ytlda derinlemesine bir dü§Ü§ ya§a­
d1g1m gõsteriyor: 1928-1936 y11lan arasmda Fergana Oblastl'nda
%72-80, Andican Oblasn'nda %79 ve Õzbekistan genelinde %68-
73. Aynca, din adamlarma yõnelik kritik baski dõnemlerinin,
bir bütün olarak SSCB'de gõrülen õrüntüyle e§le§en 1927-1930
ve 1936-1938 oldugunu ortaya koyuyor. E. Fedorov'un 1917'den
õnce Semerkant, Fergana ve Seyhun oblastlarmda "en az" 1 1 .680
imam ve 8.000 molla bulundugunu ifade eden 1925 tarihli kaba
sayimm1 akilda tutarak yapllacak ihtiyath bir tahminle, bu süre
içinde 14.000'den fazla Müslüman din adam.mm tutukland1gi, õl­
dürüldügü ve memleketlerinden sürgün edildigi ya da SSCB'den
kovulduklar1 tahmin edilebilir. 69

68 RGASPI F. 62, op. 1, d. 552, 1 1 . 182-183.


69 20.000'in %70'ini alma �klindeki ham yõntemi kullanarak. Fedorov'un ra­
kamlan tüm cumhuriyeti kapsamad1gmdan, 14.000 çok dü§üktür §Üphesiz
ancak rakamm ne kadar yüksek olmas1 gerektiW, konusunda tahminden
fazlas1 sõylenemez.

Shoshana Keller • 349


Tablo 7.4 Birle§ik ve Kar§tla§tmnah ToElarnlar
Haziran Temmuz �ubat Ocak Eylül
Bõlge
1927 1928 1929 1 936 1939
Fergana Oblasb 1 . 1 12 224-316
Andican Oblasb 1.165 209-249
Semerkant Oblasb 70-120
Buhara Oblasb 66
Hokand (�hir) 44 11
Ta§kent (§ehir) o 5-68
7.141-
Õzbek SSC 2.301
8.460
Tacik SSC 790

inanç Komisyonu'nun õzverili çabalarma ragmen, 19301arm


sonlarmda (cemaatten gelen) suistimal ve (yetkililerden gelen)
yetersizlik §ikâyetleri cami kapatma sürecinin yakasnn birakma­
may1 sürdürüyordu. Geriye kalan din adamlarm1 vergilendirme
ve faaliyetlerini durdurma karnpanyasmda oldugu gibi, Sovyet­
ler camilerle ba§a ç1kma konusunda tarnarnen güvenilir bir siste­
me hiçbir zarnan eri§emedi.
Temmuz 1940'ta Õzbek Adalet Komiserligi, bõlgedeki dini fa­
aliyet raporlarnn kontrol etmesi için müfetti§ Çerniyatin'i Ferga­
na Oblasb'na gõnderdi.70 Bõlgedeki camiler arasmda, Ta§kent'in
tarnarnen bihaber oldugu çok sayida faaliyet oldugunu ke§fetti.
Evvela, kaç tane cami oldugunu dogrularnakla ilgili bir sorun
vard1. Fergana Raykomhoz, bõlgede 138 eski cami oldugunu
bildirdi. (1935 Sovetov MYK ara§brmas1, Fergana Rayonu'nda
1 08 kapah carni, 58'i aç1k ve kay1ts1z carni ve 28 "i§levsiz" cami
oldugunu belirtmi§ti.) Ancak Çerniyatin, komhoz i§çileriyle yap­
ng1 konu§mada, bõlgenin her yerinde aktif carniler oldugunu ve
resmi olarak "bo§" (21 ) olarak adlandirtlan camilerin çogunun
ashnda ibadet için kullanild1guu ke§fetti. Bu rahatsiz edici du­
rum neden ortaya ç1kmi§b? Çerniyatin §Õyle aç1kl1yordu: "Ray­
komhoz bu bilgiyi sunamiyor çünkü cemaatle müzakereler ger­
çekle§miyor. Camilere ili§kin incelemenin devami getirilmedi.

70 TsGA Uz F. 904, op. 9, d. 1320, 11. 1-27, 18 Temmuz 1940 tarihli rapor.

350 • Mekke'ye De!!il Moskova'ya


Komisyonun, ula§lffi ve zaman probleminden õtürü faal camile­
rin oldugu bõlgelere seyahat etme olanag1 yok.71
Margilan §ehir komhozunda da benzer sorunlar vard1. Mar­
gilan, 1939'da 39 caminin halk dilekçesiyle kapattlnu§ oldugunu
ve 1940'm ilk yansmda (1935'te "kapanlmam1§" saydan 83 ca­
miden) 16'smm daha kapatdd1grm bildirdi. Buna ek olarak, 40
bo§ cami ve 11 kayit dt§l faal cami, arh, kiralan õdenmedigi için
kapabld1g1 dü§ünülen 32 cami daha vard1. Ancak Çerniyatin, i§­
çilerle yaptigi gõrü§melerde, konut idaresinin durumu kontrol
edememesi nedeniyle "bo§" olarak listelenen camilerin çogun­
lugunun hâlâ çal1§ir durumda oldugunu tespit etti. Müze olarak
korunan camiler bile amaçlanan çerçevede i§lemiyordu:
Uzkomstarilere72 (tarihl k1ymeti haiz yap1tlar olarak) devredilen cami­
lerdeki anormal duruma dikkat çekmek õzellikle õnemlidir. Hiç kimse
bu camilere bakmam1§, onlan korumamI§, tadilattan geçirmemi§tir ­
sonuç olarak tüm b u camiler müminlerin dinl ibadetlerini yerine getir­
digi mahallere dõnü§mܧtür.73

Hokand'da hiç kimse cami envanteri ç1karmamt§h ve konut


idaresi §efi, ibadethaneleri yõneten kural ve prosedürler hakkm­
da "kesinlikle hiçbir bilgisi olmad1g1m" gõstermi§ti. Namangan
bõlgesinde, kolhozlarda ashnda çah§ir durumda olan "kapal1"
camiler bulmak ah§dmad1k bir durum degildi.74 Sa§ka bir de­
yi§le, cami kapatma sistemi üzerindeki artan bürokratik kont­
role ragmen, birçok cami hâlâ çatlaklardan s1Zlyor ve i§liyordu.
Müslüman vatanda§lar, parti ve hükumetteki Müslüman yetki­
lilerin de hatin say1hr i§ birligiyle, §a§1rbc1 bir beceri gõsterip
devleti savu§turuyorlardi.
Çemiyatin, durumu düzeltmeye dõnük bir yap1lacaklar lis­
tesi õnerdi ancak fikirlerinde yeni bir §ey yoktu: dini õrgütlerin
gõzetimini artbrmak, dini binalarm teknik incelemelerini yürüt­
mek, Militan Ateistler Birligi'yle halka aç1k toplanblar düzen­
lemek vb. Bunlar, her zaman reçete edilen tekniklerin bpkis1y­
d1 - aslmda, 1939'dan çok daha õnce mükemmelle§tirilmeleri
gerekiyordu. Ancak bu noktada, islam kar§lh kampanyadan so-

71 Agy., 1. 5.
72 Õzbek Eski Eserler Komitesi.
73 TsGA Uz F. 904, op. 9, d. 1320, 1. 6.
74 Agy., 1 1 . 7-8.

Shoshana Keller • 351


rumlu yetkililer, inancm nasd daha iyi ortadan kald1rilacagma
ili§kin fikirleri tüketmi§ gõrünüyor.
Õzbek mahkemeleri, hpki vergi kaçuan din adamlarrm s1k
s1k gõrmezden geldigi gibi, kadm haklarrm ilgilendiren õrfi
suçlan küçümsemeye de devam etti. Õzbek Adalet Komiserligi,
19301arm sonu ve 19401arm ba§larmda yerel mahkeme perfor­
mansma ili§kin birkaç say1m yapb ve mahkemelerin ne yaz1k ki
kovu§turma i§tiyakindan yoksun olduklarrm tespit etti. Harezm,
Semerkant ve Namangan oblastlanndaki mahkemeler õnemli
dava dosyalanm kaybediyor, kovu§turmalan beceriksizce yü­
rütüyor veya soru§turmalan belirsiz nedenlerle tamamen dur­
duruyordu -Semerkant'taki savc1, õnemsiz gõrdügü için çocuk
ya§ta evlilik davalanndan birini dü§ürmü§tü.75
Mahkemelerin õnüne gelen suç türleri hücumun ortaya çOO­
§mdan bu yana pek degi§memi§ti. Tamamlanan kovu§turma­
larm çogu çocuk evliligi üzerineydi; tecavüz ve cinayet benzer
(dü§ük) õncelige sahipti. Yeni olan, Ceza Kanunu'nun 274. Mad­
desi'nin B fikras1 uyarmca kovu§turulan, "kadmlarm topluma
katilim1m engellemek" olarak bilinen bir suç kategorisiydi. Bu
kategori, kadmlann okula gitmesini veya ev d1§mda çab§masma
engel olmayi içeriyordu. Õmegin Haziran 1941'de bir adam bu
fikraya gõre kansim ferenci takmaya ve ba§ka erkeklerle konu§­
mamaya zorlamaktan ve buna kar§l koyunca da onu dõvmek­
ten mahkum edilmi§ti. 76 Ba§ka bir deyi§le, kadmlar henüz vaat
edilen kurtulu§a ula§maktan çok uzakh. Elbette esasb degi§ik­
likler yap1lm1§, birçok kasaba ve §ehirde õrtü tamamen ortadan
kalkml§h. Ancak kamu propagandasmda çizilen resim ile çogu

75 TsGA U z F. 904, op. 10, d. 91, 1 . 60. "Dokladnaya zapiska - O sostoianni


rassmotrenniya dei v sudah Samarkandskoi Oblasti, svizayanrue s protivo­
deistviyam raskrepo�e je�in." 1 Ocak 1941 - 1 Ekim 1941 .
76 Agy., 1 . 91 . Aynca F. 904, op. 10, d. 91, 1 1 . 2-1 1, "Obzor o rabote organov
prokuratun i Suda Horezmskoi Oblasti po delam o prestupleniyah, svi­
zayanruh s raskrepo� j�in, a takje po ubiistvam i pokuseniyam na
ubiistvo jen�iyu-uzbekçek za 1941 god", 8 Kas1m 1941, Urgench. d. 91,
1 1 . 47-48; "Tezis1 Doklad1 -0 rabote sudebmh organov Namanganskoi
Oblasti po delam o prestupleniyah, napravelnmh protiv prav jen�in i ih
raskrepo�ya za vremya s 1/1 - 1941 g. po 1/X - 1941 g." Yaroslavski,
kalin ve õrtünün süregelen gücüne ipret etmi�ti, "Ob oçeredmh zadaçah
antireligioznoi propagand1 sredi natsionalnostei", Antireligioznik, 8-9. sayi
(1938): s. 23-26.

352 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


kadmm hayat gerçekligi arasmdaki uçurum hâlâ olaganüstü de­
recede derindi. Aym §ey, elbette, bir bütün olarak islam kar§1b
kampanya için de sõylenebilirdi.
Nazilerin Haziran 194l'de SSCB'yi i§gali, dogal olarak, dog­
rudan dogruya õlüm kahmla ilgili olmayan tüm kampanyalan
askiya aldi. Ufa'daki Merkezi Ruhani Yõnetim'in liderleri, bpki
Ortodoks muadilleri gibi, Sovyet sava§ çabalarma destek sõzü
verdiler ve (Tatar, Õzbek ve diger "uluslarm" aksine) Müslü­
manlara dõnük vatansever çagnlar yaymlamalarma izin verildi.
l§ân Babahan Abdülmecithanov liderligindeki Orta Asya cum­
huriyetleri din adamlan, hükumetin duydugu destek ihtiyac1m,
kaybettikleri güçlerinin bir k1srmm geri kazanmak için firsat ola­
rak gõrdü. 1942'de Moskova'ya, Ta§kent'te yeni bir Müslüman
ruhani yõnetiminin kurulmas1m talep eden dilekçeler gõnder­
meye ba§ladilar. Temmuz 1943'ün sonlannda Yüksek Sovyet
onay verdi ve Orta Asya Ruhani Yõnetimi, müteakip ekim aym­
da Ta§kent'te ilk kurultaym1 gerçekle§tirdi.77 Devletin dogru­
dan kontrolü albnda, tamamen yeni bir Müslüman din adamlan
ku§ag1 tarafmdan idare edilecek yeni bir yõnetimin kurulmas1,
birkaç yildir â§ikâr olamn aleni bir kabulünden ibaretti - islam'1
yok etme yõnündeki mücadele bitmi§ti. Devlet, dik ba§h ateist
bir proletarya yaratmak yerine, "resmi" din adamlan üzerinde
s1ki bir denetimle yetinecek ve fakat "gayn resmi" dini uygula­
malara kar§I baskiy1 da sürdürecekti; Sovyet sonras1 dõneme de
tevarüs edecek bir sistemdi bu.

77 Yaacov Ro'i, Islam in the Soviet Union: From World War II to Perestroika (New
York: Columbia University Press, 2000), s. 103-104. Yeni õrgütün yetki ala­
m kapsarrunda, dõrt güney cumhuriyetinin yam sua Kazak SSC de vard1.

Shoshana Keller • 353


Sonuç: Yarah Ama Ayakta

ovyetlerin islam kar§1h kampanyas1 ba§anh nuyd1 yoksa ba­


S §ans1z m1? Boyle bir "O mu-Bu mu?" sorusu fazla basit elbet­
te. Aç1kça gorülüyor ki, Sovyetler, islam'm toplumu düzenleyen
birincil kamusal (devlet) mevcudiyetine pekâlâ büyük zarar ver­
di. Fakat islam; ki§isel inanç, ahlak ve toplum üzerindeki güçlü
bir sivil (devlet dl§l) nüfuz meselesi olarak komünizmden sag
kurtuldu. O hâlde, ilginç sorular, varsaydan "ba§an" veya "ba­
§ans1zhktan" ziyade, kampanyanm neden boyle bir yol izledigi
ve rakip inanç sistemleri arasmdaki büyük çah§manm has1mlan
nasil etkiledigiyle ilgilidir.
islam kar§1h kampanya hem ozenle planl annu§ h hem de ta­
mamen kaotikti. Lenin Hükúmeti 1919'a kadar Türkistan üze­
rinde nominal bir kontrol bile elde edemedi ve ardmdan birkaç
y1hm iç sava§m y1kim1m onarmak için harcamak zorunda kaldi.
En büyük zarar, fiziksel olmaktan ziyade (elbette açhktan olen
1,6 milyon insan unutulmamahdir), Türkistanhlar ile Avrupa­
hlar arasmdaki yogun dü§manhk ve güvensizlikte yahyordu.
1922'ye kadar Ta§kent'teki Bol§evik Hükúmeti (Türkbüro) is­
lami kurumlara mülklerini iade etmeye ve islami mahkemeleri
ve okullan yeniden açmaya odaklandi. Devlet destekli "ruhani
yonetimler" kurarak Müslüman din adamlanyla aç1kça ͧ bir­
ligi yaph. Yonetimler tümüyle yeni bir yarahm degildi; kokleri
hem II. Katerina'mn 1 788'de kurdugu Müslüman Ruhani Mec­
lisi'ne hem de mahkeme-i �er'iyye adi verilen Müslüman yarg1
konseyleri gelenegine dayan1yordu. Bununla birlikte, nihaye­
tinde bunlar, çogu din adam.mm gayet farkinda oldugu gibi,
Bol§eviklerin islam'a kar§l dostlugunun i§areti degildi. Ruhani
yonetimler, hpki imparatorluktaki selefleri gibi, devletin din
adamlan üzerinde denetim saglamas1 için tasarlannu§h; sadece
devletin onaylad1g1 kimseler üye olabilirdi. Bol§evik yonetim­
ler kas1th biçimde din adamlanm bOlme niyetiyle daha da ileri

Shoshana Keller • 355


giderek, 1slah çizgisindeki ya da Sovyet yanhs1 din adamlarma
gelenekçiler üzerinde ve aleyhinde bir güç tabam verdiler. Bu,
islam kar§Ih kampanyanm ilk adimiyd1.
1922'de Orta Asya Bürosu'nun kurulmas1, (Türkistan'm dõ­
nü§tütülmesi ile) Sovyet Orta Asya'smm gerçek kurulu§una
i§aret etmek için kullarulabilir. Sredazbüro, enerjisini Türkistan
cumhuriyetlerini ve yerel parti kadrolarmi in§a etmeye yogun­
la§hrmI§h. 1923'te yava§ ama sistemli bir §ekilde valaf arazileri­
ne ve mülklerine el konulmas1, mahkemelerin sm1rlandmlmas1
ve yoolmas1, Müslüman okul sisteminin kis1tlanmas1 ba§lad1.
1927'ye gelindigmde, arhk Stalin ve onun pek çok destekçisinin
hükmettigi parti, camileri kapatmak, din adamlarm1 ortadan
kald1rmak ve geleneksel aile yap1smda ve kadmlarm statüsünde
kapsaml1 degi§ikliklere giri§mek için bir cephe taarruzu ba§la­
tacak kadar güçlü bir konumdayd1. Bu hedefler büyük õlçüde
gerçekle§tirildikten sonra, 19301ar bürokrasiyi yeniden düzenle­
meye ve feodalizmin "kalmhlanm" (perejitki) temizlemeye ada­
nabilirdi. Ancak parti ve devlet yetkilileri her defasmda beklenti­
lerinin bo§a ç1khgm1 ve islam'm her yerde oldugunu, neredeyse
hiç gõzden kaybolmad1grm gõrdüler.
Çe§itli faktõrler kamp�yanm bu kaotik dogasma katkida bu­
lundu. 19201erde õnemli sorunlardan biri, Moskova'dan binlerce
kilometre uzaktaki zorlu arazide modem bir hükumet kurmaya
ve yõnetmeye çah§mamn kahks1z fiziksel zorluguydu. Yollar ve
telefon hatlar1 in§a etmek gerekiyordu, kâSJ.t kitligi vardi, halk
saghgi sistemleri ilkeldi, mekanize ula§im nadirdi ve polis bile
at bulmakta zorlamyordu. Kâg1t ve telefon hatlannm olmamas1,
Õzbek Komünist Partisi'nin yerel hücre faaliyetlerini denetleme­
sini son derece zorla§hrd1 ve Sredazbüro'nun veya Moskova'da­
ki Orgbüro'nun sahadaki ko§ullar hakkinda dogru bilgi elde et­
mesini neredeyse imkâns1z hâle getirdi.
HükUmet, kurumlar arasmda kit kaynaklara ili§kin ya§anan
rekabetin sonuçlanm õngõrememi§ti. Yerel belediye hizmet ku­
rumlan Narkompros'a ait vakif varhklanna el koymaya ba§lad1-
gmda, devletin onlan durdurmak için neredeyse hiç gücü yoktu.
El koymalann bir sonucu olarak, devletin vakif gelirlerini laik
bir okul sistemi in§a etmek için kullanma planlan büyük õlçüde
sabote edilmi§ti. in§aat malzemelerinin kithgi, devleti, yeni bina
yapamad1gi için camileri laik mahkeme salonlanna dõnü§türme-

356 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


ye zorlad1. Mesele, camilerin seküler hedefler ugruna maruz b1-
rakild1g1 bu klsmi devrin Müslümanlan incitmesi degildi sadece;
camiler mahkeme olarak kullarulmaya da pek uygun saytlmazd1.
Daha da kõtü bir altematif, çikma malzemelerini yenilerini in§a
ederken kullanmak üzere mevcut binalan yikmakh. 1927'deki
Andican olay1, okul in§a etmek için okul yikmakla e§ anlamhyd1,
bu da ak11selimle kolayca õngõrülebilecek sonuçlar dogurdu.
Ne var ki, Sovyet sistemi akl1selimi hor gõrüyordu, nihaye­
tinde çõkü§ünün ana nedenlerinden biri de buydu. Burada defa­
larca gõrülen komuta õrüntüsü, Orgbüro ve Politbüro'nun çogu
zaman belirsiz ve birbiriyle çel�§en karamameler yaymlamas1
§eklindeydi. Müslüman din adamlanna ve camilere yõnelik sal­
dmlarla ilgili olarak, partinin õnce harekete geçtigi, (y11lar olma­
sa da) aylar sonra ise parti kadrolanmn tutumuna yõnelik õzel
talimatlar formüle ettigi gõrülüyor. imkâns1z beklentiler ve (en
iyi ihtimalle) belirsiz talirnatlarla kar§1 kar§1ya kalan yerel yetki­
lilerin, bir yandan yerine getiremeyecekleri emirleri gõrmezden
gelirken (1931 yaygm zorunlu egitim kararnamesi), bir yandan
da haddinden fazia §evkle yerine getirmeleri (Buhara Okrugu'n­
daki camileri kapatmak) §a§irhc1 degildir.
Bu zorlu sorunlara ek olarak, parti personeli, pe§ pe§e gelen
tasfiyeler ve koren iza ts iyayla ilgili terfiler nedeniyle sürekli bir de­
gi§im hâlindeydi. Bir memur gerçekten i§inde ehil olsa, alkolik
veya afyon bag1mhs1 olmasa ve makul derecede Rusçaya ve yerel
dile hâkim olsa bile (son derece ender bir terkip), bu ki§inin bir
noktada tasfiye edilmesi çok muhtemeldi. Baz1 açilardan, komü­
nistlerin bu kadanm bile becermi§ olmalan bir mucizedir.
Sovyet Hükumeti dine saldmyordu çünkü sahip oldugu
Marksist-Leninist ideoloji ateist bir toplum dikte ediyordu. Sal­
dmsmm bir ba§ka gerekçesi, iktidar için hiçbir rakibe tahammül
edememesiydi. Zamanmda tarihçilerin SSCB'de ideolojinin rolü­
nü asgariye indirme egiliminde oldugu bir dõnem olduysa da
biraz da ideolojiye kõrü kõrüne baghhgm sistemin muazzam ve­
rimsizligini ve õz tahripkârhgint açiklamada çok yarar saglamas1
nedeniyle bu rol son tarh§malarda yeniden õnem kaz anmi§hr.
Politbüro, i§lerin gerçekte nasil olduguna gõre degil, nasil
olmas1 gerektigme gõre talirnatlar veriyordu. Bazen, ideolojik
romantizm p arti üyelerinin en iyi tavsiyelerini geçersiz klld1g1

Shoshana Keller • 357


için bõyle oldu. Mir Said Sultan Galiyev gibiler, partiyi, yalruzca
temkinli, egitim odakh bir yakla§umn Müslümanlan ateizme ka­
zandirabilecegi, bilimsel materyalizm vaaz eden Ruslann Müs­
lümanlara yalruzca Ortodoksluk vaaz eden Ruslan hahrlatacag1
ve yerel kültürlerin õzelliklerinin her zaman dikkate ahnmas1
gerektigi konusunda defalarca uyard1. Parti yetkilileri, prensip­
te bu tavsiyeye kahlmalanna ragmen, fiiliyatta insanlan iknayla
kazanma sürecine sabir gõstermediler. Õylesi yava§h, ideolojik
tavizlerin bir yerlere s1zabilecegi tehlikesiyle doluydu ve pamuk
cephesi, tahll talep cephesi, cehalet cephesi gibi cephelerin si­
perlerinde sava§manm romantik fantezileriyle doldurulmu§ bir
grup insan için fazia kahramanca degildi. Komünist kahraman­
hk, eylem ve fedakârhk gerektiriyordu, bu yüzden Hamza'mn
kutsal mekânlardan birine õlümüne yaphg1 aptalca saldm, as­
hnda ateist harekete zarar verrni§ olsa bile, gerçek iman yolunda
büyük bir §ehadet õmegi olarak gõsterilmi§ti. Aym §ekilde parti,
Müslümanlann camileri kapahp din adamlanndan uzakla§ma­
ya kendi ba§larma karar vermelerini veya kadmlarm hayatlarm1
kademeli olarak iyile§tirmek için ekonornik modemle§menin yol
almasm1 bekleyemedi. Birinci Be§ Y 1lhk Plan' m tamami, benzer­
siz sonuçlar veren benzersiz bir insan emegine dayan1yordu; ina­
nanlann duygulanm incitmekten kaçmmaya yõnelik õgütler, bu
drama seviyesiyle uyu§muyordu.
Bana gõre, fiili sonuçlar yerine kahramanhk dramasmm ter­
cih edilmesi, ideolojik mi yoksa anti-ideolojik saplantilarla rm
ugra§bgumz sorusunu gündeme getiriyor. Teorinin sõzümona
betimledigi gerçekligi dikkate almadan hareket etmek, manhksal
olarak bu teorinin tekrar tekrar ezbere uygulanmas1yla sonuçla­
nacakhr: Marx ve Lenin, bir gün gerçekligin boyun egecegini va­
detrni§lerdi. Baz1 durumlarda Sovyetler tam da bunu yapb, õzel­
likle s1mf farkl1la§malanm her yerde uygulamakta 1srar ederek:
Çukçi gibi küçük Kuzey Kutbu kabilelerinin bile "gulaglan" ve
"yoksul kõylüleri" olmas1 icap ediyordu. Parti propagandacllar1-
nm, Türkistan ve Avrupa'nm tarihsel geli§irni arasmdaki büyük
farkltliklara ald1rmaks1zm Müslüman din adamlanm nas1l "bur­
juva", "gerici" ve "feodal" unsurlara ayirdiklanm gõrmü§tük.
Bununla birlikte, islam kar§1b kampanya, çogunlukla, ideo­
lojinin kõrü kõrüne uygulanmasma dõnük bir egzersiz olmad1.
Parti, õzellikle iç sava§m ve Büyük Kmlma'nm kriz dõnemle-

358 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


rinde, acil ihtiyaçlara uyacak §ekilde ideolojisini tekrar tekrar
degi§tirdi. Homojenle§tirilmi§ bir uluslararas1 proleter topluma
ula§may1 amaçlayan Lenin, bu amacm hilafma Kasrm 1917'de
Müslümanlara tam kültürel haklanru vaat ederken muhtemelen
tamamen pragmatik (ve kinik) davraruyordu. Õzellikle komü­
nizmin hayatta kalmas1 sõz konusu oldugunda, amaçlanrun her
yolu mubah ktld1g1m dü§ünüyor, kafasmdaki Marksist tasavvu­
ra ise bir azizin co§kusuyla inaruyordu. On iki yil sonra, parti
·

çizgisi, ferencinin kad1nlar1 insanhktan çikard1gi ve saghklanna


zarar verdigi için kõtü oldugunu ilan etmekten, fabrikada ve tar­
lada kadmlan çah§maktan ahkoydugu için kõtü oldugunu ilan
etmeye kayd1gtnda ise hem amaç hem de yõntemlerdeki bir de­
gi§ikligin sinyalini verdi. Õyle gõrünüyor k.i, ideolojinin Stalin
için sabit bir rolü yoktu; baz1 durumlarda saglam bir rehber, ba­
zilannda ise gerektiginde degi§tirilebilecek bir araçtan ibaretti.
Anla§1lmas1 en zor olan, Stalin dõneminde partinin ideolojik
bir çizgi ilan ettigi ancak fiiliyatta farkl1 davrand1g1 birçok õme­
gin bulunmas1dir. Korenizatsiyanm sessizce terk edilmesi ama
bir yandan da bu politikanm iyi i§ledigi ve hâlâ yürürlükte oldu­
gu konusundaki israr, yapilan bir hatay1 düzeltirken aym anda
zevahiri de kurtarmaya çah§manm sarih bir õmegidir -Batil1
hükU.metler bu taktigi yüzyillar boyunca kullanmi§lardir. Buna
kar§ihk, camilere ve din adamlarma yõnelik saldmlar, teoride
halkm mollalardan gõnüllü olarak yüz çevirdigi veya devlet bü­
rokrasisinin camilerin kapatilmasm1 dikkatle denetledigi ancak
gerçekte sürecin gizli polis tarafmdan ve/veya tam bir kaos hâ­
linde yürütüldügü dogrudan inkâr politikasmm bir õmegidir.
Bunun, baz1 tarihçilerin de onaylad1gi gibi, sinizme ve çiplak
§iddete dayanan Stalin rejiminin ac1mas1z, karanhk, yalanc1 do­
gasim karutlad1gi ileri sürülebilir. �üphesiz bu, õzellikle sava§
sonras1 dõnemde yaymlanan kapsamh an1 ve samizdat1 literatü­
ründen pek çok bulguyla desteklenebilecek cazip bir yorumdur.
Ancak ayru zamanda, ne kadar çok saldm taktigi nihai hede­
fine ula§rm§ olursa olsun (ba§h ba§ma bir sorun), Moskova ve
Türkistan'daki parti yetkililerinin bu taktiklere kar§l mücadele
ettigini gõsteren pek çok kamt da var. En yaygm neden, "a§mhk"

1 Sovyetler dõneminde, resmi olmayan ve sansürden geçmeden basuru ve

da&brm yaptlan her türde yaym. (ed.n.)

Shoshana Keller • 359


yapanlann parti emirlerini ihlal etmesiydi. Moskova, gecikmeli
ve/veya yetersiz de olsa camilerin nasil kapatilacagi, valo.flann
nasil devralmacagi vb. konularda talimat vermi§ti. "Demir parti
disiplini" etigi, emirlerine kar§I gelindiginde gerçekten õfkele­
nen üst düzey yetkililere güçlü bir §ekilde yerle§mi§ti. Dahas1,
parti kendi kadrolanru bile kontrol edemiyorsa, Sovyet impara­
torlugunun uçsuz bucaksiz topraklarrm kontrol ettigi iddiasmda
nasil bulunabilirdi? Parti talimatlarmm tekrar tekrar ihlal edil­
mesi ve partinin bu ihlalleri durdurma çabalannm bo§a ç1kmas1,
Zelenski ve ikramov gibilere Türkistan üzerindeki kontrollerinin
ne kadar zayú oldugunu habrlath.
ikincisi, yerelden bakmca, bu saldm taktiklerinin Sovyet re­
jimi için çogu zaman olumlu bir §ey saglamad1gi aç1kça ortaya
ç1kb. Hüdayar-Atal1k Camisi'ne yapilan hürmetsizlikle ilgili
olarak ikramov'un kendisinin de sõyledigi gibi, "Õzbekistan'da
ayaklanma ç1ksm isteniyorsa, bõyle birkaç çirkin olay daha ya­
§ansm yeter." Zorla cami kapatmalar õfke yarath, tesettür açma
kampanyas1 kurtard1gmdan daha fazia kadmm zarar gõrmesine
veya õldürülmesine sebep oldu ve Müslüman bayramlarmda ca­
milere ateist aktivistlerin gõnderilmesi zaman zaman cinayetle
ve ardmdan devlet misillemeleriyle sonuçland1. Hocend Okru­
gu'ndaki kõylülerin, kendi fikirlerinin õnemsenmedigini açikça
ifade etmelerinden anla§Ild1gi gibi, ç1plak güç kullarurm, insan­
lann hükumete duydugu az1cik inanc1 da zay1flath; devlet yine
ne isterse onu yapard1.
Kaba taktikler de düz anlamda i§e yaramad1. Teknik olarak
kapablan camiler fiilen çah§1yor, parti toplantilannda ba§larm1
açan kadmlar eve geri dõnerken ba§lanm yeniden õrtüyor, din
adamlan vergi kaçmyor ve islami okullar kapabldiktan sonra
din egitimine (bazen Sovyet okullarmdaki õgretmenler tarafm­
dan) devam ediliyordu. Binlerce din adarm saf d1§1 b1rakild1,
Arap alfabesi yasakland1 ve camiler fiziksel olarak tahrip edildi
ancak ikinci Dünya Sava§1'nm ortasmda rejim, islam'1 yok etme­
ye çah§maktan vazgeçerek, ruhani yõnetimlerin, tepeden bmaga
ehlile§tirilmi§ bir din adamlan toplulugunun idare edecegi ve
devlet güdümüne ahnmI§ bir formda yeniden canlandmlmasm1
kabullenmek durumunda kald1.
Dolay1s1yla, ideolojik nedenlerle harekete giri§en ancak bu
ideolojinin belirtilen ilke ve stratejilerini açikça gõrmezden ge-

360 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


lerek halki sogutan taktikler izleyen ve her hâlükârda pek de iyi
çah§mayan bir rejim gõrüntüsüyle kar§l kar§1yay1z. Rejim ayn­
ca, eylemlerinin kendi muayyen hedeflerini baltalad1gma dair
bol miktarda karuh da titizlikle gõrmezden geldi ve bu soruna
dikkat çeken parti üyelerini infaz etti. 1936 Anayasas1 ilan edil­
digmde, Marksist-Leninist doktrine ait militan ateist hükümler
çogunlukla çignenmi§ti; din kontrole tâbi tutulacak ve ara sua
baskilanacak ancak bilimsel materyalizmin amans1z güçleri ta­
rafmdan yok edilmeyecekti. Partinin, kõkünü kaz1mak için cid­
di çaba sarf etmeye devam ettigi dinler ise, Yahudilik, Ukrayna
Dogu Katolik Kilisesi ve Evanjelikler ve Yehova $ahitleri gibi
devlet kontrolüne direnen daha küçük Protestan mezhepleriy­
di. Bu dinlerin Sovyet sonras1 dõnemde hâlâ dü§manhga maruz
kald1g1 dü§ünülürse, sorunlanmn komünist ideolojiye atfedil­
mesi pek mümkün degil.
Marksizm-Leninizm'in rolünü bir an için yan-din gibi dü§ü­
nürsek, aslmda Stalin ve etrafmdakilerin doktrinlerine gõster­
dikleri inanç çok zay1fb. Troçki ve Lenin'in tarihsel süreçlerin
yava§hgma kar§l duyduklan derin sabirs1zhg1 miras alm1§lard1
ancak Stalin rejiminin tutumu, gerçekten inand1g1 tek "ideoloji­
nin" güç ve sorgusuz itaat oldugunu gõsteriyor. Õyle gõrünüyor
ki, Stalin'in militan ateizminin alt metninde §Unlar vard1: "Evet,
Marx ve Lenin, dinin bilimin ve sosyalist ekonomik ko§ullann
solduran baki§lan albnda õlecegini õgretmi§ olabilirler (her ne
kadar Lenin, süreci hizland1rmak için din adamlanm vurup
hapse atmaktan son derece memnun olsa da). Ancak gerçekten
i§e yarayacak bir §ey varsa, o da tam tekmil bir saldmdir." Sta­
lin'in, savundugu her §eyi yok ettigine dair tüm kamtlara rag­
men kõrü kõrüne takip ettigi ideoloji buydu-rejimi hedeflerine
ula§bracak olan §ey, nasil elde edilmi§ olursa olsun, dogrudan
mutlak itaat olacakh.
Bu, kendisini aç1klamak için hiçbir siyasi dü§ünce sistemine
ihtiyaç duymamas1 anlammda bir anti-ideolojiydi, bõylece re­
jimin hedefleri ve bu hedeflerin gerekçeleri serbestçe degi§ebi­
liyor ve belirtilen hedeflerle gerçeklik arasmdaki bo§luk birkaç
tereddütle giderilebiliyordu. Düzgün i§lemeyen (nonsystem) bu
sistemde, 1943'te islam'1 devlet desteginin kanatlan albna al­
mak kabulü mümkün bir §ey hâline geldi çünkü rejim onu mag­
lup ve kontrol edilebilir bir dü§man olarak alg1hyordu. Õnemli

Shoshana Keller • 361


olan itaatti; Marx'm ateist proletarya ideali bir kenara biraktla­
bilirdi. Bu anti-ideoloji, basit bir gayriahlaki pragmatizm ola­
rak da adlandmlamaz. Çünkü cebren itaat, amacma ula§mad1SJ.
veya rejime ba§ka §ekillerde zarar verdigi â§ikârken de sürdü­
rülüyordu-sadece kolektivizasyon õlçegindeki felaketler veya
194l'deki muhtemel Nazi zaferi Stalin'i rotasrm deg�tirmeye
zorlayabilmi§ti. Gerçekten pragmatik bir lider, ba§ans1z bir
stratejiyi, daha ba§anh bir §eY ugruna uçurumun kenarma ula§­
madan õnce çoktan birakmi§ olurdu.
Stalin'in zorla itaat konusundaki inanc1m bilinçli olarak Mark­
sist-Leninist bir cilayla kaplad1SJ.m, yani bilinçli olarak ikiyüzlü
oldugunu iddia etmek istemiyorum. Richard Tucker ve diger­
lerinin yigitçe çabalarma ragmen, Stalin'in ki§isel dosyalanna
tamamen eri§ilebildiginde bile, muhtemelen onun zihninin na­
sil çah§bgm1 hiçbir zaman tam olarak anlayamayacagiz. Yine
de Stalin'in baz1 §eylere (yani, tasfiye kurbanlarmm isnat edilen
suçlan gerçekten de i§lediklerine, bu yüzden basitçe kur§una di­
zilmek yerine itiraf belgelerini imzalamalar1 için i§kence edilme­
leri gerektigme) umutsuzca inanmaya ihtiyac1 oldugu konusun­
da Tucker'a katihyorum ve dine yõnelik yakla§immm hakl1hgi,
muhtemelen kendini inandirmay1 ba§ard1g1 §eylerden biriydi.
Bu gõrü§, sadik memurlar1 Vyaçeslav Molotov ve Lazar Kagano­
viç'in, §imdiye kadar yanh§ bir §ey yapbklarrm dü§ündüklerine
dair hiçbir i§aret bulunmayan habralannca da kismen desteklen­
mektedir .2 Stalin'in psikolojisi karma§ik ve gelgitliydi; ne yap­
bgmm kesinlikle farkmdayd1 ama yakla§immm neden oldugu
hasan gõrmekten kaçmmayi becerebildi.
Stalin'in islam kar§lb kampanyasmm bir yõnünün impa­
ratorluk Rusya'smdaki kõkleri Marksizm-Leninizm'den daha
derindi: sünneti, ferenciyi vb. yasaklamaya çah§mak, Müslü­
manlan Ruslarm yanmda 'Õteki' yapan §eyi yasaklamaya ça­
h§makh. Çarlar çok daha uzun bir süre boyunca tutars1z bir
politika izlemi§, baz1 Müslümanlara digerlerinden farkh dav­
r anmi § ve Rusla§hrma kampanyalan ba§labp ardmdan terk
etmi§, õyle gõrünüyor ki XVIII. yüzyildan sonra ise genellikle
Müslümanlan gerçek Ruslara dõnü§meye zorlamaya çal1§mak-

2 Lazar Kaganoviç, Pamyatme zapiski (Moskova: Vagrius, 1996); Feliks Çuev,


Molotov Remembers: lnside Kremlin Politics (Chicago: 1. R. Dee, 1993).

362 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


tansa onlan uzak tutmaya hevesli olmu§tu. Bununla birlikte,
Pestel ve ilminskiy gibi etkili Rus dü§ünürler, tam Rusla§hrma­
run imparatorlugu garanti albna almanm en iyi yolu olduguna
inanmaya devam ettiler. 19301arm ortalarmda SSCB'de geli§en
§ey ise, çe§itli halklan homojenle§tirme ve mümkün oldugun­
ca hepsini ayru kahba sokma yõnünde çok daha kas1th bir ça­
bayd1. Hatta bu fenomen, Stalin'in "tek ve bõlünmez Rusya"
versiyonu olarak adlandmlabilir; Lenin'in gerçekten ortadan
kald1rmaya çah§hg1, Ruslarm eskiden gelen yabanc1 dü§manhg1
ve farkhhklara ho§gõrüsüzlük egilimiydi bu. Ulusal farkl1hkla­
rm (halk danslan topluluklan, millí: §airler, tiyatrolar, operalar
vb. ile) kutland1g1 yerlerde bile, bu "ulusal kültür" ifadelerinin
yine de Rus/Avrupah bir biçim almas1 gerekiyordu. Bu çaba da
tamamen ba§anh olmaktan çok uzakh ancak Sovyet sonras1 dõ­
nemde ihti§amla bag1ms1zhklanru kutlayan Õzbeklere bak1hr­
sa, Sovyet dõneminde benzer Rus gõsterilerini izleyenlere çok
tamd1k hissettirecek kadar nüfuz etmi§ti.3
islam kar§lh kampanyada dikkate ahnmas1 gereken suadan
fakat oldukça õnemli son bir faktõr §Udur: basit cehalet, aptal­
hk ve basiret eksikliginin rolü. Moskova defalarca ya gereksiz
yere muglak olan ya da Türkistanh yetkililerin ( õzellikle kadm
kampanyas1 õmeginde) fiziksel veya sosyal ko§ullar nedeniyle
ya da birtakim emirlerin digeriyle çeli§mesi yüzünden yerine
getirmeyi imkâns1z bulduklan emirler yaymladi. Buna, devletin
ideoloji tarafmdan kõr edildigi ve baz1 durumlarda gerçekten de
õyle oldugu §eklinde açiklama getirilebilir. Bir diger aç1klama ise
Makyavelci kumazhkhr-Stalin, politikalanmn feci sonuçlarmm
sorumlulugundan kaçmasma izin veren bo§luklan kasten yarat­
ffil§hr. Bu, hasar daha fazia büyümeden õnce geri ad1m atmak
için gõsterilen çilgmca çabalan veya Sovyet Hükumeti'nin her
düzeyde ba§ma bela olan muazzam düzensizligi dikkate almca,
çok da manhkl1 gelmiyor. Büyük õlçekli bir tezgâhm düzgün i§­
.
lemesi için ileti§ime, kaynaklara eri§imin teminat alhna almma­
sma ve itaatkâr üyelere ihtiyac1 vardu. Komünist Parti, tüm bun­
lara sahip oldugunu iddia ediyordu ve dü§manlarmm çogu bu

3 Laura Lee Adams, "Celebrating Independence: Arts, lnstitutions, and


Identity in Uzbekistan" (Doktora tezi, University of Califomia at Berke­
ley, 1999).

Shoshana Keller • 363


iddiaya inand1 ancak gõrdügümüz gibi, acnnasiz gerçeklik ol­
dukça farkl1yd1. Orgbüro, istese bile, Moskova'mn Türkistan'da­
ki olaylar ve ko§ullar hakkmda çok az dogru bilgiye sahip olmas1
nedeniyle Sredazbüro'ya pratik talimatlar veremezdi. Sredazbü­
ro'nun kendi derebeyliginde neler olup bittigi hakkmda çok az
fikri vard1. Bir de ortada parti yetkililerinin ne yaphklar1 hakkm­
da hiçbir fikirleri olmad1gi gerçegi bulunuyor. Olamazdi çünkü
daha õnce hiç kimse bu kadar büyük ve derin bir toplum mü­
hendisligi projesine kallo:§marm§h. ikincisi, parti aktivistlerinin
büyük bir kisrm, a§ag1 mevkilerden hlzla terfi edilmi§, §anslan
varsa aceleyle egitilerek i§e ko§ulmu§ insanlard1. Bitmeyen dil
sorunlar1 ve birinin gerçek uzmanhk kazanir kazanmaz tasfiye
edilme olas1hg1yla birlikte dü§ünüldügünde, aptalca hatalann
yapilmas1 kaçmilmaz bir sonuçtu. Partinin sorgusuz sualsiz sa­
dakate yaphg1 vurgunun kendisi de bu aptalhg1 besliyordu; za­
man geçtikçe, õzgün ve etkili fikirleri olan insanlara daha az rast­
lanir oldu. Son olarak, Stalin'in ivedi sonuçlara ula§ma aray1§1 ve
Büyük Kmlma'nm alhnda yatan romantik fanteziler; icraatlar ve
bunlann olas1 sonuçlan üzerinde dikkatli bir §ekilde dü§ünme­
yi imkâns1z hâle getirdi. Jenotdel liderleri, binlerce Müslüman
kadmm birdenbire ba§mI açmas1 hâlinde neler olabilecegini dü­
§Ünmekten asla vazgeçmediler; bu onlarm geri kalm1§ Dogulu
kIZ karde§lerini õzgürle§tiren komünist (Rus) kahramanlara dair
gõrkemli tasavvurlarm1 mahvetmi§ olurdu. Bu, uygulay1cilan­
m büyük soyut fikirlerle siradan gerçeklige kõr eden ideolojinin
tekrardan tezahür ettigi bir nokta.
Bu kitap, ikramov ve Hamza gibiler islam'1 yok etmek için
çok ugra§IDI§ olsa da yerli parti üyelerinin ve en üst düzeydeki­
ler di§mda devlet gõrevlilerinin temaruz ve itaatsizliginin ateist
kampanyaya nasil õnemli õlçüde ket vurdugunu ele ald1. Kanl1
temizligin bu tür davran1§lan ortadan kald1rmadaki ba§ans1z­
hg1, üst düzey parti yetkililerinin kafas1m tamamen kan§hrrm§
olmal1. Militan Ateistler Birligi'ne bagh olsun ya da olmasm, is­
lami kurumlara kar§I çah§ma yapan Türkistanh parti üyelerini
motive eden §ey, muhtemelen komünist ideolojiden ziyade güç
siyasetiydi. 19201erde yüksek devlet memuru olanlar, ulemay1
ve diger din adamlanm, 1917'den õnce hor gõrdükleri ve sava§­
hklan rejimlerin destekçileri olarak hat1rhyorlard1. Bu yetkililer,
her ne kadar kendilerini hâlâ Müslüman olarak gõrseler de (Ek-

364 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


mel ikramov çok az istisnadan biri gibi gõrünüyor), menfur bir
sistemin kabnbs1 olarak eski islami düzeni yok etmeye oldukça
istekliydiler. Daha genç memurlar, partiye ve hükílmete sonra­
dan kattlanlar için ise, din adamlan emírler ve beylerle birebir ayru
ki§isel çagr�rma sahip degillerdi ancak hiçbir rakibe tahammül
edemeyen bir yõnetim sistemince i§e ahnmi§lard1 ve bu neden­
le kendi geçim kaynaklanm ve ailelerini korumak, islam kar§1tl
kampanyaya en azmdan yüzeysel bir destek vermek anlamma
geliyordu. Bu, Sovyet dõnemi boyunca dikkat celbeden, parti
yetkililerinin bir gün cami kapatlp ertesi gün bir akrabasmm ce­
nazesine imam ayarlad1klan ilginç bir durum ortaya ç1ka�tl.
Birçok Orta Asya bürokratmm bu ikili tutumu, islam kar§lh ça­
b§malarm ve islam.'1 hayatta tutma çabalanmn birbirine kan§­
masma büyük katkida bulundu.
Din adamlan da komünist teorisyenlerin bekledikleri veya
daha sonraki ara§hrmacllann onlan tasvir ettigi gibi davr anmi­
yordu. Kafalan sadece §iddet yoluyla muhalefete çal1§an kah
fanatikler olmad1klan gibi, komünist vah§etin büsbütün talihsiz
kurbanlan da degildiler. Devlet, bu kategorilere giren din adam­
lar1yla nasll ba§a çikacagint biliyorduysa da islam.'1 komünizmle
bir arada var olacak §ekilde uyarlamaya istekli olanlann direnci­
ni õngõrememi§ti. 1923'te parti reformist din adamlanru destek­
ledi ancak 1927'ye gelindiginde, ayru din adamlan tarafmdan bir
hayli tehdit edildigini hissetmeye ba§lad1. Çe§itli sosyalist hizip­
ler en büyük dü§manbklarm1 her zaman kapitalistlerden çok bir­
birlerine saklami§lardir ve aym §ekilde Orta Asya'daki parti de
kendisine benzeyen bir rakipten, yüzeysel olarak da olsa, daha
uzaktaki rakiplerininkinden çok daha dolays1z bir tehdit hissetti.
Kadmlan õzgürle§tirme kampanyas1, Müslüman din adamla­
n arasmdaki çah§malan büyük õlçüde rahatlattl. Çoguruuk, ka­
dmm statüsündeki herhangi bir degi§iklige §iddetle kar§1 ç1kh ve
erkeklerden bagims1z hareket eden veya tesettürünü açan kadm­
lara yõnelik §iddet eylemlerini te§vik etti veya bu eylemlere ka­
hld1. Bu da hükumetin onlan modem dünyaya kanlmak yerine
kadmlan karanhk cehalet zincirlerinde tutmak isteyen fanatikler
olarak alay konusu yapmasma izin verdi. Diger din adamlar1 ise
ya ki§isel kanaatlerinden õtürü ya da her hâlükârda durdurama­
yacaklan bir hareketi destekleyerek iktidan elde tutma §ansmm
daha yüksek oldugu §eklindeki siyasi mülahazalardan õtürü ba-

Shoshana Keller • 365


§Õrtüsünün açilmasrm desteklediler. Bõylece, kurtulu§ kampan­
yas1ru destekleyen din adamlan, hükumet içinde, bu mollalan
kampanyay1 yaygmla§brmak için kullanmak isteyenler ve õz­
gürlükçü din adamlar1yla i§ birligi yapmarun Komünist Parti'nin
ateist itibanru lekeleyecegmden korkanlar arasmda bir bõlünme
ortaya çikard1. Nihayetinde, õzgürlükçü din adamlanru yok et­
mek için ek motivasyon saglayan i§birlikçilik kar§1b gõrü§ hâkim
oldu. Parti, reformistlerin beklenmedik gücü kar§1smda, onlara
en uzla§maz muhafazakârlara gõsterdiginden daha fazla §iddet
ve hararetle sald1rarak tepki verdi. Bununla birlikte, reformist fi­
kirler 19301ara kadar devam etti.
Komünistlerin §a§1rbc1 itaatsizligine ve islam'm dirençliligi­
ne odaklanmak, kampanyarun vah§iliginin unutulmasma veya
küçümsenmesine yol açabilir. Pek çok engele, beklenmedik ge­
li§melere ve kendi beceriksizliginden kaynaklanan sorunlara
ragmen, Komünist Parti Türkistan islam'ma çok büyük zararlar
vermeyi ba§ardi. Zamanla Müslüman toplumun geleneksel hu­
kuki, mali ve egitime ili§kin müesseseleri yok edildi ve Sovyet
kurumlan rakipsiz kald1. Camilerin kapablmas1 planlanandan
çok daha uzun sürse de, birçok mescit ile büyük cami ve med­
reselerin tümü, ikinci Dünya Sava§i'nm ardmdan bir süre, ba­
grmsiz i§lemeyi durdurdu (gerçi Kru§çev 1961-1963 yillan ara­
smda .tek ba§ma Õzbekistan'daki çogu kayit d1§1 3.567 camiyi
hâlâ kapatmakla ugra§iyordu'). Sovyetler, en egitimli ve faal
din adamlarm1 ortadan kald1rd1 ve birkaç nesil õgretmeni yok
etti, bõylece sonraki ku§aklar, dualarm, metinlerin ve ibadetlerin
parçah ve solgun habralanna bel baglamak zorunda kald1. Kur­
banlar arasmda, kad1nlarm sõzümona kurtancdannm çabalarma
tepki olarak Müslüman erkekler tarafmdan dõvülen, tecavüze
ugrayan ve õldürülen on binlerce kadm da vardi.
Militan ateistler, Stalin zamanmdaki acil hedeflerinin çogu­
na ula§amasalar da, geleneksel Türkistan islam'ma her §eyden
çok daha fazia zarar veren güçlere, yani modemiteye katkida
bulundular. Sovyetler tarafmdan Türkistan'm ekonomik, sosyal,

4 John Anderson, "Islam in the Soviet Archives: A Research Note", Central


Asian Survey, 13. cilt, 3. sayi (1994): s. 384. Ocak 1936 sayururun, õnemli
oranda eksik rakam içermekle birlikte, Õzbekistan'da toplam 3.724 camiyi
"kapablmarru�" listeledigi hab.rlanmahd1r.

366 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


egitimsel ve siyasi yapismda yaptlan kõklü degi§iklikler, eger
egemenlerin kurallarma gõre oynamaya istekli olmalan duru­
munda genç Õzbeklere birtaknn yeni firsatlar sunuyordu. Bu
kurallar, ateizm için yaptlan gõstermelik de olsa bir kamu hiz­
metini, egitim sisteminde ba§any1 (ki bu, orada dayahlan Rus
muhibbi, ateist degerlerin kabul edilmesi anlamm a geliyordu)
ve üstlerin duymak istediklerini sõylemeyi õgrenmeyi kaps1yor­
du. Ancak yeni Sovyet yapilan ve onlann yeti§tirdigi õgrenci­
ler 19301ann sonlanna kadar (Büyük Temizlik sonras1 iktidara
gelen nesille birlikte) Õzbekistan'da õnemli bir etki yaratmaya
ba§lamami§ ve ikinci Dünya Sava§1 sonrasma kadar derin kõk
salmam1§lard1. Üstelik Sovyet sisteminin en derin etkileri Õzbek
kent seçkinlerinden olu§an küçük bir tabaka üzerinde gõrüldü;
kirdaki Õzbeklerin büyük çogunlugu komünist degerlerin tatbi­
kinden çok daha az etkilendi.
Bunun yanmda, Sovyetler Birligi içinde kesinlikle tâbi ve
s1k11kla ezilen Orta Asyahlarm tamamen güçsüz olmad1klarm1,
kendi hedef ve arzulanm ortaya koymanm yollanm buldukla­
rm1 kabul etmek de õnemlidir. Sovyetler Birligi, yalmzca Rusya,
Ukrayna ve kolonyal uzanhlarm bir araya toplanmasmdan iba­
ret degildi, aym zamanda, birbirinden fark11 güçte, kendine yer
açmaya ve onu korumaya çali§an çok say1da halktan müte§ekkil
bir imparatorluktu. Nihai ironi, sadece Stalin'in ba§artsiz oldugu
yerde ba§artl1 olmalan degil, biraz da Stalin'in komünizmin iyi
i§lemesi yõnündeki bütün imkânlan yok edecek çok §eY yaprm§
olmasmdan õtürü ba§anh olmalanyd1.

Shoshana Keller • 367


Sõzlük

idari Terimler ve Ktsaltmalar


BKP, HKP: Buhara Komünist Partisi, Harezm Komünist Partisi.
ispolbüro: ispolnitelnoe politiçeskoe byuro (siyasi yürütme bürosu).
Komhoz: Kommunalnoe Hoziastvo (sokaklar, itfaiye vb. toplu hizmetlerden so-
rumlu belediye ekonomisi).
Mesthoz: Konut idaresi.
NKiu: Narodnli kommissariat yustitsii (Adalet Halk Komiserligi).
Narkompros: Narodrui kommissariat prosv�eniya (Aydmlanma Halk Komi-
serligi, egitimden sorumluydu).
NKVD: Narodrui kommissariat vnutrenruh dei (Íçi�leri Halk Komiserligi;
1934'ten 1945'e kadar gizli polisin ad1yd1).
Narkomzdrav: Narodrui kommissariat zdravoohranenii (Saghk Halk Komiserligi).
Oblast: Ídari birim; eyalet.
OGPU: Obedinennoe gosudarstvennoe politiçeskoe upravlenie (Birle�ik Devlet
Siyasi idaresi; 1922'den 1934'e kadar gizli polisin ad1yd1).
Orgbüro: Organizationalnoe byuro (idari gõrevler ve personel yõnetiminden
sorumlu parti bürosu).
ONO: Otdel narodnogo obrazovaniya (Halk egitim dairesi).
Raykom: Rayon (ilçe) parti komitesi.
SVB: Soyuz Voinstvuyu�ih Bezbojnikov (Militan Ateistler Birligi).
Sredazbüro TsK VKP(b): Tüm Birlik Komünist Partisi Merkez Komitesi Orta
Asya Bürosu, 1922 -1934.
TsDU: Tsentralnoe duhovnoe upravlenie (Merkezi Ruhani Yõnetim); 191 7'den
1936'ya kadar Ufa'daki Müslüman din adamlanrun idari orgaru.
TsK KPT: Türkistan Komünist Partisi Merkez Komitesi.
TsK KP(b)Uz: Ôzbekistan Komünist Partisi (bol�vik) Merkez Komitesi
TsKK: Tsentralnaya Kontrolnaia Kommissiia (Komünist Parti Merkez Denetim
Komisyonu). 1921-1932 aras1 parti içi disiplinden sorumluydu.
TslK: Tsentralrui ispolnitelrui Komitet (Merkez Yürütme Komitesi), partinin
Merkez Komitesi'ne e�deger bir devlet kanad1 orgaru.
TürkTslK: Türkistan Merkez Yürütme Komitesi.
VTsIK: Vserossiiski Tsentralrui ispolnitelntl Komitet (Tüm Rusya Merkez Yürüt­
me Komitesi).
ZAGS: Zapisi aktov grajdanskogo sostoyaniya (Nüfus Kayit Ídaresi).
Jenotdel: Komünist Parti organlanrun kadmlar kolu.

Õzbekçe Terimler
Bey: Toprak sahibi veya zengin çiftçi.
Basmaa.: Ruslara kar�1 Türkistan'm bagtms1zhgi için sava�an Türkistanh bir ge­
rilla hareketi, yakla�tk 1918-1927. Aynca bkz. Korba�1

Shoshana Keller • 369


Çaçvan: Ferend albna giyilen, yüzü õrten peçe.
Çarikar: Kirahk arazide çah�an tanm �si; ortakç1.
Dihkan: Orta Asyah kõylü çiftçi.
Hücum: Lafzen, "saldm"; 1927-1929'un radikal tesettiir açma kampanyas1.
�ân: Geri.ellikle kutsal olarak hürmet edilen bir sufi lider.
Mahkeme-i �r'iyye: Orta Asya'da Müslüman Ruhani Yõnetim, 1923-1928.
Merdikar: Topraksiz tanm �si
Muhtesibat: I<irgizistan ve Türkmenistan'da kullanilan ruhani yõnetimlerin adi.
Mütevelli: Bir vakfm yõneticisi olarak gõrev yapan Müslüman din adarm.
Nazir: Bakan veya komiser
Ferend: Õzbek kadmlan tarafmdan b�tan aya� giyilen uzun õrtü.
Kadimciler: Muhafazakâr veya gelenekçi din adamlan.
Kalender: Gezgin sufi vaiz.
Kalm: Damadm ailesi tarafmdan gelinin ailesine õdenen ba�hk paras1.
�sey-Vahsey: $iilerin Hüseyin matemi.
Vakif: Camilere, okullara, hastanelere vb. ba�� olarak verilen mülk. Mülkler, bu
kurumlara mali destek, sahiplerine ise vergi indirimi sa�lard1.

370 • Mekke'ye Dejíil Moskova'ya


Kaynakça

A11iv Kaynaklan
Moskova
Rusya Devlet Sosyal ve Siyasi Tarih Ar�ivi (RGASPI, õnceden RTsKhIDNI ve
TsPA-IML) -
Fond 17, Rusya/Türn Birlik Komünist Partisi (Bol�evik) Merkez Komitesi
Fond 61, Türkistan Bürosu (Türkbüro TsK RKP[b])
Fond 62, Orta Asya Bürosu (Sredazbüro TsK VKP[b])
Fond 122, Türkistan Komisyonu (Türkkommissiya TsK RKP[b])
Rusya Federasyonu Devlet Ar�ivi (GARF) -
Fond 5407, Militan Ateistler Birligi

Tqkent
Õzbekistan Merkez Devlet Ar�ivi (TsGA Uz) -
Fond 86, Sovyetler Merkez Yürütme Komitesi (TsIK Sovetov)
Fond 94, Aydmlanma Halk Komiserligi (Narkompros)
Fond 837, Halk Komiserleri Konseyi (Sovnarkom)
Fond 904, Adalet Halk Komiserligi (NKiu)
Õzbekistan Halk Demokrat Partisi Merkez Sovyeti Parti Ar�ivi (PATsS-NDPUz,
õnceden Õzbek Merkez Parti Ar�ivi) -
Fond 58, Õzbekistan Komünist Partisi (Bol�vik) Merkez Komitesi (TsK KP[b]
Uz)

Birincil Kaynaklar
Kitaplar
3-ii kurultai sauetov. Stenografiçeshkii otçhet. Semerkant: 1929.
IV-ii Ras�irenmi Plenum Tsentralnogo Soveta SVB SSSR. Moskova: 1938.
Âlim Han, Emir Seyyid, Buhoro halqining hasrati tarikhi. Ta�kent: Õzbekistan SSC
"Fen" Ne�riyah, 1991 .
Dekret1 sovetskoi vlasti. Moskova: 1957.
Direktiv1 VKP(b) i postanovleniya sauetskogo pravitelstva o narodnom obrazovanii.
Sbornik dokumentov za 1 9 1 7 - 1 947 gg. Moskova: 1947.
Dvenadtsatii s'ezd RKP(b). Stenografiçeskii otçet. Moskova: 1968. "O postanovke
antireligioznoi agitatsii i propagandi," s. 716.
Gidulyanov, P. V., Otdelenie tserkvi ot gosudarstva. Moskova: 1926.
Gorky, Maksim A., L. Averbakh ve S. G. Firin, The White Sea Canal: Being an Ac­
count of the Construction of the New Canal between the White Sea and the Baltic
Sea. Londra: John Lane the Bodley Head, 1935. Çev. Amabel Williams-Ellis.
ikramov, Kamil, Dela moego otsa: roman-hronika. Moskova: Sovetskii pisatel',
1991.
Klimoviç, Liutsian M., Íslam v Tsarskoi Rossii. Oçerki. Moskova: 1936.

Shoshana Keller • 371


Khlevniuk, O. V., A. V. Kvashonkin, L. P. Kosheleva ve L. A. Rogovaia., ed. Sta­
linslwe politbiuro v 3� gody. Sbomik dokumentov. Moskova: AIRO- XX, 1995.
Hocayev, Feyzullah vd., Oçerki revolyutsionnogo dvijeniya v Srednei Azii. Sbornik
statei. Moskova: 1926.
KPSS v rezoliytsiyah i re§heniyah sezdov, konferentsii, i plenumov TsK, 1898 - 1 960.
Moskova: 1970.
KPSS i sovetslwe pravitel stvo ob Uzbekistane. Sbornik dokumentov, 1925-1970. Ta�­
kent: 1972.
Kommunistiçeskaya Partiya Turkestana i Uzbekistana v tsifrah, 1918-1967. T�kent:
1%8.
Kommunisticheskaia Partiia Turkmenistana v rezoliutsiiakh i resheniiakh s "ezdov i ple­
numov TsK. 1 . Cilt, kniga pervaia, 1925-1937. �kabat: 1981 .
Kommunistiçeskaya Partiya Uzbekistana v rezolyutsiyah i resheniiakh s"ezdov iplenu­
mov TsK. 1. Cilt, 1925-1937. Ta�kent: 1987.
Kommunistiçeskaya Partiya Uzbekistana v tsifrah. T�kent: 1964.
Krist, Gustav, Alone through the Forbidden Land: fourneys in Disguise Through So-
viet Central Asia. Londra: Faber and Faber, 1938. Çev. E. O. Lorimer.
Lansdell, Henry. Through Central Asia. Londra: St. Dunstan's House, 1887.
Lenin, V. i., Polnoe sobranie soçinenii. Moskova: 1958-1%5.
__ ., O Srednei Azii i Kazakstane. T�kent: 1982.
Marx, Karl ve Friedrich Engels, On Religion. Chico, CA: Scholars Press, 1964,
1982.
Ole�çuk, Feodor Nestoroviç, XVII Sezd VKP(b) i zadaçi antireligioznoi rabotz. Mos-
kova: 1934.
Orleanski, N. M., Zakon o religioznih obedineniyah RSFSR. Moskova: 1930.
Ostroumov, N. P., Sart1: etnografiçeskie material!. 1. Cilt Ta�kent: 1890.
Perepiska Sekretariata s mestmmi partiimmi organizatsiyami. Moskova: 1957.
Remzi, Mennan, Khayoldan haqiqatga (Hayalden Hakikate). Ta�kent: 1928.
Russkaya pravoslavnaya tserkov' i Kommunistiçeslwe gosudarstvo, 1917-1941. Doku-
mentz i Jotomateriall. Moskova: Bibleisko-Bogoslovskii institut sv. apostola
Andreia, 1996.
Safarov, Georgi 1., Kolonialnaya revolyutsiya: op1t Turkestana. Moskova: 1921 .
Sbomik tsirkuliarov i razyasnenii Narodnogo Kommissariata Yustitsii i Verhovnogo
Suda Uzbekskoi SSR. Semerkant: 1928.
Schuyler, Eugene, Turkistan. 1. Cilt New York: Scribner, Armstrong, 1876.
$efstvo raboçih Ta§kenta nad ki§lakom 1924 - 1 929. Sbornik dokumentov. T�kent:
1962.
Sistematiçeski sobranie deistvuyu§çih zakonov. Ta�kent: 1933.
Sobranie kodeksov UzSSR. Semerkant: 1929.
Sobranie uzakonenii i rasporiajenii raboçego i dehkanskogo pravitelstva Uzbekskoi So­
vetskoi Sotsialistiçeskoi Respubliki. 60. sayi, 31 Arahk; 1 925, "Postanovleniya
pravitel'stva", ÕSSC, madde 529 "O vakufakh/vaqflar khususida", s. 2071-
2074.
Spravoçhnik partiinogo rabotnika. 9. Cilt, Moskova: 1%7.
Statiçeskii spravoçnik SSSR. Moskova: 1927.
Stenografiçeskii otçet (vtorogo vsesoyuznogo s 'ezda soyuza bezbojnikov). Moskova:
1930.
Sultan Galiyev, Mir Said, Stati, v1stupleniya, dokumentl. Kazan: Tatarskoe knijnoe
izdatelstvo, 1992.
Ugolovmi kodeks RSFSR. Moskova: 1957.

372 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Uzbekistan za 15 let. Statiçheskii sbomik. T�ent: 1939.
V. 1. Lenin ob ateizme, religii i tserkvi. Moskova: 1969.
Vtoroi S 'ezd sovetuo UzSSR. Semerkant: 1927.

Makaleler
A A, "Isharu i myurich (Türkistan)", Bezbojnik (gazetesi), 11. sayt (15 Mart 1925): s. 7.
Akopov, S., "Borba s b1tovuni prestupleniyami", Revolyutsiya i natsional'nosti,
4-5. sayt (AAustos-Eylül 1930): s. 58-69.
__ ., "K voprosu ob uzbekizatsii apparata i sozdanii mestruh raboçih kadrov
prorm�lennosti Uzbekistana", Revolyutsiya i natsionalnosti, 12. sayi (Arahk
1931): s. 22-28.
Alim, Z., "Dinga qarshi tashviqot usullari", Hüdas1zlar, 4. sayi (1928): s. 27-35;
'�ah vse mojet'' Bezbojnik (dergisi), 18. say1 (Ekim 1928): s. 6-7.
Ammosov, M., "Problema natsionalruh kadn v period sotsialistiçeskih rekonst­
ruktsii", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1 . sayt (Mayis 1930): s. 20-28.
"Andijan hayiitga qarshi qattiq qo'zghaldi", Hüdas1zlar, 4. say1 (1928): s. 40-41 .
Ani�ev, An., "Zadaçi zemleustroistva v Uzbekistane", Za partiyu, 8. sayi (A�s­
tos 1928): s. 49-59.
Aronshtein, G., "K voprosu o pravom uklone v KP(b )T", Za partiyu, No. 11 (Ka­
s1m 1928): s. 16-24.
A�aruni, A, "Nekotone vopros1 kultumogo stroitelstva", Kommunistiçeskaya
revolyutsiya, 21 . sayi (Kas1m 1928): s. 101-104.
Beichek, G .. "Partprosvetitelnaya rabota v Srednei Azii", Kommunistiçeskaya re­
volyutsiya, 17-18. say1 (Eylül 1925): s. 57-63.
"Bezbojniki gotoviat novie kadn", Uzbekistanskaya Pravda, 194. say1 (10 Ekim
1929): s. 3.
Bogdanov, Ali, "Kolhoznoe stroitelstvo v natsionalruh respublikah i oblastyah",
Revolyutsiya i natsionalnosti, 1. say1 (Ocak 1931): s. 50-60.
Bok, S., "Marsda hayot qandai bo1uvi mumkin?", Hüdasizlar, 7-8. sayt (1930):
s. 46-47.
"Çaçvan", Yeryüzü, 28- 29. sayi (27 Ekim 1927): s. 12-13.
Chemik, S., "Uroki karakalpakskoi partorganizatsii", Partrabotnik, 4-5. say1
(1933): s. 62-67.
"Devoçek v vozraste ot 8 do 15 let net . . .", Uzbekistanskaya Pravda, 28. sayi (4
Subat 1931): s. 2.
Dimanstein, Semyon M., "V1bomaya kampaniya v natsionalruh rayonah", Kom­
munistiçeskaya revolyutsiya, 20. sayi (Ekim 1925): s. 8-12.
___, " ideologiçeskaya borba v natsionalnom voprose", Revolyutsiya i natsional­

nosti, 3. sayt (Temmuz 1930): s. 3-20.


Efanov, z., "Povyshenie kul'tumosti mass", Krasnyi rubezh, 1. sayi (Mayis 1925):
s. 54-57.
___, "Profrabota sredi mestnykh natsional'nostei", Revoliutsia i natsional'nosti,

9. sayi (Eylül 1928): s. 71-80.


Egorov, "V �t padaet", Bezbojnik (gazetesi), 6. sayi (5 Subat 1928): s. 4.
Fedorov, E., "Religiozrue perejitki v Srednei Azii", Krasmi rubej, 2. sayi (Haziran
1925): s. 51-54.
Foteev, 1., "Jenskii trud v selskom hozyaistve sredne-aziatskih respublik", Za
partiyu, 1-2. sayi (Ocak-Subat 1929): s. 61 .
Galli, Dzhanshi akh, "O sudah �ariatai adata v natsionalnih respublikah i oblast­
yah", Vlast' sovetuo, 13. sayi (27 Mart 1927): s. 7.

Shoshana Keller • 373


Gikalo, "Osnovme zadaçi partii i sovvlasti v Horezmskom i T•uzskom okru­
gah", Za partiyu, 1 1 . sayi (Kasun 1928): s. 90-94.
Gluhovski, A., "O komsomolskom içkari, 'devu�ih' tsirkulyarah i vraçah, koto­
rih nujno leçit"', Za partiyu, 2. sayi ($ubat 1928): s. 72-77.
� "O slabih uçastkah komsomolskoi rabote", Za partiyu, 1. sayi (Eylül 1927):
s. 57-65.
"Yaponskie �piom sredi musulmanskogo duhovenstva", Antireligioznik, 8-9.
sayi (1938): s. 66-67.
Yaroslavski, E., "Antireligioznaya propaganda sredi musulman", Bezbojnik (ga­
zetesi), 7. sayi (1925): s. 2.
� "Ob oçeredmkh zadaçah antireligioznoi propagand1 sredi natsionalnos­
tei", Antireligioznik, 8-9. say1 (1938): s. 23-26.
ibrahimov, Gali, "O religioznih �kolah, jumalah, i antireligioznoi propagande",
Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 17-18. sayi (Eylül 1928): s. 147-149.
"Iqtisodi aksilinqilobi va ruhonilar", Hüdastzlar, 6. sayi (1931): s. 3-5.
ivanov, K., "Protiv nedootsenki kultumo-massovoi rabotl", Partrabotnik, 3-4.
sayi ($ubat 1931) : s. 26-29.
"Kak ubili pisatelya Hamza Hakim-zade", Uzbekistanskaia pravda (29 Mart 1929):
s. 1 .
Kapshirin, P., " O religioznih perezhitkah", Antireligioznik, 5. say1 (May1s 1939):
s. 15-17.
Karpiç, V., "O teoritiçeskih problemah sovetskogo vostoka i postanovke ih izu­
çeniya", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1 . say1 (May1s 1930): s. 101-105.
Hansuvarov, i. G., "Musduhovenstvo", Kommunistiçeskaya mysl' (Ta�kent), 5. ki­
tap (1927): s. 60-102.
"Hvostl ismailovchim", Uzbekistanskaya pravda (20 Mart 1930): s. 3.
Kirsanov, L., "Krasnaya çayhana, kak tsentr politprosvet-rabob v ki�lakah Uz­
bekistana", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 5. say1 (Eylül -Ekim 1925): s.
168-70.
Kiselev, i., "Protiv boga i religii", Za partiyu, 1. say1 (Ocak 1928): s. 84-86.
Kobetski, M., "Antireligioznoe vospitanie v sovetskoi �kole natsionalnih raio­
nov", Kommunistiçeskaiya revolyutsiya, 6. say1 (Mart 1928): s. 58-65.
� "Vtoroi sezd o rabote sredi natsionalnostei", Antireligioznik, 8. sayi (Agus­
tos 1929): s. 14-20.
Koliçev, i., "Aral raion splo�noi kollektivizatsii", Revolyutsiya i natsionalnosti, 4-5.
say1 (Agustos-Eylül1930): s. 116-124.
Kurs, A., "Kino i sovetskii Vostok", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 20-21. say1
(Kas1m 1925): s. 86.
Kuznets, "Predvaritelnle itogi smotra vseobucça v Srednei Azii", Partrabotnik,
5-6. sayi (Mart 1931): s. 23-29.
Lukaçevski, A., "O rabote sredi zhenshchin (Zasedanie Ispolbiuro TsS SVB, 25-
26 fevralia, 1934 g.)", Antireligioznik, 2. sayi (Mart-Nisan, 1934): s. 42-46.
Manzhara, D. 1., "O çistke partii", Partrabotnik, 4-5. sayi (1933): s. 57-61.
"Materialy sove�aniya po postanovke prosve�niya v vostoçnih natsionalnih
oblastyah i respublikah", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 2. sayi (Ocak
1928): s. 86-94.
Meden, F., "Besprizorme uçastki massovoi raboti v Sredne Azii", Kommunistiçes­
kaya revolyutsiya, 10. sayi (Mayis 1927): s. 75-8.
Mitrofanov, A., "K itogam partçistki v natsrespublikah i oblastyah", Revolyutsi­
ya i natsionalnosti, 1 . sayi (Mayis 1930): s. 29-36.

374 • Mekke'ye De�il Moskova'ya


--J "K itogam partçistki v natsrespublikah i oblastyah", Revolyutsiya i natio­
nalnosti, 2. sayi (Haziran 1930): s. 35-49.
Mitrofanov, M., "Sovetskoe stroitelstvo v Yangiyulskom rayone Uzbekskoi
SSR", Revolyutsionnii oostok, 6. sayi (1929): s. 217-232.
--J "Partiinoe i ob§E!stvennoe stroitelstvo v ki§lake", Revolyutsionnii oostok, 7.
sayi (1929): s. 292-317.
Mokeyev, V., "NlliÍ zadaçi v antireligioznoi propagande", Za partiyu, 1-2. sayi
(Subat 1929): s. 73-79.
Nuhrat, A., "Vot, kakie jestokie nrav1 na Vostoke", Bezbojnik u stanka, 10. say1
(1925): s. 17.
--J "Trujenitsa Dagestana", Bezbojnik u stanka, 12. sayi (1925): s. 6-7.
--J "Usilim antireligioznuyu propagandu sredi natsionalok", Antireligioznik,
1. sayi (1936): s. 23-27.
Nuhrat, H., "Vostoçnitsu - v soveh", Vlast' sovetov, 1. sayi (6 Ocak 1929): s. 5-7.
Nuhret [Nuhrat], A., "Prava jeru" ve "Neravenstvo za grobom", Bezbojnik (gaze­
tesi), 42. sayi (1925): s. 5.
N-v, A., "Perepodgotovka uçitelstva i perspektivi prosve§E!niya v Uzbekistane",
Krasnii rubej, 1. say1 (Mayis 1925): s. 49-53.
"Ob antireligioznoi propagande sredi natsional'nostei SSSR", Kommunistiçeska­
ya revolyutsiya, 12. sayi (Haziran 1926): s. 62-68.
"Osinovtl kol v mogilu �ariata!", Uzbekistanskaya Pravda, 8 Mart 1931, s. 2.
Pismennyi, S., "Osnovme momenb partiinogo prosve§E!niya v natsrespublikah
Srednei Azii", Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 1 1-12. sayi (Haziran 1928):
s. 70-79.
Popov, F., "O rabote sredi jen�in v Uzbekistane", Antireligioznik, 12. sayi (Arahk
1938): s. 13-15.
"V prezidiume TslK [SSSR]", Vlast' sovetov, 8. sayi (Subat 1925): s. 9.
"Qurultay xabarlar", Hüdastzlar, 1. sayi (1929): s. 48.
R. A., "Jizn' �laçnaya", Za partiyu, 2. sayi (Subat 1928): s. 91-94.
R. N., "iz istorii emansipatsii vostoçnoi jen�in1", Nov1i vostok, 20-21 . say1 (1928):
s. 412-415.
Rahimi, N., "Muroqaba", Hüdas1zlar, 11-12. sayi (1929): s. 60-61.
Rahman, F., "Dinga qarshi targhibotda qishloq muallimining vazifasi", Hüdas1z­
lar, 2. sayi (1929): s. 54-56.
Recepzade, N., "� maktablaridadinsizliq tarbiiasi", Maorif va o'qituvchi, 9-10.
sayi (1927): s. 28-30.
"O rabote soyuzabezbojnikov'', Kommunistiçeskaya revolyutsiya, 14. say1 (Tem­
muz 1928): s. 115-1 18.
Remzi, M., "Tekin hur, harom tomoqlaming hiytiga qar�i", Hüdas1zlar, 1 . say1
(1928): s. 3-5.
"Religioznaya sekta priknvalas' �irmoi kandidatskoi gruppoi", Uzbekistanskaya
pravda (3 Kasim 1929): s. 3.
Rogov, Aleksandr, "Pod znakom 'Hudj�"', Za partiyu, 1. sayi (1928): s. 91-94.
Sazonova, P. ve K. Çemova, "Vnimanie Islam natsionalmh raionov'', Revolyutsi­
ya i nationalnosti, 3. sayi (1934): s. 49-57.
�-Abdurresuliyev, "Kak ukrepit' selsovetl", Krasnii rubej, 1. sayi (Mayis 1925):
s. 42-44.
Sibaylo, G., "Osnovrue vopros1 §E!fskoi rabotl", Kommunistiçeskaya revolyutsiya,
10. sayi (May 1926): s. 12-14.
Stambler, M., "Vopros1 narodnogo prosve§E!niya Srednei Azii" , Za partiyu, 2.
sayi (Ekim 1927): s. 91-96.

Shoshana Keller • 375


Tõregulov, N., "K voprosu ob an�ligioznoi propagande na Vostoke: kak ne
nujno podkhodit' k izuçeniyu lslama", Kmnmunistiçeskaya revolyutsiya, .20.
sayi (Ekim 1925): s. 71-74.
Turat, Uba, "Borotsya za realizatsiyu postanovleniya- TsK VKP(b) o merah
ulu�ya ob§eStvennogo pitaniya", Revolyutsiya i natsionalnosti, 1. sayi
(Ocak 1932): s. 76-83.
"Vakuh v Srednei Azü", Vlast' sovetov, 7. sayi (14 $ubat 1926): s. 1 1 .
"Yerda tirikli k va odamizodining payda boli�i", Hüdas1Zlar, 1 1-12. sayi (1929):
s. 62-70.
"Zadaçi i metodJ. ·antireligioznoi propagand1", Kommunistiçeskaia revolyutsiya,
12. sayi (Haziran 1926): s. 43-54.
Zaitsev, P., "Provedenie izbiratelnoi kampanü v Uzbekistane", Vlast' sovetov, 9.
sayi (27 $ubat 1927): s. 10-14.
Zektser, M., "Klasssovaya borba na pereVIborah sovetov v natsionalruh raionov
SSSR", Revolyutsiya i natsionalnosti, 2-3. sayi ($ubat Mart, 1 931): s. 50-60.
Zelenski, i., "Zadaçi partü, sovvlasti i profsoyuzov v Sredne Azü", Krasmi rubej,
2. sayi (Haziran 1925): s. 3-12.
___, "Borba za raskrepo�e jen�n", Za partiyu, 4. say1 (Arahk 1927): s. 39-44.
___, "V borbe za kulturu", Za partiyu, 7. sayi (Temmuz 1928): s. 7-18.
Zelenski, i., "Raskrep�naya uzbekça trebuet zakona o snyatii paranjhi", Vlast'
savetov, 14. say1 ( 1 7 Nisan 1929): s. 21 .

ikindl Kaynaklar
Kitaplar
Allworth, Edward, ed., Central As ia: 120 Years of Russian Rule. Durham, NC: Duke
University Press, 1989.
___, The Modem Uzbeks. Stanford, CA: Hoover Institution Press, 1990.
Anderson, Benedict, Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of
Nationalism. Londra: Verso, 1 991.
Arendt, Hannah, The Origins of Totalitarianism. New York: Harcourt Brace Jova-
novich, 1973.
Azizhanov, A., Turkbyuro: polnomoçmi organ TsK RKP(b). Tqkent: 1977.
Bartol'd, V. V., istoriya kultumoi jizni Turkestana. Leningrad: 1927.
Becker, Seymour, Russia's Protectorates in Central Asia: Bukhara and Khiva, 1865-
1924. Cambridge: Harvard University Press, 1968.
Begmatov, H. B., Deyatelnost' Sredazbyuro TsK VKP(b) po osy§estvleniyu leninskoi
natsionalnoi politiki. Tqkent: 1976.
Bendrikov, K. E., Oçerki po istorii narodnogo obrazovaniya v Turkestane (1865-1924
gody). Moskova: 1960.
Bogoutdinov, A. M. vd., istoriya kommunistiçeskih organizatsii Srednei Azii. Ta�­
kent: 1967.
Brower, Daniel ve Edward Lazzerini, ed., Russia's Orient: Imperial Borderlands
and Peoples, 1 700-191 7. Bloomington: Indiana University Press, 1 997.
Carrere d'Encausse, Hélene, Islam and the Russian Empire: Reform and Revolution
in Central Asia. Berkeley: University of Califomia Press, 1988.
___, The Gr.eat Challenge: Nationalities and the Bolshevik State 1917-1930. New
Yoi:k: Holmes and Meier, 1 992.
Chatterjee, Partha, The Nation and Its Fragments: Colonial and Postcolonial Histo­
ries. Princeton, NJ: Princeton University Press, 1993.
Connor, Walker, The National Question in Marxist-Leninist Theory and Strategy.
Princeton, NJ: Princeton University Press, 1984.

376 • Mekke'ye De�I Moskova'ya


Conquest, Robert, Inside Stalin's Secret Police: NKVD Politics 1936-1 939. Stanford,
CA: Hoover lnstitution Press, 1985.
Dunn, Dennis ]., ed., Religion and Modernization in the Soviet Union. Boulder, CO:
Westview Press, 1977.
Fierman, William, Language Planning and National Development: The Uzbek Expe­
rience. Berlin: Mouton de Gruyter, 1991 .
Getty, ]. Arch, Origins of the Great Purges: The Soviet Communist Party Reconside­
red, 1 933-1938. Cambridge: Cambridge University Press, 1985.
Gleason, Abbot, Peter Kenez ve Richard Stites, ed., Bolsheoik Culture: Experiment and
Order in the Russian Reuolution. Bloomington: Indiana University Press 1985.
,

Goldman, Wendy Z., Women, the State, and Revolution: Soviet Family Policy and
Social Life, 1917-1936. Cambridge: Cambridge University Press, 1993.
Hajda, Lubomyr ve Mark Beissinger, ed., The Nationalities Factor in Saviet Politics
and Society. Boulder, CO: Westview Press, 1990.
Hayit, Baymirza, Die Nationalen Regierungen von Kokand (Choqand) und der Alasch
Orda. Munster, Westphalia: 1950.
___, Turkestan in XX /ahrhundert. Darmstadt: C. W. Leske, 1956.
Hecker, Julius, Religion and Communism. Londra: Chapman and Hall, Ltd., 1933.
Hosking, Geoffrey, Russia: People and Empire. Cambridge: Harvard University
Press, 1997.
i�anov, A. i., Buharskaia Narodnaya Sovetskaya Respublika. Ta�kent: 1969.
___, Faizulla Khojaev: oçerk jizni i deyatelnosti. Ta�kent: 1972.
istoriYa Buharskoi i Horezmskoi Narodmh Sovetskih Respublik. Moskova: 1971 .
istoriya sovetskogo gosudarstva iprava Uzbekistana. 2. Cilt, 1924-1937. Ta�kent: 1963.
istoriya Uzbekskoi SSR. 3. Cilt T�kent: 1967.
Kamp, Marianne, "Unveiling Uzbek Women: Liberation, Representation and
Discourse, 1906-1929." Doktora tezi, University of Chicago, 1998.
Kappeler, Andreas, Gerhard Simon ve Georg Brunner, ed., Muslim Communities Re­
emerge: Historical Perspectives on Nationality, Politics, and Opposition in the Former
Soviet Union and Yugoslauia. Durham, NC: Duke University Press 1994. ,

Kemper, Michael, Anke von Kügelgen ve Dmitriy Yermakov, ed., Muslim Cul­
ture in Russia and Central Asia from the 18th to the Early 20th Centuries. 1. Cilt
Berlin: Klaus Schwartz Verlag, 1996.
Khalid, Adeeb, The Politics of Muslim Cultural Reform: /adidism in Central Asia.
Berkeley: University of California Press, 1998.
Hasanov, Kuchkar, V. l. Lenin i Turkbyuro TsK RKP(b). T�kent: 1969.
Hlevnuk, O. V. vd., ed., Stalinskoe politbyuro v30-e gody. Moskova: AIRO XX, -

1995.
Hlevnuk, O. V., Politbyuro: mehanizm1 politiçeskoi vlasti v 1930-e god1. Moskova:
Rosspen, 1996.
Kreindler, lsabelle T., "Educational Policies Toward the Eastern Nationalities
in Tsarist Russia: A Study of Il'minksii's System." Doktora tezi, Columbia
University, 1969.
Luukkanen, Arto., The Party of Unbelief: The Religious Policy of the Bolshevik Party,
1917-1929. Helsinki: Studia Historica 48, 1994.
Martin, Terry, "An Affirmative Action Empire: Ethnicity and the Soviet State,
1923-1938." Doktora tezi, University of Chicago, 1996.
Massell, Gregory ]., The Surrogate Proletariat: Moslem Women and Revolutionary
Strategies in Soviet Central Asia, 1919-1929. Princeton, NJ: Princeton Univer­
sity Press, 1974.

Shoshana Keller • 377


Matossian, Mary, The Impact of Souiet Policies in Armenia. Leiden: E . J. Brill, 1962.
Yeniden basun 1981 .
Muhammedberdiyev, K., Kommunistiçeslcaya Partiya v barbe za pobtd1 narodnoi so­
vetskoi revolyutsii v Horezme. �kabat: 1959.
Nazarov, S. A., Iz istorii deyatelnosti sredazbyuro TsKRKP(b) (1922-1924 gg.). T�
kent: 1965.
Nepomnin, V. Ya., Ístoriçeskii opit stroitelstva sotsializma v Uzbekistane, 1917-1937.
Ta�kent: 1960.
Okott, Martha Brill, The Kazakhs . Stanford, CA: Hoover lnstitution Press, 1987.
Ostrowski, Donald, Muscovy and the Mongols: Cross-Cultural Influences on the
Steppe Frontier, 1304-1589. Cambridge: Cambridge University Press, 1998.
Park, Alexander, Bolshevism in Turkestan, 1917- 1927. New York: Columbia Uni­
versity Press, 1957.
Peris, Daniel, Storming the Heavens: The Souiet League of the Militant Godless. Itha­
ca, NY: Comell University Press, 1998.
Pierce, Richard, Russian Central Asia, 1867 - 1917: A Study in Colonial Rule. Berke­
ley: University of California Press, 1960.
Pipes, Richard, The Formation of the S�iet Union. Cambridge: Harvard Univer­
sity Press, 1954, 1964.
Pospielovsky, Dmitri, The Russian Church under the Soviet Regime, 1917-1982. 1 .
Cilt Crestwood, NY: St. Vladimir's Press, 1984.
___, Soviet Antireligious Campaigns and Persecutions. New York: St. Martin's
Press, 1988.
Rahnema, Ali, ed., Pioneers of Islamic Revival. Londra: Zed Books, 1994.
Rakowska-Harmstone, Theresa, Russia and Nationalism in Central Asia: The Case
of Tadjikistan. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1970.
Ramet, Pedro, ed., Religion and Nationalism in Soviet and Eastern European Politics.
Durham, NC: Duke University Press, 1989.
Ramet, Sabrina, ed., Religious Policy in the Soviet Union. Cambridge: Cambridge
University Press, 1 993.
Ro'i, Yaacov, Islam in the Souiet Union: From World War II to Perestroika. New York:
Columbia University Press, 2000.
Rorlich, Azade-Ayse, The Volga Tatars: A Profile in National Resilience. Stanford,
CA: Hoover lnstitution Press, 1986.
Rosliakov, A. A., Sredazbyuro TsK VKP(b): Vopos1, strategii, i talctiki. �kabat: 1975.
Saidbayev, T. S., Íslam i ob�estvo. Moskova: 1968.
Schoeberlein-Engel, John, "ldentity in Central Asia: Construction and Contenti­
on in the conceptions of 'Ozbek,' 'Tajik,' 'Muslim,' 'Samarqandi,' and other
groups." Doktora tezi, Harvard University, 1994.
$ükürova, H., Kommunistiçeskaya Partiya Uzbekistana v barbe za raskrepo�enie jen­
�in. 1 924 - 1929. Tqkent: 1961 .
Simon, Gerhard, Nationalism and Policy toward the Nationalities in the Souiet Union:
From Totalitarian Dictatorship to Post-Stalinist Society. Boulder, CO: West­
view Press, 1991 .
Snesarev, G. P., ed., Semya i semente obriad1 u narodov Srednei Azii i Kazakstana.
Moskova: 1978.
Stites, Richard, Revolutionary Dreams: Utopian Vision and Experimental Life in the
Russian Revolution. New York: Oxford University Press, 1989.
Süleymanova, H., Ístoriya sovetskogo gosudarstva i prava. Ta�kent: 1963. 2. Cilt,
1924-1937.

378 • Mekke'ye De�! Moskova'ya


Thrower, James, Marxist-Leninist "Scientific Atheism " and the Study of Religion and
Atheism in the USSR. Berlin: Mouton, 1983.
Timasheff, Nicholas S., Religion in Soviet Russia, 1917-1942. New York: Sheed and
Ward, 1942.
Tompson, William J., Khrushchev: A Political Life. New York: St. Martin's Griffin,
1997.
Tursunov, H. T., ed., Hücum - znaçit nastuplenie. Tqkent: 1987.
Volkogonov, Dmitri M., Stalin: Triumph and Tragedy. New York: Grove Weiden­
feld, 1991.
Von Kügelgen, Anke, Michael Kemper ve Allen J. Frank, ed., Muslim Culture in
Russia and Central Asia from the 18th to the Early 20th Centuries. 2. Cilt Berlin:
Klaus Schwarz Verlag, 1998.
Young, Glennys, Power and the Sacred in Revolutionary Russia: Religious Activists
in the Village. University Park: Pennsylvania State University Press, 1997.

Makaleler
Abdkhozhin, Zh. B. vd., "Kazahstanskaya Tragediya", Vopros1 istorii, 7. say1
(1989): s. 53-71 .
Anderson, John, "Islam in the Soviet Archives: a research note", Central Asian
Survey, 13. cilt, 3. sayi (1994) : s. 383-394.
Ataklychev, Sh. A., "Compulsory Primary Education in Turkmenistan, 1930-7",
Central Asian Review, IX. cilt, 3. sayi (1961): s. 228-234.
Blank, Stephen, "The Contested Terrain: Muslim Political Participation in Soviet
Turkestan, 1917- 1919", Central Asian Survey, 6. cilt, 4. say1 (1987): s. 47-73.
Bociurkiw, Bohdan R., "The Shaping of Soviet Religious Policy", Problems of
Communism, 22. cilt (Mayis-Haziran 1973): s. 37-51.
Brower, Daniel, "Russian Roads to Mecca: Religious Tolerance and Muslim
Pilgrimage in the Russian Empire", Slavic Review, 55. cilt, 3. say1 (Güz
1996): s. 567-584.
Bryan, Fanny, ''.Anti-Islamic Propaganda: Bezbojnik, 1925-1935", Central Asian
Survey, 5. cilt, 1 . sayi (1986): s. 29-47.
Buttino, Marco, "Politics in a Famine: Turkestan 1917-1921", Buttino, ed., ln a
Collapsing Empire: Underdevelopment, Ethnic Conflicts and Nationalisms in the
Soviet Union, Milan: Fondazione Giangiacomo Feltrinelli, 1 993.
Critchlow, James, "Religious-Nationalist Dissent in the Turkestan Communist
Party: An Old Document Surfaces", Report on the USSR, 2. cilt, 3. sayi (19
Ocak 1990): s. 19-21 .
Delaney, Joan, "The Origins of Soviet Antireligious Organizations", Richard H.
Marshall, Jr., ed., Aspects ofReligion in the Soviet Union, 191 7-1967. Chicago:
University of Chicago Press, 1971, s. 103-129.
Getty, J. Arch, "State and Society Under Stalin: Constitutions and Elections in
the 1930s", Slavic Review, 50. cilt, 1. sayi (Babar 1991): s. 18-35.

Hakimoglu, A., "The Ufa Muslim Religious Administration and Its Work", East
Turkic Review, 1 1 . cilt, 3. sayi (Eylül 1960): s. 34-47.
Iakovlev, A. 1., "Sravnitelni zametki o preobrazovaniyah v Turkestane i Srednei
Azii", Kentavr, 2. sayi (Mart-Nisan 1993): s. 93-104.
Keller, Shoshana, "Islam in Soviet Central Asia, 1917-1930: Soviet Policy and the
Struggle for Control", Central Asian Survey, 1 1 . cilt, 1 . sayi (Mart 1992): s.
25-50.

Shoshana Keller • 379


___, "Trapped Between State and Society: Women's Liberation and Islam in
Soviet Uzbekistan, 1926-1941", /ournal of Women's History, 10. cilt, 1. sayi
(Babar 1998): s. 20-44.
___, "Conversion to the New Faith: Marxism-Leninism and Muslims of the

Soviet Empire", Robert Gerad ve Michael Khodarkovsky, ed., Of Religion


and Empire: Missions, Conversion, and Tolerance in Tsarist Russia. lthaca, NY:
Comell University Press, 2001, s. 311-334.
Khalid, Adeeb, "Tashkent 1917: Muslim Politics in Revolutionary Turkestan",
Slavic Review, 55. dlt, 2. sayi (Yaz 1996): s. 270-2%.
Lieven, Dominic, "The Russian Empire and the Soviet Union as Imperial Poli­
ties", /ournal of Contemporary History, 30. dlt (1995): s. 607-636.
Lyons, Shawn T., "Where is the Gold of Amir Said Alimkhan: an Uzbek Metap­
hor for the Past", Central Asian Survey, 14. dlt, 1. sayi (1995): s. 5-16.
Mackenzie, David, "Kaufman of Turkestan: An Assessment of His Administra­
tion (1867-1881)", Slavic Review, 26. cilt, 2. sayi (Haziran 1%7): s. 265-285.
Martin, Terry, "The Russification of the RSFSR", Cahiers du Monde Russe, 39. cilt,
1-2. sayi (Ocak-Haziran 1998): s. 99-118.
Northrop, Douglas, "Languages of Loyalty: Gender, Politics, and Party Super­
vision in Uzbekistan, 1927-1941", Russian Review, 59. cilt, 2. say1 (Nisan
2000): s. 179-200.
Omerkhan, A., "A History of the Establishment of Soviet Rule in Turkestan",
East Turkic Review, 1 1 . cilt, 3. sayi (Eylül 1%0): s. 3-22.
"Po prosbe çitatelei ' izvestiya TsK KPSS"', Ízvestiya TsK KPSS, 7. say1 (1990): s.
66-136.
Rakowska-Harmstone, Theresa, "lslam and Nationalism: Central Asia and Ka­
zakhstan Under Soviet Rule", Central Asian Survey, 2. dlt, 2. sayi (Eylül
1983): s. 7-87.
Rorlich, Azade-Ayse, "lslam Under Communist Rule: The Volga-Ural Mus­
lims", Central Asian Survey, 1. cilt, 1. sayi (1982): s. 5-92.
Savelev, S. N., "Em. Yaroslavskii i preodolenie anarhistskih vliyaniyu v antire­
ligioznoi rabote v SSSR", Ejegodnik Muzeya Ístorii Religii i Ateizma, 7. sayi
(1963): s. 36-50.
Slezkine, Yuri, "The USSR as a Communal Apartment, or How a Socialist State
Promoted Ethnic Particularism", Slavic Review, 53. dlt, 2. sayi (Yaz 1994):
s. 414-452.
Slocum, John W., "Who, and When, Were the lnorodtsy? The Evolution of the
Category of 'Aliens' in Imperial Russia", Russian Review, 57. cilt, 2. say1
(Nisan 1998): s. 173-190.
Smimov, A. S., "Bo�viki i revolyutisionnoe tvorçestvo na mestah (iyul' -okti­
abr' 1917 g.).", Vopros1 Ístorii KPSS, 6. sayi (1979): s. 59-69.
Süleymanova, H., "Zarojdenie sovetskogo ugolovnogo prava v Uzbekistane",
Sovetskoe gosudarstvo i pravo, 10. sayi (Ekim 1948): s. 65-69.
___, " istoriçeskii oçerk o sozdanii sovetskih sudov v Uzbekistane", Sovetskoe

gosudarstvo i pravo, 3. sayi (Mart 1949): s. 61-69.


Thurman, Michael, "Leaders of the Communist Party of Uzbekistan in Histori­
cal Retrospect: The 'Oass o f '38"' (1. Klsun). Central Asia Monitor, 6. sayi
(1995): s. 19-27.
V�evski, Alexander, "Kak eto delalos' v Srednei Azii", Nauka i religiya, 2. sayi
($ubat 1990): s. 50-53.

380 • Mekke'ye �il Moskova'ya


Dizin

12. Parti Kongresi 106, 107, 1 14, 181, Buhara 5, 14, 26, 29, 30, 31, 34, 35, 37,
194, 241, 265 38, 39, 40, 51, 53, 54, 55, 56, 57,
59, 65, 67, 69, 70, 71, 80, 86, 87,
A 88, 89, 91, 104, 108, 1 15, 116, 118,
Abdurrauf F1trat 89, 250 121, 127, 129, 130, 131, 132, 135,
Abdülvahid Kãri 176, 206, 335 136, 139, 143, 145, 146, 153, 157,
Adalet Komiserligi 94, 153, 1 77, 214, 164, 186, 189, 192, 194, 202, 206,
228, 230, 232, 263, 291, 293, 345, 207, 209, 211, 212, 228, 229, 234,
346, 350, 352 237, 239, 247, 253, 255, 256, 258,
Agliam 149, 151, 188, 206, 335, 336, 337 260, 268, 271, 273, 274, 275, 276,
Ahmetov 275, 276, 277, 278, 280 279, 280, 282, 292, 295, 324, 326,
Ahunbabayev 103, 185, 263, 341 329, 333, 344, 350, 357, 369
Aleksandr 12, 29, 50, 64, 186, 375 Buhara Komünist Partisi Merkez Komi-
Ana Vak1f idaresi 81, 144, 145, 146, 147, tesi 86
148, 157, 208, 234 Buhara Merkez Yürütme Komitesi 129
Andican 49, 57, 145, 189, 190, 195, 197, Buhara Sovyet Halk Cumhuriyeti 88
202, 207, 208, 209, 210, 212, 221, Burna§ev 184, 185, 226
222, 223, 224, 225, 226, 229, 234,
e
235, 237, 238, 246, 247, 256, 259,
260, 266, 271, 282, 292, 293, 298, Ceditçi 42, 53, 55, 59, 60, 70, 72, 86, 125, 126,
305, 324, 325, 327, 332, 334, 343, 128, 129, 155, 157, 158, 193, 279
348, 349, 350, 357 Cizzak 62, 326, 332
ateizm 104, 1 13, 164, 240, 307, 367 Cüneyt Han 72, 73, 83, 84, 85, 86, 124, 125

B ç
Babkent 268, 269, 326, 333 Çaçvan 164, 243, 370, 373
Bahâi 158 Çayhane 242
Basmac1 18, 75, 77, 86, 90, 1 1 0, 124, 131, Çerniyatin 12, 345, 350, 351
137, 223, 226, 276, 291, 304, 337, çocuk evliligi 352
341, 369
Batu 183, 213, 217, 248 D
Bayram 251
Diakov 221, 223, 224, 225, 226, 290
Beççe oglanlan 291
Din adam1 256
Behbudi 54, 60, 209, 326, 333
Din Adamlan Hakkinda Komisyon 152,
Belomor 299, 300, 301
182, 183, 184, 206, 211, 212, 215,
Belski 160, 178, 180, 181, 199, 203, 206
217, 219, 254
Birinci Be§ Y1lhk Plan 16, 176, 191, 199,
Dini Kurulu§lar Yasas1 265, 267, 281,
219, 227, 263, 306, 313, 358
282, 288, 322
Bol§evik 20, 67, 68, 69, 73, 75, 83, 85, 86,
Din Kar§Ih Komisyon 177, 182, 239, 243
92, 94, 95, 100, 107, 1 12, 1 16, 1 19,
124, 127, 129, 137, 167, 170, 194, E
200, 355, 371
Bo§anma 130 E. Fedorov 163, 164, 257, 349

Shoshana Keller • 381


Egitim 6, 27, 28, 42, 45, 79, 89, 146, 149, ibrahim Tarpi 334
151, 221, 238, 240, 241, 306, 310, imam 195, 256
312, 329 islam 5, 13, 14, 15, 16, 18, 19, 23, 24, 25,
Ermeni I<ilisesi 175 26, 28, 29, 30, 31, 33, 39, 40, 41,
Evlilik 168, 293 42, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 54, 63,
64, 65, 69, 70, 71, 75, 88, 94, 96,
F
97, 99, 106, 109, 1 10, 1 1 1, 1 12,
Faz1lcan Makzum 169 1 13, 1 14, 1 15, 117, 1 19, 121, 122,
Ferenci 370 123, 126, 129, 137, 142, 143, 145,
Fergana 32, 34, 46, 48, 49, 62, 63, 68, 74, 149, 151, 155, 158, 159, 162, 163,
75, 80, 1 13, 1 18, 136, 138, 139, 164, 165, 167, 170, 171, 173, 176,
140, 144, 145, 146, 153, 155, 156, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 184,
157, 161, 169, 189, 192, 194, 206,
186, 187, 192, 193, 198, 201, 204,
207, 208, 209, 213, 214, 222, 229,
209, 216, 218, 219, 220, 222, 224,
230, 234, 250, 255, 257, 259, 263,
226, 227, 239, 241, 242, 243, 245,
271, 272, 282, 292, 319, 323, 324,
246, 247, 248, 249, 250, 251, 252,
325, 327, 329, 332, 334, 337, 338,
253, 264, 265, 276, 280, 285, 290,
343, 344, 345, 347, 348, 349, 350
298, 301, 304, 305, 306, 308, 310,
Frunze 87, 209, 329
313, 315, 316, 320, 330, 334, 335,
G 339, 340, 341, 342, 343, 348, 351,
353, 355, 356, 358, 360, 361, 362,
Geçici Hükiimet 50, 62, 67, 69, 70, 72, 1 1 1
363, 364, 365, 366, 371, 375, 378
Genç Buharahlar Partisi 70, 86
ismâil Gasp1rah 53
Genç Hiveliler Partisi 84, 85
Gorodetski 122, 123 Íttihad-1 istâm 337

H J
Hamza Hekimzade Niyazi 279 Japonya 336, 338
Hannah Arendt 227 Jenotdel 1 18, 142, 166, 181, 182, 185,
Harezm 5, 14, 25, 29, 30, 31, 35, 65, 67, 186, 296, 298, 313, 364, 369
69, 70, 71, 72, 73, 83, 84, 85, 86,
K
88, 91, 104, 108, 118, 121, 122,
123, 124, 125, 126,
127, 128, 132, Kad1 31, 140, 141, 143, 206, 256, 335, 337
133, 134, 136, 138,
139, 145, 146, Kadmlar 1 15, 170, 184, 185, 190, 253,
157, 159, 176, 194,
212, 216, 228, 290, 297, 298, 340, 341
229, 236, 238, 257,
258, 282, 292,
Kahn 1 1 7, 294, 370
324, 327, 333, 343, 344, 345, 348,
Karl Marx 91
352, 369
Ka�kaderya 138, 139, 143, 159, 208, 212,
Harezm Komünist Partisi Merkez Ko­
216, 229, 236, 258, 259, 262, 282,
mitesi 176
292, 327, 329, 333
Htristiyan 23, 24, 26, 28, 29, 38, 61, 64,
Kavbüro 108, 109
93, 97, 175, 232, 241, 282
Hive 35, 71, 73, 84, 87, 122, 124, 143, Kazaklar 45, 58, 74
155, 156, 189, 234, 255, 348 Kazan 23, 24, 25, 26, 28, 30, 36, 40, 41,
Hokand 14, 29, 30, 31, 46, 49, 67, 75, 42, 96, 97, 126, 150, 372
1 16, 146, 157, 189, 190, 195, 200, Klrgiz 30, 62, 104, 1 15, 135, 191, 209, 210,
202, 206, 209, 212, 213, 234, 237, 301, 302, 304, 309, 324, 325, 332
256, 271, 301, 327, 328, 330, 334, K1rg1zistan 14, 210, 348, 370
335, 344, 346, 347, 350, 351 Kiz1l Ordu 71, 73, 75, 84, 87, 88, 90, 91,
Hüdasizlar 12, 243, 246, 247, 249, 250, 1 13, 124, 127, 129, 131, 253, 334
251, 252, 373, 374, 375, 376 K. M. Makarov 320
Komsomol 105, 168, 183, 231, 239, 240,
242, 247, 253, 268, 269, 277, 278,
ibrahimov 131, 179, 181, 238, 239, 240, 279, 280, 295, 305, 311, 329, 330,
270, 282, 374 338, 339

382 • Mekke'ye Degil Moskova'ya


Komünist Parti 15, 16, 68, 73, 90, 94, o
1 13, 119, 122, 141, 146, 159, 162,
Orgbüro 73, 90, 109, 1 18, 144, 176, 177,
165, 179, 187, 197, 204, 274, 363,
182, 198, 215, 217, 219, 227, 251,
366, 369
316, 343, 356, 357, 364, 369
Kur'an 43, 86, 112, 125, 126, 129, 158,
Otin 157
187, 201, 233, 251, 262, 321, 346
Kurban Bayram1 163, 247, 250, 251, 262, õ
263, 306, 307, 308
Õzbekistan Komünist Partisi Merkez
L Komitesi 176

laik 32, 43, 77, 78, 79, 80, 85, 89, 126, p
127, 141, 143, 148, 217, 232, 237,
Pamuk 36, 55, 297
238, 309, 340, 356
Politbüro 12, 74, 78, 91, 96, 105, 108, 1 12,
Latinle§tirme 249
121, 132, 174, 227, 316, 319, 357
Lenin 15, 16, 68, 78, 87, 91, 92, 93, 94, Propaganda 5, 6, 97, 158, 162, 164, 177,
95, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 235, 237, 239, 242, 249, 250, 254,
1 1 0, 121, 133, 164, 173, 245, 263, 272, 306, 307, 348, 379
296, 299, 317, 325, 328, 332, 334,
338, 339, 355, 358, 359, 361, 363, R
372, 373, 377
Ramazan 114, 138, 201, 208, 213, 222, 262,
Leninizm 93, 99, 361, 362 263, 306, 307, 308, 329, 330, 339
M reformist 42, 53, 56, 57, 69, 79, 1 10, 1 1 1,
129, 144, 160, 161, 174, 175, 178,
Mahalle 202, 274, 275 180, 184, 188, 189, 191, 192, 193,
Mahkemeler 138, 141 194, 198, 211, 222, 365, 366
Mahkeme Olu§turma Bõlümü 138, 232 Ruhani Yõnetim 160, 178, 200, 210, 215,
Maliye Komiserligi 146, 212, 284, 343, 344 261, 353, 369, 370
Manzhara 181, 240, 241, 321, 328, 374
s
Marksizm 93, 99, 100, 242, 361, 362
Mektep 79, 154 Saghk Komiserligi 2 1 1
Mennan Remzi 1 14, 205, 241 Semerkant 30, 32, 34, 35, 38, 40, 43, 51,
Merkez Denetim Komisyonu 1 15, 181, 52, 57, 61, 80, 1 12, 135, 136, 139,
183, 305, 321, 369 142, 143, 144, 145, 153, 154, 156,
Militan Ateistler Birligi 19, 162, 165, 158, 160, 161, 186, 189, 206, 207,
177, 183, 246, 248, 249, 251, 263, 209, 212, 224, 229, 230, 234, 237,
268, 270, 296, 306, 308, 309, 313, 239, 255, 256, 257, 259, 260, 271,
320, 336, 342, 351, 364, 369, 371 273, 274, 281, 282, 285, 292, 293,
muhafazakâr 16, 39, 42, 55, 56, 59, 60, 128, 294, 319, 324, 333, 343, 344, 345,
129, 153, 170, 184, 206, 211, 342 349, 350, 352, 371, 372, 373
Mustafa Çokayev 67 Seyhun 14, 32, 53, 1 12, 257, 326, 333, 349
Müderris 206, 256 Sibbüro 108
5. M. Duhovskoy 49
Münevver Kãri 54, 57, 59
Sosyalist Devrimciler 67
N Sredazbüro 80, 88, 90, 91, 107, 108, 109, 112,
113, 114, 118, 120, 121, 122, 123,
Nak§ibendi 40, 48, 258 124, 125, 126, 127, 128, 129, 131,
Namangan 115, 145, 155, 156, 189, 190, 132, 135, 137, 138, 143, 149, 152,
202, 209, 234, 237, 239, 256, 260, 155, 162, 163, 164, 165, 166, 170,
271, 272, 276, 304, 324, 325, 332, 176, 177, 178, 181, 182, 183, 184,
343, 344, 351, 352 187, 188, 189, 191, 194, 197, 198,
NEP 78, 96, 1 19, 121, 124, 126, 158, 170, 202, 204, 205, 208, 212, 214, 216,
200, 343 217, 219, 220, 221, 224, 225, 228,
NKiu 76, 77, 138, 139, 143, 153, 155, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241,
291, 293, 345, 369, 371 245, 247, 254, 255, 259, 260, 261,
Nusret 221, 223, 225 262, 266, 267, 268, 269, 270, 272,

Shoshana Keller • 383


273, 274, 276, 302, 305, 3l17, 309, Turar Riskulov 103
315, 316, 317, 318, 319, 320, 321, Turhan Maksum 200, 206
336, 341, 348, 356, 364, 369, 371 Türkbüro 73, 74, 75, 78, 85, 87, 89, 91, 96,
SSCB 5, 13, 14, 16, 17, 92, 107, 108, 127, 107, 108, 109, 122, 176, 355, 371
133, 134, 159, 160, 165, 170, 173, Türkistan 5, 12, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 25,
183, 193, 198, 213, 230, 243, 247, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 36, 38,
248, 249, 282, 284, 296, 297, 306, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48,
307, 309, 317, 318, 320, 334, 335, 49, 51, 52, 53, 56, 57, 58, 59, 60,
337, 338, 340, 342, 343, 349, 353, 61, 62, 63, 64, 65, 67, 68, 69, 73, 75,
357, 363 76, 78, 79, 80, 84, 85, 86, 87, 90,
Stalin 6, 15, 16, 17, 18, 19, 67, 93, 101, 91, 94, 95, 100, 103, 104, 107, 108,
103, 104, 107, 109, 127, 132, 133, 109, 1 10, 1 1 1, 1 12, 113, 115, 116,
134, 163, 173, 177, 185, 199, 228, 117, 1 18, 120, 121, 123, 124, 125,
266, 278, 289, 299, 311, 312, 313, 126, 129, 130, 131, 132, 134, 135,
316, 317, 318, 319, 326, 329, 330, 136, 137, 139, 143, 148, 151, 152,
332, 339, 341, 348, 356, 359, 361, 158, 160, 162, 163, 165, 168, 170,
362, 363, 366, 367, 377, 379 171, 173, 174, 176, 178, 180, 182,
sufi 30, 38, 39, 48, 189, 191, 194, 203, 216, 185, 190, 191, 197, 198, 199, 205,
244, 257, 258, 260, 261, 331, 370 232, 233, 240, 247, 251, 285, 294,
Sultan Galiyev 96, 97, 98, 102, 103, 106, 296, 299, 301, 303, 304, 310, 315,
127, 163, 240, 243, 358, 372 318, 319, 320, 321, 355, 356, 358,
Surhanderya 136, 138, 139, 212, 216, 359, 364, 366, 369, 371, 373
236, 258, 259, 282, 292, 311, 326, Türkmen 30, 34, 72, 73, 83, 85, 115, 124, 125,
333, 343 132, 134, 143, 162, 167, 179, 191,
Sünnet 201, 287 205, 210, 240, 302, 304, 316, 349
Sünni 39, 41, 253 Türkmenistan 14, 84, 87, 109, 132, 133,
135, 137, 159, 166, 169, 181, 205,
� 209, 240, 303, 304, 307, 309, 370

�ii 41, 57, 71, 122 u


$imko 181, 183
$ura-i islâmiyye 335 Ufa 26, 31, 52, 1 1 0, 1 1 1, 1 13, 150, 160,
178, 180, 190, 201, 209, 261, 321,
T 337, 353, 369, 379
Ulema Cemiyeti 69
Tacik 1 1, 57, 1 16, 135, 225, 292, 302, 303, Uluslararas1 Kadmlar Günü 184
330, 350
Tacikistan 14, 125, 135, 161, 231, 302, V
303, 309, 336, 340, 348
Tqkent 20, 31, 33, 34, 43, 44, 46, 47, 50, Valo.flar 81, 82, 107, 145, 146, 147
52, 57, 58, 59, 60, 67, 68, 71, 72,
Vvedenskiy 322, 323, 328
73, 74, 76, 77, 83, 85, 86, 89, 90, y
101, 103, 1 12, 1 13, 114, 118, 121,
122, 123, 135, 136, 137, 138, 139, Yahudiler 27, 33, 83, 163, 232, 241
142, 144, 148, 149, 150, 151, 152, Yaroslavski 105, 106, 107, 162, 165, 178,
153, 154, 157, 160, 163, 165, 177, 182, 198, 240, 241, 291, 342, 343,
185, 186, 187, 188, 189, 193, 194, 352, 374
198, 199, 206, 207, 208, 209, 212, Yqayan Kilise 173, 174
215, 224, 229, 230, 231, 237, 239, Yedisu 34, 48, 57, 62, 67, 68, 74, 80, 136
241, 245, 247, 251, 252, 253, 256, Yusufhan Said Burhanov 225
259, 260, 263, 274, 279, 282, 291, Yusufov 279, 280, 341
292, 293, 306, 308, 309, 315, 318, z
319, 324, 325, 328, 332, 334, 335,
336, 340, 341, 342, 344, 345, 350, ZAGS 1 18, 158, 2 10, 369
353, 355, 371, 372, 373, 374, 376, Zelenski 132, 133, 155, 176, 179, 182,
377, 378, 379 219, 220, 238, 267, 270, 275, 294,
Toprak reformu 144 295, 305, 315, 316, 341, 360, 376
Transkafkasya 104, 108, 135, 136, 318 Zünnun 335, 336

384 • Mekke'ye DeAil Moskova'ya


Sovyetler Birligi'ndeki Komünizm-islam çatt�mas1, her biri kendince nihai
hakikati vaaz eden iki sosyopolitik sistemi burun buruna getirdi. Sovyetler,
islami kültürü ylkmaya ve onu Marksist-Leninist çizgide yeniden
�ekillendirmeye çah�tt. Türkistan ahalisi de bu çabada karma�1k roller
oynad1 : islam'1 savunanlan da ç1kt1, ona saldrran1 da. Ancak yapmaya
çah�ttklan �ey genellikle hayatta kalmaya çabalamakt1. Stalin'in totaliter
amaçlanna ragmen Türkistan'daki Sovyet rejimi, 1 930'larda bile gene! olarak
zay1fh ve 1 94 1 'de bu muanz sistemler çlkmaza girdi.

Komünist Parti, Sovyet siyasi gücünün geli�imini yans1tan belli a�amalar


içinde islam'm imhasma yõnelik adimlar atti. Parti, hem islam'a saldrran hem
de yeni Sovyet kültürünü metheden propagandalar geli�tirdi. Õte yandan tüm
bu süreç; verimsizlik, cehalet ve itaatsizlikle sekteye ugradi. 1 94 1 'e
gelindiginde Komünistlerin verdigi hasar korkutucu boyutlara ula�ttysa da
sünnet, ba�hk paras1 ve çok e�lilik gibi gelenekler en fazia yeraltma
itilebilmi�ti. Türkistan ahalisi, temei kimlikleri hâline gelmi� islam '1,
Marksist-Leninistlige degi�mediler.

Shoshana Keller, ça11�masmda, ilga edilen Õzbekistan Komünist Parti


Ar�ivi 'nin yan1 srra Moskova ve Ta�kent �ivlerinden de yararlaruyor.
Bõylece Türkistan' daki büyük kültürel-dini çat1�may1 gõzler õnüne seriyor.
Elinizdeki eser, kadim bir dini gelenegin, saldrrgan seküler modemlik tarz1yla
kar�1 kar�1ya kald1g1 Türkistan'daki mücadele õmeginin, 1 9 1 7- 1 94 1 y1llan
arasmdaki vaziyetini ortaya koyuyor.

tP selenge.com.tr ISBN 978-625-7459-74-7

1 1 1 1 1 11 1 1111111 1 1111
'IJI /selengeyayinevi
(Q) /selengeyayinlari
f /selengeyayinevi 9 7862 5 7 4 5 9 7 4 7

You might also like