You are on page 1of 4

GİRİŞ

İnsanlar toplum halinde yaşayan sosyal varlıklardır. Sosyal varlık olmanın doğal sonucu
iletişim kurmaktır. Hiçbir insan ve insan topluluğu, iletişimsiz yapamaz. Çünkü topluluk ayrı ayrı
bireylerden oluşan bir koleksiyon değil, kişilerin etkileşim içinde olduğu sosyal bir yapıdır. İletişim,
kişinin kendisiyle, kişiler arasında, gruplarda, örgütlerde ve kitleler düzeyinde mesaj aktarımı
anlamına
gelir. Daha kısa bir ifadeyle iletişim, kaynakla hedef arasında mesaj alışverişi olarak ifade edilebilir.
İletişim mesajın bir kanal aracılığıyla kaynak ile hedef arasında iletilmesidir. En kısa tanımı
ile iletişim, kaynakla hedef arasında mesaj alışverişidir. Mesaj paylaşma faaliyeti olan iletişim,
kişilerin kendilerini ifade edebilme ihtiyaçlarının sonucunda ortaya çıkar. İletişim, bireyler arasındaki
ilişkiler sistemi olarak da tanımlanabilir. İletişim, kişilerin amaçsız etkileşimleri olmaktan çok, bir etki
oluşturmaya veya davranışa neden olmak amacıyla, mesajın kaynaktan hedefe aktarılmasıdır.
İletişim, insanın kendini sosyal bir varlık olarak ifade etmesi için zorunludur. İnsan, çevresi
ile iletişim kurarak yaşar. Onun her davranışı, konuşması, susması kısaca tüm tutum ve davranışları
kendini ifade etme biçimidir. Kişi gündelik yaşamını çevresine mesaj iletmekle ve çevresinden mesaj
almakla sürdürür. İletişim, mesaj üretme, iletme ve algılama sürecidir. İletişim kurmakta asıl amaç,
anlaşılabilir mesajların gönderilmesi ve karşı tarafın tutum ve davranışlarında değişiklik yapmaktır.
İnsan yaşamını iletişim kurarak sürdürür. Yaşam bir bakıma iletişim kurma serüvenidir. Normal
zihinsel fonksiyonlara sahip olan bir insan, iletişim kurmadan yaşayamaz. İletişim, insanın bireysel ve
sosyal yaşamının vazgeçilmez unsurudur. İnsan gündelik yaşamında diğer insanlarla, kurumlarla,
kuruluşlarla, gruplarla veya kendisiyle iletişim kurarak yaşar.

İLETİŞİM KAVRAMI
Latince “communicare” fiilinden gelen iletişim kelimesi, dilimizde “ortak kılma” anlamına
gelmektedir. İnsanların birbirleri ile anlaşmalarını sağlama süreci olan iletişimle ilgili farklı tanımlar
yapılmıştır. İletişim bir mesaj alışverişidir; ancak burada açıklanması gereken şey mesajın ne
olduğudur. Mesaj; bilgi, düşünce, duygu, inanç ve tutum, jest ve mimik gibi algılama sürecinde
kullanılan her tür olgudur. İletişim aslında bir anlam arama çabasıdır. İletişim esas olarak simgeler
aracılığıyla bir kişi ya da gruptan diğerine bilginin, düşüncelerin, tutumların veya duyguların iletimidir.
İletişim, tarafların anlam yaratıp, anlaşmaya varabilmek amacıyla mesaj paylaşım sürecidir.
İletişim ister bilgiyi yaymak, ister eğitmek, ister eğlendirmek, ister etkilemek ya da sadece
anlatmak amaçlı olsun, esas amaç bilgi vermektir. İletişimle bilgi, düşünce ve görüşler, kaynaktan
hedefe aktarılır ve bu aktarma işlemi sözlü, yazılı ya da sözsüz iletişim tarzında olabilir. Sözsüz
iletişim, sözlü iletişimi kapsamaz; ancak sözlü iletişimde sözsüz iletişimin bir unsuru olan beden dili,
sürekli kullanılır ve ikisinin anlamlı bir biçimde kullanılması, sözlü iletişimin etkinliğini arttırır.

İLETİŞİMİN UNSURLARI

İletişimin unsurlarını, temel unsurlar ve ikincil unsurlar şeklinde genel bir ayrıma tabi tutabiliriz.
Kaynak, mesaj, kanal ve alıcı iletişimin temel unsurları iken; kodlama, kod açma, algılama,
değerlendirme, çevre ve geri bildirim iletişimin ikincil unsurlarıdır. İletişimin ikincil unsurları olmadan
da iletişim kurulabilir; ancak iletişimin etkinliğini arttırmak için iletişimin ikincil unsurlarına ihtiyaç
vardır.
Kaynak (Gönderici)
Kaynak, iletişimin başlatıcısıdır; iletişimi başlatan veya iletiyi gönderendir. Kaynak olmadan iletişim
kurulamaz. İletişim önce kaynağın zihnindeki düşünce şeklinde ortaya çıkar. Kaynak, sahip olduğu
tecrübe ve bilgilere göre, mesaj oluşturur; yani mesajı iletmeden önce onu “kod”lar. Bir düşünceyi
formüle eder ve mesaj halinde kanalı kullanarak alıcıya gönderir. İletişim, gönderici ve alıcı olmak
üzere en az iki kişiyi gerektirir. Bununla birlikte alıcı ikiden fazla olabileceği gibi göndericisi de ikiden
fazla olabilir. İletişim için öncelikle kaynağa ihtiyaç vardır.
Mesaj (İleti)
Mesaj, alıcı için bir uyaran olarak işlev gören uyarıcılardır. Mesaj kavramının birçok anlamı vardır.
Örneğin; mesaj, herhangi bir yerde bir biçimde açığa vurulan sözcük ya da imgeyi ifade eder. Mesaj,
göndericinin fikirlerinin ve isteklerinin sembollere dönüşmüş halidir. Sembollerin tek başlarına bir
anlamları yoktur, anlamları gönderici ve alıcı yükler. Eğer alıcının verdiği ve göndericinin algıladığı
anlamlar birbirlerine uygun ise “tam iletişim” söz konusu olur. İletişim, kaynağın gönderdiği mesajın,
alıcı tarafından algılanmasıyla kurulur. İletişimin görünür yönü genellikle mesajdır. Çünkü mesajın
alıcıları ve iletişimin izleyicileri, öncelikle mesajı, mesajın anlamını, amacını ve etkisini algılamak
durumundadırlar. Mesaj gönderilmeden önce oluşturulur, yani kodlanır. Bilginin, düşüncenin
duygunun iletime uygun, mesaj haline getirilmesine kodlama denir.
Kanal (Mesaj Yolu)
Kanal, sinyali taşıyan herhangi bir fiziksel araçtır. Işık dalgaları görsel sinyalleri, hava dalgaları ise ses
sinyallerini taşır. Kanal fiziksel (ses, beden), teknik (telefon) ya da toplumsal olabilir (okullar, gazeteler
vb.). Kanal, mesajın göndericiden alıcıya iletildiği yoldur. Örgütlerde iletişim kanalları resmî ve gayri
resmî olabilir. İşletme içindeki resmî iletişim kanalları; emir komuta zinciri, intranet, öneri/ şikâyet
kutuları, dergi, bülten ya da toplantılar olabilir. Kanal, ışık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları,
telefon kabloları ve sinir sistemi gibi mesajı taşıyan araçlardır. Etkin bir iletişim için kullanılan kanal,
mesaja uygun olmalıdır. Mesajın bozulmadan iletilmesi uygun bir kanalla mümkün olur. Mesaj için
uygun kanal, iletişim açısından önemli bir unsurdur.
Alıcı (Hedef)
İletişimin gerçekleşmesi için en az iki kişiye ihtiyaç vardır. Bunlardan biri kaynak diğeri alıcıdır.
İnsan kendisiyle kurduğu iletişimin dışında, tek başına bir iletişim kuramayacağına göre, mutlaka alıcı
veya alıcılar gerekir. Kodlanmış mesajı alan ve kodunu açan kişi alıcıdır. Alıcı, mesajı taşıyan
sembolleri algılayıp anlam vererek iletişimi sonlandırır ve kendisi kaynak konumuna geçer. Alıcı,
gönderilen mesajı alan kişidir. İletişim sürecinde, kaynağın gönderdiği mesaja hedef olan kişi, grup ya
da kitleye alıcı denir. Örgütlerde gönderilen mesaj tek olmasına rağmen, aynı mesajın tek ya da çok
alıcısı bulunabilir. Aynı şekilde bir mesajın bir veya birçok göndericisi olabilir *3+. Kitle iletişiminde bir
tek mesajın milyonlarca alıcısı olabilir. Mesajın alıcısı çoğaldıkça, mesaj aslından uzaklaşır ve
iletişimde başlangıçta arzu edilen amaç gerçekleşmez. Kodlanmış mesajı alan ve deşifre eden kişi
alıcıdır. Alıcının mesajla iletilen anlamı verip vermemesi birçok faktöre bağlıdır. Tam iletişim, hem
kaynağın hem de alıcının kullanılan sembollerin anlamlarını bilip, onlara ortak anlam vermesi
sayesinde kurulur.
Filtreleme ve Değerlendirme
Duyu organlarımıza ulaşan veriler/uyaranlar, algılama olmaksızın tek başlarına bir anlam ifade etmez.
Bunların bir anlam ifade edebilmeleri için verilerin algılanması gerekir. Bize ulaşan duyumlara
algılama neticesinde tepkiler gösteririz. Önce mesaj filtre edilir. Filtre, göndericinin ve alıcının
mesajları değerlendirmesidir ve burada devreye algılama girer. Algı; kişinin belli bir bilgiyi duyma,
organize etme, anlama ve değerlendirmesidir.
Geri Bildirim (Feed-Back)
Geri bildirim, alıcı ve gönderici arasında geriye bilgi akışıdır. Bu sayede, gönderici mesajının
anlaşılıp anlaşılamadığını öğrenir. Geri bildirimin olmadığı bir iletişim, “tek yönlü iletişim” iken; geri
bildirimin olduğu iletişim, “çift yönlü iletişim”dir. Geri bildirim, bir tür kontrol mekanizmasıdır ve
iletişim sürecini etkiler ve iletişim sürecinin son unsurudur *4+. Alıcının, kaynağın mesajına verdiği
yanıt, geri bildirim olarak adlandırılır. Kaynak, kendisine ulaşan mesajı değerlendirerek, mesajını
yeniden düzenler ve iletir. Geri bildirim, iki yönlü iletişimin ortaya çıkmasının zorunlu bir unsurudur.
İletişim süreçlerinde temel kültürel ve dil farklılıkları, iletişim problemlerine neden olur.
İLETİŞİM TÜRLERİ
İletişim türlerini; sözlü iletişim, sözsüz iletişim ve yazılı iletişim olmak üzere üç gruba ayırabiliriz. Bir
başka sınıflandırmaya göre iletişim; kişinin kendisi ile iletişimi, kişiler arası iletişim, grup iletişimi ve
kitle iletişimidir. Bir diğer sınıflandırma iletişimi kaynak ve ortamı açısından ele almaktadır *5+. Buna
göre iletişim; kişisel iletişim, örgütsel iletişim ve kitle iletişimidir. Başka bir iletişim sınıflandırmasında
ise iletişim; toplumsal ilişkiler sistemi olarak iletişim, kişiler arası iletişim, grup iletişimi, örgüt iletişimi
ve toplumsal iletişimdir. Grup ilişkilerinin yapısına göre iletişim; biçimsel olmayan (informel) iletişim,
biçimsel (biçimsel) iletişim, dikey iletişim ve yatay iletişimdir. Kullanılan kanallara ve
araçlara göre iletişim; görsel ve işitsel iletişimdir. Kullanılan kodlara göre iletişim; sözlü iletişim, yazılı
iletişim, sözsüz iletişim; zaman ve mekân boyutlarına göre iletişim; yüz yüze iletişim ve uzaktan
iletişimdir.
Sözlü İletişim
Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da adlandırılır. Sözlü iletişim; yüz yüze görüşmeler, toplantılardaki
konuşmalar, sözlü sunumlar, halka hitaplar, telefonla yapılan görüşmeler, eğitim kursları,
konferanslar, resmî konuşmalar, kurmay toplantıları, komiteler ve uyum programları gibi çeşitli
biçimlerde yapılır. Sözlü ve sözsüz iletişim, iki temel iletişim kurma yöntemidir. Gönderici ve alıcı
arasındaki konuşmanın her türü sözlü iletişimdir. Sözlü iletişim, yüz yüze interaktif biçimde olabileceği
gibi radyo, televizyon ve telefonla da olabilir. Sözlü iletişim, “dil ve dilötesi” olmak üzere, iki kısma
ayrılır. Karşılıklı konuşmaları, hatta mektuplaşmaları, “dil ile iletişim” olarak kabul edebiliriz. Dil ile
iletişimde kişiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine iletirler. Dil ötesi İletişim ise, sesin niteliği ile ilgilidir;
ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri özellikler, dilötesi
iletişim sayılır. Dil ile iletişimde, kişilerin “ne söyledikleri”, dil-ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikleri”
önemlidir.
Sözsüz İletişim
Sözcükler, iletişimin birincil araçlarıdır. Sözlü iletişimde kullanılan sözcükleri destekleyen daha
birçok öğe vardır. Bu öğelere, ikincil mesaj kanalları denir. İkincil mesaj kanalları sözsüz iletişim
kanallarıdır *6+. Jestler, hareketler, materyal kullanımı, zaman ve mekânın kullanımı, sözsüz iletişimin
önemli unsurlarıdır. Beden dili olarak da adlandırılan sözsüz anlatımlar, insanlığın tarihiyle birlikte
başlamıştır. Yapılan araştırmalar, kişilerin karşılıklı konuşmalarında mesajın %35'inin sesli, %65'nin ise
sessiz kanallarla iletildiğini göstermektedir. Sözsüz iletişim, iletişimin temel türlerinden biridir.
İletişimin birincil aracı dildir; fakat mesajın gönderilmesinde ve alınmasında, iletişime katkı sağlayan
başka faktörler de vardır. Sözsüz iletişim veya vücut dili yoluyla; elbiseler, mekân kullanımı,
kelimelerin vurgulanış biçimi, jest ve mimikler, göz hareketleri ve göz teması mesaj iletimine yardımcı
olur. Yüz ifadesi, göz hareketleri, duruş, giyimkuşam, ses özelikleri sözsüz iletişim araçlarıdır. Sözsüz
iletişim, en ilkel toplumsal davranış olarak tanımlanan beden dilinin ortak ifadesidir. İnsanlar,
genellikle üç biçimde sözsüz iletişim kurarlar. Bunların ilki mekân kullanımıdır. Daha üst düzeyde
olanların kullandıkları mekânlar, statü ve otorite durumlarını gösterecek biçimde tasarlanır. Sözsüz
iletişimin ikinci türünü beden dili oluşturur. Konuştuğumuz sırada birinden uzaklığımız, beden diliyle
iletilmiş bir mesajdır. Yakın temas, samimiyeti veya düşmanlığı akla getirdiği gibi göz teması, pozitif
veya negatif hisleri iletmenin aracı olarak kullanılır. Vücut ve kol hareketleri, konuşmada duraksama
ve elbise beden dilinin önemli unsurlarıdır. Sözsüz iletişimin üçüncü unsuru ise dil yoluyla
betimlemedir. Betimlemede, mesajın asıl anlamlarının yanında, yan anlamlarının üzerinde durulur.
Yazılı İletişim
Yazı, insanın ve toplumların geçirdiği kültürel evrim sürecinin ürünüdür. Yazının icadı, bürokrasinin
kurulmasına ve gelişmesine katkıda bulunmuş ve aynı zamanda yazı, hem din kurumunun hem de
devletin siyasal örgütlenme biçiminin üzerinde önemli etkide bulunmuştur. Yazı, merkezî bürokrasi ve
taşra örgütleri arasında toplumsal yaşamın temel ilkelerinin, siyasî otorite tarafından
eşgüdümlenmesi olanağı sağlamıştır. Yazılı hukuk kuralları, geleneklere dayalı hukuksal
düzenlemelerin, yerel özelliklerinin ve farklılıklarının aşılmasında ve evrensel norm halini almasında
önemli rol oynamıştır. Yazılı iletişim, sözlü iletişime göre alıcının onu okuması, yorumlaması ve
cevaplandırması nedeniyle gecikmeli olarak kurulur. Yazma belli bir zaman alsa bile sözlü iletişimde
var olan birçok problem, yazılı iletişimde yoktur.
İLETİŞİMİN ENGELLERİ
İletişim engelleri, mesajın iletilmesini ve alınmasını engelleyen tüm faktörlerdir. İletişim sürecinde
iletişimin etkinliğini engelleyen pek çok faktör vardır. Bu faktörlerden bir kısmı iletişimin yapıcı
engelleri, diğerleri de bozucu engelleridir+. Gönderilen mesajı sürekli reddetmek ve ona olumsuz geri
bildirimde bulunmak, bozucu iletişim engeli olduğu gibi onu sürekli kabul etmek ve mesaja katkıda
bulunmamak da bir iletişim engelidir. Mesajın uygun zamanda ve uygun yapıda kodlanması ve
iletilmesi için özen göstermek, yanlış bir şey yapmamaya veya konuşmamaya çalışmak ise yapıcı bir
iletişim engelidir. İnsanlar arasında etkin iletişimin en önemli engellerinden biri, mesajı anlamadan
önce onu yargılama ve değerlendirmeye kalkmaktır. Bu durum çatışmaya, zıtlaşmaya, anlaşmazlıklara,
bazen de aşırı ve anlamsız bir uyumculuğa neden olur.
Kişisel Engeller
İletişimin kişisel engelleri, gönderici ve alıcının mesajı kodlarken, gönderirken veya kod açarken
gerekli dikkati göstermemelerinden kaynaklanan engellerdir. Bunlar; alıcının mesajı yanlış anlama ve
yanlış yorumlaması, belirli ön kabuller nedeniyle mesajı yanlış değerlendirme, konuşmacıya karşı ilgi
eksikliği ve göndericiye karşı gösterilen güvensizlik gibi engellerdir.
Dil ve Anlatım Sorunları
Dil, iletişimin temel unsurudur. Dil karmaşık biçimde kullanılırsa, iletişim engeline yol açar. Bu
nedenle iletişimde basit, yalın ve açıklayıcı bir dil kullanılmalıdır. Konuşmacı mümkün olduğu kadar
dinleyicinin diliyle konuşmalıdır. Dil ve anlatım bozukluklarından kaynaklanan iletişim problemi
semantik bir problemdir.
Dinleme ve Algılama Sorunları
İletişim, gönderici ve alıcı arasında mesaj alışverişidir. Dolayısıyla iletişimin etkinliğini sadece
gönderici belirlemez, aynı zamanda alıcının dinleme ve algılama yeteneği de belirler. Etkin bir
dinleme, aktif dinleme olarak ifade edilir. Aktif dinlemede hedef, kelimelerin pasif bir alıcısı değildir;
aynı zamanda duyduklarını hissetmeye ve gerçekleri algılamaya özel önem gösterir ve konuşmacının
etkinliğinin artmasına yardımcı olur. Aktif dinleme, konuşmacı açısından, alıcının söylenenleri
kavramasını gerektirir. Aktif dinleme, aynı zamanda bir empatik dinleme biçimidir. İletişimin dinleme
ve algılamadan kaynaklanan engelleri; atlama, savsama (omission), çarpıtma (distortion) ve aşırı
anlam yükleme (overload)dir. Atlama, “mesajın bazı kısımlarını silmek”tir. Atlamada, alıcı mesajı
bir bütün olarak kavrayamaz; sadece kavrayabildiklerini alır ve diğerlerini geçer. Çarpıtmada ise, alıcı
mesajın anlamını değiştirmeye çalışır. Çarpıtma dikey iletişimde olduğu gibi yatay iletişimde de olur.
Yetersiz Bilgi
Yetersiz bilgi, iletişim sürecinde kaynak ile hedef arasında engel oluşturur. Gönderilen mesajı
anlamayan biri, duruma göre ya anlamadığı yerleri aklından doldurur ya da ilgisi dağılıp başka şeyler
düşünmeye başlar.
Cinsiyet ve Kültür Farklılıkları

İletişimin Psikolojik Engelleri


İnsanlar genellikle kendi inançları ile çatışan mesajları ya inkâr eder ya da reddederler. Bazen inkâr
etmediği mesajı ön yargılarına uydurmak için mesajın şeklini değiştirir veya dönüştürür. Çoğu kez
iletilen bilgi, alıcının bilgisiyle çatışır. İleti, alıcının inancına uygun değilse, alıcı onun geçerliliğini
reddeder, dahası onu çarpıtır, unutmaya çalışır veya duyduğunu saptırır.

You might also like