You are on page 1of 227

1.

abandırmak- lean against


2. abanmak - lean against
3. abanoz kesilmek - cut ebony
4. abanozlaşmak - do
5. abartılmak - do
6. abartmak - exaggerate
7. abat eylemek - do
8. abayı sermek - spread a cloak
9. abayı yakmak - fall in love
10. abazan kalmak - do
11. abazanlaşmak - do
12. abdest bozmak - break the ablution
13. abdest bozulmak - do
14. abdest tazelemek - refresh ablution
15. abdesti kaçmak - escape ablution
16. abdestini vermek - give the ablution
17. abes bulmak - find absurd
18. abes kaçmak - abortive escape
19. abesle uğraşmak - deal with the totally primitive
20. abideleşmek - do
21. abideleştirmek - commemorate
22. abilemek - do
23. ablukayı kaldırmak - raise a blockade
24. abone yapmak - subscribe
25. abramak - do
26. abuk subuk konuşmak - tell a long rigmarole
27. acarlaşmak - do
28. acayibine gitmek - go to bizarre
29. acayip karşılamak - meet strange
30. acayipleşmek - do
31. acayipleştirmek - do
32. acebe kalmak - stay aceba
33. aceleleştirmek - do
34. aceleye gelmek - come rushing
35. aceleye getirmek - rush
36. acemileşmek - do
37. acemilik çekmek - attract novice
38. Acemleştirmek - do
39. acı çekmek - suffer
40. acı gelmek - do
41. acı söylemek - say pain
42. acı vermek - afflict
43. acıkılmak - do
44. acıklanmak - explain
45. acıkmak - hunger
46. acıktırmak - make hungry
47. acıktırtmak - let somebody make somebody else hungry
48. acılanmak - do
49. acılaşmak - do
50. acılaştırmak - acerbate
51. acımak - become bitter
52. acındırmak - pity to
53. acınılmak - do
54. acınmak - do
55. acısı çıkmak - exit pain
56. acısı içine çökmek - collapse into pain
57. acısına dayanamamak - stand the pain
58. acısını bağrına basmak - press pain embrace
59. acışmak - do
60. acıtmak - hurt someone
61. acil şifalar dilemek - wish a speedy recovery
62. acilenmek - do
63. âciz kalmak - frustrate stay
64. aç açık kalmak - open stay open
65. aç bırakmak - starve
66. aç doyurmak - feed hungry
67. aç susuz kalmak - do
68. açabilmek - open to
69. açığa alınmak - do
70. açığa çıkarmak - expose
71. açığa çıkmak - come into the open
72. açığa vurmak - reveal
73. açığı çıkmak - exit open
74. açığıçıkmak - do
75. açığını kapatmak - close the gap
76. açığınıkapatmak - do
77. açık kapamak - open to close
78. açık kapı bırakmak - leave the door open
79. açık konuşmak - talk turkey
80. açık saçık konuşmak - talk smut
81. açık söylemek - do
82. açık tutmak - keep clear
83. açık vermek - open
84. açıklama yapmak - mak a statement
85. açıklamak - explain
86. açıklanmak - explain
87. açıklaşmak - do
88. açıklaşmamak - do
89. açıklaştırmak - lighten
90. açıklatmak - do
91. açıklığa kavuşturmak - clarify
92. açıkta bırakmak - expose
93. açıktan atamak - assign the open
94. açıktan atanmak - do
95. açıktan geçmek - pass open
96. açıktan kazanmak - win openly
97. açılabilmek - open
98. açılıp saçılmak - scatter opening
99. açılmak - do
100. açımlamak - anatomize
101. açımlanmak - anatomize
102. açındırmak - do
103. açınmak - you opened
104. açınsamak - do
105. açkılamak - do
106. açkılanmak - do
107. açkılatmak - do
108. açlık çekmek - go hungry
109. açlıktan imanı gevremek - do
110. açlıktan imanıgevremek - do
111. açlıktan nefesi kokmak - do
112. açmak - open
113. açtırmamak - do
114. ad çekilmek - retreat name
115. ad çekmek - take title
116. ad çekmeye girmek - name to enter the draw
117. ad çektirmek - grind name
118. ad koymak - give a name
119. ad takmak - nickname
120. ad vermek - give name
121. ad yapmak - make a name
122. adak adamak - take a vow
123. adaklamak - do
124. adaklanmak - do
125. adalet dağıtmak - dispense justice
126. adaletine sığınmak - take refuge in the justice
127. adam almamak - man taking
128. adam beğenmemek - man like
129. adam hesabına koymak - put the mans account
130. adam içine çıkmak - go into man
131. adam içine karışmak - man to become involved
132. adam kullanmak - do
133. adam yerine koymak - do
134. adamak - devote
135. adamdan saymak - man to count the
136. adamına çatmak - do
137. adamsamak - man to
138. adamsımak - do
139. adamsınmak - man
140. adanmak - do
141. adapte olunmak - do
142. adatmak - do
143. aday göstermek - nominate
144. adaylığını koymak - put oneself forward
145. adçekmek - do
146. addedilmek - rank as
147. addetmek - esteem
148. addolunmak - do
149. âdet edinmek - fall into a habit
150. âdet görmek - menstruate
151. adı bile okunmamak - name even not to read
152. adı çıkmak - get a bad name
153. adı deliye çıkmak - name to go crazy
154. adı duyulmak - name to be heard
155. adı kaldırılmak - name to be removed
156. adı kötüye çıkmak - exit abuse name
157. adı verilmek - do
158. adım adım gezmek - walk step by step
159. adım adım izlemek - dog smbs steps
160. adım atmamak - do
161. adımını attırmamak - avoid hopping step
162. adımlamak - pace
163. adımlanmak - do
164. adımlarını seyrekleştirmek - do
165. adımlarını sıklaştırmak - thicken the steps
166. adımlaşmak - do
167. adını ağzına almamak - do
168. adını anmamak - mention the name
169. adını bozmak - disrupt the name
170. adını koymak - give a name
171. adını vermek - name after
172. adınıalmak - do
173. adileşmek - do
174. adîleşmek - do
175. adileştirmek - bemean
176. adîleştirmek - bemean
177. adlandırılmak - you called
178. adlandırmak - designate
179. adlanmak - do
180. adlaşmak - do
181. adlaştırmak - do
182. adres değiştirmek - change address
183. af çıkarılmak - do
184. af dilemek - apologize
185. af kapsamına alınmak - get to amnesty
186. afacanlaşmak - do
187. afakanlanmak - do
188. afallamak - startle
189. afallaşmak - do
190. afallaştırmak - do
191. afallatmak - astound
192. affa uğramak - stop amnesty
193. affedilmek - do
194. affetmek - forgive
195. affetmemek - forgive
196. affettirmek - beg smb off
197. affeylemek - forgive
198. affolunmak - do
199. afiş yutmak - swallow posters
200. afişlemek - placard to
201. afişte kalmak - stay on posters
202. afiyet bulmak - do
203. aforoz edilmek - do
204. aforozlamak - do
205. aforozlanmak - do
206. afsunlamak - hex
207. afsunlanmak - hex
208. afur tafura gelmemek - do
209. afyon çekmek - take opium
210. afyon yutmak - swallow opium
211. afyonlamak - opiate
212. afyonlanmak - do
213. afyonu başına vurmak - do
214. agrandisman yaptırmak - do
215. agulamak - do
216. ağ çekmek - take network
217. ağaçlamak - do
218. ağaçlandırılmak - do
219. ağaçlandırmak - reforest
220. ağaçlanmak - tree to
221. ağaçlaşmak - do
222. ağalanmak - do
223. ağarmak - gray
224. ağartılmak - do
225. ağçekmek - do
226. ağda yapmak - remove hair by waxing
227. ağdalanmak - do
228. ağdalaşmak - do
229. ağdalaştırmak - do
230. ağdırmak - do
231. ağı katmak - join network
232. ağılamak - corral
233. ağılandırmak - do
234. ağılanmak - do
235. ağılaşmak - do
236. ağıllanmak - do
237. ağınmak - fall down
238. ağır basmak - outweigh
239. ağır çekmek - preponderate
240. ağır durmak - stop heavy
241. ağır gelmek - preponderate
242. ağır işitmek - do
243. ağır kaçmak - escape heavy
244. ağır kayba uğramak - suffer heavy loss
245. ağır oturmak - sit heavy
246. ağır satmak - heavy sell
247. ağır söylemek - say heavy
248. ağır söz söylemek - heavy word to say
249. ağır yemek - stodge
250. ağırlamak - entertain
251. ağırlanmak - accommodate
252. ağırlaşmak - worsen
253. ağırlaştırmak - aggravate
254. ağırlatmak - do
255. ağırlığınca altın değmek - do
256. ağırsamak - do
257. ağırşaklanmak - do
258. ağız açmamak - open mouth
259. ağız açtırmamak - do
260. ağız burun birbirine karışmak - muzzle meld
261. ağız dil vermemek - give oral language
262. ağız kalabalığına getirmek - bring to rant
263. ağız kullanmak - use mouth
264. ağız satmak - sell mouth
265. ağız tamburası çalmak - do
266. ağız tamburasıçalmak - mouth to tamburasal
267. ağız tıkamak - bung mouth
268. ağız yapmak - shuffle
269. ağız yaymak - mouth spread
270. ağız yoklamak - take a sounding
271. ağızda dağılmak - disintegrate in the mouth
272. ağızda sakız gibi çiğnemek - do
273. ağızdan kapmak - mouth container
274. ağızlamak - mouth
275. ağızlaşmak - do
276. ağlamak - cry
277. ağlamaklıolmak - do
278. ağlanmak - cry to
279. ağlaşmak - lament
280. ağlatmak - make cry
281. ağlenmek - do
282. ağmak - network
283. ağnamak - back pain
284. ağnanmak - do
285. ağrımak - ache
286. ağrına gitmek - go to pain
287. ağrısıtutmak - do
288. ağrısız başına kaşbastı bağlamak - connect it painless per kasbas
289. ağrısız başına kaşbastıbağlamak - do
290. ağulamak - gurgle
291. ağza almamak - receive the mouth
292. ağzı açık kalmak - gape
293. ağzı çiriş çanağına dönmek - do
294. ağzı dili kurumak - dry mouth language
295. ağzı dili tutulmak - keep his mouth language
296. ağzı dolu dolu konuşmak - speak mouth to the fullest
297. ağzı kurumak - dry mouth
298. ağzı laf yapmak - mouth to talk
299. ağzı oynamak - play the mouth
300. ağzı sulanmak - drool
301. ağzı süt kokmak - mouth to smell milk
302. ağzı varmamak - mouth to reach
303. ağzı yanmak - mouth burn
304. ağzıçirişçanağına dönmek - return to azirianag
305. ağzıdili bağlanmak - connect azdil
306. ağzıdili kurumak - dry the azdil
307. ağzıdili tutulmak - do
308. ağzıdolu dolu konuşmak - do
309. ağzıkulaklarına varmak - arrive at azkulak
310. ağzına almamak - receive the mouth
311. ağzına bakakalmak - stare into the mouth
312. ağzına baktırmak - get that looked into the mouth
313. ağzına bir şey koymamak - put something in his mouth
314. ağzına burnuna bulaştırmak - infect the nose
315. ağzına geleni söylemek - let fly
316. ağzına gem vurmak - do
317. ağzına kira istemek - do
318. ağzına koymamak - put in the mouth
319. ağzına lokma koymamak - put bite into her mouth
320. ağzına sürmemek - take the mouth
321. ağzına tıkamak - expose the mouth
322. ağzına verilmesini beklemek - do
323. ağzına yakışmamak - do
324. ağzında bırakmak - leave in your mouth
325. ağzında gevelemek - slur
326. ağzında yaş kalmamak - keep the mouth wet
327. ağzında yaşkalmamak - do
328. ağzından baklayı çıkarmak - remove the beans from the mouth
329. ağzından baklayıçıkarmak - do
330. ağzından çıkanı kulağı duymamak - do
331. ağzından çıkmak - pass smbs lips
332. ağzından çıt çıkmamak - do
333. ağzından dirhemle çıkmak - do
334. ağzından girip burnundan çıkmak - enter exit from the nose from the mouth
335. ağzından kaçırmak - blurt out
336. ağzından kapmak - grab the mouth
337. ağzından lokmasınıalmak - do
338. ağzını açıp gözünü yummak - turn a blind eye to open his mouth
339. ağzını açmamak - open his mouth
340. ağzını bıçak açmamak - knife to open his mouth
341. ağzını bozmak - disrupt the mouth
342. ağzını burnunu dağıtmak - deploy the nose mouth
343. ağzını dilini bağlamak - connect the mouth languages
344. ağzını kapamak - shut your mouth
345. ağzını kiraya vermek - give her mouth to rent
346. ağzını koklamak - do
347. ağzını mühürlemek - seal the mouth
348. ağzını sıkı tutmak - keep your mouth shut
349. ağzını tıkamak - gag
350. ağzını toplamak - collect his mouth
351. ağzını tutmak - keep your mouth
352. ağzını yoklamak - check on the mouth
353. ağzının içi yangın yerine dönmek - do
354. ağzının içine baktırmak - get that looked into the mouth
355. ağzının içine girmek - enter into the mouth
356. ağzının kokusunu çekmek - do
357. ağzının tadı kaçmak - do
358. ağzının tadını bilmek - have a fine palate
359. ağzının tadını kaçırmak - dampen the mouth
360. ağzının tadınıalmak - do
361. ağzının tadınıbilmek - do
362. ağzının tadınıkaçırmak - do
363. ağzınıtıkamak - do
364. ağzıoynamak - do
365. ağzısulanmak - do
366. ağzısüt kokmak - do
367. ah çekmek - take ah
368. aharlamak - do
369. ahbap çıkmak - dude exit
370. ahbaplığa dökmek - pour buddies with her
371. ahbaplık kurmak - establish ahbaplk
372. ahbaplıka dökmek - pour ahbaplk
373. ahdetmek - vow
374. ahengi bozulmak - do
375. ahenk kurmak - establish harmony
376. ahenk sağlamak - ensure harmony
377. ahenk vermek - do
378. ahenkleştirmek - harmonize
379. ahı çıkmak - oh exit
380. ahı tutmak - keep ah
381. ahı yerde kalmamak - ah to remain in place
382. ahıra çekmek - attract barn
383. ahıra çevirmek - turn the barn
384. ahırlamak - do
385. ahıyerde kalmamak - stay in ahyer
386. ahitleşmek - do
387. ahkâm çıkarmak - remove canon
388. ahkâm kesmek - pontificate
389. ahlamak oflamak - do
390. ahlamak puflamak - do
391. ahlamak vahlamak - do
392. ahlamak - do
393. ahmak yerine koymak - put dope
394. ahmaklaşmak - do
395. ahmaklaştırmak - stupefy
396. ahreti boylamak - end up in the afterlife
397. ahretini yapmak - do
398. ahzetmek - do
399. ak basmak - press the flow
400. ak sakaldan yok sakala gelmek - do not come from white beard beard
401. akaçlamak - do
402. akaçlatmak - do
403. akamete uğramak - stop backing the
404. akan sular durmak - stop flowing waters
405. akar edinmek - learn flows
406. akçalamak - do
407. akçalanmak - do
408. akçıllanmak - do
409. akçıllaşmak - do
410. akdedilmek - conclude
411. akdetmek - conclude
412. akıbetine uğramak - stop the fate
413. akıl almamak - get wisdom
414. akıl bırakmamak - leave the mind
415. akıl danışmak - seek advice
416. akıl durdurmak - stop the mind
417. akıl erdirmek - mind to quit
418. akıl havsala almamak - receive mental pelvis
419. akıl kârı olmamak - do
420. akıl vermek - counsel
421. akıl yormak - mind poop
422. akılda kalmak - stick in the mind
423. akılda tutmak - keep in mind
424. akıldan çıkarmak - remove from the mind
425. akıldan çıkmak - exit mind
426. akıldan çıkmamak - haunt
427. akıldan geçirmek - do
428. akıllandırmak - do
429. akıllanmak - do
430. akıllara durgunluk vermek - boggle the mind
431. akıllı geçinmek - wise to go
432. akıllıolmak - do
433. akılsallaştırmak - do
434. akım derken bokum demek - do
435. akıntıya kapılmak - upstream to door
436. akıntıya kürek çekmek - grope in the dark
437. akıp gitmek - run off
438. akışkanlaşmak - do
439. akışkanlaştırmak - make fluid
440. akışmak - flow
441. akıtılmak - pour
442. akıtmak - drain
443. akideyi bozmak - break the creed
444. akim kalmak - stay current
445. akis uyandırmak - evoke flow
446. akla fenalık vermek - give evil mind
447. akla karayı seçmek - reason to choose the land
448. aklamak - exculpate
449. aklanmak - do
450. aklaşmak - do
451. aklaştırmak - do
452. aklı almamak - take his mind
453. aklı başında olmamak - do
454. aklı başından gitmek - go sane
455. aklı çıkmak - exit mind
456. aklı durmak - stand to reason
457. aklı kalmak - do
458. aklı kesmek - cut sanity
459. aklı sonradan gelmek - do
460. aklı takılmak - mind to hang
461. aklı zıvanadan çıkmak - exit mind tenon
462. aklına bir şey gelmek - do
463. aklına geleni söylemek - say whatever comes uppermost
464. aklına geleni yapmak - do
465. aklına gelmek - come to ones mind
466. aklına getirmek - call to mind
467. aklına koymak - put your mind
468. aklına sığdırmak - fit the mind
469. aklına sığmamak - fit in the mind
470. aklına vurmak - hit the mind
471. aklında kalmak - stay in your mind
472. aklında tutmak - hoard
473. aklından çıkarmamak - take his mind
474. aklından çıkmak - exit mind
475. aklından geçirmek - draw on ones imagination
476. aklından geçmek - cross ones mind
477. aklından tutmak - keep in mind
478. aklını başka yere vermek - give your mind to another place
479. aklını oynatmak - unhinge
480. aklını şaşırmak - do
481. aklının köşesinden geçmemek - mind to go through the corner
482. aklının terazisi bozulmak - mind the balance to deteriorate
483. akmak - flow
484. akort yapmak - tune
485. akortlamak - tun to
486. akortlanmak - do
487. akortlatmak - do
488. akortsuzlaşmak - do
489. akortsuzlaştırmak - do
490. akozlamak - do
491. akraba çıkmak - exit relatives
492. aksamak - hitch
493. aksatılmak - do
494. aksatmak - do
495. aksetmek - reverberate
496. aksettirmek - reflect
497. aksırmak - sneeze
498. aksilenmek - do
499. aksileşmek - do
500. aksiliği tutmak - keep mishap
501. aksilik çıkmak - exit mishap
502. aksiliki tutmak - keep the axillary
503. akşama kalmak - stay the night
504. akşamlamak - do
505. akşamlatmak - do
506. aktarılmak - transfer
507. aktarma yapmak - transfer
508. aktarmak - transfer
509. aktif rol oynamak - play an active role
510. aktifleşmek - activate
511. aktifleştirmek - activate
512. aktüalitesini kaybetmek - lose the actuality
513. aktüelleşmek - do
514. al basmak - print order
515. al kanlara boyanmak - get the blood stained
516. alabanda vermek - give zealand alabama
517. alaca soymak - do
518. alacağına tutmak - take hold
519. alacaklandırmak - credit to
520. alacaklı çıkmak - exit creditor
521. alacalamak - do
522. alacalandırmak - do
523. alacalanmak - do
524. alaflamak - alloy back
525. alafrangalaşmak - do
526. alafrangalaştırmak - do
527. alaka çekmek - attract relevance
528. alâka duymak - hear interest
529. alaka duymak - hear relevance
530. alakalandırmak - do
531. alâkalandırmak - do
532. alakalanmak - do
533. alâkalanmak - do
534. alakayı kesmek - cut to do
535. alalamak - take
536. alâminüt yemek - snack food
537. alarga durmak - stop cast off
538. alargada durmak - stand in alarga
539. alargadan seyretmek - watch the alarga
540. alârma geçmek - move to alarm
541. alarmak - alert
542. alaşımlamak - alloy back
543. alaturkalaşmak - do
544. alaturkalaştırmak - do
545. alay gibi gelmek - come as teasing
546. alaya bozmak - disrupt the procession
547. alaya çıkmak - exit procession
548. alazlamak - sear
549. alazlanmak - sear
550. albeni vermek - appeal
551. alçacık dağları ben yarattım demek - do
552. alçaklaşmak - do
553. alçaklaştırmak - do
554. alçalmak - descend
555. alçılamak - cast to
556. alçılanmak - do
557. alçılatmak - do
558. aldanmak - fall for
559. aldatılmak - do
560. aldatmak - betray
561. aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek - do
562. aldırış etmemek - do
563. aldırmak - let somebody take
564. aldırtmak - find somebody who lets somebody else take something
565. aldırtmamak - find
566. âlem yapmak - go to town
567. âleme dalmak - fall worlds
568. alenileşmek - do
569. alesta beklemek - wait alesta
570. alesta durmak - stand alesta
571. alesta tutmak - keep ales
572. aleşmek - do
573. alev gibi parlamak - shine like flame
574. alev saçağı sarmak - wrap flame fringe
575. alevlendirmek - rekindle
576. alevlenmek - flare
577. aleyhe dönmek - boomerang
578. aleyhinde konuşmak - weigh against smb
579. aleyhine dönmek - turn against
580. algılamak - perceive
581. algılanabilmek - detect
582. algılanmak - detect
583. algılatmak - perceive
584. alıcı bulmak - find buyers
585. alıcı çıkmak - exit receiver
586. alıcı gözüyle bakmak - do
587. alıcı kılığına girmek - enter the recipient costume
588. alık alık bakmak - do
589. alıklaşmak - do
590. alıklaştırmak - do
591. alıkmak - do
592. alıkonulmak - keep down
593. alıkoymak - retain
594. alıktırmak - do
595. alımlamak - do
596. alın teri dökmek - turn an honest penny
597. alın teri ile kazanmak - get win with customers
598. alındırmak - let someone made resent by somebody else
599. alındırtmak - find somebody who lets someone resent by somebody else
600. alınmak - do
601. alıntılamak - do
602. alıp sattığı olmamak - do
603. alıp vereceği olmamak - do
604. alıp verememek - do
605. alıp vermek - give and take
606. alış veriş yapmak - do
607. alış verişe çıkmak - go to shopping
608. alış verişi kesmek - cut exchange
609. alışagelmek - do
610. alışılmak - do
611. alışkanlık edinmek - fall into a habit
612. alışkanlıktan kopamamak - break off from the habit
613. alışmak - become familiar with
614. alıştırılmak - acclimate
615. alıştırmak - exercise
616. alışverişe çıkmak - go to shopping
617. alışverişi kesmek - cut shopping
618. alkış kopmak - do
619. alkış tufanı kopmak - do
620. alkış tutmak - keep applause
621. alkışlamak - applaud
622. alkışlanmak - draw applause
623. alkışlatmak - do
624. allamak - do
625. allâme kesilmek - do
626. allâmelik taslamak - do
627. allanmak - do
628. allaşmak - do
629. almak - take
630. almamak - rule out
631. Almanlaşmak - germanize
632. Almanlaştırmak - do
633. alnını karışlamak - defy
634. alt çene oynamak - lower jaw to play
635. alt damak - do
636. alt yazılamak - do
637. altıdan yemek - eat six
638. altın kesmek - hack gold
639. altın leğene kan kusmak - gold basin to vomit blood
640. altında kalmak - stay under
641. altında kalmamak - requite
642. altından Çapanoğlu çıkmak - do
643. altından girip üstünden çıkmak - enter to go over under
644. altından kalkamamak - do
645. altını çizmek - underline
646. altını ıslatmak - soak gold
647. altını üstüne getirmek - turn under
648. altınlamak - gild to
649. altınlanmak - do
650. altınlaşmak - do
651. altınlatma - do
652. altınlatmak - do
653. altıparmak - do
654. altlamak - bottom
655. altmış altıya bağlamak - connect sixty six
656. altta kalmak - do
657. alttan güreşmek - bottom to wrestle
658. amaç edinmek - aim
659. amaçlamak - intend
660. amaçlanmak - intend
661. aman bulmak - find mercy
662. aman dilemek - do
663. aman vermek - give amanda
664. aman vermemek - give no quarter
665. amana gelmek - oh come on
666. ambalâj yapmak - do
667. ambalaj yapmak - make packaging
668. ambalajlamak - package
669. ambalajlanmak - do
670. ambargo koymak - embargo
671. ambargoyu kaldırmak - lift the embargo
672. ambarlamak - do
673. ameliyat geçirmek - undergo an operation
674. Amerikalılaşmak - americanize
675. amına koymak - put am
676. amonyaklamak - do
677. ana avrat düz gitmek - swear like a bargee
678. ana baba eline bakmak - do
679. anaçlaşmak - do
680. anadan doğmuşa dönmek - born return to the main
681. anafora kaptırmak - eddy rein
682. anaforlamak - eddy to
683. anahtar uydurmak - keep key
684. anahtar vermek - switch
685. anahtarı beline takmak - install the key to waist
686. analanmak - honest look to
687. analaştırmak - do
688. anarşistleşmek - do
689. anası ağlamak - mother cry
690. anasına avradına sövmek - do
691. anasından emdiği süt burnundan gelmek - do
692. anasını ağlatmak - give smb hell
693. anasını bellemek - do
694. anasının nikâhını istemek - do
695. andırışmak - do
696. andırmak - remind
697. anestezi yapmak - do
698. angarya çekmek - take the drudgery
699. angaryaya koşmak - run a chore
700. anıklamak - do
701. anıklaşmak - do
702. anılaşmak - do
703. anılmak - do
704. anımsamak - remember
705. anımsanmak - remember to
706. anımsatmak - evoke
707. anırmak - bray
708. anışdırmak - do
709. anıştırmak - do
710. anıtlaşmak - do
711. anıtlaştırılmak - do
712. anıtlaştırmak - monumentalize to
713. anız biçmek - mow the stubble
714. anız bozmak - disrupt the stubble
715. anız yakmak - burn stubble
716. anket yapmak - poll
717. anlam çıkarmak - infer from
718. anlam taşımak - make sense
719. anlam vermek - make of
720. anlamak - understand
721. anlamamak - do
722. anlamazlıktan gelmek - come to understand it
723. anlamına gelmek - mean
724. anlamlandırmak - make sense
725. anlamsızlaşmak - do
726. anlamsızlaştırmak - reduce to absurdity
727. anlaşılmak - do
728. anlaşma yapmak - make a deal
729. anlaşmak - agree
730. anlaşmaya varmak - reach an agreement
731. anlaşmazlık çıkmak - exit disputes
732. anlaştırmak - do
733. anlata anlata bitirememek - go into rhapsodies
734. anlatılmak - do
735. anlatmak - explain
736. anlattırmak - do
737. anlayıp dinlemek - listen and understand
738. anlayış göstermek - show understanding
739. anlayışgöstermek - do
740. anmak - make mention of
741. anmamak - mention
742. annanmak - do
743. anormalleşmek - do
744. ansımak - do
745. ansıtmak - do
746. ant verdirmek - time to inflict
747. ant vermek - give time
748. antant kalmak - do
749. antet koymak - do
750. antikasını bilmek - know the antique
751. antipatik bulmak - find distasteful
752. antlaşmak - do
753. antrenman yapmak - practice
754. aparmak - do
755. apazlamak - do
756. apılamak - do
757. apışıp kalmak - straddle
758. apışmak - do
759. apıştırmak - do
760. apikoda beklemek - wait in apiko
761. aprelemek - finish
762. apse yapmak - do abscess
763. apseleşmek - do
764. aptal yerine koymak - befool
765. aptallaşmak - grow stupid
766. aptallaştırmak - stultify
767. aptallığa vurmak - hit stupidity
768. aptes tazelemek - refresh poo
769. aptesi bozulmak - poo to deteriorate
770. ar ve hayâ perdesi yırtılmak - do
771. ara bulmak - mediate
772. ara vermek - break
773. araba kullanmak - drive
774. arabanın tekerine taş koymak - stymie the cars wheels
775. arabeskleşmek - do
776. aracı koymak - put the vehicle
777. arada çıkarmak - do
778. arada kalmak - stay together
779. arada kaynamak - do
780. aradan çekilmek - do
781. aradan çıkarmak - remove the break
782. aradan kaldırmak - raise
783. araklamak - pilfer
784. aralamak - do
785. aralanmak - do
786. aralarından kara kedi geçmek - switch between black cat
787. aralarından su sızmamak - do
788. aralarını bozmak - set by the ears
789. aralarını bulmak - reconcile
790. aralatmak - do
791. aralık vermek - range
792. arama yapmak - search
793. aramak taramak - scan search
794. aramak - seek
795. aranılmak - do
796. aranmak - ask for trouble
797. arap saçına dönmek - return to tangle
798. Arapçalaştırmak - do
799. Araplaşmak - do
800. Araplaştırmak - do
801. arapsaçına dönmek - return to tangle
802. arası açılmak - grow away from
803. arasına karışmak - mingle
804. araştırılabilmek - investigate
805. araştırılmak - investigate
806. araştırmak - search
807. aratmak - research
808. aratmamak - find avoid
809. araya girmek - intervene
810. araya gitmek - go together
811. araya koymak - interpose
812. araya soğukluk girmek - butt cold
813. araya vermek - meet
814. arayı soğutmak - leave to cool
815. arayı yapmak - make the call
816. arayıp soranı bulunmamak - do
817. arayıp sormak - cast about
818. ardaklanmak - do
819. ardı arası kesilmemek - increase crosscutting
820. ardı kesilmek - cut up
821. ardılmak - do
822. ardımak - do
823. ardımsımak - do
824. ardından atlı kovalamak - do
825. ardını getirmek - bring up
826. ardını kesmek - cut the
827. argaçlamak - shed
828. argolaşmak - do
829. arı gibi sokmak - sting like a bee
830. arık çekmek - take arkan
831. arıklamak - do
832. arıklaşmak - do
833. arıklatmak - do
834. arılamak - do
835. arılanmak - do
836. arılaşmak - do
837. arılaştırmak - purify
838. arına dokunmak - touch the bee
839. arındırmak - purify
840. arının yuvasına çomak sokmak - disturb the bees nest
841. arınmak - become clean
842. arışlamak - set with a warp
843. arıtmak - purify
844. arıza yapmak - do
845. arızalanmak - fail
846. arka arkaya vermek - do
847. arka bulmak - find back
848. arka çevirmek - turn back
849. arka çıkmak - back up
850. arka kapıdan çıkmak - exit through the back door
851. arka vermek - give back
852. arkada bırakmak - leave behind
853. arkada kalmak - stay behind
854. arkadan söylemek - say behind
855. arkadan vurmak - knife
856. arkalamak - duplex
857. arkalanmak - do
858. arkası alınmak - do
859. arkası kesilmek - cut back
860. arkasına bakmadan gitmek - go without looking back
861. arkasından koşmak - run after
862. arkasından sürüklemek - do
863. arkasını dayamak - recline the back
864. arkasını getirememek - do
865. arkasını sıvamak - plaster the back
866. arkaya kalmak - stay back
867. arlanmak - adjust to
868. arma budatmak - do
869. arma donatmak - equip rigging
870. arma soymak - rob rigging
871. Arnavutlaşmak - do
872. Arnavutlaştırmak - do
873. arpalık yapmak - do benefice
874. arpası çok gelmek - do
875. arsızlanmak - do
876. arsızlaşmak - do not be fresh to
877. arşınlamak - tread
878. arşivlemek - do
879. art damak - do
880. artakalmak - do
881. artıklamak - do
882. artırılmak - increase
883. artırmak - increase
884. artmak - increase
885. arttırmak - increase
886. arzu duymak - desire to hear
887. arzulamak - hanker
888. arzusu kalmak - do
889. asabileşmek - do
890. asalaklaşmak - do
891. asfaltlamak - asphalt
892. asfaltlanmak - asphalt
893. asılanmak - do
894. asılmak - hang
895. asıp kesmek - hang hack
896. asileşmek - do
897. asker çıkarmak - send troops
898. askere alınmak - enlist
899. askere çağrılmak - do
900. askere gitmek - join the army
901. askerileşmek - do
902. askerileştirmek - militarize
903. askerlik yapmak - do military service
904. askıda bırakmak - dangle smth before smb
905. askıda kalmak - tremble in the balance
906. askıya çıkmak - exit suspended
907. aslan kesilmek - do
908. aslı çıkmak - do
909. aslıçıkmak - do
910. asmak - hang
911. asrileşmek - do
912. astarlamak - apply an undercoat
913. astarlanmak - apply an undercoat
914. astarlatmak - do
915. astırmak - do
916. aşabilmek - overcome
917. aşağı görmek - see below
918. aşağıalmak - do
919. aşağıgörmek - do
920. aşağıkalmamak - do
921. aşağılamak - insult
922. aşağılanmak - do
923. aşağılaşmak - do
924. aşağılatmak - do
925. aşağısamak - down to
926. aşermek - do
927. aşığı cuk oturmak - do
928. aşığıcuk oturmak - do
929. âşığıkesilmek - do
930. aşık atmak - rival
931. aşık attırmak - find somebody to rival
932. aşık olmak - fall in love
933. âşık olmak - fall in love
934. aşıkmak - love
935. aşılamak - instill
936. aşılanmak - do
937. aşılatmak - inoculate
938. aşılmak - hang
939. aşındırmak - erode
940. aşınmak - wear
941. aşıolmak - do
942. aşırı gitmek - go to extremes
943. aşırıgitmek - do
944. aşırılmak - do
945. aşırmak - mooch
946. aşıvurmak - do
947. aşinalık göstermek - show familiarity
948. aşk yapmak - make love
949. aşka gelmek - come to love
950. aşlamak - do
951. aşmak - cross
952. aştırmak - have your head
953. aşyermek - do
954. at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak - do
955. at çevirmek - do
956. at izi it izine karışmak - allow it to interfere horse trail
957. at koşturmak - horse gallop
958. at oynatmak - horse play
959. ata et - do
960. atadan babadan görmek - see the father ancestor
961. atak yapmak - attack
962. atamak - assign
963. atanma yapmak - make appointment
964. atanmak - do
965. atbaşı gitmek - do
966. ateh getirmek - bring ateh
967. ateş basmak - press fire
968. ateş gibi yanmak - burn like fire
969. ateş saçmak - fire to hair
970. ateş vermek - fire
971. ateş yakmak - make a fire
972. ateşe tutmak - keep the fire
973. ateşe vermek - set on fire
974. ateşe vurmak - hit the fire
975. ateşi başına vurmak - hit per fire
976. ateşi uyandırmak - wake up the fire
977. ateşlemek - spark
978. ateşlendirmek - inflame
979. ateşlenmek - fever
980. ateşletmek - do
981. atfetmek - arrogate
982. atıf yapmak - make reference
983. atılmak - do
984. atını sağlam kazığa bağlamak - connect to the firm at stake
985. atışmak - bicker
986. atıştırmak - gobble
987. atkılamak - weave
988. atlama taşı yapmak - do
989. atlamak - jump
990. atlandırmak - do
991. atlanılmak - do
992. atlanmak - skip
993. atlatılmak - overcome
994. atlatmak - bypass
995. atmak - throw
996. atmamak - throw not
997. attığı tırnak kadar olamamak - do
998. attırmak - find somebody to beat
999. auta çıkmak - exit shot
1000. ava çıkmak - go shooting
1001. avans çekmek - take advance
1002. avans vermek - give points to smb
1003. avara kasnak işlemek - handle freewheels
1004. avare dolaşmak - do
1005. avareleşmek - do
1006. avaz avaz bağırmak - shout loudly
1007. avkalamak - do
1008. avlamak - hunt
1009. avlanmak - hunt
1010. avlatmak - do
1011. Avrupalılaşmak - europeanize
1012. avşarlamak - do
1013. avşarlandırmak - do
1014. avşarlanmak - do
1015. avucu kaşınmak - do
1016. avucuna saymak - count the handful
1017. avucunu yalamak - lick the palms
1018. avucunun içi gibi bilmek - do
1019. avucunun içinde tutmak - hold in the palm
1020. avuçlamak - fist
1021. avukat tutmak - retain a lawyer
1022. avundurmak - do
1023. avunmak - do
1024. avurdu avurduna geçmek - move the cheek to cheek
1025. avurt satmak - sell cheek
1026. avurt şişirmek - inflate the cheek
1027. avurtlamak - do
1028. avurtları çökmek - do
1029. avutmak - cheer
1030. avutulmak - do
1031. ay harmanlanmak - blend month
1032. ayağa fırlamak - start up
1033. ayağa kaldırmak - raise
1034. ayağı dolaşmak - roam the foot
1035. ayağı düze basmak - press the foot flat
1036. ayağına bağ vurmak - hit the foot ligament
1037. ayağına çağırmak - call the foot
1038. ayağına çelme takmak - trip on foot
1039. ayağına dolanmak - do
1040. ayağına geçirmek - put the foot
1041. ayağına gelmek - come on foot
1042. ayağına getirmek - bring up
1043. ayağına gitmek - go on foot
1044. ayağına ip takmak - attach the rope to the foot
1045. ayağına kadar gelmek - come up
1046. ayağına kapanmak - shut down the foot
1047. ayağına kira istemek - do
1048. ayağına üşenmemek - do
1049. ayağını alamamak - do
1050. ayağını bağlamak - connect the foot
1051. ayağını çekmek - take the stand
1052. ayağını denk basmak - press riot
1053. ayağını giymek - foot wear
1054. ayağını kesmek - cut off the feet
1055. ayağını vurmak - hit the foot
1056. ayağının altına karpuz kabuğu koymak - do
1057. ayağının bağını çözmek - unlace his feet
1058. ayağının pabucu olamamak - do
1059. ayağının pabucunu başına giymek - do
1060. ayak atmamak - throw up
1061. ayak bağını çözmek - unlace foot
1062. ayak basmak - set foot
1063. ayak basmamak - push up
1064. ayak çekmek - take up
1065. ayak değiştirmek - change feet
1066. ayak diremek - balk
1067. ayak tutmak - keep your feet
1068. ayak uydurmak - keep pace with
1069. ayak vermek - give up
1070. ayak yapmak - make up
1071. ayakaltında bırakmak - leave lying around
1072. ayakaltında dolaşmak - roam lying around
1073. ayakkabı vurmak - hit shoes
1074. ayakkabılarını çevirmek - turn off your shoes
1075. ayaklamak - foot to
1076. ayaklandırmak - stampede
1077. ayaklanmak - riot
1078. ayakları dolaşmak - roam feet
1079. ayakları geri geri gitmek - go back back foot
1080. ayakları yere değmemek - walk on air
1081. ayaklarını yerden kesmek - sweep smb off his feet
1082. ayaklarının ucuna basmak - press the toes
1083. ayakta durmak - stand
1084. ayakta kalmak - keep up
1085. ayakta tutmak - keep standing
1086. ayakta uyumak - drowse
1087. ayarlamak - set
1088. ayarlanmak - do
1089. ayarlatmak - let something adjust
1090. ayarlattırmak - let something being adjusted by somebody else
1091. ayarlayabilmek - set
1092. ayartılmak - do
1093. ayaz kesmek - cut frosty
1094. ayaz vurmak - frost hit
1095. ayaza çekmek - attract frosty
1096. ayazda kalmak - stay out in the cold
1097. ayazlamak - do
1098. ayazlandırılmak - do
1099. ayazlandırmak - do
1100. ayazlanmak - do
1101. ayazlatmak - do
1102. aydamak - do
1103. aydınlanmak - brighten
1104. aydınlaşmak - do
1105. aydınlatılmak - illuminate
1106. aydınlatmak - brighten
1107. aydınlığa çıkmak - come to light
1108. ayıbını yüzüne vurmak - do
1109. ayıklamak - extract
1110. ayıklanmak - extract
1111. ayıklatmak - do
1112. ayıkmak - sober
1113. ayılıp bayılmak - love aylp
1114. ayılmak bayılmak - do
1115. ayılmak - sober up
1116. ayınları çatlatmak - do
1117. ayınlarıçatlatmak - do
1118. ayıpını yüzüne vurmak - do
1119. ayıplamak - blame
1120. ayıplanmak - reprove
1121. ayırım yapmak - distinguish
1122. ayırım yaratmak - create discrimination
1123. ayırımlamak - do
1124. ayırmak - part
1125. ayırt edilmek - distinguish
1126. ayıtlamak - do
1127. ayıtmak - do
1128. ayıya kaval çalmak - bear playing flute
1129. ayıyıvurmadan postunu satmak - sell the skins without ayyvur
1130. aykınmak - do
1131. aykırılamak - do
1132. aykırılaşmak - do
1133. aykırıolmak - contradict
1134. aylamak - do
1135. aylanmak - do
1136. aylığa geçmek - do
1137. aylık bağlamak - salary
1138. aylık vermek - give monthly
1139. aymak - do
1140. aynı ağzı kullanmak - use the same mouth
1141. aynı gelmek - but come
1142. aynı kapıya çıkmak - exit the same door
1143. aynı potada erimek - melt in the same pot
1144. aynı telden çalmak - play the same wire
1145. aynıağzıkullanmak - do
1146. aynıkapıya çıkmak - go to aynkap
1147. aynıpotada erimek - access the aynpota
1148. aynıtelden çalmak - steal from ayntel
1149. ayranı kabarmak - bloat buttermilk
1150. ayranıkabarmak - do
1151. ayranlaşmak - do
1152. ayrı baş çekmek - take separate head
1153. ayrı seçi yapmak - choose to separate
1154. ayrı tutmak - sequester
1155. ayrıbaşçekmek - do
1156. ayrıcalık tanımak - privilege
1157. ayrılanmak - allocate to
1158. ayrılaşmak - do
1159. ayrılışmak - do
1160. ayrılmak - leave
1161. ayrımlaşmak - do
1162. ayrımsamak - distinguish
1163. ayrıntılamak - elaborate
1164. ayrıseçi yapmak - do ayrse
1165. ayrışmak - dissociate
1166. ayrıştırmak - decompose
1167. ayrıtutmak - do
1168. aytışmak - do
1169. ayvayıyemek - do
1170. ayyuka çıkmak - go pretty wild
1171. az bulmak - find a
1172. az buz olmamak - do
1173. az çok dememek - do
1174. az gelmek - come short of
1175. az görmek - see less
1176. az günün adamı olmamak - do
1177. aza çoğa bakmamak - do
1178. azalmak - decrease
1179. azamet satmak - sell greatness
1180. azap çekmek - suffer torment
1181. azap vermek - torment
1182. azar işitmek - get an earful
1183. azarlamak - rebuke
1184. azarlanmak - get hell
1185. azarlatmak - do
1186. azat eylemek - liberate eyle
1187. azdırılmak - do
1188. azdırmak - excite
1189. azgınlaşmak - do
1190. azgınlaştırmak - do
1191. azgınmak - do
1192. azı çoğa saymak - do
1193. azımsamak - underestimate
1194. azımsanmak - do
1195. azınlıkta kalmak - in the minority
1196. azınsımak - do
1197. azışmak - do
1198. azıştırmak - do
1199. azıtılmak - do
1200. azıtmak - riot
1201. azıttırmak - do
1202. azledilmek - do
1203. azletmek - dismiss
1204. azlolunmak - do
1205. azmak - go astray
1206. azmanlaşmak - do
1207. azmetmek - persevere
1208. azmettirmek - enthuse
1209. azotlamak - nitrogenize
1210. babacanlaşmak - do
1211. babalanmak - swagger
1212. babaları tutmak - have a fit
1213. babasına çekmek - take his father
1214. babasına rahmet okumak - do
1215. bacaklarıkopmak - do
1216. bacaklarıtutmamak - do
1217. badamak - sink
1218. badanalamak - whitewash
1219. badanalanmak - limewash
1220. badanalatmak - do
1221. badiklemek - do
1222. badikleşmek - do
1223. bağ budamak - prune vineyards
1224. bağbozmak - do
1225. bağbudamak - do
1226. bağdalamak - do
1227. bağdamak - bad
1228. bağdaş kurmak - squat down
1229. bağdaşıklaşmak - do
1230. bağdaşıklaştırmak - do
1231. bağdaşılmak - do
1232. bağdaşkurmak - do
1233. bağdaşmak - comport
1234. bağdaştırmak - reconcile
1235. bağımlamak - addict to
1236. bağımlaşmak - do
1237. bağımlılaşmak - and dependent to
1238. bağımsızlaşmak - do
1239. bağımsızlaştırmak - do
1240. bağın vurmak - look at the hit
1241. bağırı yanmak - do
1242. bağırıp çağırmak - declaim
1243. bağırışmak - do
1244. bağırıyanmak - do
1245. bağırmak - yell
1246. bağış yapmak - make a donation
1247. bağışıklanmak - immunize
1248. bağışlamak - forgive
1249. bağışlamamak - forgive
1250. bağışlanmak - do
1251. bağışlatmak - excuse to
1252. bağıtlamak - do
1253. bağıtlanmak - do
1254. bağıtlaşmak - do
1255. bağladığıyerde otlamak - do
1256. bağlamak - bind
1257. bağlanmak - connect
1258. bağlantı kurmak - link
1259. bağlantı yapmak - make connections
1260. bağlantıkurmak - make contact
1261. bağlantıyapmak - link the
1262. bağlaşmak - do
1263. bağlatmak - initiate
1264. bağlı kalmak - adhere
1265. bağlıkalmak - do
1266. bağlılaşmak - do
1267. bağlıolmak - adhere to
1268. bağnazlaşmak - do
1269. bağnazlaştırılmak - do
1270. bağnazlaştırmak - do
1271. bağrına basmak - nestle
1272. bağrına taşbasmak - embrace lithographer
1273. bağrınıdelmek - do
1274. bağrışmak - raise a hue and cry
1275. bağrıştırmak - do
1276. baha biçmek - do
1277. bahane aramak - cavil
1278. bahane bulmak - find an excuse
1279. baharatlandırmak - season to
1280. baharı başına vurmak - do
1281. baharıbaşına vurmak - hit the baharba
1282. bahaya kalmak - stay bahadin
1283. bahis tutuşmak - place a bet
1284. bahsedilmek - do
1285. bahsetmek - mention
1286. bahsi geçmek - pass bet
1287. bahsi kapamak - cover the bet
1288. bahsi kaybetmek - do
1289. bahsi kazanmak - win the bet
1290. bahsi tazelemek - refresh your bet
1291. bahşetmek - endow
1292. bahtıaçılmak - do
1293. bahtıbağlıolmak - do
1294. bahtıkapanmak - do
1295. bakadurmak - do
1296. bakakalmak - gape
1297. bakılabilmek - look
1298. bakılmak - nurse
1299. bakım yapmak - renew
1300. bakınmak - look around
1301. bakır çalmak - steal copper
1302. bakırlaşmak - do
1303. bakışatmak - do
1304. bakışmak - make eyes
1305. baki kalmak - refer to stay
1306. bakla ıslanmamak - soak beans
1307. baklayıağzından çıkarmak - remove from baklayaz
1308. bakmak - look
1309. baktırmak - get that looked
1310. bal mumu gibi erimek - melt like wax
1311. bal mumu yapıştırmak - wax paste
1312. bal sağmak - honey right
1313. balabanlaşmak - do
1314. balığa çıkmak - go out fishing
1315. balık tutmak - fish
1316. balıklamak - fish
1317. balıklandırmak - stock
1318. baliğolmak - do
1319. balkımak - balk to
1320. ballandırmak - embroider
1321. ballanmak - do
1322. balo vermek - do
1323. balon uçurmak - blow bubbles
1324. balonlamak - balloon
1325. balta vurmak - hit the ax
1326. baltadan kurtulmak - do
1327. baltalamak - wreck
1328. baltasıkütükten çıkmak - exit baltasktk
1329. baltayıtaşa vurmak - hit baltayta
1330. balya yapmak - bale
1331. balyalamak - bale
1332. balyalanmak - do
1333. balyozlamak - sledgehammer to
1334. balyozlanmak - pound to
1335. bana mısın dememek - do
1336. bançolaşmak - do
1337. bandajlamak - bandage
1338. bandajlatmak - do
1339. bandırmak - dip
1340. bangır bangır ağlamak - blast cry
1341. bangır bangır bağırmak - blast shout
1342. bangırdamak - do
1343. bankaya yatırmak - deposit bank
1344. banko geçmek - pass counters
1345. banlamak - do
1346. banmak - dip
1347. bant çözmek - resolve band
1348. bant doldurmak - fill the band
1349. bantlamak - tape
1350. banttan vermek - give the band
1351. bar bağlamak - bar to connect
1352. bar tutmak - keep the bar
1353. barajıaşmak - do
1354. barbarlaşmak - barbarize
1355. bardağı taşırmak - do
1356. bardağıtaşırmak - do
1357. bardaktan boşanırcasına yağmak - lash
1358. barındırmak - host
1359. barındırmamak - do
1360. barınmak - shelter
1361. barış yapmak - bury the hatchet
1362. barışgörüşolmak - do
1363. barışmak - stop war
1364. barıştırmak - reconcile
1365. barışyapmak - do
1366. barikat kurmak - barricade
1367. barikat yapmak - barricade
1368. barikatlamak - do
1369. barizleşmek - do
1370. barklanmak - do
1371. barlanmak - hake to
1372. barut kokusu gelmek - do
1373. barutla oynamak - play with gunpowder
1374. bas tutmak - keep pressing
1375. basamak basamak - step by step
1376. basamak yapmak - step
1377. basıklaştırmak - do
1378. basıla vermek - give press
1379. basılmak - do
1380. basınçlamak - pressure
1381. basıp geçmek - press pass
1382. basıp gitmek - go to press
1383. basırgamak - do
1384. basırganmak - do
1385. basireti bağlanmak - contact prudence
1386. basite indirgemek - popularize
1387. basitleşmek - do
1388. basitleştirmek - simplify
1389. basket yapmak - basket
1390. baskı altında tutmak - restrain
1391. baskı yapmak - make pressure
1392. baskıaltında tutmak - keep in baskalt
1393. baskıda kalmak - stay in print
1394. baskılamak - repress
1395. baskın vermek - raid
1396. baskın yapmak - swoop
1397. baskına uğramak - do
1398. baskıyapmak - make pressure
1399. basmak - catch someone in an inconvenient situation
1400. basmakalıplaşmak - do
1401. basmamak - press
1402. bastığı yeri bilmemek - know where the press
1403. bastığıyeri bilmemek - know bastyer
1404. bastırılmak - suppress
1405. bastırmak - suppress
1406. baş ağrıtmak - head to ache
1407. baş alamamak - do
1408. baş aşağı gelmek - come upside down
1409. baş aşağı gitmek - go upside down
1410. baş bağlamak - connect head
1411. baş başa bırakmak - leave alone
1412. baş başa kalmak - do
1413. baş çekmek - head shoot
1414. baş gelmek - come early
1415. baş göstermek - crop up
1416. baş kesmek - head cut
1417. baş sağlığı dilemek - do
1418. baş sallamak - shake head
1419. baş üstünde tutmak - do
1420. baş yakmak - head oil
1421. başa baş gelmek - come head to head
1422. başa başgelmek - head to bagelen
1423. başa çıkmak - cope
1424. başa geçmek - take the head
1425. başa gelmek - come early
1426. başa güreşmek - head to wrestle
1427. başa vermek - deal
1428. başağrısıolmak - do
1429. başağrıtmak - do
1430. başak bağlamak - connect spike
1431. başak toplamak - collect spike
1432. başaklamak - do
1433. başaklanmak - head to
1434. başalamamak - do
1435. başalmak - do
1436. başarılmak - achieve
1437. başarısızlığa uğramak - flop
1438. başarmak - achieve
1439. başaşağıetmek - do
1440. başaşağıgelmek - do
1441. başaşağıgitmek - do
1442. başbağlamak - do
1443. başbaşa bırakmak - leave alone
1444. başbaşa kalmak - do
1445. başbulmak - do
1446. başçekmek - do
1447. başedebilmek - cope
1448. başeğmek - do
1449. başgelmek - do
1450. başı ağrımak - have a headache
1451. başı çekmek - spearhead
1452. başı darda kalmak - do
1453. başı derde girmek - fall foul of
1454. başı hoş olmamak - do
1455. başı nâra yanmak - do
1456. başı sıkıya gelmek - tighten come early
1457. başı taşa değmek - head to touch the stone
1458. başı tutmak - keep your head
1459. başı yastık yüzü görmemek - head pillow to see
1460. başı yerine gelmek - come rather than the beginning
1461. başı zapt olunmamak - head restraint not to be
1462. başıağrımak - have a headache
1463. başıbağlanmak - do
1464. başıboş bırakmak - give free rein to
1465. başıboşbırakmak - do
1466. başıboşkalmak - do
1467. başıçatlamak - do
1468. başıçekmek - do
1469. başıdaralmak - do
1470. başıdarda kalmak - stay in badar
1471. başıderde girmek - enter the bader
1472. başıdönmek - do
1473. başıhoşolmamak - do
1474. başına bir hâl gelmek - come a per case
1475. başına çalmak - do
1476. başına çıkarmak - remove per
1477. başına çıkmak - do
1478. başına devlet kuşu konmak - do
1479. başına dikmek - do
1480. başına dolamak - do
1481. başına dünyanın belâsını sarmak - do
1482. başına dünyanın belâsınısarmak - do
1483. başına ekşimek - do
1484. başına geçirmek - do
1485. başına geçmek - do
1486. başına gelmek - befall
1487. başına güneş geçmek - sun per pass
1488. başına güneşgeçmek - do
1489. başına iş çıkarmak - remove jobs per
1490. başına iş çıkmak - do
1491. başına işaçmak - do
1492. başına işçıkarmak - do
1493. başına işçıkmak - do
1494. başına kakmak - taunt
1495. başına kalmak - do
1496. başına kan çıkmak - blood per exit
1497. başına karalar bağlamak - land connecting piece
1498. başına oturmak - sit alone
1499. başına sarmak - let smb in for
1500. başına vurmak - do
1501. başına yıkmak - break down per
1502. başınâra yanmak - do
1503. başında değirmen çevirmek - mill beginning to turn
1504. başından geçmek - pass through
1505. başından kesmek - cut the beginning
1506. başından savmak - doff
1507. başını ağrıtmak - pother
1508. başını alamamak - do
1509. başını alıp gitmek - go take the head
1510. başını ateşlere yakmak - burn to fire the head
1511. başını bağlamak - connect the head
1512. başını beklemek - wait for the head
1513. başını belâya sokmak - get into hot water
1514. başını bir yere bağlamak - connect the head to a place
1515. başını boş bırakmak - leave empty head
1516. başını çıkarmak - remove the head
1517. başını derde sokmak - entangle
1518. başını dik tutmak - keep your head upright
1519. başını dinlemek - possess ones soul in peace
1520. başını gözünü yarmak - do
1521. başını kurtarmak - recover the head
1522. başını ortaya koymak - do
1523. başını toplamak - gather head
1524. başını yemek - eat the head
1525. başınıağrıtmak - do
1526. başınıalamamak - do
1527. başınıalıp gitmek - do
1528. başınıateşlere yakmak - burn to banate
1529. başınıbağlamak - do
1530. başınıbeklemek - do
1531. başınıbelâya sokmak - put banbely
1532. başınıbir yere bağlamak - connect the ground banb
1533. başınıboşbırakmak - do
1534. başınıçatmak - do
1535. başınıçıkarmak - do
1536. başınıderde sokmak - put in bander
1537. başınıdik tutmak - keep the press
1538. başınıdinlemek - do
1539. başınıgözünü yarmak - do
1540. başınıistemek - do
1541. başınıkurtarmak - do
1542. başının altından çıkmak - get out from under his head
1543. başının çaresine bakmak - fend for oneself
1544. başının dikine gitmek - take ones head
1545. başınınâra yakmak - burn bannr
1546. başınısokmak - do
1547. başınıtaştan taşa vurmak - hit the stone from banta
1548. başınıtoplamak - do
1549. başınıuçurmak - do
1550. başınıvermek - do
1551. başınıyakmak - do
1552. başısıkıya gelmek - come bask
1553. başıtaşa değmek - touch the bata
1554. başıtutmak - do
1555. başıyastık yüzü görmemek - face to see bayas
1556. başıyerine gelmek - come to bayer
1557. başızapt olunmamak - do
1558. başkalaşmak - metamorphose
1559. başkalaştırmak - metamorphose
1560. başkaldırmak - revolt
1561. başkaldırmamak - revolt
1562. başkesmek - do
1563. başkıç vurmak - hit oppressive
1564. başkoşmak - do
1565. başköşeye kurulmak - set up a central piece
1566. başlamak - start
1567. başlangıç tutmak - keep starting
1568. başlanılmak - do
1569. başlanmak - start
1570. başlatılmak - start
1571. başlatmak - start
1572. başlık vermek - title
1573. başsağlığıdilemek - do
1574. başsallamak - do
1575. başta gelmek - do
1576. başta gitmek - go first
1577. başta taşımak - move first
1578. baştacıetmek - do
1579. baştan çıkarmak - seduce
1580. baştan çıkmak - go to the bad
1581. baştutamamak - do
1582. baştutmak - do
1583. başüstünde tutmak - keep the aye
1584. başvermek - do
1585. başvurdurmak - do
1586. başvurmak - apply
1587. başvurulmak - apply
1588. başyakmak - do
1589. başyapmak - thread to
1590. batağa saplanmak - bog
1591. batırılmak - do
1592. batırmak - immerse
1593. batmak - sink
1594. battal edilmek - do
1595. bavılırmak - do
1596. bavlamak - do
1597. bavlanmak - do
1598. bavlımak - do
1599. bavnumak - do
1600. bavramak - do
1601. bavrımak - do
1602. bayağıkaçmak - do
1603. bayağılaşmak - more simple to
1604. bayağılaştırmak - vulgarize
1605. bayatlamak - stale
1606. bayatlatmak - stale
1607. bayatsımak - do
1608. baygın baygın bakmak - languish languishing look
1609. baygınlaşmak - do
1610. baygınlık geçirmek - swoon
1611. baygınlık gelmek - swoon come
1612. bayılmak - faint
1613. bayılttırmak - do
1614. bayındırlaşmak - do
1615. bayındırlaştırmak - do
1616. bayırlaşmak - do
1617. baylanmak - do
1618. baymak - do
1619. bayrağı yarıya indirmek - dip
1620. bayrağıyarıya indirmek - download bayrayar
1621. bayrak dikmek - flag perk
1622. bayrakı yarıya indirmek - do
1623. bayraklaşmak - do
1624. bayraktarlığını yapmak - mak the banner
1625. bayraktarlığınıyapmak - do
1626. bayraktarlıkını yapmak - do
1627. bayram haftasını mangal tahtası anlamak - understand the barbecue feast
week the board
1628. bayram haftasınımangal tahtasıanlamak - do
1629. bayramlık ağzınıaçmak - do
1630. bebek beklemek - do
1631. bebekleşmek - baby
1632. becayişetmek - do
1633. becelleşmek - do
1634. beceriksizleşmek - do
1635. becermek - fuck
1636. bedavalaşmak - do
1637. bedbinleşmek - do
1638. bedbinleştirmek - do
1639. beddua sinmek - curse cringe
1640. bedduası tutmak - keep the curse
1641. bedduasınıalmak - do
1642. bedduasıtutmak - do
1643. bedel tutmak - keep costs
1644. bedel vermek - give consideration
1645. bediileşmek - do
1646. bediîleşmek - do
1647. bedirlenmek - do
1648. bedirleşmek - do
1649. beğendirmek - endear to
1650. beğenilmek - win recognition
1651. beğenmek - like
1652. beğenmemek - dislike
1653. beis görmemek - see harm
1654. beka bulmak - find survival
1655. bekâr kalmak - stay single
1656. bekçi kalmak - stay guard
1657. bekinmek - wait for the
1658. bekitmek - do
1659. beklemek - wait
1660. beklenilmek - do
1661. beklenmek - do
1662. bekleşmek - do
1663. bekletilmek - cool ones heels
1664. bekletmek - wait
1665. bel bağlamak - rely on
1666. bel bellemek - back to memory
1667. bel kırmak - break the waist
1668. bel soğukluğuna uğratmak - let gonorrhea
1669. bel vermek - sag
1670. belâ aramak - ask for trouble
1671. belâ çıkarmak - remove the scourge
1672. bela çıkarmak - remove trouble
1673. belâ kesilmek - cut darned
1674. bela okumak - damn
1675. belâ okumak - damn
1676. belâsını bulmak - come to grief
1677. belasını bulmak - find trouble
1678. belâsınıbulmak - do
1679. belaya uğramak - stop by trouble
1680. belâya uğramak - stop into hot water
1681. belemek - back
1682. belenmek - do
1683. belermek - do
1684. beleşe konmak - mooch
1685. beletmek - do
1686. belgelemek - document
1687. belgelendirmek - document
1688. belgelenmek - do
1689. belgeletmek - do
1690. belgilemek - do
1691. belginleşmek - do
1692. belgitlemek - do
1693. beli açılmak - open the waist
1694. beli çökmek - collapse the waist
1695. beli gelmek - come back
1696. beliklemek - do
1697. belinden gelmek - do
1698. belini kırmak - break the back
1699. belini vermek - give back
1700. belinlemek - do
1701. belirginleşmek - crystallize
1702. belirginleştirmek - crystallize
1703. belirlemek - determine
1704. belirlenmek - do
1705. belirleşmek - designate
1706. belirletmek - do
1707. belirmek - dawn
1708. belirsizleşmek - do
1709. belirtilebilmek - do
1710. belirtilmek - do
1711. belitlemek - do
1712. belleğini yitirmek - do
1713. bellemek - dig
1714. bellenmek - do
1715. belletmek - do
1716. belsoğukluğuna uğratmak - let gonorrhea
1717. bencilleşmek - do
1718. beneklenmek - do
1719. benekleşmek - do
1720. bengilemek - do
1721. bengileşmek - do
1722. benildemek - do
1723. benimsemek - adopt
1724. benimsenmek - assimilate
1725. benimsetmek - sell smb on
1726. benimseyebilmek - adopt
1727. beniz geçmek - move your bee
1728. benlenmek - do
1729. benliği yoğurmak - knead the self
1730. benliğinden çıkmak - exit self
1731. benzemek - look alike
1732. benzeşmek - do
1733. benzetilmek - do
1734. benzetmek - liken
1735. benzi sararmak - do
1736. benzinde kan kalmamak - keep blood gas
1737. benzine kan gelmek - come blood gas
1738. benzinlemek - do
1739. berabere bitmek - end in a draw
1740. berabere kalmak - tie
1741. bereketlenmek - do
1742. berelemek - bruise
1743. berelenmek - chafe
1744. berkimek - do
1745. berkinmek - do
1746. berkitmek - do
1747. berraklaşmak - clarify
1748. berraklaştırmak - clarify
1749. bertilmek - do
1750. beselemek - do
1751. besermek - do
1752. besiye çekmek - fatten
1753. beslemek - feed
1754. beslenilmek - do
1755. besletmek - do
1756. besmele çekmek - take besmele
1757. beste bağlamak - connect composing
1758. beste yapmak - do
1759. bestelemek - compose
1760. bestelenmek - do
1761. beş para almamak - get a dime
1762. beşiğini sallamak - shake the cradle
1763. beşirmek - do
1764. beşlemek - quintuple
1765. beşlik simit gibi kurulmak - do
1766. beşpara almamak - take fivefingers
1767. beşparmak - do
1768. bet beniz kalmamak - bet to keep your beer
1769. bet bet bakmak - look betta betta
1770. betelemek - do
1771. betelenmek - do
1772. beterleşmek - do
1773. betimlenmek - do
1774. betine gitmek - go to bet
1775. beton etkisi yapmak - make a concrete impact
1776. betonlaşmak - do
1777. beyaza çekmek - attract white
1778. beyazlanmak - do
1779. beyazlaşmak - whiten
1780. beyazlatılmak - do
1781. beyazlatmak - bleach
1782. beyin yıkamak - brainwash
1783. beyitmek - do
1784. beyni bulanmak - find the brain
1785. beyni karıncalanmak - do
1786. beyni kaynamak - supply the brain
1787. beyni sıçramak - splatter brain
1788. beyni sulanmak - brain sulanmak
1789. beyninde şimşekler çakmak - lighter lightning in the brain
1790. beyninden vurulmuşa dönmek - return shot in the brain
1791. beynine girmek - enter the brain
1792. beynine vurmak - hit the brain
1793. beynini kemirmek - gnaw the brain
1794. bez bağlamak - connect gland
1795. bezdirilmek - do
1796. bezdirmek - sicken
1797. bezeklemek - do
1798. bezelemek - do
1799. bezemek - bedeck
1800. bezenmek - bedeck
1801. bezermek - half greek and half to
1802. bezetmek - do
1803. bezginleşmek - do
1804. bezginlik getirmek - bring the tedium
1805. bezginlik vermek - do
1806. bezilmek - do
1807. bezirlemek - do
1808. bezlemek - do
1809. bezmek - get tired of
1810. bıcı bıcı yapmak - do
1811. bıcıbıcıyapmak - do
1812. bıçak altına yatmak - go under the knife
1813. bıçak bıçağa gelmek - come to the knife blade
1814. bıçak çekmek - draw knife
1815. bıçak gibi kesilmek - cut like a knife
1816. bıçak gibi kesmek - cut like a knife
1817. bıçak gibi saplanmak - do
1818. bıçak kemiğe dayanmak - rely on the blade bone
1819. bıçak silmek - delete knife
1820. bıçak vurmak - hit knife
1821. bıçak yemek - dinner knife
1822. bıçaklamak - stab
1823. bıçaklanmak - do
1824. bıçaklatmak - do
1825. bıçkınlaşmak - do
1826. bıkılmak - do
1827. bıkıp usanmak - sick and tired
1828. bıkışmak - do
1829. bıkkınlık gelmek - do
1830. bıkkınlık vermek - do
1831. bıkmak - have enough of
1832. bıktırmak - pall
1833. bılkımak - bilk
1834. bıngıldamak - do
1835. bırakılmak - do
1836. bırakışmak - you drop to
1837. bırakmak - leave
1838. bıraktırmak - quit
1839. bıyığı terlemek - sweat mustache
1840. bıyığını silmek - delete a mustache
1841. bıyığınısilmek - do
1842. bıyığıterlemek - do
1843. bıyık bırakmak - do
1844. bıyıklanmak - do
1845. biat edilmek - do
1846. biber gibi yanmak - burn like pepper
1847. biberlemek - pepper
1848. biçilmek - shear
1849. biçimine getirmek - bring the form
1850. biçimlendirilmek - do
1851. biçimlendirmek - format
1852. biçimlenmek - jell
1853. biçimselleştirmek - formalize
1854. biçimsizleşmek - do
1855. biçimsizleştirmek - demold to
1856. biçki yapmak - do
1857. biçmek - mow
1858. biçtirmek - do
1859. bildiğini okumak - follow ones nose
1860. bildiğini yapmak - do you know
1861. bildik çıkmak - do
1862. bildirilmek - do
1863. bildirişmek - do
1864. bildirmek - report
1865. bileğine güvenmek - rely on the wrist
1866. bilemek - sharpen
1867. bilenmek - do
1868. bileşmek - do
1869. bileştirmek - agglutinate
1870. bilet kesmek - cut ticket
1871. biletmek - ticket
1872. bilgi edinmek - learn
1873. bilgi toplamak - gather information
1874. bilgilendirmek - inform
1875. bilgilenmek - do
1876. bilgisayarlamak - do
1877. bilgisayarlaşmak - do
1878. bilimselleştirmek - do
1879. bilincine varmak - arrive at the consciousness
1880. bilincini yitirmek - lose consciousness
1881. bilinçine varmak - arrive at the consciousness
1882. bilinçini yitirmek - lose consciousness
1883. bilinçlendirilmek - raise awareness
1884. bilinçlendirmek - raise awareness
1885. bilinçlenmek - do
1886. bilinçsizleşmek - become unconscious
1887. bilinmek - do
1888. biliş çıkmak - exit information
1889. bilişçıkmak - do
1890. bilişimleşmek - do
1891. bilişmek - do
1892. billûrlaşmak - crystallize
1893. billurlaştırmak - crystallize
1894. billûrlaştırmak - crystallize
1895. bilmece çözmek - solve the puzzle
1896. bilmece gibi konuşmak - riddle
1897. bilmek - know
1898. bilmemek - know
1899. bilmezlemek - do
1900. bilmezlenmek - do
1901. bilmezlikten gelmek - do
1902. bilmişlik taslamak - do
1903. bin kalıba girmek - enter bin mold
1904. bindiği dalıkesmek - ride it to dalkes
1905. bindirilmek - put
1906. bindirmek - embark
1907. binilmek - ride
1908. binişmek - ride
1909. binmek - mount
1910. biplemek - bleep
1911. bir araya gelmek - come together
1912. bir araya getirmek - gather
1913. bir atımlık barutu kalmak - stay on a shot slate
1914. bir avuç toprak olmak - die
1915. bir bardak suda fırtına koparmak - pluck a teacup storm
1916. bir biçimine getirmek - bring to a form
1917. bir çekirdek geri kalmamak - do
1918. bir daha yüzüne bakmamak - look at a face
1919. bir dalda durmamak - stop at a branch
1920. bir dediği bir dediğini tutmamak - hold that it is also a well
1921. bir dediği iki olmamak - do
1922. bir dediğini iki etmemek - pamper
1923. bir deri bir kemik kalmak - wear to a shadow
1924. bir dikili ağacıolmamak - do
1925. bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek - chew a voucher for a dirham
honey locust
1926. bir fende kazık kakmak - encrypt stake in a science
1927. bir gömlek fazla eskitmişolmak - do
1928. bir hoş eylemek - do
1929. bir hoşeylemek - do
1930. bir hoşolmak - do
1931. bir işaretine bakmak - look for a sign
1932. bir kalem geçmek - pass a pen
1933. bir kapıya çıkmak - exit a door
1934. bir kaşık suda boğmak - do
1935. bir kazanda kaynamak - supply a boiler
1936. bir kenarda durmak - stand aside
1937. bir köşeye koymak - divert
1938. bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak - enter from one ear to the other
ear exit
1939. bir papel etmemek - do
1940. bir parmak - finger
1941. bir pul etmemek - do
1942. bir pula satmak - sell a stamp
1943. bir sıkımlık canıolmak - do
1944. bir sözünü iki etmemek - do
1945. bir şey sanmak - do
1946. bir şey söylemek - say something
1947. bir şeye benzememek - resemble something
1948. bir tuhaflığıolmak - do
1949. bir yakadan baş çıkarmak - remove from a head collar
1950. bir yakadan başçıkarmak - do
1951. bir yastığa başkoymak - do
1952. bir yastıkta kocamak - do
1953. bir yaşına daha girmek - do
1954. bir yiyip bin şükretmek - eat a ride thanks
1955. bir yol tutturmak - try to keep a
1956. bir yolunu bulmak - find a way
1957. birbiri için yaratılmışolmak - do
1958. birbiri üstüne gelmek - do
1959. birbirine girmek - snarl
1960. birbirine katmak - snarl
1961. birbirini yemek - wrangle
1962. birbirinin ağzına girmek - do
1963. birbirinin gözünü çıkarmak - remove each others eyes
1964. birdemlemek - do
1965. bire ... vermek - one give
1966. bire beş katmak - one to five times
1967. bire bin katmak - do
1968. birebir gelmek - do
1969. bireyleştirmek - individuate
1970. bireyselleştirmek - individualize
1971. birikişmek - do
1972. birikmek - pile up
1973. biriktirmek - do
1974. birilerinin takdirini kazanmak - do
1975. birinden) buz gibi soğumak - do
1976. birinin başına dikilmek - one to stand alone
1977. birlemek - combine
1978. birleşilmek - do
1979. birleşmek - merge
1980. birleştirmek - find somebody to merge
1981. birleştirtmek - find somebody to let somebody else merge
1982. Bismillah demek - do
1983. bişmek - do
1984. biti kanlanmak - bit to perfusion
1985. bitirilmek - finish
1986. bitirmek - finish
1987. bitirtmek - let somebody finish
1988. bitirttirmek - let somebody find somebody else to finish
1989. bitişmek - unite
1990. bitiştirmek - adjoin
1991. bitivermek - do
1992. bitkileşmek - do
1993. bitlemek - do
1994. bitlenmek - do
1995. bitmek tükenmek bilmemek - do
1996. bitmek - end
1997. bitümlemek - do
1998. biyopsi yapmak - perform a biopsy
1999. bizlemek - do
2000. bloke edilmek - do
2001. bloklaşmak - block the
2002. blöf yapmak - bluff
2003. bocalamak - wobble
2004. bocalatmak - do
2005. bocuk domuzuna dönmek - return to the beads pigs
2006. bodoslamak - do
2007. bodur kalmak - dwarf
2008. bodurlaşmak - do
2009. boğasamak - do
2010. boğaya çekmek - take the bull
2011. boğazı açılmak - open throat
2012. boğazı işlemek - handle the throat
2013. boğazı kurumak - dry throat
2014. boğazına dizilmek - toe the throat
2015. boğazına durmak - stand in the throat
2016. boğazına indirmek - download the throat
2017. boğazına sarılmak - take smb by the throat
2018. boğazında düğümlenmek - do
2019. boğazında kalmak - stick in ones throat
2020. boğazından artırmak - increase the throat
2021. boğazından geçmemek - pass through the throat
2022. boğazından kesmek - cut the throat
2023. boğazını doyurmak - fill his throat
2024. boğazını sevmek - love her throat
2025. boğazını sıkmak - scrag
2026. boğazlamak - slaughter
2027. boğazlanmak - do
2028. boğazlaşmak - slaughter
2029. boğazlatmak - slaughter
2030. boğazlattırmak - do
2031. boğdurmak - do
2032. boğdurulmak - do
2033. boğmak boğmak - drown drown
2034. boğmak - choke
2035. boğuklaşmak - do
2036. boğulmak - smother
2037. boğumlamak - do
2038. boğumlanmak - do
2039. boğuntuya getirmek - bring bountu
2040. boğuşmak - struggle
2041. boğuşulmak - muck
2042. bohçalamak - bundle
2043. bohçasını koltuğuna vermek - do
2044. bohçasını toplamak - collect the pack
2045. bok karıştırmak - mix shit
2046. bok yemek - eat shit
2047. bok yoluna gitmek - way to go to shit
2048. boklamak - shit back
2049. boklanmak - do
2050. boklaşmak - do
2051. boku çıkmak - exit shit
2052. bokunda boncuk bulmak - find beads in the shit
2053. bokunu çıkarmak - remove the crap
2054. bol doğramak - chop plenty
2055. bolalmak - do
2056. bolarmak - do
2057. bollanmak - do
2058. bollaşmak - widen
2059. bollaştırmak - let out
2060. bollatmak - do
2061. bomba gibi patlamak - explode like a bomb
2062. bombalamak - bomb
2063. bombalanmak - bomb
2064. bombalatmak - do
2065. bombelenmek - curl
2066. boncuklamak - do
2067. boncuklanmak - pill
2068. boncuklaşmak - bead to
2069. bonmak - do
2070. bono kırdırmak - do
2071. bono vermek - bond
2072. borca girmek - run into debt
2073. borcunu bilmek - know the debt
2074. borç altına girmek - come under debt
2075. borç gırtlağına çıkmak - exit throat debt
2076. borç yapmak - make debt
2077. borç yemek - meal debt
2078. borçlandırılmak - do
2079. borçlandırmak - debit
2080. borçlanılmak - do
2081. borçlanmak - do
2082. borçlu çıkmak - exit debtors
2083. borçtan kurtulmak - do
2084. bordalamak - board
2085. boru çalmak - trumpet
2086. borusunu çalmak - play the pipes
2087. boş bırakmak - void
2088. boş bulunmak - do
2089. boş çıkmak - go empty
2090. boş çıkmamak - leave empty
2091. boş durmamak - stand empty
2092. boş gözlerle bakmak - look blankly
2093. boş koymak - put empty
2094. boş oturmak - sit empty
2095. boş yerine vurmak - do
2096. boşa çıkarmak - frustrate
2097. boşa çıkmak - come to naught
2098. boşa gitmek - go to waste
2099. boşa vermek - divorce
2100. boşalmak - discharge
2101. boşaltılmak - tip out
2102. boşamak - divorce
2103. boşandırmak - unleash
2104. boşanmak - get divorce
2105. boşatmak - do
2106. boşattırmak - do
2107. boşbırakmak - do
2108. boşbırakmamak - do
2109. boşboşbakmak - do
2110. boşbulunmak - do
2111. boşçıkmak - do
2112. boşçıkmamak - do
2113. boşdönmek - do
2114. boşdurmak - do
2115. boşdurmamak - do
2116. boşgözlerle bakmak - look at bogz
2117. boşkalmak - do
2118. boşkonuşmamak - do
2119. boşkoymak - do
2120. boşlamak - neglect
2121. boşolmak - do
2122. boşoturmak - do
2123. boşta gezmek - slope around
2124. boşta kalmak - stay idle
2125. boşvermek - throw to the winds
2126. boşyerine vurmak - do
2127. boy göstermek - show size
2128. boy ölçüşmek - do
2129. boy vermek - size
2130. boy vermemek - give height
2131. boya çekmek - draw paint
2132. boya kullanmak - use paint
2133. boya tutmak - keep painting
2134. boyalamak - paint
2135. boyalanmak - do
2136. boyamak - paint
2137. boyanmak - do
2138. boyasıatmak - do
2139. boyatılmak - do
2140. boyatmak - have colored
2141. boylamak - fetch up
2142. boylanmak - sort to
2143. boymak - size
2144. boynu armut sapına dönmek - do
2145. boynuna geçirmek - spend the neck
2146. boynunda kalmak - stay on her neck
2147. boynunu kırmak - break the neck
2148. boynunu uzatmak - crane ones neck
2149. boynunu vurmak - behead
2150. boynuz çekmek - attract horn
2151. boynuz dikmek - horn to sew
2152. boynuz kulağı geçmek - pass the horn ear
2153. boynuz kulağıgeçmek - horn to kulage
2154. boynuz takmak - install the horn
2155. boynuzlamak - cuckold
2156. boynuzlanmak - cuckold
2157. boynuzlaşmak - do
2158. boynuzlatmak - do
2159. boyun kesmek - cut neck
2160. boyun kırmak - neck break
2161. boyun vermek - do
2162. boyunduruğa vurmak - hit the yoke
2163. boyunduruk altına girmek - pass under the yoke
2164. boyunlandırmak - neck to
2165. boyut katmak - add dimension
2166. boyut kazanmak - gain in size
2167. boyutlandırmak - resize
2168. boyutlanmak - do
2169. bozarmak - do
2170. bozdurmak - exchange
2171. bozdurulmak - do
2172. bozgun vermek - defeat
2173. bozkırlaşmak - do
2174. bozlamak - do
2175. bozmak - blemish
2176. bozmamak - keep up
2177. bozuk çalmak - play bad
2178. bozuk para gibi harcamak - spend like dime
2179. bozulmak - addle
2180. bozunmak - decay
2181. bozuntuya uğramak - undergo perturbation
2182. bozuntuya vermemek - do
2183. bozuşmak - fall out
2184. böbürlenmek - brag
2185. böcek çıkarmak - remove insects
2186. böceklenmek - do
2187. böcelenmek - do
2188. bölgeselleşmek - do
2189. bölmek - divide
2190. bölmelemek - subdivision to
2191. bölümlemek - partition
2192. bölümlendirmek - departmentalize
2193. bölümlenmek - do
2194. bölünebilmek - do
2195. bön bön bakmak - gawk
2196. bönleşmek - do
2197. bösmek - do
2198. briketlemek - do
2199. briyantinlemek - do
2200. bromlamak - do
2201. bronzlaşmak - tan
2202. bucak bucak aramak - call parish parish
2203. bucak bucak kaçmak - escape parish parish
2204. budaklanmak - do
2205. budalalaşmak - do
2206. budamak - prune
2207. budanmak - do
2208. budatmak - do
2209. budunlaşmak - do
2210. buğulamak - steam
2211. buğulandırmak - fog
2212. buğulanmak - reek
2213. buğulaşmak - do
2214. buharlamak - steam to
2215. buharlaşmak - evaporate
2216. buharlaştırmak - vaporize
2217. buhran geçirmek - spend depression
2218. buhrana tutulmak - do
2219. bukağı vurmak - hit pastern
2220. bukağılamak - do
2221. bukalemun gibi renkten renge girmek - enter from color to color like a
chameleon
2222. bukalemunlaşmak - do
2223. bula bula bunu bulmak - find the find to find it
2224. bulamaç yapmak - make slurry
2225. bulamaçlamak - do
2226. bulamak - mix
2227. bulandırılmak - do
2228. bulandırmak - upset
2229. bulanıklaşmak - cloud
2230. bulanıklaştırmak - blur
2231. bulanmak - blur
2232. bulantı vermek - do
2233. bulaşılmak - mess with
2234. bulaşmak - mess with
2235. bulaştırılmak - infect
2236. bulaştırmak - infect
2237. bulatmak - do
2238. buldurmak - do
2239. bulgulamak - detect
2240. bulgurlamak - do
2241. bulmak - find
2242. bulmamak - find
2243. bulundurmak - keep
2244. bulundurulmak - keep
2245. bulunmak - occur
2246. bulunmamak - absent
2247. bulup buluşturmak - scare up
2248. buluşmak - meet
2249. buluşturmak - bring together
2250. buluşulmak - do
2251. bulutlanmak - cloud
2252. buluttan nem kapmak - grab moisture from clouds
2253. bumlamak - do
2254. bunalım geçirmek - spend crisis
2255. bunalmak - swelter
2256. bunaltılmak - do
2257. bunamak - become senile
2258. bungunlaşmak - do
2259. bungunlaştırmak - do
2260. bunmak - do
2261. buradayım diye bağırmak - do
2262. burcumak - do
2263. burdurmak - do
2264. burgaçlamak - do
2265. burgaçlanmak - do
2266. burgulamak - screw
2267. burgulanmak - do
2268. burjuvalaşmak - do
2269. burkmak - sprain
2270. burkulmak - twist
2271. burmak - twirl
2272. burnu bile kanamamak - even bleeding nose
2273. burnu kırılmak - nose break
2274. burnuna girmek - enter the nose
2275. burnundan ayrılmamak - stick his nose
2276. burnundan kıl aldırmamak - ignore his nose hairs
2277. burnundan solumak - huff
2278. burnundan yakalamak - catch the nose
2279. burnunu çekmek - sniff
2280. burnunu kırmak - break his nose
2281. burnunu sokmak - put ones oar in
2282. burnunun dibine sokulmak - put it under his nose
2283. burnunun direği kırılmak - do
2284. burnunun ucunu görmemek - do
2285. burnunun yeli harman savurmak - do
2286. buruklaşmak - do
2287. burulmak - do
2288. burun buruna gelmek - walk into
2289. burun kıvırmak - sniff
2290. burun şişirmek - inflate nose
2291. burun yapmak - nose
2292. burunlamak - nose
2293. buruşmak - wrinkle
2294. buruşturmak - crease
2295. busukmak - do
2296. buydurmak - do
2297. buymak - buy
2298. buyruğu altına girmek - enter under the command of
2299. buyrulmak - do
2300. buyurmak - prescribe
2301. buz bağlamak - connect the ice
2302. buz kesilmek - ice to be cut
2303. buz kesmek - cut ice
2304. buz tutmak - freeze
2305. buzağılamak - calve
2306. buzağılaşmak - do
2307. buzlanmak - frost
2308. buzlaşmak - do
2309. buzullaşmak - do
2310. bücürleşmek - do
2311. büğemek - twist
2312. bükmek - bend
2313. bükmemek - inflect
2314. büktürmek - let somebody bend something
2315. büktürtmek - let somebody find somebody else bend something
2316. büktürtmemek - let
2317. büktürtülmek - do
2318. büktürülmek - do
2319. bükülmek - do
2320. bülbül gibi bilmek - know the nightingale
2321. bülbül gibi okumak - read fluently
2322. bülbül gibi söylemek - say the nightingale
2323. bülbül gibi şakımak - sing like a nightingale
2324. bülbül kesilmek - do
2325. bülbülleşmek - do
2326. büngüldemek - do
2327. bürgülemek - twist to
2328. bürümek - cover
2329. bütçelemek - budget the
2330. bütünlemek - integrate
2331. bütünlemeye kalmak - stay integration
2332. bütünlenmek - do
2333. bütünleşmek - coalesce
2334. bütünletmek - do
2335. büyü bozmak - disrupt spell
2336. büyü bozulmak - spell to be broken
2337. büyü yapmak - voodoo
2338. büyük abdesti gelmek - come great ablution
2339. büyük aptesi gelmek - come to the bowel
2340. büyük oynamak - play high
2341. büyüklenmek - do
2342. büyüklük göstermek - size show
2343. büyüklük satmak - sell size
2344. büyüklük taslamak - patronize
2345. büyüksemek - do
2346. büyülemek - enthrall
2347. büyülenmek - do
2348. büyümek - grow
2349. büyümsemek - do
2350. büzgülemek - do
2351. büzülüp oturmak - snuggle sit
2352. cadalozlaşmak - do
2353. caddeyi tutmak - keep the streets
2354. cadılaşmak - do
2355. cahil kalmak - stay ignorant
2356. caka satmak - swagger
2357. caka yapmak - do panache
2358. cakalanmak - do
2359. camadan vurmak - reef
2360. camı çerçeveyi indirmek - download glass frame
2361. camlamak - do
2362. camlanmak - do
2363. camlaşmak - do
2364. camlatmak - do
2365. can alıp can vermek - can give life to take
2366. can başına sıçramak - splatter per can
2367. can bayılmak - enjoy life
2368. can beslemek - cherish life
2369. can borcunu ödemek - pay ones debt to nature
2370. can çekişmek - linger
2371. can dayanmamak - can you rely
2372. can evinden vurmak - cut smb to the quick
2373. can gelmek - come to life
2374. can ıile uğraşmak - can deal iiia
2375. can kalmamak - can to stay
2376. can sıkmak - bother
2377. can vermek - die
2378. can yakmak - can burn
2379. cana can katmak - do
2380. cana kıymak - chop approachable
2381. canavar kesilmek - monster to be cut
2382. canavarlaşmak - do
2383. candan geçmek - pass cordially
2384. canı acımak - dear to pain
2385. canı çekmek - can take
2386. canı çıkmak - fag
2387. canı gelip gitmek - can come and go
2388. canı gelmek - come to life
2389. canı gibi sevmek - do
2390. canı gitmek - can go
2391. canı ile oynamak - play with life
2392. canı ile uğraşmak - deal with life
2393. canı istemek - fancy
2394. canı sıkılmak - do
2395. canı yanmak - do
2396. canı yerine gelmek - restore to life
2397. canıacımak - do
2398. canıçekilmek - do
2399. canıçekmek - can take
2400. canıçıkmak - do
2401. canıgelip gitmek - do
2402. canıgelmek - do
2403. canıgibi sevmek - do
2404. canım dese - can i say to
2405. canına acımamak - pity the soul
2406. canına değmek - touch the lives
2407. canına ezan okumak - can read the call to prayer
2408. canına kasdetmek - do
2409. canına kıymak - take ones own life
2410. canına okumak - harass
2411. canına susamak - do
2412. canına yetmek - feed the soul
2413. canından geçmek - go through life
2414. canını acıtmak - hurt
2415. canını bağışlamak - spare the life of
2416. canını burnundan getirmek - bring life from his nose
2417. canını çıkarmak - fag
2418. canını sıkmak - vex
2419. canını sokakta bulmak - you can find on the street
2420. canını vermek - give his life
2421. canını yakmak - hurt
2422. canının içine sokacağı gelmek - come to put into life
2423. canıyerine gelmek - come to canyer
2424. canlandırılmak - find somebody for a person to be resurrected
2425. canlandırmak - bring to life
2426. canlandırmamak - do
2427. canlandırtılmak - find somebody who finds somebody else for a person to be
resurrected
2428. canlandırtmak - do
2429. canlanılmak - do
2430. canlanmak - gain consciousness
2431. canlanmamak - do
2432. cansızlaşmak - languish
2433. cansızlaştırmak - weaken
2434. carlamak - carl
2435. cartayı çekmek - die
2436. cascavlak kalmak - stay out in the cold
2437. cavlağı çekmek - die
2438. cavlamak - do
2439. caydırılmak - do
2440. caydırmak - deter
2441. cayırdamak - do
2442. cayırdatmak - do
2443. cayırtı vermek - give cayrt
2444. caykıl gitmek - do
2445. caymak - recant
2446. cazırdamak - do
2447. cazırdatmak - do
2448. cazibeleşmek - do
2449. cazibeleştirmek - do
2450. cazipleşmek - do
2451. cazipleştirmek - do
2452. cazu - do
2453. cebelleşmek - tussle
2454. cebi para görmek - see pocket money
2455. cebinden çıkarmak - remove from the pocket
2456. cebini doldurmak - line ones pocket
2457. cebir kullanmak - use force
2458. cebretmek - do
2459. cefaya katlanmak - endure suffering
2460. cehdetmek - do
2461. cehennemi boylamak - do
2462. cehennemleşmek - do
2463. celallenmek - do
2464. celâllenmek - do
2465. cemaatle namaz kılmak - do
2466. cemaatleşmek - do
2467. cemaziyül evvelini bilmek - know before cemaziyl
2468. cemaziyülevvelini bilmek - know the jumada
2469. cemetmek - do
2470. cemilendirmek - do
2471. cemilenmek - do
2472. cenazeyi kaldırmak - bury
2473. cendereleşmek - do
2474. cendereye sokmak - put mangle
2475. cenkleşmek - do
2476. cennete çevirmek - turn to heaven
2477. cennete dönmek - go to heaven
2478. cennetleşmek - do
2479. cep harçlığını çıkarmak - remove the pocket money
2480. cep harçlığınıçıkarmak - do
2481. cepheden cepheye koşmak - run to the front facade
2482. cepheden hücuma geçmek - pass rush from the front
2483. cephelenmek - do
2484. cepheleşmek - do
2485. ceplemek - back pockets
2486. cepten aramak - pocket call
2487. cepten vermek - pocket
2488. cerahatlenmek - do
2489. ceremesini çekmek - take the brunt
2490. cereyana kapılmak - succumb to draft
2491. cereyanda kalmak - stay in draft
2492. cerre çıkmak - go to cerri
2493. cesaret gelmek - courage to come
2494. cesaret göstermek - show courage
2495. cesaret vermek - encourage
2496. cesarete gelmek - courage to come
2497. cesaretini kırmak - dishearten
2498. cesaretini toplamak - pluck up courage
2499. cesaretlendirilmek - encourage
2500. cesaretlendirmek - encourage
2501. cesaretlenmek - take courage
2502. cevahir yumurtlamak - do
2503. cevap vermek - answer
2504. cevaplamak - answer
2505. cevaplandırılmak - do
2506. cevaplandırmak - answer
2507. cevapsız bırakmak - do
2508. cevaz vermek - give cevaz
2509. cevher yumurtlamak - blurt ore
2510. ceviz kırmak - nut to crack
2511. cevretmek - do
2512. ceza çekmek - attract penalty
2513. ceza görmek - do
2514. ceza kesmek - fine cut
2515. ceza vermek - penalize
2516. ceza yazmak - sentence letter
2517. ceza yemek - fine food
2518. cezalandırılmak - do
2519. cezalandırmak - punish
2520. cezalanmak - do
2521. cezasını bulmak - find the criminal
2522. cezasını çekmek - expiate
2523. cezasınıbulmak - do
2524. cezasınıçekmek - do
2525. cezaya çarptırmak - impose penalties
2526. cezbelenmek - do
2527. cezbetmek - attract
2528. chiamare q.cuno al cellulare - do
2529. chiamare q.cuno sul cellulare - do
2530. cılızlaşmak - do
2531. cılk çıkmak - go crazy
2532. cılkı çıkmak - exit crazy
2533. cılkıçıkmak - do
2534. cılklaşmak - do
2535. cımbarlamak - do
2536. cımbızlamak - do
2537. cırıldamak - do
2538. cırlamak - squeal
2539. cırlatmak - do
2540. cırmalamak - do
2541. cırnaklamak - do
2542. cırtlamak - velcro back
2543. cıvatalamak - bolt
2544. cıvdırmak - do
2545. cıvıklanmak - do
2546. cıvıklaşmak - do
2547. cıvıklaştırmak - do
2548. cıvıldamak - chirp
2549. cıvıldaşmak - twitter to
2550. cıvımak - become silly
2551. cıvıtılmak - do
2552. cıvıtmak - cut loose
2553. cıvmak - do
2554. cıyaklamak - squeak
2555. cıyaklatmak - do
2556. cıyırdamak - do
2557. cıyırdatmak - do
2558. cızıktırmak - scrabble
2559. cızıldamak - do
2560. cızırdamak - sizzle
2561. cızırdatmak - do
2562. cızlamak - do
2563. cızlamı çekmek - die
2564. cibermek - do
2565. cicozlamak - do
2566. ciddileşmek - tighten up
2567. ciddîleşmek - tighten up
2568. ciğeri parçalanmak - break the lungs
2569. ciğeri yanmak - burn the lungs
2570. ciğerine işlemek - handle the lungs
2571. ciğerini delmek - pierce the lungs
2572. ciğerini okumak - read the lungs
2573. ciğerini sökmek - remove the lungs
2574. ciğerini yakmak - burn the lungs
2575. ciğerinin içini bilmek - know for the lungs
2576. cihana gelmek - come to the universe
2577. cihanıtutmak - do
2578. cihazlanmak - do
2579. cilâ vermek - give cil
2580. cilâlamak - polish
2581. cilâlanmak - do
2582. cilâlatmak - polish
2583. ciltlemek - bind
2584. ciltlenmek - bound to
2585. ciltletmek - and binding to
2586. cilvelenmek - do
2587. cilveleşmek - flirt
2588. cimrileşmek - do
2589. cin cin bakmak - look cin cin
2590. cin çarpmışa dönmek - back to gin arpm
2591. cin tutmak - keep demons
2592. cinayet işlemek - murder
2593. cini tutmak - keep the demons
2594. cinlenmek - do
2595. cinleşmek - do
2596. cinnet geçirmek - become insane
2597. cirit oynamak - play javelin
2598. cisimlenmek - materialize
2599. cisimleşmek - materialize
2600. ciyaklamak - squeak
2601. contalamak - seal
2602. coplamak - cosh
2603. coplanmak - cosh
2604. coplatmak - do
2605. coşkulanmak - do
2606. coşkunlaşmak - do
2607. coşmak - get excited
2608. coşturmak - enthuse
2609. coşturulmak - do
2610. cömert davranmak - do
2611. cömertleşmek - do
2612. cukkayıyutmak - do
2613. cumartesi kibarı gibi süslenmek - do
2614. cumartesi kibarıgibi süslenmek - titivate saturday kibargib
2615. cumbalamak - bay
2616. cumbalatmak - do
2617. cumbuldamak - do
2618. cumbuldatmak - do
2619. cumburdamak - do
2620. cüceleşmek - do
2621. cücüklenmek - do
2622. cücükleşmek - do
2623. cümbüş yapmak - paint the town red
2624. cümbüşyapmak - paint the town red
2625. cüzzüg çekmeg - do
2626. çaba göstermek - effort
2627. çaba harcamak - endeavor
2628. çabalamak - struggle
2629. çabalanmak - in attempting to
2630. çabuklaşmak - do
2631. çabuklaştırılmak - expedite
2632. çabuklaştırmak - accelerate
2633. çadır kurmak - pitch ones tents
2634. çadır yıkmak - demolish the tents
2635. çağaçmak - do
2636. çağalanmak - do
2637. çağcıllaşmak - do
2638. çağcıllaştırmak - do
2639. çağdaşlaşmak - do
2640. çağdaşlaştırmak - modernize
2641. çağıgeçmek - age to
2642. çağıldamak - murmur
2643. çağın gerisinde kalmak - fossilize
2644. çağınıaşmak - do
2645. çağırılmak - do
2646. çağırmak - call
2647. çağlamadan çatlamak - crack from murmuring
2648. çağlamak - gurgle
2649. çağmak - age
2650. çağrılmak - do
2651. çağrışım yapmak - evoke
2652. çağrışmak - do
2653. çağrıştırmak - ring the bell
2654. çakıldamak - do
2655. çakıldatmak - do
2656. çakılıkalmak - do
2657. çakılıp kalmak - stick
2658. çakılmak - smash
2659. çakışmak - overlap
2660. çakıştırmak - superpose
2661. çakmak çakmak - do
2662. çakmaklaşmak - do
2663. çakozlamak - do
2664. çaktırılmak - do
2665. çaktırmak - do
2666. çalarmak - do
2667. çaldırılmak - ring to
2668. çaldırmak - set off
2669. çalgı çalmak - play an instrument
2670. çalgıçalmak - do
2671. çalılandırmak - do
2672. çalım satmak - cut a dash
2673. çalım yemek - do
2674. çalımından geçilmemek - swarm the feint
2675. çalımlamak - do
2676. çalımlanmak - do
2677. çalınabilmek - play
2678. çalınmak - do
2679. çalışabilmek - work
2680. çalışılmak - work
2681. çalışıp çabalamak - do
2682. çalışmak - work
2683. çalıştırılmak - run
2684. çalıştırmak - run
2685. çalkalamak - rinse
2686. çalkalanılmak - do
2687. çalkalanmak - swash
2688. çalkalatmak - do
2689. çalkamak - rinse
2690. çalkanmak - do
2691. çalkatmak - do
2692. çalmadan oynamak - play without knocking
2693. çalmak - steal
2694. çam devirmek - blunder
2695. çamaşır değiştirmek - do
2696. çamura taşatmak - do
2697. çamurdan çekip çıkarmak - do
2698. çamurlamak - puddle
2699. çamurlanmak - mud to
2700. çamurlaşmak - mud to
2701. çamurlatmak - puddle
2702. çan çalmak - toll
2703. çanak yalamak - lick the dish
2704. çangırdamak - do
2705. çantadan yetişmek - keep the bag
2706. çapaçullaştırmak - do
2707. çapaklanmak - burr to
2708. çapalamak - spud
2709. çapalanmak - do
2710. çapalatmak - do
2711. çapkımak - do
2712. çapkınlaşmak - do
2713. çaplamak - do
2714. çapmak - do
2715. çapraşıklaşmak - do
2716. çapraşmak - do
2717. çapraza sarmak - wrap cross
2718. çaprazlamak - reshuffle
2719. çaprazlaşmak - cross to
2720. çapullamak - do
2721. çaresine bakmak - find a way
2722. çaresiz kalmak - do
2723. çark çevirmek - turn the wheel
2724. çarmıha germek - crucify
2725. çarpıklaşmak - do
2726. çarpıklaştırmak - do
2727. çarpılmak - warp
2728. çarpınmak - hit
2729. çarpıntısı tutmak - keep palpitations
2730. çarpıntısıtutmak - do
2731. çarpışılmak - do
2732. çarpışmak - collide
2733. çarpıştırmak - collide
2734. çarpıtılmak - do
2735. çarpıtmak - distort
2736. çarpmak - strike
2737. çarptırmak - inflict
2738. çarşafa dolanmak - snag the sheets
2739. çarşafa girmek - enter linen
2740. çarşaflamak - do
2741. çarşaflanmak - scar to
2742. çarşaflatmak - do
2743. çarşamba pazarına çevirmek - turn the wednesday market
2744. çaşıtlamak - do
2745. çatal görmek - see fork
2746. çatallanmak - ramify
2747. çatallaşmak - crack
2748. çatallaştırmak - do
2749. çatıklaşmak - do
2750. çatıldamak - do
2751. çatılmak - do
2752. çatınmak - roof to
2753. çatır çatır çatlamak - roof roof crack
2754. çatır çatır sökmek - remove the roof roof
2755. çatırdamak - snap
2756. çatırdatmak - scrunch
2757. çatışılmak - do
2758. çatışmak - clash
2759. çatıştırmak - do
2760. çatıyıalmak - do
2761. çatlamak - crack
2762. çatlatmak - crack
2763. çatmak - stack
2764. çattırmak - do
2765. çavlanmak - do
2766. çavmak - do
2767. çay demlemek - brew the tea
2768. çay kenarında kuyu kazmak - do
2769. çay vermek - tea
2770. çaydan geçip derede boğulmak - drown in a creek passing through tea
2771. çayırlamak - do
2772. çayırlanmak - do
2773. çayırlaşmak - do
2774. çayırlatmak - do
2775. çeğmellenmek - do
2776. çehresi bozulmak - face to deteriorate
2777. çekelemek - do
2778. çekememek - begrudge
2779. çeki düzen vermek - spruce
2780. çekicileşmek - do
2781. çekiçlemek - hammer
2782. çekilmek - withdraw
2783. çekimlemek - do
2784. çekimsenmek - do
2785. çekince koymak - do
2786. çekingen davranmak - do
2787. çekingenleşmek - do
2788. çekinilmek - do
2789. çekinmek - hesitate
2790. çekip çevirmek - mastermind
2791. çekip gitmek - go away
2792. çekirdeklenmek - do
2793. çekişmek - higgle
2794. çekiştirmek - backbite
2795. çekiye gelmek - come shooting
2796. çekmek - pull
2797. çektirmek - grind
2798. çelenk koymak - lay a wreath
2799. çeliğe su vermek - temper
2800. çelik çomak - do
2801. çeliklemek - do
2802. çelikleşmek - do
2803. çelikleştirmek - temper to
2804. çelişmek - contradict
2805. çelmek - swerve
2806. çelmelemek - do
2807. çelmelenmek - do
2808. çember çevirmek - turn circle
2809. çember geçirmek - rim
2810. çemberden dönmek - return to the ring
2811. çemberi yarmak - split ring
2812. çemberlemek - circumscribe
2813. çemberlenmek - do
2814. çemberletmek - do
2815. çemenlemek - do
2816. çemremek - do
2817. çemrenmek - do
2818. çene çalmak - chitchat
2819. çene yarıştırmak - up to race
2820. çene yormak - jaw poop
2821. çeneleşmek - do
2822. çenesi açılmak - open up
2823. çenesi durmamak - stop the chin
2824. çenesi kitlenmek - do
2825. çenesi oynamak - play up
2826. çenesini açtırmak - open the chin
2827. çenesini bağlamak - connect the jaw
2828. çenesini bıçak açmamak - open the knife jaw
2829. çenesini dağıtmak - distribute the chin
2830. çenesini kapatmak - shut up
2831. çenesini tutmak - guard ones tongue
2832. çengel takmak - insert the hook
2833. çengellemek - hook
2834. çengellenmek - do
2835. çenilemek - do
2836. çentiklemek - notch
2837. çentiklenmek - notch
2838. çentilmek - do
2839. çepellemek - do
2840. çepellenmek - do
2841. çeper çekmek - pull wall
2842. çerçevelemek - frame
2843. çerçevelenmek - do
2844. çerçeveletmek - do
2845. çerezlenmek - do
2846. çeşitlemek - do
2847. çeşitlendirmek - diversify
2848. çeşitlenmek - diversify
2849. çeşni katmak - spice
2850. çeşni tutmak - keep condiments
2851. çeşnilemek - season to
2852. çeşnilenmek - do
2853. çeşnisine bakmak - look at the condiment
2854. çeteleşmek - do
2855. çeteleştirmek - do
2856. çeteleye dönmek - return to gangs
2857. çetinleşmek - stiff
2858. çetinleştirmek - do
2859. çetrefilleşmek - rather complicated to
2860. çevikleşmek - do
2861. çevikleştirmek - do
2862. çevirmek - turn over
2863. çevrelemek - wreathe
2864. çevrelenmek - do
2865. çevrilemek - do
2866. çevrilmek - do
2867. çevrinmek - do
2868. çeyizlemek - dowry
2869. çeyizlenmek - do
2870. çeyreklemek - quarter to
2871. çeyreklenmek - do
2872. çıban işlemek - process boils
2873. çıbanın başını koparmak - do
2874. çıbanın başınıkoparmak - boil the bankopar
2875. çıbanlaşmak - do
2876. çıdamak - do
2877. çığalanmak - do
2878. çığırından çıkmak - do
2879. çığırmak - ground
2880. çığrışmak - do
2881. çıkagelmek - show up
2882. çıkarayazmak - do
2883. çıkarılmak - do
2884. çıkarına bakmak - look at interest
2885. çıkarını tepmek - do
2886. çıkarmak - remove
2887. çıkartılmak - do
2888. çıkarttırmak - do
2889. çıkılamak - exit
2890. çıkılanmak - do
2891. çıkılatmak - do
2892. çıkılmak - exit
2893. çıkınlamak - do
2894. çıkış vermek - give out
2895. çıkış yapmak - check out
2896. çıkışalmak - do
2897. çıkışamamak - do
2898. çıkışmak - inveigh
2899. çıkıştırmak - do
2900. çıkışvermek - do
2901. çıkışyapmak - check out
2902. çıkmak - leave
2903. çıkmaza girmek - deadlock
2904. çıkmaza sokmak - stalemate
2905. çıldırmak - go mad
2906. çıldırtmak - drive someone crazy
2907. çılgına dönmek - go berserk
2908. çılgınlaşmak - mad to
2909. çıma vermek - do
2910. çımkırmak - do
2911. çın çın inletmek - do
2912. çın tutmak - keep three
2913. çınçınlatmak - do
2914. çıngar çıkarmak - remove fireworks
2915. çıngar kopmak - do
2916. çıngırağı çekmek - die
2917. çıngırağıçekmek - do
2918. çıngırdamak - jangle
2919. çıngırdatmak - jangle
2920. çınlamak - resonate
2921. çınlatmak - clink
2922. çıplaklaşmak - do
2923. çıplaklaştırmak - do
2924. çıplanmak - do
2925. çıplatmak - plat to
2926. çıra dibine ışık vermek - light the kindling bottom
2927. çırak çıkarmak - remove apprentice
2928. çırçırlamak - do
2929. çırpı vurmak - hit twigs
2930. çırpılmak - do
2931. çırpınmak - struggle
2932. çırpışmak - flutter
2933. çırpıştırılmak - do
2934. çırpıştırmak - do
2935. çırpıvurmak - do
2936. çırpıya getirmek - bring to snap
2937. çırptırmak - do
2938. çıt çıkarmamak - remove crispy
2939. çıt çıkmamak - do
2940. çıtçıtlamak - do
2941. çıtır çıtır konuşmak - talk crispy
2942. çıtırdamak - crunch
2943. çıtırdatmak - crunch to
2944. çıtlamak - do
2945. çıtlatılmak - do
2946. çıtlatmak - hint
2947. çıtmalamak - do
2948. çıvdırmak - do
2949. çıvlamak - do
2950. çıvmak - do
2951. çızıktırmak - scrabble
2952. çiçeğe kesmek - cut flowers
2953. çiçek çıkarmak - remove flowers
2954. çiçeklemek - do
2955. çiçeklendirmek - bloom
2956. çiçeklenmek - flower
2957. çiçekleşmek - do
2958. çiçeksimek - do
2959. çift görmek - see double
2960. çift koşmak - run double
2961. çifte çubuğa gitmek - go to the double bar
2962. çifte dalmak - double branch
2963. çifte gitmek - go double
2964. çifte koşmak - run double
2965. çifte yemek - double food
2966. çiftelemek - do
2967. çiftelenmek - do
2968. çifteleşmek - do
2969. çifti bozmak - break the double
2970. çiftlemek - couple to
2971. çiftlenmek - do
2972. çiftleşmek - copulate
2973. çiftleştirmek - cause to mate
2974. çiğçiğyemek - do
2975. çiğden vermek - do
2976. çiğleşmek - dew to
2977. çiğnemek - chew
2978. çiğnenmek - chew
2979. çiğnetmek - chew
2980. çil yavrusu gibi dağılmak - disperse skelter
2981. çile çekmek - attract ordeal
2982. çileden çıkarmak - infuriate
2983. çileden çıkmak - go off at halfcock
2984. çilemek - do
2985. çilesi dolmak - expire ordeal
2986. çileye girmek - enter ordeal
2987. çillenmek - freckle
2988. çilsizleştirmek - do
2989. çimdiklemek - pinch
2990. çimdiklememek - do
2991. çimdiklenmek - do
2992. çimdirmek - do
2993. çimek - exit
2994. çimentolamak - do
2995. çimentolanmak - do
2996. çimentolatmak - do
2997. çimlemek - grass to
2998. çimlendirmek - germinate
2999. çimlenmek - sprout
3000. çimmek - grass
3001. çini döşemek - lay tile
3002. çipilleşmek - do
3003. çirişlemek - glair
3004. çirişlenmek - do
3005. çirkefleşmek - get ugly
3006. çirkin kaçmak - escape the ugly
3007. çirkinleşmek - ugly to
3008. çirkinleştirmek - disfigure
3009. çirkinsemek - ugly to
3010. çirozlaşmak - do
3011. çiselemek - drizzle
3012. çisemek - do
3013. çiş yapmak - pee
3014. çişetmek - do
3015. çişi gelmek - come to pee
3016. çiti yapmak - fence
3017. çitilemek - scrub
3018. çitilenmek - do
3019. çitilmek - scrub
3020. çitişmek - do
3021. çitlemek - fence
3022. çitmek - fence
3023. çivi kesmek - cut nails
3024. çivi kestirmek - cut nails
3025. çivi kırmak - break nails
3026. çivilemek - nail
3027. çivilenmek - do
3028. çiviletmek - do
3029. çivitlemek - do
3030. çivitlenmek - do
3031. çiylemek - do
3032. çiysemek - do
3033. çizdirmek - do
3034. çizgi çekmek - draw a line
3035. çizgilemek - stripe
3036. çizgilenmek - streak
3037. çizgileşmek - streak
3038. çizginmek - line to
3039. çizgisizleştirmek - do
3040. çiziktirmek - scrawl
3041. çizilebilmek - scratch
3042. çizilmek - scratch
3043. çizmeden yukarıçıkmak - do
3044. çizmek - draw
3045. çizmeleri çekmek - draw boots
3046. çoban kulübesinde padişah rüyasıgörmek - in the shepherds hut to ryasgr
sultan
3047. çocuk aldırmak - do
3048. çocuk dünyaya getirmek - do
3049. çocuk kalmak - do
3050. çocuk oyuncağı hâline getirmek - bring childs play appeared
3051. çocuk oyuncağıhâline getirmek - bring the child oyuncahl
3052. çocuk peydahlamak - do
3053. çocuk yapmak - make children
3054. çocuk yetiştirmek - do
3055. çocuklaşmak - do
3056. çocuklaştırmak - infantilize to
3057. çocukluğu tutmak - keep children
3058. çoğalabilmek - proliferate
3059. çoğalmak - multiply
3060. çoğaltabilmek - replicate
3061. çoğaltılmak - replicate
3062. çoğullamak - multiplex to
3063. çoğullaştırmak - pluralize
3064. çoğumsamak - do
3065. çok gelmek - do
3066. çok görmek - do
3067. çok söylemek - do
3068. çokbilmişlik taslamak - do
3069. çokramak - do
3070. çoksamak - do
3071. çoluk çocuğa karışmak - do
3072. çoluk çocuk elinde kalmak - do
3073. çomak - cudgel
3074. çomaklamak - do
3075. çopurlaşmak - do
3076. çopurlaştırmak - do
3077. çoraklaşmak - do
3078. çoraklaştırmak - do
3079. çorap kaçmak - escape socks
3080. çorba içmeye çağırmak - call the soup
3081. çorbaya dönmek - return to soup
3082. çorlanmak - do
3083. çöçelenmek - do
3084. çöğlenmek - do
3085. çöğmek - do
3086. çökelmek - subside
3087. çökermek - collapse
3088. çökertmek - let somebody collapse something
3089. çökkünleşmek - do
3090. çökmek - kneel
3091. çöle dönmek - return to the desert
3092. çölleşmek - do
3093. çölleştirmek - do
3094. çömelmek - squat
3095. çömleklemek - do
3096. çömmek - do
3097. çöpe dönmek - go to waste
3098. çöplenmek - get pickings
3099. çöreklenmek - wreathe
3100. çözmek - untie
3101. çözümlemek - resolve
3102. çözümlenmek - do
3103. çubuklamak - bar
3104. çukurlanmak - do
3105. çukurlaşmak - pit
3106. çukurlatmak - do
3107. çukurunu kazmak - dig the pit
3108. çullamak - do
3109. çullandırmak - do
3110. çullanmak - sweep down on
3111. çunmak - do
3112. çurlatmak - do
3113. çuvallamak - sack
3114. çuvallanmak - do
3115. çuvallatmak - flummox
3116. çürüğe çıkarmak - scrap
3117. çürük tahtaya basmak - press the rotten wood
3118. çürümek - decay
3119. dadandırmak - do
3120. dadanmak - become fond of
3121. dadıolmak - do
3122. dağa çıkmak - do
3123. dağa kaldırmak - remove mountains
3124. dağarcığındakini çıkarmak - remove one in the repertoire
3125. dağarcıkta bir şey kalmamak - do
3126. dağdan gelip bağdakini kovmak - do
3127. dağılmak - scatter
3128. dağıtılmak - do
3129. dağıtmak - scatter
3130. dağlamak - cauterize
3131. dağlanmak - do
3132. dağlatmak - do
3133. dahletmek - do
3134. daklaşmak - do
3135. dal budak salmak - ramify
3136. dal gibi kalmak - stay as branch
3137. dal vermek - give branch
3138. dalak kestirmek - cut spleen
3139. dalamak - branch
3140. dalaşmak - wrangle
3141. daldan dala konmak - vagabond
3142. daldırılmak - do
3143. daldırmak - steep
3144. daldırtmak - steep
3145. dalga saymak - wave count
3146. dalgalandırmak - undulate
3147. dalgalanmak - undulate
3148. dalgalanmaya bırakmak - leave surge
3149. dalgasına taşatmak - wave to stoner
3150. dalgasını taşlamak - do
3151. dalgasınıtaşlamak - do
3152. dalgaya getirmek - make waves
3153. dalgınlaşmak - do
3154. dalgınlaştırmak - do
3155. dalgınlığına gelmek - come to distraction
3156. dalgınlığına getirmek - bring thoughtfulness
3157. dalına basmak - press the branch
3158. dalına binmek - ride the branch
3159. dalıp çıkmak - do
3160. dalıp gitmek - engulf
3161. dalkavuklaşmak - do
3162. dallamak - do
3163. dallandırmak - branch to
3164. dallanmak - branch
3165. dallarıbasmak - do
3166. dalmak - dive
3167. dama çıkmak - exit checkers
3168. dama demek - do
3169. dama taşıgibi oynatmak - play checkers tagib
3170. damaksıllaşmak - do
3171. damaksıllaştırmak - velarize
3172. damarına çekmek - take the vessel
3173. damarına girmek - enter the vessel
3174. damarınıbulmak - do
3175. damarıtutmak - do
3176. damarlanmak - do
3177. damat girmek - enter groom
3178. damdan çardağa atlamak - jump from the roof to the pavilion
3179. damga vurmak - stamp
3180. damga yemek - do
3181. damgalamak - stamp
3182. damgalanmak - do
3183. damgalatmak - do
3184. damıtılmak - do
3185. damıtmak - distill
3186. damlamak - drip
3187. damlatılmak - do
3188. damlatmak - dribble
3189. dammak - roof
3190. dananın kuyruğu kopmak - do
3191. dangıldamak - do
3192. dangırdamak - do
3193. danışılmak - do
3194. danışmak - consult
3195. danmak - do
3196. dar gelmek - narrow come
3197. dar kaçmak - narrow escape
3198. dara boğmak - drown tare
3199. dara gelmek - come tare
3200. dara getirmek - bring tare
3201. daralamak - shrink
3202. daralmak - shrink
3203. daraltılmak - narrow
3204. darasınıalmak - do
3205. darazımak - do
3206. darbe yemek - pulse dishes
3207. darbelemek - bump to
3208. darda bulunmak - do
3209. darda kalmak - stay darts
3210. dargın durmak - stop cross
3211. dargınlaşmak - do
3212. darıkmak - do
3213. darılmak - sulk
3214. darıqmaq - do
3215. darlanmak - do
3216. darlaşmak - narrow to
3217. darlaştırmak - narrow
3218. dartılmak - do
3219. dava görmek - see case
3220. davalaşmak - do
3221. davaya bakmak - defend the suit
3222. davrandırmak - do
3223. davranmak - act
3224. davul çalmak - beat the drum
3225. davul dövmek - beat drums
3226. dayağa idmanlıolmak - do
3227. dayak yemek - take a beating
3228. dayaklamak - beat
3229. dayaklanmak - do
3230. dayamak - lean against
3231. dayanamamak - succumb
3232. dayandırmak - predicate
3233. dayanıklılaştırmak - do
3234. dayanıksızlaşmak - do
3235. dayanılabilmek - do
3236. dayanılmak - do
3237. dayanışmak - do
3238. dayanmak - withstand
3239. dayatışmak - do
3240. dayatmak - insist
3241. dayattırmak - do
3242. dayayıp döşemek - appoint
3243. dayılanmak - huff
3244. dazlaklaşmak - bald to
3245. dazlamak - do
3246. debelenmek - writhe
3247. debretmek - do
3248. dediği çıkmak - do
3249. dediğine gelmek - do
3250. dediğine kara demek - do
3251. dedikodu yapmak - gossip
3252. dedirmek - do
3253. defetmek - fight off
3254. defihacet etmemek - do
3255. deflemek - banish to
3256. defnedilmek - do
3257. defnetmek - inhume
3258. defnolunmak - do
3259. defolmak - go away
3260. defter tutmak - keep books
3261. defterden silmek - delete from notebook
3262. defteri kapamak - do
3263. defterinde olmamak - do
3264. değdirmek - immerse
3265. değer biçmek - estimate
3266. değer vermek - esteem
3267. değerlemek - value
3268. değerlendirilebilmek - evaluate
3269. değerlendirilmek - do
3270. değerlendirmek - evaluate
3271. değerlenmek - appreciate
3272. değersizleşmek - do
3273. değinmek - touch upon
3274. değirmek - lord kinross to
3275. değirmilemek - do
3276. değirmileşmek - do
3277. değişetmek - do
3278. değişiklik yapmak - modify
3279. değişmek - change
3280. değiştirebilmek - change to
3281. değiştirilmek - do
3282. değiştirmek - change something
3283. değme yemek - touch cooking
3284. değmek - touch
3285. değmemek - avoid contact
3286. değneklemek - do
3287. dehhameleşmek - do
3288. dehlemek - spur
3289. dehlenmek - do
3290. dehletmek - do
3291. dehşet saçmak - do
3292. dehşetlenmek - do
3293. dejenereleşmek - do
3294. dekolte konuşmak - do
3295. deldirmek - do
3296. delepmek - do
3297. deli bayrağıaçmak - mad bayraa
3298. deli çıkmak - go crazy
3299. delicesine tutulmak - do
3300. deliğe tıkmak - cram hole
3301. delik deşik aramak - search riddled
3302. delik eğirmek - hole spinning
3303. delilenmek - do
3304. deliliğe vurmak - hit the madness
3305. deliliği tutmak - keep the madness
3306. delinin eline değnek vermek - give the wand a madmans hands
3307. delinmek - puncture
3308. delirmek - become insane
3309. deliye dönmek - do
3310. dellenmek - do
3311. delmek - broach
3312. dem çekmek - do
3313. dem dökmek - do
3314. dem tutmak - do
3315. dem vurmak - prate
3316. demagoji yapmak - make demagoguery
3317. demeç vermek - make a statement
3318. demek istemek - mean to say
3319. demek - say
3320. demetlemek - sheave
3321. demetlenmek - do
3322. demetletmek - do
3323. demeye getirmek - bring to the
3324. demeye kalmamak - avoid having to say
3325. demir taramak - scan iron
3326. demire vurmak - hit iron
3327. demirlemek - anchor
3328. demirleşmek - do
3329. demlemek - steep
3330. demlendirmek - brew
3331. demlenmek - infuse
3332. demokratikleşmek - democratize
3333. demokratikleştirmek - democratize
3334. demokratlaşmak - do
3335. denemek - try
3336. denenmek - do
3337. denetilmek - do
3338. denetleme yapmak - audit
3339. denetlemek - audit
3340. denetlenmek - do
3341. deneyim kazanmak - gain experience
3342. deneyimlemek - experience
3343. deneylemek - experiment
3344. deneyselleşmek - do
3345. dengelenmek - balance
3346. dengeli kılmak - make balanced
3347. dengesi bozulmak - do
3348. dengesizleşmek - do
3349. dengesizleştirmek - destabilize
3350. dengiyle karşılamak - meet his match
3351. denilmek - do
3352. deniz bindirmek - embark sea
3353. deniz çıkmak - exit sea
3354. deniz tutmak - do
3355. denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak - make the fish in the sea
to the land commission
3356. denizden çıkmış balığa dönmek - do
3357. denizden çıkmışbalığa dönmek - return to the sea kmbalg
3358. denizden geçip çayda boğulmak - do
3359. denize açılmak - put to sea
3360. denize çıkmak - go overboard
3361. denize dökmek - pour into the sea
3362. denize indirmek - launch
3363. denk gelmek - coincide
3364. denk getirmek - bring equivalent
3365. denk yapmak - equivalent to
3366. denkiyle karşılamak - meet his match
3367. denklemek - countervail
3368. denklemi çözmek - solve the equation
3369. denklenmek - do
3370. denkleşmek - compensate
3371. denkleştirmek - offset
3372. denli densiz söz söylemek - say much thoughtless promise
3373. denmek - you called
3374. densizlenmek - do
3375. densizleşmek - do
3376. denşirmek - denature
3377. deplasmana gitmek - go displacement
3378. depolamak - store
3379. depolanmak - do
3380. deprenmek - writh to
3381. depreşmek - relapse
3382. depreştirmek - do
3383. deragüş - do
3384. dercetmek - do
3385. derdine deva bulunmak - do
3386. derdine yanmak - burn into trouble
3387. derdini çekmek - take the trouble
3388. derdini dökmek - air ones grievances
3389. dere tepe düz gitmek - go river hill flat
3390. derecelemek - do
3391. derecelendirilmek - do
3392. derecelendirmek - stagger
3393. dereden tepeden konuşmak - talk hill from the creek
3394. derilmek - do
3395. derinleşmek - deepen
3396. derinleştirmek - deepen
3397. derinletmek - do
3398. derisi kemiklerine yapışmak - do
3399. derişmek - do
3400. derlemek - compile
3401. derlenmek - do
3402. derletmek - do
3403. derleyip toplamak - compile and collect
3404. dermansızlaşmak - do
3405. dermek - gather
3406. dernek kurmak - establish an association
3407. dernekleşmek - do
3408. derpişetmek - do
3409. ders çalışmak - study
3410. ders görmek - see course
3411. ders vermek - teach
3412. ders yapmak - mak course
3413. dert anlatmak - trouble to explain
3414. dert dökmek - pour trouble
3415. dert eğirmek - trouble spinning
3416. dert yanmak - unburden ones troubles to smb
3417. dertlenmek - do
3418. dertleşmek - do
3419. dertsiz başını derde sokmak - entangle carefree
3420. dertsiz başınıderde sokmak - put the carefree bander
3421. desenlemek - do
3422. destan yaratmak - create epic
3423. destanlaşmak - do
3424. destek görmek - see support
3425. desteklemek - support
3426. desteklenmek - stay up
3427. destekleşmek - do
3428. destelemek - stack
3429. destelenmek - do
3430. deşelemek - do
3431. deşilmek - do
3432. deşmek - lance
3433. detaylandırmak - detail
3434. dev adımlarıyla ilerlemek - move forward with giant steps
3435. dev aynasında görmek - see the giant mirror
3436. deve yapmak - make camel
3437. deveyi düze çıkarmak - remove camel flat
3438. deveyi havuduyla yutmak - swallow the camel havud
3439. devindirmek - do
3440. devinimsiz kalmak - do
3441. devinmek - move
3442. devirmek - overthrow
3443. devitmek - do
3444. devleşmek - well placed to
3445. devleştirmek - do
3446. devletleştirilmek - do
3447. devlik görmek - see gigantism
3448. devralmak - take over
3449. devredilmek - do
3450. devretmek - transfer
3451. devreye alınmak - do
3452. devreye girmek - move in
3453. devreye sokmak - cut in
3454. devrilmek - tilt over
3455. devriye gezmek - patrol
3456. devrolmak - do
3457. devrolunmak - do
3458. devşirilmek - do
3459. devşirmek - recruit
3460. deyimlemek - do
3461. deyimleşmek - do
3462. deyimleştirmek - do
3463. deyip de geçmek - say the move
3464. deyip de geçmemek - pass the saying
3465. dımbırdatmak - do
3466. dımdızlak kalmak - stay high and dry
3467. dındıklamak - do
3468. dıngırdamak - do
3469. dınılamak - do
3470. dırdırlanmak - do
3471. dırıltı çıkarmak - remove resurrected
3472. dırıltıçıkarmak - do
3473. dırlamak - do
3474. dırlanmak - do
3475. dırlaşmak - do
3476. dışa vurmak - externalize
3477. dışarıatmak - do
3478. dışarıvurmak - do
3479. dışına çıkmak - digress
3480. dışında bırakılmak - do
3481. dışında kalmak - stay out
3482. dışlamak - exclude
3483. dışlanmak - do
3484. dışlaştırmak - do
3485. dışsallaşmak - do
3486. dışsallaştırmak - externalize
3487. dışsatımlamak - do
3488. dızlamak - do
3489. dibine darıekmek - do
3490. dibini bulmak - find the bottom
3491. dibini tutmak - keep the bottom
3492. didik didik aramak - rummage
3493. didiklemek - tease
3494. didiklenmek - scrutiny to
3495. didinmek - moil
3496. didişip durmak - stand didiip
3497. didişmek - jar
3498. diftonglaşmak - do
3499. dik dik bakmak - stare
3500. dik durmak - stand upright
3501. dikelmek - do
3502. diken üstünde oturmak - sit on thorns
3503. dikenleşmek - do
3504. dikili ağacıolmamak - avoid standing aacol
3505. dikilip durmak - stand stand
3506. dikilmek - do
3507. dikine gitmek - go vertical
3508. dikiş tutturamamak - do
3509. dikişatmak - stitch up
3510. dikiştutturamamak - do
3511. dikizlemek - peep
3512. dikkat kesilmek - pore
3513. dikkatini çekmek - attract attention
3514. diklenmek - buck up against
3515. dikleşmek - steepen
3516. dikleştirmek - steepen
3517. dikte ettirmek - dictate
3518. diktirmek - do
3519. dil ağız vermemek - language to give mouth
3520. dil çıkarmak - remove language
3521. dil tutmak - keep the language
3522. dilden dile dolaşmak - navigate from language to language
3523. dile gelmek - wish to come
3524. dile getirilmek - find voice in
3525. dile getirmek - voice
3526. dile vermek - express
3527. dilediğin gibi dileğini yapmak - make a wish as you wish
3528. dilediğini yapmak - do what you want
3529. dilemek - wish
3530. dilendirmek - do
3531. dilenmek - beg
3532. dili açılmak - language to be opened
3533. dili ağırlaşmak - language to worsen
3534. dili alışmak - get used to the language
3535. dili bir karış dışarı çıkmak - do
3536. dili damağına yapışmak - tongue cling to the palate
3537. dili dolaşmak - roam language
3538. dili dönmemek - return to the language
3539. dili durmak - stop language
3540. dili durmamak - stop the language
3541. dili tutulmak - do
3542. dili uzamak - language to extend
3543. dili yanmak - do
3544. dilimlemek - cut into slices
3545. dilimlenmek - slice
3546. dilinden anlamak - understand the language
3547. dilinden düşürmemek - reduce the language
3548. dilinden kurtulamamak - do
3549. diline dolamak - harp on the same string
3550. dilini bağlamak - connect the language
3551. dilini değdirmemek - do
3552. dilini tutamamak - do
3553. dilini tutmak - hold ones tongue
3554. dilinin altındaki baklayıçıkarmak - do
3555. dilinin belasını çekmek - do
3556. dilinin ucuna gelmek - do
3557. dilinmek - do
3558. diliyle sokmak - insert the language
3559. dillendirmek - do
3560. dillenmek - do
3561. dilleşmek - do
3562. dilmek - slice
3563. dimdik ayakta durmak - draw oneself up
3564. dimdik durmak - stand tall
3565. dinamikleşmek - do
3566. dinamitlemek - dynamite
3567. dinamitlenmek - do
3568. dincelmek - do
3569. dinçlenmek - do
3570. dinçleşmek - refresh
3571. dindarlaşmak - do
3572. dindaşolmak - do
3573. dinden imandan çıkmak - exit from faith
3574. dindirmek - soothe
3575. dinelmek - need to hear
3576. dingildemek - wobble
3577. dinginleşmek - do
3578. dinginleştirmek - passivate
3579. dini gibi bilmek - know as religion
3580. dinlemek - listen
3581. dinlendirmek - rest
3582. dinlenme yapmak - rest
3583. dinlenmek - rest
3584. dinletmek - listen to
3585. dinmek - stop
3586. dinozorlaşmak - do
3587. dipçiklemek - rifle
3588. dipçiklenmek - do
3589. dipi kırmızı balmumuyla çağırmak - call the bottom with red wax
3590. diplemek - do
3591. direk direk bağırmak - shout mast mast
3592. direksiyon kırmak - break the wheel
3593. direksiyon sallamak - shake steering
3594. direksiyona geçmek - move the steering wheel
3595. direktif vermek - give instructions
3596. diremek - put something in vertical position
3597. direnebilmek - withstand
3598. direnlemek - do
3599. direnmek - resist
3600. direşmek - do
3601. diretmek - stick to it
3602. dirgenlemek - pitchfork
3603. dirhem dirhem satmak - sell dirhams dirhams
3604. diriğetmek - do
3605. dirileşmek - do
3606. dirilmek - resurrect
3607. dirilmemek - resurrect
3608. dirlik yüzü görmemek - do
3609. dirsek çevirmek - turn elbow
3610. dirseklemek - elbow
3611. dirseklenmek - do
3612. disipline edilmek - do
3613. diş bilemek - even teeth
3614. diş çıkarmak - teethe
3615. diş geçirmek - make a deadset at
3616. diş gıcırdatmak - gnash the teeth
3617. dişbilemek - do
3618. dişçıkarmak - do
3619. dişe dokunmak - do
3620. dişeğilemek - do
3621. dişemek - do
3622. dişgeçirememek - do
3623. dişgeçirmek - do
3624. dişgıcırdatmak - do
3625. dişgöstermek - do
3626. dişileşmek - do
3627. dişileştirmek - do
3628. dişilleştirmek - do
3629. dişinden tırnağından artırmak - scrimp and save
3630. dişine vurmak - hit the female
3631. dişini sökmek - remove the tooth
3632. dişini tırnağına takmak - insert tooth and nail
3633. dişinin kovuğuna bile gitmemek - go even tooth cavity
3634. dişlemek - tooth
3635. dişlenmek - do
3636. dişletmek - do
3637. dişten artırmak - increase the teeth
3638. ditilmek - do
3639. ditmek - tease
3640. divan şiiri - do
3641. divaneleşmek - do
3642. divaneye dönmek - return to spoon
3643. diyalog kurmak - establish dialogue
3644. diynemeg - do
3645. diynenmeg - do
3646. diz çökmek - genuflect
3647. diz üstü çökmek - do
3648. dizdirmek - do
3649. dize gelmek - come to heel
3650. dize getirmek - bring to heel
3651. dizelemek - diesel
3652. dizeleştirmek - do
3653. dizgin vurmak - hit reins
3654. dizgine gelmek - come reins
3655. dizginini çekmek - take the reins
3656. dizginini kesmek - cut the reins
3657. dizginlemek - restrain
3658. dizginlenmek - do
3659. dizginleri gevşetmek - give a horse the reins
3660. dizginleri koparmak - snatch the reins
3661. dizilemek - sequence
3662. dizilmek - aline
3663. dizini dövmek - beat ones chest
3664. dizinlemek - index
3665. dizlemek - knee to
3666. dizlerine kapanmak - shut down the knee
3667. dizmek - line up
3668. dogmalaştırmak - do
3669. doğaçlamak - do
3670. doğallaşmak - refold
3671. doğallaştırmak - naturalize
3672. doğdurmak - do
3673. doğmak - rise
3674. doğramak - chop
3675. doğranmak - do
3676. doğratmak - do
3677. doğru bulmak - find the right
3678. doğru çıkmak - exit right
3679. doğru durmak - stand right
3680. doğru oturmak - sit right
3681. doğrulamak - verify
3682. doğrulanmak - do
3683. doğrulmak - straighten
3684. doğululaşmak - do
3685. doğum yapmak - give birth
3686. doğurganlaşmak - proliferate
3687. doğurganlaştırmak - do
3688. doğurmak - breed
3689. dokulaşmak - do
3690. dokumak - weave
3691. dokunca görmek - tap the view
3692. dokundurmak - adumbrate
3693. dokunmak - touch
3694. dokunulmak - do
3695. dokunulmazlığını kaldırmak - remove the immunity
3696. dokunulmazlığınıkaldırmak - do
3697. dokutmak - do
3698. dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek - come together wednesday to nine
months
3699. dokuz ayın çarşambasıbir araya gelmek - do
3700. dokuz doğurmak - sit on pins and needles
3701. dolabı bozulmak - do
3702. dolabıbozulmak - do
3703. dolamak - wind
3704. dolandırılmak - get laid
3705. dolandırmak - swindle
3706. dolanmak - coil
3707. dolap çevirmek - do
3708. dolapa girmek - enter dolapa
3709. dolaşılmak - wander
3710. dolaşmak - wander
3711. dolaştırılmak - circulate
3712. dolaştırmak - embrangle
3713. dolaylı anlatmak - do
3714. dolaylıanlatmak - do
3715. doldurmak - fill
3716. doldurulmak - load up
3717. dolduruşa gelmek - come dolduru
3718. dolduruşa getirmek - imbue
3719. dolgu yapmak - stop a tooth
3720. dolgunlaşmak - do
3721. dolma yutmak - do
3722. dolmak - do
3723. dolmuş yapmak - make full
3724. dolmuşyapmak - do
3725. dolu dizgin gitmek - go full reins
3726. dolu yağmak - hail
3727. doludizgin gitmek - go full speed
3728. dolukmak - full of
3729. dolup taşmak - seethe
3730. doluşmak - fill
3731. domalmak - do
3732. domuşmak - do
3733. domuz gibi yemek - do
3734. domuzdan kıl çekmek - take hair from pigs
3735. domuzlaşmak - do
3736. don kesmek - cut frost
3737. don tutmak - keep frost
3738. dona çekmek - attract donor
3739. donakalmak - petrify
3740. donamak - freeze
3741. donanmak - do
3742. donatılmak - do
3743. donatmak - equip
3744. donattırmak - do
3745. dondurmak - freeze something
3746. dondurulmak - keep frozen
3747. donmak - freeze
3748. donuklaşmak - tarnish
3749. donuklaştırmak - deaden
3750. donuna kaçırmak - miss the frost
3751. donuna yapmak - frost
3752. donup kalmak - stand aghast
3753. doping yapmak - dope
3754. dopinglemek - dop
3755. doruklamak - do
3756. dost edinmek - make friends
3757. dost tutmak - keep your friends
3758. dostlaşmak - do
3759. dostluk kurmak - make friends
3760. dosyalamak - do
3761. dosyalanmak - do
3762. doygunlaşmak - do
3763. doymak - do
3764. doyulmak - get enough to
3765. doyum olmamak - do
3766. doyunmak - do
3767. doyurmak - feed
3768. doyurulmak - do
3769. doyuşmak - do
3770. döğmek - tattoo
3771. dökmek - pour
3772. dökülüp saçılmak - spill spill
3773. dökümlemek - do
3774. döküp saçmak - slop
3775. döl vermek - do
3776. döllemek - inseminate
3777. döllenmek - do
3778. döndürmek - turn over
3779. döndürüp dolaştırmak - rotate to circulate
3780. dönelemek - let
3781. dönelmek - let
3782. dönme kuymak - return kuymak
3783. dönmek - turn
3784. dört dönmek - do
3785. dört yanıdeniz kesilmek - do
3786. dörtlemek - quadruplicate
3787. dörtnala kaldırmak - remove a gallop
3788. döşemek - upholster
3789. döşenmek - upholster
3790. döşetilmek - do
3791. döşetmek - do
3792. dövemek - beat
3793. döviz kaçırmak - hijack foreign
3794. dövme yapmak - tattoo
3795. dövmek - beat
3796. dövüşmek - fight
3797. dözmek - bulldozer blades to
3798. dramatikleşmek - do
3799. dripling yapmak - dribble
3800. duası tutmak - keep praying
3801. duasıtutmak - do
3802. dudağını ısırmak - bit her lip
3803. dudağının ucuna gelmek - do
3804. dudak dudağa gelmek - come lips to lips
3805. dudak okumak - lipread
3806. dudak payı bırakmak - leave lips share
3807. dudak payıbırakmak - lip paybrak
3808. dudak sarkıtmak - lip pendant
3809. dudak ucuyla söylemek - say with lip
3810. dudaksıllaştırmak - do
3811. dul kalmak - do
3812. dulda tutmak - keep widow
3813. duldalamak - do
3814. duldalanmak - do
3815. duman altıolmak - do
3816. duman attırmak - do
3817. dumana boğmak - smoke out
3818. dumanıvermek - do
3819. dumanlamak - smoke out
3820. dumanlanmak - do
3821. dumura uğramak - atrophy
3822. durağanlaşmak - stagnate
3823. duraklamak - pause
3824. duraklatmak - pause
3825. duraksamak - pause
3826. duralamak - do
3827. durdurmak - stop
3828. durdurulmak - do
3829. durgunlaşmak - slacken
3830. durgunlaştırmak - deactivate
3831. durgunluk çökmek - do
3832. durmak - stop
3833. durulamak - rinse
3834. durulanmak - do
3835. durulaşmak - do
3836. durulmak - settle
3837. durumu bozulmak - go downhill
3838. durumu düzelmek - improve the situation
3839. duş almak - shower
3840. duşaklamak - do
3841. dut yemişbülbüle dönmek - do
3842. duvağına doymamak - do
3843. duvakına doymamak - do
3844. duvaklamak - veil
3845. duvaklanmak - do
3846. duvar çekmek - immure
3847. duvar yapmak - wall
3848. duyabilmek - hear
3849. duyarkatlamak - do
3850. duyarlaştırmak - sensitize
3851. duyarsızlaşmak - do
3852. duyarsızlaştırmak - desensitize
3853. duygu uyandırmak - evoke emotion
3854. duygu uyanmak - wake up feeling
3855. duygulandırmak - do
3856. duygulanmak - do
3857. duyguları açığa vurmak - reveal feelings
3858. duygularıaçığa vurmak - hit duygularag
3859. duygularıyla davranmak - act with sense
3860. duymak - feel
3861. duymazlıktan gelmek - come ignored
3862. duyulmak - do
3863. duyumsamak - feel
3864. duyumsatmak - engender
3865. duyumsuzlaşmak - do
3866. duyurmak - announce
3867. duyurulmak - do
3868. düdük gibi kalmak - stay as whistle
3869. düdüklemek - pressure
3870. düğmelemek - button up
3871. düğmelenmek - do
3872. düğüm vurmak - hit node
3873. düğümlemek - knot
3874. düğümlenmek - do
3875. düğümünü çözmek - solve the knot
3876. düğün pilavıyla dost ağırlamak - entertain friends with wedding rice
3877. düğün pilâvıyla dost ağırlamak - entertain friends with wedding rice
3878. dümen çevirmek - do
3879. dümen kırmak - do
3880. dümen kullanmak - coxswain
3881. dümen suyundan gitmek - follow in smbs wake
3882. dümen tutmak - keep steering
3883. dümen yapmak - do helm
3884. dümeni kırmak - break the helm
3885. dümenine bakmak - look at helm
3886. dümtek tutmak - keep dmtek
3887. dünedmeq - do
3888. dünemek - do
3889. dünür gezmek - visit yesterday
3890. dünür gitmek - go yesterday
3891. dünürleşmek - do
3892. dünya başına yıkılmak - do
3893. dünya evine girmek - lead to the altar
3894. dünya gözü ile görmek - see the world with eyes
3895. dünya kelâmıetmek - do
3896. dünya yüzü görmemek - see the world face
3897. dünyadan elini eteğini çekmek - take from the world foothills
3898. dünyadan haberi olmamak - do
3899. dünyanın tadını çıkarmak - enjoy the world
3900. dünyanın tadınıçıkarmak - world to tadnkar
3901. dünyasından geçmek - move the world
3902. dünyaya gelmek - born
3903. dünyaya getirmek - give birth to
3904. dünyayı anlamak - understand the world
3905. dünyayı gözü görmemek - do
3906. dünyayı tozpembe görmek - do
3907. dünyayıanlamak - do
3908. dünyayıgözü görmemek - see dnyaygz
3909. dünyayıtoz pembe görmek - do
3910. dünyayıtutmak - do
3911. dünyevîleşmek - do
3912. dünyevîleştirmek - do
3913. dürbünün tersiyle bakmak - do
3914. dürmek - roll up
3915. dürtmek - shove
3916. dürtüklemek - poke
3917. dürtüşlemek - do
3918. dürümlemek - do
3919. düş görmek - dream
3920. düşeşatmak - do
3921. düşeyazmak - do
3922. düşgelmek - do
3923. düşgörmek - do
3924. düşkurmak - do
3925. düşkünleşmek - do
3926. düşlemek - fancy
3927. düşman çatlatmak - crack enemy
3928. düşman kesilmek - cut off the enemy
3929. düşmanlaşmak - do
3930. düşmek - fall
3931. düşük yapmak - miscarry
3932. düşüncesini okumak - read thoughts
3933. düşünceye dalmak - muse
3934. düşünceye varmak - come to mind
3935. düşünmek - think
3936. düşünüp taşınmak - chew
3937. düşürebilmek - decrease
3938. düvesimek - do
3939. düz duvara tırmanmak - climb smooth walls
3940. düzelmek - meliorate
3941. düzeltilmek - do
3942. düzeltmek - correct
3943. düzemek - back straight
3944. düzen kurmak - establish order
3945. düzenlemek - organize
3946. düzenlenmek - edit
3947. düzlemek - smooth
3948. düzlenmek - do
3949. düzleşmek - flatten
3950. düzleştirmek - flatten
3951. düzletmek - do
3952. düzmek - fuck
3953. ebedi uykuya dalmak - do
3954. ebedî uykuya dalmak - do
3955. ebedileşmek - do
3956. ebedîleşmek - do
3957. ebedîleştirmek - eternalize
3958. ebelemek - do
3959. eblehleşmek - do
3960. ebrulamak - do
3961. ecel teri dökmek - sweat pour death
3962. eceli gelmek - come at the appointed time
3963. eceline susamak - thirst to death
3964. ecir sabır dilemek - do
3965. edebilmek - can
3966. edebini takınmak - insert the literary
3967. edebiyat yapmak - make literature
3968. edememek - do
3969. edeplenmek - do
3970. edepsizleşmek - burn flame to
3971. edilebilmek - can be
3972. edilgenlemek - do
3973. edilgenleşmek - do
3974. edilgenleştirmek - do
3975. edilmek - do
3976. edinilmek - obtain
3977. edinmek - obtain
3978. editlemek - edit to
3979. efelenmek - do
3980. efeleşmek - do
3981. efendi gibi yaşamak - live like a lord
3982. efkâr basmak - press efkar
3983. efkâr dağıtmak - do
3984. efkârlanmak - do
3985. eflâke ser çekmek - take ser wallachian
3986. efsaneleşmek - legend to
3987. efsaneleştirilmek - legend to
3988. efsaneleştirmek - do
3989. efsunlamak - do
3990. egzersiz yapmak - exercise
3991. eğdirmek - subdue
3992. eğelemek - rasp
3993. eğilmek - bend over
3994. eğinmek - do
3995. eğirmek - spin
3996. eğitilmek - do
3997. eğitmek - educate
3998. eğlemek - entertain to
3999. eğlendirmek - amuse
4000. eğlenilmek - have fun
4001. eğlenmek - have fun
4002. eğleşmek - do
4003. eğmek - lean
4004. eğreti oturmak - sit makeshift
4005. eğreti vermek - do
4006. eğrilmek - warp
4007. eğrisi doğrusuna gelmek - rather come to the curve
4008. eğritmek - do
4009. ehemmiyet vermek - give importance
4010. ehlileşmek - do
4011. ehlîleşmek - do
4012. ehlileştirilmek - do
4013. ehlîleştirilmek - do
4014. ehlîleştirmek - tame
4015. ehven kurtulmak - do
4016. ekilmek - plant
4017. ekini belli etmemek - do
4018. ekip biçmek - cultivate
4019. ekis nükte yapmak - do
4020. eklemek - add
4021. eklemlemek - articulate
4022. eklemlenmek - articulate
4023. eklenebilmek - do
4024. eklenmek - do
4025. ekleşmek - do
4026. ekleştirmek - take for
4027. ekletmek - do
4028. ekmeğini çıkarmak - remove the bread
4029. ekmeğini kazanmak - earn bread
4030. ekmeğini yemek - eat bread
4031. ekmeğiyle oynamak - play with bread
4032. ekmek - sow
4033. ekonomi yapmak - economize
4034. ekonomik davranmak - act economically
4035. eksik çıkmak - go missing
4036. eksik doğmak - born missing
4037. eksik etmemek - perpetuate
4038. eksik gedik kapamak - cover the missing gap
4039. eksik gelmek - miss come
4040. eksiklenmek - do
4041. eksilmek - fall away
4042. eksiltilmek - deduct
4043. eksiltmeye çıkarılmak - do
4044. ekspiryum - do
4045. eksük görmek - see eksk
4046. ekşimek - sour
4047. ekşitilmek - sour
4048. ekşitmek - sour
4049. ektirmek - do
4050. el bağlamak - hand tie
4051. el basmak - press hand
4052. el çekmek - abdicate
4053. el değiştirmek - change hands
4054. el el üstünde oturmak - hand in hand sit on
4055. el ele vermek - collaborate
4056. el frenini çekmek - pull the hand brake
4057. el kaldırmak - raise hand
4058. el katmak - hand fold
4059. el kazanıyla aş kaynatmak - boil over with hand wins
4060. el kazanıyla aşkaynatmak - win a hand akaynat
4061. el koymak - capture
4062. el pençe divan durmak - kotow
4063. el sıkışmak - shake hands
4064. el sıkmak - press flesh
4065. el sürmemek - hand to take
4066. el tazelemek - refresh manually
4067. el tutmak - keep your hands
4068. el uzatmak - impinge
4069. el üstünde tutmak - pet
4070. el vermek - hand
4071. el vurmamak - hand to shoot
4072. el yıkamak - wash hands
4073. elaman çekmek - take elaman
4074. elaman demek - do
4075. elde kalmak - get to stay
4076. elde olmamak - do
4077. elde tutmak - retain
4078. elden ağıza yaşamak - live hand to mouth
4079. elden bırakmamak - retain
4080. elden çıkarmak - dispose of
4081. elden çıkmak - do
4082. elden düşürmemek - reduce the resulting
4083. elden ele dolaşmak - wander hand in hand
4084. elden ele geçmek - pass from hand to hand
4085. elden geçirmek - overhaul
4086. elden gelmemek - come to hand
4087. elden gitmek - go hand
4088. elden kaçırmak - hijack hand
4089. elden kaçmak - elude
4090. ele avuca sığmamak - run riot
4091. ele bakmak - look at address
4092. ele geçirmek - capture
4093. ele geçmek - do
4094. ele gelmek - come address
4095. ele vermek - give up
4096. elekten geçirmek - jig
4097. elektriği kesmek - cut electricity
4098. elektriği yakmak - switch on
4099. elektrik vermek - do
4100. elektriklemek - electrify
4101. elektriklendirmek - electrify
4102. elektriklenmek - do
4103. elemek - eliminate
4104. elenmek - do
4105. eleşmek - criticize
4106. eleştirilmek - do
4107. eleştirmek - criticize
4108. eli alışmak - hand to bid
4109. eli armut devşirmek - do
4110. eli aza varmamak - hand to reach less
4111. eli boşçıkmak - hand to bok
4112. eli değmek - hand touch
4113. eli ekmek tutmak - keep your hands bread
4114. eli genişlemek - do
4115. eli gitmek - go hand
4116. eli harama uzanmak - hand to reach the forbidden
4117. eli işe yatmak - do
4118. eli kalem tutmak - keep your hands pen
4119. eli kırılmak - hand break
4120. eli koynunda kalmak - do
4121. eli para görmek - see hand money
4122. eli yatmak - hand
4123. elifi mertek sanmak - think elif rafter
4124. elinde kalmak - stay in the hand
4125. elinde olmamak - do
4126. elinde tutmak - keep on your hand
4127. elinden çıkmak - exit hand
4128. elinden geleni yapmak - do ones best
4129. elinden gelmek - come from the hand
4130. elinden gelmemek - come from the hand
4131. elinden hiçbir şey kurtulmamak - do
4132. elinden iş çıkmamak - work out the hand
4133. elinden işçıkmamak - do
4134. elinden iyi iş gelmek - do
4135. elinden iyi işgelmek - do
4136. elinden kan çıkmak - do
4137. elinden kurtulmak - give smb the slip
4138. elinden tutmak - befriend
4139. eline ayağına üşenmemek - do
4140. eline bakmak - look to the hand
4141. eline doğmak - do
4142. eline erkek eli değmemişolmak - hand to hand the men dememiol
4143. eline eteğine sarılmak - hand to cling to the skirts
4144. eline fırsat geçmek - stand a chance
4145. eline geçmek - do
4146. eline kalmak - stay the hand
4147. eline tutuşturmak - ignite the hand
4148. eline yüzüne bulaştırmak - do
4149. elini çabuk tutmak - keep it quick
4150. elini kolunu bağlamak - shackle
4151. elini kolunu sallaya sallaya gelmek - come to shake his hand to shake his arm
4152. elini kolunu sallaya sallaya gezmek - visit waved his arm to shake
4153. elini oynatmak - play a hand
4154. elini sürmemek - do
4155. elini uzatmak - reach out
4156. elinin hamuruyla erkek işine karışmak - do
4157. ellemek - handle
4158. ellenmek - do
4159. ellerde gezmek - walk in hand
4160. elleşmek - do
4161. elvermek - permit
4162. elvermemek - do
4163. emaylamak - enamel
4164. emdirmek - saturate
4165. eme seme yaramamak - do
4166. eme yaramak - avail em
4167. emeği geçmek - pass labor
4168. emek çekmek - take effort
4169. emek harcamak - spend labor
4170. emek vermek - lucubrate
4171. emeklemek - crawl
4172. emel beslemek - cherish ambitions
4173. emiceklik vermek - give emiceklik
4174. emilmek - do
4175. emir vermek - give directions
4176. emişmek - suction
4177. emiştirmek - do
4178. emlemek - do
4179. emmek - suck
4180. emniyet vermek - safety
4181. emretmek - enjoin
4182. emreylemek - do
4183. emrine girmek - take orders
4184. emrine vermek - subordinate
4185. emrivaki yapmak - make fait accompli
4186. emzirilmek - breastfeed
4187. emzirmek - breastfeed
4188. enayileşmek - do
4189. enciklemek - do
4190. endazelemek - do
4191. endazeyi kaçırmak - do
4192. endazeyi şaşırmak - do
4193. endekslemek - index
4194. endekslenmek - index
4195. endişelenmek - worry
4196. endüstrileşmek - do
4197. enenmek - do
4198. enezeleşmek - do
4199. engel çıkarmak - cast a damp over
4200. engellemek - block
4201. engellenmek - obstruct
4202. enginleşmek - do
4203. eniklemek - whelp
4204. enmek - do
4205. ense yapmak - do
4206. enselemek - cop
4207. enselenmek - do
4208. enseletmek - do
4209. enselettirmek - do
4210. ensesinde boza pişirmek - roast in the neck
4211. ensesine binmek - ride the neck
4212. ensesine yapışmak - stick to the neck
4213. entrika çevirmek - intrigue
4214. entrikaya kurban gitmek - fall victim to the machinations
4215. eprimek - do
4216. er özlemek - er to miss
4217. erdirmek - consummate
4218. ere vermek - er
4219. ergenleşmek - do
4220. ergenleştirmek - do
4221. ergimek - melt
4222. erginlemek - do
4223. erginlenmek - do
4224. erginleşmek - do
4225. ergitmek - melt
4226. erimek - melt
4227. erinleşmek - do
4228. erinmek - on ground to
4229. erişilmek - reach
4230. erişmek - reach
4231. eriştirilmek - do
4232. eriştirmek - do
4233. eritar- - do
4234. eritilmek - do
4235. eritmek - melt
4236. eriyip bitmek - melt bits
4237. erkeklenmek - do
4238. erkekleşmek - do
4239. erkeklik taslamak - assert his manhood
4240. erketelik yapmak - do erketelik
4241. ermek - attain
4242. ermeni gelini gibi kırıtmak - do
4243. eroin kullanmak - do
4244. erozyona uğramak - do
4245. ersemek - do
4246. ertelemek - postpone
4247. ertelenmek - do
4248. ertelettirmek - do
4249. es geçmek - skip
4250. esamisi okunmamak - do
4251. esarette kalmak - stay in captivity
4252. esas vaziyete geçmek - pass the main condition
4253. esasa bağlamak - connect to the main
4254. esasıolmamak - do
4255. esaslandırmak - prod ucts to
4256. esaslanmak - do
4257. eseflenmek - do
4258. eselemek beselemek - do
4259. esenlemek - do
4260. esenleşmek - do
4261. eser kalmamak - do
4262. esermek besermek - work to the humanities
4263. esermek - work
4264. esindirmek - do
4265. esinlemek - inspire
4266. esinlenmek - inspire
4267. esir yatmak - do
4268. esirgemek - withhold
4269. esirgenmek - do
4270. esirmek - do
4271. eskileşmek - do
4272. eskimek - decay
4273. eskitilmek - do
4274. eskitmek - wear
4275. eslemek - do
4276. esmayı üstüne sıçratmak - slosh on the eye face
4277. esmayıüstüne sıçratmak - slosh the esmayst
4278. esmek - blow
4279. esmerleşmek - brown to
4280. esmerleştirmek - brown to
4281. esnekleşmek - supple
4282. esnekleştirmek - supple
4283. esnemek - yawn
4284. esnetmek - stretch
4285. espri patlatmak - blow jokes
4286. espri yapmak - mak joke
4287. esrar çekmek - take cannabis
4288. esrara dalmak - fall marijuana
4289. esrimek - do
4290. esritmek - do
4291. estirilmek - do
4292. estirmek - do
4293. eş koşmak - run wife
4294. eş tutmak - keep wife
4295. eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek - beat the donkey saddles to power
yetmeyip
4296. eşek sudan gelinceye kadar dövmek - knock galleywest
4297. eşekleşmek - do
4298. eşekten düşmüşkarpuza dönmek - return to dmkarpuz donkey
4299. eşelemek - scratch
4300. eşelenmek - do
4301. eşi manendi olmamak - do
4302. eşiğini aşındırmak - erode the threshold
4303. eşiğini atlamak - skip the threshold
4304. eşilmek - do
4305. eşinmek - do
4306. eşitlemek - equalize
4307. eşitlenmek - even out
4308. eşitleşmek - do
4309. eşitleştirmek - equate to
4310. eşkoşmak - do
4311. eşlemek - pair
4312. eşlenmek - do
4313. eşleşmek - pair
4314. eşleştirmek - match
4315. eşmek - scratch
4316. eştirmek - do
4317. eştutmak - do
4318. et bağlamak - watch to connect
4319. et tutmak - keep meat
4320. eteği ayağına dolaşmak - do
4321. eteği kirlenmek - do
4322. eteğindeki taşı dökmek - pour move the foot
4323. eteğindeki taşıdökmek - do
4324. eteklemek - skirt
4325. etekleri tutuşmak - do
4326. etelemek betelemek - do
4327. etenelenmek - do
4328. eterlemek - ether
4329. eterleşmek - do
4330. eterleştirmek - do
4331. etiketlemek - label
4332. etiketlenmek - do
4333. etkilemek - affect
4334. etkilenmek - do
4335. etkileşmek - sympathize
4336. etkimek - effect
4337. etkinlemek - do
4338. etkinleşmek - activate
4339. etkinleştirmek - activate
4340. etkisizleşmek - do
4341. etkisizleştirmek - deactivate
4342. etlenmek - do
4343. etliye sütlüye karışmamak - do
4344. etmek - make
4345. etmemek - do
4346. etrafında dört dönmek - dance attandance on smb
4347. etrafını kuşatmak - do
4348. etrafınıalmak - do
4349. ettiği hayır - watch that no
4350. ettiğini yanına bırakmamak - leave him that
4351. ettiğiyle kalmak - stay duuyla meat
4352. ettirilmek - do
4353. ettirmek - get something done
4354. ettirtmek - get something done by somebody
4355. ev bark yıkmak - demolish house and home
4356. ev bozmak - destroy homes
4357. ev ev gezmek - wander from house to house
4358. ev işletmek - home run
4359. ev tutmak - rent a house
4360. ev yıkmak - demolish house
4361. evci çıkmak - exit evci
4362. evcilleşmek - do
4363. evcilleştirilmek - do
4364. evcilleştirmek - tame
4365. evde kalmak - stay at home
4366. evdeki hesap çarşıya uymamak - do
4367. evdeki hesap pazara uymamak - do
4368. evelemek gevelemek - do
4369. evelemek - do
4370. evermek - marry
4371. evetlemek - do
4372. evhamlanmak - do
4373. evin bağlamak - connect the house
4374. evinlenmek - do
4375. evirip çevirmek - do
4376. evirmek çevirmek - invert turn
4377. evirmek - invert
4378. evlât edinmek - adopt
4379. evleklemek - do
4380. evlendirilmek - do
4381. evlendirmek - marry
4382. evlenmek barklanmak - wed to barklan
4383. evlenmek - marry
4384. evmek - home
4385. evrat çekmek - take evratur
4386. evrenselleşmek - universalize
4387. evrenselleştirmek - universalize
4388. evsemek - do
4389. eyer kapatmak - close the saddle
4390. eyer vurmak - hit saddle
4391. eyeri boş kalmak - stay empty saddle
4392. eyeri boşkalmak - saddle to bokal
4393. eyerlemek - saddle
4394. eyerlenmek - do
4395. eyitmek - school questions to
4396. eylemde bulunmak - act
4397. eyleme geçmek - take action
4398. eylemek - set out
4399. eyvallah demek - say thank you
4400. eyvallah etmemek - thank you to
4401. eyvallahı olmamak - do
4402. eyvallahıolmamak - do
4403. eyyam görmüş - do
4404. ezber okumak - read memorization
4405. ezberden yapmak - recite
4406. ezbere anlatmak - recite
4407. ezbere bilmek - know by heart
4408. ezbere iş görmek - see work by heart
4409. ezbere işgörmek - rote to employees
4410. ezbere konuşmak - talk by heart
4411. ezbere yapmak - recite
4412. ezberlemek - memorize
4413. ezberlenmek - memorize
4414. ezberletmek - memorize
4415. ezdirmek - do
4416. ezgilenmek - do
4417. ezgileştirmek - do
4418. ezilmek - do
4419. eziyet çekmek - attract grind
4420. eziyet vermek - gnaw
4421. ezmek ip geçmek - crush to pass the rope
4422. ezmek - crush
4423. faaliyet göstermek - do
4424. faaliyete geçmek - go in action
4425. faaliyette bulunmak - engage in activities
4426. faaliyetten alıkoymak - keep the operating
4427. facialaşmak - do
4428. façasıolmak - do
4429. faize vermek - put out
4430. faizlendirmek - do
4431. faka basmak - print fake
4432. faka bastırmak - deceive
4433. fakirleşmek - become poor
4434. fakirleştirmek - impoverish
4435. fakslamak - fax
4436. falso çıkmak - spin exit
4437. falso vermek - spin
4438. falso yapmak - spin
4439. farçalamak - do
4440. fareler cirit oynamak - javelin mouse to play
4441. farımak - do
4442. fariğolmak - do
4443. fariv kalmak - do
4444. fark edilmek - do
4445. fark gözetmek - differentiate
4446. fark olunmak - do
4447. farkına varmak - realise
4448. farkında olmamak - do
4449. farklılaşmak - do
4450. farklılaştırmak - differentiate
4451. farksızlaşmak - dedifferentiate to
4452. fartası furtası olmamak - do
4453. fartasıfurtasıolmamak - do
4454. farz olunmak - do
4455. fasıla vermek - chapter
4456. fasletmek - do
4457. faşetmek - facet to
4458. faşistleşmek - do
4459. faşistleştirmek - do
4460. faşolmak - do
4461. fatiha okumak - read the fatiha
4462. faturalamak - do
4463. fayans döşemek - tile
4464. fayda etmemek - do
4465. fayda vermemek - provide benefits
4466. faydalandırmak - do
4467. faydalanmak - use
4468. faydalıolmak - do
4469. faydası dokunmak - patronize
4470. faydasıdokunmak - do
4471. faydasını görmek - see the benefits
4472. faydasınıgörmek - do
4473. faydasıolmak - do
4474. fazla kaçırmak - miss more
4475. fazlalaşmak - do
4476. fazlalaştırmak - enhance
4477. fedakârlığa katlanmak - endure sacrifices
4478. federalleşmek - do
4479. fehmetmek - do
4480. felâh bulmak - do
4481. felakete uğramak - do
4482. felce uğramak - do
4483. felce uğratmak - cripple
4484. felç gelmek - come paralysis
4485. feleğini şaşırmak - do
4486. felek yar olursa - do
4487. felfelek sokmak - do
4488. felfellemek - do
4489. felsefe yapmak - do
4490. fena bulmak - find bad
4491. fena eylemek - do
4492. fena gözle bakmak - bad eye look
4493. fena yapmak - do bad
4494. fena yerine vurmak - do
4495. fenalaştırmak - worsen
4496. fenasına gitmek - go to the bad
4497. fenaya çekmek - attract bad
4498. fenaya sarmak - do
4499. fener çekmek - attract lighthouse
4500. fenersiz yakalanmak - do
4501. fenlenmek - do
4502. fent çevirmek - turn fenthin
4503. feragat göstermek - show waiver
4504. ferahlamak - freshen up
4505. ferahlandırmak - do
4506. ferahlanmak - freshen up
4507. ferahlatmak - refresh
4508. ferahlık duymak - hear refreshment
4509. ferman çıkarmak - remove edict
4510. ferman dinlememek - listen edict
4511. fersizleşmek - do
4512. feryadıbasmak - do
4513. feryat koparmak - pluck bellow
4514. feryatı basmak - press cry
4515. ferz çıkarmak - remove milling
4516. ferz çıkmak - mill exit
4517. fesat karıştırmak - do
4518. fesata vermek - do
4519. feshedilmek - terminate
4520. feshetmek - countermand
4521. fethetmek - conquer
4522. fettanlaşmak - do
4523. fetvayişerife çıkarmak - remove fetvayierif
4524. fevt olmak - die
4525. feyizlenmek - do
4526. feyzalmak - do
4527. fıçılamak - vat
4528. fıkır fıkır kaynamak - do
4529. fıkırdaşmak - do
4530. fıkırdatmak - do
4531. fıkramak - paragraph
4532. fındık kırmak - crack a haselnuthaselnuts
4533. fır dönmek - do
4534. fırça çekmek - take a brush
4535. fırçalamak - scrub
4536. fırçalanmak - brush to
4537. fırçalatmak - do
4538. fırıldak çevirmek - turn windmill
4539. fırıldanmak - pinwheel to
4540. fırıldatmak - do
4541. fırınlamak - bake
4542. fırınlanmak - bake
4543. fırınlatmak - do
4544. fırlamak - burst
4545. fırlatılmak - do
4546. fırlatmak - throw
4547. fırsat beklemek - wait ones oppurtunity
4548. fırsat bilmek - do
4549. fırsat bulmak - find a chance
4550. fırsat kaçırmak - lose a good opportunity
4551. fırsat kollamak - skulk
4552. fırsat vermek - give an opportunity
4553. fırsatı ganimet bilmek - seize the opportunity
4554. fırsatı kaçırmamak - seize the opportunity
4555. fırtına çıkmak - squall
4556. fırtına kopmak - blow great guns
4557. fırtlamak - do
4558. fırttırmak - do
4559. fısfıslamak - do
4560. fısfıslanmak - do
4561. fısıldamak - whisper
4562. fısıldanmak - do
4563. fısıldaşmak - whisper to
4564. fıslamak - plug
4565. fıslanmak - do
4566. fıslaşmak - do
4567. fıstıklamak - do
4568. fışıldamak - whisper
4569. fışırdamak - fizz
4570. fışırdatmak - do
4571. fışkılamak - do
4572. fışkırmak - flush
4573. fışkırtılmak - do
4574. fışlamak - plug
4575. fıttırmak - flip
4576. fidelemek - do
4577. fihristlemek - do
4578. fiile koymak - put the verb
4579. fikir danışmak - do
4580. fikir edinmek - form a judgment
4581. fikir vermek - suggest
4582. fikir yormak - do
4583. fikrini çelmek - swerve the idea
4584. filârizlemek - do
4585. filiz vermek - sprout
4586. filizlemek - sprout
4587. filizlenmek - sprout
4588. film çekmek - film
4589. film çevirmek - shoot a film
4590. film oynamak - play the movie
4591. film oynatmak - play the movie
4592. filmleştirmek - film by the
4593. filozoflaşmak - do
4594. finale kalmak - do
4595. finanse edilmek - do
4596. fingirdeşmek - do
4597. firara kadem basmak - press my foot to escape
4598. firavunlaşmak - do
4599. fire vermek - fire
4600. firketelemek - do
4601. fiskelemek - flick back
4602. fişaçmak - do
4603. fişek salıvermek - release flares
4604. fişini tutmak - keep the plug
4605. fişlemek - keep a record of
4606. fişlenmek - do
4607. fitil fitil burnundan gelmek - do
4608. fitil vermek - give suppositories
4609. fitillemek - do
4610. fitillenmek - wick to
4611. fitlemek - do
4612. fitlenmek - do
4613. fitne fesat çıkarmak - foment sedition
4614. fitne sokmak - put corruption
4615. fitnelemek - snitch
4616. fiyaka satmak - sell airs
4617. fiyasko vermek - give fiasco
4618. fiyat ayarlamak - adjust prices
4619. fiyat kırmak - undersell
4620. fiyat vermek - do
4621. fiyatlandırmak - quote a price
4622. fiyatlanmak - do
4623. fiyatları dondurmak - freeze prices
4624. fiyatlarıdondurmak - do
4625. flitlemek - do
4626. fokurdamak - wallop
4627. fokurdatmak - boil
4628. fondip yapmak - make shots
4629. form tutmak - keep up
4630. formatlamak - do
4631. formollemek - do
4632. formunu korumak - keep fit
4633. formül bulmak - find formula
4634. formülleşmek - do
4635. formülleştirmek - formulate
4636. fortlamak - frot
4637. fos çıkmak - fall through
4638. fosfatlamak - phosphate to
4639. fosilleşmek - fossilize
4640. foslamak - do
4641. foslatmak - do
4642. fosurdamak - plash
4643. fosurdatmak - do
4644. foşurdamak - plash
4645. foşurdatmak - do
4646. fotoğraf çekmek - take a photograph
4647. fotoğrafınıalmak - do
4648. fotoğraflamak - photograph
4649. foyasıçıkmak - do
4650. Fransızlaşmak - gallicize
4651. Fransızlaştırmak - gallicize
4652. frapanlaşmak - do
4653. fren yapmak - apply the brakes
4654. Frenkleştirmek - do
4655. frenlemek - curb
4656. frenlenmek - do
4657. frezelemek - mill back
4658. frikik yakalamak - total allowable catch
4659. fuhuş yapmak - whore
4660. fücceten gitmek - do
4661. fütur etmemek - do
4662. fütur getirmek - bring the futurism
4663. gacırdamak - do
4664. gacırdatmak - do
4665. gadre uğramak - undergo been defeated
4666. gadretmek - do
4667. gadrolmak - do
4668. gadrolunmak - do
4669. gaf yapmak - goof
4670. gafil avlamak - nick
4671. gafil avlanmak - nick
4672. gaflet basmak - press heedlessness
4673. gagalamak - peck
4674. gagalanmak - peck
4675. gagalaşmak - beak to
4676. gagasından yakalamak - catch the beak
4677. gahındırmak - do
4678. gaipten haber vermek - foretell
4679. gaklamak - croak
4680. galebe çalmak - dominate
4681. galeyana gelmek - effervesce
4682. galeyana getirmek - simmer
4683. galgamak - do
4684. galip gelmek - do
4685. galvanizlemek - sherardize
4686. galvanizlenmek - do
4687. galvanizletmek - do
4688. gam çekmek - take gamut
4689. gam yapmak - range
4690. gam yememek - range to eat
4691. gamlandırmak - do
4692. gamlanmak - do
4693. gammazlamak - peach
4694. gammazlanmak - peach
4695. ganyan oynamak - play ganyan
4696. garanti vermek - guarantee
4697. garantilemek - ensure
4698. garantiletmek - do
4699. gargara yapmak - gargle
4700. gargaraya getirmek - bring mouthwash
4701. garibine gitmek - go to strange
4702. garip bulmak - find strange
4703. garipleşmek - strange to
4704. gariplik basmak - press oddity
4705. garipsemek - marvel
4706. garplılaşmak - do
4707. garplılaştırmak - do
4708. gasbetmek - usurp
4709. gasletmek - do
4710. gaşyolmak - do
4711. gâvur inadı tutmak - keep infidel stubbornness
4712. gâvur inadıtutmak - do
4713. gâvur orucu gibi uzamak - grow as fast infidel
4714. gâvurlaşmak - do
4715. gayret göstermek - do
4716. gayret vermek - endeavor
4717. gayrete gelmek - enthuse
4718. gayretine dokunmak - touch effort
4719. gayretlenmek - bestir oneself
4720. gaza basmak - step on the gas
4721. gaza getirmek - bring gas
4722. gazaba gelmek - wrath to come
4723. gazaba uğramak - incur the wrath
4724. gazabını yenmek - beat the wrath
4725. gazabınıyenmek - do
4726. gazaplandırmak - do
4727. gazaplanmak - do
4728. gazel okumak - read ode
4729. gazel tutturmak - do
4730. gazellenmek - do
4731. gazlamak - step on the gas
4732. gazlanmak - do
4733. gazlaşmak - gasify
4734. gazlaştırmak - do
4735. gebe kalmak - conceive
4736. geberip gitmek - go drop dead
4737. gebermek - die
4738. gebertilmek - put down to
4739. gebrelemek - do
4740. gebrelenmek - do
4741. gece gündüz dememek - avoid both day and night
4742. gecekondulaşmak - do
4743. gecelemek - spend the night
4744. geceyi gündüze katmak - night to add to the day
4745. gecikilmek - do
4746. gecikmek - do
4747. geciktirilmek - do
4748. geciktirmek - delay
4749. geciktirtmek - command somebody to let delay something
4750. geç kalmak - do
4751. geçerlemek - true
4752. geçerletmek - do
4753. geçersizleşmek - void
4754. geçersizleştirmek - override
4755. geçgeç yapmak - do gege
4756. geçgeçlemek - do
4757. geçilmek - move
4758. geçilmemek - swarm
4759. geçimsizleşmek - do
4760. geçindirmek - subsist
4761. geçinilmek - get along
4762. geçinip gitmek - muddle along
4763. geçinmek - get by
4764. geçinmeye gönlü olmamak - do
4765. geçirebilmek - spend
4766. geçirilmek - pass
4767. geçirmek - spend
4768. geçirtilmek - island to the
4769. geçişmek - switch
4770. geçiştirilmek - do
4771. geçiştirmek - fudge
4772. geçit vermek - provide access
4773. geçmek - pass
4774. geçmişlerini karıştırmak - do
4775. geçtiği yoldan geçmek - pass the road passes
4776. gedik açılmak - open gap
4777. gedik kapamak - fill the gap
4778. gedik kapmak - cap breach
4779. gedikleri tıkamak - bung breaches
4780. gedilmek - do
4781. gedmek - do
4782. geğirmek - belch
4783. gelenekleşmek - do
4784. gelenekleştirmek - stylize
4785. gelenekselleşmek - tradition to
4786. gelin gitmek - go point
4787. gelin yazmak - bride letter
4788. gelinmek - do
4789. gelip geçmek - come to pass
4790. gelişmek - develop
4791. geliştirilmek - develop
4792. geliştirmek - advance
4793. gelmek - come
4794. gelmemek - absent oneself
4795. gem almamak - get a bit
4796. gemi karaya oturmak - ship run aground
4797. gemileri yakmak - burn ones boats
4798. gemini kısmak - cut the ship
4799. gemisi şapa oturmak - ship sit screed
4800. gemlemek - curb
4801. gemlenmek - do
4802. gemrenmek - do
4803. gencelmek - do
4804. gençleştirilmek - rejuvenate
4805. genellemek - generalize
4806. genelleşmek - do
4807. genelleştirilmek - generalize
4808. genelleştirmek - universalize
4809. genelmek - general
4810. geniş karşılamak - meet a wide
4811. genişçe konuşmak - talk broadly
4812. genişkarşılamak - do
4813. genişlemek - expand
4814. genişletilmek - do
4815. genişletmek - expand
4816. genleşmek - expand
4817. genleştirmek - expand
4818. gerçeklemek - implement
4819. gerçekleşebilmek - place
4820. gerçekleşmek - materialize
4821. gerçekleştirilmek - do
4822. gerçekleştirmek - realize
4823. gerdan kırmak - do
4824. gerdeğe girmek - enter the nuptial
4825. gerdirilmek - stretch
4826. gerdirmek - stretch
4827. gerek görmek - see the need
4828. gerekçe göstermek - reason
4829. gerekçelendirmek - justify
4830. gerekli görmek - do
4831. gerekli kılmak - require
4832. gerekmek - do
4833. gereksemek - do
4834. gereksinmek - do
4835. gerektirmek - require
4836. geremek - stretch
4837. gergef işlemek - tenter process
4838. gerginleşmek - do
4839. gerginleştirmek - tighten
4840. geri basmak - print back
4841. geri çekilmek - retreat
4842. geri çevirmek - turn back
4843. geri dönmek - come back
4844. geri durmak - hold off
4845. geri gitmek - go back
4846. geri göndermek - send back
4847. geri kalmak - fall behind
4848. geri kalmamak - catch up
4849. geri komamak - back coma
4850. geri saymak - count back
4851. geri vermek - give back
4852. gerilemek - redound
4853. geriletmek - downgrade
4854. gerillâlaşmak - do
4855. gerinmek - stretch oneself
4856. geriye bırakmak - leave behind
4857. geriye dönmek - turn around
4858. gerize taşatmak - do
4859. germek - stretch
4860. getirilmek - do
4861. getirmek - bring
4862. getmek - get to
4863. gevelemek - waffle
4864. gevezelenmek - do
4865. geviş getirmek - ruminate
4866. gevişgetirmek - do
4867. gevmek - do
4868. gevremek - do
4869. gevretilmek - do
4870. gevretmek - embrittle
4871. gevşemek - relax
4872. gevşetilmek - loosen
4873. gevşetmek - loosen up
4874. geyik etine girmek - enter the venison
4875. gezdirilmek - drizzle
4876. gezdirmek - show around
4877. gezelemek - do
4878. gezilmek - visit
4879. gezinmek - stroll
4880. gezip tozmak - gallivant
4881. geziye çıkmak - go sightseeing
4882. gezlemek - do
4883. gezmek - travel
4884. gıcık tutmak - keep stinker
4885. gıcık vermek - annoy
4886. gıcıklamak - tickle
4887. gıcıklanmak - do
4888. gıcırdamak - squeak
4889. gıcırdatmak - gnash
4890. gıcışmak - do
4891. gıdaklamak - cluck
4892. gık dedirtmemek - do
4893. gık demek - peep say
4894. gına gelmek - do
4895. gına getirmek - cloy
4896. gındıllanmak - do
4897. gıptasını çekmek - attract envy
4898. gıptasınıçekmek - do
4899. gır geçmek - pass g
4900. gır gır geçmek - pass gr gr
4901. gır kaynatmak - do
4902. gırgırlamak - seine
4903. gırla gitmek - go girl
4904. gırtlağına basmak - press the throat
4905. gırtlağına sarılmak - do
4906. gırtlağından kesmek - cut the throat
4907. gırtlak gırtlağa gelmek - come throat throat
4908. gırtlaklamak - do
4909. gırtlaklaşmak - do
4910. gırtlamak - do
4911. gıynaşmak - do
4912. gibi yapmak - do you like
4913. gibisine gelmek - come to like
4914. gibisine getirmek - bring to like
4915. gicişmek - do
4916. giderilmek - eliminate
4917. gidermek - resolve
4918. gidilmek - do
4919. gidişmek - depart
4920. girebilmek - enter to
4921. girecek delik aramak - hole into search
4922. girenlemek - do
4923. girilmek - enter
4924. girip çıkmak - enter exit
4925. girişilmek - engage
4926. girişimde bulunmak - attempt
4927. girişmek - embark
4928. girmek - enter
4929. girneşmek - do
4930. giydirilmek - do
4931. giydirip kuşatmak - prank
4932. giydirmek - dress
4933. giyilmek - do
4934. giyinip kuşanmak - prink
4935. giyinmek - dress
4936. giymek - wear
4937. gizlemek - hide
4938. gizlenilmek - withhold
4939. gizlenmek - hide
4940. gizli din taşımak - carry hidden religion
4941. gizli tutmak - keep secret
4942. globalleşmek - do
4943. gocalmak - do
4944. gocundurmak - do
4945. gocunmak - take offense
4946. gol kaçırmak - miss goals
4947. gol yapmak - make a goal
4948. gol yemek - concede a goal
4949. govanmak - do
4950. göbeği çatlamak - crack hub
4951. göbeğini kesmek - cut the umbilical
4952. göbeklenmek - shank to
4953. göçebeleşmek - do
4954. göçermek - do
4955. göçmek - immigrate
4956. göçmenleşmek - do
4957. göçmenleştirmek - do
4958. göçüp gitmek - do
4959. göğermek - do
4960. göğsü kabarmak - swell the chest
4961. göğüs geçirmek - chest pass
4962. göğüs germek - brave
4963. göğüs vermek - chest
4964. göğüslemek - breast
4965. gök delinmek - puncture the sky
4966. göklere çıkarmak - enthrone
4967. göklere çıkmak - go to heaven
4968. gökte ararken yerde bulmak - find anywhere in the sky searching
4969. gölermek - do
4970. gölgede bırakmak - overshadow
4971. gölgede kalmak - stay in the shade
4972. gölgelemek - shade
4973. gölgelendirmek - do
4974. gölgelenmek - do
4975. gölgesine sığınmak - take refuge in the shade
4976. gölgeye yatmak - lie in the shade
4977. göllemek - free standing back
4978. göllenmek - pond
4979. gölleşmek - do
4980. gömlek değiştirmek - change shirt
4981. gömlek eskitmek - wear shirt
4982. gömülemek - do
4983. gönderilmek - send
4984. göndermek - send
4985. gönendirilmek - do
4986. gönendirmek - do
4987. gönenmek - do
4988. gönlü bulanmak - find the heart
4989. gönlü çekmek - draw hearts
4990. gönlü çelinmek - do
4991. gönlü çökmek - do
4992. gönlü ile oynamak - play with hearts
4993. gönlü kalmak - stay hearts
4994. gönlü kanmak - heart to blood
4995. gönlü kararmak - do
4996. gönlü kaymak - do
4997. gönlü kırılmak - break hearts
4998. gönlü razı olmamak - do
4999. gönlü razıolmamak - do
5000. gönlü takılmak - do
5001. gönlü varmamak - reach the heart
5002. gönlünde kalmak - stay in the hearts
5003. gönlünden kopmak - break away from the heart
5004. gönlüne doğmak - do
5005. gönlüne dokunmak - touch the hearts
5006. gönlünü çelmek - entice
5007. gönlünü hoşetmek - do
5008. gönlünü kaptırmak - lose ones heart to smb
5009. gönlünü pazara çıkarmak - do
5010. gönlünü serin tutmak - keep your hearts and cool
5011. gönlünü yaralamak - maul hearts
5012. gönül akıtmak - shed complacency
5013. gönül avlamak - hunt hearts
5014. gönül avutmak - lighten hearts
5015. gönül bağlamak - connect hearts
5016. gönül bulandırmak - confound hearts
5017. gönül çekmek - take heart
5018. gönül eğlendirmek - do
5019. gönül gezdirmek - show heart
5020. gönül indirmek - download hearts
5021. gönül kocamamak - do
5022. gönül okşamak - fondle hearts
5023. gönül yakmak - close to heart
5024. gönül yıkmak - destroy peace
5025. gönülden çıkarmak - remove the heart
5026. gönülden çıkarmamak - remove the heart
5027. gönüllenmek - do
5028. gönyelemek - do
5029. görelmek - see
5030. göresimek - do
5031. görevden alınmak - do
5032. görevden ayrılmak - resign ones office
5033. görevden uzaklaştırmak - suspend
5034. görevlendirilmek - take charge
5035. görevlendirmek - elect
5036. görevlenmek - do
5037. görgülenmek - do
5038. görmek - see
5039. görmemezliğe gelmek - turn a blind eye to come
5040. görmemezlikten gelmek - connive
5041. görmemişe dönmek - do
5042. görmezden gelmek - do
5043. görmezlikten gelmek - ignore
5044. görsetmek - do
5045. görücü gitmek - do
5046. görücüye çıkmak - exit showcased
5047. görülebilmek - can be seen
5048. görünebilmek - appear
5049. görünmemek - appear
5050. görüntülemek - view
5051. görüntülenmek - appear
5052. görünüşalmak - do
5053. görünüşü kurtarmak - keep up appearances
5054. görüp gözetmek - befriend
5055. görüş bildirmek - report an idea
5056. görüşme yapmak - have a talk
5057. gösterebilmek - show order
5058. gösterilmek - show
5059. gösteriş yapmak - flaunt
5060. gösterişe kaçmak - flee to show off
5061. göstermek - show
5062. götürmek - carry
5063. gövdelenmek - do
5064. gövdeye indirmek - download body
5065. gövermek - do
5066. göymek - do
5067. göz açamamak - do
5068. göz açtırmamak - give no respite
5069. göz ardıetmek - ignore
5070. göz değmek - do
5071. göz dikmek - soar
5072. göz doldurmak - do
5073. göz doyurmak - eye to feed
5074. göz göze gelmek - come eye to eye
5075. göz gözü görmemek - see eye to eye
5076. göz kamaştırmak - bedazzle
5077. göz kesilmek - cut eye
5078. göz kırpmamak - blink
5079. göz koymak - put the eye
5080. göz kuyruğuyla bakmak - look upon tail
5081. göz nuru dökmek - shed light eyes
5082. göz önüne getirmek - bring into consideration
5083. göz ucuyla bakmak - look askance on
5084. göz ucuyla görmek - see askance
5085. göz yıldırmak - daunt eye
5086. göz yummamak - do
5087. gözaydına gitmek - go to gzayd
5088. gözden çıkarmak - do
5089. gözden geçirmek - review
5090. gözden gönülden çıkarmak - remove heartfelt review
5091. gözden kaçırmak - overlook
5092. gözden kaybetmek - lose sight of
5093. gözden kaybolmak - disappear
5094. gözden uzak tutmak - do
5095. gözden uzaklaşmak - whisk away
5096. göze batmak - glare
5097. göze girmek - enter the eye
5098. göze görünmemek - look out
5099. gözemek - do
5100. gözetilmek - do
5101. gözetlemek - pry
5102. gözetlenmek - do
5103. gözetletmek - do
5104. gözetmek - oversee
5105. gözettirmek - do
5106. gözle görülür - do
5107. gözle yemek - do
5108. gözlemek - observe
5109. gözlemlemek - observe
5110. gözlenebilmek - do
5111. gözlenmek - do
5112. gözler önüne serilmek - unfold
5113. gözler önüne sermek - reveal
5114. gözleri açılmak - do
5115. gözleri bayılmak - love eyes
5116. gözleri berraklaşmak - clear eyes
5117. gözleri dolmak - do
5118. gözleri dönmek - do
5119. gözleri fal taşı gibi açılmak - do
5120. gözleri kamaşmak - do
5121. gözleri kapanmak - catch some shuteye
5122. gözleri kararmak - do
5123. gözleri parlamak - beam on smb
5124. gözleri sulanmak - do
5125. gözleri takılıp kalmak - do
5126. gözleri velfecri okumak - do
5127. gözleri yaşarmak - live the eyes
5128. gözleri yollarda kalmak - do
5129. gözlerinden okumak - read the eyes
5130. gözlerine inanamamak - do
5131. gözlerini alamamak - do
5132. gözlerini bitirmek - finish your eyes
5133. gözlerini devirmek - do
5134. gözlerini dikmek - stare
5135. gözlerini kaçırmak - hijack your eyes
5136. gözlerini kapamak - close your eyes
5137. gözlerinin içine kadar kızarmak - do
5138. gözletmek - do
5139. gözlük takmak - wear glasses
5140. gözü açık gitmek - go eye open
5141. gözü açılmak - awake
5142. gözü alışmak - purchase consideration
5143. gözü almamak - take a look
5144. gözü arkada kalmak - stay behind the eye
5145. gözü bulanmak - find the eye
5146. gözü çıkmak - exit eye
5147. gözü dalmak - stare
5148. gözü doymak - do
5149. gözü dönmek - do
5150. gözü dumanlanmak - eye to foggy
5151. gözü gibi sevmek - love like eye
5152. gözü gitmek - go to the eye
5153. gözü gönlü açılmak - do
5154. gözü görmemek - see eye
5155. gözü hiçbir şey görmemek - do
5156. gözü ısırmak - bite the eye
5157. gözü ilişmek - clap eyes on
5158. gözü kalmak - covet
5159. gözü kesmek - cut eye
5160. gözü kesmemek - cut eye
5161. gözü kızmak - do
5162. gözü olmamak - do
5163. gözü sönmek - do
5164. gözü su içmemek - eye to drinking water
5165. gözü takılmak - eye to hang
5166. gözü toprağa bakmak - do
5167. gözü tutmak - keep an eye
5168. gözü tutmamak - keep the eye
5169. gözü uyku tutmamak - keep eye sleep
5170. gözü yememek - eat eye
5171. gözü yılmak - browse the year
5172. gözünde olmamak - do
5173. gözünde şimşek çakmak - lighten the eyes
5174. gözünden kaçmak - escape from the eye
5175. gözünden kaçmamak - escape the eye
5176. gözünden kıskanmak - begrudge the eye
5177. gözünden sürmeyi çalmak - continue to play through the eyes
5178. gözüne bakmak - look in the eye
5179. gözüne batmak - sink the eye
5180. gözüne girmek - ingratiate
5181. gözüne hiçbir şey görünmemek - do
5182. gözüne ilişmek - glimpse
5183. gözüne kestirmek - cut to the eye
5184. gözüne sokmak - poke in the eye
5185. gözüne uyku girmemek - do
5186. gözünü alamamak - do
5187. gözünü ayırmamak - keep an eye on
5188. gözünü bağlamak - connect the eye
5189. gözünü çıkarmak - remove the eye
5190. gözünü doyurmak - saturate the eye
5191. gözünü gözüne dikmek - do
5192. gözünü kapamak - shut eye
5193. gözünü korkutmak - intimidate
5194. gözünü üstünden ayırmamak - keep an eye on the top
5195. gözünü yıldırmak - intimidate the eye
5196. gözünü yummak - turn a blind eye
5197. gözünün bebeği gibi sevmek - do
5198. gözünün içine bakmak - look into the eyes
5199. gözünün önünden geçmek - do
5200. gözünün önünden gitmemek - do
5201. gözünün önüne gelmek - do
5202. gözünün üstünde kaşın var dememek - do
5203. gözünün yaşına bakmamak - do
5204. gözüyle görmek - see through the eyes
5205. gözyaşı dökmek - shed tears
5206. grev yapmak - strike
5207. gruplandırmak - group
5208. gruplanmak - do
5209. gruplaşmak - regroup
5210. gubarmak - do
5211. guguk yapmak - make cuckoo
5212. gunnamak - do
5213. gurbet çekmek - take homesickness
5214. gurbete çıkmak - go to foreign lands
5215. gurka yatmak - do
5216. gurklamak - chuckle
5217. gurlamak - do
5218. guruldamak - rumble
5219. gurur duymak - do
5220. gurur gelmek - come proud
5221. gururlanmak - do
5222. gururuna ağır gelmek - come heavy on pride
5223. gururuna dokunmak - touch pride
5224. gururunu okşamak - flatter
5225. gusletmek - do
5226. gübrelemek - compost
5227. gübrelenmek - do
5228. gübürdemek - do
5229. güce sarmak - wind power
5230. gücendirmek - displease
5231. gücenilmek - do
5232. gücenmek - sulk
5233. gücümsemek - do
5234. gücüne gitmek - resent
5235. gücüne koşmak - run the power
5236. güç gelmek - come to power
5237. güç mevkide kalmak - stay in power positions
5238. güçlendirilmek - strengthen
5239. güçlendirmek - strengthen
5240. güçlenmek - grow stronger
5241. güçleşmek - do
5242. güçleştirmek - complicate
5243. güçlük çekmek - have difficulties
5244. güçlük çıkarmak - make difficulties
5245. güdelemek - do
5246. güderilemek - do
5247. güdük kalmak - stay stump
5248. güdükleşmek - do
5249. güdülemek - motivate
5250. güdümlemek - do
5251. güjenmek - do
5252. gül gibi bakmak - look like a rose
5253. gül üstüne gül koklamamak - smell the roses on roses
5254. gülümsemek - smile
5255. gülünçleşmek - become funny
5256. gülünçleştirmek - do
5257. gülüp geçmek - laugh away
5258. gümbürdemek - rumble
5259. gümbürdetmek - rumble
5260. güme gitmek - go silver
5261. gümlemek - plunk
5262. gümletmek - do
5263. gümleyip gitmek - do
5264. gümrük koymak - put customs
5265. gümrüklemek - do
5266. gümrüklendirmek - do
5267. gümrüklenmek - do
5268. gümüşileşmek - do
5269. gümüşîleşmek - do
5270. gümüşlemek - silver to
5271. gümüşlenmek - do
5272. gümüşletmek - do
5273. gümüşüleşmek - do
5274. gün ağarmak - dawn
5275. gün batmak - do
5276. gün doğmak - day to be born
5277. gün geçmek - day pass
5278. gün görmek - see the day
5279. gün görmemek - day to see
5280. gün ışığına çıkmak - emerge
5281. gün kavuşmak - day to be reunited
5282. gün koymak - day set
5283. gün yapmak - day
5284. günah çıkarmak - confess
5285. günah işlemek - commit sin
5286. günaha girmek - stumble
5287. günaha sokmak - do
5288. günahı kadar sevmemek - love as sin
5289. günahını çekmek - take sin
5290. güncellemek - update
5291. güncelleşmek - update
5292. güncelleştirmek - update
5293. güncelliğini yitirmek - do
5294. gündeliğe gitmek - go everyday
5295. gündeme getirmek - bring on the agenda
5296. güneş çavmak - sun avu
5297. güneş doğmak - sun rise
5298. güneşe karşı işemek - work against the sun
5299. güneşi üzerine doğdurmamak - avoid the sun on dodur
5300. güneşlenmek - sunbathe
5301. güneşletmek - do
5302. günlemek - rub
5303. günü dolmak - do
5304. günü yetmek - day to feed
5305. günülemek - do
5306. gününü göstermek - show day
5307. gürbüzleşmek - do
5308. güreşmek - wrestle
5309. güreştirmek - do
5310. gürlemek - rumble
5311. gürleşmek - do
5312. gürültü bastırmak - drown out the noise
5313. gürültüye gelmek - come to noise
5314. gürültüye gitmek - go to noise
5315. gütmek - herd
5316. güvelenmek - do
5317. güven duymak - trust
5318. güven vermek - assure
5319. güvenceye bağlamak - connect to the assurance
5320. güveni sarsılmak - do
5321. güvenilmek - do
5322. güvenmek - trust
5323. güvenoyu vermek - do
5324. güvensizlik duymak - do
5325. güvermek - do
5326. güyenmek - do
5327. güzellemek - do
5328. güzelleşmek - flourish
5329. güzelleşmemek - do
5330. güzelleştirilmek - beautify
5331. güzelleştirmek - beautify
5332. güzlemek - do
5333. haber atlamak - jump news
5334. haber çıkmamak - do
5335. haber geçmek - pass news
5336. haber göndermek - send word to
5337. haber salmak - release news
5338. haber vermek - herald
5339. haberi bile olmamak - do
5340. haberleşmek - communicate
5341. hacamat yapmak - do cupping
5342. hacamatlamak - do
5343. hacca gitmek - pilgrimage
5344. haccetmek - do
5345. hacet dilemek - wish incontinence
5346. hacet görmek - see hacet
5347. hacet kalmamak - do
5348. hacetini yapmak - make incontinence
5349. hacı bekler gibi beklemek - do
5350. haciz koymak - put foreclosures
5351. haczetmek - garnishee
5352. haç çıkarmak - cross oneself
5353. haçlamak - do
5354. hadari - do
5355. haddeden geçirmek - roll out
5356. haddelemek - do
5357. haddi kifayeyi bulmak - rate find kifaya
5358. haddi olmamak - do
5359. haddikifayeyi bulmak - find haddikifaye
5360. haddini bildirmek - snub
5361. haddini bilmek - know ones place
5362. hadımlaştırmak - do
5363. hadise çıkarmak - remove event
5364. hafakanlar basmak - press those palpitations
5365. hafakanlar boğmak - do
5366. hafızayı yoklamak - poll memory
5367. hafif gelmek - come to light
5368. hafiflemek - abate
5369. hafifleşmek - lighter to
5370. hafifletmek - ease
5371. hak kazanmak - qualify
5372. hak vermek - vest
5373. hak yemek - do
5374. hakikatsiz çıkmak - do
5375. hakir görmek - see the genuine
5376. Hakk'ın rahmetine kavuşmak - die
5377. hakketmek - engrave
5378. hakkı geçmek - move right
5379. hakkından gelmek - overcome
5380. haklamak - mop the floor with
5381. haklaşmak - do
5382. haklı bulmak - find the right
5383. haklı çıkmak - do
5384. hâl hatır sormak - still remembered to ask
5385. halden gitmek - go to the state
5386. hâle yola koymak - put off the case
5387. halel gelmek - do
5388. halel vermek - do
5389. hâline bakmamak - look into the case
5390. halkalanmak - do
5391. hallenmek - do
5392. halleşmek - do
5393. hallolmak - sort itself out
5394. hallolunmak - and resolved to
5395. hâlsizleşmek - do
5396. halt karıştırmak - do
5397. halt yemek - do
5398. hamam yapmak - make bath
5399. hamamın namusunu kurtarmak - do
5400. hamdetmek - deed
5401. hamlamak - rust
5402. hamlaşmak - do
5403. hamletmek - do
5404. hamur tutmak - keep dough
5405. hamurlanmak - do
5406. hamurlaşmak - pulp to
5407. hançerlemek - stab
5408. hançerlenmek - do
5409. hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak - do
5410. hantallaşmak - do
5411. hanümanını yıkmak - do
5412. hapazlamak - do
5413. hapis giymek - wear prison
5414. hapis yatmak - serve ones time
5415. hapsedilmek - do
5416. hapsetmek - mew
5417. hapsettirmek - do
5418. hapşırmak - sneeze
5419. haptetmek - do
5420. har vurup harman savurmak - slather
5421. haraca bağlamak - shake down
5422. haraca kesmek - levy tribute on
5423. haraç mezat satmak - sell auctioned
5424. haram yemek - do
5425. haraplaşmak - do
5426. hararet basmak - press temperature
5427. hararetlendirmek - do
5428. harbî basmak - press harbin
5429. harbî konuşmak - do
5430. harcamak - spend
5431. harcanmak - do
5432. harcatmak - do
5433. harekelemek - do
5434. hareket etmek - move
5435. harekete geçirmek - actuate
5436. harekete geçmek - take action
5437. harekete getirmek - do
5438. hareketlendirmek - animate
5439. hareketlenmek - do
5440. harı başına vurmak - hit per hari
5441. harı geçmek - pass hari
5442. harıldamak - do
5443. harikalar yaratmak - do wonders
5444. haritadan silinmek - do
5445. harlamak - harl
5446. harlanmak - do
5447. harlatmak - do
5448. harman çevirmek - turn blend
5449. harman savurmak - winnow
5450. harmanlamak - blend
5451. harmanlanmak - blend
5452. harmanlatmak - do
5453. hasbi geçmek - pass hasbi
5454. hasetlenmek - do
5455. hasırlanmak - do
5456. hasretini çekmek - take the longing
5457. hasretmek - crave
5458. hasrolunmak - do
5459. hastalanmak - get sick
5460. hastaneye kaldırmak - take them to hospital
5461. haşarılaşmak - do
5462. haşinleşmek - do
5463. haşlamak - berate
5464. haşlanmak - boil
5465. haşlatmak - do
5466. hata yapmak - mistake
5467. hatır için çiğ tavuk yemek - do
5468. hatırına gelmek - come sake
5469. hatırında kalmak - stay in mind
5470. hatırında tutmak - embalm
5471. hatırından çıkmamak - exit the sake
5472. hatırını kırmak - disoblige
5473. hatırını saymak - count the sake
5474. hatırını sormak - ask about
5475. hatırlamak - remember
5476. hatırlanmak - do
5477. hatırlatmak - remind
5478. hatiften gelmek - come from hatif
5479. hatmetmek - do
5480. hava atmak - show off
5481. hava basmak - inflate
5482. hava bozmak - disrupt air
5483. hava bulanmak - find air
5484. hava çalmak - play weather
5485. hava değiştirmek - change air
5486. hava vermek - aerate
5487. havada kalmak - stay in the air
5488. havadan sudan konuşmak - chitchat
5489. havalandırılmak - do
5490. havalandırmak - aerate
5491. havalanmak - take off
5492. havasını bulmak - find the air
5493. havflenmek - do
5494. havlamak - bark
5495. havlanmak - fluff
5496. havlatmak - do
5497. havlu atmak - throw in the towel
5498. havsalası almamak - get pelvis
5499. havsalasına sığmamak - fit in the pelvis
5500. havuzlanmak - do
5501. hay hayı gitmek vay vayı kalmak - do
5502. hayâ perdesi yırtılmak - twist the testicles to be torn curtain
5503. hayal kurmak - dream
5504. hayale kapılmak - do
5505. hayalifenere dönmek - return to hayalifener
5506. hayalinden geçirmek - spend the dream
5507. hayallemek - dream
5508. hayat vermek - bring to life
5509. hayata bağlamak - connect to life
5510. hayatına girmek - enter into life
5511. hayatını kazanmak - earn a living
5512. hayatını yaşamak - live his life
5513. haybeye kürek çekmek - take make empty shovel
5514. haydalanmak - do
5515. haydamak - do
5516. hayıflanmak - bewail
5517. hayır beklememek - do
5518. hayır etmemek - do
5519. hayırlaşmak - do
5520. hayızdan nifazdan kesilmek - do
5521. haykırışmak - cry
5522. haykırmak - scream
5523. haylamak - do
5524. haylazlaşmak - do
5525. haymana beygiri gibi dolaşmak - roam like haymana horse
5526. hayra yormak - do
5527. hayranlık duymak - think the world of
5528. hayrette bırakmak - leave stunned
5529. hayretten donakalmak - do
5530. haysiyetine dokunmak - touch the dignity
5531. hayvanlaşmak - do
5532. hayvanlaştırmak - do
5533. hazfetmek - do
5534. hazır yemek - do
5535. hazırlamak - prepare
5536. hazırlanmak - prepare
5537. hazırlatmak - prepare
5538. hazırlık görmek - see preparation
5539. hazletmek - do
5540. hazmetmek - digest
5541. hazzetmek - do
5542. hazzını çıkarmak - remove the pleasure
5543. he demek - say hi
5544. hecelemek - spell out
5545. hedeflemek - aim
5546. hedeflenmek - do
5547. helak olmak - die
5548. helâlleşmek - do
5549. helâllik dilemek - wish helallik
5550. helâllik vermek - give helallik
5551. helecanlanmak - do
5552. helme dökmek - pour helma
5553. helmelenmek - do
5554. helvalaşmak - do
5555. her boyaya girip çıkmak - do
5556. her kafadan bir ses çıkmak - do
5557. herslenmek - do
5558. herze yemek - do
5559. hesaba katmak - reckon
5560. hesabı temizlemek - clear the account
5561. hesabına gelmek - come to account
5562. hesabını görmek - view account
5563. hesap görmek - settle up
5564. hesap sormak - bring to account
5565. hesap tutmak - keep an account
5566. hesaplamak kitaplamak - calculate book
5567. hesaplanmak - calculate
5568. hesaplaşmak - settle up
5569. hesaplatmak - calculate
5570. hesapta olmamak - do
5571. hevenkleşmek - do
5572. hevesi kalmamak - keep the enthusiasm
5573. hevesini kırmak - dishearten
5574. heveslendirmek - root for
5575. heveslenmek - do
5576. heyecana gelmek - get excited
5577. heyecana kapılmak - stir
5578. heyecanlandırmak - excite
5579. heyecanlandırtmak - find somebodz to excite
5580. heyecanlanmak - get exciteed
5581. heyheyler geçirmek - spend on rampage
5582. heykelleştirmek - do
5583. hezimete uğramak - do
5584. hıçkırık tutmak - hiccough
5585. hıçkırmak - sob
5586. hımbıllaşmak - do
5587. hıncını çıkarmak - vent ones spleen on smb
5588. hınzırlaşmak - do
5589. hır çıkarmak - kick up a row
5590. hırçınlaşmak - shark to
5591. hırgür çıkarmak - remove brawl
5592. hırıldamak - wheeze
5593. hırıldaşmak - do
5594. hırkayı başına çekmek - take per cardigan
5595. hırlamak - growl
5596. hırlaşmak - shoot it out
5597. hırlatmak - do
5598. hırpalamak - maul
5599. hırpalanmak - tear
5600. hırpalatmak - do
5601. hırsını alamamak - do
5602. hırsıza yol göstermek - lead thief
5603. hırslandırmak - do
5604. hırslanmak - do
5605. hırtlamba gibi giyinmek - dress up as a hrtlamb
5606. hırtlambası çıkmak - exit hrtlamba
5607. hışıldatmak - do
5608. hışımına uğramak - undergo kin
5609. hışımlanmak - do
5610. hışırdamak - sough
5611. hışırdatmak - scrunch
5612. hışlamak - feel to
5613. hıyarlaşmak - do
5614. Hızır gibi yetişmek - reach such speeds
5615. hızlandırmak - accelerate
5616. hızlanmak - accelerate
5617. hicvetmek - satirize
5618. hiçlemek - do
5619. hiçleştirmek - annihilate these values to
5620. hiddete kapılmak - succumb to anger
5621. hiddetlendirmek - do
5622. hiddetlenmek - fume
5623. hiddetten kudurmak - seethe with anger
5624. hikâyelemek - parable to
5625. hikâyeleştirmek - do
5626. hile yapmak - cheat
5627. hinleşmek - do
5628. hislenmek - do
5629. hislerine kapılmak - do
5630. hisse kapmak - grab shares
5631. hissedilmek - do
5632. hissetmek - feel
5633. hissettirmek - make feel
5634. hitam bulmak - find hitam
5635. hitam vermek - give hitam
5636. hizalamak - align
5637. hizaya gelmek - toe the line
5638. hizaya getirmek - sway up
5639. hizipleşmek - do
5640. hizmeti dokunmak - touch services
5641. hofurlanmak - do
5642. hohlamak - do
5643. Holasız - do
5644. homurdanmak - grumble
5645. hoplamak - hop
5646. hoplatılmak - do
5647. hoplatmak - dandle
5648. hopurdatmak - do
5649. hor bakmak - do
5650. hor görmek - despise
5651. hora geçmek - pass hora
5652. hora tepmek - kick hora
5653. horlamak - snore
5654. horlanmak - snore
5655. horlatmak - do
5656. horon tepmek - do
5657. horozdan kaçmak - escape from the cock
5658. horozlanmak - swagger
5659. horozlaşmak - do
5660. hortlamak - do
5661. hoş görmek - nice to see
5662. hoşa gitmek - do
5663. hoşafın yağı kesilmek - cut the fat compote
5664. hoşafına gitmek - go into compote
5665. hoşlanmak - like
5666. hoşlaşmak - prettify
5667. hoşlaştırmak - prettify
5668. hoşnutluk getirmek - bring pleasure
5669. hoşnutsuzluk getirmek - bring discontent
5670. hozalmak - do
5671. hödükleşmek - do
5672. höpürdetmek - slurp
5673. höt demek - do
5674. Hristiyanlaşmak - do
5675. Hristiyanlaştırmak - christianize
5676. hulûs çakmak - do
5677. hulyalaşmak - do
5678. husalanmak - do
5679. husul bulmak - find occuring
5680. husumet beslemek - grudge
5681. huy edinmek - learn manners
5682. huylandırmak - do
5683. huylanmak - do
5684. huysuzlanmak - do
5685. huysuzlaşmak - sour
5686. huysuzlaştırmak - peeve
5687. huyuna suyuna gitmek - go into the water habit
5688. huzur vermek - give peace
5689. huzurunu kaçırmak - unsettle
5690. hükme varmak - do
5691. hükmetmek - rule
5692. hükmolunmak - do
5693. hükmü parasına geçmek - do
5694. hükûmeti devirmek - overthrow the government
5695. hükûmeti kurmak - establish a government
5696. hüküm giymek - do
5697. hüküm vermek - adjudge
5698. hüküm yemek - do
5699. hükümsüz kılmak - void
5700. hümermek - do
5701. hüner göstermek - show trick
5702. hüngürdemek - do
5703. hürriyeti seçmek - do
5704. hüsnü kabul göstermek - show graciously accepted
5705. hüsrana uğramak - do
5706. hüzüne kapılmak - do
5707. hüzünlenmek - do
5708. ığralamak - do
5709. ığrıp çekmek - take seine
5710. ığrıp çevirmek - turn seine
5711. ığşalamak - do
5712. ıhlamak - do
5713. ıhmak - do
5714. ıhtırılmak - do
5715. ıhtırmak - patent to
5716. ıkındırmak - strain to
5717. ıkınmak - strain to
5718. ıklamak - do
5719. ılgamak - do
5720. ılgarlamak - do
5721. ılıklaşmak - do
5722. ılıklaştırmak - warm to
5723. ılımak - get slightly warm
5724. ılıştırmak - attach
5725. ılıtmak - take the chill of
5726. ımızganmak - do
5727. Iraklaşmak - do
5728. ıraksamak - do
5729. ıraksınmak - do
5730. ıralamak - do
5731. ırgalamak - do
5732. ırgamak - race
5733. ırganmak - do
5734. ırılmak - do
5735. ırmaklaşmak - do
5736. ırzına geçmek - rape
5737. ısındırmak - warm up to
5738. ısınmak - get warm
5739. ısırılmak - get bitten
5740. ısırmak - bite
5741. ısıtılmak - do
5742. ısıtmak - heat
5743. ıskalamak - miss
5744. ıslak rüya görmek - see wet dream
5745. ıslamak - drench
5746. ıslanmak - get wet
5747. ıslatılmak - wet
5748. ıslatmak - wet
5749. ıslık çalmak - whistle
5750. ıslıklanmak - catcall
5751. ısmarlamak - order
5752. ısmarlanmak - do
5753. ısmarlatmak - buy a cup
5754. ıspazmoza tutulmak - do
5755. ıssızlaşmak - do
5756. ıssızlık çökmek - do
5757. ıstampalamak - stamp to
5758. ıstılah paralamak - do
5759. ışıklandırılmak - light to
5760. ışıklandırmak - illumine
5761. ışıklanmak - light up
5762. ışıl ışıl bakmak - look glaringly
5763. ışılamak - do
5764. ışılatmak - do
5765. ışıldamak - shine
5766. ışınlamak - do
5767. ışıtmak - illume
5768. ıvga vermek - give ivg
5769. iade edilmek - do
5770. ibra edilmek - do
5771. icara vermek - give icare
5772. icat çıkarmak - remove invention
5773. iç çekmek - sigh
5774. iç geçirmek - heave a sigh
5775. iç güveyi girmek - do
5776. içeri girmek - enter
5777. içerlemek - resent
5778. içermek - include
5779. içi açılmak - open house
5780. içi almamak - stop receiving
5781. içi bayılmak - do
5782. içi bulanmak - find inside
5783. içi daralmak - do
5784. içi ısınmak - do
5785. içi içine geçmek - shrivel into
5786. içi içine sığmamak - brim over
5787. içi içini yemek - do
5788. içi kabul etmemek - accept domestic
5789. içi kan ağlamak - do
5790. içi kapanmak - house to close
5791. içi kararmak - get the heebiejeebies
5792. içi sıkılmak - do
5793. içi sızlamak - do
5794. içilebilmek - do
5795. içilmek - do
5796. için için kaynamak - boil for for
5797. için için yanmak - smolder
5798. içinde kaybolmak - get lost
5799. içinden bir şeyler kopmak - do
5800. içinden geçirmek - pass through
5801. içine baygınlıklar çökmek - do
5802. içine çekmek - imbibe
5803. içine doğmak - forebode
5804. içine hüzün çökmek - subside into gloom
5805. içine kapanmak - close in
5806. içine sıçmak - fuck up
5807. içini diynemeg - do
5808. içini dökmek - tell something about personal issues
5809. içini okumak - rumble
5810. içini sarmak - wrap
5811. içini sıkmak - hip
5812. içini yakmak - burn for
5813. içini yemek - do
5814. içinin ateşi küllenmek - blight the fire for
5815. içirilmek - drink to
5816. içirmek - impregnate
5817. içitmek - do
5818. içkiyi bırakmak - go on the waterwagon
5819. içlendirmek - do
5820. içlenmek - do
5821. içmek - drink
5822. içselleşmek - do
5823. içselleştirmek - internalize
5824. içtinab - do
5825. idare heyeti - do
5826. idaresini bilmek - know the administration
5827. iddialaşmak - do
5828. iddiaya tutuşmak - take on
5829. idhal - do
5830. idman yapmak - work out
5831. ifadesi alınmak - do
5832. ifildemek - do
5833. iflâhı kesilmek - cut prosper
5834. iflâhını kesmek - cut prosper
5835. ifrata kaçmak - flee to excess
5836. ifrata vardırmak - do
5837. ifritleşmek - do
5838. iftihara geçmek - switch to boast
5839. iftiraya uğramak - fall into obloquy
5840. iğne deliğine girmek - enter the needle hole
5841. iğne ile kuyu kazmak - dig wells with needle
5842. iğne ipliğe dönmek - return to needle and thread
5843. iğnelemek - prickle
5844. iğnelenmek - do
5845. iğrendirmek - cloy
5846. iğrenilmek - do
5847. iğrenmek - feel disgust
5848. iğrilmek - do
5849. ihaleye çıkarılmak - put out to tender
5850. ihanete uğramak - do
5851. ihmal edilmek - go unheeded
5852. ihramdan çıkmak - exit ihram
5853. ihtimal vermemek - avoid possibility
5854. ihtimam göstermek - show care
5855. ihtisas yapmak - specialize
5856. ihtiyaca cevap vermek - respond to needs
5857. ihtiyaç duymak - need
5858. ihtiyar heyeti - do
5859. ihtiyarlamak - grow old
5860. ihtiyarlatmak - do
5861. ihtiyatlı bulunmak - do
5862. ihtiyatlı davranmak - keep oneself close
5863. ikamete memur edilmek - do
5864. iki arada kalmak - do
5865. iki eli böğründe kalmak - stay two hand flank
5866. iki eli yanına gelmek - do
5867. iki gözü iki çeşme ağlamak - cry ones eyes out
5868. iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak - do
5869. iki lâfı bir araya getirememek - do
5870. iki ucunu bir araya getirememek - do
5871. iki yakasını bir araya getirmek - bring together the two sides
5872. ikilemek - reduplicate
5873. ikilenmek - do
5874. ikileşmek - do
5875. ikiletmek - do
5876. ikisi bir kapıya çıkmak - go on a two door
5877. ikmale bırakmak - supply leave
5878. ikmale kalmak - supply stay
5879. ikram görmek - see catering
5880. ikrar vermek - profess
5881. iktidarsızlaşmak - do
5882. ilaç yazmak - prescribe
5883. ilaçlamak - disinfect
5884. ilaçlanmak - do
5885. ilâhlaşmak - do
5886. ilân vermek - proclaim
5887. ilenmek - do
5888. ileri geçmek - move forward
5889. ileri gelmek - set forth
5890. ileri geri etmemek - do
5891. ilerisine gitmek - go beyond
5892. ilerlemek - advance
5893. ilerletmek - improve
5894. iletilmek - do
5895. iletişmek - communicate
5896. iletmek - hand in
5897. ilgi duymak - do
5898. ilgi görmek - see interest
5899. ilgilemek - do
5900. ilgilendirmek - bear on
5901. ilgilenmek - do
5902. ilginçleşmek - interest to
5903. ilgisini kesmek - dissociate oneself from
5904. iliğine kadar ıslanmak - get wet to the bone
5905. iliğini kemirmek - gnaw the marrow
5906. iliklemek - button up
5907. iliklenmek - button to
5908. iliklerinde duymak - hear the marrow
5909. ilintilemek - do
5910. ilişiği kalmamak - do
5911. ilişiğini kesmek - have nothing to do with
5912. ilişilmek - do
5913. ilişkilendirmek - associate
5914. ilişmek - clap
5915. iliştirilmek - do
5916. iliştirmek - attach
5917. ilkelleşmek - do
5918. ilklendirmek - initialize
5919. illetine uğramak - stop the disease
5920. ilmiklenmek - do
5921. ilminden anlamak - understand the science
5922. ilsizleşmek - do
5923. iltihaplanmak - gather
5924. imale yapmak - do imale
5925. imbikten çekmek - take the retort
5926. imgelemek - imagine
5927. imgelenmek - do
5928. imiğine sarılmak - do
5929. imkân vermek - provide
5930. imlâya gelmemek - arrive to imlay
5931. imlemek - do
5932. imrendirmek - envy you
5933. imrenmek - long for
5934. imresemek - do
5935. imtihana çekmek - take the test
5936. imza vermek - autograph
5937. imzalamak - sign
5938. inadı tutmak - keep stubbornness
5939. inandırılmak - do
5940. inandırmak - convince
5941. inanılmak - do
5942. inanmak - believe
5943. inat etınek - do
5944. inatlaşmak - do
5945. inayette bulunmak - do
5946. incaz - do
5947. incelemek - examine
5948. incelettirmek - do
5949. incelmek - taper
5950. inci saçmak - pearl hair
5951. incinmek - hurt
5952. incir çekirdeğini doldurmamak - fill out the trivial
5953. incitilmek - hurt to
5954. incitmek - hurt
5955. indirgemek - reduce
5956. indirgenmek - do
5957. indiriş etmemek - do
5958. indirmek - reduce
5959. ineklemek - mug
5960. infial göstermek - show indignation
5961. infial uyandırmak - arouse indignation
5962. infiale kapılmak - outrage doors to
5963. İngilizceleştirmek - english
5964. inhimak - do
5965. inildemek - do
5966. inilemek - do
5967. inilmek - do
5968. inim inim inletmek - im in the inlet in
5969. inisiyatifini kullanmak - use initiative
5970. inkıraza uğramak - undergo extinction
5971. inkıtaa uğramak - undergo inkta
5972. inkıyad - do
5973. inkisarı tutmak - keep the radius
5974. inkişaf ettirmek - flourish move
5975. inletmek - inlet to
5976. inmek - go down
5977. innemek - inn
5978. insan eti yemek - eat human flesh
5979. insan içine çıkmak - go into human
5980. insanlaşmak - humanise
5981. insanlıktan çıkmak - exit humanity
5982. inspiryum - do
5983. inzivaya çekilmek - retreat
5984. ip takmak - attach ropes
5985. ipe gitmek - mount the scaffold
5986. ipi kırmak - break the rope
5987. ipilemek - do
5988. ipini kırmak - break the rope
5989. ipka kalmak - stay ipk
5990. iplemek - look forward
5991. iplememek - do
5992. iplik çekmek - draw yarn
5993. ipliklenmek - do
5994. ipten kuşak kuşanmak - put on the rope belt
5995. irdelemek - examine
5996. irileşmek - do
5997. irkilmek - recoil
5998. isim koymak - do
5999. isim vermek - dub
6000. isim yapmak - make a name
6001. isimlendirmek - entitle
6002. iskambil kâğıdı gibi devrilmek - do
6003. iskeleti çıkmak - exit skeleton
6004. İslâmlaşmak - convert to islam
6005. islemek - handle
6006. islenmek - process
6007. ismi çıkmak - exit name
6008. ismi geçmek - pass name
6009. ismini cismini bilmemek - do
6010. ispatlamak - prove
6011. ispatlanmak - prove
6012. ispiyonlamak - rat
6013. istasyon yapmak - station
6014. istek duymak - desire to hear
6015. istek uyandırmak - desire to awaken
6016. isteklendirmek - dispose
6017. isteklenmek - do
6018. istemek - want
6019. istenilmek - do
6020. istenmek - do
6021. istetmek - do
6022. istifayı basmak - press resignation
6023. istifini bozmamak - do
6024. istiflemek - stow
6025. istiflenmek - stack
6026. istihareye yatmak - do
6027. istikamet vermek - give direction
6028. istikrar bulmak - find stability
6029. istintak edilmek - do
6030. iş bilmek - do
6031. iş birliği yapmak - cooperate
6032. iş bitirmek - do the trick
6033. iş çevirmek - do
6034. iş çığrından çıkmak - exit the business degenerated
6035. iş çıkarmak - remove business
6036. iş görmek - serve the purpose
6037. iş göstermek - show business
6038. iş inada binmek - do
6039. iş işlemek - do
6040. iş işten geçmek - pass the business work
6041. iş sarpa sarmak - work to heal the steep
6042. iş tutmak - keep job
6043. iş vermek - employ
6044. iş yapmak - do business
6045. işanmak - do
6046. işaretlemek - mark
6047. işaretlenmek - do
6048. işaretleşmek - signal
6049. işe karışmak - get involved
6050. işe koyulmak - sit down to work
6051. işemek - piss
6052. işenmek - pee
6053. işetmek - do
6054. işi aksi gitmek - do
6055. işi anlamak - understand the business
6056. işi azıtmak - do
6057. işi bozmak - throw a monkey wrench in the works
6058. işi bozulmak - work to break down
6059. işi gücü bırakmak - work leave power
6060. işi oluruna bırakmak - let sleeping dogs lie
6061. işi pişirmek - cook job
6062. işi rast gitmek - do
6063. işi resmiyete dökmek - pour the job to formalize
6064. işi savsaklamak - do
6065. işi tatlıya bağlamak - work to connect sweet
6066. işi uzatmak - extend the business
6067. işin içinden çıkamamak - do
6068. işin kolayına kaçmak - do
6069. işin rengi değişmek - do
6070. işin üstesinden gelmek - overcome business
6071. işini bilmek - know ones way about
6072. işini görmek - see through
6073. işini yoluna koymak - put work into the way
6074. işitilmek - do
6075. işitmek - hear
6076. işittirmek - make hear whomever
6077. işkenceye sokmak - do
6078. işkillenmek - do
6079. işlemek - commit
6080. işlence - do
6081. işlenebilmek - do
6082. işlenmek - process
6083. işletmek - operate
6084. işsiz güçsüz kalmak - stay weak unemployed
6085. iştahı kabarmak - bloat appetite
6086. iştahlanmak - do
6087. işten güçten kalmak - stay in the work force
6088. it gibi çalışmak - work like a dog
6089. iteklemek - push to
6090. itelemek - push
6091. itelenmek - do
6092. itibar görmek - see as
6093. itibarsızlaşmak - do
6094. itibarsızlaştırmak - do
6095. itidalini kaybetmek - do
6096. itilemek - do
6097. itilmek - do
6098. itimat beslemek - foster trust
6099. itişip kakışmak - shove
6100. itişmek - jostle
6101. itlenmek - do
6102. itleşmek - do
6103. itmek - push
6104. ittifak etmemek - do
6105. ittifak ettirmek - confederate
6106. ittifak ettirmemek - avoid alliance
6107. ittirilmek - do
6108. ittirmek - let somebody push
6109. ittirtilmek - do
6110. ittirtmek - find somebody who lets somebody else pushpropel
6111. ivdirmek - do
6112. ivedilenmek - do
6113. ivedileşmek - do
6114. ivmek - do
6115. iyeşmek - do
6116. iyi gelmek - suit
6117. iyi gözle bakmamak - opt to look good
6118. iyi söylemek - good to say
6119. iyileşmek - become better
6120. iyileştirmek - make something better
6121. iyiliği dokunmak - touch the goodness
6122. iyiye çekmek - take good
6123. iyonlaştırmak - ionize
6124. iz bırakmak - scar
6125. izah edilmek - do
6126. izahat vermek - give explanations
6127. izin çıkmak - exit permit
6128. izin istemek - ask a permission
6129. izin koparmak - wangle leave
6130. izin vermek - let
6131. izine basmak - press permit
6132. izine dönmek - do
6133. izlemek - follow
6134. izlenmek - follow
6135. izletmek - watch
6136. izlettirmek - do
6137. izzetinefse dokunmak - touch izzetinefs
6138. izzetinefsine yedirememek - do
6139. jelâtinlemek - gel
6140. jigolo tutmak - keep gigolo
6141. jimnastik yapmak - do gymnastics
6142. jurnallemek - do
6143. kabadayılanmak - do
6144. kabadayılaşmak - do
6145. kabadayılık taslamak - bully
6146. kabahat bulmak - find fault
6147. kabahat işlemek - handle misdemeanor
6148. kabahati birine yüklemek - install one to blame
6149. kabahati yüklemek - lay the blame at ones door
6150. kabaklamak - squash
6151. kabaklaşmak - do
6152. kabalaştırmak - coarsen
6153. kaballamak - do
6154. kabarmak - swell
6155. kâbına varamamak - do
6156. kabine çekilmek - do
6157. kabir azabı çekmek - take to the grave punishment
6158. kable’t-temîl - do
6159. kabuğu dışına çıkmak - do
6160. kabuğuna çekilmek - retire into oneself
6161. kabuk bağlamak - encrust
6162. kabuklanmak - crust
6163. kabuklaşmak - do
6164. kabuksuz yumurtlatmak - do
6165. kabullenmek - accept
6166. kaburgaları çıkmak - exit ribs
6167. kâbus basmak - press nightmare
6168. kaçamak yapmak - dodge
6169. kaçılmak - do
6170. kaçımsamak - do
6171. kaçınılmazlaşmak - do
6172. kaçınmak - avoid
6173. kaçırılmak - do
6174. kaçırmak - catch
6175. kaçışmak - escape
6176. kaçmak - run away
6177. kad çekmek - attract women
6178. kadastroya geçmek - pass cadastral
6179. kadavralaşmak - do
6180. kadeh kaldırmak - toast
6181. kadeh tokuşturmak - clink glasses
6182. kademelemek - do
6183. kademelendirmek - stag to
6184. kademelenmek - do
6185. kadınlaşmak - do
6186. kadınsılaşmak - do
6187. kadifeleşmek - do
6188. kadifeleştirmek - do
6189. kadrini anlamak - understand the dial
6190. kadrolaşmak - staff to
6191. kafa bulmak - do
6192. kafa eskitmek - head wear
6193. kafa göz yarmak - head eye split
6194. kafa kalmamak - remain head
6195. kafa koymamak - put the head
6196. kafa tutmak - challenge
6197. kafa yapmak - make head
6198. kafa yormak - ponder
6199. kafası bulanmak - find the head
6200. kafası dumanlanmak - do
6201. kafası durmak - stand head
6202. kafası düzelmek - meliorate head
6203. kafası ile oynamak - play with the head
6204. kafası takılmak - head hang
6205. kafası yerine gelmek - do
6206. kafasına geçirmek - put the head
6207. kafasına koymak - do
6208. kafasına söz girmemek - enter the word on the head
6209. kafasına vurmak - crown
6210. kafasında tutmak - keep in mind
6211. kafasından çıkarmak - remove the head
6212. kafasından geçirmek - put his head
6213. kafasını dinlemek - possess ones soul in peace
6214. kafasını kaldırmak - remove the head
6215. kafasını kırmak - break the head
6216. kafasını kullanmak - use your head
6217. kafasını kurcalamak - preoccupy
6218. kafasını sokmak - tuck your head
6219. kafasını toplamak - gather head
6220. kafasını uçurmak - head off
6221. kafasını vurmak - hit his head
6222. kafasının dikine gitmek - take ones head
6223. kafaya çıkmak - go head
6224. kafayı bulandırmak - cloud the mind
6225. kafayı çalıştırmak - do
6226. kafayı değiştirmek - do
6227. kafayı dinlemek - listen to the head
6228. kafayı işletmek - do
6229. kafayı tütsülemek - do
6230. kafayı yemek - go haywire
6231. kafeslemek - coop
6232. kâfi gelmek - suffice
6233. kâfirleşmek - do
6234. kâğıda dökmek - indite
6235. kâğıt kaleme sarılmak - do
6236. kâğıtlanmak - do
6237. kağşamak - do
6238. kahır yüzünden lütfa uğramak - do
6239. kahırlanmak - do
6240. kahirlenmek - do
6241. kahkahadan kırılmak - break with laughter
6242. kahpelenmek - do
6243. kahpeleşmek - do
6244. kahretmek - confound
6245. kahreylemek - do
6246. kahrolmak - down to
6247. kaka yapmak - shit
6248. kakalamak - do
6249. kakılmak - do
6250. kakımak - do
6251. kakışmak - hustle
6252. kakıştırmak - do
6253. kakmak - beetle
6254. kalabalıklaşmak - congest
6255. kalafata çekmek - attract caulk
6256. kalafatlamak - caulk
6257. kalaydan çıkmak - exit tin
6258. kalaylamak - blanch
6259. kalaylanmak - blanch
6260. kalaylatmak - do
6261. kalbi ağzına gelmek - come to the heart in his mouth
6262. kalbi dayanmamak - withstand the heart
6263. kalbi ferahlamak - heart to relief
6264. kalbi parçalanmak - break the heart
6265. kalbi yerinden oynamak - do
6266. kalbi yırtılmak - heart rip
6267. kalbini doldurmak - fill his heart
6268. kalbini eritmek - melt the heart
6269. kalbini kazanmak - win the heart
6270. kalbiyle konuşmak - talk to your heart
6271. kalburdan geçirmek - sift
6272. kalburla su taşımak - plow the sand
6273. kalburlamak - plow back
6274. kalburlanmak - do
6275. kalburlatmak - do
6276. kaldıramamak - do
6277. kaldırılmak - do
6278. kaldırım çiğnemek - chew sidewalk
6279. kaldırımları arşınlamak - tread the pavement
6280. kaldırmak - lift up
6281. kale almamak - take the castle
6282. kalem çekmek - take pen
6283. kaleme gelmemek - come to the pen
6284. kaleminden çıkmak - exit pen
6285. kaleminden kan damlamak - do
6286. kalgımak - do
6287. kalıbı değiştirmek - die
6288. kalıbı dinlendirmek - die
6289. kalıbını basmak - press the mold
6290. kalıbının adamı olmamak - do
6291. kalınlaşmak - thicken
6292. kalınlaştırmak - thicken
6293. kalınlatmak - do
6294. kalınmak - stay
6295. kalıp gibi oturmak - sit like mold
6296. kalıp gibi serilmek - spread like mold
6297. kalıp gibi uyumak - do
6298. kalıplanmak - do
6299. kalıplaşmak - stereotype
6300. kalıplatmak - do
6301. kalıptan kalıba girmek - enter the mold from the mold
6302. kalkerleşmek - do
6303. kalkımak - get up
6304. kalkındırmak - uplift
6305. kalkınmak - do
6306. kalkıp kalkıp oturmak - sit up and up
6307. kalkışılmak - do
6308. kalkışmak - attempt
6309. kalkmak - go up
6310. kalmak - remain
6311. kalp kırmak - break your heart
6312. kalp olmamak - do
6313. kama basmak - press the wedge
6314. kamalamak - do
6315. kamaşmak - dazzle
6316. kamaştırmak - sparkle
6317. kamburlaşmak - hog
6318. kamburlaştırmak - hump
6319. kamburunu çıkarmak - arch
6320. kamçılamak - whip
6321. kamçılanmak - do
6322. kamçılaşmak - do
6323. kamçılatmak - do
6324. kameti artırmak - increase the residence
6325. kamp kurmak - camp
6326. kamulaştırılmak - do
6327. kamulaştırmak - dispossess
6328. kamyonu devirmek - truck to overturn
6329. kan ağlamak - bleed
6330. kan akıtmak - do
6331. kan çekmek - draw blood
6332. kan dökmek - spill blood
6333. kan istemek - want blood
6334. kan oturmak - sit blood
6335. kan tere batmak - blood sweat to sink
6336. kana kan istemek - want blood for blood
6337. kanaat getirmek - bring contentment
6338. kanamak - bleed
6339. kanat alıştırmak - do
6340. kanatlanmak - do
6341. kanatmak - do
6342. kancalanmak - do
6343. kandırılmak - do
6344. kandırmak - deceive
6345. kandilleşmek - do
6346. kangallamak - do
6347. kangallanmak - coil to
6348. kangımak - do
6349. kangrenleşmek - become gangrenous
6350. kangrenleştirmek - do
6351. kanı donmak - blood congeal
6352. kanı ısınmak - blood heat
6353. kanı kurumak - blood to dry
6354. kanı temizlenmek - blood to be cleaned
6355. kanıklanmak - do
6356. kanıkmak - do
6357. kanıksamak - do
6358. kanına dokunmak - touch the blood
6359. kanına ekmek doğramak - cut bread into blood
6360. kanını içine akıtmak - flow into the blood
6361. kanını kaynatmak - blood boil
6362. kanını kurutmak - drain the blood
6363. kanını yerde koymak - put the blood on the floor
6364. kanırmak - do
6365. kanıtlamak - prove
6366. kanıtlanmak - prove
6367. kanlamak - bloody
6368. kanlandırmak - do
6369. kanlanmak - do
6370. kanmak - believe
6371. kanserleşmek - do
6372. kansızlaşmak - do
6373. kantarın topunu kaçırmak - miss the ball weighbridge
6374. kantarlamak - do
6375. kanunileştirmek - do
6376. kanunlaşmak - do
6377. kanunlaştırılmak - do
6378. kapaklanmak - do
6379. kapalı duruşma yapmak - do
6380. kapalı yetişmek - keep off
6381. kapamak - close
6382. kapan kurmak - set a trap
6383. kapana sıkıştırmak - compress to closed
6384. kapanmak - close down
6385. kaparozlamak - do
6386. kapatılmak - do
6387. kapatmak - close
6388. kapattırmak - shut down
6389. kapı aramak - door search
6390. kapı kapı aramak - door to door search
6391. kapı yapmak - lead up to a subject
6392. kapıda kalmak - stay at the door
6393. kapıdan çevirmek - turn the door
6394. kapıları açık tutmak - keep the doors open
6395. kapılmak - abandon oneself
6396. kapıp koyuvermek - grab letting go
6397. kapısına kilit vurmak - hit the door lock
6398. kapısını çalmak - knock on the door
6399. kapış kapış gitmek - go like hot cakes
6400. kapış kapış yapmak - scramble scramble
6401. kapışmak - snatch
6402. kapıştırmak - do
6403. kapıya dayanmak - rely on door
6404. kapıyı göstermek - show the door
6405. kapitalistleşmek - do
6406. kapitalistleştirmek - do
6407. kaplamak - line
6408. kaplanmak - do
6409. kaplatmak - maximize to
6410. kapmak - snatch
6411. kapsamak - include
6412. kapsamını genişletmek - expand the scope
6413. kaptırmak - give free rein to
6414. kâr bırakmak - leave a profit
6415. kâr etmemek - make profit
6416. kâr getirmek - sell at a premium
6417. kara çalmak - slander
6418. kara kedi geçmek - pass a black cat
6419. karagök - do
6420. karagöz oynatmak - play bream
6421. karalanmak - slander
6422. karalatmak - do
6423. karalattırmak - do
6424. karaltılmak - do
6425. karamak - brown
6426. karambole getirmek - bring disorder
6427. karamsarlaştırmak - do
6428. karanfili sıkmak - squeeze the cloves
6429. karanlığa kalmak - stay dark
6430. karannımak - do
6431. karar bulmak - do
6432. karar kılmak - decide on
6433. karar vermek - decide
6434. karara bağlamak - resolve
6435. kararında bırakmak - leave the decision
6436. kararlamak - decision
6437. kararlaşmak - do
6438. kararlaştırılmak - do
6439. kararmak - become black
6440. karartılmak - do
6441. karavana çıkmak - exit trailer
6442. karavanadan yemek - do
6443. karaya çıkarmak - debark
6444. karbonlamak - carburet
6445. karbonlaşmak - char
6446. kardeşlenmek - tiller to
6447. kardırmak - lift your
6448. karelemek - square off
6449. kargaşa çıkarmak - and chaos
6450. kargılanmak - meet
6451. kargımak - spear to
6452. kargışlamak - do
6453. kârı olmamak - do
6454. karıkmak - furrow
6455. karılaşmak - do
6456. karılmak - do
6457. karımak - do
6458. karınca yuvası gibi kaynamak - boil anthill
6459. karınmak - profit
6460. karışabilmek - can mix
6461. karışanı görüşeni olmamak - do
6462. karışmak - interfere
6463. karıştırılmak - do
6464. karıştırmak - confuse
6465. karıştırtmak - let somebody jumble somebody else
6466. karikatürleştirmek - caricature
6467. karine ile anlamak - understand the presumption
6468. karlamak - snow
6469. karlanmak - do
6470. karmak - mix
6471. karmaşmak - do
6472. karmaştırmak - do
6473. karnını doldurmak - fill his belly
6474. karşı çıkmak - oppose
6475. karşı durmak - stand against
6476. karşı gelmek - go against
6477. karşı karşıya gelmek - do
6478. karşı koymak - resist
6479. karşılamak - meet
6480. karşılanmak - meet
6481. karşılaşmak - encounter
6482. karşılaştırılmak - do
6483. karşılaştırmak - compare
6484. karşılık vermek - answer
6485. karşılıkta bulunmak - do
6486. karşısına geçmek - cross
6487. karşıtlamak - do
6488. karşıtlaşmak - do
6489. kart basmak - clock out
6490. kartalmak - eagle
6491. kartelleşmek - cartelize
6492. kartonlamak - do
6493. kasalamak - deposit
6494. kasayı devretmek - hand over the safe
6495. kasılmak - swagger
6496. kasınmak - itch
6497. kaskatı kesilmek - stiffen
6498. kaslaşmak - do
6499. kasmak - stretch
6500. kasnak işlemek - handle hoop
6501. kasnaklamak - drum
6502. kastarlamak - do
6503. kastetmek - intend
6504. kaş göz işareti yapmak - do these eyes
6505. kaş yıkamak - wash eyebrow
6506. kaşağılamak - curry
6507. kaşağılanmak - curry
6508. kaşağılatmak - do
6509. kaşandırmak - do
6510. kaşanmak - do
6511. kaşarlanmak - sophisticate
6512. kaşelemek - stamp
6513. kaşıklanmak - do
6514. kaşımak - scratch
6515. kaşındırmak - itch
6516. kaşınmak - itch
6517. kaşlamak - brace
6518. kat çıkmak - exit times
6519. katakulli okumak - read fiddle
6520. katakulli yapmak - fiddle
6521. katakulliye gelmek - come fiddle
6522. kataloglamak - catalog
6523. katarlanmak - do
6524. kategorilendirmek - categorize
6525. katetmek - cover
6526. katılaşmak - become solid
6527. katılaştırmak - make solid
6528. katılmak - join
6529. katır tepmişe dönmek - return mule tepmi
6530. katırlaşmak - do
6531. katışmak - embed
6532. katıştırmak - embed
6533. katileşmek - do
6534. katkıda bulunmak - contribute
6535. katkılanmak - dop
6536. katlamak - fold
6537. katlandırmak - multiplex to
6538. katlanılmak - do
6539. katlanmak - bear
6540. katlatmak - do
6541. katletmek - slaughter
6542. katmak - add
6543. katmanlaşmak - stratify
6544. katmer kaldırmak - ply remove
6545. katmerleşmek - do
6546. katranlamak - tar
6547. katranlanmak - tar
6548. kavara çekmek - take kavarna
6549. kavga çıkmak - go fight
6550. kavga kopmak - do
6551. kavgada yumruk sayılmamak - do
6552. kavgalaşmak - do
6553. kavileşmek - do
6554. kavilleşmek - do
6555. kavis çizmek - curve
6556. kavlamak - tinder to
6557. kavlanmak - do
6558. kavlaşmak - do
6559. kavlatmak - do
6560. kavletmek - do
6561. kavramak - clutch
6562. kavramlaşmak - do
6563. kavranılmak - comprehend
6564. kavranmak - do
6565. kavratmak - understand
6566. kavrulmak - broil
6567. kavurmak - roast
6568. kavuşmak - reunite
6569. kavuşturmak - fold
6570. kavzamak - do
6571. kaybedilmek - do
6572. kaybetmek - lose
6573. kaybolmak - get lost
6574. kaydedilmek - do
6575. kaydetmek - record
6576. kaydettirmek - register
6577. kaydırılmak - do
6578. kaydırmak - slip
6579. kaydolmak - sign up
6580. kaygı çekmek - take care
6581. kaygılanmak - worry
6582. kayık yanaştırmak - boat berthing
6583. kayıp vermek - do
6584. kayıplara karışmak - vanish
6585. kayırmak - favor
6586. kayıt altına girmek - enter record
6587. kayıt koymak - put on record
6588. kayıtmak - register
6589. kayıtsız kalmak - do
6590. kaykay yapmak - skate boarding
6591. kaykılmak - do
6592. kaymak - slide
6593. kaymaklanmak - cream to
6594. kaynaklanmak - arise
6595. kaynamak - boil
6596. kaynaşmak - coalesce
6597. kaynaştırılmak - do
6598. kaynaştırmak - let somebody to coalesce
6599. kaynaştırtılmak - find somebody to let somebody else to be coalesced
6600. kaynaştırtmak - find somebody to let somebody else to coalesce
6601. kaynatılmak - boil
6602. kaynatmak - boil
6603. kaypaklaşmak - do
6604. kaypamak - do
6605. kayrılmak - do
6606. kayşamak - do
6607. kaytarmak - loaf
6608. kazandırmak - bring
6609. kazanılmak - gain
6610. kazanmak - win
6611. kazaya bırakmak - leave accident
6612. kazaya rıza göstermek - consent to accident
6613. kazdırmak - dig
6614. kazı koz anlamak - understand excavation trump
6615. kazık dikmek - pile perk
6616. kazık kakmak - encrypt pile
6617. kazıklamak - bunco
6618. kazıklanmak - pay through the nose
6619. kazılmak - do
6620. kazımak - scrape
6621. kazınmak - scrape
6622. kazıtmak - shave
6623. kazmak - dig
6624. keçelemek - felt to
6625. keçeleşmek - mat
6626. keçesini sudan çıkarmak - remove the seal from the water
6627. keçileri kaçırmak - go bananas
6628. keder çekmek - take grief
6629. keder vermek - grief
6630. kederlenmek - grieve
6631. kefaretini ödemek - do penance
6632. kefekiye dönmek - return to kefeki
6633. kefelemek - do
6634. kefenlemek - shroud
6635. kefil göstermek - show guarantor
6636. kehanette bulunmak - foretell
6637. kekelemek - stutter
6638. kekemeleşmek - do
6639. kekilmek - do
6640. kekmek - cake
6641. kektirmek - do
6642. kelepçelemek - manacle
6643. keli kızmak - do
6644. keli körü toplamak - bald to collect the blind
6645. kelimeleri tartarak konuşmak - do
6646. kelimeleşmek - do
6647. kelle koşturmak - rush head
6648. kellesini uçurmak - behead
6649. kellesini vurdurmak - shot to the head
6650. kelleşmek - bald to
6651. kem gözle bakmak - do
6652. kementlemek - lasso
6653. kemerini sıkmak - tighten ones belt
6654. kemik kesilmek - bone to be cut
6655. kemikleri sayılmak - do
6656. kemikleri sızlamak - turn in ones grave
6657. kemiklerini kırmak - break their bones
6658. kemikleşmek - ossify
6659. kemirilmek - do
6660. kemirmek - gnaw
6661. kenar gezmek - visit edge
6662. kenara çekilmek - step aside
6663. kenarı bastırmak - suppress the edge
6664. kendi ağzıyla tutulmak - keep his own mouth
6665. kendi ayağı ile gelmek - come with their feet
6666. kendi göbeğini kendi kesmek - pull oneself up by ones own bootstraps
6667. kendi hâlinde bırakmak - leave in their case
6668. kendi hâline bırakmak - leave his own case
6669. kendi içine çekilmek - retreat into their own
6670. kendi kendine yetmek - do
6671. kendi kendini yemek - fret
6672. kendi köşesinde yaşamak - live in their corner
6673. kendi kuyusunu kendi kazmak - dig their own wells
6674. kendi yağıyla kavrulmak - do
6675. kendinde olmamak - do
6676. kendinde toplamak - gather
6677. kendinden geçmek - get carried away
6678. kendine gelmek - come to life
6679. kendini alamamak - give oneself over
6680. kendini aşağı görmek - see itself down
6681. kendini avutmak - console oneself
6682. kendini beğendirmek - endear oneself to
6683. kendini beğenmek - feel ones oats
6684. kendini bırakmak - surrender
6685. kendini bilmek - you know yourself
6686. kendini bir şey sanmak - do
6687. kendini bir yerde bulmak - find himself somewhere
6688. kendini dev aynasında görmek - do
6689. kendini dinlemek - listen to himself
6690. kendini dirhem dirhem satmak - sell himself dirhams dirhams
6691. kendini ele vermek - do
6692. kendini fasulye gibi nimetten saymak - say the blessing itself as beans
6693. kendini göstermek - do
6694. kendini hissettirmek - do
6695. kendini kapı dışında bulmak - find himself outside the door
6696. kendini kaptırmak - do
6697. kendini kaybetmek - lose yourself
6698. kendini matah sanmak - think himself no prize
6699. kendini naza çekmek - sight himself to take
6700. kendini paralamak - lay oneself out
6701. kendini tutamamak - loose ones selfcontrol
6702. kendini yoklamak - poll itself
6703. kene gibi yapışmak - do
6704. kenet gibi yapışmak - stick like a seam
6705. kenetlemek - clench
6706. kenetlenmek - do
6707. kentleşmek - do
6708. kentlileşmek - do
6709. kepeklenmek - do
6710. kepenkleri indirmek - download shutters
6711. kepmek - cap
6712. keramette bulunmak - do
6713. kergek bolmak - do
6714. kerpiçleşmek - do
6715. kertesine gelmek - come to the rhumb
6716. kertesine getirmek - bring the rhumb
6717. kertiklemek - do
6718. kertilmek - do
6719. kervana katılmak - join the caravan
6720. keseklenmek - do
6721. kesel gelmek - do
6722. keselemek - scour
6723. keselenmek - do
6724. keseletmek - do
6725. keseneğe vermek - give deduction
6726. kesesi elvermemek - do
6727. kesesine bir şey girmemek - enter anything in the bag
6728. kesesine güvenmek - rely on the pouch
6729. kesesini doldurmak - line ones pocket
6730. keseye davranmak - treat pouch
6731. kesiklik vermek - give breaks
6732. kesilmek - do
6733. kesinleşmek - become absolute
6734. kesinmek - do
6735. kesintiye uğramak - do
6736. kesip biçmek - saw out
6737. kesişmek - intersect
6738. keskenmek - do
6739. keskinleşmek - sharpen
6740. keskinleştirmek - sharpen
6741. keskinletmek - do
6742. kesmek - cut
6743. kestirilmek - estimate
6744. kestirmeden gitmek - take a shortcut
6745. kestirmek - nap
6746. keşfedilmek - do
6747. keşfetmek - discover
6748. keşfettirmek - do
6749. keşikleşmek - do
6750. keşlemek - do
6751. keyfetmek - do
6752. keyfi bilmek - pleasure to know
6753. keyfi gelmek - come to enjoy
6754. keyfi kaçmak - get the pips
6755. keyfine bakmak - regale
6756. keyfini çıkarmak - enjoy
6757. keyfinin kâhyası olmamak - enjoy not the steward
6758. keyif çatmak - lash tips
6759. keyif sormak - ask for tips
6760. keyif vermek - intoxicate
6761. keyiflenmek - rejoice
6762. keyifsizlenmek - do
6763. kıç attırmak - do
6764. kıçın kıçın gitmek - go ass to ass
6765. kıçırmak - do
6766. kıçkırmak - do
6767. kıçüstü oturmak - do
6768. kığılamak - do
6769. kığışmak - do
6770. kıkırdamak - chuckle
6771. kıkırdatmak - do
6772. kılağılamak - do
6773. kılavuzlamak - do
6774. kıldırmak - do
6775. kılı kıpırdamamak - make the move
6776. kılıç çalmak - do
6777. kılıç çekmek - draw the sword
6778. kılıçı kınına koymak - put the sword to its sheath
6779. kılıçlama kaçmak - escape feathered
6780. kılıçtan geçirmek - saber
6781. kılıfına uydurmak - keep the sheath
6782. kılığına çeki düzen vermek - spruce dressed
6783. kılığına girmek - enter the costume
6784. kılıktan kılığa girmek - enter the costume disguise
6785. kılına dokunmamak - touch the hair
6786. kılınmak - do
6787. kıllandırmak - do
6788. kıllanmak - do
6789. kılmak - make
6790. kılmamak - do
6791. kımıldamak - move
6792. kımıldanmak - do
6793. kımıldatmak - stir
6794. kımlanmak - do
6795. kına koymak - put henna
6796. kına vurmak - hit condemned
6797. kına yakılmak - do
6798. kına yakınmak - do
6799. kına yakmak - gloat
6800. kınalamak - do
6801. kınalanmak - do
6802. kınamak - condemn
6803. kınanmak - do
6804. kınlamak - fracture
6805. kıpırdamak - move
6806. kıpırdaşmak - shimmer to
6807. kıpırdatmak - wiggle
6808. kıpıştırmak - do
6809. kıpmak - crop
6810. kıpramak - do
6811. kıraçlaşmak - do
6812. kıran girmek - break into
6813. kırbaçlamak - whip
6814. kırbaçlanmak - do
6815. kırbaçlatmak - do
6816. kırçıllanmak - do
6817. kırçıllaşmak - do
6818. kırdırmak - let somebody break
6819. kırdırtmak - find someone who let somebody break something
6820. kırılmak - break
6821. kırınmak - do
6822. kırıp dökmek - dilapidate
6823. kırıp sarmak - break to wrap
6824. kırışmak - wrinkle
6825. kırıştırmak - wrinkle
6826. kırıtmak - behave coquettishly
6827. kırk basmak - press forty
6828. kırk kapının ipini çekmek - pull the rope forty doors
6829. kırkılmak - do
6830. kırklamak - do
6831. kırklara karışmak - mingle with forty
6832. kırlaşmak - turn gray
6833. kırmak - break
6834. kırmızı kart görmek - see red card
6835. kırpılmak - do
6836. kırpışmak - flicker
6837. kırpıştırmak - blink
6838. kırpıt - do
6839. kırpıtmak - do
6840. kısa kesmek - cut short
6841. kısa tutmak - keep it short
6842. kısalmak - shorten
6843. kısaltılmak - shorten
6844. kısalttırmak - do
6845. kısarmak - do
6846. kısılmak - dim
6847. kısımlamak - do
6848. kısınmak - do
6849. kısırganmak - do
6850. kısırlaşmak - do
6851. kısıtlamak - restrict
6852. kısıtlanmak - do
6853. kıskaçlamak - claw back
6854. kıskandırmak - envy
6855. kıskanılmak - do
6856. kıskanmak - do
6857. kısmak - reduce
6858. kısmet beklemek - wait fortune
6859. kısmeti açılmak - fortune to open
6860. kısmeti bağlanmak - connect fortune
6861. kısmetini ayağıyla tepmek - do
6862. kısmetini bağlamak - connect a fortune
6863. kıstırılmak - do
6864. kıstırmak - pinch
6865. kış uykusuna yatmak - hibernate
6866. kışkırtılmak - do
6867. kışkırtmak - arouse
6868. kışkışlamak - shoo
6869. kışlamak - overwinter
6870. kışlatmak - winter to
6871. kıtırdamak - do
6872. kıtırdatmak - do
6873. kıtlaşmak - do
6874. kıtlığına kıran girmek - break into the famine
6875. kıvamlanmak - do
6876. kıvançlanmak - do
6877. kıvanmak - do
6878. kıvırmak - curl
6879. kıvraklaşmak - do
6880. kıvramak - squirm
6881. kıvrandırmak - convulse
6882. kıvranmak - squirm
6883. kıvratmak - do
6884. kıvrılmak - curl
6885. kıvrım kıvrım kıvranmak - do
6886. kıvrımlanmak - do
6887. kıyak kaçmak - escape favor
6888. kıyak yapmak - do smb a pleasure
6889. kıyaklaşmak - do
6890. kıyamete kalmak - stay doomsday
6891. kıyametleri koparmak - pluck judgment
6892. kıyaslamak - compare
6893. kıyaslanmak - compare
6894. kıydırmak - do
6895. kıyıda köşede kalmak - do
6896. kıyılamak - do
6897. kıyılmak - do
6898. kıyınmak - coast to
6899. kıyışmak - coast to
6900. kıymak - mince
6901. kıymetini bilmek - know the value
6902. kıymetlendirmek - do
6903. kıymetlenmek - more value to
6904. kıymetleşmek - do
6905. kıymetleştirmek - do
6906. kız istemek - do
6907. kız kaçırmak - miss girl
6908. kızak yapmak - skid
6909. kızarıp bozarmak - blush destroys the seashore
6910. kızarmak - blush
6911. kızartılmak - do
6912. kızdırılmak - do
6913. kızdırmak - anger
6914. kızgınlaşmak - do
6915. kızılca kıyamet kopmak - do
6916. kızıllanmak - do
6917. kızıllaşmak - glow
6918. kızılmak - red
6919. kızıp durmak - stop angry
6920. kızışmak - heat
6921. kızıştırmak - escalate
6922. kızlaşmak - do
6923. kızmak - get hot
6924. kibarlığı tutmak - keep kindness
6925. kibarlık taslamak - put on style
6926. kibirlenmek - do
6927. kibrine dokunmak - touch arrogance
6928. kibrine yedirememek - do
6929. kifaflanmak - do
6930. kilidi küreği olmamak - do
6931. kilitlenmek - do
6932. kilitletmek - do
6933. killemek - kill
6934. kilo vermek - lose weight
6935. kim vurduya gitmek - do
6936. kimi kimsesi olmamak - do
6937. kin bağlamak - connect grudge
6938. kinlenmek - do
6939. kip gelmek - come mode
6940. kiralamak - hire
6941. kireçlenmek - calcify
6942. kireçleşmek - do
6943. kireçsilemek - do
6944. kireçsizleştirmek - do
6945. kiritmek - swagger
6946. kirizmalamak - do
6947. kirlenmek - do
6948. kirletmek - get something dirty
6949. kirpiği kirpiğine değmemek - do
6950. kirpişmek - flicker to
6951. kirpitmek - do
6952. kistleşmek - do
6953. kişileştirmek - personify
6954. kişilik kazanmak - do
6955. kişnemek - snigger
6956. kitaba el basmak - hand print books
6957. kitlemek - mass
6958. klâsikleşmek - do
6959. klikleşmek - do
6960. klişeleşmek - do
6961. klorlamak - chlorinate
6962. klorürlendirmek - do
6963. klorürleştirmek - do
6964. koca bulmak - hook a husband
6965. kocakarılığı tutmak - keep kocakarlg
6966. kocalmak - do
6967. kocamak - grow old
6968. kocamanlaştırmak - do
6969. kocatmak - do
6970. kocaya kaçmak - do
6971. kocaya varmak - reach husband
6972. koçlanmak - do
6973. koçmak - coach
6974. koçsamak - do
6975. koçumak - coach
6976. koçuşmak - do
6977. kodesi boylamak - go to jail
6978. kodlamak - encode
6979. koflaşmak - do
6980. koğalamak - do
6981. koğalanmak - do
6982. koğdurmak - do
6983. koğmak - do
6984. koğulmak - do
6985. koklamak - smell
6986. koklaşmak - coo
6987. koklaştırmak - do
6988. koklatmak - do
6989. kokmak - have a bad smell
6990. kokorozlanmak - do
6991. kokozlanmak - do
6992. kokulamaq - do
6993. kokulandırmak - scent to
6994. kokulanmak - do
6995. kokuşmak - taint
6996. kokuşturmak - putrefy
6997. kol çekmek - take arms
6998. kol uzatmak - extend the arm
6999. kola çıkma - out arm
7000. kola çıkmak - exit arm
7001. kolalamak - clearstarch
7002. kolan çekmek - attract girth
7003. kolan vurmak - hit girth
7004. kolayına gelmek - come easy
7005. kolayını aramak - easy search
7006. kolayını bulmak - make it convenient
7007. kolaylanmak - do
7008. kolaylaşmak - get easy
7009. kolaylaştırılmak - facilitate
7010. kolaylaştırmak - facilitate
7011. kolaylık göstermek - ease show
7012. kolektifleştirmek - do
7013. kollamak - watch
7014. kollanmak - do
7015. kollarını sallaya sallaya gelmek - come waving their arms
7016. kolonyalamak - do
7017. koltuğu doldurmak - fill the seat
7018. koltuk vermek - seat
7019. koltuklamak - seat
7020. koltuklanmak - do
7021. koltukları kabarmak - swell
7022. kolu kanadı kırılmak - do
7023. komadan çıkmak - do
7024. komaya girmek - go into a coma
7025. komikleşmek - become funny
7026. kompliman yapmak - flatter
7027. komplo hazırlamak - prepare the plot
7028. komploya kurban gitmek - fall victim to conspiracy
7029. komşu kapısına çevirmek - turn to the person next door
7030. komut vermek - order
7031. konaklamak - roost
7032. kondurmak - imprint
7033. konferans çekmek - take conference
7034. konferans vermek - do
7035. konmak - perch
7036. konser vemek - concert and
7037. konsültasyon yapmak - do
7038. kont gibi yaşamak - live
7039. kontak kapatmak - close contacts
7040. kontak kurmak - contact
7041. kontrastlamak - contrast to
7042. kontrpiyede kalmak - stay in kontrpiye
7043. konuk gelmek - do
7044. konulabilmek - put
7045. konulmak - put
7046. konumlanmak - locate
7047. konuşlanmak - deploy
7048. konuşma yapmak - give a speech
7049. konuşmak - speak
7050. konuşmaya dalmak - branch to talk
7051. konuşturmak - draw out
7052. konuşulmak - talk
7053. konutlanmak - do
7054. kooperatifleşmek - do
7055. koparılmak - cut off
7056. koparmak - snatch
7057. kopartılmak - do
7058. koparttırmak - do
7059. kopçalamak - hasp
7060. kopçalanmak - hasp
7061. kopmak - break
7062. kopup gelmek - come wafting
7063. kopya vermek - copy
7064. kopyalanmak - do
7065. kor dökmek - pour cor
7066. kor gibi yanmak - burn like fire
7067. korkalamak - do
7068. korkmak - fear
7069. korku saçmak - sow fear
7070. korku vermek - awe
7071. korkudan çıldırmak - go crazy with fear
7072. korkulmak - do
7073. korkunçlaştırmak - do
7074. korkutmak - make someone scared
7075. korkutturmak - do
7076. korlamak - anneal to
7077. korlanmak - do
7078. korlaşmak - glow
7079. korumak - protect
7080. korunmak - do
7081. korunulmak - do
7082. korutmak - do
7083. kostaklanmak - do
7084. koşa karımak - do
7085. koşağırmak - do
7086. koşmak - run
7087. koşturmak - let somebody run
7088. koşturtmak - order somebody to let somebody run
7089. koşturulmak - do
7090. koşullamak - condition
7091. koşullanmak - do
7092. koşulmak - do
7093. koşuşmak - frisk
7094. koşuşturmak - bustle
7095. kotarılmak - do
7096. kotarmak - dish up
7097. kotlamak - do
7098. kovalamak - chase
7099. kovalanmak - chase
7100. kovdurmak - let somebody firesack somebody else
7101. kovdurtmak - find somebody who lets somebody else firesack another person
7102. kovlamak - do
7103. kovmak - drive
7104. kovmamak - kick
7105. kovulmak - do
7106. kovuşturma yapmak - do
7107. kovuşturmak - prosecute
7108. koydurmak - do
7109. koymak - put
7110. koyulaşmak - become dark
7111. koyulaştırmak - darken
7112. koyulmak - sit down
7113. koyun kaval dinler gibi dinlemek - listen to listen as sheep tibia
7114. koyuvermek - do
7115. koyvermek - unloose
7116. koz kırmak - trump break
7117. koza çekmek - take cocoon
7118. kozasına çekilmek - retreat to a cocoon
7119. köhneleşmek - do
7120. köhnemek - do
7121. kök salmak - take root
7122. kökenlenmek - do
7123. köklemek - do
7124. köklendirmek - root
7125. köklenmek - take root
7126. kökleşmek - take root
7127. kökleştirmek - ingrain
7128. kökünden halletmek - extirpate
7129. köleleşmek - do
7130. kömür başa vurmak - head hit coal
7131. kömürcü çırağına dönmek - return to kmrc apprentice
7132. kömürleşmek - char
7133. kömürleştirilmek - do
7134. köpeklenmek - do
7135. köpekleşmek - do
7136. köprü kurmak - bridge
7137. köprülenmek - do
7138. köpüklenmek - foam to
7139. köpülemek - do
7140. köpürmek - foam
7141. köpürtmek - make something foamed
7142. kör kurttan bile vazgeçmemek - give even the blind worm
7143. kör şeytandan bulmak - find the devil
7144. körelmek - rust
7145. körleşmek - blind to
7146. körleştirmek - blind to
7147. körletmek - blunt
7148. körüklemek - embitter
7149. körüklenmek - do
7150. kös dinlemek - do
7151. köskelmek - do
7152. kösteği kırmak - break the shackle
7153. kösteklemek - hobble
7154. kösteklenmek - stumble
7155. köşe başını tutmak - keep your head down corner
7156. köşe bucak kaçmak - escape from every nook and cranny
7157. köşe kapmaca oynamak - play puss in the corner
7158. köşe tutmak - keep the corner
7159. köşede bucakta kalmak - stay in a parish in the corner
7160. köşelemek - do
7161. köşeye çekilmek - retreat into a corner
7162. köşeye sıkışmak - do
7163. kötek yemek - do
7164. kötü gözle bakmak - do
7165. kötülemek - discredit
7166. kötülenmek - discredit
7167. kötüleşmek - worsen
7168. kötüleştirmek - worsen
7169. kötümserleşmek - do
7170. kötüye çekmek - take amiss
7171. kötüye kullanmak - abuse
7172. köyleşmek - do
7173. köyleştirmek - do
7174. közlemek - do
7175. közlendirmek - do
7176. közleşmek - do
7177. kramp girmek - enter the cramps
7178. kredilemek - credit
7179. kremlemek - do
7180. kronikleşmek - do
7181. kubarmak - do
7182. kubaşmak - do
7183. kubur sıkmak - squeeze kuburan
7184. kucağına oturmak - sit on your lap
7185. kucaklamak - embrace
7186. kucaklanmak - do
7187. kucaklaşmak - embrace
7188. kudurmak - rage
7189. kuğurmak - coo
7190. kukla gibi oynatmak - play like puppets
7191. kukumav gibi düşünüp durmak - stop thinking like owl
7192. kulağı ağır işitmek - ear to hearing impaired
7193. kulağı dikilmek - ear sewn
7194. kulağı ters taraftan göstermek - ear the wrong side show
7195. kulağına çalınmak - play the ear
7196. kulağına fısıldamak - whisper in his ear
7197. kulağına gelmek - come to the ears
7198. kulağına girmek - enter the ear
7199. kulağına inanmamak - believe in the ear
7200. kulağına söylemek - whisper
7201. kulağını bükmek - admonish
7202. kulağını doldurmak - fill the ear
7203. kulak tozuna vurmak - hit the ear powder
7204. kulak tutmak - keep your ears
7205. kulak vermek - do
7206. kulak yavsımak - ear to speedwell
7207. kulakları paslanmak - do
7208. kulaklarına kadar kızarmak - blush to the ears
7209. kulaklarını dikmek - prick up
7210. kulaklarını tıkamak - occlude the ear
7211. kulaklarının pasını gidermek - remove the rust in their ears
7212. kulis yapmak - lobby
7213. kullanabilmek - use
7214. kullandırmak - do
7215. kullanılmak - do
7216. kullanmak - use
7217. kullaşmak - do
7218. kulp takmak - attach the handle
7219. kumlamak - sand
7220. kundaklamak - swaddle
7221. kundaklanmak - swaddle
7222. kupkuru kesilmek - dry as a bone to be cut
7223. kur yapmak - woo
7224. kurallaşmak - do
7225. kurban gitmek - do
7226. kurban kesmek - sacrifice
7227. kurcalamak - tamper with
7228. kurcalanmak - tamper
7229. kurdurmak - establish what
7230. kurgulanmak - do
7231. kurmak - establish
7232. kurnazlaşmak - do
7233. kursağında kalmak - stay in the craw
7234. kurşun dokunmak - touch lead
7235. kurşun yağmuruna tutmak - mow down
7236. kurşun yemek - stop a bullet
7237. kurşunlamak - seal to
7238. kurşunlanmak - shot to
7239. kurşunlaşmak - do
7240. kurtarılmak - do
7241. kurtarmak - save
7242. kurtlanmak - do
7243. kurtlaşmak - do
7244. kurtulmak - escape
7245. kuru başına kalmak - do
7246. kuru gürültüye pabuç bırakmamak - leave a dry noise shoe
7247. kuru tahtada kalmak - stay dry board
7248. kurulamak - dab
7249. kurulanmak - wipe oneself
7250. kurulaşmak - do
7251. kurulmak - do
7252. kurum satmak - sell agency
7253. kurumak - dry
7254. kurumlanmak - soot to
7255. kurumlaşmak - do
7256. kuruntuya kapılmak - do
7257. kurutmak - do
7258. kurutulmak - do
7259. kusmak - vomit
7260. kusturmak - regurgitate
7261. kusur aramak - nitpick
7262. kusur bulmak - find fault
7263. kusur işlemek - process defects
7264. kuş gibi çırpınmak - do
7265. kuş gibi uçup gitmek - go fly like a bird
7266. kuş kanadıyla gitmek - go with bird wings
7267. kuş sütü ile beslemek - do
7268. kuşa çevirmek - flip the bird
7269. kuşaklamak - do
7270. kuşanılmak - do
7271. kuşanmak - put on
7272. kuşatılmak - do
7273. kuşatmak - encircle
7274. kuşku duymak - have doubts about
7275. kuşku uyanmak - wake up doubts
7276. kuşkulandırmak - misgive
7277. kuşkulanmak - suspect
7278. kuşkusu kalmamak - remain in doubt
7279. kutlamak - celebrate
7280. kutlanmak - celebrate
7281. kutlulamak - do
7282. kutsallaşmak - do
7283. kutsallaştırmak - sanctify
7284. kutsamak - bless
7285. kutsileşmek - do
7286. kutulamak - do
7287. kutulanmak - do
7288. kutuplanmak - do
7289. kutuplaşmak - do
7290. kuvveden fiile çıkarmak - remove the force acts
7291. kuvvet bulamamak - can not find strength
7292. kuvvetini toplamak - gather strength
7293. kuvvetlendirmek - strengthen
7294. kuvvetlenmek - grow stronger
7295. kuyruğu titretmek - die
7296. kuyruğuna teneke bağlamak - connect to the tail tin
7297. kuyruğunu kısmak - cut the tail
7298. kuyruğunu tava sapına çevirmek - turn tail to the pan handle
7299. kuyruk sallamak - whisk
7300. kuyruk yapmak - tail
7301. kuytulanmak - do
7302. kuyudan adam çıkarmak - remove the man from the well
7303. kuzu kesilmek - lamb to be cut
7304. kuzulamak - yean
7305. kuzulaşmak - do
7306. küçük dağları ben yarattım demek - think oneself no small potatoes
7307. küçük dilini yutmak - gulp down
7308. küçük görmek - scorn
7309. küçükleşmek - do
7310. küçüksemek - less than
7311. küçülmek - shrink
7312. küçümsemek - underestimate
7313. küçümsenmek - do
7314. küf bağlamak - connect the mold
7315. küf tutmak - do
7316. küflendirmek - mold
7317. küflenmek - mold
7318. küfletmek - do
7319. küfretmek - swear
7320. kükremek - roar
7321. kükürtlemek - sulphurize
7322. kükürtlenmek - do
7323. kül bağlamak - connect ash
7324. kül kesilmek - do
7325. külâh giydirmek - do
7326. külâh kapmak - do
7327. külâh takmak - install the spire
7328. külâhını ters giydirmek - do
7329. külçeleşmek - sinter to
7330. külfete katlanmak - bear burden
7331. küllemek - bank up
7332. küllenmek - blight
7333. kültürlenmek - do
7334. külünü savurmak - hurl ash
7335. kümelemek - heap
7336. kümeleşmek - cluster to
7337. kündelemek - do
7338. kündeye getirilmek - do
7339. kündeye getirmek - bring to full nelson
7340. küngüldemek - do
7341. küngürdemek - do
7342. künyesini okumak - read the imprint
7343. kür yapmak - court
7344. kürek çekmek - scull
7345. kürelemek - do
7346. kürelenmek - do
7347. küremek - shovel up
7348. kürnemek - do
7349. küskünleşmek - do
7350. küsmek - sulk
7351. küstahlaşmak - do
7352. küşümlenmek - do
7353. kütlemek - mass
7354. kütleşmek - blunt
7355. kütleştirmek - dull
7356. kütletmek - do
7357. kütüğe geçirmek - migrate file
7358. kütükleşmek - do
7359. kütürdemek - do
7360. kütürdetmek - do
7361. lacileri çekmek - take lacie
7362. laçkalaşmak - slack
7363. lâçkalaşmak - slack
7364. lâf anlatmak - tell the story short
7365. lâf çıkarmak - remove small talk
7366. lâf kaynayıp gitmek - boil nonsense to go
7367. laf sokmak - put words
7368. lâf taşımak - bandy about
7369. lâf yakıştırmak - small talk to ascribe
7370. lâf yetiştirmek - cultivate small talk
7371. lafa boğmak - smother the word
7372. lafa dalmak - do
7373. lafa tutmak - engage in conversation
7374. lâfı ağzına tıkamak - bung nonsense to her mouth
7375. lâfı ağzında bırakmak - do
7376. lâfı ağzında kalmak - do
7377. lâfı değiştirmek - change the bush
7378. lâfı geçmek - pass the bush
7379. lafı kısa kesmek - do
7380. lafı sulandırmak - dilute the word
7381. lâfı uzatmak - belabor
7382. lâfı yabana atmamak - small-talk
7383. lâfını şaşırmak - do
7384. lafını yedirmek - rub the word
7385. lâflamak - do
7386. laflamak - have a chat
7387. lâfta kalmak - stay in small talk
7388. lâğvedilmek - abolish
7389. lağvetmek - abolish
7390. lâğvetmek - abolish
7391. lağvolmak - do
7392. lâğvolunmak - do
7393. lâikleşmek - do
7394. lâkap takmak - nickname
7395. lâkırdı yetiştirmek - word train
7396. lâkırdısı ağzında kalmak - do
7397. lâkırdıya boğmak - smother the word
7398. lâkırdıya tutmak - keep your word
7399. lâkırdıyı ağzına tıkamak - bung word to mouth
7400. lam elif çevirmek - do
7401. lambalamak - lamp
7402. lanet okumak - curse
7403. lanetlemek - curse
7404. lanetlenmek - do
7405. lâpa vurmak - hit lapin
7406. lâvaj yapmak - do lavage
7407. lâyığını bulmak - get ones deserts
7408. layık görmek - see fit
7409. leblebiden nem kapmak - grab moisture from chickpeas
7410. leffetmek - do
7411. legalleşmek - do
7412. lehimlemek - solder
7413. lehimlenmek - solder
7414. lehimletmek - do
7415. lehte oy vermek - vote in favor
7416. leke getirmek - make stains
7417. lekelemek - befoul
7418. lekelenmek - blotch
7419. leş gibi serilmek - spread it stinks
7420. levni dönmek - return levn
7421. lezzetlendirmek - flavor
7422. lezzetlenmek - do
7423. lığlamak - do
7424. lığlanmak - anneal to
7425. liflemek - do
7426. liflenmek - do
7427. lifleşmek - do
7428. lifleştirmek - do
7429. lingirdemek - do
7430. listelemek - list
7431. liyakat göstermek - show merit
7432. lodoslamak - do
7433. loğlamak - do
7434. lokma dökmek - pour bite
7435. lokmasını dökmek - pour the bite
7436. lokmasını saymak - count the bite
7437. loşlaşmak - dim
7438. loşlaştırmak - do
7439. löc - loc
7440. löklemek - do
7441. lügat paralamak - do
7442. lüp diye yutmak - do
7443. lüpletmek - do
7444. lütfetmek - condescend
7445. lütfeylemek - do
7446. lütuf dilemek - ask a blessing
7447. lüzumsuz görmek - see unnecessary
7448. maaş vermek - salary
7449. maaşa geçmek - go to salaries
7450. maceraya atılmak - embark on an adventure
7451. macun çekmek - attract paste
7452. macunlamak - putty
7453. macunlanmak - do
7454. macunlaşmak - do
7455. maç satmak - sell match
7456. madaralaşmak - do
7457. maddeleşmek - do
7458. maddileşmek - materialize
7459. mafyalaşmak - do
7460. magazinleşmek - do
7461. mağrurlanmak - do
7462. mahalleyi ayağa kaldırmak - lift up the neighborhood
7463. mahallileşmek - do
7464. maharet kazanmak - earn skill
7465. mahcup kalmak - do
7466. mahmurlaşmak - do
7467. mahmuzlamak - rowel
7468. mahmuzlanmak - rowel
7469. mahremiyetine girmek - enter the privacy
7470. mahsubunu yapmak - make the deduction
7471. mahsur kalmak - do
7472. mahşere dönmek - return to armageddon
7473. mahvetmek - ruin
7474. mahvolmak - do
7475. mahzunlaşmak - do
7476. mahzur doğurmak - mind to give birth
7477. mahzur görmek - see drawbacks
7478. makadamlamak - do
7479. makara çekmek - draw reel
7480. makas vurmak - hit points
7481. makaslamak - snip
7482. makaslanmak - snip
7483. makbule geçmek - do
7484. makine çekmek - draw machine
7485. makineleşmek - do
7486. makineleştirmek - mechanize
7487. makineyi bozmak - break the machine
7488. makyaj yapmak - make up
7489. makyajlamak - do
7490. mal edinmek - obtain goods
7491. mal kaldırmak - remove goods
7492. mal kapatmak - turn off goods
7493. mal yapmak - make goods
7494. malaklamak - do
7495. malalamak - do
7496. mallanmak - do
7497. maltlanmak - malt
7498. malûmat edinmek - learn malumat
7499. malûmat vermek - supply information
7500. mamaşlanmak - do
7501. mana çıkarmak - remove man
7502. mana çıkmak - go man
7503. mana vermek - man
7504. manalandırmak - do
7505. manaya gelmek - come to sense
7506. manda gibi yayılmak - spread like buffalo
7507. manda gibi yemek - do
7508. mandallamak - latch
7509. mandallanmak - do
7510. maneviyatı bozulmak - do
7511. maneviyatını kırmak - break the spirituality
7512. manevra yapmak - maneuver
7513. mantar gibi yerden bitmek - end off the ground like mushrooms
7514. mantara basmak - press mushrooms
7515. mantarlamak - mushroom
7516. mantarlaşmak - do
7517. manyaklaşmak - do
7518. manyamak - do
7519. manzara koymak - put views
7520. maraqlanmaq - do
7521. maraza aramak - search maraz
7522. maraza çıkarmak - remove maraz
7523. marazlanmak - do
7524. marizlemek - give smb the works
7525. markalamak - mark
7526. markalanmak - do
7527. Marmara çırası gibi yanmak - do
7528. marnlamak - marl
7529. maruz bırakmak - expose
7530. maruz bulunmak - do
7531. maruz kalmak - do
7532. masajlamak - massage
7533. masal âleminde yaşamak - do
7534. masallaştırmak - do
7535. maskaralanmak - do
7536. maskaralaşmak - do
7537. maskarasını çıkarmak - remove the mascara
7538. maskaraya çevirmek - fool
7539. maskelemek - mask
7540. maskelenmek - mask
7541. maskesini kaldırmak - remove the mask
7542. masraf görmek - see costs
7543. masrafı çekmek - take charges
7544. masraftan çıkmak - exit costs
7545. massetmek - absorb
7546. mastürbasyon yapmak - wank
7547. maşa varken elini yakmak - hand while the tongs burn
7548. maşalamak - do
7549. maşalanmak - do
7550. matlaşmak - dull
7551. matlaştırmak - deaden
7552. matrak geçmek - do
7553. maval okumak - read fuck with
7554. mavileşmek - do
7555. mayalamak - leaven
7556. mayalandırmak - ferment
7557. mayalanmak - ferment
7558. mayın dökmek - pour mine
7559. mayınlamak - do
7560. mayınlanmak - do
7561. mayıslamak - do
7562. mayışmak - do
7563. maymuna dönmek - go ape
7564. maymunlaşmak - do
7565. maymunlaştırmak - do
7566. mazeret bulmak - find an excuse
7567. maziye karışmak - mingle with past
7568. mazotlamak - diesel to
7569. mazur görmek - do
7570. mecal kalmamak - do
7571. mecbur kalmak - do
7572. mecbur tutmak - do
7573. meclis kurmak - establish a council
7574. mecrası değişmek - do
7575. medenileştirmek - civilize
7576. mektubu dışından okumak - read letters from outside
7577. mektuplaşmak - do
7578. mel mel bakmak - must look should
7579. melemek - bleat
7580. meleşmek - do
7581. melezlemek - hybridize
7582. melezleşmek - do
7583. melezleştirmek - do
7584. meme vermek - suckle
7585. meme yapmak - breast
7586. memeden kesmek - wean
7587. menedilmek - do
7588. menetmek - foreclose
7589. menevişlemek - temper to
7590. menevişlenmek - do
7591. menolunmak - do
7592. menopoza girmek - enter menopause
7593. menzil dikmek - range perk
7594. menzilci beygiri gibi koşmak - run like a horse menzilci
7595. merak sarmak - have a passion for
7596. merakını uyandırmak - whet ones curiosity
7597. meraklandırmak - ruffle
7598. meraklanmak - grow wiser
7599. merakta bırakmak - keep in suspense
7600. merakta kalmak - stay in suspense
7601. meraktan çatlamak - do
7602. meramını anlatmak - explain the purport
7603. mercimeği fırına vermek - give lentils in the oven
7604. merdanelemek - roll
7605. merhabalaşmak - hello to
7606. merhabayı kesmek - hello cut
7607. merhamete gelmek - come to mercy
7608. merhemlemek - balm to
7609. merkezileşmek - do
7610. merkezileştirmek - centralize
7611. merkezlemek - center to
7612. merkezlenmek - do
7613. merkezleşmek - centralize
7614. merkezleştirmek - centralize
7615. mermerleşmek - do
7616. mesai yapmak - do overtime
7617. mesaj bırakmak - leave a message
7618. mesajlaşmak - do
7619. mesele çıkarmak - make a fuss
7620. mesele yapmak - strain a gnat
7621. meshetmek - do
7622. mesken tutmak - keep dwelling
7623. meskûn kılmak - make builtup
7624. meskût geçmek - do
7625. meskût kalmak - do
7626. meslek seçmek - choose professions
7627. mesnetlenmek - do
7628. meşakkat çekmek - take toils
7629. meşakkate katlanmak - endure difficulties
7630. meşale çekmek - draw torch
7631. meşk vermek - give dovey
7632. meşru saymak - count as legitimate
7633. meşrulaşmak - legitimize
7634. meşrulaştırmak - legitimate
7635. metanet göstermek - show fortitude
7636. metelik vermemek - avoid penny
7637. methetmek - eulogize
7638. methini işitmek - hear the methane
7639. metlemek - do
7640. metres tutmak - keep mistress
7641. mevcudu kalmamak - remain available
7642. mevlâsını bulmak - find mevls
7643. mevzilenmek - dig in
7644. mevzua girmek - enter subject
7645. mevzuubahsetmek - do
7646. meyanesi gelmek - come roux
7647. meydan bırakmamak - leave the square
7648. meydan bulamamak - can not find a square
7649. meydan dayağına çekmek - take the challenge beating
7650. meydan okumak - challenge
7651. meydan vermemek - do
7652. meydana çıkarmak - reveal
7653. meydana çıkmak - exit occurred
7654. meydana dökmek - dump occurs
7655. meydana gelmek - occur
7656. meydana getirmek - bring
7657. meydana koymak - put the challenge
7658. meydana vurmak - hit the square
7659. meydanda bırakmak - leave the square
7660. meydanı boş bulmak - find the square empty
7661. meyil vermek - cant
7662. meyletmek - incline
7663. meyvelenmek - do
7664. mezardan çıkarmak - exhume
7665. mezata çıkarmak - put up for auction
7666. mezcetmek - do
7667. mıhlamak - transfix
7668. mıhlanmak - do
7669. mıknatıslamak - magnetize
7670. mıknatıslanmak - magnetize
7671. mıncıklamak - squish
7672. mıncıklanmak - do
7673. mırıldamak - burble
7674. mırıldanmak - hum
7675. mırlamak - pur
7676. mısır patlatmak - blow up corn
7677. mışıldamak - do
7678. mızıklanmak - do
7679. mızıldanmak - do
7680. mızımak - swatch to
7681. mızırdanmak - whine
7682. mızmızlanmak - whine
7683. miadı dolmak - do
7684. miadı gelmek - do
7685. mide bulandırmak - nauseate
7686. mide fesadına uğramak - stomach to stop the mischief
7687. midesi bulanmak - sicken
7688. midesi ekşimek - sour stomach
7689. mideyi bastırmak - suppress stomach
7690. mihenge vurmak - hit the touchstones
7691. mihnet çekmek - take mihnet
7692. mikrofona koymak - put the microphone
7693. mikroplanmak - do
7694. mikropsuzlandırmak - do
7695. mikropsuzlaştırmak - do
7696. mikroskop altına koymak - put under the microscope
7697. mil çekmek - attract shaft
7698. milim oynamamak - play my shaft
7699. milim şaşmamak - do
7700. militanlaşmak - do
7701. militanlaştırmak - do
7702. millenmek - do
7703. millileşmek - do
7704. millileştirmek - nationalize
7705. mim koymak - put mime
7706. mimlemek - pinpoint
7707. mimlenmek - do
7708. minelemek - enamel
7709. mineralleştirmek - mineralize
7710. minnet altında kalmamak - remain under obligation
7711. minnet duymak - hear gratitude
7712. minnettar kalmak - stay grateful
7713. minyatürleştirmek - do
7714. miras yemek - do
7715. mirasa konmak - inherit
7716. misafir ağırlamak - accommodate guests
7717. misafir gibi oturmak - do
7718. misafir kalmak - stay guests
7719. miskinleşmek - do
7720. misyon üstlenmek - undertake missions
7721. mitleşmek - do
7722. mitleştirmek - mythicize
7723. miyavlamak - mew
7724. miyavlatmak - do
7725. modalaşmak - do
7726. modalaştırmak - do
7727. modası geçmek - obsolete
7728. modernleşmek - modernize
7729. modernleştirmek - modernize
7730. mola vermek - take a breather
7731. monotonlaşmak - do
7732. moral vermek - edify
7733. morali bozulmak - despond
7734. moralini bozmak - enervate
7735. morarmak - do
7736. morfinlenmek - do
7737. morga kaldırmak - remove the morgue
7738. morlaşmak - do
7739. mortlamak - do
7740. mortoyu çekmek - die
7741. moruklaşmak - do
7742. mosmor kesilmek - cut livid
7743. muaf tutmak - exempt
7744. muafiyet tanımak - recognize exemptions
7745. muamele görmek - transact
7746. muasırlaşmak - do
7747. mubah görmek - see permissible
7748. mucize göstermek - show miracles
7749. muhabbet beslemek - cherish affection
7750. muhacir gitmek - do
7751. muhayyer bırakmak - leave the memorandum
7752. muhit yapmak - do neighborhood
7753. mukabele okumak - read response
7754. mukabelede bulunmak - do
7755. mukabil tutmak - keep correspondingly
7756. mukarrer bulunmak - do
7757. mukavele yapmak - do
7758. mukavemet göstermek - show strength
7759. mukavemeti kırılmak - strength to break
7760. mum kesilmek - do
7761. mum yapıştırmak - wax paste
7762. mumla aratmak - research candles
7763. mumlamak - wax
7764. mumlanmak - do
7765. mumlaşmak - wax to
7766. mumyalamak - embalm
7767. mumyalanmak - embalm
7768. mumyalaşmak - do
7769. murabata - do
7770. murt yememek - do
7771. muşambalaşmak - do
7772. muştalamak - do
7773. muştulamak - harbinger
7774. muştulanmak - harbinger
7775. mutabık kalmak - run in with
7776. mutlandırmak - do
7777. mutlanmak - do
7778. mutlulandırmak - do
7779. mutlulanmak - do
7780. mutsuzlaşmak - do
7781. muzırlaşmak - do
7782. muzipleşmek - do
7783. muzipliğine uğramak - stop the prank
7784. muztar kalmak - do
7785. mücadele vermek - fight
7786. müesseseleşmek - do
7787. mühimsemek - make too
7788. mühlet istemek - ask for respite
7789. mühlet vermek - do
7790. mührelemek - do
7791. mühür basmak - press seal
7792. mühür kazmak - dig seal
7793. mühürlemek - seal
7794. mühürlenmek - do
7795. mühürletmek - do
7796. müjde koşturmak - rush gospel
7797. müjde vermek - give glad tidings
7798. müjdelemek - herald
7799. müjdelenmek - do
7800. mükâfatını görmek - see the reward
7801. mükâfatlandırmak - reward
7802. mülâhaza yapmak - make considerations
7803. mülâhazat hanesini açık bırakmak - do
7804. mülâkat vermek - give interviews
7805. mülâkat yapmak - interview
7806. münakaşa götürmemek - take avoid controversy
7807. münasebet kurmak - establish relations
7808. münasebete girmek - enter into relations
7809. münasebetini getirmek - bring the occasion
7810. münasebette bulunmak - do
7811. münasip bulmak - find appropriate
7812. münasip görmek - see appropriate
7813. mürekkebi kurumadan bozmak - disrupt the ink from drying out
7814. mürekkep yalamak - lick ink
7815. mürekkeplemek - do
7816. mürekkeplenmek - do
7817. müsaade vermek - give permission
7818. müsabakaya girmek - enter the competition
7819. müslemek - do
7820. Müslümanlaştırmak - islamize
7821. müstehcenleşmek - do
7822. müşkilât çıkarmak - do
7823. müşkülât çekmek - take mklt
7824. müşkülleşmek - do
7825. mütalâada bulunmak - speculate in
7826. müzevirlemek - do
7827. müziklendirmek - do
7828. müzminleşmek - inveterate
7829. müzminleştirmek - aggravate
7830. nabzı durmak - stop pulse
7831. nabzına girmek - enter the pulse
7832. nabzını saymak - count the pulse
7833. nabzını tutmak - keep the pulse
7834. naçar kalmak - do
7835. nafaka bağlamak - connect alimony
7836. nafaka bağlanmak - contact support
7837. nafaka sağlamak - provide support
7838. nafakalanmak - do
7839. naftalinlemek - do
7840. naftalinlenmek - do
7841. nağme yapmak - tune
7842. nakış işlemek - embroider
7843. nakışlamak - couch
7844. nakledilmek - transplant
7845. nakletmek - transfer
7846. naklettirmek - do
7847. nakşetmek - imprint to
7848. nakşolmak - do
7849. nakşolunmak - do
7850. nakzen görmek - see nakz
7851. nakzetmek - do
7852. nal çakmak - shoe lighter
7853. nallamak - shoe to
7854. nallanmak - do
7855. nalları dikmek - die
7856. nam kazanmak - win reputation
7857. nam salmak - do
7858. nam vermek - give reputation
7859. namaz kılmak - pray
7860. namaza durmak - stop prayers
7861. namazı kılınmak - do
7862. name okumak - read name
7863. namusu temizlenmek - honor to be cleaned
7864. namusuna dokunmak - touch honor
7865. namusuna sinek kondurmamak - do
7866. namusunu temizlemek - clear the honor
7867. namusuyla yaşamak - live with honor
7868. namzet göstermek - do
7869. nane yemek - dinner mint
7870. naniklemek - do
7871. nankörleşmek - do
7872. nankörlük görmek - see ingratitude
7873. nâra yakmak - do
7874. narh koymak - do
7875. narkoz vermek - anesthetize
7876. nasbetmek - do
7877. nasır bağlamak - connect calluses
7878. nasırına basmak - tread on smbs corns
7879. nasırlanmak - do
7880. nasırlaşmak - do
7881. nasiplenmek - do
7882. naza çekmek - do
7883. nazar değmek - merit consideration
7884. nazarıdikkatini çekmek - take nazardikkat
7885. nazarıyla bakmak - look through the eyes of
7886. nazına katlanmak - do
7887. nazını çekmek - take overlooked
7888. nazikleşmek - do
7889. Nazileştirmek - do
7890. nazire yapmak - make taunting
7891. nazlanmak - coquet
7892. nazmetmek - do
7893. ne gözle bakmak - do
7894. ne istediğini bilmek - know ones own mind
7895. ne mal olduğunu bilmek - know what goods
7896. ne olduğunu bilememek - know what it was
7897. necat bulmak - do
7898. nedamet duymak - hear contrite
7899. nedret kesbetmek - do
7900. nefes aldırmak - let somebody breathe
7901. nefes aldırtmak - let somebody breathe
7902. nefes almak - breathe
7903. nefes çekmek - suck
7904. nefes nefese kalmak - gasp for breath
7905. nefes tüketmek - do
7906. nefesi durmak - stop breathing
7907. nefeslemek - wind
7908. nefeslenmek - do
7909. nefret duymak - hate to hear
7910. nefret uyandırmak - arouse hatred
7911. nefsini körletmek - blunt the soul
7912. neftileşmek - do
7913. neftileştirmek - do
7914. nefyedilmek - do
7915. nefyetmek - do
7916. nemalandırmak - do
7917. nemalanmak - do
7918. nemlendirmek - moisturize
7919. nemlenmek - moisten
7920. nemletmek - do
7921. nemrutlaşmak - do
7922. nesli tükenmek - die out
7923. nesnelleşmek - do
7924. neş’et - originate
7925. neşelendirmek - cheer
7926. neşelenmek - brighten up
7927. neşesi kaçmak - escape joy
7928. neşesini bulmak - find joy
7929. neşredilmek - do
7930. neşretmek - disseminate
7931. neşrolunmak - do
7932. neşter vurmak - do
7933. neşterlemek - do
7934. neşvünema bulmak - but finding nevn
7935. neticelendirmek - conclude
7936. neticelenmek - conclude
7937. neticeleşmek - do
7938. netleşmek - clear
7939. netleştirmek - clarify
7940. ney üflemek - do
7941. nezaket göstermek - show kindness
7942. nezelmek - do
7943. nezretmek - do
7944. nicelemek - quantize
7945. nifak sokmak - put discord
7946. nihayet vermek - do
7947. nihayetlenmek - hold up
7948. nikâh kıymak - solemnize marriage
7949. nikâh tazelemek - refresh marriage
7950. nikâhlamak - do
7951. nikâhlanmak - do
7952. nikellemek - do
7953. nimet bilmek - bless to know
7954. nispet kabul etmemek - do
7955. nişan koymak - put engagement
7956. nişan takmak - install engagement
7957. nişan vermek - do
7958. nişan yapmak - make engagement
7959. nişanlamak - betroth
7960. nişanlanmak - get engaged
7961. nişastalanmak - do
7962. nitelemek - qualify
7963. nitelendirilmek - qualify
7964. nitelendirmek - characterize
7965. nitelenmek - qualify
7966. niyaz eylemek - petition to eyle
7967. niyet çekmek - intend to take
7968. niyet tutmak - do
7969. niyetlenmek - intend
7970. nodullamak - do
7971. nodullanmak - do
7972. noksan bulmak - find missing
7973. noktalamak - punctuate
7974. noktalanmak - punctuate
7975. normalleşmek - return to normalcy
7976. normalleştirmek - normalize
7977. not tutmak - take notes
7978. not vermek - grade
7979. notalamak - do
7980. notunu - note the
7981. nöbet çalmak - play seizures
7982. nöbetleşmek - take turns
7983. nötrlemek - neutralize
7984. nötrleşmek - do
7985. nötrleştirmek - neutralize
7986. numara yapmak - fake
7987. numaralamak - numerate
7988. numaralandırmak - enumerate
7989. numaralanmak - numerate
7990. numarasını vermek - do
7991. nurlandırmak - do
7992. nurlanmak - do
7993. nutuk çekmek - orate
7994. nutuk vermek - do
7995. nüfusunu çıkarmak - remove the population
7996. nüfuzu altında tutmak - keep under the influence
7997. nüksetmek - relapse
7998. nükte yapmak - epigrammatize
7999. o taraflı olmamak - do
8000. oburlaşmak - do
8001. ocağı kör kalmak - stove stay blind
8002. ocağına incir dikmek - prick the figs stove
8003. ocakı batmak - do
8004. occludere - do
8005. ocumak - do
8006. ocuşlamak - do
8007. ocutmak - do
8008. odaklamak - focus
8009. odaklanmak - focus
8010. odaklaşmak - focus to
8011. odaklaştırmak - focus the
8012. odunlaşmak - lignify
8013. of çekmek - take of
8014. oflamak puflamak - do
8015. oflamak - do
8016. oflatıp puflatmak - do
8017. oğlaklamak - do
8018. oğraşmak - do
8019. oğul çıkarmak - remove his sons
8020. oğul vermek - swarm
8021. oğullanmak - do
8022. oğunmak - do
8023. oğurtlamak - do
8024. oh çekmek - exhale
8025. ohlamak - do
8026. ok meydanında buhurdan yakmak - burn incense burners arrow in the square
8027. ok yaydan - arrow from bow
8028. okeylemek - do
8029. okka çekmek - take okka
8030. okkalamak - do
8031. oklamak - back arrow
8032. oklanmak - do
8033. okramak - ocher to
8034. oksijenlemek - do
8035. oksijenlenmek - do
8036. oksitlemek - oxidize
8037. oksitlenmek - do
8038. okşamak - caress
8039. okşanmak - do
8040. okşatmak - do
8041. okşattırmak - do
8042. okuldan ayrılmak - leave school
8043. okullaşmak - school
8044. okumak - read
8045. okunmak - read
8046. okunulmak - do
8047. okutmak - teach
8048. okutturmak - do
8049. okutulmak - do
8050. okuyup üflemek - read blow
8051. olabilmek - do
8052. olagelmek - do
8053. olağanlaşmak - commonplace to
8054. olağanlaştırmak - normalize this
8055. olanak sağlamak - allow
8056. olanaksızlaşmak - do
8057. olay çıkarmak - make a scene
8058. olay yapmak - do event
8059. olaylaştırmak - do
8060. oldurmak - kill
8061. olgunlaştırmak - ripen
8062. olmak - become
8063. olmamak - do
8064. olmayacak duaya âmin demek - do
8065. oltaya vurmak - bit
8066. oltayı yutmak - swallow fishing
8067. oluklaşmak - do
8068. olunabilmek - do
8069. olunmak - do
8070. oluruna bakmak - will look to
8071. oluruna bırakmak - let it ride
8072. oluruyla yetinmek - do
8073. oluşmak - occur
8074. oluşturmak - create
8075. oluşturulmak - create
8076. omistaa - do
8077. omuz kaldırmak - remove the shoulder
8078. omuzlamak - shoulder
8079. omuzlanmak - do
8080. omuzları çökmek - collapse shoulder
8081. omzuna binmek - ride on the shoulder
8082. onamak - approve
8083. onanmak - do
8084. onarılmak - do
8085. onarım görmek - see repair
8086. onarmak - mend
8087. onaşmak - do
8088. onayına sunmak - do
8089. onaylamak - confirm
8090. onaylanmak - do
8091. onaylatmak - confirm
8092. ondurmak - do
8093. onmak - do
8094. onulmak - do
8095. onurlandırmak - honor
8096. onurlanmak - honor to
8097. onuruna ... vermek - honor
8098. onuruna dokunmak - touch honor
8099. onuruna yedirememek - do
8100. operatörleşmek - do
8101. oraklaşmak - do
8102. oralarda olmamak - do
8103. oranlamak - do
8104. orantılamak - do
8105. orantılanmak - proportion to
8106. organlaşmak - do
8107. orman taşlamak - forest stone
8108. ormanlaşmak - do
8109. ormanlaştırmak - afforest
8110. ormansızlaşmak - do
8111. ornatmak - ornate
8112. orsalamak - do
8113. ortada bırakmak - expose
8114. ortada kalmak - stay away
8115. ortadan kaybolmak - do
8116. ortadan söylemek - say the middle
8117. ortaklaşmak - do
8118. ortaklaştırmak - collectivize
8119. ortaklık kurmak - consociate
8120. ortalamak - set in the midst
8121. ortalığı birbirine katmak - make a mess
8122. ortalığı kırıp geçirmek - ravage the mess
8123. ortalık ağarmak - dawn
8124. ortalık düzelmek - resolve the mess
8125. ortalık kararmak - do
8126. ortalık karışmak - mess mingle
8127. ortalık yatışmak - do
8128. ortam yaratmak - create an environment
8129. ortaya atılmak - put forward
8130. ortaya çıkarmak - uncover
8131. ortaya çıkmak - come up
8132. ortaya koymak - put forth
8133. ortaya yayılmak - spread out
8134. oruç bozmak - break ones fast
8135. oruç tutmak - fast
8136. oruç yemek - fast food
8137. osanmaq - do
8138. osurmak - fart
8139. ot tutunmak - keep the grass
8140. otalamak - do
8141. otamak - weed
8142. otarmak - do
8143. otlamak - graze
8144. otlanmak - nibble
8145. otlatılmak - do
8146. otlatmak - graze
8147. otomatiğe geçmek - do
8148. otomatikleşmek - do
8149. otorite sağlamak - provide authority
8150. otostop çekmek - hitchhike
8151. otostop yapmak - hitchhike
8152. oturmak - sit
8153. oturtulmak - do
8154. oturulabilmek - sit
8155. oturulmak - sit
8156. oturuşmak - fit
8157. otuz bir çekmek - masturbate
8158. ovalamak - rub
8159. ovalanmak - rub
8160. ovalatmak - do
8161. ovdurmak - have a rubdown
8162. ovmak - massage
8163. ovulmak - rub
8164. ovunmak - brag
8165. ovuşmak - do
8166. ovuşturmak - rub
8167. oy vermek - vote
8168. oya koymak - put the vote
8169. oyalamak - detain
8170. oyalandırmak - do
8171. oyalanmak - linger
8172. oydurmak - do
8173. oylamak - vote
8174. oylamaya geçmek - pass a vote
8175. oylamaya koymak - put to a vote
8176. oylanmak - do
8177. oylumlamak - mold
8178. oymak - cut
8179. oynaklamak - do
8180. oynamak - play
8181. oynanmak - play
8182. oynaşmak - dally
8183. oynatılmak - play
8184. oynatmak - move
8185. oynayabilmek - play
8186. oyşarramak - do
8187. oyulgalamak - do
8188. oyulgalanmak - do
8189. oyulgamak - do
8190. oyulganmak - do
8191. oyulmak - do
8192. oyumlamak - do
8193. oyun bağlamak - connect game
8194. oyun bozmak - spoil the game
8195. oyun çıkarmak - remove game
8196. oyun kurmak - build game
8197. oyun oynamak - play a game
8198. oyun vermek - play
8199. oyuna çıkmak - exit game
8200. oyuna gelmek - come into play
8201. oyuna getirmek - trick
8202. oyuna kurban gitmek - do
8203. oyunlaştırılmak - do
8204. oyunlaştırmak - gamify
8205. ozonlamak - ozonize
8206. ozonlaşmak - bath to
8207. öbeklenmek - clump
8208. öbekleşmek - do
8209. öcbelemek - do
8210. öçlenmek - do
8211. ödemek - pay
8212. ödencelemek - do
8213. ödenmek - do
8214. ödeşmek - get even
8215. ödetmek - pay
8216. ödettirmek - do
8217. ödevlendirilmek - do
8218. ödevlendirmek - do
8219. ödü bokuna karışmak - intervene in the gall shit
8220. ödül kazanmak - win prizes
8221. ödül vermek - give a prize
8222. ödüllendirilmek - do
8223. ödüllendirmek - reward
8224. ödün vermek - concede
8225. ödünlemek - do
8226. ödünleşmek - do
8227. öfke topuklarına çıkmak - go to anger heels
8228. öfkelendirmek - rage
8229. öfkelenmek - get angry
8230. öfkesi kabarmak - bloat anger
8231. öfkesini çıkarmak - wreak ones anger
8232. öfkesini yenmek - beat the rage
8233. öfkeye kapılmak - feel outrage
8234. öğrenilmek - learn
8235. öğrenmek - learn
8236. öğretilmek - teach
8237. öğretmek - teach
8238. öğüreceği gelmek - come to gag
8239. öğürleşmek - do
8240. öğürtlemek - do
8241. öğürtü gelmek - come retching
8242. öğüt vermek - preach
8243. öğütlemek - warn
8244. öğütmek - grind something into powder
8245. ökenmeg - do
8246. ökenmek - ken to
8247. ökselemek - do
8248. öksemek - lime to
8249. öksürmek - cough
8250. öksüz kalmak - do
8251. öküzün altında buzağı aramak - search calf under the ox
8252. ölçermek - gauge
8253. ölçmek - measure
8254. ölçtürmek - let someone measure
8255. ölçtürtmek - find somebody who lets someone measure something
8256. ölçü vermek - measure
8257. ölçülebilmek - measure
8258. ölçülendirmek - do
8259. ölçülmek - do
8260. ölçümlemek - measure
8261. ölçüp biçmek - ponder
8262. ölçüşmek - compete
8263. ölçüyü kaçırmak - measure to miss
8264. öldürmek - kill
8265. öldürtmek - find somebody who finds somebody else to kill someone
8266. öldürtülmek - do
8267. öldürtülmemek - do
8268. öleyazmak - do
8269. ölmek - die
8270. ölmezleştirmek - do
8271. ölüm sükûtu çökmek - do
8272. ölümsüzleşmek - do
8273. ölümsüzleştirmek - immortalise
8274. ölümün soluğunu ensesinde duymak - do
8275. ölümüne susamak - do
8276. ömrü uzamak - extend life
8277. ömrü vefa etmemek - do
8278. ömrüne bereket! - do
8279. ömür geçirmek - do
8280. ön damak - do
8281. önce can sonra canan - do
8282. öncelemek - do
8283. öne sermek - lay ahead
8284. önem vermek - care
8285. önemsemek - heed
8286. önemsenmek - do
8287. önemsizleştirmek - trivialize
8288. önerge vermek - make a motion
8289. öneride bulunmak - make recommendations
8290. önermek - suggest
8291. öngörmek - foresee
8292. önlemek - avoid
8293. önlenmek - prevent
8294. önünde perende atılmamak - somersault to be taken into
8295. önüne bakmak - look into
8296. önüne çıkmak - appear before
8297. önüne dikilmek - do
8298. önüne geçmek önüne geçmek - avoid avoid
8299. önüne geçmek - prevent
8300. önüne katmak - drive
8301. önünü ardını düşünmemek - think up front
8302. önünü kesmek - intercept
8303. öpmek - kiss
8304. öpücük kondurmak - do
8305. öpüp başına koymak - put per kiss
8306. öpüşmek - kiss
8307. örelemek - weave
8308. örgüt kurmak - do
8309. örgütlemek - organize
8310. örgütlendirilmek - do
8311. örgütlendirmek - do
8312. örgütlenmek - organize
8313. örklemek - do
8314. örmek - knit
8315. örneğini çıkarmak - remove
8316. örneklemek - illustrate
8317. örneklendirmek - do
8318. örneklenmek - do
8319. örneksemek - do
8320. örs ve çekiç arasında kalmak - stay between hammer and anvil
8321. örselemek - abuse
8322. örselenmek - abuse
8323. örseletmek - do
8324. örtmek - cover
8325. örüklemek - do
8326. örümcek sarmak - spider wrap
8327. örümceklenmek - do
8328. ötekileşmek - do
8329. ötekileştirmek - marginalize
8330. ötelemek - defer
8331. ötmek - chatter noisily
8332. ötümlüleşmek - do
8333. ötümsüzleşmek - do
8334. övmek - compliment
8335. övünç duymak - boast
8336. öykülemek - narrate
8337. öyküleştirmek - do
8338. öykünmek - do
8339. öyle gelmek - come so
8340. özdeşlemek - identify a
8341. özdeşleşmek - do
8342. özdeşleştirmek - consubstantiate
8343. özdeştirmek - do
8344. özelemek - special
8345. özelleşmek - specialize
8346. özelleştirmek - customize
8347. özemek - extract
8348. özen göstermek - take care
8349. özendirmek - tempt
8350. özenilmek - do
8351. özenip bezenmek - do
8352. özenmek - take pains
8353. özerkleşmek - do
8354. özerkleştirmek - do
8355. özetlemek - summarize
8356. özetlenmek - summarize
8357. özgemek - do
8358. özgülemek - do
8359. özgünleşmek - do
8360. özgünleştirmek - individuate
8361. özlemek - miss
8362. özlemini çekmek - regret
8363. özlemini duymak - long to hear
8364. özlenmek - do
8365. özleşmek - purify
8366. özleştirmek - do
8367. özletmek - do
8368. özümlemek - suck
8369. özümlenmek - do
8370. özümsemek - assimilate
8371. özümsenmek - assimilate
8372. özür dilemek - apologize
8373. pabucunu eline vermek - give up his shoes
8374. pabucunu ters giydirmek - do
8375. pabuç eskitmek - wear shoes
8376. pabuçlarını çevirmek - dial pad
8377. pabuçtan kaçmak - escape from the shoe
8378. pabuçunu ters giydirmek - do
8379. packeting - do
8380. paçaları - do
8381. paçasını çekecek hali kalmamak - do
8382. paçavralaşmak - do
8383. paçavraya çevirmek - tear to tatters
8384. paçayı kurtarmak - wriggle out
8385. paçayı zor kurtarmak - ditch rescue
8386. pahalanmak - more expensive to
8387. pahalılaşmak - do
8388. pahalıya oturmak - sit dearly
8389. pahalıya ödetmek - pay dearly
8390. pahaya çıkmak - do
8391. pahaya geçmek - pass priceless
8392. pahlamak - do
8393. paketlemek - wrap
8394. paketlenmek - wrap
8395. paklanmak - do
8396. pala çalmak - steal machete
8397. pala çekmek - take machete
8398. palamarı koparmak - break the moorings
8399. palamutlamak - do
8400. palan vurmak - do
8401. palavra savurmak - hurl bragging
8402. palazlamak - do
8403. palazlanmak - do
8404. palazlaşmak - do
8405. pamuk ipliğiyle bağlamak - connect with cotton thread
8406. pamuklanmak - lint to
8407. pancarlaşmak - do
8408. pandomima oynamak - play to pantomime
8409. paniğe vermek - panic
8410. paniklemek - panic
8411. pansuman yapmak - dress a wound
8412. papağan gibi ezberlemek - memorize like a parrot
8413. papağan gibi tekrarlamak - parrot
8414. papaz olmak - fall out with somebody
8415. papaz uçurmak - blow priest
8416. papaza dönmek - return priest
8417. para bozmak - change the money
8418. para çekmek - withdraw
8419. para çıkarmak - remove money
8420. para çıkışmamak - do
8421. para dönmek - return the money
8422. para etmemek - do
8423. para getirmek - bring money
8424. para kesmek - scoop
8425. para kırmak - make money
8426. para saymak - count money
8427. para sızdırmak - squeeze
8428. para tutmak - keep money
8429. para yapmak - make money
8430. para yedirmek - bribe
8431. parabolleştirmek - do
8432. paradan çıkmak - exit money
8433. parafelemek - do
8434. paraflamak - do
8435. paralamak - lay out
8436. paralanmak - lay out
8437. paralatmak - do
8438. paralelleştirmek - collimate
8439. parametrelemek - do
8440. parantez kapatmak - close parenthesis
8441. parasını çıkarmak - recoup
8442. parasını yemek - sponge on
8443. paravan yapmak - cover
8444. paraya çevirmek - encash
8445. paraya pul dememek - do
8446. parazitlenmek - do
8447. parçalamak - shred
8448. parçalanmak - split
8449. parçalatmak - unload
8450. parıldamak - shine
8451. parıldatmak - shine
8452. parkelemek - do
8453. parkeletmek - do
8454. parlaklaşmak - do
8455. parlamak - shine
8456. parlare di politica - do
8457. parlatmak - make something shine
8458. parmağını yaranın üzerine basmak - press his finger on the wound
8459. parmak banmak - finger to ban
8460. parmak basmak - press fingers
8461. parmak kaldırmak - raise your hand
8462. parmak parmak - do
8463. parmakla sayılmak - do
8464. parmaklamak - goose
8465. parmaklarını - finger
8466. parsa toplamak - collect pars
8467. parsayı başkası toplamak - do
8468. parsellemek - parcel
8469. parsellenmek - do
8470. parselletmek - do
8471. parti çevirmek - turn the party
8472. parti vermek - give a party
8473. partileşmek - do
8474. partiyi kaybetmek - do
8475. partiyi vurmak - hit party
8476. pas geçmek - pass
8477. pas tutmak - keep rust
8478. pas vermek - pass
8479. pasaportunu eline vermek - give up his passport
8480. pasifleşmek - do
8481. pasifleştirmek - pacify
8482. paslandırmak - rust
8483. paslanmak - rust
8484. paslaşmak - pass
8485. paslatmak - do
8486. paspas yapmak - mop
8487. paspaslamak - mop
8488. paspaslanmak - do
8489. paspaslatmak - mop up
8490. paşa gibi yaşamak - live like a pasha
8491. pata çakmak - pat lighter
8492. pata gelmek - come pat
8493. pataklamak - whop
8494. pataklanmak - whop
8495. patırdamak - do
8496. patırdatmak - do
8497. patırtı çıkarmak - remove fuss
8498. patırtı kopmak - do
8499. patırtıya pabuç bırakmamak - release the shoe fuss
8500. patinaj yapmak - skate
8501. patlak vermek - break out
8502. patlamak - blast
8503. patlatmak - blow
8504. patron çıkarmak - remove boss
8505. pavkırmak - do
8506. pay bırakmak - do
8507. pay biçmek - mow share
8508. pay çıkarmak - remove share
8509. pay vermek - impart
8510. Payalanmak - do
8511. Payalı - do
8512. payan olmamak - do
8513. payanda vurmak - shore
8514. payandalamak - buttress
8515. payandaları çözmek - resolve buttresses
8516. paydos borusu çalmak - steal pipe breaks
8517. paydos çalmak - play breaks
8518. paydos demek - recess means
8519. paye vermek - dignify
8520. payelendirmek - do
8521. paylamak - rebuke
8522. paylaşmak - share
8523. paylaştırmak - apportion
8524. pazar bozmak - disrupt the market
8525. pazar kurulmak - market to be established
8526. pazar yerine dönmek - return to the market
8527. pazara çıkarmak - remove market
8528. pazarlamak - market
8529. pazarlanmak - market
8530. pazarlıga tutuşmak - kindle bargains
8531. pazarlıgı pişirmek - cook bargain
8532. pazarlığa girişmek - attempt to bargain
8533. pazarlığı pişirmek - cook bargain
8534. pazarlık kesmek - cut bargain
8535. pazarlıkı pişirmek - cook pazarlk
8536. pehpehlemek - do
8537. pek tutmak - do
8538. pek vurmak - hit many
8539. pekişmek - stiffen
8540. pekiştirmek - consolidate
8541. pekitmek - do
8542. pekleşmek - harden to
8543. pekleştirmek - consolidate
8544. peklik çekmek - take constipation
8545. pekmez kaynatmak - boil the syrup
8546. peltekleşmek - do
8547. peltelenmek - do
8548. pembe görmek - see pink
8549. pembeleştirmek - do
8550. pençe pençeye gelmek - come paw paw
8551. pençe vurmak - sole
8552. pençelemek - do
8553. pençelenmek - do
8554. pençeleşmek - grapple
8555. pençeletmek - do
8556. pepelemek - stammer
8557. perçinlemek - clinch
8558. perçinlenmek - do
8559. perçinleşmek - do
8560. perçinleştirmek - buttress
8561. perdah çekmek - attract finishing
8562. perdah vurmak - hit finishing
8563. perdahlamak - calender
8564. perdahlanmak - do
8565. perde çekmek - draw the curtain
8566. perde kurmak - establish curtain
8567. perdelemek - curtain
8568. perdelenmek - do
8569. perende atamamak - assign a somersault
8570. peresesine getirmek - bring to peres
8571. pergellemek - compass to
8572. perhiz yapmak - do
8573. perhizi bozmak - break the fasting
8574. perileri bağdaşmak - comport fairies
8575. perisi hoşlanmamak - like fairy
8576. perişanlık vermek - do
8577. pervane kesilmek - do
8578. pervası olmamak - but are not pervade
8579. pesleşmek - do
8580. pestile çevirmek - knock into a cocked hat
8581. pestili çıkmak - exit fruit pulp
8582. pestilleşmek - do
8583. peşin vermek - advance
8584. peşinde dolaşmak - roam in pursuit
8585. peşinde gitmek - go chasing
8586. peşine takmak - attach to advance
8587. peşini bırakmak - stop following
8588. peşrevlenmek - do
8589. peştamal kuşanmak - do
8590. peştirmek - do
8591. peyda eylemek - do
8592. peydahlamak - do
8593. peydahlanmak - come forth to
8594. peylemek - do
8595. peylenmek - do
8596. peyleşmek - do
8597. peynirleşmek - do
8598. pıhtılanmak - do
8599. pıhtılaşmak - clot
8600. pıhtılaştırmak - curdle
8601. pırıldamak - gleam
8602. pırlamak - whir
8603. pırlanmak - whir
8604. pırpırlamak - do
8605. pırpırlanmak - do
8606. pırtlamak - extrude
8607. pısırıklaşmak - do
8608. pıskırmak - do
8609. pışpışlamak - pat
8610. pışt demek - do
8611. pıtırdamak - patter
8612. pıtırdatmak - do
8613. pıttırmak - do
8614. piçleşmek - pile to
8615. pike yapmak - nosedive
8616. piknik yapmak - do
8617. pikoya vermek - give pico
8618. pineklemek - drowse
8619. pintileşmek - do
8620. pipiriklenmek - do
8621. pirelendirmek - do
8622. pirelenmek - do
8623. pireyi deve yapmak - do
8624. pireyi gözünden vurmak - hit the flea
8625. pislemek - smear
8626. pislenmek - foul
8627. pisletmek - get something dirty
8628. pişirilmek - do
8629. pişirip kotarmak - cook to handling
8630. pişirmek - cook something
8631. pişkinliğe vurmak - hit assuredness
8632. pişkinlike vurmak - hit pikinlike
8633. pişman olmak - regret
8634. pişmanlık duymak - repent
8635. pişmek - mature
8636. pişmiş kelle gibi sırıtmak - smirk
8637. pişmiş tavuğun başına gelmemek - come misfortunes
8638. piyango çekmek - raffle
8639. piyango çıkmak - exit lottery
8640. piyango vurmak veya çıkmak - do
8641. piyasaya çıkmak - come out
8642. piyazlamak - do
8643. plak bozulmak - record to be broken
8644. plan kurmak - establish plans
8645. plân kurmak - plan to build
8646. planda tutmak - keep the plan
8647. planlamak - plan
8648. plânlamak - plan
8649. plânlanmak - plan
8650. plânyalamak - flatten
8651. plaselemek - do
8652. platinlenmek - do
8653. plâzmalaştırmak - do
8654. pleybek yapmak - make playback
8655. pofurdamak - do
8656. pofurdatmak - do
8657. pohpohlamak - flatter
8658. pohpohlanmak - palaver
8659. poker çevirmek - turn poker
8660. polarılmak - do
8661. polarmak - do
8662. polemik yapmak - make polemics
8663. poliçe çekmek - take policy
8664. polim yapmak - do
8665. polimerleşmek - polymerize
8666. polimerleştirmek - polymerize
8667. politika yapmak - make policy
8668. pompalamak - pump
8669. pompalanmak - do
8670. ponzalamak - do
8671. ponzalanmak - do
8672. popülarite kazanmak - gain popularity
8673. porsumak - shrivel up
8674. posalanmak - do
8675. posta koymak - mail put
8676. posta oturmak - mail to sit
8677. posta yapmak - mail to
8678. postalamak - post
8679. postalanmak - do
8680. postu deldirmek - die
8681. postu kurtarmak - save ones neck
8682. poşetlemek - do
8683. pot gelmek - come pot
8684. pot kırmak - blunder
8685. pot yapmak - make pot
8686. potlanmak - do
8687. poyrazlamak - do
8688. poyrazlanmak - do
8689. poz vermek - strike a pose
8690. pörtlemek - bulge
8691. pösteki saydırmak - do
8692. pöstekini sermek - lay a sheepskin
8693. prangaya vurulmak - do
8694. pratikleşmek - do
8695. pres yapmak - press
8696. preslemek - extrude
8697. preslenmek - do
8698. profesyonelleşmek - do
8699. proglamlanmak - do
8700. programlamak - schedule
8701. programlanmak - program
8702. programlaştırmak - do
8703. programlatmak - let program somebody
8704. programlattırmak - find somebody who lets somebody else program
8705. proje yapmak - mak project
8706. projelendirmek - project
8707. proleterleşmek - do
8708. protesto çekmek - protest
8709. prova yapmak - rehearse
8710. puan hesabıyla yenmek - beat the score account
8711. puan tutturmak - secure the points
8712. puan vermek - give points
8713. puanlamak - dapple
8714. puanlandırmak - do
8715. pudralamak - powder
8716. puflamak - puff
8717. pullamak - spangle
8718. pullanmak - scale off
8719. pullaştırmak - do
8720. pupa yelken ilerlemek - full sail to advance
8721. pusarmak - do
8722. pusatlandırmak - do
8723. pusatlanmak - do
8724. puslandırmak - mist to
8725. puslanmak - haze
8726. pusmak - crouch down
8727. pusu kurmak - waylay
8728. pusulamak - compass
8729. pusulayı şaşırmak - do
8730. pusuya yatmak - waylay
8731. putlaşmak - do
8732. putlaştırmak - idolize
8733. püflemek - puff
8734. pürçeklenmek - do
8735. pürtüklenmek - do
8736. pürüzlenmek - roughen
8737. pütürlenmek - do
8738. qurtarılmaq - do
8739. quzlamaq - do
8740. racon kesmek - cut racon
8741. radikalleşmek - do
8742. rafa koymak - shelve
8743. rağbet görmek - gain ground
8744. rahat batmak - do
8745. rahat bırakmamak - lay off
8746. rahat durmak - keep quiet
8747. rahat kıçına batmak - sink into comfortable ass
8748. rahat yüzü görmemek - see the relaxed side
8749. rahatı kaçmak - do
8750. rahatına bakmak - make oneself comfortable
8751. rahatlamak - relax
8752. rahatlatmak - comfort
8753. rahatsızlanmak - get sick
8754. rahatsızlaşmak - do
8755. rahatsızlık duymak - do
8756. rahatsızlık vermek - disturb
8757. rahmet okumak - read mercy
8758. rahmetli olmak - die
8759. rakamlamak - digit
8760. raksetmek - do
8761. ramp ışığına çıkarmak - remove the footlights
8762. rampalamak - ramp to
8763. randevu vermek - date up
8764. randevulaşmak - tryst
8765. rapor vermek - report
8766. raporlamak - report
8767. raptetmek - do
8768. raptiyelemek - tack
8769. raptiyelenmek - do
8770. raspalamak - do
8771. raspalanmak - do
8772. rast gelmek - come across
8773. rast getirmek - bring across
8774. rast gitmek - go across
8775. rastık çekmek - smut draw
8776. rastlamak - come across
8777. rastlanmak - stumble
8778. rastlaşmak - coincide
8779. rasyonelleşmek - do
8780. rasyonelleştirmek - rationalize
8781. raşelenmek - do
8782. rayına girmek - enter the rail
8783. razı gelmek - will to come
8784. recmetmek - do
8785. reçeteyi yaptırmak - make the recipe
8786. reddedilmek - meet with a repulse
8787. reddetmek - refuse
8788. reddeylemek - do
8789. reddolunmak - do
8790. refetmek - do
8791. rehavet çökmek - do
8792. rehine koymak - impawn
8793. rejim yapmak - diet
8794. reklam yapmak - advertise
8795. rekor kırmak - beat the record
8796. rekzetmek - do
8797. rendelemek - grate
8798. rendelenmek - do
8799. renk gelmek - come colors
8800. renk vermek - tint
8801. renklemek - color
8802. renklendirmek - tinge
8803. renklenmek - do
8804. renkten renge girmek - enter from color to color
8805. resim çekmek - take a picture
8806. resimlemek - illustrate
8807. resimlendirmek - do
8808. resimleşmek - do
8809. resmetmek - draw
8810. resmileşmek - do
8811. resmileştirmek - formalize
8812. resmiyete dökmek - formalize
8813. resti görmek - see the picture
8814. restleşmek - do
8815. reva görmek - see reverse
8816. revaç bulmak - find fashionable
8817. revanlaşmak - do
8818. revnak vermek - give revnak
8819. rey vermek - vote for
8820. rezalet çıkarmak - scandalize
8821. rezelemek - do
8822. rezili çıkmak - do
8823. rezilleşmek - do
8824. rıza göstermek - consent to
8825. rızkını çıkarmak - remove the provision
8826. rikkat vermek - give rikkat
8827. rimellemek - do
8828. rimellenmek - do
8829. rivayet olunmak - do
8830. robotlaşmak - do
8831. robotlaştırmak - do
8832. rol kesmek - ham
8833. rol oynamak - play a role
8834. rolüne çıkmak - exit to the role
8835. romanlaştırmak - do
8836. romatizması tutmak - keep rheumatism
8837. rölantide durmak - stop idling
8838. röntgen çekmek - do
8839. röntgenlemek - do
8840. rötuş yapmak - retouch
8841. rötuşlamak - retouch
8842. ruh kazandırmak - save souls
8843. ruhsuzlaşmak - do
8844. ruhsuzlaştırmak - do
8845. ruhu - spirit
8846. rujlamak - lipstick to
8847. rujlanmak - do
8848. Rumlaşmak - do
8849. Rumlaştırmak - do
8850. Ruslaşmak - do
8851. Ruslaştırmak - russianize
8852. rutubetlendirmek - do
8853. ruziklenmek - do
8854. ruzname tutmak - keep ruzname
8855. rüşvet vermek - bribe
8856. rüşvet yemek - do
8857. rüyalanmak - do
8858. rüyalarına girmek - enter the dream
8859. rüyası çıkmak - exit dream
8860. rüyasında görememek - see his dream
8861. rüyasında görse hayra yormamak - do
8862. rüzgâr ekip fırtına biçmek - reap the wind storm team
8863. rüzgâr gelecek delikleri tıkamak - block future wind holes
8864. rüzgâr tutmak - keep wind
8865. rüzgârlamak - wind
8866. rüzgârlanmak - do
8867. saat gibi işlemek - process like clockwork
8868. saati tutmak - do
8869. sabaha çıkmamak - leave in the morning
8870. sabahı bulmak - find the morning
8871. sabahlamak - wake
8872. sabahlatmak - do
8873. sabırsızlanmak - look forward to
8874. sabitlemek - fix
8875. sabitleşmek - fixate
8876. sabitleştirmek - fixate
8877. sabotaj yapmak - sabotage
8878. sabretmek - forbear
8879. sabreylemek - do
8880. sabrı taşmak - loose ones patience
8881. sabuklanmak - do
8882. sabunlamak - soap
8883. sabunlanmak - do
8884. sabunlaşmak - do
8885. sabunlaştırmak - saponify
8886. saç ektirmek - do
8887. saçaklanmak - sprawl
8888. saçalamak - do
8889. saçalanmak - do
8890. saçı kılmak - make the hair
8891. saçılmak - scatter
8892. saçına - do
8893. saçıştırmak - do
8894. saçmak - scatter
8895. saçmalamak - drool
8896. saçmalaşmak - do
8897. sadakatsizlik göstermek - show disloyalty
8898. sadede gelmek - come to the point
8899. sadeleşmek - do
8900. sadeleştirmek - simplify
8901. sadık kalmak - stick
8902. sadıra şifa vermek - give healing sadire
8903. sadra şifa vermek - give healing sadri
8904. saf bağlamak - connect pure
8905. saflaşmak - do
8906. saflaştırmak - refine
8907. safra bastırmak - suppress bile
8908. safrası kabarmak - bloat bile
8909. sağ çıkarmak - right to remove
8910. sağ gözünü sol gözünden sakınmak - do
8911. sağ kalmak - survive
8912. sağa kaymak - move right
8913. sağalmak - do
8914. sağdırmak - do
8915. sağı solu olmamak - chop about
8916. sağılmak - do
8917. sağırlaşmak - deaf to
8918. sağlam durmak - stand firm
8919. sağlam kazığa - do
8920. sağlamak - ensure
8921. sağlamlamak - do
8922. sağlamlaşmak - become firm
8923. sağlanmak - provide
8924. sağmak - milk
8925. sağu sağmak - right to right
8926. sah çekmek - take sahur
8927. sahileşmek - do
8928. sahileştirmek - do
8929. sahip çıkmak - claim
8930. sahip kılmak - do
8931. sahnelemek - enact
8932. sahnelenmek - stage
8933. sahneye koymak - grandstand
8934. sak durmak - stand joke
8935. sak yatmak - do
8936. sakalı bitmek - beard ending
8937. sakalı saydırmak - do
8938. sakalına göre tarak vurmak - hit by the beard comb
8939. sakallanmak - do
8940. sakarlaşmak - do
8941. sakatlamak - maim
8942. sakatlanmak - founder
8943. sakınmak - avoid
8944. sakınması olmamak - do
8945. sakırdamak - do
8946. sakızlaşmak - do
8947. sakızlaştırmak - do
8948. sakinlemek - take it easy
8949. sakit kalmak - do
8950. saklamak - hide
8951. saklanılmak - do
8952. saklanmak - hide
8953. saklatmak - swish
8954. saklattırmak - do
8955. salâ vermek - give salawaat
8956. salâh bulmak - work righteousness
8957. salaklaşmak - grow stupid
8958. salavat getirmek - bring salavat
8959. salâvat getirmek - bring salawat
8960. salçalamak - do
8961. salçalanmak - do
8962. saldırganlaşmak - violent to
8963. saldırıya uğramak - do
8964. saldırmak - attack
8965. salgılamak - secrete
8966. salgınlaşmak - do
8967. salık verilmek - do
8968. salık vermek - recommend
8969. salınmak - oscillate
8970. salıverilmek - do
8971. salıvermek - release
8972. salkımak - do
8973. sallamak - shake
8974. sallamamak - shake
8975. sallandırmak - do
8976. sallanmak - do
8977. sallantıda bırakmak - leave dangling
8978. sallantıda kalmak - do
8979. salma gezmek - visit keel
8980. salmak - set free
8981. salozlaşmak - do
8982. salta durmak - stop only
8983. samimileşmek - thaw
8984. sanayileşmek - do
8985. sanayileştirmek - industrialize
8986. sancılanmak - travail
8987. sancımak - twinge
8988. sancısı tutmak - keep the pain
8989. sandıklamak - crate
8990. sandıklanmak - crate
8991. sandırmak - do
8992. sangılamak - do
8993. sanılmak - pass for
8994. sanısına kapılmak - do
8995. sanmak - suppose
8996. sanrılamak - do
8997. sansasyon yaratmak - create a furor
8998. sansürlemek - censor
8999. sansürlenmek - do
9000. santim kaçırmamak - do
9001. sap çekmek - pull handle
9002. sap derken saman demek - do
9003. sap yiyip saman sıçmak - handle shit eating hay
9004. sapartayı vermek - give saparta
9005. sapartayı yemek - dinner saparta
9006. sapıklaşmak - do
9007. sapılmak - turn off
9008. sapıtmak - go haywire
9009. sapla samanı karıştırmak - stick to stir the straw
9010. saplamak - stick
9011. saplanmak - stall
9012. sapmak - turn to
9013. sapsarı kesilmek - pale to be cut
9014. saptamak - fix
9015. saptanmak - do
9016. saptırılmak - do
9017. saptırmak - veer
9018. sararıp solmak - wither
9019. sararmak - become yellow
9020. sardırmak - constrain
9021. sargılamak - bind
9022. sarhoşlaşmak - do
9023. sarhoşluğa vurmak - hit drunkenness
9024. sarı kart görmek - see yellow card
9025. sarılaşmak - yellow to
9026. sarılışmak - hug
9027. sarılmak - hug
9028. sarımercimek - do
9029. sarımsaklamak - garlic to
9030. sarınmak - wrap
9031. sarkaçlamak - do
9032. sarkıtmak - dangle
9033. sarkmak - sag
9034. sarmak - wind
9035. sarmalamak - wrap
9036. sarmalanmak - do
9037. sarmaşmak - embrace
9038. sarpa sarmak - wrap steep
9039. sarplaşmak - do
9040. sarsalamak - do
9041. sarsılmak - shake
9042. sarsmak - shake
9043. sası kokmak - do
9044. sasımak - do
9045. sataşılmak - do
9046. sataşmak - annoy
9047. sathileşmek - do
9048. sathileştirmek - do
9049. satılabilmek - do
9050. satılığa çıkarmak - put up for sale
9051. satılmak - do
9052. satın almak - buy
9053. satıp savmak - sell up
9054. satış yapmak - sell
9055. satışa çıkarmak - put up for sale
9056. satıya çıkarmak - remove sati
9057. satmak - sell
9058. sattırmak - let somebody sell something
9059. sattırtmak - find somebody who lets somebody sell something
9060. savaklamak - do
9061. savaşım vermek - fight
9062. savaşmak - battle
9063. savaştırmak - fight each
9064. savatlamak - do
9065. savdırmak - do
9066. savılmak - do
9067. savlamak - do
9068. savmak - stave off
9069. savrulmak - skid
9070. savsaklamak - palter
9071. savsaklanmak - palter
9072. savsamak - do
9073. savulmak - beware
9074. savunma yapmak - plead
9075. savunmak - defend
9076. savunulmak - do
9077. savurmak - hurl
9078. savuşmak - slip away
9079. savuşturmak - parry
9080. savuşup gitmek - do
9081. saydamlaşmak - do
9082. saydamlaştırmak - do
9083. saydırmak - let somebody count
9084. saydırtmak - find somebody who lets somebody else count
9085. sayfa bağlamak - connect page
9086. sayfalamak - do
9087. sayfalandırmak - paginate
9088. saygı duymak - hear respect
9089. saygı göstermek - respect
9090. sayıklamak - wander
9091. sayılabilmek - do
9092. sayılamak - do
9093. sayılmak - do
9094. sayımlamak - do
9095. sayıp dökmek - recount
9096. sayışmak - count out
9097. saykallamak - do
9098. saylamak - do
9099. saymak - count
9100. saymakla bitmemek - end saymakla
9101. sayrımsamak - do
9102. sebebiyet vermek - do
9103. sebeplenmek - feather ones own nest
9104. sebepsiz kalmak - do
9105. seçilebilmek - do
9106. seçilmek - do
9107. seçim yapmak - choose
9108. seçkinleşmek - do
9109. seçmek - choose
9110. seçmeli yemek - do
9111. seçmesiz yemek - do
9112. seçtirmek - do
9113. sefa geldine gitmek - go to the chief geld
9114. sefalet çekmek - starve
9115. seğirmek - twitch
9116. seğremek - do
9117. sehpaya çekmek - take the stand
9118. sekelemek - do
9119. sekilemek - figure
9120. sekilenmek - do
9121. sekmek - hop
9122. seks yapmak - have sex
9123. seksen kapının ipini çekmek - pull the rope eighty door
9124. sekte vermek - do
9125. sekte vurmak - impede
9126. sekteye uğratmak - bring to a standstill
9127. sektirmek - bounce
9128. sektirmemek - avoid skipping
9129. selâm çakmak - lighter salute
9130. selam durmak - salute
9131. selâm durmak - salute
9132. selâm söylemek - say hello
9133. selâm vermek - salute
9134. selâmete çıkmak - exit salvation
9135. selametlemek - do
9136. selâmetlemek - do
9137. selâmı sabahı kesmek - do
9138. selamlamak - salute
9139. selamlanmak - do
9140. selâmlanmak - do
9141. selâmlaşmak - do
9142. sele gitmek - go saddle
9143. sembolleşmek - do
9144. sembolleştirmek - symbolize
9145. semeleşmek - do
9146. semer vurmak - saddle
9147. semeresini vermek - harvest
9148. semeri devirmek - overthrow the saddle
9149. semerlemek - saddleback to
9150. semerlenmek - do
9151. semirmek - fatten
9152. semizlemek - do
9153. semizlenmek - do
9154. semizleşmek - do
9155. sempati duymak - sympathize
9156. sempatisini kazanmak - win the sympathy
9157. semtine uğramamak - undergo the neighborhood
9158. sendelemek - totter
9159. sendikalaşmak - unionize
9160. sendikalaştırmak - syndicate
9161. senet vermek - stock
9162. senetleşmek - do
9163. sepelemek - do
9164. sepet havası çalmak - basket air play
9165. sepetlemek - bundle
9166. sepetlenmek - ditch
9167. sepette pamuğu olmamak - basket
9168. sepilemek - tan
9169. sepilenmek - do
9170. serbest bırakmak - release
9171. serbestlemek - liberate the
9172. serbestleştirmek - liberalize
9173. serçe parmak - do
9174. serdetmek - do
9175. serdirmek - do
9176. sergi sermek - lay exhibition
9177. sergilemek - exhibit
9178. sergilenmek - do
9179. sergin vermek - do
9180. serilip serpilmek - lay thrive
9181. serilip yatmak - lay lie
9182. serilmek - sprawl
9183. serin tutmak - keep it cool
9184. serinlemek - cool
9185. serinlenmek - feel cool
9186. serinleşmek - do
9187. serinletmek - refresh
9188. serinlik vermek - cool
9189. sermaye yapmak - make capital
9190. sermek - spread
9191. serpelemek - do
9192. serpilmek - thrive
9193. serpiştirmek - strew
9194. serpmek - sprinkle
9195. serptirmek - do
9196. sersemlemek - stagger
9197. sersemleşmek - do
9198. sersemletmek - hocus
9199. serserileşmek - do
9200. serserilik yapmak - gad
9201. sert damak - do
9202. sertelmek - do
9203. sertlenmek - do
9204. sertleşmek - toughen
9205. sertleştirmek - toughen
9206. servis yapmak - serve
9207. servise çıkmak - exit service
9208. serzenişte bulunmak - do
9209. ses çıkarmamak - let smth pass unchallenged
9210. ses çıkmamak - get no
9211. ses kesilmek - do
9212. ses seda çıkmamak - do
9213. ses seda kesilmek - cut the sound in sea
9214. ses vermek - do
9215. sesi ayyuka çıkmak - sound pretty wild to go
9216. sesini çıkarmamak - raise your voice
9217. sesini kısmak - turn the volume down
9218. seslemek - listen to
9219. seslendirilmek - do
9220. seslendirmek - vocalize
9221. seslenmek - call
9222. sessizleşmek - do
9223. set çekmek - dam
9224. setretmek - do
9225. sevap kazanmak - earn reward
9226. sevdalanmak - do
9227. sevdirmek - endear
9228. seveklemek - do
9229. sevgi beslemek - hold in esteem
9230. sevilmek - do
9231. sevilmemek - do
9232. sevimlileşmek - do
9233. sevimlileştirmek - do
9234. sevimsizleşmek - do
9235. sevinci kursağında kalmak - do
9236. sevinç gözyaşları dökmek - do
9237. sevinçten ağzı kulaklarına varmak - do
9238. sevindirmek - gladden
9239. sevinmek - rejoice
9240. sevişmek - make love
9241. seviyesizleşmek - do
9242. sevketmek - dispatch
9243. sevmek - love
9244. sevmemek - dislike
9245. seyahate çıkmak - take a trip
9246. seyirci kalmak - stay audience
9247. seyrana çıkmak - exit main course
9248. seyre dalmak - course to fall
9249. seyredilmek - watch
9250. seyrekleşmek - thin out
9251. seyrekleştirmek - do
9252. seyrelmek - thin
9253. seyreltilmek - do
9254. seyretmek - watch
9255. seyreylemek - do
9256. seyrine bakmak - look at the course
9257. sezdirmek - adumbrate
9258. sezebilmek - sense
9259. sezilmek - do
9260. sezindirmek - hint to
9261. sezinlemek - anticipate
9262. sezmek - understand
9263. sıcak bakmak - hot look
9264. sıcak basmak - do
9265. sıcak başına vurmak - hot per hit
9266. sıcak karşılamak - gladhand
9267. sıcak yüz göstermek - hot face shows
9268. sıcaklaşmak - grow warmer
9269. sıcaklaştırmak - warm the
9270. sıçana dönmek - return to rats
9271. sıçıp sıvamak - shit on
9272. sıçıradmaq - do
9273. sıçıramaq - do
9274. sıçmak - shit
9275. sıçramak - splash
9276. sıçraşmak - do
9277. sıçratmak - slosh
9278. sıdkı sıyrılmak - do
9279. sıfatlandırmak - do
9280. sıfatlaştırmak - do
9281. sıfır kilometre - zero kilometer
9282. sıfırdan başlamak - start from scratch
9283. sıfırı tüketmek - consume zero
9284. sıfırlamak - reset
9285. sığabilmek - fit
9286. sığdırılmak - fit
9287. sığdırmak - fit
9288. sığınılmak - refuge to
9289. sığınmak - refuge
9290. sığışmak - fin
9291. sığıştırmak - do
9292. sığlaşmak - shoal
9293. sığmak - fit into
9294. sıkı durmak - hold firm
9295. sıkılamak - get bored
9296. sıkılanmak - do
9297. sıkılmak - do
9298. sıkınmak - tighten
9299. sıkıntı basmak - press shortage
9300. sıkıntı çekmek - rough it
9301. sıkıntı vermek - chevy
9302. sıkıntıya gelememek - do
9303. sıkışmak - jam
9304. sıkıştırılmak - do
9305. sıkıştırmak - compress
9306. sıkıya gelmek - tighten come
9307. sıklaşmak - close up
9308. sıklaştırılmak - intensify
9309. sıklaştırmak - thicken
9310. sıkmak - squeeze
9311. sılaya gitmek - go to the siia
9312. sımak - do
9313. sınamak - test
9314. sınanmak - test
9315. sınatmak - do
9316. sınav vermek - test
9317. sınava çekilmek - retreat exam
9318. sınava girmek - take an examination
9319. sındırılmak - do
9320. sındırmak - digest
9321. sınıflamak - classify
9322. sınıflandırılmak - do
9323. sınıflandırmak - classify
9324. sınıflanmak - classify
9325. sınıflaşmak - do
9326. sınıfta çaktırmak - do
9327. sınıfta kalmak - do
9328. sınır çekmek - demarcate
9329. sınırlamak - limit
9330. sınırlandırmak - limit
9331. sınırlanmak - do
9332. sınmak - cringe
9333. sır tutmak - keep secret
9334. sır vermek - give a secret
9335. sıra dayağı çekmek - attract well beaten
9336. sıra savmak - order to stave
9337. sıralamak - sort
9338. sıralanmak - aline
9339. sıralatmak - sort by
9340. sıram sıram dizilmek - do
9341. sırası gelmek - do
9342. sırasına geçmek - pass the order
9343. sırasını kaybetmek - do
9344. sırat köprüsünden geçmek - pass the sirat bridge
9345. sıraya koymak - put in order
9346. sırıklamak - pole
9347. sırımak - do
9348. sırıtmak - grin
9349. sırkıtmak - do
9350. sırlamak - glaze
9351. sırlanmak - glaze
9352. sırnaşmak - do
9353. sırnaştırmak - do
9354. sırra kadem basmak - hive off
9355. sırretmek - do
9356. sırrolmak - do
9357. sırtarmak - do
9358. sırtı yere gelmek - place to come back
9359. sırtına geçirmek - put the back
9360. sırtından çıkarmak - remove the back
9361. sırtından geçinmek - batten
9362. sırtından - do
9363. sırtlamak - lift
9364. sırtüstü yatmak - lie back
9365. sıskalaşmak - do
9366. sıskası çıkmak - go skinny
9367. sıtma tutmak - keep malaria
9368. sıtmalanmak - do
9369. sıva vurmak - knock plaster
9370. sıvalamak - do
9371. sıvamak - plaster
9372. sıvanmak - do
9373. sıvaşmak - mush
9374. sıvaştırmak - do
9375. sıvatmak - do
9376. sıvazlamak - pat
9377. sıvazlatmak - do
9378. sıvıklaştırmak - do
9379. sıvılaşmak - become liquid
9380. sıvılaştırmak - make liquid
9381. sıvındırmak - do
9382. sıvınmak - do
9383. sıvışmak - scram
9384. sıvıtmak - do
9385. sıygaya çekmek - attract syga
9386. sıyırmak - graze
9387. sıyrılmak - wriggle
9388. sızdırılmak - do
9389. sızdırmak - leak
9390. sızıldanmak - do
9391. sızırmak - do
9392. sızlamak - tingle
9393. sızlanmak - whimper
9394. sızlatmak - do
9395. sızmak - percolate
9396. sicil vermek - register
9397. sifonlamak - sift
9398. sifonu çekmek - flush
9399. siftahlamak - do
9400. siftinmek - sift
9401. sigara sarmak - roll cigarettes
9402. sigarayı tellendirmek - do
9403. sigortalamak - insure
9404. sigortalanmak - insure
9405. siğmek - go into
9406. sihirlenmek - do
9407. sikilmek - do
9408. sikişmek - fuck
9409. sikkelemek - do
9410. siklememek - do
9411. sikmek - fuck
9412. siktirip gitmek - go fuck herself
9413. siktirmek - fuck you
9414. silâh çatmak - do
9415. silâh çekmek - take arms
9416. silâh patlamak - do
9417. silâh silâha girmek - enter gunarms
9418. silâha davranmak - do
9419. silâhaltında bulunmak - do
9420. silâhlamak - do
9421. silâhlandırmak - arm the
9422. silâhlanmak - do
9423. silâhsızlandırmak - disarm
9424. silâhsızlanmak - do
9425. sildirilmek - do
9426. sildirmek - cancel
9427. silikatlamak - do
9428. silikleşmek - do
9429. silikleştirmek - do
9430. silinip gitmek - shade away
9431. silinmek - do
9432. silkelemek - shake
9433. silkelenmek - shake
9434. silkindirmek - do
9435. silkinip sıyrılmak - do
9436. silkmek - shake
9437. silktirmek - do
9438. silmek - wipe
9439. silolamak - silage
9440. simgelemek - typify
9441. simgeleşmek - do
9442. sindirilmek - digest
9443. sindirmek - digest
9444. sineklenmek - do
9445. sinekten yağ çıkarmak - remove oil from the fly
9446. sinemalaştırmak - do
9447. sineye çekmek - swallow
9448. sinir kesilmek - do
9449. siniri oynamak - play nervous
9450. siniri tutmak - hold nerve
9451. sinirlemek - limit
9452. sinirlendirmek - rage
9453. sinirlenmek - get angry
9454. sinirleri boşanmak - divorce nerves
9455. sinirleri bozulmak - do
9456. sinirleri gerilmek - do
9457. sinirleri gevşemek - relax nerves
9458. sinirlerini bozmak - disrupt nerve
9459. sinmek - crouch down
9460. sinsileşmek - do
9461. sinyal vermek - signal
9462. sipere yatmak - lie in the trenches
9463. siperlenmek - shield to
9464. siplemek - do
9465. sipsivri kalmak - stay sipsivr
9466. sirkelenmek - do
9467. sirkeleşmek - vinegar to
9468. sislendirmek - do
9469. sislenmek - fog
9470. sistemleşmek - do
9471. sistemleştirmek - codify
9472. sistirelemek - scratch to
9473. sivilleşmek - do
9474. sivilleştirmek - civilise
9475. sivişmek - do
9476. sivmek - do
9477. sivrileşmek - taper
9478. sivrileştirmek - sharpen
9479. sivrilmek - excel
9480. siya siya gitmek - do
9481. siyahlanmak - blacken
9482. siyahlaşmak - do
9483. siyahlatmak - blacken
9484. siyanürlemek - cyanide
9485. siymek - speak
9486. slavlaşmak - do
9487. sloganlaşmak - do
9488. sloganlaştırmak - do
9489. sobelemek - do
9490. sofra donatmak - equip table
9491. sofra kaldırmak - remove table
9492. sofra kurmak - set up table
9493. softalaşmak - do
9494. soğanlamak - do
9495. soğrulmak - do
9496. soğuk çalmak - do
9497. soğuk çıkmak - go cold
9498. soğuk durmak - stand the cold
9499. soğuk duş etkisi yapmak - cast a chill upon
9500. soğuk vurmak - do
9501. soğuklamak - do
9502. soğuklaşmak - cool down
9503. soğuklaştırmak - do
9504. soğulmak - do
9505. soğumak - get cold
9506. soğurmak - suck
9507. soğuşmak - do
9508. soğutmak - cool
9509. soğutulmak - do
9510. sokağa çıkmak - exit to the street
9511. sokağa - street
9512. sokakta bulmamak - find the street
9513. sokakta kalmak - stay on the street
9514. sokaktan toplamak - gather in the street
9515. sokmak - sting
9516. sokranmak - butt
9517. sokturmak - loosen
9518. sokulmak - sidle
9519. sokuşmak - sting
9520. sokuşturmak - foist
9521. sol eli beklemek - wait for the left hand
9522. sol yapmak - do
9523. sola kaymak - move left
9524. soldurmak - fade
9525. solgunlaşmak - do
9526. sollama yapmak - make overtaking
9527. sollamak - overtake
9528. solmak - get pale
9529. solo yapmak - do solo
9530. soluğu kesilmek - gulp down
9531. soluğu kesmek - cut breath
9532. soluğu - do
9533. soluk soluğa kalmak - do
9534. soluklamak - do
9535. soluklanmak - respire
9536. soluklaşmak - do
9537. solumak - breathe
9538. solunmak - do
9539. solutmak - do
9540. somurdanmak - do
9541. somurulmak - do
9542. somutlanmak - do
9543. somutlaşmak - do
9544. somutlaştırmak - embody
9545. son bulmak - do
9546. son kozunu oynamak - play his last card
9547. son nefesini vermek - expire
9548. son vermek - end
9549. sondaj yapmak - drill
9550. sondalamak - do
9551. sonlamak - terminate
9552. sonlandırmak - end
9553. sonsuzlaşmak - do
9554. sonu gelmek - do
9555. sonuç vermek - pan out
9556. sonuçlamak - result
9557. sonuçlandırmak - finalize
9558. sonuçlanmak - do
9559. sonunu getirememek - do
9560. sonunu getirmek - round off
9561. sopa çekmek - give a beating
9562. sopalamak - birch
9563. sopalanmak - birch
9564. sopalatmak - do
9565. sordurmak - do
9566. sorgu suale çekmek - query attract sprinklers
9567. sorguçlanmak - do
9568. sorgulanmak - question
9569. sorguya çekmek - interrogate
9570. sorma gitsin - you go ask
9571. sormak - ask
9572. sorması ayıp olmasın - do
9573. sorti yapmak - sortie
9574. soru sormak - ask
9575. sorulmak - do
9576. sorumak - question
9577. sorumlu tutmak - blame
9578. sorumsuzlaşmak - do
9579. sorumsuzlaştırmak - do
9580. soruşmak - ask him to
9581. soruşturmak - inquire
9582. sorutmak - do
9583. sosyalleşmek - socialize
9584. sosyalleştirmek - socialize
9585. soya çekmek - take soy
9586. soydurmak - rob
9587. soylamak - do
9588. soymak - peel
9589. soysuzlaşmak - degenerate
9590. soysuzlaştırmak - do
9591. soyulmak - peel off
9592. soyunmak - undress
9593. soyutlamak - emancipate
9594. soyutlaşmak - abstract
9595. soyutlaştırmak - do
9596. södelemek - do
9597. söğüşlemek - do
9598. sökmek - rip out
9599. sökük dikmek - do
9600. sömürgeleşmek - do
9601. sönmek - die down
9602. sönümlemek - amortize
9603. sövmek - curse
9604. sövüp saymak - badmouth
9605. söylemediğini bırakmamak - leave that to say
9606. söylemek - say
9607. söylemsemek - do
9608. söylenilmek - do
9609. söylenmek - grouch
9610. söyleşmek - converse
9611. söyletmek - draw out
9612. söylettirmek - say it
9613. söylev vermek - declaim
9614. söyleyivermek - blurt out
9615. söymek - do
9616. söz çıkmak - exit talk
9617. söz dinlemek - obey
9618. söz geçirmek - pass the
9619. söz gelmek - come talk
9620. söz getirmek - bring promise
9621. söz kaldırmamak - remove the word
9622. söz kesmek - cut promise
9623. söz tutmak - keep promise
9624. söz vermek - promise
9625. sözde kalmak - do
9626. söze atılmak - embark on promise
9627. söze başlamak - promise to start
9628. söze karışmak - chime in
9629. söze son vermek - put an end to that
9630. söze yatmak - do
9631. sözlendirmek - do
9632. sözlenmek - do
9633. sözleşme yapmak - make a contract
9634. sözleşmek - contract to
9635. sözü açılmak - promise to open
9636. sözü ağzına tıkamak - do
9637. sözü ağzında kalmak - promise to stay in the mouth
9638. sözü bağlamak - connect this
9639. sözü çevirmek - translate the word
9640. sözü dağıtmak - do
9641. sözü edilmek - do
9642. sözü geçmek - do
9643. sözü kesmek - cut promise
9644. sözü uzatmak - extend the promise
9645. sözün ardı boşa çıkmak - do
9646. sözünde durmak - abide by ones word
9647. sözünden çıkmamak - exit talk
9648. sözüne gelmek - come to that
9649. sözünü esirgememek - withhold the promise
9650. sözünü kesmek - break in
9651. sözünü tutmak - keep your promise
9652. spor yapmak - sport
9653. sporlanmak - do
9654. standartlaşmak - standardize
9655. standartlaştırmak - standardize
9656. start vermek - start
9657. starta geçmek - go to start
9658. starta girmek - enter the start
9659. sterilleşmek - do
9660. stoklamak - stock up
9661. streslenmek - do
9662. su basmak - flood
9663. su çekmek - draw water
9664. su gelmek - come water
9665. su gibi bilmek - know as water
9666. su gibi gitmek - go like water
9667. su gibi terlemek - sweat like water
9668. su götürür yeri olmamak - do
9669. su içinde kalmak - stay in water
9670. su kaçırmak - pass water
9671. su kapmak - grab water
9672. su kesmek - cut water
9673. su koyuvermek - water to letting go
9674. su serpilmek - sprinkle water
9675. su vermek - quench
9676. su yapmak - make water
9677. sucuklaşmak - do
9678. suç duyurusunda bulunmak - do
9679. suç işlemek - commit an offense
9680. suçlamak - blame
9681. suçlandırılmak - accuse
9682. suçlandırmak - do
9683. suçlanmak - blame
9684. suçlu sayılmak - do
9685. sudan geçirmek - rinse out
9686. suflileşmek - do
9687. sugeçirmez yapmak - impregnate a garb
9688. sulamak - irrigate
9689. sulandırmak - reconstitute
9690. sulanmak - become watery
9691. sular kararmak - decide waters
9692. sulatmak - do
9693. sulbünden gelmek - do
9694. sulkea - do
9695. sululaşmak - do
9696. sululuk yapmak - do juiciness
9697. sumsuklamak - do
9698. sundurmak - plasticize
9699. sunmak - offer
9700. sunulmak - do
9701. surat kalmamak - keep face
9702. suratı değişmek - change the face
9703. suratına indirmek - download the face
9704. suratını ekşitmek - grimace
9705. surdinlemek - do
9706. suretine girmek - enter by
9707. susamak - thirst
9708. susatmak - do
9709. suskunlaşmak - do
9710. suskunlaştırmak - do
9711. susmak - hush
9712. susta durdurmak - stop the silence
9713. susta durmak - stand in silence
9714. susturmak - silence
9715. susturulmak - do
9716. suvarmak - do
9717. suya göstermek - water show
9718. suya salmak - release water
9719. suyu baştan - water from the beginning
9720. suyu kesilmiş değirmene dönmek - return to cut water mill
9721. suyu seli kalmamak - keep the water flood
9722. suyun akıntısına gitmek - do
9723. suyuna gitmek - dance to tune
9724. suyunca gitmek - do
9725. suyunu çekmek - drain
9726. süblimleşmek - sublime
9727. süblimleştirmek - sublimate
9728. sübut bulmak - do
9729. südremek - do
9730. süflileşmek - do
9731. sükse yapmak - make a splash
9732. sükûtla geçiştirmek - ward off the sktl
9733. sülfürlemek - sulfur
9734. sülük vurmak - hit leech
9735. sümsükleşmek - do
9736. sümürcenmek - do
9737. sümürmek - quaff
9738. sünger çekmek - pass the sponge over
9739. sünger geçirmek - spend sponge
9740. süngerleşmek - do
9741. süngülemek - bayonet
9742. süngülenmek - do
9743. süngüleşmek - do
9744. sünmek - stretch
9745. sünnetlemek - do
9746. süpürmek - sweep
9747. sürçmek - slip
9748. süregelmek - do
9749. süreğenleşmek - develop chronic
9750. sürfile yapmak - overcast
9751. sürgit yapmak - do srgit
9752. sürgülemek - bolt
9753. sürgülenmek - do
9754. sürgün gitmek - go shoot
9755. sürgüne göndermek - exile
9756. sürme çekmek - take riding
9757. sürmek - drive
9758. sürmelemek - do
9759. sürmelenmek - do
9760. sürpriz yapmak - surprise
9761. sürtmek - rub against
9762. sürtükleşmek - do
9763. sürtünüp durmak - stop rubbing up against
9764. sürüklemek - drag
9765. sürüklendirmek - do
9766. sürüklenmek - drag
9767. sürükletmek - drag it to
9768. sürülmek - do
9769. sürümcemede bırakmak - do
9770. sürümcemede kalmak - stay ramada srmc
9771. sürümek - lug
9772. süründürmek - let somebody creep
9773. süründürtmek - find somebody who lets somebody else creep
9774. sürünmek - creep
9775. sürüp gitmek - do
9776. süslemek - decorate
9777. süslendirmek - do
9778. süslenmek - titivate
9779. süsletmek - do
9780. süsmek - do
9781. süt çalmak - steal milk
9782. süt çekmek - shoot
9783. süt sağmak - milk
9784. süt vermek - lactate
9785. sütlendirmek - do
9786. sütlenmek - do
9787. sütten kesmek - wean
9788. sütüne kalmak - stay on milk
9789. süzgeçlemek - filter to
9790. süzgünleşmek - do
9791. süzmek - infiltrate
9792. şabanlaşmak - do
9793. şafak sökmek - dawn
9794. şafaklamak - dawn to
9795. şahadet getirmek - bring testimony
9796. şahadette bulunmak - do
9797. şaheser yaratmak - create masterpieces
9798. şahit tutmak - keep witnesses
9799. şahlandırmak - ramp up
9800. şahlanmak - ramp
9801. şaka gibi gelmek - come as a joke
9802. şaka götürmemek - do
9803. şaka kaldırmak - joke
9804. şaka maka derken - do
9805. şaka söylemek - jest
9806. şaka yapmak - lark
9807. şakalaşmak - do
9808. şakaya boğmak - drown joke
9809. şakaya gelmek - come joke
9810. şakaya gelmemek - come to a joke
9811. şakaya getirmek - make a joke
9812. şakaya vurmak - laugh off
9813. şakımak - warble
9814. şakırdamak - do
9815. şakırdatmak - do
9816. şakketmek - do
9817. şaklamak - snap
9818. şaklatmak - swish
9819. şakramak - do
9820. şakullemek - plumb
9821. şamandıralamak - float
9822. şamar indirmek - do
9823. şamarlamak - slap
9824. şampuanlamak - shampoo
9825. şan vermek - give glory
9826. şandellemek - do
9827. şangırdamak - do
9828. şangırdatmak - do
9829. şanına yedirememek - do
9830. şans tanımak - give a chance
9831. şansa kalmak - chance to stay
9832. şansı yaver gitmek - go lucky chance
9833. şantaj yapmak - blackmail
9834. şap gibi donmak - alum like frost
9835. şap gibi yanmak - do
9836. şapırdamak - smack
9837. şapırdatmak - smack
9838. şaplamak - do
9839. şaplatmak - smack
9840. şapşallaşmak - do
9841. şapurdatmak - do
9842. şarıldamak - do
9843. şarkı söylemek - sing
9844. şarkı tutturmak - fasten song
9845. şarlamak - do
9846. şart koşmak - stipulate
9847. şartlamak - lustrate
9848. şartlandırmak - condition
9849. şartlanmak - do
9850. şartlaşmak - do
9851. şaşakalmak - do
9852. şaşalamak - glory
9853. şaşalatmak - do
9854. şaşılaşmak - squint to
9855. şaşılmak - do
9856. şaşırıp kalmak - flounder
9857. şaşırmak - do
9858. şaşırtmak - make somebody mixed up
9859. şaşırttırmak - find somebody to make somebody mixed up
9860. şaşkına çevirmek - baffle
9861. şaşkına dönmek - do
9862. şaşkınlaşmak - do
9863. şaşmak - depart from
9864. şavkı vurmak - hit gleam
9865. şavkımak - do
9866. şavullamak - do
9867. şeffaflaşmak - do
9868. şeffaflaştırmak - do
9869. şehirleşmek - do
9870. şehirlileşmek - do
9871. şekeri kestirmek - cut sugar
9872. şekerlemek - saccharify
9873. şekerlenmek - do
9874. şekerleşmek - do
9875. şekil vermek - shape
9876. şekillendirmek - shape
9877. şekillenmek - take shape
9878. şekle sokmak - put into shape
9879. şemalaştırmak - do
9880. şenelmek - do
9881. şenlendirilmek - do
9882. şenlendirmek - cheer
9883. şenlenmek - jollify to
9884. şerbetlemek - do
9885. şerbetlenmek - do
9886. şeref vermek - honor
9887. şereflendirmek - grace
9888. şereflenmek - do
9889. şerit değiştirmek - change lanes
9890. şeritlemek - strip
9891. şevk vermek - do
9892. şevke gelmek - enthuse
9893. şevke getirmek - bring enthusiasm
9894. şevki kırılmak - do
9895. şeytan aldatmak - do
9896. şeytan kandırmak - trick the devil
9897. şeytanın yattığı yeri bilmek - do
9898. şıkırdamak - clangor
9899. şıkırdatmak - clangor
9900. şıklaşmak - close up
9901. şıklaştırmak - add flair
9902. şımarmak - do
9903. şımartılmak - pamper
9904. şıngırdamak - jingle
9905. şıpırdamak - do
9906. şırıldamak - bicker
9907. şırınga yapmak - do syringe
9908. şırıngalamak - syringe to
9909. şırlamak - do
9910. şırpıntı - do
9911. şian kalmak - stay slogan
9912. şiar edinmek - learn slogan
9913. şiddet göstermek - show violence
9914. şiddete başvurmak - do
9915. şiddetlendirmek - exasperate
9916. şiddetlenmek - intensify
9917. şifa bulmak - find healing
9918. şifa vermek - heal
9919. şifayı bulmak - find a cure
9920. şiflemek - do
9921. şifrelemek - encrypt
9922. şifreyi çözmek - decode
9923. şiirleştirmek - poetize
9924. şikâyet etmek - complain
9925. şikâyet getirmek - bring complaints
9926. şikâyette bulunmak - complain
9927. şike yapmak - chicane
9928. şimşek çakmak - lighten
9929. şimşeklenmek - do
9930. şimşekleri üstüne çekmek - attract the lightning
9931. şiniklemek - mill shrink packaging to
9932. şirazeden çıkmak - exit shiraz
9933. şirazesinden çıkmak - exit from shiraz
9934. şirk koşmak - shirk run
9935. şirketleşmek - corporate to
9936. şirnemek - do
9937. şirretleşmek - do
9938. şistleşmek - do
9939. şişe çekmek - take the bottle
9940. şişelemek - bottle
9941. şişelenmek - do
9942. şişinmek - boast
9943. şişirilmek - do
9944. şişirmek - swell
9945. şişlemek - skewer
9946. şişlenmek - do
9947. şişmanlamak - fatten
9948. şişmanlatmak - plump
9949. şişmek - swell
9950. şivşirmek - do
9951. şorlamak - do
9952. şov yapmak - make good show
9953. şöhret bulmak - find fame
9954. şöhret kapısı açılmak - do
9955. şöhret salmak - let fame
9956. şöhreti dünyayı tutmak - do
9957. şölen çekmek - attract feast
9958. şulelenmek - do
9959. şundan bundan konuşmak - do
9960. şunu bunu bilmemek - know that it
9961. şut çekmek - shoot
9962. şutlamak - kick the
9963. şuurlaşmak - do
9964. şükretmek - do
9965. şümullendirmek - do
9966. şüphe bırakmamak - leave doubts
9967. şüphelendirmek - suspicion to
9968. şüphelenmek - suspect
9969. şüpheye kapılmak - do
9970. şüyu bulmak - find water
9971. tabakalamak - sheet
9972. tabakalanmak - do
9973. tabaklamak - tan
9974. tabaklanmak - do
9975. taban basma - press base
9976. taban tepmek - base to kick
9977. tabancaya davranmak - act gun
9978. tabanları kaldırmak - remove bases
9979. tabanları patlamak - explode bases
9980. tabetmek - do
9981. tâbi kılmak - subordinate
9982. tâbi tutmak - subject
9983. tabiileşmek - do
9984. tabulaşmak - taboo to
9985. taburcu edilmek - do
9986. tacizlik getirmek - bring tacizlik
9987. tacizlik vermek - give tacizlik
9988. taçlanmak - do
9989. tadata çıkmak - go to tadat
9990. tadı damağında kalmak - stay in the taste palate
9991. tadı gitmek - go taste
9992. tadına doyum olmamak - do
9993. tadına varmak - enjoy
9994. tadından yenmemek - overcome the taste
9995. tadını bulmak - find the taste
9996. tadını çıkarmak - enjoy
9997. tafra satmak - pride sell
9998. tafsilat vermek - give particulars
9999. tafsilât vermek - give particulars
10000. tafsilâta girmek - enter the particulars
10001. taharetlenmek - lustrate
10002. tahkire uğramak - undergo tahkir
10003. tahsil görmek - view collection
10004. tahta çıkmak - throne
10005. tahtalaşmak - do
10006. tahtalıköyü boylamak - end up in the boneyard
10007. tahtaya kaldırmak - remove the board
10008. tahttan indirmek - unthrone
10009. takat getirmek - bring takat
10010. takat kalmamak - do
10011. takatı yetmemek - do
10012. takatsizlik duymak - hear weakness
10013. takdim edilmek - do
10014. takdir olunmak - do
10015. takdirini kazanmak - earn the appreciation
10016. takılmak - hang out
10017. takım tutmak - support a team
10018. takınmak - put on
10019. takırdamak - clatter
10020. takırdatmak - clatter
10021. takışmak - on each other to
10022. takıştırmak - best bib and tucker
10023. takıyye yapmak - do takiyya
10024. takla attırmak - somersault
10025. taklidini yapmak - parody
10026. taklitçi olmak - do
10027. takmak - wear
10028. takozlamak - wedge
10029. takrir vermek - do
10030. taksit ödemek - pay in installments
10031. taksite bağlamak - connect installment
10032. taksitlendirmek - do
10033. taktırmak - do
10034. taktik vermek - do
10035. talanlamak - do
10036. talaşlamak - do
10037. talaşlanmak - do
10038. talazlanmak - do
10039. talihi yaver gitmek - fortune go lucky
10040. talihin kucağına atılmak - do
10041. talimat vermek - instruct
10042. talip çıkmak - exit suitor
10043. tam adamına çatmak - do
10044. tam bakım yaptırmak - make full maintenance
10045. tam gelmek - come full
10046. tamam bulmak - ok find
10047. tamam gelmek - ok come
10048. tamamlamak - complete
10049. tamamlanmak - do
10050. tamamlatmak - do
10051. tamarmak - do
10052. tamir görmek - see repair
10053. tamire vermek - repair
10054. tamlamak - do
10055. tamponlamak - buffer
10056. tan sökmek - remove the tank
10057. tan yeri ağarmak - dawn to dawn
10058. tane bağlamak - connect one
10059. tane tane söylemek - articulate
10060. tanelemek - granulate
10061. tanelenmek - granulate
10062. tangırdamak - rattle
10063. tangırdatmak - do
10064. tanıdık çıkmak - exit familiar
10065. tanıklamak - witness to
10066. tanılamak - diagnose
10067. tanılmak - diagnose
10068. tanımak - know
10069. tanımamak - disown
10070. tanımazlıktan gelmek - come repudiated
10071. tanımlamak - define
10072. tanımlanmak - do
10073. tanınmak - do
10074. tanış çıkmak - go meet
10075. tanışmak - meet
10076. tanıştırmak - introduce
10077. tanıtılmak - introduce
10078. tanıtlamak - prove
10079. tanıtlanmak - do
10080. tanıtmak - introduce
10081. tanlamak - do
10082. Tanrı yarattı dememek - do
10083. tanyeri ağarmak - do
10084. tapalamak - do
10085. tapalanmak - do
10086. tapan çekmek - attract worshipers
10087. tapanlamak - do
10088. tapıklamak - do
10089. tapınmak - worship
10090. tapırdamak - do
10091. tapışlamak - do
10092. tapışlanmak - do
10093. tapi kalmak - do
10094. tapmak - serve worship
10095. taptırmak - do
10096. tapulamak - do
10097. taraf gözetmek - do
10098. taraf tutmak - take sides
10099. taraflı olmamak - do
10100. tarafsızlaştırmak - neutralize
10101. tarak vurmak - hit combos
10102. taraklamak - rake
10103. tarakta bezi olmamak - do
10104. taramak - comb
10105. taranmak - primp
10106. taraşlamak - do
10107. taratmak - scan to
10108. tarazlamak - do
10109. tarazlanmak - do
10110. tariflendirmek - do
10111. tarihe geçmek - go down in history
10112. tarihe karışmak - vanish
10113. tarihlendirmek - do
10114. tarizde bulunmak - do
10115. tartaklamak - manhandle
10116. tartaklanmak - manhandle
10117. tartılmak - weigh out
10118. tartışılmak - do
10119. tartışma götürmemek - do
10120. tartışmak - debate
10121. tartışmaya girmek - shoot it out
10122. tartmak - weigh
10123. tarttırmak - tart to
10124. tarziye vermek - give style
10125. tasa çekmek - take design
10126. tasalanmak - worry
10127. tasarımlamak - design and
10128. tasarımlanmak - do
10129. tasarlamak - design
10130. tasarlanmak - do
10131. tasdik edilmek - do
10132. tasdik ettirmek - move approved
10133. tasımlamak - do
10134. taslamak - dissimulate
10135. tasniflemek - do
10136. tasniflendirilmek - do
10137. tasniflendirmek - do
10138. tasniflenmek - do
10139. tasvip görmek - see approval
10140. taş koymak - stymie
10141. taşa çekmek - take the stone
10142. taşı gediğine koymak - make a point
10143. taşıllaşmak - do
10144. taşıllaştırmak - do
10145. taşımak - carry
10146. taşınabilmek - move
10147. taşınmak - move
10148. taşırmak - overtax
10149. taşıtmak - do
10150. taşıttırmak - have these
10151. taşıyabilmek - move
10152. taşlamak - stone
10153. taşlanmak - do
10154. taşlaşmak - petrify
10155. taşlatmak - do
10156. taşmak - overflow
10157. taşralı kalmak - stay countryman
10158. tat kazanmak - win taste
10159. tat vermek - flavor
10160. tatarlaşmak - do
10161. tatil yapmak - take a holiday
10162. tatile girmek - break up
10163. tatlandırmak - sweeten
10164. tatlanmak - sweeten
10165. tatlı canını sıkmak - squeeze the sweet life
10166. tatlı kuymak - do
10167. tatlı yerinde bırakmak - do
10168. tatlılaşmak - sweeten
10169. tatlılaştırmak - dulcify
10170. tatmak - taste
10171. tatonman - do
10172. tatsızlaşmak - sour
10173. tatsızlık çıkarmak - remove unpleasantness
10174. tattırmak - taste
10175. tav vermek - anneal
10176. tava gelmek - come pans
10177. tava getirmek - bring the pan
10178. tavanına çökmek - do
10179. tavına getirmek - bring to temper
10180. tavını bulmak - find the attitude
10181. taviz vermek - make concessions
10182. tavlamak - roast
10183. tavlandırmak - do
10184. tavlanmak - do
10185. tavsamak - rabbit
10186. tavsatmak - do
10187. tavsukmak - do
10188. tavşanı araba ile avlamak - hunt rabbits by car
10189. tavuk ayağı yemek - eat chicken feet
10190. tay durmak - do
10191. tay tay durmak - stand colt foal
10192. tayfalmak - do
10193. tayin edilmek - do
10194. tayin olunmak - do
10195. tayini çıkmak - exit determination
10196. taylamak - do
10197. tayyetmek - do
10198. tazallüm temek - do
10199. tazarruda bulunmak - do
10200. tazelemek - freshen up
10201. tazelenmek - refresh
10202. tazeleşmek - freshen up
10203. tazılaşmak - do
10204. tazıya dönmek - return hound
10205. te’dîb - do
10206. te’kîd - do
10207. tebarüz ettirmek - do
10208. tebdil gezmek - travel incognito
10209. tebdili şaşmak - quicken the tebdili
10210. teberri - do
10211. teberrüz ettirmek - do
10212. tebligatta bulunmak - make a notification
10213. tecahülüarifaneden gelmek - come from tecahlarifane
10214. tecimek - do
10215. tecrübe yapmak - do experience
10216. tecviz edilmek - do
10217. tedahülde kalmak - stay in tedahl
10218. tedariklemek - do
10219. tedarikte bulunmak - do
10220. tedavüle çıkarmak - put into circulation
10221. tedehhüş - do
10222. tedirginleşmek - do
10223. tefekküre dalmak - do
10224. tehdit savurmak - hurl threats
10225. tehlike atlatmak - dodge danger
10226. tehlikeye atılmak - do
10227. tek dalmak - single branch
10228. tek durmak - stop one
10229. tek durmamak - stop one
10230. tekbir getirmek - bring takbir
10231. tekdüzeleşmek - do
10232. tekeden süt çıkarmak - remove milk from goats
10233. tekeline - do
10234. tekelleşmek - do
10235. tekelleştirmek - monopolize
10236. tekere çomak sokmak - put a spoke in wheel
10237. tekerlemek - roll
10238. tekerlenmek - roll
10239. tekesemek - do
10240. tekid - do
10241. teklemek - skip
10242. tekleşmek - do
10243. tekme yemek - kick in the teeth
10244. tekmek - one
10245. tekmelemek - kick
10246. tekmelenmek - do
10247. tekmil vermek - do
10248. tekmillemek - do
10249. tekrarlamak - repeat
10250. tekrarlanmak - come round
10251. tekrarlatmak - repeat
10252. tekşirmek - do
10253. tel çekmek - pull wires
10254. telâffuz edilmek - do
10255. telâlamak - do
10256. telâş göstermek - show flutter
10257. telâşa gelmek - come to flutter
10258. telâşa vermek - give flutter
10259. telâşına dalmak - dive into flurry
10260. telâşlandırmak - flurry
10261. telaşlanmak - fluster
10262. telâşlanmak - fluster
10263. telefonlaşmak - telephone calls to
10264. telesimek - do
10265. telgraf çekmek - telegraph
10266. teli kırmak - break the wire
10267. tellemek - tell
10268. tellendirmek - puff
10269. tellenmek - do
10270. teller takmak - attach wires
10271. telleyip pullamak - do
10272. temasa geçmek - contact
10273. temasa gelmek - come in contact with
10274. tembelleşmek - laze
10275. tembelleştirmek - lazy to
10276. tembelliği tutmak - have a laze
10277. tembihatta bulunmak - do
10278. tembihlemek - admonish
10279. tembihlenmek - do
10280. temel kakmak - encrypt basic
10281. temel tutmak - keep basic
10282. temellendirmek - justify
10283. temellenmek - do
10284. temelleşmek - do
10285. temelleştirmek - do
10286. teminat vermek - give guarantees
10287. temiz tutmak - keep clean
10288. temize çekmek - engross
10289. temize çıkarmak - exculpate
10290. temize çıkmak - clean exit
10291. temizlemek - clean
10292. temizlenmek - do
10293. temizletmek - clean up
10294. temizleyip paklamak - cleanse clear
10295. temizlik yapmak - clean
10296. tempo tutmak - shake a leg
10297. tencere yuvarlanmış - do
10298. tenceresi kaynamak - boil the pot
10299. tenceresi kaynarken - pot boiling
10300. tenceresi - pot
10301. teneke çalmak - steal cans
10302. tenekelemek - do
10303. tenha kalmak - do
10304. tenhalaşmak - less crowded
10305. tenzilât yapmak - make a rebate
10306. tepelemek - do
10307. tepelenmek - do
10308. tepeletmek - do
10309. tepesi aşağı gitmek - go down hill
10310. tepesi - peak
10311. tepesinde bitmek - top end
10312. tepesine dikilmek - do
10313. tepetakla gitmek - go upside down to
10314. tepiklemek - do
10315. tepilmek - do
10316. tepindirmek - do
10317. tepinmek - stomp
10318. tepirlemek - do
10319. tepişmek - hump to
10320. tepkimek - react
10321. tepmek - kick
10322. tepsermek - do
10323. ter alıştırmak - accustom sweat
10324. ter basmak - break forth
10325. ter boşanmak - divorce sweat
10326. terakki göstermek - do
10327. teraslamak - do
10328. teraslanmak - do
10329. terazilemek - do
10330. teraziye vurmak - hit the scales
10331. terbiye yapmak - make education
10332. terbiyelemek - do
10333. terbiyesini bozmak - forget ones manners
10334. terbiyesini vermek - give training
10335. terbiyesizleşmek - do
10336. tergemek - leave
10337. terhis edilmek - do
10338. terini soğutmak - cool the sweat
10339. terlemek - exude
10340. terletmek - sweat
10341. termikleştirmek - do
10342. ters anlamak - get it wrong
10343. ters ters bakmak - glower
10344. tersi dönmek - capsize
10345. tersinden okumak - read reverse
10346. tersine çevirmek - reverse
10347. tersine dönmek - do
10348. tersine gitmek - rub smb up the wrong way
10349. tersinmek - do
10350. terslemek - rebuff
10351. terslenmek - do
10352. tersleşmek - do
10353. tertib-i mukaddemat - do
10354. tertiplemek - do
10355. tertiplenmek - do
10356. teselli bulmak - find solace in
10357. tesir bırakmak - leave impact
10358. tesirini göstermek - do
10359. teslim bayrağı çekmek - do
10360. teslimiyet göstermek - show submission
10361. tespih çekmek - count ones beads
10362. testerelemek - saw to
10363. teşebbüse geçmek - do
10364. teşekkür ederim - thank you
10365. teşkilâtlandırılmak - do
10366. teşkilatlandırmak - rationalize
10367. teşkilâtlandırmak - rationalize
10368. teşkilatlanmak - do
10369. teşkilâtlanmak - do
10370. tetiğini bozmamak - break the trigger
10371. tetik bulunmak - do
10372. tetik davranmak - treat triggers
10373. tetik durmak - stop trigger
10374. tetik üstünde beklemek - wait on the trigger
10375. tetiklemek - trigger
10376. tetikleşmek - do
10377. tettirmek - do
10378. tevdiatta bulunmak - do
10379. teveccüh göstermek - show favor
10380. teveklemek - do
10381. teyel yapmak - tack
10382. teyellemek - baste
10383. teyellenmek - do
10384. tezgâhbaşı yapmak - do tezghba
10385. tezgâhı kurmak - establish counter
10386. tezgâhlamak - do
10387. tezgâhlanmak - do
10388. tezkere bırakmak - leave permit
10389. tezlemek - do
10390. tezleşmek - do
10391. tezleştirmek - catalyze
10392. tezyid - do
10393. tıka basa yemek - gorge
10394. tıkaçlamak - stopper
10395. tıkaçlanmak - plug
10396. tıkamak - plug
10397. tıkanmak - congest
10398. tıkatmak - do
10399. tıkılmak - do
10400. tıkımlanmak - do
10401. tıkınmak - ingurgitate
10402. tıkırdamak - clink
10403. tıkırdatmak - rattle
10404. tıkırında gitmek - tick over
10405. tıkırını yoluna koymak - way to put the welloiled
10406. tıkışmak - huddle
10407. tıkıştırmak - shove
10408. tıkızlaşmak - do
10409. tıklamak - click
10410. tıklatmak - rap
10411. tıkmak - stuff
10412. tıksırmak - do
10413. tımarlamak - groom
10414. tıngıldamak - do
10415. tıngıldatmak - do
10416. tıngırdamak - twang
10417. tıngırdatmak - thrum
10418. tınlamak - resound
10419. tınmak - tin to
10420. tınmamak - tin avoid
10421. tıpalamak - bung
10422. tıpalanmak - do
10423. tıpırdamak - do
10424. tıpırdatmak - do
10425. tıpışlamak - do
10426. tıraş olmak - shave
10427. tıraşa tutmak - keep shaving
10428. tıraşı gelmek - come shaving
10429. tıraşlamak - claw back
10430. tıraşlanmak - do
10431. tırıllamak - do
10432. tırıs gitmek - trot
10433. tırkazlamak - do
10434. tırkazlanmak - do
10435. tırkazlatmak - do
10436. tırmalamak - scratch
10437. tırmalanmak - scratch the
10438. tırmanmak - climb
10439. tırmıklamak - harrow
10440. tırmıklanmak - do
10441. tırnağı olamamak - do
10442. tırnak göstermek - show quotes
10443. tırnak takmak - insert quotes
10444. tırnaklamak - scratch
10445. tırnaklanmak - scratch
10446. tırnaklarını sökmek - remove the nail
10447. tırnaklatmak - do
10448. tırpanlamak - scythe
10449. tırpanlanmak - scythe
10450. tırpanlatmak - do
10451. tırsmak - freak out
10452. tırtıklamak - fray
10453. tırtıklanmak - fray
10454. tırtıklatmak - do
10455. tırtıl kesmek - cut caterpillar
10456. tırtıllanmak - do
10457. tıslamak - hiss
10458. ticarileşmek - do
10459. tiftiklenmek - lint to
10460. tiksindirmek - cloy
10461. tiksinilmek - do
10462. tiksinmek - loathe
10463. tilki uykusuna yatmak - do
10464. tilkileşmek - do
10465. tipilemek - storm and to
10466. tiplemek - type
10467. tipleşmek - do
10468. tipleştirmek - do
10469. tirelemek - hyphenate
10470. tirfillenmek - do
10471. tiriti çıkmak - exit sop
10472. tiritlenmek - do
10473. tiritleşmek - do
10474. tirşeleşmek - do
10475. titizlenmek - fuss
10476. titizleşmek - do
10477. titrekleşmek - do
10478. titreme gelmek - come trembling
10479. titremek - tremble
10480. titremlemek - do
10481. titreşmek - vibrate
10482. titreştirmek - vibrate
10483. titretmek - shake
10484. tiyatrolaştırmak - do
10485. tizleşmek - do
10486. tohuma kaçmak - go to seed
10487. tohumlamak - inseminate
10488. tohumlanmak - seed to
10489. tok tutmak - keep full
10490. tokaçlamak - mallet back
10491. tokaçlanmak - do
10492. tokalaşmak - shake hands
10493. tokat patlatmak - blow slap
10494. tokat yemek - slap
10495. tokatlamak - slap
10496. tokatlanmak - do
10497. tokmak tokmak - mallet gavel
10498. tokmaklamak - mall
10499. tokurdamak - do
10500. tokurdatmak - do
10501. tokuşmak - exchange
10502. tokuşturmak - clink
10503. toldurmak - do
10504. toldurmaq - do
10505. toldurulmaq - do
10506. tolmak - do
10507. tolmaq - do
10508. tomarmak - roll
10509. tombala çekmek - attract bingo
10510. tombullaşmak - plump
10511. tomruğa vermek - timber
10512. tomruklamak - do
10513. tomruklanmak - do
10514. tomurcuklanmak - bud
10515. tomurmak - do
10516. tongaya basmak - fall for
10517. top gibi gürlemek - rumble like a ball
10518. top gibi patlamak - explode like a ball
10519. topaklamak - do
10520. topaklanmak - clump
10521. topaklaşmak - do
10522. topaklaştırmak - flocculate
10523. topallamak - limp
10524. toparlamak - pick up
10525. toparlanmak - gather
10526. toplamak - aggregate
10527. toplanılmak - do
10528. toplanmak - collect
10529. toplaşmak - agglomerate
10530. toplatılmak - recall
10531. toplatmak - recall
10532. toplumlaşmak - do
10533. toplumlaştırmak - do
10534. toplumsallaşmak - do
10535. toplumsallaştırmak - communalize
10536. toprağa bakmak - look at the earth
10537. toprağa vermek - bury
10538. toprak çekmek - take soil
10539. toprak olmak - die
10540. toprak paklamak - cleanse the earth
10541. topraklamak - ground
10542. topraklandırmak - earth to
10543. topraklaşmak - do
10544. topuk çalmak - steal heels
10545. topuk vurmak - hit the heel
10546. topuklamak - heel
10547. torba eylemek - bags to set out
10548. torbalamak - do
10549. torbalanmak - pouch
10550. torbaya koymak - put in the bag
10551. tornalamak - turn to
10552. tornalanmak - turn to
10553. tornalatmak - do
10554. torpillemek - torpedo
10555. torpillenmek - do
10556. tortulanmak - do
10557. tortulaşmak - do
10558. tortullaşmak - do
10559. tos vurmak - tup
10560. toslamak - bump
10561. toslaşmak - do
10562. toylamak - do
10563. toz kondurmak - dust to planted
10564. toz koparmak - pluck dust
10565. tozaklamak - do
10566. tozarmak - do
10567. tozlanmak - gather dust
10568. tozlaşmak - pollinate
10569. tozlaştırmak - pollinate
10570. tozu dumana katmak - fold up the dust
10571. tozumak - dust
10572. tozutmak - do
10573. töhmetlendirmek - do
10574. tökezimek - do
10575. tökezlemek - stumble
10576. tökezlenmek - stumble
10577. tökezmek - do
10578. törpülemek - rasp
10579. törpülenmek - do
10580. trajikleşmek - do
10581. trampet çalmak - trumpet playing
10582. transit geçmek - transit
10583. tuğra çekmek - take tura
10584. tuhafına gitmek - find strange
10585. tuhaflaşmak - weird to
10586. tulûat yapmak - do
10587. tulum çıkmak - exit bag
10588. tumarlanmak - do
10589. tummak - do
10590. tumturak yapmak - do tumturak
10591. tun tun kaçmak - do
10592. tunçlamak - do
10593. tunçlaşmak - do
10594. tunçlaştırmak - do
10595. tunmak - do
10596. tur atlamak - tour jump
10597. tura çıkmak - go round
10598. turalamak - do
10599. turfalamak - do
10600. turlamak - do
10601. turnayı gözünden vurmak - hit the jackpot
10602. turşu kurmak - establish a pickle
10603. turşulaşmak - do
10604. turşusu çıkmak - exit pickles
10605. turşuya dönmek - return to pickle
10606. turunculaşmak - do
10607. tuşa getirmek - bring key
10608. tuşlamak - dial
10609. tutamak - handle
10610. tutamlamak - do
10611. tutarağı tutmak - keep tutarag
10612. tutkallamak - glue
10613. tutkulaşmak - do
10614. tutkuya kapılmak - succumb to passion
10615. tutmak - hold
10616. tuttuğu dal elinde kalmak - keep the branches stay in the hand
10617. tuttuğunu koparmak - break that hold
10618. tutturmak - fasten
10619. tutuculaşmak - do
10620. tutuklamak - arrest
10621. tutuklanmak - do
10622. tutuklatmak - give smb in charge
10623. tutulmak - do
10624. tutunmak - hold
10625. tutuşmak - ignite
10626. tutuşturmak - kindle
10627. tutuya koymak - put on hold
10628. tuvallamak - do
10629. tuzak kurmak - trap
10630. tuzaklamak - trap
10631. tuzaklanmak - do
10632. tuzla buz - do
10633. tuzlamak - salt
10634. tuzlanmak - salt to
10635. tüccarlaşmak - do
10636. tüfek çatmak - do
10637. tükenmek - run out
10638. tüketmek - consume
10639. tükürdüğünü yalamak - eat dirt
10640. tükürmek - spit
10641. tükürüğünü yutmak - swallow saliva
10642. tükürüklemek - do
10643. tükürüklenmek - do
10644. tüllenmek - do
10645. tümlemek - complement
10646. tümlenmek - do
10647. tümörlenmek - do
10648. tümörleşmek - do
10649. tümsekleşmek - do
10650. tümselmek - do
10651. tüneklemek - do
10652. tünel geçmek - pass tunnel
10653. tünemek - roost
10654. tüplemek - scuba
10655. türemek - breed
10656. türetmek - derive
10657. Türkçeleşmek - do
10658. Türkçeleştirmek - give a turkish form
10659. Türkleşmek - do
10660. Türkleştirmek - do
10661. türkü çağırmak - call song
10662. türkü söylemek - sing songs
10663. türkü tutturmak - fasten songs
10664. türkü yakmak - burn songs
10665. türkülemek - do
10666. türküleştirmek - do
10667. türküsünü çağırmak - call the song
10668. tütmek - smoke
10669. tütsü yapmak - make incense
10670. tütsülenmek - do
10671. tüylendirmek - nap
10672. tüylenmek - fledge
10673. tüyüne dokunmamak - touch down
10674. u dönüşü yapmak - do return
10675. ucu ortası belli olmamak - do
10676. ucunda bulunmak - do
10677. ucundan tutmak - keep the tip
10678. ucunu bulmak - find the end
10679. ucunu kaçırmak - miss the end
10680. ucuz atlatmak - cheap dodge
10681. ucuza çıkmak - go cheaply
10682. ucuza gitmek - go cheaply
10683. ucuza kapatmak - turn off cheaply
10684. ucuzlamak - cheapen
10685. ucuzlatılmak - cheapen
10686. ucuzlatmak - cheapen
10687. uç uca gelmek - end to end come
10688. uç uça gelmek - end to end come
10689. uçlanmak - fork over
10690. uçmak - fly
10691. uçuklamak - do
10692. uçuklaşmak - do
10693. uçuklatmak - astonish to
10694. uçunmak - do
10695. uçup gitmek - fly away
10696. uçurmak - blow
10697. uçurulmak - do
10698. uçurumlaşmak - do
10699. uçuşmak - fly
10700. uduşmak - do
10701. ufalamak - crumble
10702. ufalanmak - chip off
10703. ufalmak - do
10704. ufkunu genişletmek - broaden the horizons
10705. uflamak - do
10706. ufunetlendirmek - do
10707. ufunetlenmek - do
10708. uğralamak - do
10709. uğramak - visit
10710. uğranmak - do
10711. uğraşılmak - do
10712. uğraşmak - deal
10713. uğraştırmak - do
10714. uğratılmak - do
10715. uğratmak - cause
10716. uğrulamak - do
10717. uğuldamak - sough
10718. uğundurma tutturmak - up to fasten uundur
10719. uğunmak - do
10720. uğur getirmek - bring good luck
10721. uğurlamak - bid farewell
10722. uğurlanmak - farewell to
10723. uğursamak - do
10724. uhdesinden gelmek - do
10725. uhrevîleşmek - do
10726. uısandırmak - do
10727. ulak çıkarmak - remove messenger
10728. ulamak - reach
10729. ulanmak - do
10730. ulaşabilmek - reach
10731. ulaşılmak - reach
10732. ulaşmak - reach
10733. ulaştırmak - bring to
10734. ulemalık taslamak - do
10735. ulmak - do
10736. ulûfe vermek - give ulufer
10737. ululamak - revere
10738. ululanmak - revere
10739. ulumak - howl
10740. ulusallaştırmak - nationalize
10741. ulutmak - do
10742. umdurmak - do
10743. ummak - hope
10744. umudunu kesmek - despair
10745. umudunu kırmak - hope to break the
10746. umulmak - do
10747. umumileştirmek - do
10748. umur görmek - see care
10749. umur vermek - care
10750. umursamak - care about
10751. umursanmak - do
10752. umurunda olmamak - do
10753. umut beslemek - cherish the hope
10754. umut kesmek - cut hopes
10755. umut vermek - give hope
10756. umutlandırmak - do
10757. umutlanmak - do
10758. umutsuzlanmak - do
10759. unlamak - flour
10760. unlanmak - flour
10761. unmak - flour
10762. unulmak - do
10763. unutmak - forget
10764. unutturmak - efface
10765. unutulmak - fall into oblivion
10766. urlaşmak - do
10767. urmak - do
10768. us payı vermek - give us share
10769. usa vurmak - hit us
10770. usamak - do
10771. usanç getirmek - bring harassment
10772. usanç vermek - do
10773. usançlık getirmek - bring usanlk
10774. usandırmak - pall
10775. usanılmak - do
10776. usanmak - do
10777. uslanmak - come to heel
10778. uslu durmak - keep still
10779. usta elinden çıkmak - exit skillful hands
10780. ustalaşmak - master
10781. ustura tutunmak - hold the razor blade
10782. usu gitmek - go usa
10783. usul tutmak - keep procedures
10784. uşturulmak - do
10785. utancından yere geçmek - move to where the shame
10786. utancından yerin dibine girmek - enter the earth to swallow the shame
10787. utanç duymak - shame
10788. utandırmak - make someone ashamed
10789. utanmak - become ashamed
10790. utlanmak - do
10791. utmak - do
10792. utulmak - do
10793. uvertür yapmak - make overtures
10794. uvunmak - do
10795. uyandırmak - wake
10796. uyanıklaşmak - do
10797. uyanmak - wake
10798. uyarılmak - do
10799. uyarlamak - adapt
10800. uyarlanmak - adapt
10801. uyarmak - warn
10802. uydulaşmak - do
10803. uydulaştırmak - do
10804. uydurmak - make up
10805. uydurulmak - fit
10806. uygulamak - apply
10807. uygulanmak - do
10808. uygulatmak - do
10809. uygulayabilmek - apply to
10810. uygun bulmak - find appropriate
10811. uygun gelmek - get fit
10812. uygun görmek - see fit
10813. uygunlaşmak - do
10814. uygunlaştırmak - do
10815. uyku basmak - press sleep
10816. uyku çekmek - take sleep
10817. uyku dağıtmak - distribute sleeping
10818. uyku kestirmek - nap sleep
10819. uyku vermek - sleep
10820. uykusu başına sıçramak - splatter per sleep
10821. uykusu gelmek - come sleep
10822. uykusuz kalmak - do
10823. uykuya varmak - come to sleep
10824. uykuya yatmak - go to sleep
10825. uylamak - do
10826. uylaşmak - do
10827. uymak - go with
10828. uyruğuna girmek - enter the nationality
10829. uysallaşmak - do
10830. uyuklamak - slumber
10831. uyulmak - comply
10832. uyumak - sleep
10833. uyumlamak - attune
10834. uyunmak - do
10835. uyuşmak - jibe
10836. uyuşmazlık çıkmak - exit disputes
10837. uyuşturmak - anesthetize
10838. uyuşturulmak - numb
10839. uyutmak - anesthetize
10840. uyutulmak - do
10841. uyuzlaşmak - do
10842. uzak durmak - avoid
10843. uzaklanmak - move away
10844. uzaklara gitmek - go the distance
10845. uzaklaşılmak - move away
10846. uzaklaşmak - move away
10847. uzaklaştırılmak - do
10848. uzaklaştırmak - remove
10849. uzaksamak - do
10850. uzaktan bakmak - look remote
10851. uzamak - extend
10852. uzanılmak - do
10853. uzanmak - lie
10854. uzatılmak - do
10855. uzatmak - extend
10856. uzlaşılmak - compromise
10857. uzmanlaşmak - specialize
10858. ücretlendirmek - charge
10859. üç aşağı beş yukarı dolaşmak - do
10860. üçkâğıda bağlamak - connect to a con
10861. üçlemek - do
10862. üçleşmek - do
10863. üflemek - blow
10864. üflenmek - blow
10865. üğürlenmek - do
10866. üleşilmek - do
10867. üleşmek - partition to
10868. üleştirilmek - do
10869. üleştirmek - do
10870. ülküleştirilmek - do
10871. ülküleştirmek - idealize
10872. ültimatom vermek - deliver an ultimatum to
10873. ümide kapılmak - do
10874. ümidi boşa çıkmak - do
10875. ümidi sönmek - hope to go out
10876. ümidini kesmek - despond
10877. ümit bağlamak - repose in
10878. ümit bırakmak - leave hope
10879. ümit uyanmak - wake up hope
10880. ümitlendirmek - do
10881. ümitlenmek - do
10882. ün salmak - do
10883. üne kavuşmak - fame
10884. ünlemek - do
10885. ünlenmek - become famous
10886. ünletmek - do
10887. üremek - reproduce
10888. üretebilmek - produce
10889. üretilmek - produce
10890. üretmek - produce
10891. ürkekleşmek - do
10892. ürkmek - fear
10893. ürküntü vermek - give a fright
10894. ürpermek - tremble
10895. ürperti vermek - give one the creeps
10896. ürümek - bark
10897. üslenmek - do
10898. üslûplaştırmak - do
10899. üst çıkmak - go top
10900. üste vermek - do
10901. üste vurmak - hit the top
10902. üstelemek - entreat
10903. üstelenmek - undertake to
10904. üstenmek - overcome
10905. üstesinden gelmek - overcome
10906. üstlenmek - take over
10907. üstün bulunmak - do
10908. üstün tutmak - keep high
10909. üstünde kalmak - stay on top
10910. üstünden geçmek - overpass
10911. üstünden zaman geçmek - pass the time over
10912. üstüne alınmak - do
10913. üstüne bir bardak - on a glass
10914. üstüne bir iki güneş doğmak - do
10915. üstüne çekmek - take over
10916. üstüne evlenmek - get married on
10917. üstüne fenalık gelmek - do
10918. üstüne geçirmek - slip on
10919. üstüne gelmek - come on
10920. üstüne gitmek - go to the top
10921. üstüne gül koklamamak - smell the roses on top
10922. üstüne güneş doğmamak - on the sunrise
10923. üstüne kalmak - stay on top
10924. üstüne kapanmak - top closed
10925. üstüne koymak - put upon
10926. üstüne kuş kondurmak - do
10927. üstüne olmamak - do
10928. üstüne perde çekmek - draw on the screen
10929. üstüne sevmek - love on top
10930. üstüne toz kondurmamak - avoid dust placed on top
10931. üstüne üstüne gitmek - go to the top top
10932. üstüne vazife olmamak - do
10933. üstüne yatmak - lie on
10934. üstüne yıkmak - impute
10935. üstüne yormak - poop on
10936. üstüne yüklenmek - do
10937. üstünleşmek - do
10938. üstünsemek - do
10939. üstüpülemek - do
10940. üşenmek - feel as if its so hard to do
10941. üşmek - do
10942. üşümek - feel cold
10943. ütmek - iron to
10944. ütülemek - iron
10945. ütülenmek - iron to
10946. üvermek - do
10947. üvey evlat gibi tutmak - keep such stepchild
10948. üveymek - step
10949. üyelik dondurmak - freeze membership
10950. üzengilemek - do
10951. üzengilenmek - do
10952. üzerinde durmak - emphasize
10953. üzerinde kalmak - stay on
10954. üzerinde kara bulutlar dolaşmak - on roam the dark clouds
10955. üzerinden atlamak - jump over
10956. üzerine bir iki güneş doğmak - do
10957. üzerine çökmek - sweep over
10958. üzerine çullanmak - descend on
10959. üzerine evlenmek - get married on
10960. üzerine koymak - put on
10961. üzerine oturmak - sit
10962. üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi uyumak - sleep like the dead scattered on the
ground
10963. üzerine titremek - dote
10964. üzerine üzerine gitmek - go out on
10965. üzerine varmak - arrive on
10966. üzerine yaptırmak - make over
10967. üzerine yüklenmek - bear on
10968. üzmek - distress
10969. üzüklemek - do
10970. üzülmek - grieve
10971. üzümün çöpü armudun sapı var demek - garbage grapes means that the pear
stem
10972. üzümünü ye de bağını sorma - do not look at eating grapes
10973. üzüntü vermek - sorrow
10974. vaadini tutmak - keep the promise
10975. vaatte bulunmak - do
10976. vaaz vermek - preach
10977. vadetmek - promise to
10978. vahşileşmek - wild
10979. vahvahlanmak - do
10980. vahyolunmak - do
10981. vakfetmek - consecrate
10982. vakıf kurmak - establish a foundation
10983. vakit kazanmak - gain time
10984. vakit saat aramamak - time hours to search
10985. vakti gelmek - time has come
10986. vakti olmamak - do
10987. vaktini şaşmamak - do
10988. vakumlamak - vacuum
10989. vakvaklamak - do
10990. vals yapmak - waltz
10991. vantuz çekmek - attract suckers
10992. varaklamak - leaf to
10993. varaklanmak - do
10994. vardırmak - do
10995. vareste kalmak - stay in varese
10996. varılmak - reach
10997. varlık göstermek - presence
10998. varlıkta darlık çekmek - do
10999. varmak - arrive
11000. varsayılmak - assume
11001. varsaymak - posit
11002. varsıllaşmak - do
11003. vartadan atlamak - jump from great danger
11004. vartayı atlatmak - escape a great danger
11005. vasıflandırmak - do
11006. vasıflanmak - skill to
11007. vatan tutmak - keep land
11008. vatandaşlıktan çıkarılmak - do
11009. vatanlaştırmak - do
11010. vaveylâ kopmak - do
11011. vazedilmek - do
11012. vazelinlemek - vaseline to
11013. vazetmek - preach to
11014. vazgeçilmek - do
11015. vazgeçirmek - discourage
11016. vazgeçmek - give up
11017. vazgelmek - do
11018. vazife görmek - see task
11019. vazifelendirilmek - do
11020. vazifelendirmek - do
11021. vaziyeti kurtarmak - save the situation
11022. vaziyeti takınmak - insert vaziyeti
11023. vazolunmak - do
11024. vebal altında kalmak - stay under a scourge
11025. vecde gelmek - come ecstasies
11026. vecde kapılmak - do
11027. vehme kapılmak - do
11028. vehmetmek - do
11029. vekâlet vermek - do
11030. velvele kopmak - ballyhoo break
11031. velveleye vermek - give uproar
11032. verdirmek - find somebody to give
11033. verdirtmek - find somebody who finds somebody to give
11034. verebilmek - give
11035. veresiye vermek - sell on credit
11036. vergilemek - do
11037. vergilendirilmek - do
11038. vergilendirmek - excise
11039. vergiye bağlamak - connect to the tax
11040. verilmek - do
11041. verimsizleşmek - do
11042. verimsizleştirmek - impoverish
11043. verip veriştirmek - flay
11044. veriştirmek - do
11045. vermek - give
11046. verniklemek - varnish
11047. verniklenmek - varnish
11048. vesikaya bağlamak - connect to the documents
11049. vesile aramak - search means
11050. vesile bulmak - find occasion
11051. vıcıklamak - do
11052. vıcırdamak - do
11053. vıcırdaşmak - do
11054. vınlamak - do
11055. vırıldamak - do
11056. vırlamak - burr
11057. vızıldamak - buzz
11058. vızıldanmak - whoosh
11059. vızlamak - fizz
11060. vicdan azabı çekmek - attract remorse
11061. vidalamak - screw
11062. vidalanmak - screw
11063. vido çekmek - take vidoe
11064. vidoyu görmek - see the vidoe
11065. viraneye çevirmek - turn wrecks
11066. viranlaşmak - do
11067. vites değiştirmek - shift
11068. vitese takmak - gear
11069. vitrinlemek - do
11070. viyaklamak - yip
11071. voli çevirmek - turn cast
11072. volta vurmak - beat
11073. vuku bulmak - do
11074. vukua gelmek - come to the occurrence
11075. vurduğu yerden ses gelmek - sound come from his hit
11076. vurdukça tozumak - do
11077. vurdumduymazlıktan gelmek - do
11078. vurdurmak - do
11079. vurgulamak - emphasize
11080. vurgulanmak - do
11081. vurmak - hit
11082. vurulmak - smite
11083. vurunmak - do
11084. vuruşmak - kick
11085. vusul bulmak - do
11086. vücuda gelmek - come to the body
11087. vücuda getirilmek - bring the body
11088. vücut bulmak - do
11089. vücut vermek - do
11090. vücut yapmak - mak body
11091. yabalamak - winnow
11092. yabana gitmek - go wild
11093. yabana salmak - release into the wild
11094. yabancı gelmek - do
11095. yabancı gibi durmak - do
11096. yabancı saymak - count foreign
11097. yabancı tutmak - keep foreign
11098. yabancılamak - do
11099. yabancılaştırmak - alienate
11100. yabancılık çekmek - do
11101. yabancılık duymak - hear foreignness
11102. yabanıllaşmak - do
11103. yabanileşmek - run wild
11104. yabansımak - do
11105. yadımlamak - do
11106. yadırgamak - find strange
11107. yadırganmak - find strange
11108. yadırgatmak - do
11109. yadigâr bırakmak - leave relic
11110. yadigâr kalmak - survive
11111. yadsımak - deny
11112. yadsınmak - disown
11113. yaftalamak - brand
11114. yaftalanmak - do
11115. yaftayı yapıştırmak - paste the label
11116. yağ bağlamak - fatten
11117. yağ basmak - press oil
11118. yağ çekmek - beslaver
11119. yağ gibi kaymak - do
11120. yağ yakmak - flatter
11121. yağ yedirmek - rub oil
11122. yağa bala batırmak - oil to dip it in honey
11123. yağdırılmak - do
11124. yağdırmak - rain
11125. yağılaşmak - do
11126. yağlamak - oil
11127. yağlanmak - fatten
11128. yağlatmak - do
11129. yağlayıp ballamak - grease ball
11130. yağlı kapıya konmak - put the oil port
11131. yağlımsılamak - do
11132. yağma gitmek - go looting
11133. yağmak - rain
11134. yağmalamak - plunder
11135. yağmalanmak - plunder
11136. yağmur boşanmak - divorce rain
11137. yağmur yağarken küpünü doldurmak - pour down rain to fill the cube
11138. yağmur yağmak - rain
11139. yağmur yemek - rain meals
11140. yağmurdan kaçarken doluya tutulmak - do
11141. yağmurlamak - rain
11142. yaka ısırmak - bite the collar
11143. yakalamak - catch
11144. yakalanmak - catch
11145. yakalatmak - sick
11146. yakamozlanmak - do
11147. yakarmak - invoke
11148. yakasına asılmak - do
11149. yakasına çökmek - collapse the collar
11150. yakasına sarılmak - do
11151. yakasını bırakmak - leave the collar
11152. yakasını kaptırmak - collar rein
11153. yakayı kurtarmak - scrape through
11154. yakı vurmak - hit close
11155. yakılmak - do
11156. yakından bilmek - do
11157. yakınlaşmak - affiliate
11158. yakınlaştırmak - zoom
11159. yakınlık duymak - sympathize
11160. yakınlık görmek - see proximity
11161. yakınlık göstermek - sympathize
11162. yakınlık kurmak - establish proximity
11163. yakınmak - complain
11164. yakınsamak - converge
11165. yakıp yıkmak - harry
11166. yakışık aldırmak - do
11167. yakışıksız kaçmak - do
11168. yakışmak - suit
11169. yakıştırmak - tailor
11170. yaklaşılmak - approach
11171. yaklaşmak - approach
11172. yaklaştırmak - bring closer
11173. yakmak - light
11174. yaktırmak - burn
11175. yalabımak - do
11176. yalamak - lick
11177. yalan çıkmak - quit lying
11178. yalancı çıkarmak - belie
11179. yalancı çıkmak - exit liar
11180. yalanı çıkmak - quit lying
11181. yalanını yakalamak - catch smb tripping
11182. yalanlamak - deny
11183. yalanlanmak - do
11184. yalanmak - lick ones lips
11185. yalatmak - lick
11186. yalayıp geçmek - soak pass
11187. yalaz yalaz yanmak - flame flame burn
11188. yalazlamak - do
11189. yalazlanmak - do
11190. yalçınlaşmak - do
11191. yaldızlamak - gild
11192. yaldızlanmak - gild
11193. yaldızlatmak - do
11194. yalınlaşmak - do
11195. yalıtılmak - do
11196. yalıtmak - isolate
11197. yalnızlaşmak - do
11198. yalpa vurmak - yaw
11199. yalpalamak - wobble
11200. yalpalanmak - totter
11201. yalpalatmak - do
11202. yaltaklanmak - curry favor with
11203. yalvarılmak - do
11204. yalvarıp yakarmak - do
11205. yalvarış yakarış - do
11206. yalvarmak - implore
11207. yama gibi durmak - do
11208. yama vurmak - hit patch
11209. yamak - stooge
11210. yamalamak - botch
11211. yamalanmak - do
11212. yamalmak - do
11213. yamamak - patch
11214. yamanmak - inflict oneself
11215. yamatmak - do
11216. yamrulmak - do
11217. yamulmak - warp
11218. yan bakmak - leer
11219. yan çizmek - skulk
11220. yan gelip oturmak - come sit side
11221. yan gelmek - come as
11222. yan tutmak - keep well
11223. yan yan bakmak - look askance
11224. yan yatmak - careen
11225. yana yana istemek - ask side by side
11226. yanağına kan gelmek - get blood on the cheek
11227. yanağından kan damlamak - do
11228. yanaşılmak - do
11229. yanaşmak - approach
11230. yanaştırmak - pull up
11231. yandırmak - do
11232. yangılanmak - do
11233. yangın bacayı sarmak - wrap chimney fire
11234. yangın yerine dönmek - back into the fire
11235. yangına vermek - fire
11236. yangını körüklemek - fuel to the fire
11237. yangınlaşmak - do
11238. yanık kokmak - burn coke
11239. yanılmak - stumble
11240. yanına bırakmamak - leave him
11241. yanına kâr kalmak - stay away with
11242. yanıp sönmek - wink
11243. yanıp tutuşmak - fever
11244. yanıp yakılmak - burn flash
11245. yanıt vermek - answer
11246. yanıtlamak - answer
11247. yanıtlandırılmak - do
11248. yanıtlandırmak - do
11249. yanıtlanmak - answer
11250. yankı uyandırmak - resonate
11251. yankı yapmak - resound
11252. yankılanmak - echo
11253. yanlış çıkmak - go wrong
11254. yanlış kapı çalmak - bark up the wrong tree
11255. yanlışını çıkarmak - remove the incorrect
11256. yanmak - burn
11257. yansılamak - echo back
11258. yansılanmak - echo to
11259. yansımak - rebound
11260. yansıtılmak - reflect
11261. yansıtmak - reflect
11262. yansızlaştırmak - neutralize
11263. yanşamak - do
11264. yapabilmek - can
11265. yapadurmak - do
11266. yapaylaşmak - do
11267. yapaylaştırmak - do
11268. yapılandırmak - configure
11269. yapılaşmak - do
11270. yapılmak - do
11271. yapınmak - try to
11272. yapısallaşmak - do
11273. yapışmak - stick
11274. yapıştırılmak - do
11275. yapıştırmak - paste
11276. yapmadığı kalmamak - do
11277. yapmadığını bırakmamak - leave it to
11278. yapmak - make
11279. yaprak gibi titremek - tremble like a leaf
11280. yaprak oynamamak - do
11281. yapraklanmak - foliate
11282. yaptırılmak - do
11283. yaptırmak - let something made
11284. yaptırtmak - let something being made by somebody else
11285. yaptırtmamak - do
11286. yara işlemek - do
11287. yara kapanmak - do
11288. yaralamak - maul
11289. yaralanmak - get injured
11290. yaralı kalmak - stay injured
11291. yaramak - benefit
11292. yaramamak - do
11293. yaramazlaşmak - do
11294. yaranmak - do
11295. yararlanabilmek - benefit
11296. yararlandırmak - give smb the benefit of
11297. yararlanılmak - benefit
11298. yararlanmak - benefit
11299. yararlı kılmak - make useful
11300. yarasını deşmek - touch smb on the raw
11301. yarasını sarmak - heal the wounds
11302. yaraşmak - behoove
11303. yaraştırmak - do
11304. yaratılmak - do
11305. yaratmak - create
11306. yaraya şifa vermek - heal wounds
11307. yarayı tazelemek - refresh wound
11308. yardım görmek - see help
11309. yardımda bulunmak - favor
11310. yardımına koşmak - succor
11311. yardımlaşmak - cooperate
11312. yardırmak - do
11313. yargılamak - judge
11314. yargılanmak - stand trial
11315. yargıya varmak - judge
11316. yarı yolda bırakmak - leave half way
11317. yarıda kalmak - stay in half
11318. yarılamak - halve
11319. yarılanmak - half
11320. yarılmak - yawn
11321. yarım kalmak - mire down
11322. yarımlamak - do
11323. yarışmak - contest
11324. yarıştırmak - race to
11325. yarlıgamak - do
11326. yarmak - split
11327. yarmalamak - do
11328. yarsımak - do
11329. yarsıtmak - do
11330. yas tutmak - mourn
11331. yasa çıkarmak - enact laws
11332. yasak savmak - ban stave
11333. yasaklamak - ban
11334. yasaklanmak - ban
11335. yasalaşmak - pass into law
11336. yasalaştırılmak - do
11337. yasalaştırmak - do
11338. yasallaşmak - become law
11339. yasallaştırmak - legalize
11340. yasamak - live
11341. yaslamak - prop
11342. yaslanmak - get old
11343. yasmak - veil
11344. yassılamak - flatten
11345. yassılanmak - flatten to
11346. yassılaşmak - flatten
11347. yassılaştırmak - flatten
11348. yassılmak - flatten to
11349. yastamak - do
11350. yastık savaşı yapmak - make pillow fight
11351. yaş akıtmak - age to drain
11352. yaş ilerlemek - do
11353. yaş tahtaya basmak - press the aged wood
11354. yaşamak - live
11355. yaşanılmak - do
11356. yaşanmak - live
11357. yaşarmak - live
11358. yaşatmak - cherish
11359. yaşatmamak - live
11360. yaşayabilmek - live
11361. yaşını bitirmek - do
11362. yaşını doldurmak - fill the ages
11363. yaşını içine akıtmak - flow into the age
11364. yaşlandırmak - do
11365. yaşlanmak - get old
11366. yaşmak çalmak - do
11367. yaşmaklamak - do
11368. yaşmaklanmak - do
11369. yatağa bağlamak - connect to bed
11370. yatağa serilmek - do
11371. yatağa - bed
11372. yatağına girmek - enter the bed
11373. yatağını ayırmak - separate beds
11374. yatak çekmek - take bed
11375. yatak yapmak - make the bed
11376. yataklık yapmak - do
11377. yatılmak - board
11378. yatırılmak - do
11379. yatırım yapmak - invest
11380. yatırmak - deposit
11381. yatışmak - settle
11382. yatıştırmak - soothe
11383. yatkınlaşmak - do
11384. yatmak - lie
11385. yavanlaşmak - pall
11386. yavanlaştırmak - do
11387. yavaşlamak - slow down
11388. yavaşlatılmak - do
11389. yavaşlatmak - slow
11390. yavelemek - do
11391. yaver gitmek - go lucky
11392. yavı kılmak - make yavi
11393. yavrulamak - calve
11394. yavuklamak - do
11395. yavuklanmak - do
11396. yavuzlanmak - do
11397. yavuzlaşmak - do
11398. yaya kalmak - stay pedestrian
11399. yaydırmak - do
11400. yaygınlaşmak - grow up
11401. yaygınlaştırmak - generalize
11402. yayık dövmek - beat churn
11403. yayık yaymak - milk churn
11404. yayıklamak - churn
11405. yayılmak - spread
11406. yayımlamak - publish
11407. yayımlanmak - do
11408. yayımlatmak - publish
11409. yayıvermek - do
11410. yaylamak - do
11411. yaylandırmak - do
11412. yaylanmak - do
11413. yaymak - scatter
11414. yayvanlaşmak - get smoother
11415. yaza çıkmak - go to summer
11416. yazadurmak - do
11417. yazboz tahtasına çevirmek - turn the flipflop board
11418. yazdırmak - print
11419. yazgılamak - do
11420. yazı getirmek - bring writing
11421. yazıklanmak - do
11422. yazılamak - do
11423. yazılmak - sign up
11424. yazıp çizmek - write and draw
11425. yazışmak - do
11426. yazıya dökmek - redact
11427. yazıya gelmemek - type to come
11428. yazıyı çıkarmak - remove the post
11429. yazlamak - do
11430. yazlığa çıkmak - summer exit
11431. yazlıka çıkmak - do
11432. yazmak - write
11433. yedek çekmek - tow
11434. yedek durmak - stop backup
11435. yedeklemek - back up
11436. yedekleşmek - do
11437. yedi kat yerin dibine geçmek - do
11438. yedi kubbeli hamam kurmak - build seven domed bath
11439. yedilmek - do
11440. yedirilmek - do
11441. yedirip içirmek - wine and dine smb
11442. yedirmek - find someone who feats
11443. yedirtmek - find someone who finds somebody else who feats another persons
11444. yedmek - yed to
11445. yeğ tutmak - do
11446. yeğinleşmek - do
11447. yeğlemek - opt
11448. yeğlenmek - do
11449. yeğnilemek - do
11450. yeğnilmek - do
11451. yeğnisemek - do
11452. yehleplenmek - do
11453. yeis duymak - hear despair
11454. yeise kapılmak - do
11455. yekinmek - do
11456. yekûn çekmek - aggregate draw
11457. yeldirmek - do
11458. yele vermek - give mane
11459. yeleklemek - vest
11460. yeleklenmek - do
11461. yelelenmek - do
11462. yelken basmak - press sail
11463. yelken dikmek - sail perk
11464. yelkenlemek - sail to
11465. yelkenleri suya indirmek - download sails water
11466. yellemek - yell
11467. yelmek - wind
11468. yelpazelemek - do
11469. yelpazelenmek - do
11470. yelpirdemek - do
11471. yelsemek - do
11472. yeltenmek - do
11473. yem kesmek - cut bait
11474. yem kestirmek - cut bait
11475. yemek çıkarmak - take out food
11476. yemek vermek - banquet
11477. yemek yemek - eat
11478. yemek - eat
11479. yemin verdirmek - administer oath
11480. yemini basmak - press the oath
11481. yemişlenmek - do
11482. yemlemek - fodder
11483. yemlenmek - do
11484. yendirmek - find someone who defeatsovercomes
11485. yendirtmek - find someone who finds somebody to defeat somebodyovercome
something
11486. yenene içilene bakılmamak - beat until not to look until smoking
11487. yenik saymak - recount
11488. yenilemek - renew
11489. yenilenmek - do
11490. yenileşmek - do
11491. yenileştirmek - renovate
11492. yeniletmek - renew
11493. yenilgiye uğramak - take a drubbing
11494. yenilik yapmak - innovate
11495. yenilmek - do
11496. yenişememek - do
11497. yenişmek - do
11498. yenlemek - back up sleeve
11499. yenmek - beat
11500. yer bakır gök demir kesilmek - do
11501. yer bulmak - find place
11502. yer değiştirmek - change sides
11503. yer kaplamak - ground to cover
11504. yer kapmak - place to grab
11505. yer tutmak - keep place
11506. yer vermek - give place to
11507. yer yerinden oynamak - play all over the place
11508. yerbölümlemek - do
11509. yerde kalmak - stay in place
11510. yerden yere çalmak - steal from place to place
11511. yerden yere vurmak - badmouth
11512. yere bakmak - do
11513. yere baktırmak - place to get that looked
11514. yere batmak - sink to the ground
11515. yere çalmak - play ground
11516. yere geçmek - move to where
11517. yere göğe koymamak - place to put the sky
11518. yere sağlam basmak - press firmly on the ground
11519. yere takınmak - plug in place
11520. yere vurmak - stomp
11521. yerelleşmek - do
11522. yeri gelmek - come where
11523. yeri göğü ben yarattım demek - do
11524. yeri göğü birbirine katmak - heaven and earth snarl
11525. yeri göğü inletmek - roister
11526. yeri göğü tırmalamak - place to scratch the sky
11527. yeri göğü tutmak - keep heaven and earth
11528. yerilmek - do
11529. yerinde kalmak - stay in place
11530. yerinde su çıkmak - go over water
11531. yerinden fırlamak - jump over
11532. yerinden oynamak - prolapse
11533. yerinden oynatmak - budge
11534. yerine geçmek - supplant
11535. yerine gelmek - come instead
11536. yerine getirmek - fulfill
11537. yerine koymak - put in its place
11538. yerine oturmak - sit down
11539. yerini beğenmek - like location
11540. yerini bulmak - locate
11541. yerini ısıtmak - heat location
11542. yerini yapmak - replace
11543. yerinmek - do
11544. yerle bir - do
11545. yerlere geçmek - move to where
11546. yerlere kadar eğilmek - bend to the ground
11547. yerleşilmek - do
11548. yerleşmek - settle
11549. yerleştirilmek - do
11550. yerleştirmek - place
11551. yerlileşmek - do
11552. yermek - run down
11553. yersiz yurtsuz kalmak - do
11554. yestehlemek - do
11555. yeşermek - come into leaf
11556. yeşillendirmek - replant
11557. yeşillenmek - green the
11558. yetinmek - make do
11559. yetirmek - make smth last
11560. yetişebilmek - grow
11561. yetişilmek - do
11562. yetişmek - catch up
11563. yetiştirilmek - do
11564. yetiştirmek - grow someone up
11565. yetki vermek - authorize
11566. yetkilendirmek - capacitate
11567. yetkili kılmak - vest with
11568. yetkinleşmek - do
11569. yetkisini kullanmak - use his authority
11570. yetmek - suffice
11571. yığdırmak - do
11572. yığılıp kalmak - do
11573. yığılışmak - do
11574. yığılmak - slump
11575. yığışmak - do
11576. yığmak - heap
11577. yıkamak - wash
11578. yıkanmak - wash
11579. yıkatmak - have washed
11580. yıkılmak - collapse
11581. yıkışmak - do
11582. yıkmak - ravage
11583. yıktırılmak - do
11584. yıktırmak - do
11585. yılan gibi sokmak - put such snakes
11586. yılanın kuyruğuna basmak - do
11587. yıldıramak - do
11588. yıldırılmak - do
11589. yıldırımla vurulmuşa dönmek - return hit by lightning
11590. yıldırmak - daunt
11591. yıldızlamak - do
11592. yıldızları saymak - see stars
11593. yıldızlaşmak - do
11594. yılışmak - do
11595. yıllamak - do
11596. yıllanmak - do
11597. yıllatmak - do
11598. yılmak - do
11599. yıpramak - wear down
11600. yıpranmak - become worn out
11601. yıpratmak - wear out
11602. yıramak - do
11603. yırlamak - do
11604. yırtılmak - tear
11605. yırtınmak - shriek
11606. yırtmak - tear
11607. yırttırmak - do
11608. yıvışmak - do
11609. yiğitlendirmek - do
11610. yiğitlenmek - do
11611. yiğitleşmek - do
11612. yiğitlik taslamak - do
11613. yinelemek - repeat
11614. yinelenmek - repeat
11615. yineletmek - loop them to
11616. yitip gitmek - do
11617. yitirilmek - do
11618. yitirmek - lose
11619. yitmek - disappear
11620. yivlemek - groove back
11621. yobazlaşmak - do
11622. yoğalmak - do
11623. yoğaltılmak - do
11624. yoğrulmak - knead
11625. yoğşumak - you to
11626. yoğunlaşmak - concentrate
11627. yoğunlaştırmak - intensify
11628. yoğurmak - knead
11629. yoğurt çalmak - steal yogurt
11630. yoğurtlamak - do
11631. yoğuşmak - condense
11632. yok satmak - do
11633. yoklamak - grabble
11634. yoklanmak - do
11635. yoklaşmak - do
11636. yoklatmak - do
11637. yoksullaşmak - grow poor
11638. yoksullaştırmak - impoverish
11639. yoksulluk çekmek - do
11640. yoksun bırakmak - deprive
11641. yokumsamak - do
11642. yokuşa koşmak - run uphill
11643. yol aramak - search path
11644. yol bağlamak - do
11645. yol çizmek - way to draw
11646. yol gitmek - way to go
11647. yol göstermek - lead
11648. yol gözlemek - observe the way
11649. yol iz bilmek - know my way around
11650. yol izlemek - follow the road
11651. yol şaşmak - quicken road
11652. yol tepmek - hoof
11653. yol tutmak - keep the way
11654. yol vermek - give way
11655. yol vurmak - hit the road
11656. yol yapmak - make your way
11657. yola çıkmak - hit the road
11658. yola dizilmek - do
11659. yola gelmek - toe the line
11660. yola getirmek - chasten
11661. yola gitmek - way to go
11662. yola koyulmak - wend ones way
11663. yola vurmak - hit the road
11664. yola yatmak - way to or
11665. yolda koymak - put on the road
11666. yoldan çevirmek - turn off the road
11667. yoldan kalmak - stay on the road
11668. yoldurmak - let somebody pick
11669. yoldurtmak - find somebody who let pick
11670. yollamak - send
11671. yollamamak - send
11672. yollanmak - do
11673. yollarda kalmak - stay on the road
11674. yolları ayrılmak - do
11675. yolları tutmak - keep roads
11676. yolmak - pick
11677. yoluna bakmak - look at the way
11678. yoluna baş koymak - put your head on the way
11679. yoluna çıkmak - cross smbs path
11680. yoluna girmek - straighten
11681. yoluna koymak - straighten
11682. yoluna sapmak - handle the road
11683. yolunda gitmek - go with a swing
11684. yolundan kalmak - stay the way
11685. yolundurmak - do
11686. yolundurtmak - do
11687. yolunmak - do
11688. yolunu bilmek - know the way
11689. yolunu bulmak - unthread
11690. yolunu değiştirmek - shunt
11691. yolunu kaybetmek - lose ones way
11692. yolunu kesmek - intercept
11693. yolunu sapıtmak - do
11694. yolunu tutmak - take the road
11695. yolunu yapmak - lead up
11696. yom tutmak - keep yo
11697. yongalamak - chip
11698. yonmak - do
11699. yontmak - shape sth
11700. yontulmak - do
11701. yonulmak - do
11702. yordurmak - do
11703. yorgalamak - do
11704. yorgan döşek yatmak - do
11705. yorgan kaplamak - cover the quilt
11706. yormak - interpret something as
11707. Yornuğu çıkmaq - do
11708. yorulmak - get tired
11709. yorumlamak - interpret
11710. yorumlanmak - do
11711. yosnatmak - do
11712. yosun bağlamak - connect moss
11713. yosunlanmak - do
11714. yozlaşmak - retrogress
11715. yozlaştırmak - corrupt to
11716. yön vermek - give directions
11717. yönelmek - front
11718. yöneltilmek - do
11719. yönetilmek - steer
11720. yönetmek - administer
11721. yönlendirmek - orient
11722. yöntemleşmek - do
11723. yöntemleştirmek - do
11724. yörüngesine oturmak - sit orbit
11725. yubanmak - do
11726. yudumlamak - sip
11727. yudumlanmak - do
11728. yuğlamak - do
11729. yuğrulmak - do
11730. yuh çekmek - hoot off
11731. yuhalamak - hoot
11732. yuhalanmak - catcall
11733. yukarıdan bakmak - look down
11734. yuları takmak - attach the leash
11735. yumaklamak - rewind
11736. yumaklanmak - flock to
11737. yumalamak - do
11738. yumdurmak - do
11739. yummak - close
11740. yumruğuna güvenmek - rely on punch
11741. yumruk göstermek - show punch
11742. yumruklamak - biff
11743. yumruklanmak - do
11744. yumruklaşmak - bandy
11745. yumrulanmak - do
11746. yumuklaşmak - do
11747. yumurtaya kulp takmak - attach the handle eggs
11748. yumurtayı çalkamak - rinse the egg
11749. yumurtlamak - spawn
11750. yumurtlatmak - spawn
11751. yumuşak damak - do
11752. yumuşaklaşmak - do
11753. yumuşamak - soften
11754. yumuşatılmak - soften
11755. yumuşatmak - soften
11756. yunmak - do
11757. yurt tutmak - keep the country
11758. yurtlandırmak - do
11759. yurtlanmak - do
11760. yurtsamak - do
11761. yutkunmak - swallow
11762. yutmak - swallow
11763. yutturmak - foist
11764. yutturulmak - swallow
11765. yutulmak - engulf
11766. yuva kurmak - start a family
11767. yuva yapmak - nest
11768. yuvalamak - nest
11769. yuvalanmak - burrow
11770. yuvarlak konuşmak - talk round
11771. yuvarlaklaşmak - do
11772. yuvarlaklaştırmak - round out
11773. yuvarlamak - roll
11774. yuvarlanmak - roll
11775. yuvarlatmak - do
11776. yuvasını bozmak - destroy the nest
11777. yuvasını dağıtmak - distribute the slots
11778. yuvasını yapmak - do
11779. yuvasını yıkmak - destroy the nest
11780. yuvgulamak - lid closing to
11781. yuyunmak - do
11782. yücelmek - sublime
11783. yüceltilmek - do
11784. yük altına girmek - do
11785. yük vurmak - hit burden
11786. yüklemek - upload
11787. yüklenilmek - do
11788. yüklenmek - load
11789. yükletilmek - do
11790. yükletmek - do
11791. yüksek perdeden konuşmak - speak loudly
11792. yüksekten bakmak - overlook
11793. yüksekten konuşmak - high to talk
11794. yükselmek - rise
11795. yükseltgemek - oxidize
11796. yükseltgenmek - do
11797. yükseltilmek - amplify
11798. yükümlendirmek - do
11799. yükümlenmek - undertake
11800. yükünü çekmek - take charge
11801. yükünü tutmak - make a pile
11802. yüreği ağzına gelmek - come to his heart in his mouth
11803. yüreği bayılmak - do
11804. yüreği boğazına tıkanmak - do
11805. yüreği burkulmak - do
11806. yüreği daralmak - heart shrink
11807. yüreği dayanmamak - withstand the heart
11808. yüreği ezilmek - heart to be crushed
11809. yüreği ferahlamak - freshen the heart
11810. yüreği götürmemek - do
11811. yüreği kabarmak - bloat the heart
11812. yüreği kaldırmamak - remove the heart
11813. yüreği kan ağlamak - cry heart blood
11814. yüreği kanamak - bleed heart
11815. yüreği kararmak - do
11816. yüreği katılmak - join hearts
11817. yüreği kaynamak - boil the heart
11818. yüreği oynamak - play hearts
11819. yüreği parçalanmak - break the heart
11820. yüreği parlamak - shine in his heart
11821. yüreği rahatlamak - relax the heart
11822. yüreği serinlemek - cool the heart
11823. yüreği sıkılmak - heart to be bored
11824. yüreği sıkışmak - heart pinched
11825. yüreği sızlamak - tingle in his heart
11826. yüreği soğumak - cool the heart
11827. yüreği şişmek - swell the heart
11828. yüreği titremek - titer heart
11829. yüreği tükenmek - do
11830. yüreği ürpermek - do
11831. yüreği yağ bağlamak - fatten his heart
11832. yüreği yanmak - do
11833. yüreği yarılmak - split the heart
11834. yüreği yerinden oynamak - do
11835. yüreğinden geçmek - pass from the heart
11836. yüreğinden gelmek - do
11837. yüreğine dokunmak - touch the heart
11838. yüreğine işlemek - commit to heart
11839. yüreğine kar yağmak - do
11840. yüreğine od - heart to oder
11841. yüreğine oturmak - sit on the heart
11842. yüreğine saplanmak - get into a heart
11843. yüreğine sinmek - cringe to heart
11844. yüreğine - do
11845. yüreğini dağlamak - cauterize the heart
11846. yüreğini eritmek - melt the heart
11847. yüreğini kemirmek - gnaw his heart
11848. yüreğini pek tutmak - do
11849. yüreğini serinletmek - cool the heart
11850. yüreğini tüketmek - do
11851. yüreğinin başı sızlamak - do
11852. yürek vermek - heart
11853. yüreklendirmek - exhort
11854. yüreklenmek - take heart
11855. yürekten çağırmak - heart to call
11856. yürümek - walk
11857. yürürlüğe girmek - come into force
11858. yürürlüğe konmak - put into effect
11859. yürürlükte bulunmak - in force
11860. yürürlükte kalmak - stay in force
11861. yürürlükten kaldırmak - repeal
11862. yürütülebilmek - conduct
11863. yürüyüş düzenlemek - edit walk
11864. yürüyüş yapmak - have a walk
11865. yürüyüşe çıkmak - go for a walk
11866. yürüyüşe geçmek - go to walk
11867. yüvemek - do
11868. yüz akı ile çıkmak - out with pride
11869. yüz aklığı göstermek - face shows the albedo
11870. yüz bulmak - find face
11871. yüz çevirmek - turn away
11872. yüz göstermek - show face
11873. yüz kızdırmak - tease face
11874. yüz suyu dökmek - pour water face
11875. yüz tutmak - keep your face
11876. yüz vermemek - discountenance
11877. yüz yapmak - face
11878. yüz yazmak - do
11879. yüz yüze bakmak - look face to face
11880. yüz yüze kalmak - stay face to face
11881. yüz yüze yaşamak - live face to face
11882. yüze çıkmak - exit face
11883. yüze duramamak - do
11884. yüze vurmak - hit the face
11885. yüzeyleşmek - do
11886. yüzlemek - face
11887. yüzlenmek - do
11888. yüzleşmek - face
11889. yüzleştirmek - confront
11890. yüzmek - swim
11891. yüzsüzleşmek - do
11892. yüzsüzleştirmek - do
11893. yüzü açılmak - open face
11894. yüzü asılmak - face hanging
11895. yüzü gözü açılmak - open face eye
11896. yüzü kalmamak - lose face
11897. yüzü kızarmak - blush
11898. yüzü olmamak - do
11899. yüzü seçilmemek - do
11900. yüzü tutmamak - keep face
11901. yüzü yazılı kalmak - stay green face
11902. yüzüğü geriye çevirmek - ring to reverse
11903. yüzük takmak - insert ring
11904. yüzünden okumak - read because
11905. yüzüne bağırmak - shout in the face
11906. yüzüne bakmamak - send smb to coventry
11907. yüzüne bir daha bakmamak - look at a face
11908. yüzüne duramamak - do
11909. yüzüne gözüne bulaştırmak - foozle
11910. yüzüne hasret kalmak - pant face
11911. yüzüne vurmak - do
11912. yüzüne yazmak - write your face
11913. yüzünü buruşturmak - grimace
11914. yüzünü görmemek - see the face
11915. yüzünü kara çıkarmak - remove black face
11916. yüzünü unutmak - forget the face
11917. yüzünü yere getirmek - bring down his face
11918. yüzüp yüzüp kuyruna gelmek - come to swim and swim tail
11919. yüzüstü bırakmak - leave in the lurch
11920. zaaf saymak - count weakness
11921. zabıt tutmak - do
11922. zağlamak - zag back
11923. zağlanmak - do
11924. zahmet vermek - fash
11925. zahmete girmek - get into trouble
11926. zahmete sokmak - put the effort
11927. zahmetine değmek - do
11928. zakkumlaşmak - do
11929. zam gelmek - time to come
11930. zam görmek - do
11931. zam yapmak - balloon
11932. zaman bırakmak - leave time
11933. zaman kollamak - do
11934. zaman tanımak - allow time
11935. zaman vermek - respite
11936. zamanı avlamak - time to hunt
11937. zamanı geçirmek - spend time
11938. zamanı geçmek - pass the time
11939. zamanlamak - schedule
11940. zamklamak - gum
11941. zamklanmak - gum
11942. zamlanmak - do
11943. zammetmek - do
11944. zan altında bulunmak - do
11945. zangırdamak - shudder
11946. zangırdatmak - do
11947. zannetmek - suppose
11948. zanneylemek - do
11949. zannolunmak - do
11950. zarıncımak - do
11951. zartayı çekmek - die
11952. zavar çekmek - take the zave
11953. zavıklanmak - do
11954. zayıflamak - wane
11955. zayıflatmak - weaken
11956. zebunlaşmak - do
11957. zedelemek - outrage
11958. zedelenmek - injury
11959. zehirlemek - poison
11960. zehirlenmek - poison
11961. zehretmek - do
11962. zehrolmak - do
11963. zekât vermek - give alms
11964. zeklenmek - do
11965. zembereği boşalmak - do
11966. zemin hazırlamak - prepare the ground
11967. zemzem kuyusuna işemek - pee in the zamzam well
11968. zeng vurmak - hit the rich
11969. zenginlemek - do
11970. zenginleştirmek - enrich
11971. zenneye çıkmak - exit zennor
11972. zeval vermemek - do
11973. zevale yüz tutmak - keep decadence face
11974. zevzeklenmek - do
11975. zıbarmak - do
11976. zıddına gitmek - go to the opposite
11977. zıkkımlanmak - do
11978. zımbırdatmak - do
11979. zıplamak - bounce
11980. zıplatmak - bounce
11981. zırıldamak - do
11982. zırlamak - boohoo
11983. zırnık bile vermem - im not even a cent
11984. zırnık koklatmamak - do
11985. zırvalamak - twaddle
11986. zıtlaşmak - do
11987. ziftlenmek - tar
11988. zihnini çelmek - swerve your mind
11989. zihnini oynatmak - play the mind
11990. zikretmek - chant
11991. ziyadeleşmek - do
11992. ziyadeleştirmek - do
11993. zokurdanmak - do
11994. zorlamak - enforce
11995. zorlatmak - do
11996. zorsunmak - do
11997. zortlamak - do
11998. zulmetmek - dragoon
11999. zümrütlenmek - do

You might also like