You are on page 1of 27

KONU 4.

TASARRIM İLKELERİ
(HAREKET, EGEMENLİK, ZITLIK, UYĞUNLUK,
ORAN-ORANTI,)
Hareket Dinamika). Resmin yüzeyi, bir leke yada bir çizgi ile bölünmediği ana kadar,
statiktir. Hareketin amacı; statik yüzeyi canlandırmaktadır. Hareketi yaratabilmek için,
yüzeyin her yanını birbirine bağlamak gerekir. Hareketi meydana getiren kontrastlardır.
Hareket, resme canlılık veren elemanlardan biridir. Bilimsel dille bir cismin sabit bir
noktaya göre devamlı olarak durumunu değiştirmesine hareket denir. Plastik sanatlar
ismini verdiğimiz resim, heykel ve mimaride aslında hiçbir hareket yoktur. Fakat, bu
sanatlarda hareket izlenimi yaratmak mümkündür. Yalnız, sanatta hareket sadece abartılı
hareketler şeklinde anlaşılmamalıdır. Işık-gölge yardımıyla meydana çıkarılmış olan
hacimli parçaların birbirine zıt yönlerde yerleştirilmesi, yani kütle kontrastları da plastik
sanatlarda büyük bir hareket yaratır.
İyi yerleştirilmiş olan eğik çizgiler
de bir hareket unsurudur. Genel
olarak eğri çizgiler hareket, yatay
ve dik çizgiler dinginlik verirler.
Öğelerin uygunluk-zıtlık içinde
düzenlenmeleri, tasarın görsel
algıya bağlı,"estetik hareket"
değerlerini yaratmaktadır. Öğelerin
kendi içlerinde ve birbirleri
arasındaki zıtlıkları, kuvvetli görsel
hareket ışımaları yaratarak, alıcıyı
kendine çeker, bağlar.
STATİK VE DİNAMİK RİTM
STATİK VE DİNAMİK KOMPOZİSYON

Zıtlıklar temelinde örgütlenen hareket etkileri, algıyı pekiştirir,


kuvvetlendirir. Tasarım öğeleri ile elde edilen bu hareket
etkileri tamamen görseldir. Hareket genellikle yöne bağlı
olarak oluşur. Kompozisyonu oluşturan öğeler karşıtlık düzeni
içinde farklı hareket etkisi yaratabilir.
HARAKETLİ RİYM
STATİK VE DİNAMİK KOMPOZİSYON KOMPOZİSYA MERKESİNİN DEGİŞMESİ

Bildiğimiz gibi iki ya da üç boyutlu bütün nesneler bir yön belirtmektedir. Kompozisyonlardaki birbirine yakın ve paralel nesneler bize bir
uyum hissettirirken; birbirine uzak ve farklı açılarla yerleştirilmiş (birbirini kesen) nesneler ise bir zıtlık hissi oluşturmaktadır.
Kompozisyondaki yönleri değiştirmek farklı ve güzel bir sonuç sağlayabileceği gibi, bir hareket ve dinamizm de kazandırır.
Hızlı. Hareketi. Hız. Dinamikler. Yönlendirilmiş
çizgiler, üçgenler, - dinamik formlar, düşme
yanılsaması - tüm bunlar, sayfa üzerindeki
hareketi iletmenize yardımcı olacaktır.

. Keskin. Kontrast. Anlaşılabilir.


Kesinlikle sınırlandırılmış bir sınırın olması.

Yavaş. Özürlü. Ölçülen. Sakin.


Açıkça düzgün yuvarlak hatları.
Hareketin kompozisyonda net yonelmesi Gürültülü. Büyük, ağır, dinamik,
Bir tane kompozisyon merkez. Dağınık. Kompozisyon merkezi yok.
yakıcı bir şey. Kontrast ilişkileri.
HARAKET, RİTM
DİNAMİK KOMPOZİSYON
DİNAMİK KOMPOZİSYON
EGEMENLİK / ODAK NOKTASI (DOMİNANT, VURĞU)

Bir kompozisyonda kullanılan ögelerden birinin ya da bir grubun diğer ögelere göre ölçü, değer, renk, doku bakımından üstünlük sağlamasıdır.
Her türlü egemenlik zıtlıkla sağlanır. Tasarımın esas düşmanı yeknesaklıktır. Gözlemcinin bir tasarıma ilgi uyandırabilmesi için hayal gücünü
kurcalaması gerekir. Amaç dikkat çekmek ve bakan bireyde haz uyandıran bir düzenleme sağlamaktır. Bu bir kompozisyonda odak noktasının
oluşturulmasını sağlamakla gerçekleştirilir. Son derece saf, soyut düzenlemelerde bile odak noktası bakan bireyin dikkatini çekecek; görsel
heyecan uyandıracaktır. Birden fazla odak noktası, bir öge diğerinden ayrılırsa oluşur diyebiliriz.
* Ögelerin çoğu düşey olduğunda yatay formların bir kaçı düzeni keserse odak noktası oluşur.
* Ögelerin çoğu yaklaşık aynı ölçüde ve biri oldukça büyük ise bu öge görsel olarak önem kazanır.
*
EGEMENLİK / ODAK NOKTASI

Reng ve ölçü vurğusu

* Yerleştirme yardımıyla
* Beklenmeyen, ilginç ögeler dikkat çekerler.
* Ölçü büyüklüğü
- Renk yoğunluğu
- Doku yoğunluğu
Her yapıt bir dominant noktaya sahiptir genellikle.
Vurgu: farklı tasarım elemanları arasındaki farklılıkların anlatılmasında kullanılır. Zıtlığı barındırır. Farklılıklar ölçüde, ölçekte, biçimde,
yönde, dokuda, renkte vb. olabilir. Tasarımdaki elemanların farklılığının belli bir derecenin üzerinde olması karmaşaya neden olur.
EGEMENLİK / ODAK NOKTASI
EGEMENLİK / ODAK NOKTASI
EGEMENLİK / ODAK NOKTASI
HİYERARŞİ (KORAM)

Hiyerarşi bir diğer adıyla koram, iki karşıt ucu uygun kademeler aracılığıyla birbirine bağlayan bir temel tasarım ilkesidir. Koram, bir
tasarımda ya da sanat eserinde tasarım elemanlarının önem derecelerine göre sıralanmasıyla oluşmaktadır. Birincil, ikincil ya da üçüncül
öneme sahip olan elemanlar vurgu derecesine göre ölçülendirilerek dizilmektedir. İki karşıt uç arasında sağlanan bu sıralama bir dizilim ve
dizi etkisi yaratır. İki uç arasında ölçü farkı var ise uçlar arası büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe doğru bir dizilim yapılmalıdır. Düzenli
kademelendirme koramın adeta bir gerekliliğidir. Aslında koramın bir bakıma tekrar olduğunu söyleyebiliriz. Koramın tekrardan farkı dizilim
ve önem sırasıdır. Koram oluşurken biçimler gerekli yerlerde birbirlerini belli ölçülerde örttükleri gibi genellikle tamamen örtmezler.
Bir tasarımda ya da kompozisyonda elemanlar, birbirleriyle ilişkiler içerisinde bir düzen oluştururlar. Bu düzen içerisinde kimi elemanlar
yapıları itibariyle karşıtlık ve farklılıklar oluştururlar. Çevresiyle en çok karşıtlık oluşturan öğeler yüksek bir vurguya ve öneme sahiptir. Bu
durum koramın oluşmasına neden olur. Koram, görsel düzenler içerisinde oluşması kaçınılmaz bir temel tasarım ilkesidir. Bu ilkenin temeli,
20. yüzyıl başlarında ortaya konan Gestalt kuramına dayanmaktadır. Almanca’da gestalt kelimesi form, biçim ve doku anlamında
kullanılmaktadır. Bir tasarımdaki eleman beynin algısal organizasyonu tarafından oluşturulan bütünden ayrıldığında anlaşılabilmektedir.
Çevresinden en şiddetli şekilde ayrılan elemanlar en çok göze çarpan elemanlardır.
HİYERARŞİNİN TÜRLERİ
Tasarımda ayrı ayrı ya da bir arada kullanılan üç
farklı türü bulunmaktadır. Bunlar Eksensel Hiyerarşi,
Merkezsel Hiyerarşi ve Çevresel Hiyerarşidir.
Eksensel Hiyerarşi, koramı sağlayan elemanların
belirli bir eksen doğrultusunda dizilmesi ya da bu
doğrultuda bir eksen oluşturmalarıyla oluşan
dizilimdir. Eksen eğri olabildiği gibi zigzaglı bir
şekilde de olabilmektedir. Merkezsel Hiyerarşi,
Merkezsel Hiyerarşi
birden fazla biçim, şekil ya da elemanın birleşip bir
merkez noktası oluşturması sonucunda oluşan
dizilimdir. Bu dizilim esnasında elemanlar,
merkezden çevreye ya da çevreden merkeze doğru
ölçüleri değişmektedir. Çevresel Hiyerarşi,
biçimlerin ya da elemanların çevre üzerinde
kademelenmesi sonucunda oluşan dizilimdir. Ancak
çevresel koramda, elemanların bir merkeze bağımlı
olmaları ya da bir merkez etrafında yörünge
çizmeleri gerekmektedir. Eksensel (Çizgisel) Koram
Eksensel (Çizgisel) Koram
Biçimler bir eksen üzerinde büyükten küçüğe doğru
dizilmesi yoluyla yapılan korama “Eksensel Koram”
denir. Bu sıralama düzgün bir çizgi üzerinde
yapılabileceği gibi eğri, kırık çizgiler üzerinde de
yapılabilir . Eksensel koram bazı kaynaklarda çizgisel
koram olarak da kullanılabilmektedir.
Hiyerarşi (Koram); tasarım elemanlarının önem derecelerine göre hiyerarşik sırada dizilimidir. Tasarım elemanları arasındaki ilişkide çeşitliliğin
meydana gelmesini sağlayan önemli temel tasarım ilkeleri arasındadır. Hiyerarşi, önem sıralamasını sağlamanın yanında zıtlık ilkesini de yanında
getirir. Görsel olarak hiyerarşinin uygulanması, izleyici ile iletişim esnasında büyük rahatlık sağlar.
1.Hiyerarşi Yapısında derece farkını barındırır.
2.Biçimlerin büyükten küçüğe veya küçükten büyüğe sıralanması,
3.Aralıklarda genişten dara,
4.Dardan genişe doğru geçişler düzenli bir uyum oluşturur.
Hiyerarşi içinde kademelenme olgusu, olmazsa olmaz bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Hiyerarşi, kademelenme ile yapılan düzenleme
biçimidir. Merkezsel, Eksensel ve Çevresel Hiyerarşi olmak üzere üç tür hiyerarşi vardır.
Zıtlık ve uyğunluk
Zıtlık, bir kompozisyondaki tasarım unsurları arasındaki farktır; öyle ki, her
bir unsur diğeri ile olan ilişkisine göre daha güçlü hale gelir. Zıtlık, herhangi
bir unsurun zıttının yan yana getirilmesi ile sağlanabilir. Negatif –
pozitif alan, yan yana yerleştirilmiş tamamlayıcı renkler bir zıtlık örneğidir.
Zıt unsurlar izleyicinin dikkatini yönlendirir. Bu anlamda zıtlık alanları, bir
kompozisyonda bakılan ilk yerlerdir. Sanat açısından değerli görülen her
yapıtta kuşkusuz çok iyi çözümlenmiş kontrast bir denge vardır. Bir şeyin
değerlendirilmesinde karşıtlıklar daima ön plandadır. Zıtlıkta denge
kurulması birçok şeyi çözümleyecektir.
Reng kontrastı Doku kontrastı

Reng üzre nyuans biçim üzre nyuans


Ölçü uyğunluğu Böyük kareler Biçim uyğunluğu Çevreler
karşı karşıya gelir, küçük birleşmek ve üçkenlerden
kareler dağılır kopmak ister
Uygunluk
İki ya da üç boyutlu cisimler arasında ortak veya yaklaşık benzerliklerin bulunmasına uygunluk denir. Uygunluk biçim, ölçü, renk, değer,
doku vb. yönlerden oluşur. Bunların biri ya da birkaçı bir arada olabilir. Uygunluk, cisimlerin fiziksel yapılarında olabileceği gibi onların
karakterinde, esinlendikleri anlamda ve hizmet beraberliklerinde de olabilir.
Uygunluk dört grupta toplanır.
Fiziksel uygunluk
Görünüşteki dış yapıdaki uygunluk: Tasarımı oluşturan öğelerin ölçü, biçim, değer, doku, yön ve aralıkları bakımından birbirlerine
benzemesi fiziksel uygunluğu oluşturur.
Hizmet uygunluğu
Verdiği hizmete göre uygunluk: Tasarımda aynı amaç için kullanılan formlar kendi içlerinde bağlantılıdır. Biçim yönünden farklı olsalar
da aynı hizmet için birleştiklerinden uygundur. Örneğin; sabunluk, diş fırçası kabı gibi.
Biçim uygunluğu Çok az fark edilir
Sahip olduğu biçime göre uygunluk: Bazı formlar birbirleri ile ilgileri olmadıkları halde, biçim yönünden benzerlik gösterebilirler bir şey. Nuans ilişki.
Üslup uygunluğu
Sahip olduklara üsluplara göre uygunluk: Tasarımda öğeler arasındaki yakınlık ve birlik, parça bütün arasındaki uygunluk üslup
uygunluğu ile sağlanır. Ö
rneğin; tasarımda geometrik formların hakimiyeti sağlanmışsa bu forma uymayan formun kullanılması düzenlemeyi bozar.
Leonardo da Vinci , Michelangelo, Doğadaki nesneleri oluşturan parçalar arasında
gibi Rönesans ustalarının oramsal
Oran-orantı öğrenci çalışması
uyumlu bir orantısal ilişki
ilişkilerşkisi
Oran-orantı. Oran ölçüler arasında bulunan ilişkiyi temsil eder. Oran-orantı, tasarım elemanlarının birbirleri ile olan
ölçü ilişkisine verilen addır. Oran- orantı ilkesi kullanıldığında boyutlar, renkler ve ölçüler arasında dengeli bir dağılım
ortaya çıkar. Kusursuz bir gerçeklik için doğru oran-orantı kullanılmalıdır. oğadaki bu orantısal uyum daima sanatçıları
esin kaynağı olmuştur. Tasarımlarında ve eserlerinde Altın Orandan faydalanan önemli sanatçılar Leonardo da Vinci ,
Michelangelo, gibi Rönesans ustaları, Kübist ressamlar ile Le Courbusier gibi bazı mimar ve şehir plancılarıdır. Doğadaki
nesneleri oluşturan parçalar arasında daima uyumlu bir orantısal ilişki vardır. “Bir çizgi herhangi bir yerinden ikiye
bölündüğünde büyük parçanın küçük parçaya oranı, büyük parçanın bütüne oranına eşittir” olarak açıklanan Altın Oran
Tasarımda kullanılan bütünlük ilkesi
Birlik (Bütünlük) Bir çalışama içinde birliği ya da bütünlüğü sağlamanın en temel yolu, kullanılan her öğenin bir diğeri ile ilgili olmasını
sağlamaktır. Tasarım içinde bütünlüğü sağladığımızda çalışma tamamlanmış izlenimi verir. Birliğin amacı, tasarımın okunurluğunu ve tutarlılığını
sağlamaktır. Tasarımcı farklı öğeleri bir araya getirerek çalışmasını düzenlerken, birbiri ile ilgisiz karmaşalardan kaçınmalıdır. Burada önemli
olan tasarımcının izleyiciyi nasıl yönlendireceğidir. Birlik ilkesi, öğelerin, ilkelerin ve malzemelerin bileşimini görmemize olanak tanır. Birlik
görünmeyen bir yapıştırıcı gibidir; birlikteymiş gibi görünen ayrı parçaları bütünleştirir. Örneğin: modacı her elbisenin amacını, işlevini
tamamlayan kumaşlar seçer. Ressamlar bir tabloda öğeleri düzenlerler; şekillerin ve dokuların çeşitliliğiyle karmaşık bir çalışma, sınırlı bir renk
düzeniyle bütün haline getirilebilir.
Tasarımda kullanılan bütünlük ilkesi
Tasarımda kullanılan bütünlük ilkesi, izleyicinin tasarımı birlik içerisinde algılamasını ve anlamlandırmasını sağlar. Bütünlükten yoksun bir
tasarım gözü yorar ve görsel okuma yapmayı zorlaştırır. Tasarımcı, dağınık kopuk ve parçalanmış bir tasarım etkisi yaratmamak adına
kompozisyonda yer alan tüm görsel elemanları belli bir gruplandırma içerisinde yerleştirmelidir. Tasarımda farklı olana vurgu yapmak
istediğimiz zaman da benzer olanları bir bütünlük içerisinde yerleştirerek farklı olanı öne çıkarabiliriz. Örneğin siyah küçük daireler arasında
kırmızı büyük bir daire öne çıkarak tasarımımıza vurgu yapacaktır. Şimdiye kadar değindiğimiz tüm ilkeler , bir tasarımın görselleştirilmesinde rol
oynayan kompozisyonun , etkili ve doğru bir biçimde düzenlenmesi için kullanılan görsel rehberlerdir.
KAYNAKLAR

Anderson, J., Mimari Tasarım, Mimarlık Temelleri Serisi:03, Literatür, 2011.


Ching, F.D.K., Mimarlık, Biçim, Mekan, Düzen, YEM, İstanbul, 2002.
Corbusier, L., Bir Mimarlığa Doğru, YKY, İstanbul, 2003.
Crowe, N., Lessau, P., Visual Notes for Architects and Designers, Wiley, 2011.
İzgi, U. Mimarlıkta Süreç: Kavramlar-İlişkiler, YEM, 1999
Jormakka, K., Adım Adım Tasarım Yöntemleri, Yapı Endüstri Merkezi, İstanbul, 2012.
Frederick, M., Mimarlık Okulunda Öğrendiğim 101 Şey,YEM, İstanbul, 2009.

You might also like