You are on page 1of 4599

T.

C
SLEYMAN DEMREL NVERSTES

2. ULUSLARARASI DAVRAZ KONGRES


BLDRLER KTABI
2. INTERNATIONAL DAVRAZ CONGRESS
PROCEEDNGS BOOK

KRESEL SORUNLAR VE ZM ARAYILARI


BUILDING NEW APPROACHES TO THE GLOBAL
ISSUES

29-31 MAYIS 2014/ 29-31 MAY 2014


ISPARTA

T.C.
SLEYMAN DEMREL NVERSTES

EDTR
Yrd. Do. Dr. Selim KANAT
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Ar. Gr. Adem Ali REN
Ar. Gr. Ali Cem GZ
Ar. Gr. Burak YERLKAYA
Ar. Gr. Mcahit AVCI
Ar. Gr. zlem DEMRKIRAN
Ar. Gr. Sleyman TLCEOLU

ISBN: 978-9944-452-82-3

MAYIS 2014

BASKI
Sleyman Demirel niversitesi
Isparta 2014

2. ULUSLARARASI DAVRAZ KONGRES


YRTME KURULU
KONGRE BAKANI
Prof. Dr. Hasan
BCOLU
(Sleyman Demirel
niversitesi Rektr)
YRTME KURULU
YELER
Prof. Dr. Sleyman SEYD
Prof. Dr. Talip TRCAN

Prof. Dr. Bekir KARLIA


Prof. Dr. Bekir PARLAK
Prof. Dr. Bilal
ERYILMAZ
Prof. Dr. Bilal KUPINAR
Prof. Dr. Blent MRAN
Prof. Dr. Canan ABAY
Prof. Dr. Cem
SAATOLU

Prof. Dr. Levent


KSEKAHYAOLU

Prof. Dr. Cengiz SAYIN

Prof. Dr. Nurhan


PAPATYA

Prof. Dr. Erel TELLAL

Prof. Dr. Yksel METN


Do. Dr. Ali YAVUZ
Do. Dr. Fatih KILIN
Do. Dr. Handan GRAY
Do. Dr. Nazmi AVCI

Prof. Dr. Durmu GNAY


Prof. Dr. Erol KURUBA
Prof. Dr. Fahri YAVUZ
Prof. Dr. Faruk BLR
Prof. Dr. Hasan TOSUN
Prof. Dr. Hasan TUN

Do. Dr. Uysal KERMAN

Prof. Dr. Haydar


AKMAK

Yrd. Do. Dr. Hseyin


Gl EK

Prof. Dr. Hikmet


KAVRUK

Okt. Mehmet Fatih


CEBEC

Prof. Dr. Hseyin GL

DANIMA KURULU
Prof. Dr. Alpaslan
AIKGEN
Prof. Dr. Altu MAN
Prof. Dr. Aykut GL

Prof. Dr. Hseyin GL


Prof. Dr. brahim
EMROLU
Prof. Dr. brahim
EMROLU

Prof. Dr. brahim


ZDEMR
Prof. Dr. Kemal
ESENGN
Prof. Dr. Kemal GRMEZ
Prof. Dr. Manuela
TVARONAVEN
Prof. Dr. Mehmet Faysal
GKALP

Prof. Dr. Theodore ALTER


Prof. Dr. Veysel K.
BLG
Prof. Dr. Yahya MCHOT
Prof. Dr. Yavuz ATAR
Prof. Dr. Yusuf evki
HAKYEMEZ
Do. Dr. Saniye
DEDEOLU

Prof. Dr. Mehmet Merdan


HEKMOLU

Do. Dr. Cahit GELEK

Prof. Dr. Mehmet ZCAN

Yrd. Do. Dr. Bahadr


ESER

Prof. Dr. Metin HLAGU


Prof. Dr. Muhammet
KSECK
Prof. Dr. Murat KARAZ

Yrd. Do. Dr. Blent EN


Yrd. Do. Dr. Cevdet
YILMAZ

Prof. Dr. Musa EKEN

Yrd. Do. Dr. Eylem


KAYA

Prof. Dr. Mustafa AYDIN

Dr. Kadir KODEMR

Prof. Dr. Mustafa


YILMAZ
Prof. Dr. Nurhan
PAPATYA
Prof. Dr. Oliver LEAMAN
Prof. Dr. mer EROLU
Prof. Dr. Rdvan KARLUK
Prof. Dr. Ruen KELE
Prof. Dr. Selim Adem
HATIRLI
Prof. Dr. Teoman DURALI
Prof. Dr. Terrence
THOMAS

KONGRE
KOORDNATRLER
BLMSEL
KOORNATRLER
Bilim ve Felsefe
Do. Dr. smail Latif
HACINEBOLU
evre ve Enerji likileri
Yrd. Do. Dr. smail
GKDAYI
Demokrasi ve nsan
Haklar
Prof. Dr. Yksel METN

Dil ve Felsefe
Prof. Dr. Hseynaga
RZAYEV
Kimlik ve Ulus Devlet
Tartmalar
Yrd. Do. Dr. Murat
KILI
Kresel Kriz ve Sorunlar
Prof. Dr. Levent
KSEKAHYAOLU
Yrd. Do. Dr. Aye
DURGUN KAYGISIZ
Kresel Rekabet ve letme
Davranlar
Medeniyet Tartmalar
Yrd. Do. Dr. Hlya
ALTUNYA
Salk ve Yaam Tema
Koordinatr
Do. Dr. Efkan UZ
Tarm, Gda, Alk ve
Yoksulluk
Prof. Dr. Bahri KARLI
Uluslararas G
Prof. Dr. Songl SALLAN
GL
Uluslararas Hukuk,
Uluslararas likiler,
Gvenlik ve Terr
Yrd. Do. Dr. Selim
KANAT

Yrd. Do. Dr. Sleyman


DOST
Ynetim Tartmalar
Do. Dr. Yakup ALTAN
Do. Dr. Mehmet AKTEL
ORGANZASYON
KOORDNATRLER
Ulam ve Transfer
Yrd. Do. Dr. Hasan
ENOL
r. Gr. Mustafa
DEMRKIRAN
r. Gr. Halil KAYGISIZ
r. Gr. Ahmet
SONGUR
r. Gr. brahim
DEMRTA
r. Gr. M. Levent
ERDA
Ar. Gr. Vedat BAYDAR
Ar. Gr. Hakan BOZDA
Ar. Gr. Mahmut Sami
ZTRK
Ar. Gr. Harun ZTRK
Kayt Kabul
Yrd. Do. Dr. H. Bahadr
ESER (Sorumlu)
Yrd. Do. Dr. Serpil
SENAL
Yrd. Do. Dr. Dilek Gze
KAYA
Dr. Tahsin AKAKANAT
Ar. Gr. mer GLER
Ar. Gr. Ahmet ANDA
Ar. Gr. Emine
YILMAZTRK

Ar. Gr. efika


ZDEMR
Ar. Gr. Nurdan Oral
KARA
Ar. Gr. Tuba SAYGIN
Okt. Mehmet DN
Davetiye Hazrlanmas
Yrd. Do. Dr. Burcu
Aslanta ATE
Ar. Gr. Seda BATMAN
Ar. Gr. Hlya TEK
Ar. Gr. hsan GZEL
Ar. Gr. lhan
KAYACAN
Yaka Kartlarnn
Hazrlanmas
Yrd. Do. Dr. Ozan
zdemir
Ar. Gr. Serdar YAY
Teekkr-Katlm Belgesi
Basm Datm
Yrd. Do. Dr. Selim
KANAT
Ar. Gr. Canan AKIR
Web Sayfas
Ar. Gr. Aykut SEZGN
Emin KAYA
Sosyal Program
r. Gr. Ouzhan
ZALTIN
Okt. etin MEYDAN
Konaklama ve Catering
Prof. Dr. Yusuf DEMR
Yrd. Do. Dr. Hakan
ZELK

Yrd. Do. Dr. mer Akgn


TEKN
r. Gr. Grkan
KALKAN
r. Gr. Hseyin
DUMAN
Kongre Oturum Planlar
Yrd. Do. Dr. efika Eda
EK (Sorumlu)
Yrd. Do. Dr. Ceyda
ATAF
Ar. Gr. Dr. Driye
TOPRAK
Ar. Gr. Canan
ENTRK
Sekretarya
Yrd. Do. Dr. Hseyin
Gl EK
Yrd. Do. Dr. Serdar
EK
Ar. Gr. smail Sadk
YAVUZ
Ar. Gr. clal
DALIOLU
Ar. Gr. Sleyman
DKMEN
Ar. Gr. Yldz DEMR
Yabanc Dil eviri
Ar. Gr. Onur DEMREL
Ar. Gr. lker ZELK
Basn, Tantm ve Halkla
likiler
Do. Dr. Ali YAVUZ
r. Gr. akir AKSZ
Protokol Davetlileri
Okt. Nee OKUR

Basm Yaym
Yrd. Do. Dr. Selim
KANAT
Ar. Gr. Adem Ali REN
Ar. Gr. Ali Cem GZ
Ar. Gr. Burak
YERLKAYA
Ar. Gr. Mcahit AVCI
Ar. Gr. zlem
DEMRKIRAN
Ar. Gr. Sleyman
TLCEOLU
Oturum Dzeni
Do. Dr. Belma KEKLK
Yrd. Do. Dr. Aygen
OKSAY
Yrd. Do. Dr. Seher
DERYA KULA
Ar. Gr. Nida Sultan
KARDA
Ar. Gr. sa KO
Ar. Gr. Serap Nurhan
AM
Ar. Gr. Buhari DOAN
Ar. Gr. Hamit ETN
Ar. Gr. Damla
GVERCN
Ar. Gr. smail ERKAYA
Ar. Gr. Aziz REN
Ar. Gr. Serap Gl KIR
Ar. Gr. zal EK
Ar. Gr. erife DURMAZ
Ar. Gr. Necla BARDAK
Ar. Gr. Rukiye ELK
Ar. Gr. Ahmet GNAY
Gala Yemei Dinletisi
Uzm. Hande GNAYDIN

Kongre Ofisi
Nurzen ZMC
Azize ZYT

SUNU
Kresel dzeyde yaanan sorunlar karsnda, tm
insanln ortak menfaatlerine dayal ynetiimin kurulmas ve
teden beri gelen yaplarn ve deerlerin, yeni ortaya km
yaplar ve deerler ile uzlatrlmas ihtiyac her geen gn
artmaktadr. Ancak bu ynetiim ve uzla srecinde ulusal
politikalarn ve iradelerin etkisi snrl kalmakta ve kanlmaz
ekilde zm de uluslar aras bir hale dnmektedir. Bir
anlamda sorunlar da zmler de ulusallk vasfn kaybedip
kresel nitelik kazanmaktadr. Bu balamda niversiteleri de
dnyann dnda ve uzanda dnmemek gerekir. Madem ki
evrensel bilgiyi retmek ve bu bilgiyi insanln hizmetine
sunabilmek niversiteyi niversite yapan temel deerlerdir, o
halde niversiteler de evrensele ulamak ve kresele
eklemlenmek adna gerek lkelerinde gerekse kresel arenada
nc kurumlar olmaldrlar.
Yerelden dnyaya alan bir kurum olarak Sleyman
Demirel niversitesi, bu vizyon dorultusunda ilkini 24-27 Eyll
2009 tarihlerinde Kresel Diyalog ana temas ile
gerekletirdii Uluslar aras Davraz Kongresinin ikincisini 2931 Mays 2014 tarihlerinde Kresel Sorunlar ve zm
Araylar bal altnda gerekletirmektedir. Dnyann
sorunlarna bilimin aydnlnda k tutabilmek iin Kongrede
farkl disiplinlerde ve ok sayda alannda yetkin katlmc bir
araya getirilmektedir.
Gller diyar ehrimizde dzenlenen Uluslararas
Davraz Kongresi, medeniyetler arasnda ibirlii salanmasna
yardmc olarak kltrleraras dokunun daha da gelimesine
katkda bulunacaktr. Dnyay tehdit eden kresel sorunlar
erevesinde belirlenmi ok nemli balklarda gelecee yn
veren dncelerin ortaya konulmas ve tartlacak olmasndan
dolay bu kongreyi ve sonularn ok nemsiyor, ehrimizin
kresel sorunlarn ele alnd bir forum merkezi olmas adna
abalarmza esiz bir katk olacana, buradan ykselecek
seslerin dnya barna da ciddi katklar salayacana
inanyorum.
Bu vesile ile Kongrenin hazrlk aamasndan,
sonulanmasna kadar emei geen herkese teekkr bir bor
bilirim. Ayrca, bu nemli etkinlikte desteklerini esirgemeyen

Bat Akdeniz Kalknma Ajansna, Isparta Valiliine, Isparta


Belediyesine, Isparta Ticaret ve Sanayi Odasna ve katks
bulunan tm sivil toplum kurulularna, Ispartamzn
markalamas ynndeki bu abalarndan dolay teekkr
ederim.
Kongremizin baarl ve verimli gemesini, ehrimiz,
lkemiz, milletimiz ve tm insanlk iin hayrlara vesile olmasn
dilerim.
Prof. Dr. Hasan BCOLU
Sleyman Demirel niversitesi Rektr

ii

NDEKLER
SUNU....i
NDEKLER...ii
AILI KONUMASI

............................................... 1
AILI OTURUMU I

ANAYASA VE DEMOKRAS ...................................... 15


AILI OTURUMU II
DNYASINDA YEN TRENDLER .............................. 53
PANEL I
ARAP BAHARI VE ORTADOUDAK YEN GELMELER .... 75
PANEL II
SURYENN GELECE ........................................... 99
KONFERANS
KALKINMA VE KALKINMA STRATEJLER .................. 129
PANEL III
KRESEL KRZ VE ZM ARAILARI ...................... 151
PANEL IV
ULUSLARARASI
HUKUK,
ULUSLARARASI
LKLER,
GVENLK VE TERR .......................................... 179
PANEL V
KRESEL REKABET VE LETME DAVRANILARI ......... 201
PANEL VI
MEDENYET TARTIMALARI .................................. 217

PANEL VII
TARIM, GIDA, ALIK VE YOKSULLUK ........................ 233
PANEL VIII
YNETM TARTIMALARI .............................................. 259
PANEL IX
KRESEL KRZ VE SORUNLARI ..................................... 285
PANEL X

iii

GLLER VE GLLERDEK KRLLK............................. 313


PANEL XI
GNE ENERJSNDE NEREDEYZ? ............................... 327
SEMNER
APPROACH
TO
LONG-TERM
COMPETITINEVES
ENERGETICALLY
SECURE
RESTRUCTURINGOF
INDUSTRY ........................................................................... 349

OTURUMLAR
OTURUM TEMASI
TARIM, GIDA, ALIK VE YOKSULLUK
I. OTURUM
GELENEKSEL GIDALARDA TKETCLERN GIDA GVENL
ALGISI: ANKARA L RNE.................................. 363
TARIM POLTKALARI, KIRSAL KALKINMA VE ISPARTA
EKONOMS AISINDAN GL ................................. 387
GIDA
RNLERNDE
MARKA
FARKINDALII
OLUTURULMASINDA
PAZARLAMA
LETMNN
NEM ............................................................ 429
GLLER BLGESNE AT BAZI YRESEL ZM
ETLERNN ZELLKLER VE EKONOMK AIDAN
NEMLER ....................................................... 453
II. OTURUM
TRKYEDE KIRSAL ALANDA YOKSULLUK ............... 475
TRKYEDE MEVSMLK G VE KIRSAL YOKSULLUK:
MEVSMLK TARIM LER .................................. 501
BULANIK ANALTK HYERAR SREC (AHP) YNTEM
KULLANARAK KARAMAN BLGES N UYGUN MEYVE
FDANI SELMES .............................................. 543
ISPARTADAK GIDA RETCLER ANALZ ................. 571

iv

EVRESEL
GVENLKTE
YEN BR BOYUT; GIDA
GVENL ....................................................... 581
OTURUM TEMASI
YNETM TARTIMALARI
I. OTURUM
EGEMENLK TARTIMALARINA DAR: LEVATHANA GER
DN M KAOS MU? ......................................... 611
MODERNTENN SYASAL KRZ YA DA KARARCILIIN
NLENEMEYEN YKSEL ................................... 639
MODERNZMN
KAPATMACI
KURUMLARINDAN
POSTMODERNZMN MASALCI KURUMLARINA: SOSYAL
BLMLERN MERULATIRICI LEV ....................... 661
TRK DEVLETLERNDE DEMOKRATK MOTFLER

........ 683

21. YZYILDA SOSYAL ALAR - SYASAL DAVRANI


LKS ZERNE TEORK BR AIKLAMA ABASI........ 705
II. OTURUM
ARKILA BELEDYESNN ALIMALARI HAKKINDA,
VATANDALARIN MEMNUNYET TESPT ARATIRMASI 727
SRDRLEBLR
KALKINMA
SRECNDE
YEREL
YNETMLERN KATKILARI VE HZMET SUNUMUNDA
SORUMLULUKLARI ............................................. 747
TRKYEDE
6360
SAYILI
BYKEHR
BELEDYE
KANUNUNUN GETRD YEN MAL DZENLEMELER .. 773
KENTLERN VE BLGELERN KALKINMASINDA YEN BR
YNTEM: YNETM .......................................... 801
KENTSEL DNMLE YOKSUNLUU AZALTMAYA POZTF
KATKI: ROMAN MAHALLELER RNE .................... 823
III. OTURUM
YEN
LDERLK
YAKLAIMLARI
PERSPEKTFNDE
KARZMATK LDERLER M? KARZMATK KADROLAR
MI?................................................................. 849

OKUL YNETCLERNN DUYGUSAL ZEK TABANLI


LDERLK DZEYLERNN ARATIRILMASI................. 881
RGTSEL
SNZMN
RGTSEL
VATANDALIK
DAVRANIINA ETKS: YNETCLER VE ALIANLAR
AISINDAN BR NCELEME .................................... 905
YAAMINDA ALIANLARIN DUYGUSAL EMEKLERNN
RGTSEL SNZME ETKLER: BANKACILIK SEKTRNDE
BR ARATIRMA ................................................. 937
IV. OTURUM
TRKYE VE AVRUPA BRL SRECNDE YEN BR
YAPILANMA: AVRUPA BRL BAKANLII ................ 971
TRKYE CUMHURYETNDE YAPILAN NEML DAR
REFORM ALIMALARINA ZERNE BR ANALZ ......... 995
TRK KAMU YNETMNDE ETK SORUNLAR: KAMU
GREVLLER ETK KURULU FAALYET RAPORLARI
ZERNDEN BR ANALZ ...................................... 1009
V. OTURUM
BREYSEL KARYER PLANLAMA TERCHNDE SCHEININ
KARYER APALARI PERSPEKTF: SD LSANSST
RENCLERNE YNELK BR ARATIRMA .............. 1025
KAMU SEKTRNDE STRATEJ RETM VE PERFORMANSA
YEN BR BAKI: BALANCED SCORECARD VE KAMU
HASTANELER BRL RNE .............................. 1055
GRENLERDE DUYGUSAL UYUMSUZLUK, KENDNE
YABANCILAMA VE Z GZLEMC KLK ZELLKLER
ARASINDAK LKLERN NCELENMES .................. 1107
DORUSAL PROGRAMLAMA LE NSAN KAYNAKLARININ
PLANLANMASI;
SD
YAAMBOYU
BOYU
ETM
ARATIRMA VE UYGULAMA MERKEZ RNE .......... 1133
VI. OTURUM
YERLEK YABANCILARIN YEREL DZEYDE SEME VE
SELME HAKLARI: HOLLANDA RNE .................. 1151
TRKYEDE KAMU YNETMNDE YENDEN YAPILANMA
GRMLER
VE
GELECENE
LKN
BR
DEERLENDRME .............................................. 1173

vi

KAMU RGTLERNDE DEMN YNETLMES (652


SAYILI K.H.K. EREVESNDE MEB RNE) .............. 1197
2008
KRESEL
EKONOMK
KRZ
TARTIMALARI
BALAMINDA YEN KAMU LETMECL YAKLAIMI 1223
OTURUM TEMASI
ULUSLARARASI HUKUK, ULUSLARARASI LKLER,
GVENLK VE TERR
I.OTURUM
AFGANSTANDA TALBAN SONRASINDA YAANAN ULUS
NA SREC: KARILAILAN ZORLUKLAR VE ZM
NERLER ...................................................... 1245
MOSKOVA-VAROVA
JEOPOLTK
REKABETNDE
UKRAYNAYI KEVDEN ANLAMAK ........................ 1279
RUS
DI
POLTKASINDA
NEO-AVRASYACILIK
VE
KAFKASYA LE ORTA ASYADAK YANSIMALARI ........ 1309
TRKYE-ERMENSTAN YAKINLAMASI PERSPEKTFLER:
AZERBAYCAN'IN IKARLARI VE POZSYONU ............. 1329
II. OTURUM
KRESEL BOYUTTA SOSYAL VE EKONOMK ADALET
ARAYII VE BM RGT ..................................... 1357
ULUSLARARASI ADALET DVANININ BM SSTEM VE
ULUSLARARASI POLTKADAK ROL ..................... 1369
ULUSLARARASI SLM ADALET DVANI .................. 1393

DAVUTOLU
DNEM
TRK
DI
POLTKASININ
GELENEKSEL
DI POLTKA LKELER AISINDAN
ANALZ ......................................................... 1415
III. OTURUM
HOW RELATED ARE POLITICS AND TRADE? IMPACT OF
DETERIORATION IN BILATERAL POLITICAL TIES UPON
ECONOMIC RELATIONS BETWEEN TURKEY AND ISRAEL1435
NKLEER DPLOMAS VE RAN DI POLTKASI

vii

.......... 1461

2013DE
YENDEN
BALAYAN
RAN
NKLEER
MZAKERELERNN NCELENMES: MZAKERE YNETM
YAKLAIMIYLA ................................................ 1485
BAARISIZ DEVLET TERRZM LKS: AFGANSTANIN
GALNDEN SURYE SAVAINA RNEKLER ........... 1509
ARAP BAHARININ ABNN GVENLK POLTKASINA
SONBAHAR ETKS ............................................. 1535
IV. OTURUM
REGIONAL HEGEMONS WANTED: IMPLICATIONS FROM
POWER TRANSITION THEORY ............................... 1555
KRESEL SORUNLARIN ZMNE ALTERNATF TEORK
BR ULUSLARARASI LKLER YAKLAIMI: TTHAD-I
SLAM TTHAD EDEN DEVLETLER BRBRLERYLE
SAVAMAZLAR ............................................... 1575
NASYONAL SOSYALZMDE IRKSAL HJYEN VE JENK
PRATKLER ...................................................... 1597
ULUSLARARASI
TERRLE
MCADELEDE
FARKLI
YNTEMLER: YUMUAK G VE KAMU DPLOMASS .. 1609
AVRUPA KMLNDE DN FAKTR ..................... 1623
OTURUM TEMASI
EVRE VE ENERJ LKLER
I. OTURUM
AB-TRKYE
LKLERNE
EVRESEL
BR
BAKI:
TRKYEDE BR KAMU POLTKASI OLARAK EVRE
POLTKALARI .................................................. 1649
AVRUPA BRL'NN HAZAR HAVZASI ENERJ POLTKASI
VE ENERJ GVENL PROBLEMLER ...................... 1681
EVRE MUHASEBES KAPSAMINDA RKETLERN EVRE
MALYETLERNN NCELENMES ............................ 1703
II. OTURUM
ENERJIDE DIA BAIMLILIK SORUNUNUN EVRESEL
ETKILERI: ISPARTA RNEI .................................. 1729

viii

FARKINDALIK VE BILINLENME SRELERI KAPSAMINDA,


DOA KORUMA- ETIK ILIKISI .............................. 1745
FUKUIMA NKLEER KAZASININ NKLEER ENERJI
YATIRIMLARINDA SOSYAL KABUL ZERINE ETKISI .... 1779
GREEN MANAGEMENT, SUSTAINABLE DEVELOPMENT AND
EU,14001 ......................................................... 1801
KENT HAKKININ BLNRL ZERNE KARILATIRMALI
BR ANALZ: KIRIKKALE NVESTES- GAZ NVERSTES
RNE ......................................................... 1811
III. OTURUM
KENTSEL TASARIM VE EVRESEL ESTETK ............... 1835
KORUMA VE HAK BALAMINDA EVRE................... 1855
NKLEER ENERJ SANTRALLERNN FAALYETLERNDEN
KAYNAKLANAN HUKUK SORUMLULUK .................. 1877
PERLT AGREGALI SIVALARIN YAPILARDA ENERJ
TASARRUFUNA ETKS ........................................ 1891
IV. OTURUM
SUSTAINABLE DEVELOPMENT AND RENEWABLE ENERGY
SYSTEMS FOR GREEN WORLD ............................... 1913
TARH KENT MERKEZLERNDE BTNLEK KORUMA;
AFYONKARAHSAR KENTSEL ST ALANI RNE ........ 1925
TRKYEDE RZGR ENERJ SANTRALLERNN TARH
GELM VE
PEYZAJ
MMARLII
AISINDAN
RDELENMES ................................................... 1957
RE-INVESTIGATING RENEWABLE ENERGY CONSUMPTION
AND GROWTH IN SELECTED EURASIA COUNTRIES ...... 1985
V. OTURUM
URBANIZATION and THE IDEA of CIVILIZATION

........ 1997

YAANABLR KENT VE EVRE KOULLARI BALAMINDA


AVRUPA KENTSEL ARTI UYGUNLUK DZEY LE . 2019
YEN BR TURZM TREND OLAN EKOTURZMN NEM VE
LKE EKONOMLERNE KATKILARI ........................ 2051

ix

YEL EKONOM YATIRIMI OLARAK YENLENEBLR ENERJ


VE TRKYEDE UYGULANABLRL ..................... 2069
OTURUM TEMASI
BLM VE FELSEFE
I. OTURUM
BLM SYASET ETK LKLER ZERNE -HAKKAT
OYUNLARINA DAR BR TARTIMA- ........................ 2103
BLM VE TEKNOLOJ AINDA NSANIN ONTOLOJK
ANLAMI STNE: BR MODEL OLARAK GABRIEL MARCEL
FELSEFES ....................................................... 2119
EVRESEL SORUNLARA ZM YOLU OLARAK ESTETK
BAKI AISI VE ALGI ETM ............................... 2139
SLAM TOPLUMLARINDA BLMN DN, BUGN VE
YARINI ........................................................... 2149
II. OTURUM
KLASIK VE MODERN SIYASET FELSEFESINDE ETIK-POLITIK
ERDEM OLARAK ADALET .................................... 2165
SYASET VE AHLAK

........................................... 2177

YEN BR ETK YAKLAIM OLARAK HAKKAT(LER)


ET ............................................................. 2193
SREKLLK VE DEM GEREKLNDE MUHAMMED
KBALN DNAMK DN ANLAYII .......................... 2207
OTURUM TEMASI
SALIK VE YAAM
I. OTURUM
KLEN DNYAMIZDA HELAL GIDA SERTFKASININ
NEM ........................................................... 2235
SALIKLI KENT OLMA YOLUNDA KENTSEL YEL
ALANLARIN ROL ............................................. 2247
FINANCE OF WORK ACCIDENTS ............................. 2271

SPOR TURZMNN MEVCUT DURUMU VE STRATEJK


PERSPEKTF: ISPARTANIN SPOR TURZM POTANSYELNE
LKN BR DEERLENDRME ............................... 2281
TRKYE DEK KAYAK MERKEZLERNN TURZM ARZ
POTANSYELNN DEERLENDRLMESNE YNELK BR
ARATIRMA ..................................................... 2301
II. OTURUM
TIPTA ETK YAKLAIM ........................................ 2327
SALIKTA PERFORMANS UYGULAMALARI VE YOL ATII
ETK SORUNLAR ZERNE NTEL BR N ALIMA ...... 2335
KRESEL BR SORUN OLAN HAREKETSZ YAAM TARZININ
ORTAYA IKARDII SALIK SORUNLARI VE HAREKETSZ
YAAM
TARZINDAN
KAYNAKLANAN
SALIK
SORUNLARININ NLENMESNDE FZKSEL AKTVTENN
NEM ........................................................... 2363
TRKYEDE MEDKAL TURZMNN GELMN ETKLEYEN
FAKTRLER: NTEL VE TANIMLAYICI BR ARATIRMA . 2373
TRKYE'DE YALILIK VE EVDE YALI BAKIMI: ISPARTA L
ARATIRMASI .................................................. 2403
SALIK HZMETLERNDE MALYET MNMZASYONU ve
FAYDALILIK ANALZ ......................................... 2443
KONGRE TEMASI
DL VE FELSEFE
I. OTURUM
IMPLICIT MEANING ANALYSES IN SHORT STORIES ...... 2459
II. OTURUM
BR MEDENYETN OLUUM-GELM VE LERLEME
SRECNDE- DN DLNN SUNULMASI, KULLANILMASI VE
ALGILANMASI AISINDAN ETHOS - PATHOS MYTHOS SOPHOS VE LOGOS............................................. 2481
KAZAK ETM SSTEMNDE TRKOLOJNN TANIMI ... 2491
KRESEL AHLK VE KRESEL DEERLERN MKNI ... 2513

xi

OTURUM TEMASI
KRESEL KRZ VE SORUNLARI
I.OTURUM
POLTK KTSAT BALAMINDA KRESEL KAPTALZMN
FNANSALLAMASININ KRZ................................ 2533
1990 SONRASI KRZLERN MALAT SANAY DI TCARET
ZERNE ETKS ................................................ 2559
KAAKILIIN TURZM FAALYETLERNE ETKS: ALANYA
RNE .......................................................... 2585
II. OTURUM
TRKYEDE BLGESEL KALKINMA ve YEN KALKINMA
DNAM OLARAK KALKINMA AJANSLARI; DCLE
KALKINMA AJANSI (DKA) RNE ......................... 2609
TRKYEDE KALKINMA PROBLEMLER VE KALKINMA
AJANSLARI ...................................................... 2649
BLGESEL
KALKINMA
AISINDAN
KALKINMA
AJANSLARININ UYUM, BRL VE KOORDNASYONU 2675
TRKYEDE
BELEDYELERN
BOR
YAPISININ
NCELENMES: 1980-2013 ...................................... 2689
III. OTURUM
TEMEL MAKRO SORUNLAR: SZLK ve TRLER,
ENFLASYON ve MALYETLER ............................... 2723
GELMEKTE OLAN LKELERDEK TEMEL KRZ BALII:
DPLOMALI SZLK VE TRKYE .......................... 2749
TCMB, FED VE ECBNN UYGULADIKLARI PARA
POLTKALARININ TRKYEDEK MAKRO EKONOMK
DEKENLER ZERNDEK ETKSNN KARILATIRILMALI
ANALZ ......................................................... 2763
ORTAKLIA DAYALI KONUT FNANSMANI MODELNDE
KRA MKTARININ
DEMES
ZERNE
ZM
NERLER ...................................................... 2795
KURULU YER SEMNDE ELECTRE YNTEM KULLANIMI:
BATI AKDENZ BLGES N GLLER BLGES
TEKNOKENTNDE BR UYGULAMA ........................ 2811

xii

IV. OTURUM
BLG EKONOMSNN TRKYE VE AB LKELER
AISINDAN DEERLENDRLMES (20002010) ............ 2845
TRKYE N BLGESEL NOVASYON STRATEJLERNN
GELTRLMESNDE
KMELENME
YAKLAIMI
VE
KALKINMA
AJANSLARI
BALAMINDA
DEERLENDRLMES ......................................... 2879
KRESELLEME ENDEKSLERNN SORUNLARI: TRKYE
N BR NCELEME ............................................ 2921
KOBLERN
YATIRIM
KARARLARINI
ETKLEYEN
FAKTRLERN BELRLENMES ZERNE AMPRK BR
NCELEME: ISPARTA RNE ................................ 2945
V. OTURUM
BORSALAR ARASINDA ETKLEM: BRIC LKELER VE
TRKYE ZERNE AMPRK BR ARATIRMA ............ 2975
KL VZE SERBESTL ANLAMASI YAPILAN LKELERDEN
TRKYEYE
YNELEN
TURZM
TALEBNN
MODELLENMES VE BU ANLAMALARIN GELEN TURST
SAYILARINA ETKS ........................................... 2997
KAPTALZMN KRZ VE KAPTALST TOPLUMLARDA
LBERAL DI TCARETN SONUCU: EVRE KRZ ......... 3025
EVRE KRLLNN MAKROEKONOMK DEKENLERLE
LKS: PANEL VER ANALZ............................... 3047
VI. OTURUM
KRESELLEME SRECNN DEVLETN MAL LEVLERNDE
MEYDANA GETRD DNM ........................... 3077
BRIC LKELERNN DNYA TCARETNDEK YER VE
TRKYE LE TCAR LKLER.............................. 3105
DORUDAN
YABANCI
YATIRIMLARIN
ZERNDEK ETKLER: PANEL VER ANALZ
OTURUM TEMASI
MEDENYET TARTIMALARI

xiii

VERMLLK

............ 3125

OTURUM
NSAN - NAN VE MEDENYET LKS KELM VE AHLK
BALAMINDA BR DEERLENDRME....................... 3137
MEDENYET VE GELENEK LKS BALAMINDA YAHYA
KEMAL ........................................................... 3149
KRESELLEEN DNYADA DN KMLKLER
VE
MEZHEPLER ..................................................... 3169
MEDENYETLER
TTFAKI
I.
ULUSAL
PLANI
DORULTUSUNDA MLL ETM BAKANLIININ YAPTII
ALIMALARA BAKI ......................................... 3181
TRKYEDE OKKLTRLLK POLTKASI OLARAK
ANADLDE YAYIN SORUNU .................................. 3197
LTERATURE AND CULTURAL NHERTANCE OF HUMANTY
ON PROMOTNG HUMAN CVLZATON .................... 3221
HNDSTANDAK TABASKI ESERLER HAKKINDA BR
NCELEME VE OSMANLI MEDENEYETNN FARS DL VE
EDEBYATINA KATKILARI .................................... 3229
OTURUM TEMASI
DEMOKRAS VE NSAN HAKLARI
I. OTURUM
TRKYEDE
YEN
ANAYASA
ARAYILARI
VE
PARLAMENTONUN ROL ..................................... 3243
TRKYEDE VATANDALIK ALGISINDAK DNM:
ROUSSEAUCU BR ZMLEME ............................. 3261
TRK HUKUK SSTEMNDE ANAYASA MAHKEMESNE
BREYSEL BAVURU KOULLARININ HAK ARAMA
HRRYET LE ELEN YNLER .......................... 3293
TRK ANAYASA YARGISINDA YEN BR DENETM YOLU:
ANAYASA MAHKEMESNE BREYSEL BAVURU......... 3335
TRKYEDE TUTUKLU VE HKMLLERN SOSYAL
GVENLK DURUMLARI ...................................... 3359
J.J ROUSSEAUNUN DYALEKTK YNTEME KATKILARI 3389

xiv

II. OTURUM
HUMAN RIGHTS IN MOWLANA'S MATHNAVI.............. 3407
KRESELLEME SRECNDE NSAN HAKLARI ............ 3415
ETK BR PROBLEM OLARAK HAYVAN HAKLARI

........ 3433

PARS PRENSPLER AISINDAN TRKYE NSAN HAKLARI


KURUMUNUN DEERLENDRLMES....................... 3465
III. OTURUM
ANAYASA YAPIMININ MALYET ZERNE NOTLAR: KKL
BR REFORMUN YAPILMASI, YEN BR ANAYASADAN EVL
MIDIR? ........................................................... 3493
OUNLUKULUK-OULCULUK
KLEMNDE
DEMOKRATK YNETMN FELSEF BALAMI ............ 3523
ADL OLMAYAN BR SEMDEN DEMOKRAS BEKLENEBLR
M?................................................................ 3535
ETM ALIANLARININ DEMOKRATK TUTUMLARININ
ETL DEKENLER BAKIMINDAN NCELENMES .... 3555
TRKYEDE DEMOKRAS PERSPEKTFNDE
ZGSEL
MZAH ........................................................... 3571
OTURUM TEMASI
KRESEL KRZ VE ZM ARAYILARI
OTURUM
KRESEL
REKABET
ORTAMINDA
TKETCLERN
TRKYEDEK BANKALARA BAKII: GVEN ALGISI
ZERNE BR ARATIRMA .................................... 3603
EKONOMDE GVEN FAKTR: REEL KESM GVEN
ENDEKS VE RETM AISINDAN BR ANALZ ............ 3623
TRKYEDE ULUS - DEVLETN NASI SRECNDE
MLLYETLN YKSEL VE TRK OCAKLARI ...... 3647
KURUMSAL
NCELEMES

SRDRLEBLRLK

VE

LTERATR

.................................................... 3685

STRATEJK YNETM GRMC DAVRANILARI ETKLER


M? KLTRN DZENLEYC ROL ....................... 3713

xv

OTURUM TEMASI
KRESEL REKABET VE LETME DAVRANILARI
I. OTURUM
BLG TOPLUMUNA EVRLME SRECNDE, MUHASEBENN
POZTF
GRNM:
DRENLER,
ZAYIFLIKLAR
(GELECEN GELENEKLE DANSI) ........................... 3723
SRDRLEBLR REKABET STNLK SALAMADA
PAZARLAMA YETENEKLER VE LETME PERFORMANSI:
ANKARA L MALAT LETMELERNDE BR UYGULAMA
.................................................................... 3755
KRESEL A TWITTER KULLANIMINA LKN RGTSEL
LETM BOYUTUNDA BR ANALZ......................... 3775
II. OTURUM
KURUMSAL TBARIN RGTSEL ZDELEME VE TEN
AYRILMA NYETNE ETKS .................................. 3799
STRATEJK
MALYET
YNETM
VE
GNCEL
YAKLAIMLARINDAN KAYNAK TKETM MUHASEBES 3831
YKSEK KELER METAFORU LE YNETCLERN
DEDKODULARA
VERDKLER
TEPKLERN
DEERLENDRLMES ......................................... 3853
III. OTURUM
MESLEK MOTVASYON VE TATMN ARASINDAK
LKLER: AKADEMK PERSONEL ZERNE BR ARATIRMA
.................................................................... 3869
GRMCLK
ELMNDE
SOSYO-DEMOGRAFK
ZELLKLERN ETKSNN NVERSTE RENCLER
KAPSAMINDA DEERLENDRLMES ....................... 3885
NVERSTE RENCLERNN GSM OPERATRLERNDEN
MEMNUNYET DZEYLERNN ARATIRILMASI .......... 3917
THE EFFECT OF ETHICAL CLIMATE AND PROFESSIONAL
SELF-ESTEEM ON ETHICAL BEHAVIORS: MEDIATING ROLE
OF LOCUS OF CONTROL ....................................... 3935

xvi

IV. OTURUM
TKETCLERN
ETNOSENTRK
ELMLERNN
DEMOGRAFK FARKLILIKLARI BALAMINDA NCELENMES:
KUADASI'NDA BR UYGULAMA ............................ 3971
YEREL HALKIN SURYE SAVAININ HATAY TURZMNE
OLAN ETKLERN ALGILAMA VE TUTUMLARINA YNELK
BR ARATIRMA ................................................ 4001
HAZIR GYM MAAZALARINDA LETMN MTERNN
SATIN ALMA DAVRANIINA ETKLER ..................... 4039
OTURUM TEMASI
ULUSLARAARASI G
I. OTURUM
TRKYEDE SIINMACILIK VE UYDU KENT DENEYM 4081
ULUSLARARASI G KAVAINDA BEYAZ KLELK:
KADIN TCARETNN DEEN GRNMLER ........... 4115
TRKYEDEK SURYELLERN ETM SORUNU VE
SURYEL
SIINMACILARIN
ETMNE
YNELK
TRKYENN ZLED POLTKALAR ...................... 4139
II OTURUM
HATAYDA ARTAN SURYEL SIINMACI SAYISI LE ORTAYA
IKAN SORUNLAR, TEHLKE VE TEHDTLER .............. 4177
TURZM EKONOMSNN KIRSAL HAYATA ETKLERNN
SOSYOLOJK BOYUTU (GEDKL KY RNE) ......... 4225
SOSYAL GVENLN NASINDA SOSYAL DEVLETN ROL
VE NEM ....................................................... 4249
GN ETME YANSIMALARI: YETKN RENENLER
N KLTRLERARASI YAAMYKCL YAKLAIMI
.................................................................... 4267
OTURUM TEMASI
KMLK VE ULUS DEVLET TARTIMALARI

xvii

I. OTURUM
TOPLUMLARDA KMLK ARAYII VE ULUS-DEVLETLERDE
BTNLEME SORUNU ....................................... 4291
ANADLNDE
ETM
HAKKI
VE
ULUS
DEVLET
SSTEMLERNDE UYGULANABLRL .................... 4321
FERGANA VADSNDEK ATIMANIN ETNSTE, SU VE
TERR BOYUTU VE BUNUNLA LGL ZM ARAYILARI
.................................................................... 4351
TEMPORAL ASPECTS OF CULTURAL IDENTTY ........... 4391
II. OTURUM
100.YILINA GRERKEN TRKYENN ERMEN MESELES VE
ZM NERLER ............................................ 4409
DIARIDA BR TRKYEL DASPORA KML OLUTURMAK
MMKN M? .................................................. 4421
NURETTN TOPU VE ANADOLU MLLYETLNE
YENDEN BAKI ................................................ 4443
III. OTURUM
DOU
TRKSTAN
SORUNU
TARH,
KMLK
VE
ULUSLARARASI BOYUTLARI................................. 4461
TRK VE KIRIM EFSANELERNDE OK KLTRL DNCE
YAPISININ YER ................................................ 4485
SYASAL LETM SRECNDE ULUS DEVLET VE
MLLYETLKLE LGL SYLEMLER ..................... 4497
TRACING TURKISH-PERSIAN CULTURE FROM THE ANCENTS
.................................................................... 4527
GYMN MODERNLEMEDE GELENEKSZLEMES

...... 4535

KAPANI OTURUMU
ULUSLARARASI FOTOGRAFILAR BULUMASI

xviii

.......... 4563

AILI KONUMASI
SDU Rektr, Prof. Dr. Hasan BCOLU
Isparta Belediye Bakan, Yusuf Ziya GNAYDIN
Milletvekili, Recep ZEL
Milletvekili, Sreyya Sadi BLG
Isparta Valisi, Vahdettin ZKAN
Milletvekili, Mehmet Ali AHN
BCOLU: Sayn meclis bakanm, sayn bakanlarm, sayn
valim, sayn milletvekillerim, saygn TMSAD genel
bakanm, sayn emniyet mdrm, sivil toplum rgtlerimizin
deerli katlmclar, kymetli basn, siz deerli konuklarmz
niversitemizde ve Ispartada arlamaktan dolay byk onur
duyuyoruz. Katlmlarnzla bize g kattnz, eref verdiniz,
hepiniz ho geldiniz. Dnyann iinde bulunduu bugnk bu
byk karmaa ortamnda ve her tarafta meydana gelen
onaylanmayan insanlar mutsuz eden birtakm hususlara ilikin
birlemi milletler raporundan baz verilerle konumamama
balamak istiyorum. Birlemi milletler raporuna gre, dnya
nfusunun yars 3 milyar insan gnlk 2,5 dolarla geiniyor.
Gelimekte olan lkelerde 1,1 milyar insann yeterli ime suyu
yoktur. 2.6 milyar insan temel salk hizmetlerinden mahrumdur.
Dnyada ortalama kii ba su tketimi yaklak 20 litre iken bu
oran birleik krallkta 50, ABDde ise 600 litredir. Dnyada 2
milyar 200 milyon ocuk vardr, her iki ocuktan birinin ne
iecek suyu ne salk hizmeti ne de ban sokaca bir evi vardr.
1 milyar 600 milyon insan yani dnya nfusunun elektriksiz
olarak yaamlarn srdrmekteler. Dnya nfusu yaklak 7
milyardr. Dnyann GSMHsi yaklak 72,5 trilyon dolardr.
Dnyann en borlu 41 lkesinin GSMHsi dnyann en zengin
7 kiisinin gelirinden daha azdr. Dnyann en zengin
devletlerinin 1 milyar insann GSMHsi yaklak 40 trilyon
dolardr. Dnya gelirinin %51i dnyann en zengin 100
irketinin elindedir. Bat toplumlar yllk ortalama alkoll
ieceklere 105 milyar dolar harcamaktadr. Uyuturucuya 400
milyar dolar, silahlanmaya ise 780 milyar dolar harcamaktadr.
Dnyada u anki bu veriler nda baktmzda her alanda bir

problemin olduu aktr. Bu problemlerin temellerine


indiimizde yani bakas a olsun ben tok olaym, bakasnn
skntsndan bana ne, ben kendi evimin ierisinde bir mutluluk
kalesi oluturaym anlaynn sonucu olmutur. Bir paradigma
sorunu vardr. En nemli paradigma sorunu modernizmin
Fransua Leytaturtun ifadesiyle herkesi tek tipletirmesi tek tipin
dnda yani ksaca herkesi ayn dnceden, ayn renkten, ayn
dilden, ayn giyimden, ayn hayat tarzndan insan oluturmaya
ynelik olarak ve bunun dndaki her eyi teki olarak
alglamann da tesinde onlar da bir an nce beriki haline
getirmeye alan anlayn ad modernizmdir. Ve modernizmin
u ana kadar bu yaklamyla insanlarn 7 milyar insann iinde
bulunduu durumu grdmzde ve ftraten yaratl asndan
da aslnda insanlarn tek tipletirilemeyecei ortadayken ama
insanolu her nedense aklndan zoru varmasna bunu
zorlamaktadr. Gelin grn ki sadece bu zorlama kendi ierisinde
suni bir mutluluk varm gibi grnrken birok lkedeki
imknlarn gzyalar belirli lkelerin arabalarna petrol olarak,
enerji olarak aktarlmaktadr. Bu anlayn neticesinde yle bir
durum ortaya kmaktadr ki yani farkllklar hie sayan sadece
bak as olarak kendi suni mutluluk kk evini oluturmaya
alan anlay yle bir hale gelmekte ki, bugn grdmz gibi
Suriyesinde Irakta Afganistan da arakanda msrda ve dnyann
baka birok yerlerinde maalesef kan ve gzya eksik
olmamaktadr. Ve ilerleyen zaman iersinde eer gl olan kii
hak benimdir derse yle bir durumun ortaya kmas kanlmaz
grnyor ki o da yarn bir gn baka lkeler baka milletler
baka devletler bu imknlar ellerine geirdiklerinde ayn anlay
devam ederse bunlar da bakasna uygulayacak demektir. Ksaca
bir paradigma, bir perspektif, bir anlay, bir zihniyet
problemiyle kar karyayz. lerleyen zamanlar ierisinde
gelecek nesillerin en aznda yeryz miraslar olarak
grdmz genliimizin ve dnya barn gerekten
salayabilecek bir anlayn ortaya kmasn istiyorsak mutlaka
bu paradigmann sorgulanmas gerekiyor. Tek tipletirici
anlayn sorgulanmas yani post modern bir bak as diyoruz.
Ancak post modern bak as yani farkllklarla beraber
farklkllarn da doru olabileceini artlara gre alglayan bak
as aslnda bu topraklarda 5 bin senedir devam eden bir
anlayt. Ve bu topraklarda Anadolu dediimizde yani
Romanllarn gnein doduu yer olarak isimlendirdii bu

topraklar farkl medeniyetlere farkl dncelere ev sahiplii


yapm ve farkllklar bir arada mutluluk ierisinde ynetmi bir
kltrn uzants olarak eklektik bir kltrn uzants olarak ve
bu topraklar ayn zamanda zellikle son bin yl ierisinde kendi
dncesini hayata geiren bir milletin estetik anlaylaryla da
byk bir huzura kavumuken yani Osmanl ve Selukludan
bahsediyorum. Bunun uygulamalarnn mutlaka yeniden ada
versiyonlarnn oluturulup dnyaya sunulmas gerekiyor. Ksaca
dnyann gelecei hakknda bir sz sylenmesi gerekiyorsa bu
ii baarm olan Anadolu insanndan Anadolu medeniyetinden
sylenebilir diyoruz. Ve bu topraklar zerinde yaayan insanlarn
nesillerinin bu boyun borcudur diyorum. nk aksi takdirde u
ana kadar ortaya konulmu olan trevi yaklamlarla
medeniyetlerle son 250 senelik yaklamlarla insanln
kurtuluu iin herhangi bir umut grlmyor. Bu
mnasebetle bu kurtuluun ortaya konulabilmesi asndan
niversite olarak SD olarak biz bu sorumluluu zerimize
aldk, dedik ki dnyann gelecei iin nl kazak air Abayn
dedii gibi bir sz sylenecekse, bir tula konulacaksa o da biz
olmaya adayz dedi ve Isparta tm niversite et ve kemik misali
siyasileriyle milletvekilleriyle valisiyle birleerek her alandaki
vatandayla birleerek evet Anadolunun bu anlamdaki hak gr
sesini dnyaya yeniden aydnlatacak tacak sesini huzur sesini
biz syleyebiliriz diye bir araya geldik. Burada bu dnceden
hareketle Uluslararas Davraz Kongresini organize ettik.
Uluslararas Davraz Kongresinin bu ikincisi birincisinde yine
kltrel karlamalar konusu incelenmiti. Bu kez kresel
sorunlar konusu irdelenecek. unu ak ne net iddia ediyoruz ki
gerekten gelecekteki huzur ve bar adna burada konuulacak
konular ok nemli. O zaman 1. Davraz kongresinde
uygulayclardan, akademisyenlerden, siyasilerden, hkmetten
ve dnyann farkl lkelerindeki bireylerden insanlar buraya
terif etmilerdi ve sayn meclis bakanmz o zaman yine bizim
manevi himayemizi stlenmilerdi. imdi yine terif ettiler. ok
nemli bir Allahn kaderin tecellisi sayn meclis bakanmz
Mehmet Ali ahin Bey o zaman terif ettiklerinde yine kalknma
bakanmz Cevdet Ylmaz Bey de terif etmilerdi. Yine kaderin
tecellisidir bu anlamda diyoruz ki bunda bir sreklilik var bu ite
bir hayr var diyoruz. nk bakyoruz ayn evk, ayn heyecan
ve genileyerek devam ediyor. Bu sene inallah yine Faruk Bal
Beye MHP genel bakan yardmcs ayn zamanda Mehmet

Beyefendi aramzdalar, sayn vekillerimiz aramzdalar. Kadroya


yeni dhil olan ve bu iin hamiliini stlenen sayn valimiz
aramzdalar. Ev sahibi olarak TMSAD genel bakan
aramzdalar. Bu mnasebetle unu ifade etmek istiyoruz. Ve
dnyann Suriyeden, Iraktan, Rusyadan, Amerikadan,
ngiltereden, rlandasndan her taraftan dnyann gelecei iin
sz sylemek isteyenler birlik olalm diyenler farkl kltrlerle
beraber yaayalm. Paylaamayacak bir ey yok. mr 80 yl
sryor. Genel maksimum olarak bu dnyay huzur iklimine
dntrelim diyenler buradalar. Bu mnasebetle biz mitliyiz.
Bu mnasebetle biz SD de akademisyenlerimizin giriimci,
yeniliki fikirlerine de gveniyoruz. nallah burada dnyada bu
konuyla ilgili gelecee k tutacak fikirler harmanlanacak.
Konusunda yetkin olan deerli insanlar fikirlerini serd edecekler.
Ve biz bunlar birer kitapk halinde uygulayclara
gndereceiz. Ve bundan sonra da daha da sk yapacaz bu
kongreyi inallah. Bu arada kongreye destek veren sayn
vekillerimizin desteini ayrca unutmamak lazm. Ayrca eski
vekilimiz var burada gerekten haydar kemal kurt beyin youn
destei de oldu onu da unutmayalm. Ksaca herkesin desteini
unutmayalm. Anmsayamadmz bu kongrenin dnya bar
adna lkemiz adna insanlarmzn mutluluu adna hayat
konforu adna katklar salamasn diliyorum. Katlmlarnzdan
dolay hepinize ayr ayr kranlarmz arz ediyorum. Sevgiler
sayglar sunuyorum.
GNAYDIN: ok deerli valim, ok kymetli bakanlarm,
deerli milletvekilleri, deerli rektrm ve niversitemizin
deerli hocalar ve misafir olarak konumak zere bu davraz
kongresine katlmak zere gelen deerli bilim adamlar ve ok
kymetli renciler, hepinizi bu gzel davraz kongresine ho
geldiniz diyorum, tekrar sayglarm sunuyorum. Bu 2.
Uluslararas Davraz Kongresinin gnlden iten ne zaman bunun
arkas gelecek diye bekliyorum. 99da 1. Kongremizi yapmtk.
Ve bir iin gzel balangc olduunu grmtk. Ama bunun
arkas ne zaman gelecek diye uzun zamandr dncem
ierisinde kalmt. Nihayet bugn o olay gerekleti. 2.
Uluslararas hem br balangc ulusald demi hocam, imdi de
uluslararas zannettim ki 99dan bu yla kadar bebek bymyor
zannetmitim ama birden byd ve uluslararas oldu. Onun iin
bu olaydan ve Ispartamzda ve niversitemizde bu olayn bu
ekilde gereklemesi bana mutluluk vermektedir. imdi de bu

davraz uluslararas kongremizin gelecek olarak bir k daha


ortaya kardnn daha sonra da konumaclarmzn
mzakerelerin balad anda da yaplan btn konumalarn bir
eser cilt haline geldii zaman o ciltte de grnecek bir k daha
ortaya kacana inanyorum. O da tm dnyann ekonomik
gcne bar gcne katkda bulunan gelecek iin de sratle
ilerleyecek grlerin buradan kacana umuyorum ve
inanyorum. imdi bu konuyla ilgili Isparta belediye bakan
olarak ehrimizin byle bir kongrelerin yapld zaman o ehir
kusursuz olmas gerekliydi. Ve ehrimizi en yaanabilir ehir
haline getirmek dncesi ve ayan zamannda ehrimizde
yaanabilirlikten te her bakmdan gelimi bir olaya sahip
olmas gerekliydi. Ama imdi ilk balangta belediye bakan
olduum zaman altyapyla ilgili almalar yapmaya
balamtm. Ve herkes bana ne yapyorsun sen alt yapyla
uraan kaba tabirle yerin altna paralar gmen insan belediye
bakanl ikinci devre yapamaz dediler evet bir ara teltekleme
oldu ama imdi 3. Devre yapyoruz. u anda 3. Devre yapyoruz
ve alt yapya sahip bugn 780 km alt yaps olan ve yamur suyu
projesinin de %90 bitmi bir ehir olarak Isparta ehri ak
arayla bu konuyla en nde gelen 200bin nfusla orantya gre
ehir Isparta ehridir. Evet, biz bu kongrelerle paralel yrmek
isteriz. lk belediye bakan olduum gn normal bir yamur
yad zaman 580 tane evimizin bodrumlarn su basyordu
normal bir yamurda. imdi ise kuvvetli bir yamurda bile sfra
yakn getirdik. Hibir evimizin bodrumlarn tabanlarn su
basmyor. Ve bu altyapyla beraber ehrimizde bir zamanlar
Trkiyede Isparta ehri en hava kirlilii olan bir ehirdi. Ama
imdi o yaplan byk almalar ve abalar sonucunda en temiz
vilayetler hava temizlii olan yer yer baz basn bahseder ite
kirlidir eklinde filan ama yle deildir. Enversiyonda bile
temizlik olarak ortaya kan bir duruma girdik ve en temiz ite
aldmz oksijen aldmz hava aldmz ehir de imdi n
sralarda Isparta ehridir. Bunu ben ok nemseyerek
konuuyorum. Bundan sonra da hava kirlilii olan ehirdir diye
doalgaz da buna destekliyor artk basnn ve eitli grlerinin
bunu sylemesini istemiyoruz artk bitmitir. Bundan sonra daha
da temiz olma yolunda hala da daha adm atacaktr. Onu da byle
bir gzel kongrede bunu belirtmek istiyorum. ehrimizi
hazrlyoruz demitik byle kongrelere. Eve bir gk kubbe diye
bir ese yaplyor. uanda bitme dorultusuna yaklat 15 bin

kiiyi ieriye alabiliyor. imdiden niversitemize teklifte


bulunuyorum. Bu konuyla ilgili deerli retim yelerimize
teklifte bulunuyorum. nmzdeki 3. Kongreyi kongreye size o
gk kubbeyi kullanmanz istiyorum. Deerlendirmenizi
istiyorum. nk uluslararas bir kongre bir anda byyecektir.
Bu 1.si oluyor uluslararasnn 2. Davraz kongresi ama bu 1.
oluyor uluslararas olarak yani 2. Yani 3. Kongre byle bir
solonun byle bir gk kubbenin 9bin
bir kapal alann ihtiya
greceinin dnyoruz. Onun iin bu teklifi yapyorum. Bir de
ehrimizin tamamna yakn bugn 180 km dayankl asfalt
yaplmtr. Ve trafik kurallarn uygun bir ekilde almaya
balamtr. Bu alt yap yapsnda srekli bir ilerleme yaplmtr.
imdi de bir yapmak istediimiz bir proje olmas mmkn deil
dediimiz herkesin mmkn deil bunu yapamazsnz hakikaten
benim de acaba yapabilir miyim diye elbette yapamaz mym
diye dndm zorlandm bir projeyi de imdi balam
bulunmaktayz. te o zaman yaanabilir ehir ehirlerarasnda
sratle daha n sralarda yer alabilecek bir projeye baladk.
ehrin ana merkezinde geni bir erevede yer stnde hibir
park edilmi ara olmayacak. Hepsi otoparklarna yerleecek. Ve
uygun fiyata yerletirilecek. Ve o ehirdeki boalan yerlerimizi
park ehrin her taraf arabalaryla bir erit olarak tkatk dolu
vaziyette evet onlar o aralar kaldrdmz zaman o boalan
yerlerimizin de yaya ve bisiklet yollar yaplacak tm ehrin her
tarafnda bu olacak. Yalnz bu trafik sorununu zersek ondan
sonra da bu olabiliyor ehircilik bilimi asndan. imdi bu
projemizde de yle ki bir akclk trafik projesi iziyoruz. izdik
hazr bunlar seimden nce de hazrlamtk zaten. Tam
aklamal bir alma olarak belirtmediysek de de burada biraz
anlatyorum o aklamay ve baladk bu projeye henz daha
seimde bir buuk ay gemezken u anda 3 tane yer alt
otoparklar ve yer st otoparklar projelerini izdik. Ve ihaleye
kyoruz. Yalnz ehir merkezinde bir akclk planyla
niversitemizden de yararlanyoruz. Sayn Mehmet Altan
hocamz da fikirleriyle ibirlii ierisinde, ona da buradan
sizlerin nnde teekkr etmek istiyorum. Akclk planyla
beraber bu plan zerine bir dantel gibi kolye gibi dizilerek
ekleniyor. O diziler neler otoparklar. En az 12 tane otopark
ortalama 400 ara alan otoparklar yaplyor ve aradnz her
noktada ar merkezinde otopark iareti sizi o 10-12 tane
otoparktan bir tanesine yerletiriyor. Ve fazlalklar ve gelecei

de hesaba alarak yapyoruz ve bu merkezi trafik zm


sonsuzlua dek kalmasn ehrin bymesinin maksimum
gelecekteki bymenin maksimim ele alaraktan bu almaya
baladk. imdi bir den 3 tane byk otopark ihalesine birden
balyoruz. Ve ilk 3 senede de bu bahsettiimiz olayn zlm
olarak netice kazanmasn istiyoruz. te o zaman ehre btn
arala girenler istedii gibi rahat bir eklide arabalarn park
edecekler. ehirde hibir park edilmi ara geirilmeyecek.
Yayalar ok rahat ve ayn zamanda Trkiyede de bu bir hayal
gibi geliyor. nallah bunu ilk 3 senede bitirmeye azmettik.
Bugn Trkiyemizin en byk sorunu 81 vilayetimizin en
byk sorunu nedir diye sorarsanz trafik ve otopark sorunudur
diye cevap verebiliriz. nallah bu rnei baarabilirsek nasl
baarldysa tm Trkiye de bunun yaylmasn istiyoruz.
Baarlmasn istiyoruz. Ve temiz vilayetler arasnda da bak
olmaz diyorduk 81 vilayet ierisinde biz 1.yiz. Ve bu konuda da
dller geldi bize. Altyapda Trkiyede altyapda 1.yiz. Bu
olmaz deniliyordu 780 km yapamazsnz son 2 ylda 180 km ana
yol altyapsyla beraber yapamazsnz deniliyordu ama uanda
geen dnem ol bitti. Demek ki azmedince olacana ben
inanyorum. nallah bir daha kongremizde ehrin merkezine
btn aralarnzla girebilirsiniz park edebilirsiniz dileiyle. Ben
bu kongreyi dzenleyen deerli rektrme ve arkadalarna ok
nemsediim bir kongre bu. Biz biraz nce konumalarmzda
biz bu kongrelere hazrlanarak geliyoruz biz de ehir olarak
hazrlanyoruz. Hatta baz konularda iyiyiz yani o adan bu
kongremizi hazrlayan deerli hocalarmza ve sevgili
rektrmze oka teekkr ediyorum. Ve gelecek dnemlerde
de ok olaan st baarlar diliyorum niversitemize. Ve sz
uzatmadan hepinize sayg ve sevgilerimi sunuyorum teekkr
ederim.
ZEL: ok deerli bakanm, sayn valim, deerli protokol
yeleri hepinizi sevgiyle saygyla selamlyorum. Kongremize
yurtiinden yurt dndan tm katlmclara Ispartamza gl
memleketine ho geldiniz diyoruz. Tabi bunun 2.si rektr
hocamn nclnde dekanken yapmt. Bir spartamza
Trkiye gndemine dnya gndemine tayabilmenin ve
niversitemize gerekten bir marka niversite yapabilmenin bir
n ayaklarndan birini gerekletiriyor bylece inallah amacna
ular. Hedefine ular. Gzel neticeler alrz. Ispartamza,

niversitemize, Trkiyemize gzel bir katkda bulunuruz


diyorum sayglar, sevgiler sunuyorum.
BLG: Sayn meclis bakanm, sayn bakan, sayn valim,
milletvekillerim, sivil toplum rgtlerimizin de deerli yeleri,
kymetli misafirlerimiz, deerli bilim adamlar, sevgili
rencilerim, saygyla selamlyorum. Bu kongrede emei geen
bata sayn rektr hoca olmak zere onun ahsnda btn
arkadalarmza ok teekkr ediyoruz. Bu olduka nemli bir
kongre bunu hakikaten anlamamz ve zmsememiz gerekiyor.
Ispartann Sleyman Demirel niversitesinin zellikle dnya
meselelerinde ne kadar takipi olduu dnyada ne derecede
entegre olduunun nemli bir gstergesidir bu kongre. 2009
ylnda yaplm 1 kongre gerekten son derece baarl gemiti.
Bugn de bu kongremize yurt ii ve yurtdndan 350ye yakn
bilim insanmz geldi. Burada sd niversitemizin kendi
akademisyenleri burada tebliler sunacaklar, bildirilerini
yaynlayacaklar. Gerekten dnyada kresel lekte
baktmzda pek ok sorun var. Temelde demokrasiyle balayan
insan haklaryla ncelikli olarak balayan ama ondan sonra
baktmzda ite evre faktrnden enerji ye pek ok konuda
hakikaten dnyay ok nemli sknt ve sorunlar bekliyor. Bu
sorunlara bir bak as da byle Ispartadan Sleyman Demirel
niversitesinden geliyor olmas ve bununla ilgili sorunlara
zm nerilerinin buradan dnyaya sunuluyor tebli ediliyor
olmas bizim iin gurur vesilesidir. Sayn bakanm, 2. Kez bizi
onurlandrdnz. Isparta ve ahsm adna sizlere kranlarmz
sunuyorum. Tekrar btn misafirlerimize ho geldin diyor ve
kongremizin hayrl olmasn diliyor sayglarm sunuyorum.
ZKAN: Saygdeer meclis bakanm, saygdeer bakanlarm,
sayn milletvekillerimiz, belediye bakanmz, rektrmz,
mesai
arkadalarmz,
sayg
deer
hocalarmz,
akademisyenlerimiz, renciler, sevgili Ispartallar ben de
hepinizi sevgiyle saygyla selamlyorum. Gerekten byle bir
kongreye ev sahiplii yapmann mutluluunu hep beraber
yayoruz. Ispartallar olarak, Ispartamzn gzellikleri
zellikleri zenginlikleri tarihleri tarihten gelen kltrden gelen
kltrel deerlerini muhafaza etmek, tarif etmek, tespit etmek,
dnyayla bu potansiyeli paylamak hepimizin vazifesi.
niversitemizin bu misyonun altn doldurma abalar ok
nemli, anlaml. Kendi potansiyelimizi dnyayla paylamak,

dnyadaki bilimsel gelimeleri teknolojik gelimeleri alp bu


araya iktibas etmek ve burada odaklandrma ynndeki
niversitemizin misyonunun altn dolduran bylesine bir
faaliyet yani Davraz kongresi hepimiz asndan bolluk, bereket
getirmesi en byk dileimiz. Bunu daha nce yaplan Davraz
kongresinde gerekleen meyvelerini grdk. Bunun daha
gelierek daha yelpazeyi genileterek daha iyiletirilmesi
gerekirken daha isabetli alanlar tespit ederek btn niversite
camiasnn dier btn niversitelerin akademisyenleriyle
birlikte beraber tespit edip bugn burada masaya yatrlm
olmas nemli anlaml. Ben bu vesileyle bata sayn meclis
bakanmz, bakanlarmz, milletvekillerimiz, dardan gelen
akademisyenlerimize ho geldiniz diyorum. Kongremizin
dnyada iyiletirilmesi gereken alanlar insanlar, insanlk iin
toplum iin, demokrasi iin iyiletirmeye ak alanlarn
iyiletirilmesine vesile olmasn dileyerek hepinizi saygyla
selamlyor ve baarl olup gemesini diliyorum.
AHN: Ispartamzn sayg deer valisi, deerli genel bakan
yardmcs arkadam, milletvekili arkadalarm, sayn
rektrmz sayg deer hocalarmz, hanmefendiler,
beyefendiler, deerli basn mensuplar, hepinizi en iten
duygularla sevgiyle saygyla muhabbetle selamlyorum.
Kongremizin 3 gn srecek olan kongre boyunca yaplacak
almalarn hayrl olmasn hem Ispartamz iin hem lkemiz
iin hem insanlk iin hayrl sonular dourmasn temenni
ediyorum. Biraz nce de ifade edildi bundan be yl kadar nce
Davraz kongresinin ilki gerekletirildi. O srada TBMM
bakanl grevini yrtyordum. Ve o kongrenin alnda da
bulunmak bana nasip olmutu. imdi aradan aa yukar be yl
kadar bir zaman geti. Yine 2.sinde sizlerle birlikteyim. Bunun
mutluluunu ve onurunu yayorum. 2.sine de beni davet etmek
nezaketinin gsteren rektrmz hasan hocama ve tab ki deerli
yardmclarna bir kez daha kranlarm sunuyorum. Bu kongre
boyunca 3 gn srecek iki nemli oturum programa dayal olarak
sylyorum, 12de panel gerekleecek. Bu oturumlar ve panel
dolaysyla sadece lkemizi ilgilendiren konular deil sadece
insanmz ilgilendiren konular deil hatta tm dnyay
ilgilendiren tm insanl ilgilendiren ok nemli konu balklar
burada tartlacak. Ve deerli konumaclar, konularyla ilgili
ok nemli tebliler sunacaklar, bunlarn uygulayclar
tarafndan da dikkate alnmasn ve deerlendirilmesini temenni

ediyorum. Ancak u tespitimi paylarsam herhalde alnmazsnz.


1.sinin zerinde 5 yl kadar zaman geti. Keke bunu her yl
yaplan kongre haline getirebilmi olsaydk. Diliyorum ki bundan
sonra bu kongreleri her yl olmas idealdir. Tabii bu sizin
takdirinizdir ama ses getiren geleneksel hale ulaan bir kongre
haline gelmesinin ben Isparta SD ye ok yakacan
dyorum. Ve bir nerim bir inisiyatifim daha var. Bu kongreye
davraz kongresi diyoruz tabi Davraz buras deil, Isparta snrlar
ierisinde daha ok kayak sporuyla gndeme gelmi olan bir
yerleim yeri ben ilk kongre vesilesiyle oraya gitme imkn
bulmutum ismine uygun olarak tabii ki fiziki artlar uygun
olmayabilir ama bir ekilde bu fiziki artlarn da tamamlanmas
suretiyle bu kongrenin orada davrazda yaplmas ok daha
anlaml olacaktr. imdi hasan hocam konumasnda davostan
bahsetti. te ondan esinlenerek Davraz felan dedi e tabi Davos
seviyesine gelmek o kadar ses getirici bir noktaya gelmek gzel
bir idealdir. Ancak oraya gelebilmek iin baz nemli iler
olduunu dnyorum. O da orada bu kongrenin yaplacak hale
gelmesi uluslararas mahiyette yapyorsunuz, daha zengin bir
katlmla muhtevayla gereklemesinin inanyorum ki Trkiye de
yakn bir zamanda ok ses getirecek ilgi grecek bir kongre
olacan dnyorum. imdi de nemlidir yurt iinden yurt
dndan deerli katlmclar var zellikle ite Arap bahar ve
Ortadou sorununun geleceinin zellikle zelde Msrn
geleceinin burada konuulacak olmasnn ve hatta Msr la ilgili
yaplacak bu aradaki panelin affederisiniz Msr dedim yanl
syledim, Suriyede mi onu dzeltiyorum Suriyenin geleceinin
burada grlecek olmas ve Suriyeden gelecek
misafirlerimizle birlikte bunun tartlacak olmasn da ok
anlaml buluyorum. O bakmdan byk bir dikkatle takip
edilmesi gereken bir kongre olduu dncesindeyim. Szlerimi
fazla uzatmayacam. u anda lkemizin, hzla gelien ve
gelitiini de hissettiren bir niversitesindeyiz. Isparta Sleyman
Demirel niversitesindeyiz. 65 bin civarnda eitim ve retim
veriyor. yle bir soru sorulabilir: niversiteler niin vardr?
Tabi ki niversitelerin asli grevi lkenin veya o ehrin ihtiya
duyduu nitelikli insan yetitirmektir. Buna ihtiya var m tabi
ki var. zellikle amzda var. Bilgi andayz. Hatta artk
toplumlara da bilgi toplumu deniyor. Sanayi toplumundan bilgi
toplumuna getik. Dolaysyla niversiteler, bu bilgi anda o
lkenin hatta o ehrin nn aacak nemli kurumlardr. Artk

10

bugn dnyada yar bilim ve teknoloji alannda oluyor. Bilim


reten ve bunu kullanma baarsn ve becerisinin gsteren
lkeler dnyada sz sahibi oluyorlar. Ve bilimi gerek ekonomik
kalknmada gerekse sosyal kalknmada deerlendirebilin lkeler
bugn gelimi lkeler kategorisindeler. Ne kadar doal
zenginlie sahip olursanz olun bilim ve teknolojide geri
kalmsanz, ya geri kalm bir lke yaftasn yersinin yahut da
kalknma abas ierisinde olan bir lke olarak anlrsnz. O
bakmdan niversitelerimizin, gelecein daha da aydnlk olmas
iin tm eitim kurumlarmz mutlaka bilim ve teknoloji alannda
zerlerine deni en iyi ekilde yapmas gerekir. Ben Sleyman
Demirel niversitesinin bu grevini byk bir titizlikle ve
baaryla yrttn gryorum. O nedenle memnuniyetimi
ifade etmek istiyorum. Bata rektrmz olmak zere tm
hocalarmz ve Isparta Sleyman Demirel niversitenin deerli
mensuplarn yrekten tebrik ediyorum. Bilim ve teknoloji
deyince hemen akla sadece maddi kalknma gelmemeli. Sosyal
kalknmay da daha dorusu biraz daha k ifade edeyim,
ekonomik kalknma yannda maddi, maddi kalknma yannda da
manevi kalknmay da hibir zaman ihmal etmemeliyiz. Bugn
stanbulun fethinin yl dnm. Sanrm 531 yl geti tabii ki
tarihte bir a kapatp bir a aan Fatih Sultan Mehmet han ve
onlarn kahraman askerlerinin bir kez daha hayrla yd ediyoruz.
Onlarla gurur duyuyoruz. Olarn torunlar olmakla iftihar
ediyoruz. Fatihi yetitiren Aksemettin hazretlerinin ok gzel
bir szleri var: Maddesiz mana aciz, manasz madde
ldr.kalknma iki kanatl bir ku gibidir. Bir taraf maddiyatsa
dier taraf maneviyattr. Maddi kalknmayla ilgili, ne kadar aba
gsterirsek gsterelim eer dier kanat manevi kanat eksikse
orada huzur ve bar olmaz. Bunu niye sylyorum, ilahiyat
fakltesi dekanmz burada m? Hocam buradasnz beni ziyarete
geldiklerinde dediler ki biz Isparta Sleyman Demirel
niversitesi lahiyat fakltesinin uluslararas bir niversite haine
faklte haline getirmeyi amalyoruz. Dnyann deiik
corafyalarndan rencileri burada yetitirmeyi ve o rencileri
o lkelere yetitirmi birey olarak gndermeyi hedefliyoruz
dediler bundan byk bir memnuniyet duydum. Adeta ekseri
slam dnyasndaki konumuna benzer bir konum talip
olduklarn grdm. O nedenle bu cmleleri kullanyorum. Yani
bu ynyle de Isparta SD dikkat ekiyor. O bakmdan da sizleri
tebrik ediyorum. Ancak, unu da ifade etmeliyim ki

11

niversitelerimizin sorunlar yok mu? Bakn cumhuriyetin


kurulduunda bir tek niversite vard stanbul Darl-fnun
yanlmyorsam 316 retim yesi vard. 2914 tane de rencisi
vard. imdi gelmi olduumuz nokta kukusuz ki son derece
deerlidir. 8 tane vakf meslek yksek okuluyla birlikte uanda
184 tane niversitemiz var. 102 tanesi devlet niversitesi 72
tanesi vakf niversitesi, 8 tanesi yine vakf meslek yksek okulu
olmak zere 184. Bu 10 yl nce sadece 76tyd. zellikle son
yllarda yksek renim ve eitim alannda ok ciddi admlar
atld. uanda 5,5 milyon gencimiz yksek tahsildedir. 143bin
civarnda retim yemiz niversitelerde retim ve eitimde
hizmet vermektedir. Bunlar ok deerli buluyoruz.
Konumamn banda szlerimi fazla uzatmayacam dedim ama
bir iki husus da huzurunuzda ifade etmek isterim. Daha dorusu
u sorular sorma ve bu sorulara ada standartlara uygun
cevaplar bulmak durumundayz. niversitelerimiz ar-ge
almalarna ne kadar kaynak ayrabiliyor. Eve ylar itibariyle
artyor ama arzu edilen seviyede artt kanaatinde deilim.
Sreye bey ne kadar artyor? Evet, yani bu konuda ar-ge
almalarna kaynak aktarm bakmndan gemile
kyaslandnda birka misli be alt misli daha fazla kaynak
ayrldn biliyorum. Ama niversite saymz gittike artarken
bu kaynan mutlaka ona paralel ekilde artmas gerektiinin
vurgulamak iin bu cmleleri kullanyorum. niversitelerimizde
bir bilimsel yayn saymz nedir? Alnan patent saymz nedir?
Bunlar yeterli midir? Evet, gelimeler var ama ben hedefin biraz
gerisinde olduumuzu dnyorum. Ve en nemlisi niversitesanayi i birlii. nk niversitelerimiz, bir kentteki sanayinin
gelimesinde de lokomotif grevi stlenmeliler. Ve tabi Isparta
Sleyman Demirel niversitesi bu bakmdan tebrik etmek
istiyorum zellikle gller blgesi teknopark sanayinin de
lokomotifi haline gelmitir. ve Sleyman Demirel
niversitemizin sanayiyle ibirlii gerekten Trkiye de
niversiteler arasnda rnek gsterebileceimiz bir i birliidir.
Tabii niversitelerimiz ne kadar zgrdr. Benim kanaatime gre
niversitelerimiz en zgr kurumlar olmadr. nk zgrlk
varsa bilim de geliir teknoloji de geliir her ey geliir.
niversitelerimiz her trl fikrin ve dncenin zgrce
tartld kaba kuvvete tenezzl etmeden iddete bavurmadan
her trl fikrin zgrce tartlabildii meknlardr. Bu konuda
ok ciddi sorun yaand kanaatinde deilim. imdi karmda

12

Faruk bal arkadamz gryorum, Konya milletvekili


arkadam ve MHP genel bakan yardmcs kendisiyle herhalde
2 yla yakn anayasa uzlama koluna birlikte almtk. Mesela
bilim hakk sanyorum 27. Maddedir anayasamzn yle olmas
lazm evet bilim ve sanat hrriyeti. Bilim ve sanat niversite
retim yelerini ok yakndan ilgilendirir. O konuda nasl bir
alma yaptmz Faruk Bey hatrlayacaktr. Mesela ne diyor
anayasamzn 27. Maddesi: herkes bilim ve sanat serbeste
renme ve retme aklama yayma ve bu alanlarda her trl
aratrma hakkna sahiptir. Gzel. Ama bir arkadan gelen fkra
diyor ki bu yayama hakk anayasann 1. 2. ve 3. Maddeleri
hkmlerinin deitirilmesinin salamak amacyla kullanlamaz.
Bir hakk veriyor, daha sonra yle bir snrlama getiriyor ki
mesela diyelim bir tartmak iin sylemiyorum, anayasann 2.
Maddesinde insan haklarna saygldr diyor. Bir retim yesi
Isparta SD hukuk fakltesi retim yesi bir makale yazsa dese
ki, yav bu saygl yerine dayal ifadesini kullanalm anayasann
bu maddesine gre bunu yayd iin bu fikrinin anayasann 2.
Maddesinde bir deiiklii yayd iin sorumlu hale gelebilir.
Biz ne yaptk uzlama komisyonunda byle bir fkraya gerek
yoktur dedik. 4 siyasi parti olarak bu bilim ve sanat hrriyetinin
kstlayan bir cmledir. Anayasada bunun yeri yoktur diye
kaldrdk. Ne kadar zgrdr derken, yakn bir tarihte bu
almalar birlikte yaptmz iin Faruk beyle bunu sizlerle
paylama ihtiyac duydum. Dnceyi aklama ve yayma
hrriyeti 1. Fkra son derece gzeldir. Herkes dncesini ve
kanatlarn sz yaz resim veya baka yollarla tek bana veya
toplu yollarla aklama hrriyetine sahiptir. Ama 2. Fkrada tam
12 nedenle snrlama vardr 12 nedenle. Kakla veriyor kepeyle
alyor. Bunun zerine de ciddi mutabakat saladk. Bu 12 neden
sanyorum 5 nedene kadar indirdik. Ne sylemek istiyorum,
lkemizde tabii ki son yllarda zellikle demokrasi alannda
zgrlk alannda ok ciddi admlar attk. zelikle 82 anayasas
maalesef temel hak ve zgrlkleri kstlayan bir anayasadr.
Bunu da deitirmek iin 2 yla yakn bir sre altk. Sadece 60
madde zerinde mutabakat salayabildik. Keke tamamn
deitirmek nasip olsayd. Ama mutlaka bu 82 anayasas
zgrlkleri kstlayan demokrasiye daha dar kalplar arasna
hapseden bu anayasa mutlaka zaman gelince bir gn
deiecektir. Niye? nk halkamzn zgrlk anlay yazl
metinlerin nnde gidiyor. Bakn niversitelerimizde yakn bir

13

zamana kadar klk kyafetle ilgili sorun yaanyordu. Herhangi


bir deiiklik yapld m yasalarda, hayr. imdi var m byle bir
sorun. nk halkmzn bu konudaki gelmi olduu nokta
anayasay da am yaslar da amtr. Dolaysyla biz halkmzn
bilin dzeyine bata anayasamz olmak zere dier yasalar da
tamak zorundayz. Yasama organnn zerinde byle bir
sorumluluk var. Sz fazla uzatmayacam. Ben nitelikli
insanlar yetitirmeyi grev bilmi bir niversitede Trkiye ve
dnya sorunlarna da ilgi duyarak byle bir kongre dzenledii
iin niversitemize, deerli rektrmze, tm hocalarmza bir
kez daha teekkr ediyorum. Kongremizin, sempozyumun,
panelin, panellerin, oturumlarn hayrl hizmetlere vesile
olmasn diliyor hepinizi yeniden sevgiyle saygyla muhabbetle
selamlyorum efendim.

14

AILI OTURUMU I
ANAYASA VE DEMOKRAS
Prof. Dr. Yksel METN (Oturum Bakan)
Milletvekili, Atilla KART
Milletvekili, Faruk BAL
Kamu Denetisi, Mehmet Elkatm
SUNUCU: Deerli konuklar, . Uluslararas Davraz Kongresi 1.
Al oturumunun konusu anayasa ve demokrasi olacak. nce
sizlere oturumda yer alacak deerli misafirlerimizin
zgemilerini aktarmak istiyoruz. Sleyman Demirel
niversitesi retim yesi Prof. Dr. Sayn Yksel Metin 1972
ylnda Antalyada dodu. 1993 ylnda Dokuz Eyll niversitesi
Hukuk Fakltesinden mezun oldu. Halen Hukuk Fakltesi
dekan yardmcl, Adalet Meslek Yksekokulu mdrl
grevlerini srdrmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa
Komisyonu yesi Sayn Atilla Kart, 1954 ylnda Konyada
dodu. Ankara Hukuk Fakltesinden mezun oldu. 22. ve 23.
Dnemde Konya milletvekili seildi. Evli ve iki ocuk babasdr.
Milliyeti Hareket Partisi milletvekili Anayasa Komisyonu
yesi Sayn Faruk Bal, 1950 ylnda Konyada dodu. stanbul
niversitesi Hukuk Fakltesinden mezun oldu. 21. ve 23.
Dnemlerde Konya milletvekili seildi. 57. Hkmette Devlet
Bakan olarak grev stlendi. Evli ve drt ocuk babasdr. Kamu
Denetisi Sayn Mehmet Elkatm 1947 ylnda Nevehirde
dodu. Ankara niversitesi Hukuk Fakltesinden mezun oldu.
2002 ylnda Adalet ve Kalknma Partisinden milletvekili
seildi. Evli ve drt ocuk babasdr. Do. Dr. Sayn eref ba,
Osmaniyede dodu. Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler ve
Hukuk Fakltesinden mezun oldu. TBMMde yasama
blmnde grevler ald. Halen Atlm niversitesinde retim
yesi olarak grev almaktadr. Anayasa ve Demokrasi
Oturumunu balatmak zere oturum bakan Sayn Prof. Dr.
Yksel Metin ve panelistler, milletvekili Sayn Atilla Kart,
milletvekili Sayn Faruk Bal, Kamu Denetisi Sayn Mehmet
Elkatm ve Do. Dr. Sayn eref bay sahneye davet ediyoruz.

15

METN: Deerli konuklar, Anayasa ve Demokrasi Paneline ho


geldiniz. Bu panelde ok deerli konumacmz var. Bu paneli
biz planlarken, esas itibariyle Anayasa Uzlama Komisyonunda
grev alm kiileri davet etmeyi planlamtk. Anayasa Uzlama
Komisyonunda grev alm iki konumacmz aramzda. Yine
buna ilaveten Anayasa Uzlama Komisyonunda grev alm
olan Sayn eref ba da aramza katld. Yine Mehmet Elkatm
Bey de, daha nce milletvekillii yapan, u anda Kamu Denetisi
olan Elkatm da aramzda. Biz Adalet ve Kalknma Partisinden
de bir konumac armtk. Ancak mazeretleri nedeniyle
katlamadlar. Bunu da belirtmek istiyorum. u anda bize ayrlan
sre 90 dakika. Dolaysyla burada konumalarnn sonunda bir
soru-cevap fasl uygun olursa eer. Konumaclarmz uygun
gryor mu? Evet, soru-cevap faslmz da olacak. Burada
sorularnz yazl olarak bize iletirseniz ve kime ynelttiinizi de
belirtirseniz hem zamandan kazanm oluruz hem de
konumaclarmz bu sorular tasnif ederek, daha seri bir ekilde
sorularnz cevaplandracaktr. lk olarak konumaclarmza bir
yirmi dakikalk sre tanmak istiyorum, soru-cevap ksmna da
sre kalmas dncesiyle. Atilla Bey, buyurun sizden
balayalm.
KART: Sayn bakanm, Sayn katlmclar, Deerli
arkadalarm,
Sayn
rektrm,
Sleyman
Demirel
niversitesinin deerli mensuplar, Sleyman Demirel
niversitesinin deerli rencileri. Sleyman Demirel
niversitesi camiasnda bulunmaktan dolay memnuniyetimi
ncelikle ifade ediyorum. Hepinizi saygyla, sevgiyle
selamlyorum. ncelikle rektrle, camiaya, Sayn Rektre
teekkr etmek istiyorum. Bu gibi zeminleri Trkiyede
bulmakta zorlanyoruz. Bu zeminlere ihtiyacmz var.
Demokrasiyi, anayasay, insan haklarn konuacamz
zeminleri bulmakta zorlanyoruz. Bu zemini yarattnz iin,
buna frsat verdiiniz iin yrekten teekkr ediyorum. Deerli
arkadalarm, deerli katlmclar. Zaman deerlendirmek
amacyla olabildiince belli konu balklarna arlk vererek
deerlendirme yapmak istiyorum. Trkiye Cumhuriyeti
Devletinin evrensel normlara uygun anayasal kurumlar var. Bu
anayasal kurumlarn daha ok 1961 Anayasasyla ekillendiini
biliyoruz. Bu anayasal kurumlar bugne kadar drt drtlk,
mkemmel bir ekilde grevini yapt iddiasnda deilim. Ancak
kabul etmek gerekir ki, bu anayasal kurumlar eksiiyle-

16

fazlasyla, dorusuyla-yanlyla ok ciddi bir grev stlendiler.


ok nemli bir misyon stlendiler. oulcu, katlmc
demokrasinin gereini, bu konudaki kurumsallamay salamak
noktasnda nemli bir misyon stlendiler. Ancak ve maalesef,
Adalet ve Kalknma Partisi iktidarlar ile birlikte, aradan geen
on bir yln sonunda, anayasal kurumlarmzn artk ilevini
kaybettiini ya da iktidar gcyle askya alndn gryoruz.
Byle bir dnemi yayoruz. Hemen isimlendirme yapaym,
somutlatrarak, sylediklerimi soyut dzeyde brakmadan ifade
edeyim. Yargnn bir blmn aln. Burada stadmz var.
Kendisiyle gerekten hem meslekta olarak hem siyaseti olarak
mterek dnemlerde altk Sayn Elkatm ile. Sayg
duyuyorum. Ama, hayr. O ilevini kaybeden kurumlar arasnda
kamu denetilii de var. nsan Haklar Kurumu, YSK, Ekonomik
ve Sosyal Konsey. Anayasada yazyorsunuz, yldr
yazyorsunuz, drt yldr yazyorsunuz, toplanmyor.
Toplanmasna bile gerek grmyoruz. Esnaf Konfederasyonu,
meslek kurulular, adl trenler, niversiteler, sivil toplum,
sendikalar, st kurullar vb. kurumlar ve geleneklerimiz. Soru u:
Bu kurumlar ve gelenekler bir btn olarak deerlendirildiinde
grevlerini kurulu amalarna ve evrensel normlara uygun bir
ekilde yerine getiriyorlar m ya da demokratik geleneklerin
srdrldnden sz edilebilir mi? Bu sorularn her ikisinin
cevab da maalesef, hayr. Bakyorsunuz, iktidar gcyle, devlet
nfuzuyla ve yetkisini ktye kullanarak anayasal kurumlarn
grevini hakkyla yapmasna mdahale eden, inanlar ve
deerler zerinden ayrmclk yapan, sistemin iini boaltan,
sistemin elikilerinden iktidar gcyle beslenen ve bu elikileri
smren bir siyas iktidar karakteristii bu sorunlara zm
bulma mevkiinde olduu halde bir taraftan o sistemin iini
boaltyor, o kurumlarn ilemez hale gelmesine yol ayor, bir
taraftan da szde bu sorunlara ikyet eden konumuna giriyor.
Siyaset bilimi adna analiz edilmesi gereken muazzam bir proje
ile kar karyayz. Muazzam bir olayla, muazzam bir
uygulamayla kar karyayz. Bu analizi yapmak durumunda
olan niversitelerimiz, sivil toplumumuz, medyamz, meslek
kurulularmz, onlar acaba bunun analizini Trkiyede
yapabiliyor mu? Yapabilir mi? Zaman zaman yapar gibi
grndklerini gryorsunuz. Trkiyenin sosyal sorunlarnn
tartldn
gryorsunuz.
niversitelerde,
meslek
kurulularnda, televizyonlarda bakyorsunuz o sorunlar

17

konuuluyor, ama her naslsa, herkes sorumlu, herkesin orada


sorumluluu var, ama her naslsa siyas iktidarn, babakann
sorumluluu yok. Buna bir trl temas edemiyoruz. Bir trl
siyas iktidar, babakan bu anlamda analiz edemiyoruz. Byle
bir Trkiye gerei, byle bir Trkiye pratii ile kar karyayz.
lkemizde oulcu, katlmc demokrasinin temel dinamikleri
ilevini kaybetmi durumdadr. ounluku ve dayatmac
anlayn yaratt kanlmaz sosyal sonular, tahribatlar, ar
ihlaller ve ok byk maduriyetler yaanmaktadr. nsan haklar
ve demokrasi konusunu tartrken bu temel gerekleri, bu
fotoraf grmemiz gerekiyor, deerli arkadalarm. Bu kritik
sreci biraz daha somutlatrarak anlatmak istiyorum. Bu
sylediklerimi havada brakmak istemiyorum. Bunlar daha da
somutlatrarak, daha da gncelletirerek ifade etmek istiyorum.
Deerli katlmclar, deerli konuklar. oulcu ve katlmc
demokrasinin elbette temel art serbest seimdir. kincisi, elbette
iktidar, elbette muhalefet, ama biraz evvel de ifade ettiim gibi
btn bunlarn devamnda sivil toplum, meslek kurulular,
niversiteler, st kurullar, bamsz medya; bunlarn hepsi
oulcu, katlmc demokrasinin ayaklardr. Bunlar da yeri
geldii zaman konuacak. Konumak iin kimsenin iznini ve
icazetini beklemeyecek. Yeri geldii zaman konuacak.
Trkiyede byle bir tablo ne lde vcut buluyor, ayakta
kalyor. Seimlerden balayalm. 2007 seimlerinden itibaren
Trkiye aslnda seimlerin gvenliini tartmaya balad.
Geiyorum 2007yi, 12 Eyll 2010 Anayasa Referandumu ve 12
Haziran 2011 Genel Seimleri ile birlikte Trkiye artk
seimlerin gvenlii kavramn aan, seimlerin meruiyeti
boyutlarna varan temel bir sorunla kar karya. ok ar
ifadeler kullandmn, ar tespitler yaptmn farkndaym
elbette. Deerli arkadalarm. 298 sayl seimlerin temel
hkmlerine dair bir kanunumuz vardr ve bunu btn
arkadalarm gayet iyi bilirler. Orada aa yukar otuz madde
halinde seim sular, yaptrmlar saylmtr. Burada bu sular
bir btn olarak deerlendirildii zaman seim sonucunu
dorudan etkileyen, seim gvenliini etkileyen, eer ihlal
edildii takdirde o seimin sonularn olumsuz ynde sakatlayan
ve toplumsal gerginlie yol aan sulardr ve bu sularda zaman
am sresi iki yldr. Deerli arkadalar, seimin bittii tarihten
sonra iki yl iinde bu sularla ilgili ceza kovuturmalarn, adl
kovuturmalarn yaplmas gerekir. 12 Eyll 2010.Bugn

18

birbirleriyle atan siyas iktidar ve bir grup tam anlamyla


ibirlii iinde. Okyanus tesinden birileri diyor ki: llere bile
oy kullandracaksn. Dnemin adalet bakan da diyor ki:
Efendim, bu anayasa referandumu o kadar nemli ki, be-on
genel seime bedel. Mesaj gayet ak. Talimatlar veriliyor ve o
talimatlarn gerei olarak, Adalet ve Kalknma Partisine mensup
kiiler ve bir blm kamu grevlileri, bu kanunsuz emir ve
talimatlarn gereini yapyorlar, o seim sular dediimiz
sular youn biimde ileniyor. Ne oluyor ondan sonra.
Bakyoruz, bu aamadan sonra, hibir gereke sz konusu
olmamasna ramen, siyas iktidar o iki yllk zaman am
sresini, alt aya indirmek istiyor. Seim sularndaki iki yllk
zaman am sresini alt aya indirmek istiyor. Bunun anlam u,
arkadalar: 12 Eyll 2010 Anayasa Referandumundaki sularn
ve 12 Haziran 2011 Genel Seimindeki o sularn affedilmesi
demek. O kovuturmalarn ortadan kaldrlmas demek. Ne
yapyor? 6304 sayl yasann grmeleri esnasnda 9 Mays
2012 tarihinde, o srenin alt aya indirilmesi iin neri getiriyor.
Muhalefet partilerinin iddetli itirazna, enteresandr, Adalet ve
Kalknma Partisi grubu da gelip destek veriyor. Diyor ki,
haklsnz. Biz bu iki yl, alt aya indirirsek, bu, seim
sulularnn himaye edilmesi anlamna gelir, biz bunun nn
alamayz diyor. Ne gzel! Ortak akl galebe alyor. nerge
veriliyor, o neri geri ekiliyor. Adalet ve Kalknma Partisi
tarafndan verilen nergenin altnda, Adalet ve Kalknma Partisi
Grup Bakanvekili Ayenur Bahekapl, Tlay Kaynarca,
Doan Kubat, Nurdan anl ve Bolu milletvekili Ali
Ercokunun da imzalar var. Yani grup iradesi ortaya kyor.
Ama ne oluyor. Sz verildi efendim. Birilerine su iletildi,
onlara sz verildi, onlar da bastryor. Hani bizi affedecektiniz.
ki ay sonra 4 Temmuzda o kanun yine geliyor. Torba kanun
iinde bir gece yars yine geliyor ve geiyor. Bu fotorafn bir
anlam yok mu? Ne oluyor, soruyoruz ondan sonra; stanbul
milletvekilimiz soruyor, Artvin milletvekilimiz soruyor, biz
soruyoruz. Bylece affettiiniz ve dosyalarn drdnz bu
kiiler kim? Bunlarn arasnda ka kii Adalet ve Kalknma
Partisi grevlisi, ka kii kamu grevlisi, cevabn
alamyorsunuz. Byle bir tabloda seimlerin gvenilirlii,
seimlerin meruiyeti noktasnda ok ciddi soru iaretleri doar.
Bunu dorulayan onlarca rnek, onlarca somut olay sz konusu.
Ama bir tespit olarak ncelikle bunu ifade etme gerei

19

duyuyorum. nsanlara su ileten, su ilettii insanlara af sz


veren ve kabul etmek gerekir ki, trnak iinde sylyorum,
szn tutan bir siyas iktidar kimliiyle kar karyayz.
Bakyorsunuz, zel yetkili mahkemeleri kaldryoruz deniyor,
zel yetkili mahkemelerin arasna kendimiz iin bir af maddesi
koyuyoruz. Nedir o af maddesi? zelletirmeler, Seydiehirdeki
alminyum tesisleri, Telekom, Tpra, Kuadas ve eme
limanlar; bunlarn hepsi iptal edildi. 2009-2010 yllarndan
itibaren bunlarn uygulanmas gerekiyor, iktidar uygulamyor.
Orada byk yolsuzluklar var. Drt buuk milyar dolar
seviyesindeki Seydiehir Eti Alminyumu kalkyorsun 305
milyon dolara, havuz medyasnn orta olan birine veriyorsun.
Balantlar grn. rtibatlar grn. Uygulamyorsun bunlar,
takip ediyorsun bunlar, sistem yle ya da byle alyor. 20092010da iptal kararlar kyor, uygulamyorsun. Anayasa
Mahkemesine gidiyoruz, nsan Haklar Mahkemesine
gidiyoruz, meslek kurulular takip ediyor, sembolik madd
tazminat kararlar kyor. Ne yapyor, ondan sonra iktidar?
Kalkyor, yine bir torba kanun uygulamas ile bir gece yars
uygulamas ile diyor ki: Efendim o zelletirilen tanmazn,
fabrikann, iletmenin fiil imknszlk sebebiyle, o kararn
uygulanmas mmkn deilse, o zaman bunu uygulamak
mevkiinde olan Bakanlar Kurulunun kamu grevlileri sorumlu
olmaz. Anayasa Mahkemesine gidiyorsun, Anyasa Mahkemesi
4 Ekim 2013 tarihinde iptal ediyor. Diyor ki: Sen hukuk
sistemini ihmal ediyorsun. Sen yarg kararlarnn
uygulanmamasna dair nasl kanun yaparsn. Sen anayasann
138. ve 2. Maddelerini ihmal ediyorsun. Biz iktidar olara devam
ediyoruz, ylmyoruz. Ne yapyoruz? zel yetkili mahkemelerin
arasna zel af maddesini yine getiriyoruz. dar Yarglama Usul
Yasasnn 27. ve 28. maddesindeki o sorumluluk maddesini,
biliyorsunuz O yarg kararlarnn uygulanmamas halinde, o
kararlar uygulama mevkiinde olan kamu sorumlusunun kiisel
sorumluluu vardr. Tazminat sorumluluu vardr.- onu ortadan
kaldryoruz. Allah akna bunun hukukla, mill iradeyle, hakla,
adaletle uzaktan yakndan bir ilgisi olabilir mi? Burada ne
yapyorsun sen; sistemi, sistemin btn kurumlarn ilemez hale
getiriyorsun. Ne yapyorsun ondan sonra; 17 Aralkta ne
yapyorsun, kalkp soruturmaya mdahale ediyorsun. Beinci
yarg paketini gryoruz imdi, ne yapyoruz orada biliyor
musunuz? Yarglama grevi yapan etkileme -277. madde- ne der

20

orada: Soruturma ve yarglama aamasnda kolluk gcne, o


yarglama mevkiine mdahale etmek sutur. Bu suu genellikle
kim iler: Trkiye pratii, sadece bugn iin sylemiyorum, bunu
hkmet yapar. nk, etkileme gc olan odur, siyas ve
akademik anlamda adalet bakandr. Adalet bakannn
brokrasisidir. Ne yapyoruz, biliyor musunuz? Gerekten
inanlr gibi deil. Soruturma aamasndaki mdahaleyi su
olmaktan karyoruz. nanlr gibi deil. Soruturma aamasnda
mdahale ettiin zaman, o, su olmaktan kacak, sadece
yarglama aamasnda mdahale edersin. Oysa bu ikisi birbirini
tamamlar, bunu nasl ayrabilirsin. Kendini korumaya almak iin
hukuk sistemini, ceza hukuku kavramn ihlal eden, iini boaltan
bir mantaliteyi ifade ediyorum. Tabi bunlara Deniz Fenerini,
TURGEVleri ekleyebilirsiniz. Bir vakfa 100 milyon dolar ba
nasl yaplr. Bunun kayna nedir. Bunlarn aklanmas
gerekmez mi. Bunlar havada kalyor, cevabn alamyorsunuz.
Bunlarn aklanmas gerekir. Toplumun bunlar sorgulamas
gerekmez mi. Bakyorsunuz, havuz medyas oluturuluyor,
oluturulur tabi, 650 milyon dolar elbette toplanr. nk sen
ay evvel, o havuz medyasndaki sermaye gruplarndan, o
Seydiehir soygununu yapan sermaye grubunun 700 milyon
dolarlk vergi borcunu affediyorsun. Bu kirli bir iliki deil
midir, deerli arkadalarm. Mnferit olaylardan sz etmiyorum.
Sistem boyutuna ulaan, kurumsal hale gelen bir yapdan, bir
sreten sz ediyorum. Kimseye iftira atmyoruz. Kimseyi
karalamyoruz. Ama Trkiyenin bunlar konumas, bunlar
grmesi gerekiyor bu fotoraf. Onun iin geldiimiz
cumhurbakanl seim srecinde dahi hlen Vay efendim
benim hakkmda film hazrlyorlar. Sen hkmetsin. Senin
hakknda kim ne yapyorsa idar, adl srecin gereini yap.
Cumhurbakanl seim srecini oraya kilitleme. Brak artk
bunu. Bunlar artk amamz gerekiyor. Trkiyenin baka
gndemi yok mu, baka sorunu yok mu? Ama yle bir dnemi
yayoruz. Ondan sonra neler yaanyor, ondan sonra tabi
konuamayan, kurumlar ilemeyen bir sistem, ondan sonra ite
Somalar yaanyor. Ne oluyor? O yaplanma iinde dorudan
sermaye sahibi ile hkmet arasndaki kar ilikileri,
denetimsizlik vakas, denetim mekanizmas iemiyor, ileyemez.
nk sen devlet ynetiminde kamu grevlisini brakmamsn.
Devlet memurunu brakmamsn. Parti ve cemaat memurunu
oluturmusun. O, belli bir noktaya kadar gitmi, imdi kendi

21

bnyende bir iktidar atmasnn sonularn yayorsun. Ve


ondan sonra sosyo-ekonomik yap Somalatrlyor. Bir Trkiye
fotorafn ortaya koydum. Deerli arkadalarm, byle bir sre
yaanyor. imdi byle bir dnem iinde, Trkiyenin temel
sorunlarnn konuulmas noktasnda ciddi sorunlar var. Bakn,
byle bir dnemin sonucunda Trkiye, bu anayasal kurumlarn
askya alnmasnn yannda, bununla balantl olarak Trkiye
Cumhuriyeti vatandalarnn tm temel hak ve zgrlklerini
kaybetme noktasnda. Ya da daha doru bir ifadeyle Trkiye
Cumhuriyeti vatandalarnn tmnn temel hak ve zgrlkleri
tehdit altndadr. Hemen somutlatrarak bunlar alt balklar
halinde ifade edeceim. Anayasamzn, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 24,
25, 26, 27, 28, 33, 34, 36, 37. maddelerindeki zellikle bu
maddelerdeki temel hak ve zgrlklerimiz tehdit altndadr.
Bakn uluslararas etkinlii ve saygnl tartlmaz olan
kurulularn raporlarna gre, Trkiye artk, basn zgrl
sralamasnda en alt ligdedir. nc ligdedir, bu nc ligin
st srasndadr. Trkiye Cumhuriyeti yurttalar demokrasinin
temel aya olan gsteri, yry ve protesto hakkn kullanamaz
hale gelmitir. Oraya bakyorsunuz, maskeli kiiler szyor, o
maskeli kiileri ortaya karmak iktidar olarak senin
sorumluluundur. Sen ikayet etmeyeceksin. Sen onlar bulup,
yakasndan tutup idar ve adl sreci ileteceksin. Sen bunlar
yapmadn iindir ki, insanlar barl bir ekilde protesto,
yry ve gsteri hakkn kullanmak isteyen insanlar o haklarn
kullanamyorlar. ktidar olarak o provokasyonlardan medet umar
hale geliyorsun. Yasad izleme, dinleme ve grntleme artk
kontrol edilemez boyutlarda. Bunun da sorumlusu sensin. Sen
burada szlanmayacaksn, ikyet etmeyeceksin. Zamannda o
paralel iliki iine girerken bunlar ngrmeliydiniz. O zaman o
konjonktrde iine geliyordu. O zaman da uyardk. Bu yle bir
dalgadr ki, bir srftr, alr seni oradan oraya savurur. Ama o
zaman yle gerekiyordu. Bakn, Trkiyede meslek kurulular,
bata avukatlar ve doktorlar artk mesleklerini yapamaz hale
gelmilerdir. ok somut bir ey ifade etmek istiyorum. 17. byk
ekonomiyiz deil mi. Ne gzel, ne kadar gurur verici bir tablo.
Ama bakyorsunuz Trkiye insan gelimilikte 93. srada,
demokrasi endeksinde 89. srada. Baka sze gerek var m?
Enteresandr, bu evrensel bulgu ve olgular gz nne alnd
zaman hep 2002ye gre geri gidi var. Bu temel gerekleri
grmemiz gerekiyor. Btn bunlarn devamnda tabi, zaman

22

deerlendirerek ifade ediyorum. Burada, Trkiyede hkmet


istikrar eklen var, kabul, ama nemli olan toplumsal ve sosyal
istikrardr. Bu hkmet istikrarna ramen, bu toplumsal ve
sosyal istikrar neden salanamyor? Ynetim mevkiinde
olanlarn bu noktada kendilerini zeletiriye tabi tutma
sorumluluu ve bu zgveni gsterme sorumluluu var. Ama
bunun yaplmadn, yaplamadn gryoruz. imdi bunlar
grmemiz gerekiyor. Bakn, Trkiyede daha nceki iktidarlar
dneminde de elbette kamu ynetiminde nisb anlamda, mevzi
anlamda, mnferit anlamda kadrolamalar hep oldu.
Yolsuzluklar hep oldu. Ama emin olunuz ki, 22 yl avukat olarak,
uygulamann iinde olarak sylyorum; yle ya da byle bir
ekilde o takiplerimizden bir sonu alyorduk. Skynetim
mahkemelerinde 1980den 1990, 1992ye kadar, arlkl olarak
skynetim mahkemelerinde grev yapan bir avukatn gzlemi
ile sylyorum ki; emin olunuz, o skynetim mahkemelerine
varp derdimizi, merammz anlatyorduk. Er veya ge adalet
drt drtlk tecelli ediyor demiyorum. Ama bugn derdinizi,
meramnz anlatamaz hale geliyorsunuz. te buyurun, Silivri
sreci. Evet devlet iinde etelemeler hep oldu. Ama ne yaptk
2007den itibaren. Orada toptan gtr soruturma yaptk. Atf-
crm amacyla telefonlara yklemeler yapld. Savc ve
yarglar dnda nc eller, tutuklama ve tahliye konusunda
yazl mtalaa verdiler. Geliyorsun ondan sonra 6-7 yl boyunca
toplumda kutuplamay, husumeti, rvan, intikam,
ayrtrmay yaratyorsun, 2013e geliyorsun, 2014e geliyorsun;
Vay efendim, kumpas kuruldu. Sen nerdeydin? Sen de
beraberdin. te devlet ynetimi byle kertilir. Anayasal
kurumlar byle kertilir. Trkiye maalesef byle bir dnemi
yaad. imdi byle bir dnemin sonunda unu grmemiz
gerekiyor. Elbette ok karamsar bir tablo izmek yaklamnda
deilim ama gereki olmak adna bunlar ifade etmek gereini
ve zorunluluunu duyuyorum. Byle bir dnemin sonunda
zellikle cumhurbakanl seimini, cumhurun bakan olma
misyonu olan, anayasal kurumlarn uyumlu ve dzenli
almalarn gzetlemek mevkiinde olan, yani devleti bir
anlamda bu noktada ina etmek mevkiinde olan
cumhurbakannn bu konudaki misyonu, grevi, sorumluluu
elbette ok nemlidir. Trkiye gemi yedi ylda bu ynyle de
cumhurun bakan olamayan, anayasadan kaynaklanan
denetleme ve koordine etme grevini yerine getirmeyen, Adalet

23

ve Kalknma Partisinin bir icraat organ niteliinden teye


gidemeyen bir sreci yaad. Bu dnemin, yaplacak seimin
ayr, son derece tarih bir nemi var. kinci bir blm olduu
takdirde bu boyutuyla da gr ve dncelerimi sizlerle
paylamak istiyorum. Hepinizi sayg ve sevgiyle selamlyorum,
teekkr ediyorum.
METN: Sayn Atilla Karta ok teekkr ediyoruz. Bizlere ok
deerli bilgiler sundu. Sayn Kart, zellikle bugnk anayasal
kurumlarn esas itibariyle 1961 Anayasas ile olutuunu, ancak
Adalet ve Kalknma Partisi dneminde anayasal kurumlarn
ilevini yerine getirmediini, zellikle YSK, Kamu Denetilii
ve Sosyal Konsey gibi kurumlarn, grevlerini layyla yerine
getirmediini, yine niversitelerin, iinden getii sreci ok iyi
analiz etmesi gerektiini, oulcu-katlmc demokrasinin
ilevini yitirdiini, demokrasi iin seimlerin nemli olduunu,
ancak seime indirgenemeyeceini ve seimlerle ilgili ciddi
sorunlarmzn bulunduunu, yine son zamanlarda yaplan yasal
dzenlemelerde rnein seimlerle ilgili zaman am sresinin
indirilmeye allmas, zel yetkili mahkemelerin kaldrlmas
kapsamnda zel af maddesinin bu kapsam ierisinde
karlmaya allmas, beinci yarg paketindeki tartmaya ak
hususlar, yine konuamayan, kurumlar ilemeyen bir sistemin
ortaya ktn, temel hak ve zgrlklerin tehdit altnda
olduunu, hkmet istikrarnn salanmakla birlikte toplumsal
ve siyas istikrarn olmadn ve cumhurbakannn,
sorumluluunu tam olarak yerine getirmediini syledi. imdi
sz Sayn Faruk Balda. Buyurun.
BAL: : Sayn Bakan,
Sleyman Demirel niversitesinin
Sayn Rektr,
Rektr Yardmclar,
Dekanlar,
Deerli retim yeleri, TUMSAD n Sayn Genel Bakan,
Basnn deerli mensuplar ve
Sleyman Demirel niversitesinin ansl rencileri,
Hepinizi, Milliyeti Hareket Partisi adna saygyla selamlyorum.

24

Uluslararas nitelikte byle bilimsel bir toplanty tertip eden


Sleyman Demirel niversitesinin yneticilerine teekkr
ediyorum.
Konu Kresel Sorunlar olunca kresel sorunlar nasl
anlatabilirim diye dndm. ocukluumda twitter, facebook
yoktu. Resimli romanlar vard. En mehurlar Tom Miks, Teksas
ve Red Kitti.
Hafta sonlar, sinemaya giderdik, Akehirde Bizim Sinemann
nnde eski, okunmu Tom Miks, Teksas ve Red Kitlerin
okumak zere 5 kurua kiralardk. kinci el olarak satn almak
zere de 25 kuru derdik. Ben bu romanlar ok okudum.
ocukken btn arkadalarm gibi ben de Tom Miksin ne kadar
kahraman, ne kadar cesur, Red Kitin komik bir ekilde
Kzlderili katlettiini dnrdm. Kzlderiliyi insan yerine
koymaz, sinek gibi katledilmesi gereken varlk olarak
dnrdk.
Biraz byyp akl bali olunca, farik ve mmeyyiz olunca, iin
i yzn rendik.
Kreselleme insanln gelitirmi olduu evrensel deerlerin
pozitif anlamda kullanlmas ve insanln hizmetine sunulmas
demektir.
ayet kresel glerin stratejik hedeflerine ulamak iin evrensel
deerleri kullanlmas gibi bir dnce olmazsa.
nsanlk hakikaten ok byk bir mcadele vermi. Bu
mcadelede ok kan kaybetmi, ok byk straplar ekmi ve
birtakm evrensel deerlere ulamtr. Bugnlere geldiimizde;
bizim Tom Miks, Teksas ve Red Kitteki hikyelerinde yaanan
olaylarn ne kadar byk aclara yol atn fark ediyoruz. Bu
olaylarn yaand Amerika ktasnda nkalar, Mayalar
Kzlderililer yayordu. O ktann sahibi onlard. Nfusunu onlar
oluturuyordu.
Amerikann kefinden sonra Avrupadan giden insanlar
tarafndan bu nfus insan olarak grlmemi ve Tom Miks,
Teksas ve Red kitte hikyelerinde okuduumuz gibi yok
edilmitir. Bu bir kta nfusunun soykrmdr ve bir insanlk
suudur.

25

Amerika ktasnn yerli nfusunda Zenciler yoktur. Avrupadan


Amerikaya gidenler, Afrikada zencileri tavan gibi, avlam,
zincirlemi, kayklara, kreklere mahkm etmi ve kle olarak
gtrmtr.
Bugn Amerika ktasnn 30a yakn zencidir. Afrikadaki
evinden, yuvasndan, bandan veya bahesinden ya da
maarasndan koparlan zencilerin ailesinin, oluunun
ocuunun olduu o dnemde bir insan olduu, deer olarak
kabul edilmemitir. Yakalanan zenciler ticari bir mal gibi alnp
satlmtr.
Bunu kim yapm? Bunu bugn bize akl verenler, kresel gler
yapm. karna aykr grdnde koyduu kural kendisi
uygulamayanlar; Avrupa Birlii mktesebatn kabul
edeceksin diye dayatanlar yapmtr. Amerika ktasnn nfus
yapsn deitirenler kimlerse onlar yapmtr.
Bunlar isimlendirelim, ekinmeyelim. Bugn Amerikada
olanlar yapm. Yani: spanyollar, Portekizliler Hollandallar,
Belikallar yapm, Franszlar yapm, ngilizler, talyanlar,
yapm. Daha sayabileceimiz, var.
Daha sonra din, dil, rk, renk, siyasi ve felsefi dnce farkll
sebebiyle kanl mcadele Avrupada da yaanmtr. Avrupada
da insanlar mezhepleri nedeniyle, inanlar nedeniyle, etnik
yaplar nedeniyle yzlerce yl savam. Tarihe Yzyl
Savalar olarak, Gl Savalar, Otuz Yl Savalar Hal
Seferleri olarak gemitir.
Baknz Avrupada Endls diye bir yer vard. Orada Endls
medeniyeti vard, ve orada Mslman insanlar vard. imdi
onlardan eser yok. Bunlarn katli ile ilgili vahim hikyeler
biliyorum.
rnek; Endlste yaayan bir kadnn, emberinde yani
bartsnde slam temsil eden hilal olduu iin engizisyon
mahkemesi, bulunduu yerde evresi ve st talarla rlerek,
lme terk edilmesine karar veriyor.
Baka bir engizisyon mahkemesi karar: Yakalanan bir Endls
Mslman, iki tarafnda sivri metaller bulunan arkn
altrlarak canl canl vcudunun testere gibi biilmesine karar
veriyor.

26

Bir bakas. Bunlarn letlerini grdm iin anlatyorum ki,


evrensel insanlk deerinin denmi bedelleri iyi anlalsn.
nsann kafasna demir bir ember geiriliyor, emberin iki
tarafnda iki vida var, bu vidalar sktrldnda kafatas
patlatyorlar. Avrupa infaz arac olarak bildiimiz giyotin
bunlarn yannda daha az vahi duruyor.
te bu vahi olaylar vahi Batda cereyan ederken, dier taraftan
douda bir medeniyet ykseliyor: Seluklu medeniyeti, Osmanl
medeniyeti gibi.
Trk-slam kaynakl bu medeniyetin z; yaratlan yaratandan
tr sevmek insanlarn eitlii inanmak ve adaletle hkmetmek
gibi insani deerleri esas alm, evrensel insan deerlerinin
olumasna nemli katklarda bulunmutur.
Bu kapsam ierisinde bir yapda olan Batya, zaman dar olduu
iin, daha eskiye gitmeden, Osmanl alt yz yl boyunca,
hkmediyor. Alt yz yl ktada, en hzl ulam aracnn at
olduu bir dnemde hkmetmenin srr, insan deerlerle
donatlm bir ynetim sistemine ulam olmasdr.
imdi deerli dinleyenler, btn bunlar anlatrken bir sonuca
varmak istiyorum. Byle kanl geen insanlk mcadelesinde
evrensel deer diye ifade ettiimiz ve bugn, bu toplantnn da
konusunu tekil eden nemli kurallara insanlk ulamtr.
Bunlara insanln evrensel deerleri deniliyor.
Bunlarn en nemlileri;
1.
Din, dil, rk, renk, mezhep, siyasi ve felsefi dnce
fark gzetilmeksizin insanlarn eitlik ilkesidir ve ayrmclk
yasadr.
2.
Yasama, yrtme ve yargnn erklerinin ayrl
ilkesidir. Bu erklerin birbirini dengelemesi, denetlemesi, birbirini
-Check and balance- kontrol etmesidir. ktidar gcnn tek elde
toplanmasnn diktatrlk olarak tanmlanmasdr.
3.
ncs, hakkn, hukukun, adaletin, hakkaniyetin
hkim olduu hukuk devleti ve hukukun stnldr. Bu
kapsamda yasama organ hukukla snrldr: Anayasa
Mahkemesi. Yrtme organ, btn i ve ilemlerinde hukukla
snrldr: Dantay ve idare mahkemeleri. Bireyler arasndaki
uyumazlklarda ve ilenmi olan sularda gl olann deil,

27

hakl olann korunduu hukuka stnlk tanmak evrensel


deerdir.
4.
ounluk hkimiyetinin insanln bana ne belalar
getirdii yakn tarihte grld. Hitler, ounluk oyu ile iktidara
geldi, Dnyann bana 2. Dnya Savan sard. ounluun
kontrol edilmedii, denetlenmedii hallerde insanln yaad
felaketler; farkl dnceye sahip insanlarn fikir ve
dncelerini meru platformlarda ifade edebilmesi anlamnda
demokratik oulculuk fikrini evrensel deer haline getirmitir.
Bunu evrensel deerler gelitirmitir.
5.
Demokrasinin tanm deimitir. Demokrasi iin farkl
tanmlar yaplabilir, ama en anlaml tanmlardan biri de
muhalefetin, iktidar olma hakkn ve yetkisini kullanabildii
rejimdir demokrasi. Demokratik olmayan lkelerde muhalefetin
byle bir hak ve yetkisi yoktur, nk onlar antidemokratiktir.
Yani, iktidar ile muhalefet arasndaki yer deiiminin kurallara
baland
ve
halkn
bamsz
oyuyla
bunun
gerekletirilebildii evrensel bir deer de byle karmza
kyor.
Ben ksaca insanln gelitirdii baz evrensel deerleri anlattm.
imdi bunlarn lkemizdeki negatif grntlerini arz edeceim.
Bu evrensel deerlerden Trkiye ne kadar yararlanabiliyor?
Deerli arkadalarm, bunlar akla, manta ve vicdana hitap
ederek Trkiyenin bulabilecei k yoluna k tutmak
istiyorum.
Siz hakikaten eit olduunuza inanyor musunuz? Hakikaten
Trkiyede eitlik kuralnn uygulandna inanabiliyor
musunuz? Eer nanyorum diyen arkadamz var ise; devletin
kamu hizmeti olarak sunduu kamu kurum ve kurulularna
farkl bir siyas partinin rozetini taksn, gitsin. ine nasl engeller
karldn, yaayarak rensin.
Akademisyenlerle ilgili, size arpc bir rnek vermek istiyorum.
Belki, Sleyman Demirel niversitesini istisna tutabiliriz ama
Recep Tayyip Erdoan niversitesinde kimin nasl akademik
olarak ykseldiini Trkiye aknlkla izlemitir. Bunu duymu,
okumusunuzdur herhalde.
niversite ynetimi bo akademik kadrolara atama yapaca
resmi gazetede ilan eder. artlar uyan akademisyenler mracaat

28

eder ve aralarnda bilimsel deerlendirme yaplarak ehil ve layk


olann atamas yaplr. Kural budur. Bu kural akademisyenler
arasnda torpil yerine, evrensel eitlik kuralnn uygulanmasdr.
Bizim mevzuatmz da byle dzenlenmitir.
Kural bu olmasna ramen RTE niversitesi ynetimi eitlik
yerine kafasna koyduu atayaca torpillilerin listesini yapm,
Beer aar misali hazrlad torpilli listesini bo kadro yerine
atanacak kiiler olarak Resm Gazetede yaynlad. Bu tuzun
koktuu haldir. Dolaysyla akademik ykselmede dahi eit
kural yerine torpili tercih eden bir ynetim, vatandalarna eit
kamu hizmeti sunma gibi bir evrensel deeri yerine getirmesi
beklenemez.
Kuvvetler ayrl ilkesi. imdi, en arpc rneini biz,
milletvekili olarak yayoruz. Kuvvetler ayrl dediimiz
zaman yasama gc parlamenter, demokratik sistemde kuvvetler
ierisinde en gl olandr. Yani, birinciler iinde birinci
diyelim. Yasama, iinden bir yrtme organ karr. Yrtme
organ, yani hkmet hem kendi partisinin grubuna kar
sorumludur hem de parlamentoya kar sorumludur.
Evrensel kural budur. Trkiyede zellikle son on ylda
parlamentonun ileyi tarz ise yledir. Nerede hazrland belli
olmayan, devletin organlarnn bilgisi ve tecrbesinin
yansmad, ok nemli, ok ciddi kanunlar bir milletvekilinin
imzasyla Meclise getirilir. AKP grup bakan vekilleri;
noktasna, virglne dokundurmayacaz, diyerek kendi
milletvekillerine kaldr parma, indir parma talimatn verir.
Milletvekillii saysnda ounluu elde etmi olan Adalet ve
Kalknma Partisinin oylar ile bu, kann haline gelir. Buna da
mill iradenin ortaya koyduu kanun denir. Trkiyede
zellikle son on ylda kan kanunlarn ou, mill iradenin rn
deil, AKP milletvekillerinin ieriini dahi bilmeden, sadece
evet veya hayr diyerek oy kullanma sureti ile eklen kabul ettii
kanunlardr.
Buna bir rnek vermek istiyorum. Byle bir uygulamayla
Trkiye Cumhuriyeti Devleti bir istihbarat devletine
dntrlmtr; MT Kanunu.
Deerli arkadalarm, bu sadece MT mensuplarn
ilgilendirmiyor, hepimizi ilgilendiriyor. Tabi, anlatacaklarm,
MT tekilatnn gerek fonksiyonuna ilikin bir eletiri deil.

29

Elbette her devletin bir MTi olacaktr. Elbette birtakm ileri


olacaktr. Ama AKPnin kard MT Kanunu ile Trkiyenin
anayasas deiti.
Nasl deiti? MT mensubu, yasama organnn stne kt. MT
mensubu yarg organnn stne kt. MT mensubu her suu
ileyebilir, sadece bu i MT grevi nedeniyle yaplmtr
eklinde bir beyanda bulunursa, bu beyan yargya hesap
vermesini ortadan kaldrr.
Her lkenin d tehditlere kar kendini koruyabilmesi iin bir
silahl kuvveti ve ieride asayii salamak iin bir emniyet gc
olur. Gerek silahl kuvvetler, gerek emniyet gc kendilerine
verilen grevi hukuk dairesinde yapar. Hem yani mill, hem
uluslararas hukuka uymak zorundadr. Silahl kuvvetler, sava
yapar bu savata insan ldrr, bomba atar. Bunu neye gre
yapar, sava hukukuna gre yapar. Cenevre Anlamas
hkmlerine yaparsa mill hukukta veya Uluslararas Sava
Mahkemesinde yarglanr. Emniyet gleri de silah kullanr.
Kime kar, suluya kar, niin? pheliyi yakalamak veya
emniyet tedbiri olarak. Emniyet gleri iini yanl yaparsa
hukuk karsnda hesap verir. Neye gre? Polis Vazife ve
Salahiyeti Kanununa, Ceza Muhakemesi Kanununa ve Ceza
Kanununa gre.
imdi bu iki meru gcn arasna MT Kanunu ile devasa bir
silahl ve operasyon yetkisi ile donatlm g yaratld. Bunun
ad MT. Bu kanunla MT, Bana u u u ara-gere ve tehizat
ver dedii zaman her kii ve kurulu vermek zorundadr.
Vermeyenler bu yasa ile drt yldan balayan hapis cezas tehdidi
altndadr.
Baka bir rnek, iinizden birisine, Seni takip ediyorum;
telefonunun, mail adresinin, facebook hesabnn ifresini ver,
elektronik alanda ne ifre kullanyorsan ver derse MTe vermek
zorundasnz. Vermezseniz, yldan bilmem ka yla kadar
hapis cezasna mahkum edilirsiniz.
Sizden bilgi alarak, sizin zel alannza girmek bir baka anlamda
ikence demektir. Yani bu insann bedenine, kendi rzas dnda
bir saldr gibidir. zel alanna, ruh dnyasna, inan dnyasna,
dnce dnyasna kendi izni olmadan ya da izne mecbur
edilerek saldr demektir. kencenin bir baka trdr.

30

MT tekilat, farz edelim ki silahl kuvvetlere veya emniyet


tekilatna yazd: On tane uak, yirmi tane tank, u kadar silah
bilmem ne, ver dedi. Ordu veya emniyet MTin isteini bu
kanuna gre yerine getirdi ve istedii malzemeyi verdi. MT ald
bu malzemeleri bu kanunun verdii d operasyon yetkisi ile
yabanc bir lkede kulland. Nitekim bu Kanun ile MTe d
operasyon yetkisi de verildi.
Byle bir d operasyonun, iinizde hukuku arkadalarm vardr,
uluslararas hukukta ad nedir?
Hukuka kar sorumlu olmayan MTin, demokratik karar
organlarn TBMM denetiminden gememi, kapal kaplar
arkasnda ald bir karar ile bir baka lkenin toprak
btnln ihlal edilmesi; Cenevre Szlemesinin ihlalidir.
Byle bir durum Trkiyenin uluslararas mercilerde
yarglanmasnn yan sra bu operasyonu yapanlarnda fert olarak
yarglanmasn gerektirir.
Byle bir durumda, bu yetkileri MTe veren bu Kanun; ayn
zamanda Trkiye aleyhine yarglama iin kullanlabilecek inkr
edilemez bir delildir.
Halbuki her lkenin MTi d operasyon yapar. Buna
uluslararas hukukta Covered Operation denir. O lke byle bir
ii yaptnda suu stlenmez, inkar eder; Kim yapmsa bulun
cezalandrn der. Libyann ngiliz uan drdnde,
Almanyann Komnist eteyi cezaevinde ldrdnde,
Fransann Green Peace gemisini batrdnda dedii gibi.
Oysa biz bu kanunla yaplacak d operasyonlarla ilgili
sorumluluu stmze alyoruz.
Bu akl kar bir i deildir. AKP milletvekilleri ald talimata
boyun emek zorunda kalarak byle bir kanuna evet
diyebilmitir. Elbette bu milli irade deil AKP iradesidir.
Dolaysyla Adalet ve Kalknma Partisi Suriye politikalarnda
iine dt vahim -iimiz acyarak sylyoruz- vahi
durumdan sadece mill hukuktan paasn kurtarabilmek iin
byle bir dzenleme yapmtr. Bu dzenleme bireyin, zgrlk
alanlarn daraltt gibi, Siyasi iktidarn eline iktidarn devam
ettirebilmek, muhalefeti susturmak iin denetlenemez,

31

dengelenemez, kontrol edilemez gizli alan mthi bir g


vermitir. Bu durum evrensel deerlerle badamaz.
Zamanmz biraz daralm galiba.
Bundan sonrakileri balk halinde syleyeyim ve arkasndan
sorularnz olursa cevaplandralm.
imdi byle bir minval zerinde yarg bamszl diye bir ey
kalmad. Yarg bamszl dediimiz olay, glnn zayf
ezmesi eklinde bir mcadeleye dnt. u gnlerde
yaadmz olay byledir.
Sayn Babakann seimler sresince kullanm olduu paralel
devlet szne atf yaparak baka bir paralel devletten bahsetmek
istiyorum. Anayasal dzeni ortadan kaldrm, hak ve
zgrlklerinin kullanlmasna, hak klliyen engel olan bir baka
paralelden bahsetmek istiyorum.
PKK Alm dadaki silahl kiilerin, analar alamasn,
Trkiyeyi terk edecekler, terr belas sona erecek gibi masum
bir sylem ile balad. Bu topyayd, aldatmacayd,
kandrmacayd.
Ortaya kan fotoraf u, deerli dinleyenler: Dadan silahl
insanlar indi, arlkl olarak Gneydou Anadolu Blgemize ve
baka blgelere de indiler. Burada gece silahllar, gndz
klahllar.
imdi sayacam noktalara ltfen dikkat edin. Ondan sonra size
bir soru soracam, bu nedir diye.
Bir: PKK tehdit ederek Trkiye Cumhuriyeti vatandalardan
PKKya vergi ad altnda, bu tabiri kullanarak hara topluyor.
Yani PKK vergi alyor.
ki: PKKya asker ad altnda her evden 15 ile 25 ya arasndaki
genleri topluyor, daa gnderiyor. Gitmeyenleri zorla karyor.
Yani PKK asker alyor.
: PKK etkili olduu yerlerde, genlerin bana be tane
silahl militan veriyor, asayi birlikleri kuruyor, bunlar
mahalleleri kontrol ediyor, kyleri kontrol ediyor, kimlik
kontrol yapyor, askere ve polise kimlik soruyor. Yani PKK
asayii salyor.

32

Drt; nemli olaylar ben hallederim, Trkiye Cumhuriyeti


mahkemelerine gitmeyeceksiniz diyerek yarglama yapyor,
insanlar bartryor veya cezalandryor. Yani PKK mahkeme
kuruyor.
imdi size sorum u: fiilen byle bir durum var, defacto olarak
ortaya kan, vergi alan, asker toplayan, asayii kontrol eden,
mahkeme kuran bu yapnn ad nedir?
Cevabmz kolaylasn. Bunun anayasa hukukundaki ad devlet
yetkisini kullanmaktr. Yani de facto devlettir.
Hkmet uraacaksa, ite, paralel devlet oradadr.
Deerli dinleyenler, ite bu paralel devlet, hkimiyet kurduu
yerlerde getiimiz 30 Mart tarihinde insanlarn seme ve
seilme hakkn elinden ald. Gece silahl, gndz klahl olarak
belirledii kiiler aday olabildi, onun dndakiler aday olamad.
Aday olmaya teebbs edenler daa kaldrld.
Anayasal srete Trkiyeyi nmzdeki gnlerde bekleyen en
ciddi ve en vahim konu budur.
Evrensel deerleri terr basks altnda ortadan kaldran ve
hayatn her alannda ok ciddi bir sonular douran bu durum
hepimizi gelecekte ok megul edecektir.
Szlerime burada son veriyorum, teekkr ediyorum.
METN: Sayn Faruk Bala ok teekkr ediyoruz. Sayn Bal da
bize zetle nce birtakm evrensel deerlerden bahsetti.
Kuvvetler ayrl, bu balamda, kurumlar arasnda denge
mekanizmas, hukuk devleti, oulculuk, demokrasi ve zellikle
demokrasi ile ilgili olarak muhalefetin iktidar olma ansnn
olmas gerektiinden bahsetti. Bu evrensel deerlerden sonra
Trkiyede bu evrensel deerlerin ne lde geerli olduunu
sorgulad. rnein, eitliin gerekten olup olmad, kuvvetler
ayrl ilkesinin zellikle bu balamda parlamenter sistemin
ileyiine eletiriler getirdi. Yine kanun yapmnda
milletvekillerinin rolnn azald, yarg bamszlnn byk
lde ortadan kalkt ve yine alm srecine ilikin eletiriler;
vergi alan, asker toplayan, mahkeme kuran bir yapnn ad
konulmam devlet BR olduunu, dolaysyla burada baka bir
paralel devletten bahsedilebileceini syledi. Kendisine ok

33

teekkr ediyoruz. imdi sz, Sayn Mehmet Elkatmta


buyurun.
ELKATMI: Ben de Sleyman Demirel niversitesi rektr
bata olmak zere, btn yneticilerine, retim yelerine,
rencilerine, deerli katlmclara ve basn mensuplarna sayg
ve sevgilerimi sunuyorum. Gerekten bu konferans ok nemli.
Biz de bu neme binaen katldk. Bizim bugnk panelin konusu,
anayasa ve demokrasi idi. Ama ben grdm ki burada, anayasa
ve demokrasiden deil de adeta bir seim propagandas eklinde
geti. Ama ben siyaseti deilim. Siyaset u anda konumuz ve
titiz olmam nedeniyle bana yasak. Dolaysyla bu konuulanlara
cevap vermek istemiyorum. erisinde dorular da var tabii,
hepsi yanl demiyorum. Ama benim bunlara cevap verme gibi
bir sorumluluum yok. Konumuz, anayasa deiiklii ve
demokrasi. imdi deerli arkadalar, devaml surette otuz ksur
yldr, yani 1982 Anayasas yapldndan bu yana hep ikayet
ederiz. Anayasa deisin, sivil bir anayasa olsun. Olsun da nasl
olsun. Bugn deerli arkadalarmzla ki hepsi de dostumuz olur,
hepsiyle grev yaptk. Parlamentoda on alt yl milletvekili
oldum. Yaplan ikayetlerin birounu ben yaadm. nk ben,
1991de Refah Partisinden milletvekili seildim. 1995te Refah
Partisinden milletvekili seildim. Neler ektiimi Refah Partili
olmam dolaysyla, milletvekili olmama ramen ben biliyorum.
1999da Fazilet Partisinden milletvekili oldum. 28 ubatta
neler ektiimizi biliyoruz. Bilahare Adalet ve Kalknma
Partisinin kurucusu ve milletvekili olarak bir dnem grev
yaptm. Milletvekili olmama ramen neler ektiimi ben
biliyorum. imdi ikayet ediyoruz, ben ikayetlerin hepsinde
haksz demiyorum arkadalarmza. Ama bir devlet dnn ki,
kendi insann potansiyel sulu olarak gryordu. imdi ikayet
ettiimiz MT, ben de katlyorum. Kanunda yaplan
deiiklikler yanl. Katlmyorum, hibir ekilde. Ama gemite
de MTin bizleri takip ettiini, kendi insann potansiyel tehlike
olarak grdn biliyoruz. Filemeler, 28 ubatta neler
olduunu sizler de biliyorsunuz. Belki iinizde, yaayanlar var,
deerli arkadalar. Dolaysyla siyasetiler olarak bizim
grevimiz nedir; bunlar dzeltmek, ada bir anayasa yapmak,
ama grlyor ki, btn bu almalar sonunda otuz ksur, otuz
iki yldr ikayet sonrasnda geldiimiz nokta yine ikayet, yine
ikayet. Yeni bir anayasa yapmann da mmkn olmad
grlyor. Hatrlarsnz, 24. Dnem, bu dnemki milletvekili

34

arkadalarmz seildiinde denildi ki, bu parlamentonun grevi


sivil bir anayasa yapmak. ok gzel, mitlenmitik ve bir
komisyon kuruldu. ki deerli arkadamz da o komisyonun
yesi. ok gzel bir alma balattlar ama sonu gelmedi. Sivil
bir anayasa yaplamad, yaplacana da benzemiyor. Bu artlar
altnda, bu konumalar dinledikten sonra, ben bandan da ayn
dncedeydim de, hani bir mit. nsan her zaman mitle yaar.
mitle yayorduk. Olabilir bu sefer, diyorduk. Ciddi bir alma
var. Binlerce kii bu konuda grlerini bildirdi. Rakamlar
arkadalarmz daha iyi bilir. Birok kiiyi, yzlerce kiiyi
dinlediler. Birok anayasa tasla kt sivil toplum
kurulularndan, siyas partilerden, kurum ve kurululardan. Ama
netice yine bir ey deil. O zaman, yeni bir anayasa yaplmas
demek ki artk mmkn deil. O zaman darbecilere sz syleme,
onlar itham etmenin manas yok, diye dnyorum. Yine de iyi
kt bir anayasa yapmlar ve biz, bu anayasay siyasetiler
olarak gemiten beri yirmi iki defa deitirdik. Sadece iki tanesi
yrrle girmedi. Bir tanesini sayn cumhurbakan o zaman
veto etti. Bir tanesi de halk oylamasnda gerekli destei bulmad.
Yani yirmi defa anayasa deiti. Bildiim kadaryla yz on sekiz
maddesi deiti. Tabi, ortada anayasa da kalmad. Yz on sekiz
madde deiince insicam bozuldu. Ne oldu kua benzedi. Ama
buna ramen de birok dzeltmeler yapld. Bunun yannda
yanlmyorsam sekiz tane reform paketiyle ok nemli
deiiklikler yapld. Aslnda deerli katlmclar, deerli
arkadalar. Bu artlar altnda anayasann deitirilmesine, bunu
yanl anlamasn kimse gerek de yok. Aslnda kurum ve
kurulularmz ve zellikle de yarg, yksek yargy
kastediyorum tabi, ada bir yorumla yasalarmz yorumlasa
herhangi bir deiiklie gerek kalmaz. Bunu niin sylyorum?
Anayasann 90. maddesine son bir fkra eklendi 2004 ylnda.
Nedir o? Anayasann 90. maddesinin sok fkrasna 2004te
eklenen fkra u: Uluslararas szlemeler, mill kanun
hkmndedir ve bunlarn aleyhine Anayasa Mahkemesine
anayasaya aykrlk iddiasyla dava alamaz ve demokrasi, insan
haklar, hukukun stnl ile ilgili konularda, -ben tabii ki
genileterek sylyorum-, insan haklar ile ilgili konularda mill
kannlar ile uluslararas kanunlar, anlamalar eliirse,
uluslararas szlemeler geerlidir diyor. imdi burada nokra
koyalm. Uluslararas szlemeler, Trkiye, Birlemi
Milletlerin alt temel szlemesi var, hepsine imza atmtr.

35

Avrupa nsan Haklar Szlemesine, kurulduunda imza


atmtr. Avrupa nsan Haklar Mahkemesinin yarg yetkisini
kabul etmitir. O halde, bildiim kadaryla, grevli olduum
srada, nsan Haklar Komisyonu bakanl yaptm srada bir
aratrma yapmtm. Yz, iki yze yakn uluslararas
szlemenin doksan tanesini Trkiye, yani yarsn kabul etmi
ve onlar da mill kanunlarmz hkmndedir. Art, Avrupa nsan
Haklar Mahkemesinin kararlar, onlar da mecburen kabul
edeceiz. Dolaysyla, uluslararas insan haklar, demokrasi
standartlar da belli. Yani, yeni bir ey de icat etmi deiliz.
Bunlar kabul grm; zellikle medeni lkeler, demokratik
lkeler bu yasa ve szlemeleri kabul etmi. O halde biz,
anayasay hi deitirmesek dahi bu 90. maddenin son fkras
karsnda her ey; demokrasi de, hukuk da, insan haklar da
normal mecrasna girer. Ama maalesef daha biz bunlar
iselletirmi deiliz. Birok kurum, kurulu ve siyasetimiz
kabullenemiyor. Bakn, vatandalarmz ynnden bir ey
demiyorum. Vatandalarmzda bu insan haklar bilinci
olumutur. Ama birtakm kurum ve kurulularmzda maalesef
eitli nedenlerle kimisi ideolojik nedenlerle, kimisi bulunduu
makamnda tek yetkili benim diye grevini aarak ve adeta
parlamentodan kendini stn grerek kararlar verdiinden dolay
ve yasalar ada bir yorumla yorumlamamasndan dolay ne
oluyor? Yine o kadar deiiklik oluyor, ama netice deimiyor.
yle kabataslak, gemite yaptm bir aratrma vard,
milletvekilliim dneminde, on bin tane yasa var Trkiyede
yanlmyorsam. Yani, Trkiyede yasa yok, diyemeyiz. Belki de
imdi on be bin olmutur. nk ben alt yedi yldr
parlamentonun dndaym. Her gn de parlamento maalesef
makine gibi, fabrika gibi yasa karyor. On be bin yasa
olmutur. Ve ynetmelik gibi bir de anayasamz vardr. Yani
bizim derdimiz; anayasa, kanun falan deil. Her ey var ama
yorum, kabullenme, iselletirme kltrmz yok maalesef.
deolojik davranyoruz. Bunu kimseyi itham etmek iin
sylemiyorum. Btn herkes, btn kurum ve kurulular byle
davranyor. Anayasa Mahkemesi de, yargtay da, siyas partileri
de, kurum ve kurulularmz da. Sayn Kart dedi ki: Benim de
u an grevli olduum Kamu Denetim Kurulu da grevlerini
yapmyor. Dedi. Sayn Kart, bir gn terif ederse veya ben size
geleyim, nasl grev yaptmz anlataym o zaman. Herhalde
biz yeni kurulduk, on bin mracaat oldu bize. Bir yl biraz geti.

36

On bin mracaat oldu ve tarafsz bir ekilde, ben kendim iin


sylyorum, arkadalarmz iin de yledir. Kararlar veriyoruz
ve pek ok kararmz da uygulanyor Sayn Kart. Yani bundan
emin olabilirsiniz. imdi deerli arkadalar, demek ki, sekiz tane
reform yasas kyor ama deien bir ey yok. Baknz bir rakam
vereyim. te, gemite; 14, 142, 160. madde deiti. Deien bir
ey oldu mu? Ne yapt yarg, bu sefer? 312. maddeyi, 159.
maddeyi ne koydu. Bu kanunlarla da ilgili birinci, nc,
yedinci paket zerinde, benim tespitlerime gre deiiklikler
yapld ama yine deien bir ey yok. Yine, hani bir sz vardr:
mam bildiini okur. Bizim yarg da bildiini okuyor, bizim
kurulularmz da bildiini okuyor ve dolaysyla yaplan reform
ve deiiklikler, bu, anayasa deiiklii olsun, ne olursa olsun.
317, 367 rezaletini hepimiz biliyoruz. Dolaysyla deien bir ey
olmuyor. O zaman ne yapmak gerekiyor? Toplumun
bilinlenmesi gerekiyor. Kurum ve kurulularn yapsnda bu
kltrn yerlemesi gerekiyor. Yoksa insanlarn birbirini itham
etmesi ve her eyi kt grerek tenkitle bir yere varlamaz diye
dnyorum. Tabii, ben burada siyaset yapamayacam iin,
buras biraz da siyas bir arenaya dnt. Ben pek bir ey
diyemiyorum. Yoksa syleyecek ok ey var. Gerekten ok
nemli deiiklikler yapld arkadalar. Bir dnn ki, Anayasa
Mahkemesine bireysel bavuru. Sorduk geenlerde, bir ay kadar
evvel, ka bavuru oldu diye. 16000 mracaat olduu sylendi,
bu da devaml artyor. Bize de mesela on bin mracaat var. Hepsi
ciddi mracaat deil, laf olsun diye mracaat edenler de var. Ama
ciddi, bizim de zmekten zevk duyduumuz mracaatlar da var.
Anayasa Mahkemesinde birok konuda, zellikle uzun
tutukluluklar ile ilgili yarglamadaki birtakm usulszlkler ile
ilgili verdii kararlar gerekten takdire ayan. Tebrik ediyoruz
kendilerini. imdi bu, bal bana byk bir reform. Demokrasi
ve insan haklar ynnden nemli bir ey. Bilgi edinme yasas.
Vatandalarmz bundan ok rahatlad. Eskiden ne yapyordu
amir? nsanlarn bulunduu, zellikle kamu grevlilerinin
bulunduu makamlardaki amirleri, kendileri hakknda birtakm
olumsuz eyler veriyordu, asl astar olmayan. Ama imdi
veremiyorlar, niye? Bilgi edinme yasasndan dolay soruyor,
vermek zorunda, o zaman ortaya kacandan dolay yaplan
ilem, byle bir eyi veremiyor. Birok kurumlardan
kurulduunu ifade ettim. Kurumlar tam vazifelerini yapmyorlar.
Bir de kurumlar kargaas var. O kadar ok kurum kuruldu ki,

37

zellikle mesela, insan haklar ile ilgili ele alrsak, kim nereye
bakacak belli deil. Bu kadar kurumun kurulmas doru deil
diye dnyorum. Bir kurumu kuracaksn, oray
glendireceksin, yetkilendireceksin, hesabn da iyi soracaksn.
Ama imdi birok kurum var, ayn grevlerle grevli. Bu da
birtakm karmaaya meydan veriyor. Ama kurumlar da
grevlerini tam yapmyor. Baknz, BDK diye, Bankaclk
Dzenleme ve Denetleme Kurumu var. te imdi yeni
yrrle girdi, Tketici Yasas. imdi ikayet ediyoruz,
bankalar ite Deli Dumrul gibi, altm ksur ey alyor. Peki,
BDK, ad zerinde dzenleyecek ve denetleyecek. Peki, bu kadar
soygunu sen neden denetlemiyorsun? Niye bunlara dzenleme
getirmiyorsun? Getirmiyor. te, Enerji Piyasas Kurulu. Elektrik
faturalarnda neyi aldn bilmiyoruz. Aklmz almyor,
gryoruz, birtakm rakamlar var. Ama baz bilenler dava
atklar takdirde mahkemeler bunlar iptal ediyor. O zaman
bunlar basndan izliyoruz. Peki, BDK ne i yapar, belli deil.
BDK dedim, pardon, Enerji Piyasas Kurulu, dier kurullar da
yle. Dolaysyla Trkiyedeki bu kurullarn ilevlerini tam
yapmamalar, eksik yapmalar veya grevlerini amalar
nedeniyle ortalk karmakark oluyor. Tabii ki bu artlar altnda
birtakm dzensizlikler ve usulszlkler oluyor. O zaman da
hepimiz ikayet ediyoruz. Anayasa deitireceiz diyoruz, halk
mitleniyor. Byk bir beklenti iine giriyor ama deien bir ey
olmuyor. O zaman byle bir beklentiyi halkmza vermek, byle
bir midi vermek doru deil. O zaman doru ileri yapmak,
mevcut hali deitirmek daha dorudur, diye dnyorum.
Nitekim anayasa yirmi iki defa deiiklik yaplm, yardan fazla
madde deimi, hemen hemen nemli birtakm eyler de
deitirilmi bu arada. Sekiz reform yasas, be tane Sayn Kart
syledi ben drt tane diye biliyorum yarg reformunu. Ama yine
deien bir ey olmuyor. Yine bunlardan da kaynaklanyor,
siyasetten de kaynaklanyor, ynetimden de kaynaklanyor,
siyas iktidardan da kaynaklanyor. Tabii ki btn bunlarda en
byk sorumluluk da, ifade etmeliyim siyas iktidardadr. nk,
sorunu zmek en bata onun grevidir. Ama maalesef
parlamentoda bunlar konuulmuyor, niye konuulmuyor. nk
siyas partiler kanununun deimesi lazm. Her eyin dzelmesi
iin siyas partiler kanununun deimesi lazm. Esas demokrasi
d olan olay, siyas partiler yasasnn varldr. nk halk
nne gelene mecburen oy vermek istiyor veya iinden birini

38

seecek. Halkn semesi eklen bir ey oluyor. nk siyas parti


genel bakanlar, istedikleri insanlar listeye yazarlarsa, halk da
ilerinden birini mecburen seecek, yle seiyor. Dolaysyla
parlamentoda
kanunlar
yeterince
incelenerek
veya
milletvekillerini tam bilerek, uurlu biimde oylaryla deil,
siyas iktidarlar yeri ve zamanna gre deiiyor. Duruma gre,
bu ekilde, ksr dng devam ediyor. Dileimiz, inallah bu ksr
dngden millete kurtuluruz ve gerek bir demokrasiye, insan
haklarna, hukukun stnlne kavuuruz diye dnyorum.
Hepinize tekrar sevgi ve sayglarm sunuyorum.
METN: Evet, Sayn Elkatma teekkr ediyoruz. Elkatm da
bize zetle, 1982 Anayasasnn yapld gnden bu yana hep
eletirildiini, hep ikayet edildiini ve Trkiyenin anayasal
sorununun zlmesi amacyla ada bir anayasann yaplmnas
gerektiini, ancak bunun mmkn olmadn; byk umutlarla
kurulan Uzlama Komisyonunun bir sonuca ulaamadn ifade
etti. Yeni anayasa yapmnn mmkn grnmemesi nedeniyle
sorunlarmzn anayasal kurumlar, zellikle yksek yarg
organlar tarafndan anayasa ve kanunlarn daha ada, daha
zgrlk bir biimde yorumlanmas yoluyla zlebileceini,
eer bu yaplrsa bir anayasa deiikliine, bir anayasa
reformuna bile gerek kalmayacan, bu balamda anayasann
90. maddesinin son fkrasnn nemli bir ilev greceini ifade
etti. Trkiyede yasal dzenleme noktasnda bir eksiklik
olmad, ok sayda kanunun bulunduu ama bu kanunlarn
uygulanmasnda ve yorumlanmasnda birtakm sorunlarn
olduunu ifade etti. Yine belirli alanlarda birden fazla, daha
dorusu birbirleriyle atan ok sayda kurulun olutuu ve
bunun da bir karmaaya yol atn ifade etti. Son olarak da
zellikle siyas partiler kanununda bir reforma ihtiya olduunu
bizlere syledi. ok teekkr ediyoruz kendisine. Sz Sayn
eref bada. Buyurun.
BA: Sayn bakanm, sayn milletvekillerim, deerli
akademisyen arkadalarm, sevgili renciler; hepinizi sayg ve
sevgi ile selamlyorum. . Davraz Kongresinde, anayasa ve
demokrasi konulu bu al oturumunda sizlerle bir araya
gelmekten tr memnuniyetimi ifade ederek sze balamak
istiyorum. Benim sunum erevem, yeni anayasa araylar ve
parlamentonun bu konudaki rolne ilikindir. Bildiiniz gibi,
ierisinde bulunduumuz yasama dneminde, TBMMde yeni

39

anayasa almalar yapld ve baarszlkla sonuland. Bir


baka bahara kald, belki nmzdeki dnem, belki sonraki
dnem, belki daha sonraki dnem. Ama inallah yeni bir anayasa
konusunda toplumsal bir bask ve kamuoyu beklentisi var ve bu
beklenti devam etmektedir. Yeni anayasa almalar neden
baarsz oldu? sterseniz bu soruyla balayalm ve yeni anayasa
ihtiyacnn kayna konusundaki konsenss havas hepimizin
malumu. Trkiyenin artk 1982 Anayasasnn eksiklerinden,
sorunlarndan, kaygl, vesayeti, otorite yanls, dev
mentalitesine sahip ve hem devlet kurumlarna hem de devlet
kurallarna gvenmeyen, endieli anayasasndan kurtulup, daha
ileri demokratik standartlara sahip, evrensel deerleri
benimsemi, zellikle temel halk ve zgrlkler katalogu
gelimi yeni bir anayasaya sahip olmas konusundaki genel
anlay yahut mutabakat, toplumdaki beklentiyi biliyoruz.
Gerekten de bu son milletvekili seimlerinde, aa yukar
btn siyas partiler, ksmen farkllklar olmakla birlikte yeni bir
anayasa yapmak zere yeni parlamentonun yeni anayasa yapma
roln, fonksiyonunu stleneceini ifade ettiler. Hatta somut,
baz spesifik konularn da seim almalar srasnda ifade
edilenleri olmakla beraber, genel olarak yeni anayasa ihtiyac
konusunda bir uzlama havas grld. Seimler yapld.
Seimler yapldktan sonra ant ime tartmalarnn hemen
akabinde yeni anayasa konusunda bu dnemki parlamentonun,
TBMMnin tarih bir misyonla donatld kabul grd. Bu
konuda baz usul, metodolojik tartmalar yrtld. Bunlara
deinmeden gememek gerekir diye dnyorum. Yani, normal
grevler iin, normal yasama ve denetim ilemlerini yapmak iin
seilmi bir parlamentonun anayasa yapmak yahut literatrdeki
terim ile syleyecek olursak asl kurucu iktidar yetkisini
kullanamayaca konusunda baz gr ve argmanlar ifade
edildi. Gerekten ciddi tartmalard, o tartmalar. Ama yle bir
dominant makro iklim olutu ki, yani sanki parlamento zmmen
seimlerde byle bir misyon ve grevle donatld, parlamento o
halde bu iini ncelikle yapmal, bir rol gelitirmeli ve bu roln
layyla yerine getirmeli eklinde bir iklim olutu. Bu balamda
meclis bakanmzn bakanlnda, Trkiyede saylar da az
aslnda, anayasa disiplinine yakn alan akademisyenlerin
davet edildii bir toplant gerekletirildi. Bu, ilk adm oldu. Bu
toplantda tutulan tutanaklara u an internet ortamnda da
ulalabilmektedir. Ben de o toplantda bulundum. u an burada

40

huzurumuzda bulunan sayn milletvekillerimizin de orada


olduunu hatrlyorum. Ksaca ifade etmek gerekirse
hocalarmzn da zellikle yntemsel konuda farkl dndkleri
grld o toplantda. zellikle bu meclisin, asl kurucu iktidar
yetkisini kullanamayaca hususunda arlkl olmak zere
grler ortaya kt. Yine anayasa yapm meclisi ya da kurucu
meclis zerinde durulan grler oldu. Ama biraz nce ifade
ettiim, makro iklim, dominant iklim, bu grleri adeta kamufle
etti diyelim. Ve meclis yeni bir anayasa yapmak zere start verdi,
almalara balad. Bizim parlamento geleneimizde bulunan,
daha evvel de eitli konularda, anayasa ve siyas partiler gibi
anayasal sistemi ilgilendiren, anayasa dnda da baz kanunlar
ve i tzk almalarnda bir model olarak informel, yani gayr
resmi bir model olarak kullanlan uzlama ya da uyum
komisyonu gelenei altrld. Bu konuda tabi irade sahibi
liderler oldu. Parlamentoda temsil edilen drt siyas partinin,
grubu olan drt siyas partinin genel bakanlar bu ie rza
gsterip, onay verince, meclis bakan bakanlnda siyas parti
temsilcilerinden oluan Anayasa Uzlama Komisyonu
kurulmas; liderlerin icazetiyle mi diyelim, onayyla ve rzasyla
kabul grd, benimsendi. Ve byle bir komisyonun bu ii sivil
anayasa- diyelim, -yeni anayasa- diyelim ne ad vereceksek
verelim, bu ii, bu fonksiyonu, bu tarih misyonu gerekletirmek
zere anayasa almalarnda lokomotif grevi stlenmesi
benimsendi. Komisyon tarafndan yaplan ilk etaptaki
almalarda zellikle komisyonun alma usullerinin oy birlii
ile kabul edilmesi moral ve mit verici oldu. nk bakld
zaman bu komisyonun alma esaslar da deerli katlmclar,
internet ortamnda mevcuttur. nternete alm durumda. Siyas
partilerin rzasyla meclis bakanlnn idar tekilat tarafndan,
Anayasa Uzlama Kurulu Komisyonunun on be maddeden
oluan alma usul ve esaslar, tutanaklar; bunlarn hepsi ok
kymetli yasama belgeleri olarak aratrmaclar iin internette
kolaylkla bulunabilir durumda, tbmm. gov.tr adresinden.
Komisyonun, alma esaslarn oy birlii ile kabul etmesi,
zellikle bu alma esaslar ierisinde ki bir maddede, 11.
maddede takvimlendirme yaplyor. te, anayasa almalarnn
2011 Aralk aynda balayan almalarn 2012, aa yukar bir
sene sonra tamamlanmas, ite srecin drt etap halinde
allmas, katklarn toplanmas, metin yazm, kamuoyunda
tarttrma ve sonra tekrar gzden geirme gibi drt aamadan

41

olumas, bu aamalarn da hatta kesin takvimler eklinde n


grlmesi gerekten de umut verici, en azndan metodolojik ve
ekil ynnden umut verici gibi grnmt ama zellikle birinci
aamada ok nemli miktarda ok ciddi kurum ve kurululardan,
niversitelerden, STKlardan katlm havuzu oluturulmas
noktasnda yazl ve szl grler alnd. Sonra yazm
aamasnda alt komisyonlar eklinde de alld. Tutanaklar
tutuldu. Hatrladm kadaryla, netice itibar ile 3350 sayfaya
yakn tutanak tutuldu. Tabi, tutanaklar genelde yazm
aamasnda younlayor. Tutanaklar okunduunda grlecektir
ki, kamuoyunun veya basn diliyle krmz izgi olarak ifade
edilen; yani siyas partilerin belli, spesifik balklarda veya
maddelerde pozisyon almalar veya defans yapmalar noktasnda
kullanlan krmz izgiler yznden baarsz olduu hepimizin
malumu. Sreci yle ksaca analiz etmek gerekirse, bir sefer
Trkiyenin anayasas bu sefer ereve anayasa olmaldr. Yani
ksa ve z olmaldr. Topluma ayak ba olacak gelimelerin
gerisine decek uzun ve detayl anayasa yerine ksa, zl,
ereve anayasa yaplmaldr eklindeki o yine baskn grn
Uzlama Komisyonunda dikkate alnmadn gryoruz. Biraz
da tabi, o anlamazlklar yznden, belli maddelerdeki
tartmalar yznden olsa gerek. Yine detayc bir anayasann
denendiini gryoruz. Yeni anayasa teebbsnde zellikle
belli balklar itibariyle iktidar ile muhalefet partileri arasnda
uzlama ihtimali gzkmeyen konularda srpriz bir uzlamay
ahsen ben tespit edemedim; beklentilerimin dnda, bir bilim
insan gzyle, u konuda bir anlama olabilir deyip de
yanldm, veya olamaz deyip de olduunu tespit ettiim bir
somut alan olmad. Yarg bal altndaki baz maddelerde gzel
mutabakatlar olduunu gryorum. zellikle biraz nce
konumas esnasnda Sayn Kart da ifade etti. Bir reform nitelii
tayabilecek veya yeni bir kurumsal nitelik getiren baz kk
mutabakat, yani erh dlmeyen somut maddeler olmakla
beraber, yz yetmi iki maddeden olumas ngrlen yeni
anayasann sadece altm maddesinde, ki byk oranda bu altm
maddede temel hak ve zgrlkler ksmnda younlaan
maddelerde anlama saland. Onun dndaki maddelerde, yani
yz yetmi iki maddenin kalan maddelerinde, krmz erhler ya
da en az bir partinin defans yapt konular olduu iin anlama
salanamad. Ve meclis bakanlnn ki, komisyonun defacto
zaten komisyonun yaps hukuken defacto- komisyonun kendi

42

alma sistemini belirleyen alma i tzn ben bir


yaynmda yavru i tzk diye ifade etmitim. Bir nevi yani
anayasa yapmann i tz gibi olan o i tzndeki gibi
format gerei, at gerei meclis bakan bir daha bu toplantlara
bakanlk etmeyeceini basn yoluyla ifade ettikten sonra
toplantnn, Adalet ve Kalknma Partisine mensup yeleri de
katlmayacaklarn syleyerek, komisyon bir partinin ekilmesi
ile dalm oldu ve yeni anayasa almalar bu ekilde
baarszlkla sonuland. Metodolojik olarak belki altn
izmemiz gereken bir durum; Macaristanda ve birka lkede
daha rnei grld: Parlamenter anayasa yapm modeli ya da
literatrde organik yntem olarak belirtilen yntem;
parlamentoda, komisyonda, genel kurulda, parlamento
komisyonunda ounluu olan hkmet partisinin bu parmak
stnlyle anayasay dizayn edip, ite parlamentoda bir
uzlama komisyonu, bir anayasa komisyonu, bu iin mutfak
fonksiyonunu yapacak, sonra taslak metin ortaya kacak, sonra
bu noktadan sonra yasama ilemi balayacak, yani iin resm
ksm balayacak, anayasa teklifi partiler tarafndan sunulduktan
sonra yasama ilemi olarak yaplp, her ey kitab ve meru
yntemlerle yaplp yeni bir anayasa gerekletirilebilir. Ama
bunun da yeterli olmad konusunu vurgulamak ve zellikle
altn izmek istiyorum. Ayn zamanda szlemeci mantkla
badatrmak gerekir nk. Yani sadece muhalefeti dlayan ya
da muhalefetin bir ksmn dlayan yahut da konsensus iklimini
yanstmayan bir anayasa yapm modelinde metodolojik olarak
ifade ediyorum, sknt var demektir. Bunun dnyada rnekleri
de var, o yzden parlamentoda anayasa yapm ok nemli bir
yasama faaliyetidir, ok nemli bir yasama faaliyetidir ama bunu
bir yasama ilemi olarak dnrken, toplum szlemesi
esaslaryla badatrmak gerekir. Szlemeci yntemle yasama
ilemi yntemini, yani organik yntemi bir arada dnen,
karma yntem dediimiz bir yntem uygulamak gerekirdi. Bu
son teebbste, bu dnem baarszlkla sonulanan anayasa
yapm almalarnda metodolojik olarak bu ynteme bal
kalnmad kanaatindeyim. Ama yine de komisyonun yapm
olduu almalar cesaret verici buluyorum. zellikle
komisyona alnan grler, orada yrtlen beyin frtnas, sivil
toplum kurulularndan ve toplum kesimlerinden salanan yazl
ve szl materyal, bilgi ve dokmanlarn hepsi ileride yaplacak
almalar iin nemli bir girdi, input olacaktr. Siyas partilerin

43

krmzizgilerinin hakl haksz, doru yanl mlahazalarna


girmek istemiyorum. Ama unu bilmekte fayda var. Siyas
partilerin anayasal durular, anayasann ideolojik, hem hukuk
hem siyas ilevi olan ok zirve bir metin olmasndan
kaynaklanmaktadr. Eer, toplumu bir arabaya, bir araca
benzetecek olursak, anayasa, o aracn navigasyon aletidir, yol
gstericisidir. O yzden siz, toplumun navigasyon aletinde
diyelim ki, yrtme sistemini, hkmet sistemini bakanlk
sistemi olarak belirleyecekseniz hibir anayasa maddesine, Bu
lke bakanlk sistemine gemitir. Nokta denilerek
olmamaktadr bu i. Bununla ilgili yansma niteliinde maddeler
serpitirilerek yani mesela denge ve denetleme sistemi, devletin
temel organlarnn birbirine kar kurgulan, etkileimi ve
fonksiyonlar buna gre dizayn edilmektedir ve dolaysyla bu bir
tercih meselsidir. ktidar partisinin mesela tercihi bakanlk
sistemi olmutur ve bakanlk sisteminde diretildii iin, daha
dorusu mesela iktidar partisi penceresinden bakldnda
bakanlk sistemi, iktidar partisinin krmzizgisidir diye ifade
edebiliriz. Dolaysyla yrtme ksmnda hemen hibir maddede
anlama salanamamtr. nk bakanlk sistemini n gren
bir dizayn teklif edilmekteydi. Diyelim, vatandalk maddesi ile
ilgili zellikle Milliyeti Hareket Partisinin daha kat, taviz
vermez veya tartma gtrmez bir tutumu olmutur, Trk
vatandal maddesi ile ilgili. Dier partilerin farkl teklifleri
olmutur. Ama burada da mesela kimin krmz izgisidir bu
somut nokta. Baz partiler bu pozisyonlarnda deitirebilir veya
ikna olabilir noktaya gelebilir gzkmekle birlikte, o konuda bir
partinin kesinlikle taviz vermez bir tutum sergilediini
gryoruz. Dolaysyla bu krmzizgiler olduu mddete,
konumamn banda da ifade ettim, maalesef sivil inisiyatif
rn, sivil mutfak rn, sivil iradenin tecelligh
parlamentonun lokomotiflik yapt ve meru yollarla, toplum
szlemesi mantyla yrrle girmi bir anayasa hayalimizi
bir baka bahara braktk. nallah bir dahaki seferlere, gemi
dnemdeki tecrbe ve birikimlerden yararlanarak yeni bir
almadan, balaryla sonulanan bir almaya geilir diye
temenni etmek gerekir. Dikkatiniz iin teekkr ediyorum. Sa
olun.
METN: Sayn baya ok teekkr ediyoruz. ba, bize zellikle
yeni anayasa araylar ve parlamentonun rol zerinde durdu.
Trkiyede yeni bir anayasa ihtiyacnn herkes tarafndan kabul

44

edildiini, yeni anayasa beklentisinin devam ettiini ancak bu


beklentinin karlanmadn ve yeni anayasann baka bahara
kaldn ifade etti. Anayasa Uzlama Komisyonunun
almalar, ilenen yntem ve partilerin burada taknd
tutumlarla ilgili bilgiler aktard. Kendisine ok teekkr
ediyoruz.
KART: Sayn bakanm, be on dakikalk bir aklama yapmama
imkn verir misiniz? nk bu konumalar erevesinde aklk
kazanmas gereken hususlar var. Sz gelii Uzlama
Komisyonunun birebir tanyz.
METN: O zaman be dakikay gememek zere her ikinize de
be dakika sre vereyim. Be dakikada toparlayalm, ltfen.
KART: Deerli arkadalar, sabrnz istismar etmeden ksaca ana
balklar eklinde ifade etmek istiyorum. Sayn Elkatm, Refah
Partisi dneminde yaad skntlar anlatt. Katlyorum.
Kabul. MTten sz etti. Bakn stadm, bugn MT bir anayasa
kurumu haline gelmitir. MT mevzuat dier mevzuatn nne
gemitir. Dier mevzuat; bankaclk mevzuat, avukatlk
mevzuat MTe tbi hale gelmitir. Anayasa 137 MT iin sz
konusu deildir. Yani MT mensuplar kanunsuz emir ve
talimatlar yerine getirebilir. Bu ne kadar vahim bir tablodur! Siz
o dnemin madurusunuz, sayg duyuyorum ama u anda
Trkiyenin tm madur konuma geliyor. Demokrasi
anlamnda, insan haklar anlamnda, temel hak ve zgrlkler
anlamnda. Buna tepki vermemiz gerekiyor, yurtta olarak.
Devam ediyorum, Anayasa Uzlama Kurulu, ok ayrntya
girmeye gerek grmyorum. u gzlemimi paylamak isterim.
Anayasa Uzlama Kurulu, u ynyle ok nemliydi. Yz elli
yllk anayasa tarihimizde ilk kez tamamen toplumsal taleple
siyas partilerin mutabakatyla ayn masaya oturduk. Gerekten
bu ok nemliydi. Anlatacak ok ey var ama orada 18-20 ay
iinde orada ortaya kan muktesibat Trkiye iin ciddi bir
kazanmdr. Altm maddede mutabakat saland. Meclis
bakanmzn 9 Temmuz tarihinde liderleri ziyareti esnasnda
liderlere verdii klasrdeki bilgilere gre sylyorum: Altm
madde art otuz art yirmi yedi madde. O otuz art yirmi yedi
madde dorudan Adalet ve Kalknma Partisinin engellemesi
yznden drtl mutabakata dnmemitir. Yani 117-120
maddenin yasalamas sz konusuydu. Bu ne kadar nemlidir.
Bu temel vurguyu yapalm. Ama biz, iktidar olarak bandan beri

45

hibir zaman uzlamaya dayal, mzakereye dayal, anayasa


yapmnda samimi olmadk. nk hesap uydu: Nasl olsa
Cumhuriyet Halk Partisi bu kadar srarl olamaz anayasa
yapmnda. Nasl olsa, ok ak sylyorum hesap uydu:
Milliyeti Hareket Partisi ile Bar ve Demokrasi Partisi ayn
masa etrafnda uzun sre oturamazlar, birbirlerine tahamml
edemezler. Hesap buydu. Ondan sonra bu masa dalr, ben
Adalet ve Kalknma Partisi olarak karm, derim ki ben ne kadar
anlaylym. Eit temsili kabul ediyorum, 326 milletvekiliyle,
ellil milletvekiliyle, yirmi yedi milletvekiliyle, yz otuz
milletvekiliyle eit temsili kabul ediyorum ama ite bu
muhalefeti gryor musunuz? Btn sorumluluk bunlarda
deyip, kendi anayasa taslan getirecekti. Yani bakanlk
modelini bir oldubitti iinde getirecekti. Btn hesap buydu.
Ama ne oldu. Biz orada anayasa yapm konusunda samimi
olduk. Dier muhalefet partileri gerekten samimi bir yaklam
iinde oldular ve parlamenter sistemin aksayan yanlarn
onarmak noktasnda yasama denetimini icra anlamda harekete
geirmek noktasnda mutabakatlar saladk. Ama o
mutabakatlarn hi nemi yoktu. Bizim btn derdimiz bakanlk
taslan hayata geirmekti. Ondan sonra ne yaptk. Bakld ki bu
mmkn olamayacak, meclis bakan zerinden anayasa
komisyonu lav edildi. Orada meclis bakan makam da, ok
zr dileyerek ifade ediyorum, istismar edildi. Meclis bakan
orada kendi konumunun gereini yapmad, yapamad. nk
Trkiye pratiinde udur, bu temel gerei grelim: Trkiyedeki
demokratikleme, Trkiyede bu yndeki almalarn hepsi
sayn babakann planlarnn izin verdii lde hayata geebilir,
onun izni ve icazeti lsnde bu .almalar srdrlebilir.
Trkiye pratii, gerei budur. Bu temel gerei grelim, deerli
arkadalarm. 90. Maddeye ramen, ah u idar brokrasi, ah u
yarglar. Deil stadm, yle deil. Siz kalkp iktidar olarak on,
on bir yln sonunda o kadrolarla sabah akam oynuyorsanz,
onlarn gvencesini yok ediyorsanz, bunun sorumlusu yine
siyas iktidardr. Ne yapalm, biz yasa karyoruz, u brokratlar,
u yarglar deyip, iin iinden syrlamayz. O yarglarn
teminat ile neden oynuyoruz. O idar brokrasi ile neden bu
kadar oynuyoruz. Niye Hakk Manavlar zerinden orada idar ve
adl yapy iinden klmaz hale getiriyoruz. Burada siyas
iktidarn sorumluluunu bertaraf edemeyiz. Bakn, kamu
denetilii kurumu, insan haklar kurumu, anlatmak istediim u:

46

ahsnza gerekten sayg duyuyorum. Oradaki gayretinize sayg


duyuyorum. Ama bir iklimden sz ediyorum. Siz, nsan Haklar
Kurumu gibi, Kamu Denetilii gibi bireyi, siyas iktidara ve
kamuya kar koruma mevkiinde olan kurumlarda, dorudan
parti memuru anlaynda olan, hkmetin ajan konumunda
olan, organik balants olan grevlendirmeleri yaptnz zaman
kamu ajanlarn, hkmetin ajanlarn oraya grevlendirdiiniz
zaman o kurumlarn ilevini yapmas mmkn mdr? Ne oluyor
ondan sonra. te bakn, Kamu Denetiliinde eski iktidar
milletvekilini, ite falan ile ynetim kurulu yesini alp
getiriyoruz. Kamu Denetilii Kurumunda grevlendiriyoruz.
nsan Haklar Kurumuna tamamen hkmetin ajanlarn
getiriyoruz. Ne oluyor ondan sonra Kamu Denetilii Kurumu
Bakan? O gn, o itiraz dile getirdiimiz iin sylyorum. 17
Aralk Srecinde Zekeriya z ile arabuluculuk yapmaya gidiyor
Kamu Denetilii Kurumu Bakan. te kurumlar bu ekilde
tahrip edilir. Anlatmaya altmz bu. Kurumlarn, parti ve
cemaat memuru anlay iinde ilevini kaybetmesi byle olur.
Trkiye bunu yayor. Bunun yaratt tahribatlar yayor. Bu
temel gerekleri grmemiz gerekiyor. Bakn, gerekten kabul
edilemez dzenlemeler. Ne yapyoruz, hep kendimizi korumaya
ynelik dzenlemeler. Mevzuat Hazrlama Ynetmelii, Adalet
ve Kalknma Partisinin yapt en doru ilerden birisidir. ubat
2005. Ne kadar mkemmel bir taslaktr o. Ne diyor orada: Kanun
yapma aamasnda, tasarlarn hazrlanmas aamasnda uzman
kurululardan, evre rgtlerden gr alnmas, oulculuun
salanmas, ortak akln devreye girmesi, o yasalarn dilinden
tutun da onlarn belirli bir yasa yapma kalitesi. Bunlar
dzenliyoruz. Ama o dzenlemeyi yapan siyas iktidar, hibir
dnemde olmad gibi, sabah akam torba kanunla
mevzuatmz delik deik etti. Bugn uygulayclar,
mevzuatmzn iinden kamyor. Yarglar ve avukatlar iinden
kamyor. Ne yapyoruz ondan sonra. nk kural tanmyoruz,
hukuk tanmyoruz. Ne yapyoruz. 17 Aralk sreci ile ilgili
balantl olarak geliyoruz evre-etki dzenleme. Ad stnde
bunu il dzeyinde biliyorsunuz. evre mdr katlr,
mhendisler katlr, evre dzenleme raporu dzenler. Fizik,
kimya mhendisi katlr buraya. Ama bakar msnz tabloya?
Jeotermal Yasas ile ilgili bir yasann dzenlemesinde evreetki dzenleme yaplanmas; hava liman, nc kpr vesaire.
ET (evre- Etki Dzenleme) kimden oluuyor biliyor musunuz

47

arkadalar? Be bakandan oluuyor. Be bakan oturacak, deerli


arkadalarm; nc kpr ile ilgili havaliman ile ilgili o evre
konularnda, inaat mhendislii konularnda be tane bakan
karar verecek, deerli arkadalarm. Vahamete bakar msnz?
Ben ne anlarm; milletvekili olarak, bakan olarak fizik
mhendisliinden, inaat mhendisliinden ben ne anlarm.
Kpr olayndan ben ne anlarm. Geldiimiz noktaya bakar
msnz? Be bakan ETi oluturuyor, arkadalar. Byle bir
tablo gerekten tasavvur edilemez. Byle bir tablo kabul
edilemez. Bunlar grmek gerekiyor. Bunlar deerlendirmek
gerekiyor. Evet, Siyas Partiler Mevzuat derhal deimeli.
Anayasa Uzlama Komisyonunun birinci gn dedik ki; darbe
hukuku deimeli darbe hukuku. Sadece siyasi partiler mevzuat
deil; %10 baraj, polis vazife ve selahiyetleri, toplant ve gsteri
yryleri, darbe hukuku.bu darbe hukukunun deimesi
gerekiyor. En azndan bu ynde bir beyanda bulunalm, bir irade
ortaya koyalm. Ama ne oldu. ktidara mensup milletvekilleri,
Bize o konuda yetki verilmedi. dediler. Evet, size yetki
verilmedi ama kalkalm, bu konudaki irademizi ortaya koyalm.
Bu deiikliklerin yaplmas, o darbe hukukunun ortadan
kalkmas iin anayasa deiiklii de gerekmiyor. Onlarn
deitirilmesi iin mevcut anayasa maddelerimiz yeterli. Ama
yeter ki bu irade olsun. Ancak ne oluyor. Bir taraftan demokrasi
sylemi, dier taraftan darbe hukukundan besleniyorsanz
demokrasi olmuyor, deerli arkadalar. Teekkr ediyorum.
METN: Evet, biz teekkr ederiz.
BAL: Evet vaktimiz dar, ben de kendi szm kendim aldm,
arkadalar. yle bir cevap verme ihtiyac iinde deilim ama
doru bilgilendirme amacyla huzurunuzdaym. Anayasa
Uzlama Komisyonuna Milliyeti Hareket Partisi, en youn
destei veren ve en ciddi projeleri reten bir parti olarak temayz
etmi ve bu kamuoyu tarafndan kabul edilmitir. zgn
projelerimizi dier partilerle paylamtk, biz de dier partilerin
uygun grdmz dncelerini paylatk. Bildiiniz gibi
anayasa yapmnda be temel balk vardr: 1. Temel hak ve
hrriyetler 2. Genel dare 3. Yasama 4. Yrtme 5. Yarg. En ok
anlaabileceimizden balayalm dedik. yle baladk. Temel
hak ve hrriyetlerde nce krk sekiz sonra altm iki maddeye
kt. Ben eminim ki bu, daha da ok artard. Seksen civarna
kard, burada beraber altmz Sayn Kart da var, kma

48

ihtimali vard, ufak tefek nazlanma, ben bu adm atarsam teki


ne yapar gibi taktik manevralarla bu say altm, altm ikide
kald. Burada olumlu bir gelime kamuoyunda da ok
benimsendi. Hakikaten ok gzel de bir hazrlk yapld. Geldik;
genel idare, yasama, yrtme komisyonunun nne bir takoz:
Bakanlk sistemi. Kamuoyuna kyor, biz ekilebiliriz, siz
devam edin. Kardeim vazgeeceksen orada ne oturuyorsun. Ya
vazge, beraber yryelim ya da srarlysan ek git, bakas
devam etsin bu ie. Bylece komisyonu bir buuk yl oyaladlar.
En sonunda komisyon toplantlarna gelmediler. Komisyon
toplantlarn dzenleyen ynergenin 15. maddesi gereince
komisyonu datan parti hkmnde iken meclis bakan devreye
sokuldu. Uyduruk bir toplant yapld. Bu toplantda, Ben
liderlere gideceim dedi, Sayn iek. Gidip ne yapacaksnz
dedik. te, gittikten sonra devam ederiz. Biz uyandk, Milliyeti
Hareket Partisi olarak. Siz nereye gidecekseniz gidin ama
mteakip toplant tarihini belirleyelim. Adalet ve Kalknma
Partisi buna uymad. parti, mteakip toplant tarihini belirledi.
Ondan sonra toplantya gelmedii iin Adalet ve Kalknma
Partisi ekilmi sayld. Ama bunu kamuoyuna biz ilen
edemedik. Niye, nk Alo Fatihler vard. Deerli dinleyenler,
uzatmak istemiyorum. Laf buradan almken, basn; milletin
gzdr, dilidir, kuladr. Be duyu organnn toplumsal hayata
yansyan en nemli grevidir. Adalet ve Kalknma Partisi, basn
hrriyetini, 184 lke iinde Trkiyeyi 154. sraya drecek
kadar kontrol etmitir. Onun ihtiya duyduu kadar size bilgi
verilir. ki tek cmleden ibaret bir milletvekilinin, bir muhalefet
partisinin beyann Fasta GRR, Alo Fatih der, altyazdan
kaldrlr. Trkiyenin demokrasi anlay budur. Trkiyenin
kresel deerler karsnda durumu budur. Adalet, hi sormayn,
dnyann en ok gvenilen, btn demokratik lkelerde en ok
gvenilen kurum olmasna ramen Trkiyede on ylda %26ya
kadar dibe vurmutur, adalete gven. 2010 operasyonuydu,
bunlarn sebeplerinden bir tanesi. imdi, paralel diye ortadan
kaldrmaya alt, devlet diye nitelendirdii ve stiklal Sava
mesamesinde bir mcadele ykledii, Trkiyenin bana bir bela
ise bunu Adalet ve Kalknma Partisi yapt. Eer stiklal Sava
mcadelesi verilecek kadar nemli bir durum varsa ve bu bir
devlet mesamesinde ise ve devlet tarafndan yok edilmesi
gerekiyorsa bunun sorumlusu Adalet ve Kalknma Partisi. O
zaman git, bunun hesabn, anayasay ihlalden dolay Yce

49

Divana ver. yle bir durum da sz konusu deil. Ben bunlar


size anlatacaktm ama zaman iyi kullanamadm. Son olarak
cumhurbakanl seimi ile ilgili birka ey syleyeceim.
Sayn bakan, affetsin beni. u anayasa, 12 Eyll Darbesinin
rndr. Bunun geici birinci maddesi, bu anayasa
referandumda kabul edilirse, darbe lideri Kenan Evren de
cumhurbakan seilecek. Milletin baka ans yok. Bamzdan
gitsinler diye bu anayasay seti, referandumda kabul etti ve
Kenan Evren de cumhurbakan oldu. Bunun byle olaca
belliydi ve bu anayasada darbe mantndan sapma olursa baa
bir organ koyalm ki; o, direksiyonu, freni, debriyaj elinde tutsun
ve ona gre Trkiye, darbe mantnda yrsn. te bu nedenle,
bu anayasann 104. maddesi sanrm, madde numarasn yanl
hatrlamayaym, tam iki buuk sayfa cumhurbakannn
grevlerini sayar. Burada yasama grevi var, onlarca yrtme
grevi var, onlarca yarg grevi var ve toplam ve onlarca toplam
cmleler ierisindeki grevleri saydmz zaman tam otuz tane
grevi var. imdi Trkiye anayasay yapamad, msebbibi
Adalet ve Kalknma Partisinin anayasa yapmak istemeyiidir.
nk bu 12 Eyll Mant ile Trkiyeyi ynetecek, antada
keklik grd cumhurbakanl seimlerinde bunu kullanmak
istiyor. Sayn babakan diyor ki Ben yetkileri tam kullanrm.
Tam kullanrsa ne olur, tam Kenan Evren olur. imdiye kadar,
hibir cumhurbakan bu anayasada yazl yetkilerin %80ini
kullanmad. Hibirisi gidip bakanlar kuruluna bakanlk etmedi,
bir tanesi istisna, meclisin kard yasay yaynlamazlk
yapmad. Yani smen altnda ilerletmedi vesaire. imdi
Trkiyenin temel sorunu bu, en son olarak tabi, Sayn
Elkatma benim sonsuz saygm var. ok deerli bir insan ama
Trkiyenin bir sr sorunu olduu iin ifade ediyorum. Akam
televizyonlar izliyorsunuz, ayorsunuz, Adalet ve Kalknma
Partisi yok. Onu savunan onlarca adam var. onlarca televizyonda
profesr, doent, doktor, uzman, stratejist, analist falan, devletin
tm birimleri Adalet ve Kalknma Partisini savunmaya mecbur
veya mahkum veya kendini yle hissediyor. imdi Kamu
Denetilii Kurumu, hkmete kar vatandan hakkn koruyan
bir kurum, bunun iin kurulmutur. Demokratik lkelerde bu
nedenle vardr. Hkmete yanl yapyorsun, doru yapyorsun,
adamn hakkn yiyorsun demesi gereken bir kurumdur. Ama
bunca saygnlna ramen Sayn Elkatmn Ben
savunmuyorum, siyaset yapmyorum. diyerek savunmas da

50

benim amdan znt verici bir durumdur. Hepinizi saygyla


selamlyorum.
METN: ok teekkr ediyoruz, Sayn Bal. Sremizi olduka
am bulunmaktayz. Dolaysyla burada bitirmemiz gerekiyor.
Sayn konumaclara ben tekrar teekkr ediyorum. Sa olun.
SUNUCU: Saygdeer konuklar. Prof. Dr. Sayn Yksel Metin,
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Sayn Atilla Kart, Milliyeti
Hareket Partisi milletvekili Sayn Faruk Bal, Kamu Denetisi
Sayn Mehmet Elkatm ve Sayn Do. Dr. eref baya,
plaketlerini takdim etmek zere niversitemizin rektr Prof. Dr.
Sayn Hasan biciolunu sahneye davet ediyoruz.
SUNUCU: Deerli konuklar, srada on dakikalk ay- kahve
molas yer alyor. Arann ardndan oturum yine bu salonda
devam edecek.

51

52

AILI OTURUMU II
DNYASINDA YEN TRENDLER
Prof. Dr. Mesut ALBEN (Oturum Bakan)
Tm Sanayici ve Adamlar Dernei Genel Bakan,
Hasan SERT
Trkiye hracatlar Meclisi Yrtme Kurulu yesi,
Mustafa SATICI
Bat Akdeniz Kalknma Ajans Genel Sekreteri,
Tuncay ENGN
TRSAB Genel Sekreteri,
etin GRCN
SUNUCU: Sleyman Demirel niversitesi retim yesi Sayn
Mesut ALBEN, 1993 ylnda Ankara niversitesi Siyasal
Bilgiler Fakltesinden mezun oldu. ok sayda yerli ve yabanc
makalesi bulunan Mesut Albeninin Sosyal Bilimlerde Atf
dl, Bilim Teknoloji, Sanat Tevik ve Hizmet dlleri
bulunmakta. TMSAD Genel Bakan Doktor Sayn Hasan Sert
1961 ylnda Akehirde dodu. Lisans Eitimini 1981 ylnda
Gazi niversitesinde tamamlad. 1985 ylndan itibaren Ankara
niversitesi ve Gazi niversitesinde retim yelii
grevlerinde bulundu. 2009 ylnda TMSAD Genel
Bakanlna seildi. Halen Gazi niversitesinde retim yesi
ve TMSAD Genel Bakan olarak grev yapmakta olup evli
ve bir ocuk babasdr. BAKA Genel Sekreteri Sayn Tuncay
ENGN 1966 ylnda Ispartada dodu. 1987 de Anadolu
niversitesi Sosyal Bilgiler Fakltesi Kamu Ynetimi
Blmnden mezun oldu. Avrupa Birlii konularnda pek ok
almada grubunda yer alan Tuncay Engin, iyi derecede
ngilizce bilmekte olup leri Bakanl Strateji Gelitirme
Bakanlnda Stratejik Ynetim Daire Bakan olarak grev
yaparken BAKA Genel Sekreterliine atand. TRSAB Genel
Sekreteri Sayn etin GRCN, 1959 ylnda Batmanda dodu.
1989 ylnda ntermed Turizmi kurdu. Halen yarm braktklar
stanbul niversitesi Hukuk Fakltesinde eitimlerine devam
etmekteler. Evli ve ocuk babasdr. Dnyasnda Yeni
Trendler konulu oturumu balatmak zere sz Sayn Oturum
Bakanmz Prof. Dr. Sayn Mesut Albeniye brakyoruz.

53

ALBEN: Saygdeer panelistler, saygdeer konuklar,


ikincisini dzenlemekte olduumuz Uluslararas Davraz
Kongresine al gn, Dnyasnda Yeni Trendler balkl
ikinci oturumumuza hepiniz ho geldiniz. imdi, gnmzn
dnyasnda yeniliklere ayak direyen, retimde, tketimde, i
hayatnda, hasl her alanda yeni trendler fark edemeyip buna
ilikin hazrlklar yapamayan firmalarn ayakta kalmalar
hakikaten olduka zor. Bu sreci kavrayacak olanlar ise
Schumpeterin ifadesiyle Yeniliki Kahraman Giriimciler.
Dolaysyla, oturumumuzda yeni trendler erevesinde kahraman
giriimcileri temsilen ilk panelistimiz TMSAD Genel
Sekreterimiz, Sayn Genel Bakanmz Sayn Doktor Hasan Sert.
ok ksa bir tantaym isterseniz. kinci panelistimiz;
biliyorsunuz artk merkezi planlarn yerini blgesel planlar
almaya balad. 2008 Nobel Ekonomi dl sahibi Paul
Krugman, kendisine dl getiren almasnda, corafi
kmelenmelere dikkati ekti. Dolaysyla, yerel pazar iin kk
lekli retimin yerine dnya piyasalarna ynelik byk lekli
retim yapan firmalarn ne kacan ifade etti. Bu balamda,
biz Genel Sekreterimiz Sayn Tuncay Engini panelimize davet
ettik. Son panelistimiz ise TRSAB Genel Sekreterimiz Sayn
etin Grcn. Gnmzn dnyasnda hizmet sektr hzl bir
ekilde ulusal gelirden pay alyor. Dolaysyla, seyahat sektr
bunun ierisinde olduka gelien bir alan. Seyahat etmeyen i
adam, rekabet edemeyen i adam gnmzde. Dolaysyla,
mobilite, hakikaten anahtar kavramlarndan bir tanesi. Sayn
Grcn de yeni trendler balamnda iinde bulunduumuz
seyahat sektrn temsilen aramzda bulunmakta. Ben, ilk
panelistimiz olan Trk Sanayici ve Adamlar Dernei Genel
Bakanmz Doktor Hasan Serti konumalarn yapmak zere
mikrofona davet ediyorum.
SERT: Sayn bakan ve sayn genel sekreterimi selamlyorum.
Benim bu krsde nc konumam ama biraz tabi toplant
atmosferine baktmz vakit sanki biraz son olsa daha iyi olacak
gibi hissediyorsunuz. Bugn sabahtan beri, bu tarafa izliyorum
toplanty. Ama olarak, hedef olarak, gelecein tasarm olarak,
ierik olarak ka dolu dolu toplantnn geeceini tahmin
ediyorum fakat son andaki performans dklnden dolay
biraz bu dncelerimi yitirdim. Davosa alternatif bir toplant
yapmay planlyoruz. Davos ne demek? Btn dnyann kalbinin
att, krk tane babakann, krk tane cumhurbakannn

54

katld, st dzey katlmcnn katld st dzey toplant var


ve btn dnyann ekonomisini planlamaya alyorsunuz. Yeni
dnya dzenini kurmaya alyorsunuz. Yeniden oralara ekil
gtrp dnyaya ekil vermeye alyorsunuz. Oradaki ifte
vergilendirmeden tutun ktalar arasndaki ticareti ve 75 trilyon
dolar aan dnya btesine ekil vermeye alyoruz ama bunlar
arasndaki sorunlarn gerek ideolojik sorunlar, lkeler arasndaki,
ktalar arasndaki ticari ve siyasi sorunlar zmeye alan bir
toplant olarak alglyoruz. Bizim burada da, Davraz
Kongresinde de ksmen ona yaklamaya alyoruz. Ama tabi
inallah yeniden bunlara format atlacak, toplantlara, yeniden
g kazanlacak, yeniden bytlecek. Ama snmeyen ileriye
doru mesafe alacak bir toplant olmasn temenni ediyoruz. Tabi
bu toplantda sizin amacnz gzel, hakikaten gzel balklar var.
Yani ben istiyorum ki buradaki btn akademisyen arkadalar
rencilerini tka basa yaka paa getirsinler, bunlardan istifade
etsinler, rensinler. Bu, gnlk; buradaki kongre ve
konferans sunumlar dolu dolu geecek ama ok nemli
olmadan, insanlar zamanlarn darda harcyorlar. Burada da
birazck eyimizi kullanalm. Ve o gzel konulardan istifade
etme avantajlar yakalayalm. nk buradaki konferansa gelen
insanlar en az bir gn harcyorlar. Yani ilgi duyulmayacaksa
yaplmamas lazm. Dolaysyla ilgi duymak durumundayz bu
toplantya, bir. ki, imdi tabi her eye ramen biz gzel
almalar biraz, stten tereya kartmay baarabilmek lazm
ve olumsuz artlarla bir verimlilii yakalayabilmemiz lazm.
Bundan dolay da bir takm almalar kartabilmemiz lazm.
imdi buraya gelmiken, tabi bir dnya konjonktrn, Trkiye
konjonktrn, uluslararas ekonomi nasl dnyor; Trkiye
ekonomisi nerde, nereden gelip nereye gidiyor; onlar inceleyip
ona gre bir, hem ekonomimize hem kendi dncelerimize bir
format atmak gerekir diye dnyorum. Biraz nceki oturumda,
ayr partinin ayr yetkili insanlar; kald ki ben de onlarla
anayasa komisyonu almalar ierisinde biz de sivil toplum
kurulular olarak bulunduk. Ve STKlar olarak Sivil Toplum
Kuruluunun temsilcileri ve genel bakan olarak bizden de gr
istediler ve btn Trkiyeyi, aa yukar 13-14 tane ili o illerde,
her ilde de anayasa komisyonun dier yeleriyle birlikte dolatk.
Ve nasl anayasa yaplmas lazm bu Trkiyenin dze kmas
iin diye almalar yaptk. Ben de o almalarn iindeydim. O
almalar yaparken de bir ok eletiriler yapld; herkes

55

birbirine yapt. Ama burada da bir yetki vermi devlet, hkmet,


millet, insanlar, bize bir yetki vermi: Gelin, anlan, u ii yapn
diye. Yani orda toplanan 8-10 kiilik bir heyet var, anayasa
komisyonu heyeti, o ona suu atyor o ona suu atyor, o ona
atyor. Biz bunu istemiyoruz ki; biz u problemi zn diyoruz.
Ben i dnyasnn temsilcisiyim; ben Trkiyedeki 5-6 tane
byk i dnyas temsilcilerinden derneklerinin bir tanesinin
genel bakanym. Ve her partiye de eit uzaklkta durmam
gereken bir konumum var. Ben Ak Partiyle de MHP ile de CHP
ile de BDP ile de eit durmak zorunda olan ve bunlarn da sistem
ierisinde grev yaptna inanan; bunlarn da her birinin bu
memleket iin bir deer olduunu bilen insanlardanm. Ama biz
bu insanlara yetkiyi verdik, hadi dzeltin u anayasay, yapn;
dzelelim, dze kalm. Bir frsat yakalad Trkiye. Yz ylda
bir kendi anayasasn yapacak. Bir sivil anayasa yapacaz.
Nedir, sekiz kii bir araya gelip bir sivil anayasa kartamadlar.
Ne olacak imdi bu memleketin hali? Bunu anlatrken imdi ey
aklma geliyor; rahmetli Blkba vard, MHPnin eski genel
bakanlarndan Sayn Blkba. Bir gn meclise geliyor,
mecliste krsye kyor. Tabi ondan nce yaplm bir sr
olaylar var. Olaylarda 450 milletvekili var. 6 ay 7 ay Trkiye
Byk Millet Meclisi bakann seemiyor. Tur atlyor, tur
atlyor, tur atlyor, 225 oluyor, 226 olmuyor. 226 olsa hkmet
kurulacak, meclis bakann seecek, Trkiye dze gelecek. Ama
seimler yaplyor, 225, 225 falan. Krsye geliyor Sayn
Blkba diyor, 450 tane l, 225 tane mezar ta, ne yapsn
Blkba? imdi bu vatanda da ne yapsn? Vatanda yetkiyi
vermi; arkada diyor, anayasa komisyonu kurduk yapn, neyi
yapyorsunuz? imdi o, Ak Parti, MHPyi CHPyi suluyor;
BDP tekini suluyor; teki tekini Ondan sonra bu
vatandan ii ortada kalyor. Halbuki yle olmamas lazm.
Herkes azami fedakarl yapacak ve nne bakacak, ileriye
doru koacak. Neden bunu sylyorum? u ana kadar sayn
bakanlarmz TRSABn genel bakan, genel sekreter
arkadalarmz, kalknma ajans bakanlarmz hep uluslararas
kimlii tayan insanlarz. Ben 54 tane lkeye gittim. Birok
yerlerde almalar yaptm. Dnyann birok sivil
organizasyonlar iinde bulundum. Uluslararas dllerimiz
oldu. Ortalamann dnda bir dnyay alglama perspektifimiz
var. Orada anladmz u; Trkiye kendini toparlasn, kendini
kalkndrsn, kendini glendirsin, ki o gl, o kalknm

56

Trkiye bizi kalkndrr; bizim elimizden tutar. Biz bu grevi size


veriyoruz diyor. zellikle son bir yldr Trkiyenin bandan
geen olaylardan sonra ben her gn birka tane heyeti Trkiyede
aarlyorum; kendim de her hafta, iki haftada bir mutlaka birka
yurtd seyahatim var ya da yurtd heyetlerle buluuyorum. Ve
onlarn bize syledii bu: size, diyor, bir ey olmasn; Trkiyeye
bir ey olmasn. Trkiyeye bir ey olursa hepimize bir ey olur.
Trkiye ayakta dursun. Trkiye byk olarak dursun. Bize bir
ey olursa Trkiye bizi ayaa kaldrr. Ama size bir ey olursa
hepimiz toplansak da Trkiyeyi ayaa kaldramayz, diyor o
lkelerin vatandalar. Bunlar iinde gayri Mslim lkeler de var,
Hristiyan lkeler var, Yahudi lkeler var, Mslman lkeler var.
Dolaysyla, imdi, btn dnya milletleri bize byle bir grev
bimiken bize byle bir sorumluluk vermiken bize byle bir
alan amken biz burada sekiz kii bir araya gelip drt kii bir
araya gelip anayasay yapamyoruz ve o kendine br brne
geiyor br brne sylyor. Bu bizim iin kar yok deil.
Peki biz ne yapacaz imdi? Biz imdi, bu salondakiler, bizim
gerek sermayelerimiz. Entelektel, birikimli sermayelerimiz
olan bu salondakiler. niversite hocalar, niversite rencileri,
akademik insanlar, yazarlar, izerler, devletin nemli
kurumlarnda sekreterliklerde alan arkadalar. Biz daha nce
birok konferansta da belirttiim gibi, bizim belgelerin bir ksm
Trkiyede olacak, kendi irketimizde olacak, kendi iyerimizde
olacak, kendi kurumlarmzda olacak, bir ayayla da btn
dnyay radar gibi gezen, radar gibi takip eden, radar gibi btn
dnyada olup biten akademik ileri gren, ticari ileri gren,
siyasi ileri gren bir yapmz olmazsa biz k yakalayamayz.
Trkiye yz ylda bir frsat yakalamtr. Trkiye bir kalknma
frsat yakalamtr. Trkiye bir gelitirme frsat yakalamtr.
Trkiye bir etki alan oluturmutur. Trkiye bir etki alannn
olumasnda nemli bir rol oynamtr. Bu rol iyi oynayp bu
karamsar tablolardan kp biz ne yapmamz lazm? Nerede
durmamz lazm? Dn neredeydik, bugn nerede olacaz, yarn
hangi grevleri stleneceiz, bir komisyon zerine almas lazm.
Bunun yaplmas iin geldiimiz nokta ok nemli bir nokta.
Bugn Trkiyede, dne gre, hakikaten; dn de her eyimiz ok
iyi deildi. Dn de sa-sol atmalarndan onlarca, yzlerce,
binlerce gencimizi biz topraa gmdk. Biz dn de Alevi-Snni
atmalarnda birok skntlar ektik. Dn yine baka
atmalarda skntlar ektik. Bugn PKK skntlarndan dolay

57

birok bedel dedik. Bunlara deer miydi? Biz birbirimizle


karde olamayacak myz? Biz birbirimizin gzne bakamayacak
myz? Biz birbirimizin elini tutamayacak myz? Biz hedefe
doru yrmeyecek miyiz? Yryemeyecek miyiz? Biz bunlara
format atmamz lazm. Biz bunlar yaparken dn Trkiye
ayakkab ivisini yapamayan, iskarpin ayakkab retemeyen bir
Trkiyeden bugn hamdolsun gzel noktalara doru yakalam
Trkiyeyi gryoruz. Gelecekte de, yz yldr bir hedef
koyamadmz ama ilk defa bir hedef koyduumuz ve 2023
ylnda dnyann on byk ekonomisinden birisi olacam diye
ortaya kan bir Trkiyeyi oluturmak zereyiz. Bunun iin biz,
birbirimizin mutlaka elini tutmak zorundayz. Hangi gruptan,
hangi siyasi yapdan hangi cemaatten hangi sosyal dnceden
hangi siyasal dnceden olursa olsun o onun zelidir. Ama ben
lke iin, millet iin, memleket iin, insanlar iin biz el ele
tutumalyz deyip hedefe doru yrmek zorundayz. Bugn
geldiimiz nokta mhim bir nokta. Dnyann on yedinci byk
ekonomisi olmak; otuzlardan, otuz ikilerden, yirmi sekizlerden
on yediye dmek, hepimizin aslnda yaam tarznda olumlu
gelimeler salad. Hepimiz daha iyi artlarda yaar olduk.
Fakirler ok daha st seviyeye doru kabildiler. Belki bu
konuda skntlarmz hala devam ediyor Trkiyede. Ama daha
iyi artlarda yaadmz hep beraber gryoruz. Dn 30-32
milyar dolar ihracat yaparken bugn 153 milyar dolar ihracatn
yansmalar hepimize geliyor. Ama bu da yetmiyor; 500 milyar
dolar ihracat yapacaz diye bir fikir birliine vardk.Ki devlet,
hkmet, siyaset, partiler, btn BKAbtn STKlar bir araya
geldik, kol kola girdik. Ve biz bu lkeyi yklenip o ekonomik
gc alp o siyasi iktidarlar da iinde barndrp btn dnyada
mhim grevler stlenecek bir yapya doru gidelim diye
dndk. Bu noktay yaparken, bu 153 milyar dolar liralk
ihracatn sadece 57.400 ihracatmzla gerekletirebildik. Bizim
gcmz ona yetti. 57.400 cengaver ocuk, kt bu lkeden, ite
bu insanlar gibi, srtna antalarn aldlar. antalarna
pijamalarn, di fralarn koyup yurt dna ktlar. Ve dil
bilmeden, bror anlamadan, katalog anlamadan, bir rehber
olmadan 153 milyar dolarlk ihracatn yakaladlar. Bizim de daha
iyi, lkenin insanlarnn daha iyi yaayacak ihracat kltrn
oluturmaya altlar. Ama bu yetmiyor. Bu mutlaka 100.000
ihracatya doru kmas lazm. Bunun 100.000 ihracatya
kmas iin bizim midimiz de sizlersiniz. niversiteler,

58

retim yeleri, akademisyenler, ticaret yapan insanlar ve


ihracatlar. Yani inovasyona ynelik, evet ben de bu fonksiyonu
almak istiyorum, ben de burada grev almak istiyorum, diyen
arkadalar. Yani, biz hepimiz, topyekun, bir darya bakan
yzmz, ihracata dnk yzmz olmas lazm. Bu noktada
Trkiyede byk almalar yaplyor. imdi devletin btn
kurumlarnda ihracatya ve iyi i gelitirmek isteyen insanlara
nemli destekler var. Kalknma ajanslarnn nemli almalar
var; KOSGEPin nemli almalar var; bilimsel TBTAKn
nemli almalar var; Kalknma Bakanl, Ekonomi Bakanl
ondan sonra Sanayi Bakanlnn ok zel dlleri, ok zel
almalar, ok zel destekleri var. Bunlar kefedip kendi
firmalarmzla btnletirip proje yapmasn renip mutlaka biz
darda ne olup bitiyor bunlar anlamak, bunlar sorgulamak,
bunlardan pay almak zorundayz. te dnya ticaretinde bu 75
trilyon dolar civar olan ticaretin iinde, koskoca bir 75
milyonluk lkede %1 bile ticaretimiz, ticarete etkimiz yok.
%0.86 civarndaki dnya ticaretindeki paymzn, mutlaka %1 ya
da %1.5lere tayp lke insannn bugn alm olduu gayri safi
hasladaki 11.000 dolarlk kii ba gelirin mutlaka 15-16-20 bin
dolara kartmak zorundayz. Bu, hepimizin ortak bir amac
olmas lazm. Bunlar yaparken bizim yeni ihracatlar, yeni
inovatifdnceleri, yeni tarzlar, yeni sistemleri devreye sokmak
zorundayz. Orta ya grubu insanlarmzda ileriye bakan pek; orta
ya grubu ve yal insanlarda bilgisayar kullanm, yabanc dil
kullanm ok olmad iin, byk bir dezavantaj olarak zorla ya
da geleneksel klasik yntemlerle ancak ticareti yapp d dnyay
tanmaya alyorlar. Ama bizim, bizden sonraki nesillerde,
gen nesillerde, hem bilgisayar kullanma hz hem internet ve
uluslararas camiada sz alma hz, yabanc dil bilgisi fazla
olduu iin bizim midimiz biraz onlarda. Yani, sizlerde. Hem
niversitelide hem de genlerde. Ki biz bu gne kadar,
inovasyona ynelik, yenilikilie ynelik, verimlilie ynelik ve
kresel iletmeler kurmaya ynelik ve kmelemeye ynelik
projeleri yapmak, yrtmek ve kalkndrmak zorundayz. Bunlar
yaparken devletin imkanlarnda, baknz imdi, nemli avantajlar
var. Bunlar kefedip kendi iletmelerimizde btnletirmek
zorundayz. u anda Trkiyenin ihracat rakamlarndaki kilo ba
geliri 1.5 dolar civarnda. Bunu, mutlaka, 4-5 dolara kartmak
zorundayz. Avrupada 7-8 dolara kyor, baz sektrlerde 10-12
dolara, baz lkelerde, kyor. Japonyada 13 dolar am

59

durumda. Biz akl, rnlerimizin zerine koymak zorundayz.


Biz teknolojiyi, inovasyonu, yapm olduumuz rnlerin,
bilgilerin zerine koymak zorundayz. Kim olursa olsun,
niversitede akademisyenin de bunu koymas lazm; ticaret
yapann da bunu koymas lazm; havuz yapann da bunu koymas
lazm; baka bir insann da bunu yapmas lazm. Dolaysyla,
bunlar yaparken devlet de neler yapyor, onlara da bakmamz
lazm. Mesela imdi, kmelenme diye bir ey yapmaya alyor
devlet. Sanayi Bakanl ierisinde deiik projeler uyguluyorlar.
Bu projelerde, bir araya gelen sektrlere, zel destekler
veriyorlar; %60-70 ini, o projeyi tamamen destekleyip alnyor
bu paray, kurun ve yryn, bytn. Orada sektr oluuyor; o
sektrde btn lkeyi srtlayacak yeni alanlar oluturalm. Bu
imdi mhim almalar. Mesela gelecek hafta ierisinde,
Trkiyenin verimlilik haftas balyor. Ve pazartesi gn
Ankarada Sanayi Bakannn da katlaca o verimlilik
komisyonlarnda, seici kurullarnda bizler de varz. Orada bir
takm dllerimizi de vereceiz arkadalara. Trkiyenin en
nemli firmalarn ya da en inovatif, en verimli alan firmalar,
sistem getirmi firmalarna verimlilik dlleri verilecek. Basnda
da bunu greceksiniz. Dolaysyla biz, yaptmz iin nerde
olduunu, nerde durduunu, nereye gittiini, nasl yaplacan
kefetmek zorundayz. Burada dnya lkelerine baktm vakit,
iki yz aan dnya lkeleri ierisinde, Trkiye hakikaten iyi bir
noktada. talyadan tutup ine kadar o corafyann ierisinde
gzmzn nne getirelim, yani sanayi retimi yapabilen
neredeyse tek lke biziz. inden talyaya kadar; Bat Avrupay
saymyorum nk Bat Avrupa zaten btn dnyaya endstri ve
sanayi rnleri satan, yksek teknoloji satan bir durumda. in ve
Japonya bunu yakalad, Amerika da. Ama bu orta corafyada
bizim avantajlarmz var. Trkiyenin rettii her rn hem
kaliteli hem ucuz. Devlet bunu kefetti, insanlar bunu kefetti.
Bizden imdi bu avantajlar kullanp; bir de Trkiyenin bugnk
gelmi olduu konjonktrde 62 lkeye vizesiz gitme avantaj
uygulanp herkes gidip oralarda bir ey yapacak duruma
gelebilir. zellikle okumu insanlarn, dnyay analiz eden
insanlarn mutlaka darlara doru kp d dnyayla temas
kurmas lazm. Yani akademisyenler, d dnyadaki
akademisyenlerle, i adamlar d dnyadaki i adamlaryla, STK
lar d dnyadaki baka lkelerdeki baka ktalardaki STK larla
diyaloglar kurup oradaki yaplar glendirici, oradaki Trk

60

imajn, Trkiye imajn kuvvetlendirecek almalar mutlaka


yapmak zorundayz. Ben burada Trkiyenin, biraz nceki
izilen tablolara gre, ok karamsar bir tablo olmadn, bugn
dne gre daha iyi olduumuzu, yarn daha iyi olacamz
dnyorum. Ama bunu birlikle, beraberlikle ve huzur ve
istikrarla yapacamz dnyorum. Son sz olarak herkesin
birbirinin gzne bakmas gerektiini, ellerinden tutmas
gerektiini; Nasl i birlii yapabilirim? Senin u zelliinden
dolay sen bana uymazsn demekten ok, zelin sende dursun, o
orda kalsn; ama gelin birlikte bir proje yapalm diyecek
insanlarn oalmas gerektiini; az olan ortak noktalarmz
oaltarak daha ok ibirlii yapmay, uluslar aras irketleri
kurmay, herkesin bir segment almasn dnyorum. Kk
dnen i adamlar orta boy dnyor, orta iletme durumuna,
orta iletmeleri byk iletme konumuna, byk iletmeleri
ulusal iletmelerimizle, uluslararas hale getirecek almalar
hep birlikte oluturabiliriz diye dnyorum. nmzdeki,
gelecek bir yl gerekten i dnyas iin, bizler iin de, siyaset
iin de, devlet iin de, hkmet iin de kritik olduunu
dnyorum. Ve burada herkesin aklselim olacan
dnyorum. Siyasi atmalarmzn bir fayda getirmeyeceine
inanyorum. Ve baka lkelerin bizden beklemi olduu, o, gelin
burada yatrm yapn, ticaret yapn, yol yordam gsterin,
tlerini ykmamak adna bizim kendi iimizdeki i dengeleri
nce oturtup gerekten, o birlik beraberlii ruhumuzda salayp
iletmelerimizde, ailelerimizde, evremizde salayp ok iyi
noktalara doru gideceimizi dnyorum. Gelecek bizim iin
nemli. Dnyada bir ok toplantlara katldk. Dnyada deiim
liderleri zirvesine katldk. Yeni balanglar iin ortak bir araya
getirecek yeni projeler toplantlarna katldk; Amerika
babakanndan tutun Japonya babakanna kadar bir
oktoplantda beraber olduk. Ama orada da gryoruz ki Trkiye
gelecekte sz sahibi olan ve yldz parlak bir lke olduunu
gryoruz. 2025 in de 2055 in de gerek kahramanlarnn
Trkiye olduunu dnyorum. Ama burada bizlerin potansiyel
kullanmay baarabilmemiz becerebilmemiz lazm. Sizler
neyseniz; her biriniz ayr ayr eitim alm ayr ayr arlk
merkezleri olan insanlarsnz; neyseniz hukukuysanz,
siyasalcysanz, mhendisseniz tpysanz, di hekimiyseniz,
sosyal bilimciyseniz, ihracatysanz, renciyseniz bunun en
iyileri olabilirsiniz ve btn dnya apnda bu markalar, marka

61

olacak almalar, kendi alannzdan balayp yapabilirsiniz.


Biz, sizlerden byle kahramanlklar bekliyoruz; bizler de bunlar
yaptk, yapyoruz. Bizin jenerasyonlarmz bunlar baaryor.
Sizler bunlar ksmen baardnz. Ama hepimiz birlikte
baarmamz lazm ve lkemizi glendirmemiz lazm. Bu lke,
devlet sizlerden oluuyor, bizlerden oluuyor; hepimiz bir araya
gelirsek gl bir toplum oluuyor. Hepimiz bu gl toplumu
oluturmak adna fedakarca almalyz. Hepinize sayglar
sunuyorum, teekkr ediyorum.
ALBEN: TMSAD Genel Bakanmz Sayn Doktor Hasan
Serte vermi olduu bilgilerden tr teekkr ediyoruz.
zetlemek gerekirse, Trkiyenin byk lke olma hedefi
dorultusunda, 2023 vizyonunu da esas alarak birlik beraberlik
erevesi ierisinde farkl kesimlerin neler yapmas gerektiine
ilikin genel bir tablo izmeye alt. Teekkr ediyoruz. kinci
konumacmz olarak da Bat Akdeniz Kalknma Ajans Genel
Sekreterimiz Sayn Tuncay Engini, ben krsye davet
ediyorum.
ENGN: Deerli bakanm, deerli panelist arkadalarmz,
sayg deer katlmc dostlar, genler, arkadalar,
akademisyenler, hepinizi saygyla selamlyorum. Akam vakti,
son oturumda olmak bir dezavantaj. Doktor Hasan Sert,
TMSAD bakanmzn sitemine ksmen katlyorum. Tabii ki
hakl. u an iin kahvede oturmaktan, oyun oynamaktan ok daha
gzel bir toplant, bu toplant, ierii itibariyle. Ben kk bir
dzeltme yapmak istiyorum; sunumda Anadolu niversitesi
mezunu gibi bir ifade kullanld. Ben Ankara niversitesi,
Siyasal Bilgiler Fakltesi, Kamu Ynetimi Blmnden 1987
ylnda mezun oldum, kk bir dzeltme. Anadolu
niversitesini kmsemek adna deil; sadece doruyu
sylemek iin ifade ediyorum. imdi, ekonomide yeni araylar,
yneliler konu balmz; yeni yneliler, eilimler,
ekonomide. imdi Trkiye, ekonomi politikasn 1923 ten 1950
ye kadar merkeziyeti bir anlayla yrtt. Neden yle yrtt?
nk yeterince savatan km, savalardan km bir devlet
var; yeterince sermaye birikimi yok; yatrm yapacak burjuvazi
denilen snf oluamam. Dolaysyla yatrmlarm merkezi
olarak yaplmas, devlet tarafndan bizzat yaplmas;
Smerbanktan EtiBanka kadar pek ok alanda, demiryollarna
kadar. Btn yatrmlar, devlet eliyle yaplr olmas gerekmi, 50

62

ye kadar. 1950 den itibaren serbest ekonominin ilkeleri, Trk


ekonomi tarihinde nemli olarak uygulanmaya baland. 1960
ihtilalinden sonra, 61 anayasas ile merkezi planlama anlay
getirildi ve bu kapsamda, Devlet Planlama Tekilat kuruldu.
Kalknma modelleri, 5 yllk kalknma planlar eklinde organize
edildi. Ve en son 2013 tarihine kadar 9. kalknma plann
uyguladk. u an iin 10. kalknma plan, 2014-2018 yllarn
kapsayan kalknma plan yrrlkte. imdi kalknma planlar
neden oluturuluyor? Devlet, merkezi hkmet, ekonominin
dinamizmini ve gelimesini salamak iin, merkezi
dzenlemeler yapmak, ekonomiye yol ve yn vermek, ana
ilkelerini, yol haritalarn izmek eklinde uygulanan bir model.
Fakat Trkiyenin kalknmasna nemli katklar salamak,
zamanla birlikte, bu merkezi planlar, yeterince istenilen etkiyi
uyandramad lkede. Neden? nk Ispartann Keiborlu
ilesinde veya Akehirin bir kynde, yaplacak yatrmn dahi
Ankaradan onaylanmas gerekiyor. Byle bir model olamaz.
Orada yaayan insanlar var, yneticiler var, belediye bakanlar
var, sivil toplum kurulular var, deil mi? Valiler var, il genel
meclisleri var, belediye meclisleri var. Bunlar karar veremiyor.
En basit, kyde yaplacak 3000 TL lik yatrm Ankaradan
onaylanyor. Byle bir yap. Bu yapnn yeterince baarl
olamad ve brokratik engellerin ve skntlarn yeterince
ekonomik ivmeyi salayamad aka anlald, uygulama ile,
tecrbe ile. O zaman dnld ki dnyada nasl modeller var.
Bu,
aratrld. Dnyada, blgesel kalknma modelleri
1930lardan itibaren var. Amerika Birleik Devletlerinde 1933
ylnda, belli bir blgeyi kapsayan, birden ok ili kapsayan
blgesel kalknma ajanslar kuruluyor. 1933. Bakn dnyann en
gelimi lkesi, 1933. 50lerden itibaren tm Avrupada hemen
hemen btn gelimi Avrupada kalknma ajanslar, kalknma
modeli olarak uygulanyor. Blgesel kalknma ajanslar. Neden?
nk yerelle ilgili gelimeleri, kalknma anlayn,
uygulamalar, ncelikleri, destekleri, tevikleri, btn
uygulamalar yerel kendisi yapsn. Kendisinin de karar
mekanizmalarnda olduu, karar verici olduu, uygulayc ve
denetleyici olduu bir yap olsun. Byle bir yap, hzl ivme
kazandrm tm bat lkelerinde, hepsinde var. Finlandiyadan
tutunuz, Fransa, talyaya, Almanyaya, Japonyaya,
Avustralyaya kadar, Kanadaya kadar. Kalknma ajanslar
modeli, blgesel kalknma ajanslar. imdi byle gzel modeli

63

gren hkmetimiz 2006 ylnda, bir kanun ile kalknma


ajanslarn kuruyor. Hizmet bakmndan, yerinden ynetim
kuruluu olarak kalknma ajanslarn kuruyor. Ve bakanlar
kuruluna peyderpey kurulmas iin yetki veriyor. 2006 da iki tane
ajans kuruluyor, 2008 de sekiz tane, 2009 ylnn 8 Temmuzunda
da on alt tane dier kalan ajans kuruluyor. Trkiyede u an
yirmi alt tane kalknma ajans var. imdi kalknma ajans ne?
imdi aklamam gerekiyor. Yerel kalknma modeli, yerelden
kalknma modeli olarak aklamamz gerekiyor. imdi bakn, iki
tr ynetim anlay var dnyada: bir kamu sektr, iki zel
sektr. Bir de ne diyoruz son zamanlarda, nc sektr diyoruz.
nc sektr nedir? Sivil toplum kurulular; halkn kendi
temsilcilerini setii mekanizmalar. Turizmle ilgili TURSAB,
ziraat odalar, TMSAD gibi iadamlar organizasyonlar. Yani,
bunlar varken niye birileri tepemize gelsin, sadece bizi ynetsin,
biz de uyalm? ok yanl. Merkezi ynetim anlay ok yanl;
yerelden kalknma modeli ok iyi. Kalknma ajanslarn deiik
bir yaps var, bunu anlataym ok ksaca. Ondan sonra sremi
amayacam, onu da taahht ediyorum hocam. Ynetim
kurullar var kalknma ajanslarnda, ynetim kurulu. 12 tane
ynetim kurulu yemiz var bizim; ilin valisi var, ticaret ve
sanayi odas bakan var, belediye bakan var ve il genel meclisi
bakanlar var. Bakn, vali, devlet ve hkmetin temsilcisi;
belediye bakan, seilmi halkn temsilcisi; ticaret ve sanayi
odas bakan i dnyasnn seilmi temsilcisi; il genel meclisi
de merkezi belediyenin dndaki ile ve kylerin seilmi
temsilcisi. Ne kadar katlmc bir yap. Her zaman ortak karar
veriyorlar. Hibirinin birbirinden stnl yok. Eit oy hakkna
sahip bir yap. Bunun dnda yz kiiden oluan kalknma kurulu
var, yz tane kurum temsilcisinden oluan. Bunun iinde sivil
toplumlar, i adamlar dernekleri, yerel ynetimler, niversiteler,
belediyeler, kamu kurumlar var. Bakn bunlar, yz kiilik bir
kurul; ylsa defa toplanyorlar. Blgenin gelimesine ilikin
kurulular, neriler ve projeksiyonlar tartlyor, irdeleniyor,
raporlanyor ve raporlar halinde gerekli makamlara ulatrlyor,
uygulayclara, bizlere ve dier bakanlklarmza. Byle bir yap,
yerel yap yani. Bir de genel sekreterlik var, ben onun
bandaym, yrtme biriminin bandaym. karar birimi var,
ynetim kurulu; danma organ var, kalknma kurulu. Byle bir
yap. imdi biz 2010 yl temmuzunda baladk, kabaca, 2010 yl
temmuzunda. Yeni kurulmu olmamza ramen; bir de personel

64

yaps ok dinamik, uzmanlardan oluuyor, ok iyi dzeyde dil


bilen uzmanlardan oluan bir personel yaps var ve yksek puan
alm, Trkiye derecesi yapm genlerden oluan bir personel
yaps var. imdi byle bir yap tarada, Osmanl dahil hibir
dnemde olumam. Merkezi Ankara, stanbulda olumu,
merkezi yerlerde, byk ehirlerde. Ama bir Ispartada bu kadar
bir beyin gc olumam. imdi niversitelerimiz var tabi beyin
gc olarak ama onlar uygulama deil, bilimsel almalar,
aratrmalar yapyorlar. Uygulama birimi olarak byle yap ilk
defa kuruluyor. O zaman imdi 2010 yl temmuzunda biz
almaya baladk. 2010 yl temmuzundan bu yana kendi
verdiimiz destekler dnda 300 milyonu akn katk saladk
blgemize, yatrmc ekme faaliyetleri. Her biri isim isim var,
byk firmalar, orta lekli firmalar. Ben dn de iki tane
yatrmcyla konutum Burdur ilimizde; ikisi de hemen hemen
kesinleti, yeni yatrmlar. Her gn i dnyasyla i ieyiz,
sanayiciyle. Bakn ne kadar gzel yapyoruz. Ben Ankarada
deilim. Bana herkes ulaabilir. Ben her gn ulaabilirim.
Fabrikalar dolayorum, onlar davet ediyorum; i adamlar
rgtleriyle, Akn Bey burada, aylk ortak akl platformu
oluturduk. Sivil toplum temsilcileri, niversite temsilcileri
toplanyoruz. Yuvarlak masa; hi kimsenin bakanlk etmedii;
herkesin grn serbeste ifade edebildii; blgenin ihtiyac
olan her konunun tartld, zellikle ekonomik tabii, kalknma
konular. Ve nerilerin, raporlarn oluturulduu, yol
haritalarnn belirlendii bir anlayla allyor. Her eyi ben
biliyorum anlay olmayan bir yap. Blgeyi analiz ediyoruz,
raporlar hazrlyoruz. 95 tane yayn karmz sektrel yayn,
ylda, buuk ylda. 95 tane sektrel yayn karmz, blgeyi
analiz ederek. Mermercilik sektr raporu mesela, meyvecilik,
alternatif turizm, mantarclk vs. Bunlar yaynlanm, yayna
dntrlm. Blge plan, blgenin btn gelecek projesini
yapan blge plann yapyoruz. Kalknma Bakanl bu yetkiyi
ajanslara devretti, ajanslar koordinasyonunda hazrlansn diye.
lk defa tarihinde yetki devretti byle bir plan hazrlanmasnda.
Ulusal kalknma planndan sonra en nemli ikinci plan. Bunu
hazrlyoruz; on yllk hazrland. Bu hazrlama sreci tamamen
katlmc anlayl oldu. Onlarca altay yapld. dnyas
rgtleriyle grld, ticaret sanayi odalar ve ticaret borsalar,
iadamlar dernekleri, ile toplantlar, btn ilelerde,
kaymakamlk, ziraat odas, esnaf odas, il genel meclisi, il

65

belediye bakanlar, ileri gelen i adamlar, hepsinin katld,


geni katlml toplantlar. Bunlarn hepsinin harmanlanmasyla
bilimsel yntemlere uygun olarak, blge plan oluturuldu.
uanda 2014-2023, on yllk blge plan onay safhasnda,
babakanmz yaknda onaylayacak. imdi mali destek
programlar var, i dnyasna finansal destek salanyor. Az nce
TMSAD genel bakanmz bahsetti. Devlet hakikaten ok
byk destekler salyor; Sanayi Bakanl destek salyor,
Bilim Sanayi Teknoloji Bakanl, Ekonomi Bakanl destek
salyor, TBTAK destekleri var; kalknma ajanslar destekleri
var, Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanl destekleri var; krsal
kalknma destekleri var. nanlmaz destekler var, yeter ki bir
eyler yapmak isteyelim. KOSGEB destekleri var ve dier adn
sayamadmz kurumlarn gzel destekleri var. imdi biz
yatrmclarla her gn i ieyiz ve i dnyas bize geliyor,
danyor, gr soruyor, ihracat nasl yapabilirim, biz yol
gsteriyoruz, i balantlar salyoruz. Hangi yatrm
yapabilecei konusunda fikir alveriinde bulunuyoruz.
statistiini vereyim. Elimde not ok da, okuma eklinde bir tarz
gzel bir tarz deil. 1205 tane yatrmc iadamyla grme
olmu Antalya ofisinde. Bunlarn her birinin saati, tarihi, gn
var, kiminle grld. Ispartada 984, Burdurda 602. 2791
iadammzla bizim bromuzda veya gidilerek grme yaplm
ile ilikin. Yerinde ziyaret edilen firma says 304 tane
Antalyada; 174 Ispartada; 240 Burdurda. 717 tane firmayla,
iadamyla, biz birebir grmz, yerinde, fabrikaya giderek.
Dinliyoruz onlar; byle ben biliyorum havas yok. Onlarn
grlerini alyoruz. Sektrlerin sorunlarn alyoruz ve st
makamlarmza iletiyoruz. 90 tane yatrmcnn sorunu zlm,
kamu kurum ve kurulularnda karlat sorunlar zlm. Bu
tarz allyor ve her gn bize ulalabiliyor. Gzel yn bu. Ben
olaym ya da olmayaym. ok gzel bir yap. Bizim Antalyada
da ofisimiz var, Ispartada da var, Burdurda da var. Her gn bize
ulalabiliyor. imdi mesela biz; kmelenme almas dedi
bakanmz. uana kadar biz tane kmelenme almas
yrttk ajans olarak. Ana koordinasyonu biz saladk, btn
paydalarla birlikte. Antalyada yatlk kmelenmesi yaptk;
dnyada drdnc yat reticisi Antalya. Antalyada ok gl bir
sektr. Dnyada da Hollanda ve sraille rekabet edebilir noktaya
geldik. Kmelenme destei saladk ve 1.6 milyon dolar destek
aldk. Ekonomi Bakanlnn da kmelenme destei var Sanayi

66

Bakanlnn da. uanda salk turizm kmelenmesi


yrtyoruz, bitme noktasna doru gidiyor. Ve her gn
paydalarla i ieyiz. leri ya, ya turizminden tutunuz kongre
turizmine kadar; alternatif turizm mesela. Japonyayla ilgili
alma balattk Isparta zerinde, gl memleketi. Uzak Doulu
40.000 turistin Bulgaristana gittiini rendik. Turizm iin
sadece, gl turizmi iin. Biz yl nce bir hedef yapyoruz dedik
20.000 ini buraya ekeceiz diye. Youn almalara baladk.
Gittik geldik, tanttk; Japonca filmler, brorler hazrladk,
kitaplar; fuarlara katldk; gl ve bahecilik fuarndan JATA
fuarna kadar Japonya Turizm fuarna kadar. Ve uan 1500-2000
kii kesinleti; her gn Ispartadalar, Kore, Tayvan ve
Japonyada. Bakn hedefe ulatk. Hedef 20.000 di. lk yl daha
bu yl balattk. imdi eer doru hedef koyarsanz ve doru
hedefe doru yntemlerle giderseniz baarl oluyorsunuz. imdi
TMSAD genel bakanmz btn dnyaya gidiyoruz dedi
iadamlarmz. Ne gzel, ne gzel. Biz mesela iki yl nce
Hindistana gittik, bilinmeyene doru. Hibir partner olmadan,
arkadalarmla gittik, bir arkadamla. Buradaki iadamlar
organizasyonlar var. Biz Trkiyeden u blgenin kalknma
ajansyz, sizden randevu istiyoruz. FITCH diye TOBBa karlk
gelen bir kurum var; Dnya Ticaret Merkezi var; Hindistan
tccarlar vs, dev organizasyonlar bunlar. Her birinin 100.000,
80.000 iadam yesi var. Bunlara gittik, sunumlar yaptk,
kendimizi tanttk. Blgemize davet ettik ve geen yl, evvelsi yl
ve geen yl iki ayr grup iadam geldi. 20 milyon dolar
civarnda i balants saladk. lk bulumada daha. Hem tantm
yapyoruz hem i balants salyoruz. Bire bir, masa
bulumalar eklinde. Btn tercmanlk ve i adamlarna destek
hizmetini bizim uzmanlarmz yrtyor, profesyonel
organizasyonlar. hracat Mesela ajansta i dnyasyla ok i
ie altk. Buna ynelik destekler salaynca, bizim Bat
Akdeniz Blgesi, Antalya, Isparta ve Burdurda ihracat artnda
biz birinci olduk. Bir nceki yla gre %20 art oldu. En ok
ihracat artran blge olduk. Eer alanda alrsanz bu baar
oluyor. Her gn iadamlaryla, i dnyasyla i ie alyoruz.
Ve bu modelin ok daha etkin hale getirilmesi gerekiyor. Evet,
konu ok. Srem doldu mu hocam? Tamam ben de kapatyorum.
Yani hepimiz; devletin salad ok destek tr var. Ben de ayn
temennilerle noktalamak istiyorum. Birbirimizle didimek
yerine, herkes birbirinin inancna, dncesine, fikrine saygl

67

olarak lkemizin kalknmas iin almalyz. altmz


taktirde destek alabileceimiz ok fazla kurum var. Bunlardan bir
tanesi de blgesel kalknma ajanslar. Ben Sleyman Demirel
niversitemize, bylesine gzel, byk bir organizasyon yapt
iin teekkr ediyorum. kincisi bu yine, tekrar TMSAD
bakanmza atfta bulunuyorum; 40 tane devlet bakan geliyor,
dedi. 40 civarnda, Davosa. nallah birka yl iinde, uluslar
aras byk devlet bakanlarnn da katld bir organizasyona
dnr diyorum, btn katlmclar saygyla selamlyorum.
Organizasyonda emei geen hocalarmza, panel bakanmza,
dier panelistlere sayglarm iletiyorum. Teekkr ediyorum.
ALBEN: Evet, bizler de Bat Akdeniz Kalknma Ajans Genel
Sekreterimiz Sayn Tuncay Engine vermi olduu bilgilerden
tr teekkr ediyoruz. zet bir ekilde Trkiyedeki kalknma
mantalitesindeki deiimi anlatt ncelikle. Sonrasnda ise
kalknma ajanslar hakknda kabaca bilgi verdi, en son olarak da
Bat Akdeniz Kalknma Ajansnn baarlar noktasnda,
almalar noktasnda bilgiler verdi. ok ksa bir hatrlatma
yapaym; geen yl yaplan bir ankette 26 kalknma ajans
ierisinde Bat Akdeniz Kalknma Ajansmz, oylamalar
neticesinde birinci srada yer ald. Isparta adna bu bizi olduka
memnun ediyor. Son konumacmz ise TURSAB Genel
Sekreteri Sayn etin Grcn. Konumalarn yapmak zere
krsye davet ediyorum.
GRCN: Hocam, herhalde gnn en son konumacs benim
deil mi? imdi salonu izliyorum oturduum yerdendeminden
beri. Enerjiniz tkenmek zere. Ama tam bir baar yks olan
Trk turizmindeki yeni trendleri ve gelimeleri sizlerle
paylatmda, bu enerjinizi yeniden ykselteceimi mit
ediyorum. ncelikle, sizleri TRSAB adna saygyla, sevgiyle
selamlyorum. Byle bir organizasyonda, Trk turizmini, Trk
turizmi adna bulunmaktan duyduum mutluluu ifade
ediyorum. Ksaca TRSABdan bahsedeyim. Trkiye Seyahat
Acenteleri Birlii 1972 ylnda Trkiyedeki seyahat
acentelerinin alma esaslarn ve birliin alma esaslarn
belirlemek zere karlm zel bir yasayla 1618 sayl yasayla
kurulmu bir kurum. Temel grevleri, turizm sektrnn
planlamasn, geleceini hesaplamak, yapmak; hizmet ii
eitimleri salamak; sektr disipline etmek; ve sektrden
hizmet alan tketicilerin madur edilmesinin nne gemek.

68

Trk turizmine genel anlamda baktmzda da, biraz nce de


syledim, gerekten bir baar yksdr. Bugn dnya turizm
rgt verilerine gre, son on ylda dnya turizminin byme
oran ortalamas %4 civarndadr. Ancak Trkiye, son on ylda,
iki haneli bymesini, istikrarl bir biimde yrtm ve bu
baary gstermitir. yle ki, geldiimiz noktay grmeniz
asndan ifade etmek isterim; 1980 ylnda Trkiyeye gelen
turist says 1.288.060 iken 2003 ylnda bu say 16.302.000,
2013 ylnda ise 39.226.000 e gelmitir. Gerekten her yl iki
haneli bir byme ile Trkiye bu baarsn, bu byme trendini
devam ettirmitir. Gelirler de ayn ekilde; 1980 ylnda
326.654.000 Dolar olan gelirlerimiz, 2010 ylnda
24.930.000.000 dolara, 2013 ylnda, getiimiz yl ise
32.308.991.000 ABD Dolarna ulamtr. 2013 yl itibariyle
baktmzda, Trkiye ald turist saysnda dnyada altnc,
turizm gelirlerinde ise on ikinci sraya gelmitir. Trkiyenin
turizmdeki admlarna 1980 ylnda 2634 sayl Turizmi Tevik
Kanunuyla birlikte balattn dnrsek bugn gelinen nokta,
hakikaten, deminden beri ifade etmeye altm gibi, tam bir
baar yksdr. Bu trendlerden, tabii kendi lkemiz ierisinde
de turizm hareketi devam ediyor. Yerli turizm, yerli turistimiz,
yani Trk tketicisi de, son yllarda yurt d tatilini, ok nemli
bir ekilde saylar bymeye balad. Bu da bir trend haline geldi
sektrmzde. 2013 verilerine gre TUKin, 2004 ylnda yurt
dna kan Trk vatanda says 3.658.000 iken 2013 ylnda
bu rakam 8.011.000 kiiye ulat. Ve biz bunlarn yaklak
%50sini bir paket programla veya bir rezervasyonla bir tatil
amacyla gittiini hesaplyoruz. Bir baka gelime, Trk
turizminin yakalad nemli trendlerden bir tanesi de kltr
turizmiyle, zaten 1960l yllardan kltr turizmiyle balayan
Trki turizmi, son yllarda, birliimizin de iinde olduu bir
projeyle kltr turizmini yeniden ok ciddi ekilde
hareketlendirdi. zellikle i pazarda Trk tketicisine ynelik
MZEKART Projemiz ok hzl bir biimde byd. 2013 yl
sonuna kadar, toplam 4.430.315 yurttamz Mzekart satn ald.
Yani bunlar, yani bunlar kltr turizmi hareketinin ierisinde
yerlerini aldlar. Yine, genel olarak baktmzda, mze ve yerli
ren yerlerini ziyaret eden toplam yerli-yabanc 7.422.000 iken
bu say 2013 ylnda 29.533.000 a ulat. Tabi burada, yine birlik
olarak ierisinde olduumuz, Trkiyedeki 157 mze ve ren
yerinin gie organizasyon iletmesi projesi gerekten ok baarl

69

oldu. Burada size gerekten ok nemli bir rakam ifade etmek


isterim; ilk devraldmzda biz mzeleri, o yla kadar, bir nceki
yl itibariyle baktnzda Kltr ve Turizm Bakanlnn
Trkiyedeki tm bu mze ve ren yerlerinden elde ettii gelir
bu gnn parasyla yaklak 100.000.000 TL civarndayd; biz
devraldmz birinci yldan itibaren yllk olarak Kltr ve
Turizm Bakanlna devrettiimiz rakam 450.000.000 TL
civarnda. Bylece Trkiyenin hala maalesef el atamadmz
bir takm tarihi turistik deerlerine, ren yerlerine, kazlara,
Trkiye bu yolla ciddi paralar ayrmak imkanna kavutu. Bir
baka trendden bahsetmek isterim Trk turizminde, zellikle
Trk turist asndan. Erken rezervasyon sistemi. Basndan da
takip ediyorsunuz. imdi yllar yl hep sizler de ayn eyleri
sylediniz: Bu yabanclar neden bizden daha ucuza tatil
yapyorlar? Ayn otelde kalyoruz, ama onlarla konutuumuzda
duyuyoruz ki bizden ok daha uygun fiyatlarla burada kalyorlar.
Tabi burada, yabanc tur operatrleri bir yl nceden
planlamalarn yapyorlar ve belli tesislerde belli kontenjanlar
satn alyorlar ve bir yl nceden dedikleri iin de buna gre
uygun fiyatlar alyorlar. Fakat maalesef bizim Trk tketicisinin
alkanl, tatiline son dakikada, son bir haftada karar vermek
olduu iin o tarihlerde de, zellikle yaz sezonu iin
bahsediyorum, o tarihlerde tesislerin en yksek fiyatlarna
ulat tarihler oluyor. Ve yllar yl yurttalarmz bu ikayette
bulundular. Biz seyahat acenteleri olarak 2006 ylnda youn bir
ekilde balamak zere erken rezervasyon sistemini getirdik. Bu
getirdiimiz erken rezervasyon sisteminde, ayn yurtd tur
operatrlerinin yapt gibi, bir yl nceden bir yl sonraki yln
tesislerini, satn almalarn yaptk ve tketicilere bunu bir yl
nceden sata sunduk. Yani bugn ilanlarda hep gryorsunuz,
%45 %50 ye varan yaz tarihinde olan fiyatn %45-50 si daha
aasna ayn tesisi kasm aynda, aralk aynda veya ocak
aynda satn alma imkannz var. Ve bu trend olarak gerekten
oturdu. Bugn Trk tketicisi de bu erken rezervasyon sistemini
benimsedi. 2013 de erken rezervasyonla tatilini planlayan yurtta
saymz iki buuk milyona kt. Bu ylki hedefimiz ise drt
milyon olmasn bekliyoruz. Tabii, Trk turizmini bu bymeye
getirirken bir takm yeni eyler yapmak gerekiyordu, yeni
trendler, yeni eitlilikler yakalamak gerekiyordu. Trk turizmi
gerekten ok dinamik yapsyla bu konuda da ok ciddi admlar
att. rnein kongre turizminden birazck sz etmek istiyorum.

70

Dnya genelinde zaten uluslar aras kongreler artarken Trkiye


de bu pazardan nasl payn arttrabilir almalar ierisinde ok
youn bir ekilde yerini ald. Tabii zellikle bata stanbul olmak
zere, kongre turizminde kullanlacak kongre merkezleri ve
tesislerin son yllarda artmasnn da buna ok nemli katklar
oldu. imdi baktmz zaman Trkiye kongre turizminde nerde
diye; 2012 ylna gre Trkiye basamak daha atlayarak 2013
yl itibariyle dnyada 18. srada. Yani kongre turizminden ald
pay itibariyle Trkiye, lke olarak dnyada 18. srada. Bakn
burada ok dikkatli dinlemenizi istiyorum, size ok gzel bir
haber vereceim. stanbul kent olarak bu yarta gerekten ok
hzl admlar att ve ok hzl byd. uanda stanbul kent olarak
dnya genelindeki btn kongrelerde 8. Sraya yerleti. Ama iki
konu var ki, iki dalda stanbul dnya birincisi. 300 kii zeri
kongreler ve 500 kii zeri kongrelerde stanbul her iki dalda da
son iki yldr dnya birincisi. 300 kii zeri kongrelerde
baktmzda stanbul 80 kongreyle birinci, onu Paris takip
ediyor 73 kongre, Singapur 70 kongreyle nc srada. 500 kii
zeri kongrelerde stanbul 49 kongreyle birinci, Singapur 44
kongreyle ikinci, Paris 41 kongreyle nc srada. nann bunlar
ok kolay eyler deil. Yani bir kongreyi alp o lkeye veya o
kente getirmek yle bir yldan br yla olabilecek iler deil.
ok uzun soluklu, en az 4-5 yl, zellikle uluslar aras
kongrelerden bahsediyorum. Sizler pek ounuz akademisyenler
olarak bunlar da biliyorsunuz; sizlere de bu kongreler ne kadar
ncelerden duyuruluyor, ne kadar ncelerden bildiriliyor. Ve
Trkiye gerekten, Trk turizm sektr, kongre turizmi
konusunda ok ciddi admlar att. Bu arada herkesin dilinde olan,
son gnlerde, salk turizmi konusuna girmek isterim. Salk
turizminde de Trkiye belki de altyapsnn hi farkna varmadan
kendiliinden kurmu bir lke olarak sahnede yerini alyor.
nk biliyorsunuz, zellikle son on ylda salk sektrne,
devletimiz, hkmetimiz ok nemli yatrmlar yapyor. Ve zel
sektrn, salk sektr ierisinde yer almasna ok ciddi
tevikler verildi. Btn bunlarn sonucunda son derece modern,
mthi tesisler ortaya kt, hastaneler ortaya kt. Ve bunlar
hzl bir biimde uluslar aras pazarlara aldlar, uluslar aras
arenada kendi tantmlarn yaptlar. Bizim seyahat acentesi
sektrnde bu konudaki uzman seyahat acenteleriyle ve dnyada
sadece salk rnleri pazarlayan tur operatrlerini, Trkiyedeki
bu rnleri, o tur operatrlerinin programlarna sokmak suretiyle

71

ok ciddi bir adm gerekletirdiler. 2003 ylnda salk ve tbbi


amala, Trkiyeye gelen ziyareti says yaklak 100.000
civarnda iken 2013 te bu say 200.000 lerin zerine kt. Yani
iki kat artt. Trkiyenin hedefi ise bu konuda 2015 ylnda
500.000 hasta ve 7 milyar Dolar bu iten gelir elde etmek. 2015
ok yakn bir hedef ve bu hedefi bu kadar byk tutmamzn
sebebi de; nk Trkiyeden ok ciddi sayda hastane ve bu ii
yapan kurumlarla seyahat acenteleri, tur operatrleri ok ciddi
anlamalar yapt. Ve birlik olarak biz bu anlamalarn salanmas
konusunda ok ciddi abalar sarf ediyoruz, onlara her trl teknik
bilgi desteini veriyoruz, bir araya getiriyoruz. Yaplan
anlamalar bizi son derece mitlendiriyor. Kruvaziyer
turizminden ksaca bahsedeyim, ok hzl olarak bitireceim.
2004 ylnda Trkiyeye gelen kruvaziyer turisti says 645.000
iken 2013 yl itibariyle %247lik bir artla 2.240.000 e kt.
Burada da Trkiyenin gerekten gerek sektrn pazarlamadaki
baars gerekse uluslar aras gemi irketlerinin Trkiyenin artk
Dnyada aranan, tannan bir destinasyon olduunu
kefetmeleriyle birlikte byk gemi irketlerinin Trkiyeyi de
programlarna dahil etmelerine ve bunlarla dahil ettikleri,
sattklar programlarda ok baarl olmas, programlarn ok iyi
satmas sonucunda, daha nce Trkiyeye gemilerini hi bu
blgeye getirmeyen byn talyan, Amerikan, Yunanl irketler,
ok byk irketler; artk gemilerini Trkiyeye getiriyorlar.
stanbulda rastlamsnzdr; Karakyde Sal pazarnn orada
ayn anda iki, geminin yanat gnler oluyor. Son olarak,
genel anlamda dnyadaki eyden bahsedeyim turizmdeki genel
trendden ve rezervasyon kanallar asndan, hangi online mecra
zerindeki rezervasyon kanallar asndan baktmzda 2008
ylnda Avrupadaki tketicilerin %28i online mecralar
zerinden tatil satn alrken 2012 yl itibariyle bu %32ye
ykseldi. imdi tabii bu verilere baktmzda gerekten
Trkiyede turizm sektr hem kendi dinamizmi ama sektrn
kendisinin de dnyadaki hzl geliimine ayak uydurmak
suretiyle ok ciddi baarlara imza att. Bu baarlara imza
atarken elbette lkenin zaten sahip olduu tarihi, turistik
deerler, bu deerlerin dnya tarafndan yeni yeni, ok daha fazla
kefediliyor olmas, ama en nemlisi devletle sektrn ibirlii
ierisinde, gerektiinde gerekli yasal dzenlemelerin yaplmas
suretiyle sektrn nnn almasyla oldu. Son konumac
olarak konumam burada bitiriyorum. Sizlerin daha fazla

72

enerjinizi emmek istemiyorum ama mit ediyorum ki bu


duyduklarnz sizleri mutlu etmitir. Bu toplant ierisinde
dzenleyenlere, katks olan herkese teekkrlerimi sunuyorum,
sayglarmla efendim.
ALBEN: Evet, bizler de Sayn etin Grcnn TRSAB
Genel Sekterini temsilen burada idiler. Tebrik ediyoruz, teekkr
ediyoruz. Trkiyedeki turizm sektrnn son durumunu birinci
elden, birinci azdan bylelikle dinlemi olduk. Panelimizi
burada
sonlandryoruz.
Btn
katlmclara,
btn
dinleyicilerimize teekkr ediyoruz.
SUNUCU: Saygdeer konuklar, deerli panelistlere
hediyelerini takdim etmek zere niversitemiz Rektr Profesr
Doktor Sayn Hasan biciolunu sahneye davet ediyoruz. kinci
Uluslar Aras Davraz Kongresi kinci al oturumu burada sona
eriyor. Akam yemei saat 19.00 da Dou Yerlekesinde
gerekletirilecektir. Katlmnz iin teekkrler.

73

74

PANEL I
ARAP BAHARI VE ORTADOUDAK YEN
GELMELER
Prof. Dr. Harun ARIKAN (Oturum Bakan)
Do. Dr. Kvan ULUSOY
Do. Dr. Mehmet AHN
Yrd. Do. Dr.Murat KO
ARIKAN: Deerli katlmclar hepinize gnyadn. ncelikle
SDnin dzenlemi olduu bu gzel organizasyona ho
geldiniz ve teekkr ediyoruz dzenleyenlere. Bugnk
konumuz arap bahar Ortadoudaki yeni gelimeler ben ksaca
programla ilgili bilgi vermek istiyorum. Konumaclar onbe ya
da yirmi dakikay gemeyecek ekilde sunum yapacaklar. Sonra
da eer kendileri de izin verirse ben be dakika kadar bir genel
deerlendirme yapmak istiyorum. imdi tabi buraya nasl geldik
bu panele aslnda kvan hocam da do.dr. kvanla do.dr.
Mehmet ahin sanal alemde ok kavga ediyorlar Ortadou
konusunda trk d politikas konusunda dedimki sd gzel bir
sempozyum dzenliyor gelin kozlarnz burada paylan.
Oyzden gzel ve renkli bir tartma olacana inanyorum. Ve
ilk sz uzatmadan do.dr.kvan ulusoy stanbul niversitesi
siyasal bilimler fakltesi retim yesidir. Deerli
katlmclardan sreye mutlaka riayet etmesini rica ediyorum.
Evet buyurun hocam.
ULUSOY: ncelikle bende teekkr etmek istiyorum, gerekten
ilke defa spartadaym ve zellikle de gelmek istedim Mehmet
burada onu yalnz brakmamak iin hem de bu blgeyi gerekten
ok merak ediyordum niversitede dahil olmak zere nk ok
methedildiini duydum eitli yerlerde zellikle de grmek
istedim dn akam antalyadan buraya olan o bir saatlik yolda
gerekten geldiime deydi diyorum ok gzel bir doa
olaanst yeil yemyeil trkiyenin hala yamalanmam
yerlerinden biri diye dnyorum. lk nce tabi benim
konumam tam olarak Ortadou ve Trkiye zerine olduu iin
aslna bakarsanz ben bir sredir ortadoudaki gelimeleri
ksmen tahmin ederek uluslararas sistemdeki gelimeler

75

zerinden okumaya alyorum. Gelien olaylar diyebilirim


zellikle ve bu konuda sisteme ilikin deiim zerinde
almaya aslna bakarsanz 2007-2008 yllarnda baladm.
Benim bu konuda almaya ilk iten rusyann grcistana
mdahalesiydi. Benim grdm kadaryla aslnda u aralar
oka konuulan efendim rusyayla efendim Amerika arasndaki
hem Suriye konusunda hem Ukrayna konusunda ortaya kan
gerginliin ben hi de yeni bir ey olduunu dnmyorum.
Yani bence bu net olarak etkisini zellikle batnn yani sadece
abd nin demeyeyim ab nin de komuluk politikasnn da sonucu
olarak Rusya bu batnn genilemesini tehdit olarak kendisine net
bir ekilde 2008 deki grcistana olan mdahalesinde gsterdi
diye dnyorum. Bunu eitli toplantlarda sylediimde hatta
bir tanesi de messa toplantsyd washingtondaki gldler ya
Rusya nolcak falan dediler onu tehdit olarak alglamamz
gerektirecek bir ey yok Rusya bizim pazarmza indi Rusya
bizim teknolojimize muhta Rusya abd nin yannda olmak istiyor
falan gibi byle eitli reaksiyonlar almtm oradaki toplantdan.
Yine israildeki bir toplantda Truman enstits tarafndan
dzenlenen martinindeki ozaman ite obamann orta dou
danmanyd ama sorduum soru rusyay tm bu arap bahar
srecinde nasl dnyorsunuz tehdit olarak alglyor musunuz
demitim. Hayr dedi kimseden bir tehdit algmz yok dedi. Ben
tamamen bunun retoik olduunu dnyorum ve gerekten ab
nin douya genilemesi ve zerine gelen natonun genilemesi
aslna bakarsanz ve genileme sreci diyeyim daha dorusu
Rusya tarafndan ciddi bir tehdit olarak alglanmaya balad
2000li yllarn sonlarndan itibaren benim grdm kadaryla.
Bu tabi ilk nce byle deildi yani hem souk sava bittikten
sonra hem de aslna bakarsanz 2000 li yllar da putin in de ilk
bakanlk dneminde de abd ve bat ittifak yer alarak
mdahalelerini uluslararas ilikilerindeki aktif mdahalelerini
devam ettirdi biliyorsunuz. lk krfez savann ardndan ikinci
krfez sava raa mdahale afganistana mdahale bunlarn
tamamnda rusyann pek bir onaynn alnmasna ihtiya
duyulmad dier yandan bundan biz de faydalandk. Ben
suriyenin zellikle Trkiyenin Suriyeden Abdullah calann
kartlmasnda uluslararas sistemde rusyann o zamanki zayf
rolnn etkin olduunu dnyorum anlatabiliyor muyum? Bu
sre ierisinde de bizim d politikamz asnda da rusyann
souk sava sonrasnda bocalayan zayf ve ynn tespit

76

edememi aslnda bakarsanz bu konunun etkin olduunu


dnyorum. Bunun bir sredir byle olmadn dnyorum
zellikle de bat ittifaknn stratejik gelimesi hem ab hem abd
mdahaleleri hem de nato genilemesiyle rusyann gerekten
tepkisini ekmeye balad ve yani hayati karlara dokunmaya
balad diyelim ben yle dnyorum. Bunu da uzunca bir
sredir dile getiriyordu ve nihayet bu noktaya byle gelindiini
dnyorum stratejik olarak tabi bunun sebebini eitli
aklama yntemleri var. Bunlardan bir tanesi de sayn d iler
bakan Davutolu nun 17 Maystaki yapt aklama. yle
demi davutolu: uluslararas toplumun Suriye de olanlar durum
ukraynadaki durum arasnda psikolojik ve askeri bir ba vardr
demi. Bakan obama kimyasal silah kullanm gibi esat rejimi
iin krmz bir izgi tespit etmiti. Ancak bu hat ald zaman
bakan obama Suriye rejimiyle anlamay tercih etti demi.
imdi bence bu yle bir yaklamn rn birincisi mdahaleci
bir yaklam yani bizimkiler aslna bakarsanz trk dileri
bakannn azndan da aka grld gibi suriyeye mdahale
taraftar ikincisi bunu aklama yntemiyle iki nemli kriz
arasndaki ilikiyi aklama yntemi ise psikolojik ve askeri bir
ba diyor ben tabi bunun uluslararas ilikiler alann
alanlarndan bir olarak bunun yan skolastik bir aklama
olduuna inanyorum yani sekler rasyonel bir aklama deil
tam tersine skolastik bir aklama. nk iin znde psikolojik
bir ba yok iin znde tamamen sistemin zne ynelik bir ba
var. Yani uluslararas ilikilerin anarik yaps byk lde
dengeyle hareket eden operasyon gsteren yaps. Aslna
bakarsanz kanlmaz olarak zaten bu tarz bir kar dengeleyici
mdahaleyi yani rusyann bu ekilde davranacan bize
ngrmemizi sylyordu. Kuram bilen insanlar gerekten
rusyann veya rusyann olduu gibi ayn zamanda inin de
durumu benzer ekildedir aslna bakarsanz. Byle bir ekilde
hegemonik bir ilerlemeye kar kar hegemonik bir
yaplanmann mecburen kacan bilir nk uluslararas
ilikiler i siyaset gibi meydann bo olduu bir alan deil.
zellikle zayf muhalefetin olduu toplumlarda bunu gryoruz
uluslararas ililkiler tam tersine meydann tamamen dolu olduu
ve aslna bakarsanz herkesin kafasna gre tabiri caizse at
oynatamayaca bir alan. Bu obama iin de geerli Trkiye iin
de geerli. Benzer baka blgesel g olmay arzulayan lkeler
iin de geerli. Dolaysyla ben bu yaklama ge kalnm dar

77

grl ve aslna bakarsanz doru bir aklama olarak


bulmuyorum. in zne dokunmuyor aslnda bu temelinde tabi
bir de mdahaleci yaklamn da sonu olarak sonu alabilecei
dnen bir yaklam da ortaya koyuyor. Yani mdahale edelim
suriyedeki krizi zelim. E tamam mdahale ettiniz libyadaki
mdahale de ortada Afganistandaki mdahale de ortada bunlarn
hibir aslna bakarsanz sorunu zmyor tam tersine sorunu
daha da uzatan kangren haline getiren ve yani sorunun atmac
doasn daha da derinletiren eyden nasl desem sonutan ileri
gitmiyor diye dnyorum. Dier yandan bu aklama znde
aslna bakarsanz idealist bir aklama yani kuramsal adan
konuursak. Birok ite arkadam uluslararas ilikilerde
akademisyenlerden byk ksm da realist kuram sava kuram
olarak deerlendirmektedir. Niye efendim devletler egoisttir
karlarnn peinde koarlar falan filan. Ben tam tersini
dnyorum realist aklama ve anlay tam tersine bar bir
bar kuramdr diye dnyorum. Bar kuramnn znde
dengeye bal bir bar kuramdr ve sistemin doasn o ekilde
muhafaza etmektedir tutucu bir kuramdr fakat znde bir bar
kuramdr sava kuram deildir. Bundan sonra ikinci deinmek
istediim nokta bununla paralel olarak tam bir hafta sonra aa
yukar on gn sonra sistemin deiimine ilikin net olarak bir
baka aklama geldi o da Obamann 28 Maystaki aklamas.
Bu da nemli bir aklamadr diye dnyorum yani Amerkian
d politikasn yakndan izleyen birok insann byle bir
aklamaya gerek bile duymayacan tahmin ediyorum.
Amerika nk gerekten Obamann despointte bahsettii gibi
mdahaleci bir d politika izlemek istemiyor. Hatta ne diyor
bakn Trkeye de evirmek sorun olabilir ama u aamada ama
bizim en iyi ekice sahip olmamz her problemi kolayca
zebileceimiz anlamna gelmez demek istiyor. Ayriyeten
mesela diyor ki nk orda da yani i siyasetini bilen insanlar
ok kolaylkla grecekler sadece saclar neo-conlar mdahaleci
deil Amerika da ayn zamanda demokratlar ierisinde de
mdahale taraftar olanlar var. Yine bizim Suriye ve Rusyadaki
rusyann provoke ettii Ukrayna olaylarnda mdahale etmemiz
aslna bakarsanz ii daha da derinletirecek gibi. Ama yani ayn
ekilde konuma ierisinde diyor ki Amerkian d politikasnn
en ciddi hatalarnn acele bir ekilde askeri mdahaleye gitmek
olduundan tam tersine ekilmek olduundan bahsetmiyor. Yani
burada aslna bakarsanz sistem ierisinde ok nemli bir aktr

78

olan ki kendisi yine konuma ierisinde diyor ki yani kanlmaz


btn bir sistemin aslnda olumlu ilemesi asnda kritik bir
aktr olarak gryor Amerika bundan bahsediyor tamam m.
Fakat tek zmn ve tek enstrmann askeri enstrman
olmadndan bahsediyor. Bu uzun sredir byleydi ve ben bunu
zetle syleyeyim Trk d politikasn yapanlarn ok uzun
sredir grmezlikten geldiklerini dnyorum. Tam tersine tabi
mdahaleci bir mantkla yrtlen d politikann sistemdeki bu
tarz radikal deiimleri izlemesi tabi sistemin doasna ilikin
eyleri nemli ayaklar iyi bilmesi lazm ben bizim d
politikamz asndan uluslararas sistemi nasl fonksiye ettiini
bilemeye bir mantkla tamamen idealist ve efendim aslnda
znde kendi nfuz alann geniletmeye ynelik yaplan bir
politika erevesinde yapldn dnyorum. Dolaysyla
Amerikan mdahalesine ve mdahalesizliine bahane bulmak da
doru bir yaklam deil. Tamam, teekkrler abi.
ARIKAN: ok teekkr ediyorum tam zamannda bitirdiniz. Biz
nk katlm olsun istiyoruz biz panelistler daha az sre verilsin
sizlerden katlmla bence ok daha gzel bir tartma olur diye
ben dnyorum. Dier konumacya da ben sreye riayet
etmesi konusunu rica ediyorum. Mehmet hocam buyurun.
AHN: Kat Kvan hoca yine nk pek girmedi esasnda
tarttmz konulara keke kamasayd diye dnyorum.
Arap bahar ve ortadoudaki yeni gelimeler balnda
konumamz istediler. Son dnemde ortadouyu nasl
tanmlayacak olursak benim birka yerde yle tanmladm
yaknnzdaki oynak corafyay Ortadou olarak tanmlyorum
artk ben buray. nk ittifaklar o kadar deiken devletlerin d
politikalar o kadar deiken yani ayn hkmet sadece Trkiye
iin sylemiyorum ortadoudaki mevcut hkmetlerin tamam
iin sylyorum. Mevcut politikalarn ve srdrmekte olduklar
politikalarn ok rahatlkla deitirebiliyorlar. ki gelime bence
ortadouda etkili. Tabi bir sr deiken var ama birtanesinin
arap bahar diye tanmlanan ama ben daha ok onun arap halka
hareketleri diye tanmlamann daha doru olduunu
dnyorum. nk bu baharn daha ne olduunu bilmiyoruz.
Arap halk hareketleri ile birlikte siyasi bir depremin yaandn
dnenlerdenim. Bence ikinci bir art deprem daha geliyor. En
az onun kadar etkili olacan dnyorum. ranla abd
yaknlamas ya da iran bat yaknlamasnn ortadoudaki siyasi

79

dengeleri alt st edeceini dnyorum. Aslnda buradaki siyasi


alkalanma souk savan sonuyla balad ok ksa birka bir ey
sylemek istiyorum. nk souk sava dneminde gayet basitti
Ortadouda devletler kendilerini konumlandrmlar kimisi dou
blokuyla hareket ediyor burada Sovyet rusyadan bahsediyorum
kimisi bat blokuyla hareket ediyor, d politikasn ona gre
konumlandryor. Trkiye de byleydi. Bu bir zorluk
yaratmyordu gayet rahatlard. Fakat souk sava sona erince bu
defa dou blokuyla hareket eden devletler Rusyasz kaldlar. Ve
bu onlarn davran deiikliine gitmelerine neden oldu d
politikada. Bat blokuyla hareket edenler de souk sava
dneminde olduu gibi o zaman dou blokuna kar birlikte
hareket yapabiliyorlard. Abd nin kutupluluu brakp tek tarafl
hareket etmesi bu bahsettiim daha ok amerikan karlarna
gre hareket etmesi, ben bu Amerikallarn szn de seviyorum
kendileri asndan gayet mantkl amerikann bakan aklama
yapyor ben diyor amerikan halk iin karlar iin d politika
yrtyorum diyor. Bunu hemen hemen her konumasnda
sylyor. Bunu hi saklamyor ben idealist politika falan takip
ediyorum demiyor. Amerikann kar iin bunun iin seildim
diyor bunun iin grevlendirildim diyor. Fakat bu souk sava
bitince tek tarafl politikalar aslnda blgedeki Amerika
mttefiklerini de tedirgin etti araya girdiler onlar da bir davran
deiikliine girdiler. Aslnda 91 le balad bu blgedeki
oynaklk. Bu 2001 e kadar srd bence 2001 den 11 Eyl e kadar
devletler kendilerini konumlandrmaya altlar fakat 2001 de
11 Eyll bildiiniz bu srele birlikte tekrar bir gelime daha
yaand. kiz kulelere arpan uaklar tamam amerikaya arpt
ama bunun daha ok etkisi ortadouya oldu. Amerikan i
polikasnda gvenlik konusunda baya deiiklikler oldu ama
yansmas ortadouya oldu. Bu Ortadou dediimizde
biliyorsunuz geni anlamda ortadouyu kastediyorum. Bu defa
devletler kendilerini yeniden konumlandrma srecine girdiler
daha birinci dalgaya almadan 91deki bir on yl sonra ikinci
dalgaya kendilerini altrma srecine girdiler. Aradan bir on yl
geti farkndaysanz 2011de arap bahar her on ylda bir byk
deprem siyasi deprem imdide bu arap baharyla birlikte blgede
mthi bir alt st grup en azndan gryoruz. Neyi deitirdi bir
defa arap bahar diye tanmladmz sre bence ran
jeopolitiini deitirdi bir davran deiikliine gitti, Krt
jeopolitiini deitirdi nk artk ortada Krt jeopolitiinden

80

bahsedebiliriz gelimekte olan bir jeopolitik. Trkiyenin


jeopolitiini deitirdi. Siyasal islamn jeopolitiini deitirdi
nk siyasal slam da artk kendini yeniden tanmlamak
zorunda. Bir paralanmann olduunu gryoruz byle bir
srecin olduunu gryoruz ortadouda bir anlamda Ortadou
siyasetini tekrar dnmek devletlerin d politikalarn tekrar
dnmek zorunda kaldlar. Arap Baharn sadece onu ak ak
syleyeyim sokaklarnda esir alndlar tamam kuzey Afrikadaki
genlerdi. Nfus oranna baktnz zaman yzde 2,5 2-2,5
orannda bir nfus art hz var bundan nceki srete mesela
buradaki gen kitle ortadounun yzde 70 nfusunun 35 yan
altnda olduunu da hesaba katarsanz ve bunlarn siyasal
sistemin ve ekonomik sistemin ortadoudaki bu gen nfusu
abzorve etmediini de gz nnde bulundurursanz ozaman halk
hareketlerini daha iyi anlamann kolay olacan dnyorum.
Peki nce niye kmyordu bu beni de artyor bunlarn siyasal
sistemin ve ekonomik sistemin ortadoudaki bu gen nfusu
abzorve etmedii iin bunlar avrupaya boalabiliyordu avrupaya
g olarak gidebiliyordu. te ispanyada fransada almanyada
bulunabiliyorlard. 2008 krizi hem ekonomik krizin yaanmas
avrupada hem de g yasas hazrlad biliyorsunuz ab buradan
yeni gn engellenmesi ynnde sklama siyaseti ve
arkasndan mevcut olanlar geri gnderme. Bu defa nereye
girecek ortadoudaki kuzey Afrika blgelerine girecekler peki
sistem bunu kabul ediyor mu etmiyor nk o rant devleti
dediimiz devletlerin burada bir anlamda bu lkeler aile irketleri
gibi alan devletler demogratik corafyadaki devletin
davrann
burada
beklemenin
mantksz
olduunu
dnyorum. Bu bence halk hareketlerinin ortaya kmasnda
ana etkenlerden birisidir diye dnyorum. Yoksa abd dmeye
bast burada hareket kt bunun ok kolayc ve mterisinin de
ok olduunu bilenlerdenim. Bu ok eyi deitirdi ve bu srele
birlikte hzl o deiim msr Tunus seim sreci tabi ki
demogratikleme olarak yorumlad bazlar triyedeki mevcut
hkmetler
bunu
byle
yorumlad
bu
blgede
demokratiklemenin olmasn trk d politikams bakmndan da
faydal buldular ben de yle dnyorum. Fakat seimlerle
birlikte ite tunusta yapyorsunuz el ahdar kazanyor msrda
yapyorsunuz Mslman kardeler yzde 47 genel seimlerde
yzde 24,7 selefiler yzde yetmilere tam bir siyasal slam
halkas Libyada hakeza yle suriyeye bakyorsunuz Mslman

81

Kardeler temelli hareketi bu daha sonra radikalleen radikal


gruplarn dahil olduu hareket nereye baksanz seim yapld
zaman aslnda bir anlamda Snni temelli Mslman Kardeler o
mystring diye tanmlayacamz kitlenin Ortadoudaki siyasal
sisteme hakimiyetini gryoruz. Ben bunu Snni kabarma olarak
yorumluyorum. Snni kabarma nk ii kabarma 1979 da
yaand 1979 da iran devrimiyle birlikte ortaya kt rejim
inanc politikas tamam irann o dnemki d politikas kendi
iinde anayasasna baktn zaman Caferi ve isna aeri gibi
tanmladmz on iki imam mezhebini biliyorsunuz resmi olarak
kabul eder. Fakat blgede slam dnyasnda slami siyaseti izler
slam dnyasnn dna ktnda ezilmilerin yannda
grrsnz. Ama unu syleyeyim size bugn geldiimiz nokta
itibariyle baktmz zaman belki 79da slamc devrimin
yaand bir kitlenin rejim inanc grnts slamc olsa da
bugn itibariyle yakndan iyi takip ettiimi dnyorum.
Karmzda aslnda siyasal slam klfna brnm tam fars ulus
devletiyle kar karya olduumuz bilmekte fayda vardr diye
dnyorum nk suriyedekiler bunu yaatt. 79daki bu ii
dalgay bastrmak iin abd Snnilerle alt. Buradaki Snni
mttefikleri ile birlikte aslnda bu iran dalgasn bastrd nasl
bastrd 1980deki trkiyedeki darbe sadece bunu i sahiplerle
aklamamak gerekiyor 1980deki darbenin irandaki devrimle
yakndan ilikisi var. Solcu aydnlarn ldrlmesi mesela
bundan sonraki srete dikkat edin ite 80ler 90lar solcu
aydnlar ldrlr hemen gazetelerde manet iran parma vardr
aratrma falan olmadan cenazede millet barr kahrolsun iran
kahrolsun eriat bunlarn hepsi trkiyeyi bat ekseninde tutmann
arac olduunu dnyorum. kinci olarak 1980 saddam
hseyinin irana saldrmas batnn da isteiyle krfez lkeleri
biliyorsunuz destek verdiler. 1981 de krfez ibirlii rgtnn
kurulmas bir anlamda o irandaki devrim dalgasn bastrma
giriimiydi. imdi bunun bir benzeri arap bahari olarak
tanmlanan srele kendini gsterdi. Ama bu sre Snni
kabarma diye tanmlyorum ben bunu. Ama bu Snni kabarma
blgede sadece blgede karlar olan byk devletlerin deil
ortadoudaki garmslman aznlklar tamamn rahatsz eden bir
kabarmadr bu. nk Snni kabarmann tamamen hakim olmas
ortadouda kalcl ok uzun oluyor. Buna rnek emevi Abbasi
Seluklu ve Osmanly verebiliriz. Bu uzun sre gitmiyor bunu
bizden daha iyi biliyor blgedeki gayri Mslim aznlklar ve

82

Mslmanlar aznlklar. Mslman aznlklardan buradan


kastettiim birka drtilerdir Nusayrilerdir buna benzer
aznlklardan bahsediyorum. Ve bunlar Snni kabarmann siyasal
sisteme hakim olduu dnemlerde Mslmanlar Mslmanlarla
deil aznlk gruplar hi fark etmiyor mslim gayri Mslim bir
dayanma ierisinde Snni siyasal iktidara kar bir
kartlklarnn olduunu gryoruz. Bunun en arpc
aklamasn levant diye tanmladmz veya mark diye
tanmladmz veya Osmanlnn bida duam diye tanmlad
doa corafyasnda bunu uzun sre grrz. te bu kabarma ok
rahatsz etti.
ARIKAN: Mehmet hocam be dakikada zetleyelim. Ki
tartmanza ve kavganza vakit kalsn.
AHN: Ve bu Snni kabarmann baarsz olmas iin
blgedeki o mttefiklerin rakatsz olduunu dnyorum. Hzl
gemek zorundaym. Ve onun dnda blgedeki aslnda
1950lerde eyi kullanan ne onun ismi 1950lerde arap
milliyetilii ile halkn desteini alp daha sonraki srete onu
bir aile irketine dntren hatrlayalm ite baaslar suriyede
rakta msrda libyann cemairiyesi ey kaddafinin libyada
bakyorsunuz o 1950 ve 60 lardaki aslnda halkn desteini alarak
geldikleri sreci sekler arap milliyetilii ideolijisi ve bu bir
anlamda o sistemi aile irketine dntrerek bunu kirlettiklerini
gryoruz. imdi ve bu muhalefette olduklar dnemde arap
milliyetileri 1950 ve 60 lar 40 lara da bunu gtrebilirsiniz.
Aslnda buna panarapt ve iktidara geldikten sonra yalnz pan
dncesi ortadan kalkyor. nk her panarap suriyede rakta
libyada ve msrda o panarap ismi kendi lkesindeki siyasal
iktidar ele geirmenin bir arac olarak kullandn anlyoruz
daha sonraki srete. ktidara geldikten sonra birbirlerine
dyorlar ve paralanan arap milliyetileri ortaya kyor. Hzl
gemek zorundaym nk ortadoudaki diktatr gibi bakyor
bana hoca. imdi farkndaysanz siyasal slamclar arap
milliyetiliinin hakim olduu ortadouda bir mmetilik
dncesini savunuyorlard. Bir panislavizm dncesi vard.
imdi bu arap halk hareketleri sonucunda siyasal alanda varlk
gsterince ynetimde kendilerine yer bulunca farkndaysanz
siyasal slamclarda bir blnmlk var. ran diyor ki beni rnek
aln diyor Mslman kardeler diyorki benim esas Suudi
Arabistan diyorki hayr benim sahip olduum selefizm

83

anlamnda Trkiye de beni hi hafife almayn diyor mesela


Trkiyede demokrasiyle slam da bir araya getiren benim
farkndaysanz farkl siyasal slam tonunun farkl alanlarda
blnmeye baladn ve bundan sonraki srete sadece ii
Snni atmas deil selefi Mslman kardeler ve veya selefi
geleneksel yaplar arasnda atmalarn artacan nmzdeki
srete ngrebiliriz. Son cmlemi syleyeceim hocam bir
paralanma daha olacak nmzdeki srete bence Krtler
paralanacak nmzdeki srete. nk suriyede rakta
trkiyede ve iranda paral olduklarnda pan-krdizmi
savunuyorlard. imdi siyasal bir alan bulabildiler. te blgesel
Krt ynetimi blgesel Krt ynetiminin bakan pankrdizmden faydalanmtr. Fakat imdi pkk merkezli olarak
suriyenin kuzeyinde pyd nin etkin olmaya balamasyla birlikte
farkndaysanz Krtler arasnda o pan-krdizm deil ayn siyasal
islamdaki arap milliyetilerindeki paralanmann bu srete de
yaanacan syleyebiliriz. Teekkr ediyorum sorular gelirse
devam ederim.
ARIKAN: Teekkr ediyoruz. Savunma hakkm daha sonra
kullanacam Mehmet hocam. imdi son konumacmz Yrd.
Do. Dr. Murat Ko. Hocam sizlere de ok rica ediyorum sresi
ierisinde tamam teekkr ediyorum.
KO: Sayn bakan deerli katlmclar ben bugn hocalarmn
perspektifinin biraz daha dnda size bir ufuk turu yaptrp
Trkiye ile ilgili perspektif noktasndan dndklerimi
syleyeceim. Tabi Suriye bugne kadar hep bir sorun olarak
algland. yle bir sorundur yakc bir sorundur. Bu sorunu
beklide adanadan gelen bir katlmc olarak en derinden hisseden
eski bir asker eski bir gvenlik birimi sorumlusu olarak da ok
yakndan hisseden birisi olarak bu cmlelerimi ve dncelerimi
sizinle paylaacam. Hocam zamana uymaya gayret edeceim.
imdi biz bu almay a niversitesinde oluturduumuz
gvenlik okulu kapsamnda deerlendirdik inceledik tabi
trkiyeyle ilgili baz alm ve karmlarda bulunduk.
nmzdeki dnemde olabileceklerle de ilgili olarak. Hemen
ksaca bir ufuk turu yapalm. Efendim 1527. gnnde atma
olay yle 3,5 yl 4 yl falanda batllar tarafndan zetlendii gibi
zetlenemeyecek her bir gn insanlk tarihinde ok byk bir
skntnn resmedildii bir olaydr uluslararas blgesel bir
olaydr. Onun iindir ki gn olarak etmeyi tercih ettim. 1527.

84

gnndeyiz. Toplam 250 bin civarnda kayp var. Bunlarn bir


ksm da hala kaybolmu insanlardan oluuyor. Arap bahar da az
nce hocam syledi pariste ya da baka bir yerde balam olsun
arap k denmi olsun ne denmi olursa olsun efendim bir isimle
adlanrlcaksa arap bahar denenh baharla alakas olmayan ancak
bir devrim olarak nitelendirilen bir blgesel hadiseyle kar
karyayz. Nasl balad efendim tunusda Muhammed ebu aziz
kendini yakt ardndan meydanlarda halk bu ynetimin
devrilmesini istiyor diye dillendirildi ardndan 13 ayr yerde
suriyede dahil olmak zere yeni bir boyut kazand. Hala etkileri
devam ediyor hkmetler devriliyor yeni hkmetler atmalar
i sava byk byk kaos ortam yaratan bir uluslar aras olayd
arap baharnda yaananlar. Halbuki halk suriyede ok fazla bir
ey istemiyordu 1963 ten beri devam eden olaanstn kaldrn
ardndan i ileri bakanln sivilletirin yargy bamszlatrn
bireysel haklar tanyan iktidardaki baas partisinin gcn
snrlandrn diyordu halk. Ve bat tarafndan byle olmas
ngrld fakat hikaye byle gereklemedi arzu edilen byle bir
dizilimdi. Fakat olmamd olmad gibi dera da balayan
atmalar bei byk yerde artarak devam etti. Esad sadece
zrhl aralaryla deil hava kuvvetlerine bal uaklarla beraber
tpk Halep te Eyll 2012 de olduu gibi saat 11.40 tan 12.40 a
kadar devam eden 25 ayr sivil hedefi vurdu ve vurmaya da
devam ediyor. iddetin en st dozajn uygulad diyebiliriz. Tabi
haliyle buna bal olarak muhaliflerde kendi arasnda
rgtlenmek suretiyle ksa sre ierisinde silahlandlar ve
karmza nemli silahl unsur kt bu yaplanmann ierisinde.
Farkl bir evreye doru geeceimizin ilk iaretleriydi 12 Haziran
2012 deki verilen bu grnt. Hemen taraflar belirlendi herkes
kendi safn seti herkes hazrd ta srail Filistin atmasndan
beri. Birileri saf ve taraf seme konusunda hazrd. Hemen saflar
ilgili yerlerini belirledikten sonra devam etti bu dengenin kendine
zg zellikleriyle beraber alanda yaratt hala da devam ediyor.
talyanlar dediki bu bir vekleten savatr Trkiye de bunun
ierisindedir halbuki blgedeki valmara 74 maynlarnn nemli
bir blmn satanlar talyanlard. inde olmaktan ziyade
beklide savan parasydlar ama bir ekilde bunu bir vekalet
sava olarak yaynlamak suretiyle dikkati belki baka bir
noktaya ekmeye gayret ettiler. nternet ak kaynaklarnda buna
sklkla rastlayabileceiniz bir grnt hemen hemen herkesin
dahilinin olduu bir sava haline geldi herkesin bir karnn

85

olduu en basitinden varil bombas diye adlandrlan bombalar


bile belarus gibi bir lkeden geldi. Ve dier etkilerle birlikte
sava artarak ve derinleerek ve zm boyutundan uzaklaarak
gndeme geldi. Baknz riyad merkezli ve tahran merkezli
petrodoler ve ii parasnn kesitii bir blge haline geldi
hepimizin bildii gibi ii hilalinin etkisi blgede biraz nce
Mehmet hocam ok dikkatle ifade etti nemli bir hususun altn
izdi Snni ykselinin karsnda ii ykselii farkl bir noktada
konumland. Bizim iin nemli olan kendi gvenliimiz
asndan balangta tane olan fze adedi bugn itibariyle
onbir adede kt. Menzilleri 800 km den 100 km ye varan aplar
5 cm den 88 cm e kadar uzanan ou in ve rus yaps ve
kendilerinin de rettii fzeler olmak zere krmzyla iaret
edilen blgeler etki alanlardr ve blgede etkilemeye devam
ediyor. Ve bunun yannda kimyasal bir tehdit ortaya kt.
Kimyasal tehdit sadece bm in gemilerin ayklayp gemilere
doldurup gtrdyle kalmad halihazrda almam yaklak
onbir tane fabrikann olduu ynnde uluslar aras gzlemcilerin
ve bir tondan fazla sarin gaz art ilave olmak zere blgede gayet
eitli tespitler sz konusu. Bu arap dnyasnda bir kafa
karklna neden oldu. Balangtan beri arap dnyas yine
Mehmet hocama atfla syleyeceim blgede bir birliktelik
oluturup kendilerini grlerini ortaya koyamadlar. Bazlar
ksmen bazlar tamamen bazlar da kar kan lkeler olarak
Suriye kriziyle karmza ktlar. Kresel aktrlerde de bir kafa
karkl ortaya kt nmzde seenek vard. Bir askeri
mdahalede bulunalm dediler Trkiye zerinden gideriz
mdahale ederiz iki insani yardm koridoru olutururuz yine
Trkiye snrna yakn bir yerde muhalefete silah desteinde
bulunuruz dediler. Ne zaman iler karmaya baladnda abd de
yaplan bir kamuoyu yoklamasnda silah desteinin esasnda
yzde 63 gibi istenmedii gibi hemen bir sonu ortaya kt. Ve
burayla olan ilgilerinin de bu senaryoynun kmesiyle birlikte
bir ekilde kestiler. Bakn suriyede sadece kresel aktrlerde ve
blgedeki kaqfa karkl deil suriyede bir kafa karkl
meydana geldi. Esad destekleyenler muhalifi destekleyenler ve
Mslman kerdeler yanllar bile kendi ilerinde tamamiyle
farkllaarak kendi ilerinde blndler. Balangta onbe olan
muhalif ve atan grup says Temmuz 2013 te 50 den fazla
gruba dnt yani olay derinletii gibi yaygnlat da gvenlik
boyutunda. atma merkezleri srekli deimek suretiyle baz

86

arterlerin kontrollerinin deitirilmesiyle birlikte ve zellikle


Krt gruplarn zerindeki etkisiyle birlikte blgesel ok nitelikli
bir risk unsuru haline dnt stratejik ynetim balamnda
Suriye. Bu balamda kuzey snr eridinin paylam gibi konu
gndeme geldi ki bizim reyhanl patlamasnn temel
nedenlerinden birisi bu karklnn ierisinde yaanan bir
maniplasyondur. Bu dorultuda hi beklemediiniz anda hemen
burnunuzun dibinde Nide de id adl rgtn saldrs sonucu
gvenlik glerimiz ehit edildiler ve bununla paralel blgenin
genelinde id in varl net bir ekilde hissedilmeye baland.
Yeni bir aktr ortaya kt aka. Batllar bunu bombalanm
cadde fotoraflaryla ya da dayrel ifa hastanesi nnde
ocuunu kucaklayan bir babann fotorafyla ya da tm ailesini
kaybetmi ayda kadnn gzlerinden okumaya altlar. Baz
zaman kafas paralanan Abdullah hamitten ya da sokaklarda
vurulan insanlardan bunu alglaya altlar ki bunun ok
uzanda kaldlar. Halbuki alglamalar ok kolayd yumuak g
akll g ve kamu diplomasisini blgede uygulayan bizatihi bu
unsurlarn kendisiydi. Blgede uygulanan ok teknik ve spesifik
bir savat sava tekniiydi. Ve bylece btn menfaatlerin
akt ortadoudaki son nokta olutu. Hangi menfaatler
atyor bir Snni-ii iki baas-demogratik selefist lml drt
abd rus ayr cephelerinin atmas neocon demokrat Krt gruplar
ve yerel gruplar olmak zere bu listeyi ok fazla uzatabiliriz.
nk btn atma odaklarnn kendine zg bir dinamii ve
ayr bir menfaati vard hala da var. Baknz sadece bununla
kalmad 21 Austos 2013 gn kimyasal silah saldrsnda 426 s
ocuk 1429 suriyeli blgede ld kullanlan kimyasal silahlarn
kullanld yer burasyd. Hadisenin bykln yle
zetlemek isterim 1915 ylnda almanlar Polonyallara kar
kimyasal silah kullanmlard o cephede o savan en derin
katliam meydana gelmiti 1000 kii lmt ilerinde ocuk
yoktu hadisenin byklnn temel gstergesidir. Kimyasal
silah raporu da bu ekilde ortaya kt. Biliyorsunuz bunlar
tekrar ediyorum. Bir ufuk turunun ve politik riskin unsurlar
olmas asndan. Ardndan toplu lmlerle ilgili pek ok
fotoraf ve basnla paylalan bilgiler gndeme geldi. Ardndan
Trkiye bundan ok youn bir ekilde etkilenmeye balad.
zellikle iki yerde, Gvei ve Altnz kaplarndan Trkiyeye
youn bir giri balad. Youn bir giriin etkisiyle tpk mlteci
kampndaki olmasa da Trkiye de kamplar oluturdu ve

87

sosyodemografik ve sosyokltrel bir Trkiye gneyde zellikle


Gaziantepte merkezi bir deiim yaanmaya balad. Baknz u
anda 6.8 milyon a insann yaad bir corafyadr Suriye. 2.4
milyon ocuk da alanmak iin srada. Srekli artan nfusla
beraber lenlerin yannda alanmak ve salk hizmetleri almak
iin bekliyor. u anda art 2 milyon ge hazr bir yerlerinden
edilmi insanlarla beraber bir g mevcudu var. Bunun nemli
blmnn de Trkiyeye gelmesi bekleniyor. Hatrlatrm yz
bin krmz izgisiyle tanmlanan bu balangtaki g olgusu u
anda iki milyona doru gidiyor.Hocam sonra m devam edeyim
yoksa kendi hakkm tamamen mi kullanaym.
ARIKAN: ok hzl bir ekilde devam edin.
KO: O zaman tamam. Uak krizleri oldu malumlar. Fakat
Nato ve BM bu krizin iinde arkadalar deerli katlmclar
yoktu. Yine Sleyman ah trbesiyle ilgili bir sreci yaadk ki
dorudan sava sebebi saylacak ey Nidedeki olayla beraber
farkl bir boyuta tanm oldu. 3 dzeyde krizi ve krizi belirleyen
artl yle zetliyoruz. Nusayri nfusun iktidardaki etkinlii.
Esad rejiminin ald d destek. Muhalefetin birlik sorunu ve
zayf kalmas. Batl lkelerin ekimser tutumu sonucu ortaya u
anki tablo kt. ABD ve Rusyann iki akan politikasnn
blgedeki etkilerini biraz nce hocalarm detayl bir ekilde izah
ettiler. 10 ekim 2013te Karadeniz donanmasnn tamam ve
ABDnin gemilerinin bir blmnn bu blgede bulunmas da
bunu iaret ediyor. Tartusun, Lazkiyenin kendine zg stratejik
neme sahip olduunun altn izmek istiyorum. Bu drt
muhtemel senaryodan hangisi gndeme geldi. Balangta nem
srasna gre n beklerken drdncsn u anda yayoruz.
atmalar devam etmesine Baas rejimi mukavemetini
srdrd ve konumunu muhafaza etti. Suriye hzla Iraklamaya
doru gidiyor. Irakla am Suriyenin e blnmesini Suriye
Arap, Nusayri Arap ve Krt blgesinden oluan bir Suriye
bekleniyor. Peki sonu hocam sonu blmdr toparlyorum.
Herkes buray kprba olarak gryor. Halbuki bal bana
politik risk unsurlar olan insanlarn buraya yatrm yapmaya
deil atmaya, silah satmaya ve buradaki dengeden
nemalanmaya alt bir blge haline geldiini gryoruz.
Politik risk tanmnn da dorudan ifadesi Suriyede yaanyor.
Dou Akdeniz ve Ceyhan drenaj havzas Trkiye iin ok
nemlidir. Gelecein Roterdamn oluturacak Trkiye iin

88

bal bana Suriye bir risk alan haline geldi. Biz bu riskin ve
politik unsurun ortadan kaldracak yegane etkenin medeniyetler
aras g dengesini salamak ve Trkiyenin ekim merkezi
olduuna varyoruz. Bir baka deyile gcmz periferiye
tayabilecek Trkiye algs blgedeki pek ok sorunun
stesinden gelecebilecei ve politik riski azaltacak lkenin ancak
Trkiye olabileceinin de altn iziyoruz. Ancak Trkiye henz
aktif hale gelememi bir lke grnts arz ediyor bu genel tablo
ierisinde. Bundan nce hi karlalmam bir sorunla kar
karyayz. Yine stratejik ngrlerle bezenmi bir planmz yok.
Bu plan gerekletirdiimiz vakit Trkiye merkezli bir blge
alglamas oluturduu vakit ynelimlerde bu ekilde irdelendii
vakit yeni bir srece girileceini deerlendiriyoruz. Sonu
itibariyle 1- Avrasya ve orta dou jeopolitiinden etkin
olabilmenin stratejisini orta douyu Avrasya ile beraber
alglamasn Avrasya ve Ortadou merkezli bir blge stratejisi ve
pakt oluturulmas. zellikle kendi gcn yaydktan sonra
kendisine verilen askeri rollerden ki bunlar askeri rol uluslar aras
roller stlenmekten uzaklamas gerektiinin zellikle altn
iziyoruz. Bu balang suriyenin bar dolu geleceinin ilk
adm olacan bildiriyor, sayglarm arz ediyor, teekkr
ediyorum.
ARIKAN: Sayn Koa gzel sunumlar iin teekkr ediyorum.
Efendim oturum bakan olmann doasndan kaynaklanan bir
otorizm yaanyor. Maalesef zr diliyoruz konumaclardan.
Ancak doas gerei byle. Ben ok da ksa bir birka dakika
zetlemek istiyorum. Kendi analizlerimi de sunmak istiyorum
aslnda. Birincisi ortadoudaki arap bahar k ya da neyse ki
bence de tartmal bir alandr. Ancak tamamen isel
dinamiklerle gelitiini aklamak biraz eksik aklama olur.
nk zellikle uluslar aras ekonomik faktrleri de bu srecin
ierisine katmak gerekir. Arap baharndaki zamanlamayla uluslar
aras krizlere de e zamanl dikkat etmek gerekiyor. Merkezi
dou Avrupa lkeleri bir ekilde sisteme eklemlendirildi souk
sava sonras srete. Ancak arap corafyas zellikle byk bir
nfus ekonomik potansiyel gibi unsurlarla sisteme
eklemlendirme abalarnn zellikle iktisadi adan sonucunda
nemli faktrlerden olduunu dnenlerden birisiyim. Arap
bahar bize birka analiz ortaya koydu. 1- uluslaras sistemin
dzen kurucu aktrleri . zellikle uluslar aras rgtler olsun,
efendim blgesel rgtler olsun bir test snavnda baarsz

89

olduunu gsterdi. Amerikan hegomanyasnn yavaa zellikle


uluslaras sistemde etkinliinin azaldnn bir testi olarak
grebilmekteyiz. 2. Bat merkezli deer aktarm organlarnn
zellikle arap caorafyasnda gl bir direnile kar karya
kalndn gsterdi. Bir baka unsur yine demokrasinin aslnda
bir gecede ina edilemeyeceinin gzel bir rneini gsterdi.
nk belli bir zaman srecine ihtiya duyulduunun rneini
ortaya koydu. Bir baka sonu yine bu srelerde souk sava
tekrar gerimi geliyor tartmasn belki kresel dzlemde olmasa
da blgesel dzlemde zellikle merkeze doru dou avrupada,
orta asya corafyasnda bunlarn ipularn grdmz
grdk. Bir baka karm. Sadece devlet ierisindeki
kutuplamalarn Ortadou corafyasnda artt deil ayn
ekilde devletler aras kutuplamann da net bir ekilde arttn
grmekteyiz. Arkadalar da konumaclar da belirttiler aslnda.
ii Snni eksenli tartmalar, etnik kimlik merkezli tartmalar.
Btn bunlar blge iindeki kutuplamann arttn ok daha net
ortaya koydu. Bir baka unsur trk d politikas zerinden
bakmak gerekiyor. Trk d politikasnda aktivizm youn bir
sylemle topluma ina edildi ki ancak bunu ortaya koyabilecek
aralardan biraz yoksun olduumuzu ortaya koydu. Bu adan da
tekrar dnlmesi gereken bir husus olduunu dnyorum.
Bunun sebeplerinden birisi de belki en nemli sebeplerden birisi
d politika yapm srecindeki aktrlerin yeterince birbirleriyle
etkileim ierisinde olmadn, ok kk bir grubun d politika
stratejisine yn verdiininin sonularn da grebiiyoruz. Bir
baka son unsur uluslar arasndaki deiimler trk d politikas
karar alclar tarafndan yeterince okunamadn da belirtmek
istiyorum. Sayglar sunuyorum. imdi Kvan ile Mehmet
arasndaki tabi ki bu sorularla da olacak, onlarn tartmalarn
da greceiz. Efendim sz sizlerin sorularnz varsa kendinizi
tantarak hangi konumacya sorunuzu ynelticeinizi
belirtirseniz ok sevinirim. Evet hocam buyurun.
KATILIMCI: Teekkr ederim. Erel TELLAL. Siyasal bilgiler
fakltesi. Murat hoca Suriyenin nasl Iraklatn anlatrken
aslnda sradan yaamdan nasl uzaklatnn altn izdi. Ama
ben Mehmet hocaya soracam. Ksa bir soru. Snni kabarba m
suni kabarma m? Teekkr ederim.

90

ARIKAN: Aslnda yle yapsak zaman asndan sorular hep


alsak. Ondan sonra konumaclar da sorulara genel cevap verse
ok daha gzel olur. Evet baka sorusu olan arkadalar.
KATILIMCI: Aykut GL. ukurova niversitesi. Ben uluslar
aras ilikiler konusunda almyorum ama ok ilgi duyuyorum.
teden beri hkmetimizin Suriye politikas zellikle eletirildi.
Bir ksm destekledi bir ksm ok yanl yapldn belirtti.
Sizlerin bak asyla burada biz ok mu pasif kaldk veya
fazlasyla m aktiftik? Bundan sonra neler yapmalyz. Bugne
kadar hangi yanllar yaptk ? ok ksa zetle ben genel olarak
sormak istiyorum.
ARIKAN: Herkese soruldu. Teekkr ediyorum Aykut hocam.
Nejat hocam buyurun.
KATILIMCI: Tm hocalarma teekkr ediyorum. Nejat
DOAN. Anadolu niversitesi. ncelikle BOP projesinin
olmadn ben de dnyorum. niversiteye Amerikadan
gelen mstearlara sorduumuzda, Amerikann Trk byk
eliliinde alanlar deil de Amerikal diplomatlara
sorduumuzda byle bir ey hi duymadk dediler. Yani BOP.
Tabi bu olmad anlamna gelmiyor ama ortadouda tartlan
bir kavram. Amerikada kaldm yllarda da ben BOP diye bir
ey duymadm. Tabi ki bu corafya iin retilmi bir ey. Belki
bu tartlabilir tekrar. Bir de Murat hocamz batnn ekimser
kaldn syledi. Ama gsterilen her resim batnn ekimser
kalmad sonucunu veriyor bana. Amerika ok baarl olmutur
ortadouda. Yani amerikay baarsz olarak grmek ok yanl
olur. Tm bu olanlar Amerika Meksika snrnda olsayd
batllar ne dnrd acaba? Son olarak da trkiyenin merkez
ekim alan olmas nce evreye sonra merkeze dnmesi ve sonra
daha gl olmas gibi teoriler biraz uygulanmas zor. nk
Amerikaya gittiimde ilk derse girdiimde Msrl renci
saldrd bana siz bizi igal ettiniz diye. Yani bunlar bilmek lazm.
yle periferide bizi bekleyen insanlar yokki. Bununda
tartlmas uygun olacak. Yani Osmanldan bugne kadar gelen
srete dndmzde Trkiyeden bir liderlik bekleyen Arap
dnyas ben gremiyorum. ok teekkr ediyorum. Sa olun.
KATILIMCI: Hilmi ATALI. Birinci derecede alanm deil
ama iletme alyorum. Yanlmyorsam Mehmet hocam on yl
ncesine gidiyorum. zellikle ortadouda savan kabilecek

91

sebeplerinden en banda su probleminin olduunu yanl


hatrlamyorsam sizin tezinizde de vard. Bu grnzde bir
deime var m? Biz hala o savam bekliyoruz.
ARIKAN: Evet hocam buyurun.
KATILIMCI: Mehmet ASLAN El Farabi Kazak niversitesi.
zellikle son konumacy tebrik etmek istiyorum. Yani
muazzam bir konuma yapt. lkemizin d politikadaki en
byk eksiinin saha uzman eksikliinden kaynaklandn
dnyorum. Uzun yllar Moskovada yaadm. Sovyetler
Birlii corafyas alyorum. zellikle bu eksiklik sahada daha
fazla hissediliyor. Benim sorum Ukrayna ile ilgili olacak.
Malumunuz u anda Ukraynada bir i sava yaanyor. Arap
baharyla hocalarmz ukraynadaki savala bir balant
kuruyorlar m?
Ukraynann gelecei hakknda neler
dnyorlar, merak ediyorum. Teekkrler.
KATILIMCI: Zengi GZEL. Sleyman Demirel niversitesi.
zellikle Mehmett Hocaya soru sormak istiyorum. Srekli halk
hareketleri dedi Mehmet hocamz. Daha arap bahar balarken
Amerika ve bat medyas zerinde arap halknn duygu
damarlarna basarak videolar yaynland. Bunu sadece halk
hareketi olarak tanmlamak ne kadar doru ? Ben Mardinliyim
Nusaybinde yayorum. Bizim hemen yanmzda ok scak
atmalar oluyor. Biz bunlara ahit oluyoruz. Suriyede zellikle
Krt hareketinin PYDnin gelecei ne olur? Yani Suriyenin
gelecei asndan.
KATILIMCI: Ben de son konumacya bir soru yneltmek
istiyorum. Trkiyenin ok aktif rol alamad gibi bir cmle
kurdu. Aktiflikten kast nedir? Nasl bir rol almalyd ki aktif
olmas tanmlanabilirdi?
ARIKAN: Konumaclara srayla sz vericem. Yalnz bir eyi
de ben ifade etmek istiyorum. BOP. Evet ad byk Ortadou
projesi olmayabilir ama George W. BUH ynetiminde farkl bir
adla bir projeleri vardr. Baka bir ey daha geni anlamyla
bakldnda aslnda ajnur doktrini de Ortadou projesinin bir
parasdr. Farkl aralarla ifade edilmitir ama byle bir ey
resmi dokmanlarda da vard. Yok yok buradan balyoruz
Kvan hocam buyurun.

92

ULUSOY: Teekkrler. br taraftan bala dedim nk ok


soru geldi arkadamza. Bence daha iyi olabilir diye dndm.
Tekrar bu konularn hepsinin ifade etmek istemiyorum ama
znde sylediim Mehmet de bahsetti, iin evresinden
dnmekte srar ediyoruz. Pek de eletirel deiliz grdm
kadaryla. lla mdahale edilecek diye bir ey de grmyoruz. u
anki durumu Suriyede Iraka benzetiyoruz ama mdahale edince
daha m fark oluyor yani ? u an Libya ve Iraktaki durum nedir
yani anlamadm gitti. Bu kadar da pro-aktif blgesinde merkez
falan bir Trkiye bilemiyorum yani aktif bir d politikayla ne
kadar baarlabilir veya bu hkmetin kendince aktif
politikasyla ne kadar baarlabildi. Dier yandan nemli bir
insan kayna eksikliini Kazakistandan gelen arkadamz da
syledi. Yani blgedeki ciddi fay hatlarn bilmeden politika
yapyoruz. stihbarat hatalar yapyoruz. Sen de biraz evvel
syledin. Toplumda inanlmaz bir ykselen beklenti yaratlyor
toplumda sanki bunun karl varm gibi trajik bir ekilde
gryoruz. Dier yandan blgede ben Trkiyenin ite
Mehmetin bahsettii aile irketi gibi ynetilen lkelerden farkl
olarak ynetidiinde bir ekim merkezi olabileceini
dnyorum. Trkiyenin demokrasi problemleri trkiyenin
uluslar aras profili asndan
ok kritik nemde diye
dnyorum. Hem bat asndan gr hem ortadoudaki
grn asndan ok kritik. Herkes Trkiyeye bakyor.
Trkiyenin kendi lkelerinden farkl ynetilmesi gerektiini
dnerek bakyorlar. Ben giderek Trkiyenin bu anlamda
Ortadou lkesi gibi ynetilmesinin ekim merkezi olarak
ykselmesi asndan ciddi bir dezavantaj olarak gryorum.
ARIKAN: Teekkr ederim. Mehmet hocam.
AHN: Eren hocamn sorusundan Snni kabarma m suni
kabarma m dedi. Bugn aslnda bu kabarmann meydan
okumalarla kar karya kaldn dnrsek suni gibi gzkr
ama ben bunu Snni kabarma olduunda srarlym. nk
Tahrir ruhu diye adlandrdm bir ey var benim. Tahrirde ilk
olay ortaya ktnda hatrlayalm hi fark etmiyordu aslnda
Kptiler var genler var e cinseller var kadnlar var btn gruplar
var orada. Bunlarn iki tane istei var. Siyasal slam deildi
bunlarn ilk istei. stekleri uydu, onu da yine ben tarih kkenli
olduum iin rahat kullanyorum. O da uydu siyasal tecrit,

93

siyasal yenilenme istiyorlard. Eski bitmi. kinci istekleri


ekonomik tecrit. stedikleri buydu.
AHN: Ekonomik anlamda da bir yenilenme istiyorlar. Peki bu
karlanm m bugn hayr. Bu karlanmad srece
devrimlerde byle oluyor zaten sabahtan akama glgedeyiz ite
gnee ktk oh devrim oldu byle bir ey deil. Bu bir sre
yani dn biliyorsunuz bir seim oldu msrda 96,7 ile kazandn
iddia eden bir sisi katlm oran ok dk hatta uzattlar
biliyorsunuz eyi gelsinler de oy kullansnlar diye kim gelirse
gelsin ister siyasal slamclar ister sekler arap milliyetileri
olsun bu talep karlanmad srece buradaki ey devam edecek
nasl syleyeyim talep bu bu siyasi trblans devam edecek. te
bu devam ettii srece her demokratik bir sreci atnz zaman
halk kendisini sanda yanstaca iin ortadounun genel arap
ortadousunun geneline baktnzda Snni anlamdaki kitlenin
oradaki konumamda da syledim Mslman kardeler temelli
bir siyasetin dlandn peki seim yaptnz zaman kim
kazanacak demogratik bir ekilde yine bu hareket kendini
gsterecek er veya ge. Bundan ka yok teleyebiliriz. ki bir
ey daha var aslnda bu Snni kabarmann olduunu bizden ok
daha iyi biliyordu abd iranla batnn iranla yaknlamasnn
teopolitik bir eyi de var yan da var. Nasl teopolitik bir yan var
mesela bunu ilahiyatlarla birlikte konutuumuz zaman ok
gndeme getiriyorlar. te dnyada 2 milyara yakn Mslman
var bunun yzde 10 u ii yzde 10 u ii olduu iin burada zaten
ok ta tedsirgin olmaya gerek yok der gibi tavrlar var birka
onlarla konferansa katldmda bunu hissettim. Ben dedim
yanl bakyorsunuz Snni dnyann ounluu uzak douda.
Yani Malezya Endonezya filan burada yayor Hindistan
Pakistan burada grrsnz. Ortadouda Trkiye nin etrafna
baktnzda fity fifty orannda bir Snni ii eksenin olduunu
grrsnz. Yani Azerbaycan belki farkl uygulanyor iran rak
Suriye ve Lbnan o izgiye baktnzda karadenizden Akdenize
bir yay vardr orda bunu ranllar direni ekseni diyorlar. Bu
kendiliinde olumu bir eksen deildir. 79 dan bu yana iran bu
ekseni ina etmitir. Ve iran mmkn olduu kadar da bunun var
bunu srdrmeye alyor. Suriyede de sadece farkndaysanz
murat hocam yle bir anlatt rakamlar verdi burada esadn
ordusu yakndan takip ediyorum esadn ordusu direk savaa
girmiyor zaten Snni ounluu ordunun i atma baladktan
sonra karargahlar kapatt daha ok irann Kuds ordusu burada

94

Hizbullah burada rakta ve dier genel milisler burada Trkiye


den olanlar var bir blgedeki taraflarn sava Suriye de devam
ediyor. Ve iran diyorki farkndaysanz yeni gelen ruhaniye tek bir
dosya verdiler. Ruhaniyenin siz hi suriyeyle ilgili bir
aklmasn duydunuz mu yapmyor nk ruhaniyeye dediler ki
sen ilk nce u dosyay bir z ondan sonra senin bir
performansn grelim ondan sonra ikinci dosyaya geersin.
nk Suriye dosyas dini liderin elinde hala iranda. Onun iin
dini lider bunu ynetir ve bu konuda da hibir itiraz yoktur. O
adan bu yaknlama dedim iran bat yaknlamas Snni
kabarmay dengeleme amac iin irann abd tarafndan nnn
aldn dnyorum. Ve bu srecin de ok zor olacak ama bir
anlamaya doru da gideceklerini dnyorum. Abd bu
ortadouda vekalet savalarn ok iyi yrtyor. Demek
istediim bu yan bugn suni gibi gzkebilir ama bu deiebilir.
Hilmi beyin sorusu vard su savaa sebebiyet olmaz fakat ok
scak konular olduu iin sudan bahanelerden suya sra da
gelmiyor. Ama biri sava yapmak isterse suyu bahane edebilir.
Sadece suyun savaa neden olacan dnmeyenlerdenim. Iid
le ilgili bir soru geldiini sylediler iinizde id in babasnn kim
olduunu bilen var m tam da onu soruyorlarm bana id el
kaide ve boko haram diye bir rgt kt biliyorsunuz
farkndaysanz. Bu rgtn kodu da ayn yani el kaidenin nasl
ortaya ktn anlatmama gerek yok bunu bizim alanla ilgili
olan herkes bilir souk sava dneminin ideolojik ocuklaryd
bunlar. Bunlar afganistanda Rusya ya kar deobin medreselerine
yetitirilen yazlmn abd ye ait olduu parann ortadoudaki
krfez lkelerine ait olduu ve Rusya ya kar kendileri direk
mcadele etmediler savaan Mslman corafyadan topladlar.
Sizde cihatsnz dediler 89da ayn kiiler terrist oldular.
imdi IDin eyine bakyoruz. ok yazld izildi ama ID
yle bir rgt ki Suriye ve Irakta faaliyet gsteriyor ve sonutan
gitmek zorunda kalyorum anlamak iin Irakta cezaevini bast
20-30 kiilik bir grup be yzn zerinde buradaki El Kaide
yelerini trnak iinde gya kardrlar. Allah akna
Amerikallarn ok hassas olduklar bir yer 16 bin eleman var
ekilse de 2011de 16 bin eleman var alan Iraka gidenler
bunu bilirler. Art Malikinin ok hassas olduu bir nokta burada
insalar kyolar faaliyet gsterdikleri yer nere iki yer. Irakta
seime giderken Snnilerin blgesinde faaliyet gsteriyorlar
farkndaysanz o cumhurbakannn kandan sonra Snni

95

siyasetiler bir anlamda terrize edildii onlarn siyasal sistemde


savunmaya ve sulu pozisyonlara sokularak bir bask altnda
tutulduu bir dnem. kincisi suriyede bakyorsunuz Suriyede
nerede faaliyet gsteriyorlar Esadn ordusu nerede faaliyette
bulunamyorsa IDin orada faaliyetini gryorsunuz. O adan
ufoya benziyor biraz. Tanmlanamayan obje ID bugn o
durumda. Sonutan belki bir noktaya varrsnz diye
dnyorum. PYD ile ilgili bir arkadamzn bir sorusu vard.
PKK burada aka sylemek gerekirse kendine bir siyasal alan
yaratmak istiyor. Yani PYD dediimiz Pkknn bir kolu bunu
herkes biliyor orada birka grup daha var. 13 taneye yakn
Barzaniye yakn Krt gruplar var Pyd 3 blgede bakarsanz
haritada grrsnz Kobani, Afil ve Irak,Trkiye ve Suriye
genindeki yerde var. Kuzey Iraktan biraz farkl. Orada nk
Krtlerin birlikte olduu yer var. Fakat burada Pyd kendi
dndaki hibir Krt grubuna imkan vermiyor. Yaam alan
brakmyor. Hatta bundan 15-20 gn nce 113 tane Krt aydn
bir araya geldiler. Bulabilirsiniz nette PYD aleyhine. Bu
aydnlardan avrupada olanlar var Trkiyede olanlar var
Suriyede olanlar var PYD aleyhine bir bildiri yaynladlar.
nmzdeki srete ben yle syleyeyim PYDnin demokratik
bir halk hareketinin nderi falan deil. Orada PKKkendine bir
alan yaratarak bunu nasl yaygn hale getiririm dncesi var.
Bunu Trkiyede kendine tehdit olarak gryor doal olarak ama
daha ok Barzani bunu kendine tehdit olarak gryor. nk
Barzani geleneksel bir hareket. Airet yapsna dayanan bir
hareket. Nfusu az, alan az, maliyetini demi bunu korumak
isitiyor. Bunu korumann tek arac Trkiye ile iyi ilikiler kurmak
Pkknn etkili olduu alana baktnz zaman daha yaylmac
daha modernist olarak grebiliriz. nmzdeki srete PKKBarzani atmasnn daha da artacan syleyebiliriz. Nitekim
geen haftayd biliyorsunuz blgesel Krt ynetimi diye
adlandrdmz yerde Pkknn partisine, kadn kollarna, genlik
hareketine ynelik tutuklamalar ve kapatmalar yaand.
KO: Bir cevapla hemen zetleyeceim zaten sorular iki
noktada younlayor. Nejat hocama ben bir yant vermek
istiyorum. Tabi Peliferide toplanalm gelin dostlar bir olalm
falan mantndan ok uzakta Ortadou. Benim burada sylemek
istediim liderlik rolnden ziyade hukuk kkenli olmam
itibariyle bunu syleyeceim bu eitler arasnda birinci bir durum
var. Bunu askeri mterekleri blge genelinde sosyo-kltrel

96

demografik anlamda da mevcuttur. Bunu alana tamaktan


bahsetmitim. Bat ekimser kald evet hangi noktadan kald
gvenlik boyutundan kald. Biz yaklak bir milyon kiiyi
Trkiyeye aldk olar seilmi 3298 kiiyi Avrupaya ve eitli
ktalara tadlar. ekimserlikten de kast ettiim buydu. ok mu
aktif kaldk ok mu pasif kaldk sorusu vard ona geleyim. Bu elli
yllk politikann bugne yansmasyd. ok dinamik bir eyle
kar karya kaldk. Elli yllk politikamz birden hzlandrmaya
alnca aktif gibi grnen politikada zamanla pasif yerinde
olmayan bir politikaya dnt. Onun iindir ki ben hala pasif
kaldmz dnyorum.
Aktifliin ierisinde gndeme
getirilen biraz nce yanstm olduum dahil olmalarn aslnda
gerek aktif deil de grece bir aktiflii ortaya karttn teknik
olarak pasif kalndn sylyorum. Ukrayna Rusya hadisesiyle
ilgili bir soru var. Bence oradan arap bahar deil dorudan
Trkiyeyi ilgilendiren bir dou Akdeniz enerji politikasna tesir
eden durum yaratmtr. Rusya unun net bir ekilde farkna
varmtr ki Akdenizdeki enerjinin avrupaya tanmadaki
yegane tutunulacak hatt Suriyedir. Bu blgeden ayrlmamas
iin elinden ne geliyorsa yapmaldr. Dou Adenizdeki ii Krm
ve Ukrayna krizi ikiye katlamtr. Bu noktada Trkiyenin d
politikasn yeniden gzden geirmesi gerekmektedir.
ARIKAN: Efendim ben ok teekkr ediyorum kendilerine.

97

98

PANEL II
SURYENN GELECE
Do. Dr. Cenap AKMAK (Oturum Bakan)
Suriye Ulusal Konseyi Bakan
George SABRA
Suriye Trkmen Meclisi Bakan
Samir HAFEZ
Suriye Ulusal Konseyi Trkiye Temsilcisi
Dr. Alptekin HOCAOLU
Dr. Mazen HASHEM
AKMAK: Gecikme iin zr dileriz. Panelimiz Suriyenin
gelecei ile ilgili olacaktr. Bugn bize misafir olan
konuklarmz, Suriye muhalefetinin nde gelen isimleridir.
Kendileriyle daha nce bir proje kapsamnda tantk. Eskiehir
Osman Gazi niversitesinden Krat hocamla birlikte
yrttmz bir proje kapsamnda kendileriyle alma
yrttk. Gelecein Suriyesi nasl ina edilebilir, devlet ve ulus
inas zerine olan proje kapsamnda da daha evvel beraber
olmutuk. ok ksaca kendilerini tantacam. Bu oturma
srasyla gideceim. George SABRA Suriye amda dodu.
Kendisi eitimcidir. Uzun yllar televizyon programlar
yapmtr zellikle Trkiyede de yakndan bilinen Susam
Soka isimli programla ilgili yazlar yazmtr. Bu programn
yapmnda ve yaynlanmasnda nemli roller stlendi. Ancak
George Beyi mr boyu aktivist olarak tanmlayabiliriz.
Aktivist faaliyetlerinden tr 8 yl Suriyede cezaevinde kald.
Mteakip yllarda da rejimin kendisine ynelik taassubu devam
etti. En son devrim sreci baladnda yeniden ksa sreliine
iki kere hapse girmitir. Sonrasnda kendisine yurttan k
yasa konmu ancak o, yryerek rdn snrn gemi ve
oradan da Trkiyeye vasl olmutur. imdi Trkiyede
bulunuyor. Kendisi hlihazrda Suriye Ulusal Konseyinin
bakandr. Samir Bey Suriye Trkmen Meclisinin ilk bakan
u anda da Suriye Trkmen Kitlesinin de genel koordinatrlk
grevini yrtmektedir. Farkl zamanlarda Suriye ve Trkiyede
bulunmu, uzun yllar Trkiyede kalmtr. En son devrim

99

srecinde Suriyedeydi fakat oradaki durumlardan tr


Trkiyeye gelmitir. O zamandan beri de kendisi yine
Trkiyede bulunmaktadr. Hlihazrda zellikle Suriyeden
Trkiyeye gen mltecilerin (teknik olarak snmac deniliyor
) sorunlaryla yakndan ilgilenmektedir. Prof. Dr. Mazen
HASHEM Bey bir siyaset sosyoloudur. Toplumsal deiimle
ilgili almalar var. Hlihazrda ise Levant blgesinde, Osmanl
dneminde am olarak isimlendirilen Suriye blgesinde
devrimle ilgili almalar vardr. Daha nce, son derece prestijli
olan Kaliforniya niversitesinde sosyoloji profesr olarak
almtr. Yine Kaliforniyada medeniyet ve kltrler aras
almalar merkez direktrln yrtt. Yakn zamanda da
stanbul Sabahattin Zaim niversitesinde tekrar profesrle
balayacaktr. Haim hoca Trkiyede de Suriye ile ilgilenen
basnn ya da analistlerin yakndan bildii bir isimdir. Aktivist
kimliiyle son derece tannmaktadr. Trkiyede tp eitimini
tamamlamtr ve uzun yllardr da Trkiyededir. Devrim
baladktan sonra Suriye Halkyla Dayanma Platformunun
kuruculuunu stlenmitir, yine Suriye Ulusal Koalisyonunun
kurucularndan biridir. Hlihazrda da Suriye Ulusal
Koalisyonunun Trkiyedeki grevini ifa etmektedir.
Kendilerine davetimizi kabul ettikleri iin ok teekkr
ediyorum. Kendilerine ksa sorular soracam, yine bu srayla
kendilerinden cevap alacam. ok ciddi bir sre kstlamamz
bulunmuyor ama her soru bana beer dakika zannedersem
makul bir sredir. Her ne kadar 1 ya da 1 buuk saatlik bir
sremiz olsa da tartma verimli olur ve ilgi ekmeye devam
ederse, zannedersem biraz daha uzatma imknmz bulunuyor.
imdi ben kendilerine ilk sorumu sormak istiyorum.
AKMAK: nanyorum ki zellikle uan da katlmclarmz
Suriyedeki atmann mevcut durumuyla ilgili byk bir merak
ierisindeler. Siz bu konuyu sivil sava asndan nasl
aklarsnz?
SABRA: Selamn aleykm. Burada devrimin 4. ylnda Suriye
ierisindeki durum aslnda ok karmak gzkyor. Aslnda
buradaki atma artk sadece Suriye ile snrl deil, blgesel bir
atmaya dnt ve ayn zamanda uluslararas bir soruna da
dnt. Ancak buradaki atmann madurlar sadece Suriye ve
Suriyelilerdir. u anda baktmz rejim, Birlemi Milletlerin,
Arap liginin ve uluslararas topluluun yani hibirinin deerli bir

100

katkda bulunmamasndan ve 3 yldan uzun bir sredir,


Suriyede, her gn olmasa da her saat ba insanlarn
ldrlmesine mdahale edilmedii iin zgnm. Uluslararas
topluluk her zaman yle diyor: Bu atma iin askeri bir
zm yok. ve Geneva 2 de siyasi bir zm olmadn syledi.
En azndan uan iin bu ne anlama gelir peki? Hala gryoruz ki,
Suriye rejimi insanlar ldryor. ehirleri yok ediyor ve hangi
tr ehirleri yok ediyor dersek, rnein Halep gibi. Bu sadece
Suriye eitimi iin, endstrisi iin, medeniyeti iin deil aslnda
dnyann hafzas iin, insanlk iin byk bir merkez ve binlerce
yldr bu merkezliini srdrmektedir. Aslnda burada,
dnyadaki
modern
insanlarn
doduu
medeniyetin
topraklarndan bahsediyoruz, ite bu tr sular her gn ileniyor
ve bunu yaparken de uluslararas toplumun gzleri nnde
gerekleiyor. Burada en nemli ey ise zellikle gvenlik
konseylerinin baarszla uramasdr. ki sene ierisinde drt
defa Rusya ve in bir konuyu veto ettiler. Hatrlayamyorum
Birlemi Milletler tarihinde hi byle bir ey oldu mu? Tek bir
mesele iin iki yl sreyle drt defa veto geldiine dair hibir
hatram yok ve insani yardm karar aldklarnda hibir ey
olmad hatta Birlemi Milletler bile bir para ekmek
gnderemedi o ehirlere. amda, Homsda ve dnyada herkes
trajedinin,
insanlarn
evlerinden
srlp
gitmesiyle
gerekletiini grd. Sadece gda bulabilmek iin, yemek
bulabilmek iin, sadece karnlarn doyurabilmek iin bu aslnda
bizim Suriyelilerin utanaca deil, bizim komularmzn
utanaca deil, ancak insanln ve uluslararas toplumun
utanmas gereken bir eydir. Her neyse Suriyeliler u anda yalnz
olduklarn hissediyorlar bu mcadelelerinde. Sadece rejimle yz
yze olarak deil, ayn zamanda mttefikleriyle de ran,
Hizbullahla, Irakdan gnderilen kuvvetlerle u anda her gn
randan katiller, vcutlar, l olarak geri gnderiliyorlar. Yine
yz yze baktmzda lm makineleri var. lm makineleri de
her gn topraklarmza giriyor, her trl destei alyorlar ve
Suriye rejimine orada, burada ok byk bir destek var ve ne
yazk ki, bu desteklerin bazlar, gryoruz ki dier Arap
lkelerinden geliyor. Bununla birlikte Suriyeliler, yalnz
olduklarn hissettikleri gibi birbirlerine bu sefer yzlerini
evirmeleri gerekiyor. Suriyeliler birbirlerine dnyorlar.
Bununla birlikte ok hassas bir mlteci problemimiz var.
Milyonlarca mlteci, Trkiyede, Lbnanda, rdnde hatta

101

Atlantikin tesinde Kuzey Amerika ve Gney Amerikada


bulunmaktalar. Suriye her zaman gvenli bir yer olmutu
mlteciler iin. Bazen Iraktan, Filistinden, Lbnandan
mlteciler gelirken, u anda Suriyeliler kendileri mlteciler ve
milyonlarca gen ocuk okullar olmadan, salk bakmna
eriemeden yaamaktalar ve Birlemi Milletler de yine bu
noktada Suriyeli mltecilerin ihtiyalarn karlamada baarsz
oldu. Bazlar Suriyede, bazlar Suriyenin dnda bunlara
ihtiyalar var tabii ki de ama burada yle bir soru var. Bu
blgedeki lkelerin nnde ve uluslararas topluluun huzurunda
dnya nasl olur da Bear Esadn yapm olduu bir cinayeti
srdrebilir, Suriye rejiminin suunu nasl srdrmesine
msaade edebilir ki; bunu her gn yapyorlar uanda ve
gelecekteki tehlikeler sadece Suriye ve Suriyelilerin zerinde
olmayacak sadece Suriyenin ierisinde de kalmayacak bu
tehlike. Bu tehlike yaylacak, dier lkelere de yaylacan
dnyorum ben. Mesela, Lbnana bakn imdi. Pek ok ay
hkmetsiz kaldlar imdi ise bakan olmayan bir lkeden
bahsediyoruz ve bu, Suriye atmasyla da ok ilgili aslnda.
Peki, kim Orta Douda, Lbnanda, Irakta, rdnde, her yerde
istikrar Suriyesiz hayal edebilir ki? Irakta ne oldu imdi? ok
balantl aslnda, Irakta olanlar, Suriyede olanlarla ok
balantl. Trkiye bile byk bir lkeye ve iyi bir istikrar
sergiliyor. Ancak Trkiyenin de bu blgedeki atmalarn
olumsuz etkilerinden yaralanmamas sz konusu olmayacaktr.
Bence uanda artk bizim uluslararas topluluk ve
arkadalarmzn stlenmesi gereken roller var ve hzla bir eyler
yaplmal aksi takdirde, atma belki de 3-4 lkeye srayacak
ve 70-80 milyonluk nfusa yaylacaktr. Suriyeliler uanda
aslnda ok fazla ey istemiyorlar dostlarndan ya da uluslararas
topluluktan. Suriyeliler sadece kendilerini savunma hakkn talep
ediyor ve istiyorlar. Bear Esadn ordularn ocuklarndan uzak
tutmak istiyorlar. Burada her gn gryoruz ki lkeyi yok
ediyorlar. Bunlardan uzak yaamak istemek ok mu,
Suriyelilerin byle bir ey istemesi, kendilerini savunmak
istemesi ok mu zor? ki sene nce Fastaki konferansta
Suriyenin dostlar 130dan fazla lke, bizim kendimizi savunma
hakkmz tandlar ancak bize bir ey vermezseniz,
salamazsanz, o zaman bunun anlam ne olur ki? Ne yapabilirim
ben sadece bir hakla eer siz bana bu hakk kullanmam iin bir
olanak salamazsanz ve hayatlarmz kurtarmak iin yardmc

102

olmazsanz? Suriyeliler u anda hayal krklna uram


hissediyorlar ama umut ediyoruz ki, Suriyelilerin yaad bu
felaket zgrlk ve onur araylarn sonlandrmayacaktr.
HAFEZ: ncelikle herkese selamn aleykm demek istiyorum.
Herkese burada bulunduu iin zellikle teekkr ediyorum.
Baka bir adan Sayn SABRA ok geni bir apta Suriyeyi iyi
bir ekilde anlatt. Adan Zye kadar btn ektiklerimizi de
anlatt. Kendisi de zaten bunu iinde tam olarak yaad. Ben
Suriyeden ok uzak kaldm son 6 senemi Suriyede geirdim ve
ok iyi hissettim Suriyede neler olacan ama yle bir noktaya
da deinmek istiyorum. Size niye, ne oldu diye herkes bana
soruyor. Suriye ok gzel geiniyordu. Birdenbire Trkiye ile
dostluu da bozdu, halk ile de bozuldu. Size yle kk bir
ekilde giri yapmak istiyorum. Bildiiniz gibi Tunus, Msr
sonra Kaddafi, Libya sonra Suriye de bir baktk ki, bir eyler
olacak gibi ama daha belli deildi. Bera ehrinde 10-12 ya da 14
yalarnda 10 tane talebe var. ktlar duvara Nizam Dsn!
Suriye bir sava geirdi sraille, bir, iki, . Savalardan sonra
srail ka kere Suriyeye saldrd. Nkleer santralimiz vard, yerle
bir etti. Askeri blgeleri vuruyorlard, azmz amyoruz. Baka
yerlere geliyor, nerede varsa kritik bir yer srail tehlikeyi soluyor
ve onu vuruyor. Savatan sonra ve son gnlere kadar vuruyor,
Suriyeden bir kurun kmad sraile kar. Garip bir ekilde
srail boyuna vuruyor. Hadi savalar bir kenara braktk.
Savatan sonra yine bar zamannda da istedii gibi vuruyor,
bize neleri kaybettiriyor, biz yine de azmz amyoruz ama on
tane talebe kt ve yaz yazdlar duvara, btn Suriyenin
gcyle, askeri gcyle, uaklaryla, istihbaratyla, emniyetiyle
hepsi Bu talebeler ne yapyor? diye stne geldiler. Yalnz
bazlar bu talebeleri ldrmekle yetinmedi, btn Suriye halkn
ldrmeye de kararldr ki sadece ben kalaym diye. Suriyede
biz bu mentaliteyle savayoruz. Bakn bir sistem var, bu on tane
ocuk izdi diye Suriye halknn 500 bini lyor imdi. 10 milyon
kii yerinden edilmi, alkla savayoruz biz, Sayn SABRAnn
da dedii gibi amda da olsun, Homsta da olsun alkla
savatk, bir sene yemeksiz, gdasz kaldk ondan sonra mecbur
olduk fareleri yemeye, kedileri yemeye ve ondan sonra k
yapabildik oradan. Ne oluyor? Sayn SABRAnn dedii gibi,
dnyada olan bir ey deildir bu, olmam bir eydir, birdenbire
bir grup kalmas iin her trl eyi kullanlyor acaba diyoruz ki
yalnz bu Suriyenin mi meselesi? Suriyeye yardm etmek iin

103

brakn ki 6 yz tane ua, brakn ki 6 bin tane de tank var,


brakn ki yarm milyon askeri var, Suriye halknn zerine
srdkleri gibi Rusyann arkasnda durduu, askerlerinden
geldii mthi bir gle, randan da geliyor, Iraktan ve
Hizbullahtan da binlerce geliyor, ona da yardm ediyorlar, bu
ldrme makinesinin arkas nedir? Niye Suriyede bu kadar
oluyor? Suriye neden? Neden halknn yarsn gzden
kartlm ve neden hepsi de lsn. Birazck Trkmen
toplumundan bahsedeceim ama burada Trkmen topluluunu
Suriye topluluu olarak kabul etmek lazm. Bilin ki,
Trkmenlerin amac tamamen Suriyede yaamak ve Suriyeye
dnmektir. Hala herkes bana soruyor. Trkmenler Trkiyede
kalacak m? Hayr. Biz Suriyeli Trkmenleriz, biz Trklk
gcmz orada yapmak iin. imdi ben dnyorum. Yine
Suriyede ne oluyor, niye bu kadar diye, imdi bugn Suriyede
bu durumundan dolay acaba Suriyede ne var? Dou
Akdenizdeki petrol ve gazlarda mthi rakamlar kt. 225
trilyon metrekp kyor Dou Akdenizde. 52,5 trilyon petrol
var acaba yalnz bu mu? Acaba bu gazn Avrupaya, Amerikaya
gemesi iin deil de Rusya ve rann eline gemesi iin mi
Suriyeye byle yapyorlar? Bu dengeyi bilmek lazm. Ama bu
dengeyi bilirken, tabii Suriyeden gemesi iin, yoksa hep
denizden mi geer, karadan m geer, Trkiyeden mi geer ama
bence bugn bu konuda bu blgeyi ele geirdikten sonra ve
ondan sonra bu kadar d gler artk Suriye piyon kald, bir ey
kalmad ki Suriyede. Yapanlar dileri bakanmz Sayn Lavrov
oldu, savunma bakanmz rann askerleri, subaylar oldu.
Savaan askerlerimiz Lbnandan, Iraktan oldu. O zaman biz
Suriyenin gerekten bu kritik durumu blgeyi tehlikeye
sokacak, bir ekilde blgenin dengesini deitirecek. Onun iin
dikkatle alacamz ey u 915 kmlik Suriye ile olan
snrmzdr. Bu ok byk bir faktr. Bunu gz nne alrsak,
bunun iinde neler oynandn ortaya kartmamz lazm ve
bunu yalnz Suriyeli olarak deil veyahut yalnz Suriyenin
Trkmenleri deil Trkiyeyi tm kamuoyunu davet ediyorum,
bu olaya objektif biraz daha bir gzle bakmasn. nk bu
hepimize dokunacak ekilde. Bakn Sayn SABRA dedi ki Irak
da etkilendi, rdn de etkilenebilir, Lbnan da tamamen
etkilendi. Artk bu i yresellikten ve Suriyeden kmtr.
Srada biz varz. Burada Trk kamuoyundan istediimiz bilhassa
bu bakla, yalnz bir komunun iine girdii sknt deil,

104

gerekten biz ayn evin iindeyiz, bu skntya da hep birlikte


kar gelmemiz gerekiyor. Biraz nce benim ok nem verdiim
ama Suriye iin de yle olan eitim konusuna deiniyorum.
Bakn, brakn ki biz 50 sene eitimsiz olarak Suriyede, ilkokula
baladnda tarihimiz silinmi ve sanki Hafz Esed den sonra
Suriyenin tarihi var. O eitim yapld. Ondan sonra deniliyor ki,
Suriye niye hala 3 sene 4 sene iinde bir ey yapamad bu
muhalife? Yapamayz nk biz daha 3 yandayz. Biz elli sene
uyutulduk, istedikleri gibi eitildik, istedikleri gibi ynetildik,
azmz aamadk. Suriyede bir dkkn amak iin drt
emniyet tekilatndan geeceksiniz, istihbaratlardan da. Dnn
dkkn diyorum ben, abartmyorum kk bir dkkn. yle bir
Suriyedeyiz. Geen gnde anlatyordum, babam ve annem bize
geliyorlard ve diyorlard ki; Suriyede yabanc bir radyo
dinlemek iin yorgann altna girip de dinliyoruz. O kadar korku
iinde olan bir Suriyeden geliyoruz. O yzden Suriyede olan
bu olaylar, imdi Orta Douya deil btn blgeye ok nemli
bir ey arz ediyor. Korkuyla, Suriyedeki haliyle, eitimsizlikle
50 sene nasl getiyse imdiden sonra ne olabilir? Benim iin
bundan sonra en fazla siyasi bir zm aranyorsa da askeri bir
zm de olabilir, bunlarn hepsi konuulacak konular ama bizim
knt iimizde olan eitimimizi ele almamz lazm. Bu
geleceimiz iin, eitimsiz bir Suriyeyi dnn, sknt btn
blgeye yaylacak. Eer biz de yalnz savaan gruplar kartrsak
ortaya, 10 yandaki ocuklar birka sene sonra 15 yanda
olacaklar ve bu sknt hala devam ediyorsa bunlarn hepsi birer
birer terrist de olabilirler. Her eyi de ynetebilirsiniz bunun
iin ben ok zerinde duruyorum. Madem biz buradayz,
niversitelerin, hocalarn ve herkesin iinde bu konuyu ok iyi
ele almamz gerekir. Gelecein eitiminin zerinde durmak
gerekiyor. Siyasi konuda isterseniz akama kadar da
konuabilirim ama bu skntlar ortaya koymak gerekiyor. Tabii
ki birazck daha minimize etmek istiyorsak Trkmenlere ne oldu,
ne bitti ben sizlere ok abuk 5 dakika iinde bir mesaj
vereceim. Bakn 30 sene aradan sonra Suriyeye gittim ve
yanmdaki Trkmenlere baktm, isimlerini yazamyorlar, gen
ocuklar 10 yana kadar deil, 15 yana 18 yana kadar
yazamyor ismini. Peki, siz eitim grmediniz mi? Evet, grdk
dediler. Hepimiz ilkokul bitirdik, okulda bir insan adn
yazamyor mu? Dediler ki, bizi eitmediler. Ben inanmadm ve
gittim okul okul dolamaya baladm. Baktm ki saat 10.30a

105

kadar ilkokulun okulun hocalar gelmedi. Onlar 10.30dan sonra


otobs getiriyor. Oturuyor, kahvalt ediyorlar, 45 dakikalk bir
eitimden sonra talebeleri brakyorlar. Trkmen kylerinden
bahsediyorum. Bu ne kadar ett edilmi bir ey. ikyet ettiler,
ikayetten sonra byk bir bask ve tehdit altnda kaldlar. Bakn
ben nereden bahsediyorum? Biliyor musunuz bu ne demek? Ben
yalnz blgemde 20 bin gencimiz var okuma yazmas yok 20
yana girmi. Bu ok nemli bir nokta. Bunlar gerekten ok
nemli. Bir ailede bazen 10 ocuk var, paras da yok, onu ok iyi
biliyorlar, bir kii okutabiliyorlar. Dierleri bu blgenin ya da
kyn okuluna yollanyor. Bu ekilde eitimsiz brakldk. Bu
ok nemli bir nokta. Evet, byk bir sknt iindeyiz, byk bir
savan iindeyiz, insanln kabul etmeyecei bir ey iindeyiz.
Dnebilir misiniz, Trkmen blgesine 900 varil atld imdiye
kadar, bir varilin ne demek olduunu bilmenizi istiyorum. inde
100 kg dan fazla patlayc madde. inde ikinci 100 kg ivi
koymular, hem patlatsn, hem yksn hem de etrafndakileri
ldrsn. Ne oluyor? Suriyede olan budur. Bunu anlayn, varil
duyduunuz zaman ne olduunu bilin. Bu toptan fzeden daha
nemli. Bunu yok etmek mi istiyorlar? Bu Trkmen blgesinden
bahsediyorum. 3 ay iinde 500 varil atld. Bunlar ok
dnmemiz gerekiyor. Onun iin ok dnmemiz gereken ey,
evet bombalanyoruz, ldrlyoruz, bamzdan byk bir
sknt geiyor ama bundan sonra hazrlayacamz gelecek
eitimi iin ben istirham ediyorum, Trkiyedeki yetkililerden,
babakanmzdan herkese kadar hatta kamuoyuna kadar bu
anlalmal. Eer bu Suriyedeki halk eitimsiz kalrsa, ileride
bamza ve btn blgeye bir sknt yaratabilir. Ben ksa
gemek istiyorum onun iin. Dinlediiniz iin teekkr
ediyorum.
HOCAOLU: Evet Sayn Cenap hocam ve sizleri
selamlayarak balamak istiyorum. ncelikle ilk turumuzda
Suriyedeki durumu tanmlayarak ok basit bir ifadeyle
Suriyede devrim srecini yayoruz. Ayaklanmayla balad daha
sonra scak atmaya dnd ve u anda bir sava durumu var. Bu
sava durumunu da devrim srecinin bir paras olarak
alglyoruz en azndan muhalefet olarak. Fakat Sayn Cenap
hocamn da takdim ettii gibi veya takdim ettiinden farkl olarak
bir i sava gibi deerlendirmiyoruz. rnein rejimle halk
arasnda bir sava var, 1963te iktidara gelen bir Baas Partisi ve
Baas Partisinden sonra gelen 1970de Esad ailesinin gasp ettii

106

iktidarn ve iktidarn etrafnda oluan menfaati grup ile halk


arasnda bir atma vard ve o atma savaa dnd. Fakat
rnein Lbnan ve Irakta olduu gibi Drz, Alevi veya Alevi,
Snni veya Hristiyan, Mslman atmas yok. Dorudur,
Bear Esad kendi kucaklayc zeminini ikna ederek, bir var olma
mcadelesi verdiini syleyerek, byk bir blmn savaa
ekmeyi baard. ii milisleri de getirdi fakat bu hibir zaman
ok kltrl, ok etnik unsurlar, ok mezhebi ve dini de iinde
barndran bir Suriyede, i sava durumu olmad, yani i sava
eiine getirmedi. Hala rejim ve rejim etrafnda dolaan
menfaati grubun veya ran, Rusya gibi d lkelerin gnderdii
paramiliter askerlerle halk arasnda ve halkn da oluturduu
zgr Suriye ordusu ve dier tugaylar arasnda cereyan eden bir
sava. Maalesef dardan El-Kaideye bal unsurlar da
Suriyeye girmeyi baard. Bunu belki ounuz hatrlar,
Malikinin mehur Ebu Gureyb Hapishanesinden peyderpey
serbest braklan el-Kaide unsurlar oldu, onlar iin kat
grnts verildi fakat onlar daha sonra Suriyeye gelip Irakam slam Devletini kurdular. Suriyenin istihbarat
birimlerinden de 2011 ylnn sonunda serbest braklan el-Kaide
ile balantl el-Nusra rgt de kuzeye yerleerek sava
sahnesinde yerlerini aldlar. Maalesef u anda, bu durum nda
Suriyede kantonlar olutu. Rejim, am, Humusu ve sahil
blgesini korumaya alyor, Suriyenin kuzeyinde ve
kuzeydousunda PKKnn uzants olan PHYnin hakim olduu
Kaml ve Haseki blgesi, Irak am slam Devleti, Iidin
hakim olduu Rakka blgesi, daha slami grnml tugaylarn
hakim olduu Halep blgesi ve buna ek olarak glib Blgesi var.
Bunlar snrlar olmayan srekli deiken kantonlar. Suriyenin
ortasnda rejim hkim ve gneyde rdnn kontrolnde bir
zgr Suriye ordusu hakim. Kendi ahsi kanaatim ve belki birok
arkada da bu analiz konusunda benimle ayn fikri paylar,
Suriye Esad rejimi seimleri zorla kendi blgesinde, btn
Suriye blgesinde ve ehirlerinde seimle olmayacan biliyor,
oy potansiyelinin olmad blgeleri belirleyerek o blgeyi
korumak ve yeni bir de facto durumu yaratmak istiyor. Fakat bu
tutar m? unu syleyeyim ok ak bir ekilde, blme
senaryolar olmaz diyorduk, eer zgr Suriye ordusuna gereken
uaksavar ve tanksavar silahlar gelmezse ok rahat ve pragmatik
bir ekilde uluslar aras camiada bu yeni de facto durumunu kabul
edecek gibi gzkyor. Ben unu belirlemek istiyorum, bu

107

durum nda, ieride scak bir sava var fakat bu uluslararas


camiaya souk sava olarak yansd. Sayn George SABRA
hocam da buna biraz deindi. Bir yandan ran, Rusya, in; bir
yandan bat lkeleri ve Arap krfezi maalesef farkl ajandalaryla
savaa katlarak ama ok zaman sorunu olmadan Suriyedeki
vatanda zaman maalesef kaybolan ldrlen kii saysyla
sayyor, akan kanla sayyor fakat dardan izlediiniz zaman
uluslararas camia konjonktre bakarak, hi zaman sorunu
olmadan konjonktrn olumasn bekleyerek Suriyedeki
durumu izlemeye ald. Suriyede uluslararas camia devleti
koruyalm diyor, devlet kmesin ama maalesef u ana
baktmz zaman rejim kald ve devlet kt ve devlet rejimin
eliyle ktrld. Rejim hava glerinin att skat (scott)
fzeleri ve varil bombalaryla, ben salkym, Suriyede
hastanelerin %50si harap oldu. Keza eitim kurumlarn, 1490a
yakn camii ve kilise maalesef tahrip oldu. Birok blgeye su ve
elektrik verilemiyor ve devlet km durumda. Fakat dediim
gibi, rejim, kk blgede de olsa kendini koruma altna ald.
Suriye ordusu kuzeyde ve gneyde savamyor, Suriye ordusu
tamamen ama ekilerek savaan ran, Irak ve son zamanlarda
Rusyadan getirilen paramiliter askerlerle zgr Suriye ordusu
savayor. Suriye rejimi ve halk arasndaki iliki tamamen koptu.
Yani artk geriye dn olmayan bir srecin ierisindeyiz.
Hibir zaman bu rejimle halk arasnda yine bir btnlk olumas
mmkn deil. Yani varil bombalarndan kaan 9 milyon kiinin
bir daha bu rejime gvenmesi mmkn deil veya her ailede
mutlaka ya kayp ya tutuklu ya da ehit var. u anda Suriyenin
neredeyse her blgesinde, her ehrinde bu durum mevcuttur. Bu
yzden bu rejimin tekrar Cenevre II sreci gibi rejimle muhalefet
arasnda bir uzlama oluturup ortak bir iktidar oluturulmas
mmkn deil. Blme senaryolar doru gidiyor fakat bu nasl
nlenir? Hem siyasi muhalefete hem de askeri muhalefete szel
deil de ciddi bir ekilde destek vererek, elini glendirerek
amda kalan rejimin dnda btn unsurlarn muhalefet
etrafnda birlemesini salayarak, bu blnme engellenebilir.
Fakat bu ekilde kalrsa maalesef her geen gn daha ok tehlike
arz ediyor. Varil bombalarndan bahsettiler. Bizzat ben
Halepteyken yaadm ve sadece bir Suriye vatandann u anda
nasl yaadn sizlere bir anekdot aktarmak istiyorum. Halepte
iken, Halepin ortasnda muhalefetin elinde olan bir semte, bir
okula muhaliflerle, tugaylarla beraber geldim ve bize yakn bir

108

yere bir varil bombas dt. Sesi gerekten ok rktc ve ben


korktum. aylarmz iiyorduk ve ben barda elimde braktm,
rktm. Yanmdaki kii ve dier be kiinin hi biri bardan
bile masaya brakmad sakince imeye devam etti ve yanmdaki
kii Korkma, eer sesi duyuyorsan lmedin demek, eer
ldysen zaten sesi duymayacaksn. dedi. Suriyeli maalesef bu
korku ortamnda yayor. Ondan sonraki turlarda zm nerileri
ve senaryolarn konuabiliriz. Teekkr ederim.
HASHEM: Resmi tamamlamak iin kk eklentiler yapmak
istiyorum. nk olduka karmak bir resim var nmzde.
Byklk ve orant asndan bakacak olursak nfusun yars
etkilenmi durumda ve bu lkedeki istikrar ya da herhangi bir
lke alalm mesela Trkiyede 40 milyon olsun bir nfusun yars
veya Amerika Birleik Devletlerinde 160 milyon olsun biz bu
kadar byklkteki bir problemden bahsediyoruz. Yani bir
lkenin nfusunun yarsnn etkilendii bir problemden
bahsediyoruz. unu hayal edebilirsiniz, gerekten ok kaotik bir
yaam var, insanlara ektirilen gerekler ok zor ve zorlayc
fakat bununla beraber unu tanmlamak istiyorum. Madalyonun
br yzn tanmlamak istiyorum sizlere. Gerekten burada
insanlar ierisinde artacak kadar bir zme gidi var yani ok
kararllar, yaamaya kararllar ve gerekten hayatta kalmaya
ilikin olaraktan alacak hikyeler var. Hi phesiz ki,
buradaki makro dzen km durumda, krlm durumda ve
doal olarak dzen, mikro dzen ve mikro birimlere ayrlm
durumda ve mikro dzen ise bir mucize yaratmyor. Mikro dzen
ierisinde insanlar yaamlarn normal bir ekilde devam
ettirmeye alyorlar veya normalmi gibi davranmaya
alyorlar. Dolaysyla bir ehirde, mahalleyi dinleyecek
olursanz, ayn mahallede yaayan insanlarn arasnda
birbirleriyle yardmlamann olduunu grrsnz, onlarn
hikyelerini duyarsnz, ibirlii yapldn ve oradaki ortama
ilikin olarak yaanan zorluklarla ba etmeye ilikin hikyeleri
duyarsnz. Meclisler var, yerel yerlerde, kasabalarda, ehirlerde
meclisler kurulmu durumda ve bu meclisler, ok kk
kaynaklarla yaamlarn srdrmeye alyorlar. Mesela elektrik
hattna bir bomba dt zaman bazen bir saat ierisinde tamir
edilebiliyor ancak normal yaam koullar altnda Suriyede bir
elektrik kesintisi olsa asla bir saat ierisinde bu elektrii getirmek
mmkn deil. Dolaysyla yaanan, insanlarn birbirine destek
vermesi, yardmlamas anlamnda yle hikyeler var ki,

109

insanlar gerekten ok kadersiz ve zntl bir resim ierisinde


yer vermek lazm. Bir kez daha u noktann altn izmek
istiyorum. Bu bir i sava deil, komu komuyu ldrmyor.
Burada belli uzaklktaki kasabalar birbirlerini, farkl bir uzaklkta
olan baka bir kasabay da vurmuyor. Aslna bakarsanz, faist
bir rejimin kendi insanlarn ldrmesi olay. Ksa bir cmleyle
ifade etmek gerekirse, bu faist rejimin insanlarn
ldrdnden bahsediyoruz. Bunu tanmlarken ne ekilde
tanmladmz, ne ekilde anladmz konusuna gelecek
olursak, bunun i sava olarak adlandrldn ya da
tanmlandn gryoruz. Ancak bylesi bir tanmlama ok
irkin bir iddet yani zavall ruhlara yaplan bir saldr. nsanlarn
bir sorun yaamas anlamna geliyor ve dolaysyla burada rejim
ynetim salamyor, halk sefalet ierisinde yayor. Bu ise
ynetiim ve ynetim olarak adlandrlamaz. amda nemli
kararlar dahi alnmyor, stratejik kararlar Irakta alnyor. Ben
burada bir sektevya bak asndan anlatmyorum, ben politik
sosyoloum ve dolaysyla gereklerden bahsediyorum. Tabii ki
rejim belli bal operasyonel kararlar alyor zellikle de istihbarat
konusunda alyor bu kararlar. nk daha fazla deneyime
ihtiyac var, biriken bilgisi var ve kiilerle ilgili, mahalleler
konusunda kim ne yapyor, kim aktivist kim deil vs. konular
hakknda kesinlikle bilgisi var. Konumam bir hikyeyle
sonlandrmak istiyorum. Kaliforniyada kimyasal saldrya
maruz kalan bir kiiyle grtk ve kendisi durumu yle anlatt.
Bir gn apartmann bodrum katnda saklanyorlarken kk kz
annesine Anne korkuyorum, baktan korkuyorum, bir kurunla
lmek isterim. diyor. Anne bu sze syleyecek baka bir cevap
bulamyor, diyor ki; Meraklanma km, bu sana ac vermez,
byle bir kurunla lrsen hibir ekilde ac ekmezsin.
AKMAK: ncelikle al grmemiz iin teekkr etmek
istiyorum. yle bir soru sormak istiyorum. Yine ilk sorumuzla
ilikili bir soru olacak. Trkiyedeki anlaya baktmzda ya da
rejim aslnda muhalefeti yeniyor gibi gzkyor. Ben burada
muhalefet glerinin neler yaptklarn sormak istiyorum,
herhangi bir ilerleme kaydediliyor mu, hem siyasi hem de askeri
operasyonlar asndan gl ve zayf olan noktalarn bize
aklayabilir misiniz? SABRA Bey tekrar size brakyoruz sz.
SABRA: Aslnda getiimiz 2003 yl, Suriyeliler iin ok zor
bir yld. Bu yl rejim iddeti artrd. Kimyasal silahlar

110

kullanmaya baladlar, pek ok kez varil bombalar kullanarak


ehirleri yok ettiler ayn zamanda insanlar a braktlar ve bunu
bir silah olarak kullandlar. Bununla birlikte zgr Suriye
ordusuna verilen askeri ekipmanlarn da olmamas sz
konusuydu. zgr Suriye ordusunun da iki cephede savamas
gerekiyordu ncelikle rejime kar ve mttefiklerine kar. Dier
tarafta ise terrist gruplara kar savayordu. Ayn zamanda
uluslararas topluluk, Suriyedeki terristleri savunan ekilde
baryordu. Burada, bu ekilde terrle mcadele, televizyondaki
rportajlarla, bararak ya da bu gruplar listelerde
snflandrarak yaplmyor. Bu tr gruplarla mcadele, onlarn
destek almamas sayesinde salanabilir ancak. Fakat bizim zgr
Suriye ordumuz her iki cephede de ne yazk ki destek gremedi.
Dier taraftan bu mcadelelere bakarsak, dnyadaki herhangi bir
devrimde de ayn eyler yaanyor. u anda iki yldan uzun bir
sredir byle bir durum sz konusu. Rejim btn destekleri
almasna ramen zgr Suriye ordumuzu merkezden, bakentten
dar atamad. Yine u anda bile bakente ok yakn yerlerde
olduklarn gryoruz mesela Semerka ehrin kuzeydousunda
bir parasdr. Bununla birlikte zgr Suriye ordusu sahil
ksmnda da bir cephe amtr ve uanda bizim askerlerimiz o
cephede konumlanm bulunmaktalar ve bu yeni cephenin
almas aslnda rejime kar ve rejim mttefiklerine kar ok
byk bir mesajdr. Sizler hibir yeri gvenli tutamazsnz.
Dndnz, sandnz gibi yapamazsnz. Rejime, biz
istediimiz her yere ularz mesajn vermi olduk ve bununla
birlikte oradaki insanlara da iyi bir mesaj verildi, burada zellikle
Hristiyanlar, Alevileri ve dier aznlklar kastediyorum. Onlara
verdiimiz mesaj u ekildeydi. Bu rejimi desteklemek,
aznlklar da dhil olmak zere kimseyi koruyamaz nk sadece
kendilerini koruma amac gdyor bu aznlklar. Ancak bunu,
rejimi destekleyerek yapamazsnz mesaj vermi olduk. Aslnda
Homsta yaanan ne yazk ki ok kt bir trajedi bizler iin.
Halep ve evresindeki mcadele de ok kat ve hassas
mcadelelerden biriydi. Ancak rejim hibir ekilde Halepte
zafer elde etmemitir nk bu alandaki cepheye baktmzda
aslnda Homsta yaptklarn yapamadlar. Suriyenin eitli
ksmlarnda Derada, Konnektoda u anda devrimin avantajna
gitmekte, en azndan gryoruz ki, bu blgede %80 orannda
zgr Suriye ordusu ba ekmekte. Tabii Suriyelilerle ilgili
keskin bir durum sz konusu. Kimse tabii ki de Bear Esadn

111

lkeyi artk ynetebileceini hayal dahi edemez. Suriyedeki


herkes unu biliyor artk bu oyun sona erdi ve ran yetkilileri
gerekten de Suriyeye giriyorlar. Bu karar Tahranda Bear Esad
ve yetkilileri tarafndan deil de Kasim Sleymani tarafndan
alnyor. Devrimin baarszla urayacan kimse hayal dahi
edemez ancak byle bir soru var, ne zaman baary elde edecek
ve karl ne olacak?
HAFEZ: Yine Suriyede bir adan baktmz zaman biraz daha
tekrarlanm oluyor dnyann dier en byk gleri in gibi
Rusya gibi ran gibi bu konuda hepsi Suriye rejimini destekledii
halde ama unutmayalm ki Suriye ordusunda 190 binden fazla
firar var. 16 binden fazla subay firar etmi ou rdnde ve
bazlar da Trkiyede. Demek ki burada bir ey grnyor, eer
Suriyeye bakarsak askerlerden ve resmi askerlerden 130 bin
harp maduru var. Suriyenin hr ordusundan veya dier
gruplarndan ka yaral, harp maduru var anlatmak istemiyorum
nk biz hala rakamlarn bilmiyoruz. Ama Suriyede bu
skntlar altnda ve iinde arkadalarn daash demek istedikleri
Iidtir. Iid bugn iimize snt olarak girdi ve ne olduunu
bilemediimiz bir yapnn iinden gelmiler ve artk Suriyenin
halkn bile bir bilgisizlik iinde ou yabanc olanlar var gelip
byle zevkine, geenlerde bir hanmn kocasnn nerede
olduunu sormak iin nndeki 10 yandaki bir ocuun
baladlar boynunu kesmeye, ocuk kanlar iinde titriyor ve
lyor ve kadn diyor ki kocamn nerede olduunu ben de
bilmiyorum. Ona ramen byle bir sistemin iinde Suriyede
hala baktnz zaman Suriyenin %60ndan fazlas hr ordunun
veya mukavemetin elindedir. Sayn George SABRAnn da
dedii gibi ehirlere bakarsak, sadece amn banliysnden
hkim deiller. Humusta niye baardlar? Humustaki alk
konusundan baardlar. Peki, kendimize bakalm, biz
karmzdaki biraz daha zel bakarsak varil atan helikopter, 4-5
kmden varil atyor. Suriyedeki hr ordunun ya da mukavemetin
elindeki silah 3 kmlik. Bunu 5 kmden rahatlkla atyor.
imdiye kadar binlerce att ve imha silah o oldu. Brakn
fzelerden, gratta, scott onlar deil. Bu en ucuz silah. Boyuna
retiyorlar ve boyuna atyorlar. Ama hala Suriye hr ordusunda
ve veya da herhangi bir grupta bu 5 kmye kadar yksekliktekini
indirip bize lm yadran helikopteri vuramyoruz. Bakn, 3
senedir Suriyede yalvaryoruz, nasl vurabiliriz, bazen de
tesadften mi vurmuuz ya da bizim 23 diye bir silahmz var

112

ancak onunla indirilebiliyor. Bu artlar altnda Suriye hr ordusu


ve mukavemet ne yapabiliyor? te bakn, buna ramen ua
dremediimiz halde, tank vuramadmz halde ve ordudan
da herkesin kat Suriyeden ve yabanclarn gelip bizimle
Suriyede savat iin hala Suriyenin 2/3si elimizde. Suriye
halk ayakland, 6 ay hibir ey yapmad sadece gs gerdi.
imdi gsn gsteren genler var, vurun beni, ben hrriyetimi
istiyorum ve gerekten o genci gryoruz vurulup lyor.
Planlamlar ilk 6 ay iinde her gn 20 kiiyi ldrecekler. kan
baz subaylardan talimat geliyordu ve diyorlard ki, bu kyden ya
da kasabadan 20 kii lsn yahut oradan vurmayn etmeyin
bilmem kimler var bizlerden. Byle bir sistem iinde Suriye halk
6 a dayand. Ben size anlataym. Bizim Trkmen kylerimizde
bir Trkmen kylnn yllk geliri 1500$ - 2000$. 1500 dolar
bulup silah ald, Suriye bu duruma geldi. nk artk kendini,
topran ve ailesini savunmas lazm ya da kamas lazm.
Ald silah iin 1500 dolar dyor, bir kurun iin 505 dolar
dyor ve hala da bu sknt iinde. Bu atmalarda hepiniz
duydunuz 45 Tepesi veyahut alma veyahut Kesep Tepesi,
Karaduran ya da Esmere deniliyor bunlarn hepsinin Trke
isimleri var. Bunun ad Karaduran, dierinin ad alma bunlar
orada savunulurken, atmann ortasnda bana telefon geliyor.
Aam benim kurunum bitti kalmad. Benim be tane arjrm
var diyor. Benim en azndan 200-300 tane kurunum varken
Trk telefonuyla adam telefon ediyor ieriden bana diyor ki
Bitti!, Ben ne yapabilirim? diyorum. Bakn bu duruma
geliyoruz, buna ramen gene de ayaktayz, buna ramen gene de
Trk paras dyoruz bir kurun almak iin, buna ramen hala da
bizim en sofistike silahmz bir tfek olabiliyor. Adam
karmzdan geliyor ve her trl fzeyi atyor, her trl ileri
teknolojili bir silahla geliyor. imdi Rusyann en ileri
uaklarndan dokuz tane tank teslim edecekler. Bizde hala bir
tank deil, karya kullanacamz bir ilkel silahla yani
neredeyse ben her yerde sylyorum biz resmen sanki bir sapanla
savayoruz. Elimizden bundan baka ideal bir g yok. Onun
iin bu soru bana hala ayakta durmay iyi ifade ediyor. Yani hala
ayaktayz ve bu demektir ki, benim istediim silah elime geerse
ben ok eyler yapabiliyorum. Biz ldrmekten yana deiliz.
Suriye halk ok uysal ve yle bir ha yoktur. Tek istedii ey
kendine gelmektir, hrriyetine kavumak. Eskiden ev ev
dolayorlard ki, sizin evinizde dini bir kitap varsa

113

tutuklanyordunuz. Suriye halk korku iinde ve artk bundan


kurtulmak istiyor. Bu basklardan kurtulmak istiyor. Ben 30 sene
sonra Trkiyeden ya da Amerikadan Suriyeye dndm
zaman kimlik karacam, eski kimliim var, siyasi ubenin
onay var. Siyasi ubeye gittim, Allahtan akrabalarla gittim
yoksa beni de hemen tutukluyorlard. Niye tutukluyorsunuz?
Sen niye Trkiyede bu kadar kaldn?, Niye gelmedin
Suriyeye? diyorlard. Biz yle bir Suriyeye geldik ki herkes
korku iinde, bask altnda. Bu yzden Suriyedeki ayaklanmann
sebebi bu. Yani ayaklanma dediimiz ey; insan bir nefes almak
istiyor. Biz Trkiye ile yaklatmz zamanlarda, 2005 ylnda
vizeler kalktnda bir baktk, baka bir dnya var ne bir
demokrasi var. Bakn ben bir kahvehanede oturup bir kere Esad
dedim, kahvehanede oturanlarn ou dar ktlar. Azma
alamadm. Bear Esadn adn azma aldm anda kahvehane
boald. Ben almamtm ki, ben zannettim, biz burada herkese
laf ediyoruz, herkesi eletiriyoruz. Adn anamadn bir lkede
kahvehane tabii halk sklacak. Niye sarldk sonunda nk
bata istediimizin en az bile verilmedi. O yzden yava yava
ldrmelere kar hala bizim silahmz yok ve hala biz de
Suriyenin 2/3sini tutuyoruz. Bakn 2000den fazla okul
yklm, 1500den fazla hastane yklm, camii, kilise bo verin
ben ibadetimi her yerde yapabilirim, duam da topran altnda
yaparm ama bu eitim ve salk konusunda onu yapmamn
imkn yok ki. Okulum yoksa veyahut hastanem yoksa. Ama biz
yine de ayaktayz, yine de kendimize gvenmemiz lazm. Artk
batdan ya da baka bir yerden hibir ey beklemiyorum. Tek
beklediim ey komularmn anlayyla bu ii ok daha ileri
gtrebileceimiz inanyorum. Teekkr ederim.
HOCAOLU: Evet, aslnda Suriye muhalefetini ayakta tutan ve
ilerlemesini, devrimi devam ettirmesini salayan bence en byk
unsur rejimi drme hedefidir. Bu hedef dorultusunda
kucaklayc zeminin, muhalefetin yannda olmas sonuta bu bir
hak - batl savadr. Uzun srer, ok zor dnemlerden geer fakat
hakl olduuna inanan her hareket, her devrim, her deiimi
isteyen kitle sonuta mutlaka hedefini elde edecektir. Maddi
dengeye baktmz zaman ok feci bir ekilde asimetri var. Bir
yandan Rusya ok ak bir ekilde rejime her ynden teknolojik
destek veriyor. Askeri manzumesini iyiletiriyor. En son SABRA
Beyin de syledii gibi sava uaklarnn 19 parasnn teslimi
toplam 37 tane Rusya tarafndan, son Ukrayna olaylarndan sonra

114

hemen imzalar atld ve Rusya rejime salayacak. imdi rann


da 50-60 bin civarnda Iraktan, Pakistandan, Hindistandan
hatta krfez lkelerinden paramiliter asker temin etmesi ve
bunlarn ciddi donanml olmas, ok iyi maa alyor olmas da
var. Bunun karlnda bir zgr Suriye ordusu savas ayda
sadece 30 dolarla geiniyor yani gnde bir dolar. Buna ramen
hala elindeki kalanikoflarla, basit makineli tfeklerle
srdryor. Maddi imknlara baktnz zaman bu sanki
kaybedilebilir gibi hatta 2011 ylnda aktivist hareketleri
balamken herkes diyordu, bu rejimin karsnda bu halk devam
edemez. Drdnc ylmza girdik. George SABRA Hocamnda
dedii gibi rnein, amdan sadece 7 km uzaklkta 1 milyon kii
yayor ve rejim 3 sene sonra hala buraya giremiyor. Humus hala
kuatma altnda, elektrii, suyu kesik. Her trl alk tehlikesini
atlatt ve ekin mevsiminin de gelmesiyle 5-6 ay daha ileriye
atabilir fakat Humusta maalesef bu ans yoktu ve Humus
merkezin bu atekes anlamasyla rejim geri ald. Fakat
Suriyenin genel haritasna baktmz zaman 2012nin
ortalarndan bu yana rejim hi ciddi bir ilerleme salayamad.
Iid faktrn sahneye srd. ran faktrn, Rusya faktrn
hep sahneye srd. Btn bunlara ramen bu ok nemli
kucaklayc zemin, Suriye rejimi kendi halkyla ipleri kopard
fakat halk muhalefete yneldi. Bu bizim iin ok nemli bir
faktr. Yine Halepte yaadm bir anm da yal bir bayan
cretsiz olarak kendisi askerlerine an hazrlyor, malzemelerini
karlyorlar ve gnde 3 n onlara yemek salyor. Bu birok
blgede bu ekilde. Gerekirse yerden ot toplayarak bir yemek
uyduruyorlar fakat mcadeleye devam ediyorlar. Nereye kadar
srdrebiliriz? Rejim kesinlikle kafasna koymu. Rejimin
Arapa slogan Ya Esed kalr, ya bu lke yaklr! Bu
ebbihalarn sokaklarda att slogan Ya Esad kalr ya hi kimse
kalmaz! Sonuna kadar bu slogan ve strateji bu ekilde devam
ediyor. Bunun karsnda muhalefetin sloganlarna baktmz
zaman Allahtan baka kimseye boyun emeyeceiz! ve
uluslararas camiann destek kmadn biliyorlar Ey Allahm
senden baka kimsemiz yok! Buna ramen devam ediyor. Bu
devrim kendini srdrecek, devam edecek. Dediim gibi maddi
olarak baktmz zaman ok ciddi bir asimetri var fakat halkn
devrimden yana tercih koymas ok uzun sreli bir devrim
olaca 2-3 yl deil, 10-15 yla kadar planlar yapyoruz. 10-15
yl da srebilir, belki de Esad lr, farkl deiiklikler, farkl

115

senaryolar olabilir. Fakat sonuta halk rejimi drene kadar bu


devrime devam edecek. Teekkr ederim.
HASHEM: Tekrar sayn meslektalarmn ifade ettiklerini
iermeye alacam ve syleyeceim ilk ey, birinci konuyla
ilgili bazen u syleniyor evet tamam i adamlar rejimin yannda
veya am rejimin yannda deniliyor. Aslna bakarsanz bu doru
deil. Bu neden syleniyor? nk buradaki seim yapmanzn
bedeli o kadar yksek ki, dolaysyla rejime kar olduunuzu
syleyemiyorsunuz. Yani artk bunu sylediinizde hapse
atlmyorsunuz, hapse atlmak demek ikence anlamna geliyor
birok insan diyor ki; hapse atlacama lrm daha iyi. Evet, i
adamlar rejimin yannda ancak sradan insanlar tccarlar rejimin
yannda deiller. Yani bu sorulan ilk soruyu tamamlama
maiyetindeki aklamayd. kinci konu ise son 2-3 yldaki
haritaya bakacak olursak burada kesinlikle syleyebiliriz ki
rejim, Suriyeyi kontrol etmek iin yeterli bir gce sahip deil.
Dolaysyla bu varil bombalaryla verilen zarar insanlara ac
ektirmek ve bu aclar ekilirken de baka bir yere g
gsterisinde bulunma amal yaplr. Aslna bakarsnz Esad
gleri bir miktar yorgun durumdalar ve bununla beraber
kaaklar var. Yorgunluk var. Birka ay ncesine kadar rejim
aslna bakarsanz olduka zor bir durumdayd hatta orada
bulunmasna ramen zor durumdayd. Son birka ayda
faktrlerin bir araya gelmesi rejimin durumunu biraz daha
iyiletirdi. Balama bakacak olursak yani am civarndaki
Guta?ya bakacak olursak Esadn sarayndan 15 km uzaklkta o
kadar da uzak deil. Dolaysyla rejim bir ekilde biraz rahatlama
imknn bulabildi, bunu kabul etmemiz lazm. Ancak rejimin
hlihazrdaki durumu hale hala daha ok belirsiz yani herhangi
bir noktada rzgr farkl bir yerden esebilir ve rejim hzl bir
ekilde kaybedebilir. Burada kamunun destei yok, halkn
destei yok ve meslektalarmn da altn izdii gibi rejimin
ynetimi salamada bir yetkinlii yok. Dolaysyla ilk olarak bu
glerin kombinasyonu ordu gcyd ve muhaliflere kar
gelmek amacyla vard. Daha sonrasnda da Hizbullah militerleri,
bamsz militerler ve daha kk militer gler iin ierisine
katld. Dolaysyla bunlarn kombinasyonuyla etkin hale geldi.
Bunu sylememiz mmkn deil ancak hala daha muhalefetin
stesinden gelmek iin veya yok etmek iin yeterli deil. Fakat
burada kullanlan strateji, alk stratejisinin uygulanmasdr.
Maalesef ki Suriyeye erien Birlemi Milletler yardmlar

116

muhaliflerin kontrol altnda olduu yerlere erimiyor. Birlemi


Milletlerin ifade ettii zere yardmn %80i Esad rejimine
gidiyor. Muhtemelen ardnz ve buradaki varsaymlar
dorultusunda eriilmeyen alanlara bu yardm gnderebilirsek
eer, o zaman bir ie yarayacaktr. Peki, nelerden bahsediyoruz?
ekerden bahsediyoruz, undan bahsediyoruz. Btn bu
yardmlardan, insan yaamn srdrecek temel gdalardan
bahsediyoruz. fade etmek istediim son nokta ise u ekilde,
rejim hlihazrda nerdeyse bir boulma noktasnda ve ekonomik
anlamda bir k var. Artk insanlar daha ok yorulmaya
baladlar. Hatta ve hatta birok askeri gcn hazr bulunuluu
eskiden olduu gibi deil, 10 gn nce Sava Enstitsnden
alnan bir rapor vard ve raporda u syleniyordu; Suriye hava
gc artk ok zayflam durumda, orijinalde Suriyenin ok
byk etkin bir gce sahip olduu sylense de lojistik anlamda
yani belli bal silahlarn olmamasndan dolay ve orduda birok
lm olmas sebebiyle artk hava kuvvetleri ok gl deil.
Bundan dolay rejim gerek anlamda grnd gibi gl deil.
Son nokta ayn zamanda da bu ok tehlikeli bir nokta rejim
insanlar yerinden etme taktiini kullanabilir ve kendi halknn
boaltt alanlara, baka lkelerden insanlar getirerek
yerletirebilir. Teekkr ediyorum.
AKMAK: Muhaliflerin mcadele ierisindeki motivasyonuyla
ilgili bir soru daha soracaktm. Zaten yaplan konumalarla buna
cevap aldk. Burada insanlarn kararll bu motivasyonu
salyor, insanlarn zgr olma kararll asl nemli olan.
uanda son bir sorumu sormak istiyorum sizlere. Sizin kendi
grlerinizi sormak istiyorum. Sizce gelecekteki Suriyenin
durumu ve pozisyonu ne durumda olacaktr? Siz bir ulus olarak
ufukta nasl bir Suriye gryorsunuz?
SABRA: Bence herkesinde bildii gibi Suriye, getiimiz
yzyln ortalarnda bamsz bir devlet olarak kurulmutu.
Fransz koloni smrge dnemi bittikten sonra artk bamsz bir
devlet olarak getiimiz yzyln ortalarnda kuruldu.
Anayasamz vard, hukuk vard ve Suriyeliler zgr seim
sistemini bilmekteydiler. zgr basn, oklu partili ynetimi ve
ok etkili siyasi dzenleri 1950lilerde yani uzun diktatrlkten
ok nce biliyorlard. Tabii ki bu uzun diktatrlk sresinde
toplum ve devlet bundan etkilendi. Ancak bu bamsz Suriye
hatralar, kendilerini bu dneme ilikin gzel fikirler ve resimler

117

retmekle kendilerini megul ettiler. Neticede 2 yl nce


Kahirede duyurulan ilgili ifadelerimiz ve belgelerimiz var ve bu
da Suriyenin geleceini ele almaktayd. Burada en siyasi
gruplar Suriyenin gelecei konusunda, Bear Esad rejiminin
devrilmesinden sonra medeni demokratik bir devlet olmaya karar
verdiler. Modern bir anayasa ile varln srdren btn
vatandalarn kanunla korunduu ve zgrce hayatlarn
srdrd bir Suriye olaca mutabk klnd. Ancak nmzde
engel, rejimin kendisi ve bir de kltrdr. Bundan elli yl nce
temelleri atlm bu kltr ve rejimdir. Bu siyasi yaam
sonlandrmtr. te Suriyedeki devrim, herhangi bir liderlik
olmadan da olmutur, sokaklarda da olmutur, meydanlarda da
olmutur ve camileri bir kap olarak kullanp birlikte darya
adm atmlardr. Partilerin, ofislerinde, brolarnda hibir ey
yoktu aslnda Suriye de baka parti ve baka parti ofisleri yoktu.
Bu partiler rejimin kendisine aitti. O yzden neden devrimciler
camilerde dolap, faaliyetlerine camilerde baladlar
dediklerinde biz onlara u cevab verdik. Hadi o zaman bize
ofislerinizi an, orada bir araya gelelim, devrimi balatalm.
Aslnda bir baka konu da yolsuzluk. Bu yolsuzluu daha da
artrmay ve derinletirmeyi amalayan bir politika srdrld.
Sadece devlet dairelerinde deil ayn zamanda toplum iinde de
bu yolsuzluk derinletirildi ve artrld. te elimizde uanda
gelecee ynelik en nemli ve en byk engellerden biri bu.
Sorun u, getiimiz yl iddetin artmas neticesinde uluslar ars
topluluun sessizliini muhafaza etmesi nedeniyle baz slami
gruplar siyasi olarak Suriye ierisindeki askeri gruplardan baka
baka fikirler beyan etmeye baladlar. slam devleti dediler,
halifelii geri getirelim dediler ya da baka benzer eyler
sylediler. Bunlar tabii ki ksk sesler, iyi kt artk duyulmaya
balayan sesler. Biz insanlarmzla bu konuda mzakere etmeye
baladk ve iki konuda mutabk kaldk. ncelikle biz rejimi
yenmeye konsantre olmalyz. Yine Bear Esad ve rejimi
devirmeliyiz. kinci olarak ise, Suriye halknn gelecekteki
fikirlerine sayg gstermeliyiz. Suriyenin gelecei ile ilgili karar
verme hakk olan tek taraf toplumdur, Suriyenin insanlardr,
Suriyelilerdir. Biz burada durup ben gelecekte slam devleti
olmak istiyorum, teki ben laik olmak istiyorum diye bir karar
veremez. nk biri birini isterken, dieri tamamen baka bir ey
isteyebilir. Bizim Suriye halknn kararlarna sayg gstermemiz
ve gvenmemiz gerekiyor. 2 hafta nce Suriyede slami militan

118

gruplar 6 adet grup aralarnda bir anlamaya vardklarn


duyurdular ve dediler ki, ncelikle Bear Esad ve onun rejimine
kar savamalyz, ardndan bizler elimizden gelenin en iyisini
yapp yeni bir lke yani bir devlet oluturacaz. Hukukun
stnl olan adalet olan ve zgrlklerin olduu yeni bir lke
oluturacaz. Aslnda bu bir bakasyla anlamaya varma
konusunda atlan iyi admlardan biriydi. Suriye halknn kararna
sayg gstermek adna atlan gzel admlardan biriydi. Biz
politikaclar, siyasetiler olarak zellikle de Suriye Ulusal
Konseyinde ilk dakikadan, ilk andan beri slami gruplar olarak
zgrlklerin, adaletin olduu bir devlet istiyoruz fikrini hep
savunduk ve bunu duymak istiyoruz. Admz ne olursa olsun
nemli deil, en nemli olan ey bu devletin ierisindeki deerler
ve bu devletin zerine ina edilmi olduu yapdr. Aslnda bu,
ifadelerin getiimiz haftalardaki duyurularn neticesinde
karlkl konuma ortam da ald. Artk slam devletleri ve
kendileriyle bir diyalog kuruldu. Neticede biz bunun zerine ina
edeceiz, biz bu karlkl grmelere, konumalara phesiz
pek ok Suriyelinin ihtiyac olduunu biliyoruz. Medeni, zgr
ve demokratik bir devlet olabilmek iin btn Suriyelilerin bu
srece katkda bulunacana gveniyoruz. Bizler bu oyunu
zaferle kazanacaz nk gemiimize, tarihimize baktmzda
gryoruz ki, bunu baarabiliriz ve komularmzdan hlihazrda
yaam sren komularmzdan bu konuda destek alacamza
inanyoruz. Bunlar, engellerimiz ama gnn sonunda bu
engelleri bu cepheleri aacamza can gnlden inanyoruz.
Teekkrler.
HAFEZ: ok basit bir soru. Suriye halk sokaa dkld
zaman ne dedi? Bu onun sonucunu getiriyor. imdiki istediimiz
ve geleceimiz sonuca tek bir ey syledi, hrriyet istedi. Yani
Suriye halk ok basit bir ekilde ilk gnnde istedii bir nevi
demokrasiydi baka bir ey deildi. Suriye halknn amac
demokratik bir Suriyede yaamak, herkesin hakk eittir,
kanunun getii herkes iin nk Suriyede kanun kt zaman
size uygulanyor ama bakalarna uygulanmyor diye bir sistem
vard. Ya devletin adamlarna uygulanmazd yalnz dier halka
uygulanrd ki Suriye halknn ou kendini 3.snf vatanda
olarak gryordu. imdi bizim amacmz ok basit. Bizim
amacmz bu rejimi yok etmek istemek demiyorum ama
uzaklatrdktan sonra biz Trkiyede nasl oluyorsa, Avrupada
nasl oluyorsa, baka lkelerde nasl bir insan, haklarn alyorsa

119

ayn eyleri istiyoruz, fazla bir ey istemiyoruz ki. Ama


unutmayalm Suriyenin tarihi ok yakn ve ok gen bir devlet.
Biz 1946da daha Franszlardan nefes aldktan sonra birka tane
ihtilal ve seimler oldu. Ama enteresan olan o, 1950lilerde olan
seimler tam demokratik artlar altnda olan bir seimler ve hatta
baz diktatrler ve askeri kanatlardan gelen komutanlar Suriyeyi
ele geirdikten sonra ihtilaller gibi . Suriyenin en gzel
dnemlerini yaam demokratik ekiller ve Suriyede ok
enteresan bir yap var. Trkiyede buna alk deiliz, bize
Suriyede ok gzel bir yaant kalmt Osmanldan sonra.
Nasl? Size bir rnek vereceim. Dnebilir misiniz, Suriyede
slami vakflar var, benim size bu anlattm yllar 1930lu
1940l yllar, beni dzeltin bilemiyorum ama slami vakflarn
mdrl var, biliyor musunuz ki kim geldi onun bana? Bir
Hristiyan getirildi. Buna ok arabilirsiniz, demek ki Suriye
halk demokrasiye ve ounlua alm bir halktr. Bunu
yaamasn ok iyi biliyor. O yzden bunu dnebilirseniz,
herkes de kim daha etkili bir kiiyse, baa gelen her kimse ve
onun hakkysa o mevkiye geliyor. Yani biz Lbnandaki gibi
illaki yle olacak, byle olacak gibi deil biz bu demokrasiye
almtk. Ama ok az bir devrede yaadk. Ta ki 1963 senesinde
bu grup geldii zaman her eyi yok etti ama bunun daha ncesi
var 1958de Suriye ile Msr birletii zaman Suriye btn
deerlerini kaybetti. 1961e kadar Msrn gznde Suriye sanki
bir lke gibi deil de bir eyalet gibiydi. Msrla birletiimiz
zaman hkmet sadece yln 3 ay Suriyede oluyordu, kalan
aylarda hepsi Msrdayd. Suriye halk buna 3 yl dayand ve
1961den sonra ihtilal oldu ama 1963de gelen imdiki rejim bize
her eyi unutturdu. Bu rejimi uzaklatrmak ya da yok etmek hem
zor hem kolay. Zor oluu ok belli, elli sene kadar
byklerimizin ve de ocuklarmzn kafasnn iine iledi,
ikincisi bundan sonra ok basit altmz ve eskiden beri
kanmzda olan bu hrriyet sevgisine dneceiz. Tabi ki Sayn
SABRAnn dedii gibi btn bu artlarn iinde byk skntlar
da yaayacaz. Ama tahmin ediyorum ki bundan sonra ok hzl
bir ekilde demokrasiye ynelecek bir halkmz ve bunu zaten ilk
ehitlerimiz bunun iin istedi. 6 ay tek sylediimiz sz
hrriyetti, bundan baka bir ey istemiyoruz. Teekkr ediyorum.
HOCAOLU: Sayn George SABRAnn da dedii gibi
genellikle muhalefetin de bir araya geldii Kahirede kard
nemli bir ulusal pakt ve Suriyenin geleceinin erevesini

120

izen nemli belgeler kardk. Fakat bu 2012nin ortalarndayd.


Aradan geen zamanda araya ok unsur girdi ve maalesef biraz
sanki bu hedeflerden uzaklayor gibi gzkyoruz fakat hi de
yle deil. Ben tekrar vurgulamak istiyorum, bir sreten
geiyoruz yani arada sramalar, kntler oluyor ve bizim
2012de ortaya kardmz ve grmek istediimiz sivil,
demokratik, insan haklarna, bireysel zgrlkler ve kolektif
haklara riayet eden, gler ayrlna dayanan, btn vatandalar
eit gren, eitlilii kabul eden hatta destekleyen bir Suriyeyi
grmek. Ancak bence bizim en byk meydan okumamz sadece
Suriyede deil tm Dou Akdeniz blgesindeki istihbarat
rejimlerinin hkimiyetini iptal etmek, deitirmek ya da tekrar
yaplandrmaktr. En byk meydan okumamz istihbarat
gvenlik birliklerinin ve cihazlarnn anayasal temeller zerinde
tekrar yaplandrlmasdr. Maalesef uanda rejime kar gelen
zgr Suriye Ordusunun oluturduu ehri heyetlerde var rejim
bir yandan baz btn gleri elinde tutarken uanda devrimde
oluan tablo ehri heyetler tek merci olarak blgelerde oluyor ve
bir ksm gerekten nemli bir boluu dolduruyor. Bu ehri
heyette grev alan eitimli insanlar var, kargaay nlyor fakat
baz blgelerde eitim grmeyen neredeyse Baas zihniyetini
yanstan ehri heyetler de var. Bizim meydan okumamz tm bu
kurumlar tekrar yaplandrarak, anayasal temeller zerine ina
edilmesidir. Bu sreten geiyoruz ve yerel konseyler
oluturuldu, yerel konseylerin komiteleri oluturuldu, gvenlik
komitesi, hukuk komitesi, salk komitesi gibi. Bunlar zgr
topraklarda uanda hala faaliyet gsteriyor. Aslnda benim
vurgulamak istediim ve daha nceki turda unuttuum ey, belki
de rejimin hasralt ettii nemli bir sorun geliiyor uanda.
rann etkinliini rejim de hissetmeye balad. Nitekim rann
nemli devrim yetkilisi ise Ali Rza HACIZADE, ran olmasayd
Suriye rejimi 2 ay sonra yklrd demesi buna karn rejimin
szcs Buseyna abann da cevap vermesi, Hizbullahn
medya organlar veya din kanal Men arn Suriyeden
karlmas. Bu Hizbullah ve ii milisler arasnda da bir
srtmenin de olduunu hissettiriyor. Bundan sonra rejimin de
rann arlndan kurtulmak isteyecek ve bu da devrimin
lehine oynayan bir faktr. Dediim gibi bu sre daha uzun bir
sre daha devam edebilir ama bizim 2012 ylnda belirlediimiz
hedeflere doru inallah devrim devam edecek ve bu
hedeflerimiz yeni Suriyeyi Suriyenin btn unsurlaryla

121

yeniden birlikte kuracaz. unu da sylemek istiyorum. lk defa


demokratik bir deneyim geiriyor ya da geirecek deil, 1948
senesinde ve nitekim 1950 anayasas da karld. Osmanldan
sonra Suriye Fransz komutas altndayken bile bamszl
kazanrken demokratik hayat tarz olarak unu da vurgulamak
istiyorum, Sayn George SABRA kendisi dou Hristiyan
olarak bahsettiim evkaf bakan Faris el-Huri Kendisi bir
Hristiyan ve slami vakflar bakanyd ve bu Mslmanlar
tarafndan nerildi. Babakan olarak da seildi ve Suriyenin
bamszln kazandran, Suriye halk tarafndan eli olarak
gnderilen yine Faris el -Huriydi. Bu deneyimi daha nce
yaadk Baas partisi dneminde skta urad tekrar birlikte bu
deneyimi Suriye halk da buna muktedirdir. Teekkr ederim.
HASHEM: Suriyenin geleceinden bahsettiimizde ncelikle
unu bilmemiz gerekiyor. Ancak lkeye birlikte tutunacaz ve
bunu doru bir ekilde birletireceiz. lkedeki sosyal dzen
1963, Baasdan bu yana ina edilmitir. yle bir ekilde ina
edilmitir ki, Suriyenin kltrne ve geleneklerine
uymamaktadr. Aslnda bir adan baktmzda, bugn burada
grdmz ey, ideolojiler arasndaki arpmadr ve ynetim
sistemi iin Dou Avrupadan ithal edilmi ya da Stalin temelli
benzeri bir sistemden bahsedebiliriz. Burada insanlar diyelim ki
partiler yapyorlar, piknik yapyorlar, ticaret yapyorlar ve ite
grm olduunuz gibi buna baktmzda aslnda resmi dzen
ile sosyal dzen arasnda bir arpma vardr. te uanda
Suriyede olanlar aslnda sadece sosyal bir hkmet kart
hareket deildir. nsanlarn sevmedii hkmet kart bir hareket
deildir. Burada tamamen bir devrimden bahsediyoruz burada
lkenin yeniden yaplanmas ve lkenin gemiine tekrar geri
dndrlmesi ve bunu yaparken yeni bir dzenin yeniden ina
edilmesi ve bunun iin de Osmanl dzeninden sonraki ykselen
yapya geri dnlmesinden bahsediyorum. Aslnda burada
Osmanl mparatorluundan, dnden sonra gerekleen
btn yaplar, u anda kendilerini gsteriyorlar. Ayn sorunlar,
ayn problemleri tekrar yayoruz. Edyalarks tarafndan ina
edilen ulusal dzen de yine bizim insanlarmzn kltrne
uymad. te bu sebepten de, grm olduunuz bu problemleri
yayoruz. imdi ise bir kez daha lkemizi ina edebiliriz.
Aadan yukar bir yaklam benimseyerek bu da gerek bir
demokrasi demektir. nk gerek demokrasiler alt snflardan
balayp yukar doru gider. Bu da Osmanl sonras dzenden

122

unu kastediyoruz. Altn izmek istediim bir husus var. Hibir


komu, Suriye durumu zlmeden kendi istikrarn muhafaza
edemeyecektir.
Bizim kardelerimiz, dostlarmz ve
komularmz iin ve burada zellikle Trkiyeden
bahsediyorum, daha iyi bir ekilde Suriyedeki soruna ilgi
gstermeleri gerekmektedir. Ben unu sylemiyorum, Suriyeye
kalksn da, tamamen mdahale etsin demiyoruz. Ancak sizin
buradaki duruma tamamen dhil olmamanz illaki tarafsz
kalacanz, etkisiz kalacanz anlamna gelmemektedir. nk
burada dzensizlii devam ettirmek isteyen ve hatta Trk
topraklarna kadar tamak isteyen bir yapdan ve gruplardan
bahsediyoruz. Tabii ki ben burada Trkiyenin medyasndaki ve
basnndaki yansmalarla ilgili olarak tam net bir ey
syleyemeyeceim. Ancak burada insanlk adna bir felaketten
bahsedersek ve byle anlyorsa Suriyede yaanan olaylar evet
kesinlikle yledir ve Trkiyeye kar bir tehlikeden ve tehditten
bahsediyoruz burada. Bu nokta da hibir phemiz olmamal ve
bunlar olabildiince ak bir ekilde ifade edebiliriz ve tekrar
lkemizi bir kez daha ina etme, yeniden oluturma ansmz var.
Bundan hibir phem yok aslnda ok giriimci bir kltrmz
var ve yeniden oluturabiliriz. Ancak unu da sylemek
istiyorum, genlerimiz bilgisayar becerilerini kullanarak,
kurslara, eitimlere, okullara gidip katlarak yeni bilgisayar
becerileri elde ettiler imdi ise bu genlerimiz nasl photoshop
yaplacan biliyorlar, videolar nasl paylaabileceklerini
biliyorlar, bunu yaparken bombardman altnda yapyorlar ama
gene reniyorlar ve gene yapabiliyorlar. Yani yeni bir kltr
var, yeni bir kimlik var, biz Suriyeliler tabii ki kendi tarihi
kimliimizi tayorduk ancak imdi bunu daha gelimi bir
kimlik olarak aklayabiliriz. Yeni bir kimlik kazanyoruz. Yeni
bir kimlik oluturuyoruz. Aadan yukar doru ekillenen bir
deiim yayoruz. Bu ne askeri generaller tarafndan empoze
ediliyor ne de bakas tarafndan, biz kendimiz yapyoruz bunu.
yi ya da kt fark etmez ancak bu tamamen pozitif bir durum.
Buradaki siyasi, askeri basky kaldrmaya alyoruz. imdiye
kadar bu modellerin hibiri ne yazk ki Suriyenin yapsyla,
kltryle uyumad bu zamana kadar uygulana model. Gerek
askeri olsun, gerek baka yntemler olsun. Biz imdi uanda bar
ierisinde olan kendi tarihiyle bar iinde kendi kltryle bar
iinde ve kendisiyle bar iinde olan bir Suriye ina etmeye

123

alyoruz. te bu bizim bar, adalet ve eitlik andaki


temellerimizi oluturacaktr. Teekkrler.
AKMAK: Sanrm artk katlmclarmzdan soru almak iin
vaktimiz kalmad. Ancak tamamlamadan nce birka soru
alabiliriz sadece. Buyurun.
KATILIMCI: ncelikle vermi olduunuz bilgilerden dolay
teekkr etmek istiyorum. lkede son 4 yldr daha fazla atma
olduunu biliyoruz. yle bir soru sormak istiyorum. Seimler
yaklayor, mlteciler yani yerinden olmu insanlarn da tabii ki
oy verme haklar var, ancak ne yazk ki Trkiyedeki mltecilerin
oy verme hakk yok. Neden? Bunu sormak istiyorum. kinci
sorum ise, u ekilde, ortak bir neri var m ya da zerinde
mutabk kalnm bir neri var m muhaliflerden Suriye rejimi ile
ilgili olarak zellikle de Esadtan sonra ne olaca ynnde ortak
alnm bir karar ya da bir bak as var mdr? Sorumu Sayn
SABRAya yneltmek istiyorum. Teekkrler.
SABRA: Burada seimlerden bahsetmek aslnda ok da ilgin
deil. Biz Suriyelilere sorabilirsiniz. Hi getiimiz son elli ylda
seim grdnz m? Ben 66 yandaym uanda. 1970den beri
semenlik hakkm var. 2011 ylnda lkeyi terk edene kadar bir
kere bu seim hakkm, bu seim kartm kullanamadm ne yerel
seimlerde ne de meclis seimi genel seimlerde. Hatta blgesel
seimlerde dahi bu seim kartm kullanmlm yok bu yama
kadar. Bu tr bir seim sistemimiz yok ki, tutup da Suriyenin
yaad bugnk koullar altnda byle bir seim denilebilecek
bir eyin gerekten olabileceini nasl dnebiliriz ki?
Gerekten Suriyeliler iin seimlerden bahsetmek ve onlara
seimleri sormak ok kt bir tercih. uanda gryoruz ki,
nfusun byk bir ksm evlerini terk ettiler bunlarn byk bir
ounluu ise uan lkenin dndalar, dierleri ise evlerinden
uzaktalar. uanda rejim kontrol altnda kalan nfusa
baktmzda ise onlar tpk tutsak gibi yayorlar. Btn dnya
gayet iyi biliyor ki Suriyede byle bir gerek var. Ancak neden
mlteciler bu seimlere katlamadlar dersek, aslnda katldlar da
lkeden katklarnda hayatlarn yaamlarn kurtardklarnda ve
Esadn klcndan kurtulduklarnda bir tercih yapm oldular. Bir
seime gittiler. Tehlikeli ortamdan, rejimden kamay tercih
ettiler. Bu da bir seim. Ancak herhangi bir gazeteci mlteci
kamplarna gidip onlara ok kolay bir ekilde Suriyedeki
durumu ve fikirlerini sorabiliyor ve seimlerle ilgili sorular

124

yneltebiliyor. Bu bir gazeteci iin ok kolay. Ancak 50 yldr


seim olmadan byle istikrarla devam eden bir lkede birilerinin
gerek anlamda seimden bahsetmesi sz konusu olursa o zaman
unu diyebiliriz. Demek ki bizim seim kavrama anlaymzda
bir problem var. Teekkrler.
DNLEYC: Sorunun ikinci ksm devletin siyasi yapsyla
ilgili. Esad rejiminden sonra ne tr bir siyasi yapy
destekliyorsunuz, feodal mi, niter bir yap m ya da baka bir
yapy m desteklemektesiniz?
SABRA: rnein 1923de Franszlar da ayn eyi yapmaya
alt. lkeyi 3 eyalete blmeye altlar ancak baarsz
oldular. Neredeyse yz yl kadar nce Franszlar baarsz oldu
ama bence rejimin kendisi bir alan elinde tutmaya alacaktr
ama insanlar, Suriyeliler yine buna kar geleceklerdir. Eminim
ki yzlerce yl nce Suriyelilerin bykbabalar Franszlarn
lkeyi blmeleri niyetine kar durduklar iin bugnn insanlar
da ayn eyi yapacaklardr. uanda Suriyede yaananlar belki
geici bir dnem iin bizim blnmemize sebep olacaktr ve
PKKnn Suriye uzants PYD u anda baktmzda gerekten
elinde kuvvet bulunduran bir birlik olarak bir ksm blm gibi
gzkyor ama Suriyelilerin geleceinde byle bir blnmlk
yok.
HAFEZ: Aslnda yle bir anekdotta bulunmak istiyorum.
Trkiyede seimlere katlmaya altm ben. Oy vermek iin de
bakonsoloslua gittim sanrm 1987 senesiydi. O zamanlar
seimler gerekleiyordu. Konsoloslua gittim tabii ki bir defter
almt nme ve bakonsolos da bizimle beraberdi. Bununla
birlikte istihbarat dairesinden birisi ve baka bir personelde vard.
Defter akt ve yle bir soru soruyorlard, evet mi hayr m? te
biz de bu sebepten tekrar demokrasi aryoruz. Ben oylamaya
nasl gidebilirim yani oyumu nasl verebilirim ki? Hayr dedim
ve ardndan herkes bir anda yerinden frlad ve annda nasl hayr
diyebilirsin diye bir tepki aldm. Ben dedim ki tamam tamam
aka yapyorum sadece, tabii ki de evet. nk ak bir
oylamadan bahsediyorsunuz burada. %99 oy alyorsunuz, %95
oy alyorsunuz ve Esadn babasna sorduumda bana unu
syledi. Bana oy vermeyen %1in kim olduunu biliyorum dedi.
te byle bir eyin olduunu dnn imdi seimler yaklayor,
sonularn ne olduunu greceksiniz. Yine kendisinin lehine
olacak %99 ya da %99.9 olacak belki de ve orada %1, %2 olan

125

kii ona kar olan kiiyle aileleri tarafndan belki


reddedilecekler. Tamamen reddedilip ortadan kalkacaklar. te
burada Suriyedeki duruma baktnzda sadece asl 4 bin kii
seime katlabiliyor. rdnde de durum ayn, dnya genelinde
pek ok lke bu seime biz karyz, biz bu seimi tanmyoruz
dese de Suriyeli babakan ya da dileri bakan diyecek ki bu
lkede ne tr demokrasiniz var? Suriyelilerin oy vermesine
msaade etmiyorsunuz diyecek. u konuulana bir bakn!
Demokrasinin bahsettii eye bakn! Demokrasiden bahsedebilir
misiniz uanda Suriyede? nsanlar aslnda videoda yle bir
grntye ahit oldular. unu diyor, dur bir saniye bombann
ardndan 10 yandaki olumu bir gmeyim, annda oy vermeye
gideceim. diyor. te Suriyedeki gerek u anda bu.
KATILIMCI: Bu son sorumuz olacak. ok teekkr ediyorum
geldiinizden dolay. Adm Ali DEMRDA. Uluslararas
ilikiler almalar konusunda Charleston niversitesinde
Amerika Birleik Devletlerinde doktora yapmaktaym.
Gelecekte muhalefetin birleeceini mi yoksa paralanacan m
gryorsunuz? kinci sorum u ekilde; Trk hkmetinin
durumu nasl ele aldn dnyorsunuz ve Trkiyeden ve
Trk hkmetinden beklentileriniz var m? Teekkrler.
HOCAOLU: Aslnda bence muhalefetin eritii en st
emsiye Suriye Ulusal Konseyiydi. Btn unsurlar ayn at
altnda birleti. Krt, Trkmen, Alevi, Snni, drz daha sonra
katld. Gerekten ok iyi bir pozisyona geldi. Sayn George
SABRA da kendi dncesini syleyebilir fakat benim
tahminim, ok fazla milli izgideydi ve bu, zellikle ABD
tarafndan kabul edilen bir politika deildi. Suriye Ulusal
Konseyindeyken birok Avrupa lkesiyle bir araya geldik hatta
Arap lkeleriyle de. Bir nceki bakan gerek Burhan GALYON
gerek Abdul Basid SEYDA gerekse Sayn George SABRA
dneminde hibir ekilde konseyin i ilerine mdahale kabul
edilmedi. Ardndan Sayn Hillary CLINTON tarafndan
konseyin Suriyelileri temsil etmediini dile getirilerek Suriye
Ulusal Koalisyonu oluturuldu. ok rahat sylerim ben de
koalisyonun temsilcisiyim ve d mdahale kaps ald. uanda
Suriye muhalefeti btn mdr? Maalesef btn olduunu
syleyemem. zgr Suriye Ordusunun dnda birok askeri
grup kendi atsn oluturmu. Muhalefetin Genelkurmay
Kurumu kertildi. Suriye Ulusal Koalisyonu mecburi bir ekilde

126

Cenevre II srecine itildi ve oradan kmaz yola girdi.


Uluslararas toplum kendisi de uanda ne yapacan bilmiyor ve
izlemeye alm durumda. Tekrar btnleme ans var fakat yine
engelleyici bir mdahale olmasa Sayn George SABRAnn
bahsettii devrimci pakt diye slami gruplar tarafndan ok
olumlu bir bildirge yaymland. Suriye Ulusal Konseyinin
olumlu bir cevap vermesi yine iyi bir adm. Koalisyon hala buna
tepkisiz. Fakat nmzdeki ay ierisinde koalisyon son seimleri
yaplacak. Gelecek liderlik kadrosu nasl olur seimlere bal.
nmzdeki seimlere bal olarak gerekten bu d mdahaleye
kar kapnn ak kalp kalmayacana bal. Eer milli izgiye
dnersek siyasi muhalefet olarak btnlkten bahsedebiliriz.
Eer kulamz tamamen Suriye halk dostlar grubuna verirsek
ve vermeye devam ettirirsek btnlkten bahsedemeyiz. Trkiye
biliyorsunuz Suriye rejimiyle birlikte ok stn muazzam
ilikiler ierisindeydi. Ortak kabine oluturulmasna kadar gitti.
Trkiye, rejimi ikna etmek iin aslnda 6 ay urat gerek dileri
bakan gerekse istihbarat bakan gerekse dier kurumlar ama
rejimden midini kesince, Trkiye o zamandan bu yana kadar
sadece Suriye halkna lojistik destek verme pozisyonundayd.
Mdahale yok. Rejime gre ayn sertlikte fakat dier lkeler gibi
Katar, Suudi Arabistan, Amerika gibi aktif bir mdahale durumu
yok sadece lojistik destek ve sreci izleme pozisyonunda. Sa
olun.
AKMAK: Zaman ok hzl geti. Bu bulumaya
katlmlarnzdan dolay ben ok teekkr ederim. Sizlere
minnettar olduk. Teekkrler.

127

128

KONFERANS
KALKINMA VE KALKINMA STRATEJLER
Cedet YILMAZ (T.C. Kalknma Bakan)
Prof Dr. Hasan BCOLU (SD Rektr)
BCOLU: Sayn bakanm, sayn valim, sayn
milletvekillerim, deerli protokol, basn mensuplar, 2.
Uluslararas Davraz Kongresine ho geldiniz. Bakanm eref
verdiniz. Bir iddiamz var; Dnyann geleceine ilikin bir sz
sylenmesi gerekiyorsa, uzun yllar farkllklar bir arada
yaatm, farkl medeniyetlerin beii olarak grebileceimiz,
birok dnr yetitirmi ve farkl din, dil, rk, grten
insanlar huzur ve bar iinde yllarca yaatm bir medeniyetin
uzants olarak dnyann geleceine ilikin szler Anadoludan
sylenmeli diyoruz ve dnyadaki kresel ortamda bugnk alk
susuzluk savalar insanlarn birbirlerini yemelerinin bir gn gelip
gelecek nesiller asndan tehlike arz etmemesi iin bu
meselelerin konuulup karara balanmas da bu kongrede olmas
gerekir diyoruz. Bu mnasebetle sizlerin deerli katlmlar ok
nemliydi. Bu mnasebetle ayrca teekkr ediyorum.
Kongremizi ilk banda da ereflendiren sayn bakanmz srekli
niversitemizden deerli katklarn esirgemeyen, ne zaman
istediimizde her zaman yanmzda olan ve mr boyu ba tac
edeceimize sz verdiimiz sayn bakanmz yine aramzdalar.
Yine kongremize ayr bir zenginlik kattlar. Sayn bakanmz
bakan olmann tesinde u ana kadar ki yapm olduu hizmetler
ve background itibariyle de gerekten bir ahs olarak adeta tek
bir ahs millet olarak hareket edebilen zellikle Trkiyede
kamu reformunun gerekletirilmesinin mutfanda yer alan
ekonomi ile ilgili hazrladklar raporlarla yine Trkiyenin
deiim srecinde transformatif veya dnmsel srecine en
etkin ekilde tamamlayacak fakat genelde tamamlayan fakat
genelde mtevazilii ile de ok n plana kmamt. Ancak
bakan olduktan sonra bir ou bu olaylarn farkna vard ama biz
sayn bakanm ve sayn bakanm gibi insanlarn Allah nn
asn diyoruz. naallah Trkiye ondan uzun yllar istifade
edecek. Son yllarda son 10-15 sene ierisinde yaanan
dnmlerin arka mutfandaki karizmatik kadrolardan bir
tanesi u mnasebetle sayn bakanm size ho geldiniz diyoruz.

129

Kongrenin herkese hayrl uurlu olmasn diliyorum. Dnya


barna katk salamasn diliyorum. Hepinize sayglar sevgiler
sunuyorum.
SUNUCU: Saygdeer konuklar kalknma bakanmz sayn
Cevdet Ylmaz sempozyumun birincisinde olduu gibi
ikincisinde de aramzda grmek bizleri onurlandrmtr. imdi
kalknma ve kalknma stratejileri konulu konferanslarn sunmak
zere kalknma bakanmz sayn Cevdet Ylmaz mikrofona
davet ediyoruz.
YILMAZ: ok deerli valim ok deerli milletvekili
arkadalarm rektrm kamu kurumlarndan akademik dnyadan
sivil toplumdan meslek gruplarndan ok deerli temsilciler
sevgili renciler deerli misafirler hanmefendiler beyefendiler
hepinizi saygyla selamlyorum. kinci Davraz kongresinde
Ispartada olmaktan insan ile tabiat ile lkemizin cennet
kelerinden biri olan Ispartada bulunmaktan byk bir
memnuniyet duyduumu belirtmek istiyorum. Bundan 5 sene
nce de katlma imknm olmutu. O tarihlerde davraz m Davos
mu diye bir tartma vard. Anadoludan byle bir iddiann ortaya
konmas uluslararas bir kongreyle dnya meselelerinin
Ispartada tartlmas bana gre ok onurlu bir duruun getirdii
bir uygulama bir faaliyet. ncelikle Ispartay tebrik ediyorum
byle bir giriime ev sahiplii yapt iin. niversitemize
teekkr ediyorum. Bu kongreye katkda bulunanlara teekkr
ediyorum. Ksmet oldu ikincisine de katlm bulunuyorum.
rendiim kadaryla yurt dndan yine epeyce bir misafirimiz
var katlmclar var. lkemizin deiik illerinden blgelerinden
katlmclar var. ncelikle tabi bu kongremizin ok verimli ok
bereketli tartmalara sahne olmasn temenni ediyorum. Ben de
milletvekili arkadalarmdan davet alnca dorusu dayanamadm.
lkine katlmtk. Ksa bir sre de olsa bir program ayarlayp
gelme imkanm oldu. Sizlerle daha ziyade Trkiyenin kalknma
zihniyetini anlayn ve ortaya koyduu performans, gelecee
dnk perspektifini paylamak istiyorum bu vesileyle. Bugn
aslnda gzel bir rakam da akland onu da konumamn banda
hemen son bir konjonktrel bir deerlendirme olarak arz etmek
isterim. Nisan ay ihracatmz bugn akland biliyorsunuz. Yine
ihracatmzda nemli bir art ithalatmzda bir azalma d
dengemizde cari ilemler amzda %30 civarnda bir azalma
yani bir iyileme sz konusu. Bunda dolay da mutlu olduk

130

gerekten bugn. Geen yl %4 bymtk bu sene de %4


bymeyi hedefliyoruz orta vadeli programmzda. nc
gstergeler diyebileceimiz ite ihracat, sanayide kapasite
kullanm, retim, turizmdeki hareketlilik bunlar baktmz
zaman Trkiyenin yine bymeye devam ettiini gryoruz.
nallah bu yl yine %4 civarnda bir bymeyi
gerekletireceiz. Bu byme geen yla gre biraz daha kaliteli
bir byme olacak nk d talep arl artm olacak.
Bymemizin kaynaklar itibariyle baktmzda i talepten
ziyade d talebin katkda bulunduu bir bymeyi inallah bu
sene gerekletirmi olacaz. Deerli katlmclar deerli
misafirler Trkiye son 10-12 yla baktmz zaman nemli bir
performans ortaya koydu. Dnyada kresel krizin yaand bir
dnemi de bu 10-12 yl ierisinde hep birlikte grdk. zellikle
2008-2009 yllarnda ciddi lde dnyay etkileyen etkileri
halen sren bir kresel kriz yaamamza ramen son 10-12 ylda
Trkiye reel olarak %5 civarnda bir byme salad. Dolar
baznda baktmzda 230 milyar dolarlk bir ekonomiden geen
10-12 yl itibariyle yine 820 milyar dolarlk bir ekonomik hacme
ulatk. hracatmz ayn dnemde 36 milyar dolardan 152 milyar
dolara yaklat. Uzun yllar lkemizin kaderi gibi adeta alglanan
enflasyonda yine son 10-12 ylda byk bir baar saland. Ve
tek haneli rakamlarda enflasyonu genellikle tutabilen bir lke
haline geldik. Bazen konjonktrel olarak %10 un zerine ksa
da artk tek haneli rakamlarda enflasyonu olan bir lke haline
geldik. Yine kamu maliyesi itibariyle bakarsanz bundan ite 1012 yl nce kamu borlarnn milli gelire oran %74 civarnda
olan AB tanmlaryla bir lkeden geen yl itibariyle %36 lara
bunu ekebilen bir lke konumuna geldik. Net bor stokundaki
azal ok daha yksek. Btesini iyi kt dengeleyen faize
alan bir bte yerine hizmet reten bir bte haline getiren bir
lke oldu Trkiye. Bunun yansmalarn birok sektrde grdk.
Eitimden sala, ulatrmadan krsal alt yapya birok alanda
Trkiye getiimiz 10-12 ylda ok nemli mesafeler ald. Fakat
baary neyle kyaslamak lazm derseniz yani sadece
gemiinizle mukayeseli baary kyaslamak doru olmaz diye
dnyorum. Dierlerine gre performansnza bakmanz
lazm. Dnyaya gre performansnza bakmanz lazm burada da
bizim yesi olmaya altmz Avrupa Birlii var. En fazla
kendimiz belki onlarla mukayese etmeliyiz. Bu adan
baktmzda yaknsama (convergence) dediimiz bir kavram

131

var. Yani gelimekte olan bir lke olarak ne kadar yaklamz


bir bu gelimi dnyaya? Fark kapatm myz? Yoksa fark
alm m? nk hareketli bir hedeften bahsediyoruz. Biz
byrken bakalar oturmuyorlar onlar da geliiyorlar
byyorlar. Bu adan baktmzda bir tek rakam aslnda
Trkiyenin btn performansn bence zetliyor. Deerli
katlmclar 2002 ylnda satn alma gc paritesine gre
sylyorum 2002 ylnda ABnin ortalamasna gre Trkiyenin
kii bana geliri %36 idi. Yani AB ortalamas 100 ise satn alma
gc paritesine gre kii bana gelir Trkiyenin ki 36 idi.
Getiimiz yl 2013 ylnda bu rakam %55 oldu. %36 dan %55e
yaklak 20 puanlk bir iyileme salam olduk. Demek ki
Trkiye uluslararas yarta fark kapatm. Bir miktar kapatm
ama ayn rakam bize unu da gsteriyor daha gidecek ok
mesafemiz var. Epeyce bir yol almz ksa zamanda gerekten
nemli bir mesafeyi kapatmz ama gidecek daha ok yolumuz
da var. Bu sre iinde Trkiye bir taraftan makro dengelerini
kurarken siyasi istikrar ortamyla birlikte gven ortamyla
birlikte para politikalarnda maliye politikalarnda denge
olutururken birok alanda da yapsal reformlar gerekletirdi.
Trkiyenin baarsnn srr nedir diye soracak olursanz benim
vereceim cevap u olur: istikrar iinde deiimi yakalamas.
kisi birbirine zt kavramlar gibi grnyor belki istikrar varsa
deiim olmaz veya deiim olduunda istikrar olmaz diye
bakabilirsiniz fakat nemli olan ite bu ikisini bir araya getirmek.
Trkiye bir taraftan siyasi istikrarn ve gven ortamn salad
fakat sadece bir istikrar salam olmad bu istikrar reformlar
iin deerlendirdi. Bu siyasi gc Trkiyenin deiim sreci
iin deerlendirmi oldu ve istikrar iinde bir deiimi ynetmeyi
baard Trkiye. Bu rakamlar sadece sonu neden deil. Sebep
sonu ilikisini iyi anlamamz lazm. Kii bana gelir, ihracat bir
takm harcamalar baz projeler bunlar hep sonular. Asl
nedenlere baktnz zaman Trkiye son 12 ylda siyasi istikrar
salad gven ortam salad iyi bir ereve oluturdu, makro
ekonomik ereve oluturdu, bunun iini de bir takm mikro
reformlarla da doldurdu ve bunun sonularn hep birlikte
grdk. Baz uluslararas endekslerden yine gidecek olursak;
rekabet gc endeksi var dnyada, bu nemli, dnya ekonomik
forumu tarafndan llen lkeler bu erevede ne kadar bir
rekabet gcne sahipler diye bir endeks. 2007 ylnda 131 lke
arasnda 53. mi Trkiye. 2013 ylnda lke says 17 artm 148

132

olmu bizim sramz ise 53 ten 44 e ykselmi yani iyilemi.


Daha rekabeti bir hale gelmiiz. Yine dnya bankasnn i
yapma kolayl endeksi var. 2006 ylnda 155 lke arasnda 84.
ken Trkiye, 2013 ylnda yine lke says bir hayli artm 189
olmu ama bizim sramz 69 a gerilemi yani iyilemi. Btn bu
gstergeler Trkiyenin uluslararas alanda nispi olarak
gelitiini ama yine dediim gibi alacak ok mesafesinin
olduunu da gsteriyor. Peki bu yeterli mi? Yani ekonomiyi
bytmeniz kii bana geliri bytmeniz gelimi dnya ile
aranzdaki fark kapatmanz yeterli mi? Elbette yeterli deil.
Kalknma diye bir kavramdan bahsediyorsak bakn byme ayr
bir ey kalknma ar bir ey. Elbette bymesiz kalknma olmaz.
Kalknmann nemli unsurlarndan bir tanesi bymedir. Ama
kalknma sadece bymeye indirgenemeyecek bir kavramdr.
Kalknmann, srdrlebilir kalknmann baka baz kriterleri de
var. dnya leinde baktnz zaman temel kriter var
aslnda. Srdrlebilir kalknma dediinizde; birincisi ekonomik
byme, refah art, ikincisi sosyal adalet sosyal dengeler gelir
dalm gelir dalmnda nerde olduunuz, ncs evre
konular, tabiatla ilgili konular tabiatn dengesi ile ilgili konular.
Ben buna bir drdnc de ilave etmek gerektiine inanyorum.
Uluslararas zeminlerde de bunu sylyorum dorusu u anda bir
tartma da var dnyada burada uluslararas bir platform olarak
bunu da ifade etmek isterim. 2015 sonras srdrlebilir
kalknma gndemi tartlyor u anda dnyada. Bence bu
boyuta 4.bir boyut da ilave etmemiz lazm. Bu drdnc boyut
temel haklar boyutu. Ynetiim diyebilirsiniz buna, demokrasi
diyebilirsiniz. Baka ekillerde de ifade edebilirsiniz ama bu
boyuta ilave olarak bir 4. Boyutu organizasyona ilikin insana
ilikin bir boyutu da ilave etmek gerekiyor buna da temel haklar
diyorum ben ksaca temel hak ve zgrlkler diyorum. Deerli
arkadalar bu drt eksen etrafnda Trkiye srdrlebilir
kalknmay salad m diye bakmamz lazm. Birincisini az nce
arz ettim ekonomide gerekten baarl olmuuz. Enflasyonu
drmz, bymeyi hzlandrmz, ihracat artrmz, kii
bana
gelirimiz
artm.
Bunlar
ekonomik
adan
performansmzn iyi olduunu gsteriyor. Peki sosyal adan ne
durumdayz? Srdrlebilir kalknmann ikinci ekseni olan
sosyal boyut itibari ile ne yaptk? Son 10-12 ylda. Bununla
ilikin olarak da birka rakam arz etmek isterim. Birincisi gini
katsays dediimiz gelir dalmn len bir katsay var. Bunula

133

baktnz zaman Trkiyede gini katsaysnn dtn sfra


doru dtn gryoruz 0.44 civarndan 0.38 lere kadar
gerilediini gryoruz. Bu Trkiyede gelir dalmnn nispi
olarak iyiletiini gsteriyor. Yine dier bir lt geliri %20 lik
dilimler halinde datyoruz biz. Deiik gelir durumuna gre.
Yani en stteki en zengin diyelim %20 lik dilim toplam
gelirimizden ne kadar pay alyor. Ondan sonraki %20 lik dilim
ne kadar alyor eklinde bir lmmz var. Buradan da
baktmz zaman 2002 ylnda bu en stteki %20 lik dilimin
toplam gelirimizden ald pay %50 civarndayd. Yani Trkiye
100 lira bir gelire sahip ise 50 lirasn en zengin %20 lik grup
alyordu. Geen srete ekonomimiz byrken bu payn %45
lere gerilediini gryoruz. Bu 5 puanlk d hi
kmsememek lazm. Bu kadarlk bir sre iinde payda olan
bir klme bu tabi dier gelir gruplarna doru elbette transfer
olan bir durum. Dolaysyla Trkiyede burada da nispi olarak bir
iyileme gryoruz. Ayrca yine uluslararas bir gsterge var
satn alma gcne gre hesaplanan gnlk harcamas 1 dolarn
altndaki nfus. Gnlk harcamas 2 dolar 15 cent in altndaki
nfus. Gnlk harcamas 4 dolar 30 centin altndaki nfus gibi
ltler var. Trkiyede ok kr gnlk harcamas 1 dolarn
altnda olan kimse kalmad. Bu 2005-2006 larda sfrland.
Dnyada 1 milyara yakn insan maalesef bu durumda. Gnlk
harcamalar 1 dolarn altnda. 2 dolar 15 cent te aa yukar
sfrland, 10 yl nce %3 ler civarnda iken imdi o da artk
istatistiki olarak llmesi anlaml olmayan bir noktaya geldi. 4
dolar 30 centin altndaki nfus 2002 ylnda %30 un zerinde idi.
O zamanlar 2002 de nfusumuz 66 milyondu 20 milyondan fazla
insanmz gnlk olarak 4 dolar 30 centin altnda harcama ile
yayordu. Burada en son lmmzde unu grdk 77 milyona
kt nfusumuz bu durumda olan insanlarmzn oran toplam
nfusumuza oran 2.2 kadar dt. %30 lardan % 2.2 ye kadar ve
baktmzda nfus olarak da 1.7 milyon yanl hatrlamyorsam
20 milyonda 1.7 milyona nfus baznda da gerileme oldu. Btn
bu gstergeler sosyal adan da baarl olduumuzu gsteriyor.
Sosyal adan baarnn yine nemli bir gstergesi bence
enflasyon. Enflasyonu unuttuk artk. Gemite gelir dalmn
bozan dar gelirli insanlar zerinde byk ykler oluturan
enflasyonu am olmamz yine sosyal adan ok nemli bir
gelime. Buna sosyal politikalarda eitime yaptmz yatrmlar
salktaki yatrmlar bunlar da ilave ettiiniz zaman artl nakit

134

desteinden ocuklara bedava kitap datmna kadar engellilere


yaptmz projelere kadar programlara kadar ite bu sonularn
arkasnda bu politikalar var. Ve burada da srdrlebilir
kalknma asndan baarl olduumuzu gryoruz. Peki nc
kritere gelelim. evre kriterine. Burada baarl oldu mu
Trkiye? Bu noktada AByi takdir etmemiz lazm. Gerekten AB
Trkiye ilikileri bize byk katkda bulundu. Btn evre
mevzuatmz yeniledik. Yeni yeni kurumsal yaplar oluturduk.
En son bakanlk dzeyinde evre bakanl oluturuldu. Yerel
ynetimlerin kapasitelerinde ok ciddi artlar yaptk. Bugn
artk vahi depolamadan modern depolamaya geilmi durumda
bir ok ilimizde artma tesislerimiz kanalizasyon sistemlerimiz
hava kalitesine ilikin yaplanlar. Aalandrma almalar
birok adan evrede gerekten ilerlemeler saladk. Tabi evre
demiken unun altn izmek isterim. Sosyal boyut daha ok u
anki nesil iin sosyal adalaeti eitlii temsil ediyor. evre
dediimiz boyut ise nesiller aras adaleti temsil ediyor. Yani biz
sadece bugnk nesli dnerek hareket edemeyiz. Btn
kaynaklarmz kullanarak bu gnk nesli memnun edebiliriz.
Ama bu gerek anlamda bir kalknma olmaz gelecek nesillere
nasl bir dnya braktmz ok nemli. Nesiller aras denge ve
adalet ok nemli. Burada da ben Trkiyenin olduka baarl
bir performans sergilediini mevzuatyla kurumlaryla yerel
ynetimleriyle nemli mesafeler aldn dnyorum. Gelelim
4.boyuta. Benim temel haklar dediim ynetiim nasl
isimlendirirsek.4.boyutta neredeyiz. Burada da una inanyorum
ben burada Suriyeden de misafirlerimiz var rendim. Bakn
gvenlik olmadan kalknma olmuyor. atmann olduu
kavgann olduu terrn olduu bir ortamda kalknmadan
bahsedemezsiniz. Yine unun altn izmek isterim. Kii bana
geliriniz ok yksek olabilir. Sosyal olarak bunu topluma da
yaym olabilirsiniz. evreyi de koruyor olabilirsiniz. Fakat
insanlarn inan hrriyeti yoksa dnce zgrl yoksa
insanlar baz temel hak ve hrriyetlerden yararlanamyorlarsa
yeterince katlm salayamyorlarsa ynetime orada yine tam
anlamyla kalknm bir lkeden bahsedemeyiz. Demek ki
demokrasimizin kalitesi kalknmanz da by lde belirliyor.
Ben unun altn iziyorum. Belli bir noktaya kadar demokrasi
olmadan da belki kalknabilirsiniz. Bunun rneklerini de
gryoruz. Fakat tam anlamyla ileri bir ekonomi olacaksanz
teknoloji reten yenilik yapabilen giriimci bilgiye dayal bir

135

ekonomik yap oluturacaksanz bunu zgrlk olmadan


yapamazsnz. Dnce zgrlnn olmad bir yerde inan
zgrlnn olmad bir yerde yenilikilik de olmaz teknoloji
de istediiniz gibi gelimez ileri bir ekonomik yap kuramazsnz.
Dolaysyla hem insanlarn mutlu olmas adna hem de yeniliki
giriimci dinamik bir ekonomi oluturma bilgiye ve teknolojiye
dayal bir ekonomi oluturma adna demokrasi temel hak ve
zgrlkler ynetiim srdrlebilir kalknmann unsurlarndan
olmazsa olmaz unsurlarndan bir tanesi. Bunu da byle tarif
ettikten sonra Trkiyede ne olmu diye bakalm. Bu adan da
bence Trkiye ok nemli bir performans sergiledi. Son 12 ylda
vesayeti demokrasiden normal bir demokrasiye geldik. Bakn
gelir olarak dk orta gelirden yksek orta gelire ktk.
Teknoloji olarak dk teknolojiden orta teknolojilere yrdk.
Demokrasi olarak da vesayeti eksik biraz aypl akas bir
demokrasiden normal bir demokrasiye doru bir gei yaptk.
Fakat bu yeter mi yetmez. Trkiye daha iddial noktalara
gidecekse ileri bir demokrasi ile inan hrriyetinin dnce
hrriyetinin her adan gelitii bir ortamda bunu baarmak
zorunda. Dolaysyla buradan gelecee gemek istiyorum.
Bunlar yaptk iyi gzel ama bunlarla yetinirsek baardk
duygusuna kaplp rehavete kaplrsak reform irademizi
zayflatrsak deiim irademizi zayflatrsak 2023 gibi iddial
hedeflere ulaamayz. Trkiye nereden geldii belli iyi kt tarif
etmeye altm. inde bulunduumuz durum belli. Nereye
gitmek istediimizi de ok kr artk biliyoruz. Bir eski
planlamac olarak da bunu syleyeyim. Toplumun ortak hedefler
zerinde uzlamas ok nemli. Bakn artk 2023 hedefleri tm
lkenin hedefleri haline gelmi durumda. Her parti bunu
hedefleniyor. Deiik kesimler bunu hedefleniyorlar
sahipleniyorlar. Bu gzel bir ey. Belli ki belli bir hedefte
toplumsal bir uzlama salam durumdayz. Buna 2023 vizyonu
diyoruz. Ne yapacaz diyoruz 2013te 2 trilyon dolarlk bir
ekonomimiz olacak diyoruz. 500 milyar dolar ihracatmz olacak
diyoruz. Arge harcamalarmzn milli gelire orann %3 lere kadr
ykselteceiz diyoruz. Enflasyonda faizlerde artk dk tek
haneli rakamlar olacak diyoruz yani % 5in altnda tek haneli
rakamlar olacak diyoruz. sizlii %5 lere doru drmeyi
hedefliyoruz. te ulatrmada eitimde salkta bir ok alt
hedefleri ile birlikte 2013 vizyonu konusunda geni bir
mutabakat olumu durumda. Bu byk bir avantaj ancak burada

136

u soru ok nemli; iyi gzel nereye gitmek istediimizi iyi


biliyoruz burada da bir uzlamamz var iyi kt. Fakat nasl
gideceiz sorusu ok nemli. Bulunduumuz durumdan ulamak
istediimiz duruma nasl gideceiz. Bu nasl sorusu ok nemli.
Nasl sorusuna cevap vermeden tam anlamyla bir politika
oluturmu olamazsnz. Politika dediimiz bir amalar ierir bir
de bu amalara gtrecek yollar yntemleri aralar ierir.
Sadece hedef yetmez. Dolaysyla bu alanda da ok nemli bir
almay tamamlam durumdayz. Bu onuncu 5 yllk kalknma
planmz. Kalknma bakanl olarak gemite devlet planlama
tekilatyd biliyorsunuz. En son 2012 ylndan sonra kalknma
bakanlna dnt. Bir anlamda misyonu ad haline gelmi
oldu kurumun. Sonuta devlet planlama tekilatnn misyonu da
kalknmayd. Ad haline dnt kurumun ve daha byk bir
yap iinde ilevlerimizi devam ettiriyoruz. Kalknma bakanl
olarak hazrladmz ilk plan 10. 5 yllk kalknma plan oldu.
2014-2018 dnemini kapsayan bir plan. Ve 2023 vizyonumuzun
ilk 5 yln detayl hale getirdiimiz bir plan. te o nasl sorusuna
cevap vermeye altmz bir plan. ki yl uratk inann bu
planla iki yl hazrlk iin uratk. 10 binin zerinde insann
katksn katlmn saladk. lk defa yerelden katk aldk bu
plana. Kalknma ajanslarmz kanalyla 7 binin zerinde Trkiye
genelinde insanmzdan katk aldk fikir aldk bu plan
hazrlarken. zel ihtisas komisyonlar kurduk. Byk elilerle
bir araya geldik dnyay tarttk. Akil adamlar topladk
genlerle toplantlar dzenledik. ok deiik dnce
kurulularyla bir araya geldik. Deiik yollarla yntemlerle
Trkiyenin birikimini szmeye altk. Ve o birikimin neticesi
olarak 10. 5 yllk planmz hazrladk meclisimize sunduk.
Meclisimiz de kabul etti bu planmz geen yl. 2014 ylnda da
ilk uygulamalarna balam olduk. Bu planmz az nce sizlere
aktarmaya altm srdrlebilir insan odakl kalknma
anlayna dayal bir plan. Ben zellikle burada genler var
renciler var rica ediyorum bir okusunlar. Gerekten nemli bir
dokman. Trkiyenin genel politikalarn genel erevesini
kavrayabilmek asndan bence en deerli dokman ben yle
gryorum. Bu dokmana bakmayanlar varsa kalknma
bakanlmzn web sitesinde bulabilirler. Baka ekillerde de
ulaabilirler. Ltfen bu plan inceleyelim. Burada ilk defa baz
yenilikler de yaptk ilk 25 tane reform alan belirledik. Planlar
hep yle eletirir insanlar iyi gzel yapyorsunuz ama raflarda

137

kalyor uygulanmyor. Biraz da buna cevap oluturmak adna 25


tane dnm program tarif ettik ve bu dnn programlar ile
ilgili u anda kalknma bakanlmzda ilgili kurumlarmz ile
birlikte yol haritalar hazrlyoruz. Her bir dnm alanna
ilikin olarak. te Trkiyenin reform gndemi. Ben inanyorum
ki lkemiz bu reformlar bir biri pei sra gerekletirdike. Bu
orta gelir tuza denilen tuzaa da dmeden reform iradesini
dnn iradesini devam ettirerek istikrar iinde deiimini
devam ettirerek 2013 e doru yryecek ve 10. Planmzn da
burada ok ciddi bir katkda bulunacana yrekten inanyorum.
10. Planla birlikte ok sayda blgesel ve sektrel strateji
zerinde de alyoruz. Bilgi toplumu stratejimizi aa yukar
tamamlam durumdayz yaknda inallah kamu oyuyla
paylaacak dzeye geleceiz. Dier taraftan blgesel bazda
ortalamann altnda olan blgeler ile ilgili zel baz hazrlklar
yapyoruz. Gap,dap, dokap dediimiz dou Karadeniz dediimiz
orta Anadolu ile ilgli almalar. Kalnma ajanslarmz kanalyla
bir taraftan btn blgelerimiz iin 81 vilayet iin bir takm
planlamalar analizle raporlar almalar hazrlyoruz. nk biz
una inanyoruz. Kalknmann zn zgrlk ve bilgi donanm
oluturuyor. zgr bir ortamda bilginin teknolojinin ilerledii bir
ortamda kalknmay salayabiliriz. Sadece Ankarada oturup
kalknmay salayamayz. Her bir yremizi ok detayl bilmemiz
gerekiyor. Tpk insan gibi imdi kendinizi dnn kii olarak
ahs olarak kendinizi daha iyiye gtrebilmeniz iin ne
yapmanz lazm olmazsa olmazlardan birisi kendinizi daha iyi
tanmak. Kendinizi tanmazsanz gelitirebilir misiniz?
Eksiinizi fazlanz tartmadan daha ileriye gidebilir misiniz?
Yreler de byle blgeler de byle lkeler de byle. Her bir
yremizin kendini daha iyi tanmas daha iyi analiz etmesi ite
burada da ajanslarmzn ok nemli roller ifa ettiine ben
inanyorum. Toplum genelde ajanslarmz hibe programlaryla
tanyor. Fakat ajanslarn bu bilgi birikimi oluturma
kurumsallama a oluturma deiik kesimleri bir araya getirme
ortak hedefler stratejiler etrafnda buluturma bu tr misyonlarn
belki yeterince anlatamadk. Ama nmzdeki dnemlerde
inanyorum ki yaayarak bunlar daha iyi greceiz daha iyi taktir
edeceiz diye inanyorum. Deerli katlmclar kalknma
planmz 4 eksen zerinde kurguladk. Birincisi ilk defa bu da
bir yenilik sosyal konulardan baladk bir plana ekonomiden
balamadk. lk eksenimiz planmzda insan unsurunu sosyal

138

boyutunu ortaya koyan bir eksen. nsan olmadan sosyal boyut


olmadan artk Trkiyenin daha ileriye gitmeyeceini de bylece
ifade etmi oluyoruz. Bunun iine adalet sistemi gibi bir takm
unsurlar da koyduk. Gerekten nemli bir kalknma plannda
adalet sisteminin ne ii var diye dnebilir insanlar. Hi yle
deil. yi ileyen bir adalet sistemi. Baka amalara deil. Sadece
ve sadece adalete hizmet eden bir adalet sistemi kalknma iin de
son derece nemlidir. Dolaysyla adaletin iyi ilemesi doru
temeller zerinde ilemesi kalknma planmzda zerinde ok
durduumuz bir konu. Eitim ayn ekilde fakat eitimi her
kademede glendirme eitim ile i gc piyasalar arasnda ok
daha gl balar kurma. Bakn biz u anki eitim seviyemiz ile
eitim dzeyimizin ok stnde bir refah retmi durumdayz.
nsani gelimilik endeksi diye dnyada bir endeks var orada
bakyorsunuz Trkiye maalesef eitimde geri. Toplam eitim
sremiz nfus olarak 6,5 yl gzkyor orada. Yani ortaokul
2.snftan terk gzkyoruz toplum olarak. Bu tabi bugnk
hkmetlerin sorunu deil. 50 yln 60 yln bir birikimi. nk
50 yl nce okula gidenlerin sonularn bu gnk istatistiklerde
gryorsunuz. Biz bunu deitirme ynnde ok ciddi admlar
attk u anda 12 yla kardk biliyorsunuz zorunlu eitimi. Okul
ncesini sayarsanz 13 ediyor. Orada da ciddi gelime var.
niversiteden de 2 yl koyarsanz demek ki gelecek neslimiz 1415 yl bir eitim alm olacaklar. leriki dnemlerde bunlarn
sonularn ok daha iyi greceiz inallah. Sosyal boyutta
yaptklarmzn ok detayna inmek istemiyorum ama eitim
bata olmak zere ok nemli vurgularmz var adalet bata
olmak zere. kinci boyut ekonomi. Buna da yeniliki ekonomi
srdrlebilir ekonomi dedik bu eksenimize. En fazla zerinde
durduumuz burada orta teknolojiden yksek teknolojiye gidi.
Giriimcilii gelitirme arge harcamalarmz artrma ve daha
etkili hale getirme. 2002 ylnda arge harcamalarmzn milli
gelire oran 0.53 civarndayd. Geen yl itibariyle 0.92 lere
ykseldi % 1 e yaklayoruz. Planda 2018 hedefimiz 1.8 e
ulamak 2023 te de %3 lere kmak. Bunu yaparken zel
sektrn erge iindeki payn artrmak istiyoruz. Bunu yaparken
sanayi
niversite
ibirliini
gelitirmek
istiyoruz.
niversitelerimizi artk bir kalknma kurumu olarak ayn
zamanda gl bir ekilde konumlandrmak istiyoruz. u anda
meclisimizde de bu ynde bir kanunumuz var. Ondan da ksaca
bahsedeyim. Burada plan bte komisyonu yesi deerli

139

milletvekilimiz de var. Geen birka gn nce plan bte


komisyonumuzdan gemiti genel kurula indi. Kalknma
bakanl olarak gnderdiimiz bir kanundu. Burada aratrma alt
yaplarna yeni bir dzen getiriyoruz. Yeniden snflandryoruz.
Yeni destekler tarif ediyoruz. Yedi gn 24 saat ak olmalarn
istiyoruz. zel sektrle ok daha yakn almalarn istiyoruz.
Son 10 ylda yine aratrma alt yaplarna 3 milyar liraya yakn
bir kayna biz tahsis ettik kalknma bakanl olarak. Nano
teknoloji merkezleri biyo teknoloji merkezleri uzayla ilgili
merkezler yaam bilimleri merkezleri birok niversitemizde bu
var artk. Merkezi aratrma laboratuvarlar en cra
niversitelerimize kadar bunlar kurduk. imdi bunlar daha aktif
hale getirme zaman. Yeni ynetim kurulu yaplaryla zel
sektrle zellikle ok yakn almalarn n grdmz yeni
ynetim yaplaryla birlikte bu alt yaplar ok daha aktif hale
getireceiz. Sadece bir rnek olarak verdim bunu yani ikinci
eksenimizin zn daha yeniliki aratrma gelitirmeye bilgiye
teknolojiye dayal bir ekonomik yap oluturuyor. 2 trilyon
dolara daha fazla kiloda tonda mal reterek ulaamayz. Daha
fazla katma deeri yksek mal reterek ulaabiliriz. te bunun
alt yapsn bu almalarla kuruyoruz. nc eksenimiz
meknsal boyut evre ve ehirleme. Sosyal boyut vard
ekonomik boyut nc boyut meknsal boyut. ehirler artk ok
nemli. evreyle birlikte sylyorum, blgesel politika ile
birlikte sylyorum. ehirler kalknma sreci asndan da ok
nemli. Bir kalknma bakan olarak bana kalknmay en ksa tarif
et deseniz yle derim size; bir blge bir yre nitelikli insan ve
sermayeyi yetitirebiliyorsa bakalarna kaptrmyorsa aksine
cezbedebiliyorsa o blge o yre kalknm demektir. imdi ben
Ispartay grnce hakikaten bu anlamda ideal illerden bir tanesi.
nsanlarn gelip yaamak isteyecei bir ortam. Nitelikli insanlarn
ama. Teknoloji retecek bilgi retecek ve nitelikli sermayenin
harc alem deil yani belli alt yaplar olan bilgiye dayal
sermayenin gelip yatrm yapabilecei bir ortam. Bunu
oluturamadnz srece de kalknma srecinizi istediiniz
ekilde yrtemezsiniz. Dnyada artk ehirler yaryor yreler
yaryor. Dolaysyla nc eksen olarak 10. Planmzda bu
boyutu koyduk yaanabilir evre ve ehirler dedik bu eksene.
Drdnc boyut o da ok nemli ite bu toplantnn da bir
anlamda konusu uluslararas boyut. Ne yaparsanz yapn
uluslararas ilikilerden bamsz da kalknmay yrtemezsiniz.

140

Komularnz bata olmak zere dnya ile ne kadar etkileim


iine girdiiniz yine kalknma sreci asndan en kritik
hususlardan bir tanesi. Burada da Trkiyenin kalknma
tecrbesini bakalar ile paylama, bakalarnn tecrbelerinden
faydalanma, ibirlikleri gelitirme btn bu hususlar da bu eksen
altnda ortaya koymu olduk. imdi buradan blgesel politikaya
baka konulara da geebilirdim ama biraz fazla uzattm makro
ksmlar ancak zaman yetti yle diyelim. Ana hatlar ile
resmetmeye altm kalknma stratejimizi ama en sonunda yine
bir vurgu yapacak olursam; iin z insan. Bilgi dediiniz de
insan, iyi ehirleme dediiniz de insan, teknoloji dediiniz de
insan, yatrm ediiniz de insan insana her yn ile deer veren
insan en iyi ekilde yaatacak gelimesini salayacak
potansiyelini harekete geirecek bir ortam salamak kalknma
stratejimizin de zn oluturuyor. Bundan sonra da bu ynde
almalarmza devam edeceiz diyorum dikkatle dinlediiniz
iin sabrla dinlediiniz iin hepinize kranlarm sunuyorum.
KATILIMCI: nfusumuzun %75 veya biraz daha fazlas kentsel
alanlara toplanm durumda. nsani kalknmay veya buna benzer
kavramlar ne aldnza gre 2023e bundan ne pay
karmalyz?
YILMAZ: burada zaten ehirlemeden bir miktar bahsetmitim.
Her eyden nce bence bu krsal politikalarla ehirlerimiz artk
biraz birlikte planlanmas lazm ABde de yakn krsal dediimiz
bir kavram var. Bir uzak krsal cra dediimiz blgeler var bir de
yakn krsal dediimiz bir kavram var. ehirle bir anlamda daha
youn etkileim iinde olan ehirleri evreleyen krsaldan
bahsediyoruz. Aslnda ehirlemelerimiz mesela Isparta bence
bunun ok gzel bir rnei olabilir. Yakn krsal ile birlikte
ehirlerimizi planlarsak ite bu yeni byk ehir kanunumuz
buna ok elverili ama olmayan yerlerde de bence bunu
yapmamz lazm artk krsal alan planlamamz lazm. Tabiatla
da i ie insanlarn tabiatla daha rahat bir ekilde muhatap
olabilecekleri ortamlar oluturan ayn zamanda ama i ortamlar
uygun ii ortamlar oluturan ehirler oluturmamz lazm. Yani
yaam ortam ve i ortam anlamnda ehirlerimizi gerekten iyi
planlamamz gerekiyor. Krsal alan da hi ihmal etmememiz
lazm. Bu ynde son 10 ylda KYDES dediimiz program
uyguladk biliyorsunuz. me suyunda yolda belli bir mesafe
aldk, krsal alanda gelir getirici yine faaliyetlere destek

141

salyoruz. Krsal alan derken sadece tarm kastetmiyorum.


Tarm tabi ki krsal alann nemli bir sektr ama krsal kalknma
dediiniz zaman krsal turizminden eko turizminden krsal
alandaki bir takm hafif sanayilere kadar ok eitli faaliyetleri
belki anlamamz gerekiyor. Dolaysyla ehirleme derken krsal
alan kesinlikle ihmal etmiyoruz onunla birlikte ele almamz
lazm. Yeni iletiim teknolojileri ile birlikte yeni bilgi
teknolojileri ile birlikte nmzdeki yllarda artk belki birok
insan evinden kmadan yaamaya balayacak. Biliim
sektrnn getirdii bir takm imkanlarla ok farkl bir yerleim
dzeni de oluacak. Btn bunlar dndmzde yine krsal
nemli. Nfus olarak yine nfusumuza baktmzda nfus da
nemli bir politika alan ona pek giremedim az nce. u anda 77
milyon nfusumuz var. 2023 te 84 milyon ite 2050 lerde
tahminimiz 93-94 milyon 2075lerde tekrar 88-89 milyon u anki
byle tahminlerde grnen. nk ciddi anlamda dourganlk
hznda bir d oldu Trkiyede. Bundan sonraki srete
mutlaka bizim Avrupada olduu gibi bu nfus politikalarnda
mutlaka dourganl destekleyici politikalar uygulamamz
gerekiyor. Bunu da zaten Trkiye tartmaya balad. Yine
kalknma perspektifinden unu syleyeyim. Yal ve zengin
iseniz idare edebilirsiniz lke olarak sylyorum yani gemite
zenginletiniz sonra yalandnz diyelim nfusunuz yaland
gemiin miras ile idare edebilirsiniz. Fakat yoksul ve yal
iseniz iiniz ok zor. Kalknmanz ok zor gerekten. Dnyada
baz lkelerin bu hale gelme riski var. Trkiye ok kr orta
gelire geldi inallah yalanmadan zenginlemeyi daha fazla
zenginlemeyi de baaracak.
KATILIMCI: lke olarak neden hala orta gelir tuzanda
bulunuyoruz?
YILMAZ: Dnyada snflandrmay bu anlamda dnya bankas
yapyor. 3 gruba ayryorlar nce dk gelirli lkeleri orta gelirli
lkeler, yksek gelirli lkeler diye. Dk gelir tabi ok ite
diyelim ki kii ba gelir bin dolarn bin be yz dolarn altnda
olan lkeler. Orta gelir dediiniz zaman ite 3 bin dolarlar
civarndan balayp 13 bin dolara kadar giden bir eyden
bahsediliyor. Orta geliri de ikiye ayryorlar. Dk orta gelir
yksek orta gelir eklinde. Kendi iinde ikiye ayrlyor. Trkiye
dk orta gelirli bir lke iken son 10 ylda aslnda bir srama
yaparak yksek orta gelirli bir lke haline geldi. Yani orta gelir

142

iindeki eyimizi deitirdik. Dk orta gelirliden yksek orta


gelirliye gemi olduk. imdi ite nmzde bu 13 bin dolar
kritik bir hedef. Kii bana geliri 13 bin dolarn stne karmak.
Zaten bizim 10.plandaki hedefimiz de bunu ap yksek gelir
seviyesine ulamak. Bizim hedef olarak koyduumuz 2018 iin
kii ba gelirimizi 16 bin dolarlara karmak. 2025 te de 25 bin
dolarlara karmak. 13 bin dolar kritik bir eil buna yaklam
durumdayz aslnda siyasi istikrarmz devam ettirirsek
reformlarmz devam ettirirsek inann birka yl iinde ok fazla
uzak bir gelecek deil bu nmzdeki orta vadeli bir perspektifte
yksek gelir grubuna gemi olacaz. Belki en altlarndan
gemi olacaz ama sonuta o lige km olacaz. Burada tabi
bunu biz grdmz gibi bakalar da gryorlar. te
Trkiyeye kurulan bir takm tuzaklar, her taraftan yaplan bir
takm saldrlar bunlar da biraz bu perspektife oturtmamz lazm
diye dnyorum. Trkiye gerekten nemli bir srama yapt
ama ikinci bir srama daha yapmas lazm nmzdeki bu 10
ylda ilk sramann zerine ikinci bir srama
gerekletirmeliyiz ki tam olarak o Kore belli rneklerde olduu
gibi bizde ite o ileri lke dediimiz seviyelere yksek gelir
dediimiz seviyeye ulaabilelim. Bunun yolu siyasi istikrarmz
korumak ve reformlarmza devam etmek. Gemite niye
yapamadk nk Trkiye maalesef belli dnemlerde ok byk
kayplar yaad. 90 l yllar Trkiyenin kayp yllar. 91 ylndaki
kii bana geliri aln siz iktisat rencisi olarak gidin buna bir
bakn. 91 ylnda kii bana gelirimiz ne imi 2001 ylnda ne
olmu. Bakn 10 yl gemi yerinde saym Trkiye kayp 10 yl.
te o kayplar olmasayd biz onun zerine getiimiz 10 yl
ilave etseydik bugn ok farkl bir yerde olmu olurduk. Ama
artk olan olmu o gemiteki koalisyon yaplar politikalarda
uzlamama poplizm bte dengelerinin bozulmas enflasyon
krizden krize srklenen bir lke 94 te kriz 99 da kriz 2001 de
kriz byle bir ortamda istikrar yakalamanz mmkn deil. Son
dnemdeki baarmz devam ettirmemiz halinde az nce de
sylediim gibi orta geliri aabiliriz rahatlkla aarz diye ben
yrekten inanyorum. Burada yalnz blgesel politika ile de
bakmamz lazm. u anda zaten orta geliri am blgelerimiz
var, orta gelirli blgelerimiz var biraz dk blgelerimiz var. Bu
politikay biraz daha blgesel yresel dzeye de ekerek her
blgemizde topyekun bir kalknma ile bu 13 bin dolar eiini de
nmzdeki srete aacaz inallah.

143

KATILIMCI: Son zamanlarda AB ile ilikilerde bir yavalama


m var? Gelecek asndan AB ile olan ilikileri sorunlu mu
gryorsunuz? Yoksa mitli misiniz?
YILMAZ: Avrupada milyonlarca insanmz var. Trkiyenin
temel ihra pazar biraz azalm olsa da yine AB. Sermaye
hareketlerimizde yine Avrupann ciddi bir pay var. Turizm
hareketlerimizde ayn ekilde. te teknolojiden niversiteler
aras ilikilere kadar AB ile ok ciddi balara sahibiz. Bir taraftan
da tam yelik mzakereleri yapan bir lkeyiz tabi. Dolaysyla
Avrupa ve Avrupadaki gelimeler bizi de yakndan
ilgilendiriyor. Ben sizin sorunuza yle cevap vermek istiyorum
hocam; Avrupay ben iki Avrupa diye gryorum. Avrupa 1
Avrupa 2 diyelim. Birinci Avrupa bir bar projesi. Uzun yllar
savam bir Avrupann bir daha savamamak zere bir araya
gelip kurduu bir yap. Ayn zamanda bir refah projesi. Ortak
Pazar vs. byk bir Pazar iinde refah artran bir proje. Bir
dayanma projesi. Deiik blgeleri lkeleri bir ortalamaya
tama tarmda olsun blgesel yapsal fonlarla olsun bir
dayanma projesi. Btn bunlarla Avrupa ayn zamanda bir
zgrlk projesi. Demokraside temel haklarda nemli kriterler
standartlar oluturan bir proje. Bu yn ile baktnzda biz AB
ye girmek istiyoruz Avrupay ok nemsiyoruz. Bunun iin bir
bakanlk bile kurduk biliyorsunuz AB bakanlmz var fakat bir
de ikinci bir Avrupa var. Yani bu birincisi Avrupa 1 diyelim
ikincisi de Avrupa 2 diyelim. Bu ikinci Avrupa biraz bu kimlik
siyasetinden kurtulamayan kendi tarihi kltrel dini bir takm
inanlar ile n yarglar retebilen ite aznlklara ok hogr ile
bakmayabilen zaman zaman rkln hortlad son dnemde de
baz rneklerini gryoruz. Kendisi dndakileri ikinci snf
gren ayrmclk yapan teknik olmayan kriterler ile bazen
deerlendirebilen bir de byle bir Avrupa var. Bu ikinci Avrupa
bizim istediimiz bir Avrupa deil. Avrupa iin de aslnda arzu
edilir bir Avrupa deil. Yani Avrupann gelecei adna da
hepimizin kar kmas gereken bir Avrupa. Ben inanyorum ki
o birinci Avrupa hakim hale gelirse biraz bu kresel krizden
dolay kendi i meselelerinden dolay maalesef birinci
Avrupann biraz zayfladn gryorum ben. Genel olarak son
seimlerde de maalesef bunu grdk. kinci Avrupa biraz daha
glenmeye balad. Bakn Trkiye ile ilikilere bir tane lkenin
kaprisleri ile bazen bir ok eye karar verilebiliyor rahatlkla ifte
standartlar uygulanabiliyor. 2007 ylnda biz sreci balatrken

144

iyi hatrlyorum 2014 ylnda teknik olarak tamamlamay n


grmtk yle planlamtk. Bakn 2014 e geldik hala birok
fasl almad. Teknik sebeplerle almazsa hibir itirazm yok
benim. Ama tamamen siyasi sebeplerle almayan ilerlemeyen
birok husus var. te byle bir Avrupa ne Avrupann gelecei
adna savunabileceimiz bir durum ne de Trkiyenin AB
ilikileri adna olumlu bir durum. Benim temennim odur ki biran
nce inallah Avrupallar son yaanan siyasi gelimelerden de
inallah dersler karrlar ve Trkiye hem kendi gelecekleri adna
farkl bir perspektif olutururlar hem de Trkiye ile ilikiler iin
de yeni bir dnem olur diye mit ediyorum. Bu adan yeni bir
gnden zerinde epeydir biz alyoruz. te vizelerin
kaldrlmas bakn bu bile bir ayp Avrupann gerekten bir ayb
ben baka bir kelime ile tarif edemiyorum. Gmrk birliiniz
olan bir lkeye, tam yelik mzakereleri yaptnz bir. lkeye
halen vize uyguluyorsunuz. Yani bunu inann teknik olarak izah
etmek mmkn deil. Avrupallar da bunun farknda ama
maalesef bir trl deimiyor bunlar. te bu konularda belli
mzakereler yrtyoruz, mali ibirlii PA fonlar var
biliyorsunuz o kapsamda bir takm olumlu gelimeler oluyor.
Ulusal ajans gibi kurumlar vs. bunlar hep olumlu Avrupann
olumlu yansmalar tabi. Bu olumlu taraf bizim glendirmemiz
olumsuz taraflar da Avrupal dostlarmz ile birlikte mcadele
etmemiz gerekir diye dnyorum.
KATILIMCI: Tevik programlarnda esas alnan sosyo
ekonomik kriterler konusunda bir deiiklik olacak m?
YILMAZ: 61 kriterle lyoruz. Bakn yanl anlamayn her,
bakn bir kriterle lerseniz farkl bir anlam kar bir baka
kriterle lerseniz bam baka bir snflandrma kar. Ama biz ne
yatk az nce bahsettiim kalknma kavramna dayal olarak
ekonomik ltler sosyal ltler evresel ltler elimizdeki
istatistikler salam istatistikler ne ise salam ve srekli olan
istatistikler ne ise hepsini alarak 61 kriterin tamamn bir
bilgisayar program vesilesi ile yardmyla imdi tam o program
da hatrlayamadm teknik bir ismi vard ama yani dnyada da
kullanlan bu snflandrma bir program yardmyla ilimiz
ekonomik sosyo ekonomik ekonomik deil sadece sosyo
ekonomik gelimilik endeksi. Sadece ekonomik bakarsanz
farkl bir sonu kar. Sadece sosyal bakarsanz farkl kar.
Dolaysyla SEGE endeksini oluturduk bu deimeyecek kutsal

145

bir endeks deil elbette zaman zaman bunu yenilemeyi zaten n


gryoruz. Bu konuda gelen eletirileri de biliyoruz bunlar byle
her gn takdir edersiniz yaplacak almalar deil. Ama belli
periyotlarla yapmay planladmz almalar. Bu eletirileri de
biriktiriyoruz yeni bir alma yaptmz zaman bunlar mutlaka
dikkate alacaz.
KATILIMCI: 2023 hedefleri arasnda ihracat artrmak var
fakat ithalat konusunda bir hedef var m? ve ithalatn iinde
nemli bir paya sahip olan ara mallar ne olacak?
YILMAZ: tabi detaylara ok inemedim fakat 10.kalknma
plannda o 25 tane dediim dnm programlarndan bir tanesi
ithalata bamll azaltmaya dnk bir programdr. Yani
Trkiye dediiniz gibi ithalatmza baktnz zaman ara mallar
arlkl br ithalatmz var %70inden fazlasn ara mallar tekil
ediyor ithalatmzn. te %15 i kabaca sylyorum geriye
kalann yars tketim yars yatrm mal ama asl arlkl kalem
ara mallar. Ara mallar iinde de enerji tabi birinci balk
ithalatmz iinde. Biz enerjiye baml bir lkeyiz. 60 milyar
dolar her yl bir enerji faturas dyoruz. Petrol doalgaz vs.
dolaysyla planda yine enerjiye byk bir vurgu yaptk. Enerjide
yerli kaynaklara daha fazla nem veriyoruz. Daha fazla
kullanalm diyoruz. Yenilenebilir kaynaklara nem veriyoruz.
Nkleer konusunda belli admlar attk biliyorsunuz ve daha ksa
srede sonu alacak ekilde enerji verimlilii zerinde ok
duruyoruz. Projelere tevikler destekler getirdik yeni destekler.
Dolaysyla enerji bahsettiiniz bamll azaltmada nemli bir
unsur. Fakat hemen 1 ylda 1 gnde bunun etkilerini
gremezsiniz tabi. Bugn baladnz yatrm belki 5 sene sonra
3 sene sonra sonu vermeye balayacak. Yalnz bu politikalar
balatm bulunuyoruz. Dier taraftan ithalat tabi ki ithalat
artacak ihracat art gibi. 500 milyar dolarlk bir ihracata
gittiinizde belki 600 milyar dolarlk da bir ithalatnz olacak.
Fakat bir taraftan Trkiye hizmet ticaretinde de hzla gelien bir
lke. Turizm mteahhitlik gibi hizmetlerde nemli bir yere
gelmi bir lke. Bu a da byk oranda ite bir taraftan ithalata
bamll azaltrken bir taraftan da hizmet ticaretinde
Trkiyeyi gelitirip rnein eitim salk Isparta yine bence bu
alanda ok nemli ehirlerden bir tanesi. Niye Ispartaya daha
fazla yabanc renci gelmesin. Niye daha fazla yabanc hasta
gelip burada tedavi olmasn ve bundan dviz kazanmayalm.

146

Artk bu tr kanallar da daha gl bir ekilde ap ite o


dengelerimizi salayacamz n gryoruz.
KATILIMCI: Blgeler arasndaki mevcut kalknmlk fark
tam olarak ne zaman kapanacak?
YILMAZ: imdi hibir zaman eitlenme olmaz. Yani eitlik
dersek dnyada byle btn blgeleri eitleyen bir lke de yok
maalesef. Fakat daha adil daha dengeli bir yap oluturmak tabi
esas hedefimiz bizim daha dengeli bir yap oluturmak. AB
kriterleri ile bir cevap vereyim size. Orada esas alnan
ortalamann %75inin altnda kalmamas hibir blgenin yani
ortalama bir kii bana gelir varsa onun %75inin altnda
olanlara destek veriyorlar onun stne karsanz artk olay bitti
diyorlar siz daha fazla destek almayn diyorlar. Biz de dorusu
bu blgelere 26 alt blgeye ayrmtk biliyorsunuz. 12 tane
blgemiz ortalamann altnda %75in altnda. Bu blgelerimizi
ortalamaya yaklatrmak. ncelikle %50nin altnda olanlar
%50nin zerine karmak. Daha sonra da %75in altnda
olanlar daha st noktaya tamak ynnde politikalar
gelitiriyoruz. Son 10 ylda yine blgesel politikaya gerekten
byk nem verdik. te yeni kurumlar kurduk. Kalknma
ajanslar gibi. Kydes, beldes, soydes sosyal destek programlar
gibi. Alt yapya tm Trkiyede yatrm yaptk ama geri kalm
blgelerde inann daha ok yaptk pozitif ayrmclk diyoruz ya.
niversiteler kurduk. Bakn gidin imdi Hakkaride rnakta
niversitemiz var. Benim memleketim olan Binglde
niversitemiz var. Dier taraftan hava alanlar ina ettik bu
blgelerimize Idra yine Hakkariye, Bingle bir ok nispeten
geri kalm dediimiz blgeye yatrmlar yaptk. Fakat unun
altn izmemiz lazm. Sadece kamu yatrmlar ile bir ilin bir
blgenin kalknmas mmkn deil. imdi genel olarak
Trkiyeye baktmzda toplam yatrmlarmzn %80ni zel
sektr yapyor kabaca sylyorum aklda kalsn diye. %20sini
kamu sektr yapyor. Douda gneydouda uzun yllar
maalesef bu terr meselelerinde dolay gvenlik emniyet
meselelerinden dolay yeterince zel yatrm gereklemedi.
imdi ite bu zm sreci o adan ok nemli. Ben hep unu
sylyorum; zm sreci ayn zamanda bir refah srecidir.
Kalknma srecidir. zm sreci en byk teviktir aslnda.
zel sektrn yatrm yapmas bakmndan, istihdam ihracat
retmesi bakmndan ve lkemizin kalknmasna katkda

147

bulunmas bakmndan zm sreci ok nemli. Hala soru


iaretleri var tabi zm sreci maalesef tam anlamyla
tamamlanm bitmi deil. Bittii zaman o sorunlar da lkemizin
gndeminden kt zaman hem Trkiye dnyada daha iyi
rekabet edecek hem de o blgelerimiz ok daha hzl
kalknacaklar inallah.
KATILIMCI: Yksek katma deerli rnleri retmemiz iin
AR&GE almalar ok nemli. Bunun da niversiteler eliyle
yaplmas gerekiyor. Ancak kaliteli elemanlar niversitede
tutabilmek iin akademisyen maalarnn iyilemesi gerekiyor.
Bu konuda bir almanz var m? Ayrca biz salk turizmine
ynelik yatrmlar yapmak istiyoruz ancak prosedrle ilgili
birok engel ile karlamaktayz. Bu konuda bir rahatlama olur
ise nmzn alacan mit ediyoruz.
YILMAZ: akademik dnyamzn zlk haklar ile ilgili bu
gndemimizde olan bir tartma biliyorsunuz. Maliye
bakanlmz YK birlikte belli almalar hazrlklar
yrtyorlar. O bittiinde inallah tabi onlar paylarlar. Fakat
burada unu vurgulamak isterim ben artk ok sayda proje bazl
desteklerimiz var sistemde. Temel bilimleri bir tarafa koyuyorum
onu saymyorum yani temel bilimler elbette ayr bir muameleye
tabi tutulmal ayrcalkl baklmal o ayr bir konu. Temel bilimler
dndaki alanlarda aslnda proje bazl olarak ok geni imkanlar
var. Dier taraftan ama bu yeni yaplacak almalarla da yine
performans da dikkate alacak ekilde mutlaka daha fazla
kayna bu alana kaydrmamz gerektiine ben de inanyorum.
Az nce sylediimiz gibi niversitelere ben aslnda 3 ilev ile
bakyorum. Birincisi temel ilevi tabi ki eitim gelecek nesillere
mevcut bilgiyi aktarmak. kincisi aratrmak mevcut bilginin
zerine yeni bilgi ilave etmek. Bunlar geleneksel misyonu zaten
niversitenin ve olmas gereken eyler. En iyi ekilde yaplmas
lazm. Fakat bir de nc bir misyonu var bence zellikle de bu
tr yrelerimizdeki niversitelerin kalknma misyonu. Yani
niversite ayn zamanda bir kalknma kurumu bana gre. nc
bir kalknma kurumu. Bu kadar ok nitelikli insan bir arada
bulunduran baka bir kurumumuz yok. Ka hocamz var? 1200
bakn. Aratrmaclarla beraber 2500. Bu 2500 arkadamzn
Isparta iin proje rettiini dnn. zel sektrle ibirlii, ifti
ile ibirlii yaptn dnn. Hizmet sektrleri ile i birlii
yaptn dnn. Buradan kacak katma deeri dnn.

148

Gerekten niversite sanayi i birlii derken sadece hani


fabrikalarla i birliini kastetmiyoruz. niversite ekonomi
ibirlii diyelim. niversite toplum i birlii diyelim. Bu i
birliini biz gelitirirsek niversitelerimiz hem daha fazla
kendileri iin kaynak retecekler hem de iinde bulunduklar
blgeye ok daha fazla katklar olacak diye dnyorum. Bu
anlamda niversitelerimizde ciddi anlamda bir gelime de
gryorum dorusu takdirle gryoruz. Giriimci niversite
dediimiz bir kavram var. Yani gelenekselin tesinde yeni
alanlar bulan alanlar aan lkeye bu anlamda katma deer reten
niversite. Bu konuda az nce bahsettiiniz projeler de aslnda
sizin giriimci bir niversite olmak istediinizi gsteriyor. Yurt
dndan insanlar misafir etme katma deer oluturma bu
konularda salk sektrnde ben de dorusu admlar atmamz
gerektiine inanyorum. Sala bakn byk yatrmlar yaptk.
Gelmeden yine bir baktn Ispartadaki saln durumuna
genelde vatandamzn memnuniyeti %75 Ispartada i%89. Yani
aa yukar %90 memnuniyet olan bir salk sektrnz var. Bu
byk bir avantaj demek ki Ispartann burada byk bir gc
var. 1.srada memnuniyette Trkiyede genel sralamalarda
1.srada geliyor Isparta. Bunu yeni yatrmlarla bir taraftan bu
kamu-zel i birlii projemiz ihale edildi onun gereklemesi bir
taraftan da niversitemizin tabi bu alt yapsn gelitirmesi ile
Ispartann salk turizminde ben de ok nemli bir avantaja
sahip olduuna inanyorum.

149

150

PANEL III
KRESEL KRZ VE ZM ARAILARI
Prof. Dr. smail Latif HACINEBOLU (Oturum Bakan)
Senator- Florida State Senate,
Rene GARCIA
Public Defender- Miami-Dade Public Defenders Office,
Carlos MARTINEZ
Judge- Miami-Dade County 11th Judicial Curcuit,
Ivonne CUESTA
Mayor- City of Riviera Beach,
Thomas MASTERS
Councilwoman- City of Doral,
Bettina RODRIGUEZ-AGUILERA
Commissioner- North Bay Village,
Jorge GONZALEZ
President- Palm Beach State College,
Dennis GALLON
HACINEBOLU: Bilim TVden naklen yayn u an itibariyle
gereklemektedir. Salonumuzdakiler arzu ederlerse simltane
tercme iin dardan kulaklk ve transformelerini alabilirler.
So, dear Ladies and Gentlemen, You do welcome to our Panel
Session on Global Crisis and Resolutions. First of all, Id like to
welcome all our distinguished guests and Id like to mention two
points. The panel is on air at the moment on Bilim TV
bilimtv.sdu.edu.tr and whoever would like to use simultaneous
translation please do welcome to take your transformation from
the desk please. So, first of all, Id like to welcome the public
defender Carlos Martinez on the floor. Please do welcome, if you
like to sit down here you welcome or if youd like to use the desk,
whatever you like, whatever you feel comfortable. Ten minutes
each speakers have. So please do welcome
MARTINEZ: Sayn Bakana bizi buraya davet ettikleri iin
teekkr etmek istiyorum. Bugn burada sizin lkenizde olmak,
daha nce sylediimiz gibi harika lkenizde olmak bizim iin

151

byk bir onur ve memnuniyet. Ev sahipliinizden dolay ve


vizyonunuzdan dolay size teekkr ederim. smim Carlos
Martinez. Avukatm. Kamu avukatym. 24 yldr bu ii icra
etmekteyim. Amerika Birleik Devletlerinde kamu avukatl
yapmaktaym. Bizde kdemli kamu avukat diye bir konum
bulunmakta, pozisyon bulunmakta. Bu da zellikle herhangi bir
sua kar sulanan ve avukat tutmaya elverili geliri olmayan
daha yoksul kesim iin avukatlk hizmetleri sunuyoruz. 100
kadar personelim var kendi ofisimde. Miamide corafi olarak
baktmzda Florida eyaletindeyiz ve 2,5 milyon yerleik
vatandaa hizmet sunuyoruz, Her yl ortalama 90.000 kiiye
yasal danmanlk salyoruz. Benim ofisim aslnda en geni
Florida eyaletindeki su avukatlk firmas. Yanmda ve bizim
bnyemizde 200 kadar avukat bulunmakta. ocuk suundan
tutun da idam cezasna kadar pek ok konuda biz hizmetler
sunmaktayz. ncelikle size ileri bir lke olduunuz sylemek
istiyorum nk neden idam cezas yok sizde. Bu konuda sizi
alklarla karlamak istiyorum ve biz umut ediyoruz ki gnn
birinde eyalet olarak idam cezasn kaldrabileceiz ve ilerlemi
uluslar listesinde biz de admz yazdrp kendi insanlarn
ldrmeyen lkelerden biri olacaz. Kba doumluyum ve
Miamide Floridada yetitim ve bydm. Sizinle aslnda bugn
konumak istediim konulardan biri ncelikle kresellemenin
gen zihinlerde yapt zorluklar. Bu u demek oluyor yani
15ten 25 yana kadar gen ocuk sululardan bahsediyoruz.
Hepimiz tabi ki nedir ergen olduk hepimiz gen olduk hepimiz
biliyoruz ki genken, ergenken u an yetikin olarak
davrandmzdan ok daha farkl davranyorduk. Ne yazk ki
Birleik Devletlerde biz 1990larn ortasnda suun yksek
olduu yllarda yolumuzu, ynmz kaybettik. Yani, biz
genlerin beyinlerinin yetikinler kadar gelimi olmadn
unuttuk. Daha ok duygularyla hareket ettiklerini, kendilerini
kontrol edemediklerini unuttuk. Bu sebepten de daha fazla riskli
davranlara girme olaslklar olduunu unuttuk. Ne yazk ki
lkemizde ok fazla riskli davran, yanl davran, disiplin
problemleri sua dnyor mevzuatlarmz ve mevzuat
yapclarmz ellerinde. Onu su olarak nitelendiriyorlar.
Gemite ben byrken ben de ok aptalca eyler yaptm. Bulu
anda gen bir delikanl olarak arkadalarmla problemlerim
vard ve kr ailem hibir zaman renmedi. Eer ailem bunu
renmi olsayd bam gerekten byk belaya girerdi. Eer

152

imdi Birleik Devletlerde Floridada byyor olsaydm byk


ihtimalle oktan tutuklanmtm. Gen bir ocuk olarak yaptm
eyler iin tutuklanm olabilirdim. Ne yazk ki 20 yllk bir
sreden bahsediyoruz ynmz, yolumuzu kaybettiimiz.
Ancak, ynmz ve yolumuzu tekrar bulmaya alyoruz.
Birleik Devletler Temyiz Mahkemesi iinde ok fazla tanan u
anda karar bulunmakta ve artk u anda biliyoruz ki ocuklarn
beyni hi olmazsa unu biliyoruz ocuklarn beyni ergenlerin
beyninden daha farkl, te bu yzden cezalar daha az. Bir
ergenin ya da bir yetikinin bu cezay fiile dkmesinde verilecek
olan bu suu fiile dkmesinde verilecek olan cezaya kyasla.
Burada gen zihinlere baktnzda yle bir problem var. Kendi
lkenizde de greceksinizdir ki hlihazr gryorsunuzdur
genlerin pek ou internet yznden, sosyal medya yznden
artk birebir ilikileri ihmal ediyorlar, internetle har neir
oluyorlar. Aslnda ok aptalca fikirler alabiliyorlar oradan. Bu
sadece kendi yatlarndan, akranlarndan deil sadece diyelim ki
Trk arkadalarndan deil, yatlarndan deil Suudi
Arabistanl, baka yerdeki, Amerikadaki arkadalarndan farkl
fikirler alabiliyorlar. zellikle gen ocuklar, gen erkekler
bilhassa da ki biliyorum u anda kadnlar da erkekler de
biliyordur ama aratrmalar gsterdi ki kz ocuklar, gen kzlar
zihinsel geliimleri asndan, duygusal, sosyal geliimleri
asndan erkek ocuklardan daha hzl geliiyorlar. O yzden o
kadar riskli davranlar sergilemiyorlar. Kendi akranlar olan
erkekler kadar ok fazla risk almyorlar ve burada sizin lkenizde
benim lkemdeki yaanan zorluk u. Bir yol bulup, pozitif yollar
bulup, prososyal yollar bulup zellikle gen delikanllarn
toplumla btnlemesini, dier yetikinlerle btnlemesini ve
daha olumlu ilikiler kurmasn salayabilmek. Bu sayede
onlarn hayatlarn kenara atmalarn nleyebilmek. Birleik
Devletlerde ok byk hatalar yapld zellikle 1993te, 1994te
su dalgas oldu, dev gibi bir su dalgas oldu. kr baz dersler
aldk bundan. Son 15 ylda bizim su oranmz nce tepe noktaya
ulat sonra dramatik lde azald. Miamide benim hizmet
verdiim corafi alanda 1994te 20.000 ocuk tutuklanmt.
20.000 ocuk. Bu yl muhtemelen 5000den az olacak bu say.
Nerdeyse %75lik bir su azalmas var. Peki neden bu oldu.
nk ncelikli olarak biz su nleme programlarna yatrm
yaptk. Tabi ki bildiiniz gibi saduyu ileri yani nedir ocuklarn
eitim aldn temin etmek, anne-babalarn okuryazarlk eitimi

153

almas gibi konular. rnein, bizim yaadmz problemlerden


bazlar yleydi. ocuklar eve geliyorlar ve ebeveynler onlarn
ev devlerine yardmc olamyorlar. nk, yeterli eitimleri
yok. Ebeveynlerin pek ou lise mezunu dahi deiller ve ocuk
eve geldiinde ev devine yardm istediinde, ihtiyac olduunda
bunu yapamyorlar. Ve ocuklar ebeveynleriyle bu konuda har
neir olamyorlar. te u anda Birleik Devletlerde bilimsel
aratrmalara gre uygulanan programlar ncelikle ebeveynlerin
eitilmesine odakland, ocuklarna okumalarna odakland ve
buna yardmc oldu. Mesela biz nasl ailelerle bymtk
hatrlar msnz? Kkken bize kitap okurlard ve pek ok aile
bunu yapmyor ne yazk ki! Bu ok kilit nem tayan konulardan
biri. Birleik Devletlerde ocuklarn kk yalardan itibaren
okumalar ok nemli. Eer ne kadar ok okurlarsa o zaman daha
fazla sutan uzak kalyorlar. nk nedir okulda reniyorlar ve
ders zorlatka zamanlarn snfta geiriyorlar. Darda,
sokaklarda ve kt adamlarla bir arada olmak yerine snfta
zamanlarn harcayp derslerine odaklanyorlar. Bilirim % 75lik
bir azalma oldu. imdi zaten birka dakikam olduu iin baz
ksmlar atlayacam ve unu sylemek istiyorum. zellikle de
niversitelerin aratrma ileriyle uramas ok nemli ve
burada ne ie yaryor ne ie yaramyor bakmalar gerekiyor.
rnein Birleik Devletlerde ie yarayan nedir diye baktmzda
belki size ok artc gelmeyecektir ama hlihazrda bu dzen
olabilir ama ailenin ocukla ilgilenmesi yani bir ocuk
doduunda sisteme giriyor ve burada ocuk yata su ieren
ilere karyorsa o zaman biz aileyi dhil ediyoruz, aile terapisi
balatyoruz. Baz hatta bir mentr seiyoruz. Yetikin biri
klavuzluk ediyor bu ocua. Ya ailenin isteiyle oluyor ya da
bu, ocua sorularak da yaplabiliyor. Ve bu sayede bu bir koluk
yapyor bu mentr. Onun okumas olsun derslerinde olsun,
matematikte olsun ve vesairede ocua yardmc olabiliyor. Ve
bildiiniz gibi alnan nlemlerin hangilerinin ie yarayp
yaramadn anlamak iin niversitenin aratrma yapmas ok
nemli. te bunlarla birlikte kreselleme, internet a ve
teknolojik deiikliklerden dolay, teknolojik zorluklardan dolay
bizim artk bu konuyu ele alrken aileye odaklanmamz
gerekiyor. % 100 sosyal iletiime odaklanmamz gerekiyor. Bu
ok nemli. zellikle de 15-25 ya gurubu ocuklar iin nem
tamakta bu. te imdi zamanlayc da alt. Son bir ey daha
ekleyeceim. Ancak gerei ele almamz gerekiyor. Genler,

154

gen ocuklar interneti kullanacaklar. Sosyal medyay


kullanacaklar. Bizim yapmamz gereken ey onlar dier eylere
de angaje etmek. Aile ierisinde, toplum ierisinde ve beladan
uzak tutabilmek onlar. ok teekkrler.
HACINEBOLU: Teekkrler Sayn Mr. Martinez,
zamannda bitirdiiniz iin. imdi Jose Riviedo ve Ivonne
Cuesta. ncelikle hanmefendilere sz vermek istiyoruz.
CUESTA: Herkese hanmefendilere beyefendilere iyi
akamzerleri dilemek istiyorum. smim Jvonne Cuesta. Miami
eyaletinde hkim olarak alyorum. Hkim yani yarg olmadan
nce Sayn Martinez iin alyordum ve 400 avukatn
ierisindeydim o dnemler. Ve ben asistan bir kamu avukat
olarak alyordum ve kendisinin ofisinde altm. Kendisinin
liderlii altnda 11 yl hizmet verdim ve ok geni kapsamda
kk sulardan, sradan sulardan, adi sulardan birok ciddi
sua k avukatlk yaptm. Geen 8 ay boyunca seildim ve imdi
bir yargcm, yarglk yapyorum. Sizlere bugn ise bir konudan
bahsedeceim. Bu konu da ok nemli, ciddiyeti olan bir konu.
ncelikle beni buraya ok gzel muhteem lkenize davet
ettiiniz iin teekkr ediyorum. Ben Trkiyenin ne kadar
gelitiini ve Trk insannn ne kadar dosttan, dost canls
olduunu grmekten ok mutluyum. Gerekten baka lkelerden
de tabi ki arkadalarmz var ve birok kiiyle konuma frsatmz
oldu ancak bu anlamda btn misafirperverlik gsterenlere
teekkr etmek istiyorum ve una inanyorum ki milliyetlerin
vatandalarn zellikle de ocuklarn gvende tutma konusunda
sorumluluklar vardr. Bu anlamda da ben insan kaakl
konusu ele aldm. nsan kaakl konusuna ilgi duyan kiiler
iin unu syleyebilirim ki bizler genel olarak ebeveynleriz ve
ocuklarmzn her zaman gvende olmalarn istiyoruz. Dnya
Salk rgt, insan kaakln ocuklarn, insanlarn zorla ve
tehdit yoluyla bir yerden bir yere tanmas, smr ve ayn
zamanda fahielik yaptrmak amacyla karlmas anlamna
geliyor. Bu ekilde tanmlyor ve gerekten bu ok nemli bir
konu ve ben ABDden, Miamiden buradaym. Bu global,
kresel konudan bahsetmek zere buradaym. Miami,
Amerikaya gidite bir yol konumunda ve yine stanbul da
Asyaya bir kap durumunda. Dolaysyla sanyorum bu noktada
gerekten hepimizi ilgilendiren bir konu. Hem Miami hem de
stanbulda yaplan aratrmalar unu gsteriyor. Her iki ehrin

155

de erkekler, kadnlar ve ocuklar iin insan kaaklnn


kurbanlar olan insanlar iin hem destinasyon yani hem de transit
lke konumunda olduunu gsteriyor ya da olduunu gryor ve
bu dnem ierisinde dnem olarak insanlar zorla karlmaya
allyor ancak bunda bilmemiz gereken bir nokta var. Daha sk
bir ekilde insanlar, topluma daha ziyade ikna edici veya
zorlayc eklinde oluyor. Kadnlar veya ocuklar bir taahhtte
bulunularak karlyor yani herhangi bir alma taahhdnde
bulunuyor ve bu ekilde kadnlar ve ocuklar karlyorlar.
Bylesiyle, insanlara daha iyi bir yaam koulu salanaca
konusunda yalan syleniyor. u lkeye gidin, bu lkeye gidelim
seni ite mesela ocuklarla ilgili alanda sana istihdam
salayacam veya buradaki hayat ierisinde lkenin i ilerinde
yardmc olabileceim, ev ilerinde yardm salamak zere i
bulacam gibi vaatlerle kandryorlar insanlarn pasaportlarn
alp ve kimliklerini alp insanlar zorla altrmaya ayn zamanda
fahielik yapmaya zorluyorlar. zellikle insanlar yerinden etme
konusuyla, srgn etme konusuyla tehdit ediyorlar. imdi bu
noktada zellikle seks trafii ile ilgili olaraktan baz eyler
sylemek istiyorum. Benim genel olarak yaptm aratrmalarda
unu rendik. trde ocuk kaakl yaplyor. Bir tanesi
evsiz olan, kimsesi olmayan ocuklar ve aratrmalar unu
gsteriyor ki evsiz kalan ocuklarn %87 orannda karlacana
dair bir oran ortaya kyor. Ayn zamanda kaaklk yine
koruyucu aile konumunda bu ocuklarn bu ekilde kurban hale
geldiklerini gryoruz. Mesela koruyucu aileye veriliyorlar ve
su failler ocuklara hediyeler alyorlar ve ocuklara vaatlerde
bulunuyorlar ve bylelikle bunu belki de uzunca bir sre boyunca
yapyorlar, gnlerce veya haftalarca yapyorlar. Daha sonrasnda
diyorlar ki artk senin zamann geldi. Bana bunlar deme zaman
geldi diyorlar ve ocuklar zorla altrma konumuna sokuyorlar
ve ayn zamanda zorla seks yapmaya, fahielik yapmaya
zorluyorlar. Bu arada 3. grupta ise aileleriyle yaayan ocuklar.
Tabi bununla ilgili olaraktan halihazrda bir miktar konutuk ve
burada temel olarak veya ana toplama o acuklar ele geirme
yolu medya yoluyla oluyor. Failler medya yoluyla ocuklar
hedefliyorlar. nk enteresan olan bir nokta var burada. nsan
kaakl konusunda veya gerekten bir hiyerari olduunu
gryoruz insan kaakl yapan insanlarn iinde hiyerari var.
En stte bir grup bulunuyor ve pinks diye adlandrdmz,
gen ocuklara, genlere kiralyorlar. Bu pinksler yani kadn

156

satclar olarak adlandrdmz kiiler sosyal medya vastasyla


gen kzlar ve erkekleri ele geiriyorlar ve bunlar gen erkekler
bu gen kzlar batan karyor ve birlikte kz erkek kadn
arkadal birlikte date yani kmaya balyorlar ve arkadalk
yapmaya balyorlar ve ounlukla da seks yapyorlar, cinsel
ilikiye giriyorlar ve bu kzlar grubun bir paras haline geliyorlar
ve bu kzlar tabi ki erkek arkadalarndan daha fazla seven
olmuyor. Dolaysyla, daha sonra zaman ierisinde bu an
ierisine, bu hiyerarik sistem ierisine kzlar katlyorlar.
Dolaysyla, ite bu dnemde karlm oluyorlar. rendiimiz
eylerden bazlar u. Buradaki elimizdeki bir ocuun
karlmasna ilikin elimizdeki ipucu ne oluyor. ABDde birok
eitim gerekletirdik. FBI ile ve yine yerel polisle birlikte ve
ocuklara unlar retildi. Belli bal karlan ocuklara ilikin
olarak kaaklk olarak belli bal ipular oluturuldu, ipular
retildi. Mesela, ocuklar okula gittikleri zaman ellerinde,
karmay yapacak olan kiiler ok provokatif, kkrtc ekilde
konuuyorlar. Cep telefonlar oluyor ve birok, ok fazla bilgi
vermek istemiyorlar. Teknoloji olarak sahiplenme eklinde
hareket ediyorlar. Mesela telefonunuzu grebilir miyim diye
sorduu zaman hayr kesinlikle ona izin vermiyorlar ve bununla
beraber markalama almalar yapyorlar ve bir network yani
a kuruyorlar ve her an kendisine ait zel bir iareti oluyor. Bir
eteleme oluuyor ve etenin ierisine yeler katlm oluyor.
te bunlar belli bal ipular. Biliyorum birka dakikam kald
ancak nerdeyse bitti bir dakikam kald ok teekkr ediyorum
evet bitti aslnda bitti teekkr ediyorum.
HACINEBOLU: Evet buyurun ltfen.
REGALADO: Benim adm Jose Rodriguero. Miami Belediye
Bakanln temsil ediyorum ben. nsan kaakl ve
teknolojiden bahsetmek istiyorum. Daha nce Sayn Cuestann
bahsettii gibi Miamiden bahsedelim. Miami gerekten insan
kaaklnn ortasnda yer alan yerlerden bir tanesi ve burada
yaptmz her ey insan dnyasnda bir devrim geiriyor ve
zamanmzda, u anda bu kaaklar ve avclar
yapabileceklerinin teknolojiyle en iyisini yapyorlar. Napyorlar?
nsanlar karyorlar ve aralar, teknolojik aralarn
kullanyorlar kaaklk yapmak iin. Peki bununla ilgili olarak
ne yapmamz lazm. ncelikle bunlara kar biz de teknoloji
kullanmamz lazm. ABD Hkmeti bir uygulama oluturdu yani

157

herhangi bir durumda pheli bir durum olmas halinde, insan


kaaklnn olduunu dnmesi halinde o zaman bu
uygulama vastasyla bir mesaj gnderilebiliyor hkmete. Ayn
zamanda, mahalleniz ierisinde, bu a ierisinde, aile ierisinde
bu konu konuuluyor ve her zaman nmzde bulunmas
gereken bir konu olarak nmzde duruyor. Aile ierisinde
bunlar konuuluyor ve ayn zamanda veri taramas yaplyor.
nsanlar birbirleriyle beraber demelerle ilgili olaraktan veya
sosyal medyada paylalan konular konuuluyor. Burada bir
resim gstermek istiyorum. Bu Sweety adnda bir kz. Kendisi
gerek anlamda bir insan deil ama gerek bir insan gibi
bilgisayarda konuuyor. Farkl web konumalarna giriyor, ho
sohbetlere giriyor ve farkl insanlarla konuabiliyor ve dier
taraftan da aratrmaclar oluyor ve ne oluyor. Amsterdamda suit
yaplm ve 10 haftalk bir eitim var ve bu 10 hafta sre
ierisinde kadn satclar bu kzla telefonla iletiime geiyor ve
71 lkeden hlihazrda interpol fahielik konusunda bu yntemle
yakalanm durumda. Yani bu gerekten son teknoloji. yisiniz
deil mi. Sweety ile konumaya balad zaman aratrmaclar
ayn zamanda sosyal medyada da aratrma yapyorlar nk o
kadar fazla uluslararas yasalar var ki farkl kurulular koruyor
ve onlarn ierisinde ibirliini salyor ve Instagrama,
Facebooka giriliyor ve bylelikle insanlarn kimlikleri ortaya
karlm oluyor. Biraz nce bahsettiim gibi burada deinmek
istediim nokta u teknoloji aslna bakarsanz bir ara, herkes
iin bir zm deil ama bunu kullanmamz lazm ve daha ileri
tamak iin, sorunlarmz zmemiz iin kullanmamz gereken
bir ara. Evet bu. Bu kadar. Bunu sylemek istedim. Teekkr
ederim buyurun.
HACINEBOLU: ok teekkr ediyoruz Sayn Cuesta ve
Regaladoya. imdi Sayn Thomas Mastersla devam ediyoruz.
Kendisi Riviera Beach ehri Belediye Bakan
MASTERS: Bugn burada olmaktan byk bir memnuniyet
duyuyorum. Palm Beach County Florida Riviera Beach ehir
bakanym, belediye bakanym ve turizm alannda da
tekilatmzn bakan yardmcln yrtmekteyim. 6 ay kadar
nce ayn zamanda baka alanlarda, cenazesinde de bulunma
frsat yakaladm ve getiimiz son gnlerde de lkeler
arasndaki ilikilerle ilgili olarak fazla bilgi edindim. ki konudan
byk bir etkilendim. ncelikle, kader aslnda sizi alp gtryor

158

ve dier taraftan ok fazla ey renebiliyorsunuz. Bugn


ehirde belediye bakanym ama ayn zamanda da ben bir
pederim. Oysa sizleri selamlamak istiyorum kendi dilinizde
Selamun aleykum demek istiyorum. Bizim iin byk
zorluklardan biri de seilmi kiiler olarak da bizim
vatandalarmza
hizmet
sunabilmektir.
Bana
ne
yapabileceimizi konumam istediler, ehrimizde istihdam
konusunda, isizlii azaltmak iin. nk isizlik azalrsa su da
azalr, aileler daha istikrarl olur, i ortam iyileir ve herkes iin
kazan-kazan dediimiz bir ortam oluturulur. Bu noktada
inovatif ve zor fikirler var tabi ki de. Bunlar kullanmamz gerekli
bizim kendi ehrimizde. ncelikle, bir i kalite ve ie hazrlk
programnn srdrlmesi gerekiyor. nsanlarn ie, istihdama
hazr olmas salanr ve bunun iin de genlerimiz iin bir
program gelitirdik ve burada grmeler iin nasl giyinilir,
nasl fonksiyonel bir zgemi yazlr ve i iin nasl beceriler
gelitirilebilir diye bir program yrttk. Hem bu i ncesinde
hem de ie girdikten sonra beceriler nasl gelitirilebilir diye
program yrttk. Bununla birlikte pek ok i adamyla ilikiler
kurduk. Ve Bu ilikilerimiz ve i ortaklmz sayesinde i
fuarlarnda, seminerlerde, altaylarda bir araya gelebildik ve
insanlarn istihdam edilmesine ynelik ortak admlar attk.
verenler ayn zamanda bizim brolarmza ak pozisyonlar
olduunda bildirimlerde bulunuyorlar ve onlar nasl alan
istediklerini bize syleyip bizim veri taban oluturmamza, bu
veri tabann efektif bir ekilde kullanmamza yardmc oluyorlar.
Bir veri tabanmz var dedik. Bu veri tabannda i arayanlar
bulunmakta ve bunlar burada listeleniyor. Eer i arayanlarn
says artarsa o zaman bizim ofisimiz iverenlerle irtibata
gemeye balyor ve bu oran dengelemeye alyor. Bunu
yaparken tabi ki kiisel konular olabildiinde uzakta brakmaya
alyoruz. Neticede herkes iin bir kazan-kazan ortam
dzenleniyor. Bununla birlikte yapmamz gereken dier bir ey
ise kk mahalle ilerinin bytlmesi. Bunlar kk i alanlar
olabilir. Bir i alannda bu tr eyler efektif bir ekilde altka
rekabeti ortama dntrebilirler. Bazen kk iyerlerinin ve
mahalle ve yakn evre ortamndaki kk i yerlerinin piyasa
ierisinde nasl bir grev grdklerini grdk. Bazen yle ki oldu
ki bunlarn bazlar ithalat ve ihracat iine girebilecek kadar
pazarda ksmi yer edindiler. Bununla birlikte baz karde
ilikilerimiz var baka lkelerle. Bahamalar gibi, Nijerya gibi,

159

in gibi ve bugn Isparta ile de karde ehir olduk. Bu arada


rencilerimiz de deiebiliyor, kltrel konuda paylam artyor
ve birbirimizi daha iyi anlayabiliyoruz. Bu sayede pozitif,
olumlu, karlkl bir iliki gelitirebiliyoruz. Bu neticesinde
ekonomi ve i ortamnda i ortakln iyiletirir. Yatrmclar da
bekliyoruz ve ehrimizde, ehirlerimizde ortak ilikilerimiz
kapsamnda yatrmclarla da ibirlii yapyoruz kz
kardelerimizle. Bu noktada Belediye, Facebook hesab
kullanmakta. Benim web sayfam, kendi adma yaplm u anda
5000den fazla arkada ve 5000den takipimiz var. Burada i
frsatlar reklamlar yaplyor ve i ortaklarmzn da promo
edilmesi salanyor. Gen insanlarmz zellikle bu ortamlarda
bir araya getirebiliyoruz. Onlarn okullar yan sra yar zamanl
almasn da salayabiliyoruz. Cep telefonlarnda bir veri
tabanmz bulunmakta. Bu da sizin lkenizdeki yerel i
olanaklarn sunuyor. Bununla birlikte sizin toplumunuzda
alacak olan en iyi uygulamay da gelitirebilirsiniz. Mesela
unu syleyebilirim. Amerikada birka gn nce bizim en
deerli airlerimizden birini kaybettik ve ben szlerimi
kendisinin ansna u szlerle bitirmek istiyorum. Beni tarihe
gmebilirsin. Ancak, beynimdekileri de batrsan gece vakti
olduunda bir kez daha uyanacam. Neden byle devam
edeceim. nk her zaman gelecee ynelik umutlarmz
olacak. Tpk ay ve gne gibi, yldzlar gibi her zaman umut
tayacaz ve her zaman ben ykseleceim. Benim ykldm
m grmek istiyorsun. Hayata kstm m, gzlerimden
yalarn boaldn m grmek istiyorsun. Ne olursa olsun ben
tekrar dirileceim. nk tpk altn madenlerim varm gibi
kendi bahemde yaamaya devam edeceim. Efendim beyefendi
iir okuyor ve bir iiri evirmemiz ne yazk ki u anda mmkn
olmayacak. zr dileriz.
Does my sexiness upset you?
Does it come as a surprise
That I dance like Ive got diamonds
At the meeting of my thighs?
Out of the huts of historys shame
I rise
Up from a past thats rooted in pain

160

I rise
Im a black ocean, leaping and wide,
Welling and swelling I bear in the tide.
Leaving behind nights of terror and fear
I rise
Into a daybreak thats wondrously clear
I rise
Bringing the gifts that my ancestors gave,
I am the dream and the hope of the slave.
I rise
I rise
I rise.
Maya Angelou. Thank you.
HACINEBOLU: ok teekkr ediyoruz Sayn Bishop
Mastersa, Peder Mastersa. imdi ise Sayn Bettina Rodrigueze
ho geldiniz demek istiyorum. Kendileri Doral ehrinde konsey
yesi. Buyurun sz sizindir.
RODRIGUEZ AGUILERO: ok teekkr ederim. Aslnda
hemen bakandan sonra devam etmek, sz almak biraz zor
olacaktr ama olsun. Ben de seilmi bir yeyim, meclis
yesiyim. ehrimiz gerek Miamide, Floridada bulunmakta olan
bir ehir. Ayrca kamu szcsym. zellikle de
demokratikleme
ve
ekonomi
konularnda
szclk
stlenmekteyim. Bununla birlikte insan haklar ve kadn
savunuculuu yapmaktaym. Bugnk konumuz insan kadn
kimlii ve kresel iler, konular. Teknoloji sizin de duyduunuz
gibi, dier panelistlerimizin de syledikleri konumalarda
dnyann kaplarn bize am bir olgu. Ancak sunumum var m?
Sunumumu gsterebilir miyiz? Bu deil hanmefendiler. Dier
bir sunumlar varm. Sunumlarnn almasn istemekteler. Tabi
ki teknik sorunlar. Bir saniye. Teknoloji her zaman iyidir deil
mi? Pekl teknik problemler alana kadar devam ediyorum.
una inanyorum. Kadnlar u anda gnmzde ve burada da ok
fazla kadn katlmc gryorum. Bu da ok gzel bir duygu
bizim iin. Kadnlar, bizler aslnda en byk devrimden
geiyoruz. imdiye kadar tarihte geirdiimiz en byk devrimi
geiriyoruz ve tam olarak bilmiyoruz bile ne yaadmz. O da
bir gerek. te budur. Bir sonraki slayt, bir sonraki slayta. Nasl

161

bir sonraki slayta geeceiz acaba. Pekl, ne diyorduk. Bizim


aslnda kadnlarn ok byk bir devrimden getiine
inanyorum. Ve u anda yle bir sorunumuz var. Bunun farknda
bile deiliz. Kltrel kimlik de deiti. Ben ayn zamanda Kba
kkenliyim ve pek ok derivasyonumuzun yesi Kbadan
gelmekte. Ancak byk bykbabam ve ailem spanyollard.
Filipinlerden gelmektelerdi. Yani tamamen karmak bir yapm
var Benim de gemi olmakla ailem karmak. Bu kreselleme
gerekten bir gei oluturdu. Ve bununla birlikte kimlik kayb
yaand. zellikle yaam seenekleri, eitim, deien roller,
feminizm, feministliin domas ki feministlikten bahsettiimde
her zaman unu syleyebilirim. Ben ounlukla tamamen
erkeklerden oluan dinleyicilerin arasnda, katlmclarn
arasnda tek kadndm. Bazen erkek gibi grnmeniz gerekiyor.
Kariyer alannda aktif olabilmek iin. Ancak bu u anda
gryoruz ki yava yava deiiyor ve ekonomik etkinin de
deitiini grebiliyoruz. Birleik Devletlerde 1970lerde ben
gen bir kz iken baz eyler Birleik Devletlerde, insanlarn
anlamad bilmedii zamanlar olur. Kadnlar eskiden rnein
banka hesab aamyorlard. Kredi kart alamyorlard. Kzlk
soyadlarn muhafaza edemiyorlard. Toplum srekli olarak
kadnlar bask altna alyordu. Kariyer sahibi olmalarn
engelliyordu ve zellikle aile kurmak yerine kariyer seen
kadnlar dlar bir nitelikteydi toplum. Babam kendisi de
Kbada siyasi kiiliklerden birisiydi. 14 yl siyasi sulu olarak
zamann harcad. Ve ben bu zaman erevesinde okula giderken,
18 yandayken kendi geimimi kendim salamam gerekiyordu.
Daha sonrasnda sosyal alan oldum, psikolog oldum ve
Miamide Dade Countyde sistem ierisinde bir sosyal alan
olarak hizmetlerimi devam ettirmeye baladm. Ama her zaman
i alann seviyordum ve o yzden Yeni Kadn Giriimciler
Merkezi diye bir tekilat balattm. Ve bu noktada kadnlar ilk
defa i alannda da faal olmaya balamlard. O gnden bu yana
da baktmzda uluslararas katk ve gelimeyi grdm.
Ganadaki, Litvanyadaki, Afrikadaki kadnlar da, kadn
gruplar da benzer tekilatlar, yaplanmalar oluturmaya
baladlar. Bosna Hersekte, Dominik Cumhuriyetinde ve
Arnavutlukta da ayn eyler grld. Ve unu grdm. Aslnda
dnyann neresinde olursanz olun ister birilerini anlayn ya da
anlamayn btn kadnlarn abas aynyd. Bizim istediimiz ey
benzer eylere sahip olabilmek. O da kendimizi iyi

162

hissedebilmek ve bununla birlikte ailemize de destek olabilmek.


Kadn tabi ki toplumun merkezinde ve bu da toplumun genelini
etkiler. Aileyi, eitim, ocuklar, ilikileri ve kariyeri etkiler. Bu
bizim hala dnya apnda iddet grdmz gereini
engelleyemez. Ne yazk ki bu, insan haklarnn en byk
ihlallerinden biridir ve bunun etkileri aslnda uzun vadeli, oklu
fiziksel, cinsel ve zihinsel sonulardan balayp kz ve kadnlar
zerinde lme kadar gidebilmektedir. Olumsuz olarak
kadnlarn genel iyi halini engellemekte, etkilemekte ve
kadnlarn tam olarak topluma katlmasn nlemektedir. iddet
sadece kadnlar zerinde olumsuz etkiler brakmamakta ayn
zamanda aileler ve toplum ve lke zerinde de olumsuz etkiler
brakmaktadr. Dnyay gezerken grdm eylerden biri
kitaplarda yazl olan ok fazla ey var. Kadnlar iin kalitenin
iyiletirilmesi var ama gerekte ne yazk ki bunlar uygulanmyor.
Birleik Devletlerde bile ayn eyi gryoruz. Birleik
Devletlerdeki kadnlar, ok ileri olsak dahi hala 70 sentlik bir
gelir elde ediyoruz 1 dolar zerinden. Dediim gibi Doralde ben
u anda seilmi bir meclis yesiyim, encmen yesiyim ve u
anda Birleik Devletlerde tamamen kadnlardan oluan sadece 3
tane meclis bulunmakta. Doral ehri Miamideki 34 ehirden biri.
Bizimki blge eyaletindeki en ekonomik kalknma ve gelime
salam ehirlerden biri. Burada bizim finans direktrmz,
yre insan kaynaklar, kamu ilikileri, kamuyla ilikiler gibi
btn konularda alan st dzey yneticilerimiz kadnlardan
olumakta. Bununla birlikte Birlemi Milletler, kadnlara ve kz
ocuklarna kar Turuncu Gn programn takip etmekteyiz.
Grdmz kadaryla tabi ki de yoksulluk var. Yoksullukla
ilgili bir sava bulunmakta. Ancak u anda refaha da ynelen,
salklysanz o zaman bar da gelebilir. Peki bunu nasl
yapyoruz. Eitim sayesinde yapyoruz. Paranz varsa, geliriniz
varsa, bydyseniz o zaman siz bar ierisinde olacaksnzdr.
imdi ncelikle Trkiyeyi zellikle de takdir ettiimi sylemek
istiyorum. Tam ismini doru syleyemiyorum ama Birlemi
Milletler Kadn Executive Direktr Phumzile Mlambo Trkiye
ile birlikte ev sahiplii anlamas imzalamtr ve u anda 28
ubat 2014te imzalanan bu anlama ile Avrupa ve Asya Kadn
Destek Merkezi, Birlemi Milletlere bal merkez artk
stanbulda faaliyet gsterecektir ve kadna ynelik iddetin
nne gemeye alacaktr. Tabi ki de burada ncelikle liderlik
gerekmektedir byle bir deiim salayabilmek iin. Hasan

163

biciolu bakanlnda. ncelikle Sleyman Demirel


niversitesi Rektr Sayn Hasan bicioluna teekkr etmek
istiyorum. Kendilerinin eitim ile verilecek olan bu vizyonu
gelitirdikleri iin, bu dostluu da gelitirdikleri iin nk bu
sayede birbirimizi anlayabiliriz ve birbirimizden ayr dmek
yerine birbirimizle alabiliriz. Burada kokumu eski fikirlerin
zindanlarnda kalmak yerine onlar klandrp kendimizi
olanaklarn olduu bir dnyaya amak adna eylemlerimizi
birlikte gerekletirmemiz gerekiyor ki kresel toplumumuza
artk huzur getirebilelim. Albert Einsteinin dedii gibi her
zaman, yaplan iyilik dourmaz, birlikte yaplan faaliyetlerle bir
deiime imza atabiliriz.
HACINEBOLU: Sayn Bettina Rodrigueze
ediyoruz ve Jorge Gonzalesi davet ediyoruz.

teekkr

GONZALES: yi leden sonra dilemek istiyorum. Ya da


merhaba. Merhaba. Daha henz yeni rendim bu kelimeyi.
Teekkr ediyorum bizlere ev sahiplii yaptnz iin, bizi
arladnz iin ve sizin insanlarnzla ilgili olaraktan yaplan
deerlendirmeleriyle
ilgili
olarak
arkadalarmn,
meslektalarmn dncelerine katlyorum. Sizlerin sular
grdm kadaryla ok fazla ey. lk defa davet edilen resmi
yetkili olarak ilk defa Trkiyede bulunuyorum ve tamamyla bu
lkeyle ilgili olarak tamamen farkl bir gr am var artk. Daha
nce bilmiyordum. Gerekten tamamyla farkl bir ehir grdm
ve muhteem insanlarla karlatm. Hizmet etmeye istekli,
gnll. nsan scakln grdm, burada olduunu grdm ve
gerekten bunun iin sizleri kutluyorum. Gerekten milliyetilii
grdm. Temiz caddeler grdm. Muhteem peyzaj, yollar, ok
muhteem altyap olduunu grdm ve bu lkeyi ok farkl bir
bak asyla lkeden ayrlyor olacam. Sadece bununla deil
ayn zamanda dnyann, dnya ierisinde iletiimde olan kiilerle
ilikin olaraktan bu lke hakknda bilgi edinme konusunda
elimden geleni yapacam. Gerekten ok teekkr ediyorum ev
sahiplii yaptnz iin. Sizin gibi insanlarla tanmaktan
mutluluk duyuyorum. Teekkr ediyorum. Bugn sizlere kresel
konulardan bahsetmek zere buradaym. Bazen bu konular yanl
anlalyor. Neden yanl anlalyor. nk aslnda ok acil bir
konu olmadndan bizler hlihazrda ac ekmiyoruz ancak uzun
vadede baktmz zaman ve gen ocuklardan bahsettik biraz
nce ve bu ise endie yapan konulardan bir tanesi. Genler bizim

164

iin nmzdeki nesli oluturacak insanlar ve kresel anlamda


dnyaca gen ocuklarla ilgili olaraktan problemler konusunda
bir eyler yapmazsak problem olacak. Mesela kresel snma var,
deniz seviyenin ykselmesi var. Btn bunlar problem olarak
nmzde duruyor. Biliyoruz ki artk gezegenimiz daha ok
snyor ve burada sera gazlarnn emisyonlarndan dolay
snyor ve ne oluyor? Deniz seviyesi ykseliyor ve bunun sonucu
olarak da unlar gryoruz. 1870ten bu yana kresel deniz
seviyesinin yaklak olaraktan 20 cm dzeyinde ykseldiini
gryoruz. Bu uluslararas okyanus bilimleri hususunda grev
verilen bir bilim. Burada deniz seviyesinin ykselmesine ilikin
olaraktan katkda bulunan 2 tane etki var. Bir tanesi sera gazlar
emisyonlar. kincisi ise yine kutuplardaki buzullarn
erimesinden kaynaklanyor. Miami, Dadede aslnda bu
gerekten endie kayna. nk dz bir alanda bulunuyoruz ve
deniz seviyesinde bulunuyoruz. Dolaysyla bu vesileyle ben
unu sylyorum nk ben bir bilim adam deilim ayn
zamanda seilen bir kiiyim. Dolaysyla deniz bilimleri
konusunda bizim delegasyonumuzun bir paras olarak burada
bulunuyor. Kendisi herhangi bir teknik bir soru alacak olursam
eer kendisi herhalde sanyorum bu sorulara cevap vermekten
mutluluk duyacaktr. Soruyu ltfen ona yneltiniz. Buradaki
byk problemlerden bir tanesi kireli bir yapya sahip ve bu
talar zerine evlerimizi gerekletiriyoruz, yaplandryoruz. Ve
bu kire talar, bu sularn andrmasna maruz kalyor.
Dolaysyla, seller bizim iin byk problemler oluturuyor.
Blgemizde ayn zamanda da byk kasrgalar oluturuyor ve
muhtemelen de bu kasrgalar da duydunuz ve gerekten ok
byk dalgalara sebebiyet veriyor. Bununla beraber ok ykc
oluyor. Dolaysyla da bununla ilgili olarak ok byk
problemler yaayabiliyoruz. Burada en savunmasz eyaletlerden
biri ABDde Miami. Bu noktada baktmz zaman deniz
seviyesinin ykselmesi anlamnda en byk tehdit alanlardan bir
tanesini oluturuyor. Floridann kumsallar konusunda eminim
birok ey duymusunuzdur. Birok insan da bu nedenle
Floridaya geliyor. Aslna bakarsanz bu anlamda da byk bir
endie tayoruz. nk, Floridann ekonomisini turizm
oluturuyor. Ve unu bilmemiz gerekiyor ki veya bundan emin
olmamz gerekiyor ki hepimizin bu plajlarda yer almas iin,
yararlanmas iin bunlarn orada varln korumamz lazm. Ve
bu deniz seviyesinin ykselmesi erozyon oluturuyor ve bizim

165

kumsallarmz ve plajlarmz etkileyen nedenlerden bir tanesi


de bu. Burada grdmz kadaryla, grdnz gibi bizim
erozyona bal olaraktan kaybettiimiz kumsal kaybn
gryorsunuz bu resimde. Miami yaklak olarak yzde zr
dliyorum 23 milyon kumsal, kumun geriye getirilmesi lazm
nmzdeki 7 yl ierisinde ayn ekilde kalabilmesi iin. Yine
buradaki deniz seviyenin artmas ve nmzdeki dnemlerdeki
tahminlere bakacak olursak yine gneydou Florida ierisinde,
Floridada grdmz kadaryla yaklak 30 cm, 1870ten bu
yana art gstermi deniz seviyesi. nk yzey ok dz.
Eyaletimizin belli bal yerleri gneydou ksmlar zellikle de
deniz seviyesi altnda bulunuyor. Bu anlamda da hep problem
kyor. Yaklak, ortalama olarak yllk dzeyde deniz
seviyesinin art ise 1993 ile 2010 yllar arasnda neredeyse
1901 ile 2010 arasnda gerekleen deniz seviyesi artna 2 kat
daha fazla. te grdmz kadaryla bu da hzl bir ekilde,
neden? nk kutuplarda bir buz erimesi de sz konusu. Ve
2060a gelindii zaman, insanlar 2060 ok uzak diye
dnebiliyorlar. Ancak aslna bakarsanz ok uzak deil. Bizler,
bizim ocuklarmz dnmemiz lazm, torunlarmz
dnmemiz lazm ve onlar iin bir dnya dnmemiz
gerekiyor. Ve u anda gerekleirken yani problemi yaarken
aslna bakarsanz bu problemi dzeltmemiz lazm. nmzdeki
40,50, 60 yl bugn itibariyle bu giriime girecek olursak yapacak
olursak o zaman hibir ey yapamayz ve 2060 ylna geldii
zaman 23 cm ile 61 cm arasnda bir deniz seviyesinin artna
maruz kalacaz. Bu gerekten byk bir olay bu. nk
dnyann belli bal alanlarnda bu 23 cm ile 61 cm dediimiz
zaman ok byk bir oran. nk bir seilmi, resmi yetkili
olarak bunun yorumunu yapyorum. Bu gerekten kresel
anlamda btn dnyaya zarar verebilecek bir konu. Neden benim
iin bu konu ok nemli? nk benim yaadm yer buras.
Buras North Bay kynn bir resmi. Miami Uluslar aras
Havaalanndan ektim bu resmi ve bunu, bu resmi ekme ansn
elde ettim. Uan camndan ektim. nk gerekten enteresan.
Grdnz gibi ne kadar dz bir alanda, bir arazide yerleik
olduumuzu grrsnz ve ne kadar denize maruziyetin
olduunu ve savunmasz olduunu grebiliyoruz. Ve burada
gerekten kalbimde yatan bu yeri gerekten korumak istiyorum.
Onun iin nem arz ediyor. imdi Miamideki insanlarn deniz
seviyesinin ykselmesiyle ilgili olaraktan ne tr risklere maruz

166

kalacaklarna bakacak olursak kendilerinin mlkiyetleriyle ilgili


olarak neredeyse 62 milyar dolardan fazla bir kayplar olacaktr.
Ve 105.000den fazla ev de suyun altnda kalma riskini
tamakta. Ve yine 543 mil yol ayn ekilde risk altnda olacaktr
ve 104 yine atk alanlarmz, zararl atk barndrlan yerler yine
suyun altnda kalacaktr ve daha da nemlisi 450.000 kii bu
suyun ykselmesi, su seviyesinin ykselmesinden dolay ar bir
ekilde etkileneceklerdir eer bu deniz suyu seviyesinin artyla
ilgili herhangi bir ey yapmazsak. Ancak burada iyi haber ne? yi
haber u. Halihazrda belli bal iler yaplyor. Benim ehrimde
benim sponsorluk yaptm bir alma var ve geen hafta bir
karar alnd ve bu karar da temiz enerji pakt yani anlamas
olarak adlandrlyor. Ve bu almada ve bu anlamada dk
maliyette finansman oluturaraktan ve hlihazrda belli bal
yerlerin yani bu ev olabilir, iyeri olabilir, bunun daha enerji
verimli klnmas, buraya belli bal eylerin yaplmas ve evlerin
ve ayn ekilde iyerlerinin deniz seviyesi artndan
etkilenmemeleri iin belli bal ilerini yaplmasyla ilgili. Bunlar
nedir mesela? Betondan yaplm deniz kenarna dikilen, ina
edilen setler ve burada bu setlerin kurulmasyla byle bir koruma
salanabiliyor. Byle bir anlamayla, yaplan bu anlama
dorultusunda belli bal kasrgadan ve suyun etkilerinden
korunma konusunda bir engelleme yaplabiliyor. Bununla
beraber, Miami klim Eylem Plan. Bu da probleme ilikin
olaraktan unu anlyoruz. Sadece deniz seviyesinin artmas deil
ancak ayn zamanda sera gaz emisyonlarnn azaltlmas sz
konusu olmazsa ayn zamanda dnya zerinde yine ayn ekilde
su seviyesinin artmasna sebebiyet verecektir. Evet 1-2 dakikam
kald sanyorum ve ayn zamanda Gneydou klim Eylem
Planndan bahsedebiliriz. Bu da yine farkl kurulular ve farkl
kurumlar ieriyor. te akademisyenleri, farkl rakamlar
ieriyor. Ayn zamanda eitimle ilgili kiileri iine alan bir
alma ve burada ne yapyoruz yani bu hedefe ulaabilmek ve
yine sera gaz salnmlarn azaltmak iin neler yapabiliriz gibi
almalara nderlik eden bir eylem plan bu. Yine bununla
beraber yine ayn ekilde bir ortaklk planmz var aslna
bakarsanz bu dnyann problemi, kresel bir problem. Ve
bizlerin sorumluluklarmz var. ocuklarmza ve torunlarmza
bu sorunu ele almak, zmek ve onlara iyi bir gelecek brakma
sorumluluumuz var. Onlar problemle karlatklar zaman ok
gemi olacaklardr. Ve bizim yapmamz gereken ey zamanmz

167

varken yapmamz lazm. Aksi takdirde sorumlu olacaz bunlar


yapmazsak. ok teekkr ediyorum dinlediiniz iin.
HACINEBOLU: Teekkr ederim Sayn Gonzales. Evet son
konumac olarak Palm State Collegeden Sayn Dennis Gallon
bizimle beraber.
GALLON: Teekkr ederim Sayn Bakan. Bu giri iin
teekkr ediyorum ve unun farkna vardm ki ben son panelist
olduumu vurguladnz bu program kapsamnda ve u an ancak
11 dakika konuma ayrcalna sahip olabilirsiniz. Ben yle
grnyor son konumac olduum iin bu grup ierisinde
kiilerin arasn almak istemiyorum, ay kahve molasn almak
istemiyorum ancak unu sylemek istiyorum ki burada olmaktan
ok byk bir memnuniyet duyuyorum, zevk alyorum ve sizlerle
birka konuyu paylamaktan mutluluk duyuyorum. Bahsedildii
zere Palm Beach College Bakan olarak ben yaam boyu eitim
veren bir kiiyim, hayat boyu eitim veren bir kiiyim ve orta
retimden doktora programna kadar Florida niversitesine
kadar son 17 yl ierisinde onur duydum bu alanlarda
almaktan, retmenlik yapmaktan ve byk bir onur duydum.
Biz yakn bir zamanda 75. yldnmmz kutladk Palm Beach
State Collegenin. Eer oraya gelme frsat yakalarsanz bir gn
ziyaret etmenizden byk onur duyarm. Sizlerle bugn
konuacam birka dakikalk sre iinde unu konuacam.
Eitimin rolnden bahsedeceim ve bu eitimin rol ne ekilde
kresel toplum dzeyinde kullanlabilir? Ve hepimiz biliyoruz ki
unu ok iyi biliyoruz ki bizler insan soyundan bahsediyoruz ve
bu gezegen zerinde yzyllardr bulunuyoruz. Ancak maalesef
ki CEOlar halinde yayoruz ve burada bir gerek var. Bizler bu
CEOlar iinde alrken eminim bana katlacaksnz bu konuda
bu dnya ok byk bir dnm, baarlar elde etti. Hatta ve
hatta bu baarlar bazen dnlemez yani ngrlemez, hayal
edilemez boyuttayd. Ancak bu 21. yzylda tabi ki
karlatmz baz sorunlar var. Bu karlatmz problemler,
sorunlar daha komplike, daha karmak ve tabi ki bununla
beraber herhangi bir corafi snr ierisinde sonlanmyor ve bu
problemler, sorunlar kresel mesela finansal kriz var. Mesela
yoksulluk ve alk, yolsuzluk, iklim deiiklii. Daha biraz nce
ok gzel bir sunum duyduumuz iklim deiiklii konular.
Btn bu sorunlar ulusal eylemlerle zlemeyecek veya
mevzuatlarla zlemeyecek sorunlar. Ya da hkmet ilikileri

168

zlemeyecek veya yaplmasyla zlemeyecek konular.


ounlukla bana katlacanz dnyorum ki btn bu
problemleri gz ard edemeyiz. Burada aslna bakarsanz kantla
sonsuz. ok fazla kant var elimizde. Kresel bir toplulukta
yayoruz ve kantlar sonsuz. Ve btn bu konularn hepsi
yukardan bir ekilde zorlanamaz. Bunlarn hepsi spontane olarak
ele alnmas lazm ve insanolu olarak hepimizin aslnda ele
almas gerekir. unu nermek istiyorum. Bunu yapabilmek iin,
bu sorunlara cevap bulabilmek iin bizim eitim kurumlarmz
bu sorunlar ele almak zere ynlendirmemiz lazm ve una
inanyorum ki daha fazla hlihazrda var olan yaptmz etkiden
daha fazlasn yapabiliriz. Ve bu sahip olduumuz bilgiye her
dzeydeki eitim kurumuna entegre edebiliriz diye
dnyorum. Biraz nce bahsettiim gibi hayat boyu eitici
pozisyonundaym ve gzlemlerim u ekilde. Bizler aslnda
eitim olarak adlandrdmz eyi deitirmedik. Yani baka
meselelerle karlatrdmzda eitim deimedi. Mesela bugn
bakacak olursak otomobile baktmz zaman gemi zamanda
yapld dnemden bugne kadar birok olaanst
deiiklikler geirmitir. Birok faaliyetler ierisinde
blnmtr. Bugn ise karlk olarak bakacak isek yzylla
karlatrdmzda ok farkl bir ekildedir. Ancak eitim
dediimiz zaman bunun ierisinde ok fazla zel ve ciddi
deiiklik olduunu dnmyorum. Tabi ki burada kritik
dnmede baz deiiklikler var. Ve bununla beraber
entegrasyonu salamak yani disiplini entegre anlamnda baz
eyleri yapabileceimizi dnyorum. Birok snflarda sadece
derslerin allmas anlamnda, retilmesi anlamnda deil ama
ayn zamanda disiplinler arasnda, alt disipliner, alt alanlara
blnmesi, alt blmler arasnda ilikiler kurulmasyla yanl
alglar ortadan kaldrlabilir. Ve srekli olarak bunu
gerekletirebiliriz, doru eyler yapabiliriz. zellikle de kresel
ticaret ve ekonomi anlamnda belli bal eyler yapabiliriz. yle
dnyorum. Ekonomiyi siyasi bilimlerden ayrtramayz ve
siyaset bilimlerini ise tarihten ayrtramayz. Politika,
ekonominin bir kontroldr. Tarih ise ok net bir ekilde doru
bir ekilde tm hikyeyi gzlerimizin nne serer. Ve eitim yle
bir ekilde retilmelidir ki yle bir sonu olmaldr ki bylelikle
corafi snrn tesine gemelidir. Yani, bir baka deyile bizim
bamszlmz anlamnda bamszlmz oluturmaldr. Her
zaman milli balamda problemlerimiz ve ayn zamanda

169

hedeflerimiz olacaktr. Hepinize unu sylemek istiyorum ki


bizim kresel anlamda eklenen sorumluluklarmz var. Yani
biraz nce bahsedilen sorunlara cevap verebilmek ve bunlarla
ilgilenmek nk btn bu sorunlar hepimizin iinde yer alyor,
yatyor. Ben davet aldmda, birka sz etmek iin davet aldm
zaman toplumlarn yaplandrlmas, oluturulmasndan
bahsedileceini dnmtm ancak bu noktada eitimden
bahsetmek ok doru olacaktr diye dnyorum ve una
inanyorum ki bizlerin ok daha iyi bir ekilde iyi bir i performe
etmemiz lazm, gstermemiz lazm. Rolmz daha iyi yerine
getirebilmemiz lazm ve bu noktada mesela ABDdeki
gemiteki eitime bakmamz lazm. Baktmz zaman burada o
kadar aikar ki eitim tarihine baktmz zaman kendi lkemizde
unu gryoruz. ok uzun bir sre boyunca eitim liderleri
mesele Harvard niversitesi, Chicago niversitesi, bunlar kilit
liderlerdi. Eitim konusunda bu nemli konular anlamnda lider
konumundaydlar. Bugn ise bu konular bu problemler
hlihazrda siyasetiler tarafndan ele alnyor. Aslna bakarsanz
tabi ki doas gerei herhangi bir sorun yok. Ancak eminim
hepiniz bana katlacaksnz bir noktada. Bu siyasi ara bireylere
buradaki tam perspektifle tam bak asyla grmelerini
engelliyor. Yllar nce bir kitap okumutum. Walking Alone adl
bir kitapt. Bunu okumadysanz geri okumanz neririm.
Buradaki yazar unu sylyor. Bir ak var yani sosyal sermaye
ilikilerinde eksiklik var diyor. zellikle de topluluklar arasnda
kpr kurmaya ilikin eksiklik var diyor. Bizler CEOlar iinde
yayoruz, kendi kendimize yayoruz. Birbirimizle fikirlerimizi
paylamyoruz. Ve bu nedenle burada gerekletirilen konferans
nemli lideri tarafndan bu niversitenin rektr tarafndan
gerekletirilen bu konferans da gerekten insanlar arasnda bir
kpr kurulmasna olanak salyor. Gerekten ok nemli bu.
ok teekkr ediyorum bana bu imkan saladnz iin.
HACINEBOLU: Teekkr ederiz Sayn Gallona. Btn
panelistlerimize bu mkemmel zamanlamalarndan dolay,
zaman snrlamamza sayg gsterdikleri iin teekkr ediyoruz.
Birka dakikamz kald sadece soru ve yorum alabilmek iin.
Hzl bir ekilde sizlere sz brakmak istiyoruz sorunuz varsa.
Ltfen.
KATILIMCI: Bilimin ne yapabilecei ve ne yapamayaca
anlamada ok dikkatli olmanz gerekiyor. Bir de ozon problemi

170

var. Ozon ve ozonu oluturan gazlar, tabi ki ozonun ykl miktar


bulunmakta u anda ve bu geici olmayan bir ey. Blomance
gerekiyor. ncelikle bunun nasl gerekletirileceinin
anlalmas gerekiyor. ok teekkr ediyorum.
HACINEBOLU: Sorusu olan var m ya da bir katkda
bulunmak isteyen var mdr?
KATILIMCI: ncelikle ho geldiklerini sylemek istiyorum.
Ben bir ey merak ediyorum. Bir saniye. Rene Garcia ve Carlos
Martineze, ikisine ortak bir soru sormak istiyorum. ncelikle bir
bilgi renmek istiyorum. Sizin lkenizde eer yanl
bilmiyorsam otobs ofrleri ve makinistler, bunlarn polis
hkmnde olduklarn duydum, rendim. Bu doru mu?
MARTINEZ: Birleik Devletlerin baz ksmlarnda tren polisi
var. Ancak bu asl bizim sorumuz deil. yle bir ey. Polisi u
an okullara kadar soktuk. Ortaokullarda ve liselerde polisimiz
var. Ve okullarda tutuklama yapabiliyorlar. Ve ban okulda
belaya sokup da ekonomik olarak baarl olamayan hemen daha
okulda tespit edilen pek ok ocuumuz bulunmakta.
KATILIMCI: dam konusundan bahsetti ve bizim lkemizde
idamn olmadndan. Ve bunun bir gelimilik lt
olduundan bahsetti. Ama kendi lkelerinde idam var. Mesela
bizde idam gndeme geldiinde Avrupa Birlii hemen zerimize
bir ullanma gibi bir ey yapyor. te niye hala idam gndeme
getiriyor gibisinden. Avrupa Birlii, Amerikaya byle bir ey
sylyor mu? Byle sz konusu bir ey var m?
MARTINEZ: AB, Birleik Devletler zerinde tabi ki hibir
kuvveti yok u anda idam cezasyla ilgili olarak ve uzun yllardr
hayat koruyan, hayat savunan avukatlarmz bulmakta ve biz
idam cezasnn Birleik Devletlerde tamamen kaldrlmasn
istiyoruz. Ancak bu ynde baz ilerlemeler kaydettik. zellikle
son 10-15 ylda pek ok eyalet artk idam cezas uygulamasn
kaldrd. zellikle de Illinoise baktmzda Illinoiste ok daha
te bir adm attlar ve hi kimse bu eyalette artk ldrlmeyecek.
Ne yazk ki u anda kana susam bir eyaletten geliyorum. Florida
eyaleti daha getiimiz yl Teksastan bile daha fazla idam cezas
verdi. Teksas bilirsiniz belki sizler de bilir misiniz bilmiyorum.
Teksas uzun zamandr zellikle de idam cezasyla dnyada
tannmlk kazand. Ama ne yazk ki getiimiz yl Florida
eyaleti Teksas bile geride brakt. Bununla birlikte,

171

mevzuatmzda, Floridada tabi ki de u anda tam olarak idam


cezas kaldrlmad. Ama Florida eyalet mevzuatnda,
kanunlarmzda yapm olduumuz deiikliklerle artk birinin
lmle cezalandrlmasn nn kapatan daha fazla hkm
getirildi.
MASTERS: Ben de unu eklemek istiyorum. Daha nceden
sylemeyi unuttum ama ncelikle size Trkiyenin her zaman
uzun yllardr Birleik Devletlerle kurduu, oluturduu ilikiden
dolay teekkr etmek istiyorum. Bizim bir ortamz olduunu
bilmek, bu corafyada, bu ortamda olduunu bilmek her zaman
memnuniyet verici. Ayn zamanda burada olduumdan beri
zellikle de Birleik Devletler Bakan Sayn Obamaya kar
ok byk bir sevgi ve sayg grdm. Ben de kendisini ok
seviyorum bu yzden size ok teekkr etmek istiyorum.
HACINEBOLU: Panelimizi kapatmadan, sonlandrmadan
nce Sayn Hasan biciolunu bir kez daha sahneye davet etmek
istiyorum. Baka sorular da var sanrm. Hzl bir ekilde soralm.
KATILIMCI (Hasan BCOLU): Sunumunuz iin teekkr
ederim. Gerekten ok ok etkili, gzel sunumlar dinledik
sizlerden. Ve bize Amerika tarzn gsterdiniz. Nasl zamanl
olunur, zaman izelgesine nasl sadk kalnr, Amerikallar nasl
yapar bize bunu da gstermi oldunuz. Ama bilmek istediim bir
nokta var. Bu da hogr kltryle ilgili lkenizde. Avrupa
lkeleriyle kyaslandnda ya da Ortadou lkeleriyle
kyaslandnda
veya
dier
gelimemi
lkelerle
kyasladmzda Amerikann bence gerekten ok iyi bir
hogr kltr var. te yandan, sizin toplumunuzun kkenine
inersek biliyoruz ki Amerika toplumu farkl farkl uluslardan ve
kltrlerden gelmi birok etnisiteyi barndrmaktadr. Birleik
Devlerde bildiim kadaryla her kltrn kendi kltrlerini icra
etme ve kendi eitliliini koruma frsat var. Bu aslnda olduka
ilgin bir durum. Osmanl mparatorluu dneminde bizim de
hogrye dayanan bir kltr vard. Tabi ki de baz meseleler,
Osmanl dneminde baz konular eletirmi olabilirim. Ancak
bugnlerde biz de hogr kltrn grmek istiyoruz. Ve genel
olarak da baktmzda benim fikrim Amerika bu konuda en
iyilerinden. rnein bir Mslman, bir Hristiyan, bir atesit ya da
bir liberal ne derseniz deyin, kimi dnrseniz dnn. Kendisi
lkesinde bir sorun yaarsa hemen Amerika Birleik
Devletlerine
gitmek
istiyorlar.
Orada
zgrce

172

yaayabileceklerini dnyor ve yayorlar. Yani yasad olan


bir ey yapmadklar srece orada zgr bir ekilde
yaayabiliyorlar. Ve bu noktada siz bu kltr ocuklarnza
nasl aktarabildiniz ve burada bu kltrn altnda yatan felsefe
nedir. Bu soruyu aslnda hepinize yneltiyorum.
HACINEBOLU: Herkesin bir dakikas var sadece. Herkese
en fazla bir dakika verebilirim. Sz sizindir.
MARTINEZ: yle hzl bir ekilde rnek vereyim isterseniz.
Ki bence bu kltrlerin eriyip birlikte birlemesi teknoloji
tarafndan da hzlandrlan bir eydir. unu sylemek istiyorum
yani evlilik eitlikleri rneine baktmzda Birleik
Devletlerde bundan sadece 5 yl nce kamu homoseksel
evliliklere karyd. Ancak gen nesil o kadar dar kp
kendilerini ifade etmeye baladlar ki bunun sebebi de srekli
etkileim ierisinde olmalar artk dini bak alarna
bakmyorlar, dini grleri farkl olabiliyor, farkl kltrler
olabiliyor ama birbirlerine ok ok farkl bir ekilde bakyor ve
birbirleriyle ok daha iyi bir etkileime geiyorlar. Birleik
Devletlerde u an byk bir kltr deiiklii olumakta ve
hogr domakta. Ve bizim bu asla tahmin edemeyeceimiz bir
hzla son 5 ylda gereklemekte. Grdmzde rakamlar
bilhassa inanlmaz deiti ve frlad. Ve bunun yan sra bu
kltrel dramvard ama u anda yaadmz yle bir zorluk var.
Neredeyse bir hogrszlk var diyebiliriz. zellikle de siz
ilgili konudan farkl bir gre ve fikre sahipseniz. te bugn
yaadmz zorluk bu. Diyelim ki eer siz evlilik eitliine
karsnz o zaman bu sefer insanlarn sizin hakknzda
konutuklarnz, size bak alar bakmndan da
dlanabilirsiniz. te burada grm olduunuz gibi dardan
ok hogrl bir lke olarak da gzksek de biz de ok byk
sosyal deiiklikler yayoruz. nk gerekten gen nfusumuz
sosyal medya araclyla birbirleriyle ok fazla iletiime geiyor
ve artk ayn bariyerleri, bizim yzletiimiz engelleri
tamyorlar, barndrmyorlar.
RODRIGUEZ: Ayn zamanda ocuklara nasl rettiinizle de
ilgili. Bunlardan bir noktas u ekilde ok gen yatan itibaren
kk yatan itibaren okullarda ocuklara bir etkinlik
oluturuldu. Aslna bakarsanz ABD bir pota erime, ergimenin
olutuu bir pota olarak grlyor. Ancak artk imdi herkesin
farkl bir kimlii var, zel kimlii var. Okullarda u retiliyor.

173

En azndan ylda 3-4 defa bir konik yaanyor. Mesela kendi


kltrlerlerini kendi miraslarn getiriyorlar. zr dilerim. Panik
yaanyor deil. Yanl ifade ettiler beyefendi. Gemie ilikin
olaraktan belli bal eyleri temsil ediyor. Mesela Doralda daha
nce mesela talyan mahallesi vard, in mahallesi vard
yaadm yerde. Artk bunlar grmyoruz. Hep beraber tek
farkl kimliklerimiz var. Ancak ayn pota ierisinde ergimi
vaziyetteyiz. Kimliklerimiz dnda birbirimize sayg duygu
duyuyoruz. Kimliklerimiz balamnda birbirimize sayg duygu
duyuyoruz. Mesela dua ediyoruz ve dualarmz dahi,
ibadetlerimizi dahi oraya bir Hristiyan gelebilir, Musevi
gelebilir, baka dinlerden gelebilir ve sadece burada bir
kabullenme. Yani birbirimizi anlyoruz ve herkes birbirinin
ibadetine sayg gsteriyor ve farkl dinlerden, farkl kiiler
geliyor. Hepimiz birbirimize sayg gsteriyoruz. Ortak
ynmz gryoruz. Yani farkllklarmzdan ziyade ortak
noktalarmz gryoruz.
GONZALES: Ben hanmefendinin sylediklerine u ekilde
ekleme yapmak istiyorum. Aslna bakarsanz bizim lkemizi
lke yapan ey bu. Aslna bakarsanz bizim lkemiz gmen
lkesi. Ben 5 yandayken ABDye tandm. Ancak burada da
ailemin kltrn korudum tabi ki. Ve bu lke tarafndan
kabullenildim ve ebeveynlerim bu lke tarafndan kabul grd ve
hatta ve hatta kendimizi bu balamda olmaya devam ettik.
Mesela gerekten Gney Florida bu tarihte deikenlik, eitlilik
anlamnda ok eitliliin barndrld bir yer. Ve bizler
kendimizi ABDde Afrikal Amerikal, Kba Amerikal olarak
adlandryoruz ama her zaman Amerikal diyoruz. nk unu
anlyoruz ki bizler hepimiz bu byk milletin bir parasyz.
Aslna bakarsanz ocuklarmza aktardmz bir zellik bu.
ncelikle bunu geirmi oluyoruz ocuklarmza. Hane halkmz
hem spanyolca hem ngilizce konuuyor ocuklarmz. Brezilya
Portekizcesi. Ve ayn zamanda dier dilleri konuuyor. Ve ayn
zamanda Franszca da rendim ben. Tevik ettim ocuumun
bunlar renmesi konusunda. Ve tabi ki bu seyahatten sonra
muhtemelen Trkeyi de onun mfredatna katacam herhalde,
ocuumun mfredatna katacam. Tabi ki Sayn Aguileronun
syledii gibi dnya dnmeye balad sosyal medya vastasyla
ve genler artk her gn dnya zerinde neler olduunun
farkndalar. Sadece Trkler, Kballar, Amerikallar kresel bir
toplumun paras haline gelmiyorlar. Aslnda doas gerei

174

gerekleiyor. Kltrler paylalyor, diller paylalyor,


gelenekler paylalyor ve bu ekilde devam ediyor. Dolaysyla
zaman ierisinde daha fazla bu en iyi uygulamann rneklerinin
paylaldn greceiz ve genlerin tabi ki doal olarak bir
yarglama yapacaklarn grecekler, yarglama yapacaklarn
greceiz. Neyin doru neyin yanl olduunu gsterecekler ve
dolaysyla da zaman ierisinde onlardan reneceiz neyin
doru neyin yanl olduunu greceiz. Evet sizlerden
duyduumuz ey ok gzel. Farkllklarmz yani kltrel, dinsel
farkllklarmz kabul ediyoruz. te bu anlamda da lkemizi
byk klan ey bu. Ve kreselleme ise bu noktada medya,
internet ve sosyal medya tabi ki buna bizim iin bir katkda
bulunacak ve bununla ilgilenecek. Evet tamamyla katlyorum.
Sizi tekrar selamlamak istiyorum. Kutlamak istiyorum bu
anlamda. Hlihazrda bu geceyi sabaha kadar da yapabiliriz bu
konferans ve sizler gerekten bize bu anlamda bize sahip kan,
lider bir kiisiniz. Byle bir konferansn yaplmasn ncelikle
tertip ettiiniz iin. Burada hepimizi bir araya getirme konusunda
n cephede yer alyorsunuz ve dnyay birbirine
yaklatryorsunuz. Bu anlamda sizleri gerekten tebrik etmek
istiyorum.
HACINEBOLU: Sayn Gonzalese. Buyurun ltfen sz
sizde.
CUESTA: Sylenenlere ek olarak unu syleyebilirim. Biz
gmen olduumuz iin sadece popler kltre ve ayn zamanda
laik toplum grmyoruz. Ama ayn zamanda Amerikada bir jri
sistemi vardr dolaysyla avukatlar, hukukular. Hangilerinin
jrilerinin bir paras olmasna karar verirken onlar etnik rk veya
cinsiyete bakmakszn dini inanlarna bakmakszn, ayrm
yapmakszn jri yeleri bir araya geliyorlar ve adalet sisteminde
bile buna ok dikkat ediyoruz.
HACINEBOLU: Evet Sayn Cuesta. Teekkr ediyoruz. Evet
siz ne syleyeceksiniz. Buyurun ltfen
GALLON:
Dier
lkelere
benzemeksizin
Osmanl
mparatorluu ve dier lkeler herkes farkl kimliklere sahipti.
ngilizler, Franszlar bunlar aslna bakarsanz ki Amerika aslnda
biraz daha yeniydi. Vatanseverlik sz konusu. Yani biz
vatanseverlikten bahsediyoruz. Amerikan vatanda olduunuz
zaman vatansever oluyorsunuz. Kolombiyal olabilirsiniz ama

175

Amerikalsnz. Kimliinizi koruyabilirsiniz, bununla beraber


kltrnz tevik edebilirsiniz. Ancak bizler aslna bakarsanz
Amerikay kuranlar srf bu nedenle yarglandlar. Dolaysyla da,
kltrnz tutabilirsiniz, koruyabilirsiniz ancak her eyin
zerinde
Amerikalsnz,
vatanseversiniz.
Amerikan
vatanseverisiniz. nemli olan nokta da bu.
HACINEBOLU: Evet buyurun ltfen. Son nokta yine sizin.
MASTERS: Sorunuza ilikin olarak unu syleyebilirim ki
Amerika her zaman sizin tandnz ekilde olmad, yani bu
kadar hogrl olmad. Ben paralanm, blmlendirilmi bir
Amerikada bydm aslnda. unu sylemek isterim ki ben
unu hatrlyorum. Martin Luther King Washingtonda yapt
sylemi hatrlyorum. Ne tr bir vizyon sahibi olduunu
hatrlyorum. Amerikann ne ekilde olaca konusunda eyler
sylemiti. Ve u anda da gryorum. Benim kurumumda da ayn
ekilde 48.000 rencisi olan bir kurulu bu. niversite kadar
neredeyse. Gerekten ok eitli lkelerden milliyetlerden gelen
insanlar var. % 49u spanyol Amerikallardan oluuyor ve
bunlar, bu ocuklar grdm zaman, kampste dolatklarn
gryorum, baktnz zaman bu yle ir yansma ki hogrye
sahipler yani birbirlerinin yaptna hogr gsteriyorlar.
Bylece farkllklara sayg gsteriyorlar, takdir ediyorlar. te bu
anlamda Amerikann sizin tanmladnz kimlie brnmesi
sz konusu oluyor. Kiiler birbirlerine tolerans yani hogr
gstermedii zaman hogrsz hale geliyorlar. Burada nemli
nokta u. Haklar, haklarn zgrl, temel hak ve zgrlkler,
dnce, konuma, ifade zgrl btn bu haklarn varl
bizim lkemizi byk klyor, daha byk klyor, sramamza
sebebiyet veriyor. te btn bu tr haklar umarm haklardan
btn lkeler bir gn yararlanacaktr, sahip olacaklardr ve
bylelikle Kingin syledii gibi bu ilkeleri tevik etmek
nmzdeki nesiller iin de geerli olacaktr. Yani aileden geen
miraslar olarak grebiliriz. unu sylemek istiyorum ki eklemek
istiyorum ki daha fazla, daha ileri boyutta gr, hogr olarak
ekleme yapmak gerekirse ekonomik gelime ABDnin bir
paras halinde ve bu da i ve ticarete tevikte bulunuyor ve
bylelikle i frsatlar oluturuyor aznlklar iin. Ve bu ekilde
bu yolla da onlarn olmalarn istediimiz yerde olamadklar
zaman bu teviklerden yararlanaraktan oluyorlar. Hispanik
olmas yani spanyol Amerikallar olmas ile ilgili olaraktan her

176

hangi bir ekilde hogrszlk sz konusu deil ancak burada


programlar oluturuyorlar ve onlar o dnemde tabi ki gemite
hogrye sahip deillerdi ancak ekonomik anlamda bir
bonuslar var, artlar var. Bir toplum oluturmaya alyorlar.
Dolaysyla toplumun her yesi e deere sahip oluyorlar,
edeer hakka sahip oluyorlar.
HACINEBOLU: Herey iin teekkr ediyorum. Btn
katlmclara teekkr ediyorum. Oturumu kapatmadan nce
Sayn biciolunu ben davet etmek istiyorum bugnn ansna
size hediyelerinizi takdim etmek zere.
BCOLU: Bildiim kadaryla sizin Barack Hseyin
Obamann mentr olduunuzu biliyorum. Ayn zamanda
akrabas olduunuzu biliyorum. Gelecek sene kendisini
kongremize davet etmesini yapabilir misiniz acaba? nk sizi
dinleyeceini dnyorum.
MASTERS: Sz veriyorum. Soracama sz veriyorum.
BCOLU: Arkadalar gelecek ylki nallah Davraz
Kongresini Amerikada Miamide yapyoruz. imdi Mr. Dennis
Amerikada imdi gelecek hafta 30 niversitenin , Floridada 30
niversitenin yneticileriyle grecek, rektrleriyle. Onlar da
bu organizasyona ortak yapacaz. Onlar da bunlar
nasiplenecekler, dnya barna katk salayacaklar. nl Kazak
airi Abayn dedii gibi dnya barna bir turra da biz koyalm
dediler. Biz de ne demek dedik yani sizin olsun. Onun iin
gelecek yl nallah ubat aynda Miamideyiz arkadalar hep
beraber.

177

178

PANEL IV
ULUSLARARASI HUKUK, ULUSLARARASI
LKLER, GVENLK VE TERR
Prof. Dr. Faruk TURHAN (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Erol KURUBA
Prof. Dr. Erel TELLAL
Prof. Dr. Donald J. PUCHALA
Prof. Dr. Victor ROMANO
TURHAN: Evet. Herkese merhaba! kinci Davraz Kongresinin
ikinci gnnn ikinci paneline herkese hogeldiniz diyorum.
Panelimiz biraz gecikti. Sayn bakanmzn konumalar
planlanandan biraz ge balad iin biz de biraz ge balatmak
durumunda kaldk. Hepinizden gecikme nedeniyle de zr
diliyorum. Panelimizde iki Amerikal uzmanmz sayn hocamz
bulunuyor. Yine iki de Trk uzmanmz bulunmakta. Ben tabii
nce ksaca kendimi de tantp konumalardan nce sayn
panelistleri de tantmak istiyorum. Burada konumuz uluslararas
hukuk, uluslararas ilikiler, gvenlik ve terr konular. Aslnda
ben bir hukukuyum. Bir ceza hukukusuyum. Yani bir
uluslararas ilikiler uzman deilim; ama kongreyi
dzenleyenler bana da bu grevi vermiler. Ben de biraz da
uluslararas ilikilerle u adan ilgileniyorum yani ceza
hukukusu olduum iin uluslararas sular, uluslararas ceza
mahkemesi, sulularn geri verilmesi gibi konularda yabanclar
hukuku gibi konularla ceza hukukusu olarak ilgileniyorum.
Belki arkadalar bunu da dnerek bu panelde oturum
bakanln vermi olabilirler. Sremiz bir saat on be dakika.
Ben her konumacya on yedi dakika gibi bir sre vermek
istiyorum; ama bir konumacmz ksa kesip ondan sonra o hakk
da dier konumacya verebilir. Hemen batan zaten Erel
Hocam biraz ksa tutabilirim dedi. Burada ncelikle ben
konumac olarak srayla devam etmek istedim; ama Sayn Erol
Kuruba ve Erel Tellal Hocamz biz misafir hocalarmza
konuma nceliini verebiliriz dediler.Kendileri ev sahibi olarak
biz onlara ncelik verebiliriz dediler. sterlerse onlardan
balayabiliriz dediler. Onlar da ayn nezaketle biz burada Trk

179

meslektalarmz dinlemekten onur duyarz dediler. Onlarn


konumas da balayabilir dediler. Ben o zaman buradaki
sralamaya gre balamak istiyorum. Bu arada yine Ali
arkadamz var. Kendisi de burada. Profesr Puchalann
rencisi. Kendisi de burada hem eviri hem de dier konularda
bilgi veriyorlar. Kendilerine de batan teekkr ediyoruz. Evet
ncelikle o zaman Sayn Erol Kurubaa sz vermek istiyorum.
Kendisiyle uzun sre Sleyman Demirel niversitesi ktisadi ve
dari Bilimler Fakltesinde beraber almaktan mutluluk
duyduumu ve kendisini burada Sleyman Demirel
niversitesinde yeniden grmekten mutluluk duyduumu da
ifade etmek istiyorum. Krkkale niversitesi ktisadi ve dari
Bilimler Fakltesi Uluslararas likiler Blmnde retim
yesi ve Ankara Strateji Enstits Uzman. Kendisinin Trk D
Politikas, Orta Dou Sorunlar, Etnik atmalar konusunda
almalar var. Uzmanl var. Buyurun Sayn Erol Kuruba
arkadamz, hocamz.
KURUBA: ok teekkr ediyorum, hocam. ncelikle on yl
sonra burada bulunmaktan byk memnuniyet duyduumu ifade
edeyim. Buna vesile olan hem rencilerim, artk meslektalarm
oldular. Dolaysyla onlara teekkr ediyorum. Timuin Hocaya
da teekkrler. Benim iin zel bir anlam var; nk tam
hakikaten onuncu ylda byle bir davetin gelmesi. ok uzun bir
zaman geti buradan ayrlal. Gzel anlarla, gzel dostluklarla
yaadk ve ayrldk; ama bunu da devam ettiriyoruz bu vesileyle.
Ben Trk d politikasnn zellikle son dneminde grlen ve
ciddi manada eletirilen kendimce savrulma olarak da
nitelendirdiim durumu biraz anlamaya alacam. Birazck
eletirel bir Trk d politikas analizi yapmaya alacam ve
bunlar daha ok Trk d politikasn cumhuriyet tarihi boyunca
yn veren ve onun rasyonalitesini oluturan temel ilkeler
asndan bakmaya alacam. Hepimizin aslnda son on yldr
gzlemledii bir gerek var. Trkiyenin 2003 sonrasnda Trk
d politikasnda radikal bir deiim yaand. Bu deiim en
balarda biraz tedirgin daha sonra cokulu ve imdi de eletirel
bir hal ald. Eletirilerin hedefi haline geldi. Buna hakllk
kazandracak ciddi bir gelime var. 2003ten bu gne kadar
yaanan gelimeler ve Trkiyenin bu sre ierisinde sahip
olduu uluslararas pozisyona baktmzda iki zt durumun
ortaya ktn rahatlkla syleyebiliriz. 2003-2010 aras dnem
ve 2010dan bu gne kadar geen dnemde Trkiyenin blgesel

180

ve uluslararas pozisyonunda hakikaten taban tabana zt olarak


nitelendirebileceimiz bir durum sz konusu. Buna ok ksaca
deineceim. Daha sonra bunu anlamaya alacam. 20032010 aras dnemde Trkiyenin gerek blgesel gerekse
uluslararas pozisyonuna baktmzda nceki dneme yneltilen
kkl eletirilerin de etkisi altnda hakikaten ok ynl ok
kulvarl, proaktif uluslararas alanda kendini gstermek iin zel
aba harcayan bir d politika yrtldn, bunun ok iyi
kodifiye edildiini, d ileri bakannn da tabi ki akademisyen
olmasnn byk etkisiyle ok rahat anlayabileceimiz bir d
politikamz var; nk her ey kavramsallatrlm durumda.
Hedefler belirlenmi durumda ve uygulamaya konulmu
durumda. Belki teori ile pratiin cumhuriyet tarihi boyunca hi
bu kadar yakn durduuna ahit olmadk. 2010a kadarki durum
ve imdi de aslnda durum budur. Bu durum ok ynl, ok
kulvarl, proaktif, ritmik diplomasiye dayal, tm aktrlerle
blgesinde etkin bir biimde iliki kurmaya alan Trkiye
2010a dein saygnlk reten, tarafsz ve bu saygnlk ve
tarafszln etkisi altnda blgesel sorunlarda aktif pozisyon alp
arabuluculuk yapan, sorun zc ve daha da nemlisi bunun
zerinden gelitirdii sylemle bu saygnln zerinden
gelitirdii sylemle blgesel manada bir dntrc aktr rol
stlendiini gryoruz ve bu dntrc rol her ne kadar kimi
zaman eletirilse de blgede aslnda ilgiyle karlanmtr ve
Trkiye pek oklarnca bir model lke gibi grlmeye ve yahut
da nitelendirilmeye balamtr. Bu durumun Trkiye asndan
son derece pozitif bir sonucu var. Trkiye cumhuriyet tarihinde
olmad kadar muazzam bir jeopolitik gelime yaamtr. Hem
etkin hem de jeopolitik anlamda genilemi bir Trkiye var ve bu
sayg reten bir vizyonla yrtlmtr. 2010 ve sonrasnda ise
her adan batsyla dousuyla orta dou lkeleriyle ilikiler
bakmndan tamamen farkl bir durum var ve Trkiyenin dnya
ve blge algs asndan tamamen farkl bir durum var.
Trkiyenin dengesini bozan baz gelimeler yaand.
Trkiyenin hesaplarn bozan, iddial d politikasnn itidalini
ortadan kaldran, belki de onu biraz ihtirasl bir grnme iten
bir durum sz konusu. 2003lerin stabil koullar altnda
gerekletirilen ve baaryla da aslnda uygulanan d politika
2010larn artlarnda kkl deiimlerin yaand bir dnemde
hi de artlara uygun olmayan bir biimde ve sylemle
yrtlmeye balad. Trkiye blgesinde yaanan aslnda

181

gcnn ok tesindeki baz sorunlara taraftar olmann tesinde


fanatik bir taraftar oldu. Fazlasyla angaje oldu. Bu angajmann
sonucunda Trkiye o 2000lerin ilk yarsnda grdmz
tarafsz pozisyonunu yitirdi. Tarafsz pozisyonunu yitirdike
dengesini kaybetti. Dengesini kaybettike blgeden dlanmaya
balad. En azndan kimi aktrler erevesinde; nk bir tarafn
yannda yer alyorsunuz, blgede ciddi bir kutuplama var. Siz
otomatik olarak baz aktrlerle konuan, baz aktrlerle
konuamayan bir pozisyon almaya baladnz ve bunlarn
sonucunda Trkiyenin gelitirdii dil ok sert; nk
dlanmann verdii rahatszlkla Trkiye sertleti. Dilini
sertletirdi, eylemlerini sertletirdi. O 2003-2010 aras yumuak
g syleminin yerini hakikaten sert g ve sert sylemler ald.
Netice Trkiye ihtirasl hareket eden, proaktif deil hiperaktif
hareket eden bir aktr grnmne sahip oldu. Cazibesini yitirdi
ve bu cazibesini yitirmesinin de bir sonucu olarak etkinliini
kaybetti. Etkinliini kaybetmenin bir sonucu olarak da ciddi
anlamda bir jeopolitik bir daralmayla kar karya. Bunu hi
mbalaa etmiyorum; nk bugn Trkiyenin Orta Dou
balantsnda gney hatt kopmu durumdadr. Fiziken
balantmz yok. Suriye, Irak ve ran ekseninde baktnzda
hepsinin merkezi otoriteleriyle ilikileri bozulmu, bozulma ok
hafif kat kopmu bir lke sz konusu. Dolaysyla, jeopolitik
bir daralma sz konusu. Benzer ey aslnda Balkanlar iin de
geerli ve benzer ey aslnda maalesef Kafkaslar iin de geerli.
O muazzam almlarn yapld 2003ler, 4ler, 5ler, 6lar,
7ler geride kald; nk Trkiye artk tarafl yaklayor olaylara.
Blgede ok tarafl eksende bir iliki kurmaktan ziyade tek
bana dzen kurucu bir aktr olma gibi bir eilimi var. Netice
Trkiye d politikann rasyonalitesini oluturan ve adeta onun
iin sigorta ilevi gren baz unsurlarda dengeyi kurmada
baarsz oldu. Nedir o?: g, kar, deer ve sylem. Yani g
ile kar arasnda, karlarla deerler arasnda ve tm bunlarla
sylem arasnda bir denge kurmanz lazm. Bu denge o lkelerin
d politikasnn rasyonalitesini oluturur. Onlarn olas
olumsuzluklar karsnda savrulmasn engelleyen birer sigorta
ilevi grrler ve bunlara dayanarak lkeler nispeten kolay
deimez ilkeler benimserler. Trkiyenin bu savrulmasn 20032010 ve 2010 sonras muazzam farkl durumu ben daha ok bu
ilkelerde yani d politakann rasyonalitesini oluturan bu szn
ettiim unsurlar ve bu unsurlardan retilen ilkelerdeki sapmayla

182

aklamaya alacam. Bir lkenin d politikasna yn veren


temel ilkeler corafya, tarih kltr gibi nispeten sabit deerlerle
o lkenin kurulu felsefesi, siyasal kltr, toplumsal yaps,
uluslararas yap ve gcyle harmanlanm bir korelasyonun
sonucunda ortaya kar. O nedenle de kolay kolay deimez.
Elbette ki sabit deikenlerle fazla oynayamazsnz; ama dier
nispeten daha deiken olan unsurlarla oynayabilirsiniz.
Uluslararas yap deiebilir. G unsurlarnzda ciddi deiimler
yaanabilir. kar tanmlamalarnz deiebilir. Siyasal kltr
yle kolay kolay deimez; ama yine de onun da deime
olaslnn olduunu, kurulu felsefesi kolay kolay deimez;
ama farkl bir biimde yorumlanabileceini varsayarak bunun
baz durumlarda deiebileceini yani ilkelerde deiime
gidilebileceini kabul edebiliriz.Trkiye, cumhuriyet tarihi
boyunca d politikasna yn veren adeta doktrinlemi bir takm
ilkelerle hareket etmitir. Bu ilkelere temelde yn veren
batllama ve bunun rettii deerlerdir ve batllamann
rettii deerler ekseninde tanmlanm karlardr ve o karlar
ekseninde tanmlanm hedeflerdir. Trk d politikasnn temel
rasyonalitesini bunlar oluturmutur ve u ekilde kodifiye
edebiliriz bu mantn sonucunda ortaya kan, bu rasyonalitenin
sonucunda ortaya kan ilkeleri. Trk d politikasna yabanc
olmayanlar bu ilkeleri yaknen bilirler. Trk d politikasnda
batclk en temel ilke, stratejik ve ideolojik bir ilke olarak her
zaman rol oynamtr. Statkoculuk yine benzer deerlere sahip
ilke. Dengecilik ve meruluk ilkeleri. Trk d politikasnda her
zaman baty merkez alan, bat ekseninde kendisini uluslararas
alanda konumlandran ve dnyadaki gelimeleri bat
prizmasndan anlamaya alan bir d politika eilimi vardr. Bu
kurulu felsefesinde ikin olan bir gerekliktir. Statkoculuk,
mevcut durumu muhafaza etme anlamna gelen bu kavram, Trk
d politikasnda mevcut dengeleri gzetmek, mevcut snrlar
erevesinde hareket etmek ve mevcut uluslararas yapy veri
alarak onun zerinden politika retmek anlamna gelir; yani
mevcut yapy deitirmeme zerine bir anlay sz konusu.
Dengecilik, bu ok ynl bir kavram aslna bakacak olursanz.
Genel olarak ite bat ile dou arasnda, bat ile iliki kurduunda
batnn kendi iindeki dengelerden yararlanarak ve yahut douya
yneldiinde dounun kendi iindeki dengeleri gzeterek d
politika izlemek anlamna gelebilir ok kabaca sylemek
gerekirse. Ve meruluk. Trk d politikas, uluslararas hukukun

183

tannd haklar erevesinde ve ykledii ykmllkler


erevesinde yrtlm olan bir politika alandr ve hak
aranacaksa da bu da uluslararas hukukun erevesinde yaplr.
Bu drt temel esas zerinde Trk d politikasnn yrtldn
gryoruz ve sonuta nasl bir Trk d politikas ortaya kt.
yle, ie dnk, tek kulvarl, edilgen, savunmac reflekslerle
hareket eden bir Trk d politikas. Aslnda bundan, tabi ok
hakszlk da yapmak istemem. O yetmi ve seksen yllk
cumhuriyet dnemi eilimlerini ben ok kabaca zetliyorum
genel eilimi ve trendi grme anlamnda. Bu anlamda belli
dnemlerde ciddi manada proaktif tutumlar da bir kenara not
etmemiz gerekebilir; ama genel eilim budur. e dnktr.
eride nasl ki rejimi korumak i politikann temel unsuruysa,
darda da son derece doktriner bir ekilde bat eksenli ilikileri
korumak, Trk d politikasnn temel hedefi olmutur. Batl
kurumlarda yer almak temel hedefi olmutur vs. imdi hep
eletirilen nokta uydu: Trkiye edilgen hareket eden,
uluslararas politikann nesnesi olan bat ekseninde srklenen
vizyonsuz bir lke bu d politika anlayyla. Evet buna
eletirimiz olabilir; fakat burada Trk d politikasnn stratejik
ve ideolojik olan batclk ve statkoculuk ilkelerini dengeleyen
iki unsuru mutlaka (gz ard) gz nne almalyz. Dengecilik ve
meruluk her zaman ve her dnem iin batclk ve
statkoculuun yol at ulusal karlara olas aykr durumlar
gidermeye alan ona ynelik sigorta ilevi gren ilkeler olarak
hemen devreye girmitir. Batclk temelinde yrttmz d
politika bizim bir biimde ulusal kar olarak tanmladmz
unsurlarla eliiyorsa Trkiye dengecilii devreye sokarak
batnn o taleplerini ve bat erevesindeki o d politikay
dengelemeye almtr. Statkoculuun getirdii bir takm
unsurlar Trkiyenin uluslararas alanda imkan ve yeteneklerini
daraltyorsa ki genellikle yledir, bunu amak iin her zaman
meruluk ilkesinin dinamik unsurundan yararlanmtr ve bunun
ok rneini verebiliriz; yani Hatay, Boazlar Szlemesi,
Montrdeki efendim daha sonraki yllardaki Koreye adam
gndermeden tutunuz efendim Somaliye adam gndermeye
kadar, Kbrs mdahalesine kadar Kuzey Irak mdahalelerine
kadar pek ok unsuru uluslararas hukukun meru sayd
eksende yrtmtr Trkiye. Dolaysyla, Trk d politikasn
her dnemde edilgenlikten kurtaran bir biimde ulusal kar
dediimiz o genel karn koruyan iki ilke olan bu dengecilii ve

184

meruluu bu dier iki ilke ile birlikte saymak zorundayz; ama


neticede deerler batllama erevesinde belirlenmi ve bu
deerler her dnemde karlarmz tanmlamtr ve bu karlar
da hedeflerimizi tanmlamtr ve bu hedefler de sylemlerimizi
edilgen sylemlerimizi oluturmutur. imdi ve bu eletiri
konusudur. Hep eletiri konusu olmutur d politikayla
ilgilenenler asndan. Deitirmeye ynelik ok farkl tutumlar
ierisine girilmitir; ama gerek manada bunda bir baar
salanmsa bu 2000 sonrasdr. 2000 sonras d politikann,
takip edenler bilecektir, Davutolunun sylemlerinde sklkla
vurgulad yeni bir takm ilkeler erevesinde dinamizm
kazandrlmaya, o savunmac reflekslerin yerine proaktif, tek
ynl ilikilerin yerini (Ka dakikam var hocam, ona gre devam
ediyorum siz uyarmyorsunuz. Turhan: Tamam, bitti saylr. )
proaktif tutum almtr. Trkiye artk baka eksenlerin peinde
komak yerine kendi eksenini oluturacak vs. Hepimizin yaknen
bildii yeni ilkeler kodifiye edilmitir. Problem u: bunlar aslnda
hepimizi heyecanlandran eylerdir. Trkiye, uluslararas alanda
daha ok grnecektir. Merkez lke olacaktr. Dzen kurucu lke
olacaktr. Vizyon temelli d politika, deer odakl d politika,
zerk d politika gibi kulaa ho gelen eyler ve bunlar
uygulamada da karln buldu. Babakan Gvenlik Konseyine
kafa tutabildi mesela deil mi? Dnya beten byktr. dedi.
Efendim, gerekirse yeni bir BMnin kurulmasndan bahsetti.
ddial eyler sylendi. Ve ite geen gn ifade ettii gibi Kimse
bize parman sallayamaz. ifadesi aslnda Trk d politikasnn
son on ylnda her zaman sylenen bir laftr ve Davosta daha
yksek sesle ve net bir biimde sraile sylenmitir. imdi biz
bunlarn maliyet cephesine hi bakmadk ve d politikayla
ilgilenen herkes bilir ki: siz eer gcnzn tesinde kar
tanmlamas yapmsanz, deer tanmlamas yapmsanz,
bunlarn maliyetleri olacaktr ve problem Trkiye bu maliyetleri
kaldrabilecek midir?. Btn soru bu aslnda ve Trkiyenin gc
bu maliyetleri karlamaya yetecek midir? Game over. Evet sre
bitti. Birka hususa dikkat ekip birka dakika ierisinde
toparlayaym. Trkiye bu yeni dnemdeki tutumuyla
statkoculuu bir kere kesin olarak terk etmitir. Dzen kurucu
aktr ilkesi bunu ok ak bir biimde gsteriyor. Efendim,
batcl yeniden yorumlamtr. 2003-2010 aras yapt yorum
ok ynl d politika hepimizin houna gitti. Batyla daha eit
dzeyde iliki kurma; fakat 2010 sonras deer ykl, deer

185

eksenli d politika denildiinde Bizim bu deerlerimiz


nelerdir? sorusu pek oumuzca batl deerler eklinde tezahr
etmeyecektir ve deildir zaten. O zaman soru: Batclk ilkesinin
yerini ayn ilevi grecek ve Trk d politikasnn imkan ve
yeteneklerini daraltacak onun pragmatizmden uzaklatracak
yeni bir ideolojik kaygyla m Trkiye hareket edecek?. Eer
yleyse hakikaten Trkiye uluslararas alanda gcnn
yetmeyecei bir ie soyunmu demektir ve benim en azndan
gzlemlerim o ki: Trkiye evet deer odakl d politikayla ve
daha sonra bunu bir syleme de dntrdler biliyorsunuz.
lkeli duru sylemiyle tam da bu szn ettiimiz noktaya geldi.
Gcnn ok tesinde karlarna ne kadar hizmet ettii belli
olmayan bir biimde batcl deitirdi. Dardan kimilerince
neo-osmanlc kimilerince islamc olarak alglanabilecek ama
karar alclar bunlar reddettii iin onlarn szn esas alsak bile
sonuta Trkiyenin d politikasna yn veren deerler olmaya
balad ve bu deerler elbette karar alclarn muhafazakar
kimliinin de gsterecei gibi islami deerlerle son derece
ikindir. Bunlarda bir mahsur da olmayabilir; eer gcnz
yetiyorsa. Yani, gerekten blgede dzen kurucu bir rol
oynayabilecekseniz mahsuru olmayabilir. Merkez lke olmaya
niyet etmisiniz; ama merkez lke olmadan merkez lkecilik
oynamaya baladnzda ciddi sorunlarla kar karya
kalrsnz. Trkiyenin 2010 sonras savrulmasnn altnda yatan
durum budur. Trkiye, iddial d politikasn o rasyonaliteyi g,
kar, deer ve sylemler arasndaki dengeyi salayamad iin
bugn savrulmu durumdadr bir utan bir uca. Bu bir esneklik
deildir. D politika esnektir; ama bu bir esneklik deil; nk
burada taban tabana zt bir pozisyon var ve Trkiye artk iddial
bir aktr olarak grlmyor Orta Douda. htirasl bir aktr
olarak grlyor ve Trkiye o nedenle bu geri dnsz bir ey
midir? Yapsal bir ey midir? tidalli hareket ederse ihtirasl aktr
olarak belki grlmeyebilir; ama ben onun iaretlerini ok
almyorum.Houmuza gitse de gitmese de, benim houma
gitmiyor yani ilkeli duru sylemi bireysel olarak ok takdir
edebileceimiz bir ey ve ben ok takdir ediyorum. Bireysel
olarak ben de ayn pozisyonda durabilirim; ama devletler aras
ilikilerde bu ekilde duramazsnz. Gcnz buna elveriyorsa,
her durumda ayn tutarll gsterecekseniz, ayn katl
gsterecekseniz ite o zaman ilkeye srekli vurgu yaparsnz.
lkeli duru sergilersiniz. Tek banza kalsanz bile deerli

186

yalnzlk deerli olabilir; ama gcnz yetmiyorsa deerli


yalnzlk deerli bir ey deildir. Baarsz bir d politika
anlamna gelir ve maalesef Trkiyenin geldii nokta budur.
Yaplmas gereken de udur: G, kar, deer ve sylem
arasnda yeni bir rasyonalite kuracaz ve bu rasyonalite idealler
ve gerekler arasndaki dengeye uygun olmak zorunda. ok
teekkr ediyorum tolere ettiiniz iin.
TURHAN: Gerekten ok gzel bir ekilde bu kendi ifadesiyle
temelde savrulmay ksa sreli anlattlar. Syleyecei ok eyler
vard ama biz kendisini tabi kesmek durumunda kaldk. Sre
kalrsa tabi syledii eylere daha baka eyler ekleyebilir. Evet,
srada imdi sayn hocamz Erel Tellal var. Ankara niversitesi
Siyasal Bilgiler Fakltesi Uluslararas likiler Blmnden
hocamz. Uzmanlk alan zellikle Rusya. imdi biraz da kuzeye
doru gideceiz herhalde hocam deil mi? Ukrayna, Rusya ya da
Trkiye ilikileri zerine. Buyurun hocam.
TELLAL: Teekkr ederim. Ben umarm Erol arkadamn
zaman amn birazck telafi edeceim. ok ksa konumay
dnyorum. Ana hatlaryla syleyeceklerimi syleyeyim, soru
gelirse daha sonra tartrz isterseniz. Ne syleyeceim? unu
syleyeceim:
Rusyann
Ukraynadaki
politikasn
deerlendirip, Trkiye ile Rusya ile ilikilerini etkileyip
etkilemeyeceini tartacam. nce u soruyu sorarak balamak
istiyorum. imdi, 2004, 2005te bu Ukraynada ayn devlet
bakan Yanukovi ayn yntemle halk ayaklanmasyla
iktidardan uzaklatrld. Rusya buna tepki gsteremedi. Ani bir
tepki gstermedi. 9 yl sonra 2014te ayn adam, ayn devlet
bakan, ayn yntemlerle, halk ayaklanmasyla iktidardan
uzaklatrld. Bu kez Rusya bir manevra yapt ve Krm
topraklarna katt. Ne oldu da byle oldu? Yani, on yl arayla iki
benzer olay. Birinde Rusyann tepkisi deiti. unlarn
olduunu saptayabiliriz. Birincisi, 2007te Putin Mnihte
savunma toplantsnda uluslararas savunma sorunlarnn
deerlendirildii toplantda ok nl bir konuma yapt ve
Batllar uyard. Avrupann kuzeyinden gneyine bir demir
perde ekmekle sulad. Rusyann buna tepkisiz kalmayacan
syledi. 2008in baharnda Bkre, NATOnun Bkre
zirvesinde Grcistan ve Ukraynann NATOya yeliklerinin
casus belli sava nedeni sayacan syledi.2008te bununla
kalmad Grcistandaki ynetim Gney Osetyaye mdahale

187

edince Grcistana mdahale etti ve burada Abazya ve Gney


Osetya ad altnda kendisinden baka bir iki devletin tand iki
yeni devletik kurdu. 2008 ve 2009da AB ve ABD ok nemli
ekonomik krizler yaadlar ve geen yl ABD devleti kapatt on
be gn. Tatil etti devleti bteyi kullanamad iin. Yani bu
birleik devletlerin zayfladn vurgulamak istiyorum ve son
olarak 2010dan balayarak bu Arap Bahar ad altnda Orta
Doudaki gelimeler, Rusyay daha etkin bir politika izlemeye
itti; nk banda ok mdahil olmad Rusya; ama zellikle
Libyada Batllar deyim yerindeyse Rusyaya kazk attlar. Nasl
attlar? Rusyaya bir sz verildi. Kaddafi halkn ldrmesin diye
NATO snrl lekte mdahale edecekti. Rusya Gvenlik
Konseyindeki vetosunu ekti; fakat daha sonra NATO birlikleri
Libyay alt st ettiler. ktidar devirdiler.Bundan sonra Suriyede
Rusya bir daha Libya olmasn engelleyecek politikalar izlemeye
balad. imdi burada genellikle Rusyann ite proaktif d
politika izledii syleniyor. Ben buna katlmyorum. Rusya
reaktif d politika izliyor; nk burada etken olan Rusya deil.
Rusya tepki veren. Sovyetler sonras, Sovyetler Birlii sona
erdikten sonra bu eski Sovyet corafyasnda ve Dou Avrupada
yaananlar u: bu corafya Dou Avrupa askeri olarak NATOya
ekonomik olarak da Avrupa Birliine baland. Yani Avrupa
Birlii ve NATO, Rusyann snrna kadar geniledi ve 11
Eyllden sonra, ABD bizzat Asyaya gitti. Afganistana asker
kard ve Orta Asyadan sler ald. Bununla da kalmayp 2004
ve 2005 yllarnda Grcistan, Ukrayna ve Krgzistanda iktidar
deiiklikleri yaand. Buna renkli devrim dediler. te buradan
sonra Rusya tepki gstermeye balad ve bu nedenle de Ukrayna
ve Grcistann NATOya yeliklerini sava nedeni olacan
ilan
etmiti.
Yani,
Krmdaki
gelimeleri
byle
deerlendirebiliriz sanyorum. Daha nce Ukrayna deiiklii,
Grcistana mdahale, onlarn bir devam niteliinde
deerlendirebiliriz. imdi bu yaanan gelimeler hala sryor
tabi. Dou Ukraynada ne olup bittii her gn deiiyor.
atmalar sryor. Onu zaman gsterecek. Peki, bu Trkiye
Rusya ilikilerine etki eder mi? imdi ok ksaca Trkiye Rusya
ilikileri hakknda birka ey syleyeyim. Trkiye ile Rusya
arasnda yapsal bir iliki a kurulmu durumda. Her yl dzenli
olarak sosyal forum, siyasi forum, ekonomik forum toplanyor
ylda ikier defa ve bu forumlardan sonra her yl bir defa devlet
bakanlar dzeyinde grmeler yaplyor. Onun iin yani

188

yapsal bir boyuta tanm durumda ilikiler. 40 milyar dolara


ulaan bir ticaret hacmi var. Turizm var. te ekonomik ilikiler
son derece iyi. Yatrmlar iyi gidiyor. Vizeyi kaldrd. nsani
ilikiler artyor. Enerji konusunda i birlii var. Doal gaz ve
petrol anlamasnn yan sra Trkiyenin ilk nkleer santrali
Akkuyu Ruslar eliyle ina ediliyor ve bu iki devlet Trkiye ve
Rusya NATOnun Karadenize genilemesinden sonra,
Karadenize AB ve NATO glerinin girmemesi iin zenle
ibirlii halindeler. Bunlar nasl bir ortamda oluyor? yle bir
ortamda oluyor. Bir taraftan da Trkiye NATOya ye bir devlet.
ncirlikte bir askeri s varln srdryor. stelik ABD
kurmaya balad fze kalkannn bir ayan da Malatyaya
Krecike kuruyor. Yani, bir taraftan da Trkiye kendi mttefik
olarak ittifaka kar ykmllklerini de yerine getiriyor ve
Rusya bunu tolere ediyor. Ben sonu olarak Trkiye ile Rusya
arasndaki ilikilerin Suriye bunalmndan balayarak sarsldn
ama bozulmadn syleyebilirim. Suriyede benzeri yaand.
Yani, Trkiye ve Rusya o dnemdeki st dzey ilikilerini ve
temaslarn srdrerek, Suriye bunalmn Trkiye ile Rusya
arasnda bir bunalm olmaktan kurtardlar; nk Suriye
bunalm Trkiye ile Rusya arasnda bir bunalm deildi. imdi
benzer biimde Ukrayna bunalm da Trkiye ile Rusya arasnda
bir bunalm deil. Yani, Trkiyenin mdahale ederek Ukrayna
sorununa deitirecei bir boyut yok. Hani, bu ok tartlyor.
Trkiye yle mi yapmal? Byle mi yapmal? Yani, mdahale
etmeli diyenlerin mdahale nerisi yok; nk Trkiyenin buna
gc de yok. Trkiye-Rusya ilikileri buna elverecek durumda
deil. Ayrca sorularnz olursa yantlamaya alrm. Teekkr
ederim.
TURHAN: Evet. Zamanndan nce bitirdii iin sayn hocamza
teekkr ediyoruz. Herhalde Trkiyenin Suriye politikas ve
Orta Dou politikasna kyasla Trkiyenin Ukrayna
politikasna bir savrulma olduunu sylemek zor herhalde. En
azndan byle bir hemen tespit yapmak mmkn. Zaman iyi
kullanmak asndan evirmenimiz de darya gitti; ama ben
burada Amerikal konumaclarmz da hemen tantmak
istiyorum. Evet Profesr Donald Puchala Gney Carolina
niversitesi Uluslararas likiler profesr. Avrupa Birlii
zerine
konumalar
bulunmakta.
Kendisi
Avrupa
Entegrasyonunun mevcut durumu hakknda bilgi verecekler.
Evet u anda evirmenimiz burada olmad iin Erhan Hocamz

189

belki yardmc olabilir. Maalesef benim yabanc dilim Almanca.


Almanca olsa evirirdim. Doktoram Almanyada yaptm; ama
maalesef Amerikaya gitme frsatm olmad. Evet Ali Bey
kardeimiz. Biz tantm yaptk. Sayn Profesr Donald
Puchalay tanttk. Kendisinin konumasn. 17 dakika. 20
dakika en fazla. eviri de olaca iin belki daha fazla olabilir.
PUCHALA:
Seventeen minutes, all right. Ladies and
Gentleman, I am delighted to be here. I am also honored to be
invited to this congress. Its my first time in Turkey. I came two
days early, because I wanted to learn the Turkish language, but I
failed the exam, so I must speak in English. Youre all aware, I
suppose, what happened in the European Parliament Elections
last Sunday. Correct? Everybody knows. The entire Europe
parties want a significant number of six and the commentary by
Marine Le Penn let the people have spoken and they no longer
want to be led by those outside orders. What I would like to speak
about in the 15 minutes remaining is whats exactly happening
within the European Union or whats happening to the EU and
there has been a great deal of commentary and speculation at the
present time. I would like to speak about that briefly. The euro
was likely to survive and the consensus of the economic experts
is that the crisis of the euro is perhaps passing successfully. There
is some question about how the EU is going to survive. The
painful conditions in Europe today and the political problems that
were caused predate the euro crisis. They go back to the early
2000s. So that, the high growth of unemployment or austerity
didnt cause the crisis, but they made it worse. My understanding
of the currrent conditions in the EU is formed by research in the
history of European Integration. Why and How the Europe was
transformed from the theatre of incisive warfare to the zone of
lasting peace are the questions worth examining by any students
of international relations. I have to condense a great deal in a
couple of minutes, but during the period, from the 1960s to the
1980s, The European Communities were functioning well. Super
national government was proceeding and community-wide
policies were being negotiated , agreed upon and enforced. This
is the years I studied because this is one the EU was working.
Please note that during this period the European Communities
were a system of sovereign states. And the members of the EU
today remain sovereign states. Therefore, the interesting question
is under what conditions are interactions among sovereign states

190

consistently in accord?The answer is very complex. Two


minutes. I cant do it. But the essence is that their capacities to
cooperate internationally has to do with one respective
governments will to co-operate and secondly that governments
capacity to collaborate.The will to co-operate depends upon
agreement on goals. But the capacity to co-operate depends upon
domestic politics.The political will among the EU members has
been fairly constant. Although this has been deteriorating lately.
With regard to political capacity, there has perhaps never been
before any European experience the domestic political conditions
have been medicated against the international cooperations.Governments empowered democracies remain stable
and in office as long as they retain support from rather wide
cross-sections of their societies. They cant afford to alienate
groups, sectors or classes without jeopardizing their time in
office. Whats happening today, ladies and gentlemen, is that
domestic conditions are mitigating the forces enforcing
international co-operation. Again, I cant cover deeply because I
dont have time, but a good research suggests international cooperation among democracies is enforced by e sense of
community among people co-operating with countries. When
people share a distinctive way of life, when they pay attention to
each other, when they respect to each other, when they like each
other, when they trust each other, they are more likely to support
co-operation.You know whats going on in Europe now. We have
many aspects of European politics, a breakdown in community
relations among people. This a great contrast to earlier periods,
when clearly trust was there, the way of life was there, empathy
was there, respect was there, attention was there, especially
between French and Germans and its very weak now and among
other countries not al all. The domestic forces in many of the
countries are becoming increasingly nationalistic. They reject
Brussels. They reject one another.Anti-European movements are
accelerating. Anti-xenophobic forces are disturbingly attractive
to many people.I could go on with telling you what is causing
this .Time is running out. Certainly, the effects are financial
crisis. Its turned the EU into the club of creditors and debtors.
And neither the creditors nor the debtors like this. There are also
the effects of immigration. This is not an EU issue. Its greatly
hurting EU relations. There are some initiatives. Certain
countries should go faster to total integration than others, but this

191

doesnt make others very happy. And then there are the effects of
recent enlargement. Perhaps,unavoidable because of the end of
the cold war. Nonetheless, there are cultural, political, social
differences between Eastern and Western Europe. I cant deny.
We cant deny the history of the last forty or fifty years. There
are very different conditions in the two parts of Europe.
Moreover, the Eastern Europeans themselves dont deal with one
another very much. They dont like one another very much. One
cant argue that there is a strong sense of community there, so
what we have are many many forces pulling people apart.
Because they are pulling people apart, they are focusing on
politics within countries, indirections are posing international cooperation, so this affects the future of the EU. Very quickly, is
the EU going to survive? Yes, its gonna survive. International
organizations dont disappear; they just become less active.
Maybe the EU is under the attack of this. Very quickly, whats
gonna happen to Turkey? My colleagues here whenever I have a
conversation are constantly asking me and Im constantly
repeating this for fifty years.I am not going to do the history of
Turkish negotiations, right now, they arent ended, but they are
blocked. Nothing is happening. Any of all those issues. Cyprus,
the opposition of Greeces religious question, Armenian
question, there is the question of Turkish womens rights. These
questions have come up. My estimation is that most of these are
false issues. They can be resolved. Whats happening is that there
is a high degree of disapproval of the populations of many of the
western countries against Turkeys joining the EU. French,
Germany, Austria, Greece are these countries. The British
support Turkeys joining to the EU. But, it wants to get out of the
EU. In light of all of these, it isnt a good time for Turkey to want
to get into the EU. Let me end with a quote I got from one of the
newspaper by a gentleman Mehmet t. This was in one of
the English language newspaper. He says as a former diplomat
he worked for his country to join the EU. At this point I dont
take pleasure saying that this ambitious project isnt going
anywhere. After all, it may not be worth being a member in the
future. The theme of many of the presentations at this congress
have called for Turkey to reconsider its policy, directions and
emphasis, and so on. It may be also important to reconsider how
important it is to get into the EU.

192

PUCHALA EVRMEN: Trkiyeye gelmekten byk


mutluluk duyuyorum. Trkiyeye yaptm ilk ziyareti de
Ispartaya yapmaktan da gurur duyuyorum. Mutluluk
duyuyorum.Avrupa Birlii seimlerinde olan gelimelerden
hepinizin bilgisinin olduunu dnyorum. Avrupa Birlii
Parlementosu seimlerinde ironiktir ki diyor Avrupa Birlii
kart grlerin arlk kazand bir sonu ortaya ktn
sylyor ve Le Penn ayrca kendisi Avrupa Birlii kart biraz
rk bir sylemi olan birisi. Onun da halkn szn sylediini
sylyor. Geriye kalan on be dakikalk sre ierisinde Avrupa
Birliinde u ana kadar neyin olup bittiini ve hali hazrda neyin
olduunu sizlerle paylamak istiyorum. Avronun para birimi
olarak bu krizden sa salim kacan sylyor; fakat ABnin bu
krizi atlatp atlatamayaca konusunda pheleri olduunu
sylyor.Avrupa Birliinin u hali hazrdaki bulunduu
sorunlarn temeli euronun ya da avronun kullanma getii
1999dan daha nceye dayandn sylyor. Dk seviyede
olan gelime ya da isizliin art euro krizine sebep olmad;
fakat euro krizinin etkilerinin halkta daha fazla grlmesine
sebep oldu. Avrupa Birlii Entegrasyonu ile ilgili bir kitap yazd
hocamz. O kitabnda da bu srecin ncesinde gelenleri
zetlediini sylyor. Uluslararas ilikiler alanyla ilgili olan
her kiinin anlamas ya da cevaplamas gerektii soru: asrlarca
savalara sebep olmu, kanl savalara sebep olmu bir ktann
nasl oluyor da bar ve ekonomik refahn devam ettii bir yer
olduunu anlamas gerektiini sylyor. Avrupa Birlii ya da
Avrupa Topluluu o zamanki ismiyle 1960 ile 1980 arasnda
gayet verimli bir ekilde alma gsterdi. Hkmetler st
kurumlarn AB iindeki etkisinin o dnemde arttn gryoruz.
Bu 1960-1980 yllar arasnda zellikle hocamz Avrupada
bulunmu ve o zamanlarda AB zerine alma yapm ve o
zaman da tecrbe ettii ey ABnin o dnemde tam olarak
alt. Bu dnemde Avrupa Topluluu lkeler arasnda bir
birlik olarak alyordu. Hali hazrdaki ABdeki her lke kendi
egemen politikasn srdrecek ekilde politika yapyor. Bu
zgr politika gden lkelerin ilikileri AB bnyesinde nasl
incelenebilir?Bunun cevab ok karmak. ki dakikada
anlatlacak bir ey deil. Bu hkmetler st giriimi baarya
ulamasnn en byk anahtar bu lkelerdeki hkmetlerin i
birliine yatkn olmalar ve istekli olmalardr. Bu i birliinin
baarya ulamasnn bir sebebi de konulan amalara ulamada

193

da ayn fikirde olmas gerektiidir. Bu konulan hedeflere


ulamak iin de bu lkelerdeki i politikann da gz nne
alnmas gerekmektedir. Bu ibirlii iin lkelerde oluan siyasi
irade greceli olarak devamllk arz ediyor.Fakat bu irade son
yllarda sekteye uram durumda. Bu lkelerdeki i siyaset
unsurlar entegrasyonun nnde bir engel tekil etmeye balad.
lkelerdeki hkmetler halklarndan aldklar destek orannda
iktidarda kalabiliyorlar. Kendi lkesindeki gruplar dlayarak
amalarna ulamann zor olduunu sylyor.lkelerde hala
gnmzde olan olay u ki diyor: bu lkelerdeki i siyaset
ABnin entegrasyonunda engel tekil etmeye balad. Bu
demokratik lkelerin birbirleriyle olan ilikileri glendike
entegrasyon da gleniyor. lkeler birbirleriyle iyi geindii
srece bu entegrasyonun ve birlemenin daha da arttn
sylyor. Avrupada u an neyin olup bittiini biliyor musunuz?
ABde olan biten her eyi halklar arasndaki ilikiler olarak
zetleyebiliriz.Ksaca Fransa ve Almanya arasndaki ilikilerin
deitiini sylyor.Avrupa Birlii lkelerindeki insanlar
gittike daha milliyeti, daha ulusalc bir yapya
dnyor.Brkseli
merkezi
hkmetin
stnln
reddetmeye balyorlar. Birbirlerini reddediyorlar. AB kart
hareketler byk bir ivme kazanm durumda. Avrupa Birlii
iindeki yabanc dmanl da bir art gstermekte ve bu
yabanc dmanl halklardan daha bir destek almaya balad.
Bu olumsuzluklara sebep olanlar detayl olarak anlatabilirim
ama diyor zamanmz yok fakat en byk etken tabi ki ekonomik
kriz. Bu durum AByi borlu ve bor veren kulbne evirdi.
Kredi verenler de bor alanlar da bu durumdan memnun deiller.
Gmenlik hususunda da sorunlar var; fakat bu sadece AByi
ilgilendiren bir sorun olmaktan kmtr.evirmen: Baz lkeler
entegrasyon asndan daha hzl davranmak durumunda kalyor;
ancak bu durum dier lkeleri rahatsz ediyor. Avrupa Birliinin
u andaki durumuna dier bir sebep de Dou Avrupa
genilemesi. ABnin Dou Avrupa lkelerini souk sava sonras
ivedilikle kabul etmesi ve bu lkelerin birlie alnmas. Dou
Avrupa ile Bat Avrupa arasnda anlamazlk olduu gibi Dou
Avrupa lkeleri arasnda da anlamazlklar olduunu sylyor.
Ve Trkiye Avrupa Birlii ilikileri asndan deerlendirme
yapacak imdi. AB mzakereleri yavalamakla kalmad u anda
tamamen
durmu durumda tamamen. Bu Avrupa
mzakerelerinin durmasnn baz sebepleri Kbrs sorunu,

194

Yunanistann Trkiyeye olan vetosu, baz evreler Ermeni


sorununu dile getiriyor ve hatta Trkiyedeki kadna ynelik
iddetin bile Trkiye aleyhine kullanldn sylyor. Fakat bana
gre bunlarn ou tabiri caizse sudan sebepler ve kolaylkla
zlebilirler. Trkiyeye AB lkeleri halklarndan da bir
kartlk var. Mesela Almanya, Fransa, Avusturya, Yunanistan
kamuoyu Trkiyenin AB yeliine kar. Trkiyeye destek
veren ender lkelerden bir tanesi de ngiltere. Fakat ngiltere de
ABden kmak istiyor zaten.Btn bunlar gz nne
alndnda. Tabiri caizse Ne iiniz var ABde? demek
istiyor.Mehmet t bunca yldr Trkiyenin AB yesi
olmas iin altn ancak, hali hazrdaki durum gz nne
alndnda Trkiyenin AB yesi olmasnn Trkiyenin
yararna olduunu dnmediini sylyor. Bu konferansta
sylenen dier bir nemli ey de Trkiyenin kendisini daha aktif
hale getirmesi gerektiidir. Trkiyenin aktif hale gelerek
sorunlarnn zebileceini sylyor.
TURHAN: Evet, sayn Puchalaya bu ksa sredeki gerekten
konuyu zetleyen konumas iin ok teekkr ediyoruz. AB
parlamento seimlerinin hemen arkasndan byle bir konuma da
gerekten isabetli oldu. AB ierisinde zellikle rkln arttn
kendisi vurguladlar. Gerekten bunu da gryoruz. Ben sk sk
Almanyada bulunuyorum. Almanyada uzun bir sre kaldm. u
an Mnih Eyalet Yksek Mahkemesi nnde Nasyonal Sosyalist
Yeralt rgt davas grlyor. Oraya da Dileri
Bakanlnn gzlemcisi olarak katlyorum davalar takip iin
ve orada Alman kamu grevlilerinin bu olaylarla ilikisinin
ortaya kmamas iin Alman kurumlarnn ne kadar gayret sarf
ettiklerini, yani, Alman istihbarat rgtnn ondan sonra
ajanlarnn bu cinayetlerinin ilenmesini nasl grmezden
geldiklerini ortaya kmasn engellemek iin ne kadar gayret
ettiklerini gryorum. Avrupada Trklere ynelik rklkla
ilenen cinayetlerin korkutucu ve endie verici boyutlarda
olduunu da burada belirtmek istiyorum. Evet daha fazla zaman
geirmemek iin hemen Sayn Profesr Victor Romanoya sz
veriyoruz. Barry niversitesinden. Kendisinin sosyolog
olduunu ABDde rklk zerine de almalar yaptn
biliyoruz. Sz kendisine veriyoruz.
ROMANO: Thank you, Dr. Faruk Turhan for this kind
introduction. I dont speak Turkish, but I assume its wonderful.

195

I also want to thank to Sleyman Demirel University and its


president for hosting me and the Turkish American Federation
for the sponsorship of my visit. Lastly, I would like to thank my
co-author of this paper that was submitted to Western Journal of
Black Studies I will be presenting today.And finally, Mr. Ali
Demirta for translating. If you dont like anything I say, you can
blame him. Today, I am gonna be discussing the racism in the
Unites States. The title of the presentation is benevolent racism
upholding the racial inequality in the name of black
empowerment. Racism in the USA like in many other places is
evolving and only change is practice. The analogy of racism is
being like a virus. I think it is appropriate one.And like a virus it
adapts to the medicine that is created to treat it. Racism also
adapts to societal solutions to overcome it. Since the Civil Rights
Movement in the USA in the 1960s, several examples of post
civil rights racism have emerged in the USA.This new forms of
racism in the USA arent proposed on the idea of any racial
hierarchies like they were in the past.Before they manifested the
labeled prejudice and legal discrimination, so they are not today.
New strengths of racism upheave on the basis of liberal ideas.
Ideas such as: meritocracy, free markets and softer lines. So these
liberal values are presented as racially neutral and evoked by
Whites to maintain the system of racial domination. In other
words, they are evoked by member of dominating groups and
they reject policies. They are designed to challenge racial
inequality, assert to presume moral and cultural deficiencies and
finally to normalize the system of Whites racial privileges.
Existing racial inequalities in all sectors of US society whether in
housing, whether in wealth, access to education, medical
treatment, life expectancy are explained as anything but race not
the result of racism. There must be some other explanation for
this. Does that involve the process of deracialization? In that,
they attempt to discourage treating minorities as a special class
of people with a unique set of experiences and problems. They
encourage minority populations to see themselves individuals,
responsible for their own position and situation as opposed to the
members of the historically oppressed group. And it urges
minorities to abandon any values that might hinder integration or
upper social mobility. Although we agree with the scholarship on
post civil rights racism, our aim in this paper was to develop an
alternative conceptualization opposed to post civil rights racism

196

particularly the one directed against Blacks or African


Americans. We titled this conceptualization benevolent racism
and benevolent racism acknowledges racial inequality and white
privilege but whats disturbing about it legitimizes and reinforces
racial policies in the name of benevolent aims, black
empowerment or defending the black community. The primary
characteristic of benevolent racism is that is it is not predicated
on the process of deracialization. There is often an explicit
acknowledgement of racial inequality. However, the solutions
proposed would further empower inequality. Current examples
of benevolent racism in the US society today are things like, the
stop and frisk practices, the program in New York city in
Philadelphia, as well as the opposition to gun control. Under this
stop and frisk program, within the past decade, five million
pedestrians have been stopped in New York city and searched by
police Guns, drug, alcohol have been arrested if they were found
to possess these on the person. Of the five million pedestrians
searched 89 % were Black or Hispanic. These two group of
people, Blacks and Hispanic compose only 54% of citys
population. What is particularly relevant for the purpose of this
discussion is the arguments used by the former mayors and
commissioners of New York city to justify this program. I think
this is a good example of benevolent racism. The police
commissioner Kelly at that time noted that because African
Americans and Hispanics are disproportionately the victims of
murder, this stop and frisk program was in fact helpful for the
African Americans and Latino communities. So, to begin
concluding, what can be done about benevolent racism as well as
other forms of racism in the US?, but I think this is also applicable
to other contexts as well. In terms of ending racism as an
institution, as something that systemic and built into the
operation of society, three things must be done. The first is to
remain vigilant to how racism continues evolving and
perpetuates itself within a society so we may combat it. The
second is education. Particularly of majority population within a
country to cure them to stop racism. And lastly, we must improve
the living conditions to access economic and educational
opportunities for minority populations that have been historically
marginalized and oppressed within a society. In the interest of
time, Ill stop here and I will be happy to engage any of your
questions. Thank you.

197

ROMANO EVRMEN: Trke bilmiyorum; ama umarm


isminizi doru telaffuz etmiimdir. Trk Amerikan Federasyonu
ve SDye beni davet ettiiniz iin ok teekkr ederim.
(Kendisiyle beraber bu makaleyi yazan kiiye teekkr ediyor.)
Son olarak da ben Ali Demirtaa teekkr ettiini sylyor. Eer
yanl bir ey sylersem sorumlusu Ali Demirtatr diyor.
Konumann ana bal ABDde rklk. Bugnk konumamn
ana bal iyi huylu rklk diye tabir ettiimiz, Amerikadaki
rksal eitsizliin Afrikal Amerikan dediimiz siyahlar
glendirerek baka bir ekilde devam ettirilmesi. Amerika
Birleik Devletlerindeki rklk srekli olarak deien bir olgu.
Irkl virse benzetebiliriz. Virslerin bulunan ilalara
gsterdii baklk gibi, rklk da kendisini yok etmeye
alan toplumsan zmlere de baklk gsteriyor. zellikle
1960l yllarda Amerikada Sivil Haklar Hareketinin balad
bu dneme kadarki gelimelerden bahsedecek. Ksacas
kendisinin bahsetmek istedii u andaki Amerikadaki rkln
1960lardaki Sivil Haklar Hareketinden nceki rklktan farkl
olduunu sylemek istiyor ve bu farkllklar aklayacan
sylyor. 1960dan nce ak bir ekilde ifade edilen Amerikan
toplumunda ve anayasasnda aka ifade edilen bu rkln
gnmzde daha gzle grlmeyecek ekilde devam ettiini
sylyor. Amerikadaki bu yeni tr rklk liberal bamszlk
idealleri ile ykseliyor. Liberalizmin serbest piyasa gibi
ekonomik prensipleri rkl uyguluyor. Serbest piyasa
ekonomisi kendisine braktnz zaman kendisini dzeltiyor, bu
rklk da kendi kendi brakldnda onun da dzelecei mant
var. Bu yeni dzen rklk beyazlar tarafndan tarafsz olarak
kabul ediliyor. Bu hali hazrdaki dzen, beyazlar tarafndan
merulatrlmaya allyor. Amerikadaki eitim ve salk
hizmetleri ve bu hizmetlere eriim konusundaki baz sorunlar
rklk vastasyla da aklanabiliyor. Bu yeni tr rklk 60
ncesi rklk ile kyaslandnda siyahlar ve aznlklar zel bir
stat olarak grmeyip kendi sorunlar olduunu ve onlarn
halledilmesi gerektiini sylyor. Bu siyahlarn ve aznlklara
mensup insanlarn sorunlarn kendi abalaryla zmesi
gerektiini ve tarihsel srece bakld gibi her zaman ezilen
toplumun bu ksmnn olmadn sylyor. Bu siyahlara ve
aznlklarn topluma entegre olmasna engel kltrel vs.
uygulamalarn da kalkmas konusunda almalar yapldn
sylyor. Bu zellikle sivil haklar hareketinden sonra gelien

198

rkln zellikle siyahlara yneltildiini sylyor. Bu yeni tr


rklkta zc olan eyin Amerikadaki beyazlarn siyahlar
glendirme vastasyla bu rkl devam ettirdiini sylyor.
yi huylu rklk anlamnda 1960 ncesi dnemle
karlatrldnda tabi daha iyi huylu olarak tanmlanyor.
Amerikada rklk yapldnn Beyazlar tarafndan kabul
edildiini ve ne srlen zmlerin sorunlar zmek yerine
rkl daha da artrdn sylyor. Bu tr rkln
rneklerinden bazlar silahlanma kart hareketler, siyahlarn ve
aznlklarn grld yerde durdurulup aranmasdr. Panel
ncesi bu aramalarn nasl merulatrldn sorduumda yle
bir cevap aldm. Eer durdurulup arama gerekleirse bu
insanlardaki silahlar alnr ve bylelikle iki grup arasndaki iddet
azalr gibi bir aklama yapldn syledi. 5 milyon insann
gereksiz olarak durdurulup stlerinin arandn ve bunun
anayasaya aykr olduunu ve bu uygulamann New Yorkta
yapldn sylyor. Bu rast gele polis tarafndan durdurulan
yayalarn yzde seksen dokuzu Afrikal Amerikan dediimiz
siyahi vatandalard. Siyahlar ve Meksikallar New York ehri
nfusunun sadece yzde elli drdn oluturuyor. te bu son iki
New York valilerinin yapt bu uygulama iyi huylu rklk
dediimiz uygulamann bir rneidir. Amerikadaki baka bir
sorun da bu siyahi toplumun iinde de iddet sorunu var ve New
York valisinin durdurma ve st arama uygulamasn
gerekletirmesinin bir nedeni de bir nevi bu iddeti durdurmann
bir yolunun da bu olduunu syleyip baka tr bir rkla yol
amasdr. Peki rklk konusunda Amerika zerinde ve dier
lkelerde neler yaplabilir bu sorunu zmek iin? Irkln
kurumsallamasn nlemek iin ey yaplabilir. Birincisi
rkln toplumda nasl gelitiini ve deitiini ve evrim
geirdiini bizlerin farknda olmas. kinci zm bir lkedeki
ounluun aznla kar eitilmesi ve bu ounluun rklk
sylemi gelitirmesinin nne geilmesidir. nc olarak
yaplmas gereken ey tarihi olarak fakir olan aznlklarn bir
nebze de olsa da zenginletirilmesi yaam koullarnn
iyiletirilmesi. Zaman kstlamasn gz nne alarak burada
noktalamak istiyorum.

199

200

PANEL V
KRESEL REKABET VE LETME DAVRANILARI
Prof.Dr. Nurhan PAPATYA (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Mustafa TMER
Prof. Dr. Ali AKDEMR
Prof. Dr. Mustafa ZBLGN
Do. Dr. Orhan ELMACI
Dr. Rt BOZKURT
PAPATYA: Sevgili meslektalarm deerli konuklar,
srdrlebilir rekabeti stnlk ve giriimcilik konulu
panelimize ho geldiniz. Uzun vadeli ekonomik kalknma ve
kresel pazarda rekabet avantaj salamak iin srdrlebilirliin
ynetimi, dier bir deyile kaynak tabanl stratejik uygulamalarn
gndeme getirilmesi hzla artmaktadr. Artk dnyada ve
lkemizde birok irket faal olduu sektrde nemli ve ncelikli
srdrlebilir temalarn belirleyip bu dorultuda stratejik
avantaj yaratacak rn, hizmet ve i sreleri gelitirmektedirler.
te bu nedenle srdrlebilir rekabeti stnlk ve giriimcilik
konusunda sorunlarn gndeme getirilmesi, zm yollarnn
oluturulmasyla ilgili olarak panelimizin baarl geecei
inancyla katk koyan tm kurumlara ve bizi krmayp ok
uzaklardan gelen sayn panelistlerimize ve sizlere teekkr
ediyor hepinizi sevgi ve saygyla selamlarken, konumay ilk
olarak Do.Dr. Orhan Elmacya brakyorum.
ELMACI: Sayn bakan sayn konuklar, sizlerle bugnk
temaya uygun bir biimde genel olarak anlatacam konular
genel balklar itibariyle u ekilde belirtmek istiyorum. Ben
konumamzn ok snrl olmas nedeniyle genel ereve
ierisinde Rekabetilik anlamnda Trkiyenin konumu nedir?
kinci olarak firmalarn rekabet gleri nelerdir? Rekabet gcn
len yntemler nelerdir? Ve zellikle niceliksel ve niteliksel
balamda iletmelerin rekabet gcn lmede kullanlan
yntemler zerinde sizleri bilgilendirmek istiyorum. lk olarak
baktmzda lkelerin genel anlamda rekabet glerinin
llmesinde iki temel ana tema vardr. ilki refah dzeyini

201

artrmak, ikincisi de lkedeki firmalara lojistik destein


salanmasdr. zellikle Trkiyeye baktmzda niceliksel ve
niteliksel olarak hem milli gelir hem de ihracat gstergelerine
karlatrmal olarak baktmzda, dnya ekonomik formunun,
uluslar aras ynetim gelitirme enstitsnn, birlemi
milletlerin ve OECD nin rekabet gc ile ilgili almalar
yaptn grmekteyiz. Uluslar aras rekabet formunun bu konuda
daha etkin bir biimde gzlemleme yaptn grmek
mmkndr. imdi zellikle uluslar aras rekabet endeksi
ierisinde 12 tane endeksin 3 tanesine ana tema olarak bakarsak
bunlar: 1. Temel Gerekliler 2. Verimlilik artrclar 3.
novasyondur. imdi ben bu balamda 2009-2010 yllar
arasnda Uluslar aras Rekabet Formunun gstergeleri itibariyle
incelersek, Trkiye 133 lke arasnda 61. Sradadr. 2010-2011
yllarna bakarsak 139 lkeden 61.srada, 2011 ylnda 142 lke
arasnda 49.srada, fazla uzatmadan 2013-2014 yllarnda 148
lke arasnda 4.45 puanla 44.sradadr. Kresel Rekabeti
endeksinin uluslar aras rekabet formu tarafndan bunlar en koyu
yeil renkten griye doru renklendirilmitir. Bu balamda firma
baznda ya da lke baznda baktmzda srdrlebilir rekabet
gc iin unlar sylenebilir. lk olarak d evreye uyum
salayamayan lke, sektr ya da firmann srdrlebilir rekabet
gcn elde etmeleri mmkn deildir. Bunlar ya
bamszlklarn kaybedecekler ya da kaynaklarn bakalar
kullanacaktr. kinci olarak maddi ya da maddi olmayan
kaynaklarn etkili ve verimli bir ekilde kullanamayan lkelerin
genel verimlilik dzeyleri ve maliyet stnl salamalar
mmkn olmamaktadr. Yani rekabet gcnn temel gstergesi
nedir diye bakarsak, genel verimlilik dzeyini en iyi bir biimde
salayan ve maliyet stnl salamasdr. Bu hem lke
baznda hem firma baznda da byledir. Ayrca literatre
baktmzda u maddeler de karmza kmaktadr: mteri
odakllk, kalite, zamannda retim, rn eitlendirmesi ve
inovasyon gibi maddeler de sylenebilir. Ama ana temada genel
verimlilik dzeyi ve maliyet stnln artran iletmeler
rekabet stnl salamaya devam ettiklerini sylemek
mmkndr. te yandan mikro anlamda bakarsak olaylara,
iletmelerin temel yeteneklerini etkili bir ekilde kullanmalar
gerektiini
sylememiz
gerekiyor.
Drdnc
olarak
baktmzda tm bu deiimlerin zellikle lke baznda altyap
ve styapda byk deiimler meydana getirdiini sylememiz

202

mmkndr. Beinci nemli tespitim ise iletme baznda


iletmenin genetik kodlarnn da (mteri, teknoloji, maml,
retim sreleri, insan kaynaklar, ynetim tarzlar, iletme ii
iklim gibi.) etki ettiini sylemek mmkndr. Altnca nemli
tespit u: ister lke baznda, ister firma baznda ya da sektrel
bazda olsun iletmelerin srdrlebilir rekabet gcn
muhakkak lmek gerekiyor. zellikle altn izmek istediim
nokta finansal olmayan gstergelerinde iin iine katlarak bu
gstergelerin yaplmas ve analiz edilmesi gerekiyor. Ve buna
gre stratejik yol haritalarnn belirlenmesi gerektiini
sylemekte yarar var. Ben zellikle lke baznda una vurgu
yaparak szlerimi tamamlamak istiyorum. Eer lke baznda
rekabet gc elde edemediiniz takdirde yani maddi ya da maddi
olmayan kaynaklarnz etkili ve verimli bir ekilde
kullanmadnz takdirde bunun sonular demokrasiden
kopmadan balayarak, yoksulluun artmas, adil bir blmn
salanamamas, milli gelirde azalmalar gibi niceliksel ve
niteliksel sonularn domasna yol aacan belirtmekte yarar
var. Bu anlamda yine uyarladmz eer bir lke dk rekabet
gc dzeyinde ise dk verimlilik art, fiyatlarda art, birim
maliyetlerde art, satlarda yavalama, ulusal fabrikalarda
kapasite kullanmlarnn azalmas ve sermaye birikimlerinin
yatrmlara dnmesi ve sonu itibariyle yine rekabet gcnn
azalmasna neden olduunu sylemek mmkndr. Ben son
olarak unu sylemek istiyorum. Srdrlebilir rekabet gc
lmlemesi ile ilgili olarak iletmelerin muhakkak etkileyen
etmenleri tek tek analiz edilmesi gerekir. Yani hem d hem de i
etmenlerin birlikte ele alnp incelenmesini syleyebilirim.
Ksaca i faktrleri de iki balamda syleyerek szlerimi
tamamlamak istiyorum. faktrlere bakarsak iletme iinde kat
ve esnek faktrler olduunu grrz, d faktrlerse yapsal
dzenlemeler, doal kaynaklar, hkmet ve altyapdr. Kat
faktrlerden kast u; bir faaliyet dnemi iinde iletmelerin
deitiremedikleri ya da zerinde etki edemedikleri faktrleri
sylemek mmkndr. Esnek faktrlerde bir faaliyet dnemi
iinde iletmelerin deitirebildikleri ya da zerinde etki
edebildikleri deerleri grrz. Son szm u: ister lke baznda,
ister firma baznda ya da sektrel bazda olsun rekabet gcnn
lmlenmesinde srdrlebilir rekabet gcn muhakkak
lmek gerekiyor. lm ilemlerini yaparken de niceliksel ve
niteliksel gstergelere muhakkak baklmas bunlarla birlikte

203

stratejik yol haritalarnn belirlenmesi gerektiine vurgu yaparak


szlerimi tamamlamak istiyorum teekkr ederim beni
dinlediiniz iin.
PAPATYA: Orhan Elmac hocama teekkr ediyorum sz
Mustafa TMER hocama brakyorum. Buyurun hocam.
TMER: Evet, ilk nce klasik olarak teekkrle balym.
Gerekten sizlere byle baarl bir kongre dzenlediiniz iin
teekkr ediyorum zellikle geni kapsaml konu ve katlm
asndan gayet verimli bir kongre geiyor. Ben temelde Orhan
hocamn da deindii eylere tekrar deinmek istemiyorum. Ben
sizlerle KKTCde yaptmz bir aratrmay paylamak
istiyorum. Burada ksaca KKTC ile ilgili bir bilgiyi verirsek 2003
ylnda gney ve kuzey snr kaplarnn almas ile KKTCnde
bir ekonomik faaliyet konusunda byk bir deiim yaand. ki
toplumun birbiriyle 1974ten 2003 ylna kadar hibir iletiim
olmamt. Bu da kltrel anlamda birbirlerini tanma asndan
bir frsat oldu. imdi biraz nce Orhan hocamn da belirttii
zere rekabet edilebilirlii dzeyde(lke, irket ve irket ii)
lme imkanmz var. Bizim burada yaptmz aratrma irket
dzeyinde imalat sanayi sektrnde oldu. Ondan nce KKTC
ekonomisi hakknda biraz bilgi vermek istersek rekabet
edilebilirlik raporunda biz 2008 ylnda 135 lke arasnda 117.
Srada, 2009 ylnda 134 lke arasnda 99. Srada, 2010 ylnda
ise 140 lke arasnda 117.sradaymz. bu da size KKTCnin
ekonomisi hakknda bir fikir verir. Tabi bunlarn nedenlerine
girecek deilim ben direk olarak aratrmayla ilgili bilgi vereyim.
irketlerin rekabet edilebilirliini 4 boyutta inceledik.
Kaynaklarn mevcudiyeti yani i faktrler, d faktrler yatrm
iklimi ve evre, ncs ise giriimciliin etkisi, drdnc
faktr ise uzun dnemli performans. Topladmz verileri 2011
ylnda yaptmz bir aratrmada imalat sektrnde irketleri
ikiye ayrdk: iyi alan performans yksek irketler ve
performans dk irketler olmak zere. Ve bu iki gruptaki
irketleri acaba ne ayrtrr bulmak iin ise discriminant analizi
yaptk. Sonu olarak, dk ve yksek performans discrimine
eden yneticilerin eitim dzeyi, yneticilerin internet kullanm,
teknolojideki yatrm art, ii saysndaki art, ii bana
den maliyet. Bunlar baarl ve baarsz irketleri ayrtran
faktrler olarak ortaya kt. irketleri ayrtrmayan boyutlar ise
yneticilerin ya nemli kmad, cirolar ayrtrmyor, ii

204

says da ayrtrmyor, teknolojik kaliteli yatrm da


ayrtrmyor. lgintir ki irketin piyasadaki ya da
ayrtrmyor. Ben KKTC ekonomisi ile ilgili biraz daha bilgi
vereyim. malat sektrnde %32 gda, %11 mobilya, %7.5 softdrink(alkolsz iecek) ekilde sralanyor. Toplam imalat
sektrndeki firma says 228 lke kk olduu iin. Yllar
itibariyle temel ekonomik faaliyetleri oransal olarak imalat
sanayi 1970te toplam sektrler arasnda %48.9 orannda,
1998de %25e dm, 2004 ylnda ise %20ye dm.
Dolaysyla yllar itibariyle imalat sektrnn toplam sanayideki
oran %50lerden %20lere kadar dm oldu. Bunun yannda
toptancl ve perakendecilik sektr %16dan %36ya kt. Otel
ve restorant sektr ise %8den %16ya kmtr. Buda bize
temel ekonomik faaliyetler asndan KKTCnin bir yaps
hakknda bizlere bilgi vermektedir. Birde son olarak, iletmelerin
%91.6s 0-9 aras ii altryor, %7si 10-49 ii, %1.2si 50249 aras ii altryor. Sadece %0.2 si 250 ve yukar ii
altryor. buda size KKTC imalat sektrnn bykl
hakknda fikir verme asndan baka bir rakam. Evet teekkr
ediyorum.
PAPATYA: sayn Mustafa TMER hocama teekkr ediyorum
sz Ali AKDEMR hocama brakyorum. Buyurun hocam.
AKDEMR: Teekkr ederim sayn bakan. Deerli davetliler
ho geldiniz otururumuza. Benim konumun bal da
srdrlebilir rekabet ve giriimcilik. Tabi ncelikle byle bir
uluslar aras dzeyde organizasyonu gerekletiren S.D..ne ve
tabi bata sayn rektr Hasan bicioluna arkadalarna, sayn
dekana ve beni davet eden sayn Nurhan Papatyaya ok teekkr
ediyorum. yle mit ederiz ki sayn rektr Davos benzeri bir
organizasyonu dnya apndaki bir organizasyonu Davrazda
gerekletirmi olur. Yani bir kafiye benzerliinden teye gemi
olur diye dnyorum. Tabi byle Davos benzeri bir
organizasyonu yapabilmek iin biraz tematik bakmak gerekiyor.
yani kresel sorunlara farkl baklar diye genelletirmek yerine
daha somut ve fakat btn dnya insanlarn tehdit eden konular
ele alnrsa belki Davosun yerine gemek mmkn olmasa bile
onun dolduramad boluklar doldurarak her yl ya da iki ylda
bir S.D.. yetkinlii ile bunu gerekletirmek mmkn olabilir
diye dnyorum. nk btn dnya insanlarn tehdit eden
ok belirgin sorunlar var. Mesela yolsuzluk gibi bir problem var

205

hem bizim hem dnyann problemlerinin banda geliyor. Mesela


gelir dalm adaletsizlii var. Biliyorsunuz en son yaplan
Davos zirvesinde ana temalardan biri Oxfamn yaynlad bir
raporda dnyann en zengin 85 insannn serveti dnyann en
fakir 3,5 milyar insann servetinden daha fazla olmas. Yani
byle bir dnyada sosyal adan bir denge salanabilir mi? klim
deiikliinden daha dramatik bir sorun bence sosyal bir sorun.
Dolaysyla byle bir tema ele alnabilir. Yoksulluk konusu ele
alnabilir ve bylelikle belki de dnya apnda bir organizasyona
imza atmak olana olur diye dnyorum. Aslnda lkemizde
de sorunlar zmenin ve kalknma ve refah artrmann yegane
zmnn aslnda srdrlebilir rekabet ve giriimciliin
olduu kanaatindeyim. Dolaysyla Trkiyenin kalknmasnn
eksenine bence giriimcilii almas gerekiyor. nk hakikaten
bizim lkemizde yaadmz sorunlar zmek iin mutlaka ve
mutlaka giriimcilii yaygnlatrmamz gerekiyor. Kltr
dzeyi yksek insanlarn giriimci olduu, toplumun giriimci
olduu, toplumun yoksulluk yardmlar almalarndan dolay
gurur duyduumuz bir Trkiye deil de zengin halkn olduu,
zengin politikaclarn deil de, zengin halkn olduu bir Trkiye
yaratmamz gerekiyor. Yani politikacnn zengin olduu bir
model herhalde dnyada yoktur. Zenginlik i adamnn hakkdr.
yle deil mi liberal ekonomik paradigmada. O nedenle i adam
zengin olacak ama halkta zengin olacak. Dolaysyla byle bir
dosya amann byle bir vizyon ve topya oluturmann yolu da
bence giriimcilikten geiyor. Bu yzden lkemizin kronik
sorunlarndan bir tanesi yaygn yoksulluktur. TRK ve
MEMUR-SENin yapt aratrmaya gre lkemizde nfusun
yars yoksul ya da alk snrnda yayor. Yoksulluk snr en
son 3.700 tl olarak belirlendi. 4 kiilk aile iin ise 1200 tl olarak
belirlendi. Dolaysyla sayn bakanmz Trkiyenin parlak son
12 ylndan sz etti ama gereklerde bunlar. Yolsuzluk
konusunda mesela effaflk rgtnn yapt aratrmaya gre
de Trkiye ok parlak bir noktada deil. Sonuta baknz bu gibi
nedenlerle sayn rektre lkemizde yoksulluu ortadan
kaldrmak iin, halk zengin etmek iin ve gelir dalmn tesis
etmek iin bu gibi temalarla kongreyi yapmasn nermek
istedim. Son yllarda srdrlebilir kavram ok gzde bir
kavram olmaya balad. Kalknmada, turizmde, tarmda,
bymede, gelecek kuaklar gzetmede, politikada ska
kullanlan bir kavram haline geldi. En az kreselleme kadar

206

gzde oldu. Yaptmz eylerde srekli iyi yapmak, iyi bir eyi
kt bir eyle ntr hale getirmemek. Mesela lkede ekonomi
geliiyor diye demokraside ihlller yapma hakkmz yok
herhalde. Ya da polisin iddet uygulamas gerekmiyor.
Dolaysyla o zaman srdrlebilir olmuyor demektir. Yani sizin
yarattnz zenginliin bir anlam olmuyor. Uygar bir lkede
demokrasi yoksa ekonomik zenginlii ne yaparz ki! Ekonomik
zenginlik iyi ama zgrlk ortadan kalkarsa ne olacak! Yani
birgn diktatr ya da otoriter arkadamz bu bize uymuyor ya da
terr yuvas haline geldi diye gelip zengin bir i adamnn mal
varlna el koyarsa ne yapacaz! Bu mnasebetle srdrlebilir
iyi bir ey yapyorsanz bunu devaml iyi yapacaksnz ve kt
bir ey yapmayacaksnz. Demokrasinin ok gelimedii
lkelerde lkeyi ynetenler ne yazk ki byle bir haklar
olduunu dnyorlar. Demek ki ayn ocuklar gibi iyi bir ey
yapnca kt bir ey yapma hakk olduunu dnmek gibi bir
yanl tutum var diye dnyorum. Srdrlebilir rekabet
dediimiz zaman da herhalde bunu tam rekabet diye anlamak
lazm. Yani giri-k serbest, gelimenin yenilie, fiyata,
maliyete bal olmas yani rekabet avantaj elde edecekseniz
mutlaka bunun yenilik merkezli olmas fiyat merkezli olmas ve
maliyet merkezli olmas gerekiyor. imdi baknz burada biz
genellikle Trkiyede sahip olduumuz doal kaynaklardan sz
ederiz. Trkiye teknolojiye sahip olmasa da aslnda sahip olduu
tarmsal olanaklarla ok iyi bir durumda diye vnrz. Ama
esas olarak zenginlik yaratan giriimcilerdir(renciler, genler,
sanatlar, retmenler, retim yeleri gibi.) nk sreklilik
arz ediyorlar. Bu bakmdan bu prensipler nda giriimcilik
performansmza baktmz da 2002de bizim potansiyel
giriimci oranmz gittike ykseliyor %7lerde. Yeni giriimci
oran %4ten %6ya ykselmi, 3,5 yldan daha fazla giriimci
olanlarn oran yani kurumsallam irket oran ise %9lara
gelmi. Yani Trkiye de artk giriimci olmak isteyen insan says
giderek artyor. 2012de ihtiya odakl giriimcilik oran %31,
frsat odakl giriimcilik oran %55 olmutur. Frsat
deerlendirme oran 32.4ten 40a ykselmitir. Frsat
deerlendirirken baarszlk korkusu 2011de 22.5 iken 2012de
bu oran %30a ykselmitir. Bu noktada baka bir konuya dikkat
ekmek istiyorum. Bizim hep sanayimiz ya da i dnyamz
genellikle nitelikli insan kaynandan sz eder. Bu yzden
uygulamal bilimler ya da meslek yksekokullarna yatrm

207

yaparlar. Bu adan bakarsak nitelikli insan kaynandan nitelikli


giriimciye ulamamz gerekiyor. Burada baknz google,
Microsoft, facebook ve applen piyasa deeri Trkiyenin
GSYHsndan ok yksektir. Aslnda okta parlak bir noktada
olmadmz aktr. O nedenle bizim nitelikli giriimciye
ihtiyacmz var. Bu da yksek retim mezunlarndan kacaktr
diye dnyorum. Mesela YKn yaptrd aratrmada
bizim rencilerimizin yaklak %50si zel sektrde, %22si
kamuda almak istiyor sadece %13 giriimci olmak istiyor ve
dier %13 retim eleman olmak istiyor. Halbuki bizim katma
deeri yksek rnler yaratabilmemiz iin ihracatmz
patlatabilmemiz iin ihracat merkezli in, Singapur ve Gney
Kore gibi kalknmay oluturabilmemiz iin ihracat odakl
giriimcilik odakl kalknma modellerini benimsememiz
gerekmektedir. ok teekkr ediyorum.
PAPATYA: sayn Prof. Dr. Ali AKDEMR hocama teekkr
ediyorum ve sz Prof. Dr. Mustafa ZBLGN hocama
brakyorum. Buyurun hocam.
ZBLGN: Srdrlebilir rekabetin gelitirilmesi iin
niversitelerin endstri ile olan ilikisine bakan bir konuma
hazrladm ben. Bu almay ngilterede bir kurum fonlandrd.
Bu kurum Trkiyedeki TBTAK edeerinde bir kurumdur.
niversite-endstri ibirlii zellikle gelimi lkelerde
srdrlebilir rekabet iin ok nemlidir. Ama gelimi lkelerde
de endstri-niversite problemli bir alandr. Bunun nedenleri,
ibirliinin nndeki engeller ve bu ibirlii olsa ne olur olmazsa
ne olur ve nasl gelitirilebilirin zerinde duracam. Benim
alanm farkllk ynetimi ve eitlik politikalar. Aslnda bu
konuyla hibir alakam olmamas gerekiyor ama farkllk
ynetimini kullanarak niversite ile endstriyi birbirine nasl
yaknlatrabiliriz sorusuna ynelicem. imdi niversite-endstri
ibirliinde ne tr engeller var? 3 temel etmen var. 1. Dnce
yaps, 2. nsan potansiyeli. 3. Kurumsal olarak. imdi bu
farkllklar ortak ama erevesinde kullanlmad zaman byk
ayrmlara neden oluyor. Dolaysyla bu farkllklar nasl
kullanabiliriz diye sorarsak, insanlar, dnceyi ve kurumlar
gelitirmek gerekmektedir. Birbirlerine yaknlatrmak gerektir.
Peki bu yaknlamay nasl salayabiliriz? Bu yaknlamay
salamazsak endstri hem Britanyada hem de Trkiyede keyfi
politikalar retmeye balar. Bilim delil temelli politikalar

208

retmez. Akademisyenler sahaya inmez. Endstri bilgisini ve


pratiini hakir grrler. Masa ba iisi konumuna geerler. Tabi
bu iki durumda srdrlebilir rekabet asndan ideal deildir.
Peki nasl ilerletebiliriz? zm nerileri olarak literatrde
endstri iin delil temelli uygulamalar var. Bunun iin de
endstrinin eitilmesi gerekiyor ve bize den grev zellikle
lisans rencilerimize teorinin nasl kullanlabileceini
retmek! Teorinin ne olduunu retiyoruz ama teorinin nasl
kullanlabileceini retmiyoruz. Bizim niversiteye yksek
kademeli bir ynetici geldi ve bu teorilerinizin hibiri ie
yaramyor hocam dedi. imdi demek ki biz teorinin nasl
olduunu anlatamamz, 4 sene niversite okuyan
rencilerimiz teorinin pratikten kaynaklanan bir ey olduunu
bilmiyorlar. Peki akademisyenlerin ne yapmas gerekiyor?
Akademisyenlerin de fildii kulelerinden inip sahay anlamalar
gerek ve pratie ynelmeleri gerekiyor. Pratii teoriye
evirebilmeleri gerekmektedir. Dolaysyla niversite ile
endstriyi yaknlatracaksak bunun bir uzlama eklinde olmas
gerekir. Ne niversite endstriye benzemeli tam olarak ne de
endstri niversite gibi alacak! te bu yaknlamada ortaklk
olacak ama farkllk korunarak bir ortaklk sz konusu olmaldr.
Peki bu yaknlamaya nereden balayabiliriz? Daha nce
dediimiz gibi insan, dnce sistemi ve kurum. Bu etmeni
nasl gelitirebiliriz, bundan kim yarar salayacak, kim zarar
salayacak? Farkllk ynetimine dnersek farkllk ynetimi
diyor ki btn toplumlarda cinsiyet, rk ve snf farkllklar baz
eitsizliklere, imtiyazlara neden olur. Kazanlm imtiyazlar
vardr kazanlmam imtiyazlar vardr. Mesela erkek olma
imtiyaz, beyaz olma imtiyaz, yksek snftan olma imtiyaz vs.
bunlar kazanlmam imtiyazlardr. Eitim kazanlan bir imtiyaz
olup kimin aldn da sorgulamak gerekiyor. Yetenek,
baarlarnz, yetkinliiniz vs. kazanlm imtiyazlardr. Byle bir
formlle yaklatmzda tam olarak Trkiye gereini
anlayamyoruz. Trkiye gereinde cinsiyet, rk ve snfn
tesinde mesela yandalk kazanlmam imtiyaz salayp
Trkiyede ok prim yapan bir eydir. Dolaysyla endstride ve
niversitelerde daha emik sahadan kan bir yaklam hemerilik,
arkadalk hi ile alakas olmayan binbir kriterle i
dndryoruz. te bu gibi ilikilerin nne gemek zordur. Bu
ilikiler pastay hi ile alakal olmayan ekilde bize
paylatryor. Peki ne yapabiliriz? imdi rekabeti artrabilmek

209

iin farkllk kapsamnda bakarsak 4 temel yaklam var:


Krllk(niversite ortamnda)bizi ok ilgilendiren bir ey deil
ama verimlilik bizi ok ilgilendiren bir eydir. niversitelerin lig
tablolarndaki konumu bir verimlilik gstergesidir. niversiteleri
ileri iten ey verimlilik, uluslar aras balantlardr. Kurumlar da
ileriye iten ey bazen krllk, hissedarlara olan geri dn. Peki
srdrlebilir rekabeti salamak iin bu yaklam yeterli mi?
Bunun kime fayda saladna bakmamz gerekir. Trkiyede
retilen bilim o kadar ngilizceye endeksli ki hangi kuruma fayda
salyor? te bu eletirel soruyu sorduumuzda paydalara
geliyoruz. Bizim paydalarmz kim? irketlerin rettii gelir
kime fayda salyor? Kmr ocaklarnda retilen kmr kime
fayda salyor? Kime fayda salarken kimi eziyor? Bunun
tesinde de yolsuzluklardan bahsedildi daha da tesi biz hangi
kurallara uyuyoruz kendi koyduumuz kurallara uyuyor muyuz?
Ben her giriimcilik konferansnda sylyorum Trklerin
renmesi gereken ey giriimcilik deil girimemek. Her eye
giriiyoruz bilsek de bilmesek de tabi hata yapmak ok iyi bir ey
ama altyaps olmayan eylere giritiimizde komik duruma
dyoruz. Altyapmz gelitirmemiz gerekiyor. Son olarak una
bakalm: bir yerde elde ettiimiz eitlik ne pahasna geldi, bu
deer zinciri nerde! Bir fikrin olumasnda o fikrin tketilmesine
geen srete kim ezildi kim kazand? te buna bakmadmz
srece srdrlebilir rekabeti anlamamzda ok zordur.
ngilterede Marks&Spencerda kadnlarn ynetim kadrolarnda
ykselmesi eer Bangladete kadnlarn tekstil fabrikalarnda
lmelerine neden oluyorsa birazck dnmemiz gerekiyor.
Kimin iin eitlik nasl saland kmr ocaklarnda o iiler
kimin iin ld? Kim ne kadar kazand? Bu soruyu
sormadmzda deer zinciri yaklamyla bakmyoruz
demektir? Burada insanlk adna tavsiyem ok basit krllk
yaklamlarndan teye deer zincirine doru gitmemiz
gerekiyor. Teekkr ediyorum.
PAPATYA: sayn Prof. Dr. Mustafa ZBLGN hocama
teekkr ediyorum ve sz son olarak Dr. Rt BOZKURT
hocama brakyorum. Buyurun hocam.
BOZKURT: Deerli arkadalar aslnda ben buraya gelirken
yle bir iddiayla gelmitim. Salondan gidenler bu akam
evlerinde uyumayacak diye ama yle bir ey siyaset arpmasna
uradk ki tabi byle dar zamanda deha da deilim biliyorsunuz

210

deha nedir diye sorarlar. deha; en karmak eyi en basit ekilde


syleyen adamdr. Deha olmadm iin onu yapamayacam.
Bide rahmetli Ahmet Rasim bir gazeteye girmi alrken demi
ki yaz yazacaksn ne yaz yazacaksn demi ki ok ksa
yazacaksn 30 lira isterim demi yaz bana niye demi ksa
diyorsun e peki uzun yaz demi o zaman 10 liraya yazarm demi.
imdi ben byle ksa olduu iin size ok ey anlatacam.
ncelikle hakikaten gerekten buraya gelirken bu Anadolu
niversitelerinde ok nemsediim iin ok farkl hazrlamtm
ama iinizde merakl olanlar dnya gazetesinin cumartesi gnleri
ya da Rt Bozkurt google ke yazlar diye girerseniz orada
ularsnz burada syleyeceklerimizin metinine de verdim
niversiteye metin fotokopisini de alabilirsiniz. Ve gazetede
ulaabilirsiniz syleyeceklerimin bir zetini yaynlayacam.
Ama syleyeceim ey u; bir Trkiye kavramlar yani azmdan
ok kt bir laf kacakt az daha. nk ktletiren kt hale
getiren bir toplum korkarm ki srdrlebilirlik kavramn da
nmzdeki gnlerde feti hale getireceiz geliyor nk o
genilie lazm. Ayn ekilde kmeleme kavramn da iine ettik.
Ylma ile kmelemeyi kartrdk. Yakn gelecekte yle
zannediyorum ki kmelemeyi de her derde deva aspirin haline
getireceiz. Bunu bir ara olduunu unutuyoruz bu ara
arkadalar her eyi zmez. Kavramlarn cazibesi tehlikelidir.
Onun iin biraz bir noktaya getireceim. Onun iin son noktaya
geleceim son noktadan balayarak baa dneceim bakan sen
beni uyar. 2008 krizinden beri ben devaml olarak Trkiye deki
iletmeler nasl acaba yayorlar bir eylerini srdrebildiklerini
nasl proje yapyorlar diye aratryorum. Kendi abamla
herhalde bir 200 kadar iletmeyi aratrmmdr. Bunlardan
karttm ok basit sonu var. retici olsun diye yle bir ey
yaptm. Hangi kriz olursa olsun ister Hititler dneminde, ister
1929 Amerikan krizi, ister Trkiyenin yaad deiik krizler.
Bunlarda drt refleks ne kyor arkadalar hi deimeyen.
Nasl ki Darvinizm de biliyorsunuz rutinler yzde sekseni
oluturuyor deimeyenler. Deienler %20 yi oluturuyor.
Deimeyen bir yn var deimeyenin 4 tane refleksi var.
Krmz blgede grdnz mutlaka her kriz sonunda bir
tavsiye alan oluyor. imdi bu tavsiye alan dediim bunu dikkat
edin maalesef Trkiyenin kltrnde Trk kltrnde olmayan
bir olay geri ekilme ve tavsiye. Nitekim lber Ortayl Halil Naci
nin kitaplarna bakarsanz diyorlar ki Trk ordusu Osmanl

211

ordusunda nn savalarna kadar savata yenilen ordu


dalyor katiyen geri ekilmeyi bilmiyor hatta nn savanda
ekiliyor Eskiehir ovasndan geriye doru. Bir yunan
korgenerali kitabnn adn da syleyeyim Trkeye evrildi.
Felakete Doru adl kitapta diyor ki ya Trkmen dalarnn
tepesinden bakyorum diyor ki bunlar gayet dzenli ekiliyorlar
nce mevziler kazyorlar koruyorlar ekiliyorlar dzenli deyince
Yunan genel kurmay ordan diyor ki samalama diyor 600 yldr
ekilmeyi bilmeyen ey Trkiye nasl ekilmemi kitabn adn
da veriyorum Felakete Doru diye bir Yunan korgeneralin
kitab. imdi bakn Trkiyede u krmz alann byk olmas
ok sayda iletmenin bu kriz dnemlerinde batmasnn sebebi
birisi ok kk lekli olmalar ama ikincisi tamamen zihne
dayanyor arkadalar. Srdrlebilirliini salama da tamamen
geri ekilme plan yok. Bu sene aa yukar 74 yerde bu konuyu
konutum. Hemen hemen ilk anlattm zaman ne demek bu
diyenler ondan sonra pepee benden konferanslar istediler. Bu
ekilme plan nasl olur? Gelime planlarmz var ey
modernizasyon planlarmz var ama bir kriz artlar altnda
senaryolarmzda bile ok zayf ekilde ele alnyor. Onun iin
srdrlebilirliin birinci olay ekilme planlarn yapabilmektir.
Geri ekilme planlarn. Bir iletmenin yatrm fizibilitesi kadar
geri ekilme fizibilitesi yoksa o iletmenin nmzdeki gnlerde
yaama ans yok. Sebebi ne nk u grdnz fazlar yani
kriz fazlar giderek daralyor. Deimenin hz nedeniyle daha
dar aralklarda oluyor o nedenle o krizden ekilme. Bunun lek
ekonomisini lek var tane sebebi var bu batmalarn
ekilmelerin birisi lek ey rekabet edebilir lekte olmalar,
ikincisi rekabet edebilir teknolojik donanmda olmad,
ncs de rekabet edebilir ynetim anlaynn olmamalar.
Biz nemsiyoruz ama halbuki amzda iletmelerin en nemli
girdisi bak as. Rekabet edebilir bak asn benimsemeden
kesinlikle bu gelimiyor. kincisi her eye ramen bir uyum u
aada gsterdiim uyum var az bedel deyerek ya da ok bedel
deyerek uyum. Bakn Darvinin u laf var biliyorsunuz
canllarn en uzun mrl olanlar ne en aklllardr ne de en
glleridir uyum yetenei yksek olanlardr. Uyum yetenei ne
demek srdrlebilirlii gven altna almak demek hatta bakn
bu konuda aa yukar ona yakn kavram var mesela
konsolizasyon dediimiz zaman gene srdrlebilirlii
kastediyoruz
yeni
normal
dediimiz
zaman
gene

212

srdrlebilirlii kastediyoruz ama en gzeli u drakrdan


alnmadr bu; diyor ki peki nedir iletmenin temel amac birikim
yeteneini koruyarak uzun vadeli geleceini gven altna almak.
Birikim yeteneini korurken bir eye dikkat ederse o zaman
srdrlebilir oluyor neye dikkat edecek bir birincisi u doann
dzenine riayet edecek. ki doann dengesine ama asl nemli
olan doann dngsne riayet edecek ki srdrlebilir olsun.
Onun iindir ki doann dngsnden yani doann kendini
yeniden retme ki buda bir srdrlebilirlik kavram doann
kendini yeniden retme kapasitesini aan bir tketim yaparsanz
yani o zaman atmosferi delersiniz, doal kaynaklar bitirirsiniz,
sular kurutursunuz ve o zaman da srdrlebilirlii
salayamazsnz. Bunu evreyle beraber yaadnz ekolojiyle
beraber yok edersiniz. imdi ama burada imdi syleyeceim asl
olan u, imdi krizlerin artmas tehlike midir? Hayr. u sar
alanda gsterdiim frsat alan. Her kriz mutlaka kendi
frsatlarn yaratyor. Bakn her krizden sonra zengin olan var
bakn size ad vereyim. rnein Trabzonda Gndodu Mobilya
diye bir mobilya var Aydn diye bir sahibi var. Bana derdi ki her
zaman hoca ben her krizde ikiye katlarm. Bu son krizde Aydn
hadi bakalm arada taklyorum ulan eplilerden tccar kmaz
ama sen nerden ktn bir anana soralm nerden ald seni diye
soruyorum taklyorum. Ama bu krizde de gene katlad. Nasl
katlad syleyeyim bakn imdi. Uyum yetenei yani
srdrlebilirlii salamann binbir yolu var o adan diyorum.
Gitti btn dou ve gneydou Anadolu blgelerinde imamla
retmene birer baza verdi o kyde deyebilecek gte olan
ailelerin listesini yapt. Bazalar retti sonra kamyonlarn srtnda
gtrd evlere teker teker brakt hi para sormadan. Senet sepet
almadan. Peki soraym size. Aydnn acaba datt bazalardan
geri dememe yzde katr? demeyenler bir ylda %2 bile deil
arkadalar. te bakn srdrlebilirlii salamann ok nemli
eyi u. Bilinli i yapmak. Peki bilincin bileeni nedir? Bilincin
bileeni vardr srdrlebilir. 1. evrenizi sezecek ve
tanyacaksnz. 2. Kendinizi bileceksiniz. 3. Hepsiden nemlisi
gelecei ngrecek ve nlem alp planlayacaksnz.
Srdrlebilirliin temelinde bu unsur var. imdi siz dnyay
tanmadan evreye bakmadan ben imdi soruyorum. Bu harward
business Trkiye eyinin son saysnda ama ile ilgili bir yaz var
hepinize tavsiye ediyorum. Dnyada aratrlm amacn bana
tarif et diyor. Srdrlebilirliin birinci unsuru ama tarif etmek.

213

nk amacn tarif et %22 si ancak amacn tanmlayabiliyor.


Ben size syleyeyim mi! Trkiye de iletmelerin %5 i bile
amacn tanmlayamyor. %5i bile. Peki amacn
tanmlayamayan bir yneticinin srdrlebilir olmas mmkn
m deil! Birincisi ama, ikincisi u; bakn size sylyorum kim
olursa olsun sorun ki senin iini etkileyen 5 temel eilim nedir?
Senin iini dorudan doruya etkileyen? Size bunun cevabn
veremiyorsa ister sabancnn ister koun nerenin yneticisi olursa
olsun srdrlebilirlii tehlikededir. nk dnya genelindeki
eilimlerin olas frsat ve tehlikelerini bilmiyorsa olmaz.
Bilmiyorsa srdrlebilirlik salanamaz. imdi buradan yle
toparlyorum hoca hanm. Birde ey var. nc alan var daima
teknolojik nc alanlar vardr o alanlarda ar-ge yapanlar standart
belirleyenler srdrlebilirlii daha gven altna alr. Burada
srdrlebilirlikten sz etmek iin snrdan sz etmek
istiyorum. Birincisi bu kriz izgisi dediim izgide enerji
verimlilii. Bakn arkadalar Sanayi Devriminden ey tarm
toplumundan Sanayi devrimine geerken organik enerjiden
mekanik enerjiye getiimiz iin yapt devrim. devrimin znde
o var. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geerken naptk biz
dijital uygulamaya geen neydi kondansetr resitence dedim
devreleri bulmaktan getik nk enerjinin kullanmnda ok
farkllk getirdi. Enerji verimlilii birinci snr. Bir toplumda
herhangi bir iletmeci enerji snrn zorlamyorsa onu ileriye
doru zorlamyorsa srdrlebilir olmas mmkn deil. kincisi
ileri teknoloji. Trkiye u anda komik durumda arkadalar. 300 e
yakn organize sanayi blgesinden benim gitmediim tekbir
organize sanayisi yok. retilen rnler kardeim ucuz emee
dayal 1.5 dolara satlabiliyor. Buradan Trkiye katiyen
srdrlebilirliini gtremez yani orta gelir tuzana aacaz
diye burada palavra atmak kolay. Ama 1.5 dolarla aamazsnz
orta gelir tuzan. ncs de en sona koydum dijital ve
quantum snrlar. Bakn Eskiehirde konferans veriyorum
dedim ki quantum mekaniini anlamadan fabrika ynetmek
mmkn deildir. Burada da sylyorum mhendis koskoca iyi
bir okuldan mezun. Ne demek istiyorsun dedi. Bende eer sen
bana bunu ne demek istiyorsun dersen senin batma yakndr
dedim batma dedim. Niye Quantum mekanii diyorum nk
imdi size ok somut rnekle bitireyim. rnein bundan bir
buuk yl evvel Houstanda bir toplant yaptm lkede btn
demiryollar ile ilgili herkesi topladm. Durmazlardan bilmem

214

neye kadar. Herkes konutu konutu ama sonunda itiraf ettiler


dediler ki hoca demiryoluna btn mekanii yapabiliriz ama cer
sistemini yapamayz yani elektrii tekerlere aktaran ksm
yapamayz. Peki nedir bunun sebebi dediler ki elektronik istiyor
peki elektronik ne istiyor? Parack fizii istiyor Quantum fizii
istiyor. Deil mi paraca hkim olmadan elektronii
deitirebilir misiniz? Onun iin bakn en nemli snrlardan biri
de Quantum snrlar yani dijital snrlar eklemeden de
srdremezsiniz nk her geen gn diyor son sz u: deerli
arkadalar bakn bugn dnyann her yerinde endstri 4.0
konuuyorlar. Trkiye de ka kii konuuyor bakn Allaha
inanmyorsanz karnza inann. karnz ahit olsun. Bana
endstri 4.0 ile ilgili makale okudum diyenler el kaldrsn.
Endstri 4.0. bakn endstri 4.0 okumamsa burada bu kongre
kesinlikle sonucuna ulamaz niye? Syliyim. Gidin Almanyaya
Hannover fuarna gittim zel olarak btn tema endstri 4.0.
nedir endstri 4.0 ? makinelerin birbirine iletiimi fabrikalarn
birbirine iletiimi onun iin de ucuz emee ya da emek rekabetine
dayal btn eyler fabrikalar geri dnmeye ana retim
merkezine dnmeye baladlar. Endstri 4.0 yani birbirine
sensrlerle duyarl yeni teknolojilerle gelen fabrika. imdi
endstri 4.0 bilmeden endstri 4.0n endstri zerine getirdii
etkileri
bilmeden
bunlar
aydnlatmadan
siz
bir
srdrlebilirlikten sz edebilir misiniz? Ederseniz ne anlama
gelir? Hibir anlama gelmez. Onun iin deerli arkadalar zaman
kstl hakkaten ok ciddi hazrlanmtm yani arada gidiyorum
geri bi sene olmad geleli. Gidiyorum ok ey anlatacam diye
ama merak edenleriniz google amcanza sorun orda var yazlar
google amca size syler ama unu syleyeceim. Mevlana diyor
ki: iki yol var her insann nnde, kolayn arar gelenekte
dininde, iindeki iine yolculuk yaparsa eer, farkl yollar
bulacaktr derinde. Trkiyenin btn meselesi en babakanndan
cumhurbakanna bu salondaki bana varana kadar iimize
yolculuk yapmay bilmiyoruz. Ya kendimizi abartyoruz ya
kmsyoruz ikisi de tehlikeli. Onun iindir ki, ya da kendimizi
sorgulamay bilmiyoruz hac Bektai velinin dedii gibi. Hararet
nardadr sata deildir, maharet batadr tata deildir, her ne
ararsan kendinde ara, Kudste Mekkede hacta deildir. Onun
iindir ki kendimizde arayalm ve bulalm diyorum saolun.
PAPATYA: Sayn hocam ok teekkr ediyorum. Deerli
misafirler, srdrlebilir rekabet ve giriimcilik konulu

215

panelimiz burada sona erirken her biri birbirinden deerli


hocalarmza tekrar teekkrlerimi iletiyor ve sayn Prof. Dr.
Abdullah Erolu hocamz panelistlerimize plaket vermeleri iin
sahneye davet ediyorum teekkr ediyorum.

216

PANEL VI
MEDENYET TARTIMALARI
Prof. Dr. Talip TRCAN (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Ali Ekber HAIRI
Prof. Dr. Burhanettin TATAR
Do. Dr. Il BAYAR BRAVO
TRCAN: Aslnda programn sarkmas sebebiyle vaktimiz
darald. Ben izin verirseniz hocalarma sz vermeden nce bir
al yapmak istiyorum ksaca.
Panelimizin bal biraz ncede ifade ettiim gibi medeniyet
tartmalar medeniyet modern dnemde ok tartlan bir
kavram gnmzde medeniyet kavram toplumlar aras tasnifi
yapma hususunda bir kriter olarak kendisine bavuruluyor. Bu
aslnda kelimenin ilk balang haliyle kkeniyle de dorudan
ilgili hani gebe ehirli uygar barbar bunun bir benzeri de
gnmzde aslnda bu tasnif yaplyor Dikkat ederseniz hep
konumalarmzda medeni lkeler medeni toplumlar medeni
evre medeni dnya bunu dediimiz zaman ifade etmesek bile
ou zaman ifadede ediliyor ama ifade etmesek bile karsnda
ne var Medeni olmayan gelimemi evrensel deerleri
yakalayamam demokrasisi gelimemi demokratik olamayan
toplumlar deil mi ifade etmi de oluyoruz aka sylemesek
bile znnen bunu da ifade etmi oluyoruz Burada dikkat edilirse
medeniyetler medeniyet dediimiz husus aslnda inan ideoloji
ve kltrn somutlam mcessem hale gelmi bir grnm
olarak karmza kyor ben elbette bununla ilgili tartmaya
girmeyeceim hocalarmz bunlar ifade edecekler Burada unu
ifade etmek istiyorum tek bir medeniyet mi var insanln ortak
bir medeniyeti mi var birden fazla medeniyet mi var bunlar
birbirinin alternatifi mi yani mesela biz bir Hristiyan
medeniyetinden bahsettiimizde bir Mslman medeniyetinden
bahsettiimizde yeryznde insanl toplumlar tek bana
mutlu etmeye yeter bir kurumsal yapdan m bir sosyolojik
olgudan m bahsediyoruz yoksa bu medeniyetlerde birbirlerine
muhtalar m Hatrlarsanz dnyann son 20 yl 25 30 yl belki
medeniyetler atmas medeniyetler ittifak kartlyla da

217

geti. Ben sanki kendimi bu konuda uzman deilim ben slam


Hukuku hocasym ama yle dnyorum yani birden fazla
medeniyet olduu tarafndaym yani bunu kabul edenler
tarafndaym. Alternatif mi bunlar birbirine bilmiyorum bu konu
ok tartlmal ama gnmze baktmz zaman biz
Mslmanlar modern dnyay ekillendirme hususunu skaladk
kardk. Yani biz u anda medeniyetimizden bahsederken
apolejik bir tavr sergiliyoruz. Biz gemite yleydik biz
gemite yle bir medeni toplumduk diyebiliyoruz en fazla
yeryzne baktmz zaman slam dnyas perian bu gn 60
ayr blgede 500 e yakn grup atyor ve enteresan olan
bunlarn tamamna yakn Mslman. Budist dnyada Hristiyan
dnyada ki bunlar dnya nfusunun ok fazla ksmn
oluturuyor byle atmalar yok nerede kan var nerede gz ya
var nerede tecavz var nerede katil var adam ldrme var insan
lm var ocuk lm var oras ne yazk ki slam dnyas
zellikle genel olarak ifade edersek de bu batllarn medeni
olmayan toplumlar dedikleri toplumlarn yaad blgeler. Peki
batl medeniyete bakyoruz modern dnemi ekillendiren onlar
ne zerine kurulu her eyden nce gryoruz ki bir sermaye
zerine yani bir sermaye fikri bir sermaye kavram zerine kurulu
maddeci mekanik mutlak bir sebep sonu ilikisine inanyorlar
mutlak sonra pozitivist doal olarak ve mutlak bir rasyonalizme
inanyorlar belki bunlar elbette kendi ilerinde de tartlyor ama
ben grnty sylyorum sonular hani sylyorum ve
kymetli dinleyenler bu durum bu medeniyet biimi insanl
mutlu etmedi aslnda insanl mutlu etmedi yleyse biz
Mslmanlara ya da slam medeniyetinden gelen insanlara bir
ykmllk dyor diye dnyorum. Dnyann yeniden bir
medeniyete ihtiyac var belki yeni bir medeniyete ihtiyac var.
Yani bizim Mslman medeniyetimiz srdrlebilir mi yenilene
bilir mi bunu da tartmamz lazm yeniden mi kurgulamalyz
yeni batan m kurgulamalyz buna ihtiya olduu
kanaatindeyim burada Burhanettin hocamda ilahiyat bir
ilahiyat olarak yle de diyorum biz bir Mslman medeniyeti
yeniden kurgulayacaksak yeniden medeniyet ina edeceksek
onun merkezinde zorunlu olarak ilahiyatlarn olmas gerektii
kanaatindeyim. Hani felsefeci hocalarn yannda konumak
istemem ama Allah alem insan ilikileri tasavvurlar deil mi
hani ilahiyat olmadan nasl kurgulanacak ve bizim benimsemi
olduumuz deerler nasl hayata geecek o konuyu dnmemiz

218

gerekiyor ve kurgulanacak medeniyetin adalet hakkaniyet nsfet


ya da nesafet zerine kurulmas gerektii de ok ak bizim
metinlerimiz adaleti vurgular. Modern dnya da adalet yerine
baka deerler geti hem siyaset bilimi asndan bunlar
sorgulanabilir hukuk asndan sorgulanabilir bunlarn her birini
bizlerin felsefecilerin sosyal bilimcilerin ve btn ilim
idamlarnn ve zellikle ilahiyatlarn derinlemesine almalar
gerekir. Ama ben ilahiyatlarn u an da bulunmu olduu
sreten de zel olarak ikayeti olduumu da belirtmek
istiyorum ve burada ben bu al konumam bitiriyor
hocalarma dnyorum izninizle. ok teekkr ederim
HAIRI: Saygdeer bakanm ve deerli dinleyiciler. Hepinize
sayglarm sunuyorum. Konu ok genel olduu iin mmkn
olduu kadar bende baz nemli noktalara deinmeye
alacam bu anlamda konumamn hayli mulak kalaca
indiesi ierisindeyim ancak ister istemez byle bir mecburiyet
hasl oluyor imdi konuurken yine birbiriyle karacak iki temel
konu olacak birincisi genel olarak medeniyet balama deinirken
zaman zaman belki daha ok slam medeniyeti hakknda
konumak durumunda kalacam ama temel sorunu aklayaym
her eyden nce dekanmzda tam benim sylemek istediim
eyleri batan syledi ok da iyi etti. Gnmzde slam
ulamasnn hemen hemen ortak karardr. Artk yeryznde
yaayan bir slam medeniyeti ok u gn bu gnlerde biz slam
medeniyeti dediimiz de daha ok orta a medeniyetini
kastediyoruz altn a diye adlandrlan ama ben medeniyet
konusunda konuurken sz en son Kuran Kerime dair bir takm
yorumlarma getireceim ve slam medeniyeti eer bundan sonra
olacaksa olmas gerekiyorsa veya byle bir ey bekleniyorsa bize
bir genel perspektif vermesi iin byle bir son cmlelerle
konumam tamamlayacam. Dediim gibi konular birbirine sk
sk karacak ama yine de medeniyetler arasnda ortak grdm
bir takm noktalara deinmi olacam bunlardan bir tanesi de u
slam medeniyeti de buna dahil. Medeniyet yeryzne yerleme
biimimiz yerleme tarzmzdr ve bylece ehirli olma ki ehir
her ne kadar sosyolojik tarihsel ve benzeri balamlarda ok farkl
ele alnsa da daha ok kalclk anlamnda sanyorum ele alnmas
gereken bir husus. Yani insanlarn yeryzne yerlemesinin
kalclk arzu etmesidir bu balamda da mesele klasikler
medeniyetin en nemli unsurlar arasnda yer alr. Medeniyetler
klasik rettike medeniyet olduklarn kabul ettirirler baka

219

toplumlara ve kendilerine ama klasiklerde zaten ismi zerinde


yerleik hal almas demektir. Yani dncenin birikimin
rnlerin eserlerin yerleik hal almas kalc bir form kazanmas.
Bu balamda da unu syleyebiliriz. Medeniyet daima yeryzne
bir dnya oluturma projesidir. imdi ben bu balamda
dikkatlerinizi Hz Adem ve Hz Havvann yeryzne iniine
ekmeye alacam. Her ne kadar bizim slam kaynaklarnda
veya genel olarak dinlerin anlalnda Adem ve Havva kssas
negatif bir olay olarak sorulur. Fakat unutmamak lazm ki Hz
Adem ve Havvann yeryzne inii
bizim ifademizle
yeryznn ayn zamanda dnyaya dntrlmesidir. Dnya ilk
kez insanlarn yeryznde var olmas, konumaya balamas, dil
retmesi vb srelerle olumaya balayan bir eydir. Bu
balamda medeniyet dediimiz husus daima yeryznde yeni bir
dnyann teekkl yeni bir kltr dnyas, yeni bir anlam
dnyasnn, yeni bir beeri dnyann oluumu anlamna
gelmektedir. slam medeniyetinin de sanyorum orta ada
zellikle yapt ey budur daha nce oluturulmu dnyalara
yeni bir dnya kazandrmak, yeni bir perspektif kazandrmak
varlklara ilikin. Ve bu yzden de bu dnya dediimiz kavram
bizim tabi Arapa dnya kelimesiyle e anlaml bakmamamz
lazm biz dnyay genelde fiziksel balamda veya hayatn iinde
cereyan ettii zemin balamnda ele alyoruz. Benim burada
kullandm dnya kavram tamamen felsefi anlamdadr. Bu
noktaya dikkat ekiyim. Medeniyet dediimiz husus bu dnyay
oluturduka teekkl ettirdike ayn zamanda bu dnyaya bir
hafza kazandrr. Dolaysyla medeniyetin en nemli
unsurlarndan bir tanesi az nce klasik kavramnda deinirken
iaret etmeye altm yeryznde bir beeri hafza oluturur ve
bu hafza dediimiz husus ayn zamanda dnyann bize
grnmesi dnyann bize dnya olarak kendini amas olaydr.
Yani burada kastettiimiz husus udur yeryzne baktmz
zaman yeryz olarak algladmz zaman dank tek tek duran
varlklar gibi bir varlklar alanyla karlarsnz. Biz dnya
dediimiz zaman btn bunlar kendi iersinde derleyip
toparlayan tek tek varlklar arasndaki balar kurmu olan ve
bylece anlam dnyas dediimiz dnyann oluumunun
gereklemesinden sz ediyoruz. Bu tabi insann sanyorum
yeryzndeki temel farklln da ayn zaman da gstermektedir.
Dier btn varlklar yeryznde hayat sreci iersinde var
olurlar ama insann medeniyet kurmasn sanyorum imkan tam

220

buradan kaynaklanyor insan var olan hayatn zerine bir de


anlam dnyas oluturur insan meleklerden hayvanlardan ve
dier btn canllardan fark bu anlam dnyas oluturur o
yzden medeniyet dediimiz husus normalde bu anlaml bir
dnyann teekkl anlam dnyas oluumu yani yeryz
zerinde anlaml bir btncl varlk perspektifinin olumas
balamas demektir. te medeniyetler bu hafzay yani dnyann
bize gelme biimini ortaya kardklar srece ayn zamanda
gelenein oluumuna yol aarlar. Bu balamda klasik dnya
hafza tarihsel hafza gelenek ehir kavramlar dikkat ederseniz
medeniyet kavramnn aslnda farkl biimlerde ele alnmas
demektir. imdi pozitif balamda medeniyet kavram her ne
kadar bu tr ynleri olsa da medeniyet dediimiz hususun baz
temel sorunlarna imdi dikkat ekmeye alacam. Genel
olarak medeniyetler dnyay olutururlarken imdiye kadar tank
olduumuz biimde baktmzda genel de bir metafizii
dediimiz tek bir hakikat dorultusu ekseninde anlam dnyas
oluturmaya teekkl ederler bir sre sonra zellikle mesela
bizim klasik yunan dncesinde Plotinusun slam dncesine
yapt etkiye baktnz zaman ok ak grrz Bir Metafizii
yani bir kavram ekseninde btn varlklarn anlalmas durumu
ayn zamanda medeniyetin kendisini evrensel bar tesis eden
dnya barn tesis eden egemonik ve emperyalist bir boyutta
kavramasna yol aar. Ama medeniyetlerin sanyorum slam
medeniyeti de buna dahil orta a medeniyetiyle en byk sorunu
burada balar. nk medeniyetler kendilerini evrensel olarak
grmeye baladklar iin Bir Metafizii ekseninde her eyi izah
etmeye altklar iin bir sre sonra mecburen kendi
alternatiflerini retirler. Yani evrensel iddet ve bu balamda
medeniyetler Avrupa Medeniyeti de sanyorum buna dahil uan
da evrensel bar bir mitoza dntrrken ayn zamanda
evrensel veya Dnya iddeti balamnda bir yeni alternatif
metafizik retirler. Mesela George Bushun konumalarna
baktmz zaman bunu ok daha iyi anlayabilirsiniz. Ya
bizdensiniz ya bize karsnz eklinde Dnyann ikiye
blnmesine tank oluruz. Yani medeniyet her bir byk
medeniyet kendisini evrensel olarak Dnyaya hakim olmak
isteyen bir medeniyet olara sunarken ayn zamanda tabiri caizse
kendi dmann ve alternatifini retir. Ve bu yzdende bir sre
sonra medeniyetler emperyalist bir grnm kazanmaya
balarlar. Bu sanyorum ok nemli bir konu. Bu balamda

221

dikkatinizi bir baka noktaya ekeceim. Mesela Babil Kulesi


efsanesi hepimizin bildii bir husustur. Ademin
dili
biliyorsunuz ayn zamanda bu tek hakikat dediimiz Bir
Metafiziinin de kkeninde yer alan bir husustur. Ademin Dili
gerekliin dili anlamnda tek bir gerek metaforunu bize sunan
ama Babil Kulesi efsanesinde biliyorsunuz insanlarn farkl
konumaya balamas yani dillerin ayrmas vs hatta
atmasndan sz edilir. Bunun aslnda verdii mesaj ok
ilgintir dillerin ayrmas oalmas ayn zamanda yeryznde
artk tek bir dnyann kurulamayaca daima yeryznde
alternatif dnyalarn birlikte yaayaca var olaca anlamnda
ayn zamanda artrmaktadr ve bu yzdende az nce szn
ettiimiz dnya bar kavram ki btn medeniyetlerin her
zaman ycelttii bir kavramdr. Ayn zamanda evrensel
balamda bir atmaya yol aar yani unu sylemek istiyorum
medeniyetler kanlmaz olarak pasif bar dediimiz bir bar
noktasna insanlar getirirler oysaki bunun karsnda var olan
olmas gereken husus aktif bar denilen husustur yani insanlarn
farkl dnyalara sahip olmas ve farkl dnyalarn birbirleriyle
diyalojik iliki iersinde bar tesis etmeleri ama u anda
hocamzda bunu ifade etti Avrupa medeniyeti ok uzun bir
sredir kendisini dnyann tek medeniyeti olarak grmektedir
zaman zaman birka medeniyetin yan yana yaayabileceini
varsaysalar da sonuta hala Avrupa merkezli felsefe dnya da tek
bir medeniyetin olduu kabulne dayanr ve bu yzden dnyann
tamamen pasif bar dediimiz bir perspektif iersinde
anlalmasna yol amaktadr. Onun iin Avrupa hala dnyayla
az nce bahsettiimiz aktif bar noktasna gelmi deildir. Bu
dediim gibi medeniyet kavramnn ilgin bir sonucu olarak
karmza kar ve bylece medeniyetler ilgin bir biimde teki
kavramn oluturur sanyorum bu medeniyetlerin bir trl
aamad bir sorundur bu gnn medeniyetler atmas diye
hocamzda bahsetti Huntingtona ayit bu tabir ayn zamanda
tekilik kavramnn dnyay nereye getirdiinin de bir iaretidir.
imdi benim konumamn temel sorunu bu balamda sylemek
gerekirse slam medeniyeti ve tekilik balamnda bu iki temel
sorunu zebilirmiyiz. Acaba orta a slam medeniyeti tekilik
kavramn zebildi mi ve bundan sonra biz eer slam
medeniyetinden sz edeceksek teki kavram olacak mdr ve
slam medeniyeti byle bir tekilik kavramyla ne tr bir iliki
ierisine girmelidir temel sorunlardan bir tanesi bu

222

Mslmanlarn srekli kendi aralarnda atyor olmalar zaten


teki kavramnn hala ne kadar negatif bir husus olarak bizzat
slam toplumlar iersinde yer aldn da gstermektedir. imdi
ben bu balamda baktmda unu sadece syleyebilirim slam
dncesinin kaderi iersinde birbirine zt bi takm tezahrler
olmutur yani Kuran Kerimin nazil olduu ortam ve sonrasnda
birbiriyle uzlamaz gibi grnen bi takm medeniyet tasavurlar
veya varlk tasavurlar hakim olmutur imdi ben kabaca
bunlardan sz etmeye alaym mesela ilk nce Kuran Kerim
dnemine vahiy dnemine bakalm Kuran Kerim biliyorsunuz
gayrimslimlere inanszlar eletirir ama iin ilgin taraf udur
ou zaman dikkatimizden kaar bu eletirdii insanlar hala ben
ve sen ilikisi iersindedir. Yani Kuran Kerim muhatap ald
insanlar yaayabilen ve konuabilen efendim itiraz edebilen veya
farkl grleri varsa ortaya karabilen insanlardr bu anlamda
vahiy dneminde her ne kadar Kurann dili slubu ok ar gibi
gzkse de unutmamak lazm ki ben ve sen ilikisi zerine vahiy
dnemi varln oluturur veya srdrr. Ama slam
medeniyetinin vlen noktasna geldiimizde yani orta aa
baktmzda durum tam tersidir nk benim kanaatimce Kuran
Kerimin Mushaf haline getirilmesi sonrasnda slam dnyasnda
kavramlama sreci balamtr. Ve ilgin bir ekilde yunan
dncesinin bizdeki ar ve olumsuz etkisinden bir tanesidir.
Kavram daima tmel olarak kabul edilir. Ve tmel demek genel
demektir yani evrensel bu balamda Mslmanlar evrensel
gereklii kavrayalm derken kavradklarn dnrken tikel
dediimiz yaayan ve farkll temsil eden gereklikler bir sre
sonra tmelin birer nshas rnei gibi alglanmaya balamtr.
Ancak bunun olumsuz sonucu u artk gayrimslim diye bir sen
diyebileceimiz kavram veya gereklik kalmamtr slam
medeniyeti iersinde bu balamda dikkatinizi una ekeceim
mesela kelamn ilk oluum Safalarnda gayrimslimler vardr ve
ben sen diyalou iersinde bunlar yaklak olarak gelitirilir yani
ilk kelam kitaplarnda apoloji dediimiz cedeli dediimiz
dnme tarz iinde ben sen diyalou vardr oysa ge dnem
kelam eserlerinin iine baknz gayrimslim olmad iin farazi
konumalar yer alr artk gerek gayrimslim yoktur orda
konuulan tartlan gayrimslim birisi varsa ve yle derse yle
cevap verilir eklinde nc tekil ahsa indirgenir. Bu slam
medeniyetinin geldii noktann ayn zamanda nemli bir
husustur bahsettiimiz udur Kuran Kerimin ilk dneminde

223

vahiy dneminde gayrimslimler sen iken medeniyetin en fazla


teekkr ettii dnemde o olmutur. Yani nc ahs olarak
grlmtr. Ve bu ayn zamanda az nce ifade etmeye
altm tmelin tikele hakimiyeti dediimiz durumun bir
sonucudur tmel tikel ilikisi slam dncesi iersinde daima
tmelin egemenlii hakimiyeti bu gnk dille syleyeceksek
emperyalizmi zerine kurulmutur. Bu yzdende var olan her ey
slam sanatlarna baktnz zaman grrsnz onu daima
tmelin bir simgesi temsili reprezantasyonuna dnmtr ve
bu ne yazk ki slam medeniyeti iersinde bir sre sonra yzleme
dediimiz ben sen dediimiz o ilikiyi yok etmeye balamtr ve
bunun getirdii nokta slam dnyasnn en son geldii noktaya
baknz yani medeniyetin orta ada artk dnyas olmayan bir
medeniyete dnmtr. Her zaman insanlar merak eder niye
Gazali sonras felsefe yoktur felsefe yoktur nk sen yoktur ben
sen diyalou yoktur nk her ey o hakim metafiziin birer
temsiline dnr o yzdende her ey o olmaya balar dolaysyla
slam medeniyetinin k yine slam medeniyetinin ayn
zamanda kendi metafizii sayesinde mmkn olmutur yani unu
sylemek istiyorum medeniyetler kendilerini en yksek noktaya
kardklar zaman ayn zamanda kendi klerinin de
sebeplerini oluturmaya balamlardr slam dncesi slam
metafizii veya slam medeniyeti dediimiz hususta buna
dahildir imdi burada ok ilgin bir nokta var slam dncesi
dediim gibi kendi iersinde elikileri olan paradokslar olan bir
dnme tarzdr ve bunu da hala zm deildir benim
kanaatimce mesela Allah alem ilikisini ele almaya alrlarken
Allah mutlak sonsuz bir varlk olarak kabul edildii iin
sonsuzun kars diye bir mekan tasavur edilemeyecei iin
mecburen Allah karsnda teki kavramna yer kalmamtr.
Yani kastettiimiz mesela zerdtte grdmz ekleme
Hrmz sorununa benzer bir sorun slam dncesinde yoktur.
Bu balamda tekilik metafiziksel dzlemde veya teorik
dzlemde baktnda slam dncesinde olumamtr Allahn
sonsuzluu veya birlii mutlakl gibi hususlar sebebiyle ve bu
balamda ilk dnem Mslmanlarn gayrimslimlere son derece
veya teki dediimiz hususlara kar son derece hogr iinde
olduunu grrz ilk dnemlerde yleki mesela halifenin
saraynda bizzat Hz Peygamberin sahte Peygamber olduunu
syleyen Hristiyan yazarlar grevli olarak almaktadr. Yani
ok ilgin durumlar vardr mesela sanyorum Abbasi halifesinin

224

saraynda Hz Muhammedin bir arlatan olduunu iddia eden ve


bu hususta kitap yazan insan bizzat halifenin grevlisi olarak
almaktadr sarayda bylesine ilgin bir tolerans durumu da
vardr ilk dnemlerde daha sonra az nce dediim gibi hususlar
deimeye balam nk benim grdm kadaryla varlk
kavram veya varlk teorisi ki medeniyette nemli belki sac
ayann en nemi hususlarndan bir tanesidir. Varlk kavram
dnmeye balamtr yani yunan felsefesinin olumlu bir takm
ynleri yok deildir ama sanyorum olumsuz taraflar ok daha
fazladr slam dncesi zerinde szm yle bitirmek
istiyorum Kuran Kerime dikkat ekerek yani yeni bir medeniyet
yeniden tasavur edecekse gz nne alnmaldr diye Kuran
Kerime baktmz zaman varlklar daima bir olay veya bir
balam iersinde ele alnr ve varlklar daima birbirleriyle iliki
iersinde sunulur bunun anlam u Kuran Kerim deki varlklarn
hepsi kendi aralarnda iliki iersindedir ve anlamlarn
birbirlerinden alrlar izole edilmi sadece bir z veya cevher
olarak tasarlanm varlk anlay yoktur Kuran Kerim de ve bu
yzden de Kuran Kerim in varlk anlaynda btn varlklar
birbirlerine bakarlar adeta bir kre iersinde ve birbirleriyle
srekli yzlemek durumunda kalan bakan varlklar anlay
vardr veya varlklardan sz eder Kuran Kerim oysa orta a
metafiziine ki medeniyetin en zirve yapt noktaya baktmz
zaman msr piramitlerine benzer bir grnm kazanr varlklar
yani altta cansz varlklar ve anlamsz denen varlklar ve gittike
anlam daha fazla aa kan varlklar ve en son tek bir noktada
toparlanr her ey ve bylece varlklar artk birbirleriyle
yzlemeler hep yukarya bakarlar ve artk birbirleriyle
grmezler yani balantlar kopmu haldedir o yzden slam
medeniyeti ilgintir Kuran Kerimin bir yorumu olarak kendisini
ileri srer veya bugn yle anlayanlar vardr ama varlk teorisine
baktmz zaman Kuran Kerim deki varlk anlayyla ilgisi
olmayan ilgin bir hiyerarik ve otoriter bir anlaya
srklenmitir ve bu ayn zamanda slam medeniyetinin de
sonunu getirmeye balamtr grdmz kadaryla o yzden de
yeni bir medeniyet teekkr edecekse bu ben ve sen dediimiz
yzleme diyalou veya diyalojik iliki sanyorum slam
dncesinin topyekn yeniden dnlmesine yol amtr.
slam dncesi topyekun yeniden dnlmedike ortaya yeni
bir ey kmayacaktr diye dnyorum

225

TRCAN: Hocamz dediki aslnda insan denilen varlk var olan


zerine olguyu anlamlandran varlktr Medeniyetlerin emperyal
karakteri vardr dediniz teki kavram oluturur medeniyetler
dediniz bunlar ok nemli tespitler gerekten slam medeniyeti
ve teki sorununu orijinal bir biimde burada gerekelendirdiler
kendilerine ok teekkr ediyorum
TATAR: Felsefeciyim felsefi adan medeniyetin felsefe tarihi
iinde alm olduu formlara baktmda genellikle bir benzerlik
fark ettim bu benzerliin dna kan bir iki filozof grdm
medeniyet alglaylar bakmndan ve onlar bana ilgin geldi
problematik geldi o nedenle bu gnk sunumumu bu felsefe
tarihinde akp giden srece aykrlk gstermi olan ya da yoldan
sapm olar bir filozofa dayandrarak bir medeniyet alglamas
biimi sunacam ok alk olduumuz bir medeniyet algs
deil sunacam medeniyet algs onun iin ilk balarda biraz
medeniyet olumsuz olarak ele alan bir alglama biimi ilk
balarda biraz rahatsz edici gibi grnyor ama bir zarar yok
bence bunda da rahatsz etsede kafamzdaki problemler
brakaca iin verimli olur diyebiliyorum benim sunumumu
dayandrdm merkezi filozof bir Fransz filozofu aydnlanma
dnemi filozofu Fransz aydnlanmasnn filozofu jan jak russo
russo her ne kadar tarihsel dnem itibariyle avrupann
aydnlanmadan getii dnemin bir filozofu olsada
aydnlanmaya aykr kimi grleri var tarih hocam ilk bata
anlatrken acaba tek medeniyet mi var birden ok medeniyet mi
var dedi Russonun buna yant tek bir medeniyet var ama bunu
olumsuz olarak gryor bu da aydnlanmayla birlikte aslnda
insanln tanmaya balad medeniyet algs aydnlanma
medeniyet algs imdi aydnlanmann medeniyet algs
kkenlerine baktmz zaman unu gryoruz aslnda
aydnlanma insan aklnn ok fazla st dzeye karld ya da
insan aklndan beklentinin en st noktaya ulald eklinde
ralanabilecek bir dnem bunda ok haksz da deiller tarihsel bir
kkeni var bunun nk tam bir ortaa avrupas yaanm akl
Hristiyanln temelletirilmesi iin arasallatrlm ve akln
nesnesi Hristiyanlk dnda hibirey olmam uzun bi dnem
buna izin verilmemi ama Rnesansla birlikte kimi bilimsel
keiflerin ortaya kmas copernicus un veya galileonun keifleri
mit burnunun dolalm olmas Amerika ktasnn kefi
insanlarda ya da o dnemki avrupllarda bi tr akla iman etmeyi
getiriyor akl ok yceletiriliyor aklla biz aslnda her eyi

226

bilebiliriz alt edebiliriz doay tahakkmmz altna alabiliriz


gibi ar bir gven geliyor akla Fransz aydnlanmacs olan
russo tam bu dnemin evlad fakat unu gryor akln bu kadar
yceletirilmesinin sorunsal olduunu dnyor nk ona gre
aslnda insan akl bakmndan yceltilmesi gereken bir varlk
deil niye deil nk akl insan doal znden uzaklatran bir
ara russo ya gre nasl uzaklatryor aslnda insan znde diyor
doal bir varlktr bu doallktan kastmda udur diyor russo
insan doada doay dntrmeden zahmetsizce doadan
edindikleriyle yaayabilen tek bana yaayabilen baml olarak
yaamayan bir varlktr bu nedenlede aslnda mutlu ve zgrdr
zaman zaman trnn devam iin kar cinsle bir araya gelir ama
sonra tekrar ondan ayrlr o tek ailesiz evsiz yaamna geri dner
doadan yine doay kullanarak hayatn idam ettirmeye devam
eder bu nedenle doal insann tarihsel bir zihni de yoktur nk
doay dntrmek iin kulland aralar hi kimseyle birlikte
yaamad iin baka bir yne aktarmaz baka bir yne
aktarmad iin doadan edindii bilgileri kimseye aktaramaz
kimseye aktaramad iin doadan edindiklerini hayatta kalmak
iin hayatla mcadele ederken edindii bilgileri kimseye
aktaramaz kimseye aktaramayncada tarihsel bir alan olumaz
onun iin ilerleme de yoktur tarihsel anlamda nk bilgi
birikimsel olarak birikmiyor bir yerde herkes kendisi iin
ediniyor bu bilgiyi bu nedenle insan mutlu zgr bamsz yani
baka birine baml olmadan yayor bu da aslnda insann z
insan zne yabanclamaya baladnda medeniyet balyor
diyor russo yani insanlar ne zaman kendiyle ilikisinde baka bir
kii bu ilikiyi kurgulamada dolayna girerse orada insan
kendinden uzaklayor mantksal olarak syleyecek olursak hani
bir mantk ilkesiyle aklamak gerekirse doa durumundaki insan
kendiyle zde bir insan sava yok kindarlk yok iyilik yok
ktlk yok adalet yok adaletsizlik yok nk bakas yok nk
bakas ya da teki dolama girdiinde aslnda insann kendiyle
olan zdelii de bozuluyor nk insan artk baka bir insann
zerinden kendini tanmlamaya ya da doay dntrmeye
balyor bu zorunlu bi gidi bunun nnde duramayz diyor yani
ideal olan aslnda medeniyetlememi insan ama diyor ne
zamanki bir insan doay retmede dntrme de baka insann
farkna varyor ite o zaman medeniyet balyor ama bu olumsuz
bir ey medeniyetin balamas ya da insann medenilemesi
medenileme gerei nerden douyor urdan douyor insanlar

227

doay hayatta kalmak iin dntrrken unu fark ediyorlar


retmek ya da doay dntrmek bamllk yaratyor bu
bamlln esiri oluyor insan olu rettike daha ok retmek
doay dntrmek doadan kimi zaman yararlanmak deil
doay tmyle ele geirmek istiyor bu ele geirme arzusunun
aynnda insann mlkiyet edinmesi mlkiyet edinme arzusu var
hatta bir kitabnda unu sylyor ne zaman ki bir insan ortaya
kt bi alann etrafn itle evirdi ve buras benimdir dedi ite o
gn medenileme balad mlkiyet edinilme ile birlikte buras
benimdir denilmekle birlikte aslnda unu fark ediyor insan olu
dier bakalarna bunu sylyor yani buras benim size
sylyorum oysa doa sadece kendisi iin olsa baka birisiyle de
iletiime gemese medeniyetde balamayacak mlkiyet
edinmenin iki trl zarar var insan iin ikisi birbirinin sonucu
gibi bu sonularda aslnda birbirini takip eden sonular gibi ilki
u insanlar doay dntrdke doay yeniden yeniden
rettike retime tutsak oluyorlar yani daha nce doayla zgr
bir iliki kurarken ihtiyalarn giderip geri ekiliyorlard ama
imdi retim arzusu her yanlarn kaplyor mlk edinmek
istiyorlar daha ok eye sahip olmak istiyorlar bu da doay ok
fazla dntrmek ok fazla retmek isteiyle una yol ayor
insanlar artk ne iin doay dntrmeye altklarn
unutuyorlar sadece hayatta kalmak iin rettikleri doay
arasallatryorlar arasallatrlnca da yle bir durum ortaya
kyor o zaman daha ok retiyim daha ou benim olsun bu da
bir bamllk retiyor bamllk daha da ok doay dntrme
ynnde ortaya kyor bu bamlln artmasna gre insann
yabanclamas denen ey ortaya kyor yabanclamann iki
yn var russo da hem insan doaya yabanclayor doay
dntke hem de kendi rettiine yabanclayor bir yerde
daha nce doa ile bar iinde yaayan insan doa ile bir sava
durumuna giriyor artk doa ve kii diyalektik bir ilikiye
giriyorlar karlkl olarak birbirini reten ilikiye bir sre sonra
bu diyalektik iliki de alyor sadece insan doay dntryor
ama bunun sonucunda da ona tutsak oluyor bamllklarna
tutsak oluyor ite burada insandaki mlkiyet edinme arzusu
aslnda tekiyle karlamasna tekiyle karlamas da una yol
ayor adalet ya da adaletsizlik iyilik ya da ktlk ahlakllk ya
da ahlakszlk gibi kavramlarn ortaya kmasna yol ayor
nk doal insann buna byle bir derdi yok bakas olmad
iin hayatnda ahlaknda bir yeri yok adaletsizliinde bir yeri yok

228

ancak bu ilikiden sonra balyor bu iliki yle bir hal alyor ki


artk insanlar bunun dna kmaz hale geliyorlar ve btn
aslnda ktlklerin kayna olarak da russo bu ilikinin dayatt
kavramlar olarak kendisi ortaya kardn dnyor
medenilemek aslnda tm kavramlarn kkeninde yer alan
olumsuz bir durum bundan bahsettii eserinden yaklak 8 yl
sonra yazd baka bir eseri var toplum szlemesi adl eseri
orda unu sylyor genellikle russo deerlendirilirken u tr
karlatrmalar grdm russo aslnda tutarl deil bir dneminde
sylediini bir dneminde sylemiyor bana sorarsanz da tam
olarak birbirini besleyen iki dnem bu insanlar arasndaki
eitsizliin kaynandaki russo yla toplum szlemesi
kitabndaki russo aslnda tam olarak birbirini besliyor yle
dnyorum beslediini russo doadan kopuumuzun yada
mlkiyet edinme arzumuzun yada medenilememizin
kanlamaz bir ey olduunu dnyor insan iin imdi bundan
kanlamazsa o halde en ideal toplumu yaratmak iin bir
szleme hazrlamalyz bu ideal toplumda baak deer adalet
olmal adalet hep tekine kardakine var sayan bir idedir.
Rousseau gre onun iin toplum szlemesinin omurgasnda
adaleti de sormas lazm bu toplum szlemesi yani medeniyetten
artk geri dnlemiyorsa doal durumdaki insan bir idealse artk
var olann dzeltilmesi gerekiyor var olan dzeltmek iinde en
bata u yaplmas gerekiyor tpk doal durumundaki insann
zgr olduu gibi bir zgrln gzetilmesi her bireyin kendini
istedii gibi ortaya koyma zgrlnn olmas gerekiyor bu
ilkeler etrafnda eer bu ilkelerle kurulursa toplum szlemesi
insanlarn zaten gnll olarak bu ilkelerin etrafnda
toplanacan dnyor imdi bu ilkelerin zerine tesis edilmi
bir toplum szlemesinde egemenlik herhangi bir kuruma ya da
herhangi bir yetkiye devredilmeyecek russo ya gre nk eer
herhangi kurum veya yetki kral gibi o dnem avrupas
dnldnde devredildiinde egemenlie halel gelecek o
halde her insann eit derecede egemen olmas eit derecede
zgr olabilmesi iin egemenliin eit bir biimde datlmas
lazm o toplumda medeni toplumun var olmasnn devam
etmesinin tek koulu byle bir toplum szlemesinin olmas
gerekiyor sadece bir istisnai durum var o da u egemenlik sadece
iinde yaanlan devlet tehlike durumuna girerse devlete
devredilebilir sadece bu durumlarda tmyle deil ama bu
durumlar amak iin bu da undan dolay insanlar eer gvenli

229

bir toplum szlemesiyle o gne kadar gvende yaadlarsa bunu


devlete borludurlar. O halde devletten eer kendini bu toplum
iin feda etmesi istenirse bu arya yurttan kulak vermesi
lazm yurtta dememin sebebi u ikinci dnem itibariyle
Rousseau artk doal insan deil yurtta demeye balamtr
nk bir devletin vatandadr bunlar sadece bu durumda yetki
devlete devredilir devletin stnlne sayg duyulur gvenliin
devam edebilmesi iin her yurttan gvenliinin onun dndaki
hallerde egemenlik eit olarak datlm olmas gerekiyor
dediim gibi medeniyetin getirdii olumsuz durumlarn
alabilmesi iin medeniyetle birlikte pek ok bilim ve sanatta
insanlar iin ilgilenebilecekleri duruma gelmitir ancak bilimler
ve sanatlarla ilgili russo olumlu eyler dnmemektedir nk
russo ya gre eer adaletsizlik olmasayd hakszlk olmasayd
hukuk bilimine ihtiya yoktu yalanclk ve bo laf dalkavukluk
gibi ktlkler olmasayd retoreye ihtiya yoktu bo inanlar
olmasayd astronomiye gerek yoktu yani aslnda bilimlerin
ortaya kmasnn sebebi hep kt durumlardr kt durumlarn
almas iin bilimler ortaya kmtr onun iin bilimlere ok
olumlu bakmaz sanatlarda ayn ihtiyalardan kmtr russoya
gre kt duygular sebebiyle ama bu u demeye gelmiyor
bilimler ve sanatlar bir yana braklmal ilevsizdir yle bir ey
sylemiyor birka yerde kitaplarnda unu sylyor insanlarn
artk medenilemeden madem geri dnemiyoruz doa durumu
ideal bir durum madem o zaman medenilemenin getirisi olan
bilimler ve sanatlarn pratik hayatta bir karl var pratik hayatta
pek ok iimizi zyor bunlar ya da estetik duygumuzu tatmin
ediyorlar sanatlar var olsunlar ama kkenleri unutulmasn bunlar
aslnda ktlkler nedeniyle ortaya kt dolaysyla insan akl bu
kadar yceltilmesin demeye getiriyor russo nun bu tasarm kendi
dnemindeki filozoflardan zellikle zahops la ok ters der luch
la ok ters der u bakmdan nk aslnda yda daha sonraki
dnrlerde toplum felsefesiyle ilgilenen roz gibi hayek gibi
dnrlerde de aslnda bunu gryoruz doa durumu hep
almas gereken almas zorunlu bir haldir ama russo da
almas ok iyi olacak ideal bir haldir nk o durumda hibir
ktlk yoktur insan kendiyle zdetir ama byle bir durumda
var olmas ilelebet var olmas olanakszdr o zaman madem
medenilik zorunluysa medenilemek zorunluysa bunu en iyi
toplum szlemesiyle kurtarmamz lazm aykr bir iki filozof
grdm bunlardan bir tanesi de Nitcheydi o da doa durumunu

230

ok ver russo gibi ama onun dnda genel hakim felsefe


tarihindeki srece baktmzda doa durumu hep almas
gereken bir durum gibi alglanr
BRAVO: Benim konu balm slam medeniyeti ve bat
medeniyetinin bir karlatrmasdr. Her toplum kendine zg
tarifini insan merkezli ya da insan dnda retiyor. Medeni
toplum tarifi uzun bir tarihe dayanyor hala daha bu konuda bir
birlik salanamamtr. Masiyat ncesinden beri bu gne kadar
farkl tarifler yaplmtr ancak yaplan bu tanmlamalarn hibiri
klli manada bir anlam ifade etmiyor yani bir birlik
salanamamtr. Uluslararas bir kongrede bu konuyu gndeme
getirmenin nemli olduunu dnyorum yani medeni toplum
nedir ne zellikleri vardr ve slam toplumlaryla ne gibi bir
ilikisi vardr. Bat medeniyetiyle slam medeniyeti arasnda bir
kyaslama yapacak olursak bu anlamsz olacaktr. Eer medeni
toplum dediimiz toplumu dini balamda vasflandracak olursak
tarif edecek olursak o zaman belki bat medeniyetini slam
medeniyetine yaklatrarak bir tarif oluturabiliriz. Hz
Muhammedin Medineye hicret ettii zaman ki ilk yapt i bir
hkmet tekil etmesi olmutur. Hz Peygamber in bu giriimleri
sadece bireysel olmamaktadr. lk ileri mescidi kuba y kurmak
olmutur. Bu mescitte eitim maliyet toplanmas askeri gibi
ilerin yapldn gryoruz. Dier giriimleri de ensar ve
muhacirler arasnda kardelik ilan etmesi olmutur.
Giriimlerinden bir dieri de ehirdeki insanlarnn hukukunun
gzetilmesidir. Yani Mslmanlarla gayrimslimler birbirleriyle
ayn ortam paylaabilsinler diye. Btn bu toplumlar Hz
peygambere faslulhtap kendilerini ifade edecek kii olarak
adlandrmtrlar Hz Muhammedin vefatndan sonra bu
ilemlerin tamam devam ediyordu. slam n zuhur ettii
dnemlerde Avrupa orta a yaamaktadr. Bu dnemde kilise
kurallar ok katyd hatta tabi olarak yararlanmas gereken
haklarn tmnden mahrumlard. Siyasi haklarn bltrlmesi
manasnda da hibir haklar yoktu. 17. yy dan sonra devlet ve
halk geni deimi oldu yani devlet ve halk olarak devam etti.
Bu genin banda kiliseler vard. Artk kiliselerin hakimiyeti
kalkm oldu artk dini insan zerindeki basks egemenlii
azaltlm oldu kilise yetkisinden kartlarak insan kalbine
hasredilmi oldu devlet halklarn tabi hukukunu gzetmek
zorundayd temel esas hmanizme dayanmaktadr bat
medeniyetinin devlet insanlarn dini manadaki ilerine artk

231

mdahale edemiyordu. nsanlar kendi tabi haklarndan


yararlanyorlard ifade zgrl vard. Artk ahlak ve mezhep
yani din insana hasredildi. Bireyselcilik ferdiyetilik bat
medeniyetinin sunmu olduklar oldu fertiliin hem metafiziki
taraf vard hem ahlaki taraf bu esasa gre artk birey toplumun
nne gemi oldu slam medeni toplumu vahiy esasna
kurulmutur slam toplumlarnda hkm verecek olan dinlerdir
insanlar siyasi toplumsal olaylar slami kaidelere gre
oluturmak zorundalar slam medeniyeti tanr merkezlidir bat
medeniyeti hmanizme dayaldr slami bak asyla bireyler
toplum iinde anlam kazanyor dini manada din insan asndan
ftridir eer medeni toplum din balamnda olacaksa o da ftridir
slam medeniyetinde biz izilmi olan bir izgiye ulaabiliriz
ancak bat medeniyetinde byle bir izgi yoktur.

232

PANEL VII
TARIM, GIDA, ALIK VE YOKSULLUK
Prof. Dr. Aykut GL (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Cengiz SAYIN
Prof. Dr. Fahri YAVUZ
Do. Dr. Mehmet BOZOLU
GL: Deerli panelistler ok deerli katlmclar son gn sabah
bu sabahn oturumunu balatyoruz. Ben ncelikle bu uluslar
aras kongrenin dzenlenmesinde katks bulunan tm
arkadalara bata rektrmz olmak zere teekkrlerimi
sunuyorum. Burada biz bugn gda, tarm konularn arlkl
olarak tarm politikalarn masaya yatracaz. Bu konuyla ilgili
olarak tabi deerli konuumuz var. Ben ncelikle onlar size
takdim etmek istiyorum. Hemen samdaki hocam, Cengiz sayn
hocam profesr doktor Akdeniz niversitesi Tarm Ekonomisi
Blm Bakan hocamz, hemen yanlarnda Fahri Yavuz hocam,
Profsr doktor Atatrk niversitesi Tarm Ekonomisi Blm
Bakan ve son olarak da Do.Dr. Mehmet Bozolu Hocam
Ondokuz Mays Tarm Ekonomisi Blmnden ayn zamanda
Ziraat Fakltesi Dekan Yardmcmz. Arkadalarmz
konuklarmz hepsi kendi alanlarnda tarm politikas alannda
yllarca alm sz sahibi olan isimler. Bugn gerekten
onlardan zellikle bugne kadarki ite tarm politikalar ile ilgili
Trkiyede uygulanan politikalar, Avrupa Birlii Kresel
lekteki rgtlenmeler ve gelecekte gelecekle alakal olarak
zellikle 2023 vizyonu ile ilgili syleyeceklerini duymak
istiyoruz. Bu arada ben zellikle de Fahri Hocamn nmzdeki
hafta dzenleyecei bir Atatrk niversitesinde bir uluslar aras
altay var tarm politikalar ile alakal onu da buradan ben
zellikle vurgulamak istiyorum. Tabi tarm nemli, gda nemli
bir konu. Ve giderekte nemi artmakta dnyada zellikle alk
sorunlarna dikkatinizi ben ekmek istiyorum burada. Tabi sayn
rektrmz al konumasnda tm bunlara deindiler. Ben
bunlara ok fazla deinmek istemiyorum tabii arkadalarmz da
deinecekler. Balangtaki sz sresi olarak hocalarmz nce
genel bir giri yapacaklar. O sreyi mmkn olduu kadar ksa
tutmay hedefliyoruz. Aramzda daha nce deerlendirme yaptk

233

.10ar dakikalk bir konuma. nk arkasndan zellikle


sizlerden gelecek olan sorular ve kendi aramzdaki tartmalara
daha fazla zaman ayrmak istiyoruz burada. imdi, bu balamda
ncelikle tabi lkemizdeki tarm politikalar, bugne kadarki
uygulamalar yapsal dnm konusunda Cumhuriyet
dneminden bugne kadar neler yapld bununla ilgili ben
Cengiz Hocamdan bir toparlama yapmasn rica ediyorum.
Ondan sonra dier hocalarmzla devam edeceiz.
SAYIN: Sayn Hocam ok teekkr ediyorum.ok deerli
katlmclar bu konuyu sekin bir kalabalkla paylamak benim
iin gerekten onur verici.Tarm politikas alan son derece geni
bir alan derya deniz.Gemiten bugne kadarki toparlanma
srecini ele alsak olduka zaman alr.Marifet on dakkaya
drebilmektir.Ana
hatlaryla
bunlar
paylamaya
almaktr.Oturum bal gda alk ve yoksulluk olduuna
gre hipotezimizi yle kuruyoruz.Diyoruz ki doru tarm
politikalar retemezseniz yeterli gda retemezsiniz
alk
sorunu ortaya kar.Doru politikalar retemezseniz bu ile
uraanlar eterli gelir elde edemez yoksulluk balar. Bu yzden
iki konuya deinilmesi gerekiyor. Yeterli gda ve alk tarm
sektrnden cevap bulmas gereken iki tane konu. Yani tarm
sektr var olacak , doru politikalar srdrlecek ve lke nfusu
beslenme asndan yeterli gdaya sahip olacak, alk
kalmayacak.Yani doru politika ve var olmas gereken bir tarm
sektr etkisi btn lkeyi kapsyor.
Yoksulluk kavram; Bu sektrle uraan insanlar yeterli gelir
elde edecek ki var olmalarn srdrsnler. Doru gelir elde
etsinler ve fakir kalmasnlar. O zaman bu izlenen politikalarn bir
aya da bu ile uraan tarm iletmelerinin tarm alanlarnn
yeterli gelire sahip olmalardr. Burada baarsz olursanz yani
hem memlekette yeterli gday salayacaksnz al
engelleyeceksiniz te yandan bu ile uraanlar yoksul
kalmayacaklar. Dolaysyla Yoksul kalma riski ve etkisi
dorudan iletmeyedir, iftinin dorudan kendisinedir.
Dolaysyla bunlar ikisi birbirini tamamlayc konudur.
Dolaysyla birletirici nokta doru tarm politikalarn
izlemekten geiyor. Peki tarm politikalarnn amalar ne. Ne
yaplr tarm politikalarnda, neyi hedefleriz, neyi belirleriz. Hep
sylyoruz btn lkelerde tarm politikalarnn birincil amac
beslenmedir. Stratejik nemi olan bu fasl lke nfusunun

234

alkla karlamamak iin vs iin gda gvenliini iin yeterli


dzeyde retimi salayacak birtakm politikalar dzenlemeleri
gerekletirmektir. imdi ok eit tanmlamalar olabilir,
ilaveler olabilir. retim arttrmak, teknolojiyi gelitirmek, hayat
standardn arttrmak konucaz bunlarla ilgili. Tarm politikas
ile ilgili amalar lkelerin gelimiliklerine durumlarna gre ve
dnemlerine gre deikenlik gsterir. rnein AB nin
kurulduu yllarda 1957 Roma Antlamasyla ortak tarm
politikasnn amacnda retim art sz konusuyken geldiimiz
2014te retim art kaygs kalmamtr. Yeterli beslenme gda
gvenilirlii safety konusu kalmamtr, dogdann salkl
olmas konusu gndeme gelmitir. retim fazlal konusu
gndeme gelmitir. Amac deimitir. Diyor ki
doru
politikalar, doru destekleme fazla retim vermeyen bir konu.
mmet arkadamz paylaacak zaten. Trkiye rneine
dndmzde de Cumhuriyetten bugne kadar her lkenin
konjonktr farkl olduu iin izlenen politikalar 80 yllk sre
ierisinde izlenen tarm politikalar ve amalar da srekli bir
deiim ierisindedir. Ben biraz bunlar zerinde durmaya
alacam. Bu kurgunun zerinde zaten 2023 vizyonunu
oturtmak zorundasnz. Hani nereden hangi politikalarla ne
amalayarak geldiinizi bilmezseniz 2023 bu atnn zerine
daha dorusu bu temelin zerine oturtamazsnz. imdi, yle
tanmlyoruz bir de. Tarm politikasnda bu beslenme, gda
gvenlii yeterliliini salamak iin baka bir ama
tanmlayalm. yle diyebiliriz: diyor ki tarm sektrnde tarmla
uraan btn kesimlerin aktrlerin memnun edilmesi, bir
sanattr, politika izlenen bir yoldur. Bu aktrleri siz memnun
edeceksiniz. Peki kim bu aktrler. Yani salkl politikayla bu
aktrlerin memnun olmasna baldr yeterli gda retmek
retimi srdrebilmek. Arz cephesinde birincil reticidir.
reticinin amac nedir. retici bir vakf bir hayr kuruluu falan
da deildir. letme ekonomik bir birimdir. Dolaysyla tarmsal
faaliyet reterek elde ettii rn en yksek fiyattan kaliteli
reterek satarak asli amac kardr. E bunu yksek gelirle
kendisine dndrp buradan hayat standardn arttrmak ister.
Bireysel olarak amac budur. te izlenen politikalarla bu
ekildeki yksek sesleri koordine etmeye almaktr. O geliri
salayacak dzenlemeleri, politikalar, destekleme aralarn,
enstrmanlarn sunmaktr br tarafa. Arz cephesi ierisinde,
yine baktmzda piyasaya sadece rn deil girdi arz eden var

235

bu sektrle ilgili. Sadece retici deil tohumundan gbresine


ilacna kadar bunlar bu sektre girdi veriyor arz cephesinde.
Bunlar da yle yapmaya alyor, en yksek fiyattan girdiyi
satarak pazarlayarak bunlarn iletme gelirini vaksf etmeye
alyor. Aslnda bakyorsunuz alc ile satc arasnda biri
yksek fiyatta dieri dk fiyatta ikisi bir arada napyor rekabet
halinde birbirini ekitiriyor. Bir baka tarafa bakalm imdi talep
cephesine. Tarm politikalarnn
kurulan amacn
gerekletirmenin ne kadar zor olduunu , birinin aleyhine olann
dierinin lehine olabileceini, bu kuru ynetmenin ne kadar
skntl olduunu izah etmeye alyor dnem olarak da bunun
deitiini izah etmeye paylamak istiyorum sizle.Talep
cephesinden baktmzda da birincil tketici domates fiyatlar
kar kmaz yle mi hemen sayn bakanlk domates be liraya
kt, fiyatlar dt gibi.Doru taze tketim iin tketici yani o
rn bizatihi tketen insan en dk fiyattan en kaliteli rn
almak ister.Spermarkete gidip arar bunu.reticinin en yksek
fiyata vermekle sadece taze tketmek iin talep cephesinin en
dk fiyattan alma en yksek rn alma menfaatleri
akmaktadr.Tarm politikalarnn amac herkes iin yeterlilii
salamak ve bu iki tane aktr koordine etmeye almaktr. Bir
de sanayici vardr. Tarm sektrnn nemli bir ksm.
Hammadde ileyicileridir, tarmsal sanayidir. Diyoruz ya
Trkiyenin tarmn kts ilenmi rnler arasnda tarmsal
sanayinin ekonomiye en byk katks oradan gelmektedir. Ham
retimden den gelmemektedir. lenmi tarm rnlerine
baktnzda ihracat katks, istihdam falan ona gelmektedir. O da
imdi dk fiyattan en kaliteli hammaddeyi almak istiyor. Yani
baknz tketici istiyor, ileyici istiyor, tek retici var. Yani
kaynaa baktmzda , kkene baktmzda, bu reticinin
bekleneni vermesi lazm. Ancak bu bekleneni karlamas iin de
yeterli geliri bulmas lazm ki nmzdeki yl retime devam
etsin, retimden vazgemesin, ocuuna sylesin, yatrmlarna
devam etsin onun isteklilii nemli. Bunu salayacak olan da
gerekletirilecek doru tarm politikalar.Bu ok somut ve ak
bir gsterge.Arac ksmlar fazla konumuyoruz bu sektr
ierisinde.Tarm politikalarnn amac yeterli gda,beslenme,
alk riskini ortadan kaldrmayla beraber iftiye yksek
standartta medeni gerekleri
salayacak gelir ortamnn
oluturulmas ve bu sektrn tamamnn bu sorunlar
cevaplannca atan iki tane grup tane grubu koro ile

236

ynettikten sonra ekonomiye katksnn arttrlmas.Yani kolay


bir olay deil. Aslnda tarm sektr asndan konuyu
deerlendirdiimizde. Peki bu iki cephenin ihtiyalar
karlanyor mu. te izlenen politikalarla bu aktrlerin
ihtiyalarnn karlanmas orannda memnuniyet yksek olduu
iin o zaman diyoruz ki tarm politikalar salkl, retici yksek
gelir elde ediyor, tketici istediini buluyor,sanayici de bunu
deerlendirebiliyor. Bu koroyu ynetmek iin acaba hangi tr
tedbirleri alabiliriz, nasl politikalar uygulayabiliriz.zlenen
btn politikalar bu ifade ettiim aktrlerin memnuniyetine
dayand iin bu aktrlerin de memnun olma seviyeleri,
dereceleri, koullar, bu taleplerin de karlanma dzeyleri
dnemsel olarak ciddi dzeyde deiiyor.sel nedenlerle
deiiyor, bunlar kurgulayacak tarm politikalar dsal
nedenlerle deiiyor. Yani, sadece kapal bir ekonomi
olmadnz iin bu aktrlerin btn gereklerini dsal ve isel
nedenleri dnerek bir pota ierisinde deerlendirmeniz
gerekiyor.imdi,isel nedenlerle bu aktrleri nasl memnun
edebiliriz.Tarmda hibir sorun olmayacak her ey gayet iyi
gidecek. Peki Trkiyede tarm ierisinde en ok konuulan konu
ne ? Tarmsal destekleme politikalar. Yani Tarm politikas
salkl m? yle diyebiliriz; destekleme politikas=tarm
politikas yanl bir alg Trkiye realitesinde. Doru destekleme
politikas srdrrseniz salkl tarm politikas var anlam
tayor. nk hitap ettiiniz kesim retici kesiminin sesi bu
beyanda daha yksek kyor. Dolaysyla u soruyu sormak
lazm o zaman. Aktrlerin; memnun etmek istiyorsak bir; retim
cephesinde iki arz cephesinde hibir sorun olmamas lazm.
Hemen soruyu soraym o zaman salkl politikalar asndan.Bir
kere retimi nerede yapacaksnz? retim yapacanz alan
veyahut mekan ortam isel hayvansal retim iin baktmzda o
retimi yapmak iin elverili mi, yeterli gelir salayacak
optimum gelir salayacak bu iletme hayatn srdrecek
dzeyde organize edilmi mi? Yani iletmeler byk m, yeterli
hayvan says var m, ticari deere sahip bir byklkte mi
bunlar. Ne reteceksiniz? Yani havza bazl retim dediimiz
oralarda hangi rn ihtiyacmz var? Hangi rn bu talep
cephesinin ihtiyalarn karlyor bunun planlamasnn
yaplmas. Tartlan bir dier konu da bunun planmas da tabi ki
retim planlamas. Kolay bir ey deil. Zorlamayla retim
planlamasnn yaplmayaca aikardr, ok sk sylenir. O rn

237

retecek dzeydeki reticiyi tevik edip ynlendireceksiniz. Bir


politika enstrman , destek enstrman kullanacaksnz.Onu
ekersem prim var ,bunu ekersen ileriz, bunu ekersen alrz gibi
cezp edici rakip rn ve ortama gre. Dolaysyla ne reteceiniz
neye ihtiyacnz olduu sorusu. nc bir soru, sadece retim
cephesinde konuuyoruz. En yksek verimi en yksek kaliteyi
nasl salayacaz? Yani en uygun tohumu, kaliteyi sertifikay,
en uygun gbreyi, en uygun doru ilac, doru bilgiyi teknolojiyi
kullanarak nasl verimlilik arttracaz.Bu sadece retimle ele
alnmas gereken konu retim cephesini ilgilendiren ksm. Siz
bu soruya doru cevap verebiliyorsanz .
GL: Hocam Toparlayalm m;
SAYIN: Be dakka ok hzl geiyor.Hep byle diyoruz ama.
GL: On dakka oldu hocam .
SAYIN: On Dakka oldu mu hocam. Toparlayalm.Dolaysyla
pazarlama cephesine baktmzda o baka bir ayak.Ama bizim
lkemizde konuulan tarmsal politika amalar asndan sadece
bunlara verilen desteklemelerle ilgili ksmlardr.Tohuma ne
kadar , gbreye ne kadar, ilaca ne kadar. Bakn sadece orda. Oysa
tarm politikasnn amalarn hasl olmas iin baka alanlara
oturtmanz lazm , btncl bakmanz lazm.Pazarlama fasl .
Sknt orda kyor zaten. Doru yerde , doru rn rettim en
kaliteliyi rettim pazarlama sorunu.Soru u; eer siz pazarlama
cephesinde de eer aktrleri memnun etmek istiyorsanz tarm
politikas amalarnn gereklemi olduunu sylyorsanz orda
rnnz nerde pazarlayacaksnz ifti,kyl. u an
tarttmz konu bu Trkiye asndan baktmzda. Her bir
rne ilgili pazarlama ortam mekanizmas farkl. Eti ayr yerde
pazarlarsnz sistemi ayr kurmanz lazm. Fiyat oluturma ayr.
St ayr yerde pazarlarsnz, yemi ayr yerde pazarlarsnz.
Nerede Pazar byle bu soru bir kere cevapsz kalmayacak.
reticinin rettii rn nerede nasl pazarlayacan, arz talep
dengesinin nasl salanacan fiyat oluumuna katksnn
gcnn pazarlk srecine katksnn gcnn ne olacan
bilecek. Bu piyasa mekanizmasn oturtmadnz srece tarm
politikasnn ikinci aya olan pazarlama fasl da yere basmaz.
Sadece iki tane konu.Hem retimde hem pazarlamada
Trkiyede
destekler
konusu.Pazarlamaya
ynelik
destekler,retime ynelik destekler.te maliyet drc gbre

238

mazot ila vs gibi.kinci bir etken tamam diyorum etken . Tamam


diyorum hocam.
GL: kinci tur yapalm Hocam,
SAYIN: kinci tur yapalm.
GL: Evet ok teekkrler. Bir saat yirmi dakikalk oturuma
tarm politikalarn sdrmak elbette mmkn deil ama burada
bir genel bak as ortaya koymak, girii yaptktan sonra esasen
sizlerin kafasnda olan sorular daha ok burada cevaplandrmaya
ynelik bir ey yaparsak daha iyi olur diye dnyorum.imdi
bu anlamda ben zellikle una dikkat ekmek istiyorum.Dnyada
kaynaklar giderek kt hale geliyor nk dnya nfusu ok hzl
byyor.u anda yedi milyar atk . bu on bir buuk milyara
doru gidiyor 2050 ylnda baktmz zaman. Bir yandan hzl
bir nfus art hzmz var.Bu nfus art hzmz hzla artyor.
nk 17002l ylarda aa yukar be yz ylda bir dnya
nfusu ikiye katlanyorken bugn aa yukar krk ylda bir
ikiye katlanyor.Yani nfusun katlanma hz giderek artyor.Art
nfusun gelir dzeyi artyor.lkemize sadece baktmzda nfus
artarken gelir dzeyi de artt iin bizim talebimiz kaliteli gda
talebi daha ok artyor. te yandan biz dnyada var olan
kaynaklar tahrip ediyoruz. Belki hocalarmz da daha sonra bu
konuya deinecekler.Maalesef orada ok sknt var.zellikle de
birok bilim adammz kresel snmaya dikkat ekiyor ama
giderek hep byle senaryolar hani yz yl sonras iki yz yl
sonrasna dikkat ekiyor ama bizler torunlarmz grr derken
nerdeyse bizler hissediyoruz ite Ispartada bile fark edebiliyoruz
bu snmann etkilerini.Yzyln sonlarna doru iki ile drt
derecelik bir art bekleniyor. Ve bunlar u an tarmsal retimde
de ok bariz bir ekilde hissediyoruz. Ama dier taraftan da yine
belki bir ara hocalarmdan da gr almak istiyorum. Bio yakt
kullanm yeil enerji bunlar da gdaya rakip olarak ortaya km
durumda ve lkemizde de ciddi anlamda desteklemeler
var.lkemizde de giderek artyor.ABD de ok ciddi boyutlarda.
Dolaysyla dnyadaki son yllardaki gda artlarna baktmz
zaman ite gday biz yakt olarak kullanmamzdan kaynaklanan
nedenler var.Trkiyede bu ynde ne olmal ? Yanl m
yapyoruz yoksa denge nasl salanmal.nk ikisi arasnda da
bir rekabet sz konusu.Bizde dediim gibi enerji amz var
ama gda ok daha nemli.nce karnmz doyurmalyz netice
itibariyle. imdi Trkiyeden hareketle ben Mehmet Hocama

239

dnmek istiyorum. Mehmet Bozolu Hocam zellikle de


dnyada durum nedir, dsal etkiler,AB, ite Dnya Ticaret
rgt bu balamda hocam neler sylersiniz nk netice
itibariyle bizim uygulamakta olduumuz birok ey de tabi bizi
balayan unsurlar var dardan gelen yansmalar var.Bunlarla
ilgili hocam neler sylersiniz.Yine bir on dakika rica edeyim.
BOZOLU: Teekkr ediyorum sayn bakan. ncelikle
hepinize gnaydn.Hepinize sayglar sunuyorum.lk kez tarm
politikas ile ilgili alan hocalarmz olarak bir araya geldik.Ve
Fahri Hocam da bu tr toplantlarda genelde Cengiz hocam ve
benden yaknr.Mikrofonu aldnz zaman zamannda
konumanz tamamlamyorsunuz diye.Ve ikimizin arasbnda da
en son konumac o.Onun iin bu konuya ok dikkat ederek ksa
konuacam.Tarm politikalar tarm ve gda politikalar artk
gnmzde.Eskiden biz tarm politikas diyorduk ama imdi
genel eilime baktmzda tarm ve gda politikalar olarak
isimlendirilmesinin
ok
daha
doru
olduunu
dnyorum.Tarm ve gda politikalarnn belirlenmesinde
kararlatrlmasnda dikkate alnana baz hususlar var.Bunlardan
bir tanesi lkenizde uygulanan genel ekonomi politikalar neler?
Bu tarmla ilgili ne tr politika belirleyeceinizi etkileyen temel
bir faktr durumunda.Onun dnda uluslar aras antlamalarnz
varsa bunlarn yine tarm ve gda politikalar zerinde etkisi sz
konusu. Uluslar aras antlamalardan kastmz lkeler aras
olabilir bu.Baz uluslar aras kurulularla da rnein
DB,IMF,DT
gibi
kurulular.Bunlar
uluslar
aras
kurulular.Ulusla5r aras kurululara ye iseniz ve orada alnan
kararlar varsa orda alnan kararlara bal olarak siz genel
ekonomi ya da tarm ekonomisine ilikin politikalarnz orda
alnana kararlara gre ynlendirmek zorundasnz.Onun dnda
eer uluslar st bir kurulua ye iseniz, o uluslar st kuruluun
belirlemi olduu politikalar siz kendi politikalarnz
olutururken esas almak zorundasnz. zellikle uluslar st
kuruluun yaptrm gc de var.Ben bu politikay uygulamak
istemem deme lksnz de yok.Ben burada giri konumamda
bu uluslara aras ve uluslar st antlamalarn ki bunlar
politikalarn belirlenmesinde dsal faktrlerdir. Trkiyenin
tarm ve gda politikalarna ne tr etkileri sz konusu olmutur,
bunlar neler, ve gelecekte bizi lke olarak bunlarla ilgili nasl
yaklamlar beklemektedir bunlara deinmek istiyorum. Tarm
ve gda politikasn u ekilde tanmlyoruz.Devletin ve

240

hkmetin tarm ve gida sektr ile ilgili olarak belirlenen


hedeflere ulaabilmek iin ald nlemlere politika diyoruz.Bu
politikann kararlatrlmasnda mevcut durum,sorunlarn,
politikay etkileyecek kstlarn ortaya koyulmas gibi uslar
ortaya koyulmas gerekmektedir. Bu kstlardan uluslar st ve
uluslar aras antlamalar sizin politika kararlatrma srecinizde
nemli bir kst oluturmaktadr. Dolaysyla bunlar dikkate
almak durundasnz. Trkiyenin tarm ve gda politikasna
ilikin amalarna baktmz zaman bunlar kalknma alanlarnda
tarm kanununda yer almakta.2000 ncesi ve 2000 sonrasnda
baktmz zaman zellikle 2000 li yllarda tarmla ilgili
politikalarn kararlatrlmasnda DT tarm antlamas, IMF,
AB gibi uluslara aras ve uluslar st antlamalarn politikalarn
kararlatrlmasnda dikkate alnmas gerektii vurgulanyor. Ve
bunlar da politika amalar arasnda yer almakta. Aslnda ama
deil bunlar. Ama bu antlamalar bizim ne tr tarm politikas
uygulayacamz belirleyen temel kstllk olarak karmza
kyor.Ve yanl bir ekilde o belgelerde bir ama olarak bunlar
orda yer almakta.Dolaysyla kreselleen dnyada bu ekilde
antlamalarnz varsa Trkiyede serbest piyasa ekonomisi
sistemini uyguluyor seksen sonras dnemde bunlarla ilgili
ekonomiyle ilgili yapsal dnm sz konusu.Bunlar esas
alr.yani piyasalar serbestletiriyoruz.O serbestleme ierisinde
de Trkiyedeki politikalarda etkili olan dsal faktrler
bulunmaktadr. Aslnda baktmz zaman Trkiyede yaanan
siyasal istikrarszlklar ve bunlara bal oluan ekonomik
istikrarszlklar ekonomik krizler Trkiyeyi uluslar aras rnein
mf dnya bankas gibi kurulularn kurallarn uygulamaya
zorlamtr. IMF ile yaplan stand by antlamalaryla devletin
retim ve ticaret sektrnden ekilmesi tarmla ilgili retim ve
ticaret yapyorsa oradan ekilmesi ile ilgili taahhtlerimiz sz
konusu olmutur. Bununla beraber seksenli yllarn ikinci
yarsndan itibaren zelletirme sreci balad. zellikle 2000 li
yllarda zelletirmeler hzlandrlmtr. Gnmzde ok az
devletin kamu isel teebbs olarak tarm veya tarma girdi
salayan elinde kurulu vardr. Bunlardan bir tanesi ay Kurdur.
Bunun dnda Yem sanayi ,et ve balk kurumu zelletirme
kapsamna alnm daha sonradan kartlmtr. Tekel, Trkiye
Zirai Donatm Kurumu gibi tarma girdi salayan KTler veya
tarmsal rnlerin ilenmesi azarlanmas ile ilgili kitler bu ekilde
zelletirilmi yani satlmtr. Bunlarn satlmas aslnda 24 ocak

241

1980 ekonomik kararlarndan sonra Trkiye politikasn kkl


bir ekilde deitirmitir. Zaten KTlerin kurulu kanununda
bularn zel sektr gelitirildiinde zel sektre devredilmesi ile
ilgili kanunlar vard. Ama bu krizler IMF ile yaplan antlamalar
bunlarn zelletirilme srecini hzlandrmtr. Onun dnda
yine IMF ile yaplan antlamalar kapsamnda retim ve uluslar
aras ticareti olumsuz etkileyen bozan politika aralar olarak
fiyat destekleme politikalarndan vazgeilmesi, verilen
destekleme fiyatlarnn dnya fiyatlarna uyumlatrlmas
taahhtlerimiz sz konusu oldu. O taahhtlere de uyduk. Onun
dnda dier uluslar aras kurulu da DB. Dnya bankas
kalknmakta olan lkelere projeye dayal kredi vermekte.
Trkiyede
DB
ile
163
tane
kredi
antlamas
imzalanmtr.Bunlarn % 19 u tarmla ilgilidir.Sulama
projesi,tarm rnlerinin ilenmesi ,yele ilgili bir sr proje kredi
kullanld.Bu kredileri kullandrrken uluslar aras kurulular
lkelere piyasalar serbestletireceksiniz diyor.Yan tarm
piyasalarnda devlet retici olmayacak, ticaret yapan olmayacak.
Zaten o kurulularn amac da o. Uluslar aras kurulularn bu
artlarda krediyi kullandryor lkeye. Ve en nemlisi de 19992000 ylnda antlamas imzaland tarm reformu uygulama
projesi diye. Tarm reformu uygulama projesi Trkiyede
tarmsal destekleme politikalarnda kkl deiiklikler
yaplmtr. nceden girdi, fiyat, kredi sbvansiyonu gibi retim
ve ticareti bozucu etkileri olan ve krmz kutu olarak , ifade edilen
destekleme politikas aralarndan
vazgeilerek iftilere
dorudan gelir yardmlarnn verilmesi gibi retimi ve piyasay
olumsuz etkisi daha az etkisi olan politika aralarna geirilmesi
veya hi olmayan veya ok az yeil kutu kapsamndaki yem,
eitim alt yap gibi yatrm desteklerine ynelik politika
aralarnn kullanlmasna ilikin politikalar uygulamay
Trkiye taahht etmi,bununla ilgili antlamalar imzalam ve bu
politikalar uygulamaya aktarlmtr. DT bir dier bunlarn
ayrntlarna girmiyorum. Politikalar bir tanesi dorudan gelir
desteiydi, tarm sat kooperatiflerinin mali adan bamsz
idari adan otonom hale dntrlmesi, retim fazlas olan
rnler vard bunlarn arz fazlalnn azaltlmas iin fndkta
eker pancarnda ve ttnde alternatif rn projesi. Bunlarn
uygulamalar var. Bazlar olumlu bazlar olumsuz sonular var.
Sorular gelirse anlatabiliriz. Bu tr dsal etkenler bizim
politikalarmzda nemli deiikliklerin olmasna neden

242

olmutur.Ve bu tr kurulularn uygulamay altklar


politikalar Trkiyeye empoze etmesine neden olan faktr
Trkiyede yanan ekonomik krizdir. Her ekonomik krizde
Trkiyenin yeniden yaplandrlmas ve krizden klmas ile
ilgili politikalar hazrlanmtr. Ve o krize neden olan aklar
veya skntl sektrler veya kanunlar deitirilmitir.Bir dier
kurulu da DT. 1994 ylnda bununla ilgili Urugayda tarm
antlamas imzalanmt. Bu antlamada gelimekte olan ve
gelimi lkelerle ilgili belli konularda kararlar alnmt.
Trkiye gelimekte olan lkeler statsndeydi . Trkiye unlar
yapmtr. Pazara girii biraz daha serbestletirmitir. Yani
gmrk vergilerini her bir rnde %10, ortalamada gmrk
vergilerimizi dardan ithalatta tarmla ilgili olarak % 24
orannda azalttk. Trkiye rnein sr etinde % 250 idi gmrk
vergisi oran bunu % 225 e drmtr. Budayn % 200 d %
180 e drmtr. Ama uygulamada % 100orannda uygulanr.
Bu ekilde gmrk vergilerini yani korumacl azalttk. Onun
dnda 44 rne ihracatta tevik veriyorduk. Bu ihracattaki
teviklerimizi gerek parasal olarak gerekse ihracat tevii verilen
rn miktar olarak azalttk. Bir baka taahht , krmz kutu
kapsamnda verilen rn destek tutar % 10 u amadndan
dolay destekleri azaltma durumu sz konusu olmad.Ama
ilerleyen dnemde bu konularla ilgili Trkiyeyi bekleyen
kstlar sz konusu.Ben en son olarak da ABye deinmek
istiyorum ok ksa olarak bir iki dakika ierisinde. Ondan sonra
bir dakika ierisinde. Avrupa o zamanki ekonomik topluluun
ikinci yesi olarak bavuran kii yani Avrupa topluluunun tarihi
kadar eski bir iliki. Ve buna bal olarak da 2005 ylnda
mzakere sreci balad. Trkiye ye olabilmek iin ABnin
mevzuatnn yaklak yarsndan daha fazlasn oluturan tarmla
ilgili mevzuata uyum salamak durumunda ve yelikten nce de
gerek kurumsal uyum gerekse bunu uygulayabilecek kapasite
gstermek mecburiyetinde. Dolaysyla Trkiye yelik ncesi
AB nin ortak tarm politikalarn aynen uygulama mecburiyeti
sz konusu. Bununla ilgili baz skntlar sz konusu. AB kendi
yelerinin artlarna gre politikalarn belirlemekte. Ama ileride
Trkiye ye olmayaca bir birliin hedeflerine ve aralarn
aynen uygulamas Trkiyede ileriye ynelik telafisi zor sorunlar
oluturabilecektir. Sorular geldii zaman ikinci dnemde ok da
genel bilgi anlamnda zamannz almak istemiyorum. Ben
teekkr ediyorum sizlere.

243

GL: Hocam ok teekkrler. Fahri Hocama geeceiz. Fahri


Hocam Trkiyenin 2023 hedefleri var.Hepimiz biliyoruz ite 500
milyar ihracat hedefi.Tabi tarmla ilgili olanlar da var.Biraz sonra
onlara hocam eminim deinecek. Tarm sektr Trkiye iin her
zaman nemli. Oransal olarak GSYHda giderek azalsa da
mutlak olarak her zaman nemini koruyor. Hibir zaman ikinci
plana atamayacamz sektr. nk bugn 62 milyarlk nemli
bir haslaya sahip olan , Avrupada birinci dnyada altnc sraya
sahi olan nemli bir tarm ekonomisi byklne
sahibiz.hracatta 15 milyar dolarn zerinde ihracatmz 186
lkeye az deil 1500 n zerinde farkl tarmsal rn kalemini
darya satyoruz.Bu bakmdan yani lkemizin hibir zaman
ihmal edemeyecei nemli bir sektr. Bu kasamda Fahri Hocam
zaten nmzdeki haftann hazrlklarn da yapyor. 2023
vizyonu asndan gelecekle alakal olarak Fahri Hocam gemii
hocalarm deerlendirdi. Cengiz Hocam Trkiye asndan
Mehmet Hocam da dnyadaki dsal etkiler asndan
deerlendirdi. Siz nasl deerlendirirsiniz? Bundan sonra
Trkiye 2023 hedeflerini gerekletirmek iin nasl bir politika
izlemeli? Art 2023 hedefleri tarm sektr asndan nelerdir
bunlar sizlerden duymak isteriz. Buyurun hocam.
YAVUZ: Evet teekkr ederim sayn bakan.Hepinize hayrl
sabahlar diliyorum.Sabahn bu erken saatinde burada bulunup
bizi dinleme zahmetinde bulunduunuz iin teekkr ediyorum.
Evet ben 2023 vizyonu dorultusuna Trkiyede tarm
politikalar nasl ekillenmeli, bu hedefe ulamak iin politikalar
nasl dzenlenmeli onunla ilgili birka noktaya vurgu yapacam
ok detaya inmeden. imdi 2023 vizyonunu biliyorsunuz.2023
yl Cumhuriyetin 100. Kurulu yl dnm.Devletin hedefi
2023 te Trkiye ekonomisinin dnyadaki ilk 10 ekonomi
ierisine girmesidir.u anda herhalde 16. sradayz. Tabi buna
paralel olarak tarm sektr geri gittike GSYMH daki yeri
azalan bir sektr. GSMHdaki pay % 7ler civarnda ama nemli
bir sektr.Sadece oransal olarak deil ayn zamanda stratejik
nemi olan dier arkadalarmzn da bahsettii gibi bir sektr.O
anlamda 2023 vizyonu dorultusunda tarm sektr bu vizyona
ulamak iin roln nasl oynamal ve bu rol oynayabilmesi iin
de tarm politikalar nasl ekillenmeli. Tarmsal hedef olarak da
yle deniyor.Trkiye u anda tarmsal retim deeri olarak 7.
Srada.Bu hedefe ulamak iin 5. Srada olmas gerekiyor.Ama
lkeleri alt alta sraladnzda 5 i yakalamak olduka zor.7 tane

244

byk lkeyi saydnzda baya bir zor 5. Srada olmak.imdi


bu hedefler dorultusunda trendlere baktmz zaman bizim
quantitatif olarak ampirik yatmz almalarda zellikle ben
hayvansal rnler sektrn alyorum.2023 te mesela
verimlilik asndan fiyat asndan bunlar miktarla alakal
olmad
iin
karlatrmas
ok
kolay
olan
deerler.Ulaamyoruz dnyadaki olan noktaya.Yani mevcut
politikalarla tarm gittii zaman mesela verimlilikte et , st,
buday retimi verimliliinde ABye Amerikaya ulaamyoruz.
Veya baya altnda kalyoruz. Fiyatlara baktmzda maliyetler
yksek. yle olduu iin de fiyatlar bizim ne kadar besicilerimiz
ikayet este de dnya fiyatlarnn neredeyse et fiyatlar 2 misli. O
zaman nasl rekabet edebileceksin AB ortak pazarna girdiin
zaman. Yani u anki trendler bizi 2023 ylndaki o noktaya
gtrmyor. O zaman olmas gereken ey u ekilde giden artan
bir trend var yani fiyatlar dyor baktnz zaman verimlilik
artyor ama yle artyor halbuki hedefe ulamak iin yle bir
ok vermek gerekiyor tarm sektrne.te bu anlamda o ok
verecek
Politikalar ne olmas gerekiyor onun zerinde kafa yormamz
lazm.Aykut Beyin de bahsettii gibi nmzdeki aramba,
perembe,Cuma gnleri Erzurumda bu balk altnda yani 2023
vizyonu dorultusunda Trkiyede tarm politikalarnn gelecei
diye bir altay yapacaz.Buraya yurtdndan be akademisyen
, bakanlklardan be bakan, bakanlklardan uzmanlar yneticiler
ve niversiteden arkadalar katlacaklar.nallah iyi sonular, bu
oku oluturacak sonulara gideriz o almalarla. imdi
dnyadaki trendlere baktmz zaman mesela AB politikalarn
incelediimizde ite 1980lere geldiimizde ortak tarm
politikas sonucu tereya dalar,st denizleri,yani bir rn
fazlal olumaya balyor.Neden dolay Avrupadaki fiyatlarla
dnya fiyatlar arasnda politikalardan dolay bir fark
oluturulmu.Tarm srekli desteklenmi.Ama o noktaya
gelindiinde problem kmaya balyor. Bu sefer AB gndem
2000 le ondan nceki Meker ile daha rekabeti daha liberal
tarm politikalarna 2007 den sonra tek iftlik deme sistemine
geiyor.Yani piyasay ynlendirecek desteklerden uzaklayor.
Amerikaya baktmz zaman doksanl yllardan sonra ABDde
de benzer bir trend var.Mesela dnyada en rekabeti lkeler
Avustralya, Yeni Zelandaya baktnz zaman orda tarm
tamamen liberallemi yani tarmsal destekler kaldrlm, ABde

245

bteye baktnz zaman tarmsal desteklerin btedeki miktar


azalrken, krsal kalknma, altyap, krsal alanlarn problemlerine
ynelik desteklerin arttn gryoruz.Bunun yannda
aratrmalar da unu gsteriyor. Mesela benim doktora almam
Amerika ile ilgiliydi.Stlk sektrn srkleyici faktr
zerinde altm.Birisi talep, birisi arz ynl etkenler bir de
politikalar.En dk ynl etkisi olan politikalar.Yani hemen
hemen yok gibi. O zaman biz bu desteklemeleri niye
yapyoruz.Biraz alkanlk,biraz ifti lobileri,yani onlarn
eyinden dolay bu destekler Amerikada
Avrupada
yaplyor.Yani Amerikada tutu destekleri kaldrsanz Avrupada
kaldrsanz belki de sektr ok fazla etkilenmeyecektir.Buradan
u noktaya geliyorum.imdi dnyann lkelerine baktnz
zaman ekonomisi gelimi fakat tarm gelimemi bir lke
gremezsiniz.Tersini dnn tarm gelimi ekonomisi
gelimemi bir lke de yok.O zaman nedir tarm sektrn
srkleyici g aslnda ekonomik gelime ekonomik
bymedir.imdi mesela Atatrk 1930lu yllarda veyahut
Cumhuriyetin kurulduu yllarda ekonominin temeli ziraattr
diye bizim ziraat fakltesinin giriinde de yazar. O gnn
artlarnda yleydi ama bugnk artlara geldiimiz zaman iin
stratejik boyutunu bir tarafa brakn tarmn GSMHdaki pay
biraz nce de sylediim gibi % 7dir.% 7 nasl ekonominin
temeli olur. O zaman nedir % 93 tarmn srklemesi
gerekiyor. O zaman burada en nemli aktr nedir piyasa.Eer
ekonomik gelime olursa tarm kesinlikle peinden
srklenecektir. Mesela burada benim elimde deerler var
tarmla ilgili. Ben ekonomiyle ilgili deerler de vard da onu ey
yapmadm.
GL: Hocam son dakika.
YAVUZ: yle mi
GL: Evet
YAVUZ: Mesela tarm 23.7 milyar dolardan 62 milyar dolara
km son 12 senede. Prof.Dr.Fahri Yavuz: Peki bu tarm
politikalarnn etkisiyle burada art olmu mudur? Hayr.
Ekonomik bymenin etkisiyle byk lde.Tarm
politikalarnn tarmsal desteklerin rol tarm sektrndeki
problemleri , yrmeyen hususlar dzenlemek iin geici
tedbirlerdir.Yani bir yerde
problem varsa onu birtakm

246

dzenlemelerle desteklerle mesela bir yerde retim art fazlal


var. Onu desteklersiniz.Ama aklmzn bir kesinde ne olmas
lazm; asl srkleyici gcn ekonomi piyasa olduu olmas
lazm.Brezilyadan gelen arkadaa sordum ne anlatacaksn
Brezilyadaki tarm politikalar ile ilgili biliyorsunuz Brezilya bu
gelimekte olan ekonomilerde en nde gidenlerden biri.Tarm
sektr gerekten ok gl.Hzl byyen lke.zellikle de
soya ve hayvansal retimde.Dedi ki inanr msn aslnda
Brezilyada bir tarm politikas yok.Yani ekonomik byme ne
yapyor. Tarm sektrn srklyor.Ben biraz bunlardan
bahsedeceim dedi toplantya geldiimiz zaman.Buray da ben
bu sylediklerimle tamamlayaym. Sorularnz sorarsanz biz
cevaplamaya alrz.Teekkr ederim.
GL: Deerli katlmclar bir noktada aslnda girii yapm
olduk ama srede ok kstl. Yani lkemizde zellikle hocalarm
he vurguladlar. Yani geici o fiyat destekleri yani tarm
Politikalar=tarmsal desteklemeler ve bu gne kadar hep byle
algland taban fiyatlar takip ettik vs. Ama imdi lkemizde son
yllarda gerekten gzel gelimeler de var.Hepimiz takip
etmiizdir. ok yeni kan bir miras hukukuna ynelik tarm
sektrn ilgilendiren arazi kullanm ile ilgili olan yasa bana
gre son derece nemli. nk dne kadar toplulatrma
yapmay alyorduk. letme milyon iletme .Ortala her
iletmede 7 parsel var,6 hektar bykl.Siz bununla dnyayla
rekabet edebilme ansnz hibir ekilde yok.rgtlenmeniz de
sz konusu olmaynca ite milyonlarca bamsz retici ne oluyor
ite bir bakma tam rekabete yakn koullarda ok fazla etkisi
olmadan ite belirlenen rn fiyatlar zerinden ilem yapmak
durumunda.Ama br taraftan tarmsal girdilere baktnz
zaman da onlar daha ok byle monopolistik yahut da oligopol
piyasasna
yakn
bir
piyasalar
olarak
karmza
kyor.Dolaysyla her zaman bir maduriyet sz konusu.O
bakmdan o batakl kurutmak diyoruz ya. Bir yandan
toplularken bir yandan paralanyoruz.Bu yeni gelen yasal
dzenleme inallah bunu salayacak. Uygulamas da baarl olur
umarm. Belki biraz sonra hocalarm da onlardan
bahsedebilir.Ben buradan hareketle sizin kafanzdaki birka
soruyu da almak ve biraz daha byle tartmay geniletmek
istiyorum.Ondan sonra
toparlayp oturumu kapatalm
diyorum.Buyrun.

247

BOZKURT: hocama da soruyorum.Birisi u.Benim bildiim


kadaryla fndk konusunda 1965ten bu yana be yasa kt.En
gzel yasalar da yasay ve ynetmelii de son bu hkmet
kartt. Ama tek bir maddesini bile uygulayamad. Bu noktadan
hareket ederek.imdi son karlan arazi leklerini bytme
yasasn Trkiyedeki siyasi otoritelerin uygulama ans var
mdr yok mudur? nk bundan nceki toplulatrma yasasnn
da sonularn hep beraber biliyoruz. Siz benden daha iyi
biliyorsunuz.Asl merak ettiim husus budur.Yani yasay
kartmak nemli deil fndk yasas gibi.Bu yeni kan yasa
uygulanabilir mi.kincisi unu sylyorum;Trkiyede bu
konuyla ilgilenenler bu destek meselesini feti haline getirmi
vaziyetteler. Hocam altn iyi izdi.Bence biraz oray aalm.
nk verdiimiz teviklerin geriye getirme hususu inceleniyor
mu? Bu soru da yani ne kadar geri geliyor, ne kadar kazanyoruz
o konuda bilgi.nc bir sorum daha var. O konuda u; bu son
dnemde zellikle tarm konusunda eyde ok taklyorum
ahsen ben kendim. Hibir tarmsal yap istatistiinin doru
olmadn gryorum.Hibirinin ama. Bu doru olmayan
rakamlar zerinde nasl politika gelitirilir?Nasl gelecek ina
edilir?Buna ne dersiniz diye soruyorum bu iin uzmanlar
olarak.Byle envanteri olmayan rakamlarn hibiri doru
olmayan byle altn iziyorum trnak ierisinde hibiri diye
olmayan bir lkede tarm politikasn konumak acaba haybeye
konumak mdr diye merak ediyorum dorusu.
GL: Evet teekkr ederiz.Sorular alalm birka soru ondan
sonra topluca srayla gidelim.
KATILIMCI: Sleyman Demirel niversitesindenim. Kresel
sorunlar deyince bu alk ve yoksulluk ile bu gdadaki
finansallama konusuna yle ksa bir dikkat ekmek istiyorum.
Belki panelistler o konuda bir aklama yaparlar. imdi evet
piyasadan ok sz ediliyor. Adeta piyasa bu neoliberal dzende
1980 sonrasnda adeta mitletiriliyor. Dolaysyla oysa
baktmz zaman rnein bu 2008 krizinden sonra faiz oranlar
erikada Avrupada sfra doru yaklat.Pek ok hisse senetleri
piyasalar kt. Uluslar aras sermaye diyeyim yani kresel
sermaye, fonlar ok byk o emeklilik fonlar, H fonlar vs.
Dolaysyla bunlar para kazanabilmek iin bu emtia piyasalarna
ynlendiler.Ve emtia piyasalarnda resmen bir pirin,bir
kahve,bir msr ,eker, altn gibi , gm gibi, petrol gibi,

248

zerinden speklasyon yaplarak para kazanlabilecek ve ksa


vadeli balonlar olutu ve metaya dnt bunlar. Bu konu bence
son derece nemli. Alk ve yoksulluk konusuyla alakal ve ok
ciddi fiyat ykselileri balonlar olutu. Bu alkla ve Afrikadaki
ve bizim lkemiz de dahil olmak zere .Ne yazk ki burada
oluan fiyatlar reticinin cebine gitmedi. Hi alakas olmayan
Amerikadaki emeklilik fonunun ite bilmem ordaki H fonun ,
Sorosun onun bunun ceplerine gidiyor bunlar. Yani bu konuyu
gz ard ederek ve piyasalar ar putlatrarak , siz istediiniz
kadar tarmda arz arttrsanz da fiyatlar oralarda belirleniyor.Ve
ne yazk ki bu krizde kapitalizmle ok alakal bu konuya vurgu
yapmak istedim.Belki panelimizde de bu konudan bahsedilebilir.
GL: Sa olun hocam. Farkl bir adan gzel bir adan
gerekten gzel tespitleriniz
KATILIMCI: deerli konumacmza da teekkr ediyorum.
imdi dn sayn bakan da ifade etti. 2013 yl itibariyle UNDP
nin hesaplam olduu insani kalknma endeksine gre Trkiye
dnyada 187 lke arasnda 90. srada.GSYH asndan
baktmzda da kii bana den o zaman 65.srada. Yani
lkenin
ekonomik
gelimiliinin
insani
gelimeye
yansmadn gryoruz. Buradan una gelmek istiyorum, bu
gne kadar lkede uygulanan tarmsal destekleme politikalar
genellikle hep byk iftiler lehine olmutur. O zaman
karmza u kyor.Byk iftilerle kk iftiler arasndaki
gelimilik dzeyi veya adaletsizlii nasl nleyebiliriz. nk
neden; baktmz zaman byk iftilerle kk iftiler
arasnda hem blgeler aras hem de blge iindeki dengesizlikler
var. Bu dengesizliklerin sonucunda krsal kesimdeki belli
insanlarn daha fakir olduunu gryoruz. Yine krsal kesimde
yatrmlar nedeniyle tarma destek veriyoruz, prim veriyoruz,
yatrmlar yapyoruz, birken iftinin gelir dzeyini bee
katlyoruz. Bu destekleme politikalarnn hem blgeler aras hem
de blge ierisinde krsal kesimdeki adaletsizlii eitsizlii
azaltmas iin nasl bir yol izlenebilir? Birincisi bu.nk bunun
nedenini u ekilde gryoruz.KS ye baktmz zaman ifti
kalknma sistemine genellikle kk iftilerin krsal kesimde
yaayanlarn bunlara fazla rabet etmediini gryoruz. rnein
tane konumacnn iller arasndaki kyaslamalarna baktmz
zaman Antalyada Gndomula Serik ovas arasndaki
karlatrmada bunu net grebiliriz. Erzurumda Pasinler

249

ovasyla Olur Burnunu karlatrdmzda, aramba Bafra


ovas ile Havzay karlatrdmz zaman grebiliriz. Bir dieri
tarm diyoruz ama tarm da o kadar kmsememek lazm.kr
Bey dedi ki kayt sistemi.Kayt sistemi sadece tarmda deil
genellikle btn sektrlerde grebilirsiniz. Gidin bir ticaret ve
sanayi odasna o ildeki sanayilerle ilgili bilgi isteyin hibir
bilgiye ulaamazsnz. Yani unu demek istiyorum tarm stratejik
bir sektr.Gelecekte petrol kadar enerji kadar nemli bir
sektr.Kurakln aln yoksulluun olduu bir dnemde bunu
irdelemek gerekir diye dnyorum.Dnyada baktmz
zaman OECD ve gelimi lkeler ierisinde GSYH destekleme
politikalarnda gerekten Trkiyenin pay yksek yani 2.2.
civarndadr. Ama baktmz zaman sonuta bunun byle
olmad gzkyor. nk siz maliyetleri dikkate aldnz
zaman maliyet oranna gre baktnz zaman tarmdaki destek
orannn son derece dk olduunu gryorsunuz. Onun iin
herhalde desteklemelere bakarken rnlerin birim maliyetlerinin
de dikkate alnmas gerekir diye dnyorum.Bu konuda
tane deerli konumacnn grlerini almak istiyorum.Teekkr
ederim.
GL: Hocam teekkr ederiz. soru imdilik yeterli.Alt sorular
da var nk burada da sizin ekleyeceiniz.
SAYIN: Konumalarmz eksik kald ama bir sorular
cevaplayalm.
GL: Hocam ordan zaten genileterek ve srayla gidelim
isterseniz.Buyurun Cengiz Hocam.
SAYIN : Hocam balasn eyden.
YAVUZ: kr Beyin sorular hakikaten deerli ve gzel.
Doru yasalar karlyor ama yeterince uygulanamyor.Bu
disiplinle ilgili yani problemi biliyoruz ama orada disiplinli
almak gerekiyor. Mesela; ite buday ele alalm. Budayla
ilgili en nemli problem nedir? Fiyatlar yksek rekabet
edemiyoruz.Niye? Verimlilik ok dk.Trkiyede tane
nemli ey var.Bir; sulanan arazi yeterli deil.Tabi sulama ne
yapyor verimlilii nemli lde arttryor.ki sertifikal tohumu
yaygn olarak kullanamyoruz. ; pas ve sne gibi hastalk ve
zarar var.imdi; problem biliniyor.Ama bunlara dnk
politikalar ne kadar disiplinli doru bir ekilde ve yaygn bir
ekilde yaplyor.Zaten btn alanlardaki problem bu.Benim

250

biraz nce Celil Beyin ifade ettii hani piyasaya vurgu


yapma.imdi burada piyasaya vurgu yaparken aslnda benim
demek istediim desteklerden iftiye transfer yapmaktan ziyade
problemlerin odana ynelik almalar yapmak. Mesela
iletmeler
kkse bunu
bylten
tedbirleri
nasl
alrz.Verimlilik dkse bunu nasl salarz.Eer sektrde
srekli gelir yoksa o geliri getiren sistem kurulmamsa mesela
stlk sektrnde eer souk zincir yoksa bu mekanizma
kurulmamsa siz iftiye ne kadar destek verirseniz verin bir
anlam
olmaz.Bunun
rneklerinin
Trkiyede
de
gryoruz.Mesela Trakya blgesine baktnza souk sistem
kurulmu adam be tane inei ile bile yeterli gelir elde edemiyor
.Sistem. Yani desteklerden ziyade bu sistemlerin kurulmas
iftinin rgtlenmesi gibi bu tip alt yapya ilikin almalarn
yaplmas gibi sistemleri oluturacak politikalar gelitirmek
gerekir.Destekler ne kadar etkili dedi.Benim mesela desteklerin
etkisiyle politika analiz almalarm var.Desteklerin etkisi
var.Ama hangi desteklerin olduu bu altyapyla ilgili bu sistemle
ilgili.Problemleri zmeye ynelik desteklerin etkileri var.Ama
bu etkiler eer siz sektr srekli gelir getirecek bir sektr haline
getirecek sistemleri kurmazsanz o destekler kalkt zaman o i
de bitiyor.Onun iin destekler sadece harekete geirmek
iindir.Srekli olmas iin souk sistemde iftinin ham st
satp srekli gelir elde etmesi lazm. Bunu salayamadnz
zaman o kadar hayvan destei verin o srdrlebilir
olmaz.statistikler gvenilir deil.O yzden ben genellikle fiyat
ve
verimlilikle
ilgili
deerler
zerinden
analizler
yapyorum.nk miktarlar zerinde bir sr mesela et retimi ;
TKin rakamlar belki de realize olann yars bile deil.
Bununla nasl politika reteceksiniz.Mesela bir salk sektrnde
hastaneler belli,doktor says belli, potansiyel hasta says
belli,salk alanlar ve imkanlar belli.ok rahat politika
oluturabilirsiniz.Ama tarm sektrnde bunu yapmanz ok
mmkn deil.Bahri Beyin sadece bir sorusu ile ilgili
konuacam.Politikalarn
blgesel
dzeyde
politikalar
olmas.Doru. nk Kuzey Dou Anadolu Blgesi ile Trakya
Blgesi, Marmara ya da Ege Blgesinin hayvanclk
sektrndeki yaps ok farkl. Byle olunca Trkiye genelindeki
destekleme politikasnn Trakya blgesindeki etkisi Kuzey Dou
Anadolu Blgesinden ok farkl veya daha etkili olabiliyor.O
yzden desteklemede blgesel farkllklar dikkate alnmaldr.

251

Geri bugn tarm havzalar konusu ve onunla ilgili desteklerin


gelitirilmesi gndemdedir.Ancak kanun ve ynetmelikler
uygulamaya gelince ok fazla realize olmuyor. Bunun nasl
yaplmas gerektiinin konuulmas gerekir.Geri artk kalknma
ajanslar biraz bunu salyor. Kalknma ajanslaryla blgeye
ynelik blge artlarna gre projeler retip blgede tarm ve
tarmla ilgili sektrlere ynelik destekleri yapabiliyorsunuz.
GL: Kalknma Ajanslarnn aslnda tarm sektrne ynelik de
bir eyler yapmalar lazm.Aslnda ok yeterli deil daha ok
tarma dayal sanayide belki .
YAVUZ: Blgesel dzeyde politika oluturulmas asndan bu
kaynaklar ok olduu zaman blgeye has projeleri destekleyerek
daha etkili sonular elde edilebilir.
GL: Hocam Teekkr ederiz.
SAYIN: Evet teekkr ederim. Bu destekleme politikalarnn az
m ok mu olduu ok tartlyor yeni bir ey deil. unu grmek
lazm.Ekonomisi
gelimi
lkelerin
hepsi
tarm
destekliyor.stelik oransal dme olabilir ama had safhada
destek var. Bundan 10-15 sene nce Amerika ve AB destekleri
azaltacan serbest piyasa ekonomisine geeceini ilan etmi ve
btn lkelere bunu telkin etmitir. ki ay sonra ise destekleri iki
katna karmtr. AB destekleme yntemini deitirmi ancak
desteklemekten hibir zaman vazgememitir. Avrupa lkeleri
rn piyasa dzenlemeleri ile ilgili yapsal dzenlemeleri
tamamlam durumdadr. rnn fiyat bulmas iin retici
rgtleri dahil olmak zere fiyat oluum mekanizmalar ve takip
mekanizmalar olumu durumdadr. Fahri Hocamn alt et
piyasasnda soru udur. Trkiyede kg et fiyat nasl
olumaktadr? reticinin buradaki katks nedir? 2000 yl
ncesinde btn rn piyasa dzenlenmesine ynelik tarmsal
KTleri vard.zelletirmeler tartlabilir ayr bir konu olarak.
Alm garantisi veren kurumlard.Yllardr devlet al al getir pat
diye ekilince kald ortada. Kalknma kooperatifleri damzlk
birlikleri ile bu i yrmemektedir.St iin al al ekilince kald
ortada.zelletirme dorudur ,yanltr yntemidir eklidir
tartlabilir.Dolaysyla Trkiyede uygulanan destekler yksek
olmayp
GSMHn
%
1
ine
bile
karlk
gelmemektedir.rnlerle ilgili piyasa dzenlemesine ilikin
salkl bir yaplanma. Trkiye rn asndan ok

252

zengindir.Bitkisel retim,hayvansal retim asndan olduka


geni yelpazeye sahiptir. ok farkl eit rnlerimiz
vardr.Geleneksel
rnlerimiz
vardr.hra
rnlerimiz
vardr.Doru piyasay oturtmak kolay deildir.Ama bu piyasay
oturtamadnz srece retici rgtlenmedii, srece fiyat
oluumuna reticinin gcn yanstamadnz srece
desteklemekten baka areniz yoktur.Pansuman , hocama
katlyorum u adan pansuman; u an konualm enflasyon
%10un altnda peki piksel retimdeki en nemli deien masraf
unsuru nedir, gbre ve mazottur.iftinin en ok borland iki
tane kalemdir sertifikal tohum onu devlet destekliyor
imdi.Nerden getiriyorsunuz gbreyi. sizin gbre retim
fabrikalarnz m var. En nemli azotlu gbre.Azotlu gbre
amonyaktan elde edilir. Amonyan trevi petrol
trevidir.Doalgazdan
ayrmadr.Mazot
dardan
geliyor.Litresinin fiyat ortada.Haydi desteklemeyelim.iftinin
suu ne.23 milyon hektar tarm alan var.Bunun byk bir ksm
hububat.Tahl
ekiyorsunuz.En
nemli
girdi
mazot,gbre.Trkiyede tarm dediiniz gtrr hububat.hracat
geliri ya meyve ve sebze ile tarmsal sanayinin dier yan
alanlar.Uraanlarn insanlarn nemli ksm yine hububat.Fiyat
oluumu ylda bir kere ortaya kyor.Bu senenin hasat fiyatndan
gelirinden
seneyenin
mazotunu
gbresini
ayrmak
zorundasnz.Sene ba sene sonu dnn.Byle bir
handikapmz
var.Dolaysyla
devam
etmek
zorundasnz.Destekler; alm garantisi verebilirsiniz Pazar
destei verebilirsiniz.2020 ylna kadar tm tarm rnlerine alm
garantisi verildi.Piyasa garantisi, ette,stte, girdiler iin bile yem
verildi . Alm ofisi iftinin kara gn dostudur.2000 ylnda IMF
nlemleri dsaln bir etkisi olarak mali tedibirler nedeniyle
hububat , eker pancar ve ttne dt. tane rne dt.26
rnden e dt.Niye , almlar nedeniyle ortaya kan kayplar
stoklama gibi. E imdi piyasa mekanizmas yok, ofis on milyon
tane
alyordu
iki
milyon
taneye
dt.Hemen
soraym.Trkiyede buday fiyat nasl oluur.reticinin
buradaki etkisi nedir.Fiyat oluumuna mdahalesi var mdr?
Yoksa beklemekte midir? Byle bir piyasa olur mu? ABnin
ortak tarm politikas da piyasa dzenlemeleri asndan en
nemlisi hububat piyasa dzenlemesidir.% 62ye yakn kaynak
oraya aktarlmaktadr. Arkasnda Fransa vardr.Bunlar
atnzda piyasa dzenlemesinin salkl oturmasnn ne kadar

253

nemli olduu ortaya kar.Bunu bir kere paylamak lazmdr. u


tartlabilir.Ne tr destekleme politikas yapacaz? Nasl bir yol
tercih edeceiz ki hem yapsal dzenlemeleri salayacak,hem arz
amz kapatacak, hem retici geliri azalmayacak, ifti
tarmda kalacaktr. Gelecein sorunu; tarmsal faaliyete kimin
devam edip etmeyeceinin bilinmemesidir.Bu konuya ilikin
almamz yok.Genler krsaldan br tarafa gidiyor.Tarm d
gelir yaratlmaya allyor.Hibir almamz yok. ABnin
dt durum; gen yok, gen ifti, ifti okulu , destek
bunlar aryor.Biz ne yapacaz. Planlayalm imdi 30 yl
sonras iin bir planmz var m konuyla ilgili olarak. te stratejik
durum burada ortaya kyor. Birinci soruyu soran arkadamz
.Miras yasasyla , yani ad miras yasas diye geti.Bu arazi
bykl, toprak kanunu en son kan yasa.Alt ay ierisinde
mahkemelikler balayacak.Bu ok ayr bir tartma
konusudur.Tarm iletmeleri blnmesin , paralanmasn diye
miras kanunu ortaya karld ama miras yasasna
yerletirilemedii iin toprak kanununa ilave yaplarak tarm
toprann bulunduu byklkten daha geriye kaymamas ve
paralanmasnn nne engel konulmasna ilikin bir karar
oluturuldu. l ve ilelerde yaynland ancak orada skntlar
vardr.Tarm Bakanl da u anda tartmakta ve
izlemektedir.Bu iin bilincindedir. Geen hafta bir toplantmz
vard.Bunlar uzun uzun tarttk.letme paralanmas diye bir
kavram Trkiyede tartlmyor.nk; tarm iletmesi kavram
henz daha oturabilmi deildir. Tarm iletmesi eittir toprak,
bari topra kurtaralm. sviredeki medeni kanunda iletme
kavram var.letme kavram merkezde ynetiliyor, bir
byklktr gibi.Trkiyedekine uygun deildir.Trkiyede
tarm arazisi zaten paral.Btnlk yok ki neyi paralayacaksn.
Paral paral tek iletme.Bunun blmn nasl
engelleyeceksin miras yasasyla, yapamazsnz. Yapamadmz
iin de topra blmeyelim denildi, toplulatrma falan.Bu
dorudur. Ama ller tartmaldr.Onu ileride hep beraber
greceiz. Bakanlkta kabul ediyor.
KATILIMCI: Hizmet birletirilmesi ynyle hi tartlmyor
Trkiyede.Yani sadece mlkiyette deil hizmet birletirmesi
yoluyla iletme leklerini yeterli hale yani ekonomik hale
getirmek mmkn mdr?

254

SAYIN: Mmkndr. Yalnz birleemiyoruz. Birleebilseydik


Trkiyede
kooperatifilik
zlrd.
Kooperatifilik
zlemedii iin retici birlikleri yasas kt 5200 sayl.Orada
da birleemedik.Niye? Trkiyenin maalesef bir zayf taraf
var.Grup
hareket
etmeyi
seviyoruz.
Yukardakiler,aadakiler,ortadakiler.Herkes her eye mdahil
oluyor. retici birlikleri dahil eer bir grup bir topluluk varsa
birisi hemen mdahil olmak istiyor. Dolaysyla hizmet
birletirmesi konusunda bizim tarihsel deneyimimiz ok zayf
olduumuzu gsteriyor.Bahri Hocamn syledii ok gzel bir
konu var. Desteklemelerin gelir dalm ile ilikisi.
Desteklemeler 2000 ylna kadar alan bazl denmitir.1000
dnem alan olan kiinin kulland gbreyle nk 2000 ylna
kadar 100 liralk destein 80 liras gbreydi.Bakn oran
sylyorum.Gbreyi niye kullansn. Bitkisel retime. 100 dnm
alana kullanlan gbreyle 50 dnm,2 dnm, 3 dnme
kullanlan ayn mdr. Deildir. Mazot , ayn mdr.Deildir.
Alan bazl bykle bal deme yaparsanz alanda da
danklk varsa yani 100 iletmenin 35 tanesi toplam tarm
alannn %65 ine sahipse destein de % 65 ini gtrr oraya
koyarsnz. Bunlar yaand.Bu nasl zlebilir? Mlkiyet
dalmndaki dengesizlik toplulatrma dahilinde zlemedii
srece zlemez. Nasl zlr? Alan bazl destek yntemini
deitirirsiniz.Fahri hocamnda dedii gibi kk iletmeleri
kategorize ederek kklerin ayakta kalmasn tutunmasn ,
birlemelerini salayacak ekilde alan dndaki demelere doru
kaydrabilirsiniz.O da tarm bakanlnn u anda
gerekletirmeye alt ey. Mlkiyetle gelir dalmnn
dzelmesi lazm. Destekleme maliyet ksm; sayn hocam
tarmsal desteklemelerde rn bazl alm yaplacaksa, kamu bunu
alacaksa, Bakanlk bunu son elli yldr maliyete gre
hesaplamaktadr. Ancak bunun arkasnda giydirilmi cret
dediimiz yani poplist yaklamlar, siyasi beklentiler, blgeye
ilikin ekonomik etkenler gibi konular bu almlarda oynamalar
ortaya kartmtr. imdiki sistemi de tarm bakanl tm
rnlerde ve lke genelinde bir sistem oturtmu yaknda ortaya
kar herhalde. Maliyet tabanl bir sistem.Btn rnlerin
maliyetlerini dolayl olarak alp takip ediyorlar.ok gecikmi
ama balanmas gereken bir sistem . Bundan sonra inallah
maliyet bazl hesaplama yrtlerek btn desteklerin ifti

255

gelirine nasl yansyacak, fiyatlar nasl olacak gibi daha salkl


bir yapya gitmesi gerekleir diye dnyorum.
GL: Hocam Saolun. Mehmet Hocam; Sremizi atk hocam,
hemen toparlama yaparsak. Son szleriniz ayn zamanda.
BOZOLU: Ksaca; En byk skntmz veri eksiklii ve
yanllklar, farkllklar. Ama biz bunu kendi gayretlerimiz
erevesinde zmeye alyoruz. Bakanln ve yakn
kurumlarn yapmas gereken eyler var.En son tarm saym 2001
de. Biz hala 2014 deyiz.rencilere 2001 deki tarmn yaps ile
ilgili verileri veriyoruz. Bu sene yaplacakt ama yaplmam
tarm saym. Biz bunu zmek iin aratrma yapyoruz.
Gidiyoruz ile , il ve blge ve lke baznda aratrmalar yaparak
salkl politikalar retebilmek iin verileri dorudan
iletmelerden topluyoruz. Bunlar toplam tarm sektr ierisinde
veya lke genelinde baktnz zaman lokal blgeler olarak
kalyor.Tabi lkenin geneli iin ok genelleme yapma ansnz
olmuyor.Ama o olumsuzluktan kurtulabilmek iin bunu
yapyoruz. ABinde 13 milyon tarm iletmesi var 85000 tane
iletme belirlediler. Bu tarmsal destekleri ve etkilerini lmek
iin iftlik muhasebe veri a Trkiyenin de uymak zorunda
olduu bir sistem bu.85000 iletmeden veri toplanyor ve bu i
iin onlara da para veriyorlar.Bizde de bin iletme olarak
belirlendi.Bu ok yetersiz.Biz bakanlk temsilcileriyle konutuk
, dedik ki on bin tarm danmannz var on bin tane tarm
iletmesinden siz ok salkl veri toplayabilirsiniz. u anda
iletme bana 600 TL veriliyor bunu 1000 TL ye
kartabilirsiniz. Size maliyeti on milyon trk lira olur. Hatta krk
bin iletmeden bunu toplayalm ama biz artk salksz veri
konusunu tartmayalm. Herkes bunu kullansn.Biz aratrma
yaparken KS kaytlarna ulaamyoruz. 1000 iletmedeki iftlik
muhasebe veri a sistemine aratrmaclar olarak ulaamyoruz.
olaysyla bizim onlara ulaabilmemizi salayacak imkanlar
tannmal ki biz gerekli aratrmalar yapalm. Bakanlk biz
hocalardan yardm istiyor ama bize verileri vermiyorlar.
Kurumsal bir tutuculuk var diyelim. Arazi kanunu ile ilgili olarak
Cengiz Hocam belki daha sonra da deinebilir ama ben fndk
konusuyla balantl olarak sorduunuz iin u ekilde ifade
edeyim; arazi kanunu Ordu, Giresun Karadeniz Blgesinde
fndk iletmelerinin ortalama arazi varl 20 dekar. Tm
ilemelerin arazileri ve be alt paradan oluuyor. Ve 15

256

dekarnda da fndk var. Bu fndk baheleri de be alt ayr


parsel. Parampara.imdi bu miras konusu olduu zaman miras
kalan insanlardan bar sulh ierisinde araziyi blen yok.
Dolaysyla bu arazinin btnletirilmesi uygulamada ok
skntl. Zaten arazi fiyatlar ok pahal. Ne olur? Ksmi
zmler salar m? Salayabilir de akas. Yine bakanln
ok zerinde durduu konu bu politikalarn etkileri ne
oluyor.Yani; biz politikalar uyguluyoruz.Ama iletmeye,
gelirlerine, gelir dalmna etkileri ne oluyor.Kendi
bnyesindeki aratrmaclar kapsamnda aratrma yapyorlar
ama onlarn da altyaps,bilgi ve deneyimleri yeterli
olmadndan dolay ok salkl aratrmalar yrtemiyorlar.
Bizlerin eitim ve aratrmaya ayracamz zaman maalesef ok
fazla olmuyor. Bu anlamda saymz zaten kstl.Bizler de master
, doktora tezi veya TBTAKa proje verdiimiz zaman dier
kurumlara, bu konulara eilmeye alyoruz.Ama bakanln u
ana kadar buna ynelik olarak oturmu bir sistemi sistematii
maalesef yok. Ama ihtiyalar var. Bunu sk sk gndeme
getiriyorlar.zellikle de aratrma konusu ncelikleri arasnda da
bu konu var.Yani politikalarn etkileri neler oluyor. imdi,
alk,yoksulluk,piyasalama .Piyasa her zaman kt mdr
yoksa baz koullar olduu zaman m ktdr.Eer siz lkenizde
tarm sektrnde veya herhangi bir rnle ilgili olarak piyasada
rekabet koullar yok ise ifti zayf,alc tccar gl ise tabi ki
piyasalar ktdr. Burada yaplmas gereken iki taraf eit gler
haline getirebilmektir.Yani retici ve alcnn glerini
dengeleyebilecek nlemlerin alnmasdr. Bunlardan bir tanesi
rgtlenmedir.Kolay m olmuyor.nsanlarmzn kltr,
gemiteki deneyimleri, lkemizde rgtlenme ile ilgili en byk
skntlardan biri gvendir.nsanlar arasnda gven kayb sz
konusu.Gven olmad iin insanlar bir araya getirme ans ok
fazla olmuyor. Siz tarm rn retiyorsanz bunu tketiciye
kadar gtrecek bir zincir kuracaksnz retici olarak ve rgtler
vastasyla. Aksi halde retici ile tketiciler arasnda araclar
varsa kazanan araclar olacaktr. Ne olursa olsun bu anlamda o
zincirin ksaltlmas, reticiler, retici rgtleri vastasyla
rnlerin tketicilere ulatrlabilmesi konusu nemlidir. Dn
hocam biz bu trendi nasl yukar karacaz konusuna
deindir.Bu olur mu? Olur. imdi bakn fndkla ilgili olarak ben
size syleyeyim. Dnyada fndk ihracatnn % 80ini Trkiye
yapyor. 1.7 milyar dolarlk bir gelirimiz var. Ama dnya fndk

257

ve mamllerine baktnz zaman 3.3. milyar dolarlk bir ticaret ,


ihracat var dnyada.Yani %80ini biz dnyaya satyoruz.Ama
bizden o fnd alan sanayiciler, paketlemeciler alyorlar
paketliyorlar fnd ve bizim kazandmz paray o paketleme
ve satma iinden kazanyor. Biz hammaddeyi mi satacaz yoksa
paketli olarak markete gtrp fnd tketicinin rafna koyacak
myz. Eer biz rafa koymayacaksak, 1.6 lar 1.5 ler civarnda
konuacaz.
ok
olmayacak.2023
hedeflerine
ok
yaklaamayacaz. Yaklaabilmemiz iin biz o sistemi bir
ekilde kurmak durumundayz. Teekkr ediyorum sorularnz
iin.Saolun.
GL: Hocam dier oturum balamak zere . 30 saniye diyelim.
YAVUZ: Sayn arkadalar bizim tarm sektrne yle
bakmamz lazm. Tarm srekli talep edilen ve bu talebin de
giderek artt gda rnlerini retiyor. Bu yzden gelecek vaat
ediyor. kincisi byyen bir ekonomiye sahibiz. Kii bana gelir
artyor. Tarm rnlerine zellikle hayvansal rnlere olan talep
artyor. ncs tarm sektrnde ok zayf ynlerimiz var.
Eitim, verim dkl, girdi kullanmlar bunlar aslnda
gelime iin frsat oluturmaktadr. Tarmsal kaynaklar asndan
eitlilie sahibiz. Yani yedi iklimin olduu bir lkede
bulunuyoruz.O yzden doal afetlerden ortaya kacak riskleri
azaltan bir yapmz var. Tarm politikalarn bu gstergeler
zerinden hareket ettirirsek baarya ularz. Aksi halde u rne
u kadar destek dediimiz zaman detaylarda bouluruz.Resme
biraz geni ereveden bakp tarm sektrn bu sylediklerim
anlamnda motive etmek gerekmektedir.Teekkr ediyorum.
GL: Ben panelist arkadalarmza, hocalarmza teekkr
ediyorum.Sizlere de katlmnz iin. Aslnda bir genel toparlama
yapmak isterdim ama zaman ok hzl geti.Konuda ok geni bir
konu.Buradan toparlamak zorundayz ama tarmn stratejik bir
sektr olduunu bilelim. Ekonomik boyutu hep ikinci planda
kalmaktadr fakat ok konumadmz bir de sosyal boyutu
var.Onu da belki baka oturumlarda deerlendirmek gerekir.ok
teekkr ederim.Katldnz iin.

258

PANEL VIII
YNETM TARTIMALARI
Prof. Dr. Bekir PARLAK (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Hseyin ZGR
Prof. Dr. Mehmet Akif UKURAYIR
Prof. Dr. Yakup BULUT
Prof. Dr. Yakup KELE
PARLAK: Deerli hanmefendiler, beyefendiler, oturumumuza
ho geldiniz diyorum ve sizleri sevgi ile saygyla selamlyorum
ynetim tartmalar balkl bu oturumumuzda lkemizin
yetitirdii 3 deerli bilim adam ile beraberiz kamu ynetimi
alannda bu arkadalarmz hepiniz tandnz iin tantmaya
gerek duymuyorum, yle bir format dndk kendi aramzda
evet bu bir oturum herkesin belli bir sresi aa yukar olacak
yirmier dakika kadar nk bir saat 15 dakikalk bir sremiz var,
aramzda 15 dakika mzakere soru cevap ksmna ayracaz
lakin dz bir oturumdan ziyade biraz yle sylei tarz olabilir
diye dndk biz yani bir arkadamz konuurken dierinin ok
nemli syleyecei aaca bir parantez varsa onu
syleyebilecek byle bir tarz zerinden gitmeyi dnyoruz tabi
bu biraz doalama olacak hibir arkadamz u konuyu sen
konuacaksn bu konuyu ben konuacam eklinde bir grev
paylamn da bilerek yapmadk dn akam bir araya
geldiimizde nasl yapalm grev paylammz tema olarak ne
olsun dediimizde ben acizane dedim ki herhangi bir ey
sylemeyelim bir planlama yapmayalm konuma neyi getirirse
ona gre konualm bu ekliyle bir konumamz olacak imdi
ynetim tartmalar tabi nemli bir alan niye diceksiniz nk
bir lkenin toplumun lokomotifi ve iin ba tabi ki idare, idare
esasnda tabi ki siyasetin altnda bir konu ya da konum en
nihayetinde siyasetiyi de ynlendiren brokrasidir bunar biz
her trl gryoruz yani kanun yapm srecinden politikalarn
uygulamasna tatbikindeki srelere kadar dolaysyla bir
toplumun ok iyi bir noktada olmas ayn zamanda idare sinin
idare mekanizmasnn da verimli etkin ve topluma uyumlu
altnn da bir gstergesidir. Terside ayn ekilliyle geerlidir

259

merhumu muarefinden yani eer bir toplumda skntlar varsa ve


bunlar alamyorsa siyasetine ve idaresine bakmak gerekiyor
tabi imdi burada idare ekil sadece iin bu fiili pratik taraf
olmayacak idare ayn zamanda bir ilimdir bir sanattr tabi zanaat
deil malm ve bir meslektir dolaysyla burada konuacamz
konular sadece bir bilim disiplini olarak deil teorisiyle
pratiiyle gnceliyle gemiiyle geleceiyle yani eksenlerimiz
olacak ama bu eksenlerden mutlaka bir global eksen olacak birde
ulusal eksen olacak imdi global eksen tabii ki hepinizin az ok
malumat olduu zere bir takm revata olan konular var 80li
yllardan beri balayan yeni liberalizm sa politikalarn getirdii
hatta belki trnak iinde dayatt ynetime dair bir takm
fenomenler var new public management gibi ite governments
gibi hatta onu daha st seviyeye tadmzda mult level
government ondan sonra global governance yine bunlarn
getirdii dijital demokrasi bir takm akll kentler ardndan open
governments gibi kavramlar bunlarn hepsi belki bizim tartma
ve konuma alanmz iinde olacak ama kendi iimize yani ulusal
eksene dndmz zamanda bizi son gnlerde ok nemli bir
ekilde etkileyen baz gelimeler var yani bir ekliyle ynetim
alannn iine gire n konular bunlar ite mesela yrtmenin ba
bakanlk tartmalar ne olmal parlamenter sistemden kyoruz
nk Trkiye halkn setii bir cumhurbakanna kavutuu
andan itibaren klasik parlamentarizm krmz izgilerini am
olacak dier taraftan 6360 sayl ve tm Trkiyeyi ama bilhassa
tabii ki bykehirlerimizi etkileyen ve etkilemeye devam
edecek olan ve bir ok handikapa da, handikap potansiyeline de
sahip bir yasa var nmzde bunun mutlaka masaya yatrlacaktr
diye dnyorum sonra 6306 kent sel dnm yasas var
balad ardndan uygulama ynetmelii kt ardndan baka bir
yasal deiiklikler geldi, ama oturmad bu gidile de oturmas
ok zor grnyor nk konunun ok nemli taraflar ciddi
olarak ele alnm deil rnein sosyal taraf devamnda
ombudsman kamu denetilii kurumumuz kuruldu ama
ombudsmann uygulanabilinirlii ilevsellii halk tarafndan
bilinirlii sonra bu blgesel yerel ombudsmanlar veya sektrel
ombudsman mesela bir spor ombudsmanl ok ihtiya
olduunu dnyorum bunlar ne durumda bunlarla ilgili
konular nedir nasl tartlacaktr sonra biliyorsunuz Dantayn
kaldrlmas diye bir ey var gnmzde bunlar konuuluyor
bunlar nedir nasl tartlacaktr hatta bu Saytaya kadar sarkt

260

hatta bunun yerine belki bir yksek temyiz merci yksek idare
mahkemesi gibi bunlar tabi Trkiyenin bugnn ve geleceini
ok nemli balayan ve etkileyen konular ama belki bunlarn en
stnde ok ciddi bir konu var yeni anayasa kadm bir
topraktayz ve5 bin yllk tarihimiz var ama biz buun bir
anayasay yapamadk bir uzlama komisyonu anayasa uzlama
komisyonu oluturduk ama olmad olmayaca batan batan
belliydi ama gene de anayasaya sivil demokratik ve halkn
olabildiince uzla ekseninde zeminin de kurulmu bir anayasa
ihtiyacmz var ve zaten aslnda kamu ynetimi yerel ynetim
kamu ynetiminde denetim planlaman kentleme ve ehirleme
politikalarmz gibi temel politikalarmz ve temel siyaset
dzlemimizdeki alacamz kararlar mutlak suretle yeni
anayasaya oturtmamz lazm ve bunlar yaparken hep
sylyorum global eksen ile ulusal eksende bizim ideal olann
optimal noktamz aktrmamz gerekiyor bugn gemie ve
gelecee bakarak tabii ki politika transferinden tabii ki kresel
etkilerden bak deiliz olmayacaz da zaten olmamzda
gerekmiyor bunlar ok iyi alglayp bunlar ok iyi zmseyip
damtp ortak aklmzda yeni yollar kefetmemiz gerekiyor ve
belki ok nemli sorunlarmzdan biride u aslnda biz
elimizdekileri de tam bilmiyor ve uygulamyoruz sadece unu
syleyeyim bugnk ve yasalar bir hakkn uygulayabilsek yani
o noktada handikaplarmz aabilsek bugn ki yasal ve kurumsal
dzlem de bile kurumlarmz ok iyi altrabilsek ok ileri
noktalara gtrebilir bizi dier taraftan bir noktann daha altn
izmek istiyorum kamu ynetiminde liderlik imdi baknz
politik liderlikten bahsetmiyorum rnein bir belediye
bakannn liderliinden bahsediyorum bir kurumun liderliinde
bir rektrlkten bahsediyorum bunlar ok nemli atalar bouna
dememi balk batan kokar veya vagonlar lokomotifi takip eder
6360 sayl bykehir belediyesinin bizim lkemizde iyi
sonular vermesinin olmazsa olmaz gerekli koullarndan biri
yeterli koullarndan biri mutlak surette bel bakanlarnn
keyfiyetidir yeterliliidir liderlik kapasitesidir ve uzmanlklardr
ekiplerle alma kapasitesidir ekiplerle alma istek ve
arzusudur dolaysyla bu nu da ihmal etmemiz gerektiini
dnyorum. imdi tabi yeri geldiinde biz belki devreye
gireceiz sylememiz gereken birka cmle varsa syleyeceiz
ama ben artk sz arkadalara brakmak istiyorum Hseyin
hocadan itibaren

261

ZGR: Teekkr ederim, sayn bakan hepinizi saygyla


selamlyorum ilgin bir ey tabi doalama gitmek grdnz
gibi Bekir hoca konuurken bizler not alyoruz nk doalama
sabah ayrca kahvaltda da bir saat kadar birlikte vakit geirme
ihtimali ansmz oldu ama beklide byle bir oturumun doasna
bu uygun zaten bir sradan oturum deil tartma zemini duruma
da bu uygun bakalm ne kacak umarm baya tutar ve devam
olur ynetim deyince iin iinde insan faktr var ben biraz buna
deinmek istiyorum daha dorusu deineceim bir ok eyi
buraya balayacam hemen her eyi iki ynl insan faktr var
hatta birka yn daha bulunabilir bir tanesi brokratlar yn yani
kamu hizmetin i retenler yn dier yn de halk yn bir
nc boyutu ok kolay eklenebilir Bekir hocamn da syledii
siyaset yani tercihlerde bulunan ama ilkesel kararlar veren tabi
bizde siyaset her zaman bunu artrmyor nk ilkesel
kararlar vermek yerine zellikle l ile tekilatndaki siyasetiler
birisinin bir yere tayini birisinin ameliyatnn daha iyi bir doktor
tarafndan yaplmasn falanca retmenin merkezde kalmas iyi
bir okula retmen olmas yada i yk dk olan bir yere
birisinin memur olarak tayini atanmas gibi eylerle urat iin
ilkesel tercih deil bunlar bireysel mevzularla uramak bu
anlamda Trkiye siyasetinde sorunlar var baka sorunlarn
yannda oda insan boyutu tabi bide inan verimli etkili almas
ve adaletli ekilde karar vermesi uygulamalarda bulunmasn
salayacak yap ve sistem meselesi si var aslnda ciddi
skntlarmz burada var ne tek bana sistem her eyi zyor
ama sistem doru bir sistem olmakszn uygulanabilir bir sistem
lke insannn kodlarna genlerine birikimine uygun bir sistem
olmakszn da insanlarn yetkin ve kapasiteli d olsa onlar
harekete geiremiyoruz byle bir insan boyutu var tabi bu arada
insan deyince Trk ynetim sisteminde zaman zaman belli
alanlarda belli konularda yerel ynetimler bunun ok banda en
banda gideni eitim istihdam ilikisi var niversitedeyiz insan
yetitiriyoruz nlisans puanlar da bazen liseden lisan stsnden
meslek kurslarndan ama insanlar yetitirdiimiz yerde istihdam
edecek sistemleri yeterince kurmu deiliz her zaman deil ama
sklkla bu sorun var buda mutsuzluk yaratyor nitekim buna bide
niversite mezunlarnn ciddi lde isiz olduunu dnnce
daha da baka sorun var burada gnmzdeki sorunlarda ynetim
sorunlarndan bir ksm da yine biliim den kaynaklanyor toplum
zellikle genler biliimin her alannda doalama kendiliinden

262

reniyorlar bilgisayar dersi anlamn da kaybediyor ama acaba


yneticilerimiz biliime ne kadar yatknlar yada biliim topluma
doru gei bilgi toplumuna doru gei biliim den daha
kuvvetli yararlanan toplum bilgi toplumu demiyorum biliimden
yararlanan toplum nk bilgi toplumuna gemi hibir lke yok
gemeye yaklam lkeler var biliimi youn kullanan ve farkl
dnen farkl alglar deerleri kayglar iletiim becerileri yada
iletiim beceriksizlikleri bazen yzyze ilikilerden kopuk
olmas gibi bir toplumu nasl yneteceimiz ayr bir sorun olarak
karsmzda duruyor yinede btn bu hzl deiiklikler e zellikle
bileimin teknolojinin yeni jenerasyonun gelmesi lkede baz
alanlarda atlan elde edilen mesafelere ramen tarih boyunca
baka toplumlarda olduu gibi bizde de belki daha da fazla
ekilde kodlarmz ok rol oynuyor ve hala ben bir ok ey
ganimet kltrne balamann mmkn olduunu hatta onu
kendi iimizde iselletirme hakl gsterme konusunda
gerekeler rettiimizi bireysel yada toplumsan grupsal olarak
buradan da ok ciddi yanllara gittiimiz grmek mmkn baz
kodlar atamyoruz yine heyecanl balayp Trk gibi balayp
ngiliz gibi bitirmek diye bir atasz var ok heyecanl balyoruz
harika olur alasn yaparz ok gzel olur ama sonra sonu
beklendii gibi olmuyor niyetle sonu birbirini tutmuyor nemli
sorunlarmzdan bir tanesi de Trkiye zerinde konumaya
alyorum nk konu ok aralar ve malarn uyumsuzluu
veya aracn zaman ierinde ama haline gelii Trkiyede ciddi
bir sorun olarak karmza kyor. Bir ey daha ekleyeyim sonra
detaylandraym bu anahtar szckler zerinden oda tepkisel
hareketimiz bir kaza olunca nlem alyoruz nlem aldktan sonra
biz bunu demitik dnmtk zellikle meslek okullarnn bu
konuda ciddi amazlar var dnmtk buna dair gerekten
yank uyandracak farkdalk yaratacak ses getirecek bir eylerin
deimesi salayacak dkmanlar raporlar altaylar lisansst
programlar her neyse hepsini yaptk m baktk m aslnda
aklamalar yapmadk ama dntk, dnmtk ama
faydas yok demek ki, ynetim sistemimizde anahtar szck
olarak benim bak amda bunlar var imdi yetimi insan
gcne baknca yerel ynetimlerde bakarsak bu anahtar
kelimelerle imdi yerel ynetimler geliyor 4 yllk program en az
drt yerde saylmak zere bir tanesi ald nlisans
programlar bak ama baktmzda yerel ynetimlere buralardan
almyorlar dz memurlar rnein herkese ak o zaman yerel

263

ynetimler programn niye atk yerel ynetimler insan gcn


tutamyoruz nk almak zor hakikatten siyasi boyutu
kuvvetli olduu iin zellikle kk belediyelerde yada daha
kapasitesi zayf byk ehir belediyelerde ayrlmak zere byle
bir uyumsuzluumuz var bu iki ynl sadece yerel ynetimleri
sulayarak bunun iinden kamayz niversitelerde o
programlar dizayn edenleri iin iine katacamz bir ey
bykehir belediyesi sisteminde byk deiiklik yaptk ama bu
sistem nedir neyi ifade eder hangi riskler tayor neleri dikkat
edersek bu gerekten daha baarl olur ok ciddi eletirebiliriz
bunun zerine bir takn toplantlar yapld baz eitimler falan
verildi bunu anlatmaya almaya ynelik baz raporlar
hazrland eski ad Trk Belediyecilik Dernei yeni ad Trkiye
Belediyeler Birlii bununla ilgili almalar yapt leri
Bakanl nda ama grnen o ki ok zayf belediye meclis yesi
bykehir belediyesinde meclis yesi seilmi insanlarn bilgi
daarcnda bile ok ciddi eksiklik hatalar var ama buna ynelik
akademisyen ve brokrat yok mu aktarabilecek var belki
aktarmak m istemiyoruz profesyonel bilgiyi kullanmak m
istemiyoruz yada bir yola kalm da reniriz bildiiz kadaryla
yaparmyz gibi sorun var sylemek istediim insan gcne
yetimi insan gcn daha da ileriye gtrmek onu kullanmak
konusunda eksikliklerimiz var tabi bazen yle bir soru insann
aklna gelmiyor deil acaba bilgiden rkmyor muyuz nk
bilgiye insan yeterince donanml olmayan ama brokraside yada
siyasette belirli yere gelmi birisinin an eksiini ortaya
karabilir tabi amacmz yle olmamal bak senin an
yakaladm profesyonel davranyorsun bundan da korkuluyor
olabilir mi diye insann aklna soru iareti gelmiyor deil. Yine
bununla ilintili olarak bir aklk sorunu var daha dorusu gven
ve kapallk sorunu var nedense Trkiyede hem siyasetiler hem
yneticiler son birka ylda srekli hakl kma biz bir yanl
yapmadk aslnda her ey gzel oldu ama byle bir sonu elde
ettik deme konusunda kendilerini byle bir duygu ierisinde
hissediyorlar ve aklamalar bu ynde yani yanl yaptmz
syleyip sorumluluk alma ve istifa mekanizmasnda kullanmak
oradan dersler karmak o da bir erdem nk insann doas
yanl yapma zerin kurulu daha ana rahminden itibaren bunun
zerine kurulu aksi takdirde melek olurduk zaten yle bir varlk
olduuna oumuz ya da hepimiz inanyoruz insan denen varlk
olduuna gre biz hata yapma zerine kuruluyuz bu hata

264

yapmadan yneticiler de arnm deiller isterse siyasal ister


brokratik kademelerde. ster brokrasinin st kademeleri isterse
alt kademeleri mzde drdmzde kongre dzenlemekten
dergi karmaya blm bakanysa dekanla kadar
yneticiliimiz var bizlerde oturduumuz koltuklarda hata
yapyoruz. Hayr, yapmadm diye savunma mekanizmas
ierisine girmek ileri daha iyi hale getirmiyor buna geldik ok
anlam deilim birka yldr benim grdm byle bir taraf
var. Tabi gzel eyler yok deil var yani biliim sistemleri ok
ciddi yaygnlayor internet kullanma oran cep telefonundan
internete eriim oran akll telefonlara gemek ciddi bir merak
var Trkiye de e bildirge e devlet konusunda ciddi
eksikliklerimiz olsa da ok ciddi mesafeler kat etmi
durumdayz. Yine internet bankaclk sistemleri ki bankaclk
ekonomi iin ok nemli bankaclk finansman sistemlerinin
oturmas ciddi bankaclk krizinden getik ama artk
bankalarmz daha salam gzkyor. zellikle gen jenerasyon
ya daha 30 -40n altnda yada kendisini gen ve biliime yatkn
hissedenler de byle bir zellik gzkyor bu gelecek iin iyi bir
nokta inan gcmzn kalitesinde artk art var ama bu kaliteyi
kullanma konusunda sorunlarmz var diyorum bu iyi bir nokta.
Alan ynetimine gememiz gerekiyor diye ben 10 yl nce
sylediim bir ey belki de yanl bir ey soyluyorum ya da bunu
sylerken arka plann iyi izmek lazm belki yanllmz
olabilir. Alan ynetimine geme konusunda 6360 sayl kanunla
30 bykehir bize alan ynetimine getiimizi artryor.
Ama orda da syle bir sknt var kk belediyeler kyler hatta
ky alt yerleim birimleri dediimiz mezralar mahalleler bunlar
ynetmenin sknts var ama acaba yeterince altk m
yeterince tarttk m 38 gn myd? Akif hocam ok ksa bir
srede bir 6360 sayl kanun kt arada bir duraklama dnemi
var meclisin bir tatile girme dnemi byle baktmzda ok ksa.
PARLAK: Ben burada parantez aim kamu ynetim reformu ile
ilgili malumunuz olduu zere 2003l yllardan itibaren
balayan 2004te de ite kuvveden fiile geen bir alma vard
bir taslak ilgin eyler gryorduk orda yani orda grdklerimiz
tabi bizim isel faktrlerimizin besledii destekledii ve halkn
bilinci ile istedii konular dan ziyade tamamen polisitransferin
dorudan yansmalar vard o tarihte arkadalarn hepsi bir bir
aradm zellikle merek ettim dedim ki Hseyin Ahmet Mehmet
sen Akif Mustafa bu taslakta varmsnz arldnz m olabilir biz

265

arlmadk yok hocam yok hocam yok hocam bir tane kamu
ynetimi hocas ki daha byklerimiz var doayenlerimiz var
Ruen hocam buradalar eksik olmasnlar eref vermiler
gelmiler imdi hi kimse burada yok peki bunu kim yapt aa
bakyorsunuz bunu yapan iletme hocas imdi bykehirde de
benzeri bir durum oldu 6360 hazrlanrken Trkiye istihdamnda
ki niversitelerimiz de kamu ynetimi blmlerimizde kamu
ynetimi blm siyaset bilimi kentleme ve yerl ynetim
alanndaki hocalar ile bizim ok salam networkmz var ve
haspelkader networkn merkezine de bizler varz ama yok hi
kimseden hibir fikir alnmam imdi ayn eyi yle bir
demoyla yaptk yasa kt ve yasann bir ksm malum ktktan
itibaren bir ksm 30 Mart tan itibaren 31 Mart sabahndan
itibaren yrrlk lazand imdi ben unu merek ettim
bulunduklar yerlerde arkadalarmza ite sayn hocam bizim
nmze ok nemli bir dnem alyor ok ciddi bir dnmn
arifesindeyiz yardmc olun bunu birlikte yapalm altndan
kalkamayabiliriz eklinde bir talep gelmesi normal olan bu
beklenen bu. Baktm 30 tane bykehirde de hemen hemen
arkadalarmz var akademisyen tandklarmz var hi kimseye
byle bir talep gelmi deil belki gelecek de deil baknz bu
yanl bunu kim yaparsa yapsn nasl yaparsa yapsn yanl nk
biz danmal ynetime ki bundan 2500yl nce bozkrlarda
uyguladz kadarna bile razyz danmal ynetimi hayatmza
geirmediimiz mddete hani krler sarlar birbirini arlar
ben yaptm oldu mantyla gittiimiz mddete ok fazla yol
alamayacamz dnyorum nk kervan yolda dzlr
diyorlar ama bazen kervan yle yanl bir yola gidiyor ki kervan
toptan hepsi ile birlikte kaybolup gp gidiyor kervann
elindekiler de gidiyor o bakmdan konunun bu tarafna ben
zellikle dikkat ekmek istedim hi olmazsa bundan sonraki
gidiat bundan sonraki kadar tadmz diye de olmaz diye de
temenni etekten teye geemiyorum buyurun,
ZGR: Akif hocam beni srem doluyor diye uyard bende
yle bir toparlym ben bykehir belediyesi zerinden yle
bir toparlama yapaym bir kere bykehir belediyesi bykehir
belediyesi reformu deil ciddi bir deiiklik aslnda bir
Trkiyenin idari sistemi idari taksimatnn ileyiinin deiimi
eer byle bir eyse ok katlyorum sayn bakana bunun ok
daha ciddi tartlmas gerekiyordu il ile snrlarnn
deitirilmesi gerekiyordu Kilis gibi hocamn komu ilesi kk

266

illerin belki ortadan kaldrlmas byk illerin blnmesi ilin


tamamnda her noktasnda ayn yetkiler bykehir belediyesine
verilmek yerine ad bykehir bellediyesi olacaksa daha
metropolitan zellik gsteren merkez ile komu birbiriyle ilintili
ilelerde daha ok yetki Erbayn savunusudur bu Erbay
Arboan uzak ilelerde daha snrl yetki sadece planlama gibi
sosyal kaynaklarn korunmas gibi bir ok eyin birlikte
zlmesi gerekiyor eer bu ilin tamamn belediye yapyorsanz
buna il belediyesi falan demek gerekiyordu stanbul Tekirda
Sakarya bunun dnda kalabilir hatta metropolitan zellik
gsteriyor diye dnyorum ilin tamamn da gsterebilir bu
ok nemli bir ey var burada Bekir hocamn syledii aslnda
nemli bir mesafe kat ediyoruz zall yllarla birlikte zal
eletirilecek ve savunulacak ok taraflar bulunabilir en azndan
Trkiyenin 80lrinden itibaren hatta 79dan itibaren bir ok
deiiklie damgas vurmu yle veya byle vurmu bir lider
zalla birlikte gelen eylerden bir tanesi iyi ve kt taraflar
olan presler vard prensesler yapt o prenseslerin bir ksm bir
ksm kaba tabiriyle katt kt yada ok salkl kmadlar
ama ok baarl brokratlar kt ilerinden Adnan Kahveci gibi
siyasetinin zelliklede o ilkesel kararlar siyasa retme tercihler
rettirip ada retilen tercihleri kendisine sunulmasn salayp
onlar ierisinden kendi siyasi izgisi ve lkenin menfaatleri
asndan en doru alan semesi asndan Trkiye de
brokrasinin besin kayna pardon siyasetinin besin kayna
bilgi kayna uzun sre sadece brokrasiydi belki bir lde 60
70lerde meslek odalarnn bir ksmyd bir lde oysa zall
yllarla birlikte dnce kurulular think thangler arkasnda tabii
ki kresel aktrler kt taraflar olabilir ama eitlenme
anlamnda niversiteler zellikle vakf niversiteler inde
aratrma merkezlerleri retim yelerini eitli raporlar
hazrlatmak eylem planlar uzun vadeli strateji belgeleri
hazrlatmak gibi bu hkmetin de yapt hala da yapmakta
olduu ok gzel tarafa doru gidip bilgi kaynan
eitlendirmek ve bunlarn arasndan daha salkl bir seme
yapma yoluna doru giderken birdenbire tek bir kii kk bir
grup bir anda hzlca karar vermeyi ve bu kararlar olduka
stratejik uzun vadeli ok ciddi etkileri olabilecek sadece bal
tayan bykehir gibi etkisi baka yerlere tanacak baka
konular kararlar hzlca verir olduk sanki bir geri giri yada bir
acelemiz varm gibi son bir cmlemi syleyeyim bir de yle bir

267

tezatlmz var 2004 ylnda biz belediye il zel idaresi


kanunlaryla bykehirler parlamenter sistemi getiriyorduk ak
parti iktidardayd ama 2013 e geldik bakanlk sistemi 2011 den
beri konuuyoruz ve bykehir Belediye sistemi parlamenter
sisteme bakanlk sistem arasnda bakanlk sistemine byk
oranda daha yatkndr. Yani ne odluda parlamenter sistemi
TBMMndeki yerel ynetimleri ve yerletirmeye alrken 6 yl
sonra bakanlk sistemini hem lke apnda hem de yerel
ynetimler sistemi apnda getirmeye altk bunlar ok
aklanm deil buda bata sylediim sorunlardan bir tanesi
gven sorununa yol ayor gven sorunun kayna bence birazck
da siyaset diyerek sabrnz iin teekkr ediyorum hepinize iyi
gnler diliyorum
PARLAK: Evet Akif hocam buyurun sizi dinleyelim
UKURAYIR: ncelikle siyasal bilgiler fakltesi neden
doktora danmanm ve yaam boyu hocam olan sevgili prof. Dr
Ruen kele hocam n nnde konuma yapmak bana heyecan
veriyor deerli hocam ve sizleri saygyla selamlyorum
ncelikle, ayrca davraz kongresinde davoz dzeninde konumak
da ayr bir yeni bir alkanlk benim iin biraz tabi postmodern
bir durum buna uyum salamaya alacam tabi kimseye one
minute deme gibi bir niyetim yok onu da belirteyim tabi bu
konumann baln ne koyaym diye epey dndm ama
herhalde kamu ynetimi disiplini ile uramann zdrab m
desem veyahutta gelenek m modernlememi reform mu desem
diye ok dndm gerek Bekir hocam gerekse Hseyin hocam
ok konuacamz konularn altn izdi nemli konulara
deindi aslnda deerli katmclar bizim ilke olarak
zannediyorum en byk sorunumuz hi bir eyin dozunu
ayarlayamamamz reform yapacaz diyoruz btn geleneksel
kurumlar ilkeleri yaplar ortadan kaldryoruz unlu yunan
dnr herakleitos insan ayn nehirde iki kez ykanmaz diyor
deiime dikkat ekiyor Mevlana evet Ahmet benim ama dnk
Ahmet deil dne ait ne varsa dnle beraber gitti bugn yeni
eyler sylemek lazm diyor deime dikkat ekiyor deiim her
ey deiiyor evrende bizde dahil inanlar ayn deil deitik her
ey dnde kald demek ki deiim evrensel bir yasa ama ama
gelenekler kurumlar ynetim sistemleri iin lkeler iin o denli
nemsiz mi btn geleneksel kurumlar ortadan kaldrp
hepsisinin yerine yenisini koymak batl anlamda ilk kez 1839 da

268

reform yapmaya baladk modernlemeye baladk aradan 175


yl geti hala deiim reform modernleme gelenek krizi kaosu
bunalm ortasnda rpnp duruyoruz kafamz o kadar kark ki
nereye gideceimizi bilmiyoruz. Kurumsallama ok ok nemli
bir ilke devamll olan ilkelerin kurumlarda deiecek olan
sorunlu alanlardr kurumlarn tamam deildir ve ne yazk ki
bazen ok hzl deiiyoruz bazen deimek iin yzyl
bekliyoruz mesela ky yasas 1924 ylnda kt olduu gibi
duruyor bir on yl daha beklesek maallah yzyl dolduracaz
btn deikenler sabit sanki hi toplum ilerlemiyor teknoloji
ilerlemiyor belediye yasas hakeza 2005 ylnda son eklini ald
ama alamad 6360lar vesaireler ar travvatik yasalar bunlar,
Yani nereye gittiimiz bilmiyoruz. Trk kamu ynetiminde
kurumsallaama konusunda en kt rnek tabii ki kamu
ynetiminin bir paras olan milli eitim bakanl, yani 11 ylda
5 tane bakan niin deiir. Ayn hkmet dneminde hangi
gerekeyle deiir be ayr bakan be ayr politika demektir. Ve
bu ne demektir biliyor musunuz yarn ne olacak bilmiyoruz
demektir akam sabah deien politika eitim politikas bir
lkenin yolunu ynn ve rotasn kaybetmesidir. Buna byle bir
parantez ap devam etmek istiyorum. Dier taraftan ynetim
ksm kamu ynetiminin baka bir alanna geldiimiz zaman
mlk idare ve yerel ynetim alanna geldiimiz zaman
arkadalarmz da deinci 6360 la Trkiye nfusunun yzde
yetmi beini ilgilendiren bir yasa yani 56 milyon nfusu
ilgilendiren bir yasa karld ama bu yasa tek aktr merkezli bir
dzenleme ile karld sadece bir kii istedii iin katlmc
sreler mzakereci sreler danma sreleri kesinlikle
ilemedi buna ben 30+51 sistemi diyorum 30 vilayette mlki
idare sistemi farkl elli vilayette farkl 30 vilayette yerel ynetim
sistemi farkl 50 vilayette farkl oysa anayasa her vilayette 3 tr
yerel ynetim sistem i gr ve 5anayasa deiiklii olmadan
siz otomatik olarak iki tr yerel ynetimi kaldryorsunuz il zel
idaresi ve ky kaldryorsunuz tek bir sistem var byk ehir
belediye sistemi. Acaba bu belediye mi blge ynetimim
belediye deniyor ama uygulama tamamen blge ynetimi yada
baka kavramlarda kullanlabilir ama siyasi adan netameli
olaca iin oralara ok girmiyorum peki bu durum byk bir
eitsizliin de alt yapsnn bizzat politika yapclar tarafndan
hazrlanmas demek deimlidir 30 vilayet kalknacak genel bte
vergi gelirlerinden vesaire paylar aktarlacak ama 51 vilayet bir

269

zanlar Amerika da zencilerin grd muameleyi grecek zenci


vilayetler Isparta da dahil buna mesela nk byk ehir deil.
Peki, bykehir yaplmas iin neden 750.000 nfus kriteri
kondu bunun hangi ekonomik siyasi idari gereke si var kimse
bilmiyor ve o madem kondu ve kentlerde bykehir yaplmak
isteniyordu nfus lt daha alt rakamlara ekilemez miydi
mesela 200.000 100.000 150.000 veya Hseyin hocamn
belirttii gibi ile leklerine farkl ynetim modelleri
getirilemezimiydi elbette getirilebilirdi ama bunlar tartlamad.
Demokrasi deerli katlmclar diyolojik bir sretir karlkl
etkileime dayanr monolotik teki yukardan inme yasalarla
demokrasi deil olmaz yan demokratik rejim yorum yapmak
gleir gerekten bunun buna dikkati ekmek istiyorum
ncelikle birok baka bir konu o boyuta gelicem yine belki
partiler demokratik olarak bu mmkn deil ama br tzk
deiiklii karar alarak mesela belediye bakanln iki dnem
de snrlandrabilirler bakyorsunuz 30 yl bir kii belediye
bakanl yapyor. Amerikan bakanlar bile bakn ne kadar
yetenekli olurlarsa olsunlar iki dnem bakanlk yapyorlar
gidiyorlar bizim bel bakanlarmz Amerika bakanndan ok
daha etkili yetkili uzun sreli mr boyu bakan modeli var tabi
gl bakan zayf meclis sistemiyle yine alt iin yle tek
adam merkezli bir belediyebakanl modeli var yeni dnemin
nemli skntlarndan biride u mesela yasa kt uygulama
balad yasann nasl uygulanaca ile ilgili yasal dzenlemeler
yeni yaplyor mesela 31 artan itibaren bykehir kanunu etkili
olmaya balad 4 nisan da yatrm izleme koordinasyon
bakanl ile ilgili ynetmelik kt yani nce sistemi kur sonra
bir ekilde iletiriz kervan yolda dizilir buna ne demektir proaktif
bir politika yok ngr yok strateji yok imdi bu buun haberleri
gz gezdirirken dinledim siz yasa ile kylleri ite beldede
yaayanlar hepsini btn ky ehirli yaptnz yasa ile ehirli
olmakta ayr garip bir durum zaten dolaysyla her yl kentsel alan
oldu kentsel alanda jandarma grev yapamaz kim grece yapar
polis grev yapar her kye bir polis merkezi mi kuracaksnz
veya her beldeye dolaysyla yeni bir zm zerinde
allyormu bir gazete haber yapm ulusal basn da diyor ki
emniyet il emniyet bakanl kurulacak jandarma ve polis onun
altnda yan komutanlk kalkacak onun altnda dzenlenecek
kervan yolda dzlyor yani yeniden sistem ina ediliyor. Tabi
politika demokratik sistemlerde politika yapm sreleri

270

katmcdr diyalojiktir mzakerecidir. Tartmaya dayanr


tartma kltrne dayanr bizde maalesef bu ok eksik grlyor
hatta unu da sylyorum son zamanlarda belki tepki ekecek bir
ey ama Trk iyede hibir zaman hibir sektr ilgili hibir alanla
ilgili politika olmamtr. Politika nedemek yol yn gelecei
planlamak demek mesela hocamn affna snarak belirtim
kentleme politikas Trkiye olmu mudur hayr hibir zaman
olmamtr neden evet kalknma planlarnda var yasalarda var vs
ama hibir zaman uygulamas olmamtr. Eer kentleme
politikas olsayd bursa gibi bir kentin ortansna o buray
gerekten yani olaanst irkinletiren toki ina edilmezdi veya
stanbul gkdelenler ile donatlmazd veya baka kentlerimizde
ok somut sorunlar var oralara girmicem kent yoktur diyorum
hatta Trkiye de oraya geldim nk tarih yok kltr yok ekoloji
yok deerler yok ama kentimsi avmli ve gkdelenli bir takm
yaplar var.
PARLAK: Burada bir sz alabilir miyim Bursaya deinilince
imdi tabi bu yakn zamana kadar Trkiyedeki yerel ynetim
kentleme kentsel dnm derslerinde olumsuz bir rnek olarak
gsteriliyordu fakat yakn zamanda ahit oldum ki gnmz yurt
dna tam yurtdnda da bunlar konuuluyor yani Bursa
payitaht kentin tam byle gbeine barna saplanm beton
haner. imdi yine bu yaplrken kimse ile grlmedi
danlmad ama bina ykselmeye baladnda bi vesile ile ite
ekabil ile bir aradayken ne yapyorsunuz dedim ya ne
yapyorsunuz ya hocam dediler hi karmayn bak hi kimsenin
sesi soluu alan kmyor yani ben de o zaman ona una anlattm
Trabzon daki yaantlar aslnda fkra olarak anlatlr ama hepsi
gerektir. ocuk babasyla gece bir yerden bir yere gidiyor elini
tutmu yryor birisi elinde testere ile biey yapyor oda meer
dkkann demirlerini kesiyormu ama anlamyormu tabi ocuk
ne yapmaya alyor baba diyor bu ne yapyor diyor bakyor
imdi kt bir durum kt bir rnek geitirmek iin ocuuna
diyor ki o kemene alyor diyor ama baba diyor bu kemenenin
sesi hi kmyor diyor evladm diyor onun sesi yarn kar imdi
bende onlara yle dedim bu fkray anlattm dedim bunun sesi
yarn kar bakn dikkat edin ay zihniyet bana unu syledi
metro ehri ok ciddi bir ekilde blyor. Aslnda ehir ii ulam
bizim en nemli laks ehirleme politikalarmzdan biri
beenmediimiz Kolombiyann Bogota kentinde bile ehir
trafii o kadar gzel ayarlamlar ki svire saati gibi alyor

271

dedim niye bunu yer altndan yapmadnz dedikleri cevab u


hocam bursa ok gzel bir ehir ben aslnda bunu varya inanarak
sylyorlar bana ironi yapmyorlar insanlar byle giderken metro
ile bir yandan ehri geze geze gre gre gitsinler ve buna
inanarak sylyorlar dolaysyla ok ciddi handikaplarmz var
bide imdi siz han kyllerimiz bir anda ehirleti deyince
Yakup hocamn Hataydaki koyun meselesi var herhalde siz ona
deinirsiniz sz aldnz zaman dn syledi bizi gldrmt sa
olsun buyurun
UKURAYIR: Az bir srem kald. Onda da u konuya
deinmek istiyorum zellikle Hseyin hocam ok nemli bir
konuya deindi yine memleket idaresinde politika yapm
srecinde tepkisellik ok nemli olaanst neme sahip bir
konu proaktif hani yabanc szcklerde sylyor politikamz hi
yok proaktif tepkisel mesela en ac en byk rnei somada
yaand siz denetlemiyorsunuz. 21. yzyldayz teknik idari
nlemleri almyorsunuz sonra 300 kiiden fazla insana mezar
olan bir maden iletmesi var modern Trkiyede ve daha sonra
bunu tartmaya balyorsunuz ki neden oldu niin oldu hangi
nlemler alnmalyd kim sorumlu denetlemeyen sorumlu o
iletmenin o ekilde altrlmasndan sorumlu elbette
Trkiyede ok gzel eyler oluyor ok ilerlemeler var fakat
byk ilerlemeler var bu ekilde politikalar bu ekilde ynetim
tarz ok byk bunalmlar beraberinde getirir. zellikle alma
alanm olduu iin kentlerdeki, bu kimliksiz insan odakl
olmayan ekolojik deerleri umursamayan srdrlebilir olmayan
politikalar aslnda hepimizin hayatn trplyor. Un ufak ediyor
ama farknda deiliz Dou Avrupa lkelerinde bile bir
bakyorsunuz kentlerin yars park soysal alan kentsel bulvarlar
tarihi mimarisiyle var olan kentler Trkiyeye bakyorsunuz bir
tarihi yok en iddialsnda bile yok brakn Bat Avrupay tarihini
kltrne ekolojik deerlerine gzeten lkeleri. Dolaysyla,
bizim ideolojik her trl kaygy siyasi her trl kaygy kenara
brakarak yaama odaklanmamz gerekiyor yaam elimizden
kayp gidiyor ne yazk ki, poplst politikalar poplst kltr,
stratejisi olmayan planlamas olmayan adeta kaotik bir srete
yaamlarmz alt st ediyor yaamlarmzn bile farknda
olmadan nl alman filozofu Elbet Markozun dedii gibi
gnmz insan yaamyor yaamn sadece seyrediyor nk
Truman Show filmini seyredenler hatrlayacaktr. Gnlk
yaamn her annda ne yaptmz byk makine olan siyasal ve

272

ekonomik sistem tarafndan belirlenmitir. Dolaysyla kendi


tercihlerimizin kendi beklentilerimizin hibir deeri yok hibir
nemi yok ama biz buna yaam diyoruz. Teekkr ediyorum.
PARLAK: Akif hocama yapt gzel aklamalardan dolay
teekkr ediyoruz sz Yakup hocamzn
BULUT: Teekkr ederim sayn bakan ok deerli hocalarm
aslnda konumann seyrinde o kadar ok konu o kadar ok
kavram geti ki her eyin bata Bekir hoca konuurken bende
uradan m balasam diye dndn sonra Hseyin hoca
konuurken yok uradan deil de aslnda uradan balasam daha
iyi olur diye dndn daha sonra Akif hoca konumaya
balaynca daha farkl bir konu zihnime gelmi oldu aslnda biraz
da ortadan Hseyin hocann sylemi olduu ifadeden insan hata
yapabiliyor hatalar insanlara mahsustan balayarak konuyu biraz
ereve ye alacam. ok gzel bir tabiidir tabi bu. nsan
kelimesini kk nisyanm yle ifade edilir insan nisyandan
alnd iin nisyana mpteladr derler. Ama en kts de insann
kendisini unutmas olarak telakki edilir. ok gzel bir tabii daha
vardr. nsanlar aslnda zaman tarif ederken kendince kategorize
ederler. Bir ksmna dn derler bir ksmna bugn derler bir
ksmna yarn da derler. Aslnda yarn hi yokken dn de
geirmiken dn hi yaamamken bence Trkiyede birok
sorunun kayna da gn yaamamaktan geiyor. Bu hem kiisel
hayatlarda hem toplumsal hayatlarda hem de ynetim
hayatnzda olan bir eydir ben kavramlardan biraz gitmeye
alacam. Aslnda akamleyin ne konuuruz diye yle biraz bir
iki eye bakarken ok dikkatimi eken bir ibare vard bu
California valisi Peter Wilson diye bir zat bu 1991 ylnda vali
olunca bir konuma yapm, konumasnda ok enteresan bir ey
sylyor diyor ki: gelecee katlanmayacaz gelecei biz
ekillendireceiz. Deiim edilgen biimde yaamayacaz
diyor. Deiimi biz gerekletireceiz peki bu nasl olacak,
geleceimizi ekillendirmek iin de devlet kavramn ihtiyacmz
var demi. Devlet biliyorsunuz soyut bir kavram yine deminki,
szden atf da yapabiliriz. yle sylenebilir aslnda maden
insanlar hata ve kusurlu o zaman inanlarn oluturmu olduu
organizasyonlarn hatasz ve kusursuz olduunu sylemek ok
zordur. O zaman peki l ne olmal diye baktmz zaman l
aslnda nasl ki bireyde aslnda gzellikleri irkinliklere galip
olan insanlar daha ok hrmete layksa hkmetler ve devletlerde

273

de aslnda iyilikleri yapm olduklar icraatlar noktasnda


deerlendirirken iyi eyleri kt eylerine galipse aslnda dikkat
alp dnmesi gerekiyor. En azndan alternatifi dnlmesi
gerekiyor diye dnyorum. 1980li yllarda time gazetesi bir
time dergisi pardon bir kapana bir soru koymu devlet ld m
diye, on yl sonra 1980ler bu soruyu koyuyor 90l 91li yllarda
pek ok Amerikan vatanda bu soruya evet cevabn veriyor
neden diye sorulduunda unu syler, eer salk sektrnde
ciddi bir kme varsa eitim okullar ciddi anlamda ilevsiz hale
gelmise idari harcamalar ciddi anlamda sorunsuz bir ekilde
yaplyorsa bte aklar varsa ve gven duygusu bitmise evet
devlet ld denilebilir. te bu gven duygusunu aslnda bizin
Trk kamu ynetimi sistemimize de biraz uyarladmz zaman
u grlyor ki aslnda ta Tanzimat tan beri bizim aslnda
Azerilerin tabiriyle zmzde olas gereken bir kavram yitik bir
ekilde aryoruz. Bu neye sebebiyet veriyor. Bu una sebebiyet
verebiliyor. Aslnda devletle birey arasnda mesafenin artmasna
sebebiyet verebiliyor. Peki, ne oluyor devletle birey arasnda
mesafe artarsa belki hepimiz bireysel yaamzdr ite o zaman
kii kendine z gvenini kaybediyor ok rahat ekilde kamu
kurumlarnda devlet dairelerinde diyelim kendi bireysel anlamda
yapacamz i ve ilemleri ne yapyor baka birinci ikinci
nc kiiler vastasyla yapyor. Byle bir alkanlk byle bir
kltr oluturmuuz yani kii kendi iini kendi yapmad iin
bakalar aracl ile yapm olduu iin kii tam bir zgvenden
yoksun oluyor bu mesafe arttka bireyle devlet arasndaki
aslnda diyalog kanallar kapand iinde devlet ba buyruk
olabiliyor. Bireyde devleti ulalamaz dete kutsi bir varlk
olarak grm olabiliyor. te bu 1980li yollarda oka dile
getirilip aslnda bizimde artk ynetim sistemimizde ok
konutuumuz acaba bu sorunu zmek amacyla bu katlmc
ynetim demokratik ynetim ynetiim daha iyi ynetiim
balamnda kavramlarla bu ii zebilir miyiz diye dndk.
imdi gnmz esasnda ynetiim kavram kulamza ok ok
ho geliyor. Devletin dndaki aktrlerinde karar alma
srelerine etkin bir ekilde katlyor geen Kayfor toplantsnda
Kemal Grmez hocamz da ok gzel bir ey syledi. Yav
kardeim nerde ynetiim var ite bir ynetici var o da benim
dedi ynetiyor hani ynetiim burada imdi ynetiim kelimi im kelimesi konulunca sanki biraz aktrel ortak bir yn var
ama u da bir gerek dn konuulan konularda da geiyordu.

274

Eer biz ynetiimi birlikte ynetim ya da ortak ynetim


anlamn dnda baka bir fonksiyon yklersek unu dersek yav
kardeim ynetiim dediimiz zaman ille toplanp birlikte karar
almak deil ama bilenlerin bilgisine bavurmak danmak ya da
kiilii bir takm meziyetleri den faydalanmak olarak bizim
toplumsal deerlerimizi o toplumsal kalplarmza kodlarmza
uygun hale getirirsek, o zaman sanki ynetiim anlalr gibi. Ben
bazen katlmc demokrasiye katkl demokrasi diyorum. Aslnda
ynetiimi de yoldan geiyorsunuz basit birey aslnda sokan
ortasna bir ta dm arkadan gelen bir ara arpacak belki de
paralanacak milli sermaye kayb anlamna gelebiliyor. Ta
kaldrp oraya koymak bana gre ynetiimdir. Niye? Sen
kaldrmazsan devletin grevi bu, yani biz kavramlar aslnda
biraz
daha
kalplara
koyduumuz
zaman
bizim
anlayabileceimiz bir ekilde daha hayata geirilmesini
kolaylatryoruz diye. 96 ylnda ben Gaziantepte doktorayla
ilgili bir anket yapyordun dolayordum bir sivil toplum
rgtnn bakanna dedim ki yav: bu katlmc demokrasi
diyorlar ite birlikte ynetim diyorlar nk kavram da
anlatmakta zorlanyorum adamdan bir cevap almak istiyorum.
Ne dnyorsun bu konuda, yle bir yzme bakt bakt dedi
ki: dedi bak dedi hoca ben nce ynetiimden karnmn
doymasn anlyorum dedi, yani o zaman bir kavramn iini
doldururken acaba muhataplarmz buradan ne anlyor
dolaysyla mesela zaman zaman unu syleriz ite bizim
protokollerde ok vazgeilmez unsurdur hatta ceh satma olarak
hatta diyelim ki daha st seviye de stat olarak deerlendirilir.
Vcut dilinin kullanlmas halbuki vcut dilinin kullanlmas
muhatabnz sizin kullandnz dili bilmiyorsa onun iin ok ta
fazla bir espri yoktur. Biz akademik dzeyde bir takm toplumun
ierisine girip anlatmak istiyoruz byle bir kltr oluturmak
istiyorsak vatandalar bunu anlamyorsa aslnda okta bu
kavramn onla ilikisi yoktur. Peki, ne olmas gerekiyor? Biz
gerekten byle bir ey oluturmak istiyoruz bu konutuklarmz
sadece szde kalmas deil de toplumda bir yaam biimine
dnmesini istiyorsak o zaman bir ey yapmamz gerekiyor
bunun temelinde tabi ki u anda belki Allak bullak bir pozisyon
olmu olsa da eitim yatyor. Yani dnde bir rnek verdim bugn
Trkiye de 76 milyon nfusa sahip bir lke hala niversite
mezunu % 10lar civarnda evet bazen vnyoruz okur yazarlk
% 98 belki %100 oldu ama kabul edelim ki bunun %50-60

275

sadece orta eitim hatta okuryazar konumunda. Yani Ali git Ali
okula gitti dzeyinde kalitesi yok o zaman kltrel seviyeyi
artrmak gerekiyor bununla birlikte belki refah dzeyini artrmak
gerekiyor ki bizim kullandmz kavramlarn aslnda topluma
bir kabul albenisi olsun diye yine beklide sivil toplum buna
belki nayak olabilir diye dnyorum acaba nk biz yle
bir ey yapyoruz aslnda ynetim almalar dediimiz zaman
u anda belki bir ynetim var ama dnde konuuldu gerek
akademik dzeyde gerekse uygulayc dzeyde brokratik
dzeyde ve siyasal dzeyde aslnda herkes sorunu biliyor.
zmlere geldiimiz zaman kitabi olarak herkes ciddi anlamda
zmler de retebiliyor ama bunun bir yaam biimine yani
uygulamaya geirmede ok ciddi skntmz var nitekim reform
almalarn zerinde daha ok duranlar unu sylyorlar
zellikle kurucu ya da modernletirme vizyonunu ykleyenler
daha ok kendisini hamilik ve vasilik konumunda
grdklerinden dolay bir toplumsal talep eklinde sekilenen bir
ynetim anlay deil de aslnda biraz yukardan yani byle
olmas gerekiyor nce ite demin Akif hocamn ifade ettii gbi
daha ok tepkisel bir ekilde ya da grdnz halka yanstma
eklinde ok srpriz oluyor. Sabah kalkyorsunuz bir eyle
karlaabiliyorsunuz. Hibir alt yaps yok olgunlamam
kltrel benimsemeniz yok bir anda bir eyi kabullenmeye
zorlana biliyorsunuz bu da yaplan yasal dzenlemelerin
oluturmaya alan bir kltrle olan yansmalarnn toplumda
ok fazla albenisi ya da kabul sz konusu olmuyor. Yine belki
de kamu ynetimi asndan ok konuulan konulardan bir tanesi
de zellikle effaflk konusu zaman zaman deinilmi oldu.
effaflk ok gzel bir kavram Peter Druckerin ok gzel bir
sz var ynetimler camdan evler gibi olmal dardan bakld
zaman ieri grlmeli diyor. Ama enteresandr simdi bir
rencime bir rnek verdim dedim ki buradan mezun oldun gittin
ite bir 5 yldzl otelde ya da ok gzel zel sektrde konforu
yksek bir yerde yksek bir maala ie baladn. okta
memnunsun hayatndan her ey ok gzel ama bakyorsun
dardan gznde siyah gzlk olan elinde camse bond antas
olan birileri giriyor aaya ok grlt ve sesler geliyor bazen
de tabanca sesleri geliyor kan bir inann gz balon eklide
kt zaman ne dnrsn dedim. Dedi ki hocam ben nerde
alyorum nereye hizmet ediyorum manasnda dnrm.
Demek ki yine iin temelinde yatan aslnda kiinin kendi alma

276

performansndaki aidiyetinin artmas yine o kuruma gveninden


geebiliyor. Biraz tartlsn belki de hocam bir konu daha ey
yapacam srem helalde daha var takip ediyorum Akif hoca
zellikle balatt iin daha 4 dakikam var imdi eri oturup
doru konumak gerekiyor. Sonuta siyasal iktidarlar yasa
karyorlar buun etik yasas var kamu grevlileri etik yasas var
ayn zamanda 657 sayl DMK var ve memurlarla ilgili bir ok
dzenleme falan var disiplin ynetmelikleri var. imdi bu yasalar
aslnda konmu zellikle ceza hukuk asndan deil de disiplin
asndan baktmz zaman imdi mevzuata ap baktmz
aman ite uyarmada taa meslekten ihraca kadar eitli dzeylerde
ceza grebiliyoruz. Bakyorsun bir kamu grevlisi niyet ettim
almamaya demi hibir verimlilii yok hibir katks yok ve
kurumsal dzeni bozacak ekilde davranlar sergiliyor. Buna
mevzuat gerei uyarman balayarak eitli kademelerde ceza
veriyorsunuz. Hakikaten yle bir hale geliyor ki kii artk
ynetimi zorluyor ya da diyelim ki adeta bir ynetim yetmezlii
ile o ynetim kar karya kalabiliyor. Ne yapmanz gerekiyor
mevzuat gerei ilgili kiinin en azndan o kurumdan uzaklamas
gerekiyor. Kii ne yapyor gidiyor idare mahkemesi aslnda kiiyi
hakl buluyor bunu bir hak ihlali olarak geri gnderiyor. imdi
mevzuata baktnz zaman yasal dzenlemelerde aslnda
yaptn i hukuki ya da yasal her zaman yasal hukuki olmuyor
ama br taraftan baktnz zaman sanki sen bir hak ihlali
yapmsn gibi. Bir zel sektrden rnek verecem birisi bu zmir
de olmu bir olay: geen anlattklar iin bende anlatyorum diyor
ki ben zel sektrm diyor 2400 tane alanm var bunlardan
200 tanesi gerekten almyor retmiyor katk salamyor
bizde yapm olduumuz tespitler erevesinde ilgili kiilere
btn yasal ykmllklerden kaynaklanan sorumluluklarmz
yerine getirmek adna tazminatlarn deneklerini falan vererek
iten kardk. lgili kiiler mahkemeye gitti ve mahkeme bunlar
aslnda hakl buldu ve geri gndermi oldu. Ve ben birisiyle bir
yemekte idare mahkemesi bakanyla birlikteyken bu konuyu
atm ve dedim ki byle bir durumda bizim ne yapmamz
gerekiyor. Siz bu 200 kiiyi tekrar bana gnderiyorsunuz ben o
zaman 1 yl sonra bu dkkann kapsna kilit vurmam gerekecek
nk niye verimsiz bir anlay devam ettii taktirde ben bu ii
gtremem. O zaman 200 karrsanz aslnda 2200 kiiyi
cezalandrm olacaksnz. Yani bazen de gerekten bir taraftan
baktnz zaman hakkn kne byne baklmaz hak

277

haktr ve kutsidir bana gre hukukta zaten byle bir eydir yani
gl olan deil hakl olann stn olduu bir sistemdir. Ama
herkese de ayn ekilde uygulamak lazm son bir rnek vererek
srem doluyor ou da dikkate aldm. Bir hatradr bu Amerika da
bizim ordu mensuplarmzdan birisinin hatrasdr. Diyor ki bir
Amerikan generali baka bir ayn dzeydeki generale bir ceza
verdi yapm olduu fiilinden dolay hatasndan dolay. Diyor
ben dedim siz ayp deimli arkada deimlisiniz insan hata
yapabilir niye byle bir ceza veriyorsunuz? Demi ki hayr demi
o hata yapt hatann cezas da budur bizim arkadalmz baka
bu i baka demi. Oradan bir yol bulamaynca ceza alan
arkadaa syledim siz arkada deimlisiniz neden byle bir ceza
veriyor? Demi ki olmaz bizim arkadalmz farkl cezam
farkl. Ben fiili yaptm fiilin karsnda da bu olmas gerekiyor.
Sonu eer bir eyi kurumsallatrrsanz o zaman cezalar da
kabul grr hukukun yapt ilere kabul grr.
Kiiselletirirseniz hukukla hukuksuzluk ayn ambalajn iinde
satlr ve tehiste ok zor olabilir. Srem doldu hocam sra
geldike yine konuuruz teekkr ederim.
PARLAK: teekkrler Yakup hocam kamu ynetimi kyamete
kadar olacak kamu ynetiminin en st organizasyonu dediimiz
devlette kyamete kadar olacak ama bunun tabi ekli emali
ierii deiecek elbette biraz nce hocam dedi ki Times Dergisi
bir balk bir kapakla kt ortaya devlet ld m? Aslnda tabii
ki devleti ldrmeye altlar. Biliyorsunuz ABDnin nemli
fikir yapclarndan politika kurgulayclarndan biri olan
Fukuyama nce devleti ldrd. Fakat daha sonra o ldrdkleri
devlete wales state dedikleri format Afrika da ki gnderdikleri
yardmlar bile datamaynca her taraf tarumar olunca
uluslararas ge salgn hastalklara AIDSe terrizme are
bulamayan zayf devletler karsnda ark ettiler ve yeniden ark
ettiler ve devleti yeniden ina ettiler Fukuyamann kitabyla
birlikte. imdi devlet olacak kamu ynetimi olacak ama nasl
olacak diyoruz ki biz kamu ynetiminin mutlaka kendimize
dnk bize dnk ihtiyalarmz beklentilerimizi geleneimizi
greneimizi gcmz yanstan bir rengi olacak birde tabi
global da evrensel deerleri zmsediimiz insan haklarndan
tutun devlet birey arasndaki olumlu etkileime kadar zerinde
durmamz gereken renkler olacak ve kanaatimce u birazdan
aklayacam aratrmada elde edilen neticelerle rl bir devlet
olmas gerekiyor 12 bin birim insannn nezhinde yaplan bir

278

anketten bahsediyorum 2012 de tamamland bu anket gelecein


temel tirentlerini sormular bu bilim adamna kresel bir
aratrma bu ve 5 tane nemli konu km ve ben bu konularn
kamu ynetimine de k tutmas gerektiine inanyorum ki zaten
konutuklarmzda buraya dayanyor bir ekip almas yani
bencillilikten uzak her eyi ben bilirim den uzak ekip almas
iki liderlik eitici dntrc liderlik hibirinize eminin
hayatnzda eitici liderlik yapan insanlar karnza kmamtr
yada ok az kmtr. Hlbuki eitici liderlik yani annelerimiz
belki babalarmz hocalarmz retmenlerimiz imamlarmz
olsayd bizim durumumuz daha farkl olurdu. , etik yani ahlak
sorunaryla baa km olmamz hakk hukuku olduu yere
koymamz. Drt, elektronik yaam ve bunu en gzel ekliye
ayarlamanms kiisel gizlilikten ilevsellie kadar, be, Her
eyin llr olmas afakilikten uzak, imdi btn bunlar bu 5
tane umdenin ortaya koyduu devlet i mutlaka ok daha iyi bir
noktaya getirecektir diye dnyorum ve bu anlamda ayarsi
denilen bir kuruluun 16 lkede st dzey yneticilerde yapt
bir aratrmann sonularn da yle takdim edim sizlere, aranan
3 temel zellik u km kurumlarda gerek puclic olsun gerek
private olsun gerek NGO olsun ne olursa olsun birincisi nsan
ynetimi beceresi yani insan kaynaklarnn iyi seilmesi ve onun
iyi ynlendirilmesi ona liderlik edilmesi iki stratejik dnme
yani bugn deil gelecei ngrme nmze bakarak gitmeme
ufuklar iyi tarama eklinde gelecei planlamak 3deiim
ynetimi deiime maruzuz ama deiimi ynetebilmemiz
gerekiyor, imdi buradan hareketle belki yle bir tespit
yaplabilir yani bizim derdimiz ney aslnda burada
konutuklarmzn hepsi u 7 tane defoda ya da sakatlkta
toplanabilir. Bunlar amamz lazm kamu kurumlarmzn byk
defolar bunlar siyasetimizin byk defolar bunlar 1. Ezoterizm
ileklik iine kapanklk krler sarlar birbirlerini arlar 2.
Brokratizm, brokrasinin hastalanan katta kanser olmu ynleri
3. Nepotizm biliyorsunuz yan yolsuzluklar talan vurgun
yozlama 4. Egoizm ben yaparm ben bilirim yetki merkezcilii
de diyebiliriz buna biliyorsunuz bu bir lke satnda oluyorsa
centralizm oluyor eer bir kurum baznda oluyorsa yetki
merkezcilii oluyor 4.Poplizm 5. Poplizm her eye gelip geii
yaklamak ve gnn modas na uydurmaya almak 6. Politizm
yani brokrasinin tamamen siyasallam hali ve belki onun
emrinde almas 7. Fortunizm yani ar faydaclk bunlar

279

amamz gerekir diye dnyorum imdi bide son tahlilde son


szn zerinde de durmamz gerektiini dnyorum oda
gelecee katlanmayacaz gelecei biz ekillendireceiz dediniz
ya ok houma gitti, bunun notunu aldm ben evet gelecei bizim
ekillendirmemiz lazm hakikaten bizden insanlar ok ey
bekliyorlar Trkiyeden ok ey bekliyorlar. Trkiye de ilim
insanlarndan ok ey bekliyorlar ama bundan sonra ki
geleceimizi ekillendirecek inisiyatifler yine mutlaka
akademiyann da yla ortaya kmas gerekiyor nk sadece
siyaseti siyasete brokrasiyi brokrasiye brakacak olursak
sanyorum geldiimiz noktadan daha ileriye gidemeyiz diye
dnyorum, Mustafa bey bi gelir misiniz, imdi ben mikrofonu
doayen hocamz Ruen hocamza takdim edecem bi mzakereci
olarak mutlaka syleyecei eyler var olacaktr arkasndan soru
cevaba geeem buyurun hocam,
KELE: teekkr ederim, ben baz notlar aldm ama onlar
hakknda iki er er dakika konuursam ok vaktimizi alr. Sizin
son olarak belirttiini bir takm kurallar vard onlardan bir tanesi
dikkatimi ekti oda eitici liderlik dediniz izin verirseniz hem
sizler iin sizlerde dinleyicilerden ok gensiniz hem de
dinleyiciler iin eitici retici olur diye size o anm syleyim.
Yal hocalar an anlatmaya ok merakldrlar ama vaktinizi
almcam. Eitici liderlik gerekten son derece nemli bir kural
olduunu dnyorum bende. Siyasal bilgiler fakltesi neden
mezun olduktan sonra ben de kaymakam olmay dnyordum
bizi valilerin yanna kaymakamlk staj yapmak iin
gnderiyorlard. Bizi de stanbula gnderdiler nk ben
Yeilaycydm iki imeyenlerin derneidir, Yeilay dernei.
stanbul valisi Ordnaryus profesr Fahrettin Kerim Gkay,
yeilay derneinin genel bakanyd, orada bir yla yakn staj
yaptktan sonra benim gibi 9 arkadam daha vard sonradan
hepsi vali olmutur iki tanemiz niversiteye dndk. Demi ki
iileri bakanl b kadar insan kaymakamlk staj iin stanbul
da fazladr bunlar kaymakam vekili olarak ilelere gnderelim
ve tecrbelerini arttrsnlar beni Bursann sizin bulunduunuz
Bursann belki bu hikyeyi size anlatm olabilirim, Keles adn
tayan bir ilesi var oraya kaymakam olarak kaymakam vekili
olarak gnderdiler orada birka ay kaldm fakat gittiimde
grdm ki bir ortaokul yaptrma dernei kurulmu ortaokulu yok
ilkokulu var ama ortaokulu yok, ortaokul yaptrma derneinin
kayna yok kaynak kazandrmak iin ortaokul yaptrma

280

derneine benim bulduum yntem uydu o tarihte tarihi


sylersem yam hakknda hesaplamalara teebbs edersiniz onu
sylemekten kanyorum. Ha mevsimi zannediyorum o
zamanlar haziran temmuz aylar hacca giden insanlara pasaport
verme ii ile kaymakamlarndayd. O tarihte. Dedim ki hacca
gitmek zere kaymakamla bavuran herkes ortaokul yaptrma
derneine 20 lira bata bulunursa pasaportunu vereceiz. Bu
kural koyduk ve gerekten yle oldu epey kaynak topladk
ortaokul yaptrma derneine fakat pasaport iin bavuruda
bulunanlar beni valiye ikyet ettiler. O tarihte Bursann valisi
daha sonra uzun yllar dileri bakanl grevi yapm olan
hsan Sabri alayangildi. Bir gn bir gizli bir mektup geldi
bana validen hsan Sabri alayangil sizi filan gn sizi vilayet
makamnda bekliyor diye. Kelesle Bursa vilayeti arasndaki
mesafe 60 km fakat bugn olduu gibi 45 dakika da yarm saatte
gitmiyor haftada iki gn kamyonlar 6 saatte ulaabiliyorlar.
Gazete de haftada iki kez okuyabiliyoruz. Valinin arm
olduu tarihte saatte ben vilayete geldim. Titriyorum acaba nedir
diye 22 yanda gen bir kaymakam 22-22,3 yanda beni ald.
Bak dedi kaymakam bey cem niyamet nizamnamesi diye bir
tzk vard yrrlkte olan ba aldnz her kiiye maliye
bakanlndan alnm bir makbuz vermek zorundayz makbuz
karlnda olmayan her ba her zaman yolsuzlukla rahatlkla
zdeletirilebilecek olan bir davrantr. Sizi dedi uyarmak iin
ardm hacca giden her kiiden 20 lira alyormusunuz ve
karlnda da makbuz vermiyormusunuz. Bu ikyet
mektuplarn yrtyorum ve atyorum yanmda p kutusuna att.
Sizi buraya armaktaki amacm dedi gen olduunuz iin
meslek yaamnzn bundan sonraki aamalarnda bu trl
ihtiyasszlklar yaparsanz banza byk iler gelir sadece
uyarmak amacyla ardm imdi dedi ierde devlet bakan var
dedi. Oda beni ziyarete gelmiti kardan skender kebab
getireceim ve le yemeini mz birlikte yiceiz beni
okad ve Keles e geri gnderdi. Bu sizin sylemi olduunuz
retici liderlik asndan son derece gzel ve retici bir
rnektir diye arkadalarmzn dikkatine sunmak istedim ok
teekkr ederim.
PARLAK: Biz ok teekkr ederiz hocam ok gzel bir annzd
hakikaten de retici oldu hepimiz asnda da ben deerli
arkadalarmn her birine ayr ayr teekkr ediyorum ok gzel
almlar yaptlar ok gzel konulara temas ettiler soru cevap

281

ksmmz var belki o srete de yine syleyei olacaktr veya


eksik kaldklar hususlar varsa belirteceklerdir diye
dnyorum zamanmz ok geni deil yle bir drt tane
soru alrsak sanyorum bu oturumu kapatabiliriz diye
dnyorum. Buyurun varsa tabi olmak zorunda deil.
KATILIMCI: Hocam aznza salk Osman Akku
Uluslararas evre Gazetecileri Derneinden Ankaradan
geliyorum. Deerli hocam Ky Kanunundan bahsetti 1924te
hala yzyl sonra hala ilevsiz dedi biraz aabilirler mi benim bu
konuda merakm gidersinler ltfen.
PARLAK: Evet sorular toptan almak genelde benim takip
ettiim bir metottur. Ama sanyorum buun byle daha faydal
olacak buyurun hocam. Buyurun.
UKURAYIR: imdi tabii ki deiimden bahsettik toplumun
deiim dinamikleri var ekonomi deiiyor toplum deiiyor
siyaset deiiyor ama bunlar dzenleyen yasal ereve sabit
kalyor. Hibir deiim yok mu gibi yani dnyadan habersizmi
gibi dnya bir ekilde kouyor ama siz yerinizde duruyorsunuz
bunu ifade ettii iin son derece nemli. Ky sistemi zaten ld
Trkiyede yani kyde genelde ehir de tutunamayacak olanlar
yada ehir de yaamaya cesaret edemeyenler yayor bu anlamda
syledim bunca deiim olduu bir yzylda yasalarn sabit
kalmas kabul edilmez bie elbette yaslar korunacak gelenekler
devam edecek ama yasada ngrlen mesela salam miktar imece
usulleri kyn sorunlarnn nasl zlecei hal ayn ekilde
duruyor tabi bu bir yasa hazrland tasars hazrland. ilileri
Bakanlnda zannederim 4-5 yldr bekliyor. Ama nedense bir
trl meclise gelip yasalamyor. Ben buna dikkat ekmek
istedim teekkr ederim.
PARLAK: Bir soru daha alalm. Buyurun
KATILIMCI: hocam imdi aslnda bu konunun arkasndan gibi
olsun bana yle geliyor ki, belli alanlarda hem yasal hem
hukuksal gerekten reform devlette reform erevesinde hzl
hatta ok hzl deiimler gerekleiyor. Ama ky kanunu hakeza
yine ayn ekilde bir rnek 657 sayl personel kanunu yani para
para birok deiiklik var ite bte kanunlar ynetmelikler
ama kanunsal bir deiim ve dnm gerekletiremiyoruz.
imdi baz alanlarda acaba bu yine bir siyasal tercih mi belli
alanlar ellemiyelim mi, yoksa yani ciddi manada bir dnm

282

yaamak da zor olduu iin yani uzun vadeli bir zaman m


gerektiriyor sanki byle deiim yaplan alanlar ekonomik
alanda ksa vadede rant salayabilecek alanlarm geliyor bana
bu konuda ne dnrsnz hocam?
UKURAYIR: soru kime
KATILIMCI: size hocam
UKURAYIR: yle mi, teekkr ederim ben ksa geim yani
siyasal tercih konusu tabi ok sorunu zorlama bir yorum olabilir
ama bakn bir baka rnek ky kanunuyla benzer 1913 tarihli
geici yasa il zel idarelerini malum 2004 ylna kadar ynetti.
Orada da ayn durum sz konusu, yani (ksrk) zr dilerim
dolaysyla ok ge adaptasyon salyoruz ya da bizim
ynetimler bunalmda yani kafalar ok kark politika yapim
srecinde her dnem ok beceriksiziz. ncelikli olanla ncelikli
olmayan ayrt edemiyoruz veya ngrl politikalar
yapamyoruz. Yada toplumsal siyasal sistemin bu konuda bir
yetmezlik sendromu yaadn sylememiz gerekiyor evet
haklsnz bu rantiye antiye konusunda yasalama ve
dzenlemeler ok hzl gerekleiyor. Ekonomik pratikler
herhalde bunu gerektiyor ama (ksrk) pardon genel
belirlemeler ve toplumun genelini ilgilendiren konularda nedense
herkesi rahatlatabilecek toplumun ounluunu rahatlatabilecek
bir yasal dzenleme yapamam skntmz var.
PARLAK: Teekkr ediyoruz. Aslnda biraz ifrat,
ZGR: ky kanunu il zel idaresi kylerin belediyesi krlarn
belediyesi haline getirildii iin 2004-2005te ondan kmad
2009dan beri tam be yldr hazr imdi de byk ehir
belediyesi dnm olduu iin .uzlamazlklar olma
ihtimali var tabi tam bilgimiz yok bur da sadece ipular var.
Benim sylediim biliim meselesi hayati bir mesele
dzenlemelerin hepsi babakanlk genelgesi,,,birazda hz
meselesi ama ciddi bir yarasdr Trkiyenin 657nin hem
uygulanmasndaki baarszlk hem de deitirilememesi,
PARLAK: Aslnda bu noktada da kafalarmz biraz kark sanki
biraz ifratla tefrit arasnda gibiyiz. yle ki 1913 tarihli Kanun-u
Mufakat 1987 ylndaki l zel daresi Kanunu ile yaplan
deiiklie kadar ellenmedi arkasndan yine 1930 tarihli 1580
sayl Belediye Yasas 75 yl yrrlkte kald 2005e kadar ama

283

devlet memurlaryla ilgili kanuni rejime ve geliimine baktmz


zaman 26 tarih 788 sayl memurin kanunundan 65 sayl devlet
memurlar kanununa kadar o kadar fazla kanun dzenlemesi var
ki yaklak 27-28 tane yani bunun etelesini tuttum ben yani
insann zihnini allak bullak ediyor ve ok ciddi farkllklar var
yani taban tabana ana zt hkmler var. imdi bu biraz da unu
getiriyor arkasnda 1856 slahat fermanndan 2006ya kadar tabi
2006dan sonrasn hesap etmedin tam 156 tane biz reform
dzenlemiiz yani reform belgesi ortaya koymuuz. Ama hala
ciddi bir istikrarszlk var Trkiye cumhuriyeti tarihinin en fazla
deien ve ilk halinden tamamen dnen kanunu 657 DMK ama
hala hocamn dedii gibi yamal boha ve derde derman deil
personel reformu yerel ynetimler sendromuna dnt. Bir
zamanlar yleydi bereket 2004ten sonra bunun hani eytann
baca krld eytan topal yryor imdi. Ama biz hala eytann
bacan personel kanunu ve devlet memurlar rejimini
deitirecek reformda yapamadk bunu baaramadk tpk ky
kanunu gibi imdi saat on ikide burada yeni bir toplant
balayacak deerli arkadalar izin verirseniz ben seans
kapatacam yalnz tabi bir plaket trenimiz olacak bu minvalde
sayn Ruen Kele hocamza bir plaket takdim edeceiz
arkasndan sanyorum konumac arkadalarmzn plaketleri
olacak sayn hocam buyurun.

284

PANEL IX
KRESEL KRZ VE SORUNLARI
Prof. Dr. Sayim IIK (Oturum Bakan)
Prof. Dr. Levent KSEKAHYAOLU
Prof. Dr. Mehmet Faysal GKALP
Prof. Dr. Rdvan KARLUK
IIK: Kresel kriz ve zmleri paneline ho geldiniz.
Biliyorsunuz bu kresel kriz hakknda ok ey sylendi ve
sylenmeye devam ediyor. Kresel kriz 1929daki byk kresel
buhranla karlatrlyor. Yalnz o kriz yaklak olarak 2 yl
srmt, ok vahim sonular olmutu. ktisatta paradigma
deimelerine yol amt. Yeni batan dnya iktisad
ekillenmiti. 2008 ylnda 150 yllk finansal dev Lehman
Brothers irketi batnca bir kriz olduu Amerikada ve btn
dnyada anlald. Yalnz ilgin bir ey var; bu kriz devam
ediyor. Yaklak 6 yldr, henz krizin nedenleriyle ilgili hem
iktisat yaznnda hem de politikaclar arasnda ciddi tartmalar
var ama etkileri ok byk. Bu yzden bu panelimiz bu adan
nemli. Deerli konuklar, Bugn 3 deerli konumacmz var.
Bunlar sizlere tantmak istiyorum. Anadolu niversitesinden
deerli hocamz Rdvan Karluk, Uak niversitesinden Mehmet
Faysal hocamz ve Sleyman Demirel niversitesinden Prof. Dr.
Levent Ksekahyaolu hocalarmzla bu konuyu, kresel
sorunlar tartacaz. lk konumalarn yapmak zere Levent
hocama sz veriyorum. Hocam byk lde cari ak ve
byme arasndaki ilikiyi bize aklayacak.
KSEKAHYAOLU: Deerli retim yeleri, deerli
katlmclar, ncelikle hepinize ho geldiniz diyorum. Ev sahibi
niversitenin hocas olarak da davetimizi kabul eden sayn
hocalarmz Sayim Ik, Rdvan Karluk ve Mehmet Faysal
hocalarmza da burada bizimle bulunacaklar iin grlerini
bizimle paylaacaklar iin teekkr ediyoruz. Benim konum
Trkiyedeki krizlerle olduka ilgisi olduunu dndm,
krizlerin ou zaman da sebebi olarak gsterilen cari ak ve
byme arasnda, Trkiyenin cari a ve iktisadi byme oran
arasnda acaba bir iliki var m? Bunun zerine bir gzlem

285

yapmak istiyorum. Cari ak ve byme arasndaki teorik


temelleri ok fazla incelemek istemiyorum. Sadece belirli bir
zaman dnemi iin Trkiyenin cari a ile iktisadi byme
oran arasnda bir iliki olup olmadn gzlemlemek ve buradan
baz karsamalar yapmak istiyorum. nceleyeceimiz dnem
1992-2013 arasndaki dnem ve bu dnemdeki d ticaret a
ile iktisadi byme arasndaki ilikiye bakacaz. lk olarak
rakamsal olarak bu ilikiye bakmak istiyorum, ardndan
Trkiyenin 2012-2013 ylndaki d ticaret performansn
deerlendirmek istiyorum ve en son bir genel deerlendirme
yaparak konumam tamamlamak istiyorum. 2014 Trkiyesinde
baktmz zaman tabloda neleri gryoruz? Bu konutuumuz
konu neden acaba nemli? 2014 senesinde Trkiyede
karmzda yle bir konjonktr var. Cumhuriyetimizin
kuruluunun 100. Yl olan 2023te kii bana 25.000 dolar milli
gelir hedefine ulamak isteyen bir Trkiye var. Bu hedefler tutar
m tutmaz m? Bu konuda kesinlikle speklasyon yapmak
istemiyorum. zerinde durmak istediim konu; Trkiyenin hzl
bymek istedii dnemlerde d dengede, mali dengede hzl
bymenin geride brakt baz maliyetler var m? Trkiyenin
hzl byd dnemlerde cari dengesinde ne gibi deimeler
yaanyor? zellikle ben bunun zerinde durmak istiyorum. 2
trilyon hedefi tutar m bilmiyorum. Kii bana 25.000 dolar
hedefi tutar m bilmiyorum ama ben bunun potansiyel sonular
zerinde bir gzlem yapmak istiyorum. Renklere yle bir anlam
vermeye altm kolaylk olmas asndan; iyi haberler (ihracat)
yeil, kt haberler (ithalat) krmz, cari dengesi krmz ise kt
haber d ticaret a; bymenin olduu yere baktmzda yine
ayn mantkla yeil renkler Trkiyenin pozitif byme
gsterdii yllar, krmz renkler ise klmenin yaand yllar
ifade ediyor. Bu renklerde anlatktan sonra iki yla dikkatinizi
ekmek istiyorum. zellikle 1994 ylna bakarsak, trendde bir
deiiklik olduunu gryoruz ki Trkiye 1994de cari
dengesinde 2,6 milyar dolar fazla vermi. Ama kk bir sorun
var o yl, bymeye bakarsak -6,1, Trkiye o yl -6,1 orannda da
klm. Yakn dnemde bir gzlem daha yapalm, 2001 ylna
da bakarsak cari fazla verdiimizi gryoruz. Bu yl da Trkiye
% 9,5 orannda klm. Tabii ki iki gzlemden ok byk
gzlemler yapmak ok doru olmayacaktr ama Trkiye iin
belki de en sonda sylenmesi gereken sz imdi syleme riskini
alsam, yle bir deerlendirme doru olur mu; Trkiye

286

ekonomisi tabiri yerinde ise cari ak vererek byr, Trkiye


ekonomisi cari ak veremiyorsa klr. Buradan bymenin
kaynaklarnn yurtii tasarrufa deil de, cari aa dayal
olduunun sinyallerini almamz mmkn. Biraz daha yakn
dneme bakmak gerekirse, 2008 ve 2013 yllarnn cari ak ve
byme rakamlarn sizlerle paylayorum. Acaba az nce
sylediimiz ilikiyi burada da grmek mmkn m? Her ne
kadar cari fazla vermese de 2008deki 41, 9 milyar dolarlk cari
amz drtte biri orann 13,8 milyar dolara derse Trkiye
negatif byyor. Ne zaman ki Trkiyenin cari anda iyileme
var, bymede kt haber bizi bekliyor. Trkiye iin en iyi
bymenin olduu yllardan 2010-2011 yllar, bu arada 2011
ylnda Trkiye in Halk Cumhuriyetinden sonra dnyann en
hzl byyen ekonomisi, bakalm bylesine hzl bymek iyi
gelmi mi Trkiye ekonomisine; tam 77 milyar dolarlk bir cari
ak verilmi. Yine bata sylediimizle yine doru orantl,
Trkiye ekonomisi ne zaman ki bymede rekorlar kryor cari
ak asndan belirli maliyetleri beraberinde getirdiini
gryoruz. 2013 yl iin baktmzda 65 milyar dolarlk bir cari
ak vermiiz ve sadece % 4 bymz. Trkiye Cumhuriyeti 9
yl ierisinde bugn iin 750-800 milyar dolar milli gelirini
yaklak kat artrarak 2 trilyon dolara karmak istiyor. u
gsterdiimiz rakamlardan bir genelleme yapmak gerekirse
acaba bunun d denge asndan ierdii riskleri grebiliyor
muyuz? Bylesi hzl byme dnemlerinde gemiteki 20 yllk
trend eer yine kendisini devam ettirirse, Trkiyenin
nmzdeki 9-10 ylda en fazla dikkat etmesi gerektii, krizin
gelebilecei potansiyel sorunlu alanlardan birinin cari ak
olabileceini sylemek sanrm u veriler nda pek de yanl
olmayacaktr. Trkiye Cumhuriyeti bu cari a acaba nasl
finanse ediyor? Trkiye Cumhuriyeti cari a acaba salkl
yollarla(dorudan yatrmlarla) m finanse ediyor? Trkiye
Cumhuriyeti bu cari a son derece riskli ksa vadeli borlarla
ve portfy yatrmlar ile mi finanse ediyor? Btn bunlardan
sonra da u soruya belki cevap vermemiz mmkn; u an iin
Trkiyede bir ekonomik kriz yaamyorsak Trkiye neden en
krlgan lkeler listesinin en banda? Acaba Trkiyenin cari
a m Trkiyeyi yangn kmasa da yangn kabilir lkeler
listesinin en bana tayor? yle bir deerlendirme yapp
bitirmek istiyorum. 2012 ve 2013 ylnn d ticaret
performansna bakarsak yine 2013 ylnda yaklak 100 milyar

287

dolarlk d ticaret a vermiiz ve yine Trkiye 2012ye gre


ihracatta ok az da olsa azalan bir trend gstermekte. Btn
bunlardan bir genel deerlendirme yapmak gerekirse, hep negatif
eyler syledik ama anlattklarmz iinde hi iyi bir hikaye yok
mu? Birinci deerlendirme olarak iyi bir hikaye de var. 2007
ylnda Trkiye cumhuriyeti tarihinde ilk kez 100 milyar dolarlk
kritik eik olan ihracat rakamna ulat. Kimilerine gre ok da
byk bir baar deil ama enmedik topladk, 1923 ile 1989
arasndaki 66 yln ihracatn topluyoruz ve bir yln ihracat
etmiyor. Dolaysyla bu 100 milyar dolarlk ihracat Trkiyenin
gemi ihracat potansiyelini dikkate aldmzda nereden
bakarsanz bakn bir baar hikayesi olarak duruyor. 1994 ve
2001 krizlerine de baktmzda az nce sylediimiz gibi
Trkiyenin cari ak vererek byd, cari ak veremiyorsa
1994 ve 2001 krizleri gibi finansal krizlerin yaandn
syleyebiliriz. Ve son olarak mevcut durumda 2011 ylnn 77
milyar dolarlk cari ak ve 2011 ylnn 100 milyar dolar aan
d ticaret a ile Trkiye d dengesinde sorunlu bir lke ve
buradan karlabilecek sonu; dviz kurundan da kaynaklanan
fiyatlar genel seviyesi ve btn makro dengeleri alt-st
edebilecek bir takm sorunlara gebe bir tablonun karmzda
olduunu gryoruz. Teekkr ediyorum.
IIK: Teekkr ediyoruz Levent hocamza, ikinci konumay
yapmak zere Prof. Dr. Mehmet Faysal hocamz krsye davet
ediyoruz.
GKALP: Deerli retim yeleri hepinizi saygyla
selamlyorum. Benim konumamn ierii aslnda mevcut
kresel durum hakknda biraz bilgi verdikten sonra bu kresel
durumun geldii noktada Trkiye ekonomisi nasl bir durumla
kar karya kalacaktr, biraz kresel durumun Trkiye
ekonomisine etkileri hakknda bilgi vermek istiyorum. ncelikle
uradan balamak istiyorum, ok geni bir ereve izmek
istemiyorum ama 2013 ylnda Birlemi Milletler Kalknma
Programnn yaynlad raporun konusu gneyin ykseliiydi.
Kuzey-gney kavram aslnda kalknma iktisadnda epeydir
kullanlan bir kavram ama bir biimde modas gemi gibiydi,
epeydir kullanlmyordu. Bu vesile ile yeniden gndeme geldi.
Hepimizin malumu corafi bir anlam olmaktan ziyade gelimi
ve gelimemi lkeler arasndaki ayrm ifade ediyor sadece.
Gney lkeleri bir baktmzda Trkiyenin, Brezilyann,

288

Rusyann, inin, Endonezyann, Malezyann, Singapurun,


Gney Korenin ve sair lkelerin iinde olduu bir yapy temsil
ediyor. ster BRICS lkeleri diye tanmlayalm, ister MIST
diyelim veya baka tabirler kullanalm, next eleven N11 diyelim
mesela hepsi ayn tanmlamay yapyor aslnda aa yukar. Bu
gneyin ykselii kabaca birka rakam verdiimiz zaman ok
arpc bir biimde karmza kyor. Mesela 1980 ylnda 2010
ylna geldiimizde gneyin dorudan yatrmlardan ald pay
yaklak % 20den % 50ye doru km. Ayn zamanda dnya
ticaret hacminden ald pay, dnya ticaretinin %8i gneyle
gney arasnda yaplyorken imdi yaklak % 36s gneyle
gney arasnda yaplr hale gelmi. Gney lkelerinde ciddi bir
performans iyilemesi ortaya km. Bu performans iyilemesi
bir biimde gney lkelerinin yani nispeten az gelimi lkeler
diyebileceimiz lkelerin isel dinamiklerinden kaynakland
gibi ayn zamanda kresel konjonktrn getirdii avantajlardan
da ortaya km. Bunlar rahatlkla syleyebiliriz. Uluslar aras
sermaye akmlarnn gneye doru hzl ynlenmesi iin birka
sebep var. En temel sebeplerden bir tanesi de oradaki sermayenin
verimliliinin yksek dzeyde olmas ve eer doal bir serbestlik
alan olacak olursa yani kresel likiditenin geniledii bir
atmosfer sz konusu olursa likidite doal bir biimde gney
lkelerine kaymasdr. zellikle kresel krizden gney
lkelerinin nasibini almasna yol am. Kresel kriz 2008
ylndan itibaren gelimi lkelerin gevek para politikalar
izlemelerine yol at iin bu gevek para politikalar finans
sermayenin yine gney lkelerine ynelmesine ve onlarn bir
byme hzna tekrar kavumasna yol am. statistiklere
baktmzda 2000 ile 2007 yllar arasnda btn gney
lkelerinin byme hz yaklak % 7-7,5 iken, 2007-2013 yllar
arasnda % 5,5 civarnda pozitif bir byme ivmesi yakalam.
Dolaysyla zellikle kresel kriz srecinde ve sonrasnda gney
lkeleri dnya ekonomisinin gelitirici, bytc bir motoru
haline gelmi. Dolaysyla gney lkelerinde ciddi bir iktisadi
performans sergilenmi. Gney-gney ticaretinin artmas kuzeygney lkeleri arasndaki bir biimde bamllk ilikisinin de
azalmasna yol am. Mesela artk sermaye mallarn gney
lkelerinden temin etmek mmkn hale gelmi. Elektrikli
makineler, nkleer reaktrler gibi. Hindistan ihtiya duyduu
elektrikli makineler ve nkleer reaktrleri inden satn
aldnda Kuzey lkelerinden satn alma durumuna gre % 30

289

daha uygun bir fiyatla satn alr hale gelmi. Dolaysyla bir fiyat
rekabeti ve sermaye mallarna daha dk fiyatla ulama imkan
ortaya km. imdi bu sreci yazarken unu demek istemiyoruz
aslnda, gney bir btn olarak kuzeyin net bir rakibi olarak
karsna kt demiyoruz. nk halen gerek finans olarak gerek
teknoloji olarak kuzey ile gneyin bamllk ilikisi devam
ediyor. Fakat trendin gittii yne bakacak olursak gneyin de
artk kendi iinde ok byk bir ticaret hacmi var. Hatta yaklak
7 trilyon dolarlk bir tketim talebi var ve eer 10 yl ierisinde
mevcut byme performans devam edecekse bunun 20 trilyon
dolara ykselmesi bekleniyor. Byk bir pazardan byk bir
satn alma gcnden bahsediyoruz. Trkiye bir biimde bu gney
lkelerinde yer alan lkelerden, BRICS lkesi deiliz ama
Trkiye bir biimde N11 lkeleri arasna dahil edilir. Fakat
Trkiyeyi ilgilendiren baka boyut gneyin ykseliinde, kuzey
lkelerinin kendi aralarnda yaptklar i birliinden
kaynaklanyor. Kuzey lkeleri bir biimde aslnda gneydeki bu
gelimeye kar olarak kendi aralarnda transatlantik serbest
ticaret anlamas imzalamaya yneldiler. Yani Avrupa Birlii ile
Amerika arasnda serbest ticaret anlamas yaplmas konusunda
bir fikir birlii oldu. Yanlmyorsam 2013 yl ubat aynda
Amerikay temsilen bakan, Avrupay temsilen komisyon ve
konsey bakanlar bir araya geldiler ve kendi aralarnda aslnda
bir serbest ticaret anlamasnn daha tesinde nitelikli bir ibirlii
anlamasn oluturacak ekilde bir anlama yapmaya karar
verdiklerini ifade ettiler. lk mzakereler temmuz 2013te yapld
sonra ikinci mzakereler kasm 2013 ylnda yapld. Hzl bir
biimde bu sre 2015 ylnda neticelenecek gibi grnyor.
Dolays ile kuzey lkeleri bir biimde defans yapmaya balad.
Bu defans zellikle gneyin ykseliine kar kuzeyin kendi i
ticaret ve yatrm dinamiklerinin kendi bnyesinde kalmasn
salayacak ekilde bir adm atmas eklinde yorumlanabilir.
Baktnz zaman aslnda dnya ekonomisinin % 46sndan
bahsediyoruz. Yatrmlarn en byk ksmnda bahsediyoruz
dolaysyla dnyann yatrm yaplabilir en byk corafyas ve
dnya ekonomisinin oluturduu en byk pay Avrupa birlii ve
Amerika birlemesi sz konusu olacak serbest ticaret anlamas
erevesinde bu blgede olacaktr. Bunun bu blgeleri, bu
blgelerin byme srecine olumlu etkisi phesiz olacaktr
ancak bu serbest ticaret anlamasnn kapsam erevesinde
bunun dier lkelere de yaylmas da beklenebilir. Mesela

290

Trkiye bu serbest ticaret anlamasna taraf olacak m? imdiye


kadar byle bir mz yok. Serbest ticaret anlamasnn
derinlii nasl olacak? O konuda da ok bilgimiz yok. nk
Avrupa Birlii ve Amerika Birleik Devletleri arasnda zaten
sanayi mallarnn gmrkleri dzeyinde ok ciddi bir engelleme
yok, gmrk dzeyleri olduka dk, ancak tarife d engelleri
yksek ve ortak yasalar ve standartlar konusunda problemler var.
Bu konularda eer, tarife d engellerin kaldrlmas, ortak yasal
uygulamalar ve standartlarn gelitirilmesi konusunda bir adm
atlabilir olursa bu serbest ticaret anlamasnn ekonomik
etkilerinin biraz daha byk olmas bekleniyor. Bir nc
durumdan daha bahsedebiliriz, 2013 ylnda yine mays aynda
FED (Amerikan Merkez Bankas) yle bir aklama yapt. Dedi
ki, 2008den itibaren balatm olduu gevek para politikasna
son vereceine ima edecek tarzda aslnda ak ak syleyecek
tarzda tahvil almlarn azaltabilecei ynnde, sene sonuna
doru zellikle, bir aklama yapt. Ve bu artk gevek para
politikasndan kn temel bir sinyali olarak algland daha
sonra FED 2014 ylndan itibaren bunu uygulamaya da geti.
Tabii bunun mays aynda sylenmesi, btn gelimekte olan
lkelerde yani gney lkelerinde hzl bir biimde milli paralarn
deer kaybna ve faizlerde ykselmeye yol at. Dolaysyla
gney lkelerinin ekonomik performanslarn bir biimde
zorlayacak bir aklama haline geldi. Bu aklama devam etti
austos aynda Jackson Hole toplantlarnda yine 2013 yl
ierisinde yle bir aklama yapld. Gelimekte olan lkelerin
kendi sermaye akmlarn kontrol altna almalar tavsiye edildi,
Federal Reserve Bank tarafndan ve eer yksek cari ak yani
tasarruf a varsa siyasi olarak da belirsizlik ierisinde iseler
gelimekte olan lkeler ileride kendi bymelerinde veya finans
piyasalarnda
standard
yakalama
konusunda
zorluk
yaayacaklar sylendi. Dolaysyla bu aklama birbiri
erevesinde aslnda FEDin gelimekte olan lkelerin
ekonomilerine yapt uzaktan bir mdahale olarak bile
grlebilir. Trkiye hepimizin iinde yaad bir biimde bu
mdahaleden zaten nasibini ald. Ardndan iinde bulunduumuz
ubat aynda yine Federal Reserve Bank tarafndan bir rapor
yaynland ve ekonomisi krlgan 15 tane lke ilan edildi. ok
altmz bir ey deildi aslnda bu. Yani gelimekte olan
lkeler arasnda ekonomisi krlgan veya uluslar aras sermaye
hareketlerinden pay alma dzeyine gre veya cari aklarnn

291

dzeyine gre ekonomiler sraland ve en krlgan ekonomiye


sahip lke olarak birinci srada Trkiye ilan edildi ve sonra
Brezilya, Hindistan vesaire krlgan ekonomiye sahip lkeler
arasnda kendine yer buldu. yle baktmzda dnya
ekonomisine yn verme srecinin bir ok farkl ekilden
etkilendiini gryoruz ama Amerika Merkez Bankas sadece
sylemle bile dnya piyasalarn ok rahat ynlendirebilir,
lkelerin gelime performanslarn etkileyebilir bir hale geldi.
imdi btn bu srecin sonunda Trkiyeye baksak Trkiyenin
gelime sreci, aa yukar Trkiyenin 2013 ylndaki gelime
srecine de baksak, hocam syledi zaten % 4 civarnda bir
byme var, ok ciddi 65 milyar civarnda bir cari amz var,
bir nceki sene yanlmyorsam 48 milyar dolarlk bir cari akt,
ciddi bir byme var fakat Trkiyenin btn bu kresel
koullardan ve FEDin aklamalarndan da dikkate alacak
olursak eer 2013 yln nispi bir baar ile kapattn
syleyebiliriz. Yani % 7,5 civarnda bir enflasyon, % 9,7
civarnda bir isizlik, % 4 civarnda bir byme, cari a
grmyorum, epeydir cari a grmemeye altk, Trkiyede
nispeten yani baarl bir performans saylr. Bu arada kk bir
parantezle Avrupa Birlii iin amak istiyorum. Ayn dnemde,
iinde yaadmz dnemde Avrupa Birliinde de bir deflasyon
endiesi var. Avrupa birlii % 0,4 kld 2013 ylnda. Ayn
zamanda mays ay ierisinde seimler oldu, Avrupa
parlamentosu seimleri oldu ve bu isizliin % 12 olduu Avrupa
Birliinde krizin de etkisiyle muhtemelen ar sac partiler
nemli oranda oy aldlar hatta Fransada yanlmyorsam birinci
parti % 25 civarnda ar sa parti ald. Bunun nemi urada, bu
partiler 1- Avrupa birlii fikrine 2- Trkiyenin Avrupa Birlii
yeliine iddetle kar partiler olduu iin Trkiye Avrupa
Birlii likilerinin gelecei konusunda ciddi endieler oluturdu.
Bu endieler bir biimde Avrupada da olmal ki haziran aynda
nispeten geniletici bir para politikas izlenebileceine ilikin
sinyaller alnmaya balad piyasa. Aa yukar yle baktmz
zaman, Avrupadaki bu kendi ierisine kapal durumun
Trkiyeye yansmas da eer geniletici bir para politikas
haziran ayndan itibaren uygulanabilecekse olumlu olacan
syleyebiliriz. sizlikle ilgili bir ey daha syleyebiliriz mesela
isizlik istatistikleri Almanyada sanrm bir hafta nce kadar
akland. Almanya mays sonunda isizlikte 15 bin tane azalma
olmasn bekliyordu, biraz mevsimin de etkisiyle fakat isiz

292

says 24 bin artt. Beklentilerin ok zerinde bir deime


meydana geldi. Bu da nispeten Avrupann Dragenin
aklamalar erevesinde haziran ayndan itibaren bir biimde
daha gevek bir para politikasn devam ettirme veya bunu
derinletirme srecine yneleceine ilikin sinyaller verdi. imdi
bu srete Trkiye nasl bir yapya sahip? Ne olabilir
Trkiyede? Bir kere unu gryoruz, mesela Trkiye yine son
gnlerin konusu mesela merkez bankas ok bamsz mdr deil
midir tartmas erevesinde bir ey syleyecek olsak da bu
konuyla ilgili merkez bankasnn Trkiyede bamsz olduuna
hi phe yok nk siyasi idare merkez bankasnn politikalarn
beenmediini net bir biimde aklayabildiine gre bu u
demek aralarnda bir bamllk ilikisi yok, merkez bankas ok
bamsz. Gstergelerden bir tanesi zaten siyasi irade ve merkez
bankas politikalarnda bir uyumsuzluk varsa eer, eer bir siyasi
uyumsuzluk ak bir biimde gsteriliyorsa merkez bankas
bamszdr demek zaten. Ancak bu bamszlk kendi ii siyasi
iktidarmza kar olabilir ama merkez bankasnn izledii
politikalar asndan baktmzda FEDin her aklamas merkez
bankasnn belli bir politikay uygulamasn zorunlu klyor.
Dolaysyla merkez bankas bir biimde aslnda kresel
likiditenin gelime srecine gre adm atmak zorunda kalyor
nk Levent hocamn dedii gibi ciddi bir cari ak sorunumuz
var, bu cari ak bir biimde likiditeden byk lde pay
almamz bizi mecbur klyor. Dolaysyla Trkiyeden sermaye
k Trkiye zerindeki ekonomik etkileri itibariyle son derece
olumsuz sonular verebilecektir. imdi btn bu gelimeler
nda unu syleyebiliriz, Trkiye 2014 ylnda ve daha
sonrasnda nasl olabilir, 2014 yl nasl bir yl olacak demek
belki abes olur nk 5 ayn bitirdik. Yine 2 gn nce d ticaret
verileri akland, hi de fena deil aslnda % 8 ihracat artt ve
ithalatta bir azalma meydana geldi, aslnda baktmzda cari
dengenin biraz daha oturduunu cari an kapanma eiliminde
olduunu gryoruz, ite kur etkisi var, ama una baksak bir
biimde beklenmedik bir ekilde 2014 ylnda enflasyonist bir
etki oldu ister istemez kurlarn ykselmesi ve yksek faiz hem
zel tketim harcamalarnda hem zel yatrmda bir daralmay
meydana getirdi ama kamu kesimi tketim ve yatrmla piyasay
forse edecek ekilde piyasann ierisine girdi. Dolaysyla biraz
enflasyon son 12 aylk enflasyon yaklak % 9,5 dolaylarnda
enflasyon beklentinin zerinde ama isizlik dzeyinin % 9,5a

293

inmesinin en azndan hayal olmadn grdk, yle hayal deil


FEDin son yapt aklama eer kendi lkesindeki isizlik oran
% 6,5a derse ve enflasyon % 2,5 seviyesine karsa tahvil
almn durduraca ynnde bir aklamas vard hatta imdiki
ekonomik istatistikler isizliin % 1den biraz daha yani
beklentilerin zerinde olduunu gsteriyor yani % 7,5 civarnda
isizlik var, bu senenin byle kapanmas bekleniyor, enflasyon
oran da % 2nin altnda % 1,5 civarnda yanlmyorsam
dolaysyla FEDin sene sonuna kadar tahvil almn durdurmas
veya azaltmas bundan sonra ok beklenmiyor. Ayn ekilde
Avrupa Birliinin geniletici bir politika izleyeceini dnecek
olursak yani kresel likidite konusunda Trkiyenin nmzdeki
dnemde ok ciddi bir sknt yaayaca konusunda pek bir
endie yok. Dolaysyla 2014 ylnda % 4 byme % 9,5 isizlik
oran bir biimde uyumlu hatta 2016ya kadar 2 milyon civarnda
yeni i imkanlar yaratmas eer bu durum devam edecekse
mmkn. Fakat bir problemimiz var, 2015 yln 2014 yln
nispeten grebiliyoruz. ok dalgal, yarn FED baka bir ey
sylerse onu bilmiyorum ama 2015 ylna ilikin ok daha
bulank bir dzeydeyiz nk Avrupa Birlii ile Amerika
arasndaki serbest ticaret anlamas Trkiyeyi mahkum klan bir
anlama, bu anlama yle; Trkiye Avrupa Birliinin yesi
deil, gmrk birlii yesiyiz ve Avrupa Birliinin yapt
serbest ticaret anlamalarna biz de uymak zorundayz ancak
taraf deiliz, yle taraf deiliz, biz serbest ticaret anlamasnn
avantajlarndan yararlanamyoruz ama Avrupa birlii dndaki
dier lkeler Trkiyeye mal satabiliyor. Yani Amerika eer
Avrupa Birlii ile serbest ticaret anlamas yapacak olursa
Trkiyeye mallarn rahat bir biimde sokacaktr, dolaysyla
Trkiye Amerikaya mal satamayacaktr ayn rahatlkla yani
serbest ticaret avantajlarndan istifade edemeyecektir. Bunun iin
Amerikayla kendi ek bir serbest ticaret anlamas yapmas
gerekiyor, Avrupa Birliinden izin almak kaydyla veya mevcut
grmelere Trkiyeyi de taraf olarak katmak gerekiyor. Hibir
lkede Trkiye ile ek bir anlama yapmaya yanamyor nk
zaten Trkiyenin piyasasndan istifade edebilecei bir biimde
Avrupa birlii anlama yapacaktr eer serbest ticaret anlamas
yrrle girerse son yaplan bir almada Trkiyede
GSMHnn % 0,4 ile % 4 arasnda bir etkilenme bekleniyor.
Bu pozitif ve negatif ynde olabilir. Yani Trkiye anlamann
taraf olursa ve bu anlama da eer tarife d engelleri kaldracak

294

bir biimde daha net bir anlama daha derin bir anlama
erevesinde olursa Trkiyenin ylda 30- 32 milyar dolarlk bir
avantaj bir potansiyel gelir elde etme ihtimali var. Dolaysyla bu
da yaklak % 4lk bir milli gelir bymesine denk geliyor.
Ancak eer Trkiye taraf olmazsa bu anlamaya, bunun dnda
kalrsa GSMHnn % 0,4 kadar o da yaklak 4 milyar dolar
civarnda Trkiyeye bir olumsuz etki olmas bekleniyor. Fakat
bir yandan Amerikann 2015 ylnda artk geniletici para
politikasn srdrmesinin hemen hemen imkansz olmas,
eninde sonunda bunu zaten azaltacaktr, te yanda bu serbest
ticaret anlamas Trkiyenin 2014 yln kurtarabileceini bugn
baktnzda ama 2015 ylnda Trkiye asndan nispeten
bulanklatracan gsteriyor. Hocam kusura bakmayn sremi
atysam, hepinize ok teekkr ediyorum.
IIK: Faysal hocamza ok teekkr ediyoruz. Geni bir
perspektiften ald, gney kuzey balamnda, Amerika FED
politikalar, Trkiyeye krizin yansmalar, teekkr ediyoruz. 3.
Konumay yapmak zere Rdvan hocam, Rdvan Karluk
hocam davet ediyorum.
KARLUK: ok deerli katlmclar, sayn retim yeleri, ok
deerli renciler, bu 2. Davraz konferansndan nce ben 5 yl
nce yaplm olan 1. Davraz konferansna da katlmtm.
Sleyman Demirel niversitesine herhalde beinci veya altnc
kez geliyorum. Dolaysyla byle bir niversitede bulunmaktan
ok mutluyum. Bu organizasyonu gerekletiren bata sayn
rektr olmak zere, organizasyon komitesinde bulunan
arkadalarmz da kutluyorum. Byle etkin bir konferans
dzenledikleri iin, ben, dnk konumalarda da ifade edildi, bu
belki uluslararasndaki Davosa rakip olamaz ama Trkiyenin
Davosu olarak nitelendiriyorum. Bunlar da bu krsden sizlerle
paylamak istedim. imdi ben kresel krizle ilgili direk olarak
ekonomik boyutunu ele almayacam. ok deerli konumaclar
bu konuyu ele aldlar. Ben sadece kriz anlamnda Trkiye
Avrupa Birlii ilikilerindeki krizi deerlendireceim. nk bu
kriz sonu olarak Trkiye ekonomisine ve Trkiyenin gelecei
zerine olumsuz bir etki yaratacak. Balangtan itibaren bana
verilen sre iinde ksa bir zet yapacam. Eer vakit kalrsa ve
sayn bakan da uygun grrse birka tane de grsel malzeme
var. Onlar da sizinle paylamak isterim. Trkiyenin Avrupa
birlii ile maceras 1959 ylndaki ortak yelik bavurusu ile

295

balamtr. 1959 ortak yelik bavurusu daha sonra 27 mays


1960 ihtilali patlak verdi. Biliyorsunuz Avrupa Birliine
girebilmek iin ncelikle demokrasi ile ynetilen bir rejime sahip
olacaksnz ikincisi de kta Avrupasnda bulunacaksnz. 1959
ylndaki ilk yelik bavurusu Yunanistan ile birlikte yaplmtr.
lk bavuruyu Yunanistan gerekletirmitir, 15 Mays 1959da
bundan bir buuk ay sonra 31 temmuz 1959 tarihinde Trkiye
ortak yelik bavurusunda bulunmutur. O dnemde ortak
yelik her iki lke iin de geerliydi nk iki tane
sanayilememi lke yani Yunanistan ve Trkiye, ileri dzeyde
sanayilemi lkelerle gmrk birlii baznda bir entegrasyona
gidiyordu. Byle bir entegrasyona gitmek bu iki lke iin de
ekonomik bakmdan sknt yaratrd nk ileri seviyede
sanayilemi lkelerle gmrk birlii ve ortak Pazar seviyesinde
bir entegrasyona gittiiniz zaman sanayiniz zarar grrd. O
nedenden dolay sadece genileme srecinde, u anda 28 tane
lke var, Trkiye ve Yunanistanla Atina ve Ankara anlamalar
imzaland ve bu anlamalar sonucunda da belirli bir sre gei
sresi tannd ve o sre bittikten sonra da bu iki lkenin Avrupa
Birliine o zaman ki ismiyle Avrupa Ekonomik Topluluuna
ye olmas hedeflendi. Yunanistanla nce Atina anlamas
imzaland, Trkiye ile de 12 eyll 1960 tarihinde Ankara
anlamas imzaland. Ankara anlamas imzalanmadan nce 27
mays 1960da devrim olunca, demokrasiden uzaklat iin
Trkiye ilikiler buzdolabna konuldu. Sonra seim oldu ve
demokrasi geldi ve yeni hkmet, o zaman ki hkmet 12 eyll
1960 tarihinde Ankara anlamasn imzalad. Gerek
Yunanistanla imzalanm olan Atina anlamas gerek Trkiye
ile imzalanm Ankara anlamas nihai hedef olarak, ondan
sonraki katlmlarla ilgili hibir anlamada bu hkm yoktur,
gei dnemi bittii zaman her iki lkenin de o zamanki ismiyle
Avrupa Ekonomik Topluluuna ye olmasn amalayan
anlamalardr. Dolaysyla mevcut olan anlama, Yunanistan
1981 ylnda Avrupa Birliine ye olmutur, Trkiyenin de
katks ile ye olmutur, nk o zaman devaml ben derslerde
de sylyorum Trkiye Yunanistan Avrupa birliine ye
yapmtr, renciler aryorlar Trkiye kendisi giremedi de
nasl Yunanistan Avrupa birliine ye yapt, yle yapt nk
Trkiye 1974 ylnda Kbrsa mdahale etti, 20 temmuz 1974de
Kbrsa mdahalesinden nce 1967 ylnda albaylar cuntas
Yunanistanda iktidara geldi. Trkiye 20 temmuz 1974de Kbrs

296

mdahalesi yapt, bu mdahaleye cunta mdahale edemedi, dier


bir deyile Trkiyeye kar mdahale edemeyince 2 gn sonra
22 temmuz 1974 tarihinde cunta dt. Cunta dnce zamann
babakan Karamanlis Parise gitmiti, o zamanki
cumhurbakan Giscard d'Estaingnin de destei ile Karamanlis
Atinaya geldi. Cunta Trkiyeye mdahale edemedi. Eer
Trkiye Kbrs!a mdahale etmemi olsa Yunanistan da ye
olamayacakt anlamna gelir. Aman Yunanistanda tekrar bir
askeri ynetim olmasn, demokrasiden uzaklalmasn diye
Fransann da destei ile Yunanistan 1981 ylnda Avrupa
Birliine ye oldu. Eer Trkiye Kbrsa mdahale etmeseydi
yine olabilirdi ama sonu olarak byle bir sre izlendi. Ankara
anlamasnda da Atina anlamasnda da nihai hedef Trkiyenin
ve Yunanistann Avrupa Birliine tam yeliiydi. nk bir
anlama yapyorsunuz, bu anlamasnn nihai hedefleri var, her
iki lke iin de gmrk birlii gibi ileri seviyede bir entegrasyona
gireceksiniz, bu entegrasyonlarn sonucunda da mutlaka tam ye
olmanz lazm aksi takdirde nihai hedef gmrk birlii olamaz,
olmas da mmkn deildir ve Yunanistann yeliinden sonra
Trkiyenin gmrk birlii sreci balamtr. Gmrk birlii
srecini balatan uluslar aras hukuk metni Ankara anlamasdr,
12 eyll 1963 tarihinde imzaland zaman rahmetli nn
babakand. nn, benim genlik dnemimde de karlama
imkanm olmutur, pheci bir karakteri vard. 12 eyllde
anlama imzaladktan sonra brokratlarna sordu; Biz bu
anlamadan kabilir miyiz? Diye, brokratlar da aslnda yanl
ve eksik bilgi verdiler, Paam siz anlamay imzalayn, biz
istersek Avrupa Birliinden kabiliriz dediler, aslnda Avrupa
Birliine giri vardr, k yoktur. Albann bir arks vard one
way ticket diye, o tek ynl bilet gibidir. Yani o bileti
aldnzda tek tarafl gidii vardr, dn yoktur, dn
olmayan yoldur. Dolaysyla Avrupa Birlii ilikileri de yledir.
Yani imdiye kadar her ne kadar kabul edilmemi olan anayasada
k hkm vard ama anayasada kabul edilmedi, Avrupa
Birliine giri vardr, imdiye kadar 28 tane lke girdi, hibiri
de kmad. Zaten kmas olmaz nk ktnz zaman uluslar
st nitelikli bir yap olduu zaman btn yap deiir,
komisyonun yaps deiir, Avrupa Parlamentosunun
milletvekilleri yaps deiir, siz oraya brokrat tahsis
edeceksiniz ve brokratlarnz alacak Avrupa Birliinde onlar
deiir, dolaysyla btn yap deiir, dolaysyla yapnn

297

deimesi sz konusu olduu iin byle bir durum da olamaz.


Sonu olarak Trkiye ile Ankara anlamas imzalandktan sonra
iin bir de Gmrk Birliinin gerekletirilme sreci var. O da 1
ocak 1973 ylnda yrrle giren katma protokolle mmkn
olmutur. O gn ki katma protokol, o gn ki artlar altnda
Trkiyenin 22 yllk sre iinde Avrupa Birliine ne ekilde
gireceine, ekonomik olarak Avrupa Birliinin ne ekilde
gerekletirileceine ilikin nk 22 yllk bir sre iinde, yani
1 ocak 1973 tarihinden itibaren 22 yl iinde gmrklerinizi
indireceksiniz, bu gmrkler ikiye ayrlmtr Trkiye asndan
rekabet edebilen sanayi dallar 12 yl iinde, edemeyenler 22 yl
iinde, 22 yl bittii zaman yani 1995 ylnn sonuna gelindii
zaman bu listeler tamamlanacak ve gmrk birliine gei sreci
balam olacak. Trkiye tabii bu sre iinde baktnz zaman
hem siyasi iktidarlarn deimesi hem de siyasi istikrarn
bozulmas sonucunda sre hzl bir biimde istenilen lde
geliememitir. Burada tabii 1980den nce 12 eyllden nce
iktidarda olan partilerin de sorumluluu vardr. O dnemde
Ecevitin iktidar olduu bir dnem vardr. imdi 80 ncesi siyasi
manzaraya baktnz zaman biri sada biri solda iki tane fikri
akm var. Ecevit yani 80 sonrasndaki Ecevit deil 80
ncesindeki Ecevit farkl bir dnce yapsndayd. ki tane
siyasi gr de bir noktada birleiyordu, her ikisi de Avrupa
birliine karyd ama gerekeleri farklyd. Trkiyede sayn
Ecevitin kar olmasnn sebebi ileri seviyede bir entegrasyona
girecek olursak gmrklerimizi indireceiz, dolaysyla biz
bundan zarar greceiz dolaysyla biz keriz, sanayileemeyiz,
smrge oluruz, onlarn ortak pazar oluruz diye ifadesi vard.
Erbakann gr de Avrupa Birliine karyd ama o siyasi
nedenlerle karyd. nk Avrupa Birliine girersek, bir
hristiyan birliidir, biz Mslman bir lkeyiz dolaysyla
hristiyan birlii iinde bizim yerimiz yoktur, biz Avrupa birliine
girersek hristiyan oluruz. imdiye kadar kimse olmamtr ama
Erbakan rahmetli yle dnyordu. Bu gr vefat edene
kadar aynyd yani dorultusunda bir deiiklik yoktu. imdi
srece baktnz zaman 1973 ylnda 22 listenin indirimleri
balamtr, 1973 ylnda ve 1976 ylndaki indirimler yaplm
ondan sonra Trkiyenin 24 ocak 1980 kararlarndan nce bir
ekonomik krizler kar karya kald ve bu dnemde de Ecevitin
iktidarda olduu ksa bir dnem vardr. Bu dnemde de
taahhtlerimizi yerine getiremeyeceiz bize 10 milyon dolarlk

298

bir katkda bulunun, bu katky vermezseniz biz de ilikilerimizi


donduracaz demitir ve bu talebini de dorudan iletmitir ama
Avrupa Birliinin bu maddi katks ki nemli bir miktar da
deildir, bu katky vermeyince ilikiler Ecevitin iktidarda
olduu dnemde dondurulmutur ama arkasndan da 12 eyll
1980 darbesi olmutur. Trkiyede cumhuriyet tarihinde, bu pek
bilinmez, ilk defa bir dileri bakan bu Avrupa Birlii yznden
gensoru ile drlmtr. Bu da ok nemli, tarihler nemli, 12
eyll 1980de darbe olmutur, 12 eyll 1980den nce 1981
ylnda Avrupa Birliine Yunanistan ye olaca iin o zaman ki
Sleyman Demirelin hkmetinde Dileri Bakan olan
Hayrettin Erkmen, uluslar aras iktisat hocasdr, benim hocam
olmasa da birlikte biz stanbul ktisat Akademisinde ders
vermitik, ve 6 eyll 1980 tarihinde Hayrettin Erkmenin
aleyhinde gensoru verilmitir. Neden nk Hayrettin Erkmen 81
ylnda Yunanistan ye olacak, Yunanistan ye olduu zaman
Trkiyeyi veto edebilir, veto etmesine engel omak iin hi
olmazsa biz bavuruda bulunalm diye bir giriim balatmtr. 12
eyllden tam bir hafta nce, 6 eyllde Hayrettin Erkmen gensoru
ile drlmtr. imdi normal artlarda demokrasilerde
bakanlar drlmez nk hkmetin ounluu vardr,
hkmet meclise girer, imdi de mesela gensoru habire veriliyor,
hibir bakann dt var m? Drlmez nk hkmet
mecliste ounlukta ise o gensoru reddedilir ama yle olmad
nk hatrlayanlar iin sylyorum o zaman ki iktidarda
dengeler ok kritikti ve Sleyman Bey iktidar da pek brakmak
istemiyordu. Dolaysyla eer dileri bakanna sahip karsa
hkmetin dmesi ihtimali de vard. ok kritik bir denge vard
ve hkmet dileri bakannn arkasnda durmad. Hayrettin
Erkmen de Trkiye tarihinde drlm bir dileri bakan
olarak tarihe geti. Bu da Avrupa Birlii yznden olan bir
hadise, hatrlatmak istedim. Fazla uzatmayalm, sonu olarak
vaktimiz de daralyor. Hzl bir ekilde bugn ki duruma da
gelmek istiyorum, 1980e kadar indirimler gerekletirildi.
1980den sonra biliyorsunuz Trkiye bir ekonomik krize girdi.
24 ocak 1980 kararlar alnd ve ihtilal oldu. O dnemde de siyasi
ilikiler gerginleti nk ihtilal olduu iin, ilikiler yine
buzdolabna kondu. Sonra 83 ylnda demokrasiye geildi ve
anavatan partisi iktidara geldi. 24 ocak kararlaryla Trkiye
ekonomisi da almaya balad. Ve bu esnada da tehir edilmi
olan gmrkler indirildi ve 1973 ylnda katma protokolle

299

balayan indirimler 1995 ylnn sonunda yani 1 ocak 1996 tarihi


itibariyle btn indirimler gerekletirildi. 1 ocak 1996 tarihi
itibariyle de Trkiye Avrupa birlii ile gmrk birliini
gerekletirmi oldu. imdi mracaatmz 1959 ylnda yapld
yani bavuruda bulunuldu Yunanistanla birlikte, Yunanistan
1981 ylnda ye olduu. 1959 ylndan bakarsanz biz hala
kapda bekliyoruz. Peki ne oldu 14 nisan 1987 ylnda rahmetli
zal tam yelik bavurusunda bulundu. Benim Pariste grev
yaptm dnemde zamann bykelisi beni ard, DPTden
OECDye temsilci olarak gnderilmitim. Bu esnada unu da
paylaaym, burada dn sayn bakan vard. Sayn bakan Avrupa
Birlii Genel Mdrl olarak ismi deitirildi, son genel
mdrdr. O genel mdrl kuran kii de benim. 1982 ylnda
DPT AET dairesiydi o zaman, AET dairesini ben kurdum. lk
kurucu kii benim, son kurucu kii de sayn bakand burada, sayn
bakan da son kurucu kiiydi. Zaten DPT de kalkt, hepsi
kalknma bakanl oldu. imdi ilikiler devam ederken, sre
devam ederken Yunanistan da ye olunca, Turgut Bey tam yelik
bavurusunda bulundu. O zamanki bykeli beni ard, siz
DPTden yeni geldiniz dedi, byle bir bavuruda bulunuldu dedi,
bu bavuruyu nasl deerlendiriyorsunuz acaba Turgut bey
samimi mi dedi, tabii Turgut Beyin bir de evveliyat olduu iin
ondan herhalde phelenmi olsa ki byle bir soru yneltti.
Balangta Turgut zal Avrupa ve Gmrk birliine pek scak
bakmyordu. Beraber altm iin bunu ak ve net bir ekilde
ifade ediyorum ama zel olarak sorarsanz niin yle olduunu
bu mikrofondan sylemem daha sonra da arzu edenlere de
sylerim ama ondan sonra deimitir Turgut Bey ve bavuruda
bulunduu zaman samimi olarak bavurdu. Zamann sefiri de,
bykeli nezdinde sefir bizim Paristeki, 3 bykeliliimiz
vardr, birisi OECD benim grev yaptm, birisi Unesco birisi
de devlet nezdindeki bykeli yanl anlalmasn, yorumlara da
neden olmayalm daha sonra ve dedi ki Turgut Bey bu bavuruda
bulundu ama bu bavuru aslnda sanal bir bavuru, onun niyeti
bak ben bavuruda bulundum ondan sonra da kamuoyuna
dnecek ben bavuruda bulundum, onlar da kabul etmedi,
madem onlar kabul etmedi biz de slam ortak pazarn kuralm
diyecektir. Hayr dedim yle deil, belki eskide olsayd yani
1980den nceki 1979 ylndaki bir partiden zmir milletvekili
aday olduu zaman ki Turgut zal olsayd yle olurdu dedim.
Anladnz veya anlamadnz ama o zaman ki Turgut zal deildi

300

Turgut Bey sonu olarak deiti, eski Turgut Bey deil, gerek
anlamda Avrupa birliine girmek iin bavuruda bulundu dedim.
Bunu da bykeliye aynen ifade ettim. Bu esnada daha
enteresan bir ey oldu, Fas ilk Mslman lke olarak Avrupa
Birliine bavuruda bulundu. Trkiyenin dnda ikinci
Mslman lkedir. Sefir bey onu da sordu bana yani ben o
ekilde daha diplomatik olarak syledim ama aklmdan geeni
size syleyeyim, kelin merhemi olsa kendi bana srerdi, yani
sonu olarak Trkiye kendi iini halletmemi ki Fasa ne destek
olacak diye neticede Fasn da bavurusu reddedildi. imdi
gnmze
gelelim
1995
ylnda
Gmrk
birlii
gerekletirildikten sonra, Tansu illerin babakanlk
dnemiydi, gmrk birliini gerekletirdik diye ok sevindik,
hatta 7 mays 1996 tarihinde Erturul zkkn bir yazs var.
Benim dedi Avrupa birliine girmeye imajm yeter, dedi. Ve
sonu olarak 1996da biz gmrk birliine girdik, hala gmrk
birlii ierisindeyiz, ne olaca da belli deil, imaj filan 2 sene
ierisinde Avrupa birliine yeyiz, dedi. imdi Tansu Hanm o
dnemde, Tansu Hanm uluslar aras iktisat hocasdr
Boaziinde, benim meslektam ,kendisini bu kadar mehur
olmadan nceden de tanrm. Bir kere fiziksel olarak, o dnem
iin sylyorum, o dnemde Avrupada iki Tane hanm babakan
var, biri Gro Harlem Brundtlandd, Norve Babakanyd, daha
sonra Nobel dlleri ald, bir de Tansu Hanm vard. Tabii Tansu
hanm hem fiziksel olarak gzel, ngilizcesi de iyi, Batda iyi
temsil ediyor, Trk kadn deyince bana sorarlard OECDde,
sizin yine babakannz geldi, televizyonda grdk diye ben de
gurur duyardm ama Kapkulenin bu tarafnda gurur duyardm,
bu tarafa getiim zaman fikrim farkl olurdu. Bunu da
paylaaym. Ve sonu olarak Tansu Hanm gmrk birliine
girdik dedi, maytap attrd, gpegndz de maytap atlr m
zmirde ama hatrlayacaksnz ayn eyi AKP de yapt,
mzakereler balaynca bu sefer onlar da Ulusta maytap attlar.
imdi son duruma gelelim, Avrupa birliinde 35 balk vardr,
bu 35 balktan 14 tanesi, bir tanesi geici olarak ald ve
kapatld, bilim ve teknoloji balyd, Trkiyede bilim ve
teknoloji adna hibir ey olmad iin atlar kapattlar,
brkler srada duruyor, Trkiye ve Hrvatistan iin 35e
karlmtr ama daha nce 31di. Bu balk dediinizde,
mzakere dediinizde de Avrupa birlii ile bir ey mzakere
etmiyorsunuz, Avrupa birliinin komiteleri var, onlar nnze

301

koyuyor, uygun olmayanlar ayklyorsunuz, kendi mevzuatnz


ona uyguluyorsunuz. Sonu olarak 14 balk, birisi ald
kapatld 8 tanesi Kbrs Rum Kesimi tarafndan veto edildi,
Fransann da vetolar da var ve 14 tanesi aldysa geriye 19
balk var, 3 sene balk almad, imdi 2023 hedefleri var. Sayn
dileri bakanmz 2023de hedefimiz Avrupa birliine girmek
diyor ama o fiilen mmkn deil, hukuken zaten mmkn deil.
Neden? nk 19 tane balk var. Her yl bir balk alm olsa
2014 ylndan 2033 ylna varrsnz, yani o fiilen mmkn deil.
Nasl 2023 ylnda ye olacaksnz? nsanlar hesap yapmasn
bilmiyorlar herhalde. Bu balklar orada duruyor, 8 tanesi veto
edilmitir, imdi sayn hocamz da ifade etti, Fransada son
seimlerde Marie Le Pen, Jean-marie Le Penin de kz, yani
Trkiyeye kar olan rk partinin liderinin kzdr, o yapm
olduu aklamalarda 27 maysta Trkiyenin Avrupa Birlii
yeliine kar olduunu sylyor. Yani sadece o sylemiyor,
eski cumhurbakan Sarkozy de karyd, Merkel de karyd,
Trkiyeye topluluk hukukunda olmayan imtiyazl ortakl
neriyorlard. Byle bir ey zaten kabul edilemez. Ve sonu
olarak bugne gelirsek, ben kendi grm syleyeyim, ben
Avrupa birliine kar bir insan deilim. Sonuta Trkiyenin
Avrupa birliine girmesine taraftarm. Bakan olduum zaman
da, 82 ylnda ayn grteydim, imdi de ayn grteyim.
Trkiyenin karlar entegrasyonu Bat ynyledir. Son
zamanlarda sayn babakann angay ibirlii rgtne girelim
diye birka demeci bulunmutur. Ondan nce dileri
bakanyken Abdullah Gln de byle giriimleri vardr. Aslnda
angay ibirlii rgtnde Trkiyenin yeri olmaz nk orada
Sovyetler Birliinden sonraki patron Rusyadr, bir tarafta da in
vardr. Yani Rusya ile inle bizim ne ortaklmz var, ne iimiz
var, tabii babakan onu srf Avrupa Birliine gzda vermek iin
sylyor ama onlarn da gzdan aldklar veya dinledikleri de
yok. Sonu olarak tabii uzun bir hikaye ama sonu olarak unlar
sylemek mmkn Avrupa birlii ile Trkiyenin ilikileri
Trkiyenin de karnadr, Avrupa Birliinin de karnadr. En
son dnya bankasnn 27 martta yaynlad gmrk birlii
raporu vardr, geni bir rapor, raporun yaynlanm Trkesi de
vardr dnya Bankas sitesinde, yani her iki tarafn da menfaatine
olan bir iliki. Fakat Trkiye eski dileri bakan Jack Strawn
da syledii gibi Trkiye Mslman olduu iin Avrupa
Birliine girmesi mmkn deil. nk Jack Strawn yazm

302

olduu kitabnda da ak ve net bir ekilde ifade ediyor. Trkiye


Mslman lkedir dolaysyla Avrupa birliinde istenmiyor.
Avrupa birliinde de kendi ierisinde de iki gr var, ikinci
gr de Trkiyenin Avrupa Birliine girmesini istemeyenlerin
hakim olduu gr, Avrupa Parlamentosu seimlerinde de
ortaya kt, byle bir durum var. Trkiye medeni dnyada yer
almak istiyorsa, bundan sonraki gelir seviyemizin ve refahmzn
artmas isteniyorsa ve 2023 ylndaki hedeflerine ulamak
istiyorsa mutlaka Bat ile olan ilikilerinin devam etmesi
gerektiini dnyorum. Teekkr ederim.
IIK: Evet, panelimizin bu ksmnda sorular var. yle yapalm,
yorum iin gerekten sremiz ok ksa. Sorular kime
sorduunuzu nceden beyan ederek, kendinizi de tantarak biraz
daha detayl bir ekilde konuyu ele alabiliriz, biraz da sz size
brakrz. Evet buyurun, sorusu olan var m?
KATILIMCI: Birinci sorum biraz, biraz az uzun yle ok uzun
deil, bir Hint atasz var, ben ok kullanyorum, iaret
parmanla komunu gsterirken parman kendine dnktr.
Bu tr tartmalarda biz kriz tarttmz zaman hep konjoktrel
olaylar tartyoruz. Ne tartyor, ite cari ak nereye gitti,
dviz kurlar nereye gitti, faiz oranlar nereye gitti diye. Ben
kendim bu krizin kt iddetli gnlerde 200 makale topladm
ve bunlar hi rakam kullanmadan krizi nasl analiz ediyorlar diye
baktm. 9 tane ama u anda hatrlayamadm, 7 tane hatrladm,
yedisini syleyeceim. Btn tartmalardan karar veren ve
standartlar uygulayan odaklarda 1- agzlln ve
sorumsuzluun toplumda beklentileri nasl ynettiine
bakyorlar. 2- Akl bir bakasna emanet etme, bir ideolojiye,
rnein piyasa her eyi zer gibi ya da devlet her eyi zer gibi
bir ideolojiye ya da ezbere emanet etme noktasnda toplumu
uyaryorlar. 3- Gelecek ina etme liderliliin yoksunluunu ok
nemli bir etki olarak gsteriyorlar. 4- Ekonominin g
merkezlerinde zellikle byk merkezlerin kibir ve stnlk
inanc, rnein Amerika Birleik Devletleri bile kmsedi
biliyorsunuz o gnlerde Regan dneminde birlemi milletlere
atanan temsilciyi ya da Bush dneminde 5- dnsz gzetim ve
denetim mekanizmalar olmayan toplumlar daha kriz yaratyorlar
nitekim Amerika krizini bundan yaratt, dnsz gzetim ve
denetim yapmad iin, 6- Eilim yerine konjonktr konusuna
ok abananlar kriz yayorlar ve tevik sistemlerini yapmyorlar.

303

Bu adan ne diyorsunuz, biz kendimizde hata yapyor muyuz


kriz analizlerinde ve toplumsallamas krizin diye birinci sorum
bu. kinci sorum son 12 ylda Trkiye bymesini aamadk,
cumhuriyet dneminde 5 son 12 ylda da 5, halbuki ortada da
refah grnts var, ite diyoruz ki bu kadar blnm yol
yaptk, vatandaa u kadar iyiletirme yaptk. Bir de bir refah
algs da var. Ayn lde bydysek refah grnts nereden
ortaya kyor? Bunu bir aklamanz lazm, nasl kyor bir
refah grnts var ama ortadaki somut rakamda cumhuriyet
bymesinin zerinde bir byme gsteremedik. nc sormak
istediim u Daron Acemolu ok altn izerek kurumlarn
nemini anlatyor, uluslarn d adl kitabnda. Bunu
anlatrken unu sylyorum ben size, 2000 krizinden sonra
Trkiyede bamsz kurumlardan geri dn var, siyasi irade
bamsz kurumlara dolayl ve dolaysz mdahale ediyor. Acaba
bu son krizi hafif grece hafif, ben hafif olduuna inanmyorum
ama, atlatmamzn altnda o paral koalisyon hkmetinin
Kemal Dervi nderliinde alm olduu tedbirler ve zellikle de
kurumsal denetim, BDDK buna dahil, Sermaye Piyasas dahil, bu
kurumlardan taviz vermemiz ve reform itahn karmamz
bizim nmzdeki gnlerimizi karartyor mu karatmyor mu diye
bu iki soruyu iki hocama soruyorum, Rdvan Hocamn alanna
girmedii iin ona soramyorum.
IIK: ok teekkr ediyoruz, bu kapsaml, doktora tezi nitelikli
bir soru oldu hocam. Buyurun hocalarm.
GKALP: Hocam teekkr ediyorum, ben btn hepsine cevap
veremem, baz sorularn cevab yok, soru olarak aklmzda kaln
yeter. Yani yle syleyeyim ama yle syleyeyim bu
saydmz eyler btn krizler iin geerli. Fakat biz kresel kriz
tanmn bile yanl kullanyoruz. Ben biraz hzl konuacam
vakit asndan, kresel kriz diye bir ey yok. Amerika ya da
Amerika demeyelim,bir merkez btn dnyada finansla
uraanlarn ve kendi vatandalarnn emeinden ald.
Dolandrd demek ho olmaz belki ama imdi buna kriz demek
kresel kriz demek bu olay merulatryor aslnda. Kresel kriz
kresel bir sorun karsnda btn ekonomilerin zm
retmemesinden kaynaklanr ama burada yle deil bir finans
merkezi sizin dediiniz gibi gerekten bir denetim eksikliinden
dolay yani tavizsiz bir denetim yokluundan dolay, kurumsal
yaplarn iyi almamasndan dolay, kendi halknn da zarar

304

grecei ve btn kresel ekonomilerin de zarar grecei bir


biimde bir operasyon yapt. Biz buna alknz, Smithsonian
anlamasna yol aan sebep de vardr yani Bretton Woodsun
bitii de byledir. Bir biimde bunu kresel kriz olarak
tanmlayarak kendimizi merulatryoruz, dolandrldk
demiyoruz. Trkiye ilk defa kendi yaratmad, yani ilk defa
derken aa yukar ilk defa, 29 krizinin bizimle alakas yoktur
malum, ilk defa kendi oluturmadmz bir krizle kar karya
kaldk. Bundan nceki krizleri hep kendi kendimize retiyorduk,
dolaysyla bunu una yorabiliriz, bir biimde kendi kurumsal
yapmz kriz retmeyecek ekilde dnt. Dolaysyla artk d
krizlerle kar karya kalabilecek ve ayakta kalabilecek bir
kurumsal yaplanmaya ihtiya var. Gerekten de bir lkedeki
kurumsal yap, bu kurumsal yap hani bir zihniyet
alkanlndan, tketici davranlarndan hatta alma
ahlakndan balayan bir ekilde oluan bir kurumsal yapdr.
rgtsel yapy da en son bunun stne bir kimlik olarak ina
edebiliriz. Bu kurumsal yapy Trkiye yava yava ina ediyor
ama mesafe aldmz undan syleyebiliriz son on yldr kendi
krizimiz yok. Ak bir biimde yok. Bu demek ki belirli bir
mesafe aldmz gsteriyor. Bu krizde de, u kresel krizi
atlatma srecinde de bize en byk dayanak mali dengemizi ok
iyi kurmu olmamz. Yani sadece bankaclk sistemi deil
hkmet mali dengeyi, bte dengesini tavizsiz bir biimde
uygulad iin bu krizlerin hepsini rahat bir biimde atlatt.
Gelimi lkelere gre en avantajl konumdaki biziz zaten.
Hocam Dptde yllarca alm, ben DPTye birka defa
uradmda Trkiyede ne kadar sorun varsa DPTde ondan ok
zm vard, DPT daha ciddi bir kurumken oraya gittiimde,
fakat bu zmlerin uygulanabilir olmas nemlidir. ktisat
politikalarnda zm retmek sylemde kald mddete
sonsuzdur, anlam da yoktur. Aslnda zm retmenin yegane
merkezi onu ortaya koyacak iradedir. Ben kendi fikrimi
sylyorum burada yalnz, bu programn aslnda kim
uyguladysa onun baars olduunu dnyorum. nk zaten
ileriye srlen zmler kimsenin bilmedii orijinal veya sadece
Trkiyeye has zmler deil, hepimizin bildii btn dnyada
neredeyse uygulanm zmler, bunu uygulamaya geirebilme
becerisi, iradesi kimdeyse bence btn yetenei ona vermek
lazm. Yoksa ite buna yle syleyeyim isim de vermek
istemiyorum u beyin zm demek bence hakszlk. Ben kim

305

uyguladysa, on yldr kim yrtyorsa, bana sorarsanz onun


baars olarak gryorum. nk zaten DPTde muhtemelen
bunlar dnya kadar vardr, bizim on yllk bir yksek lisans
gemii olan bir eye bakn bununla ilgili dnya kadar zmn
olduu raporlar orada da grebilirsiniz zaten. Hi emei
olmadn sylemiyorum ama bu iltifat uygulayclara da biraz
yanstsak. Bamsz kurumlarn bu anlamda pay var m? Var.
te son merkez bankas olaynda da gryoruz. Ama dediim
gibi bu kurumsal yapmzn nispeten ykseldiine ilikin bir
iaret olarak alglanabilir. Ben sorularn bir ksmn karm
olabilirim fakat orta vadeli programa baktm, onuncu kalknma
programna baktm. Bu kresel konjonktrn sorunlarna zm
retmeye ynelik bir program veya plan olmam. Gerekten
Trkiyedeki yapsal sorunlarn zmne ynelik bir plan veya
orta vadeli son 2014-2016 program da yle yani yeniliki
retimden tutun da tasarruf alkanlnn ykselmesine kadar,
baz adm adm uygulamalar da gryoruz bununla ilgili,
hkmetin yapt, aslnda hani yle bir bakacak olursak, ister
istemez bir biimde eer frtnaya yakalandysak yarn
dnmekten ok frtnay atlatmakla urayoruz. Dolaysyla
biraz daha gelecei dnmek frtnadan sonra biraz daha
mmkn ama izlerini onuncu kalknma plannda grdm
syleyebilirim. Teekkr ederim.
IIK: Biz de teekkr ederiz. Levent Hoca var m
syleyeceiniz?
KSEKAHYAOLU: ok ksa bir ekilde unu sylemek
istiyorum. 2002-2007 dneminde Kemal Dervi program
uyguland zaman elde ettiimiz byme oran, pekala da
Trkiye Cumhuriyeti ortalamas 5in zerindeydi. Ne zaman ki,
yani onu bir ayrmak lazm 2002-2007 ve 2007 sonrasn ayr ayr
incelemezsek rakamlar nk kark geliyor ama 2007
sonrasnn ortalamasna baktmzda evet % 5 cumhuriyet tarihi
ortalamasnn bu sefer altnda daha dk seviyede bir byme
performans gsterdiimizi sylemek mmkn. Ben baka bir
adan da deerlendirmek istiyorum, biz ne kadar kriz bizden
kaynaklanmyor diyelim, ne kadar bakalarnn krizi bizi ok da
fazla ilgilendirmez diyelim, o bata biraz ak kap brakmtm,
Trkiyenin cari an finanse etme yntemi de belki sorunun
gerek yzn grmemizde bize yardmc olacak. 2014 verileri
akland, d ticaret ve cari ak ve bu cari an nasl finanse

306

edildiine ilikin veriler Trkiyenin daha da salksz


biimlerde cari an finanse etmeye baladn, artk portfy
yatrmlaryla da finanse etmiyor, zaten ilk 3 ayda giren scak
para hareketi deil net kan Trkiyeden yabanc sermaye
miktar var. 3 milyar dolar kadar dorudan yabanc sermaye
yatrm girmi, 11 milyar dolarlk cari an imdi sk durun 6
milyar dolara yakn bir blm net hata ve noksan, kayna
belirsiz. 4,8 milyar dolar merkez bankas rezerv bozmu. imdi
bu sylediklerimizden, yani gemiteki finansmanla
gnmzdeki bu kadar salksz, eksi keseden de yiyerek cari
a finanse ediyorsanz siz adna kriz demeyin ama baka bir
sorun var. Teekkr ediyorum.
IIK: Biz de teekkr ediyoruz. Yalnz belki birka dakika bu
teorik soru geldi. Ona hocalarm yant verdi. Oturum bakan
olarak bu hakkm kullanacam kendimden yana. imdi bu
teoride, bu kan krizin 6 yldr devam ediyor, teoride ok ciddi
bir yansmas olmad. Bu saym olduumuz maddeleri dikkate
aldmz zaman, bir ok durumu var. nk bizim iktisatta
renmi olduumuz ve retmi olduumuz ana akm
iktisadnda biliyorsunuz piyasalar alyor. Finans etkin
alyor. ok nl merkez bankac duayen Charles Goodhart
yle diyor: Ben finans alyorum ve iktisatta finans yok.
Yani biraz sorun biraz burada. Sanyorum bunlar, bu krizleri de
gre gre iktisat teorisinde de bir paradigma deiiklii
beklenebilir. Ben ok iyimser deilim ama biraz zaman alacak bu
ama ben bir kiiden bahsedeceim burada belki bu kriz kt
zaman ilk bu kriz nasl adlandrld? Bir isim sylendi: Minsky
moment. Bu tabir ok nemli bir tabirdi, Minsky moment. Ben
de naizane 90l yllarda Minsky alyordum. Hi kimsenin
bilmedii zamanlarda, syleyeceim bu kim Minsky filan diye,
doktora yaparken. u nl laf artk cite edilmeye baland.
Krizden sonra didik didik okunmaya balad. En nemli
kitaplarndan bir tanesi Can "It" Happen Again?, ikincisi
istikrarsz ekonomiyi istikrarlandrma ama hi kimse duymad
yani, Paul Krugmanda Nobelli iktisat, hibir yerde cite
edilmedi ama enteresan bir ey kriz sanki Minsky momentt.
Minskynin bir eyini vereceim ok kk bir cite edilmi, ok
nl kullanlan ifadesini vereceim, aynen yle diyor istikrarsz
ekonomiyi
istikrarlandrmada
1986
ylnda
diyor:
Ekonominizin en nemli kusuru istikrarsz olmasdr. Bu
istikrarszlk dsal faktrler ya da politika yapclarn

307

yetersizliklerinden
veya
ihmallerinden
kaynaklanmaz.
stikrarszlk ekonominizin isel srelerinden kaynaklanr.
Karmak, gelimi ve evrilen finansal yaplara sahip bir
kapitalist ekonominin dinamikleri uyumsuzlua msait koullar
ortaya karr. imdi Minskyyi kapitalizmde analiz ederken en
bata ticari kapitalizm, merkantalizm, sanayi devrimi, babacan
kapitalizm, keynesyen dnem ve en son unu sylyor, 96 ylnda
Minsky ld, dedi ki Bu kapitalizmin ad, 50bin eit kapitalizm
var sayabilirsiniz ama bu kapitalizmin ad para ynetici
kapitalizmi dedi. Yani managerial capitalism dedi. Dolaysyla
ana akm iktisadndaki bu deiiklik ok zor gzkyor, bu
alnan tedbirler geici tedbirler olarak grnyor, yani bundan en
sonunda iktisat akll insan, agzl demeyelim de hocam ona
terbiyeli yani bencil insan ama terbiyeli bencil insana dner.
Dolaysyla bu bak as hala deimedi. Ben deieceini
umuyorum ama ok mitli de deilim. Konuyu belki biraz uzattk
ama baka sorusu olan var m? Evet sorular grld gibi
uzattk ama ksa alalm. Kime soracanz da sylerseniz
sevinirim. Buyurun.
KATILIMCI: Sorum Profesr Doktor Sayn Levent
KSEKAHYAOLUna, ben Sekin KABAK yksek lisans
iktisat blm rencisiyim. Hocam sunumda byme iin belli
bir cari ak vermemiz gerektiini ifade etti ki bu bilindii gibi
bu ekildedir. Benim dikkat ettiim nokta 2012-2013te yksek
bir cari amz varken byme oranmzn dk olduu
gzlenmitir. Bunun krizle ilgisi nedir? Neden cari amz
yksek iken byme oranmz dktr? Cevaplarsanz
sevinirim. Teekkr ederim.
KSEKAHYAOLU: ok ksa cevap vermeye alacam.
2011deki 77 milyar dolarlk tarihi rekorundan sonra tabiri
yerindeyse ekonomiyi soutma, gaza deil frene basma
ynndeki talep ksc politikalar bymeyi tabii ki 7lerden
8lerden 2012deki 2,2lere 2014de % 4lere kadar hzl giden bir
arabann aniden durmamas iin soutucu politikalarla bylesine
byme ksc politikalar bilinli olarak politika yapclar
tarafndan istendi nk trendin tek farknda olan biz deiliz,
Trkiye hzl bydke cari an kontrolden kmas mevcut
risklerin daha da ktlemesi anlamna gelecek. Ben son olarak
aramzda bu kadar iktisat unu diyebiliyor olabilirsiniz, niye
drt kii kriz var m yok mu anlaamyor. Bu konuda gzel bir

308

sz var. Biz iktisatlar kresel bazda son alt krizin dokuzunu


doru tahmin etmiiz. Biraz dndnz zaman iktisatlar son
alt krizin dokuzunu doru tahmin etmi, kere de kriz gelecek
gelecek
demiiz
gelmemi.
Dolaysyla
aramzda
anlaamadmz pek ok noktalardan bir tanesi de bu kriz
konusu. Teekkr ediyorum.
IIK: Biz de teekkr ediyoruz. Bouna dememiler drt
iktisatdan be, alt, yedi deil bir fikir kabilir. Evet, baka
sorusu olan var m? Buyurun hocam.
KATILIMCI: smim Hseyin AKYILDIZ, Profesr doktor
rektr yardmcs. imdi krizlerle ilgili bir hocamz bir eyler
syledi. te kimin baars kimin baars deil diye. Aslnda
yle syleyelim, 1950li yllardan Trkiye ekonomisinin yapsal
bir takm sorunlar vardr. imdi 1978de Trkiyenin yanl
hatrlamyorsam d borcu stoku 5 milyar dolar civarndadr. te
o yllar, 5 cente muhtacz vesaire vesaire dediimiz o dnemde
24 ocak kararlaryla ekonomi da alyor ve tekrar ekonomide
byme vesaire bir dnem ortaya kyor. imdi 24 ocak
kararlaryla alnan tedbirlerle yine d bor stoklarnn artmasyla
kriz alyor. Yani ne zaman bir kriz varsa, tekrar bu krizin
almas sreci ite bir takm tedbirler alnarak, yapsal bir takm
deiiklikler yaplarak, d piyasalara borlarn geri deme
ynnde bir gven telkin edilerek, srekli d bor stoklarnn
bymesiyle beslenen bir ekonomik byme sz konusu. imdi
rahmetli zal dnemini hatrlyorum yine, Trkiye
ekonomisinde transformasyon yaratan, deiimler yaratan bir
lider olarak, karizmatik bir lider olarak tarihimize geti,
cumhuriyet tarihine geti. imdi o dnemlere bakyorsunuz,
krfez krizi dnemlerinde yanl hatrlamyorsam 48 yahut 50
milyar dolar Trkiyenin d bor stoklar. Daha sonra 99 krizi,
2001 krizi o yllara bakyoruz, 2002 ylna baktmzda
Trkiyenin yine d borcu 112 milyar yahut 114 milyar dolar
civarnda. 2013 yl itibariyle 380 ksr milyar dolar fakat
geenlerde televizyonda gzme arpt 585 milyar dolar gibi
byle bir rakama ulam durumda. Yani Trkiye ekonomisi, d
bor stoklar artarsa Trkiye ekonomisi byr. Reel kur politikas
yani Trk lirasnn ar deerlendii dnemlerde Trkiye
ekonomisi byr, btn parametreleri neredeyse olumludur.
Ancak devalasyonlar yapld zaman en azndan bir yl, o
ekonominin J erisi dediimiz o dnemlerde her ey

309

negatiftir,btn parametreler negatiftir. imdi bu ekonomik


srelerin, bu gelgit daha dorusu genileme ve daralma
dnemlerinin olduu dnemlerde genileme dalgalarnn yani
konjoktrn ykseldii dnemlerde oraya binen liderler byr,
efendime syleyeyim tam banda bu genilemenin maliyetinin
patlad liderler de klr. imdi zaten Trkiyede yle bir
ey var, Ortadou toplumu olduu ve biraz byle mantk yaps
da mistik olarak alt iin, hep kurtarclarla zihin artland
iin, Eric Hoffern da bir sz var: insanlarn karn arsa iinde
yaad siyasal dzenden bilir diyor. Kriz kiminle yaanmsa
krizin tm sonular onun, gnahlar o kiiye aittir, genileme
sreci kiminle yaanyorsa sevaplar da onundur. Bu mant da
siyaset zellikle besler, sadece bizim lkemizde deil bat
lkelerinde de besler. imdi politikaclarn hepsi, iktidarda olan
iktidarn retmeye, muhalefette olan da dier yandan iktidar
yenmeye alr. Dolaysyla iyi olan eyler siyasetinin kendi
imajn, unu syleyelim yani bir de size syleyeceim eyler var
yani iktisatlara syleyeceim eyler var. imdi Schumpeterin
teknolojinin yaratc ykm mekanizmas diye tanmlad bir ey
var. imdi sizler dnyann neresinde, sizler derken ben de dahil
yani, ben de bir adan ben de iktisatym. imdi hangi
zihinlerde vcut bulan teknoloji, efendim innovasyon vesaire
hangimiz bunlarn tm dnyadaki hepsini okuyup bunlarn
trevleri olarak iktisadi rolleri, insanlarn iktisadi hayattaki
davranlarn analiz etme yetilerimiz veyahut da birikimimiz var
ki? Dolaysyla iktisatta konjonktr teorileri diye bir ey var.
Krizler olacaktr, evet iktisatlar, iktisat tarihi de byledir,
bildiklerimizden ok yanlglarmzn trevidir tarih. Onun iin
yeryznde depremler nasl eksik olmuyorsa bu krizler de
olacaktr. Onun iin gcmzn yetmedii yerlerde de
megalomanca yorumlar yapmamak gerekir. Biraz da iktisat
bilimine, bugn ki birikime ykleyeceimiz anlam ve
beklentilerimizi kltmemiz gerekir. Sadece katk olsun diye
sylyorum. Teekkr ederim.
IIK: Evet, Hseyin hocamza ok teekkr ediyorum. Sz
almak isteyen var m? Basklar da gryorsunuz, baya bir ses
grlt geliyor. Son soruyu alalm.
GKALP : Bir cmle syleyebilir miyim? Sanyorum
Keynesin kitabnn nsznde iktisatlarn gcne ilikin ok
gzel bir paragraf var. Aslnda diyor ki tahmin edilenin tesinde

310

insanlar, liderler iktisatlarn teorilerinin tam eviri klesidirler


diyor aslnda. Yani biz o kadar demiyoruz, fikirlerin ok
etkisindedirler vesaire demiyoruz ama iktisatlarn olaylar
yorumlama yaklamlar onlarn megaloman yaklamlarndan
kaynaklanmyor.
phesiz
zihnimizin
ald
kadar
yorumluyoruz. Fakat bir ey daha var mesela gerekten
konjonktr eer bir insan yksee kartyorsa o yksekte
grnyordur ve bu onu popler klyordur. Fakat aklma hep u
geliyor, ben hi srf yapmay bilmiyorum. Eer Pasifikte ok
dalgal bir denizde bir srf tahtasnn stne ksam o dalga beni
muhtemelen altna alrd ama srf yapmay bilsem o dalgann
stne kmay becerirdim. imdi beni dalga m yukar karm
olacakt, yeteneim mi? yle bakacak olursak dalgada yukarda
duran herkesin aslnda bir biimde kendi yetenei ile yukarda
durduunu grmek lazm.
IIK: Teekkr ediyoruz Faysal hocama. Son soruyu alalm.
KATILIMCI: imdi hocam bir ey daha syleyeyim. Burada
megalomanca diyerek kimseyi sulamyoruz yalnz u var. Bu
modern paradigmann bir yn de udur. Olgular bir paraya
indirgeyerek, yani indirgemecidir, bir parametreye indirgeyerek
oradan yorum yapar. Yani gnmzdeki uzmanlama alan da
budur. rnein diyelim ki dk cret politikas takip etmeniz
gerekir diyelim ki maliyetleri aa ekmek iin. Siz bunu
iktisat olarak sylersiniz ama sosyal yaamda ii sendikalar,
iveren sendikalar, dier bir sr siyasi etki eden btn faktrler
bir araya gelir, baka bir denge ortaya kar. i sendikalarna
dk cret politikalarn kabul ettiremezsiniz. Yani sizin kat
zerinde yapm olduunuz o iin anlam arya uymaz. Onu
sylyorum ben. Yani sonuta zgrln olduu lkelerde
zgrlk esastr. Bireylerin davran esastr. Dolaysyla Carl
Poppern dedii gibi bireylerin davrann ngremezsiniz.
Sonuta iktisadi davranlarn tm bireylerin davrandr.
Mikro ya da makro lekte tm oluumlarn tm parametrelerini
bilmeniz gerekir ki hesap yapabilesiniz. Yani burada bunlarn
ynetimi mmkn olmad iin, sonsuz verilerin ynetimi
mmkn olmad iin yanlglarmzn esas bundandr. Bunu
sylyorum yani. Onun iin krizler de kacaktr, bir baka husus
iinde yaadnz okyanusun iinde iyi yzebilirsiniz, srf de
yapabilirsiniz; srfden srfye fark vardr ama dalga

311

ykselmiyorsa tm
bulunduu yerdedir.

srfler

zaten

ykselite

deildir,

IIK:Evet, teekkr ediyoruz yorumlar iin. Bir cmle de ben


kuraym, kriz kacak diyoruz ya bu ok tartmal bir mevzu,
kriz kt zamanda da etkileri, implikasyonu ok sert oluyor.
Yani 6 yldr dnya ekonomisinin nereye geldiini filan
gryoruz, nereye gidecei daha ok net deil. Dolaysyla krizin
ok ciddi etkileri var, dolaysyla iktisatlar olarak dnmeye
devam edeceiz byle. Evet son, arkadamzdan sorusu alalm.
Evet, buyurun.
KATILIMCI: ktisat blm yksek lisans renciyim. Benim
sorum sayn profesr doktor Rdvan Karluka. Dnya bankas
tarafndan hazrlanan gmrk birlii raporu hakknda ne
dnyorsunuz, bunu bize ksaca aklar msnz?
KARLUK: Aslnda tabii bu saatten sonra bu geni raporu uzun
boylu aklamak istemiyorum ama dnya bankasnn hazrlad
rapor objektif bir rapor. Bu basnda yanl bir ekilde algland.
Dnya bankas her iki taraf iin de olumlu ve olumsuz durumlar
tespit etti. Yalnz burada nemli bir ey var. Eer Trkiye,
gmrk birlii ile mukayese etti, gmrk birliine girmemi olsa
serbest ticaret anlamas yapm olsayd Trkiyenin Avrupa
Birliine olan ihracat % 7,2 orannda azalacakt. Tersine Avrupa
Birlii asndan, Avrupann Trkiyeye olan ihracat % 4,2
orannda azalacakt. Yani gmrk birlii yerine alternatif olarak
serbest ticaret anlamas yaplm olsayd, Trkiye de Avrupa
birlii de bundan fayda yerine pek olumlu bir sonu
alamayacakt. Onu demek istiyorum yani tabii baka eyleri de
kota uygulanyor, vize uygulanyor, bu vizelerin kalkmas, kota
uygulamalarnn, karayolu uygulamalarnn ortadan kaldrlmas
gerekir ama her halkarda gmrk birliinin serbest ticaret
anlamasna hibir zaman alternatif olmadn, gmrk
birliinin her iki taraf iin de yararl olduunu ifade ediyor zetle
ama geni bir rapor, bir sr sektrleri de analiz ediyor ama
okumanz da neririm, dnya bankasnn sitesinde var.
IIK: Evet, ok teekkr ediyorum, panelimiz burada bitmitir.
ncelikle ben de bu 2. Davraz konferansnda emei geen btn
arkadalara ok teekkr ediyorum.

312

PANEL X
GLLER VE GLLERDEK KRLLK
Kurtulu zgr YILDIZ (Oturum Bakan)
Lina SAMKO
Grigory PASKO
Adnan YILMAZ
Ali Tark HATPOLU
PASKO: yi gnler. ncelikle kendimden bahsetmek
istiyorum.30 yldr ekoloji alannda makaleler yazyorum.
Ekoloji alannda yazm olduum makaleler konusunda iyi
olduumu dnyorum nk bu alanda yapm olduum
makaleler yznden 2 defa hapis yattm. Birincisi Yeltsin
dneminde beni hapis cezasyla cezalandrdlar. kincisi Putin
dneminde. lk seferindeki yazm olduum makale Rusyann
denize atm olduu atk. Bu konu hakknda nemli gelimeler
var. Bu sorun zm noktasnda doru ilerliyor. Rusya artk
nkleer atklar denize boaltmyor. Yalnz bu u manaya
gelmiyor. Rusyadaki ekolojik sorunlarn azald anlamna
gelmiyor. Bunlar Rusyada artarak devam etmektedir. Ben
Rusyadaki en nemli ekolojik sorunun ne olduunu
sylediimde galiba hepinizi artacam. Bu ptr. Ben
dnyann birok lkesine gittim gitmeye de devam ediyorum. Bir
ka gndr Ispartadaym. Ispartada birok yere gittim ama
ehrinizde p grmedim. p konusunda ok nemli nlemlerin
alndn gryorum Ispartada. Rusyada ise Rusyann
bakenti Moskovada ok byk p dalaryla karlayorum.
Rusyada bu plerin ne yaplaca konusunda fikir birliine
varlm deil. Yakarak m yok edilecek yoksa bu pleri tekrar
dntrecek misiniz? kinci nemli ekolojik sorun teknoloji
artklar, teknolojiden kaynaklanan ekolojik kirlenme. Rusyann
gaz irketi Gazpromun inlilerle imzalam olduu bir gaz
anlamas var ve ok byk meblalar olan bir anlama bu. Bu
anlamaya sevinelim mi zlelim mi? Rusya hkmeti inle
yaplan bu anlamadan dolay memnunlar. Ama bu ine
yaplacak olan gaz boru hattndan dolay bu yzeyin zerinde
yaayan insanlar, toplumlar, milletler, Rusya etnik olarak ok

313

zengin olan bir devlet, ok tedirginler. Gaz boru hatt ekolojik


dengeyi ciddi derecede bozmakta ve doaya ok byk bir yk.
zellikle kuzey boru hatt, Rusyadan Avrupaya giden boru
hatt hakknda ciddi incelemelerde bulundum. Baltk denizinin
%40 l bir deniz diyebiliriz. Almanyaya yaplacak iki ek boru
hattyla bu Baltk denizi daha da ldrecek. Baltk denizinde
yaanan ayn sorunun Rusyann hayata geirmeye planlad
gney gaz boru hattyla Karadenizde de yaanacan
dnyorum. Bu mega projelerin ekolojik ynnn ok az
incelendiini gryorum. Birka kelimeyle de Rusyada ki
ekolojik durum hakknda seni bilgilendirmek istiyorum.
lkemizde tabiki ekoloji ile urasan donanml insanlar var.
Ancak yle bir sorun var. Ekoloji temal konular televizyondan
gazetelerden neredeyse tamamen kopartlm durumda, yok
edilmi durumda. Ekolojik konular sadece internette
konuulabiliyor ve sadece ekologlar arasnda. Rusyada sadece
bir tane siyasi partinin ekoloji alannda siyaseti var. Bu partinin
nemli aktrlerinden bir tanesi u an aramzda. Rusya da
ekologlar daima takip ve kontrol altnda. Moskova
yaknlarndaki bir orman hakknda yaz yazan bir ekolog
geenlerde ldrld. Soi olimpiyatlar hakknda yaz yazan bir
ekolog siyah olimpiyat adl bir yazsndan dolay hapse
atlm durumda. Benden aslnda Rusyada ki gller hakknda
konumam istemilerdi. Buraya gelince bunun niin olduunu
anlamadm nk Isparta bir gller blgesi. Biz iki gn nce
Eirdir Glne gittik. ok temiz gzel bir gl grdm. Rusyada
2 milyon 250 bin gl var. Ama Rusyada bir vatandaa ka tane
gl biliyorsun diye sorsak en fazla 5 tane gln adn sayabilirler.
Bunlardan bir tanesi Baykal Gldr. Baykaln bu kadar
bilinmesinin nedeni ekologlardr. Gller hakknda ksaca unlar
syleyebilirim. Rusyada ki btn gller bir ekilde kirletiliyor.
Baykal Gln 25-30 yllk bir mcadelenin sonunda ksmen
kurtarabildik. Baykal Gl kenarnda bulunan kt fabrikas
daha geen yl kapatld, bizim mcadelemiz sayesinde.
Kapatlma sebebi Rusya hkmetinin evreye zararndan dolay
rahatsz olmas deil, burada retilen rnlerin artk
kullanlmyor olmasdr. Rusyada ekoloji alannda bir kanuna
ihtiya var. Mesela Volga nehri ok byk bir kirlilik tayor ve
bu kirlilik Hazar denizine dklyor. nsanlk iin yakn
gelecekte, petrol veya gaz deil, su nemli olacaktr.

314

YILMAZ: Herkese merhaba dardan gelen yabanc


konuklarmda eref verdiler. lkemize tekrar ho geldin
diyorum. smim Adnan Ylmaz. Doa koruma milli parklar
6.blge mdrym. Bu panele sayn genel mdrmz Ahmet
zyank, doa koruma milli parklar genel mdr Ahmet
zyank Beyin youn gndeminden katlamadndan dolay
ben katlyorum. Bende lkemizin glleri, sulak alanlar ve
buradaki sorunlar hakknda ksaca bir bilgi vereceim. Bilindii
gibi lkemiz 36-42 paralel alanlarda yar kurak bir blgede
bulunmakta ve lkemizde birok dengesi olmayan akarsulardan
olumaktadr. zellikle son yllarda kuraklk ana getiimiz
bu dnemlerde baz gllerimizde su rejimi alannda bir azalma
meydana gelmektedir tm dnyada olduu gibi. Doa koruma
milli parklar olarak bunu ne derecede nleyebiliriz kendi
apmzda bir yol haritas izdik bunu uygulamaya alyoruz.
Bu konuyla ilgili sulak alanlar yeni ynetmeliimiz kt 4
Nisanda ve Trkiyedeki 135 nemli sulak alanlar nasl
ynetebiliriz ya da ne hale getirebiliriz. 14 de ramsal alanmz
dnya biyolojik eitliliine nasl katk salayabiliriz yol
haritasn bir kurum olarak ynetmeye alyoruz. Blgemize
gelirsek blgemizde doa koruma milli parklar 6. Blge
mdrl Isparta, Burdur, Antalya illerini kapsamaktadr.
Blgemiz toplam 415bin kornel alana sahiptir bu da lke
genelinde en fazla kornel alan sahibi olan bir blge mdrl
oral olarak da %17 civarndayz. Ve bu kornel alanlarn nemli
bir ksmn 20 tane gller ve sulak alanlardan meydana gelen
sulak alanmz vardr. Isparta leine bakarsak lkemizin
Isparta, Burdur lei birim alanda en fazla sulak alann
bulunduu sulak alanda yayoruz. Blgemizin ksaca tantmna
bakarsak havza olarak Antalya st havzas ve Burdur kapal
havzas grev alanmzdadr. En nemli skntlarmz
etmenlerimizden Eirdir gl, Beyehir Gl, Kovada Gl,
Burdur Gl getiimiz yllarda kurutulan avlan gl u anda
almalarmz devam ediyor. Yal gl irili ufakl 20 tane
glmz var. Karacren baraj glnde bunlarn iinde
Trkiyede 14 tane ramsal alanda bir tanesi Burdur, gln
tamam ramsal alanmzdr ve en nemli olan dikkuyruk bu
blgemizde yaamaktadr. nemli sulak alanlarmza bakarsak
Eirdir glnden balamak istiyorum gl A snf dediimiz
kaliteli ime suyu salayan nemli bir gldr. 16 metre civarnda
derinlii vardr. Glmzn en nemli sorunu ok yakn

315

evresinde bulunan elma meyveciliinin ar ve bilinsiz


ilalanma sistemiyle ilalanmas ve kalkerik bir yapya sahip
olmasndan dolay topran geirgenlik ok az olmasndan dolay
bu toksit atklar gle tamakta ve gle dik amur konusunda
belli bir doygunluk kazanmtr. Bu gln zehirli toksit atklar
tutmas bir ansmzdr ime suyuna karmamaktadr ama
doygunluk seviyesine gelmitir. Acil nlem alnmas
gerekmektedir. Bu amala genel mdrlmz gl ynetim
plan yapmtr. Bir yol haritas izmitir. Sk bir tedbirle gl
uan korunmaya allmaktadr. Eirdir glnn kenarndaki
kovada gl tabiat harikas bir gldr daha nce iilebilen suyu
maalesef ar gbre atklaryla kirlenmitir dip amuru da
kirlidir. 1950 yllarnda gln giderinin kapatlmasyla gl i gl
haline gelmitir ve boalamad iin dip amuru da bataklk
haline gelmitir. u anda otlanma ve kamlanma vardr. Acil
karar alnmas gerekmektedir. Burdur gl ramsal
alanlarmzdandr. ok fazla kirlenme olmamakla beraber son 30
ylda %30 azalma meydan gelmitir. Yaklak gl hacminde
4milyar metrekp azalma olmutur. Bu da gln kurumasyla
kar karyadr bununla ilgili almalar yaplmaktadr maalesef
bir netice elde edilmi deildir. Devlet su ilerinden 3 defa gln
batimetrik haritasn yapmak iin ihale kmtr. Ama maalesef
yaplamamtr. 2014 ylnda gln batimetrik haritas
yaplacaktr. Burdur glnde 2. bir tehdit evresel olaraktr.
Mermer ve ta ocaklar PH dengesini bozmaktadr. Getiimiz
yl blge genel mdrlmz olarak getiimiz yl mermer ve
ta ocaklarnn almn yaptk. u anda yol haritasn izdik.
nallah nmzdeki Eyllde dier mermer ve ta ocaklarnn
almn yapacaz. Bu krizi dnyadaki rneklerini ele alarak
Sleyman Demirel niversitesi ile zmeye alyoruz. 25-26
Haziranda Sleyman Demirel niversitesi su endstrisi
blmyle HESlerde balk geitleri ile ilgili bir alma yaparak
bu sorunu da bir masaya yatrp bir zm bulacaz. Blgemizde
dnya markas olan en byk 3. gl olan salda gl yaklak 150
metre derinliindedir ve dnya mirasna brakabileceimiz bir
gldr. Burdurda olan yamada gl ar tarmsal atklardan
dolay glde ykl bir ekosistem meydana gelmitir. Gl ot ve
yosunlarla dolmutur bilim adamlar ile yaptmz almada
gln acilen temizlenmesi karar alnmtr. Ispartadan alt
havzaya alan Karacaren baraj glleri her ne kadar baraj gl
olmasa da artk bir doal gl zelliini kazanmtr. Karacaren

316

1 ve Karacaren 2 gllerine deri sanayiden kimyasal atk atlmas


ciddi bir ykm meydana getirmitir ayn zamanda Antalyann
ime suyu rezerve olarak ilan edilmesinde ayr bir elikidir ve
Trkiyedeki alabalklarn %11 bu gllerden salanmaktadr.
Acilen zm yaplmas gerekmektedir. Biz blge genel
mdrl olarak bir turizm park yapmay dnyoruz
Karacaren baraj gl suni gl olduu iin bizim sulak alan
envanterimizde yoktur ama nmzdeki zamanlarda sulak alan
blmne almay dnyoruz Avlan gl bilindii gibi
1950lerde tarmsal sebeplerle kurutulan bir gldr. m daha
sonra iklim deiiklii ve blge halkndan gelen bir istekle
sulandrma almalar devam ediyor. Blgedeki tm sulak
alanlarmzn ihalesi yapld yol haritamz izildi. nmzdeki
yllarda her alanmzn ynetim plann yaparak inallah negatifi
durdurmak pozitife doru gtrmek iin blge mdrlmzle
var gcmzle alyoruz. Teekkr ederim.
HATPOGLU: ncelikle buralara kadar Rusyadan gelip bizi
bilgilendiren zellikle gazeteci arkadalara teekkr ediyorum.
Onlarn deneyimleriyle bizim gibi gelimekte olan bir lkenin
deneyimleri farkl. Rusyada grdmz kadaryla onlarn
anlatmndan da kardmz kadaryla kalknma srecinde
kendi z kaynaklarn olabildiine tketmi durumdalar ve bu
konuda da politik anlamda da bask altndalar evreyle ilgili
duyarl kesimler gazeteciler. Trkiye gelimekte olan bir lke.
Geliirken doasyla atyor. evre bilindii gibi insan odakl
bir kavram. nsann evresindeki her trl olay olgu dorudan
doruya evre diye ifade ediliyor ve biz bunu doaya kadar
uzatyoruz nk doa insann var olmas iin gerekli ve zorunlu
bir alan. Tabi Trkiye bu gelime srecinde birok eyi,
kalknrken geliirken uygarlkta ne gemi lkeleri yakalamak
isterken doa da ister istemez tahribata yol acyor. Bu tahribatta
sonunda Rusya rneinde olduu gibi kendi ayaklarna
dolanmas kalmaz bir noktaya gelebilecektir. Az nce blge
mdrmz gller blgesi olan Isparta ve Burdurda gllerin ne
durumda olduunu anlatt. Byk ounluunun acil mdahale
gerektirdiini ifade etti. Bazlarnn hatta kurtarlamaz noktada
olduunu ok istenilmemesine ramen dip amurunun
alnmasnn zorunlu hale geldiini syledi. Bazlarnda da canl
trlerinin yok olmak zere olduunu syledi. Dolaysyla
Trkiye geliirken baz nlemleri de insan odakl bir evre
kavram iinde almak zorunda. Doay srdrlebilir bir ekilde

317

deitirmek durumunda. Bunda ne kadar baarl olabiliyoruz?


Devlet politikalar yzde yz baarl oluyormu diye sorarsak
biz gazetecilerin gzyle ok da baarl olduu sylenemez.
Zaten yle bir baardan bahsedebilseydik gller blgesindeki
ortaya kan durum sz konusu olmazd. Gazeteciler tabiki doa
insan ilikileri iinde insanlarn rgtlenmesiyle olumu devlet,
uygarlk, insanlarn kentsel yasam ilikileri doa elikileri
konusunda taraf olmak zorunda. Gazetecilerin bak as her
zaman iin insann varoluundan bu yana srdrlebilir bir
yaam ilikisi erevesindedir. Bunu tamad srece de
dnyadaki yaamn yok oluuna gazetecilerde katk sunmu
olacaktr ve insanlk yaam tarihi iinde de sulu duruma
decektir. nk gazeteciler toplumu doru bilgilendirmekle
ykml kiilerdir. Ancak tabiki sadece gller kirlenmiyor
medya da kirleniyor. Medya ilikileri i evrelerinin bir arac
haline dnyor. Onlarn i ilikilerini kolaylatrc bir alan
olarak grld iin dolaysyla medyadaki kirlilik gllerdeki
kirlilik gibi hzl bir ekilde artyor. Gazeteciler bu anlamda
devletin bir kolu haline geliyor. Beinci g drdnc gibi bir
konudan te bir hale geliyor. Kamuoyu toplumu doru
bilgilendirmekten uzaklayor srekli medya patronlarnn i
ilikileri iinde zarar grebileceine inand olaylara el atmyor
gzden karyor. Dolaysyla da toplumun bu duyarllnn
nne gemeye alyor. u anda unu gryoruz bir toplantlar
zinciri oldu drt gndr burada oysa bu toplantlar zinciri
iinde iktisadi konular konuuldu toplumsal konular konuuldu
ekonomik konularn ilgilileri evreyle olan ilgililerden daha fazla
dolaysyla bunun en nemli nedeni de medyann evre
olaylarna duyarllk yaratmakta pek arac olmay Trkiye son
bir yldr zellikle evre olaylarnn iinde arlkla yourulan bir
lke bugn 31 Mays ve gezi olaylarnn yl dnm gezi olaylar
stanbulda biliyorsunuz Taksimde bir parkta balayan olaylar
taksimde bir topu klas 1940l yllarda yklm olan 1800l
yllarda yaplm olan bir topu klasnn yeniden yaplmasn
kentin tek zgr yeri olan klann kapatlarak yaam alannn
daraltlmasna kar kan bir grup insann devlet tarafndan
hkmet tarafndan grd bask sonucu toplumun ar
reaksiyon gstermesi sonucunda Trkiye dnyann en byk
evre olaylarna sahip oldu belki bu anlamda da tarihe geen bir
olay bu olayda milyonlarca kii Trkiye genelinde bu olaylara
katld 1 aydan uzun srd ciddi bir siyasal sorun haline bile geldi

318

biz de buna bakarak unu syleyebiliyoruz insanlar yaam


alanlarna ar mdahale edildii zaman toplumsal duyarllklar
artyor. Isparta gller blgesinde Trkiyenin en gzel doal
gzelliine sahip glleri, ormanlar eitli endemik trleri
bulunuyor ama nihayetinde insanlar bunun farknda deil. Ne
zaman ki evre olaylar insan hayatna mdahale ettii zaman bu
mdahaleler insanlar yaayamaz hale getirdii zaman
taksimdeki gibi reaksiyonlar olacak bu toplant salonlar da
dolacaktr. Tabiki medyaya den grevler var ulusal medyaya
den grevler var tabi biz gazeteci dernei olarak bu konuda
epey bir aba sarf etmemize ramen Trkiyede benzeri
gazetelerin faaliyetleri de olduka iyiydi. Yani evre olaylar
Trkiyenin gndemine son 10 ylda girmitir. Bu son on ylda
da toplumun reaksiyonundan geride kalmtr gazeteciler. Ve
gazeteler daha yeni yeni evre sayfalar oluturmaya balamtr.
evre programlar yapmaya balamtr ama en nihayetinde
evreyle ilgili bir ihtiya olduu ve evreyle ilgili kamuoyunu
bilgilendirmek iin aralar retmek zorunda olduklarn medya
patronlar ve tm gazeteciler farkna varmtr dolaysyla bu
dernekleme bir alan yaratcl ortaya kmtr ve gazeteciler
gndeme gelmitir. Bizim Rusyayla evre gazetecilii
anlamnda bir temasta bulunmamzn asl nedeni bizden nce
sorunlar yaam olan Rusyadaki evre gazetecilerin
deneyimlerinden yararlanmaktr. zellikle ky komusu
olduumuz Karadeniz ortak bir paydamzdr. Bizden daha fazla
glleri barndran Rusyadaki gllerin kirliliini barndran sre
ve oradaki gazetecilerin medyaya olan tavrlar bu konudaki
reaksiyonlar bize yol gsterici olacaktr dolaysyla bu
arkadalarmz Rusyadan davet ettik. Bu arkadalarla da en
azndan ortak kullanm alanmz olan Karadenize ynelik bir
takm ortak projeler yapmay planlyoruz. Bunu da Isparta
Sleyman
Demirel
niversitesinin
nazik
davetiyle
gerekletirmi oluyoruz. Bu anlamda da teekkr ediyorum.
Bizim gazeteci dernei olarak 2009dan bu yana yapm
olduumuz almalar sunu olarak hazrlamtk. Orada
zellikle bizim kmz GDO ile ilgili olmutur. O dnemde a
kampanyas gndemde olmutur ve tartmalar vard alarda
GDO var mdr yok mudur diye o dnemde biz derneimizi
kurmutuk, bir hocamz panelde unu sylemiti evet alar
GDOludur. Genetii deitirilmi organizmalardr. GDOnun
insan yaamna girii ilk bu deildir ve dnyadaki ou eyde

319

GDO vardr diye konuunca yeni kurulmu bir rgt olarak


medyann gndemine geldik. Ve bu konu ok tartld.
Nihayetinde yine GDO tartmalar var. GDO bulam rnlerin
satmna izin veren bir dzenleme geiyor. Ben isterdim ki
Sleyman Demirel niversitesi insanlar rencileri bu konuya
kafa yormal. nk bu gelecek kuaklara ynelik bugn
tketip yarn gzden kartan bir anlayla hzl tketim
anlayyla Trkiyenin gelime seyrini nereye varacann hi
bir nemi olmayacaktr. ktisadi olarak gelisek de gelimi
lkeler iinde ilk 10a girmi olsak da lkemizin kaynaklarn
hzl tkettiimiz iin geleceimiz sz konusu olmayacaktr bunu
gelime olarak addetmek bile yanltr bence. Bizim gelimeye
ne ynden ve hangi adan bakacamz buradaki bilim
adamlarnn bilimsel ynden tartmas lazmdr. Alternatif nasl
bir gelime yolu izleyebiliriz. Mesela organik tarm gibi bir
kavram var dnya zerinde. Topraklarmz korursak gelecekte
ciddi anlamda daha ok sz sahibi olabilir miyiz insanln
geliim seyri iinde rnek bir lke olabilir miyiz bunun
tartlmasn beklerdim. Tabi ben bilim adam deilim. Bunun
tartlmas bu niversitenin de baka niversitelerin de
gndeminde olmas gerekir. Sadece bizler gazeteciler olarak bir
uyarc grev yapmak istiyoruz. Bir ekilde toplumun dikkatini
ekmek istiyoruz. Topluma bilim adamlarnn yapt
almalarn tesinde k tutabilecek bak as sunabilecek
nveler oluturmak istiyoruz. Bu konudaki gayretlerimizi
srdreceiz. Buradaki gazeteci arkadalarmzn da ayn
kayglarla buralara kadar geldiini biliyoruz. Dinlediiniz iin
teekkr ediyorum.
SAMKO: Sayn Hatipoluna konumas iin teekkr ediyoruz.
Ben ksaca yle bir toparlama yapmak istiyorum. Gerek
Rusyada konulan somut durumlar, nedir bunlar: gllerin
evrenin tahrip edilmesi bunun kamuoyuyla paylalmas buna
dair bir kamuoyu oluturulmas noktasnda hkmetin basks
dillendirildi. Sayn orman blge mdrmz burada Isparta
yresindeki gllerin ne derece zarar grdn ve bu zararn
rnein Karacaren barajnn Antalyann ime suyu olarak
tanmlanmasyla birlikte insan sal asndan da ne kadar
tehlikeli bir boyuta ulaabileceine dikkat ekti. Gene Tark
Hatipolu yine Trkiyede medyann bu konularda kamuoyunu
bilgilendirmesi iin bir aba sarf ettiini fakat bu abann bir
ekilde engellendiini medyann bask altnda tutulduunu ifade

320

etti. Tabi imdi yaayan canl organizmalar olarak kendimize


baktmz zaman temizini salmz bozmayacak olann
semek gibi bir eilimimiz var bu eilimin Rusyada, Amerika
da, Avrupada, inde Taylandda dnyann her blgesinde
btn insanlar iin geerli olduunu hepimiz rahatlkla kabul
edebiliyoruz. m ne yazk ki adn saydmz lkelerin
tamamnda gerek kalknma saikiyle olsun gerek istihkm saikiyle
olsun evreyle kalknma arasnda bir gerilim oluuyor. Bizim
kendi geleceine sahip kmak isteyen insanlar olarak her lke
kendi deneyimini gelitirmitir. Bizim bugn gelitirmeye
altmz deneyim ite HESlerin doay bozmasna kar
kylerden balayp da sanayi atklarnn gllere boaltlmasna
kadar kentlerde verilen mcadeleler ve bunlarn en nihayetinde
hepsinin kristalize olup gz nne geldii yer Taksim olmutu.
Dolaysyla bizim yapabileceimiz eyde kendi hayatmz iin
varlmz iin direnmek susmamak o yzden de her yer taksim
her yer direni diyerek biz szlerimizi sonlandryoruz. Eer
sorunuz varsa konuklarmz yantlasn. Buyurun.
KATILIMCI: ncelikle bu Rusya federasyonunda yeni bir
yasal uygulama ile zellikle ekoloji konusunda alma yapan
STKlarn filenmesi diyebilirim, onlara yabanc gzyle
baklmas bu insanlarn ajan muamelesi grmeleri dehet verici
ve dndrc. Ayrca Sayn Paskoya iletin. Bizim lkemizde
de bu konuda mcadele eden insanlar ok rahat deiller zaman
zaman ben birok toplantya giremiyorum akrete olmad iin.
Bizim eylemlerimizde hibir zaman iddet olmaz taknlk olmaz
ama geen gn babakann gelecei bir toplantya alnmadm
gvenlik gerekesiyle. m benim doamn gelecei sz konusu
olduunda onlar her yerde gezebiliyor. Sayn Paskoya asl
sorum u: ok konuulacak ey var ama vakit dar. Ben Metsamor
nkleer santralinin akbetini merak ediyorum. ernobilin
ikizidir. Kendileri bilir. Bu santral Ermenistanda. Kendisi bu
konuda alma yapm m?
PASKO: O nkleer santral hakknda bir ey syleyemeyeceim
maalesef ama Rusya hakknda her trl soruyu bana
sorabilirsiniz. Metsamor nkleer santrali sznt yapyor zaman
zaman ve bu kamuoyundan saklanyor. evre zerine yazp
izdikleri iin ve Rusya ok hkim Ermenistana biliyorsunuz.
Bilgi alabilir miyim diye sordum teekkr ediyorum.

321

KATILIMCI: SDU Eirdir Meslek Yksekokulu Turizm


program retim elemanym. Blgeyi turizmci olmam
sebebiyle ok fazla dolayorum ve kaynak deerlerinizi
koruyamazsnz turizm yoktur. Su ve gller de bu noktada
olduka nemli. Eirdir glyle ilgili bir alma var bu noktada
bilgi vermek istiyorum. Eirdir glnn etrafnda 81 tane
yerleim yeri var. Bu 81 yerleimin kanalizasyonu Adnan beyin
syledii gibi evrede yaplan tarm ile birlikte azot fosfat ve
pestisit kirliliiyle kar karya. Bu kirlilii nlemek adna
kanalizasyon kuak projesi diye bir proje var. Eirdir glnn
bats dousu ve kuzeyinde bulunan yerleimlerin zellikle
kanalizasyon atklarnn borular iine hapsedilerek Eirdir
glnn en gney noktas ki 55 km aa indireceksiniz oradan
da 25 km aa indirerek Knkl kynn olduu blgede
kurulacak byk bir kanalizasyon artma tesisinde artldktan
sonra kovada glne verilmesi kovada glnn o kirliliinin de
nne geecek. Buradan kan artlm su ayn zamanda kovada
1 ve kovada 2 hidroelektrik santrallerini altrarak ki su an 3 ay
alyor 12 ay altracak bir su artlyor olacak. Projenin
yaklak deeri 20 trilyon olarak ngrlyor. Biz yle bir
hesaplama yaptk. Oradan da Antalya havzasna. Karacaren
barajn ve Isparta ayn da temizlersek Antalyann ime suyu
havzas olarak grldne gre temiz bir suya kavuturmu
olacaz. Art sulama suyu noktasnda da Antalya ovalar
sulanm olacak. Byle byk bir proje var. Ben de bu projeye
bir ekilde katk verdim. Bu proje il genel meclisinin btesine
konuldu. 5 bin lira deerle en azndan fizibilite almas yaplsn
diye nemli olanda buydu. Birka sene bekledik biz yeni valimiz
geldikten sonra konuyu aktardk il genel meclisi yemizle
beraber ve imdi zel idare bnyesinde bir alma balad. evre
il mdrlyle birlikte. Ben unu sylemek istiyorum. Bilgi
sahibi olanlar vardr. Bu projenin pei braklmamal. Takip
edilmeli ki sonuca varabilelim ve gllerimizi akarsularmz
kurtarabilelim. Tabi ki bununla beraber tm habitat da kurtarm
olacaz. Takip etmemiz lazm. ok konumak fikir retmek
gzelde fikirlerimizi nereye aktaracaz noktasnda. Ben Isparta
iin neri olarak sylyorum. Eer il genel meclisi bir
parlamento eklinde alyorsa fikirlerimizi oraya ulatrmamz
lazm. Syleyeceklerim bu kadar. Teekkr ediyorum.
KATILIMCI: Karaman ili Sarveli ilesi belediye bakanym.
6 saatlik yoldan geldim. Katlmclar dinledim. stifade ettik. Bu

322

dnya hepimizin. Rusya federasyonundan gelen kymetli


misafirlerimiz var ama maalesef gryorum ki bu salonda ok az
kii var. Ama burada gerek siyasi otoritenin kamu kurum
kurulularnn temsilcileri gerek dier niversitelerden sivil
toplum rgtlerinden herkesin burada olmas lazm. Bu bilgi
paylamnn herkes tarafndan duyulmas herkes tarafndan
konuulmas herkes tarafndan irdelenmesi incelenmesi analiz
edilmesi buna gre projeler yaplmas ve deklare edilmesi gerek
yurt iinde gerek yurt dnda. nk gelecek nesillere biz gzel
eyleri brakmak istiyorsak ite bunlar da burada dnyorsak
konuuyorsak sadece biz deil herkes bu tan altna elini
sokmal. Ama bu lkede ve dnyada u var: Belli kesim belli
kiiler bu konulara el atyor onlar konuuyor onlar dinliyor
dierleri ise biraz nce Rusya federasyonundan gelen kymetli
gazetecimizin ifade ettii gibi doru syleyeni dokuz kyden
kovarlar. Hapislerde dier taraftan basklarla yldrmaya
alyorlar ben bunlar doru bulmuyorum. Bu konuyla ilgili
tekrar buradan ifade etmek isterim ki bu toplantlarn kongrelerin
ok daha duyarl herkes tarafndan paylalmasn temenni
ediyorum. Herkesin tan altna elini sokmasn diliyorum.
Teekkr ederim. Dilerim burada yaplan konumalar da bir
yayn olarak da baslacaktr. O zaman daha geni bir kesime
ulamas da olanakl olacaktr.
KATILIMCI: Muladan geliyorum. Doktora tezimi ekoturizm
iftlikleri ekolojik oteller zerine yapmtm. Grigarya
beyefendi ile Nina hanma sormak istiyorum. zellikle
Sibiryadaki taygalar dediimiz turizm alanlarnn ynetmelik
olarak iletme durumu nasldr? Ekoloji ile ilgili olarak herhangi
bir ynetmelik olmadn sylemiti. Ekoturizmle ile ilgili
Rusyada yaplan bir ynetmelik var m? Gller blgesiyle ilgili
olarak da orman blge mdr yardmcsna da sorum olacak.
2023 stratejik planna gre gller blgesi ekoturizm alanlar
ierisine giriyor kltr ve turizm bakanlnca. Bununla ilgili
olarak orman bakanlnla yaplan ortak bir alma var m? Son
olarak ise Ali beyefendiye unu sylemek istiyorum. HESlerle
ilgili olarak medya zerinde yaplan bask genel anlamda
nelerdir? Ayrntl bir cevap alabilir miyim?
PAMKO: Nina Hanm cevaplayacak.
SAMKO: Rusyada bu anlamda bir yasa var. Genel anlamda
baz yerlerin korunmasyla alakal bir yasa var. Tabi bunu

323

ekoturizmi de kapsamakta. Bu kanun ok genel bir kanun.


Uygulamada ok byk skntlar yaanyor. Yeni bir kanun
tasarsna ihtiya var ve biliyorsunuz Rusya federal bir lke.
Yerel hkmetler tarafndan ele alnmas gerekiyor. Ekoturizm
asndan Rusyada ok byk imknlar mevcut. Halk bu
imknlardan fazlasyla yararlanyor. Ve glerinin yettii lde
ekoturizmle ilgili seslerini duyurmaya alyorlar. Burada
olduu gibi Rusyada da bu konu hakknda yazmak isteyen
gazeteciler ve akademisyenler risk altndalar. nsanlar bu yzden
bu konularn stne gitmeye korkuyorlar. Sibirya blgesiyle
ilgili sorunuza da ksaca yant vermek isterim. Baykal gl
orann gzbebei. Gln ve evresinin korunmasna ramen yine
ok byk skntlar var. Yerleim yeri olmamas gereken yerlere
yerleim yeri yaplyor. Bunlarn nne bir trl geemiyoruz
GKDAYI: Grigary bey de bir ey eklemek istiyor.
PASKO: Baykal glnn ve birka yerin Rusya federasyonu iin
istisnai bir yeri var. Baykal glnn evresinde byk yerleim
yerleri var. Buralarn altyaps olmas ekoturizm asndan art
salyor. Baykaln dna kp Rusyann genel resmine
baktmzda ekoturizm asndan zengin blgelerde altyap
eksiklii var. Ekoturizmin nnde en byk engel olarak ben
altyapy grmekteyim. Rusyann en byk bann belas
yollarnn kt olmas veya yollarnn hi olmamas. kinci en
kt ey dzgn yollar olmad iin bu yollarda doru dzgn
otel de yok. 3. en byk sorun ekoturizmin nnde ekoturizmin
olduu yerlere uakla gidilmesi gerekiyor genellikle ama uak
fiyatlar ok pahal. Mesela Moskova Sibirya aras tek yn 500
dolar.
KATILIMCI: Biz blge mdrl olarak ekoturizm
konusunda iyi bir alma iindeyiz. Isparta Antalya Burdur.
ilinde doa turizm master planlarn yaptk. Bunu kurumlarla
paylatk. Valilerimizle grtk. Grlerini aldk. Master
planlarnda tm yol haritas vardr. Karanlk dere kanyonunu
milli parka yapmak iin bakanlmza bavurduk. Savda gln
yine milli park yapmak iin almalarmz var. Bu almalar
ayn zamanda 2023 turizm stratejik eylem plannda kltr ve
doa turizmi merkezi olan bu yrelerin altln hazrlamaya
ynelik almalardr. Karacaren 35 hektarlk tabiat park
projemiz var.

324

SAMKO: HESlerle ilgili gazetecilere bir bask var m diye


soruldu. Rusyadan gelen arkadalarmzn bahsettii kadar bir
bask bizim lkemizde yok. Bu anlamda halimize kretmemiz
lazm. Basknn siyasal ynnden te iktisadi yn var. Gazete
patronlar bamsz olmad iin dorudan doruya medyayla
uramadklar iin medya d iler yaptklar iin bu evresel
felaketlere yol aan birok iin altnda imzalar var ya da bir
etkileim iindeler. alanlarn bir ekilde o iktisadi
ilikilerinden dolay medya patronlar basklamaktadr. Siyasal
otorite tarafndan basklanmaya ihtiya kalmamaktadr. Bu bask
dier baskdan daha da katmerlidir nk insanlar isiz
kalmaktadr. Ya gazete patronlar gibi davranacaklar ya da isiz
kalacaklar. Trkiyede 1980lerden sonra sivil toplum rgtleri
tredi. Bu rgtler uluslararas yardm aldklar iin onlarn
szcleri durumuna dtkleri oluyor. Parasal yardmdan dolay
byle olduu aikrdr. Bizim kafamzdaki sivil toplum rgtleri
demokratik kitle rgtleridir. Medyadaki dernekler iinde
geerlidir bu sylediim. Demokratik kitle rgtleri yeleriyle
hareket eder. Bamsz olmak zorundadr. Ben yllardr ada
Gazeteciler Derneinin yesiyim. Bu dernek uluslararas hibir
kurulutan yardm almaz. Kendi yelerinin balaryla
yardmlaryla yoluna devam eder ama sesi dier uluslararas
kurululardan yardm alan derneklerden daha gl kar. Bunun
nedeni bamsz olmasdr. Ben sivil toplum rgtlerinin
bamsz olmas grndeyim.

325

326

PANEL XI
GNE ENERJSNDE NEREDEYZ?
Prof. Dr. Ruen KELE (Oturum Bakan)
Ahmet DLER
Mustafa KKER
Dr. zlem DNERLOLU
Mustafa Kemal SUBAI
SUNUCU (smailGKDAYI): Gne enerjisiyle ilgili
Trkiyede genel durumun tartlaca bir panel, Davraz
Kongresi etrafnda, bugn burada u an dzenlemek zeredir.
Panelimize yatrmclar, kamu kurulular temsilcileri yetkililer
olarak ve ilgi duyanlar olarak buradayz. zninizle ben panelimize
katlanlar
takdim
etmek
istiyorum:
Dr.
zlem
DERLOLU, enerji hukuku alannda uzmandr ve
zmirden aramza katldlar. Hogeldiniz zlem Hanm.
Mustafa KKER Bey, kendisi ET genel kurucusudur. Gne
enerjisi konusunda sivil toplum kurulular konusunda son
derece uzmandr ve ayn zamanda da uluslararas gne enerjisi
alannda da son derece yetkin bir arkadamzdr. Mustafa Kemal
SUBAI Bey Trkiyede proje gelitiren ve gne enerjisi
alannda alan deerli bir giriimcidir. Tarm l Mdrl
adna Sayn Ahmet DLER bugn burada yer alacaklar. Ve
Isparta Vali Yardmcs Sayn Tahir DEMR de bugn
panelimize terif edeceklerdir. Panel bakanlmz Siyasal
Bilgiler Fakltesinden Prof. Dr. Ruen KELE yrtecek. Sayn
Hocam, buyurun efendim.
KELE: Deerli konuklar, bu ok nemli toplantya Sleyman
Demirel niversitesinin beni de davet etmi olmasndan dolay
kendilerine ok teekkr ediyorum. Davraz Kongresinin
ikincisinde bulunuyoruz. Aradan drt ya da be yl getikten
sonra niversitenin kongre dzenlemekteki maharetini ok
yakndan gryorum. Biz, byk kentlerde, Ankarada ya da
baka yerlerde bu tr vesilelerle yaplan toplantlarda birka
kiiyi bir araya getirmekte byk zorluklar ekiyoruz. Bu byk
emek isteyen, ilgi isteyen ve beceri isteyen bir itir. Bunun iin
gerekten niversite yneticilerimizi, deerli arkadalarmz

327

kutluyorum. Bugn bize bu oturumda, gne enerjisinde


neredeyiz konusunda bir forum yapmak imkann verdiler. Masa
etrafnda ok deerli konumaclar var. Ben konunun uzman
deilim. Bir lde evre ile ilgilenmi bir arkadanz olarak bir
de yam dikkate alarak oturumu ynetme grevini bana vermi
oldular. Ama bu nedenle birka sz syleyeceim. Ondan nce,
smail Beyin de belirtmi olduu gibi konumaclarmzn says
altdr. Tekrar, yeni gelenler iin, onlar size tantmak isterim.
Sayn Mustafa KKER, zlem DERLOLU arkadamz,
kendisi hukukudur, Mustafa Kemal SUBAI, Sayn Ahmet
HATPOLU, Ahmet Bey henz gelmedi, belki gelecek,
Mehmet NSAL Bey solumda, deil mi efendim? (Onun yerine
Ahmet TLER) Ahmet TLER Bey ve Sayn Vali Yardmcmz
Tahir Bey. Ho geldiniz efendim. imdi efendim tartacamz
konu gne enerjisinde neredeyiz?. Gne enerjisi uzun
zamandr hem duyduumuz hem de enerji retimi ve tketimi
ierisinde fazla yeri olmayan, olmas gereken bir kaynak.
Tartlmas gereken nokta da bu. nk lkemizde tkettiimiz
enerji daha ok kirletici enerji kaynaklarndan elde edilen
enerjiye dayanyor. Elektrik enerjisini rettiimiz kaynaklar,
petrol ve kmr gibi ve hatta tartlmakta dahi olan doalgaz
gibi bir takm kaynaklar. Deminki oturumlardan bir tanesinde
arkadalara rnek verdim Almanyadan, Almanya ile Trkiyeyi
ksaca karlatrmaya altm. Daha az katlm olan bir
oturumdu. Almanyada babakan (1999 2003 yllar arasnda
Aa Saksonya Babakan) olarak grev yapm ve halen
ekonomi ve enerji bakan olarak grev yapmakta olan Sigmar
GABRIEL yapm olduu bir syleide baz noktalara dikkat
ekiyor. Diyor ki biz bir sanayi lkesiyiz Almanya olarak. Ama
artk una karar verdik, nkleer enerjiden vazgemek zorundayz.
ok kesin bir dille bunu ifade ediyor. Bunun yerine yenilenebilir
enerji kaynaklarn ikame etmek durumundayz. nk zengin
olmamza ramen, bir sanayi lkesi olmamza ramen
kullandmz enerji kaynaklar bizi uluslararas petrol ve
doalgaz ithalatna baml hale getirmitir diyor. Almanya bile
bu bamllktan ikayet ediyor ve hava kirlenmesinin nlenmesi,
iklim deiiklii sorunlar ile enerjide bir dnm yapma
ihtiyacnda ve kararllnda olduklarn ak bir ekilde
belirtiyordu. Bunun ayn zamanda istihdam asndan da nemli
katklar olacan syledikten sonra yapacamz bu enerji
dnm sayesinde baka lkelere de rnek olacaz, yol

328

gstereceiz diyerek mlakatn bitiriyor. Mlakat Alman


Bykeliliinin, daha dorusu vakflardan birinin kard
DE isimli bir dergide var. Buraya gelmeden nce dikkatimi
ekti ve okudum. Almanlar 2000 yl nisannda bir kanun
kardlar. Yenilenebilir enerji yasas. Bu yasada 2010 ylnda bir
deiiklik yaptlar. Ve sayn bakann az nce iaret etmi
olduum nkleer santrallere kesin bir ekilde ilerde son vermek
dorultusundaki kararlklarnda bir esneklik yarattlar. Hizmet
srelerini 8-14 yl arasnda daha uzatmak suretiyle. Tabi kolay
olmuyor bu trl uyum salama giriimleri. Acaba enerjide
dnm derken neyi kastediyordu almanlar ve eer biz bir enerji
dnm ierisinde bulunacaksak neyi anlamamz gerekir
bundan. Anlam udur; enerji retiminin kmr gibi, gaz gibi,
nkleer enerji gibi kaynaklarndan uzaklatrlarak, yenilenebilir
enerji kaynaklarna dayandrlmas hale getirilmesini anlamak
gerekir. Yine Almanyadan bir rnek verdik geen oturumda.
2050 ylnda elektrik enerjisi retiminin %80inin yenilenebilir
kaynaklardan elde edilmesini amalyorlar. Genel enerji retimi
ierisinde de bu yenilenebilir enerji kaynaklarnn en az %60
olmas yine onlarn hedefleridir. Btn nkleer santrallerin 2022
ylna kadar kapatlmasn ngrmler, 2025 ylna kadar da
elektrik enerjisi retiminin %45e ykseltilmesini ngrmler.
Bugn bu oran %25 orannda. Peki, neyi ikame etmek istiyorlar?
kame etmek istedikleri enerji kaynaklar, rzgar enerjisi, gne
enerjisi, hidroelektrik, bioktle ve jeotermal enerji olarak yazda,
syleide zikredilmektedir. Trkiye ne durumdadr bu adan
baktmz zaman. Tabii yenilenemeyen kaynaklarla
yenilenebilir kaynaklar arasnda bir mukayese yaptmz zaman
bugn Trkiyenin gne ve rzgar enerjisinden hemen hemen
hi mertebesinde yararlandn gryoruz. Elimde onunla ilgili
birka rakam var, izin verirseniz, arkadalarmn vaktini
almazsam dikkatinize sunmak isterim. Dnya ile Trkiyeyi bu
adan karlatrdmz zaman yle bir durum var. Petrol,
kmr ve doal gaz belli bal kaynak. Dnyada toplam enerji
sunumu ierisinde petroln pay 34,8, kmrn pay %23,
doalgazn pay %21,5, hidrolik enerji %2,3, nkleer enerji
%6,5, gne, rzgar, jeotermal toplam pay ise %11,5u
gemiyor. Trkiyeye baktmz zaman durum udur. Petrolden
kmrden ve doalgazdan elde ettiimiz enerji toplam ierisinde
%80a yakndr. Yani kullandmz enerjinin %80ini kirleten
enerji kaynaklarndan elde etmekteyiz. ok doaldr ki byle bir

329

durumda hem enerjik kaynaklar bakmndan da


bamllmz azaltmak hem kirletici enerji trlerini
kullanmaktan uzak durmak ekonomimizin ihtiya duyduu
byk gereksinimlerin banda geliyor. Bu konular uzman olan
arkadalardan dinlemek elbette ki ok retici olacaktr. Benim
elimdeki, bu programda konuma yapacak arkadalar iin
ngrlm sraya gre Mustafa Bey nce konuma yapacak;
gne enerjisi alannda yatrm yapan bir firmann genel mdr
olarak grev yapyorsunuz. Uluslararas gne enerjisi topluluu
Trkiye blmnn kurucu yesidir ayn zamanda. Gne
enerjisi konusundaki uluslararas gelimeler konusunda bizi
ltfedip aydnlatacaklar. ki buukta fiilen balam oluyoruz.
Bitmesi gereken sre nedir smail Bey?
GKDAYI: Size bal efendim.
KELE: Bana bal olmasn, demokratik olsun.
GKDAYI: Zannediyorum 3 buuk gibi bitmesi gerekecek.
KELE: 3 buuk. Bir saatlik bir sre sz konusuysa be
arkadamza onar dakika sre verirsek 50 dakika eder. Belki
birka tane de soru alrz. Buyurun Mustafa Bey.
KKER: Sayn Valim ve deerli katlmclar, hepinizi sayg ve
sevgi ile selamlyorum ve bu panelde konuma frsat verdiiniz
iin hepinize teekkr ediyorum ve bu panelin dzenlenmesinde
emei geenlere de ayryeten teekkrlerimi sunuyorum. Benim
iki tane grevim var. Bunlardan birincisi GENSETte (Gne
Enerjileri Sanayisi ve Endstrisi Dernei) uluslararas ilikiler
uzman olarak alyorum. Genelde yabanc yatrmclarn
Trkiyedeki yatrmlarnda yol gstermesi asndan, talep
edildii takdirde onlarla eitli grmeler yapyoruz. Dier
grevim ise bir zel firmada, Sunel enerji firmasnda ki bu
yabanc sermayeli bir firmadr, orada Trkiye genel mdr
olarak alyoruz, yerimiz stanbulda. Ben ksaca fotovoltaikin
ne anlama geldiinden balayp dnyadaki ve Trkiyedeki
konumu ile konumam sonlandrmak istiyorum. Fotovoltaik
bildiiniz gibi yar iletken levhalarn zerine den gne
enerjisinin elektrie doru akma evrilmesidir ok kaba bir
tarifle. Bunun dnyadaki rneklerine baktnzda ilk almalar
1950li yllarda Amerikann uzay almalarnda balam daha
sonra hcre verimlilikleri ve dier modl verimlilikleri yllar
ierisinde arttrlm ve u an gelinen aamada yaklak %17-18

330

verimlilik yakalanmtr. Dnyadaki gelimelere bakldnda


1970li yllarn sonundan itibaren zellikle talya ve Almanya
bunlarn ban ekmektedir. Ve bugn bakldnda toplamda
100 GWlik kurulu g vardr gne enerjisinde. Bunlarn en
by italyadadr, arkasndan almanya gelir ardndan Fransa ve
Yunanistan bunlar takip etmektedir. Arkalarndan ABD ve
Japonya gelmektedir. Trkiyedeki durumu incelediimizde ise
bunun aslnda mazisi ok da fazla deil. On yllk bir zaman
dilimine dayanyor. 2012 ylnda lisanssz retim ynetmeliinin
yaynlanmasndan sonra zellikle lisanssz anlamda ok byk
gelimeler olduunu syleyebiliriz. Ama 2013 ylnda bunun bir
krlma noktas diyebileceimiz yere geldi. Bu sene itibariyle
2014 ba itibariyle grdmz kadaryla Trkiyede zellikle
lisanssz alanda, bunun altn izerek belirtmek istiyorum, bir
hayli atlm yapld. Ve bunlarn ok byk bir ksm da birer
MWlk santraller halinde yaplanlar ve bunlar 2004 senesinin
sonuna kadar byk bir ksmnn kurulmas bekleniyor. imdi
Trkiye Cumhuriyeti Devletinin hedeflerini ben yle zetlemek
istiyorum. Hocamn da belirttii gibi bugn kullandmz
kaynaklarn ezici bir ounluu maalesef gne enerjisine deil,
doalgaza dayanyor. Yaklak %54lk ksm doalgaza
dayanyor. Bunlar eitli lkelerden, Azerbaycandan, randan,
ounlukla Rusyadan ithal ettiimiz gaza dayanyor. Geri kalan
da linyit, petrol, tamamen d kaynakl ve toplamna baktnzda
enerjinin yaklak %80inde da bal olduumuz aka
grlyor. Trkiye cumhuriyetinin getiimiz yl yaynlad bir
rapor var; 2023 hedefleri. Buraya bakldnda Kaynak bazna
gre deil ama toplam kuruluna gre 2023 hedefleri yaklak 3
GW olarak ngrlmtr. Yani on sene sonras iin. Ancak
benim ahsi kanaatim bu 3 GWlk kapasitenin ki Trkiyenin u
an kurulu kapasitesi 56 GWdir, bunun 2023te 100 GWa
karlmas hesaplanyor, bunun ierisinde de solarn paynn da
3 GW olmas dnlyor. Ama u anda Trkiyedeki pazara
bakldnda her sene, nmzdeki seneden itibaren, iddial bir
rakam olabilir ama, bu birer GWlk arttrmayla gidileceini
dnyoruz. Yani 2014 senesi sonunda Trkiyedeki gne
enerjisi santrallerinin toplam kurulu kapasitesi, lisansl ve
lisanssz olarak, en az bir GW ve takip eden her sene birer GW
artarak devam etmesini bekliyoruz. Bekliyoruzdan kastmz
aslnda byle bir beklenti iinde olduumuzdan deil, aslnda
yatrmc bunu gsteriyor. nk biz iin yatrm ksmndayz

331

akas. Yani gne enerjisi santrallerinin kurulmasnda bizzat


yer aldmz iin bize gelen taleplere gre bakyoruz. Lisanssz
ve lisansl olarak bata konuurken ayrmtm, onu isterseniz
ok ksaca bir aklamasn yapaym. Lisansl tamamen devletin
ynlendirmesi dahilinde aaca kotalar dahilinde size verdii bir
imkan. te bu alan, 2013te 600 MWlk, onun bir ksm Elz
ve Erzurum sonulandrld. Geri kalan daha u anda inceleme
aamasnda ama ve bunlarda lisans alma zorunluluu var, bir
takm prosedrlerin yerine getirilmesi lazm, lm zorunluluu
var vs var, ama lisanssz, adndan da anlalaca gibi, herhangi
bir lisansa tabi deil. Devlet diyor ki bir MWlk gce kadar olan
santrallerde herhangi bir lisans alma zorunluluunuz yoktur
diyor. Bunun iin zel veya tzel kiilik olmanzn nemi yok.
Yani burada ahs adn da kullansan firmada olduu gibi,
firmalar adna da yaplan santraller olmas mmkn. Burada tabi
bu kanunun ve ynetmeliklerin karlmasnda esas ama,
lisansszdan bahsediyorum, z tketim modelinin arttrlmasdr.
Yani siz bir fabrikatrseniz, yksek miktarda bir elektrik tketen
bir iletmeyseniz kendi elektriinizin retilmesi anlamnda tevik
edilmi son derece faydal bir ynetmeliktir. Ve u anda
grdmz kadaryla ufak tefek aksakllarn dnda geen
senelere gre ok daha iyi akas, ok da gzel yryor. Bunun
nmzdeki senelerde ok daha hzlanarak gideceini
dnyoruz. Bu ynetmeliklerdeki bir takm skntlarn ve
prosedrlerin almasndan sonra ok daha hzl gideceiz. Ama
burada belirleyici olan halk ve taleptir. Yani i adamndan ve
sanayiciden bir talep geldii takdirde ki geliyor, buradaki
byme kanlmazdr. Biz bunlara dayanarak diyebiliyoruz ki
nmzdeki her sene birer MWlk art gz nne alabiliriz.
nk Trkiyede sanayicinin gzn korkutan akas u:
elektrik fiyatlar nmzdeki dnemde ne olacak, arz gvenlii
tehlikede mi? Bunlarn ikisine de ok iyi cevap verebilmek
mmkn deil. nk Trkiyede Almanyada olduu gibi veya
bir Fransadaki gibi on sene sonraki elektrik fiyatlarnn + - %3le
tahmin etmek gibi bir ey sz konusu deil. yle bir ey yok. Bu
da tamamen sanayicimizin, kullancmzn n grsne kalm
bir ey ve bizim grdmz kadaryla insanlar arz gvenliini
zellikle dikkate alarak zellikle elektrik fiyatlarn da
vazgetim, arz gvenliini gz nne alarak buna byk
yatrmlar yapmaya baladlar. Gerek z tketim modelinde
gerekse yatrmc olarak. Bir de son olarak buna yatrmc gz

332

ile baktmzda bunlarn fiyatlandrlmasnda sylenen udur:


fiyat dk bulurlar, 10 euro centtir alm fiyat, bu da 10 euro
cent de yaklak 30 kurua tekabl eder. Bu dnya geneline
bakldna dk bir rakam gibi gzkyor ama son derece de
mantkl akas, u anki konjonktre de uygun, nk u anda
2014 senesi sonunda elektrik retim maliyetlerinin devletin alm
garantisinin baa ba geldiini dnyoruz. nmzdeki
seneden itibaren de bunun yatrmcsn ok rahat kara
geireceini dnyoruz. Dolaysyla burada ok gzel bir
pazar var ve bunun da tesinde Trkiye Cumhuriyeti iin
mkemmel bir kazanm sz konusu. Bilmeyenler iin ben ksaca
zetleyeyim. Yenilenebilir enerji diyoruz da bunlarn kendilerine
gre bir takm snflamalar var. Mesela rzgar santraline gre
gnein ne fark var diyebilirsiniz. Gnein u fark var. Bir kere
gnete ilk yatrm maliyeti vardr, dierleri iletim ve bakm
giderleri aslnda rzgarda, bioktlede ve dierlerinde ok
yksektir. Gnete ise sfra yakndr. Yani nemsenmeyecek
kadar kktr. Ve mr yaklak, teorik olarak, 40 senedir. Bu
25 sene olarak geer normalde ama bu 25 sene sonunda da
elektrik retmeye devam eder ama verimlilii der. Verimlilii
dmesi demek onu kaldrp atacanz anlamna gelmiyor. Bu
srekli bir yatrm. Buna sadece bakm ve iletmesi dzgn
yapld takdirde Trkiyede bu sisteme mkemmel bir ekilde
uyum salayaca aikar. nk Trkiye Almanyann verilerine
gre bir cennet. Deniyor ki Almanyada balandnda alm
garantisi 40 Euro centlerden balamtr. Fransada yle
balamtr, skandinav lkelerinde yle balamtr. Bunun
sebebi udur. Trkiyede ok yksek bir gnelenme saat sresi
vardr. kincisi de nm deerleri ok yksek. Almanya da
bunlarn ikisi de dk olduu iin devlet bir ekilde yatrmclar
tevik etmek zorundayd. Tevik verildi ve u anda btn Avrupa
lkelerinde bu dt. Fotovoltaik pazarnda ak ve net
sylyoruz, fransa hari Avrupa bitmi vaziyettedir. Bugn
Yunanistanda 9 euro cente alyodur, Trkiyede 10. O yzden
btn Avrupadaki yatrmclar u anda Trkiyede. Burada da
var, Burdurda da var Isparta da var, Kayseride de var, her yerde
var. Almanndan tutun, Franszndan Japonuna kadar herkes
bu santralleri kurma peinde. Bunun iki tane bize faydas var.
Birincisi burada bir i gc yaratyorlar, ikincisi nerden
bakarsanz bakn, Trkiye cumhuriyetine ait, kendi santrallerini
retmi oluyorsunuz. Burada aklan her ivi, bizim yaptmz

333

ithalat veya enerjide baml olarak yurtdna gnderdiimiz


her centi Trkiyede tutmak iin yaplm bir yatrm bize gre.
Bunu yakn vade de sonular bence ok net anlalmaya
balanacaktr. Hi phesiz unu da ak ve net ifade edebiliriz ki
enerjiye yaplan yatrm dierleri gibi deil. Yani bu tekstile
benzemiyor, yani bunun bir alternatifi vardr, daha iyisi yaplr
gibi bir ey yok. Enerji amz ok fazladr. %80 kadar oranda
yurtdna bamlsnz. Eer onu Trkiyede retirseniz. z
sermayeyle olur, yabanc sermayeyle olur, hibir ey fark etmez,
bunun bir alt seneye kadar geri demesi vardr, ondan sonra
millileiyor zaten bu ve kalan hayat boyunca, yaklak 40 sene
bu tesis buraya hizmet ediyor. Ama eer Trkiye
Cumhuriyetine hizmet etmekse bana gre en byk yatrm en
byk tevikler, en azndan fidye olarak verilmese bile
prosedrlerin kaldrlmas, bir takm engellerin kaldrlmasna
enerji yatrmlarndan balanmal. nk Trkiyeye getirecei
deerler hi tartmasz, herkesle de bunu tartmaya hazrz,
hibir dier meta ile kyaslanacak lde deildir. Bu 7siinden
70ine herkese huzur verir bu. Elektrik olmasa burada biz toplant
odasnda bunu konumamz mmkn deildir. Aralarnz
yrtmeniz mmkn deildi, evlerinizde oturmanz mmkn
deildi, sanayi mmkn deildi. Enerji olmadan insanlar bir hi.
Toplumlarn bymesi, retim yapmas, gelimesi, istihdam
salamas, refaha ulamas mmkn deil. Biz de diyoruz ki
Trkiye cumhuriyeti madem gerek kaynaklar olarak, bu kadar
geni sahalardan bir retim kapasitesi var, bunu deerlendirelim.
Deerlendirirken de burada herkes zerine den grevi yapsn.
yle bir yanl anlalma var, onu da syleyeyim. Gne enerjisi
santrallerine mesela hep unu sylerler. Bu yabanc yatrmdr
veya yabanc kaynakldr. imdi bakn bunlar Trkiyede
retmeye kalkarsanz yllar srer. Burda retilen paralar, belki
iinizde aina olanlar vardr, yani paneller, bunlar Trkiyede
retilmiyor, bunlar yurtdnda geliyor. Yani bizim insanmz
zekidir. Bunlar da belki bir ka sene iinde belki Trkiyede
daha iyisini retecek zaman gelecektir ama Trkiyede
retilmiyor diye bunlara veya ilk yatrm maliyeti yksek diye
bunlardan uzak durmann bir anlam yok. Bunlarn hepsi bir
know-howdr. Bir bilgi transferidir. Bu da yardmlatka
Avrupadan da daha iyisini reteceimize hi pheniz olmasn.
Zaten u anda Trkiyede yaklak 26 tane laminasyon tesisi var.
Avrupadaki baz lkelerin toplamndan daha fazladr.

334

retemiyoruz u anda ama reteceimiz zamanlar da gelir. u an


yatrm yapma zaman. ok teekkr ediyorum.
KELE: Teekkr ederim Sayn KKER. Efendim isterseniz
bitirdikten sonra soralm. Ak bozmamak iin. (dinleyicilerden
gelen neri zerine) neri usule ilikin ise buyurun. (Dinleyici
konuur). Arkadalara bu ynde bir telkinde bulunmu olalm.
Teekkr ederim. Arkadalar kinci konumacmz Sayn zlem
DERLOLU, enerji hukukusu ve yenilenebilir enerji
konusundaki mevzuatn ne olduu ve ne trl skntlarn bu
konuda yaanmakta olduuna ilikin sunumu yapmas iin
mikrofonu kendisine veriyorum. Ancak sresi on dakikay
amamak zere buyurun zlem Hanm. Hocamzn syledii
gibi grsel bir takm verilerle bizi kar karya brakabilirseniz
daha rahat izleriz.
DNERLOLU: Teekkrler hocam. Ben yapabilirim
aslnda. Daha nce yaptm bir sunumu paylaabilirim sizinle.
nce enerji piyasasnn genel grnmne bakalm o zaman.
nce elektrik ve sonrasnda ise elektrik piyasasnn iki farkl
retim eklimiz var. Lisansl ve lisanssz retimdir. Lisansl
retimden sonra da zele indiimiz zaman gne zerinde
durmamz lazm. imdi burada da karlatmz baz sorunlar
var, sonrasnda bu sorunlara bakacaz. imdi enerji kaynaklar
deerli hocamn belirttii gibi, iki tr enerji kayna var;
yenilenebilir enerji kaynaklar ve fosil kaynaklar. Muhakkak
yenilenebilir enerji kaynaklarn hepimiz biliyoruz. Rzgardan
jeotermaline dalgasna, hidroliine kadar farkl kaynaklardan
yararlanyoruz. Fosil kaynaklarda ise petrol, kmr, doalgaz
gibi kaynaklar bize destek veriyor. Enerji piyasas mevzuatnda
drt eit enerji piyasas var; en temel piyasalar. Elektrik
piyasas, doal gaz piyasas, petrol piyasas, LPG piyasalar
olmak zere ve her birinin de farkl mevzuatlar var. Elektrik
piyasas mevzuatmz 30 mart 2013 tarihi itibariyle 6446 sayl
elektrik piyasas kanunu, doal gaz 4646 sayl doalgaz piyasas
kanunu, petrolde 5015 sayl kanundan bahsediyoruz ve LPGde
de 5307 sayl kanunumuz var. Genel olarak baktmz zaman
bunlarda 2012 verilerine bal olarak yaklak tketimin
%89unu fosil yaktlardan alyoruz biz ve hidrolik %4,
yenilenebilir de toplamda %7yi kapsyor. Trkiye2nin genel
enerji dengesine baktmz zaman genel dengede ise enerji
talebinin yllar ierisinde arttn gzlemliyoruz. Buna bal

335

olarak da yerli retimin bu talebi karlama orannn gittike de


azaldn gzlemliyoruz. Girdi ithalat asndan da enerji
olduka nem tayan bir unsur. Buralar genel olarak hzlca
geersem temel tespitler neler? Yksek bir talep var ve bu yksek
talebe bal olarak yksek yatrm ihtiyac gndemde, bu ihtiyaca
bal olarak da effaf ve rekabeti bir piyasasn varl gerek.
Burada karlatmz en nemli sorunlardan bir tanesi ithalat
bamlldr. Bununla ne yapmamz gerekiyor? O zaman yerli
ve yenilenebilir enerji kaynaklar paynn artmas gerekiyor ve
eitlendirme ihtiyac ortaya kyor. Ve verimlilii de mutlaka
ve mutlaka deerlendirmemiz gerekiyor. phesiz Trkiyenin
jeopolitik konumunun da bir takm avantajlar var. Bu da enerji
politikas erevesinde Trkiyenin zerinde durmas gereken
konulardan. Bizim iin biraz daha nemli olan konulara gelelim.
On yllk yatrm ihtiyac: 2013-2023 yllar arasnda yaklak
130 milyar dolara ihtiyacmz var ve bu 130 milyar dolarn da
grlecei zere rzgar ve gnein de 30 milyar dolarlk bir
yatrma ihtiyac var. 2023te elektrik talebinin 440 twh olduunu
dnrsek yenilenebilirin nemini ak seik ortada grrz.
Trkiyenin yeni ve yenilenebilir enerji potansiyeline
baktmzda ise burada farkl kaynaklar gndemde olmakla
birlikte gne asndan 380 milyar KWhlik bir potansiyelden
bahsediyoruz. Trkiyenin aslnda olduka bir enerji potansiyeli
var, buna bir de verimlilii eklediiniz zaman %25 civarnda
aslnda kendi kendimize enerji ihtiyacmz karlayabilecek
nitelikteyiz. Hedefler ne? Bizim bir strateji raporumuz var.
Strateji raporunda %30lara karlmas hedefleniyor. Fakat bu
rapor yenileniyor. Bu rapordaki hedefin revize edilmesi
gndemde. Gne enerjisi asndan da resmi olmamakla beraber
3000 MWlk bir kapasiteden bahsediyoruz. Peki elektrik
piyasasnda nasl retim yapabilirsiniz? Aslna bakarsanz iki
tane temel retim eklimiz var bizim. Lisanl ve lisanssz retim.
Lisansl retim ile lisanssz retim iin farkl mevzuatlarmz var.
Lisanlda lisans ynetmeliinden lisansszda ise lisanssz
ynetmeliinden bahsediyoruz ama her ikisinin ortak noktas
olan temel mevzuatlar 1 elektrik piyasas kanunu 2 yenilenebilir
enerji kaynaklarnn elektrik enerjisi retimi amal kullanmna
ilikin kanun, bununla balantl da enerji kaynaklarndan elde
edilen elektriin belgelendirilmesi ve desteklenmesi ile ilgili bir
ynetmeliimiz mevcut. Lisansl elektrik retiminde nce lisans
almanz gerekiyor. Lisansl elektrik retiminde farkl

336

lisanslarmz var; retim lisans, iletim lisans. Lisanslar en fazla


49 yl iin veriliyor, asgari sre ise 10 yl. Burada dikkat etmeniz
gereken her bir faaliyet iin ayr bir lisans almanz gerektii. Yeni
kanunla getirilen yeni bir kavram var; n lisans kavram. Artk
Dorudan doruya lisans verilmiyor, ncelikle bir n lisans
almanz gerekiyor. n izin gibi deerlendirmek lazm bunu. n
lisans 24 aylk bir sre iin verilebiliyor. Bu sre 36 aya kadar
uzatlabiliyor. Ama sonrasnda uzatlamyor. En nemli unsur
lisanslarn devri mmkn deil. Bir bakasna lisansnz
devredemiyorsunuz. Ama farkl yntemlerle dorudan
devredememekle birlikte mlkiyet yaplarndaki deiikliklerle
lisanslarn el deitirdiini grebiliyoruz. Lisansl sz konusu
olduu zaman mutlaka bir n lm yapma zorunluluu var.
Burada da 6 ay yerinde olmak zere bir yllk lmden
bahsediyor mevzuatmz. Lisanssz retimin amac ise
lisansldan ok ok fark. Burada ihtiyacnzn karlanmas
temelidir. Dolaysyla tketim noktasna en yakn retim
tesislerinden karlanmasn hedefliyor. Burada irket kurmak
zorunda deilsiniz. Lisans almak zorunda deilsiniz. Gerek kii
de olabilirsiniz. Tzel kii de olabilirsiniz. nemli olan kendi
ihtiyacnz karlamak esas alnarak elektriin retilmesi. Bir
bakas, burada bir st snrmz var, kanun 1 MWlk bir gten
bahsediyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarna dayanarak
elektrik retiminden bahsediyor. lm de yapmak zorunda
deilsiniz. Farkl alternatifler var lisansszlarda. Birinci
alternatif, diyelim ki tketim tesisiniz var, 1 MWlk bir retim
tesisi kurarsanz datm iletim sistemi zerinden gidersiniz.
Sisteminizdeki fazla elektrii de sisteme verirsiniz. Uygulamada
en fazla yaplan model u an itibariyle, elektrik fiyatlarn gz
nne aldmzda bu, nk 13,3 centli deerler veriyor. kinci
alternatif bi tane yine tketim tesisiniz var, sadece gne yapmak
zorunda deilsiniz, gne yaparsnz, rzgar yaparsnz, hidrolik
yaparsnz, snrnn sadece bunun toplamnn 1 MW olmas
gerekiyor. Bu MWtan fazla elektrii yine siteme satarsnz. Bu
da mmkn. nc alternatif hedefiniz bi tane tketim tesisiniz
var, hibir ekilde sisteme elektrik vermeyi dnmyorsunuz, o
zaman artk u snrnz yok. ster 5 MWlk, ister 10 MWlk
yapn, ancak bu sistemde fazla enerjiniz, sisteme verilmesi,
satlmas ve bundan bir gelir elde edilmesi mmkn deil. Farkl
bir model var yine lisanssz ile ilgili, tketim birletirme. Paranz
yok ama elektrik retmek istiyorsunuz, ayr ayr tketimler

337

birletirilerek lisansl bir retim yaplmas da mmkn. Bunun


temel amac finansman amacn ortadan kaldrmak, ayn tarife
grubu ierisinde olmanz gerekiyor. Hepiniz mesken grubu
olacaksnz ya da sanayi ya da ticari grup olacaksnz. Ayn
balant noktas zorunluluu var. Bir bakas tek bir ortak saya
olacak. Bir veya birden fazla kii olabilir ancak devlete kar tek
bir muhatap gstereceksiniz. Organize sanayi blgeleri iin farkl
dzenlemeler mevcut. Burada da makul elektrik fiyatlar
gndeme gelebiliyor. Bir takm sorunlar da var tabii ki. Aslna
bakarsanz retici asndan yol gsterici olmas gereken bir
husus. Lisansl retim mi yapacaz, lisanssz retim mi
yapacaz, neye gre karar vereceiz? imdi eer lisansl retim
yapacaksanz sadece EPDK tarafndan belirtilen sreler
ierisinde bavurabilirsiniz. Lisanssz retimde ise bir bavuru
sresi mevcut deil. Brokratik adan baktnz zaman eer
lisansl retim yapacaksanz yaklak 25 farkl kurumdan izin
almanz gerekiyor. Lisanssz retimde ise bu kurumlarn says
biraz daha az. Yaklak 10 civarnda. Kapasite snr asnda
baktnz zaman, lisanslda teorik olarak kapasite snr yok ama
trafo merkezindeki kapasite bunda nem tayor. Lisansszda az
nce konutuk 1 MW st snr Bakanlar Kurulu Karar ile bunun
5 MWa kadar arttrlmas mmkn. kinci istisna ise sisteme
elektrik vermeksizin dorudan doruya kendi z tketimimiz
iin elektrik retmek. Lisanslda olduu zaman kamulatrma
yapabiliyorsunuz ancak lisansszda kamulatrma sistemi mevcut
deil. Lisansszda ise kamulatrma sz konusu deil ama bir
milli emlak tebliimiz sz konusu. Bu erevede kamu
arazilerinin lisanssz elektrik retmek isteyenlere tahsisi sz
konusu olabiliyor. Proje finansman lisanslda mmkn.
Bankalardan kredi alabiliyorsunuz. Ancak lisansszda bankalar
biraz daha isteksiz u aralar biraz daha destek olmakla beraber.
Her ikisinde tevik mekanizmalar var, tevik mekanizmasndan
kastmz ne? Alm garantisi, fazla elektrii devlete satarsnz,
13,3 centten. Burada bir baka avantajnz daha var, yerli katk
ilavesi. retim tesisini kurarken siz yeterli ekipmanlarla bunu
kurarsanz kurduunuz ekipmanlara bal olarak ek 2 listesinde
var olan komponentlere karlk gelen oranlarda destei de
alabilme imkanna sahipsiniz. Tabi kanunda baka tevik
mekanizmalar da var. Lisansl lm zorunlu, lisanssz lm
zorunlu deil. Prosedr asndan konumutuk; lisanslda irket
kurmak zorunluluunuz var, n lisans zorunluluunuz var, lm

338

zorunluluunuz var, lisansszda gerek ya da tzel kii


olabilirsiniz, irket kurmak zorunda deilsiniz, yarmaya da tabi
deilsiniz. Bence en nemli unsurlardan bir tanesi. Pay devri;
lisanslda n lisans sresince pay devredemezsiniz, ancak lisans
sresinde devredebilirsiniz. Ama tesisiniz lisanssz ise o zaman
sizin, geici kabulnz yaplm olmak artyla, tesisi
devredebilme olananz mmkn. En nemli fark, aklnzda
kalmas gereken bence, elektrik ticareti. Lisansl retimde
elektrik ticareti yapabilirsiniz. 3. Kiilere bu elektrii
satabilirsiniz. Ama lisanssz retim yapyorsanz bunu 3. Kiilere
satamazsnz. Satabileceiniz tek kii devlet. Komuma vereyim
fala elektrii ondan para alaym. Bu mmkn deil. Bunu
dnyorsanz lisansl yapacaksnz. Anlatacak ok eyim var
hocam zamanmzn snrl oolduunu sylyor. Sorularnz
varsa sorularda cevaplaym.
KELE: zlem Hanma ok teekkr ediyorum. nc
konumacmz sayn Mustafa Kemal SUBAI. Mustafa Beyi
ksaca burada tantalm. Elektro Enerjinin genel mdr yanl
bilmiyorsam. Gne enerjisi proje gelitirme ve uygulamalar
yapan bir firmay temsil ediyor sayn SUBAI. Sz kendisine
brakyorum. Buyurun efendim.
SUBAI: teekkr ederim bu toplant iin. Sayn valim. Deerli
konumaclar ve misafirlerimiz, ho geldiniz. Yaklak olarak
drt yldr enerji sektrnde youn olarak alyoruz. Son bir yl
iinde de bu lisanssz elektrik retim mevzuat devreye girdikten
sonra da lisanssz retime ve lisanssz retim projelendirme
ilerine arlk verdik. Bu balamda son zellikle alt aydr 2
Ekimde yenilenen enerji mevzuatnn yrrle girmesinden
sonra yerli ve yabanc ki zellikle yabanc yatrmclar iin proje
gelitirme almalar yapyoruz. Trkiyenin en gneli
blgelerinde. Gneydou Anadolu blgesi ve Akdeniz Blgesi
bu konuda en elverili alanlara sahip. Ve konumam be
dakikaya kadar indirmek istiyorum. Tahminimce ok sorunuz
var, sorulara vakit ayrmak istiyorum. Lisanssz elektrik retim
projelendirme ileri yaparken yaadmz kolaylk ve zorluklar
aklamak istiyorum. Enerji bakanlnn yaynlad lisanssz
elektrik retim mevzuat ynetmeliindeki proje ileri gayet ak
ve uygulamas kolay konular olmasna ramen, proje ile ilgili
dier kamu kurumlarndan alnmas gereken izinler ile ilgili baz
yaadmz zorluklar bizi biraz daha zorluyor veya engelliyor

339

diyeyim aslnda. Teknik olarak yaplan proje almalarnn


dnda EPDKya sunulacak TEDAa sunulacak proje
almalarnda alnmas gereken tarm il mdrl ve evre il
mdrl izinleri bizim biraz zamanmz alyor akas. Bu
konudaki sanrm en byk destek yine devletten gelmesi
gerekiyor. Devletin kurumlar arasndaki uyumun olmas bizim
proje yapmamz son derece kolaylatryor. evre il mdrl
kendi mevzuatn tanyor ve Enerji Bakanl ile ilgili herhangi
bir destek veya yardm almas yok. Sadece kamu
kurumlarndaki, yani, evre l Mdrl ve Tarm l
Mdrlndeki alanlarn, inisiyatifi ve destei sayesinde
ancak bu izinler kolaylkla alnabiliyor. evre l Mdrl
eitli illerde uygulama farkllklar gsterebiliyor. nk
mevzuat %100 ak deil. Biraz da yoruma bal olan konular
var. O yzden de alanlar, mdrler veya alt seviyedeki
memurlar bu konuda herhangi bir risk almak istemiyorlar. En
kolay yoldan konuyu Ankaradaki bakanla dorudan bavuru
yaparak zm arayn diye bize klar sunuyorlar. Bu konu ile
ilgili yaplacak olan almalarda ar mektubu alnmas konusu
yaklak olarak bir ay iki ay srer. nk lisansl retim
mevzuatna gre trafo merkezine 2 MWtan fazla bavuru
yapldnda Ankara. TEAla gr bekleniyor kapasite
uygunluu konusunda. Bu sre yaklak bir ay iki ay srebiliyor.
Bu da ar mektubunun sresini etkiliyor. ar mektubu yani
yerel datm firmasndan ebekeye balant izni gr
alndktan sonra TEDAa yaplacak proje ilemleri yaklak bir
ay iki ay sryor. TEDAn da bu projeyi onaylamas yeni
alnan yardmc elemanlarn sayesinde bir aya kadar dm
durumda eer eksik evrak yoksa. Yani lisansl retim
mevzuatyla ilgili proje yapma ilemleri en az ay en fazla alt
ay srmektedir. Hala bu deimedi. Dier lkelerde ise Almanya
ve Hollanda veya dier lkelerde grdm almalarda veya
gne enerjisi santralleri uygulamas ile ilgili devletin son derece
byk destekleri var. Yani tarm arazilerine dahi gne enerjisi
santralleri Almanyada pek ok yerde kurulmu durumda. zinler
bu ekilde verilebiliyor. Yani devlet bu ie destek oluyor.
Devletin buradaki kanunu karmakla stlerindeki ykmll
atm olmuyor. Ama ayn zamanda bu izinlerin alnmas ile ilgili
dier bakanllardan da bu destein alnmas gerekiyor. Yani bir
ibirlii ortamnn salanmas gerekiyor. u anda arlkl olarak
gne enerjisi lisans mevzuat ve bunun erevesinde retilen

340

elektriin devlete satlmas ile ilgili verilen tevikler son derece


iyi olduu iin yerli yatrmcdan daha ok yabanc yatrmclara
proje yapyoruz. Trkiye genelinde yaklak 160 MWlk bir
anlamamz var. Bu sadece imdilik, son aylk. Bu miktarn
nmzdeki aylarda yaklak olarak 1000 MWa kadar
kacan dnyoruz. Bu proje gelitirme ile ilgili ilemlerle
ilgili. Bunun dnda kendi projelerini gelitiren lisanssz
reticiler ayn zamanda bu kurulacak olan sistemlerle ilgili
finansal destei gene yabanc finansman firmalarndan tedarik
edebiliyorlar. nk u anda Avrupada ileyi ok yavalad ve
Trkiyede ok byk bir Pazar olduu ve yeni baladmz iin
byk yabanc yatrmclar; alman, ngiliz, Fransz yatrmclar
Trkiyeye u anda akn ediyorlar. Yaknda da Arap lkelerinden
bu tarz fonlarn gelmesini bekliyoruz. Umarm yakn ve ksa
zaman iinde sektrdeki proje ileri daha kolaylaacak ve belki
bu uygulamalarla pazarn gzellii ortaya kacak. Toplantnn
sonundaki sorular da bekliyoruz. Teekkr ederiz.
KELE: Mustafa Kemal SUBAIna ok teekkr ediyorum.
zl ve ksa konuma iin. Kendisinin de belirttii gibi tarm il
mdrlnden almalar gereken bir takm izinler konusundaki
baz sorunlara dolayl bir ekilde atfta bulundu. imdiye kadar
konuan 3 arkadamz, zlem Hanm da sayarsak, zel sektr
temsilen aramzda bulunuyorlar. Sol tarafmda ise devlet var.
Tarm il mdrl temsilcisi arkadamz var. Bu sorulan
soruya en iyi yant verecek durumda olan yetkililer aramzda
bulunuyorlar. Sras ile Ahmet DLER Beyden balayaym. O
Isparta tar il mdrl mensubu arkadamz. Buyurun
efendim.
DLER: Sayn valim, deerli katlmclar, burada panelist olarak
ube mdrmz Mehmet NSAL olmas gerekiyordu ancak
Afyonda bir toplants olduu iin apar topar ben katldm.
ncelikle kyafetimden ve klmdan dolay zr diliyorum.
Ahmet Beyin dedii gibi yenilenebilir enerji kaynaklar
kapsamnda zellikle gne enerjisi konusunda ve dier
konularda da il mdrlmzden izin alnmas gerekiyor.
Uygun gr alnmas gerekiyor. Tabi gne enerjilerinin lisansl
ve lisanssz ksmlarnda sadece biz snf tespiti yapyoruz. Biz
bakanlk kapsamnda genel anlamda 5400 sayl toprak koruma
kanunu, 3083 sayl sulanabilir arazilerde tarm reformu kanunu,
1380 sayl su rnleri kanunu, 4343 sayl mera kanunu

341

kapsamnda bavurular deerlendiriyoruz ve sonulandryoruz.


Tabi ilk gne enerjisi blmde anlatmaya alaym. Gne
enerjisi konusunda bavurular 2012 ylnn ortalarnda bize
gelmeye balad. Bakanlmz bu konuda bir talimat yaynlad.
Bu talimat dorultusunda bavurularn nasl alnaca, nasl
sonulandrlaca noktasnda bir talimattr bu. Bavuru sahibi
bize gerekli evraklarla beraber mracaatn yapyor. Tabi 5400
sayl kanun kapsamnda arazi snflar var. Bunlar neler? Mutlak
tarm arazileri, ekili tarm arazileri, zel rn arazileri, marjinal
tarm arazileri ve sulanabilir tarm arazileri. Mevzuat kapsamnda
sadece kuru tarm arazilerinde gne enerjisi santrallerinin
kurulmasna izin veriliyor u aamada. Dolaysyla da ite sayn
Ahmet Beyin syledii gibi uzun srmesinin bir nedeni de bizim
Devlet Su lerinden ve l zel darelerinden bu alann sulanp
sulamadyla ilgili bir gr almamz gerekiyor ki snf tespitini
sulu ya da kuru olarak ayrabilelim. Tabi bu sre biraz
uzayabiliyor. Bu noktada nasl bir zm bulunabilir yine hep
beraber konuup tartacaz. Ama ilimizde en ksa srede bu ii
sonulandrmaya alyoruz. Bu noktada da bir cevap olsun dite
dnyorum. limizde ne kadar bir mracaat olduunu,
2012den gnmze kadar, lisansl anlamnda tarm arazilerinde
33 civarnda firma zellikle arkikaraaa ilemiz, Atabey
ilemiz, gnen ilemiz ve stler ilelerimizde younlukla
mracaatlar var. Bunlar neticelendirdik, firma sahiplerine
verdik. Lisansl anlamnda onlar da gitti EPDKya bizim
belirlediimiz snf tespitleriyle mracaatlarn gerekletirdiler.
Lisanssz retim bavurular, bugn 2014 ylnda daha youn,
nk zlem Hanmn da belirttii gibi orada netice almak biraz
daha kolay. Yarma ksm yok, bavurularn ve gerekli
evraklarn tamamladklar takdirde yatrmlarn yapabilecekler.
Orada ne kadar oldu? u ana kadar, nisan ay itibariyle 6 tane
lisanssz bavuruyu biz deerlendirdik. Firmalara sonularmz
bildirdik. Bir o kadar daha bekleyen var u anda. Onlar da en
ksa srede neticelendireceiz. Rzgar enerjisiyle ilgili olarak da
Uluborlu ilemizde bir mracaatmz oldu. l zel idaresi
kanalyla. Onu neticelendirdik ve uygun grle orada bir rzgar
enerjisi santrali kurulmas ynnde kararmz bildirdik il zel
idaresine. Herhalde zel idare onu planlayacaktr diye
dnyorum. Ayrca hidro elektrik santrali ile ilgili
almalardan bahsedeyim. zellikle ukur ay, Eirdir ilemiz
aa Gkdere ky civarnda ve kasmlarda byk bir baraj ina

342

edilecek. Onun mracaat da getiimiz ylda yapld; kasmlar


baraj. Onun sonucunu da il zel idaresine bildirdik. O da alt
civarnda, kkl bykl, hidro elektrik santrali almas
yapld ve neticelendirildi,. Gne enerjisi santrali bir tek byk
kabaca kasabamzda souk hava deposu zerine kuruldu ve
faaliyete geti. Benim syleyeceklerim bu kadar.
KELE: ok teekkr ediyorum Ahmet DLER arkadamza
da. Devlet asnda konunun ve pratiinin nasl yrdne
ilikin aklamasn yapt. Sanyorum sayn vali yardmcs Tahir
DEMR beyefendi de eksik kalan ya da belirtilmesi gereken
noktalara deinecektir. Buyurunuz sayn vali.
DEMR: Sayn Bakan deerli katlmclar. Konumama
balarken hepinize sayglar sunuyorum. Tabi elektrik anda
yayoruz. Yeni bir ada yayoruz. Bu a gerekten elektrik
a. nsanolu iin ite tarih diyoruz yaznn bulunuuyla balar,
yani bu bir savdr, veya tarih ite sadan ncedir, sadan
sonradr. Ama ben zellikle insanlk tarihini elektrikten, yani
elektriin kullanlmaya balanmasndan nce ve sonra diye kesin
bir ekilde hafzamda ayryorum. nk mehur bir szmz
var, diyoruz ki; alet iler el vnr. Yani maharet alettedir diyor.
Ama aleti ileten de elektriktir. Dnyada nerede ok elektrik
retiliyorsa orada zenginlik vardr. Elektrii az olan lkelerin
ksacas enerjisi azdr. retimi azdr. Halklarna onlar refah
salayamyorlar. Ben bir ara elektrik enerjisinin ne kadar
retildiini yle bir yirmi yl kadar nce aratrmtm. O zaman
dnyada en az elektrii Etiyopya retiyordu, kii bana 20 KWh,
ama en fazla da kanada retiyordu, kii bana 16.000 KWh, yani
bir ylda tketilen enerji. Maalesef Trkiyemizde ise elektrik
konusu, yani retim asndan, iyi seviyelerde deil. Osmanl
devletinden cumhuriyete sadece yllk 25 27 MW aras ileyen
bir elektrik gc brakld. Menderes yargland sralar
Trkiyenin elektrik retimi sadece 1 milyar KWh bile deildi.
Yani 1960-61 yllarnn rakam yle. imdi nereye geldik?
imdide maalesef gene kii bana 3000 KWhi bir ylda
aamadk. Hani bu neden oluyor. nk biz elektrik retimine
nem vermiyoruz. Biz hepimiz elektrik tketicisiyiz. Japonyada
1979-84 yllar arasnda halkn refah %23 artmtr. Ama
elektrik tketimleri artmamtr. nk biz her Trk ferdi her
Japon ferdinin 4 kat kadar da elektrik tketmekteyiz. Yani hem
elektriimiz yok hem tketimimiz ok. Yani yle dnn;

343

evlerimiz yaltmszdr. Bunun anlam nedir? Senede 5-6 milyar


dolar srf duvarlarmzn yaltmszlndan kaybediyoruz ve
Trkiye senede 50 60 milyar dolar kadar enerji ithal ediyor.
Yani petrolmzn %90dan fazlasn ithal ediyoruz. En byk
ithalat kalemimiz de artk doal gaz olma yolunda. Ve bu anda
elektrik retimimizin en byk kalemi yine doal gazdan
retiliyor. Yani bu rakamlar tabi iklime gre, lkenin enerji
ihtiyacna gre srekli deimektedir. Ama grnen u ki srekli
ak veriyoruz, srekli tketiciyiz ve maalesef yani bu gzel
lkenin olumlu yanlarn deerlendiremiyoruz. Olumsuz
yanlarmzn banda Trkiye gerekten petrol fakiri bir lkedir.
Yani yle hainlik yapld, petrol karlmad, bunlara asla
inanmayn, byle bir ey yok. nk Trkiye iki katman st ste
geldiinden fosil yaktlardan olan petrolde gerekten fakirdir.
Ama mevcut linyit yataklarmzn 3te 1i yksek enerjilidir. te
ikisi ise dk enerjilidir. Yani ton bana kg bana 1.800
2.000 bir enerji deeri var. Byle olunca tabi Trkiye yeterince
fosil yaktlar d yoktur. Yani fosil yakttan Trkiyenin rettii
elektrik zellikle kmr ve linyitten 3te 1i bulmamaktadr. Hidro
elektrik gcmzn 3te 1 kadarn kurduk, bir o kadar da
kurulma amasnda. Yzde 40 kadar da daha proje
aamasndadr. Yani Trkiyenin en byk serveti aslnda
gneidir ve dnyada altnc srada rezervine sahip olduu
kaplcalardr, rzgardr, bir de plerden metan gazndan
retecei elektriktir. imdi Trkiyenin zellikle u ynn ok
iyi dnmemiz lazm. Mesela Karadenizin st taraf fazla
gne almamaktadr. Ondan sonra, Akdenizin aa taraf fazla
gne alyor ama, nemi vardr, tozu vardr. Yani neticede
Trkiyenin Muladan vana kadar aas ve yukars ok iyi
gne alyor, bu gne enerjisi retimine fevkalade uygundur.
Yalnz bunu da iyi bilmemiz lazm bu anda Avrupada, zellikle
Almanyada 38.000 gne tarlas var. Almanyada 2 byk derdi
var yneticilerin; birincisi, gne den yeri ekonomiye
kazandrmak, yani ya tarma ya gne enerjisine, bir de koltuk
altnda gelen projelere destek kabilmek. imdi ben unu
dnyorum; inovasyon konusunda zellikle gne enerjisine
dayal inovasyonda, niversitemiz halk ile iyi alrsa, ne
olabilir? Mthi gelimeler olur. imdi bu ehri dnn, bu
ehirde maalesef gemite uygulanan yanl politikalar sonucu,
yani zellikle ba bostan sulamada enerji nereden alnd? Bunun
hi kimse hesabn, kitabn, mazisini aratrmyor. Gemite

344

maalesef eirdir glnden 3terfili olsa bile ki hala 3 terfili ok


yer var, bu sulama bedellerinin tamam devlet su ileri btesine
konulan denekten salanm. Yani kimse enerji retmemi,
herkes enerji tketmi. imdi diyorum ki gne enerjisini her
tarlaya gtrsek, illa ki her tarlaya gne dyor, ve oralara
zellikle kalker dalarnn eteine kuyular asak ve gne
enerjisi ile sulamamz yapsak, yani mesela slamky ovas ok
geni. 160 milyon TL lazm ki oras sulanabilsin. Ama yine de su
kayna enerji kaynan dnlmyor. Yani bizim
yapabileceimiz, sulamada zellikle, gne enerjisinden
yararlanmak, yksek kotlarda su tutmak, yani neticede bu anda
yanl hatrlamyorsam kooperatifiler diyor ki Eirdir glnden
27 MW gcnde makinalar altryoruz, suyu yle alyoruz.
Yani gerekten Trkiye gne enerjisini iyi deerlendiremedi.
Yani bir ocuk dnn, avucunda bir ku var, bu kuu ok
seviyor ve ok skyor, ku lyor. Yani bizim oumuz bu
psikolojiye sahibiz. Gemite gne enerjisi mevzuat
kazanlamad. Yani gndeme alnamad. Ondan sonra mesela en
basit konu, haberlemede tesis Atatrk devrinden kalan kanunla
ynetildi. Yakn zamana kadar o konu bile dzeltilmemiti. Daha
dzeltileli 20 yl kadar oldu. Yani bir an nce mevzuatmz,
adalatrmamz lazm, gneten, zellikle rzgardan, deniz
dalgalarndan, kaplcalardan, atklardan, elektrik elde etmenin,
zellikle hidro elektrik kazanabileceimiz yerlere baraj yaparak,
yenilenebilir enerji kaynaklarmz arttrmamz lazm. Ama ben
unu dnyorum, yani trkye 3.000 KW kii bana tkettii
elektrik ile gl bir ekonomi olamaz. ncelikle yenilenebilir
enerji kaynaklarmz son raddeye kadar deerlendirmemiz
lazm. Bu yetmezse o zaman mecburen baka enerji kaynaklar,
en kts bence fosil yaktlarn kmr, linyit ve fueloildir.
Bunlardan uzak durmamz lazm. Atom enerjisi de o a
kapatmak iin kullanlabilir. Yani Trkiye hi olmazsa kii
bana 7-8 bin hatta mmknse 10 bin KWh yllk enerji
miktarna karsa o zaman bir refah lkesi olur. Yani en son are
nkleer de dnlebilir ama dediim gibi ncelikle yenilenebilir
enerji kaynaklarmz son raddesine kadar kullanmamz lazm.
Bunun iin de zellikle boazlardan geen akntlar
niversitelerimiz iin bir aratrma konusu olabilir. Ayrca
yksek kesimlerdeki noktalardaki rzgar enerjisi. Bunu yine
ncelikle ekonomiye kazandrmamz lazm. Ama dediim gibi
birinci sraya gne enerjisini almamz lazm. nk en az zararl

345

olan o ve en faydal, ayrca ham maddesi olmayan bir enerji tr,


yani Allahn verdii gnei en iyi ekilde deerlendirmemiz
lazm. Bunun iin de 7den 70e herkes bu konuda seferber
olmal. zellikle mimarlarmz binalar tasarlarken binalarmzn
gne alan cephelerini buna uygun dizayn etmeleri lazm.
letmelerimiz, zellikle seralarmz, fabrikalarmz, bunlar da
gne enerjisini absorve edecek ekilde dizayn edilmeli.
Mmkn mertebe, yani evimizin zerinden rzgar geiyorsa onu
bile deerlendirmemiz lazm. Evimizin atklarn belediyeler
toplayp yine enerji retiminde kullanmal. iftliklerimizde
metan gaz retilip enerji verimliliinde kullanabilmeli. Yani
nce yenilenebilir enerji kaynaklarmz, eer yetmezse, dardan
elektrik enerjisi ithal etmek iyi bir ey deil, o zaman da baka
tr enerji kaynaklar. Ama zellikle fosil yakt illa kullanacaksak
bunu yakt olarak kullanmamalyz. Bunlar ktklar yerde
mmkn mertebe ak ocak olarak kullanmal ve orada elektrik
enerjisi retip tm Trkiyeye datmalyz. Yani artk bir
elektrik yardr dnyada gidiyor. Mesela bu sralar in 15
nkleer santrali hizmete almak zere, 18 nkleer santralin de
ettlerini yapyor. Yani dnyada bir enerji lgnldr gidiyor.
Ama u gerek var ki fakir lkeler ekseri linyit yakyor ve havas
kirleniyor ve sera gaz etkisi, sera rts dnyay saryor, iklim
deiikliklerine yol ayor. Yani bir an nce yenilenebilir enerji
kaynaklarn kullanmaya herkes zen gstermeli. Bu konuya
younlamal. Bir de ben zellikle unu belirteyim. Ben hem
evre ve ehircilikten sorumlu vali yardmcsym hem de
tarmdan sorumlu vali yardmcsym. Emin olun gemi yllara
gre daha duyarllkla evre ve enerji konularna younlayoruz.
Ve hibir i adamnn iini geciktirmiyoruz. Yani biz i
adamlarn zellikle bu ehre ekmeye ve bu ehirde hzl sonu
almaya odaklanacak ekilde tm kadro olarak ayaktayz ve o
duyarllk iindeyiz. Kimin ii gecikirse bana gelsin, nerede
tkanmsa o tkanmalar aarz. nallah bu ehir enerji fakiridir,
gelecekte bu gzel gneiyle enerji zengini olur. Ben
niversitemize ve Barida Otele bu toplantya ev sahiplii yapt
iin teekkr ediyorum. Hepiniz de beni dinlediiniz iin ok
saolun. Sayglar sunuyorum.
KELE: Sayn vali yardmcmza ok teekkr ediyorum.
Bylece gryoruz ki enerji konusunda nelerden uzak durmamz
konusunda, hangi istikamete ynelmemiz gerektii konusunda
hemen hemen hibir gr ayrl yok. Hem sadaki

346

arkadalarmz hem soldaki deerli konumaclar ayn noktalar


zerinde gr birliinde olduklarn vurguladlar. Bize 3 buua
kadar ayrlan zamann son be dakikas kald. Elbette soru
sormak isteyen ve deerli deerlendirmeler, yorumlar yapmak
isteyen meslektalarmz vardr. ok ksa olmak zere bir iki
kiiye sz verelim. nk krsdeki arkadalarmz da belki
birer cmle ile eksik braktklar ksmlar tamamlamak
isteyeceklerdir. Mmkn mdr bu smail Bey? On dakikamz
varsa ben 2-3 arkadamzdan, ama ok ksa olmak zere soru
veya deerlendirme rica edebilirim. Teekkrler.

347

348

SEMNER
APPROACH TO LONG-TERM COMPETITINEVES
ENERGETICALLY SECURE RESTRUCTURINGOF
INDUSTRY
Lithuanian Military Academy,
Prof. Dr. Rasa SMALIUKIENE
So, good morning. Its a pleasure to be here and give a speech
on Davraz Congress. I really am very appreciate and thanks very
much for the organizers and especially for Professor Levit to
kindly inviting me and also for this opportunity to give a speech.
Um, so, the concept of competitiveness is already, was analyzed,
has been analyzed form many angles and our approach is slightly
different. We try to take that analysis from the energy security
aspect. So our main idea is that a country could be competitive
only in the case that all his industry is less energy consuming. So
if we consume less energy it means we are creating less energy
in the international environment and thats why the country itself
is more secure. At the same time, this idea is quite controversial
because, for example, um, agriculture is a high energy consuming
industry and as we know that the population grow in the world is
just to suggest to decrease this industry would be for sure not
appropriate. It needs more deeper analysis. So by analyzing
energy security and industrial relationship, um, we looked
through the variety of the scientific articles and who are the main
players in that. There are for sure Americans who are looking
more from the political sciences or public administrational
sciences just how to secure the flow of the energy toward the
industry. Another trend is from the China, by the way. Chinas
scientists looking from the different perspective. It means they
are trying to catch or to analyze what industries are more energy
efficient and, um, to provide some remarks or some suggestion
for the politician for reconstructing the industry itself.
Um, so, because I am coming from the military academy and our
neighbors are NATO energy security center and the center
mainly analyze the political issues. So we decided with my
colleagues, not only Maneula [not sure what she said there], but

349

also our team just to look from the economic perspective, from
the industry perspective on this topic.
So it was just a short introduction about the topic and let me start
from the beginning from the research priorities or the research
topicality and we have some content. In the content, first of all, I
would like to focus on the research topicality and then on energy
security what it is. And finally, to some of our findings about
the industry and their interdependence from the energy.
OK, talking about the research topicality, um, the first thing is
that industry is, has been the mainstay of the economy and the
dominant energy consumer and also the dominant polluter of our
environment. As you see, there is about 50% that our industry is
consuming of world energy.
The second issue is that different industry sectors differs
according to the energy intensivety. And by comparing countries
we cannot just compare them by themselves; we have to look
more in depth. And that is quite problematic because the data is
missing. Um, we can, its really very complicated to analyze it
by sectors because the data not on all sectors existing. For
example, um, really energy intensive sector like, um, like cement
industry, like iron, like steel, like ceramics industry and so on. So
the sectors are different.
The energy itself is quite a big issue for each industry and
therefore we have constant decrease of energy consumption by
the industry units, or by the units that they are delivering. So
talking about period of time of 60 years, for example from the
1950s to 2010 this decrease is up to five times. So, um, the
energy consumed for delivering one unit of product was five
times more in the 1950s than we have now.
And the last issue, what is also very important is that there is a
bilateral interrelationship between consumption per capita and
real GDP per capita because we are not only calculating the cost
of delivering the product, but also usually the country is already
calculating the cost of environmental pollution and the risk
toward the environment and human health. So thats why this
bilateral interrelationship exists.
So thats why and um, yeah, theres some data and this data
shows the world energy consumption by sectors and you can see

350

that industry is the main consumers of the energy and the


household and other issues consuming much less.
So our hypothesis is that long-term competitiveness depends on
industrial policy that forces the development of internationally
benchmarked low energy consuming industry sector. So we
cannot just compare the countries, but have to compare them
internationally. And we cannot also say that one industry should
be closed because its more energy consuming. We have to
benchmark internationally to make this comparison and then to
conclude with some remarks.
So, lets talk first of all what the energy security is. Energy
security is quite a fluid concept because there is no clear
description of what energy security is. It is somewhere in the
middle between national security, economic security and
environmental security. So according to the description of
international energy agency, energy security is uninterrupted
ability for energy securities at an affordable price. It means that
our industry could pursue the energy at affordable or good price
and be competitive in this way.
So the main issue for the, um, government is to first have some
innovations. Long-term innovations that support timely
investments into the, um, energy sector and to provide this, um,
affordable energy sources for the industry.
But also we have not only to look from the governmental
perspective but also from the industry, or the companys
perspective because companies by themselves have also to make
some steps toward energy efficiency and energy security for
themselves from the long-term perspective.
At the same time, when they are looking at the energy security,
it is quite, um, I would say the same concept as we have for
sustainability. In the sustainability concept what is missing in this
picture is just the society. But at the same time, when we are
making, um, the decisions for the energy security, or how to
secure the energy flow towards the country, the industry and their
inhabitants, we also are talking about, um, about social issues that
could be also called by energy.
And looking at, um, I dont know if you can see that, but looking
from the sustainability perspective we have like a triangle. And

351

from one is just economy. From another one is, um, environment.
And from the third, the upper one, is about the society. So when
we are looking from the energy perspective, or energy supply
perspective, we can say that without energy supply perspective
we cannot reach sustainable society itself. For example, to secure
education, to secure, um, well-being of the society, to secure
active participation of the citizens into the policy, and for sure we
cannot secure the competitive, um, competitive industry of the
country.
So the demand for the energy is growing up, not even because of
the industry, but because of the other issues, or other consumers
in the country. So thats why the issue is how to minimize the
demand of the industry, ah, which is providing, which is creating
some goods and at the same time to balance the demand of the
energy itself in the country or in the world.
So lets go to our findings that we have investigated, um, the
dime of our researchers just to look. It says energy security from
the sustainability and the competitiveness level of the industry
itself. And the research objectives first of all, we took, um, the
thirty countries and analyzed those thirty countries according to
their energy consumption just to have this international
benchmark approach. And after that we already went to the
Lithuanian context and here are a few slides I will provide from
our research findings.
So the criteria, how we identified what countries we are going to
choose, we tried to identify as much different countries as
possible. So the first group of countries is the countries that are
really big consumers of the energy. Its the U.S., China and
Japan. Um, also, we took, a few E.U. countries that are big energy
consumers in the E.U. context. Its Germany, France and the
U.K. We also took Nordic countries because we always
benchmark our activities toward Nordic countries because our
way of economy, or the model of economy that we would like to
have is a Nordic one. So its Denmark and Sweden. We also, ah,
took, um, innovative, or top innovative countries in the context
of the social welfare. Its Sweden and Norway. And our
neighboring countries, Latvia and Poland. Yeah, um, the Turkey
is not in our pool, so yesterday I just looked at some of the data
about Turkey and while providing our research data I would put
some remarks on the Turkey aspect.

352

So and some of the findings the findings shows that the main
energy consumer, or less effective energy consumer for sure in
the long-term perspective is China. Um, and the effective, the
most effective is Switzerland. If we took the picture of todays
situation or just the situation of the last few, um, the data would
be quite similar. The most ineffective energy consuming industry
remains China. And thats why they are really focusing from,
first of all, from the research perspective and also from the policy
perspective even towards how to increase this efficiency.
Um, according to our results, the most efficiently is Switzerland.
And according to the data of the last few years, the most efficient
is Japan. And by comparing China and Japan there is in some of
the industries even a difference in three times. The same industry
in Japan is consuming three times less energy per unit, um, than
comparing to the China.
If we took, um, Turkey, it would be somewhere in the middle, as
a middle consuming industry. Um, its also, um, a few years ago
Turkey became a strategy for energy efficiency and now this
trend is, I dont know if you feel that, but its really a very good
reflected in the statistic by the way. So the decrease of the
demand of the industry by the Turkish, in Turkey, is really quite,
quite big. Its even twice lower than in Lithuania we have.
So, our idea is just to have this long-term perspective just to have
a path of how the country, what the history of energy
consumption, ah, the country has. So as you see, in Lithuania we
have really energy consuming industry as, looking from the
historical point of view, ah, long-term perspective.
So, the next slide talks about how differently according to all
those countries, ah, different industry sectors are using their
energy. And according to the correlation, uh, the industry itself,
uh, using the inter-relationship between energy consumption and
economic growth is positive in industry in all of the countries.
While in the service, for sure its negative one and its logical
because if the country has a huge amount, uh, the biggest share
of the service the demand for energy would for sure be lower.
Thats why coming to the previous slides we can explain why
Switzerland and Denmark, looking from the long-term
perspective we have so low energy consumption by the country

353

itself. And the industrial countries for sure cannot even reach this
level.
So thats why its not only important to benchmark the countries
by themselves, but also the industries by themselves. So we
looked at the Lithuanian example and, uh, we, made some
calculations and also forecast until the 2030s. And we looked at
several industries and how this line for energy consumption is
going to be. So we had industries like iron and steel and if you
look for that its not the case that we have to develop. So the if
growth of the demand for energy is too high, it means the
innovativeness, or even potential innovativeness, in this industry
in Lithuania is too small and there is no point to foster the
development of this industry. The second industry is wood and
wooden products. The trend is more or less quite the same. Ah,
so not so big, ah, demand for the energy but still we dont have
any flat line, so the demand for energy is also increasing. So it
means also not the case that the industry should be, ah, should be
fostered by the political or the economical issues. And the last
industry is food and tobacco industry. And the curve, as you see,
is absolutely different. So this industry is a classical one in
Lithuania. I think in Turkey too. So but the curve for energy
demand is absolutely different. So for issuing one unit of the
production we are going to use less and less energy. So it means
the industry has really potential for growth and for
competitiveness in the long-term perspective.
I think it would be really interesting to compare Lithuania and,
uh, for example Turkey, example, and to look which industry, for
example, by looking at the same industries, which industry really
has the potential to for the long-term competitiveness. Um, so
its, um, like We are in the middle of our research thats why
no big conclusions could be made this time and I really hope that
my colleague maybe, Manuela, would come the next year and
would give you the final, final conclusion of our research. So the
main issue that I would like to stress that really energy issue is
important, not only for the countries that has no energy resources,
like for example Lithuania, but the same for the countries that
also has their resources, like for example China. And the issue of
energy is really big one. And looking from the long-term
perspective towards the industry itself. So with the final, yeah,
um, the final conclusion is, yeah that we have to focus not only

354

on the energy consumption itself, but looking little bit more


broader towards energy security. By looking at what type, or
what field, of industry should be developed in the future.
TRANSLATOR: I want a promise from you. We want to see the
results, including Turkey, in third Davraz Congress.
SMALIUKIENE: Good.
Thank you. Maybe some questions.
CONTRUBUTER: Thank you for your speech. Is there any
relations between GDP income and and the energy conception?
You have mentioned a little bit more and could say anything
about these relations between GDP income and the conception
with energy. And there is another question. Is there any nuclear
energy in your country? How do you think about the nuclear
energy? This is very difficult for Turkey.
SMALIUKIENE: Could I start with the second question? We
were a nuclear country, but now we are not. Temporary. And we
had, I would say, too long discussion: Do we need or not? And
we, even we had, um
CONTRUBUTER: Do you have a nuclear central?
SMALIUKIENE: We had. We closed. Yeah, we closed, I think
five years ago, or even seven years already ago. So, but, uh, the
plan is to build a new one a modern one. And especially after
the Fukishima, uh, yeah, we stopped because its a political issue
and very sensitive social issue. But still we have an open working
group, or the agency for nuclear power station building. And um,
for sure its [???] political issue, but in the long-term perspective
for sure we will have it again.
So um, also, when we are looking at the energy consumption by
the industry we have not to look only, but its just a first part of
our research. The second is going to be more deeper. We are
going to measure the demand for different sources of the energy
because if the country already making this source of energy, and
the energy is consuming this energy, it means the security, or
energy security is much higher than, for example, getting the
source of energy from outside. And there the energy security
comes in, the issue of energy security.
Translator: I think your research is not over yet. It will continue.

355

Presenter: And the first question was about interrelationship


between GDP per capita and energy consumption per capita. So
its a negative, according to our findings. By the way, its really
quite tricky thing because there is a lot of, there is research made
and, uh, each scientist comes to, you know, with a different
results. We with the results that its a negative interrelationship
because while the industry is developing and also, um, making
some innovation, the demand per unit is decreasing. So in
general, if there is a developing country, or developed country
thats also developing, the interrelationship is negative one. Um,
I can even provide the, uh, data. I think [translation].
TRANSLATOR: The question is, you said the energy efficiency
of Denmark and Switzerland is even better than industrial
countries. She asks, what is the reason for this result?
SMALIUKIENE: OK, thank you for the question. So the result
is because those countries are not industrialized countries. It
means their main producers of the product, or GDP, is service
industry. And the service industry, for sure, consume less energy,
or is less energy, um, consuming than the industry. So thats why.
And the efficiency it comes much higher.
TRANSLATOR: According to your results, the coeffient of
synthesis was negative. He asks if you can come to your results.
Yeah, um, this one. But this is for your country.
SMALIUKIENE: No, no, no. This is for all countries, for all
countries of those 30 countries. Um So the hypothesis was that
the development causes higher, um, consumption of energy. So
its a negative. So it means its not. So its like a neglection of
this hypothesis, that if we grow we consume more energy. So its
a positive for energy and agriculture and its negative for the
service.
Thank you very much. And thank you for the translation.

356

357

358

OTURUMLAR

359

360

OTURUM TEMASI
TARIM, GIDA, ALIK VE YOKSULLUK

I. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Dilek BOSTAN BUDAK
Geleneksel Gdalarda Tketicilerin Gda Gvenlii Algs:
Ankara li rnei
Dr. Kemalettin TADAN
Prof. Dr. Mevhibe ALBAYRAK
Dr. Betl GRER
Dr. O. Orkan ZER
Krad ALBAYRAK
Ar. Gr. Hseyin T. GLDAL
Tarm Politikalar, Krsal Kalknma ve Isparta Ekonomisi
Asndan Gl
Dr. evket KALANLAR
Do. Dr. Tufan BAL
Nazire Yrekli YKSEL
Alkan DEMR
Fatmagl CANK
Eda AYGREN
Gda rnlerinde Marka Farkndal
Pazarlama letiiminin nemi
. Gr. Nermin BAH
Prof. Dr. Dilek Bostan BUDAK
Prof. Dr. Aykut GL

Oluturulmasnda

Gller Blgesine Ait Baz Yresel zm eitlerinin


zellikleri ve Ekonomik Adan nemleri
Sekin GARGIN

361

362

GELENEKSEL GIDALARDA TKETCLERN GIDA


GVENL ALGISI: ANKARA L RNE
Dr. Kemalettin TADAN
Prof. Dr. Mevhibe ALBAYRAK
Dr. Betl GRER
Dr. O. Orkan ZER
Zir. Mh. Krad ALBAYRAK
Ar. Gr. Hseyin T. GLDAL
ZET
Dnyada olduu gibi, Trkiyede de salk ve doal
yaam kayglar ile birlikte yerelleme eilimindeki art,
geleneksel gda rnlerinin tketimini artmaktadr. Bu srete,
gda gvenlii ise sadece geleneksel gdalarn deil tm gda
rnlerinin tketimini etkileyen en nemli etkenlerden birisi
olmutur. Gelecekte tketimdeki hem miktar hem de eitlilik
ynl artn srecei dikkate alndnda, tketicilerin
geleneksel gdalarda gda gvenlii alglar olduka nemli hale
gelmektedir. Bu almada da geleneksel gda tketen
tketicilerin gda gvenlii alglarn ve bu alglar ile ilgili satn
alma davranlarn etkileyen faktrleri ortaya koymak
amalanmtr.
Bu amala, Ankara kent merkezinde geleneksel gda
tketen 260 tketiciyle yz yze grme yntemiyle uygulanan
anketlerden elde edilen veriler uygun istatistiksel yntemlerle
analiz
edilmitir.
Aratrma
sonucunda
tketicilerin

Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanl, Tarmsal Ekonomi ve Politika Gelitirme


Enstits, ktasdan@gmail.com

Ankara niversitesi Ziraat


albayrak@agri.ankara.edu.tr

Fakltesi

Tarm

Ekonomisi

Blm,

Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanl, Tarmsal Ekonomi ve Politika


Gelitirme Enstits, betul.bahadir@tarim.gov.tr

Adnan Menderes niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blm,


osman.ozer@adu.edu.tr

Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanl Strateji Gelitirme Bakanl,


kursad.albayrak@tarim.gov.tr

Ankara niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blm,


htguldal@agri.ankara.edu.tr

363

ounluunun geleneksel gdalar retim yerleri, tanmas,


ilenmesi, paketlenmesi ve depolanmas dikkate alndnda orta
derecede gvenilir bulduu saptanmtr. Ayrca gda gvenlii
sz konusu olduunda geleneksel gda satn alma davranlarnda
gelir ve eitim asndan alt gruplar itibaryla birbirinden farkl
alg ve davranlara sahip olabildikleri grlmtr.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel gda, Gda gvenlii,
Tketici algs.
THE PERCEPTION OF FOOD SAFETY OF
CONSUMERS ON TRADITIONAL FOODS: THE CASE
OF ANKARA
ABSTRACT
As in world, in Turkey, the increasing in tendency of
localization along with health and natural life concerns has been
increased the consumption of traditional foods. In this process,
food safety has been one of the most important factors affecting
consumption of all food products, not only traditional foods.
When it is considered to continue to increase in both quantity and
diversity of food consumption in the future, the perception of
food safety of consumers on traditional foods have becoming
very important. It is aimed to reveal food safety perceptions and
determine the factors affecting to purchasing behaviors of
traditional food consumers related to these perceptions in this
study.
For this purpose, it was conducted a survey by
interviewing face to face with 260 people consuming traditional
foods in Ankara city center and the data obtained from the survey
were analyzed by appropriate statistical methods. As a result of
research, it was determined that most of consumers found
moderate reliability in terms of production facilities,
transportation, processing, packaging and storage of traditional
foods. In addition, when it comes to food safety, it was also
determined that the consumers have different perceptions and
behavior for traditional food purchasing behavior in terms of subgroups of income and education.
Key words: Traditional foods, Food safety, Consumer
perception

364

GR
Geleneksel gdalar; sk sk tketilen ya da bir kutlama
ve/veya dnemle ilgili, bir nesilden dierine aktarlan,
gastronomik mirasa gre zel bir ilemle yaplan, doal olarak
retilen ve farkllaan, duyusal zellikleri bilinen ve yerel bir
alan/blge/lke ile ilgili olan rnler eklinde tanmlanmaktadr
(Borec, 2011; Vanhonacker vd., 2010). Bu tanmlamaya ek
olarak Corafi aretlerin ve Geleneksel zellikli rn
Adlarnn Korunmas Hakknda Kanun Tasarsna gre ise
geleneksel bir rnn temel nitelikleri unlardr; corafi bir
kkene iaret etmez, hammaddesi, bileimi, retim/ileme biimi
ile geleneksel karakter tar, bu geleneksel karakteri ile
benzerlerinden ayrlr ayrca ilgili rn pazarnda en az 25 yl
nesilden nesile aktarlan sosyal ve kltrel bir srece sahip
olmas gerekir (TPE, 2009; Tepe, 2010). Bu nitelikler arasnda
yer alan corafi bir kkene iaret etmezler ifadesi tartmal bir
konu olarak grlebilmektedir. Nitekim, geleneksel gdalar
retim ve yntemleri asndan belirli bir corafi alanla da
anlabilmektedirler (Albayrak vd., 2013).
nsanlarn salkl yaam kaygs geleneksel gda
tketimi ve talebini artrmaktadr. Tketicilerin yaam
biimlerinin deimesine bal olarak, yeni tatlar, yeni rnler,
gvenli gda, daha az ilenmi ve daha az katk ieren gda talep
etmeleri de bu arta neden olan unsurlar arasndadr. Krsal
turizm ve krsal kalknma gibi olgularn da bu arta katks
gzard edilemez. Tm bunlar bir arada deerlendirildiinde ve
geleneksel gdalarn bir kltr miras olma ve kltrel zenginlii
yanstma gibi zellikleri de dikkate alndnda, bu rnlerin hem
ulusal hem de uluslararas gda piyasalarndaki nemi ortaya
kmaktadr. Bu nemin gelecekte daha da artaca da
ngrlmektedir.
Son yllarda, tketicilerin gda retimi ve tketimine
duyarllklarnn artmasna bal olarak, sadece geleneksel
gdalarn deil tm gda rnlerinin talebindeki belirleyici
etkenlerden biri haline gelen gda gvenlii de srekli
gndemdedir.
Gda gvenlii, genel anlamda gdann retiminden
sonra tketime (iftlikten atala) kadar kimyasal, fiziksel,

365

duyusal ve biyolojik niteliklerini koruyarak salkl ve gvenilir


bir ekilde tketiciye sunulmas ve bunun iin alnan nlemler
paketini kapsamaktadr. Bununla birlikte, gda mevzuat da
sala zararsz ve kabul edilebilir bir dzeyde risk tayan
gdalar, gvenilir gda olarak tanmlamaktadr.
Trkiye, gda retiminde byk bir eitlilie sahip
olup, geleneksel gdalar besin sepetinde nemli bir yere sahiptir.
Bu nedenle, gelecekte tketimindeki hem miktar hem de
eitlilik ynl artn srecei de dikkate alndnda,
tketicilerin geleneksel gdalarda gda gvenlii alglarnn yan
sra tutum ve davranlar olduka nemli hale gelmektedir.
Dolaysyla tketici eilim, alg ve tutum,
davranlarn, birincil verilerin analizi sonucu elde edilen
orijinal bulgulara dayal olarak ortaya koyan almalar,
geleneksel gda tketiminin gelecekteki trendinin ynn
belirlemede tm ilgililerine katk salayacaktr. Bu almada da
aklanan nemi ve ngrlen katklarna bal olarak,
Ankarada geleneksel gda tketen tketicilerin, gda gvenlii
alglarn ve bu alglar ile ilgili satn alma faktrlerini ortaya
koymak amalanmtr.
2. METODOLOJ
Tketicilerin alg dzeyi, tutum, davran ve tercihleri
aratrmalarnda ounlukla kullanlan yntem, anket
uygulayarak elde edilen verilerin deerlendirilmesi ile
amalanan sonulara ulamak eklindedir. Bu almada da
tketicilerle yaplan anketlerden elde edilen veriler ana materyali
oluturmutur. Ayrca konuya ilikin olarak literatrde yer alan
dier almalardan da yararlanlmtr.
Anket uygulamas ve deerlendirilmesinde 3 aamal bir
yol izlenmitir. Bunlar;
1. rnekleme: Aratrmada anket uygulanacak tketici
says Newbold (1995) tarafndan aadaki ekilde formle
edilen Oransal rnek Hacmi ile belirlenmi, %90 gven aral
ve %5 hata pay kullanlarak yaplan hesaplama sonucunda 272
anket yaplmas gerektii bulunmutur.

366

n: rnek hacmi
N: Toplam nfus (tketici says)
p: rnee girecek tketicilerin oran
: Varyans
2. Anket uygulama: Aratrma amacna uygun olarak
hazrlanan anket formu Ocak-ubat 2014de tketicilerle yz
yze grlerek doldurulmutur. Anketler, Ankarann kent
merkezini oluturan ilelerine nfuslar orannda (2013 yl
ADNKS verilerine gre) datm yaplarak uygulanmtr. Bu
ileler Altnda, ankaya, Etimesgut, Glba, Keiren,
Mamak, Sincan ve Yenimahalledir.
3. Deerlendirme: Geleneksel rn tkettiini belirten
260 tketiciye ait anket verileri istatistik paket programlar
kullanlarak, uygun yntemlerle deerlendirilmitir. almada
kullanlan yntemler ve uygulanan istatistiki testler unlardr:
- Oransal dalm ve frekans tablolar:
Demografik zelliklere ilikin olanlar, evet/hayr tipi
olanlar vb. tanmlayc verilere ynelik sorularn
deerlendirilmesinde kullanlmtr.
- Cronbach alfa katsays: Likert tipi sorularn
deerlendirilmesinde kullanlan Cronbach alfa, lek
ierisinde bulunan maddelerin i tutarllnn bir
lsdr. lgili lein alfa katsays ne kadar yksek
olursa bu lekte bulunan maddelerin o lde
birbirleriyle tutarl ve ayn zelliin elerini yoklayan
maddelerden olutuu ya da tm maddelerin o lde
birlikte alt yorumu yaplr. Alfa katsays
aadaki gibi deerlendirilir (Alpar, 2013:848-849).

367

Tablo1. Cronbach Alfa Katsays Kategorileri


Alfa katsays

Aklama

0,80 - 1,00

Gelitirilen test / lek yksek gvenirlie


sahiptir

0,60 - 0,79

Gelitirilen test olduka gvenlidir

0,40 - 0,59

Gelitirilen testin gvenirlii dktr

0,00 - 0,39

Gelitirilen test gvenilir deildir

Bu almada da Likert tipi lek kullanlan sorularda


Cronbach alfa katsays hesaplanm ve 0,848 0,919 deerleri
bulunmutur. Bu katsaylar, ilgili sorular iin gelitirilen
leklerin yksek gvenirlie sahip olduunu, dier bir deyile
oluturulan maddelerin yksek lde birbiriyle tutarl olduunu
gstermektedir.
- Kruskall Wallis testi: Kruskall-Wallis testi tek ynl
ANOVAnn parametrik olmayan karldr ve Mann-Whitney
U testinin iki ya da daha fazla bamsz deikenin
karlatrlmasna izin veren bir uzantsdr. Bu test 3 ya da daha
fazla farkl gruptan gelen veri serilerinin karlatrlmasnda
kullanlr (Laerd Statistics, 2014). Test sonucu elde edilen nem
derecesi (p) gruplar arasndaki farkll belirler. Eer p<0,05 ise
fark vardr, p>0,05 ise fark yoktur eklinde deerlendirilir
(Doymu, 2009).
Bu almada da gelir ve eitim kategorileri dikkate
alnarak Likert tipi lek kullanlan sorularda, belirli ifadeye ait
leklendirmeyi gsteren veri serileri arasnda alt
kategori/gruplara bal farkllk olup olmad belirlenmi ve
ilgili tablolarda sonular verilmitir.
3.1. ARATIRMA BULGULARI
3.1. Tketicilerin Tanmlayc zellikleri
ncelenen tketicilerin 2/3ne yakn blm
kadnlardan, kalan da erkeklerden olumaktadr. Ya gruplarna
gre dalmlar incelendiinde de %34 45 yandan byk
olmak zere %80inin 30 yan zerinde olduu grlmektedir.

368

Ankete katlanlarn %74nden fazlas evli ve %73 de herhangi


bir ite alr durumdadr (Tablo 2).
Gda tketim almalarnda belirleyici faktrler olarak
ne kan gelir ve eitim durumuna gre dalm, ankete
katlanlarn %5i aylk 1.000 TLnin de altnda olmak zere
toplam %19unun aylk 2.000 TLnin altnda gelire sahip
olduunu gstermektedir. 4.000 TL/ayn altnda gelire sahip
olanlarn oran ise %64dr. Bu da anket uygulanan tketicilerin
olduka nemli bir blmnn, TRK- tarafndan anket
dnemi iin aklanan yaklak 3.600 TL/ay (TRK-, 2014)
dzeyindeki yoksulluk snrnn altnda gelire sahip olduunu
gstermektedir.
Tablo 2: Anket
Gstergeleri
Gsterge

Uygulanan

Oran (%)

Cinsiyet

Tketicilerin

Tanmlayc
Oran
(%)

Gsterge
alma durumu

Kadn

64,2

alyor

72,7

Erkek

35,8

almyor

27,3

Gelir
(TL/ay)

Ya gruplar

grubu

18-29

19,2

<1000

30-44

46,9

1001-2000

14,2

45 +

33,8

2001-3000

27,3

3001-4000

17,3

Medeni durum

5,0

Evli

74,2

4001-5000

16,9

Bekar

23,8

5001+

19,2

Dul

1,9

Eitim durumu
Okuryazar

Meslek

369

0,8

Memur
(Kamu
personeli)

25,0

lkokul

5,8

13,8

lkretim

1,5

Mhendis/doktor

18,1

Ortaokul

5,4

Ev hanm

14,6

Lise

27,3

renci

6,9

niversite

45,8

siz

1,2

Yksek Lisans

10,0

Dier

20,4

Doktora

3,5

Eitim verilerine ait deerlendirme sonular ankete


katlanlarn %46snn niversite mezunu olduunu, buna yksek
lisans ve doktora mezunlar da eklendiinde orann %60n
zerine ktn gstermektedir. Bu oran, 2013 yl itibaryla
Ankarada %17-18 (TK, 2014) civarnda olan niversite ve
zeri eitime sahip nfus oranna gre olduka yksek gibi
grnmektedir. SETBR (2011) tarafndan yaplan aratrmada
ise ayn oran %78dir. Bu yksek oranlar uygulanan anketin
tketici alglarnn belirlenmesi hedefli olduu dikkate
alndnda, eitim seviyesinin ykseklii deerlendirme
asndan nemli bir etken haline gelmektedir.
Meslekler itibaryla dalma gre, incelenen tketiciler
ierisinde en byk grubu %25 ile memurlar olutururken, bunu
srasyla mhendisler/doktorlar, ev hanmlar ve iiler
izlemektedir. Byk oranda esnaf, serbest meslek vb. meslek
gruplarndan oluan dier grubunun pay ise %20dir.
3.2. Tketicilerin Gda Gvenlii le lgili Grleri ve Bilgi
Dzeyleri
Tketicilerin %80i gda gvenliinin (gvenilirlii) ne
olduunu bildiini belirtmitir. Yaln ve Kzlaslan da (2013,
s:28) Samsun il merkezinde yaptklar alma ile tketicilerin
%84nn gda gvenlii konusunda bilgi sahibi olduunu
belirlemilerdir.
Gvenilir gday, salk asndan gvenli gda olarak
tanmlayan tketicilerin oran %28 iken, %2si ierii
dengelenmi gda, %4 de son kullanma tarihi gememi gda

370

olarak tanmlamtr. Tketicilerin %66s ise bunlarn


tamamnn gda gvenlii tanmn oluturduunu belirtmilerdir
(Grafik 1). Bu oranlar, tketicilerin olduka byk blmnn
gda gvenlii konusunda bilgi sahibi olduunu ve temel
niteliklerini tanmlayabildiklerini ortaya koymaktadr. Gda
gvenlii konusunda son yllarda artan yasal dzenlemelerin
yan sra toplumsal olarak gda rnleri konusundaki her trl
bilgiye eriimin kolaylamas, salkl yaam trendi, grsel ve
yazl medyada yer alan haberlerdeki art vb. faktrlerin bu
tabloyu ortaya karmakta etkili birer faktr olduu sylenebilir.

Grafik 1: Tketicilerin gda Grafik 2: Tketicilerin gdalarn


gvenlii tanmlamas
gnmzde gemie gre daha
gvenli olup olmadna ilikin
grleri
Gemi yllara gre gdalarn daha gvenli olduunu
belirten tketicilerin oran %27 iken, %59 kadar bunun tam
tersini dnmektedir. Bunda gda retiminde ileme orannn
giderek artmas ile birlikte gdalarn doallktan uzaklamas
dncesi, katk maddesi kullanm orannn artmas, gda amal
tarmsal hammaddelerin retimlerinde kullanlan tarmsal ilalar
gibi tehlikeli rnlerin tketimle birlikte insanlar da etkilemesi,
son yllarn en nemli tartma konularndan biri haline gelen
genetii deitirilmi organizmalarn gda retiminde kullanm
gibi faktrler etkilidir. Nitekim, zdemir ve Duran (2010, s:25)
tarafndan yaplan almada, tketicilerin biyoteknolojik

371

uygulamalar ve GDOlar yeterince tanmadklar ancak


biyoteknolojik uygulamalar genel olarak benimsemekle birlikte,
GDOlardan byk lde endie duyduklar ve olumsuz tavr
gsterdikleri vurgulanmtr. Nazr (2011:28,30) tarafndan
sunulan aratrma sonularna gre ise tketicilerin %80i
meyve, sebze ve tahllardaki ila kalntlarn ok endie verici
olarak deerlendirmitir. Yine ayn almaya gre tketicilerin
%52si gda gvenliinin 10 yl ncesine gre daha ktye
gittiini dndn belirtmitir ve ya ykseldike bu oran da
ykselmektedir.
Tketicilerin gda gvenlii ile ilikili sertifikalar bilme
durumlar incelendiinde, en fazla bilinirlie sahip olannn %94
ile TSE olduu grlmektedir. Bunu, ISO (%66) ve organik rn
(%59) takip etmektedir. Gda gvenlii asndan en nemli
sertifikalardan birisi olan HACCP ise %39 ile en az bilinirlie
sahip olanlar arasndadr. Yaln ve Kzlaslann (2013:31)
almalarnda da TSE en fazla bilinen standart olarak
belirlenirken, ISO ve HACCP olduka dk orandaki tketici
tarafndan bilinirlie sahip olarak belirlenmitir. Meral ve
ahinin (2013:19) Kahramanmara il merkezinde yaptklar
aratrma sonularna gre de HACCP anket yaplan tketicilerin
sadece %13 tarafndan bilinmektedir. Bu oranlar HACCPin
tketicilerin olduka az bir blm tarafndan bilindiini,
dolaysyla gda satn almada dikkate alnan faktrler asndan
da ncelikli olmadn gstermektedir. TSE ve organik rn gibi
sertifika ya da standartlarn uzun zamandr varolmas ya da
poplaritesi gibi faktrler bunlarn tketiciler tarafndan
bilinirliklerini artrmaktadr.

372

100,0

94,1

80,0
60,0

34,5

40,0
20,0

75,0

65,5

61,0

Evet
59,4
40,6

39,0
25,0

5,9

0,0

Grafik 3: Tketicilerin gda gvenlii seritifikalarn bilme


durumu (%)
Gda rnlerinin sala zararl olup olmadn
denetleyen kurumlar hakknda bilgisi olan tketici oran %57
iken kalan bu konuda bir bilgisi olmadn belirtmitir. Bilgi
kaynaklar arasnda Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanl
(GTHB) anket yaplan tketiciler arasnda en fazla sayda (86)
belirtilen kurum iken, GTHBnin bir uygulamas olan Alo 174
Gda Hatt, 26 ile ikinci sradadr. GTHBnn gda denetimi
yapan kurumlar arasnda bu ekilde ne kmasnda kurumun ok
uzun zamandr bu konuda faaliyet gstermesinin etkisi
nemlidir. Bununla birlikte, son yllarda GTHB tarafndan
yaplan gda denetimlerinde elde edilen olumsuz sonularn ilan
ve Alo 174 Gda hatt hakknda yaplan reklam ve tantm
faaliyetlerinin de bu konudaki bilinirlie nemli bir katks
bulunmaktadr. Denetim konusunda faaliyet gsterdii ifade
edilen dier kurumlar ise srasyla Salk Bakanl, belediyeler
(zabta dahil), TSE ve l Hfzsshha Merkezleridir.
Denetimlere paralel dier bir konu da tketicilerin
bozuk bir gda rn ile kar karya kaldnda nasl bir
davranta bulunduudur. Ankete katlan tketicilerin %91i
byle bir durumda ikayette bulunduunu bildirmitir. Yaplan
ikayetten sonu alanlarn oran ise %86dr. Bunlara karn
ikayet etmeyenler, sonu alamama dncesi ve uramak
istememe gibi nedenleri ileri srmlerdir.
3.2.1. Geleneksel Gdalar Asndan Gda Gvenliine likin
Deerlendirmeler

373

Tketicilerin byk blm geleneksel gdalar yresel


gdalar, doal gdalar, eski zamanlardan beri tketilen gdalar
gibi ifadelerle tanmlamaktadr. Seer vd. (2014) tarafndan
Adana il merkezinde yaplan almada da tketiciler geleneksel
gday ounlukla nceki nesillerden kalan, salkl, doal, katk
maddesi iermeyen ve yresel rnler olarak tanmlamlardr.
oksyler (2011:4) tarafndan yaplan almada ise tketicilerin
geleneksel gdalar salkl, kaliteli ve gvenilir bulduu, daha az
katk maddesi ve koruyucu ierdiini, daha az ilenmi olduunu
dnd vurgulanmtr.
Avrupa Komisyonu tarafndan FP6 program
kapsamnda desteklenen TRUEFOOD projesi kapsamnda
Belika, Fransa, talya, Norve, Polonya ve spanyada
tketicilerle yaplan anketlerden elde edilen sonulara gre de
tketiciler geleneksel gda rnlerini iyi bilinen, sklkla tketilen
ve nceki nesiller tarafndan da tketilen rnler olarak
tanmlamaktadr (Hersleth vd., 2008). Yine ayn proje
kapsamnda 4.828 cevaplaycdan elde edilen anket verileri ile
yaplan bir baka almada ise geleneksel gdalar Fransa hari,
dier lkelerdeki tketiciler tarafndan gvenilirlik asndan
pozitif deerlendirilmitir (Vanhonacker vd., 2008).
Geleneksel gda satn alma yerleri incelendiinde
srasyla market, tandk/akraba, kyden getirtme ve reticiden
alma en nemli seeneklerdir (Tablo 3). Marketleri komu ve
semt pazar izlemektedir. SETBR (2011) tarafndan yaplan
aratrmada da en nemli geleneksel rn satn alma yerleri
olarak marketler ilk srada yer almtr.
Tablo 3: Geleneksel gda satn alma yerleri
Alm yeri

Frekans

Marketten alrm

223

Tandk / akrabalardan alrm

149

Kyden getirtirim

123

reticiden alrm

100

Geleneksel rn satan dkkanlardan alrm

374

42

Semt pazarndan alrm

36

Organik pazardan alrm

Dier

75

*Tketiciler birden fazla seenek iaretleyebilmitir.

Geleneksel gda satn alan tketicilerin ambalaj


tercihleri sralamasnda 168 adet ile cam ilk srada yer
almaktadr. Bunu akta satn alanlar izlemektedir (Tablo 4).
Tketicilerin geleneksel gdalarn gvenilirlii ile ilgili
bilgi kaynaklar arasnda en fazla sayda belirtilen seenek yakn
evredir. Bunu 96 adet ile TV, radyo ve 91 adet ile etiket bilgileri
izlemektedir (Tablo 5).
Tablo 4: Geleneksel gda satn alanlarn ambalaj tercihi
Ambalaj

Frekans

Cam

168

Fark etmez

137

Akta

132

Plastik

106

Dier (uval, teneke vb)

114

*Tketiciler birden fazla seenek iaretleyebilmitir.

Tablo 5: Geleneksel gdalarn gvenilirlii ile ilgili bilgi kayna


Bilgi Kayna

Frekans

Yakn evre

122

TV, Radyo

96

Etiket bilgilerini okurum

91

Sat noktalarndaki grevlilere sorarm

60

Gazete, dergi vb.

53

375

Uzmanna sorarm

49

Dier

19

*Tketiciler birden fazla seenek iaretleyebilmitir.

Tketicilerin %62si gda gvenilirlii ile ilgili


haberlerin geleneksel gda tketimlerini etkilemediini
belirtmitir (Tablo 6). Bu soruya evet cevabn verenlerin %44
bu haberlerin geleneksel gda tketimlerini artrdn, %39u
azalttn, %17si ise deitirmediini belirtmitir.
Tablo 6: Gda gvenlii ile ilgili haberlerden dolay geleneksel
gda tketiminin etkilenme durumu
Evet
Genel

Artt

Azald

Deimedi

Hayr

- 2000 TL/ay

46,0

43,5

39,1

17,4

54,0

2000-4000 TL/ay

37,9

43,2

43,2

13,6

62,1

+ 4000 TL/ay

32,6

46,7

33,3

20,0

67,4

Ortaokul ve alt

76,4

85,7

14,3

Lise

17,9

28,0

40,0

32,0

82,1

3,3

46,9

42,2

10,9

96,7

37,3

44,3

39,2

16,5

62,1

Gelir grubuna gre

Eitime gre

niversite ve zeri
Genel

23,6

Bunlarla birlikte, ayn soru iin gelir ve eitim


gruplarna gre dalm dikkate alndnda, gelir arttka
etkilenme orannn azald grlmektedir. rnein, 2.000
TL/aydan az gelire sahip olanlarda gda gvenlii haberleri
nedeniyle tketimi etkilenenlerin oran %46 iken, ayn oran
4.000 TL/aydan daha fazla gelire sahip olanlarda %33dr.
Bununla birlikte, oluan etkinin alt gelir gruplarnn tmnde
arlkl olarak art ynl olduu grlmektedir.

376

Eitim dikkate alndnda ise haberlere bal olarak


etkilenmede, gelirdekinin tersi bir durum olduu ortaya
kmaktadr. Buna gre, ortaokul ve daha dk dzeyde eitime
sahip olanlarda gda gvenlii ile ilgili haberlerden dolay
tketimi etkilenenlerin oran %76 iken, niversite ve zeri
eitime sahip olanlarda %3,3 gibi olduka dk bir oranndadr.
Eitimin alt gruplar itibaryla incelendiinde etkilenme orann
ok yksek olduu, ortaokul ve alt eitime sahip olanlar
grubunda deiimin art ynl olduu, lise dzeyinde eitime
sahip olanlarda ise azal ynl olduu grlmektedir.
Tketiciler geleneksel gdalarn retim yerlerini,
tanmasn, ilenmesini, paketlenmesini, depolanmasn ve sat
yerlerini salk asndan orta derecede gvenilir olarak
deerlendirirken, evde muhafazasn olduka gvenilir
bulmaktadrlar (Tablo 7).
Tablo 7: Tketicilerin geleneksel gdalarn belirli kriterler
dikkate alndnda salk asndan gvenirliliini yeterli bulup
bulmadklar
Pay (%)
5 Ortalama

retim yerleri

9,3

22,2

40,7

23,0

4,8

2,91

Tanmas

6,0

25,0

41,5

24,2

3,2

2,93

lenmesi

8,5

20,3

42,3

25,2

3,7

2,91

Paketlenmesi

6,1

20,7

45,5

23,6

4,1

2,95

Depolanmas

9,3

24,2

42,3

19,8

4,4

2,85

Sat yerleri

4,4

20,2

46,0

23,8

5,6

3,04

Evde muhafazas

4,1

7,3

27,3

34,7

26,5

3,73

1: Hi gvenilir deil 2: Az gvenilir 3: Orta derecede gvenilir 4.


Olduka gvenilir 5: ok gvenilir
Cronbach alfa katsays: 0,919

377

Ayn konu alt gelir gruplar itibaryla ele alndnda


ileme asndan gelir gruplar arasnda farklln olduu
grlmektedir. Farklln en nemli olduu grup ise
2.000-4.000 TL arasnda gelire sahip olanlardadr. leme
dndaki seenekler asndan ise byle bir farkllk bulunmad
tespit edilmitir (Tablo 8).
Tablo 8: Tketicilerin geleneksel gdalarn belirli kriterler dikkate alndnda
salk asndan gvenirliliini yeterli bulup bulmadklarnn gelir ve eitimle
ilikisi
Gelir

KW test
deeri

Eitim

Farkll
k
dzeyi

Sra
ortalama
s en
yksek
olan

KW
test
deeri

Farkll
k
dzeyi

retim yerleri

2,192

Fark
yok

4,558

Fark
yok

Tanmas

0,279

Fark
yok

7,239

Fark
yok

lenmesi

6.272*

Fark
var

4,888

Fark
yok

Paketlenmesi

0,859

Fark
yok

10.343
*

Fark
var

Depolanmas

0,919

Fark
yok

6,120

Fark
yok

Sat yerleri

0,324

Fark
yok

5,338

Fark
yok

Evde
muhafazas

0,531

Fark
yok

7.408

Fark
yok

2
(134,48)

Sra
ortalama
s en
yksek
olan

1
(148.47)

*Kruskal-Wallis (KW) test deerleri p<0,05 dzeyine gre deerlendirilmitir

Eitim asndan yaplan deerlendirmede ise


paketleme seenei iin eitim alt gruplar arasnda farkllklarn
bulunduu belirlenmitir. Bu farklln en fazla nem tad alt
grup, ortaokul ve alt eitime sahip tketicilerden olumaktadr.
Tketicilerin geleneksel gda rnleri satn alrken gda
gvenlii asndan her zaman dikkat ettikleri kriterler arasnda
en nemlileri retim ve son tketim tarihi, tazelik, fiyat ve katk
maddeleri listesi iken, dierleri saklama, hazrlama koullar,

378

ambalajl olmas, besin deeri ve markasdr. Bunlara karn,


etiket bilgilerinin yeterlilii sk sk dikkat edilen bir faktr iken,
ya, tuz oran gibi ierik bilgileri ise bazen dikkat edilen
faktrlerdir (Tablo 9).
Tablo 9: Tketicilerin geleneksel gda rnleri satn alrken gda
gvenlii asndan dikkat ettikleri kriterler
Pay (%)
1

Ortalama

8,3

9,1

20,9

26,5

35,2

3,71

12,6

17,8

20,2

24,1

25,3

3,31

retim ve son tketim tarihi

3,2

4,4

7,9

13,1

71,4

4,39

Besin deeri

7,9

7,9

20,5

29,1

34,6

3,74

18,3

14,3

27,8

14,7

25,0

3,11

Marka

9,4

8,3

21,3

27,6

33,5

3,67

Etiket bilgilerinin yeterlilii

8,7

11,9

20,2

30,0

29,2

3,59

Fiyat

5,5

6,3

17,8

20,6

49,8

4,03

HACCP vb

24,1

17,3

20,1

18,9

19,7

2,86

Ya, tuz oran vb.

16,7

20,3

21,9

21,1

19,9

3,02

Katk maddeleri listesi

6,3

8,2

13,3

24,7

47,5

3,98

Saklama, hazrlama koullar

3,9

7,9

15,4

29,5

43,3

4,00

Tazelik

1,2

0,8

3,9

15,7

78,4

4,69

27,0

25,4

25,4

9,9

12,3

2,55

Ambalajl olmas
Ambalaj eidi

Geleneksellii belirten sertifika

Sanayi tipi rn olup olmama durumu

1: Hibir zaman 2: Nadiren 3: Bazen 4. Sk sk 5: Her zaman


Cronbach alfa katsays: 0,848

Organik tarmda ya da corafi iaretlerde olduu gibi


akredite kurulular veya resmi bir kurum tarafndan verilen bir
sertifika, tescil olmamasna ramen, herhangi bir ekilde

379

geleneksellii belirten ya da garantileyen sertifikalar ile


HACCPin satn alma kriterleri arasnda ncelikli olmamas,
hatta HACCPin en az dikkat edilen kriter olmas olduka dikkat
ekicidir. Bu durum, HACCPin ne olduunun ve neminin
tketiciler tarafndan yeterince bilinmediini gstermektedir.
Yasal dzenlemelerin yan sra eitim ve tantmla birlikte
HACCPin gda satn alma kriterleri arasndaki ncelik
derecesini ykseltmek mmkndr.
Sulmont-Ross vd.ne (2007) gre, gelenekselliin
garantisi yani bir gda rn iin gelenekselliin tescili veya
sertifikasyonu tketiciler iin olduka nemlidir. Trkiyede
organik rn sertifikasyonun fonksiyonel nemi ve bu rnlerin
pazarnn gelimesine katks ile corafi iaret konusundaki
gelimeler, geleneksel rnler iin de sertifikasyon srecinin
olduka nemli olduunu ortaya koymaktadr. Bu adan
bakldnda, Trk Patent Enstits tarafndan hazrlanan ve
2009 ylndan bu yana TBMMde olan ancak halen
yasalaamayan Corafi aretlerin ve Geleneksel zellikli rn
Adlarnn Korunmas Hakknda Kanun Tasars olduka
nemlidir ve bir an nce yasalamaldr. Bu yasa, sklkla
gndeme gelen geleneksel rnlerimizin baka lkeler tarafndan
AB ve ABD bata olmak zere, eitli lkelerdeki tescilini
nlemede de ok nemli avantajlar salayacaktr.
Tketicilerin geleneksel gda rnleri satn alrken gda
gvenlii asndan dikkat ettikleri kriterlerin, gelir ve eitime
bal alt gruplar arasnda farklla sahip olup olmad
incelendiinde gelir asndan besin deeri, sertifika sahibi olma,
fiyat ve katk maddesi olmas asndan alt gelir gruplar arasnda
farkllklar olduu grlmektedir (Tablo 10). Fiyat kriteri
dndaki kriterlerde st gelir grubundaki tketiciler asndan bu
farkllk en nemli dzeyde iken, fiyat asndan orta gelir
grubundadr.
Tablo 10: Tketicilerin geleneksel gda rnleri satn alrken
gda gvenlii asndan dikkat ettikleri kriterlerin gelir ve eitim
bazl alt gruplarda farkllk olmas durumu
Gelir

Eitim

380

KW test
deeri

Farkll
k
dzeyi

Sra
ortalama
s en
yksek
olan

KW
test
deeri

Farkll
k
dzeyi

Sra
ortalama
s en
yksek
olan

Ambalajl
olmas

0,097

Fark
yok

0,529

Fark
yok

Ambalaj eidi

1,062

Fark
yok

5,211

Fark
yok

r. ve tk. tarihi

1,793

Fark
yok

9.335*

Fark
var

Besin deeri

9.204*

Fark
var

3
(142.54)

2,865

Fark
yok

Sertifika

8.189*

Fark
var

3
(141.18)

9.654*

Fark
var

Marka

2,385

Fark
yok

4,865

Fark
yok

Etiket bilgileri

0,794

Fark
yok

8.963*

Fark
var

4
(141.72)

21.226*

Fark
var

46.483
*

Fark
var

1
(161.61)

HACCP vb.

4,185

Fark
yok

7.620*

Fark
var

4
(140.05)

Ya, tuz oran


vb.

0,583

Fark
yok

1,298

Fark
yok

6.932*

Fark
var

2,270

Fark
yok

Saklama
koullar

0,887

Fark
yok

2,992

Fark
yok

Tazelik

0,044

Fark
yok

7,615*

Fark
var

2
(141.94)

Sanayi tipi rn

0,713

Fark
yok

7.944*

Fark
var

3
(117.82)

Fiyat

Katk
olmas

mad.

*Kruskal-Wallis (KW)
deerlendirilmitir

test

2
(141.86)

3
(139.52)

deerleri

381

p<0,05

2
(133.41)

4
(149.21)

dzeyine

gre

Eitim asndan incelendiinde ise retim ve tketim


tarihi, sertifika sahibi olma, etiket bilgileri, fiyat, HACCP vb.
kalite gvence belgesine sahip olma, tazelik ve sanayi tipi rn
olmas kriterlerinde alt gruplar arasnda farkllk olduu
grlmektedir. Fiyatn etkisinin en nemli olduu eitim grubu
ortaokul ve alt eitime sahip tketicilerden olumaktadr. retim
ve tketim tarihi ile tazelik lise dzeyinde eitime sahip
tketiciler iin nemli bir kriter olarak ne karken, sanayi tipi
rn olmas niversite mezunlar asndan nemli bir kriter
olmaktadr. Sertifika sahibi olma, etiket bilgileri ve HACCP vb.
kalite gvence belgelerine sahip olma ise yksek lisans ve
doktora dzeyinde eitime sahip olan tketiciler asndan
nemli bir kriter haline gelmektedir.
Bu veriler, gelir asndan satn alma kriterlerinde
gruplar arasnda rn ierii ve fiyat bazl etkenlerle
farkllamalar olduunu, gelir arttka da bu farkllamann daha
etkili hale geldiini gstermektedir. Eitim asndan
bakldnda da farkllamann kaliteyi belirleyen kriterler ve
fiyat bazl etkenlerle ortaya kt, eitim dzeyi arttka da
farkllamann daha etkili hale geldii grlmektedir. HACCP
vb. kalite gvence sistemleri ise zellikle st gruplarda hem gelir
hem de eitim asndan satn almada etkili bir kriter halindedir.
SONU
Tketiciler tarafndan arlkl olarak yresel, salkl,
kaliteli ya da doal gda, eski zamanlardan beri tketilen gdalar
olarak tanmlanan geleneksel gdalarn tketimi birok faktre
bal olarak artmaktadr. Son yllarda tketici duyarllnn art
ile birlikte gda tketimi ve satn alma davranlar asndan
dikkat eken gda gvenliinin bu sreteki etkisi nemlidir. Bu
aratrmada da tketicilerin geleneksel rnlerde gda gvenlii
algs ile bu algnn geleneksel rn satn alma davranlarn
nasl etkiledii deerlendirilmitir.
Aratrma sonularna gre, tketiciler geleneksel
rnleri ncelikle marketlerden ve tandk/akrabalardan alrken,
cam en nemli ambalaj tercihini oluturmakta, bunu akta rn
alm izlemektedir. Tketicilerin yardan fazlas gda gvenlii
ile ilgili haberlerin geleneksel gda tketimini deitirmediini,
bir blm de artrdn belirtmilerdir.

382

Tketiciler geleneksel gdalarn retim yerlerini,


tanmasn, ilenmesini, paketlenmesini, depolanmasn ve sat
yerlerini salk asndan orta derecede gvenilir olarak
deerlendirirken, evde muhafazasn olduka gvenilir olarak
deerlendirmektedir. Tketicilerin geleneksel gda satn alrken
gda gvenlii asndan dikkat ettikleri en nemli kriterler ise
tazelik, retim ve son tketim tarihi, fiyat, saklama ve hazrlama
koullar ile katk maddeleri listesidir.
Geleneksel rn satn alanlar iin gelir asndan gruplar
arasnda rn ierii ve fiyat bazl etkenlerle farkllamalar
olduu, gelir arttka da bu farkllamann daha etkili hale geldii
grlmektedir. Eitim asndan ise farkllamann kaliteyi
belirleyen kriterler ve fiyat bazl etkenlerle ortaya kt ve
gelirde olduu gibi eitim dzeyi arttka farkllama dzeyinin
de daha etkili hale geldii grlmektedir.
Sonu olarak, geleneksel gdalar asndan tketicilerin
gda gvenlii algs, dier gda maddelerinde olduu kadar
nemlidir. Bu durum, tketicilerin satn alma davranlarn da
etkilemektedir ve gelir ile eitim dikkate alndnda bu etki
farkllatrmaktadr. Dier yandan, tketim artna paralel olarak
bu konunun gelecekte daha da nemli hale gelecei
ngrlmektedir. Bununla birlikte, geleneksel gdalarda
sertifikasyon, envanter oluturma, kayt altna alma ve koruma
konularnda yaplmas gereken almalar bulunmaktadr.

383

KAYNAKLAR
ALBAYRAK, M., TADAN, K., ALBAYRAM K. (2013).
Reflections of Commercialization Concerns on
Traditional Foods, The 2nd International Symposium
on Traditional Foods from Adriatic to Caucasus, 24-26
October 2013 Struga (Ohrid Lake)/Macedonia.
ALPAR, R. (2013). Uygulamal ok Deikenli statistiksel
Yntemler, Detay Yaynclk, Ankara.
BOREC, A. (2011). Traditional Food in Slovenia Retailing and
Consumer
Perception,
http://www.mf.unimb.si/mf/instituti/IPweb/html/programme.html
OKSYLER, N. (2011). Geleneksel Gda Denince Ne
Anlalyor? Halkta Geleneksel Gda Algs Nedir?,
Analiz 35 Dergisi, Temmuz-Eyll 2011, Say:10,
Sayfa:4-6,
zmir,
http://www.izmirkontrollab.gov.tr/assets/pdf/analiz35/dergi10.pdf,
11.05.2014
DOYMU, K. (2009). Non Parametrik Testler,
http://kemaldoymus.files.wordpress.com/2009/12/nonparametrik-testler1.ppt, 09.05.2014
LAERD STATISTICS (2014). Kruskall-Wallis H Test Using
SPSS,
https://statistics.laerd.com/spsstutorials/kruskal-wallis-h-test-using-spss-statistics.php,
09.05.2014
MARGRETHE, H.,VALERIE, L., TORMOD, N., FILIEP, V.,
WIM, V. (2008). What do European Consumers Think
About Traditional Food? Presentation and abstract
provided by Matforsk, presented at Nordic Workshop in
Sensory
Science,
http://www.truefood.eu/files/library/files/abstract_nord
ic2008.pdf, 11.05.2014.
NAZIR, S. (2011). Tketici Risk Alglama Aatrmas
Sunumu, 7. Gda Mhendislii Kongresi, 24-26 Kasm
2011,
Ankara,
http://www.gidamuhendisligikongresi.org/storage/catal
ogs/serap-nazir.pdf, 11.05.2014.

384

NEWBOLD, P. (1995). Statistics for Business and Economics,


Perentice-Hall, New Jersey, Aktaran: EREE, E.,
ENGNDENZ, S. (2011). Sera Deerlerinin Gelir
Yntemine gre Saptanmas: zmirin Menderes lesi
rnei, Tarm Ekonomisi Dergisi, 2011 (17): 1-8,
zmir,
http://journal.tarekoder.org/archive/2011/2011_01_01.
pdf, 11.05.2014.
ZDEMR, O., DURAN, M. (2010). Biyoteknolojik
Uygulamalara ve Genetii Deitirilmi Organizmalara
(GDO) likn Tketici Davranlar, Akademik Gda
8(5)
(2010),
Sayfa
20-28,
http://www.academicfoodjournal.com/archive/2010/5/
20-28.pdf, 11.05.2014.
SEER, A., KANTAR DAVRAN, M., TOK, N., EMEKSZ, F.
(2014). Geleneksel Gda rnlerinde Tketicilerin
Bilgi Dzeyleri ve Alglar: Adana li rnei, 4.
Geleneksel Gdalar Sempozyumu Bildiri Kitab, Sayfa:
398, 17-19 Nisan 2014, Adana.
SETBR (2011). Geleneksel Gda rnlerinde Gda Gvenlii
Asndan Tketici Algsnn Belirlenmesi ve
Geleneksel Gda rn reten KOBlere Pazar Pay
Artrm Yollarnn Belirlenmesi (GEGP) Projesi,
http://www.setbir.org.tr/ana/proje.asp?uid=18,
11.05.2014
SULMONT-ROSS, C., ISSANCHOU, S., ENDERLI, G.,
VERBEKE, W., VANHONACKER, F., CONTEL, M.,
SCALVEDI, ML., AKOWSKA-BIEMANS, S.,
SAJDAKOWSKA, M., GUERRERO, L., GURDIA,
MD., GRANLI, BS., HERSLETH, M. (2007). Which
Innovations Do Consumers Accept in Traditional
Foods? Application Of A Dual Sorting Test, Poster
provided by INRA, presented at 7th Pangborn Sensory
Science Symposium, Minneaplis USA August 12-16,
2007.
http://www.truefood.eu/files/library/files/pangborn-p1p38-sulmont-rosse.pdf, 11.05.2014.

385

TEPE,S.(2010).Corafi
aretler,
http://www.arastirma.boun.edu.tr/_files/etkinlikler/201
01108/serap_tepe_1.ppt
TPE (2009). Corafi aretlerin ve Geleneksel zellikli rn
Adlarnn Korunmas Hakknda Kanun Tasars,
http://www.tpe.gov.tr/dosyalar/taslaklar/Cografi_isaret
_Kanun_Taslagi.doc
TK

(2014).
TK
Veri
Tabanlar,
http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=kategorist,
10.05.2014

TRK- (2014). Drt Kiilik Ailenin Aylk Gda Harcamas,


http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.c
e/docs/file/gidaharcama.pdf, 10.05.2014.
VANHONACKER, F., LENGARD, V., HERSLETH, M.,
VERBEKE, W. (2010). Profiling European Traditional
Food Consumers, British Food Journal Vol.112 No.8,
pp.871-886,2010.
VANHONACKER, F., LENGARD, V., SCALVEDI, L.,
RAUDE,
J.,
ZAKOWSKA-BIEMANS,
S.,
HERSLETH, M., VERBEKE, W. (2008). Europeans
and Traditional Foods: Definition and Image from the
Consumers Perspective, Poster provided by UGENT
and presented at the XIIth EAAE Congress 26-29
August
2008
Ghent,
Belgium,
http://www.truefood.eu/files/library/files/postereaae__
vanhonacker_et_al_wp1.pdf, 11.05.2014.
YALIN, A., KILIASLAN, H. (2013). Tketicilerin Gda
Gvenlii le lgili Tutum ve Davranlar (Samsun li
rnei),
TEPGE
Yayn
No:
213,
http://www.tepge.gov.tr/Dosyalar/Yayinlar/d8f847dcf4
c14f59bc7b828b59122e88.pdf, 11.05.2014

386

TARIM POLTKALARI, KIRSAL KALKINMA VE


ISPARTA EKONOMS AISINDAN GL
Dr. evket KALANLAR
Do. Dr. Tufal BAL
Nazire YREKL YKSEL
Alkan Demir
Fatmagl CANK
Eda AYGREN
ZET
Dnya glya retiminin ortalama yarsn Trkiye
karlamaktadr. Gl (Rosa damascena) retiminin %90
Ispartada retilmektedir. Ispartada gl yllk ortalama 12-15
milyon dolarlk dviz girdisi salanmaktadr. almada basit
tesadfi rnekleme yntemi kullanlm, Ispartada gl yetitiren
268 retici ile yzyze anket almas yaplmtr. Organik ve
konvansiyonel gl yetitiren gruplar arasndaki farkllklar
ortaya koyabilmek iin yzdelik t-testi ve ki-kare analizi
kullanlmtr. Dnyada glclk ile itigal eden lkeler Trkiye
ve Bulgaristandr. Son sekiz yllk gl iei fiyat Bulgaristan
da yaklak 1-1,5 $/kg aralnda deitii, Trkiyede ise 2 $/kg
civarnda olduu bilinmektedir. reticilerin %37,4nn gl
retiminden ylda 15.000 Tl ve zerinde gelir elde ettikleri
grlmektedir. reticilerin % 34,7sinin glden ylda 5.000 Tl ve

Gda, Tarm ve Hayvanclk Bakanl (GTHB) Tarmsal Ekonomi ve Politika


Gelitirme Enstits Ankara kalanlars@gmail.com

Sleyman Demirel niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blm


tufanbal@sdu.edu.tr

GTHB Tarmsal Ekonomi ve Politika Gelitirme Enstits Ankara


n.yureklyuksel@gmail.com

GTHB Tarmsal Ekonomi ve Politika Gelitirme Enstits Ankara


alkandem@gmail.com

GTHB Tarmsal Ekonomi ve Politika Gelitirme Enstits Ankara


fatmandi@hotmail.com

GTHB Tarmsal Ekonomi ve Politika Gelitirme Enstits Ankara


edaozdil@ hotmail.com

387

daha altnda bir gelir elde ettikleri, % 27,9u ise gl retiminden


ylda 5.000-15.000 TL arasnda gelir elde ettikleri belirtmilerdir.
Isparta, kozmetik ve parfm endstrisinin gelimesi iin byk
bir potansiyeline sahiptir. Tarm politikalar, krsal kalknma ve
Isparta ekonomisi asndan gl olduka nemli bir yere sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Gl, Gl rnleri, Krsal
Kalknma, Tarm Politikas, Isparta.
ROSE IN TERMS OF ISPARTA ECONOMY,
AGRICULTURAL POLICIES AND RURAL
DEVELOPMENT
ABSTRACT
The average half of the production of world rose oil
meets by Turkey. Rose (Rosa damascena) 90% of the production
is produced in Isparta. Rose is provided an annual average of 1215 million dollars of foreign exchange input in Isparta. Survey
was conducted face to face with 268 producers grow roses in
Isparta and simple random sampling method used in the study.
Percentile t-test and chi-square analysis was used to reveal
differences between the groups cultivated organic and
conventional roses. Turkey and Bulgaria are the rose producton
countries in the World. Rose flower price in the last eight years
is about 1-1,5 $ / kg range in Bulgaria however it is known to be
around $ 2 / kg in Turkey. It has been seen that 37.4% of
Manufacturer achieved 15,000 Tl and above income from the
rose production. It is determined that 37.4% of Manufacturer
achieved 5,000 Tl per year and beloved income, 27.9% of them
achieved between 5,000-15.000 TL Tl per year from the rose
production. Isparta has a great potential for the development of
cosmetic and perfume industry. Rose has a very important place
in terms of Isparta economy, agricultural policies and rural
development.
Key Words: Rose, Rose Products, Rural Development,
Agricultural Policy, Isparta

GR
Rosa damascena yalk gl iei sadece Isparta ve
evresinde yetimekte olup, Mays ve Haziran aylarnda hasat

388

edilmektedir. Yaklak dekar bana 650-850 kg gl iei hasat


edilmektedir. Gl ieinin buharl su distilasyonu ile
ilenmesinden glya ve gl suyu, ekstrasiyon (extraction)
yntemiyle ilenmesinden de gl konkreti retilmektedir. 1 kg
gl ya elde etmek iin yaklak 3.750 kg gl iei, 1 kg gl
konkreti elde etmek iin de yaklak 350 kg gl iei ilenmesi
gerekmektedir. retilen gl ya ve gl konkretleri parfm ve
kozmetik sanayisinde kullanlan en pahal ham maddelerdendir.
Gl yann % 95i ve gl konkretinin % 100 ihra
edilmektedir.
Yalk Isparta Gl (Rosa damascena Mill.) diye
bilinen bitki; tohumlu bitkiler (Spermatophyta) blmnn
kapal tohumlar (Angiospermae) alt blmnden Rosales takm,
Rosace familyas, Rosa cinsi ierisinde yer almaktadr. Trkiye
floryasnda 24 gl tr olmasna ramen gl ya elde etmek
amacyla kullanlan tr, kltr yaplan ve Yalk Isparta Gl
olarak bilinen Rosa damescena Mill.dir. Rosa demascena;
Yalk Isparta Gl, Pembe Ya Gl, Isparta Gl ve
am Gl adlaryla da anlan 1,5 ile 3 metre arasnda boylanan,
pembe renkli, yarm katmerli ve kuvvetli kokulu iekler aan,
ok yllk, dikenli ve ka dayanm yksek bir bitkidir.
Isparta ili Akdeniz Blgesinin Gller Blgesi ad
verilen kesiminde, 37 derece kuzey paraleli ile 30 derece dou
meridyeninin kesitii nokta etrafnda yer almakta olup,
dousunda Konya, batsnda Burdur, Kuzeyinde Afyon,
gneyinde Antalya illeri yer alr. Isparta linin yzlm 8.933
km2 ve rakm 1.050dir.
Trkiyede gl yetitiricilii sadece Gller blgesinde
yer alan Isparta, Burdur, Afyon ve Denizli illerinde
yaplmaktadr. lkemizdeki ya gl retiminin yaklak %70i
Ispartadan karlanmaktadr. Yaklak 18.500 dekarn stnde
ya gl retim alan ile Isparta ili Gller blgesi ve Trkiyenin
ya gl retim merkezi konumundadr. Isparta ve evresinde
yaklak 7 bin aileye geim kayna olan, 8.500 ton gl iei,
toplandktan sonra, Gl birlik bata olmak zere, blgede
bulunan 18 zel gl ya fabrikalarnca satn alnarak, endstriyel
retim sreci balamaktadr.
Gl Isparta Ekonomisi asndan olduka nemli bir
yere sahiptir. Bu manada almada dnyada ve Trkiyede gl

389

retimine ilikin eitli ekonomik veriler ve Isparta linde yaplan


anket almas sonular ve Gln Isparta Ekonomisine
katklarndan bahsedilmitir.
1. DNYADA VE TRKYEDE
EKONOMK VERLER

GLE

LKN

1.1. Gl retimi
1.1.1 Dnya Gl retimi
Dnyada gl iei retimi yapan nemli lkeler
Trkiye ve Bulgaristandr. Her iki lkede retilen gl ya ve
gl konkretleri tamamen dnya parfm ve kozmetik sanayisinde
ilem grmektedir. Son 10 yllk retim miktarlar aadaki
izelgede gsterilmektedir.
Dier taraftan Fas, ran, Afganistan ve baz Kafkas
lkelerinde ksmi retim yaplmakta olup, kesin retim miktarlar
bilinmemektedir. Ancak Bulgaristann ABye girii ile birlikte
bu rn iin alm olduu destek sayesinde ekim ve dikim
alanlarn artrm olmas, inin retim alanlarn geniletmesi
gl ve glya retimimizin gelecei asndan potansiyel bir
tehlike olarak grlmektedir. Ayrca Afganistanda Birlemi
Milletlerin reticilerin gelirlerini arttrmak amacyla gl
retimini yaygnlatrmaya alt da bilinmektedir. Bu manada
gl retici lkelerin saysnn artmas beklenmektedir.
izelge 1: Dnya Gl iei retimi (Ton)
YILLAR

TRKYE

2003

6.000

5.000

2004

6.000

5.000

2005

6.500

5.500

2006

7.500

6.000

2007

6.500

5.000

2008

8.400

6.000

2009

6.500

5.500

2010

6.000

5.000

390

BULGARSTAN

2011

6.000

3.500

2012

6.500

4.500

Kaynak: Glbirlik
1.1.2. Trkiyede gl retimi
Ispartada glclk, ya glnn yurdumuza nasl ve
nereden geldii ve gl tarmnn ne zaman balad hakknda
kesin bilgiler yoktur. Bilimsel adndan (Rosa Damacaena)
meneinin am olduu varsaymlar arasndadr. amn ve
Bulgaristann Osmanl mparatorluunun birer vilayeti olduu
sralarda yetitiriciler tarafndan amdan alnarak Bulgaristann
elverili ekolojik artlara haiz Kzanlk Blgesine gtrlp
adapte edildii tahmin edilmektedir.
Trkiyeye ise gl ilk defa 1870 ylnda bir gmen
tarafndan getirilip, Bursa, Denizli ve Manisa yrelerine
dikilmitir. Ispartaya ise 1888 ylnda Mftzade smail Efendi
tarafndan Bulgaristann Kzanlk yresinden getirilip bugnk
Glc Mahallesine dikildii bilinmektedir. Bu bilgilere gre
Ispartada gl yetitiricilii 1888 ve 1889 yllarnda balamtr.
Isparta ilinde ilk gl ya retimini iptidai imbiklerde Mftzade
smail Efendinin rettii tahmin edilmektedir.
Birinci Dnya Savandan nce gl tarmnn
Anadoluda bir hayli gelitii, nem sras ile Isparta - Burdur Afyon - Denizli gibi bat llerinden baka Konya Ankara Sivas - Erzurum illerinde de yayld ve bu illerde de
yetitirildii bilinmektedir. Gl tarm o zamanki hkmetin de
teviki ile Isparta ve evre halk tarafndan benimsenerek ksa
zamanda byk gelime gstermitir. 1912 ylnda Ticaret ve
Ziraat Nezaretinin glclk hakkndaki kitab gl tarmnn
gelimesinde ok faydal olmutur. O tarihlerde 6.915 dnm gl
bahesi tesis edildii resmi kaytlarda grlmektedir. Birinci
Dnya Savandan nce Trk yalarnn safl ve zenginlii
itibari ile dnya piyasalarnda ok iyi bir isim yapp arandklar
da bilinmektedir. Ancak, mtareke yllarnda sratle gelien
Bulgar gl yalar karsnda bu durumunu kaybettii ve
Kurtulu Sava sonlarnda gl bahesi sahalarnn %50 azald
istatistiklerden anlalmaktadr.

391

1953 ylnda Ispartada Glbirlikin kurulmas, 1954


ylnda slamky, 1976 ylnda Yakaren, Kl, Gneykent ince
gl ya fabrikalar ile Aliky konkret fabrikasnn ilde retilen
tm gl ieini modern teknolojiye uygun olarak iletmeye
balamas sonunda gl yalar dnya piyasalarnda yeniden
aranmaya balanm, neticede de dikim alanlar hzl bir gelime
gstermitir.
Trkiyenin gl iei ekili alanlar, retim durumu ve
verim miktar 2004-2011 yllar itibariyle izelge 2de
verilmektedir.
izelge 2: Trkiye Gl iei Ekili Alan, retimi ve Verimi
Yllar

Ekili alan (ha)

retim (ton)

Verim (kg/ha)

2004

1.200

6.000

5.000

2005

1.300

6.500

5.000

2006

1.500

7.500

5.000

2007

1.500

6.500

4.300

2008

1.700

8.400

5.500

2009

1.700

6.500

5.000

2010

1.600

6.000

4.000

2011

1.800

6.000

3.000

2012

1.900

6.500

3.430

Kaynak : Glbirlik
2.2. Gl Tketimi
Gl iei dorudan tketilen bir rn olmayp,
ilenmesinden elde edilen gl ya ve gl konkreti tketimi sz
konusudur.
2.2.1. Dnyada Gl Tketimi

392

Dnyada yllk yaklak 3.500 kg civarnda gl ya ve


15.000 kg civarnda gl konkreti tketildii bilinmektedir.
Fransa, svire, Almanya, Amerika, Kanada, rlanda, spanya,
Hollanda Belika ngiltere Japonya S.Arabistan ve dier
krfez lkeleri balca ithalat lkelerdir (Glbirlik).
2.2.2. Trkiyede Gl Tketimi
Trkiye de retilen gl yann yaklak %10u i
piyasada tketilmekte olup, gl konkretinin tamam ihra
edilmektedir (Glbirlik).
2.3. Gl stoklar
2.3.1. Dnya gl stok durumu
Gl iei gnlk ilendii iin iek olarak stok devri
sz konusu deildir. Ancak retimi yaplan gl ya ve gl
konkreti ok zel ve gizlilik arz eden bir rn olmas nedeniyle
lkeler baznda devreden stoklar bilinememektedir.
2.3.2. Trkiye gl stok durumu
Son 8 ylda Trkiyede gl ya ve gl konkretinde
dikkate deer stok bulunmamaktadr. Genelde sipari zerine
retim yaplmaktadr.
2.3. D ticaret
Gl iei ihra edilmeyip hemen ilenerek, gl ya ve
gl konkreti retilmektedir. Bu rnlere ait ihracat bilgileri
aadaki izelgede yer almaktadr.
izelgede grlmemekle beraber gle ilikin parfmeri
sanayinin Trkiyede gelimi olmasndan dolay gnmzde gl
ya ieren Deodorant, Du Jeli, Gl Ya, Glsuyu, Gne
rnleri, Kolonya, Krem, Losyon, Maske, Oda Spreyi, Parfm,
Peeling, Roll-On, Sabun, Temizleme Kp, Temizleme St,
Tonik, Vazelin, Yz Temizleme Jeli, , eitli gl kokulu rnler
(tesbih) gibi ilenmi gl rnleri de ihra edilebilmektedir.
izelge 1: Gl Ya ve Gl Konkreti hracat Miktar ve Bedelleri
Yllar

Gl Ya (Kg)

Gl Konkreti (Kg)

393

hracaat ($)

2004

1.100,00

5.600,00

9.210.000($)

2005

1.200,00

6.000,00

8.098.000($)

2006

1.450,00

6.500,00

8.339.000($)

2007

1.100,00

7.000,00

9.971.000($)

2008

1.300,00

9.000,00

9.300.000()

2009

1.200,00

7.000,00

8.500.000()

2010

1.000,00

5.000,00

7.700.000()

2011

158,00

705,00

1.402.200()

2012*

145,00

1.131,00

2.792.675()

Kaynak: DTM ve Glbirlik *


2.5. Gl Fiyatlar
2.5.1.Dnya gl fiyatlar
Dnyada glclk ile itigal eden lkeler Trkiye ve
Bulgaristandr. Son sekiz yllk gl iei fiyat Bulgaristan da
yaklak 1,5 - 2 $/kg aralnda deitii bilinmektedir. Ayrca
Bulgaristan da tek fiyat uygulamas yaplmayp sezon boyunca
fiyatlarda ini klar tespit edilmitir. nmzdeki dnemde
gl iei fiyatlarnn kilogramnn 1 $n altna dmeyecei,
1,5-2 $/kg civarnda olaca beklenmektedir.
2.5.2.Trkiye gl fiyatlar
Son yllarda yaanan kresel snmaya bal olarak hava
scaklnn erken artmas ve Nisan ay ortalarnda havann tekrar
soumas dolays ile oluan don olaylar erken yapraklanan gl
ieine ar zarar vermitir. Bu durum zellikle 2009 ve 2010
yllarnda belirgin bir ekilde yaanmtr. Bu yl iklim
deiikliine bal olarak gl iei retiminde sknt
yaanmtr. izelge 4te grld gibi iklim artlarna bal
olarak bu yllarda alm miktar dk kalmtr. Gl iei
sektrnde faaliyet gsteren tek Tarm Sat Kooperatif Birlii

394

olarak Glbirlik; 6 birim kooperatifi, 8.000 retici orta, 4 nite


gl ya tesisi ve 2 nite gl konkreti tesisi ile faaliyetlerine
devam etmektedir. Bahse konu olan birlik mevcut tesislerinde
gnlk 300 ton gl iei ilenmektedir. Glbirlik 2010 ylnda
Organik gl retimine balamtr.
izelge 2: Glbirlik Tarafndan Yaplan Gl iei Alm, Fiyat,
Miktar ve Bedelleri ile Almlarn Rekolte indeki Paylar

Yllar

Birim Fiyat
(TL/Kg)

Alm
Miktar
(Ton)

Tutar
(TL)

Almlarn
Rekolte
indeki
Pay (%)

2004

2,11

1.992

4.203.120

33,2

2005

2,109

2.848

6.006.432

43,8

2006

1,266

2.667

3.389.082

35,5

2007

1,50

2.671

4.006.500

41,0

2008

1,70

2.712

4.610.400

32,2

2009

1,60

1.934

3.094.400

29,7

2010

1,80

1.257

2.304.925

20.9

2011

2,25

1.144

2.575.192

19.1

2012

3,165

1.067

3.777.706

16,4

Kaynak: Glbirlik
Glbirlik haricinde, Bamakc Glya Kooperatifi ve
baz firmalar da gl iei alm yapmaktadr. Bu zel firmalar
gl ieinin kalitesine gre blge blge fiyat ayrm yapmakta,
ya oran yksek olan blgelerde Birliin verdii fiyatn stne
%10-15 civarnda fark demektedirler. Sektrde borsa sz
konusu deildir.

395

Trkiye de retilen gl iekleri gn birlik ilenmesi


gerektiinden ihracat yaplmamaktadr. Buna karlk, gl ya
ve gl konkreti ihracat fiyatlar ylda bir defa sezon sonunda
tespit edildii ve yl ierisinde ayn fiyattan satld iin yllar
baznda ortalama fiyatlar izelge 5te verilmitir.
izelge 3: Gl Ya ve Gl Konkreti hracat Fiyatlar
Yllar

Gl Ya

Konkret

2004

5.750- $/Kg

750- $/Kg

2005

5.850- $/Kg

750- $/Kg

2006

4.100- $/Kg

450- $/Kg

2007

6.000- $/Kg

700- $/Kg

2008

4.857- /Kg

485- /Kg

2009

4.375- /Kg

438- /Kg

2010

4.694- /Kg

583- /Kg

2011

6.250- /Kg

680- /Kg

2012

6.900- /Kg

745- /Kg

Kaynak: Glbirlik
MATERYAL VE YNTEM
Isparta li Akdeniz Blgesinin bat blmnn i
kesiminde yer alr. Gller Blgesinin merkezi konumundadr.
l; 30derece 20 dakika ve 31derece 33 dakika dou boylamlar
ile 37 derece 18 dakika ve 38 derece 30 dakika kuzey
enlemleri arasndadr. Yzlm 8.933 km2dir.
Isparta ili douda Konya, batda Burdur, kuzeyde
Afyon, gneyde ise Antalya lleri ile komudur. Isparta li,

396

Akdeniz lman iklimi ile Anadolu karasal iklimi arasndaki


gei blgesindedir. Bu nedenle blgede daha ok karasal iklim
hkm srmektedir (yazlar scak ve kurak, klar souk ve kar
yal geer). Ancak Toroslarn gneyindeki ukur yerlerde
lman Akdeniz iklimi grlr (yazlar kurak ve scak, klar lk
ve yal).
l ekonomisinde nemli yeri olan rnlerden biri de
gldr. Gl; kesme iek, ss bitkisi ve gl ya elde etmek iin
yetitirilirken, Trkiye uucu ya retiminin en byk payn
glya oluturmaktadr.
Dnya glya retiminin ortalama olarak yarsn
Trkiye karlamakta olup; Trkiyede ya gl retiminin %
90 Ispartada retilmektedir. Kalan % 10u ise Afyon ve Burdur
illerinin Isparta iline komu ilelerinde yetitirilmektedir.
Trkiyede yaklak 8200 ifti ailesi ya gl yetitirmekte
olup, ilimizde de 7070 ifti ailesi az veya ok gl retimi
yapmaktadr.
Ispartada gl retim alanlarnn toplam tarm alan
ierisindeki pay %0,5-1 arasnda olmasna ramen ekonomik
olarak Isparta linin nde gelen tarm rnlerinden biridir. Gl;
Isparta ili ile birlikte anlmas, birim alandan elde edilen gelir,
istihdam ve de tamam ihra edilen rnlerinden dolay
ayrcalkl yere sahiptir.
izelge 4: Ispartada Gl, Glya, Konkret, Glsuyu retiminin
lelere Gre Dalm
Gl iei Sat
Fiy (Tl/Kg)

1,8

(Ton)

Aksu

Glsuyu

(Ton)

Konkret

Gl ya

(Kg)

ifti

Says

retim

(Ton)

Verim

(Kg/da)

(da)

Gl alan

lesi

211

138

500

275

397

Atabey

38

0,3

1,8

1,8

1,8

450

3,8

50

1,8

1,8

520

1,27

100

1,8

1,8

99

277

1320

332

3630

180

360

180

2520

350

1300

642

300

260

1946

650

810

132

470

230

406

298

Gelendost

3660

Stler

513

Merkez

8400

Uluborlu

987

Keiborlu

4140

Eirdir

325

Gnen

398

1008

5,37

158

1,8

6977

6898

421

18598

Yalva

.Karaaa

Senirkent
Y.Bademli
Toplam

Kaynak: Gda, Tarm Hayvanclk Isparta l Mdrl


Kaytlar
Dnyada Isparta dnda nemli glya reticileri
Bulgaristan ve Fastr. retilen glya ve gl konkretinin
tamam Fransa bata olmak zere Japonya, ABD ve dier
lkelere ihra edilmektedir. Dnya glya fiyatlar 5.500-6.000
dolar, konkret fiyatlar ise 600-700 dolar civarndadr. lde
glya ihracatndan salanan gelirde de yllara gre
deiiklikler gstermi olup; ortalama yllk 12 milyon dolar
civarnda olmutur.
Ispartada Gl konusunda en nemli aktrlerden birisi
Glbirliktir. Ispartada 1953 de kurulan Glya ve Yal
Tohumlar Tarm Sat Kooperatifleri Birlii-GLBRLK
pazarlama kanalnda nemli bir konuma sahiptir. Glbirlikin

399

halen 6 kooperatifi ve 8.000 dolaynda retici orta mevcuttur.


retilen gl, gnmzde fabrika leinde tesislerde ilenmekte
olup; Glbirlik en byk paya sahiptir. Glbirlike ait Aliky,
Yakaren, slamky, Kl ve Gneykentte bulunan 5 adet
fabrika ile Glya ve Gl konkreti (kat glya) ile yan
rn olan Glsuyu retilmektedir. Ayrca bunlarla beraber
lde ikisi yabanc sermaye olmak zere toplam 15 adet fabrika
bulunmaktadr. Yine kylerde de kyllere ait kk kapasiteli
damtclarla da kmsenemeyecek miktarda gl ilenmektedir.
Konu itibariyle ksaca glden bahsetmekte fayda
bulunmaktadr. Gl, glgiller (Rosaceae) familyasnn Rosa
cinsindendir. Fosil kaynakl kaytlara gre, gln yeryzndeki
varl en az 35 milyon yllk bir gemie sahiptir. Gl ieinin
insanlk tarihindeki yeri ve nemi ise en az 5000 yllk ok renkli
bir gemie dayanr. Bu zaman iinde gl ak, gzellik, sava,
bar ve siyaset alanlarnda sembol olarak kullanlmtr
(Glbirlik).
Trk geleneklerinde ise en az 900 yllk bir gemie
sahip olan gl ve glsuyu ile ilgili bilgiler iin yazl kaynaklarla
11. yzyla kadar gidebilmektedir. Uzun bir gelenekten sonra,
zellikle Osmanl mparatorluu dneminde, glsuyu ve glden
yaplan macun, urup gibi maddelerin kullanm artarak devam
etmitir.
Aratrmann nemini ifade edebilmek iin gln
Isparta ekonomisindeki yerine bakmak yeterli olacaktr. Gl ve
ya reticiler iin ok iyi bir gelir kaynadr. Ispartada birok
retici geimini gl retiminden salamaktadr.
Bu almada kullanlan birincil veriler, basit tesadfi
rnek seme yntemi ile belirlenen reticiler ile birebir yaplan
anketlerden elde edilmitir. Ispartadaki retim deseni ve retici
says dikkate alnarak KS kaytlar ve Gda Tarm ve
Hayvanclk Isparta l Mdrl kaytlar ile reticiler
belirlenmi, ardndan anket formlar aratrmann amacna gre
oluturulmutur. Anket formlar ile toplanan bilgiler gzden
geirilmi, deerlendirilip alma kapsamnda yorumlanmtr.
almada kullanlan ikincil verileri; KS kaytlar, Gda Tarm
ve Hayvanclk l Mdrl kaytlar, Aratrma Enstitlerinin
yre hakkndaki kaytlar, Glbirlik verileri ile TK
istatistikleri, konu ile ilgili dier kurulularn kaytlar ve daha

400

nce konu ile ilgili olarak yaplan aratrmalarn ve incelemelerin


sonular oluturmutur.
Aratrmada uygulanan anketlerin rneklem seiminde
aada yer alan basit tesadfi rnekleme yntemi uygulanmtr.
rnek hacmini belirlerken %5 hata pay ve %90 gven snrna
gre deerler formlde yerine konulup hesaplamalar yaplmtr.
reticilerin ve yedek reticilerin seilmesinde de tesadfi
yntem kullanlmtr. Bu ynteme gre reticilerin seilmesinde
eitli alternatifler bulunmaktadr. Bu almada ise kura yntemi
kullanlmtr. Kura yntemine gre populasyona ait rnekleme
erevesindeki btn birimlere birer numara verilmi ve
numaralar iyice kartrldktan sonra istenen rnek hacmi kadar
tesadfi olarak ekilmitir (iek ve Erkan 1996). Anket
yaplacak ve aratrma alanna giren kylerden hangilerinde ka
retici ile grlecei belirlenirken aratrma alanndaki gl
retimi ve ekim alanlarnn fazla olduu kyler olmasna dikkat
edilmitir.
p:0,5 q:1-p=0,5 D=(E/t)=(0,05/1,65) = 0,0009
n=

N pq
(N-1)D+pq

6898 (0,5) (0,5)

= 268 Anket

6897 (0,0009) + (0,5) (0,5)

izelge 5: rnek Seiminin Belirlenmesi izelgesi


lesi

Gl Alan (da)

ifti Says

ifti %

Anket Says

Aksu

275

211

3,1

15

Atabey

325

230

3,3

16

Gnen

4.140

810

11,7

40

Eirdir

987

260

3,8

20

Keiborlu

8.400

1.300

18,8

67

Uluborlu

513

180

2,6

15

Merkez

3.660

3.630

52,6

75

401

Stler

298

277

4,0

20

Toplam

18.598

6.898

100,00

268

almada gl; organik ve konvansiyonel (geleneksel)


retimi olarak ikiye alnmtr. Zira Organik ve konvansiyonel
gln retimi ve sat fiyatlar farkl olduundan dolay
ekonomiye farkl miktarlarda katk salamaktadrlar.
3.1. Veri Toplama Arac
Aratrmada veri toplama arac olarak kullanlan anket
formu nceki almalar ve literatr dikkate alnarak aratrclar
tarafndan gelitirilmitir. Anket formu blmden
olumaktadr. Formun birinci blmnde organik glya
retimini gelitirme ve yaygnlatrma olanaklarnn
incelenmesine ait sorular bulunmaktadr. Formun ikinci
blmnde gl, glya ve gl konkretinin ekonomiye
katksnn incelenmesi, tantm - pazarlama sorunlarna ilikin
sorular, formun nc ve son blmnde ise reticilerin retimmaliyete ait sorunlarna ynelik sorular yer almaktadr. Ancak
deneme anketlerinde, anketi bu ekilde blmlere ayrmann
reticinin dikkatini datmas konudan konuya geildii gibi
eletiriler alnmas nedeniyle sorular elde edilen tecrbe
dorultusunda sralanmtr.
3.2. Verilerin Analizi
Veri toplamak amac ile yzyze grme yntemi ile
yaplan anketler deerlendirmeye alnmtr. Bu balamda
seilen kylerdeki reticilerden anket yntemiyle veriler
toplanm ve daha sonra anket formundaki veriler bilgisayara
aktarlarak ve verilerin analizi uygun istatistiki paket
programnda yaplmtr.
almann amac dorultusunda, bir veya birden fazla
faktr bir arada incelenmek zere veriler snflandrlarak gerekli
hipotezler kurulmu ve bu hipotezlerin geerlilii X2 analizi
yaplarak (Kesici ve Kocaba, 1998) test edilmitir. almada
ayrca elde edilen baz veriler, gruplarn ortalamalarnn
karlatrlmas amacyla yzdelik t-testi, ANOVA testleri
kullanlarak deerlendirilmitir. Organik ve konvansiyonel gl
yetitiren gruplar arasndaki farkllklar belirlemek iin yzdelik

402

t-testi, saha almalar srasnda Isparta ili 3 gl yetitirme


blgesine ayrlabilecei tespit edilmi ve bu blgeler arasndaki
farkn incelenmesi amacyla da tek ynl ANOVA testi (one way
anova) kullanlmtr. Analiz almalar srasnda varyanslarn
eit olmas durumunda Scheffe testi, varyanslar eit olmad
durumlarda ise Tamhane Testi kullanlmtr.
3.3 Bulgular ve Tartma
Aratrmann bu blmnde Isparta linde organik gl
yetitiren ve yetitirmeyen reticilerle yz yze yaplan anket
almas sonular verilmitir. almada gl; organik ve
konvansiyonel (geleneksel) retimi olarak ikiye alnmtr. Zira
Organik ve konvansiyonel gln retimi ve sat fiyatlar farkl
olduundan dolay ekonomiye farkl miktarlarda katk
salamaktadrlar. Bu balamda almada; organik gl yetitiren
ve yetitirmeyen reticilere ait veriler karlatrlmtr. Bu iki
grup karlatrlrken genel olarak gruplar arasndaki istatistiki
adan farklar grebilmek amacyla eitli istatistiki testlerden
ve analizlerden yararlanlmtr. Bu balamda almada kikare testi, t testi ile lojistik regresyon zmlemesinden
yararlanlmtr.
4.1. reticilerin bireysel zellikleri
almada gl; organik ve konvansiyonel (geleneksel)
retimi olarak ikiye alnmtr. Zira Organik ve konvansiyonel
gln retimi ve sat fiyatlar farkl olduundan dolay
ekonomiye farkl miktarlarda katk salamaktadrlar. Bu nedenle
bu blmde, reticilerin ya, eitim dzeyleri, gelir dzeyleri,
tarm d gelirleri, bireysel zellikler bal altnda iki farkl
grup asndan deerlendirilmitir.
Anket yaplan reticiler yalar bakmndan
incelendiinde; en gen denein 23 yanda, en yal denein ise
85 yanda olduu tespit edilmitir.
reticilerin eitim dzeyi incelendiinde, reticilerin
byk bir ksmnn ilkokul mezunu olduu grlmektedir
(%64,2). lkretim seviyesi zerinde eitime sahip reticilerin
oran, ortaokul %13,4, lise %17,5 ve yksekokul ve niversite
%4,9 olmak zere toplamda %35,8dir.
4.1.1 Gelir

403

4.1.1.1. Gelir gruplar


Tarm, krsal kesimin en nemli gelir kaynadr.
Krsal alanda modern tarm tekniklerini uygulayabilme
asndan iftilerin gelir dzeylerinin yeterli olmas beklenir
(Kalanlar, 2005). Konvansiyonel gl yetitiren reticilerin gl
tarmndan ylda en dk 450 TL, en yksek ise 150.000 TL
gelir elde ettikleri belirlenmitir. Organik gl yetitiren
reticilerin ise gl tarmndan konvansiyonele gre daha fazla
gelir elde ettikleri ve ylda en dk 1.440 TL, en yksek ise
480.000 TL gelir elde ettikleri belirlenmitir.
izelge 8: reticilerin inde Bulunduklar Gelir Gruplar
Gelir Grubu (Yllk)
Gl Yetitirme ekli/ Gelir
Grubu

Konvansiyonel
Yetitirenler

Gl

Organik
Yetitirenler

Gl

Toplam

5.000 TL
ve alt

5.00115.000 TL
aras

15.001 TL
ve zeri

Say

88

66

68

222

39,6

29,7

30,6

100,0

Say

31

43

9,3

18,6

72,1

100,0

Say

92

74

99

265

34,7

27,9

37,4

100,0

Toplam

p<0,05 Anlaml (df:2 p:0,000)


izelge incelendiinde reticilerin %37,4nn gl
retiminden ylda 15.000 Tl ve zerinde gelir elde ettikleri
grlmektedir. reticilerin %34,7sinin glden ylda 5.000 Tl
ve daha altnda bir gelir elde ettikleri, %27,9u ise gl
retiminden ylda 5.000-15.000 TL arasnda gelir elde ettikleri
belirtmilerdir (izelge 8).

404

almann bu blmnde organik gl yetitiren


reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin gl
tarmnda elde ettikleri gelir ortalamalar arasnda istatistiki
adan fark olup olmad incelenmi ve One Sample T Testi
yaplmtr. Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel
glden ortalama gelir 12.593,32 TL 16.973,95 TL elde edildii,
organik glden ise 50.581,63 TL 76.166,87 TL gelir elde
edildii tespit edilmitir (izelge 9).
Yaplan t testi analizi sonularna gre; organik gl
yetitiren reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin
gl gelir ortalamalar arasnda istatistiki adan anlaml bir fark
bulunmaktadr.
Saha almalar srasnda reticilerle yaplan
grmelerde de bu dorultuda bilgiler edinilmi olup organik
gl veriminin konvansiyonel gl verimine gre daha yksek gelir
getirisine sahip olduu belirtilmitir. Ancak yaplan analizlerde
organik gl yetitiricileri arasnda sapmann fazla olduu tespit
edilmitir. Bu duruma en byk neden olarak fabrika sahiplerinin
blgede byk araziler zerinde organik gl yetitirmesine
nedeniyle bu byk reticilerin ok yksek gelir elde etmesine,
ancak bu reticiler haricindeki reticilerin ise daha kk
arazilerde organik gl yetitirmesi nedeniyle daha dk gelir
elde etmelerine balanabilir.
izelge 9: Organik ve Konvansiyonel Gl Gelirine likin OneSample Aklayc statistikleri
N
Konvansiyonel
Gl Geliri
Organik
Geliri

Gl

Mean

Std. Deviation Std. Error Mean

218 12593,3165 16973,94145

1149,62038

49 50581,6327 76166,86789

10880,98113

405

izelge 10: Organik ve Konvansiyonel Gl Gelirine likin OneSample Test Sonular


Test Value = 0
95% Confidence
Interval of the
Difference

t
Konvansiyonel
Gl Geliri
Organik
Geliri

Gl

Sig. (2Mean
df tailed) Difference

Lower

Upper

10,954 217

,000 12593,31651 10327,4650 14859,1680

4,649 48

,000 50581,63265 28703,9538 72459,3115

Neticede yaplan analiz sonularna gre Isparta linde


organik gl gelirinin ortalama olarak 50.581,63 TL 76.166,87
TL, konvansiyonel gl gelirinin ise ortalama 12.593,32 TL
16.973,95 TL olduu tespit edilmitir.
Bu gelirin dier tarmsal faaliyetlere nazaran ok
kk alanlardan elde edildii dnldnde gln krsal
kalknma asndan nemi ortaya kmaktadr.
4.1.1.2 Tarm d gelir
Aratrma kapsamndaki reticilerin, tarm d i
kollarnda alma durumu, iftilie ek olarak urat iftilik
d i alanlar ya da gelir kaynaklarnn olup olmad
incelenmitir. Bu balamda, tarm d gelir reticilerin organik
gl yetitirme kararn etkileyebilecek bir deiken olarak
incelenmi ve elde edilen bulgular izelge 11de verilmitir.

406

izelge 11: Tarm D Gelir Durumu


Tarm D Gelir
Gl Yetitirme ekli/ Gelir
Grubu

Konvansiyonel Gl
Yetitirenler

Organik Gl
Yetitirenler

Toplam

Tarm d geliri
yok

Tarm d geliri
var

Say

60

165

225

26,7

73,3

100,0

Say

22

21

43

51,2

48,8

100,0

Say

82

186

268

30,6

69,4

100,0

Toplam

p<0,05 Anlaml (df:1 p:0,002)


Tarm d gelire sahip retici oran %69,4tr.
reticilerin %39,6snn ise tarm d geliri bulunmamaktadr
(izelge 11).
4.2 Tarmsal Destekleme, Vergi Politikas ve Gl
4.2.1 Tarmsal Destekleme Politikas ve Gl
Tarmsal destekler; tarm politikalar ve krsal
kalknma asndan olduka nemli bir yere sahiptir. Isparta
ekonomisi asndan olduka nemli bir yeri olan gln
tarmsal desteklerden hak ettii kadar yararlanamad
belirlenmitir. Bu balamda gl yetitiricilerinin tarmsal
destek argmanlar ile daha fazla desteklenmesi krsal kalknma
asndan nemlidir. Gl yetitiricilerine verilecek destekler

407

organik ve konvansiyonel gl reticilerine farkl oranlarda


verilerek reticilerin daha fazla gelir elde etmesini salayan
ayrca Trkiyeye daha fazla dviz girdisi salayacak Organik
Gln yaygnlatrlmas salanmaldr.
Tarmsal destekleme politikas asndan en byk
sorun, endstriyel yalk Isparta glnn, hediyelik ya da
dekoratif amala, iekilerde satlan ss glleri ile ayn statde
anlmasdr. Yalk Isparta gl, bir ss bitkisi deil aksine,
ila, kozmetik ve gda sanayinde kullanlan ok nemli
endstriyel bir rndr. Bu balamda; yalk Isparta gl;
Gda, Tarm ve Hayvanclk Bakanlnn tarmsal destekleme
iin Bakanlar Kuruluna sunulan kararlarn 2. Maddesinde,
desteklenecek rn gruplar izelgesinde, birinci srada bulunan
Peyzaj ve ss bitkileri, zel ayr, mera ve orman emvali
alanlar ierisinde yer almaktadr. Resmi gazetede yaynlanan
desteklere ilikin izelge aadaki gibidir:
izelge 12: Mazot, gbre ve toprak analizi destei (Resmi
Gazete
Tarih:12.04.2014)

rn Gruplar

Peyzaj ve ss bitkileri, zel ayr,


mera ve orman emvali alanlar

Mazot
Destekleme
Tutar

Gbre
Destekleme
Tutar

(TL/dekar)

(TL/dekar)

3,1

4,3

Tarmsal Desteklemelere ilikin Bakanlar Kurulu


kararnn 3. Maddesinde yer alan Trkiye Tarm Havzalar
retim ve Destekleme Modeline gre Fark demesi Destei
ne konu rnler ierisinde Yalk Isparta Gl
bulunmamaktadr. Dolays ile gl fark demesi desteklerinden
de yararlanamamaktadr.
izelge 13: Trkiye Tarm Havzalar retim ve Destekleme
Modeline Gre Fark demesi Destei (Resmi Gazete
Tarih:12.04.2014)
Destee Konu rnler

408

Birim Destek
(Kr/Kg)

Yalk Ayiei

30

Ktl Pamuk (yurt ierisinde retilen sertifikal tohumlar


kullananlar)

55

Soya Fasulyesi

50

Kanola

40

Dane Msr

Aspir

45

Zeytinya

70

Buday

Arpa, avdar, Yulaf, Tritikale

eltik, Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek

10

ay

12

Tarmsal Desteklemelere ilikin Bakanlar Kurulu


kararnn 3. Maddesinde yer alan Trkiye Tarm Havzalar
retim ve Destekleme Modeline gre Organik Tarm ve yi
Tarm Destei ne konu rnler ierisinde Yalk Isparta
Gl Tarla Bitkileri grubunda bulunmakta ve dekara 10 TL
destek almaktadr.
izelge 14: Trkiye Tarm Havzalar retim ve Destekleme
Modeline Gre Organik Tarm ve yi Tarm Destei (Resmi
Gazete Tarih:12.04.2014)
Destee Konu rnler

Destek Miktar

Organik Tarm (Meyve, sebze)

50 TL/dekar

Organik Tarm (Tarla Bitkileri)

10 TL/dekar

Organik Tarm (Ana Sr, Manda)

150 TL/ba

409

Organik Tarm (Buza)

50 TL/ba

Organik Tarm ( Ana koyun, kei)

10 TL/ba

Organik Tarm (Arl kovan)

5 TL/kovan

Organik Tarm ( Alabalk)

0,35 TL/kg

Organik Tarm (ipura-levrek)

0,45 TL/kg

yi Tarm Uygulamalar (Meyve, Sebze)

25 TL/dekar

yi Tarm Uygulamalar (rt alt)

100 TL/dekar

almada organik gl yetitiren reticilerin %7,0sinin


2 da ve alt, %39,5inin 2,01-7 da arasnda ve %53,5inin ise
7,01 da ve zeri gl yetitirdikleri arazilerinin olduu, organik
gl yetitirmeyen reticilerin ise %39,1inin 2 da ve alt, gl
yetitirdikleri arazilerinin olduu belirlenmitir.
almann bu blmnde organik gl yetitiren
reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin gl
yetitirdikleri iletme genilii ortalamalar arasnda istatistiki
adan fark olup olmad incelenmi ve One Sample T Testi
yaplmtr. Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel gl
iin ortalama iletme genilii 6,45 da 8,04 da ve organik gl
iin ise 23,78 da 45,55 da olarak tespit edilmitir. Yaplan t testi
analizi sonularna gre; organik gl yetitiren reticiler ile
konvansiyonel gl yetitiren reticilerin gl yetitirdikleri
iletme byklkleri ortalamalar arasnda istatistiki adan
anlaml bir fark bulunmaktadr.
Neticede yaplan analiz sonularna gre Isparta linde
organik gl iletme genilii ortalama olarak 23,78 da 45,55
da, konvansiyonel gl iletme geniliinin ise ortalama 6,45 da
8,04 da olduu tespit edilmitir. Bu veriler nda organik
gl reten bir iletmenin ortalama olarak (23,78 da X (3,1 Tl/da
mazot destei +4,1 Tl/da gbre destei Toplam 7,4
Tl/da)=175,9 Tl destekten yararlanabildii belirlenmitir.

410

Organik gl retimi iin dekara verilen 10 TL ile


organik gl reten bir iletmenin ortalama olarak (23,78 da X
(10 TL organik gl retimi destei)=237,8 Tl destekten
yararlanabildii belirlenmitir. Organik gl destei ve dier
tarmsal destekler ile bu retici 175,9 Tl+ 237,8 Tl =413,7 Tl
tarmsal destekten yararlanabildii belirlenmitir.
Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel gl iin
ortalama iletme genilii 6,45 da olduu belirlenmitir. Bu
veriler nda organik gl reten bir iletmenin ortalama
olarak (6,45 da X (3,1 Tl/da mazot destei +4,1 Tl/da gbre
destei Toplam 7,4 Tl/da)=47,73 Tl destekten yararlanabildii
belirlenmitir. Bu reticinin organik retim yapmad iin
organik
tarma
verilen
destekten
yararlanamad
dnldnde ve reticilerin byk bir ounluunun
halihazrda
konvansiyonel
gl
reticileri
olduklar
dnldnde gl reticilerinin tarmsal desteklemelerden
yeterince yararlanamadklar sylenebilir.
4.2 Vergi Politikas ve Gl
Pamuk, zeytin-zeytinya ve dier Tarm Sat
Kooperatifleri Birlikleri rnlerinin KDV oranlar %1
zerinden deerlendirilirken, Glyanda, glsuyunda ve dier
gl mamullerinde KDV oranlar %18dir. Kyasla daha yksek
vergi sebebiyle, Kayt D Ekonomi ile birlikte yeteri kadar
vergi geliri salanamamaktadr. Prim desteinin verilmesi
durumunda kayt dlk ortadan kalkacak devletin gl ve
rnlerinden elde ettii KDV ve dolays ile vergi geliri de
artacaktr.
4.3 reticilerin Tarmsal Destekler hakkndaki gr ve
nerileri
Tarmsal destekler reticilerin gelirlerini arttrc ve
krsal kalknmay gelitiren nemli bir tarmsal politika
argmandr. Bu balamda almann bu blmnde Isparta
linde gl yetitiren reticilerin tarmsal desteklemelere ilikin
grleri ve nerileri deerlendirilmitir. reticilerin %99u
gl yetitiriciliine verilecek destein Prim (Fark demesi)
Destei eklinde verilmesinin daha yararl olacan
belirtmitir. reticilerin %1 gibi ok dk bir ksm ise dekara
100 TL sabit destein verilmesinin daha uygun olacan
belirtmitir. Bu balamda yaplan ANOVA analizinde

411

reticilerin istedikleri prim miktarlarnn blgeler itibariyle


ortalamalar istatistiki adan analiz edilmitir.
Organik gl yetitiren reticiler ile konvansiyonel gl
yetitiren reticilerin blgeler itibariyle gl iin istedikleri prim
miktar ortalamalar arasnda istatistiki adan fark olup
olmad incelenmi ve ANOVA Testi yaplmtr. Bu
balamda konvansiyonel gl retiminde blgeler itibariyle gl
iin istenen prim miktarnda istatistiki adan bir fark
bulunmamaktadr (f: 1,489 p: ,229>0,05 Anlamsz). Organik
gl retiminde ise Post Hoc Testi sonularna gre; gl iin
istenen prim miktarnda istatistiki adan bir fark
bulunmamaktadr (izelge 18).
Yaplan istatistiki testler sonucunda konvansiyonel gl
yetitiren reticilerin blgeler itibariyle gl iin istedikleri prim
miktar ortalamalar Keiborlu Senir Ardl blgesinde
konvansiyonel gl iin istenen prim miktar 1,0679 TL/kg,
Gneykent Uluborlu Atabey blgesinde istenen gl primi
1,3675 TL/kg, Eirdir blgesinde ise istenen gl primi 1,5000
TL/kg, ortalama olarak istenen konvansiyonel gl primi ise;
1,1765 TL/kg olarak tespit edilmitir.
Organik gl yetitiriciliinde ise; yaplan istatistiki
testler sonucunda Keiborlu Senir Ardl blgesinde istenen
prim miktar 1,1268 TL/kg, Gneykent Uluborlu Atabey
blgesinde istenen organik gl primi 1,3167 TL/kg, Eirdir
blgesinde istenen organik gl primi 403,19 TL/kg ortalama
organik gl primi ise; 1,2574 TL/kg olarak tespit edilmitir.

412

izelge 15: Organik ve Konvansiyonel Gl retimi Blgeler


tibariyle stenen Prim Farklar ANOVA Analizi Aklayc
statistikleri
95%
Confidence
Interval for
Mean

Keiborlu
Senir
Ardl

Gneykent
Organik
gl Uluborlu
Atabey
kg/TL prim

Eirdir

Mean

Std.
Deviation

Std.
Error

Lower Upper
Bound Bound Minimum Maximum

56 1,0679

,59905 ,08005

,9074 1,2283

,50

2,00

20 1,3675

,54102 ,12098 1,1143 1,6207

,15

2,00

,57735 ,21822

,9660 2,0340

,50

2,00

7 1,5000

Total

83 1,1765

,59900 ,06575 1,0457 1,3073

,15

2,00

Keiborlu
Senir
Ardl

82 1,1268

,44048 ,04864 1,0300 1,2236

,10

2,00

54 1,3167

,70020 ,09529 1,1255 1,5078

,25

4,00

27 1,2574

,98124 ,18884

,8692 1,6456

,10

4,00

,64777 ,05074 1,1112 1,3115

,10

4,00

Gneykent
Konvansiyonel Uluborlu
gl kg /TL prim Atabey

Eirdir

Total

163 1,2113

413

izelge 16: Organik ve Konvansiyonel Gl retimi Blgeler


tibariyle stenen Prim Farklar Varyanslarn Homojenlii Testi
Sonular
Levene
Statistic
Organik gl kg/TL prim
Konvansiyonel gl kg /TL
prim

df1

df2

Sig.

,956

80

,389

12,669

160

,000

izelge 17: Organik ve Konvansiyonel Gl retimi Blgeler


tibariyle stenen Prim Farklar ANOVA izelgesi
Sum of
Squares
Between
Groups

2,123

1,062

27,299

80

,341

29,422

82

Between
Groups

1,242

,621

Within
Groups

66,734

160

,417

Total

67,977

162

Organik gl kg/TL
prim
Within
Groups
Total

Konvansiyonel
gl kg /TL prim

Mean
Square

df

414

Sig.

3,111

,050

1,489

,229

izelge 18: Organik ve Konvansiyonel Gl retimi Blgeler


tibariyle stenen Prim Farklar Post Hoc Testi Sonular
(I) 1=keiborlu
ardl
senir
2=gneykent
uluborlu
atabey3=eirdir

Keiborlu
Ardl

Senir

(J) 1=keiborlu
ardl
senir
2=gneykent
uluborlu
Mean
atabey3=eirdir
Difference
(I-J)

95%
Confidence
Interval

Std.
Error

Lower Upper
Sig. Bound Bound

Gneykent
Uluborlu Atabey

-,29964 ,14506 ,132

-,6625

,0632

Eirdir

-,43214 ,23244 ,275 -1,1372

,2729

Keiborlu
Organik
Ardl
gl
Gneykent
kg/TL
Tamhane Uluborlu Atabey
prim
Eirdir

Senir

Keiborlu
Ardl

Senir

,29964 ,14506 ,132

-,0632

,6625

-,13250 ,24951 ,939

-,8467

,5817

,43214 ,23244 ,275

-,2729 1,1372

,13250 ,24951 ,939

-,5817

Eirdir
Gneykent
Uluborlu Atabey

,8467

almann bu blmnde organik gl yetitiren


reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin gl iin
istedikleri prim miktar ortalamalar arasnda istatistiki adan
fark olup olmad incelenmi ve One Sample T Testi
yaplmtr. Bu balamda yaplan analiz sonularna gre
konvansiyonel gl retimi yapan reticilerin istedikleri prim
miktar ortalamas 1,2113 0,647 TL/da ve organik gl retimi
yapan reticilerin istedikleri ise ortalama prim miktar 1,1765
0, 59 TL/da olarak tespit edilmitir (izelge 19). Yaplan t
testi analizi sonularna gre; organik gl yetitiren reticiler
ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin istedikleri prim
miktar ortalamalar arasnda istatistiki adan anlaml bir fark
bulunmaktadr.

415

izelge 19: Organik ve Konvansiyonel reticilerin stedikleri


Prim Miktarlarna likin One-Sample Aklayc statistikleri
N

Mean

Organik gl kg/TL prim

Konvansiyonel gl kg
/TL prim

Std. Deviation

Std. Error
Mean

83

1,1765

,59900

,06575

163

1,2113

,64777

,05074

izelge 20: Organik ve Konvansiyonel reticilerin stedikleri


Prim Miktarlarna likin One-Sample Test Sonular
95% Confidence
Interval of the
Difference

Test Value = 0

t
Organik
kg/TL prim

df

Sig. (2Mean
tailed) Difference

Lower

Upper

gl

Konvansiyonel
gl kg /TL prim

17,894

82

,000

1,17651

1,0457

1,3073

23,875

162

,000

1,21135

1,1112

1,3115

4.4 Gln Ulusal Ekonomiye ve Isparta Ekonomisine Katks


Ispartada Yalk Isparta Gl bitkisi ilk defa 1888
ylnda retilmitir. Yalk Isparta Gl (Rosa damascena Mill.)
1892 ylnda basit ve ilkel yntemlerle ilk gl ya imalat ile
birlikte endstri bitkisi olarak deerlendirilmeye balamtr.
Yzyl akn bir sredir, Isparta ekonomisine katks olan Gl
sektrnde zellikle son yllarda markalama almalaryla
birlikte kozmetik rnlerin retilip, ihra edilmesi ile ciddi
aama kaydedilmitir. Isparta gl Trkiyeye ait, uluslararas
alanda marka deeri bulunan nadir endstriyel bir bitkidir. Bu

416

manada almann bu ksmnda gln ulusal ekonomiye ve


Isparta ekonomisine katks incelenmitir.
4.4.1 Organik Gl retiminin stihdama etkisi
Organik Gl retiminin istihdama etkisi incelendiinde
ortalama bir iletme iin igc 6,05 kiidir. Gl yetitirmek
amacyla iletmede toplam alan kii says anket yaplan
iletmelerde 1,077 kiidir. Ayrca buna ilaveten reticilere
mevcut aile bireylerinden kann tarmda ve zellikle de gl
tarmnda urat sorulmu ve bir iletme iin 2,36 kiinin gl
yetitiriciliinde alt belirlenmitir. Gl yetitirmek
amacyla iletmede toplam aile bireyi says anket yaplan
iletmelerde 635 kiidir. Netice olarak sadece gl retiminde
blgede 1.712 kii istihdam edilmektedir.
izelge 21: Organik Gl retiminin stihdama etkisi
stihdama etki

Gl Yetitirme ekli/
stihdama etki

Konvansiyonel Gl
Yetitirenler

Organik
Yetitirenler

Gl

3-4 kii
aile iisi
8 iiden Toplam
ksmen
5-8 kii
fazla
2 ii
yabanc
yabanc
yabanc
aile
ii
ii
ii
iletmesi altryor altryor altryor

Say

46

34

35

25

140

32,9

24,3

25,0

17,9

100,0

Say

11

14

38

15,8

28,9

18,4

36,8

100,0

Say

52

45

42

39

178

29,2

25,3

23,6

21,9

100,0

Toplam

p<0,05 Anlaml (df:3 p:0,034)

417

4.4.2 alanlara denen cret asndan etki


gcne denen cret ortalamas bir iletme iin 847
TLdir. Gl yetitirme sonucunda gl hasadnda alan igcne
denen toplam cret ise 80.487 TLdir.
izelge 22: gcne denen cret
gcne denen cret

Gl Yetitirme ekli/
gcne denen cret

Konvansiyonel Gl
Yetitirenler

Organik Gl
Yetitirenler

Toplam
0-200

200-600

601+

Say

80

55

67

202

39,6

27,2

33,2

100,0

Say

14

18

36

11,1

38,9

50,0

100,0

Say

84

69

85

238

35,3

29,0

35,7

100,0

Toplam

p<0,05 Anlaml (df:2 p:0,004)


almann bu blmnde organik gl yetitiren
reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren reticilerin i gcne
dedikleri masraflar ortalamalar arasnda istatistiki adan
fark olup olmad incelenmi ve One Sample T Testi
yaplmtr. Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel
glde i gcne denen masraflarn ortalamas 509,77 TL
610,54 TL ve organik glde i gcne denen masraflarn
ortalamas 1293,21 TL 2095,42 TL olarak tespit edilmitir
(izelge 23). Yaplan t testi analizi sonularna gre; organik
gl yetitiren reticiler ile konvansiyonel gl yetitiren
reticilerin i gcne dedikleri masraflarn ortalamalar
arasnda istatistiki adan anlaml bir fark bulunmaktadr. Saha
almalar srasnda reticilerle yaplan grmelerde de bu
dorultuda bilgiler edinilmitir.

418

izelge 23: Organik ve Konvansiyonel Gl Gelirine likin OneSample Aklayc statistikleri


N
Konvansiyonel_iilik_masraf
Organik_iilik_masraf

Std.
Deviation

Mean

Std. Error
Mean

200 509,7716

610,53913

43,17164

41 1293,2174

2095,41859

327,24940

izelge 24: Organik ve Konvansiyonel Gl Gelirine likin OneSample Test Sonular


Test Value = 0

t
Konvansiyonel_iilik_masraf
Organik_iilik_masraf

Sig.
(2Mean
df tailed) Difference

11,808 199
3,952 40

,000

95% Confidence
Interval of the
Difference

Lower

509,77157 424,6390

Upper
594,9042

,000 1293,21736 631,8216 1954,6131

Neticede yaplan analiz sonularna gre Isparta linde


organik gl iin yaplan igc masraflar ortalama olarak
1293,21 TL 2095,42 TL, konvansiyonel glde ise ortalama
olarak igcne denen masraflarn 509,77 TL 610,54 TL
olduu tespit edilmitir.
4.4.3 Gl retiminden Ortaya kan Ekonomik Katk
Yaklak dekar bana 650 850 kg. gl iei hasat
edilmektedir. Gl ieinin buharl su distlasyonu ile
ilenmesinden glya ve gl suyu, ekstrasiyon (extraction)
yntemiyle ilenmesinden de gl konkreti retilmektedir. 1 kg.
gl ya elde etmek iin yaklak 3.750 kg gl iei, 1 kg gl
konkreti elde etmek iin de yaklak 350 kg gl iei ilenmesi
gerekmektedir. Yaplan analizler sonucunda blgede bulunan 5
dekar byklnde bir gl bahesinden bir ay boyunca yaklak
3,75 ton kadar iek toplanabilmekte olduu, toplanan bu
iekler taze olarak damtldnda sadece 1 kg gl ya elde

419

edilebilmekte olduu tespit edilmitir. 1 kilogram gl yann


maddi deeri ise ortalama 6.500 dolardr. Isparta ilinde her yl
1,5 tona yakn gl ya retilmektedir.
reticiler asndan elde edilen gelir
Yaklak 18.500 dekarn stnde ya gl retim alan
ile Isparta ili Gller blgesi ve Trkiyenin ya gl retim
merkezi konumundadr. Isparta ve evresinde yaklak 7 bin
aileye geim kayna olan, 8.500 ton gl iei, toplandktan
sonra, Gl birlik bata olmak zere, blgede bulunan 18 zel gl
ya fabrikalarnca satn alnarak, endstriyel retim sreci
balamaktadr.
Gl yetitiriciliinden reticinin (anket yaplan
iletmelerin) elde ettii brt gelir ortalamas iletme bana
19,664 TLdir. Gl yetitirme sonucunda gl reticinin (anket
yaplan iletmelerin) elde ettii brt geliri ise 5.211.063 TLdir.
Ya gl retimi (ton): 8.500 ton olduundan blgedeki
reticiler
8.500.000 kg X 3,85 TL/kg = 32.725.000 TL gelir elde
etmektedir.
leyici Fabrikalar asndan elde edilen gelir
Glbirlik, yllk ortalama 5 milyon dolar dolarlk gl
ya ihracat ile blgenin ihracatnn yaklak yarsn tek bana
yapmaktadr. Blgede mevcut 18 firma 9,5 milyon dolar dolarlk
gl ya ihracat yapmaktadr.
Gl ya retimi (kg): 1.450 kg (1 kilogram gl yann
maddi deeri ise ortalama 6.500 dolardr.)
(1.450 kg X 6.500 dolar)= 9.425.000 dolar X 2.01 TL=
18.944.250 TL
Konkret retimi (kg): 9400 kg ve gl suyu retimi ile
dier glden elde edilen kozmetiklerin ihracatndan elde edilen
gelir=3.300.000 dolar
Toplam ihracat geliri: 9.425.000 dolar + 3.300.000
=12.725.000 dolar (25.577.250 TL) dr.
almamz kapsamnda reticilerin gllerinin
damtld ve gl ya yaplp ihra edilmesinin ekonomik

420

boyutu incelenmi ve 12 milyon dolar dolarlk gl ya ve gl


rnleri ihracat gerekletii hesaplanmtr.
stihdama katk Kii 1.712 kii + 227 firmalarda
istihdam edilmekte, her kyde firma adna alm yapan birer
grevli olduu da dnldnde 2.100 kii sektrde istihdam
edildii tahmin edilmektedir.
izelge 25: Gl Yetitiriciliinden reticinin Elde Ettii Brt
Gelir
Gl yetitiriciliinden
reticinin elde ettii brt gelir
Gl Yetitirme ekli/
reticinin brt geliri

Konvansiyonel
Gl Yetitirenler

Organik
Gl
Yetitirenler

5.001 15.001
5.000 TL 15.000 TL ve
ve alt TL aras zeri

Toplam

Say

88

66

68

222

39,6

29,7

30,6

100,0

Say

31

43

9,3

18,6

72,1

100,0

Say

92

74

99

265

34,7

27,9

37,4

100,0

Toplam

p<0,05 Anlaml (df:2 p:0,00)


SONU VE NERLER
Isparta Dnya gl ya retiminin %65ini
karlamaktadr. Isparta gl kozmetik, ila ve gda sanayinde
hammadde olarak kullanlmakta ve Isparta glnn ss ve peyzaj

421

bitkisi olarak herhangi bir sat yaplmamaktadr. Isparta gl


tarihi gemiinin yan sra kltrel bir deerdir. Ayrca Isparta
gl % 70i Ispartada olmak zere sadece Gller Blgesinde
yetitirilmesi ile Blgenin Eko Turizm iin cazibe merkezi
olmasnda en nemli faktrdr. Bata Bulgaristan olmak zere
gl ya pazarna giren ve girmeye alan dier lke reticilerine
gre uluslararas pazarlarda Ispartal gl reticilerinin rekabet
gcnn arttrlmas iin elde edilen aratrma bulgular nda
Tarmsal Desteklemelere ilikin kararlarda organik ve
konvansiyonel gl yer alacak ekilde gerekli tedbirlerin alnmas
krsal kalknma ve srdrlebilirlik asndan nem arz
etmektedir.
Gl ieinin ilenmesinden elde edilen gl ya ve gl
konkretinin pazarlanmasnda bu gne kadar ok nemli bir
problem yaanmamtr. Ancak Bulgaristann ABye girii ile
birlikte bu rn iin alm olduu destek sayesinde ekim ve dikim
alanlarn artrm olmas, inin retim alanlarn geniletmesi
gl ve glya retimimizin gelecei asndan potansiyel bir
tehlike olarak grlmektedir. ABnin Bulgaristan daki
reticilere salad destek karsnda, dnya pazarlarnda
rekabet gcnn artrlmas gerekmektedir. Dier taraftan
mevcut bahelerde retimi, kaliteyi ve randman iyiletirmek
iin gerekli tedbirlerin alnmasna ihtiya bulunmaktadr. Bu
durumda kaliteli ve organik gln desteklenmesi sayesinde
gerekletirilebilir.
Trkiye iin ok zel bir yeri olan gl iei retiminin ve
zellikle de uluslararas alanda fiyat daha yksek olan
organik gl yetitiriciliinin desteklenmesi gereklidir.
Yalk Isparta gl (Rosa damascena Mill.) 4.5.2. blmde
yer alan Tarmsal destekleme Politikas ve gl konusunda
ilendii zere, gl bitkisi ss bitkisi olarak deil
endstriyel bitki olarak deerlendirilmeli, 08.04.2013 tarih
ve 28612 sayl Resmi Gazetede yaynlanan, tarmsal
desteklemelere ilikin Bakanlar Kurulu kararnn 2.
Maddesinde belirtilen Mazot, gbre ve toprak analizi
destekleme izelgesinin I. Grubundan karlarak, 3.
Grupta bulunan Yalk Tohumlu Bitkiler ve Endstri
Bitkiler grubuna alnmas gl yetitiriciliinin
gelitirilmesi asndan nemlidir.

422

08.04.2013 tarih ve 28612 sayl Resmi Gazetede


yaynlanan Tarmsal Desteklemelere ilikin Bakanlar
Kurulu kararnn 3. Maddesinde, Trkiye tarm havzalar
retim ve destekleme modeline gre fark demesi destei
izelgesinde yer alan destee konu rnler ierisine
Yalk Isparta Gl nn alnmas ve retilen organik gl
ieine;
Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel gl
retimi yapan reticilerin istedikleri prim miktar
ortalamas 1,2113 0,647 TL/da ve organik gl retimi
yapan reticilerin istedikleri ise ortalama prim miktar
1,1765 0, 59 TL/da olarak tespit edilmitir,
Yaplan analiz sonularna gre konvansiyonel gl
retimi yapan reticilerin maliyet ortalamas 1,6747
TL/kg ve organik gl retimi yapan reticilerin
maliyetleri ise ortalama 2,1888TL/kg olarak tespit
edilmitir,
Isparta linde organik gl iin yaplan igc
masraflar ortalama olarak 1293,21 TL 2095,42 TL,
konvansiyonel glde ise ortalama olarak igcne
denen masraflarn 509,77 TL 610,54 TL olduu
tespit edilmitir,
Yukarda verilen bilgiler dorultusunda organik gl
iin verilecek primin 1.20-1.30 TL/kg arasnda olmas
durumunda reticilerin talepleri karlanm ve reticiler iin
en byk maliyet unsuru olan hasat maliyeti iilik bedeli
karlanm olacaktr. Konvansiyonel gl iin ise verilecek
prim miktarnn 50-60 kuru/kg arasnda olmas durumunda
reticilerin talepleri karlanm ve reticiler iin en byk
maliyet unsuru olan hasat maliyeti iilik bedeli karlanm
olacaktr.
Bu balamda reticilerin organik gle
ynlendirilmesi asndan organik gln desteklenmesi ve
yukarda ki gibi konvansiyonel ve organik gle verilecek
destek miktar arasnda iki kat marj olmas salanmaldr.
Uzaktan Alglama ile organik ve konvansiyonel gl iin
dikim alanlar, rn geliimi ve iek rekoltesi
belirlenerek gereki bir retim planlamas yaplabilir.
Yeni gl alanlarnn belirlenmesinde ve eski verimi dk
gl alanlarnn sklmesinde bu veriler kullanlabilir.

423

Verim kayplarn telafi edici bir Genletirme Budamas


Tazminat demesi yaplarak verim art salanabilir.
Blgede verim artnn salanabilmesi iin hastalk ve
zararllarla mcadele kesinlikle nemli bir ihtiya
durumundadr. Bu balamda bata organik gl yetitiren
reticilerin konil denilen zararlnn etkisinden dolay
verimleri nemli lde azalmakta ve bu zararlnn ve
dier hastalklarn etkisiyle birka yl sonra glleri
kurumaktadr. Bu nedenle reticiler organik gl
retiminden ekilmeyi dahi dnmektedir. Bu soruna
acilen zm bulunabilmesi iin Zirai Mcadele
Aratrma Enstitlerinin bu konuda alma yrtmesine
ihtiya grlmektedir.
Netice olarak Gl blgede 12-15 milyon dolarlk gl
ya ve gl rnleri ihracat gerekletii hesaplanm ve
Isparta ekonomisine nemli bir katk salad belirlenmitir.
Ayrca gln istihdama da katk salad ve blgede 1.712
retici + 227 fabrika ve firmalarda istihdam edilen personel ve
son olarak ta her kyde firma adna alm yapan birer grevli
olduu da dnldnde yaklak 2.100 kiinin sektrde
istihdam edildii tahmin edilmektedir.
Bu balamda gln blge ekonomisine katks olduka
yksek olup, gln tarmsal desteklerden daha fazla
yararlanmasnn salanmas krsal kalknma asndan ve tarm
politikalar asndan olduka nemlidir.

424

KAYNAKLAR
ALBAYRAK A.S.2006. Uygulamal ok Deikenli statistik
teknikler. Asil Yayn Datm Ltd.ti. Ankara
ANONM, 2009, Tarm ve Kyileri Bakanl 'Tarmsal
Veriler', TKB,Strateji Gelitirme Bakanl, Ankara.
ANONM, 2009, Tarm ve Kyileri Bakanl Tekilatlandrma
ve Destekleme Genel Mdrl Kaytlar, Ankara
ANONM, 2009, Tarm ve Kyileri Isparta Il Mdrl -20082009 Yllar Tarm Raporlar.
APHA 1995; Standard Methods for the Examination of Water
and Wastewater, APHA, AWWA, WEF, 19th Ed.
BASER, K.H., Krkoglu, M. ve Konur, O.Z. 1990. Trk gl
yagnn retimi ve zellikleri. Anadolu niversitesi,
Tbbi Bitkiler Arastrma Merkezi, Tbbi ve Aromatik
Bitkiler Blteni, Gl zel Says 4, 13-15.
BAYDAR, H. 2006. Oil-bearing rose (Rosa damascena Mill.)
cultivation and roseoil industry in Turkey. Euro
Cosmetics. 14, 13-17.
BAYDAR, H. and Gktrk Baydar, N. 2005.The effects of
harvest date, fermantation duration and tween treatment
on essential oil content and composition of industrial oil
rose (Rosa damascena Mill.). Industrial Crops and
Products. 21, 251-255.
BAYDAR, H. ve Gktrk Baydar, N. 2001. Yag gl (Rosa
amascena Mill.)nde verim ve kalite zerine hasat
dnemi, distilasyon iin bekleme sresi ve distilasyon
asamalarnn etkisi, IV. Tarla Bitkileri Kongresi, s. 117122.
BAYDAR, H., Erbas, S., Kineci, S. ve Kazaz, S. 2007. Yag
Glnde (Rosa damascena Mill.) Damtma Suyuna
Katlan Tween-20nin Taze ve Fermente Olmus
ieklerin Gl Yag Verimi ve Kalitesi zerine Etkisi.
SD Ziraat Fakltesi Dergisi 2(1),15-20.
BAYDAR, H., Schulz, H., Krger, H., Erbas, S and Kineci, S.
2008. Influences of fermentation time, hydrodistillation time and fractions on essential oil

425

composition of Damask rose (Rosa damascena Mill.)


Journal of Essential Oil Bearing Plants. Journal of
Essential Oil Bearing Plants. 11 (3), 224-232.
CEYLAN, A., 1995. Tbbi bitkiler I, Ege niversitesi Ziraat
Fakltesi Yaynlar No: 312, zmir.
CEYLAN, A., 1996. Tbbi bitkiler II, Ege niversitesi Ziraat
Fakltesi Yaynlar No: 481, zmir.
CHAN Y H, 2005 Biostatistics 305. Multinominal Applied
Lojistic Regression. Singapore Med J 2005; 46(6):259
EK, A. ve Erkan, O. 1996. Tarm Ekonomisinde Aratrma
ve rnekleme Yntemleri. Gaziosmanpaa niversitesi
Ziraat Fakltesi Yaynlar No: 12, Tokat.
HOSMER, D.W. and Lemeshow, S. 2000. Applied Lojistic
Regression. A Wiley-Interracience Publication. John
Wiley &Sons. Inc. Newyork-USA
KALANLAR, ., 2005. Ankara ili Aya lesi Sebze
letmelerinde Damla Sulamann Benimsenmesi Ve
Yaylmas zerine Bir Aratrma, Ank. ni. Fen Bil.
Ens. Tarm Ekonomisi ABD., Baslmam Yksek
Lisans Tezi, Ankara
KALANLAR, ., Tatldil H., Olhan E., 2010a. Trakyada
Gelimeyen Organik Tarm ve evre
Kirlilii
Asndan Tarm. Trkiye IV. Organik Tarm
Sempozyumu. Erzurum
KALANLAR, ., Tatldil H., Olhan E., 2010b. Trakyada
Tarmdan Kaynakl evre Kirlilii Asndan Tarm,
1.Ulusal Toprak ve Su Kaynaklar Kongresi, Eskiehir.
KALANLAR, ., Tatldil H., Olhan E., ztrk, G., Ural, E, C.,
2011. Trakyada Tarmdan Kaynakl evre Kirliliinin
Boyutlar ve Corafi Bilgi Sistemleri. I. Ali Numan
Kra Tarm Kongresi ve Fuar. Eskiehir.
KAZAZ, S. 1997. Hasat zaman ve hasat sonras bekleme
sresinin yag glnde (Rosa damascena Mill.) yag
miktar ve kalitesine etkileri zerine bir arastrma. SD
Fen Bilimleri Enstits, Bahe Bitkileri Anabilim Dal,
Yksek Lisans Tezi, Isparta.

426

KOCASOY, G., 1994; Atksu Artma amuru ve Kat Atk


Kompost rneklerinin Analiz
KRKOGLU, M. and Baser, H.C. 2003. Studies on Turkish
rose concrete, absolute and hydrosol. Chemistry of
Natural Compounds. 39 (5), 457-464.
KRKOLI, M., 1995. Trk glya, konkreti ve
absolsnn retimi ve zellikleri, Anadolu
niversitesi Salk Bilimleri Enstits Doktora Tezi
Eskiehir.
KRKOLU, M., 1988. Trk gl yann retimi ve
zelliklerinin tespiti, Anadolu niversitesi Salk
Bilimleri Enstits Yksek Lisans Tezi Eskiehir.
KRKOLU, M., 1988; Trk Glyann retimi ve
zelliklerinin Tespiti, Y.Lisans tezi, Anadolu
niversitesi, Eskiehir.
ZCAN, ., 1998; Isparta li ve evresinde Gl Tarm ve
Trkiye Ekonomisine Katks,
ZDAMAR, K. 2002. Paket programlar ile istatistiksel veri
analizi(ok deikenli analizler). 4.Bask. Kaan
Kitabevi
TATLIDL, H. 1997. Tarmda Yeniliklerin Yaylmas ve
Benimsenmesi. Baslmam Ders Notu. Ankara.
TOSUN, ., Gnll, M. T., Gnay A., 2002; "Anaerobic
Digestion of Residues from Rose Oil
TUTA, M., 1991. Glyann spektroskopik ve kromatografik
yntemlerle incelenmesi. Akdeniz niversitesi
Rektrl, Aratrma Fonu Proje No:87.01.0102.02
YALIN, S., 1988. Trkiyede Uucu Yalarn retimi ve D
pazarlama mkanlar, IGEME, Ankara.
YAMANE, T. 2001. Temel rnekleme Yntemleri, Literatr
Yaynlar, Yayn No: 53, evirenler: Esin, A., Aydn,
C., Bakr, M. A., Grbzsel, E. Yntemleri, Boazii
niversitesi Yaynlar, (No.545), stanbul.

427

428

GIDA RNLERNDE MARKA FARKINDALII


OLUTURULMASINDA PAZARLAMA LETMNN
NEM
r.Gr. Nermin BAH
Prof.Dr. Dilek BOSTAN BUDAK
Prof.Dr. Aykut GL
ZET
Dnyada yaanan ekonomik ve teknolojik gelimeler
youn bir rekabet ortam yaratmaktadr. letmelerin bu youn
rekabet ortamnda tketicileri etkileyerek kendi rnlerinin
tercih edilmesini salamak amacyla daha etkin bir pazarlama
stratejisi gelitirmeleri gerekmektedir. Youn rekabetin
yaand bir ortamda iletmelerin rakiplerinden farkllamas ve
tketicilerin zihninde yer almas markalama ile mmkn
olmaktadr. Tketici satn alma karar alrken de marka nemli
unsurlardan birisi olmaktadr. Bu anlamda iletmelerin marka
farkndal ve olumlu marka imaj yaratma abalar n plana
kmaktadr. Btn iletiim unsurlarn birlikte ve uyum iinde
kullanarak pazarlama abalarna yn vermeye alan pazarlama
iletiimi tketicide marka farkndal yaratlmasnda nemli bir
unsur olmaktadr. Literatr gda rnlerinin satn alnmasnda
markann nemli bir unsur olduunu ortaya koymaktadr.
zellikle gda rnlerinde markann satn alma kararnda n
plana kmasnn sebebi kalite, salk vb. konularda gven
vermesi ve herhangi bir sorunla karlaldnda bir muhatap
bulmalarnn kolay olmasndan kaynaklanmaktadr. Bu anlamda
tketicinin rn daha fazla ve tekrar satn almasn salamak
iin tketicide marka farkndalnn yaratlmas, bunu salamak
amacyla da pazarlama iletiimi aralarnn etkin bir ekilde
kullanlmas nemli bir olgu olmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Marka farkndal, Pazarlama
iletiimi, Gda rnleri

Osmaniye Korkut Ata niversitesi, nerminbahsi@osmaniye.edu.tr

ukurova niversitesi, dbostanbudak@gmail.com

ukurova niversitesi, aykutgl@cu.edu.tr

429

THE IMPORTANCE OF MARKETING


COMMUNICATIONS IN CREATING BRAND
AWARENESS IN FOOD PRODUCTS
ABSTRACT
The economic and technological developments in the
world have been creating intense competition atmosphere. In
highly competitive environment of firms - by influencing
consumers - to ensure for choice of their products, are required
to develop a more effective marketing strategy. In an
environment where is existed of intense competition, businesses
differentiate from their competitors and take place in the minds
of consumers by branding are made possible. When consumers
also take purchase decision is one of the important elements of
the brand. In this sense, the effort creating brand awareness and
positive brand image of businesses has come to the fore. Using
to together and harmony to all the elements of communication,
marketing communication that try to give direction to marketing
efforts is an important element in creating brand awareness in the
consumer. The literature that in the purchase of food products is
an important element of the brand revealed. The reason why
brand comes to the fore in the choice of purchasing of
particularly food products is that it assures quality, health and etc.
and it is easier to find a person in charge when there is a fault or
a problem. Creating a brand recognition for the customers to buy
the goods more and repeatedly and using marketing and
communication tools effectively to assure this recognition are
very important.
Key
Words:
Brand
Communications, Food Products

Awareness,

Marketing

GR
Piyasaya sunulan mallarn saysnn artmas,
tketicilerin eitim ve gelir dzeylerindeki artlara bal olarak
daha seici ve duyarl davranmaya balamas gibi nedenler
rekabet koullarn arlatrmakta ve iletmeler iin gl bir
marka olma zorunluluunu ortaya kartrken, tketicilerinde
tercihlerinde markay n plana karmasna neden olmaktadr.
Bir mamuln markalanmas, onun tketicinin dikkatine

430

sunulmas demektir (ener ve Babaoul, 2003). Rekabette ne


gemek zorunda olan her iletme, nerelerde yenilikler
yapabileceini ya da hangi uygulamalar yaparsa daha baarl
olabileceini aratrmaktadr Erpelit, 2010). Uzun vadeli rekabet
avantaj yaratmaya neden olacak bir irket iin birka stratejik
varlk vardr ve marka bunlardan biridir (Doostar vd., 2012).
Gnmzde marka belirli bir gda rnnn
tketicilerin seimi iin temel nedenlerinden biri haline
gelmektedir. rn markasnn nemi, kalite ve kken
belirlenmesi ve ayrt edilmesinin yan sra ilave deer yaratarak
tketicilerin seim ve sadakatleri zerindeki etkisinde ncelikle
grlebilecektir (Vranesevic ve Stantec, 2003).
Bir yandan pazara yeni rnlerin hzla girii, dier
yandan baz pazarlarda youn bir ekilde yaanan mevcut global
rekabet ortamnda iletmelerin kendi markalarnn tketici
tarafndan kullanmnn ve markaya olan balln yaratlmas
ve artrlmas iletmeler asndan olduka byk nem
tamaktadr (ener ve Babaoul, 2003). Firmalar srdrlebilir
rekabet stnl salamak, pazar payn arttrmak ve yksek
getiri elde edebilmek iin yarattklar markann tercih sebebi olan
marka imajn etkili bir biimde oluturmak durumundadr (zer,
2008). Deien evre ve pazar koullarnda tketiciler istek ve
ihtiyalarn karlarken, gvenilir ve kendileri iin eitli
anlamlar ifade eden markal rnlere ynelmektedirler.
Tketiciler bir markayla ilgili zihinlerinde oluan marka imajna
gre satn alma davranlarn gerekletirmeye balamlardr.
Buna istinaden, firmalar bir marka oluturmann yannda,
tketicilerin zihninde o markayla ilgili gl bir marka imaj
oluturabilmenin yollarn aramaya ve bunu baarabilmeye
ynelik aratrmalar ve almalar yapmaya balamlardr (zer,
2008).
Piyasaya her gn yeni rn ve markalarn girdii
gnmz koullarnda tketicinin bir rn satn alabilmesi iin
ncelikle rnn farknda olmas gerekmektedir. Tketicinin
farknda olmad bir rn ya da markay tercih etmesi ve satn
almas da sz konusu olmayacaktr. Sonu olarak, marka
farkndal marka ilikilendirmesi araclyla satn alma
kararn etkileyebilecektir ve bir rn olumlu bir marka imajna
sahip olduu zaman, pazarlama faaliyetlerine de yardmc
olacaktr (Chi vd., 2009).

431

Bu anlamda, iletmelerin tketicilerin piyasadaki ok


eitli rn ve markalar arasndan kendi markalarn semesini
salamak ve markalarna farkndalk yaratmak amacyla etkin bir
pazarlama stratejisi gelitirmeleri gerekmektedir. Bunu
baarabilmek iin de iletme ve tketiciler arasnda etkili bir
iletiim kurularak, bilgi verme, hatrlatma ve ikna etme srecini
kolaylatrmak iin pazarlama iletiimi rn, fiyat, datm ve
tutundurma karmas elemanlaryla ortak mesajlarn tketiciye
iletilmesi salanmaktadr. Bu anlamda yalnzca dier mal ve
hizmet sektrlerinde deil gda rnleri sektrnde de rnlere
farkndalk yaratlarak tketiciler tarafndan tercih edilmesinde
pazarlama iletiimi kavram n plana kmaktadr.
Pazarlama iletiimi kavram, rnn tketiciler
tarafndan fark edilip tketicilerin satn alma kararlarn
etkileyebilmek iin pazarlama yneticilerinin yerine getirdikleri
tm eylemleri kapsamaktadr (Gdemir, 2004). Hedef
tketicileri rn ya da hizmet hakknda bilgilendirmeyi, tketici
davran ve tutumlarn etkilemeyi, temel bir kriter olarak
deerlendirirken, hem iletme mesajlarn hedef kitlesine sunma
ve hem de hedef kitlesinden gelen mesajlar (tketicinin istek ve
ihtiyalar) deerlendirerek bu dorultuda hareket etmeyi
iermektedir. Pazarlama abalar iinde yer alan tm iletiim
unsurlarnn tketicilere tek ses ve tek mesaj halinde ulatrlmas
ve bylece etkili bir iletiimin salanmas, iletmelere rn ve
hizmetlerini tketicilere daha iyi ifade etme frsatn
sunmaktadr.
Bu almann amac tm dier sektrlerde olduu gibi
gda rnleri sektrnde de ok fazla rn ve marka arasndan
seim yapmak zorunda olan tketicide marka farkndal
oluturulmasnda pazarlama iletiiminin nemini ortaya
koymaktr.
1. MARKA
Marka rn veya hizmetini rakiplerinden ayrt etmek
iin bir aratr (Lhotakova, ve Olsanova, 2013) ve rekabet
avantaj elde etmek iin iletmelere yardmc olan bir
mekanizmadr (Doostar vd., 2012).

432

Amerikan Pazarlama Dernei, satlan bir mal veya


hizmeti dier satclarn mal ve hizmetlerinden farkl yapan bir
isim, terim, tasarm, sembol veya herhangi dier zellik olarak
markay tanmlar (Vranesevic ve Stantec, 2003; Doostar vd.,
2012). Marka, mal ve hizmetlerin kimliini belirleyen,
rakiplerinden ayrt eden bir isim, simge, ekil ya da bunlarn
bileimidir (Ykselen, 2006).
Marka; retici ve satcnn, tketicilere belirli zellik,
fayda ve hizmeti srekli olarak sunacann bir vaadi olup kalite
garantisini de ifade etmekte ve rne ynelik olarak tketiciler
iin farkl anlamlar tamaktadr (Gavcar ve Didin, 2007;
Akpnar ve Yurdakul, 2008; zer, 2008). Chi vd. (2009)e gre,
son zamanlarda, tketici bilincinin ykselii ile tketici tandk
ve elverili markalar satn almak ynnde tercih yapmaktadr.
Tketiciyi ve tketicinin satn alma karar srecini
etkileyen ve ekillendiren, zellikle somut rnleri birbirinden
ayran marka, pazarlama ve reklam faaliyetlerinin odak
noktasdr. Pazarlama politikalarnn byk ounluunun
tketiciler tarafndan rnn tanmlanmasna, reklam
uygulamalarnda ise tketici ile iletiim kurulmasna ve rnn
tketicilere tantlabilmesi amacna dayandrlmasnn gereklilii
markann nemini n plana karmtr. Bu dorultuda rnn
benzerleri arasnda fark edilmesini salayan zellik marka olarak
ifade edilmektedir (Erpelit, 2010).
Marka satn alma sreci esnasnda seimde en nemli
kriterdir (Vranesevic ve Stantec, 2003). Bir marka mteri iin
olumlu veya olumsuz mesajlar temsil edebilir (Doostar vd.,
2012) ve bu dorudan irketin sat hacmini ve i sonularn
etkiler. (Vranesevic ve Stantec, 2003). Eer tketiciler bir
markay tanyor ve onun hakknda bilgi sahibi ise, bir rn karar
vermek iin birok dnce ve bilgi ileme sreci ile uramak
zorunda kalmazlar (Erpelit, 2010). Fiziksel zellikleri anlamnda
rakip rnlerle kyaslandnda bir rn herhangi belirli bir
avantaja sahip olmad zaman, tketiciler rn markasn
deerlendirir ve satn alma karar verir (Vranesevic ve Stantec,
2003). Aratrmaclar, bir markann olumlu alglarnn tketici
seimi, performans ve satn alma niyeti zerinde olumlu etkiye
sahip olduunu bulmutur, marka iin daha fazla fiyat deme,
marka uzantsn kabul etme ve dierleri iin marka nerme
eilimindedir (Doostar vd., 2012).

433

Marka rn (ve hizmet) farkllatrma ve dier rekabeti


seeneklerden onu ayrma, ilaveten rn seimi ve satn almada
tketicileri motive etmeye yardm etme, bylece onlar memnun
etme ve sadk hale getirme gcne sahiptir (Vranesevic ve
Stantec, 2003). Marka, tketicinin rn ve hizmete ilikin
dncesini yanstrken, firmalar arasndaki rekabette n plana
kan unsur olmaktadr. Firmalar rettikleri rn ve hizmetlerinin
srekli talep edilmesini ve buna bal olarak yksek ve dzenli
sat haslat ve nakit devamna sahip olmak istemektedirler.
Bylece marka, deer ve g gstergesi konumuna gelmektedir
(Erpelit, 2010).
Marka llebilir mali deeri olan ticarete konu olan bir
rndr (Fouladivanda vd., 2013). irketler iin markalar yatrm
yaplacak ve irketin hedeflere ulama amac ile ynetilmesi
gereken belirli bir deer varsaylr. Markalar bir irketin
pazarlama hedeflerine ulama yoludur ve irketlerin varlk olarak
onlar grd anlalr (Vranesevic ve Stantec, 2003).
Pazarlama abalar ve sonular marka dzeyinde llmekte ve
ynetilmektedir ve markalarn ksa dnemli rekabet hareketleri
bir firmann verdii tepkilerin merkezidir. Sonu olarak,
markalar bir ok irketin pazarlama abalarnn odak noktas
haline gelmitir ve pazar gcnn, rekabet kaldracnn ve
yksek getirinin bir kayna olarak grlmektedir (Reid vd.,
2005). Bir markann deeri irketlerin yeni mteriler elde
etmesine ve mevcut olanlar korumasna yardmc olur. Sat ve
datm kanallar ile ilgili olarak onlara pazarlk gc verir,
rekabet avantaj artar ve rekabetten korur ve yeni rnlerin daha
kolay bir uygulamasn salar. Bir irket onlarn marka
farkndaln artrmak ve olumlu bir ekilde tketici bilincinde
gl kanaatlerin oluturulmasn etkileyen byle bir ekilde
pazarlama faaliyetlerini tasarlamas ve uygulamas gerekir
(Vranesevic ve Stantec, 2003).
2. MARKA FARKINDALII
Markann farkndal, iletiim srecinde temel ve
gerekli bir unsur olarak tanmlanmaktadr. Marka farkndal
olmadan iletiim etkisi gerekletirilemez (Ak, 2009).
Tketicinin bir rn satn alabilmesi iin ncelikle rnn
farknda olmas gerekmektedir. Keza tketici markann farknda

434

deilse ne marka tercihi ne de satn alma niyeti oluamaz (Ak,


2009; zer, 2008). Marka deerinin temel boyutlarndan biri
olan marka farkndal sklkla tketici satn alma kararnn bir
nkoulu olarak kabul edilir (Moisescu, 2009). Marka deerinin
nemli bir bileenidir ve farkndalk alg ve tutumlar
etkileyebilir (Aaker, 1996). Marka farkndal bireylerin rn
hakkndaki belirli iyi veya kt bilgilerin btnnden oluur
(Cakir ve Uzum, 2013).
Marka farkndal, bir tketicinin farkl durumlarda bir
markay tanyabilmesi ve hatrlayabilmesi yetenei anlamna
gelmektedir (Aaker, 1996; Keller, 2009; Chi vd., 2009; zgven,
2010). Marka farkndal bir rn kategorisinden bir markay
tanmak ve satn alma karar vermek iin tketicilere yardmc
olabilir (Chi vd., 2009). Aakera gre marka farkndal rn
kategorisi ile marka arasndaki balantdr (Moranjkic vd., 2007).
Birok farkndalk dzeyleri vardr. Tketicilerin marka
farkndalk dzeyleri, en alt dzeyde markann farknda
olunmamasndan en st dzeyde rn kategorisi ierisinde akla
gelen ilk marka olma arasnda deimektedir ( Moranjkic vd.,
2007). Mterilerin zihninde markalarn dikkat ekiciliini
yanstan marka farkndal; tanma, hatrlama, hatrlamada ilk
marka olma, marka hakimiyeti (tek marka hatrlama), marka
bilgisi (marka senin iin ne anlama gelmektedir), marka gr
(marka hakknda bir gre sahibim) gibi birka dzeyde
deerlendirilebilir (Aaker, 1996; Moisescu, 2009; Malik vd.,
2013; Ak, 2009).
Marka farkndalnn en yksek olduu dzey
markann rn kategorisi ierisinde akla gelen ilk marka olduu
dzeydir ( Moranjkic vd., 2007). Markay hatrlama, belirli bir
rn kategorisinde tketiciye ipucu verildiinde tketicinin
markayla ilgili zellikleri hafzasndan ekebilme yeteneidir.
Baka bir ifadeyle markay hatrlama, tketici zihninde markay
doru bir ekilde canlandrabilmesi demektir (Moranjkic vd.,
2007). Marka tanma, bir marka iareti olduu zaman
tketicilerin bir markay tanmlama yeteneine sahip olduklar
anlamna gelir (Chi vd., 2009). Marka tannrl, markaya dair
bir ipucu verildiinde tketicinin nceki bilgilerini kullanma
yetenei ile ilgili olup, tketicinin markay dier markalardan
ayrt edebilmesidir (Ak, 2009). Markay tanma, tketicinin
eitli yollarla markay grmesi, marka hakknda bir eyler

435

duymas nedeniyle belirli bir rn kategorisinde markay doru


olarak snflandrmasdr. Tketici bir rn kategorisi hakknda
dndnde aslnda rn kategorisi ierisinde yer alan
markalar dnmektedir. Marka farkndal bilinen marka
gruplar arasnda rnlerin seilmesini etkilemektedir
(Moranjkic vd., 2007). Tketiciler tandk ve iyi bilinen bir rn
satn alma eiliminde olduklar iin marka farkndal satn alma
niyeti zerinde nemli bir rol oynar (Macdonald ve Sharp, 2000;
Chi vd., 2009). Yeni veya ni markalar iin, tanma nemli
olabilirken, tannm markalar iin, hatrlama ve hatrlamada ilk
marka olma daha duyarl ve anlamldr (Aaker, 1996).
Markann tketici zihnindeki bilgisine dair tanma ve
hatrlanma dnda farkndaln dier bir dzeyi de marka
mesajna bal olarak tketicide olumu kanlardr. Bu nedenle
de tketicinin markay tanmas ve hatrlamas kadar markay
duyduunda ya da grdnde ne dnd de temel bir
farkndalk dzeyi olarak deerlendirilmektedir (Moranjkic vd.,
2007).
Satn alma seeneklerinden biri haline gelebilecei iin
bir rnn farknda olmak potansiyel mteriler iin nemlidir
(Fouladivanda vd., 2013). Dk ilgilenimli satn alma karar
durumlarnda marka hakknda oluturulmu bir tutum olmasa
bile en dk dzeyde marka farkndal markay tercih etmek
iin yeterli olabilmektedir ( Moranjkic vd., 2007).
Tketiciler bir rn satn almak istedikleri ve bir marka
ad o anda akllarna gelebildii zaman, rnlerin yksek marka
farkndal olduunu yanstmaktadr (Chi vd., 2009).
Farkndalk seviyesi yksek markalarn satn alnmas daha
muhtemel olacaktr (Fouladivanda vd., 2013).
Marka
farkndalnn yksek dzeylerine sahip olan bir rnn yksek
pazar pay ve stn kalite deerlendirmeleriyle sonulanacann
nedenlerinden biridir (Malik vd., 2013; Chi vd., 2009).
Tketiciler ile iletiim kurarken yksek yardmsz marka
farkndal belirli marka deerleri zerinde konsantrasyon
salar iken dk marka farkndal, bir rnek olarak, marka
tanma odakl tketiciler ile gl iletiim gerektirir (Lhotakova
ve Olsanova, 2013).
Marka farkndal belirli bir marka hakknda bellekte
byk bir iliki oluturur ve marka sadakati, tketici gvenine

436

ilaveten tketici satn alma niyetini artrr (Malik vd., 2013).


Farkndaln tketici satn alma karar zerinde olumlu etkisi
olmaktadr ve bu nedenle marka farkndal ile irketlerin pazar
pay artmaktadr. Farkndalk mal ve hizmetlerin daha kolay bir
ekilde pazarlanmasn salar ve bir pazarlama teknii olarak
kullanlr (Cakir, Uzum; 2013). Eer bir kurulu baarl bir
marka farkndalna sahipse kuruluun rn ve hizmetlerinin
pazarda iyi bir saygnla sahip olduu ve basite kabul edilebilir
olduu anlamna gelmektedir (Malik vd., 2013).
letmeler yeni bir rn veya marka gelitirdikleri
zaman, marka farkndal marka sadakatiyle olumlu bir ekilde
ilgili olduu iin, en iyi sonular almak iin, onlarn marka
farkndaln tevik etmeleri gerekir (Aaker ve Keller, 1990; Chi
vd., 2009).
3. PAZARLAMA LETM
Pazarlama iletiimi; bir kurulusun varoluuyla, rn ve
hizmetleriyle ilikide bulunduu ve bulunaca tm kesimlere
neler vaat ettiini, neler salayabileceini anlatmasn
salayacak iletiim abalarnn tmdr (Ebren, 2006).
Pazarlama iletiimi, dorudan ya da dolayl olarak sattklar rn
ya da markalar hakknda firmalarn tketicileri bilgilendirmek,
ikna etmek ve hatrlatmak iin giriim yapma aralardr (Keller,
2001; Keller, 2009). Bir anlamda, pazarlama iletiimi irket ve
markalarn sesini temsil eder ve bir diyalog kurabilmenin ve
tketiciler ile arasnda ilikiler kurmann bir aracdr (Keller,
2009). Pazarlama iletiiminin grevi iletmeler ve Pazar
arasndaki ilikileri ynetmek ve deer yaratmaktan oluur
(Esposito, 2013:81).
Pazarlama iletiimi, hedef kitlede, istenen tepkiyi
uyandrma niyeti ile btnleik uyarclar sunmak, varolan
iletme mesajlarn deitirmek ve yeni iletiim frsatlar
yaratmak amac ile kurulu iletiim kanallar vastas ile pazardan
mesajlar alma, aklama ve o dorultuda hareket etme srecidir
(Durmaz, 2001; Ebren, 2006). Etkili pazarlama iletiimlerinin n
koulu iletiimin eitli kanallaryla gnderilen mesajlarn
tutarlldr (Zavrsnik ve Jerman, ). Pazarlama iletiimi
kavram, rnn tketiciler tarafndan fark edilip tketicilerin
satn alma kararlarn etkileyebilmek iin pazarlama

437

yneticilerinin yerine getirdikleri tm eylemleri kapsamaktadr


(Gdemir, 2004). Hedef tketicileri rn ya da hizmet hakknda
bilgilendirmeyi (Ebren, 2006), tketici davran ve tutumlarn
etkilemeyi, temel bir kriter olarak deerlendirirken, hem iletme
mesajlarn hedef kitlesine sunma ve hem de hedef kitlesinden
gelen mesajlar (tketicinin istek ve ihtiyalar) deerlendirerek
bu dorultuda hareket etmeyi iermektedir. Pazarlama abalar
iinde yer alan tm iletiim unsurlarnn tketicilere tek ses ve
tek mesaj halinde ulatrlmas ve bylece etkili bir iletiimin
salanmas, iletmelere rn ve hizmetlerini tketicilere daha iyi
ifade etme frsatn sunmaktadr.
Pazarlama iletiimi iletmenin ortak hedef ve
amalarnn stratejik olarak tek elde uygulanmasn ve
planlanmasn temel almaktadr. Bu stratejik yaklam,
organizasyonun ya da iletmenin rettii rn ya da hizmetlerle
ilgili alnacak her kararn mteri bazl ve satn alma
davranlarna etki edecek iletiim boyutunu dnerek
planlanmas srecini iermektedir (Gdemir, 2004). Pazarlama
iletiimi ile iletilen mesajlarn tketicinin zihninde bilgi olarak
kalmas ve dolaysyla gelecekteki satn alma kararn etkilemesi
arzulanmaktadr (Odaba, Oyman, 2012). Tm olas iletiim
biimlerini gelitirip uygulayarak mevcut ve potansiyel
tketicilerle uzun dnemli ve ikna edici ilikiler kurmay
hedeflemektedir. Btn iletiim abalar iletmenin pazarlama
hedeflerinin gerekletirilmesi amacna ynelik olarak
yrtlmektedir. Btn pazarlama karmas deikenleri, hatta
tm iletme faaliyetleri, iletmenin tketiciye sunduu toplam
mesajn bir paras olarak deerlendirilmelidir (Durmaz, 2001).
Pazarlama iletiimi, sadece tutundurma eylemlerini
pazarlama iletiiminin bir paras olarak grmekle kalmayp ayn
zamanda rnn kendisini, markasn, paketini, fiyatn ve
datmn da bu kavram ierisine dahil etmektedir (Odaba,
Oyman, 2012). Bilinen tutundurma karmas elemanlarnn yan
sra rn stili, fiyat, ambalaj, rengi ve hatta rnn tketicilere
sunulduu sat noktasnn yeri ve nitelikleri vb. de pazarlama
iletiimini etkileyen unsurlar haline gelmektedir (Uak, 2004).
Pazarlama iletiimini oluturan eler arasnda uyum ve tutarl
mesaj birlii vardr. Bu kavram aklamaya btnleik
pazarlama iletiimi (IMC) de denir (Odaba, Oyman, 2012).
Btnleik Pazarlama letiimi (IMC) pazarlama karmasnn tm

438

deikenlerini biraraya getirmeyi ve kendi program ve


faaliyetlerini entegre etmeyi vurgulayan bir felsefe olarak
tanmlanan, nispeten yeni bir kavramdr (Luxton vd.,
2002:1723). Amerika Reklam Ajanslar Kurumu btnleik
pazarlama iletiimini, eitli iletiim aralarnn stratejik
rollerinin belirlenmesini deerlendiren kapsaml bir plana
eklenen deerini kabul eden, bunu maksimum dzeyde etki,
tutarllk ve aklk salamak iin birletiren planlama aktivitesi
olarak tanmlamaktadr (Anantachart, 2004). IMC, bir eit
iletiim disiplininin (rnein, genel reklam, dorudan yant, sat
promosyonu ve halkla ilikiler) stratejik rollerini deerlendiren
kapsaml bir plann katma deerini kabul eden ve netlik, tutarllk
ve maksimum iletiim etkisi salamak iin bu disiplinleri
birletiren pazarlama iletiimi planlamasnn bir kavramdr
(Schultz ve Kitchen, 1997:12). IMC, markaya kar olumlu alg,
tutum ve davranlar oluturmak iin mteriler ve dier
paydalarla ilikileri ekillendirmeye yardmc olarak irketin
manevi olmayan alannn ynetiminde stratejik bir rol oynar
(Keller, 2001; Reid, 2005). IMC ncelikli olarak gl marka
oluturma gayretleri ierisinde firmalar tarafndan kullanlan
eitli iletiim faaliyetlerinin stratejik koordinasyonuyla
alakaldr (Reid vd., 2001).
Bu yaklam erevesinde, reklamlarla, sat
tutundurma teknikleriyle, halkla ilikiler ya da kiisel sat
giriimleriyle gnderilen mesajlarn amac, tketicilerle uzun
dnemli iletiim kurmak, marka imaj oluturarak marka ball
yaratmaktr. Bir iletme sat elde edebilmesi ve bu sat devaml
klabilmesi iin, mteri ile ilgilenmek, kurum kltrn ve
kimliini tantmak, mteri hakknda bilgi edinmek ve mteri
talepleri dorultusunda yeni pazarlama stratejileri gelitirmek
zorundadr. Pazarlama iletiimi tutundurma almalar ile
beraber, rnn zellikleri ve ambalajyla balayan, sat ve sat
sonras hizmetlere kadar uzanan geni bir sreci iermektedir.
Pazar iinde frsatlar deerlendirmek, iletiim kaynaklarn
analiz etmek, iletiim hedeflerini ortaya koymak, alternatif
pazarlama iletiimi stratejileri gelitirmek ve deerlendirmek
gerekmektedir (Gdemir, 2004).
Tketicilerin davranlarn takip ederek nasl bir
iletiim kurmak gerektiini ve bir sonraki admda tketicinin
nasl davranacan tahmin eder. rn ya da servisle ilgili tm

439

marka ve firma balantlarn, mesajlarn ulatrabilmek iin


potansiyel aralar olarak grr. Fiyatn nasl bir etki
yaratacandan, ambalajn sokaa atld zaman nasl bir
grnt yaratacana kadar olay inceler. (Bykbaykal, 2001).
Bu anlamda, tketicilerin ya da potansiyel tketicilerin,
pazarlamaya konu olan mal ya da hizmetlerle ilgili karar verme
srecinin ynetilmesi, pazarlama iletiimi olarak adlandrlabilir
(Uak, 2004). Pazarlama iletiiminden istenilen sonucun
alnmas, pazarlama iletiimi bileenlerinin eksiksiz ve
birbirleriyle
uyum
iinde
kullanlmalarna
baldr
(Bykbaykal, 2001).
4. GIDA RNLERNDE MARKANIN NEM
Gda rnlerinin nfusun beslenme ihtiyacn
karlamak gibi nemli bir ilevinin olmas gda rnleri retim
ve tketimini n plana karmaktadr. Gda rnlerine ilikin
zelliklerin deiim srecinde olmas, rnlerin hayat erilerinin
olgunluk dnemini amas, rnde sat ncesi ve sonras
hizmetlerle salanan imaj, yeni markalarn piyasaya girmesi,
rnn son tketiciye sunumunun kolaylatrlmas ve sat
sonras hizmetlerin srdrlmesi ile oluan bireysel mteri
tatmini rekabet ortamn gelitirmekte ve geniletmektedir
(Topu vd., 2007). Tketici demografisindeki dnm ve
ekonomik yapdaki geliimin paralelinde gda pazarndaki yeni
rn ve marka saysndaki art, retici firmalar iin youn bir
rekabet ortamn olutururken, tketiciler iin de alternatif
seenek trendini dourmaktadr (Akpnar ve Yurdakul, 2008).
Rekabet ve marka eitlerinin artan bymesi, bu
sektrdeki nihai tketiciler zerinde nemli bir etkiye sahiptir.
Bugn, birok kuruluta marka ad ve markann yaratlmas en
nemli rgtsel sermaye olarak kabul edilmektedir (Doostar vd.,
2012). Markann son derece nemli olduu gnmz
piyasalarnda, tketiciler her geen gn daha fazla marka ile
tanmaktadrlar. Birok rakip firmaya ait markalar ayn anda
tketiciye sunulmaktadr. Bu durum ihtiyalarn karlamak iin
satn alma davran ierisinde olan tketicilerin karar
vermelerini zorlatrmaktadr (Ak, 2009). Gda rnleri
pazarnda retici marka says ve rekabet dzeyi alt sektrlere ve
rn gruplarna gre deiirken, benzer ekilde tketicilerin

440

marka tercihi ve ilikili satn alma davran gda kategorilerinde


belirli farkllklar ierebilmektedir (Akpnar ve Yurdakul, 2008).
Eitim dzeyi, kltr, tutum ve davranlar gibi psikolojik ve
sosyolojik faktrler satn alma srasnda etkili olsa da, rn
zellikleri, fiyat, tutundurma, marka bamll gibi faktrlerde
tketicilerin satn almalarn etkilemektedir (Ak, 2009). Bu
perspektifte, rn ve markalarn yksek bir tketici deeri ile
optimal Pazar pozisyonunda konumlandrlmas nemlidir. Sz
konusu rn ya da markann pazar performansnn
srdrebilirlii
ise
etkin
pazarlama
stratejilerinin
gelitirilmesiyle olasdr (Akpnar ve Yurdakul, 2008).
Gnmz pazarlarnda, iletmeler rnlerini dier
rnlerden ayrmak iin zellikle markalama kararlarna nem
vermektedirler. letmeler hem rn zellikleri hem de dier
pazarlama faaliyetleri ile pazarda rekabet edebilmeye ve
rakiplerine stnlk salamaya almaktadrlar (Ak, 2009).
Gda imalats ve perakendecileri; markal rnlerde baar elde
edebilmek iin kategori ynetimi, yeni rn tasarlama, daha sk
promosyon ve reklam aktiviteleri, daha iyi bir ambalajlama ve
taktiksel stratejileri kullanmaktadrlar (Topu vd., 2007).
Tketicilerin zellikle rnlerin fiziksel zelliklerine dayal
deeri olmad bir alternatif seerken bir satn alma karar verme
srecinde, tketicilerin bir kalite iareti ve daha sonra dier
deerlendirme kriterleri (fiziksel grnm ve ambalaj, fiyat,
perakende ann itibar) olarak ilk olarak markay
alglayacaklar olmaktadr (Vranesevic ve Stantec, 2003).
letmelerin istei tketicilerin pek ok marka ierisinde kendi
markalarn seerek satn almay tekrarlamalardr. Bu yzden
iletmeler marka bamllndan elde edilecek avantajlar
dnerek bu konuda byk yatrmlar yapmaktadrlar (Ak,
2009).
Rekabeti gda piyasasnda karmak satn alma
davran sergileyen bireysel mteriler, rnlerle ilgili objektif
ve sbjektif kalite unsurlarn dikkate alarak, rn ve imalatlar
hakkndaki btn bilgileri sunan ve mterilere de eitli
mesajlar veren marka ismi ve kategorisine byk bir nem
vermektedirler (Topu vd., 2007). rn markas sklkla kalite ile
balantl olan tketici zihninde rnn bir imajn oluturur ve
bylece belirli bir rnn tketicilerin seimi iin temel gd
haline gelir (Vranesevic ve Stantec, 2003).

441

Ak (2009), snrsz marka konumlandrma stratejileri


erevesinde her gn yzlerce marka mesajna maruz kalan
tketicilerin bu durumdan ne derece etkilendiklerini ve bu
mesajlarn tketici satn alma karar srecine nasl yansdn
aratrmak amacyla yapt almada, gda rnleri satn
alnrken markann ok nemli bir unsur olduunu (%63,2),
zellikle de 26-35 ya aralndaki tketiciler iin gda
rnlerinde markann ok nemli olduunu (%82,5) ortaya
koymutur.
ener ve Babaoul (2003), Ayn Markal rnleri
Tekrar Satn Alma Davranlarnn ncelenmesi amacyla
yaptklar almada, kadnlar arasnda srekli ayn markal rn
satn alnan mal gruplar arasnda gda maddeleri grubunun
(%82.0) ikinci srada yer aldn ifade etmilerdir. Okumu ve
Bulduk (2003), gda rn satn alrken hem kadnlarn hem de
erkeklerin byk bir ounluunun (%70,33) gda rnlerinin
seiminde markaya nem verdiklerini bulmutur. rc ve
Tavanc (2001), gda rnn seerken kalite ve fiyattan sonra
markann 3. derecede nemli bir unsur olduunu bulmulardr.
Uak (2004), tketicilerin %63,8inin yourt alrken belirli bir
markay tercih ettiklerini ortaya koymutur.
Yaplan bu almalar tketicilerin gda rnlerini satn
alrken markann nemli bir unsur olduunu ortaya koymaktadr.
zellikle gda rnlerinde markann satn alma kararnda n
plana kmasnn sebebi tketicilerin daha bilinli hareket ederek
kalite, salk vb. konularda markann gven vermesi ve herhangi
bir sorunla karlaldnda bir muhatap bulmalarnn kolay
olmasndan kaynaklanmaktadr.
5. GIDA RNLERNDE MARKA FARKINDALII
YARATILMASINDA
PAZARLAMA
LETMNN
NEM
Marka, rakiplerinden farkl olarak onlardan daha iyi ve
daha nemli olduunun vurgulanmasna ihtiya duyar. Markay
dier markalardan ayran ayrt edici zelliklerinin vurgulanmas,
markann fark edilmesini salayacaktr (zer, 2008). Marka
farkndal, markaya dair alglamalarn, fikirlerin olumas iin
n art niteliindedir (Ak, 2009). Marka farkndal tketici
farkndal oluturarak elde edilebilir (Cakir and Uzum, 2013).

442

Keller (1998) tarafndan yaplan bir almada, marka


farkndal markaya tekrar tekrar maruz kalmayla gelitirilebilir
(Fouladivanda ve di., 2013). Sonu olarak, tketicilerde bir rn
veya markaya farkndalk oluturmak amacyla o rn ya da
markaya ait bilgilerin eitli iletiim aralar vastasyla
tketicilere srekli olarak sunulmas ve hafzalarna
yerlemesinin salanmas gerekmektedir. nk tketiciler ok
fazla sayda marka arasndan seim yapmak zorunda
kaldklarnda akllarna gelen marka adna gre seimlerini
yapmaktadrlar. Bu anlamda pazarlama iletiimi aralar
farkndalk yaratlmasnda ve tketiciye ulatrlan mesajlarn
tutarlln salama asndan nemli olmaktadr. Etkili
pazarlama iletiimi markann bilinirlii ve olumlu imaj
oluturulmas konusunda katkda bulunmaktadr (Erpelit, 2010).
Pazarlama iletiimi, bir rnn nasl ve niin kullanldn, ne
tr kiiler tarafndan ve nerede ve ne zaman kullanldn
tketicilere anlatabilir veya gsterebilir; tketiciler rn kimin
yaptn, hangi irket ve markann temsil ettiini renebilir; ve
deneme veya kullanm iin bir tevik veya dl verilebilecektir
(Keller, 2001; Keller, 2009)
Pazarlama iletiimi, tketiciler ile firmalar arasnda
oluan srekli bir diyalogdur. Bu kavram, kiisel sat, reklam,
halkla ilikiler, sat abalar gibi konular barndrmaktadr
(Erpelit, 2010). Reklam, marka farkndal yaratmak iin
iletmeler tarafndan youn olarak kullanlan bir iletiim aracdr
(Moranjkic vd., 2007). Genel olarak, reklam bir marka iin uzun
vadeli bir grnt oluturmak, kurmak veya korumak ve rn
konumlandrmay glendirmek iin hizmet vermektedir.
Reklam, halkla ilikiler gibi ve tesinde bir irket imaj ina
etmek, mterilerle kiisel bir iliki kurmak ve paydalar
arasnda bir marka veya irketi bytmek iin bir potansiyele
sahiptir (Anantachart, 2004). Reklam faaliyetleri ile iletmeler
marka farkndal yaratp tketicilerin marka alglamalarn
etkilemek istemektedir. Marka farkndal yaratlmak istenen
reklam mesajlarnn ierii; hafzada depolanmas kolay olan,
kolay hatrlanabilir ve markann dier markalardan farkl
olduunu vurgulayan slogan ve tantc zel mzik paralarndan
olumaldr (Moranjkic vd., 2007). rne dikkat ekme ve
farkndalk yaratma konusunda yadsnamaz yararlar olan
reklam, ancak pazarlama karmasnn dier elemanlaryla birlikte
kullanlarak zayf ynleri tamamlandnda nihai amacna

443

ulaabilmekte ve reklam yoluyla pazarlama iletiimi unsurlarnn


etkinlii artmaktadr (Uak,).
Sat promosyonu genellikle satn alma noktasnda
tketicinin ilgisini ekmek ve ksa vadeli davran iin tevikler
salamak iin kullanlmaktadr. Bir veri taban sistemi ile
dorudan pazarlama yalnzca marka farkndal oluturmaz
veya beklentiler arasnda tercihi deitirmez, ayn zamanda rn
satn almak iin tketicileri harekete geirmek iin bir eylem
oluturabilir (Anantachart, 2004).
Pazarlama halkla ilikilerinin ncelikli amalar,
mamul-marka gereksinimi oluturma ve gelitirme; markay
tantma ve hatrlatma yolu ile farkndalk salama; marka bilgisi
salama; marka tutumu yaratma ile marka ball salama
olarak ifade edilmektedir. Halkla ilikiler aralarndan biri olan
sponsorluk, bir etkinlik yoluyla hedef kitleye mesaj iletme ve
hedef kitleyi etkileme amac tamaktadr. Sponsorluk, hedef
kitlede marka hakknda tannrlk yaratmaya destek olmakta ve
olumlu duygular yaratmaktadr. Farkndaln olumas ve dier
etkinliklerin kolaylamas konusunda yardmc olmaktadr.
Sponsorluun dzenlendii etkinlikteki olumlu duygular
markaya transfer olmaktadr. Sponsorluk inanlar ve tutumlar
etkilemektedir. Bunlarn yan sra sponsorlukla, medyada yer
alma frsat elde edilmektedir (Erpelit, 2010).
Macdonald ve Sharp (2000), tketici seim srecinde
marka farkndalnn roln incelemek iin (yaygn ve tekrar
satn alnan soda ve fstk ezmesi gibi rnler) yaptklar
almada, bilinen bir marka bilinmeyen bir marka ile rekabet
ettii bir seim durumuyla karlatnda, tketicilerin olduka
bilinen bir markay semesinin daha olas olduunu, marka
farkndalnn yokluunda, tketicilerin dier marka
zelliklerini deerlendirerek daha fazla karar verme abas sarf
ettiklerini, marka farkndalnn yaygn olarak, tekrar satn
alnan bir rn iin karar vermeyi basitletiren bir sezgi olarak
nemli olduunun kabul edilebilir olduu sonucuna varmlardr.
Doostar vd. (2012), marka deeri, marka kimlii, marka
imaj ve marka farkndalnn Pegah st rnleri satn alma
karar zerinde etkili olduunu bulmutur.
Uak (2004), tketicilerin alacaklar kolayda bir rnn
ismini reklamlarda grm olmalarnn nemli olduunu,

444

kolayda bir rn satn alacaklar zaman reklamlarnn


dikkatlerini ektiini, reklamlarn kolayda rnlere kar
meraklarn uyandrdn ve deneme ve satn alma arzusu
yarattn, yourt alrken her zaman tercih ettikleri belli bir
marka olduunu belirten tketicilerin (%37,3) bu markay ilk kez
denemelerinde etkili olan faktrn reklamlar olduunu ortaya
koymutur. Bununla birlikte tketicilerin rn ilk kez satn
almalarnda promosyonlarnn da belirli bir oranda (%6,9) etkili
olduunu ifade etmitir.
Ylmaz vd. (2007), tketici grubunun byk
ounluunun (% 57), reklamdan etkilenerek gda maddeleri
aldklarn bildirmilerdir.
Yaplan almalarda da grld gibi gda maddeleri
satn alma karar verilmesinde marka ve zellikle de reklamlar
tketiciler zerinde etki yaratmaktadr. Ancak tketici markann
farknda deilse o markay satn almas da mmkn
olmayacaktr. Firmalarn tketicilerin gda rnlerini satn
alrken markaya nem verdiklerini dikkate alarak markalarna
farkndalk yaratmak amacyla pazarlama iletiimi aralarn
etkili bir ekilde kullanmalar fayda salayacaktr.
SONU
Gnmz youn rekabet ortamnda firmalarn
rnlerini dier rnlerden farkllatrabilmek ve tketicinin
rnn farknda olmasn salamak amacyla etkili pazarlama
stratejileri uygulamalar gerekmektedir. Bu anlamda marka
iletmeler iin en nemli aralardan birisi haline gelmektedir.
Marka iletmeler tarafndan rn ve hizmetlerini ayrt etmek iin
bir ara olarak kullanlmakta ve tketicilerin de ok eitli
rnler arasndan satn alma karar vermesine yardmc olmakta,
ayn zamanda da tketiciler iin bir kalite garantisi olarak
grlmektedir. letmeler srdrlebilir rekabet stnl
salamak, pazar payn arttrmak ve yksek getiri elde edebilmek
iin tketici zerinde etkili ve olumlu bir marka imaj yaratmak
durumundadr. nk tketiciler deien evre ve pazar
koullarnda ihtiyalarn karlarken tandk ve bilinen markalar
tercih etmektedir. letmelerin marka oluturmaya ilaveten
tketicilerin markann farknda olmalarn salayacak giriimler
yapmalar zorunluluk haline gelmektedir.

445

Tketicinin bir rn satn alabilmesi iin ncelikle


rn ve markann farknda olmas gerekmektedir ve farkndalk
satn alma karar srecinin bir nkoulu olarak kabul
edilmektedir. Marka farkndal, bir tketicinin farkl
durumlarda bir markay tanyabilmesi ve hatrlayabilmesi
yetenei anlamna gelmektedir (Aaker, 1996; Keller, 2009; Chi
vd., 2009; zgven, 2010). Marka farkndal tketicinin satn
alma karar srecinde eer aklnda herhangi bir rn yoksa
yardmc bir unsur olmakta ve genellikle tketicinin ilk aklna
gelen markay satn alabilecei ifade edilmektedir.
letmelerin marka farkndal yaratmak amacyla
tketicileri marka ve rn bilgisine srekli olarak maruz
brakacak iletiim aralarn youn bir ekilde kullanarak
hafzalarnda yer etmesini salamalar gerekmektedir. Bu
anlamda pazarlama iletiimi aralar (reklam, halkla ilikiler,
dorudan sat, kiisel sat, sponsorluk vb.) farkndalk
yaratlmasnda nemli bir ara olmakta ve markann bilinirlii ve
olumlu imaj oluturulmasna katkda bulunmaktadr. Pazarlama
iletiimi, dorudan ya da dolayl olarak sattklar rn ya da
markalar hakknda firmalarn tketicileri bilgilendirmek, ikna
etmek ve hatrlatmak iin giriim yapma aralardr (Keller,
2001; Keller, 2009).
Dier sektrlerde olduu gibi gda rnleri piyasasnda
da her gn ok eitli rnler ve markalar piyasada yerini
almaktadr. zellikle gda rnleri beslenmeyle ilgili olduu ve
dorudan salkla balantl algland iin tketiciler tandk ve
bildik markalar almay tercih etmektedir. Yaplan almalar
gda rnlerinin satn alnmasnda markann ve marka
farkndalnn nemli bir unsur olduunu ortaya koymaktadr.
Ayrca tketicilerin gda rnlerini satn alrken bu rnlerin
reklam ve promosyonlarndan etkilenerek alm yaptklar da
eitli almalarda belirtilmitir.
Sonu olarak iletmelerin, tketicilerin gda rn satn
alrken markaya ve marka farkndalna nem verdiklerini ve
reklam ve promosyon gibi aralardan da etkilendiklerini dikkate
alarak pazarlama faaliyetlerine yn vermeleri gerekmektedir.
zellikle yerel dzeydeki firmalarn ulusal dzeyde bir tantm
yapma anslar olmasa bile yerel iletiim aralarn kullanarak
tketicilerde farkndalk yaratmalar byk nem tamaktadr.

446

KAYNAKA
AAKER, D. A. (1996). Measuring Brand Equity Across
Products and Markets, California Management
Review, Vol. 38, No. 3, 102-120.
AAKER, D.A; KELLER, K.L. (1990. Consumer Evaluations of
Brand Extensions, Journal of Marketing Vol. 54, 2741.
AK, T., (2009). Marka Ynetimi ve Tketici Karar Srecine
Etkileri, Yksek Lisans Tezi, Karamanolu Mehmetbey
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Karaman.
AKPINAR, M.G., YURDAKUL, O. (2008). Gda rnlerinde
Marka Tercihini Etkileyen Faktrler Akdeniz
niversitesi Ziraat Fakltesi Dergisi, 21(1), 1-6.
ANANTACHART, S., (2004). Integrated Marketing
Communications, Journal of Promotion Management,
Vol. 11 (1).
BYKBAYKAL, G. (2001). Btnleik Pazarlama letiimi
ve Balca zellikleri, stanbul niversitesi letiim
Fakltesi Dergisi, Cilt/Say: 11, Say: 1, Sayfa 321326.
CAKR, M., UZUM Y.U. (2013). Determination of Brand
Awareness in Kazakhstan and Kyrgyzstan, World
Applied Sciences Journal 27 (Education, Law,
Economics, Language and Communication): 221-224.
CH, H.K., YEH, H.R., YANG, Y.T. (2009). The Impact of
Brand Awareness on Consumer Purchase Intention: The
Mediating Effect of Perceived Quality and Brand
Loyalty, The Journal of International Management
Studies, Volume 4, Number 1, 135-144.
DOOSTAR, M., AKLAHLAGH, E.M., ABAD, M.K.. (2012).
Analysis of the Impact of Brand Assets on the Buying
Decisions of Final Consumers Brand of Irans Milk
Industry Company (Pegah), Journal of Basic and
Applied Scientific Research, 2(9), 8824-8832.

447

DURMAZ,M., (2001), Pazarlama letiimi zerine, stanbul


niversitesi letiim Fakltesi Dergisi, Cilt/Say: 11,
Say: 1, Sayfa 237-241.
EBREN, F. (2006). Btnleik Pazarlama letiiminin Alglan
ve Uygulanmas: Reklam Ajanslar ve Firmalar
Dzeyinde Aratrmalar, Doktora Tezi, Akdeniz
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits letme Anabilim
Dal, Antalya.
ERPELT, . (2010). Marka maj Oluturulmasnda Btnleik
Pazarlama letiimi ve Halkla likilerin Rol, Yksek
Lisans Tezi, Ege niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Halkla likiler ve Tantm Anabilim Dal, zmir.
ESPOSTO, A. (2013). Insights about Integrated Marketing
Communication in Small-and-Medium-sized Italian
Enterprises, Business Systems Review, Volume 2Issue
1,
ISSN:
2280-3866,
DOI:,
http://dx.medra.org/10.7350/BSR.B08.2013.
FOULADVANDA, F., PASHAND, M.A., HOOMAN, A.,
KHANMOHAMMAD, Z. (2013). The Effect of
Brand Equity on Consumer Buying Behavior in Term of
FMCG in Iran, Interdisciplinary Journal of
Contemporary Research in Business, Vol 4, No 9, 945957.
GAVCAR, E., DDN, S. (2007). Tketicilerin Perakendeci
Markal rnleri Satnalma Kararlarn Etkileyen
Faktrler: Mula l Merkezinde Bir Aratrma, ZK
Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3, Say 6, 2007, ss. 2132.
GDEMR, Y., ( 2004), Btnleik Pazarlama letiimi ve
Halkla likiler, stanbul niversitesi letiim Fakltesi
Dergisi, Cilt/Say: 19, Say: 1, Sayfa: 373-378.
KELLER, K.L.,
(2001). Mastering the Marketing
Communications Mix: Micro and Macro Perspectives
on Integrated Marketing Communication Programs,
Journal of Marketing Management, 17:7-8, 819-847,
DOI: 10.1362/026725701323366836.
KELLER, K.L., (2009). Building Strong Brands in A Modern
Marketing Communications Environment, Journal of

448

Marketing Communications, 15:2-3, 139-155, DOI:


10.1080/13527260902757530.
LHOTAKOVA, M., OLSANOVA, K., (2013). The Role of
Positioning in Strategic Brand Management Case of
Home Appliance Market, Global Journal of Commerce
and Management Perspective, Vol. 2(1) 2013:71-81.
LUXTON, S., HODGE, C., RED, M., (2002). Examining the
Relevance of IMC in the Australian SME Context,
Australian and New Zealand Marketing Educators
Conference, 1721-1726.
MACDONALD, E.K., SHARP, B.M., (2000). Brand
Awareness Effects on Consumer Decision Making for a
Common, Repeat Purchase Product: A Replication,
Journal of Business Research 48, 5-15.
MALIK, M.E., GHAFOOR, M.M., IQBAL, H.K, (2013).
Importance of Brand Awareness and Brand Loyalty in
Assessing Purchase Intentions of Consumer,
International Journal of Business and Social Science,
Vol. 4, No. 5., 167-171.
MOISESCU, O.I., (2009). The Importance of Brand Awareness
in Consumers' Buying Decision and Perceived Risk
Assessment, Management & Marketing, Vol. 7, Issue
1, 103-110.
MORANJKC, A., YAAN, E., VALYEVA, K., (2007).
Marka ve Tketici Temelli Marka Deeri, Ankara
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits letme Anabilim
Dal,
http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/ozer/Dersler/
Urun_ve_Marka_Politikalari/Sunuslar/Konul_Evrim_
Admir_marka_ve%20tuketici_temelli_marka_degeri.d
oc, 27.12.2013.
ODABAI, Y., OYMAN, M., (2012), Pazarlama letiimi
Ynetimi, Mediacat Yaynlar, 11. Bask, stanbul.
OKUMU, B.A., BULDUK, S., (2003). Tketicilerin
Spermarketlerdeki Alveri Alkanlklar ve rn
Seimini Etkileyen Etmenler, Dokuz Eyll

449

niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt 5,


Say, 4, 70-83.
RC, E., TAVANCI, S., (2001). Gda rnlerinde
Tketicinin Satn Alma Eilimini Etkileyen Faktrler ve
Ambalajlama, Mula niversitesi SBE Dergisi Say 3.
ZER, A.C., (2008), Gda Sektrnde Marka majnn Tketici
Satn Alma Davran zerine Etkisi ve Bir Uygulama,
Yksek Lisans Tezi, Mula niversitesi, Sosyal
Bilimler Enstits letme Anabilim Dal, Mula.
ZGVEN, N., (2010), Marka Deeri: Global Markalarn
Deerlendirilmesi, Organizasyon ve Ynetim
Bilimleri Dergisi, Cilt 2, Say 1, ISSN: 1309 -8039
(Online).
REID, M. (2005). Performance Auditing of Integrated Marketin
Communication (IMC) Actions and Outcomes, Journal
of Advertising, Vol. 34, No. 4, 41-54.
REID, M., LUXTON, S., MAVONDO, F., (2005), The
Relationship
Between
Integrated
Marketing
Communication, Market Orientation, and Brand
Orientation, Journal of Advertising, Vol. 34, No. 4, 1123.
REID, M., vd. (2001), Integrated Marketing Communication in
the Australian and New Zealand Wine Industry,
International Journal of Advertising, 20, 239-262.
SCHULTZ, D.E. ve KTCHEN, P.J. (1997). Integrated
Marketing Communications in U.S. Advertising
Agencies: An Exploratory Study, Journal of
Advertising Research, 7-18.
ENER, A., BABAOULl, M., (2003), "Kadnlarn Ayn
Markal rnleri Tekrar Satn Alma Davranlarnn
ncelenmesi", Hacettepe niversitesi Sosyolojik
Aratrmalar
E-Dergisi,
http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/aysesener_makale.h
tm, 27.12.2013.
TOPCU, Y., Ik, H. B., DADEMR, V., (2007), Yeni
Ekonomide Gda Pazarlamasnn Deien Rol, Atatrk

450

niv. Ziraat Fak. Derg., 38 (2), 207-214, ISSN : 1300


9036.
UAK, P., (2004), Pazarlama letiimi Arac Olarak Reklamn
Tketici Davranlarna Etkisi, Ankara niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits Halkla likiler ve Tantm
Anabilim Dal, Yksek Lisans Tezi, Ankara.
VRANESEVIC, T., STANTEC, R, (2003), The Effect of the
Brand on Perceived Quality of Food Products, British
Food Joornal, Vol. 105, No. 11, 811-825.
YILMAZ, E., YILMAZ, ., URAN, H., (2007), Gda Maddeleri
Tketiminde Medyann Rol: Tekirda li rnei, Gda
Teknolojileri
Elektronik
Dergisi,
(3)
9-14,
www.teknolojikarastirmalar.com, ISSN: 1306-7648.
YKSELEN, Cemal, (2006), Pazarlama lkeler-Ynetim, Detay
Yaynclk, 5. Bask, Ankara, sf.190.
ZAVRSNK, B., JERMAN, D. (2011). Measuring Integrated
Marketing Communication, Scientific Annals of the
Alexandru Ioan Cuza University of Iasi : Economic
Sciences Series, Volume: 2011, Issue: LVIII ,
pages/rec.No: 351-362.

451

452

GLLER BLGESNE AT BAZI YRESEL ZM


ETLERNN ZELLKLER VE EKONOMK
AIDAN NEMLER
Sekin GARGIN
ZET
Gller Blgesi baclk ve meyvecilik ynnden geni
potansiyele sahiptir. Elma, kiraz, armut, erik, eftali ve benzeri
trler yetitirilmekte ve baclk ise bal bana blgede geim
kayna olan alt tarm dal olarak yaplmaktadr. Gller Blgesi
kendine zg zm eitleri ve standart eitlerle beraber sofralk
ve ralk zm retiminde neme sahiptir.
Yresel eitlerden Pembe Gemre, Siyah Gemre, Ak
Gemre, Senirkent Dimriti, Burdur Dimriti, Senirkent Dimriti, Ak
Dimrit, Marzmat, Ku Yrei, Devegz, Tilki Kuyruu,
Razak, Bzgl, Antep Bzgl, am Bzgl ve Ikl
eitleriyle kurulu tesislere rastlanmaktadr. Bu almada
yresel eitlerin zellikleri, karakteristikleri resimleri ile birlikte
tanmlanmtr.
Blge sathndaki ekolojik farkllk itibariyle zm
yetitirilmesi toplam retim ierisinde deiik zamanda oluma
eren eitlerin yer almas ile tketim sresini uzatma olanaklar
artrlabilecektir. Baclk Gller Blgesinde gelecekte kazanl
bir tarmsal retim dal haline getirilebilir. Bu alma ile Gller
Blgesinde ki yresel zm eitleri ve ticari adan nemli
baclk potansiyeli detayl olarak deerlendirilmitir.
Anahtar Kelimeler: Gller Blgesi, Isparta, Burdur,
Baclk, zm eitleri.
CHARACTERISTIC OF SOME LOCAL GRAPE
VARIETIES IN LAKES REGION AND THEIR
COMMERCIAL VALUES
ABSTRACT

Ziraat Yksek Mhendisi, Meyvecilik Aratrma stasyon Mdrl, Isparta.

453

Lakes Region is an important area for viticulture and


fruit cultivation. Lakes Region has important local grape
varieties and also standart table and must grape varieties.
Vineyards are established with local varieties and these
local varieties have superior quality in the regions ecological
conditions. Common local grape varieties are Pembe Gemre,
Siyah Gemre, Ak Gemre, Senirkent Dimriti, Burdur Dimriti,
Senirkent Dimriti, Ak Dimrit, Marzmat, Ku Yrei, Devegz,
Tilki Kuyruu, Razak, Bzgl, Antep Bzgl, am Bzgl
and Ikl. It was aimed to describe regional local grape varieties
characterics with their pictures.
Grape consumption time interval can be extended by
different ecological conditions in the region. This is an
adavantage for grape manufacturing and can be turn back farmers
as economic profit. Viticulture will be profitable agriculture
branch for future in the region. For this reason local grape
varieties were evaluated and viticultural potential of the region
was evaluated in detail in the study.
Key Words: Lakes Region, Isparta, Burdur, Viticulture,
Grape Varieties.
GR
Trkiye 36. ve 42. kuzey paralelleri arasnda baclk
asndan en elverili iklim kua ierisinde yer almaktadr.
Batdan douya doru gidildike rakm artmaktadr. Sahil
kesimlerinde denizin etkisiyle daha lman iklim grlmektedir.
kesimlerde ise klar yal ve souk, yazlarn scak ve az
yal getii karasal iklim hakimdir.
Baclk iin bildirilen en elverili iklim kua zerinde
yer alan lkemiz; ok zengin bir asma gen potansiyeline sahiptir
(Ksmal, 1980). Dnyada zm eit ve tip says yaklak
14.000 olarak kabul edilmekte, bunlarn nemli bir ksm da
Anadoluda bulunmaktadr (Alleweldt ve Possingham, 1988,
Alleweldt ve ark. 1991). lkemizde kltr asmasnn (Vitis
Vinifera L.) yetitiricilii M.. 60005000 yllarndan beri
yaplmaktadr. Tarihin her devrinde birok medeniyete beiklik
yapan Anadoluda baclk, halkn beslenmesinde ve toplumsal
yaamnda nemli bir yer almtr (Doer, 2004).

454

Baclk iin optimum iklim koullarna sahip olan


Trkiye, dnyada zellikle sofralk ve kurutmalk zm
yetitiriciliinde ok nemli bir paya sahiptir. zm dnyada ve
lkemizde ekonomik anlamda nem tayan bir meyve trdr.
Trkiye, iklim ve toprak zelikleri asndan baclk iin son
derece uygun ekolojik zelliklere sahiptir (Oraman, 1972, Ecevit,
1986). 2011 yl istatistiksel verilerine gre lkemiz ba alan
bakmndan 472.455.000 hektar ile dnyada 6. srada, zm
retim miktar bakmndan da 4.296.000 ton ile 6. srada yer
almaktadr. Dekar bana verimde ise dnya ortalamas 982 kg,
Trkiye ortalamas 900 kgdr (FAO, 2012).
Gller blgesi; Ege, Akdeniz ve Anadolu blgeleri
arasnda yer alan bir geit blgesidir. Geit blgesi olduu iin
farkl ekolojileri bir arada grmek mmkndr ve bu zellii ile
lkemizde birok tarm rnnn yetiebildii nadir yrelerden
birisini oluturmaktadr.
ekil 1: Trkiye Haritas

Isparta ve Burdur illerinde zellemi olarak bacln


yapld zm retim alanlar mevcuttur. zm retimi iin
yeterli ve elverili ekoloji, toprak koullarna her iki il sahiptir.
TK verilerine gre 2012 ylnda Isparta ilinde 64.353 da alanda
45.357 ton, 2012 ylnda Burdur ilinde 27.228 da alanda 34.087
ton zm retimi yaplmtr. Yksek telli terbiye sistemleri
ieren yeni ba tesisleri hzla artmaktadr. Modern ba tesisleri
iletmeler eklin de kurulmaktadr (TUK, 2013).
Isparta ili Akdeniz blgesinin Antalya blmnde ve
Gller yresinde Burdur, Afyonkarahisar, Konya, Antalya,

455

Beyehir ve Burdur glleri arasnda yer alan ve ekonomisi tarma


dayal; balca tarm rnleri arasnda da zmn yer ald bir
ildir. Isparta ilini karakterize eden zirai faaliyetler iinde
meyvecilik bata gelmektedir. Elma, kiraz, kays, vine ve zm
yetitiricilii meyve rnleri iinde nemli yere sahiptir. Isparta
ili, Akdeniz Blgesinin kuzeyinde yer alan Gller blgesinde
yer almaktadr. l, 300 20 ve 310 33 dou boylamlar ile 370
18 ve 380 30 kuzey enlemleri arasnda bulunmaktadr. 8.933
kmlik yzlmne sahip olan Isparta ili, kuzey ve
kuzeybatdan Afyon ilinin Sultanda, ay, uhut, Dinar ve
Dazkr, batdan ve gneybatdan Burdur ilinin Merkez, Alasun
ve Bucak, gneyden Antalya ilinin Serik ve Manavgat, dou ve
gneydoudan ise Konya ilinin Akehir, Doanhisar ve Beyehir
ileleri ile evrilmitir. Rakm ortalama 1050 metredir. Blgede
yer alan ba alanlarnda ncelikle Goble benzeri terbiye
ekillerinin uygulanmas, balarn birden fazla eitle tesis
edilmesi ve kullanlan eitlerin de ounun yresel eitlerden
oluturmas dikkati eken en nemli zelliidir. Blge
baclnn sorunlar arasnda eitlerin budama isteine uygun
olmayan, bozuk dikim ekilleri ve dikim aralklar ile
oluturulmas gelir. Blge bacl iin en uygun zm eitleri
ve analarn seimi ile modern yetitirme tekniklerinin
benimsetilmesi ve uygulanmas blge bacln daha iyi bir
konuma gelmesi bakmndan nem tamaktadr. Ana ve eit
seiminde, yrenin iklim ve toprak artlarnn ncelikli olarak
gz nnde tutularak yaplmas gerekmektedir (Ecevit ve
Gktrk-Baydar, 1998), (Anonim, 2013a).
Burdur ili Gneybat Anadolu'da Gller Blgesindedir.
l topraklar, 36-53 ve 37-50 kuzey enlemleri ile 29-24 ve 30-53
dou boylamlar arasnda yer alr. lin yzlm 6883 m dir.
limizi, dou ve gneyinden Antalya, batsndan Denizli,
gneybatsndan Mula, kuzeyinden Afyon, kuzeydoudan ise
Isparta evirmitir. l arazisinin %2,7si yayla, % 19'u ovalardan
olumakta, %60,6s dalk, %17,6s ise engebeli arazidir.
Topraklar genel olarak killi ve kireli bir yapya sahiptir. lin
genel ykseklii (ortalama) 1000 metredir. limiz gneyden Bat
Toroslarn uzantlar zerindeki Boncuk Dalar, Elmal Da ve
Katranck Da, doudan yine Bat Toroslarn uzants olan
Kuyucak ve Dedegl Da, kuzeyden Burdur Gl ve Karaku
Da Sras, batdan ise Acgl ve Eeler Dalar gibi doal
snrlarla evrilmitir (Anonim 2013b).

456

Yurdumuzun hemen her yeri iklim ynnden baclk


yapmaya uygundur. Scaklk, iklim unsurlar iinde baclk
ynnden en nemlisidir. Baclk yaplabilmesi iin o yrenin
yllk scaklk ortalamasnn en az 10 C olmas gerekir. zellikle
Akdeniz ve Ege blgelerimiz baclk iin ok uygun iklimsel
koullar tadndan gerek i gerekse d pazarda erkenci zm
eitlerini yetitirme potansiyeline sahiptir. Akdeniz blgesi ba
alan ve retim bakmndan tarm blgelerimiz arasnda ikinci
srada yer almaktadr. Blgenin iklim zelliklerinin erkencilie
olanak vermesi yannda blgenin yayla kesimi, orta ve ge
mevsimde sofralk ve araplk zm yetitiricilii asndan
byk nem tamaktadr (Aar, 2010). Yre halk iin de, zm
ve zmden elde edilmi rnlerin, binlerce yl nemini korumu
olmasna ramen, son yllarda ba alanlarnda ve bu i koluyla
uraan retici saysnda azalma grlmektedir. Yre ekolojisine
ve pazar imknlarna uygun standart eitlerin bu gne kadar
tespit edilememesi ve retim hedeflerinin belirlenememesi;
ayrca yenilenemeyen eski balarn verimden dmesi gibi
nedenlerle, ba alanlarnda ve retimde son yllarda belirgin bir
d, dolaysyla bu i kolunda nemli bir gelir azl
gzlenmektedir. Tarm arazilerinin byk bir ounluunun
kk ve orta lekli boyutta olmas, balarn ounluunun
yalanm olmas nedeniyle retimin azalma srecine girmesi,
tasnif ve ambalajlama yetersizlii, depolama kalitesinde
yetersizlik ve atmosfer kontroll souk hava deposu olmay,
ifti rgtlenmesinin yetersiz olmas, sanayide kullanlacak
hammadde a olmasna ramen sanayiye ynelik meyve
eidi retiminin olmay, pazarlama probleminin halledilmesi,
rn baznda rgtlenmenin salanmas ile Isparta ve Burdur
meyveciliinin ilimiz ve lkemiz ekonomisine katksn nemli
dzeyde artracaktr. Hali hazrda mevcut soukta muhafaza
imknlar depolama yaplarak da kazanmn artrlmas
mmkndr. rnn pazarlama olanaklarn artrmak ve daha
yksek dzeyde ekonomik girdi olanaklar salanabilecektir. Bu
ekilde zaman ve yer bakmndan eitlendirilmi blge
retiminin art ve doal potansiyelinin daha yksek dzeyde
deerlendirilmesi ile ekonomik girdinin art salanabilir.
Baclk Ispartada Merkez ilede Deregm ve
Bykgkeli, Yalva ilesi Kuyucak, Kozluay, zbayat,
Senirkent ilesi Merkez, Bykkabaca, Ulubey, arkikaraa
ilesi Merkez, arksaraylar, Muratba, Keiborlu Senir,

457

Malkayas, Atabey, slamky de Burdurda Merkez ile,


Burdur Gl civarnda, Yeilova ilesi Salda gl kenarnda,
Haclar Kynde, Glhisar ilesinde baclk yresel olarak
gelimi durumdadr. Blgede yeni popler zm eitlerinin
yan sra, yresel eit olarak nitelendirecek eitler, sadece
blgede en kaliteli olarak retilebilen ve ekonomik deere
sahiptirler.
Tarmsal verimliliin artrlmas, tarmsal gelirin
artrlmas ve dolaysyla tarmn GSYH iindeki paynn
artrlarak toplumda sosyal dengenin salanmas, gda
gvencesinin ve gvenliinin salanmas, srdrlebilir
tarmn salanmas olarak tespit edilmitir. Modern baclk
sistemlerinin tevik edilmesi, yeni sofralk ve araplk zm
eitlerinin yaygnlatrlmas, sulama potansiyeli olan uygun
ba alanlarnda, sulu tarma geilmesi, tespit edilen bu hedefler
agroekolojik zelliklere gre ayrlan alt blgelerin hepsi iin
geerlidir. Ancak bu amalara ulamada izlenecek stratejide alt
blgelerin ncelikleri dikkate alnmaldr. Verimin artrlmas,
ekonomik anlamda iftiyi olumlu olarak etkileyecektir. Gelir
artna neden olacak, verim art ayn zamanda iftinin kyden
kente g etmesine engel olacaktr. Tarmsal gelirin artrlmas,
verimliliin artrlmasnn yan sra katma deeri yksek, pazarda
avantajl konumda olan rnlerin retimi ile mmkn olabilir.
Gller Blgesi; Ege, Akdeniz ve Anadolu blgeleri
arasnda yer alan bir geit blgesidir. Geit blgesi olduu iin
farkl ekolojileri bir arada grmek mmkndr ve bu zellii ile
lkemizde birok tarm rnnn yetiebildii nadir yrelerden
birisini oluturmaktadr. lkemizde gze arpan zm eit
zenginlii, erkenci blgede, erkenci eit ile gei blgede gei
eidin hasad arasnda, 45 aylk bir sre olmas avantajn
beraberinde getirmektedir (Samanc ve Uslu, 1997). Bu da
ihracata ynelik retim yapmak isteyen reticiler asndan
avantaj olarak deerlendirebilecek bir zelliktir. Sivritepe ve
Rehber (1998), tarafndan yaplan almada gerek i ve gerek
d pazarda ya zm ve asma yapra satlarnn byk bir
ksmnn hasat sezonunda gerekletirildiini, sezon ncesi ya da
sonrasnda fiyatlarn ykseldii dnemlerin yeterince
deerlendirilmediini belirtmilerdir. Trkiyede baclk
potansiyelinin daha verimli kullanlmas bakmndan olanaklarn
gelitirilmesi gerektiini vurgulamlardr. Bu amala ekolojiden

458

kaynaklanan avantajlar ile erkenci gei eitlerin


yaygnlatrlmas olanaklarnn aratrlmas gerektiini
belirtmilerdir. zellikle baz yresel eitlerin genetik olarak
deerlilikleri de yksektir. Gemiteki yaplan baz aratrmalar
yresel zm eitlerinden yksek kalitede tipik ve otantik
rnlerin elde edilebildiini ortaya koymutur. Yresel zm
eitleri agrobiyolojik ve teknolojik zelliklerinin yan sra, slah
almalar iinde nemli genetik eitlilik kaynaklardr (Mo
and Dobrei, 2011).
Gller Blgesi tarm deseni iinde bacln ayr bir
yeri olmasna karn, bu blgede zellikle de bu blge iinde yer
alan Isparta ve Burdur illerinde baclk geleneksel yntemlerle
yaplmakta olup, yetitirme tekniklerinin aratrma bulgular esas
alnarak modernize edilememesi, var olan baclk potansiyelinin
tam olarak kullanlamamasna ve verimin dk olmasna neden
olmaktadr. Yre baclnn en nemli sorunu olarak; modern
yetitirme tekniklerinin uygulanmay ve doru eitlerle ba
tesis edilmemesini sayabiliriz. Yre baclnn temel
sorunlarndan birisi olan verim dklnn giderilmesi birim
alandan elde edilecek rnn artrlmas, iyi performans gsteren
doru eitlerle retim yapmakla mmkndr. Yresel eitlerin
giderek yol olmaya balad dnldnde, ralk eitlerin
belirlenerek muhafaza altna alnmas da amalanmaldr.
Blgedeki ba alanlarnda ncelikle dikkati eken
sorunlar arasnda eitlerin budama isteine uygun olmayan
Goble benzeri terbiye ekillerinin uygulanmas, bozuk dikim
ekilleri ve dikim aralklar ile balarda her yl uygulanmas
gereken toprak ileme, sulama, gbreleme, hastalk ve
zararllarla mcadele gibi kltrel ilemlerin yerine
getirilmemesi saylabilir (Ecevit ve Gktrk-Baydar, 1998).
zm verimi genelde ticari kazanma gre dk olmakla
birlikte, bunun sebebi adapte olmam eitlerin kullanm ve
kt ba ynetiminden kaynaklanmaktadr. Blgede, uygun eit
ve analarn seimi ile modern yetitirme tekniklerinin
benimsetilmesi ve uygulanmas bacln daha iyi bir konuma
gelmesi bakmndan nem tamaktadr Burdur ilinde arazilerin
kk paralar halinde olmas, il merkezinde toprak yapsnda
kire orannn ykseklii, makineli tarmn kk ve meyilli
arazilerde kullanlamamas, kooperatiflemenin ok olmasna
ramen ortak makine kullanmnn yaygn olmamas ve aile

459

iletmecilii eklinde kk lekli iletmelerin ounlukta


olmas gibi problemlerin sonucu olarak birim arazi, hayvan ve
iletme bana retimin dkl, maliyetin ykseklii,
kalitenin dkl nedeniyle reticilerin net gelirleri de dk
seviyelerde gereklemektedir. Akdeniz Blgesi sahil kua
erkenci, yayla kesimleri ise orta ya da ge mevsimde olgunlaan
sofralk zm eitlerinin yetitiricilii iin elverili koullara
sahiptir. Yayla kesimlerinin en nemli zm eitleri Tilki
Kuyruu ve Burdur Dimriti, Razak ve Siyah Gemre, Bzgl
eitleridir. Bu nedenle deiik tketim ekillerine uygun, nemli
standart eitlerin yreye kazandrlmasna ilikin almalara
byk ihtiya duyulmaktadr. Blgesel bazda neme sahip
eitlerinde, blgesel olarak desteklenmesi ekonomik kazanm
asndan gereklidir. Bacln karl bir ura haline
getirilebilmesi iin birim alana den verimin artrlmas nemli
bir konudur. Bu nedenle adaptasyon almalar ile eitlerin
baz fiziksel ve kimyasal zelliklerinin iyi bilinmesi gereklidir.
Farkl ekolojilerde yetitirilen standart zm eitleri ile
uygun asma anacnn seilmesi, ancak o yre artlarnda bu
kombinasyonlarn denenmesiyle mmkn olabilmektedir (elik
ve ark. 1999). zm eitlerinin farkl ekolojik koullara ve dier
kltrel uygulamalara ne tepki verecei gz ard edilemez bu
nedenledir ki; eitlerin mutlaka farkl ekolojilerde denenmesi
gereklidir (Donici et al. 2013). Bu almada, ekonomik olarak
nem tayan baz yresel eitlerimizin yreye adaptasyon
durumlarnn belirlenmesi, modern tarm uygulamalar
kapsamnda telli terbiye sistemlerinin yaygnlatrlarak, Gller
Blgesi baclnda mevcut sorunlarn giderilmesi ve blge
baclnn modernize edilerek baclnn kalkndrlmasn
amalanmtr.
Blge sathndaki ekolojik farkllk itibariyle uyumlu
eitlerin yetitirilmesi toplam retim ierisinde deiik zamanda
oluma eren eitlerin yer almas ile tketim sresini uzatma
olanaklar artrlabilecektir. Bununla birlikte rnn pazarlama
olanaklarn artrmak ve daha yksek dzeyde ekonomik girdi
olanaklar salanabilecektir. Her bir yrenin doal koullar
dorultusunda uyumlu eitlerin belirlenmesi, olum zaman
itibariyle bu yrelerin belli lde uzmanlamas ve bacln
younlamasna yol aacaktr. Bu ekilde zaman ve yer
bakmndan eitlendirilmi blge retiminin art ve doal

460

potansiyelinin daha yksek dzeyde deerlendirilmesi ile


ekonomik girdinin art olasdr. Dier taraftan d pazarlarda
deerlendirebilecek rn lkemize ek dviz girdisi
salayabilecektir.
Blgede bacl gelitirmek, doru eitlerle ba tesisi
ile verim kalitenin artrlmas amacyla baz yresel ve popler
zm eitlerinin yre ekolojik koullarnda performanslarn
belirlemek amacyla gzlemler yaplmtr. Bir yrenin
ekolojisine ve pazar imknlarna uygun standart eitler tespit
edilmedii srece, bu yrede baclk konusunda bir aama
kaydedilemeyecei aktr. Bu nedenle, ncelikle blgeye adapte
olabilecek eit ve analarn belirlenmesi amacyla, yrenin
iklim ve toprak artlarna uyum salayaca dnlen baz
standart eitler denemeye alnarak, bu eitlere ait verim,
salkm, tane ve ra ieriine, fenolojilerine ait bulgular elde
edilmi, yre artlarna adaptasyonlar belirlenmeye allmtr.
Bu nedenle yre iin yakn gelecekte nerilebilecek sofralk
zm eitlerinin saptanmas ve bunlarn fenolojik devreleri ile
baz salkm, tane ve ra zelliklerinin belirlenerek uygun
olabilecek eitlerle yeni ba tesislerinin zendirilmesi
gerekmektedir. alma sonucunda yresel ve standart eitlerin
fenolojik gelime safhalarnn ve kalite zelliklerinin
belirlenmesi ile lkemiz ba alanlarna standart eit olarak
tavsiye edilmesi konusunda veri tabanna bir katk olacaktr. Bu
eitlerin doru retim alanlaryla bulumas ile sofralk zm
retiminde eitlilik artacaktr. Isparta ve Burdur illeri corafi
konumu ve iklimden kaynaklanan nemli avantajlara sahiptir.
llerin kalknma stratejilerini planlarken yalnzca illerin
gereksinim ve pazar olanaklarn deil blge ve Trkiyenin
pazar olanaklarn ve ihracata ynelik yatrm alanlarn
deerlendirerek reticiyi bu sektrlere ynlendirmek gereklidir.
Gller yresinde yresel olarak en fazla yetitirilen
eitler Gemre, Razak, Dimrit, Bzgl eitleridir.
Ekonomisinde tarma nemli yere sahip Isparta ve Burdur
illerinde baclkta youn olarak yetitirilen yresel eitlerin
zelliklerinin belirlenmesi alma amac ile birlikte ticari pazar
deerleri vurgulanarak zm eitleri deerlendirmeye
alnmtr.

461

MATERYAL VE YNTEM
Bu aratrma Isparta ve Burdur illerinde yer alan ifti
balarndaki gzlemlerle ve Eirdir Meyvecilik Aratrma
stasyon
Mdrlnde
sonulanan
Eirdir/Isparta
Koullarnda Baz zm eitlerinin performanslar adl
projenin ktlar ile deerlendirilmitir. 2005 ile 2014 ylar
arasnda ok sayda ba alan gezilmi, eitler ba baznda takip
edilerek gzlemler yaplm, Pembe Gemre, Siyah Gemre, Ak
Gemre, Senirkent Dimriti, Burdur Dimriti, Senirkent Dimriti, Ak
Dimrit, Marzmat, Ku Yrei, Devegz, Tilki Kuyruu,
Razak, Bzgl, Antep Bzgl ve am Bzgl eitleri
deerlendirilmitir. eitlerin deerlendirilme amac, tane rengi,
tane bykl, tane ekli, ekirdeklilik durumu, salkm
bykl, salkm ekli, olgunlama zaman, budama ekli ve
yaygn yetitirildii alan verileri elde edilmitir.
SONU VE TARTIMA
2005 ile 2014 yllar arasnda belirtilen zm eitleri
ierisinde sofralk-ralk, sofralk-ralk-araplk ve kurutmalk
zellikleri bir arada bulunduran eitler tespit edilmitir. Bu
yresel zm eitlerinin incelenen zellikleri, karakteristikleri
resimleri ile birlikte bu alma da tanmlanmtr (Tablo 1 ve 2).
Tablo 1: zm eitlerine ait baz zellikler
eit Ad

Burdur
Dimriti

Senirk
ent
Dimriti

Ak
Dimrit

Siyah
Gemre

Ak
Gemre

Pembe
Gemre

Tilki
Kuyru
u

Deerlendi
rme Biimi

Sofralk
, ralk

Sofralk
, ralk

ralk,
sofralk

Sofralk

ralksofralk

Sofralk

Sofralk

Tane Rengi

Krmz
-mor

Morsiyah

Morum
su siyah

Yeilsar

Pembe
msi
krmz

Saryeil

Tane
Bykl

Orta
(3.8 g)

Kk
(2.1 g)

Kk
(1.5 g)

Orta iri
(7.8 g)

Orta
(4.6 g)

Orta-iri
(7.4 g)

Orta
(4.7 g)

Tane ekli

Yuvarla
k

Oval

Yuvarla
k

Yuvarla
k

Hafif
oval

Yuvarla
k hafif
eliptik

Silindiri
k

Yeilsar

462

ekirdek
Durumu

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

Salkm
Bykl

Orta
(375 g)

Orta
(229 g)

Orta
(359 g)

ri (550
g)

ri (640
g)

ri (740
g)

ri-orta
(488 g)

Salkm
ekli

Konik

Konik

Dall
konik

Kanatl
konik

Dall
konik

Kanatl
konik

Dall
konik

Gzlerin
uyanmas

Nisan
n 1. ve
2.haftas

Nisan
n
2
haftas

Nisan
n
2
haftas

Nisan
n
2.
haftas

Nisan
n
2.
haftas

Nisan
n son
haftas

Nisan
n
3
haftas

ieklenm
e zaman

Haziran
2.
haftas

Haziran
2.
haftas

Haziran
2.
haftas

Haziran
2.
haftas

Haziran
2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Ben dme
zaman

Temmu
z sonu

Temmu
z sonu

Austo
s
1.
haftas

Austo
s
2.
haftas

Austo
s 2. 3.
haftas

Austos
3.
haftas

Austos
3.
haftas

Olgunlam
a Zaman

Austo
s sonu
Eyll

Austo
s sonu
Eyll

Eyll 2.
haftas

Eyll
sonu

Eyll
ortas

Eyll
sonu

Ekim
ba

Budama
ekli

Ksa

Ksa

Ksa

Ksa

Ksa

Ksa
kark

Ksa

Yaygn
Yetitirilen
Alan

Burdur
ve
Isparta
Merkez
,
Senirke
nt

Isparta
Burdur
Senirke
nt ilesi

Burdur
ve
Isparta

Isparta

Isparta

Isparta

Isparta
ve
Burdur

Tablo 2: zm eitlerine ait baz zellikler


eit Ad

Deerlendi
rme Biimi

Bzgl

Antep
Bzgl

am
Bzgl

Marz
mat

Ku
Yrei

Deveg
z

Razak

Sofralk

Sofralk

Sofralk

ralksofralk

Sofralk

Sofralk

Sofralk

463

Tane Rengi

Tane
Bykl

Morum
su siyah

Morsiyah

Mor
siyah

Yeilsar

Pembem
sikrmz

Pembekrmz

Sar

Ortakk
(3.5 g)

Orta-iri
(5.1 g)

Orta
(4.2 g)

Orta
(4.1 g)

Orta
(3.8 g)

Orta
(4.6 g)

Orta-iri
(5.5 g)

Oval

Oval

Silindiri
k oval

Hafif
oval

Hafif
oval

Hafifoval

Oval
elips

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ekirde
kli

ri (630
g)

ri (533
g)

ri (622
g)

Orta
(315 g)

Orta
(385 g)

Orta
(368 g)

Orta-iri
(580 g)

Konik

Konik

Dallkonik

Konik

Dall

Dallkonik

Kanatlkonik

Nisan
n
3.
haftas

Nisan
n
2.
haftas

Nisan
n
3.
haftas

Nisan
n
2.
haftas

Nisann
3.
haftas

Nisan
n
3.
haftas

Nisan
n
3.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n
2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Haziran
n 2.
haftas

Austos
2.
haftas

Austos
1.
haftas

Austos
1.
haftas

Austos
2.
haftas

Austos
son
haftas

Austos
3.
haftas

Austos
son
haftas

Eyll
sonu
Ekim

Eyll
sonu

Eyll
ortas

Eyll
sonu

Eyll
sonu

Eyll
sonu

Eyll
sonu
Ekim

Ksa

Ksa

Ksa

Ksa

Kark
ksa

Kark
ksa

Ksa

Isparta
ve
Burdur

Isparta
ve
Burdur

Isparta

Isparta
ve
Burdur

Isparta

Isparta

Isparta,
Burdur
tm
Blgele
ri

Tane ekli

ekirdek
Durumu

Salkm
Bykl

Salkm
ekli

Gzlerin
uyanmas

ieklenm
e zaman

Ben dme
zaman

Olgunlam
a Zaman

Budama
ekli

Yaygn
Yetitirilen
Alan

464

ekil 3. Baz zm eitlerine ait resimler

SENRKENT DMRT

BURDUR DMRT

465

ekil: 4 Baz zm eitlerine ait resimler

AK DMRT

SYAH GEMRE

AK GEMRE

ANTEP BZGL

466

ekil: 5 zm eitlerine ait resimler

AM BZGL

MARZIMAT

Blgemizde Asmalarn Nisan ay balarnda uyanmaya


balad ve eide bal olarak uyanmann 10 ile 15 gn zaman
aralnda gerekletii saptanmtr. ieklenme de, uyanmada
olduu gibi yl, eide gre deiiklik gstermi olup, genellikle
ieklenmenin Haziran ay ierisinde balayp tamamland ve
yaklak olarak 15 gn civarnda srd gzlemlenmitir.
eitlerin olgunlama tarihleri eit ve yllara gre deiiklik
gstermi olup, olgunlama Austos aynn son haftasndan,
Ekim aynn ilk haftasna kadar eitlere gre deiiklik
gstermitir.
Yresel eitlerden, sofralk tketimde n plana km
olan; Antep Bzgl, am Bzgl, Burdur Dimriti, Siyah
Gemre iyi performans sergilemilerdir. Yre ekolojisinin,
baclk asndan olumlu birtakm etkileri de saptanmtr.
eitlerin renklenmeleri zerine ekolojiden kaynaklanan bir

467

avantaj deneme sresince tespit edilmitir. Amerine ve Winkler


(1963)e gre serin iklim koullarnda yetien zm eitlerinde,
olgunlama daha yava bir tempoda seyretmekte, olgunlaan
zmler, yksek genel asit ve dk pH deeri gstermektedirler.
Ayn ekilde serin iklimde yetitirilen krmz bir eidin ierdii
renk maddesi, lman iklimde yetitirilene oranla daha fazladr
(zen ve ark. 1998). Yresel eitlerden Burdur Dimriti, hem
sofralk hem de ralk olarak tavsiye edilebilir bulunmutur.
Ayrca erkenci zellii ile de nem tamakta birlikte blgemizde
yetitiricilii fazla miktarda yaplan eitlerden biridir.
Ak Gemre, Marzmat, Devegz, Ak Dimrit, Senirkent
Dimriti ve Ku Yrei eitlerinin; ralk ynleri, sofralk
ynlerine gre daha fazla n plana kmtr. Ayrca salkm
yaplar da yeterince gsterili deildir. Bacln karl bir ura
haline getirilebilmesi iin birim alana den verimin artrlmas
nemli bir konudur. Bu nedenle adaptasyon almalar ile
eitlerin baz fiziksel ve kimyasal zelliklerinin iyi bilinmesi
gereklidir. alma sonunda mitvar eitlere ynelik ba tesisi
iin almalarnn yaplarak yaymnn yaplmas, yre
baclna
benimsetilmesine
allmas
gerektii
ngrlmtr. Yre koullarna adapte olabilecek standart ve
yresel eitlerle ba tesislerinin zendirilmesi salanacaktr.
Benzer ekolojik koullara sahip yerler iinde eit nerilerinde
bulunulmas proje ktlar olarak amalanmtr. Yrede ba
tesisi aamasnda bulunan reticilerin elde edilen veriler
deerlendirilmesi ile yol gsterici olunmas proje sonunda
kazanlmas hedeflenen faydalardan biridir. Sonu olarak, yre
koullarnda eitlerin farkl zellikler ynnden mit var olduu
sylenebilir. Ancak eitlerin yetitiricilii zerine salkl
nerilerin yaplabilmesi iin, adaptasyon yetenekleri zerinde
daha uzun sreli aratrmalarn yrtlmesinde yarar olduu
dnlmektedir. Ayrca ekolojiden ve blge koullarndan
kaynaklanan avantajlar ile zm retimi ekonomik anlamda
ykse kazan salamak mmkn olduu grlmektedir.
Trkiye uygun iklim ve toprak koullar, sahip olduu
asma genetik varl ile ba alan ve retim miktarlar
bakmndan dnya baclnda nemli bir lkedir. Fakat bu
avantajlarn zm ve rnlerinden kuru zm dnda lehine
gelitirememitir. zellikle sofralk zm ve zm suyu bata
olmak zere potansiyel pazarlar bulunmaktadr. Blge sathndaki

468

ekolojik farkllk itibariyle uyumlu eitlerin yetitirilmesi


toplam retim ierisinde deiik zamanda oluma eren eitlerin
yer almas ile tketim sresini uzatma olanaklar
artrlabilecektir. Bununla birlikte rnn pazarlama olanaklarn
artrmak ve daha yksek dzeyde ekonomik girdi olanaklar
salanabilecektir. Her bir yrenin doal koullar dorultusunda
uyumlu eitlerin belirlenmesi, olum zaman itibariyle bu
yrelerin belli lde uzmanlamas ve bacln
younlamasna yol aacaktr. Bu ekilde zaman ve yer
bakmndan eitlendirilmi blge retiminin art ve doal
potansiyelinin daha yksek dzeyde deerlendirilmesi ile
ekonomik girdinin art olasdr. Dier taraftan d pazarlarda
deerlendirebilecek rn lkemize ek dviz girdisi
salayabilecektir.

469

KAYNAKLAR
AAR, S. (2010). ukurova Koullarnda Ksmi Kk Kuruluu
(prd) ve Ksntl Damla Sulama Programlarnn Kings
Ruby Sofralk zm eidinin Verimi, Kalite ve Su
Kullanm Randmanna Etkileri, Yksek Lisans Tezi,
ukurova niversitesi Fen Bilimleri Enstits, Adana.
ALLEWELDT, G. and J. V. POSSNGHAM, (1988). Progress
in Grapevine Breeding. Theortics Applied Genetics, 75:
669673.
ALLEWELDT, G. P.SPEGEL-ROY and B. I.RESCH, (1991).
Resources of Temperate Fruits and Nut Crops. Grapes (
Vitis ). Acta Horticulturae, 290-VI: 291320.
ANONM, 2013a. www.isparta.gov.tr/aspx?rid=38, 30.12.2013
ANONM,
2013b.
30.12.2013

www.burdur.gov.tr/ilin-konumu.asp,

ELK H, SYLEMEZOLU G, MARASALI B, FDAN Y,


AAOLU Y. S. LBAY A. K. AKKURT M. (1999).
Kalecik Karas zm eidi (Klon 12) iin Ankara
Koullarnda En Uygun Asma Anacnn Belirlenmesi,
Trkiye III. Ulusal Bahe Bitkileri Kongresi. 14-17
Eyll 1999, Ankara, 579-584.
DOANAY, H. (1992). Trkiye Ekonomik Corafyas, Atatrk
niversitesi Yaynlar No: 737, Erzurum.
DOER, E. (2004). Antik ada Ba ve arap, letiim
Yaynlar, stanbul.
DONICI A. SIMION C. ENACHE V. TABARANU G. (2013).
Study Of The Adaptability of Certain Varieties Of Vine
n the Climatic Conditions of the Dealu BujoruluRomanian
Vineyard,
36.th
OIV
Congress,
Bucuresti,Romania.
ECEVT, F. M. (1986). Ba Yetitirme, Seluk niversitesi
Yaynlar, Konya.
ECEVT, F. ve GKTRK BAYDAR, N. (1998). Isparta li
Baclnn Bugnk Durumu ve Ekolojik
zelliklerinin Baclk Ynnden ncelenmesi zerine

470

Bir Aratrma, 4. Baclk Sempozyumu Bildirileri, 2023 Ekim 1998,164-170. Yalova.


FOOD and AGRICULTURE ORGANIZATON of the UNITED
NATIONS,
(2012).
http://www.fao.org/statistics/en/agriculture,
03.04.2012.
KISMALI, . (1980). Ba Yetitirme Teknii I ve II Ders Notlar,
Ege niversitesi Ziraat Fakltesi Basmevi, zmir.
MO, V. and DOBREI, A. (2011). Research Concerning Grapes
Quality of Some Local Varieties and Biotypes, Suitable
for a Sustainable Viticulture, Journal of Horticulture,
Forestry and Biotechnology, Volume 15(2), 187- 190.
ORAMAN, N. (1972). Baclk Teknii II Ders Kitab No: 470,
Ankara niversitesi Ziraat Fakltesi Yaynlar, Ankara.
ZER, C. USTA, K. (1998). Kordon ve Guyot Sistemi Alphonse
Lavalle
Balarnda
Baz
Yeil
Budama
Uygulamalarnn Verim ve Kaliteye Etkileri zerine
Aratrmalar, 4. Baclk Sempozyumu Bildirileri
Kitab, 103-107 s. Yalova.
SAMANCI, H. ve USLU, . (1997). Baz Analarn znik
Ekolojisinde Mkle zm eidinin Verim ve
Kalitesine Etkileri, Atatrk Bahe Kltrleri Merkez
Aratrma Enstits Sonu Raporu Yayn no:97,
Yalova.
SVRTEPE, N. ve REHBER, E. (1998). Baclkta Aylara Gre
ve D Pazarlarda Meydana Gelen Fiyat Deiimleri
ile Bu Deiimler Bakmndan Muhafaza ve Erkenci
rn Yetitiriciliinin nemi, 4. Baclk Sempozyumu
Bildirileri Kitab, 326-332 s. Yalova.
TRKYE
STATSTK
KURUMU
(2013).
http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist,
07.06.2013.
UZUN, H. . (1996). Fercal Asma Anacna Al Baz Sofralk
zm eitlerinin Verim Ve Kalite zellikleri zerine
Aratrmalar, Akdeniz niversitesi Ziraat Fakltesi
Dergisi, 9, 40-60.

471

WINKLER A. J. (1963). Better grapes for wine. American


Journal of Enology and Viticulture 9: 202-110.

472

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Bahri KARLI
Trkiyede Krsal Alanda Yoksulluk
Prof. Dr. Bahri KARLI
Do. Dr. Tufan BAL
Do. Dr. F. Handan GRAY
Trkiye'de Mevsimlik G ve Krsal Yoksulluk: Mevsimlik
Tarm ileri
. Gr. Celal ALTIN
Do. Dr. Blent EN
Bulank Analitik Hiyerari Sreci (AHP) Yntemi Kullanlarak
Karaman Blgesi in Uygun Meyve Fidan
Seilmesi
. Gr. Fethullah BALDIR
. Gr. Hakan EN
Ispartadaki Gda reticiler Analizi
Yunus Emre AKOLAN
evresel Gvenlikte Yeni Bir Boyut: Gda Gvenlii
Do. Dr. afak KAYPAK

473

474

TRKYEDE KIRSAL ALANDA YOKSULLUK


Prof. Dr. Bahri KARLI
Do. Dr. Tufan BAL
Do. Dr. F.Handan GRAY
ZET
Yirmi birinci yzylda insanln nemli sorunlarndan
birisi yoksulluktur. Bu sorun, gelimekte olan lkelerde daha
fazla hissedilmektedir. Dnyada bir milyar yz iki milyon
insan gnlk 1,25 ABD dolar olarak belirlenen alk snrnn
altnda yaamn srdrmektedir. Trkiye, dnyada yksek
insani gelime kategorisine sahip lkeler arasnda yer almakta ve
0,720 nsani Gelime ndeksi ile doksannc srada
bulunmaktadr. Trkiyede krsal yoksulluk kentlere gre daha
yksektir. Gelire dayal yoksulluk snrna gre, 2012 ylnda
kentlerdeki yoksulluk oran yzde 13,8 iken, krsal alanda bu
oran yzde 16,3dr. Trkiye statistik Kurumu (TK verilerine
gre, 2009 ylnda 12 milyon 751 bin yoksul bulunmakta ve
bunun 8 milyon 432 bini krsal alanda yaamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Yoksulluk, Krsal Alan, Krsal
Yoksulluk.
THE POVERTY IN RURAL AREA OF TURKEY
ABSTRACT
Poverty is one of the most important issues in the twenty
first century. This is experienced in the developing countries.
There are 1,302,000,000 people who live with less than 1.25 US$
a day. Turkey takes place in the high human development group
with its human development index value of 0.720 and ranking it

Sleyman Demirel niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blmbahriharli@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blmtufanbal@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi Ziraat Fakltesi Tarm Ekonomisi Blmhandangiray@sdu.edu.tr

475

ninetieth globally. In Turkey, rural poverty is higher than urban


poverty. In 2012, poverty rate in urban areas is 13.8 per cent
while 16.3 per cent in the rural areas according to income-based
poverty measurements. Turkish Statistical Institutes data in
2009 indicates that there are 12 million 751 thousands poor
persons and 8 million 432 thousands out of it are living in the
rural areas.
Key Words: Poverty, Rural Area, Rural Poverty.
GR
Yoksulluk, insanlarn temel ihtiyalarn karlamaya
yetecek mal ve hizmetleri alamamas olarak ifade edilmektedir
(Ta ve zcan, 2012:423). Kalknmada ana mcadele
konularndan birisi olmas nedeniyle Birlemi Milletler
Kalknma Program (UNDP)nin konular arasna giren
yoksulluk, insani gelime iin zorunlu olan frsatlardan (hayat
boyu salk, yaratc bir hayat, ortalama bir hayat standard,
zgrlk, kendine gven, saygnlk) mahrum olma eklinde
tanmlanarak, kavramn sadece parasal bir ierie hapsedilmesi
engellenmitir. Kavram ok boyutluluu da iermektedir
(Arpacolu ve Yldrm, 2011).
Bireylerin temel ihtiyalarnn karlanmas ve belirli bir
refah dzeyinde yaayabilmeleri iin yoksullukla mcadele, tm
lkelerin kalknma planlarnda yer alan temel unsur olmutur.
Bunun iin eitli kalknma politikalar gelitirilmi ve
uygulamaya aktarlmtr. Tm lkelerde olduu gibi, Trkiyede
de yoksullukla mcadelede nemli almalar yaplmakta ve
mcadele stratejileri gelitirilmektedir.
nsanlarn temel ihtiyalarn karlayabilmeleri ve
belirli bir refah dzeyinde yaayabilmeleri en temel haklardr.
Bunun gerekleebilmesi, o lkedeki; retim kaynaklarnn adil
ve verimli kullanlmas, gelir dalmndaki dengesizliin
azaltlmas,
retim sektrlerindeki alma koullarnn
iyiletirilmesi, blgeler arasndaki gelimilik farknn
giderilmesi, krsal alandaki yaam koullarnn iyiletirilmesi ve
eitim dzeyinin ykseltilmesi ile mmkn olabilir. Bu
durumda, insanlar yaamn srdrebilecek asgari refah dzeyini
yakalayabileceklerdir.

476

Yaam koullar ve frsatlar nedeniyle krsal alandaki


yoksulluk, kentlerdeki yoksullua gre daha fazladr.
Dolaysyla, yoksulluk, krsal alanda yaayan insanlar
kentlerdekilere gre daha fazla etkilemektedir. Krsal alan
tanmlamasnda farkl kriterler kullanlmaktadr. rnein,
Trkiyede nfusu 20 binden fazla olan yerleim birimleri kent,
dier yerleim birimleri ise krsal alan kabul edilmektedir. TK
tarafndan kr ve kent baznda yaymlanan tm almalarda
da bu tanm kullanlmaktadr (TKB, 2011).
TK
verilerine
gre
2012
yl
sonu
itibariyle75.627.384 olan Trkiye nfusunun yzde 77,30u
kentlerde ve yzde 22,70i krsalda (belde ve kylerde)
yaamakta iken; 2013 ylnda 76.667.864 olan nfusun yzde
91,35i kentlerdeveyzde8,65i ise krsalda yaamaktadr. Krsal
nfusun bu derece nemli oranda azalmasnda, 14 ilde
bykehir belediyesi kurulmas ve bykehir statsndeki 30
ilde, belde ve kylerin ile belediyelerine mahalle olarak
katlmasnn nemli etkisi olmutur. Nitekim, 2012 ylnda 1.977
olan belde says 2013 ylnda 394e ve ayn dnemde ky says
34.434den 18.214e dmtr (TK, 2014a).
Krsal yoksulluk, gelimekte olan lkelerde hzl nfus
art nedeniyle krsal alandaki toprak zerindeki nfus
basksndan kaynaklanmaktadr. Nfusun artmas, tarm
iletmelerinin klmesine ve ok paral bir yapya
dnmesine neden olmaktadr. Bu durum, tarm sektrnde
isizlii neden olmakta; ak isizlik gizli isizlie
dnmektedir. Ayn zamanda, eitim dzeyinin dk olmas
ve bilinsiz retim yaplmas nedeniyle iletmecilerin geliri
azalmakta ve krsal yoksulluk ortaya kmaktadr.
Trkiyede, TK verilerine gre 2009 ylnda
12.751.000 yoksul bulunmakta ve bunun yzde 66,12si
(8.432.000) krsal alanda yaamakta ve geimini tarm ya da
ormanclktan salamaktadr (TK, 2014d). 2002 ylnda krsal
alanda yaayan yoksul says 10.081.000 olup, Trkiye toplam
yoksullar iindeki oran yzde 54,66dr. Bu durum, krsal
alandaki yoksulluun Trkiye ortalamasna gre giderek
derinletiini ve yoksulluun daha da n plana ktn
gstermektedir.

477

Krsal alanda, kii ba gnlk harcamas, cari Satnalma


Gc Paritesine (SGP) gre 2,15 dolarn altnda kalan fert oran
2002 ylnda yzde4,06 iken, 2012 ylnda binde14 olarak
hesaplanmtr. Yoksulluk snr, cari SGPye gre 4,3 dolar
olarak alndnda ise 2002 ylnda yzde 38,82 olan yoksulluk
oran, 2012 ylnda yzde 5,88 olarak belirlenmitir.
1. YOKSULLUK KAVRAMI VE YOKSULLUK TRLER
Yoksulluk ok ynl bir kavram olduundan farkl
ekillerde tanmlanabilmektedir. Genel olarak, yoksulluk;
bireylerin temel ihtiyalarn (beslenme, barnma, eitim, salk)
karlayamama durumudur.
Literatrde farkl yoksulluk trlerini ifade eden, mutlak
yoksulluk (absolute poverty), greli yoksulluk (relative poverty),
insani yoksulluk (human poverty) gibi eitli tanmlamalara
rastlamak mmkndr (Gndoan, 2008). Mutlak yoksulluk,
bireyin yaamn srdrebilecek asgari refah dzeyini
yakalayamamas durumudur. Bu nedenle, mutlak yoksulluun
ortaya karlmas, bireylerin yaamlarn srdrebilmeleri iin
gerekli olan minimum tketim ihtiyalarnn belirlenmesini
gerektirir. Mutlak yoksulluk oran, bu asgari refah dzeyini
yakalayamayanlarn saysnn toplam nfusa orandr. Greli
yoksulluk, bireylerin, toplumun ortalama refah dzeyinin belli
bir orannn altnda olmas durumudur. Buna gre toplumun
genel dzeyine gre belli bir snrn altnda gelir ve harcamaya
sahip olan birey veya hanehalk greli anlamda yoksul olarak
tanmlanr (TK, 2014d). nsani yoksulluk, insanlarn altyap
hizmetlerinden(yol, temiz ime suyu vb.) yararlanma durumu,
iletiim imknlar, eitim ve salk hizmetleri gibi konulardaki
ihtiyalarn karlayabilecek konular ele almaktadr.
Yoksulluun kresellemi bilgi retme kanallar
kullanlarak llebilmesi ise sadece znel deil, nesnel
kriterlerin oluturulmasn da zorunlu hale getirmitir. Bu
balamda kii bana tketilen kalori dzeyine bal mutlak
yoksulluk (absolute poverty) kavram nemli bir gstergedir.
Dnya Bankasnn 1990daki almasnda mutlak yoksul
Hesaplama bir insann hayatta kalabilmesi iin gerekli
minimum kalori miktar olan 2400 k/cal hesaplamasna
dayanlarak (tbben; normal bir erikinin yeterli kalori alabilmesi

478

iin gerekli kalori 2800-3000, ar ilerde alanlar iin ise iin


niteliine gre 3200-3800 k/cal ihtiyac esas alnmaktadr)
gelitirilmi ve bu noktadan hareketle gnlk geliri, 2400 k/cal
besini almaya yetmeyen insanlar olarak tanmlanmtr.
Yoksulluun evrensellii ve satn alma paritelerinin farkllklar
da dnlerek, ortalama bir hesaplama yntemi ile mutlak
yoksulluk snr az gelimi lkeler iin kii bana gnde 1,0$
kabul edilirken, Latin Amerika ve Karayipler iin bu snr 2,0$,
Trkiyenin de dhil edildii Dou Avrupa lkeleri grubu iin
4,0$, gelimi sanayi lkeleri iin ise 14,4$ olarak belirlenmitir
(DPT, 2001).
UNDP1999 yl dnya nsani Gelime Raporu ile
sanayilemi ve gelimekte olan lkelerin insana yaptklar
yatrm harcamalarn deerlendirilerek, nsani Gelime
ndeksi (G) ni oluturmutur. Beklenen mr, eitim alma
durumu ve kii bana SGP ile dzeltilmi gerek Gayri Safi
Yurtii Hasla (GSYH) gibi temel gstergeden yola klarak
oluturulan indeks, uluslararas karlatrmalar asndan nemli
bir veri taban oluturmaktadr.
UNDP ayrca nsani Yoksulluk ndeksi [(Y);
(Human Poverty Index)] gelitirilmitir(Gndoan, 2008). Bu
indekse gre lkeler, belirli kriterlere dayal olarak ok yksek
insani gelimeye sahip lkeler, yksek insani gelimeye sahip
lkeler, orta insani gelimeye sahip lkeler ve dk insani
gelimeye sahip lkeler olmak zere drt gruba ayrlmtr. Y,
gelimekte olan lkeler iin aadaki kriterden yola karak
hesaplanmaktadr:
1. Yaam sresi: 40 yan altnda yaam beklentisi
olanlarn oran
2. Eitim: Okuma yazma bilmeyen yetikinlerin oran
3. Makul bir yaam standard:
Salkl ime suyuna sahip olmayan nfusun oran,
Temel salk imknlarndan yoksun olan nfusun
oran,
5 yan altnda olan ve yeterli beslenemeyen nfusun
oran.

479

Gelimi lkeler iin hesaplanan Y hesaplama


kriterleri ise unlardr:
1. Yaam sresi: 60 yan altnda yaam beklentisi
olanlarn oran,
2. Eitim: OECD tarafndan tanmlanan fonksiyonel
cahillik oran,
3. Makul bir yaam standard: Yoksulluk snrnn
altnda yaayanlarn oran,
4.Sosyal dlanma: Uzun dnem isizlik oran.
2. DNYADA YOKSULLUK
Kreselleme, ekonomik krizler, savalar, iklim
deiiklii, kuraklk vb. nedenlerden dolay yoksulluk; insanlarn
geleceini tehdit eden en nemli unsurlardan birisidir. SGPye
dnya lkeleri gelir ynnden gruba ayrlmaktadr
(Worldbank, 2014):
1. Dk gelirli lkeler (kii bana milli geliri, 1.025 $n
altnda)
2. Orta gelirli lkeler (kii bana milli geliri 4.036 $dan
yksek)
3. Yksek gelirli lkeler (kii bana milli geliri 12.476
$dan fazla)
Dnyada, 1990 ylnda gnde 1,25 $dan daha az gelirle
yaayan yoksul nfus 1.908 milyon (%43,1) iken, on sekiz ylda
yzde 31,8 orannda azalarak 2008 ylnda 1.302 (%22,7)
milyona dmtr (Tablo 1 ve2).
Yoksulluk oran dikkate alndnda, 2008 yl itibariyle
dnyann en yoksul blgesinin Sahra Alt Afrika olduu
grlmektedir. Bu blgeyi Gney Asya, Dou Asya ve Pasifik,
Latin Amerika ve Karayipler izlemektedir. ncelenen dnemde
tm blgelerde yoksulluk orannn azald grlmektedir.
Yoksul nfusun, 2008 yl itibariyle; yzde 43,9i Gney
Asyada, yzde 30,6s Sahra Alt Afrikasnda, yzde 21,8i
Dou Asya ve Pasifikte, yzde2,9u Latin Amerika ve
Karayiplerde, yzde 0,6s Orta Dou ve Kuzey Afrikada,
yzde 0,2si ise Avrupa ve Merkez Asyada yaamaktadr.

480

zellikle, Sahra Alt Afrikas ve Gney Asya blgeleri


yoksulluun en kt ve ykc olduu blgelerdir.
Tablo 1: Dnyada blgesel yoksulluk (kii says)
Gnde 1,25 $dan daha az gelir (milyon)
Blge

1990

1993

1996

1999

2002

2005

2008

926

871

640

656

523

332

284

Avrupa
&Merkez
Asya

14

18

18

11

Latin
Amerika
&Karayipl
er

53

53

54

60

63

48

37

Orta Dou
& Kuzey
Afrika

13

12

12

14

12

10

Gney
Asya

617

632

631

619

640

598

571

Sahra Alt
Afrika

290

330

349

376

390

395

399

Toplam

1.90
8

1.91
0

1.70
4

1.74
3

1.63
9

1.38
9

1.30
2

Dou Asya
& Pasifik

Kaynak: Worldbank, World Development Indicators, 2013,


s.31.
Tablo 2: Dnyada blgesel yoksulluk (Oran)
Gnde 1,25 $dan daha az gelir (%)
Blge

1990

1993

1996

481

1999

2002

2005

2008

Dou Asya &


Pasifik

56,2

50,7

35,9

35,6

27,6

17,1

14,3

Avrupa
&Merkez Asya

1,9

2,9

3,9

3,8

2,3

1,3

0,5

Latin Amerika
&Karayipler

12,2

11,4

11,1

11,9

11,9

8,7

6,5

Orta Dou &


Kuzey Afrika

5,8

4,8

4,8

5,0

4,2

3,5

2,7

53,8

51,7

48,6

45,1

44,3

39,4

36,0

56,5

59,4

58,1

57,9

55,7

52,3

49,2

43,1

41,0

34,8

34,1

30,8

25,1

22,7

Gney Asya
Sahra
Afrika
Toplam

Alt

Kaynak: Worldbank, World Development Indicators, 2013,


s.31.
Dnyada en zengin ve en yoksul on lke srlamasnda,
2012 yl verileri irdelendiinde, kii bana den gayri safi
yurtii hasla genelde 1.000 dolarn altndadr. Dnyann en
yoksullkesi430 dolar ile Kongo Demokratik Cumhuriyetidir.
En zengin lkesi ise 133.340 dolar ile Katardr. Dnyann en
yoksul lkesi ile en zengin lkesi arasndaki gelir fark310 kattr.
G sralamasnda, 2012 ylnda 187 lke arasnda en zengin lke
olan Katar 0,834 indeks deeri ile 36. srada; en yoksul lke olan
Kongo Demokratik Cumhuriyeti ise 0,304 indeks deeri ile 186.
srada yer almaktadr (Tablo 3). Gelir ynnden dnyann en
yoksul lkelerinin, ayn zamanda alt yap, eitim ve salk
asndan da en son sralarda yer alan kalm lkeler olduu
grlmektedir.

482

Tablo 3: Dnyada en zengin ve en yoksul on lke (2012)


En zengin lkeler
lkeler

En fakir lkeler

Kii
bana
den
milli
gelir
($)*

133.340

0,834

36

Kongo
Demokratik
Cumhuriyeti

430

0,304

186

Kuveyt

88.170

0,790

54

Liberya

730

0,388

174

Singapur

71.900

0,895

18

Malavi

730

0,418

170

Norve

67.450

0,955

Burundi

750

0,355

178

Lksemburg

60.950

0,875

26

Nijer

880

0,304

186

BAE

58.090

0,818

41

O. Afrika C.

980

0,352

180

svire

55.000

0,913

Mozambik

990

0,327

185

ABD

52.610

0,937

Togo

1.140

0,459

159

S. Arabistan

49.940

0,782

57

Gine

1.140

0,355

178

Danimarka

44.070

0,901

15

Gine- Bissau

1.180

0,364

176

Katar

**

G
sras

lkeler
**

Kii
bana
den
milli
gelir
($)*

G
**

G
sras**

Kaynak:
(*):Worldbank, World Development Indicators
(Purchasing Power Parity), 2014
(**): Human Development Report, 2013
UNDP 2012 nsani Gelime Raporunda lkeler G,
yaam beklentisi, kii bana den gayri safi yurtii hasla ve
geliri dikkate almadan hesaplanan G gibi kriterler kullanlarak
drt G grubunda snflandrlmtr (Tablo 4).

483

Tablo 4: Kii bana milli gelir ynnden insani gelime


indeksine gre lkelerin gruplandrlmas (2012)
G grubu

Yaam
beklentisi

ok
yksek G

0,905

80,1

Yksek
G

0,758

Orta G
Dk G

Kii
bana
yurtii
hasla ($)

Geliri
dikkate
almadan
hesaplanan
G

lke
says

33.391

0,927

47

73,4

11.501

0,781

47

0,640

69,9

5.428

0,661

47

0,466

59,1

1.633

0,487

46

Kaynak: Human Development Report, 2013


Tablo 4te grlebilecei gibi ok yksek Gye sahip
ilk 10 lke Norve, Avustralya, Amerika Birleik Devletleri,
Hollanda, Almanya, Yeni Zelanda, rlanda, sve, svire ve
Japonyadr. Dk dzey Gye sahip ilk 10 lke Nijer, Kongo
Demokratik Cumhuriyeti, Mozambik, ad, Burkina Faso, Mali,
Eritre, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine ve Burundidir. Trkiye
G sralamasnda 0,722 indeks deeri ile doksannc sradadr
(UNDP, 2013).
Balca gelimekte olan sekiz lkenin (Arjantin,
Meksika, Brezilya, Trkiye, in, Endonezya, Gney Afrika ve
Hindistan) 2012 yl insani gelime performans Tablo 5te
verilmitir. 2012 yl verilerine gre gelimekte olan sekiz lke
ierisinde G deeri en yksek olan lke Arjantin (0,811) iken,
en dk deere sahip lke ise Hindistan (0,554)dr. Bu lkeler
ierisinde Arjantin, 2012 ylnda sahip olduu bu G deeri ile
ok yksek insani gelime grubunda yer alan tek lkedir.
Meksika, Brezilya ve Trkiye yksek insani gelime grubunda
sahip lkeler arasnda yer almaktadrlar. Trkiye, 0,720 G
deeri ile gelimekte olan sekiz lke ierisinde drdnc srada
bulunmaktadr. in, Endonezya, Gney Afrika ve Hindistan
orta insani gelime grubunda yer almaktadrlar.

484

Tablo 5: Balca gelimekte olan sekiz lkenin insani gelime


performans (2012)
nsani gelime indeksi
lkeler
Deer

Sralama

Arjantin

0,811

Meksika

Kii bana yurtii


hasla (*)

Bulunduu
grup

Deer
($)

Sralama

45

ok
yksek

18.709,31

51

0,775

61

Yksek

15.931,75

64

Brezilya

0,730

85

Yksek

12.340,18

77

Trkiye

0,722

90

Yksek

15.578,38

65

in

0,699

101

Orta

10.011,48

90

Endonezya

0,629

121

Orta

5.302,48

122

Gney
Afrika

0,629

121

Orta

11.750,37

80

Hindistan

0,554

136

Orta

4.060,22

130

Kaynak: Human Development Report, 2013.


(*): 2013 verileri (Global Finance, satnalma paritesine gre,
2013
Gelimekte olan sekiz lkenin SGPsine gre kii bana
den GSYH deerleri irdelendiinde, Arjantin kii bana
den GSYH deeri (18.709,31 dolar) ile birinci ve dnya
sralamasnda ise 55. srada yer almaktadr. Gney Afrika
Cumhuriyeti kii bana den GSYH deeri (11.750,37 dolar)
bakmndan dnyada 80. srada yer almasna ramen, G
sralamasnda 121. srada bulunmaktadr. Hindistan 4.060,22
dolar ile sekizinci ve dnya sralamasnda 130. srada, Trkiye
ise 15.578,38 dolar ile sekiz lke ierisinde nc ve dnya

485

sralamasnda 65. srada bulunmaktadr (Tablo 5). Bu burum,


Trkiyenin son yllarda gstermi olduu ekonomik ve sosyal
alanlardaki baary, dnya sralamasndaki konumunu daha iyi
yerlere tadn gstermesine ramen, bu gelimeleri insani
gelimeye tam olarak yanstamadn ortaya koymaktadr.
3. TRKYEDE YOKSULLUK
Trkiyede yoksulluun boyutlarn lmeye ynelik
almalarn snrl olduu ifade edilebilir. TK tarafndan ilki,
sonular 2004 ylnda aklanan 2002 Yoksulluk almas;
ikincisi, sonular 2007 yl sonunda kamuoyuna duyurulan
2006 Yoksulluk Aratrmas ve ncs, sonular 2011
ylnda kamuoyu ile paylalan 2009 Yoksulluk almas
temel almalardr. TKin yoksullukla ilgili almalar, 2002
yl iin belirlenen metodoloji esas alnarak devam etmektedir.
TKin dier bir almas olan Gelir ve Yaam
Koullar Aratrmasna gre Trkiyede 2006 ylnda Trkiye
ortalamasndan en yksek gelire sahiplerin oluturduu
gruptakilerin (son % 20) toplam gelirden ald pay yzde 48,4
iken, en dk gelire sahiplerin oluturduu gruptakilerin (ilk
%20) toplam gelirden ald pay yzde 5,1 olmutur. Bu oranlar
srasyla kentlerde yzde 47,5 ve 5,5; krsal alanda yzde 46,3 ve
5,1dir. Bu verilere gre son yzde 20lik grubun toplam gelirden
ald pay, ilk yzde 20lik gruba gre (P80/P20 gstergesi);
Trkiye ortalamas 9,5 kat, kentlerde 8,6 kat ve krsal alanda 8,3
kattr (Tablo 6).
Trkiyede yaam koullarnda ve gelir dalmnda
gzle grlr derecede iyilemeler olmutur. Nitekim Trkiyede
2012 ylnda Trkiye ortalamasnda en yksek gelire sahip son
gruptakilerin toplam gelirden ald pay yzde 46,6 iken, en
dk gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden ald pay
yzde 5,9 olarak gereklemitir. Bu oranlar srasyla kentte
yzde 46,1 ve 6,4; krda yzde 44,0 ve 6,1dir. Bu verilere gre
son yzde 20lik grubun toplam gelirden ald pay, ilk yzde
20lik gruba gre (P80/P20 gstergesi); Trkiye ortalamas 8,0
kat, kentlerde 7,2 kat ve krsal alanda 7,2 kat olmutur.
Yoksulluk, bir lkenin ekonomik bymesi, kalknmas,
gelir dzeyi ve milli gelirin dalm ile yakndan ilikilidir. Eer

486

bir lkede ekonomik byme istihdama olumlu yansyor, cret


dengesizliinin giderilmesine katk salyor, bireylerin alm
gcnde iyilemelere neden oluyor ve gelir dalmndaki
dengesizliin (adaletli hale gelmesi) giderilmesine etki ediyorsa
o lkede yoksulluun azalmas kanlmaz olacaktr. Gelir
dalmndaki eitsizlii lmede en ok kullanlan yntemlerden
biri Gini katsaysdr.
TK tarafndan yaplan almada, 2012 yl iin Gini
katsays lke geneli iin 0,402, kent iin 0,391 ve kr iin ise
0,377 olarak hesaplanmtr (TK, 2014b). Bu veriler, krsal
alanda gelir dalmnn Trkiye geneli ve kentlere gre daha
adaletli olduunu gsterse de gerekte krsal alanda eitim ve
gelir dzeyinin daha dk olmas, istihdamn az ve gizli
isizliin fazla bulunmas, sosyal gvenceden yoksun daha fazla
kiinin yaamas, altyap sorunlarnn yeterince zlmemesi
gibi nedenlerden dolay yoksulluk daha fazladr.
Trkiyede 2012 yl verileri irdelendiinde, 2006 ylna
gre hem yaam koullarnda hem gelir dalmnda
iyilemelerin olduu grlmektedir. Bunun ak gstergesi, son
gruptakilerin toplam gelirden ald payn azalm ve ilk
gruptakilerin ald payn artm olmasdr. Ayn zamanda Gini
katsaysndaki azalmalar da bunu dorulamaktadr. 2006 ylna
gre, 2012 ylnda gelir dalmnda, Trkiye ortalamasnda
0,026; kentlerde 0,024 ve krsal alanlarda 0,029 puanlk iyileme
gereklemitir (Tablo 6).
Tablo6: Edeer hanehalk kullanlabilir gelirin dalm(%)
Yzde 20lik
fert gruplar

Trkiye

Kent

Kr

2006

2012

2006

2012

2006

2012

lk yzde 20

5,1

5,9

5,5

6,4

5,1

6,1

kinci yzde 20

9,9

10,6

10,3

10,9

10,2

11,2

nc yzde
20

14,8

15,3

15,0

15,3

15,3

15,9

Drdnc
yzde 20

21,9

21,7

21,8

21,3

22,6

22,8

487

Son yzde 20

48,4

46,6

47,5

46,1

46,3

44,0

Toplam

100,0

100,0

100,0

100,0

100,0

100,0

Gini Katsays

0,428

0,402

0,415

0,391

0,406

0,377

9,5

8,0

8,6

7,2

8,3

7,2

Son yzde 20/


ilk yzde 20
(P80/P20)
Deiim (20062012)

0,026

0,024

0,029

Kaynak: TK, 2014b; TK, 2014c.


TK tarafndan 2012 ylnda Gelir ve Yaam
Koullar Aratrmas yaplmtr. Bu aratrmada edeer
hanehalk kullanlabilir gelirleri kullanlarak, eitli greli
yoksulluk snrlar (edeer hanehalk kullanlabilir medyan
gelirin %40, %50, %60 veya %70ine gre) hesaplanmtr.
Edeer hanehalk kullanlabilir medyan gelirin yzde 50si
dikkate alnarak belirlenen yoksulluk snrna gre nfusun
yzde 16,3nn yoksulluk riski altnda kald grlmtr.
Kentsel ve krsal yerler iin hesaplanan yoksulluk snrlarna gre
kentsel yerlerde bu oran yzde 13,8 ve krsal yerlerde ise yzde
16,3 olarak hesaplanmtr (TK, 2014c). Dolaysyla, krsal
alanda yaayanlarn yoksulluk riski kentlerde yaayanlara gre
daha yksektir.
Trkiyede gelire dayal yoksulluk snrna gre
yoksulluk orann gsteren rakamlar Tablo 7de verilmitir.
ncelenen dnemde, gelire dayal yoksulluk orannda Trkiye
genelinde yzde 2,3, kentlerde yzde 3,2 ve krsal alanda yzde
2,0 orannda bir azalma olduu grlmektedir. Krsal alandaki
yoksulluk iyilemesi hem Trkiye ortalamasna hem de
kentlerdeki duruma gre daha az olmutur.
Tablo 7: Gelire dayal yoksulluk snrna gre yoksulluk oran
Yoksulluk oran (%)
2006

2012

488

Deiim (%)

Trkiye

18,6

16,3

2,3

Kent

17,0

13,8

3,2

Kr

18,3

16,3

2,0

Kaynak: TK, 2014c.


Trkiyede, yoksul hanehalk oranlar 2002 ylnda
yzde 22,45 iken, 2009 ylnda yzde 14,54e gerilemitir.
Kentlerde 2002 ylnda yzde 17,38 iken, 2009 ylnda yzde
6,62ye dm; krsal alanda ise 2002 ylnda yzde 30,52 iken,
2009 ylnda yzde 34,28e ykselmitir. Yoksul fert oranlarna
bakldnda da, incelenen dnemde Trkiye geneli ve kentlerde
azalma olmasna ramen, krsal alanda art olmutur (Tablo 8).
Bu durum, krsal alanda yoksulluun daha fazla hissedildii ve
youn olarak yaandn gstermektedir. Bu durumun balca
nedenleri, krsal alanda bireylerin gelirinin ounlukla tarm
sektrnden
salanmas,
tarmda
retici
gelirlerinin
dk/tarmsal girdi maliyetlerinin yksek olmas ve gizli
isizliinin bulunmas olarak gsterilebilir.
Tablo 8: Hanehalk byklne gre yoksulluk oranlar (%) ve
yoksul fert oranlar (%)
Yllar

Trkiye

Yoksulluk
oranlar

Yoksul fert
oranlar

Kent

Yoksulluk
oranlar

Hanehalk bykl
Trkiye/Kent/Kr

1-2

3-4

5-6

7-+

2002

22,45

16,51

16,37

29,03

45,95

2009

14,54

11,52

9,41

21,79

38,50

2002

26,96

16,48

16,68

29,47

47,38

2009

18,08

10,64

9,65

22,20

40,05

2002

17,38

7,24

12,94

25,94

41,14

2009

6,62

3,33

4,38

12,90

23,24

2002

21,95

7,16

13,24

26,47

43,36

489

Kr

Yoksul fert
oranlar

2009

8,86

3,21

4,52

12,72

25,21

Yoksulluk
oranlar

2002

30,52

27,97

23,27

33,83

50,75

2009

34,28

28,47

28,37

39,37

53,57

2002

34,48

27,64

23,61

34,03

51,18

2009

38,69

26,41

29,02

39,89

54.06

Yoksul fert
oranlar

Kaynak: TK, 2014d.


Hane halknn bykl arttka, yoksulluk riskinin de
artt; zellikle, hanehalk bykl 5-6 ve 7 ve zeri olan
hanelerde yoksulluk oran ve yoksul fert orannn daha yksek
olduu grlmektedir. Trkiye genelinde ve kentlerde yoksulluk
oranlar ve yoksul fert oranlar, 2002 ylndan 2009 ylna
gelindiinde dt halde, ayn dnemde krsal alanda bu
oranlar artmtr (Tablo 8). Dolaysyla, krsal kesimde
yoksulluun arttn sylemek mmkndr.
Satnalma gc paritesine gre kii bana den gnlk
harcamas 2,15 $n altnda olan kiiler ile ilgili yoksulluk oran
Trkiye geneli 2002 ylnda yzde 3,04 iken, 2012 ylnda yzde
0,06ya dmtr. Ayn dnemde bu oranlar srasyla kentlerde
yzde 2,37 ve 0,02, krsal alanda yzde 4,06 ve 0,14 olarak
gereklemitir. Bu kritere gre yoksulluk oran son yllarda
nemli oranda azalmtr. Dier bir kriter olan kii bana den
gnlk harcamas 4,30 $n altnda olan kiilerdeki yoksulluk
oranlar Trkiye geneli, kentlerde ve krsal alanda 2002 ylndan
2012 ylna gelindiinde nemli oranda azalmtr. Nitekim bu
oran, 2002 ylndan 2012 ylna gelindiinde Trkiye genelinde
yzde 30,3den yzde 2,27ye; kentlerde yzde 34,62den yzde
0,60a ve krsal alanda yzde 38,82den yzde 5,88e dmtr
(Tablo 9).
Tablo 9: Yoksulluk snr yntemlerine gre fertlerin yoksulluk
oranlar (%)
Yntemler
Gda
Yoksulluu
(alk)

Yoksulluk
(gda+gda
d)

490

Kii ba
gnlk
2,15 $n
alt(1)

Kii ba
gnlk
4,3$n
alt(*)

Harcama esasl
greli
yoksulluk

Trkiye

Kent

Kr

2002

1,35

26,96

3,04

30,30

14,74

2005

0,87

20,50

1,55

16,36

16,16

2009

0,48

18,08

0,22

4,35

15,12

2012

0,06

2,27

2002

0,92

21,95

2,37

34,62

11,33

2005

0,64

12,83

0,97

10,05

9,89

2009

0,06

8,86

0,04

0,96

6,59

2012

0,02

0,60

2002

2,01

34,48

4,06

38,82

19,86

2005

1,24

32,95

2,49

26,59

26,35

2009

1,42

38,69

0,63

11,92

34,20

2012

0,14

5,88

Kaynak: TK, 2014d.


(*):1 $n SGP zerinden TL karl olarak ilgili yln cari
deerleri kullanlmtr.
Trkiyede 20022009 yllarnda yaplan Yoksulluk
Aratrmas sonularna gre, gda yoksulluu asndan nemli
bir sorun olmad grlmektedir (TK, 2014d) . Trkiyede
fertlerin, 2002 ylnda yzde 1,35 (926.000 kii) ve 2009 ylnda
yzde 0,48i (339.000 kii) gda harcamalarn kapsayan yokluk
snrlarnn altndadr. Ayn dnemde kentlerde bu oran yzde
0,92 (376.000 kii) ve yzde 0,06 (29.000 kii), krsal alanda ise
yzde 2,01 (584.000 kii) ve yzde 1,42dir (324.000 kii) (Tablo
9 ve 10). Krsal alandaki yoksulluk oranlarnn ve yoksul
saysnn hem Trkiye ortalamasna hem kentlere gre daha fazla
olduu grlmektedir. Bu veriler, yoksulluun krsal alanlarda
daha fazla yaandnn dier bir gstergesidir.

491

Tablo 10: Yoksulluk snr yntemlerine gre yoksul fert says


(bin kii).
Yntemler

Trkiye
2002

Kent

2009

2002

Kr
2009

2002

2009

Gda
yoksulluu
(alk)

926

339

376

29

584

310

Yoksulluk
(gda+gda
d)

18.441

12.751

9.011

4.318

10.081

8.432

Kii ba
gnlk
2.15 $ n
alt *

2.082

159

971

20

1.007

138

Kii ba
gnlk 4.3
$n alt *

20.721

3.066

10.106

469

8.737

2.597

Harcama
esasl
greli
yoksulluk

10.080

10.669

4.651

3.214

5.996

7.455

Kaynak: TK, 2014d.


(*): 1 $'n satnalma gc paritesine (SGP) gre karl olarak
2002 yl iin 618.281 TL, 2009 yl iin ise 0,917 TL
kullanlmtr.
Hanehalk fertlerinin eitim durumlarna gre fert
yoksulluk oranlar Tablo 11de verilmitir. Toplamda bu oran,
Trkiyede 2002 ylnda yzde 26,96 iken 2009 ylnda yzde
18,08e ve kentlerde 2002 ylnda yzde 21,95 iken, 2009 ylnda
yzde 8,86ya dm; krsal alanda 2002 ylnda yzde 34,48
iken, 2009 ylnda yzde 38,69a ykselmitir. Ayn dnemde
yoksulluk riskinin, 6 yandan kk ve ilkokula balamam,
okuryazar olmayan veya bir okulu bitirmeyen ve ilkretim
andaki fertler iin de hem Trkiye hem kentlere gre krsal

492

alanda artt grlmektedir. ncelenen dnemde fert yoksulluk


oranlar irdelendiinde yoksulluk riskinin, ilkokul, ortaokul ve
orta dengi meslek, lise ve lise dengi meslek ile yksekokul,
faklte ve st bireyler iin Trkiye, kent ve krsal alanda
azald belirlenmitir (Tablo 11). Genel anlamda
deerlendirildiinde, renim sresine bal olarak eitim
dzeyi arttnda bireylerin yoksulluk oranlarnn dtn ve
yoksulluk riskinin azaldn sylemek mmkndr.
Tablo 11:Hanehalk fertlerinin eitim durumuna gre fert
yoksulluk oranlar (%)
Eitim durumu

Trkiye

Kent

Kr

2002

2009

2002

2009

2002

2009

Trkiye/Kent/Kr

26,96

18,08

21,95

8,86

34,48

38,69

6 yandan kk fertler

33,17

24,04

31,18

13,01

36,79

48,69

Okuryazar deil veya bir okul


bitirmeyen

36,99

29,84

31,95

16,13

43,29

48,83

lkokul

26,13

15,34

21,08

7,23

31,11

31,02

lkretim

26,37

17,77

21,27

8,46

33,99

37,98

Ortaokul ve orta dengi meslek

18,77

9,76

13,08

5,81

30,11

24,41

Lise ve lise dengi meslek

9,82

5,34

7,06

3,75

17,65

14,65

Yksekokul, faklte ve st

1,57

0,71

1,07

0,48

4,37

3,37

Kaynak: TK, 2014d.


Hanehalk fertlerinin iteki durumuna ve alt
sektre gre yoksulluk oranlar Tablo 12de verilmitir. stihdam
edilen fertlerin yoksulluk oranlar incelendiinde, 20022009
dneminde; cretli/maal/yevmiyeli alanlarn yoksulluk
riskinin Trkiye geneli ve kentlerde azald halde, krsal alanda
artt grlmektedir. Krsal alanda 2002 ylnda cretli ve
maallarda yoksulluk oran yzde 18,31den, 2009 ylnda yzde
21,27ye; 2002 ylnda yevmiyeli alanlarda yoksulluk oran
yzde 45,29dan, 2009 ylnda yzde 46,12ye ykselmitir.
ncelenen dnemde krsal alanda, istihdamdaki dier fertlerdeki

493

(kendi hesabna alan, cretsiz aile iisi) yoksulluk riski az da


olsa azalmtr.
stihdam edilen sektrlere gre yoksulluk oranlar
irdelendiinde, en yksek yoksulluk riskine sahip olan sektr
alanlarnn tarm sektrnde olduu grlmektedir. Tarm
sektrnde alanlarn yoksulluk oranlar Trkiye genelinde
2002 ylnda yzde 36,42 iken, 2009 ylnda yzde 33,01e;
kentlerde 2002 ylnda yzde 33,74 iken, 2009 ylnda yzde
13,32ye; krsal alanda 2002 ylnda yzde 36,77 iken, 2009
ylnda yzde 35,41e dmtr. Krsal alanda 2009 ylnda,
sanayide alanlarn yoksulluk oran yzde 27,34 ve hizmet
sektrnde alanlarn yoksulluk oran yzde 19,95 olarak
hesaplanmtr (Tablo 12). Krsal alanda alanlar genel olarak
bitkisel ve hayvansal retim faaliyetinde bulunmaktadr. Bitkisel
ve hayvansal retimde alanlarn elde ettikleri gelir, dier
sektrlerde (sanayi ve hizmet) alanlara gre daha az
olduundan, krsal alanda yoksulluk riski de yksek olmaktadr.
Tablo 12: Hanehalk fertlerinin iteki durumuna ve alt
sektre gre yoksulluk oranlar (%)
teki durum ve sektr

Trkiye

Kent

Kr

2002

2009

2002

2009

2002

2009

stihdamdaki fertler

25,08

15,37

17,81

5,71

32,01

31,54

teki
durum

cretli, maal

13,64

6,05

12,24

3,73

18,31

21,27

Yevmiyeli

45,01

26,86

44,82

17,10

45,29

46,12

8,99

2,33

6,73

0,94

15,26

8,53

Kendi hesabna

29,91

22,49

21,75

8,90

33,38

32,21

cretsiz aile iisi

35,33

29,58

27,94

7,67

36,67

33,71

Tarm

36,42

33,01

33,74

13,32

36,77

35,41

Sanayi

20,99

9,63

18,75

6,43

25,87

27,34

Hizmet

25,82

7,16

21,90

4,72

34,16

19,95

veren

Sektr

Kaynak: TK, 2014d

494

4. TRKYEDE KIRSAL ALANDA YOKSULLUU


AZALTILMASI ALIMALARI
Planl dnemin bandan itibaren uygulanan tarm
politikalar ve zellikle 1970li yllardan itibaren uygulamaya
konulan entegre krsal kalknma projeleri ile krsal alanda,
yoksulluun azaltlmas iin nemli almalar yaplmaktadr..
Bu almalarn amac; bitkisel ve hayvansal retimde
verimliliin arttrlmas, reticilerin eitim dzeyinin
ykseltilmesi ve bilinli retim yapmalarnn salanmas, retici
gelirlerinin istikrarl bir yapya kavuturulmas, krsal alanda
yaayanlarn refah dzeyinin ykseltilmesi, retici rgtlerinin
yaygnlatrlmas ve etkinliinin arttrlmas, krsal alanda
altyap hizmetlerinin tamamlanmas ve gelitirilmesi (yol, su,
elektrik, kanalizasyon, sulama yatrmlar, salk vb), istihdamn
arttrlmas, gelimi blgeler ile gelimekte olan blgeler
arasndaki gelimilik dzeyinin azaltlmas ve yaanabilir bir
krsal yerleim birimleri oluturulmasdr. Bu hedeflere
ulalabilmesi iin krsal alanda, krsal kalknma projeleri
uygulanmakta, tarm sektrne farkl destekler verilmekte ve
sosyal amal destekler salanmaktadr. Krsal alandaki
uygulamalarn balcalar aada verilmitir:
a) Uygulamalar tamamlanm baz krsal kalknma
projeleri (TKB, 2014):
orum-ankr Krsal Kalknma Projesi
Yozgat Krsal Kalknma Projesi
Erzurum Krsal Kalknma Projesi
Bingl-Mu Krsal Kalknma Projesi
Ordu-Giresun Krsal Kalknma Projesi
Dou Anadolu Havza Gelitirme Projesi
Ky Kent Projesi
Ky Merkezli Tarmsal retime Destek Projesi
Sosyal Ormanclk Projesi
Tarmsal Yaym ve Uygulamal Aratrma Projeleri
Televizyon Yoluyla Yaygn ifti Eitim Projesi
b) 2010 yl itibar ile halen uygulanmakta olan baz
krsal kalknma projeleri (TKB, 2014):
Sivas-Erzincan Kalknma Projesi
Anadolu Su Havzalar Rehabilitasyon Projesi

495

Diyarbakr-Siirt-Batman Kalknma Projesi


Ardahan-Kars-Artvin Kalknma Projesi
Dou Karadeniz Blgesinde Kk lekli iftilerin
Yaam Koullarnn yiletirilmesi Projesi
oruh Nehri Havza Rehabilitasyon Projesi
Tarmsal Yaym Gelitirme Projesi (Tar-Gel)
Krsal Alanda Sosyal Destek Projesi
GAP Entegre Krsal Kalknma Projesi
c) Tarm sektrne alan bazl tarmsal destekler,
hayvanclk destekleri, prim demeleri, fark demesi destekleri,
proje bazl destekler, krsal kalknma destekleri, tarm sigortas
destekleri, sertifikal fidan/fide destekleri, faiz indirimli tarmsal
krediler, HBE destekleri ve dier tarmsal amal destekler
verilmektedir. Bu desteklerin amac, krsal alanda yaayanlarn
gelir dzeyinin arttrlmasdr.
d) Krsal kesime ynelik farkl kurum ve kurulular
tarafndan uygulanan destek programlar, kylerin altyap
ihtiyalar iin entegre program niteliinde tasarlanan KYDES
projesi destekleri, orman kylerine ve kooperatiflere salanan
ekonomik ve sosyal amal ORKY destekleri, Sosyal
Yardmlar Genel Mdrl (SYDGM) tarafndan uygulanan
sosyal yardm programlar, Babakanlk Sosyal Hizmetler ve
ocuk Esirgeme Kurumu (SHEK) tarafndan dezavantajl
kesimlere salanan hizmet programlar, Kalknma Bakanl
tarafndan sosyal gelimenin ve diyalogun artrlmasna ynelik
(SODES) projeler saylabilir.
SONU
Yoksulluk, bir lkenin gelimilik dzeyi ile yakndan
ilikilidir. Gelimekte olan lkelerde yoksul fert says daha fazla
ve yoksulluk oran gelimi lkelerdekinden daha yksektir.
Yoksulluu etkileyen en nemli etken, lkenin gelir durumu ve
bu gelirin dalmdr. Dnya Bankas verilerine gre, kii bana
den milli gelir (2011 yl) ynnden; 1.025 $n altnda olan
lkeler dk gelirli, 4.036 $ olanlar orta gelirli ve 12.476 $dan
fazla olanlar yksek gelirli lkeler olarak grupta
snflandrlmtr. Yoksullukla birlikte lkeler ve blgeler
arasndaki eitsizliin boyutlar da giderek artmaktadr. Nitekim,
2012 yl verilerine gre kii bana den gayrisafi hasla

496

bakmndan dnyann en yoksul lkesi 430 dolar ile Kongo


Demokratik Cumhuriyeti; en zengin lkesi ise 133.340 dolar ile
Katardr. Dnyann en yoksul lkesi ile en zengin lkesi
arasndaki gelir fark 310 kattr. nsani gelime indeksi
sralamasnda, 187 lke arasnda en zengin lke olan Katar 0,834
indeks deeri ile 36. srada, en yoksul lke olan Kongo
Demokratik Cumhuriyeti ise 0,304 indeks deeri ile 186. srada
yer almaktadr. Trkiye ise 15.578dolar ile dnya sralamasnda
65. srada ve0,720 insani gelime deeri ile yksek lkeler
arasnda olup 90. srada bulunmaktadr.
Trkiye'de yoksulluk profil irdelendiinde, krsal
kesimde yaayanlarn, eitim dzeyi dk olanlarn, tarm
kesiminde alanlarn ve kalabalk ailelerde yaayanlarn daha
yoksul olduu grlmektedir. Trkiyede 2009 yl TK
verilerine gre 12 milyon 751 bin yoksul bulunmaktadr ve
bunun 8 milyon 432 bini krsal alanda yaayp, geimini bitkisel
ve/veya hayvansal retimden ya da ormanclktan salamaktadr.
Trkiyede krsal alandaki yoksullukta son zamanlarda azalma
gzlenmesine ramen, kentlerde yaayan insanlara gre krsal
kesimde yoksulluk dzeyinin daha yksek olduu grlmektedir.
Trkiyede, son yllarda yoksullukla mcadelede
nemli admlar adlm ve uygulamaya konulmutur. Bunlardan
bazlar gda, yakacak, zrl ihtiya yardmlar (bakm vb.),
eitim (renci barnmas, tamal eitim, eitim materyali,
renim bursu, iae ihtiyalar (aevi vb.), salk iin salanan
yardmlar ile nakdi (yallk, yoksulluk vb.) demelerdir. Krsal
alandaki yoksulluun azaltlmas iin sosyal ve ekonomik
politikalar erevesinde nemli almalar gerekletirilmi
(Sosyal gvenlik/Krsal kalknma politikalar) krsal insann ve
krsal insann refahnn artrlmasna ynelik nlemler (dk
faizli krediler/hibeler) gelitirilmitir. Bununla birlikte alann
genilii ve nfusun bykl dnldnde ortaya kan
olumlu gelimelerin devam etmesi ve krsal yoksulluun
azaltlmas iin mcadelenin, ekonomik, sosyal ve kltrel
boyutlar dikkate alnarak belli bir plan ve program kapsamnda
yaplmas gerektii sonucuna ulalmaktadr. Bunun iin ksa,
orta ve uzun vadeli planlar gelitirilmelidir. Uzun vadede
yoksulluun azaltlmasndaki temel ama yoksullar ekonomiye
ve sosyal hayata kazandrmak, hem gelirlerini hem kendilerine
sayglarn artrarak hem bireye hem topluma katk salamak

497

olmaldr. Bu amala uygulanacak politikalar, sonucun uzun


vadede krsal alana iyilik deil lke menfaatlerine ynelik
olduu gerei dikkate alnarak gelitirilmelidir.

498

KAYNAKLAR
ARPACIOLU, ve YILDIRIM, M. (2011).Dnyada ve
Trkiyede Yoksulluun Analizi. Nide niversitesi
BF Dergisi, Cilt: 4, Say: 2, s. 60-76, Nide.
DPT (2001). Gelir Dalmnn yiletirilmesi ve Yoksullukla
Mcadele zel htisas Komisyon Raporu. 9. Be Yllk
Kalknma Plan, DPT Yaynlar, Yayn No: DPT: 2599K:
610,
Ankara
2001.
s.
104
(http://www3.kalkinma.gov.tr/DocObjects/Download/3
089/oik610.pdf, Eriim tarihi: 08.05.2014).
GLOBAL FINANCE (2014). The Worlds Richest and Poorest
Countries.
(http://www.gfmag.com/component/content/article/119
-economic-data/12529-the-worl..,
Eriim
tarihi:
09.05.2014).
GNDOAN, N. (2008). Trkiyede Yoksulluk ve
Yoksullukla Mcadele. Ankara Sanayi Odas,
(http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/as
omedya/.../Dosya.pdf, Eriim tarihi: 06.05.2014).
TA, Y.H., ZCAN, S. (2012). Trkiyede ve Dnyada
Yoksulluk zerine Bir Aratrma, SESSION 3D:
Byme ve Gelime, pp.423-430, eecon.info, Eriim
Tarihi: 15.05.2014.
TKB (2011). Krsal Kalknma Plan (2010 2013). T.C. Tarm
ve
Kyileri
Bakanl
(www.tarim.gov.tr/Belgeler/KutuMenu/Kirsal_Kalkin
ma_Plani.pdf, Eriim Tarihi: 15.05.2014).
TUK (2014a). Adrese Dayal Nfus Kayt Sistemi Sonular
2012

2013
(www.tik.gov.tr,EriimTarihi:
16.04.2014).
TK (2014b). Gelir ve Yaam Koullar Aratrmas. Haber
Blteni, say: 221, 17 Aralk 2009,(www.tuik.gov.tr,
Eriim Tarihi: 17.04.2014).
TK (2014c). Gelir ve Yaam Koullar Aratrmas. Haber
Blteni, say: 13594, Eyll 2013, (www.tuik.gov.tr,
Eriim Tarihi: 17.04.2014).

499

TK, (2014d). Trkiye Yoksulluk almas Sonular.


(www.tuik.gov.tr, Eriim Tarihi: 17.04.2014).
UNDP

(2014). Human Development


(http://hdr.undp.org/en/2013-report,
09.05.2014).

Report,
Eriim

2013.
Tarihi:

WORLDBANK (2014), World Devolopment Indicators 2013.


(www.worldbank.org., Eriim Tarihi: 08.05.2014).
WORLDBANK (2014), World Devolopment Indicators: Size
of the Economy 2014.(www.worldbank.org., Eriim
Tarihi: 08.05.2014).

500

TRKYEDE MEVSMLK G VE KIRSAL


YOKSULLUK: MEVSMLK TARIM LER
Celal ALTIN
Do Dr. Blent EN
ZET
Kapitalizmin yeniden yaplanmas ve kresellemenin
etkileri tm dnyada eitsizlikleri artrmaktadr. Toplumsal
gruplar arasndaki mesafeler byrken, farkllama ve ayrmalar
daha da derinlemektedir. Dnyada olduu gibi Trkiye'de de
yoksulluk en yakc sorun alan olarak n plana kmaktadr.
Trkiye'de bata mlkszlk, vasfszlk, dk ekonomik ve
sosyal sermaye olmak zere kentsel emek piyasasndan dlanan
ve ar yoksulluk riski altndaki krsal nfus iinde tarm iilii
nemli bir yere sahiptir. Mevsimlik tarm iilii; bir yandan
krsaln zlmesinin sonular ve tarm d ekonomik
faaliyetlere katlmn kstlarn, dier yandan krsal/tarmsal
alma biimlerine muhta yoksulluk riski altndaki kitlelerin
zelliklerinin tespit asndan dikkat ekici bir sosyal grubu
iermektedir. Bu almada nemli bir mevsimlik tarm iisi
ekim merkezi durumundaki Ankara-Polatl'nn seili iki
kynde 310 ii ile yaplm saha almasnn sonular ele
alnacaktr. almada mevsimlik tarm iisi grubun sosyodemografik, ekonomik ve gmen nitelikleri ortaya konularak;
ulam, barnma, eitim, sosyal dlanma, iveren-arac-ii gibi
alma ilikileri ve alma srasnda yaadklar sorunlara
odaklanlacaktr.
Anahtar Kelimeler: Mevsimlik Tarm ilii, Sezonluk
alma, Mevsimlik G, Krsal Yoksulluk, Enformel stihdam.

SEASONAL MIGRATION AND RURAL POVERTY IN


TURKEY: SEASONAL AGRICULTURAL WORKERS

celal_0021@hotmail.com

Sleyman Demirel niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm,


bulentime@gmail.com.

501

ABSTRACT
Restructure of capitalism and effects of globalisation
have increased inequality around the world. The distance among
social groups has been raised, while disintegrations and
stratifications has never been deeper than ever before. Poverty
comes to the front in Turkey as one of the most devastated social
problem as it has become in the world. Agricultural workers, who
are in a population that is excluded from urban labour marketing
and that of extreme risk of poverty by dispossession,
disqualification, and lack of social and economic capital, havean
important place in this problem of globalisation and restructured
capitalisation. Seasonal agricultural workers is a striking social
groups in terms of not only for observing the results of
disengagement of rural structure and limited marketing
opportunities, but also for determining traits of the populations
who are under the extreme risk of poverty by being made them
desperate to rural work forms. Therefore, the current field study
analysed the results of data which recruited from 310 workers
who are living two selected villages of Polatl in Ankara which
has become the centre of attraction to seasonal agriculture
labours. The particular focus of the study was on the
transportation, accommodation, education, social exclusion,
reciprocal work relations - of employer, mediator, and employee,and work problems of seasonal agriculture workers by taking
social demographics, economy, and immigrant characteristics of
them.
Key Words: Seasonal Agricultural Workers, Seasonal Work,
Seasonal Migration, Rural Poverty, Informal Deploy.

GR
Kapitalizmin yeniden yaplanmas ve kresellemenin
etkileri tm dnyada eitsizlikleri artrmaktadr. Toplumsal
gruplar arasndaki mesafeler byrken, farkllama ve ayrmalar
daha da derinlemektedir. Sosyal devletin krizi ve neo-liberal
politikalarla belirginleen yeni dnem politikalar dezavantajl
gruplarn yaad sorunlar artrmakta, geni kesimleri
aresizlie itecek boyutlar tamaktadr. Bu anlamda dnyada
olduu gibi Trkiye'de de yoksulluk en yakc sorun alan olarak
n plana kmaktadr. Sermaye ve piyasa eksenli neo-liberal

502

politikalar ile krsal yoksulluun ifte basks altndaki geni


kitleler bu sorunlar en derinden hisseden, buna karn zm
retme kapasitesi son derece kstl zgl bir grup olarak
karmza kmaktadr.
Trkiye'de bata mlkszlk, vasfszlk, dk
ekonomik ve sosyal sermaye olmak zere kentsel emek
piyasasndan dlanan ve ar yoksulluk riski altndaki krsal
nfus iinde tarm iilii nemli bir yere sahiptir. Mevsimlik
g ve krsal yoksulluun zgn rnei olarak saylar ile be
milyon arasnda tahmin edilen mevsimlik tarm iileri;
Trkiye'de krsaln zlmesinin sonular, tarm d ekonomik
faaliyetlere (formel istidam piyasasna) katlmn kstlarnn
ortaya karlmas ve krsal/tarmsal alma biimlerine muhta
yoksulluk riski altndaki kitlelerin zelliklerinin tespiti
anlamnda dikkat ekici bir toplumsal grubu oluturmaktadr.
zellikle Dou ve Gneydou Anadolu Blgesi'nde yaanan
isizlik, yoksulluk, terr olaylar vb. etkenlerden dolay birok
aile krsal alandan ile ve/veya kent merkezlerine g ederken;
birok aile de enformel istihdam biimi olarak youn biimde
mevsimlik tarm iiliine ynelmitir.
1. KIRSAL YOKSULLUK, TARIMSAL STHDAM VE
MEVSMLK ALIMA
Yoksulluk toplumsal bir sorun olarak tarihin hemen her
dneminde var olmu ve farkl kesimlerin zerinde dnce ve
zm retmeye alt konularn banda gelmektedir. lk
dnemlerden itibaren devlet, adalet, iyi ynetim, kent ve
toplumsal yaam gibi birok kategori ile balantl olarak
ynetici ve dnrlerin yoksulluk kadar yoksul kesimlere dnk
eitli baklar sz konusudur (Gkday, 2003: 97-99; enel,
1982: 457-458).Ticari kapitalizmden endstriyel kapitalizme
gei aamasnda ngiltere arlkl olarak dknler, alabilir
durumdaki yoksullar ve emeki kesimlerin odanda yer ald
yoksulluk yasalar yeni devlet(ler)in ortaya kan (serbest) piyasa
koullarnda refah ve sosyal yardm rgtleme devleriyle
gerek bir yzlemesini ortaya koymaktayd. Karl Polanyi'nin
(1957) "ifte hareket" olarak isimlendirdii yeni elikiler
piyasann zerklii ve etkinlii karsnda devletin honutsuz
kesimlerin taleplerini dengeleyebilme yetkinliine dikkat
ekmekteydi. Piyasann zenginlik ve yaratt bolluk ile sefalet
iindeki kesimler arasndaki tezat artk dinsel, ahlaki, vicdani

503

reti ve kurumlarn sosyal yardm/koruma tedbirleri tesinde


bir soruna iaret etmektedir. Bylece sanayileme srecinin
etkisiyle kapitalizmin yaygnlat ve etkisini artrd
dnemlerde yoksulluk sorunu ve tartmalar da hzlanmtr.
Karl Marxn 1844 Paris yazlarnda A. Smithin fertlerinin
ounun yoksul ve perian olduu hibir toplumun refah iinde
ve mutlu olmas sz konusu olamaz szlerine younlamas ve
almalarna yer vermesi bir rastlant deildir (enses, 2003:
33). Adam Smith Uluslarn Zenginlii adl eserinde lkede
yoksulluun artt bir dnemde lkenin zenginlemesini nemli
bir eliki olarak grm;Bir ekonomik sistemin baarsnn
deerlendirilmesinde en yoksul yurttalarn durumlarnn ne
lde iyiletiini" temel kstas olarak nermitir. Burke,
Bentham ve Malthus gibi muhafazakr dnrler bu yaklama
tepki gsterirken, sosyalist dnrler ise 19. yzyl
kapitalizmine ynelttikleri temel eletirilerinde bu yaklamdan
yararlandklar grlmektedir. Bu dnemde bir lke iinde isiz
saysnn artmas durumunun geerli kld kayglar n plana
karak bazs yoksulluu istihdam ve igc piyasalar temelli
tartrken, Burke rneinde olduu gibi sefalet konusuna kamu
gvenlii asndan yaklaanlar sz konusudur.
21. yzyla girerken de yoksulluk dnyann en nemli
ve en temel sorun olarak karmza kmaktadr. Ekonomik
olarak bakldnda dnyamz, her ne kadar en zengin dnemini
yaamaktaysa da, bir yandan kreselleme, bir yandan IMF ve
Dnya Bankas gibi uluslararas finans kurulularnn szde
iyiletirme nerileri(yapsal uyum programlar), yoksulluu
ortadan kaldrmak yerine yoksulluun derinletii bir sorun
olarak karmza kmaktadr. Bir yandan lkeler ve
blgelerarasndaki refah fark hzla ykselirken, dier yandan ise
lkeler ve blgeler iindeki eitsizlikler de hzla bir ekilde
derinlemektedir; adeta bir bolluk dnyasnda derinleen
yoksulluk sz konusu olmutur. Boratava gre; yoksulluun
temelinde azgelimilik ve kapitalizm bulunmaktadr. 1975li
yllardan itibaren sermayenin emek zerinde egemenliini
artrm ve uluslar aras kurulularn araclyla neoliberal
politikalar gelitirilmitir(Boratav, 2004:9; Dansuk, 1997:1;
Kule ve Es, 2010:260).
IMF ve DBnn dayatmalaryla gelitirilen neoliberal
politikalar yoksulluun yaygnlamasna ve zelikle krsal

504

yoksulluk oranlarnda nemli bir artn yaamasna neden


olmutur. Krsal yoksulluk kavram; mlkiyet yaps (toprak,
hayvan, ev vb.) ve igc-emek tipi, beslenme-gda, eitim ve
salk olana, altyap ve su yeterlilii, sosyal ve kltrel
ihtiyalar ve kresel, ulusal, yerel dzeyde kaynak dalm ve
siyasal-g dalm, sosyal yaamda bireylerin-gruplarn
(kyn) moralistik (ahlaki) durumu gibi deikenlerle
anlalabilir (ztrk ve ukur, 2010:19-20). Uluslararas
alma rgt (ILO)ne gre krsal yoksulluk; krsal alandaki
ak veya gizli isizlik olarak tanmlanmakta ve azalan gelir
dzeyleri nedeniyle krsal alanda hzla artan bir yoksullamaya
dikkat ekilmektedir (A ve Demiryrek, 2008:74). Krsal
yoksulluk; tarmsal emein, zelikle kk meta retim yaps
ierisinde, kendini yeniden retememe koul ve eilimleridir
(Ecevit ve Ecevit, 2002:272).
Krsal kesimi ilgilendiren sorunlarn ou eitli
kaynaklara bal yoksunluklara dayanmaktadr. Ekonomik,
kltrel, toplumsal ve siyasal yoksunluklar krsal yoksulluun
temel talarn oluturmaktadr. (Ouz, vd, ,2011:290). Krsal
yoksulluun temel kayna topraksz ve nitelikli olmayan
iilerdir. Nfus artna ve ehirleme sreci hzlanmasna
paralel olarak bu grubun saysnda hzl bir art grlmektedir
(ztrk, 2008:615). Mahmooda (2000) gre dnyadaki birok
lkede yoksulluk daha ok krsal alanlarda grlmektedir.
Bireysel tketimin ve eitim dzeylerin dkl, temiz su,
ulam, konut ve iletiim hizmetlerine eriim, salk gibi
alanlardaki eksiklikler, krsal yoksulluu niteleyen en nemli
zeliklerdir. Krsal yoksulluk, kentlere nfus artn salayan ve
kentlere g veren nemli bir kaynaktr (Gkday, 2003:29-30).
Dnyada krsal yoksulluk grnm ok yaygndr.
zelikle gelimemi ve gelimekte olan lkelerde krsal
yoksulluk oran kentsel yoksulluk orannn zerindedir.
Uluslararas kurulularn (zelikle IMF ve Dnya Bankas)
gzetimi altndaki 110 gelimekte olan lkede krsal yoksulluk
oran % 80in zerine kmaktadr. Kendi ulusal yoksulluk
dzeyinin altnda gelire ve tketime sahip krsal nfusun oran
Asya lkelerinde % 46 (Hindistan ve in darda kalmak zere),
alt Afrikada % 60, Latin Amerikada % 61, Ortadouda ise %
26dr (Gktrk, 2002: 225). Kresel anlamda krsal yoksullua
kar sava veren en etkili kurum BMe bal bir ihtisas kuruluu

505

olan Uluslararas Tarmsal Kalknma Fonu (IFAD) karmza


kmaktadr. IFAD, dnyann en az gelimi blgelerinde krsal
yoksullukla mcadele etmektedir. 1978den beri IFAD toplam
115 lke ve blgede, 653 krsal kalknma projesine 8,1 milyar
dolar kaynak temin etmitir. IFAD kaynaklaryla uygulanan
projeler yaklak 250 milyon kiinin yoksullukla mcadelesine
nemli bir katk salamtr (A ve Demiryrek, 2008: 74).
IFADn 2011 ylndaki krsal yoksulluk raporunda giderek
ykselen gda fiyatlar, belirsizlikler ve iklim deiikliinin
etkileri ve doal kaynak kstlamalar krsal yoksulluu
arttrdn
tespit
etmitir
(http://www.ifad.org/rpr2011/index_full.htm).
sizliin ve krsal yoksulluun yaygn olduu
toplumlarda enformel istihdama ynelme hz kazanmaktadr.
Toplumlarda yoksulluun azaltlmasnda ekonomik byme,
isizlii azaltmaya ynelik gelitirilen igc politikalar ve
istihdam son derece nem tamaktadr (Pekin, 2000: 92-93).
Renovun tasnifine gre Enformel istihdam iki ynl bir sretir.
Birinci olarak, iletme igc maliyetinden tasarruf salama
amac n plana kmakta ve bu ama dorultusunda
zendirilmektedir. kinci olarak, isizlik ve yoksulluun bireyler
zerinde younlat dnemlerde enformel istihdama ynelme
n plana kmaktadr(Erdut, 2007: 57). Birok toplumda youn
bir ekilde grlen yoksulluk, isizlik ve uzun sre isiz kalma
olasl dier gvencesizliklerin bir araya gelmesi ile birlikte
enformel sektrde alanlar (zelikle tarm ilerinde)
rgtlenememekte ve i gvencesizliinden dolay yoksulluktan
syrlmalarn zorlatrmaktadr. zelikle kreselleme sreciyle
birlikte enformel alma ve gvencesiz yaam koullar,
hanelerin ve bireylerin geim stratejilerini olabildiince
fakllatrarak olumsuz ynde etkilemektedir (Kapar, 2007: 93).
Kreselleme srecinde pek ok lkede tarm sektr
genellikle gz ard edilmitir. Gelimi lkelerde tarmn youn
bir ekilde desteklenmesi, gelimekte olan lkelerde krsal
yoksulluu yaygnlamasna katkda bulunmutur (Erdut, 2007:
65).Tarmsal retimin krsal alanlarn yan sra kentsel alanlarda
da ulusal dzeyde yoksulluun azaltlmas iin farkl dzeylerde
katk salanabilir. Bu katklara bakldnda ilk olarak tarmsal
retimin ve verimliliin artrlmasnn yan sra gda fiyatlarnn
da drlmesi salanabilir. kincisi ise tarm alannda

506

istihdamn yaratlmas ve tarm gelirlerinin artrlmas


salanabilir (ztrk, 2008: 276). Yksek isizlik oranlar kadar,
ekonominin ve istihdamn sektrel dalm ve nitelii ile igc
piyasasnn koullar da yoksullarn istihdam asndan olduka
belirleyicidir (Sallan Gl ve Gl, 2008: 365). Krsal alanlarda
grlen isizlik ve yoksulluk kentlere doru youn bir g
akmn yaanmasna neden olmutur. Yoksulluk ve g bal
bana byk birer sosyal sorun olmalarnn yan sra, aralarnda
karlkl etkileim ve iliki bulunmaktadr. Bu etkileim eitli
alardan ele alnabilir. Farkl toplumlarda, g edebilme
eilimleri arasnda nemli farkllklar bulunabilmektedir. G ile
yoksulluk arasndaki ilikide dikkate alnmas gereken bir dier
nemli unsur da, yapsal uyum srecinde ve zaman zaman
yaanan ekonomik krizler sonucunda byk kentlerin krsal
nfusun ekiciliinin yitirmeye balamas ve bunun da kentsel
yoksulluk artlarn bir nebze de olsa durdurulmasnda etkili
olmutur (Buz, 2003: 151;alayan, 2008: 301; enses, 2003:
161-162).
G baz durumlarda yoksullua neden olan bir faktr
iken, baka bir durumda ise yoksulluktan etkilenerek ortaya
kan sosyal bir hareketliliktir. Yoksulluun, hem gn nedeni
hem de kstlaycs; gn de hem yoksulluun nedeni hem de
sonucu olduu sylenebilir. Dnyann bir blgesinde, yoksulluk
gn temel nedeni ve insanlar harekete geiren ok nemli bir
etken iken, dnyann bir baka blgesinde ise yoksulluk, gn
en nemli engelleyicisi durumuna gelebilmektedir(alayan,
2008: 301-303).Yoksulluk ve g ilikileri iinde sosyal
dlanma kavram n plana kmaktadr. Dlanma kavram;
yoksulluun yeniden farkl ilikilerde ele alnmas ve
tanmlanmasnda olduka ilevseldir. Dlanma kavram ou
defa yoksulluk, yoksunluk, eitsizlik, yabanclama, itibarszlk
ve btnlememe gibi kavramlarla birlikte kullanlmaktadr
(Erdem, 2003: 30; ahin, 2009: 22).Dlanmann merkezinde
hem ilikisel (sosyal) hem de datmsal (ekonomik) tartmann
olduunu belirten Bhalla ve Lapeyre yoksulluk ve dlanma
ilikisini farkl ekilde ele alr; ekonomik, sosyal ve politik
dlanma. Ekonomik dlanma; gelir, retim, mallar ve
hizmetlerden faydalanma hakk sorunlar ile ilgilidir. Sosyal
dlanma boyutu; salk, eitim, ime suyundan faydalanma
hakk gibi sorunlarla ilgilidir. Politik boyut; politik katlm ve
frsat eitsizlii ile ilgilidir (Erdem, 2003: 30).

507

2. TRKYEDE KIRSAL YOKSULLUK ve MEVSMLK


TARIM L
Trkiyede krsal yoksulluk arlkl olarak krsal
kesimde yaayan ve tarmsal ekonomik faaliyete baml
kesimlerde younlamaktadr. Krsal yoksulluun, tarmsal
yntemlerin ve ara-gerelerin gelimesine karn yllar getike
azaltlamamas durumu Trkiye rneinde de geerliliini
korumaktadr. 1980 sonrasnda younlaana serbest piyasa
eksenli dzenlemeler, ihracata dayal ekonomik byme
stratejisi, dnya piyasalar ile finansal btnleme gibi pek ok
reformun varlna ramen krsal alanda yaayan nfusun
istihdam, mlkiyet, eitim, toprak verimlilii, tarmsal rnlerin
fiyat ve pazara eriimi vb. pek ok alandaki sorunlarn geici
politikalarla dzenlenmeye alld grlmektedir. Bata g
ve isizlik olmak zere byk kentlerin karlat sorunlar, yine
bu sorunlara kaynaklk eden krsal alan ve burada yaayanalan kesimlerin sorunlar ile ilikisiz/kopuk biimde ele
alnmaktadr. stihdam iindeki pay hala % 40 dzeyinde
bulunan tarmn milli gelir iindeki pay daha hzl bir gerileme
ile 1990larn sonunda sonun da % 15 dzeyine dm; bylece
krsal alanlar ve tarm sektr, Trkiyenin grece en dk
yaam standardna sahip nfusunu barndrmaya balamtr
(Ouz, vd, ,2011: 290; ztrk, 2008: 286; Gktrk, 2002:
225).lkemizde TK tarafndan uygulanan Hanehalk Bte
Anketi sonularna gre;krsalda yoksulluk art eilimi
iindedir. Kresellemenin dnya leindeki aktrleri
tarafndan uygulanan uluslararas tarm ve ticaret politikalar,
krsalda zor koullarda retilen rnlerin girdi eksiklii
nedeniyle verimsizliine, kalite sorununa ve pazarlanamamasna,
dolaysyla buralarda yaayan insanlar yoksullua, isizlie,
kente ge ve hibir sosyal gvenliine sahip olmayan ilerde
almaya zorlamaktadr. Bylece krsal alanlarda byyen
yoksulluk glerle kentlere ve tm lke geneline yaylmaktadr
(DPT, 2006: 30). Yoksulluk almalara yakndan bakldnda,
Trkiyede krsal yoksulluk orannn kentlere oranla daha yksek
seviyede olduu grlmektedir. Nitekim Trkiyede 2002-2009
yllar arasndaki yoksulluk oranlarna baktmzda; krsal
yoksulluk oran kent yoksulluunun zerinde bir seyir izledii
grlmektedir.

508

ekil 1: Trkiyede Kentsel ve Krsal Yoksulluk Oranlar

Kaynak: Dnya Kalknma Gstergeleri WDI Akt; zen ve


zdemir, 2012: 2-3).
Trkiyede kentsel ve krsal yoksulluk oranlar
karlatrldnda, mevcut veriler 2002den bu yana kentsel
yoksullukla mcadelede ksmi bir baardan sz edilebilir. Dnya
Kalknma Gstergelerine (WDI) gre Trkiyede kentsel nfus
ierisinde yoksul bireylerin pay 2002de % 21,9 iken, 2009da
% 8,9a kadar dmtr. Ancak krsal yoksulluk, kentsel
yoksulluun tersine 2006dan itibaren ykselmitir. 2002de
krsal nfus ierisinde yoksullarn pay % 34,5 iken, 2009da bu
pay % 38,7e ykselmitir. 2012 ylnda ise kentsel yoksulluk
oran % 8-9 arasnda deiirken, krsal yoksulluk oran ise % 3536 arasnda deimektedir. TKin 2012 ylndaki verilerine
gre Trkiye krsalnda yaayan nfusun yaklak 8,5 milyonu
yoksul olup son yllarda gda ve gda d yoksulluk
gstergelerinde de dikkate deer bir iyileme salanamamtr.
2011 yl nsani Gelime Endeksi deerlerine gre Trkiyenin
dnya sralamasnda 92. Srada yer almaktadr (ren, vd., 2012:
86; zen ve zdemir, 2012: 2-3; UNDP, 2011: 128). Bu verilere
baktmzda; krsal alanda yoksulluk oranlar kentlere kyasla
daha yksek olup, kentlerde gzlemlenen d eilimi henz
krsal alana yansmad grlmektedir. Bu durum gemite
uygulanan krsal kalknma politikalarnn yoksulluu azaltmada
nemli bir baarya ulalmadn gstermektedir. Krsal alanda
yaanan kalknma sorunu lkemizin kalknmasn olumsuz
ynden etkilemekte ve krsal yoksulluun youn bir ekilde
grlmesine sebep olmaktadr (Bk, 2011: 163; rnek, 2011:
276; ren, vd, 2012: 323).

509

Bylece krsal yoksulluun artmaskrn zlmesi ve


g eilimini diri tutmas yannda, tarmsal ekonomik faaliyete
baml nfusun refahn ktletirici, yoksullukla ba etme ve
hayatta kalma stratejisi dahilindegmenlik, gurbetilik,
mevsimlik alma vb. yollarn giderek daha fazla zorlamasna
neden olmaktadr. Trkiyenin tarma dayal bir ekonomik
yapya sahip olmas, mevsimlik ilerin zelikle tarm sektrnde
ok yaygn grlmesini salamtr. Yasal dayanaktan yoksun
olan mevsimlik iler ve kampanya ileri, Yargtayn belirledii
ltler erevesinde zlmeye allmtr. zelikle tarm
sektrnde devaml istihdam olmay, her geen srete,
tarmdaki i gcnn kayda deer bir blmn mevsimlik tarm
iisine dnmtr (Akbyk, 2011: 133; Byktarak, 2010:
1079).Mevsimlik
alanlarn
nemli
bir
blm
istihdamda(zelikle tam ve ar istihdamda) yer almalar son
derece dk bir olaslktr (Pekin, 2000: 92-93). Mevsimlik
tarm iilerin hangi istihdam trnde yer ald sorususon derece
nem tamaktadr. stihdam srelerine bakldnda mevsimlik
tarm iileri (MT) daha ok eksik istihdam da yer almaktadr.
MT dnemlik(geici) almalarndan dolay esnek istihdamn
iinde de deerlendirebilir. Esnek istihdamn en nemli
dezavantajlarna bakldnda, i gvencesi salamamas ve
istihdam edilenlerin sosyal koruma kapsamndaki yasal
dzenlemelerden
yeterli
ekilde
faydalanamamalardr.
verenler asndan bu istihdam biimi dk cretler ve azalan
sosyal gvenlik harcamalarnn yan sra salad esneklik
bakmndan da son derece avantajl bir durum oluturmaktadr
(ahin, 2009: 75).
Genel anlamda ii kavram, bir hizmete bal olarak,
herhangi bir ite bir cret karl alan kiiyi ifade
etmektedir. Buna karn, tarm iilerinin kendine zg
zelikleri ve tarm iilerinin ok deiik gruplara
ayrlmas(rnein srekli, mevsimlik (gezici) ve gndeliki),
btn tarm iilerinin tek bir tanm ierisinde deerlendirilmesi
imkansz hale getirmektedir. Bu sebepten dolay uygulamada ve
doktrinde, tarm iisinin tanm deiik ekillerde yaplmaktadr.
Tarm iiliinin, nicel ynden tanmlanmasnda glckler
yaanmtr; Tarm Yasa Tasarsna gre, Srekli, mevsimlik
ve geici tarm ilerinde cret karl bir hizmetle istihdam
eden kiiler tarm iisidir eklinde deerlendirilmitir (Kutlu,
2011: 3).

510

Mevsimlik tarm iilii bir kavram olarak iki zellii


bir arada tamaktadr. Birinci zellik, iin mevsimlik zelikler
tamas ikincisi ise cretli iilik niteliidir. Bu iki zellik
mevsimlik tarm iilerinin ilerini olduu kadar yaam
koullarnn da belirleyicidir. Bu yzden bu iki kavramn ifade
ettii anlam nemlidir (nar ve Lordolu, 2011: 2). Tarmsal
retimin herhangi bir aamasnda, iin yapld yre dnda
gelerek, creti karlnda szlemeyle veya szleme
olmakszn alan gerek kiilere mevsimlik(gezici) tarm iisi
denir (Grc ve Akbyk, 2010: 192). Geici veya mevsimlik
tarm iileri tarmsal ilerin youn olduu zamanlarda istihdam
edilen gruptur (algner, 1943: 36). Tarm iilerinin
ounlukla mevsimlik tarm iilerinden olumas, tarmsal
yapnn bir sonucudur. Mevsimlik iiler, tarm ilerinin youn
bulunduu zamanlarda bir blgeden baka bir blgeye giden
tarm iileridir. Mevsimlik tarm iiler lkemizde zelikle
sanayi bitkilerinin yetitirildii ve ilkbahar ve yaz aylarnda
byk igc talep eden ukurova ve Ege blgelerinde nem
tam ve younlamtr (Kocack, 1983: 268). Mevsimlik
tarm iileri dnyada, yaam koullarnn ve barnma
koullarnn uygunsuzluu, yetersiz-dengesiz beslenme, kaza ve
yararlanmalar, reme sal sorunlar, pestisit ekilenimi, ar
scak ve souk, hizmete eriememe nedeniyle erken lmler ve
hastalklarn yksek olduu, alma yaamnn en kt
artlarna maruz kalan ve sosyal dlanmann btn boyutlarn
yaayan bir grup olarak ele alnmaktadr (imek, 2011: 9).
Tarmsal retim zelikle yaz aylarnda youn ii
gerektirmekte ve bu nedenle tarmsal faaliyet sresince
ounlukla geici, yani mevsimlik igc kullanlmaktadr.
Gezici iiler yre d mevsimlik tarm iileri olarak
adlandrabiliriz. Yre d mevsimlik tarm iileri, ie gre
eitli yrelere kendisi ya da aile fertleriyle almaya giden
tarm iileridir (zbekmezci ve Sahil, 2004: 263). Kimi iiler
btn bir retim yl iletmede alan srekli ii
konumundayken, dierleri ise yln belirli bir dneminde,
uralarn en youn olduu sralarda iletmede alan geici
(gndeliki) veya mevsimlik (gezici) ii niteliindedir (Sencer,
1971: 166-167). TKe gre 2011 ylnda yaklak olarak 25
milyon istihdam edilen igcnn % 26sna yakn tarm
igcn oluturmaktadr. Yaklak 6,3 milyon tarm igcnn

511

de yaklak yarsn mevsimlik tarm iilerinin oluturduu


dnlmektedir (imek, 2011: 9).
Geici (Gndeliki) tarm iilii; Geici(gndeliki)
tarm iiliine ilikin herhangi bir resmi tanm
bulunmamaktadr. Kalknma Atlyesine gre Srekli ikamet
ettii yerleimden ayrlmadan bitkisel retim, hayvanclk,
arclk, ormanclk ve balklk retim srelerine ekonomik
gelir elde etme amacyla en az bir gn katlan, ancak srekli
olarak bu ite almayan kiiyi tanmlamak iin kullanlr
(Kalknma Atlyesi, 2012: 15). Geici tarm iiler(Gndeliki
iiler), ilerin youn olduu sralarda, zelikle orta
byklkteki iletmelerce kiralanan ve gnbirliine veya daha
uzun sre alan iilerdir (Sencer, 1971: 167). Bu iiler ayn
zamanda mahalli(yerel) iiler olarak da adlandrlmaktadr.
Mahalli(yerel) iiler, bulunduklar yerlerde ya da yakn evrede
baklagiller, sebze, meyve ve fndk hasat zamanlarnda saat,
gnlk veya iin bitimine gre tespit edilen cretlere dayl olarak
alan iilerdir.
3. TRKYE'DE MEVSMLK G VE KIRSAL
YOKSULLUK:
MEVSMLK
TARIM
LER:
POLATLI RNE
Son dnemde mevsimlik tarm iileri; yolculuk
srasnda yaadklar dramlar (bebek-ocuk ailecek kamyon
arkalar ve vagonlara yaplan yolculuklar, yaanan feci kazalar,
yoksulluun zorlad gurbet yolundaki zorluklar vb.);
altklar blgelerdeki kt yaam koullar (baraka, adr ya da
derme atma yaplar, elektriksizlik, temiz ime suya eriememe);
kadn ve aile boyutunda daha derin hissedilen sorunlar
(okulsuzluk, kt yemek-temizlik koullar, okul andaki
ocuklarn okul yerine alma alannda yer almalar, vb.) bata
medya olmak zere kamusal alann ilgisi haline gelmitir. Artan
bu ilginin snrl da olsa bata kamu/devlet kurumlar,
akademisyenler, sivil toplum kurulular ve siyasal
partilercegndeme getirilmesi ve eitli zmlere odaklanld
grlmektedir.
almann bu blmnde nemli bir mevsimlik tarm
iisi ekim merkezi olmas yannda, Trkiye'nin arlkla Dou
Blgeleri'nden gelen ailelerin mevsimlik alma biimlerine

512

tanklk eden Ankara-Polatl'nn seili iki kynde 310 ii ile


yaplm saha almasnn sonular ele alnacaktr.
rneklem grubunu oluturan MT1 Yenikseler ve
Saroba kynde Nisan-Mays aylar arasnda soan ve
ekerpancar apasnda alrken, Austos-Ekim aylar arasnda
ise soan hasadnda almaktadr. Bu kapsamda Mays aynda
apa dnemi, Eyll aynda hasat dnemi olmak zere 2013
ylnda grme formu uygulanmtr. Grme yaplanlarn
seiminde 15 ya altndaki kiiler "ocuk emei" kapsamnda
dnlerek kapsam dnda braklmtr. Ayrca ocuklardan
(15 ya alt), kadnlardan, erkeklerden, araclardan,
iverenlerden, yerel halktan ve iki kyn muhtarndan oluan
toplam 47 kii ile de mlakatlar gerekletirilmitir.
3.1. rneklem Grubun Sosyo-Demografik zelikleri
Tablo 1: Aratrmann Yapld Kyler le ilerin Cinsiyeti ve
altklar Dnemler Arasndaki liki

MT (Mevsimlik tarm iileri/iilii)

513

Aratrmann
yapld dnem
apa Hasat
Dnemi Dnemi

Grlenlerin MT yapt ky
Grlenlerin Erkek Say

Toplam

29

87

116

74,4%

62,1%

64,8%

16,2%

48,6%

64,8%

10

53

63

25,6%

37,9%

35,2%

5,6%

29,6%

35,2%

39

140

179

100,0%

100,0%

100,0%

21,8%

78,2%

100,0%

29

61

90

70,7%

67,8%

68,7%

22,1%

46,6%

68,7%

12

29

41

29,3%

32,2%

31,3%

cinsiyeti
Arat.
Dnem

Yap.

Toplam %
Kadn Say
Arat.
Dnem

Yap.

Toplam %

Yenikseler Ky

Toplam

Say
Arat.
Dnem

Yap.

Toplam %
Grlenlerin Erkek Say
cinsiyeti
Arat.
Dnem

Yap.

Saroba Ky

Toplam %
Kadn Say
Arat.
Dnem

514

Yap.

Toplam %
Toplam

Say
Arat.
Dnem
Toplam %

Yap.

9,2%

22,1%

31,3%

41

90

131

100,0%

100,0%

100,0%

31,3%

68,7%

100,0%

Mevsimlik tarm iiliinin Polatl rneinde ele


alnmas amacyla seilen 2 kyde yrtlen saha almas apa
ve hasat olmak zere iki ayr dnemde yrtlmtr. Cinsiyet
asndan Yenikseler kynde apa ve hasatdneminde
grlenlerin yaklak te ikisini(% 65 civar) erkekler ve
yaklak te birini (% 35 civar) kadnlardan olumaktadr.
Benzer bir dalmn yer ald Saroba kynde iseyine apa ve
hasat dnemleri birlikte ele alndnda erkekler rneklem
grubun te ikisinden biraz fazla bir orana ularken(yaklak %
69'u), yaklak % 31'ini ise kadnlar oluturmaktadr.
Yenikseler ve Saroba kylerine apaya gelenlerin
geldikleri illere bakldnda; grlenlerin yaklak drtte
anlurfadan gelen iilerden oluturmaktadr. Diyarbakrdan
apaya gelenler ise rneklem grubunun kk bir blmn
temsil etmektedir. Bu oran apa dneminde ok dk iken hasat
dneminde ise byk bir art grlmektedir. rneklem
grubunun neredeyse tamamna yakn Mays aynda apaya
almaya gelmektedir. rneklem grubunun yaklak drtte
hasatta almak iin Austos aynda gelirken, % 9,6s ise
Temmuz aynda, % 17,4t ise Polatl evresinde (Mays ve
Haziran aylarnda) altktan sonra iki kye almaya
gelmektedir. Yenikseler ve Saroba Kylerinde hasat
dneminde almak iin Gneydou Anadolu blgesinden (%
55), Akdeniz blgesinden (% 29), Anadolu blgesinden (%
11), Karadeniz Blgesinden (% 5) MT gelmitir. apa
dneminde olduu gibi hasat dneminde de almaya gelenlerin
byk ounluu Gneydoudan gelen iilerden olumaktadr.
Ya gruplar asndan bakldnda alma
kapsamnda grlen kiilerin % 41,3 gibi nemli bir blm
20 ya ve altndaki ergen nfustan olumaktadr. rneklem

515

seiminde 15 ve zeri ya snr bulunmas durumunu hatrda


tutacak olursak 20 ya alt gen ve ocuk nfusun mevsimlik
tarm iiliindeki arl dikkat ekici bir boyut olarak
karmza kmaktadr.rneklem grubunu oluturanlar geni aile
yapsna sahip olmasnn yan sra zelikle alma srecinde
ocuklarn ve genlerin daha hzl ve pratik olmalar bu grubun
rneklem grubunun byk bir blmn temsil etmesinde
belirleyici etkenler olmutur.Dier nemli bir grup ise rneklem
grubun yaklak drtte birini temsil eden 21-30 ya
kategorisinden olumaktadr. Dier yandan 51 ve zeri ya
grubunu temsil eden kesim rneklem grubunun her ne kadar %
5,5lik gibi dk bir orann temsil etse de bu grup alma ve
barnma koullarndan kaynaklanan btn olumsuzluklar gze
almakta ve aile yelerini altklar blgede yalnz
brakmamaktadr. rneklem grubunun ya aral artka temsil
edilen kii saysnda bir azalma meydana gelmektedir.
Doduklar illere baktmzdarneklem grubun yardan
fazlasn temsil eden bir oranasahip anlurfa doumlu kiiler en
byk grubu oluturmaktadr. te birine yakn ksm
iseDiyarbakr ili doumlulardan meydana gelmektedir. Baka bir
ifadeyle anlurfa ve Diyarbakr doumlular rneklem
grubunok byk blmn (yaklak % 83)temsil
etmektedir.Bu iki ili srasyla Hatay (% 5), Mardin (% 4), Adana
(% 3), rnak (% 3) ve Siirt (% 2) gibi iller takip etmektedir.
Blge baznda bakldnda ise Gneydou Anadolu Blgesinde
doanlar (anlurfa, Diyarbakr, Mardin, Siirt) rneklem
grubunun neredeyse tamamna yaknn kapsamaktadr.
Doum yeri tr; asndan en byk grubu ile merkezi
doumlular oluturmaktadr (yaklak % 61,3). Bete birinden
biraz fazlasnise ehir merkezi doumlular takip etmektedir.
nc grupta ise % 17lik oranyla ky doumular yer
almaktadr. le merkezli doumlularn rneklem gruptaki
belirgin fazlal (te ikiye yaklaan oranda) yannda ehir
merkezi doumlular da hesaba katldnda yaklak % 83
kentsel alan olarak kabul edilen ya da kr d diyebileceimiz
alanlarda domu kiilerden olumaktadr. u anda yaadklar
yerin tr asndan bir deerlendirme yapldnda en byk
grubu yine ile merkezindekiler oluturmaktadr (yaklak % 66).
Yaklak drtte biri ehir merkezlerinde, her on kiiden biriise u
anda kyde yaamn srdrmektedir. Hem ile merkezini hem

516

de ehir merkezini hesaba kattmzda neredeyse her on kiiden


dokuzu u anda kentsel alan olarak kabul edilen ya da kr d
diyebileceimiz alanlarda yaamlarn srdrmektedir. Bu grup
her ne kadar kr d diyebileceimiz alanlarda yaasa da alma
ilikileri, mesleki vasf, kalabalk hane nfuslar, eitim
seviyeleri vb. asndan krsal nfuskarakteri baskn bir grup
zelliine sahiptir. Bu nitelikleri asndan bakldnda MT
dahilinde geimlerini salamak zere mevsimlik ekonomik
faaliyete katlan nfusun krsaldan kopup kentsel alanlara
hareket eden, ancak kentsel istihdam alanlarndan yararlanmalar
mmkn olmayan (ya da kentsel emek piyasasnn ememedii ya
da kentsel ikollarndan dlanan) kesimler olarak da tanmlamak
mmkndr. Yaanlan yerlerin sanayileme dzeyi bata olmak
zere gmen nfusa i salama imkanlarnn dkl ve yine
bu blgelerde Trkiye ortalamasnn ok stnde yaanan isizlik
gibi sorunlar ilelere ve il merkezine ynelen hareketliliin
kentsel alanlara ynelik kalc bir gten ziyade kentsel alanlar
bir ara durak olarak seen ve frsat aray iinde her trl
seenei zorlayan bir gmen nfus zellii ortaya
koymaktadr.Dou ve Gneydou Anadolu blgelerinde
zellikle 1984-2000 yllar arasnda youn yaanan ve son
dnemlere kadar devam eden terr olaylar nedeni ile bata yakn
ileler ve kent merkezleri olmak zere ciddi bir g durumu
ortaya kmtr. Dier yandan yeni dnemde tarm ve
hayvanclk faaliyetlerine ynelik gelitirilen politikalarn
olumsuz etkilerinin ge zorlad kitleler sz konusu olmutur.
Yine rneklem grubunu oluturan kitlenin nemli bir blmnn
yaadklar ileler kr-kent aras veya karm yerleim
niteliklerine sahiptir.
G durumlarna bakldnda; grlen her iki kiiden
biri doduu yerden baka bir yere g ettiklerini belirtmitir.
Grmecilerin ka yl nce g ettiklerine bakldnda,17 ve
zeri yl kategorindeyer alanlar rneklem grubunun yarsndan
fazlasn oluturmaktadr. 2002 ylndan gnmze doru g
eden MT iinde dzenli bir azal grlmtr. Dier bir dikkat
ekici nokta ise 1980-1996 yllar aras en ok g yaand
dnem olmutur (rneklem grubun yaklak % 57'si).
Grlenlerin g etmelerinin en byk nedenine
baktmzda;
rneklem
grubunun
te
ikisinden
fazlasisizlikten dolay g ettiklerini sylemitir. bulabilmek

517

iin g edenlerin byk ounluu Diyarbakrn nar, Hazro,


Silvan ve Ergani krsalndan kent merkezlerine veya Hatay
(Drtyol), Adana, Ankara (Polatl) g ederken, Mardin Derik
ilesinden genelde Hataya (Drtyol), anlurfann kylerinden
g edenler ise Viranehir, Siverek, Harran, Akakale ve kent
merkezlerine g etmekte kimi ailelerde anlurfa krsalndan
Ankarann Polatl ilesinde srekli mevsimlik tarm iisi olarak
almak amacyla g etmitir.
Hane nfuslarna bakldnda; grlenler karde
says asndan -kendileri de dhil edilmi ekilde- ele
alndnda ilk sray 8-10 kategorisinde yer alanlar meydana
getirirken (te birinden fazlas) kardee sahip olanlar meydana
getirirken, ikinci srada 5-7 kii arasnda kardei bulunanlar (te
birinden biraz fazlas) yer almaktadr. rneklem grubun
neredeyse tamamna yakn (yaklak % 94') 5 ve zerinde
kardee sahiptir. Katlmclarn karde saysnn yannda anne ve
babalarn da dhil ettiimizde ise grlenlerin neredeyse
tamamnn 7 ve zerinde (anne-baba ve ocuklar dhil) hane
nfusuna sahip olduu grlmektedir. Trkiyenin 2012 ylnda
ortalama hane nfusunun3,7 olduu dikkate alndndabunun iki
katna yaklaan ciddi bir fark gzler nne sermektedir
(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13662).
Eitim niteliklerine bakldnda; rneklem grubunu
oluturanlarn
yaklak
drtte
birihi
okuma-yazma
bilmediklerini sylemitir. TK 2012 ylndaki verilere gre
erkeklerin % 1,4luk kesimi okuma-yazma bilmezken, bu oran
kadnlarda % 7dir. MT yapanlarda ise erkeklerin % 5,8i
okuma-yazma bilmez iken, kadnlarda ise % 16,8i okumayazma bilmemektedir. Bu verilerden hareketle MT alanlarn
okuma yazma bilmeme orannn Trkiye ortalamasnn ok
stnde kt grlmektedir. Dier taraftan % 7,1lik kesim ise
okula hi gitmediklerini ama okur-yazar olduklarn belirtmitir.
Grmecilerin neredeyse yars (% 47,7lik kesimi) ise lkokul
ve Ortaokul mezunu olduklarn sylemitir. Sadece bete biri
Lise mezunu olduunu belirtmitir. rneklem grubunun nemli
bir blm(% 41,3) 20 ya ve alt oluturmas Lise mezunun
yksek kmasnda belirleyici bir unsur olmutur.
Erken yata MT katlanlarnda yoksunluk iinde
yaamalar, tketici konumda olmalar ve eitime devam
etmelerini destekleyecek imknszlklarn okluuna paralel

518

olarak, eitime kar isteksizliin aa kmasna neden


olmaktadr. MT alan okul andaki ocuklarn byk bir
blm erken yata mevsimlik tarm iiliine katlmakta ve belli
bir dnemden sonra erken yalarda okullarn terk ederek i
hayatna dhil olmaktadr.Grld gibi lkemizde enformel
alma ilikilerinde eitim seviyeleri en dk olan kitlelerin
banda mevsimlik tarm iilerinin geldii rahatlkla
sylenebilir.Dier dikkat eken kesim ise halen okula devam
eden ergen/gen nfustur. Grlenlerden bete biri uanda
okula devam ettiklerini sylemitir. Katlmclarn % 20,6s
(okul andaki erkek ve kz ocuklar) aileleri ile birlikte farkl
blgelerde mevsimlik tarm iisi olarak almalarndan dolay
Mays, Haziran ve Eyll, Ekim aylarnda okullarndan geri
kalmalarna, okul baarszl ve okul motivasyonlarn
drmesine neden olmaktadr. Bu sebeplerden dolay okul
andaki ocuklarn nemli bir blm erken yalarda
okullarn terk etmektedir.2
3.2 Mevsimlik Tarm ilerinin Ekonomik zelikleri
MT'nin bir yl iindeki alma srelerine
bakldnda;rneklem grubunun % 35,5i MT ksa dnemli (12 ay) olarak almaktadr. Dier grmecilerin % 21,6s ise
ara dnemde (3-4 ay) almakta, % 42,9u ise uzun dnemli (5
ay ve zeri) olarak almaktadr. Mevsimlik tarm iilerinin bir
blm yaz dneminde Yenikseler ve Saroba kylerinde
almann yannda sonbahar ve k aylarnda ise Adana, Hatay,
anlurfa (Harran), Diyarbakr (Bismil) Ankara (Polatl) illerinde
narenciye, seraclk, pamuk, ambarda soan ayklama gibi rn
alanlarnn yer ald tarmsal i alanlarnda almaktadr.
altklar dnemlerde aldklar crete bakldnda;
rneklem grubunun yars apa dneminde gnlk ortalama 3140 TL arasnda kazandn sylemitir. Katlmclarn drtte biri
ise apa dneminde gnlk 21-30 TL arasnda kazandn
belirtmitir. En dikkat ekici unsur ise dier grmecilerin
oluturduu drtte birlik gruptur. Bu grup apa dneminde
gnlk ortalama 20 ve alt TL para kazanmaktadr. Bu grubun
alma performanslar, tecrbeleri, dekar bana veya
2
ocuk ii konumunda ki gmen grubun youn olduu alanlarda;erken yata
alma yaamna atlmann gerekeleri, yoksunluk iindeki kesimlerin eitime
devam etmelerini destekleyecek imknszlklar iinde eitime isteksizlik eklinde
aa kmaktadr (en ve Kahraman, 2012: 180).

519

yevmiyelik mi altklar gibi unsurlar apa da kazandklar


cretler konusunda belirleyici unsurlar olmutur. apa
dneminde dekar bana alan iiler ailece almalar ve
gnlk ortalama 12 saatin zerinde almalarndan dolay
aldklar cretler genelde yksek olurken, yevmiyelik alan
iiler ise gnlk 8 saat altklar iin aldklar cretler sabittir.
Yevmiyelik alan iilerin cinsiyetlerine ve yalarna
baklmakszn (baz araclarn iilerinde bu ya aral 12ye
kadar debilmekte) herkese eit cret verilmektedir.Trkiyede
2014 ylnda asgari cretin 846 TL net cret olduunu
dndmzde bu grubun asgari cretin altnda altklar
grlmektedir. Dier yandan MT de alanlarn gnlk
ortalama 12 saat zerinde ve aylk ortalama 20 gnden az
almaktadr. apa dneminde iilerin alma saatlerini ve bir
ayda ortalama altklar gn saysn temel aldmzda
neredeyse iilerin tamam asgari cretin altnda altklar
grlmektedir.
Hasatta
alan
iilerin
gnlk
cretlerine
baktmzda; rneklem grubunun % 30u gnlk ortalama 20 ve
alt cret kazanr iken, % 60,4t ise gnlk ortalama 21-30 TL
arasnda kazanmaktadr. Katlmclardan aznlk bir grup (%
9,6s) ise gnlk ortalama 31 TL ve zeri kazandklar
grlmektedir.Hasat dneminde MT'nin gnlk sabit bir creti
bulunmamaktadr. ilerin yetenekleri, pratik olmalar, toprak
yaps, tarlann otlu olmas, soann boyutu ve altklar kyler
ile kazandklar cret arasnda paralel bir iliki vardr. iler hzl
ve pratik bir ekilde altka daha fazla soan uvallara
doldurmaktadr. iler tarlada ne kadar ok soan uvallara
doldururlarsa kazandklar crette buna paralel olarak
artmaktadr. Bu nedenden dolay her iki dnemde alan
iilerin byk bir ounluu gnlk 12 saat zerinde
almaktadr. ilerin apa dneminde olduu gibi hasat
dneminde de gnlk ortalama kazanlar ile alma saatleri ve
bir ayda ortalama altklar gn saylarna baktmzda
neredeyse iilerin tamam asgari cretin altnda almaktadr.
Birikim durumlarna bakldnda; rneklem grubun
yarsna yakn yl boyunca yaptklar iten hi birikim
yapamadklarn sylemitir. MT'nindk kazanlar yannda
altklar alanlarda yaptklar zorunlu harcamalar/masraflar ve
ulam maliyetleriyeterli kazan elde etmelerini engellemitir.

520

Dier yandan alma dnemlerinin ksa oluu ve dzenli


alamamalar srekli gelir imkann ortadan kaldrarak
allmayan dnemde yaplacak harcamalar, borlanma vb.
yannda gvencesizliin bir yan rn olarak salk, eitim vb.
harcamalarn eklenmesi ile tasarruf zerinde nemli bir bask
oluturmaktadr. Bir dier nemli etken ise iilerin hem apa
hem de hasat dneminde kazandklar cretin % 10unu araclara
komisyon olarak vermelerinden kaynaklanmaktadr. zetle,
iilerin ulam maliyetli olmas, beslenmeye ynelik yaplan
harcamalar, altklar gnlerin az oluu ve arac
komisyonlarndan dolay bu alanda yeterli bir derecede birikim
yapmalarn engellemitir.
Sosyal gvencelerine bakldnda; grlenlerin %
83,5i herhangi bir salk gvenceye sahip olduklarn
belirtmitir. Sosyal gvenceye sahip olmak ile ekonomik gelir
arasnda ters orant vardr. Ekonomik gelir dtke sosyal
gvenceye (Yeil kart) sahip olma ansda buna paralel olarak
artmaktadr. Sosyal gvencelerinin olduunu syleyenlerin
neredeyse tamam (% 89,6snn) Yeil kartlar olmas MT
alanlarn ekonomik durumlarnn ok dk olduunu tezini
glendirmektedir. Devletin sadece gelir seviyeleri dk ve
yeterince mal varl olmayan ailelere yeil kart vermesi
rneklem grubumuzun mlkiyet ve ekonomik durumlarnn ne
kadar zayf olduunu da ortaya koymas bakmndan son derece
nemlidir.
Ekonomik durumlar ve MT'ne ynelme nedenlerine
bakldnda; rneklem grubunun yarsna yakn ekonomik
durumlarnn kt olduunu syleyerek kendilerini yoksul veya
ok yoksul olarak grmektedir. Geriye kalanlarn nemli bir
blm ise (yaklak % 42'si) ekonomik durumlarnn iyi
olmadn ve geinemediklerini belirtmitir. 310 kiilik
rneklem grubundan sadece 3 kii ekonomik durumlarnn
olduka iyi olduunu belirtmitir. Grlenlerin yarsndan
fazlas yapacak hibir ilerinin olmad iin MT yapmak
zorunda kaldklarn sylemitir. rneklem grubunun yaklak
te biri hibir gelirleri olmad iin MT yneldiklerini
sylerken, % 4,8i ise ok borlu olduklar iin MTde almak
zorunda kalmtr. rneklem grubunun neredeyse tamam
ekonomik seviyelerinin son derece dk olmas ve mesleki

521

anlamda niteliksiz olular onlar MT ynelmelerine neden


olmutur.
Tablo 2: Grlenlerin Ne Kadar Zamandr Mevsimlik Tarm
ilii Yapt
Say

Yzde

Geerli Yzde

Kmlatif Yzde

lk defa

51

16,5

16,5

16,5

1-3 yl

42

13,5

13,5

30,0

4-6 yl

48

15,5

15,5

45,5

7-9 yl

42

13,5

13,5

59,0

10-12 yl

34

11,0

11,0

70,0

13-15 yl

22

7,1

7,1

77,1

16-19 yl

24

7,7

7,7

84,8

20+ zeri yl

47

15,2

15,2

100,0

310

100,0

100,0

Toplam

MT altklar yllara bakldnda; rneklem grup


iinde ilk defa MT yapanlar % 16,5lik bir orana sahiptir
(ya=ilk defa balayan). MT yapma sresi asndan bu grubu %
13,5i 1-3 yldan beri MTnde alanlar takip etmektedir.
Grlenlerden nemli bir grup (% 40) 4-12 aras yllarda MT
altn belirtmitir. Dier katlmclarn % 30u ise 13 yl ve
zeri MT almaktadr. zelikle grmecilerin % 41i 10 yl
ve zerinde almalar bize bu alma sisteminde yer alan
iilerin bu ii srekli ve kalc hale getirdiklerini gstermektedir.
zelikle iilerin eitim seviyelerinin dk oluu, kalc bir ite
almamalar, mesleki tecrbelerin yetersiz/niteliksiz oluu ve
ekonomik seviyelerin son derece dk olmasndan dolay bir
alma biimi olarak uzun yllar MT olarak almalarna ve bu
ii kalc hale getirmelerine neden olmutur.

522

rneklem grubunun neredeyse drtte MT dnda


baka bir ile uramamaktadr. ilerin byk ounluu MT
kazandklar cretlerle geimlerini saladklarn gstermektedir.
rneklem grubun MT dnda gelir salama durumlarna
bakldnda olduka arpc bir tablo ortaya kmaktadr.
Grlen her drt grmeciden (evli ise kendi geldii
ailesinde) MT dnda baka bir ite alan kimsenin olmadn
sylemitir. Bu grup sadece MTnde kazandklar cretle
geimlerini salamaktadr. Geri kalan drtte birlik grup ise MT
dnda dier alanlarda ek gelir salamaktadr. Bu drtte birlik
grubun yarsndan fazlasn aile fertleri iinde sadece bir kiinin
alyor olmasdikkat ekmektedir. Buradan hareketle tek gelir
sahiplii ile ek i yapma basks arasnda anlaml iliki gze
arpmaktadr. MTnin yllk kazanlarna bakldnda;
rneklem grubunun yarsndan fazlas-toplam aile geliri
itibariyle- yllk ortalama 1-6 Bin TL aras bir gelir elde
etmektedir. te biri ise 7-10 Bin TL kazandklarn sylemitir.
Bir baka oranlama ile MT alanlarnn drtte yllk
kazanlar 3-10 Bin TL arasnda deien kiilerden olumaktadr.
MT yllk kazandklar cret ile yllk altklar aylar, alma
saatleri ve ailede MTde alan kii says arasnda doru orant
vardr. Ailede alan ii says, alma saatleri ve altklar
aylar arttka yllk kazandklar crette buna paralel olarak
artmaktadr.
rneklem grubunun mesleki niteliklerine bakld ou
vasfsz enformel sektrde almakta olup, ekonomik durumlar
ve sosyal sermayeleri son derece dk bir kitle karmza
kmaktadr. Grlenlerin yarsndan fazlas ailesinde (evli ise
kendi kurduu ailesinde) MT dnda (kendisi hari) bir ite
alan kimsenin bulunmadn sylemitir. alanlarn (149
kii) nemli bir blm ise kn kendi memleketlerinde veya
Bat illerindeki enformel sektrn ii gereksinimi duyduu
alanlarda almaktadr. Grlenlerin ailesinde (evli ise kendi
kurduu ailesinde) MTden baka kendisi hari alan aile
yelerinin yarsndan fazlas (% 54,4) naat-Nakliye lerinde
(naat, Hamallk, Kaynak, Hurdaclk, Kamyon ofr)
almaktadr.
Yenikseler ve Saroba kylerinde ailesiyle apa ile
hasat dnemlerinde alanlarn (kendisi de dahil) saylarna
bakldnda; rneklem grubunun drtte birinden fazlas aile

523

yeleri iinde yalnz kendisinin altn sylemitir. Yalnzca


kendisi alanlarn neredeyse tamam evli olup nceki
ailesinden bamsz olarak yeni ailesi ile alma blgesine
gelmektedir. Grmecilerin ok nemli bir blm geni aile
olup ailece mevsimlik tarm iiliinde almaktadr. Nitekim
rneklem grubunun % 56,1i aile yelerinden 4 kii ve zeri
almaktadr. Evli olan grmecilerin yarsndan fazlas
kendileri de dhil u anda 2-4 kii arasnda almaktadr. Evli
olan ailelerde 2-4 ve 5-7 kii arasnda alanlar katlmclarn
byk bir blmn (% 82,1i) oluturmaktadr. rneklem
grubunun % 94t 7 kii ve zeri (anne-baba ve ocuklar dhil)
hane nfusuna sahip olup bu grubun nemli bir blm MT
dnda baka bir alanda almayan bir kitle olarak karmza
kmaktadr. MT dnda baka bir alanda almayan ocuklar,
okul dneminde okula gitmeleri ve srekli tketici olmalarndan
dolay ailelerine ek bir ekonomik yk getirmektedir. Hane
nfuslar yksek olan ailelerde bamllk bir nfus oluturmakta
ve yoksulluk snrlarnn altnda yaadklar iinde yoksulluk
risklerini artmasna neden olmaktadr. Erken yata MT
katlanlarnda yoksunluk iinde yaamalar, tketici konumda
olmalar ve eitime devam etmelerini destekleyecek
imknszlklarn okluuna paralel olarak, eitime kar
isteksizliin aa kmasna neden olmaktadr. MT alan okul
andaki ocuklar erken yata mevsimlik tarm iiliine
katlmakta ve belli bir dnemden sonra erken yalarda okullarn
terk ederek i hayatna dhil olmaktadr.
ki kyde de apa ve hasat dneminde MT alanlar
(15 yanda kk ocuklar da dhil olmak zere) ailece
almalarndan dolay alan kii saysnn yksek kmasnda
belirleyici etken olmutur. Saha almasnda yaplan
gzlemlerde ve iiler, araclar, iverenlerle yaplan
grmelerde 14 ya ve altndaki ocuklarn ok youn bir
ekilde tarlada altklar tespit edilmitir. Bu da hem alan
ailelerde hem de evli olan ailelerde ocuklar da dhil edildiinde
bu orann yksek kmasna neden olmutur. Her ne kadar 2010/6
Sayl Babakanlk Genelgesinde ocuk iilii ve ocuk emei
zerine etkin bir ekilde mcadele edilecektir. Maddesi yer
almasna ramen bu alanda hem yaplan grmelerde hem de
saha almasnda yaplan anketlerde ve gzlemlerde byle bir
denetimin yaplmad tespit edilmitir.

524

Mlkiyet durumlarna bakldnda; grlen her drt


kiiden oturduklar evin mlkiyetinin kendilerine ait
olduunu belirtmitir. Grlenlerin tamamna yakn bir
blm sahip olduklar ev ve memlekette/kydeki arazi dnda
kendi ahslarna ait hibir mal varlnn olmadn sylemitir.
Baktmzda MT alanlarnn ok byk bir grubun mal
varlnn bulunmamasnn yan sra arazi ile hayvan sahibi
olanlarnda oranlarnn ok dk kmas bize MT alanlarn
ok byk bir blmnn mlkiyetsiz olduunu gstermektedir.
Grlenlerin neredeyse tamamna yakn kendilerine ait
herhangi bir birikimin bulunmadn belirtmitir. Grlenlerin
te ikisinden fazlas ailelerine ait (evliler iin nceki ailelerinin)
kyde arazi bulunmadn belirtmekte ve ayn ekilde evli olan
grmecilerinde
tamamna
yakn
kyde
arazileri
bulunmamaktadr. Bu veriden anlald zere mevsimlik tarm
iilii yapan ailelerin byk ounluu kyde arazi sahibi
deildir. MT nemli bir blm memleketlerinde toprakta
mlkiyetsizlik sorunu ile kar karya kalmaktadr. Her ne kadar
MT tarmsal rnler zerinde alsalar da kendilerine ait
tarmsal faaliyetlerde bulunabilecek topraktan yoksun olmalar
ise dikkat ekicidir. MT memleketlerinde topraktan yoksun
olmalar nedeniyle MTne ynelmelerine neden olan nemli bir
etkendir.
MTne balama yalarna bakldnda; katlmclarn
bete birini ilk defa 5-9 ya aralnda MT almaya
balayanlar, yaklak % 30'unu 10-14 ya aralndakiler
meydana getirmektedir. Bu iki veriyi temel aldmzda
rneklem grubunun yarsndan fazlasnn 5-14 ya aral gibi
ok kk/ocuk yalarda ilk defa MT'ne baladklar
grlmektedir. Katlmclarn yaklak drtte 5-19 ya
aralndaki bir zaman diliminde ilk defa MT baladklarn
belirtmitir. Yukardaki verilere bakldnda MTne ok erken
yata balamann ok yaygn olduu grlmektedir. 4857 Sayl
Kanunun 71 maddesinde; 15 yan doldurmam ocuklarn
altrlmas yasaktr. Ancak 14 yan doldurmu ve ilkretimi
tamamlam olan ocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki
gelimelerine ve eitime devam edenlerin okullarna devamna
engel olmayacak hafif ilerde altrlabilirler. Bu madde de
ocuk ve gen iilerin ie yerletirilmelerinde ve
altrabilecekleri ilerde gvenlik, salk, bedensel, zihinsel ve
psikolojik gelimeleri, kiisel yatknlk ve yetenekleri dikkate

525

alnr. ocuun grd i onun okula gitmesine, mesleki


eitiminin devamna engel olamaz, onun derslerini dzenli bir
ekilde izlemesine zarar veremez. eklinde gre yer
verilmitir. Her ne kadar 4857 Sayl Kanunun 71 maddesinde
yer alan 14 yan doldurmam ocuklarn hafif ilerde almas
yasak olsa rneklem grubunun yarsndan fazlas ok ar
alma koullar iinde almakta ve son derece ilkel artlarda
barnma alanlarnda yaamlarn srdrmektedir. Hem apa hem
de hasat dnemlerinde ocuklar gnlk 12 saatin zerinde
tarlalarda almakta ve ar koullar altnda yaamlarn
srdrmektedir. zelikle ilk defa 5-14 ya aralnda MT
balayanlar dzenli bir ekilde MT balamalarndan dolay
okullarndan geri kalmakta, akranlarna gre derste daha
baarsz olmakta ve belli bir sre sonra okullarn brakmalarna
neden olmaktadr.
3.3.Mevsimlik Tarm ilerinin alma likileri
3.3.1. Mevsimlik almann rgtlenmesi ve ii-iverenarac ilikisi
rneklem grubuna MTne yapacanz blgenin
belirlenmesinde en ok kimin rol olduuna ynelik sorumuzda
grmecilerin yarsna yakn araclarn (avu veya eli) rol
olduunu sylemitir. Grmecilerin neredeyse tamam
araclarla anlaarak alma blgesine gelmektedir. ilerin i
bulmalarnda ve alma blgelerine gelmelerinde araclarn
etkin bir rol olduu grlmektedir.
almayagelenlerin
geldikleri
ara
trne
bakldnda; katlmclarn neredeyse tamamna yakn st
kapalaralar kullanarak ulam blgesine gelmektedir. Bu
orann ok yksek kmasnda 2010/6 sayl Babakanlk
Genelgesinin yaynlanmasnda nemli bir rol olmutur.
Genelgenin bir maddesinde: ilerin g dneminde
yolculuklarnn gvenli ve salkl bir ekilde yaplabilmesi
maksadyla; g alan ve veren yerler arasnda ulam ile ilgili
koordinasyon salanacak, trafik denetimleri artrlacak, ara ve
trafik gvenliinin gerektirdii kontroller hassasiyetle ve sklkla
yaplacak, ilgili kamu kurum kurulularnca gerekli btn
tedbirler alnacaktr. Genelge yaynlandktan sonra trafikte
kontrollerin sklamasnn etkisiyle iiler artk kamyonet vb.
st ak aralarla gelmek yerine son yllarda dolmu, otobs ve

526

zel aralaryla gelmeyi tercih etmitir. Her ne kadar 2010


ylnda yaynlanan Babakanlk Genelgesinde MTnin
kamyonetle gelmeleri yasak olsa da bu yasan farknda olanlarn
ya da olmayanlarnn % 5,2si alma alanna kamyonetle
geldikleri grlmektedir.
alma saatlerine bakldnda; grlenlerin
yarsndan fazlas apa dneminde gnlk 12 saat zerinde
almaktadr. Katlmclarn apadan sonra gittikleri illerdeki
alma saatlerine baktmzda; her drt grmeciden
gnlk ortalama 12-13 saat arasnda altklarn sylemitir.
Hasat dneminde ise alan iilerin neredeyse tamam gnn
yarsndan fazlasn tarlada alarak geirmektedir. Hasat
dneminden sonra baka blgeye almaya gideceklerin alma
saatlerine bakldnda grmecilerin yarsndan fazlas gnlk
ortalama 12 saat zerinde alacaklarn belirtmitir. MTnin
ok nemli bir blmnn apa dneminde, apadan sonra
gittikleri illerde, hasat dneminde ve hasat dneminden sonra
alacaklar blgelerde gnlk ortalama 12 saatin zerinde
almaktadr.
Alnan cretler ve cret tespit yntemleri
asndanyerleim yerine gre deien farkllklar sz konusudur.
Yenikseler
Ky'nde
iilerin
alacaklar
cretlerin
belirlenmesinde araclar, iverenler, kyn ileri gelenleri, ky
muhtar ve azalarnn bir araya gelerek ii cretlerini
belirledikleri tespit edilmitir. Saroba Ky'nde ise muhtarn
gzetiminde araclar ve iverenlerinkatlmyla iicretlerin
belirleme ynteminin takip edildii ifade edilmitir. Son
dnemde ise iverenlerin rnn tarladan erken toplatlmas iin
araclara fazladan ii cretlerini teklif etmeleri ve araclarn da
bu koullardan yararlanarak iicretleriniykseltmesi zerine
araclar-iveren-muhtarlk arasnda bir anlamazlk kmtr.
Dier nemli bir nedense kyde iverenlerden ok tccarlarn ve
araclarn daha fazla soan ekmesinden dolay iverenler devre
d kalmtr. verenler ve muhtarlkla yaplan grmelerde
artk araclarn cretleri belirlediini, kendilerinin de bu crete
raz olduklarn dile getirilmitir. Nitekim araclarla yaplan
grmede soann uval bana fiyatlar Yenikseler kyndeki
fiyat da dikkate alarak kendileri belirlediklerini bildirmitir.
phesiz cret belirlemede en nemli faktrlerden biri arz-talep
ilikisidir. i says artka ii cretlerinde d yaanrken,

527

ii saysnn az olduu dnemlerde ise ii cretlerinde art


yaanmaktadr. Mardin (Derik) doumlu olup u anda Hatayda
(Drtyol) yaayan ve Yenikseler Ky'ne Mardin (Derik),
Diyarbakr, anlurfa ve Hataydan (Drtyol) ii getiren 55
yandaki bir eli konuyla ilgili u bilgileri vermektedir
Genelde iverenlerle anlaarak ii getiriyoruz. 1998
dnemlerinde ii says az olduu iin nceden patronlarla btn
koullar anlaarak ylece ii getiriyorduk. Birka yldr ii
says artnca pazarlk gcmz azald. 1996 dnemlerinde ii
says dk olmasndan dolay istediimiz creti alyorduk. Son
yllarda ii says art bizde dk cretle alyoruz. 10 yl
aralkl bu kye almaya gelip- gidiyoruz. cret konusunda son
yllarda sorun yaamaya baladk.
anlurfa (Viranehir) doumlu olup u anda Polatl
merkezde yaayan ve Saroba Ky'ne apa ve hasat dneminde
Diyarbakr, anlurfa ve Polatl merkezden ii getiren 35
yandaki avu cret tespitine ynelik olarak u bilgileri
aktarmtr:
cretler tespitinde ii says ve soann para edip
etmemesi belirleyicidir.12 yldr buralarda avuluk yapyorum o
zamanlar ii azd. 12 yl ncesinde ii ok azd ekili sahas ok
azd, ok az soan ekiliyordu, o zamanlar iverenler iilere ok
deer verirlerdi. imdi ii says artnca iilerin nemi azald.
Son yllarda ii ok artt. i geen sene ok yoktu cretlerde
ok ykseldi. Geen sene 5 TL kadar aldm oluyordu. Arztalep ilikisine bal bu ylda ii says artnca cretlerde dt,
Suriyeli ailelerde Trkiyenin her yerinde almaya balad.
Byle olunca ii saysnda ok artt.
rneklem grubunun yarsndan fazlas altklar
dnem boyunca cretlerinde fazla bir deime olmadn
belirterek genelde ayn kaldn sylemitir. Grmecilerin
tamamna yakn u anda aldklar cretlerin tam olarak
emeklerini karlamadn sylemitir.
Yenikseler ve Saroba kynde apa dneminde
alan iilerin aldklar cretlere bakldnda; Yenikseler
kynde apa dnemde soanda dekar bana (birinci ve ikinci
apada) alan iiler (araclar % 10 komisyonlarn kesmesiyle
birlikte) 58,5 TL net cret almaktadr. ekerpancar apasnda
dekar bana (birinci ve ikinci apada) alan iiler ise (araclar

528

% 10 komisyonlarn kesmesiyle birlikte) 54 TL net cret


almaktadr.Saroba kynde ise iilerin byk bir ounluu
soan ve ekerpancar apasnda yevmiyelik eklinde
almaktadr. Soan apasnda iiler gnlk 8 saat alma
karlnda (araclarn % 10 komisyonlarn kesmesiyle) 31,5 TL
net cret alrken, ekerpancar apasnda alan iiler ise
(araclarn % 10 komisyonlarn kesmesiyle) 30 TL net cret
almaktadr.
Yenikseler ve Saroba kynde hasat dneminde
alan iilerin aldklar cretlere bakldnda; Yenikseler
kynde alan MT soan rnnde kazandklar cret ile
Saroba kynde soan rnnde kazandklar cretler
tamamyla farkldr. Yenikseler kynde araclar, iverenler ve
muhtarnda bulunduu toplantda iilerin tarlada 1 uval soan
doldurulmalar karlnda (bu uvallar 45-50 kg arasnda
deimekte) iilere 3,2 TL verilmesi kararlatrlmtr. Bylece
araclarn % 10 komisyonlarn kesmesiyle birlikte uval bana
iilere net cret olarak 2,75 TL kalmaktadr. Ayrca bu antlama
erevesinde
iilerin
memleketlerinden
kye
geli
masraflarnda
iverenler
tarafndan
karlanmas
kararlatrlmtr.
Hasat dneminde Saroba kynde ise soan rnnde
alan iilerin byk ounluu tccarlarn ve kendi araclarn
tarlalarnda almaktadr. Kyde en ok soan eken arac ile
yaplan grmede bu yl araclarn nabzn yokladn ve
kendisinin ald kararla soann uvaln 3,60 TL olarak
verileceini sylemitir. Araclarn % 10 komisyon kesintisiyle
birlikte iiler net cret olarak soan uvallarnda 3,2 TL
almaktadr. Saroba kynde iilerin aldklar cretin yksek
olmasndaki nedenlere baktmzda; iilerin tccar ve kendi
araclarn iinde altklar iin ortalama 50-55 kg arasnda
deien soan uvallarn doldurmaktadr. ilerin alma
alanna geli-gidi cretin kendilerine ait olmasndan dolay
iilerin aldklar cret Yenikseler kynde alan iilere
oranla yksek kmasnda belirleyici etkenler olmutur.
MT yaplan dnemde alma sresi ele alndnda,
rneklem grubun yarya yaknnn apa dneminde aylk
ortalama 10-14 gn arasnda altklar anlalmaktadr.
Yarsndan fazlas ise aylk ortalama 15 gn ve zerinde
almaktadr. apa dneminde iilerin bir ayda ortalama

529

altklar gn saylar dikkat ekicidir. Nitekim bu iilerin


altklar gnler kendi yol creti ve gda masraflar
karlayamayacak durumdadr. Hasat dneminde ise her iki
kyde MTnin yarsna yaknayda ortalama 16-20 gn arasnda
altklarn sylemitir. Grlenlerin yarsna yaknise ayda
ortalama 15 gnden az alanlardan olumaktadr. Bu durumda
neredeyse tamam ortalama ayda 20 gn altnda alm
olmaktadr.
ilerin ok dk bir oran dnda iveren ile kurulan
ilikiye ynelik olumlu grler ifade edilmitir. Grlenlerin
yarsndan fazlas iverenlerle ilikileri ve iletiimlerinin iyi
olduunu sylemitir. iler, araclar ve iverenle yaplan
grmelerde ve saha almasndaki gzlemlerde iverenlerin
tarlalarda ok durmadklar grlm ve yaplacak ileri avua
ilettikten sonra kye dndkleri tespit edilmitir. Grld
zere hem ii-arac-iveren arasndaki hiyerarik ilikiden
kaynaklanan nedenler hem de iverenlerin tarlada ok
kalmamasndan dolay ii-iveren arasndaki ilikinin etkili bir
ekilde gelimesini engellemitir.
Benzer olumlu deerlendirmeler dier iiler ile kurulan
iliki iin de dile getirilmitir. Grlenlerin yaklak drtte
dier iilerle ilikilerinin ve iletiimlerinin iyi olduunu
sylerken, % 20si ise "ok iyi" olduunu sylemitir. rneklem
grubunun neredeyse tamam dier iilerle barnma ve alma
alanlarnda herhangi bir anlamazlk yaamadklarn
sylemitir. Grmecilerin tamamna yakn elilerin ve/veya
avularn ilerini laykyla yerine getirdiklerini sylemitir.
ilerin uzun yllar ayn araclarla almalarnn yan sra iiarac arasndaki akrabalk, komuluk ve hemerilik ilikileri ile
memnuniyetlik dereceleri arasnda paralel bir iliki
bulunmaktadr. Grlenlerin ok nemli bir blmnn (% 90)
araclaryla (eli ve/veya avu) memleketlerinden buraya
gelirken, adrlarn kurarken ve alma sonunda paralar
hesaplarken herhangi bir sorun yaamadklarn ifade
etmitir.rneklem grubundan sadece 30 kii araclar ile
anlamazlk yaadn belirtmitir.
3.3.2. Mevsimlik tarm iilerinin alma koullarndan
kaynaklanan sorunlar

530

alma srasndayaanlansorunlarn banda uzun


alma saatleri (zelikle hasat dneminde) gelmektedir (te
birinden fazlas tarafndan ifade edilmitir). kinci srada(te bir
oran ile)iklim/hava koullarna bal (havalarn ar scak veya
souk olmas) arlaan alma koullar dile getirilmitir.
Bunlar ar yorgunluk, bedensel ypranma ve arlar vb.
almaya bal durumlar takip etmektedir.
Barnma koullarasndan bakldndarneklem
grubun yarsndan fazlasnn dile getirdii"altyap sorunlar" ilk
srada yer almaktadr. Yenikseler Ky'nde iiler
memleketlerinden yanlarndagetirdikleri bez ve naylon paralar
ile barnma ihtiyalarn kendi kendilerine gidermeye
almaktadr. iler memleketlerinde getirdikleri bez ve naylon
paralar ile adrlarn kurmaktadr. Altyap sorunu yaadklarn
dile getirenlerin byk ounluu Yenikseler kynde alan
iiler oluturmaktadr. Grmecilerin yaklak te biri
barndklar yerde temiz iime suyu sknts yaadklar
sylemitir. Yenikselerde alan iiler barnma alanlarna
tankerle getirilen suyun gnein altnda olmas ve yeterince temiz
olmamasndan dolay su sknts yaadklarn belirtmitir.
Tanker suyundan ien ocuklar itikleri bu sudan dolay ishal,
mide bunalts ve ba ars yaamaktadr.
Saroba Ky'nde ise METP3 kapsamnda iilerin
altyap sorunlarnn nemli lde giderildiigzlenmitir.
Saroba Ky'ne hasat dneminde ge gelen iilerin ise bu
grece iyi koullardan yararlanamadklar, kendi adrlarn
kurmak zorunda kaldklar gzlenmitir. Saroba kynde ise
METP kapsamnda adr yerlekesinin yannda iiler iin
sondaj almas yaplarak su kuyusu almtr. Bylece Saroba
Ky'nde alan iiler adr alanlarnda yaplan emelerden su
ihtiyacn karlanmaktadr. ilerle yaplan grmelerde
3
METP (Mevsimlik Gezici Tarm ilerinin alma ve Sosyal Hayatlarnn
yiletirilmesi Projesi): alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlnca mevsimlik
gezici tarm iilerinin alma ve yaam artlarnn iyiletirilmesi amalanmtr.
Bu amala mevsimlik tarm iileri iin: ulam, barnma, salk, eitim,
gvenlik, sosyal gvenlik ve sosyal evreyle ilikiler alanlarnda kapsaml
zmler gelitirilmesi amalanmtr. Sistem; l valiliklerince hazrlanan
projelerin alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlnca deerlendirilmesi ve yeterli
kaynan proje talebinde bulunan valiliklere gnderilmesi ve valilikler tarafndan
projelerin uygulanmas eklinde ortaya kmtr.

531

kuyudan gelen suyun tadnn iim iin uygun olmad ve ishal


olma gibi sudan kaynaklanan hastalklarn ska yaandn
ifade etmilerdir. Bir dier sorun da adrlarn soua dayanksz
olmas nedeniyle snma ve bundan kaynakl hastalklardr.
Yenikseler kynde alan iiler evden getirdikleri bez ve
naylon paralardan adrlarn kurduklar iin bu adrlar soua
ve rzgra kar dayanakszdr. zelikle hasat dneminin
sonlarna doru havalarn soumasyla birlikte aile yeleri ve
zelikle ocuklar ciddi salk sorunlar ile karlamaktadr.
Yenikseler Ky'nde hasat dneminde alan 5 ocuk babas
35 yandaki Mardinli(Derik) erkek tarm iisi bu durumu u
ekilde ifade etmitir:
Barnma ihtiyacmz iin evden bez paralar ve
naylon, getirerek adrlarmz yaparz. Austos aynda ve Eyll
ayn balarna kadar burada havalar ok Scak olduu iin
gndzleri adrda scaktan durulmuyor. Hasat dneminin
sonlarna doru ise havalar soumaya balad zamanda
akamlar adrda yatmzda ok yoruz. Geceleri adrn ii
souk olduu iin ocuklar srekli ksryor. Birka sefer
elimiz oumu hastane gtrd. adrlarmz Sakarya Nehrine
ok yakn olduu iin sisli oluyor. Bazen giydiimiz ayakkab,
elbiseler ve oraplarmz donuyor. ocuklarm sabah
kaldrdmda souktan alyorlar. adrlarmz sobadan
yanacak diye korkumuzdan soba da kuramyoruz() Sabahta
traktrle tarlaya gittiimizde ok yoruz. Bazen tarlann
banda snmak iin ate yakyoruz. Ancak bu ekilde ie
balyoruz.
Sarobada alan iiler ise kendilerine verilen
adrlarn dzgn kurulmas halinde rzgra ve soua kar
dayankl olduunu sylerken bu konuda ok fazla bir sorun
yaamadklarn dile getirmitir. Barnma alanlarnn yola yakn
yerde kurulmas ve rzgrn etkisiyle toz toprak iinde kalmas,
yamurlu gnlerde ise adrlarn nnn amur iinde kalmas
da sorun olarak dile getirilen hususlar arasndadr.
rneklem grubunun okul andaki ocuklarn okul
dnemlerinde tarlada almalarndan dolay karlatklar
skntlara baktmzda; okul anda ocuu olanlarn drtte
ocuklarn (Eyll-Ekim ve/veya Mays-Haziran) aylarnda
okula gidemediklerinden dolay ocuklarn eitimlerini olumsuz
ynde etkilediini belirtmitir.

532

apa dneminde her iki kyde 80 kii ile yaplan


grmelerde ocuklarn eitimi iin hibir ey yaplmad dile
getirilmitir. Hasat dneminde ise Yenikseler Ky'nde
grlenlerin tamam (140 kii) ocuklarn eitimi iin hibir
ey yaplmadn sylerken, Saroba Ky'nde hasat dneminde
grlen iilerin tamam ise 15 Eyllde geici prefabrik adr
okullarnaldn belirtmitir. METP kapsamnda her yl
okullarn ald dnemde (15 Eyll) adrlarn yannda adr
okul kurulmaktadr. adr okulunda 5 snfa kadar giden
ocuklarlara karma eitim verilmektedir. rneklem grubun
yaklak % 88i u anda okul andaki ocuklarn var olduunu
sylerken, % 12si ise u anda okul anda okula giden
ocuklarnn olmadn sylemitir. Okul anda olan
ocuklarn(yaklak % 31) okul baladndan (Eyll-Ekim)
ve/veya okul bitimine doru (Mays-Haziran) memleketlerinde
ocuklarn okula devamll salandn sylemitir. 189 kii
ise (yaklak % 69) apa ve hasat dnemlerinde ocuklarn
alma alannda getirdiklerini ve bu dnem aralnda
ocuklarnn okula devamlln salayamadklarn belirtmitir.
Grld gibi ezici bir ounluu okul dneminde ocuklarn
okuldan alp alma alanna getirmektedir. apa dneminde
alan ocuklar ortalama 2 ay okullarnda geri kalmaktadr.
Hasat dneminde zelikle Yenikseler Ky'nde alan
ocuklar ise(zelikle ilkokula giden ocuklar) Eyll-Kasm
aylar arasnda okullarndan geri kalmaktadr. Mays-Haziran
ve/veya Eyll-Kasm dnemleri arasnda ocuklar okullara
gidememelerinden
dolay
okullarndan
soumalarna,
motivasyon eksiklii yaamalarna ve derslerinden baarsz
olmalarna neden olmaktadr. Grlenlerinin yaklak drtte
yaadklar ekonomik skntlarndan dolay okul dneminde
(Mays-Haziran ve/veya Eyll-Ekim) ocuklarn okuldan alp
alma alanna getirmektedir. Grlenlerin bete bire yakn
ksm ise, okul dnemlerinde, MT olarak almalarndan dolay
bu dnem aralnda memlekette ocuklara bakacak kimse
olmad iin ocuklar okuldan alp alma blgesine getirmek
zorunda kaldklarn ifade etmilerdir. Kk bir grup ise hem
ekonomik zorluklardan (muhtemelen ocuklarn almasnn
salayaca ilave geliri de gzeten), hem de memlekette
ocuklara bakacak kimsenin olmamasndan ocuklar alma
alanlarna getirmektedir. Bu aileler altklar dnem boyunca
ocuklarnn derslerinden geri kaldklarn belirtmitir. Dzenli

533

bir ekilde alma alanna getirilen ocuklar belli bir sre sonra
okullarn terk etmektedir. Bu ocuklar uzun yllar MT
almalar sonucunda okullarndan kopmakta ve srekli alan
ii konumuna gelmektedir. Hataydan (Drtyol) hasat
dneminde Yenikseler Kyne gelen 33 yanda 4 ocuk annesi
bir kadn grmeci ocuklarn eitimlerini geri kaldklarn u
ekilde ifade etmektedir:
Drt tane ocuum okuyor. imdi hepsi burada
alyor. Okul alnca liseye giden ocuumu okula
gndereceim. Onlarda okula gitme zorunluluu var. Ama
ilkokula giden ocuklarm bana yardm edecekler. Ortalama 2 ay
derslerinde geri kalyorlar. Bu ocuklarm da gndersem tek
bama yapamam bu ileri, zaten memlekete bu ocuklarma
bakacak kimse de yok. Burada adr okul alsa bo gnlerde ve
iin az olduu gnlerde ocuklarm adr okula gnderirim.
Burada ben deil birok aile adr okula gndermek ister.
ocuklarm derslerden geri kalyor, paramz olmad iin
mecburen onlar getiriyorum. ocuklarm bu artlarda ilerde
benim gibi bu rezillii ekerler. Kocam cezaevinde evin geimini
ben tek salayamam. Artk maddi imknlarm el vermiyor onlar
okuldan mecburen aldracam. nk baka imknm yok
rneklem gruba dahil olanlarn etnik kkenleri
itibariyle dalmna bakldnda, yaklak olarak bete drd
Krt kkenli iilerden olumaktadr. Arap kkenli iiler (%
20)ikinci srada yer alrken, bunu Zaza olduklarn dile getirenler
(yaklak %2) takip etmektedir. Her iki kyde apa ve hasat
dnemlerinde alan iilerin byk ounluu Krt kkenli
iilerden olumaktadr.
rneklem grubun byk bir ounluu etnik
kkenlerinden veya dini inanlarndan dolay herhangi bir sosyal
dlanmaya maruz kalmadn ifade etmitir. Yaklak % 17'lik
bir grup ise etnik kkenlerinden dolay sosyal dlanmaya maruz
kaldklarn belirtmilerdir. Yukardaki verileri incelediimizde
alma
alannda
ii-arac-iveren
arasnda
alma
ilikilerinden kaynaklanan sosyal dlanma ok az yaanmtr.
Ayn ekilde barnma alanlarnda iiler arasndaki etnik kken
farklndan kaynaklanan dlanmalarda ok dk seviyede
kalmtr. Sosyal dlanma asndan asl dikkat eken durum ise
yerel halk ile ilikiden kaynaklanmaktadr. rneklem grubunun
neredeyse drtte yerel halk tarafndan sosyal dlanmaya

534

maruz kaldn ifade etmitir. Yerel halkn hem alma


ilikilerin dnda olmalar hem de barnma alanlarnn 1-2 km
uzaklktaki kyde yaamalarna ramen bu orann (% 73) yksek
kmas dikkat ekicidir. Baz iilerle yaplan grmelerde
kye gittiklerinde (erkekler ve ocuklar) kyllerin kendilerine
"baklarndan" rahatszlk duyduklarn ve etnik kimliklerinden
dolay kmsenme ile ayrmclk karm bir tutum
algladklarn dile getirmitir. Grmecilerin % 2si (yalnzca 1
kii) iveren ya da iverenin ailesinden dlandn sylemitir.
Bu orann bu kadar dk kmasndaki temel sebeplere
baktmzda; alma alannda iveren-arac-ii arasndaki
hiyerari olmas ve iverenlerin alma alanna ok nadir
gelmeleri belirleyici etkenler olmutur. Grlenlerinyaklak
% 11i Polatl merkezde kamu hizmetlerinde yararlanmak iin
gittiklerinde kamu grevlilerince sosyal dlanmaya maruz
kaldklarn sylemitir. Grmecilerin yaklak % 14t ise
dier kiiler tarafndan sosyal dlanmaya maruz kalmtr. Dier
kiiler tarafndan sosyal dlanmaya maruz kalanlara
baktmzda; tarlada alrken Arapa konutuumuz iin Krt
arac bizi dladn syleyen (5 kii), barnma alannda dier
iilerle anlamazlk yaadklarndan dolay bizi dladklarn
sylemitir (2 kii).
SONU
21. yzyla girerken dnyann yaad en byk
sorunlarndan biri yoksulluk olmutur. Ekonomik olarak
bakldnda dnyamz, en zengin dnemini yaamaktaysa da, bir
yandan kreselleme, bir yandan uluslararas finans
kurulularnn szde iyiletirme nerileri, yoksulluu ortadan
kaldrmak bir yana, her geen gn daha da derinletirmektedir.
Yoksulluk; sadece ekonomik verilere dayandrlmamakta ayn
ekilde, fiziksel, sosyal ve kltrel gereksinimlerinin de
karlanamamas durumu olarak da deerlendirilmektedir.
Yoksulluk bir lkenin gelimilik seviyesi ile yakndan ilikilidir.
Yoksulluk kavram genel olarak insan ihtiyalar kavramna
dayanarak ele alnmakta ve yaamn gerektirdii olanaklardan
yoksun olma durumlarn ifade etmektedir.
Dnyada ve Trkiyede son 30 yldr gittike artan bir
younlukta yaanan kreselleme ve Neo-liberal ekonomi

535

politikalarnn yaygn olarak kullanlmas kresel boyutta birok


konu da deiiklere ve dnmlere yol amtr. Bu etkiler
krsal alanda retim biimi ve retim ilikilerini de deitirmeye
balamtr. Trkiyenin Dou ve Gneydou Anadolu
blgesinin krsal kesimlerinde tarmsal faaliyetlerde bulunan
aileler bu deiim ve dnmn sonularndan olumsuz
yndeen fazla etkilenenkesimlerin banda gelmektedir. Dk
beceri ve eitim, mlkiyetsizlik, kalabalk hane nfusu, dk
ekonomik-sosyal-kltrel sermaye vb. niteliklerin ne kt bu
gruplar kentsel ikollarna erime imkanlar son derece zayf bir
zellik arz etmektedir. Yine bu gruplarda gzlenen -krsaln
kendileri asndan yeterli ekonomik imkan (i, gelir, rn,
kazan vb.) sunamamas nedeniyle- kylerini terk edip bata
ileler ve il merkezlerine ynelen nfus hareketleri esasen
yoksullukla ba etme ile bir frsat yakalayabilme karm
bir arayn tezahr durumundadr. Bu anlamda sz konusu
gruplarn mevcut zellikleri dolaysyla almak ve gelir elde
etmek iin en sk bavurduklar yollarn banda MT
gelmektedir.
MT katlan ailelerin byk bir ounluu eitim
seviyeleri son derece dk olup, ocuklarn ok erken yata
alma hayatna katlmasndan dolay erken yata okullarndan
geri kalmalarna, baarsz olmalarna ve yaanan motivasyon
dkln etkisiyle okullarndan soumalarna neden
olmaktadr. Erken yata okullarn terk eden yada terk edilmek
zorunda kalan ocuklar aileleriyle birlikte tarm iiliine
katlmakta ve uzun yllar bu alma ilikileri iinde yer
almalarndan dolay kuaklar aras bir alma sz konusu
olmaktadr. rneklem grubunu oluturan ailelerin ok nemli bir
blmnn eitim niteliklerinin dklnden, ekonomik
durumlarnn yetersizliinden, mlkiyetsizlikten, mesleki
yetersizlikten, sosyal sermayelerinin dklnden, alma
ilikilerinde yeterli kazan salamamalar ve ksa aralklarla
almalarndan dolay uzun yllar mevsimlik tarm iiliinde
almalarna neden olmutur. MT yapanlarn nemli bir
blm g ve alma alanlarnda bir takm sorunlarla kar
karya kalmaktadr. ilerin nemli bir blm alma
alanlarnda uzun alma saatleri, iklim koullar ve ar
yorgunluktan yakndklar tespit edilmitir. Barnma alanlarnda
ise daha ok adr yaants, temiz ime suya eriememe ve
adrlarn ii toz-toprak iinde kalmasndan dolay yaadklar

536

sorunlar dile getirilmitir. Dier yandan rneklem grubunun


kk bir blm ise etnik kkenlerinden dolayaltklar
blgenin yerel halk tarafndan sosyal dlanmaya maruz
kaldklar tespit edilmitir.

537

KAYNAKA
AKBIYIK, N. (2011).Malatyada alan Mevsimlik Tarm
ilerinin Sosyal ve Ekonomik Sorunlarnn
ncelenmesi, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,
(10/36): 132-154.
AI, Z. ve DEMRYREK, K. (2008).Krsal Yoksullukla
Mcadelede Yeni Adm: Mikrokredi, Harran
niversitesi, Ziraat Fakltesi Dergisi, (12/ 4): 73-79
BIKI, D.(2011). Trkiye Krsalnda Yoksulluk Sorunu:
anakkale Kocalar Ky rnei, Uluda niversitesi
ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, (1):161-180.
BORATOV, K. (2004).Yoksulluk Kavram zerine
Notlar,Toplum ve Hekim Dergisi, (19/1): 7-9
BUZ, S.(2003). Yoksulluk ve G,Yoksulluk 2 Cilt, Yoksulluk
Sempozyumu 31 Mays-1 Haziran 2003, Deniz Feneri
Yaynlar, stanbul.
BYKTARAKI, S. (2009). Mevsimlik ler ve Kampanya
lerinde Belirli Sreli Szlemesi, Dokuz Eyll
niversitesi Hukuk Fakltesi Dergisi, (11): 1071-1109.
ALAYAN, S (2008), G ve Yoksulluk: Mutlak ve
Dorusal Olmayan Bir liki (Ed) Nurgn Oktik,
Trkiyede Yoksulluk almalar, Yakn Kitapevi,
zmir.
ALGNER, C. (1943), Trkiyede Ziraat ileri, Yksek
Ziraat Enstits Yaynlar, Ankara.
INAR, S. ve LORDOLU, K. (2011). Mevsimlik Tarm
iliinde Tekil Bir Analiz: Karasu Fndk Toplama
ileri, Mesleki Salk ve Gvenlik Dergisi, (33) :.2333.
DANSUK E. (1997). Trkiyede Yoksulluun llmesi ve
Sosyo-Ekonomik Yaplarla llmesi, Uzmanlk Tezi,
DPT, Ankara.
DPT, (2006). Dokuzuncu Kalknma Plan (2007-2013), zel
htisas Alt Komisyonu Raporu, Ankara.

538

ECEVT, M.-ECEVT, Y. (2002). Krsal Yoksullukla Mcadele:


Tarmda Mlkszleme ve Aile Emeinin Metalamas,
Yoksulluk, iddet ve nsan Haklar, TODAE, Ankara.
ERDEM, T. (2003). Yoksulluk zerine Sosyolojik Bir alma
-Ankara Kent Yoksullar, Doktora Tezi, Hacettepe
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara.
ERDUT, Z.(2007).Enformel stihdamn Ekonomik, Sosyal ve
Siyasal Etkileri, alma ve Toplum Dergisi, (1): 3-82.
GKDAYI, . (2003).Trkiyede Krsal Yoksulluk ve Anamas
Yresi rnei, Doktora Tezi, Ankara niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Kamu Ynetimi ve Siyaset Bilimi,
Ankara.
GKTRK, A. (2002). Kentsel Haklar Kentsel Yoksullarn
Kapsar ise... Yoksulluk, iddet ve nsan Haklar,
TODAE, Ankara.
GRC, . ve AKBIYIK, N.(2010). Trkiyede Mevsimlik
Tarm ilii: Sorunlar ve zm nerileri, Hikmet
Yurdu Dnce-Yorum Sosyal Bilimler Aratrma
Dergisi, (3/5): 189-219
http://www.ifad.org/rpr2011/index_full.htm (08.05.2014)
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13662
(02.01.2014)
FAD, 2011,Rural Poverty Report,
KALKINMA ATLYES (2012). Mevsimlik Tarm ilii ve
ocuklar: Sorun Analizi ve Politik nerileri, Altan
Matbaas, Ankara.
KAPAR, R. (2007).Enformel Ekonomide alanlarn
rgtlenmesi ve Sendikalar, alma ve Toplum
Dergisi, (1): 83-117.
KOCACIK, F.(1983). Mevsimlik iler, Ankara niversitesi
Basmevi, Ankara.
KULE, H. ve ES, M. (2010). Trkiyede Kentsel Yoksulluk:
Kocaeli rnei, Sosyal Siyaset Konferanslar Dergisi,
(50).

539

KUTLU, S. (2011). Erikin Gebe Mevsimlik Tarm


ilerinin Yaama Kalitesi Dzeyi ve Etkileyen
Faktrler, Yksek Lisans Tezi, Harran niversitesi
Salk Bilimler Enstits, anlurfa.
OUZ, C. vd., (2011). Trkiyede Krsal Alanda Tarmda
Yoksulluk, Yoksulluun Nedenleri ve zm nerileri:
Konya li rnei, stanbul, Uluslararas Yoksullukla
Mcadele Stratejileri Sempozyumu (1 cilt): Deneyimler
ve Yeni Fikirler 13-15 Ekim, SYDGM(Sosyal
Yardmlama ve Dayanma Genel Mdrl), Ankara.
REN, M. Necat, vd. (2012). Krsal Yoksulluk lm Sorunu
ve Trkiye, 10. Ulusal Tarm Kongresi 5-7 Eyll, Tarm
Yoksulluk ve Kalknma, Konya.
RNEK, . (2011). Trkiyede Yoksulluun Azaltlmasnda
Krsal Kalknma Stratejilerinin Etkinlii, Uluslararas
Yoksullukla Mcadele Stratejileri Sempozyumu (1 cilt):
Deneyimler ve Yeni Fikirler, SYDGM(Sosyal
Yardmlama ve Dayanma Genel Mdrl), Ankara.
ZBEKMEZC, ve SAHL, S. (2004).Mevsimlik Tarm
ilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barnma Sorunlarnn
Analizi, Gazi niversitesi Mhendislik Mimarlk
Fakltesi Dergisi, (19/3): 261-274
ZEN, E, ve ZDEMR, D. (2012). Trkiyede hmal Edilen
Krsal Yoksulluk Endonezyadan Ne renmeliyiz,
Trkiye Ekonomi Politikalar Aratrma Vakf
(TEPAV), Deerlendirme Notu, N201262
ZTRK, . (2008). Krsal Yoksulluk, (Ed) Nurgn Oktik,
Trkiyede Yoksulluk almalar Yakn Kitapevi,
zmir.
ZTRK, . ve UKUR, C. . (2010) Krsal Yoksulluk: Mula
Kyleri,Proje No: 108K075, Mula, TBTAK.
PEKN, T. (2000). Makro Ekonomi, Bigehan Matbaas, zmir.
SALLAN GL, S.-GL, H. (2008) Yoksulluk ve Yoksulluk
kltr tartmalar, (Ed) Nurgn Oktik, Trkiyede
Yoksulluk almalar Yakn Kitapevi, zmir.

540

SENCER, M. (1971). Trkiyede Kylln Maddi Temelleri,


ANT Yaynlar, stanbul.
AHN, C. (2012). Osmanl Toprak Sistemi Hakknda Genel
Bir Deerlendirme, International Journal of Social
Science, (5/6): 434-461.
AHN, T. (2009). Sosyal Dlanma ve Yoksulluk likisi,
Sosyal Yardmlama ve Dayanma Mdrl, Ankara.
EN, B.ve KAHRAMAN, F. (2012). Oyun Hakknn Uzanda
Yaamak: Trkiyede g ve ocuk Emei,
Sleyman Demirel niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi
Sosyal Bilimler Dergisi, (22): 167-189.
ENEL, A. (1982). Siyasal Dnceler Tarihi Tarih ncesinde
lkada Ortaada ve Yeniada Toplum ve Siyasal
Dn, Anadolu niversitesi Sosyal Bilimler
Fakltesi Yaynlar, Ankara.
ENSES, F. (2003). Kresellemenin teki Yz Yoksulluk,
letiim Yaynlar, stanbul.
MEK, Z. (2011). Mevsimlik Tarm ilerinin ve Ailelerin
htiyalarnn Belirlenmesi Aratrmas, Elif Matbaas,
anlurfa.
TK, 2012 statistiklerle Aile,
UNDP,

2011 Human Development


http://hdr.undp.org. (18.03.2014).

541

Report

2011.

542

BULANIK ANALTK HYERAR SREC (AHP)


YNTEM KULLANARAK KARAMAN BLGES N
UYGUN MEYVE FDANI SELMES
r. Gr. Fethullah BALDIR
r. Gr. Hakan EN**
ZET
Bir blgede yllardr dikimi sregelen tarm rnlerinin
o blge iin uygunluu ksmen geerli olsa da, bu rnlerin o
blge iin en uygun seimler olup olmad tartmaya aktr.
Gerekli n aratrma yaplmadan gerekletirilen tarm
faaliyetlerinde oluabilecek riskleri ortadan kaldrmak ve bu
srece yardmc olmak iin ok kriterli karar verme
yntemlerinden faydalanlabilir.
Analitik Hiyerari Sreci (AHP) yntemi, karar
vericinin eitli kstaslar birlikte deerlendirdii durumlarda
kullanlr. Bu almada BAHP yntemi kullanlarak dikimi
yaplabilecek baz meyve fidan eitlerinin bu blge iin
uygunluk seviyeleri tespit edilmeye allmtr. Belirlediimiz
5 fidan eidi (elma, ceviz, badem, kiraz, zeytin) ve 9 kriter
(Ekonomik mr uzunluu, su ihtiyac, yllk ilalama ihtiyac,
depolama zellikleri, iilik, yllk bir dekardan alnan ortalama
verim, kilogram deeri, toprak istei ve iklim istei) temel
alnarak bu blge iin en elverili eit belirlenmitir.
Anahtar Kelimeler: AHP, Bulank Analitik Hiyerari
Sreci, Karaman Blgesi, Meyve Fidan.
THE PROPER FRUIT SEEDLINGS SELECTION BY
USING FUZZY ANALYTIC HIERARCHY PROCESS
(FAHP) METHOD FOR KARAMAN REGION
ABSTRACT
It is arguable that some of products are suitable
selections for a region, however agricultural products, planting

**

Karamanolu Mehmetbey niversitesi, fethullahbaldir@kmu.edu.tr


Karamanolu Mehmetbey niversitesi, hakansen@kmu.edu.tr

543

of which have been continued over years partly valid, for that
region. Removing some risks, which can be occur in agricultural
activities, realized without necessary preliminary survey and can
be benefited from multi-criteria decision making methods to
assist this process.
Analytic Hierarchy Process (AHP) method is used in
some cases that decision maker evaluate various criteria. In this
survey; fidelity of some nursery tree, which can be planted, has
been tried to establish, for this region by using (FAHP) method.
5 young trees that we have determined (apple tree, walnut tree,
almond tree, cherry tree, olive tree) and 9 criteria (economic
length of life, water requirement, yearly disinfection demand,
labor cost, storage properties, average productivity that we can
get on a decare, value of a kilogram, desire of soil, desire of
climate.) has been taken and the sort which is the most suitable
for this region has been designated.
Key Words: AHP, Fuzzy Analytic Hierarchy Process,
Karaman Region, Nursery Young Tree.
GR
Sosyal hayatn her alannda btnsel bir etkiye sahip
olan kreselleme sreci evresel meselelerde ve dolaysyla
tarm ve gda alanlarnda da ok ciddi bir etkiye sahip
olmaktadr.(Tala, 2010:18) Gelimi lkeler iin bu etki olumlu
sonular doururken, az gelimi lkelerde ise ktlk ve
susuzluun giderek arttn grmekteyiz. Bu sebeple dnyann
herhangi bir yerinde alk ve susuzluk sknts eken insanlardan
kendimizi soyutlamamz mmkn deildir. Bu sorunu ortadan
kaldrmak sadece sayl kurum ve kiilerin grevi deil
dnyadaki tm insanlarn grevidir.
Trkiye, deiik iklim zellikleriyle bir kta manzaras
gstermektedir. klimde grlen bu deiiklik dolaysyladr ki,
dnyada kltr yaplan 138 meyve trnden 80den fazla tr
lkemizde yetitirilmektedir. Tr zenginliinin yannda byk
bir eit zenginliine de sahip olan lkemiz, meyvecilik
kltrnn merkezlerinden biridir.
Dnya meyve retim miktarnda birok rnde ilk
srada yer almamza ramen verim, d satm ve kii bana

544

tketim miktarlarnda olduka gerilerde bulunduumuz bir


gerektir. Bu aamann ve d satmda da hak ettiimiz yere
ulamamzn tek aresi ise modern teknik ve teknolojilerin
kullanlmas yani modern ve bilinli meyveciliin bir an nce
uygulamaya konulmas ile mmkn olabilecektir. Ayrca insan
nfusu ile birlikte artan gda ihtiyacn da karlamak iin birim
alandan ve aatan en yksek verimi almak zorundayz.(Megep,
2009:1)
Ekonomisi tarm ve hayvancla dayal olan ve
sanayisini de bu ynde ekillendiren Karaman, meyve retiminde
Trkiyenin sayl blgeleri arasnda yer almaktadr. zellikle
elma retiminde ok yksek bir paya sahiptir. Ancak elmaclk
sektrnn giderek bymesi rnn deerini drmekte ve
bunun sonucunda da iftiler bu blgede yetitirebilecei
alternatif meyve fidanlarna doru eilim gstermektedir.
phesiz ki bu sreteki en zor aama uygun meyve fidannn
belirlenmesidir.
Karaman blgesinde retim imkn olan pek ok meyve
fidanndan be tanesi (elma, ceviz, badem, kiraz, zeytin) bu
alma iin seilmi ve Bulank AHP yntemi kullanlarak bu
eitlerin blge iin uygunluu belirlenmeye allmtr.
2. SELEN MEYVE FDANI ETLER VE GENEL
ZELLKLER
2.1. Elma
Rosaceae familyasndan olup cins ad Malus dur.
Elmann ilk olarak Kuzey Anadolu'da, Gney Kafkaslar,
Rusya'nn gneybatsnda kalan blgeler ve Orta Asya
(Kazakistan'n dousu) dolaylarnda ortaya kt sanlmaktadr.
Tr, btn dnyaya Orta Asya'dan yaylmtr. Besin deeri ok
yksek olan bir meyvesi vardr. Tarih boyunca kltr
almalaryla 1000 farkl elma eidi retildii tahmin
edilmektedir.
5 12 metreye kadar uzunlua ulaabilen, ta ksm
geni ksmen kk boylu aalardr. -35 C ye kadar soua
dayanabilirler. Tnl ve kumlu topraklar severler.

545

Trkiyenin nemli elma retim merkezlerinden olan


Karaman blgesinde en fazla Starking, Golden ve Starkrimson
eitleri tercih edilmektedir.
2.2. Ceviz
Juglandaceae familyasndan olup cins ad Juglans dr.
Anavatan Asya olan daha sonra tm dnyaya yaylan son derece
deerli bir tarm bitkisidir. Aacn hemen hemen her yeri eitli
sektrlerde kullanlmaktadr.
Ortalama bir ceviz aacnn boyu 20-25 metreyi bulur.
zellikle scaklk farknn ok olmad lman iklimlerde
yetiirler. zellikle Mart ve Nisan aylarnda grlen ge
donlarndan abuk etkilenirler. Kiresiz, derin ve gevek
topraklar severler.
Trkiye ceviz retiminde dnyada ilk te yer almasna
ramen halen lke ihtiyac yeterince karlanamamaktadr.
2.3. Badem
Glgiller (Rosaceae) familyasnn Prunoideae alt
familyasndan meyvesi yenebilen kk bir aa trdr. Badem
bu aacn meyvesidir. eftali ile birlikte Prunus'un alt cinsi
Amygdalusun iinde yer alr. Prunus cinsinin dier yelerinin
(rnein erik ve kiraz) aksine meyve tatl, etli d evreye sahip
deildir. Bunun yerine derimsi bir rt ile kapldr ve bunun
iinde, sert bir kabuk ile kapl, yenilebilir ekirdek ksm bulunur.
Bu ksm kuru yemi olarak tketilir.
Aa gneybat Asya'ya zgdr. Bademin yabani
formu Akdeniz Blgesi'nde Suriye, Lbnan, srail ve rdn'de
yetiir. Kltre alnm formu ngiliz adalarna kadar kuzeyde
yetitirilebilir.
Scak ve lk iklim ister, kuraa ok dayanr. Nemli
havadan, souk rzgrdan holanmaz. lkbaharda erken iek
at iin, ge gelen kralarda ieklerinin donma ihtimali
yksektir.
Trkiye genelinde badem retimi yetersiz olsa da, son
yllarda retim miktarnda ciddi bir art sz konusudur.
2.4. Kiraz

546

Rosaceae familyas, Prunus cinsine ait olan bu meyve


aacnn anavatan Kafkasya ve Kuzeydou Anadoludur.
Kiraz, lman iklim meyve trleri arasnda meyvesi en
erken olgunlaan eittir. Bundan dolay gerek retim gerekse
pazarlama ynnden herhangi bir tkanklk dnlemez.
Ekonomik mrleri ise 25-30 yldr.
Trkiye'nin ok farkl fiziki koullar nedeniyle,
blgeler arasnda kirazn olgunlamas bakmndan bir buuk aya
varan farkllklar grlebilmektedir. Modern tarm yntemlerinin
kullanlmaya balanmasyla birlikte kirazda verim ve kalite de
artmaktadr.
lkemiz, Dnya kiraz retiminde sz sahibi lkelerden
birisidir.
2.5. Zeytin
Oleaceae familyasndan olan bu aa tr, Akdeniz
ikliminin grld blgelerde yetimektedir.
Zeytin, boylu bir al veya 10 metreye kadar
boylanabilen, sk dall, yayvan tepeli, herdem yeil yaprakl bir
aatr. zellikle yamalarda yetiir ve su gereksinimi azdr.
Uzun mrl bir aa olmasna karn ekonomik mr 60-70 yl
kadardr. Meyvenin etli ksmndan ve ekirdeinden elde edilen
"ya" bakmndan ok deerli bir aatr. Zeytinyann
kullanld ok eitli sektrler mevcuttur. zellikle kozmetik
sektrnn vazgeilmez hammaddesidir.
Dnya zeytin retici lkeleri arasnda; aa varl
asndan Trkiye drdnc, alan asndan da altnc srada yer
alr.
3. FDAN SEMNDE KULLANILAN KRTERLER
3.1 Ekonomik mr Uzunluu
Bir varln bir veya birden fazla kullanc tarafndan
ekonomik olarak kullanlabilecei tahmin edilen sre veya bir
varlktan elde edilebilecek toplam retim miktar olarak ifade
edilir.(Trkiye Muhasebe Satndard 17, 2014)

547

almamz iin ise bir meyve aacnn rn verebildii


maksimum yl ifade eder. Aacn ekonomik mr, eidi,
ierisinde bulunduu iklim artlar, toprak yaps, bakm ekli ve
bunun gibi eitli kriterlere gre deise de her meyve aacnn
verime yatma ya, ekonomik mr ve toplam mr yinede belirli
sabit aralklar ierisinde kalr.
Baz aalarn mr ok uzun olmasna ramen
ekonomik mr ok uzun olmamakta, baz aalar da mr ksa
olmasna
karn
neredeyse
yaam
boyunca
rn
verebilmektedir. Bu adan meyvecilikle uraan iftilerimiz
iin ekonomik mr dikkat edilmesi gereken hususlardan bir
tanesidir.
3.2 Su htiyac
Pek ok canlda olduu gibi aalarn da dokularnn
arasnda devaml bir su dolam olur. Bu su dolamnn
salanabilmesi iin aacn devaml ve yeterli miktarda suya
ihtiyac vardr. Trden tre su ihtiyac deiiklik gstermesine
karn zellikle meyve aalar iin rnn yeterli byklk ve
olgunlua erimesinde son derece nemlidir.
Gnmzde meyvecilikle uraan iftilerimizin
kulland eitli sulama yntemleri bulunmaktadr. Son
zamanlarda bu sulama eitleri arasnda en ok tercih edilen
damlama sulama yntemidir. zellikle su tasarrufu ve bitkinin
su ihtiyacnn karlanmasndaki devamll salamas asndan
bu yntem tercih edilmektedir.
3.3 Yllk lalama htiyac
Bitkisel retimi snrlayan hastalk, zararl ve yabanc
otlarn zararndan bitkileri korumak, bu yolla tarmsal retimi
artrmak ve kalitesini ykseltmek amacyla yaplan tm ilemlere
bitki koruma ya da tarmsal mcadele denir.(stanbul Tarm l
Mdrl, 2014)
Her meyve fidan iin genellikle balangta daha sk
olmak zere senelik yaplan rutin ilalama programlar
mevcuttur. lalama says ve eidi yldan yla ve trden tre
deiiklik gsterebilmektedir.
3.4 Depolama zellikleri

548

Meyvelerin depolanmasndaki en nemli etmen,


meyvede gerekleen kimyasal ve biyokimyasal olaylar kontrol
altnda tutarak metabolizma faaliyetlerini durdurmamak
kouluyla en dk dzeyde gereklemesini salayacak gerekli
koullarn salanmasdr.(ztrk, 2003:37)
Genellikle lkemizdeki meyve i pazarnda gerekli n
koullar salamadmz ve yeterli teknolojik imknlara sahip
olmadmz iin hasat edilen meyvelerin nemli bir miktar
tketilemez hale gelmektedir. Meyvelerin depolanmasnda ve
muhafazasnda baarya ulamak iin bu meyvelerin depoya
girmeden nce hasat ncesi, hasat ve depoya tama gibi
evrelerdeki durumlar ok nemlidir. Ancak zamannda
toplanm, hastalk ve zararl bceklerden temizlenmi, fiziksel
ve fizyolojik bozukluu olmayan, abuk depoya tanm
meyvelerden depolamada baarl sonular alnabilmektedir.
3.5 ilik
Tercih edilen meyve fidannn eide gre olduka
deiiklik gsteren iilik, genel olarak bahenin kurulmasndan
itibaren balayan ve rnn elden karlmasna kadar devam
eden btn sreci ifade eder.
iftilerimizin baheyi kurmadan nce dnmesi
gereken kriterlerden bir tanesidir. Meyvecilikte ilk seneler iilik
maliyeti olduka yksek olmasna ramen belirli bir sre sonra
azalarak rutin hale gelir.
3.6 Yllk Ortalama Verim (kg/dekar)
Bir dekarlk alana kurulmu bir meyve bahesinin en
yksek verime ulat dnemde bir ylda kilogram cinsinden
verdii ortalama rn miktarn ifade eder. Bu miktarn
deimesine neden olan ok eitli evresel etmenler mevcuttur.
Dikimi yaplan meyve cinsine gre deiikliler
grlmesine karn genellikle ilk birka yl rn alnamaz. Daha
sonraki senelerde rn miktar giderek artar ve maksimum
seviyeye eriir. Bir sre bu ekilde devam ettikten sonra rn
miktarnda dler grlr. Alnan rn miktar nemli bir
faktr olsa da bu ancak kilogram deeriyle birlikte
deerlendirildiinde bir anlam ifade eder.
3.7 Kilogram Deeri

549

Meyvecilikle uramak isteyen her iftinin ncesinde


dikkat ettii son derece nemli bir faktrdr. nk ticari deeri
olmayan bir eit yetitirmek ok da cazip deildir.
Her meyve eidinin kilogram deeri yllara gre
deiiklik gsterebilmektedir. Bu deiimi genellikle meyvenin
retim miktar, ithalat durumu ve kullanm alanlar
belirlemektedir. Ancak ne olursa olsun her eidin ortalama bir
sat deeri mevcuttur.
iftilerimizin burada hesap etmesi gereken ince bir
nokta vardr. rnn kilogram deerini yksek olmas onun her
zaman kar getirecei anlamna gelmez. Kilogram deeriyle
birlikte yllk verim ve iilik de hesap edilmeli ve ona gre
gerekli planlamalar yaplmaldr.
3.8 Toprak stei
Toprak, dnya zerindeki tm canllarn yaamn
devam ettirebilmesi ve ilk alardan bu yana insanlarn tarm
yapabilmesi iin gerekli olan yegne ortamdr.
Bir blgede yetien bitkiler o blgenin toprak zellikleri
hakknda az da olsa bize bilgi verirler. Topraklarn suyu tutma
zellikleri, kalnlklar, ilerindeki mineralleri birbirinden
farkldr ve deiik oranda besin maddelerine sahiptirler.
Bunlardan dolay her bitki tr ancak kendisi iin uygun olan
toprak zerinde yetiebilir. Bu sebeple blgede tarm yaplacak
olan tr iin topran uyumlu olup olmad toprak analizleri
sonucunda renilir.
Meyvecilikte dikimi yaplacak eidin hangi tr
topraklar sevdii ve adapte olduu nceden aratrlmal ve
arazinin toprak analizi muhakkak yaptrlmaldr. nk
meyvecilik tarm bir veya birka senelik yaplan bir tarmsal
faaliyet deildir. Geri dn olmad iin de iftilerimizin bu
konuda hassas davranmalar nem arz etmektedir.
3.9 klim stei
Bitkilerin yeryzndeki daln etkileyen en nemli
faktr iklimdir. Bundan dolay iklim kuaklarna gre paralellik
gsteren bitki kuaklar vardr. klim faktr ierisinde scaklk,
ya, nem ve rzgr gibi parametreler yer alr. zellikle scaklk
ve ya son derece nemlidir.

550

Meyve tr ve eitleri iklim istekleri bakmndan nemli


farklar gstermektedir. Bu faktre dardan herhangi bir
mdahale yaplamad iin meyvecilikte gz nnde
bulundurulacak en nemli kriterdir. zellikle ilkbahar ge
donlarnn tarihleri, k ve yaz aylarnda grlen en dk ve en
yksek scaklklar ve yllk ortalama ya miktar n hazrlk
dneminde aratrlmas gereken balca iklim zellikleridir.
Meyvecilikte seim yapmadan nce aynen toprak
isteinde olduu gibi eidin iklim istei de tespit edilmeli ve
ondan sonra dikimi yaplmaldr.
4. ANALTK HYERAR PROSES
Analitik Hiyerari Prosesi(AHP) ilk olarak 1965 ylnda
L. Thomas Saaty tarafndan ortaya konmutur. lk olarak 1971
ylnda ABD Savunma Bakanlnda olaslk planlama
problemlerinde kullanlmtr. Daha sonra eitli alanlarda
uygulanm ve 1973 ylnda Sudan ulam projesinde
kullanlmasyla tam olgunlua ulam ve teorik olarak tam
olarak geliimini 1974-1978 yllarnda tamamlamtr.(Gksu ve
Gngr, 2008: 4-5)
AHP karmak karar problemlerinin zmnde
kullanlan birok kriterli karar verme aracdr. AHP karar
almada, grup veya bireyin nceliklerini de dikkate alan, nitel ve
nicel deikenleri bir arada deerlendirebilen matematiksel bir
yntemdir.(Kara ve Karaca, 2010:134) AHP, subjektif unsurlara
dayal deerlendirmeler yaplmasn gerektiren ok kriterli karar
verme problemleri iin gelitirilmitir.(zgven, 2008:6) AHP;
karmak, yaplandrlmam ve ok boyutlu problemlerin
zmnde basit bir karar verme aracdr ve karar verme
srecinin anlalmasnn kolaylatran yaygn birok kriterli karar
verme metodudur.(nal, 2011:3)

551

ekil 1: Seviyeli Analitik Hiyerari Prosesi

AHPnin ilk adm ekil 1 de gsterildii gibi karar


problemini temel bileenlerine ayrtrmak ve hiyerarik bir yap
oluturmaktr.(engl, vd., 2012:145) Oluturulan bu yapdan
sonraki ilk adm karlatrma matrisinin oluturulmasdr.
Karlatrmalar yaplrken kullanlan nem dereceleri Tablo
1de verilmitir.(Timor,2011:40)
Tablo 1: Satty lei
nem
Derecesi

Tanm

Aklama

Eit Derecede
nemli

ki faaliyet amaca eit ekilde


katkda bulunur.

Orta Derecede
nemli

Tecrbe ve yarg bir faaliyeti


dierine ok az derecede tercih
ettirir.

Kuvvetli Derecede
nemli

Tecrbe ve yarg bir faaliyeti


dierine kuvvetli derecede tercih
ettirir

ok Kuvvetli
Derecede nemli

Bir faaliyet gl bir ekilde tercih


edilir ve basknl uygulamada
rahatlkla grlr.

Kaynak: Triantaphyllou , Mann, 1995:37

552

Mutlak Derecede
nemli

Bir faaliyetin dierine tercih


edilmesine ilikin kantlar ok
byk gvenirlilie sahiptir.

2,4,6,8

Ara Deerler

Uzlama gerektiinde kullanmak


zere yukarda listelenen yarglar
arasna den deerler

Karlkl
Deerler

, j ile karlatrlrken bir deer (x) atanm ise; j, i ile


karlatrlrken atanacak deer (1/x) olacaktr

Ama iin n tane kriter (faktr) olduunda nxn


boyutunda bir A matrisi oluturulur. Bu matriste i sra elemannn
j stun elemanna gre ne kadar nemli olduunu gsteren
deerler yer alr. Bu deerler de Tablo 1deki 1-9 arasnda ki tek
saylardan oluan nem skalas deerleridir. Farkl kriterlerin
Tablo 2.de gsterildii gibi ikili karlatrmalar yaplarak bir
matris oluturulur. Eer hiyerarinin belirlenen dzeyi
karlatrlacak n eleman ieriyorsa toplam n(n-1)/2 adet ikili
karlatrma yapmak gerekir.(Gngr, vd., 2010:4)
Tablo 2: Kriterler iin kili Karlatrmalar Matrisinin Elde
Edilmesi
Kriter 1

Kriter 2

Kriter n

Kriter 1

w1/ w1

w1/ w2

w1/ wn

Kriter 2

w2/ w1

w2/ w2

w2/ wn

Kriter n

wn/ w1

wn/ w2

wn/ wn

Kaynak: Vargas, 1990:3


Tablo 2 de gsterilmi olan ikili karlatrmalar
matrisinin aamalar u ekilde aklanabilir:
Her bir satr ve stundaki elemanlar iin ikili olarak
karlatrmalar yaplr.

553

ncelikle satrdaki eleman dikkate alnarak, bu elemann


stn elemanlarnn her biri ile karlatrmalar sonucu
hcre ii deer olarak kaydedilir.
Her elemann kendisi ile karlatrlmasnn sonucu 1e
eittir, dolaysyla kegen stndeki btn saylar 1e
eittir.
Kegenin altnda kalan elemanlar (xji), 1 ile kegen
stndeki elemanlarn blnmesi eklinde (1/xij)
hesaplanr.(Timor, 2010:43)
Bir karlatrma matrisinin tutarl olabilmesi iin en
byk z deerinin(max) matris boyutuna(n) eit olmas
gerekmektedir. Son adm tutarllk gstergesinin ve tutarllk
orannn bulunmasdr.(engl, vd., 2012:147) max deeri
bulunduktan sonra tutarllk orannn hesaplanabilmesi iin
tutarllk gstergesi tesadfilik gstergesine blnr. Elde edilen
oran 0,10 dan daha kk ise yaplan ilemlerin tutarl olduuna
karar verilir.(Gksu ve Gngr, 2008:7)

Bu verilen formldeki tesadfilik gstergesi Tablo 3 de


grld gibi 10 boyutlu matrisler iin verilmitir.
Tablo 3: Ortalama Tesadfilik Gstergesi
Matris Boyutu

10

Tesadfilik
Gstergesi

0,52

0,89

1,11

1,25

1,35

1,40

1,45

1,49

Kaynak: Kamal ve Al-Harbi, 2001:21

5. BULANIK ANALTK HYERAR PROSES (BAHP)


Bulank mantk hakknda ilk alma, 1965 ylnda Lotfi
A. Zadeh tarafndan yaynlanan bir makalede bulank mantk
veya bulank kme ad altnda ortaya konulmutur.(Elmas,
2010:186) Bulank mantk ilkeleri belirsizlii aklama kabiliyeti
asndan stnl ile ne kmaktadr. Teori, matematiksel
ilemleri ve programlamay bulank alanda uygulamaya da

554

elverilidir. Bir bulank kme, her bir eleman 0 ile 1 arasnda


deien yelik derecesine sahip bir fonksiyon ile tanmlanr. Bu
yelik dereceleri, bir bulank kme iin sreklilik arz
eder.(Akman ve Alkan, 2006:30)
Bulanklk bilimsel olarak belirsizlik olarak
tanmlanm ve bu belirsizlikleri ifade edebilmek amacyla
bulank mantk gelitirilmitir. Klasik mantkta bir ey ya
dorudur ya da yanltr. Yani ikili bir mantk vardr. Bulank
mantkta ise doru ile yanln arasnda birok durum
bulunmaktadr.(Gksu ve Gngr, 2008:3) Dier bir ifadeyle
karar ortamlarnda mutlak siyah ve mutlak beyazn yannda
inlerce gri ton olabilir.(Yaralolu, 2010:59)
Grafik 1: gen yelik Fonksiyonu

AHPnin bir uzants olan ve lek olarak bulank


saylarn kullanld BAHP, insan yarglarnn ve dncelerinin
karar srecinde daha etkin bir ekilde yer almasn salamaktadr.
BAHP ise dk, orta ve yksek deerleri ieren bulank
lekleri kullanarak bulanklk veya szel belirsizlik ieren karar
verme problemlerinin zm iin uygun bir yaklam
getirmektedir. Greli arlklarn sentezi iin, bulank kmeleri,
yelik fonksiyonlarn ve bulank saylar kullanmaktadr. Teknik
uygulanrken, kiilerin bulanklk veya belirsizlik konusundaki
deerlendirmeleri, kriterler ve alternatifler arasnda ikili
karar
srecine
karlatrmalar
yaplarak
yanstlmaktadr.(ztrk, Bakaya, 2012:139)
5.1. Geniletilmi BAHP Algoritmas

555

Literatrde ikili karlatrmalar srecinde bulank


saylar kullanan ilk almalar Van Laarhoven ve Pedrycz, ve
Buckley tarafndan yaplm olup izleyen yllarda ikili
karlatrma srecinde bulank saylar kullanan birok alma
yaplmtr. Chang, yapt almada BAHPnin ileme tarz iin
yeni bir yaklam gelitirmi ve BAHPde ikili karlatrma
skalalar iin gensel bulank saylar kullanmtr.(Dadeviren,
2007:793)
, , ,..
nesneler kmesi ve
bir hedef kmesi olsun. Changn
, , ,,
geniletilmi analiz yntemine gre, her bir nesne ele alnarak her
deerleri oluturulur.(Gksu ve Gngr, 2008:3)
hedef iin
Nesne; ana ama asndan bakldnda ana ltleri; ana
ltler asndan bakldnda ise alt ltleri ifade etmektedir.
Aadaki tm
1,2,3,4, ,
deerleri gensel
bulank saylardr.(zdaolu, 2008:18)
,
,
,
,,
1,2,3,4, ,
Adm 1: Hiyerarik yap ierisindeki elemanlar arasnda, gen
bulank
saylar
kullanlarak
ikili
karlatrmalar
yaplmaktadr.(Bakaya, ztrk, 2011:)110
Adm 2: i. lte gre bulank sentez deeri denklem 1e gre
hesaplanr.(Karn,
2010:201)
m

Mjgi

Si =
j=1

-1

Mjgi

i=1 j=1

Adm 3:
yi elde etmek iin m geniletilmi analiz
deerlerinin bulank toplama ilemi belirli bir matris iin u
ekilde yaplr:

556

Adm 4:
deerini elde etmek iin
1,2,3,4, ,
bulank toplama ilemi yaplr:

Adm 5: Bu admnda 3.denklemden elde edilen vektrn tersi


hesaplanr.(Akyz, 2012:326)
n

-1

Mjgi
i=1 j=1

1
1
1
,
,
c b

Adm 6
, ,
, ,
olaslk derecesi aadaki ekilde tanmlanr.
,

ifadesinin

, ,
, ,
gensel(konveks)
bulank saylar olmak zere: (Gksu ve Gngr, 2008:10)
1
,

,
,Aksi Durumlarda

557

i, d,
Denk ekilde
ve
arasndaki
en yksek kesiim noktas Dnin ordinat olmak zere ekil 3de
grld gibi ifade edebiliriz.(Akman, Alkan, 2006:34)
Grafik 1: M1 ve M2 Arasndaki Kesiim Noktas

Adm 7: Bir konveks bulank saynn k tane konveks bulank


1,2, , byk olmasnn olabilirlik derecesi
saydan
u ekilde tanmlanr:
V M

M ,M ,,M
M ,i

min V M

V M

M ve ve M

1,2, , k 6

min

ise k = 1,2,,n: k i arlk vektr

:
,

,,
1,2,

Burada

n says kadardr.

Adm 8: Normalize edilmi arlk vektrleri aadaki gibidir.


Burada W, bulank olmayan bir saydr.
,

,,

Tablo 4: Chang Yntemine Gre BAHPde Kullanlan lek


Szel nem

Bulank lek

Karlk lek

Eit nemli

(1,1,1)

( , , )

558

Biraz daha fazla nemli

(1,3,5)

( , , )

Kuvvetli
nemli

(3,5,7)

( , , )

ok kuvvetli derecede
nemli

(5,7,9)

( , , )

Tamamyla nemli

(7,9,9)

( , , )

derecede

Kaynak: engl, v.d., 2012:155

6. YNTEMN UYGULANMASI
almada Karaman blgesin iin uygun meyve fidan
seimi problemi, ok kriterli karar verme tekniklerinden bulank
AHP kullanlarak zlp karar vericilere yardmc olacak
sonulara ulamak hedeflenmitir. Fidan seimini etkileyen
kriterler; Ekonomik mr, Su htiyac, Yllk lalama,
Depolama zellikleri, ilik, Yllk Verim, Kilogram Deeri,
Toprak stei ve klim stei olarak belirlenmitir. Bu kriterler
dikkate alnarak Karaman blgesinde yetitirilebilecek meyve
fidan alternatifleri de Tarm l Mdrl ile yaplan grme
sonucunda Elma, Ceviz, Badem, Kiraz, Zeytin olarak
belirlenmitir. Problemin hiyerarik yaps ekil 2de olduu
gibidir.
Tablo 5: Ksaltmalar
Aklama

Aklama

E..

Ekonomik mr

Y.V.

Yllk Verim

S..

Su htiyac

K.D.

Kilogram Deeri

Y..

Yllk lalama

T..

Toprak htiyac

D..

Depolama zellikleri

..

klim stei

559

ilik

ekil 2: Problemin Hiyerarik Yaps

Kriterlerden Ekonomik mr, Yllk lalama ve Yllk


Verim objektif kriter olup kriterlere ait veriler ve normalize
deerleri Tablo 6da verilmitir
Tablo 6: Fidan Seiminde Objektif Kriterler ve Normalize
Deerleri

TERS

Y.. NN
TERSNN
NORMALZ
E HAL

1
DEK.
YV
(TON
)

Y.V. NN
NORMALZ
E HAL

10

0,10

0,0857

5,00

0,7194

0,2553

0,20

0,1714

0,30

0,0432

40

0,1702

0,33

0,2857

0,40

0,0576

KRAZ

25

0,1064

0,20

0,1714

0,75

0,1079

ZEYTN

70

0,2979

0,33

0,2857

0,50

0,0719

TOPLA
M

235

26

1,16

6,95

E..

Y..

(YIL
)

NORMALZE
HAL

(AD
)

ELMA

40

0,1702

CEVZ

60

BADEM

560

Uygun meyve fidan seiminde belirlenen kriterler


Changn geniletilmi BAHPde kulland lee gre bulank
karar matrisi aadaki gibi Tablo 7de 9x9luk bir matris halinde
oluturulmutur.
Changn geniletilmi analiz yntemine gre;
eitliklere uygun ekilde Excelde ilemler yaplarak kriterlerin
arlklar Tablo 8de verilmitir
Tablo7: KriterlerinkilirlatrmaMatrisi

561

Tablo 7: Kriterlerin Arlklar


NO

SONU

NHA SONU

E..

0,0000

0,0000

S..

0,5362

0,1381

Y..

0,0000

0,0000

D.

0,0000

0,0000

0,0278

0,0072

Y.V

0,6097

0,1570

K.D

0,8777

0,2260

T..

0,8315

0,2141

..

1,0000

0,2575

TOPLAM

3,8829

Tablo 8: Su htiyac Kriterine Gre Alternatiflerin kili


Karlatrma Matrisi
SU
HTYA
CI

ELMA

ELMA

1 1 1

1/
7

1/
5

1/
3

1/
9

1/
7

1/
5

1/
5

1/
3

1/
9

1/
9

1/
7

CEVZ

3 5 7

1/
5

1/
3

1/
9

1/
7

1/
5

CEVZ

BADEM

562

KRAZ

ZEYTN

BADEM

5 7 9

1/
5

1/
3

KRAZ

1 3 5

1/
5

1/
3

1/
7

1/
5

1/
3

1/
9

1/
7

1/
5

ZEYTN

7 9 9

Tablo 9da elde edilen deerler gibi; dier btn


kriterlere gre alternatiflerin ikili karlatrma matrisleri
Changa gre geniletilmi BAHP analiz yntemi ile Excelde
hesaplanp sonular Tablo 10da gsterilmitir.
Tablo 9: Su htiyacnn Alternatiflere Gre Arlklar
SONU

NHA SONU

ELMA

0,0000

0,0000

CEVZ

0,3091

0,1564

BADEM

0,6671

0,3376

KRAZ

0,0000

0,0000

ZEYTN

1,0000

0,5060

TOPLAM

1,9762

Tablo 10da elde edilen deerler gibi; dier btn


kriterlere gre alternatiflerin ikili karlatrma matrisleri
Changa gre geniletilmi BAHP analiz yntemi ile Excelde
hesaplanp sonular Tablo 11de gsterilmitir.

563

Tablo 10: Sonu Tablosu


Alt
Kriterle
r

Arlkl
ar

0,00 0,13 0,00 0,00 0,00 0,15 0,22 0,21 0,25


00
81
00
00
72
70
60
41
75

YV

KD

Dee
rler

Alternatifler

Elma

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,11 0,00 0,00 0,12


00
00
00
00
25
30
00
00
12

0,237

Ceviz

0,00 0,02 0,00 0,00 0,00 0,00 0,10 0,03 0,00


00
16
00
00
00
68
63
79
00

0,173

Badem

0,00 0,04 0,00 0,00 0,00 0,00 0,07 0,10 0,04


00
66
00
00
34
90
78
21
76

0,287

Kiraz

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,01 0,04 0,00 0,08


00
00
00
00
00
69
19
00
87

0,148

Zeytin

0,00 0,06 0,00 0,00 0,00 0,01 0,00 0,07 0,00


00
99
00
00
13
13
00
41
00

0,157

SONU VE DEERLENDRME
Bu almada ok kriterli karar verme tekniklerinden
biri olan Bulank AHP yntemi kullanlarak karar vericinin nitel
ve nicel deikenleri btnleik olarak deerlendirmesi sonucu
bir karara varlmtr.
Bu karar verilirken be farkl meyve fidan alternatifinin
Karaman blgesi iin uygunluu dokuz farkl kriter temel
alnarak deerlendirilmitir. Bu kriterlerden tanesi nicel alt
tanesi ise niteldir.

564

Tablo 11: Seilen Meyve Fidanlarnn retim Miktarlar


Fidan eidi

Dnya

Trkiye

Karaman

Elma

76.000.000

3.128.450

571.479

Ceviz

3.500.000

212.140

4.751

Badem

2.000.000

82.850

2.351

Kiraz

2.250.000

494.325

11.994

Zeytin

17.000.000

1.676.000

3.437

Kaynak: Faostat ve Tik'e Ait 2013 Verileri


Tablo 12de seimi yaplan be farkl meyve eidinin
Dnya, Trkiye ve Karaman Blgesindeki retim miktarlar
verilmitir. Buna gre bu be eit arasnda en fazla retimi
yaplan trn elma olduu grlmektedir. Elma, kiraz ve zeytin
retim miktarlarna baktmzda meyve i pazarnda talepleri
hemen hemen karlamaktadr. Senelere gre deimekle beraber
ihracatlar da yaplabilmektedir. Ancak ceviz ve badem gibi son
derece deerli ve tketimi fazla olan bu iki eidin lkemizdeki
retim miktarlar i talebi karlayamamakta ve giderek artan bir
ekilde ithalatlar yaplmaktadr.
Grafik 2: Sonu Grafii

565

Alternatifler arasnda sralama yapmak iin BAHP


yntemi kullanlarak, gen bulank saylar yardmyla sentez
deer hesaplar elde edilmi ve daha sonra kriterlerin arlklar
hesaplanmtr. Tablo 8de grld gibi dokuz kriterin
arlklar; iklim istei, kilogram deeri, toprak ihtiyac, yllk
verim ve su ihtiyac olarak sralanmaktadr. Geriye kalan
ekonomik mr, yllk ilalama ve depolama zelliklerinin
arlklar ise sfr olarak bulunmutur.
Bu yntem ile elde ettiimiz sonu Grafik 3de
gsterilmitir. Buna gre be farkl meyve fidan; %28,7 badem,
%23,7 elma, %17,3 ceviz, %15,7 zeytin ve %14,8 kiraz eklinde
sralanmtr.
Setiimiz alternatifler arasnda Karaman blgesi iin
uygun meyve fidannn badem olduu belirlenmitir. Son yllarda
badem retim miktarnda yurt genelinde dikkate deer bir art
olmasna ramen pek ok blgede olduu gibi Karaman
blgesinde de yeterli miktarda retilmemekte ve nem
verilmemektedir. Grafik 3de grld zere blge iin badem
retmek olduka avantajldr. Bu blgede meyve fidan dikmek
isteyen yatrmclar bu konuda nceden bilgilendirilmesi
gerekmektedir. Devletin yapaca teviklerle de badem retim
miktarnda art salanabilir. Grafik 3e gre kiraz ve zeytinin
blge iin uygunluklarnn dier eitlere gre dk olduu
grlmektedir.
Yaplan bu alma sonucunda doru karar verilmi olsa
bile bu alma dier ok kriterli karar verme teknikleriyle de
yaplabilir.

566

KAYNAKLAR
AKMAN, G., A. ALKAN(2006), Tedarik Zinciri Ynetiminde
Bulank Ahp Yntemi Kullanlarak Tedarikilerin
Performansnn llmesi: Otomotiv Yan Sanayiinde
Bir Uygulama, stanbul Ticaret niversitesi Fen
Bilimleri Dergisi, Yl: 5 Say: 9, s.23-46.
AKYZ, G.(2011), Bulank Analitik Hiyerari Prosesi ile
Fabrika malat Performansnn lm, Ege
Akademik Bak, 2012, s.323-338.
AL, K. M., S. AL-HARB, Application of the AHP in Project
Management, International Journal of Project
Management 19, 2001, s.19-27
BAKAYA Z., B. A. ZTRK, Bulank Analitik Hiyerari
Sreci ile Bir Alveri Merkezinde Maaza Kurulu
Yerinin Seimi, Akademik Fener, s.109-129.
DADEVREN, M.(2007), Bulank Analitik Hiyerari Prosesi
le Personel Seimi Ve Bir Uygulama, Gazi
niversitesi Mhendislik Mimarlk Fakltesi Dergisi,
s.791-799
ELMAS, .(2010), Yapay Zeka uygulamalar, Sekin Yay., 1.
Bask, Ankara.
GKSU, A., . GNGR(2008), Bulank Analitik Hiyerarik
Proses
ve
niversite
Tercih
Sralamasnda
Uygulanmas, Sleyman Demirel niversitesi ktisadi
ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, Cilt 13, Say: 3, s.126.
GNGR, ., H. BAKAN, M. AKSU, S. KREMT; A.
GKSU; S. GEN(2010), Trkiyede l Olmas
Uygun Olan lelerin Ahp Yntemiyle Belirlenmesi,
Alanya letme Fakltesi Dergisi, s.1-16.
http://www.istanbultarim.gov.tr/mdl.php?name=Content&pa=sh
owpage&pid=353, 11.03.2014
http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_p
df/Elma%20Yeti%C5%9Ftiricili%C4%9Fi.pdf,
10.03.2014

567

https://www.alomaliye.com/tmsk/tms_17_kiralama_isl
emlerinin.doc, 10.03.2014 stanbul l Tarm Mdrl
"Zirai mcadelenin tanm"
KARA, M. & Y. KARACA(2010), niversite rencilerinin
letme Blmn Semelerinde Etkili Olan ncelikli
Faktrlerin Analitik Hiyerari Proses Metodu ile
Analizi: Bozok niversitesi ktisadi ve dari Bilimler
Fakltesinde Bir Uygulama, Organizasyon ve Ynetim
Bilimleri Dergisi(Online), Cilt:2 Say:1, 2010, s.133140.
KARIN, M.(2010), Bulank Analitik Hiyerari Sreci ve deal
zme Yaknla Gre Sralama Yapma Yntemleri
ile Tekstil Sektrnde Finansal Performans lm,
Celal Bayar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Sosyal Bilimler Dergisi, s.195-206.
MEGEP (Mesleki Eitim ve retim Sisteminin Glendirilmesi
Projesi)(2009), Bahecilik, Elma Yetitiricilii, Ankara,
T.C. Mill Eitim Bakanl
ZDAOLU, A.(2008), Bulank Analitik Hiyerari Sreci
Ynteminde Duyarllk Analizleri: Yeni Bir Alternatifin
Eklenmesi - Enerji Kaynann Seimi zerinde Bir
Uygulama stanbul Ticaret niversitesi Fen Bilimleri
Dergisi, s.15-34.
ZGVEN, C.(2008), Dorusal Programlama ve Uzantlar:
Model Kurma rnekleri, Detay Yaynclk 1 Bask,
Ankara.
ZTRK, B. A., Z. BAKAYA(2012), Bulank Analitik
Hiyerari Sreci ile Bir Ekmek Fabrikasnda Un
Tedarikisinin Seimi, Business and Economics
Research Journal, s.131-159
ZTRK, T., 2003, Tarmsal Yaplar, OM, Ziraat Fak., No:
49, Samsun 35-43
ENGL, ., M. EREN, S.E. SHIRAZ(2012), Bulank AHP ile
Belediyelerin Toplu Tama Ara Seimi, Erciyes
niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi,
Say: 40, s.143-165.

568

TALAS, M.(2010), Kreselleme Srecinde Trkiyede Tarm


ve Gda Gvenlii, Aksaray Ekoloji, 17-24
TMOR, M.(2011), Analitik Hiyerari Prosesi, Trkmen
Kitabevi, 1. Bask, stanbul.
TRANTAPHYLLOU, E., S. H. Mann(1995), Using The
Analytic Hierarchy Process For Decision Making In
Engineering Applications: Some Challenges, Interl
Journal of Industrial Engineering: Applications and
Practice, Vol. 2, No.1, s.35-44.
NAL, . F.(2011), Analitik Hiyerari Prosesi Ve Personel
Seimi Alannda Uygulamalar, Akdeniz niversitesi
Uluslararas Alanya letme Fakltesi Dergisi, Cilt:3,
Say: 2, s.18-38
VARGAS, G. Luis(1990), An Owerview of The Analytic
Hierarchy Process and Its Applications, European
Journal of Operational Research, s.2-8
YARALIOLU, K.(2010), Karar Verme Yntemleri, Detay
Yaynclk,1. Bask, Ankara.

569

570

ISPARTADAK GIDA RETCLER ANALZ


Yunus Emre AKOLAN
ZET
Isparta, 200.000 nfuslu bir Anadolu ehri olmasna
karn Antalya, Ankara ve zmire olan yaknlyla n plana
kmaya balamtr. Bu almada Ispartada bulunan gda
imalatlarnn analizinin yaplmas hedeflenmitir. Ispartada
bulunan toplam 643 gda imalatlarnn en nemli ksmn
%58i lokanta ve yemek fabrikalar almtr. Unlu mamullerin
toplam pay %26dr. Bunlarn %10u ekmek ve ekmek eitleri
reticileri, %14 unlu mamuller ve pastane, %2sini yufka
imalatlar oluturmaktadr. Et ve st rnlerinin toplam pay
%12dr. Et iletmecileri %8, st rnleri imalatlar %2 ve
dondurma ve muhallebi reticileri %2dir. Dier %4luk ksmda
ise kuruyemi imalatlar, su rnleri imalatlar, turu ve sala
imalatlar, haha ezmesi imalatlar, tarm rnleri imalats,
zeytin imalats, un deirmencilii, yumurta imalatlar, eker
ve ikolata reticileri bulunmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Gda, Gda reticileri, Isparta, St
reticileri, Et malatlar.
FOOD PRODUCERS ANALYSIS IN ISPARTA
ABSTRACT
Isparta has started to come into prominence because it is
close to Antalya, Ankara and zmir, although it is an Anatolian
city populated 200.000. In this study, it is intended to make an
analysis food makers in Isparta. %58 of the most important part
of totaly 643 food makers in Isparta has taken restaurant and food
factories. The total share of bakery products is %26; %10 of these
constitutes bread and bread types makers, %14 constitutes bakery
products and cake shop, %2 constitutes pastry makers. The total
share of meat and dairy products is %12. Meat operators are %8,
dairy products makers are %2, and ice cream and pudding
producers are %2. On the other part of %4, there are dried fruits
makers, water products makers, pickle and sauce makers, hemp
makers, farm products maker, olive maker, flour milling, egg
makers, sugar and chocolate producers.

571

Key Words: Food, Food Establishments, Isparta, Milk


Producers, Meat Operators.
GR
Gda, Trk ekonomisinde geni yere sahip bir sektrdr.
Geleneksel olarak fiyat odakl bir rekabet yapsnn geerli
olduu gda sektrnde, mal ve hizmet kalitesi giderek daha fazla
nem kazanmaktadr. 2005 ylndan itibaren toplam tketim
harcamalar ierisindeki pay hzl bir art gstermeye balayan
gda sektrnn hzl byme potansiyeli tad
dnlmektedir.
Gda sanayi, lkemizde modern tesisler ve birok kk
kapasiteli ve dank bir blgeye yerlemi kk-orta lekli
iletmelerdir. Yaplan anketlere gre lkemizde halen 21.000
civarnda gda sanayi tesisinin olduu bilinmektedir. Bunlarn
yaklak %50'si tahl ileme grubunda, %17'si meyve ve sebze
ileme grubunda, %15 'si st ileme grubunda, %5'i bitkisel ya,
%5'i eker ve ekerleme, %3' et ileme ve %5'i ise, dier gda
grubunu oluturmaktadr (ncekara, 1989:42-43).
Gda sanayiinin, Trk ekonomisinde ve imalat Sanayii
iinde nemli bir yeri vardr. Gda Sanayii retimi ve istihdam
oranlar, bunu kantlamaktadr. Gda sanayii sektrndeki
gelimeler, genel ekonomik gelimelerden ayr dnlemez.
Buna gre Trkiye'de Gda Sanayii retiminin, nfus art hznn
iki katndan daha fazla arttn syleyebiliriz. Yalnz, gda
sanayii rnleri talebinin, gelir elastiklii ve kii bana reel gelir
art hzna bal olarak oluan toplam talebinin daha fazla bir
hzla arttn unutmamalyz (ncekara, 1989:43).
Gda Sanayii sektr, genellikle hammaddesi yurt
iinden karlanabilen mallar retmektedir. Milli gda
sanayiimiz gnmzde, kk ve orta lekli sanayi
iletmelerinin egemen olduu bir yapdan, kitle retimi yapan
entegre sanayilere doru bir gei halindedir. Bu geiin sebebi
geni i pazar imknlar yannda artk d Pazar taleplerinin de
dikkate alnmaya balanm olmasndan ileri gelmektedir.
2. TRKYEDE GIDA SEKTRNDEK LETMELER

572

malat Sanayiinde tarma dayal sanayiinin bir alt grubu


olarak yer alan Gda Sanayii, standart uluslararas ticaret
gruplandrmasna gre;
1. Et ve Et rnleri Sanayii,
2. St ve St rnleri leme Sanayii,
3. Un ve Unlu Mamuller Sanayii,
4. eker ve ekerli Mamuller Sanayii,
5. Bitkisel rnleri Sanayii,
gibi blmlere ayrlabilinir (opur, 1997: 27-28-29-30).
2.1. Et ve Et rnlerindeki letmeler
Trkiye'de hayvanclkla uraan iletme saysnn
%0,5'i byk iletme, geri kalan ksm (%99,5) ise kk
iletmelerdir. Bugn lkemizdeki bykba hayvanlarn yaklak
%65'i, koyunlarn ise byk bir blm verimi dk yerli rktan
olumaktadr.
Bu durum hem iftilerin gelirini olumsuz ynde
etkilemekte hem de et retiminin arzulanan dzeye ulamasn
engellemektedir. rnein topluluk lkelerinde bykba karkas
arl ortalama 304 kg. iken, lkemizde bu miktar dnyadaki
ortalamann %26,2, AT ortalamasndan ise %81 daha azdr.
Bunun sebepleri aratrldnda; yerli rka dayal bir besiciliin
yaplyor olmas, meraya dayal bir beslemenin yaygn olmas ve
bu konuda devlet desteinin yetersiz kalmas alt izilmesi
gereken en nemli sorunlarn banda gelmektedir.
Anlalaca gibi Avrupa Birlii karsnda bu byk
dezavantajn ortadan kaldrlmas ok zor grnmektedir. Fakat
etin ilenmesiyle elde edilen rnlerle sektrn canlandrlmas
dnlse de Avrupa Birlii lkelerinde taze etin ortalama %10'u
ilenirken lkemizde ise bu orann %1 civarnda olmas gerei
ve elde edilen bu mamul rnlerin (sucuk, salam, sosis, jambon
vb.) pahal oluu byk ehirlerdeki tketicilerin bile arzusunu
snrlamaktadr.
Krsal kesimde ise, durum daha farkldr. Bu kesimdeki
insanlar genel olarak kullandklar kavurma ve sucuk gibi
mamulleri kendileri yapmakta ve bata tavuk eti olmak zere taze
et tketimini tercih etmektedirler.
Son yllarda hzl ehirleme yannda aile bireylerinin
byk bir ksmnn almaya balamas ve "fast food" gdalara

573

zellikle genlerin talep gstermesi sucuk, sosis, salam ve


pastrma gibi mamullere duyulan talebi arttrmtr.
Bu sebeple, rn kalitesini uluslar aras standartlara
ykseltme arzusunda olan, iletmeler iin ihra imkann birlikte
getirmitir.
2.2. St ve St rnlerindeki letmeler
Trkiyede st retimi, hayvanclk gelirlerinin %20'si
iken, AB lkelerinde bu deer, %50ye yakn ksmn
oluturmaktadr(imek 1991). Beslenmede nemli bir yere
sahip olan st ve st rnlerinin retimi toplumumuzun ihtiyacn
karlayacak gte deildir. Toplam retimimizin; %66'sn sr,
%2'ini koyun, 1/10'unu kei ve %3'n manda st
oluturmaktadr. Topluluk lkelerinde ise, retilen stn,
%100ne yakn ksm bykba stnden olumaktadr.
Topluluk, 1986 ylndan beri st ve rnleri sektrnde
ilgili mevzuat hkmleri dairesinde reticilerin gelirini garanti
altna alan fiyat tespiti, sbvansiyon, destekleme alm ve
depolama sistemlerini ieren bir ortak piyasa dzeni kurmutur.
lkemizde ise, bu sistem benzerini kurmak iin baz kamu
kurumlarn (Trkiye St Endstrisi Kurumu) devreye sokmu
(1963 yl) ancak uygulamada baz nedenden dolay baar
salanamamtr. Ancak 2011 ylndan itibaren ciddi admlar
atlm ve beraberinde birok sorun giderilmitir.
Ayrca yourt ve kefir gibi lkemize zg rnlerin yurt
dnda dzgn bir pazarlamasnn yaplamam olmas, bu
konuda baz lkelerin sz konusu rnleri sahiplenip kendi z
rnleri gibi gerek Avrupa Birlii lkelerine gerekse dnya
piyasalarna girmelerine neden olmutur.
Baka bir deyile lkemiz AB lkelerine st ve
mamullerini ihra eden deil, ithal eden (zellikle st tozu, krema
ve peynir gibi rnler) bir lke olarak toplulukta nemli bir yere
sahiptir.
Bu bilgiler altnda lkemizin toplulua uyumu en
zor olacak sektrlerden biri olarak st sanayii grlmektedir.
Aslnda lkemize zg Avrupa'nn yabancs olduu
rnlerin modern iletmelerde retimi ve bunlarn tantm
yaplabilse en ansl sektrlerden birisi olabilir. Bu sorun, verimi

574

yksek st hayvanlarnn devreye girmesi, standart ve kaliteli


rnlerin retimi ve lkemize ait geleneksel mamullerin daha
etkin bir pazarlama almalaryla alabilecektir.
2.3. Un ve Unlu Mamullerdeki letmeler
Bata ekmek ve eitleri olmak zere eitli gda
maddelerinin ana hammaddesi olan un, belli randmanlarla ve
kullanm amacna uygun olarak tme tekniklerindeki
gelimeler sonucu elde edilmektedir. Trkiyede olmas
gereinden ok fazla un fabrikalarnn var olmas, un
fabrikalarnn atl kapasitede kalmalarna neden olmaktadr.
Yalnz Rusya'dan sonra kii bana un tketiminde 2. srada yer
almamz ve zellikle son zamanlarda Arap lkelerine yaplan
ihracatn yaklak iki katna kmasnn gerei bu sektrn canl
kalmasn salamaktadr.
Biskvi sanayiimizi gzlemlediimizde ise, en uygun
iletme bykln yakalad grlmektedir. Aslnda gelimi
lkelerdeki kii bana den biskvi tketiminin ancak 1/4
lkemizde tketilmektedir. Uygun ambalaj malzemesi kullanm
ve rn kalitelerinin ykseltilmesiyle Avrupa Birlii lkelerine
olan
yetersiz
miktardaki
ihracatmzn
artrlaca
dnlmektedir.
Makarna sanayiimiz de biskvi sanayii gibi hzla
byyen bir sektrdr. Yatrmlarnda yabanc sermayeye
rastlanmamaktadr. Byk firmalarda kapasite kullanm oran,
%80lerde iken; kk iletmelerde bu oran, %50lere
dmektedir. Bu sektrdeki yaplan ihracatn byk bir blm,
Avrupa Birlii lkeleri ile Amerika'ya yaplmaktadr.
Ksaca aklanan un ve unlu mamullerde retimi
artrmak iin rn maliyetini kt ynde etkileyen buday
fiyatlarnda istikrarl bir politika izlenmesi, makarnalk,
biskvilik ve ekmeklik buday eitlerinde arzu edilen zellikleri
artrc malzeme almalarnn yaplmas, fabrikalarn
modernletirilmesi, i ve d talebe uygun yeni mamullerin
retilmesi ve ambalajna gereken nemin verilmesi
gerekmektedir. Bu durum, AB lkeleri iin yeni bir pazar ortaya
kartmasa da mevcut pazarmz koruma asndan nemlidir.
2.4. eker ve ekerli Mamullerdeki letmeler

575

Trkiyede eker sanayiini Kamu ktisadi Teebbsleri


statsndeki byk iletmeler oluturmaktadr. lkemizde ilk
eker fabrikasnn kurulmas ve retime gemesi Trkiye
Cumhuriyetinin ilk yllarnda olmutur ve 1926 ylnda biri
Alpullu, dieri Uak'ta olmak zere iki adet eker fabrikas
hzlca retime girmitir. Daha sonralar Eskiehir ve 1934
senesinde de Turhal eker fabrikalarnn kurulmasyla eker
fabrikalarmzn says 4'e kmtr. O yllardaki ekonomik kriz
nedeniyle sz konusu fabrikalar, 1935 ylnda Ziraat Bankas,
Smerbank ve Bankas'nn katlmyla kurulan "Trkiye eker
Fabrikalar Anonim irketi" tarafndan tek irket halinde
birletirilmitir. Sonraki yllarda dier fabrikalarn da katlmyla
u anda toplam 16 adet eker fabrikamz vardr.
Dier taraftan ikolata sanayiimiz son zamanlarda bir
byme iindedir. Fakat bunun yeterli seviyede olduu
sylenemez. AB lkeleriyle kyasladmzda ise hl kk
lekte olan iletmelerimizin gelime abas iinde olduklar
grlmektedir.
Bu sektrn en nemli sorunu ise hammadde
fiyatlarnn dvize endeksli oluu nedeniyle yksek olmas ve
lkemizdeki ikolata tketiminin AB lkelerinden ortalama 70100 kat daha az olmasdr. Fakat kakaolu rnler sanayiinde;
fndn kakaolu rnlerde kullanlmaya balamas halinde AB
lkelerindeki durumumuzun nemli derecede deiecei gr
hakimdir.
Ayrca helva, lokum ve cezerye gibi Trkiyeye zg
rnlerin retimlerinin de imalathanelerden kurtarlp, byk
modern iletmeler haline dntrlmesi ve etkin bir pazarlama
yolunun uygulanmas rekabet edebilme ans az olan dier
rnlere (ikolata gibi) gre ihracat ansn artrabilecektir.
2.5. Bitkisel rnlerdeki letmeler
Trkiyede bitkisel ya sanayiini oluturan ham ya,
likit rafine ya ve margarin fabrikalarnn retim kapasiteleri
tketim taleplerinin ok stndedir. Bu sebeple, atl kapasitenin
artmasna sebep oluyor. Yalnz AB'ye tam yeliine girmemiz
halinde ya sektrnde; tarm alanlarmzn da elverili
olmasnn ortay kard avantajla lkemiz tarafndan byk
imknlar doabilecektir. Fakat ucuz olarak ithal edilen ham ya
ve ayieinin iletmelerde hammadde olarak kullanlmasnn

576

Trk iftisi zerindeki kt etkilerinin de gz ard edilmemesi


gerekir.
Ispartadaki gda imalatlar zetle aadaki Tablo
1'de gsterilmitir.
Tablo1: Isparta'daki Gda malatlar Saylar
Lokanta ve yemek fabrikalar

374 adet

Unlu mamuller ve pastane

88 adet

Kuruyemi imalatlar

4 adet

Su rnleri imalatlar

2 adet

Ekmek ve ekmek eitleri reticileri

68 adet

Yufka imalatlar

16 adet

Et iletmecileri

54 adet

Turu ve sala imalatlar

1 adet

Haha ezmesi imalatlar

1 adet

Tarm rnleri imalats

5 adet

St rnleri imalatlar

11 adet

Zeytin imalats

7 adet

Un deirmencilii

2 adet

Yem deirmencilii

1 adet

Yumurta imalatlar

4 adet

Dondurma ve muhallebi

12 adet

577

eker ve ikolata imalatlar

5 adet

Ispartada toplam

643 adet

SONU
Isparta, 200.000 nfuslu bir Anadolu ehri olmasna
karn Antalya, Ankara ve zmire olan yaknlyla n plana
kmaya balamtr. Bu almada Ispartada buluna gda
imalatlarnn analizinin yaplmas hedeflenmitir. Ispartada
bulunan toplam 643 gda imalatlarnn en nemli ksmn
%58i lokanta ve yemek fabrikalar almtr. Unlu mamullerin
toplam pay %26dr bunlarn %10u ekmek ve ekmek eitleri
reticileri, %14 unlu mamuller ve pastane, %2sini yufka
imalatlar oluturmaktadr. Et ve st rnlerinin toplam pay
%12dr. Et iletmecileri %8, st rnleri imalatlar %2 ve
dondurma ve muhallebi reticileri %2dir. Dier %4luk ksmda
ise kuruyemi imalatlar, Su rnleri imalatlar, turu ve sala
imalatlar, haha ezmesi imalatlar, Tarm rnleri
imalats, Zeytin imalats, Un deirmencilii, Yumurta
imalatlar, eker ve ikolata reticileri bulunmaktadr.
Son zamanlarda Trkiyedeki gda sektr iyice
gelimi ve dnya piyasasnda sz sahibi olmaya ve dnyann
tannm markalaryla rekabet edebilmeye balamtr. Hatta baz
gda sektrndeki markalar gnmzde, Balkanlar, Avrupa,
Ortadou ve Asya'da en tannm, en kaliteli, en gvenilir marka
olarak isim yapmtr. Gda sektrmzdeki bu gelimeler
ekonomimize de olumlu olarak fayda salamtr. Ispartann da
zellikle niversitemizin ve Gller Blgesi Teknokenti'nin de
etkisiyle yeni gda teknolojileri gelitirme, teknik bilgi retme ve
lkemiz ekonomisine katma deer salama hedefinde
nmzdeki yllarda nemli katk salayaca dnlmektedir.
Bu sonu da gstermektedir ki her ilde olduu gibi
Ispartada da gda sektr nemli ve vazgeilmez bir sektrdr.
Nfus says, yaam artlar ve kalitesi, ihtiyalarn deimesi ve
gelimesine bal olarak giderek de deierek gelimektedir.
nk bilindii gibi gda; insann yaamas iin
vazgeemeyecei temel ihtiyalarndan birincisi ve en

578

nemlisidir. Bu nedenle insanlk tarihi ile birlikte gda ve gda ile


ilgili iletmeler var olmu ve nemini korumutur.
Gnmz dnyasnda da gda sektr halen ihtiyalar
karlama bakmndan ve devletlerin verdii nem asndan ilk
sradadr. Bugn kendi kendine yetebilecek kadar gda maddeleri
retebilen ve bu mamulleri kendi i bnyesinde ileyebilen
lkeler salkl olarak bymektedir. Baka sektrlerde da
baml olan lkeler belki normal ve acil durumlarda bu
ihtiyalarndan vazgeebilir ve da baml olmaktan
kurtulabilirler. Lakin gda sektr asndan da baml bir
lkenin ayakta durmas ok gtr. Dnya lkelerinin
ilikilerinde menfaatleri n planda olduu iin hibir lke dier
bir lkeye belirli zamanlarda (sava, anlamazlk ..vb.) desteki
olmaz veya olmak istemez. Gda konusunda da baml olan
lkeler mutlaka dier lkelerin arln kendi zerlerinde
hissederler ve bunun sonucunu ok ar derler.
te bu kadar nemli olan gda asndan Trkiye ansl
bir konumdadr. Trkiyede vatandan ihtiyac olan her eit
gda malzemesi retimi ve ilenmesi yaplabilmektedir.
Gda sektrmzdeki bu gelimeler ekonomimize de
olumlu olarak fayda salamtr. lke ekonomisinin i tketim
ve ihracatta itici glerinden en gllerinden biri de gda
sektrdr. lkemizde gda sanayiinin geliimi ok hzl olarak
srmektedir. Bu gelime daha da ileriye giderek gda sektrnn
ekonomiye faydalarnn daha da fazla olacan dnyoruz.
Tarm ve hayvancln gelimesi de gda sanayiine byk fayda
salayacan tahmin ediyoruz.
Genel lke artlar iin geerli olan bu dnceler
ilimizdeki gda sektr iin de geerlidir. nsan iin vazgeilmez
ana sektrlerden biri olan gda sektrnn daha da gelimesi iin
devletin daha ok konu ile ilgili yasal dzenlemeleri yapmas,
halk bilinlendirmesi gereklidir.

579

KAYNAKLAR
OPUR, . UTKU, a. g. m., Gda Sanayi Dergisi, 1997/43, s.
27-28-29-30.
NCEKARA, Ahmet, a. g. m., Gda Sanayi Dergisi, 1989/11, s.
43.
NCEKARA Ahmet, Gda Sanayiinin Durumu Ve Beklentiler,
Gda Sanayii dergisi, 1989 / 11, s. 42-43.

580

EVRESEL GVENLKTE YEN BR BOYUT; GIDA


GVENL
Do. Dr. afak Kaypak
ZET
Bu almann amac, gvenlikte evresel adan
olumaya balayan dnm srecinde gda gvenliini
incelemektir. Yaplacak incelemede k noktas, dnyadaki
deiim ve teknolojik gelimelere kout olarak evrenin de
gvenliinin kalmad ve bunun gda gvenliine yansddr.
Dnyada yaanan hzl deiim srecine bal olarak, yaam
koullar da deimekte; bu durum, yeni sorunlar ve
gereksinmeleri beraberinde getirmektedir. Gvenlie ynelik
tehdit ve tehlikelerin kapsam genileyerek, evresel etkenlerin
de gz nne alnmas gereklilii ortaya km ve evresel
gvenlik kavram gndeme gelmitir. Bu balamda, artan gda
sorunlar, gdalara daha ok dikkat edilmesi gereini n plana
karm ve gda gvenlii kavramn dourmutur. Gda
gvenlii, insan, hayvan ve bitki sal olarak biyogvenlik
ierisinde deerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Gvenlik, evresel Gvenlik,
Gda ve Gda Gvenlii.
A NEW DIMENSION AT ENVIRONMENTAL
SECURITY; FOOD SECURITY
ABSTRACT
The purpose of this study is to examine food security at
the process transformation beginning to occur environmentally
in security. Starting point of the investigation is that there is no
safety of the environment with the technological developments
and change in the world and reflected of this in the food security.
Depending on the process of rapid change in the world, living

MK, BF, Kamu Ynetimi Kentleme ve evre Sorunlar Anabilim Dal,


skaypak@gmail.com

581

conditions has been changing rapidly as well and this situation


brings new problems and requirements. t is to be emerged need
take into consideration of environmental factors broadened the
scope of the threat and the dangers to security and put on the
agenda the concept of environmental security. In this context,
increasing food problems has highlighted need for more attention
to foods and has given rise to the concept food security. Food
security is evaluated as human, animal and plant health in the
biosecurity.
Key Words: Security, Environmental Security, Food and
Food Security.

GR
Dnyada ekonomik, sosyal, siyasal ve kltrel alanlarda
bir ibirlii ve btnlemenin saland kreselleme sreci,
evre sorunlar ve gvenlik gibi sorunlarn da kresellemesine
neden olmaktadr. Gnmzde evre sorunlarnn salt bir lkeye
ilikin bir sorun olmad; ulus snrlarn aan kresel bir
gvenlik sorunu haline geldii gerei anlalm bulunmaktadr.
evre kirlilii, susuzluk, kuraklk, ozon tabakasnn incelmesi
gibi evresel bozulmalar; kresel snma, iklim deiiklii ile
oluan depremler, seller gibi doal afetler; ktlk, isizlik, terr
vb. nedenlerle oluan glerin artrd yenilenemez doal
kaynak tketimi ve SARS, AIDS, ku gribi, Krm-Kongo
Kanamal Atei (KKKA) ve GDOlu rnler gibi ekolojik
gvenlie kar tehdit ve riskler, gvenli evre yaklamnn
hayatn her yn ile ilintili olduunu gstermitir. Gvenlie
ynelik tehdit ve tehlikelerin kapsam genileyerek, evresel
etkenlerin de bu kapsam iine alnmas gerei ortaya km ve
ekolojik gvenlii de ieren evresel gvenlik kavram gndeme
gelmitir.
evresel gvenlik sorunlarmzdan biri de gdaya
ilikindir. Gda sorunu, evreden kaynaklanp bize doru gelen
deil, bizden kaynaklanarak evreye ynelen bir sorundur.
nsann en nemli gereksinmesi varln srdrmektir. Varlk ise
gda almakla, yani beslenmekle srer. Yoksa yaam son bulur.
Gnmzde, eskisinden ok daha byk miktarlarda gda
retilmekte ve ayn hzla da tketilmektedir. Bugn dnya
nfusunun bete birini barndran zengin lkeler, dnya

582

kaynaklarnn byk bir blmn tketmektedirler. stelik bu


lkelerdeki insanlar, reklm vb. aralarla gereksiz gda
tketimine zendirilmektedir. Bir yanda, az gelimi lkelerde
alk sorunlar yaanmakta; dier yanda insanlar gittike
imanlamaktadr. Ama gda ile ilgili sorunlar, sadece ok veya
az gda almaktan kaynaklanmamaktadr. Gda gvenlii, insan,
hayvan ve bitki salyla birlikte biyogvenlik sorununun bir
paras olarak grlmektedir. Gda gvenlii, toprak, su ve
biyolojik gvenlik etkileim halindedir. Tarm topraklarnn
ama d kullanm, gda gvenlii stndeki en byk tehdittir.
Gdalarmzn gvenliksiz olmas, bugnk neslin olduu gibi,
yarnki neslin de salkl olmasn getirecektir.
Bu balamda, yaplan almada, evresel gvenliin
gda gvenliine yansma ekli incelenmektedir. almann
ats drt blm zerine kurulmutur. lk nce, gvenlik, evre
ve gda kavramlar ele alnmaktadr. kinci blmde,
gvenlikteki modern almlar ve evresel gvenlik olgusu
zerinde durulmaktadr. nc blmde, evresel gvenlikte
yeni ve zgn bir boyut oluturan gda gvenlii sorunu ortaya
konulmaya allmaktadr. Gvenlik ve evre arasndaki
karlkl etkileim srecinde yaanan deiimlerin, gvenlie
hizmet edecei perspektifler nda gda gvenliine ilikin
deerlendirmeler yaplmaktadr. Son blm ise, sonu ve yaplan
deerlendirmeyi iermektedir.
1. GVENLK, EVRE VE GIDA KAVRAMLARI
Gvenlik kavram, gnlk yaamda olduka fazla
kullanlan ve ad ska duyulan bir kavramdr. Gvenlik, toplum
yaamnda yasal dzenin aksamadan yrtlmesi, kiilerin
korkusuzca
yaayabilmesi
durumu,
emniyet
olarak
tanmlanmaktadr (TDK, 2012). Gvenlik, emniyet ve
asayi kavramlar ile de karlk bulmaktadr. Gvenlik geni
kapsamldr; bireyin kendini saknmasndan, devletin, lkenin
korunmasna, kazalarn nlenmesine kadar geni bir alan kapsar.
Kiilerin gven iinde olmalar, her trl saldr, tehdit ve
kazalara kar korunmas anlamna gelmektedir (Kaypak,
2012:2). Gvenlik, iki tarafl bir olgudur; Nesnel boyutu ile bize
salanan gveni anlatr. znel boyutu ile bizim kendimizi
gvenlik iinde bulup bulmadmzla ilgilidir. Gvenlik,

583

kendini gvende hissetme hali; huzur duygusu ve algsdr. Bir


kii, yarn ne olacak endiesi tayor, bulunduu ortam huzurun
saland bir yer olarak alglamyorsa, kendini gvende
hissetmeyecektir. Ayrca, birey yaamnn srmesi ile ilgili korku
iindeyse; varlndan, yediinden itiinden emin olamyorsa,
gvenlik sorunu daha da artacaktr.
Sosyal bilimci Abraham Maslowun htiyalar
Piramidinde ihtiyalar sralamas fizyolojik, gvenlik,
toplumsal sayg ve kendini gerekletirme eklinde dizilir
(Maslow, 1968:38). Gvenlik ihtiyac, yaamak iin zorunlu
fizyolojik ihtiyalardan sonra ikinci srada yer almaktadr. En
temel gereksinim olan beslenme ihtiyacnn ardndan gvenli bir
ortamda barnma istei gelmektedir. Gvenliin salanmas
toplumsal bir ihtiyatr, toplumda huzurun srekli olarak
salanmas anlamna gelir ve bireyin kendi gvenliini
salamasndan, kurumsal salamaya doru yol almtr.
Gvenlik kavram, gnmzde geni alanlarda kullanlmaktadr.
erik zenginlemesine uramtr (Kaypak, 2012:4). Bugn iin
gvenlik; insan yaamn tehdit eden risk ve tehlikelerin ortadan
kaldrlmas eklinde alglanmaktadr. Tehdit; birinin gzn
korkutma, gzda vermek; risk, zarara urama tehlikesi;
tehlike, byk zarar veya yok olmaya yol aabilecek durum,
gerekleme ihtimali bulunan, fakat istenmeyen sakncal durum
olarak tanmlanmtr (TDK, 2012). Uluslararas gvenlik,
tehdit yerine risk kavramna doru kaymaya balamtr.
Gvenlik, kavramlardaki bu genilemeye paralel olarak,
pasiflikten kp aktif bir yapya gemitir. Gvenlik, sadece
askeri ve siyasi alanda deil, ekonomi, teknoloji, kltr, iklim ve
toplum gibi deiik alanlar da iermektedir. Gvenlik hizmeti,
toplum hayatnda nem arz eden bir kamu hizmetidir. Yaps
gerei zen isteyen gvenlik hizmetinin, devletin denetiminde
yaplmas ve insanlarn can ve mal emniyeti ile ilgili olduundan
kontrol unsurunun elden kartlmamas gerekir (Toprak,
2001:4).
gvenlik dnda lkelerin ayrca d alanlara ynelik
dier yeni gvenlik endieleri ortaya kmtr. nsan
birlikteliinin bal olduu faktrler asndan gvenlik eitleri;
askeri gvenlik, siyasi gvenlik, sosyal gvenlik, ekonomik
gvenlik olarak karmza kar (Buzan, 1991: 19). nemi artan
dier gvenlikle ilgili alanlar; kresel ticaret gvenlii,

584

insanln gelecek gvenlii, uluslararas sua kar gvenlik,


enerji gvenlii ve evre gvenliidir (Yavuz, 2010).
Bu
balamda, oluturulan gvenli yaam ajandasnn bileenleri;
badatrc gvenlik, nleyici gvenlik, insan gvenlii olarak
saptanmtr. Bu bileen arasndaki iliki gvenli yaamn
tanmn vermektedir (Frevel, 2006: 1-18). Kresel boyutta insan
gvenlii, srdrlebilirlik hedefleri ile btnleik nem arzeden
bir konu olarak belirmitir. Nfusun bymesi, kentleme hz,
kreselleme, evresel bozulma, dijital teknolojinin yaylmas ve
gelimesi gibi deiimin dinamik srelerinden oluan tarihsel
bir gei yaanmaktadr (Aksoy, 2009). Ekonomik sorunlar,
insan haklar, kitlesel gler, uluslararas terrizm, uyuturucu ve
silah kaakl, bulac hastalklar, insan, hayvan, bitki ve
organ ticareti, internet sular, evre sorunlar ve gda sorunlar
uluslararas gvenlikte yeni sorun alanlar olarak ortaya
kmaktadr (Koer, 2005:289).
evre, iinde yaanlan ve faaliyette bulunulan
ortamdr. Etrafmz eviren, var oluumuzu salayan evre
sadece insana ait deildir. Canl ve cansz varlk alanlarndan
oluur. Canl ve cansz eler arasndaki kimyasal ve fiziksel
ilevlerin dengede olduu bir ortamdr. nsan dhil tm canllar
ve canszlar bir evre iinde bulunurlar. evre, birbirinden
bamsz gerek olaylar iinde ya da bir arada bulundurarak
canlnn var olmasn salayan ortamdr. Canllarn canszlarla
birlikte yaamlarn srdrdkleri hava, su, toprak, yeralt-yer
st zenginlikleri ve iklim gibi fiziksel ortamlarda meydana
gelen her trl karlkl etkileimi kapsamaktadr. evre, bitki
ve hayvan topluluklar, cansz varlklar, insann tarih boyunca
yaratt uygarlk ve bunun rnleri, tm insanlarn ortak
varldr (Kele ve Hamamc, 2005:22-32). evrenin snrlar
esnektir. nsann oluumuna katkda bulunmad hazr bulduu
doal; insan elinden km olan yapay evre olarak veya fiziksel,
sosyal, kltrel, tarihsel, ekonomik, psikolojik vb. eitlerde
karmza gelebilir.
evre sorunlar, trl insan faaliyetleri nedeni ile
evresel deerlerin zarar grmesi sonucunda ortaya kmlardr.
Hava, su ve topran zamanla niteliinin bozularak yaanrlln
yitirmesi, yaam ortamlar deitii veya insan gereksinimleri
uruna ar tketildii iin bitki ve hayvan topluluklarnn yok
olmaya yz tutmas evresel deerlerin yitirilmesinin gstergesi

585

olmaktadr. evre sorunlar, daha nceleri evre kirlilii olarak


grlmtr. evre kirlilii, evrede meydana gelen ve canllarn
saln, evresel deerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her
trl olumsuz etkidir (2872 sayl evre Kanunu md. 2). evresel
kirlenme ve bozulmann yol at zarar, evrensel ve yaygn bir
nitelik tamaktadr. evre sorunu sadece kirlenme deildir.
Uzun dnemli etkileri de dikkate alndnda, tek bir kiiyi deil,
dier kiileri, herkesi, hatta gelecek kuaklar, tek bir ulusu deil
btn uluslar, salt insanlar deil, tm organizmalar ve ekolojik
dengeyi etkilemektedir. Bugnn ve yarnn sorunudur.
Srdrlebilir evre, gelecek kuaklarn ihtiya duyaca
kaynaklar tehlikeye atmadan, bugn ve gelecekteki evreyi
oluturan tm evresel deerleri korumaya yneliktir. Bozulan
evrenin onarlmas gerekir.
Gda, canl bir varln yaamas, gelimesi ve almas
iin gerekli her trl maddedir (TDK, 2012). Gda, Arapa
kkenli bir szcktr. nsanlar tarafndan yenilip iilebilen
maddelere gda denmektedir. Besin, yemek, yiyecek olarak da
karlklar bulur. Gda, canl varlklarn varln srdrmesi iin
gerekli, sindirilmeye ya da zmlenmeye elverili her eit
maddedir. Yenilebilen ve iilebilen eylere yiyecek ve iecek;
yenmek iin piirilerek hazrlanm olanlara yemek veya a
denmektedir. nsann salkl bir yaam srdrebilmesi
beslenme, byme, gelime ve yaamas iin gerekli besin
elerini salayacak olan gdalar dengeli bir biimde almas
gerekir (www.yenibilgiler.com, 2013). Gda alma; byme,
gelime ve uzun yaamak iin gerekli besin elerini salayacak
olan gdalar almaktr. Yeterli gda tketmeyen kimselere gdasz
kalm denir. Gda alnmazsa canllk ilevinin srmesi mmkn
olmaz. Yaamn devam gda almakla salanr. Salkl gdalar
almak, salkl yaamak iin gereken kouldur. Beslenme
yetersizlii, dengesizlii ve salkszl; byme ve gelimeyi
engeller, sal bozar, i verimini drr ve hastalklarn
iyilemesini geciktirir (Ync ve Ync, 1996:73). Fazla gda,
gereinden fazla kalori almak imanlk; az gda almak zayflk
sorunu ortaya kartr.
Gda kaynaklar, bitkisel ve hayvansal olarak ikiye
ayrlr. Tarmsal retim denince, bitkisel ve hayvansal retim,
orman rnleri ve su rnleri akla gelir. Bitkisel retimde en
nemli yeri tahllar oluturur. Bitkisel besin maddeleri, buday,

586

msr, patates, pirin, baklagiller, sebze ve meyveler olduka


nemli bitkisel besin kaynaklarmzdr. eker pancar, ayiei,
zeytin beslenmede nemli yeri olan sanayi bitkileridir. Bunlar
tketim mal olarak da kullanlmaktadrlar. Hayvansal gda
maddeleri, et, st rnleri, yumurta ve su rnleri olarak
sralanabilir. Vitamin bakmndan zengin olan gdalar
beslenmenin temel unsurlardr (Ync ve Ync, 1996:74;
www.yenibilgiler.com, 2013). Sanayide gelimi, ekonomik,
teknik ve sosyal koullar iyi olan lkelerde dier lkelere gre
tarm ve hayvanclk alannda verimin ok yksek olduu da bir
gerektir. nsan, yz yllar boyu tohum, meyve, sebze toplayarak,
hayvan avlayarak, balk tutarak ve ekim yaparak gda ihtiyacn
karlamtr. Zamanla tarm alet ve tekniklerini gelitirmi;
gdalarn kalite ve miktarn artrmtr. Gda sanayi, en byk
sanayilerden birini oluturur. Toplanan sebze, meyve ve tahl,
st, yumurta, et vb. gda maddeleri fabrikalarda ilenmekte,
ambalajlanmakta ve piyasaya sunulmaktadr. Bitkisel ve
hayvansal kaynakl gdalarn tketilii lkelere gre
deimektedir. Gelimi lkelerde, hayvansal kaynakl gdalar,
gelimekte olan lkelere gre daha fazla tketilmektedir.
Trkiye, genelde besin kaynaklar bakmndan kendine yeterli
olabilen yedi lkeden biri olarak kabul edilmektedir (Kele ve
Hamamc, 1998:65). Fakat son yllarda gda ithalatnda artlar
gzlenmektedir.
2. EVRESEL GVENLK
evresel gvenlik, evreye ilikin bir gvenlik
sorunudur. evresel gvenlik, yerel ve kresel biyosferin
korunmas ile ilgilidir. Yaanan evreyi tehdit eden her trl
sorun bu gvenlik iine girmektedir (Kaypak, 2012:3-4).
evresel gvenlik, evresel bozulmalarn gvenlii tehdit etmesi
olarak adlandrlabilir. Klasik veya geleneksel gvenlik olarak
nitelenen tehdit, tehlike, saldr gibi olaylara kar yrtlen
gvenlik politikalar, genelde geleneksel gvenlik nlemleri ile
karlanmaktadr. Sonular siyasi istikrarszlk ve belirsizliklere
kadar uzanan birok boyutu olan evre sorunsal ulusal gvenlie
ynelik kayglar da beraberinde getirmitir (Cali, 2010:236238). evre ile ilgili olaylarda alnabilecek nlemler geleneksel
askeri nlemlerden ziyade, ekonomik, sosyal ve evresel nitelik
tayacaktr. Ulusal gvenlik anlay, yerini, vatandan kendini

587

gvenlikten yoksun hissetmesine yol aan her trl etkenin


hkmetlerce dikkate alnmas gerekliliine brakmaktadr. Kitle
imha silahlar, terrizm, evresel sorunlar, sosyal eitsizlik, g,
organize su ve HIV-AIDS gibi tehdit yaratan unsurlar, devletleri
ulusal gvenlik ile neyin kastedildiini tekrar gzden geirmeye
zorlamaktadr. Kresellemenin etkisine bal olarak, tehdit
yaratan unsurlarn snrlar ap snr tanmamaya balad
grlmektedir.
evresel ykm, snrlar, etnik ve ulusal rekabet, kaynak
ktlklar, su savalar birbirleriyle ilikilidir. Bu yzden, dnyada
bar ve gvenlik nedenleri deimitir. evre bugn, gvenlik,
bar, huzur, adalet ve hak kavramlaryla birlikte
deerlendirilmektedir. Gvenlik kavram, uzun sre askeri
gvenlik olarak tanmlanmtr. Gnmzde ise, salt uluslararas
uyumazlklarn halledilmesi iin askeri g dengeleri ile ilikili
olarak alglanmamaktadr. evre ve yaam gvenliini
salayamadmzda, siyasal gvenliin de bir anlam
olmayacaktr. nk yaamn srdrlebilirlii, btn teki
kayglardan nce gelmekte ve gvenliin de tabann
oluturmaktadr. Ekonomik, toplumsal, insani ve evre
konularndaki istikrarszlk, dnya bar ve gvenlii iin tehdit
oluturmaktadr. lke ii gvenlik, artk hzl nfus artndan,
kentlere akan i glerden, tarmsal retimdeki gerilemeden,
tekil ve oul terrden ayr dnlmemekte ve yaanlan
evrenin korunmasn iermektedir. D gvenlik, d lkelerin
tehdidini iermekte ve lkeler arasndaki huzursuzluun
temelinde, gmenler ve su, petrol gibi doal varlklarn en
nemli yeri almakta olduu grlmektedir. Snmac ve
mlteciler, petrol tanmasnn getirdii riskler, ortak akarsular
kullanma, doal gazn d lkelerden salanyor olmasna kadar
birok konu, evre-d politika konular arasndaki balar ak
bir ekilde gstermektedir (Kaypak, 2012:4). Bu dorultuda,
evre koruma, sregelen durumun deiiklie uramasn
nlemeyi ve zararl durumu bertaraf etmeyi hedefler.
Geleneksel gvenlik anlamndaki tehdit ve tehlikeler,
1970li yllara kadar askeri ve savunma nitelikli olarak
alglanmaktayd (Cali, 2010:238). evre sorunlar etkisinin
kresel dzeyde hissedilmesiyle, 1970lerden itibaren ulusal
gvenlik kavram, evresel eleri de ierecek ekilde yeniden
tanmlanmaya balamtr. evresel gvenlik kavram, esas

588

olarak, ekolojik sistemin ve bunun bir paras olan bireyin


varlnn gvence altna alnmas dncesine dayanmaktadr.
evresel kaynaklarn kar karya bulunduu basklar ve doal
kaynan geri dnlemez bir biimde tahrip edilmi olmasnn
yaratt sorunlar, kresel lekte insanln geleceini tehdit
eder boyutlara ulamtr (Ceyhan, 2012). Ancak son 30 yldr,
doal kaynaklar stndeki derin tahribatn tm canllar, canlcansz tm doal kaynaklar, yani tm ekosistemi yok edebilecek
boyuta ulamas ve evre sorunlarnn kresel felaketler
yaratma riski, gvenlik- evre ilikisine dikkat ekmektedir.
klim deiiklii, ozondaki incelme, lleme, biyolojik
eitliliin azalmas, asit yamurlar, tehlikeli atklarn yasa d
ticareti, doal kaynak ktl gibi snr aan evre sorunlar, tm
gezegeni ve canllar ortaklaa etkilemektedir Tm bu olumsuz
gelimeler, lkeleri ortak politikalar gelitirmek zorunda
brakmtr (Algan, 2002:21).
Gvenlik ve evre balants, 1980lerden beri
jeopolitik olaylarn geliimi ve iklim deiiklii sorunlaryla
kendiliinden gelimitir. evresel hassasiyetlerin, insanln
ortak yaam alann korumann ve dnyann yoksul halklarnn
yaamda kalmasn salamann nemi fark edilmitir (Dalby,
2008:179). evre-gvenlik ilikisine dikkati eken ilk
uluslararas belge, uluslararas toplumun gndemine
srdrlebilir kalknma kavramn getiren, evre politikalarnda
kresel dzeyde bir dnm salayan 1987 tarihli Birlemi
Milletlerin hazrlam olduu Ortak Geleceimiz Raporudur.
Yoksulluk ve evre ilikisini vurgulayarak, kuaklar ve
blgeleraras adalet anlayn vurgulayan bu yeni yaklam,
uluslararas evre politikalar zerinde olduka etkili olmutur.
Rapor, evre, bar ve gvenlik etkileimine dikkat
ekmektedir (Algan, 2005). Ele alnan evre ve gvenlik
balants, devletlerin devam eden evresel bozulmalara ynelik
sorumluluklarn ve daha nce hi dikkate alnmayan evresel
konular, gvenlik boyutuna tam ve politikada nem srasn
altlardan st sralara ykseltmitir (Barnett & Dovers, 2001:161).
Ulusal gvenlik kavramna, askeri tehditlerin yan sra, askeri
olmayan tehditler de katlm; vatandalarn ksa veya uzun
vadede yaam kalitesini deitiren tehdit, eylem ve doal olaylar
da ulusal gvenlie ynelik tehditler olarak deerlendirilerek,
evresel gvenlik kavram geniletilmitir. Birlemi Milletler
Gvenlik Konseyi, gvenlik sorununa getirilen bu yeni

589

yaklam, 1992de bir bildirgeyle, ekonomik, toplumsal, insani


ve ekolojik alanlardaki askeri olmayan istikrarszlk
kaynaklarnn, bar ve gvenlii tehdit etmeye baladn kabul
ederek duyurmutur (Dabelko & Dabelko, 1993:3-13).
evresel gvenlik, ilk kullanldnda ekolojik gvenlik
olarak ifade edilmitir. Ekolojik gvenlik kavram, lkelerin
snrlar iinde yaayan halkn varlna ve geleceine ynelik
her trl tehdidin nlenmesi olarak tanmlanan ulusal gvenlik
kavramna; kresel snma, ormanszlama, trlerin devam ve
kirlilik
gibi
etkenlerden
kaynaklanan
tehditlerin
eklemlenmesiyle ortaya kmtr (Eckersley, 2005). evresel
gvenlik, ekolojik gvenlikten daha geni bir ierie sahiptir;
deniz ve boaz gvenlii, doal kaynak gvenlii, enerji
gvenlii ve besin gvenlii de bunun iine girmektedir.
Gvenlik kavramndaki bu deiim, evresel sorunlarn
anlalmas ve zmlenmesi iin evresel gvenlikle birlikte,
srdrlebilirlik kavramnn da btnleik olarak ele alnmasn
zorunlu klmtr. evresel gvenlik, kuaklararas eitlie ve
toplumlarn etkilenmesine, srdrlebilirlie gre daha ok
odaklanr. evresel gvenliin en nemli farkll politik
boyutunun bulunmasdr (Uurlu, 2005:67). Bu balamda,
geleneksel gvenlik ile evresel gvenlii ayr kavramlar olarak
deerlendirenler olduu gibi; evresel gvenlii geleneksel
gvenlik iinde bir alt balk grenler de bulunmaktadr (Shaw,
1996:39). evresel gvenlik kavram boyutludur: evresel
kriz; evre sorunlarnn ekonomik ve siyasal istikrar tehdit eden
nitelii ve evresel kaynaklarn bllmesi ve sorunlarn
lkeler arasnda atmalara neden olma riski (Kele ve Ertan,
2002:240).
evresel sorunlarn kresellemesi gibi evresel
gvenlii tehdit eden eler da snr tesi zellik gstermektedir.
evresel gvenliin odakland sorunlar makro lekteki
evresel sorunlar olarak tanmlanabilir. Sera gazn azaltmaya
ynelik ihtiyalar karlayacak sylem ve gerek siyasa
sonular arasndaki uzaklk, evresel ktlk konusunda daha
soyut kavramlar yerine, maddi kaynaklarn belirli bir sredeki
retimine odaklanan ekolojik bir gvenlik anlayna olan
ihtiyac vurgulamaktadr (Barnett, 2003:7-17). Gvenlii neyin
oluturduuna ynelik ekolojik bak as, ekolojik ayak izlerine
bakmay gerektirmitir; Ekolojik ayak izi, bir toplumun tkettii

590

kaynaklarn retimi ve atklarnn yok edilmesi iin gereken


alanlarn bykln gstermektedir (Kaypak, 2013: 155).
Doada braktmz karbon izimizi ifade eden karbon ayak izi
kavramndan esinlenilerek oluturulmutur. En byk ayak
izlerine sahip olarak evresel sistemde en byk zarara neden
olanlar dnyann zengin lkeleridir (World Wildlife Fund, 2004).
Bugn, evrenin doal oluumuna ynelik evresel tehditler
ulusal ve uluslararas gvenliin ayrlmaz paras olarak kabul
edilmektedir. evresel gvenlik kavramn destekleyenler,
doaya saygy insan trnn varl iin temel nkoul
saymaktadr. Eer gerekli itina gsterilmezse, evresel tehditler
dnya zerinde ciddi ve derin gvenlik sorunlar oluturacaktr
(Porter & Brown, 1991:128,133). Doal zenginlik, hem frsat,
hem de tehdit oluturmaktadr. Trkiyenin evresel gvenlik
sorunlar doal kaynaklar bakmndan artmaktadr. Su, gda ve
biyolojik gvenlik, lkemiz iin yaamsal sorun oluturacak
tehditlerdir; gelecekte su yoksulu lke olma riski bulunmaktadr
(Algan, 2005).
3. EVRESEL GVENLKTE YEN BR BOYUT; GIDA
GVENL
evresel gvenlik sorunlarmzdan biri de gda
sorunudur. Gda gvenlii, gdaya ilikin bir gvenlik sorunudur.
evresel bozulmalarn gda kalitesini tehdit etmesini anlatr.
Gda gvenlii, gdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik
her trl zararn bertaraf edilmesi iin alnan nlemler btnn
ifade etmektedir (Tanrverdi, 2008:18). nsan yaam boyunca
ortalama 70 bin kez yemek yer, bu da yaklak 60 ton gda
demektir. Doal olarak, bu miktardaki gdann byk bir ksm,
beslenmek ve gdalarn ierisinde bulunan besin elerinden
yararlanmak amacyla tketilir (Bilici vd., 2006:1). Aldmz
gdalarn gvenilir olup olmad hep tartlan konular arasnda
yer almtr. Gda gvenlii dar anlamda, gvenilir gda olarak
anlalmaktadr. Gvenilir gda, besleyici deerini
kaybetmemi, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik adan temiz
ve bozulmam olan salkl besindir. Gdalarn amalanan
kullanmna uygun olarak hazrlanmas ve tketildiinde
tketicilere zarar vermemesi anlamnda kullanlr. Gvenilir
gda, her trl bozulma ve bulamaya yol aan etkenden
arndrlarak tketime uygun hale getirilmi gdadr. Salkl gda

591

tketiminde temizlik, i-pimi gda ayrmnn doru


yaplmas, uygun piirme, uygun koullarda saklama, taze ve
salkl hammadde temini ve retimi nemlidir (Ankara l Salk
Mdrl, 2012). Ancak, gda gvenlii gvenilir gda
olgusundan daha geni kapsamldr. Gda gvenlii geni
anlamda, gday ieren her trl sorunu kapsar. Gda gvenlii,
yerelden kresele gdalarn korunmas ile ilgilidir. Her bir faktr,
gvenlik sorunsalnn bir boyutunu oluturur. Gda gvenlii,
ktlaan toprak ve su kaynaklarnn yan sra, tarmsal biyolojik
eitlilik konusundaki evresel tehdit ve bozulmalardan da
etkilenmektedir. Yediimiz, itiimiz gdalar tehdit eden her
trl sorun bu gvenlik alannn iine girmektedir. Gda
gvenlii ile toprak, su ve biyolojik gvenlik etkileim halindedir
(Bilici vd., 2006:1-2; www.gidaguvenligi.org, 2013).
Gda sorunlar, yetersiz veya sala uygun olmayan
gda retimi ve tketimi, uygun olmayan sulama, gda yapsnn
bozulmas ve kirlenme sorunlar olarak karmza kar (Algan,
2005). Tarmda kullanlan teknolojinin gelimesiyle birlikte
tarmsal besin maddesi miktarlarnda nemli artlar olmutur.
retilen gda bolluuna ramen, gnmz dnyasnda
milyonlarca insan, yaamn devam ettirecek kadar gda
alamamaktadr. Halen dnyann birok lkesinde insanlar alk
snrndadr (zdemir, 1997:80). Yoksul lkelerde alk
snrndaki insan saysnn artmasna karlk, zengin lkelerde
israf giderek yaygnlamaktadr. Dnyada alk eken lkelerin
hemen tamamnn azgelimi lkeler olduu bilinmektedir.
Genellikle Afrika, Asya ve bir ksm Latin Amerika lkelerinde
milyonlarca insan yeterince gda maddesi bulamamakta; sk sk
ktlk tehlikesi ile kar karya kalmaktadrlar. Dnyada
gelimekte olan lkelerin %25i beslenme snr olan 2.000
kaloriden daha az besin alrken, %32.9u ise mutlak yoksulluk
snrndadr (Beck, 1990:81). Baz insanlar da temel besin
maddelerini yeterince alamamaktadrlar. Bu da bir tr alk
durumu saylmaktadr. rnein, et, st, peynir gibi hayvansal
rnlerle yeterince beslenemeyen insanlarn yaamlarn salkl
bir ekilde srdrmeleri olanakszdr. Alk veya yetersiz
beslenme nedeniyle her yl yz binlerce insan lmektedir
(Grmez, 1997:6).
Aslnda, gelimi, bol miktarda besin
maddelerine sahip olan lkelerden, alkla kar karya bulunan
lkelere doru ynelen bir insani yardm 1950li yllardan beri
srmektedir. Gda ve Tarm rgt (FAO) ve Birlemi Milletler

592

Kalknma Program (UNDP) gibi uluslararas rgtler,


gelimekte olan lkelere gda yardm yapmaktadrlar (Kele ve
Hamamc, 1998:68). Ancak, Dnyada yoksul insan says, hibir
dnemde gnmzdeki kadar fazla olmamtr. Nfusun art,
tarm topraklarnn yok edilii, tarmda kimyasal madde
kullanm, ormanlarn tahribi, su ktl, iklim dengesinin
bozulmas ve kresel snmann art mevcut gda retimini
nmzdeki yllarda daha da drecektir. Dnya genelinde
iklim ve doal evre koullarnn etkisiyle doal besin kaynaklar
gittike azalmaktadr. Topran ar ve yanl kullanm,
verimsizlemesine ve erozyonla yok olmasna neden olmaktadr.
Toprak oraklamakta, kuraklamakta ve llemektedir.
Dnyadaki topraklarn byk bir ksmnn llemi; geri
kalannn da az veya yksek derecede lleme tehlikesiyle kar
karya olmas, gelecein byk felaketlerinden biri olarak
grlmektedir (evre Sorunlar Vakf, 1989:166-167).
Gnmzde biyolojik korsanlk diye bir korsanlk
tr ortaya kmtr. Biyolojik zenginlie dayanmaktadr. Gen
kaynaklar asndan gney yarkredeki az gelimi lkelerin
daha zengin durumda olduklar grlmektedir. Kuzeydeki
gelimi lkeler gen kaynaklar asndan yoksuldur. lkemiz bu
adan ansl durumdadr; var olan bitki tr yaklak 11.000
civarndadr, Avrupa ktasnda ise toplam 11.500 bitki tr
bulunmaktadr lkemiz tm Avrupa ktasyla edeer oranlara
sahiptir. ok uluslu irketler bu biyolojik korsanl yeil altn
olarak grmekte ve gen kaynaklarn smrmektedirler. Az
gelimi lkelerin biyolojik zenginlikleri gelimi lkelere
transfer edilmektedir.
Trkiyede tr ve habitat kayb
sorunlarna, zellikle endemik ve nesli tehdit altndaki trlerin
korunmasna ncelik verilmekle birlikte, biyolojik eitliliin en
nemli unsurlarndan olan genetik eitlilik ve zel olarak da
tarmsal biyolojik eitlilik kaybna ulusal politikalarda
gereken nem verilmemektedir. Sebzenin sulanmas hepimizi
yakndan ilgilendirmektedir. ukurova ve GAP blgesindeki
topraklarn bir blm susuzluktan kavrulurken, bir blm de
fazla sulamadan giderek oraklamakta; ie yaramaz hale
gelmektedir (Algan, 2005). Tarm topraklarnn ama d
kullanm, gda gvenlii stndeki en byk tehdittir.
1980lerden beri yerleim amacyla tarm d braklan alan 450
bin hadr ve Trkiye toprak rezervi kalmayan 19 lkeden biridir.
Yanl tarm politikalar sonucu 2.5 milyon hadan fazla arazinin

593

ekiminden vazgeildii iin gda retimi dmtr (Kele ve


Hamamc, 1998:65). Tarmn yan sra, hayvansal gda retimi
de gerilemektedir. Fransa ile birlikte kendini besleyebilecek iki
Akdeniz lkesinden biri olaca ngrlen Trkiye, kresel
ekonomik politikalarn da etkisiyle, gda kaynaklar bakmndan
baml duruma gelmektedir. Tarmda kendi kendine yeten lke
olmaktan kp etten msra, yadan patatese kadar neredeyse her
eyi ithal eder duruma gelmi bulunmaktayz (Algan, 2005).
evre kirlilii; tehdit, tehlike ve risk oluturarak gdalar
da kirletmektedir. Dnya nfusunun hzl artna paralel olarak
evre kirlilii de artm ve buna bal olarak hava, su ve toprak
kirlenmitir. Kirli topraktan yetien rnleri tketen insanlar iin
ciddi anlamda riskler bulunmaktadr. Gvenli gdalar elde etmek
iin, hayvanlarn ve bitkilerin temiz ve salkl ortamlarda
yetitirilmesi gerektii vurgulanmaktadr. Gdalarmz, biyolojik,
kimyasal, radyoaktif kaynakl yollarla farkl ekillerde
kirlenmeye maruz kalmaktadr.
Biyolojik kaynakl kirlenme, daha ok besin
maddelerinin retildii, ilendii ya da sakland yerlerde ortaya
kmaktadr. Besinlere mikrop, virs ve parazit gibi hastalk
yapclarn bulamasyla oluur. Hibir artma ileminden
geirilmeden tarmsal sulama amacyla kullanlan evsel atk
sular besin maddelerinde kirlenmeye yol amaktadr. zellikle
salk koullarnn elverisiz olduu ortamlarda retilen besin
maddeleri, zararl bakterilerle kirlenmektedir. Unlu yiyecekler,
et, balk, tavuk gibi temel tketim maddeleri stten yaplm
rnler ve dier besin maddeleri biyolojik ynden ska
kirlenmektedir. Karasinek, fare ve kara bcekler, akta braklan
yiyeceklere gelmektedirler. Gdalarda mikroorganizmalar
tarafndan oluturulan hastalk vakalarnda Salmonella, koli
basili, parazitler gibi canllarn etkili olduu belirtilmektedir
(zdemir, 1997: 80, 132-134).
Kimyasal kirleticiler, teknolojik ilerlemeyle ok
yakndan ilgilidir. Gdalarda kimyasal maddelerin bulaanlar
ierisinde, toksik (zararl) maddeler; bitkilerde doal olarak
bulunan kimyasallar, veteriner ilalar ve evre kaynakl
bulaanlar eklinde zetlenebilir. Tarmsal amal kimyasal
gbre kullanm da kirlenmeye neden olur. Kullanlan yapay
gbreler, azot ve fosfor gibi kimyasal bileimlerden oluur.
Bilinsiz gbreleme toprakta azot ve fosfor birikmesine neden

594

olmakta ve topran yapsn bozmaktadr (zdemir, 1997:134140). Gbrelerin ar ve yanl kullanm sonucu, bitki
kirlenmesi ortaya kmaktadr. Gbreleme nedeni ile bitkilerin
biyolojik yapsnda oluan deimeler genellikle nitrat birikimi
eklinde ortaya kmaktadr. Ar azotlu gbre kullanm bu
bitkilerin sap ve yapraklarnda nitrat birikmesine neden
olmaktadr. Nitrat birikmesinin en fazla rastland bitkiler
spanak, marul gibi yapraklar yenen bitkilerdir. Nitratlar
zamanla eitli etkilerle zehirleyici nitrik bileiklerine
dnebilmekte ve bu da zehirlenmelere neden olabilmektedir
(Ertrk, 1996:56). Kimyasal kaynakl gda kirlenmesine neden
olan dier kirleticiler, bcek, zararl hayvan, yabanc ot ve
mantar hastalklarn denetim altna almak iin kullanlan
kimyasal bileiklerdir. Kimyasal kirlenmeye neden olan
kirleticilerin banda gelen tarmsal koruma ilalar (pestisit)
kullanm, ev ve iyerlerindeki haere ldrcleri, besin
maddelerine kararak kirlenmeye yol amaktadrlar. Bu
kimyasallar, bcekler iin olduu kadar dier canllar iin de
ldrc etkiye sahiptir. Toprakta kimyasal kirlenmeye neden
olurlar. Tarmsal mcadelede kullanlan bu bileiklerin bir
blm, suda, havada ve besinlerde birikerek uzun sre
kalabilmekte ve zehirli etkilerini devam ettirebilmektedirler.
Zehirleyici nitelikteki bu tr rnlerin btn dnyada kullanm
yasaklanmtr. lkemizde de bata aldrin, endrin, dieldrin, etil
ve DDT olmak zere otuz tr dolaynda pestisitin retim ve
kullanm yasaklanmtr. Kullanm izni bulunanlarn da zenle
kullanlmalar gerekir (zdemir, 1997:143-145). te yandan,
hayvanlarda kullanlan veteriner ilalarnn kalntlar, o
hayvanlar yiyenlere gemektedir (Baykut vd., 122-162).
Radyoaktif maddeler, herhangi bir nedenle yaylma
durumunda, bir sre sonra besin maddelerine de ulamaktadrlar.
Radyoaktif kirleticilerin, radyoaktif olmayanlara oranla 20
milyon defa daha fazla zehirleyici olduklar dnlrse, bu
maddelerle kirlenen besinlerin kirlilik derecesinin ciddiyeti daha
iyi anlalr. ernobil nkleer reaktr kazasndan sonra,
serpintilerle ok geni bir alana yaylan radyoaktif kirleticiler
birok besinin kirlenmesine neden olmutur. lkemizde de, bata
ay ve fndk olmak zere bir takm besin maddeleri radyasyon
kirlenmesine uram ve insan saln tehdit etmitir (zdemir,
1997:141-142). Biyolojik kaynakl olana gre, kimyasal kaynakl

595

gda kirlenmesi daha tehlikelidir ve ona gre de radyasyon


kirlenmesi daha tehlikeli saylr (Baykut vd., 1987:161-162).
Gda katk ve besin maddelerinin, gdalarn retildii
hammaddelerin kalitesini arttrmada ok dikkatli bir ekilde
kullanlmas gerekir (Akn vd., 2004:3-4; Ankara l Salk
Mdrl, 2012). Bata et rnleri olmak zere birok besin
maddesini koruma ve olgunlatrma amacyla kullanlan baz
nitrat bileikleri gibi kimi katk maddeleri ve vitaminler de gda
kirlenmesine neden olmaktadr (zdemir, 1997:143-145; Baykut
vd., 160). Raf mrn artrma amacyla ilerine katlan kimyasal
maddeler zararl olabilmektedir. Bunlardan besinlerin tat, koku,
grn ve dayankllklarn artrmak amacyla kullanlan
antiseptik ve antioksidan maddeler, barsaklardaki B vitamini
zmlenmesini nledii iin eksik beslenmeye neden
olmaktadr. Besin maddelerinin ambalajlarnn yapmnda
kullanlan baz kimyasal maddeler de kirlenme oluturmaktadr.
rnein, cva, kurun, kadmiyum bata olmak zere eitli
amalarla kullanlmakta olan birok ar metal gda kirlenmesine
neden olmaktadr. Bu tr maddelerle kirlenmi besinlerin
alnmasnn, bbrek st bezi rahatszlklar, kanszlk, doku ve
hcre bozulmalar gibi hastalklara yol at belirtilmektedir
(Baykut vd., 1987:122-162). Sebze ve meyvelerde verim artn
salamak iin bitki besin maddesi kullanlmaktadr.
lkemizdeki souk tip seralarda seyreltilerek kullanlan ve
hormon diye bilinen bitki geliim dzenleyicileri, hasada kadar
bitki bnyesinde paralanmakta ve insan sal asndan zararl
olmaktan kmaktadr. Meyve ve sebzelerde kullanlan bitki
geliim dzenleyicileri dllenme iin uygun olmayan koullarda
kullanldnda sorun olmaktadr. Hormon temelli 2.4 D
maddesinin sebze ve meyvelerde besin kirlenmesine neden
olduu saptanmtr. Alfatoksin gibi biyolojik kkenli
kimyasallarla DES (dietilstilbestro) ve dier sentetik hormonlar
da nemli kimyasal besin kirleticisidirler. Meyve ve sebze
reticileri, biber, ilek ve hyar gibi rnlerde hormon yok,
normal koullarda yetiiyor demektedirler. Ama gereinden fazla
kullanld, memeli domates, biber, ilek, kiraz, ii kof
patlcanlarda
gzlem
ve
incelemede
bile
kolayca
grlebilmektedir. Hormon temelli anabolizanlarn hayvanlarda
daha fazla et elde edebilmek iin gereinden fazla miktarlarda
kullanlmalar kimyasal besin kirlenmesi yapmaktadr (zdemir,

596

1997:146). Birlemi Milletler Gda ve Tarm rgt (FAO), bu


maddelerin retim ve kullanmn yasaklamtr.
Gdalarn kimlik yaplar zerinde yaplan deiiklikler
de ayr bir gda sorunu olarak ortaya kmaktadr (zdemir,
1997:80). evremizi istediimiz gibi biimlendirme ve bylece
bir lye kadar da olsa gelecekte evrimimizi denetleme
olanana sahibiz. Modern teknokratik toplum kendi karlarna
hizmet eden teknoloji trn gelitirmitir. Bilim insanlar
genetik mhendislii sayesinde bir canl organizmann
genlerinde depolanm olan bilgiyi deitirerek, gelecek
kuaklarn tayaca zellikleri biimlendirebilmektedir. Ancak,
bunun ne denli byk bir sorumluluk olduunun bilincine daha
yeni varlmaktadr. Genetik deneyler, ada teknolojinin nasl
hem yararl, hem de zararl olabileceini gstermektedir (Kele
ve Hamamc, 1998:39). Gen mhendisleri daha ok bakteriler
zerinde alarak tbbi ilalar retmeye almaktadrlar. Bu
almalar sonunda birok olumlu sonu alnm, ancak zararl
bitkileri ldrmek amacyla gelitirilen birok maddenin
bilinsizce kullanm nedeni ile olumsuz sonular da
olabilmitir. Bilim insanlar doay kopya etmeye, laboratuvarda
yapay yaam yaratmaya, ekeri, havucu, koyunu sentetik
yapmaya uramaktadrlar. Biyoteknoloji aracl ile DNA
yaps zerinde oynama yaplan ve deitirilen bitkiler ve
hayvanlar ile kar karyayz. Canl kopyalamann yan
etkilerinin ne olduu tam ortaya kmamtr. Bir biyoteknoloji
irketi, herhangi bir canlya ait bir genin ilevini aa kard
zaman o gen zerinde mlkiyet elde etmektedir. Ancak patent
sadece kullanlan teknie verildii iin, hibir kii ya da
kuruluun kendini yeniden retebilen bir canl organizma
zerinde mlkiyet hakk sahibi olamayaca, bunun adnn
biyolojik korsanlk olduu sylenmektedir (zdemir,
1997:143). Biyoteknoloji bizi tarm rnlerine baml olmaktan
kurtarmaya uramaktadr. Bu doal evreden, doal yiyecek ve
iecekten uzaklamak pahasna olmaktadr. Dnyada beslenme
ve alk sorununa kar yeni araylar olduu, Genetii
Deitirilmi Organizmalarn (GMOs Trkesi GDOlar) da
alternatiflerden biri olarak yer ald kaydedilmektedir. GDOlu
rnlerin hastala kar daha dayankl, raf mrnn daha uzun
ve bir ksm zellikler itibar ile insan salna daha faydal
olduu iddias ile retim yaplmaya allmaktadr. GDOnun
kullanld rnler, daha kaliteli rn elde edilmesi ve alkla

597

mcadele etme iddiasyla gelimi lkelerin piyasalarndan kp,


gelimekte olan lkelerin piyasalarna girmektedir. Pamuk,
patates ve msrn genetiinin deitirildii sylenmektedir.
Yakn zamanda bebek mamalarnda GDOlu pirin unu
kullanld saptanmtr. Gen teknolojisi kullanlarak elde edilen
gdalarn risk tad gr tm dnya lkeleri tarafndan kabul
edilmektedir. Bu tr rnlerin gvenilirliine ynelik pheler ve
itirazlar bulunmaktadr. evreci kurulular ve tketici dernekleri
bu konuda olumsuz dncelere sahiptirler. Kar gr
bildirenler, gdalar artyor, bu rnlerin sala zararl olduunu
gsteren bir kant ve henz ispat edilmi olumsuz bir durum yok
demektedirler. Ama gda miktar artsa da, GDOlu tarm, kendi
dndaki tm tarm ekillerini ve ekolojik tarm yok etmektedir.
Genetik yaps deitirilmi olan rnler, uzun vadede daha ciddi
sorunlar ortaya karabilmektedir. GDOlu olarak adlandrlan bu
tr rnler, kullananlarda alerjik etki yapabilmekte,
antibiyotiklere kar diren oluturan bakteri genleri tamakta,
karacierde birikmekte, genler zerinde etki yaparak kaltsal
bozukluklara, sakat doumlarn oalmasna neden olmakta ve
Trkiye pazarnda da dolamaktadrlar (Baykut vd.,1987:122162).
1930 tarihli 1593 sayl Genel Sal Koruma
Yasasnn (Umumi Hfzsshha Kanunu) 268-675 inci maddeleri
evre ve toplum salnn korunmasna ilikindir. Gerekli
hukuksal ve kurumsal altyapy oluturmak iin Tarm ve
Kyileri Bakanlnca 2004 ylnda 5179 sayl Gdalarn
retimi, Tketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hkmnde
Kararnamenin Deitirilerek Kabul Hakknda Kanun
kartlmtr (Ulu, 2009). Bu yasa gda laboratuvarlarnn
kurulmasn getirmi ve ulusal gda meclisi, HACCP sistemi
oluturulmasn ngrmtr. 1993 ylnda FAO/WHO
tarafndan tavsiye edilen gvenli gda salamann gvencesinin
korunmas iin en etkili sistem olarak HACCP (Tehlike Analizi
ve Kritik Kontrol Noktalar), gda zincirinde hammaddeden
balayarak her bir aamada tehlike analizleri yaparak, kontrol
ederek izleyen, herhangi bir sorunu henz olumadan nleyen
sistemin korunmasn salayarak belirli normlara uygun, gvenli
gda retimini ve tketiciye sunumunu salayan bir gda
gvenlii
ynetim
sistemidir
(Tanrverdi,
2008:18;
www.gidaguvenligi.org, 2013). 5179 sayl yasann eksik ve
yetersiz ksmlarnn dzenlenmesi amacyla ulusal bir

598

Biyogvenlik Yasas kmas beklenirken, 2009 ylnda Gda


ve Yem Amal Genetik Yaps Deitirilmi Organizmalar ve
rnlerinin thalat, lenmesi, hracat, Kontrol ve Denetimine
Dair Ynetmelik yaynlanm, GDOlu gda ve yemlerin ileme
ve tketim amacyla ithali, piyasaya srlmesi, tescili ve ihracat
yasaklanp bunlarn transit geiine ilikin usul ve esaslar
Bakanlka belirlenir denmitir. Ancak, ynetmelik, GDOlu
rnleri ithal etmek isteyen kii ve irketler iin basitletirilmi
bir izin sistemi getirerek gda ve yemlerde GDO kullanmn
serbest brakyor diye eletirilmitir. Trkiyede bu rnlerin
zerinde herhangi bir uyar bulunmamaktadr. retimine izin
verilmeyen GDO ieren tohumlar ve rnlerin Trkiyeye
girdiine ve hayvan yemi olarak kullanldna ilikin sylemler
bulunmaktadr. Yeterli denetim olmadndan onlar gda olarak
yiyor
muyuz,
yemiyor
muyuz
bilinmemektedir
(www.ekolojistler.org, 2009).
2010 ylnda 5996 sayl
Veteriner Hizmetleri, Bitki Sal, Gda ve Yem Kanunu
karlmtr. Yeni yasa ile gda sektrnde yetkiler AB
mevzuatna uygun olarak Tarm ve Kyileri Bakanlnda
toplanmtr. Kiisel tketim amal birincil retim gdalar bu
yasann kapsam dndadr. Yasa, hayvan sal ve veteriner
salk rnleri konusu esas alnarak hazrlanm olduu gibi bir
izlenim vermekte; gda gvenlii sadece bir alt balk olarak yer
almaktadr. Yasann beinci ksmnda, gvenli gda, gvensiz
gda, pheli gda, tketime uygun olmayan gda gibi terimler
aklanmamtr. Hlbuki bu terimlerin yoruma gerek olmakszn
net olmas gerekmektedir. Bakanlk yapaca resmi kontroller
karlnda cret alabilecek; denetim yetkisini zel sektre
devredebilecektir. Normal olarak, gda gvenlii bir kamu
hizmetidir ve cret alnmamaldr. AB yesi lkelerde gda
konusunda denetimler resmi kurumlarca yrtlmekte, herhangi
bir cret de alnmamaktadr (Artk, 2012).
Gda kirliliine yol aan etmenler, besinin gvenliini
tehdit etmekte, besinlerin salmz bozucu hale gelmesine
neden olabilmektedir. Gda kaynakl hastalklar, hem gelimi
hem de gelimekte olan lkelerde insan salnda, zellikle
ocuklar, yallar ve hamilelerde ciddi bir tehlike oluturmaktadr
(Ankara l Mdrl, 2012). Toksik gdalar- kanser ilikisi;
mikroplarla kirlenmi gdalar- bulac hastalklar balants ve
parazit bulam besinler-paraziter hastalklarn ortakln biz
henz yeni reniyor olsak da gda gvenlii yalnzca bizim

599

yaadmz bir sorun saylmaz. Uzun sredir, kresel bir soruna


dnm durumdadr ve her lkeyi ilgilendirmektedir.
Kontrollerin dikkatle yapld, hijyenik uygulamalarn zenle
izlendii lkelerde bile gda gvenlii sorunu yaanmaktadr.
Dnyann en gelimi gda gvenlii ve hijyen yntemlerinin
uyguland ABD, Almanya ve Japonyada ldrc olabilen
gda zehirlenmeleri grlebilmektedir (Mftolu, 2012).
ngilteredeki deli dana skandal halen hafzalardadr.
Tketiciler, gdalardan aldklar kimyasal, mikrobiyolojik veya
toksikolojik kaynakl bulamalarn neden olduu salk
sorunlaryla ok sk karlamaktadr. lkemizde de, zaman
zaman gda gvenlii krizleri patlamaktadr. nk bizde
maalesef ne reticiler, ne de tketiciler gda gvenliinin
nemini henz yeterince kavram deillerdir. Trkiye, son 2030 ylda nfusunun yaklak drtte kentlerde yaayan kentli
bir toplum haline gelmi bulunmakta ve kentleme hz kesmeden
srmektedir. Eski kk kasaba ve kentlerden mega boyutlarda
sebze, meyve, et, st, yourt, yumurta, bal, pekmez, reel tketen
byk metropollere youn bir g vardr. Bu deiim, yiyip
itiklerinin neredeyse tamamn kynde kendisine ait tarlas,
bahesi, kmesi, ahr, otla, merasnda reten insanlarn,
bakalarnn rettii gdalar tketir hale geldiini de
gstermektedir. Son gnlerde gndeme gelen sahte bal
tartmasnn arkasnda da aslnda bu byk toplumsal deiim
yatmaktadr (Mftolu, 2012). Ayn sorun, doal diye itiimiz
sular ve hazr iecekler vb. birok gda iin de sz konusudur.
rnein, ime suyu damacanalarnn bazlarndan, tekrar tekrar
doldurmaktan koli basili; meyve suyundan sinek kmtr.
Sucuk, eker, meyve suyu, zeytinya gibi gdalarn saf olmad,
baka malzemeler katld belirtilmitir. Her gn bir baka
ekilde gndeme gelen baz gda zehirlenmeleri, ishaller, kolit
gibi sorunlar, alerjik reaksiyonlar, metabolizma hastalklar vb.
gibi gncel salk sorunlarnn arkasnda, bayatlama ve yiyecek
ve ieceklere karan zararl maddeler, mikroplar vardr. Yaz
aylarnda sklkla karmza kan gda zehirlenmesi, kullanm
sresi gemi bozuk rnlerden de olabilmektedir. Taklit ve
sahte rnde ne yazk ki dnya ncs olan Trkiyede en
byk tehlike salk asndan gda alannda yaanmaktadr. Her
trl gda maddesinin sahtecilii yaygn biimde devam etmekte
ve lkemizde adeta bir gda terr yaanmaktadr (Oran,
2014).

600

Gda konusu tarm ile balamaktadr. Gda gvenliini


salamak amac ile 2002 ylnda Avrupa Birlii ierisinde
bamsz bir kurulu olan, Avrupa Gda Gvenlii Otoritesi
(EFSA) oluturulmutur. Tarm ve gda politikalarmz
ABliine uygun olarak yeniden oluturulmaya allmaktadr
(Akbyk ve Gaziolu, 2006). Gda gvenlii, sadece tketim
aamasnda deil, retim, ilenme, datm, depolanma ve sat
srelerini de kapsamaktadr. Gvenilir besinin elde edilebilmesi
iin, hasattan tketime kadar geen tm aamalarda besinin
eitli kaynaklardan kirlenmesinin nne geilmelidir. Gda
gvenliinin, tm gda zinciri boyunca, insan saln tehdit
eden fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklerin gerekli nlemler
alnarak engellenmesi veya insana zarar vermeyecek minimum
dzeye indirgenmesi gerekir. Devlet, ynlendirici ve denetimci
olmaldr (Bilici vd., 2006:1; Ataman, 2011). Sulama ve
kirlenmeye, sala uygun olmayan gdalara kar gerekli
denetimlerin yaplmas gerekmektedir. Gda gvenlii timleri
oluturarak, her trl yiyecek-iecek sistematik bir ekilde
denetlenebilir (Mftolu, 2012). Fazla gbre ve sudan, fazla
bitki besin maddesinden ve bcek ilacndan uzak durulmaldr.
Bu zabta denetimlerinin tesinde bir eydir. Gda hijyeni ve
gvenlii, ok hassas bir konudur. Halk bilgilendiren,
tereddtleri gideren aklamalar gecikmeden yaplmal, halk
saln hie sayarak, bal toz ekerden, sosisi, sucuu krmz
etten ucuza satan, daha ok rn alaym diye sebzeyi meyveyi
gbre kimyasallarnn, tarm ilalarnn adeta deposu haline
getiren, eti, st, antibiyotik ve hormon haplarna evirenlere izin
verilmemelidir (Mftolu, 2012). nsan sal ile oynayan gda
sahtekrl kazan kaps olmutur. rnein, baklavann iine
ezilmi bezelye veya normal fstk katlarak Antep fstkl
baklava diye daha ucuza satlabilmekte; metil alkolden sahte iki
yaplmakta;
kiremit
tozlar
toz
bibermi
gibi
pazarlanabilmektedir. tiimiz stn, meyve suyunun, kolann,
suyun retim izni var m? Yenilen sebzenin suland su, ald
gbre sala uygun mu? Genetii bozulmu rnler pazara
sunuluyor mu? retim tarihi gemi rn veriyorlar m? Toplam
kalite ynetim sistemi dorultusunda, retimden tketim
aamasna dzenli kontrol edilmelidir. Avrupa Birlii, atklarn
kart su ile sulanan sebzelerin retilmesini, satlmasn, ithal
edilmesini yasaklamtr. Oysa bizde sanayi ya da kirli su
atklarnn karmad akarsu yok gibidir. rnein, Ergene

601

nehrinin zehir aktt, bu zehirlerle tarla suland yllardr


haberlere kmaktadr (www.ntv.com, 2012). Yediimiz, itiimiz
rnlerin neredeyse tamamna yakn AB standartlarnn ok
tesindedir. Sebze ve meyvelerde hormondan ziyade, tarm
ilalarnn bilinsiz kullanm gndeme gelmektedir. Verim
artrmak amacyla et retimi ve sebzecilikte kullanlan
hormonlardan dnyada yasaklanm olan DES tr hormonlarn
kullanlmasndan kesinlikle kanlmaldr (zdemir, 1997:143145).
Sorunun zm yeni gda yasasnn eksiksiz
uygulanmasndan geer; ama mevzuatn sorunu zmeye tek
bana yetmeyeceini bilmek gerekir. Asl zm bilinli
tketici olmaktr. Tketiciler zorunlu olmadka katk maddeli,
hormonla
ekil
bozukluuna
uram
besinleri
tketmemelidirler. Eer ayet kullanmalar gerekiyorsa, besinleri
kirletmeyen katk maddeleri tercih etmeye zendirilmelidir.
Sala uygun, kullanm sresi dolmam, yeil etiketli, gda
denetimi yaplm rne ynelmek gerekir. Tarmsal rn
ihracatmzda nemli bir pazar olan Avrupa Birlii lkelerinin
GDOlu rnlere gemiteki kadar kat bakmad, daha esnek
bir tavr taknd, lkelerinin muhalefetlerinde bir azalma
olduu kaydedilmi olsa bile, bu lkelerdeki tketiciler,
karaca salk sorunlar nedeniyle bu rnlerin tketimine
olumlu yaklamamaktadr. GDOlu rnlerin Trkiyeye
geliigzel sokulmasn nlemek amacyla bir kontrol
mekanizmasnn oluturulmas gerekir. Gda iletmeleri ve
gdayla ilgili tm birimler srekli denetlenmelidir (Karakaya,
2011). Genetik yaps deitirilmi (transgenik) rnlerin
tketiciler tarafndan tercihi ve halkn kabul de olayn bir dier
sosyo-ekonomik boyutudur; tketicinin ne yediini bilmesi ve
tercihini ona gre yapabilmesi iin bu rnlerin
etiketlendirilmeleri zorunlu tutulmaldr. GDOlu rnler ile sz
konusu rnler kullanlarak retilen gdalarn zerinde lkeye
girdiinde, ne olduklarn belirten etiketler olmaldr. Tketici
kendi seimini yapabilmelidir (Akn vd, 2004:10). Tarmsal
retimin doal evrelerine sayg gstermek, fiyatlar pahal olsa
da, yapay tarm yerine organik tarma ynelmek en salklsdr.
SONU VE DEERLENDRME

602

Gvenlik, toplum yaamnda yasal dzenin aksamadan


yrtlmesi, kiilerin korkusuzca yaayabilmesi, emniyeti
anlamna gelmektedir. Dnya yeni bir aa yeni gvenlik algs
ile girmi; ulusal gvenlik ulus stne tanmtr. Bu yeni
gvenlik algs ierisinde, kresel snma, enerji arznn
devamll, etnik atma, terrizm, iletiim gvenlii, kentsel,
evresel gvenlik ve salkl gda sorunlar vb. birok alandaki
yeni gvenlik endieleri, lke btnlnn gvenlii
kavramnn zerine kmtr. Daha nce gvenlik
tartmalarnda, hi anlmayan, olduka snrl bir yere sahip olan
insani ve ahlaki sorunlar ve evresel konular, imdi merkezi bir
konuma gelmi bulunmaktadr. Kresel evresel ykmn ngr
olmaktan kp, iklimin deitii, doal yaamn yok olduu,
tketim anlaynn hayatmz kaplad, genlerin dahi kontrol
edilebildii bir dnemde, sava ve iddet giderek artmakta, yok
etme kltr tm dnyaya egemen olmaktadr.
evresel gvenlik, dnyadaki yaam etkileyen temel
alanlardan biri haline gelmitir. Son dnemlerde tm canllarn
geleceini tehdit eder bir dzeye ulamtr. En gzel tarm
arazileri nce sanayileme ve kentleme, sonra turizm adna
yamalanm; kalanlar bilinsiz gbreleme ile hormonlanm ve
ila yna yaplm, ormanlar, meralar yok edilmitir. lerleyen
kentleme dorultusunda, evresel riskler de artmaktadr.
evreye zarar veren olaylarn etkileri belirli bir blge ile snrl
kalmamakta, kresel etkiler dourmaktadr. Bu balamda,
evresel gvenlie ynelik kresel bir bak as oluturulmas
zorunluluu domu; evre korunmas btnleik yaklamlarla
salanmaya allmtr. evresel gvenlik alanna giren en
nemli sorunlardan biri gda sorunudur. Gda gvenlii,
evresel gvenlik bakmndan ncelikli sorunlardan biri
olmutur. Gda gvenliinin neredeyse her gn gndeme
gelmesinin nedeni; her gn gda almak durumunda olmamz ve
salmz dorudan ve derinden etkiliyor olmasdr.
Gda gvenliinin, gda retiminin tm aamalarnda ve
uygulanan tm ilemler iin geerli bir konu olduu
dnlmektedir. Gda gvenlii asndan, tarmsal ila, yapay
gbre ve hormon kullanm ok nemli bir sorun alan
oluturmaktadr. Gda kaynakl hastalklar mikrobiyolojik,
kimyasal ve fiziksel etkiler sonucunda olumakta; bunlara
GDOlar ve denetimdeki yetersizlikler de eklenince sorun daha

603

da bymektedir. GDOlar, yalnzca gda gvenlii bakmndan


deil; biyolojik gvenlik asndan da ciddi tehlikeler
tamaktadr. Gda gvenliinde etkinlik ve baar, hep birlikte
hareket etmekle salanr. Gda gvenlii iin denetimin en
nemli koul olduu bilinmektedir. lkemizdeki gda denetim
mekanizmas, yeniden gzden geirilmeli, hzl, etkin ve
caydrc bir mekanizma kurulmaldr. evre ve gda alannda
uzmanlk mahkemeleri kurulmaldr. Salksz retim yapanlarn
engellenmesi iin, caydrc cezalarn yeterince uygulanmas
gerekir. Bunlar yaplmad srece, Trkiyede gda
gvenliinden bahsetmemiz mmkn deildir.

604

KAYNAKA
AKBIYIK, Y. ve GAZOLU, Z. (2006). Genel Gda Kanunu
Gda Gvenlii, Power Point Sunu, TESK, PHARE
Destek Program Avrupa Birlii.
AKIN, N., KARAKAYA, M. ve KEF, S. (2004). Biyogvenlik
ve Gda Gvenliinde Temel Yaklamlar,
http://www.zmoizmir.org.tr/index.php?option=com,
03.12.2012.
AKSOY, E. (2009). Su ve Gvenli Kent Yaklam, 15 ubat,
http://www.benliseda.com. 05.11.2011.
ALGAN, N. (2002). Trk Boazlarnda evresel Gvenlik,
Mlkiye Dergisi, Cilt: XXVI, Say: 234, MaysHaziran, 21-34.
ALGAN, N. (2005). Kirlilikten Ulusal Gvenlie, 03 Ocak
http://www.yesilufuklar.info/rec-bulten/recturkiye/640, 05.10.2011.
ANKARA L SALIK MDRL (2012). Salkl Gda
Gvenlii, http//www.asm.gov.tr, Power Point Sunu,
03.12.2012.
ARTIK,

N. (2012). Yeni Gda Yasas Hakknda


Deerlendirme, Power Point Sunu, Ankara
niversitesi.

ATAMAN, P. (2011). Gdalarmz Ne Kadar Gvenli?, 20


Aralk
TMMOB,
http://www.haberturk.com/etiket/petek_ataman,
10.10.2012.
BARNETT, J. (2003). Security and Climate Change, Global
Environmental Change, Vol. 13, No 1: 7-17.
BARNETT, J. and DOVERS, S. (2001). Environmental
Security, Sustainability and Policy, Pacifica Review:
Peace, Security and Global Change, Vol.13(2): 143156.
BAYKUT, F., AYDIN, A. ve BAYKUT, S. (1987). evre
Sorunlar ve Korunma, , Mhendislik Fakltesi
Yaynlar, stanbul.

605

BECK, John M. (1990). evre ve nc Dnya, (ev.)


CANATAN, K., Endls Yaynlar, stanbul.
BLC, S., UYAR, M. Fatih, BEYHAN, Y. ve SALAM, F.
(2006). Besin Gvenlii, Salk Bakanl, Sinem
Matbaaclk, Ankara.
BUZAN, B. (1991). People, States and Fear: An Agenda for
International Security Studies in the Post-Cold War Era,
Harvester Wheatsheaf.
CAL, H. (2010). evresel Gvenliin Snraan Boyutlar,
Yerelden Kresele Snraan Sular, Polis Akademisi
Yaynlar, Ankara, 235-254.
CEYHAN, N. (2012), Dnyann Durumu ve Gda Gvenlii
Power Point Sunu, Tema Vakf, Konya.
EVRE KANUNU, Kanun No: 2872, Deiik Madde:
26.04.2006- 5491.
DABELKO, Geoffrey D. & DABELKO, David D. (1993).
Environmental Security: Issues of Concept and
Redefinition, Occasional Paper, No.1: 3-13.
DALBY, S. (2008). Gvenlik ve evre Balantlarna Yeniden
Bakmak Uluslararas likiler, Cilt 5, S.18, 179-195,
http://www.uidergisi.com/wp-content/pdf , 03.12.2012.
ECKERSLEY, R. (2005). Ecological Security Dilemmas, New
Envronment
Agendas
II,
Chapter
8http://www.arts.monash.edu.au/ncas/ 28.02.2006.
ERTRK, H. (1996). evre Bilimlerine Giri, Uluda
niversitesi Yaynlar, Bursa.
FREVEL, B. (2006). Urban Safety, German Policy Studies Vol
3, No:1, Almanya, 1-18.
GRMEZ, K. (1997). evre Sorunlar ve Trkiye, Gazi
Kitabevi, Ankara.
http://www.asm.gov.tr, 2012.
http://www.ekolojistler.org, 2009.
http://www.gidaguvenligi.org/gida.php?hijyeni=gidaguvenligi,
2013.

606

http://www.ntv.com, NTV Yeil Haber, Ergene Zehir Akyor,


2012.
http://www.yenibilgiler.com/gida-nedir, 2013.
KARAKAYA, M. (2011). evre Kirlilii, Gdalar Da
Kirletiyor,
gidapolitikasi.blogspot.com/2011_12_01_archive.html,
06.11.2012.
KAYPAK, . (2012). Gvenlikte Yeni Bir Boyut; evresel
Gvenlik, ABBF Ekonomik ve Sosyal Aratrmalar
Dergisi, 20. Yl zel Says, 8(8): 1-22.
KAYPAK, . (2013). Ekolojik Ayak zinden evre Barna
Bakmak, Nobel International Journals, Spring 6 (1):
154159.
KELE, R. ve ERTAN, B. ( 2002). evre Hukukuna Giri, mge
Yaynlar, Ankara.
KELE, R. ve HAMAMCI, C. (1998). evrebilim, mge
Yaynlar, Ankara.
KELE, R. ve HAMAMCI, C. (2005). evre Politikas, mge
Yaynlar, Ankara.
KOER, G. (2005). Souk Sava Sonrasnda Uluslararas
Gvenlik Ortam ve Trkiyenin Ulusal Gvenlii,
Stratejik Aratrmalar Dergisi, Genelkurmay Denetleme
Bakanl Yaynlar, Yl: 3, Say: 5: 286-305.
MASLOW, A. (1968). Motivation and Personality, Harper
Publishing, New York.
MFTOLU, O. (2012). Gda Gvenlii nemli Bir Konu,
Hrriyet Gazetesi 2 Nisan.
ORAN, U. (2014). http://www.internethaber.com/tavuk-etinicamasir-suyu-ile-beyazlatiyorlar-632066h.htm, 18-012014.
ZDEMR, . (1997). Temel Ekoloji Bilgisi ve evre Sorunlar,
Hatipolu Yayn, Ankara.
PORTER, G. & BROWN, Janet W. (1991). Global
Environmental Politics, Westview Press Inc. San
Francisco.

607

SHAW, Brian R. (1996). When are Environmental Issues


Security Issues?, Report of the Environmental Change
and Security Project of the Woodrow Wilson Center
Issue, 39-44, http://www.aepi.army.mil/, 03.10.2006.
TANRIVERD, T. (2008). ISO 22000: 2005 HACCP Gda
Gvenlii Ynetim Sistemi Temel Eitimi, Power
Point Sunu, 08.10.2012.
TDK (Trk Dil Kurumu) (2012). http://www.tdk.gov.tr,
07.11.2012.
TOPRAK, Z. (2001). Yerel Ynetimler, DE Yayn, zmir.
TRKYE EVRE SORUNLARI VAKFI (1989). Ortak
Geleceimiz, Dnya evre ve Kalknma Komisyonu
Raporu, TSV Yayn, Ankara.
UURLU, . (2006). Trkiyede evresel Gvenlik
Balamnda
Srdrlebilir
Enerji
Politikalar,
Yaynlanmam Doktora Tezi, A Sosyal Bilimler
Enstits, Ankara.
ULU, H. (2009). AB Gda Gvenlii Politikas Power Point
Sunu, zmir l Tarm Mdrl, zmir.
WORLD WILDLIFE FUND (2004). Living Planet Report,
http://www.panda.org/downloads/ general/lpr2004 pdf,
07.08.2012.
YAVUZ, C. (2010). Gvenlik Kavramnn ok Boyutlu Yeni
Anlamlar,
Gvenlik
Stratejileri,
http://www.turksam.org/tr/a1997.html. 09.10.2011.
YNC, F. ve YNC, M. (1996). evre ve nsan, Ync
Yayn, Ankara

608

OTURUM TEMASI
YNETM TARTIMALARI

I. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. aban STEMBLKBAI
Egemenlik Tartmalarna Dair: Leviathana Geri Dn m
Kaos mu?
Yrd. Do. Dr. Fatih ERTUGAY
Modernitenin Siyasal Krizi ya da Kararcln nlenemeyen
Ykselii
Yrd. Do. Dr. Salih AKKANAT
Modernizmin Kapatmac Kurumlarndan Postmodernizmin
Masalc Kurumlarna: Sosyal Bilimlerin Merulatrc
levi
Yrd. Do. Dr. kran GLBAI
Trk Devletlerinde Demokratik Motifler
Yrd. Do. Dr. Kadir KASALAK
21. Yzyl'da Sosyal Alar - Siyasal Davran likisi zerine
Teorik Bir Aklama abas
Yrd. Do. Dr. Hamza Bahadr ESER
Ar. Gr. mer GLER

609

610

EGEMENLK TARTIMALARINA DAR:


LEVATHANA GER DN M KAOS MU?
Yrd. Do. Dr. Fatih ERTUGAY
ZET
Devlet, zerinde srekli tartmalarn srd bir konu
ve alandr. Bu tartmalardan biri de devletin egemenlik iddialar
ve devletin formudur. Gnmzde dnyann eitli blgelerinde
kendisini gsteren ve devlet kart bir tutumdan g alan kitle
hareketleri, sz konusu tartmay derinletirmekte ve devletin
geleceine ilikin sorgulamalar merkezi hale getirmektedir.
alma bu tartmalar erevesinde, devletin geleceine ilikin
muhtemel seeneklerden ikisi olan kaos ve mutlak/muktedir
egemen ihtimalleri zerine bir deerlendirme yapmay
amalamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Egemenlik, Leviathan, Kaos,
Kitle, Ulus Devlet, J. Bodin, T. Hobbes.
DISCUSSIONS ABOUT SOVEREIGNTY: DOES THE
NEW LEVIATHAN OR CHAOS?
ABSTRACT
The state is discussed topic in a continuous manner. One
of these discussions are claim sovereignty of state and form of
state. Nowadays mass movements that occur in various regions
of the World and arise from an attitude of anti-state are deepen
the debate. Additionally interrogations related to the future of the
state is increasing. Within the framework of this discussion the
study aims to make an assessment on two possibilities that is
associated with the state's future. These is chaos and absolute/
powerful sovereign as two possibilities.
Key Words: Sovereignty, Leviathan, Chaos, Mass,
Nation State, J. Bodin, T. Hobbes.

Nuh Naci Yazgan niversitesi, BF, fertugay@hotmail.com

611

GR
Doru sorunlara yanl zmler, hem kuramsal olarak hem de
pratikte, o sorunlar grmezden gelen ya da es geen
yanl ynlendirilmi bir abadan daha deerlidir.
Gianfranco Poggi
Bodinin kavramsallatrmasndan beri mutlak, bir,
blnemez ve sreklilik zellikleriyle tebarz eden egemenlik
siyasetin deimez kavramlarndan ve tartma konularndan biri
olmutur. Her ne kadar kreselleme, ulus st kurulular, ok
uluslu irketler, uluslararas kurulular ve benzeri yaplarn
ortaya kmas ve ulus devletlerin snrlarnn anmasyla
birlikte klasik egemenlik anlaynn artk btnyle geerli
olmad iddia edilse de, egemenlik hl ulus devletlerin asli
unsurlarndan biridir. Fakat yirmi birinci yzyln ilk eyreinin
iinde
bulunduumuz
gnlerinde
dnyann
deiik
corafyalarndaki kitle hareketleri, ulus devletin ve siyasal
iktidarlarn egemenlik haklarn ve snrlarn yeniden tartmaya
amtr. Egemenliin kayna olan halk, bu kaynakl tekrardan
hatrlamaya almakta; iktidarn ileyi biimini, snrlarn,
sorumluluklarn yeniden sorgulamaya balamaktadr. Nitelii,
nelii ve nasll baka bir tartmann konusu olan ve burada
deinilmeyecek olan sz konusu kitle hareketleri henz bir
kresel fenomen haline dnmemi olsa da, geen yzyldaki
teorik tartmalarn brakt yerden devam ederek, teori-pratik
geikenliinde farkl bir noktaya evrilme potansiyeli
tamaktadr.
alma egemenlik ve siyasal katlm kavramlar
erevesinde bu potansiyelin muhtemel ynlerinden yalnzca
ikisi zerinde deerlendirmelerde bulunmay amalamaktadr.
Bu iki ynden ilki, on sekizinci yzylda belirmeye balayan ve
on dokuzuncu yzyl ile yirminci yzyln balarnda nihai
noktasna ulaan mutlak egemen ulus devlete yani Leviathana
geri dn; dieri ise onun tam zddnda yer alan dzensizlik ya
da kaos hali. Sz edilen iki ihtimal tartlrken modern
egemenliin teorisyenleri olan Bodin ve arlkl olarak
Hobbesun konuyla ilgili grleri, tartmann balam
ierisinde yeniden ele alnacaktr. zellikle Hobbesun egemen
ve egemenin yokluu ile ilgili savlar zerinde daha
derinlemesine durulacaktr. Sonu olarak alma, dier
ihtimaller arasnda iki uta yer alan iki durumu analiz ederek,

612

olan ve olabilecek olana dair aklamalar getirmeyi, bir


sorgulama yapmay amalamaktadr.
Bu sorgulama ve aratrmann isel nitelikli bir
deerlendirme olduunu, yani ulus-devletin egemenlik yitimi
veya amnn isel dinamiklerini ele aldn/almaya altn
belirtmek gerekir. Her ne kadar, sz konusu egemenlik
yitimi/amnda dsal faktrler ok daha gl bir ekilde
belirleyici olsalar da, yer yer temas edilmekle birlikte almada
ayrntl bir incelemeye konu olmayacaklardr. Ayrca
belirtilmesi gereken baka bir husus da, burada ele alnan
tartmann Pogginin de belirttii gibi modern devletin, siyasal
iktidar retme ve bunu koruma, harekete geirme, gzlemleme
ve denetlemenin tek yolu ve hatta en iyi yolu olduunu anlatmak
ya da ele almak ve bunun karsndaki alternatiflerin
geersizliini ispat etmek olmaddr. Amalanan modern
devletin ileyi biimine yneltilen eletiriler ve itirazlar
erevesinde, olas alternatifler ierisinde iki tanesine dair siyaset
felsefesinin deerlendirmeleri erevesinde projeksiyon
tutmaktr.
1. KLASK EGEMENLK TARTIMALARI
Egemenlik, dnyevi bir alanda modern bir kurguyla,
Yasa ve uygulama arasndaki ilikinin ya da bir siyasal iktidar
ilikisinin kurulmasdr, der Akal. Bu, devletin o zamana kadar
grlmedik bir tekilikle farkl g odaklarna yannda yer
vermeyen bir g temerkz ile ortaya kmasdr. Devlet artk
Birdir (Akal, 2005: 16). Devleti bu nitelii ile yani dnyevi
alanda yeni bir ilikiler sistemi ierisinde dnlmesini
mmkn klan dnr ise Machiavellidir. Machiavelli, bu
ynyle modern siyasal dncenin balang annda durmakta,
yeni bir anlayn haberciliini yapmaktadr. Zira Machiavelli,
domakta olan modern devletin tek ve blnmez iktidarn
engelleyen Ortaadaki papa ve imparatorun ikili iktidar yerine,
tek, mutlak ve blnmez iktidar tanmnn olumasnn ilk
aamasdr. Bu dnm dneminin dnr olan Machiavelli
siyasal iktidarn niteliklerini, kar ilikilerini, ama olan iin
siyasal iktidarn bir ara olarak kullanlmas gerektiini dile
getirerek (Cassirer, 1984: 141), modern devletin plak doasn
resmetmi; bylece devleti salt dnyevi bir alanda dnebilmeyi

613

mmkn klmtr. Bu yeni dnem ayrca siyasal iktidara


rasyonel gerekeler ve meruiyet kaynaklarnn aratrld bir
dnemdir. Eskinin mitolojik, dinsel ve doast meruiyet
yasalar yenian aydnlanmac akl karsnda tutunamamtr.
Machiavellinin insan devletin otoritesi ve disiplini altna alarak,
neyin iyi neyin kt olduunu artk devletin belirleyecei;
eitim, din, insan ve ekonominin kendi bana bir erek olmayp
siyasal iktidarn bir arac olduu sylemi, modern iktidarn
devletini haber vermektedir (Aaoullar ve Kker, 1991: 194).
Machiavelli, tm yeniliine ramen egemenliin en
nemli iki boyutundan biri olan sreklilii dnememitir.
Hangi hakla ya da ne adna ynetiyorsun sorusuna artk
dnyevi bir alanda cevap aranmaktadr. Baka bir anlatmla
siyasal iktidarn merulatrc unsuru olan ilkenin, dnyevi bir
alanda olumas, Jean Bodinin sreklilikle ve ayn zamanda
blnmezlikle beslenen egemenlik kavramyla balayacaktr
(Akal, 2005: 16). Machiavellinin bireyi ve toplumu siyasal
iktidarn arac klan, topluma gvensizlik duyan, egemeni
mutlak, snrsz, bir ve btn olarak tanmlayan, ahlaki ve
kltrel yaamn evrensel meruiyet ilkeleri yerine siyasal
iktidarn birlii ve btnln nceleyen, ortak iyi ilkesini salt
egemenin iradesine brakan, egemeni snrlandracak hibir gc
kabul etmeyen, ama-ara ilikisinde zor, bask ve gc
nceleyen, itaat olgusunu pasif bir boyun emeye dntren
devlet anlay, Bodinin sreklilik ilkesiyle glenerek
srecektir. Bodin, bu balamda siyasal iktidarn sreklilii iin
egemen gce deil egemenlik olgusuna atfta bulunur. Egemen
lml iken egemenlik lmszdr. Bu, modern devletin
kurumsallamas ve srdrlebilir bir egemenlik araynn
habercisidir (etin, 2002: 3).
Bodinle birlikte egemen, sadece somut bir bedeni deil
ayn zamanda kurumsallam siyasal iktidarn meruiyet
bedenini temsil eder hale gelmektedir. Kral ld, yaasn kral
ifadesi egemenliin bir bedensel var oluu deil srekli var kl
anlatmak iin sylenmitir. Siyasal beden mutlak, blnmez, bir
ve ayn zamanda lmsz ve sreklidir. Buna karn meruiyet
ise hl dsaldr ve iktidarn dndaki bir gerekliin dinsel ve
mitolojik onamasna muhtatr. Meruiyet hl, dinin kutsal ve
mutlak gcnden siyasal iktidar beslemeye devam etmektedir.
Bu srecin kesilip tm geleneksel meruiyet kaynaklarndan

614

kurtulmu bir modern devlet kuramnn gereklemesi iin


toplum szlemesi teorilerini ve zellikle de Hobbesu beklemek
gerekir (Aaoullar vd., 1994: 56). Toplum szlemesi ile
devlet, artk insanlarn ortak bir iradeyle beliren rzalarndan
doacaktr. Bu, bir bamllk ilikisidir, kalabaln szlemeyle
bir kuruma dnmesidir ve szlemeyle oluturulan kamusal
gcn, bireylerin tm stnde siyasal-hukuksal stnlk
kurmas anlamna gelmektedir. Bylece egemen g yalnzca
toplumdan kaynaklanmakta; devleti aabilecek stnlk
odaklar, zellikle de yasama ve yarg organlar reddedilmekte;
devletle ulus arasnda kurulacak yeni bir meruiyet ilikisi
erevesinde, egemenlikle ifade edilen da kapal bir alan
yaratlmaktadr (Akal, 2005: 17).
Yalnzca toplumdan kaynakl hale gelen egemen g
yani devlet, toplum iindeki kk birimleri kendi ierisinde
eriterek ve Kiliseyi dlayp laikleerek bydnde, bu
yaplanmann tehlikeye girmemesi iin, ncelikle yeniden
blnmeye yol aabilecek atmalara engel olmaya alr.
Gerektiinde zorla dzeni, huzuru ve gvenlii salar. Her trl
kavgann, etnik atmalarn, sosyal kmeler aras
anlamazlklarn, farkl hukuksal dzenlerin stesinden gelir.
Farkl kimlikler yerine, daha soyut bir ulusal kimlik ina eder
(Akal, 2005: 18). Hobbes, devletin, da kapal bu egemenlik
alannda teki bir mantkla ilemesini gvensizlik ve korku ile
gerekelendirir. Mutlak iktidarn mutlak kuruculuunu savunan
Hobbes iin bireyin ve toplumun z kavga, sava, gvensizlik
ve kaostur. O, insann doasnda temel kavga nedeni kefeder;
rekabet, gvensizlik ve an-eref tutkusu. Birincisi insanlar
kazan iin, ikincisi gvenlik iin, ncs hret iin mcadele
etmeye iter (Hobbes, 1993: 94). nsanlarn doutan eitlii
gvensizlie, gvensizlik ise savaa yol aar. Devletin olmad
durumda herkesin herkese kar daima sava hali vardr. nsanlar
bu durumdan kurtaran ey bir szleme ile doal durumdaki tm
haklarn bir egemene devretmeleridir (etin, 2002: 4).
Hobbes toplumsal szlemeye/meruiyete sadece
devletin kurulu aamasnda gerek duyar. Bu anlamda meruiyet
sadece devleti kuran bir ilkedir. Ama devlet kurulduktan sonra
bu ilkenin siyasal iktidar snrlandrabilme korkusuyla meruiyet
ortadan kaybolur (etin, 2002: 5). Meruiyet artk kurulu
iktidarn egemenlik ilkesinin mutlakl, birlii, sreklilii

615

ve blnmezlii gerei egemenin uhdesindedir (Hobbes, 1993:


131-136). nk Hobbesa gre egemenlik bireysel kudretlerin
toplamn egemenin kendi iradesine gre kullanmak yetkisidir
(Hobbes, 1993: 68).
Uyruklar egemenin karar ve eylemlerine kendi eylem ve
kararlar imiesine boyun eecek, itiraz etmeyecek,
eletirmeyecek, uyruklar iin neyin gerekli olduuna egemen
karar verecek, hangi eylerin uyruklardan kime ait olduuna
egemen karar verecek, yarglama ve anlamazlklar zme hakk
egemene ait olacak, iyi, kt, yasal, yasal olamayana egemen
karar verecek, uyruklara hangi dncelerin retileceine,
kanlarn denetlenmesine, kimlerin halk topluluklarnn
karsnda hangi durumlarda ve nereye kadar konumalarna izin
verilecei ve btn kitaplardaki dnceleri yaymlanmalarndan
nce kimin inceleyeceine egemen karar verecek, dl ve ceza,
eref veya payeyi egemen verecektir (Hobbes, 1993: 131-136).
nk egemen g yokluu kadar zararl deildir (Hobbes,
1993: 135). Kurucu iktidar teorilerinin en nemli ilkelerinden
birisi olan gvenlik kaygs ve kaos korkusu Hobbesda doruk
noktadadr. Hobbes egemen g yokluunu tam bir kaos, kargaa
ve sava durumu olarak tasvir eder. Bylece daha iyiyi ifade eden
Leviathana, itaat merulatrlr. Bu meruiyet dnyasnda tek
dnen, tek karar veren, tek yasa yapan, tek reten, tek yneten
egemendir. Uyruklarn tek grevi, ki bu yapda haktan bahsetmek
olanakszdr, kendilerini kaos ve savatan kurtaran bu lml
tanrya yani devlete minnet edip itaat etmeleridir (etin, 2002:
6). Egemen, iyi-kt, doru-yanl, hakl-haksz gibi tm
ayrmlarn tek belirleyicisidir. Uyruklar yasann hakll ya da
hakszl konusunda deerlendirme yapamaz; szlemeyle,
bedensel varln ya da kamusal gc tehdit edenler dnda,
btn yasalara uymay kabul etmitir (Akal, 2005: 97). Bylece
Hobbesun egemeni, mantksal olarak ortaya km demektir ve
ona hkim olan g ve meruiyet artk rasyoneldir. Bu
rasyonellik, tek tek bireylerin aklndan daha akn ve daha gl
bir akl olan kurucu iktidarn mutlak akldr (etin, 2002: 6).
Machiavelli, Bodin ve Hobbes izleinde ekillenen
egemenlik kuram, siyasal iktidar kullananlarn, nihai noktada
Tanr deil de toplumun temsilcileri olarak belirdii bir
formlasyonu ierir. Mutlak, blnemez ve srekli bir en stn
buyurma gcn ifade eden egemenlik, nce kral-devlette tek bir

616

kiiye yani monarka; daha sonra da onu, temsilcileri aracl ile


kullanan ulusa verilmi, kaynan ondan alr hale gelmitir.
Egemenlik artk moderndir. Baka bir anlatmla nce
egemenliin (en stn buyurma gcnn) kayna dsal bir
alandan, gkyznden yeryzne indirilmi, sonrasnda
buyurma ve uygulama gc kraln ahsnda bir araya getirilmi
(kral-devlet), en sonunda da szleme kavram ile (halk ya da
ulusun belirmesi) modern dnyevi bir kurguya brnmtr.
Bylece modern devlet, meruiyetini kendisinden deil, kendi
karsnda yer alan ve egemenliin kayna olan ulustan
alacaktr.
2. GNCEL EGEMENLK TARTIMALARI
Klasik egemenlik tartmalarnda egemenlik, btn
vatandalar ve tebaa zerinde kanunla kstlanamayan en stn
iktidar olarak tanmlanp, ulusa ait blnemeyen ve
devredilemeyen, tek, sonsuz ve mutlak bir iktidar olarak
deerlendirilmitir. Egemenliin sahibi ulus, kullancs da
devlettir ve bu nitelii ile yani egemenliin kullancs olarak
devlete rakip herhangi baka bir iktidar oda da sz konusu
deildir.
Klasik egemenlik kuramnda egemenlik birdir; bu, belli
bir toprak zerinde, yalnzca tek egemenlik olabilir ve bir insan,
yalnzca tek egemenlik altnda olabilir demektir. Ayrca
egemenlik yalnzca bir deil, ayn zamanda blnmezdir de. Bu
demektir ki, egemenlik, farkl organlarn bnyesine katlm
eitli unsurlara blnemez. Son olarak egemenliin sonuncu
zellii devredilemezliidir; egemenlie sahip olan onu bir
bakasna brakamaz (Duguit, 2005: 386, 387). Devletin, kendi
corafyas zerinde en yksek, kapsayc, snrsz ve
paylalamayan otoritesinin olmas ksaca u anlama gelir:
Egemen devlet, kendi snrlar ierisinde kendinden daha yksek
bir hesap mercii tanmaz; corafi snrlar ierisinde ve dier
lkelerle ilikilerinde son sz bu egemen devlete aittir. Kapsayc
otoritesi ile egemen devlet finans, dil, askeri iler, cinsel
davranlar, eitim ve benzeri sosyal hayatn btn alanlarnda
ynetme yetkisini kendinde bulur. Snrsz otoritesi ile egemen
devlet, snrlar ierisinde baka bir devletin mdahalesini kabul
etmez. Paylalamayan otoritesi ile egemen devlet, kendi

617

lkesinde tek otoritenin kendisi olduu kabulnden hareketle


otoritesini hibir gle paylamaz (Scholte, 2000: 135). Bu, bir,
blnemez, devredilemez ve en yksek olan egemenliin hukuki
kayna ise ulustur. Bu demektir ki, bir topluluk ulus olarak var
olduu anda, topraklar stnde bulunan tm bireyler zerinde,
tabii ve zorunlu olarak, egemenlikle donatlmtr. Bu egemenlik,
ulus adna, ulusun temsilcileri olarak, yneticiler tarafndan
kullanlr. Ulusun bu egemen iradesi bir hkmet tarafndan
temsil edildiinde ortada bir devlet vardr. O halde devlet, bir
hkmet tarafndan temsil edilen, egemen bir ulusal
korporasyondur. Devlet tanm gerei egemendir, nk o
rgtlenmi ve temsil edilmi egemen ulusun kendisidir (Duguit,
2005: 391, 395). Duguit, bunlar syledikten sonra egemenlikle
ilgili kesin kanaatini ise yle belirtir: Ulusal egemenlik
dogmasna inan, bugn artk de gemitir (Duguit, 2005:
395). Gerekten de bugn artk klasik anlamda egemenlik
kavram tartlr hale gelmitir. Gerek i gerekse de d
boyutlaryla egemenlik sorgulanmakta ve geerlilii zerinde
yeni deerlendirmeler yaplmaktadr.
Bu anlamda makalenin tartmay amalad zgl
konu asndan bakldnda, bir otoritenin toplumu belirleme
imknn; toplum adna karar verme, toplumun iyiliini belirleme
hakk ya da iddiasn ifade eden i egemenlik, belirli sabiteler
altnda klasik anlaytaki zelliini kaybetmektedir. zellikle
insan haklarnn uluslararaslamas, eitli mekanizmalar ve
belgeler modern ulus devletin kendi lkesinde yaayanlarla
ilikisini dzenleme yetkisine nemli bir snrlama getirmektedir.
Bununla ilikili dier bir gelime de egemenlik kavramnn
merulukla ilikilendirilmesi sonucu ortaya kan katlm ve
denetim
kavramlardr
(Sancar,
http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg20/
msancar.pdf). Bu anlamda ncelikli olarak yerel ynetimlerin

Siyasal otorite, egemenlii, snrlar belirlenmi toprak paras zerindeki


halkn, ortak iradelerine ulamada birleebilmesine meruiyet kazandran bir
ethostur (Opello ve Rosow, 1997: 105).

Bu durumu daha geni bir perspektiften Touraine yle dile getirmektedir:


Devletin karlaryla bireylerin karlarnn zdeliine, insanla yurttan
zdeliine bugn hl kim inanr?... []imdi modernlik bir denetim, btnleme
ve bask arac olarak grlyor Modern toplumun kendi zerinde daha fazla
eylem yeteneine sahip olmasyla tezahr ediyorsa, aklclatrmadan ok iktidar,
zgrletirmeden ok engellerle ykl deil midir? (2007: 113).

618

giderek glendirilmesi, gerek siyasal gerek ekonomik anlamda


yetki ve sorumluluk devri; merkezi devlet olanaklarnn, yetki ve
sorumluluklarnn ve ayrca bir ksm denetim ilevlerinin kendi
ierisinde yer alan dier alt birimlere devredilmesi egemenlikle
ilgili tartmalar derinletiren dier gelimelerdir (Kazgan,
2009: 18-19). Dier yandan evrenin korunmas, insan haklar,
bilginin dolam gibi konulardaki gelimeler ve zerk alanlarn
olumas yine devletin klasik egemenlik iddialarn gerileten ve
tartmaya aan yeni durumlardr. Kald ki, devletin snrlarndan
geen bilgi, mal, kapital, finansal sermaye ve insan kaynaklar
zerindeki denetimi ve dzenleyici rol (Tekeli ve lkin, 2000:
115) , biliim teknolojilerindeki gelimeler, yeni teknikler ve
yntemlerin devreye girmesiyle birlikte, devletin egemenliini
andrc biimde deiime uramaktadr.
Deiimin nitelii ve boyutlar henz net olarak ortaya
konamasa ve teorik bir akla kavuturulamam olsa da, klasik
egemenlik anlaynn and ve yerini farkl bir egemenlik
anlayna brakt konusunda neredeyse bir fikir birlii vardr.
Fikir birliinin sz konusu olduu bir dier konu da, devletin
egemenlik gcnde yaanan bu dnmle birlikte karar alma
noktasnda kimi zaman dorudan kimi zamansa dolayl bir g
unsuru olarak ulus-devletin yannda temel aktrn n plana
ktdr; okuluslu irketler, uluslararas kurulular ve sivil
toplum kurulular (Cebeci, 2008: 28)**. Tm bu gelimeler,
ortaya kan yeni yaplar, biliim teknolojileri alanndaki
gelimeler, teknik ilerlemeler, internetin yaygnl ve sosyal
medyann genilemesi, hepsi bir btn olarak devleti, karar alma
mekanizmalarnn yegne aktr; blnemez, devredilemez ve

Bu konular ve bunlara dair zmler ulus-devletler asndan egemenliklerinin


anmasna neden olacak yeni kresel limitler yaratmtr (Mann, 1997).
Devletler modern ada belki de ilk kez, egemenliklerinin bir ksmn
uzmanlardan kurulu ulus st denetleme komisyonlarna devretmeyi kabul
etmilerdir. Bu durum devletlerin ellerinde bulunan egemenliin dnmnn
derecesini gstermesi bakmndan nemlidir (Scholte, 2000: 150).

Ulus-devletin istihdam politikalarndan eitime, toplumsal politikadan kltre


kadar btn devlet faaliyetlerini, kresel finans piyasalarnn ve ok uluslu
irketlerin istemlerine gre dzenlemek zorunda kaldklar ve hatta karar organ
olmaktan kp, birer icra organna dntkleri ynnde de tartmalar
mevcuttur. Bkz. (Sancar, 2000: 27).
** Bu durum siyasal snrlar ierisinde ve snrlar arasnda yeni hkmet etme
formlarnn ortaya kmasna neden olmutur. Ulus-alt ve ulus-st otoritelerin
douu egemenlii, gcn paylalarak kullanld bir pratie dntrmtr
(Held ve McGrew, 2000: 11).

619

tek olan egemenliin mutlak kullancs olmaktan karmtr ya


da ihtiyatl bir deyim kullanlacak olunursa karma yolunda
ilerlemektedir. Kald ki, egemenlikle ilgili tartmalarn
hararetlendii zeminler bunlarla da snrl deildir. zellikle
karar alma srelerine ve katlm mekanizmalarna katlma ve
temsili demokrasinin kriz yaad alanlarda klasik egemenlik
anlaynn sorguland farkl dm noktalar ve atma
zeminleri kendisini gstermektedir.
3. SORGULAMA: NEREYE KADAR VE NE ORANDA
EGEMENLK?
Egemenlii sorguland ve and, klasik egemenlik
anlayn oluturan bir, blnemez ve devredilemez egemenlik
anlaynn bakalat ve benzeri ynndeki tartmalar ve
iddialar her ne kadar younluk kazanm olsa da, unu belirtmek
gerekir ki, ulus-devletler hl klasik anlamda olmasa bile
egemenliin doal kullanclar durumundadrlar. Bu da demek
oluyor ki, egemenliin sorgulandndan ve andndan
bahsedildii bir durumda bile, egemenlik zerinden ve iinden
konuulmaktadr. Baka bir anlatmla siyasal modernlemenin
rettii ve pratik alana hediye ettii bir kavram olan egemenlik,
hem teden beri olduu yerde durmakta ve hem de teden beri
igal ettii yeri, nemi ve anlam kaybetmektedir. Devletler hl
egemendirler, ancak egemenliin klasik tanmna gre belirlenen
bir egemenlie artk sahip deillerdir. Dolaysyla bu tartmalar
ierisinde sz konusu sorgulamann nereye kadar
gtrlebilecei, belli bir oranda egemenlik yitiminden sz edilip
edilemeyecei -ki byle ise o orann ne olduu- gibi sorularn
cevaplandrlmas gerekir. ok kapsaml teorik ve pratik
aratrmalar gerektiren bylesi bir cevap arayna, almann
kapsamn geni bir satha yaymadan kitle hareketleri
erevesinde eilinilecektir.
Modern ulus-devlet, hem snrlar iindeki toplumsal
kesimleri btnletirmek hem de kendisini merulatrmak iin
temel unsura bavurmutur: lki, fiziki gvenlii (Hobbes)
salamaktr. kincisi, egemenliin kayna olarak ulusu
(Rousseau) oluturan insanlar kendine zg bir kltrel kimlie
sahip yurttalar haline getirmek ve onlar hak ve sorumluluk
sahibi (Locke) klmaktr. ncs ise, genel olarak yurttalarn

620

iktisadi refahn arttrmak, ama zellikle toplumsal yaam iinde


dezavantajl konumda olanlarn durumlarn iyiletirmeye
ynelik politik ve ekonomik programlar gelitirmektedir
(Cokun, 2009: 271). Bu unsur, ulusa ait egemenlii kullanan
modern
ulus-devletin
meruluk
formlasyonunu
oluturmaktadr. Bunun ierisinde ayn zamanda vatandalarn
hak ve zgrlklerini garantiye almak, katlm mekanizmalar
oluturmak ve bunlar iletmek, iktidarn snrlanmas ve
denetlenmesi gibi ilke ve idealler de yer almaktadr. Burada ideal
kelimesinin kullanlmas tesadfi deildir. Zira modern siyasal
iktidarn ileyi mant ve biimi gz nne alndnda, modern
demokratik ulus-devletin bir vaat ve ideal olarak dile getirdikleri
bu ilevler ile gereklik arasnda tam anlamyla bir rtmenin
olmad gze arpmaktadr. Bu tehiste ncelikli olarak
belirleyici olan iki durum sz konusudur: Birincisi, temsili
demokrasinin yetersizlikleri; ikincisi iktidarn ileyi
biiminden kaynaklanan sorunlar.
Gnmzde temsili demokrasinin, -genel olarak liberal
demokrasi olarak da adlandrlr- artmakta olan su ve iddet
olaylar, kaynaklarn adil datm, rksal ve etnik ihtilaflar,
eitim ve frsat eitlii ve fakirlik gibi nemli ve karmak
sorunlar zmede baarsz olduu yolunda gittike kabul gren
bir eilim vardr (Lewis, 1994: 469). Ayrca Batl toplumlarn
demokratik kurumlardan artan oranda honutsuz olmalar mevcut
kurumlarn toplumun gereksinmelerine karlk veremediinin
de nemli bir gstergesi olarak gsterilmektedir. Liberal
demokrasinin, toplumlarn siyasal, sosyal ve kltrel sorunlaryla
ba etmede yeterli olduuyla ilgili yaygn kukular ve
honutsuzluklar sz konusudur (Sitemblkba, 2005: 140).
zellikle aznlk haklar, cinsiyet ayrmcl, etnik farkllklar
ve kltrel sorunlar gibi konularda demokrasi, kar karya
kalnan skntlarla ba etmekte glk ekmektedir.
Demokrasinin ounlua dayal siyasal sreleri ile liberal

Ayrca bu unsurlar egemenlik formlasyonu ile siyasal iktidarn, kullanaca


yetkilerinin ve aralarnn, gerekletirecei eylemlerinin genel bir erevesinin
daha nceden izilebilmesini ve bylelikle iktidarn gelecee ynelik
eylemlerinin varabilecei noktaya ilikin olarak nceden kestirimlerde
bulunulabilmeyi salamtr (Yalnkaya, 2012: 18).

almann temel sorunsal asndan bakldnda, burada bal bana bir


temsili demokrasi sorunu konu edilmeyecek; temel sorunsal ile ilikisi
nispetinde deinilecektir.

621

demokratik politikalar, kadnlarn kamu ve zel alanda


karlarn gelitirmede etkisiz kalmakta, alma yerlerinde ve
siyasal alanda ayrmcla maruz kalan etnik aznlklarn
sorunlar zememekte, farkl alt toplumsal gruplarn kltrel
kimliklerini koruyamamaktadr (Greiff, 2000: 405). Demokrasi
konusunda vatandalarn ballklar, gdleri ve niyetleriyle
onlar adna alnan siyasal kararlar arasnda gittike artan bir fark
ve mesafe olduu konusunda yaygn olarak duyulan bir endie
vardr. Siyasal temsilcilerin faaliyetleri, arkaplanlar ve karlar
vatandalarn yaamlarndan ve hayata bak biimlerinden ok
uzaktr. Her ne kadar dzenli olarak yaplan seimler, toplumun
grlerine devaml dikkat etmeleri konusunda seilenler
zerinde srekli bir disiplin ilevi gryor gibi alglansa da,
temsilcilerin vekillii en az bir dneme uzanmakta, bu dnem
iinde vatandalarn kendileri adna yaplan kararlar zerinde ok
az bir etkisi olmaktadr. Demokrasilerde olduka yaygn olan
temsil, siyasal temsilcinin bakalar adna dnebilecei ve
karar verebilecei varsaym zerine kuruludur (Sitemblkba,
2005: 140)*.
Kald ki, ounluun seim yoluyla btn ynetim
organlarn ele geirmesi, daha sonra iktidarn, aznln,
ounluun salad haklara ulamasn engellemek iin
kullanmas, eitlik temeli zerine kurulu mevcut demokrasinin
eit olmayan sonular retmesi; demokrasinin adil, ak ve eit
tarzda iletilmemesinden kaynaklanan, baka bir anlatmla dar
anlamda hkmetleri seen bir yntem olarak yorumlanmas
onun etkinlii ve bir sistem olarak meruiyetini sorgulanr
klmaktadr (Ryan, 1998: 473). Demokrasinin uygulanma biimi
olan ounluk ynetimi veya iktidar paylamnn uygulamada

Modern demokrasilerden hibiri, halkn iyi olduu ve dolaysyla da iradesinin


her zaman yeterli olduu varsaymna dayanmadan ayakta duramaz. Ama bu
sistemde yasa, halk iradesinin belli bir anda ortaya kan, geici bir ifadesidir;
daha dorusu belli bir anda oluan ounluun iradesidir. Kald ki, bu ifadenin
bile doru kabul edilebilmesi iin eksiksiz ileyen bir temsil sisteminde, halk
iradesiyle parlamento iradesinin btnyle zdeliini varsaymak, parlamento
iradesinin halkn dorudan iradesi, baka bir anlatmla genel irade olduunu
savunmak gerekecektir. Ama sonuta her demokrasi dncesi trde, birleik,
blnmez bir halk kabulnden hareket etse de, oylarn yzde elli biri, parlamenter
ounluu ve sistemin yasalln salar (Akal, 2005: 335).
* Demokrasi szc dz anlamyla halk gc anlamna gelir; temsili
demokrasiyse, bu gcn, halk iin halk adna kullanldn, ama halk tarafndan
kullanlmadn anlatr (Akal, 2005: 102).

622

yaratt sorunlar da toplumsal dengesizliklere yol amaktadr.


ounluk ynetimi, toplumdaki birok kiinin ounluk
deneyimlerini yaayabilecei veya belli konularda kazanabilme
ans varsa kabul edilebilir. ou kiinin kendilerini daima
aznlk konumunda bulduu durumlarda iktidar nimetlerinin
vatandalara orantsal olarak paylatrlmasna dayanan bir
anlama, aznlktaki kesimlerin srekli ezilmelerine yol
aacaktr. ounluk ynetimi ve iktidar nimetlerinin paylam
gibi zmler vatandalar arasnda atan karlar dikkate
alr/almaldr (Mansbridge, 1990: 21). Mevcut demokrasi ve
katlm pratikleri bu noktada son derece yetersiz kalmaktadr ve
itirazlarn ykselmesine neden olmaktadr.
Demokrasi sorunu ve katlm pratikleri ynnden
mevcut eksiklere Batl lkelerde oy verme oranlar ve hkmete
duyulan gvenin azalmas durumu da eklenmektedir. Gelir
dalmdaki arpklklar, sosyal adaletsizlikler, aznlk gruplar
zerindeki basklar ve g gibi nemli adalet sorunlaryla ilgili
tartmalar demokrasinin hali hazrdaki grnm ile zm
retmekte glk ektii gelimelerdir. Saldrlarn ticarilemesi,
toplumsal hayatn sorunlarnn sloganlarla zlmeye
allmas, gl kar kesimlerinin lehine kurallarn konulmas
ve iletilmesi gnmzde kamu hayatna egemen olan derin
sorunlar yanstmaktadr. Ancak bugnk demokrasi
uygulamalar, bu ihtilaflar kabul edilebilir zeminlerde zmek
iin fazla bir ey yapmamaktadr/ yapamamaktadr (Gutmann ve
Thompson, 1998: 13).
Dier yandan iktidarn modern ileyi biiminden
kaynaklanan kimi sorunlar da mevcut sorunlar derinletiren ve
onlara yenilerini ekleyen bir grnm sergilemektedir. Tanm
gerei eitsiz g ilikilerini ifade eden iktidar, yani bakalarnn
hayat ve gelecei zerinde muktedir olmak/yetki sahibi olmak,
modern dnemde snrlandrlm, denetime tabi klnmtr ve bu
ynde kimi uygulamalar, kurumlar ve mekanizmalar
gelitirilmitir. Ancak tm bunlarn yan sra iktidarlarn
toplumlar gzetleme, kontrol etme, onlar zerinde bask
uygulama, ynlendirme ve mahrum brakma mekanizmalar da

Birok devletin refah politikas hem ekonomik ve toplumsal yoksunluu


dzeltememekte hem de sosyo-ekonomik eitsizlikleri azaltamamaktadr. Dahas
bu politikalarn idari maliyeti, topluma ve retim sistemine ar mali skntlar
getirmektedir (Poggi, 2005: 167).

623

yasal ya da gayri yasal bir ekilde genilemitir. Devlet, ne kadar


snrlandrlm ve denetime tabi klnm olursa olsun, tarihin
hibir devrinde grlmedik oranlarda topluma ve bireyin
yaamna mdahale eder hale gelmitir. Resmi alanlardan
toplumsal kurumlara, cinsellikten eitime uzanan ok geni bir
alanda iktidarn kimi zaman yumuak kimi zaman da baskc
tezahrleri ortaya kmaktadr. Bu baskc yan, devletin
modernleme srecinde ara kurumlar tahrip etmesi ya da tam
anlamyla yok etmesiyle, siyasi zerklie sahip, ar
merkezilemi, tekno-brokratik yapda mutlak bir kamusal gce
ve eyleme dnmesiyle iyiden iye pekimitir. Kald ki, kiiler
ne bireysel olarak, ne de toplu ve rgtsel halde, ar
uzmanlam ve bilgi gerektiren, son derece ayrntl prosedrler
ve sreler ieren kamu politikas oluturulmasna
katlamamakta, siyasetin ve iktidarn ileyiinin dna
itilmektedirler.
Gerek temsili demokrasinin yetersizlikleri, aritmetik
ounluklarla hareket edilmesi ve kimi alanlarda krizler
yaamas ve gerekse de ulus-devletler iinde ileyen iktidar
ilikilerin ald biimler ve yol at sorunlar, ulus-devletler
bnyesinde, benzer eilim, talep ve iddialar dillendiren kitlesel
hareketlere, itirazlara, teorik klara ve farkl arlara
sebebiyet vermektedir. Toplum, toplum adna dnen ve
toplumdan ald yetkiyle yasa yapan ve uygulayan yneticilerin;
toplumu ynlendirilebilir bir btn olarak grmeye devam
etmelerine itiraz etmektedir. Bir anlamda modern olma vasfn
haiz toplum, yaratcs olduunu varsayd bir Yasaya gre
kendilerinin ynetilmediini; onlar modern yapan ya da modern
yapt dnlen eyin ihlal edildiini dnmektedir. Baka
bir adan baklrsa, her siyasal iktidar ilikisi, kurallara
uyulmasn salayanlarla, kurallara uymak zorunda olanlar
arasndaki g ilikisi olduu lde, basky, zorlamay gerekli
klar. Ama bu birinci unsuru, mutlaka bir ikinci unsur izlemelidir.
iddeti meru iddete dntrecek olan budur. Kurallara uymak
zorunda olanlar, iktidar ilikilerinin gerekliine ve nesnelliine,

Foucault iktidar, toplumsal bnyenin gnlk pratiklerinde klcal damarlar


eklinde ileyen bir ilikiler a olarak grmektedir. Bkz. (Foucault, 1980).

Sadece oy verme sistemine, yani bireysel karlar ve tercihleri toplama


yntemlerine dayanan demokratik kurumsal dzenlemelerin, normatif, balayc
siyasal sonular retme grevi asndan yetersiz olduklar ynnde yaygn
eletiriler mevcuttur (Sitemblkba, 2005: 147).

624

uyma eyleminin zorunluluuna ve zorlamalarn hakllna


inanmaldrlar. nsanlar, yapmak isteyebilecei eyler iin
karsna duvarlar eken bir buyrua uyuyorsa, bu, kendi
tesindeki bir gcn dorular sylediine inandn gsterir
(Akal, 2005: 352). Yaanan gelimeler gz nne alndnda,
kurallara uymak zorunda olanlar asndan, bylesi bir
gerekliin, nesnelliin ve haklln, kurallar uygulayanlarca
gzetilmedii ynnde bir inan ortaya kar ki, bu, ilk admda
kararlarn hakkaniyetliliini, ikinci admda sistemin hakkaniyetli
sonular retme kapasitesini sorgulamaya amaktadr. Bu da
tersinden demek oluyor ki, cari ekonomik, siyasal ve sosyal
dzeninin daha arzu edilir bir dnya yaratmak bir yana, mevcut
durumda bile kabul edilebilir etkiler ortaya koyduuna olan inan
gittike zayflamaktadr (Wild, 2006). zetle, egemen ulusdevlet eksenli siyasal sistemin eitli etkenler dhilinde, buhrana
girdii konusunda bir mutabakatn olduu sylenebilir. Bir btn
olarak ulus-devletin ynlendirme, dzenleme ve sorun zme
yeteneinin anmas durumu sz konusudur (Cokun, 2009:
440). Tehditleri savuturmada ve toplumsal gruplarn eitli
taleplerini karlamada ulus-devlet meknnn imknlar ve
siyaseti yetersiz kalmakta; bu da genel olarak ulus-devlet
yaplanmasnn itibar kaybetmesine ve bir meruiyet bunalmna
dmesine neden olmaktadr (Sancar, 2000: 30).
Kreselleme ile ezamanl olarak ortaya kan
hareketler de evreci gruplar, feministler, insan haklar
savunucular, yatrmclar, dini uyan taraftarlar, genlik
gruplar
vs.modernitenin
dayatt
egemenlik
kavramsallatrmasnn artk dnya politikalarnn bir kural
olmasn sorunsallatrmtr (Kln, 2002: 37). Kitleler ve eitli
gruplar iktidar, snrlarn geniletmesi ve esnetmesi; katlm
imknlarnn hem yatay hem de dikey olarak derinletirilip
geniletilmesi konularnda zorlamaktalar veya zorlamaya
almaktalar. Bununla birlikte siyasal iktidarlar ya da kamusal
g de diyebiliriz, bu konuda clz kimi admlar atmann tesine
geme konusunda gnlsz, tereddtl ve kapaldrlar.
4. KTLENN AMAZI: LEVATHAN YA DA KAOS
kabul

Gerein paraland, yanlsamalarn gerek olarak


edildii, gnderme yaplabilecek bir evrenselin

625

bulunmad bir ortamda mutlak, blnemez, merkezi ve bir tek


iktidardan bahsetmenin gereki olmadndan bahsedildii bir
dnem yaanmaktadr. Bunun, artk iktidarn modern kavramsal
dizgesini oluturan egemenlik, meruiyet, bask/zor, rza/itaat
gibi kavramlarn anlamszlat, bunun yerine iktidarn her
yerdeliinin tartld bir dnem olduu dile getirilmektedir.
Siyasetin tek tarafl, salt yneten-ynetilen ayrmna dayanan
kurgusunun krlmas gerektii; daha oulcu ve ilikiler
dzeyinde yerleik hale gelen bir siyaset anlayna ulalmas
gerektii de baka bir tartma konusudur. Baka bir anlatmla
doa durumu ve toplum szlemesi teorileri modern devletin
ieriini doldururken, egemen ulus-devletin and bir vasatta,
bu teorik n kabuller yetersiz kalmaktadr. Bu yetersizlik
karsnda farkl zeminlerde iktidara direnme veya onu belirleme
imknlarnn aratrlmasndan, iktidarn yokluunu ima edecek
teorik ve pratik klara kadar bir dizi aray kendisini
gstermektedir.
Poggi, bir nceki yzyla dair yapt analizlerde,
bylesi araylara dair karlabilecek genel sonucun, devletin
kurumsal aygtnn, balangtaki anayasal modele ve dolaysyla
devlet/toplum ayrmna uygunluunun bir kenara braklsa bile,
nemli sorunlar beraberinde getirdiini ifade etmektedir. Bu
sorunlarn banda devletin egemenlik iddiasn ve meruluk
gerekelerinin sorgulanmas gelmektedir (Poggi, 2005: 168).
Dolaysyla bu hali ile mevcut egemenlik ve meruluk iddialar,
devletle toplum arasndaki mesafeyi doldurma imknn yitirme
gibi bir durumla kar karyadr. Kitleler ve gruplar, geerli olan
devlet-toplum, yani yneten-ynetilen ilikisine deien
oranlarda itiraz etmekte; yukarda da belirtildii zere teorik ve
pratik alanda yaygnl ve derinlii henz su gtrr dzeyde
olsa
da
itirazlara,
tartmalara
ve
sorgulamalara
ynlenmektedirler.
Bu gelimeler karsnda devlet asndan baklrsa,
Poggi temel olasln belirdiini syler: Birincisi, devlet bir
meruiyet formu olmakszn, sistemden memnun olmayanlar
sindirme ve bastrma, geri kalan ise kayrma yoluna giderek
toplum zerindeki denetimini korumaya alr. kincisi, eski g
siyasetinin meruiyet formlne sarlabilir ve yeni bir konsenss
yaratmaya alabilir. ncs topluma yeni bir forml
satmaya alabilir (Poggi, 2005: 168-169). Bunlarn dnda

626

ngrlebilen ya da henz ngrlmemi bir takm admlar


devlet yine devreye sokabilir; yeni uygulamalar gndeme getirip
toplum ile olan rza ilikisini olduu gibi ya da belirli oranlarda
deiime uratarak srdrebilir. Kitleler asndan bakldnda
ise, devletin, gcn etkin bir ekilde kullanabilmek ve toplum
ile toplumsal sreler zerindeki denetimini idame ettirmesi iin
gereksinim duyduu yeni meruluk formlasyonunu kabul
edebilir ya da hali hazrdaki itirazlarn srdrebilirler. Bu halde
olas ihtimaller farkllar ve oullar. Devletin kendini
dzeltmesi, evrimini farkl ve daha katlmc (yeni demokrasi
modelleri nerilerinde olduu gibi) bir noktaya tamas,
klmesi ya da ksmen bymesi bunlar arsndadr. Bu
ihtimallerden tam kar ularda yer alan iki tanesi ise devletin
insanlk tarihinde zaman zaman grnen, ama mevcut teknolojik
imkn ve kapasiteler gz nne alndnda dierleri ile
mukayese edilemeyecek yeni bir Leviathana dnmesi; dieri
de yine insanlk tarihinde ksa dnemlerle de olsa karlalan ve
iktidarn yokluunu iaretleyen kaostur. Bu iki seenek, kitlelerin
topyekn sisteme, onun ilke ve deerlerine, ileyiine
ynelttikleri itirazlarda ve bunlarn karlanmas taleplerinde
dier ihtimaller kadar zerinde dnlmeyi hak etmektedir.
kincisinden balamak konu asndan yerinde olacaktr.
4.1. Egemenin Yokluu: Kaos
Doa durumunda Hobbes, her insann kendi doasn,
yani kendi yaamn korumak ve kendi yargs ve aklyla bu
amaca varmaya en uygun sayd her eyi yapmak iin kendi
erkini dilei gibi kullanma zgrl olduunu syler (Hobbes,
1993: 128). Fiili olarak erk/g kullanma anlamna gelen doal
hakkn hkm srd doa durumunda, herkesi kapsayacak
hukuksal ya da ahlaki kurallar olmadndan, meru ile gayri
meru gibi bir ayrm da yoktur. Bu nedenle insanlar, isteklerini
elde edebilmek iin iradelerini birbirlerine zorla kabul ettirmeye
alrlar (Aaoullar vd., 1994: 198). nsanlarn hepsini birden

Bu tartmalarda kabaca hemen hepsini iine alacak ekilde drt genel ihtimal
zerinde durulmaktadr: Bunlardan ilki gelecein belirsiz olduudur. Yani nasl
bir gelecekle kar karya olduumuzun net olmaddr. kincisi gelecein
dnyasnda ulus-devlete yer olmaddr. Devlet, bir rgtlenme olarak devam
edecek ama formu ulus-devlet olmayacaktr. ncs gemi gibi gelecek de
ulus-devletindir ngrsdr. Drdncs ise ulus-devletin devam edecei
ama ciddi anlamda deieceidir. Bu tartmalar iin bkz. (Cokun, 2009: 440465).

627

hkm altnda tutacak merkezi bir iktidarn olmamas nedeniyle,


herkesin birbirinden ekindii, korktuu bir ortam doar. Bu,
herkesin herkese kar savadr (Hobbes, 1993: 124).
Hobbes, savan doa durumuna, barn da toplum
durumuna (siyasete) uygun dt kanaatindedir. Bu nedenle
siyaset ya da devlet savan dlanmasdr (Aaoullar vd., 1994:
199). Dolaysyla toplumun henz kurulmad ve devletin
ortaya kmad bylesi herkesin herkesle sava iinde olduu
bir durumda (doa durumunda), hi kimsenin bir dieri zerinde
kesin bir iktidar kuramamasndan dolay, tam bir gvensizlik
ortamna dnr. Hibir ey gvende ve kararnda deildir. te
der Hobbes, insann sefaleti buradan kaynaklanr; bu nedenle
insan yaam yalnz, yoksul, kt, vahi ve ksadr (Hobbes,
1993, 125). Doa durumu basite siyasal iktidarn, dolaysyla
dzenin yokluudur. Doa durumu, kaostur. Dzenli olan tek
ey, dzensizlik, yasaszlk ve iktidarszlktr.
Doa durumunu bu ekilde ele alan Hobbesun tasvirleri
bir bakma zaman ve mekn stdr, daha ak sylemek
gerekirse her an gerekleebilecek bir olaslktr. Baka bir
anlatmla, herhangi bir zamanda, herhangi benzer bir durumun
aklanmasnda rahatlkla kullanlabilir ve sz konusu duruma
uyarlanabilir. Zira ie insan doas zerine konuarak balayan
Hobbes, bu doann evrenselliine vurgu yapar ve teorisini
bunun zerine ina eder. Dolaysyla ayn doaya sahip
insanlarn iin iinde olduu her durumda, Hobbesun analizleri
aklaycdr. Buradan hareketle devlete, devletin hali hazrdaki
ileme ve i grme biimine ynelik teorik ve pratik itirazlara;
bunlarn ynelecei muhtemel geleceklere bakldnda
Hobbesun syleyecei ilk eyin, iktidar yoksa toplum, toplum
yoksa dzen de yoktur olaca kesin gibidir. Kendini korumak
ve gvenlik iinde olma gibi ncelikli bir dnceye sahip olan
insan, ayet bunu bir devlet otoritesinden bekleyemeyecekse, o
halde kendisi salamaya alacak; kendisi yarg ve infaz
memuru olacaktr. Herkesin byle davrand bir vasat,
dzensizliin ve yasaszln egemenlii, yani kaostur. Hobbes
bu durumun en temel zelliinin iddetli korku ve lm tehlikesi
olduunu belirtir (Hobbes, 1993: 125). Aslnda bunlar sonutur

Sava ve devlet birbirini dlayan terimlerdir. Bir arada var olamazalar, her biri
dierinin olumsuzlamasn iermektedir. Sava devleti, devlet de sava engeller.
Hobbes bunu grebilmitir (Clastres, 1992: 206).

628

ve devlet otoritesinin bulunmamasndan kaynaklanr. Zira devlet


otoritesinin bulunmad bylesi bir durumda, birbirine rakip g
odaklar olacaktr. Tek tek herkes bir dieri zerinde iktidar
kurma, dierinin iktidar altna girmeme abas ierisinde
olacaktr. Sonuta bu durum, glnn hakk anlayna
varacak ve g mcadelesi kaotik bir ekilde ilanihaye devam
edecek, kaos srecektir. Ta ki, en gl ve tek gl bir iktidar
ortaya kana kadar. Hobbesun, kendi teorisi ierisinde belirgin
bir ekilde yer vermedii bu durum, egemenin yokluunu
imleyen kaostan, en gl ve tek glnn egemenliini ilan
eden mutlak egemene geii anlatr.
Hobbesun glgesi zamanmzn zerine dmektedir.
Zira devlete ynelik itirazlar ykselmekte, devletler pek ok
yerde itibarlarn kaybetmektedirler. Bu bir kaosa dnr m
bilinmez? Ancak kaos, ihtimal d da deildir. nk her iyi
niyetli abann istenmeyen yan sonular olabilir. Coopern
belirttii gibi [k]lelikten kurtulu, eitlilik, kresel iletiim
zenginlik ve yaratc a vaat eden her ey- devletlerin iddet
eylemleri karsnda kontrol ve insanlarn geleceklerinin
kontroln kaybettikleri bir kbusu beraberinde getirebilir.
Medeniyet ve dzen, iddetin kontrolne dayaldr; eer kontrol
yoksa dzen ve medeniyet yoktur (Cooper, 2005: 11). Daha da
kts, devlet kartlnn ykseliinin, toplumsal korkular
arttracak olmas ve insanlarn kendi gvenliklerini salama
grevini her yerde- devletlerden geri almaya almas
olacaktr. Sonuta bu durum negatif bir dng oluturacak:
nsanlar byle yaptka daha ok kaotik iddet oluacak ve daha
ok kaotik iddet olduka da devletler kendilerini o derece
gvenlii gerekletiremez ve toplumsal yaam idare edemez
halde bulacaklardr. Bu durumda insanlarn devlete duyduklar
gvende yeni bir dme meydana gelecek ve insanlar devlete
kar kendilerini daha az sadakat ve itaatle ykml hissetmeye
balayacaklardr (Wallerstein, 2004: 143). Bu, ayn zamanda
dzenin bir gc gerektirdii dncesinin belki ksa bir
sreliine- de unutulmas anlamna gelecektir. Baka bir
anlatmla yaanacak olan koullara gre, ynetilenlerin ve
ynetenlerin nitelii, ynetme ve boyun eme trlerinin

Zira Hobbes, bu kaosun ve dzensizliin hkim olduu doa durumundan,


insanlarn rasyonel akl yrtmeleri ile toplumsal bir szleme yapmalar
neticesinde kldn/klacan belirtir ve btn teorisi bunun zerinedir.

629

deiebilecei, ama deimeyen bir ey varsa, toplumu toplum


yapan bir kurala uyma gereinin; siyasal iktidarn, yalnzca bir
yneticinin, ynetici kesimin, snfn ya da devletin iktidar
olarak grlmesini engelleyecek biimde, kuraln hkimiyeti
diye adlandrlabilecek bir stnlkle, sosyalliin bir rn
olarak, sosyallii damgalamas gereinin unutulmas olacaktr.
Bu adan bakldnda siyasetin karsna hukuku oturtma,
arl baskya deil de sosyal szleme ve rza kavramlarna
vermek, iddetin karsna bar, kargaann karsna dzeni
koymak, geleneksel yneten/ynetilen kartln kanlmaz bir
ekilde dengelemek, sosyallii ve siyasilii kurala balamak ya
da sosyal kendiliindenlikten yola kp her trl ynetimin
yerindeliine varma (Akal, 2005: 360) dncesi yerini, kaosa
brakacaktr.
Bu nedenle devletsizlii ya da devlet otoritesinin
topyekn ortadan kalkmasn dnrken, onun dier olas
sonular zerine de dnmek gerekmektedir. Sz konusu
itirazlar, her ne kadar egemenliin znesi (halk) tarafndan dile
getirilen bir itiraz olsa da, varaca yollar o znenin iradesi ve
ngrs dnda olabilir. Bu nedenle dzen ve buna bal olarak
dzenleme ile iktidarn birbirlerine bal olgular olduu
unutulmamaldr. Dzenleme, eitsiz g ilikilerinin bir dzen
ierisine sokulmas, bu ilikilerin kurallandrlmasdr. Baz kii
ya da kmlerin, dier kii ya da kmeler zerinde meru bir
otoriteyle donatlmas, onlara cezalandrma ya da dllendirme
zel yetkisinin verilmesi, ancak dier taraftan bu yetkilere sahip
kiilerin kurallarla baml klnmasdr. Bu tanm benimsenirse,
kurallandrlmam, rastlantsal, bir dzenlemenin sz konusu
olmad anarik g ilikilerini iktidar szc ile karlama
imkn yoktur (Akal, 2005: 50). Byle bir durum olsa olsa,
Hobbesun da ifade ettii gibi hi kimsenin hi kimse zerinde
mutlak bir erkinin olmad, dolaysyla herkesin her ey
zerinde hak iddia edebildii; hi kimsenin kendisini gvende
hissedemeyecei, bu bakmdan bakasnn gvenliini tehdit
edecei kaotik bir ortam olacaktr.
4.2. Egemenin Yokluuna Kar Mutlak/Muktedir Egemen
Doa durumunda, insann her istediini yapmasn, her
istediini elde etmesini engelleyen hibir kural yoktur. Bu
konuda tek l gtr ve g herkese eit olarak datlmtr.
Doa durumu, mutlak eitlik, zgrlk ve yalnzlk demektir.

630

Ayn zamanda doa durumu, tam bir korkunun hkimiyeti


altndadr: lm korkusu. Bu, insann en temel korkusudur ve
her eyin stnde mutlak bir ktlktr, kaosun balca
kaynadr. te bu korku Hobbesta, devletin kkenidir. Bu
korku olmadan siyasal toplum ortaya kamaz. Bylece insanlar,
herkesle eit dzeyde olan g kullanma hakkndan vazgeer ve
sonuta vazgeilen bu glerin toplamndan daha stn bir g
olan Leviathan ortaya kar: Mutlak/muktedir egemen.
Artk tek bir iktidar oda vardr. G kullanma hakk
birin, yani egemenin tekeline verilip, duraan olmayan
eitliin yerine duraan ve srekli bir hal alan egemen ile
uyruklar arasndaki eitsizlik oluturulur. Bylece egemen,
dierlerinden ok stn bir konuma ykselir. O, lke snrlar
iinde tam anlamyla gvencededir ve her eye sahiptir. lml
tanr sfatn alacak kadar byk bir saygnlkla, onurla ve kar
konulamaz bir gle donanmtr (Aaoullar vd., 1994: 215).
Btn toplumsal erk egemenin elinde toplanmtr. Bu bakmdan
egemen, doa durumundaki birey gibi mutlak bir zgrle ve
mutlak haklara sahiptir. stelik doa durumundaki insandan
farkl olarak, egemenin karsnda lke snrlar ierisinde
kendisini snrlayacak baka herhangi bir g de yoktur.
Egemenin erki snrszdr. Zira egemenin kimsenin kar
koyamayaca, hatta tartamayaca, mutlak bir erke sahip
olmas insanlarn bar iinde yaayabilmelerinin zorunlu
kouludur. Egemen ayn zamanda, yasalar yapar ve yapt
yasalarla baml deildir. Egemenin baat hakk zor kullanma
ve cezalandrmadr. nsanlar, yapt eylere ve ald kararlara
boyun emeye zorlar ve uymayanlar cezalandrr. Dolaysyla
hukuk, egemenin aklndan ve iradesinden kaynaklanr. Yasa
yapc egemen, egemenliinin gerei olarak kendisinden stn
bir gc kabul edemeyeceinden, hele ki kendisini kendi
koyduu kurallar ile snrlandramayacandan yapt yasalara
baml deildir. Egemen, ieride yasalarla darda savalarla
erkini en stn dzeyde tutmaya alr. Bu noktada iyilik de,
yurtta iin glerinden, erklerinden feragat edip devlete itaat
ederek bar ve refah iinde yaamak; egemen iin ise snrsz
iktidar elde etmektir. Dier yandan egemen, bar iin neyi

Burada unu belirtmek gerekir: Hobbesta devleti yaratan kiiler olarak insanlar,
egemenliin kayna olarak (aktr) devletin temeline yerletirilmektedir. Ancak
bu egemenliin temsilcisi olan devlet/egemen, bu temsil ilikisi ile bal deildir.
Bkz. (Hobbes, 1993: 163, 166).

631

gerekli gryorsa yapma hakkna sahiptir. Kanlar denetlemek,


dnceler zerinde bir eit sansr uygulamak onun haklar
arasndadr. Egemen tm bu mutlak haklar dorultusunda
kamusal dzeni bozacak, bar zayflatacak davranlar iine
giren uyruklar en kat ekilde cezalandrr. Demek ki, egemenin
uyruklar zerinde bask ve iddet uygulamas yine yurttalarn
iyilii iindir. Eer devlet byle yapmaz ise, zayflayp zlr
ve insanlar da kurtulmak istedikleri doa durumuna, sava
ortamna (Aaoullar vd., 1993: 231-242), kaosa geri dnmek
zorunda kalrlar.
Yukarda da ifade edildii zere zaman ve mekn
bakmnda her an gerekleebilecek bir olasl ifade eden
Hobbesun tasvirleri, bu kez doa durumundan, onun
dzensizliinden ve kaotik ortamndan sonra, bylesi bir dneme
geri dn nleyecek mutlak/muktedir bir egemeni ortaya
koyar. Hobbestan hareketle dnldnde iktidarn yokluu
kaos demektir. Tersinden bakldnda kaosa yol aan ey,
herhangi bir erkin, dierleri zerinde mutlak hkimiyete
ulaamamas durumudur. ayet bunlardan bir tanesi, dierleri
zerinde ister szlemeyle, isterse plak g vastasyla mutlak
gce ulaabilirse bir olan egemen ortaya kar. Modern devlet,
bylesi bir mutlakla kar eitli nlemler ve aralarla
snrlandrlmtr. Ancak yine de modern devlet, kendisinden
nceki siyasal iktidar trlerine gre son derece kapsaml, ok
daha muktedir, daha kendi iine kapal, topluma daha fazla nfuz
etmi ve tersine toplumun kendisine nfuz etme kapasitesini
zannedilenin aksine ok daha ileri bir noktaya tamamtr. te
tam da bu noktada kendisine ynelik itirazlar ba gstermektedir.
Devletin kapasitesi, topluma nfuz edii, kapall, karar alma
mekanizmalarnn teknik ve dar bir erevede ileyii ve benzeri
konular bu itirazlarn balca konulardr. Bir nceki balkta da
deinildii zere, bu itirazlar ok boyutlu ve kendi ierisinde
katmanlara ayrlmakta ve her birisinin varaca olaslklar da bu
erevede farkllamaktadr. Devleti sorgulamak, onun varln
ve otoritesini ortadan kaldrabilecek bir kaos durumuna
evrilecei gibi, tersine Hobbesun tasvirlerinde berrak bir ekilde
ortaya koyduu mutlak/muktedir bir devlet otoritesinin de ortaya
kmasna evrilme ihtimali tamaktadr. Son tahlilde bu,
Hobbesun da belirttii gibi insan doas ile ilintili bir ihtimaldir.

632

Bu noktadan bakldnda dierleri zerinde hkim bir


gce dnemeyen, birbirine eit erklerin var olduu kaosun
karsnda, onlarn tm zerinde hkmn icra eden tek bir
egemenin otoritesinin oluaca bir siyasal dzen byk resmi
oluturmaktadr. Zira toplumun byk bir ksmnn gvenlik
hissinden dolay, bir yere ait olmak, bir devlet gvencesinin
varln grmek istemeleri (Wolf, 2001: 219), onlar kaosa
karlk mutlak da olsa, dzeni salayan bir egemeni tercih
etmeye gtrebilir. Ayrca kendine ikin bir mant olduu
varsaylan devletin, bu kendi i mant dorultusunda byle bir
noktaya evrilmesi de olasdr. Pogginin de belirttii gibi devlet,
kendi yaps iindeki emirleri ve talimatlar desteklemek ve
yrtmek; kendi dnda kalanlarn da herhangi bir ekilde
iddete bavurmalarn engellemek gibi kayglarla ileyiini ve
yapsn dnme uratabilir (Poggi, 2008: 100). Kald ki,
meru bir ekilde dile getirilen hak taleplerinde, baka bir
anlatmla devletten topyekn haklar istenmesi durumunda bile,
devletin de, salayaca bu haklara karlk topyekn devler
isteme hakkna sahip olaca sylenebilir. Daha fazla zgrlk
arzu ederken ve bunu talep ederken, kullanlan yntemden dolay
sahip olunan zgrlkler de kaybedilebilir (Galtung, 1996: 23).
Bu, devletin toplumuna yabanclamasdr. Kendi egemen
konumuna yerleerek toplumu karsna alan devlet, kendini
gzetme ve kendi iine kapanma tehlikesiyle kar karya kalr;
kendi iktidarnn kapsamn geniletmekten baka bir ama
tayamaz ve kendisini bytmek iin etkinlikte bulunur. Devlet,
topluluklarn kendi kendini ynetme seeneini ortadan kaldrr;
kendi aralarndaki farkllklar gidermelerine engel olur; kendi
istedikleri biimde zerk yaamalarn ve kendi yaptrmlarn
oluturma iradelerini ellerinden alr (Poggi, 2008: 113). Bylece
ortaya Hobbesun tasvir ettii, uyruklar zerinde g kullanma
tekeline sahip, snrsz bir erki kullanan, uyruklarn denetleyen,
onlarn kanlarn ynlendiren, cezalandran, kendisinden stn
bir gc kabul etmeyen bir egemen kar ya da kma ihtimali
sz konusu olur.
SONU

Poggi bu deerlendirmeleri, modern devlete dnk, radikal yorumu ele alrken


dile getirmektedir.

633

Modern egemen devlet, klasik anlamdaki egemenlik


zelliklerinden nemli lde dn vermi olmasna ramen,
gnmzde yine de ulusal ve uluslararas dzeyde siyasal
sistemin temel aktr ve analiz birimidir. Baka bir anlatmla,
buraya kadar yaplan tartmalardan ulus-devletin anlamn ve
etkinliini yitirdii gibi bir sonu karlmamaldr. Bununla
birlikte, egemen ulus-devlet, bir, blnemez, devredilemez ve en
yksek otorite olma iddiasnn bir ksmn kaybetmitir.
Ulus-devletin sorgulanmas ve tartlr hale gelmesine
paralel ba gsteren kitle hareketleri, egemenlik ve devletlerin
meruluk gerekeleri ile ilgili de itirazlar gndeme getirmitir.
Bu sorgulama, tartma ve itirazlarla birlikte, gelecee dair
yaplan dnsel speklasyonlar yelpazesi ierisinde farkl
ularda yer alan iki ihtimal mutlak egemen ve kaostur.
nsanlk tarihinde ya da kimi szleme kuramlarnda olduu gibi
kaos dnemini mutlak egemenin dneminin mi takip edecei,
yoksa tersinin mi geerli olacan kestirmek ya da bu konuda bir
ey sylemek gtr. Ancak bu, her iki ihtimalin de, devletin
geleceine dair yaplan deerlendirmelerdeki dier ihtimaller
kadar gereki olmas durumunu deitirmez.
Devlete ne kadar itaat edilecek ya da itaat ettiimiz
devlet hangi devlet sorular erevesinde ekillen hali hazrdaki
teorik ve pratik itirazlar, eletiriler ve sorgulamalar, mevcut
egemenlik kabullerini, devletin ileyi biimini ve mantn
tartlr hale getirmitir. Bu tartmalarn, zellikle bu tartmalar
ierisinde yer alan kitle hareketlerinin hangi noktaya evrileceini
ve devleti nasl etkileyeceini kestirmek son derece gtr. Hatta
belki bir lde khinlik bile saylabilir. Ancak yine de bu
gle ramen olas ihtimaller zerinde konumak ve tartmak
gelecee dair ngrlerde bulunma asndan yerinde olacaktr.
Bu olas ihtimaller ierisinde yer alan kaos ve mutlak/muktedir
egemenin ortaya k, aslnda dier ihtimaller ierisinde en
ularda yer alan ve belki de en istenmeyecek olan iki tanesidir.
Hobbesun tasvirleri ve deerlendirmeleri zerinden ele
alnmaya allan bu iki ihtimalin, burada, gerekleme ihtimali
kadar ve hatta bundan daha da nemli olarak, nasll
irdelendiinde; baka bir deyile bu iki ihtimalin nasl bir dnya
ve siyasal-toplumsal evreni ifade ettii analiz edildiinde, olas
dier btn seeneklerden daha kabul edilemez bir noktada
durduklar grlecektir. Devletin bir kriz durumunda olduu,

634

toplumdan uzaklat, topluma nfuz ederek onu skt, kendi


iinde derinletii dorudur. Ancak bunun nereye evrilecei de
zerinde dnlmesi gereken ayr bir soru ve sorundur.
Pogginin hatrlatt tm devletler ktdr ama en kts
devletin olmamasdr szn bu iki u ihtimal kaos ve
mutlak/muktedir egemen- zerinden yeniden dnmek
gerekmektedir.
Son sz yine Hobbesa vermek yerinde olacaktr:
Herkesi itaat etmeye zorlayan ortak bir erkin yokluunda,
adalete ve dier sosyal yasalara hep birlikte uyan byk bir insan
topluluu d kurulabilirse, btn insanlnda ayn ekilde
davranaca dnlebilir; bu durumda hibir sivil ynetim,
hibir devlet var olmayacaktr, var olmalarna da gerek yoktur;
bylece uyrukluk olmakszn bar hkm srecektir (Hobbes,
1993: 175).

635

KAYNAKA
AAOULLARI, M. A. vd., (1994), Kral Devlet ya da lml
Tanr, mge Yaynlar, Ankara.
AAOULLARI, M. A., KKER, L., (1991), Tanr
Devletinden Kral Devlete, mge Yaynlar, Ankara.
AKAL, C. B., (2005), ktidar Yz, 3. Bask, Dost Kitabevi,
Ankara.
CASSIRER, E., (1984), Devlet Efsanesi, (ev.) ARAT, N.,
Remzi Kitabevi, stanbul.
CEBEC, K., (2008), Kreselleme Balamnda Ulus-Devletin
Egemenlik Gcnn Dnm, Saytay Dergisi,
Say: 71.
CLASTRES, P., (1992), Vahi Savan Mutsuzluu, (ev.)
TRKER, A., SERT, M., Ayrnt Yay., stanbul.
COOPER, R., (2005), Ulus-Devletin k,
KARAHAN, B., Gncel Yay., stanbul.

(ev.)

COKUN, V., (2009), Ulus-Devletin Dnm ve Meruluk


Sorunu, Liberte, Ankara.
ETN, H., (2002), Egemenlik ve Hukuk likisi zerine, C..
ktisadi ve dari Bilimler Dergisi, Cilt: 3, Say: 2.
DUGUIT, L., (2005), Egemenlik ve zgrlk, (ev.) KSE,
D., KO, S., iinde Devlet Kuram, 2. Bask, (Der.)
AKAL, C. B., Dost Kitabevi, Ankara.
FOUCAULT, M., (1980), Power-Knowledge, (ngilizceye
ev.) GORDON, C., vd., Pantheon Books, New York.
GALTUNG, J., (1996), Bir Baka Adan nsan Haklar, (ev.)
SZEN, M., Metis Yay., stanbul.
GREIFF, P. D., (2000), Deliberative Democracy and Group
Representation, Social Theory and Practice, 26 (3).
GUTMANN, A., THOMPSON, D., (1998), Deliberative
Democracy, Liberal Education, 84 (1).

636

HELD, D., MCGREW, A., (2000), The Great Globalization


Debate: An Introduction, The Global Transformations
Reader: An Introduction to the Globalization Debate,
Ed. D. Held ve A. McGrew, Polity Press, Cambridge.
HOBBES, T., (1993), Leviathan, (ev.) LIM, S., Yap Kredi
Yaynlar, stanbul.
KAZGAN, G., (2009), Kreselleme ve Ulus-Devlet Yeni
Ekonomik Dzen, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar,
stanbul.
KILIN, R., (2002), Kresellemeyi na Etmek: Egemenliin
Dnm Olarak Kreselleme, Liberal Dnce
Dergisi, Yl: 7, Say: 25-26.
LEWIS, R. S., (1994), Citizen Leagues: Free Spaces of
Deliberative Democracy, National Civic Review, 83
(4).
MANN, M., (1997), Has Globalization Ended the Rise and Rise
of the Nation-State, Review of International Political
Economy, 4(3).
MANSBRIDGE, J., (1990), Democracy and Common
Interests, Social Alternatives, 8 (4).
OPELLO, W., ROSOW, S., (1997), The Nation-State and Global
Order: A Historical Introduction to Contemporary
Politics, Columbia University Press, Columbia.
POGGI, G., (2008), Devlet Doas, Geliimi ve Gelecei, (ev.)
BABACAN, A., 2. Bask, stanbul Bilgi niversitesi
Yay., stanbul.
POGGI, G., (2005), Modern Devletin Geliimi Sosyolojik Bir
Yaklam, (ev.) KUT, ., TOPRAK, B., 3. Bask,
stanbul Bilgi niversitesi Yay., stanbul.
RYAN, A., (1998), In a Conversational Idiom, Social
Research, 65 (3).
SANCAR, M., (2014), Deien Egemenlik Srecinde Meruiyet
Sorunu
ve
Anayasal
Dzen,
http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/an
yarg20/msancar.pdf, 21.04.2014.

637

SANCAR, M., (2000), Global Sivil Tolum Mu?, Birikim, Say:


130.
SCHOLTE, J. A., (2000), Globalization: A Critical Introduction,
St. Martin Press, New York.
STEMBLKBAI, ., (2005), Liberal Demokrasinin
kmazlarna zm nerisi Olarak Mzakereci
Demokrasi, Akdeniz ..B.F. Dergisi, (10).
TEKEL, ., LKN, S., (2000), Kreselleme Ulus-Devlet
Etkileimi Balamnda AB-Trkiye likilerinin
Yorumlanmas, Dou-Bat, Say 10.
TOURAINE, A., (2007), Modernliin Eletirisi, (ev.) TUFAN,
H., 6. Bask, YKY, stanbul.
WALLERSTEIN, I. (2004). 21. Yzylda Dnya Siyaseti, (ev.)
ABADOLU, E., DOAN, T., Aram Yay., stanbul.
WILD, L., (2006), Strengthening Global Civil Society, Institute
for
Public
Policy
Research,
http://www.centreforcities.org/assets/files/pdfs/strength
ening_global_civil_soc.pdf, 21.04.2014.
WOLF, M., (2001), Ulus-Devlet Kresellemeye Kar
Durabilecek Mi?, (ev.) Ergin, D., Trkiye ve Siyaset,
Say: 5, Kasm-Aralk.
YALINKAYA, M. H. vd., (2012), Kreselleme le Yeniden
ekillenen Ulus-Devlet Anlay, Uluslararas ktisadi
ve dari ncelemeler Dergisi, Yl: 4, Say: 8.

638

MODERNTENN SYASAL KRZ YA DA


KARARCILIIN NLENEMEYEN YKSEL
Yrd. Do. Dr. Salih AKKANAT
ZET
Bu bildiri modernliin siyasal krizinin zm olarak
kararclk kavram zerine odaklanmaktadr. Yirminci yzyln
ilk yarsnda kararcln, dnyann bysnn bozulmas,
deerler oulculuu, deerlerin tiranl ya da brokratikleme
gibi sosyal-siyasal fenomenlere bir tepki olarak Weber ve
Schmittin almalarnda nasl ortaya ktnn zerinde
durulmaktadr. Ardndan neoliberal kreselleme dneminde
kararcln, sosyal, ekonomik ve siyasal alanlardaki dnm
srecinin ortaya kard siyasal alan krizine bir zm olarak
yeniden ne ktn iddia etmektedir. Gelecek yzyl asndan
siyaset felsefesi iin temel sorunun, otoriter kararclklarla
sonulanmayan ve toplumun antagonist blnmelerini ieren bir
siyasal alan fikrinin gelitirilmesi olduu savunulmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Kararclk, Weber, Schmitt,
Neoliberalizm, Siyasal.
THE POLITICAL CRISES OF MODERNITY OR THE
UNAVOIDABLE RISE OF DECISIONISM
ABSTRACT
This article focuses on the concept of decisionism as a
solution to political crisis of modernity. The article insists on the
question that how does the concept of decisionism emerge in
writings of Weber and Schmitt as a reaction of some phenomena
such as disenchantment of World, plurality of values, tyranny of
values or bureaucratization in the first era of twentieth century.
And then the article claims that decisionist politics comes into
the fore as a result of globalization that causes a crises of political
sphere because of the transformations in sectors of social,
economic and politics. Finally the article suggests that the most
important question of political philosophy in next century is to

Gmhane niversitesi ..B.F., salih.akkanat@gmail.com

639

give an answer the problem of political sphere that not causes


decisionist politics and includes antagonisms of society instead
of excluding them.
Key Words: Decisionism,
Neoliberalism, The Political.

Weber,

Schmitt,

GR
Alman dnr ve tarihi Reinhart Koselleck (2009)
1750 ve 1850 yllar arasnda toplumsal kavramlarn anlamnda
meydana gelen bir ufuk deiiminin (Sattelzeit) varlndan sz
eder. Lefortun kesinlik iaretlerinin zlmesi olarak
tanmlad anlamda bir dnme karlk gelen bu ufuk
deiimi sreci, Koselleck iin modernitenin baladnn
gstergesidir. Koselleck bu ufuk deiimi srecini aklamak iin
drt temel lte bavurmutur. Bu ltlerden ilki, kavramlarn
demokratiklemesidir. Dier bir ifadeyle, siyasal dilin kullanm
alan genilemi ve daha nce sadece aristokrasinin, yarglarn
ya da bilginlerin imtiyaznda bulunan siyasal terminoloji,
kamusal alann bymesiyle birlikte toplumun geni
kesimlerinin eriimine almtr. kincisi kavramlarn
zamansallnda gzlemlenen deiimdir. stikrar ya da tekerrr
gibi statiin kavramlarnn zamansal bir boyut kazanmasyla,
ilerleme ve tarih gibi hareketin kavramlar nem kazanmtr.
ncs, Koselleckin kolektif tekil olarak adlandrd
kavramlarn
soyutlama
dzeyi
veya
btnletirme
kapasitesindeki arttr. Bylece tek tek somut ve tekil tarihlerden
soyutlanarak elde edilmi bir kendi bana Tarih kavram,
modern ncesi sektrel zgrlklerin yerini alan bir kendi bana
zgrlk kavram ya da belirli alanlardaki haklar dzenleyen
anayasalarn yerini alarak tm yasalara mantn veren bir kendi
bana Anayasa kavram ortaya kmtr. Drdncs ve
sonuncusu ise, kavramlarn siyasallamasn ifade eder. Baka bir
deyile kavramlarn siyasal bir ekimenin konusu olarak
ekillendiini, belirli bir polemikleme, atma veya
antagonizma iinde olumaya baladn gsterir.
Byk lde Weberin dnyann bysnn
bozulmas olarak betimledii kapitalist modernleme ve
rasyonalizasyon srecinin sonucu olarak ortaya kan bu kesinlik
iaretlerinin zlmesi aslnda Nietzsche iin Tanrnn

640

lmn; Weber iin Tanrlar savan; Schmitt iin ise


deerlerin tiranln sembolize eder. Dier taraftan toplumun
birliini ve kavramlarn ortak semantik yapsn ekillendiren
akn bir temelin otoritesini yitirmesi Nietzsche iin insann
soyluluu iin bir imkn yaratrken; Weber ve Schmitt iin
mutlaka zlmesi gereken yaamsal sorunlar dourmaktadr.
Weber karizmatik siyasetin snmlenmesi ve siyasal alann
modern devletin demirden kafesi iine hapsolmak zorunda
kalmasn ya da siyasal alann brokratikleme eilimini modern
siyaset dzeninin kabullenmesi gereken trajik bir gereklii
olarak deerlendirmi; bu nedenle, fhrer demokrasisi olarak
formle ettii bir kararc siyaset modeli gelitirmeye almtr.
Schmitt ise ntrleme tezi ile siyasal alann ekonomi ve teknoloji
gibi siyasal olmayan alanlarn ynetimi-gdm altna
girmesinin yarataca tehlikelere iaret etmi ve egemen
diktatrl ile ngrlebilir olmayan ngrmenin yollarn
aratrmtr. Her iki dnrde de karmza kan sorun, bir
yandan ntrleme, brokratikleme ya da rasyonalizasyon gibi
analitik kategoriler yoluyla siyasal alann snmlenmesinin
eletirisine ynelirken dier yanda da modernliin siyasal alanda
yol at deerler oulculuunu sona erdirecek araylara
girmi olmalardr. Weber ge modernliin ihtiya duyduu ideal
demokrasi modelini fhrer demokrasisi olarak ilan etmi,
Schmitt ise bunu egemen diktatrl olarak adlandrmtr. Her
iki model de kapitalist modernliin yol at risklerle ba etme
mcadelesinin rndr. Siyaseti brokratikleme eiliminden,
zgrlk hissini aklclama cenderesinden ve halkn iradesini
parlamenter dolaymn filtresinden kurtarma potansiyelinde
meruluk bulurlar.
Bu bildiri ge modernliin siyasal krizine ilikin sosyalsiyasal teori alanndaki tartmalarn neo-liberal kapitalizmin
post-modern siyasal kltr iin de anlaml olduunu gstermeyi
amalyor. Ge kapitalizm ya da postmodern kapitalizm kltr,
btnlk fikrinin, aknlk dncesinin kaybolmasyla;
edeerliliin her alanda dzenleyici ilke olmasyla; kurtarc bir
kolektif siyaset biiminin iddet siyaseti olarak anlmasyla
tanmlanrken ge moderniteyle ge kapitalizm arasnda
paralellik kurmak mmkn hale geliyor. Ge modernitenin siyasi
krizi, Weber ya da Schmitt gibi dnrlerin en azndan hukuksal
ve kurumsal dayanaklarnn oluturulmasna katkda bulunduu
Avrupa totalitarizminin ykseliine yol amt. Ge kapitalizm

641

dneminde ise olaanst hal devletinin ya da gvenlik


siyasetinin geri dnne; hukukun ayak ba olmad gl
yrtmelerin daha fazla istikrar, gvenlik ve refah sunabilecei
inancnn ykseliine tank olmaktayz.
1. KARARCILIIN OTORTER TEMSLLER
1.1. Max Weber: Karizmatik-Kararc Siyaset ve Brokratik
Siyaset Arasnda
Weberin almalarnn ana temalarndan biri olan
modernitenin demir kafesi iinde insann zgrlnn
geleceine ilikin ktmserlik, onun karizmann kararcln
sonu hakkndaki grleriyle byk oranda rtmektedir.
Weber karizma kavramnn nominalist bir tanmn vermekle
yetinse bile bu kavramn onun iin insann tarihteki
zgrlnn metafizik bir arac anlamn tad sylenebilir
(Gerth ve Mills, 2000: 126). Brokratiklemi modern dnyann
genel zelliklerinin bir bileimi haline gelen insan, toplumsal
rolleri dhilinde hareket etmeye zorlanm biridir; modern insan
iin zgrln snrlar d dnyann ona ykledii grevler
erevesinde olumaktadr. Bu adan, Weberin karizma
kavramyla yapmak istedii, insanlarn kurumsal rutinleri aarak
salt toplumsal yaplarn rnleri olmadklarn kantlama
potansiyeline ne lde sahip olduklarn gstermektir.
zgrlkle zdeletirdii karizmann ve karizmatik/kararc
siyasetin, modernitenin talam dnyas iinde skp kalm
insanln yaam dnyasn kurtarmaya dnk bir hedefinin
olmas ve bu hedefin de baarszla mahkm kalmas, Weberin
siyasete ilikin ktmser bak asyla da kesimektedir (Geuss,
2001: 14).

R. Geuss, Weberin siyasal karamsarln, onun siyaset dncesinde dar ve


geni olmak zere iki ayr siyaset kavramnn varln tartarak amaya
alr. Weberde dar anlamda siyaset, mmkn olann sanat olarak
tanmlanabilecek gnlk, normal siyaset biimine karlk gelir. Buna gre,
brokratik devlet ve devlet iktidar iin mcadele gibi faydac-arasal kar
siyasetleri dar anlamda siyasetin parasdrlar. Bu anlamda, normal siyaseti,
eyleminin tm olas sonularn gzeterek, devlet iktidarn ele geirmek,
korumak veya pekitirmek amacyla en uygun aralar seebilme yeterliliine
sahip baar-odakl siyasal znedir. Weberin dncesinde geni anlamda
siyasete karlk gelen siyaset tanm ise imknsz olan elde etme mcadelesi
olarak tanmlanabilir. Buna gre, siyasal zneler gndelik hayatn ruhsuz rutinine

642

Weberin karizma analizinin iki farkl yorumu


olduundan szedilebilir. Bu yorumlarn ilki, Weberin
dncesindeki karizma kavramnn 1913 ylndan nceki
yazlarnda varolan ieriine bal kalmaktadr (Kalyvas, 2008:
20). Buna gre karizma, bu dnemde temel olarak geleneksel ve
yasal-rasyonel tahakkm biimlerinden kronolojik ve kavramsal
olarak nce gelen din eksenli hegemonik siyasetin gayri ahsi ve
kolektif biimi olarak ortaya kmaktadr. Karizmatik hareketler
bu erevede sadece, kurulu dzene kar yeni meruiyet
sylemleri gelitirerek yeni kurulan otoriteye itaat ve
ykmllk duygular reten siyasal gler olarak
yorumlanmaktadr. Karizma bylece farkl bir meruiyet
yapsnn derin ve kkl bir biimde yeniden kurulmasn
sembolize etmektedir. Meruiyetin, karizmann kurumsal olarak
uygulanmas veya cisimlemesi olarak tanmlanmas (Parsons,
1968: 669) ile karizmann herhangi bir otoritenin arkasndaki
merulatrc ilke olarak deerlendirilmesi (McIntosh, 1970:
909) bu yorumun rnekleri arasnda saylabilir.
Karizma kavramann ikinci yorumu ise karizmatik
liderin daha ok kiisel zellikleri zerinde younlaan Weberin
1913 ylndan sonraki yazlarna dikkat ekmektedir. Weberin
karizma analizinin bu ikinci yorumuna bal kalanlar, demokrasi
ve hukuk kuram asndan, her trl yasal-siyasal dzenin
kurucu ve devrimci arln/fazlaln vurgulamay amalarlar
(Kalyvas, 2008: 21). Buna gre karizmatik liderlerin tahakkm
ve otorite yaplar zerindeki etkisi, liberal anayasal
demokrasilerdeki kurumsal yerleri, parti aygtyla ilikileri,
brokratik dzene, soyut hukuki biimselcilie, blnm ve
zayf parlamentolara, arasal rasyonaliteye, faydac ve olgusal
kar siyasetlerine kar dengeleyici potansiyel gleri

kr krne hapsolmaktan kurtulmaya alrlar. Mevcut siyasal tahakkm


yapsnn gdleyimsel temellerine kar karlar ve hukuki ve kurumsal dzenin
desteklerini ykmay amalarlar. Dolaysyla, dar anlamda siyaset, belirli
karlarn srdrlmesi amacyla meru tahakkmn verili yapsnn korunmasn
amalarken geni anlamda siyaset, byle bir yapnn gerek anlamda yeniden
yaratlmasn amalar. Bu nedenle, Weberin ktmserlii, modern dnemde
siyaseti dar ve geni anlamda siyaset biimlerinin kanlmaz diyalektik bir
salnm iinde grmesinden kaynaklanr. Geussun Weberde iaret ettii dar ve
geni anlamda siyaset tanmlar brokratik siyaset ve karizmaktik siyaset veya
inan ahlak ile sorumluluk ahlak ayrmlarna karlk gelmektedir.

643

demokratik siyasetin
grnmektedir.

gelitirilmesi

asndan

nemli

Gerekten de Webere gre karizmatik liderin en


belirgin zellii, soyut hukuk normlarn ve dzenlemelerini
tanmamas ve herhangi bir biimsel buyrua dayanmamasdr.
Karizmann nesnel gc tm dsal dzeni, peygamberlerde ve
kahramanlarda olduu gibi, belirli bir hakikat uruna
reddetmesinden kaynaklanr. Bu nedenle, karizmatik otorite
devrimci bir biimde yerleik tm deerlerin dntrlmesini
ve geleneksel ve rasyonel tm normlarn yklmasn ierir.
Webere gre (1978: 1115) hakiki karizmatik adalet kurallara
atf yapmaz; saf biimi iinde o, biimsel ve geleneksel emirlerle
en sert biimde atr ve soyut normlarn rasyonalist karmlar
kadar gelenein kutsallna karda zerkliini korumaya
alr. Weber patriarkal ve brokratik yaplarn ortak zellii
olarak kalclk unsuruna deinirken karizmatik otoritenin
devrimci ynn vurgulamak ister. Gnlk yaamn olaan ve
dzenli gereksinimlerine dayanan patriarkal otorite ile
rasyonel kurallara sahip kalc bir sistem olan brokrasi
yinelenen ve hesaplanabilir gereksinimlerin rgtlenmesidir
(Weber, 2000: 326) . Gnlk rutinin dna kan isteklerin
karlanmas karizmann varln zorunlu klar. Bu durum,
toplumsal
hayatta
deiime
ihtiya
duyulduunun
gstergelerinden biridir.
Weber karizmann, brokratik rasyonalizasyonun
gelenekle ilikisindeki devrimci gcyle kartrlmamas
gerektiini zellikle belirtir. Brokrasi, ekonominin yeniden
rgtlendii her toplumsal durumda olduu gibi gelenei, teknik
aralar yardmyla dardan devrimciletirir. Brokrasi ilk
olarak maddi ve toplumsal dzeni deitirir; insanlar daha
sonra deien bu koullara ara ve amalarn rasyonel ekilde
belirlemek yoluyla uyum salamaya alrlar. Karizmann gc
ise, belirli alametlerin dinsel, sanatsal, bilimsel veya siyasalnemli ve deerli olduu inancyla peygamberlere ya da
kahramanlara duyulan ballk temelinde oluur. Karizmatik
inan, brokrasiden farkl olarak, insanlar ierden dntrr
veya devrimciletirir (Weber, 1978: 1116). Bu ise karizmatik
liderin iradesi dorultusunda, maddi ve toplumsal koullar
ekillendirmenin yolunu aar. Dolaysyla brokratik siyaset,
ncelikle teknolojik aralar yardmyla toplumsal ve maddi

644

yapnn ikin ve nesnel dnm zerinden insanlarn


dnmn ngrrken; karizmatik siyaset ncelii, insanlarn
i dnyalarnn dnmne ve bunun sonucu olarak da maddi
ve toplumsal dnyann lider eliinde dntrlmesine verir.
Rasyonalizasyon srecinin sonucu olarak brokratik
siyasette kitleler, kendilerini karlar asndan pratik nemi
olduunu dndkleri dsal ve teknik gelimelere uyarlamak
zorunda hissederler. Bu yaratc gelimelerin z onlar iin
yabancdr. Kendi yaratmlar olmayan bir dnyann nesnesi
olarak deiimin ak iinde srklenirler. Karizmatik siyasette,
insanlar maddi deiimin znesi olmaya aran bir boyut sz
konusudur. Dolaysyla, brokratik tahakkmn dzenli bir
gelire, bir para ekonomisine ya da parasal vergi sistemine
dayanmasna karlk () karizmatik siyasi kahramanlar ()
metodik ve rasyonel olan her trl parasal kazanc yakksz
sayarlar (Weber, 2000: 328). Karizma, doas gerei, kurumsal
ve kalc bir yap deil, kurumsal kalcln tam tersidir ()
misyonlarnn hakkn verebilmek iin bu dnyaya zg
ilikilerin, beylik mesleklerin ve aile hayatnn beylik
ykmllklerinin dnda kalmaldrlar (Weber, 2000: 329).
Grevlerin her trl brokratik rgtleniinin tersine,
karizmatik yap, hibir dzenli atama ve atama
prosedr ya da sistemi tanmaz. Kurallara balanm
kariyer, ykselme, aylk ya da karizmatik nderin
ve yardmclarnn uzmanlk sahibi olmalar gibi
kavramlara yer vermez. Denetim ya da temyiz organ,
yerel ya da ilevsel yetki alanlar tanmaz; gnmzdeki
brokratik blmler gibi, kiilerden ve kiisel
karizmalardan bamsz, kalc kurumlara yer vermez
(Weber, 2000: 327).
Weberin karizmann devrimci rolnn zgrletirici
ilevine yapt vurgunun bir snr vardr. nsann zgrleme
arzusunun onu modernitenin faydac dnyasna hapsetmesi gibi,
kapitalizmin demokratik eilimlerinin brokratiklemeyle
sonulanmas gibi, karizma da en byk korkusu olan
rutinlemeye maruz kalacaktr. Dnyann bysnn
bozulmas insanln sosyolojik olarak modernitenin demir
kafesine girmesiyle sonulanrken; karizmann bysnn
bozulmas da insanln siyasal olarak brokrasinin demir
kafesine hapsolmasn kanlmaz klmaktadr. Karizmann,

645

Webere gre (Weber, 1995: 359) duraan kalmas


olanakszdr; ya gelenekselleecek ya ussallaacak ya da her
ikisinin bir karmna dnecektir. Bu dnm kanlmaz
klan faktrler iki balk altnda toplanabilir:
1. Takipilerin, topluluun srekliliine ve onun srekli
canl tutulmasna duyduklar lksel ya da ayn zamanda maddi
ilgi.
2. Karizmatik otoritenin ynetsel grevlilerinin,
takipilerinin ya da dier yaknlarnn
bu
ilikilerini
srdrmee gsterdikleri daha da byk lksel ya da
maddi kara dayal ilgi. Yalnz bu da deil; bu ilikiyi,
hem lksel hem de maddi adan kendi konumlarn gnlk
yaamda duraan bir temele dayandracak bir biimde
srdrmede karlar vardr. Bu her eyden nce, olaan dnyasal
balar ve zelikle ailesel ve ekonomik ilikileri kesilmi olan
takipi trnn yerine, olaan aile ilikileri kurma ya da en
azndan gvenli bir toplumsal konum elde etme olana bulunan
bir takipilik yapsna gei demektir (Weber, 1995: 359).
1.1.1. Fhrer Demokrasisi
Karizmatik
siyasetin
brokratik
tahakkme
dnmesinin kanlmazlna dair analizinin Weberi plebisiter
demokrasi modelini benimsemeye ittii sylenebilir. zellikle
Almanyada
1933
seimlerinden
sonra
parlamenter
demokrasinin gerilemesi ve Nazizmin ykseliiyle balayan
srete plebisiter demokrasi anlaynn merulatrc bir rol
oynad dncesi Weberin toplum ve siyaset kuram ile Alman
totalitarizmi arasnda balantlar kurulmasna yol amaktadr
(Lassman, 2000: 142). Siyasetin brokratiklemesi ile insann
bireysel ve kolektif olarak siyasal eyleminin neminin azalmas;
bylece, siyasetin yasal-aklc tahakkm ilikilerine skmasnn
yaratt sorunlar, Weber asndan gl nderlerin liderlik
ettii bir demokrasi anlayn gerekli klmaktadr. Amerikan
deneyiminin nda brokrasinin baka bir deyile aygt
siyasetinin [Machine Politics] demokrasi iindeki rolnn
nemini kavrayan Weber, deerler ve grler kargaasyla
sonulanmas kanlmaz olan lidersiz demokrasi modelinin
yerine brokrasiyle btnlemi bir lider demokrasisi nerir
(Gerth ve Mills, 2000: 45). Bu anlay, her trl duygusal ve
kiisel eden arnm aklc ve uzmanlam brokratik siyaset

646

dzeni ile Bismarck mirasn (veya Sezarizmi) eklemlemeyi


amalamaktadr. Webere gre (1995: 388) lider, kitleleri,
biimsel yasalln gerektirdii gayri ahsi itaatten daha gl bir
itaat temelinde birletirerek brokratik devlet dzeni iinde
yitirilmi olan karizmatik geyi temsil edecektir.
Plebisiter demokrasi kuram, karizmatik liderin otoriter
ve kiisellie dayal meruiyetini, otoriterlik kart bir eilim
dorultusunda yeniden tanmlama ihtiyacn yanstr. Baka bir
deyile, Webere gre, iktidarn karizmatik meruiyeti otoriterlik
ynnde yorumlanabilecei gibi otoriterlik kart bir dorultuda
da yorumlanabilir. Daha ok kiisel zelliklerinin ynetilenler
tarafndan kabullenilmesi zerine dayanan karizmatik otoritenin
meruiyeti, brokratiklemenin sonucu olarak ortaya kan yeni
durumda, ynetilenlerin zgr seimlerine bal hale
gelmektedir. Karizmatik otorite, plebisiter demokrasi
koullarnda, zgrce seilmi nderdir. Karizmatik otoritenin
kiisel olarak belirledii emir ve buyruklarn yerini, topluluun
zgr istenciyle hem genel olarak hem de bireysel durumlarda
yasa yapma ve yrrlkten kaldrmaya hakk bulunduu
anlay alr (Weber, 1995: 388). Bu yeni durumda, karizmatik
otoritenin meruiyeti, halk egemenliine bal hale gelmektedir.
Karizmatik liderin ald kararlarn ve uygulad yasalarn
parlamento
kanalyla
halk
tarafndan
oluturulduu
dnlmektedir. Bylece, karizmatik liderler, meruiyet
kazanmak veya meruiyetlerini yenilemek iin halkoyuna ihtiya
duymalar lsnde karizmatik ynetimin nceki biimlerinden
ayrlmaktadr. Weber, kinci Napolyonun, iktidar zorla elde
etmi olsa bile, ok ar bir saygnlk yitiriminden sonra
halkoyuna bavurmak zorunda kalmasn, karizmatik
meruiyetin temellerinin geirdii dnmn bir rnei olarak
ele alr. Sonuta, plebisiter demokrasi, otoritenin meruiyetini
ynetilenlerin (biimsel de olsa) zgr gven duygusundan
karmann zel bir yolu haline gelmektedir (Weber, 1995:
388).
Webere gre (1995: 389) plebisiter demokrasinin en
nemli biimi, fhrer demokrasisi dir. Meruiyeti biimsel
olarak ynetilenlerin istencine dayanan fhrer demokrasisinde
lider, takipilerinin kendisine verdii gven ve ballk
duygularna dayanarak ynetir. Balangta sadece takipileri
zerinde iktidar sahibi olduu halde seimle iktidar devraldktan

647

sonra tm topluluu gl bir biimde denetimi altnda tutar.


Fhrer demokrasisinin en ideal rneklerini, eski ve
yenialardaki diktatrler oluturmaktadr: Eski Yunann
kyc ve halk avcs aisimnetaileri; Romada Grakus ve
ardndan gelenler, talyan kent devletlerindeki capitani del
popolo ve belediye bakanlar; Alman kentlerinin, Zrih
demokratik diktatrlndeki gibi kimi siyasal nderleri. ada
devletlerde ise en gzel rnekleri Cromwell diktatrl ile
Fransz Devriminin ve I. ve II. mparatorluun nderleri
(Weber, 1995: 390) oluturur. Bu rneklerin tmnn ortak
zellii, siyasi otoritenin meruiyeti asndan, egemenliin
kayna olarak halkoyuna bavurmaya ihtiya duymu
olmalardr.
Weber iktidarn meruiyeti ile iktidarn kayna olarak
halkoyu arasnda balant kurduu noktada fhrer demokrasisi
ve liderlie yermeyen bir demokrasi modeli arasnda ayrm
yapma ihtiyac hisseder. Ona gre lider merkezli olmayan
dorudan demokrasinin, modern kitle siyaseti koullarnda baar
ans yoktur: nderlie yer vermemeye alan demokrasi ()
insann insan zerinde egemenliini en aza indirme abasn
anlatr. Fhrer demokrasisinin nitelii, genellikle ndere ok
yksek bir duygusal ball ve gveni gerektirmektedir.
nderlik yarmasnda en gsterili, en ok eye sz veren ya da
en etkili propaganda nlemlerini kullanan birey trnn daha
baarl olmasnn nedeni budur. Bu, btn devrimlerde grlen
dsel enin doal dayanadr. Bu e, amz dnyasnda bu
tr ynetimin ulaabilecei ussallk dzeyini de snrlamaktadr
(Weber, 1995: 391).
Brokratikleen kapitalizmin biimsel, arasal
aklsall ile karizmatik liderin yerleik deerleri dntrmeyi
amalamas anlamnda akld mdahaleleri arasndaki
eklemlenmeye iaret eden plebisiter demokrasi kuramn Weber,
g siyasetinin egemen olduu bir dnemde, Almanyann
kendine zg sosyolojik koullarndan hareketle gelitirir. Gl
bir ulus-devletin zorunluluuna inanan Weber iin Almanyann
gelecei yeni siyasal nderlerin yol gstericiliine ihtiya
duymaktadr. Almanyann gl bir devlet olmak yolunda
gelime kaydetmesi, ulusal kar kendi snfsal veya bireysel
karnn stnde tutacak nderleri zorunlu klmaktayd. Bu
adan rnein yeterli bir dinamizm tamayan gerileme

648

halindeki Junkerler gibi toprak aristokrasisi de onlarn etkisinde


kalan sanayi burjuvazisi de siyasal adan yeterince olgunlam
olmayan ii snf da Alman ulus devletinin ykseliine nclk
yapma yeterliliinden yoksun toplumsal snflard (Swingewood,
1998: 223).
Weberin gcn halkn onayndan alan ve yetkileri
anayasa tarafndan tanmlanm plebisiter demokrasi modeli,
yar-mutlakyeti monari kadar keyfilik unsuru tad iin
eletirilmektedir (Callinicos, 2005: 266-267). Gerekten de
Weber Alman mparatorluunun yerini alan Weimar
Cumhuriyetinin anayasas zerine yaplan tartmalarda
Cumhurbakannn parlamentodan bamsz olarak halk
tarafndan seilmesini ve olaanst hal dnemlerinde
imparatorun glerinin biroundan yararlanmasn ngren 41.
ve 48. maddelerin yazlmasna katkda bulunur (Eliason, 2000:
142). 48. maddenin Cumhurbakanna gerektiinde anayasann
temel hkmlerini askya alma yetkisini vermesi ve bu anlamda
parlamentonun Cumhurbakan zerindeki denetim yetkisinin
snrlanmas, Weberin Sezarist karizmatik lider yaklamnn
mantksal ve tarihsel sonucunun Nazizm olduunu
gstermektedir. Alman Cumhurbakan Paul Hindenburg
zellikle 1930 ylndan sonra parlamenter kurumlarn
zayflatlmas ve Nazizme kar ykselen muhalefetin
bastrlmasnda 48. maddeyi hukuki dayanak noktas olarak
almtr. Weber, Birinci Dnya Savandaki hatalarndan dolay
eletirdii General Ludendorffa karizmatik lidere gl yetkiler
veren plebisiter demokrasi anlayn yle zetler:
Demokraside halk gvendii bir nderi seer. Sonra da seilen
lider imdi enenizi kapayn ve ne sylersem onu yapn der.
Artk halk ve parti onun iine karma zgrlne sahip
deildir (Gerth ve Mills, 2000: 81). Hitlerin baarszlkla
sonulanan Bavyera igalinde grev alacak olan Ludendorff,
byle bir demokrasiyi beenebilecei cevabn verir.
1.2. Carl Schmitt: Egemen Diktatrl
1.2.1. Ntrleme Tezi
1929 ylnda Avrupa Kltr Birliinin bir
konferansnda sunduu Ntrletirme ve Depolitikletirmeler
a isimli makalede Schmitt, siyasaln ekonomik ve teknik
ilerlemenin bir eklentisi haline getirilerek ntrletirilmeye

649

allmasndan bahseder. Siyasaln ekonomik ve tekniin bir


uzants olarak grlmesi siyaset alannn da tpk teknik gibi
atmalardan uzak ntr bir alan olarak tanmlanmas ihtiyacn
yanstr. Schmitte gre her a dier tm alanlarn etrafnda
kmelenecei ve o merkeze gre konumlanaca tarafsz alanlar
retir. Din, devlet, ekonomi ve teknoloji bu merkezi tarafsz
alanlar ifade ederler ve her ada bir ncekinin yerini alarak
geliirler. Bir alan merkezi alana dntkten sonra, dier
alanlarn sorunlar bu merkezi alan eksen alnarak zlr; dier
alanlarn sorunlar ikincil nemde kabul edilir, merkezi alandaki
sorunlara zm bulunduu oranda, ikincil alanlarn sorunlarnn
da kendiliinden halledilecei varsaylr (Schmitt, 2006: 105).
Buna gre, teolojik an bak asyla bakldnda, teolojik
sorunlar yola sokulduu anda, dier tm sorunlar kendiliinden
zlecek, insanlar asndan her ey hallolacaktr.. . nsanclahlaki dnem asndan aslolan, insanlarn ahlaki bakmdan
terbiye edilmesi ve eitilmesidir; bu dnemde her ey bir eitim
sorununa dnr. Ekonomik dnemde ise yaplmas gereken tek
ey, mal retimi ve paylam sorununu doru biimde
zmektir; bu durumda btn ahlaki ve sosyal sorunlar sorun
olmaktan kacaktr (Schmitt, 2006: 106)
Schmitt yirminci yzyln ilk eyreinde tekniin
merkezi tarafsz alan olarak benimsendiine iaret eder. Bylece
her yeni teknik bulula birlikte ekonomik meseleler de zme
kavuacaktr; ekonomik sorunlar da dahil olmak zere tm
sorunlar, teknik ilerleme ykmll karsnda arka plana
itilir (Schmitt, 2006: 106).Ticari ekonomik rasyonalite srecinin
doruundaki uluslar asndan teknik bir tr dine dnt iin
bu uluslar teknikilikte, yzyllardr aradklar, sava sona
erdiren ve evrensel bar balatan mutlak depolitikletirmenin
gerekletirildiine (Schmitt, 2006: 113) inanrlar. Oysa tarafsz
kabul edilen her alan gibi teknik de tarafsz deildir; kimin
elinde olduuna, hangi ulusun ya da snfn hizmetinde
kullanldna bal olarak farkl sonular retecektir.
Dolaysyla teknik alanndaki ikin unsurlarn hibirisi insani ve
manevi ilerlemeye kendiliinden yol amayaca gibi tarafszlk
da retemezler.
Schmitt her ada farkllaan ve tarafszlatrlan bu
merkezi mutabakat zeminlerine duyulan ihtiyac gvenlik,
belirlilik, anlama ve bar olanakl klacak, minimum bir

650

uzlama ve ortak nkoul (Schmitt, 2006: 108) bulma umuduna


balar. Bu adan bakldnda insanlarn kendilerini niin dier
alanlarn zlemez sorunlarndan teknikiliin kollarna
attklarn kavramak mmkndr. Tm halklar ve uluslar, btn
snf ve mezhepler, ya ve cinsiyeti fark etmeksizin btn
insanlar. . . teknik konforun avantaj ve rahatlklarndan dnyann
en doal eyiymi gibi yaralanyorlar (Schmitt, 2006: 110).
nsanlarn sorunlara tarafsz ve ntr bir alann merkeziliinde
zm bulma araylar, siyasal olann atmac karakterinden
duyulan korkuya ve siyasetten ka arzusuna balanabilir.
1.2.2. stisna ve Norm Arasnda
Schmitt, (2002: 13) Siyasal lahiyat isimli almasnda
egemeni bir snr kavram olarak tanmlar. Egemen, hukukun hem
iinde hem de dndadr. Bunun nedeni egemenin, hukuku,
kendi kararyla varetmesi ve bunu yaparken kendinden nceki
verili herhangi bir norma dayanmamasdr. Dolaysyla,
egemenin karar, verili normlar erevesinde belirlenmi bir
kuraln ifasndan ok, boluktan yeni bir normlar manzumesi
yaratmak olarak grlebilir. Egemen, hukuku askya alarak
yerleik hukuk dzeni iinde bir boluk aar. Egemenin hukuku
askya almas, Schmittin nl deyiiyle, neyin istisna olduuna
dair verdii kararn dorudan bir sonucudur. Bu nedenle, istisna
hali hakknda verilen karar, kelimenin tam anlamyla karardr
(Schmitt, 2002: 13). Yrrlkteki bir kanunu ilga etme yetkisini,
egemenin alametifarikas olarak gren Schmitt asndan,
kamu dzeni ve gvenliinin ne olduunu, ne zaman
bozulduunu vb. kesin olarak belirlemek (Schmitt, 2002: 17)
egemenin grevidir. Bu adan dier tm dzenler gibi hukuki
dzende norma deil bir karara dayanmaktadr ve istisna,
egemenin ilk karardr.
Modern
devlet
kuramnn
btn
nemli
kavramlar(nn)
dnyeviletirilmi
ilahiyat
kavramlar
olduunu dnen Schmitt (2002: 41), istisna halinin hukuk iin
tad anlam mucizenin ilahiyat iin tad anlama benzetir.
Dolaysyla, Schmitte gre (2002: 20), devlet egemenliinin
z, hukuken zorlama veya hkmetme tekeli olarak deil,
olmas gerektii gibi karar verme tekeli olarak tanmlanmaldr.
Devletin kkeninin kararla ilikili olmas hukuk retmek iin
hakl olmak gerekmediini kantlamaktadr. Bu balamda
Schmitt (2002: 38), yasay yapan otoritedir hakikat deil

651

cmlesini alntlayarak Hobbesu, hukuku karar zerinden


temellendirmeye alan gelenein en nemli temsilcisi olarak
sunar. Bylece Schmitt, Hobbesla birlikte znesiz bir egemenlik
kavramlatrmasn hatal bulan bir gelenee yerleir.
Gerekten de Agambenin dikkat ektii gibi,
Schmittin Siyasal lahiyattan nce yazd Diktatrlk (1921)
kitabnda vurgu daha ok istisna halinin tanmlanmasna
ynelikken imdi egemen kavram zerinde younlamaktadr.
Schmitt
aslnda
diktatrl
iki
balk
altnda
deerlendirmektedir: temsili diktatrlk ve egemen diktatrl.
Temsili diktatrn grevi, siyaset ve hukuk dzeninin geleceini
tehdit eden istisnai haller karsnda, anayasal dzen
erevesinde tehlikeyi savuturmak ve hukuku korumaktr.
Temsili diktatr, hukuku geici bir sre askya alabilmesine
ramen, onu deitirme veya yerine yeni bir hukuk dzeni kurma
otoritesine sahip deildir. Temsili diktatrn temel amac istisna
haline son vermek, normal hukuk dzenini onarmak ve olaan
siyaset dzenine geri dnmektir. Bu nedenle, C. Rossiterin
(1948) iaret ettii gibi, temsili diktatrlk aslnda bir tr
anayasal diktatrlk olarak adlandrlabilir. Dolaysyla,
temsili diktatrlkte soru, hukukun kararla ontolojik bandan
ok kurulu hukuk dzeninin korunmasna ynelik bir amacn
tanmasdr.
Dier taraftan, temsili diktatrlkle karlatrldnda
egemen diktatrln amac, yeni bir hukuk sistemi ve anayasa
koyutlayarak yeni bir siyaset ve hukuk dzeni yaratmaktr. Bu
adan egemen diktatrl, mevcut hukuk sisteminin dnda
hareket eden klasik yasakoyucu gibi kurucu bir gtr ve bu
nedenle kurulu anayasayla ilikisi dsaldr. Egemenin kurucu
eylemi, onu nceki normlar sisteminden ayran, bir kopu veya
hukuki bir krlmaya karlk gelir. Bu adan, Kalyvasa gre
(2008: 90), egemen diktatrln kurucu siyaset gelenei
iinde deerlendirmek mmkndr: Egemen znenin kurucu
iktidar, dsal olarak ve bilinli bir biimde siyasal bir ilikinin
hukuki erevesini deitirmeye karar verir. Bu nedenle,
herhangi bir ekilde, nceki haklar sistemine, yasal yapya ya da
temel kanunlara indirgenemeyecek veya geri gtrlemeyecek
yeni bir rejimin kkten balangcna iaret eder.
Kalyvas gibi Negride, Schmittin egemen diktatrl
kavramnn, kurucu siyasetle ilikisine atf yapar. Negriye gre

652

kurucu iktidar (1999: 2), Schmittin kulland anlamda,


anayasal normlarn retiminin kaynadr. Yeni bir anayasa
yapma ve devletin glerini rgtleyen temel normlar dikte etme
gcdr. Baka bir deyile, yeni bir hukuki dzen kurma ve yeni
bir topluluk iindeki hukuki ilikileri dzenleme gcdr.
Nitekim Schmitt, siyasal olan, devletten nce gelen bir
kavram olarak tanmlarken, bu kurucu siyaset dncesiyle
yaknln gstermektedir. Siyasal olann ana hatlar, yani
ierikten bamsz olarak biimsel zellii, dost-dman ayrm
erevesinde ortaya kar (Schmitt, 2006: 47). Kimin dost kimin
dman olduu belirleme karar, (iyilik ve ktlk ayrmnn
ahlak, gzellik ve irkinlik ayrmnn estetii varetmesi gibi)
siyaseti vareder. Bu nedenle Schmittte siyasaln anlam kurucu
iktidar dncesiyle iliki halindedir; ancak, kararn znesi
egemen olduu iin siyasetin znesi de egemendir.
Agamben, Schmittin temsili diktatrlkten egemen
diktatrl kavramn tanmlamaya ynelmesini, hukukla dsal
bir ilikinin kurulmasna dayanan, bu nedenle kurucu iktidar
uygulamas olarak da grlebilecek olan, Leninist proletarya
diktatrl gibi siyasal deneyimleri anlama abasna balar. Bu
deneyimler nda dnldnde, kurucu iktidarn
(egemenin) varolan hukukla bir ilikinin srdrlmesinden ok,
yeni bir hukuk yaratmaya yneldii aktr. Egemen, mevcut
normu askya alp yeni bir norm dzeni kurarken normun ncesi
ve sonrasn iaretleyen bir snr izgisi olarak kendine zg
konumu aa kmaktadr. Normun kkeninde egemenin karar
bulunduu iin istisna hali norma ikindir ve yeni hukuk dzeni
iinde egemenin kurucu karar her istisna halinin ilannda
grnr olmaktadr.
2. NEOLBERAL DNEMDE KARARCILIK
Weber ve Schmitt gibi dnrler ntrleme ve
brokratikleme tehlikesi yoluyla dikkat ektikleri siyasal alann
krizini otoriter siyaset biimlerine ynelerek amaya
almlard. Aslnda neoliberal kapitalizm kltr iin de
siyasal alann benzer bir ntrleme ya da mutenalama
srecinden muzdarip olduunu sylemek abart olmaz.
Gnmzde siyasal alann kreselleme ya da neoliberal
dnm sreci balamnda ikincil bir sorun alan olarak

653

tanmlanmas
siyasal
dnce
literatrnn
standart
kabullerinden biri haline gelmitir. Balibar kreselleme sreci
ile siyasaln sonu sylemi arasndaki ilikiyi pozitivist diye
adlandrd ve J. S. Mill gibi on dokuzuncu yzyl
kuramclarndan esinlenen bir bak asna balar. Buna gre
rasyonel olduu varsaylan piyasa kararlar, duraan ve
kendiliinden/zdevinimli karakterinden dolay genellemi
bir sosyal denge haline yol aarlar; bu ise toplumsal ve siyasal
dnm sreci bakmndan bakaca bir faile gerek brakmaz
(Balibar, 2008: 135). Balibarn burada kastettii bakaca bir
dnmn imknsz hale gelmesi deildir; o daha ok
dnmn bundan byle snflar, sosyal gruplar, iktidarlar ve
kar-iktidarlar, sistemik ve anti-sistemik gler arasnda temel
bir atma hali olmakszn (Balibar, 2008: 135) ortaya
kacan ima etmektedir. Bu tr bir toplumsal dnm
sonucunda siyasal alan ne radikal alternatiflere, karlkl
badamaz kltrlerin olumasna, uzlamaz ideoloji ve
znelliklere ne de kart ynde bir alm perspektifi ya da
sistemde bir atallanma olaslna ak hale gelir; sadece genel
norma kar bireysel bakaldrlar hesaba katmak zorunda
kalacaktr (Balibar, 2008: 136).
Negri de neoliberalizmin diyalektii sahneden
uzaklatrdn sylerken, Balibarn zerinde durduu bir
siyasal znellik biimi olarak kurucu gcn, verili siyaset
dzenine mdahil olamamas sorununa dikkat eker. Negriye
gre, sosyal devletin zlmesi geleneksel rgtl sendikal
yaplarn ve ii snf partilerinin zayflamasna yol am; bu da
devletin toplumsaldan bamsz hareket etme kapasitesini
artrmtr. Bu anlamda her trl toplumsal diyalektik siyaset
sahnesinden ekilirken postmodern devlet, tm kurucu
elerinin dngsellii iinde kendisini, kusursuz bir
demokrasinin kusursuz ufku olarak (Negri, 2007: 384) sunmaya
balamtr. Bu gelimenin sonularndan biri maddi kurulu
(yani tarihsel Anayasann nvarsayd fiziksel ve siyasal
koullar manzumesi) ve biimsel kurulu (yani Devletin kanuni
ve hukuki yaps) arasndaki her trl diyalektik ztlamann
ihtimal dna karlmasdr (Negri, 2007: 384).
Bu srecin sonunda devlet ve hukuk kuramlar
asndan, meruiyet kavram bilinen her trl geleneksel
ieriini ve ilevini yitirir. Ne iktidarn rasyonalizasyonu ne de

654

korporatist ve szlemesel ilikiler bakmndan meruiyet,


artk varlna ihtiya duyulan bir ara deildir: Postmodern
demokratik meruiyet, konsenss ve otoritenin kusursuz bir
sentezidir (Negri, 2007: 385). te yandan kaderleri kresel
ekonominin ileyiine ve dngselliine baml klnm olanlar
siyasete katlmak istediklerinde ve bunu antagonist bir reddiye
iinde yaptklarnda sulu konumuna decek ve eylemleri
bark toplum yasasnn dnda seyreden bir hastalk ya da
terrden (Negri, 2007: 385) baka bir anlam tamayacaktr.
Egemen iktidar yapsn sorgulamak ancak liberal demokratik
mutabakatn aklilii erevesinde kabul edilebilir olacaktr.
Rancire (2006: 19) siyasaln sonunu, bir tr idare sanat olarak
siyasetin, ekonomik gelimenin veya bymenin doal ve
barl hareketiyle zdeletirilmeye balanmasnn sonucu
olarak grrken bu noktaya iaret etmektedir:
Belli bir siyasetin sonu fikri kendini yle ortaya
koymaktadr: retimle ve bireylerle gruplarn
remesiyle ilgili tm etkinlikler nasl seklerletiyse
siyaseti de yle seklerletirmek; iktidara bal
yanlsamalar, bir zgrleme program ve mutluluk
vaadi olarak sunulan iradeci siyaset sanat temeline
bal yanlsamalar terk etmek. Siyasal potestas (erk)
herhangi bir fikrin imperiumunun (egemenlik) ya da bir
grubun telosunun iine yedirmekten vazgemek;
bunun yerine, siyasal potestas alma, mbadele etme
ve keyif alma tr seklerletirilmi etkinliklerin
gcne yaklatrmak; dnyann ritmleriyle, eylerin
akyla, enerjilerin, arzularn ve enformasyonun
dolamyla ezamanl bir siyaset pratii tasarlamak;
yle ki siyaset btnyle imdiki zaman iinde yer alan
bir pratik olsun, gelecek iseimdiki zamann
yaylmasndan ibaret olsun. te gereki zihinlerin
grdne gre vardmz yeni zamansallk
(Ranciere, 2006: 20).
Neoliberal kresellemenin siyasal alanda yaratm
olduu bu kriz karmza gvenlik siyaseti ya da olaan st hal
siyasetlerinin ykselmesi biiminde kmaktadr. Neoliberalizm
siyasi iktidarn hkmetme kapasitesinin ulusal alanda
younlamas uluslar st alanda ise merkezilemesi
sonulanan bir dnm srecinin ad olarak tanmlanabilir.

655

Gvenlik politikalaryla yasann askya alnmasnn arkasnda


bu
younlamann
etkilerini
grmek
mmkndr.
Neoliberalizme bal olarak gerekleen bu younlama u
alanlarda meydana gelen bir dnm srecine dayanr:
Ynetim teknikleri, kurumsal reformlar, yeni rgtlenme
biimleri, yrtmenin glendirilmesi, vatandalk haklarnn
zayflatlmas, demokratik ilkelerin zayflatlmas (Bayramolu,
2005: 197). Merkezileme ise uluslararas lekte gerekleir ve
yeni uluslararas oluumlar, kresel aktrler, ulusst kurulu
ve yaplar ile blgesel bloklar (Bayramolu, 2005: 198)
zerinden siyasal iktidarn kresel sermayenin elinde
toplanmasna iaret eder.
Devlet iktidar ile toplum arasndaki diyalektik ilikinin
saland kurumlar olan parlamentolarn, neoliberal dnm
srecinde, karar gleri ve hukuki retim kayna olarak yasama
yetkileri zayflamaktadr. Bu, ulusal anayasa hukuku alannda
gler ayrl ilkesi asndan ciddi bir dnme iaret
etmektedir. Teminat, genel ve soyut norm tanmnn stne
yrtme ve ynetim ileminin arl ktke bizzat hukuk
figr (Hardt ve Negri, 2007: 423) deiiklie uram ve
parlamentolar sadece birer temsili kurum haline gelmitir.
Hardt ve Negri parlamentolarn etkinlii azalrken yrtme
organlarnn etkinliinin artmasn iki farkl adan gzlemlerler.
Birincisi temsili karar oluturma srecinin siyasi, iktisadi ve
askeri glere baml ya da tabi hale dnmesini ifade eder.
Buna gre yenidnya dzeninin teknokrat makamlar ve polis
kuvveti tarafndan dayatlan yeni kurallar, ortaklamac gruplarn
i ileyileri zerinde egemenlik kurmaktadr. kincisi ynetim
sistemlerinin, belirli meselelerde ve somut durumlarda giderek
artan leklerde idari tekilat ve yrtme organlarnn
mdahalelerine ak hale gelmesidir (Hardt ve Negri, 2007:
423). Bu gelimelerin sonucu olarak, hukuki retim sreci ile
halkn egemenlii arasndaki ba kopmakta; kararlar teknik
normlara, idari sreklilii salayan kurallara ve dnya pazarnn
egemen kurallarna gre alnmaktadr.
SONU
Yirminci yzyln ilk eyreinde Weber ve Schmitt,
modernliin analizi ile ilgili en azndan iki alanda bugn de

656

gncelliini koruyan hakl tehisler de bulunmulard. Bunlardan


ilkini, modernliin her trl metafizik temelle ban kkl bir
biimde kopardnn siyasal kefi olarak ifade edebiliriz.
Dnyann bysnn bozulmas bu kefin bir yansmas olarak
Weberin siyasal dncesinin altyapsn oluturur. Bys
bozulmu dnyada, toplumu oluturan bireylerin ortak anlam
ufku kaybolduu gibi aralarnda Machiavellinin ok nce
farkna varm olduu zgrlk ruhunu ve bireysellii de temsil
eden- iktidar ele geirmek adna lmne bir mcadele vardr.
Dier taraftan Weber deerler alanndaki paralanmaya elik
eden bir brokratikleme eiliminden, i blmnn artndan,
disiplinli bir alma hayatnn ve devlet toplumunun
ykseliinden bahseder. Modernliin bu iki kart eilimi
arasnda Weber bir uzlama arayna girecek, modernliin
zgrlk ruhunu cisimletiren karizmay brokratik devletin
tepesine oturtacaktr. Schmitt de bir yandan ekonominin ve
teknolojinin ykselii ile siyasal alann ntrlemesi arasndaki
sorunlu ilikiye dikkat ekmi dier yandan da siyasi kararcl
baka bir deyile ekonominin ve toplumun glerine kar
koymann bir arac ve yntemi olarak siyasi kararcl
canlandrmann yollarn aratrmtr. Neo-liberal dnem iin de
siyasi alann ekonomi, brokrasi ve teknik karsnda g
kaybettiinden sz etmek mmkndr. Bu ise karmza
gvenlik siyasetleri, hukukun yrtme gc tarafndan giderek
daha fazla arasallatrlmas gibi yeni tr siyasi kararclk
rnekleri karmaktadr. Demek ki modernliin erotik glerinin
modernliin thanatosvari gleri karsnda yenilmesi Schmittin
ve Weberin andan neoliberal dneme kadar sadece otoriter
bir kararclk biiminin ykseliiyle sonulanmtr. Gelecek
yzyl iin yantlanmas gereken temel soru kararclk ve
kuruculuk vasfn muhafaza eden bir siyasal eylem ve zne
anlaynn demokrasi teorisiyle nasl eklemlenebilecei sorusu
etrafnda ekillenecektir.

657

KAYNAKA
BALIBAR, E., (2008), Biz, Avrupa Halk: Ulusar Yurttalk
zerine Dnceler, (ev.) TUNCA, K., Aralk
Yaynlar, zmir.
BAYRAMOLU, S., (2005), Ynetiim Zihniyeti: Trkiyede
st Kurullar ve Siyasal ktidarn Dnm, letiim
Yaynlar, stanbul.
CALLINICOS, A., (2007), Toplum Kuram: Tarihsel Bir Bak,
(ev.) TEZGDEN, Y., letiim Yaynlar, stanbul.
ELIAESON, S., (2000), Constitutional Caesarism: Webers
Politics in Their German Context, (Ed.). TURNER, B.
S., The Cambridge Companion to Weber, Cambridge
University Press, Cambridge.
GERTH, H. H., MILLS C. W., (2000), Giri: Yazar ve Yapt,
(ev.) PARLA, T., Sosyoloji Yazlar, letiim
Yaynlar, stanbul.
GEUSS, R., (2001), History and Illusion in Politics, Cambridge
University Press, Cambridge.
HARDT, M., NEGRI, A., (2008), mparatorluk, (ev.)
YILMAZ, A., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
HARDT, M., NEGRI, A., (2007), Dionysosun Emei: Devlet
Biiminin Bir Eletirisi, (ev.) BAER, E., letiim
Yaynlar, stanbul.
KALYVAS, A., (2008), Democracy and the Politics of the
Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and Hannah
Arendt, Cambridge University Press, New York.
LASSMAN, P., (2000), The Rule of Man Over Man: Politics,
Power and Legitimation, (Der.) TURNER, S., The
Cambridge Companion to Weber, Cambridge
University Press, Cambridge.
MCINTOSH, D., (1970), Weber and Freud: On the Nature and
Source of Authority, American Sociological Review,
no. 35, 1970.

658

NEGRI, A., (1999), Insurgencies: Constituent Power and the


Modern State, (ev.) BOSCAGL, M., University of
Minnesota Press, Minnesota.
PARSONS, T., (1968), The Structure of Social Action Vol. 2,
Free Press, New York.
RANCIRE, J., (2006), Siyasaln Kysnda, (ev.) KILI, A.
U., Metis Yaynlar, stanbul.
ROSSITER, C. L., (1948), Constitutional Dictatorship in the
Modern Democracies, Greenwood Press, Westport,
Conn.
SCHMITT, C., (2006), Siyasal Kavram, (ev.) GZTEPE, E.,
Metis Yaynlar, stanbul.
SCHMITT, C., (2002), Siyasal lahiyat, (ev.) ZEYBEKOLU,
E., Dost Yaynlar, Ankara.
SWINGEWOOD, A., (1998), Sosyolojik Dncenin Ksa
Tarihi, (ev.) AKINHAY, O., Bilim ve Sanat Yaynlar,
Ankara.
WEBER, M., (2000), Sosyoloji Yazlar, (ev.) PARLA, T.,
letiim Yaynlar, stanbul.
WEBER, M., (1995), Toplumsal ve Ekonomik rgtlenme
Kuram, (ev.) OZANKAYA, ., mge Yaynlar,
Ankara.
WEBER, M., (1978), Economy and Society, (Der.) ROTH, G. ve
WITTCH, C. University of California Press, Berkeley,
Los Angeles, London.

659

660

MODERNZMN KAPATMACI KURUMLARINDAN


POSTMODERNZMN MASALCI KURUMLARINA:
SOSYAL BLMLERN MERULATIRICI LEV
Yrd. Do. Dr. kran GLBAI
ZET
Aratrmalar Foucaultnun rgt aratrmalarnda
referans edilenler sralamasnda Max Weberin hemen
arkasndan 7. en nemli aktr olduunu gstermektedir.
Foucaultnun arkeolojik ve geneolojik incelemeleri, toplumu
rgtleyen kurumlarn sylemlerinin ve pratiklerinin insan daha
fazla zgrletirmeye doru deil, daha fazla kontrol altna
almaya doru evrildiini gstermektedir. Ynetim ve
Organizasyon (Y/O) kuramlarnn temel
amac esasnda
rgtlerde etkinlik ve verimlilii arttrmaktr. Bu almann
amac, Y/O alannda kurumlarn gndelik pratiklerine yn veren
yeni ynetim sylemlerini ve onlar vastasyla kurumlara
dalm olarak ileyen yeni bir tr ynetim ve kontrol
mekanizmasn Foucaultnun kavram ve yntemleriyle
incelemektir.
Anahtar Szckler: Postmodernizm, Ynetim ve
rgt Teorileri, Ynetimsellik, Gzlem.
FROM THE GRAND ENCLOSURE INSTITUTIONS OF
MODERNISM TO THE STORYTELLING
INSTITUTIONS OF POSTMODERNISM: THE
LEGISTLATIVE FUNCTION OF SOCIAL SCIENCE
ABSTRACT
Foucault ranks seventh after Max Weber according to
references cited in organization theory. Archeological and
genealogic research by Foucault show that the discourse of
institutions which organize societies and their practises lead
humans to be more supressed instead of making them more
emancipated.The purpose of this study is to analyze new
management and control applications in institutions derived from

Hali niversitesi BF, sgolbasi@gmail.com

661

new management theories using Foucaults theories and methods


(JEL: M1 Business Administration, M00 General).
Key Words: Postmodernizm, Theories of Management
and Organization, Governmentality, Observation.
GR
rgt incelemelerinde Foucaultnun kavramlarn ve
yntemlerini kullanmaya ilgi dnyada giderek artarken, Foucault
Trkiyenin gndemine ynetim ve organizasyon (Y/O)
alanndan ok Felsefe, Siyaset Bilimi, Sosyoloji gibi dier sosyal
bilim disiplinlerinin ilgisiyle girmitir.
Foucaultnun rgt almalar alannda dikkate deer
bir nem kazanmasnda, McKinlay ve Starkeyin (1998)
Foucault, Management and Organization Theory adl derleme
kitabn milat sayacak olursak son 15 yldr Avrupa rgt ve
Ynetim yazn Foucaultnun kavramlarn ve yntemlerini rgt
incelemelerinde kullanmaktadr. sdiken ve Pasadeos (1995),
bibliometrik almalarnda Foucaultnun rgt aratrmalarnda
referans edilenler sralamasnda Max Weberin hemen
arkasndan 7. en nemli aktr olduunu gstermektedir. Dnya
yaznn hayli geriden takip eden Trkiyede de, nmzdeki
yllarda Foucaultnun kavram ve yntemlerinin Trkiye Y/O
yaznnn ilgisini ekmesini bekleyebiliriz.
Foucaultnun arkeolojik ve geneolojik incelemeleri,
toplumu rgtleyen kurumlarn sylemlerinin ve pratiklerinin
insan daha fazla zgrletirmeye doru deil, daha fazla kontrol
altna almaya doru evrildiini gstermektedir.
Bu balamda bu almann amac, nceki dnemlere
gre bir paradigma ve kuram oalmas yaanan Y/O alannda
kurumlarn gndelik pratiklerine yn veren yeni ynetim
sylemlerini ve onlar vastasyla kurumlara dalm olarak
ileyen yeni bir tr ynetim ve kontrol mekanizmasn
Foucaultnun kavram ve yntemleriyle incelemektir. Esasnda
almann ana sorunsal, kurumlar hiyerarisinin basklat ve
sylemlerinin insancllat yeni toplum dzeninde, giderek
failsiz hale gelen iktidarn nasl iletildiidir?

662

alma
kavramsal
dzeyde
yrtlmtr.
Foucaultnun kendi kitaplar, ders zetleri, kendisi ile yaplan
rportajlar, dier bilim insanlarnn Foucault ve eserleri zerine
yazdklar kitaplar ve makaleler derlenerek Foucaultnun
almalarnn izlenecei belgeler bir araya getirilmitir. Y/O
alanndaki yeni ynetim yaklamlar ve bu alanda Foucaultnun
kavramlarn kullanarak inceleme yapan bilim insanlarnn
almalar akademik veri tabanlarndan ilgili anahtar szckler
girilerek derlenmitir. Makaleler aratrma amac dorultusunda,
bir kodlama sistemi dahilinde okunarak bir anlat gelitirilmitir.
Y/O alannda klasik ve modern dnem boyunca
oluturulan kuramlar ve modern sonras (kreselleme dnemi)
paradigma ve kuram oalmasnn getirdii ynetim
anlaylarndaki kkl dnmler ne lde verimlilik ve
etkililik ve ne lde daha sk denetim ve normatif kontrol
hedeflemektedir? Sorusuna Foucaultnun yaklamlaryla yant
aranacaktr.
Farkl tarihi dnemlerde kurumsal farkllamalar,
dnce sistemlerindeki farkllamalar ve bunun ardndaki
olumsallklar inceleyen Foucaultnun kavramlaryla rgtleri
incelemek, modern sonras yeniden ina edilen kurumlarn ve
rgtlerin sylemini deifre etmede belki de en elverili
yollardan biri olabilir.
Kapitalist sisteminin yeni bir evresi olan kreselleme,
bir yandan toplumlardan, demokrasi, insan haklar ve effaflk
arlaryla grnen btn duvarlarn indirilmesini talep ederken
bir yandan da grnmez elektronik duvarlar, zihinsel kontrol
mekanizmalar ina etmektedir. Modernizmin merkeziyeti
hiyerarik kurumlar, grnte daha ademi merkeziyeti
kurumlarla yer deitirirken iktidarn da giderek daha grnmez
olduu, kurumlara ve sylemlere dald ve iselletii dikkati
ekmektedir. Kreselleme, en kestirme tanmla, dnya zerinde
kapitalizmin ve ticari mantn girmedii hibir alann
kalmamas olarak ifade edilecek olursa, bu durumda kresel
apta yaylm retim ilikilerinin kontrol de, iktidarn
girmedii
hibir
yer kalmayacak
ekilde yeniden
dzenlenmektedir. Bu Foucaultun iktidar kavramlatrmalaryla
birebir rten bir durumdur.

663

Organization Dergisi Kasm Ay 9.cilt, 4.saysn (2002)


Foucault zel says olarak kartmtr. Sayda, rgt
almalarnda Foucaultnun kavramlatrmalaryla iletme
ynetiminin farkl sre ve alanlarn inceleyen almalar yer
almtr. Cooper ve Burrelle gre (1988:101). Foucaultnun
rgt kuramna en nemli katks, btn disipliner pratiklerin
insan yaamnn en ince noktalarn kontrol etme ve
standartlatrma abasna dikkatleri ekmi olmasdr.
1. FARKLI KAPATILMA TARZI
Foucaultnun eserlerinde farkl dneme karlk
gelen iktidar teknolojileri, farkl kapatlma biimi olarak
kavramlatrlmtr. Bunlar; Felsefi kapatlma, Siyasi kapatlma
ve Etik kapatlmadr.
1.1. Felsefi Kapatlma
Felsefi kapatlma, insanln modernlie zg dnce
ve pratik sistemi iine hapsedilmesini temsil ediyordu (Bernauer,
2005:34). Batnn teki toplumlar kendi anlamlandrma sistemi
iine hapseden felsefi kapatma, Bat d toplumlar tekiletiren
bilim anlay ve bu anlay pratie geiren kurumlar varln
1960larn ortasna kadar sorunsuz srdrmtr.
Foucaultnun bu dnemi inceleyen drt eserinin ortak
noktas, sylemi bir bilim olarak kuran dlama pratikleriyle ilgili
olmasdr. Arkeolojik yntemle ariv incelemesi yapt bu
dnem (1960l yllar) almalarnda, Klasik ve Modern ada
bilginin ve bilimin oluumunu incelemitir (Foucault 1999:7).
1.2. Siyasal Kapatlma
Siyasal kapatlma, kitlelerin hem daha faydal hem de
daha uysal klnmalar amac dorultusunda kalabalk nfuslar
ynetme projesine hizmet eden bir bireyselliin kurulumunu
iermekteydi (Bernauer, 2005:35). Foucault bu dnem
almalarnda, toplum bilimlerinin ortaya k ile iktidar
teknolojilerini ilintilendirmitir. Foucault 1971 den itibaren
eserlerinde, soybilim (geneaology) yntemiyle hukuki
(sovereign) iktidardan disiplinci iktidara, oradan dzenleyici
iktidara geisin, neden belli dnemlerde ortaya ktn
incelemitir (Flynn, 2005). Bu dnemde ortaya kan yeni iktidar

664

tipinin sanayilemenin ykselmesine kout olduunu savlam ve


insan bedeni zerinden normal-anormal ayrm ile kurulduunu
gstermitir.
1.3. Etik Kapatlma
Etik kapatlma ise, modern bilgi-iktidar ilikilerince
retilen normal insan figrleriyle zdeleme arzusunu
krkleyen mekanizmalar vastasyla iletilen iktidar tryle
ilgilidir (Bernauer, 2005:34-5). Foucault bu dnem cinselliin
birdenbire sorunsallatrlmasnn ardnda ileyen iktidar
mekanizmalarn zmlemeye alt Cinselliin Tarihi
(1976) kitabnda cinsellik zerinden retilen yeniden tasnif ile
arzunun kontrol ve yeni ekonomi tarafndan kkrtlarak
smrlmesini konu edinmitir. Daha nceden normal saylan
eylerin tarihin belli bir annda birdenbire sorunsallatrlarak
ayrma tabi tutulmasnn ortaya k zamanlarna dikkat
ekmitir (Foucault,1976).
Sorunsallatrmalar kavramn Foucault, bir eyi doruyanl oyununa sokan, bu eyi dnce nesnesi olarak kuran
(bilimsel bilgi gibi) sylemsel olan ya da sylemsel olmayan
pratiklerin tamamna referansla kullanmtr (Flynn, 2005). Bu
dnemde Foucault, iktidarn arzulad uysal insann kendini
zne olarak nasl kurduunu incelemitir. Sorunsallatrlarak
sylem alanna tanan konularla iletilen maniplatif
mekanizmalar ortaya deifre etmeye almtr.
Bu kapatlma tarz, deien toplum dzenleri ve
ynetim paradigmalaryla yakndan ilgilidir. Foucault, bu toplum
dzenlerini, egemenlik (hukuk) toplumu, disiplin toplumu
ve gvenlik toplumu olarak adlandrmtr. Bir dnemsellikten
bahsetmekle birlikte, her tip iktidar mekanizmasnn birbiriyle
ilikili ve bir biimde her dnemde bir arada grlebileceini de
vurgulamtr (Foucault, 2014). Aina olduumuz terimlerle
ifade edecek olursak, bu dnemi, klasik dnem, modern
dnem ve postmodern dnem olarak da adlandrabiliriz.
2. KLASK DNEM VE EGEMENLK TOPLUMU
Foucault, iktidar/ynetim tarzndaki farkllamalara
gre yapt toplum kavramlatrmalar arasndaki ayrtrmay

665

ekonomi, salk ve ehirleme alanndaki tarihsel gelimeleri


inceleyerek yapmtr (Gambetti, 2008:44).
Egemenlik paradigmasnda ehir dzeni; disiplinin
mekanda sorunsuz ileyebilmesini salayacak biimde
merkezden evreye doru gittike klen i ie gemi
dikdrtgenlere blnen askeri disiplin formu olan Roma kamp
formunda dzenlenmitir (Foucault, 2014:17). Ekonomi, mutlak
fiyat kontrollerine ve toplumun sal ise salgn hastalklarda
tecrit mekanizmasna dayanyordu (13). Bu paradigma, delilerin,
sulularn, fakirlerin ve bota gezerlerin sylemden ve
yurttalktan dland hukuk sisteminin izdii snr ve
yasaklarla negatif olarak iletilen, riski sfrlamaya alan bir
iktidard. Korku salma, egemen olan grnr klma zerine
kuruluydu (41,71).
Ortaada delilerin ortada dolanmalarnda saknca
grlmezken 17 yyda sanayi devrimi ile birlikte alamayacak
durumda olan delilerin varl birden sorun olur. Delilii
belirlemek iin aranan ilk kriter, almaya uygun olmamaktr.
Bylece Fransa ve ngilterede ayn anda delileri kapatmak iin
kurumlar kurulur. Foucault Paristeki Genel Hastanenin delilere
yardm etmek iin deil, alamayacak durumda olanlar
(isizler, sakatlar, yallar, tembeller, dilenciler, aile kurallarna
uymayanlar, sra d yaayanlar) kapatmak iin kurulmu
olduunu syler. Foucault hakl kmtr nk, drt ylda bu
kurumda kalanlarn says altbine ulamtr ve bunlarn sadece
% 10u delidir. Sanayileme ile birlikte ortaya kan muhbir
mektuplar ve polis sistemi ile alamayacak durumda olan
herkes kapatlmtr (Rigel vd., 2003:119-120). Foucaultnun,
byk kapatlma olarak adlandrd bu deiikliklerin nedeni
sanayi devrimidir (Foucault, 2000:77).
Sanayilemenin neden belli bir corafyada ortaya
ktn kavramlatran Max Weber ve onu izleyen kuramclar,
Batl deerleri idealize ederek merkeze aldklar
kavramlatrmalarnda dier toplumlara bilim alann
kapatyordu. Bundan byle bir bilim olarak sosyoloji Batl
toplumlar inceleyecek dier toplumlar ise folklorik bir unsur
olarak ancak antropolojinin inceleme nesnesi olabilecekti.
3. MODERNLEME VE DSPLN TOPLUMU

666

18 yy da egemenlik paradigmas yerini yeni bir iktidar


mekanizmasna brakr. Egemenlik paradigmasnn hakim
olduu ortaan yksek duvarlarla evrili gvenli yaam
alanlar, gelien yeni ekonomi nnde engel oluturmaya
balamasyla birlikte disiplinci iktidara geilmitir (Foucault,
2014:71). Kapitalizmin gelimesiyle birlikte insan, siyasal iktidar
iin gz ard edilemeyecek kadar deerli bir kaynak haline
gelmitir (Foucault, 2003:102104). Foucault, insan trnn
temel biyolojik zelliklerini konu edinen bu yeni iktidar
biyoiktidar olarak adlandrr. Biyoiktidar iki dzlemde
iletilmitir. Birincisi Foucaultnun bedenin anatomo-politikas
olarak adlandrd, insan bedenini bir makine olarak ele alan,
onun terbiyesi, yeteneklerinin artrlmas, glerinin ortaya
karlmas, ekonomik denetim sistemleriyle uysal klnarak
yararl hale getirilmesidir (Foucault, 2008:246-51). Bu iktidar
norm erevesinde bireylerin yaamlarnn srekli gzetlemesi
ve incelenmesi bilgisi zerine kurulur. nsan bilimleri
dolaymyla ileyen bir bilgi-iktidar biimidir (Foucault, 2000).
Bio-iktidar Foucaultnun dispositif olarak adlandrd
birtakm somut dzenlemeler vastasyla iletilir. Dispositifler,
dzenleyici kararlar, bilimsel, felsefi ve ahlaki nermeler gibi
sylemsel ve kurumlar, mimari biimler, yasalar, idari
uygulamalar gibi sylemsel olmayan geler arasndaki ilikiler
sistemidir. Disiplinci iktidarn amac, insan bedenini disipline
etmek, yeteneklerini gelitirmek daha verimli ve uysal klmak ve
ekonomik denetim sistemleriyle btnletirmektir. Dispozitifler
g ilikilerini gdmleme ve kullanma ilevine sahiptirler. Bilgi
ve iktidar karlkl olarak birbirini ierimler, dolays ile
dispozitifler her zaman bir iktidar oyunu iindedirler.
Dispozitifler, kurduklar birtakm deneyimleri insanlara
kendilerinin hakikatleriymi gibi dayatmak suretiyle itaatkar
bireyler ina ederler (Keskin, 2005:18-19).
Foucaultya gre egemenlik paradigmasndan disipline
gei, bir dizi mekansal dzenleme ile kendini gstermitir.
Nfus
belli emalara gre iktidarn gereksinmeleri
dorultusunda hiyerarik ve ilevsel olarak yeniden mekanlara
dalma tabi tutulmutur. Bu dnemin ekonomisi korumacla
ve ihracat ve ithalatn kontrol altnda tutulmasna dayanmaktadr
(Foucault, 2014:21-22). Riskden, normalden uzaklaan her
eyden kanlr (71). Foucaulta gre, bu dnemde kapitalizm

667

iin tehlike arz edebilecek, isizler, yoksullar, akl hastalarnn


kapatlmas iin yeni kurumlara ihtiya domutur (Foucault,
2003:96; Merquior, 1986:114-124). Benthamn hapishaneler
iin panoptikon olarak adlandrlan mimari icad, toptan ve
kesintisiz gzetime dayal dzen yerleri yaratmak anlamnda
yeni dnemin iktidar teknolojilerinin simgesi olmutur. ktidarn
otomatik ileyiini salayan bu teknoloji, gzetim kesintili olsa
bile sonular itibariyle sreklilik salyordu (Merquior,
1986:120).
Foucault, bu dnemde kurulan akl hastaneleri,
cezaevleri, okullar, klalar ve hastaneler gibi kurumlar, ada
burjuva kltrnn disiplinli bir toplum yaratma dnn
anahtar kurumlar saylabileceini ifade etmitir. Bu kurumlarda
dzenli olarak uygulanan disipliner kurallar ve yoklamalarla,
insan yaam ve bedeninin en ufak ayrntlarna kadar
denetlenmesi suretiyle toplumsal bir hegemonya ina edildiini
ifade etmitir (Foucault, 2003:96; Merquior, 1986:114-124).
Bylece
siyasal
kapatlma
dneminin
sembollerinin
modernlemenin kurumlar olduunu, bu kurumlarn sylemleri
olarak da sosyal bilim disiplerinin merulatrc rol oynadn
syleyebiliriz.
4. KRESELLEEN DNYA VE GVENLK TOPLUMU
19. Yy bandan itibaren sanayilemenin ivme
kazanmasyla kapitalizmin yedek igc ihtiyac nedeniyle daha
nce kapatlan nfusun alabilecek olanlar dar karlmt
(Rigel vd., 2003:121). Bunun zerine disipliner iktidarn yaratt
ehir dzeni, isiz aylak ve dilencilerin dolumasyla ve
dolamn artmasnn etkisiyle bozulmu ve ynetilemez hale
gelmiti (Foucault, 2014:21-22). Bu okluun ynetimiyle ba
edemeyen toplumda yeniden bir paradigma kaymas yaanm
kent, ekonomi ve salk konusunda yeni dzenlemeler gerekli
olmutur.
Ekonomi, korumaclk duvarlar kaldrlarak ekonomi
kendi ileyiine braklm. Salkta bebek lmlerini kontrol
etmek yerine lm-doum oranlarnn birbirini dengeleyecei
dnlm, disiplin toplumunun arasal akl yerini faydac akla
brakmtr (Foucault, 2014:37). Gvenlik olarak adlandrlan
yeni paradigmann ayrt edici zellii, risk hesaplar zerinden

668

ynlarn ynetimidir. Kullanlan teknik, kstlayp denetlemek


deil gce kar gc devreye sokmaktr (41). Bir gc dier bir
gle dengeleme teknisyenlii, nfusun belirli bir ksmn
gzden karmay gerektirmektedir. Gvenlik normallii hesap
etmekle balamakta, her defasnda deien koullara gre
yenilenen normallik erisi ile yeni normlar belirlenmektedir.
Gvenlik paradigmas, anomalileri yadsmamakta, onlar
dzenlemeye kalkmamakta, bilakis bir kontrol teknii olarak
bunu kullanmaktadr. nk nfusun bir ksm (normlara
uymayan ksm) harcanabilir olmaldr ( ). Bu ksm halen eski
paradigmaya gre kendini vatanda sayp hak mcadelesinde
srar edenlerdir. Foucault, harcanabilirlii liberalizmle
ilikilendirmitir. Dzene uymayanlarn dzenin glleri
tarafndan yok edilmesi, liberal ekonomik zihniyetin normal
ileyiidir.
Biyoiktidarn iletildii bu ikinci dzlem, gvenlik
toplumunun karakteristiiyle ilgili olan, insann biyolojik
niteliklerinin denetlenmesini amalayan Foucaultnun nfusun
biyopolitikas olarak adlandrd ynlar zerinden iletilen
iktidardr (Cinselliin Tarihi 2003: 102104). Dzenleyici
iktidar olarak da adlandrlan bu iktidar tr ile bir canl tr
olarak insann doum ve lm oranlar, salk dzeyi, yaam
sresi gibi koullar farkl gruplarn zelliklerinin saptanmas ve
denetlenmesi suretiyle dzenleyerek ynlar ynetilir.
Gvenliin bir iktidar paradigmas olarak ayrt edici
zellii, hayat dzenleyip korumak deil, her an deiebilen
risklere gre nfusun bir ksmnn yok olmasna gz yummaktr.
Gvenlik paradigmasnda, hukuksallk ve meruluun zemini
kaydrlarak,
hak-hukuk,
vatandalk
ve
eitlik
mulaklatrlmtr. Gvenlik paradigmasnda halk, zerinde
otoriteryen ve hesapl oyunlarn oynanabilecei nfusa
dnmtr (Foucault, 2014:75). Foucault bu tarz ynetim
anlay iin governmentality (ynetimsellik) kavramn kullanr.
Gvenlik, faydaclk anlayna uygun olarak, bireylerin
arzularn (karlarn kovalamalarn) ynetme mekanizmasdr.
Neyin, ne zaman tehdit oluturaca btnyle
konjonktre baldr, tehlikenin nereden, ne zaman geleceini
bilemeyen insanlar gvenlikleri iin zgrlklerin yok
edilmesine kendi arzusu ile raz olmaktadr. Anomalilerin

669

(rnein isizlik) bilerek ve isteyerek krklenmesi neoliberal


piyasann ileyiinin bir parasdr.
Fazlalaan nfusun aa kard konut, g, kamu
sal, dourganlk ve uzun yaama sorunlar, dil, kolejler,
atlyeler, klalar gibi yeni siyasi pratikler ortaya karr.
ktidar bu tekniklerle nfusu dzenler, nfus politikalar,
insanlarn yararll ve uysalln deil, btn yaamlarnn ele
geirilebilmesini hedefler (Foucault, 2003:103). Bu iktidar, tm
nfusun smrlmesi iin birtakm dzenleyici mekanizmalarla
gerek duyar. Foucault bu mekanizmalar biyo-politikann
normlar olarak adlandrr, bu normlar cezalandrc deil,
dzenleyicidir (Foucault, 2003:106).
Bu dnemde cinsellik sorunsallatrlarak zgrleme
ad altnda iktidar tarafndan yeni ayrmlar yapma amacyla
kullanlr. Cinsel yaam, bilimin konusu edilerek psikanaliz
zerinden iktidar iin bilgi retilir (Sarup, 1997). Cinselliin
rahata konuulmasna izin verilerek denetlenebilir ve
ynetilebilir ve mevcut sistem iinde kullanlabilir hale
dntrlmesi salanabilecektir. Dzenleyici iktidarn
kurulumu, hayatn her alanna ilikin iktidar iinde oluturulan
sylemlerin belirli dispozitiflerle topluma yaylmas araclyla
gerekletirilir (Foucault, 2003:27).
5.
FELSEF
KAPATILMA,
BATILILATIRILMASI

DNYANIN

Max Weberin 1905 ylnda yazd Protestan Ahlak


ve Kapitalizmin Ruhu adl almasnda temel tezi, kapitalizmin
yalnzca Bat Avrupada ve orada yer alan Protestan Ahlak
anlaynn inan ve deerler sisteminin etkisiyle ortaya km
olduudur. Weber Avrupa merkezli dnya gr ile Avrupa
medeniyetinin esiz zelliklerinin baka hibir medeniyette
bulunmadn savunmutur. Protestan ahlak anlay, Kalvenist
yoruma dayanr. Kapitalizmin en fazla gelimi olduu kltr
dzeyi yksek lkelerde geerli inan Kalvenizmdir.
Kalvenizmin retisinin temel kabulleri; almak ibadettir,
dnyevi her trl zevk, elence gnah ve yasaktr. Weber,
sermaye sahipleri, iverenler, ii snfn eitim grm yksek
tabakasnn Protestan zelliklere sahip olduunu, Kalvenizmin
kltr dzeyi yksek lkelerde geerli inan olduunu

670

vurgulamtr.
Weber'in kavramlatrmalarndan anlalan Kapitalizmi
biimlendiren ruhun Batl toplumlar dierlerinden stn gren
bir asketizme yaslanddr. Bu sanayileme ile birlikte
toplumlarn
Dou-Bat,
Kuzey-Gney
gibi
eitli
kavramlatrmalarla birinin dierine gre ikincil ve ona tabi
klnmasnn da teorizasyonudur. Doulu toplumlar
tekiletiren ona bilim ve gelime yollarn kapatan ikili
kartlklarn ve ayrtrmalarn yapld bu bilim anlay
Foucaultun felsefi kapatlma kavramlatrmasna karlk
gelmektedir.
1945'ten sonra Amerikan sosyal bilim evreleriyle
siyasal mekanizmalar arasnda kurulan yaknlk bilgi-iktidar
ilikisine dikkat eken yaklamlar asndan olduka nemli ve
retici bir rnek tekil etmektedir. zellikle, 1950'li ve 1960'l
yllarda nc Dnya ile ilgili ampirik almalar desteklemek
zere siyasi iradelerin saladklar fonlarn lei dikkat
ekicidir. ABD'nin d yardm programlarnn bylesi
almalarn en birinci gvencesi olduu dnemde sosyal
bilimler, refah devletinin zmeye alt ulusal ve uluslararas
sorunlarn almasnda grevler stlenen, iyi finanse edilmi bilgi
retim mekanizmalarna dnmtr. (Altun, 2005:30)
Bu dnemde, Amerikan devleti, istihbarat kurumlar ve
yine devlete yakn baz vakflarca desteklenen sosyal bilim
almalar, genel olarak Amerikan karlarnn savunusunu
stlenmilerdi. Bu balamda zellikle CIA ve FBI gibi istihbarat
kurumlan akademik bilgi retimini fiilen ynlendirmi, Ford
Vakf, Rockefeller Vakf ve Carnegie Vakf gibi kurulular da bu
yndeki almalar genel hkmet politikalar dorultusunda
finanse etmilerdi. Ad geen kurulular, ayrca, saladklar
destekler araclyla, akademisyenleri, aratrma merkezlerini
ve danmanlk hizmeti veren kurulular, Amerikan karlar
uyarnca, hassas konulara ilgi gstermeleri konusunda
ynlendirmilerdir (Altun, 2005:31).
6.
KAPATMACI
TEKNKLER

KURUMLAR

VE

DSPLN

Modernist dnemin disiplin teknii olarak siyasal

671

kapatlma, mekan, kurallar, meru bilgi ve ynergeler zerinden


iletilmitir. Foucault, 18.yzyln iktisadi dnmlerinin,
iktidar etkilerini, bireylerin tm gndelik edimlerinde dolama
sokmay gerekli kldn ifade etmitir. Bu incelikli teknoloji ile
iktidar, yasal bir sahibi olmayan bir mekanizmaya dnmtr.
Foucaultya gre, ada burjuva kltrnn disiplinli bir toplum
yaratma d bir takm anahtar kurumlar kapsamaktadr, insan
hayat bu kurumlarn hapsinde ve izdii ereveler iinde var
olmaktadr. 19.yzyln bandan itibaren akl hastanelerinde,
cezaevlerinde, okullarda, klalarda ve bir lde hastanelerde
dzenli olarak uygulanan kurallarla ve yoklamalarla, insan
yaam ve bedeni, en ufak ayrntlarna kadar denetlenmektedir.
Bylece toplumsal bir hegemonya ina edilmitir (Foucault,
2003: 91-96,96: Merquior, 1986:114-124). Foucaultya gre,
modern toplumun kurumlar, daha aydnlanm ve rasyonel bir
an insani rnlerinden ziyade yaylan bir iktidarn daha etken
ve daha tedirgin edici aralardr (Merquior, 1986: 126-28,131).
Modern rgtlerde hayata geirilen disipliner iktidar,
bireyin beden ve ruhunun ta iine ileyen, bireyin hayat ve
zamann kapitalist igcne dntren bir g olarak ayrntl
program ve tarifeler, altrmalar ve talimler, snavlar, rapor
tutma, normal olmayanlarn ayrlmas gibi ok eitli teknikler
zerinden ilemektedir. Atlyeler, okullar ve kla gibi modern
kurumlarda, normalden ayrlan davranlar karsnda, yoksun
brakmadan aalamaya kadar uzanan bir dizi incelikli
cezalandrma yntemine bavurulmaktadr. stenmeyen
davranlar, ynetime kar su kapsamnda tanmlanmaktadr.
Normalletirici yarglamann yaratt ahlaki baskyla, retim ve
savan tm manevralarna katlanabilen, itatkar, alkan ve
bilinten yoksun uysal insan (homo docilis) modeli yaratlmak
istendii ifade edilmektedir (Merquior, 1986:124).
Foucaultnun Hapishanelerin Douu(2000,2006)
adl eserinde inceledii gibi manastrlarda, ordularda, atlyelerde
uzun sredir uygulanmakta olan disipline ynelik ok sayda
teknik 17 ve 18 yy da bir usuller, bilgi, tasvir, reete ve veri
klliyat oluturarak genel egemenlik kurma formlleri haline
gelmilerdir. Disiplinci iktidarn baars balca araca baldr.
Bunlar; hiyerarik gzetim, normalletirici yaptrm ve snavdr.
Hiyerarik gzetim, toplum iindeki birok kurumda
uygulanmakta olan bu tekniin z, grlmeden grmeye

672

dayanmaktadr. Bu denetim insanlarn faaliyetini, yapma


bilgilerini, ii ele alma biimlerini, hzlarn, heveslerini, hal ve
gidilerini denetlemektedirler. Piramidal aygtn tm iktidar
retmekte ve bireyleri srekli ve daimi bir alann ierisine
datmaktadr.
Normalletirici yaptrm, iktidar kendi varlnn
srdrrken normalletirici teknikler kullanr. Normalletirici bir
bak; nitelemeye, tasnif etmeye ve cezalandrmaya izin veren bir
gzetimdir.
Snav, belli bir iktidar icraatn belli bir bilgi oluumu
tarzna balayan mekanizmadr.
Hiyerarik gzetim ile
normalletirici yaptrm birletirerek, datm ve snflandrma,
maksimum g ve zamann ekilip alnmas, srekli genetik
ylm, yatknlklarn optimal dzenlenmesi gibi byk ilevleri
salayan odur.
Disiplin drt byk teknik vastasyla iletilmektedir,
Bunlar:
- Eylemlerin mekan iine datlmas suretiyle
- Eylemin unsurlarna blnp bedenle korelasyona
sokulmasyla
- Zamann birikimli hale getirilmesi suretiyle
- Glerin birletirmesiyle
7. SOSYAL BLMLERN LEV
M.Weber ve H. Fayol ile Kta Avrupasnda balayan
ynetim faaliyetlerinin bilimselletirilme sreci ile ilgili
almalar 1900lerin balarndan itibaren Kuzey Amerikada
F.W.Taylorn ve onun ardllarndan H. Gannt, F. ve L.Gilbert,
H.Emerson gibi aratrmaclar tarafndan devam ettirilmitir
(Koel, 2005:198). letmelcilik ynetimin tarihi Taylor (1997)
ile balatlsa da Taylorun Cambridge niversitesi matematik
profesr Charles Babbagen 1832de yazd sermaye
sahiplerinin insan emeine olan ihtiyacn asgari dzeye
indirmek iin bilimi kullanma projesinden ilham ald
bilinmektedir. Bilimin emei terbiye etme abalarnn bir
bakasna ise, yine Babbagen meslekda olan Urenin 1835de

673

yaynlad the Philosophy of manufacture adl eserinde


rastlamaktayz. Ure bu eserinde sermaye, bilimi kendi
hizmetine soktuunda, emein dik ba uysallkla boyun emeyi
renecektir demekteydi (Witheford 2004:40).
Bilimsel ynetim, sanayi toplumu insannn hayatn
kkten deitirmitir. Taylorcu yntemde her ii amirinin
verdii grevi sorgusuz uygulamak zorundayd. Her iinin
yapaca i, ynetim tarafndan tm detaylar ile tasarlanmal,
kendisine yazl olarak verilmeli, yaplacak iin nasl yaplaca
ve ne kadar srede yaplaca belirtilmeliydi (Taylor, 1997:39).
Taylorcu yntem ile, sanayi iisi, kulland aralarn,
retim srecinin ve hatta alt sre iinde kendi bedeninin ve
hareketlerinin denetimini kaybetmiti. Taylorculukla birey
yaam, hareketleri ve bedeniyle belirsizlii yok etmek,
verimlilii artrmak, daha az zamanda daha ok i yapmak zere
programlanm, standartlatrlm ve mekanikletirilmitir. Bu
yntemlerin altnda yatan her-eyi denetlemek zihniyeti tm
sanayi toplumunu ekillendirmitir (Talu, 2010).
Taylorun almalar, iin zamanlanmas, iilerin en
uygun ekilde alma alanna yerletirilmesi, alma srasnda
iilerin srekli olarak snanmalar ve gzlenmeleri gibi
yntemlerle alanlarn belirli kriterlere gre gzetim altna
alnmasyla iyerlerinde verimlilik ve etkinliin artrlmas
hedeflenmitir. Taylorun atlye iileri iin gerekletirdii
gzetim tekniklerine karlk, Fayol ynetim ilkelerini belirleyen
almasyla gzetimi ynetici snf da dhil edecek ekilde
geniletmitir. Weber ise, her trl bireysel inisiyatifi yok eden
ayrntl kurallar ve prosedrlerden oluan brokrasi ilkelerini
oluturmutur. Brokratik kurallar vastasyla, gzetimin en
kk birimlere kadar yaylmasnn temellerini atan Weber,
geriye dnp baktnda kendi icadn, kendisi bile insanlarn
iine hapsedildii demir kafes lere benzetmitir. Taylorun
iyerinde verimlilii arttrmaya alrken, bunu normlar ve
standartlar yaratarak yapt, bu anlamda bakldnda disiplinci
g iinde deerlendirilebilecei tartlmaktadr. Ayn ey,
brokratik kontrol iin de ne srlmektedir. rnein her bir
grevin tanmlanmas, kurallar konmas, personel seme ve
ykseltme iin objektif kriterler konulmas, becerilerin ve
yeteneklerin tanmlanmas, hepsi gcn keyfi kullanlmasn
nleyen tedbirlerdir. Dzen salamaya ynelik, ynetilecek alan

674

lerek bilinebilir ve ynetilebilir klan disipline edici teknikler


olarak deerlendirilmektedir (Townley, 1998:195-96).
Modern rgtler, rasyonel olarak karakterize
edilmektedir. Webere gre rasyonel ynetim, bilgi ve disiplinin
bileimidir. Her ey, doru kararlar alabilmeyi mmkn klmak
iindir. Tm ynetimsel iler, maal memurlardan oluan bir
hiyerari tarafndan ilenen yazl dokmanlara ve gayri ahsi
kurallara dayanr, kurallarn adil, tarafsz ve rasyonel olduu
varsaylr. Bu yolla grnrde verimlilik arttrlrken bir yandan
da sosyal denetim salanmaktadr (Lyon, 1994: 25-6). Taylorist
ilkelerin hayata geirildii fabrika retim biimi, Fordizm olarak
adlandrlmaktadr. Fordizmin standart ve seri retime dayal
ekonomik rgtlenmesi, aile, bo zaman ve gndelik yaamn her
alannn
kapitalist
toplumsal
ilikiler
erevesinde
dzenlenmesine neden olduu, kitle retimi ile birlikte,
tketimin bir yaam biimi olarak belirdii ifade edilmektedir
(Lyon, 1994:123-126).
i hareketlerinin ok ykseldii bu dnemde bir
yandan sendika liderleri tutuklanp, sendikal hareketler
geriletilmeye allrken bir yandan da birden bire gibi
fenomenlerin tarihsel akmas bir tesadf olabilir miydi? nsan
likileri Okulu ve bu okulun temsilcisi konumunda olan Elton
Mayonun almalar sosyal bilimlerin iktidarla ilikileri
konusunda ok tartlan kuramlarndandr (Baransel, 1993:287).
Amerikann nemli sanayicilerinin Mayonun ve aratrmalarn
meruiyeti iin sarfettii para ve abalarn aratrmalarn yntemi
konusundaki pheler bu kuramlarn meruiyetini hayli tartlr
hale getirmitir. E.Mayo, iileri ynetimin arzulad ynde
maniple etmesi, i uyumazlklarn uzlatrmada toplu
szleme benzeri alternatifleri gz nne almamas, sendikalar
gzden uzak tutmas gibi konularda R.Bendix, L.H.Fisher ve
D.Bell tarafndan sert eletiriler almtr (Baransel, 1993: 287).
8. NEOLBERALZMN MASALCI KURUMLARI
Gnmz iletmelerinin ou artk bilinen anlamda bir
mekana, personele ve makine takmna sahip olmayan ou
sadece bir metinden ibaret kurumlardr. Her gn eitli ilerimizi
zmek iin internet zerinden etkileime girdiimiz bu
irketlerin incelenmesi de ancak sylemleri zerinden

675

mmkndr. Ortada herhangi bir otorite figr, sorumlu bir


ynetici grnmedii iin sylemlerine gvenip gvenmemek
tamamen tercihimize kalm bir ey. Hepsi kendini mtemadiyen
anlatyor, anlattklarnn gvenirlii bir masalla edeer ou
zaman. Bir web sayfas ve anlatdan ibaret grnen pek ok
iletmenin yegane sorumlular, sizi eitli tular arasnda
dolatrp bir yn bilginizi makinaya girmenizi salarken
mtemadiyen baka birimlere ynlendirmek suretiyle
sorununuzu kendi izdii snrlar dahilinde olmad iin yantsz
brakan mesaj makinalardr.
Bylesi rgtleri inceleyen kuramlar da syleme dayal
kuramlardr. Sembolik etkileimcilik toplumu bireylerin gndelik
yaamdaki sembolik etkileimlerinin bir rn olarak ele alr.
Semboller ve iletiim araclyla bireylerin iinde yer aldklar
gndelik yaamdaki etkileimlerinden, nasl bir dzen (order) ve
anlam (meaning) rettikleri ile ilgilenmitir (Giddens, 2000:597).
Sylemin kontrol altna alnmasnn bilinen yntemleri,
dsal ve isel birtakm kstlamalarn yan sra sylemin devreye
girdii koul ve kurallarn belirlenmesidir (Foucault, 1987):
Sylemin dsal olarak kstlanmas, konumann koullar,
aktrleri ve ierii snrlanarak; akl ve delilik kartl kurularak
ve doru-yanl kartl kurularak yaplr. Sylemi
denetlemenin isel usulleri ise, yorum, yazar ve disiplin
ilkeleridir. Sylemin devreye girdii koullarn ve kurallarn
belirlenir ve felsefi dnce iinde sylemin gereklii krplr.
Modern toplumun teknik gzetiminin yerini,
postmodern toplumda ise elektronik ve normatif gzetim
almtr. Postmodern toplum dzeninde, gcn yeni ileyi tarz
ve mekanizmalarn kavrayabilmek iin governmentality
kavramn iyi anlamak gerekir. Foucaultya gre (2000)
governmentality, ynetilecek alann nceden bilinebilir
olmasnn salanmasdr. Alan grnr klan, onun hakknda
dnme ve alglama tarzmzdr ve bu grnrlk sayesinde bir
alan mdahaleye ak hale gelir (Townley, 1998:193).
Kresel dnemde ortaya kan yeni ynetim teknikleri,
otoriteyi iselletiren sylemleri ile fiziksel gzetimden kltrel
ve normatif bir gzetime yneli gstermitir. Yeni ynetim
anlaylarnn ortak noktalarnn; igren katlm, ekip almas,
igrenlere yetki-devri, mteri odakllk, srekli iyiletirme, z

676

denetim, grup almas, i rekabet gibi uygulamalar olduu


grlmektedir. Yeni tekniklerin tm, iyerinde verimlik ve
kaliteyi artrmay hedeflerken igrenin sorumluluunu, i
younluunu ve birbirlerini denetlemelerini de artrmaktadr.
Dayanma kltrn rekabet kltrne dntren, yeni
ynetim yaklamlar, yeni liberal i mantnn ynetim
kltrne uyarlanmasdr. Yeni ynetim tekniklerinin;
zynetim, zdenetim, rekabet, esnek alma saatleri ve
herkesin birbirine hesap vermesi ortak paydas zerine kurulu
olduu grlmektedir. ortamnda herkesi birbirine
denetlettiren, herkesi herkesten sorumlu klan, iin her
aamasnn sorumluluunu igrene ykan yeni yaklamlarn,
retorii ile uygulamas elimektedir. Retorikte igreni daha ok
yetkilendirirmi grntsne karn znde igrenin
sorumluluunu artran ve aile metaforu ile zel zamanlarn yutan
bir tr normatif gzetim arac olduklarn iddia edebiliriz.
Deetz (1992den akt. McKinlay ve Starkey, 1998:1011), bilgi youn iletmelerde, brokratik ve dorudan kontrol
yerine, kltrel ve normatif kontroln kullanldn ifade
etmektedir. Normatif kontrol, kyafet kodlar, i arkadalar ve
mteriler tarafndan kabul edilebilir davranlar gibi iyerlerinde
dile getirilmeyen kodlara szmak suretiyle i grmektedir.
zellikle sanayi devrimi sonras toplumlarda, normal ve
anormal kategorilerinin, insanlarn kafasna kendi kendilerinin
polisi olacak biimde sokulmas stratejileri uygulanmaktadr.
Yeni endstriler, yeni ve daha sofistike otorite formlarn da
ortaya karmtr. rgt aratrmaclarnn, g konusunu
incelerken Foucaultdan byk lde esinlendikleri
grlmektedir. Yeni bilgi temelli rgtleri anlamada,
Foucaultun disiplinci g, sosyal kontrol teknolojileri ve
governmentality kavramlar nemlidir (Deetz, 1998:151-52).
Disiplinin en ok greneklemi ilemlerinden biri olarak
snavlar ve yoklamalarla insanlarn yaamlarnn her an
kaydedilmektedir. Foucaulta gre toplumsal bilimler, insan
bilinebilir klarak, ynetme ve gzetlemenin zemini hazrlamtr
(Merquior, 1986:124).
Foucault, "Sylemin Dzeni" adl yaptnda (1987),
toplumlarn, her nne gelenin aklna gelen her eyi sylemesini
nlemek iin, sylemi eitli ekillerde denetim altna aldn
belirtmektedir. Foucault'ya gre tehlike sylemin iktidarla olan

677

dngsel ve birbirini besleyen ilikisinden kaynaklanmaktadr.


Daha en batan sylemin snrlar izilmitir, (s.10) nk
sylemin dzeni esasnda toplumun dzenidir. (Megill,
1998:353). Bu durumda daha en batan bu dzeni bozabilecek
sylemin retimi bertaraf edilmelidir. Her toplumda sylem,
gcn ve tehlikelerini nlemek, rastgele olageliini dizginlemek
iin eitli yollarla denetlenmi, ayklanm, rgtlenmi ve
yeniden paylatrlmtr.

678

KAYNAKA
AKALIN, K. H., (2013), Rasyonel Brokrasinin Batdaki
Temelleri Ve Etkileri, Marmara Sosyal Aratrmalar
Dergisi, Say 4.
ALTUN, F., (2005), Modernleme Kuram: Eletirel Bir Giri,
Yneli Yaynclk, stanbul.
BARANSEL, A., (1993), ada Ynetim Dncesinin Evrimi,
Avcol Basm Yaym, stanbul.
BERNAUER, J. W., (2005), Foucaultun zgrlk Serveni,
(ev.) TRKMEN, ., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
CLEGG, S., (1998), Foucault, Management and Organization
Theory iinde Foucault, Power and Organization, (Ed.)
MCKINLAY, A., STARKEY, K., Sage, London.
COOPER, R., BURRELL, G., (1988), Modernism,
postmodernism and organizational analysis: An
introduction, Organization Studies, 9: pp. 91-112.
FLYNN, T., (2005), The Cambridge Companion to Foucault
iinde Foucaults Mapping Of History, (Ed.)
GUTTING, G., (ev.) SERT, ., Cambridge University
Press, Cambridge.
FOUCAULT, M., (2014), Gvenlik, Toprak, Nfus, (College De
France Dersleri), stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar /
Sosyoloji Dizisi 392.
FOUCAULT, M., (2008), Toplumu Savunmak Gerek, Yap
Kredi Yaynlar/Cogito, stanbul.
FOUCAULT, M., (2005), zne ve ktidar, (ev.) ERGDEN,
I., AKINHAY, O., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
FOUCAULT, M., (2000, 2006), Hapishanenin Douu, (ev.)
KILIBAY, M. A., 2. Bask, mge Kitabevi, Ankara.
FOUCAULT, M., (2000), Byk Kapatlma-Seme Yazlar 3,
(ev.) ERGDEN, I., KESKIN, F., Ayrnt Yaynlar,
stanbul.
FOUCAULT, M., (1999), Bilginin Arkeolojisi, (ev.) URHAN,
V., Birey Yaynlar, stanbul.

679

FOUCAULT, M., (1994), Kelimeler ve eyler, (ev.)


KILIBAY, M. A., mge Yaynlar, Ankara.
FOUCAULT, M., (1992), Hapishanenin Douu, (ev.)
KILIBAY, M. A., mge Yaynlar, Ankara.
FOUCAULT, M., (1987), Sylemin Dzeni, (ev.) LGAZ, T.,
Hil Yaynclk, stanbul.
FOUCAULT, M., (1976, 2003), Cinselliin Tarihi, (ev.)
TANRIVER, H. U., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
GAMBETT, Z., (2008), Foucaultda Disiplin ToplumuGvenlik Toplumu Ayrm, Mesele Dergisi, Say: 20,
ss. 43-46.
GDDENS, A., (2000), Sosyoloji, Ayra Yaynlar, stanbul.
KESKN, F., (2005), Michel Foucault, zne ve ktidar iinde
zne ve ktidar, (ev.) ERGDEN, I., AKINHAY, O.,
Ayrnt Yay., stanbul.
KOEL, T., (2007, 2005), letme Yneticilii, Beta Yaynlar,
stanbul.
LYON, D., (1994), From Big Brother to Electronic
Panopticon, The Electronic Eye: The Rise of
Surveillance Society, University of Minnesota Pres,
Minneapolis.
MCKINLAY, A., STARKEY, K., (1998), Foucault,
Management and Organization Theory, Sage, London.
MEGILL, A., (1998), Arln Peygamberleri, (ev.)
BIRKAN, T., Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara.
MERQUIOR, J. G., (1986), Foucault, (ev.) ELHSEYNI, N.,
Afa Yaynlar, stanbul.
NLFER, T., (2010), Modernlik Sylemi: Endieli Baklarda
Modern Birey, METU/JFA, 2010/2.
ORGANIZATION, (2002), December 9 (4).
RGEL, N. vd., (2003), Kadife Karanlk-21. Yzyl letiim
an Aydnlatan Kuramclar, Su Yaynlar / letiim
Dizisi, stanbul.

680

SARUP, M., (1997), Post-Yapsalclk ve Postmodernizm, (ev.)


GL, A. B., Ark Yaynlar, Ankara.
TAYLOR, F.W., (1997), Bilimsel Ynetimin lkeleri, (ev.)
BAHADIR, A., izgi Kitabevi Yaynlar, Konya.
TOWNLEY, B., (1998), Foucault, Management and
Organization Theory iinde Beyond Good and Evil
Managing Foucault, (Ed.) MCKINLAY, A.,
STARKEY, K., Sage, London.
TOWNLEY, B., (1993), Foucault, power/knowledge, and its
relevance for human resource management, Academy
of Management Review, 18: pp. 518-545.
SDKEN, B., PASADEOS, Y., (1995), Berln- European
Group For Organzatonal Studes, Organzaton
Studies, 16(3) 503.
WITHEFORD, N. D., (2004), Siber Marx: leri Teknoloji
anda Snf Mcadelesi, (ev.) AKIROLU, A.,
Aykr yy, stanbul.

681

682

TRK DEVLETLERNDE DEMOKRATK MOTFLER


Yrd. Do. Dr. Kadir KASALAK*
ZET
Demokrasinin ne olduu tartmas gnmzde hala
devam eden bir tartmadr.. Fakat demokrasi dier ynetim
ekillerinin arasndan syrlarak gnmzde en yaygn olarak
kullanlan devlet sistemi haline gelmitir. Artk siyaset bilimciler
hangi sistemin daha iyi ilediinden ok hangi demokrasinin
daha iyi iledii tartmalarna girmiler ve liberal, komnist,
sosyalist, muhafazakr, anarist ve faist dnrler kendi
demokratik sistemlerinin erdemlerini n plana karmaya
almlardr.
Demokrasi tarihi, insanlar arasnda sosyal kkenli
eitsizlikleri gidermek iin verilen mcadelenin tarihidir
denilebilir Demokrasi, lkelerin kltr yapsna gre farkllklar
gsterse de z ve k noktalar itibaryla ayn deerlere
sahiptirler. Trk toplumunda fertlerin hr olmas ilim, sanat,
edebiyat, felsefe ve pozitif bilimlerde pek ok bilim adam
yetitirmesi de demokratik motiflerin bir gstergesidir. zellikle
Trk toplumlarnda tabakalama veya snf farkllklarnn
olmamas, kii mlkiyeti, seyahat hrriyeti, fikir hrriyeti vb.
uygulamalar, insanlar arasnda adalet anlayna dayal eitlik
uygulamalar sadece ekil olarak deil, gerek manada
demokrasi uygulamasnn yapldn gstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Demokrasi, Meclis, Hrriyet,
Eitlik, Trk Devletleri, Demokratik Motif.
DEMOCRATIC MOTIFS IN TURKISH STATES
ABSTRACT
The debate what democracy is still remains an ongoing
debate today. But democracy has become today's most widely
used system of government by standing out amongst other forms
of state. Now political scientists have entered into the discussion
*

Sleyman Demirel niversitesi F.E.F., kadirkasalak @sdu.edu.tr

683

which democracy functions better rather than which system


functions better and liberal, communist, socialist, conservative,
anarchist and fascist thinkers have tried to emphasize the virtues
of their own democratic systems.
The history of democracy can be said to be the history
of the struggle for eliminating inequalities of social origin among
people . Although democracies show differences according to
the cultural structures of the countries, they have the same value
in terms of their essence and origin. That individuals are free in
Turkish society, and that many scientists grow in science, art,
literature, philosophy and positive sciences are the indicators of
democratic motives. That there arent especially any
stratification or class differences in Turkish societies, practices
such as personal property, freedom of travel, freedom of thought
and so on, equality practices which are based on sense of justice
among the people suggest that the practice of democracy has
been performed in real sense not only in shape.
Key Words: Democracy, Assembly,
Equality, Turkish States, Democratic Motives.

Freedom,

GR
Demokrasi nedir, demokrasinin eitleri nelerdir?
Demokrasi devlet ekli midir, kltr mdr, bir dnce veya
anlay biimi midir? Bu kavramn bir standard var mdr?
lkelerin kltrleri, yaam tarzlar ya da devlet anlaylar
farkllk yaratr m? Trkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa
Kemal Atatrk; neden Trk milletinin karakter ve adetlerine en
uygun olan idare; Cumhuriyet idaresidir. (Atatrklk (Birinci
Kitap), 1983: 43) demitir? Sana gre, bana gre demokrasi var
m?
Neden evde, okulda, kurumlarda farkl demokrasi alg
ve uygulamalar vardr? Eski alardan beri uygulanan bu
ynetim anlay neden orta ve yenialarda bir bakma
unutulmu yda vazgeilmitir? Trk Devletlerinde demokrasi
var myd? Elbette bu sorularn tmne evet yahut hayr demek
mmkn deildir. Bu yzden nce demokrasi kavramn ve
tarihsel geliimini ayrntl olmasa da ana hatlaryla zerinde
durmak gerekir.

684

1. DEMOKRAS KAVRAMI VE TARHSEL GELM


Demokrasi nedir? Demokrasi, en popler tanmyla;
tm ye veya vatandalarn, organizasyon veya devlet
politikasn ekillendirmede eit hakka sahip olduu bir ynetim
biimidir. Demokrasi szc demos (halk) ile birlikte
deme szcnden kaynakland. Kratos ise iktidar demek
olduuna gre, demokrasinin bir szck olarak anlam halk
iktidar demek oluyordu. (Klal, yayn.todaie.gov.tr/: 63)
Yunanca "dimokratia" szcnden treyen bu kelime;
Trkeye, Franszca dmocratie szcnden gemitir.
Genellikle devlet ynetim biimi olarak deerlendirilmesine
ramen, niversiteler, ii ve iveren organizasyonlar ve baz
dier sivil kurum ve kurulular da demokrasi ile ynetilebilirler
( Demokrasi nedir.com/: 1)
Demokrasinin ne olduu tartmas gnmzde hala
devam eden bir tartmadr. Bunun nedenleri: lkelerdeki baz
kurumlarn grlerini hakl kartmak adna demokrasi tanmn
kullanmalar, demokratik olmayan devletlerin kendilerini
demokratik olarak tantma abalar ve aslnda genel bir kavram
olan demokrasinin tek bana kullanlmas (Anayasal demokrasi,
sosyal demokrasi, liberal demokrasi vb.) gibi sebepler
gsterilebilir. Demokrasiye farkl atflarda bulunmak
mmkndr: 1-ounluun ynetimi. 2- Aznlk haklarn
gvenceye alan ynetim. 3- Fakirin ynetimi. 4- Sosyal
eitsizlii yok etmeye abalayan ynetim.5- Frsat eitlii
salamaya alan ynetim. 6- Kamu hizmetinde bulunmak iin
halkn desteine dayanan ynetim, gibi.
Demokrasi tarihi, insanlar arasnda sosyal kkenli
eitsizlikleri gidermek iin verilen mcadelenin tarihidir
denilebilir. Demokrasinin k yeri olarak kabul edilen Eski
Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eletirmi, o
zamanlarda halk iinde "ayak takmnn ynetimi" gibi
aalayc kavramlar kullanlmtr. Ynetim anlay olarak
demokrasinin eski Yunanda uygulanma biimiyle ilgili olarak
Ahmet Taner Klal; Her kentte bir kral ile soylulardan oluan
bir Soylular Meclisi bulunuyordu. ok nemli sorunlar sz
konusu olduunda, tm yurttalar bir alanda toplanarak konunun
tartlmasna katlabilmekteydiler. Ama kleler, yabanclar,

685

kadnlar ve ocuklar bu erevenin dndayd. Bu siyasal


yapnn olumasnda, kan bana dayal olmas, kraln hemen her
nemli kararda kabilelerin ve byk aile reislerinin grlerine
bavurmasn zorunlu klmt. te Yallar Meclisi nin ve
dolaysyla aristokrasinin temeli bylece olumutu. (Klal:
64)
diyerek, meclislerin oluumu ile ilgi u ifadelerde
bulunmaktadr: Bu meclisler oluurken siyasal haklara sahip
insan saysnn arttrlmasna allm, kamu grevlileri ve
askerlere de siyasal haklar verilmitir. Eski Yunan
demokrasilerinde temel kurumu halk meclisleri oluturmutur.
Bu meclislere 20 yan doldurmu her erkek yurtta
katlabiliyordu. Pek ok konuda karar veren bu meclisin yannda
asl yrtme grevini her mahalleden seilen 50er yeden
oluan be yzler meclisi yapmaktayd.( Klal: 67)
Roma mparatorluu dneminde uygulanan devlet
sistemi, temsili demokrasiye yakn bir nitelik tamaktayd.
Demokratik haklar genellikle sosyal snf ayrmna gre
ekillenirdi ve g elitlerin elindeydi. Bununla beraber, Eski
Hindistan'da baz blgelerde uygulanan sistemler de temsili
demokrasiye benzetilir. Roma mparatorluu ile paralel olarak,
kast sisteminin varl, gcn varlkl ve asil bir aznln elinde
olduu sylenebilir.
Orta ada demokrasinin gelime sreci iindeki en
byk olay ngiltere'de kraln yetkilerini din adamlar ve halk
adna snrlayan Magna Carta Libertatum'un (Byk szleme)
ilan edilmesidir. Bu belge dorultusunda ilk seimler 1265
ylnda yaplmt. Fakat bu seimlere, yaplan kstlamalar
sebebiyle, halkn ok az bir blm katlabilmiti. Birok lkede
devlet ynetiminde zaman
zaman demokrasiye benzer
uygulamalar yaplmt. rnein talyan ehir devletlerinde,
skandinav lkelerinde, rlanda'da ve deiik lkelerde bulunan
kk otonom blgelerde meclis oluturulmas gibi uygulamalar
oluyordu. Fakat hepsinde demokrasiye katlm erkek olma, belli
miktarda vergi verme gibi standartlarla kstlanyordu.
18. ve 19. yzyllarda demokrasi, Amerikan
Bamszlk Bildirgesi ve Fransz nsan ve Vatandalk Haklar
Bildirisi ile hzlca ykselen bir deer haline gelmitir. Bu
yzyllardan nce demokrasi byk devletlere deil, sadece
kk topluluklara uyan bir hkmet ekli olarak anlyor ve esas
itibariyle dorudan demokrasi olarak tanmlanyordu.

686

Amerika'nn kurulmasn salayanlarn oluturduu sistem ilk


liberal demokrasi olarak tanmlanabilir. Amerikan Sava'nn
ardndan 1860'larda yaplan deiikliklerle klelere hrriyet
saland ve demokrasinin temel ilkelerinden biri olan oy verme
hakk daha sonra yaplan Anayasa Deiiklii ile tannd ancak
gney eyaletlerinde siyahlar 1960'lara kadar oy verme hakkn
kullanamamlard.
20. yzylda demokrasi hzl bir deime ve gelime
gstermitir. Yzyln balarnda, I. Dnya Sava'nn sonunda
Avusturya-Macaristan
ve
Osmanl
mparatorluklarnn
yklmasyla birok yeni devlet ortaya kt ve bu yeni lkelerin
devlet ynetimi genellikle, o dneme gre, demokratik
saylabilecek ynetimlere sahipti. 1929 ylnda ortaya kan
Byk Buhran dneminde; ekonomik skntlarnda etkisiyle
Avrupa, Latin Amerika ve Asya'da birok lkede diktatrler
ortaya kt. spanya, talya, Almanya, Portekiz'de Faist
diktatrlkler ortaya kmken, Baltk ve Balkan lkelerinde,
Kba, Brezilya, Japonya ve Sovyet Rusya'da demokratik
olmayan, ancak kendilerinin demokratik diye nitelendirdikleri
(demokratik Almanya gibi) ynetimler iktidara geldi. Bu sebeple
baz siyaset bilimciler tarafndan, 1930lar Diktatrler a
olarak nitelendirilir.
II. Dnya Sava'ndan sonra smrgecilik anlay son
buldu ve tekrar birok bamsz lke ortaya kt.
Demokratikleme hareketleri Bat Avrupa'da younlat.
Almanya ve Japonya'da diktatrlkler son buldu, silahlanma
politikas yerine, II. Dnya Sava sonunda imzalanan
anlamalarnda etkisiyle, refah devleti olma amacn gttler.
20. yzyldaki en byk ekimelerden biri de
demokratik olmayan Sovyet Blou lkeleriyle Bat demokrasileri
arasnda gerekleen Souk Savat. Komnizmi yaymaya
alan Sovyet Rusya ile dier demokrasi eitleri arasndan
syrlm liberal demokrasiyi yaymaya alan ABD
liderliindeki bat gurubu arasndaki ekime 1989 ylna kadar
srmtr.
Fakat demokrasi dier ynetim ekillerinin arasndan
syrlarak gnmzde en yaygn olarak kullanlan devlet sistemi
haline gelmitir. Artk siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi
ilediinden ok hangi demokrasinin daha iyi iledii

687

tartmalarna girmiler ve liberal, komnist, sosyalist,


muhafazakr, anarist ve faist dnrler kendi demokratik
sistemlerinin erdemlerini n plana karmaya almlardr.
Platonun devlet ynetimi ile ilgili u szleri bugnde demokrasi
iin sylenen en nemli sz ve tespit olduunu syleyebiliriz:
Her toplumda ynetim kimde ise gl odur. Her ynetim
yasalarn iine geldii gibi koyar. Demokratlar demokratla
uygun yasalar, zorbalk zorbala uygun yasalar, tekiler de yle.
Bu yasalar koyarken kendi ilerine gelen eylerin, ynetilenler
iin de doru olduunu sylerler. Kendi ilerine gelenden
ayrlanlar da yasaya, dorulua aykr diye cezalandrrlar
Doruluk her yerde birdir: Ynetenin iine gelendir. (Klal:
72) Gnmz modern demokrasileri iin Raymond Aronun u
tespitini de gz ard edemeyiz sanrm: Demokrasi: herkeste
veya halkta. Sonunda, aritmetik grntye bile bile yer
deitirttim. Zamanmzn politik rejimleri monarik, aristokratik
veya demokratik olmalaryla tanmlanamazlar (ngiliz rejimi
hem monarik, nk bir kralie vardr, hem aristokratiktir,
nk yneticilerin bir blm snrl bir snftan seilir, hem de
demokratiktir, nk herkes oy verir.(Aron, 1976: 84)
Bir baka aratrmada, konuya yle giri yaplyor:
Demokrasi, eitli ekillerde organize edilip hayata geirilebilir.
Uygulamadaysa, modern demokrasiler; politik partiler ve kar
gruplar kadar yasama organlar ve mahkemeler gibi resmi idari
kurumlar asndan da farkl biimler sergiler Demokrasiyi
halk tarafndan ve halk iin ynetim olarak tanmlamak temel
bir soruyu da beraber getirir: Ynetme iini kim yerine
getirecektir?... (Lipjhart, 2014: 15) Bu sebeple demokrasinin
ok fazla sayda deiik tanm olumutur. Kesin, standart ya da
kurallar herkese benimsenen bir kavramdan bahsetmemiz
mmkn gzkmyor.
2. DEMOKRAS MODELLER
Demokrasi tarihinde uygulanan sistemler olduka
eitlidir. Bunlar ksaca ana hatlaryla be grup iinde
toplanabilir:
a. Klasik Demokrasi: Eski Yunan ehir-devletlerine
dayanr. En iyi uygulaycs ve o dnemde en gl ehir olan
Atinadan dolay Atina demokrasisi olarak da adlandrlr. Belli

688

bal tm kararlar, btn vatandalarn ye olduu meclis veya


Eklesya tarafndan alnyordu. Bu meclis senede en az krk
defa
toplanyordu.
Tam
zamanl
alacak
kamu
grevlilerine ihtiya duyulduunda, btn vatandalar temsil
eden kk bir rnek olmalar iin kura usul ile veya dnml
olarak seiliyorlard ve mmkn olan en geni katlmn
salanmas iin grev sreleri ksa tutuluyorlard. Meclisin
yrtme komitesi olarak faaliyet gsteren ve be yz vatandatan
oluan bir konseyi vard ve elli kiilik bir komite de bu konseye
teklifler hazrlard. Komite bakanl grevi sadece bir
gnlkt. Bunun tek istisnas askeri konularla ilgili on generalin
tekrar seilebilme imknyd.
Atina demokrasisinin zellii vatandalarnn siyasi
sorumluluklara geni apta katlma isteinin bulunmasyd. Tabi
bunun en nemli sebebi, demokrasiye zt bir ekilde uygulanan
klelik sistemiydi. Bylelikle oy verme hakkna sahip Atina
doumlu yirmi ya st tm erkeklerin gnlk hayattaki
sorumluluklarnn ok byk bir ksmn klelerin srtna
yklemilerdir. Bunun dnda Atina demokrasisinde kadnlarn,
metiklerin (ehirli olmayanlar) ve klelerin oy kullanma haklar
yoktu.
Gnmzde svirenin kk kantonlarnda halk
meclisleriyle varln srdrebilen klasik demokrasinin, daha
byk lkelerde uygulanmas teknik nedenlerden tr tercih
edilmez.
b. Koruyucu Demokrasi: Avrupallar, 18. ve 19.
yzylda demokrasiyi daha ok kendilerini hkmetin
zorbalklarndan korumann bir yolu olarak grmekteydiler.
Korumac demokrasi snrl ve dolayl bir demokrasi modeli
sunar. Pratikte, ynetilenlerin rzas dzenli ve rekabeti
seimlerle salanr. Siyasi eitlik, eit oy hakkn ifade eden
teknik bir kavrama dnr. Dahas, oy hakk gerek bir
demokrasi iin yeterli deildir. Bireysel zgrlkleri korumak
iin yasama, yrtme ve yarg zerinden gler ayrlna dayal
bir sistemin tesisi arttr.
c. Kalknmac Demokrasi: Bireyin ve toplumun
geliimini esas saymtr. Bu tip demokrasilerin en radikal olan
Jean-Jacques Rousseau tarafndan dile getirilmitir. Ona gre
bireyler ancak iinde bulunduklar toplumun kararlarn

689

ekillendirebilmesine dorudan ve srekli olarak katlmlar


halinde zgr olabilirler. Bu adan bakldnda, dorudan
demokrasiyi tanmlamakla birlikte bu ekilde oluturulacak genel
iradeye vatandalarn itaat etmesi durumunda zgrle
kavuacaklar iddiasyla ayrlr.
Kalknmac demokrasinin, liberal demokrasiye daha
lml hali ise John Stuart Mill tarafndan dile getirilmitir. Mille
gre demokrasinin en byk yarar, vatandalarn siyasi hayata
katlmlarn salayarak, onlarn anlaylarn ve duyarllklarn
glendirmesidir. Bu yzden kadn olsun, fakir olsun, herkesin
oy verme hakknn olmas gerektiini savunur. Fakat bu oy
hakkn eit olarak savunmamtr. rnein vasfsz iinin bir
oy vasfl iinin iki oy, donanml meslek sahiplerinin ise be oy
hakkna sahip olmas gerektiini, bylelikle demokraside
ounluun tiranl korkusundan kurtulabilineceini
savunuyordu. Basite herkesin oy hakknn olmasn savunurken
ounluun verdii kararlarn her zaman doru olmayabileceini
de belirtiyordu.
d. Liberal Demokrasi: Demokraside nceliin
zgrle mi yoksa eitlie mi verilmesi gerektii tarih boyunca
tartlm ve tarih, bu ikisini bir arada tutacak sistem teorisini
retme abalaryla sklkla karlamtr. Liberal demokrasi
sistemi de bunlardan biridir. inde barndrd liberal
kelimesiyle zgrl, demokrasideki siyasi eitlik kavramyla
da eitlii temsil etmektedir. Bunu dnrken ekonomi
disiplinindeki liberalizm ile siyaset disiplinindeki liberalizmi
birbirinden ayrmamz gerekir. Hogr ve tm fikirlerin var
olabildii bir rekabet ve siyasi eitlik prensiplerinde
gerekletirilen seimlerle iktidara temsili bireylerin getirilmesi
liberal demokrasilerin temel nitelikleridir.
e. Sosyal Demokrasi: Bu kavram komnist rejimlerde
gelimi demokrasi eitlerini kapsamaktadr. Kendi aralarnda
farklar bulunmasna ramen liberal demokrasi sistemleriyle
kesin olarak kart bir izgidedir. Genel olarak siyasi eitliin
yannda sosyal demokrasi ile ekonomik eitliinde salanmas
gerekliliini savunmulardr. (Demokrasi nedir.com/: 2)
3. DEMOKRAS LE CUMHURYET

690

Cumhuriyet bir rejim, demokrasi ise cumhuriyetin


uygulan ekillerinden biridir. Demokratik cumhuriyetin
yannda dini cumhuriyet, oligarik cumhuriyet ve sosyalist
cumhuriyet biimleri vardr. Demokratik cumhuriyetlerde,
meclisi ve lkenin bakann belli aralklarla halkn semesi
temeldir. Bu sistem genellikle Kara Avrupasnda kabul
grmken rnein ngilterede lkenin banda grnte halkn
semedii bir kral ya da kralie bulunmasna ramen ynetim
halkn elindedir (oligarik cumhuriyet). Bir cumhuriyetin tam
demokratik cumhuriyet olabilmesi iin, gnll birlikteliklerle
bir arada bulunan o lke halklarnn tm kesimlerinin, oulcu
zgr iradeleri ile katlmc olarak ynetim ve denetim
srelerine dorudan katlmasna imkn veren bir devlet
yaplanmasnn gerekletirilmesi gerekir.
4. DEMOKRAS LE SEKLERZM
Seklerizm, liberal demokrat dnrler tarafndan
ortaya atlan dinin siyasetten ayrlmas dncesinin genel ad
olarak karmza kar. Liberal demokratlar, demokrasinin
ounluun tiranlna dnmesini engellemek iin devletin
tm dinlere ayn uzaklkta olmasn bir zorunluluk olarak
grrler.
Farkl dinlerin din bilginleri ve din bilimciler, eitli
dinler asndan fikri anlamda seklerizme kar ksalar da bu
konular genellikle tartmaldr. Bununla birlikte dini planda
demokrasi genelde kabul grmtr. Ayn zamanda seklerizm
kart baz din adamlar demokrasinin seklerizm olmakszn var
olabilecei grn ileri srmtr. (Demokrasi nedir.com/: 3)
Demokrasi kavramnn ne olduu ve demokrasi ekilleri
bakmndan evrensel kurallar ve uygulamas olan bir kavram
olmad yukardaki bilgi ve rneklerden anlalmaktadr.
Hrriyet, seim, eitlik, meclisler, toplumsal yap, sosyal snflar,
lkelerin kltrleri, yasalar, yasa anlaylar ve uygulamalar
demokrasi anlaynn ilkalardan gnmze farkl biimlerde
gelitii ve uyguland anlalmaktadr.
Trk Devletlerinde demokrasi rnekleri veya
uygulamalar var mdr? Sorusuna verilecek cevap elbette vardr

691

olacaktr. Bunun iin de ynetim, hukuk anlaylar ve sosyoekonomik yaplar ile kltrlerinin incelenmesi yerinde olacaktr.
5. TRK DEVLETLERNDE MECLSLER
Demokrasi, lkelerin kltr yapsna gre farkllklar
gsterse de z ve k noktalar itibaryla ayn deerlere
sahiptirler. Bunlar u ekilde zetlemek mmkndr:
a.Toplumda yaayan insanlarn haklarnn teminat altna
alnmas, b. Siyasal iktidarn halkn rzasna gre belirlenmesi.
Bunun iin iktidarn seimle gelip seimle gitmesi gerekir.
ktidarlar sadece ynettikleri topluma kar hukuk erevede
sorumluluk tamaktadrlar.
Halk devreden karlarak hazrlanan reformlar,
getirilen anayasa ve toplumsal balaycl olan kararlarn
alnmas, demokrasinin ilevi asndan talihsiz bir durumdur.
nk bundan sonra halka gitmek, demokrasi ad altnda
istibdad merulatrmak olur. Hlbuki demokratik meruluun
olabilmesi iin, bu temel kararlarda halkn btnyle meseleye
katlmas, onay vermesi gerekir. Aksi halde deiik sebeplerle
ynlendirilen; vicdanlar ve zgrlkleri bask altna alnan
fertlerin oylaryla demokratik meruluk salanamaz. Bu ekilde
arptlan siyasal rejimler gdml hale gelirler. Belki de
demokrasi iin en byk tehlike bu tr rejimlerdir. Zira insanlarn
kafas karp istibdattan kaynaklanan birok sorunu,
demokrasinin marifeti sayacak ve baka bir istibdadn kurtulu
yolu
olduunu
dneceklerdir.
(Erolu,
http://www.koprudergisi.com/, 1998: 1)
Buradan da aka anlalaca zere; devlet
ynetiminde meclisler in ayr bir nemi vardr. Adna ister
Demokrasi kltr, ister demokrasi anlay ya da bir ynetim
biimi olarak nitelendirsek veya adlandrsak da meclis, seim,
danma, istiare, ortak karar alma gibi sylemler ilk akla
gelenlerdir. Bunun yannda hrriyetlerin kullanm ve snfsz
eitlik de demokrasilerde ilk akla gelen kavramlardr. Bu
bakmdan Trk Devletlerinde batda ya da dnyann dier
devletlerinde sz konusu bile edilmeyen demokrasi
uygulamalarnn olduunu grmekteyiz. Bu devletlerin
meclislerini, hukukunu, toplum yapsn ve ynetim anlaylarn

692

incelemek bize demokratik uygulamalar konusunda yeterli rnek


tekil edecektir sanyorum.
Trk Devletlerinde meclisler; gerek ilev, gerek yap ve
gerekse ad olarak eitli ekillerde nitelendirilmi ya da
adlandrlmtr. toy, kenge meclisi, kurultay, ihtiyarlar
meclisi, komenton, millet meclisi, tirnek (dernek) gibi farkl
isimlerle anlmtr. (Seyitdanlolu, dergiler.ankara.edu.tr: 4)
Genel olarak; Trk devletlerinde, devlet ilerinin
grlp karara baland meclise, "toy", "kurultay" veya
"kenge meclisleri"ad veriliyordu. Meclis yelerine Toygun
ad verilirdi. Meclise, hakana bal asker-sivil tm yneticiler,
boy beyleri, bal devletlerin temsilcileri katlrd. Devlet meclisi
olarak nitelendirilen bu Toylarda devletin i ve d btn konular
grlp karara balanrd. (Saray, 1999: 1114) Han veya
hakan Toyun ald kararlara uymak zorunda deilse de dikkate
almak zorundayd. Baz zamanlarda ise Toy hann
uygulamalarn kabul etmeyebilirdi. Bir rnek vermek gerekirse;
Gktrk Devletinde Bilge Kaann ehirlerin surlarla
evrilmesi ve Budizm ve Taoizmin kabul edilmesi istekleri Toy
tarafndan reddedilmitir. (Kafesolu, 1984: 248)
Devlet Meclisinin toplanmas bir gelenek halinde yln
belirli aylarnda toplanrd. Mesela Hunlarda yaplan toplantlar;
Ylbanda yani ocak aynda dini trenlerle birleik yaplan
kk kurultay, mays aynda byk kurultay, sonbahar da ise
sava ve saym kurultay. (gel, 1982: 7586)
Toya katlanlara Toygun denilir. Toya katlanlarn
says tam olarak bilinmemekle birlikte; Hakan, hakann kars
hatun, bugnk hkmet bakan ayguc, bakanlarn karl
buyruklar, yksek derecedeki memurlar karl Tarhan veya
Tarkanlar, Apa, Erkin gibi unvanlara sahip kiiler yani
Toygunlar, ordu komutan konumundaki beyler, eliler ve
halktan da katlanlar olmaktadr. Bu toylar veya kurultaylarda
tre denilen kanunlarda konulduu iin bu meclisler ayn
zamanda yasama ve yrtme grevini grrler. Kurultaylara
Hakanlar bakanlk eder, hakan olmad zamanlarda ise hatunlar
veya Ayguclar (yani babakanlar; islamiyeti kabulden sonra da
vezir-i azam, sadrazam gibi sfatlar almlardr.) bakanlk eder.
Toylarda Hakan seimleri de yaplmtr. (Seyitdanlolu,
dergiler.ankara.edu.tr: 6) Bu meclislerin ileyii ile ilgili tpk

693

bugnk meclis i tz gibi temel kurallarla meclisler


toplanmaktayd. Bu meclislerle ilgili disiplinli bir biimde
uygulama yapabilmek amacyla protokol kurallar da
oluturulmutu. (gel, 1982: 93)
Aratrmac Ali Glerin bu meclislerle ilgili tespitleri
ok nemlidir ve u hususlar ihtiva etmektedir: Bu meclis bir
eit mzakere ve danma meclisidir. ingiz Han Devletinde,
yalnzca devlet kurucular ile hanedan kurultaya itirak ederdi.
Trklerin Kenge Meclislerinde ise boy beyleri ile halk
arasnda yetimi bykler de girerlerdi. Bu bakmdan
Bartholdun Trkleri demokrat, ingiz Han Devletini ise
aristokrat bulmas yerindedir Yine Fadlann bildirdiine
gre kurultayda oy birlii ile alnan kararlar bazen en basit bir
Ouz vatandann itiraz ile bozulabilmektedir. Bu ifade
phesiz mbalaadr. Fakat uras kesin olarak sylenebilir ki;
Ouz halk demokratik esaslara gre idare ediliyordu. (Gler,
1996: 126- 127)
Trklerin slamiyeti semelerinden sonra kurduklar
devletlerde divan geleneinde veya meveret meclislerinde bu
meclislerin etkisi olduunu sylemek yanl olmayacaktr.
(Mumcu, 1986: 16) Ancak, Eski Trk meclislerinin yelerinin
temsili zellii olmas, yani kendi boylarnn iradelerini temsil
etmeleri ve bylece Hakann yetkilerini snrlamalarnn, bu
meclislerin demokratik niteliini oluturduu bilinmektedir.
Oysa, divan ve meverette bu temsil zelliinin olmad bu
yzden de sultann iradesinin glgesinde topland
bilinmektedir. Ancak, genelleme yaparak; btn Mslman Trk
Devletlerinde tm sultanlarn byle davrand eklinde bir
yorum da abartl olacaktr.
Sonu olarak unu syleyebiliriz ki; neredeyse tm
aratrmaclar Toy,Kenge Meclisleri, Kurultaylar ve benzeri
adlarla kurulmu olan slam ncesi Trk Devletlerindeki
meclislerin Osmanl Devletindeki
meclis-i meveret ve
uray- saltanat lara byk etkisi olduu aktr. Bu Devlet
meclisleri, karar alma, tre (kanun) yapma, dini tren, festival,
elence ve yarmalaryla idari, siyasi, askeri, ekonomik, sosyal
ve kltrel bakmlardan Trk toplumunu birletirici ve ok
yararl hizmetler yapm kurullar olduu gibi demokratik zellik
de kazandrdklar ak bir gerektir.

694

6. TRK DEVLETLERNDE TOPLUMSAL YAPI


Demokratik toplum ya da demokrasi kltrn
oluturan en nemli etkenlerin banda sz konusu devletin
sosyal yaps ve uygulamalar gelmektedir. Bu bakmdan Trk
devletlerindeki, toplumsal yapy incelemekte byk yarar
vardr. Toplumlarn yaplar ve o yapy oluturan kltrleri buna
imkn
vermiyorsa
uygulamalar
veya
deiimleri
gerekletirmek mmkn olmayacaktr. Zaten Mustafa Kemal
Atatrkn Trk milletinin karakterine uygun idare tarz
Cumhuriyettir ifadesinin temelinde de bu vardr.
Trk toplumunun temeli, en kk sosyal birim olan
aileye dayanyordu. Toplumun temelini oluturan aile, Trklerde
"kk aile" eklindeydi. Esasen gebe yaants Trk
toplumunda "byk aile"nin olumasna elverili deildi. nk
belli bir toprak zerinde toplanp, bir arada uzun sre
oturamazlard.
Bu yn ile Yunan, Roma, slav ailelerinden
ayrlmaktadr. Eski Yunanistan'da ve Roma'da aile reisi, ailenin
dier fertleri zerinde mutlak hkim iken, Slavlarda ise aile
by btn aile halkna klesi gibi hkmederdi. Bu ailelerde
mlkiyet kolektifti.
Trklerde tek kadnla evlenme yaygn olup, toplum
hayatnda kadn ve erkek eitti. Kadn hrd ve Trk
topluluunda sayg grrd. Ata biner, ok atar, hatta gre
tutarlard. Namus ve iffetine dkn olan Trk kadnnn savata
dman
eline
gemesi
byk
zillet
saylrd.
Evlenen erkek veya kz ocuklar, baba ocandan miras haklarn
alarak ayrlrlard. Evlenen erkek ocua yeni bir ev amak, eski
bir gelenekti. Baba evi, en kk kardee kalrd.
Trk toplumunun sosyal yapsn, Avrupadaki ve
zellikle Hindistandaki kast sistemi gibi belirli tabakalara
ayrmak mmkn deildir. Trk sosyal yapsnn kendine has
zellikleri vardr. Bu zelliklerden en bata geleni, en alt
tabakadan en st tabakaya kabilmesidir. Ykselmek isteyen bir
kiiye en st ynetim grevlerine kabilme imkn tannmtr.
Trk toplumunun bir baka zellii demokratik evrensel
deerlere sahip olmasyla da ifade edilebilir. Bu hususu

695

aratrmac Tahsin nal yle ifade ediyor: Trk toplumu


paraya, pula, rtbeyi makama, kimin olu olduuna deil dine ve
ilme ecaat ve kahramanla, iffete, ismete, namus ve dorulua
deer veren bir toplumdur. Ykselmek isteyenlere her kapnn
ak olmas, daima snflarn karmasna, bu da toplumun her an
kendi kendisini yenilemesine sebep olmutur. Kendi kendini
yenilemesi fakir ve cahil olsa da, toplumun ruhen daima zinde
kalmasn temin etmitir. Dinin ve ilmin kstas ve deer ls
olmas, toplumun maddeden ok manaya dnk olmasna sebep
olmutur. Bu da toplum iinde fakirle zenginin, obanla asilin
eitliini, yani sosyal adaleti ve pek nemli olan sosyal
dayanmay temin eden, nemli bir faktr olmutur
Dolaysyla fertleri, birbirine balayan salam balarn
teekklne sebep olmutur. Trk lenleri de, sosyal adaletin,
sosyal dayanmann ve sosyo-ekonomik dzenin bir baka ekli
olmutur. (nal, 1975: 7475)
Trk toplumuyla ilgili bir baka deerlendirme de
Adeta snfsz bir grnm arzeden Trk toplumunda kabiliyet,
zek, irade, cesaret gibi vasflara sahip olan bir kimse en yksek
mevkilere kabilmektedir. Dinamizm ve hareketlilik Trk
toplum anlaynn zn tekil etmektedir Ayn itimai
hareketlilik, Osmanl devrinde de yrmtr. Saraya kapkulu
olarak kapulanan bir kyl gencini eer kabiliyetli ise aradan bir
mddet geince hkmdardan sonra en yksek makam olan
sadrazamlk mevkiinde grmek mmkn oluyordu. Dedikten
sonra Satn alnm bir klenin de bey olabildii
grlmektedir. Nitekim iyi olma asaletten daha deerli
saylmaktadr. Kutadgu Biligde nerede gidersen git, yalnz iyi
ol, soya asalete bakma, kendine iyilik ara demektedir. (Gler,
1996: 127-129) Buradaki deerlendirme ve bilgilerden de
anlalaca zere Trk toplumu tarihin btn dneminde snfsz
bir toplum olmutur.
brahim Kafesolunun Trk- slam devletleri ile
yapt deerlendirmede; Trk idarecileri ahalinin ilerine ve
yaay tarzlarna dorudan doruya mdahale etmedikleri iin
Trk-slam devletleri zamannda sosyal durum umumiyetle eski
devir grnn muhafaza etmiti. ehirlerde devlette makam
sahibi olmann veya mali gcn salad imknlar dolaysyla
nfuz kazanan byk aileler devam ediyordu. Nfuzlu dier bir
zmrede din adamlar idi. ehir ve kasabalarda orta ve kk

696

tccarlar, esnaf, dkknc, kk sanat erbab, ayr ayr loncalar


tekil etmilerdir, ahali umumiyetle Hanefi, afi, reislerin ve
iiler nakiplerin etrafnda toplanm olup, byk merkezlerde
isiz gsz takm da kendi aralarnda tekilatl haldeydiler.
Kyller hukuki ynden ehir ahalisi kadar hr olup, ellerinde
topraklar ileyebildikleri mddete veraset yolu ile sahip
olduklarndan, karn tokluuna altrlan ii durumunda
deildiler. Kalabalk Trk ktlelerinin de Ortadou ve Akdeniz
blgesinin sosyal ve iktisadi artlar iinde tedricen kylleerek
yerleik tarza yatknlat Trk-slam devletlerinde ev, bahe,
al gibi emlak zel mlkiyete dhil idi ise de, tarm arazisi ve
ormanlar bozkr Trk ilindeki otlak ve yaylak gibi- devlet mal
idi. derken (Kafesolu, 1976: 893894) toplumun rgtlenme
kltrne sahip olduunu da belirtmektedir.
Trk toplumunda fertlerin hr olmas ilim, sanat,
edebiyat, felsefe ve pozitif bilimlerde pek ok bilim adam
yetitirmesi de demokratik motiflerin bir gstergesidir.
Farabinin hrriyet tanm gnmzdeki pek ok felsefi, siyasi
fikirler iin ilham kayna olmutur. Doru dnen ve
dndn yapmak iradesine sahip olan bir insan hrdr. Hem
doru dnmeden hem iradeden mahrum ise behimi (hayvan)
dir. Doru dnp de iradesi yok ise o, kledir. lim ve felsefe
ile megul kimselerden bazlar klelikte teki insanlardan geri
kalmazlar. Bunlarn bilgilerinden fayda gelmeyecei gibi
kendileri de dier ilim erbab iin utan sebebi olurlar.
(Kafesolu, 1976: 900) Demokrasinin temel unsurlarndan
birinin hrriyet, bir dierinin eitlik olduuna gre dier nemli
bir unsurda irade yani egemenliktir. Farabinin burada hrriyet
ve insan tanm ile iradeden bahsetmesi o dnemler iin olduka
nemlidir.
7. TRK DEVLETLERNDE HUKUK
Trklerde, yazl olmamakla beraber, gelimi bir hukuk
anlay vard. Halkn devletle ve birbirleriyle ilikilerini
dzenleyen kurallara "tre" veya "tre" ad verilirdi. Tre
hkmlerinin en nemli yan, deien zamana ve artlara gre,
devlet meclislerinin onay ile deiebilmesiydi. Ancak,
deimeyen hkmleri de vard. Bunlar; adalet, iyilik, eitlik ve
insanlk idi. Tre hkmlerine uymayanlar, ar ekilde

697

cezalandrlrd. Adam ldrmek, soygun, hrszlk ve hayvan


karmak, kesinlikle yasakt. Sust yakalananlar ldrlrd.
Miras hukukuna gre topraklar, en kk ola, tanabilir mallar
ise, dier oullara verilirdi.
Adalet Tekilat: Trk devletlerinde adl tekilt, iki
kademeden oluuyordu.
1) Hkmdarn bakanlk ettii ve "yargu" denilen
yksek mahkeme, siyas sulara bakard.
2) Yarganlar (hkimler) idaresindeki mahkemeler ise
ad sulara bakard.
Uygurlar zamannda ticar ilikilerin gelimesi sonucu,
kiiler arasndaki anlamalarn yazl hle getirilmesi ihtiyac
ortaya kt. Bunun sonucu olarak da, Trk hukuku ilk kez
Uygurlar tarafndan yazl hale getirildi. Bu yazl belgelerden
ou gnmze kadar ulamtr. Bunlar meden hukuk, ticaret
hukuku, borlar hukuku ve vergi hukukuna ilikindir.
Adaletin sahibi ile ba ve sembol hakand. Baz
hakszlklarn dzeltilmesi iin hakan tarafndan karlan
adaletnamede adaletin sahibi olarak hakann slamiyetle
benzemi bir karar ve hkm olsa gerekir. Adaletin datlmas
ve kontrol hakana ait olmas sebebiyle afta onun yetkisi
iindedir. Trk devletlerinin hukukla ilgili grevlerini yapan
eitli
grevlerinde
bulunduu
pek
ok
kaynakta
belirtilmektedir. Mesela: yargu emirlii veya yargu komutanl
Osmanlda kadnn bir bakma karl slam ncesi Trk
devletlerindeki yargucu rnek olarak gsterilebilir. (gel,
1982: 327-336) adi sularla ilgili olarak zanllar, tre
hkmlerini esas alarak yarglayan, balarnda yargan denilen
hkimlerin bulunduu, gnmzdeki zel hukuk kapsamndaki
ceza mahkemelerini andran heyetler sz konusudur. Devlete
kar ilenen sularla ilgili olarak ise bir yksek mahkeme
niteliinde ayr bir heyet tesis edilmitir. Bakanln kaann
yapt bu yarg heyeti olduka itibarl bir kurumdur. (ahin,
www.tid.gov.tr/: 159)
Trk toplumlar, yazl hukuka geene kadar ki srete,
toplumdaki ilikileri ve toplumun devlet ile olan ilikilerini,
Trkler slamiyeti kabul etmelerinden nce tre ad altnda
meclislerden karlan veya yneticilerin koymu olduklar

698

kurallarla dzenlenmitir. Bu nedenle tre sadece devlet dzeni


ile alakal deildir.
zellikle gnmzde rf ve adet olarak kullanlmas,
Moollarda yasa ve yosun gibi szlerle ifade edilmesi bu
nedenledir.
Trklerin
slamiyeti
kabulnden
sonra
Seluklularda, Harzemahlarda, Gaznelilerde ve en sonunda
Osmanllarda hukuk ileri ile ilgili tekilat iki dalda gelimitir.
Bunlardan birincisi rfi hukuk; gemiin tecrbelerinden
karlan devletin ynetimiyle ilgili hukuk. Dieri ise eri
hukuktur. eri hukuku kadlar yrtrken ki bunlar toplumda
fertlerin birbirleriyle olan ilikilerine bakard. rfi ve kanuni
meseleleri halletmekle grevli (bir bakma bugnk idari
mahkemelerde olduu gibi) ayr mahkemeler vard. Bu
mahkemelerin banda da emir-i dad (adalet bakan) ordu
mensuplarnn davalarna da kad askerler bakard. (Kafesolu,
1984: 891-892)
Uzun sre ktada hkmran olan Osmanl Devletinde
de gerek Bizans tesirleri gerekse ok uluslu devlet yapsna sahip
olmas sebebiyle demokrasi ierisindeki eitlik ve hrriyet
kavramlar hem eri hukuk bakmndan hem de rfi hukuk
bakmndan hogr kavram ierisinde uygulanmtr. Bu
hukuki uygulamalar sebebiyle her ne kadar Osmanlnn teokratik
bir devlet olduu iddias varsa da veya Trk toplumlar
demokrasiden yoksun gsterilmek istense de bilhassa baz
dnemlerde bugnk manada olmasa bile klasik demokrasi
rnekleri olduunu ve bunlarn uygulamasnn yapldn ifade
etmemiz yanl olmayacaktr.
SONU
Demokrasi kavram ve kullanm ilk kullanlmaya
baladndan beri tartlm ve tartlmaya devam eden bir
kavramdr. Pek ok yerde pek ok biimlerde kullanlmaktadr.
Bu kullanmlar iinde en yaygn olan devlet ynetme biimi yani
cumhuriyet anlamna kullanlandr. 1290 ylnda kurulan
Ankara
Ahi
Cumhuriyeti
(Kutlay,
http//www.koprudergisi.com/1998: 1) ni de demokrasiye dayal
bir cumhuriyet olarak kabul edenler vardr. Ayn zamanda Antik
Yunandan nce de Trklerde demokrasi olduunu Kutlay
makalesinde yle anlatr: Batc eitim sistemi Trk ulusuna,

699

demokrasinin balangcn Antik Yunan olarak retmitir. Peki,


Antik Yunan dneminde, Antik Yunandan daha demokratik
uygarlklar yok muydu? Yahut Antik Yunan neye gre, kime
gre demokratiktir? Batc zihniyete gre, halk meclislerinin
olmas ilkel demokratik anlaytr. Ancak Batc zihniyet, ayn
antik Yunann klelii savunduunu, kadnlar sadece cinsel
meta olarak grdn, seme ve seilme hakknn sadece hr
erkeklerde olduunu itiraf etmektedir. Bu dzeni de ilkel
demokrasi olarak adlandrmaktadr. Fakat Batc zihniyet Antik
Yunandan daha eski kurulmu ve ayn tarihlerde de var olma
olana bulmu skitleri(Sakalar) sansrlemektedir. (Kutlay,
http//www.koprudergisi.com/1998:2).
Kutlayn bu yazdklarna katlmamak mmkn
deildir. Ancak, bu konularda ok fazla yazl kaynak olmamas
modern demokrasi ad altnda demokrasi fikrinin batda
gelimesi istesek de istemesek de byle bir alg ve anlay
getirmitir.
19.Batl arkiyatlarn ilme getirdikleri siyasi bak
as bu durumu yaratrken, bilimde geri kalm ve taassubun
hkim olduu Osmanlnn son dnemlerinde bu ak
kapatlamamtr. Modern demokrasiye gei servenin de
batdan esinlenen aydnlar tarafndan yrtlmesi de o gnk
artlar iinde zaten kanlmazd. Demokrasi, yukarda
rnekleriyle anlatld gibi ilk adan gnmze pek ok
anlamda ve uygulamada kullanlmtr. Gnmzde; demokrasi
denince bir kltr, bir anlay, bir devlet ynetim modeli akla
gelmektedir. Bu ynetim modelinde birey ve onlarn oluturduu
halk kendi iradesini seim yoluyla kullanmaktadr. Bu iradenin
kullanm ise toplumlara, o toplumlarn kltrlerine gre de
eitlilik gstermektedir. Ancak, ynetim anlaynda u unsurlar
n plana kmaktadr.hrriyet ve bunun kullanm, eitlik ve
meclis.
Ynetim biimlerinin ad ne olursa olsun, halkn en ok
nemsedii ve siyaset bilimcilerinde bunlar temel kabul
etmesinin gnmz dnyasnda pek ok rnekleri de vardr.
ngiltere, demokrasinin beiidir, sz, pek ok Avrupa
lkesinde biim itibariyle meruti ynetim biimi olmasna
ramen, sosyalist lkelerin veya baz cumhuriyetlerin sadece
seimi temel alarak demokrasi iddiasnda bulunmalar da
bundandr. Bu balamda baktmzda; Trk toplumlar ve

700

devletlerinin zaman zaman adalarndan daha ileri demokrasi


ynetimini uyguladklarn grmekteyiz. zellikle Trk
toplumlarnda tabakalama ve ya snf farkllklarnn olmamas,
kii mlkiyeti, seyahat hrriyeti, fikir hrriyeti vb. uygulamalar,
insanlar arasnda adalet anlayna dayal eitlik uygulamalar
sadece ekil olarak deil, gerek manada demokrasi
uygulamasnn yapldn gstermektedir. Devlet meclisleri,
eitli kurullar, klelik kurumunun olmamas, bir ferdin en alt
tabakadan devletin en st ynetimine kabilmesi, ilimde sanatta,
edebiyatta ortaya konan rnleri demokratik motif olarak
deerlendirmemiz
yanl
olmayacaktr.
Makalemizde
vurguladmz gibi byk Trk limlerinden Fadlann hrriyet
ve iradenin tanmn bugnk manasyla ortaya koymas, Trk
devlet anlay da bu demokratik rneklerden sayabiliriz. Bu
aratrmamzda bizi bu yola sevk eden Mustafa Kemalin u sz
de bunu en veciz bir biimde ortaya koymaktadr. Trk
milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare; Cumhuriyet
idaresidir.

701

KAYNAKA
ARON, R., (1976), Demokrasi ve Totalitarizm, (ev.) HATAY,
V., stanbul.
ATATRKLK (Birinci Kitap), (1983), Genelkurmay
Basmevi, Ankara.
EROLU, N., Siyasal Meruluk Meselesi ve Trkiyenin
Demokratik Meruluundaki Skntlarn Tarihi
Sebepleri,
http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=
EskiSayilar &Goster=Yazi&YaziNo=. Gz98, say:64.
GLER, A., (1996), Trk Ynetim Anlaynn Kaynaklar
(Balangtan XII. Yzyla Kadar), Ocak Yaynlar,
Ankara.
KAFESOLU, ., (1984), Trk Milli Kltr, stanbul.
KAFESOLU, ., (1976), Trk Dnyas El Kitab, Trk
Kltrn Aratrma Enstits Yaynlar, Ankara.
KILALI, A. T., Eski Yunanda Demokrasi ve Demokratik
Dnce,
Amme
daresi
Dergisi,
yayn.todaie.gov.tr/goster.php?Dosya=MDUyMDUzM
DQ4
KUTLAY, M.O., Demokrasinin Yolu Trklkten Geer,
http//www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSa
yilar&Goster=Yazi&YaziNo=.Gz98, Say:64.
LIPJHART, A., (2014), Demokrasi Modelleri Otuz Alt lkede
Ynetim Biimleri ve Performanslar, (ev.) AYAS,
G., BULSUN U.U., stanbul.
MUMCU, A., (1986), Divan- Hmayun, Ankara.
GEL, B., (1982), Trklerde Devlet Anlay (13.Yzyl
Sonlarna Kadar), Ankara.
SARAY, M., (1999), Trk Devletlerinde Meclis (Parlamento),
Demokratik Dnce ve Atatrk, Atatrk Aratrma
Merkezi Yayn, Ankara.
SEYTDANLIOLU, M., Eski Trklerde Devlet Meclisi Toy
zerine
Dnceler,
dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18.941.11708.pdf.

702

AHN, K., www.tid.gov.tr/makaleler/kahin%20149-164.doc


NAL, T., (1975), Trkn Sosyo-Ekonomik Tarihi, Milli lk
Yaynevi, Konya.
www.demokrasi.nedir.com

703

704

21. YZYILDA SOSYAL ALAR - SYASAL


DAVRANI LKS ZERNE TEORK BR
AIKLAMA ABASI
Yrd. Do. Dr. Hamza Bahadr ESER
Ar. Gr. mer GLER
ZET
nternet teknolojisinin hzla gelimesiyle birlikte,
toplum yaamnda ve onun nemli bir blmn oluturan
siyasal yaam iinde ortaya kan yeniliklerden biri de sosyal
alardr. zellikle 21. Yzyln balarnda internet kullanmnn
artmasyla birlikte sosyal alarn kullanm da artmtr. Bu
gelimelere paralel olarak bu yeni iletiim kanalnn insanlar
aras ilikilerin ekillenmesi zerindeki etkisinin her geen gn
artt bir dnemden geilmektedir. Kullanm younluunun
artmas ile Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal alar zamanla
siyasal olaylarn da tartld geni mecralara dnmeye
balamtr. Tutumlarn oluum srecinde siyasal bilgi edinimi ve
tutumlarn siyasal davrana dnmesinde arasal bir rol ifa
eden bu alar ayrca, kendi iinde eitli siyasal gelimelerin ve
bireylerin siyasal sistem zerindeki talep ve isteklerinin ifade
edildikleri dzlemi bireylere salamaktadrlar. Bu ynleri ile
sosyal alar gnmz siyasal insan iin nemli bir kanaat
oluturma, onlar ifade etme ve kart grleri tartma imkn
tanyan bir ara vazifesi grmektedir.
Son zamanlarda siyaset bilimi alannda dikkat eken
konulardan bir dieri de apolitik ve genellikle siyasal olana kar
ilgisiz olan kitlelerin siyasal alan girmelerinde sosyal alarn
nemli bir rol oynad konusudur. Sosyal medya, zellikle
siyasetle ilgisi olmayan apolitik bireylerin siyasete ilgi
duymasna ve bu konuda grlerini paylamasna imkn
vermekte ve siyasal davranlarnn ekillenmesinde nemli bir
rol oynamaktadr. Bu kapsam iinde almada sosyal alarn
geliimi, siyasal davrann oluumu zerine etkisi ve
gnmzde sosyal alar- siyasal davran ilikisi konular teorik

Sleyman Demirel niversitesi BF, hamza.eser@gmail.com


Sleyman Demirel niversitesi BF, guleromer@yandex.com

705

olarak incelenerek,
allacaktr.

aralarndaki

iliki

ortaya

konmaya

Anahtar Kelimeler: nternet, Sosyal Alar,


Apolitizasyon, Siyasal Tutum, Siyasal Davran, Siyasal Katlm.
A THEORETICAL EXPLANATION EFFORT ABOUT
SOCIAL NETWORKS AND POLITICAL BEHAVIOUR
RELATION IN THE 21ST CENTURY
ABSTRACT
With the developing of the internet technology rapidly,
social networks have become one of the innovations in social life
and an important part of its political life. Especially, at the
beginning of the 21nd Century with the increasing using of the
internet, the use of social networks has also been increased. In
parallel with these advances, we are witnessing a period in which
this new communication channel effect is increasing every day
in shaping the relations between peoples. With the increased
usage of social networks like Facebook, Twitter and Youtube
over the time have become places where political events widely
discussed. These networks are taking role at the creation of the
attitudes for getting political information and transformation of
the attitudes to political behaviours , also in these networks,
political developments and demands and requests of the persons
from political system are expressed. With these aspects social
networks have become an important tool for todays political
persons to create and express their opinions and discuss the
opposing wiews.
At the recent times, the role of social networks on
attracting people and generally the ones indifferent to political
life has become a remarkable subject. With the social media
apolitic persons started to interest in politics and started to share
their opinions about politics and they started to play significant
role in shaping their political behaviours. In this scope, in this
study the development of social networks and their effects on
consisting of political behaviours and todays social networkspolitical behaviours relations will be analyzed theoretically and
their relations will be manifested.

706

Key Words: Internet, Social Networks, Depolitisation,


Political Attitude, Political Behaviour, Political Participation.
GR
90l yllarn banda internetin gnlk yaam iindeki
kullanmnn yaygnlamas ile dnyada, chat odalar, bloklar, epostalar gibi o zaman iin alternatif ve yeni saylabilecek eitli
alar vastasyla iletiimini salayan kii says artmtr. Bu
gelimeyi mteakip, internetin uzants olarak ortaya kan sosyal
alar toplum iinde popler, nl kiilerden, sradan vatandaa,
aktivistlerden, sivil toplum kurulularna, telekomnikasyon
firmalarndan, yazlm irketlerine hatta kamu otoritesini temsil
edenlere kadar tm dnya leinde yaamn bir paras haline
gelmitir (Shirky, 2011). Geleneksel medyann kullanm ve
insanlar zerinde etkisi, bu yeni iletiim teknolojisi karsnda
zayflama eilimine girmi (Genel, 2012: 24); geleneksel
medyann hiyerarik, yukardan aaya bilginin empoze
edilmesine dayanan yayn anlay, sosyal medyann gnlk
kullanm ile deimitir (Demirta vd., 2014:140). Gemite
konvansiyonel/klasik medya aralar ile yrtlen (gazete, radyo,
televizyon gibi) iletiim faaliyetleri tek ynl bir karakter arz
ediyordu. nternet teknolojisinin gelimesi (zellikle Web 2.0
denilen ikinci nesil internet hizmetleri), paylam ve ortak yayn
imkan olumas ve buna bal olarak sosyal iletiim alarnn
(yeni medya) ortaya kmas ile iletiim, ift ynl hale gelmitir
(Kesen, 2013: 17; Telli, 2012: 78). Birey, bu yeni iletiim
trnde, eski pasif pozisyonundan kurtulmakta ve ou zaman
bilginin retilmesi srelerine de dhil olmaktadr. Sosyal alar,
kolay ulalabilir olmalar, ou zaman edinilen bilginin cretsiz
olmas, bilgiye eriimin hzl ve dorudan olmas, istendiinde
anonim bir kimlik zerinden insanlarn kendilerini ifade
etmelerine olanak salamas, kiiler aras iletiimin younluunu
ve eitliliini arttrmas ve daha da nemlisi klasik medya
aralarnn tek ynl bilgi sunumuna alternatif ok
ynl/mukayeseli bilgi edinime imkn tanmas ynleriyle klasik
medya aralarndan farkllamaktadr. Ayrca bu alar, corafi
snrlar kaldrmakta ve dnyada olup biten olaylardan ksa
srede haberdar olabilmeyi salamaktadr (Karagz, 2014: 133).

707

Sosyal alar ile bireyler aras iletiim, formlarn


deitirmi dijital aktivizm, sivil gazetecilik gibi terimlerin
hayatmza girmesine neden olmu, bireyin sosyal ve ekonomik,
siyasal yaamnda, bilginin paylam ve datlmas noktasnda
nemli rol almaya balamtr (Gndz ve Pembeciolu, 2014:
33). Sosyal alar, balangta arkadalar aras iletiim iin
kullanlrken, zellikle Facebook, Youtube ve Twitter gibi yeni
sosyal alarn ortaya kmas ile arkadalk ilikilerinin yannda
haber kayna, sosyal ve siyasal organizasyonlar iin
rgtlenme, pazarlama, gibi alanlarda da youn bir ekilde
kullanlmaya balanmtr. Devletlerin nde gelen isimlerinin,
siyasetilerin bir takm siyasal, sosyal ve ekonomik konularda,
Twitter zerinden gr bildirmesi, Arap Bahar, Gezi
protestolar gibi kitlesel hareketlerin byk blmnn sanal
ortamda bir araya gelen bireylerden olumas ve daha nceki
toplumsal hareketlere nazaran yeni bir durum olan, sosyal
medyann zellikle Facebook, Twitter, Youtube gibi alarn
protesto ve gsterilerin dnyaya duyurulmasnda nemli rol
oynamas (Duran ve Ard, 2014: 459; Korkmaz, 2011: 2148),
sosyal a sitelerinin, siyasal tutumlarn olumasn ve
gelimesine ilikin potansiyel nemini ortaya koymaktadr.
17 Aralk 2010da Tunusta sokak satcs Muhammed
Buazizinin kendini atee vermesi ile balayan Arap Baharnn
ortaya kt, gelierek yayld toplumlar incelendiinde,
interneti iyi kullanan ve dnyada ki gelimelerle ba kurmu
yoksul genlerin, eski sokak siyaseti anlayn, sanal ortama
tamalar, onlarn bu deiimin aktrleri olarak nitelenmelerini
olanakl klmaktadr (Kk ve Tekerek, 2012: 60, 64; Akba,
2012: 54). Kk ve Tekerek sanal ortamda ki bu faaliyetlere yeni
aktivizm olarak ifade etmitir (Kk ve Tekerek, 2012: 59). Bir
dier gre gre, bu deiimi bir sosyal medya devrimi olarak
ifade etmek yanltr. Babacan vd. bu konuda Orta Dou ve
Kuzey Afrikadaki bu halk ayaklanmalarnn ve devrimlerin tek
bana sosyal medya ile aklamann eksik, yanl bir tavr
olacan, sz konusu bu deiimin sosyolojik boyutlarna inilip,
irdelenmesi ve temel deiim dinamiklerin toplumsal
bileenlerde aranmas gerektiini vurgular (Babacan vd., 2011:
66).
28 Mays 2013te stanbulda Taksim Gezi Parknda
yaplmas dnlen birtakm projeler iin almalara

708

balanm, bunun zerine baz aktivistler oturma eylemi


dzenlemiler ve bu eylem sosyal medya araclyla lke
kamuoyuna ve dnyaya duyurulmutur. O zaman itibariyle
Twittern 8 milyon olan aktif kullanc says varken eylemler
baladktan ksa bir sre sonra 500 bin hesap alm ve
protestolarda etkin rol almtr. Eylemlerden nce gnlk atlan
tweet says 8- 10 milyonken, 2 Haziran gn 22 milyona ulam
ve 15 gnde atlan tweet ortalamas normalin 2 kat olmutur (
Kesen, 2013: 20; Gndz ve Pembeciolu, 2014: 32). Olaylar
Twitter, Facebook, Youtube gibi sosyal alarn yannda
Whatsapp, Skype gibi mobil uygulamalarla da kamuoyuna
aktarlmtr (Demirta vd., 2014: 140).
Sosyal alarn siyasal ierikli kullanlmas ve kullanc
saysnn her geen gn artmas siyaset bilimcilerin dikkatini
eken bir konu olmutur ( Eser, 2013: 1874; Babacan vd., 2011:
74). Yabanc yazn incelendiinde, McClurg
(2003),
Baumgartner ve Morris (2010) sosyal alarn siyasal katlmla
ilikisini, Zhang vd. (2009), Hoffman ve Leon (2011), Campus
vd. (2008), Vergeer vd. (2013) sosyal alarn siyasal mzakere,
siyasal iletiim ve siyasal kampanyalarda kullanmn,
Valenzuela vd. (2009), Ikeda ve Richey (2005), Zuniga vd.
(2012) ise sosyal alar ve siyasal katlm sosyal sermaye
asndan incelemitir. Sosyal medyann Arap Baharnda ki rol,
siyasal ve sosyal katlma etkisi zerine yaplan yabanc
literatrdeki baz almalar Szajkowski (2011), Howard vd.
(2011), Tfeki ve Wilson (2012) Hermida vd. (2014),
Comunello ve Anzera (2012), Eltantawy ve Wiest (2011),
Wilson ve Dunn (2011) tarafndan yazna kazandrlmtr.
Yerli yazn incelendiinde sosyal medyann Arap
Bahar ve Msr Devrimindeki rol ile ilgili almalardan
balcalar Babacan vd. (2011), Korkmaz (2011), Kk ve
Tekerek (2012), Telli (2012) tarafndan, Gezi protestolarnn
sosyal alarla ilikisini inceleyen almalar Kesen (2013),
Gndz ve Pembeciolu (2014), Demirta vd. (2014) tarafndan
ortaya konmutur. Ayrca siyasal iletiim-sosyal medya ilikisini
konu alan yazna, Karagz (2014), Bostanc (2014), Genel
(2012) tarafndan yaplan almalar rnek olarak verilebilir.
almann birinci blmnde sosyal alarn tanm, tarihesi ve
ilevleri ele alnacaktr. kinci blmde siyasal tutum kavram
sosyal alar ile ilikisi zerinden tanmlanarak siyasal tutum ve

709

davranlarn trevi olan siyasal katlm olgusu aklanmaya


allacaktr. Devamnda siyasal davranlarn katlm boyutu ile
sosyal alarn ilikisi, toplumsal olaylar balamnda
incelenecektir.
1. SOSYAL ALARIN TANIMI, TARH VE LEVLER
Sosyal alar, bireylerin snrl bir sistem iinde kendi
oluturduklar profil zerinden baka kiilerle iletiim kurmasn
salayan web temelli hizmetlerdir. letiim kurma ekilleri,
siteden siteye farkllk gsterebilir (Boyd ve Ellison, 2007: 211).
Hoffman ve Leon, sosyal alar, insanlarn biraraya gelip
etkileimde bulunduu, serbeste fikirlerini paylatklar yerler
olarak tarif etmilerdir (Hoffman ve Leon, 2011: 3). Dier ad ile
sosyal paylam siteleri, bireylerin kendilerini ifade
edebilmelerine ve baka kiilerle iliki kurarak sosyal evre
oluturmalarna olanak tanyan sitelerdir. Bunlara rnek olarak;
Linkedin gibi i ierikli, Friendster gibi (ilk ortaya knda)
duygusal ilikiler kurmak iin, Mysapace gibi mzik, video ve
siyasi konularda paylamlarda bulunmak iin kullanlan siteler
verilebilir. Katlmclar nceden tandklar kiilerle ya da yeni
ilikiler kurmak iin bu sitelere ye olabilir (Ellison vd., 2007:
1143). Bu yeni medya ile bireylerin eitimli olmasna gerek
kalmakszn, isteyen, istedii ierii, herhangi bir zamanda bu
araclar yoluyla paylama imknna kavumutur (Gndz ve
Pembeciolu, 2014: 26).
Sosyal alarn tarihine ksaca deinmek gerekirse,
Brown, sosyal alarn temelinin internetin balangc olan
ARPANET ile baladn syler. Brown a gre ARPANETin
sosyal alarn atas olarak kabul edilmesi, onun birka niversite
arasnda iletiimi salamak iin kurulmu olmasnda yatmaktadr
(Brown, 2009: 50). Ancak bugn sosyal alar deyince ilk akla
gelen ekliyle 1995 ylnda kurulan classmates.com ilk rnek
olarak saylabilir. Sitenin amac insanlarn arkada edinmesi,
edindikleri edost ile iletiime gemeleridir. Bu site 10 ylda 40
milyon kullancya ulam onu ise 2000 ylnda kurulan
FriendsReunited izlemitir. Bu site ise 5 ylda 15 milyon
kullancya ulamtr (Brown, 2009: 50; Sajithra, 2013: 72).
2004 ylna gelindiinde ise Facebook ilk olarak
niversite rencileri tarafndan kullanlmaya balanm, 2005

710

ylnda ise lise rencilerine almtr. 2006 ylnda ise


Facebook tm dnyaya almtr. irket, insanlarn birbirleriyle
daha fazla iletiim kurmasn salama ve dnyay daha ak bir
hale getirmeyi hedeflediini ifade etmektedir. Facebook, u an 1
milyarn
zerinde
kullanc
kitlesine
sahiptir
(www.facebook.com, 2014). Facebooku takiben bir dier
popler site olan Youtube, 2005 ylnda kurulmutur. Site,
insanlarn videolar ekip paylamasna, yeni videolara eriimine
olanak salamaktadr. Ayrca reklam ve pazarlama alanlarnda da
tercih edilmektedir. Her ay 1 milyarn zerinde kii siteyi ziyaret
etmekte ve her ay 6 milyarn stnde video izlenmektedir
(www.youtube.com, 2014). 2006 ylnda kurulan Twitter ise
insanlarn birbirleriyle bilgi ve fikir alveriinde bulunduu ve
bunlar annda paylaabildii mikroblog ve sosyal a sitesidir. Bu
sitede kullanclar en fazla 140 karakterlik tweet atabilir, video
ve fotoraf paylaabilirler. 241 milyon aktif kullancya sahip
olan Twitter da gnlk 500 milyon tweet atlmaktadr
(www.twitter.com, 2014).
2. SYASAL TUTUM KAVRAMI
Tutum, bireyi tecrbeleri sonucunda, ilgili olduu
objelere ve durumlara kar zihinsel ve duygusal olarak harekete
geiren ve nasl davranmas gerektiini belirleyen eilimler
olarak tanmlanabilir (Allport, 1935: 810). Yani davran kiinin
aklnda oluan zihinsel bir olgudur ve her tutumun bir objesi
vardr (Delamater ve Myers, 2007: 142). Sz konusu tutum objesi
znel yani kiiden kiiye deiebildii gibi (Katba, 2013:
111) kimi durumlarda da bireylerin tmn ayn ekilde
etkileyecek ekilde nesneldir. Gnmzde tutum, yaygn olan
anlamyla herhangi bir ahsa, dnceye, objeye kar bilisel,
duygusal eleri olan davransal bir eilim olarak
tanmlanmaktadr (Freedman, 1993: 319; Katba, 2013:
110). Bilisel e, tutumun objesine kar kiilerin inanlarndan
meydana gelir (Aronson vd., 2007: 192). Duygusal e, tutum
objesi ile ilgili meydana kan duygu ve hislerimizi iermektedir.
Tutumun objesine kar gzlenebilen hareketlerimiz ise
davransal eyi oluturmaktadr (Bohner, 2001: 241).
Siyasal tutum Kalender tarafndan, siyasal bir obje,
kavram ya da duruma kar gemiten gelen renilmi baz

711

bilgilere ve tecrbelere dayanan, zihinsel deerlendirme sonucu,


bireyin gsterebilecei fiziki tepkinin zihindeki hazrlk
aamasdr olarak tanmlamtr (Kalender, 1999: 92; Ayrca
bkz, Klal, 1996: 126-127, 130). Tutumun bilisel ve
davransal elerinin ortaya kmas noktasnda sosyal alar,
bireye nemli imknlar sunmaktadr. Bu ok ynl iletiim
imkn ile bireyler siyasal tutumlarnn bilisel esini ina
etmektedirler. Ayn mecra zerinden ayrca birey kendini ifade
etmek, kendi politik tutumunu bakalarna benimsetmek, sz
konusu tutum zerinden tartmak, bilgi alveriinde bulunmak
gibi bir takm davranlar ortaya koyabilir.
Tutum eleri ile siyasal davran arasndaki ilikiyi
sosyal alar balamnda bir rnekle aklayacak olursak; bir
semenin partiler ve onlarn ideolojik grleri ile ilgili eitli
sosyal alardan bilgi edinmesi onun siyasal tutumunun bilisel
esini, partiler hakknda edindii bilgiler sonucu bu partilere
kar sevgi, sempati, ballk hissi olumas veya tam tersi nefret
etmesi, duygusal esini ve ilgi duyduu partiye oy vermesi ya
da sevmedii partiye oy vermemesi, yine bu alar zerinden
grlerini paylamas, bakalarn bu gre ikna etmeye
almas, onun siyasal tutumunun davransal esini oluturur.
3. SOSYAL ALAR SYASAL DAVRANI LKS
Sosyal alarn siyasal davranlarn ekillenmesi
zerindeki etkisi siyasal katlm ve toplumsal hareketler
balklar altnda ele alnacaktr. Bu balamda sosyal alarn
siyasal katlm davran dzeyi zerindeki etkisi, sosyal
hareketlerin oluumunda sosyal alarn etkisi, bireylerin birtakm
siyasal talepleri dile getirmek zere sosyal alar zerinden bir
araya gelmeleri konular ele alnacaktr.
3. 1. Sosyal Alar ve Siyasal Katlm likisi
Katlm fiilini, sivil katlm, evrimii ve evrimd
siyasal katlm olarak e ayrmak mmkndr (Zuniga vd.,
2012: 320). Yardma muhta insanlar iin kurulan kurulularda
grev alma, bir sivil toplum kuruluu iin yardm toplama,
evreci rgtlere ye olma gibi siyasal yap dnda gerekleen
katlmlar sivil katlm altnda sralanabilir (Valenzuela vd.,
2009: 879; Zhang vd., 2009: 76). Siyasal katlm ise

712

vatandalarn kendilerini ynetecek hkmet yetkililerini


semesi ve devletin yapaca ileri etkilemek amal yaplan
eylemlere denir. (Nie vd., 1989: 2). Bu eylemler, oy verme,
siyasal kampanyalarda grev alma, parti rozeti takmadan,
boykot, protesto gibi davranlara kadar farkllk gsterebilir
(Valenzuela vd., 2009: 879). Bu anlamda klasik siyasal katlm
yollarnn byk bir ksm evrimd siyasal katlm bal
altnda saylabilir. Bu faaliyetlerin bir ksm ise sosyal alar
zerinden evrimii olarak hayata geirilmektedir (siyasetilerle
temas kurmak, siyasal konular konumak, tartmak, siyasal
ierik paylamak gibi). Sosyal alarn siyasal katlmla olan
ilikisi genel olarak; kiileraras siyasal iletiimi salayan arac
olmalar, bylece siyasetten uzak kiilerin bu araclar sayesinde
siyasete ilgi duymas ve siyasal kampanyalarda bu alarn nemli
bir parti propaganda arac olmasdr. Bu alarn siyasal katlm
zerine etkisi bu ynyle incelenmesi gereken nemli bir
konudur (Ikeda ve Richey, 2005: 241).
Gnmzde, sosyal alarn ve iletiimi salayan
balarn
olmamas,
topluluklarn
siyasal
katlmn
zorlatrmaktadr. Bireylerin olaylar anlama kapasiteleri, bilgi
edinme kaynaklar, analiz yetenekleri snrldr. Ancak kiiler
aras iletiim sayesinde insanlar bu engelleri ortadan kaldrarak
siyasi katlm iin frsat elde ederler (McClurg, 2003: 6-7;
Mcleod vd., 2010: 329). Sosyal alarn bireylere sunduu bilgiye
ulama ve deerlendirmeye ynelik frsat eitlii ile bireylere her
zaman, her ortamda zgrce dncelerini aklama frsat
domaktadr. Bu durum demokratik katlm hakknn toplum
iinde en gzel biimde uygulanmasna olanak salamaktadr
(Kesen, 2013: 18-19). letiim sayesinde vatandalar, sorunlar ve
konular hakknda bilgi edinirler ve siyasal katlm iin yeni yollar
ve frsatlar elde ederler. Sosyal alar sayesinde topluluklar aras
iletiim artar. Birey, katlm iin gerekli altyapy (bilgi, dnce
vb.) oluturarak siyasal alanda daha fazla var olma abas iine
girer. Eer bu yaplara izin verilmezse yada bu iletiim bir ekilde
kesilirse, bireyler eitli alternatif ekillerde (boykot, protesto,
gsteri, v.b.) fikirlerini ifade etme ve siyasal sisteme katlm
yollar ararlar (Mcleod vd., 2010: 316-317), bu durum apolitik
olup siyasetle dorudan ilgilenmemeyi tercih eden insanlar da
siyasal olaylarn iinde olmaya motive eder. (Comunello ve
Anzera, 2012: 465). Bu balamda sz konusu kstlamalarn
dolayl bir politizasyona yol at ifade etmek mmkndr.

713

3. 2. Sosyal Alar ve Toplumsal Hareketler


Sosyal alarn gelimesi ile kullanclar, genelde genler
(2014 yl iin Trkiyede Facebook kullanclarnn %34 1824, %29,8i 25-34 ve %15,4 35-44 ya aralnda yer
almaktadr. Ayrca kullanclarn %63 erkek, %37si kadndr.
Daha
kapsaml
bilgi
in
bkz.,
http://www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey) toplu
katlm ieren hareketlerde, sosyal medyann siyasal katlm
asndan seslerini duyurup, bir araya gelebilmelerini salayan
bir ara olduunu kefetmilerdir. Ayrca bu siteler, ayn ama
uruna toplumda bilin oluturmaya, taraf kazanmaya ve
taraftarlarn bilgilendirmeye alan aktivistlerin iletiimini
salayarak, onlarn harekete gemesini salamaktadr
(Valenzuela vd., 2009: 879; Telli, 2012: 84; Korkmaz, 2011:
2147). Kamil bir demokraside semenlerin oylarnn gcnn ne
kadar nemli olduunu bilmeleri ve bunun farknda olmalar
beklenir. Bu farkndal oluturan medya ve sosyal alarn
nemi bu ekilde ortaya kmakta, bu araclar siyasal davranlar
ve semen tercihlerini etkilemektedir (Campus vd., 2008: 423424). Hatta bir gre gre sosyal alarn gc var olan gl
sistemleri deitirmede meclisteki siyasal partilerden de daha
gldr (Vergeer vd., 2013: 486). Sosyal paylam siteleri ok
sayda insann bir araya gelmesini salarken, zellikle Ortadou'
da yaanan gelimelerden sonra sistemi yeniden kurgulayan bir
medya olduu ne srlmektedir (Karagz, 2014: 132).
Siyasete ilgi duymayan genler, evrimii bu alar ile
iletiim kurduu arkadalar, akrabalar ve evrelerinden siyasal
konularda bilgi edinmekte ve bu onlarda siyasal ilgi
uyandrmaktadr. Sosyal alar siyasetten uzak kalm genlerin
bu boluu doldurmasna frsat vermektedir (Baumgartner ve
Morris, 2010: 25). Vatandalar geleneksel yollarla
katlamadklar siyasete; siyasi paylamlarda bulunarak, siyasi
gruplarn sayfasn takip ederek, ya da siyasileri takip edip
onlarla birebir iletiim kurmaya alarak siyasallamaktadrlar
(Bostanc, 2014: 96). Sosyal paylam sitelerinin en nemli
zelliklerinden olan kiileraras iletiimi salamalar, bireylerin
bir arada hareket etmesine imkn tanmalar, bireylerin sesini
dnyaya duyurabilmelerine olanak salamalarnn grld
olaylarn banda Arap Bahar ve Gezi Protestolar
gelmektedir.

714

Arap Bahar srasnda sosyal medya vastasyla iletiim


salanm ve kitleler bu ekilde harekete geirilmitir. Arap
Bahar boyunca sosyal medya, harekete taraftar salam,
gsterilerde yer almak istemeyen veya gsterilerde bulunmaktan
ekinen bireylerin etkilenmesiyle, kk gruplarn otokratik,
baskc rejimler iin dikkate almak durumunda kaldklar bir
siyasal denge unsuru haline gelmelerini salamtr (Szajkowski,
2011:420). Kimi aratrmaclara gre (Howard vd., 2011;
Szajkowski, 2011; Korkmaz, 2011) Arap Baharnda sosyal
alarn nemli bir etkisi sz konusu iken kimi aratrmaclara
gre (Comunello ve Anzera, 2012; Babacan v.d., 2011) ise sosyal
alarn Arap Baharnda dorudan bir etkisi bulunmamaktadr.
Tfekci ve Wilson almalarnda sosyal medyann
zellikle Facebook ve Twitter'n Msr'da ki gsterilerde nemli
bir rol oynadn belirtirler. Ayrca almada gsterilerde sosyal
medyay kullananlarn daha etkin olduu ve bu alandaa iletiimin
daha yksek olduu sonucuna varlmtr (Tufekci ve Wilson,
2012: 13). Tunus ve Msrda ki olaylar srasnda bir ulusal radyo
programcsnn Twitter hesabn analiz eden bir almada sosyal
alardaki bilgi aknn dier medya organlarna gre daha hzl
ve daha etkili olduu belirtilmitir (Hermida v.d., 2014: 479).
Tahrir Meydan'nda yaplan aratrmaya gre ise sosyal
medyann, Msr'daki gsterilerde baskn bir rol olmadn ama
gstericilerin iletiim kurmasnda ve motive olmasnda nemli
bir yeri olduu gzlemlenmitir (Wilson ve Dunn, 2011:1248).
Sosyal medyann Arap Baharnda anahtar bir rol olmadn
savunan dier bir gre gre sosyal medyay tek bana ele
almann yanl olduu, burada evrimd katlm da ele almann
gerektii sylenmektedir. Ayrca sosyal medyay dier medya
organlar ile bir btn halinde ele almak gerektii
vurgulanmaktadr (Comunello ve Anzera, 2012: 466). Eltantawy
ve Wiest sosyal medyann Arap dnyasndaki deiimde nemli
bir rol stlendii ile ilgili bir ikilemin olduunu ifade ederler;
ayrca gstericiler arasnda siyasal ve sosyal tartmalarn, gsteri
dzenlemelerin nceden de olduunu ancak sosyal medyann
aradaki iletiimi gelitirerek bunu hzlandrdn belirtirler.
Sosyal medya gstericilerin birbirleriyle, yurtdndaki insanlarla
iletiim kurmasna olanak tanm ve olaylarn hzla yaylmasna
ve dnya tarafndan duyulmasn salamtr (Eltantawy ve
Wiest, 2011: 1218). Bir dier almada, Arap Bahar ile ilgili

715

nemli bulgu elde edilmitir. lk olarak, sosyal medya siyasal


tartmalarn yapld bir merkez halini almtr. kinci olarak,
Arap Baharnn etkiledii lkelerde sosyal medyada en ok
tartlan konu toplumsal ve siyasal deiim hareketleri olmutur.
Son olarakta sosyal medya, demokrasi fikrinin yaylmasna
yardmc olmutur (Howard v.d., 2011: 2, 3)
Trkiyede yaanan Gezi protestolarnda ise, sosyal
alar ounluunu sosyal medyay kullanan genlerin
oluturduu bireylerin iletiiminde ve bu kullanclarn
mesajlarnn etkili bir biimde yaylmasnda kullanlmtr. Bu
durum; sosyal alar siyasal motivasyonlar ile kullanan bireylerin
kendileri gibi dnen insanlarla bir araya gelerek
oluturacaklar kamuoyunun etkili bir bask gc olabileceini
gstermitir. Bylelikle siyasetten uzak bireylerinde seslerini
duyurmak iin sz konusu bu siyasal mecra iinde bulunarak,
etkin bir siyasal katlm gerekletirdikleri gzlemlenmitir
(Demirta v.d., 2014: 154,155; Acar, 2013: 215).
Zuniga vd. sosyal alarn bilgi ve haber kaynakl
kullanmnn evrimii ve evrimd siyasal katlma etkisini
incelemi, almada bamsz deikeni sosyal alar
olutururken, baml deikenler ise evrimii ve evrimd
siyasal katlmdr. alma sonucunda sosyal alarn bilgi ve
haber kaynakl kullanlmas ile evrimii ve evrimd siyasal
katlm arasnda anlaml ve pozitif bir iliki bulunmutur. Ayrca
kontrol deikenleri olan siyasal yeterlilik, haber medyas
kullanm ve siyasal tartma alarnn nitelii de evrimii
siyasal katlma olumlu ynde katkda bulunmaktadr (Zuniga
vd., 2012 : 323-326). Sosyal alardan siyasal bilgi edinen dk
statdeki bireyler, siyasal katlm konusunda siyasi konularda
iletiim kurmayanlara gre daha fazla katlm salamaktadr,
ancak siyasal katlm dzeyinin yksek statde ki bireyler de
dk olduu grlmektedir (McClurg, 2003: 19,20). Zhang vd.
siyasal deikenlerin, sosyal alara gvenin ve kiileraras
siyasal iletiim ile sivil katlm, siyasal katlm ve hkmete olan
gven arasndaki ilikiyi incelemi; baml deiken olarak sivil
katlm, siyasal katlm ve hkmete olan gveni ele alm, ana
bamsz deiken olarak da sosyal alara gven ve kiileraras
tartmay kontrol deikenleri olarak da ya, rk, cinsiyet ve
eitim dzeyi ile birlikte siyasal yeterlilik, siyasal ideoloji ve
siyasal ilgi konularn kullanmtr (Zhang vd., 2009: 83-84).

716

almann sosyal a boyutunda, sosyal alara gven duygusu ile


sivil katlm arasnda bir iliki ortaya km ancak siyasal katlm
veya hkmete gven dzeyi arasnda anlaml bir iliki
kmamtr (Zhang vd., 2009: 86-87).
niversite rencileri zerine yaplan bir almada
Facebook kullanm skl ile rencilerin yaam memnuniyeti,
sosyal gven, sivil katlm ve siyasal katlm arasnda olumlu bir
iliki bulunmutur. Ayrca almada Facebookun genleri
demokratik katlmdan uzaklatrdn savunan endielerinin
gereksiz olduu vurgulanmtr (Valenzuela vd., 2009: 875).
Bireylere seim srecinde bilgi salayan faktrlerden olan
televizyon ile sosyal alar talyada ki 2006 seim srecinde
analiz eden bir almada, siyasal tartmalarn yaand bu
alardaki parti yandalarnn younluunun oy verme zerinde
nemli bir etkisi olduunu ortaya konmutur. Parti yandalarnn
homojen bir biimde dald alarda yer alan bireyler,
yandalarn heterojen dald alardaki bireylerden siyasi
olarak daha fazla etkilendii, heterojen alara bal olan
bireylerin sabit bir siyasi gr olmad almada elde edilen
dier bulgulardr. almann asl vurgusu ise kiileraras siyasal
iletiimin kiilerin tercihlerinde nemli bir etkiye sahip
olduudur (Campus vd. 2008: 423). Ikeda ve Richey sosyal
alarn siyasal katlma etkisini inceledii almada, sosyal
alarla siyasal katlm arasnda ok gl bir iliki bulmutur
(Ikeda ve Richey, 2005: 240). Bununla birlikte, Hoffman ve Leon
sosyal alarn oy verme zerine olan etkisini tanmlamann zor
olduunu, yaptklar aratrmada bireylerin sadece %28inin
sosyal alar araclyla iletiim kurduu yakn evresiyle ayn
partiye oy verdiini ortaya koymulardr. almada bireylerin
yakn evrelerinin onlarn siyasi seimlerinde gl bir etkisinin
olmad ortaya koyulmutur (2011: 7, 9).
SONU
Gelien ve daima yenilenen sosyal alar, ksa srede
insanlarn byk bir ksmnn ilgi gsterdii sosyal paylam
platformlar halini aldlar. Bireylerin arasnda sosyal, siyasal
iletiimi salayan bu alar, insanlar ve yneten-ynetilen
arasnda karlkl etkileimin yolunu amtr. Yine bu yeni
paylam platformlar, bireylerin iinde yaadklar dnyada

717

mikro ve makro lekte siyasal kltrn elerini renmelerine


ve bu elerinin tarifine, yaanmasna, olumasna ynelik
fikirlerini duyurabilmelerine imkn tanmtr. Siyasal katlma
etkisi boyutuyla, sosyal alar kiilerin birbirleriyle daha rahat
iletiim kurmasna, siyasal veya toplumsal hareketlerde daha
hzl mobilize olmasna olanak tanmaktadr. Ayn zengin/eitli
bilgi paylam bireylere olaylara ok boyutlu yaklaabilme yetisi
kazandrmaktadr.
Sosyal alarn siyasal katlma etkisi zerine yaplan
almalar incelendiinde iki deiken arasndaki ilikinin
nitelii zerine net bir deer yargsnda bulunmak olduka
gtr. Bu alanda yaplan uygulamal almalardan bir ksm
olumlu bir korelsyonun olduunu gsterirken, bir ksm tersine
iki deiken arasnda anlaml bir ilikinin sz konusu olmadn
ifade etmektedir. Bireylerde, kendilerinin fark edilmedikleri,
seslerini duyuramadklar fikrinin hkim olmas halinde, siyasete
olan gvenin azalmas ve olaan katlm yollar ile siyasal sistem
zerinde etkili olma imknlarnn sorgulanmas gibi, demokratik
sistemin salkl ilemesi adna risk oluturacak bir durumun
ortaya kmas sz konusu olabilir. Bu yn itibari ile yasal
ereve gz nne alnmak kaydyla, bu alar demokratik bir
ekilde bireylerin siyasal sistemi merulatrmasna ve ona
katlarak onu etkilemesine olanak tanr.
Sonu olarak, yneten-ynetilen ilikisinin, effaf,
karlkl gvene dayand, bireylerin siyasal sisteme aidiyet
duygularnn tesis edildii bir siyasal kltrn inaasnda,
bireyde siyasal olaylarn ekillenmesi zerinde etkili olduu
kanaatinin yaygnlamasnda, salkl, hr siyasal bilgi
ediniminde, bu bilgi ile siyasal tutumlarn oluturulmasnda ve
en nemlisi bu tutumlarn davrana dntrlmesi noktasnda;
sosyal alarn yadsnamaz bir rol olduunu ifade etmek
mmkndr.

718

KAYNAKA
ACAR, N.O., (2013), zgrlk Alan Olarak Sunulan Sosyal
Medya ve Taksim Gezi Park Eylemleri, Akdeniz
niversitesi letiim Fakltesi Dergisi, Say: 20, ss. 202217.
AKBA, Z., (2012), Ortadou'da Deiim Sreci ve Trk D
Politikas , nn BF Akademik Yaklamlar Dergisi,
3(1): ss. 51-73.
ALLPORT, G. W., (1935), Attitudes iinde (Ed.) ALLEE
W.C., MURCHISON,C., vd., A Handbook Of Social
Psychology, Worcester, Mass., Clark University Press.
ARONSON, E., WILSON, T.D., AKERT, R.M, (2007), Social
Psychology, Pearson Education, New Jersey.
BABACAN, M.E., HALAK, ., HRA, ., (2011), Sosyal
Medya ve Arap Bahar, Akademik ncelemeler
Dergisi, 6(2): ss. 63-92.
BAUMGARTNER, J. C., MORRIS, J. S., (2010), MyFaceTube
Politics Social Networking Web Sites and Political
Engagement of Young Adults, Social Science
Computer Review, 28(1): pp. 24-44.
BOHNER, G., (2001), Attitudes, iinde (Ed.) HEWSTONE,
M. Ve STROEBE, W., Introduction to Social
Psychology, Blackwell Publishing.
BOSTANCI, M., (2014), Siyasal letiim 2.0, Erciyes letiim
Dergisi Akademia, 3(3): ss. 84-96.
BOYD D.M., ELLISON, N. B., (2007), Social Network Sites:
Definition, History and Scholarship, Journal of
Computer Mediated Communication, 13(1): pp. 210230.
BROWN, R., (2009), Public Relations and the Social Web: How
to Use Social Media and Web 2,0 in Communications,
Kogan Page Publishers.
CAMPUS, D., PASQUINO G., VACCARI, C., (2008), Social
Networks, Political Discussion, and Voting in Italy: A

719

Study of the 2006 Election, Political Communication,


25(4): pp. 423-444.
COMUNELLO, F., ANZERA, G., (2012), Will The Revolution
Be Tweeted? A Conceptual Framework For
Understanding The Social Media and the Arab Spring,
Islam and ChristianMuslim Relations, 23(4): pp. 453470.
DELAMATER, J. D., MYERS, D. J., (2007), Social Psychology,
6th Ed., Thomson Higher Education, Belmont, CA.
DEMRTA, M., ONGAR, R. A., MENG, M., (2014), Rising
Voice of Silent Public: Social Media, Asian Journal of
Social Sciences & Humanities, Vol, 3(1): pp. 140-157.
DURAN, B., ARDI, N., (2014), Arap Bahar, iinde (Ed.)
Karda, ., Balc, A., Uluslaras likilere Giri, Kre
Yaynlar, stanbul. ss. 456-465.
ELLISON, N. B., STEINFIELD, C., LAMPE, C., (2007), The
Benefits of Facebook Friends: Social Capital and
College Students Use of Online Social Network Sites,
Journal of Computer Mediated Communication,
12(4): pp. 1143-1168.
ELTANTAWY, N., WIEST, J.B., (2011), Social Media in the
Egyptian Revolution: Reconsidering Resource
Mobilization Theory, International Journal of
Communication, 5, pp. 12481272.
ESER, H. B., (2013), Siyasal Bilgi Edinme Amac ile nternetin
Kullanm, Siyasal Yeterlilik, lgi ve Katlm likisi
zerine Bir Aratrma, Electronic Turkish Studies,
8(8): ss. 1873-1893.
FACEBOOK,
(2014),
https://www.facebook.com/facebook/info, 05.05.2014.
FREEDMAN, J.L., SEARS, D.O., CARLSMITH J.M., (1993),
Sosyal Psikoloji, (ev.) DNMEZ, A., mge Kitabevi,
Ankara.
GENEL, M.G., (2012), Siyasal letiim Kampanyalarnda
Sosyal Medyann Kullanm (12 Haziran 2011 Seimleri
Twitter rnei ), The Turkish Online Journal of

720

Design, Art and Communication TOJDAC, 2(4): ss.


23-31.
GNDZ, U., PEMBECOLU, N., (2014), The Role Of
Social Media in The Sharing and Delivery of
Authoritative And Governmental Issues, European
Journal of Research on Education, Special Issue:
Contemporary Studies in Social Science, ss. 24-40.
HERMIDA, A. , LEWIS S. C., ZAMITH R., (2014), Sourcing
the Arab Spring: A Case Study of Andy Carvins
Sources on Twitter During the Tunisian and Egyptian
Revolutions,
Journal
of
Computer-Mediated
Communication, 19(3): pp. 479-499.
HOFFMAN, M., LEON, G., (2011), Social Networks and
Voting, Working Paper #11-08, October 2011, NET
Institute, ss. 1-16.
HOWARD, P. N., DUFFY, A., FREELON, D., HUSSAIN, M.,
MARI, W., MAZAID, M., (2011), Opening Closed
Regimes: What Was The Role of Social Media During
The Arab Spring?, Working Paper, 2011,1,
www.pITPI.org, ss. 1-30.
IKEDA, K. I., RICHEY, S. E., (2005), Japanese Network
Capital: The Impact of Social Networks on Japanese
Political Participation, Political Behavior, 27(3): pp.
239-260.
KAITIBAI, ., (2013), Gnmzde nsan ve nsanlar,
Evrim Yaynlar, stanbul.
KALENDER, A., (1999), Mesaj Stratejilerinin Planlanmasnda
Siyasal Tutum ve Motivasyon lmlerinin nemi,
Seluk letiim, 1(1): ss. 91-98.
KARAGZ, K., (2014), Yeni Medya anda Dnen
Toplumsal Hareketler ve Dijital Aktivizm Hareketleri,
letiim ve Diplomasi, 1(1): ss. 131-157.
KESEN, M., (2013), Sosyal Medya Etkisi ve Gezi Park,
darecinin Sesi, Mays- Haziran 2013: ss. 16-21.
KILALI, A. T., (1996), Siyaset Bilimi, mge Kitabevi, 5.Bask,
Ankara.

721

KORKMAZ, A., (2011), Arap Bahar Srecinde nternet ve


Sosyal Medyann Rol, International Symposium on
Language and Communication: Research Trends and
Challenges
(ISLC),
http://www.
inlcs.
org/online/Book14. pdf, ss. 2147- 2298
KK. S., TEKEREK, M., (2012), Sokak Siyasetinden Sosyal
Alara Yeni Aktivizm: Arap Bahar Deneyimi, II.
Blgesel Sorunlar Ve Trkiye Sempozyumu, ss. 59-65.
MCCLURG, S. D., (2003), Social Networks and Political
Participation: The Role of Social Interaction in
Explaining Political Participation, Political Research
Quarterly, 56(4): pp. 449-464.
MCLEOD, J. M., DIETRAM A., SCHEUFELE MOY, P.,
(2010),
Community, Communication, and
Participation: The Role of Mass Media and
Interpersonal
Discussion
in
Local
Political
Participation, Political Communication, 16(3): pp.
315-336.
NIE, N., VERBA, S., CONVERSE, P.E., (1989), Siyasal
Katlma, Kamuoyu ve Oy Verme Davran, (ev.)
TURAN, . ve KARAMUSTAFAOLU, T., Siyasi
limler Trk Dernei Yaynlar, Ankara.
SAJITHRA, K., PATIL, R., (2013), Social Media History and
Components, IOSR Journal of Business and
Management, 7(1): pp. 69-74.
SHIRKY, C., (2011), The Political Power of Social Media
Technology, the Public Sphere, and Political Change,
http://www.foreignaffairs.com/articles/67038/clayshirky/the-political-power-of-social-media, 05.05.2014.
SZAJKOWSKI, B., (2011), Social Media Tools And The Arab
Revolts, Alternative Politics, 3(3): pp. 420-432.
TELL, A., (2012), Msr Devrimi'nde Sosyal Medyann Rol,
Bilge Strateji, 4(7): ss. 76-105.
TFEKC, Z., WILSON, C., (2012), Social Media and the
Decision to Participate in Political Protest: Observations
From Tahrir Square, Journal of Communication, 62(2):
pp. 1-18.

722

TWITTER, (2014),
05.05.2014.

https://about.twitter.com/tr/milestones,

VALENZUELA, S., PARK, N., KEE, K. F., (2009), Is There


Social Capital in a Social Network Site? Facebook Use
and College Students' Life Satisfaction, Trust, and
Participation,
Journal
of
Computer-Mediated
Communication, 14(4): pp. 875-901.
VERGEER, M., HERMANS, L., SAMS, S., (2013), Online
Social Networks and Micro-Blogging in Political
Campaigning, The Exploration of a New Campaign
Tool and a New Campaign Style, Party Politics, 19(3):
pp. 477-501.
WILSON, C., DUNN, A., (2011), Digital Media in the Egyptian
Revolution: Descriptive Analysis from the Tahrir Data
Sets, International Journal of Communication, 5: pp.
12481272.
YOUTUBE,
(2014),
,05.05.2014.
__________,
(2014),
,05.05.2014.

http://www.youtube.com/yt/about/tr/
http://www.youtube.com/yt/press/

ZHANG, W., JOHNSON, T. J., SELTZER, T., BICHARD, S.


L., (2009), The Revolution Will Be Networked, The
Influence of Social Networking Sites on Political
Attitudes and Behavior, Social Science Computer
Review, 28(1): pp. 75-92.
ZUNIGA, G.D.H., JUNG, N., VALENZUELA, S., (2012),
Social Media Use for News and Individuals' Social
Capital, Civic Engagement and Political Participation,
Journal of Computer-Mediated Communication, 17(3):
pp. 319-336.
http://www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey

723

724

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Bekir PARLAK
arkla Belediyesinin almalar Hakknda: Vatandalarn
Memnuniyet Tespiti Aratrmas
. Gr. Abdulkadir YKSEL
. Gr. mer Cenap ZDEMR
Ahmet MANKARA
Srdrlebilir Kalknma Srecinde Yerel Ynetimlerin Katklar
ve Hizmet Sunumunda Sorumluluklar
Do. Dr. Ramazan ARMAAN
Necan AYDIN
Trkiyede 6360 Sayl Bykehir Belediye Kanununun
Getirdii Yeni Mali Dzenlemeler
Yrd. Do. Dr. Ceyda ATAF
Dr. Driye TOPRAK
Ar. Gr. Serdar YAY
Kentlerin ve Blgelerin Kalknmasnda Yeni Bir Yntem:
Ynetiim
. Gr. Zian Korkmaz ZCAN
Halef ZDEMR
Kentsel Dnmle Yoksunluu Azaltmaya Pozitif Katk:
Roman Mahalleleri rnei
Do. Dr. Duygu GKCE

725

726

ARKILA BELEDYESNN ALIMALARI


HAKKINDA, VATANDALARIN MEMNUNYET
TESPT ARATIRMASI
r. Gr. Abdulkadir YKSEL
r. Gr. mer Cenap ZDEMR
Ahmet MANKARA
ZET
5393 Sayl Belediye Kanunu ile belediyelerin ama,
kapsam ve tanmlar yaplarak; grev ve ykmllkleri,
yetkileri ve imtiyazlar, tekilat yaps ve organlar, denetimleri,
mali ykmllkleri, bteleri, gelir ve giderleri, borlanma ve
iktisadi giriimleri ve sosyal sorumluluklar yeniden
dzenlenmitir. Belediyeler; imar, su ve kanalizasyon, ulam,
kentsel alt yap, evre ve evre sal, temizlik ve kat atk,
zabta, itfaiye, acil yardm, kurtarma ve ambulans, ehir ii
trafik, defin mezarlklar, aalandrma, park ve yeil alanlar,
konut, kltr ve sanat, turizm ve tantm, genlik ve spor, sosyal
hizmetler ve yardmlar, evlendirme, meslek ve beceri
kazandrma, ekonomi ve ticaretin gelitirilmesi hizmetlerini
yapar veya yaptrr. eklinde, grev ve hizmet alanlar
tanmlanmtr. Srekli deien ihtiyalara paralel olarak,
insanlarn yerel ynetimlerden beklentileri de artmtr. Buna
bal olarak yeni saylabilecek bu belediyeler kanunu ile birlikte,
vatandalarn daha kaliteli ve verimli hizmet almalarn salamak
ve beklentilerini karlamak, daha iyi yaanabilir ehirler
oluturmak, toplumsal huzur ve refah amacyla lkemizdeki
btn belediyelere yeni grev ve sorumluluklar yklenmitir.
Yaplan bu almayla, belediye hizmetlerinden
yararlanan vatandalara anket yaplarak, belediyelerin grev ve
sorumluluklarnn yeniden ele alnd kanun erevesinde; Sivas
ili arkla le Belediyesince, 2009 2013 yllar arasndaki
dnemde yaplm olan almalardan vatandalarn memnuniyet
derecesini lmek, yaplan projelerin ile halk nezdinde beeni

Cumhuriyet niversitesi, abdulkadiryuksel@cumhuriyet.edu.tr


Ardahan niversitesi, omercenapozdemir@ardahan.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi, ahmetmankara@windowslive.com

727

orann belirlemek, ile de yaayan vatandalarn belediye


almalarndan nasl haberdar olduunu renmek ve arkla
halknn belediye hizmetlerinden beklentilerinin tespit edilmesi
amalanmtr. Anket almas ile toplanan verilerin analizi,
SPSS (Statistical Package Fort The Social Sciences)
programndan faydalanlarak yaplmtr.
Anket sonucunda toplanan veriler nda yaplan
deerlendirmeyle, arkla Belediyesinin sonraki dnemlerde
ile halkna daha kaliteli ve verimli hizmetler verebilmesi iin,
yaplan almann kaynak olaca dnlmektedir (JEL Kodu:
C93, H54, H75).
Anahtar Kelimeler: Yerel Ynetimler, Belediye,
Belediye Kanunu, arkla.
ABOUT ARKILA MUNICIPALITY STUDIES,
CITIZENS SATISFACTION SURVEY DETECTION
ABSTRACT
"5393 the Municipal Law" the municipal purpose, scope
and definitions performing their duties and responsibilities,
powers and privileges, organizational structure and organs,
audits, financial obligations, budgets, revenues and expenditures,
debt and economic initiatives and social responsibility are
rearranged." Municipalities, zoning, water and sewer,
transportation, urban infrastructure, environment and
environmental health, sanitation and solid waste, police,
firefighters, emergency medical care, rescue and ambulance, city
traffic, burial cemeteries, plantations, parks and green spaces,
housing, arts and culture, tourism and promotion, youth and
sports, social services and benefits, marriages, professions and
skills, economy and trade development services or have it is."
shaped, duty and service areas have been identified. In parallel to
the constantly changing needs of the people has also increased
expectations of local government. Due to this relatively new
addition to the municipal law, with citizens more quality and
efficient service enables students to meet the expectations of a
better livable cities create social peace and prosperity of the
country to all of our municipalities new duties and
responsibilities have been loaded.

728

Made in this work, the municipality utilizing the


services to citizens applying questionnaire, municipal duties and
responsibilities re-discussed under the Law; Sivas province
Sarkisla District Municipality, 2009 - 2013 years in the period
between studies that are conducted from the citizens' satisfaction
to measure the degree, the projects the county people in the eyes
of the appreciation rate to determine how the district will be
notified of the citizens of the municipality is working to learn and
municipal services Sarkisla expectations of the people it is
intended to be detected. The survey collected data with SPSS
(Statistical Package for Social Sciences Fort The) benefiting
from the program are made.
Made in light of the data collected in the survey results,
the evaluation and subsequent period of the Municipality of
Sarkisla more quality and efficient services to the people in the
county to offer is considered to be the source of the work done
(JEL Codes: C93, H54, H75)
Keywords: Local
Municipal Law, arkla.

Governments,

Municipalities,

1. GIRI
Yerel ynetim kurulular iinde en nemli yere sahip
olan Belediyeleri; mcavir alan snrlar ierisinde yaayan
insanlarn, mahalli ve toplumsal ihtiyalarnn karlanmas
amacyla karar organlar halk tarafndan seilen, kamu
kurumlardr.
2009 ylnda yaplan yerel seimlerde Byk Birlik
Partisinden arkla Belediye Bakan Aday olan ve seilen
Kasm GLTEKNnin yapt hizmetler baz alnarak bu
alma yaplmtr. Anket verilerine dayanlarak, 2009-2013
yllar arasndaki dnemde yaplm olan almalardan
vatandalarn memnuniyet derecesini lmek, yaplan projelerin
ile halk nezdinde beeni orann belirlemek, ile de yaayan
vatandalarn belediye almalarndan nasl haberdar olduunu
renmek ve arkla halknn belediye hizmetlerinden
beklentilerinin tespit edilmesi amalanmtr. Bu aratrmalarn
yan sra yerel seimlerde oy kullanlrken partizanlk unsuru ile

729

hizmet unsurunun
incelenmitir.

birbiri

arasndaki

alternatiflii

de

1.1. Belediye
Belediye, Fransada Municipalite, ngilterede
Municipality ve eski terim olarak da ehremaneti olarak
kullanlan bir kavramdr. Bugnk anlam ile belediye, Kent
nitelii tayan bir yerleim yerinde yaayanlarn, ortak yerel
gereksinimlerini karlamakla grevli kamu tzel kiiliine sahip
ve karar organlar halk tarafndan seimle oluturulmu, yerel
ynetim birimi (Bozkurt ve Ergun, 2008:31) olarak ifade
edilmektedir.
Modern
belediyecilik
asndan
bakldnda;
belediyenin varl iin, yerleik bir topluluk veya kent/ehir
topluluu olmal, belediye merkezi ynetimden ayr bir ynetim
rgt olarak deerlendirilmelidir (Uyar, 2004:1).
5393 sayl Belediye Kanununda yer alan tanma gre
ise Belediye; Belde sakinlerinin mahalli mterek nitelikli
ihtiyalarn karlamak zere kurulan ve karar organ semenler
tarafndan seilerek oluturulan idari ve mali zerklie sahip bir
kamu tzel kiisidir (5393 Sayl Belediye Kanunu).
1.2. Belediyelerin Grev ve Sorumluluklar
5393 Sayl Belediye Kanunu ile birlikte birok yeni
dzenlemede yrrle girmitir. Belediyeler, yeni kanunla
gayrishhi iyerlerini, elence yerlerini, halk salna ve
evreye etkisi olan iyerlerini kentin belirli blgelerinde
toplayabilme, nfusu 50.000i geen belediyeler ocuk ve kadn
koruma evi aabilme gibi haklara (5393 Sayl Belediye
Kanunu) sahip oldular.
Belediyenin karar organ, seilmi yelerden oluan
meclis olup, belediye bakannn hukuka aykr olduu gerekesi
ile iade ettii kararlar salt ounlukla yeniden kabul edilirse
kesinleir hkm getirilmitir. Belediye bakanlarna, grevde
olduklar sre boyunca siyasi partilerin ve profesyonel spor
kulplerinin ynetim organlarna girme yasa getirilmitir (nci,
2007:83).

730

5393 Sayl Belediye Kanunun 14. maddesinde


Belediyelerin grev ve sorumluluklar bal altnda u
hkmler yer almaktadr.
Belediye, mahalli mterek nitelikte olmak artyla;
- mar, su ve kanalizasyon, ulam gibi kentsel alt yap,
- Corafi ve kent bilgi sistemleri; cevre ve cevre sal,
temizlik ve kat atk,
- Zabta, itfaiye, acil yardm, kurtarma ve ambulans,
ehir ii trafik,
- Defin ve mezarlklar,
- Aalandrma, park ve yeil alanlar,
- Konut, kltr ve sanat, turizm ve tantm, genlik ve
spor,
- Sosyal hizmet ve yardm, nikh,
- Meslek ve beceri kazandrma, ekonomi ve ticaretin
gelitirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptrr.
- Nfusu 50.000'i gecen belediyeler, kadnlar ve
ocuklar iin koruma evleri aar (5393 Sayl Belediye Kanunu
14/a madde).
Yukarda saylan bu grevleri yapan ya da yaptran
belediyeler ayrca u grevleri de yapabilir ya da yaptrabilir
(5393 Sayl Belediye Kanunu, 14. madde):
- Okul ncesi eitim kurumlar aabilir.
- Devlete ait her derecedeki okul binalarnn inaat ile
bakm ve onarmn yapabilir veya yaptrabilir, her trl ara,
gere ve malzeme ihtiyalarn karlayabilir,
- Salkla ilgili her turlu tesisi aabilir ve iletebilir;
kltr ve tabiat varlklar ile tarihi dokunun ve kent tarihi
bakmndan nem tayan meknlarn ve ilevlerinin
korunmasn salayabilir; bu amala bakm ve onarmn
yapabilir, korunmas mmkn olmayanlar aslna uygun olarak
yeniden ina edebilir.
- Gerektiinde, rencilere, amatr spor kulplerine
malzeme verir ve gerekli destei salar, her trl amatr spor

731

karlamalar dzenler, yurt ii ve yurt d msabakalarda stn


baar gsteren veya derece alan sporculara belediye meclisi
kararyla dl verebilir.
- Gda bankacl yapabilir.
- Belediye, kanunlarla baka bir kamu kurum ve
kurulusuna verilmeyen mahalli mterek nitelikteki dier grev
ve hizmetleri de yapar veya yaptrr.
- Hizmetlerin yerine getirilmesinde ncelik sras,
belediyenin mali durumu ve hizmetin ivedilii dikkate alnarak
belirlenir.
- Belediye hizmetleri, vatandalara en yakn yerlerde ve
en uygun yntemlerle sunulur. Hizmet sunumunda zrl, yal,
dkn ve dar gelirlilerin durumuna uygun yntemler uygulanr.
- Belediyenin grev, sorumluluk ve yetki alan belediye
snrlarn kapsar.
- Belediye meclisinin karar ile mcavir alanlara da
belediye hizmetleri gtrlebilir.
- 4562 sayl Organize Sanayi Blgeleri Kanunu
hkmleri sakldr (5393 Sayl Kanun, 14/b madde).
Belediye kanununun 15. maddesinde Belediyelerin
yetkileri ve imtiyazlar bal altnda yer alan maddeler ise
unlardr (5393 Sayl Belediye Kanunu 15. madde):
- Belde sakinlerinin mahalli mterek nitelikteki
ihtiyalarn karlamak amacyla her trl faaliyet ve giriimde
bulunmak,
- Kanunlarn belediyeye verdii yetki erevesinde
ynetmelik karmak, belediye yasaklar koymak ve uygulamak,
kanunlarda belirtilen cezalar vermek,
- Gerek ve tzel kiilerin faaliyetleri ile ilgili olarak
kanunlarda belirtilen izin veya ruhsat vermek,
- zel kanunlar gereince belediyeye ait vergi, resim,
har, katk ve katlma paylarnn tarh, tahakkuk ve tahsilini
yapmak; vergi, resim ve har dndaki zel hukuk hkmlerine
gre tahsili gereken doal gaz, su, atk su ve hizmet karl
alacaklarn tahsilini yapmak veya yaptrmak,

732

- Mktesep haklar sakl kalmak zere; ime, kullanma


ve endstri suyu salamak; atk su ve yamur suyunun
uzaklatrlmasn salamak; bunlar iin gerekli tesisleri kurmak,
kurdurmak, iletmek ve ilettirmek; kaynak sularn iletmek
veya ilettirmek,
- Toplu tama yapmak; bu amala otobs, deniz ve su
ulam aralar, tnel, rayl sistem dahil her trl toplu tama
sistemlerini kurmak, kurdurmak, iletmek ve ilettirmek,
- Kat atklarn toplanmas, tanmas, ayrtrlmas,
geri kazanm, ortadan kaldrlmas ve depolanmas ile ilgili
btn hizmetleri yapmak ve yaptrmak,
- Mahalli mterek nitelikteki hizmetlerin yerine
getirilmesi amacyla, belediye ve mcavir alan snrlar ierisinde
tanmaz almak, kamulatrmak, satmak, kiralamak veya kiraya
vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar zerinde snrl ayni
hak tesis etmek,
- Bor almak, ba kabul etmek,
- Toptanc ve perakendeci halleri, otobs terminali, fuar
alan, mezbaha, ilgili mevzuata gre yat liman ve iskele kurmak,
kurdurmak, iletmek, ilettirmek veya bu yerlerin gerek ve tzel
kiilerce almasna izin vermek,
- Vergi, resim ve harlar dnda kalan dava konusu
uyumazlklarn anlamayla tasfiyesine karar vermek.
- Gayrishhi messeseler ile umuma ak istirahat ve
elence yerlerini ruhsatlandrmak ve denetlemek.
- Belde de ekonomi ve ticaretin gelitirilmesi ve kayt
altna alnmas amacyla izinsiz sat yapan seyyar satclar
faaliyetten men etmek, izinsiz sat yapan seyyar satclarn
faaliyetten men edilmesi sonucu, cezas denmeyerek iki gn
iinde geri alnmayan gda maddelerini gda bankalarna, cezas
denmeyerek otuz gn iinde geri alnmayan gda d mallar
yoksullara vermek,
- Reklam panolar ve tantc tabelalar konusunda
standartlar getirmek,
- Gayrishhi iyerlerini, elence yerlerini, halk salna
ve evreye etkisi olan dier iyerlerini kentin belirli yerlerinde

733

toplamak; hafriyat topra ve moloz dkm alanlarn;


svlatrlm petrol gaz (LPG) depolama sahalarn; inaat
malzemeleri, odun, kmr ve hurda depolama alanlar ve sat
yerlerini belirlemek; bu alan ve yerler ile tamalarda evre
kirlilii olumamas iin gereken tedbirleri almak,
- Kara, deniz, su ve demiryolu zerinde iletilen her
trl servis ve toplu tasma aralar ile taksi saylarn, bilet cret
ve tarifelerini, zaman ve gzergahlarn belirlemek; durak yerleri
ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler
zerinde ara park yerlerini tespit etmek ve iletmek, ilettirmek
veya kiraya vermek; kanunlarn belediyelere verdii trafik
dzenlemesinin gerektirdii btn ileri yrtmek,
Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri
Dantayn gr ve ileri Bakanlnn kararyla sresi krk
dokuz yl gememek zere imtiyaz yoluyla devredebilir; toplu
tama hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluturmayacak ekilde
ruhsat vermek suretiyle yerine getirebilecei gibi toplu tama
hatlarn kiraya verme veya 67nci maddedeki esaslara gre
hizmet satn alma yoluyla yerine getirebilir. l snrlar iinde
bykehir belediyeleri, belediye ve mcavir alan snrlar iinde
il belediyeleri ile nfusu 10.000'i geen belediyeler, meclis
kararyla; turizm, salk, sanayi ve ticaret yatrmlarnn ve
eitim kurumlarnn su, termal su, kanalizasyon, doalgaz, yol ve
aydnlatma gibi alt yap almalarn faiz almakszn on yla
kadar geri demeli veya cretsiz olarak yapabilir veya
yaptrabilir, bunun karlnda yaplan tesislere ortak olabilir,
salk, eitim, sosyal hizmet ve turizmi gelitirecek projelere
ileri Bakanlnn onay ile cretsiz veya dk bir bedelle
amac dnda kullanlmamak kaydyla arsa tahsis edebilir,
Belediye, belde sakinlerinin belediye hizmetleriyle ilgili gr ve
dncelerini tespit etmek amacyla kamuoyu yoklamas ve
aratrmas yapabilir. (5393 Sayl Kanun, madde 15).
1.3. arkla Belediyesi
arklaya yerlemek amacyla gelen Trklerin ne
zaman geldikleri bilinmemekle birlikte, ehrin ad 19. yzyl
Osmanl kaynaklarnda Tenos olarak gemekte olup, ile
oluncaya kadar Gedik ad verilen imtiyazl nahiye mdrleri
tarafndan ynetilmitir.

734

1867 Vilayet Nizamnamesine gre Sivas Merkez


Sancana bal Tenos ismiyle kaza (ile) durumuna getirilen
arklada 1873 ylnda belediye tekilat kurulmutur. 1.870
Sivas Vilayeti Salnamesine gre ehirde; 10.059 Mslman,
1.713 Hristiyan olmak zere 11.772 kiinin yaad
belirtilmektedir. arkla lesi, Anadolu Blgesinin ortalama
ykseltisi en fazla ve engebesi en kuvvetli blm olan Yukar
Kzlrmak Blm snrlar ierisinde, Sivas ilinin
gneybatsnda yer almaktadr. dari bakmdan Sivasa bal olan
arklann, il merkezine olan uzakl 81 km kadardr.
Yzlm 2.250 km2 olup, denizden ykseklii 1.180 metredir.
arkla merkez nfusu son verilere gre 21.181 olarak
belirlenmitir. Belediye snrlar ierisinde 12 mahalle
bulunmaktadr (http://sarkisla.bel.tr/tarihi.asp).
2. ARATIRMANIN KAPSAMI VE RNEKLEM
Aratrmann kapsam Sivas ilinin arkla ilesi
belediye snrlardr. le Seim Mdrlnden alnan verilere
dayanlarak; 2009 ylnda belediye seimlerinde semen olan
13.569 kii aratrmann evrenini oluturmaktadr. Aratrmann
rneklem bykln ise % 98 gven aral ile 693
oluturmaktadr. Alan aratrmas 18-19-20 Kasm 2013
tarihlerinde yaplmtr. arkla belediye snrlar ierisindeki 12
mahallenin nfus younluuna gre tabakalatrlarak
uygulanmtr.
2.1. Aratrmann Bulgular
Veri toplama aracmz, 24 sorudan olumaktadr.
Sorularmz arasnda katlmclarn cinsiyet, eitim, meslek gibi
demografik bilgileri alnarak; belediye bakan memnuniyeti,
belediye almalar memnuniyeti, projelerin beeni durumu ve
semen davranlarnn llmesi amalanmtr.
2.1.1. Cinsiyet Durumu
Ankete toplam 693 kii katlm olup, katlmclarn%
41,7si kadn (289 kii), % 58,3 ise erkektir (404 kii).
Tablo 1: Cinsiyet
Cinsiyet

Frekans

735

Yzde

Kadn

289

41,7

Erkek

404

58,3

Toplam

693

100,0

2.1.2. Ya Durumu
Katlmclarn; % 16,9u 18-24 ya aras, % 21,1i 2534 ya aras, % 26,4 35 44 ya aras, % 19,5i 45-54 ya
arasnda yer alrken, ankete katlanlarn %16,2si 55 ya ve
stndedir.
Tablo 2: Ya
Ya

Frekans

Yzde

18-24 Ya Aras

117

16,9

25-34 Ya Aras

146

21,1

35-44 Ya Aras

183

26,3

45-54 Ya Aras

135

19,5

55 ve Ya zeri

112

16,2

Toplam

693

100,0

2.1.3. Eitim Durumu


Ankete katlm olan 693 kiinin % 8,1i (56 kii)
herhangi bir eitim kurumundan mezun olmamtr. lkretim
mezunlar katlmclarn % 41,8ini (290 kii) oluturmaktadr.
Katlmclarn %35,1i (243 kii) lise, % 7,8i (54 kii) n lisans,
% 6,9u (48 kii) lisans, % 0,3 (2 kii) ise lisansst dzeyde
eitim almtr.
Tablo 3: Eitim Durumu

736

Eitim Durumu

Frekans

Yzde

Mezun Deil

56

8,1

lkretim

290

41,8

Lise

243

35,1

n Lisans

54

7,8

Lisans

48

6,9

Lisansst

0,3

Toplam

693

100,0

2.1.4. Meslek Dalm


Katlmclarn % 31,7sini (220 kii) ev hanmlar
oluturmaktadr. Bunu % 22,8 ile (158 kii) esnaflar takip
etmektedir. Dier meslek dalmlar ise u ekildedir: % 13,6s
(94 kii) ii, % 7,4 (51 kii) renci, % 6,3 (44 kii) ifti, %
6,2si (43 kii) memur, %4,3 (30 kii) isiz, % 4 (28 kii)
emekli, % 3,6lk kesim (25 kii) ise dier meslek guruplarn
semitir.
Tablo 4: Meslek Dalm
Meslek Grubu

Frekans

Yzde

ifti

44

6,3

Emekli

28

4,1

Esnaf

158

22,8

Ev Hanm

220

31,7

94

13,6

siz

30

4,3

737

Memur

43

6,2

renci

51

7,4

Dier

25

3,6

Toplam

693

100,0

2.1.5. kamet Yeri (Mahalle)


Ankete katlan semenlerin mahallere
aadaki tabloda verilmitir. Buna gre ankete
22,2si (153 kii) en fazla katlm ile Yldrm
ikamet ederken, % 2,1 (14 kii) ile en az
Mahallesinden olmutur.

gre dalm
katlanlarn %
Mahallesinde
katlm Saar

Tablo 5: kamet Yeri (Mahalle) Dalm


Mahalle

Frekans

Yzde

Damlca Mahallesi

28

4,1

Esentepe Mahallesi

144

20,1

Gltekin Mahallesi

44

6,3

stiklal Mahallesi

34

4,9

Kale Mahallesi

121

17,4

Kandemir Mahallesi

26

3,8

Kayal Yoku Mahallesi

25

3,6

Pnarn Mahallesi

31

4,4

Saar Mahallesi

14

2,1

Yeni Mahalle

30

4,3

Yldrm Mahallesi

153

22,8

Yukar Mahale

43

6,2

738

Toplam

693

100.0

2.1.6. Son Genel Seimlerde Hangi Partiye Oy Verdiniz?


Sorusuna Verilen Cevaplar
Katlmclarn % 39,4 (273 kii) son genel seimlerde
Adalet ve Kalknma Partisine oy verdiini beyan ederken, %
37,6 ise (260 kii) Byk Birlik Partisine oy vermitir. Oy
oran % 7,9 olan (55 kii) Milliyeti Hareket Partisini % 5,3 ile
(37 kii) Cumhuriyet Halk Partisi izlemektedir. % 9,8 ise (68
kii) dier siyasi partilere oy verdiini belirtmitir.
Tablo 6: Son Genel Seimlerde Hangi Partiye Oy Verdiniz?
Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Siyasi Parti

Frekans

Yzde

AKP

273

39,4

BBP

260

37,6

MHP

55

7,9

CHP

37

5,3

Dier

68

9,8

Toplam

693

100.0

2.1.7. Yerel Seimlerde Oy Kullanrken Partimi Yoksa Aday


m nemlidir? Sorusuna Verilen Cevaplar
Ankete katlan semenlerin % 59,6s (413 kii) yerel
seimlerde oy kullanrken adaya nem verdiini, % 27si (187
kii) partiyi nde tuttuunu belirtmitir. Oy kullanrken hem
aday hem partiyi gz nnde bulunduranlar ise katlmclarn %
13,4n (93 kii) oluturmaktadr.
Tablo 7: Yerel Seimlerde Oy Kullanrken Partimi Yoksa Aday
m nemlidir? Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Semen Karar

Frekans

739

Yzde

Adaya Oy Veririm

413

59,6

Partiye Oy Veririm

187

27,0

Hem Aday Hem Parti

93

13,4

Toplam

693

100.0

2.1.8. Yerel Seimlerde Oy Kullanrken Yaplan Hizmetler


nemli midir? Sorusuna Verilen Cevaplar
Ankete katlan arklallarn % 94,5i (655 kii) yerel
seimlerde yaplan hizmetlerin oy verme tercihini olumlu ynde
etkiledii belirtirken, yaplan hizmetlerin oy kullanmalarn
etkilemediini belirtenlerin oran %3,6 (25 kii) olmutur.
Tablo 8: Yerel Seimlerde Oy Kullanrken Yaplan Hizmetler
nemli midir? Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Hizmetlerin nemi

Frekans

Yzde

Evet

655

94,5

Hayr

25

3,6

Kararszm

13

1,9

Toplam

693

100.0

2.1.9. arkla Belediye Bakan Kasm GLTEKNi


Baarl Buluyor musunuz? Sorusuna Verilen Cevaplar
arkla Belediye Bakan Kasm GLTEKNi % 78,1
gibi bir oranla (541 kii) baarl bulan arkla halk, % 11,3lk
oranla (78 kii) baarl bulmayanlardan fazla olmutur. Bu
duruma ramen % 10,7lik bir kesim (74 kii) ise kararsz
kaldn belirtmitir.
Tablo 9: arkla Belediye Bakan Kasm GLTEKNi
Baarl Buluyor musunuz? Sorusuna Verilen Cevaplarn
Dalm
Baarl Bulma

Frekans

740

Yzde

Evet

541

78,1

Hayr

78

11,3

Kararszm

74

10,6

Toplam

693

100.0

2.1.10.
Genel
Olarak
arkla
Belediyesinin
almalarndan Ne Kadar Memnunsunuz? Sorusuna
Verilen Cevaplar
Ankete katlan vatandalar arkla Belediyesi
hizmetlerinden % 81 orannda (561 kii) memnunken; % 10,2lik
bir kesim (71 kii) memnun olmadn, % 8,8de (61 kii)
herhangi bir fikirlerinin olmadn belirtmitir.
Tablo 10: Genel Olarak arkla Belediyesinin almalarndan
Ne Kadar Memnunsunuz? Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Memnuniyet Durumu

Frekans

Yzde

Memnunum

561

81,0

Memnun Deilim

71

10,2

Fikrim Yok

61

8,8

Toplam

693

100.0

2.1.11. arkla Belediyesi almalarndan Ne Kadar


Haberdarsnz? Sorusuna Verilen Cevaplar
arkla Belediyesinin yapm olduu btn
almalardan haberdar olabilme durumlar aadaki tabloda
belirtilmitir.
Tablo 11: arkla Belediyesi almalarndan Ne Kadar
Haberdarsnz? Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Haberdar Olma Durumu

Frekans

Yzde

Yeteri Kadar Haberdarm

515

74,3

741

Haberdar Deilim

99

14,3

Fikrim Yok

79

11,4

Toplam

693

100.0

2.1.12.
ledeki
Hizmetleri
Hangi
reniyorsunuz? Sorusuna Verilen Cevaplar

Kanaldan

Anket katlmclar; iledeki hizmetleri % 54,3 oranla en


ok evresindeki insanlardan renirken, % 0,3lk bir kesim ise
billboardlardan rendiini belirtmitir. Bu bilgilere ek olarak
vatandalarn; % 12,6s televizyondan, % 8,4 sosyal
medyadan % 6,4 belediyenin internet sitesinden, % 5,6s
gazetelerden ve % 12,4 dier bilgi kanallarndan, yaplan
hizmetleri rendiklerini beyan etmilerdir.
Tablo 12: ledeki Hizmetleri Hangi Kanaldan reniyorsunuz?
Sorusuna Verilen Cevaplarn Dalm
Bilgi Edinme Kanallar

Frekans

Yzde

evremdeki nsanlardan

376

54,3

Televizyon

87

12,6

Sosyal Medya

51

8,4

Belediyenin nternet Sitesi

51

6,4

Gazete

39

5,6

Billboard

0,3

Dier

86

12,4

Toplam

693

100.0

SONU
lkemizde genel ve yerel seimler olmak zeri iki farkl
seim yaplrken, genel seimlerdeki semen davran ve

742

partizan yap ile yerel seimlerdeki semen davran ve partizan


yaps ou zaman saptanamayan bir ekilde farkllk
gstermektedir. Genel seimlerde milletvekili adaylarnn
sralamas halk tarafndan yaplmadndan dolay partizan
yaklam daha ar basarken yerel seimlerde bunun aksine bir
durum sz konusudur.
Yerel seimlerde adayn m yoksa partinin mi nemli
olduunu tespit etmeye altmz Yerel seimlerde adaya m
oy verirsiniz partiye mi? sorusana katlmclarn % 59,6s aday
dikkate aldklarn, % 27si partiyi, % 13,4 de hem aday hem
partiyi dikkate aldklarn belirtmilerdir. Bu sonulara gre
byk bir katlm oran ile yerel seimlerde partizanln dnda
belediye bakan adaynn nemli olduu grlmektedir.
Ankette yer alan Yerel seimlerde oy kullanrken
yaplan hizmetler nemli midir? sorusuna katlmclarn %
94,5i hizmetlerin nemli olduunu dnrken % 3,6s
hizmetlerin nemsiz olduunu ve % 1,9u ise kararsz olduklarn
belirtmilerdir. Aldmz sonulara gre yerel seimlerde
yaplan hizmetlerin byk bir neme sahip olduunu
grmekteyiz.
arkla Belediye Bakan Kasm GLTEKNi
baarl buluyor musunuz? sorusuna katlmclarn % 78,1i
baarl olduunu % 11,3 baarsz olduunu % 10,7si ise
kararsz olduklarn belirtmilerdir.
Belediye almalarnn memnuniyet derecesini
lmeye altmz Genel olarak arkla Belediyesinin
almalarndan ne kadar memnunsunuz? sorusuna aldmz
yantlarn % 81i memnuniyetlerini ifade ederken, % 10,2si
memnun olmadklarn % 8,8lik bir oran ise bu konuda herhangi
bir fikirlerinin olmadklarn belirtmilerdir. Memnuniyet
derecesini proje baznda ltmz anket sorular da, genel
memnuniyetin salandn gstermektedir.
Katlmc vatandalara sorulan iledeki hizmetleri
hangi kanaldan reniyorsunuz? sorusuna verilen cevaplara
baktmzda; belediye hizmetlerinden vatandalarn en ok (%
54,3) evresindeki insanlardan haberdar olarak rendikleri
tespit edildiinden, arkla Belediyesinin yapm olduu
hizmetleri halka duyurma, bilgilendirme konularnda zayf

743

kaldn ve iletiim kanallarn tam olarak kullanamadn


grmekteyiz.
Anket sorularna verilen cevaplar genel olarak
deerlendirdiimizde; vatandalarn yerel seimlerde ideolojik
gr veya partizanlk d davran sergileyerek aday dikkate
alacaklarn, anket sorularna verilen cevaplar ile irade olarak
ortaya koymulardr. Bu balamda ek olarak belediye bakan ve
belediye almalarnn halk tarafndan beenildii ve uan ki
durumdan memnun olunduu sonucuna da varabiliriz.

744

KAYNAKA
BOZKURT, ., ERGUN, T., (2008), Kamu Ynetimi Szl,
TODAE Yaynlar, Ankara.
NC, H., (2007), Yerel Ynetimler Yasasndaki Deiikliklerin
Belediyelerin Ynetim ve Organizasyon Yaps
zerindeki Etkileri: Edirne Belediyesi rnek Olay,
Yksek Lisans Tezi, Trakya niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Edirne.
UYAR, H., (2004), Trkiyede ve Dnyada Yerel Ynetimler:
Ksa Bir Tarihe, kisi.deu.edu.tr/hakki.uyar/6.pdf,
02.05.2014.
5393

SAYILI
BELEDIYE
KANUNU,
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5393.html,
14.03.2014.

http://sarkisla.bel.tr/tarihi.asp, 22.03.2014.
http://www.sarkisla.gov.tr/, 22.03.2014.

745

746

SRDRLEBLR KALKINMA SRECNDE YEREL


YNETMLERN KATKILARI VE HZMET
SUNUMUNDA SORUMLULUKLARI
Do. Dr. Ramazan ARMAAN
r. Necan AYDIN
ZET
retime ynelik doal kaynak kullanmyla ortaya kan
emisyon ve atklarn evreye verdii olumsuzluklar en aza
indirmek anlamna gelen evresel srdrlebilirlik ile bu
kaynaklarn korunarak gelitirilmesi anlamndaki ekolojik
srdrlebilirlik kavramlarnn ekonomi dilindeki karl
ekonomik srdrlebilirlik olarak adlandrlmaktadr. Bu
kavram ile insanolunun gnmz retim ve tketim
faaliyetlerini mevcut evreye ve gelecek kuaklara zarar
vermeksizin srdrmesi ifade edilmektedir. Toplumun tm
sektrlerine hitap eden bu kavram kapsamn; toplumlarn
zelliklerine ve kapasitelerine uygun, yaplabilir, katlmc plan
ve programlarla ekonomik faaliyetlerinde gelecek kuaklarn
toplumsal yaam koullar ve srdrlebilirliini tamamlayc
olduklarn kabul eden anlay oluturmaktadr.
Kalknma, geni anlamda istikrarl ekonomik byme
beraberinde toplumlarn yaam kalitesinin gelitirilmesi sreci ve
olumlu yapsal deiimidir. Genel erevede kalknma toplumu
ilgilendiren ekonomik, sosyal, kltrel vb. tm konular
iermektedir. Srdrlebilir kalknma ile ekonomik olaylarn
ekolojik olaylarla uyum ierisinde gerekletirilmesi, evre ve
kalknmada insan faaliyetlerinin nesiller boyu yaam koullarn
dikkate alan politika ve uygulamalar kastedilmektedir.
Srdrlebilir kalknma, varlmas hedeflenen kesin hedeften
ziyade amalara ulamak iin dinamik dengelerin yer ald
srekli bir sre olarak alglanmaktadr. Srdrlebilir
kalknmann amac; yerel, blgesel, ulusal ve uluslar st dzeyli
ekonomik kararlarn gelecek nesillerin ihtiyalarn da gz

Sleyman Demirel niversitesi BF, ramazanarmagan@sdu.edu.tr


Sleyman
Demirel
niversitesi
Sosyal
Bilimler
Enstits,
necanaydin@gmail.com

747

nnde bulundurmak, doal kaynaklarn ile evrenin bilinli


kullanm ve korunmasdr.
Bu almada, Trkiyede yerellik anlayna uygun
olarak bu tr kurumlarn yerel kalknmaya katklar ve
sorumluluklar bakmndan rettikleri hizmetlere ynelik
ekonomik- sosyal ve mali verilerin yer ald uluslararas- ulusalyerel almalar yardmyla lkemiz asndan bir derleme ve
deerlendirme yaplmas ngrlmektedir.
Anahtar Kelimeler: Srdrlebilir Kalknma, Yerel
Ynetimler, Hizmet Sunumu.
THE CONTRIBUTIONS OF THE LOCAL
AUTHORITIES IN SUSTAINABLE DEVELOPMENT
PROCESS: THEIR RESPONSIBILITIES IN SERVICE
DELIVERY
ABSTRACT
The terms "environmental sustainability" which means
to minimize the negative effects of emission and waste material
created by the use of natural resource for production and
"ecological sustainability" which means the development of
these resources through protection are called as "economic
sustainability" in economy terminology. What is meant with this
concept is sustaining the production and consumption activities
without any damage to the environment and next generations.
The scope of this concept, addressing all the sectors of the
societies, creates an understanding that accepts conformity with
the features and capacities of the societies, feasible and
complimentary of the life conditions and sustainability of the
next generations.
In wider context, the development is the improvement
of the life quality of the communities along with the stable
economic growth and positive structural change. In the general
framework, the development covers all the subject related to the
community such as social, cultural etc. What is meant by the
realization of the sustainable development and economic
activities in concordance with the ecologic activities is the
policies and practices taking into account the human activities in
environment and development through generations. Rather than

748

an absolute target, the sustainable development is perceived as a


"process" where the reared dynamic equilibrium. The aim of the
sustainable development is taking into account the needs of the
future
generations
for
local,
regional,
nationalandsupranationaleconomicdecisionsandusingandprotecti
ngthenaturalresourcesandenvironmentconsciously.
In this study, we attempt to find out the contributions
and responsibilities of such organizations to the local
development towards the service they provide through
international-national-local studies where economic, social and
financial data are available and make a compilation and
assessment in terms of our country.
Key Words: Sustainable
Government, Service Delivery.

Development,

Local

GR
Hzl kalknmaya ynelik almalarda bu sre
dahilindeki retim faktrlerini ar kullanmnn tahribata yol
aan biimde tketildiinin grlmesi, srdrlebilirlik
kavramnn uygulanmaya balanmas gerektii gereini ortaya
koymutur. retim faktrleri, doal kaynaklar onarlamaz
hasarlara yol amasndan dolay, hasar grm kaynaklar
dzetmek mmkn olmad iin bundan sonra kalknma
srecinde srdrlebilirlik kavramn katarak daha dengeli bir
sre yaanmas amalanmaktadr. Bylece; kalknma srecine
ilikin almalar srdrlebilirlik kavram altnda allmaya
balanmtr. Devam edilebilir bir kalknma anlay, retim
faktrlerinin dengeli kullanm srdrlebilir kalknmann zn
oluturmaktadr. Srdrlebilir kalknma anlay ile kalknma
sosyal ve biyolojik boyutlar ile farkl bir anlam kazanmtr.
Kurumsal adan evre sorunlarnn nlenmesi veya
srdrlebilir kalknmann gerekletirilmesinde yerel, ulusaluluslararas boyutta merkezi ve yerel ynetimler aras ibirlikleri,
grev paylam veya yetki devri eklinde allmalar
yaplmaktadr. lkemizde ulusal dzeyde srdrlebilir
kalknmann sorumluluu merkezi ynetime yklenmi olup
kalknma ve evrenin korunmasnda politika oluturmak, yasal
dzenlemeler yapmak, politikalarn uygulanmasnda idari

749

yaplar oluturmakla grevlendirilmilerdir. Yerel ynetimler


ise kaynaklarn etkin ve verimli kullanm asndan yerel ve
yerinden tespitler ve uygulamalarla ile merkezi ynetime
yardmc konumundadr. Ekonomik kalknma literatrnde
yerellik olgusu, yaygn olarak, kalknmann piyasa ekonomisi
balamnda kaynak etkinliinin salanmas ve kamu kalknma
politikalarnda kaynak tahsisinin yaratt istihdam ve retimle
ilgilenmektedir. Hizmet ve kaynan ncelikle yerinde ve yerelde
tespiti ekonomik karar alma srelerinde verimlilik, etkinlik
asndan byk nem arz etmektedir. Yerel kalknma srecinde
kamu idaresi olarak yerel ynetimler arasnda bata belediyeler
ve iktisadi teebbsleri, il zel idareleri, kyler, yerel kalknma
ajanslar, niversiteler, sanayi, ticaret ve meslek odalar, mahalli
idare birlikleri, blgesel dzeyde rgtlenen belediyeler birlikleri
yer almaktadr.
1. KALKINMA VE SRDRLEBLR KALKINMA
LKS
Beer ve Maude, kalknmay yerel i imkanlar ortaya
kararak istihdam yaratmak, yre halkn retime yneltmek,
yerel bazda kii bana den milli geliri artrmak gibi yerel bir
boyut kazandrm, kalknmann ekonomik boyutunu zerinde
durmaktadr (Beer ve Maude, 1996: 2). Flammang ise, farkl
olarak ekonomik kalknmay, hem daha fazla kt, hem de teknik
ve kuramsal yapdaki deimeleri kapsayan durum olarak
tanmlamaktadr (Flammang, 1979: 50).
Kalknma konusu, retim, tketim ve datm sistemleri
ile birlikte dnlmektedir (Dulupu, 2006: 236).
Clark kalknmay, genel olarak bir lkenin milli gelir
dzeyinde meydana gelen srekli arta bal olarak ekonomik,
sosyal ve siyasal yapsnda meydana gelen deiimleri ieren bir
sre olarak tanmlanmaktadr (Clark, 1996:34).
Global olarak bir ok lke Gayri Safi Milli
Hasla(GSMH) ve insani gelime indeksi lsnde anlaml
lde ilerlemesine ramen dnyadaki kalknma kaytlar iki
temel eletiri noktasnda birlemektedir. lk olarak, kalknmann
faydalarnn eit dalmamas, ikincisi ise evre ve sosyal yap
zerine kalknmann negatif etkilerinin artmas ile olumaktadr.

750

Gelimekte olan lkelerdeki kent alanlar yaygn biimde


yetersiz ulam ve altyap ile ar kirlilikten zarar grmeye
balam ve evresel zararlarn eer kontrol edilmezlerse,
kalknmann baarlarn azaltabilecei ve hatta ihtiya duyulan
ekosistemlerin kne neden olabilecei anlay nem
kazanmaya balamaktadr (Haris, 2000: 4).
Kalknma srecinin eleman bulunmaktadr.
lkelerin kalknma abalar e zamanl olarak bu elemanlar ile
yrtlmektedir. Bu elemanlar (Oakley ve Gerforth, 1985: 2);
-Sosyal kalknma, sosyal yaam koullarnn daha iyi
hale getirilmesi iin yaplan ve arlkl olarak hizmet yn ar
basan kalknma konular olarak tanmlanmaktadr. Bunlara rnek
olarak; salk, eitim, altyap, ehirleme, evre sorunlar gibi
konular verilebilmektedir.
-Ekonomik kalknma, insanlarn gereksinimi olan mal
ve hizmetlerin gelimi bir ekonomik yap ierisinde
retilmesiyle, insanlarn refah ve mutluluu arttrmaktadr.
-nsan kalknmas, bireysel ve toplumsal olarak tm
insanlarn, sahip olduklar potansiyellerini ve yeteneklerini
kalknma iin kullanmalar ve lkenin olumlu ynde
gelimesinde yapc rol oynamalarnn salanmas anlamna
gelmektedir.
nsan
kalknmasnn
temelini
eitim
oluturmaktadr.
Gnmzdeki ekonomik olarak alglanabilecek
kalknma yaklamlar insan merkezli kalknma, bir ekilde
olduu grlmektedir (Des Jardins, 2006:136).
Ekonomik kalknmann tam olarak toplumsal kalknma
olarak ifade edilmemektedir. Toplumsal kalknma bireylere daha
iyi bir i ve yaam salayabilecek bir toplum oluturmaktr.
Ekonomik kalknma, toplumdaki yararll artran ve geliime
olanak salayan refah oluturmay iermektedir. Ekonomik
kalknmay evresel ve sosyal kalknmadan bamsz dnmek
mmkn grlmemektedir. Srdrlebilir kalknma salanrken,
doal kaynaklarn etkili korunmas ve eit ekilde paylalmas
gerekmektedir. Srdrlebilir olmayan ekonomik sistemler
ierisindeki kalknma sreci, toplumu zayflatmakta ve
kaynaklara eriimi engellemektedir (Pawlowski, 2008: 84-85).

751

Munasinghe, srdrlebilir kalknmay ekonomik,


sosyal ve evresel olarak dengeyi ifade etmektedir (Munasinghe,
2011: 10).
Hzl kalknma abas ierisinde olan blgeler,
kaynaklarn, i gcn veya evresel dzeni ar tketmektedir.
Ekonomik kalknma srecinde dengede geliim salanmas
kalknmann ve byme srecini uzatmaktadr. Srdrlebilir
kalknma srecindeki toplumun kalitesini arttrmakta ve
kalknma srecini uzatmaktadr (Peeters, 2012: 7).
Uluslararas alanda kabul grmesi ile birlikte 1990'l
yllarda ortaya kan srdrlebilir kalknma yaklam, bugn
yaayan neslin ihtiyalarn tam olarak karlarken, gelecek
nesillerin ihtiyalarn karlamada glk ekilebileceini n
grp eitli zmler retmeyi temel almtr (Dulupu,
2000:47).
Srdrlebilir kalknmay amalayan politikalar
sayesinde, lkedeki gelime ve gelecek nesillerin ihtiyalarn
garantiye almay, hayat standartlarn doal kaynaklar tahrip
etmeden insan ile doa arasnda denge kurmay planlanmtr.
Srdrlebilir kalknma politikalar, sosyo-ekonomik, ekolojik,
politik ve kltrel gelimeler ve deimeler ile hzl bir
deiiklie uramtr. Byme, gelime, isizliin nlenmesi ve
enflasyon ile mcadele gibi konularn zm devletler
tarafndan srdrlebilir kalknma ile birlikte zlmeye
allmaktadr. Gelecek nesillerin refahnn zarar grebileceini
amacyla, UN nderliinde ve WB, OECD, EU ve dier yetkili
kurulular, ekonomik kalknmay kt kaynaklarn verimli
kullanlmas yol gsterici, destekleyici veya mcadeleci
politikalarn uygulanmasn salamaya almaktadr (Armaan,
2012: 176-177).
2. TRKYE'DE SRDRLEBLR KALKINMA VE
GELM
Srdrlebilirlik kavram kalknma kavram ile birlikte
anlmas 1970'li yllarn bandan itibaren tartmaya
almasndan sonra kresel apta aktif bir politika haline
dnmesi ancak 20 yllk gecikme ile 1992 ylndaki Rio
zirvesinde olmutur (Alagz, 2004: 7 ve Dulupu, 2004: 1)

752

Trkiyede srdrlebilirlik uygulamalar, evre ve


ekolojik duyarllk anlaylar toplumda yeni yeni yeermektedir.
Trkiyede evre konusuna olan ilgi 1970li yllara
dayanmaktadr. 1978 ylnda, evre ile ilgili ulusal ve uluslararas
faaliyetlerle
ilgilenmek
zere,
Babakanlk
evre
Mstearlnn kurulmasyla devlet politikasnda yerini almtr
(http://journal.yasar.edu.tr/wpcontent/uploads/2012/11/vol_3_no_12_Ecehan_OZ_Makale.pd
f).
1985 tarihli Avrupa konseyi Yerel Ynetimler zerklik
art, 1992 ylnda Avrupa Birlii'nin imzalam olduu
Maastiricht Antlamas, yine Avrupa Konseyi Avrupa Yerel ve
Blgesel ynetimler Konferans'nca kabul edilmi olan Avrupa
Kentsel art ve Brezilya'nn Rio kentinde 1992 ylnda toplanan
Dnya evre Doruu'nda benimsenen Gndem 21 Bildirgesi'dir
(Adgzel, 2003: 45).
Planl dneme geile birlikte evre sorunlar da lke
politikasnda yerini almaya balamtr. 1963-1972 yllarn
kapsayan ilk iki kalknma plannda evre sorunlarna ayrntl yer
verilmemi ve belirgin politikalar oluturulmamtr (Erolu,
2010: 44).
Drdnc kalknma (1979-1983) planyla birlikte; evre
unsurunu da dikkate alnmaya, kalknma politikalarnda doal
kaynaklar koruyucu nitelikler kazandrlmaya balanmtr
(DPT, 1979: 297).
Bu dnemde belirlenen politikalar dzenlenen yasa ve
ynetmelikler ile taraf olunan uluslararas antlamalar dhilinde
uygulanmaya allmtr. 1983 ylnda evrenin srdrlebilir
kalknma ilkesi dorultusunda korunmas amacyla evre
Kanunu karlmtr. evrenin korunmas, iyiletirilmesi ve
kirliliin nlemesinin herkesin sorumluluunda olduuna vurgu
yapan kanunda, srdrlebilir kalknma ilkesi, katlm ilkesi,
nleme ilkesi, kirleten der ilkesi, kusursuz sorumluluk ilkesi,
bilgi edinme ve bavuru hakk, piyasaya dayal mekanizmalar ve
evre eitimi hususlarn iermektedir(GEKA, 2011: 20).
Srdrlebilir kalknmann ekonomik ve sosyal
boyutunun yannda evresel stratejilerde iermesi gereinden
yola klarak bu stratejilerin gelitirilmesi, evreye ilikin
yatrm kararlarnn belirlenmesi, kurum kurulular arasndaki i

753

birliinin oluturulmas, evreyle ilgili yatrm programlarna


ilikin verilerin toplanabilmesi amacyla Ulusal evre Stratejisi
ve Eylem Plan (UEP)nn hazrlanmas gndeme gelmitir.
UEP eksiklii hissedilen evre stratejisini belirleyen bir
rehber olarak gze arpmaktadr. Plann hazrlk sreci Devlet
Planlama Tekilat (DPT) koordinatrlnde, evre
Bakanlnn teknik destei ve Dnya Bankasnn mali
desteiyle 1995 ylnda balamtr. Bu kapsamda 19 konu
zerinde alma gruplar oluturulmu ve elde edilen raporlar
dorultusunda plan hazrlanmtr. UEPin hazrlk srecinde
belirlenen hedefler u ekildedir(evre ve Orman Bakanl
Resmi nternet Sitesi);
- Yaam kalitesinin iyiletirilmesi,
- evre bilin ve duyarllnn gelitirilmesi,
- evre ynetiminin iyiletirilmesi,
- Srdrlebilir nitelikte bir ekonomik, toplumsal ve
kltrel gelime salanmas.
Yedinci BYKPnda ilk kez srdrlebilir kalknma
ifadesi yer alm ve srdrlebilir kalknmann, ulusal btnl
arttrmak amacyla, blgeler aras gelimilik farklarn azaltc
ynde kullanlaca belirtilmitir (DPT, 1996: 174-178 ve Keskin
ve Sungur, 2010: 286).
Sanayi devriminden sonra biliim devrimine, bilgi
devrimine geildi. Sanayi dneminde dnyada ve lkemizde
evreyi ve doay ok fazla kirletildii fark edilmitir (Tra,
2012: 57).
Bu skntlar gren gerek lke yneticileri, gerekse
uluslararas kurulular ve tabii Birlemi Milletler bata olmak
zere, yetkililer zirveler yapmaktadr. 1960larda, 70lerde
balayan zirveler gnmzde halen devam etmektedir. 1992de
Birlemi Milletler ok nemli bir zirve olan Rio Zirvesi'ni
gereklemitir. (Kalknma Bakanl, 2012: 8)
O zirvede yaklak 40 balk altnda 21. yzyln
gndemi tespit edilmitir. Bunlarn en nemlilerinden bir tanesi
de srdrlebilir kalknmadr. Daha sonra, 96 ylnda stanbulda
Habitat II kent zirvesi toplanm; bu da Trkiye iin nemli bir
adm olmutur. Bunlarn getirisiyle, 1997 ylndan balamak

754

zere, Birlemi Milletlerin 1992 ylnda Rio da alm olduu bu


kararlar erevesinde, Trkiyede de Yerel Gndem 21leri
uygulamaya balanm ve Birlemi Milletler Kalknma
Program'yla hkmetimiz arasnda, ilki 1997 ylnda olmak
zere defa szleme imzalanmtr. Bunun ilk aya 2003e
kadar devam etti ve 2003ten balayarak yeni bir projeyle bu sene
2006 Haziran'n sonuna kadar devam edilen Yerel Gndem
21lerin ynetiim ann neler yapt o tarihte alnan bu
kararlara gre, Trkiyede, Birlemi Milletler Kalknma
Program'yla Trkiye arasnda yaplan bu protokol erevesinde
gerekletirilen 2.000.000 Dolarlk bir projeyle, yaklak 60 yerel
ynetimimizde rnek uygulamalar yaplmtr. Bunlar
srdrlebilir kalknmann ktlarnn oralarda, kadnlarmzdan
balayarak genlerimizle birlikte, sivil toplumu iine alarak,
merkezi hkmetin temsilcileriyle beraber, yerel ynetimleri de
iine alarak bu bilinci oturtmaya allmtr. Ve sonunda
Trkiye Yerel Gndem 21 uygulamalar, 2002 ylnda
Johannesburgda yaplan deerlendirme toplantsnda en iyi
uygulama seilmitir (YARDIMCI, 2006: 43).
3. TRKYEDE YEREL YNETM UYGULAMASI
lkemizde kamu tzel kiilii olarak tekilatlanm olan
yerel ynetim kurulular farkl kategorilerde grlmektedir.
Kamu tzel kiilii, rgtn ynetim ve yrtme organlar ile
kendi tarafndan alnan kararlar uygulayabilme olana
vermektedir. Baz durumlarda, kamu tzel kiilii
bulunmamasna ramen, hiyerarik yap iinde bulunan
kurumlarn yetkileri ve kendine zg yaps itibariyle, kendi
uygulad kararlar uygulayabilme olana verebilmektedir.
Kendine zg bteleri, gelirleri ve giderleri bulunmaktadr.
Giderleri hizmetlerle ilikili olmak zorundadr. Bu tr kurulular,
gerek veya tzel kiiye kesinlikle karlksz mal
balayamamakta, personeli ise kendine zg konuma sahip
bulunmaktadr (DERDMAN, 2005: 5-6).
Yerel ynetim geleneksel olarak siyasi yerinden
ynetim ve idari yerinden ynetim eklinde ikiye ayrlmaktadr.
Siyasi Ynden Yerinden Ynetim, Siyasi olarak
yerinden ynetim federalizm olarak bilinmektedir. Federalizm,
bir toplumsal veya siyasal yapda bu yapy oluturan eitli

755

birimlerin varlklarn ve kimliklerini kaybetmeden bir araya


getirilmesini ngrerek rgtlenmesidir. Federal anlay esas
alan devlet tipi federal devlet olarak adlandrlmaktadr. Bu
ynetimde, federal devlet ile federe devlet arasnda grev ve
sorumluluk anlay anayasal dzeyde yaplmaktadr. Federal
devlet ile federe devlet arasnda yetki paylatrlmaktadr.
Yetkilerini tm lke corafyasnda kullanan ynetim federal
devlet olarak adlandrlmaktadr. Bu ynetimler, genel yetkiye
sahip federal ynetimin aksine corafi anlamda snrlandrlm
yetki kullanmaktadr. Yasama, yrtme ve yarg organlar hem
federal hem de federe dzeyde mevcut bulunmaktadr
(ENGL, 2010: 6-7).
Ynetsel (dari) Bakmdan Yerinden Ynetim, yetki
grm, desentralizasyon, yerel ynetim ve ynetsel adem-i
merkeziyet
ynetsel
yerinden
ynetim
yerine
kullanlabilmektedir. Bu ynetim biiminin iki ana alt balk
altnda tanmlanmaktadr. Corafi ynden yerel ynetim ve
hizmet
ynnden
yerel
ynetim
ekilleri
olarak
gsterilebilmektedir (GL, 2008: 96 ). Corafi Ynden
Yerinden Ynetim, corafi ynden yerinden ynetim, yer
ynnden yerinden ynetim, mahalli adem-i merkeziyet olarak
da adlandrlmaktadr. Corafi ynden yerinden ynetimde
blge, il, belediye, ky gibi farkl adlarda yaplanm ve belirli
bir yerleim biriminde yaayanlarn varl sz konusu
olmaktadr. Yerel topluluun ihtiyalar ulusal ihtiyalardan
farkl olabilmektedir. Yerel halkn ihtiyalarn grmek zere
farkl bir tzel kiilik oluturulmaktadr. Yerel hizmetlerin
verilmesi yerel halkn seimiyle i bana gelen karar organlar
araclyla gerekletirilmektedir. Bu organlarn yapt ilemler
kendi mal varl, btesi, personele sahip olan yerel ynetim ile
isimlendirilmektedir (ENGL, 2010: 9).
lkemizdeki belediye, l zel daresi ve Ky
Tekilatlar corafi ynden yerinden ynetimine rnek olarak
gsterilmektedir. Yerel ynden yerinden ynetim blge halkn
ihtiyalarn, o blgede oturanlarn setikleri organlar vastasyla
gidermeye almaktadr. lkedeki kamu hizmetlerini yrten
organlar kamu gcnden faydalanmakta, idari kararlar almakta,
yetki ve mkellefiyet oluturmakta, baz durumlarda yrttkleri
yerel hizmetin gereklerini yerine getirmek iin bu gc
kullanabilmektedir (KALABALIK: 2005: 121).

756

Corafi ynden yerel ynetimler, yerel zerklik ilkesi


erevesinde alan ve tzel kiileri olan kamusal ynetim
birimleri olarak ta adlandrlmaktadr. Yerel zerklik gerei
olarak, yerel ynetim birimlerinin anayasal gvencelerinin
olmas, yerel ihtiyalar karlamak zere verilmi grevleri ve
sorumluluklar yerine getirebilecek yetkililerinin, ara ve
gerelerinin, ynetsel hizmet birimlerinin, binalarnn bulunmas,
personelinin, kaynaklarnn, karar organlarnn seimlerce
seilerek greve getirilmesi ve merkezi ynetimin vesayet
denetiminin hukukilik denetimi ile snr olmas gerekmektedir
(GL, 2008: 96). Hizmet Ynnden Yerinden Ynetim, Belirli
bir kamu hizmetinin merkez rgte yardmc olarak ve hukuksal
varla sahip kurulular aracl ile ynetilmesi ve yerine
getirilmesi olarak tanmlanabilmektedir (GRTL vd, 2008:
193).
Hizmet ynnden yerel ynetim kurulular idari,
ekonomik, sosyal, bilimsel, teknik ve kltrel ve meslek kamu
kurumlar olarak ayrlmaktadr. Hizmet ynnden yerinden
ynetim kurulular yksek renim hizmetleri, ekonomik
hizmetler, radyo-televizyon yayncl ok eitli alanlarda
rgtlenmilerdir (ENGL, 2010: 10). Devletin nceden beri
srdrd hizmetlerin bir ksmn kendi bnyesinden ayrp,
ayr bir tzel kiilik altnda yrtt hizmetler olarak
tanmlanmaktadr. Devlet Su leri, ocuk Esirgeme Kurumu vb.
bu tr idari kamu kurumlarna rnektir. Ekonomik kamu
kurumlar, merkezi ynetimin ticaret, sanayi, bankaclk,
madencilik ve tarm gibi ekonomik zellikteki faaliyet konularn
temel alan kamu sermayesinin yardmyla kurulan kamu
kurumlardr. Kamu iktisadi teekklleri rnek olarak
gsterilebilmektedir. Sosyal kamu kurumlarna rnek olarak
Sosyal Gvenlik Kurumu gibi sosyal gvenlik, alma, isizlik,
salk emeklilik, dinlenme ve konut gibi ihtiyalarn salamaya
ynelik kurulan kurululardr. Bilimsel, teknik ve kltrel kamu
kurumlar, bilim, teknik, kltr, sanat ve yksekretim
alanlarnda faaliyet gstermektedir. niversiteler, Trkiye
Radyo ve Televizyon, TBTAK bu tr kamu kurumlarna rnek
olarak gsterilebilmektedir. Meslek kurulular ise, belli
mesleklerin icras veya belli meslek unvanlarn alm kiilerin
unvanlar gereince uzman olarak mesleklerini yrtmeleri iin
zorunlu katldklar ve bal olduklar kurulular olarak
tanmlanabilmektedir (ATAY, 2009: 351-355).

757

Ekonomik ve sosyal hayatta meydana gelen gelimeler


sayesinde devletin, lkesinde yaayan topluluklara gtrmesi
gereken kamu hizmetleri farkllklar gstermektedir. Bunlarn
hepsinin devlet tarafndan yerine getirilememektedir. Bilim ve
teknikteki gelimeler sayesinde ortaya kan yeni gereksinimler
ve bunlara ynelik yaplan hizmetlerin, merkezi ynetimden bir
btn halinde karlanmas iin gerekli olan uzmanlk ve iletme
bilgisinden eksiktir ve bu hizmetlerin her biri ayr bir iletme ve
ihtisas bilgisi gerektirmektedir. Bu nedenle merkezde, yer-mekan
itibariyle deil, hizmet itibariyle bir yerinden ynetim sistemi
uygulamasnn olmas zorunlu grnmektedir (KALABALIK,
2005: 122).
4. SRDRLEBLRLK VE YEREL YNETMLERE
YANSIMASI
Yerel ynetimler, Rio Konferansndan bu yana
srdrlebilir kalknmaya ynelik olduka nemli bir grup
olarak tanmlanmaktadr. Bu nedenle uluslararas grmelerde
yerel ynetimlerin rol ve nemi ele alnmaktadr (Yldrm ve
ner, 2003: 7).
UNDP ile Trkiye, srdrlebilir kalknma ilkelerini,
uygulamada uygulanmasn salamak amacyla yerel ve ulusal
almalar desteklemek zere, srdrlebilir kalknmaya
ynelik kresel yetki ve deneyimlerini kullanarak yllarca
birlikte hareket etmitir. rnein, Yerel Gndem 21 ve benzeri
uygulamalarn, yerel dzeydeki tartmalarda ve blgesel ve
merkezi dzeydeki planlamada srdrlebilir kalknma sreci
kilit bir unsur olarak ortaya kt grlmektedir. Gndem
21ler, Johannesburgda gerekletirilen 2002 Dnya
Srdrlebilir Kalknma Zirvesi'nde kresel anlamda en iyi
uygulama seilmi ve rnek olarak sunulmutur (POOLE, 2006:
14).
Habitat Gndeminde, srdrlebilir kalknmann
olmazsa olmaz olarak demokratik, insan haklarna saygl,
effaf, katlmc ve halka hesap veren ynetimler olduu
gsterilmektedir. Bu anlamda; son yllarn dikkat ekici kavram
olan ynetiim ilkesinin de temel erevesi izilmitir. Habitat
Gndemi'ni aktif bir biimde yaama geirilmesinin art, yerel
ynetimlerin, sivil toplum kurulularnn ve dier yerel aktrlerin

758

etkin katlm ve ortak almasdr. BM Habitat II Kent


Zirvesi, Rioda balatlan Yerel Gndem 21 hareketini, yerel
ynetimin kolaylatrc rolne deinerek, ynetiim
kavramnn temel ilkelerini n plana kararak ve yerel ynetim,
sivil toplum ve zel sektr genini tevik ederek, salamlatrp
ve gl temellere oturmas salanmtr. Zirve Uygulama Plan,
ayn zamanda srdrlebilir kalknma politikalarna daha st
dzeyde odaklanmak iin ulusal koordinasyon yaplarnn
(rnein srdrlebilir kalknma konseyleri), yerel dzey de
dahil olmak zere, kurulmasn veya glendirilmesini tevik
ediyor (Beyhan, 2008: 16).
5. YEREL YNETMLERN SRDRLEBLR
KALKINMADA SORUMLULUKLARI VE KATKILARI
Srdrlebilir kalknma, sonular itibariyle bir blgede
evresel dzenin bozulmas dnya zerinde evresel bozulmann
gerekletii blgeden ok uzakta olsa dahi baka bir yerde kt
sonular verebilmektedir. Bu nedenle srdrlebilir kalknma
kresel ama olarak grlmektedir. zm srecinde ise, her
toplum veya topluluun kendi somut politikalarn kendi
gereksinimleri
dorultusunda
gelitirip
uygulamas
gerekmektedir. Uluslararas ilikilerin gnmzde ald boyut
gz nne alndnda yerel, blgesel, ulusal ve uluslararas
srdrlebilirlik
almalarnn
uyumlu
yrtlmesini
kolaylatrmakta hatta zorunlu hale getirmektedir (Palabyk,
2005: 617).
1992 Rio Yeryz Zirvesinde srdrlebilir kalknma
21. yzyldaki, tm insanln ulalmas amalanan ortak bir
proje olarak benimsenmitir. evre ve kalknma sorunlaryla
baa klmasna ve srdrlebilir kalknma hedefine
ulalmasna ynelik ilkeleri ve hareket alanlarn ortaya koyan
Gndem 21 balkl Eylem Plan, Zirvenin temel kts olarak,
BM yesi lkelerce onaylanmtr. Gndem 21in, bir yandan
gnmzdeki sorunlar yenmeye alrken, te yandan da
dnyamz 21. yzyln tehditlerine kar hazrlamay
hedeflemektedir. Kalknma ve evre ibirliinde kresel
uzlamann ve politik vaatlerin en st dzeydeki ifadesi Gndem
21'dir. Gndem 21, tm program alanlarna ynelik finansman
politikalarnn belirlenmesi, uygulanabilir teknik ve ekonomik

759

aralarn belirlenmesi, merkezi ynetim-yerel ynetim


ilikilerinin yerinden ynetim anlay dorultusunda
glendirilip ynetiimin en iyi ekilde uygulanmas, yeni
kaynaklarn yaratlmas, hkmetler ve hkmet d kurulular
arasnda ibirliinin gelitirilmesi ve halkn etkin katlmnn
salanmas gibi ncelikler zerine kurulmutur. Dnya leinde
yerel ynetimler, Gndem 21 ile ilgili olarak, balca drt alanda
faaliyet gstermektedirler (Yerel gndem el kitab, 2005: 16):
- Bunlarn banda, 28. Blmde belirtilen Gndem
21'in desteklenmesinde yerel ynetimlerin giriimleri ile ilgili
faaliyetlerden olumaktadr. 28. Blm'nde yerel ynetimlerin,
halka en yakn ynetim birimi olarak srdrlebilir kalknma
konusundaki yaamsal durumlarnn alt izilmekte ve yerel
ynetimlere ynelik hedefler zerinde durulmaktadr. Gndem
21in Blm 24-27 ile 29-32 arasnda belirtilen ortaklklar ve
katlm, bu erevede yer almakta ve yerel ynetimlerin
sorumluluklarndan bahsedilmektedir.
- kinci olarak yerel ynetimler, Blm 3-22de
belirtilen sosyal ve ekonomik boyutlar ve kalknma iin
kaynaklarn korunmas ve ynetimi konularyla dorudan ya da
yakndan ilgili kurulular olarak eitli faaliyetlerde
bulunmaktadrlar.
- nc olarak, Birlemi Milletlerin, sulak alanlarn
korunmas, deniz ve hava kirlilii, zehirli atklarn denetimi,
iklim deiiklii, biyolojik eitliliin korunmas gibi konular
kapsayan uluslararas taahht belgeleri balamnda yerel
ynetimlere nemli bir noktada olduklar vurgulanmaktadr.
- Drdnc bir alan olarak yerel ynetimler, birliktelik
ve ibirlikleri oluturarak uluslararas dzeyde dayanma
faaliyetlerini yrtlmekte grevlerinden bahsedilmitir.
5.1. Yerel Ynetimlerin Sorumluluklar
Dorudan katlm ve seilmi yneticilerin vizyonu,
bulunduklar blgedeki planlama, gelime ve hizmetlerdeki
performans yerel ynetimlerin kendi roln yerine getirirken
salad baarlar hususunda nemli bir yeri bulunmaktadr
(Howlin, 1995: 8).
Yerel birimin yetkilileri kendi politikasna ve
uygulamalarna bakarak, evresel olarak ne kadar srdrebilir

760

olduklarn belirleyerek ve kurulu genelinde evresel olarak


sorumlu bir dnya grn gvence altna almak iin uygun
admlar atarak ok nemli dzeyde bir fayda salayabilir.
Srdrlebilirlii gelitirmek iin birka seenek ve prosedr
gz nne alnabilir: (Howlin, 1995: 9-10):
- evresel bir tzk veya grev bildirisi hazrlayp
uygulamak, evresel roln ve srdrlebilir kalknma srecine
olan baln belirlenmesi yoluyla yararl olabilmektedir. Temel
amalarn ve deerlerin bildirisi olarak ok dikkatli bir ekilde
gelitirilmeli, seilen yeler tarafndan ynlendirilmeli geni
apl bir reklamnn yaplmas ve yerel makamnn isel dsal
ileyii hakknda uygulamaya ynelik bir anlatm iermesi
olduka nemlidir. Tzk gelitirme sreci kendini incelemeyi,
kurumsal ball, yeni giriimleri tevik eder ve dier evresel
ve geliim kurumlara olumlu katklarda bulunabilir.
- Gnll bir evresel ynetim sistemi benimsenmelidir.
evre Ynetimi ve Denetleme Plan gibi sistemler, yerel ynetim
yneticilerine evre ile ilikilerini belirlemede yardmc olan,
etkileri
belirleyen
ak
bir
yap
salamak
iin
benimsenebilmektedir. Uygun politikalar ve mdahaleler
belirleyebilmek ve gelitirebilmek, bu mdahaleleri uygulamak
iin eylemleri ve hedefleri belirlemek ve uygun inceleme
raporlama mekanizmal odaklanm bir yrtme sistemine
nclk etme hususunda ynetim sistemleri olduka hayati bir
neme sahiptir.
- Yeil temizlik nlemlerini gzetmesi gerekmektedir.
Bteler hazrlanrken evresel amalar her zaman gz
nne alnmaldr. evresel politikalarn ama ve faaliyetleri
gerekletirilebilmesi iin kullanlacak ek harcamalar ve
yaplmas gereken zel organizasyonlar yaplabilmektedir. Yerel
ynetimler bu durumlarda mevcut kaynaklarn maksimize edilip
verimli kullanlmas salanmaldr. ve toplum karlarn ortak
giriimler ile toplanarak organizasyonlar dzenlemesi
gerekmektedir.
Bu herhangi bir isel stratejinin ok nemli bir paras,
fikirlerin kurulu dnda yaylmas sreci iin hayatidir ;
personel farknda ve kendini adam deilse, hibir tzk ya da
plan baarl bir ekilde uygulanamaz. Yetenekli ve kendini

761

adam personel bir kuruluun Yerel Gndem 21i uygulamaya


sokmas iin en nemli kaynaklardan biridir.
5.2. Yerel Ynetimlerin Katklar
Yerel ynetimler, sivil toplum kurulular gibi
kurumlar, srdrlebilir kalknma iin nemli bir yerde
bulunmaktadr. nemleri ksaca yle sralanmaktadr (Uphoff,
1992: 2):
- Yerel ynetimler bata olmak zere kurumlar,
kaynaklarn harekete geirilmesi ve kaynaklarn retimde uzun
dnem kullanlmas iin srdrlebilir kalknma iin olduka
nem arz etmektedir.
- Mevcut kaynaklarn verimli ve srdrlebilir
kullanm, yerel durumlar yorumlanarak ve yerele zg bilgi
dzeyi ile retilerek mmkndr.
- Mevcut kaynaklarn durumlarndaki deiiklikleri
izleyerek, yerel halkn bulunduu yerde daha abuk ve
maliyetleri en aza indirerek olmaktadr. nk yerel dzeydeki
aktrler, yerel olarak elde ettii bilgi birikimi ile kaynak
kullanmndaki deiikliklere, yerel karar alma mekanizmas ile
hzl bir ekilde uyum salayabilmektedir.
- Yerel kurumlarn her zaman kaynak ynetimi
uyumazlklarn zememesine ramen, bu kurumlar olmad
taktirde btn uyumazlklarn daha yksek seviyelerde, daha
yava ve daha az uygun sonularla ele alnmas gerekmektedir.
- nsanlarn davranlar toplumun kurallarna ve fikir
birliine baldr, bu nedenle evresel olarak esasl olan
uygulamalar devam ettirmek ya da tayin etmek bireysel tevik
ve inantan daha fazlasn gerektirmektedir.
- Kurumlar genel beklentiler ve bireysel karlarn
tesine geen bir dayanma altyaps yaratarak insanlar daha
uzun vadeli bir gre sahip olmalar iin cesaretlendirmektedir.
Kurumlar yasal olarak kabul edildiine gre, insanlar tevikler
ve yaptrmlar olmakszn itaat edebilir.
Baz yerel ynetim birimleri gelirler ve yetkiler
asndan zayf durumdadr. Bunlara rnek olarak ky yada
kk ile ynetimleri gsterilebilir. Ancak, gelir ve yetkiler
asndan

762

zerinde nemle durulmas gereken ynetim lekleridir.


Birincisi, dorudan bu alanlar doruya doal kaynaklar
kullanarak yaamlarn srdren insanlarn yaad yerlerdir.
Doa henz bozulmam ve hala kendini yenileyebilme
zelliini kaybetmemi olduundan, doay ayr bir aba sarf
etmeden koruma olanana sahiplerdir. Ky, yerel
ynetimlerinin alma biimi ve nfusun az oluu nedeniyle,
demokratik ileyiin etkin bir biimde gerekleme olana
bulunmaktadr. Bu olanaklardan yararlanabilmek iin eitim
dzeyinin ykseltilmesi, iletiim younluunun salanarak
evresel duyarlln artrlmas gerekmektedir (ZENGN, 2009:
121).
evre yasalarmz, ar merkeziyeti olan ynetim
yapmzn sonular olarak yerel ynetimlerimizi yeterli
grev, yetki ve sorumluluklarla donatmam, tarada il yneticil
erini n plana karmaktadr. Oysa yerel ynetimleri bu konuda
n plana karmak iin pek ok neden gereke olarak
gsterilebilmektedir (GERAY; 1998: 57):
1.
evre sorunlar, yerel toplumlar, illeri, kentleri, hatta lkeleri
anakaralar aan, hatta evrene uzanan boyutlar kazanmakta,
sorunlar belli bir yerde kmaktadr. ernobildeki kazann
yaratt
olumsuz
etkiler
bata Trkiye olmak zere pek ok lkeyi ieren ok geni bir
blgeye yaylm, fakat kirliliin, tehlikenin kt yer bellidir
ve belli bir kentleme noktas olan ernobildir. Bu nedenle,
evrensellik tamasna karn evre sorunlar, k olarak yerellik
nitelii tad grlmektedir.
2. Sorun kmadan ya da ktnda nlemek
gerekmektedir. Meydana gelen zararlar da en aza indirmek,
yerelde nlemler almay zorunlu hale getirmektedir. Bu hem
geleneksel yerel ynetim, hem de Avrupa Birliince
benimsenen hizmetin yerel halka yakn ynetim birimince
grlmesi (subsidiarity) ilkelerinin gerekliliini temsil
etmektedir.
3. 1992de, Riodaki Dnya evre Doruunda
benimsenen Gnden 21 bildirgesinde tahmin edildii gibi
lkelerin eylem planlar hazrlamas ve uygulanmas, Yerel
Gndem 21 gz nne alarak yaplmas gerekmektedir.

763

4. Trkiye Ulusal evre Stratejisi ve Eylem Plann Ma


ys 1998de yaymlanabilmitir. Baz evreye duyarl
belediyeler, Yerel Gnden 21 almalarn balatm ve kimi
uygulamalara
gemitir.
Ksacas,
yerel
eylem planlarnn lke eylem planndan nce yrrle
gemi olmas, belediyelerin konuyla yakn ilgisini
gstermektedir.
Demokratik eilimleri olmayan bir yerel ynetimin,
halk srdrlebilir kalknma konusunda katk salamas iin
ynetimin yanna ekmesi olduka zorlanaca aikardr. Yerel
evresel hizmetlerin verilmesinde ve sorunlarnn zlmesinde
halka katlmcl benimsetebilmi bir yerel ynetim bu baary
gsterebilir. Bu bilince sahip olmayan yerel halkn evre ile
ilgilenmesi ve ynetime yardm amal sorunlarn zmnde
yer alma imkan bulunmamaktadr (STE, 2005: 57-58).
Katlm, ayn zamanda evre ynetiminin uygulama
aralarndan birisini oluturmaktadr. evre ynetiminde tzel,
ekonomik, teknik ve toplumsal nitelikte birok aratan
faydalanmaktadr. Tzel aralar, ilgili yasalar, tzkler,
ynetmelikler olarak saylabilir. Ekonomik aralar, yatrmlar ve
zendirmeler ile insan davranlar doay koruyacak biime
getirilmelidir. Demokrasilerde nleyici ve katlmc evre
politikalarnn ve uygulamalarnn etkililii incelenir ve evre
ynetiminin etkili olarak yaama geirilmesi yalnzca uzmanlarn
ve bu konuda grev alanlarn deil, evreyi etkileyici faaliyette
bulunan ve bu faaliyetlerden etkilenen herkesin ortak abasn ve
katlmn gerektirmektedir. evre ynetimi, bu katlma dayal
yapsndan dolay halka karn ya da halkn katks olmadan
yrtlecek bir ynetim sistemi deildir (engl, 2002:27).
Trkiye gibi lkelerde krsal alanlar, her trl
endstriyel ve kentsel atklarn pl yaplrken, evre ve
insan sal bozulurken, yerel tepkiler olumaktadr. Az
gelimi lke ve blgelere hammadde ve i gc smrs,
endstri faaliyetleri ile evrenin grnt kirliliine neden
olmakta, yerel halk yaadklar yerlere atmakta, plerin
yaratldklar yerin dna atlmas Avrupa Komitesinin yaknlk
prensibi ilkesini ortaya koyma zorunluluunu ortaya koymutur
(Erdoan / Ejder, 1997:139).

764

Gelimekte olan lkelerde yerel ynetimlerin yerel


ynetim kurulularnn krsal ve kentsel yrelerde yerel
hizmetleri yrtmekte yeteri kaynaa sahip olmamalar
karlatklar en nemli sorunlardan biridir. Sahip olduklar
kaynaklarn byk bir blm merkezi otorite tarafndan
belirlenen ve aktarlan kaynaklardan olumaktadr. Ynetim
anlay asndan da yerel ynetimler merkezi otoritenin
denetimi altnda ve grev alanlarnda bamsz karar alabilme ve
bu kararlar uygulayabilme yetkisine sahip deildirler. Merkezi
ve yerel ynetimler aras grev ve sorumluluklar yeniden gzden
geirilmeli ve yerel sorunlarn zmnde ve yerel hizmetlerin
yerine getirilmesinde yerel ynetimlerin sorumluluklar daha st
dzeyde olmaldr. Bu srete de unutulmamas gereken nokta
yerel sorunlarn en kolay ve en hzl yerinde zlebilecei
gereidir (GZEL, 2001: 5).
SONU
Yerel ynetimler, blgesel koullara en yatkn ve
gerekenin yaplmas hususunda merkezi ynetime oranla ok
daha hzl bir yapya sahiptir. Yerel ynetimler bu balamda
olduka faydal kurulular olmas sebebiyle kalknma srecinde,
evreye duyarl bir ekilde ekonomik ve sosyal yapy gelitirici
rgtlenmenin olumasna zemin hazrlamaldr.
Srdrlebilir kalknma sreci doadaki kaynaklarn
retim srecinde ar kullanlp, harap edilmesine kar bir
politika ile donatlmtr. Bu srete zellikle gelimekte olan
lkelerde veya blgelerde kaynak kullanmnda etkinliin
salanamamas evre tahribat hususunda nemli bir sorundur.
Yerel ynetimler, ekolojik dengeyi salayc politikalar
uygulanmasnn salanmas ancak evresel politikalar
destekleyici bir kanunla olmaktadr. Yaplan uluslar aras
anlamalarn yannda mutlaka yerel dzeyde bir srdrlebilir
kalknmay destekleyici kanunlar oluturulmas gereklidir.
Kalknmann
salanmas
iin
uygulanan
politikalar
srdrlebilir kalknma kurullar oluturulup, gr alnarak
yrrle konulmas gerekmektedir. Bu sreteki handikap
uygulanacak politikann sreci uzam olacaktr. Bu durum ise,
srenin ak bir ekilde belirlenmesiyle ortadan kalkacaktr.

765

Yerel ynetimlerin srdrlebilirlik kavramn


ncelikle kendi politikalarn uygulayan personeline alamas
gerekmektedir. nk, srdrlebilir kalknma politikalar
uygulanmas iin altyapy oluturacak ve uygulayacak olan
personelin bu nemi st yneticilerle birlikte kavramas
gerekmektedir.
Yerel ynetimler, srdrlebilir kalknma kavramyla
ok uyumlu grnmektedir. Fakat, ynetiim anlamnda
uyumlatrabilmek ancak yasalarla olabilmektedir. Mali ve gelir
yaratma anlamnda yerel ynetimlere evresel vergileri
koyabilmelidir. Ayn zamanda blgelerinde srdrlebilir
kalknma srecinde kullanlabilecek, yenilenebilir enerji
kaynaklarna veya evre korunmasna ynelik almalarda
kullanabilme yetkisi verilmesi gerekmektedir.
Yerel aktrlerin srdrlebilir kalknma konularnda
yapaca faaliyetlerde kimi zaman akmalar olmaktadr. Bu
anlamda ayn amaca ynelik yaplacak olan faaliyetler bir olarak
yaplmaya allmas gerekir. Bylelikle, ok maliyetli olan
yenilenebilir enerji kaynaklar gibi yatrmlar bylelikle daha
rahat yaplabilir.
Srdrlebilirlik ksa vade de kalknmay yavalatc bir
durum olarak grlebilir. Kaynaklarn olabildiince kullanlp
hzl ekonomik refaha ulama kaygs yksek olduu durumlarda
srdrlebilirlii ok nemi kalmamaktadr. Bu durumlarda
srdrlebilirlik bilinci, ekonomik refah arttrma kaygsndan
daha az nemlidir. Bu tr durumda yaplacaklardan en nemlisi
eitim ile srdrlebilirlik bilincinin gelitirilmesidir. Aksi
durumda hzl ekonomik refah arttrma kaygs ile kaynak
kullanm tahribat ykselecek, gelecek nesillerin kaynak
kullanm hakkn snrlandrlacaktr.
Yerel makamlarn evre zerindeki direkt etkisi u gibi
nlemler aracl ile gelitirilebilir:
Binalarda, hizmette ve ekipman kullanmnda enerji
tasarrufu salanmas gerekmektedir. Kaak kullanmn en aza
indirilmesi iin denetim mekanizmasnn olduka aktif olarak
kullanlmas gerekmektedir.

766

Geri dnml rnlerinin ve geri dnm


tesislerinin kullanlmas ile atklarn evreye tekrar kaynak
salamadan geri dnm salanmaldr.
hale artnamelerinde evre dostu rnlere ve israf
nlemeye ynelik maddeler konulmas gerekmektedir.

767

KAYNAKA
ADIGZEL, ., (2003), Yerel dzeyde Ynetime Katlm ve
yerel ynetim srecindeki ilevleri asndan Yerel
gndem 21: Malatya Belediyesi Yerel Gndem 21
rnei, ada Yerel Ynetimler, Cilt 12, Say 1.
AKSU, C., (2011), Srdrlebilir Kalknma ve evre, Gney
Ege
Kalknma
Ajans,
(http://www.geka.org.tr/yukleme/dosya/f6574f6e6b0a8
d70a27bfbde52c53a47.pdf).
ALAGZ, M., (2004), Srdrlebilir Kalknmann
Paradigmas, Seluk niversitesi BF Sosyal ve
Ekonomik Aratrmalar Dergisi, 4/8, ss. 1-23.
ARMAAN, R., ARMAAN, A., (2012), Finance Of Global
Goods In Sustainable Development: Applicability Of
Global Taxation, 3. International Symposium on
Sustainable Development, Sarajevo, ss. 174-188.
BEER, A., MAUDE, A., (2002), Local and Regional Economic
Development Agencies in Australia, Report Prepared
for the Local Government Association of South
Australia Flinders University.
BEYHAN, E., (2008), Srdrlebilir Kalknma-evre ve Yerel
Ynetimler, Yerel Siyaset, Say 35.
CLARK, J., (1996), Kalknmann Demokratiklemesi, (ev.)
URAL, S., TV Yaynlar, Ankara.
DERDMAN, R., (2005), Cengiz, Yeni Dzenlemelere Gre
Yerel Ynetimler, Aktel, stanbul.
DES JARDINS, J., R., (2006), evre Etii, (ev.) KELE R.,
mge Kitabevi, Ankara.
DPT, (1996), Yedinci Be Yllk Kalknma Plan (1996-2000),
Ankara.
DULUPU, M., A., (2006), Blgesel Politikalar Kopyalanabilir
Mi? Blgeselle(tir)me (Ynetim) Karsnda (Yeni)
Blge(sel)cilik (Ynetiim), Blgesel Kalknma ve
Ynetiim Sempozyumu, Ankara.

768

DULUPU, M. A., (2000), Srdrlebilir Kalknma


Politikasna Ynelik Gelimeler, D Ticaret Dergisi,
S:20,
46-70,
2000,
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/Tanitim
KoordinasyonDb/politika.doc
EMREALP, S., (2005), Yerel Gndem 21 Uygulamalarna
Ynelik Kolaylatrc Bilgiler El Kitab, Iula-Emme
(Uclg-Mewa) Yayn.
ETHEM ATAY, E., (2009), dare Hukuku, 2. Bas, Turhan
Kitabevi, Ankara.
ERDOAN, ., EJDER, N., (1997), evre Sorunlar Nedenler
zmler, Doruk Yaynevi, Ankara.
EROLU, H., T., (2010), Srdrlebilir Yerel Kalknma ve Kent
Konseyleri, Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, Say 26.
FLAMMANG, R., A., (1979), Economic Growth and Economic
Development:
Counterparts
or
Competitors?,
Economic Development and Cultural Change, Vol:28,
No 1, October, Published by: The University of Chicago
Press.
GERAY, C., (1998), Yerel Ynetimler ve evre, ada Yerel
Ynetimler Dergisi, Cilt: 7, Say: 3.
GL, H., (2008), Yerinden Ynetim Kavramnn Geliimi,
Tanm, Trleri ve zellikleri, Trkiyede Yerel
Ynetimler, (Ed.) BOZLAAN, R., DEMIRKAYA,
Y., Ankara.
GRTL ., BLGEN, P., AKGNER, T., (2008), dare Hukuku,
3. Bas, Der yaynlar, stanbul.
GZEL, A., (2001), "Srdrlebilir Kalknmada Yerel
Ynetimlerin Mali Sorumluluklar", evre ve
Srdrlebilir Kalknma Paneli, Vizyon 2023.
HARIS, J., (2000), Basic Principles of Sustainable Development,
Global Development and Environment Institute.
HOWLIN, B., (1995), Local Authorities and Sustainable
Development Guidelines on Local Agenda 21,

769

(http://www.environ.ie/en/Environment/LocalAgenda2
1/PublicationsDocuments/FileDownLoad,1833,en.pdf).
KALABALIK H., (2005), Avrupa Birlii lkeleriyle
Karlatrmal Yerel Ynetim Hukuku TeoriUygulama, Ankara.
KESKN, H., SUNGUR, O., (2010), Blgesel Politika
Ekseninde Yaanan Dnm: Trkiyede Kalknma
Planlarnda Blgesel Politikalarn Deiimi, SD Fen
Edebiyat Fakltesi Sosyal Bilimler Dergisi, Say:21.
MUNASINGHE, M., (2011), Addressing sustainable
development and climate change together using
sustainomics, Wiley Interdisciplinary Reviews:
Climate Change, Cilt 2, Yayn 1.
OAKLEY, P., GARFORTH, C., (1985), Guide to extension
training, FAO Training Series, No:11, FAO, Rome,
Italy.
PALABIYIK, H., (2005), Srdrlebilirlik ve Yerel Ynetimler:
Uygulanabilirlii ve lm zerine, Yerel Ynetimler
zerine Gncel Yazlar-1: Reform, H. zgr, M.
Ksecik (Ed.) Nobel Yaynlar, Ankara.
PAWLOWSKI, A., (2008), How many dimensions does
sustainable
development
have?,
Sustainable
Development, Cilt 16.
PEETERS, J., (2012), Social Work and Sustainable
Development: Towards A Social-Ecological Practice
Model, Journal of Social Intervention: Theory and
Practice, Cilt 21, Say 3.
POOLE, S., (2006), AB Katlm Srecinde Trkiye iin
Srdrlebilir
Kalknma
Yaklamlar,
Al
konumas, Ankara.
UPHOFF, N., (1992), Local Institutions and Participation for
Sustainable Development.
STE, R.B., (2005), Yerel Ynetimlerde Demokratikleme,
Trk dare Dergisi.

770

ENGL, M., (2002), evre Ynetimine Halk Katlm Yolu


Olarak Belediye Ynetimine Halk Katlm,ada
Yerel Ynetimler Dergisi, Cilt:11, Say:2, Ankara.
ENGL, R., (2010), Yerel Ynetimler, Kocaeli.
T.C.

EVRE
VE
ORMAN
BAKANLII,
http://www2.cevreorman.gov.tr/Ucep.html.

T.C. KALKINMA BAKANLII, Trkiye'nin 2012 Birlemi


Milletler Srdrlebilir Kalknma Konferansna
(Rio+20) Hazrlklarn Desteklenmesi, Rio'dan Rio'ya:
Trkiye'de Srdrlebilir Kalknmann Mevcut
Durumu, 2012.
TIRA, H., H., (2012), Srdrlebilir Kalknma ve evre :
Teorik Bir nceleme, Kahramanmara St mam
niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Dergisi, Cilt 2,
Say 2.
YARDIMCI, M., (2006), Srdrlebilir Kalknma zerine Yerel
Giriimler-Trkiyede
Yerel
Gndem
21ler,
Trkiyenin Srdrlebilir Kalknma Deneyimleri ve
Ab yelik Sreci in Almlar, Ankara.
YILDIRIM, U., NER, ., (2003), Srdrlebilir Kalknma
Yaklamn
Trkiye'ye
Yansmalar:
GAP'ta
Srdrlebilir Kalknma ve Yerel Gndem 21, ada
Yerel Ynetimler, Cilt 12, Say 4.
ZENGN, E., (2009), Yerel Ynetimler
Journal of Qafqaz University.

771

ve

evre,

772

TRKYEDE 6360 SAYILI BYKEHR BELEDYE


KANUNUNUN GETRD YEN MAL
DZENLEMELER
Yrd. Do. Dr. Ceyda ATAF
Dr. Driye TOPRAK
Ar. Gr. Serdar YAY
ZET
Trk kamu ynetiminde nemli deiiklikler meydana
getiren 6360 sayl 14 lde Bykehir Belediyesi ve 26 ile
kurulmas ile Baz Kanun ve Kanun Hkmnde Kararnamelerde
Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun, 06.12.2012de yrrle
girmitir. Gndeme geldii ilk andan itibaren ciddi tartmalara
yol aan bu Kanun ile Trkiyede bykehir belediye
sisteminde siyasi, idari ve mali anlamda deiikler meydana
gelmitir. ncelikle Trkiyedeki bykehir belediyesi says
16dan 30a ykselmi, bu belediyelerde il zel idarelerinin ve
kylerin tzel kiilii kaldrlmtr.
Bu almada, ncelikle Trkiyede bykehir
belediyelerinin geliimine deinilecek ve 6360 sayl Kanun ile
getirilen deiiklikler ele alnacaktr. Daha sonra sz konusu
Kanunun etkileri idari, siyasi ve mali adan incelenecektir.
almamzda zellikle Kanunun mali anlamda getirdii
deiiklikler detayl bir ekilde deerlendirilecek ve son ksmda
6360 sayl Kanun ile ilgili genel bir deerlendirme yaplacaktr
(JEL Kodu: H70, H72).
Anahtar Kelimeler: Trkiye, Mahalli dareler, 6360
Sayl Kanun.
THE NEW FINANCIAL REGULATIONS BROUGHT
WITH THE METROPOLITAN MUNICIPALITIES LAW
NO: 6360 IN TURKEY
ABSTRACT
*

Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., ceydasataf@sdu.edu.tr


Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., duriyetoprak@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., serdaryay@sdu.edu.tr

773

The Law No. 6360 on the Establishment of Fourteen


Metropolitan Municipalities in Fourteen Provinces and Twentysix Districts and Amending Certain Laws and Decree-laws which
brings significant changes in Turkish public administration
entered into force on 6 December 2012. With this law that leds
to serious debates from the first moment it came up, changes in
terms of political, administrative and financial took place in the
Metropolitan Municipality System of Turkey. Primarily, The
number of metropolitan municipalities in Turkey increased to 30
from 16, the legal entity of special provincial administrations and
villages were dissolved in this municipalities.
In this study, firstly, the development of metropolitan
municipalities in Turkey will be referred and the changes brought
with the law no. 6360 will be discussed. Afterwards, the effects
of so-called law will be analyzed in terms of administrative,
political and financial. In our study the financial changes brought
with the law will especially be evaluated and an overall
assessment about the law no. 6360 will be made (JEL Code: H70,
H72).
Key Words: Turkey, Local Governments, The Law No.
6360
GR
Trkiyede 1980li yllar ve sonras zel bir nem
tamaktadr. Bu dnemde temelleri atlan byk ekonomik
dnmn zerinde ykselecei ynetsel deiimlerin oluum
sreci halen devam etmektedir. 2003 ylnda kabul edilen ancak
yrrle girmeyen Kamu Ynetimi Temel Kanunu ve daha
sonra kabul edilen 5018 sayl Kamu Mali Ynetimi ve Kontrol
Kanunu ile balayan sre ise toptan bir deiimin Trkiyede
Bykehir Belediyesi Sistemi ve 6360 Sayl Yasa
gerekletirilmesi ynnde atlm olan ilk byk ve nemli
admlard. Yerel ynetimlerdeki reform srecinin devam ettiini
gsteren bir baka gelime de 2011 ylnn Haziran aynda
yaplan genel seimler ncesinde kimi il belediyelerinin
bykehir
belediyesine
dntrleceine
ynelik
aklamalard. 2012 ylnn Mays aynda ise bu hazrlk
almalarnn olgunlat yaplan yeni aklamalarla netleti ve
youn tartmalarn ardndan 6 Aralk 2012 tarihinde 6360

774

Sayl On lde Bykehir Belediyesi ve Yirmi Alt le


Kurulmas le Baz Kanun ve Kanun Hkmnde Kararnamelerde
Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun adyla yasalat.
Yeni yasa ile birlikte idari alanda, mali sistemde, siyasal
corafya, temsil ve katlmda, personel yaps, hizmet sunumu ile
imar ve planlama dzeninde nemli deiiklikler sz konusu
olmutur.
Bu almada yukarda belirtilen alanlardaki deiimler
esas alnarak ortaya konacaktr. ncelikle 6360 sayl kanunun
oluturulma gerekesi, ikinci blmde 6360 sayl kanunla
yaplan deiiklikler, son olarak da 6360 sayl yasayla yaplan
mali deiiklikler ayrntl olarak incelenecektir.
1. 6360 SAYILI KANUNUN GEREKELER
Trkiyede 12 Eyll 1980den sonra balayan
bykehir belediyesi konusundaki almalar sz konusu
tarihten itibaren devam etmi ve son olarak 12.11.2012 tarih ve
6360 sayl 14 lde Bykehir ve 27 le Kurulmas Hakknda
Kanunun 06.12.2012 tarih ve 28489 sayl Resmi Gazetede
yaymlanmasyla bykehir belediyelerinin grev, yetki ve
snrlaryla ilgili kkten deiiklikler meydana gelmitir.
zellikle son yllarda kamuoyunda tartlan Trkiyedeki
bykehir belediyesi sistemine nemli yenilikler getiren ve
5216 sayl Bykehir Belediyesi Kanununda deiiklikler
ngren 6360 Sayl Kanunun baz hkmleri yaym tarihinde;
baz hkmleri ise 30.03.2014 tarihinde yaplan mahalli idareler
genel seimi ile yrrle girmitir.
Dnyadaki deien ynetim paradigmalar ve bu
deiimle ortaya kan yeni deerler Trkiyede son olarak
10.07.2004 tarihinde kabul edilen 5216 sayl Bykehir
Belediyesi Kanunu ile ekilleen bykehir belediyesi

12.11.2012 tarih ve 6360 sayl On lde Bykehir Belediyesi ve 26 le


Kurulmas ile Baz Kanun ve Kanun Hkmnde Kararnamelerde Deiiklik
Yaplmasna Dair Kanun, 14.03.2013 tarihli ve 6447 sayl Kanunun 1 inci
maddesiyle deiiklie uram; sz konusu Kanunun balnda yer alan On
ibaresi On Drt olarak, Yirmi Alt ibaresi Yirmi Yedi olarak
deitirilmi ve 1 inci maddesinin birinci fkrasnda yer alan Mula,
ibaresinden sonra gelmek zere Ordu, ibaresi eklenmitir.

775

sisteminde ciddi anlamda deiiklikler yapma gerei dourmu


ve gelinen srete idari, ekonomik ve sosyal nedenlerle yeni
bykehir belediyelerinin kurulmas ihtiyacn beraberinde
getirmitir. 6360 Sayl Kanunun Genel Gerekesinde, Mevcut
yerel ynetim yaps ile yerel nitelikteki kamu hizmetlerinin etkin
ve verimli bir ekilde sunulmas olana kalmayan baz illerde,
bu hizmetlerinin vatandalarmzn artan beklentilerini
karlayabilecek nitelik ve kabiliyetle donatlm, ideal lekte
etkin hizmet sunma potansiyeline sahip yerel ynetimlerce
salanmas ngrlmekte ve bu dorultuda dzenleme
yaplmaktadr. ifadesi yer alm; bylece bykehir
belediyelerinde pek ok adan deiiklikler ngren Kanun
yrrle girmitir (T.C. Babakanlk Kanunlar ve Kararlar
Genel Mdrl, 2012: 6-9).
6360 Sayl Kanun hakkndaki tartmalar henz tasar
aamasnda iken balam ve pek ok farkl gr dile
getirilmitir, kanun teklifini de veren AK Parti Hkmeti
Kanunun amacn: Hizmet siyasetinin, dolaysyla ada
belediyecilik anlaynn gereklilii olan en yksek verimlilikle,
hzl ve kaliteli hizmet btnlnn salanmas olarak
belirtmitir (Ak Parti Yerel Ynetimler Bakanl, 2012: 9).
Cumhuriyet Halk Partisi ise sz konusu Kanunun yerel
demokrasinin geliimini engellediini ve katlmc demokrasi
kanallarn zayflatp; ynetim yapsn yeni bir kaosa
srkleyeceini, bununla birlikte kentsel ve krsal alanlarda
yaayan vatandalarn hak ve yararlarna aykr olduunu ne
srmtr (CHP Yerel Ynetimler Bakanl, 2013: 3).
Milliyeti Hareket Partisi ise Kanunu eyalet sistemi iddialar
erevesinde eletirmi ve sz konusu Kanunun devletin niter
yapsn zedeleyip; idarenin birliini sakatladn ve merkezden
ynetim modelini andrdn savunmutur (MHP Yerel
Ynetimler Bakanl, 2013: 6).
2.
6360
SAYILI
DEKLKLER

KANUNUN

GETRD

lkemizde, parlamentoda gl tek bir partinin


desteini alan 59. Hkmet dneminde kamu ynetimi ve yerel
ynetimler reformu almalar hz kazanmtr. 2004 ylnda
5216 sayl Bykehir Belediye Kanununun karlmas ile

776

yerel ynetimler reformu balamtr. Bu gelimeyi 5272 sayl


Belediye Kanunu (2004), 5302 sayl l zel dare Kanunu
(2005), 5355 sayl Mahalli dare Birlikleri Kanunu (2005), 5393
sayl Belediye Kanunu (2005), 5445 sayl Mahalli dare
Birlikleri Kanununda Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun
(2006), 5449 sayl Kalknma Ajanslarnn Kuruluu,
Koordinasyonu ve Grevleri Hakknda Kanun (2006) ile 5779
sayl l zel darelerine ve Belediyelere Genel Bte Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakknda Kanun (2008) izlemitir
(Gnal, 2013: 127-128).
En son yasalaan ve 06.12.2012 tarihinde Resmi
Gazetede yaynlanm olan 6360 sayl On Drt lde
Bykehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi le Kurulmas le Baz
Kanun Ve Kanun Hkmnde Kararnamelerde Deiiklik
Yaplmasna Dair Kanun ise Trkiyede yeniden ekillenen
bykehir belediye sisteminde birok alanda nemli
deiiklikler meydana getirmitir.
2.1. 6360 Sayl Kanunun Getirdii dari Deiiklikler
6360 Sayl Kanun 5216 Sayl Bykehir Belediye
Kanununda idari anlamda nemli deiikler yapmtr. Bu
deiiklikler daha en bandan bykehir belediyesinin
tanmnda karmza kmaktadr. 6360 Sayl Kanun ile 5216
Sayl Kanunda En az ile veya ilk kademe belediyesini
kapsayan, bu belediyeler arasnda koordinasyonu salayan;
kanunlarla verilen grev ve sorumluluklar yerine getiren,
yetkileri kullanan; idari ve mali zerklie sahip ve karar organ
semenler tarafndan seilerek oluturulan kamu tzel kiisi
olarak tanmlanan bykehir belediyesi Snrlar il mlki snr
olan ve snrlar ierisindeki ile belediyeleri arasnda
koordinasyonu salayan; idari ve mali zerklie sahip olarak
kanunlarla verilen grev ve sorumluluklar yerine getiren,
yetkileri kullanan; karar organ semenler tarafndan seilerek
oluturulan kamu tzel kiisi olarak deitirilmitir. Bylece;
bykehir belediyesinin snr ilin mlki snr olarak
geniletilmitir.

5216 sayl Bykehir Belediye Kanunu daha nce yrrle girmise de,
bykehir belediyesi sonuta bir belediye olduundan kimi dzenlemeler iin
5393 sayl Belediye Kanunu hkmleri geerlidir. Belediye Kanunu ile i ie
yrrlkte olduundan 5216 sayl yasada bykehir belediyelerinin grevleri

777

Trkiyede 5216 Sayl Kanuna gre Adana, Ankara,


Antalya, Bursa, Diyarbakr, Erzurum, Eskiehir, Gaziantep,
stanbul, zmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun ve
Sakarya olmak zere toplam 16 olan bykehir belediyesi
says; 6360 Sayl Kanunun 5. Maddesinde belirtilen: Toplam
nfusu 750.000den fazla olan illerin il belediyeleri kanunla
bykehir belediyesine dntrlebilir. ifadesi ile Aydn,
Balkesir, Denizli, Hatay, Kahramanmara, Malatya, Manisa,
Mardin, Mula, anlurfa, Tekirda, Trabzon, Van ve son olarak
da Ordu illerinin, snrlar il mlki snrlar olmak zere ve ayn
adla bykehir belediyesi olarak kurulmas ve bu illerin il
belediyelerinin bykehir belediyesine dntrlmesiyle 30a
kmtr.
Bylelikle, bykehir belediyesinin tanm ve
bykehir belediyesi olma ltleri deimektedir. Yeni
dzenlemeyle, bir kent belediyesinin bykehir belediyesi
olmas iin gereken artlar hafifletilmektedir. Buna gre, daha
nce bir kent belediyesinin bykehir belediyesi olmas iin
gereken kent merkezi ve on kilometre evresinin nfusunun 750
bin olma art esnetilerek, yalnzca 750 bin nfusa sahip olma
art getirilmekte, 5216 sayl Kanunda yer alan bir kentin
bykehir olmas iin gereken fiziki yerleme durumu ve
ekonomik gelimilik artlar gibi nfus dndaki ltler
kaldrlmaktadr. Bu durum bykehir olma isteindeki
kentlerin ve kamuoyunun beklentilerini artrr nitelikte
grnmektedir (Karasu, 2013: 5-6).
Aada Tablo 1de 6360 Sayl Kanun ile bykehir
belediyesine dntrlen iller ve nfuslar verilmitir.
Tablo 1: 6360 Sayl Kanun ile Bykehir Belediyesine
Dntrlen llerin Nfuslar (2013)

ayrntl olarak liste ilkesine uygun olarak sralanmakla birlikte; snrlar iindeki
mahalli mterek nitelikteki tm kentsel gereksinimler btnlk bir bak as
ierisinde bykehir belediyesinin yetki ve sorumluluu altna braklmtr.
5216 sayl yasada bykehirler hinterlandlar ile bir btn olarak dnlm,
bir anlamda idarenin btnl ilkesinin merkezi ynetim yerine bykehir
belediyelerince gzetilmesi planlanmt. 6360 sayl yasa ise bu anlay daha
ileri gtrerek bykehir belediyesi snrlarn il mlki snrlar olarak
dzenlemektedir (Gnal, 2013:129).

778

Bykehir
Belediyesi

Nfus

Bykehir
Belediyesi

Nfus

Aydn

1.020.957

Mardin

779.738

Balkesir

1.162.761

Mula

866.665

Denizli

963.464

Ordu

731.452

Hatay

1.503.066

anlurfa

1.801.980

Kahramanmara

1.075.706

Tekirda

874.475

Malatya

762.538

Trabzon

758.237

Manisa

1.359.463

Van

1.070.113

Kaynak: TK, 2013.


6360 sayl Kanun ile kurulan yeni bykehir
belediyeleri dnda; bykehir belediyeleri bnyesinde ayn
zamanda 27 yeni ile kurulmutur. Bunun yannda pek ok
bykehir belediyesinde idari ballk ve snr deiiklikleri de
gereklemitir. Aada Tablo 2de sz konusu Kanun ile
kurulan yeni ilelere yer verilmitir.
Tablo 2: 6360 Sayl Kanun ile Bykehir Belediyelerinde
Kurulan Yeni leler
Bykehir Belediyesi

le / leler

Aydn

Efeler

Balkesir

Karesi, Alteyll

Denizli

Merkezefendi, Pamukkale ()

Hatay

Antakya, Defne, Arsuz, Payas

Pamukkale ilesi, Akky ilesine yeni mahallelerin dahil edilmesiyle birlikte


ilenin merkezinin sz konusu bu mahaller olarak deimesi ve isminin de
Pamukkale olarak deitirilmesiyle oluturulmutur.

779

Kahramanmara

Dulkadirolu, Onikiubat

Manisa

ehzadeler, Yunusemre

Mardin

Artuklu

Mula

Mentee, Seydikemer

Ordu

Altnordu

anlurfa

Eyybiye, Haliliye, Karakpr

Tekirda

Sleymanpaa, Kapakl, Ergene

Trabzon

Ortahisar

Van

Tuba, pekyolu

Zonguldak

Kilimli, Kozlu

Kaynak: 6360 Sayl Kanun, Md. 2.


6360 sayl Kanun ile bykehir belediyelerinde
yaayan nfus nemli lde artm, toplam nfusun yaklak
drtte ; yani yaklak 56 milyon kii bykehir belediyesine
tabi olmutur. Aada Tablo 3de Trkiyede belediyelerde
yaayan toplam nfus verilmitir.
Tablo 3: Trkiyenin Nfusuna Gre Belediyelerde Yaayan
nsan Says (2013)
Belediye Tr

Yasa ncesi Durum

Yasa Sonras Durum

Bykehir
Belediyeleri

35 Milyon

56.5 Milyon

Belediyeler

29 Milyon

12 Milyon

Kaynak: TK, 2013.


Trk idare sisteminde nemli yere sahip olan il zel
idareleri 6360 sayl Kanun ile btn bykehirlerde kaldrlm
ve il zel idarelerinin yerine sz konusu kanunun 34. maddesine

780

gre: Bykehir belediyelerinin bulunduu illerde kamu


kurum ve kurulularnn yatrm ve hizmetlerinin etkin olarak
yaplmas, izlenmesi ve koordinasyonu, acil ar, afet ve acil
yardm hizmetlerinin koordinasyonu ve yrtlmesi, ilin
tantm, gerektiinde merkezi idarenin tarada yapaca
yatrmlarn yaplmas ve koordine edilmesi, temsil, tren,
dllendirme ve protokol hizmetlerinin yrtlmesi, ildeki kamu
kurum ve kurulularna rehberlik edilmesi ve bunlarn
denetlenmesini gerekletirmek zere valiye bal olarak Yatrm
zleme ve Koordinasyon Bakanl kurulmutur. Bylece sz
konusu Kanun ile valilerin grevleri yeniden tanmlanm ve
etkinlikleri de artmtr. Yatrm zleme ve Koordinasyon
Bakanlnn grev, yetki ve sorumluluklar 04.04.2014 tarih
ve 28962 Sayl Yatrm zleme ve Koordinasyon Bakanl
Grev, Yetki ve Sorumluluklar ile alma Usul ve Esaslarna
Dair Ynetmelik ile belirlenmitir. Bununla birlikte kaldrlan il
zel idarelerinin hak, alacak ve borlar, personeli, tanr ve
tanmazlar komisyon kararlaryla bykehir olan belediyelere
aktarlmas hususu da Kanunda belirtilmitir.
6360 sayl Kanun ile bykehir belediyelerine bal
ky ve belde belediyelerinin tzel kiilii kaldrlarak kyler
mahalle, belde belediyeleri de beldelerin ismiyle ve tm
mahalleleriyle birlikte tek mahalle olarak bal olduu ilenin
belediyesine katlmtr. Tzel kiilikleri kaldrlan ky ve belde
belediyelerinin hak, alacak ve borlar, personeli, tanr ve
tanmazlar ile tasfiye ve devirleri ilgili hususlar da Kanunda
ayrca belirtilmitir. Buna gre 30 bykehir belediyesinin
tamamnda kapatlan il zel idarelerinin yan sra, 1.076 belde
belediyesi ve 16.577 kyn tzel kiilii de sona ermitir. Ayrca
bykehir belediyelerinin snrlarndaki bucaklar ve bucak
tekilatlar kaldrlmtr. Bykehir belediyelerinin dndaki
51 ilde de toplam 503 belde belediyesi kapatlmtr. Aada
Tablo 4de Trkiyede ki toplam belediye says trlerine gre
6360 sayl Kanun ncesi ve sonras olarak kyaslanmtr.
Tablo 4: Trlerine Gre Belediye Saylar
Belediye Tr

Yasa ncesi Durum

Yasa Sonras Durum

Bykehir Belediyesi

16

30

781

Bykehir le
Belediyesi

143

519

l Belediyesi

65

51

le Belediyesi

749

398

Belde Belediyesi

1977

357

Toplam

2950

1354

Kaynak: Dalg, 2014.


6360 sayl Kanun ile bykehir belediyesi olan
yerlerde ayrlma yoluyla belde kurulabilmesi iin nfus art
50.000den 20.000e drlm, belediye snrlar iinde
mahalle olabilmek iin asgari nfus ise 500 olarak belirlenmitir.
6360 sayl Kanunda mahalli idare birlikleri ile ilgili
dzenlemeler yaplm; amalar ortadan kalkan baz mahalli
idare birlikleri ortadan kaldrlmtr. Kanun ile 26.05.2005
tarihli ve 5355 sayl Mahalli dare Birlikleri Kanunu deiiklii
uram; yelerinin tamamnn il zel idarelerinden olutuu
birliklerin bakannn birlik merkezinin bulunduu ilin valisi
olma koulu deitirilip, ye illerin valileri arasndan Kanunda
belirtilen usullerle seilme esas getirilmitir.
2.2. 6360 Sayl Kanunun Getirdii Siyasi Deiiklikler
Yeni Kanun hakknda pek ok gr dile getirilmi;
tartmalar Kanunun TBMMde grld andan itibaren
devam etmektedir. Bu tartmalarn zellikle Kanunun getirdii
siyasi dzenlemeler zerine olduu grlmekte; lkenin niter
yapsnn tahrip edilmesinden; federasyona dayal bir sisteme
altyap olduuna, Anayasaya aykrlndan iktidar partisinin
oylarn arttrmaya ynelik bir hamle olduuna dek pek ok gr
dile getirilmektedir.
6360 sayl Kanun ile 18.01.1984 tarih ve 2972 sayl
Mahalli dareler ile Mahalle Muhtarlklar ve htiyar Heyetleri
Seimi Hakknda Kanunun 4. maddesi de deiiklie uramtr.

Tartma ve eletiriler iin Bkz. ukurayr, 2012; Gzler, 2013; zsalmanl ve


Pank, 2012; Milliyeti Hareket Partisi Yerel Ynetimler Bakanl, 2013.

782

Bu madde Bykehir belediye bakannn seiminde seim


evresi, bykehir belediye snrlarndan oluur. olarak
deimi; bylece Belediye Bakannn seim evresi de mlki
idare snrlar olmutur. 30.03.2014 tarihinde yaplan mahalli
idareler genel seimlerine gre 30 ildeki bykehir belediye
bakanln kazanan siyasi partiler aada Tablo 5te
gsterilmitir.
Tablo 5: 30.03.2014 Tarihli Mahalli dareler Genel Seimlerine
Gre Bykehir Belediye Bakanlklarn Kazanan Siyasi
Partiler
Bykehir Belediyesi

Siyasi

Bykehir Belediyesi

Parti

Siyasi
Parti

Adana

MHP

Kayseri

AK Parti

Ankara

AK Parti

Kocaeli

AK Parti

Antalya

AK Parti

Konya

AK Parti

Aydn

CHP

Malatya

AK Parti

Balkesir

AK Parti

Manisa

MHP

Bursa

AK Parti

Mardin

Bamsz

Denizli

AK Parti

Mersin

MHP

Diyarbakr

BDP

Mula

CHP

Erzurum

AK Parti

Ordu

AK Parti

Eskiehir

CHP

Samsun

AK Parti

Gaziantep

AK Parti

Sakarya

AK Parti

Hatay

CHP

anlurfa

AK Parti

stanbul

AK Parti

Tekirda

CHP

zmir

CHP

Trabzon

AK Parti

783

Kahramanmara

AK Parti

Van

BDP

Kaynak: http://secim.haberler.com/2014/, 2014.


6360 sayl Kanunla, bykehir belediyelerinin yetki
alannn il snrlarna geniletilmesiyle; hem il genelinde hem de
ile belediyeleri zerindeki siyasi etkisi artrlmaktadr. Sz
konusu Kanunun 11. maddesinde: Bykehir kapsamndaki
belediyeler arasnda hizmetlerin yerine getirilmesi bakmndan
uyum ve koordinasyon, bykehir belediyesi tarafndan
salanr. Bykehir belediyesi ile ile belediyeleri veya ile
belediyelerinin kendi aralarnda hizmetlerin yrtlmesiyle ilgili
ihtilaf kmas durumunda, bykehir belediye meclisi
ynlendirici ve dzenleyici kararlar almaya yetkilidir.
denilmekte ve bykehir belediyelerinin sz konusu etkisine
dikkat ekilmektedir.
6360 sayl Kanun ile grevleri olduka genileyen
bykehir belediyeleri; bykehir snrlar iindeki pek ok
ihtiyacn karlanmas bakmndan nemli yetkilerle de
donatlmtr. le belediyelerinin grev ve yetkileri ise nemli
lde azalmtr. Grev ve yetkiler asndan nemli
deiikliklerle karlalmas zellikle de farkl siyasi partilerin
belediye
bakanlar
arasnda
yaanabilecek
sorunlar
douracaktr. Baz ynetim birimlerinin tzel kiilikleri
kaldrlmasn da gz nnde bulundurduumuzda sz konusu
Kanunun siyasi anlamda da pek ok deiiklie yol atn
sylemek doru olacaktr.
2.3. 6360 Sayl Kanunun Getirdii Mali Deiiklikler
Trkiyede yerel ynetimlerin, kendi z gelirleri
(vergiler, harlar, cretler vb.) ile merkezi ynetimden aktarlan
kaynaklar olmak zere iki tr gelir kayna bulunmaktadr. Yerel
ynetimlerin, merkezi ynetimin aktaraca kaynaklara
ihtiyalar olduka fazladr. (Kara ve Baykal, 2012:161).
6360 sayl Kanunla bykehir belediyelerinin ve il
zel idarelerinin vergi gelirlerinden aldklar paylar ile elde
edilen gelirden aldklar oranlar deimektedir. 5779 sayl l
zel darelerine ve Belediyelere Genel Bte Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakknda Kanunda, 6360 sayl
Kanunla yaplan deiiklikle genel bte vergi gelirlerinden

784

bykehir dndaki belediyelerin aldklar pay % 2,85den %


1,50e, il zel idarelerine verilen % 1,15 payda % 0,5e
drlmekte, buna karn bykehir ile belediyelerinin pay
% 2,50den % 4,5e karlmaktadr. Bykehir ile
belediyelerine ayrlan % 4,5lk payn % 90 nfusa, % 10u ise
yzlmne gre datlacaktr. Bykehir belediyesinin
bykehir ile belediyelerinden ald % 30 pay ise
deimemitir. Yani, genel bte vergi gelirleri tahsilat toplam
zerinden bykehirlerdeki ile belediyelerine ayrlan paylarn
yzde 30u bykehir belediye pay olarak ayrlmaktadr.
Yeni dzenlemeye gre, zel tketim vergisi hari
olmak zere, bykehir belediye snrlar iinde yaplan genel
bte vergi gelirleri tahsilat toplamndan bykehir
belediyelerinin ald pay % 5den % 6ya karlmaktadr.
Bykehir belediyelerine ayrlan bu % 6lk payn, % 60
dorudan ilgili bykehir belediyesine aktarlrken, kalan %
40lk blmn % 70i nfusa, % 30u yzlm esasna gre
bykehir belediyeleri arasnda datlacaktr. Dolaysyla,
nceden sadece nfus lt varken, yeni Kanun nfusun yanna
yzlm ltn getirmektedir (zsalmanl ve Pank,
2012:11; Karasu, 2013: 6; zci ve Turan, 2013: 134-135).

785

Tablo 6: Yenilenen Yerel Ynetim Sisteminde Belediye ve l


zel darelerinin Genel Bte Vergi Gelirlerinden Alacaklar
Paylarn Karlatrlmas

Kaynak: Koyuncu, 2012:4.


Yukardaki tabloda grld gibi, belediyeler ve il
zel idareleri arasnda mali adan (paylarn belirlenmesi ve
datmnda) 6360 sayl Kanunla yaplan deiiklikler
(Koyuncu, 2012:3);

Bykehir paylarnn bykehir belediyesi


snrlar iinde toplanan Genel Bte Vergi Gelirlerinin (GBVG)
%5inden %6sna karlmas; bu paydan bykehir
belediyesine dorudan verilen ksmn %70ten %60a
drlerek kalan ksmnn bykehir belediyeleri arasndaki
paylam iin nfus kriterine ek olarak yzlm kriterinin
getirilmesi;

Bykehir
ile
belediyeleri
paynn
GBVGnin %2.50sinden %4.50sine karlmas; dier
belediyelerin paynn GBVGnin %2,85inden %1,50sine
drlmesi ve sosyo ekonomik gelimilik endeksine gre
datmnda eit sayda ile gruplar yerine eit nfusta belediye
gruplar oluturulmas;

786


Nfusu 10.000in altnda olan belediyeler iin
ayrlan denkletirme deneinin (GBVBnin binde biri)
dalmnda nfus kriterinin ne karlmas ve

l zel idareleri paynn GBVGnin


%1,15inden %0,05ine indirilmesi olarak zetlenebilir.
Belediye gelirleri konusunda bir dier dzenleme,
otopark gelirlerinin tmyle bykehir belediyesine
aktarlmasdr. Yeni dzenlemeye gre, belediyelerin otoparkla
ilgili olarak elde ettikleri gelirler tahsil tarihinden itibaren krk
be gn iinde bykehir belediyesine aktarlacaktr (Karasu,
2013: 6). Yine, mahalle haline dnen kylerde, 29.7.1970
tarihli ve 1319 sayl Emlak Vergisi Kanununa gre alnmas
gereken emlak vergisi ile 26.5.1981 tarihli ve 2464 sayl
Belediye Gelirleri Kanunu uyarnca alnmas gereken vergi, har
ve katlm paylar be yl sreyle alnmayacaktr. Bu yerlerde
ime ve kullanma sular iin alnacak cret be yl sreyle en
dk tarifenin % 25ini gemeyecek ekilde belirlenecektir.
Yerel ynetimlerin (belediye ve il zel idareler) merkezi
idare vergi gelirlerinden (genel bte vergi gelirleri) aldklar
paylarn kendi bte gelirleri iindeki oran ve GSYH iindeki
oran son 2007-2011 dneminde art gstermektedir. Yerel
ynetimler byk lde merkezden transfer edilen kaynaklara
bamldr. 2011 mahalli idareler bte gelirleri hesabnn
%47sini, genel bte vergi gelirlerinden alnan paylar ve
merkezi ynetim btesine dahil idarelerden alnan ba ve
yardmlar oluturmaktadr. Kanun, yerel ynetimlerin zgelir
yaratma kapasitesini artrmaya ynelik bir ierik sunmazken,
transfer edilen paylar ykselterek merkeze olan bamll da
artrmaktadr (Koyuncu, 2012:2).
Yeni dzenlemeden yola klarak paylarn dalmna
ilikin yaplan Tesevin bir almasnda, Kanunda yer alan
yeni formllere gre oluturulan ve 2011 ylnda Kanundaki
forml uygulanm olsayd ne olurdu? sorusuna cevap aranan
bir model oluturulmutur. Bu modele gre, merkezden transfer
edilen paylarn belediye ve zel idarelerin bte gelirleri iindeki
orannn %48den %54e karken, GSYH iindeki paynn da
%1,93ten %2,20ye kt sonucuna ulalmtr. Paylarn mali

Bkz. Koyuncu, 2012.

787

bykl ise %12 artmaktadr. almaya gre, Kanun


ngrd yerel ynetim paylarndaki art ile yerel ynetimlerin
mali olarak glendirilmesine ynelik ciddi bir admdr.
Paylardaki art yerellemenin gstergelerinden biri olan yerel
ynetim/merkezi ynetim harcama orann da yerel ynetimler
lehine artrmaktadr. Dier yandan, Kanun, ksmen merkezi idare
grnmndeki il zel idarelerinin kylere ynelik belediye
hizmetleri dnda belediyelere bir yetki devri veya yerel ynetim
zerkliini artran bir unsur iermemekte; temelde bykehir
belediyesi hizmet modelini yaygnlatrmaktadr. nceki
dzenlemeye gre bykehir ve bykehir ile belediyeleri
yaklak 38 milyonluk bir nfusa hizmet etmekte ve toplam yerel
ynetim paynn %59unu almakta iken, Kanunla bykehir ve
bykehir ile belediyeleri yaklak 56,5 milyonluk bir nfusa
hizmet edecek ve paylarn %81ini alacaktr (Koyuncu, 2012:24).
Belediye gelirlerinin artmas ayn zamanda belediye
hizmetlere ynelik talebi de arttracaktr. Bu balamda kent
ekonomisini bu kaynaklarn dnda besleyecek yeni gelime
alanlarna ve lokomotif sektrlere ihtiya olacaktr. Yerel maliye
sistemindeki bu deiiklik ile belediyelerdeki zelletirme
srecinin artarak devam edecei, belediyelerin daha fazla
borlanabilecei, hizmet maliyetlerinin artaca da sylenebilir.
Trk yerel maliye sisteminin en temel ilkesi yerel ynetimlere
grevleri ile orantl gelir kaynaklarnn salanmasdr. Ancak ne
yazk ki lkemizde bu ilke fazla ilememi ve bu gne kadar
yaplan dzenlemeler z gelirleri artrc deil, idareler aras
transferlere dayal bir finansman yaps ortaya karmtr (zci
ve Turan, 2013: 134-135; Ulusoy ve Akdemir, 2013: 89).
Mali adan zerkliin salanmasnda yerel
ynetimlerin kendilerine verilen grevleriyle orantl gelir
kaynaklarna (zellikle z gelirlere) sahip olmas gerekmektedir.
Nitekim bu husus 1982 Anayasasnn 127. Maddesinin son
fkrasnda ve Avrupa Yerel Ynetimler zerklik art madde
9/2de vurgulanmaktadr. Bu kapsamda Avrupa Yerel
Ynetimler zerklik art erevesinde Trkiyede mali
zerkliin boyutlarnn ele alnarak yerel demokrasinin
glendirilmesi erevesinde btnleik bir deerlendirme
yaplmas gerekmektedir. 5302, 5393 ve 5216 sayl yerel
ynetimlere ilikin yasalarda mahalli nitelikteki grev ve

788

sorumluluk alanlar nemli bir yer tutmasna karn gelir


kaynaklar bu sorumluluu yerine getirebilecekleri dzeyde
glendirilmemitir. Benzer ekilde bykehir belediyelerinin
idari ve mali yapsna ilikin nemli deiiklikler getiren 2012
tarih ve 6360 sayl yasada bykehir belediyelerinin idari ve
mali adan zerk olduu belirtilmesine ramen, kendilerine
verilen yeni grev ve sorumluluk alanlaryla orantl yeterli gelir
kaynaklar tahsis edilmemitir. lkemizdeki durum ele
alndnda yerel idarelerin z gelir trlerinin sayca fazla
olmasna ramen elde edilen gelir miktarnn toplam gelirler
iinde yeterli olmad grlmektedir (Yontar ve Da,
2014:148).
Bykehir belediyelerinin genileyen grev ve
sorumluluk alan iin genel bte vergi gelirlerinden bykehir
belediyelerine ve bykehir ile belediyelerine ayrlan paylarda
deiiklik yaplmtr. Ancak bu deiiklik sonucu ortaya kan
paylarn yeni dalmnn sz konusu belediyelerin grev ve
sorumluluk alanlar ile orantl ekilde dzenlendii tartmaldr.
zellikle bu durum, bykehir belediyeleri asndan,
genileyen sorumluluk alanndaki hizmetlerde etkinliin
salanamamas ve eitli hizmet aksaklklarnn ortaya kmas
endiesiyle eletirilmektedir. Ayrca il zel idaresinin personeli,
aralar, gelirleri ilgisine gre dier kurumlara datldndan
bykehir belediyeleri tarafndan kullanlmas da mmkn
olmama
2.3.1. 14 Yeni Bykehir Olan ller Baznda Yaplan Mali
Deiiklikler
6360 sayl kanuna gre, bykehir yaplan iller iin
hali hazrda bykehir statsnde bulunan illerden farkl olarak
(stanbul ve zmit hari; nk bu illerin il snrlar, bykehir
yetki alan olarak kabul edilmitir) tm il snrlarnn bykehir
belediye snr olarak kabul edilmesi, kylerin ve belde
belediyelerinin kapatlarak mahalle statsne dntrlmesi, il
zel idarelerinin kapatlarak belediyelere devredilmesine ilikin
hkmler bulunmaktadr.
Bu durum yeni Bykehir olacak il belediyelerinin
nemini ve sahip olaca kaynaklar daha da artrmaktadr.
nk ok kk olan ve personel maalarn bile demekte
zorlanan belediyelere aktarlan kaynaklar bykehir belediyesi

789

btesinde toplanacaktr. Tm il snrlar Bykehir belediye


snr kabul edileceinden, tm ilde toplanan vergi gelirleri
zerinden % 6 lk pay alnacaktr. 2013 ylndan itibaren zel
tketim vergisi gelirleri zerinden de Bykehir belediyelerine
% 6 pay aktarlacaktr.
Yeni Kanunda ngrlen sistem iller baznda
karlatrldnda yeni bykehir olan illerin aldklar paylarn
ilk sralarda yer ald grlmektedir. Kanunla en ok kazanan
ilk be il yzde deiim olarak srasyla Mula (%90), Van
(%77), Erzurum (%71), Balkesir (%65) ve Tekirdadr (%63).
Paylarn artmasna ramen stanbul %4lk bir kayp yaamakta,
zmir, Ankara ve Gaziantepteki deiim %5in altnda
kalmaktadr. Kii bana TL cinsinden artta ise ilk sray
Erzurum alrken (197 TL) onu Mula (186 TL) ve Van (167 TL)
izlemektedir. zmirde art 20 TL, Ankarada art 3 TL olurken
Gaziantepte hi art olmamakta stanbul ise 21 TL
kaybetmektedir (Koyuncu, 2012:5).
Tablo 7: Yeni Bykehir Belediyelerinin Alacaklar Paylar
Nfus
(2012)

Yzlm
(km2)

2011 Tahsilat
(TL)

Dorudan
(TL)

Nfusa Gre
(TL)

Yzlmn
e
Gre (TL)

Toplam
(TL)

Adana

2.125.635

14.125

2.026.235.000

72.944.460

162.811.898,25

67.091.455,20

302.847.813,44

Ankara

4.965.542

25.437

29.353.573.000

1.056.728.628

380.333.085,80

120.821.617,40

1.557.883.331,20

Antalya

2.092.537

20.909

3.828.338.000

137.820.168

160.276.774,29

99.314.353,04

397.411.295,33

Aydn

1.006.541

7.943

851.178.000

30.642.408

77.095.480,11

37.727.959,55

145.465.847,66

790

Balkesir

1.160.731

14.272

1.322.514.000

47.610.504

88.905.582,31

67.789.681,31

204.305.767,63

Bursa

2.688.171

10.882

6.037.385.000

217.345.860

205.899.048,20

51.687.732,07

474.932.640,27

Denizli

950.557

11.861

878.826.000

31.637.736

72.807.414,99

56.337.823,02

160.782.974,00

Diyarbakr

1.592.167

15.272

801.843.000

28.866.348

121.951.196,51

72.539.518,85

223.357.063,36

Erzurum

778.195

25.355

523.910.000

18.860.760

59.605.437,98

120.432.130,73

198.898.328,70

Eskiehir

789.750

13.925

1.194.830.000

43.013.880

60.490.487,14

66.141.487,69

169.645.854,83

Gaziantep

1.799.558

6.887

1.093.311.000

39.359.196

137.836.201,41

32.712.131,11

209.907.528,52

Hatay

1.483.674

5.867

3.074.899.000

110.696.364

113.641.232,06

27.867.296,82

252.204.892,89

791

Mersin

1.682.848

15.620

5.693.918.000

204.981.048

128.896.860,16

74.192.462,31

408.070.370,47

stanbul

13.854.740

5.313

123.759.558.000

4.455.344.088

1.061.196.545,55

25.235.886,83

5.541.776.520,38

zmir

4.005.459

12.007

32.817.595.000

1.181.433.420

306.796.031,84

57.031.299,30

1.545.260.751,13

Kayseri

1.274.968

17.170

1.571.713.000

56.581.668

97.655.505,43

81.554.710,49

235.791.883,92

Kocaeli

1.634.691

3.623

36.025.725.000

1.296.926.100,

125.208.299,99

17.208.661,39

1.439.343.061,39

Konya

2.052.281

41.001

2.007.457.000

72.268.452

157.193.387,08

194.748.088,82

424.209.927,89

Malatya

762.366

12.146

511.075.000

18.398.700

58.393.024,02

57.691.526,71

134.483.250,74

Manisa

1.346.162

13.269

1.516.765.000

54.603.540

103.108.572,53

63.025.594,27

220.737.706,79

792

K.Mara

1.063.174

14.525

640.930.000

23.073.480

81.433.255,05

68.991.390,21

173.498.125,26

Mardin

773.026

8.858

187.230.000

6.740.280

59.209.521,13

42.074.060,89

108.023.862,03

Mula

851.145

12.974

1.371.414.000

49.370.904

65.193.004,98

61.624.392,19

176.188.301,17

Ordu

741.371

5.952

476.800.000

17.164.800

56.784.923,01

28.271.033,01

102.220.756,02

Sakarya

902.267

4.878

741.383.000

26.689.788

69.108.667,76

23.169.707,50

118.968.163,26

Samsun

1.251.722

9.352

1.611.453.000

58.012.308

95.874.990,25

44.420.480,64

198.307.778,88

Tekirda

852.321

6.339

2.800.742.000

100.826.712

65.283.080,08

30.109.220,14

196.219.012,22

Trabzon

757.898

4.662

942.607.000

33.933.852

58.050.799,91

22.143.742,59

114.128.394,50

793

anlurfa

1.762.075

19.451

664.474.000

23.921.064

134.965.210,68

92.389.089,91

251.275.364,59

Van

1.051.975

21.334

349.759.000

12.591.324

80.575.473,52

101.333.033,99

194.499.831,51

Toplam

58.053.547

401.209

264.677.440.000

9.528.387.840

4.446.580.992,00

1.905.677.568

15.880.646.400

Kaynak: Ersan Z, 12 Kasm 2012de Dnya Gazetesinde


yaymlanan Avantaj ve Dezavantajlaryla Bykehir Olmak
adl makalenin revize edilerek gelitirilmi halidir.
Kanuna gre, Trkiye genelinde toplanan Genel Bte
Vergi Gelirleri Tahsilatnn % 4,5'i bykehir statsnde olacak
olan 30 ilin ile belediyelerine ayrlacaktr. Ayrlan tutarn % 90
ile nfusuna gre, % 10u ise ile yzlmne gre
bykehir ile belediyeleri arasnda paylatrlacaktr. Ancak
ile belediyesinin payna den tutarn % 30u bykehir
belediye pay olarak ayrlacak ve ile belediyesinin bal olduu
bykehir belediyesine aktarlacaktr. Ayrca 2560 sayl
stanbul Su ve Kanalizasyon daresi Genel Mdrl Kurulu
ve Grevleri Hakknda Kanunun 5. Maddesine gre Hizmet
alanndaki belediyelere nfus esasna gre datlan paylardan %
10 orannda kesinti yaplarak stanbul Su ve Kanalizasyon
daresine gnderilecei belirtilmitir. Ayn kanunun Ek 5.
Maddesi, bu kanunun dier bykehir belediyelerine de
uygulanaca hkmne yer vermitir. Bu nedenle ile
belediyelerine ayrlan Trkiye genelinde toplanan Genel Bte
Vergi Gelirleri Tahsilatnn % 4,5'ine karlk gelen tutarn %
30u bykehir belediye pay olarak ayrlacak, nfus esasna
gre datlacak payn ise % 10 su ve kanalizasyon idaresine
ayrlacak, kalan tutar ise ile belediyelerine datlacaktr.
Mevcut bykehirler asndan, bykehir snrlar il
snrlarna geniletildiinde aktarlan paylarda da bir deiim

794

olmaktadr. Mersin rneinde bykehir belediyesinin ald


pay yzde 55 artarken, daha nce bykehir belediyesi
snrlarnda ikamet eden bir kiiye den pay ise yzde 20
azalmaktadr. Yani, pasta bymekte ama daha ok ve daha ince
dilimlere blnmektedir. Bu analize gre Kanundan en olumlu
olarak halen Erzurum, Konya, Eskiehir, Kayseri, Kocaeli
bykehir snrlarnda oturan vatandalar etkilenmektedir.
Buralarda hem toplamda hem de kii bana paylar artmaktadr
(Koyuncu, 2012: 7).Yeni Kanunla birlikte bykehir olan
merkez belediyelerdeki paylarn deiimi ise aadaki ekil
1de grlmektedir.
ekil 1: Bykehir Olacak Merkez Belediyelerde Paylarn
Deiimi

Kaynak: Koyuncu, 2012:8.


Buna gre bir Mardin Belediyesi sakini iin kii ba
belediye paynda %20lik bir art olurken, Kanundan en
kazanl kacak yeni bykehir ili Mula olmaktadr. Mula
merkezde yaayanlar asndan kii ba art %77dir.
Grld zere, paylardaki art yerel ynetimleri datm
formlnde kullanlan nfus, yzlm, gelimilik gibi
deikenlere gre farkl dzeylerde etkilemektedir.
2.4. 6360 Sayl Kanunun Getirdii Dier Deiiklikler
6360 sayl Kanun ile bykehir belediyeleri
kapsamna alnan ile ve belde belediyelerinin nazm imar
planlar bykehir belediyesi tarafndan yaplacak, uygulama
imar planlar da yine bykehir belediyesi tarafndan

795

onaylanacaktr. Kanun ile bykehir belediyesi snrlar


ierisindeki su ve kanalizasyon hizmetleri bykehir belediyesi
tarafnca yrtlecek; toplu tama hizmetleri, meydan, bulvar,
cadde ve anayollar ile mahalle yaplan ky ve beldeleri ile
merkezine balayan yollarn yapm, bakm, onarm, temizlik,
karla mcadele almalarnn yan sra reklam ve ilan ileri de
ayn ekilde bykehir belediyesi tarafndan yaplacaktr.
Bykehir belediyesi yetki alan dnda kalan hizmetler ise ile
belediyesince yaplacaktr. zetle; ildeki ou soruna bykehir
belediyesi zm arayacaktr.
6360 sayl Kanuna gre bykehir belediyelerine afet
riski tayan veya can ve mal gvenlii asndan tehlike
oluturan binalar tahliye etme ve ykm konusunda ile
belediyelerinin talepleri halinde her trl destei salamak grev
ve yetkisi verilmitir. Bununla birlikte bykehir belediyelerine
ve nfusu 100.000in zerinde olan belediyelere kadnlar ve
ocuklar iin konukevleri amak ve Ulatrma, Denizcilik ve
Haberleme Bakanlnn uygun gr ile elektronik
haberleme altyaps kurmak ve ilgili ilemleri yapmak gibi pek
ok yeni grev bykehir belediyelerinin sorumluluuna
girmitir.
SONU
6360 sayl On Drt lde Bykehir Belediyesi Ve
Yirmi Yedi le Kurulmas le Baz Kanun Ve Kanun Hkmnde
Kararnamelerde Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun, yerel
ynetim sistemimize idari, mali ve siyasi alanda nemli
deiiklikler getirmektedir. Nfusu 750.000i geen 14 ilde il
belediyelerinin bykehir belediyesine dntrlmesi ve
toplamda 30a ulaacak bykehirlerde il zel idare
yaplanmasnn kaldrlmasn ngren bu dzenleme;
bykehir belediyesi snrlarn il mlki snrna eitledii iin
btnehir kavramyla da incelemelere konu olmaktadr. Bu
dzenleme ile belediyeler ierisinde bykehir belediyesi kamu
hizmeti sunmada daha baskn bir role sahip olmaktadr.
Yerel ynetimlerin zerklii yasal ve ynetsel
dzenlemelerle gvence altna alnsa da uygulanmas ancak
gl bir mali yap ile mmkn olabilir. Yerel idarelere grev ve
hizmetleriyle orantl gelir kaynaklarnn (arlkl olarak z gelir

796

kaynaklar) salanmas, sadece idareler aras mali ilikilerin daha


salkl bir yapya kavumas asndan deil, ayn zamanda
lkemizde demokrasinin yerelde glenmesi asndan da katk
salayacak bir durumdur. Bu adan, rasyonel ve optimal hizmet
sunumu esas alnarak mali zerklik temelinde yerel
demokrasinin uygulanabilmesi iin ncelikle merkezi idareden
ayrlan paylar azaltan ve yerel idarelerin vergilendirme yetkisini
belirli lde genileten almalarn yaplmas ve idareler aras
hizmet ve gelir paylamnn gnmz koullarna uygun olarak
ve lkemizin mevcut idari yapsn zedelemeyecek ekilde
yeniden dzenlenmesi nem arz etmektedir.
Yeni Kanunun bykehirlerdeki idari ve mali sonular
genel olarak deerlendirildiinde, baz bykehirlerdeki sosyal
ve altyap eksiklikleri, ky ve mezra saysnn okluu, kentsel
alann bykl ve deien idari yap sonucunda kentin
kamusal hizmet yknn tmyle bykehir belediyesi
tarafndan stlenilmesi nemli olumsuzluklar oluturabilecektir.
Bykehir belediyelerinde hizmet alannn genilemesiyle
birlikte hizmeti yrtme konusunda sorunlar yaanabilecei,
kyde yaayan vatandalarn emlak ve p vergisini deme
konusunda glklerle karlaabilecekleri, hangi lein yerel
hizmetlerin yrtlmesinde etkinlik ve verimlilik salayaca
sorunu ve il apnda yrtlecek olan yerel hizmetlerde hizmet
btnlnn nasl salanaca halen devam eden tartma
konulardr. Bykehir belediyelerinde nemli bir gelir art
beklenmektedir. Burada sorun, bu mali kaynan artan hizmet
ykn ne lde karlayabilecei olmaktadr. Yeni mali
kaynaklarn hizmetlerin yrtlmesi srecinde ne lde yeterli
olaca ise, ancak uygulamada grlebilecektir.
6360 Sayl Kanun ile bykehir belediyelerine hem
merkezden gelen paylarn oran artm, hem de ile
belediyelerinden %30 pay ayrlaca belirtilmitir. Dolaysyla,
bu paylar yeni bykehir belediyelerinin beklenen mali kaynak
sknts sorununu aabilmeleri iin nemli bir gelir aktarm
olmutur. Ancak, bu yeni sistemin art ve eksileri bundan sonra
ortaya kacak ve yeni bykehir belediyesi yaplanmas ve
hizmet sunumu asndan nmzdeki yllar bir deneyim ve
renme sreci olacaktr.

797

KAYNAKA
2014

YEREL
SEIM
SONULARI,
http://secim.haberler.com/2014/, 28.04.2014.

(2014),

ADALET VE KALKINMA PARTS GENEL MERKEZ


YEREL YNETMLER BAKANLII, (2012),
Sorular ve Cevaplarla Yeni Bykehir Belediye
Yasas,
http://www.akparti.org.tr/upload/documents/akparti_bu
yuksehir_yasasi.pdf, 01.04.2014.
CUMHURYET HALK PARTS YEREL YNETMLER
BAKANLII, (2013), Yeni Bykehir Belediye
Yasas,
http://www.chp.org.tr/yerelyonetimler/pdfkitaplar/40_s
oruda_yeni_buyuksehir_belediye_yasasi/files/gokhangunaydin-flip-flash.pdf, 02.04.2014.
UKURAYIR, A., (2012), Bugn Gazetesindeki Konuyla
lgili Rportaj: Bu Tasar Avrupa Yerel Ynetimler
zerklik artna Aykr, Kent Akademisi, 18 Ekim
2012,
http://urbanakademia.blogspot.com/2012/10/buyuksehi
r-belediye-kanun-tasars.html, (ET:12.04.2014)
DALGI, D., (2014), 6360 Sayl Kanun: Yerel Demokrasi mi
Merkezileme mi?, Amargi nternet zel Says: Yerel
Seimler
2014,
http://amargidergi.com/node/197#sthash.P0lKQ99F.dp
uf, 14.04.2014.
GZLER, K., (2013), 6360 Sayl Kanun Hakknda Eletiriler:
Yirmi Dokuz lde l zel dareleri ve Kylerin
Kaldrlmas ve le Belediyelerinin Bykehir le
Belediyesi Hline Dntrlmesi Anayasamza Uygun
mudur?, Legal Hukuk Dergisi, Cilt 11, Say 122,
ubat
2013,
s.37-82,
www.idare.gen.tr/6360elestiriler.pdf, (ET:12.04.2014)
GNAL, V. A., (2013), Merkezi Ynetim-Belediye
likilerinde Antalya Bykehir Belediyesi rnei,
Uluslararas Alanya letme Fakltesi Dergisi, C:5, S:1,
ss. 127-134.

798

ZCI, F., TURAN, M., (2013), Trkiyede Bykehir


Belediyesi Sistemi Ve 6360 Sayl Yasa le Bykehir
Belediyesi Sisteminde Meydana Gelen Deiimler: Van
rnei, Sleyman Demirel niversitesi ktisadi ve
dari Bilimler Fakltesi Dergisi, C.18, S.1, ss.117-152.
KARA, H., BAYKAL, T., (2012), Arnavutluk, Yunanistan Ve
Trkiye Yerel Ynetimleri zerine Bir nceleme,
Mustafa Kemal niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Dergisi, Cilt: 9, Say: 20, ss. 135-168.
KARASU, M. A., (2013), 6360 Sayl Bykehir Belediye
Kanunu Ve Olas Etkileri-anlurfa rnei, Gazi
niversitesi ..B.F. Dergisi, C.15, S.1, ss.1-17
KOYUNCU, E., (2012), Yenilenen Yerel Ynetim Sisteminde
Belediye ve l zel darelerinin Genel Bte Vergi
Gelirlerinden Alacaklar Paylarn Karlatrmal
Analizi, TEPAV (Trkiye Ekonomi Politikalar
Aratrma Vakf) Politika Notu, Kasm 2012, ss.1-10,
http://www.tepav.org.tr/tr/, (ET:12.04.2014)
MLLYET HAREKET PARTS YEREL YNETMLER
BAKANLII,
(2013), 6360 Sayl Bykehir
Belediye
Kanunu
Grler,
ekinceler,
http://www.mhp.org.tr/usr_img/_mhp2007/kitaplar/buy
uksehir_kitapcik_2013.pdf, 02.04.2014.
Z, E.,Avantaj ve Dezavantajlaryla Bykehir Olmak,
Dnya Gazetesi, 12 Kasm 2012.
ZSALMANLI, A. Y., PANK, ., (2012), Mulada
Bykehir Belediyesi Yaplanmas Srecine likin Bir
Deerlendirme, Mula Stk Koman niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say 2.
T.C. BABAKANLIK KANUNLAR VE KARARLAR GENEL
MDRL, (2012), Bykehir Belediyesi
Kanunu ile Baz Kanun ve Kanun Hkmnde
Kararnamelerde Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun
Tasars Gerekesi, http://www.sayilikanun.com/6360sayili-on-uc-ilde-buyuksehir-belediyesi-ve-yirmi-altiilce-kurulmasi-ile-bazi-kanun-ve-kanun-hukmundekararnamelerde-degisiklik-yapilmasina-dair-kanunungerekcesi-ve-komisyon-raporu/, (01.04.2014)

799

TK, (2013), Adrese Dayal Nfus Kayt Sistemi Sonular,


http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=1597
4, 04.04.2014.
ULUSOY, A., AKDEMIR, T., (2013), Yerel Ynetimlerin
Finansman Sorununun zmnde Motorlu Tatlar
Vergisi nerisi, Sosyo Ekonomi Dergisi, OcakHaziran, Ankara.
YONTAR, ., G., DA, M., (2014), Avrupa Yerel Ynetimler
zerklik art erevesinde Trkiyede Mali zerklik,
Uluslararas Ynetim ktisat ve letme Dergisi, Cilt 10,
Say 21, ss.147-162.

800

KENTLERN VE BLGELERN KALKINMASINDA


YEN BR YNTEM: YNETM
r. Gr. Zian KORKMAZ ZCAN
Halef ZDEMR
ZET
Yerel Kalknma, yerel topluluklarn yaam kalitesinin
srdrlebilir yntemlerle gelitirilmesidir. Yani, sosyal,
kltrel, ekonomik ve siyasal alanlarda, yerel dzeyde salanan
srdrlebilir gelimelerdir. Bu ekilde kalknmann
gerekleebilmesi iin halkn ve STKlarn yerel, kentsel ve
blgesel kalknma hareketlerine nclk etmesi gerekmektedir.
Bu da gnmzde yeni kamu ynetimi anlay ile gelen Adem-i
merkeziyetiliin daha fazla gelitirilip, yeni yntem olarak
ortaya karlan ynetiim ile mmkn olacaktr.
Ynetiim yaklam, karar verme srelerine sadece
devletin deil; vatandalar, zel sektr ve sivil toplum
rgtlerinin de katlmn salayarak birlikte ynetim anlay ile
hareket etmektedir. Devletin rolnde nemli deiiklikler
ngren ynetiim, devlet merkezli ynetimden ziyade katlmc
bir ynetim ortaya koyarak ibirliini hedeflemektedir. nk
devletin rol dorudan hizmet sunmak yerine, toplumdaki
bireyleri, zel sektr ve sivil toplum kurulularn harekete
geirerek, onlarn yapabilirliklerini artrmak eklindedir.
Yeni Kamu Ynetimi anlay dorultusunda, ynetiim
ilkesi kamu-zel sektr ve sivil toplum kurulular olarak bilinen
aktrler arasnda katlmc, saydam, hesap verebilir, etkinlik ve
verimlilik olarak ortaya kan kaliteli hizmet anlay ve hukukun
stnl ile bir ok zellii bir arada tamaktadr. te kamu
kesimi, zel kesim ve STKlar arasnda ibirliini gelitirmeye
ynelik atlan admlardan bir tanesi de blgesel dzeyde
Kalknma Ajanslarnn kurulmasdr. Ajanslarn kurulu amac
kamu kesimi, zel kesim ve STKlar arasndaki ibirliini

Sleyman Demirel niversitesi


zisankorkmaz@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi


halef.ozdemir@hotmail.com

801

Gnen

Meslek

Yksek

Okulu,

Gnen

Meslek

Yksek

Okulu,

gelitirmenin yannda, kaynaklarn yerinde ve etkin kullanmn


salamak ve yerel potansiyeli harekete geirmek suretiyle, ulusal
kalknma plan ve programlarda ngrlen ilke ve politikalarla
uyumlu
olarak
blgesel
gelimeyi
hzlandrmak,
srdrlebilirliini salamak, blgeler aras ve blge ii
gelimilik farklarn azaltmak eklinde grevleri sz konusudur.
Tm bunlar bize yeni kamu ynetimi anlaynn
getirdii ve gnmzde de kendisine hkmet politikalaryla yer
edinmi olan ynetiim ilkesinin nemini gstermektedir.
Aslnda yeni olmamakla beraber uygulanmasndaki nem yeni
kavranm olan bu ilke almamzn zn oluturmaktadr. Bu
balamda almamz, gemiten gnmze kadar yaplm
kalknma planlar erevesinde ele alnarak, deerlendirilmitir.
Bu inceleme sonucunda, kamu ynetiminde yeniden
yaplandrmann genel bir deerlendirmesi yaplarak ynetiimin
yllar itibariyle nasl bir mantk ve anlayla deiiklie urad
ortaya konulmaya allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Ynetiim, Yerel Kalknma,
Kalknma Ajanslar, Yeni Kamu Ynetimi Anlay, Yeniden
Yaplanma.
A NEW METHOD OF THE DEVELOPMENT OF CITIES
AND REGIONS: GOVERNANCE
ABSTRACT
"Local development" is development of sustainable
quality of life in local communities. Thus social, cultural,
economic and political areas, provided sustainable development
at the local level. In this way, in order for the public and CSO
(civil society organization) in the development of local, urban
and regional development should lead to the movements. This
will be possible with the understanding that the new public
management from decentralization could be improved as the new
method "governance".
Not only in the decision-making processes of
governance approach, the State; citizens, the private sector and
civil society organizations in providing management with the
participation of the movement. The State stipulates significant
changes in governance, the role of the State-based Government

802

rather than putting out a participatory management aims at the


cooperation. Because the role of Government in society, rather
than provide services directly to individuals, private sector and
civil society organizations, to increase their capabilities.
In accordance with the understanding of the new public
management, governance, policy, public-private sector and nongovernmental organizations, known as participatory, transparent,
accountable between actors, activity and productivity emerged as
a very high quality service and the rule of law with the rule of
property together. Here's the public sector, the private sector and
CSO is one of the steps taken to improve cooperation between
the regional level is the establishment of development agencies
The purpose of the enterprise, public sector agencies, private
sector and CSO in the development cooperation between the
resources and potential of the active use of and local activation,
the national development plan and programs to accelerate the
regional development policy and in compliance with the
prescribed policies, to ensure the sustainability of development
in the region and in the form of tasks to reduce the differences
between regions, All of this shows us a new understanding of
public management and governance of the Government policies
that have made him today is the importance of the principle. In
fact, although the implementation of the new importance that
policy constitutes the essence of our new insightful. In this
context, the work is made up of development plans, within the
framework of the past to the present by considering, were
evaluated. As a result of this review, a general assessment of the
restructuring of governance in public administration will be
studied of how as of the years undergone a logic and
understanding.
Key Words: Governance, Local Development,
Development Agencies, The New Public Management
Approach, Restructuring.
GR
Deiimin temel faktrinden olan kreselleme
srecinden, sadece ekonomik yaplar deil, sosyal ve siyasal
yaplar da ok ciddi biimde etkilenmitir. (Canpolat, 2010: 26.)
Deiim ihtiyacn belirleyebilmek iin birincisi d evre

803

faktrlerindeki deimelere (d dnyada hangi lkelerle rekabet


ediyoruz ve o lkelerle bizim aramzdaki mesafe ne?), ikincisi ise
lkemizin kar karya kald sorunlara bakmak (ulusal
dzeyde mevcut sorunlar ve yaadmz sorunlar nelerdir?)
eklinde iki alana gz atmak gerekmektedir. (Diner, 2012)
Gerekten de kresellemenin kresel boyutta ortaya kard
nemli deiimlerden biri, retimin lkeler arasndaki yatay
entegrasyonudur. Dieri de, bu srete rekabetin srekli artmas
ve yerel rekabetten kresel rekabete gei olgusunun
yaanmasdr.(Bilgin: 29) Bu durum karmza yerel ve blgesel
anlamda kalknma araylarn karmaktadr. Bu balamda
kreselleen rekabeti dnyada hzl deiimlere ayak
uydurabilme adna yaplan bir ok yenilik bulunmaktadr.
Kreselleme ile birlikte ynetimde ortaya kan
deimeler kamu ynetimimizi de etkilemi ve Yeni Kamu
Ynetimi (YKY) anlaynn ortaya kmasna sebep olmutur.
Artk liberalizm ile yeniden yaplanma dorultusunda olumaya
balayan YKY anlay kamu ynetimine yaplan yenilikler
ekseninde baz deerler kazandrmtr. Mteri (vatanda)
odakllk, sonu odakllk, etkinlik, verimlik, kaliteli hizmet,
giriimcilik, hesap verebilirlik gibi ortaya kan bu deerler, bu
srete karmza kmaktadr. Kamu Ynetimi srecinde kamu
politikas asndan meydana gelen deiimlerin neticeleri
ynetiim konusu ele alnarak incelenmitir. Zira lkelerin,
blgelerin, kentlerin kalknabilmesi iin gemi yllarn ar ve
hantal brokrasinin almas ve kamu ynetiminde bir yenilie
ihtiya duyularak Geleneksel Kamu Ynetiminin gelitirilmi ve
vatanda odakl bir hale getirilmi olan YKY anlayna
geilmitir.
YKY anlay ile birlikte klasik ynetim yaplarnca tek
tarafl belirlenen ilikiler yerine ok faktrl ilikileri ieren,
birlikte ynetme, birlikte dzenleme ve kamu-zel sektr
ortaklna dayal bir ynetim sreci olarak ynetiim ortaya
kmaktadr. Bu anlamda ortak bir amac gerekletirmek iin
merkezi, da kapal, hiyerarik bir i blmne dayal
Geleneksel Ynetim anlayndan, adem-i merkeziyeti,
toplumdaki dier aktrlere de yetkiler veren, ynlendiren ve
kaynaklarn ynlendirilmesini kolaylatran ok aktrl
ynetiim modeline geilmitir. (Parlak ve Sobac, 2010:205)
Bu balamda karmza kan ynetiim kavram devletin

804

rolnde nemli deiiklikler ngrmekte; devlet merkezli


ynetimden toplum merkezli ynetime geii karmza
karmaktadr. Bu gre gre, devletin rol dorudan hizmet
sunmak yerine toplumdaki bireyleri, zel sektr ve sivil toplum
rgtlerini glendirmek, desteklemek, yetkilendirmek,
ynlendirmek
ve
yapabilirliklerini
artrmak
olarak
grlmektedir. (Szen ve Alga, 2009:13) almamzn amac bu
yaplanma ierisinde devlet, zel sektr ve sivil toplum
kurulularnn i birliine dayal olarak hareket etmesinin,
yaplan plan ve uygulanan stratejilerle desteklenmesinin yerel,
blgesel ve ulusal kalknmaya kazanmlar saladn
gstermektir.
1. KRESELLEME VE YEREL KALKINMA
Kreselleme, yerel ynetimler bakmndan iki temel
gelimeye katkda bulunmaktadr. Birincisi, kamu ynetiminde
ve kamusal karar alma modelinde merkeziyetilikten
yerellemeye kay; ikincisi ise demokratikleme ve
katlmcln glendirilmesidir. Kreselleme ile yerel
ynetimlerin uluslararas finansal kaynaklardan daha fazla fon
salamalar ve uluslararas sermaye iin daha cazip yatrm
frsatlar sunmalar kolaylamtr. Neo-liberal politikalarn
benimsenmesi ile devletin piyasalar zerindeki mdahalesi
azaltlarak, kamu kaynaklar ile fonlanan bir kalknma stratejisi
ve kaynak tahsisinde merkeziyeti planlama modeli terk
edilmektedir. Bunun yerine, yerel kalknmaya dayal ve blgeler
arasnda rekabeti glendiren ve tahsis mekanizmasn ise proje
bazl tevik mekanizmasna dntren bir blgesel kalknma
perspektifi almtr. Bu yaklam iinde kreselleme,
kalknmann yeni ve temel stratejisi olarak katlmc bir
yerelleme modelini ngrmektedir. (Sakn, 2013: 27)
1.1. Kalknma in Demokrasi ve Katlm
Dnyada olduu gibi lkemizde de kamu hizmetlerinin
sunumunda arlk kazanan eilim, demokrasinin ve etkin
kaynak kullanmnn bir gerei olarak, bu hizmetlerin, halka en
yakn hizmet birimleri yani yerel ynetimler tarafndan yerine
getirilmesidir. Yerel ynetimlerin bir taraftan topluma kendisini
ilgilendiren konularda ynetsel srelere en geni ekilde
katlma imkan tanmas dier taraftan ise kamu kaynaklarnn

805

etkin ve rasyonel kullanmnda merkezi ynetime gre avantajlar


tamas kamu ynetimi alanndaki reform abalarnda yerel
ynetimlere merkezi bir konum kazandrm, hzl kentleme
sreci, teknolojik gelimeler, evre sorunlar artan ve eitlenen
kentsel hizmet talepleri yerel ynetimleri ciddi bir dnmle
kar karya brakmtr. (Taner, 2011:145)
1.1.1. Demokrasi ve Katlmclk
Demokrasi, genel tanm ile halkn kendi kendisini
ynetmesidir. Tm toplum fertlerinin ynetime katlmas nfus
lei gz nne alndnda mmkn olamamaktadr. Bu
sebeple temsili demokrasi denilen ve halkn ynetim hakkn
setikleri temsilciler eli ile kullandklar yntem genel olarak
benimsenmitir. Bu kadar snrl bir irade beyannn demokratik
kltrn geliimi ve kurumlarn bu kltr erevesinde
ekillenmesinde yetersiz kalmas sebebi ile yeni almlar
aranm ve adna katlmc demokrasi denilen kavram
gelitirilmitir. (Batal, 2010) Halkn ynetime katlmasnn oran
da bir demokrasinin gelimilik orann gsterir. Bugne kadar
birok tanm yaplan demokrasinin en gelimii katlmc
demokrasi olarak bilinir. Halkn karar alma srecine ynetime
katlm ve etkisi arttka ynetim de demokratiklemektedir.
(Akta, 2013: 193) Bylece kamu ynetimi alannda bir deiim
ve dnm yaanm demokratikleme sreci ortaya kmtr.
Katlmclk anlay ile de bu durum desteklenmi, hem sivil
toplum kurulularnn hem de zel sektrn ynetimin karar alma
mekanimalarnda etkin rol oynamasna srecin son aamas
olarak denetime kadar bu deiim ve dnm etkinliini
korumutur.
Katlm ise sadece belirli bir sosyal amaca ynelik
olarak tanmlanamaz. Daha geni ifadeyle, halkn yerel
ynetimlerin kararlarna ve politikalarna kar duyarlln ve
bu kararlar etkileme ve dorudan katlm srelerini de ifade
etmektedir. Bylelikle sivil toplum, yerel kalknmann esasl bir
aktr olarak nemli bir rol stlenmekte ve yerel kalknmann
esasl bir unsuru olmaktadr. (Sakn, 2013: 25)
Kamu ynetimi alanndaki en arpc dnm,
phesiz demokratikleme srecine paralel olarak sorumluluk
anlaynda meydana gelen gelimedir. Demokratik kurum ve
kurallarn yerlemesiyle halkn bilin dzeyinin artmas, kamu

806

kaynaklarn kullananlardan hesap verme sorumluluuna sahip


olmalar ynndeki beklenti ve talepleri glendirmitir. (Akyel,
2010: 17) nsanlar artk kendisine hizmet iin oluturulan ve
kendi kaynaklarn kullanan kurumlarn etkin ve verimli
almalarnn yan sra karar alnmas, poltika oluturulmas gibi
aamalara da dahil olmak istemektedirler. Temsili demokrasinin
katlmc demokrasi ynnde geliim gstermesine parelel olarak
bu taleplerde de art vardr. (Kaya vd., 2010: 287)
2. Katlm erevesinde Yeni Kamu Ynetimi Anlay ve
Ynetiim
Yeni Kamu Ynetimi anlaynn nemli bir ynn
oluturan ynetiim, ynetim yaplarnn tek balarna hareket
etmeleri yerine, birlikte dzenleme, birlikte ynetim, birlikte
retme ve kamu-zel ibirliini iermektedir. (kmen ve
Parlak, 2010: 302) Bu balamda ynetiim yaklam, politika
oluturma ve karar verme srelerine deiimin nemli
aktrleri olarak sadece devletin deil; yurttalarn, zel sektr
ve sivil toplum rgtlerinin de katlmn salayarak birlikte
ynetim anlayn hayata geirmeyi amalamaktadr.
Grld gibi ynetiim, devletin rolnde nemli
deiiklikler ngrmekte; devlet merkezli ynetimden toplum
merkezli ynetime geii ifade etmektedir. Bu gre gre,
devletin rol dorudan hizmet sunmaktan ok toplumdaki
bireyleri, zel sektr ve sivil toplum rgtlerini glendirmek,
desteklemek,
yetkilendirmek,
ynlendirmek
ve
yapabilirliklerini artrmak amacyla 1990 sonras ortaya
km bir kavramdr. (www.mulkiyeteftis.gov.tr)
1980li yllarn bandan itibaren dnyada ok ynl bir
dnm yaanmaktadr. Bu dnm sanayi toplumundan bilgi
toplumuna, Fordist retimden esnek retime, ulus devletler
dnyasndan kresellemi dnyaya, modernist dnceden
postmodern dnyaya gei syleminde ifadesini bulmutur. Bu
dnm srecinde bireyle devlet arasndaki iliki biimi de
deimi; ynetim (government) kavram yerine ynetiim
(governance) kavram kullanlmaya balanlmtr. (Sekizinci
Be Yllk Kalknma Plan: 14) Ynetiim kavramna kukuyla
bakan, gn getike ieriinin deitiini savunan ve uluslararas
sermayenin nndeki engelleri kaldrarak, piyasa dostu bir
devlet oluturmak iin ortaya atldn iddia eden grlere

807

karn (Zabc, 2002: 152 ), gerekte kavram, alt kademeden ste


kadar her kesim arasndaki ilikileri ele alarak ibirliini n plana
koymakta ve kurumlarn yneten ile ynetilen arasndaki
ilikilerinin sorumluluk verme ve alma eklinde gerekleeceini
ortaya koymaktadr.
2.1. Yeni Kamu Ynetimi Anlay
Geleneksel Kamu Ynetimi anlaynn dnemin
artlarna cevap verecek dzeyin gerisinde kald ve
kavramlarnn disiplin asndan yetersiz olduundan hareketle
kuramsal erevesini oluturan Yeni Kamu Ynetimi (YKY),
kklerini Dwight Waldo ve onun rencilerinden oluan bir grup
akademisyenden almaktadr. (Cierolu ve Frederckson, 2009:
1)
YKY anlay iin tek bir tanm yapmak nemli bir
zayflktr. Bu anlamda zellikler bakmndan da bir zenginlik
sz konusudur. Hood'a gre bunlara deinecek olursak: (Hood,
1991: 4)

rgtlerin aktif, grnr, istee bal kontrol


sistemiyle kamu sektrnde profesyonel ynetim yer alr. Bunun
gerekesi ise hesap verebilirlik iin sorumluluklarn aka
belirlenmesini gerektiriyor olmasdr.

effaflk ve performans lm de YKY


anlay iin nemli bir zelliktir. Bu anlamda hesap
verebilirliin doru ilemesi ve verimlilik iin nemlidir.

Sonulara odaklanarak, prosedrden ok


performansa gre eitli alanlara ynlendirilme esastr. Bylece
etkinlik ve verimlilik anlay ortaya karlmaktadr.

Kamu sektrnde zel sektr ynetim


aralarn kullanarak kamu sektrnn kat tutumu dna
karak, dl ve esneklik kavramlar i ortamnda nemli
grlmtr.

Kaynak kullanmnda snrlamalara giderek,


daha etkin almak nemli grlmektedir.
YKY anlay, iletmecilik tekniklerinin yan sra,
temsili demokrasiden katlmc demokrasiye gei srecinin bir
sonucu olarak vatandalarn ynetime katlmn ngrmekte ise

808

de katlmn etkinliini salayamam, katlm daha ok karar


verici olan kamu ynetimine fikir beyan etme ile snrl kalmtr.
Hatta katlmn sadece STK'larla snrl gibi alglanmasnn
sonucu olarak, bu tr rgtlenmelerin zayf olduu yrelerde
katlm ekli olarak kalmtr. (Kaya vd., 2008: 290)
2.2. Ynetiim
Ynetiim kavram sistemsel boyutuyla, resmi ve
hukuksal sreler sonrasnda oluan hkmetten ok daha geni
bir yapy ngrmektedir. Sisteme yerel ynetimler, sivil toplum
kurulular ve zel sektr gibi aktrleri de dahil etmekte ve
devlette toplanan yetkinin sz konusu yeni aktrlere datmn
benimsemektedir. Siyasal boyutuyla ynetiim, vatandan
mmkn olan her alanda ynetsel ve siyasal karar alma
srelerine katlmn ifade etmekte, bylece devletin
meruiyetinin, eklen demokratik niteliinin tesinde bir anlay
ngrmektedir. Ynetsel boyutuyla ise etkin, bamsz, saydam,
hesap verebilir, dolaysyla denetlenebilen bir kamu hizmeti
kastedilmektedir. Bu balamda ynetiim, kamu ynetimi, zel
sektr ve sivil toplum kurulularn iine alan karmak bir
sistemi ve bunlarn kendi aralarndaki ilikiler a ve karlkl
etkileimleri ifade etmekte kullanlmaktadr. (Sobac, 2007: 223)
Ynetiimin en fazla bilinen karl, hkmet olmadan
ynetmedir. Hkmet olmadan ynetme, brokrasideki hiyerari
yerine eitler aras ilikiyi, yneten-ynetilen ayrm yerine de
birlikte ynetme ilkesini ne karan bir yaklamdr.
(Bayramolu, 2008: 1405) Grld gibi, ynetiim, devletin
rolnde nemli deiiklikler ngrmekte; devlet merkezli
ynetimden toplum merkezli ynetime geii karmza
karmaktadr. Bu gre gre, devletin rol dorudan hizmet
sunmak yerine toplumdaki bireyleri, zel sektr ve sivil toplum
rgtlerini glendirmek, desteklemek, yetkilendirmek,
ynlendirmek
ve
yapabilirliklerini
artrmak
olarak
grlmektedir. (Szen ve Alga, 2009:13) Bunlardan devlet;
siyasi kurulularla kamu sektr kurulularn iermekte ve bu
srete kendi vatandalarna nasl daha etkin ekilde hizmet
verebilecei zerinde odaklamaktadr. zel sektr; eitli
sektrlerdeki zel iletmeleri kapsamaktadr. Bu kurulular
istihdam ve gelir kayna oluturarak, retimi, ticareti ve insan
kaynaklarn gelitirerek ve hizmet salama ve kurumsal

809

standartlar araclyla ekonomik kalknmay ve bymeyi


salamaktadrlar. (Maliye Bakanl, 2003)
Gerek YKY, gerekse ynetiim, iyi toplum-iyi ynetim
kurma amacndadr. Her ikisi de sorumlulua nem
verilmektedir. Ynetimlerin toplumdan uzak olduu, ynetim
birimlerinin ok verimsiz alt ngrlen ve bunlarn
zmne ynelik nerilerin getirildii yaklamlar, etkinlik iin
rekabetin art olduunu ngrmektedir. Her iki yaklamn da
sonu odakl olarak girdilerden ok ktlarn denetimiyle
ilgilendii ve koordine etmeye vurgu yapt da grlmektedir.
(Frederickson ve Smithl, 2003: 218)
Sonu olarak, Yeni Kamu Ynetimi anlay ile
ilikilendirdiimiz Ynetiim, birbirine bal olan
yaplanmalarn ve atan kart karlar olan aktrlerin
oluturduu, farkl asal yaplar koordine eden bir sre olarak
grnmektedir. Bu srete sorumluluk ilikileri, rgtler aras
grmeler ve sistemli koordinasyon etkilidir. Gerek YKY
dncesinde gerekse bunun bir unsuru olan ynetiimde,
rgtler aras asal ilikilerin nemi olduka fazladr. Kald ki
ynetiimle piyasa dostu bir devlet oluturulmaya
allmaktadr. Ynetiimin devletin kltlmesi olarak
alglanmas yanl olup, tam tersine devletin sorun zme
yeteneini artran, toplumsal ibirliini harekete geiren bir
durumdur.
2.3. Ynetiim ve Katlm
Yeni Kamu Ynetimi anlaynda demokratik katlmn
artrlmas nemli bir hedef olarak ortaya konulmutur. Buna
gre yurttalar, kamu hizmetlerinden yararlanan pasif bireyler
olmaktan kartlarak, kamu ynetimini her aamada
etkileyebilen aktif vatanda durumuna getirilmek istenmektedir.
Ancak yurtta-devlet arasndaki ilikinin niteliini kkten
deitirme
iddiasnda
olan
ynetiim
kavramnn
uygulanmasnda, kimi durumlarda ynetimde katlm dzeyinin
artrlmas talebi ile etkinliin salanmas arasnda elikiler
ortaya kmaktadr. Bu gibi durumlarda etkinliin tercih edildii
ve katlm boyutunun ikinci planda kald grlmektedir.
(Canpolat, 2010: 32)Bu balamda Yeni Kamu Ynetimi
anlayna gre ama ve hedefler siyaseti ve brokrat kesim

810

tarafndan belirlenirken ayn zamanda katlma ve temsile nem


veren ynetim dncesi n plana kmaktadr.
Katlmc ynetimin bir ileri aamas olan ynetiim
(Kaya vd., 2008: 291), ynetme kelimesini tek tarafl olmaktan
kartp, ynetilenlerin de dahil olduu karlkl bir etkileime
konu etmekte; sivil toplum kurulularnn ve zel sektrn de
ynetime, karar almadan denetime kadar her aamada katlmas
ngrlmektedir. (www.demokrasidenetcileri.org) Bu balamda
ynetiimin de ilkelerinden olan katlm, yalnzca karar almay
etkilemeyi deil karar alma srecinin her evresinde, kararlarn
ieriklerinin biimlenmesinde, uygulama ve denetlenmesinde
yaygn ve youn katlm anlatr. (Batal, 2010) Katlmclk ilkesi
ise bireylere ynetime dorudan katlm yolunu ngrmektedir.
Buna gre bireyler ynetime sadece temsilciler araclyla
dolayl deil, dorudan da katlabilmektedir. (Al, 2004: 3)
rnein katlmc demokrasinin yerel ynetimlerdeki doal
kayna olan gcn hibir yerde belediyelerdekinden daha iyi
paylalamad da bir gerektir. Merkezi otoriteden yerel
ynetimlerin bireye en yakn kademelerine doru yaklatka
kiilerin ynetim srecine girme ve ynetime katlma frsat hzla
artmaktadr. Ynetime katlma frsatnn yerel ynetimlerde daha
fazla olmas ayn zamanda katlmc demokrasinin demokratik
denetleme mekanizmasn da beraberinde getirmektedir. (Batal,
2010)
3. Ynetimde Yeniden Yaplandrma Sreci ve Kalknma
Tm dnyada olduu gibi Trk kamu ynetiminde de
merkezi ynetim balamnda kreselleme srecine uyum
ynndeki gelimeler, eitli ekillerde deerlendirilebilir.
Kreselleme ve bilgi teknolojilerindeki ilerlemenin yn verdii
bu deiim sreci, ekonomik, siyasi ve kltrel tm yaplarda
olduu gibi ynetim modelleri ve anlaylar zerinde de kkl
bir dnmn yaanmasna neden olmaktadr. (zel, 2008:
258)rnein kresellemenin Trkiyeye yansmasna baklacak
olursa; demokratikleme, hukukun stnl, insan haklar gibi
kavramlarn ileyiinde evrensel deerler erevesinde yaklam
izlendii grlmekte, ayrca terrle mcadele, silahszlanma,
yasa d g, yolsuzluk, insan ticareti gibi konularda da
Trkiyenin sadece ulusal polikalarla zm araynn yeterli
olmad mevcut konulara uluslararas politikalar altnda
blgesel ve uluslararas ibirlikleri erevesinde zm

811

getirilmesi nem kazanmtr. (Kvlcm, 2013: 228) Bu


balamda denilebilir ki, kamu ynetiminde yeniden yaplanmay
baarabilen ve ekonomikle toplumsal gelimelerini ve idari
sistemlerini buna uyarlayabilen lkeler, daha iyi yaam
koullarna sahip olabilecek ve kresel platformda daha etkin bir
rol oynayabileceklerdir. (Bilgin: 30) Bylelikle daha hzl ve
etkin bir kalknma gerekletirme yolunda admlar atlm
olacaktr.
3.1. Yeniden Yaplandrma htiyac ve Sreci
Son dnemlerde tm dnyada yaanan gelimeler, kamu
ynetimi zerinde bir yeniden tanmlanma, konumlanma ve
yaplanma ihtiyacn dourmutur. Bu srete kamunun yapsal
ve ilevsel dnm ile birlikte, kamu ynetimlerinin
byklnde, kapsamnda, kulland kaynaklarda ve etkileme
aralarnda bir daralmaya neden olmaktadr. (Akyel, 2010: 14)
Dnya genelinde kamu ynetiminde 1930'lardan
1960'lara doru bir "paradigma deiiklii" temsil eden yeniden
yaplanma dnemine geilmitir. Yaanan ve "evrimsel deiim
sreci"ni temsil eden bu sre ile "giriimci devlet" modeline
doru geilmitir. (Ocampo: 248) Giriimci hkmetler rekabeti
tevik edenlerdir. Onlar toplum iinde vatandalar glendirerek
brokrasiyi arka plana alrlar. Kurumlarnn performansn
lerken sonulara odaklanrlar. Mterilerine seenekler
sunarak, eitlilik salarlar. Sorunlar nlemek yerine, zme
odaklanrlar. Sadece harcama deil, para kazanmak iin
enerjilerini ortaya koyarlar. Katlmc ynetimi kucaklayan,
brokratik mekanizmalardansa piyasa mekanizmalar tercih
ederler ve sadece kamu hizmeti veren deil, tm sektrlerde
kamu, zel ve gnll giriimleri iin iine katarak toplum
zerindeki sorunlarn zmek iin aba harcarlar. (Osbome,
1993: 19)
Trkiyedeki son dnem kamu ynetimi reformlarnn
ynetiim, effaflk, hesap verebilirlik, katlmclk, etkinlik,
stratejik planlama, performans ynetimi, yerinden ynetim gibi
kavramlara sklkla vurgu yapan yaklam ile merkeziyetilie
ve devlet otoritesine vurgu yapan, yneten-ynetilen ayrmnn
keskin olduu geleneksel idari yapmz arasndaki fark aka
ortadadr. (Szen ve Alga, 2009: 47) Yeniden yaplanma
kavram 1980lerden sonra ska kullanlan bir kavram olarak

812

karmza kmaktadr. Kreselleme sreciyle hz kazanan


yeniden yaplanma akmlar, yalnzca kamu ynetimiyle snrl
olmayp; nedenleri ve sonular itibaryla birok alan
ilgilendirmekte olup siyasal, toplumsal ve ekonomik dzeni de
etkileyen boyutlar iermektedir. (Balc ve Krlmaz: 52) Ancak
konumuz gerei kamu ynetimi boyutuyla bakmak gerekecektir.
Bu balamda kamu ynetiminin merkezi ve yerel anlamda ciddi
sorunlarla karlamas, verimsiz bir brokrasinin an gerekleri
olan hizmetleri sunamamas, halkn ynetime gerekli lde
katlamamas, etkin bir denetimin olmamas, etik sorunlarn
byk boyutlara ulamas, yneten ile ynetilen kopukluunun
olmas, kamuda yeniden yaplandrmay gndeme tam, talep
ve basklar younlamtr. (Ate, 2008: 205)
Yeniden yaplanma ihtiyacn karlayabilmek ve
toplumun deien taleplerine zamannda cevap verebilmek
amacyla 2003 ylnda Kamu Ynetiminde Yeniden
Yaplanma hareketi ile yeni bir dnem balamtr. Bu giriim,
nceki reform abalarndan farkl olarak, kamu ynetimi
sisteminin, yerinden ynetim, insan haklarna sayg,
ngrlebilirlik, hesap verebilirlik, katlm, effaflk,
kaynaklarn etkin kullanm gibi ayn zamanda iyi ynetiim
deerleri zerine ina edilmitir. (Saran, 2004: 212)
Trkiyede son on ylda kamu ynetiminde yeniden
yaplandrmaya dnk birok hukuksal dzenleme giriimi
bulunmaktadr. Bunlar iinde ne kanlara deinilecek olursa,
"Kamu Ynetimi Temel Kanun Tasars", sistemin yapsn,
devlet idaresinin kurulu ve ileyi ilkelerini yeni ilkelere
balamak zere hazrlanmtr. 5018 sayl "Kamu Mali
Ynetimi ve Kontrol Kanunu", para ynetimini dzenlemekte;
devletin yeni rgtlenmesinin kamu gelir ve harcama sistemini
kurmaktadr. "Kamu Personel Rejimi Kanunu" Tasla, kamu
istihdam rejimini, yeni tip devletin kamu personel rejimi
dorultusunda tesis etmeyi amalamaktadr. "Kalknma
Ajanslar Kanunu" ile Avrupa Birliinin talepleri dorultusunda
blge ynetimleri oluturulmutur. "Bamsz dari Otoritelerin
Dzenlenmesi Hakknda Kanun" ile devlet ynetiminin asli
kurumlar olarak i gren bakanlklarn yetki alanlarnn
daraltlmasnn ngrld sylenebilir. (zel, 2008: 252)
Merkezi ynetimden yerel ynetimlere devredilmi
grevlerin en ksa zamanda zel sektre aktarm hedeflenen

813

"Kamu
Ynetimi
Temel
Kanunu
Tasars"
(www.metalurji.org.tr) (2003) ile balayan Trk kamu
ynetiminin yeniden yaplandrma almalar srm ve
gnmzde halen srmektedir de. Yakn gemie baktmzda
srasyla, 5302 sayl l zel daresi Kanunu (ubat 2005), 5393
sayl Belediye Kanunu (Temmuz 2005), 5216 sayl Bykehir
Belediyesi Kanunu (2004), 4982 sayl "Bilgi Edinme Kanunu"
(2003), 5176 sayl "Kamu Grevlileri Etik Kurulu Kurulmas ve
Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakkn Kanun" (2004),
5018 sayl" Kamu Mali Ynetimi ve Kontrol Kanunu"(2003) ile
5355 sayl "Mahalli dare Birlikleri Hakknda Kanun"(2005)
gsterilebilir.
Karmza kmakta olan bu dzenlemeler ise bize
kreselleme boyutunun etkinliini gstermekte, YKY anlay
erevesinde bir uyumu ortaya koymaya almaktadr. Bunlar
yerine getirirken ayn zamanda effaf, hesap verebilir, katlmc,
vatanda (mteri) ve sonu odakl, yerel ynetimlere nem
veren ayn zamanda sivil toplum kurulularn da iin iine
katmaya alarak ynetiim olgusunu n plana geiren bir
yaplanma karmza kmaktadr.
3.2. Yeniden Yaplandrma ve Kalknmaya Etkisi
Kreselleme ile beraber yaanan gelimelerde, ulusal
ve yerel dzlemlerde ynetimden ynetiime doru bir gelime
izlenmekte; kalknma kavram da yeni bir ierie brnmektedir.
Tm lkeyi kapsayan kalknma politikalar yerini, blgesel
kalknma politikalarna brakm, yaanan bu dnm, ayn
dorultuda, yerinden ynetim ve blge dzeyinin nemini
gittike artrarak, ie dnk ulusal kalknma stratejilerinin
yerine, blge kalknmasna ynelik ve da dnk stratejilerin
yerel dzeyde belirlenmesine sebep olmutur. Bu gelimeler ayn
zamanda kalknmadan sorumlu aktrlerin de deimesine neden
olmutur. (Kaypak, 2013: 201)
Byme, gelime gibi kavramlarla birlikte anlan
kalknma ekonomik, sosyal, kltrel ve siyasal alanlar da
kapsamaktadr. (Kaya vd., 2008: 138) Bylece yllardr
gndemde olan bir kavram olarak kalknma, kalknma ajanslar
sayesinde geni apl olarak ele alnm ve yeni bir boyuta
gemitir.Yerel, blgesel ve ulusal nitelikte gerekletirilen
kalknma almalar ibirlii gerektiren zincirin halkalar

814

gibidir. Tek tarafl, rnein sadece blgesel ya da yerel anlamda


dnmek planlarn ilerlemesini yavalatr ve sonucu ksa
vadede halletmeye sebep olur. Bu balamda yerel kalknmann
lkeyi blgesel kalknmaya doru gtreceini dolaysyla ulusal
bir kalknmann da gerekleecei unutulmamaldr.
Yerel kalknmann gerekletirilmesi konusunda
ynetiime nem veren anlay blgesel kalknma iin de
geerlidir. Dolaysyla kamu kesimi, zel kesim ve STKlar
arasnda ibirliini gelitirmeyi hedefleyen yaplanmalardan bir
tanesi olarak blgesel dzeyde Kalknma Ajanslar kurulmutur.
Kalknma Ajanslar (KAlar), zellikle yeni blgesel gelime
paradigmas erevesinde, blgesel gelimenin salanmas iin
tasarlanm bir ara olarak deerlendirilmektedir. KAlar,
blgesel kalknma uygulamalarna ilikin kararlarn ve
politikalarn katlmc bir yap ierisinde blgede yaayanlar
tarafndan alnd ve uyguland yerinden ynetiim ve
blgesel strateji tasarm kurumlardr. (Dokuzuncu Kalknma
Plan) Bu balamda Trkiye asndan baktmzda blgesel
gelimilik farkllklar, kamu politikalarmzn uygulanmasnda
aksaklklar ortaya karmaktadr. Aksaklklarn giderilmesi ve
blgesel anlamda stratejiler gelitirmek adna kurulan kalknma
ajanslar ile blgelerin sahip olduklar potansiyel ortaya karlp,
var olan potansiyeli en iyi ekilde kullanma yollar oluturulmaya
allarak
blgesel
farkllklar
ortadan
kaldrmak
hedeflenmitir.
Blgesel gelime politikas erevesinde blge
dzeyinde kalknma amac kalknma ajanslar araclyla
gerekletirilmek istenmektedir. Yeni kalknma anlaynn
blgesel temelli olduu yeni dnemde bu amac merkezi dzeyde
gerekletirme grevi de Kalknma Bakanlna verilmektedir.
Bir baka deyile Kalknma Bakanl dorudan merkezi
dzeyde politika oluturan ve bu politikalar lkenin her
noktasnda tara kurulular vastasyla uygulamaya sokan bir
yap olmaktan ziyade, blgesel kalknma politikasn merkezi
dzeyde ahenkletiren bir idari grnm sunmaktadr. (vgn,
2011: 276) Merkezi hkmetin yeniden yaplandrlmasnda,
bamsz dzenleyici kurumlar, 2006 ylnda kanunlaan, 5523
sayl kanunla kurulan Trkiye Cumhuriyeti Babakanlk Yatrm
Destek ve Tantm Ajans ve 5449 sayl kanunla kurulan
kalknma ajanslar izlemitir. (Turgut, 2010: 40) 5449 sayl

815

Kalknma Ajanslarnn Kuruluu, Koordinasyonu ve Grevleri


Hakknda Kanunda belirtildii zere Ajanslarn kurulu amac
kamu kesimi, zel kesim ve STKlar arasndaki ibirliini
gelitirmek, kaynaklarn yerinde ve etkin kullanmn salamak
ve yerel potansiyeli harekete geirmek suretiyle, ulusal kalknma
plan ve programlarda ngrlen ilke ve politikalarla uyumlu
olarak blgesel gelimeyi hzlandrmak, srdrlebilirliini
salamak, blgeler aras ve blge ii gelimilik farklarn
azaltmaktr. (Szen ve Alga, 2009: 42) Aslnda yrtlen
faaliyetler yerel ynetimlerin uygulama alanlarna girmekle
beraber yerel ynetimlerin mali anlamda yetersizlikleri ve
personel eksiklii gibi sebeplerle bu ilerin kalknma ajanlarna
braklmas istenilmektedir. (Kaya, 2007: 25)
Dzenleyici ve denetleyici kurumlar, dzenleyici
devletin temel oluumlardr. Bu kurumlarn oluumu, siyasetin
yolsuzluk, kayrmaclk rettii ve ekonominin siyasetten
arndrlmas gerektii dncesine dayanr. (Turgut, 2010: 37)
Bu balamda dzenleyici ve denetleyici kurumlarn brokrasiden
bamsz olmas, karar alma mekanizmasnn zel sektre
almas, yabanc sermayenin de karar alma mekanizmasna
dorudan dahil olmas anlamna gelmektedir. Uluslararas
rgtlerin ve Avrupa Birlii'nin bu yndeki taleplerinin uzants
olarak, dzenleyici ve denetleyici kurumlardan sonra Trkiye
Yatrm Destek ve Tantm Ajans ve Kalknma Ajanslar
kurulmu, bu kurumlar araclyla kamusal kaynaklar kresel
sermayeye tahsis edilmitir. (Turgut, 2010: 40)
Farkl lkelerde kurulmu olmalarna ramen kalknma
ajanslarnn ortak zellikleri yle zetlenebilir: (Kaya, 2007: 2425)

Merkezi
hkmetten
ayr
bir
idari
yaplanmalar olmasna ramen, byk bir ksm merkezi
hkmet tarafndan kurulduu gzlenmektedir.

Harcamalar bakmndan kamu idarelerine kar


sorumu, politikalarn oluturulmas ve uygulanmas bakmndan
ise kurulu, kanun ve mevzuat erevesinde serbest
braklmlardr.

Blgeye yatrm yapmay dnen giriimciye


bilgi vermek, teknoloji transferi ile uramak, blgeye yerlemi
firmalara tm alanlarda danmanlk hizmeti sunmak, yol, su,

816

kanalizasyon, p toplanmas gibi altyap faaliyetlerinde aktif rol


oynamak.

edilmektedir.

Genel bteden ve zel fonlardan finanse

Ksaca yerel kalknma ajanslar merkezi hkmetten


bamsz birer yapya sahip olup, blgesel bazda faaliyet
gstermektedirler.
Merkezi
hkmetlerin
kuruluunu
gerekletirdikleri ve finansmannn nemli bir ksmnn merkezi
bteden ve zel fonlardan saland kalknma ajanslar, strateji
belirlemede ve fon kaynaklarnn projelere tahsisindeki
deerlendirmelerini
kendi
organlar
aracl
ile
gerekletirmektedirler. (Sakn, 2013: 31)

817

KAYNAKA
AKTA, M., (2013), Kreselleme Srecinde Yerel Kalknma
Devlet ve Demokrasi, Bura ZER, Gven EKER,
Yerel ve Blgesel Kalknma: Kresel ve Yerel Bak
Alar, Manisa.
AKYEL, R., KSE, H. ., (2010), Kamu Ynetiminde Etkinlik
Aray: Etkin Kamu Ynetimi in Etkin Denetimin
Gereklilii, Trk dare Dergisi, Say: 466.
AL, H., (2004), Trk Kamu Ynetiminde Liberal ve
Postmodern Esintiler: Kamu Ynetimi Temel Kanun
Tasars, Amme daresi Dergisi, Cilt 37, Say:4.
ATE, H., ES, M., (2008), Sreklilikten Deiime l zel
dareleri, Trkiye'de Yerel Ynetimler, Recep
BOZLAAN, Yksel DEMRKAYA, Nobel Yayn
datm, Ankara.
BALCI, A., KIRILMAZ, H., Kamu Ynetiminde Yeniden
Yaplanma Kapsamnda E-Devlet Uygulamalar, Trk
dare Dergisi.
BATAL, S., (2010), Yeni Kamu Ynetiminde Ynetiim
Kavram Ve Trkiyede Yerel Ynetimler Alanndaki
Uygulama rnekleri, Mevzuat Dergisi, Yl:13,
Say:145.
BAYRAMOLU, S., (2008), Ynetiim, Ekonomik Kurumlar
ve Kavramlar Szl, Fikret BAKAYA, Aydn
RDEK, (ed.), zgr niversite Yaynlar, 1. Bask,
Ankara.
BLGN, M. H., Kamu Ynetiminde Yeniden Yaplanma
Tartmalar,
http://www.rekabet.gov.tr/File/?path=ROOT%2FDocu
ments%2FPer%25c5%259fembe%2BKonferans%25c4
%25b1%2BYay%25c4%25b1n%2Fperskonfyyn4.pdf
CANPOLAT, H., CANGR, M., (2010), Deien Dnyada
Kamu Ynetiminin Gelecei ve Trkiyenin Reform
Gndemi: Devletin Daha Fazla Demokratiklemesi,
Trk dare Dergisi, Say: 466.

818

CEROLU, M., ZGR, H., (2009), George


FREDERICKSON
ve
Kamu
Ynetimi
Disiplinindeki Yeri, Ankara niversitesi Siyasal
Bilgiler Fakltesi YBAD Seminer almalar, No:5.
DNER, ., Kamu Ynetimde Yeniden Yaplanma,
http://www.omerdincer.com/document/samsun_konus
masi.pdf
FREDERICKSON, H. G., KEVIN, S., (2003), The Public
Administration Theory Primer, Westview, USA.
HOOD, C., (1991), A public management for all seasons?,
Public Administration, 69, 1.
KAYA, E., (2008), Modern Kent Ynetimi-I, Hulisi
ENTRK, Osman DANI, Sami MEK, Okutan
Yaynclk.
KAYA, E., (2007), Kent Ynetiminde Yeni Yaklam- Yerel
Kalknma Ynetimi, 2. Bask, Okutan Yaynclk.
KAYPAK, ., (2013), Yerel Kalknmada Yeni Bir Anlay:
Kentlerin Markalamas (Hatay Marka Kent
rnei), Bura ZER, Gven EKER, Yerel ve
Blgesel Kalknma: Kresel ve Yerel Bak Alar,
Manisa.
KIVILCIM, F., (2013), Kreselleme Kavram ve Kreselleme
Srecinin Gelimekte Olan lke Trkiye Asndan
Deerlendirilmesi, Sosyal ve Beeri Bilimler Dergisi,
Cilt 5, No 1.
MALYE BAKANLII, (2003), yi Ynetiimin Temel
Unsurlar, Ankara; Aktaran: M. Akif ZER,
Ynetiim zerine Notlar, Saytay Dergisi, Say: 63.
OCAMPO, R, B., Models of Public Administration Reform:
New Public Management (NPM), College of Public
Administration University of the Philippines.
OECD, Reviews of Regulatory Reform Turkey, Crucial Support
for Economic Recovery, Paris, 2002, Aktaran: Gnl
TURGUT,
"OECD'nin
Tkiye'de
Dzenleyici
Reformlarndaki levi", Kamu Ynetimi almalarKamu Ynetimi ve Reform, Say: 09, Ankara, 2010.

819

OSBORNE, D., GAEBLER, T., (1993), Reinventing


Government: How the Entrepreneurial Spirit is
Transforming the Public Sector, Penguin, New York.
KMEN, M., PARLAK, B., (2010), Kurumdan Uygulamaya
Yerel Ynetimler-lkeler, Yaklamlar ve Mevzuat,
Alfa Aktel, Bursa.
VGN, B., (2011), Trk Kamu Ynetiminde Yeni Bir
rgtlenme:
Kalknma
Bakanl,
Ankara
niversitesi SBF Dergisi, Cilt 66, No. 3.
ZEL, M., (2008), Kreselleme Srecinde Trk Kamu
Ynetimi ve Yeniden Yaplanma, (Ed.) zel, M.,
EREN, V., Devletin Dnm ve Yeni Dnem Kamu
Ynetimi, izgi Kitabevi, Konya.
PARLAK, B., SOBACI, Z., (2010), Kuram ve Uygulamada
Kamu Ynetimi- Ulusal ve Kresel Perspektifler,
Alfa Aktel, 3. Bask, Bursa.
SAKIN, S., (2013), Yerel Kalknma Politikalarnda Yerellik
ve Katlmclk, Bura ZER, Gven EKER, Yerel ve
Blgesel Kalknma: Kresel ve Yerel Bak Alar,
Manisa.
SARAN, U., (2004), Kamu Ynetiminde Yeniden Yaplanma:
Kalite Odakl Bir Yaklam, Atlas Yaynclk, Ankara.
SEKZNC BE YILLIK KALKINMA PLANI, (2000), Kamu
Ynetiminin
yiletirilmesi
Ve
Yeniden
Yaplandrlmas zel htisas Komisyonu Raporu,
Ankara, http://ekutup.dpt.gov.tr/kamuyone/oik527.pdf
SOBACI, M. Z., (2007), Ynetiim Kavram ve Trkiyede
Uygulanabilirlii zerine Deerlendirmeler, Ynetim
Bilimleri Dergisi, (5: 1).
SZEN, S., ALGA, B., (2009), yi Ynetiim, ileri Bakanl
Genel Yayn No: 654, Pozitif Matbaaclk.
TANER, A., (2011), Yerelleen Kamu Hizmetleri ve D
Denetim Boyutu, http:www.sayder.org.tre-dergiyerlesen-kamu-hizmetleri-ve-dis-denetim-boyutu-1216.pdf

820

T.C. BABAKANLIK BLGESEL GELME ZEL HTSAS


KOMSYONU RAPORU, (2008), Dokuzuncu
Kalknma Plan, Ankara,
http://www.mulkiyeteftis.gov.tr/ortak_icerik/mulkiyeteftis/iyi_y
onetisim.pdf
TURGUT, G., (2010), "OECD'nin Tkiye'de Dzenleyici
Reformlarndaki levi", Kamu Ynetimi almalarKamu Ynetimi ve Reform, Say: 09, Ankara.
YIKILMAZ, N., Kamu Ynetimi Reformu ve Kamu Ynetimi
Temel
Kanunu
Tasars,
http://www.metalurji.org.tr/dergi/dergi136/d136_1215.
pdf
ZABCI, F. ., (2002), "Dnya Bankasnn Pazar in Yeni
Stratejisi: Ynetiim", Ankara niversitesi SBF
Dergisi, 57 (3).
http://www.demokrasidenetcileri.org/yonetisim-demokrasi-vesivil-toplum/

821

822

KENTSEL DNMLE YOKSUNLUU AZALTMAYA


POZTF KATKI: ROMAN MAHALLELER RNE
Do. Dr. Duygu GKCE
ZET
Kresellemi bilgi toplumunda kentlerin ekonomik,
siyasal / ynetsel, sosyal ve mekansal organizasyonunda
deiimler meydana gelmektedir. Kentler, planlama kurumunun
dnda ve zellikle st lekli dinamiklerle hzl ve denetimsiz
bir biimde gelimektedir. Planlama zellikle kentsel dnm
projeleriyle parac hale gelmekte ve projeler kentsel ayrmay
da beraberinde getirmektedir.
lkemizde knt alan niteliinde olmalar ve rant
yksek kent merkezlerinde bulunmalar nedeniyle Roman
mahalleleri, son dnemde dnm projeleriyle gndeme
gelmeye balamtr. Eitim ve gelir seviyesinde, fiziki evre
standartlarnda ve kentle btnleme dzeyindeki dklk
gibi
nedenlerle
Romanlar;
kentsel
yoksunlukla
sarmallanarak
sosyal
dlanmay
her
boyutuyla
yaamaktadr. Mevcut kentsel dnm uygulamalaryla
Romanlarn sosyo-kltrel yaam biimlerine uygun, eriilebilir
barnma seenekleri sunulamamakta ve ok boyutlu sosyal
dlanma sorunlarna yeterince zm retilememektedir.
Bildiride, lkemizin kentsel dnm srecini
tetikleyen dinamikler ele alnacak, mevcut dnm projelerinin
planlama ve tasarm sorunlar deerlendirilecek ve son olarak
Roman mahalleri zelinde yoksulluu ve yoksunluu azaltma
temelli srdrlebilir ve adaletli bir kentsel dnmn ilkeleri
ve sreci tanmlanacaktr.
Anahtar Kelimeler: Kentsel Dnm,
Mahalleleri, Yoksunluk, Dlanma, Sosyal erme.

Roman

Sleyman Demirel niversitesi Mimarlk Fakltesi, duygugokce@sdu.edu.tr

823

POSITIVE CONTRIBUTION TO REDUCE


DEPRIVATION WITH URBAN RENEWAL: THE CASE
OF THE GYPSY NEIGHBORHOODS
ABSTRACT
In globalized knowledge society, changes in economic,
political / administrative, social and spatial organization of the
cities occur. Cities, outside of planning organization
and especially by the upper scale dynamics develop fastly
and frantically. Planning has become partial by urban renewal
projects and that projects bring urban segregation with it.
In our country, Gypsy neighborhoods which are
breakdown and the high rents field in city centers are popular
headlines owing to urban renewal project, recently. Gypsies has
the low level of such as education, income, the physical
environment standards and urban integration. Therefore, they are
to live each dimension of urban deprivation and social
exclusion. Appropriate to the socio-cultural way of life of
Gypsies with existing urban renewal projects, accessible housing
options can not be provided and adequately solution to their
problems of multi-dimensional social exclusion can not be
produced.
In this paper, the dynamics that trigger our country's
urban renewal processes will be discussed, planning and design
issues of the current renewal project will be evaluated and,
finally, "poverty and deprivation reduction based" sustainable
and equitable urban renewal principles and processes will be
described for the Gypsy neighborhoods.
Key Words: Urban Renewal, Gypsy Neighborhoods,
Deprivation, Social Exclusion, Social Inclusion.
1. LKEMZDE KENTSEL DNM
Kentsel dnm; kentlerin ekonomik, sosyal ve
fiziksel kntye uram blgelerinde, baka bir deyile,
zaman ierisinde khneleen, ypranan, eskiyen, ilevini yitiren,
savala tahrip olan, afet riski tayan yerleim blgelerinde,
gecekondu ve kaak yaplamann olduu alanlarda ya da arsa
deeri styap deerinin zerinde seyreden ve bu nedenle

824

potansiyel rant alan niteliindeki blgelerde iyileme salayarak


yaam kalitesinin artrlmas ve kent ekonomisinin
glendirilmesi amacyla kentsel dokunun deitirilmesi,
gelitirilmesi, yeniden canlandrlmas, yeniden oluturulmas
vb. eylemidir ve ok boyutludur (Grgl vd., 2006; zden,
2008).
Gelimi lkeler ile az gelimi ve gelimekte olan
lkeler arasnda kentsel dnmn ortaya knda ve geliim
ynnde belirgin farkllklar bulunmaktadr. Gelimi lkelerde
20. yzyln ilk yarsnda ikinci dnya savann yaratt knt
kentlerini geri kazanmak amacyla ortaya kmtr. Daha
sonralar ise, kentsel sorunlarn art ile kentlerden ka, eski
kent merkezlerini terk etme ve banliyleme sreleriyle oluan
kntler kentsel dnm gereksinimini artrm, kentleri ve
kent merkezlerini zendirici tedbirler ve neriler ile dnmn
yn belirlenmitir. Yaplan hatalardan alnan derslerle zaman
ierisinde kentsel yenileme anlayndan kentsel yeniden
canlandrma, iyiletirme, salklatrma, koruma gibi anlaylara;
salt fiziki mekan odakl bir eylem olmaktan, katlm esas alan ve
sosyal, ekonomik ve evresel sorunlar da kapsayan daha
btnleik bir yaklama doru evrilmitir. Kentsel dnm az
gelimi ve gelimekte olan lkelerin gndemine ise 20. yzyln
ikinci yarsnda yerlemitir. Kentsel dnmn kkeninde
plansz, programsz ve kontrolsz kentleme, hzl g sreleri,
yasal sorunlar ve eksiklikler, planlamann kentsel geliimi
denetleyen ve ynlendiren bir erk olmaktan uzak oluu ve
ynetsel sistemden kaynaklanan sorunlar yer almaktadr. Kentsel
dnmn izlenen yn ise, kentsel bymeden bamsz
gelien planlama srecinin kontrolnden ok da teye
gidememi, ilkesel bir tutum benimsenememi ve kentsel
yenileme anlay esas alnarak daha ok dnmn fiziksel
boyutuna odaklanlmtr (Grgl, vd., 2006).
lkemizde kentsel dnm kavram zellikle 1999
Marmara depremi ile gndeme gelmi ve bu kapsamda 2000li
yllardan itibaren yasal ve ynetsel alandaki dzenlemelerle
kentsel dnm iin altyap oluturulmutur. Merkezi idareye
(TOKye) planlama, dnm uygulamas yapma ve proje
retme konusunda geni yetkiler verilmi ve dnmn yerel
aya olarak belediyelerin rolleri ve ykmllkleri
tanmlanmtr. Ancak lkemiz planlama literatrnde dnm

825

olgusu, 1980lerdeki Islah mar planlar ile dnm ve


2000li yllarla birlikte Kentsel dnm projeleriyle dnm
olmak
zere
genel
olarak
iki
dnem
itibariyle
deerlendirilmektedir (Dndar, 2003).
lkemizde kentsel dnm pratii, yasal-ynetsel,
sosyo-ekonomik ve fiziki sre ya da dinamiklere
temellenmektedir. Daha ak bir anlatmla, imara ilikin karlan
eitli yasalar, ynetsel rgtlenme kapasitesindeki eksiklikler,
kentsel hizmet ve donatlara eriimde skntlar, kltrel
farkllama, sosyal dlanma, toplumsal rgtlenme kapasitesi,
ilgili aktrlerin rolleri, fiziksel ve ilevsel btnleme
problemleri, fonksiyon deiimleri, mlkiyet ilikileri ve imar
haklar vb. dinamikler kentsel dnm tetiklemitir. zellikle
1980lerden itibaren benimsenen neoliberal politikalar sonucu
kentlerin ekonomik, siyasal / ynetsel, sosyal ve mekansal
organizasyonunda deiimler meydana gelmitir. * retim
biiminde esnek retime dayal yeniden yaplanma; igcnn
sektrel yapsnda, istihdam olanaklarnda ve iblmnde
deiime yol amtr. Bu deiim kent mekannda eitsizliin
artmasna, sosyal kutuplamalara, yoksullua ve hzl
kntlere neden olmutur. * Ulus devletin klmesi ve
etkinliini yitirmesi sonucu, belli kentler ulus-st nosyona sahip
olmu ve karmak a ilikileri ortaya kmtr. Kentlerin
kresel lekte rekabet edebilirliini salamak amacyla kentsel
dnm projeleri nem kazanmtr. * Byk kentlerdeki retim
ilevlerinin yerini finans ve tketim ilevleri almtr. * naat
sektrne dayal ekonomik byme modelinin benimsenmesiyle
kentlemeye ncelikli kaynak aktarm gereklemitir. * Kentler
byk lekli aktrlerin (rn. TOK) etkinlik alan haline
gelmitir. Bu aktrler, kamuya ait kent iinde ve etrafndaki
stratejik araziler ile ruhsatsz gecekondu alanlarn alveri
merkezleri, oteller, lks konut siteleri ve i merkezlerine
dntrmeye balamtr. * Toplumsal kesimlerin kentsel
mekanda yeniden konumlandrlmasndan kaynaklanan deiim
sonucu kentsel paralanma (rn. bir yanda st gelir grubuna
ynelik kapal siteler, dier yanda yoksul kesimleri dlayc,
ayrtrc duvarlar) ve dlanma artmtr. * Sermaye taleplerinin
byk lekli kentsel arsa gereksinimi, bu taleplerin younluu,
ngrlemezlii ve hz; parac planlama anlayn getirmitir.
* Kentlerdeki ynetim yaplar da piyasa merkezli (giriimci
belediyecilik) hale gelmitir (engl, 2008).

826

Sz konusu deiim-dnm srecinde kent


mekannn deiik paralarnda hzl dnmler yaanmaya
balamtr. Kentsel dnm uygulanan yerlemelerin byme /
gelime dinamikleri; fiziksel, sosyal ve ekonomik eskime,
bozulma, khneleme sreleri ile diren mekanizmalar /
tepkileri birbirinden farkldr. Bu nedenle Tekeli (2003),
dnmlerin yerlemeye zg karakteristikler / koullar ve isel
ve dsal dinamiklere gre tanmlanmas, tipolojisinin kurulmas
gerektiini belirtmitir. Tekeli (2009), son yllarda arlk
kazanan dnmleri; kentin yaad yapsal dnmlerle
dorudan ilikili olan dnm sorunlar ve siyasi ideolojik
tercihlerden kaynaklanan dnm sorunlar olarak ikiye
ayrmaktadr. Kent merkezlerindeki desantralizasyon sreci ve
soylulatrmann nn aan dnmler ile Modernitenin
anmasyla kapal sitelerin oluumuyla yaratlan dnmleri
yapsal dnmler; gecekondu alanlarnn dntrlmesi,
deprem riski tayan blgelerdeki dnmler, merkezi ve yerel
iktidar tarafndan ideolojik kayglarla dayatlan dnmleri ise
siyasi-ideolojik dnmler olarak nitelendirmektedir. Atav ve
Osmaya (2007) gre, lkemizde kentsel dnm deneyimi;
plan ve programlarn, politik mdahale biimlerinin dorudan
sonucundan ok, piyasa koullarna, toplumun anlk
zmlerine, merkezi ve yerel ynetimin karlkl etkileimine
dayanmaktadr. Gelimi Bat lkeleri rneklerine gre
lkemizde ok daha hzl yaanan bu dnm denetleyen
kurumsal ve yasal dzenlemeler ve getirilen planlama
yaklamlar ou kez dnmn gerisinden gelmitir.
Afet riski tayan alanlarn ya da knt niteliindeki
alanlarn dntrlmesinin gereklilii konusunda herkes gr
birlii iindedir, ancak uygulanacak modellerin, gelitirilecek
strateji ve mdahale biimlerinin Bat lke rneklerinden ithal
edilmemesi; bunun yerine lke olarak ynetim biimimiz, sosyokltrel arka planmzdaki farkllklar gz nnde bulundurarak
kendimize
zg
modeller
gelitirmemiz
gerektii
belirtilmektedir.
Yerlemeye
zg
karakteristiklerin,
dinamiklerin ve sorunlarn doru tanmlanmas; fiziki, sosyal,
ekonomik ve evresel boyutlar ele alarak sorun odakl ve
yere zg modellerin retilmesinin neminin alglanmas ve
zmn sadece yaplarn yklp yeniden yaplmasnda ve bunun
da tek bir yasa (6306 sayl yasa) dzenlemesinde aranmamasna
dikkat ekilmektedir (Grgl, vd., 2006; Diner, 2012).

827

lkemizdeki dnm uygulamalarna siyasi, yasal,


ynetsel, sosyal, ekonomik ve meknsal adan eitli eletiriler
yneltilmektedir (rn. Kentleme uras, 2009; Trkn vd.,
2010):

Konut sorunu karsnda gemiten gnmze


etkin bir denetim salanamam, kalc zmler ve istikrarl
politikalar retilmemitir. zlenen politikalar salksz ve
yasad yaplamay zendirmi, tevik etmitir.

31 Mays 2012 tarihinde yaymlanan 6306


sayl Afet Riski Altndaki Alanlarn Dntrlmesi Hakknda
Kanunda riskli yap ve alanlarn tespitinde, konut deerlemede
dikkate alnacak bilimsel kriterler ile dnm modelleri
tanmlanmamtr. Mlkiyet hakk kstlanm, sre ok boyutlu
ele alnmam, kiraclarn haklar gzetilmemitir.

Ynetsel yap, sreci denetlemekte kararl ve


etkin bir tavr sergileyememitir. Yerel ynetimlerin finansal ve
teknik kaynaklar ile vizyonlar bu durumu deitirmek iin
yetersiz kalmtr. Kaynaklar, aralar, yntem ve stratejiler
belirlenmeden dnmn uygulama aamasna geilmektedir.

Dnm ounlukla dk gelir grubunun


yaad alanlarda uygulanmaktadr. Sosyal doku gz ard
edilerek gerekletirilen projeler, sosyal dlanma riski ve
yerinden edilme tehdidi iermektedir. Yeni yaam alanlar
toplumun orta-st ve st gelir grubuna sunulmakta, alt-orta ve
orta gelir grubunun konut ve barnma hakk ihmal edilmekte,
ksaca sre adaletsiz ynetilmektedir. Katlm mekanizmalar
oluturulmamtr.

Dnm alannda yaayan nfusun genel


ekonomik durumunu iyiletirici, istihdam frsatlar salayan
zmler ihmal edilmektedir. Alanda yer alan kiraclar gz ard
edilerek alan terk etmek zorunda braklmaktadr. Dnmn
finans kaynaklar yetersizdir ve net tanmlanmamtr.

Projeler st lekli planlardan ve kent


btnnden bamsz, paracl ve noktasal ele alnmaktadr.
Dnm projeleri, planlamann yerini almaya balamtr.
Kentsel dnm, sadece ykp yeniden yapma, mlkiyet
sorununun zmlenmesi, imar hakk artrm, konut retiminin
gerekletirilmesi olarak alglanmaktadr. Dnmn ilkeleri,

828

gerekeleri ve ltleri zerine uzlama salanmamtr. Yere


zg karakteristikler ve dinamikler dikkate alnmamaktadr.
Eriilebilir, alternatif konut seenekleri yeterince sunulmamakta,
projeler meknsal ayrma riski barndrmaktadr. Dnm
uygulamalarnn getirdii kazanmlarn kamuya geri dn
genellikle gz ard edilmektedir. vb.
Bildiride, kent merkezinde yer alan knt alan
niteliindeki Roman mahallelerine ynelik kentsel dnm
projeleri ele alnmtr. Roman mahallelerinin karakteristikleri,
knt alan haline gelmesindeki isel ve dsal dinamikler,
Roman mahalleleri dnm projelerinin ne tr bir tipoloji
ierisinde tanmlanmas gerektii irdelenecek; baarl, adil ve
srdrlebilir bir kentsel dnm projesinin ilkeleri ve
aamalar tanmlanacaktr.
2.
ROMAN
KARAKTERSTKLER,
SORUNLARI

MAHALLELERNN
DNAMKLER
VE

Gebe yaam tarzn benimseyen Romanlar,


Hindistandan Avrupann farkl lkelerine g etmiler ve g
ettikleri her lkenin aznlk grubu olarak farkl dzeylerde
dlanmalara ve asimilasyonlara maruz kalmlardr (Arayc,
2008). lkemiz corafyasnda yaklak 10. yzyldan buyana
yaayan Romanlar, Marmara, Ege ve Akdeniz blgesi youn
olmak zere Trkiyenin her kentine yerlemilerdir.
Gnmzde ou yerleik hayata gemitir ve resmi olmayan
verilere gre lkede yaklak 2 ila 5 milyon aras Roman
vatanda yaamaktadr (Marsh, 2008a).
Etnik bir grup olarak Romanlar lkemizde yaadklar
her kentte mekansal ayrmaya tabidir. Roman mahalleri kent
iinde toplumdan izole, ie kapal bir adack halinde
konumlanmaktadr. Bu durum, 1980 sonras toplumsal
kesimlerin kentsel mekanda yeniden konumlandrlmasndan
kaynaklanan deiimle / kentsel paralanmayla ortaya km
deildir. Romanlar yzlerce yldr kendi ilerinde, toplumun
dier kesimlerinden ayr yaayarak ya da yaamak zorunda
kalarak ayrma ve dlanmayla kar karya kalmtr. Ancak
etnik nedenli ayrma ve eitsizlik tm dnyada olduu gibi

829

lkemizdeki Roman mahallelerinde de 1980lerden sonra daha


da keskinlemitir (Ratcliffe, 2009).
Mekansal ayrmayla ilgili literatr, etnik gruplarn ve
gmenlerin toplumda sahip olduklar snrl kaynaklarn, onlarn
konut piyasasndaki glerini belirlediini; bu gruplarn eitli
isel ve dsal faktrlerle ilikili olarak tercihleri ve snrlamalar
nedeniyle belirli mahallelere (yoksul gettolar) ve belirli konut
tiplerine (yetersiz konut koullar) bal kaldklarn ortaya
koymaktadr (Gltekin, 2009).
Romanlar iin mekansal ayrma, kentsel eitsizliin ve
kentsel yoksulluun almasnda bir hayatta kalma stratejisi
olarak tercih edilmekte, baka bir deyile, hem bir zorunluluk
hem de gnlllk sonucu olumaktadr. Bunun avantaj ve
dezavantajlar bulunmaktadr. Avantajlar; gvende hissetme,
yalnzl azaltma, kimliin ve kltrel zelliklerin korunmas ve
yaatlmas, gnlk sorunlarn zm, yardmlama
dayanma, ibirliini kolaylatrma, birlik beraberlik vb. dir.
Dezavantajlar ise; toplumla uyumu ve topluma katlm
engelleme, olumsuz imaj - dlanmay pekitirme, konut
piyasasnn snrl seenekler sunmas, isizlii kronik hale
getirme, bireyleri enformel sektre veya yoksullua zorlama, su
ve iddete eilimi artrma vb. dir (Gltekin ve Gzey, 2007).
Gltekin (2009), Roman mahallelerindeki ayrmann;
zorunluluktan kaynaklanan dsal faktrler, gnllle dayanan
isel faktrler ve bu iki faktr arasndaki dairesel etkileim olmak
zere temel nedenle aklanabileceini belirtmitir. Dsal
faktrler; etnik temelli sosyal dlanmayla ilikilidir. Sosyalkentsel yaamda, i piyasasnda, konut piyasasnda, kent
ynetiminde dlanmaya maruz kalmaktadrlar. sel faktrler;
gnlllk esasl etnik kmelenmeye (mekansal younlamaya)
neden olmaktadr. Kimlik ve kltrn korunarak yaatlmas,
bohem yaam tarz, demografik yap, etnik-sosyal ilikiler,
mahalle etkisi, eitimde ayrma isel faktrlerdir. Dsal ve isel
faktrler arasndaki dairesel etkileim sonuta, fiziksel
ayrmaya, fiziksel yoksunlua ve dk salk koullarna yol
amaktadr.
Daha ak bir anlatmla (Trkiyede Romanlarn
Durumu, 2010), Romanlarn eitim seviyeleri dktr,
okuryazar olmayanlarn oran yksektir. Genelde ilkokuldan

830

sonra eitime devam etmemektedirler. Karma okullarda Roman


olmayan ocuk ve aileler tarafndan dlanmaktadrlar. Kendi
ierinden biriyle, erken yata (15-16 ya) evlenmekte ve birden
fazla evlilik yapabilmektedirler. Dzenli gelir getirmeyen, kayt
d, vasfsz ve geici / mevsimlik ilerde almaktadrlar (rn.
hurdaclk, kat ve plastik toplaycl, hamallk, mzisyenlik,
temizlik, mevsimlik tarm iilii vb.) ya da isizdirler. Bu
nedenle ailelerin gelir seviyesi ok dktr, sosyal gvenceden
yoksundur, ou aile var olmak iin sosyal yardmlara
gereksinim duymaktadr. Temiz olmadklar, hrsz ve tembel
olduklarna ilikin toplumsal nyarglar (Kolukrk, 2005) ve i
piyasas iin gerek duyulan mesleki beceriye sahip olmamalar
nedeniyle i piyasasndan dlanmaktadrlar.
Roman mahallelerinde genellikle iki ya da alt grup
bulunmaktadr. Bu gruplar, sadece sosyal (rn. yar gebe
yaam devam ettirenler) ve ekonomik zellikleri ile deil, ayn
zamanda konut yaps ve konut gelenekleri ile de birbirinden
ayrdrlar. Kimi adrlarda, kimi geici barnaklarda, ou da
gecekondu niteliindeki konutlarda yamaktadr. Pek ou
kamuya ait topraklar zerinde izinsiz yaplan yaplarda
yaamaktadr. zellikle mahalleye ilk yerleen hanelerin ilgili
belediye tarafndan verilmi, konutlarda oturma iznini
tanmlayan tapu tahsis belgeleri bulunmaktadr. Mlkiyet
gvenceleri yoktur. Mahallelerin nfus younluu yksektir.
Ikiden fazla ailenin birarada yaad, hane halk bykl 1015 kiiye kabilen ailelerin ounluunun 40-60 m2 ve bir veya
iki odadan oluan konutlarda yaad; konutlarn ounda
banyo, tuvalet gibi slak hacimlerin bina dnda olduu ve ortak
kullanld grlmektedir. Mutfak genelde ikamet giriindedir
ve mutfaa zel ayrlm bir alan deildir. Genellikle bitiik
nizamdaki konutlar ortalama 1 ya da 2 katl, az da olsa 3 katldr.
Mahremiyet ve hijyen koullar mevcut deildir. Konutlarda oda,
balkon gibi yasad eklemeler yer almaktadr. Mahallede kirac
oran yksektir. Roman kimliklerinden tr mahalleleri dnda
konut kiralayamamakta ya da satn almamaktadrlar.
Yap adalar karma kullanmldr. Sokaklar dar ve
dzensizdir, sokaklarn kesitii baz alanlarda kk
meydancklar oluabilmekte (buralarda dnler yaplmakta) ve
kmaz sokaklar yer alabilmektedir. Roman mahallelerindeki bu
yerleim dokusu, kentin geri kalan dokusundan kolaylkla ayrt

831

edilmektedir. Romanlar iin sosyalleme alan olan sokaklarda


sohbet eden, dans eden, mzik aleti alan, oyun oynayan ocuk,
gen, yal her ya grubuna rastlamak mmkndr. Konut
cepheleri renklidir, duvarlara aslm hal ve battaniyeler,
sokaklarda atlar, kpekler, kediler, hurda ynlar vb. yer alr.
Mahallelerde sosyal altyap (rn. ocuk park ve oyun alan, salk
ve sosyal hizmet alanlar) ve teknik altyapnn (rn. yol, elektrik,
su, kanalizasyon) yetersiz olduu grlmektedir.
Salksz beslenme, salksz altyap, zor hayat
koullar, yksek sigara kullanm, alkol tketimi ve bir dereceye
kadar uyuturucu bamll eitli salk sorunlarna (solunum
yollar hastalklar, romatizma, astm ve bronit, anemi ve ishal
vb.) neden olmaktadr. Salk hizmetlerine eriimleri ise snrl
dzeydedir. Tm bu birbiriyle dorudan ilikili ve ok boyutu
olumsuz koullar ve sorunlar, Romanlarn yaadklar yoksunluk
ve yoksulluun ksr dng ierinde srmesine neden olmaktadr.
Toplumda aalanmakta, kmsenmekte, potansiyel
sulu grlmekte ve "buuk millet" olarak tanmlanmaktadrlar
(Aksu, 2003). Toplumda yer edinebilmek iin kimliklerini
gizlemekte ve dil, din, hukuk gibi konularda iinde bulunduklar
topluma uyum salamaktadrlar (Selin, 2003). Benzer ekilde
Romanlar da kendilerinden farkl olan yabanclar tehlikeli
grmekte, onlara gvensizlik duymakta ve onlarla snrl iletiim
iine girmektedir. Siyasal katlmlar, rgtlenmeleri ve toplumla
btnlemeleri yetersiz dzeydedir (Toprak, 2009).
Roman kltr her corafyada farkllk gstermekle
birlikte; zgrle dknlk, esneklik, iinde bulunulan an
yaama, kapal ve snrl alanlarn reddi, sokak arlkl, renkli,
dansa ve mzie dayal yaam, birlikte yaama gelenei gibi baz
ortak zellikler gstermektedir (Kaya ve Zengel, 2005; Southern
and James, 2006; Toprak, 2009). Sahip olduklar bu kltrel
bilin ya da genetik kodlar; yaam biimlerinde, tutum ve
davranlarnda ve mekan kullanmlarnda somutlamaktadr.
Sz konusu bohem yaam tarz, mahalle etkisiyle daha da
glenmektedir. Sevin ve zntlerini paylama, dayanma
(snma malzemesi, gda vb. paylam), hastalk, dn, lm,
konut onarm vb. konulardaki ibirliine bal olarak gelimi
sosyal alar mevcuttur. Yaplan alan aratrmalarnda olumsuz
yaam koullarna ramen ounluk, mahallelerinde yaamaktan
dolay mutludur ve baka yere tanmak istememektedir. Bu

832

durum, mahalle dnda yaam idame ettirme korkusu,


savunmaszlk, gvensizlik ve yalnzlk duygusu ile ilikilidir.
Roman mahallerine ynelik anlan isel ve dsal
faktrlere dayal meknsal ayrma; son yllarda Roman
mahallelerinin kentin gvenlii ve toplumun refah asndan
tehlikeli olarak nitelendirilmesine, kentin geliiminde tehdit ve
bir mdahale / dnm alan olarak alglanmasna yol amtr.
zellikle rant yksek kent merkezlerinde (konum avantajna
sahip prestijli konut, ticaret vb. blgelerin yaknnda) bulunan
knt niteliindeki Roman mahalleleri, yaadklar kentsel
yoksunluk sorunundan ok, siyasi ierikli dnmlerle
gndeme gelmeye balamtr. Siyasi ieriklidir nk, bugne
kadar Roman mahallelerinde uygulanan kentsel dnm
projeleriyle (Marsh, 2008b; Ertrk, 2009; Gzey, 2009; Uzun,
2009; Uurlu ve Duru, 2010; Akkan vd., 2011) Romanlar;

Kent merkezinden uzaa yaplan TOK


konutlarna yerletirilerek kentle ve ileriyle balar koparlm
ve yerlerinden edilmi,

Yaam biimi ve alkanlklarna uygun


olmayan ve sosyal ilikilerini zayflatan tektip projeler yaplm
(yksek katl apartmanlarn sokak yaamna ve altklar ilere
uygun olmamas, salkl kamusal alanlarn tasarlanmam
olmas vb.),

kapsamam,

Projeler

sosyal

ierme

nlemlerini

Projeler sorun odakl ele alnmam, baka bir


deyile, eitim, salk, istihdam gibi tm alanlar kapsayc
nitelikte ok boyutlu ve btnleik deerlendirilmemi,

Romanlarn katlmlarn yeterince salamam


(TOKye yerletirmeler ou mahallelinin rzasyla olmam ya
da bilinsizce szleme imzalanm),

Proje sonular sorun zc ve srdrlebilir


olmam, aksine Romanlarn maduriyetlerine / dlanmalarna
ek bir boyut oluturmu, mekansal ayrmay ve yoksulluu
derinletirmitir. Hemen hemen ou aile konutlarn taksitlerini,
ulam maliyetlerini, konutun yakt ve aidat paralarn
deyememi, mahallelerine geri dnmtr.

833

Hkmetin 2010 ylnda aklad demokratik alm


sreci kapsamnda Roman alm ve Roman vatandalarn
sorunlarnn iyiletirilmesi gndeme gelmitir. Bu gelimeyle
2011 ylnda hkmet yetkilileri tarafndan salkl bir evrede
barnma sorununun zmne ynelik TOKnin Roman
vatandalar iin konut ina edecei aklanmtr. Bu kapsamda
Marmara ve Ege blgelerindeki kentlerde hz kazanan kentsel
dnm projeleri Roman mahallelerinde hem umut hem de
endie yaratmtr. Salkl koullarda yaamak istemektedirler
ancak, Roman kltrnn dalmasndan endie etmekte; isiz
kalacaklarn, hayvanlarna bakacaklar yer bulamayacaklarn,
ok katl apartmanlarn kendilerini mutsuz edeceini, kiraclarn
madur olacan, Roman olduklar iin kiralayacak konut
bulamayacaklarn dnmektedirler.
Trkiyenin Avrupa Birliine uyum srecinde
hazrlanan yllk lerleme Raporlarnn aznlk haklaryla ilgili
ksmnda Romanlar iin yaplan deerlendirmeler, yaananlar
ortaya koymaktadr:

Trkiyede yaayan Romanlarn barnma,


eitim, salk, sosyal gvenlik ve istihdam olanaklarna eriimde
ayrmc muamele grdkleri,

kt koullarda yaadklar,

nyarglarla karlatklar,

kentsel dnm uygulamalaryla Roman


mahallelerinin yklarak yok edildii, alternatif barnma imkan
salanmadan zorla tahliye edildikleri ve ykm sonras yoksulluk
sorununun devam ettii belirtilmektedir.
3. YOKSULLUU VE YOKSUNLUU AZALTMA
TEMELL KENTSEL DNM: LKELER VE
SREC
lkenin ekonomik, siyasal, toplumsal, kltrel ve
fiziksel koullarndan referans alan srdrlebilir, uygulanabilir
dnm projeleri gerekletirebilmek iin bugne kadar
uygulanm projelerin baarl ve baarsz ynlenlerini
deerlendirmek ve dersler karmak gereklidir. Bu kapsamda
lkemiz pratii ve baarl yurtd rnekleri dikkate alndnda;

834


Kentsel dnm projeleri st lekli plan
kararlaryla ve kent btnne ynelik hedeflerle egdml
olmal ve kentin dier paralaryla ilikisi kurulmaldr.

Kentsel dnme konu olan alann ve her


yerel topluluun farkl zellikler tamas (konumland alan,
mlkiyet, yapsal durum, doal zellikler, arsa deeri, kullanc
profili vb.) ve konutuyla, evresiyle kurduu ilikilerin farkl
olmas nedeniyle her dnm alan kendine zg
dinamikleriyle, sorunlaryla kefedilmeli ve bu verilerle zgn
modeller retilerek uygulanmaldr.

Mlkiyet ve arsa dzenlemesi sorunlarnn


giderilmesi, uygulama alanlar ve nceliklerinin bilimsel ve
teknik yntemlerle tespitine ilikin ilkeler, proje szlemeleri,
denetim mekanizmas, yetki, kapsam, ykmllk, yaptrm,
sosyal kiralk konut vb. konular ieren mevzuat dzenlemeleri
yaplmaldr.

lgili aktrlerin ve rollerin tanmlanmas, yerel


ynetimlerdeki bilgi, vizyon eksiklii ve kaynak yetersizliinin
giderilmesi, uzmanlam ekiplerin oluturulmas, ortaklk
modellerinin gelitirilmesi, ak, effaf, katlmc bir yaklamn
benimsenmesi, dnm sonras srecin izlenmesi vb.
konularnda ynetsel adan yeniden yaplanmaya gidilmelidir.

Kentsel dnm sreci / aamalar


tasarlanrken sorunlara temellenilmeli; srecin ok boyutlu
(sosyal, ekonomik, yasal-ynetsel, evresel, planlama ve tasarm
boyutlar) ve uzun vadeli bir sre olduu gz nnde
bulundurulmal; sre stratejik, ok aktrl, katlmc bir
yaklamla planlanmal, programlanmal ve ynetilmelidir.
lkemiz dinamiklerinden yola klarak kentsel
dnmn sorunlara temellenen bir yaklamla planlanmas ve
ynetilmesi ya da sorun odakl tipolojilerin oluturulmas
anlaml grlmektedir (Grgl vd., 2006). Roman mahalleri
iin rnein, yoksulluu ve yoksunluu azaltma eksenli bir
tipoloji esas alnabilir. Temel sorunun yoksulluk-yoksunluk
eksenli olduu tiplojideki bir alann temel zellikleri yle
sralanabilir:

Gelir dzeyinin dk olmas hatta hibir


gelire sahip olmayan hanelerin varl,

835


Eitim seviyesinin dier blgelere oranla
dk olmas, yetikinlerde okuryazar olmama durumunun
yksek olmas, ocuklarda eitimini tamamlamama durumu,

Kentle btnleme dzeyinin dk olmas ve


kendi iine kapanma,

Su orannn ykseklii ve yaygnl,

Temel donatlardan yoksun olmalar ve


konutun fiziki standartlarnn dk olmas (Grgl vd., 2006).
Dolaysyla Roman mahallelerine ynelik kentsel
dnm projelerinde benimsenecek ilkeler, gelitirilecek strateji
ve mdahale biimleri yoksulluu ve yoksunluu azaltma
eksenli tipolojiyle uyumlu olmaldr. Kasm 2005te Kentsel
Yenileme Alan ilan edilen, stanbul iin byk nem tayan ve
kentsel dnm / yenileme srelerinde emsal tekil edebilecei
dnlen Sulukule Mahallesine (Nesliah ve Hatice Sultan
Mahalleleri) ynelik mevcut yenileme projesi sre ierisinde
ciddi eletirilere konu olmutur. Bu proje yerine alternatif bir
proje gelitirmek zere eitli disiplinlerden ok sayda gnll
uzmann katlmc bir anlayla bir araya gelerek oluturduu
Sulukule Atlyesinde ortaya konulan ilkeler, tm Roman
mahalleleri iin esas alnabilir. Dier bir deyile, Roman
mahallelerine ynelik gerekletirilecek baarl, srdrlebilir
ve adil bir kentsel dnm iin ilke ve ltler; yaanabilirlik,
katlm, kullanm deeri, hakalk, yaama kltr, ok
boyutluluk, toplum yarar, uzun erimlilik vb. olarak sralanabilir.
Yaanabilirlik ilkesi; toplumsal ve kltrel geliimin
desteklenmesi, mahalleliler iin mekansal kalitenin arttrlmas,
salk, eitim ve kentsel hizmetlerden faydalanma olanaklarnn
arttrlmas, yerel ekonomik kalknma ve sutan arnmay ierir.
Katlm ilkesi; mahalle sakinlerine kararlarda sz ve uygulama
ncelii hakk, toplumsal rgtllk ve dayanma, sivil toplum
kamu etkileimi, effaflk ve hesap verebilirlik konularn
kapsar. Kullanm deeri ilkesi; barnma hakknn savunulmas,
denebilir konut projeleri, toplumsal profile uygun, kullanc
dostu konut projeleri, yerel ve kltrel deer ve alkanlklara
uygun yeni i alanlar, kullanm deerini koullayan sbvansiyon
ve tevikleri vb. gerektirir. Hakalk ilkesi; hak sahiplilii
modelinin adil biimde kurgulanmasn, kentsel hizmetlerden
eit biimde yararlanmay ierir. Yaama kltr ilkesi; kullanm

836

deerini yaama kltr ile btnletirme, geleneksel yaam


pratiklerini koruma ve gelitirme, Roman kltrnn ifade
olanaklarn geniletme, mekansal mdahaleleri yaama
kltrn destekleyecek ekilde gelitirmeyi vb. hedefler
(Sulukule Atlyesi, 2009).
Bu kapsamda Roman mahalleleri, sosyal ve teknik
altyaplar iyiletirilerek, deprem standartlarna uygun hale
getirilerek, fiziki yoksunluklar giderilerek daha yaanabilir,
srdrlebilir, kullanm deerinin n plana alnd yerleimler
olarak planlanmaldr. Yere zg kentsel dnm modelleri
belirlenmelidir. Romanlarn kltrel zellikleri, yaam biimleri
ve alkanlklarna uygun projeler retilmelidir. Renkli, az katl,
esnek, avlulu ya da baheli konut tiplojileri, ak ve kapal
kamusal alanlarn dzenlendii, karma kullanml, yaya ncelikli
ulam sistemine sahip, gvenlii salanm bir yerleim dokusu
planlanmaldr. Dayankl ve doal malzemelerden kent
mobilyalar tasarlanmal ve peyzaj dzenlemeleri yaplmaldr.
Romanlarn yerinden edilmeleri engellenmelidir. Yere
bal kimlik oluumu, yere duyulan duygusal ballk ve aidiyet
nedeniyle yerinde iyiletirme projeleri tercih edilmelidir.
Romanlar iin mahalleleri barnmann tesinde kltrel
srekliliklerini
saladklar,
geimlerini
srdrdkleri,
sosyalletikleri bir varolma mekandr ve varolu mekan olarak
korunmakta, sahiplenilmektedir (Kolukrk, 2006). Romanlar
iin mahallenin yaam alan olarak korunmas ve savunulmas;
gvence ortamnn korunmas ve Roman toplumunun ayakta
kalmas demektir. Bu kapsamda kentsel dnm projelerinde
soylulatrmay en aza indirgeyecek, zorla yerinden etmenin
nne geecek ve mahalle temelli yaam biimlerinin
devamlln gzetecek biimde mahalle eylem planlar
hazrlanmal ve uygulanmaldr. Mahallenin datlmas ve
Roman toplumunun dier toplum kesimleriyle kark
mahallelerde yaamas; dayanma ilikileri ve i olanaklarnn
yitirilmesine, geim olanaklarnn ortadan kalkmas ile ailelerin
dalmasna, dalan ailelerin ocuklarnn madde bamllna
ve su rgtleri tarafndan kullanlmaya daha ak hale gelmesine
ve toplumsal gerilimlere neden olabilir (Mezarcolu, 2013).
Projelerle sosyal eitsizlik yaratlmamal, adil bir
datm salanmal, yasad kullanmlar zendirilmemeli,
denebilir bteli esnek konut tipolojileri oluturulmal,

837

dnmle elde edilen deerin kamuya aktarm salanmaldr.


Kiraclar iin zm sunulmaldr.
Projeler, disiplinler aras almalarla eitim, salk,
istihdam gibi tm alanlar kapsayc nitelikte ok boyutlu ve
btnleik ele alnmaldr. Bu kapsamda ekonomik ve toplumsal
planlar ve bu planlarla desteklenmi fiziksel planlar yaplmaldr.
Bunlar, etkin sosyo-ekonomik programlarla desteklenmelidir.
Giriimcilie dayal istihdam projeleri, ocuklar iin temel
eitim projeleri, yetikinler iin beceri gelitirme projeleri ve
kapasite gelitirme projeleri (insan kent ilikileri, haklar, yasalar)
vb. gerekletirilmelidir. Sosyal iermeyi salamak amacyla
kurumlarla ve toplumun dier kesimleriyle gven ve ibirlii
oluturacak projeler desteklenmelidir.
Hibir kesim dlanmamal, tm proje aktrleri srecin
her aamasna aktif katlmal ve bilgilendirilmelidir. Projeler,
toplumsal mzakere sreleriyle desteklenerek effaf, hesap
verilebilir bir yaklamla hazrlanmal ve uygulanmaldr.
Katlm iki aamada ele alnmaldr. Ynetsel ve ekonomik
rgtlenmeye dahil olma (rn. yerel ynetimler, yatrm
firmalar, kamu-zel sektr ortaklar, uzmanlk hizmeti veren kii
ve gruplar) ve proje srecine dahil olma (rn. alanda ikamet eden
ev sahibi ve kiraclar, yre esnaf ve dier alanlar, sivil toplum
kurulular, meslek odalar, kent meclisleri vb.).
Proje sreci ya da aamalar ise yle sralanabilir:
1. Kentsel knt blgesinin tespiti.
2. Proje ekibinin belirlenmesi ve paydalarn katlm.
3. Ama ve hedeflerin belirlenmesi, stratejilerin
tanmlanmas.
4. Mevcut
belirlenmesi.

sorunlarn

saptanmas,

taleplerin

5. Toplumsal ve ekonomik planlar ile bu planlarla


desteklenmi fiziki planlarn (1/5000, 1/1000, kentsel tasarm ve
mimari lekler) oluturulmas ve dnm modeline karar
verilmesi.
6. Uygulama. Organizasyon ve finans modelinin
tanmlanmas, sre boyunca gereklemesi programlanan
sosyo-ekonomik ve fiziksel mdahalelerin zamanlamasndaki

838

nceliklerin doru ngrlmesi, proje ynetimi iin doru bir


etaplamann yaplmas.
7. zleme, deerlendirme ve denetim.
Bu erevede; dnm uygulanacak Roman
mahalleleri iin ama ve hedefler, rnein yle tanmlanabilir:
st plan ilkelerine uygun zmler retmek, barnma ihtiyacn
karlamak, konut d kullanmlarda Romanlarn sosyoekonomik koullarna uygun ilevler nermek, yerinde ve
salkl yaama hakk erevesinde yoksullua ve yoksunlua
neden olan sorunlara katlmc anlayla zm nerileri
gelitirmek, su orann azaltmak, toplumsal ve ekonomik destek
programlaryla srdrlebilir istihdam ve yaam olanaklar
salamak, Roman kltrnn yaatlmasna / srdrlmesine
olanak salamak, toplumun geriye kalan kesmiyle arasndaki
farklar azaltmak ve toplumsal iermeyi salamak, vb.
Sulukule Atlyesinde gelitirilen mekansal kararlar
(Sulukule Atlyesi, 2009), genel sorun ve taleplerinin ortakl
nedeniyle dier Roman mahalleleri iin de rnek tekil
edebileceinden ksaca ele alnabilir. Hak sahiplilii ve kullanc
taleplerine bal esnek tiplojilerde ve m2lerde sosyal konutlar
retilmitir. lk katta geleneksel i kollarna ait 15 m2lik ticari
nitelerin tasarland 2 katl yaplamann yan sra,
toporafyann izin verdii llerde kentsel dokuya uygun 3 ve
4 katl yaplama nerilmitir. Parsellerdeki taban kullanm
TAKS 0.60 amayacak ekilde avlu ve bahe kullanm
ngrlmtr. erisinde eitli ilevleri barndran (ok amal
etkinlik alanlar, spor alanlar, ocuk oyun alanlar, dinlenme
alanlar, hobi baheleri, amfi tiyatro vb.) ve her yatan kiinin
aktif olarak yararlanabilecei kamusal yeil alanlar ve her bir
yap adasnda konut kullanclarna ait zel bahe alanlar
ayrlmtr. Tm adalarda karma kullanm gelitirilmi, yerel
retim birimlerinde hazrlanan rnlerin tantm ve satna
ynelik ticari fonksiyonlar ise belirli bir aks boyunca
younlatrlmtr.
Mahallenin yakn evresindeki dini, eitim, salk ve
spor tesisleri gibi donatlara eriilebilirlik esas alnmtr. Sosyal
donat eksikliini gidermek iin 3 yeni sosyal donat
ngrlmtr. lki; salk ofisi, ocuk / genlik, kadn, yetikin
/ yal birimi, vatandalk haklar birimi ve meslek edindirme-i

839

gelitirme-i bulma birimi gibi alt birimleri bnyesinde


barndran ok amal toplum merkezi. kincisi; mahalleyi
gelitirme amal yaplacak tm faaliyetlerde mahalle sakinleri
ve ilgili kurumlar biraraya getirmek ve tm planlama, uygulama,
denetleme faaliyetlerini koordine etmek ve mahalle ii
haberlemeyi arttrmak amacyla kurgulanm; bilgi ofisi ve
sosyal konut retim-bakm-onarm-destek birimini ieren
mahalle koordinasyon merkezi. ncs, mahalle genelinde
evlerde yemek piirmenin deil, mahalledeki lokantalardan
yiyecek satn almann tercih edildii ve sonuta mahallelinin
yeterli beslenemedii gzlemine dayanarak; mahallelinin salkl
beslenmesini salamak ve yoksullara cretsiz / uygun koullarda
hizmet vermek amacyla mahalle lokantas nerilmitir. st
lekli planlardan gelen ulam kararlarna bal olarak yol
kademelenmesi ve otopark zmlemesi yaplm, trafik ak
ynleri belirlenmitir. Mekansal alan kullanm kararlar dikkate
alnarak yaya ncelikli, gvenli ve eriilebilir bir arazi kullanmulam sistemi kurgusu gelitirilmitir (Sulukule Atlyesi, 2009).
te yandan, hak sahiplilii ve konut edindirme
modelleri oluturulmutur. Mlk sahibi olma ve kullanm
hakkna sahip olma olmak zere hak sahiplilii iki balk altnda
ele alnmtr. Mahallede eskiden beri yaayan ve eitli
toplumsal / ekonomik ilikilerin ierisinde yer alan yerel halkn
yeniden mahallede iskan edilmesinde maduriyet durumuna gre
ncelik sralamas yaplmtr. Konut edindirmede ise iki model
benimsenmitir. Birincisi mlk sahibi olma zerine kurulu
modeldir. Bu modelin uygun deme koullu ya da sbvanse
edilmi konut sat yntemi ile uygulanmas ngrlmtr.
kincisi kullanm hakkn elde etme zerine kurulu modeldir.
Bu modelin kira ve amortisman bedeli denebilir sosyal konut
sunumu yntemi ile uygulanmas nerilmitir (Sulukule
Atlyesi, 2009).
Ksaca Roman mahallelerinde uygulanacak kentsel
dnm projelerinde yukarda anlan sorun odakl tipoloji, buna
uygun ilkeler, aamalar ve mdahale biimleri, yoksulluu ve
yoksunluu azaltmaya pozitif katk salayacak niteliktedir.
SONU

840

lkemizde yllardr kentsel yoksulluk ve yoksunluk


ierisinde yaayan, ok boyutlu ve birbiriyle ilikili sorunlar
yaayarak dlanmalara maruz kalan Romanlar, rant yksek kent
merkezlerinde konumlanmalar nedeniyle son dnemde siyasi
ierikli kentsel dnm projeleriyle gndeme gelmeye
balamtr. Bugne kadar uygulanm Roman mahallerine
ynelik kentsel dnm projeleri, ksr dng haline gelmi
sorunlarna srdrlebilir zmler retmeyi ve toplumsal
iermelerini salamay amalamamtr. Tam tersine Roman
kltrnn ve mahallelerinin yok edilmesine; yaam biimi ve
alkanlklarna uygun, denebilir alternatif barnma imkanlar
salanmadan ve kentle-ileriyle balar koparlarak zorla tahliye
edilmelerine; kentsel hizmetlere eriimlerinin azalmasna; sosyal
dayanma ilikilerinin zayflamasna; toplumsal gerilimin
artmasna yol am, ksaca maduriyetlerine / dlanmalarna ek
bir boyut oluturarak mekansal ayrmalarn ve yoksulluu
derinletirmitir.
Ancak kentsel dnm projeleri baka trl
kurgulanrsa, baka bir deyile, Romanlarn eitim, salk,
istihdam gibi ok boyutlu sosyal dlanma sorunlarna
srdrlebilir zmler sunan, yaanabilir, gvenli, denebilir,
eriilebilir, yeterli ve salkl barnma hakk salayan, kullanm
deerini merkeze alan, kentsel hizmetlerden eit biimde
yararlanmay salayan, yerel ve kltrel deer ve alkanlklarna
uygun i ve yaam alanlar neren, yerinde iyiletirme anlayn
benimseyen, alnacak kararlarda onlara sz hakk veren bir
ierikle kurgulanrsa, Romanlarn kentsel yoksunluk ve
yoksulluklarna pozitif katk salayabilecektir. Bu anlayla
bildiride sunulan neriler, benzer sorunlar yaayan tm Roman
mahalleri iin rehber alnabilir niteliktedir.
TEEKKR
alma, SOBAG 112K439 nolu Romanlarn
Kltrel Sreklilikleri ve Sosyal ermelerini Destekleyici
Btnleik Kentsel Dnm Planlamas lkeleri: Tekirda
Aydodu Mahallesi balkl TBTAK projesi tarafndan
desteklenmitir.

841

KAYNAKA
AKKAN, B.E., DENZ, M.B., ERTAN, M., (2011), Sosyal
Dlanmann Roman Halleri, Punto Bask, stanbul.
AKSU, M., (2003), Trkiye'de ingene Olmak, Ozan Yaynclk,
stanbul.
ARAYICI, A., (2008), Gypsies: the Forgotten People of
Turkey, International Social Science Journal, 59 (193194): pp. 527-538.
ATAV, A., OSMAY, S., (2007), Trkiyede Kentsel
Dnme Yntemsel Bir Yaklam, METU JFA, 24
(2): ss. 57-82.
DNER, ., (2012), Sorun Eksenli ve Yere zg Kentsel
Dnm Modelinin Getirdii Olanaklar, Mimarlk
Dergisi, 368.
DNDAR, ., (2003), Kentsel Dnm Uygulamalar
zerine Kavramsal Bir Tartma, Kentsel Dnm
Sempozyumu Bildiriler Kitab, (Ed). ZDEN, P.P. vd.,
YT Yayn, stanbul, ss. 65-74.
GRGL, Z., DNER, ., ENLL, Z., RNEK, E.,
KURTARIR, E., ALTINOK, E., (2006), stanbulun
Eylem Planlamasna Ynelik Meknsal Gelime
Stratejileri Aratrma ve Model Gelitirme i - Mahalle
leinde Kentsel Dnm Modeli Kkbakkalky
rnei, Y.T.. Mimarlk Fak. ehir ve Blge Planlama
Blm,
stanbul,
http://www.yildiz.edu.tr/~ealtinok/kbk.pdf, 01.04.2014.
GLTEKN, N., (2009), The Impact of Social Exclusion in
Residential Segregation: A Gypsy Neighbourhood Fevzi
Pasa in Turkey, G.U. Journal of Science, 22 (3), pp.
245-256.
GLTEKN, T.N., GZEY, ., (2007), Divided Cities: Social
and Residential Segregation a Gypsy Neighborhood in
Menzilahr, Edirne, Turkey, The Gypsy Lore Society,
The Gypsy Lore Society 2007 Annual Meeting and
Congress Manchester, UK.

842

GZEY, ., (2009), Sulukulede Kentsel Dnm: Devlet


Eliyle Soylulatrma, Mimarlk Dergisi, 346: ss. 73-79.
KAYA, ., ZENGEL, R., (2005), A Marginal Place for the
Gypsy Community in a Prosperous City: zmir,
Turkey, Cities, 22 (2): pp. 151-160.
KENTLEME URASI, (2009), Kentsel Dnm, Konut ve
Arsa Politikalar Komisyonu Raporu, Bayndrlk ve
skan Bakanl, Ankara.
KOLUKIRIK, S., (2006), Sosyolojik Perspektiften Trk(iye)
ingeneleri: zmir ingeneleri zerine Bir Aratrma,
Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 3(1): ss. 1-24.
KOLUKIRIK, S., (2005), Trk Toplumunda ingene mgesi ve
nyargs, Sosyoloji Aratrmalar Dergisi, 8 (2): ss.
52-71.
MARSH, A., (2008a), Etnisite ve Kimlik: ingenelerin
Kkeni, Trkiyede Romanlar, Ayrmc Uygulamalar
ve Hak Mcadelesi, Mart Matbaaclk, stanbul, ss. 1927.
MARSH, A., (2008b), Eitsiz Vatandalk: Trkiyede
ingenelerin Karlatklar Hak hlalleri, 53-107,
http://www.hyd.org.tr/staticfiles/files/biz_buraday%C4
%B1z_-_turkiye'de_romanlar-2.pdf, 01.04.2014
MEZARCIOLU, A., (2013), Devlet, Romanlar ve Kentsel
Dnm,
http://cingeneyizame.blogspot.com.tr/2013/12/devletromanlar-ve-kentsel-donusum.html, 01.04.2014.
ZDEN, P. P., (2008), Kentsel Yenileme, mge Kitabevi,
Ankara.
RATCLIFFE, P., (1999), Housing Inequality and Race: Some
Critical Reflactions on The Concept of Social
Exclusion, Ethnic and Racial Studies , 22 (1): pp. 122.
SELN, C, A., (2003), Case Study of Gypsy/Roma Identity
Construction in Edirne, MA Thesis, The Graduate
School of Social Sciences of Middle East Technical
University, Ankara.

843

SOUTHERN, R., JAMES, Z., (2006), Final Report: Devon-vvide


Gypsy and Traveller Housing Needs Assessment, Social
Research & Regeneration Unit a University of Plymouth
Centre of Expertise.
SULUKULE
ATLYES,
(2009),
Alternatif
Proje,
http://sulukuleatolyesi.blogspot.com.tr/, 01.04.2014
ENGL, T., (2008), Kentsel Yeniden Yaplanma ve Yeni
Kentleme Eilimleri zerine Baz Gzlemler, 32.
Dnya ehircilik Gn Kolokyumu, Kentsel Yeniden
Yaplanma: Kazananlar, Kaybedenler, 6-8 Kasm 2008,
stanbul. Bildiri Kitab: ss. 61-67.
TEKEL, ., (2009), Planlama ve Mimarlk Alannn Son On Yl,
11-12 Haziran 2009, YT Mimarlk Fakltesi,
http://www.yenimimar.com/index.php?action=display
Article&ID=752 , 01.04.2014.
TEKEL, ., (2003), Kentleri Dnm Mekan Olarak
Dnmek, Kentsel Dnm Sempozyumu Bildiriler
Kitab, (Ed). ZDEN, P.P. vd., YT :Yayn, stanbul,
2-7.
TOPRAK KAHRAMAN, Z., (2009), Participation to the Public
Life and Becoming Organized at Local Level in Romani
Settlements in zmir, Land Use Policy, 26: pp. 308321.
TRKYEDE ROMANLARIN DURUMU, (2010), Trkiyede
alma ve nsana Yakr Koullar Sorunlar
Raporu,
ec.europa.eu/social/BlobServlet?docId=7331&langId=t
r, 01.04.2014.
TRKN, A., EN, B., KTEM NSAL, B., ASLAN, .,
YAPICI, M., (2010), stanbul'da Eski Kent Merkezi ve
Gecekondu Mahallelerinde Kentsel Dnm ve SosyoMekansal Deiim, TBTAK Proje No: 108K134.
UURLU, ., DURU, B., (2010), Kriz ve Kentsel Yerinden
Edilme
Srecinde
ingeneler,
kentcevre.politics.ankara.edu.tr/duruorgen.pdf,
01.04.2014.

844

UZUN, H., (2009), Kentsel Dnm Uygulamalarnn Kent


zlemi ve Kentlilik Asndan Deerlendirilmesi:
Sulukule Taoluk rnei, Yksek Lisans Tezi, Kadir
Has niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul.

845

846

III. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Ramazan ERDEM
Yeni Liderlik Yaklamlar Perspektifinde Karizmatik Liderler
mi? Karizmatik Kadrolar m?
Ercan KKEMEN
Akn ERDEMR
Fatih Mehmet UHADAR
Okul Yneticilerinin Duygusal Zek
Dzeylerinin Aratrlmas
Ar. Gr. H. Zeynep BATUR
Yrd. Do. Dr. Mehmet METE

Tabanl

Liderlik

rgtsel Sinizm, rgtsel Vatandalk Davranna Etkisi:


Yneticiler ve alanlar Asnda Bir nceleme
Yrd. Do. Dr. mer Okan FETTAHLIOLU
Hasan Sadk TATLI
Mehmet Sleyman YKSEL
Asena GDEOLU
Berat Emre ZKAN
Yaamnda alanlarn Duygusal Emeklerinin rgtsel
Sinizme Etkileri: Bankaclk Sektrnde Bir
Aratrma
Dr. Memduh BEGENRBA
Dr. Ercan TURGUT

847

848

YEN LDERLK YAKLAIMLARI PERSPEKTFNDE


KARZMATK LDERLER M? KARZMATK
KADROLAR MI?
Dr. r. Ercan KKEMEN
Dr. r. Akn ERDEMR
Dr. r. Fatih Mehmet UHADAR
ZET
Liderliin deiimin snrlarn aan etkisi nedeniyle
baarl olabilmek iin liderlii doru anlamak ve uygulamak
gerekir. lkalardan bu yana insanlar baarl liderlerin nemli
zelliklerini analiz etmeye almlardr. Bu aratrmalarn
birounda ortak olan zellikler stn zek, analiz ve sentez
yapabilme kabiliyeti, dnceleri iyi bir biimde aktarabilme
yetenei ve amalara kar sebatkrlk tm liderlerde grlen
ortak zellik olarak grlmtr. te burada karizmatik liderlik
zellikleri ortaya kmaktadr. Karizmatik lider organizasyona
gven veren, evk kazandran ve alanlarn itaatini arzulayan
kiidir.
Ancak, deien koullar karizmatik liderlerin gnmz
artlarnn gerektirdii bilgi ve beceriyi ynetebilme ve
ynlendirebilme yeteneine sahip olmadklarn gstermektedir.
Bu almada karizmatik liderlerin bu deien koullar iinde
birlikte alt ve karizmatik kadro olarak deerlendirdiimiz
yaplar aratrlmtr.
Anahtar Kelimeler:
Karizmatik Kadro, Baar, taat.

Lider,

Karizmatik

Lider,

WHICH ONE IS MORE IMPORTANT IN THE


PERSPECTIVE OF NEW LEADERSHIP APPROACHES;
CHARISMATIC LEADERS OR CHARISMATIC STAFF?
ABSTRACT

Sleyman Demirel niversitesi SBE, ercankucukesmen@sdu.edu.tr


Sleyman Demirel niversitesi SBE, akinerdemir@gmail.com

Sleyman Demirel niversitesi SBE, fatihcuhadar@gmail.com

849

Due to the effect of the change in leadership beyond the


limits of leadership in order to succeed you need to understand
and implement . Important characteristics of successful leaders
since ancient times people have tried to analyze . This research
features that are common in many of the superior intelligence,
the ability to analyze and synthesize the best ideas in a manner
counter to the ability to transfer and stability were seen as
common feature in all leading . Here are emerging charismatic
leadership qualities . Organizations that rely on charismatic
leaders , enthusiasm and employee saving is a person who desires
obedience .
However, the changing conditions of present-day
conditions of charismatic leaders the knowledge and skills
required to manage and direct the shows that they are not capable
. In this study of charismatic leaders and charismatic staff to work
together in these changing circumstances do we consider to have
been investigated .
Key Words: Leader, Charismatic Leader, Charismatic
Staff, Success, Obedience.
GR
Liderlik bugn kresellemenin de etkisiyle yeni bir
boyut kazanm ve kresel igc eitliliinin nemli bir ls
olmutur (Russetta vd. 2008: 47). Liderlerin doutan sahip
olduklar yetenekler ve bunlarn ocukluk yllarnda kazanlan
baz niteliklerle zenginletirilmesi gr liderliin temelini
oluturmaktadr. Bu aratrmalarn birounda ortak olan
zellikler stn zek, analiz ve sentez yapabilme kabiliyeti,
dnceleri iyi bir biimde aktarabilme yetenei ve amalara
kar sebatkrlk tm liderlerde grlen ortak zellik olarak
grlmtr (Eren 2003: 526).
te burada karizmatik liderlik zellikleri ortaya
kmaktadr. Karizmatik liderlik genellikle ortak ama uruna
takipilerin kendi kiisel ilgilerinden fedakrlk etmesi,
organizasyonlarda paylalm bir kimliin ortaya kmas olarak
deerlendirilir. Karizmatik lider organizasyona gven veren,
evk kazandran ve alanlarn itaatini arzulayan kiidir. O ayn
zamanda alanlarn rgtsel hedeflerinin peinde koarken

850

motivasyon ve heyecan salayan kiidir. Organizasyon iindeki


grevleri baarmas izleyenlerinin onu karizmatik olarak
grmelerini salamtr (Flynn ve Staw, 2004: 310).
Liderlik, ynetim bilimi alannda son derece nemli
olan ve son yllarda zerinde ok allan konularn banda
gelmektedir. Tm rgtlerin en nemli esinin insan olmas,
insan esinin de ihtiyalarn karlamada ve amalarna
ulamada rgtlenme zorunluluu, liderlii ve yneticilii
zorunlu klmaktadr. Kresel boyutta ortaya kan gelimeler,
rgtlerin yeni ve bu duruma uygun liderlik formlarn bulmasn
gerektirmitir. Dolaysyla, kuramsal ve uygulamal liderlik
almalar gittike younlamaktadr. Gnmzde i hayatnn
ihtiyac, yneticilik becerisinin daha az, liderlik becerilerinin
daha fazla kullanlmasdr. Yneticiler en genel anlam ile
denetleme, ynlendirme ve kontrol zerinde dururken, liderler
ise farkl bir zellie sahiptir; ynlendirmeyi kontrol yolu ile
salamak yerine eiterek, yetkilendirerek ve gelitirerek
yaparlar. Ynetici ilikilerini denetlemeye dayandrrken, lider
gvene dayandrr (Erdal, 2007: 1).
Ynetim, bir kurumun ama, deer ve hedeflerini
saptama ve bunlar gerekletirme; liderlik ise belirli bir yn
belirleme, alanlarn o ynde ilerlemelerini motive etme
srecidir. Liderlik kavram gelecee yneliktir. Liderler,
kurumun ayakta kalmasn salamak, ilerin yaplma
biimleriyle, nelere deer verildiini belirlemek, vizyon
oluturmak ve bu vizyonu kurum ierisinde benimsetmek
srecinden sorumludur (Trk ve Sng, 2004).
Byk liderler genellikle dahi olarak adlandrlr. Lideri
bakalarndan ayran zelliin uza daha net grmeleri olduu
sylenir. Bu yeteneklerinden dolay bakalarnn cesaret
edemedii riskleri cesaretle alrlar. Organizasyonlar bu hayal
gc, yaratclk ve anlayla olutururlar (March ve Weil, 2005:
2).
Liderlerin ortak zelliklerinden bir dieri ise
ortalamann zerinde zekya sahip olmalardr. Analitik dnce
zellii, bir durum veya bilginin neyi, ne ekilde
etkileyeceini veya sonularnn neler olabileceini grmek
anlamna gelir. Bylece lideri izleyenler, onu semenin ve
izlemenin kendileri ve ortak karlar iin nemini somut olarak

851

grme ve yaama frsat bulurlar. hayatnda liderlerin


etkinliini artran bir baka yetkinlik kavramsal dncedir.
Liderlik, kabul edilmi amalar dorultusunda yaplmak istenen
deiiklikler iin lider ve izleyiciler arasndaki karlkl
etkileimdir. (Erdal, 2007: 2). Ayrca liderlik belirli ama ve
hedeflere ynelmi insan gruplarnn oluturulmas ve harekete
geirilmesi her insanda bulunmayan ayr bir beceri ve ikna etme
yeteneklerini gerektirmektedir. Liderlik konusunda ortaya atlan
birok tanm incelendii ve bir sentez oluturmaya alld
takdirde bu kavram, bir grup insan belirli amalar etrafnda
toplayabilme ve bu amalar gerekletirmek iin onlar harekete
geirebilmek olarak tanmlanr (Eren, 2003: 525).
Tarihin her dneminde var olan liderlik, toplumlarn
gelimesinde ve ykselmesinde ok byk bir rol oynamasnn
yan sra, ayn zamanda onlarn kn hazrlayan ve bu sreci
hzlandran etmenler ierisinde de ilk sralarda yer almaktadr.
Liderin sahip olduu zellikler toplumun ierisinde bulunduu
koullarla paralellik gsterdiinde o toplumun geliim srecini
hzlandrmakta ve olumlu ynde bir etkide bulunmaktadr.
Bunun tersine toplumun ierisinde bulunduu koullarla liderin
sahip olduu zellikler birbiriyle uyum ierisinde olmadnda,
liderin o topluma faydasndan ok zarar dokunmaktadr (Arklan,
2006: 46).
1. YEN LDERLK YAKLAIMLARI
Post-modern dnem olarak da ifade edilen, gnmz
kresel rekabet ortamnda, rgtlerin etkinliini artrmak
amacyla pek ok yeni liderlik yaklam retilmitir. Bu
yaklamlarn ortaya kmasnda kukusuz deien koullarn
katks olduu gibi, deien insan mantalitesinin de katks
olmutur. Daha donanml, evresiyle daha ilgili ve zgrlk
dnya gr ile insan unsuru, kendisini snrlayan, belirleyen ve
ekillendiren ynetim kalplarn zorlamaya balamtr (alar,
2004: 6).
Gerek d evrede, mteri beklenti ve bilgi dzeyinde
grlen deiiklikler ve gerekse ynetim ve organizasyon
alannda ortaya kan gelimeler ve yeni kavramlar, liderlik
alannda da yeni yaklamlarn ortaya kmasna neden olmutur.

852

Liderlik alannda son yllarda gelitirilen baz yaklamlar ksaca


aada aklanmtr.
a) Dnmc Yeniliki (Transformasyonel) Liderlik
Yaklam:
rgtsel literatrde karizmatik liderlik aratrmalar
olumaya baladnda yeni bir formulasyon olumutur. 1978
ylndan itibaren ynetim ve liderlik yazmnda klasik ve
geleneksel lider davran biimi yannda James Mc Gregor,
J.M.Burns, B.M.Bass yaptklar aratrmalarda yeni bir ayrm
yaplmasnn zorunluluuna iaret etmilerdir. Bass ve Burns
liderlik litaratrnde transformasyonel liderliin merkezinde
motivasyon,
deerler
ve
davranlarn
bulunduunu
sylemilerdir. Weber ise transformasyonel liderliin bir baka
ynnn grup yelerinin motivasyonu, arzular ve
performanslarnn karizma olarak adlandrldn sylemitir
(Cramer,2002:999).
Bu ayrm iin de dnmsel liderlik terimini
kullanmlardr. Bu ayrm yenilie, deiime ve refaha
dnktr. Dnmsel liderliin amac, lider ve izleyicilerin etik,
arzu ve insan ilikilerini daha st seviyeye karmaktr. Burns,
eliki oluturan transaksiyonel liderlik kavramn ortaya atarak,
bununla gemie ve geleneklere daha bal bir liderlik
biiminden sz etmitir. Dnmsel liderliin farkl bilim
adamlar ve farkl rneklerle ele alnnda en belirgin ortak nokta
dnmsel liderliin toplumda ve rgtlerde kkl
deiikliklerin gerekletirilmesinde baar ile uygulanabilen bir
liderlik tarz olmasdr (zkalp 2004:157).
b) Etkileimci (Transaksiyonel) Liderlik Yaklam:
Transaksiyonel liderlik biiminde davran sergileyen
yneticiler yetkilerini alanlar dllendirmeye ve bununla
birlikte daha ok aba gstermeleri iin para ve stat verme
biiminde kullanrken, transformasyonel liderler astlarna bir
grevin olduunu ilham ettirme ve bir de veya vizyona
yneltme ve ynlendirmeye aba sarf ederler (Alkn ve nsar
2007:80). rnein, performans deerlendirme, performansa
bal cretlendirme, grev tanmlar, i analizi ve i deerleme
gibi gnmzde uygulanan birok modern insan kaynaklar
sistemi ihtiyacn belirleyen ve hayata geiren insan kaynaklar

853

yneticileri, transaksiyonel
oluturmaktadrlar.

liderlere

iyi

birer

rnek

Transaksiyonel liderler, ayn zamanda, ynetici ile


alan ilikilerini bir 'dei-toku sreci' olarak grmektedirler.
Bu tip liderler, alanlarn kurallara uyum, yksek performans
gibi olumlu davranlar karsnda dl; kurallara kar gelme
veya dk performans gibi olumsuz davranlar karsnda ise
ceza verme taraftardrlar. Transaksiyonel liderlerin astlarndan
beklentileri ise genellikle mevcut sistemler erevesinde
ekillenmektedir. Bu durumun nedeni ise transaksiyonel
liderlerin mevcut sistemlere ballklarnn yksek olmas ve
mevcut sistemler ile irket kltrn deitirmekten ok
glendirme eiliminde olmalardr.
2. KARZMATK LDERLK PERSPEKTF
Liderlik kavram ve tanm konusunda henz
kesinlemi bir tanm bulunmamaktadr. Bu nedenle liderlik
konusunun genilii, derinlii ve ok boyutluluu buna neden
olarak gsterilmektedir. Liderlik byk adam teorisinden yola
karak yaanan evrenin karmakl, insan davranlarnn
belirsizlii, rgtsel stratejilerin yaratt tehlike ve frsatlar,
rgt kltr liderlik tanmlarn belirleyen etkenlerdir
(Keeciolu 2003: 29). Lideri izleyicilerinin gznde lider yapan
ve onun yukarda belirtilen byk adam niteliini pekitiren
zellii yani karizmasdr.
Karizma kelimesi Max Weber tarafndan ilk defa
kullanlrken (Kln 2009) gnmzde kiiler arasnda ekicilik
eklinde tanmlanmaktadr. Karizmatik liderlik teorisi 1977
ylnda Robert House tarafndan ele alnm karizmatik liderlerin
kendine zg zellikleri ve davranlar olduu ifade edilmitir.
House karizmatik liderlerin kiisel zelliklerini, ideolojik vizyon,
astlarn yksek beklentisi ve astlara gvenme biiminde
karekterize etmitir. 1987 ylnda Conger ve Kanungo niteliksel
olaylar ve durumlarla deien neri olarak karizma zelliklerini
belirlemilerdir. Lider zellikleri karizmatik nitelikleri
hzlandrr, kendine gvenme, ynetim kabiliyetlerini etkileme,
sosyal duyarllk, bu nitelikler arasnda yer alr (Oktay ve Gl
2003: 405).

854

Karizmatik liderlikten ilk sz eden svireli Jurg Weber


olmutur. Weber 1947 ylnda karizmatik liderlerin sradan
insanlardan farkl olarak, Tanr vergisi ayrcalkl, stn g ve
niteliklere sahip olduunu sylemitir. Kavramsal bir modele
dayanmayan bu tanm daha sonra birok bilim adam tarafndan
incelenmi ve aratrma konusu yaplmtr (Balta, 2002: 133).
Son yllarda batdaki liderlik teorilerinin ve i hayat
literatrnn merkezine yerleen bir kavram olan karizmatik
liderlik takmdaki yelerin korunmas ve kollanmas, onlarn zel
yaamdaki problemlerini zme ve yeri geldiinde alanlarn
motivasyonu iin elinden geleni yapan ve alanlarn gznde
her ynyle ayr bir yeri olan kiilie sahip kimseler karizmatik
liderler olarak anlrlar (Karaka 2006).
Liderin karizmatik zellii, vizyon ve misyonu
belirlemesi, zgveni retmesi, saygnlk ve kendisine gven
duyulmasdr. Telkin edicilik zellii, liderlerin yksek
beklentilerini, zaman zaman semboller de kullanarak
izleyicilerine iletmesini, nemli grd amalarn basit
yollarla izleyicilerine aklamasn ifade eder (Taslak, 2008:
127).
2.1. Karizma Kavram
Karizmay iyi anlayabilmek iin kavramn kaynana
inmek yararl olacaktr. Karizma kavram yeni ahitte zellikle
de Romallar, 12 ve 1 Corinthliler, 12 adl St. Paulun iki
mektubunda mevcuttur. Kral Jamese ncilinden sz konusu
ksmlarn
tercmesini
yapanlar,
yunanca
karizma
kelimesiniilahi bir ltuf eklinde evirmilerdir. Tarihsel
olarak, yetenek manasna gelen eski bir yunan kelimesinden
treyen bu kavram, daha sonra Hristiyan Kilisesince; Tanr
tarafndan iyiletirme, tahmin gibi olaanst, beceri gerektiren
ileri gerekletirebilmek iin gnderilen yetenekleri aklamak
gayesiyle kabul edilmitir. lahi tercih sonucunda ortaya kan bir
mevhibe olarak karizmann bu temel ve basit manas, kilise
tekilatnn zamanla temeli olmutur (Arklan, 2006: 50).
2.2. Karizmatik G
Lideri lider yapan kiilik zelliklerine ve izleyicilerini
etkileme yeteneine liderin karizmatik gc denir. Karizmatik
kiiler, dierlerini arkasndan ekme kiiliine sahip manyetik

855

etkileri olan kiilerdir. Atatrkn verdii byk mcadelede


evresinde salad destek onun kiiliine duyulan gven ve
saygdan kaynaklanmtr. Baz yazarlar Hitlerin kinci Dnya
Sava ncesinde byle bir etkiye sahip olduunu iddia
etmektedirler. Hindistandaki Gandhinin gc karizmasnn bir
parasdr (Koparal, 2004: 146).
Genellikle deiimi baarm kiiler, karizmatik yada
dnmsel liderler olarak tanmlanrlar. Karizmatik liderler,
frsatlar kefederek ya da yaratarak insanlarn kendi
davranlarn kontrol etme konusunda giderek artan istekleriyle
ortak bir vizyon gelitirmeye alrlar. Karizmatik Liderler
kendilerini izleyenler zerindeki gc artrmak iin kendine
gven, kontrol ihtiyac ve ahlaki doruluu kullanrlar (zkalp,
2004: 158). Karizmatik liderlerin evrenin isteklerine hzl ve
etkili cevap vermek iin izleyenlerin enerjilerine hareket
kazandrarak mevcut durumun deiebilecei konusunda yaygn
bir kanaat gelimitir (Hoogh vd. 2005: 840). Bu liderin
karizmatik gcnden kaynaklanmaktadr.
2.3. Max Weber ve Karizmatik Liderlik
Karizma, Eski Yunan uygarlna uzanan bir gemie
sahiptir ve Eski Yunanca "ilahi ilham yetenei (divinely inspred
gift)" anlamn tar. Hristiyanlarn kutsal kitabi olan ncil'de de
zikredilen bir kavramdr (Yulk, 1999: 298). Bununla birlikte,
kavram ynetim ve iletme literatrne sokan ilk kiinin,
Brokrasi Modelinin kurucusu Max Weber olduu genel kabul
gren bir dncedir.
Webere gre karizma vcudun ve ruhun yetenekleri
olarak zel sfatlar ve nitelikleri kapsayan doa st bir ey
olarak grlr. Weber kiisel sfatlar dahil etmeye devam
ederken, karizma hakkndaki kavramlar daha gzel davransal
unsur olarak vurgular. Bylece ok eitli liderlik
pozisyonlarnda karizmann dier insanlar tarafndan mmkn
olarak grlmesini salamtr (Javdan ve Waldman 2003: 230).
2.4. Karizmatik Liderin zellikleri
Liderler kendilerini izleyen gruplarn davrann bir
dereceye kadar deitirebilirler. Ancak karizmatik liderler
izleyicileri tarafndan kendilerine snrsz itaat konusunda son
derece yetenekli ve becerikli kiilerdir. Gruplar ylesine bir itaat

856

etme noktasna getirme becerisine sahiptirler ki, emrettikleri


takdirde grup yelerine istedikleri eylemi yaptrabilirler. Bunun
nedeni karizmatik liderlerin sadece gruplarn davranlarn
deil, inan ve tutumlarn da deitirebilme yetenekleridir
(Katba, 2006: 301). Kiisel ilgileri dnda insanlar motive
ettiine inanlan bir liderlik stili karizmatik liderlik olarak kabul
edilir (Cremer, 2002: 999).
Karizmatik liderlik konusunda Conger ve Kanungo bir
model gelitirmilerdir. Bu modele gre karizmatik liderlik
takipilerin liderin davrann anlamasna dayanan bir zelliktir.
Liderin gzlemlenen davranlar takipileri tarafndan karizma
olarak yorumlanr. Karizmatik liderler, dzenleme, dncelerini
rahata ifade etme, gr ve yetenekleriyle ilham verme ve
grlerinin olaanst olduu izlenimini verme konusundaki
davranlaryla dier liderlerden ayrlrlar. Bu anlamda
ynetimin bir zorunluluu olmakszn izleyenler liderlerin bu sra
d zelliklerinden dolay bu lideri takip ekmek isterler. Conger
ve Kanungo modeli Bu anlamda karizmatik liderliin,
takipilerin liderin bu tip etkiler douran belirli davransal
niteliklerini alglamalarna dayanr (Conger vd. 2000: 748).
Takipilerin karizmatik liderden etkilenme istekleri,
ksmen onlarn liderlerine olan gvenlerine dayanr. Karizmatik
liderlerin maazzam grlerinin olmas ve bu grlerin
uygulama glkleri, takipilerin baarya ulamak iin
liderlerine gvenmelerini gerektirir. Bu yzden karizmatik lider
takipilerinin gvenini kazanmak iin en st seviyede aba
gstermelidir (Conger vd. 2000: 750).
3. DEEN LDERLK KONSEPT
KARZMATK KADROLAR

EKSENNDE

Artk gnmzde her eyi bilen her eye gc yeten


liderler ve liderlik tarz geride kalmtr. Baz yazarlar dnyada
demokrasi
hareketlerinin
ve
katlmc
davranlarn
yaygnlamas, baz yazarlar ise bilgi teknolojilerinin
yaygnlamas nedeniyle liderlie olan ihtiyacn azald
grn savunurlar. Ayrca organizasyonlarda insan unsurunun,
dolaysyla dnce ve bilginin en nemli sermaye haline
geldiinin farkna varldnda liderlik anlaynn da yava
yava boyut deitirdii grlmektedir. Gnmzde artk

857

liderlerin sadece uzmanlklaryla, otoriteleriyle ya da


karizmalaryla etkili olamayacaklar ortaya kmtr (Akdemir
2002). Ortaya kan bu bolukta karizmatik liderliin yerini
karizmatik kadrolar doldurmutur.
ekil 1: Karizmatik Kadro Oluumu

3.1. Karizmatik Kadrolarn zellikleri


Karizmatik kadrolar bir organizasyon iinde lider ve
ekibinin ortak bir vizyon yaratmak amacyla kurulmu, ayn
zamanda karlkl gven ve saygya dayal, kazanmlar
ulatklar nokta ile snrl olmayan her gn bir nceki gne gre
bir adm nde olan, rasyonel zmler ile abuk organize
olabilen, ekip ruhu ile almaktan byk haz alan bireylerden
oluan topluluklardr. Bunun yannda Karizmatik kadrolar
bencillikten uzak ve onlar baarl klacak her ite canla bala
alp baary ekibine mal eden organizasyonlardr. Karizmatik
kadrolarn kendi dorular olmasna karn, yenilie ve yeni
fikirlere ak, paylamc, birikimlerini her ortamda herkese
artrabilen ayn zamanda da z benliklerini koruyabilen
organizasyonlardr. Aadaki ekilde karizmatik lider ile
karizmatik kadrolarn zellikleri karlatrlmtr.
Tablo 1: Karizmatik
Karlatrlmas
Karizmatik Liderlik
1. Tek Ynl letiim
2. Mekanik Organizasyon
3. Kat ve Sert Yap
4. Dikey Organizasyon
5. Olaan st Yeteneklere
Sahip Lider

Kadro

ve

Karizmatik

Lider

Karizmatik Kadro
1. oklu letiim
2. Organik Organizasyon
3. Esnek ve Geirgen Yap
4. Yatay Organizasyon
5. Bireysel yeteneklere sahip kiilerden
oluan grup

858

6.
Karizmatik
Belirledii vizyon
7. Otokritik Yap
8.Bireysel Zeka etkin
9. Kaotik Ortam
10.Formel Yap

Liderin

6. Grupta ortak aklla belirlenmi vizyon


7. Demokratik Yap
8. Ortak Akl etkin
9. Kurumsallam Ortam
10. nformel Yap

3.2. Karizmatik Kadro Oluturma ve Gerekletirme


Perspektifi
Belirli ama ve hedeflere ynelmi insan gruplarnn
oluturulmas ve harekete geirilmesi her insanda kolay kolay
bulunmayan ayr bir beceri ve ikna etme yeteneklerini
gerektirmektedir Liderlik konusunda ortaya atlan birok
tanmlar incelendii ve bir sentez oluturulmaya alld
takdirde bu kavram, bir grup insan belirli amalar etrafnda
toplayabilme ve bu amalar gerekletirmek iin onlar harekete
geirme yetenek ve bilgilerinin toplamdr diye tanmlayabiliriz
(Eren, 2008: 432). Liderlik konusunu anlayabilmek iin
ncelikle bir kurulu veya grev grubunun mtereken
kararlatrdklar ve elde edilmesine sz birlii yaptklar idari
hedeflere bir tek insan vcudundaki gibi dengeli sistemlere
benzeyen ahenkle gidilerini gz nne getirmekte fayda vardr.
Zira birden ok insann ayn hedefleri elde etmek iin bir araya
gelmeleri olay bir grubu ve dier bir deyimle bir organizasyonu
meydana getirmektedir.
3.2.1. Karizmatik Lider ve Karizmatik Kadro Etkileimi
Gnmz ve gelecein rgtlerinde daha fazla
younlukta liderlie gereksinim duyulacaktr. rgtlerin etkin
bir liderlie sahip olmadan, yalnzca mevcut sistemi korumak ya
da riski en az dzeye indirerek rgtsel faaliyeti devam ettirmeyi
amalayan ynetim anlay ile karlalan deiim ortamnda
uzun
sre
varlklarn
srdrebilmeleri
mmkn
bulunmamaktadr. Bu nedenle de lider ve liderlik konular
her zamankinden daha fazla ilgi grmekte ve bu araylarda
uzmanlarn yaptklar aratrmalar liderlikle ilgili literatrn
artrmasna neden olmaktadr (Tengilimolu 2005: 14).
Karizmatik lider ve karizmatik kadro etkileiminde,
paylalan liderlik n plana kmaktadr. Paylalan liderlik takm
yelerinin nemli liderlik rollerini paylatklar ibirliki bir
takm almasdr. Burada takm yeleri gerekli olduunda
takmda, eitli liderlik davranlaryla uraarak, birbirlerine

859

rehberlik yapmak ve etki salama sorumluluunu paylarlar.


Paylalan liderlik, takmn baarma, memnun olma, g ve
kaynama gibi ynlerini ve bunun yan sra iletiim ve ballk
gibi davranlarn da etkiler ( Pearce ve Conger, 2003: 125).
3.2.2. Karizmatik Kadro Alglamasnda Sosyo Kltrel Yap
Karizmatik kadro alglamasnda sosyokltrel yap
bireylerin kltrlerinin karizmatik kadrolar nasl algladklarna
ilikindir. Her toplumun kendine gre yllarca oluturulmu bir
kltr vardr. Kltr bireylerin sosyal hafzas (Trands ve Suh,
2002: 135). olarak tanmlanr. Kltr o toplumun deer
yarglarn oluturur. Toplumdan topluma deien bu deer
yarglar o toplumun sosyokltrel yapsn oluturur. Kltr,
organizasyon yeleri tarafndan sahiplenilen inanlar,
varsaymlar iine alan derin bir yapdr. Organizasyonun yapt
ilemler ve aktiviteler bize kltr yanstr (Sorros vd. 2002: 4).
Kltr ve kltrn gc ayn zamanda liderin liderlik pozisyonu
iin gerekli modelleri ve liderin tercih ve beklentilerini etkiler
(Holmberg ve Akerblom, 2006: 309).
Kltr konusunda yapt almalarla dnya apnda
tannan Hollandal Bilim adam Tilburg niversitesinden Prof.
Geert Hofstedein 80li yllarda aralarnda Trkiyenin de
bulunduu 40 lkeden 116.000 alann katld kapsaml
aratrmasnda belirginleen 5 ana kltrel boyutu sergilenmitir.
Bu boyutlar; otaklaa davranlk (Collectivism vs
Individualism), baskn deerler (Feminity vs Masculinity), g
mesafesi (Power distance), belirsizlikten kama (Uncertainty
avoidance) ve uzun erimli ynelme (Long term orienatation)
olarak belirginlemitir (http://www.geert-hofstede.com).
Hofstedenin kltr balamn deerlendirecek olursak
kolektivist toplumlarda bireyci toplumlara gre karizmatik
kadrolarn daha yaygn olarak grlmesi gerekir. Diil
toplumlarda eril toplumlara gre karizmatik kadro yaplarna
daha yatkndrlar.
Belirsizlikten kanma eilimi yksek bireylerden
oluan toplumlarda, bireyler kendileri iin yaam daha gvenli
hale getirmek iin i gvencesini, yazl kurallar ve biimsellii
arttrma; farkllklara kar karak mutlak dorulara nem
verirler. Belirsizlikten kanma eilimi dk olan lkelerde ise,
yasal kurallar ve kanunlar ok skc olarak alglanmaktadr.

860

Kurallar sadece ok lzumlu olan yerlerde kullanlmaktadr ve


eer gerekirse alanlar tarafndan kurallar uygulanmayabilir
(Atilla, 2007). Karizmatik kadroya sahip rgtlerde belirsizlikten
kanlmaz. Burada belirsizlik yeterli bilgi sahibi olmadan risk
almak deil bilinli, tutarl gelecei doru okuyarak risk
almaktr.
G mesafesi konusunda ise bazlar daha fazla stat
sahibidir ve bu nedenle sayg grrler. G, varlk ve stat gibi
fiziksel ve entelektel kapasiteler bir arada olmayabilir.
Politikaclar baz toplumlarda stat ve gcn sahibiyken varlkl
deillerdir; i adamlar varlkl ve gl iken statden yoksundur.
Sporcular ayn zamanda zengin de olabilmek iin,
profesyonelleir, politikaclar da siyasi glerinden istifade
ederler. Baarl i adamlar ise stat kazanmak iin sivil toplum
kurulular iine girerler. Gcn bir topluluun bireyleri arasnda
neden olduu mesafe, o topluluun deerleri ve normlar
lsnde gereklemekte ve topluluk tarafndan benimsenen
g dzeyindeki farkllklar, zaman ierisinde iselletirilerek,
kurumsallamaktadr. eitli lkelerde, belirli yata olmann,
belirli ailelerden gelmenin, belirli mevkilerde bulunmann ya da
belirli eitim kurumlarnda okumu olmann aba, yetenekler,
teknik eitim ve deneyime baklmakszn bireylere ayrcalk
getirdii bilinmektedir (Atilla, 2007: 22). Karizmatik kadro
yaplarnda g mesafesinin daha yakn ve bireylerin birbirleriyle
daha organize hareket etmeleri beklenir. Ancak g mesafesi
karizmatik rgt merkezli karizmatik kadrolarda (silahl
kuvvetler, spor kulpleri gibi) da g mesafesinin korunmas
gerekir.
Toplumlarn sosyokltrel yaplar karizmatik kadro
alglamalarnda farkllklarn meydana gelmesine yol amtr.
Nitekim bir lkede karizmatik olan bir kurum veya kurulu bir
baka lkede karizmatik olmayabilir. Japonyada kiinin stats,
bal olduu grubun statsne dayanmaktadr. Japon alanlar
ou kez sadece isimleriyle deil, ayn zamanda irketle olan
yakn ilikilerine gre ie kabul edilirler. Tokyo niversitesi gibi
elit niversitelere devam etme ve Toyota irketi veya Maliye
Bakanl gibi sekin kurumlarda istihdam edilme Japon
toplumlarnda yksek bir stat olarak kabul grr. Almanyada
eitimle ilgili baarlar yksek bir deere sahiptir. ngilterede
zellikle elit ailelerin ocuklarnn gittikleri ve dk tabakadan

861

ailelerin ocuklarnn kabul edilmedii ilkretim kurumlar ok


nemli bir yere sahiptir (Sofyalolu ve Akta, 2001: 80). Bu
kltr yaps bize gstermektedir ki bir Japon iin alt
kurum, bir Alman iin okuduu niversite, bir soylu ngiliz iin
eitime balad ilkokul karizmatik bir yapya sahiptir.
4. KARZMATK KADRO YAPILARI VE OLUMA
PERSPEKTF
Organizasyon belirli amalara ulamak iin birden fazla
bireyin ya da birimin bir araya gelerek dzenli ve btnleik
faaliyetlerde bulunduu bir yap olarak tanmlanr (Zeytinolu,
2009). Karizmatik kadro yaplar biimsel olmayan rgt
yaplarna sahiptir. Biimsel olmayan rgt biimsel rgt iinde
bireyler arasnda meydana gelen ve faaliyet plannda
belirlenmemi koordinasyon ekillerini ifade etmektedir (Gen,
2005: 114). Burada ama organizasyonun karizmatik kadro
yapsn bir avantaj olarak kullanarak ksa yoldan ve daha kolay
ekilde baarya ulamaktr.
Karizmatik kadro yaplarna sahip organizasyonlarda
rollerin yerine getirilmesi konusunda alanlara hareket
serbestisi salanr. Bu organizasyonlar srekli deiim
iindedirler. Deiim ve renme onlar iin bir misyondur.
Karizmatik kadro yaplarnda duruma bal liderlik
mevcuttur. Duruma bal liderlik zel durumlarda neyin gerekli
olduuna karar vermek iin lider takipilerini deerlendirir ve
verilen grevin yerine getirilmesinde kendisini sorumlu hisseder.
Ayrca alanlarn yeteneklerinin ve motivasyonlarnn zamanla
deiebileceinden hareketle, alanlarn deien ihtiyalarn
karlamak iin onlar destekler (Northouse, 2007: 91).
yeleri yksek derecede arkadalk, grup ruhu ve birlik
duygusu iinde olan bu grup yelerinin her birinin dier grup
yelerinin durum ve davranlaryla olduu kadar bir btn
olarak grupla da ilgilenirler. Grup dinamiinin temellerini
oluturan bu durum, grup btnlemesini ortaya karr. Daha net
bir ifade ile grup btnlemesi grup yelerinin grupta kalmalarn
motive etmenin bir uzants olarak ifade edilmektedir (imek,
Akgemci, elik, 2001:159).

862

Karizmatik kadrolarda ilikiler daha ok mekanik deil


organiktir. Gayri resmi alma gruplar ve i arkadal eklinde
kendini gsteren bu yap organizasyonlarn doasnda var olan
monotonluu disiplini, bask ve atma ortamn nlemek
iindir. Liderler bir cazibe merkezi oluturarak ilerin gnlllk
davran ile gereklemesini salarlar. rgt ierisinde oluan
etik ilkeler yasal zorunluluktan ziyade davran kalb olarak n
plana kar (Gl ve Gke, 2008: 387).
4.1. Karizmatik Lider Merkezli Karizmatik Kadrolar
Karizmatik lider merkezli karizmatik kadrolarda liderin
etrafnda karizmatik kadrolar oluur. Ancak burada her ne kadar
organizasyonu oluturan kadrolar karizmatik nitelikte olsa da son
sz mutlaka liderindir. Bu nedenle karizmatik liderlik eletirisi
burada geerlidir. Bu eletiri karizmatik liderden sonra gelen
liderin eski liderin yerini dolduramamasdr. nk astlar
kaytsz artsz itaate koullanmlardr ve yeni liderin alaca
isabetsiz, yanl bir karar ykmlara ve olumsuz sonulara yol
aabilmektedir (Kunanis, 2003: 142).
4.1.1. Siyasi Partiler
Siyasi partiler lider merkezli organizasyonlardr. Siyasi
partide liderin karizmas halk nazarnda partisinin nnde gelir.
yle ki sempatizanlarndan bazlar partinin adn hi bilmez
ancak liderini ok iyi bilirler. Karizmatik lider olarak Trk siyasi
tarihine geen liderlerden, Adnan MENDERES, Sleyman
DEMREL, Turgut ZAL ve Recep Tayyip ERDOAN
isimleriyle partilerinin nne geen karizmatik liderlerdir.
Siyasi partilerde karizmatik liderlerin poplaritesi bu
liderler etrafnda karizmatik kadrolarn olumasn salamtr.
Partilerin ortaya koyduklar bu karizmatik kadro yaplanmas
halk nazarnda o siyasi partiye olan ilgiyi artrmtr. Bakanlar
kurulu yelerinin halk tarafndan tannan ve sevilen kiilerden
olumas ile halkn dertlerine are olan kabine lider merkezli
karizmatik kadrolara rnektir. Byle yaplar halkn o siyasi
partiye olan inancn pekitirmitir. Gnmzde ve gelecekte
karizmatik lider merkezli karizmatik kadrolarn n plana
kt/kaca dnlmektedir. A.B.D.de yaplan son
seimler gstermitir ki karizmatik lider etrafnda toplanan yirmi
kiilik bir kadro Amerikan Bakan Obamay bakanlk
koltuuna tamlardr.

863

4.1.2. irket cra Kurullar ve CEOlar


irket icra kurullar ya da CEOlar bir iletmede
yrtmenin ba, her eyi planlayan ve uygulayan kiidir. CEO
her trl kayna akll ve verimli kullanarak iletmenin
geleceini ina eder. irket icra kurullarna nderlik eden
CEOlar baarlar ile karizmatik bir zellik kazanrlar.
Amerikada yaplan bir aratrmaya gre Chief Executive
Officern itibar irketin kamuoyunda ve i evrelerinde hatta
borsadaki itibarnn yzde 47 ile 49unu oluturduu ortaya
kmtr (Trk ve Sng, 2013).
4.2. Karizmatik rgt Merkezli Karizmatik Kadrolar
Organizasyonlar yaplar itibariyle kiilerin ya da
kurulularn gznde karizmatik bir yap oluturmaktadr. Bu
nedenle bu tip organizasyonlar rgt merkezli karizmatik
kadrolara sahiptirler. Bu tr organizasyon yaplarnda karizmatik
olan organizasyonun kendisi ve organizasyonu oluturan
kadrolardr. Genellikle bu tr organizasyonlarda bu karizmatik
yap gemiten gelen bir sre iinde kazanlmtr.
4.2.1. Spor Kulpleri
Karizmatik rgt merkezli karizmatik kadro yaplar
spor kulplerinde de bulunmaktadr. Dnya zerinde baz spor
kulpleri isimleri itibariyle karizmatik bir yapdadrlar. rnek
olarak Barcelona, Manchester United, Real Madrid gibi spor
kulplerinin isimleri karizmatiktir. Bu kulpleri karizmatik
yapan dnya apnda tannm olmalarnn yannda milyonlarca
taraftar kitlesi ve alt yaps ile sporcularna daha fazla imkn ve
destek salyor olmasdr. Buna ilave olarak gnmzde spora
uluslararas tantm anlam da yklenmitir (Argan ve Katrc,
2002).
Barcelona kulbnn resmi internet sitesinde Barselona
kulbnn kulpten te olduu, birok lkede Katalanlar temsil
eden bir bykelilik grevi stlendii, demokratik haklarn ve
zgrln savunucusu olduu belirtilmitir (FC Barcelona,
2013). lkemizde de ismi ile karizmatik yapda olan spor
kulplerine rnek olarak Galatasaray, Fenerbahe ve Beikta
rnek olarak verebiliriz.
4.2.2. Sivil Toplum Kurulular

864

Sivil toplum kuruluu, resmi kurumlar dnda ve


bunlardan bamsz olarak alan, politik, sosyal, kltrel,
hukuki ve evresel amalar dorultusunda lobi almalar, ikna
ve eylemlerle alan, yelerini ve alanlarn gnlllk
usulyle alan, kr amac gtmeyen ve gelirlerini balar ve/veya
yelik demeleri ile salayan kurululardr. Sivil toplum
kurulular oda, sendika, vakf ve dernek ad altnda faaliyet
gsterir. Vakflar, dernekler topluma yararl bir hizmet
gelitirmek iin kurulmu yasal topluluklardr ve herkese yardm
etmek iin kurulmulardr (wikipedia.org, 2013).
Halk nazarnda baz sivil toplum rgtleri karizmatik
rgt yapsna sahiptir. Bu sivil toplum rgtlerine yelik kiilere
ayn zamanda bir prestij ve itibar kazandrr. Yukarda tanmda
da belirtildii gibi zellikle kiilerin dnce yaps ve yaay
tarzna uygun sivil toplum kurulular yelerinin gznde ok
karizmatik bir yapya sahiptirler. Sendika, oda, dernek gibi
kurulular yeleri tarafndan karizmatik bir yap olarak alglanr.
Bir kunduracnn ya da bir marangozun gznde esnaf odalar
birlii, bir iinin sendikas onlar iin karizmatik organizasyonlar
olarak alglanr.
4.2.3. Kar Amac Gtmeyen Dernekler
Kar amac gtmeyen derneklerde toplum nazarnda
karizmatik organizasyonlar olarak grlmektedir. Kzlay, Trk
Hava Kurumu yada TEMA gibi topluma hizmet etme gibi bir
misyonu stlenen organizasyonlar grevleri gerei toplum
tarafndan karizmatik organizasyonlar olarak kabul edilirler.
Bu kurulular karizmatik yapan yaptklar hizmetlerin
toplum tarafndan takdir gren grevleri icra etmeleridir.
Depremde, yangnda selde yani insanlarn zor zamanlarnda
Kzlay yanlarnda grmeleri yada erozyon ve llemeye kar
mcadele eden lkemizin daha yeil bir corafya olmas iin
alan TEMA vakf da karizmatik organizasyonlar olarak
alglanmaktadr.
4.2.4. Eitim Kurumlar
Baz eitim kurumlar da toplum nazarnda karizmatik
organizasyonlar olarak deerlendirilmektedir. Bu eitim
kurumlar eitim ve retimin her kademesinde grlmektedir.
Aileler ocuklarn karizmatik yapdaki eitim kurumlarnda

865

okutabilmek iin adeta bir yarn iindedirler. rnein


lkretimi bitiren bir renci iin Galatasaray Lisesi, Robert
Koleji, Fen Liseleri karizmatik birer eitim kurumlardr. Bunun
yannda kiilerin yeteneklerini sergileyebilecekleri okullarla idol
olarak grdkleri kiilerin bitirdikleri okullarda karizmatik
eitim kurumlar olarak alglanmaktadr.
Baz niversitelerde renciler iin karizmatik eitim
kurumlardr. Galatasaray niversitesi kendisine slogan olarak
be yz yl akn bir eitim ve retim gemiinin ulat
aama:
Galatasaray
niversitesi
olarak
belirlemitir
(www.gsu.edu.tr, 2013).
4.2.5. Silahl Kuvvetler
Tarihi sreleri sresince silahl kuvvetler tm dnyada
karizmatik bir yapya sahip olmulardr. lk ordunun nasl
kurulduuna ilikin bilgiler yetersiz olmasna karn tarihin her
dneminde devletlerin hkimiyetlerini salamak ve bu
hkimiyeti devam ettirmek iin ordu kurduklar grlmtr. Bir
lkenin ordusunun gc o lkenin gc ile doru orantldr ve
ordusuz bir devletin hayatta kalabilme ans yoktur.
Asker ocann peygamber oca olarak grlerek
kulsal sayld lkemiz dnya zerinde ordu-millet olarak
bilinmesi nedeniyle Trk Ulusu iin Trk Silahl Kuvvetlerinin
karizmatik bir yaps vardr. Bunun yannda silahl kuvvetlerin
bir ulusun toplumsal, iktisadi ve siyasi kurumlarnn gvenliini,
dier bir baka bamsz devletten kaynaklanan tehditlere kar
artrmak olduu iin dnya zerinde btn lkeler iin de silahl
kuvvetler karizmatik bir organizasyondur (Huntngton, 2004: 3).
4.3. Karizmatik Lider ve zleyicileri
Karizmatik Lider ve izleyicileri konusu iinde liderin
izleyicileri tarafndan kaytsz ve artsz kabul edildii, lidere
tamamen balanld ve liderin verdii emirlerin kesinlikle
sorgulanmad ve sorgulanamayaca derhal yerine yetirilmesi
gerektii kabul edilmi organizasyon yaplar yer alr. Liderlik,
izleyicilerini kendi gnl rzasyla altrma kendi gnl
rzalaryla fedakrlk yapmalarn salama ve bunun sonucunda
onlara iyi bir gelecek taahht edebilme becerisi olarak
tanmlanrken karizmatik lider ve izleyicilerinin oluturduu
organizasyonlarda ilikiler genellikle gnlllk ilikisine dayal

866

olup organizasyon yaps dikey bir organizasyon yapsdr ve


organizasyonda hiyerarik bir yap mevcuttur. Kiilerin
organizasyon iindeki yerleri liderlerine bal olma derecesiyle
de dorudan ilikilidir (Akdemir 2002: 2).
Bu organizasyon yaplarnda organizasyonu oluturan
lider ve organizasyonu oluturan bireylerin dnda bir
sempatizan grubu vardr. Eylem grubu dnda oluan bu
sempatizan grup iin organizasyonun eylem grubu karizmatik bir
yapdr. Bu tr yaplar dini gruplar ve cemaatler, terr ve su
rgtleri ve parti liderleri ve partizanlar olarak
deerlendirebiliriz.
4.3.1. Dini Gruplar ve Cemaatler
Dini gruplar ve cemaatler yaplar gerei liderlerin
sorgulanmas gerekmeyen yaplardr. Tarikatlar ve cemaatler
olarak grlen bu yaplar organizasyon yeleri tarafndan
karizmatik yapdadrlar. Bu tarikatlar iman ve inan ekseninde
izleyenlerine ularlar. Lidere sadakat bir yerde ibadetle
edeerdir. Liderin her dediinin doru olduuna ve liderin
yapt her ite bir hayr olduuna inanlmaktadr. Bu dini gruplar
bireysel huzur ve toplumsal dayanma(akr,2008) amacyla
oluur. Bu gruplar yaptklar ilerde kendilerini gstererek
toplumda kendilerine karizmatik bir yer salama abasndadrlar.
200 yl nce Almanyadan Amerikaya g eden Ami
tarikat yeleri teknolojiyi reddederek amar ve bulaklarn
elde ykyorlar, akamlar mum nda oturmay tercih
ediyorlar, atl arabann yan sra zaman zaman bisiklet kullanarak
ulam salyorlar ve akama kadar tarlalarnda alp
gnbatmna yakn evlerine ekiliyorlar. Amerikann gbei
denilebilecek Pensilvanya Eyaletinin Lancester ehrinde dini
inanlar
gerei
ortaa
yaamaktadrlar.(
http://www.milliyet.com.tr )
Bu arada bata Amerika olmak zere dnyann birok
lkesinde sapkn dnya grlerine sahip batl tarikatlar da
bulunmaktadr. Yine bu tarikatlerde lider ve izleyicileri arasnda
sarslmaz bir ba vardr. Bu mistik gruplar, kamu dzenini bozan,
yelerini iddete tevik eden, hatta cinayet ve intiharlara
srkleyen oluumlardr. Bunlar arasnda en nlleri ise; toplu
olarak kendilerini yakan David Koresh ve takipileri; hep birlikte
intihar eden 'Heaven's Gate'(Cennetin Kaps) tarikat ve Japonya

867

metrosuna sarin gaz koyarak yzlerce insann zarar grmesine


neden olan 'Aum Shinrikyo' tarikatdr. (http://www.izafet.net).
4.3.2. Terr ve Su rgtleri
Terr ve su rgt elebalarna lider denilmesi etik
adan her ne kadar sakncal olmasna karn bilimsel adan
ou davran ve kiilik bozukluklarna sahip bu kiileri bu
kategoride deerlendirmek ve incelemek gerekir. rgt
yelerinin genellikle yksek tahsilli olduu, iyi eitim alm,
ancak otoriteye kr krne bal, kendilerini sonuna kadar bir
dinsel ya da kltrel ideolojiye adam, ada fatalizm olarak
tanmlanacak bir zaman diliminde yaayan (Zimbardo,2001:46)
ve bir ok kiiye gre topik ideallerini gerekletirmek, bir
ksmnn da iddeti ara olarak kullanarak para yada deiik
menfaatleri salamay amalayan organizasyonel yaplardr.
Terr rgtleri ve su rgtleri de organizasyon yaplar
itibariyle
dikey
organizasyon
yapsna
sahip
bu
organizasyonlarn temel zelliinin hiyerarik bir yapda
olmasdr. Liderlik bir kiinin dier kiileri belli bir ama
dorultusunda sevk edecek, ynlendirecek ve peinden
srkleyecek etkiyi oluturan bir sretir. Bu organizasyonlarda
lider karizmatiktir ve ayn zamanda transaksiyonel (anlamacicrac)
ve
transformasyonel
(dnmc)
liderlik
kapsamndadrlar (Bayer,2007:36).
Lider merkezli karizmatik kadrolardan olan terr ve su
rgtlerinde rgt kltr de nemli bir yer tutmaktadr.
zellikle
Transformasyonel
liderlik
tipine
sahip
organizasyonlarda liderin rgt kltr zerindeki etkisi ok
nemlidir. Lider rgt kltrn deitirebilir. Transaksiyonel
tip organizasyon yaplarnda ise liderler anlamac, uyumlatrc
ve uzlamac zellikler tar (Bayer,2007: 37). Bunun yannda
rgtn gc belirgin bir lke yada yerel snrlar olmayan bir
blgede, blgesel bir gtr. Bu g kendi iindeki ayrlk
taraftarlarn birletirme anlamnda karizmatik zellik tar.
4.3.3. Parti Liderleri ve Sempatizanlar
Siyasi partiler, bir lkedeki yasama ve yrtme
faaliyetlerinin, iktidar-muhalefet ilikisinin ve dier siyasal
aktivitelerin ba aktrleridir. Bir toplumdaki her trl siyasal
grn temsil edilmesinde, ifade zgrlnn topluca

868

kullanlmasnda ve demokrasinin laykyla ilemesi bakmndan


siyasal tartmalarn gereklemesinde en nemli rol siyasi
partilere dmektedir (Dinler 2003:1).
Siyasi partilerin merkeziyeti bir yapda olmalar
karizmatik lider merkezli kadro yaplarnn olumasna yol
amtr. Bunun nedeni Anayasa ve siyasi partiler kanununun
yan sra, parti liderlerinin tek adam olma istekleri, partilerin
kongre uygulamalar, aday belirleme yntemleri, yelik ve
delege sistemi byle bir oluumun olumasn salamaktadr
(Ilgar 2002:63).
Siyasal liderlerin belirleyiciliinin en temel sebebi,
banda bulunduu ve peinden srkledii siyasal topluluktur
(Arklan, 2006:46). Siyasi parti liderleri ve sempatizanlar
karizmatik bir organizasyon iinde lidere bal ve liderin
sznden kmayan yelerin oluturduu yaplardr. Siyasi parti
organizasyonunda genellikle parti tz gerei siyasi partinin
tm kurullar parti lideri tarafndan belirlenmektedir. Durum
byle olunca partide grev yapacak yelerinde parti liderine
kaytsz artsz balants gerekir. te yandan parti
sempatizanlar iinde parti lideri ve parti karizmatik bir yapda
birletii iin kutsal addedilir ve liderinin her yapt dorudur.
Parti lideri ne yaparsa mutlaka destek grr ve sempatizanlarnca
savunulur.
4.4. Konjektr ve Kriz Durumu
Byk lekli gruplarda karizmatik nitelikli liderler,
daha ziyade o toplumlarn, zihinlerin derin bunalm, yani kriz
dnemlerinde ortaya kma eiliminde olur (Gka, 2013). Birok
aratrma krizlerin karizmatik liderleri ne kardn
gstermitir. Karizmatik liderler bir organizasyonu, sosyal grubu
ya da devleti felaketten kurtarma sz veren gelecein
kurtarclar olarak yola karlar (Flynn ve Staw, 2004:311).
Bunun yannda terr olaylar karnda da insanlar karizmatik
liderlerin grlerine nemli lde ihtiya duyarlar (Gordjn ve
Stapel, 2008: 389).
Ekonominin reel retim hacminde gzlenen ini ve
klar konjektr olarak adlandrlmaktadr. Konjektr ve kriz
durumu karizmatik liderlerin ve karizmatik kadrolarn ortaya
kmasn salayan faktrlerden biridir. Bu nedenle Karizmatik
liderlerin risk, belirsizlik ve kaos dnemlerinde ortaya kmas

869

doaldr. Hitlerin karizmatik bir lider olarak ortaya kmasnda;


Almanyann I. Dnya Savanda yenilmesi, yaanan sosyoekonomik bunalmdan k sylemlendirmesi, zsaygs zayf
ve gl sosyal kimlie sahip olmayan gen nfusu etkilemesi
etkili olmutur (Sashkn ve Sashkn, 2003: 8).
Kriz durumunun ortaya koyduu gerilim ve
eksikliklerin tespiti, kurulularn silkelenip kendisine gelmesine
yol aarak geliime ayak uydurmasnda hzlandrc etki yapar.
Olaan durumlarda yaplmas dnlen yenilikleri engelleyen
diren ve sorunlar kriz durumunun ortaya koyduu artlar iinde
ortadan daha kolay kaldrlr (Filiz, 2007: 9).
4.4.1. Spontane Oluan Gruplar (Doal Gruplar)
Spontane oluan gruplar, birbirlerini tanmayan
bireylerin artlar dolaysyla bir araya geldikleri gruplardr. Bu
gruplar olumadan bireyler birbirlerini hi tanmazlar ancak bir
zorunluluun biraraya getirdii bu toplulukta zamanla gruplar
oluur. Bu gruplar belirli bir duyarllk sonucunda oluan
gruplardr. Son olarak her ne kadar doal olumad ynnde
emareler olsa da Taksim Meydanndan aalarn sklmesini
protesto etmek amacyla sosyal medya ve dier iletiim
aralarnn yardmyla rgtlenen yzbinler doal grup
oluturarak eylem gerekletiren Taksim Platformu buna rnek
olarak
verilebilir.
Bu
gruplar
sosyal
medyada #DirenGeziPark hashtagna milyonlarca tivit atlm
ve bylece kitleler ynlendirilmitir.
Bu gruplarn bazlarnn daha sonra informel yaplarn
formel yapya dntrerek faaliyetlerine devam eden yaplar da
mevcuttur. Deprem, yangn, sel baskn gibi durumlarda insanlar
kurtarmak iin formel olmayan bir ekilde oluan bu gruplar
zamanla karizmatik bir yap oluturarak formel bir ekil alabilir.
Sosyal bir kriz durumu veya hzl sosyal deiim karizmann
oluumunu destekleyen bir n kouldur (Gordjn ve Stapel: 392).
rnek olarak AKUT (Arama Kurtarma Dernei) 1994 ylnda
Bolkarlarda kaybolan iki dac iin dzenlenen arama
faaliyetine yre insanlar, Jandarma kuvvetleri, Daclk
Federasyonundan ve eitli blgelerden gelen daclar
katlmlardr. Ancak ortaklaa gsterilen tm bu iyi niyetli
gayretlere ramen yaanan bir takm aksilikler sonucunda arama
kurtarma faaliyeti baarszlkla sonulanmtr. Bu durum bir

870

grup dacy arama kurtarma faaliyetini en doru ve verimli bir


biimde nasl gerekletirilebileceini dnmeye zorlamtr.
Spontane oluan bu oluumun baarl olabilmesi iin de
formel bir yap gerektiinin farkna varan daclar daha sonra
lkemizde giderek ihtiyac daha fazla hissedilen arama kurtarma
konusunda faaliyet gsterecek uzman bir ekibin gnlllk
prensibinden yola karak bir dernek ats altnda bir araya
gelmesi fikri zerinde alrken, 1995 ylnn Aralk aynda
Uluda Keitepe'de yaplan bir arama kurtarma operasyonunda
AKUT kendi adn ilk defa kullanarak yer alm ve 1996 yl
banda da AKUT Arama Kurtarma Dernei resmen kurulmutur
(akut.org.tr).
4.4.2. Ama Birlii Gruplar
Ama birlii gruplarnda grup yelerinden birinin
amalarn gerekletirmesi, gruptaki dier bireylerin de
amalarn
gerekletirmesine
baldr.
Yani
ama
gerekletirmesi asndan grup bireyleri arasnda pozitif bir
iliki (korelasyon) vardr. Ama birlii yapm olan grup
yelerinden birisinin amacna ulamas dierlerinin de
amalarna ulamasna baldr. Tersi bir ifade ile grup
yelerinden birisinin amacna ulaamamas tm grubun amacna
ulaamamas anlam tar (Ylmaz, 2001: 150).
Ama birlii gruplarnn en belirgin olan iveren
birliklerdir. Genellikle bir lkedeki i adamlarnn oluturduu
bu birlikler toplum nazarnda karizmatik bir zellik
tamaktadrlar. Bu birlikler bask grubu olarak da gndeme
gelmektedir. Hkmetlerin uygulad ekonomi politikalar eer
bu rgtlerin menfaati asndan uygun deilse siyasal iktidarn
politikalarn deitirmesi iin bask yaptklar hatta daha ileri
dzeyde siyasal iktidar istifaya zorladklar ve hkmetleri
drdkleri grlmtr (Aksoy, 2008: 48).
i kurulular da karizmatik kadro niteliine sahip
rgtlerdir. i sendikalar bata iilerin maddi olarak hayat
standartlarnn ykseltilmesi, i gvencesi, ii sal, sigortasz
ii altrmamas gibi konularda belirli dnemlerde toplu i
szlemeleri grmelerine katlmaktadr (Aksoy, 2008: 49).
Sendikalarn
iverenle
yaptklar
toplu
szleme
pazarlklarndaki baarlar sendikann ve kadrosunun
karizmasn artracaktr.

871

Tarm sektrndeki birliklerde bu sektrde alanlarn


ortak karlarn savunmak iin kurduklar sendikalar, birlikler,
kooperatif ve derneklerden oluan ama birlii gruplarndr. Son
yllarda tarm kesiminde alanlarn rnlerinin pazarlanmas
konusunda kurduklar kooperatiflerin ats altnda birletikleri
grlmektedir. rettikleri mallarn pazarda hak ettii deeri
bulmas, retim srecinde ihtiya duyulan finansmann
salanmas, ve retim teknikleri konusunda almalar yapan
kooperatifler ama birlii gruplarn oluturmaktadr (Aksoy,
2008: 50).
SONU
Liderlik kavram her toplumda her zaman var olan bir
kavramdr. nsann sosyal bir varlk olmas ve bir grup iinde
yaamas liderlik kavramn ortaya kartmtr. Grup iinde
cesaret, ynlendirme, yaratclk ve grubu harekete geirme gibi
davranlar yerine getirme lider vasfn tayan bireylerlerce
gereklemektedir.
Grubu ynlendiren onlara rehberlik eden kiilerin
varl 14. yzylda liderlik olarak literatre girmesine yol
amtr. Yaanan sanayi devrimi sonucunda oluan sanayi
toplumunda da ciddi anlamda liderlik konusunda alma
yaplmam ancak 1950li yllarda liderlikle ilgili almalara
balanabilmitir.
II. Dnya Savandan sonra ortaya kan hzl teknolojik
gelimelere paralel olarak sosyo ekonomik adan yeni bir sre
balamtr. Bu sre yeni bir uygarlk ana adm atlma
srecidir. Yine bu srete toplumlarn kltrleri retim ve
tketim davranlar ile buna bal olarak ynetim ve liderlik
stilleri de deimitir. nceleri lider olunamayacan, ancak
lider olarak doulabileceini ifade eden liderin zellik yaklam
terk edilerek liderlik iin genel bir davran biimi yoktur, her
durum iin ayr liderlik davranlar vardr diyen liderin
durumsallk yaklam ne karlmtr, ya da her duruma
uyabilen bir liderlik ls olmayp bir durum iin uygun olan
liderlik davrann baka bir durum iin uygun olmad
grn savanan durumsallk yaklam ortaya konmutur.
ekil: Karizmatik Kadro Bileenleri

872

Kaynak: Bruce J.Avolio, William L.Gardner, Fred


O.Walumbwa, Fred Luthans, Douglas R.May, Unlocking the
Mask: A Look at The Process By Which Authentic Leaders
Impact Follower Attitudes and Behaviors, The Leadership
Quarterly 15 (2004) P.801den alnt yaplarak dzenlenmitir.
Daha sonralar ortaya kan liderlik teorilerinden
dntrc liderliin drt ayandan biri olan karizmatik
liderlik tarif edilirken baz yazarlara gre izleyenlerini zayf
klarak kendisine baml hale getiren lider tipi olarak ifade
edilmitir. Ancak baz yazarlara gre ise izleyenlerine ilham
veren onlarn arzu ve mitlerini artran zellik ve davrana sahip
kiiler olarak tanmlanmaktadr. Bunun yannda toplum gznde
lideri karizmatik yapan davrann her eyi bilmesi, gelecee dair
kararlarda tutarl ve baarl olmas, hata yapmamas gibi
zelliklerin yannda liderlerin fiziksel grnleri de liderlerin
karizmatik zellikleri arasnda saylmtr.
Gnmzde deien ekonomik ve toplumsal yap
ierisinde liderlerin kararlar bizzat kendilerinin almas yerine,
destek sistemlerinin yannda birlikte hareket edecei kadrolar
katlmc, bilgiyi paylaan, moral motivasyon salayan, deiim
yaratan srekli renen ve bylece renen bir organizasyon
yaratarak sinerji oluturmak artk bir zorunluluk olarak karmza
kmaktadr.
Ancak, deien koullar karizmatik liderlerin gnmz
artlarnn gerektirdii bilgi ve beceriyi ynetebilme ve
ynlendirebilme yeteneine sahip olmadklarn gstermektedir.

873

nk deien koullar yeni bilgi ve teknolojilerin ortaya


kmasna ve karizmatik liderlerinde bu ortaya kan bilgi ve
teknolojilerin kullanmasnda yetersizliklerini ortaya koymutur.
Bilginin toplumun her katmanna hzl bir ekilde yayld
gnmzde problemlerin zmnde liderlere nemli grevler
dmekte, bu da yeni ekonomik ve toplumsal yapda liderlik
nitelik ve yntemlerinin sorgulanmasna ve deimesine yol
amaktadr. Bu adan bakldnda karizmatik liderlik ve
karizmatik liderler nemli dezavantajlara sahiptirler
Karizmatik liderler her eyi bildiklerini iddia ederler.
Her ne kadar karizmatik liderler de evrelerinde meydana gelen
deiimlere duyarl olsalar da gnmzde gelecei okuyabilmek
hem daha zorlamakta hem de yeterli bilgi kapasitesine sahip
olmay zorunlu klmaktadr. Ayrca karizmatik liderlerin birlikte
karar alma ve sorumluluu paylama, bilgi teknolojilerinden
yararlanma, renmeye deer verme kendisini alanlaryla eit
grme ve lidere ve lidere ihtiya duyulmayacak, bir sistemi tesis
etme gibi zelliklerden yoksun olduklar da gz nnde
bulundurulursa bu zellikler karizmatik liderlerin ve karizmatik
liderliin dezavantajn oluturmaktadr. te burada bu boluk
karizmatik kadrolar tarafndan doldurulur.
Karizmatik kadrolarn en belirgin zellikleri kolektif
yani birlikte i yapabilme yeteneklerinin ok st dzeyde
olmasdr. Bu durum karizmatik kadrolarda mit, gven ve
pozitif enerjinin olumasna yol aar. e ballk, i
memnuniyeti, iyi niyet ve sorumluluk ile iyimserlik birleerek i
performansnda art, daha fazla aba ve davran deiiklii
karizmatik kadrolarn ktlarn oluturur.
Karizmatik kadrolar drt ekilde oluturabiliriz.
Bunlardan birincisi karizmatik liderin etrafnda bilgili yetenekli
karizmatik davran biimine sahip kiilerin olutuu karizmatik
kadro yaps, ikincisi ise rgtn toplum gznde karizmatik
olmas ve bu rgtn elemanlarnn da karizmatik kiilerden
olumas, ncs ise karizmatik lider ve ona kaytsz ve artsz
bal ve izleyicileri tarafndan her dedii yaplan lidere bal
karizmatik kadrolardr, drdncs de konjektr ve kriz
durumlarnda ortaya kan karizmatik kadro yaplardr.
Sonu olarak karizmatik liderlerle karizmatik kadrolar
birbirlerinin rakipleri deil birbirlerinin tamamlaycs

874

durumundadrlar. Bu nedenle karizmatik lider ve karizmatik


kadrolarn birlikte oluturduklar yap gnmzde bilgi
paylam ve yeni ortak deerler retme konusunda sonuca
ulaacak organizasyon yaplardr.

875

KAYNAKA
ALKIN, C., NSAR S., (2007), Liderlik zellikleri ve
Davranlarnn Belirlenmesi zerine Bir Aratrma,
Gazi niversitesi ..B.F.Dergisi, C.9.
AKDEMR, A., (2002), Entelektel Liderlik, www.yenibir.com.
AKSOY, N., (2008), Sivil Toplum ve Bask Gruplar, Kakns
Yay. stanbul.
ARGAN, M., KATIRCI, H., (2002), Spor Pazarlamas, Nobel
Yay. Ankara.
ARKLAN, ., (2006), Siyasal Liderlikte Karizma Olgusu:
Recep Tayyip Erdoan rneinde Teorik ve
Uygulamal Bir alma, Seluk niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Dergisi, Say 16.
ATLLA, G., (2007), Erillik Diillik Boyutunun Empatik Beceri
ile ilikisi, S.D.. ..B.F. letme rencileri zerine
Bir Aratrma, S.D.. Sosyal Bilimler Enstits,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Isparta.
BALTA, A., (2002), Deiimin inden Gelecee Doru Ekip
almas ve Liderlik, Remzi Kitabevi, stanbul.
BAYER, E., (2007), Terrist rgtlerde rgtsel renme,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, SD Sosyal
Bilimler Enstits, Isparta.
CONGER, J. A., KANUNGO, R.N., MENON, S. T., (2000),
Charismatic Leadership and Follower Effects, Journal
of Organizational Behavior, 21.
CRAMER, D., (2002), Charismatic Leadership and
Coorperation in Social Dilemmas : A Matter of
Transforming Motives?, Journal of Applied Social
Psychology.
ALAR, ., (2004), ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi
rencileri ile Mhendislik Fakltesi rencilerinin
Liderlik Tarzna likin Eilimlerin Karlatrmal
Analizi ve orum rnei, Gazi niversitesi Ticaret ve
Turizm Eitim Fakltesi Dergisi, Say 2.

876

AKIR, R., Cemaat ve Devlet Kskacnda Dindar Bireyler,


12.12.2008, www.rusencakir.com/Default.aspx
DNLER, V., (2003), Avrupa nsan Haklar Szlemesi ve Siyasi
Partiler, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, SD
Sosyal Bilimler Enstits, Isparta.
ERDAL, M., (2007), letmelerde Dntrc Liderlik
Davranlarnn Analizi, Kahramanmara St mam
niversitesi S.B.E. Yksek Lisans Projesi.
EREN, E., (2008), Stratejik Ynetim ve letme Politikas, Beta
Yay., stanbul.
EREN, E., (2003), Ynetim ve Organizasyon, Beta Yay. 6. Bask
stanbul.
FC

BARCELONA,
More
Than
a
Club,
http://www.fcbarcelona.com/web/english/club/club_av
ui/mes_que_un_club/mesqueunclub.html

FLZ, E., (2007), Trk Kamu Ynetiminde Kriz Ynetimi, Alfa


Aktel Yay., stanbul.
FLYNN, F. J., STAW, B. M., (2004), Lent Me Your Wallets
The Effect Of Charismatic Leadership On External
Support For An Organization, Strategic Management
Journal.
GALATASARAY
NVERSTES,
http://www.gsu.edu.tr/tr/universite/tarihce/
GEN, N., (2005), Ynetim ve Organizasyon, ada Sistemler
ve Yaklamlar, Sekin Yay., Ankara.
GORDIJN, E. H., STAPEL, D. A., (2008), When Controversial
Leaders with Charisma are Effective: The Influence of
Terror on the need for vision and impact of mixad
attitudinal massagees, European Journal of Social
Psychology Eur. J. Soc. Psychol. 38, pp. 389411.
GKA,

E., Trkiyede Karizmatik Lider Var m?,


www.liderlik1\Trkiye'de karizmatik lider var m

GL, H., GKE, H., (2008), rgtsel Etik ve Bileenleri,


SD BF Dergisi, C.13, S. 1.

877

HOLMBERG, I., AKERBLOM, S., (2006), Modelling


Leadership-Implicit Leadership Theories in Swiden,
Scandinavian Journal of Management, 22.
HOOGH, A.H.B., HARTOG, D.N.D., KOOPMAN, P.L.,
(2005), Linking The Big Five-Factor of Personalty To
Charismatic and Transactional Leadership; Perceived
Dynamic Work Environment as a Moderator, Journal
of Organizational Behavior, 26.
HUNTINGTON, S.P., (2004), Asker ve Devlet, Salyangoz Yay.
ILGAR, Y., (2002), Trkiyede Siyasi Partilerdeki Merkeziyeti
Yaplanmaya Etki Eden Etmenler ve Merkeziyeti
Yaplanmann Siyasal Demokrasi Asndan Olumsuz
Sonular, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, SD
Sosyal Bilimler Enstits, Isparta.
KAITIBAI, ., (2006), Yeni nsan ve nsanlar, Evrim Yay.,
10. Bask, stanbul.
KEECOLU, T., (2003), Lider&Liderlik, Okumu Adam
Yay., stanbul.
KILIN,
T.,
Karizmaya
Psikoanalitik
Yaklam,
http://www.merih.net/m2/lid/karizmamf.htm
KOPARAL, C., (2004), Ynetim ve Organizasyon, Anadolu
niversitesi Akretim Fakltesi Yayn, Eskiehir.
KUNANS, R.., (2003), rgtlerde Davran Bilimleri,
Sakarya Kitabevi, Adapazar.
MARCH J.G., WEIL, T., (2005), On Leadership, Blackwell
Puplishing, USA.
MLLYET GAZETES, A.B.D.nin Gbeinde lkel Yaama
Setiler.
NORTHOUSE, P.G., (2007), Leadership, Sage Puplicationi Inc.,
USA.
OKTAY, E., GL, H., (2003), alanlarn Duygusal
Ballklarnn Salanmasnda Conger ve Konungonun
Karizmatik Lider zelliklerinin Etkileri zerine
Karaman ve Aksaray Emniyet Mdrlklerinde Yaplan

878

Bir Aratrma, Seluk niversitesi Sos.Bil.Ens.Der., S.


10.
ZKALP, E., (2004), rgtsel Davran, Anadolu niversitesi
Akretim Yaynlar, Eskiehir.
PEARCE, C. L., CONGER, J. A., (2003), Shared Leadership
Reframing The Hows and Whys of Leadership, Sage
Publications Inc., USA.
RUSSETTA, J. W., SCULLY, R.E., PREZIOSI, R., (2008),
Leadership Across Cultures: A Comprative Study,
Acedemy of Strategic Management Journal, Volume 7.
SASHKIN, M., SASHKIN, M.G., (2003), Leadership That
Matters, Berrett-Koehler Publisher Inc., USA.
SOFYALIOLU, ., AKTA, R., (2001), Kltrel
Farkllklarn Uluslararas letmelere Etkisi, C.B.n.
BF Ekonomi Ynetim, C.7, S.1.
SORROS, J.S., GRAY, J., DENSTEN, L., (2002), Leadership
And Its Impact on Organizational Culture,
International Journal Of Business Studies, V.10 No:2.
MEK, ., AKGEMC, T., ELK, A., (2001), Davran
Bilimlerine Giri ve rgtsel Davran, Nobel Yayn
Datm, Ankara.
TARKATLER, S., www.izafet.com/dini-sohbetler/259254sapkin-tarikatlar.html
TASLAK, S., (2008), Greve likin atmalarda Etkileimci
ve Dnmc Liderlik zerine Etiksel Bir
Deerlendirme, Erciyes n. ..B.F. Dergisi, Say 31.
TENGLMOLU, D., (2005), Kamu ve zel Sektr
rgtlerinde Liderlik Davran zelliklerinin
Belirlenmesine Ynelik Bir Alan almas,
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, www.e-sosder.com,
ISSN:1304-0278, C.4, S. 14.
TRIANDIS, H. C., SUH, E. M., (2002), Cultural Influences on
Personality, Annual Review of Psychology.
TRK, E., http://blog.milliyet.com.tr/eylemturk

879

TRK

SLAHLI
KUVVETLER,
http://www.msxlabs.org/forum/satirlarlaturkiye/11500-turk-silahli-kuvvetleri-t-s-k.html

TRK, Z., SNG, A., (2004), letmelerde Liderlik ve


atma Ynetimi, Mevzuat Dergisi, Y.7, Say 75.
UURLUOLU, ., Obamadan Liderlik Dersleri, Radikal
Gazetesi, 08.12.2008.
YILMAZ, A., (2001), birliine Dayal renme; Etkili Ancak
hmal Edilen ya da Yanl Kullanlan Bir Metot, Milli
Eitim Dergisi, S.150.
YUKL, G., (1999), Leadership in Organizations, 4rd Ed.,
Prentice Hall Inc. Upper Sanddle River, New Jersey.
ZEYTNOLU, G., Biimsel Olmayan Organizasyon,
home.anadolu.edu.tr/~guneszeytinoglu/ppt/organi.ppt
ZIMBORDO, P., (2001), Yaratc Ktlk Olarak Gz Dnm
Terrizm, yada nsann Ktlk Kapasitesini Anlamaya
alarak Terrizme Kar Durmak, (ev.) HSL
AHN, N., Trk Psikoloji Blteni, S.22.
akut.org.tr.
G

le
lgili
Kavramlar,
http://www.1bilen.com/wiki/index.php?title=G%C3%
BC%C3%A7

http://tr.wikipedia.org/wiki/Diyalog
http://tr.wikipedia.org/wiki/Peter_F._Drucker
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sivil_toplum_kurulu%C5%9Flar%
C4%B1
http://www.geert-hofstede.com/
www.bibilgi.com silahl kuvvetler
http://www.izafet.net/threads/sapkin-tarikatlar.259254/

880

OKUL YNETCLERNN DUYGUSAL ZEK


TABANLI LDERLK DZEYLERNN
ARATIRILMASI
Ar. Gr. H. Zeynep BATUR*
Yrd. Do. Dr. Mehmet METE**
ZET
Okul yneticilerinin ynetsel sreleri kullanma
yeterlilikleri ile genel yneticilik beceri ve nitelikleri olarak
tanmlanan, birtakm duygusal, sosyal ve ruhsal donanmlarn
kapsayan duygusal zek tabanl liderlik zellikleri arasndaki
ilikinin aratrlmas ve anlalmas amac ile bu alma
yaplmtr. Bu alma kapsamnda, duygusal zek, liderlik
zellikleri ve okul yneticilerin duygusal zek tabanl liderlik
zellikleri arasnda iliki zerinde durulmutur.
Aratrma bulgular deerlendirildiinde, aratrmaya
katlan retmenlerin alglarna gre okul yneticilerinin
vizyoner liderlik tarz yksek olmakla birlikte, tm liderlik
tarzlarna ait zellikleri ksmen tadklar sonucuna
ulalmaktadr (Jel Kodu: M10, M12, M19).
Anahtar Kelimeler: Lider, Liderlik, Duygusal Zek,
Liderlik zellikleri, Davransal Liderlik.
RESEARCHING LEVELS OF SCHOOL EXECUTIVES
EMOTIONAL INTELLIGENCE BASED LEADERSHIP
SKILLS
ABSTRACT
The aim of this research is to investigate and ascertain
relationship between school executives' qualifications for
managing administratives operations and emotional intelligence
based leadership characteristics, which is defined as " general
administration abilities and qualifications", including various
*
*

Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., zeynepbatur@sdu.edu.tr


Dicle niversitesi ..B.F., mmete@dicle.edu.tr

881

emotional, social, and spiritual factors. The research has focussed


on the relationship between emotional intelligence and
leadership characteristics and more spesifically the relationship
between school executives' emotional intelligence and leadership
characteristics.
According to research findings, it has been concluded
that school executives' leadership characteristics are strong with
respect to the perceptions of teacher participants as well as school
executives partially have characteristics of all leadership styles.
Key Words: Leader, Leadership, Emotional
Intelligence, Leadership Qualities, Behavioral Leadership.
GR
Organizasyon, ortak bir ama erevesinde kurulmu,
ortak bir alma dzenine sahip, kendi verimini ynetebilen
toplumsal bir dzeni ifade etmektedir. Organizasyonlar i ve d
etkenlerdeki deiime ayak uydurabilmek ve deiimi
yakalayabilmek iin duygusal zek olgusunu mutlaka
nemsemeleri gerekmektedir.
Okulunda bir organizasyon olduunu gz nne alrsak,
okul yneticilerinin de liderlik vasflar tamas nemlidir. Son
yllarda duygularn ynetme becerisi, okul yneticilerinin sahip
olmas gereken en nemli sosyal ve duygusal yeterlikler arasnda
ifade edilmeye balanmtr (Titrek, Bayrak, & Zafer, 2009, s.
55). Ayrca ynetimin temel erevesi, ilkeleri ve teknikleri
genel olarak her yer iin uyarlanabilmektedir. nk ynetimin
gerekletii hemen hemen her yerde belirli amalar, belirli
srelerden geerek oluan faaliyetler ve bu faaliyetlerin kontrol
edilmesi gibi olgular mevcuttur. Bundan dolay eitim kurumlar
da belirli amalar gerekletirmek zere bir araya gelmi
srelerden oluan bir yapya sahiptir (Erdoan, 2000, s. 89).
Okul yneticilerinin okulun ileyiinde dorudan ve dolayl
olarak birok etkisi olduu ve okullarn etkililiinde de okul
yneticilerinin liderlik zelliklerinin nemli bir katks
bulunduu aktr. Okullarnn nitelikli eitim hizmeti
vermelerinde nemli etkileri olan okul yneticileri, rencilerin
baarl olmalarna olumlu katklar olduu yadsnamaz. Bundan
dolay, okul yneticileri liderlik davranlarna ynelik yaplan

882

eitli almalarda birok liderlik stilleri ortaya kmtr


(iman, 2004). Bu liderlik stilleri, okul yneticilerinin duygusal
zek balamnda etkisi aratrlmaya allmtr.
Liderlik konusunda ne kan dnrlerden bazlar,
onlarca yldan beri, duygulara i yaamnda da yer verilmesi, kii
kendinin ve bakalarnn duygularn daha iyi deerlendirmeyi ve
ynetmeyi renmemiz gerektiini syleyip durmulardr
(Cooper ve Sawaf, 1997). Okul eitimindeki yaanan eitli
sorunlar ortadan kaldrmak ve srekli olarak okul eitimini
gelitirmek iin duygusal zek unsurlarn da ierisine alan etkili,
yaratc, vizyoner, isteklendirici, bilgili, ilkeli liderlerin rehberlik
ettii yneticilerin varlnn byk nemli vardr (Girard, 2000).
Bunu gerekletirebilmek iin, yneticilerin etkili ekilde liderlik
yapabilmelerine katk salayacak olan niteliklerin ve zelliklerin
belirlenmesi ve en nemlisi de duygusal zeksn kullanabilme
yeteneinin byk etkisi vardr.
1. KAVRAMSAL EREVE
Duygusal zek, duygusal iaretleri ve bilgileri
anlayabilme ve ynetebilme yetenei eklinde ifade edilmektedir
(Robbins & Judge, 2013, s. 113). Duygusal zek, duygularn
gcn ve hzla alglayn, insan enerjisi, bilgisi, ilikileri ve
etkisinin bir kayna olarak duyumsama, anlama, alglama ve
etkin bir biimde kullanma yetenei olarak tanmlanmaktadr
(Cooper & Sawaf, 1997). Duygusal zek, kiinin sadece kendi
duygularnn farknda olma deil, ayn zamanda ilevsel
ekillerde bu duygularn kullanma yollarn da gerektirmektedir
(George, 2000, s. 1036).
Duygusal zek kavramn kiilik zellii ile birlikte ele
alan almalar 1995 ylnda Goleman tarafndan aratrlmaya
balanmtr. Goleman almasnda duygusal zeky 5 alt
boyutta ele alarak aklamaktadr. Bu boyutlar duygular bilme
(knowing), duygular ynetme, kendini motive etme (motivating
oneself), dierlerinin duygularn tanma, ilikileri gtrebilme
(handling) eklinde ifade edilmektedir (Goleman, (a), 1998;
Karahan & Yaln, 2009, s. 193). Bu blmleri aklamak
gerekirse;

883

Duygular Bilme (Knowing): zbilin, kendini tanma


eklinde ifade edilmektedir. Bir duyguyu oluurken fark
edebilme duygusal zeknn temelini oluturmaktadr. Duygularn
her an farknda olma yetenei psikolojik sezgi ve kendini
anlamak bakmndan nemli bir unsurdur. Gerek duygular fark
edememek kiiyi onlarn insafna brakr. Duygularn tanyan
kiiler, hayatlarn daha iyi idare edebilmektedirler (Atay, 2002,
s. 348).
Duygular Ynetme: Duygusal zihnin iktidara
gelmemesi iin gerekli tedbirleri alarak beyni aklc zihnin
ynetiminde tutmak, duygular daha iyi tanyarak onlarla etkili
bir ekilde baa kma yolunda bilinli aba gstermek eklinde
ifade edilmektedir (Yaylac, 2008, s. 60).
Kendini Motive Etme (Motivating Oneself): Kiinin
yaad zorluklar ve baarszlklar karsnda ylmadan yoluna
devam edebilmesi; amalarna ulamak iin duygularn
ynlendirebilmesidir (ztekin, 2006, s. 9). Kiinin kendisini ve
birlikte alt insanlar baarya odaklayarak motive
edebilmesi, duygusal zekya sahip liderlere ait zellikler
arasnda yer almaktadr (Ayhan, 2008, s. 321).
Dierlerinin Duygularn Tanma (Empati): Empati,
bakalarnn duygularn, beklentilerini ve inanlarn
anlayabilme yeteneine denir. Empati becerisine sahip bireyler,
bakalarnn bak alarn kavrayabilen, iyi bir dinleyici
olmalarnn yan sra, dile getirilemeyen duygular da sezebilen,
ne zaman ve ne kadar konumalar gerektiini bilen ve
kendilerini bakalarnn yerine koyarak, onlar anlayabilen
bireyler eklinde ifade edilmektedir. Empati kurulduunda ise,
karsdaki bireyin duygu ve dncelerini anlamak esastr (Doan
& Demiral, 2007, s. 217).
likileri Gtrebilme (Handling): nsan ilikileri,
kar karya gelen bireylerin, amalarn gerekletirmek zere
karlkl etkileim halinde bulunmasdr (zaslan, Beyhan Acar,
& Acar, 2009, s. 101). likiler aras yetenekler, insann kendi
ihtiya ve hislerinin nasl karlanabileceinin akllca
kavranmasyla desteklenmezse, baarszla yol aabilir
(Ayhan, 2008, s. 323).
Duygusal zek problem zmede duygusal bilgiyi
kullanma kabiliyeti eklinde de ifade edilmektedir. Duygusal

884

bilgiyi yani duygulardaki sallantlar kullanmak insan


hayatndaki kalp zmlerden insan kurtarabilir ve problem
zmede
kapsaml
alternatifleri
grmesine
yardm
edebilmektedir (Atay, 2002, s. 346). lgili literatr
incelendiinde; duygusal zekann en ok ilikilendirildii
konunun liderlik konusu olduu aktr (Akay & oruk, 2012,
s. 8). Bu nedenle duygusal zek, liderde olmazsa olmaz bir
zellik unsurudur.
Daniel Goleman duygusal zeky iyi bir liderde olmas
gereken zelliklerin banda tanmlamaktadr (1998). Yapt
aratrmalarda, st dzey liderlik konumlarnda iyi dzeydeki
performans
sahiplerini kt
performans
sahipleriyle
karlatrdnda, profillerindeki farklln yzde doksan
orannda, bilisel yetilerden ok duygusal zek faktrlerine
balanabileceini grd. Bu nedenle duygusal zek kavramn
liderlik baznda deerlendirilirse, liderde olmazsa olmaz bir
zellik haline dntn sylenebilir.
Duygusal zeknn ana eleman empatidir. Empatiye
sahip liderler dier kiilerin ihtiyalarna duyarldrlar, astlarnn
sylediklerine kulak verirler ve dierlerinin tepkilerini iyi
okurlar (Robbins & Judge, 2013, s. 378). Duygusal zek ile ilgili
tm bu tanmlamalardan ve belirtilen zelliklerden yola karak,
bireyin duygularnn farknda olmas, bunlar ynetebilmesi,
bakalarnn duygularnn farknda olup empati kurabilmesi,
sosyal ilikilerini ahlaki deerlere uygun olarak baaryla
ynetebilmesini salayan beceriler btn olarak tanmlamak
mmkndr (Doan Kl & nen, 2009, s. 133). Bireysel
duygusal zeknn yan sra kurumsal duygusal zekda renen
rgtler ierisinde 21. yzylda yerini almtr. rgtlerin
baars zek dzeyine bal kabul edilirken ayn zamanda temiz
toplum temiz rgt ilkesinden yola karak kendini
gstermektedir (Doan Kl & nen, 2009, s. 140).
Yirminci yzyldan bu yana zek ve liderlik kavramlar
olduka farkllk gstermitir. Bu deiim zek liderlik ilikisinin
yeninden sorgulanmasn gerektirmitir. nsanlk tarihine
bakldnda da liderliin ilkel alardan bugnk modern
alara kadar geen zamandaki btn dnemler ve toplumlarda
byk bir etkisi olduu gzlemlenmitir (akar & Arbak, 2003,
s. 84). Liderlik kavramna ilikin tarih boyunca, farkl bilim
adamlar ve yazarlarca deiik tanmlar yaplmtr. Yneticilerin

885

deiimlere ayak uydurabilen, srekli gelien ve kendini


yenileyen, vizyon sahibi, alanlar ve evresi ile iyi iletiim
kurabilen lider zelliklerine sahip kiiler olmas beklenmektedir
(Bakan & Bykbee, Liderlik Trleri Ve G Kaynaklarna
likin Mevcut-Gelecek Durum Karlatrmas: Eitim Kurumu
Yneticilerinin Alglarna Dayal Bir Alan Aratrmas, 2010, s.
74-82). zellikle son yarm yzylda liderlik ile ilgili yaplan
aratrmalarn ounda liderin davransal ve kiisel zellikleri
zerinde durulmaktadr. Bu durum duygusal zek olgusunu
gndeme getirmekte ve liderde olmazsa olmaz davranlar
arasndaki sylemleri artrmaktadr.
Duygusal zeknn liderlik srecinde etkili olduunun
fark edilmesiyle, liderlerden mevcut yeteneklerinin yannda
duygusal zek yeteneklerine sahip olmas ve kullanmas da
liderin zellikleri arasnda talep edilmeye balanmtr (Erku &
Gnl, 2008, s. 192). Deien zaman iinde liderlik davran
daha fazla duygusal faaliyetler gerektirmektedir (Acar, 2002, s.
57).
Liderlik odakl olup yaplan almalarda, liderin
davranlarnn, kiilik zelliklerinin, tutumunun, alglarnn, g
ve yetkisinin liderlii ne ekilde etkiledii aratrlmaktadr.
kinci bir alma alan ise, lidere bal astlarn kiisel
zelliklerinin, tutumlarnn, davranlarnn incelenmesi zerinde
yaplmtr (Yalolu, Pekdemir, & Toplu, 2013, s. 200).
Aratrmada kullanlan liderlik trleri aada aklanmtr.
Vizyoner Liderlik: Vizyoner ve yeni bak asna
sahip bir ynetici ve lider, dier yneticilerden farkl olarak
deiik gelimeleri ve olaylar okuyabilme yeteneine sahip
olmas gerekmektedir. Vizyoner lider, yeni bir gzle gelecee
bakabilme yetenei olan liderdir (Durukan, 2006, s. 279).
liki Liderlii: liki odakl liderler, alanlarn
sosyal bir varlk olarak deerlendirmektedirler. Bireysel
ihtiyalara ve kiileraras ilikilere nem veren bir ynetim
tarzn benimsemektedirler. zleyenlerini yetki devrederek,
karara katlm salayarak desteklerler. liki odakl liderlerin
ncelii izleyenleri ile iyi ilikiler gelitirmektir. Grevin yerine
getirilmesi ikinci planda kalmaktadr (zdeveciolu & Kangr,
2009 , s. 55).

886

birlii Liderlii: birlii bilincine sahip, farkl bilgi


ve becerilere sahip farkl kiilerin ibirlii iinde almasn
gerektiren zelliklere sahip ynetici liderlere denir. Ayn
zamanda demokratik liderlik iinde yer almaktadr.
Koluk Eden Liderlik: alanlarn eiterek onlarn
zgvenlerini gelitirmek adna almalar yapan ve bunlara
nclk ve akl hocal yapan liderlere denir (Bakan,
Bykbee, & Gngren, 2012).
rnek Oluturucu Liderlik: Bu liderler sorumluluk
sahibidir, bakalarna rnek oluturan liderdir.
Kumandac Liderlik: Bu liderlik tarznn ahenk kurma
biimi, acil durumlarda bir yn gsterip korku yattrma
eklinde ifade edilmektedir. Ayn zamanda otokratik lidelik de
denir.
Genel Liderlik Stili: Genel olarak liderlik, bir kiiyle
bir grup arasnda g ve otoriteye dayal bir iliki iinde yer
almaktadr. Lider, gcn kullanarak grubu bir hedefe
ynlendiren kiidir (Erdem & Dikici, 2009, s. 199).
Etkin liderler, mesajlarn aktarabilmek iin duygusal
yntemleri ve ifadeleri kullanmaktadrlar. Aslnda bir liderin
mesajn kabul veya reddedilmesindeki kritik etken, liderin
mesajnda duygular aa vurma eklidir (Robbins & Judge,
2013, s. 117).
Liderlerin hepsi duygusal zek denen eye bir lde
sahiptir. Bir kii dnyadaki en iyi eitime, keskin ve analitik bir
zihne sahip ve harika fikirler reten tkenmez bir kaynakla
donanm olsa bile, duygusal zekdan yoksunsa byk bir lider
olamaz (Goleman, (b), 2013, s. 11).
Baarl bir lider olmak iin hem alanlarn
duygularn anlama hem de kendi duygularn etkin kullanma ok
nemlidir (Sava, 2012, s. 140). Deiim ve geliimi temel alan
dnmc lideri geleneksel liderlerden ayran en temel unsur,
elindeki otorite ve gc kaybetme korkusundan arnm
olmasdr. Bu noktada duygusal zek devreye girmektedir.
nk kendini bilen, kendi yeteneklerinin farknda olan bir lider
duygularn ynetebildii lde izleyenlerini peinden
srkleyebilmektedir (Murat & Akgz, 2008, s. 154-5).

887

Tm bunlarn nda liderlerin, iyi bir ifade ve iletiim


gcne sahip olma, insanlar belirlenen ortak bir ama etrafnda
toplama, empatik olma, gerektiinde zorbala bavurmadan zor
ve sert kararlar alma gibi duygusal zek gerektiren becerilere
sahip olmalarnn gerektii sylenebilmektedir (ztekin, 2006, s.
28).
Lideri, duygusal zek unsurlar balamnda ifade
ederek; kendi duygularnn bilincinde olan, onlar ynetebilen,
duygusal adan kendini kontrol edebilen ve kendi haklarndan
vazgeip kazanmlarn erteleyebilen liderler, izleyenleri iin
birer rol modeli haline gelmekte, izleyenlerin liderlerine duyduu
gveni ve saygy derinletirmektedirler. Bu unsur, dnmc
liderliin idealletirerek etkileme bileeniyle uyum halindedir.
Karsndakinin duygularn anlayabilen -esin kayna olarak
motive etme bileeniyle birlikte ele alndnda- liderler,
izleyenlerinin
beklentilerini
nasl
ykseltebileceklerini
ngrebilmektedir. Son olarak ise -bireysel ilgi bileeniyle
uyumlu olarak- empati yapan ve iliki ynetiminde baarl olan
liderler, izleyenlerinin ihtiyalarn anlamakta ve bu ihtiyalara
paralel olarak hareket edebilmektedir (Murat & Akgz, 2008,
s. 168).
Bireyin kendine ve bakalarna ait duygular doru
olarak alglayp deerlemesi ve ifade etmesi, bu duygular
arasnda ayrm yapp, elde ettii bilgileri dnce eklinde ve
davranlarnda kullanmas ile ilgili yetenekler olarak tanmlanan
duygusal zek, liderlerin karmak insan ilikilerinde baarl
olmas ve duygular dnyasnda zmsz kalm problemlere
zm bulabilmeleri iin ok nemli olan yeteneklerin altn
izmektedir. Acarn duygusal zek ve liderlik arasndaki ilikiyi
saptamak iin yapm olduu aratrmada; insana ynelik liderlik
davrannn duygusal zeknn kiisel, kiileraras, uyumluluk ve
genel ruh durumu boyutlar ile ilikili olduu, greve ynelik
liderlik davrannn da sadece uyumluluk ve genel ruh durumu
boyutlar ile ilikili olduu sonucunu elde etmitir (2002).
Yneticinin duygusal zeks okul ynetimini etkiledii
aktr. Etkili liderlerin ayrt edici zelliklerinden bir tanesi de,
duygularn daha yumuak ifade edebilme (modulate)
yeteneidir. Eitim liderleri yani okul yneticileri gergin
ortamlarda almaktadrlar. Duygusal tepkileri, nasl idare
ettikleri liderlik zelliklerini olduka fazla etkileyebilmektedir.

888

Okul liderleri ynetimleri sresince birok engelle


karlamaktadrlar. Baarl bir liderlikte ise, kendine gven ve
sakinlikten daha fazlasna gereksinim duymaktadrlar.
Motivasyon ve kararllk da bu yneticiler iin byk nem
oluturmaktadr (Babaolan, 2010, s. 123).
2. ARATIRMA VE YNTEM
2.1. Aratrmann Amac
Okul yneticilerinin ynetsel sreleri kullanma
yeterlilikleri ile genel yneticilik beceri ve nitelikleri olarak
tanmlanan, birtakm duygusal, sosyal ve ruhsal donanmlarn
kapsayan duygusal zek tabanl liderlik zellikleri arasndaki
ilikinin aratrlmas ve anlalmas amac ile bu alma
yaplmtr.
2.2. Evren ve rneklem
Aratrmann evrenini stanbul Kadky ilesinde zel
ortaretim
kurumlarnda
grev
yapan
retmenler
oluturmaktadr. rneklem olarak 186 retmen alnmtr.
2.3. Veri Toplama Arac
Aratrmada
veri
toplamak
amacyla
anket
uygulamasndan yararlanlmtr. Ankette yneticilerin (ekip
liderinin) liderlik stillerinin belirlenmesine ynelik lek Sevin
(2006:13) tarafndan gelitirilmitir. lek, Boyatzis ve
Golemann ngrd liderlik stilleri dikkate alnarak
gelitirilmitir. Buna gre lekte 7 liderlik stili ele alnmaktadr.
Aratrmada kullanlan anket formu iki blmden olumaktadr.
Anketin birinci blmnde alann bal olduu yneticinin
(ekip lideri) liderlik stillerinin deerlendirilmesine ynelik lek;
ikinci blmnde ise alanlarn demografik zelliklerini (ya,
eitim, kdem, toplam mesleki deneyim, alt departman)
belirlemeye ynelik sorular yer almaktadr. lekte yer alan
ifadeler 5'li Likert leindedir. fadelerin karsnda kesinlikle
katlyorum, katlyorum, kararszm, katlmyorum, kesinlikle
katlmyorum eklinde be katlma derecesi bulunmaktadr.
Deerlendirmeler olumlu ifadelerde kesinlikle katlyorum
seeneine 5, kesinlikle katlmyorum seeneine 1 puan
verilerek; olumsuz ifadelerde ise kesinlikle katlmyorum

889

seeneine 5, kesinlikle katlyorum seeneine 1 puan verilerek


gerekletirilmektedir.
2.4. Verilerin statistiksel Analizi
Aratrmada elde edilen veriler SPSS (Statistical
Package for Social Sciences) for Windows 21.0 program
kullanlarak analiz edilmitir. Verileri deerlendirilirken
tanmlayc istatistiksel metotlar (Say, Yzde, Ortalama,
Standart
sapma)
kullanlmtr.
Niceliksel
verilerin
karlatrlmasnda iki grup arasndaki fark t-testi, ikiden fazla
grup durumunda parametrelerin gruplararas karlatrmalarnda
Anova testi ve farklla neden olan grubun tespitinde PostHoc
testi kullanlmtr. Elde edilen bulgular % 95 gven aralnda
ve % 95 anlamllk dzeyinde deerlendirilmitir.
2.5. Bulgular ve Yorumlar
Bu blmde, aratrma probleminin zm iin,
aratrmaya katlan retmenlerden lek yoluyla toplanan
verilerin analizi sonucunda elde edilen bulgular yer almaktadr.
Elde edilen bulgulara dayal olarak aklama ve yorumlar
yaplmtr.
Tablo 1: Katlmclarn Demografik zelliklerine Ait Frekans ve
Yzdeler Tablosu
Tablolar

Gruplar

Frekanslar(f)

Cinsiyet

Bayan
Erkek
Toplam
25-29 Ya
30-34 Ya
35-39 Ya
40 Ya Ve
st
Toplam
1 Yldan Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
Toplam
1 Yldan Az
1-5 Yl
5-10 Yl

27
159
186
21
81
30
54

Yzde
(%)
14,5
85,5
100,0
11,3
43,5
16,1
29,0

186
21
12
60
93

100,0
11,3
6,5
32,3
50,0

186
36
54
33

100,0
19,4
29,0
17,7

Ya

Mesleki Kdem

Okulda alma Sresi

890

darecinin Cinsiyeti

u Anki dareci le alma


Sresi

10 Yldan
Fazla
Toplam
Bayan
Erkek
Toplam
1 Yldan Az
1-5 Yl
5 Yldan
Fazla
Toplam

63

33,9

186
9
177
186
75
93
18

100,0
4,8
95,2
100,0
40,3
50,0
9,7

186

100,0

retmenlerin cinsiyet deikenine gre 27'si (%14,5)


bayan, 159'u (%85,5) erkek olarak dalmaktadr. retmenlerin
ya deikenine gre 21'i (%11,3) 25-29 ya, 81'i (%43,5) 30-34
ya, 30'u (%16,1) 35-39 ya, 54' (%29,0) 40 ya ve st olarak
dalmaktadr. retmenlerin mesleki kdem deikenine gre
21'i (%11,3) 1 yldan az, 12'si (%6,5) 1-5 yl, 60' (%32,3) 5-10
yl, 93' (%50,0) 10 yldan fazla olarak dalmaktadr.
retmenlerin okulda alma sresi deikenine gre 36's
(%19,4) 1 yldan az, 54' (%29,0) 1-5 yl, 33' (%17,7) 5-10 yl,
63' (%33,9) 10 yldan fazla olarak dalmaktadr.
retmenlerin idarecinin cinsiyeti deikenine gre 9'u (%4,8)
bayan, 177'si (%95,2) erkek olarak dalmaktadr. retmenlerin
u anki idareci ile alma sresi deikenine gre 75'i (%40,3) 1
yldan az, 93' (%50,0) 1-5 yl, 18'i (%9,7) 5 yldan fazla olarak
dalmaktadr.
Tablo 2: Liderlik Boyutlarna likin Bulgular
Liderlik Boyutlar
Vizyoner Liderlik
liki Liderlii
birlii Liderlii
Koluk Eden Liderlik
rnek Oluturucu Liderlik
Kumandac Liderlik
Genel Liderlik Stili

N
186
186
186
186
186
186
186

Ort
3,406
3,075
3,266
3,350
3,307
2,989
3,232

Ss
0,639
0,698
0,582
0,709
0,499
0,571
0,434

Min.
1,830
1,500
2,000
1,830
2,170
1,670
2,190

Max.
5,000
4,670
4,670
4,670
4,670
4,670
4,110

Aratrmaya katlan retmenlerin alglarna gre


vizyoner liderlik dzeyi yksek (3,406 0,639); iliki
liderlii dzeyi orta (3,075 0,698); ibirlii liderlii dzeyi
orta (3,266 0,582); koluk eden liderlik dzeyi orta (3,350
0,709); rnek oluturucu liderlik dzeyi orta (3,307 0,499);

891

kumandac liderlik dzeyi orta (2,989 0,571); genel liderlik


stili dzeyi orta (3,232 0,434) olarak saptanmtr.
Tablo 3: Katlmclarn u Anki dareci ile alma Sresine
Deikenine Gre Liderlik Tarzlar Aras liki Analizi F
(Anova)
liki Liderlii

birlii Liderlii

Grup
1
Yldan
Az
1-5 Yl
5
Yldan
Fazla
1
Yldan
Az
1-5 Yl
5
Yldan
Fazla

N
75

Ort
3,060

Ss
0,520

93
18

3,215
2,417

0,765
0,624

75

3,333

0,498

93
18

3,296
2,833

0,592
0,700

F
10,964

p
0,000

5,885

0,003

Aratrmaya katlan retmenlerin alglarna gre iliki


liderlii balamnda u anki idareci ile alma sresi
deikenine gre anlaml bir farkllk gsterip gstermediini
belirlemek amacyla yaplan analiz sonucunda %99
gvenilirlikte
anlaml
bir
farkllk
arzettii
bulunmutur(F=10,964; p=<0.01). Farkllklarn kaynaklarn
belirlemek
amacyla
tamamlayc
post-hoc
analizi
yaplmtr. Buna gre ayn ynetici ile bir yldan az alanlar
lehine be yldan fazla alanlar aleyhine bir durum tespit
edilmitir.
Yneticileriyle yeni grev yapmakta olanlar
kurduklar ikili ilikilerden memnundurlar denilebilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin alglarna gre
ibirlii liderlii balamnda u anki idareci ile alma sresi
deikenine gre %95 gvenilirlikte anlaml bir farkllk arz
ettii bulunmutur (F=5,885; p=<0.05). Farkllklarn
kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc post-hoc analizi
yaplmtr. Buna gre ayn ynetici ile bir yldan az alanlar
lehine be yldan fazla alanlar aleyhine bir durum tespit
edilmitir.
Yneticileriyle yeni grev yapmakta olan
retmenlerin yneticinin ibirlii liderlii ilikisinden memnun
olduklar sylenilebilir.

892

Aratrmaya katlan retmenlerin u andaki idarecileri


ile alma sresi deikenine gre vizyoner liderlik, koluk eden
liderlik, rnek oluturucu liderlik, kumandac liderlik ve genel
liderlik stili asndan anlaml bir farkllk gstermediini tesbit
edilmitir (p>0.05).
Tablo 4: Katlmclarn Ya Deikenine Gre Liderlik Tarzlar
Aras liki Analizi F (Anova)
liki Liderlii

rnek Oluturucu
Liderlik

Kumandac
Liderlik

Grup
25-29
Ya
30-34
Ya
35-39
Ya
40 Ya
Ve st
25-29
Ya
30-34
Ya
35-39
Ya
40 Ya
Ve st
25-29
Ya
30-34
Ya
35-39
Ya
40 Ya
Ve st

N
21

Ort
3,524

Ss
0,543

81

3,037

0,746

30

3,050

0,480

54

2,972

0,727

21

3,333

0,500

81

3,154

0,520

30

3,400

0,403

54

3,472

0,456

21

2,952

0,575

81

2,877

0,575

30

3,267

0,430

54

3,019

0,591

F
3,516

p
0,016

5,203

0,002

3,638

0,014

Aratrmaya katlan retmenlerin ya deikenine gre


yneticilerinin liderlik boyutlarndan iliki liderlii asndan
%95 gvenilirlikte anlaml bir farkllk gsterdii sonucuna
varlmtr (F=3,516; p<0.05). Farkllklarn kaynaklarn
belirlemek
amacyla
tamamlayc
Post-hoc
analizi
yaplmtr. 25-29 ya aralnda yer alan retmenler lehine 40
ya ve st olanlarn aleyhine bir farklama olduu tespit
edilmitir. Bu durum gen yataki retmenlerin yneticilerinin
iliki liderlii davranndan memnun olduklar eklinde
yorumlanabilir.

893

Aratrmaya katlan retmenlerin ya deikenine gre


yneticilerinin liderlik boyutlarndan rnek oluturucu liderlik
boyutu asndan %99 gvenilirlikte anlaml bir farkllk
gsterdii sonucuna varlmtr (F=5,203; p<0.01). Farkllklarn
kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc Post-hoc analizi
yaplmtr. 40 ya ve stnde yer alan retmenler lehine 30-34
ya aralnda yer alan retmenler aleyhine bir farklama
olduu tespit edilmitir. Bu durum son kariyer aamasnda yer
alan retmenlerin yneticilerinin rnek oluturucu liderlik
boyutu
davranndan
memnun
olduklar
eklinde
yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin ya deikenine gre
yneticilerinin liderlik boyutlarndan kumandac (otoriter)
liderlik boyutu asndan %95 gvenilirlikte anlaml bir farkllk
gsterdii sonucuna varlmtr (F=3,638; p<0.05). Farkllklarn
kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc Post-hoc analizi
yaplmtr. 40 ya ve stnde yer alan retmenler lehine 24-29
ya aralnda yer alan retmenler aleyhine bir farklama
olduu tespit edilmitir. Bu durum son kariyer aamasnda yer
alan retmenlerin yneticilerinin kumandac (otoriter) liderlik
boyutu davranndan memnun olduklar, gen retmenlerin ise
bu durumdan memnun olmadklar eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin ya deikenine gre
vizyoner liderlik, ibirlii liderlii, koluk eden liderlik, genel
liderlik stili asndan anlaml bir farkllk gstermedii tesbit
edilmitir (p>0.05).
Tablo 5: Katlmclarn Mesleki Kdem Deikenine Gre
Liderlik Tarzlar Aras liki Analizi F (Anova)
Mesleki Kdem
Deikeni
liki Liderlii

birlii Liderlii

Grup

Ort

Ss

1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla

21

3,000

0,474

2,799

0,041

12
60
93

2,875
3,283
2,984

0,753
0,649
0,741

21

3,000

0,563

4,481

0,005

12
60
93

3,167
3,467
3,210

0,651
0,443
0,624

894

rnek Oluturucu
Liderlik

Kumandac Liderlik

1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla

21

3,405

0,314

12
60
93

3,208
3,167
3,387

0,498
0,510
0,510

21

3,167

0,577

12
60
93

3,167
2,833
3,027

0,590
0,481
0,604

2,894

0,037

2,765

0,043

Aratrmaya katlan retmenlerin Mesleki Kdem


deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan iliki
liderlii asndan %95 gvenilirlikte anlaml bir farkllk
gsterdii sonucuna varlmtr (F=2,799; p<0.05). Farkllklarn
kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc Post-hoc analizi
yaplm ve 5-10 yllk mesleki kdeme sahip olan retmenler
lehine 1-5 yllk mesleki kdeme sahip olan retmenler aleyhine
bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum kariyerlerinde
kararllk dzeyine geen retmenlerin yneticilerinin iliki
liderlii
davranndan
memnun
olduklar
eklinde
yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin Mesleki Kdem
deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan ibirlii
liderlii asndan %95 gvenilirlikte anlaml bir farkllk
gsterdii sonucuna varlmtr (F=4,481; p<0.05). Farkllklarn
kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc Post-hoc analizi
yaplm ve 5-10 yllk mesleki kdeme sahip olan retmenler
lehine 1 yldan az mesleki kdeme sahip olan retmenler
aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum
kariyerlerinde kararllk dzeyine yaklaan retmenlerin,
yneticilerinin ibirlii liderlii davranndan memnun olduklar
eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin Mesleki Kdem
deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan rnek
oluturucu liderlik asndan %95 gvenilirlikte anlaml bir
farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=2,894; p<0.05).
Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve 1 yldan az mesleki kdeme sahip

895

olan retmenler lehine 5-10 yllk mesleki kdeme sahip olan


retmenler aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu
durum kariyerlerine yeni balayan retmenlerin, yneticilerinin
rnek oluturucu liderlik davranndan memnun olduklar
eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin Mesleki Kdem
deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
kumandac (otoriter) liderlik asndan %95 gvenilirlikte
anlaml bir farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=2,765;
p=0,043<0.05). Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla
tamamlayc Post-hoc analizi yaplm ve 1 yldan az mesleki
kdeme sahip olan retmenler lehine 5-10 yllk mesleki kdeme
sahip olan retmenler aleyhine bir farklama olduu tespit
edilmitir. Bu durum kariyerlerine yeni balayan retmenlerin,
yneticilerinin kumandac (otoriter) liderlik davranndan
memnun olduklar eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin ya deikenine gre
vizyoner liderlik, koluk eden liderlik ve genel liderlik stili
asndan anlaml bir farkllk gstermedii tesbit edilmitir
(p>0.05).
Tablo 6: Katlmclarn Okulda alma Sresi Deikenine
Gre Liderlik Tarzlar Aras liki Analizi F (Anova)
Vizyoner Liderlik

liki Liderlii

birlii Liderlii

Koluk Eden
Liderlik

Grup
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az

N
36

Ort
3,319

Ss
0,563

54
33
63

3,630
3,273
3,333

0,516
0,647
0,730

36

3,028

0,597

54
33
63

3,500
3,015
2,770

0,498
0,716
0,721

36

3,333

0,543

54
33
63

3,556
3,152
3,040

0,538
0,470
0,591

36

3,153

0,685

896

F
3,298

p
0,022

12,917

0,000

9,313

0,000

9,486

0,000

rnek Oluturucu
Liderlik

Genel Liderlik Stili

1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla
1 Yldan
Az
1-5 Yl
5-10 Yl
10 Yldan
Fazla

54
33
63

3,741
3,333
3,135

0,615
0,510
0,758

36

3,236

0,495

54
33
63

3,454
3,136
3,310

0,475
0,438
0,524

36

3,199

0,365

54
33
63

3,475
3,114
3,105

0,331
0,407
0,483

3,197

0,025

9,486

0,000

Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma


sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
vizyoner liderlik asndan %95 gvenilirlikte anlaml bir
farkllk
gsterdii
sonucuna
varlmtr
(F=3,298;
p<0.05).Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla
tamamlayc Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi
1-5 yl aras olan retmenler lehine 5-10 yl aras olan
retmenler aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu
durum kariyerlerine yeni balayan retmenlerin, yneticilerinin
vizyoner liderlik davranndan memnun olduklar eklinde
yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
iliki liderlii asndan %99 gvenilirlikte anlaml bir farkllk
gsterdii sonucuna varlmtr (F=12,917; p<0.01).
Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi 1-5 yl aras
olan retmenler lehine 10 yldan fazla olan retmenler
aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum
yneticileriyle yeni iliki kurmaya balayan retmenlerin,
yneticilerinin iliki liderlii davranndan memnun olduklar
eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
ibirlii liderlii asndan %99 gvenilirlikte anlaml bir

897

farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=9,313; p<0.01).


Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi 1-5 yl aras
olan retmenler lehine 10 yldan fazla olan retmenler
aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum
yneticileriyle yeni iliki kurmaya balayan retmenlerin,
yneticilerinin ibirlii liderlii davranndan memnun olduklar
eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
koluk eden liderlik asndan %99 gvenilirlikte anlaml bir
farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=9,486; p<0.01).
Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi 1-5 yl aras
olan retmenler lehine 10 yldan fazla olan retmenler
aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum
yneticileriyle yeni iliki kurmaya balayan retmenlerin,
yneticilerinin koluk eden liderlik davranndan memnun
olduklar eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
rnek oluturucu liderlik asndan %95 gvenilirlikte anlaml
bir farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=3,197; p<0.05).
Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi 1-5 yl aras
olan retmenler lehine 1-5 yl aras olan retmenler aleyhine
bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum yneticileriyle
yeni iliki kurmaya balayan retmenlerin, yneticilerinin
rnek oluturucu liderlik davranndan memnun olduklar
eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik boyutlarndan
genel liderlik stili asndan %99 gvenilirlikte anlaml bir
farkllk gsterdii sonucuna varlmtr (F=9,486; p<0.01).
Farkllklarn kaynaklarn belirlemek amacyla tamamlayc
Post-hoc analizi yaplm ve okulda alma sresi 1-5 yl aras
olan retmenler lehine 10 yldan fazla olan retmenler
aleyhine bir farklama olduu tespit edilmitir. Bu durum
yneticileriyle yeni iliki kurmaya balayan retmenlerin,

898

yneticilerinin genel liderlik stili davranndan memnun


olduklar eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin okulda alma
sresi deikenine gre yneticilerinin liderlik tarz
boyutlarndan kumandac (otoriter) liderlik asndan anlaml bir
farkllk gstermedii tesPit edilmitir (p>0.05).
Tablo 7: Katlmclarn Cinsiyet Deikenine Gre Liderlik
Tarzlar Aras liki Analizi (t testi)
Cinsiyet Deikeni
birlii Liderlii

Grup
Bayan
Erkek

N
27
159

Ort
3,519
3,223

Ss
0,427
0,595

t
2,469

p
0,014

Aratrmaya katlan retmenlerin ibirlii liderlii


cinsiyet deikenine gre anlaml bir farkllk gsterip
gstermediini belirlemek amacyla yaplan t-testi sonucunda
grup ortalamalar arasnda %95 gvenilirlikte istatistiksel adan
anlaml fark bulunmutur (t=2.469; p<0,05). birlii
liderliindeki bu farkn bayanlar katlmclar (x=3,519), lehine
erkekler aleyhine olduu tespit edilmitir.
Aratrmaya katlan retmenlerin cinsiyet deikenine
gre vizyoner liderlik, iliki liderlii, koluk eden liderlik, rnek
oluturucu liderlik, kumandac liderlik, genel liderlik stili anlaml
bir farkllk gstermedii tesbit edilmitir (p>0,05).
Tablo 8: darecinin Cinsiyet Deikenine Gre Liderlik Tarzlar
Aras liki Analizi (t testi)
darecinin cinsiyet
deikeni
birlii Liderlii
Kumandac Liderlik

Grup

Ort

Ss

Bayan
Erkek
Bayan
Erkek

9
177
9
177

3,611
3,249
3,444
2,966

0,220
0,590
0,441
0,568

1,833

0,001

2,486

0,014

Aratrmaya katlan retmenlerin idarecinin cinsiyet


deikenine gre ibirlii liderlii boyutunun idarecinin cinsiyeti
deikenine gre %95 gvenilirlikte istatistiksel adan anlaml
bir farkllk gstermektedir (t=1.833; p<0,05). Buna gre
idarecilerin ibirlii liderlii Bayan idarecilerin (x=3,611), lehine
erkekler idareciler aleyhine bir durum olduu tespit edilmitir.

899

Yine ayn ekilde aratrmaya katlan retmenlerin


idarecinin cinsiyet deikenine gre kumandac (otoriter) liderlik
boyutunun idarecinin cinsiyeti deikenine gre anlaml bir
farkllk gsterip gstermediini testi sonucunda (t-testi) %95
gvenilirlikte arasndaki istatistiksel adan anlaml bir farkllk
bulunmutur(t=2.486; p<0,05). Bu balamda kumandac liderlik
boyutu asndan bayan idareciler (x=3,444) lehine erkekler
idareciler aleyhine bir durum sz konusu olduu tespit edilmitir.
Aratrmaya katlan retmenlerin darecilerinin
cinsiyet deikenine gre vizyoner liderlik, iliki liderlii, koluk
eden liderlik, rnek oluturucu liderlik, genel liderlik stili
boyutlarnda anlaml bir farkllk gstermedii sonucuna
ulalmtr (p>0,05).
SONU
Bu aratrmada, okul yneticilerinin ynetsel sreleri
kullanma yeterlilikleri ile genel yneticilik beceri ve nitelikleri
olarak tanmlanan, birtakm duygusal, sosyal ve ruhsal
donanmlarn kapsayan duygusal zek tabanl liderlik zellikleri
arasndaki ilikinin aratrlmas ve anlalmas amalanmtr.
Bu kapsamda, duygusal zek, liderlik zellikleri ve okul
yneticilerin duygusal zek ve liderlik zellikleri arasnda iliki
zerinde durulmutur.
Aratrma
bulgularnda;
aratrmaya
katlan
retmenlerin alglarna gre vizyoner liderlik dzeyi yksek;
iliki liderlii; ibirlii liderlii; koluk eden liderlik;
rnek oluturucu liderlik; kumandac liderlik ve genel
liderlik stili dzeyleri orta olarak saptanmtr. Aratrmaya
katlan retmenlerin alglarna gre iliki liderlii puanlar
ortalamalar ile u anki idareci ile alma sresi deikeni
arasnda anlaml bir fark olduu bulunmutur. Aratrmaya
katlan retmenlerin alglarna gre ibirlii liderlii puanlar
ortalamalar ile u anki idareci ile alma sresi deikeni
arasnda anlaml bir fark olduu bulunmutur. Aratrmaya
katlan retmenlerin u anki idareci ile alma sresi
deikenine gre vizyoner liderlik, koluk eden liderlik, rnek
oluturucu liderlik, kumandac liderlik, genel liderlik stili
arasnda anlaml bir farkllk gstermedii bulunmutur. Ayn
ekilde, u anki idareci ile alma sresi, ya ,mesleki kdem,

900

okulda alma sresi, idarecinin cinsiyeti deikenleri ile


duygusal zeka tabanl liderlik dzeyleri arasndaki ilikiler t-testi,
aritmetik ortalamalar, F (Anova) analizi ve post-hoc analizi
kullanlarak tespit edilmitir.
Bulgulara gre, retmenlerin algladklar liderlik
tarzlar u anki idareci ile alma sresi, ya, mesleki kdem,
okulda alma sresi, idarecinin cinsiyeti deikenlerine gre
birtakm farkllklar gsterdii tespit edilmitir.
Katlmclarn okulda alma sresi deikenine gre
vizyoner liderlik, iliki liderlii, koluk eden liderlik ibirlii
liderlii, rnek oluturucu liderlik ve genel liderlik stili asndan
anlaml bir farkllk gsterdii tepit edilmi olup, kariyerlerine
yeni balayan retmenlerin, yneticilerinin liderlik boyutlarnn
alt adedinden memnun olduklar sadece kumandac liderlik tarz
davranlardan memnun olmadklar eklinde yorumlanabilir.
Aratrmaya katlan retmenlerin idarecilerinin
cinsiyeti deikenine gre iliki liderlii ve kumanda edici
liderlik balamnda bayanlar yneticiler lehine erkek yneticiler
aleyhine bir durumun varl tespit edilmitir.

901

KAYNAKA
ACAR, F., (2002), Duygusal Zeka Ve Liderlik, Erciyes
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, (12), ss.
53-68.
AKAY, C., ORUK, A., (2012), alma Yaamnda
Duygular ve Ynetimi: Kavramsal Bir nceleme,
Eitimde Politika Analizi Dergisi, ss. 3-25.
ATAY, K., (2002), Okul Mdrlerinin Duygusal Zeka
Dzeyleri le atmalar zmleme Stratejileri
Arasndaki liki, Kuram Ve Uygulama Eitim
Ynetimi Dergisi, ss. 344-355.
AYHAN, R., (2008), Duygusal Zeka Ve Liderlik,
http://minikkelebek.files.wordpress.com/2008/07/duyg
usal-zeka-ve-liderlik.pdf, ss. 318-342.
BABAOLAN, E., (2010), Okul Yneticilerinde Duygusal
Zek, Ahi Evran niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi,
11(1), ss. 119-136.
BAKAN, ., BYKBEE, T., GNGREN, M., (2012),
Glendiren Liderlik Ve Personel Glendirme
likisi: Teorik Bir Yaklam, Journal of Social
Sciences Institute/Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, ss.
1-20.
BAKAN, ., BYKBEE, T., (2010), Liderlik Trleri Ve
G Kaynaklarna likin Mevcut-Gelecek Durum
Karlatrmas: Eitim Kurumu Yneticilerinin
Alglarna Dayal Bir Alan Aratrmas, KM Sosyal
ve Ekonom k Aratrmalar Derg si, 12(19), ss. 73-84.
COOPER, R. K., SAWAF, A., (1997), Liderlikte Duygusal Zeka,
(ev.) AYMAN, Z. B., Sistem Yaynclk, stanbul.
AKAR, U., ARBAK, Y., (2003), Dnmc Liderlik
Duygusal Zek Gerektirir Mi? Yneticiler zerinde
rnek Bir alma, D.E....B.F.Dergisi, 18(2), ss.
83- 98.
DOAN KILI, E., NEN, ., (2009), retmen Adaylarnn
Duygusal Zek Dzeyleri ve Etik Muhakeme

902

Yetenekleri, Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, ss.


123-163.
DOAN, S., DEMRAL, ., (2007), Kurumlarn Basarsnda
Duygusal Zekann Rol ve nemi, Celal Bayar
niversitesi ..B.F. Ynetim ve Ekonomi Dergisi,
14(1), ss. 209-230.
DURUKAN, H., (2006), Okul Yneticisinin Vizyoner Liderlik
Rol, Ahi Evran niversitesi Krehir Eitim Fakltesi
Dergisi, 7(2), ss. 277-286.
ERDEM, O., DKC, M., (2009), Liderlik ve Kurum Kltr
Etkileimi, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, ss. 198213.
ERDOAN, ., (2000), Okul Ynetimi ve retim Liderlii,
Sistem Yaynclk, stanbul.
ERKU, A., GNL, E., (2008), Duygusal Zeknn
Dnmc Liderlik zerine Etkileri, letme
Fakltesi Dergisi, 9(2), ss. 187-209.
GEORGE, J. M., (2000), Emotions and Leadership: The Role
of Emotional Intelligence, Human Relations, ss. 10271055.
GIRARD, S., (2000), Servant leadership qualities exhibited by
Illinois Public School District superintendents,
Dissertation Abstracts International, 61(5).
GOLEMAN, D., (2013), Lideri Lider Yapan Nedir?, Harvard
Business Review, ss. 7-15.
GOLEMAN, D., (1998), Duygusal Zeka, (ev.) YKSEL, B. S.,
Varlk Yaynlar A.., stanbul.
KARAHAN, T., YALIN, B. M., (2009), The Effects of an
Emotional Intelligence Skills Training Program on the
Emotional Intelligence Levels of Turkish University
Students, Eurasian Journal of Educational Research,
pp. 193-208.
MURAT, G., AIKGZ, B., (2008), Deiim ann
Vazgeilmez Aktrleri: Dnmc Liderler, Kamu-
Dergisi, 10(2), ss. 153-171.

903

ZASLAN, B. ., BEYHAN ACAR, A., ACAR, A. C., (2009),


Duygusal Zek Ve rgtsel Vatandalk Davran
Arasndaki likinin ncelenmesine Ynelik Bir
Aratrma, Ynetim Dergisi, ss. 98-111.
ZDEVECOLU, M., KANIGR, S., (2009), alanlarn
liki ve Grev Ynelimli Liderlik Alglamalarnn
Performanslar zerindeki Etkileri, KMU BF
Dergisi, ss. 53-82.
ZTEKN, A., (2006), Orta retim Kurumlarnda Grev
Yapan Yneticilerin Duygusal Zek Becerilerini Okul
Ynetiminde
Kullanma
Dzeylerinin
Deerlendirilmesi, Yksek Lisans Tezi, Balkesir
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Eitim Bilimleri
Anabilim Dal.
ROBBINS, S. P., JUDGE, T. A., (2013), Organizational
Behavior, (ev.) ERDEM, ., Nobel Yaynclk,
Ankara.
SAVA, A. C., (2012), Okul Mdrlerinin Duygusal Zek Ve
Duygusal Emek Yeterliklerinin retmenlerin
Doyumu Dzeylerine Etkisi, Dumlupnar niversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, (33), ss. 139-148.
MAN, M., (2004), retim Liderlii, Pegem A Yaynclk,
Ankara.
TTREK, O., BAYRAKI, M., ZAFER, D., (2009), Okul
Yneticilerinin Duygularn Ynetme Yeterliklerine
likin Okul Yneticisive retmenlerin Grleri,
Mehmet Akif Ersoy niversitesi Eitim Fakltesi
Dergisi, (18), ss. 55-73.
YALIOLU, M. M., PEKDEMR, I., TOPLU, D., (2013),
Duygusal Zeka ve atma Ynetimi Yntemleri
Arasndaki liki ve Bu likide Lider ye Etkileiminin
Rol, Ynetim Bilimleri Dergisi, 11(22), ss. 191-220.
YAYLACI, G. ., (2008), Kariyer Yaamnda Duygusal Zeka
Ve letiim Yetenei, Hayat Yaynclk, stanbul.

904

RGTSEL SNZMN RGTSEL VATANDALIK


DAVRANIINA ETKS: YNETCLER VE
ALIANLAR AISINDAN BR NCELEME
Yrd. Do. Dr. mer Okan FETTAHLIOLU
Hasan Sadk TATLI
Mehmet Sleyman YKSEL
Asena GDEOLU
Berat Emre ZKAN
ZET
nsan faktr, rgtlerin hedeflerine ulamada ve
rekabet gc kazanmadaki en nemli etmenlerden birisidir. Bu
noktadan hareketle, almamzda rgtsel sinizmden hareketle
yneticilerin ve alanlarn rgtsel vatandalk davranlar
karlatrlacaktr.
rgtsel
sinizm;
bireyin,
alt
rgtn
uygulamalarnn drstlkten yoksun olduuna dair bir
dnceye sahip olmas ve bunun sonucunda da rgte kar
gvensiz, eletirel ve aalayc bir ekilde davranma eilimidir.
rgtsel sinizmin etkisindeki alanlarn davranlar, (bilisel
boyut) hor grme, knama, (duyusal boyut), kzgnlk, sknt,
bkknlk, nefret, utan, (davransal boyut) kmseme,
eletirme, alay etme, karamsar tahminlerde bulunma, eklinde
olabilmektedir.
rgtsel vatandalk davran ise; alanlarn hibir
zorlayc g olmadan isteyerek, samimi duygularla, rgtn
etkinliinin arttrmaya ynelik bireysel abalar btndr.
alanlarn gnll katlm ile geekleir. rgtn amalarna
ulamay salayacak faaliyetlere aktif olarak katlm ve rgte
zarar verecek davranlardan kanma eklinde ortaya kabilir.

Kahramanmara St mam niversitesi, ofettahlioglu@hotmail.com


Kahramanmara St mam niversitesi, h_sadik_88@hotmail.com

Kahramanmara St mam niversitesi, msyuksel@gmail.com

Kahramanmara St mam niversitesi, a.s.e.n.a@hotmail.com

Kahramanmara St mam niversitesi, bemre38@gmail.com

905

Aratrmamzda veriler; Faktr Analizi, Korelsyon,


Tek Ynl ANOVA, Tukey Testi, Frekans Analizi ve regresyon
analizi yardm ile elde edilitir. Bu analizlerin yaplmasnda
SPSS 21 paket program kullanlmtr (Jel Kodu: M10-M12M14).
Anahtar Kelimeler: Sinizm, Genel Sinizm, rgtsel
Sinizm, rgtsel Vatandalk.
THE IMPACT OF ORGANIZATIONAL CYNICISM TO
ORGANIZATIONAL CITIZENSHIP BEHAVIOR: AN
INVESTIGATION IN TERMS OF MANAGERS AND
EMPLOYEES
ABSTRACT
Human factor in achieving the objectives of the
organization and gain competitiveness is one of the most
important factors. From this point forth, starting from
organizational cynicism organizational citizenship behavior of
managers and employees in our study will be compared.
Organizational cynicism; individual have a idea that is
without the integrity of the organization's application where the
individual works and consequently, is tendency of behavior that
unsafe, critical and demeaning against the organization.
Employees' behaviors under the influence of organizational
cynicism may form that contempt (cognitive extent), censure,
anger (affective extent), boredom, frustration, hate, shame,
disdain (behavioral extent), doing pessimistic predictions,
criticize, teasing.
Organizational citizenship behavior; is a collection of
individual efforts to improve efficiency of the organization,
employees willingly without any coercive power, with sincere
emotion. Takes place through the voluntary participation of
employees. It may occur that actively participate to activities
which provide to achieve the objectives of the organization and
avoid actions that would harm the organization.
Data in our study were obtained with the aid of Factor
Analysis, Correlation, One-Way ANOVA, Tukey Test,
Frequency Analysis, Contingency Tables and Regression

906

Analysis. This analysis were done using SPSS 21 software


package.
Key Words: Cynicism, General Cynicism,
Organizational Cynicism, Organizational Citizenship (Jel Code:
M10-M12-M14).
GR
Gnmzde
iletmelerinde
alanlarn
rgt
ierisindeki davranlar, duygular ve alglar gittike nem
kazanmaktadr. alanlarn alanlarn iletmeye kar
gelitirmi olduklar dnce tarzlar davranlarn direkt olarak
etkileyebilmektedir. Bu yzden iletmeler insan sermayesinden
en st seviyede faydalanabilmek iin insan rgtlerin odak
noktalarna yerletirmeye balamtr. Bununla birlikte aratrma
dnyasnda da alanlarn rgt ierindeki durumlar bir ok
aratrmaya konu olmutur. Sinizm ve rgtsel vatandalk, son
yllarda ynetim ve rgtsel davran literatrnde
aratrmaclarn zerinde bir ok aratrma yapt konulardr.
Sinizm algsnn, rgtsel vatandalk davrann ne ynde
etkiledii hakknda birka alma olmasna ramen, yneticiler
ve alanlar asndan bir aratrmaya ulalamamtr. Bu
aratrmada alanlarn ynetim grevi olup olmamasnn
rgtsel vatandalk davran zerine bir etkisinin olup olmad
aratrlmtr. alma sonunda genel ve rgtsel sinizmin
rgtsel vatandalk davrann dk dzeyde etkiledii
sonucuna ulalmtr. Ayrca ynetim grevinin olmas
alanlarn duygu ve davranlarnda farkllklara sebep
olmaktadr. Yani ynetim grevinin olup olmamas alanlarn
sinizm ve rgtsel vatandalk davran zerinde belirgin bir
etkiye sahip olmaktadr.
1. RGTSEL SNZM VE RGTSEL VATANDALIK
DAVRANII KAVRAMI VE KAPSAMI
1.1. Sinizm ve rgtsel Sinizm Kavram ve Kapsam
nsanlar, zerinde birok aratrma yaplm,
davranlar incelenmi ve yirminci yzyl itibar ile zelliklede
i dnyasnda deer verilen bir unsur olarak gze arpmaktadr.

907

nsan esi tarihte baz dnrler tarafndan zerinde durulan


bir konu olsa da, asl gelimeler son yzyllk dnemde olmutur.
Birok aratrmac insan davranlarn inceleyerek, bu
davranlar anlamlandrmaya almtr.
Sanayi devrimi sonrasnda baz teorisyenler ve
aratrmaclar, alanlarn verimliliini arttrmaya ynelik
almalarda bulunmulardr. Zamanla teknolojinin gelimesi,
kresellemenin iletmeleri kat rekabet ortamlarna srklemesi
ile birlikte, alanlar iletmeler iin en nemli rekabet unsuru
olarak grlmeye balanmtr.
alanlarn
davranlar
birok
unsurdan
etkilenmektedir. Alg, insann tutumlarn direk olarak etkileyen
en nemli unsurdur. Bireylerin alglamalar, iletme iindeki
davranlarn ve dnce tarzlarn etkilemektedir. Bireylerin
tutumlar negatif ya da pozitif olabilir. Olumsuz tutumlardan
birisi olan sinizm; 1990l yllarn balangc ile aratrmaclar
tarafndan incelenmeye balanmtr.
Sinizm, ilk olarak Antik Yunanda ortaya kan bir
dnce tarz ve yaam biimidir (Dean vd., 1998:342). Sinizm;
kiinin, gvensizlik, hayal krkl, phe ve olumsuz duygu
sahiplii olarak tanmlanabilir (James, 2005:7).
rgtsel sinizm; igrenin alt kurumla ilgili olarak
bilisel, duyusal ve davransal ynden sahip olduu olumsuz
bak asdr (Dean vd., 1998:345).
rgtsel sinizm, alann olumsuz dnce ve duygular
ve bunlarla ilikili davranlarnn yan sra deneyimleri sonucu,
alt rgtn drstlkten yoksun olduuna dair genel ya da
zel bir eletiri eilimi olarakta tanmlanabilir (zgener vd.,
2008:64).
rgtsel sinizmin bilisel, duyusal ve davransal
olmak zere boyutu bulunmaktadr (Brandes, 1997: 30).
Bilisel boyutta birey; rgtn drstlkten yoksun olduu
dncesini barndrr (Brandes ve Das, 2006: 237). Duyusal
boyutta birey; saygszlk, fke, sknt, utan duyma gibi
tepkilere sahiptir (Abraham, 2000:269). Davransal boyutta
birey; gelecee dair ktmser beklentiler ve alma
arkadalarn olumsuz ynde etkileyecek derecede kmseyici
davranlara sahiptir (Dean vd., 1998:346).

908

Sinizm kavram, baz aratrmaclar tarafndan


boyutlandrlmtr. Bu boyutlar, Abraham- sosyal sinizm,
Andersson-alan sinizmi, Berman-vatanda/yurtta sinizmidir.
Dean ve arkadalar ise sinizmi be boyutta ele almtr. Bu
boyutlar; kiilik sinizmi, meslek sinizmi, alan sinizmi,
toplumsal sinizm ve rgtsel sinizmdir (Erbil, 2013:16).
rgtsel sinizmi oluturan etkenler; kiisel etkenler
(ya, cinsiyet, medeni durum, eitim dzeyi, gelir dzeyi, hizmet
sresi, vb.), rgtsel etmenler (performans dkl, iten
karma, psikolojik szleme ihmali, alma artlar, rgtsel
adaletin yokluu, liderlik tarzlar, iletiim eksiklii, vb.)
eklindedir.
nceki almalar incelendiinde rgtsel sinizmin
sonular genel olarak u ekildedir;

rgtsel vatandalk dzeyinde azalma,

Tkenmilik duygusunda artma,

tatminin dmesi,

rgtsel balln azalmas,

ten ayrlma niyetinin olumas,

1.2. rgtsel Vatandalk Davrannn Tanm ve Kapsam


Son yllarda rekabetin iddetlenmesi, iletmelerin
entelektel sermayeye olan eilimini arttrmtr. Bununla
birlikte alan faktr, rekabet avantaj asndan nem
kazanmtr. Yneticiler-aratrmaclar, alanlarn iletmeler
iin daha fazla g sarf etmesinin yolunu aratrmaya balamtr.
alanlarn hibir baskya maruz kalmakszn ve
fazladan bir kazan salama niyeti olmakszn, iletmenin
amalarn benimseme ve bu amalara ulamada, ykmllkleri
dndaki ilere yardmc olmas, rgtsel vatandalk davran
olarak adlandrlmaktadr.
Bireyin samimi duygularla ve ahsi istei ile yapt
davranlardr. Bu davrann altnda dl beklentisi yer
almamaktadr. rnein, i grenin kendisinden bu ynde bir
beklenti olamamasna ramen, fazla mesai yapmas veya
ykml olmamasna ramen i arkadalarna kendi istei ile

909

yardmc olmas rgtsel vatandalk davrandr (Sezgin,


2005:320).
rgtsel vatandalk davran, dl sistemi tarafndan
direk belirtilmeyen, zorlayc olmayan, rgtn etki ve etkili
fonksiyonlarnn bir arada ilev grmesini salayan bireysel
davranlardr (etin, vd., 2003:41).
1.2.1. rgtsel Vatandalk Davrannn Boyutlar
zgecilik; alanlarn dier alanlara yardm ederek
onlarn
performansn
arttrmaya
almasdr.
Bu
yardmlamada hibir cret beklentisi bulunmamaktadr (etin,
2004:19).
Vicdanllk; alanlarnn kendilerinden beklenen
davranlarn zerinde rol davranlarnda bulunmasdr. Bu
davranlar zamannda i ba yapma, molalarn en alt seviyede
kullanma, i saatleri dnda alma yapma vb.dir (etin,
2004:20).
Nezaket Tabanl Bilgilendirme; alann, alaca
karar ya da yapaca davrantan etkilenecek olan dier
alanlar bilgilendirmesidir.
Sivil Erdem; Sivil erdem, alann rgt ierisindeki,
toplant, etkinlik vb. faaliyetlere gnll olarak katlmasdr
(Kidder ve Parks, 2001:945).
Gnlllk ve Centilmenlik;
Gnlllk, i
grenlerin, i ve rgtn kltr ile ilgili olarak pozitif bir bak
as benimsemesi bununla birlikte ortaya kan sorunlar aarak
istekli bir ekilde almalardr (Sezgin, 2005:324).
Centilmenlik ise; alanlarn i arkadalar ile ilgili olarak ortaya
kacak her trl gerginlii ve olumsuzluu gidermeye
abalamasdr (zdeveciolu, 2003:121).
1.2.2. rgtsel Vatandalk Davrann Ortaya karan
Etmenler
alanlarn rgtsel vatandalk davranlarn
sergileyebilmeleri iin baz unsurlarn var olmas gerekmektedir.
Bu unsurlar kiisel ve rgtsel olarak ikiye ayrlmaktadr.
1.2.2.1. Kiisel Faktrler

910

Olumlu Unsurlar; zellikleri olumlu alglanan


ilere sahip alanlar yaptklar iten elde ettikleri tatmin daha
fazla tatmin olacaklardr ve rgtsel vatandalk davrannda
bulunabileceklerdir (Kse vd., 2003:7).
letmeye Ballk; Bolat ve Bolatn (2008) yapt
bir aratrmaya gre alan rgte kar duyduu ballk hissi
rgtsel vatandalk davrann olumlu ynde etkilemektedir.
Ya ve Kdem; Literatrde net sonular olmamakla
birlikte ya ve kdem unsurunun rgtsel vatandalk davrann
etkiledii ynnde sonular bulunmaktadr.
1.2.2.2. rgtsel Faktrler
rgt Deerleri; rgtn deerleri ile alann
beklenti ve deerlerinin uyumlu olmas i tatminini arttrr ve
alann rgtsel vatandalk davran gstermesini salar
(Altnba, 2008:31).
in zellikleri; alann yapt iin zellikleri ve
alma artlarnn, alann yetenek ve beklentileri ile uyumas
alann rgtsel vatandalk davrannda bulunmasn
salayacaktr.
Liderin zellikleri; Liderin alanlarla olan
etkileiminin sonucunda, liderin alan zerinde brakt
olumlu etki, alann i tatmininin artmasna sebep olacak
bununla birlikte rgtsel vatandalk davrannda bulunmasn
salayacaktr.
2. ARATIRMANIN METODOLOJS
Bu blmde aratrmann amac, yntemi rneklemi,
modeli, hipotezleri vb. konular aklanacaktr.
2.1. Aratrmann Amac
Aratrmann amac; rgtsel sinizmin, rgtsel
vatandalk davran zerindeki etkisinin ynetici, ynetim
grevi olan ve olmayanlar asndan deerlendirilmesidir.
almann temel varsaym, rgtsel sinizmin rgtsel
vatandalk zerinde etki oluturduudur. Ayrca yneticiler,
ynetim grevi olanlar ve ynetim grevi olmayan alanlarn
etkilenme derecesinde farkllk olduu varsaylmaktadr.

911

2.2. Aratrmann rneklemi


Aratrmann rneklemini Kahramanmara linde
faaliyet
gsteren
tekstil
iletmesindeki
alanlar
oluturmaktadr. Verilerin toplanmasnda, anket yntemi
kullanlmtr. Yaplan 309 anketten 41 tanesi uygun ekilde
doldurulmad iin analize dahil edilmemitir. Analize dahil
edilmeyen, 41 anketten 36 tanesi hibir ynetim grevi olmayan
iiler tarafndan doldurulan anketlerdir. Kullanlr durumdaki
268 anket aratrma kapsamna dahil edilmitir.
2.3. Aratrmann Modeli

Sinizm

Genel Sinizm
Bilisel Boyut
Duyusal Boyut
Davransal Boyut
Grev

Yneticiler
Ynetim Grevi Olanlar
Ynetim Grevi Olmayanlar

rgtsel Vatandalk
Davran

zgecilik
Vicdanllk
Nezaket
Sivil Erdem
Centilmenlik

2.4. Aratrmann Hipotezleri


Aratrmann hipotezleri u ekilde belirlenmitir;
H1: rgtsel sinizmin alt boyutu ile rgtsel vatandalk
alt boyutlar arasnda bir iliki vardr.

912

H2: Ynetim grevinin olmas ya da olmamas rgtsel


sinizmin alt boyutlar zerinde farlla sebep olmaktadr.
H3: Ynetim grevinin olmas ya da olmamas rgtsel
vatandalk davrann alt boyutlar zerinde farlla sebep
olmaktadr.
2.5. Aratrmann Yntemi
Aratrmada Brandes (1997) tarafndan oluturulan
rgtsel sinizm lei ve Podsakoff, vd. tarafndan oluturulan
rgtsel vatandalk davran lei kullanlmtr. Genel sinizm
dzeyini belirlemek iin Wrightsman (1992)nn oluturduu
genel sinizm lei kullanlmtr. Elde edilen veriler SPSS
21Paket Program ile analiz edilmitir. Aratrma kapsamnda tek
ynl ANOVA, korelasyon, faktr analizleri yaplmtr.
3. ARATIRMAYA LKN BULGULAR
Aratrma kapsamnda yaplan analizler ile bir dizi
sonulara ulalmtr. Bu sonular aada verilmektedir.
3.1. rgtsel ve Genel Sinizmin Alt leklerinin Gvenilirlik
Deerleri
Aratrmada kullanlan rgtsel sinizmin ve genel
sinizmin alt leklerinin gvenilirlik analizleri, Cronbach Alpha
katsaylarn hesaplanmas ile yaplm ve aada sunulmutur.
rgtsel ve genel sinizmin alt leklerinin gvenilirlik
deerlerini gsteren Tablo 1den de grlecei gibi ilgili tm
deerlerin kabul edilebilir olduu tespit edilmitir.Uygulanan
Faktr Analizi sonucunda genel sinizmin KMO deerinin kabul
edilir dzeyde (,790) olduu grlmtr. Aklanan toplam
varyas %46 olarak tespit edilmitir. Barlett testi sonucunda genel
sinizmin sig. deerinin ,000 dzeyinde olduu grlmtr.
rgtsel sinizmin KMO deeri de kabul edilebilir (,728) dzeyde
tespit edilmitir. Bununla birlikte rgtsel sinizme ait Barlett testi
sig. deerinin ,000 dzeyinde olduu tespit edilmitir. Aklanan
toplam varyansn ise %58.7 olduu grlmtr.
Tablo 1: rgtsel ve Genel Sinizmin Alt leklerinin
Gvenilirlik Deerleri

913

lekler

Alpha Deeri

Genel Sinizm

,776

rgtsel Sinizm (Bilisel Boyut)

,794

rgtsel Sinizm (Duyusal Boyut)

,735

rgtsel Sinizm (Davransal


Boyut)

,867

Boyutlarn
ortalama
ve
standart
sapmalar
incelendiinde genel sinizm, ortalama; 3.2951, standart sapma
ise, ,74864 olarak tespit edilmitir. rgtsel sinizmin alt
boyutlar ise, bilisel boyut; 2,8988 (ortalama), 1,04590 (standart
sapma), duyusal boyut; 3,0301(ortalama), 1,18413 (standart
sapma), davransal boyut; 3,0714 (ortalama), 1,30147 (standart
sapma), deerlerine sahiptir. Ortalamalar incelendiinde bilisel
dzeyin dk olduu grlmektedir. Dier boyutlarda ise
(davransal ve duyusal boyut) katlmclarn kararsz dzeyde
olduklar grlmektedir. Genel sinizm algsnn, 3 orta
noktasnn zerinde olduu tespit edilmitir. Bu veriden
hareketle alanlarn sosyal hayatlar ile ilgili olan genel sinizm
dzeylerinin rgtsel sinizm boyutlarnn dzeylerinden daha
yksek olduu sylenebilir.
3.2. rgtsel Vatandalk ve Alt leklerinin Gvenilirlik
Deerleri
Aratrmada kullanlan rgtsel vatandalk ve alt
leklerinin gvenilirlik analizleri, Cronbach Alpha katsaylarn
hesaplanmas ile yaplmtr. Aada bu analize ait sonular
verilmektedir. Tablo 2de rgtsel vatandala ait gvenilirlik
deerleri incelendiinde deerlerin kabul edilebilir olduu
sylenebilir. rgtsel vatandalk davranna uygulanan Faktr
Analizinin sonucunda KMO deeri ,841 dzeyinde olduu tespit
edilirken, Barlett testinin ise ,000 dzeyinde olduu grlmtr.
Aklanan toplam varyans ise %55.7dir.
Tablo 2: rgtsel Vatandalk ve Alt leklerinin Gvenilirlik
Deerleri

914

lekler

Alpha Deeri

Nezaket Boyutu

,740

zgecilik

,757

Sivil Erdem

,643

Centilmenlik

,734

Vicdanllk

,779

Boyutlarn
ortalama
ve
standart
sapmalar
incelendiinde, zgecilik; 3,6264 (ortalama), ,96558 (standart
sapma), sivil erdem; 3,8895 (ortalama), ,83568 (standart sapma),
centilmenlik; 2,7706 (ortalama), ,94916 (standart sapma),
vicdanllk; 3,6413(ortalama), ,92745 (standart sapma), nezaket;
3,6737 (ortalama), ,93786 (standart sapma) deerlerine sahiptir.
Ortalamalar incelendiinde ise centilmenlik boyutu dnda kalan
dier boyutlarn ortalamalarnn 3 orta noktasnn zerinde
olduu grlmektedir. alanlarn rgtsel vatandalk
davran gsterme eiliminde olduklarn sylenebilir.
Centilmenlik boyutunda ise 3 orta noktasnn altnda bir deer
elde edilmitir. Centilmenlik boyutundaki ortalama deerin 3
orta noktasnn altnda kmasnn sebebi boyutun olumsuz
davranlar belirten sorulardan olumasndan kaynakland
sylenebilir. Bu bilgilerden hareket edilecek olursa alanlarn
btn boyutlarda rgtsel vatandalk davran sergileme
niyetine sahip olduklar sylenebilir.
3.3. rgtsel Sinizm ve rgtsel Vatandalk Davran
Arasndaki likiler
Korelasyon analizi sonular incelendiinde; genel
sinizm ile rgtsel vatandalk davrannn sivil erdem
boyutunun arasnda orta seviyeye yakn derecede pozitif ve
anlaml bir iliki olduu grlmektedir. Genel sinizm ve
centilmenlik boyutu arasnda dk derecede pozitif ve anlaml
bir iliki tespit edilmitir. Genel sinizm ile vicdanllk boyutu
arasnda dk derecede pozitif ve anlaml bir iliki tespit
edilmitir. Genel sinizm ile nezaket boyutu arasnda orta
seviyeye yakn dk derecede anlaml ve pozitif ynl bir iliki
tespit edilmitir. Bilisel boyut ile centilmenlik boyutu arasnda

915

orta dzeyde, pozitif ve anlaml bir iliki tespit edilmitir. Bilisel


boyut ile vicdanllk boyutu arasnda ok dk dzeyde, pozitif
ve anlaml bir iliki bulunmaktadr. Duyusal boyut ile sivil
erdem boyutu arasnda ok dk dzeyde, negatif ve anlaml bir
iliki tespit edilmitir. Tablo 3te de grld gibi rgtsel
vatandalk davrannn zgecilik ve nezaket boyutlar ile
rgtsel sinizmin hibir boyutu arasnda anlaml bir iliki
kmamtr. Genel olarak rgtsel vatandalk davran ile
rgtsel sinizm arasnda anlaml ilikiler bulunmasyla H1
hipotezi kabul edilmitir.

Genel
Sinizm

Bilisel
Boyut

Pearson
Correlatio
n Sig. (2tailed)
Pearson
Correlatio
n

,510** ,065

,000 ,314
1

Sig. (2tailed)
Pearson ,144*
Correlatio
n
Duyusal
Boyut
Sig. (2- ,023
tailed)

-,041

,522

Nezaket

Vicdanllk

Centilmenlik

Sivil Erdem

zgecilik

Davransal Boyut

Duyusal Boyut

Bilisel Boyut

Tablo 3: Korelasyon Analizi Sonular

,487** ,382** ,348** ,451**

,000 ,000 ,000 ,000

,144* ,139*

,522

,079 ,533** ,173** ,117

,023 ,028

244

,220 ,000 ,008 ,070

,213**

-,049

-,136* -,012 -,051 -,111

,000

,433

,030 ,851 ,419 ,075

,055

,026 ,004 ,048 ,002

Pearson ,139* ,213**


Davransa
Correlatio
l Boyut
n

916

Sig. (2tailed)

,028 ,000

,375

,676 ,953 ,444 ,975

*. Correlation is significant at the 0.05 level (2-tailed).


**. Correlation is significant at the 0.01 level (2-tailed).

3.4. Katlmclarn Demografik zelliklerine likin Bulgular


Aratrmann bu blmnde katlmclarn demografik
zelliklerine ilikin frekans dalmlar yer almaktadr.
Tablo 4: Katlmclarn Demografik zellikleri
Unsur

Ya

Cinsiyet
Medeni Durum

Eitim Durumu

Kanc Yeri

Kurumda alma
Sresi

Toplam Tecrbe

Departman

20 ve alt
20-24
25-29
30-34
35-39
40 ve zeri
Erkek
Kadn
Bekar
Evli
Dul
lkretim
Lise
nlisans
Lisans
Yksek Lisans/Doktora
1.
2.
3.
4.
5.
1 yldan az
1-5 yl aras
6-10 yl
11-15 yl
16-20 yl
20 yldan fazla
1 yldan az
1-5 yl aras
6-10 yl
11-15 yl
16-20 yl
20 yldan fazla
Ynetim Grevi
Olmayan

917

Kii
60
37
74
37
42
18
207
61
95
149
24
75
129
33
19
11
69
89
52
26
32
47
119
51
20
28
3
36
87
67
42
23
13

%
22,4
13,8
27,6
13,8
15,7
6,7
77,2
22,8
35,4
55,6
9,0
28,0
48,1
12,3
7,1
4,1
25,7
33,2
19,4
9,7
11,9
17,5
44,4
19,0
7,5
10,4
1,1
13,4
32,5
25,0
15,7
8,6
4,9

100

37,3

Ynetim
Ynetim Grevi Olan

91
77

34,0
28,7

Tablo incelendiinde alanlarn yaklak olarak %


64 29 ya altndaki bireylerden olumaktadr. Yine tablodan
hareketle 30-40 ya arasndaki alanlar yaklak olarak
%30luk ksm kapsamaktadr. 40 ya zeri alanlar ise
yaklak olarak %7lik bir ksm oluturmaktadr. alanlarn
ya ortalamasn lke ortalamas ile paralel yapda olduu
gzlenmektedir. Ayrca aratrmann yapld iletmelerde ya
bakmndan gen saylacak bir nfus ortalamasnn olduunu
sylemek mmkndr.
Aratrmaya dahil olan alanlarn cinsiyetleri
incelendiinde, katlmclarn yaklak olarak % 72sini erkekler,
geri kalan ksmn ise kadnlarn oluturduu grlmektedir.
Kadnlarn alma hayatnda yer almas gerektii dnlen
tekstil sektrnde az sayda kadnn alann olmas,
beklentilerin dnda bir durumdur. Bu orann dk olma sebebi
iletme yneticileri ve ehrin sosyo-kltrel yapsnda kadn
alanlara kar olumsuz bak as olabilmektedir.
alanlarn medeni durumu incelendiinde, yardan
ounun (%55,6) evli olduu grlmektedir. ok az sayda
evlenip ayrlm (%9) ve nemli oranda bekar alan (%35,4)
bulunmaktadr.
alanlarn byk bir ksmnn eitim dzeyinin lise
(%48,1) ve ilkretim (%28) olduu grlmektedir. niversite
dzeyinde eitim alan alanlarn oran ise dk olduu
grlmektedir.
alanlarn, yaklak olarak %59u 1. veya 2. i yerinde
almaktadr. alanlarn %41ine yakn bir ksm ise 3. ve daha
farkl sayda i yerinde almtr.
alanlarn kdem sresi incelendiinde, %17,5lik
ksmn 1 yldan az bir sredir ilgili kurumda alyor olduklar
tespit edilmitir. Katlmclarn %44,4 ise 1-5 yl arasnda
alma sresine sahip olduklarn belirmitir. 6 yldan fazla
alanlarn oran ise yaklak %38 olarak grlmektedir.
Toplam tecrbe profilleri incelendiinde katlmclarn
%13,4 1yldan az tecrbeye sahiptir. 1-5 yl arasnda tecrbeye

918

sahip olanlarn oran ise %32,5 olarak belirlenmitir. Toplam


tecrbesi 6-10 yl arasnda olan alanlarn oran ise %25 olarak
belirlenmitir. Toplam tecrbesi 11yl ve fazlas olanlarn oran
ise yaklak olarak % 27dir.
alanlarn alt departmanlar ve stlendikleri
alma fonksiyonlarna gre 3 gruba ayrlmalar uygun
grlmtr. letmede idari kadroda yer alan birimleri
ynetenler ve iletme ynetiminde yer alanlar ynetim ad
altnda toplanmtr. letme ierisinde yer alan ve hibir ynetim
grevi olmayan alanlar ve vasfsz iiler ynetim grevi
olmayanlar
olarak gruplandrlmtr.
Ynetici olarak
almayan ancak iletme ierisinde dar alanda idari
sorumluluklar olan ustalar, takm sorumlular vb. alanlar ise
ynetim grevi olan alanlar olarak gruplandrlmtr.
Ynetim grevi olanlarn oran %287, ynetici olanlarn oran
%34, ynetim pozisyonuna sahip olmayanlarn oran ise %37,3
olarak belirlenmitir.
Tablo 5: Anova Testi Sonular
Boyut
Centilmenlik ve
Gnlllk
Genel Sinizm
zgecilik
Sivil Erdem
Vicdanllk
Nezaket
Bilisel Boyut
zgecilik
Centilmenlik ve
Gnlllk
Vicdanllk
Genel Sinizm
Bilisel Boyut
Centilmenlik ve
Gnlllk
Vicdanllk
Nezaket

Duyusal Boyut

Unsur

Sig.

Cinsiyet

,013

Ya

Medeni Durum

,005
,000
,000
,000
,000
,012
,000
,033
,001
,001
,009

Eitim Durumu

,001
,006
,030

Kanc Yeri

919

,045

zgecilik

,000

Sivil Erdem

,031

Vicdanllk

,000

Nezaket

,006

Genel Sinizm

,003

Bilisel Boyut

,014

zgecilik

Ka Yldr Bu Kurumda
alyorsunuz

,000

Sivil Erdem

,025

Vicdanllk

,000

Genel Sinizm

,000

zgecilik

,000

Sivil Erdem

Toplam Deneyim

,000

Centilmenlik ve
Gnlllk

,001

Nezaket

,001

zgecilik

,000

Vicdanllk

Departman

Nezaket

,001
,000

Tablo 5e gre alanlar kadn ya da erkek olmas


centilmenlik ve gnlllk boyutun zerinde anlaml bir farkllk
olumasna sebep olmaktadr.
Centilmenlik boyutu ,013
seviyesindedir.
sinizm,

Yaplan anova testi sonucunda ya unsurunun genel


zgecilik, sivil erdem, vicdanllk ve nezaket

920

boyutlarnda p<0,05 dzeyinde anlaml bir farklla neden


olduu grlmektedir. Genel sinizm boyutunun ,005 dzeyinde,
zgecilik, sivil erdem, vicdanllk ve nezaket boyutlarnn ise
,000 seviyesinde olduu tespit edilmitir.
Medeni durum unsurunun bilisel boyut, zgecilik,
centilmenlik, vicdanllk boyutlarnda p<0,05 dzeyinde anlaml
bir farklla neden olduu tespit edilmitir. Bilisel boyut; ,012,
zgecilik; ,000, centilmenlik; ,033, vicdanllk; ,001,
dzeyindedir.
Eitim durumunun; genel sinizm, bilisel boyut, sivil
erdem, centilmenlik, vicdanllk boyutlarnda p<0,05 dzeyinde
anlaml bir farklla neden olduu tespit edilmitir. Tabloda
genel sinizm ve centilmenlik boyutu; ,001, bilisel boyut; ,018,
sivil erdem; ,044, vicdanllk; ,006 dzeyindedir.
Daha nce allan i yeri ve duyusal boyut, zgecilik,
sivil erdem, vicdanllk, nezaket boyutlar arasnda p<0,05
dzeyinde anlaml bir farkllk olduu tespit edilmitir. Duyusal
boyut; ,045, zgecilik ve vicdanllk boyutu; ,000, sivil erdem;
,031 ve nezaket boyut; ,006 dzeyindedir.
Yaplan tek ynl anova testi sonucunda ilgili kurumda
alma sresinin genel sinizm, bilisel boyut, zgecilik, sivil
erdem, vicdanllk boyutlarnda p<0,05 dzeyinde anlaml bir
farklla sebep olduu gzlenmitir. Genel sinizm; ,003, bilisel
boyut; ,014, davransal boyut; ,021, zgecilik ve vicdanllk;
,000 ve sivil erdem; ,025 dzeyindedir.
Toplam tecrbenin sinizm ve rgtsel vatandalk
davran algsnda meydana getirdii farkllklar incelendiinde,
tecrbe unsurunun; genel sinizm, zgecilik, sivil erdem,
centilmenlik ve nezaket boyutlarnda p<0,05 dzeyinde anlaml
farkllklara yol at tespit edilmitir.
Yine ayn ekilde yneticilik unvanna sahip olup
olamamann sinizm ve rgtsel vatandalk zerinde meydana
getirdii farkllklar incelendiinde ynetim gcne sahip olupolmama unsurunun; zgecilik, vicdanllk ve nezaket
boyutlarnda p<0,05 dzeyinde anlaml farkllklar bulunmutur.
Tablo 6: Ya Unsuru ve Tukey Testi Sonular
Ka Yandasnz

Ka
Yandasnz

921

Ortalama
Fark

Sig.

Genel
Sinizm
zgecilik

20 Alt
20 ve Alt

35-39

-,52672*

,008

20-24

,000

25-29
30-34
35-39
40 ve zeri
Sivil Erdem

20 ve Alt

Vicdanllk

20 ve Alt

20-24
25-29
30-34
35-39
40 ve zeri
20-24
25-29
30-34
35-39
40 ve zeri

Nezaket

25-29
30-34
35-39

20 ve Alt

-,77436
1,06331*
1,25240*
1,18210*
1,24311*
-,53905*
-,56621*
-,71552*
-,54885*
-,99677*
-,65725*
-,81684*
-,97588*
-,89254*
1,03421*
-,74246*
-,67648*
-,78859*

,000
,000
,000
,000
,023
,001
,000
,010
,000
,007
,000
,000
,000
,001
,000
,006
,000

Tablo 5te tek ynl anova testi sonucunda ya


faktrnn genel sinizm ve rgtsel vatandalk davrannn,
zgecilik, sivil erdem, vicdanllk ve nezaket alt boyutlarnda
farkllk yaratt sonucuna ulalmtr. Tablo 6da ise bu
farkllklarn kayna tespit edilmektedir. 35-39 ya grubunun
genel sinizm dzeyi ykselirken, 20 ve alt ya grubunun genel
sinizm seviyesi dmektedir. Yan gruplarn genel sinizm
dzeyleri ters ynl bir eilimdedir.
zgecilik boyutundaki farklln kaynakland
noktaya bakldnda bu farklla 20 ya altnda olan alanlarn
verdii cevaplarn dier ya gruplarndan ortalama olarak dk
olmasdr. 20 ve alt ya grubu ile dier ya gruplar
incelendiinde aradaki farkn ters orantl olduu grlmektedir.
Yani 20 ve alt ya grubu ile dier ya gruplarnn zgecilik
davran arasnda ters ynl bir farkllama vardr. Ya
ortalamas bydke zgecilik davran gsterme ihtimali
ykselmektedir.

922

Tukey testi sonucunda elde edilen tabloda sivil erdem


boyutundaki farklln sebebi 20 ve alt ya grubu ile dier ya
gruplar arasndaki alanlarn verdii cevaplar arasnda ters
ynl bir farkllama tespit edilmitir. alanlarn ya ortalamas
arttka sivil erdem davran gsterme ynnde bir eilim
gsterme ihtimali yksektir.
Ya unsurunun vicdanllk boyutunda meydana getirdii
farklln yine 20 ve alt ya grubunun dier ya gruplarndan
farkl olarak verdii cevaplardan kaynaklanmaktadr.
alanlarn yalar bydke vicdanllk davran gsterme
eilimi artmaktadr. 20 ve alt ya grubu ile dier ya gruplar
arasnda ters ynl bir farkllama bulunmutur.
Nezaket boyutundaki farklln kayna aratrldnda
farkllk 20 ve alt ya grubunun 25-29, 30-34 ve 35-39 ya
aralndaki gruplardan kaynaklanmaktadr. 20 ve alt ya
grubundaki alanlar ile sz konusu dier gruplar arsnda ters
ynde bir farkllama tespit edilmitir. alanlarn ya
ortalamas bydke nezaket davrannda bulunma ihtimali
ykselmektedir.
Tablo 7: Medeni Durum Unsuru ve Tukey Testi Sonular
Boyut

Medeni Durum

Medeni Durum

Ortalama
Fark

Sig.

Bilisel
Boyut

Bekar

Dul

-,70320*

,011

Bekar

Evli
Dul

-,55397
-,59043*

,000
,017

Evli

Dul

-,54092*

,038

Bekar

Evli

-,46547*

,001

zgecilik
Centilmenlik
ve
Gnlllk
Vicdanllk

Tek ynl anova testi sonucunda; bekar, evli yada dul


olmann boyutlar zerinde farkllk yaratt tespit edilmitir. bu
farklln hangi noktadan kaynaklandn tespit edebilmek iin
Tukey testi yaplmtr.
Medeni durum rgtsel sinizmin bilisel boyutunda
farklla sebep olmaktadr. Bu farklln kayna bekar ve dul
alanlarn verdii cevaplardr. Bekar alanlar ile dul
alanlarn bilisel boyutlarnda ters ynde bir farkllama tespit
edilmitir. Bekar alanlarn bilisel boyutlar dkken dul
alanlarnki yksek olarak grlmtr.

923

Medeni durumun rgtsel vatandalk davrannn


zgecilik boyutunda farkllklara sebep olduu tespit edilmitir.
Bu farklln kayna bekar alanlarla evli ve dul alanlarn
davranlarndan kaynaklanmaktadr. Bekar alanlar ile evli ve
dul alanlarn zgecilik davran arasnda ters ynde bir
farkllama vardr. Evli ve dul alanlarn zgecilik davrannda
bulunma ihtimali daha yksek olarak grlmtr.
Centilmenlik boyutu incelendiinde evli ve dul olan
alanlar arasnda, ters ynl bir farkllama tespit edilmitir.
Evli olanlar daha centilmence davranacaklarn belirtirken dul
olanlar ise aksi ynde gr belirtmitir.
Tukey testi sonucunda bekar ve evli alanlarn
vicdanllk boyutunda farkllklar tespit edilmitir. Bekar
alanlarn vicdanllk seviyesi daha dkken evli olan
alanlarn daha yksek olduu grlmtr. Yani bekar ve evli
olan alanlarn vicdanllk boyutu arasnda ters ynl bir
farkllama vardr.
Tablo 8: Eitim Durumu Deikeni ve Tukey Testi Sonular
Boyut
Genel
Sinizm
Bilisel
Boyut

Eitim Durumu
lkretim
lkretim
lkretim

Centilmenlik
ve
Gnlllk

Lise
nlisans

Vicdanllk
Nezaket

lkretim
Lise
lkretim
Lise

Eitim Durumu
Lise
nlisans
Lise
nlisans
Yksek
Lisans/Doktora
Lisans
Yksek
Lisans/Doktora
Yksek
Lisans/Doktora
nlisans
Lisans
Lisans
nlisans
nlisans

Ortalama
Fark
-,44689*
-,48960*
-,43697*
-,64516*

,001
,018
,044
,033

,80417*

,043

,70143

Sig.

,018

1,06875*

,001

,97083*

,018

,045
,009
,049
,028
,034

-,54090
-,77980*
-,61698*
-,59715*
-,54869*

Tek ynl anova testi sonucunda eitim seviyesinin


genel sinizm, rgtsel sinizmin bilisel boyutu ve rgtsel
vatandalk davrannn centilmenlik ve gnlllk, vicdanllk,
nezaket boyutlarnda farkllklara sebep olduu tespit edilmi ve
Tukey testi sonucunda bu farkllklarn hangi unsurlardan
kaynakland tespit edilmitir.

924

Genel sinizm boyutunda ilkretim ve lise- nlisans


eitim seviyesine sahip alanlarda farkllama grlmtr.
Farkllama ters ynldr. Yani ilkretim seviyesine sahip
alanlarn genel sinizm seviyesi dkken lise ve nlisans
seviyesinde eitim alan alanlarn genel sinizm seviyeleri
yksektir.
rgtsel sinizmin bilisel boyutunda ilkretim ve lise
ilkretim ve nlisans seviyesinde ters ynl bir farkllama
mevcuttur. lkretim seviyesine eitime sahip olan alanlarn
bilisel boyutu dk iken eitim seviyesi lise ve nlisans
seviyesine ykseldike bilisel boyutun da seviyesi
ykselmektedir.
Eitim seviyesinin centilmenlik ve gnlllk
boyutunda farkllamaya sebep olduu grlmektedir. Yani
ortalamalar baz alndnda lisans eitim seviyesine sahip
alanlar gz ard edersek lisans st eitim seviyesine sahip
alanlarn centilmenlik ve gnlllk davrannda bulunma
olaslklar dier tm eitim seviyesindeki gruplara gre daha
yksektir.
Vicdanllk
boyutundaki
farkllklarn
sebebi
incelendiinde, ilkretim seviyesindeki alanlar ile nlisans
ve lisans seviyesinde eitime sahip olan alanlar arasnda/ lise
ve nlisans seviyesinde eitime sahip olan alanlar arasnda
vicdanllk boyutunda bir ters ynl bir farkllama
grlmektedir. Lisans seviyesine kadar olan eitim gruplar
incelendiinde dk eitim seviyesine sahip alanlarn dk
dzeyde vicdanllk davran gsterdii, alanlarn eitim
seviyesi ykseldike vicdanllk davrannda bulunma
ihtimallerinin ykseldii tespit edilmitir.
Tukey testi sonucunda eitim seviyesinin nezaket
boyutunda farkllamalara sebep olduu tespit edilmitir. bu
farkllama, ilkretim ve nlisans/ lise ve nlisans seviyesinde
eitime sahip olan alanlardan kaynaklanmaktadr.
Karlatrlan gruplar arasndaki farkllama ters ynldr.
nlisans seviyesine kadar olan eitim gruplar incelendiinde
ilkretim seviyesinde eitime sahip olan alanlarn nlisans
seviyesinde eitime sahip olan alanlardan daha az nezaket
davrannda bulunma eiliminde olduklar grlmtr. Yine
ayn ekilde lise dzeyinde eitim seviyesine sahip olan

925

alanlarn nlisans seviyesinde eitime sahip olanlardan


nezaket davrannda bulunma ihtimali daha dktr.
Tablo 9: allan Yeri Says ve Tukey Testi Sonular
Boyut

Kanc Yeri

Kanc Yeri

Ortalama
Fark

Sig.

Duyusal
Boyut

1.

5.

-,92861*

,027

2.
3.
4.
5.
2.
2.
3.
4.
2.
3.
4.

,000
,000
,021
,006
,032
,000
,011
,000
,015
,040
,036

zgecilik

1.

Sivil Erdem

1.

Vicdanllk

1.

Nezaket

1.

-,73112
-,74806*
-,64710*
-,69838*
-,39408*
-,68582*
-,54007*
-,86934*
-,47549*
-,48667*
-,60897*

Tek ynl anova testi sonucunda allan i yeri


saysnn rgtsel sinizmin duyusal boyutu ve rgtsel
vatandalk davrannn zgecilik, sivil erdem, vicdanllk ve
nezaket boyutlarnda farkllamalara sebep olduu tespit
edilmitir. Tukey testi sonucunda ise bu farkllklarn hangi alt
unsurlardan kaynakland tespit edilmitir.
1. ve 5. i yerinde alanlarn duyusal boyutlar
arasnda ters ynl bir farkllama tespit edilmitir.
Farkllamann ters ynl olduu grlmektedir. 5. i yerinde
alanlarn duyusal boyutunun 1. i yerinde alanlara gre
daha yksek olduu tespit edilmitir.
1. i yerinde alanlar ile 2., 3., 4. ve 5. i yerinde
alanlarn zgecilik davranlar arasnda ters ynde bir iliki
mevcuttur. 1. i yerinde alanlarn zgecilik davrannda
bulunma niyetleri dk seviyedeyken, dier alanlarn yksek
seviyededir.
Sivil erdem boyunda 1. ve 2. i yerinde alanlarn
davranlarnda anlaml bir farkllama mevcuttur. Aralarndaki
farkllama ters yndedir. 1. i yerinde alanlarn sivil erdem
davrannda bulunma eilimleri dk, 2. i yerinde alanlarn
ise daha dksek olduu tespit edilmitir.

926

Vicdanllk boyutundaki farkllama ise ilk defa bir i


yerinde alanlarla ile 2., 3. ve 4. i yerinde alanlar
arasndadr. Aradaki farkllama ters yndedir. lk defa bir i
yerinde alanlarn vicdanllk davrannda bulunma eilimi
dk iken, 2., 3. ve 4. farkl i yerinde alanlarn eilimi daha
yksek olarak grlmtr.
allan i yeri saysnn nezaket boyutundaki
oluturduu anlaml farkllama ilk kez bir i yerinde alanlar
ile 2., 3. ve 4. farkl i yerinde alanlar arasndaki davran
eiliminden kaynaklanmaktadr. Farkllama ters ynldr. lk
kez alanlarn nezaket davrannda bulunma eilimi dkken
dier alanlarn eilimi daha yksek olarak tespit edilmitir.
Tablo 10: Kurumda alma Sresi ve Tukey Testi Sonular
Boyut
Genel
Sinizm
Bilisel
Boyut

Kurumda
alma Sresi
1 Yldan Az
1 Yldan Az

zgecilik

1 Yldan Az

Sivil Erdem

1 Yldan Az

Vicdanllk

1 Yldan Az

Kurumda
alma Sresi
11-15 Yl
16-20 Yl

Ortalama
Fark
-,69190*
-,61861*

,013
,012

16-20 Yl

-,78829*

,024

,000
,000
,002
,000
,020
,007
,001
,002
,005

1-5 Yl Aras
6-10 Yl
11-15 Yl
16-20 Yl
1-5 Yl Aras
1-5 Yl Aras
6-10 Yl
11-15 Yl
16-20 Yl

-,80716
-,92444*
-,93194*
-,94630*
-,46438*
-,56088*
-,73562*
-,95076*
-,77516*

Sig.

Tek ynl anova testi sonucunda ilgili kurumda alma


sresinin; genel sinizm, rgtsel sinizmin bilisel boyutu ile
rgtsel vatandalk boyutunun zgecilik, sivil erdem ve
vicdanllk boyutlar zerinde anlaml bir farkllk oluturduu
tespit edilmitir. Tukey testi sonucunda ise bu farkllklar
kaynaklar tespit edilmeye almtr.
Genel sinizm boyutundaki farklln kayna 1yldan az
sredir alanlar ile 11-15 ve 16-20 yl arasnda alanlar olarak
tespit edilmitir. bu kdem gruplarnda genel sinizm boyutundaki
farkllama ters ynldr. 1 yldan az sredir bu kurumda
alanlarn genel sinizm seviyeleri dkken, 11 ve 20 yl
arasnda bu i yerinde alm olan personellerin genel sinizm
seviyeleri yksektir.

927

Bilisel boyuttaki farkllama 1 yldan az sredir


alanlarla 16-20 yl arasnda kdeme sahip olan alanlar
arasndadr. Gruplar arasndaki farkllama ters ynldr. 1
yldan az kdeme sahip olan alanlarn bilisel boyut seviyeleri
dkken 16-20 yl arasnda kdeme sahip olan alanlarn
bilisel boyut seviyeleri yksektir.
Kdemin
zgecilik
boyutunda
oluturduu
farkllamann; 1yldan az sredir alanlarla 1- 20 yl arasnda
alanlardan kaynaklad tespit edilmitir. Farkllama ters
ynldr. 1 yldan kdeme sahip olanlarn zgecilik davrannda
bulunma eilimi dkken, 1-20 yl arasnda alanlarn daha
yksektir.
Sivil erdem boyutundaki farkllama 1 yldan az ve 1-5
yl arasnda kdeme sahip olan gruplardan kaynaklanmaktadr ve
aralarnda ters ynde bir farkllama tespit edilmitir. 1 yldan az
sredir alanlarn 1-5 yl arasnda kdeme sahip olanlardan daha
az seviyede sivil erdem davrannda bulunma eilimindendir.
Vicdanllk boyutundaki farkllama ise, 1 yldan az
sredir alanlarla, 1-5, 6-10, 11-15 ve 16-20 yl ararndaki
srelerde alanlardan kaynaklanmaktadr. Kdem gruplar
arasnda ters ynl bir iliki vardr. 1 yln altnda kdeme sahip
alanlarn vicdanllk davran gsterme eilimi dkken
kdem sresi 1 ile 20 yl arasnda deien alanlarn vicdanllk
davran gsterme eilimi yksektir.
Tablo 11: Toplam Tecrbe ve Tukey Testi Sonular
Boyut

Toplam Tecrbe

Toplam
Tecrbe

Ortalama
Fark

Sig.

Genel
Sinizm

1 Yldan Az

11-15 Yl

-,53526*

,022

,001
,000

1-5 Yl Aras

11-15 Yl
6-10 Yl
11-15 Yl
11-15 Yl

-,73430
-,97058*
1,30000*
-,56570*
-,66387*
-,87288*
-,50356*

Centilmenlik
ve
Gnlllk

6-10 Yl

11-15 Yl

,58636*

,021

Nezaket

1 Yldan Az

6-10 Yl
11-15 Yl

-,67172*
-,87432*

,006
,001

zgecilik

1 Yldan Az

11-15 Yl
1-5yl

Sivil Erdem

1-5 Yl Aras
6-10 Yl

1 Yldan Az

928

,000
,014
,002
,000
,014

Yaplan tek ynl anova testi sonucunda toplam tecrbe


ile genel sinizm, rgtsel vatandalk davrannn zgecilik, sivil
erdem, centilmenlik ve gnlllk ile nezret boyutlar arasnda
anlaml bir farkllama tespit edilmitir.
Yaplan Tukey testi sonuncunda genel sinizm
boyutundaki farkllamann kayna; 1yldan az sre tecrbeye
sahip olanlar ile 11-15 yl arasnda tecrbeye sahip olanlardr.
1yldan az sre tecrbeye sahip olanlar ile 11-15 yl aras
tecrbeye sahip olanlar arasndaki farkllama ters yndedir.
Toplam tecrbesi 1 yldan az olan alanlarn genel sinizm
dzeyleri dk iken 11-15 yl arasnda tecrbeye sahip olan
alanlarn genel sinizm seviyeleri daha yksektir.
zgecilik
boyutundaki
farklln
sebebi
incelendiinde; farkllk 1 yldan az sredir alanlar ile 1-5/610/11-15
yl
aralnda
alan
personellerden
kaynaklanmaktadr. Gruplar arasndaki farkllama ters
ynldr. Toplam tecrbesi 1 yldan az olan alanlarn
zgecilik davrannda bulunma niyeti, 1-15 yl arasnda toplam
tecrbeye sahip olanlardan daha dktr.
Sivil erdem boyutundaki farklln kayna
incelendiinde; toplam tecrbesi 1 yldan az olanlar ile 6-10/1115 yl arasnda tecrbeye sahip olan alanlarn verdii cevaplar
farklla sebep olmaktadr. Ayrca 1-5 yl ve 11-15 yl arasnda
tecrbeye sahip olan alanlarn verdikleri cevaplar sivil erdem
boyutunda farkllklara sebep olmutur. Tecrbe gruplar
arasndaki farkllama ters ynldr. 1 yldan az tecrbeye sahip
olanlarn sivil erdem davrannda bulunma niyetlerinin 6-10/1115 yl arasnda tecrbeye sahip olan alanlardan daha dk
olduu tespit edilmitir. Ayn ekilde 11-15 yl arasnda
tecrbeye sahip olanlarn sivil erdem gsterme niyetleri yksek
iken, 1-5 yl arasnda deneyime sahip olan alanlarn daha
dktr.
Centilmenlik ve gnlllk boyutundaki farklln
sebebi incelendiinde; farkllk 6-10 ve 11-15 yl arasnda
deneyime sahip olan alanlardan kaynaklanmaktadr. Veriler
incelendiinde 6-10 yl arasnda deneyime sahip olanlarn 11-15
yl arasnda deneyime sahip olanlardan daha fazla centilmenlik
ve gnlllk davrannda bulunma eiliminde olduklar
sylenebilir.

929

Nezaket boyutundaki farkllk ise 1 yldan az sreli


tecrbeye sahip olan alanlarla 6-10/11-15 yl arasnda
tecrbeye sahip olan alanlardan kaynaklanmaktadr. Tecrbe
gruplar arasndaki farkllama ters ynldr. 6-10/11-15 yl
arasnda tecrbeye sahip olan alanlarn nezaket davrannda
bulunma eilimi 1 yldan azsreli tecrbeye sahip olanlardan
daha yksektir.
Tablo 12: Departman Deikeni ve Tukey Testi Sonular
Boyut
zgecilik

Departman

Departman

Ynetim Grevi
Olan

Ynetim Grevi
Olmayan
Ynetim Grevi
Olmayan
Ynetim Grevi
Olmayan
Ynetim Grevi
Olmayan
Ynetim Grevi
Olmayan
Ynetim Grevi
Olmayan

Ynetici
Vicdanllk

Ynetim Grevi
Olan
Ynetici

Nezaket

Ynetim Grevi
Olan
Ynetici

Ortalama
Fark

Sig.

,62232*

,000

,66063*

,000

,53812*

,000

,40922*

,015

,49876*

,001

,49852*

,002

Tek ynl anova testi sonucunda yneticiler, ynetim


grevi olanlar ve ynetim grevi olmayan kiilerin sinizm,
rgtsel sinizm ve rgtsel vatandalk davranndaki
farkllklar tespit edilmeye allmtr. Ynetici, ksmen
yneticilik grevinin varl ve yneticilik grevi ne sahip olup
olmamasnn, rgtsel vatandalk davrannn zgecilik,
vicdanllk ve nezaket boyutlarnn farkllklara sebep olduu
sonucuna ulalmtr. Bu farkllklarn hangi noktadan
kaynaklandn tespit edebilmek iin Tukey testi yaplmtr.
zgecilik boyutunda; ynetim grevi olanlarn ve
ynetici olanlarn ynetim grevi olmayanlara gre daha fazla
zgecilik davran gsterme eiliminde olduklar tespit
edilmitir.
Vicdanllk boyutunda; ynetim grevi olanlarn ve
ynetici olanlarn ynetim grevi olmayanlara gre daha fazla
vicdanllk
davran
gsterme
eiliminde
olduklar
grlmektedir.
Nezaket boyutuna dair veriler incelendiinde; ayn
ekilde ynetim grevi olanlarn ve ynetici olanlarn ynetim

930

grevi olmayanlara gre nezaket davrannda bulunmaya daha


eilimli olduklar tespit edilmitir.
Bu veriler nda Genel sinizm ve rgtsel sinizm
ynnden ise anlaml bir farklla sebep olmamaktadr. Bu
sonuca gre H2 hipotezi red edilmektedir. Ynetim grevinin
varlnn alanlarn rgtsel vatandalk davrannda
farkllklara sebep olmaktadr. Bu sonularla birlikte H3 hipotezi
kabul edilmitir.
Tablo 13: Genel Sinizm ve rgtsel Vatandalk Davran
Regresyon Analizi Sonular
Model

,584a

Model Summaryb
R Square Adjusted R Square

Std. Error of the


Estimate
,52934

,342
,339
a. Predictors: (Constant), genel sinizm
b. Dependent Variable: rgtsel vatandalk

Regresyon analizi sonucunda Anova ve Coefficients


sig. deerleri ,000 dzeyinde anlaml olarak grlmtr. Tablo
13e gre genel sinizmin rgtsel vatandalk davrann %34
dzeyinde etkiledii tespit edilmitir. alanlar rgtsel
vatandalk dzeyleri genel sinizm alglarndan dk dzeyde
etkilenmektedir.
Tablo 14: rgtsel Sinizm ve rgtsel Vatandalk Davran
Regresyon Analizi Sonular
Model

,317a

Model Summaryb
R Square Adjusted R Square
,100
,097
a. Predictors: (Constant), rgsinizm
b. Dependent Variable: rgvatandalk

Std. Error of the


Estimate
,61294

Regresyon analizi sonucunda Anova ve Coefficients


sig. deerleri ,000 dzeyinde anlaml olarak grlmtr. Tablo
14e gre rgtsel sinizmin rgtsel vatandalk davrann %10
dzeyinde etkiledii tespit edilmitir. alanlar rgtsel
vatandalk dzeyleri rgtsel sinizm alglarndan ok dk
dzeyde etkilenmektedir.
SONU

931

Genel sinizm; bireyin gvensizlik, hayal krkl,


phe, ve olumsuz duygularnn varl olarak tanmlanabilir
(James, 2005:7). rgtsel sinizm ise; alann alt iletmeye
kar gelitirmi olduu olumsuz (iletmenin drst olmadna
dair) dncelerdir (zgener vd., 2008:64). rgtsel vatandalk
davran; alann hibir bask olmakszn iletme adna olumlu
davranlar sergilemesidir.
Aratrma kapsamnda Kahramanmarata faaliyet
gsteren tekstil iletmelerinde anket uygulamas yaplmtr.
Elde edilen veriler analiz edildikten sonra elde edilen sonular
u ekildedir;
Katlmclarn ounluunu gen yataki erkeklerden
olumaktadr. Katlmclarn yarsndan fazlas evlidir. Bununla
birlikte katlmclarn ok byk bir ksm niversite eitimi
almamtr. Katlmclarn yarsndan fazlasnn ilgili
kurumlardaki kdemleri 0-5 yl aralndadr.
Ya unsuru gz nne alndnda 20 ya ve alt grubun
dier guruplara gre daha dk seviyede; i arkadalarna
yardm etme, zamannda iinin banda olma, molalarna dikkat
etme, i saatleri dnda iinin banda olma, alaca kararlar
kararlardan etkilenecek kiilere bildirme, toplant ve faaliyetlere
katlma gibi davranlarda bulunaca grlmtr.
Medeni durum deikeni ile ilgili elde edilen sonular
incelendiinde; bekarlarn rgte kar olumsuz (rgtn drst
olmadna dair) dnceye sahip olduklar grlmtr. Ayrca
bekarlarn evli ve dul olanlara gre i arkadalarna yardmc
olma konusunda daha az aktif olduklar tespit edilmitir. Evli
olanlarn iletme ve i ile ilgili kltr daha fazla benimsedikleri
ve i yerinde oluan olumsuzluklar yenmeye altklar
grlmektedir. Evli alanlarn bekar alanlara oranla i
saatinde i bana olma ve molalar daha dikkatli kullanma
konusunda daha dikkatli olduklar sonucuna ulalmtr.
Eitim unsuru ile ilgili olarak elde edilen sonular
incelendiinde; ilkretim dzeyinde eitime sahip olanlarn,
lise ve nlisans dzeyinde eitim seviyesine sahip olanlara gre
daha olumsuz bir dnce yapsna sahip olduklar grlmtr.
lkretim dzeyinde eitime sahip olanlara gre sosyal hayatta
karlatklar insanlar ve altklar i yerini drstlkten ve
gvenilirlikten uzaktr. Eitim seviyesi lisans st dzede olan

932

alanlarn iyerini kltrn benimseme ve ortaya kan


sorunlar amaya alma abas dier alanlara gre daha
yksektir.
alanlarn altklar i yeri says ile ilgili veriler
incelendiinde; 5. kez bir i yerinde alanlarn i yerinde
duyduklar utan ve i yerine kar duyduklar fke ilk kez bir i
yerinde alanlara gre daha yksektir. lk defa bir i yerinde
alan i grenler i arkadalarna yardmc olma konusunda
dier alanlara gre daha az yardmc olmaktadr. Ancak ilk
defa alanlarn i hakknda bilgilerinin dzeyinin bu sonucu
etkileyebilecei dnlmektedir. ilk kez bir i yerinde alma
deneyimine sahip olanlarn i yerinin etkinlik ve toplantlarna
katlma oranlar 2. kez bir i yerinde alyor olanlara gre daha
dktr. lk kez bir i yerinde alan alanlar zamannda i
ba yapma, molalar ksa tutma ve fazladan alma konusunda
dierlerine gre daha az aktiflerdir.
alanlarn kdem sreleri ile ilgili veriler
incelendiinde; 10 yldan fazla kdeme sahip olan alanlarn 1
yldan az kdeme sahip olanlara gre sosyal hayatlarnda
tandklar insanlara kar daha kukucu, pheci ve ktmser bir
bak asna sahip olduklar grlmektedir. Ayrca 16-20 yl
arasnda kdeme sahip olan alanlarn i yerinin drstlkten
yoksunluk ve gvenilmez olduu dncesine sahip olduklar
grlmektedir. 1 yldan az kdeme sahip alanlarn dier
alanlara nazaran; i arkadalarna yardmc olma, toplant ve
etkinliklere katlma, mola srelerini dikkatli kullanma ve
vaktinde i ba yapma konularnda daha az eilim
gstermektedirler.
Toplam tecrbe ile ilgi veriler incelendiinde; 1 yldan
az sredir alanlarn topluma kar olan gvensizlik ve
phecilik seviyesi 11-15 yl alanlara gre daha dktr.
cret beklentisi olmadan dier i arkadalarna yardm etme,
toplant ve etkinliklere katlma konusunda 1-15 yl arasnda
deneyime sahip olanlar, 1 yldan az tecrbeye sahip olanlara gre
daha aktiftir. 11-15 yl aras deneyime sahip olan alanlar ise
1-5 yl arasnda deneyime sahip olanlara gre daha ok yardm
etme ve etkinliklere katlma eilimindedirler. Ancak 1 yldan az
sre tecrbeye sahip olan alanlarn dier i arkadalarna
yardm edecek bilgi ve beceriye sahip olup olmadklar
bilinmedii iin bu konuda net bir yorum yaplmas yanl

933

olabilir. 11- 15 yl arasnda deneyime sahip olanlarn 6-10 yl


arasnda deneyime sahip olanlara gre i/i yeri kltrn
benimseme ve i yerinde ortaya kan sorunlar gidermek iin
yardmc olmaya daha eilimlidir. 6-15 yl arasnda toplam
tecrbeye sahip olanlar, alnacak kararlar kararlardan
etkilenecek kiilere bildirme eiliminde iken 1 yldan az
tecrbeye sahip olanlar ise bu konuda daha az eilim
gstermektedir.
allan departmanla ilgili veriler incelendiinde;
alan bireyin ynetici ya da ynetim grevi olan bir alanlarn
i arkadalarna hibir cret beklentisi olmadan yardmc olma,
zamannda i ba yapma, gerektiinde fazladan alma,
molalar dzenli ve ksa kullanma, alma srelerini etkin
kullanma, alaca karar karardan etkilenecek kiilere bildirme
eilimindedirler. Ynetim grevi olmayan alanlar ise bu
konularda daha dk dzeyde eilime sahiptir.
lerleyen tarihlerde yaplacak almalar iin,
aratrmann rneklemi geniletilebilir, farkl alma gruplarna
uygulanabilir ve sinizm duygusunun yksek olduu dnlen
meslek gruplar zerine aratrmalar yaplabilir. Ayrca kadn
alanlarn az sayda olduu grlmtr. Kadn alanlarn i
hayatna katlmalarn salayc uygulamalara arlk
verilmelidir. Eitim seviyesi yksek olanlarn, rgte kar
olumlu bir bak asna sahip olduu grlrken, eitim seviyesi
dk olan alanlarn olumsuz bak asna sahip olduu
grlmtr. Bu olumsuz bak asn ortadan kaldrmak iin
alanlar ile olan iletiimde daha etkin yollar tespit edilmeli ve
uygulanmaldr. Hibir ynetim grevi olmayan alanlarn
dier alma gruplarna gre daha dk dzeyde rgtsel
vatandalk davran eiliminde olduu grlmtr. Ynetim
grevi olmayan alanlarn bu eilimlerinin sebepleri
aratrlarak belirlenen sorunlarn giderilmesi alanlarn
rgtsel vatandalk davran gsterme eilimlerini arttrabilir.

934

KAYNAKA
ABRAHAM, R., (2000), Organizational Cynicism: Bases and
Consequences. Generic, Social, and General,
Psychology Monographs, 126(3): pp. 269292.
ALTINBA, B., (2008), rgtsel Ballk ve rgtsel
Vatandalk Arasndaki liki ve Bir Uygulama, Yksek
Lisans Tezi, Yldz Teknik niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits, stanbul.
BRANDES, P., DAS, D., (2006), Locating Behaviour Cynicism
at Work: Construct Issues and Performance
Implications, (Ed.) PAMELA L.P., DANIEL C. G.,
Employee Health, Coping and Methodologies, JAI
Press, New York.
BRANDES, P., (1997), Organizational Cynicism: Its Nature,
Antecedents, and Consequences, Doktora Tezi,
University of Cincinnati, Ohio.
ETN, M. ., (2004), rgtsel Vatandalk Davran, Nobel
Yayn Datm, Ankara.
ETN, M. ., YELBA, Y., AKDA, B., (2003),
retmenlerin rgtsel Vatandalk Davran,
Marmara niversitesi Atatrk Eitim Fakltesi Eitim
Bilimleri Dergisi, 17 (1): ss. 39-54.
DEAN, J. W., BRANDES, P., DHARWADKAR, R., (1998),
Organizational Cynicism, Academy of Management
Review, 23(2): pp. 341-352.
ERBL, S., (2013), Otel letmelerinde alanlarn rgtsel
Sinizm Alglarnn ten Ayrlma Niyetine Etkisi,
Yksek Lisans Tezi, Adnan Menderes niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits, Aydn.
JAMES, M. S. L., (2005), Antecedents and Consequences of
Cynicism in Organizations: An Examination of the
Potential Positive and Negative Effects on School
Systems, The Florida State University, Doktora Tezi,
Florida.

935

KIDDER, D. L., PARKS, J. M., (2001), The Good Soldier: Who


Is S(he)?, Journal of Organizational Behavior, 22(1):
pp. 939-959.
KSE, S., KARTAL, B., KAYALI, N., (2003), rgtsel
Vatandalk Davran ve Tutuma likin Faktrlerle
likisi zerine Bir Aratrma, Erciyes niversitesi
ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, 20: ss. 119.
ZDEVECOLU,
M., (2003), rgtsel Vatandalk
Davran ile niversite rencilerinin Baz
Demografik zellikleri ve Akademik Baarlar
Arasndaki likilerin Belirlenmesine Ynelik Bir
Aratrma, Erciyes niversitesi ktisadi ve dari
Bilimler Fakltesi Dergisi, 20: ss. 117-135.
ZGENER, ., T, A., KAPLAN, M., (2008), grenveren likilerinde Yeni Bir Paradigma: rgtsel
Sinizm, (Ed.) zdeveciolu, M. ve Karadal, H.,
rgtsel Davranta Seme Konular: Organizasyonlarn
Karanlk Ynleri ve Verimlilik Azaltc Davranlar,
lke Yaynevi, Ankara.
PODSAKOFF, P. M., SCOTT, B. M., ROBERT, H. M.,
RICHARD F., (1990), Transformational Leader
Behaviors and Their Effects on Followers Trust in
Leader, Saticfaction and Organizational Citizenship
Behaviors, Leadership Quarterly, 1(2): pp. 107-142.
SEZGN, F., (2005), rgtsel Vatandalk Davranlar:
Kavramsal Bir zmleme ve Okul Asndan Baz
karmlar, Gazi Eitim Fakltesi Dergisi, 25(1): ss.
317-339.
WRIGHTSMAN, L. S., (1992), Assumptions About Human
Nature Implications for Researchers and Practitioners,
Sage Publications, Newbury Park.

936

YAAMINDA ALIANLARIN DUYGUSAL


EMEKLERNN RGTSEL SNZME ETKLER:
BANKACILIK SEKTRNDE BR ARATIRMA
Dr. Memduh BEGENRBA
Dr. Ercan TURGUT
ZET
Bu aratrmada, duygusal emein rgtsel sinizme olan
etkileri aratrlmtr. Bu kapsamda, duygusal emein alt
boyutlar olan yzeysel ve derinden rol yapma ile doal
duygularn rgtsel sinizmin bilisel, duyusal ve davransal alt
boyutlarna etkileri incelenmitir. Eskiehir ve Bursada zel ve
kamu bankalarnda alan 275 katlmcdan anket yoluyla elde
edilen veriler analiz edilmitir. almada deikenler aras
ilikiler ve etkileri korelsyon ve regresyon analizleri ile ortaya
konurken, deikenlere ait leklerin dorulanmas esnasnda
yapsal eitlik modelinden istifade edilmitir. Elde edilen
bulgular neticesinde, banka alanlarnn gstermi olduklar
duygusal emeklerinin rgtsel sinizm zerinde nemli etkilere
sahip olduu grlmtr. zellikle, yzeysel rol yapan
alanlarn daha sinik tutum ve davranlar sergiledii, doal
davrananlarn ise rgtleri hakknda daha az olumsuz tutum ve
davranlar gsterdikleri tespit edilmitir. Ancak derinden rol
yapma ile rgtsel sinizm arasnda anlaml ilikilere
rastlanlmamtr. Aratrmann bulgular neticesinde, rgtsel
sinizmin azaltlmas maksadyla alanlarn doal duygu
durumlarna bal olarak davranlar sergilemelerine ynelik
alma ortamlarnn yaratlmas ve idamesi iin hizmet sektr
yneticilerine de nerilerde bulunulmutur (JEL Snflandrmas:
D23, M12).
Anahtar Kelimeler: Duygusal Emek, Yzeysel Rol
Yapma, Derinden Rol Yapma, Sinizm, rgtsel Sinizm.

Kara Harp Okulu Dekanl, mbegenirbas@kho.edu.tr


Kara Harp Okulu Dekanl, eturgut@kho.edu.tr

937

THE EFFECTS OF EMOTIONAL LABOR ON


ORGANIZATIONAL CYNICISM IN WORK LIFE: A
RESEARCH IN BANKING SECTOR
ABSTRACT
In this study, the effects of emotional labor to
organizational cynicism are examined. In this context, the effects
of sub-dimensions of emotional labor, surface acting, deep acting
and natural emotion are investigated on organizational
cynicisms cognitive (beliefs), affective (feelings) and behavioral
(behaviors) sub-dimensions. Data are obtained and analyzed
from 275 public and private bank employees working in
Eskiehir and Bursa. The relations and effects between variables
are presented by correlation and regression analyses. The validity
of scales are measured with structural equation model (AMOS
21). According to the findings, it is seen that the bank employees
emotional labors have significant effects on organizational
cyncism. Especially, it is found that the employees acting
surfacely attitude cynical behaviors but the ones behavig
naturally show a less negative attitudes and behaviors toward the
organization. But no significant relations between deep acting
and organizational cynicism are determined. Depend on findings,
some suggestions are also made to the service sector managers
aimed at reducing organizational cynicism by organizing a
working environment which the employees can have natural
emotions (JEL Classification: D23, M12).
Key Words: Emotional Labor, Surface Acting, Deep
Acting, Cyncism, Organizational Cyncism.
GR
Son yllarda rgtsel davran alannda yaplan
almalarn genellikle bireylerin ve dolaysyla rgtlerin
performans ve verimliliklerinin artrlmasna veya bunlara
olumsuz etkileri olduu dnlen faktrlerin azaltlmasna
ynelik olduu grlmektedir (Barrick vd, 2013; Parker vd,
2013). Bu kapsamda, sosyo-teknik sistem olarak yap, teknoloji
ve insan bileiminden oluan rgtlerde her ne kadar makineler
kullanlsa da, makineleri harekete geiren, rgtn devamlln
salayan bilginin kayna insandr. Bu anlamda rgtte

938

alanlarn duygu durumlar ve buna bal olarak gsterecekleri


duygusal emekleri rgt asndan nemlidir. nsanlarla
etkileimin esas olduu farkl meslek gruplarnn nemli bir
bileeni olan ve ksaca alanlarn kendilerinden beklenen
uygun duygular sergileme eylemi (Ashforth ve Humprey, 1993)
olarak ifade edilebilecek duygusal emek, rgtsel sinizmi
etkileyebilmektedir (Hocschild, 1983; Sutton ve Wheatley,
2003). rgtsel sinizm, alann genel olarak ynetimi
kmsemesi, bencillikle sulamas, meslektalarn hor grp
aalamas, rgte kar ar derecede olumsuz tutum iine
girmesi ve rgte kar birok kii tarafndan paylalan pheler
ve gvensizliktir (Brandes 1997). alanlarn motivasyonlarn
ve i tatminlerini azaltan eitli faktrler de rgtler iin tehdit
oluturabilmektedir. Bu tehdit unsurlarndan biri olarak
saylabilecek rgtsel sinizm, rgtler iin son derece nemli bir
konu haline gelmitir. Yaplan aratrmalar (Brandes vd, 2008;
Polat ve Meydan, 2010; Nafei, 2013) alanlar arasnda sinik
tutumun yaygnlatn gstermektedir (Cole vd, 2006).
Dolaysyla bu tutumun alanlar arasnda giderek art
gstermesi ve rgtler asndan olas etkileri rgtsel sinizm
hakkndaki aratrmalarn artmasna neden olmaktadr. rgtsel
sinizm dzeyi yksek olan alanlarn iteki verimlilikleri
dmekte, motivasyonlar ve i tatminleri azalmakta ve rgtsel
ballklar zayflamaktadr (James, 2005; Nafei ve Kaifi, 2013).
rgtler, alanlarn davranlarn anlamak, gelecee
ynelik tahminler yapmak ve alanlarn davranlarn kontrol
ederek, onlarn rgt hakknda her trl olumsuz dnmesine
engel olup, rgtsel etkinlii arttrma gayreti iindedirler.
rgtlerin etkili, verimli ve kaliteli hizmetler retebilmeleri iin
hem bireylerin rgtlerine yaptklar gnlllk esasna dayal
olumlu katklar, hem de duygu gsterimlerinin o rgte nemli
deerler katabilecei dnlmektedir. Bu anlaya paralel
olarak, alanlarn davranlarn anlamaya odakl ve onlarn
grevlerini icra ederlerken gsterecekleri duygu gsterimlerinin
rgtsel sinizmi etkileyebilecei deerlendirilmektedir. Hizmet
alanlarn memnuniyetlerinin byk oranda alanlarn
gsterdikleri duygu gsterimleriyle dorudan ilikisinin olduu
sylenebilir (Grandey, 2000). Bu durum, rgt alanlarnn
hizmet alanlara kar harcam olduklar duygusal emein
nemini artrmaktadr. alanlarn grevleri esnasnda
gsterecekleri duygu gsterimleri onlarn ileri hakkndaki alg

939

ve tutumlarn da ortaya koymaktadr (Hochschild, 1979).


Hissetmedii halde, rgtn istedii duygular sergilemek
zorunda olan alanlarn, belirli bir sre ierisinde altklar
rgt hakknda olumsuz dnceler tayabilecei ve bu
durumun da rgtsel sinizmi artrabilecei dnlmektedir.
Bu anlamda alanlarn gsterecekleri duygusal
emeklerinin onlarn rgtsel sinizmlerine olan etkilerini ortaya
koymak aratrmann temel amacn oluturmaktadr. Wharton
(1993), Erickson ve Whartonun (1997) yapm olduklar
aratrmalarda banka alanlarnn yarsndan ounun duygusal
emek harcadklarn ortaya koymalar, bu almadaki
katlmclarn sz konusu sektr alanlarn kapsamasnn
almann sonular asndan anlaml olduu dnlmektedir.
Ulusal ve uluslararas yaznda bu konuda, zellikle hizmet alanlar kapsamnda
deerlendirebileceimiz banka sektr alanlar zerine yaplm kapsaml bir
almaya rastlanlmamtr. Bu adan almann yaznda sklkla
rastlanlmayan duygusal emek ve rgtsel sinizm kavramlarn birlikte ele alarak
deerlendirmesi almann nemini daha da artrmaktadr. almada anlan

deikenlerin aralarndaki ilikilerin ampirik olarak test


edilmesinin alan yazna ve rgtlerin ynetim faaliyetlerine
katklar salayaca deerlendirilmektedir. Bu hedef
dorultusunda almada ilk olarak, sz konusu deikenler ve
aralarndaki ilikilerden kuramsal ve kavramsal olarak
bahsedilecek ve daha sonra deikenler ve alt boyutlar
arasndaki analizler sonucu ortaya kan olas ilikiler ve bulgular
ortaya konacaktr.
1. KURAMSAL VE KAVRAMSAL EREVE
1.1. Duygusal Emek
alma yaamn etkileyen bir kavram olarak rgtsel
davran yaznna ilk olarak 1983 ylnda Amerikal Sosyolog
Arlie Hochscildin yaynlad The Managed Heart: The
Commercialization of Human Feeling (Ynetilen Kalp: nsan
Duygularnn Ticariletirilmesi) isimli kitabn yaymlanmasyla
giren Duygusal Emek kavram, bu tarihten itibaren alanda alan
aratrmaclarn youn ilgisi ile karlam ve sz konusu
deikeni ieren birok aratrmalar yaplm ve gnmzde de
yaplmaya devam etmektedir. Yaplan iin bir paras olarak
duygularn ynetilmesini ifade eden duygusal emek (Kim, 2008),
gnmzde adeta ekonomik deeri olan somut bir rn haline

940

gelmi (zgen, 2010) ve zellikle hizmet sektrnde faaliyet


gsteren iletme ve alanlarnn zihinsel ve fiziksel
performanslarnn yannda, grevlerini yerine getirirken baarl
olmalar iin mutlaka gz nnde bulundurmalar gereken bir
husus olarak grlmeye balanmtr (Sohn ve Lee, 2012).
Duygusal emek, rgtsel ve ynetsel davranlar sergilerken de
nemli rol oynamaktadr. zellikle hizmet sektrnde
alanlarn iletiim yetenekleri, insan ilikileri ve gsterdikleri
duygusal abalar, irket ve organizasyonlarn hayatta kalmas ve
karllklar asndan ok kritik ve nemlidir (Steinberg ve Figart,
1999). Bu nedenle birok iletme alanlarndan bekledikleri
duygusal gsterim kurallarn en batan ortaya koyarak, rgtsel
amalarna ulamay kolaylatrmay hedeflemektedirler
(Diefendorff ve Richard, 2008).
Hochschild (1983)e gre duygusal emek; i gerei
duygularn dier kiiler tarafndan gzlenecek ekilde
dzenlenmesi ve bu dorultuda yzsel ve bedensel gsterimde
bulunulmasdr. Hochschild, duygusal emein yz yze ve vcut
ifadeleri olarak gsterildiini ve gzlemlendiini sylerken,
ondan sonraki aratrmaclar (Wharton ve Erickson, 1993;
Rafaeli ve Sutton, 1987) bu gre ilave olarak; duygusal
emein, konuma esnasnda ses tonu ve davranlara yansyan
her trl abay da kapsadn belirtmilerdir. Daha kapsayc bir
yaklam ise duygusal emei, hem duygularn hem de davranlarn rgt
amalarna hizmet edecek ekilde dzenlenmesi olarak ele almaktadr (Grandey,
2000). Asforth ve Humprey (1993), duygusal emei hislerin isel

ynetiminden ziyade, hizmet veren ve alan arasndaki davran


rnts olarak belirtirken, Morris ve Feldman (1996) sz
konusu rgtn istedii davran gsterimlerinin alanlar
tarafndan sergilenmesi iin gereken aba, planlama ve kontrol
gereksinimleri olarak deerlendirmektedir. Baka bir ifade ile
duygusal emek, alanlarn ilerini yaparken gstermeleri
gereken isimsiz grevleri olarak da ele alnmaktadr (Mastracci
ve dierleri, 2006).
Duygusal emek kavramnn, iletmeler ve alanlar
asndan neminin anlalmas, konunun deiik yaklam
alarndan da ele alnmasn beraberinde getirmitir. Bu
maksatla yaplan almalar (Hochschild, 1979; 1983; Ashforth
ve Humrey,1993; Morris ve Feldman, 1996; Kruml ve Geddes,
2000),) duygusal emein eitli alt boyutlar kapsamnda
deerlendirilmesini salamtr. Hochschild (1979.1983.1997),

941

duygusal emekte i gren ve mterinin duygularna


odaklanlarak, bu duygu ve hislerin gereklik derecesinin nem
kazandn belirterek, duygusal emek kavramn yzeysel rol
yapma (surface acting) ve derinden rol yapma (deep acting)
boyutlaryla ele almtr. Yzeysel rol yapma, alanlarn hizmet
verdikleri kiilere kar gerek hislerini deitirmedikleri halde,
duygu gsterimlerini kontrol ederek beklentilere uyumlu hale
getirdikleri davran biimlerini ifade etmektedir (Brotheridge ve
Grandey, 2002). Derinden rol yapma ise, iteki yaanan hisleri
deitirmeden, gsterilmesi istenen davran sergileme abasn
iermektedir (Hochschild, 1983; Grandey, 2000). Baka bir
deyile, yzeysel rol yapmada alan, deiik sebeplerle gerek
hislerini maskeleyerek, darya farkl duygusal gsterimlerde
bulunurken (Grandey, 2003), derinden rol yapmada alan,
gstermek durumunda olduu duyguyu bizzat tecrbe etmeye ve
yaamaya almaktadr (Diefendorff ve Gosserand, 2003). Bir
anlamda derinden rol yapmada, alan kendini mteri yerine
koyarak ve empati kurarak hareket eder (Rupp vd, 2008).
Ashforth ve Humprey (1993), alanlarn yzeysel ve derinden
rol yapmalarna gerek kalmadan, gerekten hissederek ve iten
gelerek gsterebilecekleri davranlar olabileceini belirtilerek,
Hochschildin yaklamna nc boyut olarak doal (samimi)
duygular eklemitir. Doal davran, alanlarn yanstmak
durumunda olduklar duygular iten gelerek hissediyor olmalar
durumunda ortaya kan davran trdr ve gsterilmesi istenen
davran gerekten hissedilmekte ve gsterilmektedir.
Morris ve Feldman (1996), duygusal emek kavramn,
duygu gsterim skl, gsterim kurallar, duygu eitlilii ve
duygusal uyumsuzluk olarak drt boyutta ele alrken, Kruml ve
Geddes (2000) ise, duygusal emein, duygusal aba ve duygusal
eliki boyutlarna dikkat ekmitir. Grandey (2000) duygusal
emei daha nceki almalara benzer ekilde derin ve yzeysel
davran olarak ele alm, ancak bu iki boyutun duygularn
dzenlenmesi iin kullanlmas gerektiini vurgulamtr. Bu
anlayla duygularn dzenlenmesinde bir takm durumsal
deikenler (sklk, sre, gsterim kurallar vb.), bireysel
(cinsiyet, duygusal zeka vb.) ve rgtsel faktrler (ynetici ve i
arkada destei, zerklik vb.) etkili olabilmektedir. Yukarda
bahsedildii gibi duygusal emei deiik alt boyutlarda ele alan
almalar olmasna karn, yazn taramas neticesinde sklkla
kullanlan yaklamn yzeysel rol yapma, derinden rol yapma ve

942

doal duygular ieren yaklam olduu (Diefendorf vd, 2005)


gereinden hareketle, bu almada da anlan boyutlu
yaklam esas alnacaktr.
1.2. rgtsel Sinizm
Sinizm kavram son yllarda zellikle rgtsel davran
alannda dikkat eken konulardan birisidir. Sinizm; kk
grme, fke, utan ve sknt gibi olumsuz duygulanm iinde
olan kiilerin, rgtleri hakkndaki gl negatif duygularn
harekete geirmektedir (Abraham, 2000). Baka bir ifade ile
sinizm, alanlarn rgtleri hakknda olumsuz duygulara sahip
olmas (zler vd, 2010), dier alanlar hakknda negatif ve
ktmser dnme durumu (Nafei, 2013) olarak da ifade
edilebilir. alanlarn yalnz kendi karlarn gzettiine inanan
ve buna gre herkesi karc kabul eden, dier alanlara
olumsuz dnceler besleyen kimse olarak aklanan sinikler
(Andersson ve Bateman, 1997), rgtte ynetimin drstlkten
yoksun olduunu, rgt yelerinin kendilerinden yararlanacan
ve
rgtte
kendilerine
adil
davranlmayacan
vurgulamaktadrlar (Eaton, 2000). Bu anlamda gnmzde
sinizme, rgtlerin kar karya kald olumsuz duygu, dnce
ve davranlar yumadr diyebiliriz (Brandes vd, 1999).
Sinizm, rgtler asndan nemlidir nk bir dizi olumsuz
rgtsel sonular da beraberinde getirebilmektedir (Karacaolu
ve nce, 2012). zellikle sinizm, rgtsel ballkta azalmaya,
dk i tatminine ve yabanclamaya neden olmaktadr (Mino,
2002). Sinik alanlar, ynetime gvenilemeyeceini, rgtlerin
onlardan yararlandn ve iyerinde haksz muameleye
uradklarn dnmekte (Eaton, 2000) ve buna bal olarak
performanslar dk (Brown ve Cregan, 2008), i tatmini ve
rgtsel ballklar azalm (Dean vd, 1998) olabilmektedir.
rgtler, ak sistem mant erevesindeki
parametrelerden etkilenebildii gibi, i dinamiklerindeki
deikenlere bal olarak meydana gelen deiimlere de maruz
kalabilmektedirler (Owens, 1981). Bu anlamda, zellikle rgt
ynetimlerinin hatal ve baarsz uygulamalar ve rgt
ierisinde yaanlan olumsuzluklar, rgtsel sinizmi de
beraberinde getirmektedir (Dean vd, 1998). rgtsel sinizm,
alanlarn rgtlerinin ahlaki btnlkten yoksun olduu ve
hakkaniyet, drstlk ve samimiyet gibi ilkelerin rgtsel
karlar lehine feda edildii ynndeki inanlardr (Bernerth vd,

943

2007). Naus ve arkadalar (2007), rgtsel sinizmi, rgt ve


rgt ynetimi tarafndan atlan admlar hakkndaki olumsuz
duygu ve dnceler ile ba edebilmek iin alanlar tarafndan
gelitirilen bir savunma mekanizmas olarak grrken,
Wilkerson ve arkadalar (2008) ise, alanlarn rgtleri ile
onun ynetim politikas ve prosedrlerine kar olduu fikrine
dayanan negatif tutum, duygu ve davranlar olarak ifade
etmilerdir. Amerikada banka alanlarna ynelik yaplan bir
aratrmada da (Johnson vd, 2003), rgtlerde sinizmin
ilgisizlikten kaynakl bir tepki olduu vurgulanmaktadr. Kanter
ve Mirvis (1991), alanlarn beklentilerine odaklanarak,
alanlarda gereki olmayan yksek beklentilerin olumas, bu
beklentilerin karlanmamas durumunda hayal krkl
yaanmas ve hayal krkl devamnda hsrana uranmasna
bal olarak rgtsel sinizmin oluacan iddia etmektedirler
(Andersson,1996).
Ayrca rgtsel sinizm, alann alt rgte
ynelik gelitirdii olumsuzluklar neticesinde (Erdost vd, 2007),
deiik disiplinlerden de beslenerek, rgte ynelik olumsuz
inanlar, duygular ve davransal eilimlerden oluan bir
tutumdur (Dean vd, 1998). Bu kapsamda Dean ve arkadalar
(1998) rgtsel sinizmi; bilisel, duyusal ve davransal olarak
alt boyutta ele almlardr. rgtsel sinizmin bilisel boyutu,
organizasyonun drstlk ve effaflktan yoksun olduu
dncesini ifade ederken, duyusal boyutu duygular ve duysal
tepkilere, davransal boyutu ise gzlenebilir olumsuz
hareketlere iaret etmektedir (Stanley vd, 2005). rgtsel
sinizmin bilisel boyutunda sinik tutuma sahip alanlar,
rgtn ilkelerinin olmadn ve rgt iindeki ilikilerin kiisel
karlara bal olduunu dnmektedirler. Bylece alanlar
karlar uruna samimiyet, itenlik, drstlk ve doruluk gibi
deer yarglarn feda edebilecek, vicdansz ve ahlaksz
davranlarda bulunabileceklerdir (Brandes ve Das, 2006; Dean
vd, 1998). rgtsel sinizmin duyusal boyutu, saygszlk, fke,
sknt ve utan duymak, sinirlenme, hiddetlenme, endie duyma
ve gerilim yaama gibi kuvvetli duygusal tepkileri kapsamaktadr
(Abraham, 2000). rnein bu boyutta sinik bireyler, rgtlerine
kar kmseme ve kzgnlk duygusu hissedebilirler ya da
rgtlerini dndklerinde ac, tiksinti hatta utan hissi
yaayarak, mesleki deneyimi gerekletirme srasnda
engellenme ve kmsenme gibi duygular iinde olabilirler

944

(Brandes vd, 1999). Bu nedenle, sinizm her trl olumsuz


duyguyla ilikilidir (Brandes, 1997). Davransal boyuta gre
ise, rgtlerinde sinik davranta bulunan alanlar, rgt iinde
gelecek olaylar hakknda karamsar tahminler yapma eiliminde
olabilirler. Olumsuz ve ou zaman insan kk drmeye
ynelik davranlarda bulunabilirler (Dean vd, 1998). Zaman
zaman alanlar, rgtleri konusunda ikyette bulunma, dalga
geme ve eletirilerde bulunma gibi davranlar sergileyerek,
hem kendileri hem de dierleri asndan rgtten ayrlp
ayrlmama dncesini canl tutarlar (zgener vd, 2008).
rgtsel sinizm hakknda yaplan yazn taramasnda, sz konusu
deikenin boyutlu yaklamnn sklkla kullanlmasndan
dolay bu almada da kavram ayn alt yaklamlar kapsamnda
deerlendirilecektir.
1.3. Duygusal Emek ve rgtsel Sinizm likisi
Hizmet sektrnde mterilerde olumlu duygular
yaratabilmede, alanlarn duygular da bir emek gc, hatta
soyut ve kiiye zel bir kavramdan ziyade ekonomik deeri olan
somut bir rn olarak grlmektedir (zgen, 2010). Ancak,
alanlarn harcadklar duygusal emek, zellikle gerekte
hissetmedii duygular rgtnn istekleri dorultusunda
gstermek zorunda kalyor olmas, hem rgt, hem de alanlar
asndan baz olumsuz sonular dourabilmektedir (Kaya ve
zhan, 2012). Bu anlamda, alanlarn grevleri esnasnda
iinde bulunduklar duygu durumlarnn, onlarn tutum ve
davranlarn da etkileyebilecei dnlmektedir.
alanlarn i yerinde gerekleen olaylara verdikleri
duygusal tepkileri ve bu tepkilerin i performansn ve
memnuniyeti nasl etkilediini ortaya koyan yaklam Duygusal
Olaylar Teorisi olarak adlandrlmaktadr (Weiss ve Cropanzano,
1996). Sz konusu teori, sinizmin rgtlerde nasl gelitiini
aklarken, zellikle alma ortamnda yaanan olaylarn, i
tutumlar ve duygusal durumlar (hayal krkl, hsran,
kzgnlk, vb.) zerinde bir etkisinin olduunu ileri srmektedir
(Brown ve Cregan, 2008). Konunun duygusal olaylar teorisi
kapsamnda ele alnmas durumunda da, alanlarn grevlerini
icra ederlerken gsterecekleri duygu gsterimlerinin rgtsel
sinizmi etkileyebilecei deerlendirilmektedir. Pozitif ve doal
duygu gsterimleri alanlar rgtleri hakknda olumlu
davranlara yneltirken, negatif duygu gsterimleri ise

945

alanlarda olumsuz tutum ve davranlar beraberinde


getirmektedir (Fisher ve Ashkanasy, 2000). Bu kapsamda,
zellikle yzeysel rol davran sergileyen alanlarn rgtsel
sinizminin artabilecei, doal ve derinden rol davranlarnn ise
rgtsel sinizmi azaltabilecei dnlmektedir.
Hizmet alanlarnn bir anlamda kendilerinden
beklenen davranlardan daha fazlasn gsterip gstermemeleri,
onlarn grevleri esnasnda iinde bulunduklar duygu younluu
ile de ilintilidir (Kiffin-Petersen vd, 2011). Bu kapsamda,
alanlara rgtlerinin iyi imknlar salamas ve onlar her
anlamda gzetmesinin, Sosyal Mbadele Teorisi (Blau, 1964) ve
Karlkllk Norm Teorisi (Gouldner, 1960) gereince onlarda
motive edici ve rgtleri hakknda olumsuz davranlarda
bulunmamaya ynelik tutumlar gelitirmeye olanak salayaca
dnlmektedir.
Yazn taramasnda, duygusal emek ve rgtsel sinizmi
birlikte alan aratrmalara rastlanlmam olmasna ramen, sz
konusu deikenlerle sklkla birlikte deerlendirilen dier
rgtsel davran deikenleri arasndaki ilikilere bakldnda;
rgtsel sinizmin tkenmilii olumlu ynde etkiledii (Johnson
ve O'Leary-Kelly, 2003), alanlarn rgtsel sinizm dzeyleri
arttka, rgtsel gven dzeyinin azald tespit edilmitir
(Chrobot-Mason, 2003). Yine aratrmalar, rgtsel sinizm ile i
tatmini ve rgtsel ballk (Reichers vd,1997; Abraham, 2000)
ve rgtsel vatandalk davran (VD) (Anderson ve Bateman,
1997) arasnda negatif ynl ilikiler olduunu ortaya
koymutur. Duygusal emek ile sz konusu deikenlerle yaplan
aratrmalarda da benzer sonulara ulalmtr. rnein;
duygusal emein yzeysel rol yapma boyutu ile tkenmilik
arasnda pozitif ilikiler tespit edilmiken, derinden rol yapma ve
doal duygular arasnda negatif ilikilerin olduu ortaya
konmutur (Isenbarger ve Zembylas, 2006; Zhang ve Zhu, 2008;
Kaya ve zhan, 2012; Basm vd, 2013). Tang ve arkadalar
(2013) duygusal emein gsterim sklnn artmasnn
alanlarn rgtlerdeki gven alglarn olumsuz ynde
etkilediini belirtirken, duygusal emein i tatminine de etkileri
olduu (Parajon, 2011) ve zellikle yzeysel rol yapanlarn i
tatminlerinin dt gzlemlenmitir (Psilopanagioti vd, 2012).
Ayrca Yang ve Chang (2008), duygusal emein i tatmini ve
rgtsel balln nemli bir ncl olduunu tespit etmilerdir.

946

Yine duygusal emek ve VD arasndaki ilikilere bakldnda


da, yzeysel rol yapma ile VD arasnda negatif, derinden rol
yapma ve doal duygular ile VD arasnda ise pozitif ilikilerin
olduu belirtilmektedir (Salami, 2007; Kiffin-Petersen vd, 2011).
Yukarda bahsedilen daha nceki almalarda elde edilen
bulgular ve deerlendirmeler neticesinde bu almadaki
dncemiz, duygusal emek ve rgtsel sinizm kavramlar
arasnda da gl ve anlaml ilikilerin olabilecei ynndedir.
Yukarda deinilen teori, yazn aratrmalar ve
almalar nda, alma ortamnda gsterilen duygusal
emein, alanlardaki rgtsel sinizmi etkiledii dncesiyle,
sz konusu deikenlerin alt boyutlar baznda aadaki
hipotezler gelitirilmitir.
H1: Yzeysel rol yapma rgtsel sinizmi (bilisel,
duyusal, davransal) pozitif ve anlaml olarak etkiler.
H2: Derinden rol yapma rgtsel sinizmi (bilisel,
duyusal, davransal) negatif ve anlaml olarak etkiler.
H3: Doal duygu gsterimi rgtsel sinizmi (bilisel,
duyusal, davransal) negatif ve anlaml olarak etkiler.
2. YNTEM
Banka alanlar zerinde yaplan bu aratrmada,
korelasyonel aratrma deseni kullanlmtr. Bu desen, ele alnan
deikenler arasndaki nedensel ilikiyi, herhangi bir ekilde bu
deikenlere mdahale edilmeden ortaya koyma amacna ynelik
olduundan (Bykztrk vd, 2008), almada nedensel
ilikinin test edilebilecei bir katlmc grubundan istifade
edilmitir. Aratrma, anlan katlmc grubundan, aada
ayrntl olarak aklanan leklerle toplanan verilerin analiziyle
gerekletirilmitir. Bu kapsamda, ncelikle her bir deikenin
dorulayc faktr analizleri (DFA) yapsal eitlik modeli
kullanlarak yaplm, daha sonra deikenler aras korelsyonlar
ortaya konulmu ve yaplan hiyerarik regresyon analizi ile
hipotezler test edilmitir. Bu kapsamda, rgtsel sinizmi
yordayan demografik deikenler ile duygusal emek
deikeninin hiyerarik regresyon analizine yer verilmitir.
Teorilerden ve grgl aratrmalardan yola klarak oluturulan

947

hipotezler ve yaplandrlan aratrma modeli ekil 1 de


gsterilmitir.
ekil 1: Aratrma Modeli ve Hipotezler
rgtsel Sinizm

Duygusal Emek
Yzeysel Rol
Yapma

Bilisel Boyut

DerindenRol
Yapma

Duyusal Boyut

Doal Duygular

Davransal Boyut

2.1. Katlmclar
Aratrmann katlmclarn, Eskiehir ve Bursada grev
yapan ve ulalabilen banka sektr alanlar oluturmaktadrlar.
Aratrmada, ele alnan deikenler arasndaki nedensel ilikinin
test edilebilecei ve aratrmann kuramsal balamna uygun
(convenience) bir kitle olmas noktasndan hareketle, Eskiehir ve
Bursada bulunan kamu ve zel sektr bnyesinde faaliyet
gsteren deiik bankalarda alan toplam 387 personele anket
formlar ulatrlarak, formlarn gnlllk esasyla doldurulmas
salanmtr. Aratrmamzn amac ele alnan deikenler aras
nedensel ilikileri aklamak olduundan, sz konusu bankalarda
grev yapan katlmclar bu beklentiyi karlamaktadrlar. Bu
anketlerin 306s geri toplanabilmitir. Eksik ve ciddi
doldurulmad belirlenen 13 anket ile aykr deerlerin (outliers)
olduu tespit edilen 18 anket deerlendirme dnda braklm ve
analizler 275 anket zerinde yrtlmtr.
Aratrma katlmclarnn % 61i (169) kadn, % 39u
(106) erkektir. Medeni durumlarna bakldnda, % 66s (183)
evli, % 34 (92) ise bekrdr. Ayrca katlmclarn % 15si (41)
lise ve dengi okullar, % 66s (182) lisans, % 19u (52) ise yksek
lisans ve doktora eitimi dzeyine sahiptir. Katlmclarn % 32si
(89) 20-30 ya, % 49u (135) 30-40 ya arasnda, %15i (41) 4050 ya arasnda, %4 (10) ise 50 ya ve stdr. Bunlardan

948

%47si (130) kamu bankalarnda grev yaparken, %53 (145) ise


zel bankalarda almaktadr.
2.2. Aratrmada Kullanlan lekler
Duygusal Emek lei: Diefendorff ve arkadalar
(2005) tarafndan iki farkl lekten istifade edilerek gelitirilmi
ve lein Trke geerlemesi Basm ve Begenirba (2012)
tarafndan yaplarak kullanlmtr. lek duygusal emek;
yzeysel rol yapma, derinden rol yapma ve doal duygular olmak
zere alt boyutta toplam on maddeden olumaktadr.
lekte yzeysel rol yapma 6, derinden rol yapma 4 ve doal
duygular ise 3 madde ile llmektedir. Katlmclar lek
maddelerini be basamakl Likert lei yardmyla
deerlendirmilerdir (1= Hibir Zaman, 5= Her Zaman).
Katlmclardan her bir madde iin kendilerini en iyi ve gerek
olarak ifade eden seenekleri iaretlemeleri istenmitir.
lekteki maddeler, Mterilerle uygun ekilde ilgilenebilmek
iin rol yaparm, Gstermem gereken duygular gerekte de
hissetmek iin aba harcarm, Mterilere sergilediim
duygular samimidir gibi maddelerden olumaktadr. almada
lein geerlilii iin, Yapsal Eitlik Modeli kullanlarak
dorulayc faktr analizi (DFA) yaplmtr. DFA ile tek
faktrl, birinci dzey ok faktrl, ikinci dzey ok faktrl ve
ilikisiz model test edilmitir. Test sonularna gre birinci dzey
ok faktrl modelin uyum iyilii deerlerinin kabul edilebilir
snrlar ierisinde olduu grldnden, almada duygusal
emek deikeni birinci dzey ok faktrl yapda analizlere dahil
edilecektir. Birinci dzey ok faktrl modele ait uyum iyilii
deerleri; =84.493, sd= 22, /sd= 3.841, RMSEA= 0.067,
CFI= 0.966, GFI= 0.946, AGFI=0.866dr. Duygusal emein her
bir alt boyutu iin Cronbach alfa katsaylar; yzeysel rol yapma
iin .90, derinden rol yapma iin .89, doal duygular iin ise .87
olarak bulunmutur. lein toplam i tutarl ise .75 olarak
tespit edilmitir. Bu deerler lein geerlilik ve gvenilirlik
asndan yeterlilie sahip olduunu gstermektedir.
rgtsel Sinizm: alanlarn rgtsel sinizmlerini
lmek maksadyla, Brandes ve arkadalar (1999) tarafndan
gelitirilmi olan rgtsel Sinizm lei (S) kullanlmtr.
lein Trke uyarlamas Kalaan (2009) tarafndan
yaplmtr. Sz konusu lek, bilisel, duyusal ve davransal
olmak zere boyutlu ve 13 maddeden olumaktadr. Bilisel

949

boyutta 5 madde, duyusal boyutta 4 madde ve davransal


boyutta 4 madde bulunmaktadr. Katlmclar lek maddelerini
be basamakl Likert lei yardmyla deerlendirmilerdir (1=
Hibir Zaman, 5= Her Zaman). Katlmclardan her bir madde
iin kendilerini en iyi ve gerek olarak ifade eden seenekleri
iaretlemeleri istenmitir. lekteki maddeler, altm
kurumda, sylenenler ile yaplanlarn farkl olduuna
inanyorum, altm kurumu dndke sinirlenirim,
Bakalaryla, altm kurumdaki uygulamalar ve politikalar
eletiririm gibi maddelerden olumaktadr. lein alt
boyutlarna ait Cronbach alpha i tutarllk katsaylar Brandes
ve arkadalar (1999) tarafndan srasyla .86, .80 ve .78 olarak
hesaplanmken, Karacaolu ve nce (2012) tarafndan ise,
lein tmne ait Cronbach alfa katsays .91, alt boyutlara ait
katsaylar ise srasyla, .94, .87 ve .82 olarak bulmulardr.
almada lein geerlilii iin, Yapsal Eitlik Modeli
kullanlarak DFA yaplmtr. DFA ile tek faktrl, birinci dzey
ok faktrl, ikinci dzey ok faktrl ve ilikisiz model test
edilmitir. Test sonularna gre birinci ve ikinci dzey ok
faktrl modelinde uyum iyilii deerlerinin kabul edilebilir
snrlar ierisinde olduu grlmtr. birinci dzey ok faktrl
modelin uyum iyilii deerleri daha iyi sonu vermesine ramen,
almamzda birinci ve ikinci dzey ok faktrl yaplara
birlikte yer verilmitir. Birinci dzey ok faktrl modele ait
uyum iyilii deerleri; =85.275, sd=24, /sd=3.553,
RMSEA= 0.059, CFI= 0.968, GFI= 0.949, AGFI=0.882dir.
rgtsel sinizmin her bir alt boyutu iin Cronbach alfa
katsaylar; bilisel boyut iin .84, duyusal boyut iin .91,
davransal boyut iin ise .79 olarak bulunmutur. lein
toplam i tutarl ise .88 olarak tespit edilmitir. Bu deerler
lein geerlilik ve gvenilirlik asndan yeterlilie sahip
olduunu gstermektedir.
2.3. Bulgular
Aratrmada ncelikle katlmclarn duygusal emek
ve rgtsel sinizmin alt boyutlarna ilikin elde edilen verilerin
ortalamalar, standart sapmalar ve aralarndaki korelasyonlara
baklmtr. Analiz sonular Tablo-1de grlmektedir.
Tablo 1: Ortalama, Standart Sapma ve Korelasyon Deerleri

950

Deikenler

Ort.

S.
Sap.

rgtsel
(1) 2,57 ,725 (.88)
Sinizm (Genel)
Bilisel Boyut (2) 2,92 ,871 ,836** (.84)
Duyusal Boyut (3) 2,35 1,08 ,771** ,434** (.91)
Davransal
Boyut

(4) 2,34 ,862 ,757** ,501** ,366** (.79)

Yzeysel Rol
(5) 2,44 1,05 ,412** ,394** ,123* ,480** (.90)
Yapma
Derinden Rol
(6) 3,05 ,985 -,151* ,034 -,169** -,254** -,096 (.89)
Yapma
Doal
Duygular

(7) 3,62 1,02 -,387** -,233** -,251** -,463** -,587** ,470**(.87)

** p< 0,01 ; * p< 0,05


Not: Cronbach Alfa gvenilirlik katsaylar parantez ierisinde
gsterilmitir.
Duygusal emek alt boyutlar ile rgtsel sinizm ve alt
boyutlar arasnda anlaml ilikilerin olduu grlmektedir.
Genel anlamda rgtsel sinizm ile duygusal emein yzeysel alt
boyutu arasnda pozitif ve anlaml ilikiler tespit edilmitir
(r=,412, p<0,01). Ancak, rgtsel sinizm ile derinden rol yapma
(r=-,151, p<0,05) ve doal duygular (r=-,387, p<0,01) arasndaki
ilikiler ise negatif ynldr. Ayrca rgtsel sinizmin alt
boyutlar ile duygusal emein alt boyutlar arasndaki ilikilerde,
genel rgtsel sinizm ile yzeysel rol yapma, derinden rol yapma
ve doal duygular arasndaki ilikilere paralel yndedir. Tek fark,
derinden rol yapma ile rgtsel sinizmin bilisel boyutu arasnda
anlaml bir ilikinin ortaya kmamasdr (r=,034, p>0,05).
Ulalan bu bulgular, rneklemin bykl de dikkate
alndnda, duygusal emek ile rgtsel sinizm arasnda gl
ilikilerin olduunu gstermektedir.

951

Ayrca, almada ele alnan demografik deikenlerin


(cinsiyet, medeni durum, eitim, ya, alt kurum) duygusal
emek ve rgtsel sinizm zerine etkilerini ortaya koymak
maksadyla iki ortalama arasnda anlaml fark olup olmadn
test etmek iin t- testi, ikiden fazla ortalamalarn karlatrlmas
iin ise tek ynl varyans analizi (ANOVA) yaplmtr. Yaplan
analiz sonular neticesinde sadece rgtsel sinizm ile
katlmclarn altklar kurum arasnda anlaml bir fark tespit
edilmitir [t(273)=-2,92; p<0,05]. Buna gre, zel bankalarda
alan katlmclarn zellikle duyusal boyuta bal olarak
rgtsel sinizm ortalamalarnn kamu bankalarnda alan
katlmclara gre anlaml olarak daha yksek olduu
sylenebilir.
Aratrmada, duygusal emein alt boyutlar baznda,
katlmc banka alanlarnn rgtsel sinizmlerinde bir etkiye
sahip olup olmadnn ortaya karlmas ve oluturulan
hipotezlerin test edilmesi iin hiyerarik regresyon analizleri
yaplmtr. Regresyon analizlerinde demografik deikenlerin
etkilerinin kontrol altna alnmas iin birinci aamada eitim,
ya, cinsiyet, medeni durum ve allan kurum deikenleri
modele girilmitir. kinci aamada ise bamsz deiken olan
yzysel rol yapma, derinden rol yapma ve doal duygular modele
dhil edilerek, baml deiken olan rgtsel sinizm ve alt
boyutlar zerindeki etkileri belirlenmeye allmtr. Bu
kapsamda yaplan regresyon analizine ait sonular Tablo- 2de
sunulmutur.
Tablo 2: rgtsel Sinizm ve Alt Boyutlarn Yordayan Duygusal
Emek Alt Boyutlarna likin Hiyerarik Regresyon Analiz
Sonular
Bamsz
Deikenler

Bilisel
Boyut

1.Demografik
Deikenler

R2

Duyusal
Boyut
R2

,022

Davransal
Boyut

,087

R2

rgtsel
Sinizm
(Genel)

,035

,063

Eitim

,082

,116

,050

,107

Ya

,128

,076

-,162*

,033

952

R2

Cinsiyet

-,019

-,194*

-,003

-,095

Medeni
Durum

,093

-,015

,136*

,086

Kurum

,110

,244**

,052

,177*

1,188

2. Duygusal
Emek

5,158**

,171

,096

Yzeysel Rol
,402**
Yapma

,159*

Derinden Rol
Yapma

,085

-,136

Doal
Duygular

-,32**

,210**

18,814**

3,608*

7,829**

1,951

,271
,317**
-,088
-,235**

36,069**

,202
,306**
-,026
-,192**
23,529**

** p< 0,01 ; * p< 0,05


Tablo 2den de grld zere, rgtsel sinizm genel
olarak aratrmada ele alnan demografik deikenler (eitim,
ya, cinsiyet, medeni durum ve allan kurum) tarafndan
anlaml olarak yordanmamaktadr (F=1,951, R2=,35, p>0,05).
Ancak rgtsel sinizmin alt boyutlarn ve demografik
deikenleri tek tek ele aldmzda, allan kurumun (kamu,
zel) rgtsel sinizmi (=,177, p<0,05), zellikle de duyusal
boyutunu (=0,244, p<0,01) anlaml olarak yordad tespit
edilmitir. Bu sonu, banka alanlarnn kamu veya zel
bankada alyor olmalarnn onlarn sinik davranlarna etki
ettii eklinde deerlendirilebilir.
Ayrca analiz neticesinde, duygusal emein genel olarak
rgtsel sinizmi yordad ve rgtsel sinizmin toplam
varyansnn % 20,2sini aklad sylenebilir (=,202, p<0,01).
Yzeysel rol yapma rgtsel sinizmi pozitif ve anlaml olarak
yordarken (=,306, p<0,01), doal duygular ise rgtsel sinizmi
negatif ve anlaml olarak aklamaktadr (=-,192, p<0,01). Bu
bulgular, alanlarn grevlerini yerine getirirken gsterdikleri
veya yapmak zorunda olduklar sahte rol davranlarnn, onlarn

953

rgtleri hakknda olumsuz tutum sergilemelerine ve sinik


davranlar gstermelerine sebep olabilecei eklinde
yorumlanarak, Hipotez-1i desteklemektedir. alanlarn doal
ve ilerinden geldii ekilde duygularn mterilere
yanstmalarnn da, sinik davranlar sergilemelerine engel
olabilecei
sonucu
Hipotez-3nde
desteklendiini
gstermektedir. Ancak, derinden rol yapan banka alanlarnn,
rgtsel sinizmlerinin doal duygular ile paralel olmasna
ramen anlaml olmad grlmektedir
(=-,026, p>0,05).
Bu bulgu, Hipotez-2nin reddedilmesi anlamna gelmektedir.
alanlarn derinden rol yapmalar yani karsndakilere
hissettiklerini iten yaamaya abalamalar, bir bakma doal
duygularla paralelmi gibi deerlendirilse de, bu durumun ortaya
kmasnda aslnda bir aba ve az da olsa zorlama sz konusudur.
Bu istenmeyen durumun, bir miktar rgtsel sinizme yol
aabilecei ve azda olsa bu sinikliin rgt hakkndaki olumlu
dnceyi bastrarak anlamszlatrd deerlendirilebilir.
rgtsel sinizmin alt boyutlarna bakldnda da, genel
olarak duygusal emek rgtsel sinizmin bilisel (F=18,814,
R2=,171, p<0,01) , duyusal (F=7,829, R2=,096, p<0,01) ve
davransal (F=36,069, R2=,271, p<0,01) boyutlarn anlaml
olarak yordamaktadr. Duygusal emein yzeysel rol yapma ve
doal duygular alt boyutlar rgtsel sinizmin tm alt boyutlarn
anlaml olarak etkilerken, derinden rol yapmann sinizm alt
boyutlarn anlaml olarak aklamad grlmektedir.
Aratrmada oluturulan modelin Yapsal Eitlik Modeli ve
AMOS 21 paket program kullanlarak yol analizi (path analysis)
ekil 2de gsterilmitir.
SONU
alanlarn rgtsel sinizm dzeylerinin yksek olmas
rgtlerin gelecekteki konumlarn dorudan ve performanslarn
da olumsuz ynde etkileyecektir (Abraham, 2000; Bernerth vd,
2007; Reichers vd, 1997). Uluslararas ve ulusal kapsamda alan
yazn incelendiinde, dorudan duygusal emek ve rgtsel
sinizm tutumlar zerine yaplm herhangi bir almaya
ulalamam olmas bu aratrmann neticesinde ortaya kan
bulgularn nemli olduunun bir gstergesi olarak
deerlendirilmektedir. Bu balamda, hizmet sektr olarak

954

deerlendirilen bankaclk sektrnde alanlarn grevlerini


icra ederlerken mterilere gstermi olduklar duygusal
emeklerinin onlarn rgtlerine ynelik dnce, tutum ve daha
sonrasnda da davranlarna etki edebilecei dnlmtr.
Elde edilen bulgular neticesinde, genel olarak aratrmada ele
alnan eitim, ya, medeni durum ve cinsiyetin rgtsel sinizme
anlaml olarak etki etmedii, ancak allan kurumun (kamu,
zel) rgtsel sinizmi anlaml olarak aklad grlmektedir.
Bu etki zellikle zel banka alanlarnn kamu bankalarnda
alan meslektalarna gre daha sinik davranlar sergiledii
ynndedir. Rekabetin ok youn olduu gnmzde, zel
bankalarn kamu banklaryla karlatrldnda, alanlarndan
mteri memnuniyetini en st seviyede tutmalarn istemeleri, bir
anlamda alanlarn her an ve her ortamda mterilere gler
yzl ve en iyi hizmeti veren duygu hali ierisinde olmak
zorunluluunu da beraberinde getirebilmektedir.
Aksi
davranlar veya rgtn kendilerinden istemedii duygu
durumlar ierisinde olan zel banka alanlarnn ok ar
yaptrmlarla, hatta ilerine son verilebilme riskleriyle
karlaabilmeleri mmkndr. Bu durum alanlarda bask ve
mterilere kar rol yapma davranlarn da beraberinde
getirebilecei gibi, ayn zamanda alanlarnn rgtleri
hakknda ncelikle bilisel daha sonra ise duygulara hitap ederek
davranlara yansyabilecek olumsuz eletirel yaklamlar
(Delken, 2004) ve gvenden yoksun aalayc tutumlar (Dean
vd, 1998) sergilemelerine sebep olabilecei dnlmektedir. Bu
deerlendirme kapsamnda, zel banka alanlarnn kamuda
grev yapan meslektalarna oranla daha sinik davranlar
sergiliyor olmalar, almann bulgularyla da rtmektedir.
almann bulgular, kuramlardan ve ele alnan
deikenlerle yaplan daha nceki benzer almalardan yola
karak ngrld gibi, genel anlamda duygusal emein
rgtsel sinizmi anlaml olarak etkilediini gstermektedir. Sz
konusu deikenlerin alt boyutlar bazndaki bulgular
incelendiinde; yzeysel rol yapan banka alanlarnn bilisel,
duyusal ve davransal olarak sinik davranlar sergilemelerinin
daha yksek olduu grlmektedir. Bu bulgu, banka
alanlarnn istemedii halde rgtnn istekleri dorultusunda
mterilerine kar gstermek zorunda olduu duygulara bal
olarak, rgt hakknda olumsuz dnce ierisinde olabilecei
eklinde yorumlanabilir. Bir baka anlatmla, yzeysel rol

955

yapmak durumunda olan banka alanlar, alt bankann


ilkelerinin olmadn ve banka iindeki ilikilerin kiisel
karlara bal olduunu dnmekte, bu dnce onlar
duygusal anlamda fkelendirmekte ve ikyet boyutunda
eletirel
davranlar
ve
sylemlerde
bulunmalarn
salayabilmektedir. Duygusal emek konusunda yaplan daha
nceki aratrmalarda da (Fisher ve Ashkanasy, 2000; Grandey,
2000; Kiffin-Petersen vd, 2011; Yang ve Chang, 2008;
Begenirbas ve Meydan, 2012) yzeysel rol yapan alanlarn
rgtlerinin karlar tersi ynnde tutum ve davranlar
sergiledikleri grlmtr.
Doal duygu gsterimlerinde
bulunan banka alanlarnn ise, rgtsel sinizmlerinin genel
anlamda ve alt boyutlar baznda dk olmas da, iten gelen ve
zorunluluk basks olmadan mterilere gsterilen samimi
duygulardan kaynaklanabilmektedir. Bu duygulara bal olarak
ortaya konan tutum ve davranlar, alanlar rgtleri hakknda
olumlu dncelere sevk edebilir. Bu konuda yaplan benzer
almalarn (Chau vd, 2009; Brotheridge ve Grandey, 2002;
Johnson ve Spector, 2007; Salami,2007; z, 2007) doal duygu
gsteriminde bulunan alanlarn rgt yararna olacak davran
ve performans gnll olarak gsterdikleri ynndeki tespitleri
de, bu almada elde edilen bulgularla rtmektedir.
almada, banka alanlarnn derinden rol
yapmalarnn gerek genel anlamda rgtsel sinizme, gerekse
rgtsel sinizmin alt boyutlar bazndaki bilisel, duygusal ve
davransal boyutlar zerinde anlaml etkiler yaratmad tespit
edilmitir. Bu bulgu derinden rol yapan alanlarn rgtsel
sinizmlerinin
dk
olduu
ynndeki
hipotezi
desteklememektedir. Bunun sebebinin ise; derinden rol yapan
alanlarn, bilinli olarak hissettikleri gerek duygular
dzenleyerek, kendilerinden mterilere gstermeleri istenilen
duygularn gsterilmesi ynnde aba harcayan ve bu abalar
iselletirme gayretinde olan kiiler olmalarndan (Hochschild,
1983) kaynakland dnlmektedir. Gerekte bu elikili
duygu durumunda olan alanlar, bir bakma yapt grevin
gerektirdii duygu durumunu gstermek istemekte, ancak bu
duygu halinin kabul esnasndaki yaanlan farkl etkenlerin,
alanlarn hislerinde gelgitler yaamasna sebebiyet
verebilecei yorumu yaplabilir. Bu kapsamda, derinden rol
yapma srecinin bir bakma alanlardaki duygularn ntr
olmas, yzeysel ve derinden rol yapma arasnda duygusal bir

956

gei olarak nitelendirmesi anlam tad dnlmektedir. Bu


noktadan hareketle, banka alanlarnn gstermeleri gereken
duygular kendi arzular ile iselletirme gayretlerinin, rgtleri
hakknda tam anlamyla olumlu veya olumsuz tutum ve
davranlar yaratmad dnlerek, almadaki bulgular bu
kapsamda yorumlanmtr.
rgt ve rgt ynetimi tarafndan atlan admlar
hakkndaki olumsuz duygu ve dnceler ile ba edebilmek iin
alanlar tarafndan gelitirilen bir savunma mekanizmas olarak
grlen rgtsel sinizmin (Bernerth vd, 2007) rgtler asndan
nemli olduu bilinmekte ve almamzn sonularna gre de,
banka alanlarnn duygusal emeklerinin rgtsel sinizmde
nemli bir etken olduu grlmektedir. Bu nedenle, bankaclk
sektrnde hizmet veren alanlarn, sinik tutum ve davranlar
sergilememeleri iin onlarn duygu durumlarnn gz nnde
bulundurulmas nem arz etmektedir. Dolaysyla sz konusu
sektrde duygusal emein negatif sonularn azaltabilecek
motivasyon aralarnn oluturulmasnn faydal olabilecei
deerlendirilmektedir. Ayrca, insan kaynaklar ynetimi
kapsamnda, banka alanlarnn seim ve yerletirme
faaliyetleri, eitim ve gelitirme sreleri ile performans ve
baar deerlendirmesinde duygusal durumlarndan kaynakl
olumsuzluklarn azaltlmas muhtemel sinik davranlar
nleyerek, rgtn daha etkin ve verimli ilerlie ulamasna
nemli katklar salayabilecektir. Bu balamda, bankaclk
sektr kurulularnn almann bulgu ve sonularn insan
kaynaklar
srelerinin
daha
etkin
yrtlmesinde
kullanabilecekleri ve almann bu anlamda srece olumlu
katklar salayabilecei deerlendirilmektedir.
almamz neticesinde ulalan bulgular ve sonulara
gre, bundan sonra yaplacak aratrmalara zemin hazrlamak ve
yn vermek maksadyla aratrmaclara baz nerilerde
bulunulabilir. Bu kapsamda, almada iki deiken ve alt
boyutlar baznda ele alnan ve oluturulan model, aratrmaclar
tarafndan farkl ncl ve ardl deikenlerle ele alnarak
zenginletirilebilir. Ayrca, duygusal emein gerekli olduu ve
sinik davranlarn sklkla grld deiik meslek dallarnda
(eitim, salk, gvenlik, vb.) alan, nitel ve nicel olarak
farkllatrlm katlmc gruplarla yaplacak benzer almalar,
daha genellenebilir sonulara ve konu hakknda kapsayc meta

957

analizlere dntrlebilir. Elde edilen bulgularn yannda


alma baz snrllklar da iermektedir. Aratrmann
katlmclarnn iki ildeki kamu ve zel bankalarndaki
alanlardan olumas nedeniyle bulgular doal olarak katlmc
zellikleriyle snrldr. Bunlarn yan sra, veriler kiilerin
yalnzca kendi deerlendirmelerini yansttndan, ortak yntem
varyans ve sosyal beenirlik snrllklar, sonularn
deerlendirilmesinde dikkate alnmaldr.

958

KAYNAKA
ABRAHAM, R., (2000), Organizational Cynicism: Bases and
Consequences. Generic, Social, and General,
Psychology Monographs, 126(3): pp. 269-292.
ANDERSSON, L.M., BATEMAN, T.S., (1997), Cynicism in
the Workplace: Some Causes and Effects, The Journal
of Organizational Behavior, 18: pp. 449-470.
ANDERSSON, L.M., (1996), Employee Cynicism: An
Examination Using A Contract Violation Framework,
Human Relations, pp. 1397-1398.
ASHFORTH,
B.E.,
HUMPHREY
R.H.,
(1993),
EmotionalLabor in Service Roles: TheInfluence of
Identity, Academy of Management Review, 18(1): pp.
88-115.
BARRICK, M.R., MOUNT, M.K., LI, N., (2013), The Theory
of Purposeful Work Behavior: The Role of Personality,
Higher-Order Goals, and Job Characteristics,
Academy of Management Review, 38 (1): pp. 132-153.
BASIM, H.N., BEGENRBA, M., YILMAZ, R.C., (2013),
retmenlerde Kiilik zelliklerinin Duygusal
Tkenmeye Etkisi: Duygusal Emein Araclk Rol,
Kuram ve Uygulamada Eitim Bilimleri, 13(3): ss.
1477-1496.
BASIM, H.N., BEGENRBA, M., (2012), alma Yaamnda
Duygusal Emek: Bir lek Uyarlama almas, Celal
Bayar niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi
Ynetim ve Ekonomi Dergisi, 19 (1): ss. 77-90.
BEGENRBAS, M., MEYDAN, C.H., (2012), Duygusal
Emein rgtsel Vatandalk Davranyla likisi:
retmenler zerinde Bir Aratrma, Gazi
niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi,
14(3), ss. 159-181.
BERNERTH J.B., ARMENAKIS A.A.,
FEILD, H.S.,
WALKER, H.J., (2007), Justice, Cynicism, and
Commitment: A Study of Important Organizational
Change Variables, The Journal Of Applied Behavioral
Science, 43(3): pp. 303-326.

959

BLAU, P.M., (1964), Exchange and Power in Social Life, New


York: New York: Wiley.
BRANDES, P., CASTRO, S.L., JAMES, M.S.L., MARTINEZ
A.D.,
MATHERLY,
T.A.,
FERRIS,
G.R.,
HOCHWARTER, W.A., (2008), The Interactive
Effects of Job Insecurity and Organizational Cynicism
on Work Effort Following a Layoff, Journal of
Leadership &Organizational Studies, 14(3): pp. 233247.
BRANDES, P., DAS, D., (2006), Locating Behavioural
Cynicism at Work: Construct Issues and Performance
Implications, Employee Health, Coping and
Methodologies (Edt. Pamela L.Perrewe, Daniel C.
Ganster), JAI Press, New York, pp. 233-266.
BRANDES, P, DHARWADKAR, R., DEAN, J.W., (1999),
Does Organizational Cynicism Matter? Employee and
Supervisor Perspectives on Work Outcomes, Eastern
Academy of Management Proceedings, pp. 150-153.
BRANDES, P.M., (1997), Organizational Cynicism: Its Nature,
Antecedents, and Consequences, Unpublished Doctora
Dissertation, TheUniversity of Cincinnati.
BROTHERIDGE, C., GRANDEY A.., (2002), Emotional
Labor and Burnout: Comparing Two Perspectives of
People Work , Journal of Vocational Behavior, 60: pp.
17-39.
BROWN, M., CREGAN, C., (2008), Organizational Change
Cynicism: The Role of Employee Involvement,
Human Resource Management, 47(4): pp. 667686.
BYKZTRK, ., AKMAK, E.K., AKGN, .E.,
KARADENZ, ., DEMREL, F., (2008), Bilimsel
Aratrma Yntemleri, (Gelitirilmi 2. Bask), Pegem
Akademi, Ankara.
CHAU, S.L. DAHLING, J.J., LEVY, P.E., DIEFENDORFF,
J.M., (2009), A Predictive Study of Emotional Labor
and Turnover, Journal of Organizational Behavior, 30:
pp. 11511163.

960

CHROBOT MASON, D.L., (2003), Keeping the Promise:


Psychological Contract Violations for Minority
Employees, Journal of Managerial Psychology, 18 (1):
pp. 22-45.
COLE, M.S., BRUCH, H., VOGEL, B., (2006), Emotion as
Mediators of The Relations Between Perceived
Supervisor Support and Psychological Hardiness on
Employee Cynicism, Journal of Organizational
Behaviour, 27(4): pp. 463- 484.
DEAN, J.W., BRANDES, P., DHARWADKAR, R., (1998),
Organizational Cynicism, Academy Of Management
Review, 23 (2): pp. 341-352.
DELKEN, M., (2004), Organizational Cynicism: A Study
Among Call Centers, Master Thesis, University of
Maastricht.
DIEFENDORFF, J.M., RICHARD, E.M., (2008), Not All
Emotional Display Rules are Created Equal
Distinguihing Between Prescriptive and Contextual
Display Rules, N.M Ashkanasy, L.C.Cooper (Ed.)
Research Companion to Emotion in Organizations,
U.K.:Edward Elgar Publishings.
DIEFENDORFF, J.M., CROYLE, M.H., GOSSERAND, R.H.,
(2005), The Dimensionality and Antecedents of
Emotional Labor Strategies, Journal of Vocational
Behavior, 66: pp. 339357.
DIEFENDORFF, J.M., GOSSERAND, R.H., (2003),
Understanding the Emotional Labor process: A
Control Theory Perspective, Journal of Organizational
Behavior, 24(8): pp. 945-953.
EATON, J.A., (2000), A Social Motivation Approach To
Organizational Cynicism, Unpublished Doctoral
Dissertation, Graduate Program in Psychology, York
University, Toronto.
ERDOST, E.H., KARACAOLU, K., REYHANOLU, M.,
(2007), rgtsel Sinizm Kavram ve lgili leklerin
Trkiyedeki Bir Firmada Test Edilmesi, 15. Ulusal

961

Ynetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitab,


Sakarya niversitesi, ss. 514-524.
ERICKSON, R.J., WHARTON, A.S., (1997), Inauthenticity
and Depressin: Assessing the Consequences of
InteractiveService Work, Work and Occupations, 24:
pp. 188-213.
FISHER, C.D., ASHKANASY, N.M., (2000), Special Issue On
Emotions In Work Life, Journal of Organizational
Behavior, 21(3): pp. 123-129.
GOULDNER, A.W., (1960), The Norm Of Reciprocity: A
Preliminary Statement, American Sociological
Review, 25: pp. 161-78.
GRANDEY, A., (2003), When the Show must go on: Surface
Acting and Deep Acting as Determinants of Emotional
Exhaustion and Peer-rated Service Delivery, Academy
of Management Journal, 46: pp. 86-96.
GRANDEY, A., (2000), Emotion Regulation in the Workplace:
A New Way to Conceptualize Emotional Labor,
Journal of Occupational Health Psychology, 5: pp. 95110.
HOCHSCHILD, A.R., (1997), The Time Bind: When Work
Becomes Home and Home Becomes Work,
Metropolitan Books, New York.
HOCHSCHILD, A.R., (1983), The Managed Heart:
Commercialization of Human Feeling, Berkeley,
University of California Press.
HOCHSCHILD, A.R., (1979), Emotion Work, Feeling Rules
and Social Structure, American Journal of Sociology,
85(3): pp. 551-75.
ISENBARGER, L., ZEMBYLAS,
S.M., (2006), The
Emotional Labor of Caring in Teaching, Teaching and
Teacher Education, 22: pp. 120-134.
JAMES, M.S., (2005), Antecedentsand Consequences of
Cynicism in Organizations: An Examination of the
Potential Positive and Negative Effects on School

962

Systems, A Dissertation Presentedtothe College of


Business, The Florida State University, pp. 1-145.
JOHNSON, H., SPECTOR, P.E., (2007), Service With A Smile:
Do Emotional Intelligence, Gender, And Autonomy
Moderate The Emotional Labour Process?, Journal of
Occupational Health Psychology, 12: pp. 319333.
JOHNSON, J.L., O'LEARY, K., ANNE, M., (2003), The
Effects of Psychological Contract Breach and
Organizational Cynicism: Not All Social Exchange
Violations Are Created Equal, Journal of
Organizational Behavior, 24: p. 629.
KALAAN, G., (2009), Aratrma Grevlilerinin rgtsel
Destek Alglar ile rgtsel Sinizm Tutumlar
Arasndaki liki, Akdeniz niversitesi, Sosyal Bilimler
Enstits, Yaymlanm Yksek Lisans Tezi, Antalya.
KANTER, D.L., MIRVIS, P.H., (1991), Cynicism: The New
American Malaise, Business & Society Review,
91(77): pp. 57-61.
KARACAOLU, K., NCE, F., (2012), Brandes, Dharwadkar
ve Deanin (1999) rgtsel Sinizm lei Trke
Formunun Geerlilik ve Gvenilirlik almas:
Kayseri Organize Sanayi Blgesi rnei, Business and
Economics Research Journal, 3(2): ss. 77 92.
KAYA, U., ZHAN, .K., (2012), Duygusal Emek ve
Tkenmilik likisi: Turist Rehberleri zerine Bir
Aratrma, alma likileri Dergisi, 3(2): ss. 109-130.
KIFFIN-PETERSEN, S.A., JORDAN, C.L., SOUTAR, G.N.,
(2011), The Big Five, Emotional Exhaustion And
Citizenship Behaviors In Service Settings: The
Mediating Role Of Emotional Labor, Personality And
Individual Differences, 50(1): pp. 43-48.
KIM, H.J., (2008), Hotel Service Providers Emotional Labour:
The Antecedents and Effects on Burnout, International
Journal of Hospitality Management, 27(2): pp. 151-161.
KRUML, S.M., GEDDES, D., (2000), Exploring The
Dimensins Of Emotional Labor: The Heart Of

963

Hoschshilds Work, Management


Quarterly, 14: pp. 8-49.

Comunication

MASTRACCI, S.H., NEWMAN, M.A., GUY, M.E., (2006),


Appraising Emotional Work: Determining Whether
Emotional Labor is Valued in Government Jobs,
American Review of Public Administration, 36(2): pp.
123-138.
MINO, C.E., (2002), Organizational Trust, Organizational
Cynicism and Organizational Commitment During A
Change Initiative, Unpublished Doctoral Dissertation,
Alliant International University, Los Angeles.
MORRIS, J.A., FELDMAN, D.C., (1996), The Dimensions,
Antecedents, And Consequences Of Emotional Labor,
Academy of Management Review, 21: pp. 986-1010.
NAFEI, W.A., (2013), Examining the Relationship Between
Organizational Cynicism and Organizational Change: A
Study from Egyptian Context, Journal of Business
Administration Research, 2(2): pp. 1-12.
NAFEI, W.A., KAIFI, B.A., (2013), The Impact of
Organizational
Cynicism
on
Organizational
Commitment: An Applied Study on Teaching Hospitals
in Egypt, European Journal of Business and
Management, 5(12): pp. 131-147.
NAUS, F., ITERSON, A.V., ROE, R., (2007), Organizational
Cynicism: Extending the Exit, Voice, Loyalty, and
Neglect Model of Employees Responses to Adverse
Conditions in the Workplace, Human Relations, 60 (5):
pp. 683-718.
OWENS, R.G., (1981), Organizational Behavior in Education,
Prentice/Hall International Inc., London.
Z, E.., (2007), Duygusal Emek Davranlarnn alanlarn
Sonularna Etkisi, Beta Yaynlar, stanbul.
ZGEN, I., (2010), Turizm letmelerinde Duygusal Emek,
Detay Yaynclk, Ankara.
ZGENER, ., T, A., KAPLAN, M., (2008), grenveren likilerinde Yeni Bir Paradigma: rgtsel

964

Sinizm, (Editr: M. zdeveciolu ve H. Karadal).


rgtsel Davranta Seme Konular: Organizasyonlarn
Karanlk Ynleri ve Verimlilik Azaltc Davranlar,
lke Yaynevi. Ankara.
ZLER, D.E., ATALAY, C.G., AHN, M.D., (2010),
rgtlerde Sinizm Gvensizlikle mi Bular?,
Organizasyon ve Ynetim Bilimleri Dergisi, 2(2): ss.
47-57.
PARKER, S.K., JOHNSON, A., COLLINS, C., NGUYEN, H..,
(2013), Making The Most of Structural Support:
Moderating Influence of Employees Clarity And
Negative Affect, Academy of Management Journal, 56
(3): pp. 867892.
PARAJON, A.M., (2011), The Impact of Emotional Labor and
Emotional Dissonance on Job Satisfaction, Doctoral
Dissertation on Business Administration, Wilmington
University.
POLAT, M., MEYDAN, C.H., (2010), rgtsel zdelemenin
Sinizm ve ten Ayrlma Niyeti ile likisi zerine Bir
Aratrma, Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri
Enstits Dergisi, ss. 145-172.
PSILOPANAGIOTI,
A.,
ANAGNOSTOPOULOS,
F.,
MOURTOU, E., NIAKAS, D., (2012), Emotional
Intelligence, Emotional Labor, and Job Satisfaction
Among Physicians in Greece, BMC Health Services
Research , 12: p. 463.
RAFAELI, A., SUTTON, R., (1987), Expression of Emotion
as Part of the Work Role, Academy of Management
Review, 12(1): pp. 23-37.
REICHERS, A.E., WANOUS, J.P., AUSTIN, J.T., (1997),
Understanding and Managing Cynicism About
Organizational Change, Academy of Management
Executive, 11 (1): pp. 48-59.
RUPP, D.E., MCCANCE, A.S. SPENCER, S., SONNTAG, K.,
(2008), Customer (In)Justice and Emotional Labor:
The Role of Perspective Taking, Anger, and Emotional

965

Regulation, Journal of Management, 34(5): pp. 903924.


SALAMI, S.O., (2007), Moderating Effect Of Emotional
Intelligence On The Relationship Between Emotional
Labour And Organizational Citizenship Behaviour,
European Journal of Social Sciences, 5 (2): pp. 142
150.
SOHN, H.K, LEE T.J., (2012), Relationship Between
HEXACO Personality Factors and Emotional Labour of
Service Providers in the Tourism Industry, Tourism
Management, 33: pp. 116-125.
STANLEY, D., MEYER, J., TOPOLNYTSKY, L., (2005),
Employee Cynicism and Resistance to Organizational
Change, Journal of Business and Psychology, 19(4):
pp. 429-459.
STEINBERG, R.J., FIGART, D.M., (1999), Emotional
Demands at Work: A Job Content Analysis, The annals
of the American Academy of Political and Social
Science, 561: 177.
SUTTON, R.E., WHEATLEY, K..F., (2003), Teachers
EmotionsandTeaching: A Review of the Literature and
Directions for Future Research, Educational
Psychology Review, 15: pp. 27-358.
TANG, C., SEAL, C.R., NAUMANN, S.E., (2013), Emotional
Labor Strategies, Customer Cooperation and Buying
Decisions, Journal of Management and Marketing
Research, 13: pp. 1-15.
WILKERSON, J.M., EVANS, W.R., DAVIS, W.D., (2008), A
Test of Coworkers Influence on Organizational
Cynicism, Badmouthing and Organizational Citizenship
Behavior, Journal of Applied Social Psychology, 38:
pp. 2273-2292.
WEISS, H.M., CROPANZANO, R., (1996), Affective Events
Theory: A TheoreticalDiscussion Of TheStructure,
Causes And Consequences Of AffectiveExperiences At
Work, Research in Organizational Behavior, 18(1): pp.
1-79.

966

WHARTON, A.S., (1993), The Affective Consequences of


Service Work: Managing Emotions on the Job, Work
and Occupations, 20(2): pp. 205-232.
WHARTON, A.S., ERICKSON, R.J., (1993), Managing
Emotions on the Job and at Home: Understanding the
Consequences of Multiple Emotional Roles, Academy
of Management Review, 18: pp. 457-486.
YANG, F., CHANG, C., (2008), Emotional Labor, Job
Satisfaction And Organizational Commitment Amongst
Clinical Nurses: A Questionnaire Survey, International
Journal of Nursing Studies, 45: pp. 879887.
ZHANG, Q., ZHU, W., (2008), Exploring Emotion in
Teaching: Emotional Labor, Burnout and Satisfaction in
Chinese Higher Education, Communication Education,
57 (1): pp. 105-122.

967

968

IV. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Yakup BULUT
Trkiye ve Avrupa Birlii Srecinde Yeni ve Farkl Bir
Yaplanma: Avrupa Birlii Bakanl
Yrd. Do. Dr. Ahmet Bora TARHAN
Ar. Gr. Erhan EZC
Trkiye Cumhuriyetinde Yaplan nemli dari Reform
almalar zerine Bir Analiz
Ar. Gr. Fevzi KAYA
Trk Kamu Ynetiminde Etik Sorunlar: Kamu Grevlileri Etik
Kurulu Faaliyet Raporlar zerinden Bir Analiz
Yrd. Do. Dr. Mustafa LAMBA

969

970

TRKYE VE AVRUPA BRL SRECNDE YEN


BR YAPILANMA: AVRUPA BRL BAKANLII
Ahmet Bora TARHAN
Erhan EZC
ZET
Kreselleme ile birlikte uluslararas iletiim ve ulam
artt, bu durumun ulusal snrlarda bir anmaya yol at,
ulusst rgtler ve ok uluslu irket yaplarnn ortaya
kmasnn da bu sreci destekledii ifade edilmektedir. Bu
gelimelerin sonucunda ulus devlet ve egemenlik kavramnn
dnme urad ve artk eski snrlarn ve egemen anlamnn
ortadan kalkt ifade edilmektedir. Bu tartmalar Trkiyede de
sklkla dile getirilmekte ve tartlan konularn banda
gelmektedir. Bu srete Dnya Bankas, IMF, Avrupa Birlii
gibi uluslararas kurumlarn etkisini de bu tartmalar iinde
nemli bir konuma sahiptir.
Bu almann kendisinden nce yaplm olan
almalardan farklln bu tartmay 2011 ylnda kurulmu
olan Avrupa Birlii Bakanl ekseninde gerekletirecek olmas
oluturmaktadr. 1960l yllardan itibaren Trkiyenin iliki
iinde olduu, Trkiyenin devlet yaplanmas ve mlki
idaresinde nemli deiikliklerin olumasnda etkili olan Avrupa
Birliinin, bir bakanlk dzeyinde rgtlemesi ve Trk kamu
ynetimi iinde byle bir rgtlenmenin neden oluturulduu ve
byle bir yapya neden ihtiya duyulduu alma iinde ele
alnacak ve cevaplanacak temel konular oluturacaktr
TURKEY AND A NEW CONSTRUCTION IN THE
EUROPEAN UNION PROCESS: MINISTRY FOR
EUROPEAN UNION AFFAIRS
ABSTRACT

Adnan Menderes niversitesi Ske letme Fakltesi, tarhanbora@yahoo.com


Uak niversitesi BF, erhan.ezici@usak.edu.tr

971

It is mentioned that communication and transportation


have increased with the help of globalization, this situation has
resulted in corruption in national borders, the emergence of
supra-national organizations and multi-national corporate
structure has supported this period. It is explained that at the end
of these developments, the concepts of national state and
sovereignty have changed and elder borders and meaning of
sovereign have been removed. These discussions find voice in
Turkey frequently and are they are the main discussion subjects.
Within this period, the effects of international organizations such
as World Bank, IMF and European Union have an important
position for these discussions.
The difference of this study from the previous studies is
the fact that this discussion shall occur within the axis of the
Ministry for EU Affairs which was established in 2011. The
management of the relations with European Union which is in
relationship with Turkey beginning from 1960s and is effective
for the significant changes in territorial administration by a
corporation in ministry level, the reason why such an
organization was established within Turkish public
administration and why such a structure was needed shall
generate the fundamental subjects to be discussed and replied
within this study
GR
Ortaya ktklar dnemden itibaren sk bir iliki iinde
olan ve paralel olarak ele alnan devlet-egemenlik kavram
ilikisi gnmzde hala tartlmaya devam etmektedir. lk
alardan gnmze devlet, otorite, iktidar, egemenlik vb.
kavramlar, topluma hkim olan ve onlar yneten gler iin
tartlm ve her dnemin kendi koullarna ve siyasi hayatna
gre farkl ekillerde anlamlandrlmtr. Feodal sistemin
kmesi, mparatorluk dnemleri, Fransz ihtilali sonras, ulus
devlete gei sreci ve gnmz ulus devletlerin andnn
ifade edildii srete bu kavramlar ayn olmasna ramen,
nitelendirildikleri anlamlarn ierii farkl olmutur.
Gnmzde ise ulus devlet yapsnn and, tarihin
sonunun geldii tezleri dile getirilmektedir. Kreselleme ile
birlikte uluslararas iletiim ve ulam artt, bu durumun ulusal

972

snrlarda bir anmaya yol at, ulus st rgtler ve ok uluslu


irket yaplarnn ortaya kmasnn da bu sreci destekledii
ifade edilmektedir. Bu gelimelerin sonucunda ulus devlet ve
egemenlik kavramnn dnme urad ve artk eski snrlarn
ve egemen anlamnn ortadan kalkt ifade edilmektedir. Bunun
en nemli nedenlerinden birisini devletlerin iinde yer aldklar
uluslararas rgtler bnyesinde oluturulan yeni yaplar
oluturmaktadr. Uluslararas ya da blgesel rgtlenmeler
iinde yer alan ulus devletler, egemenlik haklarnn bir ksmn
iinde yer aldklar bu rgte devretmekte ve rgt yaps iinde
yer alma doal olarak bu rgtn alaca kararlara uyma
zorunluluunu ortaya karmaktadr. ye devlet zaten bu
koullar gz nnde bulundurarak ilgili rgt yaps iince yer
almaktadr.
Bu yaplardan birisini de Avrupa Birlii
oluturmaktadr. kinci Dnya Sava sonras Avrupa Kmrelik Topluluu olarak oluturulan ve Avrupa Ekonomik
Topluluu yaps olarak genileyen birlik, 1992 Maastrict
Anlamas sonrasnda Avrupa Birlii adn almtr. Oluturulan
birlik sonucunda siyasal ve ekonomik birok kararn ortak
alnmas, ye lkelerin ya da ye olacak lkelerin birliin ortak
mktesebatna uyum zorunluu vb. gibi nedenler, lkelerin
belirli artlar yerine getirme zorunluluunu ortaya
karmaktadr.
Bu almada da bu kavram AB Bakanl asndan ele
alnacaktr. nk bu rgt ile yelik mzakerelerini yrtecek
olan kurumun, bu srete etkili olacak politikalar rettiini ve
reteceini sylemek herhalde yanl olmayacaktr.
1. TRKYENN AB SREC
Trk kamu ynetimi yapsnn zellikle Tanzimat
Fermannn ardndan Bat ile olan ilikilerinin arttn ve idari
anlamda Batnn Trk kamu ynetimi zerinde birok etkisinin
olduu tartmaszdr. Burada Bat ile kastedilen doal olarak
Avrupadr. zellikle 1960 yllarda Avrupa Ekonomik
Topluluu (AET) ile balayan ilikiler ve imzalanan ortaklk
anlamas ile balayan sre, 1987de tam yelik bavurusu ile
devam etmi ve bu tarihten itibaren AET yani bugnk adyla
Avrupa Birlii ile ilikiler artarak devam etmitir.

973

Trkiye ve Avrupa Birlii arasndaki bu iliki ile


Trkiyenin Avrupa Birliine bakn ekillendiren etkenler
balk altnda toplanmaktadr. lk olarak tarihsel ve ideolojik
etkenler Osmanl Devletinin kurulu yllarndan itibaren yzn
Batya dndn, Avrupadaki gelimelere Doudaki
gelimelere gre daha fazla nem verdiini ve bu srecin
19.yzyldan itibaren Avrupal olma hedefine dntn ve
adalama ile e anlaml olarak ifade edilmitir. Bu durum
Cumhuriyet dneminde de devam etmi ve Trkiye Batl
devletler ile ilikilerin sk tutulmasna zen gstermitir. kinci
olarak ekonomik etkenin, Trkiyenin Avrupadan kendi lehine
bekledii ekonomik karlar olduunu syleyebiliriz (Erhan ve
Arat, 2008: 813). Ekonomik karlar olarak ortak pazar, serbest
igc dolam, hibe ve krediler, karlkl gmrk anlamas vb.
gibi gittike artan biimde gelitiini sylememiz gerekir.
Nitekim Kongarda Trkiyenin Bat ile tam btnlemesinin
AET ile olduunu ve 1963 ylnda imzalanan Ortak Pazar
anlamasyla gerekletiini savunmaktadr. Fakat Kongara
gre, Trkiyenin AET iinde yer alma isteinin arkasndaki
temel amacn ekonomik olmaktan ok siyasal nitelik tadn
belirtmektedir (Kongar, 2005: 495). Son olarak ifade etmememiz
gereken siyasal etken ise i politika da yarataca etkiler ve d
politikada yarataca etkiler olarak ele alnmtr. politikada
Avrupa ile gelitirilen ilikiler iktidarn bir baars olarak ele
alnmakta; d politikada ise zelikle 1960l yllarda Yunanistan
ile rekabetin etkileri grlmektedir (Erhan ve Arat, 2008: 814).
Bu srecin nitelii ilerleyen dnemlerde farkl niteliklere
brnmtr.
Yukarda da ifade edildii gibi tarihsel ve ideolojik
etkenlerin yannda ekonomik ve siyasal etkenlerde nemli rol
oynamaktadr. Bu durum sadece Trkiye-AB ilikilerinde deil,
AB ve benzeri rgtlerin olumasnda gze arpmaktadr.
rnein AB yaplan bir snflandrmada hkmetlerin temsil
edildii uluslararas nitelikli rgtler bal altnda, entegrasyon
hareketleri kapsamnda ele alnmaktadr. Entegrasyon
hareketleri, entegrasyon amacna ynelik faaliyet gsteren ve bu
amaca ulaan rgtler olarak tanmlanmaktadr. Bu kapsamda ele
alnan AB, gnmz uluslararas rgt sistemi iinde siyasi ve

Hkmetlerin temsil edildii ve edilmedii uluslararas nitelikli aktrler iin


bkz (Snmezolu, 2005: 33-64).

974

ekonomik zellikleriyle dikkati ekmektedir (Snmezolu, 2005:


59-60). Farkl bir snflandrmada ise ekonomik etken zerinden
yaplmaktadr. Bu snflandrmaya gre gelimi ve az gelimi
olarak gruplandrlan lkeler, dnya ticaretini gelitirmek iin iki
farkl model benimsemektedirler. Bunlardan ilki GATT
anlamasnda olduu gibi mmkn olduunca fazla lke
arasndaki ticaret snrlandrmasnn dzenlenmesini ngren
evrensel yaklamdr. Bir dieri ise, evrensel yaklama gre
daha snrl nitelikte, belirli bir corafi blgeyi kapsayan lkeler
arasndaki ticaret dzenlemelerini veya serbestletirilmesini
ierir. Bu duruma blgesel btnleme ya da ksaca
blgeselleme denmektedir. Bu duruma rnek olarak ise AB
verilmektedir. Bu noktada unu da belirtmemiz gerekir ki, daha
nce de belirttiimiz gibi AB ekonomik zellikleri yannda
siyasal niteliklere de sahip bir oluum zellii tamaktadr
(Kutlu, 1999: 181).
Trkiyenin AB ile olan ilikisi 1959 ylnda AETye
ortaklk iin bavuru ile balam, 1963 ylnda ise ortaklk
anlamas imzalanmtr. Sre 1970 ylnda katma protokoln
imzalanmasyla devam etmitir. Bu sre iinde ilikilerde belli
aralklarda souma dnemleri olsa da sre zamanla tekrar iler
hale gelmitir. 1987 ylnda Trkiye, AETye tam yelik iin
bavurusunu yapm, 1995 ylnda ise Gmrk Birlii
Anlamasn imzalamtr. 1998 ylnda ilk kez yaymlanan
lerleme Raporlar gnmze kadar olan srete yaymlanmaya
devam etmitir. 1999 ylnda Helsinki Avrupa Konseyi Zirve
Toplantsnda Trkiyeye Adaylk stats tannmtr. 2004
ylnda ise Avrupa Komisyonu, mzakere srecinin balamas
tavsiyesinde bulunmu, 2005 ylnda mzakereler balamtr
(AB Bakanl, 2014a). Sre gnmzde de devam etmektedir.
2. DEVLET VE KLASK EGEMENLK KAVRAMI
Devlet kavram ortaya kt dnemden beri
tartlmakta ve birok farkl tanm ile devlet anlamlandrlmaya
allmaktadr. Devlet asndan ortaya atlan bu tanmlardan her
birisi, devletin farkl zeliklerine vurgu yapmakta, farkl
niteliklerini daha nemli olarak kabul etmektedir. Bir toplumsalsiyasal olgu nitelii ile devlet, ortaya kndan bu yana ilk bilim
dallar ve disipline olan felsefe, tarih ve hukuk; sonralar ise

975

devlet kuram, ekonomi politik, siyaset bilimi, sosyoloji, kltrel


antropoloji gibi grece yeni ortaya kan yeni bilim dallar
tarafndan da incelenmi ve aklanmaya allmtr. Bu
tanmlama almalarna farkl siyasal ideolojiler tarafndan
yaplan aklamalarda eklendiinde devlet, herkes tarafndan
benimsenebilecek ve zerinde uzlama salanabilecek bir
kavram olmaktan uzaklaarak, bir tanma sdrlamayacak bir
kavram niteliine brnmtr (Sezen vd., 1998: 64).
En genel tanm ile ele alnacak olursa devlet; bir
toplumu (halk, ulus), bir arazi parasn (lke) kuatan ve o
kuatmda egemenlik tekeline sahip, en stn kurumsal rgt
(Sezen vd., 1998: 64) biiminde ifade edebiliriz. Bu tanmn,
devletin tanmlanmasnda en ok benimsenen ve kullanlan
Georg Jellinekin 1900 ylnda yaynlanan Allgemeine
Staatslehre almasnda yer alan unsur teorisine referans
verdiini belirtmemiz gerekmektedir. Devletin birinci unsurunu
oluturan insan topluluu hukuki olarak millet olarak adlandrlr.
kinci unsuru oluturan toprak, devlet tanmlamasnda lke
olarak kabul edilir. Devletin nc unsuru olarak kabul edilen
iktidar kavram ise, bu tanmlamada egemenlik olarak ifade
edilmitir (Gzler, 2011: 360). Bu unsur kullanlarak, eitli
kombinasyonlarla farkl devlet tanmlar yaplabilir. Burada
dikkat edilmesi gereken noktalar, unsurun birlikte
kullanlmas gereklilii; bu unsurun birlemesi ile oluan
devletin, kendisini oluturan bu unsurlarn dnda onlardan
bamsz bir varla sahip olduu, bu nedenle bunlardan herhangi
birisine indirgenemeyecei ve bu unsurun ayn derece nemli
olduu oluturmaktadr (Gzler, 2011: 360-361). Nitekim
birisine atfedilen nem dier unsurlarn geri plana dmesine yol
aacak ve unsurun oluturduu dengeli birlik sarslacaktr.
Devletin bu gibi tanmlar yannda, yukarda da
belirttiimiz gibi farkl zelliklerini ne karacak
tanmlamalarda yaplabilmektedir. rnein; devlet, belirli bir
insan topluluunun, belirli bir toprak paras zerinde egemen
olmasyla oluan, hukuki kiilie sahip devaml bir tekilattr
(Gzler, 2011: 362). Grlecei zere, yukarda ifade ettiimiz
unsura ek olarak devletin; tekilatlanma zellii, hukuki
kiilie sahip olmas ve devamllk zellii dikkati ekmektedir.
Max Weberin devlet tanm da, bu rnekte olduu gibi devletin
farkl zelliklerine vurgu yapmaktadr. Webere gre devlet,

976

toplum zerinde hkimiyet kuran, iradesi kabul ettirebilmek iin


fiziki g kullanma tekeline sahip, kalc ve srekli bir
rgtlenmedir (Vergin, 2010: 32). Grld gibi bu tanmda da
devletin fiziki g kullanma tekeline sahip olmas, kalc ve
srekli olmas gibi farkl zelliklerine vurgu yaplmtr.
Yukardaki tanmlamalar ve siyasal ideolojilerin farkl tanmlar
gz nne alndnda, zerinde uzlalan ortak bir devlet tanm
yaplamasa da; belirli zelliklerin ne karld, farkl noktalara
vurgu yaplan devlet tanmlamalar yaplabilmektedir. Fakat bu
tanmlamalar ne kadar farkl olursa olsun ortak baz zellikler
tadklar gze arpmaktadr. Bu zelliklerde hi kukusuz baat
konumda olan ise egemenlik kavramdr. Bu nedenle bu
kavramn gemiten gnmze izledii seyir, devlet ile paralel
olmu ve kavramn devlet iinde konumlandrlmas birok yazar
ve dnr tarafndan tartlan nemli bir konu olmutur.
Egemenlik kavram da devlet kavramnda olduu gibi farkl
noktalara vurgu yaplarak, birbirlerinden farkl tanmlar
yaplabilmektedir. Literatrde genellikle Orta adan balatlan
egemenlik tartmalar gnmze kadar gelmektedir.
Egemenlik kavram, ortaan son dnelerinde ortaya
km ve 19. Yzyla kadar sregelmi Kilise, Aristokrasi,
Krallk ve Burjuvazi arasndaki g ve iktidar mcadelesini
aklamak iin kullanlan siyasal iktidar kavramndan daha genel
ve geni bir ifadedir (etin, 2011: 39). Bu kavram, Fransa krallar
tarafndan lke iinde kendi iktidarlarna kar rakip olabilecek
bir gc, lke dnda da kendilerinden stn bir devleti
tanmadklarn ifade eden bir kavramdr olarak kullanlmtr
(Kapani, 1992: 46).
Egemenlik kavramn, en stn iktidar eklinde
tanmlayan Machiavelli iken, kavramn genel tanmn yaparak
sistemletiren ve teori haline getiren ise Fransz hukuu Jean
Bodindir. Thomas Hobbes ise toplum szlemesi ekseninde
egemenlik dncesini daha yetkin bir ekilde kullanm ve
snrsz bir g olarak tanmlamtr. Bodin ile balayp, Hobbes
ile snrsz bir g haline gelen kavram, mutlak, snrsz, tek,
blnemez ve devredilemez niteliklerle tasvir edilmitir. Bu
anlamda klasik egemenlik anlaynda devlette tek bir egemen
g olmaldr (enel, 1996: 315; Aaoullar ve Kker, 2000:
207). Egemenlik kavram bugne anlamda kullanlmtr;

977

1. Egemenlik devlet kudretinin hibir snr tanmayan,


stn olma zelliidir,
2. Egemenlik devlet gcnn kendisidir, devlet gcnn
ierisinde yer alan yetkilerin tmdr.
3. Egemenlik, devletin banda bulunan, devlet gcn
elinde bulunduran ahszn sahip olduu iktidardr (zman, 1964:
58).
Gnmzde ise egemenlik kavram daha ok bir kurucu
unsur olarak lke ve halk ile birlikte yer alan hukuksal ve siyasal
bir ilke olarak kabul grmektedir. Bu ilke erevesinde
egemenlik teorisi i egemenlik ve d egemenlik olarak iki
farkl boyutta ele alnabilir.
egemenlik devletin lkesi zerindeki fert ve
topluluklara kar stn bir otoriteye yani mutlak hkmetme
yetkisi olarak tanmlanabilir Bu anlamda kendi snrlar
ierisinde devletin son sz syleme yetkisi olarak ifade
edilmektedir (Hoffman, 1998: 16; Hinsley, 1966: 26). Bylece
devlet iktidar ieride en stn, mutlak, snrsz, blnmez,
devredilemez ve tek g olma zelliine sahiptir (Arslanel ve
Erycel, 2013: 26-27).
D egemenlik ise siyasal anlamda bir devletin dier
devletlerle olan ilikilerinde hibir devlete bal ve tabi
olmamas, hukuki anlamda ise devletlerin birbirine eit olmasn
ifade etmektedir. Dolaysyla devletler uluslararas sistem
ierisinde eit bir biimde bamsz aktrler olarak yer alacak ve
normatif anlamda birbirlerine mdahale edemeyeceklerdir. Bu
durum devletlerin i ilerine karmama zorunluluunu
beraberinde getirmektedir (zman, 1964: 59; Brownlie, 1995:
287). D egemenlik balamnda egemenlik anlay Otuz Yl
Savalarnn ardndan yaplan Westphalia Bar Antlamas ile
literatre girmitir. Bu anlama sonras devletlerin zerinde yer
alan ve onlarn ilikilerini dzenleyen hibir otorite tannmam,
papalk bu srete bir otorite ve g olarak dlanmtr. Devletler
artk kendi yasalar dorultusunda hareket eden, kendi siyasal ve
ekonomik karlarn gzeten, bunun iin dier devletlerle
ittifaklar kurabilen bamsz ve eit rgtler olarak sistem
ierisinde yer alacaktr (Sander, 1990: 90). Egemenliin
demokratik boyutu ise Fransz ihtilali sonras ortaya kan
ulusal egemenlik kavram ile mmkn hale gelmi, egemenlik

978

btnyle insanlara verilmitir. Bu kavram sayesinde modern


devletin ulus devlet ile zdelemesi mmkn olmu, ulus
devletin meruluk kayna haline gelerek merkezi bir konuma
ykselmitir (Gze, 2007: 220; aylan, 2003: 45).
3. KLASK EGEMENLK ANLAYIINDA DNM
Kreselleme kavram, bata iletiim, bilgi ve ulam
olmak zere, uluslar arasndaki mesafelerin nemini yitirdii ve
insani gndem ve ilgilerin dnyalamas sreci olarak
deerlendirildiinde (Erdoan, 2002: 27), etkileri itibariyle
kresellemenin hem ulus devletle hem de egemenlik kavramyla
ilgili ok nemli sonular ortaya kard grlmektedir.
Kreselleme srecinde yaanan birok gelime
devletlerin egemenlik alann snrlandrp, demokratik nitelikler
ortaya karrken egemenlik kavramnda kkl bir dnm
beraberinde getirmitir. Bu dnm ilk olarak devlet yetkilerini
merkez ile yerel arasnda bltren federalizm ile balam,
kuvvetler ayrl ilkesi ile birlikte klasik egemenlik anlaynn
teklii, mutlakl ve blnemezlii ilkeleri sarslmtr. 19.
Yzyln polis devleti anlaynn 20. Yzylda hukuk devleti
anlayna brakmasyla birlikte hukuka bal ve snrl bir
egemenlik anlay ortaya km, ayn srete sivil toplum
kurulularnn ulusal ve uluslararas arenada boy gstermesi,
karar alma srelerinde etkin bir tol oynamalarn salayarak
devletin tm eylem ve ilemlerinde taleplerinin daha fazla
dikkate alnmasn salam, bu anlamda devletin mutlak
egemenlik anlayn daraltmtr. zellikle II. Dnya Sava
sonras devletler askeri, siyasal ve ekonomik nedenlerle
uluslararas kurululara katlarak, egemenliklerinin bir ksmn
snrlandrmak suretiyle kurulan bu st kurululara devretmek
zorunda kalmlardr (Arslanel ve Erycel, 2013: 34). Bu
durumun bir sonucu olarak egemenlik kavram mutlak olma
zelliini yitirmi, zellikle d politika konularnda devletlerin
egemenlik yetkilerine nemli snrlamalar getirilmitir.
4. BR RGTLENME BM OLARAK AVRUPA
BRL ZELNDE EGEMENLK KAVRAMI

979

Uluslararas hukuk, 20. Yzyln ilk yarsna kadar


klasik egemenlik anlayn korumu, devletlerin bu anlamda
egemenlik anlaynda snrlamaya gidecek herhangi bir
rgtlenme anlay gelitirmemitir. Ancak II. Dnya Sava
sonras bozulan ekonomik durum iktisaden birbirine rakip olan
lkeleri ibirliine yneltmi, egemenlik fikri de hem dnyada
hem de Avrupa rgtlenme sreci ierisinde yeniden
sorgulanmaya balanmtr. Bu balamda kurulan Birlemi
Milletler ve zellikle Avrupa Topluluu, bu kurululara ye olan
devletlere bata kanma mkellefiyeti olmak zere baz
ykmllkler getirmitir (Meray, 1979: 250-255).
Gnmzde egemenlik kavram halen devletin dsal
g ile snrlanamaz yetkileri olarak tanmlansa da yaanan bu
gelimelerle birlikte gnmzde ekonomik bamlla paralel
olarak gelien uluslararas ve blgesel rgtler askeri ve siyasi
bamllklar da ortaya koymu, devletler egemenlik yetkileri ile
atan politikalar izlemek zorunda kalmtr. Dolaysyla
devletler ye olduklar uluslararas kurumlarn, rgtlerin ve
ittifaklarn aldklar kararlar dorultusunda hareket etmek ve
mttefiklik ilikisi kurduklar devletlerin politikalarn
desteklemek zorunda kalmaktadrlar (Ar, 2002: 487-490).
ki kutuplu sistemin sona ermesiyle birlikte oluan yeni
yaplanma ile birlikte Avrupa Topluluunun ekonomik
entegrasyon srecinin tamamlanm olmas ye devletler
arasnda siyasal bir yaplanmay desteklemitir. Siyasal
yaplanma 7 ubat 1992 tarihinde imzalanan ve 1 Kasm 1993
tarihinde yrrle giren Maastricht Antlamas ile gereklemi
ve btnleme sreci balamtr. Bu srete ekonomi, d
politika, gvenlik, savunma, adalet ve iileri konularnda ortak
tutum, tavr, mevzuat btnl amalanmtr. Bu anlamda
Uluslar st blgesel yaplanmann en nemli rneklerinden biri
olan Avrupa Birlii, ye devletlerin egemenlik yetkilerinin belirli
bir blmn kuruluun ilgili organlarna devredilmesi ve bu
alandaki egemenlik yetkisinden vazgeilmesi yoluyla ortaya
km, bu anlamda kendisine has yeni bir hukuk dzeni
yaratmtr. ye devletler bylece egemenlik yetkilerinin bir
ksmnda feragat etmi, geleneksek devlet ve klasik egemenlik
anlayndan uzaklamlardr.

980

5. TRKYE LERLEME RAPORLARI


Trkiye-AB
likileri
srecini
izleyeceimiz
belgelerden en nemlilerini lerleme raporlar oluturmaktadr.
Bu raporlarda Trkiyenin AB ile ilikilerini yrten kurumsal
yapnn oluturulmas sreci ile ilgili nemli ipular
barndrmaktadr. lerleme Raporlarndaki grler aadaki
gibi zetlenebilir.
- 2000 lerleme Raporu: Bu raporda Trkiye ve AB
ilikileri ile ilgili olarak katlm amacna ynelik olarak AB
koordinasyonunun glendirilmesinin, yrtme yapsnda
nemli bir deiiklik olduu dile getirilmektedir. Bu erevede
Trkiye-Ab ilikileri ile ilgili btn hkmet ilerinin etkin
olarak koordine edilmesi amacyla AB Genel Sekreterliinin
kurulmas ve teknik ve ekonomik konularda bakanlklar aras
egdm salayacak AB Ekonomik ve Teknik Koordinasyon
Konseyinin kurulmas olumlu gelimeler olarak ele alnmtr
(AB Bakanl, 2000: 10).
- 2001 lerleme Raporu: Bu ilerleme Raporunda
Trkiye-AB ililileri ile ilgili olarak ynetimde deiiklikler
yapldna vurgu yaplmakta ve yaklak bir yl nce kurulan AB
genel sekreterlii ile ilgili olarak deerlendirmeler
yaplmaktadr. Bunlara ek olarak kamu kurum ve kurulularnn
Ulusal Programdaki ykmllklerini yerine getirebilmek iin
eitli idari dzenlemeler yapmalarnn gereklilii, kara alma
srecinde AB boyutunu da dikkate almalar gereklilii dile
getirilmitir. Ayrca AB almalarn dzenlemek ve koordine
etmek amacyla bakanlklar aras dokuz komite kurulduu ve
baz bakanlklarn ABye katlm ncesi srele ilgili grevlerini
yerine getirmek iin yeniden yaplandrld belirtilmektedir
(AB Bakanl, 2001: 13-15).
- 2002 lerleme Raporu: Bu raporda AB Genel
Sekreterliinin, AB Mktesebatnn stlenilmesine ilikin
Ulusal Programn ve katlm ncesi stratejinin uygulanmasndaki
roln daha da pekitirildiinden bahsedilerek, AB Genel
Sekreterliinin
gerekletirdii
olumlu
faaliyetlerden
bahsedilmektedir (DPT, 2002: 12-13).
- 2004 lerleme Raporu: 2004 yl raporunda AB Genel
Sekreterliinin, AB norm ve standartlarna uyum salanmas, bu
faaliyetlerin desteklenmesine ilikin mali ibirliinin

981

programlanmasnda yrtt koordinasyon grevine devam


ettii belirtilmektedir. Fakat bu raporda, AB Genel
Sekreterliinin sahip olduu insani ve idari kaynaklarn grevini
yerine getirmek iin yeterli olmad ynnde kayglar dile
getirilmitir (AB Bakanl, 2004: 16).
- 2005 lerleme Raporu: Bu raporda dnemin
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakan Ali Babacann
Bamzakereci olarak Babakan tarafndan tayin edildii ve
dorudan Babakana bal olan Bakan Babacann AB genel
Sekreterlii kurumundan sorunlu olduu belirtilmitir. Bu
noktada Babakann AB Genel Sekreterliinde yapsal
deiiklikler
gerekletirilecei
v
personel
saysnn
artrlacana ilikin aklamalar olduu ifade edilmitir (AB
Bakanl, 2005: 13-14).
- 2006 lerleme Raporu: 2006 yl raporu AB
Bamzakerecisi ve mzakere heyeti ile ilgili verdikten sonra,
AB Genel Sekreterliinin siyasi kriterlere uyum, mali ibirlii
ve Ekim 2005ten itibaren fasllarn tarama ve mzakere
srecinde egdm grevini stlendii belirtilmektedir. Dikkati
eken bir nokta, son iki ylda olduu gibi bu raporda da AB Genel
Sekreterliinin, yrtt grevlere ve tad sorumlulua
dikkat ekilerek personelinin ve mali kaynaklarnn
glendirilmesi gerektii, bu konuda snrl ilerleme saland
ifadelerinin yer almasdr (AB Bakanl, 2006: 5).
- 2007 lerleme Raporu: 2007 yl raporunda AB Genel
Sekreterliinin Dileri Bakanlna balanmas ve
koordinatr rolne ilikin bilgiler verilmitir. Fakat yine
vurgulanan nokta personel ve mali kaynak yetersizlii
konusundaki ilerlemelerde snrl kalnmasdr (AB Bakanl,
2007: 6).
- 2008 lerleme Raporu: 2004 yl ilerleme raporundan
beri dile getirilen AB Genel Sekreterliinin personel durumunun
ve kaynaklarnn yetersizlii bu planda da dile getirilmitir.
Ayrca Kamu Ynetimi yaplanmasnda brokratik ilemlerin
azaltlmas, ynetimin sadeletirilmesi; profesyonel, bamsz,
hesap verebilir, effaf ve liyakate dayal bir kamu hizmetinin
gelitirilmesi tavsiye edilmektedir (AB Bakanl, 2008: 6-9).
- 2009 lerleme Raporu: Son be yldr yaplan
eletirilerin aksine bu planda AB Genel Sekreterlii bnyesinde

982

yaplan personel saysnn artrlmas konusu ve kuruma yeni bir


Genel Sekreter atanmas konusu vurgulanmtr. Ele alnan bir
dier konu, AB Genel Sekreterliinin Bamzakereciye
balanmas ve sorumluluklarnn artrlmasdr. Raporda bu yeni
yaplanma tarznn etkinlii artraca beklentisi belirtilmitir.
(AB Bakanl, 2009: 9).
- 2010 lerleme Raporu: Bu raporda Bamzakerecinin
katm mzakereleri iin Bakanlklar aras koordinasyonu
glendirdii ifade edilmektedir. Ayrca AB katlm sreci ile
ilgili olarak TBMMnin zel bir yasama usul benimsememi
olmas eletirilmektedir. Bu eletirilere karn Reform zleme
Grubu almalar ve Anayasal Deiiklikler olumlu gelimeler
olarak deerlendirilmitir (AB Bakanl, 2010: 9).
- 2011 lerleme Raporu: 2011 yl Raporunda
Trkiyede yeni bakanlklar kurulduu ve bunlardan birisinin de
AB Bakanl olduu ifade edilmitir. Bu gelime Trkiyenin
ABye
katlma
kararllnn
srdrlmesi
olarak
yorumlanmtr. Bakanln kurulmas ile personel saysndaki
arta da dikkat ekilmitir (AB Bakanl, 2011: 10,82).
Grld zere 2004 ylnda itibaren AB Genel
Sekreterliinin personel kapasitesi ve kaynaklarnn yetersizlii
hakkndaki eletiriler 2009 ylna kadar srarla vurgulanm, 2011
ylndaki AB Bakanlnn kurulmas, personel saysnn
artrlmas ve kaynak kapasitesi hakkndaki gelimeler, olumlu
olarak deerlendirilmitir. vgne gre, 2011 ylnda kurulan
yeni bakanlk yaplarnn; 2009 lerleme Raporunda bahsedilen
kamu ynetiminde bir sadeletirme ilemi yaplmas gereklilii
kapsamnda bir sadeletirme olarak deerlendirmek mmkndr
(vgn, 2011, 264).
6. AB BAKANLII
Daha nce de ksaca bahsettiimiz gibi 1960l yllardan
itibaren AETyle balayan ilikiler, zellikle 2000lerden sonra
Trk kamu ynetimi zerinde nemli deiikliklerin ortaya
kmasna neden olmutur. ABnin etkisiyle yrrle konan
yasalar ve yaplan reformlar Trk kamu ynetiminde kurumsal
deiikliklere de yol amtr. Bunlardan biriside 2011 ylnda
oluturulan Avrupa Birlii Bakanldr. Yukarda da

983

akladmz gibi 2004 ylndan AB Bakanlnn kurulduu


2011 ylna kadar, Trkiye-AB ilikilerini yrten kurumsal yap
hakknda zellikle personel ve kaynak yetersizlii konusunda
eletiriler
getirilmi,
bunlar
gelitirilmesi
gerektii
vurgulanmtr.
1959 ylnda toplulua yaplan ortaklk bavurusu ile
balayan ilikiler, 1963 ylndan yelik koullar gerekleinceye
kadar geerli olacak bir anlama olan Ankara Anlamasyla
srdrlmtr. Bu anlama hazrlk dnemi, gei dnemi ve
nihai dnem olmak zere dnem ngrmtr. Oluturulan
ortaklk erevesinde karar alacak kurum olarak Ortaklk
Konseyi oluturulmutur (AB Bakanl, 2014b). Bu dnemdeki
gelimeler kinci Be Yllk Kalknma Plannda da ele alnm,
Trk ekonomisinin kalknmas ve btnl ile ilgili gerekli
tedbirlerin alnmasndan bahsedilmitir. Bu amalarn
gerekletirilmesine ynelik olarak planda, eitli kurulular
tarafndan yrtlen hazrlk ve inceleme almalarnn Devlet
Planlama Tekiltnn ynetiminde koordine edilmesi ve daha
etken bir ekilde dzenlenmesi salanacaktr ifadelerine yer
verilmitir ( DPT, 2014: 123). Bu noktada lkin 1980 ylnda
yaplan almasnda, DPTnin koordine edecei hibir aratrma
bulunmadndan, bizzat kendisinin aratrma yapmaya
yneldiini belirtmektedir (lkin, 1980: 191).
2000li yllar, AB srecinde ilikilerin yrtlmesi
amacyla kurumsal yaplarn oluturulduu bir sreci temsil
etmektedir. Bu konuda kurulan ilk kurumsal yap, 27 Haziran
2000 tarihinde 4587 Sayl Avrupa Birlii Genel Sekreterlii
Tekilt ve Grevleri Hakknda Kanun ile oluturulan Avrupa
Birlii Genel Sekreterliidir. Kurumun kurulu amac ilgili
kanunda Trkiyenin Avrupa Birlii yeliine
hazrlanmasna ynelik almalar erevesinde kamu kurum ve
kurulularnn yapacaklar hazrlk ve almalarda i
koordinasyon ve uyumun plan ve programlara uygun olarak
ynlendirilmesini
ve
yrtlmesini
salamak
zere,
Babakanla bal Avrupa Birlii Genel Sekreterlii kurulmas
ve bu Genel Sekreterliin tekilt ve grevlerine ilikin usul ve
esaslar dzenlemektir biiminde aklanmtr (Resmi Gazete,
2000). Bu kanuna gre Babakanla bal olarak kurulan AB
Genel Sekreterlii, 20 Mart 2003 tarihinde Dileri
Bakanlna, 1 Haziran 2005 tarihinde Babakanla, 30

984

Austos 2007de tekrar Dileri Bakanlna, 10 Ocak 2009


tarihinde ise tekrar Babakanla balanmtr (AB Bakanl,
2014c: 23).
lerleme raporlarnda da ifade edildii gibi AB Genel
Sekreterliinin yrtt grevlere oranlara sahip olduu
kaynaklar ve personel saysnn yetersizlii dile getirilen temel
sorunlardandr. Bu durum AB Bakanlnca hazrlanan
belgelerde de dikkati ekmektedir. AB Bakanlna gre, 4587
sayl kanunda yer alan ama ve grevlere ek olarak ayn kanunda
yer alan tekilatlanma, personel rejimi, alma usul ve esaslar
konusu toplu olarak ele alndnda, hizmet iin gerekli
yaplanmada ve personel saysndaki eksikliklere vurgu yaplarak
yeni bir tekilatlanmaya gidilmesinin gereklilii ifade
edilmektedir. Yeni yaplanma ile hizmetlerde daha verimli, daha
etkin ve daha hzl bir koordinasyon ve ynlendirme salanaca
belirtilmitir. Bu ihtiyalar nedeniyle 5916 Sayl Avrupa Birlii
Genel Sekreterlii Tekilat ve Grevleri Hakknda Kanun,
09.07.2009 tarihinde yaymlanarak yrrle girmitir (AB
Bakanl, 2014c: 23). 5916 Sayl Kanun, 4587 Sayl kanuna
gre farkl dzenlemeler iermektedir. rnein 5916 sayl
kanunda Babakanla balanan AB Genel Sekreterlii ile ilgili
olarak Babakann yetkilerini bir Bakan araclyla
kullanabilecei hkm getirilmitir. 4587 sayl kanunda Genel
Sekreterliin tekilat yaps Koordinasyon ve Uyum Komitesi
ile Genel Sekreterlie bal yedi daire bakanlndan oluurken;
5916 Sayl Kanunda bir daire bakanl ve 15 Bakanlk
oluturulmutur (Resmi Gazete, 2000; Resmi Gazete, 2009).
2011 ylnda yaplan deiiklikle AB Genel Sekreterlii,
AB Bakanl biiminde rgtlenmitir. 6223 sayl Kamu
Hizmetlerinin Dzenli, Etkin ve Verimli Bir ekilde
Yrtlmesini Salamak zere Kamu Kurum ve Kurulularnn
Tekilat, Grev ve Yetkileri ile Kamu Grevlilerine likin

Bu hizmet birimleri Siyasi ler Bakanl, Katlm Politikas Bakanl,


Sektrel Politikalar Bakanl, Sosyal, Blgesel ve Yeniliki Politikalar
Bakanl, Ekonomik ve Mali Politikalar Bakanl, Tek Pazar ve Rekabet
Bakanl, Tarm ve Balklk Bakanl, Mali birlii Bakanl, Sivil
Toplum, letiim ve Kltr Bakanl, Proje Uygulama Bakanl, Avrupa
Birlii Hukuku Bakanl, eviri Egdm Bakanl, Eitim ve Kurumsal
Yaplanma Bakanl, Aratrma ve Dokmantasyon Bakanl, dari Hizmetler
Bakanl, Strateji Gelitirme Dairesi Bakanl biiminde oluturulmutur.
(Resmi Gazete, 2009).

985

Konularda Yetki Kanunu sonrasnda karlan 634 sayl Kanun


Hkmnde Kararname ile AB Bakanl kurulmutur (AB
Bakanl, 2014c: 23). Bakanln tekilat yapsnda 5916 sayl
kanundaki daire bakanl ve bakanlklar korunmakla birlikte,
bu birimlere ek olarak Hukuk Mavirlii, Ban ve Halkla
likiler Mavirlii ve zel Kalem Mdrl eklenmitir
(Babakanlk, 2011).
AB Genel Sekreterlii yapsndan AB Bakanlna
geite, srekli eletirilen personel saysndaki art dikkat
ekicidir. AB Genel Sekreterliinin 2009-2013 Stratejik
Plannda toplam personel says 106 olarak belirtilirken (AB
Bakanl, 2014d: 21), AB Bakanlnn 2013-2017 Stratejik
Plannn da toplam personel says 340 olarak belirtilmektedir
(AB Bakanl, 2014c: 69). Ayn ekilde mali kaynak konusunda
da AB Genel Sekreterliinden AB Bakanlna geite personel
konusuna benzer gelimeler yaanmtr. 2005 yl denei
4.918.000 TL, 2006 yl denei 8.410.510 TL ve 2007 yl
denei 9.759.000 TL olarak belirtilirken (AB Bakanl, 2014d:
25); 2010 yl denei 25.263.257 TL, 2011 yl denei
38.736.000 TL, 2012 yl denei 141.614.305 TL olarak
belirtilmitir (AB Bakanl, 2014c: 70). Grld zere AB ile
ilikileri yrten kurumun, kurumsal yaplanmasnda nemli
deiiklikler meydana gelmi ve bu sre AB lerleme
Raporlarnda da ska dile getirilmitir.
7. AB BAKANLIININ GREVLER VE YRTT
FAALYETLER
AB Bakanl yaplanmasna kadar geen sre iinde bu
grevin AB Genel Sekreterlii tarafndan yerine getirildiini ve
Bakanln bu yaplanma zerine oluturulduunu ifade etmitik.
Benzer ekilde bu yaplanmann AB Genel Sekreterlii yaps
iinde yer alan daire bakanl ve bakalklar zerine yaplan
baz eklemeler ile kurulduunu belirtmitik. Bu nedenle Bakanlk
yaplanmas, kurulu olan bir yap zerine ina edilmitir. Bu
erevede AB Bakanlnn Tekilat ve Grevleri Hakkndaki
KHKda, AB Bakanlnn ve alt birimlerinin yrtecekleri
grevler aka belirtilmitir. Bu dzenlemede Bakanln grevi
1173 sayl Milletleraras Mnasebetlerin Yrtlmesi ve
Koordinasyonu Hakknda Kanun hkmleri sakl kalmak

986

kaydyla, Trkiye'nin Avrupa Birlii yeliine hazrlanmasna


ynelik yaplacak almalarn ynlendirilmesi, izlenmesi ve
koordinasyonu ile yelik sonras almalarn koordinasyonunu
yrtmek olarak belirtilmitir (Babakanlk, 2011). Bu
kapsamda bakanlk iinde yer alan her birim kendi sorumluluk
alannda bulunan faaliyetlerin yrtlmesi, bu alanlarda AB
mktesebatna uyumun salanmas ve koordinasyonun grevinin
yrtlmesi ile grevlendirilmitir. rnein Siyasi ler
Bakanl siyasi kriterler, yarg ve temel haklar, adalet, zgrlk
ve gvenlik konularnda; Katlm Politikas Bakanl AB
srecindeki almalar izlemek ve koordine etmek; Ekonomik
ve Mali Politikalar Bakanlnn grevi ise ekonomik kriterler,
ekonomik ve parasal birlik, istatistik, sermayenin serbest
dolam, i kurma hakk ve hizmet sunumu serbestisi, mali
hizmetler, vergilendirme gibi balklar altnda sralan grevlerin
AB mktesebatna uyum srecinin denetlenmesi ve koordine
edilmesi olarak belirtilmitir (AB Bakanl, 2014e: 4-9).
Bu kapsamda Trkiye, kendi hukuksal ve siyasi
yapsna ynelik reformlar yaparak mktesebatn ABye
uyumlatrmaya almaktadr. Doal olarak byle bir durum
Trk kamu ynetimi yapsnn kimi alanlarnn yeniden
yaplandrlmas anlamn tamaktadr. Mzakere sreci,
imzalanan anlamalar, ilerleme raporlar, faaliyet raporlar ya da
hukuk sisteminin bir paras olarak Avrupa nsan Haklar
Mahkemesinin ald kararlarda sistem zerinde deiiklikler ve
reformlar yaplmasna neden olmaktadr. Bu durum Trk kamu
ynetimi yaps iinde eitli dzenlemeler yaplmasnn yan
sra politika transferleri ile de baz alanlarn dzenlenmesine yol
amaktadr. rnein Bulut ilerleme raporlarnn analiz sahasna
salt yrtme aytn deil, kamu ynetiminde iyiletirilmesi ve
gelitirilmesi amalanan alanlar esas alnarak yasama-yrtme
ve yarg erkleri zerinden ynetim faaliyetlerinin analizinin
yapld geni bir perspektif sunduunu belirtmektedir. Buluta
gre bu srete ulusal kamu ynetimlerine ynelmi belirli ve
kodifiye kurallar bulunmasa da, Avrupa idari alan olarak ifade
edilebilecek dzenlemeler bir analiz arac olarak ilerleme
raporlarnda yer almaktadr. dari alan terimi ise, ortak Avrupa
idari kltr birikimi, ilkeleri ve pratii erevesinde gelien ortak

Dier birimlerin grevleri ile ilgili olarak ayrntl bilgi iin bkz (AB Bakanl,
2014e).

987

deerleri ve temel kamu ynetimi deerlerini ifade etmektedir


(Bulut, 2011: 105, 121). 1995 Madrid Zirvesi sonrasnda ABnin
lkelerden siyasi ve ekonomik olarak taleplerine ek olarak kamu
ynetimi alannda da taleplerinin eklenmesi, ortak deerlerin bu
alana da aktarlmas gerekliliini ortaya karmaktadr. Bu
ekilde lkeler arasnda bir uyum yaratlmakta, birleik ve
btnleik Avrupa oluturulabilmesi iin AB snrlar iinde,
ortak ve uyumlu bir kamu ynetimi yaps oluturulmaktadr
(vgn, 2013: 110). Bu sreci yrten AB Bakanl, doal
olarak bu srecin Trk ynetim yapsna aktarlmasndaki baat
aktrlerden birisi olmaktadr. Yukarda da ifade ettiimiz gibi
Bakanlka yrtlen faaliyetlerin temelini ilgili alanlarda AB
mktesebatyla uyum ve koordinasyon oluturduu iin,
bakanln AB reformlarnn ynetime aktarlmas srecinde
nemli bir rol bulunmaktadr. Nitekim bu srete Trk kamu
ynetimi iinde yer alan hemen hemen her kurumda AB daimi
temas noktalar ve AB koordinasyon birimleri oluturulmu, 81
ilde birer vali yardmcs il daimi temas noktas olarak
belirlenmitir (AB Bakanl, 2014f: 1-13). Bu kurumsal
birimlerin oluturulmasnn dnda AB Bakanl tarafndan
yrtlen projeler de bulunmaktadr. Bu projelerden birisini, AB
srecinin yerel dzeyde daha iyi anlalabilmesi, kamuoyunun
sre hakknda doru bilgi alabilmesi ve katlm srecinde
gerekletirilen projelerin tam olarak uygulanabilmesi amacyla
ileri Bakanl ile ibirlii iinde 2010 ylndan itibaren
yrtlen Valiliklerin AB Srecinde Etkinliinin Artrlmas
Projesi oluturmaktadr. Bu proje kapsamnda yukarda da
bahsettiimiz gibi 81 ilde bir vali yardmcs temas noktas olarak
belirlenmi, ildeki AB faaliyetlerinin koordine edilebilmesi
amacyla Avrupa Birliine Uyum Danma ve Ynlendirme
Kurullar ve AB birimleri oluturulmutur. Bu kurum ve
birimlerin desteklenmesi amacyla ise AB Bakanl tarafndan
llerimiz
Avrupa
Birliine
Hazrlanyor
program
hazrlanmtr (AB Bakanl, 2014g: 26). AB Bakanlnca
yrtlen dier projeler ise, Jean Monnet Burs Program,
Belediyeler ABye Hazrlanyor Projesi ve AB ile Trkiye
Arasndaki Sivil Toplum Diyalounun Gelitirilmesi ProjesiIIdir. Jean Monnet burs program ile Trkiyedeki kamu sektr
alanlar, zel sektr alanlar, sivil toplum kuruluu

Kurumlarn ayrntl listesi iin bkz (AB Bakanl, 2014f: 1-13).

988

mensuplar, niversite rencileri ile akademik ve idari


personeline AB lkelerinde eitim imkan salanarak, toplumun
her kesiminde AB ile ilgili uzmanlar yetitirilmesi amalanrken;
Belediyeler ABye Hazrlanyor Projesi ile belediyelerin AB ile
ilgili konularda idari kapasitelerinin glendirilmesi,
farkndalnn artrlmas amalanmaktadr. Bu proje, Trkiye
Belediyeler Birlii ile ortak yrtlmekte, hedef kitlesini
nfusun 50000 ve zeri olan belediyeler oluturmaktadr. AB ile
Trkiye Arasndaki Sivil Toplum Diyalounun Gelitirilmesi
Projesi- II ise AB ve Trkiye arasndaki sivil toplum diyalounun
glendirilmesi amacn tamaktadr (AB Bakanl, 2014g: 2731). Grld zere AB Bakanl, Trkiye-AB ilikilerinin
yrtlmesinde, ortak mktesebata uyum salanmasnda ve AB
sreci
ile
ilgili
reformlarn
yaplmasnda
ve
yaygnlatrlmasnda nemli bir rol stlenmitir.
SONU
Egemenlik kavram, uluslararas ilikilerin gelimesi ve
uluslararas politikann hzl deiimine paralel olarak klasik
anlamnda uzaklamakta ve deiime uramaktadr. Ulus
devletlerim egemenlik alanlar daralmakta, standardize edilmi
bir dnm erevesinde egemenlik yetkileri ulusst
kurululara devredilmektedir.
Bu srete zellikle blgesel kurulularn faaliyetleri ve
rol byk bir nem arz etmektedir. Avrupa Birliinin de
ulusst bir zellik sergilemesi, egemenlik kavramnn
kullanmnda yetki devri ve yetki kstlanmalarna yol
amaktadr. ABye yelik srecinde ye devletler kendi
mevzuatlarn birliin ama ve faaliyetleri dorultusunda
ekillendirmek ve birlik bnyesine uygun hale getirmek zorunda
kalmaktadrlar. Trkiyede bu anlamda sreci ynlendiren en
nemli yaplanmalardan biri de yrtme kuvveti ierisinde
ekillenmi olan AB Bakanl oluturmaktadr. AB ilikileri
yrtlmesi, ortak mktesebata uyum salanmas vb. gibi
uygulamalarn ilk elden uygulaycs olan Bakanlk, Trkiyenin
yapsal dnm zerinde nemli etkilere sahip bulunmaktadr.

989

KAYNAKA
AB BAKANLII, (2014a), AB Bakanl Stratejik Plan 20132017,
http://www.abgs.gov.tr/files/strateji/ABBakanligi-Stratejik-Plani2013-2017.pdf, 11.05.2014.
AB BAKANLII, (2014b), Avrupa Birlii Genel Sekreterlii
Stratejik
Plan
2009-2013,
http://www.abgs.gov.tr/files/strateji/2009_2013_yili_st
ratejik_plan.pdf, 11.05.2014.
AB

BAKANLII, (2014c), Avrupa Birlii Bakanl,


http://www.abgs.gov.tr/files/rehber/01_rehber.pdf,
11.05.2014.

AB

BAKANLII, (2014d), Avrupa Birliine Eriim,


http://www.abgs.gov.tr/files/rehber/11_rehber.pdf,
11.05.2014.

AB

BAKANLII, (2014e), Trkiye-AB Mali birlii,


http://www.abgs.gov.tr/files/rehber/08_rehber.pdf,
11.05.2014.

AB BAKANLII, (2014f), Trkiye Avrupa Birlii likileri


Kronolojisi,
http://www.ab.gov.tr/index.php?p=112&l=1,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2014g), Trkiye-AB likilerinin Tarihesi,
http://ab.gov.tr/index.php?p=111&l=1, 10.05.2014.
AB BAKANLII, (2011), Trkiye 2011 lerleme Raporu,
http://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/
IlerlemeRaporlari/2011_ilerleme_raporu_tr.pdf,
10.02.2014.
AB BAKANLII, (2010), Trkiye 2010 lerleme Raporu,
http://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/
IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2010.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2009), Trkiye 2009 lerleme Raporu,
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2009.pdf,
10.05.2014.

990

AB BAKANLII, (2008), Trkiye 2008 lerleme Raporu (Gayr


Resmi
Tercme),
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2008.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2007), Trkiye 2007 lerleme Raporu (Gayr
Resmi
Tercme),
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2007.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2006), Trkiye 2006 lerleme Raporu (Gayr
Resmi
Tercme),
http://www.abgs.gov.tr/files/Duyurular/Turkiye_Ilerle
me_Rap_2006.pdf, 10.05.2014.
AB BAKANLII, (2005), Trkiye 2005 lerleme Raporu (Gayr
Resmi
Tercme),
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2005.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2004), Trkiyenin Katlm Ynnde
lerlemesi Hakknda 2004 Yl Dzenli Raporu (Gayr
Resmi
Tercme),
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2004.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2001), Trkiyenin Avrupa Birliine Katlm
Srecine likin 2001 Yl lerleme Raporu,
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2001.pdf,
10.05.2014.
AB BAKANLII, (2000), Trkiyenin Katlm Ynnde
lerlemesi zerine Komisyonun 2000 Dzenli Raporu,
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSure
ci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2000.pdf,
10.05.2014.
AAOULLARI, M. A., KKER, L., (2000), Kral Devlet ya da
lml Tanr, mge Kitabevi, Ankara.

991

ARI,

T., (2002), Uluslararas likiler Teorileri-atma,


Hegemonya, birlii-, Alfa Yaynlar, stanbul.

ARSLANEL, M, N., ERYCEL, E., (2013), Kreselleme


Srecinde Egemenlik Kavramnn Dnm, Atatrk
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 17 (1):
ss. 23-36.
BABAKANLIK MEVZUAT BLG SSTEM, (2011), Avrupa
Birlii Bakanlnn Tekilat ve Grevleri Hakknda
Kanun Hkmnde Kararname, 08.06.2011.
BROWNLE, I., (1995), Principles of Public nternational Law,
Clarendon Press, Oxford.
BULUT, M., (2011), Trk Kamu Ynetiminin Dnmnde
Etkili Bir Ara: Avrupa Birlii lerleme Raporlar,
Saytay Dergisi, S.82: ss. 97-124.
ETN, H., (2011), Siyaset Bilimi, Orion Kitabevi, Ankara.
DEVLET PLANLAMA TEKLTI, (2002), kinci Be Yllk
Kalknma
Plan
1968-1972,
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/
Attachments/8/plan2.pdf, 10.05.2014.
DEVLET PLANLAMA TEKLTI, (2002), Trkiyenin
Avrupa Birliine Katlm Srecine likin 2002 Yl
lerleme
Raporu,
http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular/AvrupaBir
ligiilerlemeRaporu2002Ekim/ilerlemeRaporu2002Turk
ce.pdf, 10.05.2014.
ERDOAN, M., (2002), Siyaset ve Hukuk Perspektifinden
Kreselleme, (Ed.) UAK, C., Siyasi, Ekonomik ve
Kltrel Boyutlaryla Kreselleme, Ufuk Kitaplar,
stanbul, ss. 25-45.
ERHAN, ., ARAT, T., (2008), 1960-1980 AETyle likiler,
(Ed.) ORAN, B., Trk D Politikas, Kurtulu
Savandan Bugne Olgular, Belgeler, Yorumlar Cilt I,
13. Bask, letiim Yaynlar, stanbul.
GZE, A., (2007), Siyasal Dnceler ve Ynetimler, Beta
Yaynevi, stanbul.

992

GZLER, K., (2011), Anayasa Hukukunun Genel Teorisi Cilt I,


Ekin Basn Yayn Datm, 1.Bask, Bursa.
HINSLEY, F. H., (1966), Sovereignty, Basic Books, New York.
HOFFMAN, J., (1998), Sovereignty, Open University Press,
Buckhingam.
LKN, S., (1980), Avrupa Ekonomik Topluluuyla likiler
erevesinde Trk Sanayi Yapsna Ynelik
Aratrmalar (1963-1979), Ekonomik Yaklam, 1(3):
ss. 185-230.
KAPAN, M., (1992), Politika Bilimine Giri, Bilgi Yaynevi,
Ankara.
KONGAR, E., (2005), 21. Yzylda Trkiye, 2000li Yllarda
Trkiyenin Toplumsal Yaps, Remzi Kitabevi,
36.Basm, stanbul.
KUTLU, E., (1999), Avrupa Birlii, (Ed.) GNE, . ve BLM,
C., ada Dnya Tarihi, T.C. Anadolu niversitesi
Yaynlar No:1078, Akretim Fakltesi Yaynlar
No:596.
MERAY, S., (1979), Uluslararas Hukuk ve rgtler, Siyasal
Bilgiler Fakltesi Yaynlar, Ankara.
VGN, B., (2013), Trkiyede Kamu Ynetiminin Dnm,
Nika Yaynevi, 1.Bask, Ankara.
VGN, B., (2011), Trk Kamu Ynetiminde Yeni Bir
rgtlenme: Kalknma Bakanl, Ankara niversitesi
SBF Dergisi, 66(3): ss. 263-281.
ZMAN, A., (1964), Devletlerin Egemenlii Ve Milletleraras
Teekkller, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi
Dergisi, 21(1-4): ss. 53-121.
RESM GAZETE, (2009), 5916 Sayl Avrupa Birlii Genel
Sekreterlii Tekilat ve Grevleri Hakknda Kanun,
09.07.2009.
RESM GAZETE, (2000), 4587 Sayl Avrupa Birlii Genel
Sekreterlii Tekilt ve Grevleri Hakknda Kanun,
04.07.2000.

993

SANDER, O., (1999), Siyasi Tarih: lkalardan 1918e, mge


Kitabevi, Ankara.
SEZEN, S., BOZKURT, ., ERGUN, T., (1998), Kamu
Ynetimi Szl, Trkiye ve Orta Dou Amme daresi
Enstits, Ankara.
SNMEZOLU, F., (2005), Uluslararas Politika ve D
Politika Analizi, Filiz Kitabevi, 4.Bask, stanbul.
AYLAN, G., (2003), Deiim, Kreselleme ve Devletin Yeni
levi, mge Kitabevi Yaynlar, Ankara.
ENEL, A., (1996), Siyasal Dnceler Tarihi, Ankara Bilim ve
Sanat Yaynlar.
VERGN, N., (2010), Siyasetin Sosyolojisi, Kavramlar,
Tanmlar, Yaklamlar, Doan Kitap, 7.Bask, stanbul.

994

TRKYE CUMHURYETNDE YAPILAN NEML


DAR REFORM ALIMALARINA ZERNE BR
ANALZ
Ar. Gr. Fevzi KAYA
ZET
dari reform almalar Trk kamu ynetiminde gerekli
dzenlemeleri yapmak iin bavurulan nemli bir uygulama
olmutur. dareyi iyiletirme iin yaplan hazrlklar Osmanldan
Cumhuriyete miras kalmtr. zellikle Tanzimat Dneminden
balayarak, Cumhuriyetin Kurulmas ile devam edip gnmze
kadar sren bir aba olmutur. nceleri yabanc uzmanlar
tarafndan hazrlanan raporlar daha sonra Trk uzmanlarca
yaplmtr. Btn almalarn ortak amac Trk idari
mekanizmasn aa uygun hale getirme olmutur. Bu alma,
ncelikle idari reforma bavurulmasnn sebeplerini, sonra
Cumhuriyet Dneminde yabanc uzmanlarca hazrlanan Numark,
Barker, Dorr, Thonburg ve Martin-Cush raporlarn ve son olarak
yerli kurulularca planl dnemde ortaya konan MEHTAP, YD
ve KAYA gibi nemli raporlar inceleyecektir (JEL Kodlar:
Z18, Z19).
Anahtar Kelimeler: dari Reform, dari Reform
Raporlar.
AN ANLYSIS OF IMPORTANT ADMINISTRATIVE
REFORM WORKS MADE IN THE REPUBLIC OF
TURKEY
ABSTRACT
Administrative reform efforts have been an crucial
practice for making necessary arrangements in Turkish public
administration. The preparations for improvement of
administration have been inherited from the Ottoman Empire to
the Republic. In particular, there has been an effort beginning
from the Tanzimat Period, continue with the establishment of the
Republic until the present day. The reports formerly prepared by

Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., fevzikaya@sdu.edu.tr

995

foreign experts were then conducted by Turkish experts. The


main aim of all the efforts has been accommodating Turkish
administrative mechanism to the modern world. This study will
primarily examine the reasons for applying the administrative
reform, then Nuemark, Barker, Dorr, Thornburg and MartinCush reports prepared by foreign experts of the Republican Era,
and finally some important reports, such as MEHTAP, YD, and
KAYA prepared by domestic institutions in the planned period
(JEL Classification: Z18, Z19).
Key Words: Administrative Reform, Administrative
Reform Reports.
1.
DAR
REFORM
ALIMALARI
ALIMALARA DUYULAN GEREKSNM

VE

BU

ncelikle idari reform ile kastedilmek istenen nedir, bu


kavram netletirmekte fayda var. dari reform, idarenin
ilevlerinde, rolnde atanm-seilmi ilikisinde, karar alma
srelerinde bir denge arayn ifade etmekte (Yayman,
2008:6). Yani idarenin bnyesinde, ileyiinde ve ynetim
biiminde bir takm reformlar gerekletirmedir (Tortop vd.,
2007:447). Ayrca literatrde idari reform yerine farkl bir takm
kavramlar da karmza kmakta, bunlar yeniden dzenleme,
ynetimde reorganizasyon ve yeniden yaplanmadr (KAYA,
1991), saylan btn kavramlar ayn ama iin kullanlmakta ve
bu ama idareyi daha iler hale getirmektir. Tutum, idari reform
almalarnn brokrasinin egemen olduu yerlerde tercih edilen
bir durum olduunu belirtiyor ve temel dnce idareyi
iyiletirme ve bunu da en ksa srede yerine getirme
mecburiyetidir (Tutum, 1971:136). Reform hareketleriyle iinde
bulunulan dnemde ynetim mekanizmasnn istenilen dzeye
karlmas ve bylelikle verimliliin salanmas hedeflenmekte,
yani ksacas a yakalamaya almak asl ama olmakta
(Tufan, 2009:32). lk yaplan almadan son yaplana kadar bu
gerek, tartmasz hep var olagelmitir.
Trkiyede idari reform almalarna genel olarak
bakldnda, aslnda bu almalarn Cumhuriyet ncesi
dnemden kalma bir alkanlk olduunu grrz. Osmanl
Devletinde hakim olan gl merkeziyeti ynetim anlay
Cumhuriyet dneminin de brokratik ynetim gelenei olmutur

996

(evik, 2007:57). Osmanl dneminden kalma bir alkanlk olan


abalarn ortaya konulmasnn tek amac lkeyi dolaysyla da
ynetim yapsn iinden dt zor durumdan kurtarmak.
Yayman bu durumu son derece arpc bir ifadeyle zetlemekte,
lkedeki idari reform sorunu ve zm araylar adeta bitmeyen
bir senfoniye dnmtr (Yayman, 2008:6). aylan ise bu
durumu yle anlatr, Trk tarihinin son 200 yllk gemiine
baktmzda her alanda srekli bir hale gelen reform
almalarn grrz ve tabi bu almalar devlet rgtnde de
kendini gstermitir (aylan, 1973:15). Osmanl dnemi idari
reform abalarnn Kanuni Sultan Sleyman dneminden sonra
baladn syleyebiliriz, daha sonraki dnemlerde ise hz
kazandna ahit olmaktayz, zellikle II. Mahmut ve Tanzimat
dnemlerinde (Kara, 2006:149). Osmanl dnemi reform
almalar zellikle 1800l yllarda hz kazanmtr ve bu
dnemde Prens Sebahattin tarafndan yaplan Trkiye Nasl
Kurtulur adl alma bilinen en popler almadr (Yayman,
2008:2). Yine Karaere gre Tanzimattan gnmze gelinceye
kadar ynetim sistemi nasl daha iyi bir sistem haline gelebilir
abalarn grmek mmkndr (Karaer, 1987:25-26). Konumuz
Cumhuriyet dnemini incelemekle snrl olduu iin Osmanl
dneminde yaplm almalar zerinde durulmayacaktr. imdi
Cumhuriyet dnemi yaplan belli bal idari reform almalarna
geebiliriz.
2. CUMHURYET DNEMNDE YAPILAN NEML
DAR REFORM ALIMALARI
Trkiye Cumhuriyetinin kurulmas ile birlikte reform
almalar hz kazanm ve almalarda zellikle 1930lardan
sonra bir younlama olmutur. Burada yle bir soru akla
gelebilir, neden idare birtakm reform almalarna ihtiya
duymakta? Ara gre idare ve toplum arasnda srekli bir
etkileim sz konusu. Toplum zaman ierisinde deiime
zorlandka ve yeni ihtiyalar ortaya ktka idarede de baz
deiimler ve iyilemeler olmak zorunda, yazar bu deiimlerin
ekonomik, sosyal, kltrel, teknolojik alanlarda olduunun altn
izmekte (Ar, 1983:66). Cumhuriyet dneminde yaplan idari
reform almalarn balca ikiye ayrabiliriz. Birinci ksmda
yer alanlarn zellii yabanc uzmanlar tarafndan kaleme
alnmalar. kinci ksmda yer alanlar ise yerli bilirkiilerce

997

hazrlanmtr. Yaplan almalarn saptadklar temel husus,


Trk ynetim yapsndan kaynaklanan merkeziyeti yap ve
dolaysyla yerelleme nnde yer alan engeller eklinde
olmutur (Yayman, 2008:63). Szen ise Cumhuriyet dneminde
idareyi gelitirme adna yaplan almalar e ayrmakta ve bu
snflandrmay yle yapmakta; ilk dnem kinci Dnya Sava
sonras ile balayp 1960a kadar devam eden dnem, buradan
anlyoruz ki bu dnem 15 yl kadar srmtr ve Nuemark ve
Barker Raporlarnn hazrlanmasnn yansra Trkiye Ortadou
Amme daresi Enstitsnn (TODAE, 2013) kurulmas ilk
dnemde yaplan en nemli almalardr. Yazar ikinci dnemin
1960 askeri darbesi ile baladn belirtiyor ve bu dnemde
planl dneme geme, Devlet Planlama Teklat ile Devlet
Personel Dairelerinin kurulmas ve MEHTAP Raporunun
oluturulmas nemli faaliyetler olarak karmza kmakta. Son
dnem ise 1980 darbesinin olmasyla balam ve KAYA
almas bu dnemde yaplan nemli icraatlardan olmutur
(Szen, 2005:63-64).
3. YABANCI UZMANLARCA HAZIRLANAN DAR
REFORM ALIMALARI
Yabanc uzmanlar tarafndan hazrlanan raporlar
1930lerden balayp 1960lara kadar devam etmitir. Karaya
gre bu raporlardan bir ksm uygulama alana bulurken, birou
grmezden gelinmitir, fakat planl dneme geildiinde bu
raporlarn deerli bir birikim braktklar hususu gzden
karlmamaldr (Kara, 2006:154). Neden idari reformu
iyiletirme almalarnda yabanclardan medet umulmu
sorusunu sormak makul olabilir? Bu aslnda bir sorun gibi
grnmekte ve bu sorun Cumhuriyet dnemi ile balayan bir
alkanlk olmamakla beraber, maalesef Osmanl dneminden
(18. Yzyldan) kalma bir alkanlk olmutur. Yayman bu
sorunu yabanc uzman sorunu olarak tanmlamakta. Yaymana
gre Osmanl ve sonrasnda Trkiye askeri, ekonomik ve
teknolojik alanlarda ciddi sorunlarla bouurken, Avrupann
baz devletlerinde bu alanlarda hep ilerleme yaanm ve
dolaysyla bizim yneticiler idari ve teknik alanlarda ilerleme
yolunun Bat modeli ile alacana inanmlardr. Baz Avrupa
lkelerinden Trkiyede idari sistemin iyiletirilmesine dair

998

birtakm raporlar hazrlamalar iin uzmanlar getirtilmitir


(Yayman, 2008,84).
Yaplan belli bal almalar yle; Dorr (Hilts)
Raporu, Neumark Raporu, Barker Raporu, Hanson Raporu,
Thornburg Raporu, Leimgruber Raporu, Mook Raporu, Roy
Blough Raporu ve Fischer Raporu, vb. Dardan getirilen
uzmanlarca hazrlanan raporlarn inceleme alan olduka geni
olmutur, yani lkenin neredeyse btn alanlarn kapsar ekilde
yazlmlardr (Yayman, 2008:9). Yabanc uzmanlarca
hazrlanan raporlardan en kapsaml ve en nemli be tanesine
ksa bir ekilde baklacaktr.
Neumark Raporu: Bu rapor 1949da stanbul
niversitesi hocalarndan Profesr F. Nuemark tarafndan
hazrlanm ve adn hazrlaycsndan almtr. Bundan sonra
hazrlanan raporlarda da ayn yntem takip edilmitir. Raporda
ele alnan konular; idareyi iyiletirme nedenleri, iyiletirme iin
gerekli rgtler, personel rejimi sorunlar ile ilgili birtakm
neriler ve ilkeler olarak gze arpmakta (Kara, 2006:152).
Raporun neriler ksmnda kamu ynetiminde effafln olmas
vurgulanmakta, yani kamu ynetimlerinin yaptklar ilerde
halka ak olmalar ve bu yolla halkn katlmnn artrlmas
gerei, bunun iinse Babakanlk ats altnda bir enformasyon
brosu almas nerilmitir (Karaer, 1987:28). Raporun dier
blmlerinde de zellikle memur sorunlarna ilikin, memurlarn
cret politikasndan tutun da istihdamlarna kadar geni zm
yollar nerilmitir (Kara, 2006:153). unun ifade edilmesi
gerekiyor ki yabanc uzmanlar tarafndan hazrlanan raporlar
arasndan en gereki olan veya en gereki sluba sahip olan
Nuemark tarafndan yaplan almadr, dier almalarn alayc
sluba sahip olduklar biliniyor (Yayman, 2008:131). Sonu
olarak raporun genelinde yer alan sorunlar; reforma duyulan
ihtiya, merkeziyetilik, kat kuralclk ve brokrasi, denetimden
kaynaklanan aksaklklar ve personel rejimi eklinde sralanmtr
(Yayman, 2008:135).
Barker Raporu: James Barker ve alma ekibi
tarafndan 1951de tamamlanan bir metin ve raporun ana konusu
Trk ekonomisi olmasna ramen, kamu ynetimi zerine de
incelemelerde bulunulmutur (Karaer, 1987.28). Rapora gre
Trk kamu ynetiminde tesbit edilen sorunlar u ekilde; merkezi
yapdan doan aksaklklar, yerel ynetimlerin gsz yaps,

999

personel sistemi ve bununla ilgili snflandrma, cret, istihdam


ve emekliliktir (Yayman, 2008:140-141). almada yer alan
blmlere ksaca bakacak olursak karmza lkede var olan
kaynaklar ve bu kaynaklarn kullanlmas, yatrmlar ve bte,
tarm, hayvanclk ve ormanclk konular, kamu ynetimi, salk
ve eitim gibi politikalar kmaktadr (Kara,2006:155). Rapor
olduka kapsaml ve raporda hemen hemen her sektrle ilgili
tavsiyelerde bulunuluyor, asl dikkat eken husus raporun ak
bir biimde hkmeti uyarmas, ayet yaplan nerileri hayata
geirecek ehil bir kurum grevlendirilmezse, yaplan almann
nceki raporlarn akbetine urayacak olmas dile getirilmi
(Yayman, 2008:139). Bu tavsiyeden anlyoruz ki idarede reform
adna yaplan her bir alma mevcut sorunlar net bir biimde
ortaya karm, fakat ne hikmetse bir trl uygulama alan
bulamadan rafa kaldrlm ve bu sre adeta bir dng halini
almtr.
Martin-Cush Raporu: Maliye Bakanlna sunulmak
zere James W. Martin ve Frank A. Cush tarafndan 1951de
tamamlanan bir almadr. Hkmete personel politikasn ciddi
bir biimde gzden geirmesi tavsiye edilmi ve Devlet Personel
Dairesinin zaruri bir ihtiya olduu zerinde durulmutur (DPB,
2013). Rapor genel olarak Trk idare tekilat ile ilgili
incelemelerde bulunmu ve zelde ise Maliye Bakanl ile ilgili
tesbitler yaplmtr. dare tekilatnn ar merkeziyeti yaps
eletirilmi ve buna grevde bulunan memurlarn likayat sorunu
eklendiinde ynetim faaliyetlerinde nemli sorunlar dourduu
belirtilmitir (Akt. Yayman, 2008:150-151). kteme gre
Martin ve Cush Raporunun ortaya koyduu neriler; memur
kalitesinin artrlmas, verimlilii ykseltmek iin memur
seiminde dikkatli davranma, merkezi bir birim olarak personel
dairesinin kurulmas, kamuda hizmet snflandrlmasnn
yaplmas ve burada esnekliin n plana karlmas, maa
siteminde iyiletirilmenin yaplmas ve son olarak personel
motivasyonunun st seviyede tutulmas eklinde sralanmakta
(ktem, 1992:88-89).
Dorr (Hilts) Raporu: 1933te yaplan alma
Cumhuriyet dneminde yaplan en kapsaml almalardan birisi
olmakta beraber ne yazk ki Yaymann tespitiyle rapor gerei
gibi irdelenmemitir (Yayman, 2008: 91). Raporun kaleme
alnma zaman lkede devleti politikalarn etkin olduu

1000

dnemdir. Dolaysyla raporda devletilik modeli ciddi olarak


eletirilmemekle beraber gerekli hamlelerin devlet eliyle
yaplmas vurgulanm ve ayn zamanda zel sektrn nnn
almas gerei vurgulanm (Akt. Yayman, 2008: 34). Metinde
birok sektr ile ilgili tavsiyelerde bulunulmu ve zellikle
sanayi, tarm, altyap, ticaret, devlet maliyesi, ulam ve maden
alanna ynelik incelemeler yaplmtr. almada gze arpan
dier zellikler u ekilde; kamu ynetim mekanizmasnn
sadece idare aygt anlamnda deil geni olarak ele alnmas,
lkenin sahip olduu yeralt ve yerst deerlere dair geni bir
dosyann oluturulmas, lkede refah seviyesinin ykseltilmesine
ilikin tespitler ve son olarak kendisinden sonra yaplacak olan
Barker ve Thornburg gibi raporlara yol gsterici olmasdr
(Yayman, 2008: 92-93).
Thornburg Raporu: Rapor Amerika uzman ekibi
tarfndan 1933 ylnda hazrlanan en kapsaml almalardan biri,
dier raporlarn ortaya koyduu grlere paralel saptamalar sz
konusu; devlet eliyle yaplan iktisadi abalar eletirilmi ve
sanayileme faaliyetlerinde liberal politikalarn desteklenmesi
nerilmitir (Yayman, 2008:135). Verimsizliin nedeninin
ynetimden kaynakland, danma konusunda kaliteli
uzmanlara ihtiya olduu, alan cretlerinin iyiletirilmesi,
nitelikli yneticilere gereksinim duyulmas ve likayat ilkesi gibi
hususlar raporda yaplan dier nemli tavsiyelerdir (ktem,
1992: 88).
4. PLANLI DNEMDE YAPILAN DAR REFORM
ALIMALARI
Trk kamu ynetimini iyiletirme adna yaplan
almalar 1960 ncesi ve sonras eklinde ikiye ayrlmakta ve
bunun temel sebebi kalknma dnemi ncesi hazrlanan
raporlarn kamu ynetimi ile ilgili geni kapsaml olmamas
gsterilmekte (DPT, 2013). 1960 ncesi dnem idari reform
abalar noktasnda plansz dnem olarak grlmekte, yaplan
hazrlklarn tm ekonomiyi kapsamamas ve bir kurum eliyle
yaplmamas buna neden olarak gsterilmektedir (DPT, 2013).
1960tan sonra idareyi iyiletirme adna yaplan almalar yeni
bir boyut kazanm. Planl dnemin en nemli zelliklerinden
birisi nceki dnemlerde kamu ynetimini iyiletirme adna

1001

yaplan almalarn bu dnemde yerli uzmanlarca ve genel


olarak bir kurum tarafndan yaplmas olmutur. Kalknma
planlarnn hayata geirilmesi iin 1960 ylnda Babakanla
bal olarak Devlet Planlama Tekilat (DPT) resmen kurulmu
ve kurumun asl grevleri ekonomik, sosyal ve kltrel
politikarda hkmete destek olmak olarak belirlenmitir (DPT,
2013). DPTnin 1960da kurulmas, idarenin yeniden
dzenlenmesi abalarnn bir tekilat tarafndan yerine
getirilmesinin en nemli gstergesi olmutur (Karaer, 1987:29).
Planl dnem ile birlikte yaplan balca almalar u
ekilde; Merkezi Hkmet Tekilat Aratrmas Raporu
(MEHTAP), darenin Yeniden Dzenlenmesi lkeler ve neriler
(YD), Kamu Ynetimi Aratrma Projesi (KAYA).
lkede idareyi yeniden dzenleyen kurumlara bakacak
olursak: Devlet Personel Dairesi, Devlet Planlama Tekilat,
Trkiye ve Orta Dou Amme daresi Enstits, Yksek
Denetleme Kurulu, Devlet statistik Enstits, Devlet Malzeme
Ofisi, niversiteler ve Meslek Kurulular gibi birtakm rgtler
karmza kmaktadr (Ar, 1983: 68).
Aagda YDden ksaca bahsedilip KAYA ve
MEHTAP raporlar daha geni irdelenecektir.
dari Reform Danma Kurulu Raporu (YD): Kamu
ynetiminin iyiletirilmesinin hedef alnd bu rapor 1972
ylnda dari Reform Danma Kurulu tarafndan hazrlanm ve
MEHTAP raporunun ortaya koyduu neriler tekrarlanmtr
(Ergun, 1991: 11-12). Raporda incelenen balca konular; idari
reformun anlam ve nitelii, Trk idaresinin bugnk durumu ve
yeniden dzenlemeyi gerekli klan nedenler, bgne kadar
yaplan idari reform almalar ve sonular, merkezi idare
kuruluu, mahalli idareler, personel ynetimi, mali ynetim
(Yayman, 2008:242). Ayrca raporun kendisinden nce
hazrlanan raporlar zet olarak sunmas ve idareyi dzenleme
abalarnn merkezi bir kurum tarafndan yaplmas rapordaki
orijinal almalar olmutur (Yayman, 2008:244). Raporu
hazrlamakla grevli Kurul raporu tamamlayp hkmete
sunduktan sonra 1971 ylnda dalm ve sunduu tavsiyeler
DPT tarafndan dikkate alnmtr (Yayman, 2008:246).
Kamu Ynetimi Aratrma Projesi (KAYA): Kamu
Ynetimi Aratrma Projesi 1991de DPTnin istei

1002

dorultusunda TODAE tarafndan kaleme alnp hkmete


sunulmutur. Bilindii gibi 1980ler sonras dnyada olduka
kkl birtakm deiimler ve dnmler yaanm. Bu dnemde
en ok tartlan konular kreselleme, yerelleme, zelletirme
ve yeni sa gibi hususlar olmutur (Yayman, 2008:246). KAYA
projesi ite bu tartmalarn ve dnmlerin yaand bir zaman
diliminde kaleme alnma ihtiyac duymu. Kamu ynetimi
mekanizmas nasl daha etkili, verimli ve hzl bir yapya
kavuturulabilir sorusuna cevap bu proje ile varlmak istenmitir
(KAYA, 1991). Tabi reform hareketleri yaplrken bunlar
harekete geiren baz dinamikler sz konusu ve bu almann
(KAYA, 1991) yapld dnemdeki dinamikler ise yukarda
ifade edilen yerelleme ve kreselleme olmutur ve bunlarn n
plana kmasyla vatanda beklentisi olduka deimitir (Emini,
2009: 32). Kamu ynetimi sisteminde var olan problemler ve
eksiklikler saptanp, bunlarn stesinden gelmenin en uygun yolu
bulunmaya allmtr. Projenin saptad balca sorunlar;
kamu ynetiminde yeterli egdmn yani koordinasyonun
salanamamas, merkeziyetilik, yerel ynetimlerin yaps
eklinde olmutur. Bu saptamalardan sonra zm neleri
katlmn artrlarak iletiim eksikliinin giderilmesi, merkezi
yapnn tekrar gzden geirilip gerekli sadelemenin yaplmas
ve yerel dzeyde demokrasinin glendirilmesi iin katlmn
tevik edilmesi, yerel ynetimlere maddi zerklik salanmas
olarak gsterilmitir (Ergun, 1991: 18-21). Ayrca personel
rejimi konusunda var olan sorunlar ele alnm ve bunlarla
mcadele adna kendisinden evvel yaplan almalarn
saptatklar zmler tekrarlanmtr (aylan, 2000:118).
KAYA projesi tamamlanmas, ilgili evrelerde pek
tatminkar bir atmosfer oluturamam, deyim yerindeyse
beklentiler boa kmtr. Durum byle olunca tabi proje ciddi
eletiriler alm, sebebi ise 1980ler sonrasnda dnyada yaanan
kreselleme, yeni sa ve yerelleme gibi birtakm deiimlerin
belgenin hazrlanma esnasnda gz nnde bulundurulmam
olmasdr. Yukarda da ifade edildii gibi 20. yzyln son
eyreinde ortaya kan gelimeler ve deiimler o kadar hzl ve
badndrc bir hal almtr ki, bunlar dikkate almadan
herhangi bir alanda iyiletirme yapmaya almak salkl bir
adm olmayacaktr. te KAYA projesi bahsedilen hadiselere
kaytsz kalmtr. Sonu olarak, almann genel olarak
kendisinden nceki metinlerden pek farkl olmad grlm,

1003

yani bilinen sorunlar ve bunlar iin yaplan nermelerin


tekrarland grlmtr (Yayman, 2008:249).
Merkezi Hkmet Tekilat Aratrmas Raporu
(MEHTAP): Bu proje TODAE ve DPT ibirlii ile 1963 ylnda
tamamlanp Babakanla sunulmutur. Yaymana gre yerli
uzmanlarca hazrlanan en kapsaml ve ayn zamanda en nitelikli
metinlerden biri MEHTAPdr ve bunu ifade ettikten sonra yazar
yine bu almann ilgili evrelerce yeterli ilgiyle
karlanmadndan bahsetmektedir (Yayman, 2008:236).
Projenin iki temel amacn; birincisi merkezi hkmet
grevlilerinin dal biimini saptamak, ikincisi ise bu daln
kamu hizmetlerinin verimli bir biimde yrtlmesine olanak
verip vermediini incelemek olarak belirtmekte aylan (aylan,
2000:114). alma Trk ynetiminin balca meseleleri olarak
personel rejiminin slah edilmesini, idari ilemlerin
dzenlemesini ve organizasyon sorunlarn gstermekte.
Organizasyon meselelerinden kast merkezi hkmet yaps ile
iktisadi devlet teekkllerinin iyiletirilmesi ve yerel idarelerin
merkezi tekilat ile mnasebetleridir (MEHTAP, 1966). Ortaya
kan bu sorunlarn sebepleri krtasiyecilik, maddi olanaklarn
kstl, tekilat yaps bozukluklar, merkeziyetilik ve personel
problemleri gibi birtakm eksikler olarak karmza kmakta
(MEHTAP, 1966).
Karaere gre raporun ortaya koyduu neriler
yeterince hayata geirilememi ve bir nevi teorik zm nerileri
olarak kalmtr, fakat bunun yannda daha sonraki abalara yol
gsterici olduunu syleyebiliriz ve zaman ierisinde yaplan
birok almaya temel tekil etmitir (Karaer, 1987:31). Sonu
olarak, MEHTAP raporu ile varlmak istenilen noktaya
ulalamam ve Yaymannn da ifade ettii gibi masa banda
yaplan bir almadan teye geilememitir (Yayman,
2008:241). KAYA raporunun dt hataya MEHTAP
raporununda dtn grmekteyiz. Sorunlar net bir biimde
tesbit edilmi, bu sorunlara ynelik neriler yaplm, fakat bir
trl uygulama zemini bulamamtr. Aslnda belki de yaplmas
gereken bu tr almalarn ve projelerin neden uygulamaya
geilmeden rafa kaldrldklarn saptamak olmalyd.
SONU

1004

dari reform abalarnn Cumhuriyet dnemini ncesine


dayandna, ilk olarak Osmanlda Kanuni dneminde ortaya
ktna ve Osmanlnn son zamanlar olan Tanzimat
dneminde ise hz kazandna ahit olduk. Batya her anlamda
ayak uydurma adna ortaya konan almalar idari mekanizmaya
da zamanla sramtr. Gen Cumhuriyetin pekok alanda
zelikle ynetim anlaynda Osmanldan istifade etttiini
biliyoruz ve kamu ynetimi mekanizmasna ilerlik kazandrma
adna Osmanldan kalma alkanlklara bavurulmutur.
Uygulamada grlyor ki birok yabanc uzman lkeye
getirilmi ve yabanclarn getirildii lkelerin balca zellii
gelimi bat toplumlar olmalardr, zellikle Avrupa lkeleri ile
Amerikadan. Yabanc uzmanlara Trk hkmetlerince geni
olanaklar salanm ve onlardan Trk kamu ynetiminde
bulunan sorunlar saptanmalar ve tesbit edilen sorunlara zm
nerileri sunmalar istenilmitir. Yabanc uzmanlar arkalarna
aldklar geni imknlarla lkede pekok aratrma yapm ve
deyim yerindeyse adeta lkede gidilmedik yer ve aratrlmadk
sektr brakmayarak ok detayl raporlar kaleme alp ve
sonrasnda bunlar hkmet yetkililerine sunmulardr. Yukarda
yabanc uzmanlarca hazrlanan en nemli raporlardan be tanesi
zerinde durulmutur, bu raporlar Nuemark, Barker, Dorr,
Thonburg ve Martin-Cush metinleridir. Bunlarn yan sra
yabanc uzmanlarca yaplan baka abalar da mevcut, fakat
konumuz gerei sadece isimlerini zikrederek zerlerinde
durmadk. Anlalyor ki raporlarn ortak amac, Trk kamu
ynetimi sisteminin aksayan ynlerini bulmak ve gerekli
tedbirleri almak eklindedir. Peki neden bu kadar sayda rapor
hazrlatlmtr sorusu akla gelebilir. Her bir yabanc tarafndan
yaplan almaya maalesef teknik bir alma olarak baklm.
darede yaplan reformlarn sadece biimsel olarak yaplmas
Trk kamu ynetimine kalc zmler sunmamtr (evik,
2007:57). Sorun yasa karma yoluyla hallolunabilir olarak
grlm, halbuki halkn katlm gibi ok ciddi bir gerek
gzden karlmtr (Ayka vd., 2003:174). Bundan tr planl
dneme kadar alma stne almann yapldn gryoruz.
Bir dier neden ise kaleme alnan raporlarda ki tesbitler
uygulama temeli bulmadan ve dolaysyla neticeleri
anlalamadan yeni metinler hazrlatlm ve sre bu ekilde
devam etmitir (Akt., Yayman, 2008:19). 1960 darbesinden
sonra lkede yeni bir hava hakim olmu ve bu durum idareyi

1005

iyiletirme abalarna da yansmtr. DPT kurularak planlama


dneme resmen geilmi. Planl dnem olarak adlandrlan
dnemin en nemli zellii idari reform metinlerinin bir kurulu
eliyle yaplmasdr. Planl dnemde idareyi iyiletirme adna
yaplan en nemli almalar; MEHTAP, YD ve KAYA
Raporlar olmutur. Bu alma incelendiinde nceki
raporlarn ortaya kard merkeziyetilik, ar kuralclk,
liyakat, hiyerari, personel sistemi sorunlar olup ve bunlara
zm nerileri olarak; yerellemede esneklik, katlmcln
artrlmas, merkezi bir sistem, verimliliin artrlmas, personel
rejiminin dzenlemesi hususlar tekrarlanmtr. Yaymann
ifade ettii gibi bu raporlar daha ok masa ba almalar
hviyetindenden kurtulamamtr (Yayman, 2008:241). Sonu
olarak kanmzca bu ksr dngnn stesinden gelmek iin Trk
idari sisteminde ok kkl reformlarn yaplmas ve pratie
yansmas zaruridir.

1006

KAYNAKA
AR, A. F., (1983), Trkiye ve Amerika Birleik Devletlerinde
Yaplan Baz dari Reform almalar, Amme daresi
Dergisi, Cilt: 16 Say: 3.
AYKA, B., YAYMAN, H., ZER, M. A., (2003), Trkiyede
dari Reform Hareketlerinin Eletirel Bir Tahlili, G..
..B.F. Dergisi, 2/2003, ss. 153-179.
EVK, H. H., (2007), Trkiyede Kamu Ynetimi Sorunlar,
Sekin Kitabevi, Ankara.
DPT,

1960
Sonras
Dnemde
Planlama,
http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/We
bIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FCA5B
0BB9C7A740968E31CF9AA8F449BFB16AFEA1F26
CD6D79, (13-12-2013).

DPT,

8.
Be
Yllk
Kalknma
Plan,
http://ekutup.dpt.gov.tr/kamuyone/oik527.pdf (12-122013).

DPT,

1960
ncesi
Dnemde
Planlama,
http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/We
bIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FCA60
8B4A8502F95DC4B0813776FCA14B256788CDF49C
1D36D, (11-12-2013).

EMN,

F. T., (2009), Trkiyede Yerel Ynetimler


Reformunun ve D Dinamikleri, Ynetim ve
Ekonomi, Cilt: 16, Say: 2, Celal Bayar niversitesi
..B.F., Manisa.

ERGUN, T., (1991), Ynetimin Yeniden Dzenlenmesi


Gereksinmesi ve Kamu Ynetimi Aratrma Projesi,
Amme daresi Dergisi, Cilt: 24 Say: 4.
HKMETE SUNULAN YABANCI UZMAN RAPORLARI
(1949-1959 YILLARI ARASINDA), (1963), Yayn No:
7 Ankara.
KAMU YNETM ARATIRMASI GENEL RAPOR, (1991),
Trkiye ve Orta Dou Amme daresi Enstits
Yaynlar No: 238.

1007

KARA,

B., (2006), Trkiyede Personel Reformu


almalarnn Altyaps: 1930-60 Yllar Arasnda
Yabanc Uzmanlarn Kamu Ynetimine likin
Hazrladklar Raporlar, C.. Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt: 30 No: 2, ss. 149-162.

KARAER, T., (1991), Kalknma Planlar ve dari Reform,


Amme daresi Dergisi, Cilt: 24 Say: 2.
KARAER, T., (1987), Kamu Ynetimi Yeniden Dzenleme
Giriimleri ve Sonular zerine Bir Deneme, Amme
daresi Dergisi, Cilt: 20 Say: 1.
MERKEZ HKMET TEKLATI ARATIRMA PROJES
YNETM KURULU RAPORU, (1966), Trkiye ve
Orta Dou Amme daresi Enstits Yaynlar, kinci
Bask, Ankara.
KTEM, M. K., (1992), Trk Kamu Ynetiminin Geliimi,
Amme daresi Dergisi, Cilt: 25 Say: 2.
SZEN, S., (2005), Administrative Reforms in Turkey:
Impratives, Efforts and Constrants, Ankara
niversitesi SBF Dergisi, 60-3.
SRGT, K., dari ve ktisadi Kamu Kurum ve Kurulularnn
Yeniden Dzenlenmesi Ne ekilde Ele Alnmaldr?,
Amme daresi Dergisi, Cilt: 2, Say: 2.
AYLAN, G., (2000), Kamu Personel Ynetiminden nsan
Kaynaklar Ynetimine Gei: Kritik ve Reform
nerileri, TESEV.
AYLAN, G., (1973), nc Be Yllk Plan ve dari
Reform, Amme daresi Dergisi, Cilt: 6, Say: 2.
TORTOP, N., SBR, E. G., AYKA, B., YAYMAN, H., ZER,
M. A., (2007), Ynetim Bilimi, Nobel Yayn, Ankara.
TUTUM, C., (1971), dari Reformda Balca Yaklamlar,
Amme daresi Dergisi, Cilt: 4, Say: 2.
YAYMAN, H., (2008), Trkiyenin dari Reform Tarihi, Turhan
Kitabevi, Ankara.

1008

TRK KAMU YNETMNDE ETK SORUNLAR:


KAMU GREVLLER ETK KURULU FAALYET
RAPORLARI ZERNDEN BR ANALZ
Yrd. Do. Dr. Mustafa LAMBA
ZET
almann amac, Kamu Grevlileri Etik Kurulu
faaliyet raporlarnda etik ihlaller nedeni ile Kurula yaplan
bavurularn saysnn,
bavurularn sonulandrlma
durumunun, konulara ve sonulara gre dalmnn ve
reddedilme
gerekelerinin
ierik
analizi
yntemiyle
incelenmesidir. Faaliyet raporlarndan elde edilen bilgiler
dorultusunda; bavuru saysnn son yllarda azalmaya balad
ve bavurularn nemli bir ksmnn, Kanun kapsam dndaki
personel hakknda olmasndan ve bilgi ve belge eksikliinden
dolay usulden reddedildii tespit edilmitir. Bavurularn konu
bakmndan, genel etik ihlalleri, yolsuzluk, grevi ihmal ve
ktye kullanma, kayrmaclk ve ayrmclk konularnda
younlat grlmtr. Bavurularn reddedilme gerekeleri
incelendiinde, nemli bir ksmnn mevzuat ve bilgi
eksikliinden kaynakland sonucuna ulalmtr. Kurul
tarafndan incelenen bavurularda etik ihlali olduuna ynelik
verilen
kararlarda,
daha
ok,
drstlk/tarafszlk,
saygnlk/gven, savurganlktan kanma, hizmet standartlarna
uyma, ama ve misyona ballk, kar atmasndan kanma,
yneticilerin hesap verme sorumluluu, kamu mallarnn ve
kaynaklarnn kullanm ve psikolojik taciz (mobbing) konular
n plana kmtr
Anahtar Kelimeler: Etik, Kamu
Ynetimi, Etik hlaller, Faaliyet Raporu.

Etii,

Kamu

ETHICAL PROBLEMS IN TURKISH PUBLIC


ADMINISTRATION: AN ANALYSIS THROUGH THE
ACTIVITY REPORTS OF THE PUBLIC OFFICIALS
ETHICAL BOARD

Mehmet Akif Ersoy niversitesi ..B.F., mlamba@mehmetakif.edu.tr

1009

ABSTRACT
The aim of this study is to examine the number of the
applications made to the Public Officials Ethical Board based on
the ethical violations, and eventuation of the applications, and
distribution according to issues and eventuation, and rejection
reasons with the content analysis method on the activity reports
of the Board. In line with the information obtained from the
activity reports, it has been determined that the application
number has decreased in recent years, and the substantial number
of the applications has been rejected in the ordinary course of
things because of the deficiency of information and documents,
and the relation to the officials out of scope of the law. It has been
observed that the applications are concentrated on the issues such
as general ethical violations, corruption, neglect and
misappropriation of duty, clientelism and discrimination. When
examined, it has been concluded that the substantial number of
rejection reasons for the applications result from statute and
information deficiency. According to the judgments of the board
in relation to ethical violations, it has been concluded that the
violations are related to the issues of honesty/impartiality,
dignity/trust, austerity, service standards, commitment to goals
and mission, conflict of interest, administrators accountability,
use of public goods and resources, and mobbing.
Key Words: Ethics, Public Ethics,
Administration, Ethical Violations, Activity Report.

Public

GR
Kamu ynetimi, devletin yrtmeye ynelik gcne ve
faaliyetlerine karlk gelmekte ve kamu mallar kullanlarak
kamu grevlileri eliyle devletin amalarnn gerekletirilmesini
ifade etmektedir. Halkn ihtiya duyduu mal ve hizmetlerin
retilmesini salayan kamu brokrasisinin bu faaliyetlerini yasal
dzlemde ve kamu yararn gzeterek yerine getirmesi
gerekmektedir (zdemir, 2008: 180). Ancak uygulamada temel
kurallardan ve ilkelerden uzaklald grlmektedir. Bunun
sonucunda da dnyada kamu ynetimlerine ve kamu
grevlilerine gven azalmakta, en kk ihlallerden, byk
skandallara kadar her trl etik d davrann, devletin ve
kurumlarn meruiyetinin sorgulanmasna neden olduu

1010

ynndeki dnceler artmaktadr (OECD, 2003: 17; Yksel,


2005a: 39).
1970li yllarda itibaren grlmeye balayan ekonomik
krizlerin, kamu ynetimi literatrnde, ak olarak da bilinen
performans a, bte a ve gven andan kaynakland
belirtilmitir (Kettl, 1998: 35; Diner ve Ylmaz, 2003: 35).
Refah devleti dneminde devletin faaliyet alannn genilemesi,
ekonomik ve toplumsal yaama mdahalenin artmas, bu
faaliyetler iin yaplacak harcamalarn bte zerinde byk
ykler oluturmasna neden olmu ve bte aklar
srdrlemez hale gelmitir. Bununla birlikte kamu
hizmetlerinin vatandalarn beklentilerini karlamaktan
uzaklamas ve kaynak kullanmnda etkinlik ve verimlilik gibi
ilkelere uyulmamas, kamuda performans ana neden olmu
ve devletin roln sorgulanr hale getirmitir. Kamu hizmetlerine
duyulan honutsuzluk ve ikyetlerin oalmas ise kamu
ynetimlerine kar bir gven eksikliine yol amtr (Parlak ve
Sobac, 2012: 354; Ylmaz, 2001: 3-4; Argden, 2014: 1).
Yaygnlaan yolsuzluklarn, skandallarn ve ynetsel alandaki
kirli ilikilerin yaratt gven bunalm ve an amada;
performans ynetimi, halkn ynetim srelerine katlm,
hukuka uygun davranlarn zendirilmesi, mali saydamlk,
vatandalarn haklarn korumak ve kamu kurumlarnn
yneticilerinden hesap sorabilmeyi salayc dzenlemelerin
yaplmas eklinde bir dizi yntem nerilmi (Ate, 2004: 383)
ve etik, kamu etii, ynetsel etik gibi kavramlar etrafnda
standartlar oluturulmaya allmtr (Nohutu, 2004: 389393).
Kamu grevlilerinin grevlerini yerine getirirken nasl
davranmalar gerektii konusunda davran kurallarnn ve
ilkelerinin tespit edilmesine ynelik yasal dzenlemeler
yaplarak kurumsal yaplar oluturulmaya balamtr. Bu
almada da Trkiyede 2004 ylnda karlan 5176 sayl
Kanunla kurulan Kamu Grevlileri Etik Kurulunun
almalar hakknda bilgi verilmekte, Kurulun her yl
yaymlam olduu faaliyet raporlarnda, Kurula yaplan
bavuru says, bavurularn sonulandrlma durumu, konulara
gre dalm, sonulara gre dalm ve reddedilme gerekeleri
ierik analizi yntemiyle tespit edilmeye allmtr.

1011

1. ETK KAVRAMI VE KAMU YNETMNDE ETK


Etik, Yunanca ethos szcnden tremi ve gelenek,
grenek, alkanlk, karakter gibi anlamlara karlk gelmektedir
(Nalbant, 2006: 259). Etik, toplumsal hayatta kullanlan ahlaki
kavramlarn ve yarglarn statsn inceleyen, ahlaki tutum ve
davranlarn arkasnda yatan yarglarn neler olduunu ortaya
koyan bir kavramdr. Gnmzde etik kavramna benzer
anlamlarda kullanlan ahlak ise iyi ve kt, yanl ve doru,
erdem ve kusur ile yaptklarmzn sonularnn nasl
deerlendirildiini ifade eder (Nuttal, 1997: 15). Etik kavramnn
felsefe alanndaki gemiinin olduka eskiye dayand Aristo ve
Sokratesin eserlerinde, insann kendini bilmesi eklinde
akland grlmektedir. 20. yzylla birlikte felsefenin
yannda tp, mhendislik, iletiim, basn, siyaset gibi uygulamal
bilimlerde ve toplum bilimlerinde de etie yer verilmeye
balanmtr (Tepe, 2011: 87).
Kamu ynetimi alannda etik, 1980li yllarda balayan
kamuda reform abalar kapsamnda, hesap verebilirlik,
saydamlk, ynetiim gibi kavramlarla birlikte gndeme
gelmitir (Erylmaz ve Biricikolu 2011: 20). Bu dnemde,
brokratlarn kamu yararna almadna, politikaclarn iktidar
hrs ve kendi karlar peinde kotuuna ynelik kanaatlerin
artmas, kamuda bir etik krizi olarak deerlendirilmi, bu krizin
almasnda ve gven ortamnn yeniden oluturulmasnda, etik
kavram ne kan kavramlardan biri olmutur (ztrk, 2003:
207-208). Etiin kamu ynetimi alanndaki karl ise kamu
hizmeti etii ya da ynetsel etik kavramlardr. Kamusal alanda
ynetsel etik, kamu alanlarnn ynetsel karar alma srecinde
kullandklar etik standartlarn belirlenmesi, bu standartlarn
kullanlmasnda ve karar alrken kiisel ve profesyonel
sorumluluk anlayna uygun ekilde davranlmasdr (Sayl ve
Kzlda, 2007: 233). Kamu hizmet etii, kamu kurum ve
kurulularnda istenmeyen ve nlenmesi gereken davran
biimleri ile tevik edilmesi gereken olumlu davranlar ieren
ilke ve standartlardan olumaktadr (Nohutu, 2004: 393).
Kamu hizmetleri vatandalarn vergileriyle yerine
getirildii iin bir emanet zellii tamaktadr. Bu emanete sahip
kmakla sorumlu olan kamu grevlileri, emanet bilinci
ierisinde, kaynaklar etkin, verimli ve drst bir ekilde

1012

yneterek, takdir yetkisinin kullanmnda etik ilke ve standartlara


uygun hareket etmekle ykmldrler (en, 2014: 14).
Yolsuzluk, kamu grevlilerinin etik kurallar dndaki
eylem ve ilemlerini aklamak iin kullanlmakta (ktem ve
mrgnlen, 2005: 232) ve lkeler bakmndan genellikle
benzer zellikler gstermektedir. Bu zellikler, adam
kayrmacl, akraba, e-dost kayrmacl (nepotizm),
hemehricilik, siyasal kayrmaclk (siyasal patronaj), hizmet
kayrmacl, lobicilik, araclar yoluyla ilerin yrtlmesi, rant
kollama ve vurgunculuk, rvet ve irtikap; zimmet ve ihtilas,
hediye alma, verimsizlik, etkinsizlik, israf, yetersiz hazrlanma,
sorumluluktan kama, sorumluluu yayma, deiime
gnlszlk ve diren eklinde sralanmaktadr (Erylmaz, 2008:
3).
Bu tr etik d davranlarn nlenebilmesi iin evrensel
nitelik kazanm etik deer ve davran ilkeleri belirlenmitir.
Bunlar; hesap verebilirlik, saydamlk, tarafszlk, hukukilik,
btnlk, drstlk, eitlik, liderlik, sadakat, liyakat ve
profesyonellik, nesnellik, nezaket ve sayg, saygnlk ve
gvendir. Bu ilkeler lkeden lkeye farkllk gsterebilmektedir.
OECD yesi lkelerin mevzuatlarnda, ilk sralarda, tarafszlk,
hukukilik, drstlk, saydamlk, etkinlik, eitlik, sorumluluk ve
adalet ilkelerinin yer ald grlmtr (Yksel, 2005a: 86-88).
Kamuda etik d davrana yol aan nedenler, tarihsel
sreten gelen zellikler, kamuda hukuk devleti ilkesinin ve etik
kltrn yerlememi olmas, brokrasinin merkeziyeti ve
statkocu yaps, denetim sorunlar, siyasetin brokrasi
zerindeki etkisi, takdir yetkisinin kullanlmasnda keyfi
davranlmas, hizmet kalitesinin dk olmas, kamu
grevlilerinin kurumsal aidiyet bilinci ve adanmlk yetersizlii,
brokratik srelerin uzun ve karmak olmas, idari usul
eksiklii, kamu personeli istihdamnda liyakat sorunlar,
saydamlk eksiklii, ekonomik sorunlar, eitim yetersizlii,
medya ve sivil toplumun etik konularda kamu ynetimi zerinde
denetim etkinliinin az olmas, memurlarn yarglanma
sisteminden kaynaklanan brokratik ayrcalklar, toplumsal
yapdan kaynaklanan nepotizm, kronizm ve patronaj ilikileri
eklinde sralanmaktadr (Yksel, 2005b: 87-106).

1013

Etik d davranlar ise grupta snflandrlmaktadr.


Birinci grupta; hizmet akn hzlandrmay, kar salama
amacyla kamu grevlileri zerinde bask kurmay, kamu
grevlilerinin terfi edebilmek iin st makamlar zerinde iddete
kadar varan gayri ahlaki davranlarn iine alan kiisel g
kullanmna dnk etik d davranlar bulunmaktadr. kinci
grupta; maddi menfaat elde etme hedefine ynelik; rvet,
zimmet ve irtikap ile ihtilastan oluan etik d davranlar;
nc grupta ise maddi menfaat elde etmenin yannda gcn ve
resmi statnn ktye kullanmna ynelik, kayrmaclk,
patronaj, grev sonras eski statden yararlanma gibi etik
olmayan davranlar yer almaktadr (Baydar, 2005: 54-57).
Karlalan bu tr etik sorunlarla mcadele konusunda
uluslarast dzeyde nemli almalar yaplmaktadr. Birlemi
Milletler Genel Kurulu tarafndan 12 Aralk 1996 tarihinde
Yolsuzlua Kar Eylem Plan kapsamnda 51/59 Nolu karar ile
kar atmas, hak mahrumiyeti, malvarlnn bildirilmesi,
hediye ve dier menfaatlerin kabul, gizli bilgi ve siyasi
faaliyetler hakknda hkmler ieren Birlemi Milletler Kamu
Grevlileri in Uluslararas Davran Kurallar (United Nations
International Code of Conduct for Public Officials) ilan
edilmitir (UN, 1996). Avrupa Konseyi de benzer ekilde ye
lkelerin kendi i hukuk sistemlerine uyarlamalar ynnde 2000
ylnda Kamu Grevlileri in Model Davran Kodlar (Model
Code of Conduct for Public Officials) balkl bir tavsiye karar
yaynlamtr (Council of Europe, 2000). Bunlarn dnda
Uluslararas Yolsuzluk rgt (Transparency International)
yolsuzluun nedenlerini aratrmak ve bu konuda mcadele
abalarna destek vermek, kamuda saydaml ve hesap
verebilirlii arttrmak amacyla her yl lkelerin yolsuzluk
endekslerini ve raporlarn yaynlamaktadr (Yksel, 2005a: 226227).
Trkiyede kamu ynetiminde etik sorunlarn oalmas
ve vatandalarn bu konudaki ikayetlerinin artmas zerine
kamu grevlilerinin uymalar gereken saydamlk, tarafszlk,
drstlk, hesap verebilirlik, kamu yararn gzetme gibi etik
davran ilkeleri belirlemek ve uygulamay gzetmek zere,
Kamu Grevlileri Etik Kurulunun kurulu, grev ve alma usul
ve esaslarnn belirlenmesi amacyla 2004 ylnda 5176 sayl

1014

Kamu Grevlileri Etik Kurulu Kurulmas ve Baz Kanunlarda


Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun karlmtr.
Kurul, Babakanlk bnyesinde faaliyet gstermekte
(md.2), genel bteye dahil daireler, katma bteli idareler, kamu
iktisadi teebbsleri, dner sermayeli kurulular, mahalli idareler
ve bunlarn birlikleri, kamu tzel kiiliini haiz olarak kurul, st
kurul, kurum, enstit, teebbs, teekkl, fon ve sair adlarla
kurulmu olan btn kamu kurum ve kurulularnda alan;
ynetim ve denetim kurulu ile kurul, st kurul bakan ve yeleri
dahil tm personelin (md.1) faaliyetlerini kapsamaktadr.
Cumhurbakan, Trkiye Byk Millet Meclisi yeleri, Bakanlar
Kurulu yeleri, Trk Silahl Kuvvetleri ve yarg mensuplar ile
niversiteler hakknda ise bu Kanunun hkmlerinin
uygulanmayaca (md.1) ifade edilmektedir.
Kurulun grevleri ve yetkileri Kanunun 3.
maddesinde; kamu grevlilerinin grevlerini yrtrken
uymalar gereken etik davran ilkelerini hazrlayaca
ynetmeliklerle belirlemek, etik davran ilkelerinin ihll edildii
iddiasyla resen veya yaplacak bavurular zerine gerekli
inceleme ve aratrmay yaparak sonucu ilgili makamlara
bildirmek, kamuda etik kltrn yerletirmek zere almalar
yapmak veya yaptrmak ve bu konuda yaplacak almalara
destek olma eklinde belirtilmitir.
Bavurular zerine Kurul tarafndan yaplan inceleme
ve aratrma sonular en ge ay iinde sonulandrlarak,
ilgililere ve Babakanlk Makamna yazl olarak bildirilmektedir
(md.5). Kurulun, gerekletirmi olduu faaliyetler ve alm
olduu kararlar hakknda Kamu darelerince Hazrlanacak
Faaliyet Raporlar Hakknda Ynetmeliin* birinci maddesine
gre her yl faaliyet raporu hazrlama ykmll
bulunmaktadr. Bu kapsamda 2009 ylndan itibaren faaliyet
raporlar hazrlanmakta ve Kurulun internet sayfasnda
paylalmaktadr.

25.05.2004 tarih ve 25486 sayl Resmi Gazetede yaymlanan, 5176 sayl


Kamu Grevlileri Etik Kurulu Kurulmas ve Baz Kanunlarda Deiiklik
Yaplmas Hakknda Kanun.

* 17.03.2006 tarih ve 26111 sayl Resmi Gazetede yaymlanan, Kamu


darelerince Hazrlanacak Faaliyet Raporlar Hakknda Ynetmelik.

1015

2. KAMU GREVLLER ETK KURULU FAALYET


RAPORLARINDA ETK SORUNLAR
alma kapsamnda Kamu Grevlileri Etik Kurulu
tarafndan 2009-2013 yllar arasnda hazrlanm olan faaliyet
raporlar yer almaktadr. Faaliyet raporlarnda nceleme ve
Aratrma Faaliyetleri kapsamnda, bavuru zerine yaplan
incelemeler ksmlarnda verilen bilgiler ierik analizi yntemi
ile incelenerek tablo haline getirilmitir.
Tablo 1: Bavuru Saysna Gre Dalm
Yllar
2009
2010
2011
2012
2013

Sonraki Yla
Devreden
47
39
45
31
36

Bavuru Says

Toplam

402
311
305
247
326

402
358
344
292
357

Kurula yaplan bavuru saysnn 2009 ylnda 402


iken, 2012 ylna kadar azalan bir seyir izledii 247ye dt
grlmtr. 2013 ylnda ise bavuru says 326ya ykselmitir.
Toplam stununda yer alan bilgiler bir nceki yldan devreden
bavurular ile ilgili yl ierisinde yaplan bavurularn toplamn
gstermektedir.
Tablo 2: Bavurularn Konularna Gre Dalm
Genel Etik hlalleri
Yolsuzluk/Usulszlk
Grevi ihmal ve Ktye
Kullanma
Kayrmaclk/Ayrmclk
ddialar
Psikolojik Yldrma
(Mobbing)
kar atmas
Dier ddialar
Bilgi Edinme Hakknn
hlal Edilmesi
Kamu Mallar ve
Kaynaklarnn Hizmet

2009
81
39

2010
101
86

2011
32
30

2012
33
20

2013
7
47

%
17,9
15,7

36

71

21

41

47

15,2

31

45

51

62

13,7

11

39

39

45

10,2

7
2

18
13

26
71

32
10

29
51

9,0
8,8

17

25

12

22

5,6

10

16

16

3,9

1016

Gerekleri Dnda
Kullanlmas
TOPLAM

183

358

305

247

326

100

Kurula yaplan bavurularn konularna dalm


incelendiinde ilk sray, genel etik davran ilkeleri arasnda yer
alan, drstlk, adalet, yasallk ve eitlik ilkelerinin ihlal
edilmesine ynelik bavurular almtr. Yolsuzluk, grevi ihmal
ve ktye kullanma ile kayrmaclk ve ayrmclk ile kar
atmas konusundaki iddialar ise bavurular arasnda en fazla
yzdeye sahip dier konular arasndadr. Mobbing ikyetlerinin
ise son yllarda nemli bir art gsterdii ve 2011-2013
yllarnda kayrmaclk/ayrmclk ikyetlerinden sonra ikinci
sraya ykseldii tespit edilmitir.
Tablo 3: Bavurularn Sonulara Gre Dalm
Usulden
reddedilenler
Etik tespit
edilmeyenler
Etik ihlal karar
verilenler
TOPLAM

2009

2010

2011

2012

98

45

220

185

18

42

35

17

20

30

10

136

117

264

212

2013
257
25
8
290

%
83,0
11,7
5,3
100

Yaplan bavurular ierisinde gerekli koullar


tamayanlarn oran (%83,0) olduka yksektir. Bu durum kamu
etii ve etik ihlalleri konusunda toplumda yeterli bilin dzeyinin
olumadn gstermektedir. nk bavurularn sadece %5,3
hakknda etik ihlali karar verilmitir. Bavurularn yaklak
%95inin ise istenilen koullar tamad sonucuna ulalmtr.
Kurul tarafndan etik ihlali karar verilen bavurular,
drstlk/tarafszlk, saygnlk/gven, savurganlktan kanma,
hizmet standartlarna uyma, ama ve misyona ballk, kar
atmasndan kanma, yneticilerin hesap verme sorumluluu,
kamu mallarnn ve kaynaklarnn kullanm ve psikolojik taciz
(mobbing) ilkelerinin ihlal edildii ynnde sonulandrlmtr.
Bavurularn usulden reddedilme gerekeleri arasnda
ise ilk sralarda, Kamu Grevlileri Etik Davran lkeleri ile
Bavuru Usul ve Esaslar Hakknda Ynetmeliin Ek 2
Cetvelinde yer almayan kamu grevlileri hakknda bavuru
yaplm olmas; ikayet konusu ile ilgili bilgi ve belge eksiklii
ile somut bilgi ve belge sunulamamas; bavuru konusunun

1017

yargya intikal etmi olmas; bavurularn Kanun kapsamnda


olmayan kurulularn personeline ynelik yaplm olmas ve
bavuru usulne aykrlk gelmektedir.
SONU
Kamu grevlilerinin uymalar gereken etik davran
ilkelerini belirlemek ve uygulamay gzetmek zere oluturulan
Kamu Grevlileri Etik Kurulu 2005 ylndan itibaren
faaliyetlerini srdrmektedir. Kurul etik davran ilkelerinin ihlal
edildiini resen veya yaplacak bavurular zerine incelemek,
aratrmak ve sonucu ilgili makamlara bildirmekle grevlidir.
Kurul ayrca her yl faaliyet raporu hazrlamakla da ykmldr.
Bu kapsamda Kurula yaplan bavurularn says, konularna
gre dalm ve sonulandrlma durumlar hakknda faaliyet
raporlarnn nceleme ve Aratrma Faaliyetleri ksmnda
bilgiler verilmektedir.
alma kapsamnda 2009 ile 2013 yllar arasndaki
faaliet raporlar incelenmitir. Elde edilen bulgulara gre;
bavuru saysnn 2009 ylndan itibaren 2013 ylna kadar
azald ve bavurularn nemli bir ksmnn usulne uygun
olmad iin reddedildii tespit edilmitir. Kurula yaplan
bavurularda konu bakmndan ilk srada, drstlk, adalet,
yasallk ve eitlik ilkelerine dayal genel etik ihlallerinin olduu,
daha sonra ise yolsuzluk, grevi ihmal ve ktye kullanma,
kayrmaclk ve ayrmclk ynndeki ihlal bavurularnn yer
ald grlmtr. Ayrca mobbing ikyetlerinin son yllarda
artt ve kayrmaclktan sonra ikinci sraya ykseldii ortaya
kmtr. Yaplan bavurularn sadece %5,3 etik ihlali karar
ile sonulandrlm, kalan %95lik ksm ise ya usulden
reddedilmi ya da etik ihlali tespit edilememitir. Reddedilme
gerekeleri ise genellikle bavurularn Kanun kapsam dndaki
grevliler hakknda yaplm olmasndan, ikyet hakknda
somut bilgi ve belge eksikliinden ya da bavuru konusu ile ilgili
yarg srecinin balatlm olmasndan kaynaklanmtr.
Sonu olarak Trkiyede ne kan etik ihlallerinin,
drstlk/tarafszlk, saygnlk/gven, savurganlktan kanma,
hizmet standartlarna uyma, ama ve misyona ballk, kar
atmasndan kanma, yneticilerin hesap verme sorumluluu,
kamu mallarnn ve kaynaklarnn kullanm ve psikolojik taciz

1018

(mobbing) konularnda younlat, kamu etii ve mevzuat


konusunda toplumsal bilin ve bilgi dzeyinin tam anlamyla
olumad sylenebilir. Toplumsal bilincin arttrlmas iin
eitim, medya ya da baka yollarla bilgilendirme eitimlerinin
verilmesi faydal olacaktr. Ancak asl nemli olan etik
ihlallerinin azaltlmasna ynelik tedbirlerin gelitirilmesidir. Bu
kapsamda Kurul, 2013 yl Faaliyet Raporunda 50 kamu kurum
ve kuruluunda toplam 2665 personele etik konusunda
bilgilendirme seminerleri dzenlendiini belirtmitir.

1019

KAYNAKA
ARGDEN, Y., (2014), Kamu Ynetimi ve Etik Deerler,
http://www.etik.gov.tr/BilgiBankasi.aspx?id=2,
04.04.2014.
ATE, H., (2004), Kamu Ynetiminde Gven Problemi ve
Halkn Devlete Gveni, (Ed.), ACAR, M. ve ZGR,
H., ada Kamu Ynetimi II, Nobel Yayn, Ankara, ss.
355-387.
BAYDAR, T., (2005), Ynetim Etiine Genel Bir Bak, Trk
dare Dergisi, 449: ss. 7-74.
COUNCIL OF EUROPE, Model Code of Conduct for Public
Officials, Appendix to Recommandation No. R(2000)
10, Adopted by the Committee of Ministers at its 106th
Session
on
11
May
2000,
https://wcd.coe.int/ViewDoc.jsp?id=353945,
07.04.2014.
DNER, ., YILMAZ, C., (2003), Kamu Ynetiminde Yeniden
Yaplanma: 1 Deiimin Ynetimi in Ynetimde
Deiim, Babakanlk Yaynlar, Ankara.
ERYILMAZ, B., BRCKOLU, H., (2011), Kamu
Ynetiminde Hesap Verebilirlik ve Etik, Ahlak
Dergisi, 4 (7), Mays, ss. 19-45.
ERYILMAZ, B., (2008), Etik Kltr Gelitirmek, Trk dare
Dergisi, 459: ss. 1-12.
KETTL, D. F., (1998), Reinventing Government: A Fifth Year
Report Card, Brookings Institution Press, Washington.
NALBANT Z. E., (2006), Ynetimde Etik, (Ed.), MEK, M.
., KINGIR, S.,
ada Ynetim Aralarnda
Semeler, Nobel Yaynevi Ankara, ss. 259-272.
NOHUTU, A., (2004), Etik ve Kamu Ynetimi, (Ed.), ACAR,
M. ve ZGR, H., ada Kamu Ynetimi II, Nobel
Yayn, Ankara, ss. 389-411.
NUTTAL, J., (1997), Ahlak zerine Tartmalar: Etie Giri,
(ev.) YILMAZ, A., Ayrnt Yaynlar, stanbul.

1020

OECD, (2003), Kamu Hizmetinde Etik: Gncel Konular ve


Uygulama, TSAD Yayn, stanbul.
KTEM, M. K., MRGNLEN, U., (2005), Kamu
Ynetiminde Etik almalarna Ynelik Genel Bir
ereve Aray, 18-19 Kasm Siyasette ve Ynetimde
Etik Sempozyumu, Sakarya, (ss. 231-237).
ZDEMR, M., (2008), Kamu Ynetiminde Etik, Zonguldak
Karaelmas niversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (7):
ss. 179-195.
ZTRK, N. K., (2003), Etik ve Kamu Ynetimi, (Ed.) BALCI,
A., NOHUTU, A., ZTRK, N. K. ve COKUN, B.,
Kamu Ynetiminde ada Yaklamlar, Sekin
Yaynevi, Ankara, ss. 203-230.
PARLAK, B., SOBACI, Z., (2012), Ulusal ve Kresel
Perspektifte Kamu Ynetimi, Drdnc Bask, MKM
Yaynlar, Bursa.
SAYLI, H., KIZILDA, D., (2007), Ynetsel Etik ve Ynetsel
Etiin Olumasnda nsan Kaynaklar Ynetiminin
Roln Belirlemeye Ynelik Bir Analiz, Afyon
Kocatepe niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9 (1): ss.
231-151.
EN, M. L., (2014), Kamu Grevlileri Etik Rehberi, 4. Bask,
T.C. Babakanlk Kamu Grevlileri Etik Kurulu Yayn,
Ankara.
HARUN, T., (2011), 20. Yzylda Etik, (Ed.) KUURAD, . ve
TADELEN, D., Etik, Anadolu niversitesi
Akretim Fakltesi Yayn No:2356, Eskiehir.
UN, International Code of Conduct for Public Officials, 12
December 1996, 51/59 Action Against Corruption
http://www.un.org/documents/ga/res/51/a51r059.htm,
07.04.2014.
YILMAZ, O., (2001), Kamu Ynetimi Reformu: Genel
Eilimler ve lke Deneyimleri, DPT Yaynlar, Ankara.
YKSEL, C., (2005a), Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu
Ynetiminde Etik Cilt.1, TSAD Yayn, stanbul.

1021

YKSEL, C., (2005b), Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu


Ynetiminde Etik Cilt:2, TSAD Yayn, stanbul.
RESM

GAZETE, (17.03.2006), Kamu


darelerince
Hazrlanacak Faaliyet Raporlar Hakknda Ynetmelik.

RESM GAZETE, (13.04.2005), Kamu Grevlileri Etik


Davran lkeleri le Bavuru Usul Ve Esaslar
Hakknda Ynetmelik.
RESM GAZETE, (25.05.2004), Kamu Grevlileri Etik Kurulu
Kurulmas ve Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas
Hakknda Kanun.

1022

V. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Belma KEKLK
Bireysel Kariyer Planlama Tercihinde Scheinn Kariyer
apalar Perspektifi: SD Lisansst rencilerine Ynelik Bir
Aratrma
. Gr. mer KULA
Kamu Sektrnde Strateji retimi ve Performansa Yeni Bir
Bak: Balanced Scorecard ve Kamu Hastaneler
Birlii rnei
Yrd. Do. Dr. Fulya AKYILDIZ
Ar. Gr. Merve BALCIOLU
grenlerde Duygusal Uyumsuzluk, Kendine Yabanclama ve
z Gzlemci Kiilik zellikleri Arasndaki
likilerin ncelemesi
Hale ALAN
Adeviye ERDOAN
Dorusal Programlama le nsan Kaynaklarnn Planlanmas:
SD Yaam Boyu AUM rnei
Do. Dr. Orhan ADIGZEL
. Gr. Yekta HALICI

1023

1024

BREYSEL KARYER PLANLAMA TERCHNDE


SCHEININ KARYER APALARI PERSPEKTF: SD
LSANSST RENCLERNE YNELK BR
ARATIRMA
r. Gr. mer KULA
ZET
nsan faktrnn giderek neminin artt kresel
dnyada iletmeler insan kaynaklarnn geliimine ayn paralelde
nem vermektedir. Bu balamda, altrdklar insanlarn
kariyerlerinde
nasl
ilerleyecekleri
iletmeleri
de
ilgilendirmektedir. Kariyer planlama ile birey sahip olduu
yetenek ve beceriler dorultusunda zellikle yapaca ya da
yapmakta olduu ie ilikin kendini nerede grmek istediini
resmedebilmektedir. Burada bireyin sahip olduu yetenek ve
becerilerin yannda farkl faktrlerin varlndan da bahsetmek
gerekir. Kariyer planlamasna etki eden bu faktrleri aklamak
iin birok model ortaya atlmtr. almamzda
yararlandmz Kariyer apalar/Deerleri modeli de
bunlardan biridir. almann temel amac kariyer deerleri
dorultusunda SD Lisansst rencilerinin kariyer
planlamalarna etki eden faktrlerin incelenmesidir. Bu ama
dorultusunda rencilere uygulanan anketler neticesinde baz
veriler elde edilmitir. Yaplan analizler sonucunda kurulmu
olan hipotezler incelenerek baz bulgulara ulalmtr (Jel
Kodlar: M1, M10, M12, M54).
Anahtar Kelimeler: Kariyer, Kariyer Planlama,
Kariyer apalar, Kariyer Planlamasna Etki Eden Faktrler
IN THE CHOICE OF INDIVIDUAL CAREER
PLANNING SCHEINS CARREER ANCHORS
PERSPECTIVE: A RESEARCH ON SDU GRADUATE
STUDENTS

Sleyman Demirel niversitesi YBEM, omerkula@hotmail.com.tr


NOT: Bu alma Do. Dr. Orhan ADIGZELin danmanlnda mer
KULAnn Sleyman Demirel niversitesi Sosyal Bilimler Enstitsnde
hazrlad tezde yer alan veriler kullanlarak retilmitir.

1025

ABSTRACT
The increasingly global world of the increased
importance of the human factor in the development of human
resources to businesses in parallel gives importance. In this
context, how they employ people to progress in their careers are
relevant to businesses. Career planning and skills in line with the
capabilities of individuals, especially relating to work will do or
is doing what you want to see where the self can be portrayed.
Here is the individual's own skills and abilities in addition to the
need to mention the presence of different factors. Career planning
affecting many models have been proposed to explain these
factors. In our study, we take advantage of "Career Anchors /
Value" model is one of them. The main objective of the study in
accordance with the career values, to examine the Suleyman
Demirel University graduate students the factors that influence
their career planning. The questionnaires administered to
students in line with this objective, some data were obtained as a
result. As a result of the analysis, some conclusions are reached
by examining the hypotheses established (Jel Classification: M1,
M10, M12, M54).
Key Words: Career, Career Planning, Career Anchors,
Factors Affecting The Career Planning.
GR
Gn getike farkllaan ve globalleen piyasalara daha
fazla hkim olmak isteyen iletmelerin en vazgeilmez unsuru
insandr ve bu unsurun nemi bu gelime ve farkllamaya
parallel olarak her geen gn artacaktr. letmeler iin birer
makineden fazlas olarak grlmeyen insan faktr daha sonraki
geliim ve deiim srecinde anahtar rol oynamtr. Ayn
zamanda duygular olan sosyal bir faktr olduunu da fark
ettirmitir.
nsan faktr iletme iin art maddi bir yk deil doru
kullanld ve gelitirildii takdirde adeta iletmenin deiim ve
geliim yolunda kullanaca altn anahtardr. Gnmzde
zorunlu hale gelen modern ynetim anlaynn temeli de bu
unsur zerine kuruludur. Bireye organizasyon kltrnn
benimsetilmesi, karlkl hedeflerin rttrlmesi, i ve d

1026

ilikilerin ynetilmesi bireyin organizasyona yapt olumlu


etkilerin artrlmas ile alakaldr. Bu veriler nda oluturulan
bu almada Sleyman Demirel niversitesi lisansst
rencilerinin kariyer planlamalarna etki eden kariyer deerleri
aratrlarak bir takm bulgular elde edilmitir.
1. KARYER VE KARYER PLANLAMA KAVRAMLARI
Kariyer kavram gnmzde bireyin setii i alannda
adm adm ve srekli olarak ilerlemesi deneyim ve beceri
kazanmas anlamnda kullanlmaktadr (Aydemir, 1995: 2).
kinci bir tanm olarak alma yaamndan ayr
dnlemeyen kariyer kavram, bireyin i yaam boyunca
getii basamaksal konumlar, yer ald ve tamamlad
grevleri, bulunduu konumla ilgili sergiledii tutum ve
davranlarn kapsayan ve sahip olduu kiisel ahlak, bilgi,
beceri, yetenek ve alma istei ile birlikte organizasyonda
geirdii evrelerin tm olarak tanmlanabilir (Kozak, 2001:1516; Ylmaz, 2006: 7).
Birey kendini snrszca gelitirebilir. Kariyer de bireyin
kendini gelitirebilecei alanlar tespit ederek o alanlar zerine
younlamas ve sonu olarak kendini psikolojik, duygusal,
ekonomik olarak kendini tatmin etmesidir. Birey bir meslei
seer ve o yolda ilerler ayn zamanda tecrbe kazanr
yeteneklerini gelitirir bu sayede daha fazla sorumluluk alma
imkn doar daha fazla sorumluluk daha fazla saygnlk
demektir.
Kariyer planlamasnn iki aamas vardr. lk
aamasnda birey kendini tanyacak ve analiz edecektir. Bununla
birlikte birey kendi istek ve becerileri dorultusunda gelecekte
kendini nerede ve nasl grmek istediini belirleme durumunda
olacaktr. Birey asndan bu nemli bir sretir ki bu ekilde
birey kendi kariyerini planlamaktadr. kinci aamada ise; bireyin
kariyerinin rgt ierisinde ve rgtn bireye sunduu frsatlar
neticesinde incelenmesi ve ynlendirilmesidir. Bu durumda
rgt kendi amalarn n planda tutarak bireysel amalar
kendisine uyarlamaya almaktadr. Bu srecin salkl
iletmesi iin yaplacak olan gerek birey gerek de organizasyon
asndan
amalar
btnletirilmesinin
salanmasdr

1027

(Sabuncuolu, 1997: 70).


1.1. Kariyer Planlama eitleri
Kariyer planlamas srecinde hem rgt hem de birey
karlkl olarak sorumluluk alr. Kariyer planlamas btn bir
sistem olarak dnlrse birey ve bireyin iinde alt rgt
sisteme dahil olur. nk birey, ahsi amalar ile btnn
amalarnn ayn ynde olduu kansna varrsa doygunluk
duygusu artar. Bu balamda, birey odakl kariyer planlamas ve
rgt odakl kariyer planlamas olarak iki tr kariyer planlamas
eidi olduu sylenebilir.
1.1.1. rgtsel Kariyer Planlama
rgtsel kariyer planlama, alanlarn frsatlarn,
seeneklerin ve sonularn farkna varmalarn, kariyer
hedeflerini belirlemelerini, bu hedeflere ulamada yn ve zaman
tespiti yapmalarn salayacak i, eitim ve dier gelitirmeye
ynelik faaliyetleri programlama sreci olarak tanmlanabilir
(Uzun, 2004: 32-33).
Kariyer planlamasnda yaplabilecek almalar
rgtlerde insan kaynaklar birimleri stlenmitir. Kariyer
planlamas rgtlerde motivasyonu, kaliteyi, birey ve rgtn
hedeflerini ortak bir noktada buluturarak verimlilii
arttrmak iin insan kaynaklar ynetiminin vazgeilmez bir
uygulamas olmutur. nk kariyer planlamas, alann sahip
olduu bilgi, yetenek beceri ve gdlerinin gelitirilmesi ile
almakta olduu rgt iindeki ilerleyiinin yada somut olarak
ykselmesinin planlanmasn ortaya koymaktadr (Uzun, 2004:
32-33).
1.1.2. Bireysel Kariyer Planlama
Bireysel kariyer planlama, bireyin kendi alma hayat
ile ilgili yapt planlar kapsamaktadr. Bu planlama, bireyin
kendi yetenekleri ve ilgi alanlarn deerlendirmesi, kariyer
frsatlarn incelemesi, kariyer amalarn ortaya koymas ve
uygun, gelitirici faaliyetler planlamas aamalarn iermektedir
(Nayir, 2007: 65).
Kariyer planlamasnn odak noktas bireyin kendi
kendini deerlendirme ve geliim planlamasna baldr. Bu
normalde, kiisel amalar, ilgi ve deerlerin, hali hazrdaki

1028

kabiliyetin, becerilerin snanmas ve tercih edilen i iin gerekli


olan performans geliiminde mevcut kaynaklarn kullanlmasn
gerekli klar. Gnmzde alanlar hali hazrdaki becerilerini
muhafaza etmektense yeni beceriler gelitirmeyle daha ok
ilgilenmekteler. Bu nedenle eitim yardm programlar bireylerin
geliimine yol aarak, kariyer planlama baarsnn artmasna
katkda bulunur. Birok alan iin insan kaynaklarnn
planlamasnn anlam, kiisel kariyer geliimidir. rgt iinde
alan tm bireyler kukusuz kendi kariyerlerinden ve
kariyerlerini gelitirmekten birinci derecede sorumludur. Bu
sorumluluun gerei gibi yerine getirilmesi iin bireyin, kendisi
ile ilgili konular, ilgi alanlarn, deer ve beklentilerini, kuvvetli
ve zayf olduu ynleri, eksikliklerini ve gelitirilmesi ya da
dzeltilmesi gereken yanlarn ok iyi bilmesi, bu konularn
analizini bilinli bir ekilde yapmas gerekir. Bylece salkl bir
kariyer planlamasnn ilk adm atlm olacaktr (Ayta, 2005:
150).
2. SCHEININ KARYER APALARI
2.1. Schein Kariyer apalar
Kariyer deerlerinin belirlenmesi srecinde, aile ii
deer yarglar ve bu deer yarglarnn etkileimi neticesinde
kazanlan kiisel zellikler dikkat ekmektedir. Bu balamda,
kariyer tercih srecinde bireyin kiisel zellikleri, duygular,
istekleri, beklentileri ve hayal ettikleri ve yetenekleri n planda
olmaktadr. Kariyer tercihlerinde kiilerin kendi yetenek ve
becerilerini bilmeleri, kendini anlamalar bu srete olduka
nemli olmaktadr. Bu paralelde kariyer seimini aklayan
modellerden en gze arpan Scheinn Kariyer Deerleri veya
Kariyer apalar modelidir (Adgzel, 2009: 279). Kariyer
apalar modeli bireyin kariyer seimlerinde ona yn gsteren,
kendini tanmasna ve alglamasna destek olan ve bireyin bu
anlamda doru seimler yapmasna yardmc olan bir davran
eklidir.
Schein, kiinin kariyeri ile ilgili deer kmelerinin bir
araya geldiini sylemektedir. Scheinn gelitirmi olduu
modelde, bireyleri kariyer seimlerine iten gl faktrlerin,
hayatlarnn ilk yllarnda olutuunu ifade etmektedir.
Hayatlarnn ilk yllarnda oluan davran ekilleri, ihtiyalarn

1029

ve gdlerin etkileiminden oluur ve insann kariyer


tercihlerinde belirleyici rol oynar. htiya ve gdlerin
bileiminden meydana gelen bu deer kmeleri, bir insann i
tecrbelerini ynetir ve kariyeriyle ilgili seim yapmasn da
kolaylatrr. Bu duruma Schein, kariyer apas ismini
vermektedir. Schein, teknik yetenek, ynetim becerisi, i
gvencesi, yaratclk, bamszlk gibi deerleri ifade eden
kmelerin, bireyin alt rgtn deerlerine i ve sektr
asndan uyum gsteriyorsa bireyin kariyer deeri ile iin
btnletiini sylemektedir (erik ve Bozkurt, 2010: 84-85).
Teknik Fonksiyonel Yetkinlik (TFY)
Teknik ve Fonksiyonel Yetkinlik kariyer deerine sahip
insanlar eitim aldklar alanda almak isterler. Kariyer
tercihlerinde rgtte ykselmekten ok yaptklar ite
uzmanlamak nemli olmaktadr. Bu bireyler kendilerini teknik
becerileri gsterme arzusu ve kabiliyetlerinden yararlanlma
istei ile motive ederler. e ynelik bir profil izen bu bireyler
kariyer tercihlerinde yeteneklerini kullanabilecekleri ve
gelitirebilecekleri bir alanda almay istemektedirler (Schein,
2006: 8).
Genel Ynetsel Yetkinlik (GYY)
Genel Ynetsel Yetkinlik kariyer deerine sahip
kiilerin zellikleri bakalarnn sorumluluklarn alma, onlar
ynlendirme ve ynetme istei duymalardr. Bu bireyler
yaptklar ite ykselmek ve idari pozisyonlarda grev almak ve
emir vermek istemektedirler (Schein, 2006: 11).
Giriimcilik Yaratclk (GY)
Bu bireyler kendi adyla anlacak ie sahip olmay ve
iinin patronu olmay istemektedirler. Risk almaktan kanmayan
giriimci ruhlu kiiler meslek seimlerinde kendilerini garantiye
almak yerine yenilik getirme fikrini benimsemektedirler ve
kendilerini bu heyecanla motive etmektedirler (Schein, 2006:
19).
zerklik/Otonomi-Bamszlk (OB)
zerklik/Otonomi Bamszlk kariyer deerine sahip
olan kiiler i yaamlarnda serbest hareket edebilmeyi
istemektedirler. rgtsel snrlamalardan ve yasaklardan ziyade

1030

mesleklerini zgrce icra edebilecekleri ilerde almay tercih


ederler. Byk lekli firmalarda kk alanlarda almaktansa
kk iletmelerde zgrce almay tercih etmekte ve kariyer
tercihlerini buna gre yapmaktadrlar (Schein, 2006: 16).
Gvenlik stikrar (G)
Gvenlik stikrar kariyer deerine sahip kiiler iin
altklar rgtte iten karlma korkusu olmakszn
alabilme ve istikrar nemlidir. Genellikle ou insan gven
ortamnda almak ve alt kurumdan bu anlamda emin
olmak ister. Bu nedenle sosyal gvencelerinin olmalar kiilerin
i seiminde en ok aradklar konu olmaktadr (Schein, 2006:
17). Bu kariyer deerine sahip kimseler genellikle srekli
istihdam garantisinin verildii kamu sektrnde almak ve bir
nevi hayatlarn garanti altna almak, emekliliklerinde veya
herhangi bir maddi ve manevi problemde risk altnda
olmayacaklar duygusunu hissetmek isterler.
Kendini Adama (KA)
Kendini adama kariyer deerine sahip bireyler dnyay
gelitirme ya da bir anlamda deitirme abasnda olan
kimselerdir. nsanlara yardmc olmak ve hizmet etmek, sosyal
deerlere saygl olmak ve bu anlamda kendini adamak nemli
zelliklerindedir. Bu uurda almaya motive olmu bu kimseler
kendi yetenekleri ya da iin dier zelliklerinden ziyade sosyal
hayata ait problemlere zm getirecek nitelikte olmasn arzu
ederler. sel motivasyonlar yksek olan bu bireyler i
yaamlarn toplumsal hayat gelitirme ynnde dzenlemek
isterler (Schein, 2006: 19).
Saf Meydan Okuma (SMO)
Saf Meydan Okuma kariyer deerine sahip bireyler
yarmac karaktere sahip bireylerdir. Kariyer tercihlerinde
rekabet edebilecekleri bir ortam onlar iin ncelikli olmaktadr.
Kazanmaktan holanan ve baarmak iin motive olan bu bireyler
zlmesi zor problemleri uramay sevmeleri ve bunlarla
uramak istemeleri bu kariyer deerine sahip bireylerin
zelliklerindendir (Schein, 2006: 21).
Hayat Tarz (HT)
Hayat Tarz kariyer deerine sahip bireyler iin i hayat

1031

tm hayatn bir parasdr. Bu nedenle bu bireyler kariyer


tercihlerinde zel hayatlarnda mutsuz olacaklar ve ailelerine
zaman ayramayacaklar ilerde almay tercih etmezler.
Yaptklar i onlar tatmin edecek derecede tatil dnemlerine ve
uygun mesai saatlerine sahip olmaldr. Aile dostu iletmeleri
tercih eden bu bireyler i-aile atmas yaamamaya zen
gsterirler (Schein, 2006: 23).
3. ARATIRMA
3.1. Aratrmann Amac
Aratrmann amac; Sleyman Demirel niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits lisansst rencilerinin kariyer
planlarn ynlendiren temel belirleyicileri bulmaya almaktr.
Aratrma, rencilerin tercihlerini gerekletirirken bireysel
olarak algladklar yeteneklerini ve temel deerlerini birletiren
kariyer apalarndan hangisi ya da hangilerine dhil olduklarn
belirleyerek rencilerin doru seimler yapmalarn salamay
amalamaktadr.
3.2. Aratrmann Kapsam ve Kstlar
Aratrmann ana ktlesini Sleyman Demirel
niversitesi
Sosyal
Bilimler
Enstits
rencileri
oluturmaktadr. 2011 yl itibari ile Sleyman Demirel
niversitesi Sosyal Bilimler Enstitsnde renim gren 2000
civarnda renci vardr. rneklem bykl hesaplamasna
gre (Adgzel, 2008: 91):
n = N t2 p q / d2 (N-1) + t2pq
%95 anlam seviyesinde (gven aral) ankete katlmas
gereken renci says (n) 200dr. Buna gre; tesadf
rnekleme yntemi ile Ocak 2011Mays 2011 tarihleri arasnda
elden verilen anketlerden, 202 lisansst rencisinin
anketlerinde geri dn olmutur.
Bu aratrma sonucunda elde edilen sonular ile
Sleyman Demirel niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
rencilerinin kariyer eilimleri Scheinin Kariyer apalar
perspektifinde deerlendirilmitir. Dolaysyla lisansst
rencilerinin kariyer eilimleri ile ilgili bir genelleme
yaplamaz.

1032

Bunun yannda aratrmann kstlar; kariyer


eilimlerinin belirlenmesi iin uygulanan anket sorularna
rencilerin olduklarndan farkl grnmek adna gerek
cevaplar vermemesi, rencilerin lisansst eitimlerinin yan
sra henz gerekletirmekte olduklar kariyerlerinin varl,
kariyer eilimlerinin llmesi zerine yaplan almalarda
farkl ara ve yntemlerin kullanlmas ve bunlarn arasndan en
uygununun seilmesine ramen sorulara cevap verirkenki
psikoloji, kariyer tercihlerini etkileyen faktrlerin okluu,
rencilerin kendi davranlarn yeterince analiz edememeleri,
soruda anlatlmak isteneni alglama farkllklar eklinde
sralanabilir.
3.3. Aratrmann Yntemi
Aratrma tarama modellidir, veri toplama yntemi
olarak anket yntemi kullanlmtr. rencilerin kariyer
eilimlerinin demografik zelliklerinden etkilenme durumu
incelenmitir. Aratrmada kullanlan anket formu bir n
bilgilendirme yazs ile balamakta ve 2 temel blmden
olumaktadr. Yaplan literatr taramas Schein Kariyer
apalar, (2006: 1-5) sonucu oluturulan kariyer eilimlerine
ynelik lek kullanlarak bir anket formu oluturulmutur.
Birinci blmde niversite rencilerinin i hayatna bak
alar, tercih edecekleri ie ait zellikler ve kariyerlerini nasl
planladklarna ilikin sorular bulunmaktadr. Anketin bu
ksmnda rencilerin kariyer eilimlerini lecek ve
snflandracak 8 kariyer apas (Teknik ve Fonksiyonel
Yetkinlik, Gvenlik ve stikrar, zerklik Otonomi ve
Bamszlk, Genel Ynetsel Yetkinlik, Giriimcilik ve
Yaratclk, Saf Meydan Okuma, Kendini Adama, Hayat Tarz)
bulunmaktadr. Birinci blmde lek, 5'li Likert lei eklinde
hazrlanmtr. Bu blmdeki ifadeler iin cevaplar "Tmyle
Doru (5), Byk lde Yanl (4), Kararszm (3), Byk
lde Doru (2), Tmyle Yanl (1)" eklinde sralanmaktadr.
kinci blmde rencilerin demografik zelliklerini
belirlemeye ynelik (cinsiyet, eitim durumu, snf, dnemi,
anne baba durumu, anne meslei, baba meslei, aylk gelir,
meslek) sorulardan olumaktadr.
Anket formunda yer alan sorularn kolayca anlalan ve
yantlanan sorulardan olumasn salamak ve anket formuna son

1033

eklini vermek zere rnekleme sunulmadan nce konunun


uzmanlar akademisyenlerden ve farkl lisansst rencilerden
oluan 30 kiilik bir gruptan anket sorularn cevaplamalar
istenmitir. Cevaplanan anketler faktr ve gvenirlilik
analizlerine tabi tutularak anlalmayan ifadelerin daha ak ifade
edilmesi ile ilgili bir alma yaplmtr.
3.4. Aratrmann Hipotezleri ve statistiksel Analizler
Sleyman
Demirel
niversitesi
Lisansst
rencilerinin bireysel kariyer planlamalarna etki eden
faktrlerin kariyer deerleri perspektifinde incelenmesi
almann temel konusudur.
Buna gre
oluturulmutur:

aratrmann

hipotezleri

ekilde

H1: rencilerin kariyer deerleri, cinsiyetlerine gre


farkllk gstermektedir.
H2: rencilerin kariyer deerleri, eitim durumlarna
gre farkllk gstermektedir.
H3: rencilerin kariyer deerleri, eitimlerini
srdrdkleri dneme gre farkllk gstermektedir.
H4: rencilerin kariyer deerleri, tez veya ders
dneminde olmalarna gre farkllk gstermektedir.
H5: rencilerin kariyer deerleri, ailevi durumlarna
gore farkllk gstermektedir.
H6: rencilerin kariyer deerleri,
mesleine gore farkllk gstermektedir.

annelerinin

H7: rencilerin kariyer deerleri,


mesleine gore farkllk gstermektedir.

babalarnn

H8: rencilerin kariyer deerleri, kendi mesleklerine


gore farkllk gstermektedir.
H9: rencilerin kariyer deerleri, aylk gelirlerine gore
farkllk gstermektedir.
Aratrma kapsamna alnan rneklemde toplamda 202
adet anket formundan elde edilen veri ve bilgiler SPSS istatistik
paket program araclyla tez almasnn amalar ve
hipotezleri dorultusunda eitli istatistiksel analizlere tabi

1034

tutulmutur.
Aratrmada katlmclarn demografik zelliklerini
belirlemek iin tanmlayc istatistiksel analizler, anketin yap
geerliliinin test edilmesi ve birbirlerine yakn deikenlerin
daha az sayda faktr altnda toplanmasn salamak iin factor
analizi, kariyer deerlerinin rencilerin demografik
zelliklerine gre farkllama durumunu test etmek amacyla Ttesti (iki grup olmas halinde) ve Anova (ikiden fazla grup varsa)
testleri uygulanmtr.
3.5. Aratrmann Bulgular
Tablo 1: Aratrmaya Katlanlarn Cinsiyetleri
Cinsiyet

Frekans

Bayan

96

47,5

Erkek

106

52,5

Toplam

202

100

Tablo 1de grld zere, aratrma kapsamn


oluturan rencilerin % 47,5ini bayanlar; % 52,5ini erkekler
oluturmaktadr.
Tablo 2: Aratrmaya Katlanlarn Eitim Durumlar
Eitim

Frekans

Y. Lisans

76

37,6

Doktora

126

62,4

Toplam

202

100

Tablo 2de grld zere, rencilerin % 37,6s


yksek lisans eitimi grmekte ve % 62,4 doktora eitimlerini
srdrmektedirler.
Tablo 3: Aratrmaya Katlanlarn Annelerinin Meslei
Anne Meslei

Frekans

Kmlatif %

Ev Hanm

154

76

76,2

77,2

Memur

42

21

98

1035

Serbest Meslek

100

Toplam

202

100

Tablo 3de grld zere, rencilere annelerin


mesleklerinin ne olduunu sorduumuzda; rencilerin %
76,2si ev hanm, % 1i ii, % 20,8i memur ve % 2si serbest
meslek cevabn vermitir.
Tablo 4: Aratrmaya Katlanlarn Babalarnn Meslei
Baba Meslei

Frekans

Kmltif %

almyor

26

13

12,9

34

17

29,7

Memur

92

46

75,2

Serbest Meslek

50

25

100

Toplam

202

100

Tablo 4de grld zere, rencilere babalarnn


mesleklerinin ne olduunu sorduumuzda; rencilerin % 12,9u
almyor, % 16,8i ii, % 45,5i memur ve % 24,8i serbest
meslek cevabn vermitir.
Tablo 5: Aratrmaya Katlanlarn Meslei
Meslek

Frekans

Kmltif %

renci

50

24,8

24,8

Akademisyen

108

53,5

78,2

Memur

81,2

Bankac

85,1

zel Sektr alan

12

5,9

91,1

Kendi imi Yapyorum

12

5,9

97

Asker

100

Toplam

202

100

Tablo 5de grld zere, aratrmaya katlan

1036

rencilerin mesleklerine bakldnda; % 24,8i renci, %


53,5i akademisyen, % 3 memur, % 4 bankac, % 5,9u zel
sektr alan, % 5,9u kendi iini yapmakta, % 3 ise askerdir.
Tablo 6: Aratrmaya Katlanlarn Aylk Geliri
Aylk Gelir

Frekans

Kmltif %

1000 TLden az

36

18

17,8

1000-1500 TL aras

22

11

28,7

1501-2000 TL aras

54

27

55,4

2001-2500 TL aras

36

18

73,3

2501-3000 TL aras

28

14

87,1

3001-3500 TL aras

10

92,1

3501-4000 TL aras

95

4001-5000 TL aras

97

5000 TL ve zeri

100

Toplam

202

100

Tablo 6de grld zere, lisansst rencilerinin


%17,8i aylk gelirinin 1000 TLden az olduunu, %10,9u 10001500 TL arasnda olduunu, %26,7si 1501-2000 TL arasndan
olduunu, %17,8i 2001-2500 TL arasnda olduunu, %13,9u
2501-3000 TL arasnda olduunu, %5i 3001-3500 TL arasnda
olduunu, %3 3501-4000 TL arasnda olduunu, %2si 40015000 TL arasnda olduunu, %3 ise 5000 TLden yksek
olduunu sylemitir.
3.6. Faktr ve Gvenilirlik Analizleri
Faktr analizi ile deikenler arasndaki ilikinin
kkenini aratrmak, verileri daha anlaml ve zet bir biimde
sunabilmek, ortak zellie sahip deikenleri bir faktr altnda
toplamak ve lein teorik zelliklere uygun bir yap gsterip
gstermemesi ile ilgili olan yapsal geerliliin test edilmesi iin
yaplan faktr analizi bulgular ile lein gvenirlilik
dzeylerine dair bulgular aada verilmektedir.
Tablo 7: KMO ve Bartletts Testi

1037

KMO and Bartlett's Test


Kaiser-Meyer-Olkin Orneklem Yeterlilik
Deeri

0,701

Yaklak Ki-Kare

5131,512

Serbestlik Derecesi

703

Anlamllk

Bartlett Kresellik
Testi

rneklemin uygunluu iin bulunan Kaiser-MeyerOlkin (KMO) deeri 0,701'dr. Bu deikenler arasnda ksmi
korelsyonlarn dk olup olmadn gstermektedir. 0,5'den
kk KMO deerleri, deiken iftleri arasndaki korelsyonun
dier deikenlerle aklanamayacan ve faktr analizinin
uygun olmayabileceini gsterir (Kalayc, 2008; 322). Analizde
bulunan deer (0,701) kullanlan verilerin faktr analizi iin
uygun olduunu gstermektedir.
Bartlett kresellik testi ana ktledeki deikenlerin
birbiriyle ilikili olup olmad hipotezini test etmektedir.
Gzlenen korelsyon katsaylar bykl ile ksmi korelasyon
katsaylarnn bykln karlatran bir indekstir (Kalayc,
2008; 322). Bartlett testi sonucunda yaklak ki-kare deeri
5131,512 anlamllk ise 0,000 bulunmutur. Bu deer faktr
analizinin kullanlmasnn uygunluunu belirtmektedir.
Tablo 8: Faktr Ykleri
lk z Deerler

Bileenler

Rotation Sums of
Squared Loadings

Topla
m

Varyans
%

Kmlatif
Toplam
%

6,938

18,257

18,257

4,747

12,491

3,564

9,38

Varyans
%

Kmlati
f%

3,924

10,325

10,325

30,748

3,818

10,047

20,372

40,128

3,587

9,44

29,812

1038

2,848

7,494

47,622

3,127

8,228

38,04

2,211

5,817

53,44

2,459

6,47

44,51

1,88

4,949

58,388

2,44

6,42

50,93

1,603

4,217

62,606

2,262

5,951

56,882

1,559

4,102

66,707

2,128

5,601

62,482

1,384

3,642

70,349

2,096

5,517

67,999

10

1,152

3,032

73,381

2,045

5,382

73,381

11

0,996

2,622

76,003

12

0,838

2,205

78,208

13

0,783

2,06

80,268

14

0,717

1,888

82,156

15

0,713

1,877

84,033

16

0,601

1,583

85,615

17

0,537

1,413

87,029

18

0,502

1,321

88,35

19

0,441

1,162

89,511

20

0,414

1,09

90,601

21

0,376

0,988

91,59

22

0,354

0,931

92,521

23

0,329

0,867

93,388

24

0,3

0,79

94,177

1039

25

0,275

0,723

94,9

26

0,235

0,618

95,519

27

0,228

0,599

96,117

28

0,2

0,525

96,643

29

0,188

0,495

97,138

30

0,172

0,454

97,591

31

0,167

0,44

98,031

32

0,155

0,408

98,439

33

0,134

0,354

98,793

34

0,121

0,319

99,112

35

0,109

0,286

99,398

36

0,094

0,247

99,645

37

0,08

0,209

99,854

38

0,055

0,146

100

Tablo 8de z deer istatistii 1'den byk olan 10


faktr vardr. Birinci faktr toplam varyansn % 10,325 ini
aklamaktadr. Birinci ve ikinci faktrler birlikte toplam
varyansn % 0,372sini aklamaktadr. lk faktr toplam
varyansn % 29,812sini aklamaktadr. Drt faktr toplam
varyansn % 38,040n, be factor toplam varyansn
%44,510unu, alt faktr toplam varyansn % 50,930unu, yedi
faktr toplam varyansn %56,882sini, sekiz faktr toplam
varyansn % 62,482sini, dokuz faktr toplam varyansn %
67,999unu ve tm faktrler birlikte toplam varyansn %
73,381ini aklamaktadr.
Tablo 9: lee Ait Cronbach Alpha Gvenilirlik Katsays

1040

Cronbachs

Cronbach Alpha Based on Standardized

Soru Says

0,833

0,849

38

Tablo 9da Scheinin Kariyer apalar leinin


Cronbach Alpha gvenirlilik katsays grlmektedir. Cronbach
Alfa katsays grld zere 0,833tr. Bu say 0,80 ila 1,00
arasnda yer almasndan dolay lek yksek derecede gvenilir
bir lektir (Kalayc, 2008: 405).
Faktr analizi sonucuna gre 36 madde 10 faktre
ayrlmaktadr. Schein Kariyer apalar lei orijinal halinde 8
faktr altnda toplanm olmasna ramen yaplm olan analize
gre 2 faktr kendi ilerinde ikiye blnerek toplamda 10 faktr
elde edilmitir. Ortaya kan yeni faktrlerin isimlendirilmesi ise;
sorularn vurgulamak istedikleri noktalar gz nnde
bulundurularak yaplmtr. rnein; lekte yer alan Hayat
Tarz isimli boyut yaplan analizde iki farkl faktr altnda
toplanm ve sorular incelenerek yimser Hayat Tarz ve
Ktmser Hayat Tarz isimleri verilmitir.
3.7. rencilerin Demografik Deikenlere Gre Kariyer
Deerlerinin Farkllamasn nceleyen Anova ve T Testleri
Tablo 10: Kariyer Deerleri Asndan Cinsiyetlerine Gre
rencilerin Tutum Farkllklarn Gsteren Bamsz T Testi
Varyanslarn
Homojenlii
ile lgili
Levene Testi
Kariyer Deerleri

Homojen
Teknik ve
Fonksiyonel
Yetkinlik

Ortalamalarn Homojenlii ile


lgili T Testi

Ort.

Anl.
(p)

Der.

Anl.
(p)

Farkllk

0,06

0,801

-0,47

200

0,637

-0,0465

-0,47

198,82

0,636

-0,0465

Homojen
Deil

1041

Homojen

1,8

0,181

0,586

200

0,559

-0,0595

0,591

198,89

0,555

-0,0595

-0,8

200

0,423

-0,0902

-0,8

186,79

0,427

-0,0902

-3,49

200

,001*

-0,4145

-3,49

198,45

0,001

-0,4145

2,767

200

,006*

0,20774

2,788

198,46

0,006

0,20774

-1,53

200

0,129

-0,1662

-1,5

175,7

0,134

-0,1662

-0,65

200

0,519

-0,0791

Gvenlik
stikrar
Homojen
Deil

Homojen
zerklik
Otonomi
Bamszlk

0,057

Homojen
Deil

Homojen
Genel
Ynetsel
Yetkinlik

3,65

0,35

0,558

Homojen
Deil

Homojen

0,03

0,87

Giriimcilik
Yaratclk
Homojen
Deil

Homojen

4,97

0,027

Saf Meydan
Okuma
Homojen
Deil

Kendini
Adama

Homojen

1,79

0,182

1042

Homojen
Deil

Homojen
Saygnlk
(Kendini
Adama)

0,047

Homojen
Deil

Homojen

0,35

0,557

-0,64

183,9

0,523

-0,0791

-1,03

200

0,304

-0,1109

-1,02

183,16

0,309

-0,1109

1,053

200

0,293

0,19235

1,055

199,17

0,293

0,19235

-0,4

200

0,691

-0,048

-0,4

199,84

0,689

-0,048

Ktmser
Hayat Tarz
Homojen
Deil

Homojen

0,12

0,728

yimser
Hayat Tarz
Homojen
Deil

Buna gre; aratrmaya katlan 106 erkek ve 96 bayan


rencinin kariyer deerlerinin farkllk gsterip gstermedii
bamsz t-testi tablosunda yer alan homojen ifadesine baklarak
sylenebilmektedir. Analiz sonularna gre, erkek ve bayan
rencilerin Genel Ynetsel Yetkinlik kariyer deeri asndan
p<0,05 dzeyinde anlaml bir farkllk bulunmaktadr. Erkek
katlmclarn ortalamas 3,8208 ve bayan katlmclarn
ortalamas 3,4063. Buna gre; erkekler bireysel kariyer
tercihlerinde bayanlara nazaran ynetici pozisyonlarn daha
fazla tercih etmektedirler.
Erkek ve bayan rencilerin Giriimcilik Yaratclk
kariyer deeri asndan p<0,05 dzeyinde anlaml bir farkllk
bulunmaktadr. Erkek katlmclarn ortalamas 4,0943 ve bayan
katlmclarn ortalamas 4,3021. Buna gore bayanlar bireysel

1043

kariyer tercihlerinde erkeklere kyasla yaratclk gerektiren


ilerde almay daha fazla istemektedir. Bunun nedeni
bayanlarn retme ihtiyalar nedeniyle olabilir. Ayrca bayanlar
giriimci olmay mesai saatlerini kendi istedikleri ekilde
ayarlayabilmek adna tercih etmektedirler yorumu yaplabilir.
Tablo 11: Kariyer Deerleri Asndan Eitim Durumlarna
Gre rencilerin Tutum Farkllklarn Gsteren Bamsz T
Testi
Varyanslarn
Homojenlii
ile lgili
Levene Testi
Kariyer Deerleri

Homojen
Teknik ve
Fonksiyonel
Yetkinlik

Anl.
(p)

Der.

Anl.
(p)

3,88

0,5

-1,43

200

0,154 -0,14687

Homojen
Deil

Homojen

Ortalamalarn Homojenlii ile


lgili T Testi

-1,37

3,03

0,83

-1,92

Ort.
Farkllk

123,86 0,174 -0,14687

200

0,056 -0,20303

Gvenlik
stikrar
Homojen
Deil

Homojen
zerklik
Otonomi
Bamszlk

-2

1,19

0,277 0,579

Homojen
Deil

1044

156,75 0,048 -0,20303

200

0,563

0,06829

0,556 126,08 0,579

0,06829

Homojen
Genel
Ynetsel
Yetkinlik

0,87

0,353 1,255

Homojen
Deil

Homojen

0,57

0,45

0,211

0,16039

1,257 147,78 0,204

0,16039

-0,14

200

200

0,889 -0,01126

Giriimcilik
Yaratclk
Homojen
Deil

Homojen

-0,15

6,76

0,01

0,916

157,05 0,884 -0,01126

200

0,361

0,10519

0,967 163,56 0,335

0,10519

Saf Meydan
Okuma
Homojen
Deil

Homojen

1,11

0,293

-1,63

200

-1,53

117,97

-0,09

200

0,105 -0,20808

Kendini
Adama
Homojen
Deil

Homojen
Saygnlk
(Kendini
Adama)

Ktmser
Hayat Tarz

3,11

0,079

Homojen
Deil

Homojen

-0,1

0,89

0,347 2,189

1045

0,13

-0,20808

0,925 -0,01068

154,45 0,922 -0,01068

200

,030*

0,41558

Homojen
Deil

Homojen

0,23

0,632

2,164

136,4

-3,1

200

0,032

0,41558

,002* -0,38283

yimser
Hayat Tarz
Homojen
Deil

-3,11

142,16 0,002 -0,38283

Buna gre; aratrmaya katlan 70 yksek lisans ve 132


doktora rencisinin kariyer deerlerinin farkllk gsterip
gstermedii bamsz t-testi tablosunda yer alan homojen
ifadesine baklarak sylenebilmektedir. Analiz sonularna gre,
yksek lisans ve doktora rencilerinin yimser Hayat Tarz
kariyer deeri asndan p<0,05 dzeyinde anlaml bir farkllk
bulunmaktadr. Yksek lisans rencilerinin ortalamas 3,7333
ve doktora rencilerinin ortalamas 4,1162. Buna gre; doktora
rencileri, yksek lisans rencilerine kyasla gelitirmekte
olduklar kariyer hedeflerinden daha memnun grnmektedirler.
SONU
Bireylerin alma yaamndaki konumlarn belirlerken
etkilendikleri birok faktr olmaktadr. Kiilerin eitimleri, i
tecrbeleri, ierisinde byyp yetitikleri sosyokltrel ortam,
anne ve babalarnn meslekleri, kendi istek, ihtiya ve
beklentileri, kiilik zellikleri, yetenekleri gibi birok etmen
saylabilmektedir. Ynetim bilimciler ve davran bilimciler
tarafndan bireysel kariyer planlamasna etki eden bu faktrleri
aklayan birok model ortaya atlmtr. almamzda
yararlandmz Scheinn sosyal bilimlere kazandrd Kariyer
apalar/Deerleri modeli de bunlardan biridir. Kariyer
deerleri bireylerin kendi algladklar yeteneklerini, ihtiyalarn
ve deerlerini aklayan bir model olup bireylerin bu anlamda
kariyer tercihlerini gerekletirirken yararlandklar bir harita
grevini stlenmektedir. Schein ilk olarak 5, daha sonraki
genilettii almalarnda ilave ettii 3 kariyer boyutu ile oluan
8 kariyer deeri almamzda 10 boyutta toplanmaktadr. Faktr

1046

analizi sonucunda elde edilen boyutlar unlardr:

Teknik ve Fonksiyonel Yetkinlik

Gvenlik stikrar

zerklik Otonomi Bamszlk

Genel Ynetsel Yetkinlik

Giriimcilik Yaratclk

Saf Meydan Okuma

Kendini Adama

Saygnlk (Kendini Adama)

Ktmser Hayat Tarz

yimser Hayat Tarz

Sleyman
Demirel
niversitesi
Lisansst
rencilerinin bu kariyer deerleri nda bireysel kariyer
planlamalarna etki eden faktrlerin incelenmesi almann
temel amac olmutur ve bu ama dorultusunda rencilere
uygulanan anketler ile veriler elde edilmitir. Toplanan veriler ile
yaplan analizler sonucunda kurulmu olan hipotezler
incelenerek baz bulgulara ulalmtr.
Tablo 12: Hipotezlerin Gsterimi Tablosu
HPOTEZLER

SONU

H1

rencilerin kariyer deerleri, cinsiyetlerine gre


farkllk gstermektedir.

KABUL

H2

rencilerin kariyer deerleri, eitim durumlarna


gre farkllk gstermektedir.

KABUL

H3

rencilerin kariyer deerleri, eitimlerini


srdrdkleri dneme gre farkllamaktadr.

KABUL

H4

rencilerin kariyer deerleri, tez veya ders


dneminde olmalarna gre farkllk gstermektedir.

KABUL

H5

rencilerin kariyer deerleri, aile durumlarna gre


farkllk gstermektedir.

KABUL

1047

H6

rencilerin kariyer deerleri, annelerinin mesleine


gre farkllk gstermektedir.

KABUL

H7

rencilerin kariyer deerleri, babalarnn mesleine


gre farkllk gstermektedir.

KABUL

H8

rencilerin kariyer deerleri, kendi mesleklerine


gre farkllk gstermektedir.

KABUL

H9

rencilerin kariyer deerleri, aylk gelirlerine gre


farkllk gstermektedir.

KABUL

Aratrmaya katlan 96 bayan ve 106 erkek rencinin,


76s yksek lisans 126s doktora yapmaktadr. Tesadfi
rnekleme yntemi ile seilen rencilerin 108i tez dneminde
iken 94 ders dnemindedir. rencilerin %90 nn anne ve
babas birliktedir. Buna karn boanma nedeni (14 renci),
vefat nedeni (8 renci) ile anne ve babas bir arada olmayan
renciler de vardr.
rencilerin byk ounluunun annesi (%76) ev
hanm, babas (%45,5) memurdur. Aratrmaya katlan
lisansst
rencilerinin
yarsndan
fazlas
(%53,3)
akademisyendir. Bulgulara gre; lisansst eitim ve
akademisyenlik meslei artk erkeklerin olduu kadar bayanlarn
da ilgisini ekmektedir.
Cinsiyet ve kariyer deerleri ilikisine bakldnda,
erkeklerin ynetici pozisyonlarn daha fazla tercih ettikleri
grlmektedir. Bunu; bayanlarn ev ve ocuklarn
sorumluluklarn daha fazla tamas bunlara ek olarak
alanlarn sorumluluunu almak istememesi yorumu
yaplabilir. Ayrca erkeklerin hkimiyet ve hkmetme
duygusunun ftratlarndan ileri geldii sylenebilir. Yine
lisansst renciler eitimlerinin son dnemlerinde, i
hayatlarnda ynetici olmay daha ok istemektedirler. Buna
neden olarak; insanlarn eitimlerinin artmas onlarn zgvenini
arttrmakta ve elde ettikleri bilgileri profesyonel yaamda da
kullanmak istemektedirler denilebilir.
Elde edilen bulgular, doktora rencilerinin hayata daha
pozitif baktn ve izdikleri kariyer yolundan daha memnun
olduunu
gstermektedir.
Bunun
temelinde
doktora
rencilerinin genellikle yaa daha byk olmalar ve i
yaamlarnda istikrarl olduklar, yksek lisans rencilerinin

1048

ounun daha yeni mezun olmu ve kariyer tercihlerinde henz


kararsz ve umutsuz olduklar sylenebilir.
Ailenin, kiinin bireysel kariyer planlamasndaki etkisi
kanlmazdr. Bireyin ailesi ve anne-babasnn meslei, bilinli
ya da bilinsiz olarak insann hayatndaki meslek gibi tm
seimlerini etkilemekte ve ynlendirmektedir. Aratrma
sonular da bu durumu teyit eder niteliktedir. Ailesi birlikte olan
renciler, ailesi boanm ya da vefat nedeniyle ayr olan
rencilere kyasla i hayatlarnda daha garantici olmaktadrlar.
Yani, bu renciler yaptklar iten karlma, herhangi bir
nedenle
altrlmama
haklarndan
mahrum
olmak
istememektedirler. Bunun altnda yatan sebebin; anne babas ile
bir arada bymemi bireyler yaam koullarna kar daha
toleransl ve esnek olmas ve istikrarl bir hayat srme
dncesinin onlar ok da endielendirmemesi olduu
sylenebilir. Yine elde edilen bulgular bize ayn bak asn
yanstmaktadr. Dolaysyla annesi veya babasndan biri vefat
etmi lisansst renciler, anne babas boanm ya da anne
babas birlikte olan rencilere gre hayata daha olumlu
bakmakta ve yapm olduklar kariyer tercihlerinden daha fazla
memnun olmaktadrlar. Bu renciler hakknda, lm olgusu ile
yakndan tanm olmalar nedeni ile hayata bir gn bitecek
nazaryla bakmalar ve olaylar bu ekilde deerlendirmeleri
yaamlarn ve tercihlerini pozitif ekilde etkilemektedir eklinde
yorum yaplabilir.
Bireyin kiiliinde ve yaamdaki tercihlerinde phesiz
en ok etkisi olan faktr annedir. Annenin ocuu ile birlikte ne
kadar vakit geirecei onun yapt ie bal olarak da
deimektedir. rnein ev hanm bir anne ocuuna alan
annelere kyasla daha fazla zaman ayrabilmektedir. Ya da
memur bir anne zel sektrde alan bir anneye gre ocuuyla
daha alakadar olabilmektedir. Bu adan aratrma sonularna
bakldnda tahmin edilen sonularn kt grlmektedir.
Annesi ev hanm olan renciler, daha fazla giriimcilik ve
yaratclk kariyer deerine sahiplerdir. yaamlarnda yeni i
kurma, yapt ie yenilik kazandrma ve yeni bir rn elde etme
arzular daha fazladr. Giriimcilik potansiyelinin annelerin
mesleklerinin younluuna gre deitiini sylemek
mmkndr. Buna gre annesi memur olan renciler, annesi
ii veya serbest meslek sahibi rencilere kyasla daha fazla

1049

giriimcilik yeteneklerine sahip olmaktadrlar. Bu balamda;


annelerin ocuklara olan ilgisi onlarn kendilerine olan
gvenlerini ve yaratclk kabiliyetlerini gelitirmekte yorumu
yaplabilir. Sahip olduklar bu zgven dorultusunda
baarlmas g olan ileri tercih eden, rekabet ve baary seven
ve i yaamnda meydan okuyan bir profil izen lisansst
rencilerinin byk ksmnn annesinin ev hanm olduu
grlmektedir. Yine ayn paralelde annesi memur olan renciler
annesi serbest meslek sahibi olan rencilere kyasla daha
yarmac olmakta ve rekabetin yer ald i ortamlarn tercih
etmektedirler.
Aratrma bulgularna bakldnda; rencilik dnda
baka bir meguliyeti olmayan, akademisyen ve memur olan
lisansst renciler, kendi iini yapan rencilere kyasla
kariyer tercihlerinde daha temkinli davranmakta, istihdam
garantisi olan kurumlarda almay istemektedirler. Kendi iini
yapan lisansst renciler genel olarak ticaretle uramakta,
giriimci olmakta ve yaptklar ite risk almaktadrlar. Piyasann
getirecei frsat ve tehditlere kar esnek olan bu renciler
kariyer tercihlerinde de uzun sreli i garantisini ilk sraya
koymamaktadrlar denilebilir. Ayrca, aylk geliri daha az olan
renciler i hayatnda kaybetme korkusunu daha fazla
yaamakta ve ilerinin srekli olmasn istemektedirler. zel
sektrde alan renciler, akademisyen olan lisansst
rencilere nazaran ynetsel pozisyonlarda grev yapmay daha
ok tercih etmektedirler. Bunun nedeni aslnda yaplan iin
nitelii ile de ilgili olmaktadr. nk zel sektrde daha
rekabeti ve performansa dayal bir i ortam vardr bu nedenle
zel sektr alanlar gerek sektrel yap gerekse de kendi istek
ve kiilikleri dorultusunda ynetici olmay istemektedirler
denilebilir. Tekrar meslekler asndan aratrma sonular
deerlendirildiinde, rencilik dnda baka bir ile megul
olmayan lisansst renciler ve zel sektrde alan
renciler, memur olan rencilere kyasla setikleri kariyer
izgilerinde ve yaamlarnda daha umutsuz ve ktmser
olmaktadrlar. zel sektrn yorucu ve rekabeti ortam ve henz
bir ite almayan renciler, kamu kurumlarnda almann
verdii i gvencesi ile alan kimselere gre kariyerlerine daha
negatif bir gzle bakabilmektedirler.
Aratrma sonular bize lisansst rencilerinin

1050

kariyer deerleri hakknda fikir vermektedir. rneklemi temsil


eden gruptan elde edilen veriler incelenerek bahsedilen bulgulara
eriilmitir. Buna gre; bireyin kariyer tercihleri aile
durumundan ve annesinin mesleinden etkilenmektedir. Henz
bir i sahibi olmayan ve youn i temposunda alan renciler
hayata daha olumsuz bakabilmekte buna karn uzun sreli
istihdam garantisi olan ilerde alan kimseler yaama daha
pozitif bakarken kariyer tercihlerinde de daha temkinli ve
garantici olabilmektedirler. Sz konusu almann daha sonra
yaplacak almalara k olmas ve rencilerin kariyer
deerleri dorultusunda daha salkl tercihler yapmas adna
nemli olmaktadr.

1051

KAYNAKA
ADIGZEL, O., (2009), Sheinn Kariyer apalar
Perspektifinde Sleyman Demirel niversitesi BF
rencilerinin Kariyer Deerlerine likin Bir
Aratrma, Sleyman Demirel niversitesi ktisadi ve
dari Bilimler Fakltesi Dergisi, 14(2): ss. 277-292.
ADIGZEL, O., (2008), Trkiyede Genlerin Kariyer
Planlamasn Etkileyen Faktrler ve niversite Hazrlk
rencileri zerine Bir Aratrma, Doktora Tezi,
Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
Ktahya.
AKOLAN KOZAK, M., (2001), Konaklama letmelerinde
Kariyer Planlamas, Anadolu niversitesi Yaynlar,
Eskiehir.
AYDEMR, N., (1995), 2000li Yllara Doru zel Sektr
malat Sanayinde nsan Kaynaklar Ynetimi ve Kariyer
Araylar, TGAD Yaynlar, stanbul.
AYTA, S., (2005), alma Yaamnda Kariyer, 4 Nokta
Matbaaclk, Bursa.
ERIK, ., BOZKURT, S, (2010), alanlarn rgtsel
Sosyalizasyon ve Kariyer apalarna Ynelik
Alglamalar Arasndaki likinin ncelenmesi ve Banka
alanlarna Ynelik Bir Aratrma, Erciyes
niversitesi ktisadi dari Bilimler Fakltesi Dergisi,
35: ss. 77-97.
KALAYCI, ., (2008), SPSS Uygulamal ok Deikenli
statistik Teknikleri, Asil Yayn, Ankara.
NAYIR, A., (2007), Trk la Sektrnde Kariyer Alglamas:
ki rnek Olay, Yksek Lisans Tezi, Sakarya
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Sakarya.
SABUNCUOLU, Z., (2000), nsan Kaynaklar Ynetimi, Ezgi
Kitabevi, Bursa.
SABUNCUOLU, Z., (1997)., Personel Ynetimi Politika ve
Ynetsel Teknikler, Ezgi Kitabevi, Bursa.
SCHEIN, E. H., (2006), Career Anchors Facilitators Guide,
John Wiley&Sons Inc., USA.

1052

SCHEIN, E. H., (2006), Career Anchors Participant Workbook,


John Wiley&Sons Inc., USA.
SCHEIN, E. H., (2006), Career Anchors Self Assessment, John
Wiley&Sons Inc., USA.
UZUN, T., (2004), Kariyer ynetimi ve Planlamas, Trk dare
Dergisi, 442: ss. 32-33.
YILMAZ, A.G., (2006), nsan Kaynaklar Ynetiminde Kariyer
Planlamann alann Motivasyonu zerine Etkisi,
Yksek Lisans Tezi, Marmara niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, stanbul.

1053

1054

KAMU SEKTRNDE STRATEJ RETM VE


PERFORMANSA YEN BR BAKI: BALANCED
SCORECARD VE KAMU HASTANELER BRL
RNE
Yrd. Do. Dr. Fulya AKYILDIZ
Ar. Gr. Merve BALCIOLU
ZET
Robert Kaplan ve David Norton tarafndan 1992 ylnda
gelitirilen Balanced Scorecard (BSC), bir rgtn misyon,
vizyon ve stratejilerinin fiziksel ve llebilir ltlerle ifade
edilip llmesine olanak tanyan, uzun dnemli stratejilerini
ynetmek amacna ynelik olarak kullanlan bir performans ve
stratejik ynetim sistemidir. Trkiyede 2003 ylnda Salkta
Dnm Program erevesinde salk kurumlarnda reform
almalarna balanmtr. Bu kapsamda kaynaklarn daha etkili
ve verimli kullanlmas amacyla 2011 ylnda karlan 663
sayl Kanun Hkmnde Kararname ile Trkiye Kamu
Hastaneleri Kurumu ve 81 ilde bu Kuruma bal 88 Kamu
Hastaneleri Birlii kurulmutur. 5.10.2012 tarihinde yaynlanan
Kamu Hastane Birlikleri Verimlilik Deerlendirmesi Hakknda
Ynerge ile Birliklerde BSC uygulamasna geilmitir. Bu
almada, BSC modelinin kamu sektrnde nasl uyguland
Kamu Hastaneleri Birlii rnei zerinden incelenmitir (Jel
Kodlar: I10, I18, M19).
Anahtar Kelimeler: Salkta Dnm Program,
Stratejik Ynetim, Performans Ynetimi, Balanced Scorecard
(BSC), Kamu Hastaneleri Birlii.
THE PRODUCTION STRATEGY IN PUBLIC SECTOR
AND A NEW PERSPECTIVE ON PERFORMANCE:
BALANCED SCORECARD AND PUBLIC HOSPITAL
ASSOCIATION SAMPLE

Uak niversitesi ..B.F., fulya_akyildiz@hotmail.com


Uak niversitesi ..B.F., merve.onder@usak.edu.tr

1055

ABSTRACT
The Balanced Scorecard (BSC), developed in 1992 by
Robert Kaplan and David Norton is a performance and strategic
management system which an organization's mission, vision and
strategy allowing to be expressed and measured physical and
measurable criteria, used for the purposes of managing long term
strategies. In 2003, reform efforts in health-care were initiated
within the framework of the Health Transformation Program in
Turkey. In this context, in order to a more effective and efficient
use of resources with the Decree No. 663 issued in 2011, Turkey
Public Hospitals Authority and 88 Association of Public
Hospitals in 81 provinces is established. With Guidelines for
Public Hospital Associations Efficiency Rating, published on
05.10.2012, BSC was implemented in the Union. In this study,
how the BSC model is implemented in the public sector over the
sample Association of Public Hospitals was examined (Jel
Codes: I10, I18, M19).
Key Words: Health Transformation Program, Strategic
Management, Performance Management, The Balanced
Scorecard (BSC), Association of Public Hospitals.
GR
1970li yllarn sonunda tm dnyada yaanan
ekonomik sarsnt ve krizler zellikle kamu sektrn byk
bunalma srklemi olup 1980li yllardan itibaren bu
sarsntdan kurtulmak zere kamuda reform almalarna
balanmtr. lk reform konular finansal kaynaklarn etkin,
verimli ve tutumlu kullanlmas ynnde olmu, sonu odakl
ynetim anlay ile birlikte performans ynetimi ve lm
nem kazanmtr. 1990l yllarda performans ynetiminde
sadece finansal alanda yaplan deerlendirmenin eksik olaca,
performansn kurumun deer katan farkl boyutlarnn da gz
nne alnarak btncl bir anlayla deerlendirilmesi gerektii
ynnde modeller ortaya atlmtr. Bu konuda gelitirilen en
kapsaml model Balanced Scorecard modelidir.

1056

Robert Kaplan ve David Norton tarafndan 1992 ylnda


gelitirilen Balanced Scorecard (BSC) bir rgtn misyon,
vizyon ve stratejilerinin fiziksel ve llebilir ltlerle ifade
edilip llmesine olanak tanyan, uzun dnemli stratejilerini
ynetmek amacna ynelik olarak kullanlan bir stratejik ynetim
sistemi olarak ifade edilebilir. Balanced Scorecardn birok ayrt
edici zellii bulunmaktadr. Bunlardan ilki, sadece fiziksel ve
finansal sonulara odaklanan klasik performans ynetiminden
ziyade, rgtlerde deer retimine katkda bulunan finansal
olmayan varlklarn llmesine olanak tanyan bir model
olmasdr. Model bu balamda finansal boyut, mteri boyutu,
kurum ii sreler boyutu ve renme boyutu olmak zere drt
kilit balkta rgtlerin performansnn llmesine katkda
bulunmaktadr. Bir dier ayrt edici ve nemli zellii ise,
kurumlarn misyon ve vizyonlarn hayata geirebilecek uzun
vadeli ve gelecee ynelik stratejiler reterek ieriden darya
kamusal deer yaratmalarna olanak tanmasdr.
ncelikli olarak zel sektrde uygulanan BSC, kamu
sektrnde hizmet sunumunun etkinlii ve verimliliinin
salanmas, uzun vadeli kamusal deerlerin oluturulmas ve
zellikle kamu sektrnde finansal olmayan varlklarn deer
retiminde etkili olmas nedeniyle etkin bir strateji oluturma ve
performans lm arac olarak kullanlmaya balamtr. BSC ilk
olarak ABD ve Avustralya gibi lkelerde uygulanmasna karn
lkemizde henz yeni bir konudur. lkemizde ilk olarak Merkez
Bankasnda uygulanan BSC, 2012 ylnda karlan bir ynerge
ile Kamu Hastaneler Birliklerinde de uygulanmaya balamtr.
2003 ylnda Salkta Dnm Program erevesinde
salk kurumlarnda reform almalarna balanmtr. Bu
kapsamda kaynaklarn daha etkili ve verimli kullanlmas
amacyla 2011 ylnda karlan 663 sayl Kanun Hkmnde
Kararname ile ikinci ve nc dzey salk hizmetlerini veren
il dzeyindeki hastanelerin birletirilmesiyle Kamu Hastaneleri
Birlii oluturulmutur. 5.10.2012 tarihinde yaynlanan Kamu
Hastane Birlikleri Verimlilik Deerlendirmesi Hakknda
Ynerge ile de BSC uygulamasna geilmitir. Bu almada,
BSC modelinin kamu sektrnde nasl uyguland Kamu

Trkeye Verimlilik Karnesi, Verimlilik ve Baar Karnesi, Dengeli


Baar Karnesi olarak evrilen Balanced Scorecard bu almada zgnln
korumas adna orijinal adyla ifade edilecektir.

1057

Hastaneleri Birlii rnei zerinden incelenmitir. almada


literatr taramas yaplm ve betimleme yntemi kullanlmtr.
1. STRATEJK YNETMN BR ARACI OLARAK
PERFORMANS YNETM
Performans kelimesi baarm anlamna gelmekle
birlikte baar, kapasite, yetenek gibi anlamlar da iinde
barndrmaktadr (Halis ve Tekinku, 2008: 231). Performans
ynetimi ise en genel tanmyla rgt iin gerekli stratejilerin
retilmesi, bu stratejilerin gerekletirilmesiyle ortaya kan
sonularn izlenmesi ve yaplan deerlendirmelerin rgt iin
anlaml birer katma deer olarak dntrlmesi srecidir.
Performans ynetimi kaynaklarn verimli, tutumlu ve
etkin kullanlmasn ifade eden bir kavramdr (Szen, 2005;
Erolu, 2011; ). Verimlilik lt eldeki girdiler ile en fazla
ktnn elde edilmesini ifade etmektedir. Verimlilik niceliksel
bir lt olup girdi-kt ilikisini saysal olarak belirtmek zere
kullanlmaktadr. Tutumluluk lt rgtn amalarnn gz
nnde bulundurularak uygun miktar, kalite ve zamanda en
uygun maliyetle elde edilmeyi ifade etmektedir. Bir baka ifade
ile tutumluluk kurumun sahip olduu maddi ve insan
kaynaklarnn nasl elde edildiini ve nasl kullanlacan ifade
etmektedir. Etkililik lt ise kaliteyi ifade etmekte olup
hedeflere ulama derecesi ve bir faaliyetin arzulanan etkisi ile
gerekleen etkisi arasndaki ilikiyi gstermektedir. Hizmetlerin
etkinlii verimlilik ve tutumluluktan daha te bir anlam
tamakta olup niteliksel bir deiime ve ktlarn sonularna
referansta bulunmaktadr.
Bir ynetim sreci olarak performans ynetimi,
temelinde stratejik ynetimin bir paras olarak ele alnabilir.
Ynetim sreci ierisinde dnldnde performans ynetimi
de planlama, rgtleme, yrtme, koordinasyon ve kontrol
grevleriyle bir btn halinde tanmlanabilmektedir. Bu
grevlerle ve stratejik ynetimin paras olarak performans
ynetimi ilikisi de amalarn, stratejilerin, politika ve taktik
planlarn doru olarak hazrlanmas, planlara ve amalara uygun
uygulamalarn izlenmesi ve elde edilen bilgilerin geribildirim
yoluyla tekrar ynetim srecinin girdisi haline getirilmesine
katkda bulunmaktr (Halis ve Tekinku, 2008: 231).

1058

ekil 1: Stratejik Ynetim ve Performans Ynetimi Arasndaki


liki

Kaynak: Altnta, 2004ten aktaran: Byk, 2009: 74


Performans ynetiminin temel amac vardr: (1)
ynetimi ve hizmet sunumunu iyiletirmek, (2) hesap verme
sorumluluunu ve denetimi glendirmek (3) tasarruf salayarak
kamu harcamalarn azaltmaktr (Reichard, 2002den aktaran
Szen, 2005: 111).
Performans ynetimi ayr bileenden meydana
gelmektedir. Bunlardan ilki, performans gelitirmeyi planlama
aamas; ikincisi, alanlarn performanslarnn gzden
geirildii ve i sorumluluklarnn akland performans
deerleme aamas ve son olarak performans denetim aamasdr
(Halis ve Tekinku, 2008: 232).
Performans planlama aamas, ama, hedef ve
stratejilerin belirlendii ve bu hedeflere ynelik olarak da
performans gstergelerinin tespit edildii aamay iermektedir.
Bu aama stratejik ynetimin planlama aamasyla ayn sreci
ifade etmektedir.

1059

Performans deerlendirme aamas, belirlelenen


hedeflere ynelik stratejilerin rgtlerde nasl algland ve nasl
uygulandna ynelik yapulan sreci gstermektedir. Bu sre
sadece duraan bir ekilde form doldurma ilemini ifade
etmemekte, bunun yannda dinamik bir sre olarak alanlarn
organizasyonlara ve kendilerine kattklar deerlerin
belirlenmesi, ama ve stratejilerin alanlar tarafndan nasl
alglandnn tespiti, birey ve kurumdan beklentilerin
geribildirim yoluyla paylalmas, nleyici ve dzeltici
tedbirlerin alnmas gibi konular da bnyesinde barndrmaktadr
(Halis ve Tekinku, 2008: 234). Bu adan bakldnda
performans ynetim sreci sadece somut ve llebilir ktlarn
lm ve deerlendirmesini kapsamamal, somut olmayan,
organizasyon iin katma deer katan varlklarn da
deerlendirmesini iermelidir.
Son olarak performans denetimi; kaynaklarn verimlilik,
etkinlik ve tutumluluk alarndan tahsis edilmesini salama
amacyla, geleneksel uygunluk ve yasallk denetiminin snrlarn
aan, denetim uygulamasnda genilemenin bir sonucudur. Bu
denetimde, ekonomik faaliyet ve olaylar retildikleri sistem ve
srelerle birlikte incelenmeye alnarak, gr veya kanaat
yerine bulgular ve sonular raporlara konu olmaktadr (Kubal,
1998: 29).
1970li yllarda kan petrol kriziyle mali krizlere giren
ve fazlasyla borlanan kamu sektr bunun nne gemek iin
baar saladn dnd zel sektrden eitli ynetsel
modelleri alm ve ynetsel reform faaliyetine girmitir. Bu
balamda, 1970li yllardan bu yana ynetsel reform
almalarnda temel kaygnn verimlilik olduu (Kapucu ve
Ksecik, 2003: 216), 1990l yllardan sonra ise yurtta odakl
bir ynetim anlaynn nem kazanmasndan tr ynetsel
reform almalarnda bu konseptin nem kazand
grlmektedir (ukurayr ve Erolu, 2005: 129).
Kamu kurumlarnda her trl kaynan verimsiz
kullanld kansna ilikin nedenleri Drucker, u ekilde
aklamaktadr (Aktaran, Efe, 2012: 126):
1. Kamu hizmeti programlar iin byk ve ulalmas
g amalar belirlemek,

1060

2. Bir ncelik sralamasna almadan bir ok ii ayn anda


yapmaya almak,
3. Kamu yneticilerinin byk olan daha iyidir
inancyla hareket etmesi,
4. Deneyip renmek yerine dogmatik olarak ilk
seferinde byk lekte ie girimek,
5. Geribildirim yolunu kullanarak deneyimlerden
renme eiliminde olmamak,
6. Yanl ve verimsiz uygulamalardan vazgememek.
Sz konusu eksiklikler aslnda kamu kurumlarnda
sadece verimsizlie yol amamakta, ayn zamanda etkili ve
yerinde bir kamu hizmeti sunulmasna da yol amaktadr. kamu
kurumlarnn llebilecek amalarnn yannda birok amac da
bulunmaktadr. Kamu kurum ve kurulular ekonomik nitelikteki
zel sektr kurulularndan farkl olarak kamusal yarar ve deer
retimi gibi kar dnda amalar gdebilmektedir. Kamu
kurumlar iin finansal boyut ulalmak istenen bir ama
olmaktan kmakta, bte asndan bir kstll ve zorunluluu
ifade etmektedir (Kaplan ve Norton, 2009: 219). Tm bu
nedenlerden tr kamu kurumlar iin nicel olarak girdi ve
ktlarn saysal lmnden ok tutumluluk, etkinlik ve
ekonomiklik gibi kavramlar daha etkili lm kriterleri
olmaktadr. Kamu kurumlarnn belirledikleri ama ve hedefler
ile bte kst etrafnda sunduklar hizmetler karlatrlarak
hizmetlerde ne kadar etkili olduklar llmektedir.
Tm dnyada reformlara n ayak olan kavramn ad
Yeni Kamu Ynetimi (New Public Management) olmutur. Bu
anlay, kamu kurumlarnn sadece yaplarna ynelik
deiimleri ngrmekle kalmam ayn zamanda ynetsel ara ve
ilevlerine de deiiklik getirmitir. Kamu kurumlarnda
performans olgusunun llmesi ve bir btn olarak personel
ynetimi sadece st yneticileri deil kamu kesimi alanlarnn
tmn etkilemitir. Geleneksel kamu ynetiminin kaynaklar
verimli ve etkin kullanamadndan dolay performans sorunu
yaad kans ynetsel dzeyde deiimin gerekliliini ortaya
koymutur.
Kamu sektrnde performansn belirlenmesi makromeso- mikro dzeyde ele alnmaktadr. Makro dzeyde

1061

performans
deerlendirmesi
hkmet
dzeyinde
bir
deerlendirmeyi kapsamakta iken, meso dzeyde performans
deerlendirmesi kamu politikalar alannda bir deerlendirmeyi
kapsamaktadr. Mikro dzeyde performans denildiinde ise tek
tek kurumlarn performanslarnn deerlendirilmesi sz konusu
olmaktadr (Bouckaert, 2006dan aktaran Erolu, 2011: 41). Bu
adan deerlendirildiinde Yeni Kamu Ynetimi ile birlikte
gelen performans ynetiminden kastedilen ncelikli olarak mikro
dzeyde performans deerlendirme kapasitelerinin artrlmasyla
makro dzeyde etkinliin salanaca ynndedir.
Kamuda performans ynetimi denildiinde rgtn
uzun vadeli amalar, faaliyetleri, btesi, insan kaynaklar vs.
hepsini iine alacak ekilde rgt gelecee ynlendirmek zere
stratejik kararlarn etkili bir srele salamas kastedilmektedir.
Dolaysyla performans ynetimi, stratejik ynetimin bir uzants
ve arac olarak ifade edilebilir. Stratejik ynetim kamu
kurumlarnn uzun vadede ne yapmalar gerektiini ifade
etmekte, performans ynetimi ise uzun vadeli amalara nasl
ulalacan ve ulalp ulalmadn gsteren bir sistem
olarak alglanabilir. Her iki ynetim sreci birbirinden farkl
olmayp birbirini tamamlayan ve rten sreleri ifade etmek
zere kullanlmaktadr.
Kamu idareleri performans ynetimi kapsamnda uzun
ve orta vadeli hedeflerini oluturmakta bunlara uygun
performans ltlerini belirlemekte, gelitirmekte, belirlenen
performans ltlerini izlemekte ve deerlendirmektedir.
Kurumlar bu anlamda gemi ve gelecekle balant kurabilecek
ve kurumlar bir btn halinde alglamaya olanak tanyacak bir
ynetim sisteminden de uzak kalabilmektedirler. Dahas
kullanlan performans ynetim modeli, kurumlarda sadece
niceliksel ktlara odaklanmakta ve btncl bir deerlendirme
yapmaktan uzak kalabilmektedir. Mevcut performans lm
sistemi de sadece kurumsal performansn llmesini ifade
etmekte; kurum ile btnleen personelin performansn gz ard
etmektedir. bu eksiklikler, performans lm ve ynetimi
konusunda farkl modellerin ortaya kmasna olanak tanmtr.
Bu modellerden biri de Balanced Scorecard modelidir.

1062

2. PERFORMANS YNETM VE STRATEJ RETM


TEKN OLARAK BALANCED SCORECARD
rgtlerde ynetim sreci kapsaml bir almay
gerektirdiinden yneticiler farkl, kolay ve ilevsel modellere
ihtiya duymaktadrlar. Bu balamda performans ynetimi,
stratejik ynetim, toplam kalite ynetimi gibi modeller gerek
zel sektrde gerekse kamu sektrnde uygulama alan
bulmutur. Bilgi tabanl rekabetin artmasyla birlikte kurumlarn
sadece finansal ve somut deerleriyle kazan salamasnn
yeterli olmad, bunun yannda maddi olmayan varlklarnn da
kuruma katt deerlerinin gz nne alnmas ve llmesinin
byk neme sahip olduu fikri domutur. 1990 ylnda Nolan
Norton irketinin bakan David Norton ile akademisyen Robert
Kaplan retim, hizmet, ar sanayi, ileri teknoloji gibi farkl
sektrlerdeki baz irketlerde performans lmn gelitirmek
zere almalar yapmlardr. almann sonucunu 1992
ylnda Harvard Business Review dergisinde The Balanced
Scorecard: Measures That Drive Performance adl makale ile
yaynlamalaryla ortaya kan Balanced Scorecard (BSC)
rgtlerin performansnn drt boyut zerine ekillenmesini
ngrmektedir. Bunlar finansal boyut, mteri boyutu, i
ilemler boyutu, yenileme ve renme boyutudur. Balanced
yani dengeli szc bu sistemin uzun ve ksa dnemdeki
amalar, finansal ve finansal olmayan ltler, ardl ve nc
gstergeler ile irket ii ve irket d performans boyutlar
arasnda oluturduu dengeyi ifade etmektedir (Kaplan ve
Norton, 2009: x).
BSC, zel sektrde vizyon ve stratejilerin, kamu
sektrnde ise misyon ve stratejilerinin anlalabilir performans
lmleri ekline dntrlerek ifade edilmesini ve bylece
stratejik lm ve ynetim sistemi iin gereken erevenin
oluturulmasn salamaktadr. Bu sistem, finansal hedeflere
ulamay temel hedef edinmekle birlikte finansal hedeflerin
performansa bal ynlerini gz nnde tutmaktadr. Ortaya
konan ller kurumun paydalar iin olan d ller ile kritik
i yntemleri, yenileme, renme ve byme gibi ller
arasnda bir dengeyi temsil etmektedir (Kaplan ve Norton, 2009:
2; Erolu, 2011: 105). Sz konusu drt boyut belirli aralklarla
eitli firmalarla yaplan grmeler sonucunda test edilerek
bulunan ltler olup her bir rgt iin deimez nitelikte

1063

ltler deildir. rgtlerin zelliklerine gre boyutlar


azaltlabilir ya da artrlabilmektedir. Fakat genel anlamyla
dengenin salanmas iin drt boyutun varl en idealidir.
ekil 2: Balanced Scorecardn Boyutlar
Finansal
Boyut
Birim
maliyetler

Mteri
Boyutu
Mteri
i ti

VZYON
VE
STRATEJ

Kurum i
Sreler
Boyutu
K t l

renme
ve Gelime
Boyutu
Hizmet ii

Kaynak: Yenice, 2007: 100


Finansal boyut, rgtlerde gemite yrtlm
faaliyetler ile ilgili mevcut durumun llebilen ekonomik
sonularn zetlemek zere kullanlmaktadr. Finansal boyut
kamu kurumlar asndan dnldnde vatandalara gvene
dayal sorumluluunu koruyabilmesi iin zellikle kamu
kaynaklarnn elde edilmesi, bu kaynaklarn nerede ve nasl
kullanldnn hesabnn verilmesi asndan olduka nem
tamaktadr. irketlerde hazrlanan BSClerde finansal boyut
iin finansal baarnn elde edilmesi iin irket hissedarlarna
kar nasl bir politika izlenmelidir? sorusu sorulmas
gerekirken kamu sektrnde hazrlanan BSCde finansal boyutta
paydalar (yurttalar, partiler, dier kamu kurumlar vs)
ilgilendiren gereksinimleri karlamak zere oluturulan misyon
ve misyonun yerine getirilmesi iin ne tr finansal kaynaklara
ihtiyacmz var?, finansal kaynaklarmz kurum olarak etkili

1064

ve verimli kullanabildik mi? gibi sorular sorulabilir (Erolu,


2011; Gresseova, 2010: 52).
Mteri/Vatanda
boyutu,
irket
vizyonunu
gerekletirmede d mterilere kar nasl bir tutum
sergilenmelidir? sorunun cevab olarak mteri tatmini,
mterilerin korunmas, yeni mteri kazanma gibi konular
kapsamaktadr. Kamu sektr asndan ise, mteri boyutu
vatanda boyutu olarak ele alnmaktadr. zellikle Yeni Kamu
Ynetimi anlay ile birlikte kamu kurumlar yurtta odakl
kamusal hizmet sunmak durumunda olduklarndan yurttalarn
memnuniyetinin daima korunmaya allmas gerekmektedir
(Erolu, 2011).
Kurum i Sreler boyutu, kuruluun hangi nemli i
ileyi yntemlerini gelitirmesini ve mkemmel hale
getirmesini gsteren bir boyuttur. Geleneksel ynetim
sistemlerinde mevcut ileyiin izlenmesi ve gelitirilmesi sz
konusu iken BSCde kurum ii ileyite zellikle retim, zaman
gibi konularda inovasyon ve yeni i ileyilerin tespiti sz
konusudur. irketin paydalarnn memnuniyetini artrmak iin
nasl bir kurumsal yapya gidilmelidir? sorusu kurum ii
srelerde oluturulacak faaliyetleri belirlemede nemlidir.
Kamu sektrnde ise, bu boyut yurttalara daha iyi ve hzl
hizmet sunabilmek iin kurumsal yaplanmann nasl
ekillendirilmesi gerektiini, iletiim kanallarnn yatay
rgtlenme zerine kurulmasnn nemini ifade etmektedir.
zellikle stratejik ynetim ve performans ynetimi
yaklamlarnn baarsnn rgtsel yapya bal olduu
(Balcolu, 2012; Hvidman & Andersen, 2013) dnlrse bu
boyut misyon ve stratejilerin hayata geirilmesinde nemli bir
gstergedir.
renme ve Gelime boyutu, BSCyi dier ynetim
aralarndan ayran en nemli zelliktir. Nivene gre (2003),
kamu kurumlarnda renme ve gelime boyutunun aya
bulunmaktadr: (i) personelin yetenek ve becerileri, (ii) sermaye
bilgisi (iii) rgtsel iklim (motivasyon, yetki devri ve personel
katlm). Bu boyuttaki zel hedef ve gstergeler mevcut personel
potansiyeli, rgtsel kltr ve bilgi sistemi ile gelecek ihtiyalar
arasndaki boluu tanmlamaya yardmc olmaktadr
(Gresseova, 2010: 53). renme ve gelime boyutu kurumlarn
uzun vadeli gelime iin yapt altyap yatrm gibi

1065

dnlebilir. Bu balamda rgtler birer renen rgt


konumuna gelmektedir. zellikle kurumlarn misyon, vizyon ve
stratejilerinin belirlenmesinde ve daha sonra bu stratejilere uygun
grlerin oluturulmasnda, BSC oluturmak zere edinilen
deneyim ve beyin frtnalar kurumun deerini uzun vadede
artrmakta, gelecee ynelik olarak bugnden yatrm
yaplmaktadr.
BSC ilk oluturulduunda performans lm arac
olarak ekillenmiken, 1992-1995 yllar arasnda irketlerde
uygulanmasyla etkili bir stratejik ynetim arac olabilecei fark
edilmitir. Dolaysyla 1995ten sonra bu sistem stratejinin bir
uygulama arac olarak kullanlmaktadr (Kaplan, 2012: 539). Bir
btn olarak deerlendirildiinde BSC kkl deiimlere yol
aacak ynetsel bir ara olarak tasarlanmtr (Kaplan ve Norton,
1996, 2001, 2004). BSCnin klasik performans ynetimi
sisteminden ayrlan ve stratejik ynetim arac olarak
alglanabilecek yn, gemi ve gelecekteki deerleri
birletirmesidir. Klasik performans deerlendirme sistemleri
genellikle gemie ynelik finansal deerleri gz nne
almaktadr. Bu ise rgtn ksa vadeli amalarnn gereklemesi
anlamna gelmektedir (Kl ve Erkan, 2006: 87). Fakat ksa
vadeli amalarn tesinde rgtlerin uzun vadeli stratejilerini
belirlemeleri iin farkl boyutlar gz nne almalar
gerekmektedir. rgtlerin sahip olduu gemi verilere dayanan
finansal deerlerle birlikte gelecee ynelik olarak mteri
memnuniyeti erevesinde mteri odakll, mteriler ve
hissedarlarn beklentileri erevesinde iletme ii faaliyetlerin
gelitirilmesi ve mkemmelletirilmesi, deiime ayak
uydurabilmek amacyla insan, sistem, iletme ii yntemler
erevesinde renme ve gelime gibi fiziksel olmayan deerleri
esas alan, belirli gstergelerle bu boyutlar len, boyutlar
arasndaki dengenin ve entegrasyonun salanmas iin stratejik
geribildirim salayan bir zellie sahip olmas (Uygur, 2009:
149) nedeniyle btnletirici bir ynetsel ara konumundadr.
BSCyi dier performans ynetim sistemlerinden ayran
bir baka zellik, sebep-sonu ilikisinin kurulmasdr (Niven,
2002: 21). Bu balamda sz konusu drt boyut arasnda dengenin
oluturulmas mmkn olmaktadr. BSC ok sayda l
arasnda karmak balantlarn kurulmas yerine sebep-sonu
ilikileri ile rgtlerde bir btn halinde izlenmesi gereken

1066

stratejik yolu gstermekte ve rgtlerde amasal birlii


oluturmaktadr (Kaplan ve Norton, 2009: xii). BSCnin her bir
perspektifi bir dierini etkileyerek kurumun performansn
artracak sonulara ulamaktadr. Gelime ve renmeye bal
olarak balayan sre finansal yapnn glenmesiyle sonuca
ularken dier yandan gl finansal yap da kurumun srekli
gelimesini ve kendini yenilemesini beraberinde getirmektedir
(Erolu, 2011: 112).
Neden sonu ilikisi erevesinde btnsellii
salayacak ara strateji haritalar olmaktadr. Strateji haritalar,
mantksal ve kapsaml bir strateji belirleme ve bu stratejiyi
gerekletirmede rgtn deer retmesinde yol gsterici bir
aratr (Erolu, 2011: 139; Kaplan ve Norton, 2009: 181). Strateji
haritalar, kurumun her bir boyutta nasl bir alt strateji
uygulamas gerektiinin de birer gstergesidir.
Bir zel sektr ynetim arac olan BSC, kamu
sektrnde 1990l yllarda Yeni Kamu Ynetimi araclyla
nem kazanan performans ve strateji kavramlarna paralel
olarak domutur (Dreveton, 2013: 131). Maliyetlerin
azaltlmas, kamusal kaynaklarda verimliliin artrlmas gibi
1980lerin kamu ynetiminde rabet gren kavramlara 1990l
yllarda farkl bir boyut getirilmitir. Artk sadece herhangi bir
alandaki herhangi bir ktnn deil; rgtlerin ulamak
istedikleri gelecee ynelik olarak katlmc yntemlerle
oluturulan ama, hedef ve stratejiye odaklanm ktlarn
etkinlii nem kazanmtr. Bu adan deerlendirildiinde BSC
rgtlerin misyon, vizyon ve stratejilerine byk nem vermekte
ve misyon/vizyonun hayata geirilmesine ynelik dayana olan
stratejileri tanmlayarak ltler belirlemeye ynelik bir
sistemdir.
Kaplan ve Norton (2001), temelde zel sektr iin
hazrlayp uyguladklar BSCnin baz yenilikler yaplarak kamu
kurumlarna da uyarlanabileceini belirtmilerdir. Uygun
dzenlemeler ile BSCnin kamu kurumlarnda hem performans
artracak bir lm arac hem de demokrasinin bir gerei olan
hesap verebilirlik ve sorumluluu artrabilecek ekilde ift ynl
faydalar salayacan sylemilerdir. Kamu rgtleri iin
BSCnin salayabilecei faydalar u ekilde genel olarak u
ekilde ifade edilebilir (Arveson, 2033ten aktaran, Byk ve
Barca, 2011: 168):

1067


renme: BSC, renme srecinde rgtn
tmne yerletirilmi olur ve strateji herkesi bir at altnda
toplar.

Planlama: BSC, kaynak ayrmn performansa


gre ayarlar. Kurumlar sistematik ve spesifik bir duruma gelir.
Gstergeleri yneterek, sebep-sonu tahminlerini dzenleyerek
gelecek sonularn dzenler.

Geliimi kolaylatrr: BSC, rgt hakknda


grlerin artmas ve genilemesine yol aar. Gerekten neyin
gelimesi gerektiini aa kavuturur. En iyi zmlerin
bulunmasn salar ve inovasyon iin en iyi frsatlar salamaya
yardmc olur.

Paydalar
iin
rgt
faaliyetlerinin
grnrln artrr. Geri beslenmeyi kolaylatrr ve hesap
verebilirlii destekler.

Kyaslama
(Benchmarking):
BSC,
performansla ilgili veri toplama lmleri iin dier rgtlerle
karlatrmal olarak kullanlabilir.
BSC stratejik hedeflerin alanlarn tanmlamakta,
strateji haritas ise yneticiye bunlarn nasl ve ne iin
gerekletirilecei konusunda ipucu salamaktadr. Bir btn
olarak BSC kamu rgtlerinde yneticilerin farkl boyutlardan
rgtlere bakmalarn ve vatandalar, sreleri ve insanlar
doru anlamalarn salamaktadr (Kk ve Barca, 2011: 168;
Erolu, 2011: 144).
BSCnin kurumlarda etkili uygulanabilmesinin,
ncelikle belli bilgilendirmeye dayandn ifade eden Kaplana
gre (2012) BSCnin retimi birka aamada olmaldr. lk
aamada kurumun st yneticilerinden balamak zere tm
alanlara kavram anlatlmal ve strateji haritalar/ BSCnin
oluturulmasna ynelik olarak fikir ve gr gelitirmeleri
salanmal ve kurumsal stratejilerin gelitirilmesi iin katlmc
srete bulunmalar gerektikleri belirtilmelidir. Bu, sadece
ynetsel bir ara olan BSCnin oluturulmasn salamayacak,
katlanlarn kurumsal strateji retmelerini renmelerini ve ortak
fikirlerde bulunmalarna katkda bulunacaktr. kinci aamada ise
BSCyi stratejik ynetim sistemi olarak kullanan rgtlerin
deneyimleri dier rgtlerle paylalmaldr. Bu paylam,

1068

sistemi kullanan rgtlerin almaya nasl balamalar ve devam


etmeleri gerektii, sorunlarla karlatklarnda nasl zmler
retmeleri gerektii gibi konularda yardmc olacaktr. Hazrlk
aamasn yerine getiren rgtler ncelikli olarak deneme amal
bir strateji haritas ve BSC oluturmal ve bunlar pilot alanlarda
uygulamaldrlar.
Kamu kurumlarnda Balanced Scorecard oluturulurken
ncelikle yurttalarn gereksinimleri deerlendirilmeli, sonra
rgtsel skntlar ve deerler gzden geirilmelidir. Bunlara
bal olarak kurumun misyon ve vizyonu oluturulmaldr. Daha
sonra kurumun stratejileri tespit edilmeli ve bu erevede
gerekletirilecek ama ve hedefler sralanmaldr. Ardndan bu
amalar ve hedefleri gerekletirecek kaynaklar ile performans
kriterleri oluturulmaldr. Performans ltlerinin tespitinden
sonra kurumun geliimine katk salayacak yeni giriim ve
projelere yer verilmelidir. Tm bu belirlenen strateji, hedef ve
llerin tepe ynetiminde kalmadan kurum iindeki tm
personele aktarlmas, sistemin en nemli zelliinden biridir. Bu
anlamda iletiim ve teknolojinin kullanlmas byk nem arz
etmektedir. Belirlenen eylem ve projelerin birbirini takip etmesi
ve birbirleri arasnda g ve destek birlii salamas
gerekmektedir. Son aamada ise, elde edilen sonular gzden
geirilerek gerekiyorsa dzeltmeler yaplmal ve sre bu ekilde
devam etmelidir (ukurayr ve Erolu, 2004: 50). Balanced
Scorecard sistemi bu ekilde srekli ve birbirini etkileyen
btnsel bir sre olarak ilemekte ve uzun vadede kurumsal
dzeyde gelimeyi salamaktadr.
Son yllarda kamu sektrnde uygulama alan bulan
BSCye ilikin eitli akademik alma da yaplmtr. Bu
anlamda zellikle BSCnin zellikle niversiteler, yerel
ynetimler ve salk sektr iin daha uygun bir ynetsel ara
olduu sylenebilir (Dreveton, 2013: 132). Bunun en nemli
nedeninin ise, bu kurumlarn merkezi ynetimden yetki ve mali
kaynaklar bakmndan daha zerk olmalar nedeniyle ama,
hedef ve stratejilerin oluturulmasnda daha esnek ve hzl karar
alma
mekanizmalarnn
varldr.
zellikle
BSC
uygulamalarnn ngiltere, ABD, Kanada, Avustralya, sve,
Hollanda, Afganistan ve Yeni Zelanda gibi lkelerde salk
sektrnde uygulanmaya baladn sylemek mmkndr
(Northcott ve Taulapapa, 2012: 169).

1069

ekil 3: Kamu Kurumlarnda Balanced Scorecard

Kaynak: Scherer, Art, 2002den ukurayr, 2009: 115


Kamu sektrnde BSCnin drt boyutu baz
deiiklikler gstermektedir. Bu anlamda kamu yarar ve sosyal
fayda boyutlara eklenmekte ve bunlar da kurum misyonuna
eklenmektedir BSC, kamu sektrnn geleneksel yapsndan
yarlarak tm deerleriyle birlikte hareket etmesi, yurttalarn ve
alanlarn katlmna nem vermesi, dier paydalar srece
dahil etmesi, vizyon ve misyona uygun stratejiler belirleyerek
bunlarn gerekletirilmesi iin hareket etmesi, kaynaklarn
doru ve yerinde kullanlmas bakmndan byk nem
tamaktadr (Kaplan ve Norton, 2009; Erolu, 2011: 164, 170).
BSCnin kamu kurumlarnda uygulanmasnn kolay bir
i olmadn belirten Kaplan ve Norton (1996); yntemin
ierdii prensiplerin kapsaml bir ekilde anlalmas, yeni bir
yaklama olan balln gsterilmesi ve gerekli deiikliin
vurgulanmasn sylemilerdir. Northcott ve Taulapapa (2012:
169) ve baz kaynaklarda (www. stellarleadership.com,
10.05.2014) BSCnin kamu sektrnde baarl olmasndaki en
nemli etkenler u ekilde sralanmtr:

st ynetimin BSC yaklamna ball,

alanlarn srece dahil edilmesi,

1070

Performansn mkemmelliine olan vurgu,

BSC ile ilgili yeterli eitim,

BSCnin sade ve anlalr olarak tasarlanmas,

belirlenmesi,

rgtsel strateji ve hedeflerin ak olarak

Gl motivasyon,

Yeterli kaynaa sahip olma.

Kurumun her dzeyinde BSCden sorumlu


olacak liderlik zellii tayan yneticiler.

Etkili ve ok ynl iletiim ann salanmas.

Gsterge ve ncelikliklerin belirlenmesinden


nce misyon, vizyona uygun stratejilerin gsterildii strateji
haritalar zerinde almak.
Bunun yan sra Northcott ve Taulapapa (2012: 169)
BSCnin kamu sektrnde uygulanmasndaki zorluklar u
ekilde sralamlardr:

Yeterli bilgi sistemi ve iletiimin olmay,

BSC iin st ynetici desteinin bulunmay,

ayrlmamas,

BSC

hazrl

iin

yeterli

zamann

Kurum iin en uygun ve hayati neme sahip


performans gstergelerinin seimindeki belirsizlik

rgtn deiime olan direnci

Yine Kaplan (2012), kamu sektrnde siyasal, sosyal ve


ekonomik etkide bulunan paydalar arasnda bir g
mcadelesinin varl nedeniyle kurumsal stratejiyi kimin
belirleyecei konusunda karmak bir srecin varlndan da
bahsetmitir. Bu noktada her bir kurum iin bir tepe ynetim
biriminin katlmc yntemlerle kurumsal stratejileri
belirlemelerini ngrmtr.
Trkiyede performans ynetimine ilikin uygulamalar
daha eski olsa da BSC uygulamalar henz yeni saylabilecek bir

1071

konumdadr. Konu, eitli akademik evreler tarafndan kamu


sektrnde uygulanabilirlii asndan teorik olarak ele alnm
olsa da (ukurayr ve Erolu, 2004; ler, 2005; Byk ve
Barca, 2011) uygulamaya ynelik snrl alma olduunu ifade
etmek gerekir. Uygulamaya ynelik ilk giriim TC Merkez
Bankas tarafndan yaplm olsa da devamllk salayan bir
alma olmamtr. Yine evre ve Orman Bakanl, BSC
sistemine gememi olsa da stratejik plannda geeceini
belirtmesi konu hakkndaki farkndaln gstermektedir. Son
olarak Salk Bakanlnda 2012 ylnda kan bir ynerge ile
BSC sistemine benzer ekilde Verimlilik karnesi uygulamasna
getii grlmektedir.
3. TRKYEDE SALIK HZMETLER VE SALIKTA
DNM PROGRAMI
Salk hizmetlerini iyiletirme almalar, gelimi ve
gelimekte olan btn lkelerin temel ve ncelikli gndem
maddesidir. Salk hizmetleri, toplum iin znde hep bir sorun
olarak yer alan ve buna bal olarak iktidarlardan politika
retmesi beklenen bir alan olma zelliine sahiptir. Nitekim
lkemizde de bu erevede Cumhuriyetin ilk yllarndan itibaren
salk hizmetlerinin sunumu ve salk verilerinin iyiletirilmesi
iin hkmetlerce birok alma yaplmtr. Yaplan almalar,
dnemler itibariyle 1923-1938, 1938-1961, 1961-1980, 19802014 dnemleri eklinde aada ok ksa olarak aklanm,
aratrmann konusunu oluturmas gerei 2003 ylnda 58. ve
59.Hkmetler tarafndan kabul edilen Salkta Dnm
Program (SDP) daha detayl olarak incelenmitir.
Kuruluu 1920 ylnda gerekletirilmi olan Salk
Bakanl ile birlikte 1920-1938 yllar arasnda birok yasal
dzenleme yaplmtr. Gnn koullarn dikkate alan bu
dzenlemelerin hedefleri (T.C. Salk Bakanl, 2003: 9);

Sava sonras problemlerin zlmesi,

Salk personelinin
bakmndan desteklenmesi,

nicelik

ve

nitelik

Merkezden balayarak kylere kadar ulaan


rgtlenmenin oluturulmas,

1072


Koruyucu
salk
yaygnlatrlmas biiminde ekillenmitir.

hizmetlerinin

1938-1961 dneminde, merkezi yapy kuvvetlendirici


ve sosyal ierikli politikalar gelitirmeye ynelik yasal
dzenlemeler ve uygulamalar yaplmtr.
kinci Dnya Sava sonras oluan stma, czzam gibi
hastalklarn salgnlar ile mcadeleyi temel alan Olaanst
Stma Sava Kanunu karlm, hastalklara zgn hastalk
merkezli dikay rgt yaplanmalar daha da yaygnlatrlmtr.
1945 ylnda Sosyal Sigortalar Kurumunun balangcn
oluturan i Sigortalar Kurumu oluturulmu, bylece salk
alannda hizmet ve istihdam bakmndan Salk Bakanlnn
tekeli kaldrlmtr.
1961-1980 dneminde farkl salk politikalar
tartlmaya
balanm,
ancak
salk
hizmetlerinin
sosyalizasyonu gr benimsenmitir. 1961 ylnda 224 sayl
Salk Hizmetlerinin Sosyalletirilmesine Dair Kanun yrrle
girmi, 1963 ylndan itibaren de uygulama alan bulmutur.
1980e kadar uygulanan salk politikalar bu yasa erevesinde
ekillenmitir. Dikey rgtlenmeler ksmen azaltlp farkl
nitelikte salk hizmetleri veren yaplar salk oca bnyesinde
entegre hale getirilmitir. Sosyalletirme pilot olarak balam
ancak baarsz olmu ve tm lke geneline yaylamamtr. Buna
karn, 1960 sonras dnem gerek 1961 Anayasasnn sosyal
devlet ilkesi gerekse planl kalknma dneminin balamas ile
ortaya konulan salk politikalar asndan genel olarak
olumludur. 1980li yllara kadar olan dnemde, hizmetlerin
iyiletirilmesi, salk altyaps ve rgtlenmenin dzenlenmesi
ile ilgili uygulamalara tank olunmutur. Hatta, 2006 ylnda
kabul edilme imkan bulan Genel Salk Sigortas kurulmasna
ynelik tasar bu dnemde TBMMye birka defa sunulmu
ancak kabul edilmemitir (T.C. Salk Bakanl, 2003: 9-10).
1980 sonras dnem ise, 1982 Anayasasnn salk
hizmet ve ynetiminde 1961 Anayasasna paralel dzenlemeler
iermesine karn, gerek uluslararas gerek ulusal lekteki
gelimelerin etkisi ile salkta finans ynetiminin neminin
artt bir dnem olmutur. Serbest piyasa ekonomisine gei ile
birlikte dier alanlarda olduu gibi, salk politikalarnda da
nemli deiimler yaanmtr. Bu dnemde reform ad altnda

1073

yaplanlar neoliberal dncenin etkisinde kalmtr.


Neoliberalizme gre, kamusal salk hizmetlerinde verimlilik,
etkenlik, yksek maliyet gibi sorunlar bulunmakta, bu sorunlarn
zm de aamal bir zelletirme sreci sonucunda hizmetin
tamamen piyasa mant ile retilmeye balanmasnda
yatmaktadr. Hizmetin kamu eliyle yerine getirildii durumlarda
da uygun zm, hizmetin fiyatlandrarak kullanan der
yaklamnn uygulamaya geirilmesi olmaldr (Soyer, 2003:
302). Nitekim dnem iindeki uygulamalar da bu ynde
olmutur.
1987 ylnda Salk Hizmetleri Temel Kanunu
karlm ancak, bu Kanunun hayata geirilmesini salayacak
dzenlemeler yaplmamtr. 1990 yl sonunda Dnya Bankas
desteinde yrtlen projeler temel olarak salkta reform
almalarn konu edinmi ve bu dnemde reform
almalarnn ad salk projelerine dnmtr. 1990
ylnda DPT tarafndan salk sektr ile ilgili hazrlatlm
mastr plan dorultusunda 1.Ulusal Salk Kongresi 1992
ylnda toplanm, bu toplant ile yeniden yaplanma sreci
balatlmtr. 1993 ylnda toplanan 2.Ulusal Salk
Kongresinde ulusal salk politikalar belirlenmi dier yandan
ayn yl sosyal gvenlik emsiyesi kapsam dnda kalan yoksul
bireyler iin Yeil Kart uygulamasna geilmitir. Kongrenin,
uygulanamam olmasna karn hastanelerin zerklemesi ve
zelletirilmesi ynnde kararlar alm olmas, salk
hizmetlerine ve salk sektrne bakn yanstmas bakmndan
nemlidir.
2003 ylnda 58. ve 59. Hkmetleri dneminde, Salk
Bakanl ile alma ve Sosyal Gvenlik Bakanl Herkese
Salk bal altnda salk alannda ulalmas ngrlen
temel hedefleri Salkta Dnm Program (SDP)na
dntrmtr. Esasnda Salkta Dnm Program,
1980li yllardaki reform almalar ile 90l yllardaki salk
projesi almalarnn zerine bina edilmitir (T.C. Salk
Bakanl, 2003: 8). Yine 2003 ylnda, Salk Bakanl ve
alma ve Sosyal Gvenlik Bakanl ortak alarak, Policy
and Human Resources Development Fund (PHRD) ve Dnya
Bankas katklar ile Japon Kalknma Bankasndan hibe alarak
Salkta Dnm Programna Destek Salkta Dnm
Projesi (SDP) hazrlk almas yapmlardr. PHRD

1074

hibesinden yaplan almalar, Salkta Dnm Projesi (SDP)


yrrle konmadan nce Aile Hekimlii, Akreditasyon ve
Salk Biliimi alanlarndaki mevcut durumun deerlendirmesi
ve payda analizlerini kapsamtr. Salkta Dnm
Programna Destek Salkta Dnm Projesinin yrtcleri
Salk Bakanl ile alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlklardr.
alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlnn projeyi yrtme
sorumluluu Sosyal Gvenlik Kurumunun (SGK) kurulmas ile
birlikte SGKnn sorumluluu altna verilmitir. Salkta
Dnm ve Sosyal Gvenlik Reformu Projesi (SDSGRP), 25
Nisan 2013 tarihinde imzalanan ikraz tadilat ile Salk
Sektrnn Yeniden Yaplandrlmasna Destek Projesi
(SSYYDP) olarak revize edilmitir (T.C. Salk Bakanl,
2014a).
Salkta Dnm Program (SDP) sekiz ana
bileenden olumaktadr. Bunlar (T.C. Salk Bakanl, 2003);
1. Planlayc ve denetleyici bir Salk Bakanl
2. Herkesi tek at altnda toplayan Genel Salk
Sigortas (GSS)
3. Yaygn, eriimi kolay ve gler yzl Salk Hizmeti
Sistemi (SHS)
4. Bilgi ve beceri ile donanm, yksek motivasyonla
alan salk insan gc
5. Sistemi denetleyecek eitim ve bilim kurumlar
6. Nitelikli ve etkili salk hizmetleri iin kalite ve
akreditasyon
7. Aklc ila ve malzeme ynetiminde kurumsal
yaplanma
8. Karar srecinde etkili bilgiye eriim: Salk Bilgi
Sistemi (SBS)
Sekiz bileenden oluan SDP, ayak zerinde
durmaktadr. Birinci ayak, salk hizmeti sunumu ile
finansmannn ayrlarak sosyal gvenlik kurumunun (Emekli
Sand, Ba-Kur, SSK) Sosyal Gvenlik Kurumu (SGK) ats
altnda birletirilmesidir. kinci ayak, birinci basamak salk
hizmetlerinin Aile Hekimlii mekanizmas ile yrtlmesidir.

1075

nc ayak ise; Salk Bakanlnn yeniden yaplandrlarak


salk hizmeti reten bir kurumdan, salk politikalarnn
belirlenmesi, koordinasyonu ve denetiminden sorumlu bir
kuruma dntrlmesidir.
SDPnin ilk aya olan Sosyal Sigortalar Kurumu
Bakanl, T.C. Emekli Sand Genel Mdrl ve Ba-Kur
Genel Mdrln ayn at altnda toplayan Sosyal Gvenlik
Kurumu Bakanl, 20.05.2006 tarihli ve 26173 sayl Resmi
Gazetede yaymlanarak yrrle giren 5502 sayl Sosyal
Gvenlik Kurumu Kanunu ile kurulmutur. Bu Kanunla sigorta
hak ve ykmllklerinin eitlendii, mali olarak srdrlebilir
tek bir emeklilik ve salk sigortas sisteminin kurulmas
ngrlmtr. Bu Kanunu tamamlayc nitelikteki 5510 sayl
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu ise
31.05.2006 tarihinde kabul edilmi ve nfusun tamamn
kapsayan genel salk sigortas sistemini kurmutur. Kanunun
01.01.2007 tarihinde yrrle girmesi ngrlm ancak
Kanunun baz maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptal
edilmesi, Kanuna ek ve deiiklik getiren mevzuatn karlmas
gibi nedenlerle yrrlk tarihi; nce 01.07.2007 tarihine, sonra
01.01.2008 tarihine ertelenmi ve nihayet 5510 sayl Kanun
01.10.2008 tarihinde tm hkmleri ile yrrle girmitir.
SDPnin ikinci aya olan 09.12.2004 tarihli ve 5258
sayl Aile Hekimlii Pilot Uygulamas Hakknda Kanun ise
Salk Bakanlnn pilot olarak belirleyecei illerde, birinci
basamak koruyucu salk hizmetlerini aile hekimlii hizmetleri
eklinde dzenlemektedir. Aile Hekimlii, pilot uygulamayla ilk
olarak Ekim 2005te Dzce ilinde balam olup ardndan tm
yurtta yaygnlamtr.
SDPnin nc aya ise, ikinci ve nc basamak
salk hizmetlerinin tek at altnda (Kamu Hastaneleri Birlii)
toplanmasdr. Bu amala, Kamu Hastane Birlikleri Pilot
Uygulamas Hakknda Kanun Tasars 06/03/2007 tarihinde
TBMM Bakanlna sunulmutur. Youn eletiriler sonucu
kabul edilmeyen bu Tasar nedeniyle kurulamayan Kamu
Hastane Birlikleri, 11/10/2011 tarihli ve 663 sayl Salk

Kanunun ad 11/10/2011 tarihli ve 663 sayl KHKnn 58. maddesi ile Aile
Hekimlii Kanunu olarak deitirilmi ve yine ayn madde ile pilot olarak
ibaresi yrrlkten kaldrlmtr.

1076

Bakanl ve Bal Kurulularnn Tekilat ve Grevleri


Hakknda Kanun Hkmnde Kararnameye istinaden 2012
ylndan itibaren 81 ilde 88 adet kurulmutur.
Dnm Programnn bileenlerinden biri, Salk
Bakanlnn planlama, ynetme ve denetleme kapasitesini
glendirmektir. Bu amala, Bakanlk tekilat yeniden
yaplandrmaya tabi tutulmutur. Bakanln yeniden
yaplandrlmas genel olarak 663 sayl KHK erevesinde
gereklemitir/gereklemektedir. KHK ile birlikte Salk
Bakanl, politika yapc bir st birim olarak kurgulanm ve
kurulan bal kurulularla Bakanln bu hedefine ulamas
salanmak istenmitir. KHKnin 2.maddesine gre Bakanln
grevleri ksaca u ekildedir;

Strateji ve hedefleri belirlemek, planlama,


dzenleme ve koordinasyon yapmak,

Uluslararas ve sektrler aras ibirlii yapmak,

Rehberlik, izleme, deerlendirme, tevik,


ynlendirme ve denetleme yapmak, meyyide uygulamak,

tedbiri almak.

Grevin ve hizmetin gerektirdii her trl

Bakanln politika oluturma grevine younlamas


gerei KHK ile Salk Politikalar Kurulu oluturulmutur.
Bylece politika belirleyen yap ile icrac yap birbirinden
ayrlmtr (mad. 6). Salk Politikalar Kurulu, Bakanln salk
sistemi ynetimi ve politika belirleme ile ilgili temel grevlerini
yerine getirmek zere grevlendirilen on bir ye ile Mstear ve
mstear yardmclarndan meydana gelmektedir. Kurul yeleri
en az drt yllk yksekokul mezunu ve sekiz yl i tecrbesi
bulunanlar arasndan Bakan tarafndan grevlendirilmektedir.
Kurul toplantlarna, grlerini almak zere niversiteler,
meslek kurulular, sendikalar, sivil toplum kurulular ile bal
kurululardan ve Bakanlk birimlerinden ynetici veya uzman
kiiler de davet edilebilmektedir.
Salk Hizmetleri Genel Mdrl, Saln
Gelitirilmesi Genel Mdrl, Salk Bilgi Sistemleri Genel
Mdrl, Salk Aratrmalar Genel Mdrl ve Salk
Yatrmlar Genel Mdrl gibi Bakanln yeni misyonuna
uygun hizmet birimleri kurulmutur (mad. 7).

1077

Bakanln srekli kurullarndan Yksek Salk uras


ve Tpta Uzmanlk Kurulu muhafaza edilmi olup ayrca Salk
Meslekleri Kurulu oluturulmutur. Kurulun grevi, salk
mesleklerinde eitim mfredat, meslek alan ve dal belirlemesi
gibi meslek dzenlemelerde ve istihdam planlamalarnda gr
bildirmek, mesleki yeterlilik deerlendirmesi yapmak ve etik
ilkeleri belirlemektir (mad. 21-23).
Bakanln tara tekilat da yeniden gzden geirilmi
ve buna gre tara tekilat illerde kurulan il salk mdrlkleri
ile ihtiyaca gre ilelerde kurulan ile salk mdrlklerinden
olumaktadr. Bilindii zere, KHK ncesinde Bakanln
ilelerde ile mdrl tekilat yoktu, bu grevi hkmet
tabibi yrtmekteydi.
KHK ile ayrca Bakanln grevlerini yapmasna ve
hedeflerine ulamasn salamak zere bal statde kurulular
kurulmutur. Bal kurululardan Trkiye Halk Sal Kurumu
iin illerde halk sal mdrl, Trkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu iin genel sekreterlik kurulmutur (mad. 25, 35).
Bakanln bal kurulular unlardr;
(1) Trkiye Halk Sal Kurumu: Bakanlk politika ve
hedeflerine uygun olarak, temel salk hizmetlerini yrtmekle
grevlidir. Halk saln korumak ve gelitirmek, salk iin risk
oluturan faktrlerle mcadele etmek; birinci basamak salk
hizmetlerini yrtmek, bu hususta gerekli dzenlemeleri yapmak
Kurumun grev, yetki ve sorumluluklar arasnda saylmaktadr.
Bu erevede birinci basamak salk hizmetlerini yrten Aile
Hekimleri bu Kurum bal olarak grev yapar.
(2) Trkiye la ve Tbb Cihaz Kurumu: Bakanlk
politika ve hedeflerine uygun olarak ilalar, ila retiminde
kullanlan etken ve yardmc maddeler, ulusal ve uluslararas
kontrole tabi her trl tbb madde ve cihazlar, hakknda
dzenleme yapmakla grevli, Bakanla bal, zel bteli, kamu
tzel kiiliini haiz bir kurumdur.
(3) Trkiye Hudut ve Sahiller Salk Genel Mdrl:
Trk boazlar, hudut ve sahilleri ile ilgili uluslararas szleme
ve mevzuat hkmlerinden kaynaklanan ykmllkleri yerine
getirmekle grevli, Bakanla bal, zel bteli, kamu tzel
kiiliini haiz bir kurumdur.

1078

(4) Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu: almann


konusunu oluturmas bakmndan Kurum ve Kamu Hastane
Birlikleri aada ayrntl olarak ele alnmaktadr.
4. TRKYE KAMU HASTANELER KURUMU VE
KAMU HASTANELER BRL
TKHK, Bakanlk politika ve hedeflerine uygun olarak,
ikinci ve nc basamak salk hizmetlerini vermek zere
hastanelerin, az ve di sal merkezlerinin ve benzeri salk
kurulularnn almas, iletilmesi, faaliyetlerinin izlenmesi,
deerlendirilmesi ve denetlenmesi, bu hastanelerde her trl
koruyucu, tehis, tedavi ve rehabilite edici salk hizmetlerinin
verilmesini salamakla grevli, Bakanla bal bir kurumdur.
Kurumun kuruluundaki ama, Bakanlk daha ok
politika ve strateji belirleyen bir yapya dntrlrken (Salk
Politikalar Kurulu gibi) salk kurumlarn karar alma
srelerini kendilerinin belirleyebilecei, halkn ihtiyalarn
dorudan tespit ederek daha etkili hizmet vermelerini mmkn
klacak bir yapya kavuturmaktr (T.C. Salk Bakanl,
2014b). Bu ama, 1993 ylnda 2.Ulusal Salk Kongresinde
hastanelerin zerklemesi (ve zelletirilmesi) ynnde alnan
ancak
o
gnk
koullarda
uygulanamayan
karar
anmsatmaktadr. Nitekim 2007 ylndaki Kamu Hastane
Birlikleri Pilot Uygulamas Hakknda Kanun Tasarsnda salk
kurumlar iin iletme tanm kullanlmamakla birlikte Salk
Bakanlnn 2008 ylnda yaynlad Trkiye Salkta
Dnm Program lerleme Raporunda idari ve mali zerklie
sahip iletmeler ifadesine yer verilmitir.
663 sayl KHKya gre Kurumun grev, yetki ve
sorumluluklar unlardr:

Kuruma bal hastaneleri, az ve di sal


merkezlerini ve benzeri salk kurulularn kurmak ve iletmek,
gerektiinde bunlar birletirmek, ayrmak, nakletmek veya
kapatmak,

Kuruma bal salk kurulularnda her trl


koruyucu, tehis, tedavi ve rehabilite edici salk hizmetlerinin
yrtlmesini
salamak,
faaliyetlerini
izlemek
ve
deerlendirmek, iyi uygulama rneklerini yaygnlatrmak,

1079

dzenleme yaplmas ve politika oluturulmas maksadyla


Bakanla teklifte bulunmak,

Performans deerlendirmesi yapmak, rapor


hazrlamak, deerlendirme sistematii iin her trl alt yapy
kurmak,

Kendisine bal salk kurulularnda hasta


haklarna, hasta ve alanlarn salna ve gvenliine ynelik
iyiletirme almalar yapmak,

Grev alan ile ilgili konularda ulusal veya


uluslararas kamu veya zel kurum ve kurulularla bilimsel ve
teknik ibirlii yapmak, mterek alma yrtmek,

Hastane hizmetleriyle
almalarda gerekli komisyonlar kurmak,

ilgili

yaplacak

Kurum personelinin atama, nakil, zlk, cret,


emeklilik ve benzeri ilemlerini yrtmek,

Kurum hizmetlerinin gerektirdii her trl


satn alma, kiralama, bakm ve onarm, ariv, idar ve mal
hizmetleri yrtmek.
Kurumun kurulmas ile birlikte ikinci ve nc
basamak salk hizmetleri, 2 Kasm 2012 tarihinde Kurum
bnyesinde il dzeyinde Kamu Hastaneleri Birlikleri tarafndan
yrtlmeye baland. KHKnin 30.maddesine gre; hizmetin
bykl gznnde bulundurulmak suretiyle ayn ilde birden
fazla birlik kurulabilir ve bir ilde Birlik kapsam dnda salk
kurumu braklamaz. Buna bal olarak 2014 yl itibariyle 81
ilde 88 adet Birlik faaliyet gstermektedir. Birden fazla Birlik
kurulan illerdeki ve belli blgelerdeki birliklerden biri
koordinatr olarak grevlendirilmektedir. Birlik tekilat, genel
sekreterlik ve hastane yneticiliklerinden olumaktadr. Genel
sekreterlik Birliin en st karar ve yrtme organdr. Genel
sekreterlik bnyesinde tbb hizmetler, idar hizmetler ve mal
hizmetler bakanlklar kurulmaktadr.
Birlik yneticisi olarak genel sekreterin grevleri
nemlidir. Bunlar u ekilde zetlemek mmkndr:

Birlii belirlenen hedef, politika ve stratejilere,


ilgili dzenlemelere ve performans programna gre ynetmek,

1080


Birliin faaliyet ve ilemlerini denetlemek,
ynetim sistemlerini deerlendirmek, ileyi ve ynetim
srelerinin etkililiini gzetmek, ynetimin, kalitenin ve
verimliliin gelitirilmesini salamak,

Birlik bnyesindeki salk kurumlarnda etkili


ve verimli hizmet sunumunu salamak, bu amala kaynak ve
personel ihtiyalarn tespit etmek, istihdam planlamas yapmak
ve personel hareketlerini gerekletirmek,

Hastaneler aras koordinasyon ve dier kurum


ve kurulularla ibirliini salamak,

Bte ve yatrm tekliflerini hazrlayarak


Kuruma sunmak,

Birlik ile ilgili istatistik bilgilerin takibini


salamak, birliin mal tablolarn birletirmek ve alnabilecek
nlemler hakknda Kuruma nerilerde bulunmak.

Hasta haklar, hasta ve alan memnuniyeti ve


hastalarn
sosyal
ihtiyalarna
ynelik
hizmetlerin
gelitirilmesini, tp ve kamu grevlileri etik ilkelerinin
uygulanmasn salamak,

lgili mevzuat erevesinde birlik gelirlerinin


tahakkuk ettirilmesini, gelir ve alacaklarn takip ve tahsili ile
harcama ilemleri ve muhasebe hizmetlerinin yrtlmesini
salamak,

Birlik ile ilgili dier grevleri yrtmek.

Bu kadar nemli ve zaman isteyen greve sahip olan


genel sekreterlerin gerektiinde snrlarn yazl olarak
belirlemek suretiyle yetkilerinden bir ksmn alt birim
yneticilerine devretmeleri hukuki olarak mmkndr.
663 sayl KHK ile ayrca kamuda ilk defa szlemeli
yneticilik dnemi balam ve Birliklerde bata Birlik genel
sekreteri olmak zere dier Birlik yneticilerinin, hastanelerde
KHK ile ihdas edilen hastane yneticisi, bahekim ve dier
yneticilerin szleme ile greve gelmeleri ngrlmtr.
Yeni yap ile artk Birlik bnyesindeki hastanelerin
ynetimi hastane yneticisi tarafndan gerekletirilmektedir.
Hastane yneticisi, hastane leinde genel sekreterin grev,

1081

yetki ve sorumluluklarna sahip olup, hastanede tm hizmetlerin


verimli ve mevzuata uygun ekilde yrtlmesinden genel
sekretere kar sorumludur. Hastane yneticisine bal olarak
bahekimlik, idar ve mal iler ile salk bakm hizmetleri
mdrlkleri kurulmaktadr.
Birliklerin kurulmas gndeme geldiinde, Birliklerin
en youn olarak eletirildii konulardan biri, Birlik personelinin
nitelii ve stats olmutur. Birliklerin 663 sayl KHKnn ekli
(II) sayl cetvelde belirtilen pozisyonlarda szlemeli statde
personel istihdam etmesi ngrlmtr.
2014 yl itibaryla Kurumun merkez ve tara
tekilatnda 270.398 kadrolu, 9.039 szlemeli olmak zere
toplam 279.437 personel istihdam edilmektedir. Ayrca 121.846
hizmet alm ile ii almaktadr (Trkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu, 2014: 21).
Tablo 1: 663 Sayl KHK Gereince Szleme mzalayan
Personelin Unvanlarna Gre Dalm
Unvan
Genel Sekreter
Tbbi Hizmetler Bakan
dari Hizmetler Bakan
Mali Hizmetler Bakan
Hastane Yneticisi
Bahekim
Bahekim Yardmcs
dari ve Mali ler Mdr
Salk Bakm Hizmetleri Mdr
Hasta Hizmetleri ve Salk Otelcilii Mdr
Mdr Yardmcs
Uzman
Bro Grevlisi
Toplam Personel

Say
88
57
82
77
285
666
765
799
634
131
979
1.107
89
401.283

Kaynak: Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2014: 22


Genel sekreter, idar ve mal hizmetler bakan, hastane
yneticisi, mdr ve mdr yardmcs olabilmek iin en az drt
yllk eitim veren yksekretim kurumlarndan veya bunlara
denklii Yksekretim Kurulu (YK)nca kabul edilmi yurt
dndaki yksekretim kurumlarndan mezun olmak ve kamu
veya zel sektrde, genel sekreter iin 8 yl, idar ve mal
hizmetler bakanlar, hastane yneticisi ve mdrler iin en az 5
yl i tecrbesine sahip olmak arttr. Tbb hizmetler bakannn,

1082

tp alannda doent veya profesr unvanl tabip ya da KHKda


belirtilen dier niteliklere sahip olmas gerekir.
Szlemeli personelin szlemesinin yenilenmesi
performans kriterlerini ve hedeflerini salamasna baldr.
Szlemeli statde istihdam edilecek personelle yaplacak
szleme ekinde kurumsal hedefler ve performans deerlendirme
kriterleri de gzetilerek hazrlanan bireysel performans kriterleri
ve hedefleri belirtilmektedir. Kurum Bakan, genel sekreterle
dorudan; bakanlar, hastane yneticileri, bahekim ve
mdrlerle genel sekreterin teklifi zerine szleme
yapmaktadr. Uzman personel ile bro grevlilerinin
szlemeleri genel sekreter tarafndan yaplmaktadr. Bahekim
yardmclaryla bahekimin, mdr yardmclaryla ilgili
mdrn teklifi zerine hastane yneticisi tarafndan szleme
yaplmaktadr. Szlemelerin sresi iki yl ile drt yl arasnda
deimektedir. Sre sonunda tekrar szleme yaplabilir.
Szleme eki performans hedeflerindeki gereklemelere bal
olarak sresinden nce de szlemeler sona erdirilebilir. Buna
gre baarszlk durumunda szlemeli personelin grevine son
verilmektedir. Baarszlk sebebiyle genel sekreterin deimesi
durumunda bakanlarn ve baarszla sebebiyet veren hastane
yneticilerinin szlemeleri de kendiliinden sona ermektedir.
Ancak bunlar yeni grevlendirmeler yaplncaya kadar grev
yapmaya devam ederler.
5. KAMU HASTANELER BRL VE BALANCED
SCORECARD UYGULAMASI
Birlikler ile ilgili yasal mevzuat Birlik ve bnyesindeki
salk tesisi ve alanlarn performans deerlendirme ve
denetiminin yapmndan sz etmektedir. Yeniden yaplanma
srecinde greve balayan Verimlilik Daire Bakanlnn
yapm olduu uluslararas literatr ve iyi uygulama rnekleri
aratrmas sonucunda Birliklerde performans deerlendirmesi
yntemi olarak Balanced Scorecard (BSC) ya da Trkiyedeki
yaygn adlandrmas ile Verimlilik Karne Modeli (VKM)
tercih edilmitir.
Trkiyede hastanelerinin verimlilik deerlendirmesi bu
gne kadar sadece finansal gstergeler zerinden yaplmaktayd.
Nitekim salk sektrnde gerekletirilen reformlar,

1083

harcamalarn kontrol altna alnmas ve verimliliin


arttrlmasna odaklanmtr (Keyder vd., 2011: 7). Ancak W.
Edward Deminge gre bir iletmenin performans
deerlendirilirken sadece finansal analiz yaplmas, sadece dikiz
aynasna bakarak araba kullanmaya benzemektedir. 1992de
Norton ve Kaplan tarafndan gelitirilen BSC ise, lmediiniz
eyi iyiletiremezsiniz prensibine dayal, yneticilerin ileyii
daha etkili biimde lmelerini salayan, dengeli bir lm
setidir. Daha nce de belirtildii gibi, BSC, bir organizasyondaki
deer yaratan anahtar faktrleri anlamay ve lmeyi amalayan,
temel baar anahtarlarn ortaya koyan zet bir tablo olarak
dnlmektedir (Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012a: 1).
05/10/2012 tarihli ve 847 sayl Kamu Hastaneleri
Birlikleri Verimlilik Deerlendirmesi Hakknda Ynergenin
yaymlanmas ile Birlik ve Salk tesislerinin performanslarnn
deerlendirilmesi dnemine geilmitir. Yeni yaplanmaya
uygun olarak kurulan 88 Birlik ile birlikte 2. ve 3. basamak salk
hizmetlerinde; ulalabilir, kaliteli, verimli ve etkili salk
hizmeti sunulmasn salamak zere hizmetlerin izlenmesi,
llmesi ve deerlendirilmesi ynnde almalar yrtlmeye
balanmtr.
BSC kapsamnda Birlik bnyesindeki salk tesisleri,
tbbi, idari, mali, kalite, hasta-alan gvenlii, memnuniyet,
eitim alanlarnda performans deerlendirmesine tabi
tutulmakta, ayn zamanda yerinde deerlendirmeler ile izlem,
kanta dayal gzlem ve veri dorulama yaplarak
deerlendirmeye yanstlmaktadr. Yerinde deerlendirmelerin
amac, yerinde gzlemle var olan aksaklk ve yetersizliklerin
tespit edilip, iyiletirilmesi iin gerekli ortak zm yollar
reterek verimlilik deerlendirme modeline katkda bulunmaktr.
Bilindii gibi BSC (ya da Kurumda kullanlan ad ile
VKM), performans lmnde kurumlar ok ynl olarak
deerlendirme imkan sunan, vizyon ve hedefler ile faaliyetler
arasnda iliki kurulmasn salayan, rehberlik fonksiyonu
bulunan, srekli izleme ve deerlendirme imkan veren bir
performans deerlendirme yntemidir. Bu balamda bir rgtte
performans ynetimi stratejik ynetime paralel gelimektedir.
Olduka yeni bir kurum olan Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu
2014-2018 yllarn kapsayan ilk stratejik plann yaynlamtr.
Birlikler ise bir stratejik plana sahip deildir. 5018 Sayl Kamu

1084

Mali Ynetimi Kontrol Kanunu ve buna dayanlarak hazrlanan


Kamu darelerinde Stratejik Planlamaya ilikin Usul ve Esaslar
Hakknda Ynetmelik dorultusunda hazrlanan Stratejik Plann
hazrlanmasna ynelik almalar, Strateji Gelitirme Daire
Bakanlnn koordinatrlnde srdrlmtr. Salk
hizmetlerinde gven duyulan ve uluslararas alanda referans
gsterilen bir kurum olmak vizyonu erevesinde stratejik
ynetim anlaynn ilk aamas olarak 2014-2018 yllarn
kapsayacak ekilde hazrlanan Stratejik Plan ile orta ve uzun
vadeli stratejik amalar ve bunlara ulamay salayacak sonu
odakl hedefler belirlenmitir. Buna gre Kurumun var olma
nedeni (misyonu); kamuya salk hizmeti verme sorumluluu
iinde salk hizmetlerini insan odakl, hasta ve alan
memnuniyetini esas alan profesyonel ynetim anlayyla
sunmak, sorunlara zamannda, uygun ve etkili zmler
retmektir. Vizyonu; salk hizmetlerinde gven duyulan ve
uluslararas alanda referans gsterilen bir kurum olmaktr.
Kurumun stratejik amac ise; kurumsallamay ve
profesyonellemeyi salamak ve ynetim kapasitesini artrmaktr
(Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (2014): 31-33).
Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 2014-2018 Stratejik
Plan (2014: 27)nda Kurumun gl ynleri arasnda; yeni
hastane birlikleri yapsna, karar alma ve icra yetkisine sahip
olma, genel bte yannda gl bir dner sermaye kaynann
varl gibi ynler saylrken; zayf ynleri arasnda; salk
personeli saysnn hizmet talebini karlamakta yetersiz olmas,
Kurum alanlarnn kariyer endiesinin neden olduu
verimsizlik, Kurum ii ve d koordinasyon ve iletiim eksiklii,
eitimlerin yetersizlii ve alanlar arasnda frsat eitliinin
olmamas, hizmet binalarnn ihtiyaca cevap verememesi ve
sosyal imknlarn yetersiz olmas gibi ynler saylmaktadr.
Kurumun gl ve
zayf
ynleri birlikte
deerlendirildiinde gl ynlerin st ynetim, zayf ynlerin
ise kurumda her kademede alan, zellikle i gvencesi
olmayan szlemeli personel asndan deer tayan ynler
olduu sylenebilir.
663 sayl KHKnn 34. maddesi, salk tesisleri ve
salk tesisi yneticilerinin, Birlik ve Birlik yneticilerinin bir
performans
program
erevesinde
deerlendirilmesini

1085

ngrmektedir. Buna gre deerlendirme be kriter zerinde


yaplacaktr;
* Tbb kriterler,
* Mal kriterler,
* Kalite kriterleri,
* Hasta ve alan gvenlii,
* Eitim kriterleri
663 sayl KHK ile Salk Bakanlna bal kamu
hastanelerini bnyesinde toplayan Birlikler, Birlik dahilindeki
salk tesisleri (hastaneler, az ve di sal merkezleri) ve
szlemeli yneticilerin performans deerlendirmeleri iin
kullanlan BSC modelinin Trkiyeye uyarlanm biimi olan
Verimlilik Modeli (ekil 4) aada gsterilmektedir.
ekil 4: Balanced Scorecard/Verimlilik Modeli
TIBB

DARMAL

KAYNAK

HZMET
SUNUMU

KULLANIM
HASTA

OLTKA VE
HEDEF

ALIAN

Kaynak: Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012a: 1


Ancak daha sonra Kurum tarafndan gelitirilen ve
yaynlanan Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Birlik
Deerlendirme El Kitabnda ve Verimlilik Karnesi Gsterge
Kartlarnda deerlendirmeler alt kritere karlmtr. Bunlar
(Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2013);
* Tbbi kriterler,
* dari kriterler,
* Mali kriterler,
* Eitim kriterleri,

1086

* Kalite, memnuniyet, hasta ve alan gvenlii


kriterleri,
* zlem, veri dorulama ve kanta dayal gzlemsel
deerlendirme
Buna gre, verimlilik deerlendirmeleri yukarda
belirtilen alt kriter erevesinde TKHK tarafndan belirlenen
usl ve esaslara gre alt aylk ve bir yllk srelerle
yaplmaktadr. Deerlendirme sonucunda deerlendirmeye tabi
olan kii ve tesise karne verilmektedir. 663 sayl KHKda bu
deerlendirmenin, kamu veya zel deerlendirme kurulularna
da yaptrlabilecei belirtilmektedir.
Her kriter grubunda bulunan gstergeler ayr ayr
metotlar kullanlarak belirlenmitir. Birlik ynetimleri, Birlik
Deerlendirme El Kitabnda yaynlanan deikenlere (Ek 1)
ilikin verilerin toplanmasndan ve Kuruma iletilmesinden

2003 ylndan itibaren salk alanndaki yeni uygulamalar kapsayan SDPnin


ana hedeflerinden biri, salk hizmetlerinde zel ve kamu kurumu ayrm
yapmakszn kalite geliimini salamaktr. Bu Program kapsamnda ilk olarak
2003 ylnda lke artlarna uygun performansa dayal ek deme sistemi
gelitirilmitir. kinci olarak 2005 ylnda bu sisteme salk hizmetlerinin etkin
sunumunda kalitenin en st noktasn esas alan Kurumsal Performans ve Kaliteyi
Gelitirme almalar eklenmi ve Salk Hizmet Kalite Standartlar kabul
edilmitir. Program, zel ve kamu salk kurumu ayrm yapmakszn salk
hizmetlerine kesintisiz eriimi hedefledii iin hasta memnuniyetinin ve
belirlenen hedeflere ulama derecesinin lmne dayal kapsaml bir hastane
deerlendirme sistemi hayata geirmitir (Kzlkan vd., 2012: 757).
Kurum tarafndan yaplan deerlendirmelerle gsterge kartlarndaki kalite
kriterleri, hasta ve alan gvenlii kriterleri ile birletirilmi ve bunlara
memnuniyet kriterleri de eklenmitir. Kalite kriterleri deerlendirilirken
Kurumun 2005 ylnda uygulamaya balad Salk Hizmet Kalite Standartlar
gznnde bulundurulmaktadr. Bu Standartlar erevesinde ylda iki defa hasta
ve alanlara memnuniyet anketi yaplmas zorunludur. Memnuniyet kriterleri
deerlendirilirken bu anket sonular da dikkate alnmaktadr.

Salk tesislerince bildirilen verilerin doruluunun teyidi ve kanta dayal


gzlemsel deerlendirme i ve ilemlerini yrtmek zere alannda tecrbeli ve
eitimi bulunan Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu personellerinden birlik
gzlem ekipleri kurulmutur. Birlik gzlem ekipleri, Kurumun strateji ve
hedefleri dorultusunda, verimlilik gzlem kriterleri erevesinde Birlikler ve
Salk Tesislerinin kaynak kullanm ve hizmet sunumunun etkinlik ve
verimliliini deerlendirmek amacyla habersiz deerlendirmeler yapar. Yerinde
deerlendirme sonucunda birlik gzlemcileri tarafndan oluturulan rapor Birlik
ve hastane yneticileri ile paylalr ve karlkl mutabakat ile gzlem
sonlandrlr. Gzlem ekiplerinin gzlem raporlarnn Kurum Birlik
Deerlendirme Komisyonu tarafndan incelenmesi ile verimlilik karnelerine
yanstlr (Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012a: 27).

1087

sorumludur. Gstergeler iin gerekli veriler Salk-Net


koordinasyonu ile Bakanlk ve Kurumun mevcut bilgi
sistemleri aracl ile temin edilmektedir. Salk Bakanl ve
bal kurulular ile egdm ierisinde gerekli veri ak
salanmaktadr. Etkinlik skoru belirlenmesinde kullanlan
deikenlerden herhangi birine ait veri elde edilemez ve Kuruma
gnderilmez ise hastanenin ilgili puan sfr kabul edilmektedir
(Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012a: 14). Kurum
tarafndan yaplan deerlendirmeler sonucu hesaplanan karne
puanlar her bir kuruma bildirilmektedir. Deerlendirme
sonularna gre hastaneler yukardan aaya doru (A), (B),
(C), (D) ve (E) eklinde gruplandrlmaktadr. Bnyesindeki
hastanelerin arlkl ortalamasna gre Birliklerin ait olduu
grup belirlenmektedir.
Tablo 2: Kurumsal ve Bireysel Baar Gruplar
Puan Aral

Baar Grubu

800 karne puan 1.000

700 karne puan < 800

600 karne puan < 700

500 karne puan < 600

karne puan < 500

Kaynak: Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012b, mad.11.


Salk tesisi verimlilik karnesinde her gsterge iin ayr
bir gsterge kart hazrlanmtr. Birlik Deerlendirme El
Kitabnda bu gsterge kartlar yer almaktadr. Gstergeler
belirlenirken salk hizmet sunumunda uluslararas kabul grm
(yatak doluluk oran, ortalama kal gn says, vb.) gstergelere
ek olarak Trkiyedeki kamu hastanelerinde verimlilik asndan
nem arz eden durumlarn analizini salayacak (laboratuvar ve
grntleme bekleme sreleri, merkezi hasta randevu sistemine
uyum, vb.) gstergelerin de olmasna dikkat edilmitir.

Bakanlk ve Kurumun mevcut bilgi sistemleri unlardr: Merkezi Hastane


Randevu Sistemi (MHRS), Temel Salk statistikleri Modl (TSM), Salk
NET, Tek Dzen Muhasebe Sistemi (TDMS), Malzeme Kaynaklar Ynetim
Sistemi (MKYS), ekirdek Kaynak Ynetim Sistemi (KYS), nsan Kaynaklar
Ynetim Sistemi (KYS) ve Ulusal Hastane Enfeksiyonlar Srveyans A
(UHESA).

1088

Alt ana kriter grubu 1000 puan zerinden


deerlendirmeye tabi tutulmutur. Kriter gruplarndaki her
gstergenin puan ise konusunda uzman kiilerle yz yze
yaplan ve gstergenin salkta verimlilii gstermesindeki
neminin, nceliinin ve arlnn tartld grmeler ile
belirlenmitir. Her gstergede farkl metotlar kullanlarak kabul
edilebilir deerler (KED) belirlenmi ve bu KED karne ve
gsterge kartlarnda belirtilmitir. Baz gstergelerde KED salk
tesisinin bulunduu hizmet snfnn ortalamas olarak kabul
edilirken baz gstergelerde ise Bakanlk ve Kurumun hedefleri
KED olarak deerlendirilmitir. Baz gstergelere ise gzlemsel
deerlendirme katsays eklenerek yerinde deerlendirme
sonular karneye yanstlmtr (Trkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu, 2012a: 3).
Salk tesisleri, hizmet rolleri (A1, A1-dal, A11, A11dal, B, C, D, E1), kapasiteleri, rettikleri hizmetler ve hizmet
eitlilikleri bakmndan benzerliklerine gre Kurum tarafndan
hizmet snflarna (1,2,3,, 28) ayrlmaktadr. Bu
snflandrma salk tesisinin verimlilik deerlendirmesinde esas
alnmaktadr. Her bir salk tesisi kendi hizmet snfndaki salk
tesisleri ile birlikte deerlendirilmektedir.
Salk tesislerinin karne gstergelerinden alaca puan
hesaplanrken (Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012b:
mad.8);

Gstergenin varsa Bakanlk veya


Kurum hedefine uygunluu,

Bakanlk hedefinin bulunmad


gstergelerde salk tesisinin kendi hizmet snfnn
ortalamas ile mukayesesi,

Baz gstergelerde ise gzlemsel


deerlendirme sonular esas alnmaktadr.
Verimlilik Ynergesi gerei Temmuz aynda ara
karneler, Ocak aynda ise karneler verilmektedir. Ara karneler
yln ilk 6 ayna ait verilerden olumakta olup karneler ise bir yla
ait verilerden olumaktadr. Birliklerin yeni kurulmu olmas
nedeni ile bir defaya mahsus Geici Karne ve Balang Karnesi
verilmitir. Buna gre, Kurum bnyesindeki 88 Birlie ait
balang karneleri Ocak 2013, ilk ara dnem karneleri Temmuz

1089

2013, Ocak 2013-Aralk 2013 dnemini kapsayan ilk yl sonu


karneleri ise Ocak 2014 tarihinde verilmitir. Birlik ve salk
tesislerinin baar durumlar, Ocak 2014te verilen verimlilik
karneleri ile Balang karneleri arasndaki deiiklik esas
alnarak belirlenmitir. Kanun gerei, baar ve baarszlk
durumlarna gre szlemeli yneticilerin szlemelerinin
devam edip etmeyeceine karar verilecektir. Baar durumu
Ocak 2014te verilen karnelerin sonularna gre yaplacaktr.
Karneler kamuoyu ile paylalmad iin burada Birliklerin ya
da salk tesislerinin baar ya da baarszl konusunda bir
deerlendirme yapmak mmkn deildir. Sadece kimi Birlik
yneticilerinin karne sonularn basnla paylamas neticesinde
snrl saydaki Birliin verimlilik deerlendirmesi hakknda bilgi
almak mmkn olmutur.
Birliklerin ve Birlik yneticilerinin verimlilik
deerlendirmesi yaplrken Birliin Bakanlk ve Kurum
tarafndan politik nceliklere gre belirlenmi hedefleri
gerekletirme baars hesaplanmaktadr. Birlik karne puanlar
hesaplanrken Birlik bnyesindeki salk tesislerinin karne
puanlarnn arlkl ortalamasnn %70i, Birlik hedefleri (Ek 2)
baar puannn ise %30u dikkate alnmaktadr.
Her szlemeli yneticinin kendi alan ile ilgili kriter
grubu puanndan daha fazla etkilenecek ekilde ynetici baar
puanlar ve gruplar da belirlenmektedir. Ynerge gerei bireysel
baar puanlarna gre deerlendirilen her szlemeli yneticinin
bireysel
baarszlk
durumunda
szlemesi
sonlandrlabilecektir.
Buna gre, Birliklerin (663 sayl KHK, mad.34);
a) Grup drlmesi,
b) (D) grubunda devralnmas halinde,
deerlendirmede st gruba karlamamas,
c) (E) grubunda devralnmas
deerlendirmede st gruba karlamamas,

halinde,

nc
ikinci

) Bnyesindeki hastanelerden birinin ard arda yaplan


iki deerlendirmede de grup drlmesi,

Krehir Kamu Hastaneleri Birlii, verimlilik karnesi deerlendirmesinde


Trkiye birincisi olmutur (www.medimagazin.com.tr, 2014).

1090

d) (E) grubu hastane ile devralnmas halinde, ikinci


deerlendirmede bu hastanenin bir st gruba karlamamas,
hallerinde Kurumca genel sekreterin grevine son verilir. Bu
fkrann (a), (b) ve (c) bentlerinde saylan hallerin hastane
leinde gereklemesi durumunda ise, genel sekreterce
hastane yneticisinin grevine son verilir.
Bnyesindeki
hastanelerin
arlkl
ortalamas
Birliklerin grubunu belirledii gibi, Birliklerin arlkl
ortalamas da, Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakannn
performansnn llmesinde esas alnmaktadr.
Yukarda belirtilen deerlendirmeleri, Kurumun zleme,
lme ve Deerlendirme Bakan Yardmclna bal
Verimlilik Daire Bakanl yrtmektedir. Dolaysyla, bu
almann konusunu oluturan BSC yani verimlilik karnesi de
dorudan Verimlilik Daire Bakanlnn grev alanna
girmektedir.
Kurum Bakannn, Bakann olmad durumlarda
zleme, lme ve Deerlendirme Bakan Yardmcsnn
bakanlnda toplanan Birlik Deerlendirme Komisyonu,
verimlilik karnelerine ynelik itirazlar deerlendirir. Kararlar oy
okluu ile alnr. Komisyon, deerlendirmelerini on be gn
ierisinde karara balar. Komisyon, itiraz bavurularna istinaden
yapt deerlendirme sonucunda reddetme, yerinde
deerlendirme, muaf tutma, yeni hedef belirleme ve/veya ek sre
verme kararlarndan birini verir (Trkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu, 2012a: 42).
SONU
2003 ylnda uygulamaya konan SDP; kamusal bir
hizmet olan salk hizmetlerinin ulusal lekte rgtlenmesi,
yrtlmesi ve felsefesi bakmndan kkl deiimlere neden

Kurum, Birlikler ve salk tesisleri zerindeki deerlendirmesini, doru ileri


doru ekilde yapmak yani etkin ve etkili iler retmek hedefi zerinden
yapmaldr/yapmaktadr. Literatre bakldnda, etkinlik ve etkililiin
arpannn sonucu performanstr. Buna karn Daire Bakanlnn adnn
Performans Daire Bakanl deil de Verimlilik Daire Bakanl olarak
belirlenmesinin nedeni, Trkiyede salk sisteminde performans ynetimi ve
performans deerlendirmesi algsnn olumsuz olmas ve sadece para ve salk
alanna yaplan ek deme konusuna indirgenmesidir (Akn, 2013: 160).

1091

olmutur. Salk hizmetlerinin kamusallnn ortadan


kaldrlp/kaldrlmad tartmas bu almann konusu
olmadndan bunu bir yana brakmakla birlikte; SDP ile kurulan
Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Kamu Hastaneleri Birlii
sisteminin gerekesinin kamu hastanelerinin deien yapya
uyum salamas, daha verimli iletmeler haline dnmesi ve
sektrn dier aktrleri ile rekabet edebilmesi iin mevcut
merkezi yapdan kurtarlmas (Trkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu, 2012a: VI) olduu, bu anlamda Programn hastanelerin
verimliliini iyiletirmek iin zerklik ve verimli iletme
kavramlarna vurgu yapt sylenebilir.
Sosyal gvenlik kurumlarnn tek at altnda (Sosyal
Gvenlik Kurumu - SGK) birletirilmesi, performansa bal bir
deme sistemine (dner sermaye katk pay) geilmesi, Salk
Hizmet Kalite Standartlarnn kabul edilmesi, birinci basamak
koruyucu salk hizmetlerinin Aile Hekimlii ile yrtlmeye
balanmas ve ikinci ve nc basamak salk hizmetlerinin
Kamu Hastaneleri Birlii ats altnda toplanmas Programn en
dikkat ekici uygulamalardr. Kamu hastaneleri ve az ve di
sal merkezlerinin Program dahilinde kurulan Trkiye Kamu
Hastaneleri Kurumuna bal Kamu Hastaneleri Birlikleri ats
altnda toplanmas nemlidir. nk SDP, Salk Bakanlnn
balca grev ve sorumluluunu politika hazrlamak, dzeni
denetlemek, ncelikleri belirlemek, kaliteyi izlemek zerine
(planlayc ve denetleyici bir Salk Bakanl bileeni)
kurarken her hastane de kendi ynetim kararlarndan, hizmet
kalitesinden ve verimliliinden sorumlu (yaygn, eriimi kolay
ve gler yzl salk hizmeti sistemi (SHS) bileeni)
tutulmutur.
Birlikler, kamu ynetiminde performans esasl ynetim,
deerlendirme ve denetim anlaynn uygulamaya konulduu
kurumlar olma zelliine sahiptir. Yeni yapda artk performans
ve verimlilie dayal yaplan dnemsel szlemelerle baar ve
sonu odakl profesyonel bir ynetim anlayna geilmitir. Bu
balamda Birlikler ile verimli salk iletmesi amacna katk
salayc bir ekilde kamuda ilk defa szlemeli yneticilik
dnemi de balamtr. 663 sayl KHKnn 34.maddesinde,
Birlik bnyesindeki salk tesisi ve yneticilerinin Trkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu tarafndan belirlenen performans
kriterlerine gre deerlendirilmesi, dolaysyla performanslarnn

1092

llmesi dzenlenmitir. Birlikler, performans deerlendirme


yntemi olarak BSC uygulamasna 05.10.2012 tarihinde
yaynlanan Kamu Hastane Birlikleri Verimlilik Deerlendirmesi
Hakknda Ynerge ile balamtr.
Performans ynetimi ve performans deerlendirmesi
bal bana bir ynetim anlay olduu gibi ayn zamanda
stratejik ynetimin bir gerei ve unsurudur. Buna bal olarak,
performans deerlendirmesini uygulayan kurumlarn stratejik
ynetim anlayna gre ynetilmesi ve bir stratejik plana bal
hareket etmesi beklenir. nk BSC, rgtlerde deer retimine
katkda bulunan finansal varlklar kadar finansal olmayan
varlklarn llmesine olanak tanyan bir modeldir ve
kurumlarn misyon ve vizyonlarn hayata geirebilecek uzun
vadeli ve gelecee ynelik stratejiler reterek ieriden darya
kamusal deer yaratmalarna olanak tanmaktadr. Ancak,
Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 2014-2018 yllarn
kapsayan ilk stratejik plann yaynlam olmasna karn,
Birlikler henz bir stratejik plana sahip deildir. Trkiye Kamu
Hastaneleri Kurumunun 2014-2018 Stratejik Plannda tm
Birliklerde szleme dnemi ile uyumlu stratejik planlarn
hazrlanmas ve Birlik ynetimlerinde de yeni kamu ynetimi
anlaynn benimsenmesi ve Kurum ile uyum iinde plan, proje
ve
faaliyetlerin
hayata
geirilmesinin
hedeflendii
(Mezzinolu, 2014: 3) belirtilmektedir. Birliklerin kendilerine
zg vizyon, misyon, stratejik ama ve hedefleri
bulunmamaktadr. Oysaki 663 sayl KHKnn 31.maddesi ile
Birlik Genel Sekreterlerine Birlii belirlenen hedef, politika ve
stratejilere, ilgili dzenlemelere ve performans programna gre
ynetmek grevi verilmitir. Bu anlamda hem genel
sekreterlerin Birlik ve Birlik alanlarnn performansn hem de
Kurumun
Birliklerin
verimlilik
ve
performansn
deerlendirebilmesine rehberlik edip yardmc olacak Birlik
strateji planlarnn hazrlanmas gerekmektedir.
Bakanlk ve Kurum stratejik planlarn dikkate alan
ancak bunun yan sra i ve d evre analizine dayanan kurumsal
bir vizyon, misyon, stratejik ama ve performans hedeflerine
sahip ve paydalarn katlm ile hazrlanan bir stratejik ve
performans plan, Birliklerde BSC uygulamas iin bir
nkouldur. Birlikler, bir stratejik plana sahip olmamakla birlikte
Ocak 2013te balang karnelerini, Temmuz 2013te ilk ara

1093

dnem karnelerini ve Ocak 2014te Ocak 2013-Aralk 2013


dnemini kapsayan ilk ylsonu karnelerini almtr.
Birlikler (ve bal salk tesisi ve yneticileri),
verimlilik/etkinlik gsterge kartlarnda belirlenen kriterler
zerinden standart bir ablonla deerlendirilmektedir. Oysa
kabul edilebilir standart gstergeler yan sra her bir salk
evresinin
farklln
gzeten
kriterlere
gereksinim
bulunmaktadr. Nitekim strateji kavramnn znde farkllk,
fark yaratma vardr. Buna bal olarak her bir Birlik ve salk
tesisi, bu farkllklar ve kamusal deer retme kapasitesini de
ieren kriterler erevesinde deerlendirilmelidir.
Hastaneler; tbbi, idari, mali, eitim, kalite,
memnuniyet, hasta ve alan gvenlii gibi hizmet altyaps,
organizasyonu konularnda puanlandrlmakta ve A, B, C, D ve
E gibi gruplara ayrlmaktadrlar. Hastanelerin snflandrlmas
doal olarak alanlarn ve halkn da snflandrlmasdr. A
snf hastane doktoru, B snf hastane hemiresi gibi, kiilerin
eitimleri ile kazandklar meslekleri, sosyo-kltrel yaplar
dnda belirlenmi ekilde dnyada bir rnei olmayan snflama
ile karlalmaktadr. Uygulama ile st snftaki krl Birlik
alanlarnn kazanc da daha fazla olacak, ayn ii yapan ayn
meslek sahipleri arasnda ekonomik farkllklar derinleecektir
(Trkkan, 2011: 64). Nitekim, karne baar puanlar, Temmuz
2013 ara karnesinden sonra ek demeyi de etkilemeye
balamtr.
Sonu olarak; BSC, ABD ve Avustralya gibi lkelerde
kamu sektrnde hizmet sunumunun etkinlii ve verimliliinin
salanmasnn yan sra uzun sreli kamusal deerlerin
oluturulmas ve zellikle kamu sektrnde finansal olmayan

Sz konusu kriter/kriterlerde katsay oranlarnn yksek olmas durumunda


Birliin ya da hastanenin bu kriter/kriterler zerinden alm olduu not dk
olacandan, bu nitelikteki kriterlerin verimlilik karne notunu drmesi riski
vardr. rnein Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) kullanm orannn
gsterge oran 50dir. MHRS kullanm oran ve hastane MHRS doluluk oran
hizmet sunulan blgenin kltrel ve ekonomik durumu ile ilgili olduundan,
MHRS kullanmnn dk olduu hastaneler iin bu gstergenin deeri dk
olacandan karne notu da decektir. Bununla birlikte, Kuruma gre bu
gstergenin karnede yer almasnn nedeni, MHRS kullanmnn
yaygnlatrlmasnn teviki ve salk tesislerindeki bekleme srelerinin ve
younluunun azaltlmasn salamaktr. MHRS kullanm dk blgelerde
eitli tantm ve tevik yntemleri ile bu orann arttrlabilecei dnlmektedir.

1094

varlklarn deer retiminde etkili olmas nedeniyle etkin bir


strateji oluturma ve performans lm arac olarak
kullanlmaktadr. Trkiyede Kamu Hastane Birliklerindeki
uygulamann incelendii bu almada, uygulamann hayata
geirilmesinin zerinden henz ok ksa bir sre getii ya da
Verimlilik Karnelerinin kamuoyu ile paylalmad dikkate
alnarak ok kesin ve net bir deerlendirme yapmaktan
kanlmaktadr. Ancak ilk izlenimler ya da uygulamann
balang aamasnda yaplan tespitler BSCnin rgtn finansal
varlklarn dikkate alan klasik performans deerlendirmesi
(performans cret) eklinde ilediini gstermektedir.
Performans ynetimi ve deerlendirmesinin, kurumlarn finansal
deerlerinin rakamsal ifadesinden syrlmas ve finansal olmayan
deerlerinin n plana karlarak kurumun etkililik, etkinlik ve
verimlilik ynetimi ve deerlendirmesi eklinde ele alnmas
gerekir. Nihayetinde yaplan deerlendirme ve denetimin
teorisinin mkemmellii pratikte ayn sonucu dourmayabilir.
Buna bal olarak kamuda ynetim, denetim ya deerlendirme
bir ad, model tartmas olmann tesine gemeli ve lke ve kamu
hizmetinin koullarn gzeten bir gereklikle ele alnmaldr.

1095

KAYNAKA
AKIN, M., (2013), Yneticilerde Verimlilik Deerlendirmesi,
(Edt.rfan ENCAN, Hasan GLER ve Abdullah
ZTRK), IV. Uluslararas Salkta Performans ve
Kalite Kongresi, Konuma Metinleri, T.C. Salk
Bakanl Salk Hizmetleri Genel Mdrl Salkta
Kalite ve Akreditasyon Daire Bakanl, Ankara,
ss.159-165.
BYK, K., BARCA, M., (2011), Kamu rgtlerinde Stratejik
Performans Ynetim Arac Olarak Kurumsal Baar
Karnesinin Kullanm, Dumlupnar niversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 29: ss. 163- 174.
UKURAYIR, M.A., (2009), Yurtta Odakl Yerel Ynetim,
izgi Kitabevi, Konya.
UKURAYIR, M.A., EROLU, T., (2005), Yerel Ynetimler
ve Performans Denetimi, Yerel Ynetimler zerine
Gncel Yazlar-I: Reform, (Ed.) ZGR, H.,
KSECK, M., Nobel Yayn Datm, Ankara.
UKURAYIR, M.A., EROLU, T., (2004), Yerel
Ynetimlerde Yeniden Yaplanmaya Farkl Bir
Yaklam: Verimlilik ve Baar Karnesi, Saytay
Dergisi, Nisan- Haziran, 53: ss. 41-67
DREVETON, B., (2013), The Advantages of the Balanced
Scorecard in the Public Sector: Beyond Performance
Measurement, Public Money & Management, 32(2) :
pp. 131-136
EFE, ., (2012), Kamuda Stratejik Planlamaya Dayal
Performans Ynetimi: Trkiye Uygulamas ve
Sorunlar, Saytay Dergisi, 87: ss. 121-142.
EROLU, T., (2011), Kamu Ynetiminde Performans: Balanced
Scorecard, izgi Kitabevi, Konya.
GRESSOVA, M., (2010), Utilization of Balanced Scorecard in
Public Administration, Management and Economics,
57(1): pp. 49-57.

1096

HALS, M., TEKNKU, M., (2008), Kamuda Performans


Ynetimi, (Ed.) BALCI, A. vd, Kamu Ynetiminde
ada Yaklamlar, Sekin Yaynclk, Ankara.
HVIDMAN, U., ANDERSEN, S. C., (2013), Impact of
Performance Management in Public and Private
Organization, Journal of Public Administration
Research and Theory, 24: pp. 35-58.
KAPLAN, R., (2012), The Balanced Scorecard: Comments on
Balanced Scorecard Commentaries, Journal of
Accounting & Organizational Change, 8(2): pp. 539545.
KAPLAN, R., NORTON, D., (2009), Balanced Scorecard: irket
Stratejisini Eyleme Dntrmek, (ev.) EGEL, S.,
Sistem Yaynclk, 5. Basm, stanbul.
KAPLAN, R. S., NORTON, D.P.. (2004), Strategy Maps,
Harvard Business Review Press, Boston.
KAPLAN, R. S., NORTON, D.P., (2001), The Strategy-Focused
Organization: How balanced Scorecard Companies
Thrive in the New Business Environment, Harvard
Business Review Press, Boston.
KAPLAN, R. S., NORTON, D. P., (1996), The balanced
scorecard: translating strategy into action, Harvard
Business Review, (JanuaryFebruary): pp. 7585.
KAPUCU, N., KSECK, M., (2003), lkeler Arasnda
Ynetsel Reform Transferi: Yeni Kamu Ynetimi
rnei, (Ed.) UKURAYIR, A., Kresel Sistemde
Siyaset, Ynetim, Ekonomi, izgi Kitabevi, Konya.
KEYDER, ., STNDA, N., AARTAN, T., YOLTAR, .,
(2011), Avrupada ve Trkiyede Salk Politikalar,
letiim Yaynlar, stanbul.
KILI, M., ERKAN, V., (2006), Stratejik Planlama ve Dengeli
Performans Ynetimi Yaklamlar Bir Arada Olabilir
mi?, Ticaret ve Turizm Fakltesi Dergisi, 2: ss. 77-93.
KIZILKAN, A.., ZTRK, G., YILDIRAN, N., (2012),
Salkta Dnmde Performans Uygulamalar, TAF
Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6): ss. 757-766.

1097

KK, K., (2009), Stratejik Performansn llmesi ve


Gelitirilmesinde Kurumsal Baar Karnesi ile Faaliyet
Raporlarnn Karlatrlmas: Tepeba Belediyesi
rnei, Yaynlanm Doktora Tezi, Sakarya
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, , Sakarya.
MEZZNOLU, M., (2014), Stratejik Plan 2014-2018, T.C.
Salk Bakanl Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu,
Ankara.
NVEN, P., (2002), Balanced Scorecard Step By Step:
Maximizing Performance and Maintaining Results,
John Wiley& Sons, Inc., New Jersey.
LER, F., (2005), Dengeli Stratejik Performans lm ve
Ynetim Sisteminin (Balanced Scorecard) Tasarm ve
Uygulanmas, Amme daresi Dergisi, 38(2): ss. 89134.
SALIK BAKANLII VE BALI KURULULARININ
TEKLAT VE GREVLER HAKKINDA KANUN
HKMNDE
KARARNAME,
Karar
Says:
KHK/663, Resm Gazete Tarih: 2/11/2011, Say: 28103.
SOYER, A., (2003), 1980den Gnmze Salk Politikalar,
Praksis, (9): ss. 301-319.
SZEN, S., (2005), Teori ve Uygulamada Yeni Kamu Ynetimi,
Sekin Yaynclk, Ankara.
T.C. SALIK BAKANLII, (2014a), Kurumsal Tarihe, Proje
Ynetim
Destek
Birimi,
http://www.pydb.saglik.gov.tr/default.aspx?menuTnm
=164, Eriim Tarihi: 09.05.2014.
T.C. SALIK BAKANLII, (2014b), Salk Bakanln
Yeniden
Yaplandrdk!,
http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-15334/saglikbakanligini-yeniden-yapilandirdik.html, Eriim Tarihi:
09.05.2014.
T.C. SALIK BAKANLII, (2008), Trkiye Salkta Dnm
Program lerleme Raporu, T.C. Salk Bakanl
Yayn, Ankara.

1098

T.C. SALIK BAKANLII, (2003), Salkta Dnm, T.C.


Salk Bakanl Yayn, Ankara.
TRKYE KAMU HASTANELER KURUMU, (2014),
Stratejik Plan 2014-2018, T.C. Salk Bakanl,
Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Ankara.
TRKYE KAMU HASTANELER KURUMU, (2013),
Verimlilik Karnesi Gsterge Kartlar, RV: 0.03, T.C.
Salk Bakanl Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu
zleme lme ve Deerlendirme Bakan Yardmcl
Verimlilik Daire Bakanl, Ankara.
TRKYE KAMU HASTANELER KURUMU, (2012a), Birlik
Deerlendirme El Kitab, (edt. Hasan al, Muhammet
rnek ve Merve Akn), T.C. Salk Bakanl Trkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu zleme lme ve
Deerlendirme Bakan Yardmcl Verimlilik Daire
Bakanl, Ankara.
TRKYE KAMU HASTANELER KURUMU, (2012b),
05/10/2012 tarihli ve 847 sayl Kamu Hastaneleri
Birlikleri Verimlilik Deerlendirmesi Hakknda
Ynerge,
http://www.tkhk.gov.tr/Eklenti/310,kamuhastane-birlikleri-verimlilik-degerlendirmesi-hakk.pdf?0, Eriim Tarihi: 10.05.2014.
TRKKAN, A., (2011), Kamu Hastane Birlikleri Hakknda
Kanun Tasars ve Hakkaniyet, Trkiye Halk Sal
Dergisi, 9: ss. 58-66.
UYGUR, A., (2009), ok Boyutlu Performans Deerlendirme
Arac Olarak Dengeli Baar Gstergesi Uygulamas,
Dou niversitesi Dergisi, 10 (1): ss. 148-159.
YENCE, E., (2007), Performans lmnde Karlalan
Sorunlar ve Kurumsal Karne (Balanced Scorecard)
Yaklam, Bte Dnyas, 2 (25): ss. 95-100.
www.medimagazin.com.tr, (2014), Kamu Hastaneleri Birlikleri
arasnda
en
verimli
il
seildi,
http://www.medimagazin.com.tr/hekim/saglik-bak/trkamu-hastaneleri-birlikleri-arasinda-en-verimli-ilsecildi-2-13-58138.html, Eriim Tarihi: 10.05.2014.

1099

www.stellarleadership.com, (2014), Introduction to the Balanced


Scorecard
for
the
Public
Sector,
http://stellarleadership.com/docs/Leadership%20Blog/I
ntroduction%20to%20
the%20Balanced%20Scorecard%20for%20the%20Pub
lic%20Sector%20V8.pdf, Eriim Tarihi: 10.05.2014.

1100

Ek 1: Hastane Karnesi Gsterge Puan Tablosu


Kriter Grubu

Gsterge
Kodu
T-01
T-02
T-03
T-04
T-05
T-06
T-07
T-08
T-09

Tbbi

T-10
T-11
T-12

T-13

T-14

T-15
-01
-02
dari
-03
-04

Gsterge Ad
Acil servis mracaat
younluu
Acilden sevk edilen
hasta oran
Acil etkinlik skoru
Poliklinik etkinlik
skoru
Hasta yatlar
Yatakl servis etkinlik
skoru
Ameliyat etkinlik
skoru
Youn bakm yatak
kullanm
Laboratuvar bekleme
sresi
Grntleme bekleme
sresi
Kanal tedavisi oran
(salk tesisleri di
poliklinikleri)
Flor uygulama oran
(salk tesisleri di
poliklinikleri)
Di (sabit) protez
hizmetleri (salk
tesisleri di
poliklinikleri)
Di (hareketli) protez
hizmetleri (salk
tesisleri di
poliklinikleri)
Fissur ve pit rtc
oran (salk tesisleri
di poliklinikleri)
Hastanenin roln
karlama oran
Bakanlk acil servis
planlamasna
uygunluk
Klinisyen hekim
bana aktif muayene
odas temin oran
Merkezi Hastane
Randevu Sistemi
(MHRS) kullanm

1101

Gsterge
Puan
50
100
75
75
100
75
75
150
100
100
30
15

20

20

15
100
100
100
50

-05
-06
-07

-08

-9

-10
-11
-12

13
M-01
M-02
M-03
M-04
M-05
Mali

M-06
M-07
M-08
M-09

Eitim

E-01

Salk bilgi
sistemlerine veri
gnderimi
Yatak kullanm
Ameliyat masas
kullanm
Klinikte bakm
hizmetinde alan
salk personeli
(hemire, ebe, salk
memuru) oran
16:00-08:00 saatleri
aras yatan hasta
bana den yardmc
salk personeli
(hemire, ebe, salk
memuru) says
Salk hizmetleri iin
kullanlan kapal alan
/ toplam kapal alan
Enerji sarfiyat
Aktif di hekimine
di niti temin oran
(salk tesisleri di
poliklinikleri)
Dental grntleme
(salk tesisleri di
poliklinikleri)
Toplam tahakkuk
geliri / Toplam gider
Net bor / Net hizmet
tahakkuk tutar
Gelir btesi
gerekleme oran
Gider btesi
gerekleme oran
Borluluk sresi
Tahakkuklarn
muhasebeletirilme
sresi
Mevcut stok tutar /
Aylk ortalama
tketim tutar
Hasta maliyetleri
Global bte d
dier tahsilat / Global
bte d dier
tahakkuk
Genel Eitimler
Kiileraras iletiim

1102

100
150
100

50

50

50
100
30

20
150
200
70
80
100
100
100
100
100

300

E-02

E-03

K-01
K-02
K-03
Kalite,
Memnuniyet,
hasta ve alan
gvenlii

K-04
K-05
K-06
K-07
K-08

zlem, veri
dorulama ve
kanta dayal
gzlemsel
deerlendirme

Hasta haklar ve
gvenlii
alan haklar ve
gvenlii
El hijyeni
Temizlik
CPR
Blm bazl eitimler
Sertifikal alan
durumu
Tbbi eitimler
Eitim Aratrma
Hastanelerinde eitim
grevlisi bana
makale puan
Eitim Aratrma
Hastanelerinde
poliklinikte uzman
hekimin asistan
eitimine katk puan
Eitim Aratrma
Hastanelerinde
lisans mezunu salk
personeli eitimine
katk puan
Salkta kalite
standartlar puan
Hasta ve alan
gvenlii puan
Salk Otelcilii
Hizmet Puan
Hasta memnuniyet
oran
alan memnuniyet
oran
Ek deme datm
oran
Youn bakm
enfeksiyon puan
Klinik kalite
Birlik Deerlendirme
El Kitabna gre
gzlemciler tarafndan
yaplan deerlendirme

Kaynak: Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2013

1103

200

500

100
150
100
100
100
100
150
200
1.000

Ek 2: Birlik Hedefleri
Gsterge

Mevcut
Durum

Birlik
Hedefi

Personel dalm *
Sezaryen oran
(primer, mkerrer) *
360o performans
deerlendirme
uygulanmas
Birlik ve/veya il d
sevkler *
Kaner Tehis ve Geri
Bildirimi
zellikli salk
hizmetleri ve yatrm
planlamas *
Birlik geneli youn
bakm planlamas
Diyaliz hizmetleri
planlamas
Yank tedavi
merkezi/nitesi
planlamas
Kardiyo-vaskler
cerrahi planlamas
El cerrahisi hizmetleri
Robotik cerrahi
planlamas
Toplum Ruh Sal
Merkezi planlamas
Evde salk hizmetleri
planlamas
Genetik tan ve tedavi
planlamas
Kemik ilii-organ
nakli planlamas
Kapsaml onkoloji
merkezi planlamas
KemoterapiRadyoterapi
planlamas
Nkleer tp, Pet-CT
planlamas
Perinatal merkez
planlamas
Hiperbarik oksijen
tedavi merkezi
planlamas

Verilen
Sre

Gsterge
Puan
50
50
50
50
50

250

1104

Robotik yrmerehabilitasyon
planlamas
ROP Tan-Tedavi
Planlamas
Kurumca belirlenen
dier salk hizmeti
planlamalar ve
yatrmlar
Birlik gzlemci
raporu

500

Kaynak Trkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, 2012b: 47

Birlik geneli iin kritik verimlilik gstergesi

1105

1106

GRENLERDE DUYGUSAL UYUMSUZLUK,


KENDNE YABANCILAMA VE Z GZLEMC
KLK ZELLKLER ARASINDAK LKLERN
NCELENMES
Dr. r. Hale ALAN
r. Gr. Adeviye ERDOAN
ZET
Bu almann amac duygusal uyumsuzluk (emotional
dissonance), kendine yabanclama (self-alienatian) ve z
gzlemcilik (self monitoring) arasndaki ilikileri ortaya
karmaktr. almada duygusal uyumsuzluk ve kendine
yabanclama ilikisinde z gzlemciliin bir etkisinin olup
olmad incelenmektedir. z gzlemciliin duygusal
uyumsuzluk ve kendine yabanclama ile yksek dzeyde ilikisi
olduu
deerlendirilmektedir.
Duygusal
uyumsuzluk,
yabanclama, z gzlemcilik konularnn tamamn kapsaml
olarak ele alan bir aratrmaya yerli ve yabanc literatrde
rastlanmad iin bu konunun yazna katk salayaca
dnlmektedir.
Anahtar Kelimeler: Duygusal Uyumsuzluk, Kendine
Yabanclama, z Gzlemcilik, Duygusal Emek
THE RELATIONSHIP AMONG EMOTIONAL
DISSONANCE, SELF ALIENATION AND SELF
MONITORING
ABSTRACT
The aim of this study is to emerge the relationships
among emotional dissonance, self alienation and
self
monitoring. In this study the effect of emotional dissonance and
self-alienation examined whether there is a relationship with self
monitoring. Self monitoring has effect on the relationship
between emotional dissonance and self-alienation and high level

Bakent niversitesi Ynetim Organizasyon Blm, haletpe@gmail.com


Sleyman
Demirel
niversitesi
Uzaktan
Eitim
M.Y.O.,
adeviyester@gmail.com

1107

of self monitoring is considered to have positive effect on this


relationship. It is believed that this study contributed to literatre
given that all issues about emotional dissonance, alienation and
self monitoring havent been comprehensively studied in the
domestic and foreign literature before.
Key Words: Emotional Dissonance, Self-Alienatian,
Self Monitoring, Emotional Labor.
GR
Duygularla ilgili almalar rgtsel davran
literatrnde ok sk yaplmaktadr (Ashforth ve Humphrey,
1993). Gemiten gnmze aratrmaclar duygu kavramna
farkl bak alaryla yaklamlardr. Gerek duygular ile
gsterilen
duygular
arasndaki
uyumsuzluk
kendine
yabanclama ve z gzlemcilik kavramlaryla yakndan
ilikilidir. hayatnda alan bireylerin yaadklar duygusal
uyumsuzluk ve kendine yabanclama durumlar arasndaki
ilikiler ve z gzlemciliin bu ilikideki ekillendirici etkisini
ortaya karmak amacyla bu alma yaplmaktadr.
z gzlemcilik bireyin kiilik zelliklerinin davranlar
zerindeki etkisini anlamak ve aklamak amacyla yaplan
almalarda incelenmektedir. Snyder (1974), z gzlemcilii
bireyin kendini gzlemleme ve denetleme yetenei olarak
kavramsallatrmtr. almalarda z gzlemciliin bireysel
etkilerine arlk verilmektedir (Snyder 1974; Snyder ve
Copeland, 1989). Bu almada, z gzlemcilik zellii yksek
olan bireylerin duygusal uyumsuzluk ve kendine yabanclama
arasndaki iliki zerindeki yarattklar olas etkiler
incelenmektedir. almann ilk blmnde duygusal emein bir
boyutu olarak duygusal uyumsuzluk, ikinci blmnde
yabanclama srecinin bir boyutu olarak kendine yabanclama,
nc blmde bir kiilik zellii olarak z gzlemcilik
kavramlar detayl olarak aklanmtr. almann son
blmnde Duygusal uyumsuzluk, kendine yabanclama ve z
gzlemcilik ilikileri incelenmitir.
1.

KURAMSAL EREVE

1108

1.1. Duygusal Emein Bir Boyutu: Duygusal Uyumsuzluk


Duygusal emek ilk olarak Hochschild (1983) tarafndan
ele alnarak, mterilere iyi hizmet vermek iin alanlarn
mterilerle etkileim iindeyken duygularn ynetmeleri ve bu
ynetme srasnda gsterdikleri emek olarak tanmlanmtr.
alanlar gerek hislerini maskeleyerek, darya farkl
duygusal gsterimlerde bulunur (Grandey, 2003) ya da
kendilerinden istenen rol bir aktr ya da aktris gibi oynamak
iin aba gsterir ve bu aba neticesinde kar tarafa duygularn
aktarmaya alrlar (Hochschild, 1983; Brotheridge ve Grandey,
2002). Duygular bir cret karl ynetiliyorsa duygusal emek
(emotional labour) sz konusudur ( Diefendorff ve Gosserand,
2003: 945).
Duygusal uyumsuzluk Kruml ve Geddes (2000)
tarafndan yaplan ampirik bir alma sonucunda duygusal
emein bir boyutu olarak literatre girmi bir kavramdr. Morris
ve Feldman (1996)e gre duygusal emek drt boyuttan
olumaktadr. En son boyut bir eliki durumu olan duygusal
uyumsuzluktur. Rafaeli ve Sutton (1987) duygusal uyumsuzluu
bir rol atmas biimi olarak ifade etmilerdir. Yazarlar rol
atmas sonucunda duygusal uyumsuzlukla sonulandn
bulmulardr (Rafaeli ve Sutton, 1987). Toplumun bir paras
olabilmeleri iin bireylerden, topluma ait normlara uyum
gstermeleri, yani duygularn bir bedel karl artlara
uydurmalar veya ynetmeleri beklenmektedir. Duygusal
uyumsuzluk Hochschildn gerek almasnda bilisel
uyumsuzlua kart bir kavram olarak ortaya kmtr.
alanlar dnmekte ve duygularn ifade etmekte zgrlerdir.
alanlarn, ilerini yaparken hislerini rgt politikalar ve
stratejileriyle uyumlu bir ekilde ynetmeleri beklenmektedir.
Hissedilen duygu, ifade edilen duygu ile atyorsa bu durum
duygusal uyumsuzluk olarak tanmlanmaktadr (Morris ve
Feldman, 1997; Rafaeli ve Sutton, 1987).
Duygusal
uyumsuzluk,
doru
duygularn
yanstlamamas eklinde ortaya kmaktadr ve en ok
grnrdeki davranla ilgilidir. alanlar ifadelerini
deitirebilmekte fakat derin davran olan gerek duygularn
saklayamamaktadr (Hochschild, 1983). Duygusal uyumsuzluk
da ho olmayan, kanlan ve saknlan bir duygu durumudur
(Kart, 2011).

1109

1.2. Yabanclama Kavramnn Bir Boyutu: Kendine


Yabanclama
Yabanclama kavramn sosyo-psikolojik bir olgu
olarak birok dnr farkl ekillerde ele alm ve
yorumlamtr. Bunlar arasnda Karl Marx, Max Weber, Emile
Durkheim, Erich Fromm, Herbert Marcuse, Charles Wright
Mills, Georg Simmel, Robert King Merton, Melvin Seeman gibi
birok kuramc vardr. Karl Marxa bizzat kapitalist pazarn ve
kapitalist toplumsal sistemin yaratt yabanclama sonucu
olarak insan kendine yabanclar (Seeman, 1959). Kendine
yabanclama konusu Hegele gre, doa, mutlak ruhun bir
grntsdr ve mutlak ruhun kendine yabanclamas ya da
kendini dsallatrmas sonucunda ortaya kmtr (Kulak,
2011). Ruh, ne olduunu yalnzca kendi zn dsallatrarak
anlayabilmektedir (Ofluolu ve Bykylmaz, 2008). Marx
kapitalizm eletirisi dorultusunda kendine yabanclama
kavramna yeni anlamlar yklemekte ve kendi dnce
sisteminin merkezi yapmaktadr.
Kendine yabanclama, derinde olan ve bastrlm
duyguyla (deep acting), rgtn beklentisi tarafndan
biimlendirilen duygu arasndaki uyumsuzluk biiminde ortaya
kmaktadr (Kart, 2011). Bu uyumsuzluun sonucunda ise birey
(alan), otantik kiiliini (Ashforth ve Humphrey, 1993:107),
yani kendi gerekliine, kendi iradesinin n grd
davranlara dayanan kiiliini kaybetmekte, yani rol
yapmaktadr. nsann davranlarnn gelecee ynelik
hedefleriyle uyumamas sonucunda kendi varlna
yabanclat grlr. nsann kendine yabanclamas derken
kiinin istek ve arzularnn zgrce gereklemesini engelleyen
d istek ve arzular vardr. Kendine yabanclaan alan iini
severek yapmamaktadr. Yani kendine yabanclama, alann
hem kurum ii ileyii anlamaktan uzak kald, para, gvenlik,
vb. dsal etkileri gzettii hem de i anlamnda kendini ortaya
koyamad, ispatlayamad bir sreci ifade eder (Seeman,
1959; Ofluolu ve Bykylmaz, 2008). Yabanclaan alann
davranlar, i yerindeki hizmet srecini, rn ya da hizmetin
niteliini olumsuz ynde etkilemektedir. nsann yapt
davranlarn d sebeplerden dolay gelecekten beklediklerine
katk salamamas (ya da isteklerine dayanmayan davranlar),
kendine yabanclamasna neden olur (Elma, 2003: 38).

1110

West (1969:7-13) almasnda iiler zerinde daha


ok kendine yabanclama duygusunun etkin olduunu,
gszlk ve topluma yabanclama duygusunun etkili
olmadn belirtmektedir. Lamb (1973:281) iblm
uygulamasnn sadece kendine yabanclamay ortaya
karmakla kalmayacana, ayn zamanda gszlk ve topluma
yabanclama boyutlarn da ortaya kartacana inanmaktadr
(Lamb, 1973).
1.3. Bir Kiilik zellii Olarak z Gzlemcilik
lk kez 1974 ylnda Synder tarafndan bahsedilen yerli
yazna kendini kurgulama veya kendini gsterim olarak giren z
gzlemcilik kavram bireylerin kendilerini gzlemleyerek
davranlarn ynlendirmelerini hedefleyen bir kiilik zelliidir
(Jenkins, 1993). z gzlemcilik kiinin evresinde yer alan
durum ve davranlar gzlemlemesi ve kendi davranlarn buna
gre ayarlama ve kontrol altna alma derecesidir (Aaker, 1999:
47; Darley ve Lim, 1992: 332; Polat ve Umay, 2003: 198). Yani
kiinin dierlerinin verecei tepkiye gsterdii hassasiyet ve bu
tepkileri kontrol altna alabilme yeteneidir (Bolino ve Turnley,
2003; Leone, 2006). Bireylerin kendi davranlarn ve duygusal
tepkilerini kontrol edebilmesi, izleyebilmesi ile ilgilidir. evreyi
ve dierlerini izleyebilme kabiliyeti, bireylerin sosyal uygunluk,
sosyal karlatrma, kendini izleme ve kontrol etme sreleri
(Leone, 2006) araclyla duygu durumlarn ve kendilerini
stratejik olarak ifade edebilmelerini salamaktadr. z
gzlemcilik hem dsal durumlara uyum hem de isel duygularn
kontrol yeteneine dayanmaktadr. z gzlemcilik yanstlan
uygulamalarda kendini ynetim stratejisi olarak kendinin farkna
varmay ve kendini anlamay artrmaktadr (Dearmun, 2000). z
gzlemcilik kendini yanstmayla ilikilidir (Shepard ve Morrow,
2003). Brotheridge ve Lee (2003) ve Diefendorff, Croyle, ve
Gosserand (2005)e gre z gzlemcilik yzeysel davranlarn
belirleyicisidir. z gzlemcilik zellikleri bireyden bireye
deiiklik gstermektedir (Greenberg ve Baron, 1990). z
gzlemcilik benlik ve dier bireylerin etkisi dorultusunda
oluur (Riggio ve Friedman, 1982).
ki tr z gzlemcilikten bahsedilmektedir. Birincisi
yksek derecede z gzlemcilik, ikincisi dk derecede z
gzlemciliktir. Yksek derecede z gzlemcilik; kiinin
davranlarn sosyal kalplara gre dzenlemesidir. Bu kiiler

1111

sosyal ipularn dikkatle izlerler ve bunlarn dnda bir davran


sergilemezler. Dk derecede z gzlemcilik ise davranlarn
sergilerken d cevreden etkilenmezler. Bu kiiler sosyal ipular
veya davran kalplarna gre kendilerini deitirme yeteneine
sahip deildirler. Hatta byle bir eyi yapmak istemezler. Tam
tersi her ortam ve koulda srarla kendi bildiklerini yaparlar.
Dolaysyla bu kiilerin sosyal normlara ve sosyal benlie fazla
nem vermedikleri grlmektedir. Yksek derecede z
gzlemcilik ise ideal sosyal benlie ok fazla nem verildii
belirlenmitir (Glll, nal ve Bilgili, 2010).
Feldman (1995)e gre z gzlemcilii dk ve yksek
olan bireylerin kiilik zellikleri arasndaki farkllklar vardr. z
gzlemcilii yksek olan bireyler, sosyal, bilgili, yeni iliki
kurmada sorun yaamayan bireylerdir. Kolb (1998) a gre ise
ikna kabiliyetleri yksek, heyecanl, cokulu ve neeli kolay
uyum salayan ve hayatn zorluklarna kar daha
mcadelecidirler. Brehm ve Kassin (1990)a gre z
gzlemcilii yksek bireyler bukalemun gibidir beklenmedik bir
anda ok farkllaabilmektedirler. Bunun yan sra sert, inat ve
uzlamac deillerdir. z gzlemcilik faktr analizleri
sonucunda boyutta ayrlmaktadr. Bunlar; kendini kontrol,
kendini ortaya koyma ve kendini sunma, ayarlamadr (Briggs,
Cheek ve Buss, 1980; Gabrenya ve Arkin, 1980; Snyder ve
Gangestan, 1986).
Glll, nal ve Bilgili (2010)ya gre bireylerin
yksek ve dk derecede z gzlemci zelliklerinin bulunmas
evreleri ile olan ilikilerini, dnyay yorumlamalarnda ve nasl
bir kiilik sergilemek istediklerinde belirleyici olmaktadr.
Bunda, z gzlemciliin be temel zellii olarak ifade edilen
unsurlar etkili olmaktadr. Bunlar; 1.Kiinin kendini ifade
etmesinde sosyal onaylanmaya verdii nem, 2.Kiinin sosyal
kyaslamaya dikkat etme dzeyi, 3.Kendini ifade etmede
davranlarn evreye uyarlama yetenei ve kontrol, 4. Bu
yetenei belirli durumlarda kullanma zellii ve 5. Kiinin
kendini ifade etmesinde ve davranlarnda tutarl veya deiken
olmasdr (Glll, nal ve Bilgili, 2010).
z gzlemcilii Jenkins (1993) yapt almada i
tatmini, rgtsel ballk, iten ayrlma niyeti deikenlerini baz
alarak yapm olduu grgl almada, kiilik zelliklerinin
iten ayrlma niyetine etkisini belirlemitir (Jenkins, 1993). z

1112

gzlemcilii yksek olan i grenler ie ve rgte ballklarn


uzatmakta ve artrmaktadr (Glick, 1985). Bireylerin z
gzlemcilik zelliini saptamak iin Snyder tarafndan
gelitirilen ve birden fazla deikeni lmesinin skntlarndan
dolay ok fazla tartlan lek kullanlmaktadr (Briggs, Cheek
ve Buss, 1980; Lennox ve Wolfe, 1984).
2. ARATIRMA VE YNTEM
2.1. Aratrmann Modeli
Bu alma kapsamnda belirlenen aratrma sorusu, z
gzlemciliin duygusal uyumsuzluk (emotional dissonance) ve
kendine yabanclama (self-alienatian) zerindeki etkileri var
mdr? eklindedir. Aratrmann modelinin, bahsedilen
aratrma sorusu erevesinde ortaya konulan ve bu alma
kapsamnda sunulan kuramsal ereveye gre aadaki gibi
oluturulabilecei deerlendirilmektedir. almada duygusal
uyumsuzluk (emotional dissonance) bamsz deiken ve
kendine yabanclama baml deikendir, z gzlemcilik ise
dzenleyici deiken olarak ele alnmaktadr.
2.2. Aratrma Hipotezleri
2.2.1. grenlerde Duygusal Uyumsuzluk, Kendine
Yabanclama ve z Gzlemci Kiilik zellikleri Arasndaki
likiler
Bireylerin alma hayatnda, iin gerektirdii biimde
duygu ve davranlarn ekillendirme, yani, kurumlarn
taleplerine uygun olarak, duygunun aka nasl gsterileceini
ieren belirli eylemleri, grnrdeki (surface acting) ve derindeki
(deep acting) davran olmak zere iki tr davranla ortaya
kmaktadr. Grnrdeki davran, alanlar tarafndan,
gerekte hissedilmeyen ama gerekli olan duygunun sunumunu
iermekte ve sahte bir duygu yaratlmaktadr. Derin davranlar
ise, organizasyonlarn belirledii ve uygulanmasn gerekli
grd duygularn, alanlar tarafndan gerekte hissedilmeye
allarak, sunumunu iermektedir (Brotheridge ve Taylor,
2006:168).
Duygusal uyumsuzluk (Abraham, 1998; Kruml, 1999;
Morris ve Feldman, 1997) ve kendine yabanclama (Ashforth ve

1113

Humphrey, 1993), derinde olan ve bastrlm duyguyla (deep


acting), organizasyonun beklentisi tarafndan biimlendirilen
duygu, yani grnrdeki davran (surface acting) arasndaki
uyumsuzluktan ortaya kan (Hochschild, 1983) duygusal
emein olumsuz sonularndandr. Bu durumlarda bireylerin
samimi olmayan bir biimde davranmas beklenmektedir.
alann ileri gerei ve rgtlerinin beklentisi dorultusunda
yapt almalar verimliliklerini ykseltmekte fakat alan
kendine yabanclamakta (Ashforth ve Humphrey, 1993)
kendine zg kiiliini (Ashforth ve Humphrey, 1993:107), yani
kendi gerekliine, kendi iradesinin n grd davranlara
dayanan kiiliini kaybetmekte, yani rol yapmaktadr. Bu,
bireylerin samimi olmayan bir biimde davranmas anlamna
gelmektedir. Ashforth ve Humphrey (1993)e gre yanstlan
duygular izleyiciler tarafndan samimi bulunursa gsterilen
kurallar grev performans ile uyumlu olmaktadr. Duygusal
emein olumsuz boyutu sergilenen davran duygularyla
hissedilen duygularn ortak noktasnn olmamasdr. Bu durumda
kiisel gerginlik ve tkenmilik hissedilmektedir (Hochschild,
1983). Bu olumsuz durumlardan hizmet sektrnde alanlar en
fazla etkilenmektedir (Ashforth ve Tomiuk, 2000). Diamond
(2005)e gre hizmet sektr ok hzl gelimekte ve bymekte
bu yzden duygusal uyumsuzluk ve kendine yabanclama
artarak nem kazanan bir konu olmaktadr.
Hochschild (1983) derin davran alanlarn
grnrdeki davran ve benlik duygularnn doruluuna kar
byk bir tehdit olarak grmektedir (Hochschild, 1983).
Grnrdeki davran alann kendisi olmasn engellemektedir
(Bolton, 2005). Derindeki davrann ve grnrdeki davrann
sunulmas farkl sonular vermektedir. Kurumlar ve rgtler
bireylerden her ikisini de baarl bir ekilde gerekletirmelerini
beklemektedir (Bolton, 2005:111). rol ve duygusal emei
birbirinden farkl olan alanlarn kimlikleri bu ikisi arasnda
uyum salamaldr (Ashforth ve Humpherey, 1993). Hochschild
(1983)e gre, uyumsuzluk duygusal emei gstermede en son
sonutur. alann davranlarnn biimi ile znn birbirinden
olduka farkl olduunu ortaya koyan bu durum, alann gerek
duygusunu, hibir zaman aka ifade edemedii, farkl
davranlarla veya samimi, scak, nazik bir grnme brnm
bir iletiim ierisinde yanstlan bir ekil almaktadr (Ashforth ve
Tomiuk, 2000:185). Bu durumun aksini yapmalar alanlarn

1114

kendi performanslarn olumsuz ynde etkileyecektir. Bu


durumun yaanmamasn bilinli olarak kabul etmi olsalar da
temelinde bilinsiz bir katlm da olmaktadr (Grandey,
2000:96). alanlarn kendine yabanc tavrlar kendilerini ve
yaamsal gereklii alglaylarna zarar vermektedir (Sennett,
2005:122).
Brotheridge ve Lee (2002, 2003) ve Diefendorff,
Croyle, ve Gosserand (2005)e gre z gzlemcilik grnrdeki
davranlarla olumlu, derin davranlarla olumsuz ilikiye
sahiptir. Bono ve Vey (2007) z gzlemciliin derin
davranlarla olumlu ynde ilikiye sahip olduunu, grnrdeki
davranlarla iliki bulunamadn bulmutur. Fleeson (2001)e
gre z gzlemcilik bireysel farkllklarn neden olduu
grnrdeki ve derin davrann gereklemesinde duygusal
emei etkileyen bir deiken olarak incelenmitir. Grnrdeki
ve derin davranlarn yksek z gzlemcilikle dengelenerek
ekillenecei belirtilmektedir (Gangestad ve Snyder, 2000;
Snyder, 1974). Grnrdeki ve derin davranlara kar deiimi
dk z gzlemcilere gre daha fazla yaarlar. Yksek z
gzlemciler davranlarnda daha fazla deikendir. Dk z
gzlemcilerin davranlar deiken deildir (Snyder, 1974).
Mehra, Kilduff ve Brass (2001)e gre dk z gzlemciler
davranlarnda uyumsuz deiller kendileri olmada ve kendilerini
doru ifade etmede srarcdrlar. z gzlemciler durumlara gre
davranlarn deitirmektedirler (Snyder, 1974: 527). Harrison
ve Price (2003)e gre dk z gzlemciler grnrdeki ve
derin davranlar dengeli bir ekilde sergileyememektedir ve
duygusal uyumsuzluk yaamaktadrlar. Bu aklamalar
dorultusunda, aratrmann ilk hipotezi aadaki ekilde
oluturulmasnn uygun olaca deerlendirilmektedir:
Hipotez 1: Dk dzeyde z gzlemcilik zellii ile
duygusal uyumsuzluk arasnda pozitif ynde iliki vardr.
Bireysel farkllklar duygusal emek srecinde etkilidir
(Bono ve Vey, 2005; Grandey, 2000). z gzlemcilik i
ktlarn etkileyen sonulara yneltmektedir. Kiilik faktrleri
duygusal emein sonular olarak dzenleyici etkiye sahip
olmaktadr. Abraham (1998)e gre duygusal uyumsuzluk ve i
tatmini arasndaki ilikide z gzlemcilik dzenleyici etkiye
sahiptir. Lennox ve Wolfe (1984 ) almasnda z gzlemciliin
gl bir dzenleyici etkiye sahip olduunu ortaya kartmtr.

1115

Yaznda kiilik ile ilgili deikenlerle duygusal uyumsuzluk


arasnda gl bir iliki olduundan bahsedilmektedir (Diamond,
2005). z gzlemcilik de bir kiilik zelliidir. Bu almada
bireyin kendini ifade edebilme davranlar kontrol edebilme
becerisi olarak tanmlanan (Bolino ve Turnley, 2003; Leone,
2006) z gzlemcilik, duygusal uyumsuzluk ve kendine
yabanclama ilikisinde dzenleyici bir etkiye sahip olabilecek
bir faktr olarak deerlendirilmektedir. Ashforth ve Humphrey
(1993)e gre duygusal uyumsuzluk ve kendine yabanclama
arasndaki ilikide sosyal kimlik kuram duygusal emein olumlu
ve olumsuz sonular arasnda dzenleyici etkiye sahiptir
(Ashforth ve Humphrey, 1993). Sosyal kimlik kuramndan
bireylerin olumlu ve olumsuz davranlarnn sonularn
aklamak iin aratrmaclar ok sk faydalanmaktadr. Ashforth
ve Humphrey (1993) duygusal emein olumsuz sonular olarak
duygusal uyumsuzluk ve kendine yabanclamaya sevk ettiini,
hissedilen ile gerekletirilen davranlarn elikisinin
duygularn ynetilmesiyle ve benlik ifadesiyle olumlu
sonulanacan vurgulamlardr. z gzlemcilik benlik
kuramnn iinde ortaya km bir kavram olmakta ve bu ilikide
dzenleyici etkisi olduu deerlendirilmektedir. Abraham
(1998)a gre yksek dzeyde z gzlemcilik duygusal
uyumsuzluk ve kendine yabanclama arasndaki ilikiyi
ekillendirmektedir. z gzlemciliin duygusal emek
deikenleri ve i tatmini ile iten ayrlma niyeti arasndaki
ilikide dzenleyici etki yaparak ilikiyi glendirdiinden sz
edilmektedir (Snyder, 1974; Grandey, 2000). Grandey (2000)e
gre duygusal emek ile z gzlemcilik arasnda yakn kavramsal
bir ba vardr. Scott. Barnes ve Wagner (2012) duygusal emek
srecinde z gzlemcilerin roln aratrm ve z gzlemciliin
duygusal emek sonular ve deikenleri zerinde dzenleyici
etkisi olduunu ortaya karmlardr. Bu aklamalar
dorultusunda, z gzlemcilik dzeyine bal olarak duygusal
uyumsuzluun azalaca veya artaca ve bu durumun da
kendine yabanclamay olumlu veya olumsuz olarak
etkileyecei dnlmektedir. almann ikinci hipotezinin
aadaki
ekilde
oluturulmasnn
uygun
olaca
deerlendirilmektedir:
Hipotez 2: z gzlemcilik ile duygusal uyumsuzluk ve
kendine yabanclama arasnda pozitif ynde ilikiler vardr.

1116

z gzlemcilik duygusal emein rol yapma ve dier


kontrol bileenleriyle etkileimlidir (Riggio ve Friedman, 1982)
ve her ikisinin zararl etkilerini azaltmaktadr. Yksek z
gzlemciler duygusal uyumsuzluu azaltacak ekilde
davranrlar. Bu istek ve yetenekle duygusal uyumsuzluun en
azndan ksmen stesinden gelmektedir (Abraham, 1998).
Abraham
(1997) yapm olduu grgn almada z
gzlemcilik ile duygusal uyumsuzluk arasnda yksek dzeyde
anlaml iliki ve etkileim olduunu ortaya karmtr. Yksek
z gzlemciler duygusal emein performansnn olumsuz
etkilerini azaltmaktadr (Wharton, 1993). Abraham (1998,
1999)a gre duygusal uyumsuzluu lmek iin gelitirilen iki
kategori ve drt maddeden oluan lek yksek z gzlemcilerin
rol stresiyle ba edebildiklerini gstermektedir. Yksek z
gzlemci alanlar kendilerini daha iyi tanrlar (Snyder ve
Cantor, 1980) ve kendilerini daha iyi ifade ederek kendileriyle
ayn ynelimlere sahip olan ve ayn ynelimi gsteren arkadalar
seerler (Snyder ve Tanke, 1976). Yksek z gzlemci alanlar
i hayatnda daha kolay arkadalk kurmakta ve ilikilerini daha
iyi duruma getirebildiklerinden duygusal uyumsuzluk ve kendine
yabanclama yaamamaktadrlar. yerinde atma
yaayanlarn dk z gzlemcilie sahip bireyler olduu
bulunmutur (Snyder ve Simpson, 1984). Yaln (2010) doktora
tezinde, ilerine ynelik olumsuz tutum ve davranlarda bulunan
alanlarn yksek dzeyde kendine yabanclama hissine sahip
olduklarn, yksek dzeyde grnrdeki davran sergilemeleri,
ileri kendi gerek duygu, dnce ve deerleriyle
btnletirememelerinin bu duruma neden olduunu belirtmitir
(Yaln, 2010:32). Dk z gzlemci bireyler daha fazla
duygusal uyumsuzluk yaamaktadr (Abraham, 1998). Duygusal
uyumsuzluk z gzlemciliin dmesine ve bireyin duygusal
tkenme yaamasna neden olmaktadr (Abraham, 1999). z
gzlemcilii yksek olan bireylerin hem toplumsal ltlere
uygun davranmaya almalar hem de evrenin dikkatini
ekmek, ilgi ve beenisini toplayabilmek iin zaman zaman sra
d davrandklar bilinmektedir. Bu noktada sosyal evre ve
sosyal rollerin etkilidir (Ashforth ve Humphrey, 1993). Yksek
dzeyde z gzlemciler sosyal dzenlemeler ve sosyal kurallar
ok nemlidir. Dk derecede z gzlemcilik ise d evreden
etkilenmemekte
ve
kendilerini
durumlara
gre
deitirememektedirler (Glll, nal ve Bilgili, 2010). Yksek

1117

z gzlemciler duygusal emek sergilerken dk z gzlemcilere


gre daha rahattr ( Scott, Barnes ve Wagner, 2012). Yksek z
gzlemcilerin dier insanlarla sosyal etkileimde olduklar
(Furnham ve Capon, 1983), iletiim kurmada aktif olduklar
(Ickes ve Barnes, 1977) belirtilmektedir. Bono ve Vey (2007:
182) yksek z gzlemcilerin duygularn kontrol etmek iin
aba harcadklarna ve bu duruma ok alkn olduklarn, bu
ekilde davranmann zorunluluk olduunu dndklerini ifade
etmilerdir.
Wharton (1993) yksek z gzlemcilie sahip bireylerin
dk z gzlemcilere gre duygusal emek performansndan ok
az ters oranda etkilendiini belirtmitir. Rafaeli ve Sutton
(1989)a gre yksek z gzlemciler duygusal ifadelerini daha
iyi kontrol etmektedir. Lewig ve Dollard (2003)a gre duygusal
emek ve isel ktlar arasndaki karmak ilikinin daha da
tesinde z gzlemcilik gibi dier i artlar duygusal emekle
etkileimlidir. Duygusal uyumsuzluk i beklentilerinin
karlanmas esnasnda yksek z gzlemciliin ortaya
kmasyla psikososyal adan azalmaktadr (Lewig ve Dollard,
2003). Synder (1974)n yksek dzeyde z gzlemcilik
zellikleri uyumsuzluun zararl etkilerini engellemektedir
(Abraham, 1998). Caldwell ve OReilly (1982)e gre yksek z
gzlemcilerin iletiim kurabilme yetenekleri sayesinde i
tatminlerini ok yksek dzeydedir.
Wharton
(1993)
duygusal
emein
olumsuz
sonularndan z gzlemciliin birbirini etkileyen benlik sunumu
durumlarnn uzants olarak ilgili bir unsur olduunu ortaya
karmtr. Bu zellikler dikkate alndnda, z gzlemcilii
yksek olanlarn (Bolino ve Turnley, 2003; Leone, 2006) doru
zamanda, doru yerde, doru kii olmaya odaklandklar iin
yksek z gzlemcilerin duygusal uyumsuzluk ve kendine
yabanclama yaama olaslklar ok dktr. Yksek z
gzlemciler dk z gzlemcilere gre duygusal emein
olumsuz etkilerine daha az maruz kalrlar. Yksek z gzlemciler
duygusal ifadelerini dk z gzlemcilere gre daha kolay
kontrol etme yeteneine sahiptirler. Bu aklamalar
dorultusunda, aratrmann nc hipotezinin aadaki
ekilde oluturulmasnn uygun olaca deerlendirilmektedir:

1118

Hipotez 3: Yksek dzeyde z gzlemcilik ile duygusal


uyumsuzluk ve kendine yabanclama arasnda pozitif ynde
ilikiler vardr.
3. BULGULAR
Aratrmann ana ktlesini Ankarada hizmet
sektrnde faaliyet gsteren bir kamu kurumu alanlar
oluturmaktadr. Duygusal uyumsuzluk (Diefendorff vd., 2005;
ukur, 2009) ve kendine yabanclamay (Blauners, 1964;
ler, 2005; Abay, 2004) belirlemek amacyla yazndan
derlenerek dzenlenen anketler kullanlmtr. z gzlemcilik
Snyder
(1974)n gelitirdii lek ile llmtr. Bu
aratrmann evrenini Ankara ilinde bir bakanla bal olarak
faaliyet gsteren 423 alan olan bir kamu kurumu
oluturmaktadr. Aratrma kolayda rnekleme (convenience
sampling) yntemine gre seilmi toplam 151 alan zerinde
yrtlmtr. Verilerin analizinde SPSS 21.00 istatistik paket
program kullanlmtr. liki testleri iin ise regresyon ve
korelasyon analizlerinden yararlanlmtr. Anketlerin gvenirlik
ve geerlikleri yksek bulunmutur. Aratrmada kullanlan
leklerin gvenirlik dzeylerini lmek amacyla Cronbach alfa
katsays kullanlmtr. Uygulanan anketlerin gvenirlikleri
duygusal uyumsuzluk 0.876, kendine yabanclama 0.786 ve z
gzlemcilik iin 0.897dir. Katlmclarn 85i (%56,3) kadn ve
66s (% 43,7) erkektir. Katlmclarn yalar 21 ile 60 arasnda
deimekte olup en fazla veri toplanan ya aral 31-40 ya
araldr (%62,1). Meslek gruplar %35 uzman ve uzman
yardmcs, %55 memur, programc, bilgisayar iletmeni, %10
dier meslek (avukat, ktphaneci, mdr vs.) mensuplardr.
Katlmclarn %56s bekr, %44 evlidir. Bununla birlikte
katlmclarn eitim seviyeleri lise ve doktora seviyesi arasnda
deimekte olup, en fazla veri toplanan eitim seviyesi yksek
lisans derecesine sahip katlmclardr (%89,3). Nicel verilerin
analiz sonucuna gre; veriler nonparametrik dalm zellii
gstermitir. Aadaki tabloda demografik zelliklere ait
bulgular yer almaktadr.
Tablo 1: Katlmclarn Demografik zelliklerine Ait Bulgular
Tablolar

Gruplar

1119

Yzde
(%)

Cinsiyet

Bayan

56,3
43,7
100,0

Meslek Gruplar

Erkek
Toplam
Uzman ve uzman yrd.
Memur, programc, bilgisayar iletmeni

55

35

Dier (Avukat, Ktphaneci, Mdr)

10

Toplam

100,0

Lisans

10.7

Eitim Dzeyi

Medeni Durum

Lisansst

89,3

Toplam

100,0

Bekar

56

Evli

44

Tablo 2: zgzlemcilik Duygusal Uyumsuzluk ve Kendine


Yabanclama Arasndaki liki Korelsyon Analizi Tablosu
Yksek z Dk z
gzlemcilik gzlemcilik

Yksek z
gzlemcilik

Dk z
gzlemcilik

Duygusal
Uyumsuzluk

Kendine
Yabanclama

Duygusal
Uyumsuzluk

Kendine
Yabanclama

,241

,374

,542

,008

,005

,003

,241

,632

,435

,008

,000

,000

,374

,632

,234

,005

,000

,010

,542

,435

,234

,003

,000

,010

*Korelasyon 0.05 dzeyinde anlamldr. (p<0.05)


** Korelasyon 0.01 dzeyinde anlamldr.(p<0.05)
Duygusal uyumsuzluk, kendine yabanclama ve z
gzlemcilik arasndaki ilikileri belirlemek ve hipotezleri

1120

snamak amacyla yaplan korelasyon analizi sonucunda, puanlar


arasnda pozitif ynde anlaml ilikiler bulunmutur. Analizler
sonucunda dk dzeyde z gzlemcilik zellii ile duygusal
uyumsuzluk arasnda pozitif ynde iliki, yksek z gzlemcilik
ile duygusal uyumsuzluk ve kendine yabanclama arasnda
pozitif ynde iliki, yksek dzeyde z gzlemcilik ile duygusal
uyumsuzluk ve kendine yabanclama arasnda pozitif ynde
ilikiler bulunarak almann hipotezi de kabul edilmitir.
SONU
Hizmet sektrnn neminin giderek artmasna bal
olarak duygusal emek kavramna verilen nem ve ilgi de
artmaktadr. Duygusal emek duygularn dntrlmesi ve
deitirilmesi abasna dayanan bir emek eididir. Bu dnm
ve deiimin uygun ve zamannda yaplamamas duygusal
uyumsuzluk (emotional dissonance) olarak ortaya kmaktadr.
Yabanclama kiinin kendinden uzaklamas, kendi zne ait
gereklie ters dmesidir. Yabanclama eitli dzeylerde ele
alnm fakat ncelikle rgtlerin ve alanlarn yabanclamas
nem kazanmtr. Kendine yabanclaan (self-alienatian) alan
iini severek yapmamaktadr. alanlarda duygusal
uyumsuzluun sonucunda kendine yabanclama yaanmaktadr.
z gzlemcilik, bireyin davranlarn karsnda bulunanlara ya
da ortam artlarna gre ayarlayarak, kiiler aras iliki ve
durumlarda sosyal bakmdan uygun davran saylan ltleri
fark edip buna gre ekillendirmeleridir. (Snyder, 1974). Bu
almada benlik kavram ierisinde bir kiilik zellii olarak ele
alnan z gzlemciliin duygusal uyumsuzluk ve kendine
yabanclama arasndaki ilikiyi glendirerek etkiledii ortaya
kmtr. z gzlemcilii yksek olan alanlarn duygusal
uyumsuzluk yaamadklar, ilerini ve kendileri severek
kendilerine yabanclamadklar grlmektedir. nk z
gzlemcilik zellikleri dk olanlarn duygusal uyumsuzluk ve
kendine yabanclama yaatacak davranlara girmedikleri daha
dorusu bu davranlar nemsemedikleri ve ilerinden geldii
gibi davrandklar dnlmektedir. z gzlemcilik zellikleri
yksek olanlar kendilerini d faktrlere gre ayarlamakta, sosyal
ipularna kar duyarl ve farkl durumlar iin farkl davran
biimleri gelitirmektedirler. z gzlemcilii yksek olan
bireyler evresindeki insanlarn beenilerini kazanacak ekilde

1121

davranlarn ekillendirirler. Farkl olaylar ve farkl insanlarla,


farkl davranlar gsterirler. Yksek z gzlemciler grnrdeki
davranlar ile derin davranlar arasnda uyumu ok dengeli
olarak kurarlar. Bunun aksine z gzlemcilii dk bireyler
evrelerindeki insanlarn zerinde braktklar etkiyi
dnmezler, sadece derin davranlara dnen isel
dncelerini sergilerler (Greenberg ve Baron, 2000). Bu
almada yksek z gzlemcilik zellie sahip alanlarn her
ortama uyum salayabilen iyi birer aktr olarak duygusal
uyumsuzluk ve kendine yabanclamann olumsuz etkilerine
maruz kalmadklar sonucu ortaya kmaktadr.

1122

KAYNAKA
AAKER, J. L., (1999), The Malleabl Self: The Role of SelfExpression in Persuasion, Journal of Marketing
Research, February, 36(1), pp. 45-57.
ABRAHAM, R., (1999), Emotional dissonance in
organizations: conceptualizing the roles of self-esteem
and job-induced tension, Leadership and Organization
Development Journal, 20/1, pp. 1825
ABRAHAM, R., (1998), Emotional dissonance in
organizations: A conceptualization of consequences,
mediators and moderators, Leadership and
Organizational Development Journal, 19(3), pp. 137
146.
ABRAHAM, R., (1997), The Relationship of vertical and
horizontal individualism and collectivism to
intrapreneurship and organizational commitment,
Leadership & Organization Development, 18 (4), pp.
179 186.
ALLEN, D.G., WEEKS, K.P., MOFFITT, K. R., (2005),
Turnover Intentions and Voluntary Turnover: The
Moderating Roles of Self-Monitoring, Locus of Control,
Proactive Personality, and Risk Aversion, Journal of
Applied Psychology, 90 (5)
ASHFORTH, B. E., TOMIUK, M. A., (2000), Emotional Labour
and Authenticity: Views From Service Agents,
Fineman, S., (der.) Emotion in organizations iinde,
London: SAGE, pp. 184-203.
ASHFORTH, B. E., HUMPHREY, R. H., (1993), Emotional
Labor in Service Roles: The influence of identity,
Academy of Management Review, 18 (1), pp. 88-115.
BARON, R. M., KENNY, D. A., (1986), The moderatorMediator Variable Distinction in Social Psychological
Research: Conceptual, Strategic and Statistical
Considerations, Journal of Personality and Social
Psychology, 51: pp. 1173-1182.
BEARDEN, O.W., SHUPTRINE, F.K, TEEL, J.E., (1989),
Self-Monitoring and Reactions to Image Appeals and

1123

Claims About Product Quality, Advances in Consumer


Research, 16, pp. 703-710.
BOLINO, M. C., TURNLEY, W. H., (2003), More Than One
Way to Make an Impression: Exploring Profiles of
Impression Management, Journal of Management, 29
(2), pp. 141-160.
BONDARENKO, Y., (2009), Emotional Labour in Fieldworkers
in a Community Mental Health Organisation: A
Thematic Analysis, A dissertation submitted to
Auckland University of Technology.
BONO, J. E., VEY, M. A., (2007), Personality and emotional
performance:
Extraversion,
neuroticism,
and
selfmonitoring, Journal of Occupational Health
Psychology, 12: pp. 177192.
BOLTON, S. C., (2005), Emotion Management in the
Workplace, Palgrave Macmilan.
BOLTON, S. C., BOYD, C., (2003), Trolley Dolly or Skilled
Emotion Manager? Moving on From Hochschilds
Managed Heart, Work, Employment and Society, Vol.
17(2), London: Sage Publications, pp. 289-308.
BREHM, S., KASSIN, S., (1990), Social Psychology, Boston:
Houghton Miftlin Company.
BRIGGS, S. R., CHEEK, J. M., BUSS, A. H., (1980), An
analysis of the self-monitoring Scale, Journal of
Personality and Social Psychology, 38, pp. 679-686.
BROTHERIDGE, C. M., TAYLOR, I., (2006), Cultural
Differences in Emotional Labor in Flight Attendants,
Individual and Organizational Perspectiveson Emotion
Management and Display Research on Emotion in
Organizations, Elsevier Ltd., 2, pp. 167191
BROTHERIDGE, C. M., GRADNEY, A. A., (2003), Emotional
labor and burnout: Comparing two perspectives of
people work, Journal of Vocational Behavior, 60, pp.
17-39.
BROTHERIDGE, C. M., LEE, R. T., (2003), Development and
validation of the emotional labour scale, Journal of

1124

Occupational and Organizational Psychology, 76(3), pp.


365-379.
BROTHERIDGE, C. M., LEE, R. T., (2002), Testing a
conservation of resources model of the dynamics of
emotional labor, Journal of Occupational Health
Psychology, 7: pp. 5767.
BROWNE, B. A., KALDENBERG, D.O., (1997),
Conceptualizing
Self-Monitoring:
Links
to
Materialism and Product Involvement, Journal of
Consumer Marketing, 14 (1), pp. 31-44, Mcb Unversity
Press, 0736-3761
CALDWELL, D. F., OREILLY, C.A., (1982), Responses to
failure: the effects of choice and responsibility on
impression management, Academy of Management
Journal, 25 (1), pp. 121-136.
DARLEY, K. W., LIM, J.S., (1992), The Effect of Consumers
Emotional Reations on Behavional Intention: The
Moderating Role of Personel Relevence and SelfMonitoring, Psychology and Marketing, 9(4), pp. 329346.
DEARMUN, N., (2000), The Legacy of Reflective Practice In S.
Burns and C. Bulman (Eds.), Reflective practice in
nursing: The growth of the professional practitioner
(2nd ed., pp. 156-172). Oxford: Blackwell Science.
DEETER-SCHMELZ, R.D., SOJKA, J.Z., (2007), Personality
Traits and Sales Performance: Exploring Differential
Effects of Need for Cognition and Self- Monitoring,
Journal of Marketing Theory and Practice, (Spring), pp.
145-157
DIAMOND, L. K., (2005), Antecedents and Consequences of
Emotional
Dissonance:
Understanding
the
Relationships
Among
Personality,
Emotional
Dissonance, Job Satisfaction, Intention to Quit and Job
Performance, Doctorate dissertation, University of
South Florida.
DIEFENDORFF, J. M., CROYLE, M. H., GOSSERAND, R. H.,
(2005), The dimensionality and antecedents of

1125

emotional labour strategies, Journal of Vocational


Behavior, 66, pp. 339-357.
DIEFENDORFF, J. M., GOSSERAND, R. H., (2003),
Understanding the Emotional Labor Process: A
Control Theory Perspective, Journal of Organizational
Behavior, 24 (8), pp. 945-959.
FELDMAN, R. S., (1995), Social psychology, Englewood Clifts,
NJ: Prentice Hall
FINE, L., GARDIAL, S.F., (1990), The Effects of SelfMonitoring and Similarity on Salesperson Inferential
Processes, Journal of Personal Selling and Sales
Management, 10, pp. 7-16.
FLEESON, W., (2001), Toward a structure- and processintegrated view of personality: Traits as density
distributions of states, Journal of Personality and
Social Psychology, 80: pp. 10111027.
FURNHAM, A., CAPON, M., (1983), Social skills and
selfmonitoring processes, Personality and Individual
Differences, 3: pp. 311320.
GABRENYA, W. K., ARKIN, R. M., (1980), Factor structure
and factar correlates of the self-monitoring scale,
Personalitv and social osychology bulletin, 6, pp. 1322.
GLICK, W. H., (1985), Conceptualizing and measuring
organizational and psychological climate: pitfall in
multilevel research, Academy of Management Review,
10, pp. 601616.
GOSSERAND, R. H., (2003), An examination of individual and
organizational Factors related to emotional labor, A
Dissertation Of Louisiana State University
GRANDEY, A. A., (2003), When the show must go on:
Surface acting and deep acting as determinants of
emotional exhaustion and peer-rated service delivery,
Academy of Management Journal, 46: pp. 8696.
GRANDEY, A. A., (2000), Emotional regulation in the
workplace: A new way to conceptualize emotional

1126

labor, Journal of Occupational Health Psychology, 5:


pp. 95110.
GREENBERG, J., BARON, R. A., (2000), Behavior in
Organizations, Seventh Edition, New Jersey: Prentice
Hall.
GLLL, U., NAL, S., BLGL, B., (2010), Kendini
Gsterim ve Kisileraras Etkileimin Gsterii
Tketim zerindeki Etkilerini Belirlemeye Ynelik Bir
Aratrma, H.. ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi
Dergisi, Cilt 28, Say 1, ss. 105-139
HARRISON, D. A., PRICE, K. H., (2003), Context and consistency in absenteeism: Studying social and dispositional
influences across multiple settings, Human Resource
Management Review, 13: pp. 203225.
HOCHSCHILD, A. R., (1983), The Managed Heart:
Commercialization of Human Feeling, University of
California Press, Berkeley
HOCHSCHILD, A. R., (1979), Emotion work, feeling rules,
and social structure, American Journal of Sociology,
85, pp. 551-575.
HOG, K.M., COX, A.J., KEELING, K., (2000), The Impact of
Self-Monitoring on Image Congruence and
Product/Brand Evaluation, Europen Journal of
Marketing, 34(5/6), pp. 641-666.
ICKES, W. J., BARNES, R. D., (1977), The role of sex and selfmonitoring in unstructured dyadic interactions, Journal
of Personality and Social Psychology, 35: pp. 315330.
JENKINS, J.M., (1993), Self-Monitoring and TurnOver: The
mpact Of Personality on ntent to Leave, Journal of
Organizational Behavior, 14, pp. 83-91.
JONES, A. W., (June 2001), Caring Labor and Class
Consciousness: The Class Dynamics of Gendered
Work, Sociological Forum, Vol. 16, No. 2, pp. 281299.

1127

KART, E., (2011), Bir Duygu Ynetimi Sreci Olarak


Duygusal Emein alanlar zerindeki Etkisi,
alma ve Toplum, Say: 3.
KOLB, J. A., (1998), The relationship between self-monitoring
and leadership in student project groups, Journal of
business communication, 35, pp. 264-282.
KRUML, S.M., Geddes, D., (2000), Exploring the Dimensions
of Emotional Labor: The Heart of Hoschschilds Work,
Management Communication Quarterly, 14, 1, pp. 8
49.
KRUML, S. M., (1999), The heart working: An empirical
investigation of the dimensions, antecedents, and
outcomes of emotion labor (Doctoral dissertation,
Temple University, 1999). Dissertation Abstracts
International, 61, 261.
KULAK, ., (2011), Karl Marxa Yabanclama Meta
Fetiizmi ve eyleme Kavramlar, Dou Bat Dergisi,
55: ss. 33-61.
LAMB, R., (1973), Adam Smiths Concept of Alienation,
Oxford Economic Papers, Cilt: 25, Say: 2, ss. 275285.
LAMMERS, H.B., (2002), Moderating influence of Self
Monitoring and Gender on Responses to Humorous
Advertising, The Journal of Social Psychology, 131(1),
pp. 57-79.
LEONE, C., (2006), Self-monitoring: Individual Differences in
Orientations to the Social World, Journal of
Personality, 74, pp. 633-658.
LENNOX, R., WOLFE, R., (1984), Revision of the selfmonitaring scale, Journal of personalitv and social
psychology, 46 (6), pp. 1349-1364.
LEWIG, K. A., DOLLARD, M. F., (2003), Emotional
Dissonance, Emotional Exhaustion and Job Satisfaction
in Call Centre Workers, European Journal of Work and
Organizational Psychology, 12 (4), pp. 366392

1128

LUPTON, D., (2002), Duygusal Yaant, Sosyo-Kltrel Bir


nceleme, (ev.) CEMAL, M., Ayrnt Yaynlar,
stanbul.
MORRIS, J. A., FELDMAN, D. C., (1997), Managing emotions
in the workplace, Journal of Managerial Issues, 9, pp.
257-274.
OFLUOLU,
G.,
BYKYILMAZ,
O.,
(2008),
Yabanclamann Teorik Geliimde ve Tarihsel Sre
inde Farkl Alanlarda Grnmleri, Kamu-i; C:10,
S:1/2008
PHILLIPS, B, TAN, T.T.W., JULIAN, C.C., (2006), The
Theoretical Underpinnings of Emotional Dissonance: a
Framework and Analysis of Propositions, Journal of
Services Marketing, 20 (7), pp. 471-478.
POLAT, Z. S., UMAY, A., (2002), Kendini Gsterim
zelliinin retmenlik Meslei ile likisi
(Relationships Self monitoring properties and
tearchership profession), Hacettepe niversitesi
Eitim Fakltesi Dergisi, 23, ss. 198-204.
PUGLIESI, K., (1999), The consequences of emotional labor:
Effects on work stress, job satisfaction, and well-being,
Motivation and Emotion, 23, pp. 125-153.
RAFAELI, A., SUTTON, R., (1987), Expression of Emotion as
Part of The Work Role, Academy of Management
Review, Vol. 12 No. 1, pp. 23-37.
RICKS, J., FRAEDRICH, J., XIONG, C., (2000), SelfMonitoring and Empathy as Determinants of Sales
Performance for Industrial Sales Personel Utilizing
Sales Data and Management Ratings, The Marketing
Management Journal, 10(2), pp. 54-62.
RIGGIO, R. E., FRIEDMAN, H. S., (1982), The
interrelationship of self-monitoring factors, personality
traits, and nonverbal social skills, Journal of Nonverbal
Behavior, 7(1), pp. 33-45.
SASS, J. S., (2000), Emotional labor as cultural performance:
The communication of caregiving in a nonprofit nursing

1129

home, Western Journal of Communication, 64(3), pp.


330-358.
SCOTT, B. A., BARNES, C. M., WAGNER, D. T., (2012),
Chameleonic or consistent? A multilevel investigation
of emotional labor variability and self-monitoring,
Research Collection Lee Kong Chian School of
Business (Open Access). Paper 3287, Academy of
Management Journal, 2012, Vol. 55, No. 4, pp. 905
926.
SEEMAN, M., (1975), Alienation Studies, Annual Review of
Sociology, 1, pp. 91-123.
SEEMAN, M., (1967), On The Personal Consequences of
Alienation in Work, American Sociological Review,
32(2), pp. 273-285.
SEEMAN, M., (1959), On The Meaning of Alienation,
American Sociological Review, 24(6), pp. 783-791.
SENNETT, R., (2005), Karakter Anmas: Yeni Kapitalizmde
in Kiilik zerindeki Etkileri, (ev.) YILDIRIM, B.,
Ayrnt Yaynlar, stanbul.
SHEPARD, D., MORROW, G., (2003), Critical self-monitoring
In J. A. Kottler and W. P. Jones (Eds.), Doing better:
Improving clinical skills and professional competence
(pp. 27-50), Brunner-Routledge, New York.
SNYDER, M., COPELAND, J., (1989), Self-monitoring
Processes in Organizational Settings, Ed. Giacalone, R.
ve Rosenfeld, P., Impression Management in the
Organization NJ: Lawrence Erlbaum Associates:
Hillsdale, pp. 7-19.
SNYDER, M., GANGESTAD, S., (1986), On The Nature of
Self-Monitoring: Matters of Assessment, Matters of
Validity, Journal of Personality and Social Psychology,
51(1): pp. 125-139.
SNYDER, M., CANTOR, N., (1980), Thinking About
Ourselves and Others: Self Monitoring and Social
Knowledge, Journal of Personality and Social
Psyhology, 39, pp. 222-234

1130

SYNDER, M., (1974), The Self-Monitoring of Expressive


Behavior, Journal of Personality and Social
Psychology, 30 (4), pp. 526-37.
TEWKSBURY, R., HIGGINS, G. E., (2006), Prison staff and
work stress: the role of organizational and emotional
influences, American Journal of Criminal Justice, (30)
2.
TOLAN, B., (1996), Toplum Bilimlerine Giri, 4. Bask, Adm
Yaynclk, Ankara.
TSCHAN, F., ROCHAT, S., ZAPF, D., (2000), It is not only
clients: Studying emotion work with clients and coworkers with an event-sampling approach, Journal of
Occupational and Organisational Psychology, 78, pp.
195-220.
WEST, E. G., (1969), The Political Economy of Alienation:
Karl Marx and Adam Smith, Oxford Economic Papers,
Cilt: 21, Say: 1, pp. 123.
WHARTON, A.S., ERICKSON, R. J., (1993), Managing
emotions on the job and at home: Understanding the
consequences of multiple emotional roles, Academy of
Management Review, 18, pp. 457-486.
WHARTON, A. S., (1993), The affective consequences of
service work: Managing emotions on the job, Work
and Occupations, 20, pp. 205-232.
WISECUP, A., ROBINSON, D. T., LOVIN, S., (2007), The
Sociology of Emotions, (Ed.) Clifton D. Bryant, Dennis
L. Peck, Sage Publication, London.
YALIN, A., (2010), Emotional Labour: Dispositional
Antecedents and the Role of Affective Events, Yksek
Lisans Tezi, Orta Dou Teknik niversitesi, Ankara

1131

1132

DORUSAL PROGRAMLAMA LE NSAN


KAYNAKLARININ PLANLANMASI; SD
YAAMBOYU BOYU ETM ARATIRMA VE
UYGULAMA MERKEZ RNE
Do. Dr. Orhan ADIGZEL*
r. Gr. Yekta HALICI**
ZET
Gnmz dnyasnda yneticiler bulunduklar
iletmelerde birok problemle kar karya gelmektedirler. Bu
problemlerden bir tanesi de insan kaynaklarnn doru ve verimli
kullanlmamasdr. hayatnda birok personel tam verimle
almamakta, hatta iletme bnyelerinde gereksiz personel
kullanm gereklemektedir. Sz konusu bu durum da,
iletmelere ek maliyetin yan sra bir karmaa getirmektedir.
Maliyetleri azaltmak ve insan kaynaklarn verimli kullanmak
isteyen yneticiler bir karar alma sreciyle kar karya gelirler.
Bu karar alma srecini klasik mantkla zmeye alan
yneticiler her zaman objektif bir sonula karlaamayabilirler.
Belirli bir ama dorultusunda snrl olan kaynaklarn verimli bir
ekilde kullanlmasn ve alternatifler arasndan optimal olann
seilmesini salayan dorusal programlama yntemi yneticileri
objektif ekilde ynlendirebilir. Doru karar almay salayan bu
yntem, kinci Dnya Sava srasnda askeri problemlerin
zmnde kullanlmtr. 1950lerden gnmze bilgisayar
kullanmnn yaygnlamasyla birlikte dorusal programlama
yneticilere ve irketlerin i hayatna olaan st derecede katk
salamtr.
almamzda ncelikle insan kaynaklar ynetimi ve
dorusal programlama teknii hakknda genel bilgilere
deinilmitir. Uygulama ksmnda ise yneylem aratrmas
tekniklerinden olan Dorusal Programlama Teknii kullanlarak
S.D.. Yaam Boyu Eitim Aratrma ve Uygulama Merkezinde
ihtiya duyulan personel kaynann optimal ekilde datlmas
*

Sleyman Demirel niversitesi ..B.F., orhanadiguzel@sdu.edu.tr


Sleyman Demirel niversitesi Yaam Boyu Eitim Aratrma ve Uygulama
Merkezi, yektahalici@sdu.edu.tr.

**

1133

amalanmtr. Haftann yedi gn, tam gn olarak alan


Yaam Boyu Eitim Aratrma ve Uygulama Merkezinde
minimum maliyetle igc gereksinimini karlamak iin
merkezin departmanlarndan gerekli personel verileri
toplanmtr. Toplanan bu veriler dorultusunda problemin
kstlar ortaya karlm ve modellenmitir. Model Simpleks
Yntemi kullanlarak zme ulatrlmtr. Model zme
ulatrldktan sonra irdelenerek maksimum fayda iin personelin
hangi gnlerde ie balamas gerektii ve hangi gn ka tane
personelin almas gerektii tespit edilmitir.
Anahtar Kelimeler: nsan Kaynaklar Ynetimi,
Dorusal Programlama, S.D.. Yaam Boyu Eitim Aratrma
ve Uygulama Merkezi, Personel Programlamas, Personel
Verimlilii.
HUMAN RESOURCES PLANNING THROUGH LINEAR
PROGRAMMING: SULEYMAN DEMIREL
UNIVERSITY LIFELONG EDUCATION CENTRE
SAMPLE
ABSTRACT
In today's world, managers face with many problems in
their organizations. Inefficient and wrong use of the human
resources is one of these problems. Many staff do not work at full
efficiency which, in turn, creates more staff than needed. This
case brings additional cost as well as creating a complexity. The
managers who want to reduce the costs and to use the human
resources efficiently face with a decision-making process. The
managers trying to handle this decision-making process with
classical logic may not always come across with an objective
result. The linear programming method which helps to the
efficient use of limited resources towards a particular purpose
and to an optimal selection among alternatives may guide the
managers objectively. This method which helps to make right
decisions was used in finding solutions for the problems of the
soldiers in the Second World War. From 1950s onwards, with the
increasing popularity of computer use, linear programming
contributed to the managers and organizations to a great extent.

1134

First of all, the study presents some general information


on human resources management and linear programming
method. In its application part, it aims to determine the optimal
distribution of the number of staff needed in S.D.U. Lifelong
Education Research and Application Centre. The data of the staff
have been collected from the departments of the centre in order
to supply the manpower necessity with the minumum cost
possible in the Lifelong Education Centre operating full-time a
week. In the light of the data colelcted, the limitations of the
problem were determined and modeled. The model was solved
using the Simplex Method. The model has been examined
following the solution for it and we have determined the number
of people that should work and on which days they should begin
working.
Key Words: Human Resources Management, Linear
Programming, S.D.U. Lifelong Education Research and
Application Centre, Staff Scheduling, Staff Productivitiy.
GR
Teknolojinin her geen gn ilerlemesi ile iletmelerin
rekabet ortamlar genilemi ve birtakm alanlarda fark yaratan
iletmeler
devamllklarn
srdrmlerdir.
Kendini
gelitirmeyen, teknolojiyi takip etmeyen ve kaynaklarn verimli
kullanmayan iletmeler ise zaman ierisinde varlklarn
koruyamamlardr.
Rakiplerine gre bir adm nde olmak isteyen
iletmelerin fark yaratmak iin stnde durmalar gereken
konulardan bir tanesi de insan kaynaklarnn etkili ve verimli
kullanlmas hususudur. zel iletmeler ve kamu kurumlar her
yl atl istihdamdan dolay milyarlarca liray boa
harcamaktadrlar. Gnmzde kamu kurumlar atl istihdam
eritmek iin ksa ve uzun vadeli programlar uygulamakta bunun
yan sra baz zel iletmelerde gereksiz personel kullanmn
engellemek ve insan kaynaklarn planlamak iin bnyelerinde
departmanlar kurmaktadrlar. Bir lkede bata kamu kurumlar
olmak zere tm irili ufakl iletmeler insan kaynaklarn planl
ve doru kullandklar taktirde milyarlarca lira tasarruf
edebilirler. Bunun kts olarak ta lkeler ve iletmeler yer
aldklar kulvarlarda bir adm nde olacaklardr.

1135

Gnden gne nem kazanan saysal yntemler birok


disiplinler aras almalarda yerini almaya balamtr. Saysal
yntemlerin bir kolu olan dorusal programlama da bir ok alana
uygulanabilmektedir. Bu almada insan kaynaklarnn dorusal
programlama ile planlanmas amalanmtr. ncelikli olarak
Sleyman Demirel niversitesi Yaam Boyu Eitim Aratrma
ve Uygulama Merkezinden veriler toplanm ve dorusal
programlama ile optimizasyon ilemi gerekletirilmitir.
Bylelikle merkezin ihtiyac olan minimum personel ihtiyac
farkl bir perspektifte ortaya konulmutur.
1. NSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI
Yenilik yaratmann rekabet avantaj elde etmede nemli
faktrlerden olduu dnldnde, personelin iyi seilerek
istihdam edilmesinin nemi her geen gn artmaktadr
(Adgzel, 2009:243). Bir rgtteki her birim iin gerekli olan i
gren gereksiniminin bilinli ve planl olarak belirlenmesi nsan
Kaynaklar Ynetiminin ncelikli ve en nemli kouludur. Bu
amala yaplan almalarn tm insan kaynaklar planlama
srecine girer (Kosa, 2010:68). Bir rgtn, hedeflerine iyi bir
ekilde ulaabilmesi iin, gerek duyduu personel saysnn
nceden planlanmas ve nasl temin edileceinin nceden
belirlenmesine bal tm faaliyetlere insan kaynaklar planlamas
ad verilir (Barutugil, 2004:487).
nsan kaynaklar planlamasnn ilevi iki adan ifade
edilebilir (Timur, 1989:130).

Mikro Adan nsan Kaynaklar


Planlamas: letmenin genel planlama amalarna
katkda bulunabilecek en uygun personelin en ideal
zamanda ie alnmas, en uygun departmana
yerletirilmesi, bu greve ynelik hizmet ii eitimin
verilmesi
ve
sonu
olarak
ta
baarsnn
deerlendirilmesi ilerinin tmdr.

Makro Adan nsan Kaynaklar


Planlamas: Bir lkedeki alma gcn nitelik ve
nicelik asndan belirleyerek lke politikalar
dorultusunda
insan
kaynaklar
programnn
hazrlanmasn ierir.

1136

Yukardaki tanmlar bakmndan nsan Kaynaklar


Planlamas (Bingl, 2006:123):
1. rgtteki beceri dzeylerinin saptanmas,
2. ten uzaklatrma, emeklilik, nakil, salk
sorunlarndan kaynaklanan ayrlmalar, ite terfi, devamszlk
veya dier sebeplere bal boalmalar, geniletme yada
daraltmalarla ilgili ngry kapsar.
rgtlerde KP yaplmasn gerektiren balca sebepler
unlardr (zgen vd., 2002:74)

gc maliyetinin artmas

Srekli olarak meydana gelen hzl gelimeler

Nitelikli igc ktl

Hzl toplumsal ve kltrel gelimeler

Yasal ve politik gelimeler

Teknolojide Kresellemenin ortaya


kard yeni dnya dzeni.
nsan kaynaklar planlamasnda trend analizleri,
bilgisayarl saysal yntemlere day tahmin teknikleri ve rasyo
analizleri kullanlmaktadr. Ayrca uzmanlarn sbjektif
olabilmelerine karn, deneyimleri sonucu oluan fikirlerine de
planlama srecinde bavurulabilir (lgen ve Mirze, 2013:292).
nsan Kaynaklar planlamas devaml ve dikkatli bir
ekilde yaplsa bile uygulamada doru bir ekilde yaplmasn
snrlayan birok etmen bulunmaktadr. Bu etmenler (Dursun,
1998:143);
1. nsan kaynaklar planlamasnn, genel ve dier
faaliyet planlaryla birletirilmesinin gl,
2. st ynetimin destek noktasnda eksiklii,
3. Ynetim yeleri arasnda muhalefet ve gven
eksiklii, ayrca hat yneticilerin srete yer almamalar,
4. Planda yaplan deiikliklere diren,
5. Sosyal ve Ekonomik deiikliklerin ngrlmesinin
zorluu,

1137

6. Geriye dnk personel kaytlarna sahip olmama,


7. Teknolojinin hzl gelimesi.
nsan kaynaklar planlama sreci aadaki gibi
zetlenebilir.
2. DORUSAL PROGRAMLAMA
Dorusal programlama, Yirminci Yzyln ortalarnda
grlen en nemli bilimsel gelimeler iinde yer almaktadr.
Dnyada bilgisayar kullanmnn artmasyla birlikte 1950lerden
gnmze dorusal programlamann i hayatna etkisi olaan
st derecede olmutur (ztrk, 2009:37). Dorusal
programlamann kurumsal tartmas ilk defa matematiki L.V.
Kantorovich tarafndan yaplmtr. 1947 ylnda ise G.B.
Dantzing tarafndan bugnk yorumu yaplmtr. J.V. Nevmann,
L.Hurwichz ve T.C. Koopmans gibi bir ok ekonomist ve
matematiki Dantzingin bu almalarn desteklemi ve
gnmzde Simpleks ismiyle bilinen yntem ortaya kmtr
(Yangn, 1984:27).
Dorusal Programlama, deiken ve kstlar gz
nnde bulundurarak ama fonksiyonunu en ideal hale getirmeye
alr. Optimallik ltn dikkate alarak kt kaynaklarn en
ideal biimde datlmasn kapsayan deterministik matematiksel
bir yntemdir (Trueman, 1981:214).
Dorusal Programlama probleminin zm srecinde
ncelikli olarak veriler toplanr, probleme dayal bir model
kurulur. Kurulan model bilgisayar destekli yazlm paketleri veya
manel olarak zlr. zlen problemin gerek yaam
problemlerine uygulanabilirlii kontrol edildikten sonra
yneticilere sunulur (Alan ve Yeilyurt, 2004:152).
2.1. Dorusal Programlama Modeli
Dorusal programlama problemi genel olarak aadaki
ekilde ifade edilir (Bazaraa vd., 1990:7).
C X,

En Uygun (Optimal) Z
Kstlar
Doal Kstlar

+ +
j = 1,2,,n

1138

X = ( X1, X2, ,Xn) Rn


( = )

i = 1,2,,m

Dorusal Programlamann en nemli elemanlarndan


olan doal kstlar veya negatif olmama kstlamas problemin
eklinden kaynaklanr. nk xj olarak ele alnan karar
deikenleri; birim tama maliyeti, birim retim miktar gibi
deerler olmasndan dolay kesinlikle pozitif olmaldr (Cinemre,
1992:53). Dorusal programlama modelinden istenen ktnn
alnabilmesi iin amacn net bir ekilde bilinerek nicel olarak
ifade edilmesi gerekir. Ama fonksiyonu kazanc gsteriyorsa
Zyi maksimum, masraflar veya maliyeti gsteriyorsa Zyi
minimum yapan Xj deerleri aratrmaya tabi tutulur(Bakolu,
1982:7).
Dorusal Programlamay model kurma ve modelin
zlmesi gibi ikiye ayrabiliriz. Bu iki ksm aadaki gibidir
(Sabr, 2000:31).
A. Model Kurma: Programlamada nemli bir blm
oluturan bu ksmda aadaki hususlar saptanmaldr.
1. Sistemde geen fonksiyonlardan oluan faaliyet
takm tanmlanr.
2. Para takm ve l birimi tanmlanmaldr.
3. Her paraya ait girdi kt katsaylar belirlenmelidir.
B. Modelin zmlenmesi: Modelin zmnde
yaygn olarak grafik ve simpleks zm teknii kullanlr.
Genellikle iki temel deikenli problemlerin zmnde pratik
olan grafik zm teknii kullanlr. kiden daha fazla deikenli
problem zmnde ise genellikle simpleks yntem kullanlr.
terasyonla zm yapan bu metotta ardk ilemler sonunda
optimum zm bulunur.
Dorusal programlama ynteminde aada verilen
kabullenmeler yaplr (Sar vd., 2012:16).

Dorusallk
Varsaym:
Bir
iletmenin girdi ve ktlar arasnda dorusal bir iliki
vardr. rnein retim dzeyi artarken oranl olarak
retim girdileri de artar.

Toplanabilirlik
Varsaym:
Dorusal programlamada her fonksiyonun karl
ilikili olduu faaliyetlerin bireysel etkilerinin
toplamdr.

1139


Snrllk Varsaym: retimde
kullanlan kaynaklar sonlu olduu iin retime giren
girdilerle retim miktar snrldr.

Pozitiflik Varsaym: Dorusal


programlamada temel ve artk deikenlerin alaca
deerler sfr yada sfrdan byk olmaldr.

Blnebilirlilik Varsaym: Modelin


karar deikenleri her trl reel deeri alabiliyorsa
blnebilirlik varsaymna uygundur.

Belirlilik
Varsaym: Dorusal
programlamada kullanlan parametrelerin kesin olarak
bilindiini gsterir.
Dorusal programlann baz kullanm alanlar aada
verilmitir (stanbul Teknik niversitesi, 2014).

retim Program

Beslenme Program

Reklam Ortam Seimi

Sermaye Bteleme

Datm Planlamas

Stok Kontrol

retim Hatt Dengelemesi

nsan Kaynaklar Planlamas

Yukardaki gibi birok alanda uygulana bilen dorusal


programlamann bilgisayar ortamnda zm de mmkndr.
LINDO, QSB, DEAP, TORA gibi eitli programlar dorusal
programlamann bilgisayar ortamnda zmn mmkn klar.
Bu programlarn yan sra kullanm kolay olan Excel ile de bu
problemleri zmek mmkndr (Alan ve Yeilyurt, 2004:155).
3. UYGULAMA
3.1. Materyal ve Yntem

1140

Aratrma alan, Sleyman Demirel niversitesi Yaam


Boyu Eitim Aratrma ve Uygulama Merkezidir. Merkezden
alnan veriler aadaki tabloda verilmitir. Toplanan verilere
gre yaplan insan kaynaklar planlamas Dorusal programlama
metodu kullanlarak zme ulatrlmtr.
Yaam Boyu Eitim merkezi haftann farkl gnlerinde
farkl saylarda personel istihdam etmektedir. Gnlere gre tam
gn alacak personelin says aadaki tabloda verilmitir.
Tablodaki veriler Yaam Boyu Eitim Merkezi idarecileri
tarafndan belirlenmitir.
Tablo 1: Sleyman Demirel niversitesi Yaam Boyu Eitim
Merkezinin htiya Duyduu Personel Says
ALIMA GNLER
Pazartesi
Sal
aramba
Perembe
Cuma
Cumartesi
Pazar

HTYA DUYULAN PERSONEL SAYISI


22
20
18
19
22
12
9

Yaam Boyu Eitim Merkezinde yasal mevzuat


erevesinde her personel birbirini takip eden be tam gn alp
iki gn izin kullanmaktadr. Ayrca bu uygulamada birbirinin
yerini doldurabilecek personeller almaya dhil edilmitir.
Dier personeller alma ierisine dhil edilmemitirler.
zme ncelikle haftann hangi gnleri ka kiinin ie
balayaca ile balanmaldr.
Xi = i i gnnde ie balayan personel says

i = 1,2,3, ,7.

rnein X1 pazartesi gn ie balayanlar


gstermektedir. Haftann yedi gnnde ie balayan
personellerin toplam ama fonksiyonunu vermektedir. O halde
ama fonksiyonu;
Min Z =

Merkezde Pazartesi gn ie balayan personeller ard


arda be gn altktan sonra Cumartesi ve Pazar gnleri tatil
yapacaklardr. Sal gn i ba yapan personeller ise Pazar ve

1141

Pazartesi gnleri tatilde olacaklardr. O halde kstlayclar


aadaki gibi olacaktr.
Kstlayclar;
+

22

Pazartesi ksd

Sal ve aramba gn ie balayanlar


( ve
gsterdii iin Pazartesi gn tatilde olacaklar iin pazartesi
ksdnda yer almamaktadrlar. Toplamn 22 den byk olma
nedeni ise pazartesi minimum 22 personele ihtiya
duyulmasdr.)
+

20

Sal ksd

18

aramba ksd

19

Perembe ksd

22

Cuma ksd

12

Cumartesi ksd

Pazar ksd

Xi 0

i = 1, 2, 3,,7

Problemin kstlar ve ama fonksiyonu belirlendikten


sonra zm aamas Exel program ile gerekletirilmitir. Exel
programna ilk olarak problemi zmek iin solver eklentisi
eklenmi ve problemin ama fonksiyonu ile kstlar programa
tantlmtr. Son olarak programa tantlan girdiler solver
eklentisi araclyla zlm ve ekil 2deki sonular elde
edilmitir.
ekil 2: S.D..Yaam Boyu Eitim Merkezi Personel
Programlama Probleminin Exel ile zm

1142

Problemin optimal zm minZ = 24.66,


= 12.66,
= 0.75, = 3.66,
= 3,
= 2.66,
= 0 olarak
= 1,91,
hesaplanmtr. Bu problemin farkl optimal zmleri de
bulunabilir. alan personel says tam say olmak zorunda
olduu iin blnebilirlik varsaym doyurulamaz. Bu yzden
nihai zm deerleri tam sayl programlama ile minZ = 25,
= 13, = 2, = 1, = 3, = 3, = 3, = 0 deerlerini alr.
ekil X incelendiinde S.D.. Yaam Boyu Eitim Aratrma ve
Uygulama Merkezinde almas gereken minimum personel
says 25dir. Merkezde ilerin aksamadan yrmesi iin
pazartesi gn en az 13 kiinin ie balamas gerekmedir. Benzer
olarak cumartesi gn de 3 kiinin i ba yaparak ard arda 5 i
gn almas gerekmektedir.
Problemin zmnn duyarllk deerleri de exel
program ile ekil 3de hesaplanmtr.
ekil 3: S.D.. Yaam Boyu Eitim Merkezi Personel
Programlama Problemi zmnn Duyarllk Deerleri

1143

ekil 3deki duyarllk raporu incelendiinde


deikenlerin zm sonucu ald deerler ile kstlayclarn
zm sonucu aldklar deerler grlmektedir. Satr 21deki
Sal kstlaycs zm gereklemeden minimum 20 olarak
belirlenmitir. zmden sonra 20.25lik deer ald
grlmtr. Yani Sal gn en az yirmi kiinin almas
istenmi fakat ideal zm sonucu Sal gn 20,25 tam sayya
yuvarlanrsa 21 kiinin almas gerektii ortaya kmtr.
Lagrange arpan ksm ise ksdn 1 birim artmas halinde
sonucun ne kadar artacan gstermektedir. rnein Pazartesi
gn 22 kii yerine 23 kii ie balarsa iyerinde almas
gereken personel says 0.333333333 artar.
SONU
letmeler devamllklarn srdrmek ve karllklarn
artrmak iin bir takm tedbirler almak zorundadrlar. Personel
planlamas da bu tedbirler ierinde tutmak yanl olmaz.
Gnmzde birok iletme personel planlamas yapmayarak
ihtiyacndan daha fazla personel altrarak ciddi maddi
kayplara uramaktadr.

1144

Yaam Boyu Eitim Merkezi gnlk ilerini yrtmek


iin Pazartesi gn 22, Sal gn 20, aramba gn 18,
Perembe gn 19, Cuma gn 22, Cumartesi gn 12 ve Pazar
gn 9 personele ihtiya duymaktadr. Bu artlar gz nnde
bulundurularak merkezde 25 kii ie alnrsa merkezin personel
ihtiyac karlanm olur. Bu ie alnan personelinde 13
Pazartesi gn, 2si Sal gn, 1i aramba gn, 3 Perembe
gn, 3 Cuma gn ve kalan dier kiide Cumartesi gn
ie balamallardr. Merkezin 25 kiinin zerinde personel
altrmas hem maddi klfet hem de personel younluundan
kaynaklanan i karmaasna sebebiyet verecektir.
Ayrca yaplan bu almada merkezdeki gnlk
personel ihtiyacnn 1 kii artmas, toplam ihtiya duyulan
personel saysn 0,333333333 birim artrmaktadr. Merkez hafta
ii ekstradan kiilik i gcne ihtiya duyduu takdirde aa
yukar bir kiiyi ie almak zorundadr.

1145

KAYNAKA
ADIGZEL, O., (2009), Personel Seiminin Analitik Hiyerari
Prosesi Yntemiyle Gerekletirilmesi, Dumlupnar
niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (24): ss. 243-251.
ALAN, M. A.,
YELYURT, C., (2004),
Dorusal
Programlama Problemlerinin Exel le zm,
Cumhuriyet niversitesi ktisadi ve dari Bilimler
Fakltesi Dergisi, 5(1): ss. 151-162.
BAKOLU, H., (1982), Dorusal Programlama, Ege
niversitesi Fen Fakltesi Kitaplar Seri No:106, zmir.
BARUTUGL, ., (2004), Stratejik nsan Kaynaklar Ynetimi,
Kariyer Yaynclk, 1. Bask, stanbul.
BAZARAA, M., JARVIS, J. J., SHERAL, H. D., (1990), Linear
Programming and Network Flows, John Willey & Sons
Inc., New York.
BNGL, D., (2006), nsan Kaynaklar Ynetimi, Arkan Basm
Yaym Datm, 6. Bask, stanbul.
BNGL, D., (1998), nsan Kaynaklar Ynetimi, Beta
Yaynlar, stanbul.
CNEMRE, N., (1992), Dorusal Programlama, Beta Yaynevi,
stanbul.
STANBUL
TEKNK
NVERSTES,
Dorusal
Programlamann
baz
uygulama
Alanlar,
http://web.itu.edu.tr/~cebife/DP_model(2).pdf,
29.03.2014.
KOSA, G., (2010), rgt Kltrnn Deiiminde nsan
Kaynaklar Ynetiminin Rolne likin Bir Aratrma,
Doktora Tezi, Afyon Kocatepe niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Afyon.
MONDY, R. W., NOE, R. M., PREMEAUX, S. R., (1999),
Human Resource Management, Seventh Edition,
Prentice Hall, New Jersey.
ZGEN, H., ZTRK, A., YALIN, A., (2002), nsan
Kaynaklar Ynetimi, Nobel Kitabevi, Adana.

1146

ZTRK, A., (2009), Yneylem Aratrmas, Ekin Basm


Yaym Datm, 12. Bask, Bursa.
SABIR, E. C., (2000), Ring ve Open- End plik retim
Sistemlerinde retim Planlamas in Dorusal
Programlama Yaklam ve Endstriyel Uygulamas,
Doktora Tezi, ukurova niversitesi Fen Bilimleri
Enstits, Adana.
SAIR, M., ATLAS, M., ARAS, N., ZTRK Z. K., (2012),
Yneylem Aratrmas-1, (Ed.) EN, B. F., T.C.
Anadolu niversitesi Yayn No: 2528, Eskiehir.
TMUR, H., (1989), letmelerde nsan Gc Planlamas,
Hacettepe niversitesi ktisadi ve dari Bilimler
Fakltesi Dergisi, 7(1-2), S.130 AKTARAN: DL, M.
(2005). nsan Kaynaklar Ynetiminde Performans
Deerlemenin Doyumu zerindeki Etkisi ve Bir
Uygulama, Yksek Lisans Tezi, Dumlupnar
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ktahya.
TRUEMAN, R. E., (1981), Quantitative Methods For Decision
Making in Business, The Drysden Press, New York.
LGEN, H., MRZE, S. K., (2013), letmelerde Stratejik
Ynetim, Beta Basm Yaym Datm, 6. Bask,
stanbul.
YANGIN, A. O., (1984), Dorusal Programlama ve
Madencilie likin ki Basit rnek, Madencilik
Dergisi, 23(3): ss. 25-40.

1147

1148

VI. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Hseyin ZGR
Siyasi ktidar Yerleim likisi: Tarih Boyunca Gller Blgesi
Yerlemeleri ve Meknsal Siyaset
Yrd. Do. Dr. Aya GEREK
Yrd. Do. Dr. Pervin ENOL
Yerleik Yabanclarn Yerel Dzeyde Seme ve Seilme Haklar:
Hollanda rnei
Ar. Gr. Gkhan DNMEZ
Ar. Gr. Veysel ERAT
Ar. Gr. Yakup ZKAYA
Trkiyede Kamu Ynetimini Yeniden Yaplanma Giriimleri
ve Geleceine likin Bir Deerlendirme (ok
Partili Hayattan Gnmze)
Prof. Dr. Yakup BULUT
Ar. Gr. Sedat KARAKAYA
Kamu rgtlerinde Deiimin Ynetilmesi ( 652 Sayl K.H.K.
erevesinde MEB rnei)
Prof. Dr. lker H. ARIKI
Dr. Ahmet YILDIRIM
2008 Kresel Ekonomik Krizi Tartmalar Balamnda Yeni
Kamu letmecilii Yaklam
. Gr. Hilal TURAN

1149

1150

YERLEK YABANCILARIN YEREL DZEYDE


SEME VE SELME HAKLARI: HOLLANDA RNE
Ar. Gr. Gkhan DNMEZ
Ar. Gr. Veysel ERAT
Ar. Gr. Yakup ZKAYA***
ZET
nsanlk tarihinde srekli var olan ve gnmzde artan
bir ekilde etkisini gsteren g olgusunun sonularndan biri
olan yerleik yabanclar kavram, herhangi bir nedenden dolay
lkesini terk eden ve vard lkede vatanda olmad halde
yasal olarak ikamet edenler olarak tanmlanmaktadr. Tarihsel
sre iinde g edenlerin ncelikli olarak asli ihtiyalar olan i,
konut, oradaki yaam koullarna uyum salamak amacyla dil ve
eitim gibi sorunlar gndeme gelmitir. Gnmz ynetim
anlaynda genel bir eilim olarak yerelleme paralelinde yerel
hizmetlerden etkilenen yerleik yabanclarn da yerelde kamusal
hayata katlm aralarnn gelitirilmesi gndeme gelmitir.
Bunun en grnr biimi seme ve seilme hakkdr. almada
yerleik yabanclar asndan yerel dzeyde seme ve seilme
hakknn etkin kullanld Hollanda rnei incelenmitir. Bu
amala g ve yerleik yabanclar kavramlar zerinde durulmu,
Hollandann ynetim yaps ve konu ile ilgili mevzuat
ilenmitir. Son olarak Btnleik G Politikas ndeksine
(MPEX) gre Hollandann konu zelinde deerlendirilerek
sonu blmne ulalmt.
Anahtar Kelimeler: G, Yerleik Yabanc, Gmen,
Seme ve Seilme Hakk.
THE RIGHTS TO VOTE AND BE ELECTED OF
FOREIGN RESIDENTS AT THE LOCAL LEVEL: THE
CASE OF NETHERLANDS

Dokuz Eyll niversitesi, ..B.F., gokhan.donmez@deu.edu.tr


Dokuz Eyll niversitesi, ..B.F., veysel.erat@deu.edu.tr
***
Dokuz Eyll niversitesi, ..B.F., yakup.ozkaya@deu.edu.tr

1151

ABSTRACT
The resident alien concept is one of the results of
increasing migration which is always present in human history.
It is generally defined as the people who have left their country
for no particular reason and lived in another country legally but
without being a citizen. In the historical process of migration,
problems like finding jobs, housing , language and education
needs have emerged in order to adapt to life there. As a general
trend in today's understanding of management, decentralization
of foreign residents affected by local services in line with the
development of the means of participation in public life at local
level has been raised. The most visible form is the right to elect
and be elected. In this study, in terms of foreign residents the
right to vote and be elected at the local level Netherlands sample
is examined. For this purpose, the concepts of migration and
resident aliens are studied and the management structure and the
relevant legislation of the Netherlands is examined. Finally, the
according to the Integrated Migration Policy Index (MIPEX)
Netherlands is evaluated the results of the special section has
been reached (Jel Classification: R23).
Key Words: Migration, Resident
Immigrants, The Right to Elect and Be Elected.

Foreigners,

GR
Ekonomik, siyasal ve toplumsal nedenlerden dolay
insanlarn birey olarak veya topluluk halinde yaadklar lkeyi
terk etmesi olarak tanmlanan g, uluslararas bir olgudur.
Zamansal olarak sreli ya da srekli snflandrlabilen g,
tarihin her dneminde grlmtr. Son dnemde artan g
hareketlilii, terk edilen ve gidilen lkeler asndan konunun
incelenmesi ve gelitirilmesine ynelik proje ve yasal
dzenlemeler yaplmasn zaruri hale getirmitir.
Her iki lke asndan bir takm sonular bulunan bu
olgunun grnr hale gelen sorunlar iin ilgili lkeler tarafndan
bir takm politikalar retilmektedir. lke iinde yaayan
yabanclarn ilk gndeme gelen sorunlar ve bu sorunlar iin
retilen politikalar; yerleme, konut, eitim ve dil gibi temel
konulardr. Bu konularda yaanan gelimeler ve yerleik

1152

yabanclarn haklarnn geniletilmesinin Avrupa Konseyi gibi


uluslararas aktrlerce sistematik bir ekilde savunulmas yerel
dzeyde seme ve seilme hakknn da gndeme gelmesini
salamtr. Kalc olarak yaplan glerde, gidilen lkenin genel
ve yerel dzeyde rettii politikalardan etkilenen yerleik
yabanclar, ayn zamanda kamusal hayata katlm aralarn
kullanma talebinde bulunmaktadrlar. Bu talep geldikleri lkeler
ve birtakm uluslararas aktrlerce desteklenmektedir. Sorunun
gl ekilde gndeme gelmesi ulusal ve uluslararas mevzuata
etki etmekte ve yerleik yabanclara bir takm haklar
tannmaktadr.
Bu almada, yerleik yabanclarn ilk olarak yereldeki
hizmetlerden faydalanmas ve yerele dair sorumluluklar
yklenmesi asndan yerel politikalara katlmn en grnr hali
olan yerel dzeyde seme ve seilme hakk Hollanda rnei
zerinden incelenmitir. Bu amala ncelikle kavramsal olarak
g ve yerleik yabanc kavram aklanarak yerleik
yabanclarn tarihi sre asndan elde ettikleri haklar genel bir
deerlendirme ile ele alnmtr. kinci blmde Hollandann
yakn dnem g tarihi anlatlarak Hollanda Anayasas ve
Hollanda Seim Kanunu zelinde yerleik yabanclarn yerel
dzeyde seme ve seilme haklar incelenmitir. Son blmde
Hollandann konu ile ilgili politikalar dier Avrupa lkeleri ile
kyaslanm ve yerleik yabanclara yerel dzeyde seme ve
seilme hakknn tannmas asndan en olumlu lkelerden biri
olduu sonucuna varlmtr.
1. TOPLUMSAL BR OLGU OLARAK G
Tarihte her zaman ve her yerde toplumsal yaamn bir
paras olan g, sosyoloji, tarih ve iktisat gibi birok bilim dal
ile ilgilidir ve her bir alann kendi perspektifi ile tanmlad bir
olgudur (Kurt, 2006: 150). En genel tanmlama ile insanlarn ve
gruplarn demografik, corafik, ekonomik ve sosyo-politik
nedenlere bal olarak zaman ve meknda etkileri uzun srecek
bir ekilde yer deitirmesi olaydr (akr, 2011: 210). Bu yer
deitirme lke iinde olabilecei gibi lkeler aras da olabilir
(IOM, 2009: 22). Mekan deiiklii asndan yaplan bu
ayrmda g olgusunun siyasal snrlarn oluturulduu
dnemden bu yana lke iinde gereklemesi durumuna i g,

1153

snr dna klmas durumuna d g denir. Bunun yan sra


gler g edenlerin niceliine gre kiisel ve kitlesel gler
eklinde ayrma tabi tutulur. Ayrca g edenin isteine bal
olup olmamasna gre serbest g ve zorunlu g ayrm
yaplmaktadr (Akay, 2011: 4).
Gn kapsam ve evrensel bir yasa gibi her daim
varln korumas bu olgu zerine almalarn yaplmasn ve
bir takm kuramlar gelitirilmesini salamtr. smi ile anlan ilk
g kuramn gelitiren Ravensteindir. 1881 ylnda William
Farrn gn herhangi bir kanuna bal olmad savn
yanllamak iin Ravenstein bir takm g kanunlar
oluturmutur. nsanlarn g amacyla g etmeyeceini
belirten Ravenstein, genelinin ksa mesafeli ve endstri ve ticaret
merkezlerine ynelik olan gleri ekonomik temelde
aklamakta ve etkisinin geni bir alan kapsayacan
belirtmektedir (ndc vd., 2009: 161-162). Daha sonra
Ravensteinin kuramna dayanarak yeniden formle eden Everett
S. Lee tme- ekme kuramn gelitirmitir. Bu kuramda Lee g
edilen ve varlan lke asndan itici ve ekici faktrlerin ge
etkisini incelemitir (elik, 2006: 150). Daha sonra Peterson
itme- ekme faktrleri altnda yatan nedenleri aratrm ve
gleri drt adan snflandrmtr. Bunlar; fiziksel doal
evrenin meydana getirdii itme ile oluan ilkel gler; toplumun
bask
nedeniyle
ellerindeki
karar
mekanizmalarn
kullanamamalar ile oluan zoraki gler; bireysel tercihle
ilerleyen serbest gler, teknolojik gelimeler paralelinde
gmen alarna dayal oluan kitlesel glerdir (zmen, 2010:
118).
Dier bir kuram 1940larda Stouffer tarafndan
gelitirilen Kesien Frsatlar Kuramdr. G olgusunu mesafe,
g edilecek yerdeki imkan ve bu imkanlarn miktar ile
aklayan Stouffer, ekim etkisi zerinde durarak g edilen
yerin imkanlarnn okluu ve bu imkanlarda belirleyici olan ve
gmeni cesaretlendiren mesafenin nemini vurgulamaktadr
(alayan, 2006: 77). Baz akademisyenlerce savunulan
Wallersteinin The Modern World System adl eserine dayanan
Merkez- evre Kuram, uluslararas g olgusunu smrgecilik
ile ilikilendirerek evreden merkeze bir hareketlilik eklinde
aklamaktadr (Aksoy, 2012: 295). Son olarak iki yada daha
fazla lkenin karlkl olarak g sistemi ve karlkl g zinciri

1154

oluturabileceklerini belirten G Sistemleri Kuram ile g,


g alan ve g veren lkelerdeki kiilerin aralarndaki herhangi
bir toplumsal temele veya deikene bal olarak kurduklar a
ile aklayan likiler A Kuram gelitirilen dier kuramlardr
(zmen, 2010: 119-120).
Birok neden ile aklanabilecek g, Souk Sava
sonras dnemi aklamak iin kullanlan temel bir kavramdr.
Kresellemeyle birlikte artan g ile ilgili olarak Uluslararas
G rgt tarafndan hazrlanan bir rapora gre 1965ten 2000
ylna kadar dnyadaki gmen says 75 milyondan 150 milyona
ykselmitir (Castles ve Miller, 2008: 3-8). 2013 Nisan
verilerine gre dnyada 740 milyon i gmen ve 214 milyon
uluslararas gmen vardr (Swing, 2013). Yaanan bu younluk
konu ile ilgili gerek ulusal gerek uluslararas dzenlemelerin ve
kurumsal yaplarn varln zaruri klmtr.
2. YERLEK YABANCILAR
G, sebep ve sonular ile ortaya kard gmen,
mlteci, snmac, g endstrisi, g rejimi gibi geni bir
kavramlar erevesine sahip sosyolojik bir olgudur. Ekonomik
nedenle gittikleri lkede belli bir dnem geiren gmenlerden
bazlar vatanlarna geri dnerken ya bu sreyi uzatr ya da
vatanna dndkten sonra tekrar g eder. Gmenler vardklar
lkede anavatanlarna nazaran daha iyi yaam koullarna
kavuurlarsa bu onlarn baarl olduu anlamna gelir. Aksi
durumda birikim yapma imkn bulamayan gmenler vardklar
lkede daha fazla kalmak zorunda olduklarndan ya aile
bireylerini yanlarna alrlar ya da orada evlenirler. Bunun dnda
zorunlu gler genellikle ekonomik olarak istikrarsz olan komu
lkelere yaplr ve bu gmenlerden ok az koullar bakmndan
daha iyi bir lkeye g etme frsat bulur. Ekonomik nedenlerle
yaplan glerde ailenin de tanmas ile yerleme kalc bir
nitelik kazanr. Balangtaki niyetleri kalc olarak yerlemek
olmasa da ou gmen yerleik olur (Castles ve Miller, 2008: 7,
42-44).
Yerleik yabanc kavram g olgusunun sonularndan
biridir. Avrupa Konseyinin Yabanclarn Yerel Dzeyde
Kamusal Yaama Dair Szlemesinde yerleik yabanclar; bir
devletin uyruunda olmayan ancak yasal olarak ikamet hakk

1155

bulunan kiiler olarak tanmlanmaktadr. Yerleik yabanclar


konusu ile ilgilenen ve yerleik yabanclarn kamusal hayata
katlm ile ilgili dzenlemeler yaplmasn tevik eden en etkin
kurum Avrupa Konseyidir.
Yabanclar tarihte uzun sre tekiletirilmitir. 18.
yzylda devlet dncesinde yaanan deiim yabanclarn
statsnn
vatandalk
noktasndan
hareketle
deerlendirilmesini salamtr. Zamanla gelien bu yaklamn
gnmzdeki eklini almasnda Avrupa Konseyinin nemli bir
rol vardr. Konsey 1964 ylnda Avrupa Konseyi ye
lkelerindeki Yerel Topluluklarda Yabanc ilerin
Yerlemesine likin Karar ile ekonomik amal glerin
dzenleme gerektirecek younlukta olduu ifade edilmitir.
Buradan hareketle gmen ve gmenin vard yer sakinleri
asndan karlkl uyumun salanabilmesi iin n
bilgilendirmelerin yaplmas gereklilii zerinde durulmutur.
Kronolojik olarak ncelikle 1968de Gmen ilerin Yabanc
Yerel Topluluklarda Yerlemesine likin Kararda gmen
iilerin kabul ile ilgili bir organizasyonun gmenlerin
asimilasyonu iin art olduunu belirtmitir. 1976da konut
ihtiyac, ocuklarn eitimi, medeni ve siyasi haklar gibi
konularda gmen iilere yardmc olmak iin alnan nlemlere
ilikin bir karar, ertesi yl ise medeni ve siyasi haklarn
gelitirilmesine dair karar alnmtr. 1978de gmenlerin
sadece ulusal politikalarda deil yerel ynetim politikalarnda da
kamusal hayata katlmlar konusu zerinde duran Bireylerin
Yerel Yaama Katlmlarna likin Karar hayata geirilmitir.
1992ye kadar bir dizi karar ve tavsiye metinleri Yabanclarn
Yerel Dzeyde Kamusal Yaama Katlmna Dair Szleme ile
somut bir nitelik kazanmtr (Yontar, 2011: 33-41).
Szleme (Avrupa Konseyi, 1992) genel olarak ifade
zgrl hakk, barl toplant yapma hakk ve sendika ve
dernekleme olarak rgtlenme hakk eklinde kamusal hayata
katlm aralar zerinde durmaktadr (md. 3). Yerleik
yabanclarn kamu aratrmalar, planlama yntemleri ve yerel
sorunlarla ilgili olarak danma srelerine katlm iin aba
sarfedilmesi gerektiini belirtmektedir (md. 4). Szlemede
ayrca nemli sayda yerleik yabancnn bulunduu yerel

Avrupa Konseyinin Yabanclarn Yerel Dzeyde Kamusal Yaama Dair


Szlemesinin 2. maddesinde geen ifade mukim yabanclar eklindedir.

1156

otoritelerin yabanclar ile ba kurmak, yerleik yabanclar


etkileyen meselelerin konuulduu, isteklerin ve fikirlerin
konuulduu forumlar oluturmak, bunlara dair istiari kurumlar
oluturmak ve kurumsal dzenlemeler yapmak eklinde yerelde
yabanclarn katlmn arttrc kanallar oluturulmas tevik
edilmitir (md. 5). Ayrca szlemeye taraf olanlar asndan
yerel kamusal yaama ilikin hak ve ykmllkleri ile ilgili
olarak yeterli bilgi salamalarn temin etmelerini belirtmektedir
(md. 8). Seme ve seilme hakkna ilikin olarak szlemede
taraflara yerleik yabanclardan seimlerden be yl nce kanuni
olarak yerleik olanlarn, vatandalarn bu hak iin saladklar
koullar da tamak art ile yerel seimlerde seme ve seilme
haklarnn verilmesi grevini yklemitir. Ancak szleme akit
devletin bunu yalnzca seme hakk ile snrl tutabileceini ya da
belirlenen be yllk sre yerine daha ksa bir srenin
belirlenebileceini belirtmektedir (md. 6-7). Bu maddeler
taraflarn en fazla be yl iinde yerleik yabanclara en azndan
seme hakknn tannmasn mecburiyete balamakta, olaan
koullarda seilme hakknn da bu sre iinde verilmesi
gerektiini vurgulamakta ve daha ksa bir sre iinde de bu
haklarn verilebilmesinin nn aarak tevik etmektedir.
Avrupa Konseyi Yabanclarn Yerel Dzeyde Kamusal
Yaama Katlmna Dair Szlemesi 1992de imzaya alm ve
1997de yrrle girmitir. Nisan 2014 itibariyle 47 Konsey
yesi devletten sadece 13 tanesi szlemeyi imzalamtr
(Arnavutluk, Kbrs, ek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya,
zlanda, talya, Litvanya Cumhuriyeti, Norve, sve, Slovenya,
Byk Britanya ve Hollanda). Ancak bunlardan sadece sekiz
lke szlemeyi onaylayp yrrle koymutur (sve, Norve,
talya, zlanda, Danimarka, Finlandiya, Arnavutluk ve
Hollanda). Konsey bu szlemeden sonra da yerleik
yabanclarn yerel dzeyde kamusal hayata katlmna ilikin
kararlar alm ve deklarasyonlar yaymlamtr. Tarihsel olarak
dikkat edildiinde Konseyin tutumu bireyin temel
ihtiyalarndan balayarak belirli bir diziyi izlemitir. lk g
etme nedenine bal olarak ekonomik nlemler eklinde balam
ve varlan yerde yaama ve kalc olarak yerleme paralelinde dil,
yerleme, konut ve eitim eklinde gelimi son olarak kamusal
hayata katlmn nemli bir grnr arac olan seme ve seilme
hakknn tannmas noktasna varlmtr. Bununla birlikte

1157

Avrupa Konseyi dnda uluslararas gmenlere ilikin


politikalar olan ulusst yaplar mevcuttur.
3. HOLLANDA VE YNETM YAPISI
Corafi olarak Hollanda, nispeten kk ve youn bir
nfuslu yapya sahiptir. Bats ve Kuzeyinde, Kuzey Denizinden
Dou Denizine kadar byk bir sanayiye sahip olan Almanya ve
neredeyse Hollanda kadar geni bir lke olan Gney Belika gibi
iki komu lke ile evrilidir. Hollanda, bir yandan verimli
deltalar ile te yandan gneyden Mass ve Schelde doudan ise
Rhine nehirleri ile karakterize edilmektedir. Gnmzde,
dnyann en byk liman kentlerinden biri olan Rotterdam kenti,
bu nehirler sayesinde denizlere olaanst bir eriim
salamaktadr (VNG, 2008: 7).
Karasal alan yaklak 42.000 kilometre kare zerinde
ve 16,8 milyon nfusa sahip olan Hollanda, dnyann en kk
lkelerinden biridir. Benzer nfusa sahip Avusturya ve ili gibi
daha byk lkelerle karlatrldnda bu grecelidir.
Kilometre kareye den kii saysnn yaklak olarak 485 kii
olmas Hollanday dnyann en youn nfuslu lkelerinden biri
yapar.
Hollanda Dnyann on altnc, Avrupann altnc
byk ekonomisine sahiptir. Hollanda gelirinin yaklak
%30unu ihra ettii mal ve hizmetlerden kazanmaktadr. Sadece
2012de ihracat deeri Gayri Safi Yurtii Haslann %86,7sini
oluturmaktadr. Byle bir ekonominin avantajlarndan belki de
en nemlisi istihdam sorununun ok az olmasdr. Hollanda
Avrupann en dk isizlik oranna sahiptir. 2006dan 2012ye,
alabilen nfusun ortalama %4 isizdir. Her ne kadar ubat
2013te yaad ekonomik kriz ile isizlik oran %6.2 ye ulasa
da Avrupadaki ortalama isizlik oran ile karlatrldnda
(%9.1) gayet iyi bir durum ortaya kmaktadr. (Holland P. i.,
2014)
Hollanda parlamenter hkmet sistemine sahip bir
Anayasal Monaridir. Kuvvetlerin yumuak ayrlna dayanan
bu hkmet sisteminde kabine ift meclisli parlamentoya kar
sorumludur. Kabine yeleri parlamenter (parlamento yesi)
deildir ve Kralie tarafndan atanmaktadr. Dalist bir yapya

1158

sahip parlamento ise birinci meclis (senato) ve ikinci


meclisten(temsilciler meclisi) oluur. Birinci meclis (senato)
yeleri Eyalet meclisi milletvekilleri tarafndan 4 yllna
seilen 75 yeden oluur. 150 yeden oluan Temsilciler
Meclisi, 18 yan dolduran Hollandal semenler tarafndan
seilir.
Hollanda merkezi ve yereli birbirine balayan 12
eyaletten oluur (Noord-Holland, Zuid-Holland, Zeeland, NoordBrabant, Utrecht, Flevoland, Friesland, Groningen, Drenthe,
Overijssel, Gelderland and Limburg) (Holland, 2014). Eyaletler,
Eyalet Meclisleri; Belediyeler Belediye Meclisleri tarafndan
ynetilir. Eyalet ynetimi, Eyalet Valisi ve cra Heyetinden,
Belediye ynetimi ise Belediye Bakan ve Encmenler
Heyetinden olumaktadr. Eyalet Milletvekilleri ve Belediye
Meclis yeleri Temsilciler Meclisi seim artlarn tamak
kouluyla belediyede ikamet edenlerce dorudan seilir.
4. HOLLANDANIN G TARH
Tarihin her dneminde grlen g, kle ticaretinin
yaand 15. yzyldan itibaren yaklak olarak 300 yl boyunca
devam eden dnemde, milyonlarca insann Avrupa ve
Amerikaya getirilmesi ile bu blgelerin gnmz eklini
almasna neden olmutur. Kle ticaretinin yasaklanmas ile
uygulanmaya balayan cretli igc ile g hareketlilii devam
etmi ve gmenlerin birou g ettikleri blgelere yerlemitir.
Sanayi devrimi paralelinde Avrupada g hareketlilii ile
milyonlarca insan lkeler aras yer deitirmitir (ORSAM,
2012). kinci Dnya Savandan sonra Hollandann da iinde
yer ald Bat Avrupa lkeleri hzl bir kalknma srecine
girmitir ve bunun iin gerekli olan yeterli igcn salamak
amacyla gmen ii davet etmeyi bir siyasa olarak
benimsemilerdir. Az gelimi ve gelimekte olan lkeler de
isizlik ve dviz sorunu gibi nedenlerle Avrupann g
politikasn tamamlar bir eklide g vermeyi bir yntem olarak
kullanmlardr (Dan, 2012).
Sava sonras dnemden 1960a kadar, gelimi
lkelerdeki byk lekli sermayenin gerekletirmek istei
temel ekonomik stratejisi olan yatrmn younlamas ve
retimin genilemesi paralelinde Hollanda da daha nceden

1159

vatanna iade edilen 300 bin kiinin Endonezyadan Hollandaya


girmesine izin vermitir. Bu dnemde yaanan ikinci bir g ak
yine Hollandann eski smrgelerinden olan Surinamn
Karayip blgesinden olan siyah iilerdir. 1970lerin sonlarna
varldnda 170 bin Surinamlnn Hollandada olduu tahmin
edilmektedir. Bu gmenlerin birou daha nce asimilasyona
uram Hollanda vatandayd. Bunun dnda bu dnemde ksa
sreli g hareketliliini salama iin misafir ii politikas
kullanlmtr. (Castles & Miller, 2008: s. 103).
Bu dnemde g arttrc bir dier etken Avrupa
Kmr ve elik Topluluunu meydana getiren 1951 tarihli Paris
Anlamasdr. Anlamann 69. maddesi ye devletlerin kmr
ve elik retiminin gerektirdii nitelii tayan iiler asndan
bu alanlarda istihdam edilmelerinin nn amak iin uyrukluk
esasna dayal snrlamalardan kanmay taahht altna almtr.
Yine ayn maddede igc asndan taraf lkelerce standart
tanmlamalarn yaplaca ve igc arz- talebi ihtiyac olanlarn
buluabilecei bir a sistemini kurulacan belirtmitir. Bu
koullar altnda igcnn yetersizlii devam ediyorsa ve kmrelik retimi yavalyorsa taraf lkelerin g mevzuatlarnda
gerekli dzenlemeleri yapabilecekleri ifade edilmitir. Bylece
Avrupann btnlemesi tarihinde ekonomik temelli g
hareketleri belirleyici bir etken olmutur. Daha sonra Avrupa
Birlii yolunda ve akabinde yaplan anlamalar lkeler aras yer
deiimini etkileyen bir etmen olarak devam etmitir.
1970 sonras yaanan ekonomik yeniden yaplanma
srecinde gmen nfusu pekimi ve demografik adan
normallemitir. Bu dnemde Bat Avrupa lkeleri g
durdurmaya abalamtr. Hollandada ve Bat Avrupann dier
lkelerinde doan ikinci ve nc kuaklar ile birlikte lke ii
ayrma ve cemaat yaplar ile bu balamda gelien bilin
1980lerde toplumda aka grlen sosyal gruplar ile
sonulanmtr. Vatanda ve smrden gelen gmenler
saylmakszn Hollandada yaayan yabanc says tarihsel
sralamas ile u ekildedir: 1980de 521 bin, 1985de 553 bin,
1990da 692 bin, 1995de 757 bin ve 1999da 651 bindir. 2010
ylnda 154 bin, 2011de 163 bin ve 2012 de 156 bin insan
Hollandaya g etmitir ve 143 bin kii Hollandadan g
etmitir. Bu anlamyla g son yllarda nfus artna fazla etki
edememitir. Yabanc saysna ilikin bu veriler dnda 2012

1160

verilerine gre Hollandada yaayan yaklak olarak 13,2 milyon


Dutch ve 3,5 milyon dier etnik grruplara aidiyeti bulunan
insanlar vardr. Birounun vatandala sahip olduu bu
gruplarn ounluunu Avrupa lkeleri (513 bin), Endonezya
(263 bin), Morocco (188 bin), Suriname (160 bin) ve
Trkiyeden (192 bin) g eden insanlar oluturmaktadr (Castles
ve Miller, 2008: 101; Netherlands, 2013: 179).
Hollanda lke nfusunun yaklak bete birini (% 20, 8)
oluturan gmen younluu Hollanday bu anlamda politika
retmeye itmitir. Bunun yan sra ileriye dnk nfus
hareketliliinde beklenen nicelik deiimi bunu gerekli klan
dier bir etkendir. Hollandada bulunan drt byk kentin
(Amsterdam, Rotterdam, Lahey, Utrecht) yarsnn 2020 ylnda,
Hollanda nfusunun te birinin ise 2050 ylnda Dutch
olmayaca beklentisi vardr. Bu durum yerel politikalarda
baarszlk olarak kabul edilmektedir (Toprak, 2009).
1983de kabul edilen Aznlklar Notas ile Hollandada
yaayan tm aznlk gruplar iin eit ve tam gelime
imknlarnn olaca ve bu amala bir taraftan gn
snrlandrlmas dier taraftan aznlklarn toplumsal
btnlemesinin
salanmas
vurgulanmtr.
(Canatan,
2007:167). Hollanda vatanda olmayan ancak yerleik olanlara
oy hakknn tannd Aznlk Notas ile aznlklarn birey yerine
gruplar temelinde toplumla btnletikleri ok kltrllk
zerine ina edilmi politikalar hefeflenmitir. Bu balamda
kltrel kimliin korunmas kilit faktrdr (Castles ve Miller,
2008:344).1990l yllarda z kimlii koruyarak btnleme
sreci yerine daha fazlasnn hedeflendii yeni politikalar
benimsenmitir. lkeye yeni gelen gmenlere uyum
programlar uygulanm, aznlk rgtlerine verilen mali
yardmlar kesilmitir ve bu dnemde verilen ifte vatandalk
hakk kaldrlmtr. 2000li yllar bu tutumun deimedii ve
asimilasyonun savunulduu yllardr (Canatan, 2007). Bunun
paralelinde 2001 ylnda rk lider Pim Fortuynin g kart
partisi ykselie gemitir. 2002de suikaste urayan Pim
Fortuynin partisi 2003 ylnda koalisyon hkmetinin orta
olmutur. Ancak daha sonra bu gcn parti ii ekimeler
sonucu kaybetmitir. Hollandada rkla dair iddet ciddi bir
problem olsa da vatandaln kabul be yllk bir sre sonras
kolaydr ve lkede rka dayal/rk karalama, nefret krklemesi

1161

ve gmenlere ynelik iddet ve kamusal alanlarda ayrmclk


yasaktr (Castles ve Miller, 2008; 344-345). Hollanda devleti
srekli olarak kltrler aras hogr ve karlkl sevgiyi tevik
etmekte ve bu farkllklar toplumsal bir deer eklinde
grmektedir. Ulusal dzeyde benimsenen bu politikalar yerel
ynetimlerce de benimsenmekte ve insanlar btnletirici
politikalar takip edilmektedir (Weber, 2009: 87-88).
5. HOLLANDADAK GMENLERN (YERLEK
YABANCILARIN) YEREL DZEYDE SEME SELME
HAKLARIYLA LGL YASAL DZENLEMELER
Uzun dnemdir ikamet eden yerleik yabanclara,
ikamet edilen lkenin yerel dzeyde karar alma mekanizmalarna
vatandalarla ayn ekilde katlmn salayc haklarn
kullandrlmas iin ilgili lkenin Anayasasnda bunu
engelleyici hkmlerin bulunmamas gerekir. Ulusal dzeyde
karar alma mekanizmalarna katlm vatandalara tannan bir
ayrcalk olsa da yerel dzeyde seimlere katlm hakk
demokrasinin gerei olarak baz lkelerce tannmaktadr. Bu
hakkn verildii lkelerden birisi de Hollanda'dr ve bu hak
Hollanda Kraliyet Anayasasnda net bir ekilde yer almaktadr.
5.1. Hollanda Kraliyet Anayasas
Hollanda Krall Anayasas 142 maddeden
olumaktadr. Birinci blmdeki 23 madde temel haklar ile
ilgilidir. Anayasann 1. maddesinde dini, hayat gr, politik
eilimi, rk, cinsiyeti veya her ne sebeple olursa olsun herkesin
eit durumlarda eit muamele grecei belirtilmektedir.
Anayasann Temel Haklar blmnn dier maddelerinde
insanlarn, din, vicdan, rgtlenme, basn, toplant ve yry,
haberleme, fikir ve basn zgrl gibi temel insan haklar
gvence altna alnmtr. Anayasa, devlete, vatandalarn eitim,
salk, gvenlik, i, gda, konut sorunlarn zme yetkisi ve
grevi vermitir.
Hollanda Kraliyet Anayasasnn 54. maddesinde
Hollanda dnda yaayan Hollandallar istisna tutularak
Temsilciler Meclisinin, on sekiz yan dolduran her
Hollandalnn dorudan oyu ile seilecei belirtilmitir.
Parlamento yelii iin Hollandal olmak, on sekiz yan

1162

doldurmak ve seme ve seilme hakk elinden alnmam olmak


gerekli koullardr (md. 56). lgili maddelerde belirtilen
Hollandal olmak hkm ak bir ekilde belirtmektedir ki ulusal
seim ve referandumlarda oy verme hakk yalnzca Hollanda
vatandalarna tannmtr. Bu anayasal ifadeden, yerleik
yabanclarn ulusal seimlere ilikin bir haktan
yararlanamayaca ve bunun anayasal olarak iddia
edilemeyecei aka grlmektedir.
Yerel seimlere ilikin hkme bakldnda ise yerleik
yabanclara bu demokratik hakkn verildii grlmektedir.
Hollanda Kraliyet Anayasasnn 130. maddesi Hollanda da
yaayan yerleik yabanclar ile ilgilidir. Maddeye gre;
Hollandada ikamet eden yabanclar, aynen Hollanda
vatandalar iin geerli olan koullar yerine getirdikleri
takdirde, belediye meclisi seimlerinde, seme ve seilme
haklarn kullanabilirler.
5.2. Hollanda Seim Kanunu
Hollanda seim kanununa gre, yerleik yabanclarn
yerel dzeyde seme ve seilme haklarna ilikin hkmler
Hollanda Kraliyet Anayasasyla paraleldir. Kanunun Belediye
Meclisi
(Municipal
council)
blmne
gre;
Hollandada, belediye meclisi seimleri drt ylda
bir gerekleir. Hollandada 400n zerinde belediye
bulunmaktadr ve belediyeler seimlerin dzenlenmesinden
sorumludur. Ayrca bir belediye meclisinin bykl
belediyenin nfus saysna baldr. Belediye meclis ye says
srekli tek saydadr. Belediye Meclisi Seimlerinde bireylerin
oy kullanabilmesi iin Hollanda vatanda olmas
gerekmemektedir. Ayrca Hollanda'da ikamet Avrupa Birlii'nin
dier ye devletlerin vatandalar da oy verme ve seimler de
aday olma ile ilgili olarak Hollanda vatandalar ile ayn haklara
sahiptir. Avrupa Birlii dndaki lkelerin vatandalar ise oy
kullanabilmek ve seimlerde aday olabilmek iin yasal
olarak Hollanda'da be yl ikamet etmi olmas gerekmektedir.
Bu anlayla hem yerel ynetimlere katlm zendirilmekte hem
de orada yaayanlarn yerel sorunlara ilgisiz kalnmasnn nne
geilmektedir (nder, 2005: 59).

1163

6. BTNLEK G POLTKASI NDEKSNE GRE


HOLLANDANIN DEERLENDRLMES
Gmenlerin
ynetime
katlmalar
konusunda
politikalarn ve uygulamalarn analiz edilip nicel bilgiler
sunulmas doru bilgiye eriilmesi bakmndan nem arz
etmektedir. Bu noktada almamz 2010 Btnleik Gmen
Politikas ndeksinden (Migrant Integration Policy IndexMIPEX III 2010) faydalanmtr.
MIPEX "gmen" terimi ile AB ye devletlerinde
hukuka uygun olarak ikamet eden nc lke yurttalarn
kastetmektedir. Aksi belirtilmedii takdirde gmen terimiyle;
mlteci, snma arayan, yasad gmen ve serbest dolam
hakk ile bir dier ye devlete geen AB yurtta
kastedilmemektedir. (MIPEX, 2010)
MIPEX, gmenlerin Avrupa toplumu ile btnleme
dzeylerini lkelerin performans bakmndan lmekte ve
seme ve seilme haklar ile demokrasi dzeyleri noktasnda
karlatrma yaplmasn salamaktadr. almada, Avrupa ve
Kuzey Amerika olmak zere Hollandann da iinde yer ald
toplam 31 lkede gmenlerin 148 politika gstergesi ile Avrupa
toplumlarna katlma frsatlarnn zengin ve ok boyutlu bir
resmini izmektedir. Burada ama; politikalar ve uygulamalar
lerek her bir aratrma alannda yaayan tm sakinlere sunulan
eit haklarn, sorumluluklar ve frsatlarn gvenceli olup
olmadn ortaya koymaktr. MIPEX, ulusal ve uluslararas
politikalarn kamu bilgisine sunulmak zere bilgi ve
grnrln artrarak effafl tevik etmektedir. Bylelikle;
nesnel, eriilebilir ve karlatrlabilir bilgilerin incelenerek
tartlmasn salamay ve Avrupada btnleik bir gmen
politikasnn iyiletirilmesini hedeflemektedir. (MIPEX, 2010)
MIPEX, aratrmalarnda 7 politika alan belirlemitir.
Bunlar; igc piyasasna eriim, yeniden aile birliini salama,
uzun sreli ikamet, siyasal katlm, vatandala giri ve
ayrmclk kartldr. Her bir politika gstergesi iin en iyi
uygulama, Avrupa Konseyi szlemelerinde (Council of Europe)
veya Avrupa Topluluu direktiflerinde yer alan en yksek
Avrupa standardnda oluturulur.
Gmenlerin
ynetime
katlmalar
konusunda
politikalarn ve uygulamalarn analiz edildii MIPEX III 2010

1164

verilerinde 31 lkenin resmi istatistikleri, bteleri, proje ve


bilimsel deerlendirmeleri, hkmet raporlar ve sivil toplum
rgtleri, mahkemeler ve gmenlerden alnan belgeler ile Harita
1deki sonular elde edilmitir.
Harita 1: 2010 itibariyle Yerel Seimlerde Oy Kullanma Hakk
Bakmndan Hollanda

Harita 1e gre 0dan 100e kadar kategorize edilen


renkler gmenlerin siyasi hayata katlmn gstermektedir. 0 ile
gsterilen lkelerde ( Letonya, Bulgaristan, ek Cumhuriyeti,
Polonya ve Romanya) yaayan bir gmen; kendisini, yaad
ehri, blgeyi ve lkeyi etkileyen siyasi kararlarda rol
oynayamaz. Devlet onun temel vatandalk haklarn kstlar ve
o, politik bir ilikide bulunamaz( siyasi partiye katlamaz,
gazeteci olamaz). Bunu sadece vatandalar yapabilir( AB
vatandalar, AB ye devletleri gibi). Yine bu lkelerde devlet,
demokratik hayata katlmaya cesaretlendirmek iin herhangi bir
politika uygulamamakta ve yasal dzenleme yapmamaktadr.
Gmenlerin karlarn temsil eden dernekler bile bu lkelerde
devlet finansmanndan yoksundur. (MIPEX, 2010)

1165

Harita 1e gre 80-100 (olumlu) aral gmenlerin


siyasi katlmnn en yksek derecede olduu alanlardr. Ancak
konumuz itibariyle Hollandann da yer ald 60-79(biraz
olumlu) aralna baktmzda, bu aralkta bulunan lkelerde (
Portekiz, rlanda, Lksemburg, Almanya, Hollanda ve svire)
gmenlerin siyasi katlm paylarnn dier lkelere kyasla
olduka yksek olduunu grmekteyiz. Dolaysyla bu
lkelerden biri olan Hollandada gmenlerin siyasi hayata
katlmnn her anlamda desteklendiini ortadadr.
Bu demektir ki; Hollandada yaayan gmenler yerel
seimlerde seme ve seilme hakkna sahiptirler ( oy
kullanabilirler ve aday olabilirler). Hatta yasal ikamet snrn
getikten sonra blgesel seimlerde de oy kullanabilirler. Bu da
yerel, blgesel ve ulusal dzeyde gl ve bamsz bir gmen
danman organ gelitirilmesine imkn salayabilir. te yandan
devlet, gmenlerin siyasi haklar konusunda onlar
bilgilendirirve onlarn sivil toplum rgtleri kurabilmelerine
imkn salar.
Grafik I:

1166

ounluunun Avrupa Birliine ye lkelerden


gelenlerin ve Antiller ile Arubadan gelen Dutch vatandalarnn
oluturduu Hollanda, nemli bir g lkesidir. (MIPEX, 2010)
Avrupa Birliine ye lkelerin 2004 yl itibariyle art
gstermesi zerine Hollanda alma izni gibi bir takm tedbirler
almtr. 2007 ylnda Hollandada yeni gelenler iin eitli yasal
dzenlemelerle politika deiikliine gidilmitir. Bu politikalar
ou Avrupa lkesine gre olumlu gzkse de aslnda
btnleme asndan iinde eksikler barndrmaktadr. Dier
lkelerde olduu gibi gmenler iin eit hak ve sorumluluklar,
gvenli yerleim imkn, ifte vatandalk ve siyasi frsatlar
politik katlm aralardr.
Mipex verileri nda aadaki sonular karlmtr
(MIPEX, 2010):
Aile Birliini Salama: Gelimi birok lkede
toplumsal btnlemeyi salamak iin bir aile kurulmas ya da
igc piyasasna eriim, bir balang noktas olarak
alnmaktadr. Hollanda igc piyasasna eriim konusunda
gmenlere her trl frsat sunarken aile birliini salama
noktasnda eksikliklerini giderememitir. Hatta Hollanda, Dutch
vatandalar iin beklenen yksek seviyede ve ok farkl
statlerdeki artlarn aynsn gmenlere dayatmaktadr. Bir
dier sorun da AB lkeleri dndan gelen gmenlere ok
yksek harlara sahip uyum snavlar yaplmasdr.
gc Piyasasna Eriim: Hollandadaki gmenlerin
igc piyasasna eriimi ciddi anlamda desteklenmektedir.
Yasal dzenlemeler ile gmen bir ii ile Dutch arasnda
herhangi bir fark bulunmamaktadr. rnein, gmen kadnlara
i bulma, i kurma imkn salanmakta ve eitli pilot projeler
uygulanmaktadr. Avrupa Birlii ye lkesi dndan gelen
gmenlere dahi ayn destek verilmekte ve eitli hibe
programlar uygulanmaktadr.
Eitim: Hollanda eitim konusunda uygulam olduu
politikalar ynyle ( dil, kltr, sosyal btnleme vb. alardan)
yetersizdir. Gmenler iin zorunlu eitim olsa da kltrler aras
eitlilii (12 gmen dili, 14 farkl kltr) giderebilecek
retmen ve dil destei salanamamaktadr.

1167

Vatandala Giri ve Uzun Sreli ikamet:


Hollandada vatandalk testini geen adaylara Hollanda
vatandal garanti edilmektedir. Vatandalk iin uygulanan bu
testler
uzun
sredir
Hollandada
yaayanlara
uygulanmamaktadr. te yandan Hollanda doumlu vatandalar
ve vatandala geenler iin vatandalk muamelesi noktasnda
eitlik sz konusudur. Ancak, sorun Hollanda vatandalna
geme ilemleri ve bunun yararlar hususunda bilgi
yetersizliinden kaynaklanmaktadr. Belediyelerin bu konuda
tevik edici bir bilgilendirme yapmamas Hollanda
vatandalna geme konusunda insanlarn bu konuda bir adm
atmamasna sebep olmaktadr. Baz gmenler, evreden
duyduklar yanl bilgilerle, zellikle de olumsuz deneyimlere
dayal eksik bilgiler nda karar vermeye almaktadrlar.
Ayrmclk Kartl: Hollandada geni ayrmclk
kartl tanmlamalar ile ok eitli olan gmenleri korumay
amalamtr. Ancak bilgi, diyalog, grev ve eylemler
araclyla tevik edilen eitlik iin yasal taahhtler yetersizdir.
Siyasal Katlm: Hollanda kkl bir g lkesi olarak
demokratik yaam gerekletirmek iin yeni gelenleri tevik
edici politikalar gelitirmektedir. Yerel danma organlar sivil
hayattaki katlma ve topluluklara kar kprler ina
edilmesinde caydrc olabilmesine ramen AB ye lkesi
dndan gelen gmenler ve AB vatandalar tam siyasal
zgrlklere sahiptirler. Ayn zamanda kendilerine verilen yasal
seim haklaryla siyasete katlabilme konusunda hibir sorun
yaamamaktadrlar. Sorun sadece gmenler iin oluturulan
kurulular ve gmenlerin yasal haklar hakkndaki bilgi
eksikliidir.
SONU
Yerleik yabanclar tarihin her dneminde var olan g
olgusunun bir parasdr. Gmenler ilk bata yaamlar iin
temel ihtiyalar karlamak amacyla ekonomik araylar iine
girmektedir. Ancak zamanla hem g edilen lke hem de gmen
asndan toplumsal btnlemenin salanabilmesi iin ekonomi
temelli politikalar yetersiz kalmakta ve karlkl uyumun
salanmasna dair politikalar gelitirilmektedir.

1168

Nedenleri fark etmeksizin g eden kiiler zamanla


varlan lkede hayatlarn devam ettirme eilimindedir. Bu
kiiler, uzun sredir vard lkede ikamet eden ancak bu lkenin
vatanda
olmayan
yerleik
yabanclar
olarak
nitelendirilmektedir. Yerleik yabanclar, vatandalar gibi
topluma
ve
devlete
kar
sorumluluklarn
yerine
getirmektedirler,
fakat baz haklarn kullanlmasnda
vatandalarla karlatrldnda bir takm engeller ile mcadele
etmek zorundadrlar.
zellikle II. Dnya Sava sonras artan g, 21.
Yzyln kresel sorunlarndan biri haline gelmi ve birok
lkede konuyla ilgili politika gelitirilmesini zaruri klmtr.
lke asndan ulusal karlar ve gmen asndan temel haklar
gelitirilen politikalarn snrlarn belirlemitir. nce kii hakk,
kiinin maddi ve manevi btnl, mlkiyet hakk, konut
dokunulmazl gibi negatif stat haklarnn n planda olduu bu
politikalara zamanla eitim ve retim, aile ve ocuk haklar ve
alma hakk gibi pozitif stat haklar (sosyal ve ekonomik
haklar) ve vatandalk, seme ve seilme, kamu hizmetine girme,
bilgi edinme hakk gibi aktif stat haklar (siyasi haklar)
eklenmitir. Bunlardan biri olan seme seilme hakk gmenler
asndan i, konut dil, eitim gibi ihtiyalarndan sonra gelen
ancak bir o kadar nemli bir haktr.
Gnmzde insan haklarnn politikalar asndan
meruiyet temeli olmas, nefret sylemine kar gelitirilen
giriimlerin uluslararas bir nitelik kazanmas ve kresellemenin
etkisine ramen seme ve seilme hakk yerel dzeyde tartld
ile kalmaktadr. Her ne kadar bu etmenler sz konusu
politikalarn gelitirilmesine katkda bulunmusa da istenilen
dzeye ulalamamtr. Yani ulusal dzeyde bir seme ve
seilme hakk tartmalarnn gndeme gelmedii sadece yerel
politikalarla snrl olduu grlmektedir.
almada ele alnan Hollanda ounlukla Avrupa
lkelerinden olmak zere birok yerden g almas ve gmenler
iin gelitirdii btnleme politikalar nedeniyle ok kltrl
demokrasi kavramyla anlmaktadr. Bir lkede temel hak ve
hrriyetlerden bahsedilecekse ilk nce o lkenin bata anayasas
olmak zere yasal dzenlemelerine baklr. Hollanda Kraliyet
Anayasas Hollandada ikamet eden yabanclar Hollanda
vatandalardan ayrmam ve yasalarda belirtilen artlar yerine

1169

getirdikleri takdirde, belediye meclisi seimlerinde, seme ve


seilme haklarn kullanabileceklerini belirtmitir. Resmi
istatistikler, bteler, proje ve bilimsel deerlendirmeler,
hkmet raporlar ve sivil toplum rgtleri, mahkemeler ve
gmenlerden elde edilen MIPEX verileri her ne kadar eitim,
aile birliini salama gibi konularda Hollandann bir takm
eksikliklerini ortaya koymu olsa da, Hollanda hkmeti yerel
halkn siyasal katlmn her anlamda desteklemektedir.
Gmenlerin blgesel ve ulusal anlamda oy kullanabilmeleri iin
bile yasal sre olan be yllk ikamet sresini amalar
gmenlerin Hollanda vatandalar ile tamamen eit olmasn
salamaktadr. Dikkat edilirse sorun sadece yaplan yasal
dzenlemelerin yetersiz kalmasndan ve gmenler arasnda
rgtlenme ve bilgi eksikliinden kaynaklanmaktadr.

1170

KAYNAKA
AKAY, T., (2011), XIX. Yzylda Kafkasya'dan Osmanl
Devleti'ne Ynelik G, I. Uluslararas Karadeniz
Kltr Kongresi, Karabk niversitesi, Sinop, ss. 3-13.
AKSOY, Z., (2012), Uluslararas G ve Kltrleraras
letiim, Uluslararas Sosyal Aratrmalar Dergisi, Cilt:
5, Say: 20, ss. 292-303.
CANATAN, K., (2007), Avrupa lkelerinin Aznlk
Politikalarnda Trke Anadil Eitiminin Konumu
sve, Fransa ve Hollanda rnekleri, Trkoloji
Aratrmalar, Cilt: 2, Say: 3 , ss. 159-172.
CASTLES, S., MLLER, M. J., (2008), Gler a, stanbul
Bilgi niversitesi Yaynlar, stanbul.
ALAYAN, S., (2006), G Kuramlar, G ve Gmen
likisi, Mula niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Dergisi (LKE), Say: 17, ss. 67-91.
AKIR, S., (2011), Trkiyede G, Kentleme/Gecekondu
Sorunu ve retilen Politikalar, SD Fen Edebiyat
Fakltesi Sosyal Bilimler Dergisi, Say: 23, ss. 209-222.
ELK, F., (2006), Glerin tici ve ekici GlerYaklam
ile Analizi, Erciyes niversitesi ktisadi ve dari
Bilimler Fakltesi Dergisi, Say: 27, ss. 149-170.
DANI, D., (2012), Nfus Meselelerine Sosyolojik Bir Bak:
Gler, Trkiye Bilimler Akademisi Ulusal Ak Ders
Malzemeleri,
http://www.acikders.org.tr/pluginfile.php/4161/mod_re
source/content/1/TUBA13.pdf, (10.04.2014).
HOLLAND, (2014), Provinces in the Netherlands,
http://www.holland.com/uk/tourism/regions/provincesin-the-netherlands.htm.
HOLLAND, P. I., (2014), Economic Profile, Netherlands:
http://www.hollandtrade.com/businessinformation/holland-information/economicdevelopment/.
IOM, (2009), G Terimleri Szl, IOM, Cenevre.

1171

KONSEY, A., (1992), Yabanclarn Yerel Dzeyde Kamu


Hayatna
Katlma
Szlemesi,
Strasbourg:
http://conventions.coe.int/Treaty/EN/Treaties/PDF/Tur
kish/144-Turkish.pdf.
KURT, H., (2006), G Eilimleri ve Olas Etkileri, Ynetim
Bilimleri Dergisi, (4: 1) , ss. 148-178.
MIPEX, T. H., (2010), Migrant Integration Policy Index III,
Brussels: www.mipex.eu.
MUNICIPALITIES (VNG), A. O., (2008), Local Government in
The Netherlands, Association of Netherlands
Municipalities, Hague.
ORSAM, (2012), Kresel G ve Avrupa Birlii ile Trkiye'nin
G Politikalarnn Geliimi, Orsam, Ankara.
ZMEN, . N., (2010), Bulgaristan'dan Gelip zmir'e Yerlemi
Trk
Soylu
Gmenlerin
Kamusal
Alanda
Grnrlnn ve Topluma Uyumlarnn G
Kuramlar ve Btnleme Asndan ncelenmesi, Z.
Karaman, . N. zmen, . G. Yontar, & Y. E. zer
iinde, D Gler (s. 111-128), zmir Belediyesi, zmir.
SWING,

W.,
(2013),
Migration,
Madrid:
http://www.iom.int/files/live/sites/iom/files/AboutIOM/docs/2Presentation-at-the-Chief-ExecutivesBoard-April-5-Madrid.pdf.

TOPRAK, Z. K., (2009), Trkiye'de Yabanc Mezarlklar ve


Kresel likiler Anda Stratejik Gelimeler; zmir in
Bir Yaklam, Ynetim Bilimleri Dergisi, (7: 1), ss. 7399.
NDC, C., ERDOAN, M., IIK, ., (2009), Avrupada
Uluslararas Emeklilik G ve Btnleme
Kapsamnda Ynetime Katlm zerine nceleme,
Ynetim Bilimleri Dergisi, (7: 1), ss. 159-188.
YONTAR, . G., (2011), Avrupa Konseyi Kararlarnda Yerleik
Yabaclarn Yerel Dzeyde Seme ve Seilme Haklar,
Sekin Yaynclk, Ankara.

1172

TRKYEDE KAMU YNETMNDE YENDEN


YAPILANMA GRMLER VE GELECENE
LKN BR DEERLENDRME
Prof. Dr. Yakup BULUT
Ar. Gr. Sedat KARAKAYA
ZET
Toplum hayatn dzenleyen, yrten, belirli bir sistem
ierisinde ilerlemesini salayan ve devletin topluma grnen
yz olan kamu ynetimi, hemen her alanda ileyen canl bir
mekanizmadr. Dier bir ifade ile toplumu ilgilendiren hemen her
konu kamu ynetimini de ilgilendirmektedir. Byk lekli
ulusal politikalardan diplomasiye ve en kk yerel hizmetlere
kadar her trl faaliyetin kamu ynetiminin alan iinde yer
ald dnldnde, bylesi bir alann tarihsel geliimi,
dnm ve gelecei zerine dnmek ok daha nemli hale
gelmektedir. zellikle ok partili, hayata geile beraber yeniden
yaplanma ve deiim talebinin farkl ekillerde gndeme
geldii, zel ve kamu birimlerinin hazrlad raporlarda daha
fazla n plana kt grlmektedir. Nasl bir kamu ynetimi?
gibi ynetsel sorulara cevap aramak zere planlanan ve 1960
sonras MEHTAP Projesi ile balayan gelimeler, 1980 sonras
yeni kamu ynetimi anlay talebi, 2000 sonras reformlar,
uluslararas dzenlemeler iyi okunmal ve deerlendirilmelidir.
nk bu deiim, merkezi ynetim ve kurumlarnda olduu
gibi, yerel ynetim ve kurumlarnda da olmutur. Deien
ynetim anlay beraberinde vatanda-ynetim ilikisini
ekillendirirken, bir taraftan da semen davranlarn, farkl bir
vatanda tiplemesini, siyaset algsn, siyaset-brokrasi ilikisini
de deitirdi. Bugn ynetimin sosyolojik boyutu, kurumsal
yaps, ilevsellii, lek sorunu, etkili ve verimlilii gibi birok
alanda hem mevcut yap gelecei adna yeni bak alarna ve
vizyoner bir yaklama ihtiya olduu, hatta bu ihtiyacn dinamik
bir yapya sahip olan kamu ynetiminin de znde olduunu
ifade etmek gerekir. Dier bir ifade ile verimlilik, etkenlik, hesap
verebilirlik, ynetiim, esneklik, effaflk, kalite vb. kavramlar

Mustafa Kemal niversitesi BF, yakupbulut@hotmail.com


Mustafa Kemal niversitesi BF, sdtkarakaya49@gmail.com

1173

deien yeni ynetim paradigmasnn rnleri olarak Kamu


Ynetiminin parametreleri haline gelmitir. Kamu ynetiminin
geleceini tartmak, bu parametrelerdeki deiimi yakndan
takip etmekle ilgilidir.
Dolaysyla bu alma aslnda ana aamay dikkate
almaktadr. Birincisi, kamu ynetimlerinin deiim seyrini
ortaya koymak. kincisi, bu deiime etki eden faktrleri
belirlemek. ncs ise, bu faktrleri de dikkate alarak nasl bir
kamu ynetimi? Sorusuna kamu ynetiminin gelecei
balamnda cevap aramaktr. Trkiye leinde gerekli irdeleme
yaplrken ynetimin genel yaplanmas, merkez ve yerel
kurumlardaki yapsal deiimler, merkez ile yerel politika
hedefleri ve daha iyi bir kamu ynetimi anlaynn anahtar
kelimeleri yol gsterici olacaktr.
Anahtar Kelimeler: Kamu Ynetimi, Yeni Kamu
Ynetimi Anlay, Reform almalar, Paradigma Deiimi.
RESTRUCTURING INITIATIVES IN PUBLIC
ADMINISTRATION IN TURKEY AND AN ASSESMENT
OF ITS FUTURE
ABSTRACT
When the cosidering all kinds of activities from largescale national policy to diplomacy and the smallest local services,
take place within the field of Public Administration, the historical
development of such areas, transformation and reflect on the
future, are becoming much more important. In particular, with
the transition to multi-party system, restructuring and change
requests have been raised in different ways; both private and
public institutions in its report gave more importance to it. The
problems of how public administration should be planned, after
1960 MEHTAP project began with the development, after 1980,
the demand for new public management approach, post-2000
reforms and international regulations, good read and should be
evaluated.
This article is composed of three stages. First, to
demonstrate the course of public administration. Second, to
determine the factors that influence these changes. Third, by
taking into account these factors, the questions which how

1174

public administration? the future is to look for the answer in the


context of public administration. On the scale necessary when
examining Turkey, overall structure of management, structural
changes in the central and local authorities, central and local
policy objectives and the key to a better understanding of public
administration will be guiding words.
Key Words: Public Administration, New Public
Management Approach, Reformation Studies, Paradigm Shift.
GR
Ynetim sistemimizin geliim seyrine bakldnda
yeniden yaplanma giriimlerinin ekli ve ierii farkl olsa da
hemen her dnemde var olduunu sylemek mmkndr. Bu
deiimi etkileyen birok faktr olmakla beraber, zellikle
ekonomik, evresel ve teknolojik gelimelerin n planda olduu
sylenebilir. Kreselleme etkileri, bilgi ve iletiim
teknolojilerindeki gelimeler, mesleki ve teknik konularn geni
bir alana yaylmas gibi birok etken, kamu ynetimini hem
teorik hem de pratik olarak yeni bir yne ve anlaya
gtrmtr. Ancak deiim, sorunlara neter vururken kendi
iinde sorunlar da beraberinde getirebilmektedir. Nitekim
modern kamu ynetimi anlayn hayata geirme arzusu,
geleneksel kamu ynetimi anlayn btn btn terk etme
anlamnda deerlendirilemez. Dalist bir kamu ynetimi
anlaynn bugn cari olmadn sylemek ok zordur. Ancak
unu da ifade etmek gerekir ki, gnmz kamu ynetimleri,
ulusal ve uluslararas alanda kulland klasik ynetim modelini
nemli lde terk ederek, yeni kamu ynetimi anlaynn
standartlarn ve tekniklerini hayata geirmektedir. (Division for
Public Economics and Public Administration, ET 06. 05. 2014).)
Gnmzde evre, kentleme, demokrasi, ynetim
sistemi araylar ve ulus devlet, blgesel devlet, kresel
ynetiim gibi kamu ynetiminin birok bileeni ve aktr,
atmac bir yaklamdan uzlamac bir anlaya gitmek
zorundadr. Her ne kadar ortak bir kamu ynetimi anlay
olmasa da benzeen ve ortak deerler erevesinde bileen bir
kamu ynetiminin olabilecei gzden uzak tutulmamaldr.

1175

Nitekim Avrupa Birlii mktesebat da yerel, blgesel


ve ulusal ynetim modellerinin benzemesi noktasnda nemli
admlarn atlmasn desteklemitir. zellikle toplumsal ve
siyasal alanlarda verilen kararlar ile bu gelimeye ivme
kazandrmtr (kmen, 2009: 144). Kresel eilimlerin
meydana getirdii bu deiim ivmesi ulusal dzeylerde de
toplumsal, ekonomik ve siyasal deiimlere ve doal olarak da,
kamu ynetimindeki deiimlere etki etmitir. Ynetimleri
yeniden yaplandrma balamnda sistemler duraanlktan
dinamizme, hantallktan verimlilie, arz eksenli hizmet
politikasndan talep eksenli hizmet ve retim politikasna doru
zorlanmtr. Bir anlamda kendi ierisinde srekli bir yeniden
yaplanma ihtiyac ortaya km ve retilen politikalarla
yaplanma ihtiyalar giderilmeye allmtr. Bu alma
Trkiyede kamu ynetiminde yeniden yaplanma giriimlerine
deinmekle beraber, ynetim sistemimizin gelecei hakknda
baz deerlendirme yapma ihtiyacnn da olduuna vurgu
yapmay amalamaktadr.
1. KAMU YNETMNDE DEM HTYACI
Kamu ynetimlerinin yeniden yaplandrlmas,
gerekte bir ihtiyatan m kaynaklanyor? Yoksa meydana gelen
sosyo-ekonomik gelimeler mi yeniden yaplanmay zorunlu hale
getiriyor? Aslnda her ikisi de doru olmakla beraber, ihtiyala
zorunluluun kesitii noktalarda yeniden yaplanma kanlmaz
olmaktadr. Nitekim yeniden yaplanmada faktrn etkili
olduu aka grlmektedir. Birincisi, ekonomik krizler ve
bunlarn kamu ynetimleri zerindeki etkileri, ikincisi siyasal
krizler ve istikrarszlk, ncs ise, kresel etkiler ve deien
dnyann lke kamu ynetimleri zerindeki etkileridir. Sz
konusu Trk Kamu Ynetimi olunca, bu etkiler sonucu
yaplmaya allan yeniden yaplanma, daha ok kaybolan
merkezi otoriteyi tekrar tesis etmeye ynelik olmutur. Bu
balamda ynetimde deiim her ne kadar gncel bir konu olarak
zihne gelse de lkemiz kamu ynetiminin yeniden yaplandrlma
srecinin Osmanl devletine kadar dayandn ifade etmek
gerekir. Srece genel olarak bakldnda, Nizaml Mlkn
Siyasetnamesi, Koibeyin Risalesi, Yusuf Has Hacibin
Kutadgubiligi,
Evliya
elebinin
Bozukluklarn
Dzeltilmesinde Tutulacak Yollarndan tutun da, Tanzimat

1176

sonras balayan yeniden yaplanma almalarnn neredeyse


tamam kaybolan merkezi otoriteyi dier bir ifade ile merkezi
ynetimleri tekrar eski gcne kazanmas balamnda ele
alnmtr. Dier bir yaklamla bireyli bir devlet ynetimi,
merkezin yan sra yerelin de bir anlay olarak benimsenmesi
pek dnlmemi ya da kukucu bir yaklamla ele alnmtr.
Hatta Tanzimatn yerellemeyi deil daha fazla merkezilemeyi
saladna dikkat ekilmitir. zellikle tartmal konularndan
belki de en nemlisi ynetimin yapsyla ilgilidir. Dnemin
dikkat eken belki de en nemli yaplanma giriimi, dem-i
merkeziyetilik (yerinden ynetim) ve teebbs ahsilii
(zel giriim) savunan Prens Sabahattin ile merkeziyeti otoriter
ve devletilii savunan ttihat Terakki liderlerinden Ahmet Rza
tarafndan ileri srlen yaklamlardr ki, burada da merkeziyeti
yaklamn ar bast ve merkezi ynetim ile dem-i merkeziyet
arasndaki modernleme hareketleri, ttihat Terakkinin
merkeziyeti, devleti ve otoriter ynetim modeliyle devam ettii
grlmektedir (Mardin, 1983:210; Bulut, 1996: 172). Hatta
Cumhuriyete gei sonras da toplumu ekillendirmede
tasarlanan ynetim anlaynda bu modelin devam ettii
sylenebilir. Osmanldan devralnd ileri srlen bu anlayn
kamu ynetiminin rgtsel yaplanmasnda etkin olduu ve
devletin resmi politikas haline geldii ifade edilmektedir
(Cokun, 2012: 13). Btn nemli kararlar, bakentten
alnmakta, taradaki uygulamalar merkezden verilen direktifler
dorultusunda ve onun denetimine bal olarak gelimekte ve
kamu brokrasisi de bu bak asna gre biimlenmekteydi.
Ynetim olgusu da daha ok idare hukuku iinde incelenmi
(aylan, 2000: 7) brokrasi, ynetsel davran, planlama,
rgtleme, etkinlik, verimlilik ynetime katlma ve ynetimler
aras hizmet blm gibi ynetiim konular ihmal edilmitir
(Erylmaz, 2012: 76-78).
ok partili hayata geile birlikte ynetim alannda
yaanan nemli deiimler, zellikle brokratik yaplanmada
kendini gstermitir. Osmanldan sonra geleneksel ynetici
snfn dnda ilk defa farkl bir grubun devlet aygtn kontrol
etmesi, tek parti dnemindeki siyaset-brokrasi arasndaki sk
ilikinin brokrasi aleyhine zedelenen bir gelime olarak
grlmtr. rnein aylan, DP iktidar tarafndan alnan,
bakanlk emrine alma, resen emekliye sevk etme hkmet
ilerine kar Dantay yolunu kapama gibi yasal nlemler, esas

1177

itibar ile eski iktidarla btnlemi yksek dzeydeki


brokratlara kar alnan nlemler olarak grmtr (Gk,
2003: 42).
Yeniden yaplanma balamnda kamu hizmetlerinde
etkinlik ve verimlilik salamak iin, yerli ve yabanc kii ve
kurumlarca 1940l yllarda balayan ve gnmzde de bir
ekilde devam eden bir takm ynetsel reform almalar
yaplmaya balanmtr (Erylmaz, 2012: 77; Cokun, 2012: 14).
Reform almalarna nclk eden ve ynlendiren kurumlar,
1950 sonras gelime gstermitir. 1953te Birlemi Milletler
yardmyla kurulan TODAE (Trkiye Orta Dou Amme
daresi), kamu ynetimi ile ilgili akademik ve uygulamaya
ynelik aratrmalar yapmak, gerektiinde gr bildirmek;
yeniden yaplanma almalarna katk salamak ve neriler
gelitirmek; kamu ynetimi ile ilgili retim malzemeleri
gelitirmek ve hazrlamak amacyla kurulmutur (TODAE,
2014). TODAE, bir anlamda yaplacak reform almalarna
nclk eden ilk adm olarak deerlendirilebilir. Bu ynyle
Trkiyenin ynetsel reform pratii kendi i dinamiklerinden
daha ok uluslararas aktrlerin ve konjonktrn etkisi altnda
devam etmitir. Yerli uzmanlarca hazrlanan rapor ve almalar
ise daha ok planl dnem sonrasnda grlmektedir.
Ynetim alannda yaplan rapor almalar zetlenecek
olursa:
Tablo 1: Kamu Ynetimi ve Ynetimi lgilendiren Konularda
Hazrlanan Raporlar
Uzmanlar
Tarafndan
Hazrlanan Raporlar

Hkmet/Devlet
Tarafndan Hazrlanan
Raporlar

1933-34 yllarnda
Walker D.Hines ve
Arkadalar tarafndan
hazrlanan Hines
Raporu (Trkiye'nin
ktisadi Bakmdan
Umumi Bir Tetkiki
Hakknda)

1958 ylnda TODAE


tarafndan hazrlanan
Trkiyede Devlet
Personeli Hakknda
Rapor

1178

Hkmet D
Organlarca
Hazrlanan
Reformlar
TSAD tarafndan
farkl konularda
(Trkiye Ekonomisi,
Vergi politikas,
Ticaret, Sanayi,
Ynetimde Etik,
Srdrlebilirlik,
Fikir Hrriyeti,
Blgesel
Eitsizlikler,
Denetim, demokrasi
vb) reform
almalar

1949 ylnda Fritz


Neumark tarafndan
hazrlanan Neumark
Raporu (Devlet Daire
ve Messeselerinde
Rasyonel alma
Esaslar Hakknda),
1949-50 yllarnda
Max Veston
Thornburg tarafndan
hazrlanan Thornburg
Raporu (1-Trkiye
Nasl Ykselir?(1949)
2.Trkiye'nin
Ekonomik Durumunun
Tenkidi(1950)
Hakknda)
1951 ylnda Dnya
Bankas destei ile
James Barkerin
bakanlndaki kurul
tarafndan hazrlanan
Barker Raporu,
1962 ylnda yaplan
Fisher Raporu (
Devlet Hizmetlerine
Memur Seme
Hakknda Program,
Devlet Personel
Dairesinde Snav
Yaplacak Olan
Tekilata Dair
Grler, Trk
Personel Sistemi, Trk
Hkmeti Personel
daresinin Ana
Hatlarna Taalluk
Eden Politika ve
Tatbikatna Dair
Rapor)

1960 sonras DPT,


TODAE ve Devlet
Personel Bakanl
nclnde yaplan
aratrmalar

TOBB tarafndan
hazrlanan raporlar

1963 ylnda DPT ve


TODAE tarafndan
hazrlanan Merkezi
Hkmet Tekilat
Aratrma Projesi
(MEHTAP) Raporu
(personel ynetimi
hakknda),

TESEV tarafndan
hazrlanan raporlar
(Yerel ve Blgesel
Ynetim nerileri,
G, Hak ve
zgrlkler, Yeni
Anayasa almalar
vb)

1972 ylnda yaplan


TODAE tarafndan
hazrlanan darenin
Yeniden Dzenlenmesi:
lkeler ve neriler adl
rapor
1991 ylnda TODAE
tarafndan hazrlanan ilk
kez ABye uyumu ve
vatanda odakl ynetimi
gndeme getiren Kamu
Ynetimi Aratrmas
Projesi (KAYA) Raporu

1999-2002 yllar
arasnda TODAE
tarafndan hazrlanan
Yerel Ynetimler
Aratrmas (YERYN
Aratrmas)
2003 ylnda hkmet
tarafndan hazrlanan
Kamu Ynetimi Temel
Kanunu Tasars

1179

Kamu ynetimi alannda daha byk lekli deiimi


hedefleyen reformlara temel dayanak noktas oluturan
gelimelere bakldnda, 1960tan sonra lkenin iine girdii
siyasi ve ekonomik krizler sonras gelitirildii grlmektedir
(Yayman, 2005: 5). Bu kapsaml ve ayrntl reform
almalarnn temel amac, salkl bir ynetim yaplanmasn
hedeflemekle beraber bu hedefin tam olarak gerekleemedii ve
yeniden yaplanma ihtiyac hep devam etmektedir.
2. KAMU YNETMNDE YENDEN YAPILANMA VE
TRK KAMU YNETM
dari reform, idareyi gelitirme reorganizasyon, yeniden
dzenleme, idareyi gelitirme (Cokun, 2012: 14) gibi terimlerle
de ifade edilen yeniden yaplanma, yukarda belirtilen
raporlarn temel amalarndan olmakla birlikte, Trkiyede daha
ok mevcut sistemin iyiletirilmesini ve devamn salayan bir
anlayla srmtr. Ynetimler zaafa dtkleri ve gcn
yitirmeye balad her dnemde yeniden yaplanma ve reform
yapma ihtiyac hissetmilerdir. Trkiyedeki idari reform ve
yeniden yaplanma giriimlerinin belirgin bir ekilde balad
dnem Tanzimat dnemidir. Bu dnemdeki reform
almalaryla valilere yalnz gvenlik ileri tahsis edilirken mali
iler padiah tarafndan atanan ve geni yetkileri bulunan
amirlere tahsis ediliyordu. Eyalet ynetiminde yaplan
reformlarla, adli sistem mensuplar merkeze daha sk
balanmtr. Merkezileme abalar, yeniden yaplanma
giriimleri ve reform almalar, merkezi hkmetin tekrar
glendirilmesi gerektii dncesinden hareketle yaplmtr.
Bu ynyle Tanzimat dnemindeki yaplanma gerekesi ile
Cumhuriyet dnemi arasndaki yaplanma gerekeleri ve yaplan
deiiklikler birbirine benzemektedir.
Ancak 20. Yzylda yaanan teknolojik gelimeler,
sanayileme, ehirleme, hzl nfus art, sava ve siyasi
dnmler yzyllarn birikimini bu dneme tamtr. Kamu
hizmeti a olarak da nitelenen bu dnemde kamunun yaps ve
ilevleri byyerek ynetimleri deiime zorlayan ve ihtiyaca
cevap arayan bir mahiyet kazanmtr. Bununla birlikte souk
sava sonras gelimeye balayan fikirsel hareketlilik ve
demokrasi gibi bireyi n plana karan kavramlar ulus snrlarn

1180

aarak dnce kalplarn deitirmi ve ynetim


paradigmalarnda deiimi zorunlu hale getirmitir (Babakanlk,
2003: 19). Bu anlamda 20.yzyln ikinci yarsndan itibaren
yaplan almalar dnyada yaanan deiimlere adapte olma ve
deien ynetim sistemlerini daha iyi uygulama gerekeleriyle
yaplmaya balamtr. zellikle bu dnemde ortaya kan liberal
devlet politikalarnn geliimi ve serbest piyasa artlarnn
oluturduu zorunluluk bir taraftan ynetim sistemlerini birbirine
yaklatrrken, dier taraftan evrensel ynetim normlar haline
gelmeye balamlardr. Bu sebeple Trkiyedeki reform ve
yeniden yaplanma giriimleri, dnyadaki bu deiimleri referans
almtr. Nitekim Trkiyedeki deiimi zorunlu klan
gelimelere bakldnda dnyadaki genel eilimle benzer bir
seyir izledii grlmektedir. zellikle kamu kurumlarnn hantal
yaplar, karar alma srelerindeki yaval, yetki ve sorumluluk
dengesinin iyi datlmam olmas, engelleyici brokratik
zihniyet, ynetim-siyaset dengesinin kurulmam olmas,
Trkiyede kamu ynetiminin mevcut sorunlar olarak ifade
edilmektedir. Ayrca idarenin nc olmak yerine toplumsal
gelimelerin ve deiimin nn tkad eklinde eletiriler dile
getirilmektedir. Bu ve benzeri nedenlerin etkisiyle idarenin
amalarnda, grevlerinde, grevlerin blmnde, rgt
yapsnda, personel sisteminde, kaynaklarnda ve bu kaynaklarn
kullanl biimindeki eletirileri ve eksiklikleri dzeltme amac
tayan yeniden yaplanma faaliyetleri kamu ynetimi
disiplininin deimeyen gndem maddesini oluturmaktadr
(kmen, 2009: 140).
1970 sonras ortaya kan kapsaml ekonomik krizle
(aylan, 2000: 3) birlikte sorgulanmaya balayan ekonomik
modeller, ngilterede Thatcher ve ABDde Reagannn nclk
ettii serbest ekonomik model ile yeni sa olarak adlandrlan
yeni bir anlay ortaya kmtr. Devleti klten ve temel aktr
olmaktan karan bu yaklam yeni kamu ynetimi olarak
literatre gemitir. kar maksimizasyonu yapan soyut birey
anlay zerine kurulu bir liberalizm ile ahlak ve davran
geleneklerine bal bir siyaset ve ynetim anlayn temel alan
muhafazakr ideolojiyi bir araya getiren yeni sa anlay, retim
ilikilerini yeniden dzenleyen neo-liberal iktisat politikalarn
uygulayacak devlet biimini ekillendiren, sivil toplum
dzleminde
toplumsal
muhalefeti
zayflatp
rza

1181

mekanizmalarn ileten bir ynetim sistematiidir (Topal, 2012:


391-92).
1980 sonras Uluslararas Para Fonu (MF), Dnya
Bankas (WB), Dnya Ticaret rgt (WTO) ve OECD bata
olmak zere uluslararas finans piyasalar ve ok uluslu irketler
serbest piyasa ekonomisini tevik ederek ynetim sistemlerini ve
ulusal politikalar neo-liberal ve yeni sa politikalar
dorultusunda hareket etmesi ynnde tevik ederek tek tip kamu
ynetimi uygulamalar iin ynlendirmilerdir (Sakl, 2013: 153;
Tok, 2008: 16). Hesap verilebilirlik ve denetim mekanizmasnn
etkinliinin azalaca ya da marjinal dzeyde kalaca dnlen
bu modelde, alternatif nlemler ve sylemler gelitirilmeye
balanmtr. Bu sylemlerin banda ynetiim (governance)
kavram gelmektedir (aylan, 2000: 19).
Dnyadaki genel politik eilimlerde yaanan deiimler
yeniden yaplanma almalarn kolaylatrmtr. zellikle
ideolojik kamplamalara dayal bloklarn dalmasyla neoliberal politikalarn uygulanabilirlii ve yaygnl artmaya
balamtr. Neo-liberal ve yeni sa akmn grleri
dorultusunda devletin kltlerek hantal ve gereksiz yapsnn,
minimal devlet modeline dntrlmek istenmesi, ynetimin
piyasa artlarnda daha etkin ve verimli rgtlenebilesi konusunu
gndeme getirmitir. Yeni sa grn yaygnlamasyla Yeni
Kamu letmecilii (YK) olarak ekillenen yeni model, devleti
kltmeye, piyasaya alabilecek kamu hizmetlerini piyasaya
amaya, piyasalatrlmas mmkn olmayan hizmetleri ise
zerk kurululara, ajanslara, blgesel ve yerel ynetimlere
devretmeye balamtr (Canpolat, Cangir, 2010: 26). Bylece
refah devleti anlaynn tersine, devletin sosyo-ekonomik
alandaki ilevleri olabildiince minimuma indirgenirken,
bireysel giriim ve seim zgrl belirleyici ve tercih edilen
model olarak benimsenmeye balamtr.
Trkiyedeki yeniden yaplanma almalar sadece
yeni hedefler tayin etmekle kalmam kamu ynetimin personel
yapsyla ilgili dzenlemeleri de gndeme getirmitir. zellikle
byk lde liyakat sisteminin olmad ve iletilmedii,
performansa dayal olmayan alma ve cret sisteminin geerli
olduu, amalara gre ynetimle toplam kalite ynetimi gibi
ada ynetim tekniklerinin uygulanmad, verimlilie dayal
olmayan ve haksz cret farkllklarnn olduu, hizmet ii

1182

eitime gereken nemin verilmedii ve ar karmak bir


mevzuat dzenlemesinin olduu gibi bir ok konu, yeniden
yaplanmann temel gerekelerini oluturuyordu (Babakanlk,
2003: 47), TSAD ve TESEV aratrmalarnda ortaya kan
sonular ise, kamu kurumlarna olan gvensizlik, yolsuzluk,
rvet, usulszlk, vatandaa kt muamele, keyfi uygulama vb.
uygulamalarn personel rejimiyle ilgili toplumsal algya
dayandrlyordu (Bilgin, 2004: 32-35). Bu erevede
zelletirme ve devleti kltme politikalaryla birlikte kamuda
istihdam azaltma, personel verimini arttrma ve vatanda odakl
ynetim anlayn gelitirme gibi personel rejimini dorudan
ilgilendiren yeni uygulamalar dillendirilmeye balamtr.
zellikle 1950 sonras ekonomide devlet paynn giderek
bymesi ve kaynaklarn verimli kullanlamamasndan dolay
gelimi lkelerin tercih ettii bir ynetim anlay (Karagz,
2009: 38) olan zelletirme ve devleti kltme politikalar
devletin istihdam politikasna etki ederek kamuda szlemeli
personel altrlmas konusunu gndeme getirmitir (Er, 2013:
35-36).
Trkiyede kamu ynetimi geleneinin neo-liberal ve
liberal yeni sa ynnde deimeye balamas 24 Ocak 1980
Ekonomik Kararlaryla serbest piyasa ekonomisine gei ile
gndeme gelmitir. Bu srete, lke ekonomisinin uluslararas,
finans kurulularna bamllnn artmas ynetim yaps
zerinde de etkili olmutur. zellikle ABye uyum srecinin
oluturduu psikolojik bask ve ulus st birimlerin etkisi, Trk
kamu ynetiminin yap ve ilevi zerinde de kkl bir deiimi
getirmeye balamtr (apar, 2014). Dier bir ifade ile
Trkiyede ekonomik nedenlerle artan kamu harcamalar mali
yapda, kamu sektrnn etkili, verimli ve etkin hizmet sunmas
iin personel ynetiminde ve deien artlara uyum salamak
iin de rgtsel yapda kkl deiimlerin yaplmas hzlanmtr
(Canpolat, Cangir, 2010: 29). Bu balamda bir zm olarak
sunulan zelletirme ve devletin piyasadan ekilmesi hukuksal
dzenlemelere yansm ve 24.11.1994 tarihinden sonra, 4046
sayl zelletirme Uygulamalar Hakknda Kanun yrrle
girmi, zelletirme Yksek Kurulu ve zelletirme daresi
Bakanl oluturulmutur. Sonu olarak birok kamu kuruluu
ve tesisi zelletirme kapsamna alnmtr (Karagz, 2009: 39).

1183

3. AB SRECNDE KAMU YNETM DSPLNNN


DEM
Trkiye'nin AB'ye yelik srecine bal olarak ynetim
yapsnda nemli deiimlerin olduunu sylemek yanl olmasa
gerek. Hatta AB sreci, kamu ynetiminin yeniden
yaplanmasnda tetikleyici unsur olmutur. Avrupa Yerel
Ynetimler zerklik art, Maastricht Antlamas gibi metinler
merkeziyeti yaplar yerelletirmede nemli etkiler yapmtr.
1963 ylnda imzalanan Ankara Anlamas, 1970 ylnda
imzalanan Katma Protokol, 1987 ylnda yaplan tam yelik
bavurusu, 1995 ylnda salanan Gmrk Birlii ve nihayet
1999 Helsinki Zirvesi ile kabul edilen aday lke stats, Avrupa
Birlii yolunda alnan mesafeyi gstermektedir. Aday lke
stats alndktan sonra; Trkiye ile Avrupa Birlii arasndaki
ilikiler Katlm Ortakl Belgesi, Ulusal program, zleme
Raporlar, Katlm ncesi Ekonomik Program ve Ulusal
Kalknma Plan gibi bir dizi plan ve program tarafndan
ekillendirilmeye balanmtr. Bu kapsamda lkemizde mevzuat
ve kurumsal yap Avrupa Birliine uyumu temel alan bir unsur
olarak gndeme gelmitir. Kopenhag kriterleri erevesinde
ynetim yapmzn deimine ilikin siyasal, ekonomik ve yasal
adan nemli deiim abalarnn olduu grlmektedir
(Babakanlk, 2003: 78).
1980 sonras yeni kamu ynetim dncesinin giderek
lke ynetimlerinde etkin olmaya balad bir dnemdir. dari
reformlarn yeniden yaplanmann temel amac olarak grld
bu dnem, hemen her alanda kamu ynetiminin yeniden
yaplanmas gerektiine dikkat ekiyordu (Yayman, 2005: 50).
Trkiyede kamu ynetiminin yeniden yaplandrlmas
ile ilgili yaplan tm rapor ve idari dzenlemelerde (MEHTAP,
KAYA Be Yllk Kalknma Planlar vb), AB uyum sreci
dikkate alnmtr. zellikle AB yelik srecinin mevzuat ve
kurumsal yapya temel olmaya balad 1980 sonras dnemde
yaplan KAYA Raporunda, Uluslararas dzenlemelerin, ulusal
ynetim sistemlerini yaplanmalarn etkileyecei belirtilmitir
(KAYA Raporu, 1991: 150-155). Nitekim bu Raporun
yansmalar Altnc Be Yllk Kalknma Planndan balayarak

Birinci Be Yllk Kalknma Planndan sonraki kalknma planlarnn tmnde


AB yelik sreci ile ilgili dzenlemeler bulunmaktadr.

1184

tm kalknma planlarnda, siyasi partilerin seim


beyannamelerinde ve hkmet programlarnda yer almtr.
rnein KAYA Raporunda planlama, denetleme, hakla ilikiler
gibi ortak grevlerin yannda ekonomi, maliye, enerji,
madencilik, eitim, salk, kltr ve turizm gibi ana hizmet
birimleri ve yerel ynetimler ile ilgili ana konularda durum
tespitleri yaplm ve belli bir plan dhilinde yeniden yaplanmas
istenmitir.
zellikle yerel ynetimlerin glendirilmesi, Avrupa
Birliinin nem verdii konularn banda gelmitir. Avrupa
Konseyi, gelecein Avrupa Birliinin en nemli talarndan
birinin zerk yerel ynetimler olduunu belirterek, Avrupa
lkelerinde ortak toplumsal deer olan yerel zerklie byk
nem vermitir (Kele, 2011: 53). Bu balamda Avrupa Konseyi
de bir takm kamu hizmetlerinin halkn yararna olabilecek
ekilde yerel zerklik ilkesinin anayasalarda yer almasn
istemitir. Trkiyenin taraf olduu ve i hukukunun bir paras
haline getirdii Avrupa Yerel Ynetimler zerklik art, kamu
ynetiminin yerel boyutunun yeniden yaplanmas almalarna
nemli derecede etkisi olmutur. Her ne kadar bir takm
endielerden dolay baz maddelerine ekince konulmu olsa da
2000 sonras Ak Parti Hkmetleri dneminde karlan yasalar
(5216, 5302, 5393, 5747, 6360) ve tasarlarda, bu ekinceleri
nemli lde kaldrmtr.
4. KAMU YNETM TEMEL KANUNU TASARISI VE
SONRASINDA YAPILAN DZENLEMELER
Yeni kamu ynetimi dncesi erevesinde amalanan
minimal devlet anlay, gl merkeziyeti ynetimden gl
yerel ynetime gemeyi amalyordu. Dier bir ifade ile
yerelleen ve halka daha yakn ynetimlerin, ynetim anlayyla
hayata gemesi ngrlyordu. Bu yaklam Trk kamu
ynetimi reform srecine de yn vermitir. zellikle AB
mktesebat dikkate alnarak, blgesel eitsizliklerin giderilmesi,
insan haklar, yerel ynetimlerin glendirilmesi, ynetimde
effaflk, vatanda memnuniyeti gibi alanlar i hukukta nemli
bir yer vermek ve yeniden dzenlemelere yanstmak amacyla
reform almalar yaplmaya balanmtr. 2003te hkmet
tasars olarak gndeme gelen Kamu Ynetimi Temel Kanunu

1185

Tasars merkezi ynetim ile yerel ynetimlerin ileyiini


dzenleyen birok yeni uygulamay gndeme getirmitir. Tasar,
Temel Kanun ifadesi ile kanunlar arasnda hiyerarik bir iliki
kurulamaz ynndeki eletirilere ramen, TODAE, TSAD,
TOBB, TESEV, Bilgi niversitesi ve siyasi partilerin mutfak
almalar sonucu bir konsenssle oluturulmu olmas ok
nemlidir (Gler, 2003: 5-6). Bu tasarnn kaynak tekil ettii
kanunlar;

Kamu Mali Denetimi ve Kontrol Kanunu


Tasars (2003te 5018 sayl kanun ile yasalat),

gndemde)

Kamu Personel Rejimi Kanun Tasars, (Hala

Blgesel Kalknma Ajanslar Kanun Tasars


(2006da 5449 sayl kanun ile yasalat),

Kamu Sermayeli irketler Kanun Tasars


Tasla (KTlerin modern iyi ynetiim ve kurumsallama
ilkelerini benimsemesini salamak, zelletirme politikalarn
istenilen dzeyde gerekletirmek, zel sektrle mcadele
edebilmek, siyasi basklardan kurtarmak, Ticaret Kanununa
uygun hale getirmek, mteri odakl hizmet anlayn
gelitirmek vb. gerekeler ),

Bamsz dari Otoritelerin Dzenlenmesi


Hakknda Kanun Tasars,

Bykehir Belediyeleri
(2004te 5216 sayl kanun olarak yasalat),

Kanun

Tasars

Belediye Kanunu Tasars (2005te 5393 sayl


kanun ile yasalat),
l zel dareleri Kanunu Tasars (2005te

5302 sayl kanun ile yasalat),


Tasarda geen dier merkezi ve yerel dzeydeki
yenilikler;

Devlet bakanl saysn en fazla 8 ile snrl


tutulurken en ok babakan yardmcsnn olmas gerektii
belirtilmitir (Md. 10), (Yasalat),

1186


Mstear
bakan
yardmcs
olarak
tanmlanmaktadr (md. 13). (2011de 643 sayl KHK ile
msteardan ayr olarak bakan yardmcl kanunu karlarak
yasalamtr),

Adalet, Milli Savunma, ileri, Maliye,


alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlklar dndaki bakanlklarn
tara tekilat olmayacak (md. 58),

Dileri ile Trk birlii ve Kalknma daresi


Bakanl (TKA) hari, bakanlklar ve dier kurum ve
kurulular yurt dnda tekilat kuramayacak (md. 21),
(Yasalat),

Merkez idareye dhil kurum ve kurulularla il


zel idareleri, belediyeler ve bunlara bal kurulular ve mahall
idare birliklerinin d denetimi, kanunla belirlenecek usul ve
esaslar erevesinde Saytay tarafndan yaplr veya yaptrlr,
sorumlularn hesap ve ilemleri kesin hkme balanr. Bu amala
Saytayn tekilt yaps iinde zel ihtisas daireleri
oluturulabilecei gibi, blge dzeyinde birimler kurulabilir
(Md. 45), (Yasalat),

Her ilde, il zel idaresi, belediye ve ky


idareleri ile bu idarelerin kurduklar birlik, iletme ve zel hukuk
hkmlerine tabi olmayan dier yerel ynetim kurulularnn
gerek ve tzel kiilerle ilgili ilem ve kararlarnn hukuka
uygunluunu deerlendirmek, aralarndaki anlamazlklarn
zmne yardmc olmak zere bir halk denetisi seilir (md 47)
(Yasalat),

Tasardaki geici maddeye gre, MEB tara


tekilatnn grev ve yetkileri ile bina, okul, ara-gere, tanr ve
tanmaz mallar, alacak ve borlar, bte denekleri ve
kadrolaryla birlikte olmak zere il zel idarelerine devredilecek,

Salk Bakanl tara tekilatnn grev ve


yetkileri, eitim hastaneleri hari, salk evi, salk oca, salk
merkezi, dispanser ile hastanelerin ara-gere, tanr-tanmaz,
alacak ve borlar, bte denekleri ve kadrolaryla birlikte
olmak zere personeli, il zel idarelerine devredilecek,
(Yasalat),

Kltr ve Turizm, evre ve Orman, Tarm ve


Kyileri bakanlklarnn tara tekilatlar belediye snrlar

1187

iinde belediyelere, belediye snrlar dnda ise il zel


idarelerine devredilecek, (Yasalat),

Sanayi ve Ticaret Bakanl ile Bayndrlk ve


skn Bakanl tara tekiltnn grev ve yetkileri ile bina, ara,
gere, tanr ve tanmaz mallar, alacak ve borlar, bte
denekleri ve kadrolar ile birlikte olmak zere personeli il zel
idarelerine devredilecek (Yasalat),

SHEK ve GSGM genel mdrlklerinin tara


tekilatlar, grev ve sorumluluklar kadrolaryla birlikte olmak
zere, belediye snrlar iinde belediyelere, belediye snrlar
dnda ise il zel idarelerine devredilecek, (Yasalat),

Ky Hizmetleri Genel Mdrl'nn grev


ve yetkileri, ara ve gereleri, her trl tanr ve tanmaz
mallar, bunlara ait denekler ile birlikte stanbul dnda il zel
idarelerine, stanbul ilinde ise bu hizmetleri il snrlarnda
yapmak zere stanbul Bykehir Belediyesi'ne devredilecek
(Geici Md. 1) (Yasalat),
Yerelleme, zelletirme ve ynetiim erevesinde
hazrlanan tasar, Cumhurbakann vetosu sonucu baz
maddelerinde yaplan deiikliklerle 5227 sayl Kamu
Ynetimin Temel lkeleri ve Yeniden Yaplandrlmas Hakknda
Kanun olarak 2004 ylnda karlmtr. Katlmc, saydam,
hesap verebilir, insan hak ve zgrlklerini esas alan bir kamu
ynetiminin oluturulmas, kamu hizmetlerinin adil, sratli,
kaliteli, etkili ve verimli bir ekilde yerine getirilmesi iin
merkez idare ile mahall idarelerin grev, yetki ve
sorumluluklarnn ada kamu ynetimi ilke ve uygulamalar
erevesinde belirlenmesi, merkez idare tekiltnn yeniden
yaplandrlmas ve kamu hizmetlerine ilikin temel ilke ve
esaslar dzenlemek amacyla karlan kanun, nceki
dzenlemelerden farkl olarak sadece ynetsel yapy deil, ayn
zamanda demokratik bir yaklamla kamu brokrasisindeki
yerleik deerleri dntrmeyi amalamtr.
Kamu Ynetimin Temel lkeleri ve Yeniden
Yaplandrlmas Hakknda Kanun, mevcut kamu ynetiminde
etkinliin artrlmas, kat emir komuta ilikileri ve merkeziyeti
yapy deitirerek, kamu ynetiminin etkinliini demokratik
anlay ve mekanizmalarda aramay ngrmtr (TESEV,
2014: 4). Dier dzenleme almalarna gre deiim seyrini

1188

daha iyi analiz eden bu kanun, sonradan karlan birok kanuna


nclk ederek hayata geirilmesini salamtr.
1960 sonras yaplan tm almalarda en byk
sorunun, uygulama ve personel sisteminin var olan alkanlklar
ve deiime olan diren dikkate alndnda, yaplan
dzenlemelerin sadece yasal-ussal bak asyla deil personelin
sosyo-psikolojik boyutlaryla da ele alnmasn gerekli klyordu.
Bu adan yaplan dzenlemelere paralel olarak ynetimi ve
ynetim kltrn gelitiren, personel verimini arttran, kurumbirey gven ilikisini salamaya alan, hizmetlerin ahlaki
normlar erevesinde yaplmasn salayan nemli admlarn
atldn sylemek gerek. Nitekim, personel rejiminde ve
ynetimde etik kltr gelitirmek amacyla saydamlk,
tarafszlk, drstlk, hesap verebilirlik, kamu yararn gzetme
gibi etik davran ilkeleri belirlemek ve uygulamay gzetmek
zere 2004 ylnda 5176 sayl Kamu Grevlileri Etik Kurulu
Kurulmas ve Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakknda
Kanun karlmtr. Cumhurbakan, Trkiye Byk Millet
Meclisi yeleri, Bakanlar Kurulu yeleri, Trk Silahl
Kuvvetleri, yarg mensuplar ve niversiteler dnda dier tm
kamu kurumlarn bu kanuna gre denetiminin n almtr.
Ayrca 2003 ylnda Bilgi Edinme Kanunu ile
demokratik ve effaf ynetimin gerei olan eitlik, tarafszlk ve
aklk ilkelerine uygun olarak kiilerin bilgi edinme hakkn
kullanmalarna ilikin esas ve usulleri dzenlenmesi
amalanmtr. Yine krtasiyecilik ve hantall nlemek iin
2009 ylnda Babakanlk tarafndan E-Devlet ve Bilgi Toplumu
Kanun Tasars Tasla hazrlanmtr. Buna gre bilgi
toplumuna dnm srecini planlamak, koordine etmek ve bu
kanunda verilen grevleri yapmak zere oluturulan Kurullar ile
kurulan Bilgi Toplumu Ajansnn tekilat yaps, grev ve
yetkileri dzenlenmektedir.
SONU
1950 sonras dnyada meydana gelen ekonomik ve
sosyal deiimler sre iinde yeni bir ynetim paradigmasn
dourmutur. 20. yzylda ynetim alannda yaplan almalarn
genel seyrine bakldnda, merkeziyeti geleneksel kamu
ynetimi anlay, yerini yerellie, oulculua, sivil topluma,

1189

halkn ve bireyin iinde yer ald ve effaf, katlmc bir yeni


ynetime brakmaktadr. Bu yzyln ikinci yarsndan itibaren
devam eden yeniden yaplanma giriimleri, 21. yzyla girerken
de devam etmi ve etmektedir. zelletirme politikalar, yeni
kamu ynetimi anlay, neo-liberal devlet anlay, serbest
piyasa ekonomisi 20. yzyln deien ynetim anlaylaryd.
Ancak deiim seyri bunlarla snrl kalmayacan ve yeni
eilimlerin ortaya kacan sylemek mmkndr.
Trk kamu ynetim sisteminin yapsal sorunlarna
bakldnda deiimi ynetmek sorunlar zmek, gven
olgusunu yerletirmek, liyakat ve katlmcl hayata geirmek,
saydamlk, hesap verebilirlik, ngrlebilirlik gibi iyi ynetimin
temel zelliklerini deiime yanstmak konularnda ciddi
sorunlarn yaand grlmektedir. Bu sorunlar giderecek bir
yeniden yaplanmann ele alnmasnda hayati nem vardr.
Gelecee ynelik uzun vadeli stratejiler gelitiremeyen gndelik
sorunlarla bouan Tk kamu ynetimi 1950lerden itibaren
ksmi deiikliklerle ilerlese hala bu deiimin yetersiz olduunu
ve sreklilik kazanamadn sylemek gerekir.
bn-i Haldunun deyimiyle, ynetim, bir arada yaamn
zorunlu sonucu olduuna gre ynetimlerin yap ve ileyiinin
sreklilii, dnyadaki gelimeleri izleyebilmesi, kamu
hizmetlerini etkili, verimli ve etkin kullanabilmesine baldr.
Devletin toplumsal yz olan brokratik mekanizmann, yeni
ynetim paradigmasndaki (effaflk, etkinlik, verimlilik,
vatanda odakllk vb.) yenilikleri benimsemesi yeniden
yaplanma anlayna bir anlam kazandracaktr. Dier bir ifade
ile toplumsal sorumluluk, sosyal adalet, kamu yarar, saydam,
katlmc, hesap verebilir, insan hak ve zgrlklerine saygl,
belirsizlii ve eitsizlii giderici esnek ve ngrlebilir bir
ynetim dncesinin olmas gerekir. Bu balamda u nerilerin
dikkate alnmasnda fayda vardr:
1- Kamu hizmetleri, vatanda memnuniyetini esas
alacak ve beklentilerine cevap verebilecek Toplam Kalite
Ynetimi erevesinde sunulmaldr.
2- Yeniden yaplanma, sistemin tm iin dnlmesi
gerekir.

1190

3- almalar, hkmet programlarnda yer almakla


birlikte siyasi mlahazalardan uzak devlet politikas eklinde
yrtlmelidir.
4- Merkezi brokrasinin mevcut durumu korumaya
dnk yaklam ve deiime gsterdii diren, personel
rejiminde yaplacak deiikliklerle yeniden gzden geirilmeli,
nihai amacn kamusal hizmet ve vatanda memnuniyeti olduu
ynnde yasal ve teknik dzenlemeler yaplmaldr. zellikle
kiisel dllendirme ynteminin oluturulmasyla elde edilecek
rekabet ortamnn baarlarla gsterilmesine imkn tannmaldr.
Her kurumda olmas mmkn olmamakla birlikte performans
esasl ynetim anlaynn gelimesi salanmaldr.
5- Vatandaa gvenilir ve gerekli bilgiyi salayan
mekanizmalarn gelitirilmesi gerekir. Bu konuda Bilgi Edinme
Kanunu karlm olmasna ramen iletiim kanallar konusunda
hala bir takm brokratik engellerle karlalmaktadr. Bu adan
devlete gvenin belki de en nemli gerekelerinden olan effaflk
sadece mevzuat leinde deil, sosyo-psikolojik boyutlaryla
birlikte ele alnarak gven tesisi salanmaldr. Bu anlamda
Ombudsmanlk kurumunun istenilen dzeyde faaliyet gstermesi
devlet-vatanda arasndaki gveni tesis edebilecek gelimelerden
biri olabilir. Aslnda yeniden yaplanma konusunda benzer
birok neri getirilebilmekle beraber esas olan, bu nerilerin
toplumsal hayata

1191

KAYNAKA
AVANER, T., (2004), Trkiyede Kamu Ynetimi Reform
Raporlar
(Tablo
ve
Ksa
Aklamalar),
yonetimbilimi.politics.ankara.edu.tr/files/2013/09/tekin
avaner.doc
AVRUPA
BRL
BAKANLII
3
http://www.ab.gov.tr/index.php?p=44&l=1,
Tarihi: 20. 05. 2014.

(2014),
Eriim

AVRUPA
BRL
BAKANLII
1
http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=109,
Tarihi: 19. 05. 2014.

(2014),
Eriim

AVRUPA
BRL
BAKANLII
2
(2014),
http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=111&l=1, Eriim
Tarihi: 19. 05. 2014.
BABAKANLIK, (2003), Kamu Ynetiminde Yeniden
Yaplanma 1: Deiimin Ynetimi iin Ynetimde
Deiim, Ankara.
BLGN, M. H., (2004), www.rekabet.gov.tr/File/?path...pdf,
Eriim Tarihi: 27. 05. 2014.
BULUT, Y., (1996), Belediye Ynetiminin Yeniden
Dzenlenmesinde Gndemden Dmeyen Konular,
Trk dare Dergisi, Say: 413, ss.171-184
CANPOLAT, H., CANGR, M., (2010), Deien Dnyada
Kamu Ynetiminin Gelecei ve Trkiyenin Reform
Gndemi: Devletin Daha Fazla Demokratiklemesi,
Trk dare Dergisi, Say: 466, ss 25-45.
COKUN, B., (2012), Trkiyede Kamu Ynetiminde Yeniden
Yaplanma Tarihsel Gemi Ve Genel Bir
Deerlendirme, Trk dare Dergisi, Say: 474, ss. 1347.
APAR, S., (2014), 1980 Sonras Trk Kamu Ynetiminin
Deiim
ve
Dnm,
http://www.arem.gov.tr/Arem/defaultarem.aspx?icerik
=135.
DIVISION FOR PUBLIC ECONOMICS AND PUBLIC
ADMINISTRATION
DEPARTMENT
OF

1192

ECONOMIC AND SOCIAL AFFAIRS, Rethinking


Public
Admnstration:An
Overview,
http://www.unpan.org/Portals/0/60yrhistory/documents
/Publications/Rethinking%20public%20administration.
pdf, (06. 05.2014).
ER, S., (2013), Kamu ktisadi Teebbs Szlemeli
Personelinin Hukuki Stats, Saytay Dergisi, Say:
89. ss. 35-59.
ERYILMAZ, B., (2012), Kamu Ynetimi, 5. Bask, Umuttepe
Yaynlar, Kocaeli.
FARAZMAND, A., (1999), Kreselleme ve Kamu Ynetimi,
Mlkiye Dergisi, (ev.) KAYGALAK, S., Say: 59, No:
6.
GK, M., (2003), Demokrat Parti Dneminde Trk Kamu
Brokrasisinin Genel Grnm, S BF Sosyal ve
Ekonomik Aratrmalar Dergisi, Say: 5, ss. 41-62.
GLER, B. A., (2003), Kamu Ynetimi Temel Kanun Tasars,
http://www.birgulaymanguler.net/files/pdf/izmirbaro.p
df, Eriim Tarihi: 24. 05. 2014.
KAMU YNETM TEMEL KANUN TASARISI, (2003),
http://www.mmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=6
206&tipi=4&sube=0#.U3_e8fl_uCk, Eriim Tarihi: 25.
05. 2014.
KARAGZ, H., (2009), Dnyada ve Trkiyede zelletirme
Uygulamalar, Konya Ticaret Odas, Konya.
KAYA, A., (2013), Avrupa Birlii Hakknda Merak Ettikleriniz
Avrupa Birliine Giri, stanbul Bilgi niversitesi,
Hiperlink Yaynlar, stanbul.
KELE, R., (2011), Yerinden Ynetim ve Siyaset, 7. Bask, Cem
Yaynevi, stanbul.
MARDN, ., (1983), Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908,
letiim Yaynlar, stanbul.
KMEN, M., (2009), Avrupa Birliine Uyum Srecinde Trk
Kamu Ynetimi, Ynetim Ve Ekonomi, Cilt: 16. Say:
1, ss. 139-171.

1193

SAKLI, A. R., (2013), Kamu Ynetimi Disiplininde Bunalm


ve k Yolu Araylar, Dokuz Eyll niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt: 5, Say: 1, ss.
145-171.
TADEMR, H., (2009), Avrupa Birlii Hukuku Ders Notlar,
Gazi Kitabevi, Ankara.
AYLAN, G., (2000), Kamu Ynetimi Disiplininde Bunalm ve
Yeni Almlar, Amme daresi Dergisi, Cilt: 33, Say:
2, ss. 1-22.
TBMM

KTPHANE
VE
ARV
HZMETLER
BAKANLII, (2014), Maastricht Szlemesi, Eriim
Tarihi: 25. 05. 2014.

TESEV,

(2014), http://www.tesev.org.tr/mahalli-idare-yasatasarilari-uzerine/icerik/413, Eriim Tarihi: 23. 05.


2014.

TODAE,
(2014),
http://www.todaie.gov.tr/arastirma.php?Baslik=17
Eriim Tarihi: 21. 05. 2014.
TODAE, (1991), Kamu Ynetimi Aratrma Raporu, TODAE
Yayn, Ankara.
TOK, N., (2008), Kreselleme ve Ulus Devletin Dnm
(Ed: Mehmet zel, Veysel Eren) iinde, Devletin
Dnm ve Yeni Dnem Kamu Ynetimi, izgi
Kitabevi, Konya, ss. 1-13.
TOPAL, A., (2012), Yeni Sa iinde Siyaset Bilimi:
Kavramlar, deolojiler, Disiplinler Aras likiler,
Yordam Kitap Basm ve Yayn, stanbul, ss. 391-403.
YAYMAN, H., (2005), Trkiyenin dari Reform Pratii,
Yaymlanmam Doktora Tezi, Ankara niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits Kamu Ynetimi ve Siyaset
Bilimi(Ynetim Bilimi) Anabilim Dal, Ankara.
5227 SAYILI KAMU YNETMN TEMEL LKELER VE
YENDEN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA
KANUN, (2004).
5176 SAYILI KAMU GREVLLER ETK KURULU
KURULMASI
VE
BAZI
KANUNLARDA

1194

DEKLK YAPILMASI HAKKINDA KANUN,


(2004).
4982 SAYILI BLG EDNME KANUNU, (2003).

1195

1196

KAMU RGTLERNDE DEMN YNETLMES


(652 SAYILI K.H.K. EREVESNDE MEB RNE)
Prof. Dr. lker Hseyin ARIKI
Dr. Ahmet YILDIRIM
ZET
Bu alma ile 652 sayl K.H.K. ile balatlan Milli
Eitim Bakanlndaki ( MEB) brokratik-rgtsel deiim
sreci, MEB
tara rgt yneticileri perspektifind4en
deerlendirilmitir. Aratrma;
MEB tara rgt
yneticilerinin, MEBde srdrlen deiim sreci hakkndaki
dncelerini
tespit
etmeye
ynelik
bir
lekle
gerekletirilmitir. Analizler; rneklem grubu olarak
belirlenmi l Milli Eitim Mdrlklerinde grev yapan l Milli
Eitim Mdr, l Milli Eitim Mdr Yardmcs, l Milli
Eitim ube Mdrlerinden salanan 289 anket ile
gerekletirilmitir. Ardndan llmesi amalanan yaplar
(faktrler) tespit edilmi, belirlenen yaplarn teorik ve
uygulamadaki kapsam deerlendirilmi, her yapnn ilgili lek
maddesi oluturulmutur. Bu maddeler oluturulurken yzeysel
geerlilik, teori ve uygulama kapsamnda gzetilmitir.
Faktrlerin yapsal geerlilii iin yapsal eitlik modeli testi
uygulamas gerekletirilmitir
Yapsal eitlik modeli testi, aratrma verilerinin
analizinde iki aamada yaplmtr. llen modelinin
snanmasnda Lisrel 8.80 program kullanlmtr. Hipotezlerin
analizleri iin; ortalama skorlar, gvenilirlikleri ve korelasyon
deerleri, nedensel ilikilere dayal regresyon analizi, model
uyum istatistikleri, apraz tablo ve ki- kare testleri, tek ynl
anova, one-sample t testi gibi testler kullanlmtr.
Ulalan sonular itibariyle, MEB tara rgt
yneticilerinin; MEB rgtsel yapsnda bir deiim ihtiyacnn

S.D.. ..B.F., ilkercarikci@sdu.edu.tr


Isparta Milli Eitim Mdrl l Milli Eitim Mdr Yardmcs

1197

varln istatistiksel olarak kabul ettikleri, MEBde balatlan


deiim ile ilgili olarak temel hazrlklarn yapldn ama
deiim ile ilgili olarak paydalarn srece dhil edilmediklerini,
deiim ile ilgili olarak diren dzeyinde bireysel endieleri
olmalarna ramen, deiimin sonularndan umutlu olduklar
tespit edilmitir. Elde edilen sonulara gre; kamu rgtlerinin
an koullarna ynelik olarak yeniden yaplanmalarnn
gereklilii; ortaya konulacak deiim planlamasnda ve
gerekletirilmesinde ilgili paydalarn ve alanlarn
tamamnn srece katlmlar, gereki bir deiim vizyonunun
zorunluluu ve deiim hedeflerinin kamuoyu ile paylalarak
deiim srecine kamuoyu desteinin salanmas gerektii
sylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Deiim, Deiim Ynetimi,
rgtsel Deiim, Yeniden Yaplanma.
MANAGEMENT OF CHANGE IN PUBLIC
ORGANIZATIONS (EXAMPLE OF MINISTRY OF
EDUCATION WITHIN THE FRAMEWORK OF
DECREE LAW NO:652)
ABSTRACT
In this thesis study, bureaucratic- organizational
changing process in Ministry of National Education (MNE) is
evaluated with the perspective of Provincial Directors of MNE.
The study is aimed to make contributions to the organizational
changing process initiative carried out in MNE in terms of
change management. The survey is conducted with 48 item scale,
measuring the perception and attitude of MNE's provincial
directors about the ongoing changing process in MNE and
resistance of them against this process. The analysis are made
with 289 questionnaires which are provided from Provincial
Education Directors, Deputy Directors and Head of Departments
serving in the Directorate of National Educations of 81
provinces. When these items are being formed, superficial
validation is theoretically and practically taken into account. In
the analysis of survey data, structural equation modeling is done
in two stages. In the first stage, as a measurement model
structural validation of identified structures, in the second stage,
formation of structural model namely testing of related

1198

hypothesis are performed. In the testing of measured model using


Lisrel 8.80 program, items which exacerbate compliance
statistics are excluded from the analysis. For the analysis of
hypothesis; mean scores, reliability and correlation values,
regression analysis based on casual relations, model concordance
statistics, crosstab and chi square tests, one way anova, onesample t-test are used as tests.
As the achieved results, it is determined that, directors
of MNE's provincial organization statistically agree to the need
for change in the organizational structure of MNE, they think that
the basic preparations have been made related to launched change
in MNE, but the stakeholders were not involved in this process,
although they have individual concerns in the level of resistance
regarding the change , they are hopeful about the consequences
of it. According to the obtained results, need for restructuring of
public organizations to get up to date with contemporary
conditions, involvement of all relevant stakeholders and staff in
the planning and realization of introduced changing process,
necessity of a realistic changing vision and ensuring the public
support for changing process by sharing changing targets with
public can be claimed.
Key Words: Change, Change
Organizational Change, Restructuring

Management,

GR
Gnmzde rgtler dne gre; ba dndrc bir hzla
deien bir evresel ortamda faaliyetlerini srdrmek
durumundadrlar. rgtler; kresel lekte gerekleen rekabet,
bilgi teknolojilerindeki gelimeler, iletiim alanndaki yenilikler,
lkelerin deien nfus ve toplumsal yaps, kreselleen dnya
gibi etkenlere gre; kendi durumlarn gzden geirerek, yeniden
yaplanmalarn zorunlu klmaktadr ki, bu zorunluluk
varlklarn srdrebilmelerinin tek yolu olarak karmza
kmaktadr. Dolaysyla yaadmz an baskn bir karakteri
olan deiim olgusu, rgtleri srdrlebilir bir deiim
dinamiini yakalamaya zorlamaktadr. Bu sreten kamu
rgtlerinin muaf olmas beklenemez.

1199

Kurt Lewin (1947) Human Relations dergisinin ilk


saysnda yazd Frontiers in Group Dynamics isimli
makalesinden itibaren ilgili literatrde, rgtsel deiim ve
deiimin ynetilmesi balamnda; genel olarak deiimin
yntemi, zamanlamas, deiime diren, deiimin hedefleri ve
sonular ile ilgili konular hakknda olduka zengin bir birikim
olumutur. Ancak , tarihsel olarak baarl rgtsel deiimlerin
saysnn ok fazla olmamas konunun ciddiyetini gz nne
srmektedir.
Machiavelli 1505 ylnda yaymlanan Hkmdar isimli
kitabnda, deiimin ynetilmesinden daha g veya
uygulanmas tehlikeli olan baka bir ey yoktur, demitir.
Machiavelliye gre; deiim ile eski dzenden karlar olan
herkes deiime kar diren gsterir, deiimden yararlanacak
olanlar ise, sadece pasif bir destek salarlar.
Literatrde yaplm almalara gre rgtsel deiim
hedefi ile istenilen baar arasnda ou zaman ters bir orantnn
varl sz konusudur. Akademik dzeyde yaplm bir ok
almaya gre (Beer ve Nohria, 2000); rgtsel deiim
giriimlerinin bir ounun baarszlkla sonuland, hatta eski
durumdan daha kt hale geldii tespit edilmitir.
almamzn ana temasn oluturan Milli Eitim
Bakanl, Trkiyenin en byk kamu rgtdr. Hizmet
rettii kitleyi gz nnde tutarsak, toplumun kahir ekserisini ya
dorudan ya da dolayl olarak etkilemektedir. Dolaysyla bahse
konu olan kamu rgtndeki deiimin muhtemel etkilerine
bal olarak gerekletirilen deiim srecinin barndrd
riskler olduka fazladr. Deiim srecindeki var olan risklerin
byklne paralel olarak, deiime karar verenlerin
karlaaca siyasi sonularnn da ar olaca kabul gz
nnde tutulursa, deiim giriimini balatanlarn ve
ynetenlerin, deiim ynetimi tekniklerinin salad bilimsel
tecrbelerle hareket etmenin temel bir kabul olmas
beklenmelidir.
Milli Eitim Bakanl; toplumun eitim ihtiyacn
karlamak, insan kaynaklarn gelitirmek, toplumu gelecee
hazrlamak gibi stratejik ve kritik nemde sorumluluklar yerine
getirmekle grevli bir kamu rgtdr. rgtn yasal mevzuat
erevesinde kendisine verilen ve snrlar izilen grevleri icra

1200

edebilmesi etkin alan bir rgtsel mekanizma ile mmkndr.


Etkinlik, verimlilik ve egdm sorunlarn zm bir Milli
Eitim Bakanlna lkemizin bugne nazaran yarn daha fazla
ihtiyac olacaktr. Eitim sistemini yneten Milli Eitim
Bakanlnn rgtsel anlamda bir takm iyiletirmeler ve
dzenlemeler yapld, tarihsel sreteki yasal deiikliklerin
incelemelerinde tespit edilmitir. Fakat bahse konu olan
dzenlemelerin sorunlar zmekten ziyade rgt sistematik
olarak bytt, byd oranda koordinasyon sorunlarn
arttrd ve hantallatrd grlmektedir. Sorunlara zm
reten bir etkinlikten ziyade kendisi sorun reten bir grnme
kavuan Bakanlk merkez rgt ile ilgili zm araylar
zaman zaman politikaclar, zaman zaman da akademik evreler
tarafndan gndeme getirilmiti. Bu balamda 18 Eyll 2011
tarihinde yaynlanan 652 sayl Kanun Hkmnde Kararname
(KHK) ile Milli Eitim Bakanl Merkez rgt Tasarm ve
sreleri yeniden tanmlanm ve bir deiim sreci
balatlmtr.
1. MAARF UMUMYE NEZARETNDEN MLL
ETM BAKANLIINA, ETM RGTNN
BROKRATK, RGTSEL, TARHSEL TEMELLER
Tanzimat dneminde eitim ile ilgili hizmetleri
yrtmek amacyla 1846 ylnda Meclis-i Maarif-i Muvakkat
yani Geici Eitim Meclisi adl bir meclis kurulmutur. Bu
meclisin ald kararlar dorultusunda Osmanl Devletinde
eitim hizmetlerinden dorudan sorumlu ve Hkmet Bakanna
bal Meclis-i Maarif-i Umumiye (Genel Eitim Meclisi)
kurulmutur (Koer 1991: 53).
Osmanl Devletinde eitim ilerinin ilk defa Kabinenin
bir yesi yani bir Nazr tarafndan ynetilmesi 1856 Islahat
Fermannn ilan edilmesinin hemen ardndan, 1857de Maarif-i
Umumiye Nezareti kuruluu ile gerekletirilmitir. Islahat
Fermannda Nezaretin kurulma gerekesi yle aklanmtr.(
Unat 1964: 21.)
Batl gl devletlere ve Hristiyan aznlklara
yurttalk haklar asndan yeni gvenceler vermek ve Avrupa
devletleriyle daha yakn ilikiler kurmak iin ynetim
organizasyonunda yeni dzenlemelere gitme gerei domutur.

1201

Bu amala, eitim ilerinin daha byk bir nemle ve Meclis-i


Vkelaya dahil bir nazr tarafndan ynetimini salayacak
olan
Maarif-i
Umumiye
Nezaretinin
kurulmas
kararlatrlmtr.
1876 ylnda karlan Kanun- Esaside; eitim ile ilgili
hususlara yer verilerek, retimin serbest ve her Osmanl
vatandann kanuna uymak artyla eitim alma hakknn
bulunduu, okullarn devletin denetimi altna alnaca ve
ilkretimin Osmanl vatandalarna zorunlu olduu
belirtilmitir. Bir bakma 1876 Anayasasna eitimle ilgili
konularn girmesi ile birlikte devletin eitimle ilgili grev ve
sorumluklar olduu resmi olarak tescil edilmitir (Baar 2004:
47).
Maarif-i Umumiye Nezaretinde 1879 ylnda yeni bir
deiim sreci balatlarak, retim basamaklarna uygun
dairelere ayrlm ve bu yeni organizasyon yaps Cumhuriyet
dneminde de varln korumutur (Baar 2004: 48).
II. Merutiyetin ilanndan sonra Maarif Nezareti
merkez rgtnde yatay bymeye bal olarak memur saysnn
ar artmas nedeniyle personel azaltmna gidilmitir. Meclisii Kebir-i Maarif, Daimi Encmen vasf kazandrlm ve Nezaret
Daireleri yeniden rgtlenmitir. 1910 ylnda Tedrisat- Aliye
(Yksekretim)
dairesi ve ktphaneler mfettilii
kurulmutur. 1912 ylnda Maarif Nezaretinin merkez rgt
ynetmelikle yeniden belirlenmi, Daim-i Meclis-i Maarif adl
bir eitim meclisi kurulmutur ve retim ile ilgili i ve
ilemlerin yerine getirilebilmesi iin retim daireleri yeniden
dzenlenmitir (Baar 2004: 51). 1914 ylnda Meclis-i Kebir-i
Maarif kaldrlm, yerine Telif ve Tercme Heyeti
kurulmutur. Bu srete Maarif mdrlerinin grev ve yetkileri
1914 ylnda yaynlanan bir ynetmelikle belirlenmitir (Koer
1991: 187).
TBMM kuruluunun gerekletirilmesinin akabinde, bir
taraftan Milli Mcadele srdrlyorken, dier taraftan Meclis
bnyesinde Anadolu'da eitli ileri yrtecek komisyonlar tekil
edilmeye balamtr. Fakat eitim hizmetleri ile ilgili
komisyonun tekil edilmesi srasnda Meclis bnyesinde ciddi
fikir aykrlklar ortaya km, mebuslarn bir ksm, eitim
ilerini ve programlarn Umr-i eriye ve Evkf Encmeni'nin

1202

yrtmesini isterlerken bir dier grup milletvekili ise, eriye ile


eitimin birbirine kartrlmamas gerektii zerinde srarla
durmulardr. Sonunda Hamdullah Suphi Bey'in bakanlnda,
ilerinde Necati Bey'in bulunduu 12 kiilik "Maarif Encmeni"
kurulmutur.
II. Merutiyet dneminde temelleri atlm olan ve
stanbul Hkmeti uhdesindeki "Maarif-i Umumiyye Nezareti"
varln srdryorken, (Akyz 1999: 279) Yasama - Yrtme
gc ve yetkisini elinde bulunduran Trkiye Byk Millet
Meclisi'nde Suret-ntihabna Dair 02.05.1920 tarih ve 3 Sayl
Kanunla oluturulan 'icra vekilleri heyetinin' on bir Vekaletinden
(Bakanlk) birisi olarak Maarif Vekleti" kurulmu, Umur-u
Maarif Vekili olarak Dr. Rza NUR seilmitir. Bakanlklara,
Osmanl Hkmetinden farkl ve daha anlaml olarak Veklet
ad verilmitir. Maarif Vekletinin merkez tekilt ilk
kuruluunda bir-iki oda iine yerlemi be memurdan
oluuyordu ( Akyz 1999: 279)
Dnemin Maarif Vekili Dr. Rza Nur, 1920 yl
sonlarnda Bakanlk Merkez rgtn oluturmutur. 1920
ylnda Maarif Vekillii kurulduunda merkez rgt lk Tedrisat
Mdrl, Orta Tedrisat Mdrl ve Telif Tercme
Heyetinden oluan basit bir yapda idi. smail Safa Bey'in
Bakanl srasnda ise, Maarif Vekilliinin organizasyon yaps
yeniden ekillendirilmitir. Bu rgtlenmede Fransa ve spanya
merkez eitim rgt esas alnarak ilm ve idar blmlere yer
verilmitir (Ergn 1981). Benzer bir rnei 1908 sonrasnda
ttihat ve Terakki iktidar dneminde kurulmu olan ve Meclisi Maarif-i Kebir adyla bilinen Meclis Eitim Komisyonu da bu
dnemde kuruldu. Fransa'da 50 yeli, spanya'da 70 yeli olan
bu komisyon Trkiyede 30 yeden olumutur. smail Safa
Beyin Bakanl dneminde yaplan en nemli icraatlardan bir
tanesi, 1939dan sonra Maarif uras olarak adlandrlacak olan
Milli Eitim uralarnn ncl olacak Maarif Heyeti lmiyesini
15 Temmuz 1923te toplamtr (Zelyut 1989: 676).
1921 ylnda Ankara'da toplanan 1. Maarif Kongresi'nin
eitim tarihimiz ve eitim ynetiminin organizasyonu iin
nemli bir yeri vardr. Bu kongre okul ve renci mevcudunu
tespit etmek, bu konuda yaplmas gereken almalar
belirlemek ve eitime mill bir yn vermek amacyla
toplanmtr.

1203

1.1 Tevhid-i
rgtlenmesi

Tedrisat

Sonras

Trk

Milli

Eitim

II. Merutiyet dneminde Askeri Rtiyelerin Maarif


Nezretine devredilmesi ve bozulmak zere olan Medrese ve
Sbyan mektepleri vakflarnn Maarife devredilmesi gibi
eitimin birletirilmesi ile ilgili baz n admlar atlmasna
ramen, medrese-mektep ikilii ve eitim kurumlarnn
organizasyon bozukluu, Cumhuriyet hkmeti kurulduunda da
devam ediyordu (Ergin 1977: 1339).
Bu ve benzeri nedenlere dayal olarak, 3 Mart 1924
tarihli ve 430 sayl retim Birlii Yasas "Tevhid-i Tedrisat
Kanunu" ile tm medrese ve okullar Maarif Vekaletine
balanm, eitimde ikilik ortadan kaldrlarak devlet kontrol
salanm, mfredat merkeziletirilmi ve eitim dili olarak
Trke benimsenmitir.
1 Mart 1924te TBMMnin drdnc yl alnda
yapt konumay byk lde eitim konularna ayran
Mustafa Kemal; lke ocuklarnn birlikte eitim ve renim
grmek zorunda olduunu, renim birliinin lkenin ilerlemesi
iin byk nem tadn, bu nedenle "eriye Vekaleti ile
Maarif Vekaletinin" ikiliinden vazgeilerek ibirliine
varmasn gerektiini ifade etmitir. Bu konumann hemen
akabinde 2 Mart 1924te Halk Frkasnn grup toplantsnda 3
ayr yasa tasars hazrlanm eriye ve Evkaf Vekaletinin
lav ve Diyanet Reisliinin tekili hakkndaki kanun
mzakereleri komisyonda kabul olunduktan sonra Tevhid-i
Tedrisat yasa tasars Saruhan Mebusu ve Maarif Vekilif Vasf
Bey ve 57 arkadann imzasyla ve Bir millet bireyleri ancak
bir eitim grebilir. ki trl eitim bir lkede iki trl insan
yetitirir. Bu ise, duygu ve dnce birlii ile dayanma
amalarn tamamen yok eder gerekesiyle gndeme
getirilmitir. Tevhid-i Tedrisat Kanununun uygulanmas ile
Dnemin Maarif Vekili Vasf Bey grevlendirildi. Kanun,
eitimin temel kanunu olarak kabul edildi ve daha sonra karlan
btn kanunlara esas tekil etmitir ( Akgn 1983: 37).
1926 ylnda Mustafa Necatinin Bakanl dneminde
789 sayl Maarif Tekilatna Dair Kanun adyla bir yasa
karlmtr. 789 sayl yasa; Cumhuriyet dneminde eitim

1204

sisteminin rgtsel anlamda dzenleyen ilk yasa olmasnn


yannda Eitim Bakanl merkez rgtne Dil Heyeti ile Talim
ve Terbiye Dairesi adl iki danma biriminin eklenmesini de
salamtr (apa1999:52). 789 sayl yasa ile Bakanlnn
merkez rgtne bal tara rgtnde blge sistemi getirilmi,
tara rgtnde maarif mntkalar oluturulmu ve nce on bir,
sonra da on olan Ankara, stanbul, Edirne, zmir, Antalya,
Konya, Adana, Gaziantep, Elaz, Sivas, Van, Erzurum ve
Trabzondaki mntkalarn ynetimine Maarif Eminleri atanm
ancak bu uygulama baz karklklara sebep olduu iin 29
Haziran 1931de kabul edilen 1834 sayl kanun ile Maarif
Eminlikleri kaldrlmtr.
Maarif Vekletinin tekilat yaps, grevleri, kadrolar
ve bu kadrolara ait dereceleri 1933 ylnda karlan 2287 sayl
kanun ile yeniden dzenlenirken, ilgili kanunla Talim ve Terbiye
Dairesinin bana Milli sfat eklenerek dairenin stratejik
nemi arttrlmtr.
10 Haziran 1933 tarihinde kabul edilerek 22 Haziran
1933te yaymlanarak yrrle giren ve gnmzde Milli
Eitim Bakanl rgtlenmesinin temelini oluturan 2287 sayl
Maarif Vekleti Merkez Tekilt ve Vazifeleri Hakkndaki
Kanun ile 789 sayl Kanunu yrrlkten kaldrlmtr.
22 Haziran 1933 tarihinde yrrle giren 2287 sayl
Kanunla Milli Talim ve Terbiye Dairesinin dier grevleri ve
grev alanlarnn snrlar belirlenmi; niversite ve askeri eitim
kurumlar dndaki eitim kurumlarnn eitim ve retime
ilikin hizmetlerin dzenlenmesi grevleri bu Kurula verilmitir.
Tanzimat sonras Osmanl eitim sisteminde, Meclis-i Kebir-i
Maarif e bal Daire-i lmiyenin grevleri Milli Mcadelenin
devam ettii yllarda Heyet-i lmiye tarafndan yrtlen
hizmetler, daha sonra 789 Sayl Kanunla Dil Heyeti ve Milli
Talim ve Terbiye Heyetince yerine getirilmeye balanmtr.
Bu dnemde Bakanlk, 1923ten 27 Aralk 1935 tarihine
kadar Maarif Vekleti, 28 Aralk 1935ten 21 Eyll 1941 tarihine
kadar Kltr Bakanl olarak hizmetlerini srdrmtr (Sorgu
1982: 84).
1933te yrrle giren 2287 sayl Maarif Vekaleti
Tekilat Kanunu yrrlkte kalmasna ramen, 1935-1941
arasnda Kltr Bakanl adn tayan merkez rgt, 1941-

1205

1946 arasnda yine Maarif Vekaleti, 1946-1950 arasnda Milli


Eitim Bakanl adn almtr.
1941de karlan 4113 sayl kanunla Bakanlk merkez
rgt yeniden dzenlenerek, Mesleki ve Teknik Eitim
Mstearl ile zel retim Mdrl, Neriyat Mdrl
ve Mesleki-Teknik retim Mdrlkleri oluturulmutur.
Yeniden yaplanmaya bal olarak merkez rgtndeki yatay
bymeye dayal brokratik younlamay arttrmtr (Baar
2004: 349). 1946da karlan 4296 sayl yasa ile Talim ve
Terbiye Kuruluna yeni
bro ve uzmanlk kadrolar
tanmlanarak, personel istihdam arttrlmtr ( Sakaolu
1993:101). 4926 sayl yasa kapsamnda Devlet Tiyatrolar Genel
Mdrl Maarif Vekaletine, 1950 ylnda 5632 sayl yasa ile
Milli Ktphane Mdrl Milli Eitim Bakanlna
balanmtr. (Sorgu 1982: 9)
27 Mays 1960 askeri mdahalesinin ardndan Maarif
Vekaleti almalarn Milli Eitim Bakanl olarak
srdrmtr. Askeri darbe ikliminin etkisiyle toplumu yeniden
dizayn etme itiyaknn eitim kanalyla gerekletirilme hedefi
Milli Eitim Bakanlnn stratejik neminin artmasna ve bu
duruma bal olarak Bakanlk rgtsel yaplanmasnn yatay ve
dikey bir ekilde bymesine sebep olmutur.
1.2. 1980den Gnmze Trk Milli Eitim rgtnde
Deiim
1980 Askeri mdahalesi sonrasnda tm kamu
brokrasisinde olduu gibi Milli Eitim Merkez rgtnn
yapsnda nemli deiimler gereklemitir. Merkez rgtnde
Mstearlk
saysnn
bire
indirilerek
Mstearn
glendirilmesinin yannda, Yksekretim ile ilgili yaplan
dzenlemeler neticesinde yksek retim grev, yetki ve
sorumluluk Milli Eitim Bakanlndan alnm, ayr bir
rgtlenme modeli erevesinde yaplandrlmtr.
Merkez rgtndeki en nemli deiim; 1981de de
2547 sayl Yksekretim Kanunu ile yksekretimin
ynetimi Milli Eitim Bakanl grev alanndan karlarak
yaps ve ileyii kapsaml biimde deitirilmesi ile balamtr.
Yasa, yksekretimle ilgili ama ve ilkeleri, yksekretim
kurumlarnn ve st kurulularnn rgtlenme, ileyi, grev,
yetki ve sorumluluklar ile eitim-retim, aratrma, yayn,

1206

retim elemanlar
ve rencilerle
ilgili
konular
dzenlemektedir. 2547 sayl yasada yksekretimi
dzenleyecek st kurulular olarak Yksekretim Kurulu
(YK) ve niversiteleraras Kurul (AK) belirlenmitir.
27.2.1982/8-4334 tarih sayl Bakanlar Kurulu
Kararyla, 1 Mart 1982 tarihinde yeniden dzenlenen Mill
Eitim Bakanl merkez rgt, rgtsel yapnn
kltlebilmesi amacyla; iblm, grev ve yetki dzeyi ile
birimler ynnden yeni bir rgt emas ortaya kmtr. Sz
konusu yeniden dzenleme kararnamesiyle, bakanlk merkez
rgtnn: ... yerine getirilmesinden sorumlu olduu
hizmetlerle ilgili ama ve politika tayini, plnlama, kaynaklar
dzenleme ve salama, sevk ve idare, koordinasyon, gzetim,
denetim ve ynetimi gelitirme gibi grevler ile bakanln
tamamn ynetmek zere rgtlenmesi hkme balanmtr (
Ulu 1990: 21)
1 Mart 1982de yeniden dzenlenen Milli Eitim
Bakanl merkez rgtnde; i blm grev yetki dzeyleri
ilevsel olarak snflandrmaya tabi tutulmu; esas birimler,
danma ve denetim birimleri ve yardmc birimler olmak
zere 3 grupta toplanmtr. Yetki ve grev dzeyleri ise;
mstearlk, genel mdrlk, daire bakanl, grup bakanl,
ube mdrl, ksm eflii ve memurluktan oluan 7
katmanda tanmlanmtr.
Bakanlk merkez rgtnde;
- Genel Mdrlk says 22den 12ye indirilmitir.
- 16 Bamsz,
oluturulmutur.

32

baml

daire

bakanl

- Baz birimlerin ad, askeri brokratik hiyerarideki


isimlere dntrlmtr.
- Atama ilerinin tm Personel Genel Mdrlnde
toplanmtr.
- Aratrma Plnlama ve Koordinasyon Kurulu ile Bilgi
lem Dairesi kurulmutur. Milli Eitim Bakanl Genel
Sekreterlii kurulmutur.
30.4.1992 tarihinde kabul edilen 3797 sayl Milli
Eitim Bakanlnn Tekilat ve Grevleri Hakknda Kanun

1207

bakanln yaps, grevleri, ileyiine ilikin hkmleri


iermekteydi. Yasa ayrca, Milli Eitim Bakanl ile Eitim
Faklteleri ve retmen yetitiren ilgili yksekretim kurumlar
arasnda gerekli egdm ve ibirliinin salanmasn
ngryordu. lgili Kanun ile Milli Eitim Bakanl rgtsel
yaps yeniden yaplandrlmtr. Bakanlk yaps; Merkez, tara
ve yurt d rgt ve bal kurululardan oluturulmutur. Bu
dnemde de hakim olan gr, merkez rgtnn
kltlmesidir. Bakanlk d koordinasyon eksikliini en aza
indirmek amacyla bakanlklar aras eitim-retimden sorumlu
bir yksek kurul ile geni eitim ilevine yardmc olunmas,
sistemin bilgi giriinin dzenli ve etkin hale getirilmesi ihtiyacna
cevap olarak Talim ve Terbiye kurulunun sistemle btnlemesi
ve danmanlk hizmetinin etkin ve ak duruma getirilmesi
abalar grlmtr. Ancak sonuta Talim Terbiye kurulunun
ilgili kanunda tanmlanm halinin aksine Bakana balanmas,
i koordinasyonu zayflatc ve bozucu bir etki dourmutur (
Bursalolu 1982: 67).
Deiimin ba dndrc bir hz kazand gnmzde
Mill Eitim Bakanlnn, artan nfus yapsna dayal eitim
ihtiyacna cevap verecek biimde daha fonksiyonel hle
getirilmesi, etkinliinin arttrlmas, toplumun her kesiminin
eitime eriilebilirlik orannn ykseltilmesi ve grevlerinin
yeniden belirlenmesi amacyla, Mill Eitim Bakanlnn
Tekilt ve Grevleri Hakknda Kanunla ilgili deiiklik
almalar uzun sredir kamuoyunun gndeminde kendisine yer
bulmutur.
Bu balamda, yeni kamu ynetimi anlaynn etkisiyle,
yaadmz a kucaklayabilen ve tanmlanm grevleri yerine
getirirken hesap verebilen, katlmcl salam, effaf ve
eitime odaklanm bir Bakanlk rgt yapsn kurabilmek
amacyla, 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayl Kanunun verdii
yetkiye dayanlarak, Bakanlar Kurulunca 25/8/2011 tarihinde
kararlatrlm ve 14 Eyll 2011 ylnda 652 sayl Milli Eitim
Bakanlnn Tekilat ve Grevleri Hakknda Kanun Hkmnde
Kararname yaynlanmtr. lgili kararname 1926 tarihinde kabul
edilen 789 sayl Maarif Tekilatna Dair Kanundan sonra Milli
Eitim Bakanlnn rgt yapsn kapsaml bir biimde ele alan
ve deitiren yasal dzenleme olarak kabul edilir. Bu yasaya gre
Milli Eitim Bakanl merkez rgt, tara rgt, yurtd

1208

rgt ve hizmet birimleri olmak zere drt blmden


oluturulmutur. Bakanlk; merkez rgt; Bakanlk Makam,
Talim ve Terbiye Kurulu, hizmet birimleri, danma ve denetim
birimleri ile yardmc birimlerden oluur. Tara rgt olarak;
her ilde ve ilede bir milli eitim mdrl bulunur. Yasayla,
Bakanlk yurtd tekilat kurmaya yetkili klnmtr.
652 sayl Kanun Hkmnde Kararnameye gre Milli
Eitim Bakanlnn ncelikli grevi; Okul ncesi, ilk ve orta
retim andaki rencileri bedeni, zihni, ahlaki, manevi,
sosyal ve kltrel nitelikler ynnden gelitiren ve insan
haklarna dayal toplum yapsnn ve kresel dzeyde rekabet
gcne sahip ekonomik sistemin gerektirdii bilgi ve becerilerle
donatarak gelecee hazrlayan eitim ve retim programlarn
tasarlamak, uygulamak, gncellemek; retmen ve rencilerin
eitim ve retim hizmetlerini bu erevede yrtmek ve
denetlemek olarak belirlenmitir.
Milli Eitim Bakan mer Diner 652 sayl Kanun
Hkmnde Kararname ile balatlan deiim srecinin mevcut
yapy daha rasyonel, esnek ve evreye duyarl hale
dntreceini ifade etmitir. Bu balamda Milli Eitim
Bakanlndaki yapsal unsurlar radikal bir deiime srkleyen
aamalarn arka planna bakmak, zellikle Milli Eitim
Bakanlnn Glendirilmesi Projesini analiz etmek bir sonu
olarak 652 sayl Kanun Hkmnde Kararnamenin sebeplerini
daha anlalr hale getirecektir.
2. ARATIRMA
2.1. Aratrmann Amac ve Kapsam, Evreni ve rneklem
2011 yl Eyll aynda yaynlanan 652 sayl Kanun
Hkmnde Kararname ile Milli Eitim Bakanlnn rgtsel
yapsnda bir deiim sreci balatlmtr. ncelikle merkez
rgt dzeyinde gerekletirilen deiim sreci, tara
rgtlerini de ierisine alacak ekilde geniletilmekte, ortaya
konulan hedefler dorultusunda Milli Eitim Bakanlnn
rgtsel pozisyonunu yeniden konumlandrmaktadr. almann
amac da; Milli Eitim Bakanlndaki deiim srecini rgtsel
deiim ve deiim ynetimi ilkeleri erevesinde Tara

1209

yneticileri gznden deerlendirerek, srece dair alandan


veriler elde etmektir.
Aratrmada; betimsel yntemler ierisinde yer alan
ilikisel tarama modeli kullanlmtr ve korelasyonel trdeki
ilikiler aranmtr.
Aratrmamzn evreni, Milli Eitim Bakanl tara
rgt yneticilerinden oluturulmutur. Fakat yetki ve
sorumluluk bakmndan Milli Eitim Bakanl tara rgt
snrlandrlarak, 81 ilin l Milli Eitim Mdrlklerinde kadrolu
olarak grev yapan tara yneticileri yani, l Mdrleri, l Mdr
Yardmclar, l ube Mdrleri aratrmann evreni
oluturmutur. le Milli Eitim Mdrlkleri ise aratrma
kapsam dnda tutulmutur.
Aratrma grubunu oluturan rneklem grubu ise; evren
zerinden % 95 gven aralnda % 5 hata payna gre
hesaplanan 336 kii basit tesadfi rneklem yntemi ile
belirlenmitir. Evrenin tamamnn says, stats ve altklar
iller tespit edilmi, rneklem says kotalama yntemi ile
orantsal olarak 81 l Mdrlne paylatrlm, her l
Mdrlnde alan tara yneticilerine sra numaras
verilmitir. Daha sonra tesadfi saylar tablosundan elde edilen
saylarla rneklemi oluturacak olan tara yneticileri
belirlenmitir.
2.2 Veri Toplama Yntemi
Bu aratrma Sleyman Demirel niversitesi Bilimsel
Aratrma Projeleri Ynetim Birimi tarafndan desteklenmi ve
finansal ihtiyalar tamamen sz konusu birim tarafndan
karlanmtr. Aratrmann evrenini oluturan MEB tara
yneticilerine, aratrmann amalar dorultusunda belirlenmi
olan proplemlere cevap aramak zere gelitirilmi olan lek,
Ekim 2012- ubat 2013 arasnda yaklak 5 aylk bir sre
zarfnda uygulanmtr. Bahse konu olan yneticilerle irtibata
geilerek aratrmann detaylar bildirilmi, akabinde gelitirilen
anket formlarnn bir ksm posta yoluyla gnderilirken, dier
ksm l Mdrlklerini ziyaret ederek yz yze grme
yntemiyle uygulanmtr. rneklem grubunun 302sinden anket
formlar geri dnerken, 34 tara yneticisi ile olumlu ya da
olumsuz bir irtibat salanamamtr.

1210

Bu aratrmada alanda ilgili rnek aratrma modeline


ve lee rastlanlmadndan, yeni bir likert tipi bir lek
gelitirilme yoluna gidilmi, aratrmann amac, nemi ve
kapsamna uygun bir lek gelitirilmi, alanda uzmanlarn
grleri dikkate alnarak 48 soruluk kapsaml bir anket haline
getirilmi ve aratrmamzda kullanlmtr.
Gelitirilen lein gvenilirlik ve geerlilii bir n
testle deerlendirilmitir. ntest ile elde edilen anket formlarnn
i tutarllnn belirlenmesi iin alfa katsays yani cronbach alfa
katsays lein tamamnda ve maddeler dzeyinde
hesaplanmtr. Yaplan istatistiksel zmlemeler sonucunda
tm anket iin cronbach alfa katsays 0.803 olarak tespit
edilmitir.
2.3. Aratrmann Modeli
Aratrma verilerinin analizlerine geilmeden nce veri
seti detayl bir ekilde incelenmitir. Kayp verilerin ve u
verilerin deerlendirilmesi gerekletirilmitir. Veri setinde
kayp deere rastlanmamtr. U deer analizi gerekletirilerek
toplam 302 anketten 289 anket analize dhil edilerek, 13 anket
darda braklmtr. Aratrma verilerinin analizinde ise, faktr
analizi kullanlmtr ve aratrmann genel karakteri ierisinde
baz faktrlerin llmesi amalanmtr.
Aratrma
yaplar(faktrler);

boyunca

llmesi

amalanan

- Milli Eitim Bakanlndaki deiim gerei,


- Milli Eitim Bakanl
deiimden duyulan bireysel endie,

rgtsel

yapsndaki

- Milli Eitim Bakanl rgtsel yapsndaki deiimin


sonularna ynelik genel beklenti,
- Milli Eitim Bakanl rgtsel deiim hazrlk
srecinin etkinlii,
- Milli Eitim Bakanlndaki deiim srecinin Milli
Eitim Bakanl rgtsel yapsnn iyilemesine dair olumlu
beklenti

1211

- Milli Eitim Bakanlndaki deiim srecinin Milli


Eitim Bakanl ynetsel yapsnn iyilemesine dair olumlu
beklentiler.
lme modelinin ierik geerlilii; hem bu konuda
uzman akademisyenlerin hem de uygulamada bu deiimi
dorudan yaayan kdemli yneticilerin nerileri ve onay
sayesinde salanmtr. Ancak yapsal geerliliinin salanmas
asndan yapsal eitlik modeli tercih edilmitir. Aratrmamzn
yapsal geerlilii salamak iin Lisrel 8.80 program yardm ile
yapsal eitlik modeli testi uygulamas gerekletirilmitir.
3. BULGULAR VE YORUM
ekil 1: lm Modeli

3.1. lm Modeli
Aratrmann lmeyi amalad boyutlar ve ilgili
maddeleri lm modeli ekil 1de gsterilmitir. Bu modelin
geerliliine dair uyum istatistiklerine bakldnda NFI=0.95,
NNFI=0.96, CFI=0.97, GFI=0.90, AGFI=0.85, RMSEA=0.069,
ki-kare/serbestlik derecesinin de 2.36 olduu grlmektedir.
statistik deerlerden de grlecei zere lm modeli veri ile
olduka iyi bir uyumluluk ierisindedir. Maddelerin faktrlerine

1212

katks (faktr yk), bu katknn anlaml olup olmadna dair t


deerleri aada tabloda sunulmutur.
Tablo 1: Faktr Ykleri, T Deerleri ve Gvenilirlilik
Katsaylar
Faktrler (rtk
Deikenler) ve
Maddeler (Gzlenen
Deikenler) arasndaki
ilikiler
M44 degisim
M10 degisim
M11 degisim

Standardize
Edilmi
zm
Deerleri

T
Deerleri

.68
.49
-.38

11.37
7.89
-6.16

M24 haz_sur
M25 haz_sur
M27 haz_sur
M28 haz_sur
M32 orgyapi
M33 orgyapi
M34 orgyapi
M35 orgyapi
M36 endise
M37 endise
M41 olm_bek
M42 olm_bek
M29 olm_bek
M45 yonyapi
M46 yonyapi
M47 yonyapi

.65
.70
.92
.76
.80
.74
.35
.61
.83
.76
.79
.76
.67
.93
.98
.91

9.67
11.67
14.60
14.86
13.54
13.34
5.61
9.79
11.07
9.81
13.31
13.10
11.41
19.34
20.57
18.74

Faktrlerin
Gvenirlilik
Katsaylar
C. Alpha

0.60

0.79

0.71
0.64
0.81
0.93

Tablo 1de tm faktrlerin, tm maddelerinin


standardize edilmi zm deerleri verilmitir. Bu deerler
faktr analizindeki faktr yklerine edeer ltlerdir. Ayn
zamanda bu deerlerin anlamllklarnn gsterilmesi amacyla
her bir maddenin faktrne olan hizmetinin t deeri verilmitir.
Grld zere tm t deerleri p<0.005 anlamllk dzeyinde
1.96 deerinden yksektir. Hatta p<0.001 anlamllk dzeyindeki
2.58den de yksektir. Bunlarn yannda tm faktrlerin
cronbach alpha katsaylar da istenen dzeylerin stndedir.
Bylece faktrler ve deikenleri salkl bir ekilde belirlenmi
ve bundan sonra, ilgili boyutlar balamnda kurulacak
hipotezlerin ve varsaylan yapsal modelin snanmas salkl bir
ekilde gerekletirilecektir

1213

Aratrmamzn hipotezleri aadaki tabloda ifade


edilmitir.
Hipotezler
H1.Deiimden dolay duyulan bireysel endie ile rgtsel yapdan olumlu
beklentiler arasnda istatistiksel adan anlaml bir iliki vardr.
H2.Deiimden dolay duyulan bireysel endie ile ynetsel yapdan olumlu
beklentiler arasnda istatistiksel adan anlaml bir iliki vardr.
H3.Deiimin hazrlk sreci ile rgtsel yapdan olumlu beklentiler arasnda
istatistiksel adan anlaml bir iliki vardr.
H4.Deiimin hazrlk sreci ile ynetsel yapdan olumlu beklentiler arasnda
istatistiksel adan anlaml bir iliki vardr.
H5. Deiime dair bireysel endieler, deiimin sonularna dair genel
beklentileri istatistiksel adan anlaml bir dzeyde etkilemektedir.
H6. Hazrlk sreci deiimden duyulan bireysel endieyi istatistiksel adan
anlaml bir dzeyde etkilemektedir.
H7. Hazrlk sreci deiimden genel beklentiyi istatistiksel adan anlaml bir
dzeyde etkilemektedir.
H8. Yneticilerin, deiimin dzeyi (radikal veya dzeltme/iyiletirme)
konusundaki tercihleri mesleki kdemlerine gre farkllk gstermektedir.
H9. Yneticilerin deiim hakkndaki bilgilendikleri kaynaklar, deiim
hakkndaki genel beklentileri farkllatrmaktadr.
H10. Yneticilerin deiimin sonucuna dair genel beklentileri farkl ya
gruplarna gre farkllamaktadr.
H11. Yneticiler Milli Eitim yapsnda deiim ihtiyacna ynelik istatistiksel
olarak anlaml bir tutuma sahiptirler.

H1, H2, H3 ve H4 hipotezi ilgili boyutlar arasndaki,


istatistik ilikileri tespit etmeye ynelik hipotezlerdir. Bu iliki
hipotezlerinde deiime hazrlk srecinin etkinlii, deiimden
duyulan bireysel endie, ynetsel yapya dair olumlu beklenti ve
rgtsel yapya dair olumlu beklenti arasndaki anlaml ilikiler
tespit edilebilecek ve yorumlanacaktr. Bu boyutlarn ortalama
skorlar, isel tutarllk katsaylar ve korelasyon deerleri tablo
2de verilmitir. lgili hipotezlerin kabul edilip edilmedii bu

1214

bulgular sonucunda ifade edilebilecektir. Bunlarn yannda tm


boyutlarn normal dalma uyup uymadna dair arpklk ve
basklk deerleri incelenmitir. Tm boyutlarn arpklk ve
basklk deerleri -200 ile +300 arasnda bulunmaktadr.
Schumacker ve Lomax (2004: 69) ilgili istatistiki deerlerin -1
ile +1 arasnda bulunduunda normal dalma uygunluunun
kabul edilebilirliini ifade etmitir. Bu anlamda veriler normal
dalma uygun varsaylmtr.
Tablo 2: Faktrlerin Ortalama Skorlar, Gvenilirlikleri ve
Korelasyon Deerleri
Faktrler
Deiime
Hazrlk Sreci
Faktr D
Bireysel Endie
Faktr B
Ynetsel Yapya
Dair Beklenti
Faktr F
rgtsel Yapya
Dair Beklenti
Faktr E

Ynetsel
Yapya
Dair
Beklenti

Ort.

Deiime
Hazrlk
Sreci

2.722

2.788

**-0.197

3.085

**0.560

**0.178

3.210

**0.332

**0.463

**0.327

Bireysel
Endie

rgtsel
Yapya
Dair
Beklenti

** p<0.001
Faktrlerin isel gvenirlilik istatistikleri Cronbach
Alpha katsaylar hesaplanarak elde edilmitir. Tablo 1de de
grld zere faktrlerin gvenilirlii salanm durumdadr.
Hipotezlerin snanmas iin korelasyon deerleri incelenmitir.
Buna gre H2, H3, H5 ve H6 hipotezleri kabul edilmitir.
Ulalan sonular itibariyle (p<0.001, r=0.332,) H1 hipotezi de
kabul edilmitir ve yneticilerin deiimden duyduklar bireysel
endie ile rgtsel yapnn olumlu bir ekilde deieceine dair
dnceleri arasnda anlaml ve olumlu bir iliki bulunmaktadr
H5, H6 ve H7 hipotezleri nedensel ilikilere dayal
regresyon analizi ile zmlenebilecek hipotezlerdir. Bu noktada
sadece regresyon analizi yapmak yerine, faktr analizini, oklu
regresyon analizi ve korelasyon analizini ayn anda
gerekletiren, kurulan modellemenin bir btn olarak anlaml
olup olmadn ifade eden ve tm deikenlerin hata terimlerini

1215

de gsteren yapsal modelin test edilmesi daha salkl


grlmtr. Yaplan testin grsel ifadesi ekil 2de ifade
edilmitir.
ekil 2:

Deiime hazrlk srecinin etkinlii, deiime dair


olumlu beklenti ve deiimden duyulan bireysel endie
arasndaki nedensel iliki modeli ekil 2deki gibi kurulmutur.
Bu model de H5, H6 ve H7 hipotezlerinin snanmas
gerekletirilmitir. Tablo 3deki sonulara gre hipotezlerimiz
kabul edilmitir. Yeil renkli gzken faktr bamsz, dier sar
renkli gsterilen faktrler ise baml deiken niteliindedir.
Modeldeki tm ilikiler anlaml yani p<0.05 anlamllk
dzeyindeki t deerleri +-1.96nn zerindedir. M41 ile M42
arasnda ve M24 ile M25 arasnda modifikasyon dzeltmeleri
yaplm, yani ilgili deikenlerin hatalar birbirleri ile
birletirilmitir. Bu modifikasyonlarn teorik nedenini aklamak
gerekirse, sorulara bakldnda birbirleri ile benzeyen sorular
olduu grlmtr. Bu nedenle modelin istatistiki olarak izin
verdii bu dzeltmeler yaplarak uyumluluk istatistikleri daha da
iyiletirilmitir. Aadaki tabloda deikenler arasndaki yol
katsaylar ( deerleri), iliki rntleri, model uyumluluk
istatistikleri ve hipotezlerin kabul edilip edilmedii
gsterilmitir.
Tablo 3: Hipotez Bulgular ve Model Uyum statistikleri

1216

Hipotez

Yol
Katsays
()
-0.41

H5

T Deerleri

Bireysel Endie
-4.05
Genel Beklenti
H6
Hazrlk Sreci
-0.26
-2.85
Bireysel Endie
H7
Hazrlk Sreci
0.89
8.59
Genel Beklenti
Model Uyumluluk statistikleri
Chi-Square (2) = 56, Df = 22, 2 / df = 2.54
Uyum yilii ndexi (GFI) = 0.96
Dzeltilmi Uyum yilii ndexi (AGFI) = 0.96
Normlanm Uyum ndexi (NFI) = 0.96
Normlanmam Uyum ndexi (NNFI) = 0.96
Karlatrmal Uyum ndexi (CFI) = 0.98
Kk Ortalama Kare Yaklam Hatas (RMSEA) =0.073

Hipotez
Test
Sonucu
Kabul
Kabul
Kabul

Yneticilerin, deiimin dzeyi (radikal veya


dzeltme/iyiletirme)
konusundaki
tercihleri
mesleki
kdemlerine gre farkllk gstermektedir. Hipotez 8 kabul
edilmitir.
Tablo 4: Deiim htiyac Talebinin Kdem Ylna Gre
Deerlendirilme Oran

1-10 yl
11-15 yl

Milli Eitim Bakanl Brokratik rgtsel


yapsnda ki deiim ihtiyac, dzeltmeler,
iyiletirmeler ieren bir anlayla karlanabilir.
Pearson
Kdemlere
Chi-Square
Gre
Ortalama
1* 2* 3* 4* 5*
Skorlar
0
2
0
5
3
3.90
3.69
0
5
0
15
3

16-20 yl

17

21-25 yl

16

31

26-30 yl

31

11

16

54

15

apraz Tablo

Kdem

30 yl ve
zeri
Toplam

Deer
31,467(a)
Anlamllk
0.049

3.68
3.35
3.40
3.63

11 41 36 153 48
1. Kesinlikle Katlmyorum, 2. Katlmyorum, 3. Kararszm 4. Katlyorum,
5. Tamamen Katlyorum

Ki-kare analizine tabi tutulan veriler incelendiinde


(Tablo 4), yneticilerin, deiimin dzeyi (radikal veya
dzeltme/iyiletirme)
konusundaki
tercihleri
mesleki
kdemlerine gre farkllk gstermektedir. Grld zere

1217

kdem dzeyi fazlalatka deiimin iyiletirmeler ve


dzeltmeler ile gerekletirilmesi cevabna olumlu ynde verilen
cevaplar azalmaktadr. Yani yneticilerin grmlkleri ve
yaamlklar arttka deiimin daha radikal olduuna dair
kanlar da artmaktadr.
Yneticilerin deiim hakkndaki bilgilendikleri
kaynaklar,
deiim
hakkndaki
genel
beklentileri
farkllatrmaktadr. Dolaysyla 9 numaral hipotezimiz kabul
edilmitir.
Tablo 5: Deiim Hakkndaki Bilgilenilen Kaynaklar

(apraz Tablo)
Deiim Bilgisini Edindii Kaynaklar *
Deiim Hakknda Olumlu Beklenti
Milli Eitim Bakanl Tarafndan
Yaplan Resmi Bilgilendirme
Medya Vastasyla
Arkadalarm Vastasyla

Pearson
Chi-Square

Deiim
Hakknda
Ortalam
Skorlar
3.38

Deer
40,371(a)
Anlamllk
0.020

3.20
2.81

10 numaral Yneticilerin deiimin sonucuna dair


genel beklentileri farkl ya gruplarna gre farkllamaktadr
eklindeki hipotezimiz kabul edilmitir.
Tablo 6: Yneticilerin Deiim Sonucuna Dair Genel
Beklentiler
Ya
Aralklar
25-35

Sig.

20

Genel Beklentilere likin


Skorlar
3.26

36-45

96

3.31

,967

,409

46-55

109

3.29

56 ve zeri

64

3.08

Yaplan Anova testinde yneticilerin yalarnn deiim


sonucu beklentilerinde herhangi bir farkllk oluturmad
grlmektedir. Testin anlamllk deeri p=0.409 olmas
farklln istatistiksel adan anlaml olmadnn delilidir
Tablo 7: Yneticilerin Deiim htiyacna Dair Dnceler

1218

Deiim htiyac

Ortalama

Standat
Sapma

Anlamllk

M10. M.E.B.
brokratik-rgtsel
yapsnn deiime
ihtiya vardr.

289

4,0519

1,00385

0.000

11 numaral hipotezimizin snanmasnda One-Sample t


testi yaplmtr. Buradaki ama; cevaplamalarn, herhangi
olumlu veya olumsuz tutum barndrmayan 3 noktasndan
anlaml bir ekilde uzak olup olmadnn aratrlmasdr.
Yaplan testte grlmtr ki yneticilerin bu soruya verdikleri
skorun ortalamas 4.05 dzeyindedir. Bu skor da yaplan teste
gre istatistiki olarak anlaml bir ekilde 3 noktasndan uzaktr.
Bu nedenle ilgili yneticilerin Milli Eitim yapsnda deiim
ihtiyacn belirttikleri istatistiksel olarak kabul edilmitir.
SONU
Milli Eitim Bakanlndaki rgtsel deiim sreci;
3797 sayl Milli Eitim Bakanlnn Tekilat ve Grevleri
Hakknda Kanunda 25.8.2011 tarihinde yaplan deiiklikle
(KHK/652) balatlmtr. Sekizinci Be Yllk Kalknma Plan
ve 15. Milli Eitim urasnda, Milli Eitim Bakanl rgtsel
yaps ile ilgili deiime gereke oluturan ve rgtsel analiz
balamnda baz tespitler yapld yazl metinlerden
anlalmaktadr.
Deiim sreci ncesindeki hazrlk srecinin varl ve
etkisi ile ilgili olarak oluturduumuz hipotezlerimize gre Milli
Eitim Bakanlnda gerekletirilen deiimin hazrlk sreci;
Milli Eitim Bakanl tara rgt yneticilerinin, Milli Eitim
Bakanlnda gerekletirilen deiim neticesinde Milli Eitim
Bakanl rgtsel ve ynetsel yapsna dair olumlu
beklentilerinin artt tespit edilmitir. Bir bakma, hazrlk
evresinde katk salayan ya da deiimin yol haritas hakknda
bilgi sahibi olan tara yneticileri, deiim hakknda olumlu
beklenti ierisindedirler. Deiim ynetimi asndan bir veri
olarak deerlendirilebilecek bu sonuca gre, rgt alanlar
hazrlk evresinde gerekletirilecek olan deiim hakknda bilgi
ve malumat sahibi olurlarsa, srece ciddi anlamda bir katk
salamaktadrlar.

1219

Deiime hazrlk sreci ile ilgili olarak tara


yneticileri deiimin sonular hakknda olumlu beklentilerinin
yannda, bireysel endie tamadklar da ulalan sonular
arasndadr. Dier bir ifade ile Milli Eitim Bakanlnda
gerekletirilen deiimin hazrlk sreci; tara rgt
yneticilerinin Milli Eitim bakanlnda gerekletirilen
deiimden duyulan bireysel endieyi drd gibi, deiimin
sonular hakkndaki olumlu beklentiyi arttrmaktadr.
MEBdeki deiim sreci ncesinde Milli Eitim
Bakanl merkez rgt 36 birimden mteekkil bir yap
arzediyordu. Her birim kendi iinde, sadece kendisinin nemli
olduunu dnerek srekli olarak etkinlik alann
geniletme, glendirme ve grev alanna ait bir iktidar alan
ama gayretindeydi. Bunun yannda, birimler arasnda kronik
koordinasyon sorunlarnn varlna dayal olarak iler ok ar
ilerlemekte, kararlar ge alnmakta, uygulamas gecikmekteydi.
Yukardaki tespitlere bal olarak elde edilen sonular
irdelendiinde; Milli Eitim Bakanl Tara Yneticiler; Milli
Eitim Bakanl rgtsel yapsndaki deiim ihtiyacna ynelik
olarak istatistiksel olarak anlaml bir tutuma sahiptirler
eklindeki hipotezimiz dorulanmtr. Yani MEB tara rgt
yneticileri, MEBnn rgtsel yapsnn deiime ihtiyacnn
farkndadr ve nedenleri hakknda da fikir sahibidirler.
Deiimin ynetilmesi balamnda paydalarn yeterli
bir ekilde bilgilendirilmeleri, deiim srecinin salkl bir
mecrada devam etmesinin temel artlar arasndadr. Bu
prensibin yannda, bilgilendirmenin bilgi kirliliine meydan
vermeyecek dzeyde, belirli bir merkez tarafndan yerine
getirilmesi kritik bir neme sahiptir.
Bu anlamda MEBnn deiim hakknda kamuoyu
ynelik olarak bir bilgilendirme almas yapmad aratrma
grubundan elde edilen verilerden tespit edilmitir. Milli Eitim
Bakan dzeyinde yaplan basn aklamalarndan te, bir
bilgilendirme modeli tercih edilmemesi, deiim hakknda
deiimin muhataplarnn salkl bir bilgi edinememesine sebep
olmutur. Dolaysyla Milli Eitim Bakanl Tara
Yneticilerinin, Milli Eitim Bakanlnda gerekletirilen
rgtsel deiim sreci hakknda bilgilendikleri kaynaklar,
deiim hakkndaki genel beklentilerini farkllatrmtr.

1220

Dolaysyla bu balamda MEB tara srgt


yneticilerinin deiime kar takndklar tutum, bireysel
endieleri ile deiim neticesi ortaya kacak olan yeni rgtsel
ve ynetsel konsept hakkndaki dncelerinin bilinmesi nem
arzetmektedir. Tara rgt yneticileri deiimden etkilenirken,
deiimi de uygulayan rgtsel yapnn bir unsuru olmas
itibariyle dncelerinin bilinmesi ehemmiyet arz eder. Bu
adan aratrma grubumuzu oluturan tara rgt
yneticilerinin, Milli Eitim Bakanlnda gerekletirilen
deiimden dolay duyduklar bireysel endie ile deiim neticesi
oluacak olan yeni rgtsel ve ynetsel yaplanmadan olumlu
beklentiler ierisindedirler. Ayrca, tara rgt yneticilerinin
Milli Eitim Bakanlnda gerekletirilen deiimden dolay
duyduklar bireysel endie, deiimin sonularna dair genel
beklentileri istatistiksel adan anlaml bir dzeyde etkiledii
grlmtr.

1221

KAYNAKA
AKYZ, Y., (1999), Trk Eitim Tarihi, Alfa Basm.
AKGN, S., (1983), Tevhid-i Tedrisat, Cumhuriyet
Dneminde Eitim, Mill Eitim Basmevi, stanbul.
BAAR, E., (2004), Milli Eitim Bakanlarnn Eitim
Faaliyetleri, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul.
BEER, M., NOHRIA, N., (2000), Breaking the Code of Change,
(2.Basm), Boston MA: Harvard Business School Press.
BURSALIOLU, Z., (1982), Okul Ynetiminde Yeni Yap ve
Davran, Ankara niversitesi Eitim Fakltesi
Yaynlar.
APA, M., (1999), Maarif Eminlikleri Tekilatnn Trk Eitim
Sistem indeki Yeri, Cumhuriyet Dnemi Trk
Eitimi, Milli Eitim Basmevi, Ankara.
ERGN, O., (1977), Trk Maarif Tarihi, M.E.B. Yaynlar,
stanbul.
KOER, H. A., (1991), Trkiyede Modern Eitimin Douu,
Milli Eitim Basmevi, stanbul.
SORGU, B., (1982), 1920' den 1981'e Milli Eitim Bakanl,
MEB Yaynlar, stanbul.
LEWIN, K., (1947), Frontiers in Group Dynamics, Human
Relations,
1: 5, The Tavistock Institute,
http://hum.sagepub.com/content/1/1/5
ULU, F., (1990), Trk Milli Eitim Sisteminde rgtlenme ve
rgtsel Yap, TODAE Yaynlar, Ankara.
ZELYUT, R., (1989), Milli Eitim uralar, Cumhuriyet
Dnemi Trkiye Ansiklopedisi Cilt 3, letiim
Yaynlar, stanbul.

1222

2008 KRESEL EKONOMK KRZ TARTIMALARI


BALAMINDA YEN KAMU LETMECL
YAKLAIMI
r. Gr. Hilal TURAN
ZET
Yeni Kamu letmecilii yaklam, ynetimin hem
kendi ileyiinde hem de piyasalar ve toplumla ilikilerinde
yeniden yaplanmay ngren, gnmz artlarna geleneksel
ynetim anlay ve tekniklerinin ihtiya verememesi zerine
ortaya atlan, liberal deerleri bnyesinde barndran bir
yaklamdr.
Sz konusu yaklam 1980lerden sonra birok
tartmann oda haline gelmekle beraber baz noktalarda
ihtiyalara tam anlamyla cevap veremedii grlmektedir.
zellikle 2008 kresel ekonomik krizinin de etkileriyle, pek ok
devlet liberal politikalardan vazgemek durumunda kalmtr.
almada Yeni Kamu letmecilii yaklamnn
ncelikle tarihi arka planna deinilerek, temel zellikleri
belirtilmi, 2008 kresel ekonomik krizinin devletler zerindeki
etkileri ve yaplan mdahaleler verilen rnekler zerinden
deerlendirilmeye allmtr. Ve nihayet alma Yeni Kamu
letmecilii yaklamna yneltilen eletiriler ve elde edilen
sonular ile sonlandrlmtr (Alan Kodu: N4).
Anahtar Kelimeler: Refah Devleti, Yeni Sa, Yeni
Kamu letmecilii, 2008 Kresel Ekonomik Kriz.
NEW PUBLIC MANAGEMENT APPROACH ON THE
BASIS OF 2008 GLOBAL ECONOMIC CRISIS
DISCUSSIONS
ABSTRACT
Todays age of globalization, because of traditional
administrative approaches not being able to cope with inevitable
changes and transformation, new administrative approaches were

Blent Ecevit niversitesi, hilalturan@beun.edu.tr

1223

appeared. Day by day, public administration became going more


far away from being only effective actor in public service and
solution of social problems. Because citizens want not only more
service but also more qualified service and quick solutions for
their problems. In order to meet these requires, different kinds of
structural changes came to the agenda.
These approach because focus of social debates in
1980s and it was noticed that New Public Management couldnt
meet some social and economic needs. Especially effects of 2008
global economic crisis, many governments had to left liberal
politics.
In this study, initially historical background of New
Public Management had been evaluated and its main features
were maintained. Then, effects of 2008 economic crisis in states
and reactions of states to new problems and interferences were
examined with different country examples. At the end of the
study, critics of New Public Management were told.
Key Words: Traditional Administrative Approach,
New Public Management, 2008 Economic Crisis, International
Monetary Fund, European Union.
GR
Geleneksel ynetim anlaynn deiime ayak
uyduramamas, yeni yaklamlarn ortaya kmasna zemin
hazrlamtr. Gn getike kamu ynetimi, toplumsal sorunlarn
zmnde ve kamusal hizmetlerin sunumunda birincil aktr
olmaktan uzaklamtr. nk vatandalar artk devletten daha
fazla hizmet yerine daha kaliteli hizmet istemeye ve sorunlarn
daha hzl zlmesini beklemeye balamlardr. Bu beklentileri
karlamak zere, teknoloji alannda yaanan gelimelerin de
etkisiyle kamu kesiminde baz yapsal deiiklikler gndeme
gelmitir. 1970li yllardaki ar ekonomik krizin etkisiyle
devletin kltlmesi ve piyasa mekanizmalarnn idareye yn
vermeye balamas zerine ortaya kan Yeni Kamu letmecilii
yaklam, 1990l yllarn banda planl ekonomilerin
kmesiyle birlikte glenerek pek ok hkmetin resmi
politikalarndaki yerini almtr.

1224

ABD, ngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelenda gibi


Anglo Sakson geleneinden gelen lkeler gerek ynetsel gerekse
ekonomik reform programlar ile Yeni Kamu letmecilii
yaklamnn dnya genelinde yaygnlamasnda nc
olmulardr (zer, 2005: 264).
Teknolojik yeniliklerin takip edilemeyecek derecede hz
kazand gnmz kreselleme anda, lkelerden birinde
meydana gelecek bir ekonomik krizin ksa zaman ierisinde dier
lkeleri etkilemesi kanlmazdr. Bu balamda, 2008 kresel
ekonomik krizi de pek ok lkeyi etkilemi, hkmetlerin
politikalarnda deiikliklere gitmelerine neden olmutur.
1. YEN KAMU LETMEC YAKLAIMININ ARKA
PLANI
1929 ylnda yaanan Byk Buhrandan sonra, krizden
k yolu olarak devletin ekonomiye aktif ekilde mdahale
etmesi uygun grlmtr. Keynesin 1936 ylnda yazd
makale ile somutlaan devletin ekonomiye mdahalesi gr,
1940l yllarn balarndan 1970li yllara kadar pek ok lkede
kendisine uygulama alan bulmutur (zdemir, 2005: 696). Bu
uygulamalar ise byk lde, refah devleti (welfare state)
eklinde kavramsallatrlmtr.
Refah devletleri II. Dnya Savann ardndan hzla
gelime gstermi, 1960l ve 1970li yllar refah devleti
uygulamalarnn nitelik olarak ne kt yllar olmutur
(zdemir, 2005: 699). Bu yllarda hemen hemen btn gelimi
Batl lkelerde, devletin toplumsal sorunlarn giderilmesi ve
sosyal hizmetlerin yerine getirilmesinde en uygun aktr olduu
gr hkim olmutur (Alp, 2009: 268).
Refah devleti anlay, kapitalizm ve liberalizm iinde
kendisine geliim imkn bulan sanayilemenin g
kazanmasnn ve bu gcn dourduu baz sorunlarn neticesinde
gndeme gelmitir. Bu anlay, toplumsal refah st dzeyde
gerekletirmeyi amalamakta olup, genel olarak aadaki
zellikleri tad sylenebilir (zer, 2005: 130-134):

Refah devleti anlay, mdahaleci bir devlet


anlaydr. Bu anlayta, piyasann baarsz olduu durumlarda
devlet mdahalesinin kanlmaz olduu gr hkimdir.

1225


Refah devleti anlay, dzenleyici bir devlet
anlaydr. Piyasa ekonomisinde ortaya kan sorunlarn zm
iin dzenleyici baz kararlarn alnmasn uygun grmektedir.

Refah devleti anlay, yeniden datc bir


devlet anlaydr. Gelir ve servet dalmndaki adaletsizliklerin,
devletin mali aralarndan yararlanlarak zlmesinin
gerekliliini ileri srmektedir.

Refah devleti anlay, giriimci bir devlet


anlaydr. Bu anlayta sadece kamusal mal ve hizmetlerin
deil, zel sektr mal ve hizmetlerinin retimini de devlet
stlenmektedir.

Refah devleti anlay, sosyal yardm devleti


anlaydr. Devlet, btn vatandalarna asgari bir gelir
salamak ve vatandalarn daha iyi artlarda yaamalarn garanti
edebilmek iin nlemler almaktadr.

Refah devleti anlay, bireylerin temel hak ve


zgrlklerinin salanmas asndan pozitif bir yaklamdr. Bu
balamda, zellikle, ekonomik ve sosyal haklarn salanmasnda
devlet etkin konumda olduu sylenebilir.
Yukarda zikredilen zelliklerden de anlalaca zere,
refah devleti anlay kamu ynetiminin bymesinin ve daha
fazla kaynak kullanmasnn nn amaktadr. Bu anlayn
temel dayana, devletin piyasaya mdahalesinin zorunlu
oluudur. nk refah devleti anlaynda piyasann, sorunlarn
tamamn zmede etkili bir yntem olmad dnlmekte ve
devletin btn vatandalarn ihtiyalarn karlayabilecei ve
btn sorunlara cevap verebilecei sav ile hareket edilmektedir
(Al, 2002: 114-118).
Refah devletleri, zaman ierisinde kamu harcamalarnda
sreklilik gsteren art ile sosyal refah hizmetlerine olan talebin
ykselmesi karsnda, ekonomik krizle yz yze kalmlardr.
Bu balamda, gerek siyasal gerekse akademik evrelerde snrl
bir devlet oluturmak ve kamu hizmetlerini daha ekonomik ve
etkili bir ekilde sunabilmek amacyla ynetsel yapda
deiiklie
gidilmesi
kanaati
yaylmaya
balamtr
(mrgnlen, 2003: 3).

1226

1970lerden itibaren grlmeye balayan ve 1980lerde


iddeti daha da artan ekonomik krizler, devletin rolne ilikin
tartmalar gn yzne karmtr. zellikle krize maruz kalan
gelimekte olan lkelerde meydana gelen kamu aklar, devletin
roln etkin bir ekilde yerine getirememesinin sonucu olarak
grlmektedir. Bu durum, hkmetlerin hem kendilerini hem de
toplumun deien taleplerini yeniden gzden geirmelerinin
gerekliliini dourmutur. Yaanan gelimeler sonucunda
devletin kltlmesi, zelletirme ve pazarn egemenlii gibi
deerler gndeme gelmitir. 1980lerin banda ABD ve
ngilterede muhafazakr hkmetlerin iktidara gelmeleri ile
benimsedikleri Yeni Sa politikalar, neoliberal dncenin
gnlk hayata dhil edilmesine katkda bulunmutur (Gke ve
Turan, 2008: 191; zer, 2005: 136). Yaanan finansal ve
ynetsel krizlere kar bir alternatif olarak gelitirilen Yeni Sa
dncesine burada ksaca deinilmesinde fayda vardr.
Yeni Sa; ekonomik, sosyal, siyasal ve ynetsel
boyutlara sahip, olduka kapsaml bir dnm ifade
etmektedir. Kamunun faaliyet alannn kltlmesinin ve bu
alann zel sektr ynetim anlay ve tekniklerine gre yeniden
ekillendirilmesinin gerekliliini savunmaktadr. Bu balamda,
Yeni Sa politikalar yalnzca sa ve muhafazakr hkmetlerin
uygulamalar olarak grlmemelidir. Zaman gstermitir ki, bu
politikalar hem sa hem de sol hkmetler tarafndan
uygulanagelmitir. Nitekim Yeni Sa politikalar ABDde ve
ngilterede sa hkmetler tarafndan uygulanmaya
konulmuken, Yeni Zelandada sol hkmet tarafndan
uygulanmaya balanmtr. Yeni Sa politikalarnn uygulamas,
lkeden lkeye farkllk gsterse de aslnda hepsinde yer alan
ortak noktalar bulunmaktadr. Bunlar; piyasann egemenlii,
devletin kltlmesi ve dereglasyondur. Bu politikalarn
uyguland dnemde daha az devlet, daha ok piyasa anlay
olmutur (Al, 2002: 119-121).
Yeni Sa ile ilgili yaznlarda, zel giriimin kaynak
kullanmnda ve retimde kamu sektrne nazaran daha verimli
ve etkin olduu grne ska yer verilmektedir. Serbest piyasa
koullarnn getirdii rekabet ortamnn bu sonuca ulalmasnda
ise Yeni San paynn byk olduu dnlmektedir.
Verimsiz alt kabul edilen devletin, faaliyet alan
kltlerek kaynak israf nlenmeye allrken, iletmecilik

1227

anlayn temsil eden zel sektr devreye girmektedir. zel


sektr tarafndan yerine getirilen hizmetlerin verimli olmas ise
kaynaklarn rasyonel kullanlmas ile mmkndr. Bylece,
kamu ynetimi zamanla daha nesnel biimde rgtlenmeye
balayacaktr (Aksoy, 1998: 9-11).
2. YEN KAMU LETMECL YAKLAIMI
Refah devleti uygulamalar sonrasnda yaplan
harcamalara finansman bulunmas konusunda yaanan skntlar,
kapitalizmin bir dzen olarak yeniden yaplandrlmasn ortaya
karmtr. Devletin ekonomik yaplanma ierisinde temel aktr
olmasn ve retimde yer almasn eletiren neoliberalizm,
rekabetin engellendii, ekonominin verimsiz hale geldii ve
devletin asli grevlerini yerine getirmesinin gletii ortamda
doan bir akmdr. Bu balamda, temel dayanaklarndan biri
neoliberalizm olan Yeni Kamu letmecilii (New Public
Management) Yaklam, bata devletin rolnn snrlandrlmas
olmak zere eitli alternatifler sunan bir yaklamdr.
Yeni
Kamu
letmecilii,
devleti
yeniden
yaplandrmay amalayan neoliberalizmin bu yaplandrma
sreci ierisinde devletin roln ve ilevini nasl belirlediini
gsteren bir yaklamdr (Barzelay, 2000: 189). Yeni Kamu
letmecilii, uzun yllar boyunca kabul gren dorularn
yeniden gzden geirip tekrar gndeme getirildii bir yaklam
deildir. Aksine, baz yeni ilkeler ortaya koyan ve bunlar
gelitirmeye alan bir yaklamdr (mrgnlen, 2002: 12).
Yeni Kamu letmecilii yaklam, ok eitli
adlandrmalara karn aslnda hepsi ayn hususlara vurgu
yapmaktadr. Yeni Kamu letmecilii, yaklamn nclerinden
olan Cristopher Hood tarafndan gelitirildii ekliyle literatre
kazandrlmtr (Hood, 1991: 13). Hood, Yeni Kamu
letmecilii yaklamnn unsurlarn; kamu sektrnde
yneticiye ynetme serbestliinin tannmas, performans lm
yaplmas, prosedrlerden ok sonular zerinde durulmas,
kamu kaynaklarnn kullanmnda tutumlu olunmas, zel
sektrde olduu gibi kamu sektrnde de rekabetin arttrlmas,
byk yapl organizasyonlarn en uygun byklkteki yeni
yaplara dntrlmesi, kamuda zel sektr ynetim

1228

tekniklerinin uygulanmas olmak zere yedi grupta toplamtr


(Hood, 1991: 4-5).
Yeni Kamu letmecilii yaklam, brokratik sistemin
esnek olduu, baarl zel sektr uygulamalarna rastlanlabilen,
iletmecilik yaznnn byk lde gelitii ve ngilizcenin
anadil olarak kullanld Anglo Amerikan lkelerinde kendisine
daha uygun bir gelime ortam bulmutur (mrgnlen, 2002:
28). Nitekim Yeni Kamu letmecilii yaklam, Reagan ve
Thatcher iktidarlarnn karlalan finansal skntlar ve
brokrasinin hantal ileyiine kar zm retmek amacyla
hazrladklar reform uygulamalar ile ortaya kmtr (Erylmaz,
2010: 21).
Yeni Kamu letmecilii yaklam kamu tarafndan mal
ve hizmetlerin sunumunda brokrasi dnda alternatif yntemler
aramaktadr. Yaklamn, desantralizasyon ve sonulara
odakllk vurgusu nemlidir. Devlet mdahalesi ve planlama
yerine piyasann gcnn ortaya karlmas ile Weberyen
brokrasi anlay yerine zel sektr tipi szleme
uygulamalarna geilmesi ngrlmektedir. zel sektr ynetim
ve tekniklerinden esinlenerek geliim gsteren bu yaklama
gre, etkinlik ve verimlilik prosedrlere ar bal olmaktan
iyidir (Lane, 1994: 143-146). Geleneksel ynetim anlaynda,
ounlukla kamu-zel ynetim farkll zerinde durulmakta
iken, yeni anlayta kamu ve zel sektr ynetimlerinin birbirine
yaknlamakta olduu gzlenmektedir (Rhodes,1999: 344).
Teknolojik gelimeler ile bireye ve bireyin haklarna
yaplan vurgularn artmasyla toplum tarafndan brokratlarn
sahip olduklar ayrcalklar sorgulanmaya balam, vatandalar
daha kaliteli hizmet bekler olmulardr. Yeni anlaya gre, kamu
hizmetlerinin onlar sunanlarn istedii biimde deil, hizmetten
yararlananlarn beklentilerine ve ihtiyalarna uygun olarak
sunulmas gerekmektedir (Gke ve Turan, 2008: 189).
zellikle 1980lerden bu yana gerekletirilen reform
almalar deerlendirildiinde, yeni yaklamn baz
kavramlara yapt vurgular dikkat ekmektedir. Rhodese gre
yaklam, pek ok kavram ierisinde barndrdndan aslnda
karmak bir hale de gelmitir. Bununla birlikte Rhodes, kamu
sektr reformu iin alt lt belirlemitir. Bunlar, zelletirme,
piyasalatrma, irket ynetimi, reglasyon, desantralizasyon ve

1229

siyasi kontroldr (Rhodes, 1999: 341). Ancak burada


belirtilmelidir ki, yaklamn ne srd yapsal ve dnmc
reformlar, kimi yazarlar (Osborne ve Gabler) paradigma
deiimi olarak grmekteyken, kimi yazarlar (Barzelay, Behn,
Gruening) da bu reformlar paradigma deiimi olarak
nitelendirmenin yerinde olmayacan dnmektedir.
imdiye kadar ki anlatlanlardan hareketle yeni
yaklamn ortaya kt dnsel altyap zetlenecek olursa; lk
olarak, brokrasi gerekten gldr fakat brokrasinin her
koulda iyi almas mmkn deildir ve brokrasi baz
olumsuz sonular dourabilir. kinci olarak, en iyi yolu
bulmaya almak zordur ve uzun sren, karmak ilemleri
gerektirmektedir. Bu amala, zel sektrn ncln ettii
esnek ynetim sistemleri ou hkmet tarafndan kabul
edilmitir. nc olarak, kamusal mal ve hizmetlerin brokrasi
tarafndan salanmas tek yol deildir. Hkmetler, kamu
hizmetlerinin her zaman dorudan salaycs olmak yerine
sbvansiyonlar, dzenlemeler ve szlemeler yoluyla dolayl
olarak yerine getirebilir. Drdnc olarak, siyasi ve idari konular
gerekte uzun sre i ie gemiti, ancak bunun ynetim
yapsndaki olumsuz etkileri daha yeni yeni almaya
allmaktadr. yle ki, ncelikle toplumdan kendisini
soyutlayan brokrasiyi kapsayacak ekilde, daha iyi hesapverme
mekanizmalar gelitirilmesi halkn talepleri arasna girmitir.
Beinci olarak, kamu yarar kamu grevlilerini motive eden bir
unsur iken, onlarn kendi balarna siyasi birer oyuncu olduklar
inkr edilmemelidir. nk brokratlar grevlerini yerine
getirirken zverili olmak yerine, kendi hesaplarna ve
bulunduklar konumu daha da glendirmek amacyla
almaktadrlar. Altnc olarak, kamu hizmetlerinde i artlar
daha deimez niteliktedir ve kamu memuriyeti hayat boyu
srebilmekteyken zel sektrde iten karmalara daha ok
rastlanlmaktadr. Son olarak, kamu kesimi artk hizmetleri daha
iletmeci bir yaklamla yerine getirmektedir. yle ki, kamu
grevlileri eskiye oranla daha fazla sorumluluk almakta,
talimatlara ve idari kurallara uymaktan ok sonulara
odaklanmaktadrlar (Hughes, 2003: 2).
3. 2008 EKONOMK KRZ

1230

2007 yl Haziran aynda konut piyasasnda balayan


finansal kriz, 2008 ylna gelindiinde borsa ve finans
balonlarnn patlamasyla tm dnyaya yaylm, bata
gelimekte olan lkeler olmak zere pek ok lkeyi etkilemitir.
2008 kresel ekonomik krizi, gelimi lkelerin finansal
piyasalarnda ortaya km olup, ABDdeki mortgage
problemiyle balamtr. Bu kriz, kredilerin dondurulmas ve ev
fiyatlarnn ani bir ekilde dmesiyle derinlemeye balamtr.
ABD Merkez Bankasnn finansal piyasalara mdahalesinin
yetersiz kalmas nedeniyle bankalardaki kredi hacmi art
gstermi, bylece tketici harcamalar derek yatrmlar
azalm ve isizlik hzla artmaya balamtr (Gzel, 2009: 5960).
Ekonomik kriz, sratle gelimi ve gelimekte olan
lkelere sramtr. Belika, Hollanda ve Lksemburg
hkmetleri FortisBanka mdahale ederek, bankay iflastan
kurtarmlardr. Yine byk bir banka olan Dexia Fransa, Belika
ve Lksemburg hkmetlerinin mdahalesiyle kurtarlmtr.
ngilterede Bradford&Bingley kamulatrlmtr. Almanya,
Arjantin, Avustralya, Brezilya, in, Endonezya, Gney Kore,
talya, zlanda, Japonya, Meksika, Rusya, Macaristan ve
Ukrayna gibi lkeler de likidite destei verme, faiz indirimi
yapma, banka borlarna garanti verme, kamulatrma, IMF ile
anlama yapma gibi eitli nlemler almlardr (zkan, 2009:
44).
Ekonomik krize paralel olarak ortaya kan gven krizi,
sadece mali sektrde kendini gstermemi, zamanla reel sektre
de sramtr. zellikle krizin k noktas olan ABDde ABD
Devlet Hazinesi ve Amerika Merkez Bankas (FED), bankalar,
sigorta irketleri, para piyasas fonlar ve ticari ktlar piyasas
dhil olmak zere neredeyse btn finansal sistemi sigorta
etmiler, gven krizini amaya almlardr ABD, Avrupa ve
Japonya bankalarnn gelimekte olan lkelere verdikleri bor
miktar 4,2 trilyon dolar bulmutur (zkan, 2009: 44-45).
Bunun da olduka yksek bir mebla olduu sylenebilir.
Konuya ilikin aklamalara katkda bulunaca
dnlen Uluslararas Para Fonu na (IMF) bu noktada ayr bir
paragraf amak faydal olacaktr. IMF, en basit tabiri ile
milletleraras ekonomik sorunlar ile uraan uluslararas bir
tekilattr. IMFnin tarihsel seyri incelendiinde, kurulduu

1231

gnden bu yana zamann artlarna uygun olarak rolnde


deiiklikler yapld, kurulua yeni grev alanlar
oluturulduu gzlenmektedir. IMFnin 2008 ekonomik kriz
srecindeki tutumu dikkate deerdir.
1980li yllardan itibaren IMF, liberal politikalarn
lkelerde uygulanmasnda etkin rol oynamtr. Tarihi seyre
baklacak olursa, 1997 ylnda mali bir kriz olan Asya Krizi
yaanmtr. IMF bu krizde, daha nce serbest piyasa ekonomik
sistemine dair tecrbesi olmayan lkelere, ekonomik bymeyi
salamalar iin fiyatlarn serbest braklmas gibi neoliberal
politikalar uygulamalarn nerdiinden eletirilere maruz
kalmtr. Ayrca IMF lkelere, ekonomik ve sosyal durumlarn
dikkate almadan tek tip politika nermesi bakmndan da
eletirilmitir. Baz kesimler tarafndan IMFnin kresel
ekonomide ve finansal sistemde lkelere yardmc olma
konusundaki rolnn azaltlmas gerektii savunulmaktadr
(Gzel, 2009: 62-64). Bahse konu politikalarn, lkelerinde
krizlere neden olduunu dnen Malezya, Rusya, Arjantin ve
Brezilya gibi devletler IMF ile yollarn ayrmlardr (Hayalolu
ve Artan, 2011: 136).
Ayrca, 2008 ekonomik krizinin kapitalizmin
finansallama srecinin dorudan bir rn olduu ve IMFnin
dolayl yollardan da olsa krizi tetikledii dnlmektedir. Btn
bu eletirilere karn, IMFnin nemini kaybettii sylenemez.
Bu tartmalar srasnda dahi yaanlan kriz sonucu pek ok lke
yardm iin IMFye bavurmutur (Gzel, 2009: 63-64).
Kriz sonras IMF, kresel finansal gvenlik ann
geniletilmesi, kredilerde esnekliin arttrlmas, gzetimin
glendirilmesi gibi baz deiim kararlar almtr. Ayrca IMF,
Yoksulluun Azaltlmas ve Byme Program kapsamnda
lkelere destek olmak iin finansmann arttrmtr (Gzel,
2009: 65-66). Aslnda bu destek ile IMF, lkeleri belirli artlar
getirmek kouluyla kendisine balamaktadr (Hayalolu ve
Artan, 2011: 136).
ye lkelerin ekonomilerini gzetmek, IMFnin temel
grevleri arasnda saylmaktadr. Burada amalanan, riskleri
nceden saptayabilmek ve bu dorultuda nlemler alnp
alnmadn incelemektir. Ayrca, IMFnin kurulu amalarnda
demeler dengesi bakmndan skntya den ye lkelere

1232

gereken finansal ve yapsal destein verilmesi yer almaktadr


(Hayalolu ve Artan, 2011: 150; zkaya, 2009: 104). Bu
dorultuda IMF, byk lde gelimi lkelerin istek ve
ynlendirmeleri zerine hareket etmekte ve IMFnin gelecee
ilikin ngrleri ve mdahalesi, muhtemel risklerin gelimekte
olan lkeleri hangi oranda etkileyeceine gre ekillenmektedir
(zkaya, 2009: 110).
2009 ylnda stanbulda dzenlenen IMF-Dnya
Bankas toplants, 2008 krizi ile birlikte tekrar ekillenen dnya
dzeninde IMFnin rolnn yeniden tanmlanmas asndan
nemlidir. Toplant sonucunda ortaya kan ana fikir, kriz sonras
dnyann ekillenmesinde ibirlii yaplmasnn gereklilii
ortaya konulmutur. Bu toplantda alnan kararlardan dikkate
deer bir tanesi de, IMFnin nihai kredi mercii olarak daha fazla
sayda lkeye sigorta imkn sunulmasna ynelik almalar
yaplmasna ilikin olandr. Ayrca IMFnin kredi imknlarn
arttrarak ye lkelerin kredi kullanmlarnn kolaylatrlmas,
kriz sonras dnyada IMFnin rolnn artacan -daha o
zamanlarda- gstermitir (zkaya, 2009: 113-114).
Trkiye asndan bakacak olunursa, IMFnin Trkiye
ekonomisinin 2013 ve sonrasna ilikin gzlem ve uyarlarn
kapsayan IV. Madde Deerlendirmesi yaymlanmtr.
Deerlendirme raporu, 2013 sonrasnda Trkiye ve kresel
ekonomiye ilikin gncel verileri ve ngrleri sunmutur. IMF,
2013 ve sonrasnda uluslararas sermaye hareketlerinin daha
merhametsiz bir grnm alacan vurgulayarak Trkiyenin
ksa dnemde gerek para, gerekse kamu maliyesi politikalarnda
sklatrmaya gidilmesini nermektedir. IMF heyeti, zellikle
para politikasnn mulk ve karmak olmasndan tr
rahatszln dile getirmi ve mevcut para politikasnn
enflasyon hedeflerine ulamakta yetersiz kalaca yolunda
Trkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasn uyarmtr. IMFye
gre Merkez Bankas, bir an nce pozitif reel faiz sunan bir para
politikas izlemeye balamaldr (http://www.cumhuriyet.com.tr,
20.11.2013).
Kresel mali sistemde yaanan krizler karsnda
gelitirilen nlemler, ekonomik ve siyasal yaplanmalarn
ekillenmesinde etkili olmaktadr. Tarih boyunca kapitalizm,
karlam olduu krizleri atlatabilmek adna pek ok atlm
gerekletirmitir. Zaman ierisinde grlmtr ki, bu atlmlar

1233

sadece ekonomi politikalarnn deiimini deil, yeniden


yaplanmay da beraberinde getirmitir (ahin ve Trkmenolu
Kse, 2009: 77).
2008 kresel ekonomik krizi sonras krizi amaya
ynelik uygulanan politikalar incelendiinde, milli hkmetlerin
etkin olduu, kamulatrma aralarnn kullanmnn artt
gzlenmektedir. Kriz srecinden elde edilen veriler nda,
refah devletinin farkl bir biiminin yeniden ortaya kt,
devletin gcnn ve kapasitesinin piyasann tesinde bir sorun
zme arac olarak tekrar grlmeye baland bir dneme
girildii sylenebilir. Devletin, artk eskisi kadar cmert bir
refah devleti olmamakla beraber kresel kriz madurlarn
yalnz brakmayan bir yapya brnd kabul edilmektedir
(ahin ve Trkmenolu Kse, 2009: 77). Bu balamda, kresel
mali krizden etkilenen lkelerin irdelenmesi yerinde olacaktr.
2008 ekonomik krizi ile de geen yabanc yatrmlar
ve gelimi lkelerde artan isizlik sorunu bu lkelere almak
iin giden iilerin isiz kalmasna neden olmutur. Bylece
gelimekte olan lkelerin temel sorunu olan isizlik, daha
belirgin hale gelmitir. Ayrca, krizden etkilenerek ykselen gda
ve akaryakt fiyatlar zellikle dk gelire sahip lkeleri
olumsuz etkilemitir (Gzel, 2009: 66).
2008in son eyreinde dnya ekonomisinde yaanan
gelimeler, devletin ekonomideki ilevlerine ilikin tartmay da
beraberinde getirmitir. Endstrilemi lkelerde Keynesin
ncln yapt devletin en geni kapsaml ekonomik
mdahalesinin erdemlerinin tekrar farkna varlrken, dnya
laissez-fairenin nasl sona yaklamakta olduuna tanklk
etmitir (Balseven, 2009: 176).
Krizden etkilenen bankalar kurtarmak iin yaklak 800
milyar dolarlk bir fon oluturan ABDnin bu bankalar
kamulatrma yoluna gitmesi zerinde durulmas gereken bir
konudur. Bylece bir ideoloji olarak liberalizmin yeerdii
topraklar olarak kabul edilebilecek ABDnin kriz sonras
uygulamalar, liberal ekonomik politikalardan adeta bir kopu
izlenimi vermektedir.
ngiltere Maliye Bakan, Keynesin yazdklarnn
ounun hala geerli olduunu aklarken Babakan, den
talebe kar koymak iin daha yksek borlanmay savunmutur.

1234

ngilterede monetarizmin etkinliini srdrd 30 yl akn bir


sreden sonra Keynesyen uygulamalara bylesine keskin geri
dnn sembolik nemi bir yana, politikalarn kapsam ve
etkilerinin ortaya konulmas da ayrca nemlidir (Balseven,
2009: 176).
ngiltere, ABDyi takip ederek ncelikle sermaye
enjeksiyonlarn ve bankalarn likiditeye eriimlerini
kolaylatrmaya ynelik nlemler alacan aklamtr. Bu
balamda ngiltere hkmeti, lkenin zor durumdaki bankalarna
ksa vade likidite salamak iin 87,2 milyar dolar tutarnda acil
fon destei karmtr. Yine hkmet, ngiltere bankalar iin
aklad byk kurtarma paketi kapsamnda 250 milyar
sterlinlik yeni kredi verilmesini ngrm, ayn tutardaki likidite
karlklar iin ise garanti vereceini bildirmitir (Erdnmez
Ataman, 2009: 89-92).
ngiltere Merkez Bankas, uluslararas kredi
piyasalarndan bor bulmakta zorlanan mortgage bankas
Northern Rocka kredi amak zere hkmet tarafndan
yetkilendirilmitir. Ayrca hazine tarafndan Northern Rockta
var olan mevduat iin garanti getirmitir. Btn dzenlemelere
karn bankann fonlama problemlerinin devam etmesi zerine
hkmet, bankay kamu mlkiyetine almtr (Balseven, 2009:
181-182).
Krizin etkileri, hem Fransa siyasal kurumlarnda hem
de Fransz kamuoyunda nemli tartmalara neden olmutur.
Hkmet aklamalarnda, kapitalizmin yeniden ekillendii bir
srecin yaanmakta olduunu ve ekonominin canl tutulmas iin
devlet destekli projelerin gerekliliini belirtmitir. Bu kapsamda,
kriz karsnda zor durumda kalan bankalara 360 milyar Euroya
kadar yardm yaplmas ngrlmtr (Sertel, 2009: 12-13).
Portekiz hkmeti, krize kar 20 milyar Euroluk bir
kurtarma paketi aklamtr. Bu pakete gre hkmet,
bankalarn likidite durumlarn garantiye almak iin finansman
hatt kurmutur. Norvete ise kurtarma paketinin bykl
57,4 milyar Dolar civarndadr. Hkmet tarafndan hazrlanan
plana gre, bankalar mortgage destekli hisse senetlerini ve
garantili btn tahvilleri devletin yeni bonolaryla takas
edebilecektir. Ayrca kk bankalarn yararlanabilmesi iin
merkez bankasnn da destei ile iki yllk likidite kredilerin

1235

verilmesi kararlatrlmtr (ahin ve Trkmenolu Kse, 2009:


79).
Kresel ekonomik krizin etkilerinin bir lkeden dierine
srayarak dnyada yaylmaya balamas, dikkatlerin piyasalar
dengeleyebilecek mali gce sahip ine evrilmesine neden
olmutur. in hkmeti, artk eskisi gibi sorunlara srtn
dnemeyeceini kabul etmitir. nk dnyann herhangi bir
yerinde kacak bir sorun inin ekonomik karlar iin risk
yaratabilecektir. Nitekim 2008 kresel ekonomik krizi ile
byme hz den in, ekonomisini canlandrmak zere
yaklak 600 milyar dolarlk tevik paketi hazrlamtr
(Adbelli, 2009: 48-50).
Ekonomik
kriz
ortamnda
eitli
lkelerin
mdahalelerine deinilmesinin yannda, verdii tavsiye kararlar
ve direktifler ile gerek ye gerekse aday lkelerde etkili olan
Avrupa Birliinin ekonomik kriz karsnda taknd tavra
deinilmesi nemlidir.
Kresel ekonomik kriz, B genelinde ekonomik
bymenin gerilemesine ve isizlik oranlarnn artmasna neden
olmutur. Krizin etkisi ile Birlie ye devletlerin ekonomi
politikalar arasnda egdmn ve mali disiplinin salanmas
amacyla 1997 ylnda kabul edilen stikrar ve Byme Pakt
yeniden gzden geirilerek, ABnin ekonomi ynetiminde daha
etkin olabilmesi iin Avrupa 2020 Stratejisi kabul edilmitir.
Ayrca ye devletlerde ekonomik adan daha sk kurallar koyan
ve daha etkili yaptrm mekanizmas ngren Mali Antlama, AB
yesi ou devlet tarafndan imzalanmtr (Yiit, 2012: 135).
2008 ekonomik krizi srecinde ABnin dzenleyici
denetleyici mekanizmalarndaki boluklar kendisini gstermitir.
Bu balamda, dzenleme ve denetleme alanlarnda yaplacak
almalarn ABnin gelecekteki olas krizler karsndaki
duruunu salamlatraca ve birliin krizlerden en az seviyede
etkilenmesini salayaca dnlmektedir (Ergincan ve Yayla,
2013: 53).
Krizin etkileri ile mcadele srecinde ABnin en nemli
adm srekli bir kriz mekanizmann oluturulmasna karar
verilmi olmasdr. Bylece ABnin ye lkelerin krizle
mcadelesinde, kendi roln arttrma istei gn yzne kmtr
(Yiit, 2012: 157-158).

1236

2008 kresel ekonomik krizi, liberal ekonomik


politikalarn aslnda beklenildii kadar baarl olmadn
gstermitir. Zira her zaman ve her atta geerli olacak kurallar
oluturmak mmkn deildir. Finansal piyasalarda liberal
anlay ile yrtlen serbestleme ve dereglasyon
politikalarnn ekonomik krizi engelleyemedii, hatta krizi
tetikleyici etki yaratt dnlmektedir. Ancak burada hakkn
vermek gerekir ki, krizler byk lde farkl iktisadi ortamlarda
gelimektedir. Bu srete gelitirilen kriz modelleri hangi ekol
kaynakl olursa olsun, meydana gelen bir sonraki krizde ksmen
ya da tamamen yetersiz ve geersiz kalabilmektedir (can, 2010:
473-474).
4. YEN KAMU LETMECL
YNELTLEN ELETRLER

YAKLAIMINA

1980ler ve 1990larda kamu sektrnde, geleneksel


ynetim modelinin yetersizliklerine yant olmak zere
gelitirilen Yeni Kamu letmecilii yaklam, pek ok
tartmay da beraberinde getirmitir. Hughesa gre yaklam,
nceki modelin baz sorunlarn hafifletebilir fakat bu durum
kamu sektrnn faaliyetlerinde ciddi anlamda bir deiiklik
olaca anlamna gelmemelidir (Hughes, 2003: 44). Martin
benzer ekilde, Yeni Kamu letmeciliini eski grlerin
yeniden uyarlanmasndan ibaret bir yaklam olarak
deerlendirmektedir (Martin, 1988: 320). Wisea gre ise Yeni
Kamu letmecilii yaklam, demokratik ynetimin temel
ilkelerinden ciddi anlamda vazgeii ifade etmektedir (Wise,
2002: 555).
Hooda gre Yeni Kamu letmecilii yaklamnn
nemli iddialarndan birisi evrensel olduunu savunmasnda
yatmaktadr. Oysa ki uygulamalar, yaklamn ngrlerinin her
dnem iin geerli olmadn gstermitir (Hood, 1991: 9).
Ayrca yaklam, yeni sfatn tamasna karn liberalizmin
temel deerlerine sahip olmasna ve kamu hizmetlerinin manevi
yn ile bu adan devlet memuru olmann nemini dikkate
almamas gibi durumlardan dolay eletirilmektedir (Eren, 2001:
215-216).
Yeni Kamu letmeciliine yneltilen eletirileri ou,
zel sektrden alnan tekniklerin kamuda uygulanabilirlii

1237

konusuna dayanmaktadr. Ayrca kamu grevlileri politik olmay


devam ettirdikleri srece, uygulamaya konulan yeni teknikler
belli bir aamadan sonra ie yarayamayacaktr. Bununla beraber,
Yeni Kamu letmecilii yaklam aklk, effaflk ve
hesapverebilirlii gelitirmek adna programlar ortaya koysa da,
zellikle brokratlar tarafndan direnle karlamaktadrlar
(Hughes, 1998: 77).
Literatrde, Yeni Kamu letmeciliinin teoriyi ve
pratii bir araya getirebilirlii konusunda ortak bir kanaat
bulunmamaktadr.
Ynetimin
eitli
kademelerindeki
yneticiler, giriimci olmay amalamakta, mterilerine daha iyi
hizmet verebilmeleri iin daha ok risk almay
hedeflemektedirler. Bu balamda dnldnde, Yeni Kamu
letmecilii geleneksel kamu ynetimi ilkelerinin ounun
yerini alm durumdadr. Ancak teoride kusursuz grlen
ilkelerin uygulamada nasl ekillenecei konusunda akllarda
soru iaretleri bulunmaktadr (zer, 2005: 303-304).
SONU
Yeni Sa odakl politikalarla yakn ilikisi olan Yeni
Kamu letmecilii anlay, sz konusu ideolojinin tesine
geerek kamu ynetiminde yaanan deiim ve dnm
srecinin merkezindeki yerini almtr. Ancak kamu ynetiminin
iyiletirilmesi, yalnzca zel sektrn baarl uygulamalarn
kamuya entegre etme deil, ayn zamanda bu konuda yeni
almalar yaplmasn da gerektiren uzun soluklu bir sretir
(mrgnlen, 2002: 12).
Bilgi ve teknoloji a olarak kabul edilen 21. yzylda
geleneksel kamu ynetimi anlaynn uygulamalarna geri
dnlmesi pek mmkn gzkmemektedir. Ancak Yeni Kamu
letmecilii yaklamnn da, teoride ngrdklerini gnlk
hayata aktarmada bazen baarl olamad ortadadr. Buna karn
yaklamn nerilerini tamamen reddetmek ise yerinde
olmayacaktr.
Yaklam, her ne kadar geleneksel kamu ynetiminde
grlen sorunlar zebilme potansiyeline sahip olsa da,
karlalan baz durumlarda kendi temel deerlerinden dnler
verildii izlenmektedir. Yaklam, gerek siyasal gerekse mali

1238

konularda liberal politikalarn uygulanmasn savunmaktadr. Bu


balamda, Yeni Kamu letmecilii yaklam ekonomide
devletin mdahalesini deil, serbest piyasann hkim olmasn
ngrmektedir. Ancak 2008 kresel ekonomik krizi ile birlikte
ortaya kan sorunlara kendi iinde zm bulmakta glk
eken piyasaya devletlerin mdahalesi zorunlu hale gelmitir.
Nitekim 2008 ekonomik krizi, kresellemenin etkisiyle
ABDden sonra pek ok lkeye hzla yaylmtr. 2008 kresel
ekonomik krizinin etkisiyle birlikte, pek ok lkede finans
piyasalarnda yaanan panii nlemek, byk bankalarn
batmasna kar koymak ve meydana gelen sorunlar zmek
amacyla hkmetler tarafndan eitli tedbirler alnmtr. Krizin
etkilerini minimum seviyeye ekmek ve baka krizlerin
domasn engellemek zere hazrlanan uygulamalarda devletin
kendisini n plana kard grlmektedir. Buna rnek olarak
ise, piyasalardaki birok bankann devlet mlkiyetine geirilmesi
verilebilir.
Kriz srecinde devletler, kresel ekonomik krizin
etkileri ile mcadelede kullandklar politikalar gzden
geirmek zorunda kalmlardr. Bu balamda, kresel ekonomik
krizin pek ok devleti olumsuz etkiledii grlmekteyken
ABnin ekonomi ynetiminde karlat zayf ynlerin de gn
yzne kt da sylenebilir.
Grld zere, on yl ncesine kadar serbest piyasa
ve liberalleme politikalar n plandayken, gnmzde serbest
piyasalarn kt daha ok dnlmekte, finansal krizlerin
temelinde piyasalarn serbest braklmasnn etkili olduu
savunusu yaygnlamaktadr.

1239

KAYNAKA
ADIBELL, B., (2009), in Yzyl Geliyor, Kresel Kriz ve
Trkiye, USAD, Yl 9, Say 36, ss. 48-50.
AKSOY, ., (1998), Yeni Sa, Kamu Ynetimi ve Yerel
Ynetim: Eletirel Bir Yaklam, ada Yerel
Ynetimler, Cilt 7, Say 1, ss. 3-13.
AL, H., (2002), Bilgi Toplumu ve Kamu Ynetiminde Paradigma
Deiimi, Bilimadam Yaynlar, Ankara.
ALP, S., (2009), Refah Devleti Dncesinin Geliimi ve Bir
Liberal Alternatif Olarak nc Sektr, Maliye
Dergisi, Say 156, ss. 265-279.
BALSEVEN, H., (2009), ngilterede Maliye Politikalar: Kriz
Ortamnda Dolaan Keynesyen Ruh, Sleyman
Demirel niversitesi BF Dergisi, Cilt 14, Say 3, ss.
175-195.
BARZELAY, M., (2000), How to Argue about the New Public
Management, International Public Management
Journal, Vol. 2, No 2(A), pp. 183-216.
ERDNMEZ ATAMAN, P., (2009), Kresel Kriz ve lkeler
Tarafndan Alnan nlemler Kronolojisi, Bankaclar
Dergisi, Say 68, ss. 85-101.
ERGNCAN, Y., YAYLA, ., (2013), 2008 Finansal Krizi
Sonrasnda AB ve ABDde nemli Dzenlemeler ve
Yeni Trk Sermaye Piyasas Kanununa Etkileri,
Muhasebe ve Finansman Dergisi, ss. 51-71.
ERYILMAZ, B., (2010), Kamu Ynetimi, 3. Bask, Okutman
Yaynclk, Ankara.
GKE, O., TURAN E., (2008), Kamu Ynetiminin
Dnm ve Dnmn Temel Unsurlar, Seluk
niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Sosyal
ve Ekonomik Aratrmalar Dergisi, Yl 8, Say 15, ss.
175-199.
GZEL, S., (2009), 2008 Kresel Ekonomik Krizi ve IMFnin
nerdii Ekonomi Politikalarnn Krizle Mcadeledeki

1240

Rol, Uluda niversitesi BF Dergisi, Cilt XXVIII,


Say 2, ss. 55-69.
HAYALOLU, P., ARTAN S., (2011), Kresel Ekonomik
Krizle Mcadelede IMFnin Deien Rol,
International Journal of Economic and Administrative
Studies, Year 3, No 6, pp. 133-158.
HOOD, C., (1991), A Public Management for All Seasons,
Public Administration, Vol.69, No.1, pp. 3-19.
HUGHES, E.O., (2003), Public Management and Administration
an Introduction, Third Edition, Palgrave Macmillan,
New York.
CAN, .H., (2010), Finansal Liberalizasyon ve 2008 Kresel
Mali Kriz likisi, Liberal Politikalarn Gelecei,
Politik ktisat ve Adam Smith, Yn Yaynlar, stanbul.
LANE, J.E., (1994), Will Public Management Drive Out Public
Administration,
Asian
Journal
of
Public
Administration, Vol. 16, No. 2, pp. 139-151.
MARTIN, D.S., (1988), The New Managerialism and the Policy
Influence of Consultants in Government: Governance,
An International Journal of Policy and Administration,
Vol. 11, No. 3, pp. 319-356.
MRGNLEN, U., (2002), Kamu Sektrnn Ynetimi
Sorununa Yeni Bir Yaklam: Yeni Kamu letmecilii,
ada Kamu Ynetimi, Ed. Muhittin Acar ve Hseyin
zgr, Nobel Yaynlar, Ankara.
ZDEMR, S., (2005), Refah Devletinin Gelime ve Bunalm
Dnemlerinde Piyasalar, stanbul niversitesi
ktisat Fakltesi Mecmuas, ss. 695-733.
ZER, M.A., (2005), Yeni Kamu Ynetimi Teoriden
Uygulamaya, Platin Yaynlar, Ankara.
ZKAN, G., (2009), Kresel Finansal Kriz, Uluslararas Finans
Sisteminin Yeniden Yaplandrlmas ve Uluslararas
G Dengesine Etkileri, Dora Yaynclk, Bursa.
ZKAYA, H., (2009), IMFnin Deien Rol: Bretton
Woodstan Gnmze, Uak niversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Yl 2, Say 2, ss. 102-117.

1241

RHODES, W., (1999), Traditions and Public Sector Reform:


Comparing Britain and Denmark, Scandinavian
Political Studies, Vol. 22, No. 4, pp. 341-370.
SERTEL, Y., (2009), Kresel Bunalm Kapitalizmin Yapsal
Bunalm, Liberalizmin Yapsal flas, Kresel Kriz ve
Trkiye, USAD, Yl 9, Say 36, ss. 12-13.
AHN, K., TRKMENOLU KSE D., (2009), Kresel Mali
Kriz Ulus Devlet Tartmalar Asndan Ne Anlama
Geliyor?, Trkiye Gnl, Say 98, ss. 72-81.
WISE, L.R., (2002), Public Management Reform: Competing
Drivers of Change, Public Administration Review,
Vol. 62, No. 5, pp. 555-567.
YT, D., (2012), Kresel Ekonomik Kriz ncesi ve Krizin
Etkileri ile Mcadele Srecinde Avrupa Birliinde
Ekonomi Ynetimi, Ankara Avrupa almalar
Dergisi, Cilt 11, No. 1, ss. 135-168.

1242

OTURUM TEMASI
ULUSLARARASI HUKUK, ULUSLARARASI
LKLER, GVENLK VE TERR

I.OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Erel TELLAL
Afganistan'da Taliban Sonras Yaanan Ulus na Sreci:
Karlalan Zorluklar ve zm nerileri
Do. Dr. Soyalp TAMELK
Farida Labib RAOF
Moskova-Varova Jeopolitik Rekabetinde Ukraynay Kiev'den
Anlamak
Dr. Mehmet ARSLAN
Rus D Politikasnda Neo-Avrasyaclk ve Kafkasya ile Orta
Asyadaki Yansmalar
mit Nazmi HAZIR
Trkiye-Ermenistan Yaknlamas Perspektifleri: Azerbaycann
karlar ve Pozisyonu
Turhan SLEYMAN

1243

1244

AFGANSTANDA TALBAN SONRASINDA YAANAN


ULUS NA SREC: KARILAILAN ZORLUKLAR
VE ZM NERLER
Do. Dr. Soyalp TAMELK*
Farida Labib RAOF **
ZET
Bu almada, 11 Eyll (2001) terr saldrsndan sonra
ABDnin Afganistana ynelik mdahalesi ve Afgan devleti iin
uygulanmak istenen yeniden yaplandrma ve ina sreci ele
alnacaktr. Bundan hareketle bu almann amac,
Afganistann yeniden yaplandrlmas iin balatlan srecin
hangi istikamette gelitiinin veya amalanan ina srecinin ne
lde baarl olduunun gsterilmesidir. Eer bu srete
baarl olunamamsa, neden ve niin olunamadn ve bunun
bilimsel gerekelerini gstermek esas olacaktr.
Aratrmann ana hipotezi ise 2001den sonra
Afganistandaki yaplanma ve ulus ina srecinin, dtan gelen
zorlayc tedbirlerle baarl olamayaca varsaymna
dayanmaktadr. Ancak Afganistandaki durumun tespiti iin ilk
nce ulus inas tezinin nderlerinden Fukuyamann bak
asndan yararlanacak ve daha sonra konuyla ilgili dier
yazarlarn grleri karlatrlarak deerlendirilecektir. Aslnda
Afganistan iin yeniden ina srecinin ortaya k, ABDnin bu
blgeye mdahalesinden sonra balam ve gnmze kadar
devam eden bir sretir.
Anahtar kelimeler: Afganistan, Ulus inas, Devlet
inas, Taliban, Karza Dnemi.

Gazi niversitesi, BF, Uluslararas likiler Blm / Ankara,


soyalp@hotmail.com
**
Gazi niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits Uluslararas likiler Blm /
Ankara, farida.raof@gmail.com

1245

POST-TALBAN NATON BULDNG PROCESS N


AFGHANSTAN: CHALLENGES AND
RECOMMENDED SOLUTONS
ABSTRACT
In this paper USAs intervention to Afghanistan after
September 11 (2001) and implementation of reconstruction to
Afghan state and state building process will be discussed. The
purpose of this study is to indicate development of Afghanistans
reconstruction process or to argue that in which extent this
process has been successful. Argument is based on academic
facts considering if the process has not been successful, why and
what are the reasons for?
The main hypothesis of the research is based on the
assumption that Afghanistans reconstruction and state building
process will not be successful by outside forces coercive
measures. In order to evaluate Afghanistans case, firstly the
perspectives of Fukuyama, state building pioneer, will be
analyzed and later the views of other writer will be compared and
evaluated. Indeed, Afghanistans reconstruction and state
building process has emerged after USAs intervention and
continues until now.
Key Words: Afghanistan, National Building, State
Building, Taliban, Karzais period.
GR
Devlet inas idari kurumlarn yeniden oluturulmas ve
glendirilmesi anlamna gelmektedir. Uluslararas toplumu
etkileyen, salktan yoksullua, yolsuzluktan terre kadar pek
ok sorun baarsz ya da zayf otoriteli devletler kaynakl olduu
grnmektedir. Bu sorun toplumun en nemli meselesi anlamna
gelir ve devlet inasnn gerekletirilmesini zorunlu klr. Ayrca
gelimi devletleri de olumsuz ynde etkileyen faktrlerin
banda zayf ya da baarsz devletlerden kaynaklanan sorunlar
da unutmamamz gerek.
11 Eyll 2001 ylnda gerekleen terr saldrlar
sonucunda Amerika Birleik Devletlerinin ncln yapt
Afganistana mdahale gerekesini hazrlam, ayn anda
mdahaleye meru bir zemin hazrlam oluyordu. Gerekleen
bu giriimin sonucunda Afganistanda bir devlet inasna

1246

gidilmi, anayasadan seim sistemine, ynetimden uygulamaya


kadar pek ok alanda deiiklik yaplmaya allm, ancak bu
srecin sonucunda atlan admlar olumlu ynde bir ilerleme
kaydettii grnmemitir. Devlet inas ve devleti glendirme
politikas zor ve meakkatli bir i olduundan tr, ne yazk ki
pek ok gsz devlet bu tr giriimlere bavurmamakta, ya da
var olan skntlar grmemezlikten gelmektedir. ada
dnyada pek ok sorun zayf veya gsz devletlerden
kaynakland, bu sknty uluslararas camiay da etkiledii bir
gerektir.
Gsz ya da zayf devlet kaynakl tehditler her geen
gn gvenliimizi de tehlikeye soktuu veya olumsuz yan
baarl bir devleti de etkileyecei kanlmaz klmtr.
Dolaysyla gl devletlerin zayf devletlere mdahale etmesini
merulatrmakta ve desteklemektedir. bu nedenlerden dolay,
ABDnin Afganistana mdahale ettii, bunun en bariz rnei
olarak gsterilebilir. Uluslararas dzeni etkileyen gsz devlet
kaynakl sorunlardan dolay gl devletlerin, gsz devlete
devlet inas srecinin balatmas bir zorunluluk haline
dntn de unutmamak gerekir. Ulus inas veya devlet
inas formol, zayf veya baarsz devlete ynelik bir zm
olduu da dnlebilir.
Gnmzde devlet inas metodu konusunda, hemen
her devletin yapmas gerektii, ba edemedii sorunlara bu
metotla yeniden dnmesi gereken bir durumdur. ABDnin
yrtt bu uygulamada, Afganistanda gerekletirilen geici
hkmete ilk dn, Aralk 2001de imzalanan Bonn Anlamas
sonras Hamid Karzai bakanlnda gerekletirilmitir.
ABD, Taliban grevden almakla her eyden nce
uluslararas ibirlikilerini arttrmaya alt. Birlemi Milletler
nezaretinde ortaklaa
girdii
iin
dzenlemesi
ve
merulatrmasnda nemli bir rol oynad ve bu kapsamda dier
NATO mttefiklerine de belirli rol ve grevler verdii
grnmtr. ABDnin Afganistana mdahalesiyle yapt
giriim sonras askeri boyutta hibir ilerleme kaydedemedi,
nk bakent Kabil dnda her hangi bir almas yoktu.
Ksacas mdahale sonras bir dzen salama arayna girmedii
herkesin tarafndan kabul edilen bir gerek olsa gerek.

1247

Terr olaylarn bastrmak konusunda askeri gc


yetersiz kaldndan tr lkede bir istikrar salanamad.
ABDnin Afganistan konusunda uzun vadeli siyasi hedefi
gsterisiz kald. Blgede Afganistan model bir demokrasiyle
donatlan bir devlet haline getiremedi. Hamit Karzai 9 Ekim 2004
seimini ounluk oyu ile kazanmas ve halk tarafndan seimin
scak karlanmas ok normaldi. nk tarihinde demokratik
seimi yaamam bir lke iin mthi bir gelimeydi.
Toplumun esas sknts savan bitmesi, bar ve
istikrarn salanmas, yolsuzlukla mcadele iken, geici
ynetimin getirdii olumsuzluklar halkn yeni hkmetten hi
beklemedii bir durumdu. Devlet brokrasisi eskisine nazaran
daha da ktleti, halk skntlarnn ynetime yetitirmekte aciz
kalm, gvenlik koullarnn ktye gittii her geen gn
artmtr. Devlet inasna giden srecin ikinci aya olan
ynetimi eline geiren Karzai yaanan olumsuzluklar
grmezlikten geldii, bunun sonucunda halkn cumhurbakanna
kar gveninin azalmasna neden olmutur. nk
cumhurbakan Karzainin devlet inas konusunda iktidar eline
aldktan sonra, yaplmas gereken dzenlemelere gidilmesi
konusunda profesyonel ekibi yoktu. Bu olumsuzluklar yaayan
Afganistan halk beklediinin tersine bir durum yaandnn
farkna varlmtr. Dolaysyla Talibann glenmesi, hkmet
kart gruplar ve koalisyonlarn birlemesi Afganistan halk iin
kt bir gelime olmutur.
Bir dier faktr de ABD ve koalisyon glerinin
Afganistan halk ile mesafeli davranmasyd. ABD ve koalisyon
glerinin halka kar baskc tutumu, terr konusundaki zayfl
veya terr gerekletiren faillerinin serbest brakmas gibi
konularda halkn bu glere phe ile yaklamalarna neden
oluyordu. Afganistan halk ABDnin bu tr amasz faaliyetlerini
grnce gven konusunda tereddde dm durumdayd. Ama
bilinen u ki, ABD blgeye girmesiyle unu unuttu, Afganistan
halknn yaad 30 yllk savan bitmesi ynnde istekleri ve
beklentileri vard. Ama maalesef Amerikallara kar sava veren
asl dman Taliban iken, ABD askeri ameliyatlar srasnda
insan haklarnn ihlali yaanm ve bunlarn olumsuz
davranlardan sivil halk da nasibini almtr.

1248

KAVRAMLAR VE TANIMLAR
1.1. Ulus
Ulus-inas ulusal kimlik, ulusal deerler ve ulusalgeleneklerin oluturma ve gelitirme srecidir. Bu deerler, milli
mar, bayrak, dil, din, tannm etnik ve dini gruplar ve
kalplam kamu hizmetlerinin sosyal ve kltrel konularn ulus
devlette oluturulmasyla gerekleebilmektedir (Tindall,
2010:17).
Ulusu, belli bir grubun kendini ortak dil, din, tarih, soy,
mekn gibi unsurlarn biri, birka ya da hepsi zerinden
tanmlad siyasi ve kltrel bir birim olarak tanmlanmaktadr.
Literatre bakldnda, ulusun tanmlanmas ve oluumu zerine
farkl kuram mevcuttur. Bunlardan birincisi, ulusu ina
edilmi bir cemaat olarak Batda yaanan ekonomik
deiimlerin sonucu olarak gren Modernist yaklamdr.
kincisi, ulusu verili bir olgu olarak gren Primordial
yaklamdr. Bu yaklama gre milletler tarihin balangcndan
beri var olan bir sreklilik niteliindedirler. Yani milletler etnik
kimlik, insanlarn cinsiyeti gibi doal bir durumdur. ncs
ise, modernist yaklam ulus konusundaki yaklamlarn
yetersiz bulan ve primordialist yaklam reddeden etnosembolc yaklam, ulus her ne kadar modern an rn olsa
da yalnzca 18. yzylda yaanan sanayileme, kapitalizm ve
modernlemenin rn olarak ele alnamadn nk modern
dnemin uluslar mutlaka etnik kltrlerin sayesinde ortaya
ktn ileri srer (Kaya, 2012: 335-356 ).
Modernist yaklam benimseyen kuramclardan olan
Ernest Gellner, Eric Hobsbawm ve Benedict Anderson uluslarn
modern bir olgu olarak icat edilmi hayali cemaatler olduu
grn savunmaktadrlar. Onlara gre 17. ve 18. yzyllar
arasnda Batda yaanan gelimeler uluslarn ortaya kmasnda
ok nemli rol oynamtr. Ticaret, aydnlanma, modernleme,
sanayileme, gibi aamalarn gereklemesi sonrasnda Pazarn
gerektirdii ortak dilin salanmas ulusu ortaya karan temel
unsurlardan birisidir. Bylece ulusun, sanayilemenin
yaygnlamasnn bir sonucu olarak ortaya kt ne srlebilir.
Dolaysyla, ulus Bat merkezli bir kavram olup sosyo-politik
bir rgtlenme biimidir (Kaya, 2012: 355).
1.2. Devlet

1249

Bir kavram olarak devlet, uluslararas politikann en


bata gelen tartma konularndan birisidir. Devlet inas
giriimleri Souk Savatan sonras yaygnlamtr. Devletler
doas gerei bir kriz ortamndalar ve onlar bu krizden
kurtarmak gerekmektedir. Zayf devlet, topluma nfuz etme
kapasitesine sahip olmayan, toplumla dzenli iliki kuramayan,
kaynaklarn karamayan ya da gerektii gibi kullanamayan
devlettir. Gl devlet ise politik kararlar toplumun rzasyla
alan, gl alt yapya sahip olan, kaynaklar dzgn bir ekilde
kullanabilen bir devlettir. Gl alt yapya sahip olmayan zayf
devler uyumlu dolmayp zorba g kullanmaktadrlar. Devlet
yetkilileri karar verme srecini topluma kattrmak yerine
merkeziletirmi veya merkezilemeye almaktadr. Devletin
politikalar topluma zorla kabul ettirilmektedir (Robinson,
2007:6-7).
1.3. Baarsz Devlet
Gsz devlet ya da baarsz devletlerin (failed state)
durumu genelde tartma konusudur. Tartma konusu baarsz
devletlerin baarszlk sorununu aklamaya altmz zaman
ortaya kmaktadr. Yani hangisi nce geliyor, gszlk m
(kamu ihtiyacn karlamada baarszlk ve bu durumun sivil
atmaya neden olmas ya da sivil atmalarn devletin
gszlemesine neden olmas) ya da baarszlk bir devletin
topraklar veya corafi konumundan m kaynaklanmakta? Dier
taraftan km devlet (collapsed state) baarsz devletin son
aamasdr. Bu durum bir devletin yasama, yarg ve yrtme
gibi tm organlar ilemez hale gelir. Baarsz devletlerin
tanmn yapmak zordur. Ama genelde gergin, atma iinde,
snrlarn kontrol edemeyen, tehlikeli bir devlettir. Souk Sava
sonras zellikle de SSCBnin dalmndan sonra baarsz ve
gsz devletlerin says oalmaya balamtr. Bundan dolay
da devlet inas konusu uluslararas politikada yaygnlk
kazanmaya balamtr (Robinson, 2007: 07-10).
Tarihin Sonu ve Son nsan kitabyla hem n kazanan
hem de eletirilere maruz kalan Fukuyama,tarihin bitmemesine
neden olarak zayf devletleri gstermektedir. Fukuyamaya
gre zayf devletler dnya siyasi tarihinin geliimini
yavalatmaktadr. Dier bir ifade ile baarsz devletler, insan
haklar ihlllerinde bulunur, insanlk felketlerine yol aar,
kitlesel g dalgalar yaratr ve komularna saldrr. Ayrca

1250

eklemek gerekir ki, zayf ve baarsz devletlerin etnik kimlik


kargaalar ve etnik zeminli atmalar da olabilmektedir
(Diplomatik Gzlem, 2012).
Devlet nas
Devlet inas, devlet-yapmak ve baarsz devletler
ynetiim mdahaleler ile ilgili devlet ve onun ileyii hakknda
farkl teoriler dayanan geni literatr bulunmaktadr. Lock gre
devlet toplumsal szlemeyi yerine getirmek iin bir aratr.
Dolaysyla baarsz devlet temel kamu mallarn karlama
kapasitesine sahip deildir bu yzden devlet yapmak kapasiteyi
nermek demektir. Webere gre devlet kendi lkesinde meru
g kullanma kapasitesidir, bir devletin baarszl ise onun
otoriter yaplarnn ortadan kalkmas anlamna gelir.
Uygulamada ou yazarlar birok teorik yaklamdan yola
karak devletin temel fonksiyonun oldu zerine uzlama
salamaktadrlar: temsil etmek, Gvenlii ve refah salamak.
Eer bir devlet bu fonksiyonu yerine getirme kapasitesine
sahip deilse o devlet baarsz ya da km devlettir (Lister,
2007:02).
Ghani, Lockhart ve Carnahan gre ise, devletin on temel
ilevi olduunu savunurlardr: iddet aralar zerindeki meru
tekeli; idari kontrol; kamu maliyesinin ynetimi; insan
sermayesine yatrm; vatandalk haklarnn tarif ve grevleri;
altyap hizmetlerinin salanmas; piyasa oluumu; devletin
varlklar (evre, doal kaynaklar ve kltrel varlklar da dhil
olmak zere) ynetimi; uluslararas ilikiler (uluslararas
szlemeler ve kamu borlanma dhil); ve hukukun rol
(Lister,2007: 02 ).
Fukuyama, kresellemeyle birlikte ulus devletlerin
egemenlik yetkisini andrdna ileri srerek yle demektedir:
11 Eyll sonras dnem iin kresel politikadaki temel
mesele, devletin nasl kltlecei deil, nasl
yaplandrlacadr. Devletin gten dmesi kresel
topluluk iin bir felaketin balangcdr. Devletler,
dnyann her kesinde zayftr. Bu zayf devletler,
uluslararas dzen iin tehdit oluturmaktadr nk
ciddi atmalarn kaynadrlar. Ayrca gelimi
dnyaya etki edebilen yeni tr bir terrizmin potansiyel
yaama alan haline gelmilerdir. Bu devletleri, eitli

1251

ulus ina ekilleri vastasyla glendirmek, uluslararas


gvenlik asndan hayati bir grev haline gelmitir.
Dolaysyla devlet inasn gerekletirmenin daha iyi
renilmesi, gelecein dnya dzeni asndan byk
nem tamaktadr(TASAM, 2006)
Eskiden ina operasyonlar bir lkeyi igal ederek ve
onu idari ynden imparatorlua dhil ederek o sistemin ierisinde
gerekletirilmekteydi ama gnmzde ise demokrasi,
zynetim ve insan haklar sylemleri erevesinde
gerekletirilmektedir (TASAM: 2006). Devlet inas terimi ile
ilgili devam eden tm belirsizlik ve karmaaya ramen, iyi bir
gndem oluturmaktadr. Aslnda tm bata bulunan kurum
birer krlgan devletlerin veya atma sonras devlet inas
blm kurmaktalar. Devlet inas sreci ok zor ve sakncal bir
sretir. ABDnin imdiye kadar giriimde bulunduu on alt
lke de sadece drd (Bat Almanya, Japonya, Grenada ve
Panama) kendi istedii gibi devletler kurabildi (Lister, 2007: 1).
Fukuyama, sava sonras bir ulusu ina edebilmek iin
ve terr reten mekanizmalarn ilevsiz hale getirebilmek iin
ulus inas n plana geldiini savunur. Ona gre ise, Devlet ve
ulus inas farkl eylerdir. Devlet dnp tasarlanarak
kurulabilir fakat ulus bu eklide kurulamaz. Ona gre devlet
oluturmann ayr yn ve aamas vardr:

atma sonras temelden yaplandrma olarak


adlandrlan ve Afganistan, Somali, Kosova gibi iddetli
atmalardan yeni kurtulmakta olan lkelerle
ilikileridir. Buralarda devlet yetkisi tamamen km
durumda olup, yeniden oluturulmas gerekmektedir.
kinci aamada ise, km olan devlet (Bosnada
olduu gibi) bir nebze olsun uluslararas yardmlarla
ayaa kalkacak durumdadr. Bu devlet d mdahale
sonras ayaa kalkabilecek ve kendi kurumlarn kendi
yaplandracaktr.
nc aamada ise devlet yetkisi makul dzeyde
mevcut olup ama mlkiyet haklarnn korunmas ya da
temel ilkretim salamas gibi baz vazgeilmez devlet
ilerini yerine getirememektedir (Fukuyama, 2012:
136).
1.4 Ulus nas

1252

Ulus inas nce ok yaygnlaan ve zamanla


yanklar azalmaya yol tutan bir terimdir. Genel olarak ulus inas
1950l ve 1960l yllarda d, gvenlik ve kalknma
politikalarnda yaygn olarak kullanlan anahtar bir kavramd. Bu
dnemlerde ad geen terim daha ok modernizasyon teorileriyle
birlikte kullanlmaktayd. Ayrca bu dnemde geleneksel ve
kabileci toplumlarn yaplar bazen rtl bazen de aikr
hedeflerle Avrupa modeline uydurmak adna modern ulus
devlet olmaya zorlanmaktaydlar (Hippler, 2005: 4).
Ulus inas rneini 1950l ve 1960l yllarda Dou-Bat
atmas ve batl stratejinin nc dnya lkelerinde
sosyalizm ve Sovyetler Birliini iermek iin oluturuldu. 1970l
yllara gelindiinde ulus inas unutulmaya yz tuttu. Yani bu
dnemdeki Vietnam Sava ve orada uygulanan acmasz kat
siyasi formllere kyasla ulus inas hem politik adan hem de
akademik adan demode olduunu sylemek mmkndr. Ama
bir kuak sonra bu kavram nce ans eseri daha sonra sistematik
olarak tekrar kullanlmaya balad. Bunu neden ise genel olarak
iddetli karmak atmalarn gl etnik gruplar veya zayf
devletler arasnda gereklemeseydi. Ulus inas terimi
gnmzde mulak ve ok farkl anlamlarda kullanlmaktadr.
Bir taraftan terim sosyo-politik gelime sreci olarak
deerlendirilmektedir, dier taraftan ise, bir politik hedef
olmann yan sra, belirli siyasi amalara ulamak iin kullanlan
bir strateji olarak de grlmesi mmkndr. Ulusal veya
uluslararas aktrler kendilerini glendiren ve daha st
dzeylere tayan ve rakiplerini zayflatmay amalayan
politikalarn ulus (devlet) inas ad altnda gerekletirmeye
alrlar. Terme byle bakldnda, ulus inas toplumsal ve
siyasi sreci deerlendiren bir terim olmaktan ziyade programl
ve kavramsal karakter arz eder (Hippler, 2005: 6-17).
Avrupallara gre ulus, ortak deer, gelenek ve tarihsel
bellee sahip olan toplumlardr. Onlara gre bu zelliklere sahip
toplumlar yabanclar tarafndan bilinli bir ekilde asla ina
edilemez, aksine uluslar, planlanmam tarihsel bir evrim
ierisinden kendiliinden doarlar. Amerikallarn ise ulus inas
olarak deerlendirdikleri ey siyasi kurumlar oluturma ve
ekonomik kalknmay destekleme gibi konular kapsayan devlet
inas srecidir. Tarihe bakldnda yabanc glerin ulus ina
edememesi iddias doru deildir. Bunun rneini ngiliz

1253

igalindeki Hindistanda Hindu ulusu ve Hindistan fikri


oluturmada grlebilmektedir (Fukuyama, 2012: 14).
Ksaca Devlet ve toplumsal paralanmay nlemek,
askeri ynetim atmasnda bir alternatif, atma sonras
politikada bir unsur veya askeri mdahalenin bir paras olarak
ulus inas nleyici politik seenek olarak grlmektedir.
Bylece ulus-inas politikas iddetli atmalar nlemek veya
kontrol altna almak ve blgesel ve mahalli istikrarlar salamak
ve kalknmay desteklemek iin d, kalknma ve askeri
politikalar arasnda bir eklem grevi grmektedir. Ama bununla
birlikte ulus inas kolay olmamann yan sra sorunlu bir sretir
(Hippler, 2005: 5).
Ulus-Devlet nas
ki farkl teori arasndaki ilikiden dolay ulus-devlet
inas, ulus inas ve devlet inas teorileri birletiren yeni bir
terimdir. Devlet-inas, ulus devletin geliimi ve istikrar iin
devlet kurumlarn oluturma ve gelitirme srecidir. Bu
kurumlar devletin politik, ekonomik, gvenlik ve demokratik
kurumlarn kapsamaktadr (Tindall, 2010: 17).
Fukuyama, mevcut dnya dzeninin srdrlebilmesi
iin devlet ina sanatnn vazgeilmez olduunu ifade
etmektedir. Pentagonun aklad yeni kresel stratejiler gz
nne alndnda, nmzdeki gnlerde hem blgede hem de
dnyann stratejik adan nemli baka yerlerinde ABDnin
devlet ina etme operasyonlarnn sreceini sylemek yanl
olmayacaktr (Fukuyama, 2012: 134).
AFGANSTANDA ULUS NASI SREC
2.1. Tarihsel Srete Afganistan
Afganistan slami cumhuriyeti i savalar ve d
mdahalelere dolu bir tarihe sahiptir. Afganistan bir lke olarak
btnlemeden nce, dzinelerce farkl kabilelerden
olumaktayd. Bu kabilelerin ou genelde birbirleriyle veya
kendi aralarnda atma halindeydiler. Kabilelerin en
byklerinden birisi de Petunlard. Petunlar resmi olarak 1774
ylnda Ahmad Shah Durani adnda bir Petun tarafndan
birletirildi. Ksa zaman sonra yeni kurulan devlet etnik, dini ve

1254

blgesel atmalardan
(Tindall, 2010: 20).

dolay

istikrarszlamaya

balad

ngiliz kolonyaclnn dorua kt zamanda,


Afganistan igal etmesi de lkedeki istikrarszl ortadan
gideremedi. Afganistan 1919 ylnda ngilizlerden bamszln
ilan ederek bar ve demokrasi srecinde yava olsa da ilerleme
kaydetmitir. Ama yaplan bu ilerleme de federal devletteki bir
takm gruplar tarafndan durduruldu. Daha sonra 1979 ylnda
yani Souk Savan en scak zamannda Afganistan Sovyetler
Birlii tarafndan igal edildi. Bu igale cevaben ABD, lkedeki
silahl kktendinci mcahitlere SSCBye kar savamalar iin
maddi ve lojistik yardmda bulunmutur. Mcahitler de SSCByi
lkeden ekilmelerine ve igallerine son vermelerine
zorlamlardr. Bu igal, bir milyondan daha fazla
Afganistanlnn lmne ve be milyondan fazlann da komu
lkelere snmalarna neden olmutur (eyhanlolu, 2008: 20).
Sovyetler igalinden ok gemeden Afganistan eitli i
savalara maruz kalmtr. Bu savalar 1996 ylndan mevcut
devletin yklmasna ve Talibann lkeyi ele geirmesine neden
olmutur. Taliban lkedeki i savalar sonlandrm olsa da
kendileri ulus-devletin siyasetini, ekonomisini, kanunlarn ve
kltrn kktendinci ideolojiyle ynetmeye balamlardr.
lkedeki Osama Bin Ladinin ABD tarafndan 11 Eyll
saldrlar zanls olarak ilan edilmesiyle birlikte Taliban
dnemine de son verilmi oldu. 11 Eyll 2001 saldrlarnn
nedenlerinden biri de uluslararas toplumun 2000 ylnda BM
tarafndan tannan baarsz devletlerin tutarszln, kabilecilik
ve blnmeleri ele almak iin tasarlanan BM Brahimi raporu
nerileri uygulamada baarsz olmasdr (Tindall, 2010: 21).
11 Eyll saldrlar ulus devletlerin baarsz devletlerin
uluslararas istikrar ve ulusal gvenlie daha fazla zarar
vermeden harekete gemeleri iin bir uyar niteliindeydi.
ABDnin Afganistana gerekletirdii operasyondan sonra
Taliban ve El Kaidenin geride kalan yeleri Afganistan ve
Pakistan snrna saklanmlardr. Taliban sonras Karzai
bakanlnda bir demokrat devlet semitir. 2001den bu yana
lkede Talibana kar savamak ve devlet ina srecini
tamamlamak iin ABD ve koalisyon gleri bulunmaktadr
(ifti, 2010: 77).

1255

2.2. Afganistanda Ulus nas Sreci


11 Eyll 2011 hadisesi ABDnin Afganistana
mdahale etme gerekesini hazrlandrm ve bu gereke ile ulus
inas sreci balam oluyordu. ABDnin askeri mdahalesinin
ardndan en nemli konu ise lkede yeni ina edilecek iktidar
yapsnda oluan deiiklikti. Yeni oluan siyasal yap ile beraber
devlet inas sreci de balam oldu. Devlet inas sreci iki
adan, yatay ve dikey olarak deerlendirilmesi gerekir. Yatay
adan amacmz drt nemli faktrn irdelenmesi gerekecektir
(Shafee, 2012).
Bunlar, geici hkmet, gei hkmeti, anayasann
kabul, gelecek hkmet ve seim sreci iin hukuki adan
gerekli tedbirlerin alnmasyd. Devlet inas srecinde dikey
adan ise amacmz; hkmetin glendirilmesi iin alnacak
tedbirlerdir. Devlet inas konusunda atlacak altyap almalar
unlardr: siyasi otoritenin daha verimli almas asndan her
alanda yeniden yaplandrma, milli ordunun oluturulmas,
silahszlanma srecinin balatlmas, barn tesisi iin aba
gsterilmesi, cumhurbakanlk ve parlamento seimleri iin
gerekli hazrlklarn yaplmasdr. Bu durumu anlayabilmemiz
iin nce yatay sonra da dikey ebadn kapsayan konulara ksaca
deinmemiz gerekecektir. Yukarda deindiimiz gibi yatay ebat
ise birka sreci kapsamaktadr, bu sre unlardr:
a)

Talibann
dalmasndan
geici
hkmetin
kurulmasna kadar olan sre,
b) Geici hkmetten gei hkmetine kadar olan sre.
c) Gei hkmetten anayasann kabulne kadar olan
sre.
d) Anayasann kabulnden cumhurbakanlk seimine
kadar olan sre (Shafee, 2012),
2.2.1. Devlet nas Srecinin Yatay Ebad
2.2.1.1.Talibann Ortadan
Hkmete Kadar Olan Sre

Kaldrlmasndan

Geici

Bu aamada George W. Bush ynetimindeki ABD


askeri birlikleri Afganistanda El Kaide ve Taliban slerine kar
saldrya gemitir. Bu saldrnn amac ise Taliban ve El
Kaidenin ortadan kaldrlmas ayn anda terristleri pasifsize
etmek ve Talibann askeri gcnn tamamen ortadan
kaldrlmas planlanmt. Bushun bu bildirisini takiben ikinci

1256

dnya savandan sonra benzeri bulunmayan byk bir askeri


birlikle, Afganistanda konulanan El Kaide ve Taliban
milislerine kar saldr gerekletirilmitir. ABD bu saldry
gerekletirmeden nce BM Gvenlik Konseyi ve uluslararas
camiadan onay alm ve zaman kaybetmeden saldrya
geilmitir. Bu saldrdan hemen sonra saldrnn siyasi boyutu
ile ilgilenmitir. Bu balamda en ok gze arpan ve
Afganistann yeni siyasi yapsn ekillendiren konu ise, Bonn
Konferansnn gerekletirilmesiydi (Dabbins vd, 2003: 130).
05 Aralk 2001da balayan ve 9 gn sren bu konferans
Afganistanda siyasi gruplar arasnda bir uzlaya varlm, ortak
bir karar sonucu imzalanmtr. Bonn konferansnn
gerekletirilmesinde ama ise, Afganistandaki siyasi akmlara,
hkmetin siyasi kaderinin zgrce belirlenmesi, slam,
demokrasi, sosyal adalet ve oulculuk nda siyasal sisteme
zemin yaratabilmekti. Ayrca konferansn getirisi ise, yeni geici
hkmetin kurulmas, anayasann dzenlenmesi, seimler
kanununun dzenlenmesi ve sonu olarak da kurulacak olan
gei hkmetini bir ereveye oturtmakt. Ulus inas
kapsamnda gerekletirilen konferansn ierii bir takm mehul
maddeleri iermekteydi (Shafee, 2012).
Bu konferansta bir taraftan, insan haklar, oulculuk,
demokrasi den bahsedilirken, dier taraftan da geleneksel Loya
Jirgann yaplmas ngrlmekteydi. Loya Jirga geleneksel halk
meclisi olduundan tr hibir demokratik kurallara uymad
bilindii halde, gei hkmetin bu uygulama, yani geleneksel
halk meclisi tarafndan kurulmas planlanmt. Ancak
sylememiz gerekir ki bu tr geleneksel halk meclisi ilkel
toplumlar arasnda uygulanan bir meclis sistemidir. Bu tr
meclise yetki verilmesi Afganistanda kurulacak olan gei
hkmetinin kurulmasna ynelik yetki verilmesi Afganistan
halkyla alay edilmi gibi bir grnt sergilemekteydi. lkel bir
uygulamann modern Afganistann ulus inasnda nasl bir katk
salayaca herkesin kabul edemeyecei bir gerekti
(Mohammad Poor, 2007: 166).
Loya Jirgaya benzer uygulama tarih sreci ierisinde
farkl devletlerde diktatr hkmdarlar tarafndan yaplm bir
uygulama olup, kendi diktatrlne meruiyet vermek iin
siyasal sistemlerine bir nevi klf uydurmaktan baka bir ey
deildir. Loya Jirgada ngrlen ve bu meclis tarafndan

1257

kurulacak olan hkmetin gnmz artlarnda modern bir


devletin inasna ynelik hibir ortak noktas bulunmamaktayd
(Arezo, 2003: 76) sonu olarak Afganistan konusunda toplanan
Bonn konferans sonras lkede geici hkmet kurulmutur
(Arezo, 2003: 78).
2.2.1.2 Geici Hkmetten Gei Hkmete
Bonn konferansnn ieriine baktmz da ise kurulan
yeni hkmet alt ay srecek ve bu alt ay sonra ise Loya
Jirgann gereklemesi planlanmt. Loya Jirgann yetkisi ise,
gei hkmetini kurmak iin Loya Jirga meclisi toplants
yaplacakt.5
Gei hkmeti sresince Hamit Karzai
bakanlnda kurulan bu hkmet, ksa sre ierisinde Karzai
kendisinin mensup olduu etnik gruba daha fazla ayrcalk
tanm ve dier etnik gruplar hkmetten dlama gibi bir takm
giriimlerde bulunmutur. Hkmet kurulmasnn balangcnda
Karzai her ne kadar etnik ayrmclk yapmam olsa da iktidara
gelince, Petunlara kabinede daha fazla yetki vermi, dier etnik
gruplar hkmetten dlamtr.
Uzun yllar i sava yaayan Afganistanda her alanda
bu lkenin yeniden yaplandrlmaya ihtiyac vard. Taliban
dneminde sistem tamamen kmesinden tr Afganistann
yeniden yaplandrlmasna ihtiya vard. lkenin bu
ihtiyalarna ynelik NATO ve Koalisyon gleri gven ve
istikrarn tesisi iin farkl blgelere konulandrlmtr. Bu
kapsamda NATOya ye olan ve olmayan devletler
Afganistandaki esasi konular tekil eden, ordunun kurulmas,
milli polisin eitilmesi, yargnn organlarnn yeniden
yaplandrlmas ve buna benzer birok alanda bata ABD olmak
zere birok devlet ortaklaa hareket etmitir (Karacasulu, 2011:
43).
2.2.1.3. Gei Hkmetten Anayasann Yaplmasna Kadar
Olan Sre

5
Bonn Konferans, Ocak 2004 ylnda yeni anayasann kabul edilmesini, Ekim
2004te cumhurbakan seimlerinin gereklemesini, Eyll 2005 ylnda
parlamenter ve yerel seimleri ve Aralk 2005te ise yeni Ulusal Meclisin ie
balamasn amalamaktayd. Bonn Konferansnda alnn kararlar 2001 sonras
yllarda hayata geirilmitir. Afganistanda uzun yllar sonra yeni bir anayasa
kabul edilmitir ve bu anayasa lkenin sekizinci anayasas olarak tarihe gemitir.

1258

Bonn konferansnn 6. fkrasnda 18 aylk geici


hkmette, Loya Jirga ile birlikte anayasann kabul
gerekleecekti. Geici hkmetin ikinci ayndan itibaren
Birlemi Milletler nezaretinde anayasann hazrlanmas
konusunda komisyon kuruluyordu, bu komisyonun grevi ise
anayasann taslan hazrlamak ve Loya Jirgaya sunmakt
(Arezo, 2003: 80).
Bu aamalar gerekletikten sonra 502 kii genel halk
seimi ile ve 50 kii de Karzainin atamasyla meclise girecekti.
Meclis seimleri gerekletikten sonra Afganistan anayasas 4
Ocak 2004 ylnda hazrlanarak Loya Jirga da onaylanmtr.
Yaplan almalar sonras anayasa hazrlanm olup, bu
anayasada Afganistann ad Afganistan slam Cumhuriyeti
olarak kabul edilmiti, yrtme organnn banda
cumhurbakan olacakt, cumhurbakannn iki yardmcs
olacakt, cumhurbakan halkoyu ile seilecekti, cumhurbakan
halk ve parlamento karsnda sorumlu olacak, yeni yaplan
dzenleme
ile
Afganistann
iki
meclisi
olacakt.
Cumhurbakan be yllna seilecek, cumhurbakan iki kez
bakanla aday olabilecekti. Parlamentoda iki meclis olacak, bu
meclisler, Halk meclisi ve bykler meclisidir. Halk meclisinin
249 yesi olacak, milletvekilleri halkoyu ile be yllna
seilecekti. Bykler meclisinin vekilleri te birini
cumhurbakan atayacak, te biri de illerden halk seimi sonucu
meclise gelecekti. te biri6 de ile uralarndan gelecekti
(Andishmand, 2007: 272). Ama Karzai seimi kazandktan sonra
bir deiiklie gitmitir. le uralarndan seimle meclise
gelecek olan adaylarn hakkn iptal etmi, kendi inisiyatifini
kullanp, anayasada da deiiklik yaparak ileden uralarndan
meclise girecek olan adaylarn yerine kendi atamasyla
gereklemesini uygun grmtr.
2.2.1.4 Anayasann Kabulnden Cumhurbakanlk Seimine
Kadar Olan Sre
Ekim 2004 ylnda cumhurbakan seimleri
gerekletirilmitir. Bu seimde 9 kii cumhurbakan aday
olmu, yaklak 8 milyon kii sandk bana gitmi ve oylarn
6
Seimler normalde ile seimleri sonucu gelecekti, ama cumhurbakan iktidara
geldii gnden bugne kadar ile seimlerini gereklemesini istememitir ve
bykler meclisine kendi inisiyatifini kullanarak kendi vekil atamtr.

1259

kullanmt. Gerekleen bu seim sonularna bakldnda ise,


her aday kendi etnik grubuna ait olan kiilere oy kullanmtr.
sava yaayan ve Taliban ynetimi sonras lkede gerekleen
ilk seimdeki genel duruma bakldnda ise etnikler aras
birlemeden ziyade ayrla gidildiini gzler nne bir kez daha
sermitir. Bu verilere baktmzda ise ulus inasna gidildii bir
yolda bu amaca ulalmadn gstermitir. Burada zikredilmesi
gereken durum, her eyden nce Gl bir bakanlk sisteminin
baarl olmadn kabul etmek gerekmektedir. Bu seimlerin
gereklemesinden sonra parlamento seimleri yaplmtr. 25
Maysta Afganistan cumhurbakan Hamit Karzai kendi
inisiyatifini kullanarak yapt bir aklamada ise;
cumhurbakanla parti adndan hibir kii aday olamayacakt,
cumhurbakanla aday olacak kiiler ancak bamsz aday
olabilecekti. Hamit Karzainin bu giriiminin asl amac ve
altnda yatan nedenler ise, Afganistandaki mevcut siyasi
partileri siyasi arenada gszletirmek ve bu partileri bir ekilde
kenara ekip nemini yitirmekti, nk Hamit Karzainin ye
olduu veya kendisine yakn bir siyasi partisi yoktu. Sonu
itibariyle geici hkmeti kurulmasndan sonra, gei hkmeti,
anayasann kabul, cumhurbakanlk ve parlamento seimleri,
byk sorunlarla karlasa da Afganistanda ulus inasna
ynelik gerekli olan sre tamamlanm oluyordu (Andishmand,
2007: 275).
2.2.2. Devlet nas Srecinin Dikey Ebad
Dikey ebadndan ama, ynetimin daha ilevsel hale
gelmesi iin yaplmas gerekenlerin yerine getirilmesi ve gerekli
tedbirin
alnmas
nemlidir.
Afganistann
yeniden
yaplandrmas, milli ordunun tesis edilmesi milli polisin tesis
edilmesi, kuvvetlerin yeniden btnlemesidir. Afganistanda
gerekleecek olan ulus inas srecini uygulanabilmesi ve
koalisyon glerinin grevini yerine getirebilmesi iin genel bir
silahszlanmaya gidilmesi lazmd. Afgan milli polisi ve milli
ordusunun terre kar mcadele edebilmesi iin gerekli
tehizatn elinde bulundurmas lazmd. Afganistann ulus inas
srecinde birinci aamada gerekleen yatay boyutu baarl bir
ekilde gereklemi olsa da ikinci boyutu olan dikey boyutunun
gereklemesi sanld kadar kolay olmamakla beraber,
zorluklarla mcadele edilecei kesindi. Amerika Birleik
Devletlerinin blgeye girmesiyle Afgan milli ordusu ve milli

1260

polisinin eitilmesi ok yava gitmi, bunun neticesinde 2003


ylna gelindiinde Talibann blgede yeniden ba gstermesiyle
ordu ciddi zorluklarla ba etmek zorunda kalmtr. Bu arada d
faktrlerin etkisini de gzden karmamak lazm, Afganistan
milli polisi ve ordusunun yeniden yaplandrlmasna ynelik
almalar yaplrken Pakistandan szan Taliban militanlar
kendi saflarnda yerlerini alm olacakt. Bu durum karsnda
ulus inasnn dikey boyutunun gereklemesi, esas skntlardan
olan blgedeki gvenliin tesisi zor olaca kanlmaz olmutur
(Shafee, 2012).
2.3. ABDnin Afganistanda Devlet nas Sreci
11 Eyll 2001 saldrlar sonras, George W. Bush
konumasnda asl amac dnyada byk tehlikeye dnen terr
rgt El Kaideyi yok etmek, terre kar dnyay gvenli hale
getirmeyi hedeflediini aklyordu. imdiki duruma
baktmzda ise ABDnin bu hedefine ulam olduunu
sylemek mmkn deildir. El Kaide Afganistanda
zayflatlm olsa da hala yok olmam ve dnyann farkl
blgelerinde faaliyetini her geen gn daha da arttrdn
grmekteyiz. zellikle Ortadou corafyasnda El Kaide
sempatizan oalm durumda olduunu sylemek doru
olacaktr. Ayrca Amerikann Afganistana mdahalesi sonras
lkede bir trl istikrar gelmemitir. Aksine insan haklarnn
ihlali, uyuturucudan terre kadar pek ok konuda gze grnr
bir gelime grnmektedir. Ayrca terrn her geen gn
glenmesinden tr, blgedeki iki lke Afganistan ve
Pakistanda yaanan olaylar sonucunda bir istikrarsz devlet
modelini gzler nne serdii bir gerektir (Mohammad Poor,
2007:170).
ABDnin Afganistana yapt mdahalenin baarsz
olmas veya istenilen amaca ulalamamasna bakacak olursak,
Afganistan mdahalesinin hemen ardndan yaplan Irak igalinin
gereklemesi, ABDnin blgeye daha az askeri kaynak
aktarmas, Taliban ve dier direni gruplarnn glenmesine
sebep olmutur. nk ABD, Afganistanda izledii stratejiyi
yavalatm bunun neticesinde Taliban rgt lkenin birok
yerinde kontrol eline geirmi veya faaliyet blgesini daha da
geniletmesine sebep olmutur. 2008 ylnda ABD da

1261

gerekleen seim sonras Obamann bakan seilmesi, seimi


kazandktan sonra ncelikli hedefi terr ortadan yok edecei ve
Afganistan d politikasnn en nemli unsuru haline getirecei
vatlarn veriyordu. Ancak Obamann bu sylemleri gerek
hayatta uygulamas zor olmutur. Obamann iktidara geldii
gnden bu yana, Afganistan konusunda karmak bir d politika
izlediini syleyebiliriz. D politikada yaplan karmaklk
aslnda askeri ynden zme kavumann uzun vadeli ve
verimli olamayacan, Afganistann yeniden yaplandrlmas,
devlet ve kurum oluturma abasnn daha fazla nem tad
anlayna ulaldnn gstergesidir. Ancak yukarda
bahsettiimiz karmaklk tam da devlet inasnn nasl
gerekletirilecei konusunda ortaya kmaktadr. Son
zamanlarda Amerikallarn d politika konusunda deiik
sinyaller alnmaktadr. rnein Amerikan d politikasnn usta
siyasetisi Robert Blackwill Afganistanda zme kavumak
iin, d politikada deiiklie gidilmesini nermitir.
Deiikliin ieriine bakacak olursak Afganistann istikrara
kavumas iin B plann gereklemesini nerilmektedir. Bu
plana gre Afganistan ikiye blnecektir, Petunlarn arlkl
olarak yaad gney Afganistan blgelerinin Taliban
kontrolne verilmesinden bahsedilmektedir (i, 2010: 77).
Ancak bu plann Afganistanda ok destek greceini
sylemek gtr. Baka bir yaklam ise devlet inasna
balanabilmesi iin gvenlik ve tek meru otorite oluturulmas
n artlarnn salanmas gerektii fikrine dayanmaktadr.
Afganistan gibi kapal toplumun durumunu deerlendirirken
yerel dinamikleri de gz nne almamz yerinde olacaktr.
Talibann uygulamalarnda ise, yabanc glere kar cihat
farzdr diye yaptklar propagandalarnn da rgtn yeni
blgeler kazanmas ve faaliyet alanlarnn geniletmesine sebep
olmaktadr. Baka bir yaklam ise Talibann tamamen ortadan
kaldrlmas ynndedir, yalnz gnmz artlarnda gvenilen
meru otoritenin olmamasndan tr Talibann kazanmn
tersine evirmenin g olduu bir gerektir (ifti, 2010: 75).
Talibana kar verilen mcadelenin zne bakacak
olursak, asker saysna ve askeri mdahalelere dayal gvenlik
inas zmlerinin yetersiz olduunu gstermektedir.
Afganistanda gvenlii salamak asndan, askeri zmlere
sosyal ve siyasal reformlar elik etmedii mddete bir sonuca

1262

ulamak mmkn grnmemektedir. Afganistandaki durum


btn Gney Asyay istikrarszla srkleyecei riski
tadndan tr, ABDnin uzun vadeli politikalar asndan
devlet inas projesine arlk vermesi gerekmektedir. Ancak bu
projenin ne ekilde gerekleecei konusunda hala bir
belirsizlikle kar karyayz. Kimileri balatlmas gereken
konulardan en nemlisi yolsuzlukla mcadele olduunu ileri
srmektedir.
Yalnz
Afganistandaki
son
durumu
deerlendirecek olursak yolsuzluk ve insan haklarnn ihlaline en
ok bulaan Afganistan gvenlik gleri ve Karzai hkmeti
olduunu unutmamamz gerek. ABDnin Afganistanda
planlad devlet inas srecinde en byk elikisi de sz
konusu gvensizlik ve seeneksizlik arasnda kalmasndan
kaynaklanmaktadr. Yaanan bunca olumsuz gelimelerden
sonra ABDnin Afganistanda uygulad ulus-devlet inasna
ynelik politikalarda da bir netlik olduunu sylemek imdilik
mmkn grnmemektedir (Balc, 2004: 255-257).
Son zamanlarda Afganistan konusunda, Amerikallar
tarafndan hkim olan dnce ise lkede merkeziyeti otorite
baka bir deyile merkezi bir devlet kurmak ve desteklemektir,
ancak, Afganistan tarihine ve bu lkede hkim olan sosyal yapya
bakacak olursak merkeziyeti bir anlayn Afganistanda
uygulanmasnn salam bir strateji olmad kolayca
anlalacaktr. Ancak Afganistann iinde bulunduu durumuna
bakacak olursak blgedeki mevcut airetlerle ibirlii yapmadan,
lkede istikrar getirmek ve kontroln salanmas pek mmkn
grnmemektedir. Airetlerle grmeye gelince, bu strateji
Talibanla masaya oturmay da ngrmektedir. Kimileri ise,
Afganistanda airetler ve yerel aktrlerle atmak yerine
bunlar uzun vadede sistemle btnletirme ynteminin baarya
ulaaca ansnn daha yksek olduunu ileri srmektedir.
Ancak bazlarna gre, Taliban ve dier airetlerle ibirliinin
gerekli olduunu, ABDnin Afganistandan k stratejisinin
federal bir Afganistan devleti inas olduunu sylemektedir
(Arezo, 2003: 82).
2.4. Ulus nas Srecinde Afganistann Durumu
Afganistanda verilen mcadele kanlmaz olarak zorlu
bir sre olaca kesindi, ayn zamanda Amerika Birleik
Devletlerinin 2003 yl ortalarnda uygulamaya alt isteksiz
ulus inas yaklamlar baar adna pek bir ey ifade etmiyordu.

1263

Yine Afganllar umutlu ve dayankl olduklarn kantlamlardr.


Amerika Birleik Devletleri de hatalarndan ders karabildiini
ve stratejide dzeltmeler yapabildiini gstermitir. Bu noktada
bahsedilmeye deer iki nemli gelime vardr.
ncelikle, Afganistan iin artk geilebilir bir gvenlik
ve yeniden yaplanma stratejisi ve ayn zamanda devlet
stratejisinin ierisinde gizli zorluklarla ilgili gittike artan bir
aba vard. Gvenlik boyutundan bakldnda, Pentagonun
bar koruma grevine ynelik nefretini bir kenara brakma
konusundaki isteklilii hem ISAFn yetki alann geniletmesini
hem de Amerikan ordusunun taktiklerini deitirmesine olanak
salamtr. Osame Bin Ladin ve dier st dzey El Kaide ve
Taliban isimlerinin ldrlmesi veya yakalanmas, ordunun zel
harekt birimleri ve Amerikan istihbarat tekilatlar asndan
ncelikli konumunu kurmaktadr, fakat artk Afganistann
demokrasiye ve yasalara bal ilevsel bir devlet yapsna
geiini desteklemeyi amalayan kapsaml bir askeri aba
olduunu sylemek yerinde olacaktr (Karacasulu, 2011: 54).
l imar ekiplerinin saylarnn hzla artmas, bunlarn
seyyar muharebe birliklerinden aldklar dzenli destek ve
milislerin silahszlandrlmalar ve askerlikten uzaklatrmalar
almalarna gl ballk, 2003 yazndan itibaren
gereklemekte olan mit verici ve ok ihtiya duyulan
deiimlerin kalntlardr. Yeniden yaplandrma stratejisindeki
deiim byk lde Washingtonda bu lke iin daha fazla ey
yaplmas gerektiinin yava yava farkna varlyor olmasna
balyd. 2003 yaznda Afganistanda gvenliin gittike
azalmaya balad dnemde Bush ynetiminin 2004 mali yl
btesinde Afganistana yeterince kaynak aktaramamas,
zellikle Irakta ulus inasna ayrlan btenin boyutu gz nne
alndnda anlalmaz ve mantkszd. Bu yzden ABD nihayet
2003 ylnn sonlarnda bu lkeye ynelik hem mali hem idari
adan ciddi admlar atmaya balamtr. 2.4 milyar dolar tahsis
edilmesi ve Bakan Bushun zel temsilcisin Dr. Zalmay
Halilzadn yeni Bykeli olarak atamas, bunu Nisan 2004teki
Berlin Konferansnda taahht edilen toplam 8,2 milyar dolarn
4,4 milyar dolarn ABD karlayacakt. zetle Amerika Birleik
Devletleri Afganistanda ok yakn sivil-asker tekilatlar aras
ibirliine dayal yeni bir ulus inas modeli gelitirmekteydi
(Awaa, 2013).

1264

3.1. Afganistanda Ulus nasn Olanaksz Eden Faktrler


Afganistann ulus inas srecinde bugne kadar elde
edilen baarlar son derece sevindirici olsa da,
Afgan
hkmetinin ve bu lkede ulus ina edilmesinde ve ina edilen
ulusun ayakta tutulmasnda ok nemli roller oynayan
uluslararas toplumum nnde nemli zorluklar bulunmaktadr
(Weinbaum, 2008: 196):

Rejim ve bat kart bir isyann varln srdrmesi,


Rejime veya uluslararas glere kar faal olarak
mcadele vermekte olsalar dahi, yerel ve blgesel zel
silahl glerin devam eden varl,
Haha- eroin ekonomisinin rahatsz edici bir oranda
olmas
Afganistanda 2003 ve 2004 yllarnda artan tehlike
ortam, amansz rejim kart unsurlarn hala srdrdkleri
gereinin altn izmektedir. Amerikan kuvvetlerinin zellikle
havadan ezici ate etme kabiliyeti, bu rejim kart unsurlarn
geni apl saldrlar gerekletirecek zemini bulamamalar
anlamna gelmektedir. Yine de ellerindeki mevcut malzemelere
hazrladklar patlayclar veya vur ka taktikleri yardmyla
kk apl saldrlar dzenlemektedirler. slamc sylemleri ve
sosyal politikalar ok sayda Afgann kesinlikle houna gidiyor
olsa da, iddet ierikli taktikleri iin ayn ey sylenmez. stelik
rejim kart unsurlar yeniden yaplanma yardmnn lkenin
gney ve dou blgelerine ulamasn o kadar zorlatrmlardr
ki, bu unsurlarn hkmetin sz konusu blgelere fazla
ilgilenmedii ynndeki eletirilerinin blge insanlar zerinde
ok az inandrc gc vardr. Rejim kart akmn direncinin
kaynan yalnzca gzda politikasnda bulmak mmkn
deildir. Bu direncin kkleri Petunlarn Tacik arlkl geici
ynetim hkmetinde uzaklatrlmalarna baz insanlarn,
Taliban ynetimi dneminde byk lde ortadan kaldrlan
kanunsuzluk ve yozlamann yeniden canlanaca ynndeki
endielerine; dalk Afganistan-Pakistan snr boyunca uzanan
Petun kuan her yayndan varln srdren Amerikan
kartl deolojisine dayanmaktadr (Weinbaum, 2008: 215).
eitli silahszlandrma ilkelerinde zel milislerin
ortadan kaldrlmasna yardm edebilecek ilerlemelerin
kaydedilmesine
karn
hizipi
gler
varlklarn
srdrmektedirler. Bu gler Afganistann Sovyet igaline kar

1265

ulusal bir direni mcadelesi olarak balayan ve zaman ierisinde


ok sayda etnik yapnn kart bir i savaa dnen uzun
yllar sren savan bir mirasdr. Yasal ekonomi, resmen DDR7
srecine tabi tutulmu ve artk resmen zel bir milis gcnn bir
paras olarak grlmyor olsa bile, ok sayda hizipi savay
yasal bir sivil ite alma fikrinden alkoymaya yetecek kadar
gszdr. Bu durumun devam etmesinde haha- afyon
ekonomisinin son derece karl olmasnn da rol vardr. Her ne
kadar bazlar rgtl su eylemlerine geii mantkl, kolay ve
karl bulmu olsa da milis liderleri ve blgesel komutanlar i ve
siyaset alanlarnda liderlik rolleri stlenmeye balamlardr
(Goodson, 2008: 525).
Afganistanda rgtl su olgusu ok eitli eylemleri
kapsamaktadr, ama rgtl suun temeli haha yetitiriciliine
bunlardan eroin retilmesine ve retilen eroinin kaak yollarla
lkeden karlp blgesel ve kresel pazarlara sunulmasna
dayanmaktadr. Talibann devrilmesinden geen 11 yllk sre
ierisinde uyuturucu ile mcadele cephesinde olduu kadar
hibir cephede geri kalnmamtr. Afyon retimi, ekili alan ve
ilenen ham afyon bakmndan 1980larn ortalarndan beri
srekli olarak art grnmektedir. 1990dan beri retim yllk
tahmin edilen 2000 tonun altna asla dmemi, bu rakam 1990
ylnda 4600 tonla dorua kmtr. Bu art eyleminin tek
istisnas, Taliban hkimiyetinin son yl olan 2001 ylyd,
Taliban 2001 ylnda haha ekimine ve afyon retimine kar
ok sert nlemler almt. Taliban sonras dnemde ekonomik
istikrarszlk ve zayf denetim, afyon retiminin hzl bir ekilde
yeniden canlanmasna yol amtr. Tahmin edilen afyon retimi
hacmi 2002 ylnda 3200 ton iken 2003 ylnda 3600 tona ve 2004
ylnda bir rekora yaklaarak 4200 tona trmanmtr. 4200 ton
2004 ylnda dnyadaki toplam retimin yzde 87sini tekil
ediyordu. Daha da kayg verici olan ey ise haha ekili toprak
byklnde muazzam bir patlama yaanm olmasdr.
Grne gre bugn Afgan nfusunun 10da biri 2 milyondan
fazla insan 131000 hektar alan zerinde afyon yetitiricilii ile
uramaktadr. Bu yasad ekonominin hzla bymesi (bununla
birlikte en azndan ksmen uyuturucu ticaretinden elde edilen
7

Disarmament, Demobilization and Reintegration

1266

gelire bal olarak kentlerde yaanan inaat patlamas), son


derece de kayg vericidir ve dier ulus inas alanlarnda
kaydedilen ilerlemeleri baltalayabilir (Goodson, 2008: 235).
11 Eyll 2001 tarihinde yaplan terr saldrlarndan
sonra Taliban ve El Kaideye kar ABD, Afganistanda balatan
operasyonundan bu yana on yl gemesine ramen Taliban
glerinde bir zayflama grlmemekte tersine daha da
glenerek
Afganistan
tehdit
etmektedir.
Karzai
Afganistandaki iki dnemlik ynetiminde srecinde lkenin
kalknmas iin belirgin bir politika yrtememitir. Obama da
iktidara geldii gnden beri Afganistan ile ilgili bir strateji
belirlemeye almaktadr. Ama ne yazk ki ortada net bir strateji
yoktur. Bylece ierde ve darda yaanan belirsizlik ortamnda
Afganistann gvenlii ve yeniden inas mehul bir hedef
olmaktan teye geememektedir (ifti, 2009: 80).
Obama greve gelmeden nce Afganistann yeniden
inasnn ncelikli d politika hedeflerinden biri olacan ilan
etmiti. Nitekim aradan yllar gemesine ramen Afganistan iin
belirgin, snrlar izilmi bir politika yoktur. Gnmzde
Taliban lkenin gneyinde birok blgeyi kontrolleri altna
almtr. Artk Amerika bile Afganistann yeniden ina
edilemeyeceinin farkndadr. Yeni bir ulus, yeni bir devlet ve
gvenlik sorunlarn zm bir Afganistan oluturmak iin
Afgan halknn destekledii drst ve meru liderlerle yola
gerekletirmek mmkndr. Karzai gibi ad yolsuzlukla anlan
bir lidere destek verilmesi lke iin n grlen sreci
gereklemesine imkn vermeyecektir. Hamid Karzai,
Afganistandaki iki dnemlik hkmeti sresince uygulad
politikalarla gerek Afgan halknn gerekse uluslararas aktrlerin
gvenini byk lde yitirmi durumdadr. Meruluunu
yitirmi, ad yolsuzluk ve uyuturucu ticareti ile anlan
Karzainin nderliinde Afganistanda yeni bir ulus inas
mmkn grnmemektedir (ifti, 2009: 81-83).
Afganistann tarihine baklrsa hibir zaman d gler
tarafndan dayatlan zmler kabul grlmemitir. Bunlarn
rneklerini ngiliz ve Rus igalinde da grebilmekteyiz. Blgede
ngiliz ve Rus igallerinde grld gibi, aradan geen on yln
ardndan Amerikan igalinin de geldii nokta byk lde
baarszlk olduu ne srlebilir. Afganistan eskisine gre daha
gvenli bir yer oldu sylenemez bundan dolay da lkede modern

1267

bir Afgan ulus-devleti inas yolunda ok fazla mesafe alnamad.


Demokrasi, etkili hkmet ve hukuk devleti gibi ilkeler
Afganistana tamamen yabanc. 11 Eylln ardndan yaplan
Bonn Konferans sonras, Afganistanda modern bir anayasa ve
devlet oluturmann ne kadar zor olduu anlalmtr. lkenin
heterojen etnik yaps, kabilecilik kltrnn etkisi, merkezi
idarenin olmamas ve dikkate alndnda Amerikann yeni bir
ulus ina etme projesinin gereklemesinin ne kadar zor olduu
daha iyi anlalacaktr (ORSAM: 2011).
Ulus inasndan nce gvenliin salanmas nem
tamaktadr nk gvenlik olmayan blgeye ulus ina
edilemez. Afganistanda gvenlik sorunu zlse olduka zor
gzkmekte ama buna ramen bir lkede gvenlik salansa da
lkede demokratik bir ulus yarataca olduka phelidir. nk
gvenlik inas ile eanl olarak modern ve etkili siyasal kurumlar
oluturmak gerekmektedir. Dier taraftan, tek tarafl bir
Amerikan veya Bat stratejisinin baarya ulamas beklenemez.
nk blgede Afganistann istikrara kavumasn istemeyen
Pakistan, in ve ran gibi dier lkeler de bulunmaktadr. Bu
lkelerin zm srecine dhil edilmedii bir ortamda
Afganistann gvenliini ve yeniden inasn salamak mmkn
deildir (ifti, 2009: 85-86).
Afganistanda devlet inas en nemli sorunlardan biri
olan gelir ve giderleri uzun vadede eletirmeye baldr. Yani
merululuk politik katlm veya temsil deil belki otomatik
olarak hizmetlerin sunulmasyla ilgilidir. Politikaclar devlet
inasn kanunlara dayal bir sistem olarak grmektedirler ama
gerekte devlet inas bir takm kurallar baka kurallar ile
deitirmek olarak dnlmesi daha yararl olacaktr. Asrlar
boyunca kabile ve dini liderler himaye ve mzakere temelli
merkeze bal olan mikro-toplumlar yaratmlardr. savalar
ve zellikle Rus igali Afganistandaki siyasetin doasn hem
yerel anlamda hem de yerel ve ulusal dzeyde deitirmitir
(Lister, 2007: 3-4 ).
Afganistan sava ABD tarihinin en uzun atmasdr.
11 Eyll 2001 ylnda ABDnin lkeye mdahalesinden
gnmze kadar 1,000 den fazla ABD askeri lm ve 6,000 den
fazla ise yaralanmtr. Koalisyon askerlerinden de 700 kii
hayatn kaybetmi ve 400 kii yaralanmtr. Tahmini olarak
yaklak 20,000 sivil Afgan vatanda da atmalarda hayatlarn

1268

kaybetmilerdir. Ayrca ABDnin Afganistana gerekletirdii


operasyon 200 milyar dolara mal olmutur. ABD Afganistan
mdahalesinden hemen sonra Afganistann politik, sosyal,
ekonomik ve gvenlik ile ilgili gelitirme abasnda bulunarak
istikrarl bir devlet kurmay hedeflemitir. ABDnin
Afganistana ynelik devlet inas operasyonu sorgulanabilir ya
da en azndan bu strateji imdiye kadar baarszdr. Bunun yan
sra Afganistan, ABDnin insani, ekonomik ve politik kayplar
yaamasna neden olmutur. 2001 ABDnin Afganistan
igalinden beri lkenin istikrar iin politik, ekonomik, sosyal ve
gvenlik kurumlaryla ilgili kurumlarda meru ve istikrarl
gelime gerekletirememitir. Afganistanda yeni bir ulus devlet
ina etmek ABD iin artt (Tindall, 2010:9).
Ocak 2009de Obama ynetimi ele alnca, uluslararas
toplumun ou ABDnin d politikasna olan yaklamn
deieceini heyecanla beklemekteydi. Obama da zaten
Amerikan d politikasna olan yaklamlarn onun dneminde
fark olacan duyurmaktayd. ABDnin yeni d politika
yaklamnn temel aya, savunma, kalknma ve diplomasi
olduunu vurgulamaktayd. yimser ve belirli d politika
farkllklarna ramen, Obama ynetimi de sonunda Bush
ynetimin uygulad politikalarnn aynsn uygulamaya
balamtr. Ayrca Obama, eski Bush dnemindeki ou
savunma ve ulusal gvenlik kadrosunu deitirmemitir. Bush ve
Obama ynetimlerinin ikisi de baarsz (failed state),
baarszla doru giden (failing state) ve zayf ulus devletlere
(weak national-state) kar ayn politikalar takip etmilerdir
(Weinbaum, 2008: 204).
3.2. Afganistann Baarsz Devlet nas Sreci Projesi
Devlet politikas bilimin temel kavramlardan biridir,
ayn anda devlet siyaset biliminin en nemli ve kkl bir bilim
dalnn ana unsuru olarak saylmaktadr. Baz siyaset
bilimcilerine gre siyaset bilimi devleti deerlendiren bir bilim
dal olduunu tanmlamaktadr. amzda insanlarn bir arada
yaamalar ve devlet olmadan yaam srmeleri mmkn deildir.
Siyaset bilimi asndan dnrsek devlet olmadan yaam
biimini ekillendirmek olanakszdr. Gnmz artlarnda
devletsiz toplum yalnz hayal dnyasndan teye gitmez ve
pratikte devletsiz hayat tarz olana yoktur. Devletin var oluu
insanlarn gereksinimine gre ekillenmitir. G bakmndan

1269

devletleri ikiye ayrabiliriz: gl ve istikrarl devletler, zayf


gsz veya ilevsiz devletler. Gsz devletlerde yolsuzluk,
terr insan haklarnn ihlali gibi durumlarn yaanmas doaldr
ve bu devletlerin bir devlet inasna ihtiyac vardr. Devlet inas
teriminin gemiine bakacak olursak (state building) terimi
1990larda siyasi literatre girmitir (Andishmand, 2007: 278).
Afganistann ada tarihine bakarsak devlet inas
srecinin bu lkede daha oturmad grnmektedir ve bunun
sonucu olarak da devlet inas meselesi alkantl ve sorunlu
olarak yaanmaktadr. 2001 yl sonras Bonn Konferans
kapsamnda Afganistanda devlet inasna ynelik ilk admlar
atlmaya balam ve gnmze kadar olan srete devlet inas
sreci baarya ulaamamtr. Devlet inas srecinde lkenin
karlat zorluklardan biri, lkenin hala ulus kurma asndan
ciddi eksiklikleri vardr. Afganistanda ulusal kimlik konusu hala
zmlenmemitir ve bu sorunun zme kavumas da zor
grnmektedir. Bir dier zorluk ise Afganistan devlet inas
yollarnn tkal olmasdr, verimsiz brokrasi ve idari yaplar
zayf olan bir devlette bunu ksa dnemde beklemek gtr.
Sonu olarak Afganistanda gl bir hkmet kurulmadan
baarl devlet inas srecinin gereklemesi ve amaca ulamas
gnmz artlarnda olanaksz grnmektedir (Andishmand,
2007: 280).
3.3. 2014 Ylnda Afganistann Durumu ve Son Seimler
ABD 2014 ylnda askerlerini Afganistandan geri
ekeceini akladktan sonra lkenin kamuoyunda 2014 ylna
dair farkl senaryolar ortaya atlmaya balamtr. Baz insanlar
2014 yl ile ilgili iyimser olsa da halkn ounluu bu seneye
pek olumlu bakmyorlar. Bunun iki nedeni vardr. En nemli
nedeni Amerikan askerlerinin lkeden kmasyla Talibann
lkeyi geri ele geirme ihtimali dieri ise Taliban dnemi sonras
gnmze kadar iktidarda olan Karzai rejimin sona ermesi ve
yeni bir hkmetin seimle i bana gelmesidir (Labib Raof,
2014).
Tm dnyann ahit olduu gibi, Afganistan Taliban
dneminde tarihsel srecinin en kt gnlerini geirmitir.
Afganistan
tarihinde
karanlk
dnemi
olarak
da
nitelendirilebilecek bu dnem yaklak 9 yl boyunca halka kbus
yaatmtr. Taliban dnemi 9 Eyll 2001 olaylarndan sonra

1270

ABDnin lkeye mdahalesiyle sona ermitir. Bonn


Konferansnda alnan kararlar dorultusunda geici hkmet
kurulmu daha sonra da seimle Karzai cumhurbakan olarak
iktidara gelmitir. ABD, 2001den bu yana lkede bulunan
askerlerini nihayet 2014 ylnda geri ekeceini ve tm askeri
sorumluluklar Afgan ordusuna teslim edeceini aklamt
(Burget, 2014: 96).
Amerikan askerleri donanml ordusu ve tehizatlaryla
Talibann ilerlemesine engel olabilme asndan Afganistan
halkn iin emniyet muhafzlar saylmaktayd. iddet ve
zorbaln u noktaya kt, insanlarn zellikle kadnlar eitim
ve alma hakknn ala konulduu Taliban dneminin geri gelme
ihtimali bile Afganistan halkn rktmektedir. nk Afgan
hem eitim asndan hem de silah asndan byle byk bir
grevi stlenmeye hazr deildir. Bu ise Pakistan ve Afganistan
snrlarnda eitim almakta olan ve gelimi silahlarla donanml
olan Talibann tekrar lkeye nfuzu asndan iyi bir frsat
olabilir.
Dnyann
gznn
evirdii
Afganistan
Cumhurbakanlk seimleri kan akmadan baarl bir ekilde
gereklemitir. Tm tehditler ve gvenlik sorunlarna ramen
seimlerin sakin gemesi, Afganistann ksa zamanda uzun yol
kat ettiini gstermektedir. ngrlerin aksine Afgan halk
cumhurbakanlk seimlerine ok byk ilgi gstermesi ve
heyecanla oy kullanmak iin oy verme merkezlerine gitmeleri
ilgin karlanmtr. Seimin ok cokulu ve geni katlmla
gemesine ramen hilesiz ve saydam getii sylenemez nk
1573 seim yolsuzluu Seim ikyetlerini Deerlendirme
Komisyonuna ulatn aklamtr. Ayrca gvenlik
nedenleriyle Afganistan zgr Seim Komisyonu, seimlerde
6423 seim merkezinin faaliyet gsterdiini ve 787 seim
merkezi de gvenlik sorunlarndan dolay kapal tutulduunu
beyan etmitir. Seim gn ou oy verme merkezlerinde oy
kullanma saatti bitmeden nce oy pusulalarnn bitmesi halkn
isyan etmesine neden olmutur (BBC Trke: 2014).
Cumhurbakanlk adayl iin bavuranlarn says ilk
balarda olduka ok olsa da, seime yakn kala bu adaylardan
ou bavurusunu geri ekmi ve sadece sekiz kii aday olarak
kalmtr. Bu sekiz kiiden de sadece iki isim Afganistann
gndeminde olan isimlerden, bunlardan biri Dr. Abdullah

1271

Abdullah ve dier ise Eraf Ghani Ahmadzaidir. 05 Nisan 2014


tarihinde gerekleen seimlerde bu iki aday n plana kmtr
fakat yzde 50 oy orann dolduramad iin seim sonular
ikinci tura kalmtr (Amerikann Sesi: 2014).
SONU VE DEERLENDRME
Afganistan halk ikinci Dnya sava sonras benzeri
bulunmayan ikencelere maruz kalmtr. 30 yl akn i sava
ve sonras, Afgan halk hem Taliban hem de ABD ve koalisyon
glerinin yanl siyasetlerinin kurban olmutur. Bylece ABD,
Afganistanda devlet inas srecinin gerekletirilmesi
konusunda yetersiz kalmtr. ABDnin Afganistana mdahalesi
ile balatlan sreten gnmze kadar, halkn beklentisinin pek
ounu yantsz brakmtr. Bunun en bariz rnei ise sava
srasnda sivillerin lmesi, uyuturucu ekimi ve ithalatnn
eskisine gre daha da artmas, terr olaylarnn byk tehdit
haline dnmesi, zayf bir devletin sorunlar olmasndan tr,
bir devlet inasnn baarl olduundan bahsetmek zordur.
Hkmet ile halkn arasndaki iliki her geen gn almaktadr.
Bunun en nemli yan da halkn ynetime olan gveninin
azalmas olarak deerlendirilebilir. ABDnin 2014 sonras
Afganistandan askeri gcn ekecei aklamalar, bir devlet
inas srecinde yaplmas gereken durumda baarya ulam
olmasndan deil de, baarsz bir ynetimin baa gelmesi sonucu
olarak deerlendirilebilir.
Karzai cumhurbakanlk seimlerini kazanm olsa da
kurduu ekiple birlikte yolsuzlua kar mcadele edemeyen,
Afganistann yeniden yaplandrlmasna bir katkda
bulunamayan gsz bir idareci profilini izmitir. Zayf bir
ynetimle ekonomik anlamda bir ilerleme kaydedemeyen,
ekonomisi gl olan devletlerden her zaman yardm bekleyen,
istikrarn salanmasnda glk eken batm ve gsz bir
ynetim Afganistann tarihinin gemiinde olduu gibi, ABD
mdahalesi sonras yaplan uluslararas yardmlara ramen
olumlu ynde bir ilerleme kaydedemedii ac bir gerektir.
ABDnin 2014 ylnda Afganistandan askeri muharip
glerini ekecei, dnya kamuoyunun gndem maddesi
olmutur. ABDnin Afganistana mdahalesi sonras geici bir
sreliine istikrar gelmi, devlet inas sreci nispeten baarl bir

1272

ekilde devam etmitir. Ama ne yazk ki 2001 ylndaki


mdahalenin ardndan blgedeki oluan istikrar asndan
bakacak olursak gnmz artlaryla karlatrdmzda,
gvensizlik her geen gn artm, yolsuzluk hat safhasna
ulam, uyutururcu ekimi ve ticareti blgede byk bir tehdit
olmaya devam etmektedir. Bu durumda artan gvensizlik ortam
ABDyi
bir
politika
belirleme
konusunda
da
kayglandrmaktadr. ABDnin Afganistana mdahalesindeki
asl amac terr yok etmek yolsuzlua kar mcadele etmek
iken, bugn baarya ulatn sylemek gtr. Buna bal
olarak Afganistanda ABDnin devlet inas srecinin
gereklemediini de sylersek yerinde olacaktr. nk El
Kadide Afganistanda pasifize edilse de, Taliban rgtnn
faaliyet alanlar her geen gn artmaktadr. Dolaysyla
Amerikann Afganistan politikasndaki asl amacna ulamam
olmasna bal olarak, bu projenin baarsz olduunu
gstermektedir.
El Kaide Afganistanda zayflatlsa da, Afganistann
yan banda olan Pakistanda halen faaliyet gstermektedir.
Afganistan ile Pakistan arasnda hibir snr gvenlii
olmadndan tr, ABD glerinin blgeden ekilmesinden
sonra, El Kaide militanlarnn Afganistana geri gelmeyeceinin
garantisini kimse veremez. Bu durumda Afganistana yaplan
bunca yatrmlar, askeri tehizatn hemen hepsi Taliban ve El
Kaide terr rgtnn eline geecektir. Gelinen bu noktada ABD
ve uluslararas camia, stratejilerini daha iyi deerlendirebilmeleri
asndan Afganistandaki gelinen durumu yakndan
incelemeleri gerekmektedir. Ki gnmz artlarnda bu durumu
anlayabilmek tahmin ettiimizden daha zor dur. ABD ve NATO
glerini bir tarafa brakacak olursak, farkl etnik gruplar
barndran Afganistanda airet liderlerinin etkinlii lkede
kurulacak hkmetin herhangi bir olumsuz durum yaandnda
kolay ba edemeyecekleri tarihin her safhasnda grnmtr.
Dolaysyla uyuturucu ekimi, terr, insan kaakl
ve buna benzer pek ok konuda sava aalarnn istedikleri ynde
bir ilerlemeden konumak yerinde olacaktr. Bu tr yolsuzluk ve
uyuturucu ticaretiyle bulaan Petun sava aalar Talibanla da
ibirlii iinde olduklar iin, Karzai hkmeti lkenin dier
etnik gruplar, zbekler Tacikler ve Trkmenleri Talibana kar
bir alternatif veya bu etnik gruplardan destek alma olana

1273

yoktur. Bunun nedeni ise Karzainin elien konumalar ve


deien siyaseti olarak deerlendirebiliriz. Karzai bir gn
Taliban dman olarak nitelendirirken, ertesi gn bizim
kardeimiz diyen istikrarsz bir politika uyguladndan tr bu
etnik gruplar da Karaziye inanmamaktadr. Dolaysyla Karzai
hkmeti Afganistan konusunda her iki taraf, Taliban ve Kuzey
ttifaknn desteini alamamaktadr.
Sonu olarak unu sylemek gerekir: ABD ve koalisyon
glerinin nderliinde, Afganistanda gerekletirilen devlet
inas srecinin baarsz olduu inkr edilemez bir durumdur.
Nitekim 2014 sonras ABDnin askeri gcnn Afganistandan
ekilecei, blgeyi yeni kargaalarla kaderine terk edecei
baarsz bir devlet inas sreci modelinin Afganistanda
uygulamaya alld, grnmtr. Bugn Afganistanda
konulanan yabanc glerin varlna ramen, Talibana kar
gze grnr bir ilerleme kaydedememektedir. Hal byle iken
ABD askeri muharip gleri Afganistandan ekilince nasl bir
devlet inas gerekleecei herkes tarafndan kuku ile
beklenmektedir. Dolaysyla gnmz artlarnda Afganistann
durumuna bakacak olursak, Terr, uyuturucu ticaretinin her
geen yl artt, insan haklarnn ihlalinin yaand, yolsuzluk,
devlet brokrasisinin had safhada olduu bir lkede baarya
ulamak ve baarl bir devlet inas srecinin gereklemi
olduundan bahsetmek mmkn grnmemektedir. nk bir
devlet yabanclar tarafndan ina edilmesi ok zordur. Afganistan
iin ulus inas asndan baklacaksa, ok uluslu bu lkede tek
tip bir ulus ina etmekten zaten bahsetmek bile imknszdr.
ok uluslu bir lke olan Afganistanda, her ne kadar
Petunlarn ounlukta olduunu sylese de kesin nfus saym
yaplmad iin hibir millet byle bir hak dava edemez. Yani
Afganistanda hibir etnik grup ya da millet yzde elli ve st
deildir. Ondan dolay bu lke aznlklar lkesidir. Herkese eit
hak verilmedii srece asla bir ulus devlet inasndan bahsetmek
olmaz. Dier taraftan bir toplumun varln srdrmesi iin ulus
devlet ina etmesi de zaruridir. Bundan dolay bu sene iktidara
gelecek hkmet yllardr paralanm ve kaynamam bu
toplumu birletirici ve kaynatrc politikalar izlemelidir.

1274

KAYNAKA
Amerikann Sesi, Afganistan Seimlerine kinci Tur Yolu.
ANDSHMAND, Arkam (2007). Amrika Dar Afghanistan
(Amerika Afganistanda), Miwand Yaynlar, Kabil.
AREZO, Abdulghafur (2003). Chigunagi Huwiyati Mili
Afghanistan (Afganistanda Ulusal Kimliin Sorunu),
Ebrahim Shariyati Yaynlar, Tahran.
Awaa, Dawlat Sazi Dar Afghanistan Projayi Na Tamam
(Afganistanda Tamamlanmam bir Proje olarak
Devlet nas).
BALCI, Ali (2004). Afganistan: Ulus Devlet ve Kabilecik
Arasnda, Dnya atma Blgeleri, Ed., Kemal nat,
Burhanettin Duran, Muhittin Ataman, Nobel Yaynlar,
Ankara, ss. 255-257.
BBC

Trke, Afganistanda Cumhurbakanl Seimi.


http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/04/140405
_afgan_secim.shtml, 02 Mays 2014.

BURGET, Fazl Ahmed (2014). Afganistanda 2014


Beklenirken: Taliban rgt ve Yeni Bir Siyasal Srece
Doru Yeni Gruplamalar, Ortadou Analiz, Nisan
5(52), ss. 91-103.
F, Sabri (2010). Amerikann Yeni Sava: Talibann
nlenemez Ykselii ve Afganistanda Devlet nasnn
Snrlar, Ortadou Analiz, 2 (22), 2010, ss. 74-81.
FT, Sabri (2009). Gvenlik ve Ulus nas Arasnda
Afganistan: zm Nerede?, Ortadou Analiz, Aralk,
1 (12), ss. 80-86.
DABBNS, James and others (2003). Americas Role in
National-Building: From Germany To Iraq, Santa
Monica, RAND.
Diplomatik Gzlem (2005). Ulustan Devlete, Tarihten
Gelecee.
FUKUYAMA, Francis (2012). Devlet nas: Yirmi Birinci
Yzylda Ynetiim ve Dnya Dzeni, (ev.), Trkan
olak, Profil, stanbul.

1275

G. WENBAUM, Marvin (2008). Afganistann Yeniden


nas, Ulus nas, (Ed.), Francis Fukuyama, (ev.)
Hasan Kaya, 1. Bask, Profil Yaynlar, stanbul.
GOODSON, Larry P. (2008). Afganistandan Alnan Ulus
nas Dersleri, Ulus nas, (Ed.), Francis Fukuyama,
(ev.), Hasan Kaya, 1. Bask, Profil Yaynlar, stanbul.
HPPLER, Jochen (2005). Concepts and Theoretical Aspects of
Nation-building, National-Building: A key Concept for
Peacful Confilict Transformation?, (Edt.), Jochen
Hippler, (ev.), Barry Stone, Pluto Press, London.
http://drshafiee.blogfa.com/post-82.aspx, 20. 02. 2014.
http://www.amerikaninsesi.com/content/afganistanse%C3%A7imlerine-ikinci-tur-yolu/1901996.html, 09
Mays 2014.
http://www.avapress.com/vdch-qnx.23nivdftt2.html,
2014.

15.

03.

http://www.diplomatikgozlem.com/TR/belge/1-8026/ulustandevlete-tarihten-gelecege.html, 05. 01. 2014.


http://www.tasam.org/trTR/Icerik/232/fukuyamanin_yeni_tezi_
devlet_insasi%E2%80%A6, 1.01. 2013.
http://www.usgam.com/tr/index.php?l=807&cid=2213&konu=0
&bolge=15,01 Mays 2014.
KARACASULU, Z. Nilfer (2011). Blgesel Gvenlik Analizi
Afganistan, Beta Yaynlar, stanbul.
KAYA, Aye (2012). SSCB Sonras Corafyada Ulus na
Sreci: Kazakistan rnei, Alternatif Politika, 4 (3),
ss. 354-378.
LABB RAOF, Farida (2014). 2014 Ylnda Afganistan,
USGAM.
LSTER, Sarah (2007). Understandng State-Building and
Local Government in Afghanistan, Crisis States
Research Centre, Working Paper No. 14.
MOHAMMAD POOR (2007). Majid, Afghanistan: Fursahta wa
Tahditha (Afganistan: Frsatlar ve Tehditler), Tahran.

1276

ORSAM, (2011). Byk Glerin Afganistan Politikalar,


Ankara, Rapor No: 81.
ROBNSON, Neil (2007). State Building and Internatioanl
Politics: The Emergence of New Problem and
Aganda, State Building: Theory and Practice, Ed.,
Aidan Hehir, Neil Robinson, New York, Routledge.
SHAFEE, Nuzer, Fraind DawlatSazi Dar AFghanistan
(Afganistanda Devlet nas Sreci).
EYHANLIOLU, Hseyin (2008). 18. Yzyldan Gnmze
Kadar Afganistann Jeostratejik nemi, Avrasya
Ettleri, TKA, Ankara, ss. 61-82.
TASAM (2006). Fukuyamann Yeni Tezi: Devlet nas.
TNDALL, Anthony Daniel (2010). U.S. Nation-State Building
Operatons in Afghanistan: A Case Study, Master
School of Public Service College of Liberal Arts and
Sciences DePaul University, Chicago, Illinois.

1277

1278

MOSKOVA-VAROVA JEOPOLTK REKABETNDE


UKRAYNAYI KEVDEN ANLAMAK
Dr.Mehmet ARSLAN
ZET
Ukrayna tarih boyunca Rusya ve Polonyann
mcadelesi arasnda kalm ve bu durum gnmz Ukraynal
kimliinin olumasnda belirleyici olmutur. Bamszln
kazandndan beri Ukraynada yaanan devrimleri ve toplumsal
ayaklanmalar sadece sosyo-ekonomik nedenlerle aklamak
Ukraynay Kievden anlamamak manasna gelmektedir.
Ukrayna bir tost misali Varova eksenli Brksel ile Moskova
arasnda skp kalmtr ve bu durumdan olduka zarar
grmektedir. Rusya, Sovyetler corafyasnda eski nfuzunu
tekrar kazanmak iin Avrasyacllk ideolojisi ad altnda
ekonomi temal gzken, aslnda jeopolitik karlarn n plana
kt eitli Gmrk Birlii tarz yaplanmalara gitmektedir.
Rusyann Ukraynasz bir Avrasyaclk ideolojisi Asyayla snrl
bir corafyada kalacandan manasn yitirmektedir. Moskova ile
yaad tarih mnasebetler ve dargnlklarn da etkisiyle
Varova ise Ukraynay Moskova etkisinden kurtarmay tarih bir
bor olarak grmektedir. Dier taraftan, Ukraynallar Avrupa
Birliine
entegrasyonun
Ukraynann
meselelerini
zmeyeceini yan balarndaki Bulgaristan rneinden dolay
ok iyi bilmektedirler. Bu almada Ukraynada yaplan saha
almalarnda edinilen aratrma ve gzlemlerle lkede yaanan
olaylarn nedenlerinin cevaplarna Kiev penceresinden baklarak
cevap vermeye alacaz. Rusya, Ukraynadan Moskova ile
Brksel ile arasnda bir seim yapmas istemektedir. Ukrayna ise
iki tarafla da ok boyutlu eit ilikiler gelitirmek ve Kievden
ynetilmek istemektedir. Tabi Moskova-Varova jeopolitik
rekabetinde bunu yapmak kolay olamayacaktr.
Anahtar Kelimeler: Ukrayna,
Brksel, Varova, Rusya ve Jeopolitik

Kiev,

Moskova,

El-Farabi Kazak Milli niversitesi arkiyat Fakltesi gretim yesi, Almat,


dr-mehmetarslan@hotmail.com

1279

UNDERSTANDING UKRAINE FROM KIEV IN THE


GEOPOLITICAL COMPETITION BETWEEN MOSCOW
AND WARSAW
ABSTRACT
Throughput the history, Ukraine has been stuck in
between the ongoing struggles between Russia and Poland,
which has been significant in determining the Ukrainian identity.
As Ukraine has gained independence, making an attempt to
explain the current revolutions and social uprising in Ukraine on
the background of socio-economic reasons only means failed
understanding of Ukraine from Kiev. Ukraine is stuck on
Warsaw-based Brussels and Moscow, just like meat in the
sandwich, so to speak. And it is relatively damaged by that.
Russia, on the other hand, sticks to a set of various setups and
structures such as the Customs Union that seemingly rely on
economic outreaches but are actually in pursuit of geopolitical
interests under the guise of Eurasianism only to regain its
influence in the Soviets' geography as in the old days. A
Eurasianism ideology pursued by Russia in the absence of
Ukraine would remain limited to Asia, thus it would no longer be
significant or meaningful. With the effects of previous relations
and resentments with Moscow back in the history, Warsaw
recognises that it owes a bleated salvation to Ukraine on the face
of Moscow's influence. Interestingly, Ukrainians know very well
from the example of Bulgaria at their elbow that a prospective
integration with the European Union would fall short in solving
the problems in Ukraine. In this study, attempts will be made seek
answers to the reasons for ongoing incidents in the country, in
support of research and observations drawn from the field
surveys conducted in Ukraine. Russia demands Ukraine to
choose between Moscow and Brussels. Ukraine however wants
to establish multifaceted and equal affairs with both parties, and
to be administered from Kiev. Needless to say, this would be
challenging to accomplish in the geopolitical competition
between Moscow and Warsaw.
Key Words: Ukraine, Kiev, Moscow, Brussels,
Warsaw, Russia and Geopolitics
GR

1280

Ukrayna henz lmedi, ne an, ne de zgrl


Hey, Ukraynal kardeler, kader bize tekrar glecektir.
Dmanlarmz batan gne gibi yok olup gidecekler
Ve hep birlikte, kardelerim, tekrar zgr bir lkede yaayacaz.
Nakarat:
Bamszlmz iin hazrz ruhlarmz ve bedenlerimizi vermeye
Ve hep birlikte gstereceiz, kardeler, Kozak ulusundan olduumuzu

nl Ukraynal yazar Taras evenkonun kaleme


ald ve Ukrayna daha lmedi. diye balayan Ukrayna ulusal
marnn her kelimesinde Ukraynann gemite ve gnmzde
yaad sorunlarn ve Ukraynallarn ne istediinin cevaplar
bulunabilir.
Modern Ukraynadaki ilk bamszlk hareketleri, 19171921 yllarnda Rus mparatorluu'nun kmesi ile ortaya
km, ok ksa bir sre bamsz kalan lke, Bolevik htilaline
kar koyamam ve 1922 ylnda SSCBye dahil olmutur.
Ukraynann 24 Austos 1991 tarihinde bamszln
kazanmasndan gnmze dein devlet inas srecinde yaanan
sorunlarn ksa cevab lkenin Avrupa ile Rusya arasnda gei
blgesi zellii tayan ve stratejik bir konumdan kaynaklanan
corafik zelliiyle aklanabilir. Slav rknn iki nemli
temsilcisi olan Rusya ile Polonya yzyllardr devam eden bir
atmann iinde yer aldlar. Bir tarafta nc Roma devlet
ideolojisi ile Ortodoksluun merkezi olma hayalini kuran
Ruslarla, Katolik mezhebine bal olan Polonyallarn atmas
yzyllardr devam ediyor. Rus devletinin Moskova prenslii
etrafnda merkezi bir g oluturmaya balad yllardan beri
devam eden atmaya dayal ilikiler gnmzde Polonyann
Avrupa Birlii yesi Brksel merkezli, Rusyann ise buna
alternatif Avrasya Birliini kurmak istei bir dnemde bugn
var olan ilikileri de etkileyecek kadar ciddi bir iz brakm
durumda. Rusyann yaylmac siyasetini uygulamaya koyduu
her dnemde ilk hedef alnan lkelerden birisi Polonya olmutur.
Ayn ekilde Rusyann i buhranlar veya savalarla urat
dnemlerde de Polonyada, Rusyay zayflatacak stratejiler
gndeme gelmitir.
ki lke arasndaki mcadele 981 ylnda Vladimir
Syatoslaviin Polonyallardan erven ehirlerini (ervan,
Voln, Holm, Brod, Suteysk, Komov, Yaroslavl, Ugrovesk,
Stolpye, Vsevoloj ve Berein ehirlerini kapsar) almasyla balar.

1281

Polonya topraklarnn byk bir ksmnn kaybedilmesine neden


olan zellikle 1609-1618, 1654-1667 yllarndaki savalar, SSCB
dneminde yaanan sorunlar, 17 Eyll 1939da Rusyann
Smolensk ehri yaknlarndaki Katn blgesinde Kzl Ordunun
yaklak 20 bin Polonyaly Kzl Orduyla ibirliini
reddettikleri gerekesiyle ldrmeleri gibi birok nedenden
dolay, Polonya kamuoyundaki arrlkl kanaat Rusyann
Polonyann tarihini ac ve kan ile ekillendirdii ynndedir.
Ukrayna, Avrasya jeopolitik fay hattnda bulunan
nemli bir lkedir. Tarih boyunca bat komusu Polonya ile dou
komusu Rusyann mcadelesine sahne olmu, nfuzu altnda
kalm ve bu iki gcn kendi aralarndaki musibet ve rekabeti
yznden tarihin eitli evrelerinde yars Polonya, dier yars
Rusya hkimiyetinde iki para halinde varln srdrmtr.
Bunun bir neticesi olarak gnmz Ukraynasnda blgeler
arasnda mevcut tarihi, ekonomik, dini ve en nemlisi bat
blgelerinde Ukraynaca, gney ve dou blgelerinde ise
Rusann konuulduu dilsel farkllklar olutu. Gnmzde de
yine bir yanda Rusya kendi siyasi ve jeopolitik emelleri iin bir
tarafa, dier yanda Avrupa Birlii ats altnda Varova br
tarafa ekmektedir. Varova iinde bulunduu birlik ve
kendisinin bu birlik sayesinde yakalam olduu ekonomik refah
gz nnde bulundurulduunda daha objektif ve insan bir tavr
izlemektedir. Bir tarafta ekonomik rehann, hukukun, zgrln
ve insan haklarnn egemen olduu Avrupa birlii; dier tarafta
sosyo-ekonomik adaletsizliin, basn ve konuma zgrlnn
olmad, yar diktatryal bir sistemin hkim olduu Rusya
bulunmaktadr.
Ruslarn tarih sahnesine Kievden ktlar da gz nne
alndnda Rusya iin Ukraynasz bir Gmrk Birlii ve
devamnda Avrasya Birlii gibi blgesel yaplanmalar yok
hkmnde saylmaktadr ve bu manada Rusya iin tm dnya
lkeleri bir tarafa Ukrayna dier tarafadr. Avrupa ve Rus
jeopolitii arasnda tercih yapmaya zorlanan Ukrayna halk ise
ulusal marlarnda Taras evenkonun da belirttii zere
zgrlk ve kendi kaderlerini kendileri belirlemek
istemektedirler ve ulusal mar bugn Ukraynann yaad
sorunlar en iyi ekilde aslnda anlatmaktadr. Bu almada
Ukraynada yaanan Yevro Maydan halk ayaklanmasn Kiev
penceresinden anlamaya ve Ukrayna halknn neden Varova

1282

merkezli Avrupa Birlii veya Moskova merkezli Avrasya


Birliini destekleyip desteklemediini cevaplamaya alacaz.
1. ETNK YAPI NDE BLGELER ARASI FARK:
DORU BLNEN YANLILAR
Ukrayna hakknda yaplan almalarda yaplan en bariz
hata lkenin Rusya ve Avrupa yanls eklinde ikiye blnm
olduu yanlgsdr. Bu hatann srekli tekrarlanmasnn nedeni
saha almas yaplmadan kaleme alnan makaleler ile yanl
bilginin yaylmas ve siyasi seim sonularnda ortaya kan
tablo gz nnde bulundurularak yaplan analizlerdir. Hlbuki
Bat ve Rusya eklinde haritaya yansyan bu siyasi ayrlk
Turuncu Devrim ile balamtr. Turuncu Devrim 2004 ylndaki
bakanlk seimi sonrasnda yaanan ve bamsz Ukraynann
yakn siyasi tarihindeki en nemli siyasi olaydr. unu zellikle
belirtmek gerekir ki, Turuncu devrim ile Yevro Maydan ierik
ve yap itibariyle birbirlerinden farkldrlar. Turuncu devrim bir
siyasi devrim iken, Yevro Maydan zgrlk iin mcadele
edilen bir halk devrimidir.
Evet, Ukraynada tarihte yaanan eitli trajik
olaylardan tr Gney ve Dou blgelerde Rusa, Bat
blgelerde ise genelde Ukraynaca konuulmaktadr. Ama Gney
ve Douda Rusa konuanlarn m, yoksa Bat blgelerinde
Ukraynaca konuanllarn m daha fazla Ukrayna milliyetisi
olduu tartamaya ak bir konudur. Bizim saha almalarndan
varm olduumuz sonu en sorunlu ve Rusya yanls gsterilen
Donetsk ve Lugansk gibi dou blgelerinde yaayan
Ukraynallarn Rusya emperyalizminden daha fazla zarar
grmesinin ve ac ekmesinin de etkisiyle, Ukrayna
milliyetiliinin ve Ukraynaya balln Bat blgelerinde
yaayan Ukraynallara kyasla daha fazla olduu ynndedir.
Moskova zellikle lkede yaayan %17,3lk etnik Rus
aznl ile gney ve dou blgelerinde yaayan Rusa
konuanlar kullanarak lkeye bir paralanmlk havas verme
eilimdedir. Hlbuki bamszln zerinden yirmi yl geen
Ukrayna ulus devlet inas srecinde olduka nemli bir yol
alm ve Krm zerk Cumhuriyeti hari dier tm blgelerinde
her trl farklla ramen tarihinde hi olmayan bir btnlk
salamtr.

1283

Mart 2014 tarihinde Krmn Rusya tarafndan ilhak


edilmesine kadar olan dnemde, Ukraynaya Kievden
baktmzda Ukrayna halknn geneli Avrupa Birlii ile
entegrasyonu, Rusya ile ise yakn komuluk ilikilerini ve
tekilenmeden ve Kk Karde muamelesi grmeden eit
artlarda her trl ibirliini desteklemekteydi. Kievden
bakldnda Ukrayna ne dou ne bat, hem dou hem de bat
olmak isteyen bir lke idi. Krm ve sonrasnda yaanan olaylar
nedeniyle bu tablo olduka deimi ve Rusya ile yakn
komuluk ve kltrel ilikilerin korunmas ynnde dnceye
sahip Dou blgelerinde yaayan Ukraynallar da Rusya ile
aralarna mesafe koydular.
Ukrayna 1989 nfus saym sonularna gre, 51,4
milyonluk nfusu ile SSCB iinde Rusya Sovyet Federal
Sosyalist Cumhuriyetinden (RSFSC) sonra ikinci byk
lkeydi. lke nfusu 5 Aralk 2001 tarihinde yaplan son nfus
saym sonularna gre 48,4 milyon iken bu rakam 2014 yl
resmi verilerine gre 45,2 milyona gerilemitir (Derjavna Slujba
Statistiki Ukraini, 2014: 3). Devlet statistik daresine gre
Ukrayna nfusu, bamszlktan bugne geen yirmi ylda 6
milyon 270 bin kii azald. Bunun ana nedeni sosyo-ekonomik
sebeplerden dolay yaklak 6 milyon Ukraynalnn Avrupann
deiik lkelerine, Amerika Birleik Devletleri ve Kanadaya
g etmi olmalardr.
Haritada grld zere Ukrayna 24 blge, bir zerk
Cumhuriyet (Krm) ve blge statsndeki iki kentten (Kiev ve
Sivastopol) olumaktadr. Bu blgelerden Krm zerk
Cumhuriyeti
hari
tmnde
Ukraynallarn
nfusu
ounluktadr. 2001 nfus saym sonularna gre, Krmda
nfusun % 58,5ini Ruslar (1,180,400); % 24,4n Ukraynallar
(492,200); % 12,1ni (243,400) Krm Tatarlar; geri kalan %
5ini de dier halklar oluturmaktadr.

1284

2004 ylnda yaanan turuncu devrimden sonra


Ukraynada yaplan siyasi seim sonular zellikle Moskova
tarafndan lkenin Avrupa Birlii ve Rusya yanls olarak ikiye
blnd eklinde kabul grmektedir. Kievden Ukraynay
anlamaya ve yorumlamaya altmzda aslnda durumun pek
de yle olmad grlecektir. En son 2001 ylnda yaplan nfus
saym sonularna gre Ukrayna nfusunun blgelere dalm
ve konuulan dillerin oran analiz edildiinde lkede 4 farkl
grn hkim olduu grlr.
Birincisi; Kiev (2,7 milyon), Dnipropetrovsk (1,1
milyon), Lvov (735 bin) gibi ehirlerin bulunduu Bat
blgelerinde yaayan ve Ukraynaca konuan Ukraynallar.
Bunlar Avrupa Birlii ile entegrasyonu ve lkenin NATO yesi
olmasn desteklemekteler.
kincisi; Harkov (1,5 milyon), Dnipropetrovsk (1,1
milyon), Donetsk (1 milyon), Odessa (1 milyon), Zaporojje (795
bin) gibi ehirlerin bulunduu Gney ve Dou blgelerinde
yaayan, Ukraynaca bilmelerine ramen alkanlktan dolay
Rusa konuan Ukraynallar. Bunlar Avrupa Birlii ile
entegrasyonu desteklemekle birlikte, Rusya ile olan iyi komuluk
ve ekonomik ilikilerin de korunmasn istemekteler. lk iki

1285

grubun, yani Ukraynallarn nfus iindeki pay % 77,8dir.


Dou ve Gney Ukraynann nemli bir kesimi, Rus kltrnn
etkisinde olsa da, daha fazla Ukraynallk bilincine sahip
olduklarn syleyebiliriz ve kendileri Gerek Ukraynallar
biziz tezini savunmaktalar.
Ukraynann Gney ve Dou blgelerinde Ukraynaca
grsel ve basl basndan ok, Rusya televizyon kanallar
izlenmektedir. Rusya bu kozu devlet kanallarnda yapt
programlarla Kiev hkmetini zor duruma drme ve onlar anti
kahraman ve sorunlu bir hkmet olarak gsterme, Rusyay ise
masallar lkesi ve sorunsuz bir lke olarak gsterme konusunda
olduka baarldr. Bu blgelerde yaayan Ukraynallarla
grldnde, onlarn aslnda Batda yaayanlardan ok daha
fazla Ukrayna milliyetisi olduklarn, ama Rus medyasnn anti
propagandalarndan dolay Kiev hkmetine bir soukluk
duyduklarn anlamak mmkndr.
ncs; Bata Krm zerk Cumhuriyeti olmak
zere, Gney ve Dou blgelerinde yaayan ve nfusun % 17,3
oluturan etnik Ruslar. Ukrayna, Yar Bakanlk tipi Cumhuriyet
rejimi ile ynetilmektedir. Cumhurbakanl, Bakanlar Kurulu
ve Parlamento, lke ynetiminde sz sahibi olan temel
organdr. Bu grup Avrupa Birliine entegrasyona kar olup,
Ukraynann ynetim eklinin Federal bir yapya gemesini ve
baz blgelerin Rusyaya balanmasnn nn amak
istemektedirler. Ayrca Rusann ikinci resmi dil olmas ve
Rusya ile entegrasyon ve Rusyaya balanma eilimindedirler.
Bu grup Rusyann resmi devlet grn savunmakta ve
Ukraynallar ve Belaruslar farkl birer etnik grup olarak
grmemekte, bunun yerine hepsinin Rus olduunu iddia
etmektedir. Onlar Moskovann mali, siyasi, askeri ve istihbar
desteini alarak Ukraynann toprak btnln tehdit
etmektedir. Rusya Federasyonunu oluturan subyektlerin
birou Moskovann Rusyaya balamak istei Ukrayna
blgelerinden
daha
kt
sosyo-ekonomik
artlarda
yaamaktadrlar. Dolaysyla bu olaylarn nedeni kesinlikle
ekonomi deil, Moskovann etnik Ruslar kkrtmasdr.
Rusya, Ukraynann gney blgelerine Moldovann
sorunlu Pridnestrov blgesi zerinden, dou blgelerinde ise
direk Rusyadan Ukraynadaki ayrlk etnik Ruslara silah dahil
olmak zere her trl yardm yapmaktadr. Moskovann

1286

desteini alan ayrlklar tarafndan Ukraynann Donets


blgesinde Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk blgesinde
Lugansk Halk Cumhuriyeti, Harkov blgesinde Harkov Halk
cumhuriyeti ve Odessa blgesinde Odessa Halk Cumhuriyeti
gibi szde devletler kuruldu. Donets ve Luganskta devlet
daireleri, aralarnda Rus askerlerinin de bulunduu iddia edilen
silahl ayrlklar tarafndan ele geirildi ve Ruslarn zellikle
younlukta yaadklar Slavyansk ve Kramatorks gibi ehirler
tamamen bu kiilerin eline geti. Bu yerlerde balatlan terr
eylemleri ve bu eylemcilerin setikleri liderleri Rusya Halkn
Belediye Bakan veya Halkn Lideri (Rus: Narodniy Mer veya
Narodniy Lider) eklinde meru, Kiev tarafndan atanm veya
seilmi yneticileri ise gayri meru olarak gstermekte.
Rusya bu admlarla uluslararas arenada gvenilirliini
yitirmeye balamtr, ama Moskova iin daha vahim olan
Ukraynay birka nesil kaybetmi olmasdr. nc grubun
Moskova destekli bu admlar birinci, ikinci ve drdnc grup
iin Rusyay iyice teki klm ve Avrupa Birlii ve NATOya
daha yaklatrmtr.
21 ubat 2014 tarihinde balayan srete nc gruba
ait birok st dzey Ukraynal yetkili Rusya tarafna getiklerini
akladrlar. Ukrayna Deniz Kuvvetleri komutan Denis
Berezovskiy Krm olaylar srasnda Kievden gelen emirlere
uymam ve 01 Mart 2014 tarihinde Rusya tarafna getiini
aklam, ksa sre sonra Moskova Denis Berezovskiyi
Rusyann Sivastapoldeki Karadeniz Filosunun komutan
yardmcs olarak atanmtr (Newsru.com, 2014). Rusyada
yaayan Ukrayna asll st dzey yneticiler de Ukrayna tarafna
getiklerini aklarsa buna Moskovann tavr nasl olacaktr?
Moskovann Kieve kar taknd tavr tarihte eine az
rastlanan trdendir.
Drdnc grup ise nfusun yaklak % 5ini oluturan
Krm Tatarlar, Yahudiler, Lehler, Belaruslar, Romenler,
Bulgarlar, Ermeniler ve Macarlar gibi dier milletlerdir. Bunlar
genelde Ukrayna toprak btnl ve Ukraynal kimlii altnda
birlemi olup, Avrupa Birlii ynnde entegrasyonu
desteklemekte ve tarihsel musibetlerden dolay Rusyaya
mesafeli durmaktadrlar. Burada nemli olan en nemli sonu
Ukrayna nfusunun yaklak %75inin Avrupa Birlii ile

1287

entegrasyonu destekleyen bir grte birlemesidir. Bu da


zellikle Moskovann argmanlarn rtmektedir.
Yz seksen farkl milletin yaad Rusyada Ukrayna
ile anlalmas zor grler hkimdir. Kremlin de dahil olmak
zere Rusyada birok siyasi parti ve sivil toplum kuruluu Dou
ve Bat Ukraynada yaayanlarn farkl halk olduklarn ve ayr
yaamalar gerektii tezini ortaya atmaktadrlar. Ukrayna
toplumu ise bu syleme Tatarlar, eenler, Bakurtlar, Yakutlar
ve Ruslar tek bir millet mi, byle olmad halde neden beraber
yayorsunuz? sorusuyla cevap vermektedir. Ukraynallarn
ulus inas srecinde olmasnn karsnda en byk engel,
Ruslarn Ukraynallar ayr bir ulus olarak kabul etmemeleri,
kendilerini Ulu Rus (Rus: Veliko Rus), Ukraynallar ise
Kk Rus (Rus: Malo Rus) olarak tanmlamalar ve
Ukraynay suni bir devlet olarak grmeleridir. Rusyann
Ukrayna ile ilgili geleneksel yaklam, Rusya ve Ukrayna
arasnda 31 Mays 1997 ylnda imzalanan ve Ukraynann
snrlarnn tannmasn ngren anlama ile deiim srecine
girmi olsa da, Rusyada siyasi liderler Ukraynann tarihte
olduu gibi ikiye blnp Dou ve Gney blgelerinin Rusya,
Bat blgelerinin ise Polonyaya balanmas gerektii ynnde
aklamalar yapmaktadrlar.
Moskova bir taraftan Ukraynallar kk karde olarak
grmekte, dier taraftan enerjiyi onlar zerinde siyasi bir bask
arac olarak kullanmaktadr. Ukrayna ile Rusya arasnda yaplan
doal gaz anlamasna gre gazn metre kp 266 dolar iken,
Moskova tek tarafl olarak gazn fiyatn dnya piyasalarnn
olduka stnde bir rakam olan 500 dolar civarna ykseltmitir.
Ukraynal tarihi Hruevski, Ukrayna etnik kimliinin
ayr bir kimlik olduunu ortaya koyarak bu kimliin dayand
ulusal mitin entelektel meruiyetini retmi ve bu ekilde
Ruslarn
Ukraynallar
hakkndaki
tarih
yazmn
etkisizletirmitir. Hruevski, Ukraynallarn Ruslarn kk
kardei olmadklarn, tam tersine, haklar olan topraklarda
yaayan ve Avrupa uygarlna ait ayr bir Slav halk olduklarn
ortaya koymutur. Ukraynallar ulusal marlarnda yazl olduu
zere kendilerinin Kozak milletinden geldiklerini ileri
srmektedirler.

1288

2.
UKRAYNACANIN
RUSYA
TARAFINDAN
YASAKLANIP, POLONYA TARAFINDAN SERBEST
KALMASI
Ukrayna tarihinde birok krlma noktas vardr, ancak
zellikle 1657-1687 Rusya-Polonya Sava dnemi, Ukrayna
tarihinde Ykm, paralanma dnemi (Ukraynaca: Ruina)
olarak tarihte yer edinmitir (Slovnik Ukrainskoy Movi, 1977:
897). Bu sava sonucunda Polonya ve Rusya Ukraynay ikiye
blmlerdir. Ukraynann dousu Rusyann kontrolnde
yaarken, bats Polonya Krallnn egemenlii altna girmitir
(Gubaryev, 2014). Polonya hkimiyetinde yaayan Ukraynallar,
dil ve kltrel haklar asndan olduka zgr yaamlardr.
Ksa bir bamszlktan sonra 1922de Birlik Anlamasn
onaylayan SSCBnin bir cumhuriyeti olan Ukraynann Batsnda
bulunan (Lvov, Ternopol, vano-Frankov, Voln ve Rovnen
blgeleri) 1921-1939 yllar arasnda Polonyann egemenliinde
kalmtr. Gnmzde Polonya hkimiyetinde yaayan tm
blgeler ana dillerini korumulardr ve halen Ukraynaca
konumaktadrlar.
Rus arl ve SSCB dneminde ise Ukraynallar bask
ve yasaklar altnda yaam, arlk Rusyas Kk Ruslar diye
tanmlad karde Ukraynallara Ukraynacay 1863te
yasaklamtr.
arlk Rusyas dneminde Ukraynaca, yaplan birok
mdahale sonucunda bir hayli gerilemitir. Byk Petro (Pyotr
Alekseyevi Romanov), 1720 ylnda Ukraynaca kitap basmn;
arie II. Yekaterina da Kiev-Mohyla Akademisinde
Ukraynaca yksekretim yapmay yasaklamtr. 19. yzylda
Ukraynaca zerindeki kstlamalar srm; 1863te yaymlanan
bir kararname Ukraynaca kitap basm yasan yenilemi; 1876
ylndaki bir kararname de Galiyadan (Polonyadan) Ukrayna
dilinde baslm kitap ithalatn yasaklamtr (Aydngn, 2012:
215). En genel anlamda kltrel Ruslatrma olarak tanmlanan
arlk dil politikalar, Ukrayna halknn kltrel ve bilimsel
potansiyelini ortadan kaldrmay amalamtr.
zellikle 1930lu yllar, genelde ise SSCB dnemi,
Rusann desteklendii ve tevik edildii uygulamalarn hayata
geirildii; Ukrayna dili, kltr, edebiyat ve ulusal bilincini
gelitirmek iin alan Ukraynal aydnlarn ise bask altna

1289

alnd, tutukland, srgne gnderildii ve ldrld


yllardr.
Peki, o kadar yasaa maruz kalan Ukraynallar bamsz
olduktan sonra Rusaya kar nasl bir tavr izlediler.
2.1. Ukraynada Dil Yasas ve Rusann durumu Rusyada
Ukraynacann durumu
Ukraynada 1989 ylnda karlan Dil Yasas ile
Ukraynacaya devlet dili stats tannm; bu durum 1991deki
bamszlk ve 1996da Anayasann kabul ile pekitirilmitir.
Rusa ise eitli aznlk dillerinden biri olarak kabul edilmi;
Ukraynaca, Rusa ve dier aznlk dilleri arasnda iletiim dili
olarak belirlenmitir. Rusann stats ve ikinci bir devlet dili
olarak belirlenmesi talepleri erevesinde yaplan tartlmalar
halen srmektedir. Ukraynacann resmi statsne karn Rusa,
yasalarca onaylanmasa da lkenin ok geni bir kesiminde
yaygn bir biimde kullanlmaktadr.
Rusa bilmemenin stat kaybna yol atn, ynetim
kademelerinde
nemli
grevlere
gelebilmeyi
olanakszlatrdn da ayrca belirtmek gerekir. Sovyet
dneminin yaratt sonu, bamszln ilk yllarnda etnik
Ukraynallarn yaklak te birinin ana dillerinin Rusa
olduunu ifade ediyor olmalardr. Ukrayna nfusunu; sadece
Ukraynaca konuanlar, sadece Rusa konuanlar ve Rusa ile
Ukraynacay birlikte konuanlar olmak zere gruba ayrmak
mmkndr. statistikler Moskovann Rusann yok edilmeye
allyor tarzndaki iddialarn rtmektedir, zira istatistikler
gnlk iletiimde Rusann Ukraynacaya ar bastn
gstermektedir. Rusann konuulduu Dou ve Gney
blgelerde Ukraynaca halk tarafndan bilinmekte ama
konuulmamaktadr. Donetsk ehrinde yaayanlar bunu tarihte
yaam olduklar trajedi ve yasaklarla aklamaktalar. yle ki
Donetskten uak veya tren ile Kieve gittiinizde yolcular
Donetkste iken kendi aralarnda Rusa konuurken, Kieve
yaklatka Ukraynaca konumalar artmakta, Kieve
gelindiinde ise ayn kiiler kendi aralarnda Ukraynaca
konumaya balamaktadrlar. Buna benzer bir durum RusyaUkrayna arasnda yaplan trenlerdeki yolcular arasnda da bariz
bir eklide gzlenmektedir. Rusya snrlarnda iken tren iinde

1290

Rusa konuan yolcular, Ukrayna topraklarna girer girmez


Ukraynaca konumaya ve anlamaya balamaktadrlar.
1989 nfus saym sonularna gre Ruslarn toplam
nfusa oran % 22,1 iken aradan geen zamanda sadece % 5lik
bir Rus nfus kayb gereklemitir. Ukraynadaki Rus nfusun
ounluu lkenin gney ve dousunda, Krm zerk
Cumhuriyetinde ve kent merkezlerinde yaamaktadrlar.
Ukraynada lkedeki Rus aznln durumuna hep hassasiyetle
yaklalmtr ve Ruslar Ukrayna halk tarafndan hibir zaman
yaygn bir ayrmclk ve dmanlkla karlamamtr. Rus
aznla ynelik devlet politikas hep olumlu olmu; ilikiler
srekli olarak iyi tutulmaya allmtr. Rusyada yaayan
Ukraynallarn yaklak yars birok nedenden dolay
Ukraynaya gmesine karn, nfus rakamlarnda da grld
zere Ukraynadan Rusya Federasyonuna kitlesel bir Rus g
yaanmamtr. Rus aznlk, kendi dilinde eitim yapt okullara,
gazete ve televizyonlara, kiliselere sahip olup, her trl kltrel
etkinliini zgrce yapabilmektedir. 2012-2013 eitim-retim
ylnda, okul ncesi adaki rencilerin % 13,7si; ilk ve
ortaretim
kurumlarndaki
rencilerin
%
16,9u;
yksekretim yapan rencilerin % 8,8i Rusa eitim-retim
yapan kurumlarda eitim-retimlerini srdrmlerdir
(Zavyalov, 2014). Bugn tm Rus kanallar Ukraynada yayn
yapmakta iken, Rusyada yayn yapan bir tane bile Ukrayna
kanal mevcut deildir.
Uzun dnem Rusya hkimiyetinde kalan Dou
Ukraynada Ukraynacann yasaklanmas gnmzde var olan
ayrmn ve Ukrayna toplumunun neden Bat yanls
entegrasyonu desteklediklerinin anlalmasna k tutmaktadr.
Zira Rusya bu blgede yaayanlar Ukraynal ve Rus yerine,
halkay olduka geniletip Rusko Yazniye8 (Tr: Rusa
konuanlar) olarak ayrtrma ve Ukraynay ademimerkeziyeti
bir yapya sahip Federal bir lke yapmak istemektedir.
Ukraynann federal bir yapya gemesi Kiev tarafndan lkenin
paralanmasnn bir aamas manasna gelmektedir. Moskova,
8

Rusya Kavram kargaas yaratmaktadr. Rus olmak baka, Rusa konumak


bakadr. Moskova milletleraras kamuoyuna, Ukraynada Rusa konuan yerel
halk Rus olarak tantmaktadr.

1291

Putin dneminde Rusyann toprak btnlnn tehlikede


olduu gerekesiyle ademimerkeziyeti bir yapdan merkeziyeti
bir yapya gemitir. Yaplan reformlarla federal yapy oluturan
subyektler (blgeler) hakknda ciddi snrlamalara gidildi. Yani
Rusyada kat zerinde federal bir grnm olsa da, uygulama
daha ok niter bir yapy andrmaktadr.
Rusyada yaayan Ukraynal nfusu 1989 ylnda 2,9
milyon iken, 2010 ylnda yaplan nfus saymna gre
Ukraynallar epey azalmasna ramen halen 1,9 milyonluk
nfuslaryla Ruslar ve Tatarlardan sonra nc en kalabalk
etnisitedir. Rusyada toplam 142,8 milyon olan nfusun
%1,4n oluturmaktadrlar (Vse Rossiyskaya Perepis
Naseleniya 2010, 2014). Uzmanlar bu rakamn daha fazla
olduunu nfus saymlarnda Rusyadaki gayri Ruslar
tekiletirici atmosferden dolay Ukraynallarn kimliklerini
gizledikleri grnde birlemektedirler. Rusya federal bir
yapya sahip olmasna ramen Rusyada bir tane bile Ukraynaca
eitim-retim yapan okul almasna izin vermez ve
Ukraynallarn
youn
olarak
yaadklar
blgelerde
Ukraynacann herhangi bir stats yoktur. te yandan Kieve
Ruslarn haklarnn inendii gerekesiyle Rusann ikinci
resmi dil olmas ve lkenin federal bir yapya gemesi hususunda
bask yapabilmektedir.
Rusya 17 Mart 2014 tarihinde
Ukraynann federal bir sisteme gemesini, NATOya ye
olmaktan vazgemesini ve Rusann ikinci resmi dil olmasn
talep etti. Bunun zerine Ukrayna Babakan Arseniy Yatsenyuk
Rusyada da Ukraynacann ikinci Resmi dil olmasn ve
Ukraynaca eitim yapan okullarn almasn talep etti. Bunun
yannda 4-5 resmi dilin olduu konfederasyon sistemine
gemeleri gerektiini belirtti (LB.ua, 2014).
Zira Rusya Federasyonunda bir tane bile Ukraynaca
eitim-retim yapan okul bulunmamaktadr. Bu, sadece
Ukraynallar iin deil dier yerel milletler iinde geerlidir.
rnein, 2010 nfus saymna gre yaklak 750 bin Kazan
yaad Rusya Federasyonunda, Altay Blgesinin merkezden
olduka uzak Kulndin blgesinde Karakol adndaki kyde
bulunan orta okulu kazaka eitim yapan tek okuldur (Lahanul,
2014). in gibi kapal rejimin ve bask ynetiminin hkim olduu
bir lkeden Kazakistana gen Kazaklar ana dil olarak Kazaka
konumaktayken, Rusyada yaayan Kazaklar asimilasyon

1292

siyaseti sonucunda Kazakadan uzaklamlardr. Ayn ekilde


Rusyada bir tane bile Ukraynaca veya Kazaka yayn yapan
federal kanal bulunmamaktadr.
Rusyann Ukraynallar ayr bir millet olarak
kabullenmemekte srar etmesi, Ukraynallara Maloruss (Trk.
Kk Rus) demeleri, Ukraynaya kenardaki lke ve suni
oluturulmu bir devlet tarz yaklamlarda bulunmalar,
bamszlktan gnmze geen srete Ukraynallar ve
zellikle de Rusyaya kar zaten mesafeli duran Bat
Ukraynallar Polonyann da etkisiyle Avrupaya daha da
yaklatrmtr.
2.2. nsani kayplar
Ukrayna bamszlk hareketleri nedeniyle arlk
Rusyas ve SSCB dneminde Moskova tarafndan ounlukla
cezalandrlm ve ac eken bir lke olmasnn yan sra 20.
yzyldaki iki byk savata da milyonlarca insann
kaybetmitir. Ukrayna bu yllarda tahl ambar unvan nedeniyle
ekmek sepeti gibi grlmesine ramen, Moskovann
Ukraynann yapsn gz nnde bulundurmadan uygulad
siyasetler yznden 1932-1933 yllarnda yaanan alkta
(Ukraynaca: Golodomor) yaklak 8 milyon Ukraynal hayatn
kaybetti. Ukrayna meclisi Golodomoru 2006 ylnda Ukrayna
halkna kar yaplan soykrm olarak kabul etmitir (Lenta.ru,
2006). Kiev ynetimi bu trajedinin dier lkeler tarafndan da
soykrm olarak kabul edilmesi ynnde eitli almlarda
bulunmaktadr. Ukrayna bugn arlk Rusyas ve Sovyetler
dneminde yaanan ac ve trajedilere tepki niteliinde bir
mcadele yrtmektedir.
26 Nisan 1986da yaanan ernobil kazas,
Ukraynallarn milliyetiliinin yeniden canlanmasnda nemli
tarihlerden biridir. ernobil, bizim bir koloni olduumuzu
anlamamza yardm etti dncesi, o dnemde birok siyasal
eylemcinin paylat bir dnce olmutur.
3. MOSKOVANIN AVRASYA BRL PROJES VE
UKRAYNA
Rusya V. V. Putin ile birlikte eski SSCB corafyasnda
nfuzunu artrma isteinin birok kez sinyalini vermitir. Bu

1293

hedef dorultusunda eitli siyasi, askeri ve ekonomik


yaplanmalara gidilmitir. Bunlardan en ok ne kan; Rusya,
Belarus ve Kazakistandan oluan, Ukraynann da katlm iin
Moskovann elindeki tm aralar kullanarak siyasi ve
ekonomik bask uygulad Gmrk Birliidir. Putin 2011 Ekim
aynda lkenin nde gelen gazetelerinden zvestiyada kan
makalesinde Avrupa Birliinin bugnlere farkl aamalardan
geerek 40 ylda geldiini, Rusyann da nihai hedefinin Avrasya
Birliini kurmak olduunu dile getiren Putin unlar kaydetti:
Rusya, Belarus ve Kazakistandan oluan Gmrk Birlii ve
Tek Ekonomik Alan projesi ileride kurulacak Avrasya Ekonomik
Birliinin temelini oluturacaktr. Ayn zamanda paralel olarak
Krgzistan ve Tacikistann da dhil olmas ile Gmrk Birlii
ve Tek (ortak) Ekonomik Alan projeleri genilemeye devam
edecek. Biz bununla yetinmeyeceiz, daha st dzey entegrasyon
olan Avrasya Birliini kurmay hedeflemekteyiz (zvestiya.ru,
2013). Moskova uzun vadede Avrasya Birlii projesi ats
altnda ortak para birimi ve ortak ordu kurmay da
hedeflemektedir. Moskova Kievin Avrupa Birlii ile
entegrasyonunu bugne dek kabullenememitir..
Kremlin yanls yayn yapan jeopolitik dergisinde
Birlii ile yaplacak anlama ile Rusya taraftar
Yanukovi hkmetinin ana hedeflerinden birisinin Rusyaya
kar Ukraynay sigortalamak olduu belirtilmektedir
(apovalova, 2014). Tabi Yanukovi hkmeti Moskovann
basklarna kar duramamtr. 28-29 Kasm 2013 tarihinde
Letonyada gerekleecek olan toplantda imzalanmas beklenen
Avrupa Birlii ile Ortaklk ve Serbest Ticaret Anlamasn son
anda imzalamayp, Rusya merkezli Gmrk Anlamasn
imzalamak istemesi lkenin karmasna yol amtr.
Avrupa

Rusya yanls Viktor Yanukovi iktidarnn Avrupa


Birlii entegrasyon sreci anlamasn imzalamayp, Rusya
merkezli Gmrk Birlii anlamasn imzalama eilimi,
Ukrayna halknn tepkisine yol am ve Rusya yanls hkmet
kart kesimleri sokaklara dkt. Aralk 2013 - ubat 2014
tarihleri arasnda sren ve Yevro Maydan olarak adlandrlan
halk ayaklanmas sonucunda 106 kii hayatn kaybetmitir
(Ministertvo ohroni Zdorovya Ukrain, 2014). Ukrayna Radas
(meclis) 23 ubat 2014 tarihinde Viktor Yanukovii grevden
alm, yerine 25 Mays 2014 tarihindeki seimlere kadar

1294

cumhurbakan olarak meclis bakan Aleksandr Turinovu


atamtr. Moskovann en yakn mttefiki Belarus
Cumhurbakan Lukaenko bu atamay meru olarak kabul
etmitir (Gazeta.ru, 2014). Yanukovi ise Rusyaya snm ve
Rostov-na-Donu ehrine yerlemitir. Ukrayna halk Rusyann
ncln yapt Gmrk Birliine girmeyi, bir nevi
egemenliklerini yitirmek ve Rusyann 84nc subyekti olmak
eklinde deerlendirirken, Moskova ynetimi Kievin ayn anda
hem Rusya ve hem de Avrupa Birlii ile yakn siyasi ve
ekonomik entegrasyonuna kar kmaktadr.
Ukraynay bir btn olarak Gmrk Birliine
alamayacan anlayan Moskova Ukraynann Krm zerk
Cumhuriyetini ve zel statye sahip Sivastopol ehrini, en yakn
mttefiki Belarusun bile meruiyetini tanmad 21 Mart 2014
tarihli referandumla kendisine baladn aklayarak kendisi
ramna bir entegrasyon giriiminde dier lkeleri de nelerin
beklediine dair nemli bir uyarda bulundu. Belarus
Cumhurbakan Aleksandr Lukaenko Putin Ukraynada yapt
eyin aynsn Belarusta da yaptnda bizim topraklarmzda
yaayan Ruslar kimin tarafnda savaacaklar? Bizim iin en
nemli olan ey zgrlmzdr aklamasnda bulundu
(News.smi2.ru, 2014).
Ukraynallarn ou, Moskovann nerdii yaklak
15 milyar dolar kredi, doal gaz fiyatlarnda indirim gibi tm
ekonomik yardmlara ramen Yevro Maydan zgrlk
mcadelesi olarak grmektedir. Moskovann nerdii tm
ekonomik yardmlara ramen ou Ukraynal, egemenliin
kayb olarak grdkleri Rusya merkezli Gmrk Birliine
girmeyi istememektedir. Rusyann Ukraynasz bir Avrasyaclk
ideolojisi Asyayla snrl bir corafyada kalacandan manasn
yitirmektedir.
Kiev ve Ukrayna topraklar Rusya iin hayati jeopolitik
ve tarihi neme sahiptir. Rus prens Vladimirin 988de
Hristiyanl devletin resmi dini olarak kabul etmesiyle birlikte
Hristiyanlk Kiev zerinden Ruslar arasnda yaylm ve Kiev,
Novgorod ve Moskovadan nce Ruslarn ve Ortodoksluun en
nemli merkezi olmutur.
1994 ylnda Budapete anlamasna gre, Ukraynann
nkleer silahlar reddetmesi karlnda Ukraynann toprak

1295

btnlnn korunmasna ABD, Byk Britanya, Kuzey


rlanda, Rusyann da aralarnda olduu be lke garantr
olmulard. Ukraynann toprak btnlnn korunaca sz
verilen anlama (Ministerstwo Spraw Zagranicznych, 2014),
bizzat Byk Aabey veya Kk Karde siyaseti gden
Moskova tarafndan ihlal edilmitir.
KIRIM ZERK CUMHURYET SORUNU
Karadeniz'in kuzeyinde bulunan Krm, tarih boyunca
jeopolitik neminden dolay, birok sava, ykm ve yeniden
yaplanmaya ahitlik etmitir. Krm'n konumu ve ticar nemi
birok devleti cezp ettii gibi, Krm asrlar boyunca en nemli
ticaret blgelerinden biri olmutur.
Rusya Karadeniz Filosunun bulunduu Krm, Rusya
devletilik anlay asnda olduka stratejik ve ideolojik neme
sahiptir. Rusya devletilik anlaynn temel ideolojisi ve
emeli mevcuttur. Bunlardan birincisi nc Roma olma, bu
dorultuda Ortodoksluk iin kutsal ehir stanbulu Trklerden
kurtarma; ikincisi, scak denizlere alma; ncs ise
Boazlar ele geirmektir. Ruslar Ukraynay da iine alan
corafyada kendilerinin bir Kurtarc misyonu inancna dayal
bir siyaset izlemi/izlemektedirler. zellikle II. Dnya sava ile
dnyay faistlerden kurtararak bunu bir nevi ispatladklarn
dnmekteler. Gnmzde de Moskova kart akmlar faist
olmakla sulanmakta ve Batnn her trl desteine ramen
onlar da yenecei temas ska ilenmektedir. Rusya d
diplomasi de ok iyi bir aktrdr, baarl bir propaganda sava
yrtebilmekte ve milletleraras kamuoyu yanltlabilmektedir.
Krmda yaplan referandum esnasnda Krm faistlerden
kurtaryoruz eklinde reklam kampanyalar yrtld ve halk
buna inandrld.
Ukraynann Avrupa Birliine entegrasyonu srecinde
Sivastopolda bulunan Karadeniz filosunun geleceinin
tehlikeye girmesi Moskovay harekete geirdi. Rusyann bu
hedeflerine ulamasnn yolu Krm almaktan gemektedir. Zira
Rusyann Karadeniz kylar iklim artlar yzenden byk
filoya ev sahiplii yapmaya msait deildir. Rusya tarihinde en
anl dnemi Krm topraklarna katan II. Yekaterina

1296

dneminde yaamtr. Putin bu misyonu tekrar gerekletirerek


Rusya tarihine adn yazdrmak istemektedir.
Krm 19 ubat 1954 tarihinde, Rus-Ukrayna
Kardeliinin / Birliinin 300. Yl Ansna, Rusya Sovyet
Federal Sosyalist Cumhuriyetinden (RSFSC) Ukraynaya idari
olarak devredildi. zellikle Rusyada Krm hakknda yaplan
birok almada Krmn bu tarihi gemiine vurgu yaplmakta
ve Krmn kendilerine ait olduu savunulmaktadr. Hlbuki
nemle altnn izilmesi gerekli olan konu uluslararas hukuk
tarafndan Krmn Ukrayna topra olarak kabul edilmi
olmasdr. Krm Cumhuriyeti Ukrayna iinde Ruslarn
ounlukta, Ukraynallarn ise aznlkta olduu tek blgedir.
Krmn demografik yaps tm sorunlarn veya zmlerin
aslnda temelini oluturmaktadr. Rusya her daim Krmda
yaayan Rus aznl Ukraynaya kar siyasi bir ara olarak
kulland. Tablo 1de 1795 ylndan gnmze Krmda yaanan
etnik deiim trendi incelendiinde Krm Tatarlarnn ana vatan
olan Krmdan eitli dnemlerde yaplan srgnlerle peyderpey
azaltlp, yerlerine Ruslarn yerletirildii grlmektedir. Ankara
Trkiyede yaayan yaklak 2 milyon Krm Tatar vatandann
Krmdaki demografik dengeyi deitirmesi ynnde hibir
siyaset retememi ve frsatlar kullanamamtr. Hlbuki
Krma dn hukuki olarak devam etmektedir. Trkiyenin bu
tr konulardaki baarszl T.C. Dileri Bakanlnda saha
uzmanlarnn
olmay
ve
arpk
yaplanmadan
kaynaklanmaktadr. Krmn 1783te Ruslar tarafndan ilhak
edilmesinden sonra giriilen Krmn Ruslatrlmas
politikalar sonucu Krmda Rus nfusu 1917 ylndan sonra
ounluu oluturmutur.
Tablo 1: Krm Nfusunda Krm Tatarlar, Ruslar ve
Ukraynallarn Etnik Deiim Trendi (1795-2001)
Yl

Toplam

Krm
Tatarlar
%

Rus

Ukraynal

1795

156.400

87,6

4,3

1,3

1816

212.600

85,9

4,8

3,7

1297

1850

343.500

77,8

6,6

1864

198.700

50,3

28,5

1897

546.700

35,6

33,1

11,8

1917

749.800

28,7

41,2

8,6

1939

1.123.800

19,4

49,6

13,7

1944

379.000

75

21

1989

2.430.500

1,6

67,1

25,8

2001

2.401.209

10,2

60,4

24,01

Kaynak: (Vodarkskiy, Eliseeva, Kabuzan, 2003: 120-138,


Vseukrainskoy perepisi naseleniya 2001 goda, 2014)
Krm zerk Cumhuriyetinde nfusun ounluunu
oluturan ve ynetim erkini ellerinde tutan Ruslar, Ukraynann
bamszlnn ilk yllarnda, zellikle de 1996-97de Krmn
Rusyaya balanmas gerektiini ileri srmler; bu srete
Krm Tatarlar, Krmn Ukraynaya bal zerk cumhuriyet
statsn savunarak Ukraynann btnlnden yana tavr
almlardr.
Moskova yanls Ukrayna Cumhurbakan Viktor
Yanukoviin, 2013 Kasmnda Rusya ile Gmrk Birlii
anlamasn imzalayp, AB ile ibirlii ngren antlamay iptal
etmesi ile balayan sokak gsterileri, Rusyann Krm zerinde
teden beri mevcut olan isteklerini gerekletirmek iin uygun
artlar yaratt. Rus askerleri, hangi lkeye ait olduklar belli
olmayan niformalarla Krma girip Meclis ve baz nemli
blgeleri kuatma altna ald. Krmn bamsz olmas ya da
Rusyaya balanmas eklinde iki sorunda oluan ve 16 Mart
2014 tarihinde gerekletirilen referandumda %97 orannda
Rusyaya katlma ynnde sonu ilan edildi. 17 Mart gn Krm
Meclisi resmen Ukraynadan bamszln ilan eden bir karar
ald ve Rusyaya katlma talebinde bulundu. 18 Mart gn ise
Rusya Devlet Bakan Putin, Krmn Rusyan 84nc
Sivastopoln ise 85inci subyekti olduuna dair resmi belgeyi
imzalad.

1298

Belki Rusyaya balandklarnda ekonomik olarak ok


daha iyi artlara kavuacak olan Krm Tatarlar kesinlikle
Rusyaya balanmak istememektedirler. Ukrayna devleti Krm
Tatarlarna zgr hareket etme ve anadillerinde eitim yapma
hakk vermitir. Rusyann Krm ilhak etmesinin ardndan
meru olmayan yollarla Rusyaya balanr balanmaz, Krm
Tatarcas ile Ukraynaca eitim yapan okullar kapatlmaya
baland. Krm Cumhurbakan Sergey Aksenov Krm
Tatarlar bu tutumlarn devam ettirmeleri durumunda
separatizm ve etnik atma kartmakla sulanacaklarn,
yaplan referandumda halkn %97sinin Rusyaya balanmak
iin oy kullandn ve eer Krm Tatarlar bu durumdan honut
deillerse Krm terk etmeleri gerektii aklamasnda
bulundu. Krm Tatarlar lideri Mustafa Cemile ise 5 yl Krma
girme yasa getirildi (Newsru.com, 2014). Krm'dansrgn
edilen Krm Tatar Trklerinin yerine yerletirilen ve ezici
ounluu oluturan Rus dillilerin temsilcisi olduunu iddia eden
idareci ve siyasetiler Ukrayna'daki olaylar frsat bilip, Krm
oldubittiye getirerek Rusya'ya baladlar. Krm Trkleri btn
mcadelelerini terre, iddete bavurmadan demokratik ve
evrensel hukuk kriterlerine gre yrtmektedirler. Nitekim etnik
tahriklerle Ukraynann i bar bozulmutur. Ukraynann
toprak btnlnn bozulmas Krm Trklerini de olumsuz
etkileyecektir. Bu corafyadaki olaylar birbiriyle balantldr.
Gelien olaylardan sonra yeni bir 18 Mays 1944 faciasnn
yaanmasndan endie edilmektedir.
Hukuk dzeni ierisinde bir hakkn varl ile bu hakkn
kimin tarafndan ve hangi artlarda kullanlabilecei birbirinden
ayr eylerdir. Ukrayna Anayasas ve Krm zerk
Cumhuriyetinin yasalar bu referandumun meru olmadnn en
nemli belgeleridir. Krm Anayasasnn 2. Maddesinde Krm
zerk Cumhuriyetinin, Meclisinin ve Bakanlar Kurulunun
stats ve yetkilerinin yasal temeli Ukrayna Anayasas, Ukrayna
yasalar ve Krm Anayasasdr demektedir. Ayrca, ayet
Krm Meclisinin ve Bakanlar Kurulunun kararlar, Ukrayna
Anayasas ya da Ukrayna yasalar ile atrsa, Ukrayna
Anayasas ve yasalar stndr denmektedir (Gosudarstvenniy
Sovet Resbupliki Krm, 2014). Bu referandum Ukrayna
Anayasasnn dorudan ihlali olmas yznden hibir yasal
dayanak tamamaktadr. Halkoylamas iin yeterince hazrlk
yaplmad iin ve Rus askerlerinin blgedeki korkutucu varl

1299

da devam ederken bylesi bir oylamaya gidilmesi, son derece


hatal bir sreci balatmtr.
Ukrayna Anayasasnn, 10. Blmnn 134.
maddesinde Krm zerk Cumhuriyeti Ukraynann ayrlmaz bir
parasdr ve yetkisine verilen konular zerinde, sadece Ukrayna
Anayasasnn belirledii snrlar ierisinde kararlar alabilir
denmektedir. Anayasann 137. maddesi Krm Meclisinin karar
alma yetkisi bulunan konular tarm, inaat, turizm, kltrel iler,
toplu tama, salk hizmetleri ve birka benzeri konu ile
snrlandrlmtr (Konstitutsiya Ukrain, 2014).
Aka grld gibi Krm, kendisine ne uluslararas
hukuk ne de ulusal hukuk dzenleri tarafndan verilmi yani
hukuken namevcut bir hakk kullanarak referandumla ve
Rusyaya katlma karar almtr. Dolaysyla ne referandum
yaplmas kararnn ne de Rusyaya katlma kararnn yasal bir
dayana bulunmaktadr. Nitekim Ukrayna Parlamentosu ve
Ukrayna Anayasa Mahkemesi, Krm Meclisinin ald kararn
ve referandumun Anayasaya aykr ve geersiz olduuna dair
kararlar almlardr. 27 Mart 2014 tarihinde BM Genel Kurulu
da, 100 olumlu, 58 ekimser ve 11 kar oyla Krmda yaplan
referandumun geersiz olduuna ilikin bir karar almtr
(Ukrainskaya Pravda, 2014).
Ukrayna olaylar Bat ile Rusyay souk sava yllarna
geri dndrmtr. Krmn bu tr bir referandum karar ile
bamszlk veya bir baka devlete katlma yolunun almasnn,
neredeyse her bir devletin siyasal ve lkesel btnln tehdit
edecek bir rnek oluturduu ve bu nedenle de bu tr bir
yntemin yaygnlamasnn nlenmesi uluslararas hukukun bir
gereidir. Krmn ilhak, Ukrayna'nn birlik, egemenlik ve
toprak btnl zerinde douraca etkilerin yan sra, tm
devletlerin birlik ve egemenliini korumakta olan hukuki dzeni
de etkileyecektir.
u an Krm zerk Cumhuriyetinde 30 bin kadar Rus
askeri bulunmaktadr. 21 ubat 2014 srecinden sonra cereyan
eden olaylarn akabinde Moskova kesinlikle Krmda hangi
lkeye ait olduu belli olmayan askerlerin Rus askeri olduu
iddialarn kesinlikle kabul etmemi, meruluu dnya kamuyu
tarafndan kabul grmeyen referandumla Krmn Rusyaya
balanmas sonrasnda 17.04.2014 tarihinde Putin Rusya devlet

1300

kanalnda yapt konumada Krmdaki askerlerin aslnda Rus


askerleri olduunu belirtmitir (nosmi.ru, 2014).
imdi ayn senaryo Ukraynann dousunda bulunan
Harkov, Donetsk ve Lugansk blgelerinde sahnelenmeye
allmaktadr. Yine hangi lkeye ait olduklar belli olmayan
askerler ve Rus ayrlk gruplar devlet dairelerini ele geirip
buralara Rusya bayraklarn asmaktadrlar ve yine Moskova bu
askerlerin Rusya askeri olduklar ve Rusyann blgedeki
ayrlk silahl gruplara destek verdii tezine sert bir ekilde
kar kmaktadr. Bu olaylarn Rusya'ya ekonomik ve politik
olarak ar bedelleri olaca kesindir.
3.1. Rusyann Ukraynann Dier Blgelerine Dair Emelleri
ve Ukrayna Hkmetine Kar Taknd Tavr
Rusya rtl operasyonlarn ustasdr. Bir istihbarat
devleti olan Rusya, Ukrayna rneinde grld zere
Rusyan ramna herhangi bir entegrasyonu destekleyen
lkelerde ok kolay i karklk kartabilmektedir. Rusya
Ukraynay kaybettiini ve bir btn olarak Gmrk ve
sonrasnda Avrasya Birliine balayamayacan anlad iin,
lkedeki Rus aznla ve Rusa konuulan Krm, Donetsk,
Lugansk, Harkov gibi blgelerdeki halka ekonomik yardm
salayarak ve Rusyaya balanmalar durumunda parlak bir
geleceklerinin olacan vaat ederek bu blgeleri kendine
balamaya almaktadr. Bylece, Rusyaya balanmalar
ynnde uluslararas hukuka ve 1994 ylnda Ukraynann toprak
btnlne garantr olacana dair imzalad Budapete
anlamasna tamamen ters bir siyaset yrtebilmektedir.
Rusya Dumas ise hukuki olarak bunun alt yapsn
hazrlam olup, lkeye yeni subyektlerin katlmnn
kolaylatrlmasn ngren yeni bir kanunu kabul etmitir
(Rianovosti, 2014). Rusyann Krm ilhak etmesinin ardndan
Ukrayna Radas ise 15 Nisan 2014 tarihinde kabul ettii Krm
zerk Cumhuriyetine ve Sivastopol ehrine, sava iddeti
sonucunda Rusya tarafndan igal edilmi Ukrayna topra
stats verdi (spalniyayuiya obyazannosti Prezidenta Ukrain,
2014). SSCBnin dalmasndan sonraki srete balarna
gelmesinden en ok korkulan ey Ukraynann bana geldi. Bu
olaylarda ksa vadede Ukrayna zararl ksa da, uzun vadede en
byk zarar Rusya grecektir.

1301

Moskova bir taraftan Suriyede halkn reform


arlarna ramen yz binlerce Suriyelinin Esad rejimi
tarafndan katledilmesine Birlemi Milletlerde verdii vetolarla
ortak olurken, dier taraftan Ukrayna Radas tarafndan seilmi
hkmetin meruluunu tanmamakta ve hkmeti faist bir
rejim olarak ilan etmektedir.
Moskova, Ukrayna aleyhinde bir imaj ve alg yaratmak
iin elindeki tm aralara bavurmaktadr. zellikle tamamen
devlet kontrolnde olan Rusya basnnda Ukrayna topraklar Rus
topraklar olarak gsterilmekte, iktidardaki Ukrayna
hkmetinin faist ve igalci olduu tezi ilenmektedir.
Hlbuki geici Cumhurbakan grevini yrten Aleksandr
Turinov ve Babakan Arseniy Yatsenyuk daha nce de
hkmette yer almlar ve o zaman Rusya faist sulamasnda
bulunmamt. Bu durum, o dnem ilikilerin iyi olmas ile
aklanabilir. Ukraynada halk destei %1i gemeyen Praviy
Sektor (Trke: Sag Sektr) Partisi ve onun lideri Yaroun
Kaliningraddan Vladivostoka kadar Rusyay ve Ruslar tehdit
ettii ve Ukrayna hkmeti ve ordusunun Praviy Sektor
Partisinin elinde olduu, ordunun bu partiye ye askerlerden
olutuu haberleri Rusyada neredeyse 24 saat gndemde
tutulmaktadr. Rusya Ukraynada Rus gazetecilerin almasna
izin verilmedii ve bask altnda olduklarna dair iddialarda
bulunurken aslnda Ukrayna ile ilgili tm bilgi akn kontrol
etmektedir. Rusyann nde gelen niversitelerinde MGMOda
Prof. Dr. Andrey Zubov, Kremlin kart ve Ukrayna yanls bir
aklamada bulunduu iin niversiteden kovulmutur.
niversitenin resmi sitesinde Prof. Dr. Andrey Zubovun
kovulma sebebi olarak Ukrayna konusunda yapt
aklamalarn kabul edilemez olduu belirtilmitir (Mgimo
universite, 2014). Bu konuda en ufak bir eletiriye dahi tamamen
kapal olan Kremlin ynetiminin, Rusya Federasyonu ats
altnda yaayan yaklak 1,5 milyon Ukraynalnn sokaklara
dklmesi durumunda nasl bir tepki verecei merak konusudur.
Zira Ukraynada yaayan ve haklarnn inendii iddia eden
silahl terristlere her trl destek salanmaktadr. Kremlinin
uygulad bu ve buna benzer birok ifte standart Ukraynay
Rusyadan uzaklatrmtr. Bu ve bunun gibi bir ok Kremlin
tarafndan uygulanana ift tarafl siyaset Ukraynay Rusyadan
uzaklatrd. Moskova evrensel hukuk ve dorulara kapal,
sadece kendi hukuk ve dorularyla hareket etmektedir.

1302

Rusya, kendi bnyesindeki Tataristann 1992 ylnda


bamszlk iin yapt tek tarafl referandumu tanmam, etnik,
kltrel, siyasi ve ekonomik haklarnn genilemesini isteyen
blgelere bu haklar vermemi, biraz daha hak ve zgrlk
isteyen een halkna bunun bedelini Grozniy ehrini havadan
bombardmanlarla yerle bir ederek ok ar bir ekilde
detmitir. Moskovada bulunan Nordost tiyatrosu 23 ekim 2002
ylnda daha fazla zgrlk isteyen bir grup een eylemci
tarafndan basld ve 900 kii rehin alnd. Eylemin drdnc
gnnde Rusya tarafndan Fentanyl isimli morfin bazl bir
uyuturucu gaz salnd ve een direniilerle birlikte 120 sivil
halk gazn etkisiyle hayatn kaybetti. Bu saynn ok daha fazla
olduu tahmin edilmekte, ayrca operasyonu yapan gvenlik
gleri de gazdan etkilendiler. Rus devlet kltrnde aykr
seslerin nasl bastrldna dair arlk dnemi, Sovyet sistemi ve
gnmz Rusya Federasyonu uygulamalarnda karlatmz
somut rneklerden sadece biridir. Bu tr eylemler Rusya devlet
kltrnn ayrlmaz eleri iken, Moskova Ukraynada devlet
binalarn ele geiren silahl terristlere sahip kmakta, Kievi
ise bunlara kar mcadele ettii iin sulayabilmektedir.
Kuzey Kafkasyada halen her gn lm haberleri
gelmekteyken, Ukraynada kendilerine her trl haklarn
sunulduu Rus aznln haklar ineniyor gerekeciyle devlet
binalarnn silahl savalar tarafndan ele geirilmesine ve
egemen bir devlet iinde bu devlet kurumlarna Rusya bayrann
aslmasna ve meru hkmete kar terriste saldrlara destek
olmaktadr. Rusya kendince Ukrayna halkn cezalandrmaktadr.
Tataristan 1992'de referandumla bamszlk karar
alm ama Rusya bu referandum sonucunu tanmam ve
uygulanmasna izin vermemiti. imdi ise Krm'da yaplan
referandum sonucunu kabul ediyor ve uluslararas hukuka uygun
buluyor. Bu durumda Rusyann inandrc olmas iin 1992deki
kararndan vazgemesi, Tataristan'n bamszln ve Rusya
Federasyonu iindeki her zerk cumhuriyetin bamszlk iin
referandum yapma hakkn tanmas gerekmektedir.
Bu olaylardan uzun vadede en fazla zarar Rusya
grecek gibidir. Zira, Rusya blgeleri iindeki sosyo-ekonomik
uurum, insan haklar ihlalleri ve Bat dnyasnn kendisine kar
uygulayaca ambargolarn getirecei ekonomik sorunlardan
dolay ufukta Arap Baharna benzer halk ayaklanmalar, grnr

1303

hale gelmitir. Rusya bamszlndan gnmze dnya


kamuoyunda edindii tm olumlu imaj ve itibarn bu olaylarla
kaybetmi ve ran ve Kuzey Kore tarz bir lke haline gelmitir.
nk II. Dnya Savann sona ermesinin ardndan kurulan
dnya dzeninde ilk defa bir lke tek tarafl olarak baka bir
egemen lkenin toprak btnln ihlal etmitir.
SONU
Ukrayna, Trkiye gibi hem dou hem bat deerlerinin
birlikte var olduu bir gei lkesidir. Yaam olduu
asimilasyon, trajediler ve aclara ramen Ukrayna
bamszlndan bugne bazen Bat yanls, bazen Rusya yanls
gzkerek ikili siyaset izledi ve iki kutbu dengelemeye alt.
Ukraynallar gemilerini rendike ve ticari konular bata
olmak zere Rusyann kendilerine kar uygulad ifte
standard grdke ondan uzaklama eilimine girdiler. Turuncu
Devrimden gnmze dek geen sre dikkate alndnda,
bakan kim olursa olsun, Ukraynann Rusya ve Bat arasnda
dengeli bir d politika yrtmesi kanlmaz grnmekteydi. Bir
yandan demokratikleme, ekonomik liberalleme, NATO ve
ABye girme abalarnn srmesi, dier yandan da Rusya ile olan
tarihi, kltrel ve ekonomik balarn koparmama abas,
Ukraynann d politikasn belirliyordu. Zira Ukrayna, ne
Avrupa Birlii ile entegrasyondan vazgeebilir ne de Rusyay
yok sayabilirdi. Moskovann Krm ilhak ve Ukraynann
toprak btnln tehdit eder tarzda izledii d siyaset
yznden artk Ukrayna cumhurbakan ister Dou Ukraynadan
isterse Bat Ukraynadan olsun, bundan sonra Moskova ile olan
ilikilerinde mesafeli olaca ve Varovann da desteini alarak
Avrupa Birlii ve NATO ile entegrasyonu hzlandraca
aikrdr.
Rusya ise yzlm bakmndan dnyann en byk
lkesi olmasna ramen gz hep yeni topraklar peinde.
SSCBnin dalma sreci devam etmektedir. Ukraynada
yaanan olaylar Rusyann yakn corafyasndaki eski SSCB
halklarnda Acaba biz de Rusyaya balanr myz? sorusunu
uyandrd. Rusyann hayata geirmek istedii Avrasya Birlii
projesi bu olaylardan byk yara almtr. Bundan sonra Ruslarn
yaamakta olduklar lkelerdeki en ufak bir siyasi ve etno-

1304

kltrel sorun n alnamaz sepaterist akmlara ve olaylara sahne


olabilecektir. Moldovada Pridnestrov Moldova Cumhuriyetinin
kurulmas ile balayan, Grcistanda Abhazya ve Gney Osetya
ile farkl boyutta devam eden sorunlar Ukrayna ile farkl bir
boyuta tanm oldu. Sradaki lke Kazakistan, Litvanya veya
herhangi 14 lkeden biri olabilir. II. Dnya Savandan sonra
kurulmu olan dnya dzeni ve uluslararas sistem Ukrayna
olaylar ve Krmn Rusyaya tek tarafl meru olmayan bir
referandumla balanmasyla tamamen farkl bir boyut kazand.
Turuncu devrimle Rusya ve Avrupa yanllarnn siyasi
mcadelesine sahne olan ve seim sonularna gre Rusya ve
Avrupa yanllar eklinde kuzey ve batda turuncu, gney ve
douda mavi eklinde iki renge blnen Ukrayna haritas artk
ok daha renkli olacak ve bu tarz bir blnme eskisi kadar
yaanmayacaktr. Ruslar ile Ukraynallar tarihsel ve kltrel
ortak deerlere sahip olmalarna ve Moskova, Ukraynallarn ayr
bir millet olduunu kabullenmek istememesine ramen
Postsovyet dnemde Rusann yaygn konuulduu dou ve
gney blgeleri de dhil olmak zere lke genelinde Ukraynal
kimlii ciddi ekilde zaten olumutu. Yaanan olaylar tm
Ukraynallarn ulusal marlarn daha iyi anlamalarn ve
vatanseverlik duygularn artrd. Artk Rusya yanllar ile
Ukraynallarn birlikte yaamalar zor gzkmektedir.
Rusya ile Ukrayna arasnda sorunlarn zm ve
SSCBnin dalma srecinin kanl devam etmemesi iin
Ukraynada yaayan Ruslarla ile Rusyada yaayan Ukraynallar
arasnda mbadele yaplmas gerekir. Bu tarz bir mbadele
Ukraynada daha nce yaanm ve 1945-48 yllar arasnda
birok gnll ve gnlsz nfus deiimi gerekletirilmitir.
500 bin Ukraynal Polonyadan, 12 bin Ukraynal da
ekoslovakyadan Ukraynaya getirilmitir.
Ukrayna yeni cumhurbakann setikten sonra Krm
geri almak iin her trl hukuki yola bavuracaktr. Dnyadaki
dzen ve nizam savalar sonrasnda kurulmaktadr. Krm
meselesinde Rusya ve Ukraynadan birinin geri adm atmamas
ve Ukrayna ile Rusya arasnda yaanan olaylar nc Dnya
Savann kmasna neden olabilir. ABD ve Avrupa Birlii bu
srete Ukraynann yannda yer alacak, Ukrayna Avrupaya
entegre olacak, bu olaylar Rusyay uzun vadede zayflatacak ve
belki de Rusyann paralanmasna yol aacaktr.

1305

KAYNAKA
AYDINGN, smail (2012). Ne Dou Ne Bat, Hem Dou Hem
Bat: Avrasyann Gei lkesi Ukrayna, Aydngn,
smail, Balm, idem (Editrler), Bamszlklarnn
Yirminci Ylnda Azerbaycan, Grcistan ve Ukrayna
Trk Dilli Halklar, Trkiye ile likiler. Ankara: Atatrk
Kltr Merkezi
DERJAVNA slujba statistiki Ukrain (2014). Demografina
situatsiya Ukrain u sini lyutomu 2014 roku,
15.04.2014 86/0/10.2 vn.-14
GAZETA.ru (2014). Lukaenko itayet Turinova legitimnim
i.o.
prezidenta
Ukrain,
http://www.gazeta.ru/politics/news/2014/04/13/n_6079
793.shtml, 14.04.2014
GOSUDARSTVENNY Sovet Resbupliki Krm
Konsititutsiya Avtonomnoy Respubliki
http://www.rada.crimea.ua/bases-ofactivity/konstituciya-ARK, 25.04.2014

(2014).
Krm,

NOSM.ru (2014). Priznaniya i razoblaeniya na telemarafone


Putina,
http://inosmi.ru/russia/20140418/219677850.html,
05.04.2014
SPALNYAYUYA obyazannosti Prezidenta Ukrain (2014).
V.O. Prezidenta Ukrain Oleksandr Turinov pedpisav
zakon, http://www.president.gov.ua/news/30311.html,
23.04.2014
ZVESTYA.ru (2013). Noviy integratsionniy proekt dlya
Yevrazii buduee, kotoroye rojdaetsya segondya,
http://izvestia.ru/news/502761, 20.04.2014
KONSTTUTSYA
Ukrain
(2014).
http://zakon4.rada.gov.ua/laws/show/254%D0%BA/96
-%D0%B2%D1%80, 05.05.2014
LB.ua (2014). Yatsenyuk prizval RF sdelat ukraisnkiy yazk
vtorm
gosudarstvennim,
http://lb.ua/news/2014/04/02/261634_yatsenyuk_prizv
al_rf_sdelat_ukrainskiy.html, 02.04.2014

1306

LENTA.ru (2006), Verhovnaya Rada priznala golodomor


genotsidom.
http://lenta.ru/news/2006/11/28/genocide/, 06.04.2014
MGMO
universitet
(2014).
o
Zubove
A.B.,
http://www.mgimo.ru/news/university/document24976
1.phtml, 07.04.2014
MNSTERSTWO Spraw Zagranicznych (2014). Memorandum
on Security Assurances in connection with Ukraine's
accession
to
the
Treaty
on
the
NPT,
https://www.msz.gov.pl/en/p/wiedenobwe_at_s_en/ne
ws/memorandum_on_security_assurances_in_connecti
on_with_ukraine_s_accession_to_the_treaty_on_the_n
pt?printMode=true, 10.03.2014
MNSTERTVO
ohroni
zdorovya
Ukrain
(2014),
http://www.moz.gov.ua/ua/portal/pre_20140414_b.htm
l, 04.14.2014
News.smi2.ru (2014). Esli pridet Putin, neizvestno, na iyey
storone
budut
voyevot
ruskiye,
http://news.smi2.ru/newdata/adpreview?ad=541213&b
l=76372&ct=adpreview&st=16, 12.05.2014
Newsru.com (2014). Zankom ernomorskogo flota
Berezovskiy obyavlen v rozskah kak izmeniviy rodine
eks-komandyuiy
VMS
Ukrain,
http://www.newsru.com/russia/23apr2014/admiralbere
z.html, 23.04.2014
Newsru.com
(2014).
http://newsru.com/russia/21apr2014/krym_tatary.html,
21.04.2014
NURTAN Lahanul (2014). Vo vsey Rossii odna kazahskaya
kola, http://rus.azattyq.org/content/kazakhi-diasporav-rossii-interview/25227274.html, 01.05.2014
RANOVOST (2014). Zakonoproekt ob upraenii priema
novh
subyektov
v
sostav
RF,
http://ria.ru/politics/20140228/997534104.html,
02.28.2014

1307

SLOVNK ukraisnkoy movi: v 11 tomah. // Ruina T. 8. .:


Naukova dumka, 1977 (n-t movoznavstva AN
URCR). S. 897
APOVALOVA Aleksandra (2014). gra v assotsiatsii,
http://www.geopolitica.ru/article/igra-vassociacii#.U2kaUiyKBjp, 20.03.2014
UKRASNKAYA Pravda (2014). Genassambleya OON
podderjala
tselostnost
Ukrain,
http://www.pravda.com.ua/rus/news/2014/03/27/70205
41/?attempt=1, 27.03.2014
VKTOR Gubaryev (2014). Ukraina v god Ruin (1657-1687)
,http://history.ui.ua/ruin_epoch/ukraina-gody-ruiny,
20.03.2014
VODARKSKY Ya.E., O.. Eliseeva, V.M. Kabuzan (2003).
Naseleniye Krma v Kontse XVIII kontse XX vekov.
Red. Vodaskiy Ya.E. nstitut Rossiyskoy storii RAN,
Moskova.
VSE Rossiyskaya Perepis Naseleniya 2010 (2014). islennost i
Razmeeniya Naseleniya, www.perepis-2010.ru,
22.03.2014
VSEUKRANSKOY perepisi naseleniya 2001 goda (2014).
http://2001.ukrcensus.gov.ua/rus/regions/reg_crym/,
22.03.2014
ZAVYALOV Sergey (2014). Sfera russkoyaznego
obrazovaniya v Ukraine, http://r-u.org.ua/?p=6908,
05.05.2014

1308

RUS DI POLTKASINDA NEO-AVRASYACILIK VE


KAFKASYA LE ORTA ASYADAK YANSIMALARI
mit Nazmi HAZIR
ZET
Avrasyaclk iinde farkl bak alar ve doktrinleri
bulunduran bir siyasal dncedir. Sovyetler Birliinin
yklmasyla birlikte bu dnce yeni bir yol arayna
ynelmitir. zellikle 1990larn sonunda Avrasyaclk hareketi
Rus politikac ve dnrlerin ajandasnda yer edinmeye
balamtr. 20. Yzyln balarnda ortaya kan Klasik
Avrasyaclktan farkl olarak Avrasyaclk dncesi 1990
sonras yeni bir bak as ve argmanlarla ortaya kmtr. Bu
balamda 1990 sonras ortaya kan Avrasyaclk yeni bir sentez
oluturmas sebebiyle Neo-Avrasyaclk olarak adlandrlmtr.
Ben de almamda Yeni Avrasyacln bak asn ve
argmanlarn ortaya koyup, bu akmn en nemli
temsilcilerinden olan Aleksandr Duginin grlerine
makalemde yer vereceim. almamn ikinci ksmnda da NeoAvrasyacln Kafkasya ve Orta Asyaya olan bakn ve
yansmalarn ortaya koyacam. Bu balamda NeoAvrasyacln Avrasyada teoriden pratie dnme
potansiyelini deerlendireceim.
Anahtar Kelimeler: Neo-Avrasyaclk,
Birlii, Orta Asya, Kafkasya, Aleksandr Dugin

Avrasya

NEO-EURASIANISM IN RUSSIAN FOREIGN POLICY


AND ITS REFLECTIONS TO THE CAUCASUS AND
CENTRAL ASIA
ABSTRACT
Eurasianism has a diversity within its perspectives and
doctrines. After the collapse of the Soviet Union, Eurasianism
has led to a new approach and way. Especially, it got into agenda
of Russian politics and thinkers in the end of the 90s. However,
it has developed new arguments and a mentality as different from

Hacettepe niversitesi Uluslar aras likiler Yksek Lisans rencisi

1309

the Classical Eurasianism which emerged in the beginning of the


20th centruy. In this sense, it has been described as NeoEurasianism since it becomes a new version of Eurasianism. In
my study, I focus on Neo-Eurasianism and its mentality and
approaches. Besides, I evaluate Neo-Eurasianism and ideas of
Alexandra Dugin who is the best-known representative of new
Eurasianism. In the second part of my study, I underline some
reflections of Neo-Eurasianism to the Caucasus and Central Asia.
In this respect, I interpret dimensions of Neo-Eurasianism from
theory towards the pratice in Eurasia.
Key words: Neo-Eurasianism, Eurasian Union, Central
Asia, The Caucasus, Aleksandr Dugin
SOUK SAVA SONRASI RUSYADA ORTAYA IKAN
POLTK ELMLER
Sovyetler Birliinin yklmasyla birlikte Rus i ve d
politikasnda yn araylar ortaya kt. Bu yn araylar ayn
zamanda Rusyann Souk Sava sonras kimliini ve
uluslararas sistemdeki yerini belirleme abasn da ortaya
koyuyordu. 1990larn banda lkedeki Batc ve liberal
aydnlarn da ynlendirmesiyle Rusya Batyla entegrasyonu
amalayan bir politika izlemeye balad. Sosyalist sistemden
yeni km Rusyann siyasi ve ekonomik altyapsnn bu srece
hazr olmamas ve lkedeki i dinamikler Cumhurbakan Boris
Yeltsin nderliindeki Rusyann baarsz bir sonula
karlamasna neden oldu. een ayrlk hareketinin
bastrlamamas ve lkedeki ekonomik krizler gsterdi ki
Rusyann Batc bir politika takip etmesi lkeyi daha da
istikrarszlatrmakta. Rusyada Batllamann fakirlemeyle
sonulanmas Ruslarda hayal krklna neden oldu. Btn bu
sreler de Putin gibi daha sert bir liderin ortaya kmasna zemin
hazrlamtr.
Rus Dileri Bakan Kozyrevin Batyla btnlemeyi
hedefleyen
liberal
politikalarnn
Rusyaya
istikrar
getirmemesindeki nedenler sadece i kaynakl nedenler deildir.
Rusya Souk Sava sonras yzn Batya evirmesini ramen
Avrupa lkelerinden ayn karl alamamtr. Buna mukabil
NATOnun Orta ve Dou Avrupa rneinde olduu gibi Post-

1310

Sovyet corafyasnda genileme abalar


gvenliini tehdit eden bir hal almtr.

da

Rusyann

Rus halknda Batllama politikalarnn sonucunda


oluan hayal krkl, lkede milliyeti, Avrasyac ve devleti
izgideki grlerin ivme kazanmasn salamtr. Bu grler
daha ok Rusyann Batya eklemlenmeye almas yerine,
dnya politikasndaki konumunu salamlatrmaya ynelik bir
siyasetin takip edilmesi gerekliliini savunmutur. Bu
dncenin rn olarak, Avrasya, Yakn evre, Byk G
tanmlar ortaya konmaya balanmtr. zellikle Rusya
Federasyonunun ikinci dileri bakan Primakov dnya
sisteminde ok kutupluluun ve dengenin gereklilii ynnde
Rusyann politika izlemesi gerektiine iaret etmitir. Bu
balamda Rusya, Yeltsin sonras d politikada neo-realist bir
izgiye ynelmi ve Bat ile entegrasyondan ok g dengesine
deer atfetmitir.
Primakova
gre
Amerikan
hegemonyasnn
engellenmesi iin Rusyann Avrupa lkeleriyle de ibirlii
yapmas elzemdi. Bu balamda uluslararas sistemdeki g
dengesinin oluabilmesi iin ncelikle Rusyann Sovyetler
Birlii dnemindeki gcn kazanmas gerekiyordu. Bunun iin
ise yeni yntem ve hedefler oluturulmalyd. Bu g dengesinin
oluabilmesi iin ise Alman, Fransa, Japonya, ran gibi lkelerle
ibirliine gidilmeli ve Birlemi Milletler ok kutuplulua
hizmet eden ve ABD hegemonyasn dengeleyen bir rgt
misyonunu tamalyd.
NATOnun Irak ve Balkanlardaki mdahalesi ve
ABDnin agresif politikalar Rusyann Atlantik ile ilikilerini
gelitirme olanann snrl olduunu gsterdi. Rusyann
Atlantik ile ilikilerini gelitirme abalarnn sonusuz ve tek
tarafl kalmas, Batnn een sorununda Rusyay eletirmesi,
lkenin moratoryum ilan etmesi gibi olaylar Rusyann baka
yrnge arayna girmesine neden oldu. Bu yrnge aray
Rusyay tarihsel kimliine dnmesine ve Putin gibi gl bir
karakterin ortaya kmasna sebebiyet vermitir. Putini
Primakovdan ayran zellik ise uluslararas sistemi sadece
tehditler zerinde alglamayp, frsat ve pragmatik bir tutum
benimsemesidir. Bu balamda Putin ne lkedeki devleti ve
sosyalistler gibi lkeyi izole edici, ne de Batclar gibi tam
anlamyla snrsz liberallemeye dayal bir politika takip

1311

etmitir. Putinin izlemeye balad politika biroklar


tarafndan ise Avrasyac olarak nitelendirilmitir. Putinin etki
alannda Dugin gibi Avrasyac ve milliyeti burjuva elitleri
olmakla birlikte Putinin i adam tabirine uygun bir ekilde
pragmatik ve rasyonel politikalar izlediini syleyebiliriz. Bu da
Putinin 2000lerin banda ideolojik hrslar gtmekten ziyade
Batc, Devleti ve Milliyeti politikalarn nakasentezi olarak
ekonomik ve askeri g biriktirmeye ynelik bir politika
izlediini gstermektedir. zellikle Putin ve Yakn evre
doktriniyle ile birlikte Rusya Post-Sovyet corafyada pro-aktif
bir politika izlemeye balamtr. Bu yzden baz uzmanlar
tarafndan Putin Avrasyac olarak nitelendirilmitir. Her ne kadar
Putin pragmatik bir davran sergilese de, Avrasyacln Putin
dneminde ivme ve poplarite kazand bir gerek.
Klasik Avrasyaclktan Neo-Avrasyaclka
Avrasyacl tek bir konsept ve perspektif zerinden
tanmlamak salkl deil. Avrasyaclk birok dnr ve
politikac tarafndan farkl yorumlan, alglan ve uygulan
biimine sahiptir. Temel balamda Avrasyaclk, Klasik ve Yeni
Avrasyaclk olarak ikiye ayrlmaktadr. Yeni Avrasyaclk,
Klasik Avrasyaclk ile benzerliklere sahip olduu gibi derin
farkllklara da sahiptir. 1990lara doru ortaya kan NeoAvrasyacl idrak edebilmemiz iin Klasik Avrasyacl
anlamamz gerekli.
Avrasyaclk ilk kez Bolevik Devrimi nedeniyle
Rusyadan 1920lerde kaan Turbetskoy, Savitskiy, Roman
Jakobson, Petr Savitsky Alekseev ve Bromber gibi Rus
dnrler tarafndan ortaya konulmutur. Batclarn iddia ettii
gibi Rusyann Roma mparatorluunun devam olduu
argmannn aksine, Avrasyaclara gre Rusya Garptan ve
arktan ayr ve zgn bir kimlie sahipti. Avrasyaclara gre
Trkler ve Moollar lkenin kimlik inasnda nemli bir
unsurdu. Bu balamda Asya kimlii, Roma kimliinden daha
byk bir deerdi Rusya iin. Onlara gre Rus modernlemesi
Slav ve Mslman Trkler gibi farkl etno-kltrel unsurlarn
yaratt deerlerin zerine ina edilmeliydi. Bu nedenle Klasik
Avrasyaclar iin Bat dncesi daha ok tekiydi.
Avrasyaclar Roma-Germen kltrnn anti-tezi olarak Slav
kltrn referans almlardr.

1312

Dier taraftan baz Avrasyaclar ise sosyalizmin


Avrasya Birliine ulamada bir hedeften ziyade ara olduunu
ve Sovyetler Birliinin kurulmasnn Avrasyac dncenin
rn olduunu iddia etmektedir. Fakat Sovyetler Birlii
dneminde Avrasyaclar sistemden dlanm ve Avrasyaclk
dncesi 1930lardan itibaren Rus dnce hayatndaki etkisini
1980lere kadar kaybetmitir.
Avrasyacln Corafi Manada Tanm
Klasik Avrasyaclarn zerinde en ok durduu
konulardan biri ise Avrupadan Asya derinliklerine kadar uzanan
Avrasya corafyasnn btnl. Bu corafi ve siyasi btnlk
ise Klasik Avrasyacln izole edici ve doktrinel bir politik duru
kazanmasna neden olmutur. (Bassin, 2003:289) Bu balamda
Avrasyaclar tam ulusal otonomiyi ve ekonomik olarak kendine
yetebilirliin
Rus-Avrasyasnda
gerekleebilmesini
hedeflemektedir. Kimi Avrasyac dnrler iin SSCB,
Avrasyacln politik arac ve ulusal bamsz ekonominin
tezahryd. Bu nedenledir ki, Avrasyaclar eski Sovyet
lkelerinin tekrar Avrasya corafyasnda siyasi ve ekonomik
birlii salamalar gerektiini ve bunun da Rusyann
nclnde gereklemesi gerektiini savunurlar.
Neo-Avrasyacln en nemli savunucularndan
Aleksandr Dugin, Avrasyacla kresel ve jeopolitik bir boyut
kazandrmtr. Dugin Avrasyac Yeni Dnya Dzenin
gereklemesi hususunda drt blgenin nemine dikkat
ekmektedir. Bu blgeler, Avrupa-Afrika, Asya-Pasifik,
Amerika ve Avrasya blgeleridir. Dugin Avrasyann
gvenliinin salanmas iin Amerikan hegemonyasna kar ok
kutuplu bir dnya dzeninin oluturulmas gerektiine ve
makro blgeye dikkat ekmektedir. (Dugin, 2010) Bu hat:
Paris-Berlin-Moskova, Tahran-Moskova ve Tokyo-Moskova
hattdr. (Bassin, 2003:293) Bu kuaklardan bahseden ilk
dnr
ise
Klasik
Avrasyacln
temsilcilerinden
Haushoferdir. Haushofer, Bat Avrasya ile Dou Avrasyann
Almanya-Rusya-Japonya hatt zerinden birleebileceini
tasarlamaktadr. Ona gre bu hattn olumasyla ABD kresel
sistemde dengelenecektir. Neo-Avrasyaclar daha ok Rusyann
Amerikan hegemonyasna kar Post-Sovyet corafyada gcn
bu politik hatlar araclyla tekrar kazanmasn amalamaktadr.
Bu da Avrasyacln jeopolitik bir projeden ok dnya

1313

dzeninde yeni sosyo-politik ilkeler zerine kurulu ortak bir


proje olarak ortaya kmasn salamaktadr.
Avrasyacln Yeni Perspektifi: Neo-Avrasyaclk
Avrasyaclk hareketi 1980li yllarn sonunda
SSCBnin yklmasyla tekrar g kazanmaya balad. Bu hareket
ve dnce Primakova, Ziguanov ve Dugin gibi isimlerle farkl
boyutlarda ekillendirildi. (Bassin, 2003:279) Aleksandr Dugin
Yeni Avrasyaclkn en nemli teorisyeni olarak karmza
kt. Dugin Neo-Avrasyacl Klasik Avrasyaclk ile
benzerlikleri olmaklar beraber daha farkl boyutlarda teorize etti.
Dugin Klasik Avrasyacl, Neo-Avrasyaclk fikrini
merulatrmak ve derinletirmek iin bir ara olarak grd.
Yaynland birok makale, kitap ve konumalaryla fikirlerini
yaymak iin aba sarf etti.
Avrasyacln birok farkl bak as olmakla beraber
zerinde ortak olarak durduu noktalardan biri Rusyann
Avrupa ve Asya kimliinin sentezi olduudur. Ayrca NeoAvrasyaclk milliyeti muhafazalar grleri de iinde fazlasyla
tamaktadr. Klasik Avrasyaclar, Avrasyay zel bir
uygarlama blgesi olarak tasvir ederler. Dugine gre ise
Avrasya Souk Sava sonras Amerikann grkemli kresel
projesine kar jeopolitik bir uygarlk alandr. (Bassin,
2003:286) Yeni Avrasyaclar iin gaye, asl dman olarak
gsterilen Amerikan emperyalizmi ve Atlantik yaylmaclna
kar mcadele etmektir.
Yeni Avrasyaclar genelde Avrasya corafyasn
tanmlamak iin Sovyet snrlarna referansta bulunurlar. Bu
corafyada Rusyann etkinliinin arttrlmas amacyla kurulan
Bamsz Devletler Topluluu ve Avrasya Birlii gibi
oluumlara olumlu yaklar ve Avrasya corafyasndaki
btnln salanmas iin bu oluumlar birer ara olarak
grrler. (Basin, 2003:287)
Yeni Avrasyaclk gl bir muhafazakar unsur
tamakla beraber, Rus milliyetiliine nazaran daha modern bir
unsur olarak grnmektedir. (Laurelle, 2008:211) Dugine gre
milliyeti proje entelektel, dzgn ve temsili bir boyut
kazand zaman aydnlatc bir milliyetilik zelliini tar.
Dugin genelde milliyetiliin Avrasya mparatorluunun
olumasnda bir engel olduunu belirtse de zaman zaman Rus

1314

milliyetiliine olumlu yaklamlarda bulunur. Bu nedenle


Avrasyacln milliyetilik algsnda birok tezatlk
bulunmaktadr.
Birok
Neo-Avrasyac
milliyetiliin
Avrasyacln en byk engellerinden biri olduunu iddia
etmekle beraber, baz Neo-Avrasyaclar milliyetiliin nemine
dikkat ekmektedirler. Birok Neo-Avrasyac dnr,
Avrasyacln fikir babalarnn esinlendii etnik Ruslarn dilsel,
kltrel ve dinsel zelliklerini ieren Rusyann bir Rus
imparatorluu olduu dncesini takip etmektedir. Savitskye
gre, Rus devletinin tarihsel genilemesi Ruslarn Avrasya
corafyasna adaptasyonun ve geliiminin st bir
seviyesidir.(Laurelle, 2008:211)
Neo-Avrasyacln Tehdit Algs
Klasik Avrasyaclar Baty endstriyel ve emperyal
nitelikteki devletler olan Britanya, Almanya ve Fransa olarak
nitelendirir. Ayrca Bat Avrupann kolonicilik anlayn
benimsemezler. Bu balamda kendilerini Batdan farkl
grrler. Onlara gre Rusyann deerleri Avrupann
materyalizm, bireyselcilik ve kolonici iddet anlaynn kart
olarak; sosyal kolektiflik, hogr ve maneviyatlktr. (Bassin,
2003:289) Avrasyaclk Batcln alternatifi bir medeniyet
anlaydr.
zellikle Dugin ile birlikte Avrasyacln Bat ve tehdit
algs byk bir deiime uramtr. Bat tehditi artk RomaGermen imparatorluu zerine temellendirilen Avrupa deil,
Antlantik ve Kuzey Amerikadr. Bylelikle Avrupa tarihsel bir
dmandan ok Amerikan emperyalizmine kar potansiyel bir
mttefiktir. Bu da Neo-Avrasyaclarn kta Avrupasna ParisBerlin-Moskova hatt zerinden olumlu yaklam gelitirmelerini
salamtr.
Neo-Avrasyaclara gre ABD btn dnya lkeleri
zerinde egemenlik kurmaya almaktadr. Yeni Avrasyaclar
argmanlarn merulatrmak iin ABDnin Irak, Afganistan ve
Post-Yugoslavya corafyas zerindeki mdahalelerini rnek
gsterirler. Bu balamda Ukrayna, Grcistan ve Krgzistandaki
Renkli Devrimlere de dikkat ekmektedirler. YeniAvrasyaclarn politikalarn merulatrmak iin kullandklar
argmanlardan biri de Post-Sovyet corafyalarnn ABDnin
tehditi ve emperyal karlar altnda olduudur. Zarifullinin

1315

iddiasna gre Kazakistan Cumhurbakan Nursultan


Nazarbayev Renkli Devrimlerin bir sonraki srasnn Kazakistan
olduunu anlamtr. (Shlapentokh, 2007:145) Ona gre
Ukraynadaki Renkli Devrim, Bat tarafndan nceden btn
boyutlaryla planlanmtr.(Shlapentokh, 2007:146) Dugine
gre ise Moldova ve Krgzistan gibi bu devrimlerin son aamas
Kazakistan ve Belarus olacak ve akabinde Rusya paralanma
sreci yaayacaktr.(Shlapentokh, 2007:146) Bunun neticesinde
de pro-Amerikan rejimi btn dnyada oluturulacaktr.
Ortadoudaki halk ayaklanmalarnn Bat tarafndan
desteklenmesi ve Batnn Suriyedeki tutumu da bir bakma
Duginin endielerini hakllatrmtr. Dugin Renkli Devrimler
sonras Rusyann Post-Sovyet corafyas zerindeki gcn
kmsemitir. Ona gre ABD bu corafyada Rusyann
gszlnden faydalanmtr. Ayn ekilde Bakl Avrasyac
Tagi Dzhafarov da Turuncu Devrimlerin Orta Asya, Moldova,
Belarus ve Kafkasyada da gerekleeceini iddia etmektedir.
Ayrca Dzhafavor Rusya zaman zaman ABDye kar diren
gstermedii iin Putini gvenilir olmayan bir partner olarak
eletirmektedir. (Shlapentokh, 2007:147)
Bunun dnda Avrasyaclar tarafndan ABDnin farkl
yollarla ileride Rusyaya byk zarar vereceine dair senaryolar
ortaya konmaktadr. Kimi marjinal iddialara gre Rusya ileride
zayfladnda ABD Rusyaya kar askeri g kullanacaktr.
Kimi Avrasyaclara gre ise eski Sovyet lkelerindeki halk
ayaklanmalarnn son halkasn Rusya oluturacaktr. Onlara
gre Amerikann Krgzistandaki ss Rusyann Gney Rusya
ve Sibiryadaki slerine saldr amacna yneliktir.
Neo-Avrasyaclk Dncesinin Farkl Boyutlar
Kimi otoritelere gre Lev Gumilev Klasik
Avrasyacln 1920lerdeki son temsilcisiydi. Gumilyevi
Klasik Avrasyacln son temsilcisi yerine Neo-Avrasyacln
mimari olarak gren aydnlar da var. Onlara gre Gumilyev Rus
kimlii ve emperyal yazgsnn snrlarn yeni Avrasyaclk
iinde zgn eilimlerle izen birisi. Gumilyeve gre
Avrasyadaki Trki-Slav halklar ayn corafyay paylatklar
iin kader ortaklna sahipler. (Laruelle, 2008:81) Gumilyevin
geleneksel Avrasyacla katklarndan biri de etnik varsaymlar
dncenin iine katmasdr. Dier Avrasyaclar gibi Gumilyev
de Bat dncesinin rn olan insanln evrensellii

1316

fikrine kar kmtr. nsanln evrensellii yerine Gumilyev


geleneksel ve modern Avrasyaclarn dillendirdii ekliyle
nsanln biyolojik doasna atfta bulunmutur. NeoAvrasyaclar, Gumilyev, Panarin, Dugin ve Orta Asya
lkelerinde ve Trkiyedeki Avrasyacln teorisyenlerine kar
davranlarnda paradoksal durumlar yaamtr.(Laurelle,
2008:2005) Bu da Avrasyaclk fikrinin dnsel btnlk ve
doktrin oluturmasnda skntlara neden olmutur.
Dugin ve Gumilyevden farkl bir izgide bulunan
Aleksandra Panarin daha ok Karl Marksn politik felsefesine
odaklanmtr. O Pan-Slavik gelenei devam ettirmi ve
Slavophilizmin modern versiyonunu oluturmaya almtr.
(Laurelle, 2008:105) Bu nedenle de Panarinin fikirleri Prince
Trubetzkoy ve Petr Savitsky gibi erken Avrasyaclarn fikirlerine
yakndr. Ona gre Batclk, Atinalln ve demokratik
rkln beyaz Katoliklik ve Protestanlk zerine ekillendirdii
tarihsel bir deneyimdir. Bu Batc anlay sonrasnda ABD
tarafndan devam ettirilmitir. Bu yzden Panarin hem Avrupa
ktas, hem de Atlantik Batcln reddetmektedir.
te yandan Avrasyaclarn ou muhtemel Avrasya
Birliinde Rusyaya baat grev vermektedir. stanbul veya
Astana merkezli bir Avrasyaclk fikrini savunan bir dnce
adam pek bulmak mmkn deildir. Neo-Avrasyaclardan V.
Federova gre Avrasya Birlii Rusyann nclnde
ynetilmelidir. Bu da Avrasyaclk dncesinin Avrasya
lkelerini smrmeye ynelik emperyal vizyonunu aa
karmaktadr.
Rusyann Geleneksel Kafkasya Politikas
Kafkasya hem blgesel hem de kresel glerin tarih
boyu rekabet alann oluturmutur. Bu blge Ortadou,
Trkistan, n Asya ile Karadeniz, Akdeniz ve Hazar Denizi
arasndaki kavak konumu sebebiyle jeopolitik atma
alanlarndan birisidir. Kafkasya blgesi Trk-Rus-ran
rekabetinin ve Rusya ile Bat arasndaki atmann tezahr ettii
bir blge olmutur. Kafkasya blgesi Trkler iin Karadeniz ve
Hazar havzasna, Ruslar iin ise scak denizlere ulaabilmek iin
mhim bir blgedir. Nitekim Osmanl Devleti Krmn kayb ile
Karadenizin kuzeyindeki etkinliini sonrasnda da Kuzey ve
Gney Kafkasyay kaybetmitir. Rusyann Kafkasya politikas

1317

ise tarihsel bir strateji ve akl iermektedir. Petrol ve enerji


kaynaklar son iki yzylda sanayinin gelimesiyle beraber
ehemmiyet kazanm, bu da Kafkasya ve Hazarn blgesel ve
kresel rekabette daha fazla n plana kmasna neden olmutur.
20. Yzyldaki Rus-ngiliz mcadelesi sonrasnda yerini RusAtlantik rekabetine brakmtr.
Rusyann slam dnyasna ve Ortadouya
uzanabilmesi iin de Kafkasyada hegemonyasn oluturmas
arttr. Rusya en zayf olduu dnemlerde bile yumuak karn
olan Kafkasyada g mcadelesini srdrmtr. Rusyann
Sovyetler Birlii ykldktan sonra Post-Sovyet corafyada
gcn restore edebilmek iin yneldii ilk corafya Kafkasya
olmutur. (Silk Road, 2006:49) Rus dnce yapsna gre,
Ruslarn Kuzey Kafkasyadaki kontrol salayabilmesi iin
Gney Kafkasyada da dominant olabilmesi gerekmektedir.(Silk
Road, 2006:49) Bu balamda Rusyann Kuzey ve Trans
Kafkasya politikas birbirinden ayr dnlemez. Rusyann
Gney Kafkasyadaki hegemonyas 1801de Grcistann
ilhakyla balarken, Kuzey Kafkasyadaki hakimiyeti eenistan
ve Dastandaki sava nedeniyle 1860lar bulmutur. (Silk
Road, 2006) 1991 sonrasnda da Rusya tpk 19. Yzylda yapt
gibi neredeyse Trans Kafkasyaya Kuzey Kafkasyadan daha ok
odaklanmtr. nk Rusya iin Gney Kafkasyann kayb ayn
zamanda Kuzey Kafkasyann kaybdr. Bu balamda Rusyann
eenistan meselesi, Azerbaycan ve Gney Kafkasya politikas
ile dorudan balantl olmutur.
Ruslarn tarihsel srete yaad en byk endielerden
biri eenistan rneinde olduu gibi Kafkasyadaki ayrlk
hareketin btn blgeye sirayet etmesi olmutur. Rusya Kuzey
Kafkasyada istikrar ve btnlk arzu ederken, Gney
Kafkasyada istikrarsz ve krlgan yaplarn olumasn salam
ve bu balamda Karaba, Osetya gibi donuk sorunlar yaratmtr.
Bu donuk sorunlar Rusyann Krm ilhaknda ve 2008de
Kuzey Osetya ile Abhazyay Grcistandan ayrmasnda olduu
gibi zaman geldiinde Rusya tarafndan pervaszca
kullanlabilmektedir. Bu ayn zamanda Ruslarn geleneksel d
politikalarndan biri olan tampon ve sorunlu blge yaratma
politikalarnn bir parasdr. Bu da blgedeki statkonun Rusya
lehine ilemesini salamaktadr. Blgede Rusya lehine kriz
alanlar yaratmak, Rusyann geleneksel Kafkasya politikasnn

1318

bir parasdr. Rusya bu blgede ne herhangi bir devletin n plana


kmasn ne de Batnn Rusyann arka bahesi olarak grd
blgeye mdahale etmesini istemektedir. Rusya Kafkasyadaki
etkinliini arttrmak iin birok yntem kullanm, 2008 RusGrc savanda olduu gibi gerektiinde askeri mdahalede
bulunmutur.
Putinin yakn evre doktrini ile birlikte Rusya
Kafkasyada daha da aktif bir politikaya izlemeye balamtr. Bu
aktif politikayla beraber Rusya blgedeki egemenliini arttrmak
iin farkl aralar devreye sokmutur. zellikle ekonomik
unsurlar ve enerji bamll Grcistan, Ukrayna ve Moldova
gibi lkelere kar kullanlmtr. Putinin Kafkasya politikas
biroklar tarafndan Avrasyaclk ile itham edilmitir.
Rus Neo-Avrasyaclnn Kafkasyaya Bak
Neo-Avrasyac bak iin Kafkasya Batnn Rusyann
kontrolnden karmak istedii bir blgedir. Neo-Avrasyaclar
zellikle ABD tehdidi algs nedeniyle blgenin Moskova eksenli
ekillendirilmesi gerektii savunmaktadr. Trkiye, blgenin
Bat ile olan entegrasyonunda nemli rol oynad iin NeoAvrasyaclar tarafndan blgede rakip olarak alglanmaktadr.
Dugine gre Rusya, Batnn Kafkasyadaki ykc faaliyetlerine
aktif mukavemet gstermeli ve dmann operasyonlarn
bozacak tuzaklar kurmaldr.(Dugin, 2010:367) Dugin bu
balamda jeopolitik dman tanmna dikkat ekmektedir. Bu
tanma gre balca dman ABD ve Atlantikiler olmakla
birlikte geri kalan lkeler iki objektif medeniyet ve jeopolitik
kutbun bir ara alan olarak bakldna dair jeopolitik gerei
kabul etmelidir. (Dugin, 2010:367) Bu da Duginin ok kutuplu
bir dnyadan ziyade ift kutuplu bir dnya zlemini
sergilemektedir. Dugin, eenistann Kafkas blgesinde Rus
dnyasn ykan patlayc bir rol olarak Bat tarafndan
kullanld belirtmektedir.(Dugin, 2010:368) Ayrca Dugin
Trkiye ve Suudi Arabistann eenistandaki ayrlk
hareketler karsndaki tutumunu tehlikeli olarak bulmaktadr.
Kafkasyadaki slami ayrlk hareketleri ran ve Arap menei
hareketler olarak ayrmakta ve Kafkasyadaki dini kuatmay
Rusyaya kar tehdit olarak grmektedir. te yandan ran
teamll kkten dincilerden Rusyann istifade edebileceini
belirtmektedir.(Dugin, 2010:371) Bu balamda Rusyann
Kafkasyadaki hegemonyasn srdrebilmesi iin her yol

1319

mbahtr anlay, Neo-Avrasyaclkn Makyavelist karakterini


gzler nne srmektedir.
Kuzey Kafkasyann gvenlii asnda NeoAvrasyaclarla Rusyann geleneksel Kafkasya politikas
paralellik gstermektedir. zellikle Kuzey Kafkasya balamnda
eenistann Dastan zerindeki etkisine dikkat ekilmektedir.
eenistann Dastandaki faaliyetleri etnik ve kktenci olarak
yorumlanmakta, Trkiye ve rana yakn gruplar tahlil
edilmektedir.
Trkiye ve ABDnin karlarnn paralel olduu ve hem
Trkiye hem de Suudi Arabistan menei Vehhabi slamnn
yaylmasnn ABD tarafndan kullanld belirtilmektedir.
Atlantikiliin nihai amacnn ise Rusyann etkisinin azaltld
Hazar-Karadeniz kuann oluturulmas projesi olduu
Duginin tehdit alglamalarndan biridir. Baz Neo-Avrasyaclara
gre Batnn blgedeki Rus etkinliini krmak iin kulland
yntemlerden biri de Grcistan ve Ukraynada renkli devrimler
eklinde tezahr bulan halk hareketidir. Krgzistan, Ukrayna ve
Grcistanda bu ayaklanmalar gerekletii srede Rusyann
blgede aslnda yeterince gl olmad baz Neo-Avrasyac
izgideki dnrler tarafndan dillendirilmitir.
Neo-Avrasyacln vurgulad en nemli hatlardan
biri Moskova-Tahran kuadr ve Kafkasyann gvenlii iin
gereklidir. Hem Trkiyenin blgede tarihsel bir rakip olarak
grlmesi, hem de Batnn Kafkasyada istenmemesi bu ittifak
iki taraf iin de gerekli klmaktadr. Kafkasyadaki mevcut
statko da, Bat-Dou eksenli Ankara-Tiflis-Bak hattna
karlk, Kuzey-Gney eksenli Moskova-Erivan-Tahran kuan
ortaya karmtr. Bu da hem Rusyann hem de rann normatif
deerler yerine, pragmatik bir d politika izlediinin
gstergesidir. rann een sorununda Rus, Karaba konusunda
Ermeni yanls politika izlemesi de ran iin iiliin ve slamn
amatan ziyade ara olduunu kantlar niteliktedir. Dugine gre
zellikle Dastan sorunu ran-Rusya ibirliini gerekli
klmaktadr. Avrasya mparatorluu projesinde ran,
imparatorluun gney kutbunu oluturan ve Trkiye ile Suudi
Arabistann Kafkasya ve Orta Asyada yaylmasna kar denge
unsuru olarak grlmektedir. Ayrca ran, Rusyann scak
denizlere inmesi asndan ok nemli bir lkedir. MoskovaErivan-Tahran hattnn oluturulmasnda Ermenistana Krtlere

1320

ve Farslara etnik yaknl nedeniyle nemli bir grev


atfedilmektedir.
Ayrca Ermeni diasporas ve Gney Kafkasyadaki
ayrlk hareketlerin de Rusya tarafndan kullanlmas gereken
unsurlar olduu belirtilmektedir. Dugine gre Dastan ve
Azerbaycan Lezgilerinin etnik oluumu dncesi desteklenmeli,
Osetin-ngu atmas ve een-Akinler ile Laklar-Kumklar
arasndaki uyumazlklar kontrol altna alnmaldr. Gney
Kafkasyann etnik blgelerinin enlemsel ayrlmalarn
desteklemek; fakat boysal entegrasyonunu pekitirmek
gerektiine Dugin dikkat ekmektedir.(Dugin, 2010:178) Bu
balamda eenistan, Dastan ve Hazar Denizinden izole
edilip; Dastan ve nguetiyay Grcistana, Abhazyay
Rusyaya balamak ve birleik Osetyay yaratmak Duginin
ncelikleri arasndr. (Dugin, 2010:178) Rusyann 2008de
Grcistana yapt mdahalede bu amala paralel seyirdedir.
Neo-Avrasyaclarn Kafkasya balamndaki nihai amac ise
kuzey ve gney Kafkasyay iinde barndran bir Kafkasya
Federasyonunun oluturulmasdr.
Neo-Avrasyac anlaya gre Kafkasyann kontrolnn
salanmasnda Makyavelist bir dnceyle her yol mbahtr. Bu
anlaya gre blge lkelerinin Rusyaya olan enerji bamll,
blgedeki ayrlk hareketler blgede Atlantik eksenine
yaknlaan lkelere kar kullanlmaldr. Ayrca hem Tahranla
hem de Ermeni disasporasyla ilikiler ivme kazanmaldr. Bu
anlay da Neo-Avrasyacln norm ve deerler zerine deil,
karlar ve smrgeci hrslar zerine Kafkasya politikas
oluturduunun yansmasdr.
Neo-Avrasyacln Orta Asyaya Bak
Neo-Avrasyaclara gre Avrupa ABDnin karlar
tarafndan kullanlan bir ara. Dugine gre ABDnin bu kozunu
elinden alabilmek iin Almanya ve Fransa ile yakn ilikilerin
kurulmas gerekiyor. Rusyann Avrupa zerindeki etkisini
arttrabilmesi iin ise Orta Asya zerindeki kontroln
pekitirmesi gerekiyor. Orta Asyadaki enerji kaynaklarnn
kontrol ayn zamanda enerji balamnda Avrupann kontrol
ve Rusyaya bamll anlamna gelmektedir. Ayrca
Avrupann bir siyasi btnlk iinde olmas ise Avrupann geri
kalann kontrol etmek iin Rusyaya avantaj salamaktadr. Bu

1321

noktada Dugin, Birleik Avrupa ve Byk Asya projesine nem


vermektedir.
Avrasyac gr savunan dnrler Rusyann Roma
kltrnn devam olmaktan ziyade Asyal kimliinin ar
bastn savunurlar. Bu balamda Altnordu Devletinin ve Tatar
halklarn Ruslarn devletlemesinde nemli bir etkiye sahip
olduunu dnen Avrasyaclar bulunmaktadr. zellikle klasik
Avrasyaclar bu gr daha ok savunmakta ve Avrasya
Birliinin Slav-Trki halklarnn entegrasyonunu iermesi
gerektiini savunurlar. Neo-Avrasyaclar ve Dugin ile birlikte
Trkistan blgesi edilgenletirilmekte ve Moskovann
tahakkmne braklmaktadr. Bu gr erevesinde blge
gneyden ran ve Tacikistan, kuzeyden Rusya tarafnda
sktrlmal ve dou-bat ekseninde deil de, kuzey-gney
eksenli btnleme tevik edilmektedir. Bunun neticesinde de
Moskova-Duenbe-Kabil-Tahran
hattnn
oluturulmas
amalanmaktadr.(Dugin, 2010:185)
Neo-Avrasyaclk balamnda Rusyann Orta Asya
politikalarnda Kazakistan, Tacikistan ve ran ok byk bir
nem tamaktadr. Trkiye nclndeki Pan-Trkizm ve
Batnn blgedeki etkinlii ve son zamanlarda inin blgede
artan etkinlii ise Rus Neo-Avrasyaclarnn birou asndan en
byk tehdit olarak alglanmaktadr. zellikle Dugin tarafndan
Turanc entegrasyon, Avrasyacln anti-tezi olarak
grlmektedir. (Dugin, 2010:182) Trkiyenin Kafkasya ve Orta
Asya etkinliinin dengelenmesinde ise rana baat rol
verilmektedir. Trkistanda boylar ve uluslar zerinden blgesel
ayrmay salama politikas Neo-Avrasyaclarn politikas
olduu gibi Sovyetler Birlii dneminde de izlenmi bir
politikadr. Bu ayrma saland lde Trkistanda Avrasya
mparatorluuna bal bir federasyon oluturulabilinir.
Tacikistan, Rusyann Orta Asyadaki etkinlii asndan byk
bir ehemmiyete sahiptir. Taciklerin kken olarak Trklere deil
de, Farslara yakn olmas da bu nemi arttrmaktadr.
Tacikistann Badahan ile btnlemesinin salanmas da dile
getirilen fikirlerden biridir. Avrasyadaki btnlemenin
salanmasnda Tacikistan ve Badahana nemli bir jeopolitik
rol verilmekte ve bu role ran Bat kart, Hindistan ise
tarafszl nedeniyle dahil edilmektedir.(Dugin, 2010:186)
Neo-Avrasyaclk ve Kazakistan

1322

Kazakistan Avrasya Birliinin olumasnda ekirdek


lkelerden biridir. Dugin zellikle Nazarbayeve ok byk
nem atfetmekte ve Byk Asya projesinin baat lkesi olarak
Kazakistan grmektedir. Putinin zaman zaman ABD ile
yaknlat dnemlerde Dugin yaad hayal krkl
sonucunda Nazarbayeve yapt vg ve bitii nem daha da
artmtr. Avrasya Birlii iin Kazakistan ve Nazarbayev
olmazsa olmazdr. Ayrca Nursultan Nazarbayev 1994de
Avrasya Birlii dncesini ve ortak para birimine geilmesi
gerektiini dillendiren ilk liderdir. Dugin, Nazarbayevin bu
aklamasn dnm noktas olarak grmekte ve bu aklamann
90larda yaplmasn havada bulut yokken gn grlemesi
gibiydi eklinde nitelendirmektedir. (Dugin, 2006:5) Fakat
Nazarbayev ile Duginin alglad Avrasyaclk anlay
farkllklar gstermektedir. Nazarbayev iin Avrasyaclk daha
ok ekonomik btnleme anlamn iermektedir. Ayrca Dugin
Nursultan Nazarbayevin Avrasya Misyonu adnda
yaynland kitapta Nazarbayevin Avrasya Birliindeki roln
ifade etmektedir.
Kazakistan Orta Asya lkelerinde Avrasyaclk fikrinin
entelektel ve politik manada alld lkedir. Kazakistanda
Avrasyaclk siyasal hareket olarak Kazakistan Vatanseverler
Partisi tarafndan temsil edilmektedir. Kazakistann kuzeyindeki
yzde 25 civarndaki Rus aznlk da Kazakistann Avrasyaclk
politikasn dorudan etkilemektedir. Kazakistan kuzeyi baz
Avrasyaclara gre Rusyaya eklenmelidir. Bu sorunun farknda
olan Nazarbayev Kazaklk kimliini yaratmaya alt lde,
lkedeki Ruslarn entegrasyonu balamnda Avrasyallk
kimliine de vurgu yapmaktadr.
te yandan Krgzistan, Ukrayna ve Grcistandaki
renkli devrimler Orta Asya lkelerini Avrasya entegrasyonuna
daha fazla itmitir. Rusyann 2014 ubat ayndaki Krm
mdahalesi ise Orta Asya lkelerinin Avrasya Birliine bakn
olumsuz bir ekilde etkilemitir.
Teoriden Pratie Avrasyada Btnleme Sreci
Sovyetler Birlii ykldktan sonra Rusya ynn direk
Batya evirmi ve Orta Asyaya mazide kalm bir blge olarak
bakmaya balamtr. 1991 sonras Rusyada liberallerin
ynetimdeki etkinliiyle Orta Asya corafyas Rus d politikas

1323

ajandasnda pek yer bulmamtr. Hatta Nursultan Nazarbayevin


Kazakistann Rus rublesinden kmak istemediine dair
beyanatna dnemin Rus Babakan Yardmcs Aleksandr ohin,
Nursultan neden sallanan ve akbeti belli olmayan Rusyayla
ayn vagonda olmak istiyorsun? eklinde bir soru yneltmitir.
(Dugin, 2006:249) 1990dan 2000e kadar Moskova ile Orta
Asya arasndaki ekonomik ilikiler ok dk bir seyirde gitmi
Bamsz Devletler Topluluu (BDT) etkisiz bir tablo izmitir.
Putin ile birlikte Rusya Orta Asyada pro-aktif bir
politika izlemeye balad. Bu politikasn olutururken Putin,
Kafkasyada olduundan farkl olarak ekonomik aralar ve
enerjiyi kullanarak bu lkeler zerinde karlkl bamllklar
yaratmay amalad. Batnn blgedeki renkli devrim
teebbsleri, terr ve gvenlik sorunlar da Orta Asya lkelerini
Rusya ile yaknlamaya itti. lk olarak 1992 ylnda Kollektif
Gvenlik Anlamas Ermenistan, Belarus, Kazakistan,
Krgzistan ve Tacikistan tarafndan imzaland. Bu anlama 2002
ylnda Kollektif Gvenlik Anlamas rgtne dnt. PostSovyet lkelerinin SSCB dalrken barl bir ekilde ayrlmas
maksadyla kurulmu olan Bamsz Devletler Topluluu Putin
ile birlikte daha aktif hale getirildi. Sonraki srete Orta Asya
Ekonomik Birlii ve Avrasya Ekonomik Birlii oluturuldu.
Rusya, Kazakistan ve Belarus tarafndan oluturulan Gmrk
Birlii de Ermenistann da katlm sreciyle Avrasya Birliine
geme evresine ulat. Rusya nclndeki bu yaplanmalar
Sovyetler Birliinin yklmas sonucu Avrasyada oluan g
boluunun Rusya tarafndan doldurulmasna ynelik admlardr.
Putinin bu politikalar ou uzman tarafndan Rusya Sovyet
corafyasna geri dnyor eklinde yorumlanmtr. Avrasya
Birliinin oluturulmasyla bu g boluunun ne oranda
doldurulaca soru iareti olmakla beraber btn bu anlama ve
rgtlerin Neo-Avrasyaclk dncesinin paralelinde ve
amacnda hizmet ettii sylenebilir
SONU
Avrasyaclk dncesinin gemiten bu yana
entelektel manada birok boyutu bulunmaktadr. Bu eitlilik
farkl izgilerdeki Avrasyaclar tarafndan oluturulan bir

1324

dnsel ok sesliliktir. Avrasyacl tek bir doktrin olarak


alglamak ve yorumlamak mmkn deildir.
1930lardan sonra nemini yitiren Avrasyaclk,
1980lere doru SSCBdeki kt gidiatla beraber Aleksandr
Duginin nclnde tekrar gn yzne kmtr.
Avrasyacln 1990 sonras ortaya kan bu yeni kimlii Klasik
Avrasyaclktan farkl argmanlar barndrmaktadr. Yeni
Avrasyaclar
Amerikan
kartlndan
beslenmi
ve
dncelerinin meruluunu arttrmak iin Atlantikiliin antitezi bir duru sergilemilerdir. Bu sebeple Neo-Avrasyaclar,
Amerikan hegemonyas korkusu zerinden, Klasik Avrasyaclk
fikrini bir ara olarak kullanarak fikirlerini benimsetme yolu
semitir. Bu da Avrasyacln kendi fikirlerini merulatrmak
iin kullanlan bir amatan ziyade ara olduu anlamna
gelmektedir.
Baz
Avrasyaclar, Avrasya
Birliinin
oluturulmas hususunda Makyavelist bir tavr sergilemitir.
Onlara gre Rusyann Avrasya mparatorluunu kurabilmesi
iin Avrasyada egemenlik ve otorite salanmal, bu
gerekletirilirken de farkl yollar denenmelidir. Dugin ve dier
Avrasyaclar iin muhtemel Avrasya mparatorluunun
olumas halinde bu birlik Orta Asya veya stanbul merkezli
olmayacaktr. Bu da Neo-Avrasyacln emperyal karakterini
ortaya koymaktadr. Duginin alglad ve Sovyetler Birliinin
bir bakma post-modern eklini oluturan Avrasya
mparatorluunda Trk halklar etkin deil edilgen, yneten
deil, ynetilen ve smrlen bir unsur olarak karmza
kmaktadr.
Rusya glendike ve ABD kresel g dengesindeki
arln kaybettike Rusyann Batclk ve Avrasyaclk
arasndaki gidip gelen pragmatik politikalarnn Avrasyacla
kayd grlmektedir. Bu da Rus d politikasnda g algsnn
ve neo-realist eilimlerin artmasna neden olmaktadr. 2008de
Rusyann Grcistana ve 2014te Krma yapt mdahaleler
Orta Asya ve Kafkasya lkelerinin Rusyaya ve Avrasya
Birliine bak asn olumsuz ynde etkilemitir. Krm
mdahalesi sonras baz Rus politikac ve dnrler tarafndan
Kazakistann kuzeyinin de ayn ekilde ilhak edilebilecei ve
Orta Asya lkelerinin Moskova denetimindeki bir
konfederasyona dntrlmesi gerektii ynndeki dnceler
bu lkeler tarafndan tepkiyle karlanmtr. Ayrca Avrasya

1325

Birliine zbekistan ve Trkmenistan da olumlu


yaklamamaktadr. Ermenistann Gmrk Birliine girme
sreciyle birlikte Gney Kafkasya lkeleri Avrasya Birlii ile
Avrupa Birlii arasnda bir yol ayrmna doru itilmektedir.
ABDnin Suriye meselesindeki baarszl ve
Rusyann Krm mdahalesi artk dnyann, Avrasyaclarn
zlemini duyduu ekilde, ok kutuplu bir hal aldnn ve
Amerikan hegemonyasnn bittiinin kantdr. te yandan
inin hem Avrasya corafyasnda hem de kresel sistemde
arl hzl bir ekilde artmakta, bu da uzun vadede inin
Rusya iin gl bir tehdit olma ihtimalini glendirmektedir.
Bundan sonraki srete yaanacak blgesel ve kresel gelimeler
ile Putinin takip edecei siyaset Neo-Avrasyaclarn hayalini
kurduu Avrasya projesinin teoriden pratie ne lde
geeceini ortaya koyacaktr.

1326

KAYNAKA
BASSIN, M. (2003). Classical Eurasianism and the Geopolitics
of Russian Identity, Ab Imperio, Vol. 2,
CORNELL, S. ve STARR, S. (2006). The Caucasus: A
Challenge for Europe, Central Asia-Caucasus Silk Road
Studies Program, Sweeden
DIDIER, C,, PARMENTIER, F. ve BENOIT, P. (2009). When
Empire Meets Nationalism: Power Politics in the USA
and Russia, Ashgate Publishing Limited, Farnham
DUGIN, A. (2006), Nursultan Nazarbayevin Avrasya Misyonu,
(ev.) URAKOVA, L., GENKAL, N., Yeni Avrasya
Yaynlar, Ankara
DUGIN,

A. (2007). Moskova-Ankara Ekseni:Avrasya


Haraketinin Temel Grleri, (ev.) BAHREVSK,
L., Kaynak Yaynlar, stanbul

DUGIN, A. (2010). Rus Jeopolitii: Avrasyac Yaklam, (ev.)


IMAOV, V., Kre press, stanbul, 2010
KURAT, N. (1987). Rusya Tarihi, Trk Tarih Kurumu
Baskmevi, Ankara
LAURELLE, M. (2008). Russian Eurasianism:An Ideology of
Empire, Woodrow Wilson Center Press, Washington,
D.C.
SHLAPENTOKH, D. (2007). Dugin, Eurasianism, and Central
Asia. Communist & Post-Communist Studies, Vol. 40,
No. 2, pp. 143-156.

1327

1328

TRKYE-ERMENSTAN YAKINLAMASI
PERSPEKTFLER: AZERBAYCAN'IN IKARLARI VE
POZSYONU
Turxan SLEYMAN
ZET
Bu alma, son dnemde Trkiyen'in Ermenistan'la
yaknlama politikasna ik tutmakta ve iki lke ilikilerinde
Azerbaycan faktrn analiz etmektedir. almann kapsaml
ve derinden incelenmesi iin ilk nce Trkiye-Ermenistan
ilikilerinin temel tarihsel noktalar aratrlmtr. 1. Dnya
Sava ve sonrasnda blgede yaanan olaylar, Trkiye'nin zor
durumu ve Ermenilerin siyasi sreten faydalanmak arzular
gzden geirilmitir.
Trkiye'nin Ermenistan'la sorunlarnn temel nedenleri
balk altnda tek tek incelenmitir. 1915 olaylarnn gerek
nedenleri, Ermenilerin Trkiye'ye kar toprak iddias ve iki lke
ilikilerinde her zaman nemli olan Karaba sorunu tarihi ve
siyasi adan ele alnmtr.
1991'ten sonra dnyada ve blgede ba veren olaylar
sonucunda Trkiye Ermenistan Cumhuriyeti'nin bamszln
tanmtr. Fakat Ermenistan'n hibir yasal gerekesi olmadan
Azerbaycan topraklarn igal etmesi nedeniyle Trkiye snr
kaplarn kapatmtr. 2008 ylnda Trkiye Ermenistan'la
yeniden yaknlama isteinde bulunmutur. almada
Trkiye'nin Ermenistan'la yaknlama politikasnn asl
gerekleri, yeni dnemde AKP hkmetinin d politika stratejisi
ve Azerbaycan'la ilikiler kapsaml ekilde incelenmitir.
Anahtar kelimeler: Stratejik derinlik,
protokolleri, Ulusal karlar, Karaba sorunu.

Bak Devlet Universitesi'nin uluslaras


turxansuleyman@gmail.com Bak, Azerbaycan

1329

ilikiler

zre

Zrih

doktorant.

APPROACHNG PERSPECTVES OF TURKEYARMENA: INTEREST AND POSTON OF


AZERBAJAN
ABSTRACT
The article brings light to the approaching policy
between Turkey and Armenia, likewise analyze the Azerbaijani
factor within the relations between these two countries. The
fundamental historical points of Turkey-Armenia relations have
been largely researched for the deep and large-scale analysis of
article. The events, which happened during and after First World
War, the worst situation of Turkey, as well as Armenians benefit
wishes from this political time has been scanned.
The significant reasons of issues between Turkey and
Armenia have been explored under the three titles. Origin
argumentation of 1915 events, Armenians land claims against
Turkey, also Karabakh conflict, its history which always remains
importantly in the relations between two countries explained
through the political angle. Turkey recognized Armenias
independence after 1991 as a result of major changes in the
region and whole world. However, Turkey closed its land border
with Armenia because of occupation of the territory of
Azerbaijan. In 2008 Turkey again wanted to approach to
Armenia. The main truth of political approaching of TurkeyArmenia, foreign policy strategy of Justice and Development
Party (AKP), relations with Azerbaijan has deeply analyzed as
well.
Key words: Strategic depth, Zurich protocols, National
interests, Karabakh problem.
GR
Son yllarda blgede yaanan olaylar, ayn zamanda
Trkiye-Ermenistan yaknlama politikas uluslararas ilikileri
yakndan ilgilendiren siyasi sretir. Trkiye'nin ak ekilde
2008
ylndan
itibaren
Ermenistan
ile
ilikilerin
normalletirilmesine dair faaliyeti Ankarann yeni dnemde d
politikasnn bir paras olarak grlmektedir. 1993 ylnda
Ermenistan'n Azerbaycan topraklarn igali nedeniyle snrlar
kapatan Trkiye 15 yl sonra igal faktr ortadan kalkmadan

1330

snrlarn almasna dair protokolleri imzalad. Trkiye'nin


yaknlama politikasnn arka plannda eitli nedenler yatyor.
Artk 20 yldr, Ermenistan ile sava durumunda olan
Azerbaycan ekonomisini glendirerek askeri alanda tam
stnle ulamaya alyor. Bu politikann yansra Trkiye'nin
de snrlarn kapatt Ermenistan' Bak ynetimi ekonomik
ablukada bulundurarak Karabaa dair yaplan diplomatik
mzakerelerde taviz vermeye zorluyor. Trkiye'nin Ermenistan
ile yaknlama istei ise Azerbaycan'n Karaba politikasna
aykr olarak grlmektedir.
Trkiye-Ermenistan arasnda imzalanan protokollerin
her iki lkede, ayn zamanda Azerbaycan'da farkl bak alar
yaratmas srecin geleceini phe altna alyor. Azerbaycan'n
kesin olarak kabul etmedii yaknlama politikas Trkiye
hkmetini zor durumda brakyor. Trkiye'nin snrlarn
almasnda ne srd "Karaba nkoulu"nun protokollerin
metninde olmamas sreci daha da kark ediyor. Bu nedenle
Trkiye-Ermenistan yaknlama srecinin ve Azerbaycan
devletinin bu konudaki politikasnn derinlemesine ve kapsaml
incelenmesi nemlidir.
1. TRKYE-ERMENSTAN
SYAS BAKI

LKLER:

TARH-

1918 ylnda Transkafkasya seyminin yklmasndan


sonra Gney Kafkasya'nn her halk kendi devletini kurdu.
Tarihi Azerbaycan topraklarnda kendi devletini kuran
Ermenistan bamsz olduu iki yl srecinde yalnzca
topraklarn bytmek politikasn izlemitir. Yeni kurulan
Bolevik rejiminden yardm alan Ermenistan 1919'da Dou
Anadolu'nun baz blgelerini igal etmiti. Ayn dnemde igal
faktr ile yz yze kalan Osmanl devleti Kurtulu savana
balamtr. 2 aralk 1920 ylnda Osmanl devleti Ermenileri
yenilgiye uratmasnn sonucu olarak Gmr anlamas
imzalanmtr (NMR 80, 2003: 3-9). Demokratik Ermeni
Cumhuriyeti ile TBMM arasnda imzalanan Gmr anlamasnn
artlarna gre Ermenistan hkmeti Osmanl'ya kar toprak
iddiasndan vaz gemeliydi. Anlamada ayrca her iki devletin
ortak snrlar da kesinlik kazant. Fakat Tanak hkmetinin
temsilcileri ile gece yars Gmri'de szleme imzalamadan

1331

birka saat nce, Erivan'daki Tanak hkmeti Sovyet Rusya ile


Ermenistan'da Sovyet hkmetinin kurulmas konusunda
anlama imzaladlar. Yeni kurulmu hkmet 2 Aralk'ta
imzalanan Gmri szlemesini tanmay reddetti. Bundan sonra
Ermenistan Trkiye arasnda snrlar yalnzca 1921 ylnda
imzalanan Kars Antlamas ile kesinleti.
1991'de Sovyetler Birlii daltktan sonra Gney
Kafkasya devletleri yeniden kendi bamszlklarn kazandlar.
Yeni kurulan bamsz Ermenistan Cumhuriyeti 1921 ylnda
imzalanan Kars szlemesini tanmay reddetti. Erivan hkmeti
Kars Anlamas'nn Sovyetler Birlii ile imzalandn bamsz
Ermenistan tarafndan imzalanmadn ne srerek, yeni
dnemde bu snrlarn geerli olmadn duyurdu (Vliyev,
2010:8).
Trkiye devleti Gney Kafkasya'da oluan yeni
jeopolitik durumdan yararlanmak iin eski Sovyet devletleri ile
ilikiler kurmaya balad. Bu nedenle Trkiye, 16 aralk 1991'de
Ermenistan'n bamszln tanyan ilk devletlerden biri oldu.
Trkiye ekonomik gclklerle karlaan Ermenistan'a yardmda
bulunmu, kendi topraklar zerinden yardm gsterilmesine
msade etmitir. Fakat Ermenistan'n Azerbaycan topraklarnn
igali Trkiye Ermenistan ilikilerini zor durumda burakt. 1993
ylnda Trkiye Ermenistan'la snr kaplarn insan ve mal
trafiine kapatt.
Bu politika uzun sre devam etti. 2002 ylnda
Trkiye'de iktidara gelen AKP hkmeti d politikada kkl
reformlara balad. "Komularla sfr sorun" politikas
erevesinde Ermenistan'la ilikiler yeniden gzden geirildi. Ve
2007 ylndan itibaren ise ak ekilde Trkiye-Ermenistan
ilikilerinin normalletirilmesine dair ciddi admlar atlmaya
baland. Bu politika sonucunda 2009 ylnda diplomatik
ilikilere dair Trkiye ile Ermenistan arasnda iki protokol
imzaland.
2. ERMENSTAN-TRKYE SORUNLARININ TEMEL
NEDENLER
2.1. 1915 Olaylar

1332

1890 ylndan itibaren Anadolu'nun dousunda toplu


ekilde yaayan Ermenilerin blc eilimleri sonucunda zaman
zaman isyanlar kyordu. Yaanan isyanlar ve 1. Dnya Sava
srasnda Ruslarla ibirliinde olan Ermeniler Trklere kar ayn
cephede yer alarak 1915 ylnda Osmanl Devletini radikal
kararlar almak zorunda brakt. Bunun sonucunda Osmanl
Devleti 27 Mays 1915'te "G" kararn kartt ( iek, 2005:812).
Osmanl hkumetinin uygun grd yer deitirme
faaliyeti ermeni toplumunun yaad tm yerlerde degil,
yalnzca cephelerin gvenliini tehlikeye sokan iki blgede
uygulanmtr. Birincisi Kafkas ve ran cehpesinin gerisindeki
Erzurum, Van ve Bitlis, dieri ise, Arap yarmadasnda sina
cephesi gerisindeki Mersin-skenderun blgelerinde tehcir karar
uyguland. Gsterilen her iki cephede Ermeniler Osmanl
aleyhine faaliyet gstermilerdi.
Fakat tehcir karar tm Ermenilere uygulanmamtr.
Katolik ve Protestan ermenilerle yan sra, hem de Osmanl
ordusunda subay ve Shhiye snflarnda hizmet gren Ermeniler
ile Osmanl Bankas ubelerinde ve baz konsolosluklarda alan
Ermeniler devlete sadk kaldklar srece ge tabi
tutulmamlardr. Hasta zrl, sakat ve yallar, yetim ocuklar
ve dul kadnlar da sevke tabi tutulmam, yetimhaneler ve
kylerde koruma altna alnarak ihtiyalar devlete, Gmen
deneinden karlanmtr (Kumkale, 2008).
Fakat g kararyla Dou Anadolu'da yaayan
Ermenilerin Osmanl'nn dier blgelerine tanma plan pratikte
farkl cereyan etti. G kervanlarna saldrlar zaman len
Ermenilerle beraber, hem de yollarda alktan ve hastalktan
lenler de oldu. Yola kanlarn yalnzca bir ksm gerekli
blgelere yerletirile bilindi.
Ermenistan ve Trkiye kart gler ise bu olaylar bir
Ermeni soykrm olarak grmektedirler. Onlarn grne gre
Trkler 1. Dnya Sava srasnda Ermenilere kar toplu
soykrm yaptlar. Bu iddia 1915 senesinden balayarak her
zaman Ermeniler tarafndan ileri srlmtr. Trklerin szde
soykrm tanmalarn ve tazminat demeli olduklarn tm
dnyaya duyurmutular.
2.2. Toprak ddialar

1333

Ermeniler tarih boyunca yaad devletlere kar toprak


iddiasnda bulunmular. Osmanl iinde yaayan Ermeniler
1877-1878 Osmanl Rus sava srasnda yaadklar yerlerde
reform isteinde bulundular. Bu arada Rusya ve ngiltere kendi
karlar
dorultusunda
Osmanl'dan
Dou
Anadolu
topraklarnda Ermeni devleti kurulmasn istiyorlard. Birnci
Dnya Sava srasnda Osmanl'nn ar durumundan yararlanan
Ermeniler yaadklar blgelerde Trk devletine kar aktif
ekilde tehlike yaratmaya baladlar. Kafkasya Cehbesindeki
Van isyannn ardndan 1915 ylnda Ermeni Devrimci
Federasyonunun katksyla Van gl etrafnda Bat Ermensitan
Ynetimi oluturuldu (Cneyt ve Efegil, 2010). Fakat biraz sonra
o blge yeniden Gmr Antlamas ile Osmanl'nn kontrolne
geti.
Sovyetlerin knden sonra Gney Kafkasya'da
bamszln ilan eden Ermenistan 1. Dnya Sava srasnda ve
ondan sonra imzalanan anlamalar tanmadklarn resmen ilan
etti.
Bu arada 1990 ylnda Ermenistann Bamszlk
Bildirgesinde ve ayrca 1995 ylnda Ermenistan Anayasas'nda
Trkiye'ye kar toprak iddiasna dair baz maddelerin var
olduunu belirtmek yerine der. Nitekim Ermenistan'n
Bamszlk bildirgesinnin 11. maddesinde Dou Anadolundan
"Bat Ermenistan" olarak bahs ediliyor. Ayn zamanda
Ermenistan Anayasasnn 13. maddesinin 2. Paragrafnda
Trkiyede bulunan Ar Da Ermenistan'n devlet simgesinde
yer almaktadr (Government Armenia, 2014).
2.3. Karaba Sorunu
Ermenistanla Trkiye arasnda ihtilaf noktalarndan biri
de Karaba sorunudur. Tarihen Trk mslman nfusun yaad
Azerbaycan'n Karaba blgesi gnmzde Rusya'nn destei ile
Ermenistan tarafndan igal edilmitir. XIX yzyldan balayarak
Ruslar Azerbaycan topraklarnda zellikle de Karaba'da ran ve
Osmanl'dan getirilen Ermeni nfusunu yerletirmee balad.
Bilinli bir ekilde zamanla Karaba'n dalk blgesinde g
politikas sonucunda demografik durum Ermenilerin lehine
deimitir. Demografik durumu ve Azerbaycan tarafndan toplu
ekilde haklarnn ihlal edildii gerekesiyle Ermeniler 1987
ylndan itibaren Karaba'n Azerbaycan'dan ayrlmasn talep
etmeye baladlar. Sonuta 1991-1994 yllarnda Rusya'nn siyasi
ve askeri yardm ile Ermenistan tarafndan Azerbaycan

1334

topraklarnn bir ksm igal edildi. gal sonucunda uluslararas


topluluk tarafndan tannan Azerbaycan topraklarnn bir ksm
fiilen Ermenistan'n kontrolne kemi ve yzbinlerce kii bu
tartmalar sonrasnda yaad topraklardan g etme
durumunda kalmtr.
1993 ylnda Azerbaycan'n Kelbecer ilesinin igali
ardndan Trkiye Ermenistanla snr kaplarn kapatm ve
diplomatik ilikileri durdurmutur. Trkiye her zaman
Azerbaycan' desteklemi, Ermenistanla ilikilerin yalnzca igal
faktr ortadan kalkaca takdirde normallaacan belirtmitir.
3. TRKYE'NN
NEDENLER

YAKINLAMA

POLTKASININ

3.1. Trkiye-AB ilikileri


Tarihsel Trkiye-Avrupa Birlii ilikilerinde Ermeni
meselesi hi de dier faktrler gibi zel nem arz etmemitir.
Fakat Avrupa'da ayrca, AB de nemli konuma sahip olan
Fransa'da Ermeni lobisinin ciddi faaliyetleri ile mesele
gndemde tutuluyor. Aslnda Ermeni meselesi AB'nin Trkiye'yi
ye olarak kabulnde bir bahanedir. 2002 ylna kadar Trkiye'de
hkumetde olan partiler de bu politikay anlayarak ikitarafl
ilikilerin gelimesi iin deiikliklere gitmediler. Avrupa'da
faaliyet gsteren Ermeni lobisi Karaba sorununu kabartarak
Azerbaycan ve Trkiye'nin Ermenistan' ablukaya aldklarn ve
bununlada temel insan haklarn ihlal ettiklerini duyurmudular.
Ayn zamanda Avrupaya kendilerinin blgede tehlikede
olduklarn ve igale maruz kaldklar gibi gstermilerdir.
2002 ylnda Trkiye'de hkumete gelen AKP Avrupa
Birlii'ne yelii d politikada esas hedef olarak gstermitir.
AKP hkmeti hem lke iinde gcl reformlar yrtm, hem
de darda bu alandaki diplomatik faaliyet yrtmtr. Bu
politika AB tarafndan da pozitiv karlanm ve ikitarafl ilikiler
hzl bir ekilde gelimitir. 2004 senesinde Trkiyenin tam
yelii yeniden detayl olarak gzden geirilmi ve Avrupa
kamuoyu ciddi anlamda Trkiye'yi tartmaya balamtr.
Trkiyenin her an AB'ye girebilecei olasl tm dnyada
olumaya balamtr. Dolaysyla Avrupadak ermeni lobbisi bu
yaknlamadan tedirgin olarak siyasi faaliyete gemitiler.

1335

Trkiyenin AB'ye yeliini istemeyen Trkiye kartlar ile


Ermeni lobileri arasnda doal bir ittifak olumutur. Bu gler
17 Aralk 2004'te Trkiyeye bir mzakire tarihi kmamas iin
aba sarf etmitiler. Vaktiyle Trkiye'nin AB'ye alnmasna kar
kan Yunanistan'n da fikrini deitirmesi ve Komisyonun
Trkiye Kopenhag Kriterlerini yerine getirmitir aklamas
Trkiye kartlarn hi de memnun etmemitir. Zira onlar iin
elde tek dayanak olarak ermeni sorunu kalmtr (Laner,
2008:350). Trkiye'nin karsna srlen bu art gcl olmasa da
ikiye ayrlan Avrupann Trkiyeni istemeyen taraf n bir
antaj olarak grlmektedir.
Zamanla Trkiyenin karsna karlan uydurma
ermeni sorunu AB'ye yelikde almas gereken bir baryerdir.
Trkiyenin son dnmde Ermenistan'la yaknlama politikasnda
bu nedenin de belirli bir pay var.
3.2. Trkiyenin blgesel g olma iddias
Avrupa Ortaklk Komisyonu ve Alman Kresel ve
Blgesel Aratrmalar Enstits tarafndan blgesel gle ilgili
kapsaml politik aratrmalar yaplmtr. Elde edilen sonulara
gre blgesel bir g, "corafi olarak tanmlanabilir bir blgenin
paras olmal, bu blgeyi ekonomik ve askeri adan etkileyen,
blgede egemen ilevi grebilecek gce sahip olmal ve
komular tarafndan blgesel lider olarak tannm ve hatta
kabullenmi bir lke olmaldr (Conference paper, 2006).
Trkiye Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Dou blgesinin
birleme noktasnda son derece jeopolitik ve jeostratejik neme
sahip lke pozisyonundadr. Trkiyenin geostrateji nemi, tarihi
idarecilik gelenekleri ve son dnemlerde gl ekonomik, askeri
gce sahip olmas ona blgesel g olma avantaj veriyor.
Merhum Turgut zal'n dneminde gzden geirilen blgesel
g son dnemde AKP hkmetinin "stratejik derinlik" teorisi
sayesinde yeniden gndeme gelmitir.
Davutolu'nun D Politikasnda blgesel g olmakla
ilgili iki argman vardr. Birnicisi, d politikada hi bir soruna
imkansz gzyle bakmayacaksn, sorunlardan kamayacaksn.
kincisi ise, sorunlarn nce zm potansiyeline baklmal ve
buradan yeni frsatlarn oluup olumad belirlenmelidir.
Davutoluna gre bu krizleri frsata evirme yoludur. Blgesel
g olmakla ilgili olan bu politikada tm blge devletleri ile

1336

sorunlar mzakere edilmeli, hi kimseyle iletiim kanallarn ve


mekanizmalar kapal tutulmamaldr.
Gnmzde Trkiye'nin d politikasnda yer alan bu
stratejiyi gerekletirmekten dolay, Trkiye komular ile,
zellikle Ermenistan ile ilikileri yeniden gzden geirip
mzakerelere balamaldr. Zira blgesel g olma yolunda hi
bir devlet kenara itilmemelidir.
3.3. Austos 2008 Rusiya-Grcistan Sava
Gney Kafkasya'nn her devletinin niter yapya
sahip olmasna ramen Azerbaycan'da ve Grcistanda zerk
blgeler mevcuttur. 2003 ylnda iktidara gelen Mikhael
Saakavili, lkesinin tam olarak niter yapya kavumas
amacyla harekete geti. lk kez 2004 ylnda Acaristan'da
kontrol salayan Grcistan devlet bakan daha sonra Gney
Osetya ve Abhazya'da da merkezi hkmetin denetimini
salamaya alyordu. Bu amala 7-8 Austos 2008'de Gney
Osetyada Grc birlikleri ile Rus askerleri arasnda atma
Rusya-Grcistan savana dnt USAK, 2008).
Grcileri malup eden Ruslar Gney Osetya ile
yetinmeyip Tiflis'e kadar taaruzunu srdrmtr. Bu arada
Rusya Gney Osetya ve Abhazyay bamsz birer devlet olarak
tanmas Gney Kafkasya'daki siyasi durumu daha da
gerginlemitir. Bu olaylar Karaba sorunun da zmnde g
uygulamasnn yarataca sorunlar gz nne sergilemitir. Bu
ise genel olarak Gney Kafkasya'nn ve blgede kar olan
devletlerin politikasna tamamen ztt. Blgede savan ardndan
Bak-Tiflis-Ceyhan petrol ve Bak-Tiflis-Erzurum doalgaz
boru hatlarnn gvenlii konular Bat ve Trkiye'yi ciddi
ekilde rahatsz etmitir.
Bu gelimeler bir kez daha gsterdi ki, Kafkasya
blgesindeki statko pek salkl bir yapda deildir. Ayrca en
ufak kvlcm, tm blgeyi ciddi ekilde tehlikeye atacak
gelimelere neden olabiliyor. Rusya-Grcistan savann
sonular ve Trkiyeye muhtemel sonularn da gz nnde
bulundurarak Ankara ibirlii girimlerini balatma yoluna
gitmitir. Ayrca Karaba sorununun da bir zme
kavuturulmad zaman benzer grntlere neden olmas
ihtimali, Trkiye'yi harekete geme konusunda tetikleyen dier
bir faktrd. Bu amala "Kafkasya stikrar ve birlii

1337

Platformu" kurulmas nerisini ortaya atan Trkiye bununla da


Gney Kafkasya'da atmalar zeceini dnyordu. Gney
Kafkasya'da bar yaratmaya alan Trkiye'nin en nemli
hedefi ise Ermenistan'la ikili ilikilerini gelitirmektir.
3.4. 1915 olaylarnn yz yldnm ve Ermeni lobisi
Ermensitan 1991 ylnda kendi bamszl ilan ettikten
sonra planl ekilde 1915 olaylarn dnyaya ve Trkiye'ye
soykrm olarak kabul ettirmee alyor. Son dnemlerde
Trkiye'nin ykselii ve blgede kendi pozisyonunu
glendirmesi bata Ermenistan olmak zere bir ok devletleri
rahatsz ediyor. Bu ise Trkiye'ye kar her zaman bask arac
olarak dier devletler tarafndan ermeni sorununun
kullanlmasna yol ayor. Diasporadak Ermeni lobisi son
yllarda faaliyetlerini ciddi ekilde glendirmitir. Bunda
Ermenilerin madur ve kayplar anmak zere dzenledii 1915
olaylarnn yznc yldnmnn yaklamasnn da etkisi var.
Ayrca Trkiye, d politika giriimini baltalayan bir etken olan
1915 olaylarndan kurtulmak zorundadr.
Trkiye'de diyaloga daha ak bir hkmetin olmas ve
Ermenistan'n blgedeki byk oyunlar arasnda eziliyor olmas,
yaklaan yznc yldnmnde siyasi alm bulmaya ve
uzlamaya bir frsat salamaktadr. Trkiye Ermenistan'la
yaknlama srecinde ermeni sorunu ile ilgili mzakere masasna
geri dnmek, sivil toplum destei oluturmak ve iki tarafta da
bireysel olarak uzlama noktas salamaya alyor (Osipova,
2013:14).
4. YEN DNEMDE TRK DI POLTKASI VE
KAFKASLAR
4.1. AKP hkmetinin yeni d politika stratejisi
XX yzyln sonlarndan balayarak d politika
kursunda Trkiye belli deiikliklere el att. Merhum eski
Dileri Bakan smail Cem yeni dnemde Trkiyenin salt Bat
eksenli d politika izgisini sorgulayarak, "medeniyetler aras
ibirlii" tezini ortaya atm, komu lkelerle ilikilerin
gelitirilmesini savunmutur. smail Cem Trkiyenin geleneksel
"statkocu" d politika tarzna kar karak d poltikann

1338

lkenin tarihsel gemiinin hesaba katlarak yeniden


tanmlanmas gerektiini beyan etmitir (Cem, 2009:78-85).
2002 ylnda Trkiye'de iktidara gelen AKP de i ve d
politikada statkoyun deieceyi mesajn vermitir. Bu
dnemden balayarak Trkiyenin d politikasnn genel
erevesini Prof. Dr. Ahmet Davutolu'nun belirlediini dikkate
alarak son dnem d politika parametirlerini onun grlerini
ortaya koyarak analiz edebiliriz. ncelikle belirtmek gerekir ki,
Davutolu da Trk d politikasnn geleneksel izgisini
eletirmi ve bunun yerine yeni almlarna getirilmesinin
taraftar olmutur.
Konumuzla ilgili Trkiyenin d politikasnnn
arkaplann oluturan Davutolunun "stratejik derinlik" kavram
zerinde durmak gerekmektedir. Davutolu yeni dnemde Trk
d politikasn iki ana temel zerinde mekan, yani corafi konum
ve zaman, yani tarihsel sreklilik zerinde yaplandrmtr.
Davutolu Stratejik Derinlik adl kitapnda Trkiyenin jeopolitik
adan nemli bir konuma sahip olduunu, bir sra kltrlerin,
g merkezlerinin ve jeoekonomik kaynak blgelerinin kesitii
mekanda yerlemesinin verdii avantajlar belirtiyor. Bu adan
Trkiye corafi konum itibariyle "merkez lke" olarak
grlmelidir.
Tarihsel
olarakta
lkesinin
Osmanl
mparatorluunun miras zerinde kurultuunu ve sahip olunan
bu tarihsel birikimin Trkiye'yi bir adm ne kardn, bu
olgunun d poltika yapmnda da nemli olduunu
savunmaktadr. (Davutolu, 2001:116).
Yeni dnemde Trkiye'nin Ermenistan'la yaknlama
srecinin de yer ald d poltika stratejisinin baz nemli
dinamiklerini incelememiz nemlidir. Davutolu d politikada
gl ve etki alan kura bilen bir devlet yaratabilmesi iin nce
i politikada baz reformlarn yrtlmesi gerektiine iaret
etmektedir. Bu yzden, yeni d politikasnn pratikte
uygulanmas iin yenilenmenin hangi dinamiklerden olutuunu
tek tek gzden geirilmelidir.
Bilindiye zre d politika her zaman i politikann
devam olarak grlmektedir. Davutolu da bu ilkeyi esas tutarak
Trkiye'nin iinde ilk nce zgrlk ve gvenlik dengesinin
salanmas zerinde duruyor. Bu prensibin uygulanmas
srasnda iki nemli sonu elde olunacaktr. Birincisi, i

1339

politikada zgrlk arttrlmal, demokrasi ve insan haklar


hakim klnarak i sorunlar bitirilmelidir. Sonuta Trkiye i
sorunlara kaybettii enerjiyi de direkt olarak artk d politikaya
ynlendirecek. Bu politikann uygulanmasnda elde edilecek
ikinci baar ise uluslararas alanda merkez lke konumunda olan
Trkiye'nin dier lkelere rnek model devlet olmasdr
(Davutolu, 2004).
Trkiye'nin yeni d politika anlaynda nemli bir
dinamik ise birok eletiriye maruz kalan komularla sfr sorun
anlaydr. Trkiye her zaman evresinin dmanlarla evrili
olduu dncesiyle d politika kursunu inaa etmiitr.
Davutolu bu dnceye kar karak tm konular ile
ilikilerini iyi dzeye getirilmesinin gereklilii zerinde
durmutur. Bunun iin ise Trkiye aralarnda ihtilaf noktalar
olan komu lkeleri ile mevcut sorunlarn zm iin
mzakereler vermeli ve sorunlar zmekde yardm olmaldr.
Davutolu bununla birlikte ayn zamanda komular arasndaki
sorunlarn da zm adna srece aktif bir ekilde mdahil
olmal, lkeler arasnda "arabuluculuk" faaliyetinde bulunarak
sorunlarn zmne katk salamaldr. Bunun sonucunda blge
halk rahatlayacak, Trkiye'nin de iinde bulunduu bar ve
istikrar kua oluturulacaktr (Davutolu, 2010).
Dier bir dinamik komularla sfr sorun politikasnn
tamamlaycs olarak da grlen blgesel odakl d politika
anlaydr. Trkiye'yi merkez lke yapan corafi konumu ve
Osmanl'nn tarihsel mirass olmas bu stratejinin ortaya
kmasnda nemlidir. Trkiye'nin ayn anda Balkan, Kafkas,
Ortadou, Karadeniz ve Akdeniz lkesi olmas sebebiyle sorunlu
ilikilere sahip lkelerle sorunlarn zlmesi yolu ile kalc
barn oluturulmas amalanmtr. D poltikadak bu grevin
gerekletirilmesi ile komularla sfr sorun politikasndaki
blgesel entegrasyon hedefi tamamlanm olacaktr. Sonuta
Trkiye kendi gvenliyi ile beraber, hem de komu lkelerin de
gvenliyini salayacak. Bu durumda da Trkiye'nin "dzen
kurucu lke" olma hedefi gerekleecektir (Davutolu, 2008).
Davutolu belirledii teorinin direkt olarak pratikte
uygulanmas noktasnda jeopolitik, jeoekonomik ve jeokltrel
unsurlar ilk sraya koymutur. Bu adan Davutolu'nun
blgesel ve kresel almnn ilk ayan "Yakn kara Havzas:
Balkanlar-Ortadou-Kafkaslar" adlandrd blge oluturuyor.

1340

Davutolu Yakn kara havzasnn alt blgesi olan Kafkaslara


ilikin politikann yeniden yaplanma gerektiini aklamtr.
1991 sonrasnda da Trkiye'nin D Politikasnda Kafkaslar
sadece
Ermenistan-Azerbaycan
Sava
erevesinde
deerlendirilmitir. Davutolu yeni d politikada Kafkaslara
sadece iki devletin atma noktas olarak baklmamasn
savunmutur. Davutolu komularla sfr sorun ve blgesel
odakl d poltika balamnda Ermenistanla kurulacak ilikilerin
Trkiye-Azerbaycan ilikilerini sarsmayacaq ekilde yeniden
dzenlenmesinin gerekli olduunu belirtmitir.
4.2. 2009 Zrih Protokolleri
Rusya-Grcistan sava sonras AKP hkmeti
Ermenistan'la yaknlama srecini mecburen hzlandrmtr.
Kafkaslarda etkisi byk olan 2008 sava Trkiye'yi de etkisiz
brakmad. Sonuta devletlerin toprak btnl ve snrlarn
dokunulmazl gibi uluslararas hukuk ilkeleri, ayn zamanda
Trkiye'nin de yer ald enerji projelerinin gvenlii meselesi
gndeme gelmitir. lk olarak Trkiye "Kafkasya stikrar ve
birlii Platformu" fikrini gerekletirmeye alsa da
Kafkaslardaki atmalarn bir trl zlmemesi ve blgede
byk devletlerin karlarnn kesimesi nedeniyle giriim
baarsz olmutur ( elikpala, 2013:109-111).
Belirtmek gerekir ki, Trkiye-Ermenistan ilikilerinde
somut admlar Rusya-Grcistan savandan sonra hz kazansa da
bundan nce Erdoan Ermenistan'n yeni Cumhurbakan
Sarkisyan'a zel kutlama mesaj gndermitir. Her iki politikac
blgede kalc bar ve istikrarn inaa edilmesinin gerekli olduu
fikrinde mutabakata varmlardr. Bu politikann devam olarak
Sarkisyan iki lke milli futbol takmlarnn Erivan'daki mana
Trkiye Cumhurbakan Abdullah Gl' davet etmitir. "Futbol
diplomasisi" uluslararas arenadan da scak karlanmtr.
Siyasi gelimelerin devam olarak svirenin
arabuluculuu ile yrtilen Trkiye Ermenistan grmleri
sonucunda 22 Nisan 2009 tarihinde iki lke ilikilerinin
normallemesine ilikin bir "yol haritas"nn belirlendii
duyuruldu. Bu gelime ABD tarafndan da memnuniyetle
karlanmtr. 22 Nisan gece yars yaplan aklmada 2 gn
sonra 24 Nisan Obama 1915 olaylarna "soykrm" nitelenmesini

1341

kullanmam "byk felaket" kelimesini tercih etmitir (Anadolu


ajans, 2013).
22 Nisan tarihinden sonra Trk ve Ermeni diplomatlar
iki lke arasndaki normallemenin hangi temeller zerinde
kurulacan mzakireye balamlardr. Bu dnem tartmalarn
tamamen sert biimde getii, her iki taraf milli karlarnn st
dzeyde salanmasna alt bilgileri basnda yer almtr.
Sonuta yaknlama serecine dair yaplan mzakerlerde elde
edilen anlamalar 31 Austos 2009 tarihinde ilan edilmitir.
"Diplomatik likilerin Tesis Protokol" ve "kili likilerin
Gelitirilmesi Protokol" adnda iki ayr protokoln hazr olduu
duyurulmutur (T.C. Dileri Bakanl, 2009a).
lk nce iki lke arasnda "Diplomatik ilikilerin Tesis
Protokol" n incelediimizde belli oluyor ki, uluslararas
hukuka ve bu alana dair nihai belgelere her iki lkenin sayg
duyaca vurulanmtr. Bahsedilen belgenin beinci
paragrafnta, Trkiye-Ermenistan snrnn uluslaras hukukta
tariff edildii ekilde karlkl olarak tannd yer almtr. Bu
iki lke arasnda snr sorunlarnn, daha dorusu Ermenistan'n
Trkiye'ye kar toprak iddiasnn resmi olarak sona erdiini
gsteriyor.
Birinci protokolde dier anlamaya varlan konular iyi
komuluk ilikilerinin kurulmas, bir ok alanlarda ibirliinin,
karlkl gvenlik ve itimadn salanmastr. Birinci Protokoln
devami niteliinde olan "ikili ilikilerin gelitirilmesi Protokol"
ilikilerin tesis edilmesinden sonra srecin normal ekilde
ileyiini salyor.
kinci belgede protokollerin yrrle girmesinin
ardndan iki ay ierisinde Trkiye-Ermenistan snrlarnn
almas ifade edilmitir. Bundan sonra da ilikilerin
gelitirilmesine ynelik ifade edilen unsurlarn gerekletirilmesi
amacyla komisyon kurulmasna karar verilmitir. "kili
likilerin Gelitirilmesi Protokol"nde siyasi istiare alt
komisyonu, ulatrma, iletiim ve enerji altyap ve ebekeleri
komisyonu, evre sorunlarna ilikin alt komisyonun, ticaret,
turizm ve ekonomik ibirlii alt komisyonu ve iki halk arasnda
karlkl gvenin yeniden tesis edilmesi amacyla, arivlerin
tarafsz bilimsel incelemesini de ierecek tarihi boyut ile ilgili bir
alt komisyon kurulmasna karar verilmitir (T.C. Dileri

1342

Bakanl, 2009b). Bu belgede iki nemli konuyu belirtmek


gerekir. Birincisi, iki lke arasnda 1915 olaylarnn bilimsel
yntemlerle incelenerek objektif sonucun elde edilmesi, ikincisi
ise snrlarn almasndan sonra Trkiye'nin Ermenistan
pazarna kolayca girmesidir.
Protokollere dair Ermenistan tarafndan yaplan en
byk eletiri tarihi boyut ile ilgili alt komisyon zerinde
olumutur. Hem Ermenistan'n iinden hem de dndan tarihi
komisyonun oluturulmasna ilikin sert tepkiler gelmitir.
Trkiye kamuoyunun ise protokollere dair fikirlerine gre
Karaba sorununun zmne ilikin maddenin belgelerde yer
almamas ynnde olmutur.
Bylelikle 10 ekim 2009 tarihinde svirenin
bakentinde Zrih niversitesinde Trkiye-Ermenistan
protokolleri imzalanmtr. mza treninde ABD, Rusya ve
svire Dileri bakanlar ve AB D Politika Yksek Temsilcisi
de yer almtr. mza ncesi Trkiye ile Ermenistan arasnda
kk bir kriz yaansa da Rusya Dileri Bakan Sergey
Lavrov'un araya girmesi ile sorun zlmtr (Xbri, 2010).
Lakin Trkiye ve Ermenistan'dan farkl olarak
uluslararas alanda bu adm olumlu karlanmtr. Avrupa
Konseyi Genel Sekreteri Jagland Trkiye ile Ermenistan arasnda
diplomatik ilikilerin kurulmas ve ilikilerin gelitirilmesine
ilikin protokollerinin iki lke arasnda kalc bir uzlamay ve
gney Kafkasya blgesinin tmnde istikrar salayacak tarihi
bir adm olduunu belirtti. srail Dileri Bakanlndan yaplan
aklamada ise protokoln memnuniyetle karland
belirtilerek, bunun blgeyi srekli bir bara ve ibirliine
gtrecei umudu vurgulanmtr.
5.
TRKYE-ERMENSTAN
AZERBAYCAN FAKTR

LKLERNDE

5.1. Trkiye-Ermenistan yaknlama srecine Azerbaycann


tepkileri
Trkiyenin Ermenistanla yaknlama srecini en batan
dikkatle izleyen Azerbaycan bu siyasi srece kendi tutumunu
bildirmitir. AKP'nin d poltikada yeni stratejisi Ermenistan'la
yaknlamann nemini olumlu bir ekilde ifade etse de, Trkiye

1343

bu sreci blgesel denge stratejisi erevesinde yrtmesi


gerekmekteydi. Zira Trkiye Ermenistan'la snrlarn Karaban
igali ardndan balamtr ve ilikilerin yeniden normallemesi
iin Karaba meselesini n koul olarak beyan etmitir. Sonu
olarak Karaba sorunu zlmeden Ermensitanla yaknlama
srecine balayan Trkiye Azerbaycan' kstrecek admlarn
atlmamas noktasnda dikkatli olmaya zen gsterirmtir.
Ermenistanla futbol mann ardndan 11 Eyll'de
Trkiye Cumhurbakan Abdullah Gl Azerbaycan'a bir ziyaret
dzenleyerek son gelimelerle ilgili sayn Aliyevi de
bilgilendirmitir. Gl bu grte karaba sorunun her zaman
Trk d politikasnn temel ilkelerinden biri olduunu
belirtlmitir.
22 Nisan 2009 tarihinde iki lke ilikilerinin
normallemesine ilikin bir "yol haritas" belirlendii ve yaplan
aklamalarn belirsizlikler tamas Azerbaycan tarafnda kuku
yaratmtr. Trkiye'de konu dikkata alarak Cumhurbakan Gl
lham Aliyev'le telefon grmesi gerekletirmi ve
normalleme sreci ile ilgili detayl bilgi paylamtr.
Bunun ardndan ise Babakan Erdoan, 13 Mays 2009
tarihinde Azerbaycana bir ziyaret gerekletirdi. Cumhurbakan
Aliyev ile biraraya gelen Erdoan Azerbaycan Parlamentosu'nda
yapt aklamada: Trkiye'nin Karaba'dan vazgemesi gibi bir
keyfiyeti telaffuz etmesi bile sz konusu olamaz. Bu iftiray
aka huzurlarnzda reddediyorum. Tek gayemiz, TrkiyeErmenistan ilikilerinin normallemesi ynnde ilerleme
kaydederken, Karaba'n Azerbaycan'n toprak btnl
esasnda zm iin uygun artlarn oluturulmasdr. Bu at ba
giderse varz. (Hrriyet, 2009) syleyerek Azerbaycan
nceliine vurgu yapmtr.
Srecin devam olarak protokollerin ieriinin
kamuoyuna aklanmasnn ardndan Azerbaycan taraf yeniden
sert tepki gstermitir. Protokollerin metninde dorudan Karaba
artnn olmamas ve Azerbaycann karlar dikkate alnmamas
byk tepkiyle karlanmtr. Bu arada her iki protokolde
dolaysyla Karaba'la ilgili konularn olduunu savunanlar da
var. yle ki, birinci protokoln ikinci ve nc paragraflarnda
taraflarn Birlemi Milletler art, Helsinki Nihai Senedi, Yeni
Bir Avrupa iin Paris art ykmllklerine bal kalaca ifade

1344

edilerek, lkelerin "ikili ve uluslararas ilikilerinde, egemenlik,


dier lkelerin i ilerine mdahale etmeme, toprak btnl ve
snrlarn dokunulmazl ilkelerine saygl olacaklar ve bu
ilkelere sayg gsterilmesini salayacaklar ynndeki
taahhtlerini teyit "ettikleri belirtilmitir. Bu maddelere gre
Ermenistan Trkiye'nin ve Azerbaycan'n toprak btnln
tand sonucu ortaya kabilir. kinci protokolde ise blgesel
istikrar ve gvenin glendirilmesi yolunda ibirliine gidilecei
mesaji Karaba sorunun da zmnde ortak ekilde hareket
edilmesi anlamnda kabul edilebilir.
Fakat Babakan Erdoan'n "Karaba ilikiler
normallamaz" grnn ardndan protokollerin imzalanmas
Azerbaycan ynetiminde ve halknda Trkiye'ye kar bir
gvensizlik unsuru oluturmutur. mza treninden hemen sonra
Azerbaycan taraf "Karaba igalinin sona ermeden snrlarn
alacak olmas milli karlarmza aykrdr" aklamasn yapt.
Biraz sonra 14 Ekimde Trkiye-Ermenistan futbol manda
Azerbaycan bayraklarna kar yaplan saygszlk ve buna
Azerbaycan tarafnn ayn ekilde verdii cevap iki lke arasnda
bayrak krizine yol amtr (Sol, 2009).
Yaknlama srecinde Azerbaycanla yaanan sorunlar
blgesel sorunlarn zlmesine dair yaplan politikann
geleceini kuku altna almtr. Yaklama politikas Trkiye'nin
en nemli stratejik orta olan Azerbaycanla ilikileri tahrip
etmitir.
5.2. Protokollar sonras dnem ve jeopolitik gerekler
Protokollerin imzalanmas sonras dnem de ok kark
gemitir. ngrlen amalarn gereklemesi iin imzalanan
protokollerin her iki lke parlamentosunda onaylanmas
gerekmektedir. Bu dnemde itibaren her iki lkenin resmi ve
gayri resmi dairelerinde kzgn tartmalar yaplm, snrlarn
almas ve ilikilerin normallemesinin Trkiye ve
Ermenistan'n milli karlar asndan nemi tartlmtr. Bu
nedenle de, 21 Ekimde Ahmet Davutolu TBMM'yi
protokollerle ilgili detayl ekilde bilgilendirmitir. Davutolu
Trk d politikasnn temel esaslarn aklayarak Trkiyenin
"komularla sfr sorun" politikas erevesinde kendi evresinde
bar ve istikrar kua yaratmay hedef aldklarn belirtmitir.

1345

D ileri bakan Ermenistan'la normalleme sonucunda baz


hedeflere ulalacan belirtmitir.
Birinci hedef:
lk olarak tarihi sorunlar olmu iki komu devlet
arasnda, yani Trkiye ile Ermenistan'n iyi komuluk
ilikilerinin tesis edilerek bundan sonra da srekli karlkl
gven ve istikrar iinde yaama. Davutolu bu hedefle birinci
protokolde yer alan, "mevcut snrlarn uluslararas hukukun ve
ilgili antlamalarn tarif edildii ekliyle karlkl olarak
tannmas" ifadesiyle Ermenistan'n hi bir hpeye yer
brakmayacak ekilde Trkiye snrlarn tanmsann salandn
belirtmitir.
kinci hedef:
kinci olarak hem her iki lke genelinde, hem de
dnyann birok lkesinde yan yana yaayan Trk Ermeni
milletleri arasnda gemii unudarak salkl bir iletiim kurmak.
Bu hedefte ise Trkiye 1915 olaylarna dikkat ayrrarak
oluturulacak olan tarih alt komisyonu araclyla tarafsz
bilimsel inceleme ile Trkiyeye kar tek tarafl hafzan
deiecek.
nc hedef:
Son olarak ise Karaba sorununun uluslararas hukuk
ilkelerine ve en nemlisi Azerbaycann toprak btnlne sadk
kalnarak uluslararas rgtlerin kararna uygun zlmesi.
Protokollerde
yer
alan
"blgesel
atmalar
ve
Uyumazlklarnda zlmesi", "lkelerin toprak btnlne
sayg" gibi ifadelerle Ermenistan-Azerbaycan ihtilafnn
zmne katkda bulunacan belirtmitir.
Fakat Davutolu'nun aklamasndan sonra Mecliste
protokollere dair baz eletiriler gelmitir. Muahlifetin
eletirilerinde esas meseleler unlardr:
Birinci: protokollere dair Trkiye ve Ermenistann
aklamalar tamamen farkldr ve her bir detay zerinde iki
tarafn tam mutabakata varmamas Trkiye d politikasna zarar
getirir.
kinci: Protokollerin metninde Karaba net maddenin
yer almamas ve protokollerin Karaba sorununun zmnden

1346

nce imzalanmas ihtilafn son bulmasna hibir ekilde yardm


yapmayacaktr.
nc: yaknlama stratejisi Trkiyenin gl orta
olan Azerbaycan'la ilikileri tahrip etmitir. Bu sre sonucunda
iki lke ilikileri daha da ktleecek.
Trkiyeden sonra Ermenistanda da protokollere dair
kzgn mzakireler yaplmtr. Belirtmek gerekir ki, Trkiye'den
farkl olarak Ermenistan'da prosedr gerei bir anlamann
parlamentoya mzakireye karlmadan nce mutlaka
Ermenistan Anayasa Mahkemesinden onay almas gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi anlamann Ermenistan Anayasasna kar
olup olmadn gzden geirir. Bundan sonra Ermenistan
Anayasas tarafnda onay alan belge parlamentoya gnderiliyor.
Bu srecin direkt olarak Trkiye-Ermenistan protokollerine
uygulanmasnda sorunlar ortaya kt. Ermenistan protokollerin
onaylanmasnn sadece ona yaplm dzeltilme sonra mmkn
olacan aklamtr. yle ki, deiiklik sonucunda Ermenistan
ancak "diplomatik ilikilerin kurulmas" ve "ortak snrlarn
almas" maddelerini kabul ettiini belirtmitir. Zira Ermenistan
Anayasa Mahkemesi kararnda iki meselenin zerinde
durmudur:
Birincisi:
Ermenistan'n
Bamszlk
Bildirgesinin
11.
Paragrafnda
"Ermenistan
Cumhuriyeti'nin
Osmanl
Trkiyesi'nin ve bat Ermenistanda gerekletirilen 1915
soykrmnn uluslararas dzeyde tannmas abalarn
destekleyecektir" ifadesinin protokollerde 1915 olaylarnn
aratrmas ngrlen tarih komisyonu kurma nerisine aykr
olmasdr.
kincisi:
Protokollarda yer alan toprak btnlne karlkl
sayg duyulmas ynndeki maddeye getirdii yorumda, ancak
bamsz Ermenistan Cumhuriyetinin kurulmasndan sonra
yaplan anlamalarda geerli olacan bildirmidir. Bu ise iki
lke arasnda 1921 ylnda imzalanan Kars anlamasnn
Ermenistan tarafndan tannmayacana iarettir.
ncs:

1347

Dier bir yandan Ermenistan protokollerin metninde


Karaba sorununa ilikin madde yer almad iin bu iki mesele
arasnda iliki kurulmayaca hkmn vermitir (Concourt
Armenia, 2014).
ki lkede de protokollerin gl eletiriye maruz
kalmas ilikilerin normallemesi ihtimalini azaltmtr.
Ermenistan'n protokollerin metni zerinde operasyon yapmas
Trkiye tarafndan keskin eletirilere yol amtr. Bundan ilave
protokollerin metninin her iki lkede tamamen farkl
yorumlanmas srecin geleceini kuku altna almtr.
Ermenistan'n snrlarn protokollerin onaylanmasndan nce de
alabilir mesaj Trkiye tarafndan kabul edilmemitir. Ortak
zm yolunun bulunamamas zerine 22 nisan 2010 tarihinde
Ermenistan hkmeti, Trkiye'nin anlamay "nkoulsuz olarak
makul bir srede onaylama ykmlln yerine getirmemesi"
nedeniyle protokollerin onay srecini askya aldklarn
aklamtlar. Trkiye taraf ise Ermenistan'n ileri srd
artlarn kabul edilmeyeceini, ancak Ermenistan'n bu kararnn
uzun srmeyecei umuduyla iki lke arasnda ilikilere normal
artlar altnda gelecekte yeniden bakacaklarn aklamtr.
SONU
Son
olarak
Trkiye-Ermenistan
yaknlama
perspektifleri ve bu srete Azerbaycan'n karlar konusunda
baz sonular elde edilmitir. Elde edilen sonular iki farkl
adan deerlendirmek nemlidir:
lk olarak Trkiye-Ermenistan
avantajlar ve onu taktir eden grler:

yaknlamasnn

Protokollerin onaylanmas Gney Kafkasya'daki


anlamazlklarn zlmesine yardmc olacaktr.
"Komularla sfr sorun" ve "blgeye odakl d
politika" stratejisi Trkiye'nin blgesel g olarak
tannmasnda katk salayacaktr. Sonuta blgesel g
olan Trkiye blgede en yakn mttefiki olan
Azerbaycan'n da karlarnn salamasna alacaktr.
Snrlarn almas ile Trkiye'nin direkt olarak
Ermensitan
pazarlarna
girebilecei
anlamna
gelinebilir. Bu da ileri zamanda Ermenistan

1348

ekonomisinin Trkiye'ye bal hale dmesini


salayacaktr. Ermenistan' kendinden asl duruma
dren Trkiye Karaba sorunun zlmesinde
Ermenistan'a bask gsterebilecek.
Protokollerin onaylanmas ile Bat Rusya'nn Gney
Kafkasya blgesinde etkisini zayflatarak onu tamamen
blgeden kartmay planlyor. Bylece Ermenistan
tamamen Bat'nn etki alanlarna giriyor, bu da Karaba
sorununun zmne ek olanak salaya biler.
Trkiye'nin protokollerin imzalanmasnn Yalnz
Karaba sorununun zm ile mmkn olacan talep
gibi ileri srmesi Karaba meselesini bir daha
uluslararas gndeme tayor. Bu ise Gney
Kafkasya'da arzu edilen barn ve istikrarn
kurulmasndan dolay Ermenistan'n igal ettii
Azerbaycan topraklarn boaltmasnn gerekliliini bir
kez daha gstermektedir.
ki lke arasndaki ilikilerin normallemesi ve
snrlarn almas Ermenilerin dahilinde fikir
ayrlnn yarnmasna ve paralanmay tevik
edecektir. Protokollerin onaylanmas yurtiinde ve
yurtdndaki Ermeni halknn iki kart pozisyonda
durmasna yol aacaktr (Musa, 2011:617).
kinci olarak ise Trkiye-Ermenistan yaknlamasna
ilikin olumsuz yaklamlar:

ki lke arasnda snrlarn almas ile Ermeni


ekonomisinin gelimesi Ermenilere daha serbest ve
gvenli hareket salayacaktr. Bu koullar altnda ise
Ermenistan'n Karaba sorununda daha keskin tutum
sergileyecei kukusuzdur.
1993 ylndan Azerbaycan topraklarnn igali ile
kapanan snrlar igal edilmi araziler zgr olmadan
yeniden alabilir. Bu ise Trkiye-Azerbaycan stratejik
ortakln darbe olabilir. Azerbaycan'n uzun sredir
Trkiye ile birlikte Ermenistan'a ynelik "kuatma
politikas" iflasa urayacaktr. Trkiye Cumhuriyeti'nin
9. Cumhurbakan sayn Demirel konuya dair
aklamasnda snrlarn igal nedeniyle kapandn
bildirerek, "igal faktr ortadan kalktm" sorusu bu
tezi daha da kuvvetlendirir (Musa, 2011:618).

1349

Trkiye'nin tm Trk dnyas ile ilikileri daha da


ireliye tamak ve Trk ittifak oluturmak giriimi
protokollerin onay ile iflasa urayabilir. Zira Karaba
sorunu zlmeden Trk dman Ermenistan'la
ilikilerin kurulmas hem Azerbaycan'da, hem de tm
Trk dnyasnda Trkiye'ye ynelik souk bir tutum
yaratm olacaktr.
Protokollerde iki lke arasnda ilikilerin kurulmas ile
Ermenistan'n blgesel projelerde katlmna ortam
oluturulaca belirtilmitir. Fakat bu fikir yanltr. Zira
Karaba sorunu zlmeene kadar Gney
Kafkasya'nn en byk devleti olan Azerbaycan
istenilen ekonomik projede Ermenistan'n katlmna
izin vermez.
Protokollerin kabul ile Trkiye'nin AB'ye kabulnde
daha bir sorunun ortadan kalkaca gr de inandrc
deildir. nk Trkiyenin AB'ye kabulnde ermeni
faktr asl neden yok, aksine mazerettir.
Protokol metninde "g kullanmn kabul edilemez"
gr Ermenilerin Karaba sorununu bar yoluyla
zecei eklinde yorumlanmtr. Fakat bu grn
aksini dnmek de gerekiyor. Protkollarn
onaylanmasndan sonra Azerbaycann igal altndaki
topraklarn sava yoluyla geri almak plannda Trkiye
Azerbaycan'a yardm yapmas mmkn olmayacaktr
(Musa, 2011:620).
Ermenistan'n Kars szlemesini tanmamas hakknda
aklamas snrlarn almasndan sonra da
Azerbaycan'n Nahvan blgesine de tehlike yaratm
olacaktr.

Grld zere Trkiye'nin yeni d politika stratejisi,


ayn zamanda Ermenistan'la yaknlama abas kendisiyle
beraber byk sorunlar yaratm oluyor. Davutolu'nun teorik
olarak mrekkep ve Trkiye'nin blgesel g olarak hedeflemi
yeni d politika stratejisi direkt olarak pratie uygulanmasnda
neredeyse gereklemesi mmkn olmad. Burda hem i, hem de
d faktrlerin etkisi byktr. Trkiye'nin orta olan bat de her
halkarda Trkiye'nin politikasn kontrol altnda tutmaya
alyor. Trkiye'nin blgesel g olma iddiasnn bat iin
avantajlar ile birlikte dezavantajlar da vardr. Rusya'nn "hayr
duas" ile protokolleri imzalayan Ermenistan onun talebi ile

1350

belgelerin onaylanmasn askya ald. Rusya bu taktiksel gidii ile


iki meseleye nail oldu. Birincisi, hem protokollerin
imzalanmsnda yaanan sorunu zerek, hem de imza sonras
yaknklama srecin askya aldrarak blgede her zaman sznn
geerli olduunu bir kez daha gstermi oldu. kincisi ise bu
siyaset sonucunda iki mttefik devlete, yani Trkiye ile
Azerbaycan'a oyun oynayarak onlar kar karya koymu oldu.
Protokollerin perspektiflerine dair sonuta bir eyi belirtmek
gerekir ki, her iki taraf da temel ilkelerinden geri adm atmayana
kadar sorun zlmez. Ermenistan iin hayati nem tayan
prensipten - 1915 olaylar, toprak iddialar ve karabagdan vaz
geme karlnda snrlarn almas hi de aldatc
gzkmyor.

1351

KAYNAKA
ANADOLU AJANSI. (2013). Obama "byk felaket" dedi
http://www.aa.com.tr/tr/haberler/317755--obama-quotbuyuk-felaket-quot-dedi, 01.05.2014
CEM, . (2009). Trkiye, Avrupa, Avrasya. Trkiye Bankas
Kltr Yaynlar. stanbul.
CONCOURT ARMENA. (2011). The Constitutional Court of
the
Republic
Armenia
http://www.concourt.am/english/decisions/common/pd
f/850.pdf. 25.05.2012
CONFERENCE PAPER. (2006). ,Regional Powers ,n Asia,
Africa, Latin America, The Near And Middle East
Gga German Institute Of Global And Area Studies,
Hamburg.
http://ec.europa.eu/energy/international/euromed_en.ht
m, 01.05.2014
CNEYT, Y. ve EFEGL, E. (2010). Trkiye'nin deien di
politikas. Nobel Yayn Datm. stanbul.
ELKPALA, M. (2013). Trkiye ve Kafkasya: Reaksiyoner D
Politikadan Proaktif Ritmik Diplomasiye Gei Mitat
elikpala. Uluslararas likiler Konseyi Dernei/
Uluslararas likiler Dergisi . Ankara.
EK, K. (2005). Ermenilerin Zorunlu G 1915 1917. Trk
tarih kurumu. Ankara
DAVUTOLU, A. (2001). Stratejik Derinlik. Kre Yaynlar.
stanbul.
DAVUTOLU, A. (2004). Trkiye Merkez lke Olmal.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=107581,
05. 04. 2014
DAVUTOLU, A. (2008). Turkeys Foreign Policy Vision:
An
Assessment
of
2007.
http://arsiv.setav.org/ups/dosya/9595.pdf , 01.05.2014.
DAVUTOLU, A. (2010). Turkeys zero problems foreign
policy.
http://www.foreignpolicy.com/articles/2010/05/20/turk
eys_zero_problems_foreign_policy, 01.05.2014.

1352

GOVERNMNET ARMENA. (2014). The Government of the


Republic of Armenia. http://www.gov.am/en/official/,
01.05.2014
HRRYET. (2009). Babakan Erdoan, Azeri Meclisi'nde
konutuhttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/11642551.
asp, 01.05.2014.
XBR. (2010). Ssini ks! Protokollar imzala.
http://xeber.azeri.net/gundem/sesini-kes-protokollariimzala, 01.05.2014.
KUMKALE, T.T. (2008), 24 Nisan 1915 tehcir (yer deitirme)
olay nedir? Gerekten Ermeni'lere soykrm amacyla
m yaplmtr? http://kumkale.net/yazi.asp?id=1235
01.05.2014
LAINER, S. (2008). Ermeni sorunu, diaspora ve Trk d
politikas: Ermeni iddialar Trkiye'nin dnya ile
ilikilerini nasl etkiliyor? USAK Books. Ankara.
MUSA, . (2011). Azrbaycann xarici siyasti. 3. Hiss. Bak
Universiteti nriyyat. Bak.
NMR 80. (2003). Gmr, Moskva v Qars Mqavillri.
Naxvan.
OSPOVA, Y.F. (2013). Ermenistan-Trkiye yaknlamasna
yeni bir bak. Rethink Institute. RETHINK RAPOR 08
/ OCAK 2013.
SOL.

(2009).
Azerbaycanla
bayrak
krizi
byyorhttp://haber.sol.org.tr/dunyadan/azerbaycan-labayrak-krizi-buyuyor-haberi-19402

T.C. DILER BAKANLII. (2009a) b. No: 153, 31 Austos


2009, Trkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti
Dileri Bakanlklar ile svire Federal Dileri
Bakanlnn
Ortak
Basn
Aklamas.
http://www.mfa.gov.tr/no_-153-turkiye-cumhuriyetive-ermenistan-cumhuriyeti-disisleri-bakanliklariile.tr.mfa, 01.05.2014
T.C. DILER BAKANLII. (2009b). Trkiye-Ermenistan
protokol
metni.

1353

http://www.mfa.gov.tr/data/DISPOLITIKA/t%C3%BC
rkiye-ermenistan-turkce.pdf, 01.05.2014
USAK. (2008) Grcistan Krizi Deerlendirme Raporu,
http://www.usak.org.tr/dosyalar/rapor/tAN1vx8M96fa
0KRSuxTSlHF9aC4HvU.pdf 02.05.2014.
VLYEV, C. (2010). Trkiy-Ermnistan protokollar: Udan
kim, uduzan kim? Bak.

1354

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Erol KURUBA
Kresel Boyutta Sosyal ve Ekonomik Adalet Aray ve BM
rgt
Yrd. Do. Dr. Halil Krad ASLAN
Murat ASLAN
Uluslararas Adalet Divannn BM Sistemi ve Uluslararas
Politikadaki Rol
Do. Dr. Nejat DOAN
Uluslararas slm Adalet Divan
Yrd. Do. Dr. Sleyman Srr TERZOLU
Davutolu Dnemi Trk D Politikasnn Geleneksel D
Politika lkeleri Asndan Analizi
Prof. Dr. Erol KURUBA

1355

1356

KRESEL BOYUTTA SOSYAL VE EKONOMK


ADALET ARAYII VE BM RGT
Yrd. Do.Dr. Halil Krad ASLAN
Do.Dr, Murat ASLAN
ZET
1944te Bat Dnyas ABD nclnde Bretton Woods
Konferansnda bir araya gelmi ve IMF, Dnya Bankas ve
Dnya Ticaret rgtnn nclleri yeni dzenin temel rgtleri
olarak kurulmutu. BM ats altndaki Ekonomik ve Sosyal
Konsey (ECOSOC) de dhil tm bal rgtler kresel ekonomik
ilikilerin koordine edilecei birer merkez olarak tasarlanmt.
ECOSOC toplantlar kamuya ak ekilde yaplmakta ve
effaflk asndan iyi bir rnek tekil etmektedir. Ancak,
ECOSOCun operasyonel kapasitesi dktr. Gl kapasiteye
sahip Dnya Bankas ve IMF ise hem meruiyet hem de temsil
ynnden eletirilmektedir. Bu iki kurumda karar yaps Batl
lkeler lehinedir. Byk bir dnm geiren dnya siyasetinde
ekonomik kreselleme dinamikleri uluslararas rgtler
zerinde ilave basklar yaratmaktadr. Kresel siyasette sosyal ve
ekonomik adalet talepleri giderek artmaktadr. Bundan dolay
BM sisteminde ekonomik byme ve kalknma ile beraber sosyal
gelimilik ve ekonomik adalet alanlarnda reform ihtiyac
vardr. Bu bildiride, ekonomik ve sosyal gelimilik ve adalet
konularnda reform almalar eletirel bir bak ile ele
alnmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Uluslararas Ekonomik rgtler,
Ekonomik Adalet, Kresel Ynetiim, Sosyal Kalknma.
SEARCH FOR SOCIAL AND ECONOMIC JUSTICE
AND THE UN

Eskiehir Osmangazi niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi


Uluslararas likiler Blm

Yldrm Beyazt niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Maliye


Blm

1357

ABSTRACT
In 1944 Western World under the leadership of the USA
came together at the Bretton Woods Conference and the
predecessors of the IMF, World Bank and World Trade
Organization were found so as to be the main organizations of
the new world order. Along with the Economic and Social
Council (ECOSOC) all other associate units under the UN system
were established in order to coordinate economic relations.
Today ECOSOC meetings are held publicly and it serves as a
good model for its transparency and accountability. Yet the
operational capacity of the ECOSOC is weak. Powerful
institutions such as the IMF and World Bank, however, are
criticized on the basis of their lack of legitimacy and decision
making mechanisms. Both of these organizations favor the
Western countries and their ideological stance on economic
matters. Rapidly evolving dynamics of the world politics along
with the economic globalization processes put additional
pressures on those institutions especially on their legitimacy.
There are increasing demands regarding the social and economic
justice in all domains of the global politics. Thus, there is a need
for reform in the UN system not only in the sheer economic
growth and development but also social development and
economic equality spheres. In this paper, worldwide social
development and economic justice issues are elaborated on with
a critical stance.
Keywords: International Economic Organizations,
Economic Justice, Global Governance, Social Development.
GR
1999 yl 8-9 Haziran tarihlerinde G8 lkelerinin D
leri ve Ekonomi Bakanlar bir araya gelmiti. Toplant salonu
dnda ise yaklak 30 bin kii konferans merkezi etrafnda insan
zinciri oluturuyor ve fakir lkelerin borlarnn silinmesini talep
ediyordu.
1999 yl 30 Kasm tarihinde ABDnin Seattle ehrinde
Dnya Ticaret rgt toplants yaplmaktayken 50 bin kii
DT'nn konferans yerine giden btn yollar kapatt. Seattle

1358

Sava (Battle of Seattle)olarak da anlan protestolarda be yz


kii gzaltna alnd.
2001 yl 18-22 Temmuz tarihlerinde talyann Cenova
ehrinde toplanan G8 lkeleri zirvesinde olaylar kt. Tahmini
olarak 200 bin protestocu polisle kar karya gelmiti. Be
yzden fazla yaral ve 23-yandaki Carlo Giulianinin silahla
vurularak ldrlmesi ile sonulanan olaylarda 329 kii de
gzaltna alnmt.
2002 yl 27 Eyll gn ABDnin bakentinde IMF ve
Dnya Bankasnn olaan yllk toplants srasnda AntiKapitalist Birlik ile beraber Kresel Adalet in Hareket isimli
oluumlar protesto gsterisi dzenlemiti. Bu gsterilerde polis
649 kiiyi gzaltna ald.
Yukarda bahsedilen gazete haberlerine binlerce dahas
ilave edilebilir. Bunlarn tmnde yer alan ortak nokta kresel
ekonomik gelimelere duyulan toplumsal tepkidir. Antikreselleme hareketi vahi kapitalizme kar gelien tepkiler
sonucu bir araya gelen sivil toplum oluumlarnca
yrtlmektedir. Bu akmn dier bilinen isimleri ise neo-liberal
kreselleme kartlar veya kresel adalet hareketidir.
Kapitalist sistemin en u rneklerine ahitlik ettiimiz 2000li
yllarda kresel ekonomik sistemi tanmlayc balamda verilen
isimlere bakacak olursak ikyetler hakknda da bir miktar bilgi
sahibi olmu oluruz: turbo-kapitalizm (Edward Luttwak), market
banazl, kumarhane kapitalizmi, kapitalizmin kanser boyutu
bu verilen isimlerden bazlardr. Bu anti-kreselleme
oluumlarnn ifade ettikleri ortak talep ve ikyetleri ylece
sralayabiliriz: ok uluslu irketlerin siyasi g icra etmesi ve
bunu durdurabilecek, denetleyip dzenleyecek bir kurumun
mevcut olmamas; bu irketlerin i gvenlii ve standartlarn
hie saymas; yine bu irketlerin evre konusundaki duyarszl;
ticaret ve finans alanndaki baboluk; adil ticaret ve kresel
ynetiimde demokratik temsil; insan haklarnn ncelii ve
srdrlebilir kalknma
Kresel sistemde mevcut sorunu tespit ettikten sonra
dnya ekonomi ve finans sisteminde kilit neme sahip
kurumlarn tarihi geliimleri ve rgtsel ierikleri ile konunun
derinlerine inmenin faydal olacan dnyoruz.
Bretton Woods Ekonomik Sistemi

1359

kinci Dnya Sava henz bitmeden 1944 yl Temmuz


aynda ABD ve mttefiklerinden oluan 44 lkenin katlmyla
New Hampshire eyaletinin bir tatil beldesi olan Bretton Woods
ehrinde sava sonras yeni dnya dzeninde uluslararas ticaret
ve finans ilikilerine ait temel kurallarn belirlenmesi amacyla
toplanlmt. 1930lu yllarda dnyada yaanan byk ekonomik
buhrandan karlan dersler bu toplantda alnan kararlar ciddi
bicimde etkilemitir. Bir taraftan ekonomik ve ticari liberalizmin
uluslararas alanda egemen olmas kabul edilmi ve dier taraftan
devletin kendi lkesinin ekonomisinin ynetilmesinde aktif rol
oynama esneklii tannmtr. Bretton Woods sisteminin
dayand dier bir nokta ise ABDnin hegemon roln
stlenmesi ve tm dier lkelerin ABDnin hegemon lider roln
kabul etmesidir.
Uluslararas ekonomik dzenin salkl bir ekilde
ilemesi iin temel uluslararas rgt kurulmutur. Bunlardan
ilki sonradan Dnya Ticaret rgtne dnen GATT; kincisi
Dnya Bankasdr ki ilk kurulduu zamanki ismi, Uluslararas
Yeniden na ve Kalknma Bankasdr; nc olarak finansal
ve parasal ilikileri dzenlemek amacyla kurulmu nemli bir
kurulu olan IMF (International Monetary Fund) ya da
Uluslararas Para Fonudur.
1920l yllarn sonlarna doru dnyada meydana gelen
ekonomik durgunluk gelimi lkelerin baz dersler karmasna
vesile olmu ve bu lkeler sabit kur rejiminin devam ettirilmesi
durumunda skntlarn daha da derinleeceini grmlerdir.
lkelerin d demeler bilanosunda meydana
gelebilecek ksa dnemli aklarn yaratabilecei sorunlar
dikkate alnarak IMF-Uluslararas Para Fonunun kurulmasna
karar verilmitir. IMF bir anlamda kresel balamda lkelerin
ksa dnemli kredi ihtiyalarn karlamak amac ile kurulmu
bir kredi kuruluu olarak tasarlanmtr. Tm ye lkelere Fona
finansal katk yapma ykmll verilmitir. lkelerin para ve
dviz piyasalarnn istikrar ve denge ierisinde faaliyet
gstermesi ve sorun yaanmas durumunda ihtiya duyacaklar
fonlar bulmak amac ile bavuracaklar uluslararas bir merci
olmas bakmndan IMF nemli bir kurumdur. Yine buna benzer
amalarla bu toplantlarda ortaya kan dier nemli bir kurum
da Dnya Bankasdr. Bu kurum ise kalknma temelli olarak
lkelerin ihtiya duyduu uzun vadeli fonlarn teminin edilmesi

1360

amac ile kurulmutur. lkeler genelde her iki kuruma birden ye


olmay tercih etmektedirler. Toplam yelikler dikkate
alndnda bu rgtlerin yelerinin % 85inin her iki rgte de
ye olduklar grlmektedir. Bir lke bu iki finans rgtnden
fon talebinde bulunmas durumunda bu rgtler bu fonlar
bavuran lkenin kendi ekonomisi ile ilgili olarak bir dizi reform
(ya da deiiklik) yapmas durumunda vermektedir. IMF ve
Dnya Bankasnn bor isteyen lkelerden talep ettii reeteler
yapsal uyum politikalar olarak da bilinmekte ve ok ciddi
tartma ve eletiri konusu olmaktadr.
Amerikann uluslararas para sisteminin ynetiminde
yer almas ve dolarn bu ilikilerde anahtar rol oynamas
nemlidir. lk uygulama dneminde (1944-1971) her bir ons
altnn deeri 35 dolar olarak sabitlenmitir. ABD bu konuda tm
taahhtleri yerine getireceini bildirmitir. Bylece dolar pek ok
lkenin para otoritelerince rezerv para olarak kullanlmaya
balamtr. Bretton Woodsun ortaya koyduu parasal rejim
sabit fakat ayarlanabilir dviz kuru rejimidir. Bu rejimini en
gerisinde dolar ile altn arasnda sabit bir deer vardr.
Bretton Woods Sisteminin Sona Ermesi
lk zamanlarnda baarl ekilde alan sistem zamanla
srdrlemez olmaya balamtr. 1960l yllara gelindiinde
sistemin tkanma sinyalleri gelmeye balamtr. ABD dolarnn
dolamdaki temel para birimi olmas nedeniyle dnya
piyasalarnda dolamdaki dolar miktar srekli artm ve bu da
ABDnin d demeler bilanosundaki cari ak sorununun
zlemez boyutlara ulamasna neden olmutur. ABD, 1960l
yllarda sosyal ve makroekonomi nedenlerle ve zellikle de bu
dnemde yrtt Vietnam Savn finanse etmek amacyla
geniletici maliye politikalar izlemitir. Bu geniletici politikalar
cari ak problemini derinletirmitir. 1970 ylna gelindiinde
ABDnin sahip olduu altn miktar 11 milyar dolar deerinde
iken ayn yl ABDnin dier lkelere dolar cinsinden bor
toplamnn bu rezervin 4 katndan da fazla bir deere ulap 47
milyar dolar olduu grnmektedir. Nihayet 1971 ylna
gelindiinde Amerikan Bakan Richard Nixon bu sistemin
sonlandn duyurmutur. Bundan sonraki dnemde dviz
kurlarnn deeri devlet mdahaleleri sonucunda devlet merkezli
bir deerleme sreci ile deil piyasa artlar tarafndan
belirlenmektedir.

1361

1970li yllarn sonlarnda balayan ve 1980li yllardan


gnmze dek artarak devam eden dier nemli bir gelime
bankaclk sektrnde ve dviz piyasalarnda ortaya kan
finansal krizlerdir. Gemite ve gnmzde bu krizler lkelerin
devasa boyutlara ulam borlar iin demek zorunda olduklar
faizleri deyemez hale gelmelerinden kaynaklanmaktadr.
Gelimekte olan lkelere ait d bor toplamnn parasal deeri
yaklak olarak 3,7 trilyon dolar seviyesindedir (WDI 2010).
Bu bahsedilenlerden daha da kts ortalama olarak
gelimekte olan lkelerin d bor stoklarnn milli gelir
dzeylerine oran % 22.1 seviyesindedir (WDI 2010,s. 390-392).
Gelimekte olan lkelerin u an sahip olduklar ciddi bor
stoklar gelecekte bu tr bor deme plannn kendileri tarafndan
yaplabilme yeteneklerini azaltmaktadr. 2010 ylnda
Yunanistan ykc bir bor krizi ile kar karya kalm ve bu
durumdan kurtulabilmek umudu ile Avrupa Birliinden ve
IMFden yardm istemitir. Dnyann hegemon gc ve en gl
lkesi olan ABD de kar karya kald cari an
kapatlabilmesi iin uluslararas yatrmclardan ihtiya duyduu
kredi miktar gnlk 4 milyar dolardr. Mart 2014 itibaryla
ABDnin yabanclara olan borcunun toplam deeri 15 trilyon
dolar civarndadr.
Serbest dviz kuru rejimi ile istikrarl bir sistem
beklentisi dnlebilir. Ancak, Bretton Woods sonras dnyada
pek ok finansal kriz meydana gelmitir. lkelerin bor,
enflasyon ve faizleri ynetme konusunda baarszlklarnn yan
sra para-dviz dnmnn kolay olmas, dnyann her
tarafnda artan bir sklkla finansal krizlerin olumasna neden
olmutur.
IMF ve Dnya Bankas gibi rgtlerin birincil amalar
Kresel Gney lkelerinin kalknma seviyelerini arttrmak
olduu sylemenin yan sra bu rgtlerin resmi belgelerinde
belirtilen misyonlar: kresel fakirliin azaltlmas ve yaam
standartlarnn iyiletirilmesi
ve ekonomik bymenin
hzlandrlmas ve isizliin azaltlmas olarak son derece
duyarl bir dil ile belirtilmitir. Durum byle iken neden bu
rgtlerle ilgili tartmalar devam etmektedir?
Uluslararas Para Fonu (IMF)

1362

II. Dnya Savandan nce uluslararas camia,


snrlarn tesinde yabanc para deiimini organize edecek
kurumsal bir mekanizmadan yoksundu. 1944 ylnda Bretton
Woods Konferansnda Uluslararas Para Fonunun (IMF)
kurulmasnda ba eken ABD olmutur. IMF tam anlam ile
kresel nitelikte bir hkmetleraras kurulutur. Uluslararas para
konusunda ibirliini tesis etmek vastas ile dnya genelinde
dviz kurlarnda istikrarl bir dzen kurulmasn amalayan bu
kurulu ayn zamanda finansal kriz ile karlaan lkelere bir nevi
dnyann merkez bankasym gibi hareket ederek en son arede
bavurulacak bir organ vazifesini de grmektedir.
IMF gnmz itibari ile BM sistemi iinde yer alan on
alt adet uzman kurumdan bir tanesidir. IMFe ye olan her
lkenin birer temsilci gnderdii dare Kurulu ylda bir kez
toplanarak kurumun genel politikasn belirler. Kurumun gnlk
ilerini idari anlamda ekip eviren birim ise yirmi iki yeli
ynetim kurulu ve bu kurula bakanlk eden ve ayn zamanda
yaklak iki bin kiilik personelin idaresinden sorumlu olan
ynetim kurulu bakandr.
IMFnin bor vermek zere kulland fonlarn kayna
185 ye lkeden gelir. ye devletlerin katklar kota sistemine
gre hesaplanr. Buna gre her lkenin milli geliri, para rezervleri
ve dier bir takm faktrler ile sz konusu lkenin katk
miktarnn hesab yaplr. Bu yntemle IMFin bir kredi birlii
seklinde altn grmekteyiz. Kredi birlikleri her bir
katlmcsndan ortak para havuzuna belli miktarlarda katk
yapmasn ister. Ne zaman yelerin ihtiyac hsl olur ise ortak
para havuzundan ihtiya sahibi yeye bor verilir. IMF
ynetiminde her bir ye devletin parasal katk miktarna gre
ekillenen arlkl oylama sistemi kullanlmaktadr. Nihai
anlamda bu kurumda zengin devletlerin sesi kmaktadr.
IMF verdii kredilere ciddi n koullar getirir. Bu
yzdendir ki oka eletiri alan IMFin, kredi programlarnn
ekonomik bymede yavalatc etkileri bulunduu iddia
edilmektedir. 1990l yllarn sonlarna doru Asyada
deneyimlenen finansal krize IMFnin mdahalesinin ters etki
yaptna dair bir kanaat olumutu. Bununla beraber IMFnin
kendisinde reform ihtiyac olduu fikri yaygnlat. IMF pek ok
cepheden ate altndayd. Bu eletirilere gre, her lkeyi ayn
ablonla deerlendirdii dnlen IMF, her bir lkenin siyasi ve

1363

ekonomik farkllklar olduunu gzetmeden ayn kalptan


km zm nerileri ile ilevsel bir bozukluun sinyalini
vermekteydi (Stiglitz 2003).
Dnya Bankas
Bretton Woods Konferans sonucunda Dnya
Bankasnn ncl olan Yeniden na ve Kalknma in
Uluslararas Banka (ingilizce IBRD) isimli rgtn ilk kurulu
amac, II. Dnya Sava ardndan byk bir ykma urayan
Avrupann yeniden ina edilmesi abalarn desteklemek olarak
belirtilmiti. Sonradan Dnya Bankasnn odak merkezi yeniden
ina faaliyetlerinden kalknma yardmlarna doru kayd. Kresel
Gney lkeleri ekonomik kalknmalarn destekleyecek
mahiyetteki projelerine finansman salamada genellikle zorluk
ektikleri iin Dnya Bankas bu lkelere normal piyasa
koullarnda uluslararas ticari bankalardan temin edecekleri
kredilere kyasla ok daha dk faiz oranlar ve uzun vadeye
yaylm geri deme plan imknn sunmaktadr.
Dnya Bankasnda idari anlamda nihai karar alma
yetkisi idare kuruluna verilmitir. Bu kurula, Dnya Bankasnn
185 ye lkesi birer asil ve birer yedek ye tayin eder. lkeleri
bu kurulda temsil eden vekiller genelde ye lkenin maliye
bakan veya onun dengi bir yetkilidir. Bu kurul ylda bir kez
ABDnin bakenti Washington DCde Dnya Bankas genel
merkezinde toplanr. Ylda bir kez toplanan kurulda Dnya
Bankasnn genel politika ynelimleri belirlenir ve sonrasnda
yetki ve sorumluluk gnlk operasyonlarn ynetimi iin
yetkilendirilmi yirmi drt kiiden oluan icra direktrleri
kuruluna braklr. Dnya Bankasnda en byk sermaye payna
sahip olan be ye devlet (ABD, Almanya, Japonya, Fransa ve
ngiltere) kendi icra direktrlerini tayin ederler. Geriye kalan on
dokuz direktr ya lkeleri tarafndan dorudan tayin edilir (Suudi
Arabistan) ya ilgili lke tarafndan seimle belirlenir (in,
Rusya, svire) ya da lke gruplar tarafndan seilir. Arlkl
oylama sistemi ile Dnya Bankasnda ye devletlerin banka
sermayesine katklar gzetilmektedir. Bylece, Dnya
Bankasna en ok katkda bulunan ve en byk sermaye
paylarna sahip olan byk devletlerin karlar birinci planda
neme sahip olmaktadr. Eer bir lkenin ekonomik durumu
zaman iinde deiirse Banka nezdindeki sermayeye katk oran

1364

da ayarlanmakta, sermayenin orantsal deiimi ve oy yaps


tekrar hesaplanmaktadr.
Gecen yllar iinde Dnya Bankasnn hem imaj hem
de operasyonlar deiim gstermitir. Kuruluunun ilk
dnemlerinde tam anlamyla hkmetler aras bir finans kuruluu
iken zamanla devletlerin kalknma planlarna destek olan ve
eitimsel faaliyetler yrten bir kurulu haline gelmitir. Dnya
Bankasnn yoksulluk konusunda kaydettii baarl performans
ksmen Yoksulluu Azaltma Stratejisi (ngilizce Poverty
Reduction Strategy - PRS) olarak bilinen giriim ile ilikili olup
bu erevede balatlan programlarda yoksul gruplardan
dorudan gr alnmaktadr. Dnya Bankas ayrca artan bir
eilimle zel finans kurumlarn desteklemek adna pek ok
aktrn katld irketler birlii dzenlemelerine de itirak
etmektedir. Bu ortak finansal yardm operasyonlarnda ye
lkelere ekonomik yardmlarn n koulu olarak demokratik
reformlar srarla istenilmektedir. Buna ilaveten, Dnya
Bankasnn en son bakan (James Wolfensohn, Paul
Wolfowitz, Robert Zoellick) yardm yaplan lkelerde rvet,
komisyon alma, zimmete para geirme ve i etme trleri ile her
trden yolsuzluk ve gayri ahlaki uygulamalar hakknda artan
iddialara tepki olarak yeni bir yardm n koulu olarak yolsuzluk
reformlar konusunda da srarc bir tutum sergilemilerdir. Dnya
Bankas projeleri ile ilgili yolsuzluk iddialar Kenyada yol
yapm projesi ve Lesotodaki baraj inaat rnek verilebilir.
Kresel Gney lkelerine 2012 yl itibari ile 55 milyar
dolardan daha fazla bir miktar bor verme niyetinde olsa da
Dnya Bankas kalknmakta olan lkelerin finansal ihtiyalarna
tam anlamyla cevap verebilecek hazrlktan olduka uzaktr.
Zaten fakir ve bor yk altnda olan Kresel Gney lkeleri iin
kredilerin gl lkelerin para birimi ile geri denmesi ok ciddi
skntlar yaratmaktadr.
Dnya Ticaret rgt
1929 Ekonomik Buhrannda yaanan sorunlar ok iyi
hatrlayan ABD, kinci Dnya Savann bitiinin ardndan
uluslararas ekonomik rgtler kurma arayna girdi; bylelikle,
dnya ticaretinin genilemesini kolaylatrarak yeni bir buhrann
kmas nlenmi olacakt. Uluslararas Ticaret rgt (ITO)
nerilen kurululardan bir tanesi idi. Bu kurum ilk etapta BM

1365

emsiyesi altnda uzman bir kurulu olarak tasarland. Kurulu


mzakereleri epeyce uzayp srncemede kalan ITO iin pek ok
kii acil bir ekilde sonu beklemekteydi. Cenevrede 1947de
bir araya gelen yirmi devletin temsilcileri, ikili lke gruplar
halinde dzenlenmi, bir dizi karlkl tarife indirimi anlamas
hakknda fikir birliine vard. Bu ikili anlamalarn
birletirilmesi sonucunda, GATT (General Agreement on Tariffs
and Trade) olarak da bilinen Gmrk Tarifeleri ve Ticaret Genel
Anlamas genel kapsaml nihai bir belge olarak ortaya kmtr.
GATT ilk balangta Uluslararas Ticaret rgt faal oluncaya
kadarki srete geici bir dzenleme olarak dnlmt.
Uluslararas Ticaret rgt ile ilgili nihai anlama bir
trl gelmeyince GATT sistemi ticaret nndeki engel ve
tarifelerin azaltlmasna dair srdrlmekte olan ok tarafl
mzakereler iin bir nevi daimi referans grevini stlendi.
Mteakip yllar boyunca ticaretin daha serbest bir hale
getirilmesini hedefleyen sekiz diziden oluan mzakere sreci
devam etmitir. Fark gzetmeme prensibi altnda GATT yesi
lkeler birbirleri ile ticari ilikilerinde en ok kayrlan ticaret
orta ile ayn kategorideymi gibi davranma taahhdnde
bulunacakt.
1 Ocak 1995 tarihinde GATT, yerini Dnya Ticaret
rgtne brakt. II. Dnya Savann akabinde kurulmas
planlanan Uluslararas Ticaret rgt iin dnlen tasarm ile
tamamen ayn olmasa bile DT gnmze kadar ki sreteki en
iddial gmrk tarifesi indirim ilemini temsil etmektedir. GATT
oluumun aksine DT hkmetleraras kurulu statsne sahip
tam teekkll bir yaplanmadr ve kendine mahsus kurumsal
karar yapm srelerini bnyesinde barndrmaktadr. DTnn
yeleri arasnda kabilecek muhtemel ihtilaflarda amir rol
bulunmaktadr; ayrca ticari kurallar ihdas etme ve ticari
ihtilaflarda hakemlik roln stlenme konumu da bulunmaktadr.
DT gnmzde mevcut ticari ilikileri dzenleyen
lkeler aras ikili serbest ticaret anlamalar ile baz corafi
blgelerdeki serbest ticaret bloklarnn yerini alacak ok daha
kapsaml dnya apnda birleik bir serbest ticaret sistemini
kurmay hedeflemektedir. Bu liberal program baz devletler iin
tehdit oluturabilir. Tehdit altndaki bu devletlerin ikyetlerinin
merkezinde DTnn egemen devletlerin i ilerine mdahale
ederek klasik hukuk kurallarn inedii tezi bulunmaktadr.

1366

islerine mdahale iddiasnn rneklerinden biri de devletlerin


kendi snrlar dhilinde ekonomi uygulamalarn belirleme
hakkndan yoksun kalma eklinde deerlendirilmektedir. Yine de
unu akldan karmamalyz ki DT, devletlerin karar alma
egemenliklerinden belli bir blmn daha kazanl kacaklar
midiyle iradi olarak terk ettikleri anlamalar sonucunda ortaya
km bir kurumsallktr. Buna ramen, DTye ynelik
eletiriler devam etmektedir nk DT uygulamalarnn
demokratik olmadna dair baz deneysel kantlar ileri
srlmektedir. DT politikalarnn pek ou tm yelerin
katlm yerine kapal kaplar ardnda gl devletler tarafndan
belirlenmektedir.

1367

1368

ULUSLARARASI ADALET DVANININ BM SSTEM


VE ULUSLARARASI POLTKADAK ROL
Do. Dr. Nejat DOAN
ZET
Uluslararas uyumazlklar devletler tarihsel srete
diplomasi, ikili ve ok tarafl anlamalar ve sava gibi birok
yntemle zmeye almtr. 2. Dnya Sava sonrasnda
uluslararas rgtlenmenin neminin artmasyla birlikte,
uluslararas hukuk kurallarnn uygulaycs olan uluslararas
mahkemeler de uyumazlklarn zmnde devletler iin
nemli bir seenek oluturmutur. 1940lardan itibaren devletler
arasndaki uyumazlklarn zmnde rol oynayan uluslararas
mahkemelerden biri de, Birlemi Milletlerin (BM) temel
organlarndan biri olan Uluslararas Adalet Divandr (UAD).
Bugn iin BM yesi olan 193 devletten 70 tanesinin zorunlu
yarg yetkisini tanm olduu UAD, bir dnya mahkemesi
olarak, uluslararas hukukun uyumazlklarn zmne
katksnn deerlendirilmesi asndan nemli bir aratrma
konusudur. Bu alma, UADnin yapsn, ileyiini, dier BM
organlar ile ilikisini ve dnya politikasndaki deien roln
inceleyerek, uyumazlklarn zm yolunda uluslararas hukuk
ve mahkemelerin devletler iin nasl daha fazla tercih edilir bir
yntem
haline
gelebilecei
sorusunu
cevaplamay
amalamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Uluslararas politika, Birlemi
Milletler, Uluslararas Adalet Divan, UAD, zorunlu yarg.
THE ROLE OF THE INTERNATIONAL COURT OF
JUSTICE IN THE UN SYSTEM AND INTERNATIONAL
POLITICS
ABSTRACT
In an attempt to find solutions to international problems,
states have employed such instruments as diplomacy, bilateral

Anadolu niversitesi, ktisat Fakltesi, Uluslararas likiler Blm,


nejatdogan@anadolu.edu.tr

1369

and multilateral agreements and war. As international


organization has become a relatively effective instrument
following the Second World War, international courts and
tribunals have provided states with another critical option toward
solving their problems. In this process we can single out the role
played by the International Court of Justice as a principal organ
of the United Nations. As of 2014, out of 193 members of the
United Nations 70 have recognized the compulsory jurisdiction
of the Court. Toward assessing the contribution of international
law to the solution of international conflicts, scholars cannot do
better than studying the unique place and role of the ICJ. This
paper, through looking into the Courts changing role in
international politics, aims to answer the question of whether and
how the ICJ as well as international law can become a preferable
and widely used instrument by states.
Keywords: International politics, United Nations,
International Court of Justice, ICJ, compulsory jurisdiction.
UAD: KURULUU VE YETKLER
Aslnda UAD, Birinci Dnya Sava sonras uluslararas
sisteminin bir rndr. 1922de kurulan Uluslararas Srekli
Adalet Divan, bugnk Divann kurumsal temelini
oluturmutur. Uluslararas hukuk sisteminde yer almay
devletlerin onayna brakan Srekli Adalet Divan; devletler
arasndaki sorunlar barl bir biimde zme imkn sunmas
asndan sistemin ayrlmaz bir parasyd ve Milletler Cemiyeti
Konseyi ile Kuruluna tavsiye kararlar verme yetkisi
bulunmaktayd. Ancak, Milletler Cemiyetinin yesi olan bir
devlet, otomatik olarak Mahkemenin de bir yesi olma sfatn
kazanmamaktayd; her iki organa yelik birbirinden ayr ve
bamsz bir sre olarak ilemekteydi (Bennett, 1995: 34).
Dnemin hukuk sisteminde sorun saylabilecek bu uygulamaya
ramen, Srekli Adalet Divan kinci Dnya Savann
balamasna kadar devletler arasnda 29 davaya bakm ve 27
adet tavsiye karar vermitir (Pazarc, 2008). kinci Dnya Sava
Divann almalarnn tamamen durmasna neden olsa da, sava

Bu bildiri DOAN, N ve ELENK, A.A. (2012) makalesinde sunduum


grlerden ve makale metninin baz blmlerinden faydalanmaktadr

1370

sonras oluturulacak dnya dzeninde uluslararas bir


mahkemenin var olmas gerektii fikri yaam ve nihayet UAD
1946dan itibaren BMnin bir organ olarak Srekli Adalet
Divannn yerini almtr (UAD, 2004: 19).
1.1.

Divann Kuruluu
BM artnn 92. Maddesine gre, hem UAD BMnin
temel yarg organdr hem de UAD Stats BM artnn
ayrlmaz bir parasdr (BM, 1987). 93. Maddeye gre de,
BMye ye tm devletler bu yeliin bir sonucu olarak (fiilenipso facto) UADnin Statsne taraftrlar. Ayrca, BMye ye
olmayan devletlerin UAD Statsne taraf olmas da
mmkndr. Bunun iin, Gvenlik Konseyinin tavsiyesi zerine
Genel Kurul tarafndan belirlenen artlarn Statye taraf olmak
isteyen devlet tarafndan yerine getirilmesi gerekmektedir.
Madde 95 ise, devletlerin aralarndaki anlamazlklar UAD
dndaki dier mahkemelere sunmalarn BM artnn
engellemediini vurgulamaktadr.
UAD, 15 yeden (yargtan) olumaktadr. yeler 9
yllna seilmektedir ve Divanda devamll salamak iin
yarglarn tamamnn 9 ylda bir deimesi yerine, te birlik
blmnn her ylda bir yenilenmesi yntemi benimsenmitir.
UAD yelerinin tekrar seilmesi mmkndr. yelerin seimi,
BM Genel Kurulu ve Gvenlik Konseyinde yaplan ayr ayr
oylama ile olmaktadr (UAD Stats, Madde 8.). Bir adayn
UAD yesi olarak seilebilmesi iin her iki organda da oylarn
salt ounluunu kazanmas gerekmektedir (UAD Stats,
Madde 10).
Divanda farkl hukuk geleneklerinin ve uygarlklarn
temsil edilmesi ilkesi gzetilmekte olduundan dolay yarglar
ilke olarak; Bat Avrupa, Amerika Birleik Devletleri, Gney
Amerika, Dou Avrupa, Asya ve Afrika blgeleri baz alnarak
seilmektedir. Ancak, yarglarn seimi hem Genel Kurul hem
de
Gvenlik
Konseyindeki
oylama
neticesinde
gerekletiinden, Gvenlik Konseyinin be daimi yesinden
herbirinin her zaman UADda bir yargcnn olduunu
gzlemlemekteyiz.
Bu fiili durum, Divann tarafszl
konusunda baz phelerin domasna neden olmaktadr. Ancak
uluslararas sistemde byk devletlerin sorumluluklar ve
yetenekleri gznne alndnda, bu durumun doal
karlanmas gerektii sylenebilir.

1371

Divan yarglarndan birisi, Divanda alan davada


taraf olan devletlerden birinin uyruundaysa, ilgili davaya Divan
yesi olarak bakmaya devam eder. Ancak bir davada taraf olan
bir devletin, Divanda kendi uyruunda bir yarg bulunmamas
durumunda, ad hoc bir yarg atama hakkna sahiptir (UAD
Stats, Madde 31). Ad hoc yargcn, kendini atayan devletin
uyruunda olmas da gerekmemektedir. Bu noktada
vurgulanmas gereken, yarglarn UAD Stats Madde 2ye
gre bamsz olduklar, yani hibir devleti rgt veya kiiden
buyruk almadklar ve almamalar gerektiidir. Dolaysyla,
yarglarn uyruu altndaki devletleri temsil etmesi,
desteklemesi veya lehine karar vermesi gibi bir durumun
hukuksal geerlilii ve Divan Statsnde yeri bulunmamaktadr.
Ancak UADye gelen davalara bakldnda, yarglarn uyruu
altndaki devletler lehine karar verdikleri grlmektedir.
Divan Statsnn 25. Maddesine gre, Divan olaan
olarak tm yarglarn katlmyla, yani genel heyet olarak
davaya bakar. Ancak dokuz yargcn katlm da, Divann genel
heyet olarak toplanmas iin yeterlidir. UAD Statsnn 26.
maddesine gre de, Divan gerekli grd zaman ve hallerde
daireler oluturabilir. Bu daireler, dava konusuna gre ya da
uzmanlama alanna gre rgtlenebilir. Madde 27ye gre, bu
dairelerin verdikleri kararlar Divan tarafndan verilmi kararlar
olarak kabul grr.
1.2

Divann Yetkileri
UADnin temel olarak iki yetkisi bulunmaktadr:

a) Devletler arasndaki anlamazlklar karara balamak;


b) Talep zerine danma gr vermek.
Divann bugnk rol hakknda gr belirtebilmek ve
gelecekteki olas rol zerinde tartabilmek iin bu iki yetkiyi
baz temel alardan tartmak faydal olacaktr. UAD Stats
Madde 34e gre, UADnin birinci yetkisiyle ilgili olarak, sadece
devletler Divanda bir davaya taraf olabilir. Yani, devletler
arasndaki anlamazlklar yine ilgili devletler Divana tayp
hukuk yoluyla bu anlamazl zme srecini balatabilirler.
UAD Stats Madde 36ya gre de, UAD u konular
ilgilendiren tm hukuksal ekimelerde yetkilidir: a) bir
andlamann yorumlanmas; b) uluslararas hukuka ilikin bir
konu; c) bir uluslararas ykmlln ihlalini oluturabilecek

1372

bir gerein/olayn varl; d) bir uluslararas ykmlln


ihlali nedeniyle yaplacak zarar tazmininin nitelii veya kapsam.
Tabii ki bu konular olduka genitir ve ayrca mulak ifade
edilmilerdir. Aslnda kendi yetki alanna giren konularn
tespitinde Divann hareket alanna sahip olmas asndan,
yetkilerinin bu ekilde geni ve mulak ifade edilmesi bir avantaj
olarak grlebilir.
UAD hakkndaki hukuksal tartmalarn gelip dayand
nemli nokta, zorunlu yarg yetkisi konusudur. UAD yukarda
saylan yetkilerini ancak devletler Divann zorunlu yarglama
yetkisini tandklar durum ve zamanlarda kullanabilir. Dier bir
deyile, BM yesi devletlerin ayn zamanda UAD yesi olmalar,
bu devletlerin UADnin zorunlu yarg yetkisini tad anlamna
gelmemektedir. te UAD, ancak bu yarg yetkisini eitli
ilemlerle tanyan devletler arasndaki uyumazlklara
bakabilmektedir. Bugn iin 193 BM yesinden 70 tanesi
Divann zorunlu yarg yetkisini tanmaktadr.
Her ne kadar UADnin zorunlu yarg yetkisinin tm
devletlerce tannmas uluslararas bara bizleri dorudan
gtrebilecek kestirme bir yol olarak grnse de ve UADnin
reformu tartmalarnda bu konu sklkla gndeme getirilse de,
bugnk devletler sisteminde bunun ok ksa bir srede
gerekletirilmesinin mmkn olmadn da grmek gerekir.
Dolaysyla, sistemsel bar asnda en mantkl yol, Divann
yarg yetkisini tanyan devletlerin saysn (yine devletlerin kendi
rzalar yoluyla) artrmaktr. Bunun iin de mmkn olduu
kadar devletlerin tepkisini ekmeyecek ve oydama
salanabilecek konular ve yntemlerden hareketle, UADnin
yetkisini bir sre iinde artrmaktr. Immanuel Kantn
Bouterwekten yapt alntyla aklad gibi, eer yay ok
eilirse krlr; ok fazla ey isteyen kii sonuta hibirey
alamaz (Kant, 1991: 112-113).
Devletler UADnin bu zorunlu yarg yetkisini, drt
deiik ilemden biriyle tanyabilirler. a) Devletler Divann
yarg yetkisini nceden yaplan uluslararas anlamalarla
koulsuz olarak tanyabilir; b) Karlkllk esasna gre, sadece
belirli lkeler iin, belirli konularda ya da belirli bir sre iin
tanyabilir;( UAD Stats, Madde 36) c) Anlamazlklarn bir
tahkimname ile Divana tayabilirler; d) Ayrca devletler,
UADnin yarg yetkisini tandklarn daha nceden

1373

aklamasalar da, eer bir davaya taraf olarak katlmaya aka


itiraz etmezlerse ve bylece davada taraf olurlarsa Divann yarg
yetkisini dolayl olarak tanm olurlar. Bu drdnc yol, forum
prorogatum adyla anlmaktadr.
nne gelen davalarda UADnin hangi hukuksal
kaynaklara gre karar verecei UAD Stats Madde 38de
belirtilmitir. Buna gre UAD, davalarla ilgili kararn verirken
asli ve yardmc hukuk kaynaklarna dayanr. UADnin
dayand asli kaynaklar; a) uluslararas andlamalar; b)
uluslararas hukuk kural olarak kabul grd ispatlanm olan
uluslararas gelenekler (teaml / yaplageli kurallar); c) Uygar
uluslar tarafndan kabul edilmi hukukun genel ilkeleridir. Bu
asli kaynaklarn yan sra, UAD yardmc hukuk kaynaklar
olarak mahkeme kararlarndan (itihat) ve uzmanlarn
grlerinden (doktrin) de faydalanabilirler. Ayrca UAD; taraf
devletlerin onayn almak artyla, hakkaniyet ve nsfet ilkesine
gre de (ex auquo et bono) davada karar verebilir.
Bu kaynaklar arasnda astlk-stlk ilikisi olup
olmad da uluslararas hukukun zerinde durduu nemli bir
konudur. u kadar aktr ki, UAD Stats Madde 38in 1/d
paragrafnda mahkeme kararlar ve retiden yardmc kaynak
olarak bahsettii iin, bu kaynaklardan nce andlamalar, teaml
ve hukukun genel ilkelerinin ncelikli olarak uygulanmas
gerekecektir.
Ancak asli kaynaklar arasnda da bir astlk-stlk
ilikisinin olup olmad tartlagelen bir konudur. Bir gre
gre, uygulanacak hukuk kaynaklarn sayarken UAD
Statsnn aslnda bir astlk-stlk ilikisi de kurduudur. Yani
UAD, nce andlamalar, sonra teaml sonra da hukukun genel
ilkelerini gzetecektir. Gerekten de UAD, devletler arasnda
yazl olarak yaplm bir andlama varsa, pozitivist bir
yaklamla ncelikle bu andlamann ieriine bakmay tercih
etmektedir. Pozitivizmin arln hissettirdii uluslararas
devletler sisteminde, UAD de yazl kaynaklar yazl olmayan
kaynaklara tercih etmektedir.
Ama bu tercihin srekli ve kesin olduunu sylemek de
imknszdr. Zira uluslararas hukukun ve uluslararas ilikilerin
belirsiz olduu dnemlerde, buna gri anlar da denilebilir,
doal hukuk grnn mahkemelere yol gsterdiini ve

1374

gstermesi gerektiini bilmekteyiz. rnein kinci Dnya Sava


sonrasnda Nazi subaylar, sava srasnda emirleri Alman
devletinden aldklarn ve bylece sulanamayacaklarn iddia
etseler de, bu iddiann dayanaksz olduu ortadayd. nk
Nrnberg yarglamalarnda belirtildii zere, bir insan
ldrmenin kt bir ey olduunu doal olarak bilmemiz gerekir,
bunun ktln birisinin bizlere sylemesine gerek yoktur. Bu
yaklamla doal hukuk gr, bazen pozitivizmin zemedii
dm kesebilmektedir.
Ayrca, hukukun genel ilkeleri de andlamalarn
konularna ve ieriine snrlar getirmesi ve hukukun nasl
yryecei yani usul hakknda da nemli bir yol gsterici
olmaktadr. nsan haklarndaki gelimeler neticesinde ve aslnda
haklarn evrensel bir boyuta ulamas ve buyruk kural (jus
cogens) niteliini kazanmasyla, rnein kleliin veya
korsanln ihyas konularnda devletlerin andlama imzalamas
dnlemez. Dolaysyla, her ne kadar Divan ve dier
uluslararas mahkemeler bu pozitivist hukuk ve dnya sisteminde
ncelikle andlamalara dayanmaya alsalar da; hem teaml
hukuku ve hukukun genel ilkeleri hem de doal hukuk yaklam,
antlamalarn dier kaynaklara her zaman stn olmadn
kantlamaktadr.
Kaynaklar hakknda deinilmesi gereken nemli dier
bir konu, Birlemi Milletler sisteminde devletler arasnda gizli
antlama yaplmasn engellemeye ynelik tedbirlerin
alnddr. Gerek Birinci Dnya Savana gidilen dnemde,
gerek sava srasnda, gerekse iki sava aras dnemde gizli
antlamalar imzalanmas uluslararas hukuku ve uluslararas
ilikileri olumsuz etkilemiti. Bu nedenle BM art Madde 102,
her trl antlama ve uluslararas szlemenin BM Genel
Sekreterliine kaydettirilmesi ve Genel Sekreterlike bunlarn
yaymlanmas ilkesi getirmitir. Yine Madde 102ye gre, eer
devletler antlama ve szlemeleri kayt ettirmezlerse, hibir BM
organ nnde bu antlama ve szlemelerin geerliliini ne
sremeyeceklerdir. Ksaca, BM Sekretaryasnca tutulan kte
kaydettirilmeyen antlama ve szlemelerin ilkeleri UADde ne
srlemezler.
Ancak bu ilke, devletlerin kendi aralarndaki ilikilerde
veya kendi aralarnda kurduklar tahkim mahkemelerinde
antlama ve szlemelerin dorudan geersiz olduuna iaret

1375

etmemektedir. Sadece, BMde kte kayd yaplmayan


metinlerin UAD dhil olmak zere BM organlar nnde
varlndan bahsetmenin hukuksal bir etkisi olmayacan ifade
etmektedir. Bu gelime de, uluslararas hukukun ve Divann
uluslararas anlamazlklardaki roln pekitirecek niteliktedir.
Davann esas hakkndaki grmelere gemeden nce,
UAD ncelikle geici koruma nlemleri ile ilgili talepleri ve
divann yarg yetkisi ya da davann kabul edilebilirlii ile ilgili
itirazlar karara balamak zorundadr (Pazarc, 2008: 477-481).
UADdeki davalar yazl ve szl olmak zere iki safhadan
ibarettir (UAD Stats, Madde 43). Yazl srete taraflar davay
ilgilendiren savlarn, belgelerini, kantlarn sunarken; szl
aama yazl srete sunulan bilgilerin ve delillerin
tekrarlanmasndan ziyade, davada eklenecek son szlerin
dinlenmesiyle ilgilidir (Pazarc, 2008: 481). UADde grlmekte
olan bir davaya nc bir devlet, kendi karlarn ilgilendiren
bir durum szkonusu olduunda, mdahil olma hakkna
sahiptir. Ancak bir devlet herhangi bir davaya bu ekilde mdahil
olmay seerse, Divann verdii nihai kararn balaycln da
kabul etmi saylr.
Uluslararas Adalet Divan, davalarda kararn
oyokluu ile vermektedir. Divann karar, kesin karar
saylmaktadr; yani kararn temyiz edilmesi mmkn deildir.
Ancak, taraflar kararn ak olmadn dnyorsa ve
aralarnda yorum fark varsa, Divandan kararn yorumlamasn
isteme hakkna sahiptirler. Ayrca, davann taraflarndan
herhangi biri, davann karara balanmasndan itibaren 10 yllk
sre iinde, karar etkileyebilecek, daha nce bilmedii ve kendi
ihmali sonucunda gizli kalm olmayan bir kantla karlarsa,
ilgili kantn bulunmasndan itibaren alt ay iinde Divana karar
dzeltmesi iin bavurabilir.
Divann kararna katlmayan hkimlerin kar oy
yazma haklar mevcuttur; ayrca, Divann kararna katlsa da,
farkl nedenleri veya grleri dile getirmek isteyen hkim karara
kiisel grn yazdrabilir.
Devletler arasndaki anlamazlklar karara balamak
yetkisinin yannda, Divann ikinci bir nemli yetkisi danma
gr vermektir. BM art Madde 96ya gre, Genel Kurul ve
Gvenlik Konseyi UADden danma gr isteyebilir. Ayrca,

1376

kendi grev alanlarna giren konularla ilgili olmak zere, BMnin


dier temel organlar ve BMye bal uzmanlk kurulular da
Genel Kurulun onayyla UADden gr isteyebilirler. Bylece
Genel Kurul, Gvenlik Konseyi ve dier BM organlarnn yan
sra, Genel Kurul tarafndan yetki verilen u kurulular da bugn
iin UADden danma gr istemek hakknda sahiptir:
Uluslararas i rgt, Dnya Salk rgt, Gda ve Tarm
rgt, BM Eitim, Bilim ve Kltr rgt, Uluslararas Atom
Enerjisi Ajans, Uluslararas Para Fonu (UAD, 2004: 80).
Divann danma gr bildirme sreci, yetki sahibi
BM organ veya uzmanlk kuruluunun yazl talebi ile balar. Bu
talep zerine Divan, konuyla ilgili bilgi salayabilecek devlet
veya kurulularn listesini yaymlar ve ilgili aktrlere gr
bildirmeleri iin belirli bir sre tanr (UAD Stats, Madde 66. )
Gerekli grd hallerde Divan, yazl grlere ek olarak, szl
gr de isteyebilir. Danma gr bildirme srecinde UAD,
ilk olarak ilgili konunun yetki alanna girip girmediine
bakmaktadr. Eer bu konudaki gr olumlu ise, bavuran BM
organna ya da ilgili kurulua danma grn bildirir.
UAD tarafndan bildirilen bu grn bavuran organ
ya da rgt zerinde balayc bir etkisi yoktur (UAD, 2004: 83).
Divann reformu srecinde gndeme getirilen konulardan biri de
danma grlerinin hem devletlerce ve dier aktrlerce
Divana getirilebilmesi hem de bu kararlarn balayclk
kazanmasdr. Ancak, bu tr reformlar Divann bugnk
danma gr verme yetkisini olumsuz da etkileyebilir.
Hatrlanmaldr ki UADnin nemli konularda verdii danma
grleri uluslararas hukukun ynn tayin etmede etkilidir ve
gelecekte de etkili olacaktr. Ayrca, baz uluslararas kurallar ve
kararlarn her ne kadar balayc gc olmasa da, zamanla
bunlarn teaml (yaplageli) halini almas da olasdr. Buna en
iyi rnek, BMde gelien insan haklar sreci ve kabul edilen
insan haklar metinleridir. rnein nsan Haklar Evrensel
Bildirgesi, bir antlama olmasa da, yani balaycl olmayan bir
bildirge olarak grnse de, Bildirgedeki haklar hem zamanla
teaml halini alm hem de andlamalara yazlarak aka
balayclk kazanmlardr. Bylece, UADnin gerek nkleer
denemelerle gerekse Kudste duvar ina edilmesinin insan
haklarna aykrlyla ilgili verdii kararlarn uluslararas
hukukta sonu douracan varsaymak gerekir.

1377

UAD, ULUSLARARASI POLTKA VE ULUSLARARASI


HUKUK
Kurumlarn sistem iinde oynayaca rol ekillendiren
unsurlardan biri, bu sistemin zellikleri ve buna gre
oluturulmu kurumlarn felsefesidir. Bu sebeple, UADnin
uluslararas hukuka olan katksn analiz edebilmek iin ncelikle
Divann iinde olutuu sistemin zelliklerine bakmak
gerekmektedir. kinci Dnya Sava sonras oluturulan
uluslararas sistem, devletlere dayal yapsn korumann
yannda, iki dnya sava arasndaki dnemden ve zellikle
Milletler Cemiyeti tecrbesinden alnan dersler neticesinde
byk devletlere daha fazla yetki ve sorumluluk verme
eiliminde olmutur (Claude, 1999). Bu nedenle, byk g
olarak tanmlanan ABD, SSCB (ve sonradan Rusya), in, Fransa
ve Byk Britanya BM Gvenlik Konseyinde daimi yelik
kazanmlardr.
Dolaysyla UAD de bu devletler sisteminin bir paras
olarak kurulmutur. rnein yukarda saylan be byk
devletten herbiri UADde kendi uyruunda olan bir yenin
seilmesini salamlardr. Bu adan UADnin devletler sistemi
iinde altn ve devletlere dayal olduunu hatrda tutmak
gerekir. Doal olarak devletler arasndaki g ilikileri sistem
zerinde ve sorunlarn nasl zlecei konusunda belirleyici bir
etkiye sahiptir (Keohane, 2006: 22). Bu bak asna gre
uluslararas hukuk, halen devletler-st deil, devletler aras bir
mekanizmadr (Diehl vd., 2006: 428).
BMnin yarg organ olarak oluturulan UAD, bu
srete devletlerin yararland bir kurum olarak sistemde yerini
almtr. Divann oluturulma srecinde devletler, UADnin
devletler tarafndan belirlenen snrlar iinde hareket etmesi
ilkesini en bandan ortaya koymulardr. rnein, kinci Dnya
Sava sonrasnda oluturulacak dnya dzeninin grlmesi
amacyla 1944 ylnda Byk Britanya nderliinde bir
Uzmanlar Komitesi kurulmutur. Komite, UAD gibi bir dnya
mahkemesinin gerekliliine iaret etmekle birlikte, bu
mahkemenin zorunlu yarg yetkisi olmamasn, siyasi konularda
yarg yetkisi bulunmamasn, kararlarnn tavsiye nitelii
tamasn ve ancak devletlerin uluslararas bar ve gvenlii

1378

salamalarna katkda bulunacak bir kurum olmasn


savunmutur (Singh, 1989: 10). Ksaca, uluslararas hukukta
UADnin oynayaca roln bykl ve nemi, devletlerin
onayna braklmtr. Dolaysyla BM yesi devletler;
mahkemeye hangi davalarn ne koulda gtrleceine,
mahkemenin nasl oluturulacana ve kararlarnn nasl
uygulanacana yn veren esas aktrler olmulardr (Keohane
vd., 2006: 132).
Ancak bu grler ve uluslararas sistemin yaps,
UADnin ve uluslararas hukukun rolnn ve zellikle
gelecekteki
rolnn
kmsenmesini
gerektirmez.
Uyumazlklarn zmnde Divana bavurma karar siyasal bir
karardr (Bowett, 1997: 1). Devletlerin yarg sistemlerinin
kurumsal zellikleri ve hukuk gelenekleri, uyumazlklarn
zmnde Divann rolne ve uluslararas hukuk kavramna
baklar ile Divana bavurma sebepleri zerinde belirleyici bir
etkiye sahiptir (Powell ve Mitchell, 2007: 401). Kimi devletler
Divan sorunlarn barl zmnde son are, yani diplomatik
yollar tkettikten sonra bavurulacak bir yol olarak grrken,
kimi devletler de Divan diplomasi srecinin bir paras olarak
alglamaktadr (Abi-Saab, 1996: 15).
Diplomasi ve pazarlk srecinde devletler, Divan dier
devletlere eitli mesajlar vermek, pazarlkta ne gemek, zaman
kazanmak, dier devletlere kar zm yanls bir grnt
sergilemek, mahkemeye bavurarak g dengesini salamak ve
var olan anlamazl genel olarak iyi giden ikili ilikilerden
soyutlamak amacyla kullanabilirler (Powell ve Mitchell, 2007:
402; Fischer, 1982: 271-273). Bugn iin devletlerin Divana
bavuru veya Divan kullanma sebepleri ne olursa olsun, UAD
sistemdeki devletler tarafndan kurulmutur ve hizmetlerini talep
edecek de, nemli oranda, devletlerdir. Bu nedenle Divann
uluslararas hukuka yapaca katknn boyutu, byk lde
devletlerin tasarrufuna baldr.
1940lar ve 1950lerde SSCB ve mttefiklerinin
UADye ve uyumazlk zmnde uluslararas hukukun ileme
srecine mesafeli yaklamas, Divann sistemde nemli bir yere
sahip olmasn engellemitir. 1960larda ise Divann ald baz
kararlar sonucunda bamszln yeni kazanan devletlerde
UADye kar bir gvensizlik olumu ve uluslararas hukuk bu
devletler iin birincil bir sorun zme yntemi haline

1379

gelememitir. Bu dnemde Divann vermi olduu baz kararlar,


kolonilerin bamszlamas srecinde Divann smrgeci
devletlerin tarafnda yer ald algsna ve dolaysyla
tarafszlnn sorgulanmasna yol amtr. 1980lerde ise bu
durum tersine dnmtr. Divan, Bat yanls olmadn
ispatlamak amacyla kararlarnda tarafszlktan uzaklat
gerekesiyle bu kez Batl devletlerin tepkisini ekmitir. Bu
srete zellikle 1986da UAD tarafndan karara balanan
Nikaragua ile Amerika Birleik Devletleri arasndaki g
kullanm davas nemli bir etkiye sahiptir. Bu davada Divan,
Nikaraguann ABDnin kendi snrlarnda ve kendisine kar
gayri meru g kullandna ve politik sistemini deitirmeye
altna dair iddiasn hakl bulmutur. Divan, ABDnin hem
derhal bu faaliyetleri durdurmas hem de verdii zararlar tazmin
etmesi gerektiine karar vermitir.
UADnin uluslararas hukuka yapt katk ve belirleyici
olabilecei alanlar, byk lde devletler tarafndan kendisine
sunulan davalarn konularna baldr. Bu balamda, BM
artna ve Divan Statsne taraf olan devletlerin, ulusal
karlar asndan hayati nem tamayan ya da savlarna ok
gvendii konular Divana tamasnn, UADnin uluslararas
hukuktaki etkisini snrlam olduunu savunmak mmkndr.
Buna ek olarak, devletlerin Divana bak da UADnin
uluslararas hukuk dzenindeki rol zerinde snrlayc bir etki
yaratmtr. Ancak, aada aklanaca zere, son dnemdeki
gelimeler Divann uluslararas hukuk ve dnya politikasnda
rolnn arttn ve daha da artacan gstermektedir.
Divann sadece kendisine sorulan sorulara yant verme
konusundaki hassasiyeti, yarg yetkisinin snrlar konusundaki
dar yorumu ve verilen kararn sadece ilgili davay ve o davann
taraflarn balamas ilkesi, UADnin siyasallamaktan kanma
abas olarak yorumlanabilir. Kendi yetkisi zerindeki bu
snrlayc tutumunun uluslararas hukuk dzeninde Divann
etkin bir rol oynamas nnde bir engel oluturduu
savunulmutur. Birok davann UADnin yetki alanna girmedii

rnein u davalar: South West Africa Cases (Ethiopia and Liberia vs. South
Africa), 18 Temmuz 1966; Northern Cameroons (Cameroon vs. United
Kingdom), 2 Aralk 1963

Military and Paramilitary Activities in and against Nicaragua (Nicaragua vs.


United States of America), 27 Haziran 1986

1380

gerekesiyle reddedilmesi, dava srecinin uzun ve masrafl


olmas ve Divan kararlarnn uygulanmas konusunda devletler
zerinde zorlayc bir mekanizma olmamas devletlerin UADyi
birincil bir uyumazlk zm yolu olarak grmesini engelleyen
sebepler arasnda grlebilir (Sinclair, 1997: 23-24).
UAD Stats Madde 59 gereince, UADnin kararlar
sadece ilgili davay ve o davann taraflarn balamaktadr. Bu
durum her ne kadar UADnin uluslararas hukukta bir itihat
yaratmasn engelleyen bir durum olarak deerlendirilse de,
Divan verdii kararlarda daha nceki kararlarna atflar yaparak
i tutarlln ortaya koymaktadr. Ayrca, davalarn konu bal
olarak younlat uluslararas deniz hukuku gibi alanlarda,
Divan kararlarnn uluslararas hukuk normlar yaratma
konusunda olduka baarl olduu savunulabilir. rnein kta
sahanl konusunda ortaya konulan hakkaniyet, deniz altndaki
lke toprann doal uzants olmas ve tarihsel, corafi ve
sosyal faktrler gibi etmenleri gznnde bulundurma ilkeleri,
uluslararas deniz hukukunda genel kabul gren ilkeler haline
gelmitir.
3. UADDE SON DNEMDEK GELMELER
Hem UADye ynlendirilen davalarn ieriinin
farkllamasyla hem de UADnin bizzat kendisinin kabul ettii
uygulama yntemleriyle, zamanla Divann zerinde karar
verdii uluslararas konularn genilediini ve karar alma
srecinin hzlandn gzlemlemekteyiz.
UADnin alma ilkelerinin (Rules of Court) 79. ve 80.
maddelerinde 1 ubat 2001de yrrle girmek zere 5 Aralk
2000de deiiklik yaplmtr. Ayn ekilde, 14 Nisan 2005te
52. maddede ve 29 Eyll 2005te de 43. maddede deiiklikler
yaplmtr. Ayrca Divan, dava prosedrnde zellikle
devletlerin eylemleri sonucu oluan aksaklklar ve gecikmeleri
gidermek iin Ekim 2001den itibaren Uygulama Ynergeleri
(Practice Directions) kabul etmeye balamtr. Ayrca UAD,
ilerinin planlamasyla ilgili dzenli toplantlar yapmaya
balamtr. Bu deiikliklerle UAD, sistemdeki gelimelere
paralel olarak, yarglama srecini basitletirmeye ve

North Sea Continental Shelf (Federal Republic of Germany vs. Denmark,


Federal Republic of Germany v. the Netherlands), 29 ubat 1969

1381

hzlandrmaya almtr. rnein, UADnin eski bakan


Yarg Rosalyn Higginsin belirttii gibi, yarglama srecinde
devletler yazl savunmalarn yapar yapmaz, Divan ksa bir sre
iinde szl aamaya geebilecektir (UAD, 2008: 5).
Son dnemlerde Divana g kullanm, bamszlk
ilan, tan(n)ma, toprak btnl ve politik bamszlk gibi
uluslararas ilikilerin klasiklemi olarak addedilen konularnn1
yan sra birok yeni alanda da dava tandn grmekteyiz.
rnein, bir devletin vatandalarna yaplan muamele,2 insan
haklarnn vahim derecede ihlali,3 doal kaynaklarn ortak
kullanm4 ve evre5 konularnda son dnemde Divanda birok
dava almtr.
Dolaysyla hem davalar daha ksa bir sre iinde
karara balamak iin Divann yapt prosedr deiikliklerine
hem de alan davalarn niteliine bakldnda, Divann sadece
uluslararas hukukta deil dnya politikasnda da rolnn ve
1

rnein u davalar: Certain Questions of Mutual Assistance in Criminal Matters


(Djibouti v. France); Certain Criminal Proceedings in France (Republic of the
Congo v. France); Armed Activities on the Territory of the Congo (New
Application: 2002) (Democratic Republic of the Congo v. Rwanda); Frontier
Dispute (Benin/Niger); Arrest Warrant of 11 April 2000 (Democratic Republic
of the Congo v. Belgium); Armed Activities on the Territory of the Congo
(Democratic Republic of the Congo v. Rwanda/Uganda/Burundi); Legality of
Use of Force (Yugoslavia v. United States of America); Sovereignty over Pulau
Ligitan and Pulau Sipadan (Indonesia/Malaysia); Oil Platforms (Iran v. United
States of America); East Timor (Portugal v. Australia); Territorial Dispute
(Libyan Arab Jamahiriya/Chad); Accordance with International Law of the
Unilateral Declaration of Independence by the Provisional Institutions of SelfGovernment of Kosovo (Request for Advisory Opinion); Legality of the Threat
or Use of Nuclear Weapons; Legality of the Use by a State of Nuclear Weapons
in Armed Conflicts.
2
rnein u davalar: Avena and Other Mexican Nationals (Mexico v. United
States of America); LaGrand (Germany v. United States of America); Ahmadou
Sadio Diallo (Republic of Guinea v. Democratic Republic of the Congo); Vienna
Convention on Consular Relations (Paraguay v. United States of America).
3
rnein u davalar: Application of the International Convention on the
Elimination of All Forms of Racial Discrimination (Georgia v. Russian
Federation); Application of the Convention on the Prevention and Punishment of
the Crime of Genocide (Croatia v. Serbia); Application of the Convention on the
Prevention and Punishment of the Crime of Genocide (Bosnia and Herzegovina
v. Serbia and Montenegro).
4
rnein u davalar: Gabkovo-Nagymaros Project (Hungary/Slovakia);
Passage through the Great Belt (Finland v. Denmark).
5
rnein u davalar: Aerial Herbicide Spraying (Ecuador v. Colombia); Pulp
Mills on the River Uruguay (Argentina v. Uruguay).

1382

neminin artt sylenebilir. Yakn bir gelecekte bu etkinin daha


fazla hissedilecei tahmin edilebilir. nk Divan, yukarda
verilen davalarda da grlecei zere, uluslararas ilikilerde
egemenlikten g kullanmna, diplomatik korumadan deniz
hukukuna, insan haklarndan evrenin korunmasna kadar birok
konuda karar verme aamasndadr. Bu kararlar, uluslararas
hukuk, uluslararas ilikiler ve dnya politikasnda Divann
deien ve genileyen roln daha da belirgin klacaktr.
UADNN REFORMU VE ULUSLARARASI HUKUK
DZENNDE GELECE
Berlin Duvarnn yklmas sonrasnda, UADnn
uluslararas sistemdeki ilevlerini ve bu ilevlerin nemini
uluslararas toplum daha fazla takdir etmeye balamtr. Buna
nemli bir kant, son dnemde UADnin zorunlu yarg yetkisini
tanyan devletlerin saysnda nemli bir artn olmasdr. Bugn
iin BM yesi olan ve bu nedenle UAD Stats ne de taraf
bulunan 193 devletten 70 tanesi UAD Stats Madde 36ya
uygun olarak Divann yetkisini tandna dair bildirimde
bulunmutur (UAD, 2013: 10). Dier bir ifadeyle 70 devlet,
birbirine kar dorudan dava ama hakkna sahiptir. 1985
ylnda bu say sadece 46 idi (UAD, 2004: 44).
Ayrca, dzenledii konularda Divana yarg yetkisi
tanyan bugn iin 300den fazla iki-tarafl ve ok-tarafl
antlama mevcuttur (UAD, 2013: 10). Ayrca, tarihinde ilk kez
UAD forum prorogatum yntemiyle nne getirilen bir davada
karar vermitir.6 Bu gelimeler, UADnin nne gelen dava
eitlilii de gznne alndnda, Divann evrenselliine
iaret etmektedir (UAD, 2008: 2).
UADnin uluslararas hukuka daha fazla katkda
bulunan ve kresel bar koruyan aktif bir kurum olabilmesi iin
son dnemde Divann reformu hakknda baz grler ortaya
atlmtr. rnein International Law Association (ILA) bu
konuda bir rapor hazrlam ve gerek hukukular gerekse
devletlerin reform srecine ve reform tekliflerine daha fazla
zaman ayrmalarna almtr. Bu almalar sonucunda
ILAnn yaymlad raporda, Divann reformu hakkndaki
6

Certain Questions of Mutual Assistance in Criminal Matters- Djibouti v. France.

1383

grler u balklar altnda toplanmtr: a) Divann bileimi;


yani yarglarn says, grev yapan yarglarn yeniden seilmesi
tartmas, yarglarn ya snr, kadn yarglarn saysnn
artrlmas gibi konular; b) Divann atmal davalara bakma ve
tavsiye gr verme yetkisine dair teklifler; c) Divann
uygulayaca hukukun nitelii ve bu konuyla ilgili olarak
Statnn 38. Maddesinde deiiklik yaplmas; d) Divann
uygulayaca prosedr kurallar ve alma metotlar; e) Divann
alma koullar (rnein Divann fiziki artlarnn
iyiletirilmesi); f) Divann genel olarak sistemdeki rol ve i
yk (rnein uzmanlk gerektiren baz konularda BM tarafndan
grevlendirilecek veya kurulacak baka kurumlarn yetkili
olmas); g) Bu reform srecinde BM Genel Kurulunun
oynayabilecei rol (Yee, 2011: 64; Yee, 2009: 183-189).
Ancak bu konularn bazlar, rnein Divann bileimi
ve alma artlar, Divann uluslararas sistemdeki yerini
etkilemeyecek nitelikte olmasna ramen, zellikle Divann
gerek atmal davalara bakma gerekse danma gr verme
yetkilerini etkileyecek reform talepleri ve bizzat bu yndeki
reformlar sistem asndan nemli olacaktr. Dolaysyla burada
Divann yetkileriyle ilgili reform teklifleri zerinde
durulacaktr.
Divann yetkilerini etkileyecek reformlar iin ne
srlen akademik grler arasnda, devletler dndaki
aktrlerin de Divan nne dava getirebilmeleri ve Divan
kararlarnn
devletlerin
tasarrufuna
bal
olmadan
uygulanabilmesi saylabilir (Keohane vd., 2006: 132).
Divandaki davalara sadece devletlerin taraf olmas ve Divan
kararlarnn uygulanmas ve balaycl konusundaki
tartmalar, 1945ten gnmze varln korumaktadr.
Devlet dndaki aktrlerin Divana atmal davalar
kapsamnda bavurmas konusu, sadece Birlemi Milletler
sistemindeki organlarn ve kurulularn Divanda taraf olmas ve
devletleri dava edebilmesini deil, zellikle hkmetler aras
rgtlere (IGOs) de bu ynde yetki verilmesini kapsamaktadr.
rnein Uluslararas Atom Enerjisi Kurumu veya Uluslararas
Sivil Havaclk rgtnn devletlerin eylemleri aleyhine
Divanda dava ama yetkisi yannda, Avrupa Birlii, NATO,
Afrika Birlii rgt, Amerikan Devletleri rgt, Arap Ligi,
AGT gibi kurulularn da Divana bavurma yetkisi olmas

1384

gerektii tartlmaktadr (Scheffer, 2005: 687-691). Hangi


rgtlere bu ynde bir yetki verilecei konusunu karara
balamann zorluu yannda, bu rgtlerde Divana dava amak
iin nasl bir karar alma mekanizmas uygulanaca da tartmal
olacaktr. Daha da nemlisi, sistemde gayri meru g kullanan
veya g kullanma tehdidinde bulunan rgtlere dava ama
yetkisi verilmesinin doru olup olmayaca da tartmal bir
konudur. Ayrca, aada vurgulanaca zere, hkmetler aras
rgtlerin kendi yesi devletlerden bamsz olarak
deerlendirilebileceini dnmek de olas deildir. Bu
nedenlerle danma gr isteme yetkisi uluslararas
rgtlerden ziyade, devletler asndan dnlmeli ve gerekirse
bu yetki devletlere tannmaldr.
Divan kararlarnn uygulanmas ncelikle devletlerin iyi
niyetine baldr. Bu niyetin yokluunda, kararlarn uygulanmas
ise Gvenlik Konseyine ve zellikle Konseyin daimi yelerinin
niyetine bal olacaktr. Daha nce de belirtildii gibi, UAD
tarafndan bir davada verilen karar sadece o davay ve o davaya
taraf olan devletleri balamaktadr. Bu kararn uygulanmas
konusunda esas sorumluluk devletlere ait olmakla beraber, BM
art Madde 94e gre Gvenlik Konseyi de nemli saylabilecek
bir role sahiptir. Buna gre, herhangi bir devlet taraf olduu bir
davada Divann kararlarna uymad zaman, davann dier
taraf ya da taraflar konuyu Gvenlik Konseyine tayabilir. Bu
durumda Gvenlik Konseyi, gerekli grd durumda ilgili
devlete Divann kararna uymas konusunda tavsiyede
bulunabilir ya da kararn uygulanmas iin gerekli nlemleri
alabilir.
Ancak BM art Madde 94de Divan kararlarnn
uygulanmas, Gvenlik Konseyinin mutlaka yerine getirmesi
gereken bir grev olarak dzenlenmemitir. Konsey, gerekli
grrse, hkmn yerine getirilmesi iin tavsiyelerde bulunabilir
veya alnacak nlemleri kararlatrabilir diyen 94. Madde
aslnda uygulamay
Gvenlik
Konseyinin
takdirine
brakmaktadr. Nitekim ABD ile Nikaragua arasndaki davada,
Divann kararn ABDnin uygulamamas zerine Nikaragua
durumu Gvenlik Konseyine tam, ancak Konsey ABDye
ynelik herhangi bir giriimde bulunmamtr (Schulte, 2004:
39).

1385

Bu durumun, UAD kararlarnn uygulanmasnda temel


belirleyici unsurun devletlerin tercihleri, devletlerin iyi niyetleri
ve devletler arasndaki diplomatik ve politik ilikiler olduunu
gsterdii ve Divann uluslararas hukuktaki rol hakknda
belirsizlie yol at savunulabilir. Bu nedenle, zorunlu yarg
yetkisinin tm devletlerce tannmas ve bylece Divann
Gvenlik Konseyi daimi yelerinin eylemlerini ve Konsey
kararlarn denetlemesi fikirleri de baz uzmanlarca ortaya
atlmtr (Bekta, 2013). Ancak devletler sisteminin geerli
olduu ve asl yaptrm uygulayabilecek aktrlerin devletler
olduu gznne alndnda, Gvenlik Konseyine Divan
kararlarn mutlaka uygulama ynnde bir ykmllk vermek
veya zorunlu yarg yoluyla Konsey zerinde denetim salamaya
almak ne rasyonel ne de sonu getirici bir yntem olabilir.
Dolaysyla Divan kararlarna uyulmasnn, son tahlilde
devletlerin iyi niyetlerine dayanmas ve baskdan ziyade
tavsiyeler
dorultusunda
gerekletirilmesi
doaldr.
Uluslararas kurumlarn ancak yelerinin iradeleri erevesinde
hareket edebilecei uluslararas politikada sklkla unutulan
nemli bir konudur. zellikle Gvenlik Konseyinin daimi
yelerin iradeleri dnda ve Divann BM yelerinin
yklenmesini istedii ilevler ve kapsam dnda hareket
etmesini beklemek gereki olmayacaktr.
UADnin uluslararas hukuk dzenindeki rolnn
glenmesi ve neminin artmas iin Divann yetkili olduu iki
alanda (uyumazlklarn zm ve danma gr verme
konularnda) farkl dzenlemeler yapmak mmkndr.
Uyumazlk zm alannda yaplabilecek dzenlemeler,
devletlerin sreteki belirleyici rol sebebiyle olduka snrldr.
Buna karn; bugn iin Divann zerinde durduu gibi,
davalarn karara balanma sresini hzlandrc birtakm
nlemler almak ve yeni prosedrler tanmlamak UADyi
uyumazlk zmnde devletler iin daha fazla tercih edilir bir
alternatif haline getirebilir. Aslnda Divan, kendi kararlar ve
ilemleriyle dava prosedrlerini gelitirme yolunda son dnemde
olduka aktif bir rol stlenmitir (Yee, 2011: 67). Prosedr
hakkndaki birok reformun UAD Statsnde deiiklik
gerektirmeden yaplabilmesi de, Divann elini glendirmitir.
Yukarda saylanlara ek olarak, u gibi nlemler
Divann uluslararas hukukta bamsz ve gl bir norm

1386

koyucu olmasn kolaylatrabilir: a) Devletlerin yan sra BM


organlarnn da Divanda taraf olabilmesi (organlar ve kararlar
aleyhine dava alabilmesi), b)
BM organlarnn ve
kurulularnn UADye sadece danma gr isteyerek deil,
uyumazlk davalarnda taraf olarak da bavurma yetkisi
kazanmas, c) BM sisteminde sadece Gvenlik Konseyine oy
okluuyla UADde bir devlete kar dava ama yetkisi
verilmesi.
Ancak bu nlemler, Divann zorunlu yarg yetkisini
zaten tanm devletler iin rktc bir gelime olabilir ve
zorunlu yarg yetkisini tanma bildirilerinin geri ekilmesi
sonucunu dourabilir. Bu nlemlerin alnmas da yine zamana
yaylarak ve devletlerin onay ile gerekletirilirse, Divann etki
alannn daha fazla artaca savunulabilir.
UADnin
balayc
karar
verme
yetkisini
geniletebilecek dier bir yntem ise, Divana uyumazlklarn
zmnn yan sra BM organlarnn ald kararlarn ve
gerekletirdii eylemlerin hukuksal denetimini yapma yetkisini
tanmaktr. Bu yntemle Divan, uluslararas hukukta itihat
yaratma ve uyumazlk zmnde alternatifler sunma
konusunda daha zgr bir konuma geebilir. Ancak bu yetki,
hem devletlerin BMye ye olmalarn hem de UADnin yarg
yetkilerini tanmalarn olumsuz etkileyebilecektir. BMnin
evrenselliini etkileyecek bu giriimler, UADnin yetki alann
geniletmek yerine daraltc bir etki gsterebilir. BM organlarnn
karar ve eylemlerinin hukuksal denetimini yapma grevinin
UADye verilmesi de, ancak zamanla ve devletlerin
ounluunun katlmyla mmkn olabilir.
Dolaysyla yukarda sralanan neriler, devletlerin
tercihlerinde ve tutumlarnda bir deiimi gerektirmektedir.
Daha ksa vadede UADnin uluslararas hukuktaki etkisini
artrmak, ancak danma gr srecinde yaplabilecek
deiikliklerle mmkn olabilir. Danma gr prosedrnn
bu sreteki nemi, devletlerin UADye bak asn
belirleyebilmesinden kaynaklanmaktadr. Yukarda akland
zere, hlihazrda UADden danma gr isteme yetkisi BM
Genel Kurulu, Gvenlik Konseyi ve Genel Kurul tarafndan
yetkili klnan dier BM organlar ve bal kurululara aittir. Bu
kurumlara ek olarak devletlere de danma gr isteyebilme

1387

hakk verilmesi, UADnin uluslararas hukuka katksn artrma


konusunda nemli olabilir.
politikadaki gelimeler de devletlerin Divana
bakn etkilemektedir. D politikay ilgilendiren konularda bir
davann taraf olmak, muhalefet ve kamuoyu karsnda
hkmetin elini zayflatan bir unsurdur. Herhangi bir
uyumazl dava konusu yapmadan nce Divandan danma
gr istenmesi, dolayl yoldan da olsa Divann uluslararas
normlara katkda bulunmasn salayabilir ve devletleri UADnin
grne daha fazla bavurma konusunda tevik edebilir. Ayrca,
bu prosedrn uygulama alannn genilemesi ve Divann farkl
platformlarda gr bildirme olanaklarnn artmas, UADnin
devletlerde herhangi bir tehdit algs oluturmadan uluslararas
hukuktaki rolnn artmasna katkda bulunabilir.
UADnin uluslararas hukuktaki etkinliinin bu
yollardan artrlmas, doal olarak Divann maddi kaynaklar ve
fiziki imknlarnn iyiletirilmesini gerektirir. Devletlerin artan
taleplerine cevap verebilmesi iin Divann hem yarglara
hukuksal adan yardmc olacak personelinin hem de idari
personelinin ve belki de bizzat yarg saysnn ve Divann
maddi imknlarnn artrlmasn gerektirecektir. Ancak son
dnemde bu ynde olumsuz gelimeler yaanm ve yarglarn
maalarnn azaltlmas ynnde Genel Kurula gelen nerilere
kar Divan kendisini savunmak durumunda kalmtr. Divann
kaynak ve imknlarnn iyiletirilmesi iin, devletlerin hem
UADye hem de uluslararas hukukun anlamazlklarn
zmnde etkin bir yntem olduuna daha scak bakmalarn
gerektirmektedir.
UADnin uluslararas sistemde etkisinin ve katksnn
artabilmesi iin, devletlerin i hukukunda etkin olan anayasa
mahkemeleri gibi aktrlerin de sorumluluk almas
gerekmektedir. politikadaki aktrlerin ve kamuoyunun
devletler zerinde uluslararas hukuksal srelerin iletilmesi
konusundaki basklar devletlerin Divana ve bylece hukuksal
zm yoluna bavurmalarn salayabilir. Uluslararas toplum
tarafndan kabul gren, ihlaline izin verilmeyen ve anayasal bir
stat kazanan hukuk kurallarnn olumas uluslararas hukuk
dzeninin daha etkin ilemesini salayabilir. BM artnn
uluslararas bir antlama olmann tesine geerek bir anayasal
stat kazanmas srecinde UAD, hem kural koyucu ve

1388

uyumazlk zc olarak hem de BM artn yorumlayarak


nemli bir rol oynayabilir. Bu ekilde UAD; hukukun ulusal ve
uluslararas boyutlarda daha etkin ilemesine, gvenlik, istikrar
ve adalet gibi deerlerin kresel dzeyde glenmesine ve
mahkemelerin devletler arasndaki uyumazlklarn zmnde
nemli bir alternatif olmasna katkda bulunabilir.
SONU
UADnin kurulu felsefesinin bir sonucu olarak,
yukarda saylan nlemlerin hayata gemesi ve Divann
uluslararas hukuktaki neminin artmas, sonuta devletlerin
tercihlerine bal olacaktr. Devletlerin uluslararas hukuk ve
mahkemelere dair alglarnn deimesi, sorunlarn zmnde
uluslararas hukuka bavurma konusunda iyi niyetli olmas ve
uluslararas hukuk normlarna bal kalmas, kresel barn
bamsz mahkemeler ve hukuk normlar yoluyla korunmas iin
nemli bir admdr.
Ancak devletlerin yaklamlarnda ve tercihlerindeki bu
deiim, doal olarak bilim insanlarnn ve politika
yapmclarnn gerek UADye ve uluslararas yargya daha fazla
nem vermeleri gerekse anlamazlklarn zmnde
uluslararas hukuka bavurulmasnn nemli bir yntem
olduunu benimsemeleri ve bunu dile getirmeleriyle mmkn
olacaktr.
Bu sonular, uluslararas ilikilerde gce dayal bir
politika izlenildiini savunan ve olaylar temel olarak g ile
aklamaya alan gereki (realist) gr ile, sistemin ve
aktrlerin eylemleri ile niyetlerinin ksa srede deiebileceini
savunan idealist gr arasnda belirli bir uluslararas ilikiler
yaklam olabileceini ve byle bir yaklamn sistemsel bara
daha fazla katkda bulunabileceini gstermektedir (Doan,
2012). Bu adan bakldnda uluslararas hukuk, ideolojik veya
kat bir teorik yaklamdan te, uluslararas sorunlarn
zmnde alternatif oluturan pratik bir yntemdir (Doan ve
rengl, 2008: 25-37). Bugnk sistemden balanarak
uluslararas ilikilerin gelitirilmesi ve dnya barna hukukun
ve Divann katkda bulunmas dncesi, idealist bir gerekilik
veya gereki bir idealist yaklam belirtmektedir

1389

KAYNAKA
AB-SAAB, G. (1996). The International Court as a World
Court, (Ed.) LOWE, V. ve FITZMAURICE, M. Fifty
Years of the International Court of Justice, Cambridge
University Press, Cambridge, ss. 3-16.
BEKTA, M.H.M. (2013). The Reform of International Court
of Justice to Advance the Accountability of the UN
Security Council, Uluslararas Hukuk ve Politika, 9
(36): 27-44.
BENNETT, A. L. (1995). International Organizations: Principles
and Issues, Prentice Hall, Englewood Cliffs, New
Jersey, 6th edition.
BM (1987). Charter of the United Nations and Statute of the
International Court of Justice, United Nations, Office of
Public Information, New York.
BOWETT, D. W. (1997). The Conduct of International
Litigation, (Ed.) BOWETT, D.W. vd., The
International Court of Justice: Process, Practice and
Procedure, British Institute of International and
Comparative Law, London, ss. 1-20.
CLAUDE, I. L. Jr. (1999). A Scholars Beginnings: A Study of
the San Francisco Charter, Virginia Journal of
International Law, 40 (1): 311-329.
DIEHL, P. F., KU, C. ve ZAMARA, D. (2006). The Dynamics
of International Law: The Interaction of Normative and
Operating Systems, (Ed.) SIMMONS, B. ve
STEINBERG, R., International Law and International
Relations, Cambridge University Press, Cambridge, ss.
426-453.
DOAN, N. (2012). Pragmatic Liberal Approach to World
Order: The Scholarship of Inis L. Claude, Jr., University
Press of America, Lanham, Maryland.
DOAN, N. ve ELENK, A.A. (2012). Uluslararas Adalet
Divannn Devletler Sistemindeki Rol, lhan Unat
a Armaan, Mlkiyeliler Birlii Yaynlar No. 2012/1,
Ankara, ss. 291-310.

1390

DOAN, N. ve RENGL, S. (2008). Uluslararas Hukuk ve


Kresel Bar: Temel Yaklamlar, BM art ve Temel
lkeler, Uluslararas 5. STKlar Kongresi, anakkale
18 Mart niversitesi, 24-26 Ekim 2008, ss. 25-37.
FISCHER, D. (1982). Decisions to Use the International Court
of Justice: Four Recent Cases, International Studies
Quarterly, 26 (2): 251-277.
KANT, I. (1991). Perpetual Peace: A Philosophical Sketch,
(Ed.) REIS, H., Kant Political Writings, Cambridge
University Press, Cambridge.
KEOHANE, R. (2006). The Demand for International
Regimes, (Ed.) SIMMONS, B. ve STEINBERG, R.,
International Law and International Relations,
Cambridge University Press, Cambridge, ss. 18-39.
KEOHANE, R., MORAVCSIK, A. ve SLAUGHTER, A.
(2006). Legalized Dispute Resolution: Interstate and
Transnational, (Ed.) SIMMONS, B. ve STEINBERG,
R., International Law and International Relations,
Cambridge University Press, Cambridge, ss. 131-156.
PAZARCI, H. (2008). Uluslararas Hukuk, Turhan Kitabevi,
Ankara.
POWELL, E.J. ve MITCHELL, S. M. (2007). The International
Court of Justice and the Worlds Three Legal Systems,
Journal of Politics, 69 (2): 397-415.
SCHEFFER, D. (2005). Blueprint for Legal Reforms at the
United Nations and the International Criminal Court,
Georgetown Journal of International Law, 36(3): 683701.
SCHULTE, C. (2004). Compliance with Decisions of the
International Court of Justice, Oxford University Press,
Oxford.
SINCLAIR, I. (1997). The Court as an Institution: Its Role and
Position in International Society, (Ed.) BOWETT,
D.W. vd., The International Court of Justice: Process,
Practice and Procedure, British Institute of International
and Comparative Law, London, ss. 21-26.

1391

SINGH, N. (1989). The Role and Record of the International


Court of Justice, Martinus Nijhoff Publishers, London.
UAD (2004). The International Court of Justice, ICJ, The Hague,
5th Edition.
UAD (2008). Report of the International Court of Justice, 1
August 2007-31 July 2008, United Nations, New York.
UAD (2013). Report of the International Court of Justice, 1
August 2012-31 July 2013, United Nations, New York.
YEE, S. (2011). Reform Proposals Regarding the International
Court of Justice, (Ed.) WILDE, R. United Nations
Reform Through Practice: Report of the International
Law Association Study Group on United Nations
Reform, International Law Association, ss. 62-74.
YEE, S. Notes on the International Court of Justice (2): Reform
Proposals Regarding the International Court of JusticeA Preliminary Report for the International Law
Association Study Group on the United Nations
Reform, Chinese Journal of International Law, 8 (1):
181-189.

1392

ULUSLARARASI SLM ADALET DVANI


Yrd. Do. Dr. Sleyman Srr TERZOLU
ZET
slm birlii Tekilt (T), 57 Devletin ye olduu,
hkmetler aras bir rgttr. Uluslararas slam Adalet Divan
(UAD), Tnin ye devletler arasnda ortaya kan
uyumazlklarn bar zm ykmll ile grevlendirilen
bir yarg organ olarak tasavvur edildi. Divan Tz 1987de
kabul edildi. Tzk uluslararas uyumazlklarn zm iin,
UAD tarafndan uygulanacak temel hukuk olarak slm
hukukunu benimsemektedir. UAD henz kurulmasa da,
Tz, bu Divan ilgin bir aratrma ve tartma konusu yapan
bir farklla sahiptir. nk UAD din bir karaktere sahip
olacaktr.
Anahtar Kelimeler: Uluslararas slam Adalet Divan,
slm birlii Tekilt, Uyumazlklarn zm, slm
Devletler Hukuku, Uluslararas rgtler.
THE INTERNATIONAL ISLAMIC COURT OF JUSTICE
ABSTRACT
The Organisation of Islamic Cooperation (OIC) is an
inter-governmental organization which has membership of 57
states. The International Islamic Court of Justice (IICJ) was
envisaged as a judicial body of the OIC charged with the
responsibility of peacefully settling the disputes arising among
member states. The Courts Statute was adopted in 1987. The
Statute adopts the Islamic law as the fundamental law to be
applied by the IICJ for the resolution of international disputes.
Although the IICJ has not yet been set up, its Statute has a
peculiarity which makes this Court an interesting subject of
research and discussion. Because, the IICJ will have a religious
character.
Keywords: The International Islamic Court of Justice,
The Organisation of Islamic Cooperation, Dispute Settlement,
International Islamic Law, International Organisations.

zmir Ktip elebi niversitesi BF retim yesi (ssterzioglu@yahoo.com)

1393

GR
slm birlii Tekilt (T), 57 Devletin ye olduu,
ilkeleri arasnda uluslararas uyumazlklarn bar yollarla
zm bulunan bir uluslararas hukuk kiisidir. almada
ncelikle Tekiltn tarihesi, yaps hakknda bilgi verilecektir.
Daha sonra Tekilta ye devletler arasnda uyumazlk kmas
durumunda, Tekilt artna gre uyumazlklarn bar
yollarla zm usulleri erevesinde Uluslararas slam Adalet
Divan ele alnacaktr. Henz faaliyete gemese de yargsal bir
zm mekanizmas getiren Uluslararas slam Adalet Divan,
benzer uluslararas yarg organlarndan bir farkllk arz
etmektedir. Zira Divann davalarnda dayand temel kaynak
slm hukuku olacaktr. Bu balamda ncelikle Divann yaps ve
yarglama usul incelenecektir. slm hukukunun Divann temel
kayna olmasnn sonularna ilikin deerlendirmeler
yaplacaktr. Kimi devletler i hukuklarnda slm hukukunu
uygulasa da, gnmz dnyasnda slm hukukunun devletler
arasndaki ilikilere uygulanmas konusunda bir rnek u an iin
mevcut deildir. Bu yzden faaliyete gemesi durumunda,
Divann uluslararas hukuka katks ya da etkisinin olup
olamayaca tartlacaktr.
SLM BRL TEKLTI
1.1. Tarih Geliim
Osmanl Devletinin sona ermesinden sonra kurulan
Trkiyenin, 1924te halifelii kaldrmasnn ardndan, slm
dnyasnda yeniden slm birliini kurma almalar balad
(Ataman, 2006:584 vd.). Bu amala iki sava arasndaki
dnemde Mslmanlar arasndaki birlik, ibirlii ve dayanma
amacna ynelik eitli toplant ve kongreler yapld. Ancak bu
toplantlarda somut bir sonuca ulalamad (hsanolu, 2010:15
vd.; ayrca bkz. hsanolu, 2013; Dursun, 1999). 21 Austos
1969 tarihinde Kudste bulunan ve Mslmanlarca kutsal
kabul edilen Mescid-i Aksann fanatik bir Yahudi tarafndan
yaklmas, slm dnyasnda sert tepkilere yol at.
Kundaklama olayndan sonra, rdn Kral Hseyin, Arap
Birlii liderlerine mesajlar gndererek Arap Zirvesi

1394

yaplmasn istedi. Bu ar zerine, 25 Austos 1969 tarihinde


14 Arap devletinin katlm ile Arap Birlii Dileri Bakanlar,
sorunu grmek zere Kahirede toplandlar. gn sren
toplant sonunda Suudi Arabistann teklifiyle en ksa zamanda
slm devletlerinin liderlerinin katlacaklar bir slm Zirve
Konferansnn toplanmasna ve bunun iin Suudi Arabistan ve
Fasn grevlendirilmesine karar verildi (Tnin kurulmasna
yol aan gelimeler iin bkz. Soysal, 1991:731 vd.; Karluk,
2007:81 vd; Hasgler ve Uluda, 2005:262 vd.; Armaolu, 1994:
628 vd.; Ataman, 2006:585 vd.; Dursun, 1999:138). Grld
gibi, slm Konferans balangta bir tepki olarak ortaya
kmtr.
Gelien sre sonunda 26-28 Aralk 1970 tarihlerinde
Karaide toplanan 2. Dileri Konferansnda, bir kurulu
artnn hazrlanmas iin Genel Sekretere grev verildi.1
Hazrlanan taslak art, 29 ubat-4 Mart 1972 tarihlerinde
Ciddede toplanan 3. Dileri Bakanlar Konferansna sunuldu
ve 4 Mart 1972 tarihinde de slm Konferans art (Charter
of the Islamic Conference. artn ngilizce metni iin bkz.
(United Nations-Treaty Series) UNTS, 1974, Vol. 914, No:
13039, s. 110. artn Trke evirisi iin bkz. Soysal, 1991:751
vd) kabul edildi (Sonu Bildirisi, para.13).
artn giriinde Trkiyenin de adnn yer almasna
ramen, Trkiye art imzalamamtr. Bununla birlikte,
Trkiyenin Tekilta hukuksal anlamda ye olma giriimi,
Tekilt artna ekince ile katlma yolunda hazrlanan slm
Konferans Yasasnn Onaylanmasnn T.C. Anayasas ile
Badat lde Uygun Bulunmas Hakkndaki kanun
tasarsnn kadk olmas nedeniyle tamamlanamamtr. 1976
Maysnda, stanbulda yaplacak olan 7. Dileri Bakanlar
toplants srasnda, arta Anayasa hkmleri sakl tutulmas
yolundaki bir ekince ile katlmak iin Hkmet giriimleri
balam, hazrlanan kanun tasars, TBMMnin ilgili
komisyonuna gelmi, ancak zamannda karlamad iin

1
Sonu Bildirisi, para. 22. Dileri Bakanlar Konferanslarnn kararlarna
http://www.oic-oci.org/oicv2/page/?p_id=68&p_ref=37&lan=en
adresinden
ulalabilir. Bundan sonra, aada zikredilen Dileri Bakanlar
Konferanslarnn kararlarnn sadece numaralar verilecek, internet adresine atf
yaplmayacaktr.

1395

1977 erken seim karar zerine, tasar kadk olmutur


(Alpkaya, 1991:63; Soysal, 1991:736).
Daha sonra yaplan slm Zirve Konferanslarnda ve
Dileri Bakanlar Konferanslarnda, Tekilt daha da
genilemi, eitli komiteler, komisyonlar, alt organlar, ilgili
kurulular ve uzmanlk kurulular oluturularak Tekiltn ilevi
artrlmaya allmtr.
7-8 Aralk 2005 tarihlerinde Mekkede yaplan 3.
Olaanst slm Zirvesinde, Tekiltta reform yaplmas
dncesi ortaya km ve bu amala da eski artn tadil
edilmesi ihtiyac domutur. Zirvede kabul edilen 10 Yllk
Eylem Plnnda (Ten-Year Programme of Action to Meet the
Challenges Facing the Muslim Ummah in The 21st Century)
Tekiltta reform hedefi ifade edilmitir (Entelektel ve Siyas
Meseleler, KTde Reform, para. XI). Ayrca, Zirveye Akil
Adamlar Komisyonu tarafndan sunulan 29 Mays 2005 tarihli
tavsiyelerde de [Final and Approved Recommendations of the
OIC Commission of Eminent Persons (CEP)] artn tadili
istenmekteydi (3 Nolu Belge). Bu gelimeler sonucu 13-14 Mart
2008 tarihlerinde Senegalde yaplan 11. Zirvede alnan karar ile
yeni slm Konferans Tekilt art [Charter of the
Organisation of the Islamic Conference. Yeni artn ngilizce
metni
iin
bkz
http://www.oicoci.org/english/charter/OIC%20Charter-new-en.pdf
(E.
T.
10.05.2014)] onayland.2 Eski artn yerini alan yeni art,
Tekilt yapsnda eitli deiiklikler yapmtr.
10 Yllk Eylem Plnnda KTde Reform bal
altnda, Tekiltn yeniden yaplanmas yannda, isminin
deitirilmesinin de gz nnde bulundurulaca ifade
edilmekteydi. Bu dorultuda, 38. Dileri Bakanlar Konseyinde
alnan kararla (Resolution No. 4/38-ORG) Tekiltn ismi, slm
birlii Tekilt olarak deitirildi ve dier bir kararla
(Resolution No. 5/38-ORG) Tekiltn yeni amblemi kabul
2

Resolution No. 2/11-ORG(IS). Ayrca, Sonu Bildirisi, para. 201, Final


Communiqu of the Eleventh Session of the Islamic Summit Conference
(Session of the Muslim Ummah in the 21st Century), OIC/SUMMIT11/2008/FC/Final. slm Zirve Konferanslarnn kararlarna http://www.oicoci.org/oicv2/page/?p_id=67&p_ref=36&lan=en adresinden ulalabilir. Bundan
sonra, aada zikredilen slm Zirve Konferanslarnn kararlarnn sadece
numaralar verilecek, internet adresine atf yaplmayacaktr

1396

edildi. Bugn itibariyle Tekilta 57 devlet tam yedir. Bunun


dnda, 5 devlet ve 7 eitli rgt ve kurulu ise, gzlemci
statsnde bulunmaktadr.
T'nin yeni artn Trkiye'yi temsil eden Dileri
Bakan Babacan, 18-20 Haziran 2008 tarihlerinde Uganda'nn
bakenti Kampala'da dzenlenen 35. Dileri Bakanlar
toplantsnda, Trkiye adna imzalad.3 slm Konferans
rgtnn artnn Onaylanmasnn Uygun Bulunduuna
Dair Kanun TBMM tarafndan 23.2.2012 tarih ve 6280 say ile
kabul edildi (R.G. 29.02.2012 tarih ve 28219 say). artn
imzalanmas srasnda, Tekilt artnn 37. maddesinin 2.
fkras erevesinde Trkiyenin art Anayasas ve kanunlar
ile uluslararas anlamalardan kaynaklanan ykmllklerine
uygun olarak yorumlayaca ve uygulanacan beyan
ettiine ilikin bir ekince konuldu. Ayrca, artn onay ilemi
de tamamlanmtr (Onay ilemi ve artn yabanc dildeki
metinleri ve Trke tercmesi iin bkz. R.G. 15.06.2012 tarih ve
28324 (Mkerrer) say).
1.2. Tekiltn Nitelii ve Yaps
T, nitelii itibariyle ncelikle hkmetleraras bir
uluslararas rgttr. T, at veya emsiye rgt olarak da
deerlendirilebilir. Zira Tekilt olduka geni alana yaylm
olan faaliyetlerini gerekletirebilmek iin baka uzmanlk
rgtleri kurma yoluna gitmektedir (Tekiltn nitelii,
uluslararas hukuk kiilii ve yaps hakknda geni bilgi iin bkz.
Terziolu, 2013).
Tnin, uluslararas hukuk kiiliine sahip olup
olmadn deerlendirecek olursak, gerek eski artta gerekse
yeni artta, aka Tekiltn uluslararas hukuk kiiliine sahip
olduunu ngren bir hkm yoktur. Ancak, 1976 tarihli
KTnin Baklk ve Ayrcalklar Hakkndaki Anlamann
1. maddesinde, aka Tekiltn hukuksal kiilie sahip olduu
ifade edilmitir. Bu erevede Tekilt, tanr ve tanmaz mlk
edinme ve tasarruf etme, szleme yapma ve hukuksal ilem tesis
3
Trkiye ile birlikte 10 devletin daha (Suudi Arabistan Krall, Endonezya,
Bahreyn Krall, Banglade, Tunus, Malezya, Nijer, Yemen, Uganda ve ad)
yeni art imzalamas, Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan memnuniyetle
karlanmtr. Final Report of the Thirty-Fifth Session of the Council of
Foreign Ministers, OIC/35-CFM/2008/FINAL REPORT, (para. 17)

1397

etme yetkilerine sahiptir. Dolaysyla, Tekiltn, her iki art


dneminde de bir uluslararas hukuk kiisi olduu konusunda
phe yoktur.4
rgtlenme yaps asndan baktmza T, klsik
uluslararas rgtlerin benimsedii modele uymakta, gerek
rgtlenme, gerekse ileyi bakmndan din bir model
oluturmamaktadr (Alpkaya, 1991:56). artn 5. maddesine
gre, Tekiltn organlar unlardr: i) slm Zirvesi, ii) Dileri
Bakanlar Konseyi, iii) Daim Komiteler, iv) cra Komitesi, v)
Daim Temsilciler Komitesi, vi) Uluslararas slm Adalet
Divan, vii) Bamsz Daim nsan Haklar Komisyonu, viii)
Genel Sekreterlik, ix) Alt Organlar, x) Uzmanlk Kurulular, xi)
lgili Kurulular.
Uluslararas rgtlerde ana organlar, rgtn
amalarnn hayata geirilmesinde ve rgtn faaliyetlerinde asl
yrtc glerdir (zarslan, 2012:75). T emsiyesi altnda ana
organlar dnda, Tekilt ile zerklik derecelerine bal olarak

Ayrca, eski artn Genel Sekreterlii dzenleyen VI. maddesinde slm


Konferansnn ye devletlerde ayrcalk ve baklklardan yararlanaca, ayn
ekilde Konferans memurlarnn da ayrcalk ve baklklardan yararlanaca
hkm altna alnmtr (mad. VI/8). Yine yeni artn dokunulmazlk ve
ayrcalklar dzenleyen 34. maddesinde, Tekiltn ye devletlerde ayrcalk ve
baklklardan yararlanaca, ayn ekilde Genel Sekreterlik, alt organlar ve
uzmanlk kurulular personelinin de, Tekilt ve ev sahibi devlet arasnda
kararlatrlabilecei zere, grevlerini yerine getirmek iin gerekli ayrcalk ve
baklklardan yararlanaca aka ifade edilmektedir. Tekiltn ve
grevlilerinin devletler nezdinde ayrcalk ve baklklara sahip olmasnn,
uluslararas hukuk kiiliine sahip olmann emarelerinden birisi olduu kabul
edilirse, Tye eski ve yeni artta aka olmasa da uluslararas hukuk kiilii
tannd sylenebilir.

1398

alt organlar,5 uzmanlk kurulular6 ve ilgili kurulular7


bulunmaktadr. Uluslararas rgtler hukuku balamnda
uzmanlk kurulular ve ilgili kurulular, rgtlerden farkl tzel
kiilikleri olan birimlerdir. Bununla birlikte, T artnn 5.

5
T artna gre Tekilt, Dileri Bakanlar Konseyinin onayndan sonra, arta
uygun olarak alt organlar, uzmanlk kurulular kurabilir ve ilgili kurulu stats
verebilir (mad. 22). artn 23. maddesine gre alt organlar, slm Zirvesi ya da
Dileri Bakanlar Konseyinin kararyla Tekilt erevesi iinde kurulurlar ve
bteleri Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan onaylanr. Grld gibi, T
asndan alt organlarn kurulmas, balca ana organlar olan slm Zirvesi ya da
Dileri Bakanlar Konseyinin kararyla mmkndr. Tekiltn alt organlar
unlardr: i) slm lkeleri statistik, Ekonomik ve Sosyal Aratrma ve Eitim
Merkezi, ii) slm Tarih, Sanat ve Kltr Aratrma Merkezi, iii) slm Teknoloji
niversitesi, iv) slm Ticareti Gelitirme Merkezi, v) Uluslararas slm Fkh
Akademisi, vi) slm Dayanma Fonu ve Vakf.
6
Uzmanlk kurulular, belirli alanlarda uzmanlam, T ile zel iliki iinde
bulunan, uluslararas rgtlerdir. T artna gre Tekilt, Dileri Bakanlar
Konseyinin onayndan sonra, arta uygun olarak alt organlar, uzmanlk
kurulular kurabilir ve ilgili kurulu stats verebilir (mad. 22). artn 24.
maddesine gre uzmanlk kurulular, slm Zirvesi ya da Dileri Bakanlar
Konseyinin kararlaryla Tekilt erevesinde kurulurlar. Uzmanlk
kurulularna yelik ihtiyardir ve Tekiltn tm yelerine aktr. Bteleri,
bamszdr ve kendi Tzklerinde belirtilen ilgili yasal organlarca onaylanr.
Tekiltn uzmanlk kurulular unlardr: i) slm Kalknma Bankas, ii) slm
Eitim, Bilim ve Kltr Tekilt, iii) slm Yayn Birlii, iv) Uluslararas slm
Haber Ajans, v) Uluslararas Hill slm Komitesi, vi) T yesi Devletlerde
Kadnlarn Geliimi Tekilt.
7
T artnn 25. maddesine gre ilgili kurulular, amalar T art ile uyumlu
olan ve Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan ilgili kurulu olarak tannan
varlklar veya yaplardr. Bu kurululara yelik ihtiyardir ve tm ye devletlerin
kurum ve kurulularna aktr. Bteleri Genel Sekreterliin ve alt organlarn ve
uzmanlk kurulularnn btelerinden bamszdr. lgili kurululara, Dileri
Bakanlar Konseyinin bir kararyla gzlemci stats tannabilir. lgili kurulular,
ye devletler, alt organlar ve uzmanlk kurulularndan gnll yardm alabilirler.
Eski artta, ilgili kurulular kurabilecei ynnde Tekilt organlarna yetki
veren herhangi bir dzenleme bulunmamasna ramen, slm Zirvesi ya da
Dileri Bakanlar Konferans kararlaryla eitli ilgili kurulular kurulmutur.
Tekiltn ilgili kurulular unlardr: i) slm Ticaret, Sanayi ve Tarm Odas, ii)
slm Bakentleri ve ehirleri Tekilt, iii) slm Dayanma Oyunlar Spor
Federasyonu, iv) slm Gemi Sahipleri Birlii rgt, v) Arap-slm Uluslararas
Okullar Dnya Federasyonu, vi) slm Konferans Diyalog ve birlii Genlik
Forumu, vii) Uluslararas Mslman zciler Birlii, viii) slm lkeleri
Mavirler Federasyonu, ix) slm Dnyas Bilimler Akademisi, x) slm
Bankalar ve Mal Kurulular Genel Konseyi, xi) slm lkeleri Mteahhitler
Federasyonu, xii) T Bilgisayar Acil Yardm Takm, xiii) slm lkeleri
Standardlar ve Metroloji Enstits, xiv) Uluslararas Malezya slm niversitesi,
xv) slm lkeleri Vergi Makamlar Birlii.

1399

maddesinde uzmanlk kurulular ve ilgili kurulular, organ


olarak nitelendirilmilerdir.
aran,
Tyi
bir
rgtler
ailesi
olarak
nitelendirmektedir. Bununla birlikte, Tyi BM veya Amerikan
Devletleri rgt Ailesi gibi dier rgtlenmelerden farkl klan
husus, uzmanlk kurulular veya Tekilt organlar olarak
nitelendirilen kurulularn Tekiltla daha yakn balarnn
olmasdr. T Ailesinin yeleri neredeyse ana Tekiltla
birlemi bir konumdadr. Yukarda da ifade edildii gibi, zaten
T art, uzmanlk kurulularn Tekilt organlar arasnda
saymaktadr. Bu i ie gemiliin en nemli sebebi, uzmanlk
kurulular ve dier ilgili kurulularn Tnin teebbsyle
kurulmasdr. T Ailesinin durumunu belirleyen bir deer sebep
ise, yeni kurulularn Tekiltn faaliyet alannn eitlenmesiyle
ortaya kan kurumsallama ihtiyacna cevap olarak pragmatik
bir anlayla kurulmalardr. Bu yzden, yeni kurulan birimlerin
hukuk statleri her zaman net bir ekilde belirlenememitir
(aran, 2013:304).
2. DEVLETLER ARASINDA UYUMAZLIKLARIN
ZM VE ULUSLARARASI SLM ADALET
DVANI
2.1. Uyumazlklarn zm
Tekilta ye devletler arasnda bir uyumazlk
kmas durumunda, eski artta uyumazlklarn zmne
ilikin bir hkm yer almazken yeni artta bu konuda bir
dzenlemeye gidildii grlmektedir. Buna gre, sregitmesi
slm leminin karlarna zarar verebilecek veya uluslararas
bar ve gvenliin idamesini tehlikeye atabilecek herhangi bir
uyumazla taraf olan ye devletler, dosta giriim, mzakere,
soruturma, arabuluculuk, uzlatrma, tahkim, yargsal zm
veya tercih edecekleri dier bar yntemlerle bir zm
arayacaklardr. Bu konuda dosta giriim, cra Komitesi ve Genel
Sekreter ile istiareleri de ierebilir (mad. 27). Ayrca, Tekilt,
uluslararas bar ve gvenliin korunmas ve uyumazlklarn
bar yollardan zm amac ile dier uluslararas ve blgesel
rgtlerle ibirlii yapabilir (mad. 28).

1400

Uyumazln artn herhangi bir maddesinin


yorumlanmas, kullanlmas veya uygulanmasna ilikin olarak
ortaya kmas durumunda da, ihtilflarn, dosta ve her
halkarda istiare, mzakere, uzlatrma ya da tahkim yoluyla
zmlenecei dzenlenmitir (mad. 37/1, eski art mad. XII).
Grld gibi, uyumazlklarn zmn dzenleyen
hkmler, uluslararas hukuktaki genel yntemlere atf yapmakla
yetinmitir. art, T organlarna uyumazllarn zmne
ilikin zel bir mekanizma kullanma yetkisi vermemitir.
Dolaysyla, Uluslararas slm Adalet Divann dzenleyen 27.
madde hkm bir yana braklacak olursa, T art, bir
uyumazlk kmas durumunda, ye devletlerin bavurabilecei
ayrntl bir siyas mekanizma iermemektedir. Ancak,
1980lerin banda T gr deitirdi ve uyumazlklar
yargsal yollarla zm iin admlar atld. Bu erevede
Uluslararas slm Adalet Divan, Tekiltn organlarndan
birisi olarak formle edildi. Bununla birlikte, Divan Tz
henz yrrle girmedii iin, Tzn ngrd yargsal
zm mekanizmas iletilememektedir. Bu balamda eski
Genel Sekreter hsanolunun, Uluslararas slm Adalet
Divannn faaliyete geirilmesi dnda, T Bar ve Gvenlik
Konseyi kurulmas gibi teklifleri olmutur (Genel Sekreter
hsanolunun 23-24 Ocak 2010 tarihlerinde Cidde yaplan
Hkmetleraras Uzmanlar Grubu toplantsnda yapt
konuma).
2.2. Divann Yaps ve Yetkisi
1980li yllarda Irak ve ran arasndaki 1. Krfez Sava
(1980-1988), iki slm devleti arasndaki ortaya kan bir
anlamazln bar yollarla zlebilmesi iin T iinde
yargsal bir organn bulunmas gerekliliini ortaya karmtr
(Lombardini, 2001:665). Eski artn ilk eklinde Tekiltn
organlar arasnda bir mahkeme yer almamaktayd. Ancak,
1981de yaplan 3. slm Zirve Konferansnda ye devletler
arasnda ortaya kan uyumazlklarn bar yollardan
zmn salamak amac ile bir slm Adalet Divannn
kurulmasna karar [Resolution No. 11/3-P(IS)] verildi. Bu karar
zerine, Tekilt Genel Sekreterlii Divan Tznn
hazrlanmas iin bir uzmanlar grubu kurdu. Komite tarafndan
hazrlanan Tzk, 1981, 1982 ve 1983 yllarnda bir dizi
revizyondan
geti
[Al-Midani,

1401

http://www.acihl.org/articles.htm?article_id=8
(E.T.
10.05.2014)]. Bu almalarn sonunda, 1987deki 5. slm
Zirvesinde son hli zerinde uzlamaya varlan Uluslararas
slm Adalet Divannn Tz [Statute of the International
Islamic Court of Justice. ngilizce metin iin bkz.
http://www.oicoci.org/english/convenion/1987/statute_of_the_international_isl
amic_court_of_justice_en.pdf (E.T. 10.05.2014)] onayland.
Ayrca, eski artn III. maddesine 4. paragraf olarak,
Uluslararas slm Adalet Divan ibu arta eklenen ve artn
tamamlayc bir parasn oluturan Tzne uygun olarak
grevlerini yerine getirir hkm eklendi ve ye devletler
tadilat onaylamaya ve onay belgelerini Genel Sekreterlie tevdi
etmeye davet edildi [Resolution No. 13/5-P(IS)].
Tzk bir btn olarak incelendiinde, byk lde
Uluslararas Adalet Divan (UAD) Statsnden (Statute of
the International Court of Justice, http://www.icjcij.org/documents/index.php?p1=4&p2=2&p3=0
(E.T.
10.05.2014). 15.8.1945 tarih ve 4801 sayl Sanfransiskoda
26.6.1945 Tarihinde Yaplm ve mzalanm Olan Birlemi
Milletler Andlamas le Milletleraras Adalet Divan Statsnn
Onanmas Hakknda Kanun. Kanun ile Andlama ve Statnn
Trke metinleri iin bkz. R.G. 24.8.1945 tarih ve 6092 say)
esinlenildii grlmektedir. Divann yaps, yarglama yetkisi,
yarglama usl gibi birok konuda UAD Statsnn hkmleri,
Tzkte de neredeyse aynen tekrarlanmtr. BM art ve
Uluslararas Adalet Divan Stats arasndaki iliki (BM art
mad. 92, UAD Stats mad. 1), benzer ekilde, T art ve
Uluslararas slm Adalet Divan Tz arasnda da kuruldu.
Bylece, Tekiltn yarg alannda model olarak UADyi
benimsediini syleyebiliriz.
Uluslararas slm Adalet Divan, yeni artta da
Tekiltn organlar arasnda saylmtr (mad. 5). Bununla
birlikte, 1987 ylnda Kuveytte imzaya alan Tzk henz
yrrle girmedii iin, Divan kurulamamtr. arta gre,
Tzn yrrle girmesi durumunda Divan, Tekiltn balca
yarg organ olacaktr (mad. 14). UAD Statsnde de UAD, BM
balca yarg organ olarak nitelendirilmitir. Bunun nedeni
Divann BMnin Gvenlik Konseyi, Genel Kurul gibi siyas
organlarndan ayrt edilmesini salamaktr. Yoksa Divann dier

1402

organlara herhangi bir stnl yoktur. rnein, BM artnn


yorumlanmas ve uygulanmasnda Divann dier organlara gre
bir ncelik hakk bulunmad gibi Gvenlik Konseyi veya Genel
Kurulun alm olduu bir kararn hukuka uygun olup olmadn
inceleme yetkisi de yoktur (Aksar, 2007:39). Benzer durumun
T ve Uluslararas slm Adalet Divan iin de geerli olduu
sylenebilir. Faaliyete gemesi durumunda Divann, slm
Zirvesine ya da Dileri Bakanlar Konseyine bir stnl
olmayaca gibi, bunlar tarafndan alnm olan kararlarn da
denetim mercii olmayacaktr. Gerekten aada grlecei gibi,
Divana Tzkte bu konuda bir yetki verilmemitir.
Tze gre Divan, Kuveyt ehrinde kurulacak ve her
biri drt yllk bir dnem iin T Dileri Bakanlar Konseyi
tarafndan seilen yedi hkimden oluacaktr. Hkimlerin bir kez
daha seilmeleri mmkndr. yeler, kendi ilerinden bir
Bakan ve Bakan Yardmcs seer (Tzk mad. 3/a). Divanda
iki ye ayn tbiiyetten olamaz (Tzk mad. 3/b). Divan yeleri,
T ye devletlerinden Divan Tznn 4. maddesindeki
belirtilen artlar tayan Mslmanlar arasndan seilir.
Hkimlerin seimi, Tzn 5. maddesinde ngrlen usle
gre, T Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan gizli oyla
yaplr. Adaylarn seilebilmesi iin her birinin tm ye
devletlerin oylarnn mutlak ounluunu almas gerekir.
Uluslararas slm Adalet Divan, yeleri ve personeli, ye
devletlerin lkelerinde, KTnin Baklk ve Ayrcalklar
Hakkndaki Anlamada tanmlanan ayrcalk ve baklklara
sahiptir (Tzk mad. 10/a). Divan, Ktip tayin eder ve gerekli
olabilecek baka personeli de tayin edebilir (Tzk mad. 11/a).
Divan, adl tatiller dnda srekli olarak grev halinde bulunur
(Tzk mad. 12/a).
Divan, Tzkte aka aksi ngrlmedike,
toplantlarn Genel Kurul halinde yapar. Ancak, Divan
oluturmak iin hazr bulunacak hkim says bein altna
demez (Tzk mad. 13). Divan, belirli dava kategorileri iin
ya da daha fazla hkimden oluan bir ya da daha fazla daire
oluturabilir (Tzk mad. 15/a). Divan, belirli bir davaya bakmak
zere bir daire kurabilir. Bu dairenin hkim says, taraflarn
onay ile Divan tarafndan saptanr (Tzk mad. 15/b). Divan, her
yl, taraflar istedii takdirde basit yarglama yapacak
hkimden oluan bir daire kurabilir (Tzk mad. 15/c).

1403

Taraflardan her birinin tbiiyetinde bulunan hkimler, Divan


nne getirilen davann grlmesine katlma hakkn korurlar.
(Tzk mad. 16/a). Divan kendi usl kurallarn koyabilir (Tzk
mad. 19/a).
T ye devletlerinin Divana mracaat haklar vardr
(Tzk mad. 21/a). Dolaysyla, Divana mracaat hakk yalnzca
devletlere tannmtr. Uluslararas rgtlerin ve bireylerin byle
bir yetkisi yoktur. T yesi olmayan devletlerin Divanda bir
uyumazla taraf olma hakkndan yararlanabilmelerinin artlar
ise, Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan belirlenecektir
(Tzk mad. 21/b). Bir ye devlet, bir uyumazlkta kendisi
bakmndan hukuk nitelikte bir karn sz konusu olduunu
grrse, davaya katlmak amacyla Divana bavurabilir (Tzk
mad. 23/a). Divanda bir uluslararas szlemenin yorumlanmas
sz konusu olduunda, Ktip bu szlemeye taraf olan tm ye
devletlere hemen durumu bildirir. Kendisine duyuruda bulunulan
her devlet yarg srecine katlma hakkna sahiptir; ancak bu hakk
kullanrsa, yargnn varaca hkm o devlet iin de katlanlarla
ayn lde balayc olur (Tzk mad. 24).
Divann konu bakmndan yetki alan unlardan ibarettir
(Tzk mad. 25):
a) lgili T yesi devletlerin Divana bavurma
konusunda anlatklar davalar,
b) yrrlkteki herhangi bir anlama ya da szleme ile
Divana yaplan atflardan kaynaklanan davalar,
c) iki ya da ok tarafl bir andlamann yorumlanmas,
d) uluslararas hukuka ilikin herhangi bir sorun,
e) saptand takdirde uluslararas bir ykmlln
ihllini oluturabilecek herhangi bir vakann varl,
f) uluslararas bir ykmlle aykr bir davrann
gerektirdii tazminin nitelii ya da kapsamna ilikin davalar.
Divann ncelikli resm dili Arapa olmakla birlikte,
ngilizce ve Franszca da dier resm dillerdir (Tzk mad. 28/a).
Divan, taraflarn birisinin talebi zerine, bu tarafn resm dillere
tercme masraflarn karlamas kayd ile resm olmayan bir dili
kullanmalarna izin verebilir (Tzk mad. 28/b). Divann karar,
resmi dilde de verilir (Tzk mad. 28/c).

1404

Divannn yarglama usl, yazl ve szl olmak zere


iki aamadan oluur (Tzk mad. 30). Divann geici tedbir alma
yetkisi vardr (Tzk mad. 33). Divann kararlar yalnzca
uyumazln taraflar bakmndan ve karar verilen dava iin
balaycdr (Tzk mad. 38). Divanca verilen hkm kesindir
ve buna kar bavuru yolu yoktur. Ancak, hkmn anlam ya da
kapsam zerinde uyumazlk kmas durumunda, taraflardan
herhangi birinin istei zerine Divan, hkm yorumlar. Herhangi
bir tarafn hkm uygulamay reddetmesi durumunda, mesele
Dileri Bakanlar Konseyine gtrlecektir. (Tzk mad. 39).
Hkm kesin olmakla birlikte, yarglamann yenilenmesi yoluna
bavurma imkn tannmtr (Tzk mad. 40). Tzn 42.
maddesine gre, Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan bu ynde
yetki verilen ve talepte bulunan bir organa, herhangi bir sorun
konusunda Divann danma gr verme yetkisi vardr.
Dolaysyla, devletler Divandan danma gr isteyemez.
2.3. Uyumazlklarn zmnde Uygulanacak Hukuk ve
slm Devletler Hukukunun Kaynaklar
UAD, Uluslararas slm Adalet Divanna model tekil
etmekle birlikte aralarnda nemli bir farkllk vardr:
uyumazlklarn zmnde uygulanacak hukuk. Uluslararas
slm Adalet Divannda uygulanacak hukuk kaynaklar, UAD
Statsnn 38. maddesinden fakl dzenlenmitir.8 Zira Tzn
27/a maddesine gre, slm hukuku, Uluslararas slm Adalet
Divannn davalarnda dayand temel kaynak olacaktr.
Atamana gre, Divann ileyii ok sorunlu bir konu
oluturmaktadr. nk farkl hukuk sistemlerine sahip olan ye
devletlerin hukuk kaynaklar da farkldr. Divann temel ald
kaynak, din hukuk ilkeleri olduundan, pozitif hukuk kaynana
sahip lkeler asndan sorun oluturmaktadr. (Ataman,
2006:599). Grld gibi slm hukukunun ncelikli
uygulanabilir hukuk olmas, Divann ayrc bir zellii olarak
karmza kmaktadr (Lombardini, 2001:665). Divan ayrca,
uluslararas hukuka, iki ya da ok tarafl szlemelere, hukuk
olarak kabul edilmi olan uluslararas uygulamalara, hukukun
8
Bilindii zere UAD Statsne gre Divan, nne gelen bir uyumazlkta asl
kaynak olarak uluslararas andlamalar, uluslararas teaml, hukukun genel
ilkelerini uygulayacak; mahkeme kararlar ve doktrini yardmc kaynak olarak
kullanacaktr. Ayrca taraflarn istemesi durumunda, UAD hak ve nsfete gre
karar verebilir (mad. 38).

1405

genel ilkelerine, uluslararas mahkemeler tarafndan verilen


kararlara ve eitli devletlerin en yetkili melliflerinin
retilerine de bavurabilir (Tzk mad. 27/b). Maddenin ifade
tarz gz nnde bulundurulursa, slm hukukunun asl kaynak,
olayda uygulanabilecek bir slm hukuku kuralnn bulunmamas
durumunda da uluslararas hukukun, iki ya da ok tarafl
szlemelerin, teaml hukukunun, hukukun genel ilkelerinin,
uluslararas mahkemeler tarafndan verilen kararlarn ve
retinin yardmc kaynak olarak dzenlendii sylenebilir
(Lombardini, 2001:675).
slm hukukunun kaynaklar, asl ve tali kaynaklar
olmak zere iki gruptur. Asl kaynaklar btn mezhepler
tarafndan kabul edilen kitap, snnet, icma ve kyastr. Tali
kaynaklar ise mezheplerin zerinde gr birliine
ulaamadklar istihsan, istishab, sahabe fetvas, nceki eraitler
ve klli kaideler gibi kaynaklardr. Bunlar baz mezhepler
tarafndan kaynak olarak kabul edilmemekte ya da asl
kaynaklarn ierisinde ele alndndan ayrca kaynak olarak
kabul edilmemektedir (Demir, 2011:29). slm hukuku monist
yapda olduu yani bir btn olarak kabul edildii iin, kaynaklar
asndan i hukuk, uluslararas hukuk ayrm bulunmamaktadr.
Dolaysyla slm hukukunun kaynaklar, slm devletler hukuku
asndan da kaynak kabul edilecektir (Hamidullah, 2007:12;
zel, 2011:27; Yaman, 1998:29; Lombardini, 2001:678).
Bununla birlikte kanmzca Tzn 27. maddesinin
kaynaklar hiyerarisi asndan deerlendirilmesi ve aa
kavuturulmas gerekmektedir. Tzn (a) bendinde yer alan
slm hukuku ifadesi, acaba slm hukukunun asl ve tali
kaynaklarn da ierecek anlamda m kullanlmtr? slm
hukukunun asl kaynaklarn ne olduu konusunda tartma
yoktur. Asl kaynaklarnn nass tekil ettii, yani emredici kural
olduu ve balaycl aktr. Eer (a) bendindeki slm
hukuku terimi tali kaynaklar da kapsar ekilde kullanld ise bu
durumda slm hukukunun tali kaynaklar, Tzn 27/b
bendinde ifade edilen Uluslararas slm Adalet Divannn
yardmc kaynaklar olan uluslararas hukukun, iki ya da ok
tarafl szlemelerin, teaml hukukunun, hukukun genel
ilkelerinin, uluslararas mahkemeler tarafndan verilen kararlarn
ve retinin de zerinde balayc gce sahip olacaktr. Ancak
slm hukuku ifadesi, sadece asl kaynaklar kapsar ekilde

1406

kullanld ise bu durumda slm hukukunun tali kaynaklar ile (b)


bendindeki yardmc kaynaklar arasndaki ilikinin ortaya
karlmas gerekmektedir. Zira slm devletler hukukuna ilikin
yaplan almalarda da slm devletler hukukunun kaynaklar
konusunda farkl snflandrmalara gidildii grlmektedir.
rnein Hamidullah, slm devletler hukukunun kaynaklarn i)
Kuran, ii) Snnet, iii) lk Halifelerin Peygamberin Snnetine
uygun uygulamalar, iv) Hukuk bilginlerince reddedilmeyen
dier Mslman hkmdarlarn uygulamalar, v) Mehur
hukukularn uygulamalar [a) cma, b) Kyas], vi) Hakem
kararlar, vii) Muahede ve antlamalar, viii) Komutanlara,
amirallere, elilere ve dier devlet grevlilerine verilen resm
talimatlar, ix) Yabanclar ve bunlarla kurulan ilikileri
dzenleyen dhil kanunlar, x) rf ve detler olarak
snflandrmaktadr (Hamidullah, 2007:29). Cin ve Akgndz
slm devletler hukukunun kaynaklarn i) Kuran, ii) Snnet, iii)
Uluslararas rf ve teml, iv) Muahedeler (andlamalar) ve v)
dier tali kaynaklar (ki bunlar arasnda mahkeme kararlar
fkhlarn grleri ve hakem kararlar da dhil) olarak
saymaktadr (Cin ve Akgndz, 1990:445). Yamana gre ise,
Kuran, asl, emredici ve balayc kaynaktr. Ancak Hz.
Peygamber ve halifelerin uygulamalar, devlet bakanl ve ordu
komutanl sfat ile yapld iin Kuran tarafndan teyit
edilmedii srece yardmc kaynaktr. Bunun dnda
Mslmanlarn akdettikleri andlamalar, uzman hukukularn
grleri, uluslararas ilikilerde teaml haline gelmi rf ve
detler ile mtekabiliyet esas da yardmc kaynaklar arasnda
bulunmaktadr (Yaman, 1998:29-30). Ayrca unutulmamaldr
ki, slm hukukunun Snn yorumunun yannda i yorumu da
bulunmaktadr. Dolaysyla mahkemenin uygulayaca hukuk
konusunda bu iki yorumun atmas da sz konusu olabilir.
3. SLM DEVLETLER HUKUKU KAVRAMI VE
DEVLETLER
ARASINDAK
UYUMAZLIKLARA
UYGULANABLRL
3.1. slm Devletler Hukuku Kavram
Mslman bir devletin, dier devletlerle ilikilerinde
uygulayaca slm devletler hukuku, ierik ve meyyideleri
bakmndan modern uluslararas hukuktan ayrlr (Yaman,

1407

1998:17). Gerekten de slm devletler hukuku ile modern


uluslararas hukukun gelimesi ve kkenleri farkl olmutur (Bu
konudaki kyaslamalar iin bkz. zel, 2011:15 vd.; Yaman,
1998:21 vd.; Hamidullah, 2007:19 vd.). slm hukuku
kurallarnn uyguland Osmanl Devleti, byk bir g olduu
dnemde Avrupal devletlerin kendi aralarnda oluturmaya
altklar kurallarla ilgilenme gerei duymad. Ancak devletin
g kayb ile birlikte bu durum deimeye balad. 1789 Fransz
Devriminden sonra, Avrupada yaanan savalar sonunda
Avusturya, Prusya ve Rusya, Kutsal ttifak kurarak Hristiyan
devletleri karde olarak nitelendirdiler. Bu andlamaya daha
sonra ngiltere, Papalk ve Osmanl Devleti dnda btn Avrupa
devletleri dhil oldu. Kutsal ttifak, devletler hukukunun sadece
Avrupa devletleri arasnda geerli olduu dncesine
dayanmaktayd. Bylece Osmanl Devleti, devletler hukuku
dnda tutularak, Osmanl Devletinin egemenlii ve toprak
btnlne sayg gibi konularda istedikleri gibi davranmalarn
merulatrmak istiyorlard. Osmanl Devleti ise snrlarn
gvence altna alabilmek iin uzun sre Avrupa devletleri arasna
katlmaya abalad. nk Avrupa devletleri bu ilkeleri sadece
Hristiyan devletler arasnda uygulamaktaydlar. Bu durum
Osmanl egemenlii altndaki topraklarn ve snrlarn meru
kabul edilmemesi gibi bir sonu dourmaktayd. Osmanl
Devletinin Avrupa devletleri ligine kabul edilmesi ancak 1856
Krm Savandan sonra yaplan Paris Andlamas ve Rusyaya
kar kurulan ittifak ile gereklemitir (Doan, 2013:47-48).
Kanmzca Osmanl Devletinin uluslararas hukuk
asndan Avrupa devletlerinin kendi aralarnda geerli olan
hukuk kurallarna dhil olmas, slm devletler hukukunun
gncel sorunlar karsnda zm retmesini engellemitir.
Mevcut sorunlara slm devletler hukuku erevesinde deil,
Avrupa kkenli uluslararas hukuk erevesinde zm
bulunmaya allmtr. Dolaysyla bugn itibariyle slm
devletlerinin
de
uygulamalarn
da
gz
nnde
bulundurduumuzda yaayan bir slm devletler hukukunun
bulunduunu sylemek zordur. Ancak Uluslararas slm Adalet
Divannn faaliyete gemesi ve gncel konularda kararlar
vermesi, bu durumu deitirebilir.
slm devletler hukuku cihad, meazi veya siyer
balklar ile slm hukukuna ilikin eserlerde bu blmler

1408

altnda veya ayn balklarla mstakil eserlerde incelenmitir.


Ancak bu eserlerde devletler genel ve devletler zel hukuku
arasnda kesin bir snr izilmemi ve bu iki hukuk dal birlikte
ele alnmtr (Cin ve Akgndz, 1990:443). Eer bir iliki iki
devlet ya da ahs ile devlet arasnda meydana gelmise, devletler
genel hukukunun konusuna, farkl iki devletin ahslar arasnda
gereklemise devletler zel hukukunun konusuna dhil
olacaktr. Bu konuda aratrma yapanlar, slm devletler genel
hukuku ile devletler zel hukukunu bu kstaslara gre ayrmtr
(Cin ve Akgndz, 1990:444). Dolaysyla slm devletler
hukuku terimi bu eserlerin, sadece devletler genel hukukunu
ilgilendiren ksmlarn ifade etmektedir. Biz de bu almamzda
terim birliinin salanmas amac ile daha nce konu zerine
alanlarn kulland slm devletler hukuku kavramn tercih
ettik. ngilizce yaplan almalarda ise bu kavramn karl
olarak yaygn olarak Islamic International Law terimi
kullanlmaktadr.
3.2. Devletler Arasndaki Uyumazlklarda Uygulanabilirlii
Bugn slm devletler hukuku zerine teorik olarak
yaplan almalar mevcuttur. Trkiyede de snrl sayda da olsa
slm devletler hukukunun eitli konular zerine yaplm
almalar bulunmaktadr. Bu almalar nemli olmakla birlikte,
kanmzca bugn iin slm devletler hukukunun uygulamasnn
olmay, itihat oluumunu engellemektedir. hukuk
sistemlerinde slm hukukunu uygulayan devletlerin bulunmas,
her trl eletiriye ramen slm hukukunun dier alanlarda
yaamasna imkn vermitir. slm devletler hukukunun da
yaayan bir hukuk dal olabilmesi iin, devletler arasnda
uygulanmas gerekmektedir. Bunu salayacak olan ise, slm
hukukunu benimseyen devletlerin kendi aralarndaki
uyumazlklar, slm devletler hukukuna gre zmleme
iradeleri olacaktr. Bu uyumazlklar uzlama, arabuluculuk gibi
balaycl olmayan yntemlerle veya balaycl olan hakem
mahkemeleri veya Uluslararas slm Adalet Divannn hayata
geirilmesi yoluyla ve bu yntemlerde kaynak olarak slm
devletler hukukunu uygulanmas ile zmlenebilir. Bu durumda
slm devletler hukuku teorik ereveden kp, uygulanr hale
gelecektir. zellikle balaycl olana hakem mahkemelerinin
ve Uluslararas slm Adalet Divannn alaca kararlar,
itihatlarn gelimesine katk salayacaktr.

1409

Uluslararas slm Adalet Divannn veya slm


hukukunun uyguland hakem mahkemelerinin hayata
geirilmesi ise siyas irade gerektirmektedir. Henz Uluslararas
slm Adalet Divan faaliyete gememitir. Faaliyete gemesi
durumunda, Uluslararas Adalet Divan yannda alternatif bir
mahkeme olarak karmza kabilir. rnein her iki Divana da
taraf olan ve aralarnda uyumazlk bulunan T ye devletleri,
kendilerince siyas adan daha bamsz bulduklar Uluslararas
slm Adalet Divanna bavurabilirler. Divan Tekilta ye
olmayan devletlere de aktr.9 Gvenilirliinin kantlanmas
durumunda Divan, ye olmayan devletlerin de bavuraca bir
yarg mercii olabilir.
Bununla birlikte, Divan faaliyete gese de Mslman
ounlua sahip olan, slm hukuk sistemini benimsemeyen, lik
hukuk sistemini benimseyen ok sayda Tekilt yesi devlet
bulunmaktadr.10 Divann zorunlu yarg yetkisi yoktur. Devletler
diledikleri takdirde Divana bavururlar. Kanmzca bir lkede
lik hukuk sisteminin benimsenmesi, uluslararas alanda slm
devletler hukuku kurallarna tbi olmasna engel deildir. Daha
nce de ifade edildii gibi, Tekilt yesi bir devletler
uyumazl olan ama Tekilt yesi olmayan devletler, bu
erevede Mslman ounlua sahip olmayan devletler de
Divana bavurabilir.11
Divann faaliyete gemesi durumunda karlalabilecek
sorunlardan birisi, uygulanacak slm devletler hukuku
ilkelerinin belirlenmesidir. Gemite siyer zerine yazlan
eserlerde, dnemin gerei olarak daha ok sava hukuku,
andlamalar hukuku, diplomasi hukuku gibi konular ele
alnmtr. slm devletler hukukunun uzun sre uygulanmamas
uluslararas hukukta ortaya kan gelimeler konusunda12 itihat
gelitirilememesine yol amtr. Dolaysyla slm devletler
9

T artnn 3. maddenin 2. bendine gre, BM yesi olan, Mslman ounlua


sahip bulunan, arta riayetkr ve yelik bavurusunda bulunan her devlet,
Dileri Bakanlar Konseyi tarafndan kabul edilen, zerinde mutabakata
varlm kriterler temelinde Dileri Bakanlar Konseyinin yalnzca oydamayla
(konsenssle) kabul etmesi halinde Tekilta ye olabilir.
10
rnein Trkiye, Orta Asya Trk cumhuriyetleri gibi.
11
Ancak lik hukuk sistemini benimsemek, slm hukukundan kaynaklanan
haklara ulamaya engel olursa, Divan karsnda ilgili devletin uluslararas
sorumluluu ileri srlebilecektir.
12
rnein uzay hukuku gibi.

1410

hukukunun bu yeni alanlarda tekrar ele alnp temel esaslarnn


ortaya konulmas gerekmektedir. Ayrca yukarda da ifade
ettiimiz gibi slm devletler hukukunda kaynaklar hiyerarini
doru belirlemek gerekmektedir.
Divann faaliyete gemesi durumunda ortaya
kabilecek sorunlardan birisi de, Divann alm olduu bir
kararn, modern uluslararas hukukun temel ilkelerinden birisi ile
atmas durumunda ne olacadr. Uluslararas toplumun
tepkisi nasl olacaktr? Egemen hukuk sisteminin modern
uluslararas hukuk olduu ve bunun da egemen gler tarafndan
desteklendii dnlrse, tartmal konularda kararlarn
uygulanmas sorunu ortaya kabilir.
Ancak uluslararas sistemin ve bu erevede uluslararas
hukukun deitii bir sreten geiyoruz. 17.-18. yzyllar
boyunca sadece devletlerin egemen olduklar aristokratik
sreten sonra, 20. yzyln ortalarna kadar saylar elliyi
gemeyen devletlerle birlikte uluslararas kurulularn da
uluslararas kiiliinin kabul edildii ve hukuk yapm srecinin
hkmetleraras aktrlerin elinde olduu oligarik bir sre
yaand. Son yllarda olumakta olan demokratik srete, devletd, devlet-alt ve devlet-ar aktrlerin uluslararas hukuk
yapmna daha ok katld ve demokratik meruiyetin nem
kazand grlmektedir. Kresel sivil toplum gibi devlet
tesi/ar aktrlerin balatt radikal deiikliklerin, geleneksel
Vestfalya paradigmasnn iflas ile sonuland ifade
edilmektedir. Zira Souk Sava sonras dnemde uluslararas
hukukun yapsnn deitii bir sre yaanmaktadr. Vestfalya
Sonras olarak adlandrlan bu srete, devletin politik bir aktr
olarak tekelinin ortadan kalkt, devlet-st, devlet-alt, ulustesi/ar aktrlerin rol ve etkinliklerinin art grlmektedir
(Balar, 2005:247). Bu erevede uluslararas sistem deimeye
balarken, sadece egemenlerin deil, mazlumlarn da haklarnn
gzetilecei ilkeler ve iradeye ihtiya vardr. Eer slm devletler
hukukunun esaslar doru anlatlabilirse yeni ilkeler iinde yer
bulmas mmkn olabilir.
SONU
Tnin ana organlarndan birisi olarak artta
dzenlenen Uluslararas slm Adalet Divan henz faaliyete

1411

gememitir. Faaliyete gemesi durumunda, Divan dier


uluslararas yarg kurulularndan ayracak olan temel fark,
uyumazllarda uygulanacak olan temel hukukun slm hukuku
olmasdr. Ancak slm devletler hukuku ilkelerinin bugnk
sorunlara zm getirmesi iin, temel ilkelerinin ortaya
konulmas ve slm devletler hukukunda kaynaklar hiyerarinin
doru belirlenmesi gerekmektedir. Divann faaliyete gemesi,
slm devletler hukuku erevesinde gncel gelimelere ve
sorunlara zm bulunabilmesi ve yeni itihatlarn ortaya
kmasna katk salayacaktr. Bu durumda slm devletler
hukuku teorik ereveden kp, uygulanr hale gelecektir. Divan,
gvenilirliini kantlarsa ye olmayan devletlerin de bavuraca
bir yarg mercii olabilir.
Divann faaliyete gemesi durumunda ortaya
kabilecek sorunlardan birisi de, Divann alm olduu bir
kararn, modern uluslararas hukukun temel ilkelerinden birisi ile
atmas durumunda uluslararas toplumun tepkisinin ne
olacadr? Egemen hukuk sisteminin modern uluslararas hukuk
olduu ve bunun da egemen gler tarafndan desteklendii
dnlrse, tartmal konularda kararlarn uygulanmas sorunu
ortaya kabilir. Son olarak uluslararas sistem deimeye
balarken, sadece egemenlerin deil, mazlumlarn da haklarnn
gzetilecei ilkeler ve iradeye ihtiya vardr. Eer slm devletler
hukukunun esaslar doru anlatlabilirse yeni ilkeler iinde yer
bulmas mmkn olabilir.

1412

KAYNAKA
--------- Yeni Yzylda slam Dnyas, slam Konferans
Tekilat (1969-2009), Tima Yaynlar, stanbul, 2013
AKSAR, Yusuf; Evrensel Yarg Kurulular, Sekin Yaynlar,
Ankara, 2007
AL-MIDANI, Mohammad Amin; Presentation of The Islamic
International Court of Justice: A Muslim Judiciary
Court, http://www.acihl.org/articles.htm?article_id=8
ALPKAYA, Gken; Trkiye Cumhuriyeti, slam Konferans
rgt ve Laiklik, ASBF Dergisi, Cilt 46, Say 1-2,
Ocak-Haziran, 1991
ARMAOLU, Fahir; 20. Yzyl Siyas Tarihi (Cilt I: 19141980), Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, 10. Bask,
Ankara, 1994
ATAMAN, Muhittin; K: Mslman lkelerin Birlemi
Milletleri, Uluslararas rgtler ve Trkiye, Ed.:
aban al ve dierleri, izgi Kitabevi, Konya, 2006
BALAR, Kemal; Uluslararas Hukukta Hkmet
Kurulular, USAK Yaynlar, Ankara, 2005

CN, Halil& AKGNDZ, Ahmet; Trk-slm Hukuk Tarihi, 1.


Cilt, Kamu Hukuku, Tima Yaynlar, stanbul, 1990
AIRAN, Mehmet Emin; Uluslararas rgtler, Turhan
Kitabevi, Ankara, 2013
DEMR, Abdullah; Trk Hukuk Tarihi, Hazine Yaynlar,
stanbul, 2011
DOAN, lyas; Devletler Hukuku, 2. Bask, Astana Yaynlar,
Ankara, 2013
DURSUN, Davut; slam Dnyasnda Entegrasyon Hareketleri ve
slam Konferans Tekilat, aret Yaynlar, stanbul,
1999
HAMDULLAH, Muhammed; slmda Devlet daresi, eviren,
Hamdi Akta, Beyan Yaynlar, stanbul, 2007

1413

HASGLER, Mehmet& Uluda, Mehmet B.; Devletleraras ve


Hkmetler-D
Uluslararas
rgtler,
Nobel
Yaynlar, Ankara, 2005
HSANOLU, Ekmeleddin;
The Islamic World in the
New Century: The Organisation of the Islamic
Conference, Hurst & Company, London, 2010
KARLUK, Rdvan; Uluslararas Kurulular, 6. Bask, Beta
Yaynlar, stanbul, 2007
LOMBARDINI, Michele; The International Islamic Court of
Justice: Towards an International Islamic Legal
System?, Leiden Journal of International Law, Cilt: 14,
Say 3, 2001
ZARSLAN, Bahadr Bumin; Yirmi Yllk Bir Serven:
Karadeniz Ekonomik birlii rgt, Berikan
Yaynevi, Ankara, 2012
ZEL, Ahmet; Drulislm Drulharb, slm Hukukunda lke
Kavram, z Yaynclk, 6. Bask, stanbul, 2011
SOYSAL, smail; Trkiyenin Uluslararas Siyasal Batlar, Cilt
II (1945-1990), Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara,
1991
TERZOLU, Sleyman Srr; Bir Uluslararas Hukuk Kiisi
Olarak slm birlii Tekilt, Adalet Yaynevi,
Ankara, 2013
YAMAN, Ahmet; slm Hukukunda Uluslararas likiler, Fecr
Yaynlar, Ankara, 1998

1414

DAVUTOLU DNEM TRK DI POLTKASININ


GELENEKSEL DI POLTKA LKELER AISINDAN
ANALZ
Prof. Dr. Erol KURUBA
ZET
Bu alma Davutolu dnemi Trk d politikasnda
son dnemde grlen savrulmann, d politikann geleneksel
ilkelerinden olan dengecilik ve meruluk ilkelerinden sapmayla
ve Batclk ve statkoculuk ilkelerinin yerine -onlarn kimi
olumsuzluklarn ama adna- benzer sonular douracak
yenilerinin ald grnts oluturan eylem ve sylemlerle ilgili
olduunu iddia etmektedir. Bu erevede almada nce d
politikada ilkelerin nemi ve ilevine deinilerek, Trk d
politikasna yn veren geleneksel ilkeler ve bunlarn sonular
deerlendirilecektir. Daha sonra d politikada Davutoluyla
birlikte yaanan deiim ve bu deiimin dayand ilkeler ve
uygulamalardan hareketle bunlarn geleneksel ilkelere olan etkisi
tartlacak, son olarak bu etkilerin de bir sonucu olarak ortaya
kan ilkeli duru anlay ve bunun yol at riskler
incelenecektir.
GR
2003 sonras Trkiyenin uluslararas ve blgesel
pozisyonu asndan iki zt durum gze arpmaktadr: 2003-2010
aras dnemde dnyada Trkiyeye ynelik genellikle olumlu bir
alg sz konusudur. Bu dnemde ilikiler gerekten de ok ynl
ve ok boyutlu bir nitelik tam, Trkiye srekli kriz reten
Balkanlar, Kafkaslar, Ortadou blgesinde arabulucu ve sorun
zc tutumuyla devlet-alt, devlet dzeyi ve blgesel dzeyde
tm aktrlerle konuabilen, aktif, tarafsz, etkin ve cazip, hatta
model bir aktr olmutur. Trkiye d politika aralar asndan
da, yumuak g unsurlarn yani sivil, ekonomik, sosyokltrel
aralar kullanm, bu eksende proaktif ve ritmik diplomasiye

Krkkale niversitesi
ekurubas@hotmail.com

Uluslararas

1415

likiler

Blm

dayal bir anlay benimsemitir. Sonuta bu dnemde Trkiye,


zellikle Ortadounun dengeleyici ve bar yollarla
dntrc gc ve hatta lider lkesi gibi grnmeye
balam, bu nedenle de kendi adna da muazzam bir etkinlik ve
jeopolitik genileme elde etmitir.
Fakat 2010 sonras bu durum tersine dnmtr.
sraille yaanan krizlerle birlikte ama esasen Arap Bahar
srecinde, zellikle de Msrda Temmuz 2013te yaanan askeri
darbe ve Suriyede yaanan tkankln alamamas sonucu
Trkiyenin dengesi, hesaplar ve pozisyonu sarslmtr. Trkiye
bu gelimelere, gcyle ve konumuyla hi de orantl olmayan
bir biimde fazlasyla angaje olmutur. Bu ar angajman sonucu
Trkiye dengesini kaybetmeye, dengesini kaybettike de
savrulmaya balamtr. Bu denge kayb ve savrulmayla birlikte
Trkiye gelimeler karsnda kesin, sert ve tarafl bir tutum ve
sylem gelitirmi, bu ise zellikle Ortadouda kutuplatrc bir
etki dourmutur. Bu nedenle de ksa zaman iinde Trk d
politikasnda ve zellikle Ortadoudaki pozisyonunda muazzam
bir savrulma yaanmtr. Yani Trkiye ayn dnem iinde
kontrolsz biimde zt tutumlar benimsemesi ve zt pozisyonlara
srklenmitir. Bylece Trkiye blgesindeki dengeleyici ve
dntrc zelliini yitirmi, sert g temelinde hareket eden
tarafl ama etkisiz ve cazibesini kaybetmi bir aktr olmaya
balamtr.
Sonuta, Trkiyenin zellikle Ortadouya ynelik
iddial d politikas itidalini kaybederek ihtirasl bir d
politikaya; dengeleyici ve arabulucu gc, kutuplatrc ve
arabozucu gce; dntrc gc, adeta ykc gce dnmeye
balamtr. Trkiye artk blgede herkese gptayla baklan
model lke olmaktan da kmtr. Bunun Trkiye asndan
sonucu ise etkisini yitirme ve jeopolitik daralma yaamas
olmutur.
Bu sorunlu durum, aslnda d politikann
rasyonalitesini ve pragmatik niteliini oluturan ve bir bakma
sigorta ilevi gren noktalarda, ksaca, g-kar-deer-sylem
arasndaki dengelerin salanamamasyla ilgilidir. Yani Trkiye
2003n nispeten istikrarl koullar altnda g-kar-deersylem ekseninde yeni bir denge kurmu ve kendine bu artlarda
uygulanabilir hedefler izmiken, artlarda kkl deiim
yaannca yani krizle kar karya kalnca bu dengeler alt st

1416

olmutur. Trkiye yeni koullar altnda kar ile kapasite,


deer ile kar ve sylem ile eylem arasndaki dengeleri ve
tm bunlarn da bir sonucu olarak jeopolitik kimliine uygun bir
Dou-Bat dengesi kuramamtr. zellikle son -drt yldr
genelde Arap Bahar zelde Msr ve Suriye ekseninde yaanan
gelimeler, Trk d politikasnda kapasiteyle karlar,
karlarla deerler ve nihayet sylemlerle eylemler
arasndaki atmay ak bir biimde gstermitir. Bu da sonuta
Trkiyenin d politika tutumlarnda, ikili ilikilerinde ve
blgesel ve uluslararas konumunda savrulmalar yaanmasna,
hatta eksen kaymas ve Ortadoululama eletirilerinin
glenmesine yol amtr.
Ortaya kan bu durum pek ok adan
deerlendirilebilir. Buradaki temel sorunsalmz ise savrulma
olarak nitelenen bu durumun d politikaya yol gsteren ilkelerle
ilikili olup olmaddr. Burada almaya temel oluturan soru
udur: Acaba Trk d politikasnda son yllarda ortaya kan
savrulmann nedeni geleneksel ilkelere uyulmamasyla ya da terk
edilmesiyle ya da baka ilkelerle yer deitirilmesiyle bir ilgisi
var mdr?
Bu alma d politikada son dnemde yaanan
savrulmann, d politikann geleneksel ilkelerinden olan
dengecilik ve meruluk ilkelerinden sapmayla ve Batclk ve
statkoculuk ilkelerinin yerine -onlarn kimi olumsuzluklarn
ama adna- benzer sonular douracak yenilerinin ikame
edilmesi biiminde alglanabilecek eylem ve sylemlerle ilgili
olduunu iddia etmektedir.
Bu erevede almada nce d politikada ilkelerin
nemi ve ilevine deinilerek, Trk d politikasna yn veren
geleneksel ilkeler ve bunlarn sonular anlatlacaktr. Daha sonra
d politikada Davutoluyla birlikte yaanan deiim ve bu
deiimin dayand ilkeler ve uygulamalardan hareketle
bunlarn geleneksel ilkelere olan etkisi tartlacak, son olarak bu
etkinin bir sonucu ortaya kan ilkeli duru sylemi ve bunun
yol at riskler ele alnacaktr.
DI POLTKADA LKELER: NEM, LEV

1417

Her lke uluslararas yap temelinde, corafya-tarihkltrn dikkate alarak g-kar-deer/kimlik-hedefsylem balamnda, d politikasnda referans olacak birtakm
ilkelere dayanr. Bu adan d politika ilkeleri bir yandan o
lkenin tarihinin, corafyasnn, kurulu felsefesinin, siyasal
sisteminin, siyasi kltrnn ve toplumsal yapsnn rettii
nispeten sabit deer, tercih ve/ya zorunluluklarn, te yandan
g/kapasite, kar, deer, hedef gibi deikenlerin rndr.
Bu haliyle ilkeler o lkenin d politikasnn genel
eilimini, ynelimini, amalarn ve hepsinden nemlisi onun
blgesel ve uluslararas kimliini ve konumunu belirler. Ayrca
nispeten sreklilik arz eden bu ilkeler, bir yandan d politika
uygulamalarn merulatrrken, te yandan d politikay
savrulmalardan alkoyan bir sigorta ilevi grr.
Bu halde diyebiliriz ki, d politikann genel ilkeleri
g/kapasite, kar, deer, hedef ve sylem unsurlarna dayanr
ve onlar arasnda kurulan korelasyonun bir sonucudur. Eer bu
unsurlar arasnda bir tenakuz ortaya karsa ya da koullar bu
ilkeleri ilevsizletirirse ilkeler ya yeniden yorumlanr ya da
deitirilir, ama asla ihmal edilmezler. nk bunlar d
politikann rasyonalitesinin bir yansmasdr. Bu yzden bu
ilkelerin ihmali d politikann rasyonelliini kaybetmesine,
rasyonelliini kaybeden bir d politika ise varolusal sorunlara
yol aabilir.
TRK DI POLTKASININ GELENEKSEL LKELER
VE SONULARI
Trk d politikasnda cumhuriyetin kuruluundan bu
yana geleneksel olarak benimsenmi ve onun d politikasn,
uluslararas konumunu ve kimliini belirlemi olan birtakm
ilkeler vardr. Bir ksm ideolojik/stratejik, bir ksm da
pragmatik/taktiksel olan ve bu haliyle birbirinin tamamlaycs
olan bu ilkeler, Batllama temelindeki deerler, bu deerlere
dayal kimlik, bu deerler ve kimlikle snrlanm karlar ve
bu eksende belirlenmi, ama daha ok korumac ve savunmac
nitelikteki hedefler erevesinde tretilmitir. Burada
Batllamann, ideolojik/stratejik nemi nedeniyle d politika
ilkelerine hem deerler hem karlar hem de hedefler asndan
kaynaklk ettiini syleyebiliriz.

1418

Bu eksende Trk d politikann geleneksel olarak


benimsenmi drt ilkesi bulunmaktadr (Oran, 2002 :46-53):
Batclk, statkoculuk, dengecilik ve meruluk. Batclk, d
politikada Baty eksen alma, Batnn iinde ve/ya Batyla
birlikte hareket etme anlamna gelirken, statkoculuk, mevcut
snrlar ve mevcut g dengelerini bozmamak ve d politikada
mevcut durumu veri alarak hareket etmek demektir. Dengecilik,
bir yandan Bat ile karsndakiler (Dou) arasnda ve Baty
oluturan farkl lkeler arasnda denge kurma ve bunlar
birbiriyle dengeleme, dier yandan gcyle orantl eylemde
bulunma anlamna gelirken; meruluk, d politikada meru
amalara meru aralarla ulamak yani uluslararas hukuka
uygun hareket etmek ve uluslararas hukukun salad zeminde
hakkn aramak demektir.
Benimsenen bu ilkeler dorultusunda d politika, i ve
d gvenliin salanmasna, yani ieride rejimin, darda
Batdaki yerinin ve Batl kimliinin korunmasna hizmet eden
bir alan olmutur. Bu korumac ve edilgen anlay Trkiyeyi d
politikada hep tehdit odakl ve savunmac bir refleksle hareket
etmeye ve dnyay hep Bat prizmasndan grmeye mahkm
etmitir. Bu ise, ie dnk ve tek kulvara mahkm bir d politika
anlamna gelmektedir.
Bu nedenle Trkiye Batclk ve statkoculuk ilkelerini
srdrme pahasna nispeten yksek maliyetlere katlanmak
zorunda kalmtr. yle ki: Batclk ilkesi, Trkiyeyi Batya
mahkm ederek adeta platonik bir k gibi davranmasna,
Batnn kar ve deer dnyasyla kendisini mutlak biimde
zdeletirme uruna kendi deerlerini, ihtiya ve karlarn geri
plana atmasna, bulunduu corafyann ve tarihinin gereklerini
gz ard etmesine, kendine ve kendi hinterlandna
yabanclamasna yol amtr (Ouzlu, 2008:59-105). Yani
Trkiye bu ilke nedeniyle kendini adeta jeopolitik daralmaya
mahkum etmitir. Statkoculuk ise, d politikann ve karlarn
dinamik
dnyasnda
Trkiyeyi
darda
frsat
kollayan/kovalayan, karlarn maksimize eden ve refahn
artran bir aktr yerine, deiime kapal, olaylarn arkasndan
srklenen, vizyonsuz ve edilgen bir aktr haline getirmitir.
Fakat dier iki ilke, bu iki ideolojik/stratejik ilkeyi hem
hayata geirmeye hem de telafi etmeye dnk pragmatik ilevler
grmtr. Dengecilik ilkesi, Bat ile ilikilerde ortaya

1419

kabilecek olumsuzluklar Bat iindeki ya da Batya kart


aktrlerle dengeleyerek, Batya duyulan platonik akn ulusal
karlar zedelemesine kar adeta sigorta ilevi grmtr. Bu
haliyle aslnda dengecilik, Batcln her zaman nkoulu olmu,
ideolojik saplantnn karlar zedelemesi bu ekilde
engellenmeye allmtr. Meruluk ilkesi ise, dardaki
mevcut durumda ulusal karlar koruyabilmek iin uluslararas
hukukun tand snrlar erevesinde hak arama imkn ve
hareket alan oluturarak statkoculuk ilkesinin hem bir nkoulu
hem de sigortas olmutur. Hatay, Boazlar, Kbrs gibi sorunlar
karsnda Trkiye ancak bu ilke temelinde karlarn
koruyabilmitir.
Yani bu son iki ilke, genellikle Trk d politikasn
ksmen edilgenlikten kurtararak dier iki ilkenin zararlarn telafi
edici ilevler grmtr. Bu haliyle ok genel olarak sylemek
gerekirse Batclk ve statkoculuk, genellikle d politikada
Trkiyenin imkn ve yeteneklerini daraltarak karlarn
zedeleme ihtimaline yol ac etkiler doururken; dengecilik ve
meruluk, Trkiyenin imkn ve yeteneklerini genileterek
karlarn koruyucu etkiler dourmutur.
Ama sonuta Trkiye ideolojik/stratejik ilkelerin
arl nedeniyle deer odakll temel ald iin, d
politikas statik bir g, kar ve denge anlayna dayal, edilgen,
risk almayan, duraan bir gvenlik ve yksek politika alan
olagelmitir. Bu anlay da Trkiyeyi frsatlar kollama,
nfuzunu artrma ve yayma, refahn artrma, kendi deerler
dnyasn oluturma gibi baka d politika hedeflerine
ynelmesinden alkoymu, gzn Batya dikmi, iine
kapanm, gvenlik anlaynn bitmek tkenmek bilmez algsal
tehditlerine mahkm, adeta engelli bir aktr yapmtr.
Dolaysyla bu olumsuzluklarn bir biimde giderilmesi iin
ilkelerde birtakm dzeltmelere gidilmesi yine d politikann
rasyonalitesinin bir gereiydi.
YEN DI POLTKA VE LKELERDE DEM
Yukarda sz edilen gerekliliin de bir sonucu olarak
Davutolu ile birlikte d politikada nemli bir deiim
yaanmtr. Bu, amalar, aralar ve bu eksende ilkeler ve ilkelere
yn veren deerlerde ciddi, kkl ve radikal bir deiimdir. D

1420

politikadaki bu deiim kendini en ok tek ynl, statik,


savunmac anlayn yerini ok ynl, dinamik ve proaktif
anlayn almasyla gstermitir. Artk uluslararas alanda nesne
deil, zne olmaya, baka eksenlerin peinden komak yerine
kendi eksenini oluturmaya alan, tek ynl ve tek boyutlu bir
anlay yerine ok ynl ve ok boyutlu ilikiler kurmak isteyen,
bunun iin tm imkn ve yeteneklerini seferber etme abasnda
bir d politika ve buna hizmet edecek yeni amasal ve arasal
ilkeler benimsenmi bir Trkiye bulunmaktadr.
Davutolunun eitli vesilelerle dile getirdii bu
ilkeleri u ekilde zetleyebiliriz: Gvenlik-zgrlk dengesi,
proaktif d politika, ok boyutlu-ok kulvarl d politika,
yeni diplomatik slup, ritmik diplomasi, komularla sfr
sorun, merkez lke, kresel glerle uyumlu ilikiler,
uluslararas dzeyde aktif katlm Davutolu 2008:79-84;
Yeilta ve Balc, 2011:12-20). Bu ilkelere 2010da dzen
kurucu aktr, 2012de de deer odakl, vizyon temelli,
zgvene dayal ve zerk d politika eklenmitir
(Davutolu, 2012:5-7). Son dnemde d politikann genel
seyrini, ynn, eilimini ve Trkiyenin dnyaya kar
duruunu, yani uluslararas sistem iindeki yerini ve kimliini
belirleyen de genelde bu d politika ilkeleridir. Ve son dnem
d politikada yaanan deiime de, byk oranda bu ilkeler
kaynaklk etmekte ve yn gstermektedir (Oran, 2013:139-140).
Doal olarak bu yeni d politika anlay, d politikaya
yn veren geleneksel ilkeleri de derinden etkilemi, rnein
proaktif d politika anlay, statkoculuk ilkesini adeta
ortadan kaldrrken, merkez lke ve ok boyutlu-ok kulvarl
d politika anlay Batclk ilkesinin yeniden yorumlanarak
snrlanmasn beraberinde getirmi; bununla birlikte ayn ilkeler
dengecilik ve meruluk ilkelerine ise daha gl bir ilevsellik
kazandrmtr.
Bu haliyle bakldnda geleneksel tutumun
olumsuzluklarnn ve ortaya kan yeni artlarn d politikada
yeniliklere yol amas ve geleneksel ilkeleri revize etmesinde
herhangi bir sorun yoktu. Bu nedenle d politikadaki yeni
anlayn, ama olarak ve hi deilse balarda geleneksel
ilkelerin olumsuzluklarn gideren, yeni artlara gre d
politikann pragmatizmine ve rasyonalitesine uygun bir biimde
onlar yenilemesi, bazen de deitirmesi doald.

1421

DEMN UYGULAMAYA YANSIMALARI: TRK


DI POLTKASINDA LKELER SORUNU
Bu yeni anlay dorultusunda, 2003-2010 aras
dnemde statkoculuk geri plana atlp, Batclk yeniden
yorumlanarak rasyonalize edildii, dengecilik ve meruluksa
daha gl biimde ilevselletirildii iin Trkiyenin
kapasitesi, imkn ve yetenekleri, dolaysyla etkisi ve
grnrl artm, muazzam bir jeopolitik genileme
yaanmtr. Artk Trkiye istendii gibi tehdit yerine frsat
odakl hareket eden, sadece gvenlik deil, nfuz, refah ve
deer eksenli hedefler peinde koan, etkin ve saygn bir aktre
dnmtr.
Fakat zellikle 2010 sonras bu anlay ve bu anlayn
dayand ilkeler nedeniyle Trk d politikas ciddi biimde
eletirilmeye baland (Dalay, 2014). Aslnda doal olarak,
zorluklarla karlald dnemlerde, zellikle de kriz
zamanlarnda d politika ve ona kaynaklk eden ilkeler birtakm
sorunlarla kar karya kalabilir. Nitekim Arap Bahar
olgusunun, rnein Trkiyenin komularla sfr sorun
politikasn kmaza srklemesi (Ouzlu, 2012:46-54; Uzgel,
2012), uygulamada birtakm tutarszlklar ve bundan kaynakl
eletirileri beraberinde getirmitir. Ama kanaatimizce bu yeni
dnemde d politikadaki sorun, Trkiyenin bu yeni d politika
anlay ve ilkeleriyle ilgili deildir. Bize gre sorun, zellikle
son yllarda benimsenen ilkelerin etkisi altnda d politikann
geleneksel pragmatik/taktik ilkelerinden sapmayla ve
ideolojik/stratejik ilkelerinin yerine benzer sonular douracak
yenilerinin ikame edilmesi biiminde alglanabilecek eylem ve
sylemlerle ilgilidir.
Bu balamda ncelikle Davutolunun son zamanlarda
dile getirdii ve Trkiyeyi adeta hiperaktif bir aktre dntren
ve ihtirasl eylemlere ynelten yeni baz ilkelere dikkat ekmek
gerekir. Bunlardan dzen kurucu aktr, vizyon odakl ve
zerk d politika ilkeleri adeta revizyonist tutuma yol
aabilecek bir potansiyel tarken, yine zerk d politika ve
zellikle de deer odakl d politika ilkesi ucu ak bir
deerler silsilesine atfta bulunarak kimine gre NeoOsmanlc, kimine gre slamc olarak yorumlanan yeni ideolojik
tutumlara kap aralamaktadr.

1422

Bu yeni ilkelerin de etkisiyle zellikle son yllarda,


Trkiye iin her zaman olumlu sonular dourmu olan
dengecilik ve meruluk ilkelerinde baz sapmalar sz
konusudur ve d politikada yaanan sorunlarn bir ksm bu
sapmayla ilgilidir. Tercihten ziyade gelimelerin srklemesiyle
ortaya kan bir durum olsa bile, Ortadou eksenli gelimeler
karsnda dengecilikten uzaklaarak taraf olunmas, hatta bunun
da tesinde fanatik bir taraftar gibi davranlmas ve bugne kadar
hassasiyetle korunan meru aralarla meru hedeflere ynelme
anlayn zorlayan tavrlar iine girilmesi, hatta uluslararas
meruiyet kaynaklarna meydan okunmas ve yeni meruiyet
kaynaklar arama tehdidinde bulunulmas, bu ilkelerden sapma
olarak yorumlanabilir. rnein Irakta, Msrda ve Suriyede
lke ii muhalif aktrlerle kurulan ilikinin biimi, nitelii ve
dzeyi, o lke ynetimlerine aka, dorudan, eylemsel ve
sylemsel dzeyde kar durulmas hatta fiilen meydan okunmas
(Sabah, 24.1.2012) , yine BM Gvenlik Konseyine meydan
okunmas, alternatiflerden sz 4edilmesi (Erdoan, 2013),
dengecilik ve meruluk ilkelerine ciddi anlamda zarar
vermektedir. Bunun bir sonucu olarak Trkiyenin Arap-srail
dengesini, Snni-ii dengesini ve Dou-Bat dengesini kurmada
zorland ve blge lkelerinin iilerine mdahale ettii
eletirilerine maruz kald grlmektedir.
Hlbuki uluslararas politikada bu tarz tutumlar ancak
diplomasinin incelikleri, g dengeleri ve g kapasitesi
nispetinde yaplabilir. Trkiye ise adeta kapasitesini, jeopolitik
kimliini, g dengelerini ve hatta diplomasinin inceliklerini bir
kenara brakarak, kendi imkn ve yeteneklerini zorlayan, riski
yksek bir d politika izlemektedir. Fakat Trkiyenin mevcut
durumu ve artlar (zellikle ieride siyasi sistem tartmalar,
Krt sorunu ve demokratikleme abalar dikkate alndnda)
byle yksek riskli bir d politika izleyemeye elverili deildir.
te yandan, sorunun bir ksm da, d politikann
Batclk ve statkoculuun yerini alacak yeni ideolojik/stratejik
ilkelere dayandrld algsndan kaynaklanmaktadr. Gerekten
de izlenen d politika, ama yle olmasa bile, dile getirilen
sylemler nedeniyle Trkiyenin Bat kart deerlerle hareket
eden revizyonist bir aktre dnt algsna/iddialarna yol
amaktadr (Oran, 2013:222-225). Ortaya kan grnt,
Batcln yerini neo-Osmanlclk ya da slamclk;

1423

statkoculuun yerini ise revizyonizm ilkelerinin ald


eklindedir. Trkiyenin uluslararas sistemik yapya meydan
okuyan tavr, Ortadoudaki iktidar ve rejim deiikliklerindeki
aktif/nc rol ve hvan-Hamas izgisi temelinde Ortadoudaki
gelimelerde taraf oluu ve blgesel liderlik araylar bu algy
beslemektedir.
YEN LKELERE DAYALI DI POLTKADA LKEL
DURU SYLEM
Yeni ilkelerin ve bu eksende izlenen d politikann
dayandrld rasyonalitenin en somut ifadesini ise ilkeli duru
olarak nitelenebilecek sylem oluturmaktadr. Babakan
Erdoan ve Dileri Bakan Davutolu birok olay karsnda
Trkiyenin ilkeli bir tutum takndnn altn izmitir.
zellikle Davutolu son birka yldr eletirilerin oda haline
gelen d politikadaki savrulmalar da, tutum deiikliklerini de
hep bu argmanla aklamakta, bu minvaldeki eletirilere de hep
bu ifadeyle cevap vermekte, olaylara gre deil, ilkelere gre
tavr alndn (Altayl, 2011) belirtmektedir.
Aklamalardan anladmz kadaryla ilkeli duru ya
da tutum, d politikada belli ilkeler dorultusunda hareket
ederek zneye, konjonktre, dengelere, karlara baklmakszn
ilke gerei, ayn nitelikteki olaylara her zaman ayn tepkiyi
vermek ve ne pahasna olursa olsun bunu kararllkla ve
tutarllkla srdrmek anlamna gelmektedir. Bu durumda d
politikada Trkiyenin tutumunu belirleyen, deiken karlar
deil, sabit ilkeler ve deerler olmaktadr. Bu deer ve ilkelerse
-herkes farkl eyler anlasa da- evrensel olduuna inanlan
insanlk onuru, halk iradesi, insan haklar, demokrasi, zgrlk,
adalet, eitlik gibi ska duyduumuz sylemlerdir. Trkiye bu
ilkeler dorultusunda, siyasetin bencil, karc, pragmatik,
deiken doasna meydan okurcasna, d politikasnda
deimez ahlaki ve vicdani ilkelere dayal bir pozisyon
benimsemekte ve Davutolunun deyiiyle taknlan ilkeli
tutumla kresel vicdan da harekete geirmektedir (Hrriyet,
17.4.2013).
Gerekten de bu duruu ile Trkiye son yllara dein,
uluslararas sistemik yapnn rettii hakszlklara meydan
okuyarak, ezilen, hakszla urayan, kimsesiz mazlumlarn

1424

hamisi ve szcs, ama en nemlisi slam Dnyasnn iine


dt iki yzyllk geri kalmlktan kurtaracak bir kurtarc
gibi grlmektedir.
Fakat unutulmamas gereken nokta udur: Aslnda tm
devletler darya dnk pro-aktif ya da mdahaleci bir tutum
iine girdiklerinde, politikalarn hep ahlaki bir temele/gerekeye
dayandrrlar.
rnein, ABDnin, Afganistan ve Irak
mdahalelerine gereke oluturan ilkeler de aslnda zgrlk,
adalet gibi evrensel ilkelerdi. Elbette burada bir samimiyet
farkndan sz edilebilir ve bu samimiyet zellikle tutarllk ve
sylemlerle eylemlerin rtmesi ekseninde snanabilir. Bu
bakmdan Trkiyenin ilkeli duruunda daha samimi olduuna
dair pek ok delil de bulabiliriz. rnein, gerekten de daha AK
Partinin ilk yllarndan itibaren Trkiye Ortadou ile ilikilerini
yeniden glendirirken slam Dnyasna demokrasi ve zgrlk
arlar yaparak bu ilkeli duruun ilk iaretlerini vermitir. Daha
sonra sraili karsna alma pahasna Filistinlilere ok gl
destek vererek (Yeilyurt, 2013:429-433, 442-446), ardndan
ABDyi karsna alma pahasna ran kollayarak (Yeilyurt,
2013:455-458), tm byk devletleri karsna alma pahasna
BMdeki eitsiz yapya kar karak, yakn evresindeki tm
anlamazlklarda arabuluculuk yaparak, tm komularna kar
sorunlar zme politikas izleyerek (Davutolu,2013),
Somaliden Myanmara kadar gc yettii oranda tm mazlum
ve muhtalara yardm seferberlii balatarak (Sabah, 16.8.2012)
hakkaniyet, adalet, eitlik, zgrlk ilkeleri iin aba harcamtr.
Ama bu samimiyetin dardan ve siyasal gzle
bakldnda bir anlam yoktur. nk bu bak asna
gre, ilkeli duru adyla yaplan ahlaki vurgular sadece izlenen
d politikay merulatran birer gerekeden ibarettir. Kald ki,
zaman zaman Trkiyenin bu ilkeli duruunda baz sapmalar
da sz konusu olmutur. rnein, Arap Bahar ncesi Trkiye
karlar gerei hi de demokratik meruiyete sahip olmayan,
hatta darbe ile iktidara gelmi Kaddafiyle ve darbeci babasndan
iktidar devralan Bear Esedle gayet iyi ilikiler kurabilmiti.
Daha yakn zamanda ise, Trkiye Msrdaki darbe karsnda
Batllara gsterdii sert tepkiyi, darbeyi finanse eden Suudilere
gstermemiti (Cemal, Hasan). Aslnda bu tutumlarda d
politikann rasyonalitesi asndan bir sorun yoktur. nk d
politikada ilkeli duru, temelde karlarla ve konjonktrle

1425

snrlanm bir tutumdur ve bunlarn deikenlii nedeniyle de


srekli olmas mmkn deildir. Esas sorun, her hal ve art
altnda ilkeli duru sergilemektir.
te yandan, Arap Bahar ncesi Trkiyenin genel
kabul gren ve rasyonel olan bu ilkeli duruunun, belki
konjonktr nedeniyle, belki dost ve karde lkelerin ilkesizlii
ve ikiyzll nedeniyle duygusal, tepkisel ve savunmac bir
syleme dnmeye balad da grlmtr. Bir baka deyile,
uluslararas politikann pragmatik doas, kendi rettii deer,
ilke ve normlar ineme pahasna g ve kar eksen alarak
ilemeye balayp da, Trkiye ilkeli duruunu srdrmeye devam
edince, yani Davutolunun deyiiyle, yanl yerde
durmaktansa, yalnz ve dimdik durmay (Sabah 28.8.2013).
tercih edince, denklemin dnda kalmaya ve etkisizlemeye
balam, buna tepki olarak da, d politikasnda hem eylem hem
de sylem dzeyinde sertlemeye balamtr. Bylece ilkeli
duru nedeniyle, gelimeler gerei Trkiye artk herkese ayn
mesafede duran, herkesle konuabilen, buna karlk sayg gren
bir lke olmaktan uzaklap, ilke gerei, zalime kar mazlumun,
haksza kar haklnn yannda pozisyon ald iin kimisinin
sevdii, kimisinin nefret ettii bir aktre dnmtr.
Trkiyenin bu duruu ahlaken doru ve takdire ayan
grlebilir. Ama ilkeli duru sergilenecekse, bunun gerei
olarak da d politikadaki gelimeleri kendi ilkesel duruunuza
uydurabilmelisiniz. Bunun iin de yeteri kadar gcnz, etkiniz
ve uygun aralarnz olmaldr. Aksi halde ilkeli duruun
getirecei maliyet ok yksek olabilir. O halde diyebiliriz ki,
ilkeli duru karla olduu kadar gle de snrlanm bir
tutumdur.
Trkiye asndan bakldnda, Trkiyenin ilkeli
duruunu ve bu balamda gelitirilen sylem ve politikalarn
destekleyecek dzeyde ne bir gc ne uygun aralar ne de dier
aktrler zerinde gl bir etkisi bulunmaktadr. O nedenle bunu
yapacak yeteneklere sahip olunmad takdirde, ahlaken doru
olan bu tutum siyaseten yanl olacaktr. Siyaseten yanl olan,
ama ahlaken doru olan tutumu srdrmek bireysel adan
bakldnda bir erdemdir ve kiiler bunu kendi adna
srdrebilirler, ama kamu adna bunu srdrmek siyasetin
doasna aykr olur. nk bireyin kendi adna fedakrlkta
bulunmas ile halk adna fedakrlk yapmas ayn ey deildir.

1426

Halk adna hkmet edenlerin bireysel deer ve tercihleri ile


kamusal kar ve gereklilikleri birbirine kartrmamas gerekir.
Genel olarak siyasette olduu gibi, d politikada da temel ama,
adna hareket edilen toplumun ortak olduuna inanlan
karlarn
korumak,
gelitirmek
ve
maksimize
etmektir. lkeler buna hizmet eden aralardr ve ilkeli duru da
ancak buna hizmet ettii oranda ve biimde benimsenmesi
gereken bir tutumdur.
Tm bunlarla birlikte, kanaatimizce Trk d
politikasnda sorun, bizzat ilkeli durutan deil, bunun
uygulanma
ve
dile
getirilme
biiminden
kaynaklanmaktadr. Diplomasi sanatnn inceliklerini ve dilini
kullanarak da ilkeli duruu srdrmek pekl mmknken,
Trkiye sert, sulayc ve yksek profilli bir eylem ve sylem
biimi benimsemektedir. Bu ekilde ilkeli duru, diplomasi
sanatnn inceliklerine ok da uymayan bir tarzda ifade edilince,
Trkiyenin manevra yeteneinin kaybolmasna ve tek bir
pozisyona mahkm olmasna yol amaktadr. Eletirilmesi
gereken esas husus da bu olmaldr.
Ksacas, ilkeli duruu sorunlu hale getiren d
politikann rasyonalitesini oluturan g -kar-deer-sylem
dengesini (Ouzlu, 2012:8-17) deerler lehine bozmasdr. Bu
sylem, insani adan deerli ve takdire ayan bir tutum olsa da,
nemli olan bunlarn reel politikaya ne kadar yn verebildii ve
gereinin ne kadar yaplabildiidir. Bir kere daha vurgulamak
gerekirse, deer ve ilkeler sabit olduu iin kat bir tutum, srekli
bir tutarllk ve onu hayata geirebilecek bir g ister. Hlbuki
karlar esnektir ve konjonktre bal olarak deiir. Ancak
deer ve ilkelerin her zaman arkasnda durulabilecekse, bunlarn
her zaman karlara uygun olduu dnlyorsa ya da karlar
her zaman bu deerlere uydurabilecekse bunlar srekli
vurgulanabilir. Aksi halde, adeta bir vicdan gibi bunlar
fsldamaktan baka are yoktur. O nedenle d politikada
gelitirilen deerler sylemi, hakikati rencide etmeyecek
dzeyde doru, ama ayn zamanda beklentileri karlayacak
dzeyde gereki olmak zorundadr.
SONU

1427

Son
yllarda
Trkiyenin,
d
politikasnn
rasyonalitesini oluturan geleneksel ilkelerine ok da uygun
hareket ettii sylenemez. Hatta zaman zaman d politikann
rasyonalitesinden uzaklap, bu ilkelere aykr eylem ve
sylemler gelitirdii bile sylenebilir. Bu balamda zellikle
Trkiyenin gereini yapamayaca szler vermesi ve eitli
meydan okumalara kalkmas, blgesinde ve dnyada herkesi
kukulandrarak etkisini ve cazibesini kaybetmesine yol
amaktadr.
Trkiye elbette blgesinde yaanan tarihsel deiimin
yannda yer almaldr. Ama bu ahlaki duruun gereini yapmann
daha rasyonel ve diplomatik yollar varken, Trkiyenin hi de
diplomatik grnmeyen, esneklikten yoksun, kapasitesini
dikkate almayan bir yol izlemesi doru deildir. Bu balamda
karar alclarn d politikann rasyonalitesini gz ard ederek d
politikadaki savrulmalarn ve tartmal durumlarn ilkeli
durutan kaynaklandn sylemeleri de doru bir yaklam
deildir. nk son yllarda d politikada grnen sorun, esasen
Trkiyenin ilkeli duruundan deil, bu ahlaki ilkelerini
geleneksel
d
politika
ilkeleri
erevesinde
dile
getiremeyiinden kaynaklanmaktadr.
Trkiyenin artlara gre d politikasnn dayand
g-kar-deer-sylem arasnda kurulan rasyonaliteyi revize
etmesi ve bu adan geleneksel d politika ilkelerinin
olumsuzluklarn giderecek deiikliklere gitmesi, zellikle
Batclk ve statkoculuk ilkelerinin Trkiyeye maliyetlerine
kar nlemler almas elbette gerekli ve kanlmazdr. Fakat
buradaki sorun, bu ilkelerdeki rasyonel deiim deil, bu
ilkelerin yerini alacak ayn nitelikte baka ilkelere savrulma
ihtimalidir.Bir baka deyile Trkiye iin statkoculuun
maliyetini amann yolu, maliyetine asla katlanamayaca
revizyonizm deildir. Batcln maliyetlerini amann yolu da,
yeni bir ideolojik ilke benimsemek deildir.
Sonu olarak, Trkiyeye lazm olan ilkeli olduu
kadar basiretli ve ferasetli bir d politikadr. Basiretli ve
ferasetli bir d politika ise ilkelerle kar ve g arasnda
konjonktre uygun bir denge kurulmasn ve bu denge durumuna
uygun sylem ve eylem gelitirilmesini gerektirir. Ayrca
Trkiyenin, duruu nasl olursa olsun, d politikasnn
rasyonalitesi gerei asla dengecilikten ve meruluktan

1428

ayrlmamas ve d politikasn ideolojinin cenderesine mahkm


etmemesi gerekmektedir.

1429

KAYNAKA
ALTAYLI Fatih (2011). lkeli mi, mdebbir ve basiretli mi?,
Habertrk, 27 Eyll 2011.
Babakan Erdoan- BM'de Reform art, www.youtube.com/
watch?v=CcdzTa__7do;
Babakan Erdoan'dan BM eletirisi, Sabah, 23 Eyll 2009,
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/09/23/basbakanerdogan-konusuyor;
CEMAL Hasan , Erdoan'dan 'Eeyy Suudi Arabistan' sesi hl
kmad,
bekliyoruz!
http://t24.com.tr/yazarlar/hasancemal/erdogandan-eeyy-suudi-arabistan-sesi-hala-cikmadibekliyoruz,7255
DALAY Galip (2014). Trkiye D Politikada Kaybeden mi,
Kazanan m?, 20 Ocak 2014, http://setav.org/tr/turkiye-dispolitikada-kaybeden-mi-kazanan-mi/yorum/14366
DAVUTOLU, A., (2008), Turkeys Foreign Policy Vision: An
Assessment of 2007, Insight Turkey, Vol. 10, No. 1 (Winter 2008).
------------------, Trk D Politikasnn lkeleri ve Blgesel
Siyasal Yaplanma, Ankara, SAM Vision Paper, Austos 2012.
------------------, Turkeys Mediation: Critical Reflections From
the Field, Middle East Policy Council, Vol. XX, No. 1 (Spring
2013),
http://www.mepc.org/journal/middle-east-policyarchives/turkeys-mediation-critical-reflections-field
Dnya 'be'ten byktr, Milliyet, 23
http://siyaset.milliyet.com.tr/dunya-bes-tenbuyuktur/siyaset/detay/1767594/default.htm.

Ekim

2013,

Erdoan: BM Gvenlik Konseyi fel, Radikal, 2 Ekim 2013.


http://www.radikal.com.tr/politika/erdogan_bm_guvenlik_kons
eyi_felc-1153602;
Gl: Esad gitmeli, cumhurbakanl adayl iin bir yl daha
var, http://www.hurriyet.com.tr/planet/24774267.asp
http://siyaset.milliyet.com.tr/dunya-bes-tenbuyuktur/siyaset/detay/1767594/default.htm
http://www.aljazeera.com.tr/haber/turkiyeden-myanmarainsani-yardim

1430

http://www.byegm.gov.tr/turkce/haber/erdogan-esadgitmeli/51483
http://www4.cnnturk.com/2012/turkiye/04/21/erdogandan.malik
iye.cok.sert.yanit/658154.0/index.html
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/08/2012080411.htm
http://www.sabah.com.tr/dunya/2014/01/22/ahmet-davutogluesad-rejimi-bitmistir
http://www.sabah.com.tr/gundem/2013/08/18/ha-besar-ha-sisibirbirinden-farki-yok
Irak'tan Davutolu'na sert tepki, Hrriyet, 3 Austos 2012,
http://www.hurriyet.com.tr/planet/21131035.asp
Kresel vicdan harekete geirdik, Hrriyet, 17 Temmuz
2013, http://www.hurriyet.com.tr/planet/23742650.asp
Myanmar'a karde eli, Sabah, 10 Austos 2012,
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2012/08/10/myanmarakardes-eli.
OUZLU Tark (2008). Trk D Politikasnn Batllama
Srecinde Yaanan Krizler, Demokrasi Platformu, C. 4, S. 13
(K 2008), ss. 59-105.
------------------, Arap Bahar ve Trk D Politikasnda karlarDeerler likisi, Ortadou Analiz, C. 4, S. 38 (ubat 2012), ss.
8-17.
------------------, Komularla Sfr Sorun Politikas ve Arap
Bahar: Tkanmlk Durumunun Bir Analizi, Ortadou Analiz,
C 4, S. 42 (Haziran 2012), ss. 46-54.
ORAN Baskn (2002). Trk D Politikasnn Teori ve
Pratii,
Trk D Politikas, C.I (1919-1980), Ed. B.
Oran, stanbul, letiim, 2002.
------------------, Dnemin Bilanosu, Trk D Politikas, C.3
(2001-2012), Ed. B. Oran, stanbul, letiim, 2013.
Uyumazlklarn
zm
Ve
Arabuluculuk
http://www.mfa.gov.tr/uyusmazliklarin-cozumu-vearabuluculuk.tr.mfa

1431

UZGEL, lhan (2012). Sfr sorunun k Radikal 2, 1


Temmuz 2012.
Yanl yerde durmaktansa yalnz ve dimdik dururuz, Sabah, 28
Austos
2013,
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/08/28/yanlis-yerdedurmaktansa-yalniz-ve-dimdik-dururuz
YELTA, Murat ve Ali BALCI (2011). AK Parti Dnemi
Trk D Politika Szl, Kavramsal Bir Harita, Bilgi, S. 23
(K
2011)
http://www.bilgidergi.com/uploads/AKPvedispolitika.pdf
YELYURT Nuri (2013). Ortadouyla likiler, Trk D
Politikas C.3 (2001-2012), Ed. B. Oran, stanbul, letiim, 2013.

1432

III. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Nejat DOAN
How Related are Politics and Trade? Impact of Deterioration in
Bilateral Political Ties upon Economic Relations between
Turkey and Israel
Do. Dr. Cenap AKMAK
Ar. Gr. Murat USTAOLU
Nkleer Diplomasi ve ran D Politikas
Yrd. Do. Dr. Alptekin MOLLA
2013de Yeniden Balayan ran Nkleer Mzakerelerinin
ncelenmesi: Mzakere Ynetimi Yaklamyla
Dr. Murat Yusuf UAN
Baarsz Devlet Terrizm likisi Afganistann galinden
Suriye Savana rnekler
S. Canalp KORKMAZ
Arap Baharnn ABnin Gvelik Anlayna Sonbahar Etkisi
Yrd. Do. Dr. Metin AKSOY

1433

1434

HOW RELATED ARE POLITICS AND TRADE?


IMPACT OF DETERIORATION IN BILATERAL
POLITICAL TIES UPON ECONOMIC RELATIONS
BETWEEN TURKEY AND ISRAEL
Cenap AKMAK
Murat USTAOLU

ABSTRACT
This article investigates the relationship between trade
and politics, particularly the effect of improved or deteriorated
political ties upon economic relations with particular reference to
the bilateral trade and diplomatic relations between Turkey and
Israel. The study finds that economic relations were bolstered at
times of enhanced political relations whereas visible
deterioration or decline was observed in the volume and state of
trade relations when diplomatic relations worsened. The findings
are consistent with the main arguments in the literature that
politics determines trade. The paper concludes that at some
critical points where the two countries have experienced
difficulties and a state of crisis in their political relations, the
volume of bilateral trade has also significantly declined.
Keywords: Political Risk, Foreign Trade Volume,
Israel, Turkey

INTRODUCTION
Literature of politics and economics suggests that there
is visible connection between improved trade relations and
enhancement of political ties. Findings of relevant studies show
that nations with a greater trade volume are more likely to have
better political ties and relations. As a consequence, these studies
further note that enhanced trade promotes cooperation and peace
between the trading partners and nations, and minimizes the risk
of any conflict. In reliance on these findings, the authors of this

Eskiehir Osmangazi University, Turkey (cenapcakmak@yahoo.com)


Istanbul University, Turkey (ustaoglu@istanbul.edu.tr)

1435

paper hypothesize that any deterioration in the political relations


should have impact upon trade volume between two nations. To
this end, the study analyzes the Turkish-Israeli relations from this
perspective, concluding that at some critical points where the two
countries have experienced difficulties and a state of crisis in
their political relations, the volume of bilateral trade has also
significantly declined. The choice of these two countries is
deliberate as this case could be exemplary for the purpose of the
study. The political ties between these two nations made a peak
in 1990s where they enjoyed a great level of trade partnership as
well. However, the ties were considerably undermined by recent
developments, including notorious Mavi Marmara raid,
suspension of military exercises and controversial TV series. The
study finds that the deterioration visibly affects the size of
imports and exports between the two countries. However, it is
difficult to estimate how this change in the foreign trade balance
has been influenced by the economic stagnation in the world
associated with the global financial crisis in 2007. The
emergence of political problems at a time when the economic
stagnation is so strong and destructive makes it hard to have
certain and precise view on this matter. For this reason, further
analysis is needed to evaluate the influence of political tensions
in the bilateral economic ties between Turkey and Israel at time
of global economic turmoil.

THEORETICAL
FOUNDATION

AND

CONCEPTUAL

1.1 Trade and politics relations


The relation between trade and politics has attracted a
great deal of scholarly attention. The dominant view in this
particular field of the literature upholds that trade improves
bilateral political ties and further reduces the likelihood for the
outbreak of a violent conflict between the trading partners.
Obviously, this approach puts extensive emphasis upon the role
and influence of trade, implying that the part of politics could be
neglected. It should be, however, also noted that it is a purely
economic approach which states that economics should
determine politics (Moravcsik, 1997: 514). It should also be
noted that considerable empirical support is found on the

1436

effects of diplomacy and strong political ties upon bilateral


trade and commerce (Pollins, 1989). In another account, it is
stressed that politics shapes not only bilateral but also
international trade, further noting that trade flows are greater
between allies and that democratic countries will likely have
greater size of bilateral trade (Morrow, Siverson and Tabares,
1998). There is also a general belief that economic interaction
promotes peaceful relations among nations because the mutual
benefits of trade and expanding interdependence foster
cooperative relations and while politics tends to divide,
economics is believed to unite peoples. (Gilpin, 2001: 67-68).
The discussion is also closely relevant to the democratic
peace theory, suggesting that democracies almost never go to war
with each other and resolve their disputes through peaceful
settlement. In studying this matter, some scholars find that trade
is the key factor. Polachek (1997) concludes that the
fundamental factor in causing bilateral cooperation is trade and
trading partners are less combative than nontrading nations.
Democratic dyads trade more than nondemocratic dyads, and
thus exhibit less conflict and more cooperation. Trade is also
found to be a powerful influence for peace, especially among
the war-prone, contiguous pairs of states (Oneal et. al., 1996:
11-28). In another study, Oneal and Russet (1999) find strong
support for the liberals' belief that economic interdependence and
democracy have important pacific benefits. Similarly, Doyle
(1997: 26) argues that interest groups in a particular country raise
opposition to war simply because of economic interdependence.
It is also argued that liberal ideas cause liberal democracies to
tend away from war with one another, and that the same ideas
prod these states into war with illiberal states. (Owen, 1994: 88).
Similarly, Pollins (1989) finds that trade flows are
significantly affected by broad political relations of amity and
enmity between nations. Keshk, Pollins and Reuveny (2004)
join this argument, underlying that political matters, and politics
in general, enjoy primacy; they recall that conflict indeed
inhibits trade while the effect of dyadic interdependence on the
likelihood of conflict is statistically insignificant. Political
scientists and scholars of international relations see visible link
between pursuit of political goals, mainly those on security, and
search for economic welfare. For instance, for Gilpin (1975: 43),

1437

there is a reciprocal and dynamic interaction in international


relations of the pursuit of wealth and the pursuit of power.
Likewise, Keohane (1984: 21-22) argues that trade and power
complement each other in the setting of foreign policy making.
However, scholars, particularly students of postmodern
IR theories which avoid simplistic explanations, argue that no
single explanation could be adequate to address the relation
between trade and matters of high politics including power and
security. For instance, Holsti (1989: 669-670) notes:
The connection between economics and politics cannot
be essentially the same in the United States and Fiji, or
Japan and Bhutan. All countries have welfare and
security goals, yet the manner in which they pursue
them varies across time and over different issues. For
some states the diplomacy of security and the diplomacy
of foreign trade have few links; that is, the criteria and
values used in decision making on various issues within
the two realms tend to be exclusive and seldom intrude
on each other. For others, in contrast, trade and security
concerns may be so inextricably woven together that it
is impossible to tell where the one ends and the other
begins. For these countries, all trade has important
diplomatic connotations. Foreign-trade policy must be
organized to be consistent with national security
requirements, even if considerable economic losses or
forsaken opportunities result. Contextual characteristics
largely determine the nexus.
Analyzing the relationship between power politics and
international trade, Gowa and Mansfield (1993) find that greater
volume of trade should be expected between nations enjoying the
benefits of an alliance and that this is a more visible tendency
within bipolar rather than multipolar gatherings of states.
Reuveny and Kang (1998) conclude that the types and nature of
goods sometimes matter, affecting the quality and size of the
trade between the parties. For instance, there is a tendency for
bilateral trade between US and China to increase in some goods
when political ties are enhanced. Robst, Polachek and Chang
(2006: 30) find that trade has a greater effect on conflict when
countries are proximate in geographical terms. As such, it
mitigates the incentives for conflict that exist between close

1438

countries. Trade is more effective on cooperation when


countries are more distant and the incentives for cooperation
that exist for close countries are not present.
1. There are competing theories some of which argue that more
trade reduces likelihood for a military conflict whereas others
assert that bilateral trade increases the possibility of a war.
Moderate theories, however, underline that outbreak of a war is
not influenced by the size of the trade between nations. Li and
Reuveny (2011), on the other hand, argue that if a country
expects its conflict toward a target to reduce the price of its
import from or increase the price of its export to a target, it has
an economic incentive to initiate conflict, and vice versa.
Likewise, Srivastava and Green (1986) note that additional
variables should be considered as potential determinants of trade
relations between nations and that the trade flow should be
analyzed by the type of products being exported and imported.
Reuveny (2001) suggests that the effect of conflict on
trade quantity will be negative and further notes that
contemporary trade and conflict theories may miss important
elements, pointing out the need for richer, more microfounded
models. The findings in the literature accounts reviewed so far
suggest that the impact of trade upon political ties between
nations is controversial and complicated. A study by Sayrs
(2008) confirms this conclusion; the study offers three major
findings:
First, trade does not provide an economic incentive to
cooperate even though it may serve to diminish the
overall level of conflict. Second, trade may diminish
conflict even in the absence of the threat of reciprocal
action on the part of the trading partner. Third, trade
may diminish cooperation in the economic arena where
norms of competition dominate or where the U.S. as a
trading partner exerts extraordinary influence.
In a similar fashion, it is stressed that international
trade between countries tends to have an inertia and often takes
place regardless of nations political rivalry, and that even very
hostile countries sometimes continue to have economic relations,
albeit on a different scale. (Reuveny and Kang, 1996: 43).
1.2 Brief history of Turkish-Israeli relations

1439

Turkish-Israeli bilateral relations have been


experiencing visible deteriotation over the last few years mostly
due to the political disagreements. The most controversial issues
between the two former military allies include the Gaza blockade
imposed by Israel, the Palestinian issue and Israels occasional
military operations against alleged terrorist acts. The ties were
particularly worsened by the Mavi Marmara incident where 9
Turkish citizens were killed by the Israeli commandos aboard a
ship carrying humanitarian cargo. In response to the attack,
Turkey has launched an aggressive diplomatic campaign
whereby it urged Israel to proceed with reparations for the
victims, a formal apology and lifting the blockade in Gaza.
In fact, Mavi Marmara was not the only incident that
contributed to the deterioration in the bilateral ties. The
degrading treatment of the Israeli authorities vis--vis the
Turkish ambassador who was humiliated by being asked to have
a sit in a chair placed lower than the others occupied by the Israeli
counterparts, a controversial TV series depicting the Israeli
forces as aggressors aired in the state-run Turkish TV station, as
well as the growing anti-Israeli sentiment in Turkey have all
contributed to the process.
In a way, this state of deterioration was a visible
deviation from the era of relatively smooth relations between the
two countries. However, things have not always been great
between Turkey and Israel. Even though relations during the first
four decade of Israels existence have been cordial, the both sides
kept a low profile and did not reveal the nature of these ties
(Abadi, 2011). During this period, the bilateral ties were mostly
symbolic and had little content. The relations deteriorated after
1973 when Turkey decided to distance itself from Israel. And this
state of coolness has remained for a decade afterwards (Pipes,
1997/98).
The situation has changed in 1990s, partially because of
the growing interest by major powers in establishing ties with
Israel. In consideration of the growing security concerns in this
period, Turkey decided to maintain ties with Israel, particularly
in the field of military affairs (Abadi, 2011). A bilateral trade
agreement was signed in March 1993; by the end of the same
year, relations have significantly improved. A strategic

1440

cooperation agreement was concluded between the two countries


in this period.
Starting from 1996, the bilateral ties have gained a
military aspect. In this year, the two countries signed a
comprehensive military coordination agreement. The deal
provided for Israeli air forces to use Turkish air space for training
purposes. In the same year, they concluded an additional
agreement for the exchange of technical knowledge. The military
relations have significantly improved since then; the Turkish
chief of staff paid a visit to Israel in early 1997, followed by
another one to Ankara. The number of visits has radically
increased, particularly those between commanding officers from
both militaries (Bir and Sherman, 2002).
The 1990s represent a period of diplomatic climax in the
relations between Turkey and Israel. Despite a past of partial
distrust and controversy, the two countries have paid attention to
improving the bilateral ties. Since the upgrading of TurkishIsraeli relations to the ambassadorial level in 1991, bilateral ties
have been friendly and cordial. Frequent high level visits have
been held between the countries. Under the AK Party rule alone,
most of Turkeys top officials, including Prime Minister Erdoan
and former President Ahmet Necdet Sezer have paid visits to
Israel. In addition, all Israeli prime ministers, presidents and
defense ministers have visited Turkey during the last decade
(Bengio, 2009: 48).
However, the overall situation started to change in the
relations between Turkey and Israel after the invasion of Iraq by
the US in 2003. The war raised criticism and reaction among the
public in Turkey against the US and its main regional ally, Israel.
The Turkish people also saw Israel as close to Iraqi Kurdish
groups and indirectly to PKK terrorists. The targeted
assassinations of Sheikh Ahmad Yassin, the spiritual leader of
Hamas, as well as of of his successor, Abdulaziz al-Rantisi,
attracted strong public reaction, prompting Prime Minister
Erdoan to call Israel a terrorist state. (Ksebalaban, 2010:
37).
1.3

Turkey-Israel economic relations


The bilateral economic relations between Turkey and
Israel have never been stable and smooth since the establishment

1441

of the Israeli state. Diplomatic relations with Israel up to the


military coup in 1980 in Turkey have remained relatively
insignificant and modest in order to have good relations with the
Arab countries in the region. The political relations between the
two countries started to improve since 1986 when the
conservative government in Turkey decided to take a step to
elevate the diplomatic relations to the level of charges daffaires.
Israel, in consideration of this constructive approach, responded
by a similar move which led to the visible improvement of the
bilateral ties in the field of politics, military and economy (Belal,
2012: 13). In 1992, Turkish minister of tourism paid a visit to
Israel and signed a tourism agreement; this is considered a
milestone in the development of the bilateral economic relations
between the two countries. In 1994, Prime Minister Tansu iller
paid another visit to Israel; during this visit, a number of
agreements have been signed. The leaders also declared Turkey
and Israel as strategic partners during this occasion. This suggests
that the bilateral relations have made a peak in mid-1990s.
Turkeys foreign trade volume with the neighboring
countries has significantly increased over the last decade thanks
to its ambitious policy by which it adopted a more constructive
stance vis--vis the Arab world. The trade volume with Iraq,
despite the ongoing political and economic problems in this
country, has increased to $8 billion; the total amount of foreign
trade between Iran and Turkey, on the other hand, has reached to
$10 billion. The current goal is to increase this amount to $20
billion. The bilateral trade between Turkey and Russia has
reached to a point of $33 billion whereas it remains $3.5 billion
with Israel (Back, 2009:31-41). This suggests that sharing
borders has strong and visible impact upon the bilateral trade
between the neighboring countries. This is best evidenced by the
significant improvements in the bilateral trade between Turkey
and Iran, Iraq and Russia. As for the commercial relations, it is
obvious that the size of bilateral trade has grown since late 1980s.
The amount of trade between Turkey and Israel has dramatically
increased from 54$ million in 1987 to $100 million in 1991 and
$440 million in 1995. The Israeli-Turkish bilateral trade had
become the largest between any two countries in the Middle East
in late 1990s when the two countries also enjoyed a climax in
political and diplomatic relations. Until 1993, Israeli exports
exceeded Turkish exports to Israel whereas since 1994, Turkey

1442

has steadily pulled ahead, with an annual surplus of $50 million


in its favor. (Nachmani, 1998: 19-29).
By the nature of the foreign trade, the content of the
foreign trade between nations is mostly made up of products and
items with greater added value (Ustaolu and Yldz, 2011: 757).
The bilateral trade between Turkey and Israel has gained
momentum and amounted to a stunning level by a number of
bilateral trade agreements that enhanced the economic ties
between these countries. The agreements and forums seeking to
enhance the trade relations between the two countries include
Turkey-Israel Free Trade Agreement (FTA) signed March 14,
1997; the 4th Joint Economic Committee that convened Nov 24,
2009; 8th Economic Consultations held April 22, 2010; the
Turkish-Israel Business Council founded March 1, 1999 whose
last meeting was held Oct 13, 2004 and the agreement of Joint
Tourism Committee which first convened in 1999 (Republic of
Turkey Ministry of Foreign Affairs, 2008).
Table 1. Foreign Trade Volume between Turkey and Israel 20002010 (.000 USD)
Source: Official website of Foreign Ministry of Turkey
Year

Export

Import

Balance

Volume

2000

650.142

505.482

144.660

1.155.624

2001

805.218

529.489

275.729

1.334.707

2002

861.434

544.467

316.967

1.405.901

2003 1.066.834

459.186

607.648

1.526.020

2004 1.283.244

713.137

570.107

1.996.381

2005 1.461.239

800.735

660.504

2.262.000

Retrieved 1 December 2011

1443

2006 1.527.329

772.310

755.018

2.299.639

2007 1.658.217

1.081.458

576.759

2.739.675

2008 1.935.243

1.447.919

487.324

3.383.162

2009 1.528.852

1.069.538

459.314

2.598.390

2010 2.083.987

1.359.624

724.363

3.443.611

The GAP (Gneydou Anadolu ProjesiSoutheast


Anatolian Project),1 the most ambitious and largest infrastructure
and development project of Turkey in its history, has been
completed by cooperation and collaboration between the Turkish
and Israeli firms because of the advanced technology that the
Israeli companies had. The commercial relations between the two
countries have improved despite occasional tension in diplomatic
relations; the amount of exports from Turkey to Israel has
increased by 18 pct in 2011 when the imports have increased by
51 pct (Belal, 2012: 19).
Turkey has been fighting against separatist terror
organization since 1980 in the southeastern part of the country;
up until recently, the weapons used in this fight have been
imported from abroad. Israel has been one of the major suppliers
of arms for Turkey in this process. This made Turkey dependent
on Israeli arms production; for this reason, arms sale has been the
main part of the bilateral trade between the two countries
particularly in the 1990s. However, Turkey has been able to
produce most of the military equipment used in its combat
1
The GAP had originally been planned in the 70s consisting of projects for
irrigation and hydraulic energy production on the Euphrates and Tigris, but
transformed into a multi-sector social and economic development program for the
region in the 80s. The development program encompasses such sectors as
irrigation, hydraulic energy, agriculture, rural and urban infrastructure, forestry,
education and health. The water resources development component of the
program envisages the construction of 22 dams and 19 hydraulic power plants
and irrigation of 1.82 million hectares of land. The total cost of the project is
estimated as 32 billion US $. The total installed capacity of power plants is 7476
MW and projected annual energy production reaches 27 billion kWh.
(Southeastern Anatolia Project Regional Development Administration, 2011)

1444

against terror, making its trade less dependent upon Israeli


products. Turkeys ability to make its own arms and weapons
puts Israel into a difficult position because of its specialization in
arms production. Turkey also reviewed its policy of military
procurement deals due to failure of Israel to comply with the
military agreements in recent years, frequent failures of the
military equipment, particularly the drones, in the fight against
terror, and the untimely delivery of the orders by the Turkish
government despite advance payments, as well as lack of
technical assistance for the military products purchased from
Israel. Turkey has allocated a budget of $10 billion during the
period between 1995 and 2005 for the modernization of the arms
and military equipment. Israel has been one of the major
beneficiaries of this allocation. However, the course of events has
now been changed for Israel because of Turkeys ability to make
its own arms and of the strain bilateral relations.
Overall, it is possible to characterize the bilateral
relations between Turkey and Israel as follows:
The asymmetry in Turkish-Israeli relations exists on a
number of levels: declaratory, diplomatic and political.
Israel is usually the courting partnerthe needy party,
politically speakingand thus the one that initiates
actions to maintain good relations. For Israel, relations
with Turkey are a source of pride and legitimacy; for the
Turkish governments, in contrast, they sometimes serve
as an embarrassment or pose a dilemma. Turkish
politicians have no qualms about vehemently attacking
Israel because of its policies toward the Palestinians, yet
Israeli politicians walk on tiptoes regarding any issue
that touches on Turkish sensitivities.
METHODOLOGY
2.1 Scope of the study
This study analyzes the Turkish-Israeli relations from
this perspective, concluding that at some critical points where the
two countries have experienced difficulties and a state of crisis in
their political relations, the volume of bilateral trade has also
significantly declined. The choice of these two countries is

1445

deliberate as this case could be exemplary for the purpose of the


study. The political ties between these two nations made a peak
in 1990s where they enjoyed a great level of trade partnership as
well. However, the ties were considerably undermined by recent
developments, including notorious Mavi Marmara raid,
suspension of military exercises and controversial TV series. The
study finds that the deterioration visibly affects the size of
imports and exports between the two countries.
The study is composed of three major parts. In the first
part, the relevant theoretical and conceptual accounts are
analyzed. The second part focuses on a brief historical account
of the bilateral political and military relations between Turkey
and Israel. In addition to the methodology part, the final section
elaborates on the findings, as well as probable policy
recommendations based on these findings.
2.2. Data Collection
In this paper, the relevant series of political risks, as well
as monthly export and import amounts of two countries, Turkey
and Israel, between 01: 2006 and 11: 2011 are utilized. The
political risk data for Turkey was retrieved from Business
Monitor International (BMI), Middle East Monitor Monthly,
Regional Reports Bulletins; and the foreign trade volume data for
both countries retrieved from the website of the Turkish
Statistical Institute and Turkish Exporters Assembly. In the
interpretation of the outputs of the study, the political events
published and referred to in the BMI bulletins are mostly utilized;
however, the BMI bulletins are not the only references in the
evaluation of the political events and risk factors. The tests were
performed by Gauss 8.0 software. Because foreign trade
transactions usually measured by US dollar currency, exports and
imports data used in the study are on the US dollar currency.
2.3 Lee-Strazicich Unit Root Test
Lumsdaine-Papell (1999) test is an example for tests
where structural breaks are two and where the breaks are
identified internally (Lumsdaine & Papell, 1999). Lee- Strazicich
(2003) tests alternative hypothesis points to trend stability
without any doubt (Lee & Strazicich, Minumum LM Unit Root
Test with One Structural Breaks, 2003). In other words, LeeStrazicich (2003, 2004) involve the success of both the

1446

alternative and null hypotheses under the breaks (Lee &


Strazicich, 2003; 2004). There are three different versions of this
situation for Model A, Model B and Model C. Model A refers to
a break in level, Model B in trend and Model C in both level and
trend. Lee-Strazicich unit root test utilizes Lagrange Multiplier
(LM) to help find the two internal breaks. Structural break is used
in Model A. Unit root test is used in Model C for level and trend
changes (Temurlenk & Oltulular, 2007).

Model A
k

yt K yt 1 t 1 DU 1t 1 DT 2t d j yt j t
j 1

(1)
Model B

yt K yt 1 t 2 DT 1t 2 DU 2t 1 DTt t
(2)
and
Model C
k

yt K yt 1 t 1DU1t 2 DT1t 2 DU 2t 1DT 2t 1DTt d j yt j t


j 1

(3)

1
DU t
0

t TB
dier

ve
and

1447

t TB t TB
DTt
dier
0
(4)
Model A (1) shows structural break, Model B (2)
structural break in trend and Model C structural break in both
level and trend. Rejection of the null hypothesis shows presence
of structural break. (4) demonstrates breaks in trend and level
based on the values of the optional dummy variables.

Table 2. Lee-Stazicich Test Results


Model A
Min
t-stat

1.757
5

4.250
0

Model C

Break
1

Break
2

2007:
02(8)*

2010:
03(8)*

[1.511
1]**

[1.321
4]**

2009:
11(4)*

2010:
12(4)*

[2.016
6]**

[0.483
1]**

1448

Min
t-stat

5.955
2

7.454
4

Break
1

Break
2

2008:
03(8)*

2009:
06(8)*

[4.955
2]**

[6.184
3]**

2009:
05(2)*

2010:
02(2)*

[6.708
5]**

[4.671
9]**

5.302
0

2010:
04(2)*

2010:
07(2)*

[0.601
8]**

[3.623
4]**

6.515
1

2007:
09(7)*

2010:
10(7)2

[5.706
0]**

[6.323
8]**

The results of the Lee-Strazicich unit root test in Table


3 reveal that the breaks in Model A are statistically significant.
In Model C, the break dates, 2009: 6, 2009: 5 and 2010: 7, appear
to be statistically insignificant. The breaks which bear significant
for both models should be considered as important points where
the export and import sizes between the two countries display
visible changes. The breaks also demonstrate that the political
risks that the Turkish economy carries have impact upon the
bilateral relations between Turkey and Israel in the identified
dates.
CONCLUSION
The firm relations between Turkey and Israel have
started to deteriorate in early 2000s. In 2004, Erdoan accused
Israel of committing state terrorism. However, despite such
harsh statements, the ties were restored by the constructive
moves of both parties (Tr, 2009: 35-36). But the state of
optimism and constructive approach has become over after the
coming of HAMAS to power in Palestine in 2007 (zcan, 2010:
37). Even though no concrete confrontation has been observed in
the bilateral relations between Turkey and Israel in 2007, Turkey
established firm contacts with the HAMAS-led government,

2
The figures in parenthesis refer to lag length picked by the
Akaike Information Criteria.
**The critical values compiled from Lee-Strazicich (2003) for
the models. For the %1 and %5 significance levels for Model A,
it is |-4.54| and |-5.82| respectively, whereas for %1 and %5
significance levels in Model C, it is |-6,32| and | 5.32|
respectively.

1449

suggesting that it recognized this Islamist group as the legitimate


representative of the Palestinian people.
Unlike its past attitude, Israel did not act leniently
towards Turkeys affection with HAMAS as its major strategy
required isolation and alienation of the government that it
formed. For this reason, Turkeys willingness to recognize the
legitimacy and power of HAMAS was unacceptable to Israel,
which subsequently led to a state of deterioration in the bilateral
relations with Turkey. The break detected in the analysis as
depicted in Table 3 may refer to this dramatic change in the
political relations between the two countries.
The break in 2008: 03 should be viewed as the
manifestation of the deteriorated political ties since HAMAS
came to power in 2007. The most striking area of disagreement
between Israel and Turkey in 2008 and 2009 has been Israeli
attack and military operation held to delegitimize and eliminate
the HAMAS rule in Gaza enclave. Turkey strongly reacted to
Israeli operation, arguing that it committed international crimes
including crimes against humanity and war crimes (akmak,
2009: 59-79). Turkeys reaction to the Israeli offensive was
strong and influential as evidenced by some announced harsh
measures against Israel. For instance, Turkey suspended for the
first time the Anatolian Eagle military exercises in late 2009
which have been held since 2001 with the participation of Israeli
forces. The crisis was identified as something that would have
lasting impacts upon the bilateral relations between the two
countries (Tr, 2009: 37-38). The breaks in 2009: 11 and 2010:
02 may refer to this state of affairs.
The most important standoff between Turkey and Israel
is indisputably the Mavi Marmara raid in May 2010. The Israeli
defense forces stormed a ship, Mavi Marmara, carrying
humanitarian cargo to Gaza which was suffering from a
longstanding Israeli naval blockade, killing nine Turkish
nationals onboard. The raid raised extreme fury and anger in
Turkish administration and people, prompting the foreign
ministry to secure a presidential statement at the UN Security
Council to condemn the attack. Turkey subsequently announced
a series of demands in connection with the raid, including
payment of reparations to the families of the victims, an official

1450

apology and lifting of the Gaza blockade. The Israeli part did not
honor the demands, arguing that it exercised its right to selfdefense. The break in 2010: 07 may apply to this incident and
ongoing deterioration in the bilateral relations.

Acknowledgment:
Authors would like to thank to Selim Demez at Istanbul
University for his helpful comments and contribution to this
paper.

1451

REFERENCES
ABAD, J., Israel and Turkey: From Covert to Overt Relations,
Journal of Conflict Studies, North America, 15, sep.
1995.
Available
at:
<http://journals.hil.unb.ca/index.php/JCS/article/view/
4548/5389>. Date accessed: 24 Nov. 2011.
BACIK, G. (2009). Turkish-Israeli relations after Davos: A view
from Turkey. Insight Turkey , 11, 31-41.
BELAL, B. (2012). 1993 yl sonrasnda Trkiye-srail askeri
ilikileri. Atlm niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
Uluslararas likiler Anabilim Dal. Ankara: YK.
BENGO, Ofra, Altercating interests and orientations between
Israel and Turkey: A view from Israel, Insight Turkey,
v. 11, n. 2 (2009).
BR, evik and Sherman, Martin, Formula for Stability: Turkey
Plus Israel, Middle East Quarterly, (Fall 2002): 23-32.
AKMAK, Cenap, srailin Gazze Saldrsnda lenen
Uluslararas Sular ve Uluslararas Yarg mkan,
Akademik Ortadou, vol. 4, no. 1 (2009): 59-79.
DOYLE, Michael W. 1997. Kant, Liberal Legacies, and Foreign
Affairs. In Debating the Democratic Peace, ed.
Michael E. Brown, Sean M. Lynn-Jones, and Steven E.
Miller. Cambridge, MA: MIT Press.
GLPN, Robert, Global Political Economy: Understanding the
International Economic Order (Princeton, NJ:
Princeton University Press, 2001).
GLPN, Robert, US Power and the Multinational Corporation
(New York: Basic, 1975).
GOWA, Joanne and Edward D. Mansfield, Power Politics and
International Trade, The American Political Science
Review, vol. 87, no. 2 (1993): 408-420.
HOLST, K. J., Politics in Command: Foreign Trade as National
Security Policy, International Organization, vol. 40,
no. 3 (1986): 643-671.

1452

KEOHANE, Robert O., After Hegemony (Princeton: Princeton


University Press, 1984).
KESHK, Omar M. G., Brian M. Pollins and Rafael Reuveny,
Trade Still Follows the Flag: The Primacy of Politics
in a Simultaneous Model of Interdependence and Armed
Conflict, Journal of Politics, vol. 66, no. 4 (2004):
11551179.
KSEBALABAN, Hasan, The crisis in Turkish-Israeli
relations: What is its strategic significance, Middle
East Policy, v. 17, n. 3 (2010).
LEE, J., Strazicich, M., (2003), Minimum LM Unit Root Test
with Two Structural Breaks, Review of Economics and
Statistics, pp. 1082-1089.
LEE, J., Strazicich, M., (2004), Minimum LM Unit Root Test
with One Structural Breaks, Apalachian State
University Working Papers, No:04-17, pp. 1-17.
L, Quan and Rafael Reveuny, Does Trade Prevent or Promote
Interstate Conflict Initiation? Journal of Peace
Research, vol. 48, no. 4 (2011): 437-453.
LUMSDANE, L.R., Papell, D.H., (1999), Two Structural
Breaks and The Unit Root Hypothesis: New Evidence
About Unemployment in Australia, Working Paper
Series Victoria Univ. Applied Economy, Working Paper
No. 3/00.
MORAVCSK, AndrewTaking Preferences Seriously: A
Liberal Theory of International Politics, International
Organization, vol. 51, no. 4 (1997): 513-553.
MORROW, James D., Siverson, Randolph M. and Tabares,
Tressa e., The Political Determinants of International
Trade: The Major Powers, 1907-90, The American
Political Science Review, vol. 92, no. 3 (1998): 649661).
NACHMAN, Amicam, The Remarkable Turkish-Israeli Tie,
Middle
East
Quarterly
v. 5, n. 2, (June 1998): 19-29.

1453

ONEAL, John R. and Bruce Russet, Assessing the Liberal Peace


with Alternative Specifications: Trade still Reduces
Conflict, Journal of Peace Research, vol. 36, no. 4
(1999): 423-442.
ONEAL, John R. et. al., The Liberal Peace: Interdependence,
Democracy, and International Conflict, 1950-85,
Journal of Peace Research, vol. 33, no. 1 (1996): 11-28.
OWEN, John M., How Liberalism Produces Democratic
Peace, International Security, vol. 19, no. 2 (1994): 87125.
ZCAN, Gencer, Aynalar Galerisi: Trkiye-srail likilerinde
Yansmalar, Yanlsamalar ve Gerekler, Ortadou
Analiz, vol. 2, no. 18 (2010): 36-44.
PIPES, Daniel, A New Axis: The Emerging Turkish-Israeli
Entente, National Interest, Winter 1997/98.
POLACHEK, Solomon W., Why Democracies Cooperate More
and Fight Less: The Relationship between International
Trade and Cooperation, Review of International
Economics, vol. 5, no. 3 (1997): 295-309.
POLLINS, Brian M., Conflict, Cooperation, and Commerce:
The Effects of International Political Interactions on
Bilateral Trade Flows, American Journal of Political
Science, vol. 33, no. 3 (1989): 737-761.
POLLINS, Brian M., Does Trade Still Follow the Flag? The
American Political Science Review, vol. 83, no. 2
(1989): 465-480.
2. Republic of Turkey Ministry of Foreign Affairs. (2008),
Turkey-Israel Economic and Trade Relations,
Retrieved 12 4, 2011, from Republic of Turkey Ministry
of Foreign Affairs: http://www.mfa.gov.tr/turkey_scommercial-and-economic-relations-with-israel.en.mfa
REUVENY, Rafael and Heejoon Kang, Bilateral Trade and
Political Conflict/Cooperation: Do Goods Matter,
Journal of Peace Research, vol. 35, no. 5 (1998): 581602.
REUVENY, Rafael and Heejoon Kang, International Trade,
Political Conflict/Cooperation, and Granger Causality,

1454

American Journal of Political Science, vol. 40, no. 3


(1996): 943-970.
3. Reuveny, Rafael, Bilateral Import, Export, and
Conflict/Cooperation Simultaneity, International
Studies Quarterly, vol. 45, no. 1 (2001): 131-158.
ROBST, John, Solomon Polachek and Yuan-Ching Chang,
Geographic Proximity, Trade and International
Conflict/Cooperation, Discussion Paper, no. 1988,
February 2006, The Institute for the Study of Labor
(IZA), Bonn.
SAYRS, Lois W., Trade and Conflict Revisited: Do Politics
Matter? International Interactions, vol. 15, no. 2
(2008): 155-175.
SOUTHEASTERN Anatolia Project Regional Development
Administration. (2011). About GAP. 2 7, 2012 tarihinde
Republic Of Turkey Ministry Of Development
Southeastern Anatolia Project Regional Development
Administration Search : http://www.gap.gov.tr/aboutgap/what-is-gap
4. Srivastava, Rajendra K. and Robert T. Green, Determinants
of Bilateral Trade Flows, The Journal of Business, vol.
59, no. 4 (1986): 623-640.
TEMURLENK M.,S., Oltulular, S., (2007), Trkiyenin Temel
Makro Ekonomik Deikenlerinin Btnleme
Dereceleri zerine Bir Aratrma, nn niversitesi
Ekonometri ve statistik Kongresi.
TR, zlem, Trkiye-srail likilerinde Kriz: Davos ve
Sonras, Ortadou Analiz, vol. 1, no. 11 (2009): 35-40.
USTAOLU, M., & Yldz, B. (2011). Information
Technology's Effect on Turkey's Foreign Trade: An
Investigation for the Last Decade. Investigating
Strategies of Recovery From The Recession (pp. 747757). Paris: Seda Dijital Kopyalama ve Bask Tic. A..

1455

Appendix:

Table 3. Turkeys Export to Israel 01:1996-07:2011 (.000 USD)


Source: Turkish Statistical Institute , 2011

August

September

October

November

December

169 429

151 979

213 801

156 118

234 421

121 032

113 114

147 455

123 542

168 751

182 519

192 340

116 438

131 901

126 929

142 636

140 587

123 596

144 074

164 857

170 056

134 486

117 921

138 589

102 104

144 780

176 578

154 779

179 063

165 951

109 481

146 402

182 594

108 411

120 898

170 308

103 278

162 722

143 632

95 202

205 347

152 779

112 642

186 221

97 348

76 901

July

186 558

167 982

135 112

161 115

121 303

1529158

157 440

May

196 878

195 440

121 319

149 305

1658195

2006

135 743

April

224 692

170 369

97 409

1935235

2007

164 088

March

188 950

138 258

1522436

2008

132 379

February

165 647

2080148

2009

159 265

January

1382216

2010

214 144

Total

2011

June

Year

1456

140 571

142 496

139 205

97 521

105 843

129 562

104 890

116 452

101 416

154 016

107 848

109 620

98 293

97 021

96 703

82 601

78 891

78 094

90 266

67 102

69 594

52 162

59 788

66 989

117 313

56 910

55 026

61 967

43 849

49 720

80 035

52 384

50 608

47 490

46 822

46 771

51 880

50 460

43 772

42 520

32 766

35 836

39 048

36 708

66 875

55 064

31 413

84 843

54 742

39 441

46 288

96 709

75 877

48 846

44 792

37 778

111 038

68 650

84 318

58 624

46 161

43 326

107 329

83 458

58 793

60 998

49 107

48 444

479507

39 592

90 986

77 511

66 711

56 670

40 103

585239

1998

55 381

141 065
110 850

80 657

57 569

40 643

650142

1999

51 214

132 570
94 710

62 825

62 127

805218

2000

53 991

126 658

79 505

87 365

861434

2001

65 786

95 874

106 271

1082998

2002

84 988

95 051

1315292

2003

115 598

1466913

2004

142 730

2005

1457

34 264

36 758

33 853

18 620

28 287

22 589

21 550

13 344

29 747

33 030
21 420

23 128

27 947
23 193

37 815

33 294

17 766

18 711

35 390

25 011

26 660

38 188

254853

21 234

391514

1996

24 567

1997

Table 4. Turkeys Import From Israel 01:1996-07:2011 ( .000


USD)
August

September

October

November

December

87 929

83 349

85 184

127 672

133 047

70 613

103 588

73 174

68 295

78 683

117 239

144 972

126 578

70 986

81 442

91 825

112 908

177 401

120 645

75 765

128 582

192 219

130 961

103 377

138 027

July

168 577

130 497

95 186

108 465

127 957
May

194 959

98 179

97 026

138 774

85 227

April

225 777

97 621

106 553

174 618

March

95 080

89 935

227 553

February

76 692

June

January

1447919

2008

1074727

2009

1359639
2010

1180857
2011

Total
Year

1458

88 424

93 041

90 272

121 488

104 081

55 434

65 403

65 328

67 621

74 386

75 036

67 850

64 302

51 296

70 148

52 174

81 455

54 462

58 496

73 335

39 931

41 759

33 038

37 998

44 554

63 181

31 633

62 653

38 027

31 524

32 513

58 584

51 838

28 647

36 021

76 540

46 761

52 502

32 318

53 740

41 061

49 463

29 133

55 340

46 376

31 552

37 082

59 847

57 743

48 497

43 581

72 609

36 137

37 494

23 232

24 373

60 824

73 818

31 780

82 687

56 240

25 155

97 377

69 247

50 256

38 878

22 518

37 753

505482

61 733

80 499

54 939

63 237

22 079

44 737

529489

2000

33 824

92 745
71 855

82 340

32 335

45 932

544467

2001

39 756

81 677

69 546

58 541

54 873

459488

2002

41 027

63 906

55 491

41 419

714143

2003

59 856

74 497

44 180

804691

2004

96 964

75 012

782149

2005

71 581

1081743

2006

99 223

2007

1459

23 545

30 538

31 015

36 967

25 004

28 783

19 681

18 312

22 836

21 431

25 436

17 589

22 128

25 760

14 409

11 624

16 241

12 103

18 231

12 679

25 555

14 633

11 786

27 936

26 680

21 766

22 275

26 144

26 083
15 625

17 122

10 189

29 290

23 224
24 905

14 506

14 636

28 481

22 433

27 265

10 662

192627

20 519

15 717

19 322

233681

1996

16 504

10 984

282827

1997

25 123

298257

1998

23 714

1999

1460

NKLEER DPLOMAS VE RAN DI POLTKASI


Yrd. Do.Dr, Alptekin MOLLA
ZET
Nkleer enerji program ile ilgili olarak rann
Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi yeleri ve Almanya ile
yrtm olduu grmelerde getiimiz yln Kasm ay
sonlarnda geici bir anlamaya varmas Orta Dou blgesinde
istikrarn salanmas asndan nemli bir gelime olarak
deerlendirilebilir. Konunun nihai zmne ilikin olarak
taraflar arasnda tam bir gr birlii salanamam olsa bile
gelinen nokta hem rann hem de bata Amerika Birleik
Devletleri olmak zere Batl lkelerin 1979 ran slam
devriminden gnmze birbirlerine kar srdrm olduklar
politikalarnda bir krlma noktasna iaret etmektedir. ran
asndan d politikasndaki en nemli deiim Batl lkelerin
Orta Dou blgesindeki karlarn kuvvetli bir ekilde olmasa
bile prensip olarak kabul etmesi olmutur. Batl lkeler
asndan da rann blgesel politikalarnda desteine daha fazla
ihtiya duyduklar bu yzden de karlar ve gvenlik endieleri
Bat tarafndan daha fazla dikkate alnan bir lke konumuna
gelmi olmasdr. Bu almada, nmzdeki gnlerde devam
edecek mzakerelere etki edecek faktrlerin ran ve Batl lkeler
asndan neler olabilecei, mzakere srecinin baarya
ulamas ya da baarszlkla sonulanmasnn Orta Douda ne
tr bir ibirliine ya da krizlere neden olaca blgesel glerin
de konuya yaklamlar gz nnde bulundurularak
deerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: ran, ABD, Orta Dou, Nkleer
Silahlar, Nkleer Teknoloji.
NUCLEAR DIPLOMACY AND IRANS FOREIGN
POLICY
ABSTRACT

Balkesir niversitesi, Bandrma ..B.F., Uluslararas likiler Blm

1461

With regard to Iran's nuclear energy program, the


negotiations conducted between the United Nations Security
Council members plus Germany and Iran resulted in a temporary
agreement.in November 2013. This compromise can be
considered as an important development in the Middle East in
terms of ensuring stability. Even if a consensus could not be
achieved related to the final settlement between the parties, the
stage has been reached can be considered as a breaking point in
the foreign policies of Iran and Western countries since the
Islamic revolution in Iran. The most important point of Irans
foreign policy change is that, even if a very strong, Iran has
acknowledged the Western security concerns in the Middle East
for the first time. On the other side, Iran has become the country
needed to support Western interests and polices in the Middle
East region whose interests and security concerns more seriously
considered by great powers. In this work, the factors that will
influence the continuing negotiations in the coming days will be
discussed. Also, the results of the negotiations will be analyzed
according to their success or failure in terms of cooperation and
crisis in the region within the framework of regional powers
interests.
Key Words: Iran, the U.S., Middle East, Nuclear Arms,
Nuclear Technology.
GR
Nkleer enerji program ile ilgili olarak rann
Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi yeleri ve Almanya ile
yrtm olduu grmelerde getiimiz yln Kasm ay
sonlarnda geici bir anlamaya varmas Orta Dou blgesinde
istikrarn salanmas asndan nemli bir gelime olarak
deerlendirilebilir. rann nkleer enerji program bata srail
olmak zere Batl lkeler asndan bir gvenlik sorunu olarak
grlm, bu program dolaysyla uygulanan ekonomik
yaptrmlar ran uluslararas alanda daha fazla tecrit edilmi bir
konuma getirmitir. Bununla birlikte rann bu programla
artrmaya alt nkleer kapasitesi taraflar birbirlerine
yaklatran ve ortaya kan yeni frsatlarn deerlendirilmesine
yardmc olan bir ara ilevi de grmtr. Konunun nihai
zmne ilikin olarak taraflar arasnda tam bir gr birlii

1462

salanamam olsa bile gelinen nokta hem rann hem de bata


Amerika Birleik Devletleri olmak zere Batl lkelerin 1979
ran slam devriminden gnmze birbirlerine kar srdrm
olduklar politikalarnda bir krlma noktasna iaret etmektedir.
ran asndan d politikasndaki deiimin en nemli noktas
Batl lkelerin Orta Dou blgesindeki karlarn kuvvetli bir
ekilde olmasa bile prensip olarak kabul etmi olmasdr. Batl
lkeler asndan da rann blgesel politikalarnda desteine
daha fazla ihtiya duyulan bu yzden de karlar ve gvenlik
endieleri Bat tarafndan daha fazla dikkate alnan bir lke
konumuna gelmesidir. ran ile Batl lkeler arasnda srdrlen
ve nkleer diplomasi olarak da ifade edilebilecek olan mzakere
srecinin Orta Dou blgesinin siyasi gelecei zerine nemli
etkisi olaca phesizdir.
1979 slam devrimin sonras ran d politikasnn genel
zellikleri devrimin dinamikleri ve felsefesi zerinde ideolojik
bir ereve iinde olumutur. Kurulan yeni iktidarn slami
zellii ve radikal sylemi gerek blge devletleri tarafndan
gerekse blgede karlar bulunan byk gler tarafndan kendi
gvenlikleri asndan bir tehdit olarak alglanm ve uluslararas
ortamda ran bir tecrit politikasyla kar karya kalmtr.
Devrimin hemen ardndan balayan ran Irak sava tecrit
politikalarnn ran zerindeki siyasi, askeri ve ekonomik
olumsuz etkilerini ok ak bir ekilde ortaya koymutur. Bu
dnemde ranl yneticiler her konuda kendi kendine yeterli bir
ran iin ah dneminde balatlan ancak devrim sonras ara
verilen nkleer program almalarn yeniden balatmlardr.
rann barl olarak nitelendirdii nkleer program yine bata
blge lkeleri olmak zere Batl lkeler asndan bir gvenlik
sorunu olarak deerlendirilmi, bu lkeler ran nkleer silah
elde etmeye almakla sulamlardr. ran uluslararas
kamuoyunu nkleer programnn barl amalar ierdii
ynnde ikna etmeye alm bu dorultuda ranla daha yakn
ekonomik ve siyasi ilikiler ierisinde bulunan Avrupa lkeleri
konu ile ilgili olarak taraflar arasnda arabuluculuk giriimi
balatarak rann nkleer programn mzakere etmeye
balanmlardr.
Bugn blgede yaanan krizler de gz nne
alndnda Bat ile yapc bir diyalog sreci ierisine girerek d
politikasnda pragmatik denilebilecek bir izgiye yaklaan

1463

rann blge siyasetindeki arln nceki dnemlere gre daha


fazla hissettirecei beklenmektedir. Bu erevede nmzdeki
dnemde srdrlecek olan mzakerelere rann kendi i siyasi
dinamiklerinin yannda ABD ve srail ynetimlerinin
tutumlarnn da nemli etkisi olacaktr. Bu konuda taraflar
arasnda n plana kan en nemli engel karlkl gven eksiklii
olarak gzkmektedir. Ayrca Orta Dou blgesinde devam eden
sorunlar ve ortaya kabilecek yeni krizler de yrtlen
mzakerelerin ynn belirleyecektir. Mzakere srecinin
baarya ulamas ya da baarszlkla sonulanmasnn Orta
Dou blgesini yeniden ekillendirecei muhakkaktr. Ancak
bunun yapc bir sre olarak gereklemesi durumunda kazankazan frsatn ortaya karacak olmas taraflar mzakere
masasnda tutan en nemli neden olarak gzkmektedir.
1979 SLAM DEVRM SONRASI RAN DI POLTKASI
VE NKLEER PROGRAMI
1.1. 1979 slam Devrimi Sonras ran D Politikas
Tarih boyunca eitli blge d glerin istilasna
urayan ve bu gler tarafndan ynetilen ran, en son II. Dnya
Sava srasnda Sovyetler Birlii ve ngilterenin fiili igaline
uramtr. Bu tarihsel deneyimler Pehlevi hanedannn ynetime
gelmesiyle modern devlet grnm kazanan rann d
politikasn da etkilemi rann toprak btnlnn ve
bamszlnn korunmas ran d politikasnn dayand iki
temel unsur olmutur. Yabanc glerin ran zerindeki etkisini
ortadan kaldrmay hedefleyen bu ama 1979 ran slam devrimi
sonras ran d politikas iinde geerliliini korumutur. slam
devrimi sonras rann d politika ama ve stratejileri genel
olarak, rana yabanc glerin etkisinin nlenmesi, byk
glerle ittifaklara girmeme, barl lkelerle ibirliini arttrma,
blgesel hegemonyac giriimlerden uzak durma, bamszln
korumas, slamclk ve nc dnyaclk olarak tanmlanmtr
(Haji-Yousefi, 2010:3). Bylelikle ran d politikasnda ah
dneminden olduka farkl bir tutum ortaya km, ABD ile
yakn balar ak bir dmanla dnrken, Orta Douda
srail yanls politikadan Filistin yanls bir izgiye yaklalmtr.
Ayrca ABDden uzaklama ran Dou Bloku ve Bat Avrupa

1464

lkeleriyle ibirlii imkanlarn


(Moshaver, 2003:288).

gelitirmeye

zorlamtr

slam devrimi sonras ran d politikasnn ama ve


stratejilerinin ekillenmesinde ve uygulamasnda iki nemli
etkenin rol oynad grlmektedir. Bunlardan birincisi rann
da ierisinde yer ald istikrarsz Orta Dou corafyasnda
ortaya kan gelimeler dieri ise rann teokratik siyasal yaps
ierisinde gler ayrl ve denge mekanizmalar erevesinde
ileyen karmak karar alma srecinin ortaya kard
zorunluluklar olmutur (Afrasiabi ve Maleki, 2003:255).
Bu deerlendirme erevesinde ele alndnda Orta
Dou blgesinde devrim sonras rann d politika ve gvenlik
alglarnda n plana kan en nemli unsur Saddam Hseyin
ynetimindeki Iraktan kendisine yneltilmi olan tehdit
olmutur. Yaklak olarak sekiz yl sren ran-Irak Sava
sresince ran bir yandan kendi toprak btnln korumaya
alrken dier yandan slam devrimi ve ideolojisinin lke
ierisinde salamlatrlmas ynnde aba gstermitir. Irak ile
atmann sona ermesi ran iin ok fazla bir anlam ifade
etmemi Saddam Hseyin ynetiminin Irakta i banda kalmas
ran iin Irak ve Krfezdeki Snni tehdidin devam ettii
anlamna gelmitir. Ancak bu sava rana toprak btnl ve
bamszln korumas konusunda, dier bir ifade ile
gvenliini salamasnda kendisinden baka bir gce
gvenemeyeceini retmitir. Zira bu sava esnasnda sadece
ABD ve Batl lkeler deil Sovyetler Birlii de Irak ynetimini
destekleyen bir tutum sergilemitir.
1990larn bandaki Krfez Sava zayflam bir Irak
ortaya karmsa da, Basra Krfezinde artan Amerikan askeri
varl ran asndan gvenliine ynelik tehdidin farkl bir
boyutunu oluturmutur. Souk Sava sonras yeni uluslararas
ortama uyum sreci doksanl yllarda blgedeki pek ok lke iin
geerli olduu gibi ran iin de sz konusu olmutur. Bu yllarda
ABD tarafndan Irak ile birlikte rana kar uygulanan ikili
evreleme politikasna ran blgesel komular ve dier slam
devletleri ile ilikilerini gelitirmeye ynelik admlar atarak
cevap vermeye almtr. zellikle bu yllarda Orta Dou
blgesindeki ii toplumlar ve gruplar zerinde rann artan
siyasi etkisinden sz etmek mmkndr.

1465

11 Eyll saldrlarnn ardndan ran d politikasnn


yrtld iki temel alan olan Basra Krfezi ve Orta
Asya/Kafkasyada yeni bir g dengesinin ortaya kmas iki
binli yllarn banda bu corafyalardaki gelimelere bal olarak
rann gvenlik alglamasnda da baz deiikliklere yol
amtr. Bush ynetimi altndaki ABD bir taraftan terrizmle
mcadele politikas erevesinde rann dou komusu
Afganistanda askeri bir g olarak ortaya karken dier yandan
terrizme destek verdii iin ran ABD tarafndan, Kuzey Kore
ve Suriye ile birlikte er ekseni ierisinde tanmlanmtr. 2003
Irak Savann ardndan ran dousundaki Amerikan askeri
basksn bu sefer bat snrlarnda da hissetmeye balamtr
(Barzegar, 2010:174). Yine ayn dnemlerde nkleer programn
gelitirmesine yardmc olan ayn zamanda blgedeki ABD
basksn dengeleyici g olarak grd Rusya Federasyonu ile
Hazar blgesi doal kaynaklar zerine yaad uyumazlk ve
Rusya Federasyonu ile ABD arasnda yumuayan ilikiler ran
bu kez de kuzeyden kuatlma hissine sevk etmitir.
Orta Dou corafyasnda yaanan siyasi ve askeri
gelimelerin yannda slam devrimi sonras ran d politikasn
ekillendiren dier etken olarak rann kendi i siyasi gelimeleri
olmutur. slam devrimin lideri ve slam Cumhuriyetinin
kurucusu dini lider Ayatulah Humeyni dneminde ran d
politikasnda ideolojik yaklam n plana km gerek Batl
lkeler gerekse Krfez lkelerine ynelik politikalarda bu aka
grlmtr. Orta Dou blgesinde farkl lke snrlar ierisinde
yaayan ii aznlklarla ilgili sorunlara ve Arap-srail atmasna
rann bak as hep bu ideolojik pencereden olmutur.
randaki yeni iktidarn teokratik yaps ve ideolojik sylemi hem
blgenin Snni-monarileri tarafndan hem de Batl lkeler
tarafndan devrim ihrac ve tehdit olarak alglanmtr. Bu durum
ran uluslararas bir tecrit politikas ile kar karya brakmtr.
Her ne kadar d politikada devrim ideolojisi etkisini gsterse de
rann en arpc pragmatik d politika uygulamalar yine
Humeyni dneminde yaanmtr. 1987 yl hac dneminde ranl
haclarla Suudi polisi arasndaki atmalar ran d politikasnn
ideolojik ynn ayn yl Humeyninin byk eytan olarak
adlandrd ABD ile yrtlen gizli grmelerle silah elde
etmesi d politikasnn pragmatik ynn ortaya koymutur
(Ramazani, 2004:554). Humeyninin lmnn ardndan
iktidara gelen siyasi liderlerin d politikada daha pragmatik ve

1466

lml bir yaklam sergiledikleri grlmtr. rann dini lideri


Humeyninin 1989 ylnda lm sonras cumhurbakan Ali
Hamaney rann dini lideri seilmi, Hamaneyden boalan
cumhurbakanl koltuuna nce Haimi Rafsancani ardnda da
Muhammed Hatemi oturmutur. Gerek Rafsancani gerekse
Hatemi dneminde ran, uluslararas alanda yalnzln sona
erdirmeye ynelik olarak eitli lkelerle ikili ve ok tarafl
ilikiler gelitirmeye alrken, uluslararas sistemdeki
hiyerariyi kabul eden ve uluslararas kural ve prensipleri daha
fazla dikkate alan bir tutum sergilemitir (Haji-Yousefi, 2010:5).
ran zerinde youn bask hissettii 11 Eyll sonras
dnemde lml lideri Hatemi sayesinde ABD ile olmasa bile
Avrupal glerle belirli bir diyalog erevesi yakalam, rann
uluslararas
kamuoyundaki
imajnn
olumlu
ekilde
deimesinde ve blgesel glerle daha yakn ilikiler
gelitirilmesinde daha nceki dnemlere gre nemli mesafe
kaydetmitir (Al-Shboul ve Al-Rawashdeh, 2013:202).
Afganistanda ve Irakta sava sonras istikrarsn salanmasna
ynelik rann ABD ile snrl dzeyde de olsa yrtt
grmeler bu erevede deerlendirilmitir. ran d
politikasnda grlen bu alm daha nce izlenen politikalardan
bir uzaklama olarak deil ortaya kan yeni durumlarla rann
karlarn uyumlatrma olarak deerlendirilmitir (Afrasiabi ve
Maleki, 2003:257).
Her iki liderin d politikas devrimci ynelimlerden
pragmatik ynelimlere doru eilim gstermise de i politikada
olduu gibi d politika karar alma srecinde de
muhafazakarlarn temsilcisi dini lider Hamaney ve yelerini
kendisinin
setii
Anayasay
Koruyucular
Konseyi
belirleyiciliini devam ettirmitir. ran siyasetinde ortaya kan
gelimelere dier aktrlere gre daha ideolojik yaklaan bu
grubun etkisiyle ran d politikasnda ortaya konulamaya
allan yeni eilimler beklentilerin gerisinde kalarak fazla bir
hareket alan bulamamtr (Kazemzadeh, 2013:449).
ran-Irak Savann getirmi olduu ekonomik
problemler ve ABD tarafndan 1990larn ortasndan itibaren
uygulanan yaptrmlar dorultusunda Rafsancani ve Hatemi
dnemlerinde lmlaan ran d politikas Avrupal batl gler
tarafndan olumlu karlanrken, ABD ve Orta Douda ki
mttefiki srail tarafndan eletirilmitir. zellikle Hatemi

1467

dneminde rann bir diyalog kaps olarak Bat ile snrl bir
ibirliini n gren giriimleri 11 Eyll saldrlar ardndan Bush
ynetimi tarafndan fazla takdir grmedii gibi (Kessler, 2006),
ABD ran er ekseni olarak tanmlad terrist lkeler grubu
ierisine dahil etmitir. Bu karar randa reformcu liderler
zerinde tam bir hayal krkl yaratmtr. Ayn dnemlerde
uluslararas kamuoyunun gndemine gelen rann nkleer
program ran yeni yaptrmlarla kar karya brakrken artan
basklara kar ran d politikas daha sert bir izgiye kaymtr.
rann gelitirmeye alt nkleer program
nedeniyle artan d basklar konusunda fazla taviz verdii
dnlen Hatemi 2005 ylndaki seimlerde yerini d politikada
sertlik yanls, daha radikal ve ideolojik tutum sergileyen
Mahmud Ahmedinejada brakmtr. Ahmedinejad dneminin
en nemli d politika konusunu rann nkleer program
oluturmutur. Hatemi dnemi lml d politikalarn rann
karlarn koruyamad ve rann bunun karln alamadn
hatta bununda tesinde rann er ekseni ne dahil edilmesiyle
aalandn dnen Ahmedinejad ynetimi nkleer program
konusunda rann nkleer haklarndan vazgemeyeceine vurgu
yapm ancak Batl lkelerle yrtlen mzakerelere de devam
etmitir (Rieffer-Flanagan, 2009:17).
Ahmedinejadn devrimci kiilii ve ran-Irak Sava
gazilerinden olmas onun d politik uygulamalar zerinde
nemli etki yapmtr. rann karlarnn korunmasnda ne
byk glere, ne uluslararas hukuka ne de uluslararas
rgtlere gvenilemeyeceine inan Ahmedinejad, kendi kendine
yeterli gl bir rann ulusal karlarn koruyabileceine
inanmtr. Bunun yannda ran siyasetindeki sosyal faktrler de
bu dnem ran d politikasnda etkili olmutur. Rafsancani ve
Hatemi dnemlerinde ynetimin arkasnda yer alan orta snf ve
sermaye grubunun yerini Ahmedinejad dneminde daha
ideolojik ve radikal alt gelir grubu snf almtr. lkedeki
ekonomik problemler ve sosyal eitsizliin nedeninin bu snf
tarafndan d gler olarak grlmesi Ahmedinejadn d
politikalarn destekleyen en nemli isel faktr olmutur (HajiYousefi, 2010:16).
1.2. rann Nkleer Program

1468

rann nkleer teknoloji ile ilgili ilk giriimine 1957


ylnda o dnem siyasi adan yakn ilikiler ierisinde bunduu
ABD ile imzalad nkleer ibirlii anlamas ile balamtr.
ABD Bakan Eisenhowern Bar iin Atomlar (Atoms for
Peace) program erevesinde imzalanan bu anlama Amerikal
yatrmclara randa sivil nkleer endstri alanlarna yatrm
yapma frsat sunmutur. ran daha sonra 1967 ylnda ABDnin
de destei ile kk bir reaktre de sahip olan Tahran Nkleer
Aratrmalar Merkezini hizmete sokmutur. Bu arada ran 1958
ylnda Uluslararas Atom Enerjisi Ajansna ye olmu 1968
ylnda da Nkleer Silahlarn Yaylmasnn nlenmesi
Anlamasn (NPT) imzalamtr. 1974 ylnda ran hem enerji
kaynaklarn eitlendirme ve hem de bir g ve prestij gstergesi
olarak nkleer enerji alannda byk yatrmlara balamtr
(Vaez and Sadjadpour, 2013:4). rann nkleer enerji projelerine
sadece ABD deil Fransa ve Almanya da yakn ilgi gstermitir.
rann nkleer programnda en kapsaml projeler 1970li yllarn
ortalarnda, Basra Krfezinin kuzeydousundaki Bushehr ve
Darkhovin kentlerinde her biri 1,294 MW (Megawatt) gcnde
olan iki nkleer santralin inas ile balamtr. Bushehr nkleer
santralinin yapm Alman firmalarnca, Darkhovin nkleer
santralinin yapm Fransz firmalarnca stlenilmitir. Nkleer
santrallerin inasnda nemli aama elde edilmiken 1979
ylndaki slam devrimi nkleer santrallerin yapmn durdurmu
ve programn uygulanmasna ara verilmitir (Bruno, 2010).
1984 ylnda in Halk Cumhuriyeti ile birlikte
sfahanda bir nkleer aratrma merkezi kuran ran nkleer
programn 1991 ylnda yeniden gzden geirmi, her biri 300
MW olan iki yeni nkleer santralin yapm iin bu lke ile
anlamaya varmtr. Bu anlama 1993 ylnda taraflar arasnda
yeniden teyit edilmesine ramen hayata geirilememitir. 1992
ylnda ran ve Rusya Federasyonu atom enerjisinin barl
kullanmna ilikin bir anlamay karlkl olarak
imzalamlardr. ran Atom Enerjisi Kurumu ve Rusya
Federasyonu Atom Enerji Bakanl arasnda yaplan anlama ile
Bushehr nkleer santrallerinin birinci nitesinin tamamlanmas
kararlatrlmtr. Bushehr projesinin yeniden balatlmas yeni
bir yaplanma srecinden geen ve rann nkleer gc ve
nkleer santrallerinden sorumlu olan ran Atom Enerjisi
Kurumunun sorumluluuna braklmtr. ran Atom Enerji
Kurumu ve Rusya Federasyonu Atom Enerjisi Bakanl 1998

1469

ylnda daha nce imzalanm olan malzeme tedarik anlamasn


Bushehr nkleer santralinin birinci nitesinin tamamlanmas
eklinde anahtar teslim anlamasna evirmilerdir. ran Atom
Enerjisi Kurumu drdnc be yllk plan erevesinde
nmzdeki yirmi yllk sre ierisinde yeni nkleer santraller
ina ederek rann nkleer enerji kapasitesini 2025 ylnda
20,000 MWa karmay planlamtr. 2025 ylndaki 20,000
MWlk nkleer enerji retimi, bu tarihlerde rann ihtiya
duyaca enerji ihtiyacnn %10luk ksmn karlayaca hesap
edilmitir (IAEA, 2009).
NKLEER DPLOMAS
rann nkleer program ile ilgili endieler slam
Devriminden sonra 1990l yllarn sonlarnda ABD tarafndan
gndeme getirilmi, rann elindeki teknoloji ile nkleer silah
edinmeye altn ileri srlmtr. ran ise, nkleer
programnn elektrik retimi ve tbbi konularda barl amalar
ierdiini syleyerek bu iddialar yalanlamtr. Mart 2000de
ABD Bakan Bill Clinton rann nkleer programna yardm
eden kii ve kurululara kar yaptrm uygulamasn n gren bir
yasay onaylamtr (Rice, 2000). Bu yasa ABD tarafndan rana
kar 1996 ylndan beri uygulanan ekonomik yaptrmlarn yeni
bir boyutunu oluturmutur.
rann nkleer program ile ilgili ilk ciddi ve resmi
endieler 2002 ylnda Natanzdaki yeralt uranyum
zenginletirme tesisleri ve Araktaki ar su reaktrnn
uluslararas kamuoyunca duyulmasnn ardndan ortaya kmtr
(The New York Times, 2009). 2003 ylnda Uluslararas Atom
Enerji Ajans Bakan Muhammed El-Baradeyin Tahran ziyareti
ile ajans ile ran arasndaki grmeler balam ancak taraflar
arasnda istenilen dzeyde bir ibirlii ve gven ortam 2008
ylna kadar oluturulmamtr. Bu arada diplomasi alannda
ngiltere, Fransa ve Almanyann balatm olduu giriimlerde
bir sonu vermemitir. rann 2004 ylnda uranyum
zenginletirmede kullanlan santrifjlerin retimine balamas
bata srail ve ABD olmak zere Batl ve blge lkelerinin
rann nkleer program araclyla nkleer silah edinmesi
ynndeki endie ve phelerinin artmasna neden olmutur.
2005 ylnda Ahmedinejadn cumhurbakan seilmesinin

1470

ardndan rann nkleer programn hzlandrmas ve konunun


krize dnme riski karsnda EU-3 olarak adlandrlan
ngiltere, Fransa ve Almanya taraflar arasnda arabuluculuk
giriimi balatmtr. 2006 ylnn Haziran aynda EU-3 grubu
rana nkleer faaliyetlerini durdurmas karlnda bir takm
ekonomik kolaylklar ieren ve cmert paket olarak
adlandrlan neri paketi sunmutur (Vick and Linzer, 2006).
Aslnda neri paketi ABDnin dorudan nermedii ran sivil
havaclnda kullanlacak bir takm yedek para sat ve rann
Dnya Ticaret rgtne katlm konusunda ABD itiraznn
kaldrlmasn iermekteydi. rann beklentilerinden olduka
uzak olan bu teklif ranl yetkililerce bir aalanma olarak
alglanm ve Avrupal mzakerecilerin samimiyetsizlii olarak
deerlendirilmitir (Entessar, 2009:28). rann nkleer program
ile ilgili EU-3 grubu ve ran arasndaki mzakereler kesilmemi
daha sonra Birlemi Milletler Gvenlik Konseyinin dier
yeleri ABD, Rusya ve inin de katlmyla 5+1 grubu olarak
ran ile grmeler devam etmitir.
rann 10 Ocak 2006da nkleer santrallerinde
kullanlmak zere Natanz tesislerinde uranyum zenginletirme
faaliyetlerine balayacan duyurmasnn ardndan toplanan
Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi 31 Temmuz 2006 tarihinde
alm olduu kararla, rann uranyum zenginletirme
faaliyetlerini durdurmasn ayrca nkleer programnn barl
amalar iin kullanacan ispatlamas iin de nkleer tesislerini
Uluslararas Atom Enerjisi Ajansnn denetimine amasn
istemitir (United Nations, 2006a).
rann BM Gvenlik Konseyi ve Uluslararas Atom
Enerjisi Ajansnn taleplerini yerine getirmemesi zerine 27
Aralk 2006 tarihinde toplanan BM Gvenlik Konseyi nkleer
Silahlarn Yaylmasnn nlenmesi Anlamasna atfta
bulunarak rana yaptrmlar n gren bir karar tasarsn kabul
etmitir. Gvenlik Konseyi kararyla, BM yesi devletlerin
nkleer ve fze yapm teknolojisini dorudan ya da dolayl
yollardan gelitirebilecek her trl malzemenin rana sat
yasaklanm, mali transfer ve yatrmlar durdurulmu ayrca
teknik yardm ve eitim faaliyetleri kesilmitir. Kararda
uygulamaya konulan yaptrmlarn yannda BM Gvenlik
Konseyi yeleri, Almanya ve Avrupa Birlii Yksek
Temsilcisinin sorunun barl zmne ynelik balatm

1471

olduklar diplomatik mzakere srecinin


belirtilmitir (United Nations, 2006b).

desteklendii

Uluslararas Atom Enerjisi Ajansnn ubat 2007de


yaynlanan raporuna istinaden BM Gvenlik Konseyi daha nce
kabul etmi olduu 1696 ve 1737 sayl kararlarna uymad
gerekesiyle rana uygulad yaptrmlar daha da genileten 24
Mart 2007 tarihli karar kabul etmitir. Buna gre daha nce
uygulamaya konulan yaptrmlara ek olarak rana zrhl aralar,
sava gemisi ve ua, helikopter, fze sistemleri vb. gibi her
trl konvansiyonel silahn sat ve transferi yasaklanrken,
uluslararas finans kurumlarnn ran hkmetine yeni kredi ve
mali yardmlar yapmamas karara balanmtr (United Nations,
2007).
2008 yl balarnda ran ve Uluslararas Atom Enerjisi
Ajansnn rann nkleer program ile ilgili olarak kapsaml
grmelere balama karar olumlu karlanmsa da, BM
Gvenlik Konseyi Mart aynda yeni bir karar alarak ye
devletlere rana nkleer programn gelitirmede yardmc
olacandan phelenilen kargo malzemesi tayan kara, deniz ve
hava aralarnda arama yapma yetkisi vermitir. Ayrca
ekonomik ve mali yaptrmlara ek olarak ran bankalarnn yurt
d faaliyetlerine bir ksm snrlama getirilirken bu faaliyetler
daha sk denetim altna alnmtr (United Nations, 2008).
2010 ylnda rann Kum kentinde yeni bir uranyum
zenginletirme tesisi ina etmeye balamas ve %20 orannda
uranyum zenginletirdiini Uluslararas Atom Enerjisi
Ajansndan saklamas BM Gvenlik Konseyinde rana kar
uygulanan askeri, teknolojik, ekonomik ve mali yaptrmlarn
daha da sklatrlmasn n gren bir karar tasarsnn kabul
edilmesine neden olmutur (United Nations, 2010). BM
Gvenlik Konseyinin bu kararnn yan sra Avrupa Birlii,
Kanada, Japonya ve Gney Kore randa enerji sektrnde yeni
yatrm yapmama karar almtr.
Ayn yl Bushehr santraline nkleer yakt vermeye
balayan ran 2011 yl sonlarna doru nkleer santralden ilk
elektrik retimini balatmtr. rann 9 Ocak 2012 tarihinde
Kum kenti yaknlarndaki Fordo tesislerinde uranyum
zenginletirme ilemlerine balamas zerine AB lkeleri bu
lkeden yaplan petrol ithalat ve rnlerine ambargo

1472

uygulamaya balamtr (Erlanger, 2012). Taraflar arasndaki


gerginlie ramen ran, Uluslararas Atom Enerjisi Ajans ve 5+1
grubu lkeleri arasndaki grmeler devam etmitir.
ran ve altl grup arasnda yrtlen mzakerelerde
taraflar arasnda karlkl gven ina etmek en byk engel
olarak ortaya kmtr. Her iki tarafta yaplan nerilerin
samimiyetine fazla gven duymam ve bunlara phe ile
yaklamtr. Mzakerelerde ran NPTye uygun olarak uranyum
zenginletirmenin kendisinin vazgeilmez hakk olarak
tannmasn istemitir. ran nkleer tesislerindeki uranyum
zenginletirme faaliyetinin elektrik retimi ve tbbi aratrma
dnda hibir ama gtmediini ileri srerek BM nezdinde
kendisine uygulanan ekonomik yaptrmlarn rana kar
hakszlk olduunu ve bunlarn kaldrlmas gerektiini
savunmutur. ran, Orta Dou iin tehlikenin rann nkleer
silahlar konusundaki niyetinin deil asl tehlikenin bu nkleer
silahlar elinde bulunduran ve blgedeki sorunlarn kayna olan
srail olduunu ileri srmtr. Batl lkeler NPTyi randan
farkl biimde yorumlamlar ve anlamann rana iddia ettii
gibi uranyum zenginletirme hakk vermediini ileri
srmlerdir. Ayrca Batl lkeler Uluslararas Atom Enerjisi
Ajansnn rann nkleer programnn tamamen barl amal
olduunu onaylamasn istemilerdir. Mzakerelerde taraflar
arasnda ortaya kan bir dier sorun ise mzakerelerin sresine
ilikin olmutur. ran bu konuda acele edilmemesini
mzakerelerin sonunda ne olacana dair net bir fikre sahip
olmak istediini aklamtr. Bata ABD olmak zere Batl
lkeler ise grmelerin sonsuza kadar sremeyeceini
belirtmilerdir.
Grmelerde
Batl
lkeler
rann
zenginletirilmi uranyum stokunun bir ksmn ran dnda
nc bir lkeye sevk etmesini istemiler ancak ran bunu kabul
etmeyerek bu konunun mzakerelerde rann krmzizgi
olduunu vurgulamtr. Bu arada mzakere srecinde 5+1 grubu
yeleri arasnda zaman zaman ciddi gr ayrlklar yaand
grlmtr (Ravid, 2013).
Bilemi Milletler Gvenlik Konseyinin daimi yeleri
ve Almanyadan oluan 5+1grubu ile ran arasnda yaplan
mzakerelerde 2013 yl balarnda nemli gelime
kaydedilmitir. Kazakistann Almat kentinde ubat aynda
yaplan ilk tur grmelerde Batl lkeler rana adil ve dengeli

1473

olarak nitelendirdikleri bir neri paketi sunmulardr. Bu pakete


gre mzakerelerde rann gven arttrc bir nlem olarak
uranyum cevherini %20 orannda zenginletirme programna alt
ay ara vermesi ve bunun karlnda Batl lkelerce uygulanan
yaptrmlarn ksmi olarak gevetilmesi ngrlmtr. Ancak
altl grup tarafndan ortaya konulan neriler ran tarafndan
kabul edilebilir bulunmamtr. Nitekim taraflar arasnda Nisan
aynda Almatda yaplan ikinci tur grmelerden de bir sonu
alnamamtr. Grmelere katlan rann ba mzakerecisi
Said Celili gven inasnn iki ynl olduunu belirterek rann
uranyum zenginletirme programn ancak yaptrmlarn tmyle
kaldrlmas karlnda durdurulacan ifade etmitir. 2013 yl
Haziran aynda randa yaplacak devlet bakanl seimi ranl
yetkilileri esnek davranma konusunda zorlarken, Batl lkelerin
randaki seimler sonras randan yeni neri beklentisi
ierisinde olduu grlmtr (BBC, 2013 a).
Batl lkelerin ran konusundaki tahminleri yanl
kmam randaki Cumhurbakanl seimini reformculara
verdii lml mesajlarla gndeme gelen Hasan Ruhani
kazanmtr. Seim propagandasnda sekiz yllk Ahmedinejad
ynetiminin ran ekonomisini getirdii noktadan kurtaracan
syleyen Ruhani ayn zamanda uluslararas kamuoyu tarafndan
uygulanan yaptrmlarn kaldrlmas iin de alacan
belirtmitir (The Economist, 2013). 2007 ylndan beri rann
nkleer mzakerelerini yrten Said Celili Cumhurbakanl
seimlerinde yzde 11 oy oranyla ancak nc srada yer
alabilmitir. Seim kampanyas srasnda hemen hemen btn
kesimler Celiliyi mzakerelerde ele geen frsatlar iyi
kullanmamak ve rana daha fazla yaptrm uygulanmasna neden
olmakla sulanmtr (BBC, 2013b). Ruhani rann nkleer
programn devam ettirmesi ve dier lkelere bu konuda gvence
vermesinin mmkn olduunu belirtmesi altl grup ile yrtlen
mzakere srecinin olumlu bir ynde devam edecei eklinde
yorumlanmtr. Ruhaninin gvenlik, d ilikiler ve nkleer
program gibi konularda yetki sahibi olan Ulusal Gvenlik
Yksek Konseyinde dini lideri temsil ediyor olmas bir bakma
ran siyasetindeki slamc muhafazakarlarn da bu konuda lml
ancak ihtiyatl bir politikadan yana olduklar izlenimini vermitir.
Nitekim rann yeni lideri Ruhaninin Eyll 2013te Birlemi
Milletler Genel Kurulu toplantlar srasnda yapm olduu
konuma bir nceki lider Mahmud Ahmedinejadn slubundan

1474

olduka farkl olmutur. Ruhani konumasnda Bat ile ran


arasndaki gr ayrlklarna deinirken olduka yumuak bir
ton kullanm ayrca dnyann nkleer silahlardan arndrlmas
arsnda bulunmutur (Borger ve Pilkington, 2013).
BM Genel Kurul almalar srasnda rann yapm
olduu aklamalar Batl lkeler tarafndan olumlu karlanm,
ABDli yetkililer sorunu barl yntemlerle zmek
istediklerini ancak rann da hibir zaman nkleer silaha sahip
olmasna izin vermeyeceklerini tekrarlamlardr. Taraflarn
karlkl olumlu aklamalarnn ardndan ABD Dileri Bakan
John Kerry ve ran Dileri Bakan Muhammed Cevad Zarif
ngiliz, Fransz, Alman, Rus ve inli diplomatlarnda katld bir
toplantda bir araya gelmiler ve 15 Ekimde Cenevrede kapsaml
grmelerin balamas konusunda gr birliine varmlardr.
Taraflar arasndaki grmeler srasnda ABD Bakan Obama
ve ran Cumhurbakan Ruhani arasnda 27 Eyll 2013 tarihinde
gerekleen telefon grmesi iki lke arasnda slam
devriminden bu yana gerekleen en st dzey temas olma
zellii tamtr (The New York Times, 2013).
ran ve 5+1 grubu arasnda 15 Ekim 2013 tarihinde
Cenevrede balayan grmeler 25 Kasm 2013te ksmi bir
uzlama ile sonulanmtr. Taraflar arasnda nihai anlamaya
varmak iin grmeler srerken alt aylk bir sre iin geerli
olacak uzlama genel hatlar itibariyle rann nkleer
faaliyetlerini kstlamas karlnda uygulanan yaptrmlarn
hafifletilmesini ngrmtr. Bununla birlikte taraflar varlan
uzlama iin farkl yorumlarda bulunmulardr. ran bu
uzlamann nkleer haklarn teyit ettiini belirtirken, ABD bu
uzlama ile rana nkleer silah yapm konusunda nemli
snrlamalar getirildiini aklamtr. srail ise uzlamaya tepki
gstererek, rana nkleer silahlara sahip olmas iin istedii her
eyin Noel hediyesi olarak verildiini sylemitir (The
Guardian, 2013).
Cenevrede varlan uzlama taraflara karlkl bir takm
ykmllkler getirmitir. Varlan uzlama rana yzde 5in
zerinde uranyum zenginletirme giriimlerine son vermesini
(yzde 5 orannda zenginletirilmi uranyum nkleer enerji
reaktrlerinde, yzde yirmi nkleer tpta, yzde 90 ise nkleer
bomba yapmnda kullanlyor), yzde 20ye yakn
zenginletirilmi uranyum stokunu seyrelterek yzde 5

1475

seviyesine drmesini veya daha fazla zenginletirilemeyecek


bir biime dntrme yoluyla etkisiz klmasn iermitir.
Bunun yannda rann uranyum zenginletirmede kullanlan
santrifjlerden daha fazla ina etmemesi ve Natanz ve Fordodaki
santrifjlerin yarsndan drtte ne kadar olan ksmn
operasyon d brakmas kararlatrlmtr. Bunlara ek olarak,
ran yeni zenginletirme tesisi kurmayacak ve yzde 3,5
dzeyinde zenginletirilmi uranyum stokunu arttrmayacak,
Araktaki ar su reaktrlerinin inaatn durduracak, nkleer
silah
retiminde
zenginletirilmi
uranyum
yerine
kullanlabilecek pltonyum retmeye almayacak, bata
Natanz ve Fordoda olmak zere dier tesislerde Uluslararas
Atom Enerjisi Ajansna gnlk denetim izni verecekti. rann
bu ykmllkleri karsnda Batl lkeler nkleer
programndan dolay rana yeni yaptrmlar uygulamamay,
rann altn ve dier madenler, otomobil ve petrokimya
rnlerinin ticaretine uyguladklar belli yaptrmlar kaldrmay,
belli ran hava yollar uaklar iin gvenlik balantl tamir ve
denetime izin vermeyi ve rana petrol satndan taksitler halinde
4,2 milyar dolar nakit ak salamay taahht etmilerdir.
Bylelikle ran ekonomik adan yaklak 7 milyar dolarlk bir
rahatlama salam oluyordu (BBC, 2013c).
Nkleer denetilerin rann nkleer tesislerine ziyareti
ile ilgili bir takm sorunlarn almasnn ardndan 20 Ocak 2014
tarihinden itibaren Cenevrede varlan anlama uygulanmaya
balamtr. Anlamann yrrle girmesiyle birlikte ran
nkleer kapasitesini artrmaya ynelik herhangi bir eylemde
bulunmayacan ancak nkleer teknoloji konusundaki
aratrma-gelitirme faaliyetlerine devam edeceini aklamtr.
te yandan ABD Bakan Obama da Amerikan Kongresinin
rana kar yeni yaptrm kararlar almamas konusunda uyarda
bulunarak bu ynde kabilecek yasalar veto edecei belirtmitir
(BBC, 2014).
NKLEER MZAKERELERN TARAFLAR AISINDAN
DEERLENDRLMES
ranl yetkililer nkleer programlarn rann gvenlik
endielerini gidermek ve blgesel karlarn korumak iin ABD
ile mzakere edilmesinde en nemli ara olarak grmlerdir. Bu

1476

adan deerlendirildiinde Orta Douda istikrar tehdit eden bir


unsur olarak deerlendirilen rann nkleer program ayn
zamanda kart taraflar arasnda yaknlamay ve diyalogu
balatan bir zellik kazanmtr. Her ne kadar taraflar birbirini art
niyetli olarak sulasalar da rann nkleer programnn nkleer
silah elde etme amal olduunu iddia etmek imdilik olduka
g grnmektedir. slam devriminden gnmze rann Orta
Dou blgesine ynelik d politikas genel olarak
deerlendirildiinde sahip olduu aralar ve ortaya kan
frsatlara ramen rann hegemonyac bir d politika takip
etmedii aka grlebilir. slam devrimi sonras ve ran-Irak
sava srasnda rann uluslararas arenada tecrit edilme
tecrbesi bir bakma rana bamszln ve toprak btnln
korumada tek bana mcadele etmesi gerektiini retmitir.
rann sahip olduu nkleer teknolojiyi saldr veya
hegemonyac amalardan ziyade kendisine ynelik tehditlere
kar bir caydrclk unsuru olarak deerlendirdii sylenebilir.
Bu konuda gz nnde bulundurulmas gereken bir dier nokta
da rann nkleer programnn nihai amacnn nkleer silah
retmek olduu ynnde srail ve ABDli yetkililer tarafndan
ortaya konulan iddialarn Uluslararas Atom Enerjisi Ajans
yetkilileri tarafndan hibir zaman dorulanmam olmasdr.
Ajans yetkilileri rann sadece baz konularda uluslararas
anlamalardan
kaynaklanan
ykmllklerini
yerine
getirmediinden bahsetmilerdir.
ran ve 5+1 grubu arasnda yrtlen mzakereler ve
gelinen nokta rann 1979 slam devriminde gnmze izlemi
olduu d politikasnda nemli bir deiimin gstergesi
olmutur. Cenevrede taraflar arasnda varlan geici anlama ve
bu anlamayla ortaya konulan irade, rann blgedeki ABD
karlarn snrl da olsa kabul ettiini gstermektedir. Orta
Dou blgesinin ABD karlar ierisindeki nemini kabul eden
ve ABD varln bu blgede tamamen ortadan
kaldramayacan kavrayan rann, karlkl bir takm
tavizlerle blgesel gler arasndaki dengeyi koruyarak en
azndan ABD askeri gcn bu corafyada belirli bir seviyede
tutmaya alt sylenebilir.
2008 ylnda Barack Obamann ABD bakan
seilmesiyle birlikte, Bush dneminden farkl olarak ABDnin
ran politikasnda sorunlarn zm konusunda gce bavurma

1477

tehdidinin yerini diplomasi ve mzakere aralarnn ald


grlmtr. ran ile balatm olduu diyalog sreci bir yerde
ABDnin slam devriminden bu yana Tahrana kar kulland
rejim deiiklii tehdidinden de vazgetii anlamna
gelmektedir. rann gvenlik endielerini bir lde kabul
ettiinin iaretlerini veren ABDnin bu yeni yaklam, rann
d politika amalarnn banda gelen bamszlk ve yabanc
glerin lkeye mdahalesinin nlenmesi prensibiyle de
rtmektedir. Bu nedenle ABDnin gerek nkleer konular
gerekse blgesel konularda rana yapm olduu alm bu lke
tarafndan karlksz braklmamtr. zellikle son dnemlerde
Uzak Dou blgesindeki gelimelere daha fazla ilgi gstermeye
balayan ABD iin rann bu yaklam iyi bir frsat olarak
gzkmektedir. Daha nce Afganistan krizi ve Irak sava
sonrasnda ABD ile yrtlen snrl i birlii rann blgedeki
stratejik neminin Suriye krizinde de kullanlmasnn yolunu
amtr. Ancak bu konuda Suriyedeki gelimelerin biraz daha
netlik kazanmasna ihtiya duyulmaktadr.
Blgesel askeri-stratejik g dengelerinin yannda, BM
Gvenlik Konseyi kararlar erevesinde rana kar uygulanan
ekonomik yaptrmlarn da Cenevre grmelerinde rann
geici bir anlama konusunda ikna olmasnda nemli etkisi
olmutur. Nkleer program nedeniyle uygulanan ekonomik
yaptrmlar ran ekonomisini son yllarda olduka fazla sarsm
bundan en fazla etkilenen kesim de alt gelir gruplar olmutur.
Temel yiyecek ve ihtiya maddelerindeki fiyat art oran %
42ye, isizlik oran ise % 18e ykselmitir. Dviz sknts
nedeniyle ran Riyali 2012 ylnda yzde 80 orannda deer
kaybetmitir. rann toplam ihracat iinde % 80 orannda paya
sahip olan petrol ihracatna uygulanan ambargo nedeniyle ran
ynetimi % 65 orannda gelir kaybna uramtr. 2012 ylnda
rann petrol ihracat 1986 ylndan beri en dk seviyeye
inmitir. Ayrca bankaclk alanndaki yaptrmlar da petrolden
kazanlan dvizin lkeye giriine engel olarak rann d
ticaretine olumsuz etkide bulunmutur (Monshipouri ve Dorraj,
2013:135). Ekonominin yeniden salkl bir yapya kavumas
randa rejimin meruiyeti asndan nem kazanm
mzakerelerde sertlik yanls bir politika izleyen muhafazakarlar
bir k yolu olarak daha lml ve uzlamac bir lider olarak
grlen Hasan Ruhaniye Haziran 2013te yaplan
cumhurbakanl seimlerinde destek vermilerdir. Nitekim

1478

Ruhani liderliindeki rann mzakerelerin gelecei asndan


daha olumlu bir tavr sergileyecei Cenevre grmelerinde
ortaya kmtr.
slam devriminin zerinden otuz yldan fazla bir sre
gemi olmasna ramen rann karmak hiyerarik devlet
yaps ve kurumlararas dzenlemelerinden dolay devrim
srecini henz tamamlayamad grlmektedir (Moshaver,
2003:301). Bunun sonucu olarak ran d politikasnda grlen
pragmatistler-reformcular
ve
muhafazakarlar-ahinler
mcadelesi gnmzde de devam etmektedir. Baka bir ifadeyle
d politika yapm srecinde merkezde yer alan karar alc
muhafazakarlar ile evrede yer alan uygulayc reformcular
arasndaki etkileim bir anlamda rann gnmz d
politikasnn temel zellii olarak ortaya kmaktadr. Bu adan
deerlendirildiinde rann nkleer program konusunda
yrtlen mzakerelerin geleceini bir lde ran siyasetinde
bu iki grup arasndaki mcadele ve dengenin belirleyeceini
sylemek pek yanl olmayacaktr.
rann d politikasnda zaman zaman n plana kan
ideolojik anti-Siyonist sylemlerden dolay, ran ile 5+1 grubu
arasndaki grmelerde ilerleme salanmas Orta Douda en
fazla sraili rahatsz etmitir. Her ne kadar Krfez lkelerinin
Snni ynetimleri de mzakerelerdeki ilerlemeden rahatszlk
duysalar da (Joshi, 2013) srailli yetkililer rann blgedeki
birincil hedefinin kendileri olduu gereini gz nnde
bulundurarak bu konudaki hassasiyetlerini daha yksek bir tonda
gndeme getirmilerdir. ABDnin vermi olduu gvenlik
garantilerine ramen BM Genel Kurulunda yapt konumada
srail Babakan Netanhayu, ran Cumhurbakan Ruhaninin
selefi Ahmedinejadtan bir fark olmadn belirtmi, Ruhaniyi
kuzu postuna brnm kurt olarak tanmlamtr (BBC, 2013d).
rann nkleer program karsnda kendi gvenlii asndan
endielenen srailin nndeki seeneklerin olduka snrl oluu
gzkmektedir. Bu seeneklerden ilki ve srail halknn
ounluu tarafndan desteklenen rann nkleer tesislerine
kar askeri bir operasyon dzenlenmesidir. kinci seenek uzun
dnemde kt sonular tama riski olan nkleer gce sahip bir
ran ile ayn corafyada yaamaktr (Hendel, 2012:36). Birinci
seenein blgede yaylma ihtimali yksek yeni bir atmay
balatma olaslna sahip olmas ve ran ile yrtlen

1479

mzakerelerin devam ettii srece bu tr bir askeri operasyonun


meruiyetinin uluslararas kamuoyu nnde az olaca
gereiyle ABDnin gvenlik garantisi altnda ikinci seenein
srailli yneticilerle imdilik benimsendii sylenebilir.
SONU
rann nkleer program konusunda Cenevrede ran ve
5+1 grubu lkeler arasnda varlan geici anlama Orta Douda
istikrar ve gvenliin salanmas asndan olduka byk nem
tamaktadr. Sorunun nihai zmne ynelik taraflarn ortaya
koymu olduklar irade olduka mit verici olarak
deerlendirilebilir. Sorunun en ilgili iki taraf ran ve ABDnin
1979 ran slam devrimi sonrasnda krize giren ilikilerinin
bugn gelmi olduu nokta her iki lke iinde d
politikalarndaki nemli bir krlmaya iaret etmektedir.
politika endielerinden dolay fazla vurgu yaplmasa da dolayl
yollardan her iki lkenin blgesel karlarn karlkl olarak
tandklar sylenebilir. Son yllarda Orta Douda yaanan
krizlere barl yntemlerle ve hzl bir ekilde zm bulunmas
hem Batl hem de blge lkeleri asndan nem tamaktadr.
Bu durum zellikle kresel ve blgesel aktrler iin sorunlarn
barl zmne katk salayacak diyalog zeminlerinin
nemini ve zorunluluunu ortaya koymutur. Bu erevede
deerlendirildiinde Cenevre uzlamasnn ardndan devam eden
rann nkleer program hakkndaki zorlu mzakerelerin ksa
srede olmasa da taraflar memnun edecek bir ekilde olumlu
sonulanma olasl olduka yksek gzkmektedir.

1480

KAYNAKA
(BBC 2013a). Nkleer mzakereleri: Zaman rann aleyhine
iliyor,
http://www.bbc.
co.uk/turkce/haberler/2013/04/130408_iran_nukleer_g
orusmeler.shtml, 15.04.2014.
(BBC 2013b). ran: Yeni cumhurbakan Ruhaniyi bekleyen
sorunlar,
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/06/130617
_iran_analiz.shtml, 20.02.2014.
Afrasiabi, K. ve Maleki, A. (2003). Irans Foreign Policy after
11 September, The Brown Journal of World Affairs,
Winter/Spring 2003, Vol. IX, Issue 2, 255-265.
Al-Shoboul, H. A. ve Al-Rawashdeh, M.S. (2013). Irans
Foreign Policy and the Balance of Power in the Region,
Journal of politics and Law, Vol.6, No.4, 200-209.
Barzegar, K. (2010). Irans Foreign Policy Strategy after
Saddam, The Washington Quarterly, 33:1, 173-189.
BBC (2013c). ranla nkleer anlama neleri ieriyor,
http://www.bbc.co.uk/
turkce/haberler/2013/11/131125_iran_nukleer_anlasma
.shtml, 21.04.2014.
BBC (2013d). Netanyahu: ran lideri kuzu postunda bir kurt,
http://www.bbc.co.uk/
turkce/haberler/2013/10/131001_netanyahu_ruhani_ku
rt_kuzu.shtml, 21.04.2014.
BBC

(2014). ran Natanzdaki santrifjleri kapatt,


http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/
2014/01/140120_iran_nukleer.shtml, 21.04.2014.

BORGER, J. ve Pilkington, E. (2013). Irans Rouhani Tells UN:


we
pose
no
threat
to
the
world,
http://www.theguardian.com/world/2013/sep/24/iranpresident-hassan-rouhani-un-speech, 03.04.2014.
BRUNO,
G.
(2010).
Irans
Nuclear
Program,
http://www.cfr.org/iran/irans-nuclear-program/p16811,
04.04.2014.

1481

ENTESSAR, N. (2009). Irans Nuclear Decision-Making


Calculus, Middle East Policy, Summer 2009, Vol.XVI,
No.2, 26-38.
ERLANGER, S. (2012). European Union Moves Closer to
Imposing
Tough
Sanctions
on
Iran,
http://www.nytimes.com/2012/01/21/world/europe/eur
opean-union-planning-tough-sanctions-oniran.html?pagewanted=all, 10.04.2014.
HAJ-YOUSEF, A. M. (2010). Irans Foreign Policy during
Ahmadinejad: From Confrontation to Accomodation,
Alternatives, Summer 2010, Vol. 9 No 2, 1-23.
HENDEL, Y. (2012). Irans Nukes and sraels Dilemma,
Middle East Quarterly, Winter, Vol.19, Issue 1, 31-38.
IAEA

(2009). Islamic Rublic of Iran, http://wwwpub.iaea.org/MTCD/


publications/
PDF/cnpp2009/countryprofiles/Iran/Iran2008.htm,
04.04.2014.

JOSH, S. (2013). Anlama srail ve Krfezi neden tedirgin


ediyor,
http://www.bbc.co.uk/
turkce/haberler/2013/11/131125_iran_analiz.shtml,
28.04.2014.
KAZEMZADEH, M. (2013). Ayatollah Khamaneis Foreign
Policy Orientation, Comparative Strategy, 32:5, 443458.
KESSLER, G. (2006). In 2003, U.S. Spurned Irans Offer of
Dialogue,
http://www.washingtonpost.com/wpdyn/content/article
/2006/06/17
/AR2006061
700727.html, 03.04.2014.
MONSHPPOUR, M. ve Dorraj, M. (2013). Irans Foreign
Policy: A Shifting Strategic Landcape, Middle East
Policy, Winter, Vol. XX, No. 4, 133-147.
MOSHAVER, Z. (2003). Revolution, Theocratic Leadership,
and Irans Foreign Policy: Implications for Iran-EU
Relations, The Review of International Affairs, Winter
2003, Vol. 3, No:2, 283-305.

1482

RAMAZAN, R.K. (2004). Ideology and Pragmatism in Irans


Foreign Policy, The Middle East Journal, Vol. 58, No.
4, 549-559.
RAVD, B. (2013). Iran and powers divided over sanctions,
http://www.haaretz.com/
news/
diplomacydefense/.premium-1.552861, 02.04.2014.
RCE, M. (2000). Clinton Signs Irans Nonproliferation Act,
https://www.armscontrol.org/
act/2000_04/irnap00,
28.04.2014.
REFFER-FLANAGAN, B. A. (2009). Islamic Realpolitik:
Two Level Iranian Foreign Policy, International
Journal on World Peace, Vol. XXVI, No. 4, 7-35.
THE ECONOMST (2013). A very different flavour: Irans new
government,
http://www.
economist.com/news/middle-east-andafrica/21585034-new-president-testing-water-homeand-abroad-very-different-flavour, 28.04.2014.
THE GUARDAN (2013). Iran nuclear deal complete after days
of
talks,
ministers
confirm,
http://www.theguardian.com/world/2013/nov/24/irannuclear-deal-completed-foreign-ministers, 28.04.2014.
THE NEW YORK TMES (2009). U.S. and Allies Warn Iran
Over
Nuclear
Deception,
http://www.nytimes.com/2009/09/26/world/middleeast
/26nuke.html?pagewanted=all, 02.05.2014.
THE NEW YORK TMES (2013). U.S. and Iran Agree to Speed
Talks
to
Defuse
Nuclear
Issue,
http://www.nytimes.com/2013/09/28/world/obamasays-he-spoke-to-irans-president-by-phone.html?_r=0,
02.05.2014.
UNTED
NATONS
(2006a).
Resolution
1696,
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol
=S/RES/1696(2006), 20.04.2014.
UNTED
NATONS
(2006b).
Resolution
1737,
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol
=S/RES/1737(2006), 20.04.2014.

1483

UNTED
NATONS
(2007).
Resolution
1747,
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol
=S/RES/1747(2007), 20.04.2014.
UNTED
NATONS
(2008).
Resolution
1803,
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol
=S/RES/1803(2008), 20.04.2014.
UNTED
NATONS
(2010).
Resolution
1929,
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol
=S/RES/1929(2010), 20.04.2014.
VAEZ, A. ve SADJADPOUR, K. (2013). Irans Nuclear
Odyssey: Costs and Risks, Carnegie Endowment for
International Peace, Washington, DC.
VCK, K. ve LNSER, D. (2006). Proposal Would Led Iran
Enrich Uranium, http://www.washingtonpost.com/wpdyn/content/article/
2006/06/06/
AR2006060600685.html, 03.04.1014.

1484

2013DE YENDEN BALAYAN RAN NKLEER


MZAKERELERNN NCELENMES: MZAKERE
YNETM YAKLAIMIYLA
Dr. Murat Yusuf UAN
ZET
24 Kasm 2013 de ran ve P5+1 lkeleri arasnda kalc
bir anlamaya varma srecinde ksa sreli geici bir anlamaya
varld grlmtr. Bu geici anlamann sresi ise alt ay
olarak belirtilmitir. Bu geici srede rana yaplan yaptrmlarn
azaltlmas karar verilmi buna karlk da rann nkleer
programnn nemli aamalarnda dondurulmasna gidilecei
konusunda bir mutabakat saland grlmtr. Dolaysyla
mzakere srecinin devam her iki taraflarn mutabakat metnine
uyumuna bal olacaktr. Bu ksa sre mays-haziran aylarnda
sonulanacaktr. Dolaysyla bu sreci etkileyen baka
uluslararas unsurlar, lkelerin tutumlar nasl olacaktr, bu
bilgiler nda, incelenmesi ayr bir aratrma konusu olacaktr.
Bu almada, 2013de svirenin Cenevre kentinde yeniden
balayan ran nkleer mzakerelerinin mzakere ynetimi
yaklam erevesinde incelenecek ve tartlacaktr. Bu
yaklam Mzakere Ynetim(3KE-Y) Prizmas Modeli olarak
adlandrlmtr. Bu erevede, bu almann aratrma yntemi
ran nkleer mzakereleri ile ilgili medyada kan kamu
aklamalarna ve literatre, dayanmaktadr. Bu almada, ilk
nce, mzakere srecine konu olan ran ile P5+1 arasndaki
mzakerelerin son durumu verilecektir. kinci olarak, mzakere
ynetim yaklam olan Prizma Modeli elemanlar ve sreci
ksaca anlatlacaktr. Son olarak mzakere srecinin evreleri
hakknda sonular karlarak neriler sunulacaktr.
Anahtar Kelimeler: ran Nkleer Mzakereleri,
Mzakere Ynetimi, Mzakere, Nkleer, Prizma Modeli.

Sleyman Demirel niversitesi, muratucan@sdu.edu.tr

1485

IRAN NUCLEAR NEGOTIATIONS CONTINUED IN


2013 TO ANALYSIS: NEGOTIATION MANAGEMENT
APPROACH
ABSTRACT
Following the inauguration on 3 August of Hassan
Rouhani as the new president of Iran, talks on the nuclear file
intensified between Iran and the P5+1comprising the
Councils permanent members and Germanyleading to a
breakthrough on 24 November. The parties agreed to a joint plan
of action setting out measures to be undertaken during an initial
six-month interim period, as well as elements for a long-term
comprehensive solution. Therefore, both sides of the negotiation
process continues will depend on compliance with the Joint
document. This will result in a short period May-June. Therefore,
other international factors affecting this process, how will the
attitude of countries, in the light of this information, a separate
research topic will be examined. In this context, the research
methods of this study appeared in the media regarding the Iranian
nuclear negotiations and public statements in the literature, is
based. In this study, in Geneva, Switzerland, in 2013 Iran started
again nuclear negotiations in the framework of the negotiations
management approach will be examined and discussed. This
approach "Negotiation Management (3K-Yi) Pyramid Model"
has been called. In this study, first, the negotiation process which
is the subject of negotiations between Iran and the P5 +1 will be
given the latest state. In this study, first, the negotiation process
which is the subject of negotiations between Iran and the P5 +1
will be given the latest state.
Keywords: Iran Nuclear Negotiations, Negotiation
Management, Negotiation, Nuclear, Pyramid Model.
GR
Yeni bir dnyann olumasnda birbiri iinde tezatlar
akl yoluyla dengeleme srecinde ran ve P5+ 1 lkeleri
arasndaki mzakere sreci nemli bir aamadr. Duygular ise
son derece hassas olarak devreye girebilecek midir?, bunu
srecin aamalarnda grlecektir. nk bu srecin gemii
dnya asndan nemini arttrmaktadr(Bahgat, 2006:307-310).

1486

Dolaysyla bu mzakere yeni bir dnya iin test yaplan nemli


admlardan birisi olabilir.
Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi(BMGK) nin
hazrlam olduu raporlar nda bakldnda, Ortadou
bal altnda ranla ilgili bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler
kamuoyuna resmi olarak duyurulan bilgiler olmas asndan
birinci derecede nemli bir kaynaktr. er aylk dnemler
tarznda aklanan bilgiler nemli gelimelerin anahtar
unsurlarn zetlemektedir.(Security Council Report, 2013)
1737 sayl kararla oluturulan(2006/18. Paragraf
uyarnca) ran Yaptrm Komitesi(YK) nin Bakan Gary
Quinlan(Avustralya) tarafndan aklanan brifing kaynaklarna
gre bu raporlar derlenmektedir. Daha sonra 1747(2007),
1803(2008) ve 1929(2010) sayl kararlarla alnacak nlemlerin
uygulanmasyla geniletildii grlmektedir. Ayn zamanda bu
almalar birer deerlendirme ltleri olarak grlebilir.
(United Nations Sanctions Committee, 2006)
24 Kasm 2013 de ran ve P5+1 lkeleri arasnda kalc
bir anlamaya varma srecinde ksa sreli geici bir anlamaya
varld grlmtr. Bu geici anlamann sresi ise alt ay
olarak belirtilmitir. Bu geici srede rana yaplan yaptrmlarn
azaltlmas karar verilmi buna karlk da rann nkleer
programnn nemli aamalarnda dondurulmasna gidilecei
konusunda bir mutabakat saland grlmtr. ran asndan
stlenilecek nemli unsurlar ana hatlaryla belirtilmitir. Bu ana
hatlar kalc antlamann da deerlendirilmesinde llecek
anahtar unsurlar olmas asndan nemlidir. Bunlar arasnda;
1.Yzde 5in zerinde uranyum zenginletirme giriimlerine son
verilmesi ve yzde 3,5 dzeyinde zenginletirilmi uranyum
stokunun arttrlmamas1; 2. Yzde 20 ye yakn zenginletirilmi
uranyum stokunun seyreltilerek yzde 5 seviyesine drme
veya daha fazla zenginletirilemeyecek bir biime dntrme
yoluyla etkisiz klnmas,3. Daha fazla santrifj ina
edilmemesi2; 4. Araktaki ar su reaktrlerinin inaatnn
1
Yzde 3.5-5 orannda zenginletirilmi uranyum nkleer enerji reaktrlerinde,
yzde 20 nkleer tpta, yzde 90 ise nkleer bomba yapmnda kullanld
bilinmektedir.
(http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/11/131125_iran_nukleer_anlasma.s
html, 25 KASIM 2013 - TS 18:24).
2
Bunlaruranyumu zenginletirmede kullanlyor

1487

durdurulmas ve 5. Uluslar aras Atom Enerjisi


Ajans(UAEA)na izleme iin gerekli bilgilerin salanmas yer
almaktadr3. P5+1 takm asndan stlenilecek unsurlar ise ana
hatlaryla unlardr: 1. rann ham petrol satlarn azaltacak ve
gelirleriyle ilgili belirli bir anlama salanmas sonucunda geri
dnmn belirlenmesi;2. rann petrokimya ihracat ve altn
ve kymetli madenlere Amerika ve Avrupa Birlii tarafndan
uygulanan belli yaptrmlarn askya alnmas;3. rann petrol
gelirlerini kullanarak, rann temel ihtiyalarnda uygulanmak
zere insani ticareti kolaylatrmada bir finans kanalnn
oluturulmas ve son olarak 4. Herhangi bir yeni nkleer ile ilgili
yaptrmlardan kanlmas yer almaktadr.( Security Council
Report, 2013 )
Bu ereve maddelerin uygulanmasnda doal olarak
ayrca taraflarn niyetlerini ifade eden yol haritasnn da
belirlenecei ifade edilmektedir. Eylem plannn belirlenmesi
sonucunda oluan deerlendirmeler daha sonra kapsaml bir
anlamann yaplmasnda nemli olacaktr. Bu kapsaml
almalar uluslar aras hukukun belirledii eitli hak ve
ykmllklerin
yanstlmas,
anlamann
sonundaki
yaptrmlarn kaldrlmas ile ilgili geerli bir kararn alnmas,
karlkl olarak belirlenen ve tanmlanm zenginletirme
programnn iermesi ve bunlarn izlenmesi yer almasdr.
Dolaysyla mzakere srecinin devam her iki taraflarn
mutabakat metnine uyumuna bal olacaktr. Bu almann
yaplmas srasnda sre devam etmektedir. Dolaysyla
almann ierii srecin tamamn kapsamamaktadr. Bu
alma bu yapld zaman srecinin bir kesiti ierisinde yer alan
ve kamuoyuna yansyan bilgiler nda ncelikle 24 Kasm
2013 itibaren yansyanlar ksaca verilmitir. Daha sonra bu sre
sistemletirilen Mzakere Ynetim modeliyle incelenmeye
allacaktr. Son olarak baz sonular nda srele ilgili
nerilerde bulunacaktr.
P5+1 ve RAN NKLEER MZEKERE SRECNN(2013)
SON DURUMU

Bunlar ierisinde bata Natanz ve Fordoda olmak zere dier tesislerde denetim
izni bulunmaktadr.

1488

BMGK nin Mart 2014 sonucunda YK tarafndan


hazrlanan bilgiler ndaki gelimeler ve ngrlere
bakldnda son gelimelerin durumu hakknda temel bir
ereve izilebilmektedir. Quinlann 12 Aralk 2013
tarihinde(S/PV.7082) Konseye verdii bilgiler nda 24
Kasm2013 tarihinde ran ve P5+1(Almanya mzakere grubunun
ek yesidir) arasnda yaplan geici anlama(interim agreement)
kapsaml ve uzun vadeli bir anlama iin nemli bir adm olduu
belirtilmitir. Geici anlama iin kullanlan baka bir ifade
olarak Mterek Eylem Plan (Joint Plan of Action) dile
getirilmitir. Bu plan dorultusunda yaptrmlarn tm konsey
yelerinde uygulanmas konusunda da dileklerin olduu
grlmektedir. Bu rapora gre YK ya yardmc olan uzman
ekibinin toplantlar ve nerilerin tartld bilgileri de
bulunmaktadr. Mzakere srecinde, 24 Kasmdan sonra
oluacak ilk toplant 18 ubat 2014 tarihinde yaplmtr. Bu ilk
toplant grmeleri(first round of talks) iki taraf asndan alt
aylk eylem plannn uygulanmasnn ve 20 Temmuz da
sonulandrlmas hedef alnmaktadr. Eer anlama artlarna
ulalamad grlrse plann karlkl rza ile alt ay kadar ek
uzatlabilecei de belirtilmektedir. 20 ubat tarihinde iki taraf da
mzakereler iin bir yol haritas zerinde anlat grlmtr.
Mart ay balarnda uzmanlarn dzeyinde toplant yaplarak
takvimin ieriinin oluturulmasndan sonra 17 Martta
(Viyanada) tm delegelerin katlmyla tekrar toplanarak aylk
oturumlarn devam grlmektedir. AB Gvenlik ve D Politika
Yksek Temsilcisi Catherine Asthon ve ba mzakerecinin
bakanlnda P5+1 taraflarn 17 Mart tarihinden nce rana
gidilecei de belirtilmitir. ( Security Council Report, 2014)
En son resmi planlanan ve gerekletirilen raporlarn
sonucunda, 1. Tur grmeleri sonucunda bir yol haritas
izilmitir. Viyana da yaplan 18-19 Mart 2. Tur grmeleri
sonucunda rann uranyumu zenginletirme dzeyi ve oran,
Arak ilindeki nkleer tesislerindeki su santralinin altrlmas,
bar ve sivil nkleer ibirliinin gelitirilmesi ve rana
uygulanan yaptrmlarn durumu konusunda srecin devam
etmesi ve tamamlanmas gndeme gelmitir. Taraflar
grmelerin gereki ve yapc olduunu belirtmilerdir. Yeni
grmelerin 7 Nisan gn Viyana da yaplaca karar da
alnmtr (Anadolu Ajans, (2014). 3. Tur grmeleri 7-9 Nisan
tarihleri arasnda Viyanada yaplmtr. Yaplan kamuoyu

1489

aklamasna bakldnda zetle, ran ile Birlemi Milletler


(BM) Gvenlik Konseyi'nin 5 daimi yesi ve Almanya (P5+1)
arasnda ran'n nkleer sorununa kapsaml zm bulunmas
amacyla yrtlen mzakerelerin Viyana'daki BM binasnda
gerekleen ve iki gn sren grmelerin ardndan Avrupa
Birlii (AB) D likiler ve Gvenlik Politikas Yksek
Temsilcisi Catherine Ashton ile ran Dileri Bakan
Muhammed Cevad Zarif, ortak yazl aklamada kapsaml
zme ilikin btn konular kapsayan esasl ve detayl bir
grme gerekletirildii belirtildi. Taraflar arasndaki btn
farkllklarn stesinden gelinebilmesi iin daha youn alma
gerektii ifade edilen aklamada, "Gelecek grmelerde btn
alanlardaki farkllklar gidermeyi amalyoruz ve muhtemel
kapsaml zmn temelleri zerinde alacaz" ifadeleri
kullanlmtr ve aklamada, drdnc tur grmelerin 13
Mays'ta Viyana'da yaplaca bildirilmitir.(Dnya Blteni,
2014).
P5+1 lkeleri, ran'n nkleer silah retiminde
kullanlabilecek pltonyum retebilen ar su reaktrlerini
kapatmasn, yeni reaktrler ina etmemesini ve uranyum
zenginletirme ilemini durdurmasn istiyor. ran taraf ise geici
anlamaya gre, uranyum zenginletirme ve reaktr ina
etme hakknn bulunduunu ve bu hakkn boyutu ve miktarnn
mzakerelerle belirlenebileceini ileri srmektedir. Bilindii gibi
mzakerelerin
18-19
Mart'ta
gerekletirilen
ikinci
turunda, ran'n uranyum zenginletirme dzeyi, barl nkleer
faaliyetler konusunda ibirlii, yaptrmlar ve Arak ar su
reaktr konular ele alnmt. Dolaysyla hedef ran ile 5+1
lkeleri, 24 Kasm 2013'te Cenevre'de varlan geici anlama
kapsamnda, Temmuz 2014'e kadar kapsaml ve kalc bir
anlamaya ulamak iin mzakerelerin yrtlmeye devam
edildii srarla belirtilmektedir.
ran dini lideri Ayetullah Hamaney'in aklamalarnda,
nkleer mzakerelerin devam etmesinin nemine vurgu
yapmaktadr. Hamaney ayrca, nkleer ve bilimsel hareketin de
kesinlikle durmamas veya yavalamamas gerektiini ve
Uluslararas Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) ile ilikilerin de
konvansiyonel ilikiler olmas gerektiini syledi. Hamaney,
ran adna mzakerelerde bulunan heyetin nkleer aratrma ve
gelitirme meselesi zerinde srarla durmas gerektiini ve ran'n

1490

hibir nkleer kazanmdan vazgemeyeceini syledi. Hamaney


ayrca, bu meseleler zerinde kimsenin pazarlk yapmaya hakk
olmadn ifade ettii kamuoyuna yansyan nemli grleridir.
(Dnya Blteni, 2014).
Mzakere srecinin grmelerin aylk takvimlerindeki
durumlarn zeti yukarda ksaca aktarlmtr. Sonu olarak
srecin iki taraf asndan da salkl yrtld grlmektedir.
4. Tur grmelerin karar alnm olmas ve srecin kapsaml ve
uzun sreli kalc bir anlamaya varlmasnda nemli admlarn
atld kamuoyuna yansyan bilgiler nda ortak bir neticeye
varlabilir.
MZAKERE YNETM VE 3KE-Y MZAKERE
YNETM MODELNN TEMEL UNSURLARI
ncelikle mzakere kavram, mzakere ynetim
srecinin modelin temel unsurlar ksaca zetlenecektir.
nsann bulunduu her yerde deiim ve atma
kanlmazdr. ki birey, iki grup veya birey- grup bir araya
geldii andan itibaren, fikir, deer, yntem veya menfaatler
ztlamaya balar. Bu durum, resmi ilikilerde olduu gibi ayn
zamanda gayri resmi ilikiler iin de sz konusudur. Her biri
kendi erevelerinden bakarak bulunduklar durumu tanmlama
eiliminde olduuna gre atma ve deiimin olmamas
imknszdr. Oysa birbirinin kart gibi grnen bu birey ya da
gruplar faaliyetleriyle birbirini tamamlar. atmay veya
deiimi yaratan kar karya kalmalar deil, aralarnda ki
mzakere eksiklii veya yanlldr. (Uan, 2008: 3-8).
Mzakere kavramnn ve onunla ilikili olarak srecin
unsurlarnn tanmlanmasnda ve aklanmasnda eitli grler
bulunmaktadr. Bu tanmlamalarn her biri verildikten sonra,
mzakere kavramnn sresel ynden unsurlar ve tanmlanmas
yaplacaktr.
Mzakere temelde genel bir insan faaliyeti olarak
grlr. Satclarla yaplan faaliyetler, uluslararas ilikilerdeki
faaliyetler,
organizasyonlarn
ierisindeki
ve
dier
organizasyonlarla olan d faaliyetler rnek olarak verilebilinir
(Lewicki vd., 1997: 1). Mzakere, iki taraf arasndaki gr ve
beklenti ayrlklarn, taraflar tatmin edecek ekilde zmeye

1491

yarayan, srecin gerek anlamda kazan-kazan yaklam ile


tamamlanmasn hedefleyen iletiim yntemidir (Gkl,
2005:23). Mzakere, bir kiinin yalnz bana halledemeyecei
bir konu ortaya ktnda sz konusu olur; nasl hareket
edeceklerine ilikin farkl grleri olan ya da yaplacak iten
farkl sonular bekleyen iki(ya da daha fazla) kii bir araya
geldiinde, mzakere ortam doar. Mzakerenin olmayaca ya
da olamayaca iki durum vardr. ki kiiden biri dierinin nerisi
ya da isteine hemen uyduunda ve iki kiiden biri konuyu
tartmay bile reddettiindedir. (Fowler, 1997: 7-8) Mzakere,
farkl ihtiyalar ya da fikirler konusunda ortak bir anlamaya
varmak amacyla ileri geri iletiim srecidir. (Acuff, 2005: 16).
Mzakere kendisinden bir takm eyler elde etmek istediiniz
kiilerin, sizin istekleriniz dorultusunda dnmelerini
salamaya odaklanan bir bilgi ve aba alandr.(Cohen, 2004:35; Cohen, 2003:3). Mzakere, sonu zerinde iki tarafn da veto
hakknn olduu bir ilemdir. ki tarafn gnll rzasna dayanr.
lemin gerek artlarnn belirlendii bir alveri srecidir ve
anlamaya dayanr.(Oliver, 2001:3)
Bu tanmlarda, mzakerenin iki sebepten kaynakland
grlr (Barry vd.,2003:3).
1.
Bir kiinin bulunduu grupta, gruba veya bir kiiye yeni
bir ey yaptrmas,
2.
Taraflar arasnda bir sorunun veya tartmann
zlmesidir. (The Negotiation Experts, 2008)
Mzakerenin olumasnda yukarda etkin olan bu
srecin birincisini deiim, ikincisini de atma durumu olarak
adlandrlacaktr. Dikkat ekici drt nokta, gnlllk esas,
etkileim sreci, farkl alglama ve karlkl bamllk yer
almasdr. (Uan, 2008:4).
Mzakere ne deildir? denildiinde baz kavramlar
aklamak gerekir. Ksaca aada bu kavramlar zetlenecektir.
Mzakere ile karar verme kavram ska
kartrlmaktadr. Her mzakere karar ve karar verme srecini
ierisinde tamaktadr. Fakat her karar ve karar sreci bir
mzakereye gitmemektedir. rnein bir birey kendisi hakknda
bir karar verebilir. Bu mzakere deildir. nk mzakerede iki
taraf vardr. Pazarlk, ksaca bir kiinin dierinin davranlarn
deitirmeye ynelik ve genellikle bir eyi baka bir eyle

1492

deitirmek iin yaplan bir seri nerinin ve kar tekliflerin yer


ald bir sretir. Szlk anlamnda pazarlk; iki insan veya
gruplarn her birinin bir eyi yapma, deme veya gnderme
konusunda bir i anlamas yani karardr. Dolaysyla, pazarlk
daha ok konumlar zerinde younlar. Zt davranlar ne
kar. Mzakerede ise kutuplama daha azdr ve amalar,
ihtiyalar zerinde younlaarak sonuca ynelik anlama veya
zm davrann yanstr Sonuta, pazarlk mzakere srecinin
bir paras olarak mzakere kavramnn iinde yer almaktadr.
nc kavram tartma (debate) dr. Baz kaynaklarda
grme olarak da adlandrlabilmektedir. Tartma szlk
anlamnda; insanlarn bir konu hakkndaki farkl fikirlerini ifade
ettikleri durumdur. Tartma bu anlamda, her iki taraf iin de
kabul edilebilir bir anlamaya varmak iin aralarnda
gerekletirilen
grmeler
(explications),
aklamalar
(interpolations), sentezler (syntheses) ve neri (proposals)
taahhtleri (undertaken) olarak grlr. Tartma bir
mzakerenin sorun zme parasdr. kna (persuation), kar
tarafn mzakerecinin fikrini veya nerisini kabul etmesini,
istediini yapmaya raz olmasn salama faaliyetidir. nandrma
(to convince) ise; gerekten u veya bu sebepten(din, mucize,
peri olaylar, bilim gibi) gerekten doru(true) olduu iin
yapt bir faaliyettir. kna ise her zaman inanmay
gerektirmeyebilir. Dier bir ilikili kavram uzlamadr. Uzlama,
iknadan farkl bir kavram gibi grnse de, aslnda ikiye katlanm
iknadr ki, iki zt fikirli insan veya insanlar, ortada deil, ama
ortak bir anlama alan bulmak iin (fakat yine de kendi kar ve
grlerinden fazla fedakrlk etmeden) mzakere masasna
otururlar. Diyalog deyimi de az ok buna uyabilir. Bylelikle,
teslimiyetten de, inandrma ve iknadan da ayrlabilir. Taraflar
tarifler verebilir ve ara yerde bir noktada (orta yol
olmayabilir) anlarlar. Dier bir kavram olan anlama, bir iin
gereklemesi, bir sorunun zme kavuturulmas veya bir
srecin dzenlenmesi amacyla birden fazla tarafn belirli
kurallar, ilkeler ve yaptrmlar zerinde szl veya yazl olarak
uzlamaya varmalardr. Mzakere sreciyle ilikili dier kavram
olan szlemenin (contract) szlk anlamnda yazl yasal bir
anlama ifadesi dikkati ekmektedir. Bu bir anlamda taraflarn
uzlama ile ilgili bir anlamadan farkl bir sreci ilemesidir.
nk iyi bir szleme yani yasal bir anlama; taraflarn yasal
karlarn en iyi derecede kollar, elikileri zmler, sreklidir

1493

ve toplumun karlarn da gz nne alr. likili olan dier bir


kavram olan dzenleme(arrangement), bir olayn veya bir
toplantnn bir plan ve hazrlk faaliyetini kapsar. Her iki taraf bu
konuda kararlar alr. Son bir kavramda istiare veya
danma(Consultation) dr. Mzakere ile danma arasnda bir
ayrm yaplmaldr. nsanlardan onay istemekle, onlarn
fikirlerini almak arasnda ok nemli bir ayrm vardr.
Mzakere, bir kararn yrtlebilmesi iin her iki tarafnda
aralarndaki anlamay kabul etmeleri gerektiine iaret ederken,
danma ise bir tarafn son karar vermeye yetkisi kendisinde
olduu halde, karar vermeden nce dier tarafn grlerini
almas anlamna gelir. ( Anselm: 1978 den Wall 1985:3-4,103105; Barry vd., 2003:3-7; Cobuild,1991:26,39,113,135; Trkan,
2004:17-19).
Sonu olarak, bu tanmlardan u sonular elde edilir:
(Uan, 2008:7-8).
1.
Bir deiim veya atma var ise mzakere oluabilir.
2.
Anlamada iki taraf da elde edecei sonular asndan
birbirine baldr.
3.
Sonular fayda veya bedel olarak grlebilir.
4.
Mzakerenin amac sadece anlamak deil; bazen de
atan karlar ntralize etmeyi, geici zmler bulmay ierir.
5.
Anlama, fayda ve bedellerin paylam veya deiimi
zerinde olur.
Mzakere rolnn artmasnn nedenlerini de bugnk
bilgi ann nedenleriyle rtmektedir. Karmakln artmas,
karmak insan modeli(fakllklarn artmas), kaynaklarn
tamamna sahip olamama, mzakere ortamlarnn says ile
birlikte, mzakere rolne verilen neminin ve saysnn yz-yze
ilikilerinde doru orantda artmas, irrasyonel davran
yaklamlarnn artmas, ilikilerin ksa dnemden daha ok uzun
dneme ykselmesi ve uzun sreli ilikilerin ksa sreli
ilikilerden domas, uluslararas mzakere ortamnn saysnn
artmas, uluslararas mzakere ortamnn saysnn artmasna
paralel olarak byk birlemelerin(taraflar arasnda) artmasdr.(
Crump ve Odell,2008:361-365; Cohen, 2004:1-3). Dolaysyla
deiim ve atma maliyetlerinin ykseldii bir ortamdr. Sosyal
hareketliliin devaml olduu yaam alannda taraflarn
birbirlerini etkileme ve bylece birbirlerine bamllklar
artmaktadr. Ayrca mevcut kaynaklarn tamamna bir birey, grup

1494

veya organizasyon sahip olamamaktadr. Dolaysyla 21.


yzylda deiim ve atmalar hzl artmaktadr.
Mzakerenin modern bir tanm yle yaplabilir (Uan,
2008:29):
Bir dost tarafn yalnz bana halledemeyecei
(deiim/atma) konu ortaya ktnda, ihtiyalarn
tatmini(objektif ve sbjektif) amacyla, iki(ya da daha fazla) dost
tarafn bir araya gelerek, sonu zerinde veto haklarnn olduu
ve gnll rzalarna dayanan mevcut kaynaklarn en uygun
kullanlmasnda mutabakat salayan hayat alanndaki dost
taraflarn etkilenme srecidir.
Mzakere srecinin aamalar hakknda genel anlamda
almalar bulunmaktadr. Bu yaplan almalar ynetim
yaklam erevesinde btnsel olarak aklanmaya
allacaktr. Sre ynetimi odakl bu yaklamda mzakere
sreci ynetimini ynetim sreci ile aklanmtr. Dolaysyla
hem mzakere hem de mzakereci olarak bakldnda
mzakere ynetimi, mzakere kaynaklarn, mzakerenin
amalarn baarmak iin bir dizi faaliyetlerle (planlama ve karar
verme, organize etme, ynlendirme, kontrol ve deerlendirme)
en iyi ve en ksa zamanda mzakere srecinin baarlmasdr.
Mzakereci ise, mzakerenin ynetim srecinde kaynaklarn ve
faaliyetlerin en iyi birleimini salayacak organizasyonunu
oluturarak, amalara ulalmasn salayan nemli sorumlulua
sahip kiidir. evreden giriler yani kaynaklar, insan, bilgi ve
beceri, g, zaman ve sosyal organizasyondur. Faaliyetler;
planlama ve karar verme, dzenleme, ynlendirme yani
motivasyon ve kontrol ve deerlendirmedir. kt olarak
amalara varmada etkinlik ve etkililiktir. Etkililik, doru eyler
yapma, amalara ulamadr. Etkinlik ise, en az kaynakla en
yksek kt elde etmeyi ifade eder. Mzakere srecinin
ynetimindeki temel unsurlar bir yol haritas ve ynetici asistan
asndan da mzakereci olarak izleyecei teorik ve pratik
uygulamalarnda kullanabilecei ve ayn zamanda mzakerecin
retim
ve
eitilmesinde
yararlanaca
mfredatn
oluturulmasnda genel bir modelle aklanmtr. Uan n 3KEY Mzakere Ynetimi Prizmas Modeli nde btnsel olarak
ele alnmtr. Bu modelin temel (ekil 1.) ve paral (ekil 2.)
olarak aada gsterilmitir. (Uan, 2008: 50-245).

1495

ekil 1. Teorik Bir Mzakere Ynetim Prizmas 3KE-Y Modeli

in s

an

5 .Z
am

2.

an

Mzakere
Kendin TANI
Evresi

Mzakere
Kendini Tanma
evresi

1.

S os y
al
orga
nizas
yon

Birlikte
Yaamak

1496

Mutabakat

(kontrol sende!)

r
ece
ve b

Mzakere
Kendin
Ynetme

ilg i

3. G

4 .B

Deiim /
atma

ekil 2. Teorik Bir Mzakere Ynetim Prizmas 3KE-Y


Modelinin Paralanm Katmanlar

(Ko

n tr

ol S

end

e)

Son
Evre

Mzakerenin %70%80ni
burada harcanr
Dost
Mzakereciyle
yz yze
ilikiye
Hazrlk geilir

Mzakere konusunun
Deikenleri,
Dostunuzun deerleri

EREN EKM DENGES


Hayat alan
Kaynaklarn deerlendirilmesi
Deiken Deerler
Olaslk planlar

Balang / n Hazrlk

nsz/giri, balang
ihtiyacnz olan tm
bilgileri almak

Mzakere listesini
eksiksiz planlamak,

Al Pozisyonu:
Hazrlk Yapma
nceden
istekleriniz (ne istiyorsunuz?) ve (giri mzii) Matrisi
karalatrlm
istekleri (ne istiyorlar?)Bunlar iin
alt ve st snrlar
Amalarn sralanmas
uygulanacak strateji, taktikler ve manevralar (her iki dost taraflarn detaylar)

Kaynaklar (Sosyal Organizasyon,bilgi-beceri, Zaman, insan, g)


Pozisyon
Rol,unvan, yeki,kaynaklar

Kiisel
cesaret, kiilik,karakter,grn
uzmanlk,bilgi, deneyim, yetenek

Karar
seeneklerin gc, iktidar
yetenei, kabiliyeti

Birinci
olarak
mzakere
sreci
ynetimi,
deiim/atma, mutabakat ve birlikte yaama ile devam eden
bir g alan analizi yntemine, sistemli evre ile
ulalabileceini gsterir. kinci olarak bu evre 3KE-Y ad
verilir. Bu evre: 1. Kendini (amac yani erei) Tanma Evresi
(1KE-Y); 2. Kendin (dost tarafn amacn yani ereini) Tan
Evresi (2KE-Y); ve 3. Kendini (sreci btn olarak kontrol etme)
Ynetme Evresi (3KE-Y)dir. Bu model ierisinde mzakere
ynetimi ve mzakereci asndan deerlendirildiinde nemli
temel anahtar unsurlar ortaya karlabilir. (Uan, 2008:210).

1497

Birincisi ilk evrede kendini ynetmede ncelikle


kendini ve evresini yani dier taraf veya taraflar iyi
tanmaldr. Kendini tanma nedir?. Kendini tanma Neye
Sahipsiniz?(What we have?) denilmektedir. Amalarn
oluturulmasnn gerisinde ihtiyalar bulunmaktadr. Bu
ihtiyalar taraflarn gdlenme nedenidir. En genel bilinen
ihtiyalar teorisini ortaya atan Maslow, ilkinde bu ihtiyalar yedi
kategoriye ayrmtr. Fizyolojik (F), gvenlik (G), ait olma
(AT), saygnlk(S) ve kendini gerekletirme(KG) olarak
sralanr. Daha sonra Maslow bu hiyerariyi yeniden dzenlemi
ve aama daha eklemitir. lk drt aama aynen
bulunmaktadr. Beinci aamaya bilisel (B)ihtiyalar
eklemitir. Bunun ierisinde bilme, anlama ve z-farkndalk yer
alr. Altnc aamada estetik (E)ihtiyalar koymutur. Bunlar,
aktif grnle ilgili olarak, gzellik, form, denge gibi
ihtiyalardr. Yedinci aamada kendini gerekletirme(KG)
bulunur. Sekizinci ve son aama olarak kendini ama (KA)olarak
ifade edilir. Bu aamada kendini gerekletiren insan dierlerine
yardmc olma ihtiyacn dile getirir (McLeod,2007).
Mzakerenin nemli yazarlarndan biri olan G. Nierenberg,
ihtiyalar hiyerarinden ilham alarak mzakerenin ve
mzakerecinin ilikilerinin aklanmasnda kullanlabilecek
mzakerenin ihtiyalar teorisini oluturmutur. Bu almada
mzakerenin dzeyi olarak kiileraras mzakere (kiisel
mzakereler), organizasyonlar aras mzakere(uluslar hari) ve
uluslararas mzakere olarak dile getirir. htiyalar
mzakerecinin kiisel ihtiyalar ve organizasyonun ihtiyalar
olarak iki temel aktif dzeyde tanmlamtr. En dk ihtiya
dzeyinden en yksek ihtiyalar dzeyinde bir zihinsel alma
oluturmaktadr. rnein kiisel ihtiya dzeyinde en altta olan
ve lm riski ile ayn anlama gelecek fizyolojik ve gvenlik
ihtiyac, organizasyon ihtiyacnda en yksek ihtiya olarak
grlebilir. Bu almada alt dzeyli uygulama eitliliini de
eklemitir. Bu uygulamalar baka bir ekilde Uan n evre
3KE-Y modelinde de grlr. Bu alt grup dzeyi; 1. Mzakereci
olarak dier tarafn ihtiyalarna almas (1); 2. Mzakereci
kendi ihtiyalar iin dier tarafn almasn salamas (2); 3.
Mzakereci hem kendisinin hem de dier tarafn ihtiyalar iin
alr (3); 4. Mzakerecinin kendi ihtiyalarna kar almas
(4); 5. Mzakerecinin dier tarafn ihtiyalarna kar almas
(5); ve son olarak 6. Dier tarafn ve kendisinin ihtiyalarna

1498

kar almas (6) yan her iki tarafnda aleyhine olmasdr.


Mzakereci birinci durumdan altnc duruma doru srete
kontrol azalmaktadr.( Nierenberg, 1986:100-118) Kendini
tanmla evresi sahip olunan ihtiyalarn bilinmesinde nemli
evredir. Bu evrede taraf gl ve zayf(zaaf) alanlarn
belirleyecektir. Ayn zamanda dier tarafn veya taraflarnda da
ayn almay yapacaktr. Bylece dier taraftan frsatlar ve
tehditleri de gz nne alacaktr. Bu evre bir anlamda hazrlk
aamasdr. Bu evrede, her eyden nce bir gzden geirmedir.
Bu konudaki kavramlar aklanrsa;
Thibout ve Kelley(1959) bu standartlar Karlatrma
Dzeyi(KD) olarak isimlendirmitir. (Alntlayan Lewicki
vd., 1997: 7-8; Alntlyan Wall, 1985: 23) Fisher, Ury ve
Patton (1981:101-134) Evete Ulamak(Gettin to Yes) adl
kitapta, dier tarafla olan ilikinin bu srecine BATNA
kavram olarak adlandrmlardr(Best Alternative To A
Negotiated Agrementin ba harfleridir. Bir mzakere
anlamasnda en iyi seenek anlamna gelmektedir). Uan
(2008: 24) da bu standartlar, bir ilikideki ekim
gcnn(ekim) deeri veya tatmin edicilik durumu yani
Erein(enerji yani ama) Etkilenme ekim Dengesi olarak
adlandrmtr. Bu ilikinin deerlendirilmesinde u ltler
kullanlr: a) Beklenen Sonu: Bu ilikiden ne alacamz yani
umduumuzdur.(NET
SONU=NS);
b)
Karlatrma(mukayese) Seviyesi: Dier bir ilikiden ne
alabileceimizdir. Yani bizim standart lmzdr.
(KARILATIRMA SEVYES=KS); c) Alternatiflerin
Karlatrma Seviyesi: Dier ilikinin deiiminde nce(KS)
kabul edilebilecek NS iliki sonucunun en dk
dzeyidir.(ALTERNATFLERN
KARILATIRMA
SEVYES=KSALT). Bu ilikide beklenen sonu(NS) KS nin
zerinde arzu edilir. Eer KS nin altnda ise bu durumda, NS
ile KS arasndaki mesafenin byklk derecesi ile birlikte NS
ve KSALT arasndaki ilikiye baklr ve NS> KSALT ise
mzakereye devam eder, eer NS<KSALT ise ilikiyi
sonlandrabilir. Sonuta nemli nokta, karar verme srecinde,
kendimizin sahip olduu durumla dier tarafn sahip olduu
durumun bilinmesidir.

Taraflar, dier dost mzakereci karsndaki


durumlarn inceleyerek mzakere amalarn [beklenen
sonular:Net Sonular(NS)], nceliklerini, kabul noktalarn
[standartlar:Karlatrma
Seviyeleri(KS)
ve
Alternatif
Karlatrma Seviyesi(KSALT)], ikili zm nerilerini ve

1499

bunlar nasl bir strateji, taktik ve manevra ile ortaya


koyacaklarna karar verirler. Bunun iin kaynaklar, karlkl
bamllk alan, deiimin/atmann maliyeti, kar tarafla var
olan ilikiler, iki taraf arasndaki g dengesi yeniden ele alnr
(Cellich ve Jain, 2004:112; Barry vd.,2003:100). Bu evrede
ayrca dier dost taraf hakknda daha fazla bilgi sahibi olmak iin
aratrma yaplr. Bu basamakta al pozisyonunuzun
belirlenebilmesi iin ihtiya duyulan bilginin ne olduu ve
nereden salanaca saptanr. Mzakere srecinin kaynaklar
olan sosyal organizasyon, insan, bilgi, zaman ve g
durumlarndan kiisel durumlar, pozisyon ve karar durumu
gzden geirilir. Pozisyon, rol, unvan, yeki ve kaynaklar iine
alr ve aslnda istenilenin neyle sylenildiidir. Kiisel durum;
cesaret, kiilik, karakter, grn, uzmanlk, bilgi, deneyim ve
yetenekleri iine alr. Karar ise; seeneklerin gc, iktidar
yetenei ve kabiliyeti iersine alr. Dier taraf ve taraflar
asndan da bunlar ayn ekilde yer alr. Dieri mzakere
ortamnn zellikleridir. Etkili mzakereciler her mzakere
ortamn etkileyen kltr, gelenekler, kstlar ve frsatlar gibi
faktrlerin farknda olurlar. Tartlan konular etkileyebilecek
her trl etken hakknda bilgi sahibi olduklarndan emin olmak
isterler. Kar taraftaki kiiler kimlerdir? Mzakeredeki gleri
ve zayflklar nelerdir? Dorudan tartma konusunun dnda,
baka hangi konular ilgi ve dikkat gerektirir ve bunlardan
hangileri mzakerenin gidiini etkileyebilir? Mzakere ihtiyacn
douran durumun gerisindeki olaylar zinciri nedir?
Mzakerecilerin pozisyonlar, stat, arkadalk, rekabet, kin ya
da hrs gibi duygularn etkisi altnda mdr? Bilginin dier bir
yn de mzakerenin esas konusunun ayrntlardr. Etkili
mzakereci konularla ilgili derinlemesine bilgi verebilmenin,
pazarlk esnasnda inanlrlna byk katk saladn bilerek
tartlan konuya hkim olmaya alr. Mzakerelere
derinlemesine ve doru bilgiden yoksun olarak gitmek, son
derece risklidir ve bu durumda mzakerecinin, kar tarafn
beceri sahibi bir yesi tarafndan baarszla uratlmas
olasl yksektir. Beceri yapsnda eit beceri zellikle
nemlidir. Bunlar; analitik beceriler, etkileim becerileri ve
iletiim becerileridir. Etkileim becerisi yz-yze iletiimin
uyguland alandr ve ierisinde, kullanlan kelimelerin nemi,
dinleme yeteneinin kazandrlmas ki, ok konuan insan ayn
anda dinleme yapamayaca, konumaktan daha nemli

1500

olduunu bilmesi, szel yada szel olmayan davranlarn


renilmesi sralanabilir.
Dier bir durumda Neye ihtiyacnn olmas=gerekte
ne isteniliyor(We what really want) amalarn olumasn
salayacaktr. Amalar arasndaki atmalarn olduu ska
karlandndan mzakere rol bunlarn zlmesinde yarar
salayacaktr. Ynetici asistan kendinin, yneticinin ve
ynetimin tanmas mzakere asndan ak bir durum yaratarak
baarl olacaktr.
Kendini ve dier taraf tanmlama akl ve baary
getirir. Kendini ve dier taraf tanmamak bilinmemeyi ifade eder
ki bu bir belirsizlii gerektirir. Kendini tanmamak fakat dier
taraf tanmak kendini kr duruma getirir. Kendini tanmak fakat
dier taraf tanmamak gizlenmilii ifade eder. Her iki durumda
risk bulunmaktadr. (Cartwright vd., 1998:55)
Tm bu tanmlamalar mzakerenin hazrlk aamasnda
belirlenmelidir. Daha sonraki aamalar iin belirlenecek
ihtiyalar, amalarn oluturulmas, nemlilik ve ncelik, alt ve
st snr istekler nemlidir. Balang/n hazrlk evresinde dier
taraf ve taraflarla bu paylamlarn durumu belirleyecek yeni
durumlar olumasn salayacaktr. Mzakereci asndan liste
bu aamada ekillenir. Son aamada deiken deerler ve
olaslklar ve ekim dengesi almalar yaplr. htiyalarn
tatmini iin antlamaya gidilmesi nemlidir. Mzakerenin
baars burada ortaya kar. Bu mzakerenin dier bir anahtar
kavramdr. Anlamazlk yeni bir durumu iaret edebilir. Yeni bir
mzakere
balangc
yaratabilinecei
gibi
nc
taraf(Arabulucu gibi) devreye girebilir.
MODEL ZERNDEN P5+1 ve RAN NKLLER
MZAKERE SRE EVRELERNN NCELENMES
1. Mzakereye gidilmesinin en nemli nedenlerinden
biri olarak bir tarafn yalnz bana halledemeyecei, yapabilme
gcnn maliyetinin fazla olmas ve bunun sonucunda eitli
ekilde tepki alnmas gibi(dmanlk) nedenlerle ortaya
kabilecek olumsuzluklar giderilemeyecei, bir konu ortaya
ktnda sz konusu olabilmektedir. Bunun yannda taraf veya
taraflarn nasl hareket edeceklerine ilikin farkl grleri olan

1501

ya da yaplacak iten farkl sonular bekleme durumunda


mzakere ortamnn doduu grlmektedir. Nkleer
mzakeresinin olumasnn durumunu bu ifadelerle aklanabilir.
nk gemite taraf veya taraflar mzakere ortamna yeterince
giremedikleri veya mzakereye gidilmesinin farknda
olmadklar grlebilir. Dolaysyla genel kanaat taraflarn
konuyu mzakere etmekten kanmalar olmaktayd. Fakat bu
taraflar asndan hem tatminlik hem de ypratc olmasndan
memnuniyetlik seviyesini drm ve istenilen sonular elde
edilmemitir. Fakat bu durum ran asndan belli bir yaptrmla
sonulanmtr. Fakat dier taraflar asndan da uluslararas
konularda barl zmlere yanamadklar hissi verilmesinden
dolay da kamuoyunu rahatszlk vermitir. Sonu olarak taraflar
mzakere yaplmas konusunda gr birliine varnca nkleer
konusunda resmi olarak mzakere ortamna gidilmitir.
Mzakere ynetim srecinin deiim/atma, mutabakat ve
birlikte yaama ile devam eden bir g-alan analizi ynteminde,
sistemli evre ile ulalabileceini dile getirilmiti. bu evre
3KE-Y olarak adlandrlr.1. Kendini tanma evresi(1KE-Y); 2.
Kendin tan evresi(2KE-Y); 3. Kendini Ynetme Evresi(3KE-Y)
olarak adlandrlr. Dolaysyla ran ve dier taraflarn deiim ve
atma evrelerinde zlme srecini yaamlardr. 24 Kasm
tarihinde bu sre mutabakat aamasna gelerek mzakere
srecindeki ikinci duruma geldiini gsterir. Bylece mzakere
bu evredeyken taraflar eitli nedenlerle mutabakattan nce
geirdikleri deneyimler taraflarn birbiri hakkndaki tanma
srelerini de yaamtr. Bu sre iersinde neye sahip
olduklarn analiz edilerek gl ve zayf ynlerini
deerlendirdikleri sreci yaamlardr. Bu srete mzakere
amalarn, nceliklerini, kabul noktalarn ve alternatif
karlatrma seviyelerini, zm nerilerini ve bunlar nasl bir
strateji, taktik ve manevra ile ortaya koyacaklarna karar vererek
test etmilerdir. Dolaysyla mzakere ortamnn olumasnda
taraflar gnlllk esasn kabul ederek etkileim srecine
girmilerdir. Bu sre iersinde farkl alglamalar karlkl
bamllklarn grerek mzakereyi semelerinin daha doru
olacan grmlerdir..
2. Mzakere kavramyla ilgili sre ieresinde
kullanlan baz kavramlar literatre dayanak yukarda
zetlenmiti. ran ve P5+1 taraflar arasndaki nkleer mzakere
srecinde kamuoyuna yansyan kullanlan terimleri analiz

1502

edilmesi gerekmektedir. ncelikle bu srecin mzakere sreci


olduu tespitidir. BMGK nin yazl aklamalarnda da
mzakere (negotiation) (Security Council Report, 2014) terimi
kullanlmtr. Dier bir terim ise mzakere sreci ierisindeki
grme terimidir. Literaratrde tartma(debate) da denilen bu
srete aylk toplantlar iin kullanlan resmi bir grme (talks)
teriminin kullanld grlr. Szlk anlamna bakldnda
talks "zellikle iki lke veya iki taraf arasndaki bir anlamazl
zmek iin bir araya gelinen bir resmi tartma"(Cobuild, 1991)
olarak idae edilir. Genellikle bu terimin mzakereyle e anlaml
olarak kullanld grlmektedir ki, bu terimin ierii asndan
yanltr. Tartma olarak ifade edilebilen bu terimlerin ieriksel
olarak mzakere iersinde ayn i kavramlar ald grlr.
Bunlar grmeler, aklamalar, sentezler, neriler ve taahhtler
(undertaken) (Security Council Report, 2013) dir. Dolaysyla
resmi tartma olan bu terim bir mzakerenin sorun zme
parasdr. Bu terimin literatr asndan da yerinin bu ekilde
deerlendirilmesi gerekmektedir. Bir baka terim ise geici
anlama(interim agreement) olarak adlandrlr. Bu terim ayn
anlamda Mterek Eylem Plan olarak da adlandrlmtr. Bu
terim mutabakat srecinin basaman gstermektedir ki,
modeldeki ikinci basamann gerekletiinin ifadesidir ve
nkleer mzakere srecindeki kamuoyu aklamalar bunu test
ederek dorulamtr. Dier kavramlar ise uzun dnemli ve
kapsaml zm salayacak bir anlama metninin yazl hale
getirilmesidir. Bu kavram ifadelerde "long-term agreement
/long-term comprehensive solution" olarak dile getirilmitir.
Mzakere asndan szleme kavramna atf yaplmaktadr.
Yukarda ifade edilen bu terim, bir anlamda taraflarn uzlama ile
ilgili bir anlamadan farkl bir sreci ilemesidir. nk iyi bir
szleme yani yasal bir anlama; taraflarn yasal karlarn en iyi
derece kollar, elikileri zmler, sreklidir ve toplumlarn
karlarn da gz nne alr. Dolaysyla uzun dnem ve
kapsaml ifadelerinin kullanlmas bunu ifade ettiini
gstermektedir ki, bu da nc basamak olan birlikte yaama
evresinin tatmamlanmasn salayacaktr. BMGK nn er aylk
resmi kamuoyu aklamalarna bakldnda bir mzakere
srecinin evrelerinin ileyiini gstermesi asndan nemlidir.
Mzakerelerin kamuoyuna kapal olmas ve resmi anlamda yazl
bir metin sunulamamas yaklam mzakerenin salkl
ilerlemesi ynnde bu tarzn benimsendii grlmektedir. Bu

1503

durum lkelerin i siyasetindeki taraflar ki bunlar mzakere


yapsnda semen unsuru olarak dile getirilebilen unsurlardr,
asndan eletiri konusu olmaktadr. Bir taviz var m? gibi
sylemler dile getirilebilmektedir. Fakat bu durumlar ayn
zamanda baarl olabilecek mzakerelerin sonucuna olumsuz da
etkileyebilir. nk farkl alglamalar bunu salayabilir.
Dolaysyla bu konudaki aklamalar gayri resmi aklamalar
olarak grlmektedir. Aratrmaclar asndan da bu srelerin
analizi zor olmaktadr. Dolaysyla gayri remi kamuoyu
aklamalarna gre incelenmek durumunda kalnmaktadr.
BMGKnin ksa raporlarna bakldnda olayn derinlemesine
analiz edilmesini etkilese bile mzakere asndan genel bir fikir
vermektedir. Mzakere sreci ile ilgili gelimelerin ana hatlar
dile getirilmektedir. Yukarda zetlenen bu bilgilerin salkl
olarak yaplmasnda en birinci kaynak bu raporlar olmaktadr. Bu
raporlar da grlen terimler dnda mzakere srecinin
aamalarn da grebilmektedir. Mzakere srecinin baarl
olmasnda dzenlemelerin yani bir olayn ve bir toplantnn bir
plan ve hazrlk faaliyetini kapsar ki raporlarda gelecee ynelik
almalarn ve ngrlerinde yapld grlmektedir. Bu
srete taraflarn bu konuda aldklar remi veya resmi olmayan
kararlar da yanstmaktadr. Fakat detaylar verilmemektedir.
Yine istiare mekanizmasnn da srekli alt da
grlmektedir. Sonu olarak mzakere srecinin aamalarnn
genel literatr asndan salkl yrd raporlar nda
grlebilmektedir.
3.Mzakere srecinin ynetilmesinde tm detaylar
derinlemesine incelenememesi zellikle taraflarn mzakere
srasndaki davranlar, sunduklar bilgiler, alglamalar elbette
aklamalarda yetersiz kalmaktadr. Bu konuda salkl
almalar ancak mzakerenin sonucunda mzakereye
katlanlarn veya ilgili taraflarn kaleme alacaklar yaynlarda
grlebilecektir. zellikle taraflarn kiisel durumlar,
yetenekleri, al pozisyonlar, hazrlk almalar, ekiplerinin
ierii, alt ve st snrdaki deiimler bunlar net olarak
incelemede u an salkl olamamaktadr. Mzakere ynetim
srecinin modelindeki test konusu olan baz evrelerin ve
basamaklarn literatr asndan nemsiz hale getirmemektedir.
Bu almann akademik anlamda srecin hala devam ettii
durumda incelenmesi ve deerlendirmesi nemlidir.

1504

SONU
almada Mzakere Ynetim Modeli srecinin
evreleri ve basamaklar zerinden, BMGK nn resmi olarak er
aylk dilimlerle sunduu raporlar zerinden, ran ve P5+1
taraflar arasnda balayan ve 24 Kasm dan itibaren bir
mutabakat sreci evresine giren son durumun incelenmesi
yaplmtr.
alma ierisinde Prizma Modelinin evrelerinin ve
srecin kavramlar asndan ran nkleer mzakeresinin sreci
karlatrldnda modelin test edilmesini de salam
olmaktadr. Dolaysyla modelin evreleri olan deiim/atma,
mutabakat ve birlikte yaama evresinde ikinci evre olan
mutabakat evresi mterek eylem plan ile balam olduu
grlmektedir. Modelin bu evresiyle birlikte yaama evresi
arasndaki gelimeler modelin yz yze yaplan mzakere
aamasna geldii grlmektedir. Aylk resmi grmeler bu
aamada kaynak, hedef, deiken deerler ve olaslk planlarnn
sunulaca gstermektedir. kinci olarak mzakere srecinin
esnek ve dengeli olarak gtrld kamuoyuna yaplan
aklamalarda anlalmaktadr ki, her iki taraf barl ve uzun
sreli bir anlamay yasal olarak dile getirmektedir.
Sonu olarak mutabakat metnine bal kalnarak her iki
tarafta sreci gnllk esasna dayanarak yrttklerinde baarl
bir mzakere olaca grlecektir. Veya baarsz bir mzakere
olaca da dnldnde dnya iin hi istenmeyen durumlar
da yanstabilir. Fakat mzakere dinamik ve uzun sreli bir
sretir.

1505

KAYNAKA
ACUFF, F. L. (2005), Uluslararas Mzakere: Dnyann
Herhangi Bir Yerinde Herhangi Bir Konuyu Mzakere
Etme, (ev.) Demirci S., Ankara: Elma Yaynevi,
1.Basm,
ANADOLU Ajans, (2014), Nkleer Program Mzakerelerinde
2. Tur Bitti, (http://www.aa.com.tr/tr/haberler/285389-nukleer-program-muzakerelerinde-2-tur-bitti).
01.04.2014.
BAHGAT, G. (2006), Nuclear Proliferation: The Islamic
Rebublic of Iran, Iranian Studies, 39(3): 307327.http://dx.doi.org/10.1080/10860600808102.
04.02.2013.
BARRY, B., ve Lewicki, J. L., ve Saunders, D.M. ve Minton,
J.W.
(2003),
Negotiation.
USA:McGraw-Hill
Company, Fourth Edition.
BBC Trke Haberler (2013), ran'la nkleer anlama neleri
ieriyor?
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/11/131125
_iran_nukleer_anlasma.shtml, 01.01.2014.
CARTWRGHT, R. ve Collins, M. ve Green, G. ve Candy, A.,
(1998), Managing Yourself, UK: Blackwell Business.
CELLCH, C. ve Jain, S. C.,(2004), Global Business
Negotiations: A Practical Guide, USA: Thompson
Corporation Pub..
COBULD, C. (1991), Students Dictionary: Helping Learness
With Real English, London and Glasgow: Collins
Birmingham University International Language
Database Publishers.
COHEN, H., (2003), Her Konuyu Mzakere Edebilirsiniz, (ev.)
Ccelolu ., stanbul: Sistem Yaynclk, 1. Basm.
COHEN, S. P.,(2004), Negotiation is Not A Competitive
Sport, Ivey Business Journal, July/ August: 3-5.
CRUMP, L., ve Odell J.S. L., (2008), Analyzing Complex U.S.
Trade Negotiations, Negotiation Journal, July, 361365

1506

DNYA Blteni (2014). Nkleer Mzakerelerin 3. Turu Bitti


FSHER, R., ve Ury W. ve Patton B. (Editor), (1981), Geting
To Yes: Negotiating Agreement Without Giving In,
Boston: Hougton Mifflin Company.
FOWLER, A. (1997), Mzakere, kna ve Etkileme. (ev.). Bora
A. ve Cankoak O.). Ankara: lkkaynak Kltr ve Sanat
rnleri Ltd. ti., 1. Bask,.
GKL, B. (2005), Stratejik liki Kurma: Mzakere.
stanbul: Kapital Medya Hiz. A..,
http://www.dunyabulteni.net/haber/294885/nukleermuzakerelerin-3-turu-bitti, 20.04.2014.
http://www.securitycouncilreport.org/monthly-forecast/201312/iran_4.php, 01.01.2014.
http://www.securitycouncilreport.org/monthly-forecast/201403/iran_5.php, 01.03.2014.
LEWCK, J. L., ve Saunders, D.M. ve Minton, J.W.(1997),
Essentials of Negotiation. USA: McGraw-Hill
Company,
MCLEOD, S. A. (2007). Maslow's Hierarchy of Needs - Simply
Psychology.
Retrieved
from
http://www.simplypsychology.org/maslow.html#self2
adresinden 1 ubat 2013 tarihinde alnmtr.
NERENBERG, G. I., (1986), The Complete Negotiator, New
York: Nerenberg & Zeif Pub.,
OLVER, D. (2001), Etkili Mzakerenin 101 Yolu, (ev.),
Dursun H.T., stanbul: Alfa Yaynlar, 1.Basm,
SECURITY Council Report, December Monthly Forecast
(2013). Mddle East Iran,
SECURITY Council Report, March Monthly Forecast (2014).
Mddle East Iran,
SECURITY Council Report, Monthly Forecast, ran (2013).
http://www.securitycouncilreport.org/iran/index.php?p
age=1, 01.01.2014.

1507

The Negotiation Experts: Create Value, Featured Negotiatio


Articles,
Conflict
Negotiation:
Psychological
Dynamics,
http://
www.negotiations.com/articles/negotiation- conflict/,
1. 06. 2008.
TRKAN, R. O. (2004), kna ve Uzlama Sanat, Altn Kitaplar
Yay., 1. Basm.
UAN, M. Y. (2008), Mzakere Ynetimi ve Bir Model
Denemesi, Sleyman Demirel niversitesi, Doktora
Tezi, Sosyal Bilimler Enstits, Isparta.
UNITED Nations Sanctions Committee (2006). Security
Council Committee Established Pursuant to Resolution
1737(2006)
http://www.un.org/sc/committees/1737/index.shtml,
01.01.2014
WALL, J. A. Jr. (1985), Negotiation: Theory and Practice.
London,England: Scott, Foreman ve Company llinois

1508

BAARISIZ DEVLET TERRZM LKS:


AFGANSTANIN GALNDEN SURYE SAVAINA
RNEKLER
S. Canalp KORKMAZ
ZET
Baarsz devletlerde terrizm faaliyetlerinin art
dikkat eken bir gelimedir. Baarsz devletlerde egemen gcn
kontroln yitirdiinde lkenin belirli bir noktasnda veya
lkenin tamamnda gvenlik sorunlar ortaya karmaktadr. Bu
nedenle terr rgtleri de baarsz devletleri kendilerine s
olarak semektedir. nk terr rgtleri iin kontroln
olmad bu tr corafyalarda faaliyetlerini gelitirebilmeleri ve
ihtiyalarn (askeri ekipman, finansal kaynak) tamamlamalar
daha kolaydr. Yaplan bu almada ise baarsz devlet
terrizm ilikisinden bahsedilmitir. Afganistann baarsz
devlet olarak ortaya k ve Suriyenin baarsz devlet olarak
ortaya k karlatrlmtr. Ayrca her iki devletin
baarszlnn yaratt gvenlik tehditleri ele alnmtr.
Anahtar Szckler: Baarsz Devlet, Terrizm,
Egemen G, Kontrol
RELATIONSHIP BETWEEN FAILED STATED AND
TERRORISM: EXAMPLES FROM INVASION OF
AFGHANISTAN TO SYRIAN CIVIL WAR
ABSTRACT
Rising terrorist activities in failed states is eye catching
development. When sovereign power lost its control over state,
there may occur security problems in some parts of state or all
around the state. Therefore, terrorist organizations prefer failed
states to use as a base. Because, it is easy that terrorist
organization can find what they need and improve their

Polis Akademisi Gvenlik Stratejileri ve Ynetimi Yksek Lisans rencisi


letiim: s.canalpkorkmaz@hotmail.com

1509

capabilities in this regions, where there is no control anymore. In


the paper, relationship between failed state and terrorism is told.
Emerging of Afghanistan as failed state and emerging of Syria as
failed stated are compared. Also, security threats which created
by failure of these state are analyzed.
Key Words: Failed State, Terrorism, Sovereign Power,
Control
GR
erisinde bulunduumuz dnem itibariyle sadece
ekonomiler ya da kltrler kresellememektedir. Tehditlerin de
kreselletii post-modern dnyada, uluslararas gvenlii tehdit
eden eitli sorunlar bulunmaktadr. Bu tehditler her geen gn
eitlenirken, asimetrik bir tehdit tr olarak kabul gren
terrizm ise kadim bir gemie sahiptir. Terrizm, bugn dnya
gndeminin en st sralarnda kendisine yer bulurken, ncelikli
olarak mcadele edilmesi gereken bir sorun olarak kabul
edilmektedir. Terrizm gibi nemli bir asimetrik tehdidin varlk
gsterdii dnyamzda, tehditlerle mcadele etmek her geen
gn zorlamaktadr. Modern anlamda yaklak iki yz yldr
dnyann nemli bir problemi olan ve pek ok devletin karn,
blgesel ve kresel gvenlii tehlikeye atan terrizm sorununa
kar henz ortak bir akl gelitirilebilmi deildir.
erisinde bulunduumuz dnemde, daha doru ekilde
ifade edilmesi gerekirse Post-Sovyet dnemde, ortaya kan
baarsz devletler ise uluslararas sistemin yeni sorunlarndan
birisidir. Devletlerin baarsz olmas durumunda ortaya eitli
gvenlik tehditleri kt ve bu tehditlerin gerek blgesel gerek
kresel sistemi rahatsz ettii grlmektedir. Baarsz
devletlerde ortaya kan kaotik manzaralar, uluslararas sistemde
ayakta kalmak isteyen devletleri karlar gerei ak veya rtl
faaliyetler yrtmeye, baarsz devletlerde ortaya kan silahl
gruplar desteklemeye sevk edebilmektedir. Ancak yrtlen bu
faaliyetler her zaman olumlu bir ekilde sonu vermemektedir.
ABDnin Afganistandaki gruplar silahlandrmas,
Afganistann baarsz bir devlet olarak ortaya kmasyla
birlikte El-Kaide terr rgtnn glenmesine imkn tanmtr.
Oysaki birka yl ncesinde ABD ve Krfez lkeleri tarafndan

1510

finanse edilen gruplar, zamanla beslendikleri kaynaklar,


zellikle de Bat dnyasn hedef tahtasna yerletirmeye
balamtr. Yaanan bu paradoks aslnda tm devletlere nemli
bir mesaj vermektedir: Devletler baka topraklarda karlar iin
silahlandrma faaliyetlerini srdrmeye devam ederlerse ve
kolektif olarak terrizmle mcadele etmezlerse 11 Eyll benzeri
faaliyetlerin kronik hale gelmesi kanlmaz olabilir.
Gnmzde artan sava maliyetleri ve savan ok daha
fazla ykc hale gelmesi, baka devletlere mesaj vermek iin
terre bavurmay cazip hale getirmitir. Devletler veya
uluslararas yaplar tarafndan taeron olarak kullanlabilen terr
rgtleri dnyann pek ok noktasnda kanl atmalarn
yaanmasna neden olmaktadr. Bugn dnyann farkl
corafyalarnda yaanmakta olan yerel atmalarda ya da yerel
problemlerden kaynaklanan terr sorunlarnn arkasnda eitli
devletlerin istihbarat rgtleri ve lobileri bulunmaktadr.
Terrizmle mcadele profesyonel davranmay gerektirirken,
gvenlik boyutunda braklacak ak bir kap ise devletin
savunma reflekslerini ypratabilmektedir. Bu noktada devletin
ihtiya duyduu ey ise lkesi zerindeki egemenliini
maksimum noktaya kararak vatandalarnn can ve mal
gvenliini salamaktr. Ancak vatandann hayatn gven
altna alma srecinin bask ve dikta ynetimine giden bir srece
dnmemesi iin de zen gsterilmesine ayrca dikkat
edilmelidir. nk zamanla diktatr rejimlerde ortaya kan
rvet, yolsuzluk vb. sorunlarn baarsz bir devletin kapsn
araladn unutmamak gerekir. Bask rejimlerine dnen ve
demokratik deerlerden uzaklaan devletler i savalarn
yaand, terr gruplarnn rahatlkla girip-kt corafyalar
haline gelmektedir. Bu tr devletler literatrde baarsz
devletler olarak tanmlanmakta ve blgesel gvenliin yan sra
kresel sistemi de tehdit eden unsurlar olarak grlmektedirler.
Yaplan bu almada baarsz devletler ile terrizm
arasnda nasl bir iliki bulunduuna cevap aranm, yaadklar
i savalar nedeniyle baarsz devletler haline gelen Afganistan
ve Suriye rnekleri zerinden karlatrma yaplarak baarsz
devlet-terrizm ilikisi incelenmitir.
1. KAVRAMSAL EREVE

1511

1.1.

Baarsz Devlet Kavram


nsanlk tarihi kadar olmasa da gemii olduka eskilere
dayanan devlet kavram, tarihsel srete pek ok tartmalara
konu olmutur. Sahneye kt gnlerde olduka otoriter bir
yapya sahip olan devlet kavram, yzyllar getike baz
gncellemeler yaparak bir takm fonksiyonlarn kaybetmeye
balamtr. Ancak, 17. yzyln ortalarnda kurulan Westphalia
Sistemi sonrasnda ortaya kan ulus-devlet yaps ile 18.
yzylda yaanan Fransz htilali ve akabinde yaanan
milliyetilik hareketleri tarihte hi olmad kadar devletin
varln glendirmitir. Devlet kavramnn glenmesi ve pek
ok alanda kontrol eline almas, devleti toplum zerinde tam
egemen bir ara haline getirmitir. yle ki ortaya kan
manzarayla birlikte devlet, Max Weber tarafndan meru g
kullanma tekelini elinde bulunduran bir aygt olarak
tanmlanmtr.
20. yzylda gvenlik ve iletiim teknolojilerinde
yaanan gelimeler sayesinde devlet, lke zerinde mutlak
kontrol salayc bir yap haline gelmitir. Devletin glenen
yaps, sorumlu olduu vatandalar nezdinde yaplacaklar
listesini her geen gn eitlendirmitir. Devletler ise rettii
stratejiler neticesinde ortaya kan ihtiyalarn stesinden gelerek
ayakta durabilmi ya da rettikleri strateji belgelerinin eksik ya
da hatal olmas ve yneticilerinin ehil kiiler olmamas gibi
nedenlerle baarsz olmaya balamlardr. Ancak devletlerin
baarsn ya da baarszln sadece lke iindeki dinamiklerle
aklamak yeterli ve doru bir yaklam deildir. Blgesel ve
kresel sistemde yaanan gelimeler gibi d dinamikler de bir
devleti baarsz klabilecek unsurlar arasnda yer almaktadr.
Baarsz devlet kavram yeni bir tartma iken, genel
balamda devletin yaad baarszlklar aslnda yeni km bir
tartma deildir. Siyaset Biliminin nemli isimlerinden olan
Niccolo Machiavelli siyasal baarlarn ve baarszlklarn
sorumlusu olarak devleti yneten prensleri sorumlu tutarak,
yaklak 500 yl nce gnmzdeki sorunlara k tutacak
tespitlerde bulunmutur. Devletlerin baarsz olmas, daha ok
ulus-devletin sahip olduu baz fonksiyonlarn yerine
getirilememesi ve Batnn sahip olduu kresel karlara hizmet
edememe balamnda ele alnmaktadr. Bu noktada Boas ve
Jenningsin ortak almalarnda baarsz devlet sorusunun kime

1512

gre baarsz olduu sorulmaktadr. Boas ve Jennings ise (2007:


476), Batnn bu adlandrmay kendi politik bakna
indirgediini ve kendi alglamas zerinden kurguladn dile
getirmektedir.
Sovyetlerin dalmasndan sonra gndemde kendisine
yer bulmaya balayan baarsz devlet kavram gnmzde
yaanan istikrarszlar ve yerel atmalar nedeniyle sk sk atf
alan bir kavram haline gelmitir. Pek ok uzmann ve stratejistin
Baarsz Devlet tehdidinin Amerikan karlarna zarar
verecei endiesi ise 1991 ylndan itibaren Somalide, Haitide
ve Yugoslavyada yaanan olaylarla birlikte gereklik
kazanmaya balamtr (Mazaar, 2014). Ancak ABDnin siyaset
gndemine 1990larn banda giren bu kavram, 11 Eyll
saldrlar sonrasnda dikkat ekmeyi baarabilmitir (Boas ve
Jennings, 2007: 476; Call, 2008: 1491). Kavram, tpk terrizm
kavramnda olduu gibi tanmlanma asndan bir mulaklk
tamaktadr (Patrick, 2007: 646). nk farkl rneklemdeki
devletler de ortak bir baarsz devlet havuzuna atlarak hangi
devletin baarsz olup-olmadna karar verilememektedir.
Bireylerden oluan devlet mekanizmas, insan akl
araclyla idare edildii iin yneticilerin ve karar alc
noktalarda bulunan bireylerin devlet organlarn kt ynetim
sonucu ilemez hale getirmesi devletin baarsz olmasna neden
olabilmektedir. Pek ok noktada blgesel ve kresel sistemi
tehdit eden baarsz devlet kavramnn literatrde ne kan
tanmlamalar ise u ekilde ifade edilmektedir: Devletin sahip
olduu unsurlarn yokluunda ortaya kan bir devlet trdr.
Snrlar zerindeki kontroln kaybeden veya meru g
kullanma tekelini kaybeden devlet olarak tanmlanmaktadr.
Meru otoritenin ortak karar almasnn anmaya uramas,
makul kamu hizmetlerinin salanamamas ve dier uluslararas
aktrlerle salkl ekilde iletiim kurulamamas gibi durumlar
sz konusudur (global.fundforpeace.org, 2014). Baarsz
devlet, genellikle blc iddet veya ar yoksunluktan dolay
eitim, gvenlik veya ynetim gibi en temel ilevlerini yerini
getiremeyen devlet eklidir (globalpolicy.org). Threr (1999)
ise; kurumlar, yarg ve kamu dzeni tamamen ya da ksmen
km, basknn, iddet patlamasnn ve karkln arasnda
kalm devletler eklinde tanmlamaktadr.

1513

Baarsz devletlerin bu ekilde anlmasndaki ncelikli


sebep, vatandalar iin gereken temel eyleri salamaktan
uzakta olmalardr (Griffiths vd, 2013: 32). nk baarsz bir
devletin etkin bir mali sistemi, lke apnda kabul edilmi bir
polis rgt, hukuk sistemi ve ynetim aygt gibi mekanizmalar
bulunmamaktadr (Hippler, 2007: 14). Baarsz devletler k
eiine yaklatklarnda ve snrlarnn tesini tehdit ettiklerinde
dikkatleri daha kolay ekmektedirler (Bilgin ve Morton: 2004:
170-171). Ayrca baarsz bir devletin tamamen kmesi
durumunda ortaya eitli tehlikeler kabilmektedir. Bu
tehlikeler ise u ekilde sralanmaktadr (Gke ve Gke, 2012:
189; Birdili, 2014: 112):
-

Terrizm
Byk snmac kitleleri,
stikraszlk,
Snr ihlalleri ve atmann blge lkelerine srama
ihtimali
Gnmzde simetrik tehditlerin deil, asimetrik
tehditlerin ne kt grlmektedir. Devletlerarasnda
gerekleen dorudan scak atmalar artk yerlerini veklet
savalarna (Proxy Wars), i savalara, terrizm gibi asimetrik
tehditlere brakmaktadr (HSR, 2013: 18). Bu tr tehditlerin ise
baarsz devletlerde daha kolay ortaya kt dikkate
alndnda, gnmzde askeri adan gl olan devletlerin
deil, baarsz olan veya ken devletlerin ncelikle tehdit
oluturduu gz nne alnmaldr (Gke ve Gke, 2012: 188).
1.2. Terrizm Kavram
Bulunduumuz zaman diliminde insanolunun en
nemli sorunlar arasnda gsterilen terr problemi her geen gn
hayatmzdaki derinliini artrmaktadr. Terrizm, ierisinde
bulunduu aa ve konjonktre gre kendisini gncelleyerek
eylem ve etki kapasitesini artrmaktadr. Bu ekilde dinamik
kalabilen terrizm kavram farkl alanlarla da iliki ierisine
girebilmektedir.
Tarihsel adan olduka eskilere dayanan terr kavram
kken olarak Latince terrere szcnden gelmektedir. Terr
kavramnn gemii eskilere dayanmasna ramen, baarsz
devlet kavramnda olduu gibi ortak bir gre varlabilmi
deildir. Bunun arka-plannda ise her devletin ya da her kurumun

1514

terre dair farkl alglara sahip olmas bulunmaktadr (Combs,


2006: 133; Sinai, 2004; Al-Badayneh, 2007; Hashm, 2008).
Terr kavramnn dinamik yaps, kavram tanmlamay
zorlatrmakta ve bu konuda alan kiileri derin tartmalarn
ierisine ekmektedir. Devletler, uluslararas ilikilerde terr bir
koz olarak grdkleri iin, gerekletirilen eylemin terr eylemi
olup-olmadna karlar erevesinde hareket ederek karar
vermektedirler (Acar, 2012: 98; Bal, 2006: 9). nk X devleti
tarafndan A kiisi terrist olarak tanmlanrken, Y devletine gre
A kiisi zgrlk savas olarak ele alnmaktadr ve yapt
faaliyetler meru olarak kabul grmektedir (White, 2008: 5). Bu
da terrn kavramsal tartmasn derinletirmekte ve iin iinden
klmaz hale getirmektedir.
Tarihsel olarak ok eskilere kadar dayandrlabilen terr
gerei, gnmzde yer alan sorunlarn banda gelmektedir
(Alkan, 2009: 97). Sadece terrle mcadele eden devletlerin bir
sorunu olarak grlmemesi gereken terr problemi, eski
dnemlerde olduu gibi snrl saldr kapasitesinden ok daha
fazlasn elinde bulundurmaktadr. nk gelien sava
teknolojilerinin yan sra bilgi ve iletiim teknolojilerinden de
sonuna kadar yararlanan terr rgtleri, eylemlerinin etkisini her
geen gn artrmaktadr. Gnmzde pek ok corafyada terr
konusu youn ilgi grmekte ve bu konu zerine yaplan
almalarn saysnda art bulunmaktadr. Literatrde ska yer
alan kaynaklardan ve alana yeni katk salayan baz yazarlarn
yapm olduu almalardan hareketle terrizme dair karmza
u tanmlamalar kmaktadr:
Schmid & Jongman (2008) terrizmi, kendine zg
yntemlerle bireysel ya da devlet destekli aktrler tarafndan
tekrarlanan ve temel hedefi iddet olan olan eylemler olarak
tanmlamaktadr. Bir baka kaynakta ise terrizm, alt ulusal ya
da gizli gruplar tarafndan nceden tasarlanarak, muharip
olmayan hedeflere kar yaplan politik ve iddet amal
eylemler olarak ifade edilmitir (U.S Department of State,
2004). Cooper (2001: 883) terrizmi, insanlar tarafndan baka
kiiler zerinde kontrol salamak ya da var olan kontrol devam
ettirmek maksadyla kastl bir ekilde kitlesel korku
oluturulmas olarak tanmlanmaktadr. Literatrde yz akn
tanmlamann bulunmas ve farkl bak alarna sahip
olunmasna ramen terrizm konusunda varlabilecek ortak

1515

uzla noktasnn iddet ve korku unsurlarn ieren sistematik


bir eylem olmasdr.
1.3. Baarsz Devlet Terrizm likisi
Terrizm ve baarsz devlet arasndaki ilikinin
belirleyici zellii, baarsz devletin terristlerin ortaya
kmasn salayacak ortam sunmalar ve onlara nemli frsatlar
salamalardr. Baarsz devletler terr rgtleri iin bulunmaz
bir alan olmakta ve denetimsiz yaplar nedeniyle rgtlere ak
konumda bulunmaktadrlar (Bilgin ve Morton, 2004: 170).
Baarsz devletlerde terrizmin glenmesine ya da terrizmin
bu lkelerde faaliyet gstermesine neden olan bir takm unsurlar
bulunmaktadr (Mazaar, 2014). Bunlar; iddetli atmalar,
byk insani felaketler ve uluslararas terrizme kaynak salayan
artlardr. (Hippler, 2007: 8).
Terrizmi oluturan artlara baktmzda, insanlar
terrist olmaya iten baz etkenler bulunduu grlmektedir. Bu
etkenler arasnda eitim, ailevi arka-plan, ya/cinsiyet, zek,
ekonomik stat gibi unsurlar bulunmaktadr (Silke, 2003: 33-34).
Ancak baarsz devletin ortaya kt corafyalarda bu unsurlar
arasndan eitim ve ekonomik stat gibi unsurlarn bireylerin
terrist faaliyetlere ynelmesinde etkili olabilecei gz ard
edilmemelidir. nk Kkcann da ifade ettii zere kriz,
srtme ve atmann hkim olduu ortamlar, iddet ve terr
iin olduka verimli bir zemin oluturmaktadr (2010: 41).
Baarsz Devlet tablosu ortaya ktka meydana gelen
sorunlar sadece lke iiyle snrl kal(a)mamaktadr. Zayf ya da
baarsz devletler insan haklar ihlallerinde bulunup insanlk
felaketine yol aarak kitlesel g dalgalarnn olumasn neden
olmakta ve bulunduklar blgenin yan sra uluslararas sistem
iin de bir tehlike oluturmaya balamaktadr (Fukuyama, 2004:
111). Baarsz devletlerde ortaya kan ynetim ve gvenlik
boluklar terr rgtleri iin karlmaz bir frsat olarak
grlmektedir. nk kme srecine giren baarsz devletler,
gl ve ar silahlara sahip su ve terr rgtlerine, ihtiya
duyduklar altyapy (eitim kamplar, s, snma ve barnma,
szma, kaynak salama) sunmaktadr (Gke ve Gke, 2012:
191). Baarsz devletlerin gerek snr kontroln gerekse lkenin
belli bir ksmnda ya da tamamnda kontrol kaybetmi olmas
ve gvenlii salayamyor olmas terrist gruplar iin

1516

vazgeilmez bir frsat olarak grlmektedir. nk zayf ve


baarsz devletlerin uluslararas terr ebekelerine frsat verdii
bilinmektedir (Patrick, 2007: 652, Rotberg, 2004: 9). Bu tr
devletler Patricke gre, onlara gereken gvenlik barnaklar,
gereken ideolojik kaynaklar, eitim alanlar, silahlara ve
tehizatlara eriim imknn, finansal destei ve eleman havuzu
gibi frsatlar salamaktadr (Patrick, 2007: 652). Bu yzden terr
rgtleri zamanla bu lkelere gelerek kamplar kurmakta ve belli
corafyalarda kontrol ele alarak yasad yollardan kendilerini
finanse edebilmektedirler (Silah kaakl, uyuturucu
kaakl, gmen kaakl). Baarsz devletlere yerleen
terr gruplar ise lkeyi gnden gne daha da baarsz klmakta
ve lke iindeki kaotik durum zamanla blge lkelerine ynelik
youn mlteci akn gibi tehditler yaratabilmektedir (Newman,
2007: 466). 11 Eyll ncesinde Afganistan topraklarnn ElKaideye ev sahiplii yapmas baarsz devlet- terrizm
ilikisine dair gsterilebilecek nemli bir rnektir (Reilly, 2008:
19).
2. AFGANSTANDA BAARISIZ DEVLETN ORTAYA
IKII
2.1 Sovyet galinden 11 Eylle Uzanan Dnemde Afganistan
Afganistan uzun yllar boyunca ABD ve Sovyet
deerleri arasnda gidip-gelmi, her ikisini de dengelemeyi
baarm bir sistemle ayakta kalabilmitir. Ancak 1978 ylnda
gerekletirilen komnist darbe ile Afganistan ABDden
uzaklatrlarak Sovyetler Birlii ile yaknlatrlmtr. Sovyetler
Birliinin Babrak Karmaln daveti zerine 1979 ylnda
Afganistana mdahale etmesiyle balayan sre 1989 ylna
kadar etin direnilerin yaand bir sava ortamnda devam
etmitir.
Sovyetlerin igaline kar oluan kolektif tepkilerin
ncesinde komnist ynetimin uygulamalarna kar halkn da
sert bir muhalefeti sz konusu olmutur. lkede slama dair pek
ok eyin yasaklanmas lkedeki Mslmanlar zamanla rahatsz
etmeye balamtr. Ksa sre sonra igalin gereklemesiyle
birlikte Afganistandaki rahatszlk artm, Afganlarn Sovyet
igaline kar direni gstermesini beraberinde getirmitir.
Afganlarn gstermi olduu direni sreci dnyann birden

1517

farkl noktasndan Afganistana gelen savalarn desteiyle


daha da glenmitir. 1985ten itibaren binlerce insan direnie
destek vermek amacyla Afganistana gitmitir (Atacan, 2008:
44).
Yaanan direnii Bat dnyas Sovyetlere kar
mcadelede bir frsat olarak grm, ISI araclyla Mcahitleri
silahlandrarak da cevap vermitir (Atacan, 2008: 38; Bozarslan,
2010: 167 ). Sovyet igaline kar harekete gemek isteyen pek
ok Mslman sava ncelikle slam dnyasndan geni bir
destek bulmutur (Yazc, 2010: 230). Afganistanda 1979-1989
yllar arasnda yrtlen direni hareketi dnyann pek ok
blgesinden farkl mezheplere mensup kiilerin bir araya
gelmesine neden olmutur. Ancak yaanan direni srecinde
ABD ve Krfez lkeleri sadece Snni gruplara destek
salamlardr (Atacan, 2008: 38).
10 yllk srete yaanan direni hareketi Sovyet
igalinin bitmesiyle birlikte sona ermitir. Ancak sonrasnda
yaanan gelimeler, Afganistanda gnmzde de devam eden
eitli krlmalarn yaanmasna neden olmutur. 1992 ylnda
ortaya kan otorite boluu Talibann iktidara geliine kadar
devam etmitir. Yaanan bu sre Afganistann Lbnanlama
dnemi (1992-1994) olarak tanmlanmakta ve bu srete g
kullanmnn tekel olarak kimseye ait olmad grlmektedir
(Firlden ve Goodhand, 2006: 13).
1994 ylnda ortaya kan ve 1996 ylna doru pek ok
merkezde kontrol ele geirerek iktidara ulaan Taliban
hareketiyle birlikte Afganistanda geici olarak otorite
salanmtr (Bozatay ve Meri: 2013: 161). Yaanan geici
dzen Afganistann baarsz devlet olarak grlmesini
engellemitir. Talibann ksa bir sre iin de olsa Afganistana
merkezi ynetim, denetim ve kontrol getirmesi Batnn
dikkatlerini Afganistandan ekmesine neden olmutur (Boas ve
Jennings, 2007: 479). Amerikallarn Afganistandaki politik
problemden daha fazla muhtemel kazanlara odaklanmas ise i
sava ortamndaki Afganistan topraklarnda El-Kaidenin gl
bir ekilde etkinlik kurmasna neden olmutur (White, 2008:
266).
1996 ylnda Talibann iktidar koltuuna oturmas
Afganistann kaderinde nemli bir dnm noktas

1518

oluturmutur. nk gnmzde Afganistann baarsz bir


devlet olmasnn temellerini atan ve dnyann en tehlikeli terr
rgtlerinin banda gelen El-Kaidenin Afganistan topraklarn
merkez ss olarak kullanmaya balad tarih ayn dneme denk
gelmektedir. El-Kaide1, gemii 1980li yllarda Afgan-Sovyet
savana kadar uzanan bir rgttr (Burke, 2004: 10). Ancak
rgtn 1980li yllarda terr rgt deil, yabanclarn igaline
kar kurulan ve at zellii tayan bir tr direni hareketi
olduunu belirtmek gerekir.
El-Kaide, bin Ladin tarafndan Sovyet igalinin
bitmesinin ardndan oluturulduunda yaklak 10 kiiden oluan
ekirdek bir yap konumunda bulunuyordu (Burke, 2004: 11).
Sovyetlere kar savamaya gelmi olan selefi slamclarn
arkasnda askeri eitim ve silahlandrma olarak ABD ve
Pakistan, ekonomik olarak ise Suudi Arabistan yer almtr
(alayan, 2011: 256). Cihadist-Selefist bir yap olarak
tanmlanan El-Kaide, 11 Eyllde ABDye saldrmasnn
ardndan dnyann en vahi terr rgtlerinden birisisi haline
gelmitir (alayan, 2011: 257).
El-Kaide, ortaya kndan sonra olduka titiz alan
bir rgt olarak karmza kmaktadr. rgt, dier rgtlerde
olduu gibi hcre tipi yaplanmay semitir; fakat ekirdek
eleman kadrosu dier rgtlerinki gibi binli saylarla ifade
edilmemektedir. Friedmann (2014: 56) da ifade ettii zere ElKaidenin ekirdek eylemci says hibir zaman birka yz adam
gememitir.
El-Kaide yaplanmasnn banda Ruslara kar Afgan
direniinde eitli arpmalara katlan Usame bin Ladin
bulunmutur. Bin Ladin Afgan mcahitler arasnda yaygn olan
hretini kullanp, insanlar rgte katlmaya ve silahaltna alma
faaliyetlerine davet ederken; Zevahiri de eitim kamplarnn ve
hcrelerin organize edilmesi ile ilgilenmitir (White, 2008: 270).
Bu srete rgtn temel talarndan olan Abdullah Azzamn
1989da ldrlmesinin ardndan Bin Ladin ve Zevahiri, ElKaide yaplanmasnn ne kan iki ismi olmulardr. Bin Ladin,
oluturduu yaplanmann bir adama bal dava olmasndan
1
El-Kaide, Arapa kkenli bir szck olarak ev, s anlamna gelmekte ve 1980li
yllar boyunca sren sava esnasnda Afgan direniilerin bal olduklar ss
belirtmek iin kullandklar bir szcktr (Burke, 2004: 10)

1519

ziyade, kendisinin de lmesi zerine devam edebilecek bir dava


olmasna zen gstermitir (Friedman, 2014: 52). Bu yzden ElKaidenin gnmzde Afganistan-Pakistan hattnda dorudan
kendisinin etkinlik gstermesi, Suriyede ve Somalide El-Kaide
ats altnda faaliyet gsteren eitli rgtlerin varl bin
Ladinin gnmzde bu idealine ulatn gstermektedir.
El-Kaidenin hedefinde ncelikle Bat dnyasndan
ziyade bat deerlerini yerleik klm slam lkelerinin
ynetimleri bulunmaktadr. nk bin Ladine gre bu
ynetimler iktidardan uzaklatrlmadan Batya kar
balatlacak olan byk cihadn baarya ulaamayaca
dnlmektedir. El-Kaide eylem stratejisi olarak daha ok
bombal saldrlar yapan bir rgttr. Ayrca rgtn homojen bir
yapya sahip olmadn, dnyann eitli blgelerinden gelerek
rgte katlanlar arasnda yntemden taktie, siyasi ve dini
grlere kadar gr farkllklar bulunduu bilinmektedir
(Avc, 2009: 99).
Titizlikle ina edilen El-Kaide yaplanmas, belirli
dnemlerde gerekletirdikleri eylem araclyla Batnn
reaksiyonlarn lerek, bir sonraki eylemlerini daha planl
gerekletirme metodunu kullanmaktadr (Friedman, 2014: 58).
11 Eyll saldrlar da, ncesinde gerekletirilen birka
saldrdan elde edilen tecrbeler nda gerekletirilmi bir
saldrdr.
2.2. 11 Eyll Sonras Amerikan Mdahalesi, Afganistann
Durumu ve Terrizm
Bir zamanlar kendisine silah ve finans destei salayan
Amerika ve Bat dnyasn hedef tahtas haline getiren El-Kaide,
tarihe geen en byk saldr olarak kabul edilen 11 Eyll
eylemlerinden sonra Amerika Birleik Devletlerinin en tehlikeli
dman haline gelmitir. El-Kaidenin yok edilmesine Taliban
rejiminin msaade etmemesinin ardndan 7 Ekim 2001 tarihinde
ABD ordusu tarafndan Afganistan topraklarna ynelik youn
bir
hava
bombardman
balatlmtr.
Balayan
bombardmandan ksa bir sre sonra Amerikan askerleri
Afganistan topraklarna adm atarak mcadeleyi hava destekli
kara operasyonlar ile srdrmeye devam etmitir. Yllar
getike Afganistan topraklarnn iddetten arnamamas
Afganistan her geen gn yaanabilir bir lke konumundan

1520

uzaklatrmtr. Gerekletirilen Amerikan mdahalesiyle, yllar


nce iflas eden devlet sistemi yeniden ina edilmeye
allmaktadr. Ancak El-Kaide tarafndan bata lkenin gneyi
olmak zere bakent Kabil ve dier ehirlerde gerekletirilen
saldrlar Afganistanda istikrar iin gereken ortamn olumasn
engellemektedir.
lkenin etnik yapsnn merkezi bir ynetim sorunu
oluturmas nedeniyle lkede bir trl oluturulamayan birlik
Afganistan istikrarl bir devlet yaps kurmaktan uzak
tutmaktadr (Fange, 1995: 17). Paral etnik yaps ise lke
zerinde denetim salanmasn engelledii gibi, bir yandan
Taliban ve El-Kaidenin aktif kalarak g kazanmasna neden
olmaktadr. 11 Eyll saldrlarnn ardndan ABD tarafndan
balatlan kresel terrle mcadele sreci Afganistanda
gerekletirilen mdahaleye ramen henz baardan ok uzak
bulunmaktadr. Mays 2011de gerekletirilen zel bir
operasyonla El-Kaide terr rgt lideri Usame bin Ladinin de
ldrlmesine ramen El-Kaide hcreleri aktif bir ekilde
almaya devam etmektedir.
2.3 Baarsz
Tehlikeleri

Bir

Afganistann

Yaratt

Gvenlik

Afganistann k sadece Afganistan deil, blge


lkelerini ve Orta Asyann geleceini de tehdit etmektedir
(Spanta, 2007: 90). Afganistanda 2014 sonrasnda yaanacak
geri ekilmeyle birlikte Talibann tekrardan etkinlik kuraca
dnlmektedir. Afganistann iinde bulunduu istikrarszlk,
Pakistann krlgan bir yapya doru yol almasna neden
olmaktadr. Ayrca Pakistann Afganistan snr blgelerinde
varlk gsteren El-Kaide yaplanmas Pakistanda ortaya
kabilecek muhtemel bir ynetim boluunda ya da kaosta
olduka gelimi silahlara sahip olma seenei ile Bat dnyasn
tedirgin etmektedir. nk Pakistan sahip olduu nkleer
silahlar nedeniyle dier Mslman lkelerinden farkl bir
konumda bulunmaktadr. Bu da Bat lkelerinin tedirginliini
artran bir unsur olarak kabul edilmektedir.
Dier bir unsur ise Afganistandaki mevcut uyuturucu
sorunudur. lkenin pek ok yerinde temel geim kayna olarak
grlen uyuturucu i savatan bu yana tm kesimlere finansman
salayan bir kaynaktr. Dnya uyuturucu piyasasnda etkin bir

1521

konuma sahip olan Afganistanda, uyuturucudan elde edilen


gelir ile terr rgtlerinin finansman sorunu ortadan
kalkmaktadr. Uyuturucu ayn zamanda yerleik g sahiplerini
de sava aalar daha fazla glendirerek merkezi ynetimin
olumasna engel oluturmaktadr.
3. SURYEDE BAARISIZ DEVLETN ORTAYA IKII
3.1 Bamszlktan Arap Baharna Suriye
Suriye, Osmanl mparatorluundan koparldktan sonra
1946 ylna kadar Franszlarn manda ynetiminde kalm bir
lkedir. 1946 ylnda bamszlkla balayan sreten 1970
ylnda Hafz Esad tarafndan gerekletirilen darbeye kadar
olduka kark bir siyasi hayata sahip olmutur. 1958 ylnda
Cemal Abdlnasr ile birlikte hareket ederek Birleik Arap
Cumhuriyetinin bir paras olmutur. Ancak Msrn artan
nfuzu sonucu Suriye bu ittifaktan Baaslarn gerekletirdii
darbe sonucunda ayrlmtr. 1962de Baas Partisinin iktidara
gelmesiyle birlikte Suriyede Hafz Esad dnemine kadar eitli
krizler Suriye siyasi hayatndan eksik olmamtr. 1970 ylnda
Hafz Esadn iktidar geliiyle birlikte pek ok alanda Baas
hegemonyasnn olduu bir dnem yaanmaya balam ve
Suriye Orta Douda nemli bir aktr olma yolunda admlar
atmtr (Zisser, 2012: 106). Fakat srail ile yaanan srtme
Suriyeyi zamanla gszletirmitir. Sovyetlerin dalmas
sonrasnda farkl alanlarda ne kmaya alan Suriyede, Hafz
Esadn 2000 ylnda hayatn kaybetmesiyle birlikte iktidar
koltuu Bear Esada gemitir. 2000 ylnda Bear Esadn
iktidara gelii ilk balarda herkesi tedirgin etmi olmasna
ramen Esadn beklenenin zerinde bir performans sergilemesi
Suriyeyi tarihinde sahip olduu en iyi noktaya tamtr (Zisser,
2012: 107).
1998 ylnda savan eiine geldii Trkiye ile 2000
ylndan itibaren nemli derecede yakn ilikiler kuran Suriye,
dier yandan da 2006 ylnda Ehud Olmert dneminde
Trkiyenin araclyla srail ile grmelerde bulunmutur.
Ancak yrtlen mzakereler Olmertin bir skandalla koltuunu
devretmesinin ardndan baa geen yeni iktidarla birlikte
sonlandrlmtr. Suriyenin blgede en iyi ilikileri Trkiye ve
ran ile srerken, Mart 2011de patlak veren gsteriler birka ay

1522

sonra ikili ilikilerin sadece ran ile devam etmesine neden


olmutur. Suriyede yaanan insan haklar ihlallerinin Trkiye
tarafndan knanmas, mltecilere ve muhaliflere destek
olunmas Trkiye ve Suriye arasndaki ikili ilikileri koparmtr.
Mart 2011de balayan gsteriler ilerleyen dnemlerde Suriye
ordusunun sert mdahalesiyle birlikte i savaa dnmtr.
3.2. Suriyede Arap Bahar ve Terrizm
Suriyede devam eden srete muhaliflerin tek at
altnda etkili bir ekilde mcadele gsterememeleri Suriyedeki
savan sresini uzatrken, eitli gruplarn da farkl
corafyalarda etkinlik kazanmasna neden olmaktadr. Bata
blge lkeleri olmak zere Bat dnyas da Suriyenin kaotik bir
corafya haline gelmesini tedirginlikle izlememektedir. Ancak
somut anlamda Suriyeye kar herhangi bir mdahalede de
bulunmamaktadrlar. Bu da Suriyedeki krizin her geen gn
daha fazla derinlemesine, lkenin farkl noktalarnda eitli
gruplarn etkinlik kazanarak krizin ikilem kazanmasna neden
olmaktadr.
Trkiyenin Suriye ile arasnda 911 kilometrelik bir
snra sahip oluu gvenlik politikalar balamnda en ok
Trkiyeyi endielendirmektir. Trkiye, uluslararas izolasyonun
olduu dnemde bile Suriyeye en fazla yardm yapan lke iken,
ayn zamanda yaanan son srete de Esadn iktidar terk etmesi
gerektiine dair en ok srar eden lke konumundadr (Hokayem,
2012: 9).
Blgede Suriyeye dair endie duyan dier bir lke ise
sraildir. Suriyede slamc bir rejimin baa geecek olmas
sraili tedirgin etmektedir. nk Suriyenin sahip olduu
konum ve envanterindeki silahlar nedeniyle terr rgtleri iin
muazzam bir kaynak yaratmaktadr. Bu sebeple Hizbullah gibi
terr rgtlerinin srail iin daha gl bir tehdit yaratma ihtimali
ortaya kmaktadr. En byk risk olarak ise Krfez lkeleri
tarafndan desteklenen slami gruplarn radikal taktikler
benimseyerek Afganistan ve Iraktaki trajik olaylar
tekrarlayabilme ihtimalidir (Hokayem, 2012: 13).
3.3. Suriyedeki Silahl
Yaratt Tehlikeler

Gruplarn/Terr

rgtlerinin

Suriye topraklarnn terr rgtlerine ev sahiplii


yapmas yeni bir konu deildir. Trkiyeyi ve sraili rahatsz

1523

eden baz terr rgtleri uzunca yllar Suriye topraklarn transit


gei noktas ve eitim sahas olarak kullanmtr. Suriye
istihbarat El-Muhaberatn Baas rejimi araclyla terr
rgtleriyle kurduklar temaslar iyi bilinmektedir. Ayrca PKK
terr rgt lideri Abdullah calan uzunca bir sre amda
ikamet etmitir. calann amda ikamet etmesi 1998 ylnda
Trkiye ve Suriye arasndaki tansiyonun her an silahl bir
atmaya dnebilecei noktaya kadar ulamtr.
Suriye topraklarnn terr rgtlerine yabanc olmay
tekrardan ayn sorunlar gndeme getirmektedir. Suriye
topraklarnda cereyan eden i sava yznden Suriye
topraklarnda devlet otoritesi ve meruiyeti kaybolmu
durumdadr. Ortaya kan baarsz devlet tablosu ise pek ok
terr rgtnn itahn kabartmaktadr. Suriyedeki muhalif
gruplara blgeden ve uluslararas arenadan ulatrlan
yardmlarn tek merkezde kontrol edilememesi, yardmlarn baz
radikal gruplarn eline gemesine neden olmaktadr. Benzer
sorunlar gemite Afganistanda mcahitlere ulatrlan
yardmlar esnasnda grlmtr. Mcahitlere salanan eitli
lekteki silahlar Sovyetlere kar baar getirirken, uzun yllar
sonra bu silahlar Afganistanda kontroln kaybedilerek baarsz
bir devletin ortaya kmasyla birlikte terr rgt El-Kaidenin
eline gemitir. 1980lerde Afganistanda yrtlen mcadeleye
Suriyeden de pek ok kii giderek destek vermitir (Jones, 2013:
53). u an ise Suriye topraklar yeni terrist rgtler iin nemli
bir merkez haline gelmektedir.
Esadn gitmesini ve kalmasn isteyenlerden oluan iki
blok mevcutken, birinci grup Esad kart muhaliflere gereken
destei ulatrmaktadr. Esadn kalmasn isteyen devletler de
Esada silah ve tehizat destei salayarak Suriyedeki
atmann uzamasna neden olmaktadr. Ayrca ykselen
arclk faaliyetleri Suriyede devam eden srete muhtemel
istikrarn olumasna ynelik giriimlerin iini boaltmaktadr
(Jones, 2013: 54). zellikle El Nusrann Suriyedeki artan
ykselii Baty tedirgin ederken, PYDnin de dier yandan
Suriyenin kuzeyinde hareket sahas kazanmas Trkiyeyi
endielendirmektedir (Jones, 2013: 54). Etkinlik kazanan dier
bir rgt olan IDin ise yakn gelecekte blge gvenliine
ynelik oluturaca tehditlerin artmas sz konusudur. Bu tr
terr rgtlerinin saysnn ve faaliyetlerinin arts bata Suriye

1524

olmak zere blgenin istikrarn derinden etkileyecek gelimeler


olarak karmza kmaktadr.
Suriye ynetiminin snrlar zerinde denetimi
srdrememesi, vatandalarna kar sistematik bir ekilde devlet
terr gibi uygulamalarda bulunmas ve Suriyeden milyonlarca
kiinin yaanan i sava dolaysyla kamas Suriyeyi baarsz
devletler kategorisine sokmaktadr. Suriyenin baarsz devlet
olarak ortaya kmas ise ncelikle dini motifli terr rgt
olarak adlandrlan Hizbullah ve El-Kaide balantl gruplarn
lkede varlk gstermesine neden olmaktadr. El-Kaide balantl
gruplar Irak zerinden lkeye giri yaparken, Hizbullah gibi
gruplar ise Esad rejimini desteklemek iin blgede
bulunmaktadrlar.
Suriyenin El-Kaide iin Afganistan, Pakistan, Mali
veya Somaliden daha iyi bir mevki olduunu belirten Jones,
buradan Avrupaya geiin daha kolay olduunu savunmaktadr
(2013: 55). El-Nusra Cephesinin Esad devirmeye ynelik
planlarnn yan sra sraile ynelik muhtemel eylem
planlamalar olduu da bilinmektedir (Jones, 2013: 62). Bu
durum Bat lkelerini radikal gruplarn faaliyetlerinin ve
saldrlarnn blge lkelerine yaylmas ihtimaline kar
endielendirmektedir. Trkiye ise radikal savalarn Suriyeye
geii konusunda ne kan lkeler arasnda yer almaktadr.
BAARISIZ
DEVLETLERDEK
SLAHLANDIRILMASI

GRUPLARIN

1979da Afgan Sava baladktan ksa bir sre sonra


ABD ve Krfez lkeleri Afganistandaki Snni gruplar
silahlandrmaya balamtr. Hatta blgeye giden CIA personeli
pek ok direniinin eitimiyle de ilgilenmitir. Sovyet galinin
bitmesinin ardndan mcahitlere yapt silah yardmndaki baz
gelimi silahlar geri almak iin harekete geen ABD bu
kapsamda zel bir operasyon gerekletirerek Stinger gibi hayati
neme sahip stratejik silahlar geri almtr. Ancak teslim edilen
dier hafif silahlarn geri alnamamas gerek Afganistanda
ileriki yllarda ortaya kacak i savaa gerekse El-Kaidenin
silahlanmasna katklar sunmutur.

1525

2011 ylnda Suriyede balayan muhalif hareketler


Esad ynetimindeki Suriye ordusunun youn ve sistematik iddet
kullanm ieren bir srece dnmesinin ardndan i sava halini
almtr. Esad devirmek iin bir araya gelen gruplar arasnda
zgr Suriye Ordusu ne kmaya balamtr. Ancak ksa bir
sre sonra, Esada kar harekete geen gruplar silah sknts
yaamaya balamlardr. Bu durumun farknda olan Batl
lkeler kk miktarlarda hafif silahlar muhalif gruplara
gndermitir. sava artlarnn etinlemesi ve Esadn
helikopter destekli zrhl operasyonlar karsnda aresiz kalan
muhalifler ise tpk Sovyet igaline kar direnen mcahitler gibi
omuzdan atlarak hava tatlarna kar kullanlan Stinger tarz
ksa mesafeli hava savunma silahlarna ihtiya duymulardr.
Fakat bu tr silahlarn blgede faaliyet gsteren dini motifli terr
rgtleri olan El-Nusra ve IDin eline geebilecei tehlikesi
nedeniyle muhaliflere ulatrlmad grlmektedir.2 Ancak
Rusyann kresel balamda etkinliini nce Suriyede ardnda
da Ukraynada yapt hamlelerle Batya kar meydan okumalar
nedeniyle, 2014 ylnn ilk eyreinden itibaren medyaya
yansyan pek ok karede de grld zere muhalif savalara
gelimi anti-tank silahlar ABD tarafndan ulatrlmaya
balanmtr.
ABD nclndeki Bat dnyas Suriyedeki gruplarn
silahlandrlmasna kar temkinli olmasna ramen, Trkiyenin
bu konuda gereken zeni gstermedii karmza kmaktadr.
Basna yansyan kareler ve kan demeler ile Trkiyenin
muhalif gruplara kar yardm ulatrrken seici olmad
gstermektedir. Unutulmamas gereken husus ise dini motifli
radikal gruplarn eline geecek silahlarn Trkiyede eylem
yapmayacana dair bir garantinin bulunmamasdr. nk bu tr
gruplarn hedefinde sadece Hristiyan bat dnyas
bulunmamaktadr. Bat dnyasnn yan sra bat deerlere sahip
ve batl deerlerle i ie gemi Trkiye gibi lkelerin de
bulunduu bilinmektedir. Bu konuda 15-20 Kasm 2003
tarihlerinde gerekletirilen terr eylemlerini hatrlamak yerinde
olacaktr.

Suudi Arabistann Suriyedeki muhaliflere Manpads olarak bilinen, omuzdan


havaya atlan bu silah sistemlerini ulatrmak istemesine ramen ABD tarafndan
engellendii biliniyor.

1526

Suriyede Esadn iddetini artrmas ve Batnn muhalif


gruplara gereken destei ulatrma konusunda sessiz kalmas
blgedeki slamc gruplarn ykseliini de beraberinde
getirmektedir (Bakeer, 2013: 44). Ayrca Suriye ordusuna kar
savaan zgr Suriye Ordusu komutanlarndan Ebu Ammar gibi
dier muhalif gruplarn da batnn kendilerine daha fazla silah
yardmnda bulunmas gerektiini, aksi takdirde ise El-Kaide ile
ibirlii yapacaklarn belirten demelerde bulunmas muhalif
gruplara yaplan silah yardmlarnn olduka dikkatli ve titiz
ekilde yaplmasn gerektirmektedir.3
3.4. Ne Yaplabilir?
Baarsz devletleri yeniden yaplandrma sreci tek bir
lkenin altndan kalkabilecei sre olarak grlmemektedir. Bu
yzden uluslararas arenada oluturulacak olan kolektif bir
yaplanma ile hareket ederek yeniden ina faaliyetleriyle mevcut
konumlar iyiletirilebilir. Bu adan baarsz devletlerin
dntrlmesi ve terr hareketlerinden temizlenmesi srecinde
uluslararas bir koordinasyon gerekmektedir. Fakat bu noktada
uluslararas birliktelii salamakta pek kolay gzkmemektedir.
Suriye topraklarnda El-Kaide balantl gruplarn etkinlik
kazanmas ve PYD ile atma ierisinde olmas Suriyeye
komu lkelerin blgeye dair bir takm huzursuzluklar
hissetmesine neden olmaktadr (Carpenter, 2013). Blgede yerel
unsurlar arasnda yaanan atma Esadn iktidar vizesini
uzatrken, lkeyi daha fazla anari ortamna srkleyerek atma
sonras yeniden yaplandrmay zorlatrmaktadr.
Radikallerin Suriyede yaanan atma srecinde ve
muhtemel gei srecinde herhangi bir kazanm elde etmesini
istemeyen ABD, bir yandan yardmlarn temkinli ekilde
yrtrken, dier yandan da El-Kaide balantl El-Nusra
Cephesi gibi oluumlar kara listeye almaya devam etmektedir
(Guardian, 2012). Jenkinsin de belirttii ekilde Suriye, ElKaidenin Orta Douda yeni bir ss haline gelmektedir. Ayrca
blgedeki savalarn sadece yerel dzeyde etkinlik
gstermeyecei tahmin edilmekte ve Bat lkelerinden gelen
savalarn Suriyede tecrbe edindikten sonra geriye
dndklerinde eylem yapmalarndan endie edilmektedir
(Jenkins, 2013:5). Bu ise Bat dnyas iin ikinci bir 11 Eyll
3

http://www.ntvmsnbc.com/id/25374870/

1527

konusunda tedirginlik yaatmaktadr. Suriyede devletin


baarszl sonrasnda ortaya kan kaotik atmosfer,
mdahalenin gerekletirilememesine neden olurken, terr
rgtlerinin de her geen gn daha fazla g kazand bir
corafya haline dntrmektedir.
SONU
21. yzylda devletlerin varlna ynelik tehditler
sadece askeri tehditlerden ibaret deildir. Asimetrik bir tehdit
olan terrn ne zaman, nerede ve nasl meydana gelecei
bilinmedii iin terr ile mcadele etmek olduka zordur. Bu
noktada 11 Eyll dnya iin bir milat konumunda bulunmaktadr.
nk 11 Eylln ardndan terrizm ve baarsz devletler gibi
unsurlar gemite olduundan daha fazla dikkat ekmeye
balamtr.
Devletlerin baarsz olarak ilan edilmesi hala tartmal
bir konu olmaya devam etmektedir. nk baarszlk
deerlendirmesi yaplrken devletlerin neye gre, kime gre ve
nasl baarsz olduklar, deerlendirmeyi yapan devletlerin sahip
olduklar siyasal vizyonla alakaldr. Ancak her trl
adlandrmaya ramen yukarda bahsi geen rneklerde de
grld zere bu devletlerin bata kendi vatandalar olmak
zere, blgesel ve kresel dzeyde risk tekil ettikleri, gvenlik
tehdidi olarak ortaya ktlar gereinin deimezliidir.
ABDnin ve dier Batl lkelerin Afganistanda
yaptklar hatalar Suriyede gerekletirmediklerine, muhalif
gruplar silahlandrmada son derece titiz ve limitli
davrandklarna tank olmaktayz. Gerek Afganistanda gerek
Suriyede bat dnyasnn karsnda deimeyen taraf olan
Rusyann Afganistann rvann alyormu gibi hareket etmesi
Bat dnyasn terr gruplar karsnda zayflatmaktadr. Esadn
ve dolaysyla Rusyann karsnda aresiz kalan Bat
dnyasnn bu durumu terr rgtlerine eylem konusunda
davetiye gndermektedir.
Afganistan gelmi olduu nokta itibariyle umut verici
bir grnt sergilememektedir. 2014 sonrasnda Batl glerin
lkeden ekilmesinin ardndan Talibann tekrardan boluu
dolduraca ve etkinlik kazanaca dnlmektedir. Ayrca

1528

Afganistann kresel enerji gzerghnda kilit bir noktada


bulunmas blge lkelerinin Afganistana nfuz etmeye
almasna neden olmaktadr. Bu durum ise Afganistandaki
istikrarn salanmasn geciktirmekte, lkeyi daimi bir terr
merkezi haline getirmektedir.
Sonu olarak devletler bn-i Haldun ve Napolyonun da
ifade ettii zere kaderleri olan corafyalarda ayakta kalmak
zorundadrlar. Kendi lkesinin kaynaklarn bilen, lkesinin
potansiyelinin farknda olan, komularn ve kresel satran
tahtasn doru ekilde okuyabilen devletler varlklarn baarl
ekilde srdrmeye devam edecektir. Afganistan ve Suriye gibi
multi-etnik yapl lkeler ise, ancak farkllklar tek at altnda
birletirici
bir
merkezi
hkmet
kurarak
baar
salayabileceklerdir.

1529

KAYNAKA
ACAR, . (2012). Adan Zye Terrizm, Kripto Yaynclk,
Ankara
AL-BADAYNEH, D. M. (2007). Social Causes Of Terrorism in
The Arab Society, (Eds.) zeren, S. & dierleri,
Understanding Terrorism: Analysis of Sociological and
Psychological Aspects, IOS Press, Amsterdam
ALKAN, N. (2009). Sz Bitmeden, USAK Yaynlar, Ankara
ATACAN, F. (2008) Radikal slamn Kresel Bir Tehdide
Dnm Sreci: Afganistan Deneyimi, YD Sosyal
Bilimler Dergisi, 1(1): 32-49
AVCI, . (2009). El Kaide Tehdidi ile Mcadele, Polis
Bilimleri Dergisi, 11(3): 95-117
BAL, . (2006). Terr Nedir, Neden Terrist Olunur?, (Ed.)
Bal, ., USAK Yaynlar, Ankara
BLGN, P. ve Morton, A. D. (2004). From Rogue to Failed
States? The Fallacy of Short-Termism, Politics, 24(3):
169-180
BRDL, F. (2014). Teori ve Pratikte Uluslararas Gvenlik,
Sekin Yaynclk, Ankara
BOAS, M. ve Jennings, K. M. (2007). Failes States and State
Failure: Threats or Opportunities, Globalizations, 475485
BOZARSLAN, H., (2010), Ortadou: Bir iddet Tarihi,
letiim Yaynlar, stanbul
BOZATAY, D. A. ve Meri, . (2013). Afganistanda iddet ve
Terrn Toplumsal Arka Plan, Akademik Orta Dou,
7(2): 149-173
BURKE, J, (2004), El Kaide: Terrn Glgesi, (ev.) Kl,
Ebru, Everest Yaynclk, stanbul
CALL, C. T. (2008). The Fallacy of the Failed State, Third
World Quarterly, 29(8): 1491-1507
CARPENTER, Ted Galen, (2013), Kurds Battle Al Qaeda
Affiliates

1530

http://www.cato.org/publications/commentary/kurdsbattle-al-qaeda-affiliates
COMBS, C. C. (2006). The Media as a Showcase for Terrorism,
(Ed.) Forest, J. J. F. , Teaching Terror, Rowman &
Littlefield Publishers, Maryland
COOPER, H.H.A. (2001). Terrorism: The Problem Of Definition
Revisited. American Behavioral Scientist, 44, 881-893
ALAYAN, S. (2011), Mslman Kardelerden Yeni
Osmanllara slamclk, mge Kitabevi, Ankara
FANGE, A. (1995). Afghanistan After April 1992: A Struggle
for State and Ethnicity, Central Asian Survey, 14(1). 1724
FELDEN, M. ve Goodhand, J. (2001). Beyond the Taliban?
The Afghan Conflict and United Nations Peacemaking,
Conflict, Security & Development, 1(3). 5-32
FREDMAN, G. (2014), Amerikann Gizli Sava, Pegasus
Yaynlar, Ankara
FUKUYAMA, F. (2008), Devlet nas, Remzi Kitabevi, Ankara
GKE, O. ve Gke, G. (2012). Suriye Sorunu: Baarsz
veya ken Devlet Modeli Trkiye in Suriye
Politikasnda Uluslararas Kamuoyunu Harekete
Geirmenin Bir Arac Olabilir Mi?, S BF Sosyal ve
Ekonomik Aratrmalar Dergisi, 179-200
GRFFTHS, M. ve dierleri (2013), Uluslararas likilerde
Temel Kavramlar, Cesran (ev), Nobel Yaynclk:
Ankara
GRFFTHS, M. ve dierleri (2013), Uluslararas likilerde
Temel Kavramlar, Cesran (ev), Nobel Yaynclk:
Ankara
HASHIM, A. (2008). Terrizmle Mcadelede Mevcut
Doktrinler, 2. Kresel Terrizm ve Uluslararas birlii
Sempozyumu Bildirileri, 33-28
HPPLER,
J.
(2007).
iddetli
Anlamazlklar,
Anlamazlklardan Kanma ve Ulus-nas: Terminoloji

1531

ve Politik Konseptler, (Ed.) Hippler, J., Ulus nas,


Versus Yaynclk, stanbul
HOKAYEM, E. (2012). Syria and Its Neighbours, Survival:
Global Politics and Strategy, 54(2): 7-14
HSR. (2013), Human Security Report, Simon Fraser University
Press, Canada
JENKNS, Brian Michael, (2013), The Role of Terrorism and
Terror in Syrias Civil War, RAND Publications
JONES, S. G. (2013). Syria's Growing Jihad, Survival: Global
Politics and Strategy, 55(4): 53-72
KKCAN, T. (2010) Terrn Sosyolojisi: Toplumsal
Kkenleri Anlama mkn, Uluslararas likiler, 6(24):
33-54
MAZAAR, M. (2014), The Rise and Fall of the Failed State
Paradigm,
Foreign
Affairs,
http://www.foreignaffairs.com/articles/140347/michaelj-mazarr/the-rise-and-fall-of-the-failed-stateparadigm#cid=soc-twitter-at-essaythe_rise_and_fall_of_the_faile-000000 , (Eriim Tarihi:
21.03.2014)
NEWMAN, E. (2007). Weak States, State Failure, and
Terrorism, Terrorism and Political Violence, 19(4): 463488
PATRCK, S. (2007). Failed States and Global Security:
Empirical Questions and Policy Dilemma, International
Studies Review, 9: 644-662
RELLY, D. A. (2008). The Two-Level Game of Failing States:
Internal and External Sources of State Failure, Journal of
Conflict Studies, 28: 17-32
ROTBERG, R. (2004), The Failure and Collapse of Nation
States, (Ed.) Rotberg, R., When States Fail, Princeton
University Press, New Jersey
SCHMD, Alex P. ve Jongman, A. J, (2008), Political Terrorism.
New Jersey: Transaction Publishers

1532

SLKE, A. (2003), Becoming a Terrorist. (Ed.) Silke,


A., Terrorists, Victims and Society: Psychological
Perspectives on Terrorism and Its Consequences
SNA, J. (2008). How To Define Terrorism, Perspectives On
Terrorism, 2(4): 9-11
SPANTA, R. D. (2007). Afganistan: Sava Aalarnn Yerel
Diktatrlerin Glgesinde Ulus nas ve Terre Kar
Sava, (Ed.) Hippler, J., Ulus nas, Versus Yaynclk,
stanbul
THE GUARDAN, (2013), US blacklists Syria's al-Nusra Front
as
terrorist
group
http://www.theguardian.com/world/2012/dec/11/usblacklists-syria-al-nusra-front-terrorist
WALL STREET JOURNAL, (2014), ABD'nin Gelimi
Silahlar Trkiye zerinden Suriye'ye Girdi, 19 Nisan
2014
http://www.wsj.com.tr/article/SB1000142405270230431
1204579511241941778848.html
(Eriim
Tarihi:
25.04.2014)
WHTE, J. R., (2009), Terrorism and Homeland Security,
Cengage Learning, USA
YAZICI, O. (2010). Afganistandaki Otorite Boluunun Tarih
Temelleri ve Blge Gvenlii zerindeki Etkileri,
History Studies, 2(1): 219-237
ZSSER, E. (2012). The Struggle for Syria: Return to the
Past?, Mediterranean Politics, 17(1): 105-110

1533

1534

ARAP BAHARININ ABNN GVENLK


POLTKASINA SONBAHAR ETKS
Yrd. Do. Dr. Metin Aksoy
ZET
Avrupa Birlii, Kuzey Afrika ve Ortadou blgesine
hem corafi olarak yaknlk gibi hem de gvenlik, enerji ve g
gibi nedenlerle ilgi duymaktadr. Bu nedenle AB blge lkelerle
ikili ve ok tarafl antlamalarla iliki kurmaktadr. Bu blgede
2010 ylnn ikinci yarsnda meydana gelen halk hareketleri
blgeye ynelik stratejiler gelitiren ve uluslararas dzenleyici
aktr roln stlenen ABnin blgesel politikasn derinden
etkilemitir. Ortak bir koordinasyon merkezi tarafndan
yrtlemeyen AB d politikas Arap Baharna hazrlksz
yakalanm ve bu blgelere ynelik tm politikalar sorgulanr
hale gelmitir. Bu durumda mevcut olan blgesel politikalar
ksmen revize edilerek Arap bahar sonrasna hazrlk yaplmakta
ve eksikliklerinin giderilmesine allarak blgede yeniden
inisiyatif almak istemektedir.
Bu alma da ABnin gvenlik politikasnn blgeye
ynelik olarak neler olduu; Ortadou da meydana gelen halk
hareketlerinin bu politikalar nasl etkiledii ve yeni ibirlii
imknlarnn neler olduu zerinde durulmutur.
Anahtar Kelimeler: Arap Bahar, AB, Kresel ve
Blgesel Sorunlar, atma, Gvenlik
THE EFFECT OF ARAP SPRNG ON EUS SECURITY
POLICY
ABSTRACT
The European Union (EU) is interetsed in North Africa
and Middle East region in terms of the geographic proximity as
well as security, energy and migration reasons. Therefore, the EU
has established relationships with countries in the regions to
make bilateral and multilateral agreements. In this region, the

Gmhane niversitesi, IIBF, Siyaset Bilimi ve Kamu Ynetimi

1535

peoples movements in the second of 2010 has profoundly


affected the EU reginal policy that develop strategies for the
regions and actorness on international politics. The EU foreign
policy that doesnt possesses a joint cordination centre has caught
unprepared during the Arap Spring and all of the EUS policies
towards this region has become questionable. In this case,
existing regional policy of the EU is partly revised to make
preparation after Arap spring and the EU is willing to take the
initiative in the region by prodeeding to remedy the deficiencies.
In this study, I will focus upon what the EUs security
policy towards the region is and how and to what extent this
policy has been affacted by peoples movements in Middle East
and laslty what are the new opportunities for cooparation after
Arap Spring.
Keywords: Arab Spring, European Union , Global and
Regional Issues, Conflict, Security
GR
Kuzey Afrika ve Ortadou merkezli toplumsal deiim
talepli halk hareketlerinin zerinden yl gemi olmasna
ramen, Arap sokaklar hala protestolarla dnya gndemini
megul etmektedir. Protestolarn balang aamasnda
kaynann ve destekilerinin kimler olduunun tahmin
edilememesi
blgenin
i
dinamiklerinin
yeterince
anlalamadn gstermektedir. Nitekim olaylarn balamasnda
itibaren Kresel ve Blgesel Glerin kendilerini yanl
konumlandrmamak iin mulak ifadeler kullanarak Bekle Gr
anlayn benimsemeleri bunu destekler niteliktedir.
Kitlesel gsterilerin younluu Tunusta, Msrda ve
Libyada ynetim deiikliine, Suriyede devlet olma
zelliinin ortadan kalkmasna ve i savaa srklenmesine, Fas
ve rdn gibi Monarilerde reformlarn gndeme gelmesi ve
uygulanmasna, Avrupa Birliinde ise D ve Gvenlik politika
enstrmanlarnn yeniden gzden geirilmesine neden olmutur.
ABnin bu blgeye ynelik yi Komuluk likileri
erevesindeki Akdeniz Politikas ile blgeyi anlamak ve
blgenin istikrarna, refahna ve gvenliine katk sunmak
balamnda gereken etkiyi gstermedii ifade edilmektedir. Yine

1536

bu projenin ortak amalar olan; ortak deerler ve karlar


erevesinde siyasi ibirliini gelitirerek zgrlk ve
demokrasinin yaylmas, ekonomik reform srelerinin
desteklenerek refah dzeyinin arttrlmas da Arap baharnn
nedenleri arasnda saylabilecek olan demokrasi talebi, hak ve
zgrlklerin gvence altna alnmas ve halkn ekonomik
durumun iyiletirilmesi ve yolsuzluun nlenmesi gibi konularda
beklentilerin altnda kalmtr. ABnin tm ye lkelerin 2012
ylnda, yaps zerinde anlatklar ve ayn zamanda bu
politikann bir dier uzants olan ve Avrupa Demokrasi Fonu
nun (European Endowment for Democracy, EED) ikinci
maddesine gre; Fonun yaps, halklarn demokrasi talepleri
olduu durumlarda ve siyasal bir gei sz konu olduunda
bunlarn cesaretlendirilmesi, ayn zamanda kkl ve
srdrlebilir demokrasinin yerlemesinin desteklenmesi
ngrlmektedir. Bu politikann merkezinde ise Avrupann
komular olan lkelerin muhalefeti ve sivil toplum kurulular
olarak belirlenmitir. Bu program Akdeniz birliinin ve
Avrupa demokrasi ve nsan haklar Enstrmanlarnn
tamamlaycs olarak ABnin kurumlarndan bamsz faaliyet
gsterecek ve Demokrasilerin geliimi iin aktif rol alacakt. Bu
balamda ABnin Kuzey Afrika ve Ortadouya ynelik
birbiriyle balantl d politika aralarnn olduu grlmektedir.
Buna ramen blgede 2011 ylndan itibaren ortaya kan Arap
Baharn da, ABnin etkin konumlanamamas veya toplumsal
hareketlerin yeterince anlalamamas/tahmin edilememesi bu
politikalarn da sorgulanmasn gndeme getirmektedir. Geri
blgenin heterojen oluu ve birbirinden farkl blgelerden
meydana gelmi olmas, Birlie ye lkelerin ulusal d
politikalarna ncelik vermesi vs. bu baarszln nedenleri
olarak ileri srlmektedir.
ARAPBAHARI NCES YAKLAIMLAR
Arap Bahar Olarak adlandrlan Ortadoudaki
gelimeler tarihi bir dnm noktasn ifade etmektedir. Farkl
lkelerde ve farkl biimlerde ortaya kan toplumsal hareketlilik
henz tamamlanmam bir sre olarak ta grlebilir. On
yllardan beri blgede egemen olan otoriter ynetim biimlerine
kar halk, kendi direniini rgtleyerek, bu ynetimlere kar
isyan cesaretini gstermitir. Bu tarihsel bakaldr artk geri

1537

dndrlemeyecei gibi, bunun sonucunda blgedeki geleneksel


yapnn da buna bal olarak deimesi kanlmaz olacaktr. Bu
deiim ve dnm beklentilere uygun olmayaca gibi, nasl
sonulanacann da nceden tahmini olduka gtr.
AB, hemen yan banda ve onunla olduka sk ilikileri
bulunan blge lkelerinde meydana gelen bu gelimeler
karsnda tamamen arm biimde gelimelere hazrlksz
yakalanmtr. Ksa bir zaman zarfnda ve aniden gelien, direkt
olarak yneticilerin hedef alnd ve radikal saylabilecek
toplumsal/siyasal gelimeler, ne politikaclar, ne akademisyenler
ne de gizli servisler tarafndan nceden tahmin edilebilmitir.
Bundan dolaydr ki AB, blgesel politika, strateji ve beklentiler
asndan bakldnda arzulad amalarna ulaamamtr.
Avrupann Dou toplumlarna ynelik, geleneksel oryantalist
bak as, otoriter ynetimlerin blgede her eye tamamen
hkim olduklar, muhalefet olarak yalnzca radikal islamc
gruplarn varolduu ve bu islami gruplarn iinde de sivil
toplumun davranlarn ortaya koyabilecek aktrlerin
bulunmad ynndeydi. Blgedeki gelimelerin sonucunda bu
ne srlen argmanlarn yanl olduu anlalmtr. Kabul
edilen bu yanl bak as nedeniyle Akdenizin gney
blgesindeki Arap lkelerinde, demokrasinin ve insan haklarnn
desteklenmesi yerine, AB yesi devletlerin ve ABnin kurumsal
olarak kendisinin bizzat blgedeki otoriter ynetimlerle sk bir
ibirliine gittii grlmektedir. Bundan dolaydr ki,
Ortadouda egemen olan otoriter rejimlerin ABnin blgedeki
gvenlii ve ekonomik karlarn koruma bakmndan dier
aktrlere tercih edilii, alternatifler stratejilere gre daha
gvenilir bir strateji olarak kabul edilmitir. stikrarn salanmas
noktasnda, otoriter rejimlerin mi yoksa demokrasi hareketinin
mi desteklenmesi gerektii noktasndaki ABnin yaad eliki,
ilk olarak 2011 ylnda Tunusla balayan Arap Baharyla ortaya
kmtr. Demokratiklemenin ve sivil toplumun desteklenmesi
eklinde tercih edilecek bir politika ile ABnin blgede kendi
gvenliini yeniden tesis etmeye almas olduka zaman
alacaktr. Dolaysyla Arap Bahar, bir bakma ABnin Ortadou
iin tercih ettii alternatif politikann, reel politik adan
baarsnn sorgulanmasna neden olmutur. Gelimelerin
yaanmaya balad ilk gnlerde ne AB ne de ye lkeler
tarafndan yeterli dzeyde ve tutarl tepkiler verilememitir
(Posner,2011:57-62). Bir taraftan Avrupa Parlamentosu

1538

toplumsal gsterileri ve Arap Baharn desteklerken,


(http://www.dw.de) ve Tunusla ilgili olarak bir deklarasyon
(European Parliament resolution P7_TA-PROV(2011)00 38)
yaynlarken dier taraftan geleneksel olarak ABnin Akdeniz
politikas Fransa, spanya ve talyann ulusal karlar ve
grleri dorultusunda belirlenmitir. Bu lkeler de geleneksel
olarak blgenin otoriter rejimleriyle sk ibirlii ierisine
girmilerdir. Ben Ali ve Mbarekle Batl devlet adamlar bir
araya gelerek hem tatil yapmlar, hem de otoriter ynetimleri
destekleyici
szler
sarfetmilerdir
(http://www.suedostschweiz.ch ). zellikle Fransa eski koloni
geleneinin de etkisiyle bu rejimlerle bakanlar dzeyinde sk
ilikiler kurmutur (www.stern.de). Fransann Arap Baharn
anlayamamas ve dolaysyla balangta Tunus ile yakn ilikiler
sergilemesi, Libyadaki olaylarn balamasyla bir anda farkl bir
seyir izlemeye balamtr. Adeta bu ani seyir deiiklii, Fransa
iin son dakikada yaplan kurtarc bir manevra rol oynamtr.
Fransann nclnde dier ABne ye lkeler de harekete
geerek Libyaya hzl ve sonu alc askeri bir mdahalede
bulunulmas ve Kaddafinin ynetimine son verilerek yerine
muhalefetin iktidara getirilmesi ABnin bir ortak hareketi olma
zellii tamaktayd. Ancak, Almanyann BMnin sivillerin
korunmasna ynelik ald karar dorultusunda ortak operasyon
konusunda ekimser kalmas ve birlikten ayr hareket etmesi,
ABnin Ortak Gvenlik ve Savunma Politikasnn birkez daha
iletilemedii anlamna gelmektedir. Bu yzden de AB, Arap
Baharnda, geleneksel insani yardm ve snr gvenlii konular
dnda, ne politik ne de askeri ynden uluslararas bir aktr
olarak kendini gsterememitir (Jnemann,2012:64-67). Arap
Bahar vesilesiyle ABnin blgesel politikalarnn zellikleri ve
amalarna ynelik sorgulamalar, bu politikalarn baarszlnn
nedenlerini de ortaya koyacaktr.
1.1. ABnin Blgesel Politikalarnn Saptanmas
ABnin politikalarnda, Demokratik devletler,
atmalar kendi aralarnda uzlaarak zmeleri gerekir
anlay, yani Sonsuz Bar dncesinin bir uzants olarak,
Demokratik Bar tartmalar etkili olmutur. Bu ynyle de
AB D ve Gvenlik Politikas nc bir rol oynamaktadr. Bu
balamda, gvenliin salanmas baka gvenli alanlarn
oluturulmasna baldr (Hntzsch,2007:79). Dolaysyla,
ABnin blgesel politikalarnn teorik altyaps demokratik bar

1539

anlayna
dayanmaktadr.
stikrarl
demokrasi
eer
demokrasilerle
evrili
alanlardan
olumakta
ise
byyebilmektedir. Bu bakmdan komu devletlerin
demokrasilerinin desteklenmesi reel politik adan gereklidir.
ABnin dardan demokrasinin desteklenmesi gerekir
dncesi, politik ama olarak Maastricht Antlamasyla
ncelikle ABnin kendi iinde resmiyet kazanm olup, nc
devletlerle yaplan dier tm uluslararas szlemelerle de hem
resmi hem de yazl bir hale getirilmitir (Knodt ve Jneman,
2006:287-291). ABnin dardan demokrasi destekleme
politikas balamnda Akdeniz politikas, 1995 ylnda Barcelona
Sreci ile balamtr. Bu strateji, ekonomik reformlarn
yaplmas, liberalleme, politik almlar ve uzun vadede
demokratik almn salanmasn ngrmekte ve bu dorultuda
blme ayrlmaktadr (European Commission MEMO/94/63).

Siyasi diyalog ve ortak gvenlik: Ortak bar ve


istikrarn blgede salanmasn ngrmekle birlikte
Avrupa /Akdeniz birliini hedeflemektedir ve ylda
drt
kez
toplanlmas
kararlatrlmtr(Khalatbari,204:46)
Ekonomik ve mali ibirlii: Akdeniz blgesinde
bulunup ABye ye olmayan lkelerle AB lkelerinin
sk ekonomik ve mali ibirliini ngrmesi ve
aralarnda bir serbest ticaret blgesinin kurulmas
dnlmtr. Buna ynelik olarak tm ticarette
liberalizasyonu salayarak ticari ibirliinin nndeki
engellerin kaldrlmas hedeflenerek sosyal ve
ekonomik ibirliinin kurumsallamas ngrlmtr.
Sosyal ve kltrel alanlarda ibirlii: Burada eitim,
sosyal kalknma, g, terrizm, uyuturucu kaakl,
rklk ve yabanc dmanl, yolsuzlukla mcadele
gibi alanlarda ibirlii ve zellikle sivil toplumun srece
dhil edilmesi amalanarak, bu lkelerin ABye ye
yaplmadan AB ile ortak hareket etmeleri salanmaya
allmtr. zellikle lkelerin kendi ilerinde
dnmlerinin salanmas amacyla sosyo-kltrel
dinamiklere ynelik olan politikalar uygulanmak
istenmitir.
Bu anlamda ilikilerin gelimesi ve zellikle de
salanacak yardmlarn koullar, insan haklar, demokrasi,

1540

hukukun stnl ve sivil toplumun glendirilmesi vb. gibi


konularda Akdeniz lkelerinin ilerleme salamasna baldr.
Dolaysyla ortaklk, daha nceki AB inisiyatiflerinin aksine,
karlkllk, ok tarafllk, siyasi diyalog, liberalizasyon,
oulculuk sayg ve karlkl ykmlle dayanmaktayd.
Barcelona Sreci, kurumsallk zerine ekillendirilerek ye
lkelerin Dileri Bakanlarnn belirli aralklarla toplanmasn
ngrmekteydi. almalarn bamsz yrtlmesi iin ABde
blge lkelerin temsilcilerinden oluan bir yrtme kurulu
oluturulmutur. Gelitirilen ve ngrlen stratejilerin
uygulanabilmesi ancak blge lkelerle ekonomi ve g politikas
ibirlii ile i politika dengeleri gzetilerek mmkn
olabilmektedir. AB tarafnda ne srlen koullar sk ekonomik
ibirlii erevesindeki beklentilere paralel olarak byk lde
kabul edilmitir. ABde eitli enstrumanlardan oluan
demokratikleme stratejileri uygulamaya koyulurken, kontrolsz
demokratiklemeye geiin olumsuz sonular sayesinde
devletlerin paralanaca ve ynetimin radikal islamclarn eline
geecei dnlerek istikrar adna Ortadounun otoriter
ynetimleri desteklemitir (Jnemann,2009:26-59). Politik
reform srelerinde ekonominin gerekleri olan yapsal
dnmlerin gerekletirilmesi iin gerekenler uygulamaya
konulmayarak mevcut siyasal elitin ekonomik zenginlemesine
mdahale edilmemitir. Ayrca finans sistemi ve bankaclk
alanlarnda iyileme salanrken mafyavari devlet ynetimi
devam ederek eitim ve g gibi konularda herhangi bir deime
olmamtr (Schumacher,2011:30-35). Toplumsal deiimin
alttan balamas iin ABnin sivil toplumlarla kurduu ilikiler
ise beklentilerin altnda kalmtr (Jnemann,2005:7-14). Avrupa
Akdeniz Ortakl sreci, birliin ikinci byk d politika
projesidir. Finansal olarak MEDA fonundani yararlanmaktadr.
MEDA Program, Avrupa Akdeniz birlii uygulamasnn temel
mali yardm mekanizmasdr. MEDA, ibirlii faaliyetlerinin tek
mali arac olup ekonomik gei sreci, ekonomik ve sosyal
kalknma, blgesel ve snr ibirlii olmak zere alanda
destekleri iermektedir (Council Regulation (EC) No 1488/96).
1994-2006 yllar arasnda Avrupa yatrm bankasndan verilen
kredilerle toplam 8,8 milyar Avro bte oluturulmu ve Avrupa
Akdeniz Ortakl srecinin ngrd alanlara harcanmtr
i

MEDA I (1995-1999) Finanzvolmen: 3,435 Mrd. Euro, MEDA II (2000-2006),


Finanzvolumen, 5,35 Mrd. Euro.

1541

(Harder,2005:13-21) Demokrasi ve nsan Haklar nisiyatifi,


Ortadou ve Kuzey Afrikada demokrasilerin desteklenmesi
program erevesinde 90 milyon Avro harcamtr. Ancak
mevcut otoriter rejimlerle kurulan ilikiler demokratikleme
programnn
baarya
ulama
ansn
snrlamtr
(Assseburg,2005:272-290).
1.2.

Terr ve Yeni Yaklamlar

11 Eyll terr saldrsyla birlikte geleneksel gvenlik


anlay ve ierii deimitir. AB asndan zellikle Ortadou
ve Gney Akdenizle ilgili olarak yeni tartmalar uluslararas
politikann birer paras olmutur. Demokratik barn
salanmas iin politikalar gelitiren AB, ortaya kan yeni tehdit
alglamalarna ve terrizme kar en st dzeyde tepki verilmesi
ve gvenliin salanmasna ynelik olarak tratejik dnm
yaamtr. Yeni gvenlik doktrininin Demokratik Bar
Vizyonuyla elimekte olduu aktr. Ancak bu yeni stratejinin
uygulanmas
tm
politik
ncelliklerin
zerinde
deerlendirilmitir. Dolaysyla ABnin Akdeniz politikas da yeni
gvenlik konseptiyle birletirilmek durumunda kalmtr. Temel
olarak ABnin politikas olan demokrasinin ve insan haklarnn
desteklenmesi resmi belgelerin aklamalarnda yer almaktadr.
1995 ylnda balayan Avrupa Akdeniz Politikas, 2004 ylnda
Avrupa yi Komuluk Politikasyla tamamlanarak 2008 ylnda
Akdeniz Birlii olmutur. Buradaki vurgular hepsinde de ayn
zellikte ve ayn alanlara yneliktir. Fakat asl sorun, toplumsal
tabann temsilcileri olan sivil toplumun yeterince temsil
edilememesi veya otoriter rejimlerin siyasal elitleriyle ibirlii
dnda istikrar adna baka bir ibirlii yaplmamasdr.
Hkumet temsilcilerinin kendi aralarndaki ibirlii de genellikle
teknik alanlardaki ibirlii ile snrl kalmtr. Aslnda sorunun
kendisini temsil eden demokratik barn salanmas aray,
yaplan ibirlii sayesinde sorunun kendisi olmaktadr. Bu
ynyle bar, insan haklar gibi kavramlar egemen olan otoriter
yneticilerin gdmnde anlamn kaybetmektedir. Dolaysyla
ABnin bu politikann orta ve nericisi olarak gvenirlii
sorgulanr hale gelmektedir. Bu tespitlere ramen, kresel terre
kar blgesel gvenlik ve istikrar adna sadece Ortadounun
otoriter rejimleriyle ibirlii yaplmas, gelecekte ortaya
kabilecek
toplumsal
ve
siyasal
dnmlerin

1542

alglanamamasnda ve tespit edilememesinde byk rol


oynamtr.
1.3.

Avrupann Akdeniz politikasnda deerlere ballk

Yeni gvenlik tehditlerinin ortaya kmasyla birlikte


mevcut olan gvenlik kurallar ksmen ya da btnyle
kaldrlmaya balamtr. Kresel olarak deiim gsteren
gvenlik konseptine AB de uyum salayarak, yeni enstrmanlar
gelitirmeye balamtr. Bugne kadar Ortadounun otoriter
rejimlerinin yapm olduklar insan haklar ihlallerini grmezden
gelen ve rejim aleyhtarlarna ynelik hukuksuzluklarla
ilgilenmeyen AB, bunlarla ibirlii yapmakta etik olarak bir
saknca grmemitir. zellikle Avrupa ve Amerika iin gvenilir
olan otoriter rejimler politik olarak desteklenmi ve halklarn
hak, zgrlk, demokrasi ve ekonomik talepleri otoriter iktidarn
i ileri olarak grlmtr. Aslnda bu eliki Batllarn kendi
gvenliklerini koruma uruna konjonktrel olarak kendi
deerlerinden vazgemeleri olarak deerlendirilebilir.
AB terr sebebiyle snr gvenliini arttrma ynnde
illegal glerle ilgili sert nlemler alma eilimi gstermitir.
Bunun nedeni ise deien gvenlik alglamasna gre illegal
glerin, insan ticareti, uyuturucu ticareti ve organize sular
kapsamnda deerlendirilmesidir. Bu deerlendirmeler bir
bakma ABnin Akdeniz politikasnn da yumuak karnn
oluturmaktadr.
Genel olarak Gney Akdeniz ve Afrikadan gelen
gmenlerin engellenmesi amacn tayan bu uygulama ABnin
Akdeniz Blgesel politikasnn ruhuna ters dmektedir. Gerek
ekonomik gerekse siyasal nedenlerden dolay g eden insanlarn
AB snrnn dier tarafnda tutulmas, onlarn gvenliinin
tehlikeye atlmas anlamna da gelmektedir (Heck,2011:71-72).
Bu konuyla ilgilenmek zere ABnin bir kurumu olan Avrupa
Snr Gvenlii Birimi-Frontex yetkili klnmtr. AB Snr
Gvenlii Birimi-Frontexin yetkileri snrn korunmas
konusunda arttrlmtr. Ajans bundan byle kendi snr koruma
memurlarn talep edebilecek, helikopter ve dier aralar gibi
teknik ihtiyalarn kendisi karlayabilecek. Bylelikle Frontex,
Birlik yelerinden bir lde bamsz hareket etme serbestisi
kazanmtr. Ayrca snr koruma faaliyetleri srasnda insan
haklarnn korunmasnn da daha iyi denetlenmesi ngrlm ve

1543

90
milyon
Avro
bte
tahsis
edilmitir
(http://www.euractiv.com.tr). Bu kurumun genel olarak
gmenlere yardm amac tamad, yalnzca onlarn AB
snrndan ieri girmelerini engelledii ve onlar geri gndermeye
alt, bu nedenle de gmenlerin bana ak denizlerde
lmcl
tehlikelerin
geldii
ifade
edilmektedir
(http://www.taz.de). Bunun yerine mltecilerin gvenli limanlara
getirilerek orada iltica ile ilgili hukuksal ilemlerinin yaplmas
gerekmektedir (http://www.proasyl.de) Kurulu aamasnda snr
ynetimi ibirlii, ortak politika izlenmesi ve snr grevlilerinin
eitimi amalar n planda olsa da ilerleyen dnemlerde,
zellikle Ege ve Akdeniz blgelerinde, AB tarafndan kuruma
tahsis edilen askeri gemi ve personel ile birlikte adeta ABnin
snr devriyesi haline dnmtr. Frontex tarafndan idare
edilen Acil Snr Mdahale Ekiplerinin (Rapid Border
Intervention Teams) snr gemeye alan gmen ve snmac
gruplarna, ar askeri ekipmanlarla mdahale etmesi Avrupa
apnda sivil toplumun tepkisi ile karlam, gereksiz iddet
uygulamak, snmac veya gmenleri daha tehlikeli bir
yolculua zorlamakla sulanmtr.
AB VE DIPOLTKANIN YNETM
Avrupa Dpolitika Hizmetleri, ABnin dileri
bakanl pozisyonunda bulunmaktadr ve hareket alan yeterince
geniletlip dzenlenilmemitir. Bir bakma ulusal devletlerin
karlar dnda kalan d politika ile ilgilenmektedir.
Dolaysyla kendi bana ABnin vizyonunu gz nne alarak
uzun sreli dpolitika stratejileri oluturmas mmkn
olamamaktadatr. Bu belirsizlik srasnda ortaya kan Arap
Baharnda AB d politikas, Birliin resmi dpolitikas olarak
hazrlksz yakalanm ve bu blgelerle ulusal devletlerin
geleneksel dpolitikalarnn glgesinde kalarak yeterince
insiyataif alamamtr (Jnemann 2009:26-59) Ayn gelimeler,
1990l yllarda Yugoslavyann paralanma srecinde
yaanmtr. Maastricht Antlamasyla hayata geirilen Ortak
D likiler ve Gvenlik Politikasnn (ODGP) gelitirilmesini
zorunlu klmt. Daha sonra Nizza Antlamasyla
kurumsallatrlan Ortak Gvenlik ve Savunma Politikas
(OGSP) ve Lizbon Antlamasyla yrrle konulan Avrupa D
likiler Servisi (ADS) bunun tamamlaycs olarak

1544

dnlmt. Ancak AB adna egdml d politika


oluturulamamtr. zellikle corafi olarak Ortadouya yakn
olan blgelerde geleneksel gvenlik anlaynn uzants olarak
snr gvenlii, g ve mlteci aknn engellemek zerine
kurulan politikalar bir sonraki sorun olacak olan Arap Baharn
ne nceden tahmin edebilmi ne de sonradan ak pozisyon
alabilmitir.
AKDENZ POLTKASI VE ARAP BAHARI
AB tarafndan 1995 ylnda Barselona Srecinin
devam olarak hayata geirilen Akdeniz Birlii, Akdenizin
gneyindeki lkelerle bar, istikrar ve refahn blgeye hkim
olmasn amalamaktadr (Elbers und Fiebich-Dinkel 2011:201)
Kurumsal ileyi olarak ise AB yetkililerinden ve katlmc dier
devlet bakan ya da temsilcilerinden oluan komisyonlardan
olumaktadr. Yeni kurulan bu birliin e bakanlarnn Sarkozy
ve Hsn Mbarek olmas Arap Baharndan nceki ABnin
blgesel almalarn ve otoriter rejimlerle olan ibirliini
gstermektedir. Bu oluuma sivil toplum kurulularnn herhangi
bir ekilde dorudan katlmalar sz konusu deildir.
Ortadouda istikrarn ve barn salanamamas illegal gler ve
mlteci sorunu ABnin gvenlik retoriinin otoriter rejimlerle
ibirliinin temelini oluturmaktadr. Arap Baharndan sonra
ABnin Akdeniz iin ibirlii projesi ve iyi komuluk politikalar
yeniden sorgulanmaya ve incelenmeye muhtatr.
Arap Bahar hala devam eden bir sretir. Fakat bu sre
ABnin bu blge ile ilgili Gney Akdeniz, Kuzey Afrikay da
kapsayan Ortadou politikasn deiime zorlamtr. Bu srece
kadar AB ikili ve oklu ilikiler erevesinde her trl rejimle ve
tm ynetimlerle ibirliine gitmitir. Ancak hem reform yanls
olan lkelerle, hem de bu reformlar reddeden ynetimlerle, ortak
deerler adna bir standart oluturamamtr. Yeni bir dnmn
gereklemesi iin Mays 2011de Avrupa yi Komuluk
Politikasnn kurumsal erevesinde deiiklik yaparak
Deien Komuluk ilikilerine Yeni Bir Yant adyla ortak AB
D likiler ve Gvenlik Yksek Temsilcilii ve AB Komisyonu
adna resmi bir aklama yaplmtr. Bu aklamada genel
olarak; Arap Bahar nedeniyle herkesi ilgilendiren yeni
sorunlarn ortaya kt ifade edilmektedir. Yllardr hkm

1545

sren baskc rejimler olan Msr ve Tunusta, askeri rejim


ynetimindeki Libyada ve rejim tarafndan muhaliflerin kanl
bir ekilde bastrlmaya alld Suriyede, ksaca btn
Ortadouyu iine alan atmalar dhilinde komularla
ilikilerin yeniden gzden geirilmesi gerektii belirtilmekte,
zellikle Fas ve rdnde reform abalarnn desteklenmesinin
zorunluluuna ve bu hususta Lizbon antlamasnn ABnin d
politikasnn glendirilmesine imkn vermekte olduuna dikkat
ekilmektedir. yle ki, konularn kapsamna gre etkin ve
btnleik bir biimde komu lkelerle ibirlii geniletilebilir
denilmektedir. Btn bu aklamalar aslnda 2010 yaznda
ABnin ortak lkeler ve dier paydalarn deerlendirmeleri
dorultusunda uygulamaya konulan yi Komuluk likileri
Politikasnn uygulanmasna yneliktir. Gney Akdenizde
meydana gelen son gelimeler byle bir deerlendirme ve gzden
geirmeyi zorunlu klmtr. AB komularnda meydana gelen bu
tarihi dnmlere uygun davranmaldr (European Commission
KOM(2011) 303,http://eeas.europa.eu) Burada bir ncelik
vurgulanmaya allarak, ABnin demokratikleme yolunda
atlan admlar destekleyecei n plana karlmaktadr. Burada
ifade edilenler nemli olmakla birlikte ayn zamanda yllarca
otoriter rejimlerin yannda yer alm ve desteklemi olmasndan
dolay ABnin taahhtleri noktasnda yaanan gven kaybn da
iinde tamaktadr. Fakat bu dnmde inandrclk asndan
gereken ey, somut admlarn atlmas ve en nemlisi sivil
toplumun bu srece dhil edilmesidir. AB, Sivil Toplum
Kurulular ve Avrupa in Demokrasi Vakf kurulmas
konusunda aka hareket etmitir (Europsche Kommission
KOM(2011) 303) Sivil Toplum Kuruluu, genel olarak politik
reformlarn hzlandrlmasn, sivil toplumun desteklenmesini ve
bu dorultuda alan hkumetlerin ellerinin glendirilmesini
amalamaktadr. 24 milyon Avro btesi vardr. Bunun yannda
Avrupa in Demokrasi Vakfnn hangi konularda nemli roller
alaca belgelerde genel ifadelerle anlatlm ancak somut bir
ama tespiti yaplmamtr (European Commission KOM(2011)
303). Genel olarak aktif biimde sivil topluluklarla ilikilerin
glendirilmesi konusu ne karken, bunlarn ierisinde ABnin
setii kurulularn yan sra genel olarak tm sivil toplum
kurulular bulunmakta ve hatta buna slamc sivil toplum
kurulular da dahil olmaktadr. Burada muhtemelen dikkat
edilmesi gereken en nemli husus, ABnin gerekli yardmlar

1546

yaparken, adeta kolonileme gemilerini hatrlatacak ekilde


kendi isteklerini dikte ettirme biiminde hareket etmemesi ve
inandrclkla ilgili sorunlarn ortaya kmamasdr. Bu
dorultuda, Arap Bahar srecinde halk kitleleri tarafndan talep
edilen sosyal eitlik ve genlerin ekonomik gvenlii bata
olmak zere eitli ibirlii imknlar, Avrupa yi Komuluk
likileri AB tarafndan erevesinde arttrlmtr. Komuluk
politikas deiim iin bir ans olarak grlm ve lkelere
kapsaml ticari imtiyazlar salanmas ve serbest ticaret
antlamas yaplmas kararlatrlmtr. Bunlarn somutlamas
iin ilk adm olarak, 2011 ve 2013 yllar arasnda kullanlmak
zere, Mays 2011de 5,7 milyar Avro yardm serbest
braklmtr. Buna ek olarak, Gney Akdeniz lkeleri ile ibirlii
iin 1,242 milyar Avro tahsis edilmitir. Bunlardan baka, Arap
Baharndan ksa bir sre nce Avrupa Yatrm Bankas
tarafndan verilecek olan 4 milyar Avro, ek olarak 1 milyar Avro
daha arttrlmtr. Avrupa mar Bankas da yine Gney Akdeniz
lkeleri tarafndan kullanlmak zere kredi olarak 2,5 Milyar
Avroyu kullanma sunmutur. Bu yardmlarn ve kredilerin
kullanmndaki temel prensip ise, demokratik reform srecinin
desteklenmesi ve 2013 ylna kadar bunlarn tamamnn
kullandrlmasdr. Dier prensipler ise gvenlik politikas
alannda ibirlii yaplmasdr. Burada dikkat edilmesi gereken
bir husus ise, ABnin uluslalararas terrizm konusunda anlay
deiikliine gitmesidir. Terrist olarak adlandrlan gruplarla
hukuk devletinin snrlar ierisinde ibirliine gidilmesi
amalanmaktadr. llegal g ve mlteci sorununda nceki sert
uygulamalar Frontex eliyle yumuatlmaya allm ve vize
kolayl getirilmitir. Bu yndeki nlemler, Avrupa nfusunun
yaland ve bu nedenle ortaya kan igc ann kapatlmas
gerekesi ile merulatrlmtr (European Commission
KOM(2011) 303).
SONU
ABnin farkl alanlardaki Ortadou politikalarna Arap
Bahar balamnda bakldnda deiim, sreklilik ve kalcln
izlerini grebilmek mmkndr. Bunu da, Arap Baharndan
sonra bir belge ile resmi gr eklinde aklamas nemini
arttrmaktadr. zellikle bugne kadar eletirilen neoliberal
ekonomi politikalarnda daha dikkatlice dzeltmelere gidilmi ve

1547

sivil toplumun her kesimiyle hukuk devleti erevesinde


ibirliine gidilmesi deklere edilerek, yaplan yanllardan ders
karld izlenimi verilmektedir. Bu balamda sorunun kayna
olan otoriter rejimlerlerle mcadele konusu, Barselona
Srecinden beri devam eden yi Komuluk Politikasnda
somutlaarak gelecek vaadetmektedir. Dier yandan ABnin
Akdeniz ve Ortadou politikasn byk bir inandrclk sorunu
vardr. Demokratikleme srecinin devam etmesi ve serbest
seimlerin yaplmas sonucunda kimi slami gruplarn iktidara
gelmesinin, ABnin eski korkularn yeniden ortaya karp
karmayacan bekleyip grmek gerekmektedir. Ancak bir
uluslararas aktr olarak ABnin genel olarak blgeyi tek bana
deitirmesi ve istikrarl bir hale getirmesi ihtimali olduka
zayftr.

1548

KAYNAKA
ASSEBURG, Muriel: Demokratiefrderung in der arabischen
Welt Hat der partnerschaftliche Ansatz der Europer
versagt? In: Orient, 2/2005, S. 272290.
COUNCL REGULATON (EC) No 1488/96 of 23 July 1996 on
financial and technical measures to accompany
(MEDA) the reform of economic and social structures
in the framework of the Euro-Mediterranean partnership
[Official Journal L 189 of 30.07.1996].
DIE

MITTELMEERPOLTK DER EUROPAESCHEN


UNION, European Commission - MEMO/94/63
19/10/1994

ENE NEUE ANTWORT AUF ENE NACHBARSCHAFT M


WANDEL GEMENSAME MTTELUNG DER
HOHEN VERTRETERN DER EUROPSCHEN
UNON FR AUEN- und Sicherheitspolitik und der
Europischen Kommission. Brssel, den 25 Mai 2011
http://eeas.europa.eu/enp/pdf/pdf/com_11_303_de.pdf
ELBERS, E und FEBCH-Dinkel, C. (2011). Simonis, G und
Elbers, H (Hrsg.) Externe EU-Governance, Wiesbaden,
GEMEINSAME Mttelung An Das Europsche Parlament, Den
Rat,
Den
Europschen
WrtschaftsUnd
Sozalausschuss Und Den Ausschuss Der Regonen.
Eine neue Antwort auf eine Nachbarschaft im Wandel.
Europsche Kommission KOM(2011) 303 Brssel, den
25/05/2011
HECK, G.(2011). Die Rolle der europischen Grenzschutagentur
Frontex, Ottersbach, Markus, Prl, Claus-Ulrich
(Hrsg.): Flchtlingsschutz als globale und lokale
Herausforderung, VS Verlag fr Sozialwissenschaften,
Wiesbaden
HNTZSCH, F.(2007): Europa auf dem Weg. Zum ewigen
Frieden? Kants Friedensschrift und die Wirklichkeit der
Europischen Union, Herbert Utz Verlag, Mnchen
http://www.dw.de/eu-parlament-unterst%C3%BCtztarabischenfr%C3%BChling/a-15389294

1549

http://www.euractiv.com.tr/3/article/ab-sinir-koruma-ajansifrontexin-yetkileri-genisliyor-021150
http://www.proasyl.de/de/themen/eupolitik/detail/news/frontex_
bootsfluechtlinge_und_die_menschenrechte/
12.05.2014.
http://www.stern.de/politik/ausland/ruecktritt-derfranzoesischen-aussenministerin-alliot-marie-musswegen-tunesienaffaere-gehen-1658403.html,
https://zeitschrift-ip.dgap.org/de/ip-diezeitschrift/archiv/jahrgang-2011/maerzapril/wohlstand-f%C3%BCr-wenige
http://www.suedostschweiz.ch/zeitung/sarkozy-bekommt-derarabische-fruhling-nicht-gut
http://www.taz.de/!63502/ 13. 05. 2014
JNEMANN, Anette: Vorerst gescheitert: Perspektiven einer
glaubwrdigen EU-Mittelmeerpolitik nach dem
Arabischen Frhling, in: Der Brger Im Staat, Die
Landeszentrale fr politische Bildung BadenWrttemberg, Heft 1/22012 62. Jahrgang, S. 64-67
JNEMANN, Annette: Zehn jahre Barcelona Prozess, n: Aus
Politik und Zeitgeschichte, Nr.45 /2005. 7.
Nowember2005. S. 7-14
JNEMANN, Annette: Zwei Schritte vor, einer zurck: Die
Entwicklung der europischen Mittelmeerpolitik von
den ersten Assoziierungsabkommen bis zur Grndung
einer Union fr das Mittelmeer. In: Hrbek,
Rudolf/Marhold, Hartmut (Hrsg.): Der Mittelmeerraum
als Region. Tbingen: Europisches Zentrum fr
Fderalismus- Forschung Occasional Papers, 2009, Nr.
35, S. 26 59.
KHALATBAR, B.(2004). Naher Osten, Nordafrika und die EU
im 21. Jahrhundert. Die euro-mediterrane Partnerschaft
zwischen Anspruch und Wirklichkeit, Wiesbaden
KNODT, M und Jnemann, A: Externe Demokratiefrderung der
Europische Union die Instrumentenwahl der EU aus
vergleichender Perspektive. n: ntegration: Namos,
Baden-Baden, 29. Jahrgang / Oktober 2006 4/06,

1550

S.287-291
POSENER, Alan: Arabischer Frhling Europischer Herbst?
Essay n: Aus Politik und Zeitgeschichte, Nr.39 /
26.9.2011. S. 57-62
SCHUMACHER, Tobias: Wohlstand fr Wenige. Die arabische
Welt fordert mehr Partizipation und soziale
Gerechtigkeit. In: Zeitschrift Internationale Politik,
2011, Mrz/April 2011, S. 3035.
STUATON in Tunisia: European Parliament resolution of 3
February 2011 on the situation in Tunisia, P7_TAPROV(2011)00 38

1551

1552

IV. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Timuin KODAMAN
Regional Hegemons Wanted: Implications from Power
Transition Theory
Ar. Gr. Volkan KALENDER
Kresel Sorunlarn zmne Alternatif Teorik Bir Uluslararas
likiler Yaklam: ttihad- slam
Ahmet Hsrev ELK
Nasyonel Sosyalizm'de Irksal Hijyen ve jenik Pratikler
Yrd. Do. Dr. Nihat YILMAZ
Uluslararas Terrle Mcadelede Farkl Yntemler: Yumuak
G ve Kamu Diplomasisi
. Gr. Kadir SANCAK
Avrupa Kimliinde Din Faktr
Yrd. Do. Dr. Selim KANAT
r. Gr. Samet ZENGNOLU

1553

1554

REGIONAL HEGEMONS WANTED: IMPLICATIONS


FROM POWER TRANSITION THEORY
Res. Assist. Volkan Kalender, Ph.D.

ABSTRACT
Power Transition Theory proposes that power parity and
dissatisfaction with the status quo are the major factors that lead
to war. The regional hierarchy constraint model, an extension of
Power Transition, adds to this the impact of regional
unorderliness in increasing the likelihood of dyadic war. In this
paper, I test the Regional Hierarchy Constraint model in the
Middle East for the period 1950-1994, and find empirical support
for it. Parity, dissatisfaction with the status quo, and absence of a
regional dominant power increases the probability of conflict.
The findings suggest that the Middle East has lacked a
preponderant power. The global dominant power would benefit
from a regional hegemon, given that hegemon is satisfied with
the international order; yet neither has happened, nor seems
likely to happen in the near future.
Keywords: Power Transition Theory, regional
hierarchy constraint, orderliness of regions, regional defender
BLGESEL HEGEMONLAR ARANIYOR: G GEII
TEORISINDEN IKARIMLAR
ZET
G Geii Teorisi g eitliinin ve statkodan
memnuniyetsizliin savaa yol acan temel etkenler olduunu
ileri srer. G Geii Teorisinin bir uzants olan Blgesel
Hiyerari Kstlamas Modeli blgesel dzensizliin sava
olasln artrmadaki etkisini bu iki deiskene ekler. Bu
calismada, Blgesel Hiyerari Kstlamas Modeli 1950-1994
yllar arasnda Ortadouda test edilmis, ve modele ampirik
destek bulunmustur. G eitlii, statkodan memnuniyetsizlik
ve blgesel baskn gcn bulunmamas atma olasln
artrmaktadr. Bulgular, Ortadouda blgesel baskn gcn
olmadn gstermektedir. Kresel baskn g blgesel
hegemonlarn bulunmasndan fayda salayacaktr, yeter ki o

1555

gler uluslararas sistemle bark olsun. Ortadouda her iki


koul da u ana kadar gereklememitir ve yakn gelecekte
gerekleecek gibi grnmemektedir.
Anahtar Kelimeler: G Geii Teorisi, Blgesel
Hiyerari Kstlamas, blgelerin dzenlilii, blgenin baskn
gc
INTRODUCTION
Are there structural conditions that prevent conflict
behavior and encourage cooperation among states? If so, what
are the policy options for dominant powers to inflict such a
change?
Power Transition Theory provides an answer for these
questions. Orderliness of regions and satisfaction with the status
quo decrease the likelihood of dyadic conflict and increase the
probability of regional integration.
Power Transition Theory, in contrast to the Balance of
Power Theory, proposes that dyadic power preponderance
decreases the likelihood of international war. Moreover, the
existence of a powerful regional state creates an ordered region,
which hinders dyadic conflict and leads to regional integration.
The implication of this finding is that the global defender, the
most powerful nation in the world at a given time, would benefit
in terms of reduced conflict from having power preponderance
enjoyed by a state at the regional level, and conversely, would
suffer when regional power distributions are balanced. Clearly,
the policy prescription for the global defender would be to
support ordered regional hierarchies.
However, the prescribed policy has to take into account
the possibility of the regional defender, that is, the regional
dominant power, posing a threat to the global defender and the
international order. Status quo evaluations become important at
this point. Power Transition Theory empirically shows that
satisfaction with the status quo decreases the likelihood of
conflict. That is, a state that benefits from the international
system would not choose conflict, and instead opt for
cooperation. Global defenders are not able to prevent states from
rising to major power status due to differential growth rates.

1556

However, they may well increase rising powers satisfaction with


the status quo by giving them a larger share in the benefits
accrued from the international order.
This paper investigates these implications of Power
Transition Theory. First, I provide a brief summary of the Power
Transition Theory, with a special focus on the role of regional
power distributions. Next, I test the effect of regional hierarchy
on dyadic conflict behavior in the Middle East. Then, I present
the implications resulting from the effect of regional power
distributions for the Middle East region. Finally, I conclude with
a summary and areas for further research.
LITERATURE
THEORY

REVIEW:

POWER

TRANSITION

Power Transition theory in its original formulation


pertained to the interactions among only the most powerful states
in the world at a given time and the system changing wars
(Organski, 1958; Organski and Kugler, 1980). The theorys
assumptions differ from the Balance of Power Theory. Whereas
Balance of Power Theory assumes the international system to be
anarchic, Power Transition Theory assumes a hierarchical
international system.
In stark contrast to the Balance of Power Theory
(Morgenthau, 1948; Waltz 1979), Power Transition Theory
proposes that power parity, not preponderance, leads to conflict.
The most powerful state (the defender) is in time confronted by
a contender (the challenger) for dominance of the international
system. The transition leads to conflict if the challenger is
dissatisfied with the international order, and to a peaceful
takeover otherwise.
This logic was applied to other pairs of states, despite
the explicit limited scope of the original formulation. First, the
domain of the theory was extended to include all great power
dyads (Houwelling and Siccama, 1988; Kim, 1989; Gochman,
1990). Then came the extension in time from the original 18161975 period to 1648-1992 (Kim, 1992). The temporal extension
rests on relaxing the restriction on internal growth through

1557

industrialization as the only method to augment power and letting


power augmentation through alliances as well.
Despite the application of power transition logic to other
dyads, there was not a theoretical framework until Lemkes
works (1996; 2000). Lemkes multiple hierarchies model the
international system as being composed of several nested
hierarchies with the international hierarchy at the top. The
regional hierarchies are identical with the international hierarchy:
They, too, have dominant, great, and lesser powers within, and
they operate under the same structural factors power transition
theory asserts. Power parity and dissatisfaction with the status
quo lead to increased probability of conflict.
The latest extension of the theory is the inclusion of
cooperation dynamics as well as that of conflict, and of the effect
of the power distribution in a region between the defender and
the next four powerful states. Efird (2001) theoretically and
empirically shows that the power transition logic can also be used
to explain integration and that power preponderance by regional
defenders reduce the probability of conflict.
Efird contributes to the theory in two significant ways.
The most important of these contributions is the theoretic one,
which brings cooperation among the states to the domain of the
power transition theory. In addition, his work looks into the effect
of regional power distributions on the conflict-cooperation
continuum.
The extension of the power transition theory to explain
cooperation as well as conflict is accomplished through the
creation of a dependent variable that combines the measures for
dispute hostility levels from the COW project and integration
levels among states. The dependent variable--conflictintegration--combines the two extreme poles of war and
integration. The variable takes a value between 0 and 5, the first
half (0 to 2.5) representing the degrees of cooperation, and the
second half (2.5 to 5) the degrees of conflict. The conflict
indicator comes from the hostility level data provided by the
Correlates of War (COW) project. The original variable is a 5point interval level scoring, and higher numbers indicate higher
levels of dispute. The cooperation part of the indicator represents
the degrees of economic integration based on five economic and

1558

political categories. These categories are: trade in goods and


services, free movement of capital, labor mobility, existence of
supra-national institutions, and monetary and fiscal coordination
(Efird, 2001:41). The scores vary between 0 and 5, and are
transformed to vary between 0 and 2.5, with smaller numbers
pointing to intense integration.
As noted above, Efird also shows that the orderliness of
the regions does have an inverse relation with conflict (Efird,
2001:3). His empirical analysis shows that the hierarchy
constraint, as measured by the ratio of power capabilities
between the regional dominant power and the summation of the
power capabilities of the four contenders, reduces the probability
of conflict, and increases the explanatory power of the theory for
especially the minor powers.
Underlying the regional hierarchy model is the notion
that there is an interaction between dyadic and regional
dynamics. War and peace among minor power dyads are affected
by the degree of regional orderpreponderant regional
defenders discourage dyadic conflict.
In sum, in its extended version power transition theory
explains the structural factors that lead to war and peace: power
parity, dissatisfaction with the status quo, and the absence of a
preponderant regional defender increase the probability of
conflict, whereas the opposite conditions lead to peace and
ultimately, integration.
THE
EFFECT
OF
REGIONAL
HIERARCHY
CONSTRAINT IN THE MIDDLE EAST REGION
Efirds regional hierarchy constraint model asserts that
the orderliness of the regions decrease the probability of dyadic
conflict, and increase the probability of cooperation. In other
words, in regions with a preponderant defender, war is less likely.
I test Efirds regional hierarchy constraint model in the
Middle East for the period 1950-1954. However, I make a
modification, and test for only the effect of regional orderliness
on conflict dynamics. First, I look at the regional hierarchy
constraint and the numbers of uses of force and wars in 5-year

1559

intervals. Then, I test the regional hierarchy model in the Middle


East.
3.1. Regional Hierarchy and Conflict: A Descriptive Look
Regional Hierarchy model proposes that the probability
of conflict increases as the ratio of combined capabilities of the
four contender states to the capability of the regional defender
increases. That is, higher values of the regional hierarchy
constraint variable would be associated with higher numbers of
conflict behavior.
Table 1 shows the average regional hierarchy constraint
for 5-year intervals, number of uses of force, and number of wars
in the Middle East region. In Efirds terms, the Middle East
represents an unordered hierarchy. The combined powers of the
four contender states outweigh the most powerful state of the
region, rendering regional stability difficult. Even when we
discount the coalition wars against Iraq during the Gulf War of
1991, the number of wars is high.
Table 1. Regional Hierarchy, Use of Force, and War

Years

Regional
Hierarchy
Constraint
(Average)

Number of
Number of
Wars

Uses
of Force

1950-54

1.616

1955-59

1.928

18

1960-64

2.22

23

1965-69

2.19

18

1970-74

2.448

13

1975-79

2.68

1980-84

3.138

14

1560

1985-89

3.02

21

1990-94

2.784

16

11

3.2. Testing Regional Hierarchy Constraint: Research Design


I test the effect of regional orderliness on conflict, which
requires careful consideration of three key concepts: power
parity, dyadic status quo evaluations, and regional hierarchy
constraint.
I offer conceptual definitions of the variables used, and
the subsequent measures chosen, as well as providing the
rationales for the selection. Through the detailed discussion, I try
to present all the procedures used as transparent as possible, so
that they are replicable, and give way to improvement. This
chapter deals with laying out the basic theoretical model, and the
explanations for choosing the measures for these variables.
3.2.1. Power Parity
In
operationalizing
parity,
I
follow
the
operationalization procedure of the power transition theory.
Parity is present when the ratio of the capabilities of the dyad
members is between (0.8) and (1.2).
The formula is as follows:
Parity = 1; if 0.8 <= CAPA / CAPB <=1.2
= 0; otherwise
where:
CAPA = Power of country A; measured by the Composite Index
of
National Capabilities (CINC)
score
CAPB = Power of country B; measured by the Composite Index
of
National Capabilities (CINC)
score
Power Transition Theory proposes that equal
distribution of capabilities between dyad members leads to war,
whereas power preponderance leads to peace. In measuring
power two standard methods dominate in the literature: the

1561

Correlates of War Projects (COW) Composite Index of National


Capabilities (CINC), and Gross Domestic Product (GDP)
(Arbetman and Kugler, 1997). The logic of power transition
theory would suggest that the GDP is a more appropriate measure
for state power. Power is based on the economy of the nation in
question, and the use of GDP allows one to tap into both the size
and the productive efficiency of the population. However, the
ability of the government to tap into this economic base creates a
problem in assessing the power of especially the developing
countries. Relative Political Capacity (RPC) has been used as a
way to provide much accurate measures of power, but the
measure is confounded by the problem of being relativewe do
not have yet a measure that can pool all the countries of the world
(Kugler and Arbetman, 1989). In addition, I have RPC values for
a limited number of years and a subset of the Middle Eastern
countries, which reduces the population of cases. The use of only
a subset of countries may create a bias in the results; thus the
measure is not selected.
I use the composite capability index of the COW project
for two reasons. First, it is a widely used measure, and its use will
allow for knowledge accumulation. Second, the COW measure,
due to its ability to capture demographic (total and urban
population), economic (steel/iron production and energy
consumption), and military components (manpower and military
expenditures per capita) of the capabilities of countries, provides
a more reliable picture as to the power of small states.
Additionally, as previous studies have suggested, these two
measures do have a high correlation. For the dataset I use in this
study, the correlation between the GDP measure and the
composite capability scores from the COW project is 85 %. The
data comes from EUGENE.
3.2.2. Dissatisfaction
The notion of status quo evaluations is integral to the
power transitions theory. In measuring the (dis)satisfaction levels
I use the political system distance between countries. In other
words, I look at the democracy score difference in dyads.
Democracy scores range between (-10) and (10). I take the
absolute distance between two countries in regards to their
political systems and divide it by 20 to normalize the scores
between (0) and (1). Lower scores of the variable indicate dyadic

1562

satisfaction, whereas higher scores point out to dissatisfaction


between the countries in question. The formula, thus, is as
follows:
Dissatisfaction = |DemA-DemB| / 20
where; DemA = Democracy score of country A
DemB = Democracy score of country
B
The main thrust of the argument is that similar political
systems reflect similar decision-making processes. As political
systems of dyad members converge, so will their decisionmaking structures. Thus, two effects will be at play. First, similar
political structures reflect similar preference orderings. Second,
similar political systems put similar restraints on the leaders of
the dyad members. The distance in political system similarity
will be associated with increased conflict.
The Democratic Peace Theory finds empirical support
for the peaceful effects of political similarity at the dyadic level.
Joint democracies do not fight wars (for an excellent overview of
the literature, see Chan, 1997). This finding suggests that as the
similarity of dyadic political systems increases, the probability of
war between dyad members will also increase.
Is it possible that the political system of a country reflect
her status quo evaluation? Previous studies do suggest the
existence of a relationship between being a democracy and being
satisfied with the status quo. Rousseau et.al. (1996) find
empirical support for democracies being satisfied status quo
powers, and being less likely to be involved in international
crises.
More to the point, Lemke and Reed (1996) argue that
the major finding of the Democratic Peace literature is likely a
reflection of the fact that the dominant global defender in the last
two centuries has happened to be democracies. Thus, being a
democracy goes hand in hand with being satisfied with the
international status quo. Their empirical analysis lends support to
their suspicion that the democratic peace may actually be a
satisfied peace.

1563

In short, I use the political distance as a proxy to


satisfaction with the status quo. To assess the dyadic status quo
evaluations I look at the political distance between the dyad
members. The measure comes from the Polity II dataset (Gurr,
et.al., 1989).
3.2.3. Regional Hierarchy Constraint
The hierarchy constraint measures the orderliness of the
regions. The measure is the proportion of the combined
capabilities of the four contenders in the Middle East to the
capabilities of the regional defender. The variable comes from
Efird (2001), and points to the importance of power distributions
within regions on the probability of conflict and integration
among regional dyads. Efird proposes that there is a negative
relationship between the orderliness of the regions and the
probability of conflict, and the empirical results support his
proposition.
Hierarchy Constraint (H) = Power of 4 regional contenders
Power of the regional defender
where power is measured by the capability scores for the
most powerful five countries in the Middle East throughout the
period.
I do use the variable, and propose the same relationship
between regional hierarchy in the Middle East and the probability
of dyadic conflict. I do not, however, use the measure exactly as
Efird does. In the Efird version, the measure takes on a value of
0, 1, or 2, with the lowest value (0) representing a
dominated/ordered hierarchy, the middle value (1) representing a
transitional hierarchy, and the highest value (2) an unordered
hierarchy. The cut-off points reflect the original power
transitions argumentvalues smaller than 0.8 denote an ordered
hierarchy, a transitional hierarchy exists when the variable takes
on values between 0.8 and 1.2, and an unordered hierarchy is
present for at values higher than 1.2.
I do not assign 0, 1, or 2 to the capability ratio values,
since doing so would result in no-variance for the regional
hierarchy constraint variable for the Middle East. In all the years
this research covers, the regional hierarchy measure is above 1.2,
which would result in the assigned value of (2). Instead, I use the

1564

resulting values from the ratio of the capabilities of four regional


contenders to that of the regional defender.
The capability scores come from the composite
capability index from the COW project for the countries in the
Middle East, and retrieved from EUGENE.
3.2.4. The Region: The Middle East
An important issue regarding the Middle East is the
problem of which countries constitute the region. A cursory look
at the international relations literature shows that different sets of
geographical maps are employed in delineating the borders of the
region.
EUGENE (Scott & Stam, 2000) provides a set of up to
22 countries that are considered to be in the Middle East. This set
includes not only the Arabic countries in the Persian Gulf, but
also the Northern African countries of Algeria, Libya, Morocco,
Sudan, and Tunisia. Laipson and Hokayem (2006: 152) divide
the region into three sub-regions: North Africa, the
Mediterranean littoral of West Asia, and the Arabian Peninsula.
Kemp and Harkavy (1997: xiii) provide a notion of a greater
Middle East, which includes South Asia.
For the purposes of this analysis I use a smaller dataset,
based on Lemkes Middle Eastern hierarchies. Lemkes local
hierarchies dataset is based on the ability of the dyad members to
reach each others capitals militarily, and is theoretically more
appropriate in any analysis of power transitions theory.
According to Lemkes dataset there are 15 countries that are
Middle Eastern: Bahrain, Egypt, Iran, Iraq, Israel, Jordan,
Kuwait, Lebanon, Oman, Qatar, Saudi Arabia, Syria, Turkey, the
United Arab Emirates and Yemen.
EMPIRICAL ANALYSIS
The model is specified to test the impact of dyadic
power distributions, satisfaction with the dyadic status quo, and
the regional hierarchy constraint on the onset of war.
Specifically, I look at the effects of power parity, dissatisfaction
with the status quo, and the regional hierarchy on dyadic war.
War = f (parity, dissatisfaction, regional hierarchy)

1565

where:
War = (1) if hostility level of the dispute is 5; (0)
otherwise.
Parity = (1) if the capability ratio for the dyad is between
(0.8) and (1.2);
(0) otherwise. Expected sign: positive
Dissatisfaction = absolute difference between the
democracy scores of the dyad members divided by 20. The values
of the measure range between 0 and 1, where higher ratios reflect
greater political distance, and thus higher dyadic dissatisfaction.
Expected sign: positive
Regional hierarchy = the ratio of the sum of capability
scores of the regional contenders to that of the regional defender.
Higher scores show lower degrees of power concentration in the
region. Expected sign: positive
4.1. The Unit of Analysis, the Dependent Variable, and the
Statistical Method
The unit of analysis is annual observations of all dyads
in the Middle East. The dependent variable is the occurrence (1)
or absence (0) of interstate war among Middle Eastern dyads.
Correlates of War (COW) project defines disputes as war when
military conflicts lead to 1000 battle fatalities, or 100 troops are
deployed. The measure is frequently used in conflict research.
The temporal domain is the period 1950-1994.
I use logit analyses since the dependent variable is
dichotomous. Logit analysis provides the effect of each
independent variable on the logs of the odds ratio of the
dependent variable. The pseudo R-squared should be regarded as
a tentative means of differentiating among the explanatory
capabilities of the models, because there is no direct equivalent
of the R-squared from the ordinary least squares (OLS)
regression.
4.2. Results: A Comparative Look
Lemkes multiple hierarchy model proposes that basic
power transition dynamics apply to minor power interactions.

1566

Efird, in his regional hierarchy model, shows the impact of the


orderliness of the regions on conflict and integration.
Table 2 shows the results of the empirical tests for the
explanatory power of each of these models. Both models are
statistically significant compared to a model with no predictors,
as indicated by the p-values of the chi-squares. The variables for
each model pass the statistical significance tests, and do have the
expected signs.
The results corroborate previous findings: power parity
and dissatisfaction with the status quo increase the probability of
war onset; and the regional hierarchy constraint adds to our
understanding of dyadic conflict dynamics.
The regional hierarchy constraint variable measures the
unorderliness of the region. Higher values of the variable
represent a more unordered region, where the four contender
states (states that occupy capability ranks 2-5) are more powerful
than the regional defender. The coefficient for the variable takes
the expected positive sign, meaning that the inability of the
regional defender to outweigh other powers in the region leads to
conflict. This finding, is consistent with the major argument of
the regional hierarchy constraint model.
Table 2: Model Comparisons Dependent variable is WAR1
MULTIPLE
HIERARCHY

HIERARCHY
CONSTRAINT

MODEL

MODEL

PARITY a

0.99 **

1.06 **

DISSATISFACTION

2.09 ***

2.15 ***

REGIONAL
HIERARCHY

--

0.73 *

OBSERVATIONS

3118

3118

LOG LIKELIHOOD

-150.04575

-148.5517

VARIABLES

1567

WALD CHI2
PROBABILITY
PSEUDO R2
a

OF

14.29

41.08

***

***

0.061

0.071

Dichotomous variable

Numbers in parenthesis are standardized coefficients (b*k = bk * (Sxk / Sy*);


where S is standard deviation
* statistically significant at 10 % ; ** statistically significant at 5 %; ***
statistically significant at 1 %.

IMPLICATIONS
Efirds work points out to the importance of power
preponderance enjoyed by a regional power in creating
conditions that discourage dyadic conflict. The global dominant
power would benefit from a regional dominant power. In the
absence of a regional dominant power, probability of conflict
increases. The existence of conflict zones are not in the best
interest of the global dominant power for two reasons: First, they
disturb the international order. Second, they provide
opportunities for global challengers to exert influence and find
allies.
Increase in power is dependent on differential growth
rates and there is not much that can be done to prevent a state
from rising in power. Population is almost constant and thus the
only possible way to increase ones capability is through
improving productivity. Increasing productivity requires
improving the structural conditions of the economy and leaping
in terms of value created goods. In other words, it requires
overcoming the poverty trap.
The problem in the Middle East is that no country can
become the clear dominant power in the region. Since the 1950s
the most powerful nation in the region only has a slight advantage
over her strongest rival. As can be seen in Table 1 the combined
capabilities of the four contender states increase in proportion to
that of the regional dominant power, which makes the region an
unordered hierarchy. This situation undermines the conditions
for a regional defender to promote a conflict-free zone.

1568

None of the countries in the region could make the leap


to becoming a regional horsepower. This creates a region where
age-old rivalries continue, democracy and the supremacy of law
is rendered mute, corruption is mundane and the state becomes
authoritarian easilyand be applauded by its citizens and the
peoples of the region.
Most importantly, none of the countries in the region
seem to be able to improve in terms of development. This is not
meant to say there is no economic growth. It merely points out to
the failure of any state in the region to climb the development
ladder.
The global dominant power has to take into account the
possibility of the regional defender to pose a threat to the
international order as well. A preponderant power satisfied with
the international status quo does not present a danger to the
system, however, a dissatisfied regional defender does. This
brings in the possibility of external powers to interfere in regional
affairs. The Middle East consistently is mentioned among the key
regions for the US national interests, with attention given to
forestalling the emergence of a hostile regional hegemon
(Lesser et.al, 1998; Desch, 1989; Khalilzad, 1995).
Moving from the regional to the dyadic level, one finds
arguments for the effect of outside powers. Looking at the Iranian
relations with the Persian Gulf nations, Akshayji (2002)
underlines the American presence in the Gulf; without which, he
argues, Iran would be the preponderant player in the struggle for
power (224).
The global dominant power needs to increase the
satisfaction levels of the rising powers with the international
order. This can be done by giving them a larger share of the
benefits accrued from the international order. The US policy
towards China can be seen as an example of such a policy.
CONCLUSION AND FURTHER RESEARCH
Power Transition Theory suggests that conflict and
cooperation dynamics can be understood through power
distributions, status quo evaluations, and presence/absence of
preponderant regional powers.

1569

At the center of this paper lies the importance of the


presence of regional hegemons in reducing the likelihood of
conflict. I test the regional hierarchy constraint model for the
Middle East, and find empirical support for its propositions.
Orderliness of the region is an important factor in reducing the
likelihood of dyadic war. In the absence of a regional hegemon
war is more likely.
The model tested is statistically significant, and the
explanatory variable, regional hierarchy constraint, is significant
and carries the expected positive sign.
The findings cast a bleak picture for the future of the
Middle East. None of the countries in the region seem likely to
become a preponderant power in the near future. The three most
likely candidates for such a positionTurkey, Egypt, and Iran
have yet to reach their potential.
A regional hegemon is wanted in the Middle East.
This hegemon has to break the poverty trap, improve
productivity, uphold the rule of law, and become a model for the
region as a whole. This is a tall order.
Further research is needed on the options for policy
makers both at the global level and the region to bring solutions
to the aforementioned problems.
I consider this study as a first step for further research. I
contend that the results encourage further research in exploring
dyadic interactions in the region using the Power Transition
Theory.

1570

REFERENCES
ALSHAYJI, A. K. (2002). Mutual Realities, Perceptions, and
Impediments between the GCC States and Iran, (Ed.)
POTTER, L. G. and SICK, G. G., Security in the Persian
Gulf: Origins, Obstacles, and the Search for Consensus,
Palgrave, New York.
ARBETMAN, M. and KUGLER, J. (1997). Political Capacity
and Economic Behavior, Westview Press, Boulder.
BENNETT, D. S., STAM A. (2000). EUGene: A
Conceptual Manual, International Interactions 26:179204.
CHAN, S. (1997). In Search of Democratic Peace: Problems
and Promise, International Studies Review 41(1): 5991.
DESCH, M. C. (1989). The Keys that Lock Up the World:
Identifying American Interests in the Periphery,
International Security 14(1): 86-121.
EFIRD, B. (2001). A Generalized Power Transition Dynamics.
Ph.D. Dissertation. Claremont Graduate University.
GOCHMAN, C. S. (1990). Capability-Driven Disputes, (Ed.)
GOCHMAN, C. S. and SABROSKY, A., Prisoners of
War?, Lexington, MA: Lexington Books.
GURR, T. R., JAGGERS, K. and MOORE, W. H. (1989). Polity
II Codebook. Boulder, CO: Department of Political
Science, University of Colorado.
HOUWELING, H,, SICCAMA, J. (1988). Power Transitions as
a Cause of War, Journal of Conflict Resolution, 32 (1):
87-102.
KEMP, G. and HARKAVY, R. (1997). Strategic Geography and
the Changing Middle East, Brookings Institution Press
for Carnegie Endowment for International Peace,
Washington, DC.
KHALILZAD, Z. (1995). The United States and the Persian
Gulf: Preventing Regional Hegemony, Survival 37(2):
95-120.

1571

KIM, W. (1989). Power, Alliance, and Major Wars, 18161975, Journal of Conflict Resolution 33(2): 255-273.
KIM, W. (1992). Power Transitions and Great Power War from
Westphalia to Waterloo, World Politics 45(1): 153172.
KUGLER, J., and ARBETMAN, M. (1989). Choosing Among
Measures of Power: A Review of the Empirical
Record, (Ed.) WARD, M. and STOLL, R., Power in
World Politics, Westview Press, Boulder.
LAIPSON, E. and HOKAYEM, E. (2006). The Arab-Israeli
Conflict and Regional Stability, (Ed.) RUSSELL, J. A.,
Critical Issues Facing the Middle East: Security,
Politics, and Economics, Macmillan, Palgrave.
LEMKE, D. (1996). Small States and War: An Expansion of
Power Transition Theory, (Ed.) KUGLER, J. and
LEMKE, D., Parity and War, University of Michigan
Press, Ann Arbor.
LEMKE, D. (2000). Regions of War and Peace, Department of
Political Science, University of Michigan, Book
Manuscript.
LEMKE, D. and REED, W. (1996). Regime Types and Status
Quo Evaluations: Power Transition Theory and the
Democratic
Peace,
International
Interactions
22(2):143-164.
LESSER, I. O., NARDULLI, B. R. and ARGHAVAN, L.A.
(1998). Sources of Conflict in the Greater Middle
East, (Ed.) KHALILZAD, Z. and LESSER, I. O.,
Sources of Conflict in the 21st Century: Regional
Futures and U.S. Strategy. RAND Corporation.
MORGENTHAU, H. J. (1948). Politics Among Nations, 1st
Edition, New York: Alfred
A. Knopf.
ORGANSKI, A.F.K. (1958). World Politics, 1st edition. New
York: Alfred A. Knopf.
ORGANSKI, A.F.K., and KUGLER, J. (1980). The War Ledger.
Chicago: University of Chicago Press.

1572

ROUSSEAU, D. L., GELPI, C., REITER, D. and HUTH, P. K.


(1996). Assessing the Dyadic Nature of the Democratic
Peace, 1918-1988, American Political Science Review
90:512-533.
WALTZ, K. N., (1979). Theory of International Politics, New
York: McGraw Hill.

1573

1574

KRESEL SORUNLARIN ZMNE ALTERNATF


TEORK BR ULUSLARARASI LKLER
YAKLAIMI: TTHAD-I SLAM TTHAD EDEN
DEVLETLER BRBRLERYLE SAVAMAZLAR
Ahmet Hsrev ELK
ZET
Uluslararas likiler disiplininde Uluslararas likileri
belirleyen, etkileyen, sorunlar ve zmleri, aklayan belli bal
teorik yaklamlar bulunmaktadr. Bu yaklamlarn ilk ortak
zellikleri literatrde genel kabul grm kresel teoriler
niteliinde olmalardr. slam dnyas ve zellikle Ortadou
Uluslararas likiler disiplinine, yaad srekli atmalar,
sorunlar ve kaoslar nedeniyle saha incelemeleri iin olduka
nemli malzeme sunmutur. Ancak slam Dnyas disiplinin
teorik yaps ierisinde ayn genilikte yer bulamamtr. Bu
aratrma, bir imparatorluu kurtarma projesi olarak balayan ve
bir uluslararas ilikiler fenomeni haline gelen ttihad- slam
fikrinin dnmne odaklanmaktadr. Ayrca, ttihad- slam'n
uluslararas ilikiler disiplini iinde tartlmas gerektii ne
srlmektedir.
Anahtar Kelimeler: ttihad- slam, Uluslar aras
likiler,
AN ALTERNATIVE THEORETICAL INTERNATIONAL
RELATIONS APPROACH TO THE SOLUTION OF
GLOBAL ISSUES: ISLAMIC UNITY (ITTIHAD-I
ISLAM) "THE COUNTRIES WHICH UNITE DO NOT
FIGHT EACH OTHER"
ABSTRACT
In international relations discipline, there are main
theoretical approaches which determine and affect the
international relations and explain the problems and the solutions
of international relations. First common features of these

Marmara niversitesi Ortadou Aratrmalar Enstits Ortadou Ekonomi


Politii Anabilim Dal Doktora rencisi (Tez Aamas)

1575

approaches are that they're accepted as global theories in the


literature. because of continuous conflicts, problems and chaos,
Islamic World and especially Middle East have provided quite
substential material for field surveys of international relations
discipline, but Islamic World has not took place in the discipline's
theoretical structure to that extent. this study focuses on the
transformation of slamic unity idea, which began as a project to
save an empire and became an international relations
phenomenon. It is also claimed that Islamic Unity" must be
argued in international relations discipline.
Key Words: slamic Unity, International Relations
GR
slam Birlii anlamna gelen ttihad- slam fikri,
Osmanl Devletinin k srecinden balayarak, zelde
Ortadou Blgesinin ve genelde slam dnyasnn gndeminde
olmutur. Onu bu denli nemli klan ttihad- slamn dini bir
gereklilik olduunun vurgulanmasnn yan sra Ortadou
Blgesi ve slam Dnyasnn yaad ekonomik, toplumsal,
siyasi, ve askeri sorunlarn zm adresi olduunun da
mtefekkirler ve bir ksm siyasiler tarafndan ifade edilmesidir.
ttihad- slam fikrini dile getiren fikir ve siyaset adamlarna bal
olarak, Ortadou ve slam Dnyasnda bu fikrin her zaman
toplumsal bir taban bulunmutur. Bu toplumsal taban kimi
zaman kurumsal kimlii olmayan cemaat, grup ve hareketler
eklindeki yaplanmalarda, kimi zaman da siyasi partiler, dernek,
vakf, rgt vb. kurumlar bnyesinde olmutur.
Yaklak 150 yldr ttihad- slam fikri, Ortadou ve
slam Dnyasn dntrmek iin Ortadouda kendisine yer
aramtr. Zaman ve koullar deitike z ayn kalmak
suretiyle ttihad- slam fikrini uygulama araylar da
deiikliklere uramtr.
Bu almamzda; bir devleti kurtarma projesi olarak
balayan bir fikrin ve hareket merkezinin, uluslararas ilikiler
biimine dnm serveni irdelenecektir. Amalar ve
ngrlen neticeleri ile uluslararas siyaseti ilgilendiren, bunun
yan sra fiilen uluslararas ilikiler biiminde seyreden bu fikrin
gnmzde bir uluslararas ilikiler teorisi olarak yeniden

1576

tanmlanmas gerektiine ve bu erevede disiplin ierisinde


tartlmas gerektiine vurgu yaplacaktr.
TTHAD-I SLAM FKRNN ORTAYA IKII
ttihad- slam kavram, Osmanl Devletinin siyasi,
idari, iktisadi, askeri ve itimai alanda g kaybetmesine bal
olarak imparatorluun son dneminde ortaya kmtr. Zira
Osmanl Devletinin g kaybetmesi, ttihad- slam kurumsal
olarak uhdesinde bulundurmas mnasebetiyle, ttihad- slam
temsil eden Hilafet kurumunun ve makamnn da g kaybetmesi
anlamna geliyordu.
Bu zayflamann,
mevcut ttihad dataca,
dalmann da Mslmanlara olumsuz sonular ortaya karaca
ngrlerine bal olarak ittihadn muhafazas ve glendirilmesi
tartmalar, ttihad- slam kavramn ortaya karmtr.
lk defa 10 Mays 1869 ylnda, Hrriyet gazetesinde
ttihad- slam ifadesinin yer ald bir makale yaynlanmtr
(Trkne, 2011:216). Namk Kemal tarafndan kaleme alnan
makalede Mslmanlarn zlmelerini engelleyecek yegne
arenin ttihad olduu, ittihadn merkezinin Osmanl Devleti
olduu, ittihadn halktan kaynakl hareketle ve meruti
ynetimlerle gerekleebilecei ileri srlerek daha sonraki
ttihad- slam tartmalarnn nvesi oluturulmutur (Trkne,
2011:218).
9 Nisan 1872 tarihinde Basiret gazetesinde yaynlanan
Devleti liye ve Avusturya" isimli makalede de ttihad- slam
konusuna deinilmesini mteakiben bret, Hakaykul-Vekayi,
Hadika, Ruzname-i Ceride- Havadis, Devir-Bedir gazetelerinde
de youn bir ttihad- slam tartmas balamtr (Trkne,
2011:227). Daha sonra 1873 tarihinde Ticaret Bahriye
Mahkemesi Zabt Ktibi Esad Efendi tarafndan ttihad- slam
isimli kk bir kitapk yaynlanmtr (zcan, 1992:54).
Hilafetin ve Osmanl Devletinin merkezi stanbulda
baladn kabul edebileceimiz ttihad- slam tartmalar ve
arlarnda; muhatabn hem Osmanl Devleti, hem Osmanl
Devleti himayesinde bulunan Mslmanlar, hem de Osmanl
Devleti bnyesinde bulunmayan Mslmanlar olduunu
grmekteyiz.

1577

Bu dnemde ttihad- slam tartmalarnda; Osmanl


Devletinin ve buna bal olarak hilafetin tarihte ald
aksiyondan hareketle, hali hazrda ve gelecekte stlenebilecei
rol irdelenmekte, ttihad- slam bu ereve zerine ina
edilmektedir.
Burada dikkati eken bir dier husus ise, dnemin
ttihad- slam tartmalarnn slamclk veya Panislamizm
olarak nitelendirilecek yeni bir siyaset ve fikir akmn ortaya
karmasdr.
zetle bu dnemde dnya siyaset ve toplumu,
gnmze dek varl ve tartmalar hep var olacak olan
ttihad- slam ve slamclk (Panislamizm) gibi iki nemli
kavramla tanmtr.
TTHAD-I SLAMIN TEORK ALTYAPISI
1900l yllara Osmanl Devleti, 1800l yllarn son
eyreinde yaad ar kayplar ve savalarn neticeleri ile
giriyordu. Bu srete 1877- 1878 yllarnda Osmanl Rus
Sava (93 Harbi) yaanm, Kbrs (1878), Tunus (1881), Msr
(1882) gibi topraklar igal edilmiti. Osmanl Devleti siyasi,
itimai, askeri ve ekonomik vb. alardan alkantl, kntl
bir dnem yaamaktayd. Bu dnemde ekillenen ttihad- slam
abalar, fikrin ortaya kt amaca muvafk yapdadr.
Gerek 19. yzyln sonlar ve gerekse 20. yzyln ilk
eyreinde Mslmanlarn birlikte hareket etmelerinin
gerekliliini ifade eden Mehmet Akif (elik, 2004:148), Hseyin
Ragp Bey, Eref Edip Bey gibi pek ok isim Hilafetin
merkezinde, stanbulda yer almaktayd.
19. yzyln sonlar ve 20. yzyln ilk yarsnda Hilafet
merkezinin (stanbul) dnda Cezayir, Msr, Pakistan, ran,
Suriye vb. gibi corafyalarda Muhammed kbal (elik,
2004:148), eyh Sunusi, Sad Zalul, Cemaleddin Afgani,
Abdulhamid b. Badis, Muhammed Abduh gibi daha ismini
sayamadmz pek ok isim slam Birlii eksenli fikirler beyan
etmilerdir. Bu fikirlerden bazlar stanbulda temerkz eden
ttihad- slam fikrinden farkl ekillenmekte, hatta hilafet
zerinden Osmanl Devletinin eletirisini iermektedir.

1578

Btn bu isimleri ve beyanlar incelemek almamzn


kapsam ve hacmini aaca iin incelemeyeceiz. Bu dnemde
tttihad- slam fikri ahslarn, mtefekkirlerin etrafnda ina
olmakta, nevnema bulmaktadr.
slamclk ve ttihad- slam konusunda fikir serdeden,
fikir adamlarnn bir ksmnn etkileri, dnemleri itibariyle snrl
kalmtr. ttihad- slam fikri fikir olarak devam etmitir.
Btn bu zikredebildiimiz veya edemediimiz mtefekkirlerin
fikrin tekilinde bir katklar olmutur. Ancak ilerinden baz
mtefekkir ve ulemann gemiten gnmze artarak sre gelen,
devam eden etkileri bulunmaktadr. Bu etki kimi zaman
mtefekkir ve ulemann takipileri vastasyla olurken, kimi
zaman da takipilerin oluturduu kurumlar vastasyla olmutur,
olmaktadr ve muhtemelen olmaya da devam edecektir.
Takipileri olan mtefekkirlerin ttihad- slam
konusundaki fikirleri de bu balamda deerlendirilmelidir.
ttihad- slam fikri takipiler vastasyla siyasi ve itimai
hayatta srekli diri tutulmaya allm ve allmaktadr.
Bu nokta-i merkezden hareketle 1911 ylnda yaplan bir
ttihad- slam arsnn gnmze dein ulatn
grmekteyiz. Bu ar, 1911 ylnda amda Emevi Camiinde
iinde yzden fazla ulemann olduu ve tahminen 10.000 kiilik
bir cemaate Bedizzaman Said Nursi tarafndan irad edilen bir
hutbe ile yaplmtr. Bu hutbede hem hazr cemaate hitapla hem
de o zamandan 40 50 sene sonra gelecek nesle hitapla ttihad
slamn vaktinin tam zamannn geldii belirtilerek,
Mslmanlara ittihad arsnda bulunulmutur. Yine 1911
ylnda yaynlad Mnazarat isimli eserinde ttihadn
ehemmiyetini vurgulamtr.
Bedizzaman Said Nursi, binlerce sayfa olarak telif
ettii eserlerinin (Uhuvvet Risalesi, hlas Risalesi, Hutbei
amiye, Mnazarat vb. risaleleri) pek ok yerinde, dorudan
veya dolayl olarak gerekeleriyle, izahatlarla ttihad- slam
hususunu ele ald gibi, Azmetli bahtsz bir ktann, anl
talisiz bir devletin, deerli shipsiz bir kavi reetesi; ttihad slmdr Bu zamann en byk farz vazifesi ttihad-
slamdr gibi net cmlelerle de tavrn ve tarafn belirtmitir.
Onun nazarnda ttihad- slam temin edecek unsur slam
kardeliidir ve bu kardelik Osmanl corafyasn bir arada tutan

1579

unsurdur (Akgndz, 2010:32). Said Nursi; Muhammed Abduh


ve Cemalettin Afgani gibi isimlerle pek ok noktada fikir ayrl
tarken, bir ttihad- slam olmas gerektii konusunda hem fikir
olmutur (Mrsel, 1976:286).
Said Nursi, 1953 ylnda talebelerine yazd dnemin
tahlilini ieren bir mektubunda Halk Partisi, Demokrat Parti,
Millet Partisi ve % 60 - %70lik bir ttihad slam Partisinden
bahsetmektedir. Dier partinin aksine o dnemde byle bir
kurumsal partinin olmamasna ramen Said Nursinin bundan
bahsetmesi byle bir eilimin toplumda var olduuna dikkat
ekmek iin olmutur(Mrsel, 1976:315).
Bu yaklamlar ttihad- slamn uluslararas ilikiler
boyutundan
ziyade
toplumsal
ina
basamaklarn
oluturmaktadr. ttihad- slamn uluslararas ilikiler
boyutunda deerlendirilebilecek yeterli uluslararas yap henz
olumamtr. Ancak bu fikirler ttihad- slam- siyasal anlamda
bir sonraki basamaa tamtr. ttihad- slamn uluslararas
ilikiler boyutunu etkileyen sosyal ve i siyasal boyutlar,
dinamikleri de bulunmaktadr.
Bedizzaman Said Nursi, 1876 ylnda balayan ve 22
Mart 1960a kadar devam eden hayatnda; Osmanl Devletinin ve
Hilafet Kurumunun son dnemini, Anadolunun igalini ve
Kurtulu Savan, Cumhuriyetin kuruluunu, toplumun
dnmn, tek partili hayat, 2. dnya savan, Trkiyede ok
partili hayata geii mahede etmitir. Yine bu zaman dilimi
ierisinde, Ortadou blgesinin imparatorluktan koparak manda
ynetimleri altna girdiklerine ve ardndan yllar sonra
bamszlklarn elde etmelerine tanklk etmitir. Btn bu
saydmz hadiseler ve bu tanklk ayn zamanda dnemin
Ortadou corafyasnda, toplumunda, siyasetinde, ttihad-
slamn tarihesinde yaananlarn da bir zetidir.
Bedizzaman Said Nursi, daha hayattayken yazd
eserleri ilke edinen, yakn evresinde talebeleri olduu gibi,
vefatndan sonra da onun eserlerini, uhuvvet dsturlarn, ttihad slam ideallerini benimseyen, sayca srekli artarak gnmze
kadar gelen bir kitlenin olduu, bu kitlenin artarak devam
edecei sosyal bir gerektir. Bedizzaman Said Nursinin
konumuz asndan nemi bu noktadadr. Zira onun dneminde

1580

ttihad- slam benimseyen ve tavsiye eden dier mtefekkir ve


alimlerin pek ounun etkisi dnemi ile snrl kalmtr.
TTHAD-I SLAM ABALARI VE BR DNEMN SONU
1921 ylnda igal altndaki Anadolunun kurtarlmas
ve Mslmanlarn birliinin yeniden tesis edilmesi amacyla,
Ankara veya Sivasta bir slam uras toplanmas hedeflenmiti.
Kongrenin Ankarada toplanmas giriimleri baarszlkla
sonulanrken, 1921 yl balarnda Sivasta ii ve Snni dini
liderlerin de katlmnn bulunduu bir ttihad- slam
Konferans gerekletirilmitir (Albayrak, 2012:19-20).
Nihayetinde 3 Mart 1924 ylnda Hilafetin
kaldrlmasyla ttihad- slam asndan birinci perdenin
kapandn syleyebiliriz.
Hilafetin kaldrlmasndan 4 gn sonra 7 Martta
kendisini Halife ilan eden erif Hseyine ilk tepki Nejd Emiri
Abdlazizden gelmi, 25 Aralk 1925te erif Hseyinin
egemenliinin son bulmasyla sonulanacak olan mcadeleyi
balatmtr (Ar, 2005:180).
Bu tarihten sonra 1926 ylnda Kahirede Hilafet
Konferans ve 1931 yllarnda Kudste Hilafet zerine
konferanslar dzenlenmitir. Kahirede dzenlenen konferansta
eri artlar haiz bir hilafetin vcuda getirilemeyecei kararna
varlmtr (Msrolu, 2011: 457-458-459).
Hilafetin kaldrlmas, akabinde yeniden tesisi
abalarnn ok zayf kalmas nedeniyle Hilafet ve Osmanl
Hanedan eksenli ttihad- slam fikirleri sessizlie brnecektir.
Bu sessizlik Hilafet ve Osmanl Hanedan eksenli olmayan 2.
Perdenin alaca 1950 ve 1960l yllara kadar srecektir.
ttihad- slamda ikinci perde ncesinde bir ahsiyete ve
harekete daha dikkat ekmemiz gerekmektedir. Bu ahsiyet,
Bedizzaman Said Nursi gibi 20. yy Ortadousuna damgasn
vuran bir hareketin ncs olan, Msrda hvan Mslimin
(Mslman Kardeler) hareketinin kurucusu Hasan ElBennadr.
Hasan El-Benna da slamn eski anna dnmesine
almay ilke edinmi, Msrn Mslman memleketlerinin

1581

nderi olmas gerektiini sylemitir. hvan Mslimin


tarafndan 1936 ylnda slam dnyasndaki meliklere, emirlere,
hkmet adamlarna, fikir adamlarna bir mektup yollam,
mektubun sonuna da Elli stek sralamtr. Bu Elli stek
arasnda mmetin siyasi gcn tek bir yne yneltmek ve tek
bir saf etrafnda birletirmek Kaybedilmi Hilafetin
durumunu pratik olarak ciddi bir ekilde ele alabilmek iin
gerekli ortam hazrlamak zere btn slam topraklar ve Arap
topraklar arasndaki balar glendirmek gibi ilkeler
bulunuyordu (Benna, 268,381-385). Hasan El Benna ve hvan
hareketinin de ttihad- slam asndan nemi, yukarda
Bedizzaman Said Nursi iin belirttiimiz hususlarla paralellik
arz etmektedir. Her ikisinin metotlar ok farkl olsa da
balattklar hareket gnmze kadar etkili ekilde ulaabilmitir.
Bennann bu ars mahiyeti itibariyle uluslararas
ilikiler erevesi, amac izen bir ardr. ngrlen neticeleri
de uluslararas ilikiler ile ilgilidir. Muhatab uluslarn liderleri
olmutur.
ULUSLARARASI LKLER PRATNDE TTHAD-I
SLAM ABALARI
Osmanl Devleti ve Hilafetin nihayete ermesi ardndan,
Ortadou corafyasnn 1950-1960l yllara kadar ttihad- slam
asndan bir sessizlie brndn ifade etmitik. Bunun
temel nedenlerinden birisi, blgede manda ve smrge altnda
bulunan Ortadou lkelerinin 19501960l yllara kadar
peyderpey bamszlklarn elde etme sreci yaamalardr. Bu
srete bu lkelerin fikri, askeri ve siyasi i dinamiklerinin
bamszlk ve igalden kurtulmaya younlamalardr. Bir ksm
blge lkeleri kt zerinde bamszlklarn elde etmi olsalar
da fiilen bunun gereklemesi ayrca zaman almtr. rnein
1941 ylnda kt zerinde bamszln kazanan Suriye ve
Lbnandan Fransz askerlerinin ekilmesi 1946 yl sonunda
gerekleebilmitir (Ar, 2005:168).
Bu sessizliin temel nedenlerinden ikincisi ise o gne
dein ttihad- slamn kurumsal anlamda temsilcisi olan Hilafet
artk olmayacaksa ve slam dnyasnda henz bamszln
elde edememi, devlet olma srecini henz tamamlayamam bir
corafya ve toplumda, alternatif bir ttihad- slamn nasl

1582

olacann yantnn toplumda tam karlnn bulunmamasdr.


Bu yantn bulunmas iin, Ortadouda devletlerin bamszlk
srelerini (en azndan resmi olarak) tamamlamalar gerekecek
ve beklenecektir.
Bamszlklarn ardndan blge lkelerini ve blge lke
Mslmanlarn zihinsel ve bilinsel dzlemde bir araya getiren
ve blgeye artlar gnmze kadar hi dinmeyen bir deprem
yaatan hadise srail devletinin kurulmas olacaktr. srail ayn
zamanda blge lkelerinin uluslar aras ilikiler zeminini de
belirleyici bir faktr olacaktr.
1948 ylnda srail devletinin kurulmasyla beraber
Msr, Suriye, rdn, Lbnan ve Irak birlikleri Filistine
girmiler ve Arap srail sava balamtr (Ar, 2005:230).
Blge lkeleri kurulularnn bu erken dneminde birlikte
reaksiyon gstermeyi baarabilmilerdir. Blgede srailin
kurulmas Arap devletlerinin srail karsndaki malubiyetleri
bu blgede farkl bir siyasal ve zellikle de toplumsal bilincin
olumasn salayacaktr. Bu toplumsal bilin, siyasal bilinten
daha kuvvetli olmutur. Yeni dnemde ttihad- slam
araylarnn temel argman arlkl olarak Kuds ve Filistin
zerinden ifade edilecektir. Birlik abalarn Filistinde yaanan
hadiseler tetikleyecektir.
Bu dnemde slam Zirvesi'nin toplanmas fikrini ilk
defa Nijerya Babakan Ahmed Bello, 1965 ylnda Mekke'de
toplanan Rabitatu'l-Alemi'l-slami toplantsnda ortaya atm,
bunu hayata geirmek iin Suudi Arabistan Kral Faysal slam
Birlii sloganyla almalara balam ve bu erevede
Mslman lke bakentlerini ziyaret etmitir (Dursun, 2006).
ttihad- slam sylemleri uluslararas ilikilerde bulunan
uluslarca kullanlmaya yava yava balanlmtr. Hatta bu
sylemler ve amalar uluslar iliki kurmaya harekete geiren
unsurlar olmutur.
slam dnyasn ilgilendiren gelimelerin artmas ve
Kudste Mescid-i Aksann yaklmas zerine, Suudi Arabistan
ve Fas Kralnn abalaryla Rabatta Birinci slam Zirvesi
topland. Fas Kral, 11 Eyll 1969 tarihinde, btn Mslman
lke devlet bakanlarna slam Birlii ars ieren bir davet
mesaj gnderdi. Bu mesajda Hepimizin inandmz slm
birlii anlayna ve btn dnyadaki Mslmanlarn, zellikle

1583

El-Aksa mescidine kar giriilen irkin suikast zerine, devlet


ya da hkmet bakanlarnn toplanmalar yolundaki isteklerine
uyarak ve 8-9 Eyll 1969 tarihlerinde Rabatta toplanan ran,
Malezya, Nijer, Pakistan, Suud Arabistan, Somali ve Fas
temsilcilerinden meydana gelen hazrlk komitesinin tavsiyesini
gz nne alarak sizi 22-24 Eyll 1969 tarihleri arasnda,
Krallmzn bakenti Rabatta, El-Aksa mescidinin urad
felketi ve Kuds ehri sorunundaki tutumlarmz birletirmek
iin yaplacak slm zirve toplantsna katlmaya davet
ediyoruz... ifadeleri yer almaktayd (Akta, 2009:7-8).
Bu abalarn sonucunda 25 Eyll 1969 ylnda
dzenlenen slam Zirve konferansnda karar alnm, 1970
ylnda rgtlenme yolunda admlar atlm ve 1972 ylnda
Cidde'de yaplan nc slam Dileri Bakanlar
Konferansnda ise, slam Konferans art kabul edilmitir.
slam Konferans rgt etkin bir aktr olmak amacyla siyaset
sahnesinde yerini almtr.
Bu adm o dnemde ttihad- slam gerekletirmek
iin atlan nemli bir admdr. ye lkelerin siyasi iradelerince
slam Birliinin benimsenmesi, bata Filistin sorunu olmak zere
Mslmanlarn dier sorunlarnn zm iin birlik
oluturmann gerekliliinin kabul edilmesi asndan nemlidir.
Bu tavr, birlik ihtiyacnn lisan- hal ve lisan- kal ile davurumu
anlamna gelmektedir. Birlik araynn Ortadou lkelerinin
abalar neticesinde olmas ttihad- slam asndan bir dier
nemli husustur.
ttihad- slamn yeni dneminde, u tespitimizi ifade
etmemiz gerekmektedir: ttihad- slam hayata geirme
araylar artk deiime uram grnmektedir. Hilafeti
yeniden ihya merkezli bir ttihad- slam fikri yerine, lkelerin
bir araya gelerek bir birlik oluturmalar fikri yeni dnemde
ttihad- slamn nokta-i merkezidir. Bu fikir sonraki on yllar
boyunca hep gndemde olacaktr. Ortadou ve slam lkelerinin
bir at altnda bir araya gelerek oluturduklar birliin
etkinliinin artrlmas abasnn gndemde olmasnda, phesiz
ki Avrupa Birliinin birlik oluturma konusundaki baars
nemli bir referans olacaktr. Bu bir araya gelme abalar
phesiz ki uluslarn iliki dzeyine baml bir olgudur.

1584

Bu dnemde ttihad- slam dile getiren kiiler


arasnda artk sadece gazeteciler, mtefekkirler, slam alimleri,
cemaat liderleri deil, baz lkelerin siyasi liderleri de
bulunmaktadr. ttihad- slam fikri toplumla birlikte Ortadou
siyasetinde de karlk bulmaya balamtr.
Ancak Ortadouda, Ortadou lkeleri ve halklarnn
ttihad- slama kar olan himmet ve gayretlerini blecek ve
nazar dikkatlerini datacak Pan-Arabizm dalgas da e zamanl
olarak kendisini hissettirmeye balamt.
11 Mays 1945de Msr, Suudi Arabistan, Irak, Suriye,
rdn, Lbnan, Yemen ve Filistin Araplar Arap Birlii
rgtn kurdular Haziran 1952 Devrimi'ni takiben lkenin
lideri olarak ortaya kan Abdulnasr, Msr'da Pan-Arabizmin
resmi bir doktrin haline getirilmesini salad (Okutan, 2001:167168). Nasrn hedefledii Msr merkezli birliin odanda her
ne kadar Araplar olsa da, birliin genilemi halinde Afrika ve
slam kuaklarnn da yer almas ngrlmtr. Birliin temel
kayglarnda slami unsurlar ve Filistin meselesi geni yer
almaktadr (Gler, 2011:178-179). Pan-Arabizm her ne kadar
1967 Arap-srail Sava'ndan sonra siyasi anlamda nemini
yitirmi olsa da Arap Milliyetilii fikri anlamda varln
korumutur.
Milliyetilik eksenli de olsa Ortadouda kurulacak
herhangi bir birlik az veya ok slami argmanlar tayacaktr.
Ortadouda kurulan bir birliin genilemesi halinde bunun
slam birlii ekline dnmesi ise kuvvetle muhtemeldir.
zetle slam Birlii hedefiyle kurulan slam
Konferans rgt bir konferans rgt olmann tesine
geememitir. Bugn 57 yesiyle Birlemi Milletlerden sonra
en fazla ye lkeye sahip olmasna ramen etkinlik kuramam.
ttihad- slamn salayaca avantajlar Mslman devletlere ve
toplumlarna salayamamtr. K nn alma, rgtlenme ve
toplanma sisteminin, rgt kresel aktr konumuna
ulatrmasna elvermedii gereinin yan sra, ttihad- slam
asndan iki nemli lke Msr ve Trkiyenin ekinceli
davranmalar da rgtn etkisiz olmasn salamtr. Trkiye,
rgt toplantlarna slam Birlii kayglaryla deil milli
menfaatleri, d politika ilikileri erevesinde katlmtr (Akta,
2009:7-8). K uluslarn ilikilerinin bir sonucu olarak ortaya

1585

kt gibi, onu etkin veya etkisiz klanda iinde yer alan


uluslarn birbirlerine ve rgte olan yaklamlardr.
Trkiye ve Msrn srkleyici rol almad bir ttihad slam yaplanmasnn etkinlik ihtimali ok zayftr. Trkiye ve
Msrn konumunu Mevdudi Bu gn slam leminde iki ayr
itibara sahip Mslmanlar arasnda lider durumunda bulunan iki
lke vardr Manevi ynden lider durumunda olan Msrdr.
Siyasi ynden lider durumunda olan ise Trkiyedir (Mevdudi,
111) eklinde ifade etmektedir.
Trkiye ise o yllarda slam Birlii, slam Ortak Pazar,
slam Dinar sylemlerini benimseyecek ve sonraki srete ska
dile getirecek olan kendi siyasi hareketiyle Prof. Dr. Necmettin
ERBAKANn liderliinde 17 Ocak 1970de Milli Nizam
Partisinin (MNP) kurulmas ile tanyordu. Bu hareketin nemi
Trkiye toplumunda mtefekkirler tarafndan tanagelen,
toplumun bir kesiminin bilincinde olan, ttihad- slam fikrinin
Trk siyaset platformunda dile getirilmesi, Trk siyasi hayatna
tanmas anlamna geliyordu.
Bu siyasi hareket, Milli Nizam Partisinin 1971 ylnda
Anayasa Mahkemesi tarafndan kapatlmasyla yoluna 1972
ylnda kurulan Milli Selamet Partisi (MSP) ile devam etmitir.
12 Eyll 1980 ylnda yaplan askeri mdahale neticesinde
MSPde kapatlm ve Erbakana da siyasi yasak getirilmiti. 19
Temmuz 1983te Refah Partisi adyla kurulan partiye, 1987
ylnda siyasi yasaklarn kalkmas neticesinde Erbakan genel
bakan olarak seilerek siyaset sahnesine dnyordu (Kazan,
2001:20). Bu tarihten sonra Refah Partisi, Trk siyasi hayatnda
etkinliini artrarak devam ettirecekti.
Erbakan bu zaman zarfnda slam Birliinin
kurulmasnn gerekliliini, Trkiyenin slam Birlii ierisinde
lider lke olacan, slam Birliinin kurulmas iin hangi
admlarn atlmas gerektii (Kazan, 2001:165-169) hususlarn
ulusal ve uluslararas platformlarda dile getirmeye devam
etmekteydi. Erbakann birlik tezlerinde Avrupa Birlii ile
kyaslamalar ve slam Ortak Pazar teorileri n plana
kmaktayd (Erbaka, 1991:93).
Refah Partisinin 1995 seimlerinden birinci olarak
kmasndan sonra Erbakan, 28 Haziran 1996da koalisyon
hkmetinin babakan olarak greve balad. Babakanlk

1586

grevinin hemen balarnda Ekim 1996da, slam lkelerinin


yeni bir birlik oluturmalar almalarna balad. Giriimleri
neticesinde Trkiyenin nclnde Banglade, Pakistan,
Malezya, Endonezya, ran, Msr ve Nijeryann katlmlaryla
D8 ad ile bir birlik, 15 Haziran 1997de resmen kuruldu (Alan,
176-179).
15 Haziran 1997de yaplan ilk zirvede Malezya
Babakan Mahatir Muhammed konumasnda: Trkiyenin
Osmanlnn gemiteki ann geri getireceine, D8 iin yapm
olduu ncln nemine deinerek, bu oluumun baarl
olmas durumunda yeliin dier lkelere de almas gerektiini
ifade etmitir (Alan, 198). Pakistan Babakan Nevaz erif de bu
oluumun Mslman lkeler arasndaki ibirlii konusunda yeni
bir vizyon olduunu (Alan, 208), ran Devlet bakan Haimi
Rafsancani ise oluumun mmetin btn karlarn salayacak
bir almay balatacana inancn belirtmitir (Alan, 205).
Erbakan verdii bir beyanatda; D-8in slam Birliinin
ekirdei olduunu, Almanyadan davet aldn, ancak ncelii
slam lkelerine verdiini, kendisinin Almanyaya ziyaretini
ertelediini, slam Birliini kurduktan sonra slam leminin
temsilcisi sfatyla Almanyaya gideceini ifade etmitir (Birand,
2012:162).
D politikada bu admlar atan Erbakan, lke ierisinde
ise 28 ubat sreci olarak bilinen, post modern askeri mdahale
olarak nitelendirilen bir srele kar karyayd. Bu srece bal
olarak D8 zirvesinden 3 gn sonra 18 Haziran 1997de
Erbakann Babakanlktan stifa etmesi, akabinde partisinin
kapatlmas ve kendisine de siyasi yasak getirilmesi neticesinde,
D-8de kendi halinde rlantide alan bir oluum haline
dnecektir. Erbakan ve Refah Partisinin dier yetkilileri 28
ubat mdahalesinin sebeplerinden birisinin D8 almalar
olduunu sonraki yllarda basn yayn organlarnda sk sk dile
getirmilerdir.
Bu hadiselerle birlikte ttihad- slam abalarnn pratik
uluslararas ilikiler uygulamalar sessizlie girecek, ancak teorik
ve toplumsal araylar devam edecektir. Bu araylarn devam
etmesi ttihad- slamn sosyal zeminde varln devam
ettirmesi, gnn birinde siyaset zeminine dnmesi ihtimalini
hayatta klmaktadr. Toplumsal alandan da ekilmesi onu

1587

tamamen tarihi bir olgu haline dntrr. Toplumsal zeminde


devam etmesi bu adan nem arz etmektedir.
TTHAD-I SLAMIN YAAM DESTEK NTES:
TOPLUMSAL ABALAR
Trkiyede Refah Partisinden sonra kurulan Fazilet
Partisi 22 Haziran 2001 tarihinde kapatld. Fazilet Partisinde
yer alan milletvekillerinin bir ksm Fazilet Partisinin izgisinde
devam eden Saadet Partisini kurarken, dier bir ksm da Recep
Tayyip Erdoan liderliinde 14 Austos 2001de Adalet ve
Kalknma Partisini (AK Parti) kurdular. 3 Kasm 2002
seimlerinde AK Partinin iktidara gelmesiyle Trkiyede yeni
bir dnem balyordu. Bu yeni dnemin orta ve uzun vadede
Ortadou Blgesi ve slam Dnyasna elbette yansmalar
olacakt.
Ak Parti iktidara geldikten sonra ncelikli hedefini
Avrupa Birlii olarak belirlemi, mzakerelerin balamas iin
gerekli abay ve dzenlemeleri gerekletirmitir. Buna bal
olarak 3 Ekim 2005te mzakereler resmen balamtr. Hem
mzakereler ncesinde hem de mzakereler sonrasnda atlan
admlar, deitirilen ve AB ile uyumlulatrlan yasalar
erevesinde, hem de fiili uygulamalara bal olarak oluan ve
gelien demokratik ortam neticesinde, toplumsal rgtlenme,
sivil toplum kurulular faaliyetlerinde art ve genileme
grlmeye balamtr. Mzakerelerin balamas ve devam
edebilmesi iin demokratik ortamnn salanmas ve
srdrlebilir olmas, bunun da en temel gstergesinin sivil
toplum kurulularnn varlnn ve diyalogunun gvence altna
alnmas kouludur. 2002 sonrasnda sivil toplum yaplanmas
ve faaliyetleri iin bir rahatlama ortam ortaya kmtr.
STK faaliyetlerinin, etkinliinin ve neminin geliimi,
ttihad- slam faaliyetlerinin tarihsel sre ierisinde 3.
dnmn de balatmtr. Bu dnm ttihad- slamn sivil
toplum kurulular ayann, aktif aktr olarak rol almak zere
sahaya inmesidir.
Bir nceki dnemde de slam dnyas fikir adamlarnn
fikirlerinin takipisi olarak faaliyetlerde bulunan veya siyasi
partilerin genlik yaplanmalar eklinde faaliyet gsteren

1588

STKlar ttihad- slam ve slam birlii sylemlerini aka dile


getirmekteydiler. Bunun dnda herhangi bir resmi
organizasyonu olmayan, islam dnyasnda varlklar bilinen,
bireylerle birebir iletiim eklinde hareket eden cemaatler de
nderlerinin ttihad- slam fikrini yaatm ve bireyden bireye,
kuaktan kuaa aktarmtr. Ancak bu faaliyetler kendi evreleri
ile snrl kalmtr.
Yeni dnemde ncelikle cemaatlerin STKlama
faaliyetlerinin arttn, var olan STKlarn da faaliyetlerini
artrdn ve fikirlerin etrafnda kurumsal yaplarn arttn
gryoruz.
Bu gelimeler neticesinde 1 Mays 2005 tarihinde
stanbulda 40 lkeden yz akn sivil toplum kuruluunun
katlmyla Uluslararas slm Dnyas Sivil Toplum
Kurulular Konferans: Deien Dnyada Yeni Bir Vizyon
Aray balkl bir konferans dzenlenmi, bu konferansa
dnemin Meclis Bakan Blent Arn ve Dileri Bakan
Abdullah Gl de itirak etmilerdir. Konferansa katlan STK
temsilcilerinin oylar ile slam Dnyas Sivil Toplum
Kurulular Birlii (DSB)nin kurulmasna, kuruluun
merkezinin ise stanbul olmasna karar verildi. Birliin
kuruluu 31 Aralk 2005 tarihli Bakanlar Kurulu karar ile
Uluslararas Kurulu Stats de verilerek resmiletirildi
(Theunity,2012).
Birlik slam dnyas sivil toplum kurulular arasnda
birlik ve koordinasyonu temin etmeyi, slam dnyasnda
ibirlii ve dayanmay tesis etmeyi hedef alan her trl
blgesel, yerel ve uluslararas teebbs desteklemeyi, slam
dnyasn alakadar eden problemlerin zmne mtereken
katkda bulunmay misyon edindiini ilan etmitir. Bu
dorultuda slam limleriyle, STKlarla ve ilgili lke siyasi
kurulularyla srekli toplantlar faaliyetler ve ibirlii
antlamalar yaplmaktadr.
Birliin resmi internet sitesinde, birlie 45ten fazla
lkeden 217 kuruluun ye olduu grlmektedir. Bunlardan
82 tanesi Trkiyede yer alan STKlardr. Ancak burada
deinmemiz gereken ok ince detaylar bulunmaktadr. DSB
yesi olan Trkiyedeki vakflardan bir tanesi olan Trkiye

1589

Gnll Teekkler Vakfnn (TGTV) bnyesinde 119 tane


ye STK bulunmaktadr (Tgtv,2012).
DSB bnyesinde Trkiyedeki STKlarn dnda
Fildii Sahillerinden Msra, Seyellerden Bangladee,
Srbistandan Moolistana kadar uzanan ok eitli lkelerden
STKlarn olduu grlmektedir. Bu lkeler arasnda Ortadou
ve Kuzey Afrika lkeleri de bulunmaktadr.
Birinci blmde baz mtefekkirlerin balattklar
hareketlerin gnmze kadar ulatn, bu hareketlerin de
ttihad- slam iin nemli olduunu ifade etmitik. Ancak bu
nemin ne ekilde ve nasl olduuna, bu nemin fikir
oluturma dnda icrai ne gibi bir katks olduuna
deinmemitik. 20. asrn birinci yarsnda ifade edilen szlerin,
20. asrn ikinci yarsnda atlan bir admn nemini, gnmzde
daha iyi anlamamz salayan gelimeler bulunmaktadr.
Buradan hareketle Bedizzaman Said Nursinin ttihad- slam
konusundaki tahidatna daha nce 20. asrn birinci yarsn
anlattmz birinci blmde deinmitik. Bedizzaman Said
Nursinin talebeleri tarafndan 1974 ylnda Hayrat Vakf
namyla bir vakf kurulmutur. Bu vakf 2005 ylna, yani
bahsettiimiz demokratikleme sonucunda oluan STKlarn
gelime ve aktifleme dnemine kadar siyasi ve toplumsal aktr
olma iddias tayacak faaliyetlerde bulunmamtr. Bu tarihlere
gelindiinde Pek ok vakfla birlikte daha nce deindiimiz
Trkiye Gnll Teekkller Vakfnn (TGTV) Mtevelli
Heyeti, Ynetim ve cra Kurullar yelii grevlerini
stlenmitir. Bunun yan sra slam Dnyas Sivil Toplum
Kurulular Birliinin (DSB) kurucu yesi (Hayrat
Vakf,2012) ve Trkiye temsilcilii grevleri ardndan 3
Haziran 2012 tarihinde Genel Sekreterlik grevini stlenmi ve
bu grevi devam etmektedir (Theunity,2012).
Hayrat Vakfnn ttihad- slam ve STKlar asndan
bir baka nemli adm daha olmutur. 27 Mays 2012 tarihinde
Ankarada ttihad- slam konulu 15.000 kiinin dinleyici
olarak bulunduu uluslararas bir konferans tertip etmesidir.
Konferansa Afganistan, Filistin, Sudan, Suudi Arabistan, Msr,
Pakistan ve Malezya gibi slam lkelerinden misafir ve
konumaclar katlmtr. Bu konferans yine birinci blmde
belirttiimiz 1921 ylnda Ankarada yaplmak istenilen fakat

1590

gerekletirilemeyen ttihad- slam Konferansnn 91 yl sonra


Ankarada yaplmas olarak deerlendirilmitir (Meri, 2012).
Bu faaliyetler aktif ve ilevsel olarak dnya siyaset
sahnesinde yer almayan ttihad- slam fikrinin bireyler ve
toplumlar nezdinde hayatn devam ettirmektedir. Toplumsal
alanda giderek glendii mahade edilmektedir. Bu mevcut
durum fikrin tekrar dnya siyaset sahnesine gl toplumsal
destek ile kmas durumunu ortaya karacaktr.
TTHAD-I
SLAMIN
RESTORASYONU
ULUSLARARASI LKLER DSPLN

VE

Buraya kadar olan blmde ttihad- slamn teorik


altyaps ve inas ile pratik uygulama abalarnn servenini
inceledik. Grlmektedir ki ttihad- slam bir uluslar aras
ilikiler biimidir. Toplumsal yaplanmalar, abalar ve
faaliyetler de olsa nihai hedefi uluslar, devletleri bir araya
getirmek, bu bir araya geli ierisinde bir ama ortaya koymak
ve oluan birliktelikte uluslarn iliki biimlerini belirlemektir.
Amacn ncelikle slam devletlerini ve toplumlarn
belli bir zeminde bir araya getirmek olduu grlmektedir. Bu
birlikteliin slam Dnyas ve Ortadou blgesinde yaanan
scak atmalar nleyecei ngrsdr. ttihad- slam
blgesi snrlarna dahil olan snrlar ile dahil olmayan snrlar
arasndaki atmalar da nleyecektir.
Kresel lekte ska yaanan kresel lekli terrist
saldrlara kar ibirlii yapma imkan ortaya karacaktr.
Dnya kamuoyunda, eitli medya organlarnda slamc
rgtlerden kaynakland ska ifade edilen iddet ierikli
saldrlarn nlenmesi veya sonradan faillerinin teslim edilmesi
sreleri daha etkin olarak uygulanabilecektir. Blgesel huzur
kresel huzuru netice verecektir.
ttihad- slam snrlar ierisinde yer alan devletler
sadece siyasal ibirlii ierisinde olmayacaklar, ekonomik ve
sosyal ibirliinde de bulunacaklardr. Birlikte kalknma
programlar uygulayabileceklerdir.
Giderek tek kutuplulaan dnyaya denge unsuru
olabilecek yeni bir kresel g ortaya km olacaktr. Bu

1591

kresel g kendi blgesinin ekonomik, sosyal ve siyasal


karlarn koruyacaktr.
ttihad- slamn ekonomik sosyal ve siyasal ama ve
neticelerinin yan sra deerler ekseninde ve temelinde bir
amac ve neticesi daha bulunmaktadr. Bu ama ise dealizm ve
Realizmde deinildii gibi insann z ile ilgilidir. slam
dininin z ve eitli hkmleri Mslmanlarn birlikte
hareket etmelerini emretmektedir. Mslman bireylerin ve
toplumlarn zne bu erevede hareket edilmesinin
gerekliliini n plana karmaktadr.
Netice olarak ngrlebilecek bu hususlar ayn
zamanda amac da oluturmaktadr. Bu iliki ama ve amaca
uygun netice elde edilmesi ilikisi olarak ifade edilebilir.
Devletler veya uluslararasndaki ilikilerin nedenlerini ve/veya
amalarn
aklayan
uluslararas
ilikiler
teorileri
bulunmaktadr. Yukarda deinilen olgular uluslarn iliki
kurmalar iin pratikte grlen bir arayn amalardr. Ancak
istenilen neticeye henz ulalamamtr.
ttihad- slam mahiyetinde yeterince uluslar aras
iliki gerekesi olabilecek, uluslar aras ilikilerin nedenini
aklayabilecek unsura sahiptir. Gnmzde geldii bu aama
ile bu erevede yeniden tartlmas gerekmektedir. Bu
tartmann, tanmlamann ve fikrin yeniden bir ynyle
restorasyonunun Uluslar aras ilikiler disiplini ierisinde
incelenmesi gerekmektedir.
ttihad- slam mevcut haliyle ilk kt zeminde
slamclk ekseninde bir fikir akm olarak alglanma halini
srdrmektedir. Bu alg kabul onun dier alanlara almasna
engel olmaktadr. ttihad- slam gnmzde salt bir ideoloji,
bir fikri akm, nostaljik bir siyasi tarih yapra veya bir topya
olarak deerlendirilmemelidir. ttihad- slam her eyiyle bir
uluslar aras ilikiler biimidir. Mahiyetinde amalar vardr,
neticeler vardr, aralar vardr, teorisi vardr, pratik uygulama
denemeleri vardr. Dolaysyla iki kelime ile ifade edilen
yapsal arka plan olan komplike kavramsal bir olgudur.
Bu hususiyetleri ile disiplin ierisine alnmal, daha
ok tartlmal, yeniden tanmlanmal, kurumsall teorik
olarak yaplandrlmal, disiplin literatrne teorik ve siyaset
alanna pratik olarak gelitirilerek sunulmaldr.

1592

SONU
Uluslararas likiler disiplininde Uluslararas likileri
belirleyen, etkileyen, sorunlar ve zmleri, aklayan belli bal
teorik yaklamlar bulunmaktadr. Bu yaklamlarn ilk ortak
zellikleri literatrde genel kabul grm kresel teoriler
niteliinde olmalardr. Bu teorilerin bir ksm idealizmrealizm rneinde olduu gibi bir dierine kyasla varlk
bulurken, bir ksm da Uluslararas likilere Feminist
Yaklamlar rneinde olduu gibi dier teorilerden bamsz
olarak ortaya km olmasdr. Btn bu teorilerin ikinci
zellikleri Bat kaynakl teoriler olmalardr.
slam dnyas ve zellikle Ortadou Uluslararas
likiler disiplinine, yaad srekli atmalar, sorunlar ve
kaoslar nedeniyle saha incelemeleri, pratik aratrmalar iin
olduka nemli malzeme sunmu ve disiplindeki btn
aratrmaclarn olduka ilgisini eken bir dnya ve corafya
olmutur. slam dnyas ve Ortadou teorik yaklamlaryla
disiplin zerinde ayn ekici etkiye, ayn dikkat ve ilgiye mazhar
olamamtr.
Halbuki slam Dnyas nfus itibariyle Dnya
nfusunun bete birini oluturmaktadr. Enerji kaynaklar, enerji
ulam ve aktarm yollar ile corafi olarak da dnyann nemli
bir parasdr. Bunun yan sra kkl, gl tarihi gemii ve
kadim medeniyetlere beiklik etmesi nedeniyle gl bir
birikime sahiptir.
Bu birikimledir ki blgenin kendisi ile ilgili syleyecek
sz olmu, blgede ulus devletlerin kurulmasnn hemen
ncesinde, ulus devletlerin kurulmas srecinde ve
kurulmasndan sonra da slam dnyasnn ve slam lkeleri
uluslarnn, birbirleri arasndaki ilikileri yani uluslararas
ilikilerinin nasl olmas gerektii konusunda pratik karl
olabilecek teorik neriler blgenin fikir adamlar tarafndan
ortaya konulmutur.
Bu teorilerden belki de en nemlisi ve by ttihad slam fikridir. ttihad- slam Osmanl mparatorluunun son
dneminde ortaya km olsa da mparatorluun dalmasndan
sonra da varln devam ettirme abasnda olmutur. Onu ortaya

1593

karan ve devam ettiren faktr phesiz ki slam dnyasnn ve


Ortadou blgesinin yaad atmalar, ekonomik ve siyasi
alkantlardr. Blgedeki bu kaosu nleyecek faktrn blgenin
birliinden getii eitli zaman dilimlerinde ilim ve siyaset
adamlar tarafndan dile getirilmitir.
Bugn dnyann en nemli sorunlarndan birisi gven
iinde yaamak iin srdrlebilir bir barn teminidir. 11 Eyll
hadiseleri gstermitir ki slam dnyasnn ve Ortadou
blgesinin yaad bu srekli atma halinin etkileri artk
sadece blge ierisinde kalmamakta zaman zaman dnyann
Mslman olmayan dier lkelerine ve blgelerine de
yansmaktadr. Kresel gvenlik iin slam dnyasnn kendi
ierisinde atmalar engelleyecek bir sistemin yan sra kresel
yeni denge kutbu oluturulmas gerekmektedir.
Bu yapnn oluturulmas ise yine bu corafyalardan
mervi olmu en uygun yntemin deerlendirilmesiyle
mmkndr. Bu yntem ttihad- slam fikri veya teorisidir. Bu
nedenle bu fikrin uluslar aras disiplin ierisinde yeniden
restorasyonu, teorik inas, uluslar aras ilikiler disiplini
literatr ierisine dahil edilerek tartlmas gerekmektedir.
Biz bu almamzda uluslararas ilikiler disiplininin
teorik yaklamlar ierisinde bu konuyu tartmaya amaya ve
fikrin gnmz dnyasnda restorasyonu iin katkda bulunmaya
altk. Bilindii zere literatrde yer alan Demokratik Bar
Teorisinde demokratik devletler birbirleriyle savamazlar
eklindeki kuvvetli bir argman bulunmaktadr. Bu teori gibi
ttihad eden devletler birbirleriyle savamazlar ve ittihadn
paras olan devletin hariteki bir devletle savatrmazlar
argmanlar da literatrde tartmaya almaldr.

1594

KAYNAKA
AKGNDZ, Ahmet, Bilinmeyen Bir Dahi Bedizzaman Said
Nursi, Bilge yaynlar, stanbul 2010
AKTA, Mnevver, Trkiye slam Konferans rgtne ye
Midir?, Dokuz Eyll niversitesi Hukuk Fakltesi
Dergisi Cilt: 11, Say 1, 2009,
ALAN Blent, D-8 Yeni Bir Dnya, Yrnge Yaynlar, stanbul
ALBAYRAK, Sadk, Yiit Dt Yerden Kalkar, z
Yaynclk, 2. Bask stanbul 2012,
ARI, Tayyar, Gemiten Gnmze Ortadou Siyaset Sava,
Diplomasi, Alfa Yaynlar, stanbul 2005
BRAND Mehmet Ali, Reyhan YILDIZ, Son Darbe: 28 ubat,
Doan Kitap, ubat 2012, stanbul
ELK, sa, ada ki slam airi: Muhammed kbal ve
Mehmed Akif, Atatrk niversitesi lhiyat Fakltesi
Dergisi, say: 22, Erzurum, 2004
Davut DURSUN, Kral Faysal'dan krk yl sonra Kral
Abdullah'n ziyareti, Yeni afak Gazetesi, 08.08.2006,
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/default.aspx?i=1114&
y=DavutDursun (28.09.2012)
Ebul-ala El Mevdudi, (Tercme: Celal Yldrm, Avni elik),
Biz ve Bugnk Bat Medeniyeti, Hilal Yaynlar,
stanbul,
ERBAKAN Necmettin, Adil Ekonomik
Matbaaclk, Ankara 1991

Dzen,

Semih

GLER, E. Zeynep, Arap Milliyetilii: Msr ve Nasrclk


Tahrir Meydannda Korkuyu Yenmek, Yazlama
Yaynevi, Nisan 2011, stanbul
Hasan El Benna, Hatralarm Mslman Kardeler, Beka
Yaynlar,
http://www.hayratvakfi.org
http://www.tgtv.org
http://www.theunity.org

1595

KAZAN, evket, Refah Gerei-1, Keif Yaynlar, Ankara


2001
MER, Muhsin, Yiit Dt Yerden Kalkar, Yeni Akit
Gazetesi, 30.05.2012
MISIROLU, Kadir, Gemii ve Gelecei ile Hilafet, Sebil
Yaynlar, stanbul 2011,
MRSEL, Safa, Bedizzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi,
YeniAsya Yaynlar, Haziran 1976, stanbul
OKUTAN, aatay, Arap Milliyetilii, Ankara niversitesi
Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi, Cilt: 56 Say: 2 Yayn
Tarihi: 2001,
ZCAN, Azmi, Pan-slamizm Osmanl Devleti Hindistan
Mslmanlar ve ngiltere (1877-1914), TDV slm
Aratrmalar Merkezi yayn, stanbul. 1992
ENOLU, Kemal, Yusuf Akura -Kemalizmin deolou,
Kaynak Yaynlar, stanbul, 2009
TRKNE, Mmtazer, Siyasi deoloji Olarak slamcln
Douu, Etkileim Yaynlar, stanbul, Mays 2011

1596

NASYONAL SOSYALZMDE IRKSAL HJYEN VE


JENK PRATKLER
Yrd. Do. Dr. Nihat YILMAZ

ZET
Nasyonal Sosyalizm biyopolitik programnn temelini
tekil eden kavram rksal hijyen kavramdr. Nasyonal
Sosyalist politikalarda rksal hijyenin beraberinde getirdii baz
nemli durumlar sz konusudur: Alt tabaka zihniyetinden
kanmak, rksal melezlie kar tepkiler, rksal karakteri
muhafaza etmek iin yabanc kann nfuz etmesini engelleme.
Tm bunlarn yannda rksal hijyeni meydana getirecek bir
kaltmsal biyolojik almalarn yaplmas da yani jenik (soy
gelitirilmesi bilimi) bir takm aratrmalara giriilmesine neden
olmutur. Alman rksal hijyencileri dnyann drt bir yannda
yaplan jenik almalar yapan genetikileri de dikkatle takip
etmilerdir. Tm bu abalar stn bir rk meydana getirmek iin
gerekletirilmitir. Bildiride temel amac rksal hijyeni
salamaya alan Alman Nasyonal Sosyalizmi ne tr jenik
pratiklerde bulunduunu ve rksal hijyeni salama da neden
baarsz olduklarn tespit etmektir. Gnmz dnyasnda art
eilimi gsteren baz ar sa partilere ideolojik temel salayan
Nasyonal Sosyalizmin bu boyutuyla ele alnd snrl almalar
bulunmaktadr. Bir balamda bu alma siyaset ile biyoloji
arasnda nasl bir ilikinin olduunun da ortaya konmas
noktasnda bir takm eksiklikleri giderecei dnlmektedir.
Dolaysyla bu alma farkl dillerdeki literatr de takip edilerek
Trke literatre katk salayacak bir alma nitelii
tamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Nasyonal Sosyalizm, jenik,
Irksal Hijyen, Kan ve Toprak

Gmhane niversitesi, BF, Siyaset Bilimi ve Kamu Ynetimi,


nihatts@hotmail.de

1597

RACIAL HYGIENE AND EUGENIC PRACTICES IN


NATIONAL SOCIALISM
ABSTRACT
The notion in National Socialism that constitutes the
basic of biopolitic program is the notion of racial hygiene. In
National Social politics, there are some important situations in
question brought with the racial hygiene : Avoiding lower class
mentality, reactions against racial hybridity, preventing the
foreign blood diffusion to protect the racial character. Besides all
these, genetic biological studies that will generate the racial
hygiene, caused a number of eugenic (the science of improving a
race) researches to be embarked. German racial hygieners also
followed carefully the geneticists working on the eugenic studies
in all over the world. All these efforts were carried out to generate
a master race. The main purpose of the notification is to find out
what kinds of eugenic practices the National German Socialism
had and the reasons why they failed at providing a racial hygiene,
whose main purpose was to provide a racial hygiene. There are
limited studies addressing this extent of National Socialism
which provides an ideologic base for some of the extreme right
wing parties that tend to increase. In this respect, this study is to
be thought to remove some of the shortcomings about putting
forward what kind of a relationship politics and biology has.
Therefore, this study, by following the literature from different
languages, bears with itself to be a kind of study that will
contribute to Turkish literature.
Key Words: National Sacialism, Eugenic, Racial
Hygiene, blood and soil
GR
Nasyonal Sosyalizm siyasi yelpazenin ar sa ucunda
yer alan bir ideolojidir. stn rk anlay ve dolaysyla rk
ynyle de faizmden ayrlmaktadr. Alman rknn ari bir rk
olduunu dier rklara kar bir stnln savunan bir
ideolojidir. Bu stnln ispat edebilmek iinde genetik ve
kaltm bilimlerinden yararlanmaya almtr. stn rkn
genetik biliminin yardm ile gerekletirilebileceine inanarak
bu bilim dalnda bilimsel almalarda bulunulmutur. Homojen

1598

bir rk iin benzer DNA zelliklerine sahip bireylerden oluan bir


toplum meydana getirilmek istenmektedir. Bu ynyle homojen
rk oluturma abalar bugn de birok toplumda sz konusu
olmakta ve bu da ciddi problemlere neden olmaktadr.
Dolaysyla tarihten ders karma anlamnda Nasyonal Sosyalizm
dneminde yaanan tecrbelerden bir kesit sunmak fayda
salayabilir. Bu nedenle bildiride ncelikle ideoloji kavramnn
ne olduu zerinde durulmaktadr. Daha sonra ise Nasyonal
Sosyalizmin rksal hijyen ve jenik pratiklerine deinilmektedir.
DEOLOJ KAVRAMI
deoloji kavram sosyal bilimler alannda en fazla
tartlan siyasi terimlerden biridir. Bugnk anlamnda ideoloji
belli bir trde rgtlenmi siyasal eyleme temel salayan ve
belli bir tutarlla sahip fikirler setiolarak tanmlanmaktadr
(Heywood, 2012: 41). Bu tutarlla sahip fikirler seti sayesinde
dnyada egemen olan siyasi akmlar, ayaklanmalar, devrimler,
siyasi hareketler ve savalar daha kolay anlalabilirler
(Karatepe, 2011: 11). Dolaysyla ideoloji insanlarnda
evrelerinde gerekleen baz olaylarn aklanmasnda onlara
yardmc olan nemli bir kavramdr. Karmak saylabilecek bir
takm durumlar ideolojiler tarafndan en st seviyede akl
yrtmeye gerek olmadan basite indirgenerek sunulmaktadr.
deolojiler ayn zamanda hem lkelerin siyasal
sistemlerini ve hem de bu siyasal sistemlerin eletirilerini
yapmaktadrlar. Bunun yannda gelecekte arzu edilen iyi bir
toplum modeli iin insanlara vizyon sunma da ideoloji
araclyla yaplabilmektedir. yi bir toplum modelinin
gereklemesini salayacak siyasi deiimin nasl salanaca
veya salanmas gerektiine ilikin yollar da ideolojiler
tarafndan gsterilmektedir (Heywood, 2012: 41). Bireylerin
siyasal tutumlarnn oluumunda ve deiiminde olduka etkili
bir kavram olan ideoloji Fransz aydnlanmas srasnda
tremitir. Destutt ve Tracy 1796da toplumsal problemleri
zmlemede ve bu problemlere zmler gelitirmede
kullanlabilecek bir fikir bilimini betimlemek zere ideoloji
kavramn nermitir. Toplumdaki nedensel gleri anlamak iin
mantksal dncenin kullanlmas zerine odaklanan ideoloji
kavramnn ilk anlam ok olumlu idi (Milbum, 1998: 110). De

1599

Tracy idealar bilimi olarak adlandrd ideolojiden trettii


bilgiyi btn topluma uygulamak ve bu sayede de insan yaamn
toplumsal ve siyasi anlamda gelitirme ynnde bir giriimde
bulunmak istemekteydi. Bu anlamda ideolojinin siyasetle yakn
bir iliki iinde olduu anlalmaktadr (Baradat, 2012: 14). De
Tracy fikirler bilimi olarak adlandrd ideolojinin bilimlerin
kraliesi olarak kabul edileceini ne srmektedir. Fakat bu
yksek beklentilerin aksine, terimin bu olumlu ilk kullanmnn
etkisi sonrakiler zerinde olduka azdr (Heywood, 2012: 70).
Gnmz gelindiinde ideoloji szc aalayc ve pejoratif
bir anlam ifade etmektedir (Milbum, 1998: 110). deoloji
kavramna bu daha kalc anlamn 19. yyda yazlaryla Karl
Marx yklemitir. Marxa gre ideoloji, ynetici snfn
dncelerine, yani snfl sistemi desteklemeye ve smry
devam ettirmeye katkda bulunan fikirlere karlk geliyordu
(Heywood, 2012: 70). Yani Marx ideoloji terimini, toplumsal
gerein sosyal snflar tarafndan arptlmas olarak olumsuz
bir anlamda kullanmtr. Marx ideoloji gerei yanstmayan,
yanl bir fikir olarak grmtr. Dolaysyla maddi gereklii
yanstmayan ideoloji Marxa gre doru bilginin kayna
olamaz; doru bilginin kayna ona gre bilimdir (Karatepe,
2011: 20).
deolojik bir varlk olan insan, dncelerini aklarken
bal olduu dnya grnn kontrol altndadr. deoloji sz
konusu olunca, bu kontrol daha da artmakta ve tarafsz bir
davran sergileme glemektedir. deolojiler inananlar
tarafndan insanlarn daha mutlu ve mreffeh yaamasn
salayan dnya gr olarak yceltilirken, kartlar
tarafndan gerei yanstmayan, hayatla ilgisi olmayan hayalci
grler olarak sulanabilmektedir. nsanlar bilinli ya da
bilinsiz bir ekilde belli deerler ve inanlarn oluturduu bir
perdenin ardasndan dnyaya bakmaktadrlar. Bundan dolay da
n yarglardan tam olarak kurtulmann da bir yolu
bulunamamtr. Bu durumu Cemil Meri yle zetlemektedir:
Her bir ilim, hakikatin btnn sunmaz. nsan ilimlerinin
hepsi de bir yanyla ideolojidir. deoloji, yani belli bir
medeniyetin, belli bir inancn, belli bir cemaatin mdafa
silahdr (Karatepe, 2011, 14).

1600

Tm bu yorumlamalara
ilikilendirilen anlamlar arasnda,
aadakilerdir (Heywood, 2012: 21):

baklarak ideolojiyle
en gze arpanlar

Siyasi bir inan sistemi.


Eylem ynelimli siyasi fikirler kmesi.
Ynetici snfn fikirleri.
Belli bir sosyal snf veya sosyal grubun dnya gr.
Snfsal veya sosyal karlar da vuran siyasi fikirler.
Smrlen veya bask altndakiler arasnda yanl bilinci
yayan fikirler.
Bireyi sosyal balamda konumlandran ve mterek aidiyet
hissi yaratan fikirler.
Bir siyasi sistemi veya rejimi merulatrmak zere, resmi
olarak ayrcalk verilmi fikirler kmesi.
Hakikat tekeli iddiasndaki her eyi kapsayan siyasi reti.
Soyut ve olduka sistematik nitelikteki siyasi idealler kmesi.
NASYONAL SOSYALZMDE IRKSAL HJYEN VE
JENK PRATKLER
Nasyonal Sosyalist ideolojinin nemli unsurlar gemi
zamanlarda Ernst Haeckelin dncesinde yer almtr. 1866
ylnda Haeckel bilim olarak ekoloji kavramn kullanmtr
(Koch, 2014). Almanca konuan dnya teorisini savunan
Haeckel MONISM adn verdii toplumsal Darwinci bir
felsefe gelitirmitir. Bilimsel temeli evresel btnsellik
olan bu felsefenin temelinde wlkisch35 dnce sistemi
yatmaktadr (Bilgin, 2003: 16).
Faizm, devletin an ve esenlii iin kendi karlarn ve
hatta yaamlarn feda eden bireylere ihtiya duyan totaliter bir
ynetim eklidir. Tanrsalla ait mistik nitelikler edinme, devlet
ve devlet liderleri gibi durumlar insanlarn kutsal kannn heroik
tezahrleridir. Buna bal olarak ekofaizm ise bireylerin kendi
karlarn lkenin refah ve an iin feda etmesini gerektiren,
hayatn grkemli an ya da doann organik btnn, bunun
yannda insanlar ve devletleri de kapsayan totaliter bir ynetim
35

Milliyeti poplizm ve doa mistisizmini birletiren gl toplumsal yaklam


(Bilgin, H, 2003).

1601

ekli olarak tanmlanabilir. lke, her eyin kutsal kayna ve


mutlak ls olduundan dolay mistik zelliklere sahip
olmaktadr. evreyi kirleten lkeler gerek toksinler gerekse
kusurlu gmen trlerinin kabulyle sadece devletlerin istikrar
ve gvenliini tehdit etmemekte, ayn zamanda kutsal doal
dzenin kendisini de aalamaktadr. Szde yaam a olmasna
ramen hiyerarisizlik, ekofaizm bencil (dolaysyla doal
olmayan) bireyler ve insanlara kar doal ilkeleri uygulayan
liderlerin gerekli olduunu kabul etmektedir. Ayrca ekofaizme
gre militarizm, yaylmaclk ve muhtemelen rklk hem
sanayilemi hem de kalabalk gelimekte olan lkelere
yaplan saygszla kar lkelerin kendilerini savunmalarn
gerekli klan durumdur. Ekofaist teori darwinist ilkeler ile
uyumlu ekofaist bir devlet hayatta kalma mcadelesini
baaracaktr, nk byle bir devlet evreye kar daha fazla
uyarlanm ve saygl, ayn zamanda da yaamn kutsal an (the
sacred web of life) yceltmi bir devlet olacaktr (Zimmerman,
2005).
Ekofaizmin olmad ynetimler halen bulunmaktadr.
Ekofaizmin nemli ynleri Alman Nasyonel Sosyalizm
dneminde ayrt edilebilir. Bu dnemdeki nemli slogan Blut
und Boden yani Kan ve Topraktr. Bazlar Nazizmi
siyasal bir din olarak betimlemektedirler. Buna gre devlet,
doann yaratc gcn gsteren ve devam ettiren rk saf kan
korumak zorundadr. Birok Nazi iin kann temizlii
dncesine Alman kutsal misyonu iin ok nemli olduuna
inanyor ve bundan dolay da soylu kuzey Avrupa rklarnn
dejenere
olan
Yahudilerden
kurtarlmas
gerektiini
savunmaktadrlar. Naziler aka Hristiyanln teki dnya
ileri olan doa dini (religion of nature) ile doal olmayan
Yahudilerin rnn karlatrmaktadrlar. Irklar var
olduklarndan beri ortaya ktklar topraklarla yakndan
ilikilidirler (Zimmerman, 2005).
Nasyonal Sosyalizm dneminde sklkla kullanlan
halkn bedeni (Volkskrper) metaforu otoriter, hiyerarik bir
ekilde yaplam ve rksal bakmdan da homojen bir topluluu
belirtmektedir. Nasyonal Sosyalizmin devlet ve topluma ilikin
grlerinin 2 nemli zellii vardr: Birincisi, tarihin zneleri
bireyler, gruplar ya da snflar deildir. Ortak bir genetik miras
olan kendi iine kapal toplumlar tarihin zneleridir. Halklarn ve

1602

rklarn miras aldklar biyolojik zelliklerine baklarak doal


hiyeraride bir yer edindikleri varsaym da bu Nazizmin temel
dncesidir. Miras alnan biyolojik zellik dncesinin
sadece merulatrc bir ilevi bulunmamakta, bunun yannda
bireylere ya da gruplara adaletsiz bir ekilde muamele edilmesi
iinde gerekli bir grt. Nasyonal Sosyalizmin devlete ve
topluma ilikin ikinci temel zellii ise, Nasyonal Sosyalist
ideoloji sosyal ilikilerin ve siyasi sorunlarn neticede biyolojik
nedenlere isnat edilebilecei kansna dayanmaktayd (Lemke,
2012: 27). Nasyonal Sosyalist hareket sosyal Darwinci
dnceleri pan Almanc ve milliyeti ideolojilerle
btnletiriyordu. Bu balamda bir yandan antropolojik,
biyolojik ve tbbi kavramlar kullanrken, dier taraftan da hem
kuramsal retimi hem de ampirik almalar destekliyorlard.
zetle Nasyonal Sosyalist ideoloji biyopolitika erevesinde iki
bak asyla ele alnabilir: Birincisi, rksal hijyen ve
kaltmsal biyolojideki (Erbbiologie) biyopolitik programn
temeli; ikincisi, bu dncelerin jeopolitik dncelerle
birlemesi (Lemke, 2012: 28).
Nasyonal Sosyalizm dnemi Reich Salk Dairesi
bakan Hans Reiter 1934 ylnda Nazizmin biyopolitikas ile
ilgili olarak her toplumun gemiinin, bugnnn ve
geleceinin kaltmsal biyolojik olgular tarafndan
belirlendiini iddia etmekteydi. Alman halknn yaamndaki
verimin
(Lebenstchtigkeit)
artrlmas
genetik
materyalinin nitelik asndan gelitirilmesiyle arttrlabilir.
Yaamdaki verimin arttrlmas noktasnda Reiterin savunduu
dier nemli gelime ise jenik (soy gelitirilmesi bilimi)
pratiklerdir. Nasyonal Sosyalizm ayrca rksal melezlik
tehlikesine, Alman halknn rksal karakterine yabanc kann
nfuz etmesinekar tepkiler vermektedir. Nasyonal
Sosyalistlere gre rkn saflna ilikin kayglarn giderilmesi i
ve d dmanlarla mcadele ile salanabilir. Dolaysyla
biyopolitik dncelerle jeopolitik dnceler bulumaktadr.
Yani rksal politik programla Lebensraum36 (yaam alan)

36

Lebensraum biyolojide bir bitki ya da havan trnn doal yaam alann ifade
etmektedir. Kavram sosyal bilimlerde 20. Yzyln banda Alman smrge
politikas tartmalarnda kullanlmtr. Nasyonal Sosyalizmde Doudaki
Lebensraum (Yaam Alan) slogan Polonya ve Sovyetler Birlii'ne kar saldr
sava iin ideolojik bir meruluk aracdr. Bugn Lebensraum genellikle iinde

1603

retisinin birlemesi sonucu, Nazi Almanyasnn emperyalist


genileme politikasnn ideolojik temelleri atlm olmaktadr.
1938 ylnda Nasyonal Sosyalizmin en eski d politika esi
olan Lebensraum kavram, jeopolitikann babas olan Alman
corafya uzman Friedrich Ratzel tarafndan ortaya atlmtr
(Lemke, 2012: 29). Ksacas, kendine zg bilimsel temellere
dayandrlarak, Alman rknn safln, salkl ve kltrl
kuaklar yetitirmeyi amalayan Nazi rkl, Pan-Cermenist,
yaylmac bir milliyetiliktir. Pan-Cermenizme gre, Cermen
rk saf ve korunmas gereken bir rktr ve dier rklardan daha
stndr. Cermen rknn geliip oalabilmesi yeni yaam
alanlarna ve yeni ekonomik kaynaklara baldr. Dolaysyla
Nazi rejiminin yaylmac bir politika izlemesinin nemli
nedenlerinden biri Cermen rknn geliip oalabilecei uygun
yeni yaam alanlarna duyduu ihtiyatan kaynaklanmaktadr
(Karatepe, 2011: 139).
Nasyonal
Sosyalist
biyopolitikann
nemli
zelliklerinden biri rksal hezeyan ve soykrm arasndaki ilikiyi
ieren Blut und Boden (Kan ve Toprak) formldr (Lemke,
2012: 31). Blut und Boden Nasyonal Sosyalist ideolojinin
zellikle kyllk ile ilgili slogandr.
Nasyonal
Sosyalizmin yar dini temel dncesine gre, rk tanmlanan
Volkskrper (halkn bedeni) yani Blut (kan) ile onun
ikamet ettii blge arasnda Scholle (Anavatan veya Toprak)
bir birlik bulunmaktadr. SS Irk ve Yerleme Ba Dairesi Bakan
Richard Walther Darr tarm romantizmi konusunda nasihatlerde
bulunmutur. Kyl yaam ekli kentsel yaam ekli karsnda
daha ideal olandr. Ayrca Nasyonal Sosyalist Halk Topluluuna
salanan destek iin kyllk nemli bir yere sahiptir. Nasyonal
Sosyalistler yeni bir kyl soylularnn oluumunu tasavvur
etmektedirler ve saf Kuzey Germen rkn yeniden eski haline
kavuturmasna da yardmc olmaldrlar. Her eyden nce SS,
ayn zamanda Adolf Hitler ya da Baldur von Schirach Blut und
Boden kavramna iddetle sahip kmaktadrlar. "ktidarn ele
geirilmesi"nden nce krsal alanlarda Blut und Bodenin
propagandaya ynelik nemi bulunmaktayd. Blut und Boden
ideolojisinin ayrlmaz bir paras olan Volk ohne Raum
(Alan olmayan Halk) slogan, dou Avrupa blgesinde hak iddia
insanlarn ve dier canllarn yaad doal, corafi ve sosyal evreyi ifade eder
(GRA Glossar, 2010).

1604

eden sktrlm Alman halkn ifade etmektedir. Bu fikirler


igal altndaki dou topraklarnda Almanlarn zalimane yerleim
ve imha politikalarna neden olmutur (Lexikon, 2014).
lk olarak faist evrecilik anlay Hitler
Almanyasnda ortaya kmtr. Hitler dneminde, rzgar
enerjisi, metan gaz ve dier alternatif kaynaklarla ilgili nemli
aratrmalar yaplmtr. Hitlerin tarm bakan olan Walther
Darrenin (1895-1953) rklkla krsal yaam birletiren
grleri de evreciliin geliiminde etkisi byktr. Kk ve
orta lekli iftlik sahiplerine tapu gvencesi veren iftlik yasas
karld; krsal zenginlii korumak iin tarm rnlerinin
pazarlanmas devlete desteklendi. Bunun yannda Darreye gre
hayvan, toprak, gda ve insan arasnda organik bir dng
bulunmaktadr, bundan dolay da Darre retimde sadece hayvan
gbresi kullanmn ve organik tarm destekledi. Doaya ve
topraa yakn hayat zendirmesi bakmnda Darrenin
grlerinin modern evreci doktrinlerle ortak ynleri
bulunmaktadr. Ayrca Almanya, Avrupada planl olarak geni
kapsaml aalandrmay yapan ilk lkedir (Karatepe, 2011:
197).
Faizm ile ekoloji arasndaki ilikide nemli bir dier
filozof Ludwig Klagestir. Klages sk bir muhafazakar ve ar
anti semitik dncelere sahip bir filozoftur. Klages 1913 ylnda
yapt nsan ve Toplum adl makalesinde ada ekoloji
hareketinin tm nemli noktalarna deinmitir. Trlerin artan
bir ekilde hzlanarak yokolmasn, kresel ekosistem dengesine
yaplan mdahaleleri, ormanszlatrmay, yerli insanlarn ve
habitatlarnn yok edilmesini, ehirlerin yaylp genilemesini ve
insanlarn doaya giderek yabanclamasn eletirmitir. Kesin
bir dille Hristiyanl, kapitalizmi, ekonomik faydacl,
gereksiz tketimi ve gelime ideolojisini kmser, eletirir.
Gereinden fazla turizmin evreye verdii zarar, balinalarn
katledilmesini iddetle eletirirken, gezegenin ekolojik bir
toplam olduu fikrini sergilemitir (Staudenmaier, 2014).
Faizm ile evrecilik arasnda kprnn kurulmasna
araclk eden bir dier dnr ve aydnlanma eletiricisi ise
Martin Heideggerdir. Heidegger z varoluu savunarak
modern teknolojiyi iddetle eletirmitir. Modern teknolojiyi
Heideggerin sert eletiriler getirmesi onun ekolojik dncenin
ncs olarak sk sk zikredilmesine neden olmutur. Gnmz

1605

derin ekolojistleri Heideggeri, hmanizmi reddetmesi ve


teknolojiye ciddi eletiriler getirmesinden dolay onu ekokahraman ilan etmilerdir. Heideggerin dncesinin derin
ekolojist olarak adlandrlmasnda balca gelimeler ise
unlardr: Heideggerin insan merkezli hmanizmi eletirmesi,
insanl bir eyler yapmaya aran daveti, insanln dnya,
gk ve Tanr ile ilikisini oyun ya da dans eklinde
yorumlay, dnyada yaamaktan baka aremiz olmadna dair
grleri, snai teknolojinin dnyay kirlettiine ilikin
ikayetleri, yerellik ve anayurda verdii nem, insanln
evresindeki canl cansz tm doay tahakkm altna alacana
koruyup
kollamas
gerektii
ynndeki
klar
(Staudenmaier, 2014).
Nazilerin yeil kanadn oluturan bu derin ekolojist
kanat ekolojiyi kullanarak yahudi dmanln canlandracak bir
zemini oluturmulardr. Ayn zamanda doal saflk ve insan
kart politikalar sayesinde cinayetler ilemilerdir. Bu noktada
derin ekolojinin doa merkezli bir anlaya sahip olmas
nemlidir. nk derin ekoloji insan sevmez, antitenolojik ve anti-ussalc ilkelere sahiptir. Bu nedenle derin
ekolojistler ekolojik bunalmn temel nedeni olarak teknoloji ve
akl sularlar (Bilgin, 2003: 15).
SONU
Nasyonal Sosyalizmin Alman rkna atfettii stnlk
iddias bugn 21. Yzyl dnyasnn birok lkesinde farkl
rklarda da grlmektedir. Bu durum beraberinde lkenin dier
vatandalarnn sistematik olarak yok edilmesi anlamna gelen
etnik soykrma neden olmaktadr. Dolaysyla belirli rklarn
kendilerini stn rk olarak alglamalar dn ve bugn olduu
gibi yarnda olabilir. Irkln nlenmesi iin gerekli tedbirlerin
alnmas bir zaruriyettir. Aksi halde n alnamayacak sonularn
meydana gelmesi kanlmaz olabilir.
ncelikle bireylerin rklk konusunda yeterince
eitilmeleri gerekmektedir. Irkln ne gibi sonular meydana
getirdii yaanlm rneklerden yola klarak anlatlmaldr.
Kosovada, Ruandada, Kamboyada, Irakta, Sudann Darfur
blgesinde bu ve buna benzer birok yerde gerekleen etnik
iddet olaylar dnyann baka blgelerinde de gerekleebilir.

1606

Bu nedenle gemiten ders alnarak ileride karlalabilecek


problemlerin stesinden gelinmelidir. zellikle caydrcl olan
uluslararas dzeyde etkili bir rgtlenmeye ihtiya
duyulmaktadr.
KAYNAKA
BARADAT, L. P. (2012). Siyasi deolojiler: Kkenleri ve
Etkileri, ev: A. Aydn, Siyasal Kitabevi, Ankara.
BLGN, H. (2003). Eko-Faizm, Bayndrlk ve skan Bakanl
Planlamas, Ankara.
GRA GlOSSAR (2010), GRA Stiftung gegen Rassismus und
Antisemitismus: Lebensraum, http://www.gra.ch/langde/gra-glossar/169, 10.03.2014.
HEYWOOD, A. (2012). Siyaset, ev: B. B. zipek, vd., Adres
Yaynlar, Ankara.
HEYWOOD, A. (2012). Siyasetin Temel Kavramlar, ev: H.
zler, Adres Yaynlar, Ankara.
KARATEPE, . (2011). Siyasi deolojiler, z Yaynclk,
stanbul.
KOCH, L. (2003), Rechte der Umwelt: Aus rechter Frsorge um
Natur und Volk entstand der kofaschismus,
http://www.linksnet.de/de/artikel/18462, 09.03.2014.
LEMKE, T. (2012). Biyopolitika, letiim Yaynlar, stanbul.
LEXIKON,
http://www.jugend19181945.de/lexikon.aspx?s=3210
&lexikon=true&iframe=
true&width=
500&height=500, 10.03.2014.
MILBUM, M. A. (1998). Sosyal Psikolojik Adan Kamuoyu ve
Siyaset, ev: A. Dnmez ve V. Duyan, mge Kitabevi,
Ankara.
STAUDENMAIER, P., Faist Ekoloji (ev. Sezgin Ata ve
Ahmet
Ac),
http://www.ekoloji.org/index.php?option=
content&task=view&id=57&catid=42&Itemid
=53,
11.04.2014.

1607

ZIMMERMAN, M. E. (2005). The Encyclopedia of Religion and


Nature, Continuum, London.

1608

ULUSLARARASI TERRLE MCADELEDE FARKLI


YNTEMLER: YUMUAK G VE KAMU
DPLOMASS
r. Gr. Kadir SANCAK
ZET
Uluslararas terr yeni bir kavram deildir ancak
uluslararas gvenlii tehdit eden unsurlarn banda yer almas
ve kresel bir nem kazanmas esas olarak 11 Eyll saldrlar ile
gereklemitir. Bu saldrlar bir yandan terr kavramn
uluslararas gndemin ilk srasna tarken dier yandan terre
ilikin ortaya konulan geleneksel bilgilerin de sorgulanmasna
sebep olmutur. Saldrlarn meydana geldii 2001 yl itibariyle
ABD dnyadaki tek sper gtr ve her trl askeri ve ekonomik
imknlara sahiptir. O halde byle bir saldrnn engellenmesi
niin mmkn olmamtr ve bundan daha nemlisi ABD byle
bir saldrnn hedefi haline nasl gelmitir? Bu sorular uluslararas
terrle mcadele anlamnda nemli bir dnm noktas olmutur
ve o zamana kadar kullanlan yntemler tartlmaya
balanmtr.
almann amac yllardr uygulanan sert g
anlayna dayanan geleneksel yntemlerin baarszlna dikkat
ekerek -ncelikli olarak veya birlikte- kamu diplomasisi ile
desteklenen yumuak g politikalarnn da bu mcadelede
devreye sokulmasnn gerekliliini gstermektir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararas Terr, Sert G,
Yumuak G, Kamu Diplomasisi
DIFFERENT METHODS AGAINST THE
INTERNATIONAL TERRORISM: SOFT POWER AND
PUBLIC DIPLOMACY
ABSTRACT
Although international terrorism is not a new problem it
is still a most important issue that threatens international relations

Gmhane niversitesi, BF, kadirsancak@gmail.com

1609

system in last years especially after the September 11. The


attacks of September 11 brought up the concept of terrorism to
the international political agenda and it causes to be questioned
conventional knowledge about the concept of terrorism in the
area of international relations.
The main purpose of this study is to point the failure of
conventional methods based on the understanding of hard power
and to suggest a method based on the necessity of soft power
supplemented with public diplomacy.
Key Words: Public Diplomacy, Soft Power, Hard
Power, International Terrorism
GR
Terr kavram uluslararas gvenlik almalarnda
adndan en fazla sz edilen kavramlardan biridir. Bu konuda
yaplan almalar son dnemde younluk kazanm olsa da
terrn tarihi olduka eskidir. Yaklak iki bin yl ncesine kadar
uzanan bu tarihte ilk organize terr rneklerine Filistin
topraklarnda rastlanmaktadr. M.. 73-66 tarihlerinde Yahudi
Zealot/Sicari/Scariilerin eylemleri ile balatlan terrn
tarihinde, sonraki zamanlarda Hasan Sabbahn liderliindeki
Hahailer, Hindistandaki THUGlar ve Amerikadaki Ku Klux
Klanlar en bilinen rnekler olmulardr.(Bilgi, 2009:11,12)
Bununla birlikte modern anlamdaki terr kavramnn literatrde
yer almasna yol aan gelimeler ihtilal sonras Fransasnda
yaanm ve 1793-1794 yllar tarihte terr dnemi olarak
adlandrlmtr. Bugn kullanlan terr kelimesi de Latince
terrere szcnden Franszcaya terrosime olarak gemi ve
oradan dnya dillerine yaylmtr.(Selvi, 2011:41)
Souk Sava dnemi olarak adlandrlan kinci Dnya
Sava sonras dnemde terr olaylar dnya genelinde nemli bir
art gstermitir. Dnya zerindeki farkl corafyalarda farkl
nedenlerle birok terr eylemi yaanmtr. Bununla birlikte
terrn kresel bir boyut kazanarak uluslararas gndemin ilk
srasna ykselmesi 11 Eyll saldrlar ile gereklemitir. 11
Eyll saldrlarnn failleri ile ilgili farkl iddialar dile getirilmi
olsa da bu baka bir tartma konusudur ve bu durum uluslararas
terrn dnyada bir numaral gvenlik sorunu haline gelmesi

1610

gereini etkilememitir. Daha nce baz lkelerin meselesi olan


terr, 11 Eyll saldrlar ile birlikte bir dnya meselesi haline
gelmi ve bu tarihten itibaren kresel terr kavram yaygn olarak
kullanlmaya balanmtr.
Saldrlarn meydana geldii 2001 yl itibariyle ABD
dnyadaki tek sper gtr ve sahip olduu askeri ve ekonomik
imknlarla dnyada rakipsiz durumdadr. (Nye, 2005:132,133)
O halde bu askeri ve ekonomik gce ramen byle bir saldrnn
engellenmesi niin mmkn olmamtr ve dahas niin ABD
byle bir saldrnn hedefi haline gelmitir? Bu sorular
uluslararas terrle mcadele anlamnda nemli bir dnm
noktas olmutur ve terre ilikin geleneksel yaklam
sorgulanmaya balamtr.
TERRLE MCADELEDE GELENEKSEL YAKLAIM
Meseleyi ele almadan nce cevaplanmas gereken ilk
soru, terr nedir olmaldr. Soru ok basit olmasna karn bunun,
zerinde uzla salanm bir cevab bugne kadar verilebilmi
deildir. Terrn ne olduu ve kimlere terrist denileceine
ilikin olarak yaplan deerlendirmelerde herkes kendi
pozisyonunu merkeze alarak bir tanmlama yapmaya alm ve
bu nedenle de bu sorularn cevaplar birbirinden farkl olmutur.
(Arboan, 2003). Bunun bir neticesi olarak birilerinin terr
dediine bir bakasnn hak mcadelesi adn vermesi, yine
birilerinin terrist dediine bir bakasnn kurtulu savas adn
vermesi mmkn olmutur. te yandan, genel kabul gren bir
tanmlama yaplamam olsa da terrn ne olduuna ilikin
ortaya konulan birok tanm konunun anlalmasnda katk
salamtr. Bu tanmlardan birinde terrizm nceden
belirlenmi amalarna ulamak iin, sistematik olarak iddete
bavuran bir rgtlenmi grup ya da partinin kulland
yntem(Bilgi, 2009:9) olarak ifade edilmitir. Bu ve buna
benzer tanmlarda kullanlan ortak olgularn banda iddet
olgusu yer almtr. Meseleye bu balamda bakldnda farkl
aralarla bunu gerekletirseler de terr rgtlerinin amalarna
ulamak iin iddet gibi zorlama yntemleri kullandklar
grlmtr. Bu yntemin uluslararas ilikiler disiplinindeki
karl sert g kullanmdr.

1611

Uluslararas likiler disiplini ierisinde son dnemin


nde gelen teorisyenlerinden biri olan Joseph Nye gc, birinin
istedii sonular elde edebilmesi(Nye, 2005:11) eklinde
aklamaktadr. Bu balamda bir devletin istediklerini
gerekletirirken kulland yntemler, sz konusu gcn sert ya
da yumuak olduunu belirlemektedir. En genel ifade ile
istenilen sonularn elde edilmesi aamasnda askeri ve
ekonomik kaynaklar gibi unsurlarn ceza veya dl olarak
kullanlmas sert gc meydana getirmektedir. Ancak burada
gcn eidini belirleyen lt, kullanlan g unsurlarnn
nitelii deildir. Kullanlan aralarn nitelii ne olursa olsun, eer
ki bir g ilikisinde dorudan bir g kullanm sz konusu ise
bu g, sert g olarak tanmlanmaktadr.(Bozdalolu ve zen,
2004:65).
Terr rgtleri iin yumuak g sahibi olmak
arzulanan bir durum olsa da kullandklar yntemler sert g
unsurlarna dayanmtr. Meseleye terrle mcadele eden lkeler
asndan bakldnda ayn anlayn geleneksel yaklamda
hakim olduu grlmtr. Sert g unsurlarn kullanan terr
rgtlerine kar ayn unsurlarla karlk verilerek netice
alnaca dnlmtr. Bu nedenle de terrle mcadele, her
eyden nce askeri tedbirlerin uygulanaca bir alan olarak
telakki edilmi ve planlamalar bu anlay zerine yaplmtr.
Terrle mcadele amal olarak birok lkede gvenlik gleri
bnyesinde zel birimler kurulmu ve devletin btesinden
nemli miktarlar bu unsurlar iin seferber edilmitir. Sahip
olunan askeri ve ekonomik gcn terrle mcadelede yeterli
olacana inanlmtr. 11 Eyll saldrlar her eyden nce bu
anlayn sorgulanmasna yol amtr. ABD gibi bir sper gcn
bile saldrlara maruz kalmas salt ekonomik ve askeri gcn
byklnn bir lkeyi terrden koruyamayacan ak bir
ekilde gstermitir.
Terrle mcadele eden devletler sert gc merkeze alan
bir yaklam erevesinde terre kar en gelimi askeri
teknolojileri kullanmlardr. Ancak teknolojik gelimeler sadece
devletlerin yeteneklerini gelitirmeleri ile snrl kalmamtr.
Terrle mcadele balamnda savunma teknolojilerindeki
gelimelere paralel olarak terr rgtleri de kullandklar
yntemlerde deiiklikler yapm ve eylemlerinde teknolojiden
en iyi ekilde yararlanmaya balamlardr. Teknolojinin ve

1612

iletiim imkanlarnn gelimesinin bir sonucu olarak


kresellemenin hz kazanmas uluslararas alanda byk etkilere
yol aarken terr rgtleri de bundan nasibini almtr. nternet
gibi iletiim imkanlarndaki gelimeler, lkeler arasndaki fiziki
snrlar nemli oranda etkisizletirmi ve bu durum terr rgt
yelerinin birbirleriyle iletiimini kolaylatrarak eylem
yeteneklerini gelitirmelerine imkan salamtr. Ayrca internet
araclyla bilginin her yerde ve her zaman ok kolay ulalabilir
olmas da terristlerin iini kolaylatrmtr. Basit bubi
tuzaklarndan daha karmak bomba yapmna kadar bir ok
bilgiye internet imkan olan her yerde ulamak mmkn
olmutur.
TERRLE MCADELEDE YEN YAKLAIMLAR
2.1.

Yumuak G
Gcn bir yz sert g iken, dier yz yumuak
gtr. Yumuak g kullanmnda da ama sert gte olduu
gibi istenilen amalara ulaabilmektir. Ancak bu yaplrken sert
g uygulamalarnda olduu gibi zorlayc yntemler
kullanlmamakta, aksine arzu edilen sonular iin kar tarafn
istenilen davran biimlerini kendiliinden benimsemesi
(Sertif Demir ve Varlk, 2013:80-81) salanmaktadr. Yumuak
g kavramn literatre kazandran kii olan Joseph S. Nye onu
kendine ekme becerisi, ekici g(Nye, 2005:15) olarak
tanmlamaktadr. Burada esas olan bakalarnn tercihlerini
zorlama yntemlere bavurmakszn ekillendirebilmektir. (Nye,
2005:15). Bunun kaynaklar da sahip olunan kltr, siyasal yap
ve uygulanan d politikadan meydana gelmektedir.(Vedat
Demir, 2012:59-64) Devletler, sahip olduklar sempati yaratan
deerler ve uluslararas kamuoyunca takdirle karlanan d
politika uygulamalar sayesinde kendilerine cezbedici bir g
kazandrrlar. Bu g, devletlerin istediklerini elde etme
noktasnda sert g gibi ksa vadeli ve grnr bir etkiye yol
amasa da orta ve uzun vadede hissedilir deiikliklere yol
amaktadr. Yumuak g, alg ve dncelere hitap eden bir
gtr. Bu g sayesinde devletler, ncelikle uluslararas alanda
bir beeni toplamakta ve kendilerine kar oluacak muhtemel bir
nefretin nne gemektedirler.

1613

Uluslararas terr ortaya karan ve onu besleyen


birok farkl neden vardr. Dnyann deiik blgelerinde eylem
yapan bu rgtlerin birbirinden farkl varlk nedenleri olmakla
birlikte hepsinde ortak olan nokta kar tarafa kar duyduklar
nefret olgusudur. iddetin beslendii kaynak da bu nefret
duygusudur. Bu duygu terr iin gl bir motivasyon kayna
ve adeta bir varlk sebebidir. Nitekim Che Guevarann devrimci
militanlar tarif ederken kulland dmana kar uzlamaz bir
nefret, insanoluna snrlarnn tesinde bir azim verir ve onu
etkili, iddetli ve soukkanl bir lm makinesine dntrr
ifadesi bu durumu ak bir ekilde gstermektedir.(Bilgi,
2009:15) Dnyadaki en bilinen terr rgtlerinin banda gelen
El Kaide, eylemlerinin gerekesini slam lkelerini igal
srasnda on binlerce masum sivili ldren Amerikan nefreti
zerine kurmaktadr. (Avc, 2009:107) Bir Pakistanl doktor ve
din adamnn kulland Amerika dnyann en byk
kabadays. Kabadaynn sonunda burnu kanaynca bu kadar
neeli tezahrat yaplmasna armamal (Nye, 2005:IX)
ifadesi Amerikaya kar duyulan nefretin terr eylemlerinin
sadece motivasyon kayna olarak dnlemeyecei, ayn
ekilde halkta meydana gelen bu nefretin terr rgtlerinin
eleman kazanmak ve halktan destek salamak asndan da
byk nemi olduunu gstermektedir. Grld zere nefret
duygusu terr rgtlerinin vazgeilmezleri arasnda yer
almaktadr. Bununla birlikte terre bu anlamda katky yine
terrle mcadele ettiini syleyen devletler yapmaktadr. Terr
rgtlerine ayn aralarla karlk verme dncesi zaman
ierisinde birok lkede sorunlara yol amtr. Bu anlay
balamnda terrle mcadele eden devletlerin terre, yine terr
yntemleri ile karlk vermesi, literatrde kirli sava olarak ifade
edilen ve hukuku yok sayan bir yntemi dourmutur.(zer,
2006). Bir anlamda, terr rgtleriyle devlet, yntem itibariyle
eitlenmitir. Burada amalanan, her ne kadar terr ortadan
kaldrmak olsa da kullanlan yntemin yanll, devletten nefret
eden insanlarn saysnda art yaanmasna yol amaktadr.
Sert gc merkez alan yaklamda terre kar verilen
savata 2 askere karlk 10 terrist ldrld gibi sylemler,
saysal bir kazanma vurgu yapyor olsa da iin asl byle
deildir. Terre kar yrtlen mcadeleyi ldrlen terrist
says ile lmek sadece bir yanlgya iaret etmektedir. Eer ki
ldrlen her terristin yerine daha fazlas rgte katlyorsa bu

1614

bir kazanm deil, aksine rgtn tabann geniletmesi anlamna


gelmektedir. O nedenle de terre kar sava bir futbol ma
sonucu gibi skor stnl ile ele almak doru deildir. O halde
terrle mcadele ederken istenilen sonularn elde edilebilmesi
iin kullanlacak yntemlere ok dikkat edilmesi gerekmektedir.
Terrle mcadelede ncelikle yaplmas gereken, bu
mcadelenin sadece gvenlik mensuplarna havale edilerek
zlemeyeceinin kabul edilmesidir. Bu dnce zaman zaman
olayn dorudan muhataplar tarafndan da seslendirilmektedir.
Trkiyede bir dnem PKK Terr ile Mcadele zel
Koordinatrl grevini yrten emekli Orgeneral Halit Edip
Baer, terrle mcadelede yalnz askeri yntemlerin
kullanlmasnn
kesin
sonu
vermeyeceini
ifade
etmitir.(Terrle Mcadele Yalnz Askerle Olmaz,
http://m.haberler.com/terorle-mucadele-yalniz-askerle-olmaz4116229-haberi/,). Bu ve benzeri aklamalar terrle
mcadelenin sert g yntemleri haricinde alternatiflerinin
olmas gerekliliini ortaya koymaktadr.
Terr besleyen ana dinamiklerden biri nefret olgusu
olduuna gre kullanlacak yntemler ncelikle bu duyguya
hitap etmelidirler. Terrden nce terr douran nedenler esas
alnmaldr. Yani mcadele terriste kar deil, terre kar
olmaldr.(Bilgi, 2009:18) Terre kar mcadelede her eyden
nce terrn daha hayat bulmadan nlenmesi hedeflenmelidir.
Bir salk terimi olan koruyucu hekimlikte nasl ki bir salk
sorunu, ortaya kmadan nlenmeye allyorsa, burada da ayn
anlay hakim olmaldr. Terristleri ldrmekten daha etkili olan
yntem, insanlarn terrist olmasn engellemektir. Bunun
gerekleebilmesi iin de devletler yumuak glerini devreye
sokmaldr.
Daha nce de ifade edildii gibi yumuak g
dncelere ve alglara hitap eden bir gtr. Eer ki terre
muhatap olan devletler uluslararas kamuoyu tarafndan meru
kabul edilen ve beenilen bir d politika takip ederlerse
kendilerine kar bir nefret duygusunun ortaya kmas
zorlaacaktr. Ayn ekilde sz konusu lkeler temel hak ve
hrriyetleri benimseyen ve insan merkez alan bir siyasal yapya
sahip olurlarsa bu durum daha da pekiecektir. Gerek d politika
uygulamalar, gerekse i siyasal yapdaki durum, bir yandan
terrn ortaya kmasn ve taban bulmasn zorlatrrken dier

1615

yandan terre kar mcadelede eden devletlerin kamuoyu


desteini arkalarna almalarna imkan salayacaktr.
Unutulmamaldr ki hibir mcadele halkn destei olmadan
kazanlmamaktadr.
Yumuak g yaps itibariyle etkisini kendiliinden
gsteren bir gtr. Ayn ekilde fiziki unsurlara dayanmad
iin de siyasal snrlarla snrlandrlmas mmkn deildir.
letiim teknolojilerindeki gelimelerin de katksyla yumuak
g dnyada serbest bir ekilde dolanmaktadr. Bir lkenin sahip
olduu yumuak g etkisi, muhataplar istemese de etkisini her
yerde gsterebilmektedir. Bu durum terrn nlenmesi asndan
byk nem tamaktadr. Uluslararas alanda ortak bir terr
anlaynn olmamas, devletler arasnda terre kar bir
ibirliinin olumasn engellemektedir. Oysa birden ok lkede
faaliyet gsteren rgtlere ynelik olarak gerekletirilecek
askeri operasyonlar, devletler arasnda bir ibirliini zorunlu
klmaktadr. Ancak, baz lkeler terre kar savarken, baz
lkeler de gizli de olsa terr desteklemektedirler. Bu nedenle
istenilen dzeyde bir ibirliinin salanmas ou zaman
mmkn grnmemektedir. Yumuak g kullanm sz konusu
olduunda ise bu sorun ortadan kalkmaktadr. Bir lkenin
yumuak gc, ibirlii yapsn veya yapmasn dier lkeleri de
etkilemektedir. Yumuak gc snrlayacak fiziki engeller
bulunmad iin bu g istenilen etkiyi salamak iin ibirliini
zorunlu olmaktan karmaktadr.
Terr rgtleri, teknolojik gelimeleri yakndan takip
etmekte ve gelitirilen yeniliklere hemen uyum salamaktadrlar.
zellikle iletiim alanndaki yenilikler onlara yeni imkanlar
salamaktadr. Kresellemenin hz kazand dnyada bilginin
ve alg oluturmann ne denli kymetli olduunu fark eden
rgtler bu alana younlamaktadrlar. Varlk nedenlerini ve
eylemlerini uluslararas kamuoyuna aktararak taraftar
toplamaktadrlar. Bunun neticesinde de devletlerin talip olduu
yumuak gce uluslararas terr rgtleri de sahip olmaktadr.
(Nye, 2005:32). Terr rgtleri, devletlere kar verdikleri
mcadelede sert gcn yannda, yumuak gc de devreye
sokmaktadr. Bu nedenle onlara kar verilen mcadelenin
baarl olabilmesi iin yumuak gcn dikkate alnmas
zorunluluk haline gelmektedir.(Dac, 2006:81)
2.2. Kamu Diplomasisi

1616

Yumuak g sahibi olmak bir lke iin her adan


nemlidir ancak bu g, bir potansiyeli ifade etmektedir.
stenilen politikalarn gerekletirilebilmesi iin bu potansiyelin
harekete geirilmesi gerekmektedir ve bunu yapacak olan da
kamu diplomasisi faaliyetleridir. Kamu diplomasisi terimi
literatre 1965 ylnda emekli Amerikal diplomat Edmund
Gullion tarafndan kazandrlm,(Vedat Demir, 2012:13) ancak
uluslararas ilikilerde 11 Eyll saldrlarndan sonra popler hale
gelmitir. Son dnemlerde uygulama sahas genilemi ve
kullanm yaygnlam olmakla birlikte devletlerin yzyllardan
beri bavurduklar bir yntem olmutur.
En yaln haliyle baka lkelerin kamuoyunu etkileme
faaliyetleri olarak niteleyebileceimiz kamu diplomasisi tanm
olarak dier lke insanlarnn gnln ve desteini kazanmak
zere gerekletirilen iletiim almalar(Devran) olarak ifade
edilmektedir. Bir zorlama arac olarak askeri ve ekonomik
yntemlere bavurmad iin yumuak gcn hayata
geirilmesinde kullanlmaktadr. Kamu diplomasisi, nceki
dnemlerde arlkl olarak devletin tekelinde bir faaliyet iken
son zamanlarda devlet d aktrlerin uluslararas alanda daha
fazla etkinlik kazanmas ve artan iletiim imkanlar ile birlikte
devlet tekelinden kmtr. Gnmzde, sivil toplum
kurulular, niversiteler, kanaat nderleri, her ynyle medya,
zel sektr iletmeleri, deiik bask gruplar ve buna benzer
unsurlar devletin dndaki kamu diplomasisi aktrlerini
meydana getirmektedirler. Kamu diplomasisi aktrlerindeki bu
eitlilik kullanlan yntemlere ve aralara da yansmaktadr.
nternetin de iinde yer ald her trl medya organlarndan,
kltrel ve sportif etkinliklere kadar geni bir uygulama alan
ortaya kmaktadr.(Sancar, 2012)
Kamu diplomasisinin terrle mcadelede kullanmn
yumuak g balamnda deerlendirilmelidir. Kamu
diplomasisi aralar devletin tekelinde olmad iin bu aralarn
dorudan bir kullanm sz konusu olmayacaktr. Bunun iin
verilen mcadeleye ncelikle halkn destei salanmal ve ortak
edilmelidir. Bu da daha nce yumuak gc ifade ederken
kullanld zere devletin insan merkeze alan bir siyasal yapya
sahip olmasyla mmkn olmaktadr. Grlmektedir ki yumuak
gce sahip olmak ve onu aktif olarak politikalarn arac haline
getirebilmek iin demokratik siyasal yaplara ihtiya vardr. Ayn

1617

ekilde halkn desteini alan d politika hamleleri ve baka


uluslarca beeni ile karlanan kltrel deerler gereklidir.
Bunlarn tamam veya bir ksm bir araya getirildiinde devreye
kamu diplomasisi sokulmal ve sz konusu beeni toplayan
deerlerin deiik aralarla uluslararas kamuoyuna aktarlmas
salanmaldr.
Uluslararas terr balnda ele alnan rgtler ok
eitlidir ve onlar bir dierinden farkl klan birok zellik
bulunmaktadr. Bu nedenle de uluslararas terrn tamam iin
geerli olacak bir kamu diplomasisi faaliyet reetesi sunmak
mmkn deildir. Terre kar mcadele eden her devlet kendi
mcadelesi iin uygun aralar devreye sokmaldr. Bu devletler
uluslararas kamuoyu nezdinde avantaj ve dezavantaja sahip
olduklar ynlerinin analizini yaparak olumlu olanlar kamu
diplomasisi faaliyetleri ile n plana karmaldrlar.
SONU
Uluslararas terr, uluslararas gvenliin en temel
sorunlarndan birdir. Birok lke bu sorunla mcadele etmi ve
bazlar hala etmektedirler. ABDde gerekleen 11 Eyll
saldrlar uluslararas terr asndan nemli bir dnm noktas
olmutur. O zaman kadar, terrn daha snrl imkanlara ve eylem
yeteneklerine sahip olduu dncesi bu saldrlarla birlikte
deiime uramtr. Ayrca, ekonomik ve askeri anlamda sahip
olunan devasa gcn terr nlemede tek bana yeterli olmad
da anlalmtr. Bu durum terrle mcadelede uygulanan
yntemlerin sorgulanmasna neden olmutur.
Geleneksel olarak terrle mcadele dnyada bir
gvenlik sorunu olarak grlm ve bu i gvenlik kuvvetlerine
havale edilmitir. Ancak tm askeri imkanlarn varlna karn
11 Eyll saldrlarnn Amerikada engellenememi olmas dier
lkeler iin de fikir verici bir rnek olmutur. Ayrca askeri
yntemlerin kullanm gerek can kayb ve gerekse maliyetler
asndan olduka skntl bir durum ortaya karmaktadr.
Yaanan kayplar halk nezdinde terre kar verilen mcadelenin
sorgulanmasna yol amaktadr. Bu durumda terrle mcadele
iin baka seeneklerin dnlmesi gereklilii ortaya
kmaktadr.

1618

Kamu diplomasisi faaliyetleri ile desteklenen yumuak


g, askeri operasyonlar gibi sert g vastalar ile baarlamayan
mcadelede katk salayacak bir faktr olarak grlmektedir.
Bu, her eyden nce sorunun temeline inerek terrn daha ortaya
kmadan engellenmesini hedeflemektedir. Bunun iin de uygun
yntem, sert g aralarn kullanarak sinekleri ldrmek deil,
yumuak gc devreye sokarak batakln kurutulmas olmaldr.
Ancak nasl ki sadece sert g kullanm ile terrle mcadelede
baar salamak mmkn deilse, ayn ekilde sadece yumuak
gc kullanarak baarl olmak da mmkn olmayabilir. Burada
yazlanlardan, sert gcn hi kullanlmamas ve bunun yerine
yumuak gcn devreye sokulmasnn yeterli olaca gibi bir
sonu karlmamaldr. ncelikle yaplmak istenen, terrle
mcadelenin sadece sert g vastalar ile yrtlmesinin
baary getirmeyeceini gstermektir. Sonrasnda ise kamu
diplomasisi faaliyetleri ile desteklenen yumuak gcn bu alanda
kullanlmasnn baar ansn artracana iaret etmektir. nsani
deerler ve tketilen mali kaynaklar dikkate alndnda bu
yaklamn nemi daha iyi anlalmaktadr. Ancak esas olan sert
ve yumuak gcn beraber kullanm olmaldr. Hangisinin ne
oranda ve ne zaman kullanlacan ise iinde bulunulan artlar
belirleyecektir.

1619

KAYNAKA
ARIBOAN, D.. (2003). Terrizmi Anlamak ve
Anlamlandrmak, Tarihin Sonundan Barn Sonuna,
Tima Yaynlar, stanbul.
AVCI, . (2009). El Kaide Tehdidi le Mcadele, Polis
Bilimleri Dergisi, 11(3)
BLG, M.S.(2009). Terr ve Terrle Mcadele, Bilgesam
Rapor No:17, 23.05.2009
BOZDALIOLU, Y. ZEN, . (2004) Liberalizmden
Neoliberalizme G Olgusu ve Sistemik Bamllk,
Uluslararas likiler, 1(4):59-79.
DACI, K. (2006). ABDnin Yeni Gvenlik Yaklam Ve
Terrizm, Avrasya Dosyas, 12(3)
DEMR, S. VARLIK, A.B.(2013). Realist Ve Liberal
Teorilerde "G" Anlay, Uluslararas likilerde
Teorik Tartmalar, (Ed.) Hasret omak, Caner
Sancaktar, Beta Basm Yayn, stanbul
DEMR, V. (2012). Kamu Diplomasisi ve Yumuak G, Beta
Yaynclk, stanbul
DEVRAN, Y. Trk Tarihi Perspektifinden Kamu Diplomasisi
Olgusu,
Http://Www.Kamudiplomasisi.Org/Makaleler/Haberler
/135-Tuerk-Tarihi-Perspektifinden-Kamu-DiplomasisiOlgusu, Eriim Tarihi, 13.11.2013)
NYE, J.S (2005). Dnya Siyasetinde Baarnn Yolu, Yumuak
G, ev.:Rayhan nan Aydn, Elips Kitap, Ankara.
ZER, M.M. (2006). Arjantin Kolluk Tekilat, Polis Bilimleri
Dergisi, 8(3-4)
SANCAR G. A. (2012). Kamu Diplomasisi ve Uluslararas
Halkla likiler, Beta Yaynclk, stanbul.
SELV, H (2011). Terr Eylemlerine Tarihsel Bir Yaklam:
Osmanl Devletinde Ermeni Terr Eylemleri Ve
Yurtd Balantlar, Uluslararas Gvenlik ve
Terrizm Dergisi, 2 (1):39-56

1620

(Terrle
Mcadele
Yalnz
Askerle
Olmaz,
http://m.haberler.com/terorle-mucadele-yalniz-askerleolmaz-4116229-haberi/,Eriim tarihi, 10.05.2014)

1621

1622

AVRUPA KMLNDE DN FAKTR


Yrd. Do. Dr. Selim KANAT
r. Gr. Samet ZENGNOLU

ZET
Her yzyln kendine zg bir sylemi vardr. rnein,
19. yzylda, bir yzyl nceki Fransz Devriminin de etkisiyle
milliyetilik sylemi yaygnlk kazanmtr. Byk bir blm
Souk Sava dnemiyle geen 20. yzylda ise ideolojiler n
planda olmutur. Peki, 21. yzyln temel sylemi ve
karakteristii ne ynde ekillen(diril)ecektir?
Souk Savan sona ermesi ile birlikte, ideolojiler aras
kutuplamann ortadan kalkmasyla 20. yzyln sylemsel bazda
sona ermi olduu sylenebilir. Bu yeni dnemin artlarna
adapte olma noktasnda birok devlet ve uluslararas
organizasyon, biz kimiz? sorusuna eitli yantlar aramlar ve
bu yantlar erevesinde konumlarn artlara uygun olarak
yeniden belirleme gayreti ierisine girmilerdir.
11 Eyll saldrlaryla birlikte ise gelitiren yeni
sylemler, 21. yzyla adm atlm olduunu gstermitir. Souk
Sava sonras dnemden 11 Eyll 2001 tarihine kadar geen bu
zaman dilimini bir gei sreci olarak telakki etmek mmkndr.
11 Eyll 2001 tarihinde, Amerika Birleik Devletlerindeki
Dnya Ticaret Merkezine yaplan saldrlar, bu yzyln ne
ynde ekillenecei hakknda birtakm ipular sunmutur. Bu
saldrlarn ardndan, saldrlarn kayna olarak kabul edilen
corafyalara mdahale edilmesi noktasnda, bizden olanlar ve
bizden olmayanlar ynnde bir ayrma gidilmesi, tekiletirme
zerinden ina edilen kimlikler dhilinde ilk ipucunu
oluturmutur. Bunun yannda, bu tekiletirme srecinde slam
dinine ve terrle ilikilendirilen Mslman kesimlere dikkat
ekilmesi, bu tartmalar ierisinde din olgusunun nemli bir

Sleyman Demirel niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi,


Uluslararas likiler Blm, selimkanat@yahoo.com

Adyaman niversitesi, Sosyal Bilimler Meslek Yksekokulu, D Ticaret


Blm, sametzenginoglu@gmail.com

1623

etken olduunu gstermitir. Bu yeni dneme uyum salama


amacyla birtakm hamleler gerekletiren aktrlerden birisi de
ulusst bir yapya sahip olan Avrupa Birlii (AB) olmutur.
yle ki, 1993 ylnda imzalanan Maastricht Antlamasnn
getirdii yeniliklerden birisi olan Avrupa vatandal kavram
Avrupada bizin tanmlama abasnn dikkate deer ilk admn
oluturmutur. lk bakta kavramn ierii teknik bir boyut arz
etse de, kavram, siyasi btnlemeyi hedefleyen AB iin
kimlik ekseninde nemli bir admdr. Bununla birlikte,
bahsedilen 11 Eyll saldrlar ve zellikle Mart 2004 Madrid ve
Temmuz 2005 Londra saldrlar, Birlik ierisinde din eksenli
tartmalar gndeme getirmitir. zellikle Avrupa ierisinde
ykselie geen slamofobia, kimlik tartmalarnda din olgusunu
belirleyici bir unsur haline getirmitir.
Gelinen aamada Avrupa Birlii, siyasi btnleme
hedefini gerekletirme amacndadr. Lakin bu hedefin
gerekletirilebilmesi iin, ncelikle Avrupa zelinde kimlik
kavramnn ieriinin oluturulabilmesi ve/veya yeniden
tanmlanmas gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Avrupa, Din, Hristiyanlk, slam.
GR
Bu almada, Avrupa kimlii tartmalar kapsamnda,
tartmalarn din boyutu zerinde durulacaktr. Yani, Avrupa
kimlii tartmalar erevesinde dinin rol/konumu nedir?
Avrupa ierisinde dinsel bir birlikten sz edilebilir mi? Konunun
AB boyutu hangi alardan deerlendirilebilir? Bu tr sorularn
yantlar dnden bugne uzanan srete alma ierisinde
cevaplandrlmaya allacaktr. Bu sorular erevesinde
almann birbiri ile balantl temel sav bulunmaktadr:
Birincisi, dnden bugne Avrupa ierisinde dinsel bir
birlikten sz etmenin mmkn olmaddr. Tarihsel perspektifte
yaanan krlma noktalar ve ayrmalar ve bu ayrmalarn
gnmze uzanan srete daha da derinlemesi, din temelli birlik
abalarn gletirmektedir.
kinci olarak, Avrupa kimlik tartmalar ierisinde
din gz ard edilen bir unsur olmam ve ortak payda ekseninde

1624

kimlik ve birlik inas giriimlerinde bu inay ayakta tutan


stunlardan birisini tekil etmitir.
Son olarak ise, Avrupa ierisinde din eksenli bir farkllk
ve ayrmadan sz edilebilirse de, zellikle slam bata olmak
zere teki olarak kabul edilen unsurlara kar Hristiyanlk
stkimlik olabilmeyi byk oranda baarabilmitir. Bu durumu,
en yakn dnemde ifade edilen saldrlarn akabinde Avrupa
ierisinde gelitirilen sylemlerde de grebilmek mmkndr.
Bu genel ereve dhilinde alma blmden
olumaktadr. Birinci blmde, konunun kavramsal yn ortaya
konulacaktr. Bu balamda, kimlik, kltr ve din kavramlar
arasndaki iliki farkl tanmlamalar ve yaklamlar asndan ele
alnacaktr. Ayrca, ikinci blme temel tekil etmesi amacyla,
Avrupa kimliine dair baz tehis ve tespitler yine bu blmde
belirtilecektir.
kinci blmde, tarihi bak asndan Avrupa
kimliinde din faktr zerinde durulacaktr. lk krlma
noktasn tekil eden, KatoliklikOrtodoksluk ayrm ve daha
sonra Protestanln ortaya k sreci bu blmn odakland
konular oluturacaklardr. Ayrca, Avrupa kimliindeki din
faktrnn belirleyicilii noktasnda Ortaa Avrupas dikkate
deer gstergeler sunacaktr. fade edilen bu dhili faktrler ve
gelimeler haricinde, Avrupa kimliinde din faktrne bakld
zaman, bunlar kadar harici faktrlerin ve gelimelerin de etkin
olduu grlmektedir. Hatta baz dnemlerde etkin olma
noktasnda harici faktrlerin ve gelimelerin, dhili faktr ve
gelimeleri geride braktn sylemek yanl olmayacaktr. Bu
yndeki eitli grleri yine ikinci blmde grebilmek
mmkndr.
nc blmde ise, Avrupadaki birlik dncesinde
dinin rolne yer verilecektir. Avrupann dayand deerler ve
bu ynde gelitirilen sylemler dikkate alndnda bu roln etkin
olduu sylenebilir. Ayn blmde, Souk Sava sonras
dnemden bugne uzanan sreteki genel durum ortaya
konulmaya allacak, bu genel duruma da yine dhili ve harici
faktrler zerinden baklacak ve Avrupa kimliindeki din
olgusunun genel tablo ierisindeki yeri resmedilmeye
allacaktr. Bu tablo ierisinde zellikle Mslman nfusa
odaklanlacaktr. Zira Avrupada (zellikle Birlik ierisinde)

1625

dhili faktrler ekseninde bir styap ina edilse dahi Mslman


nfusun bu yeni yap ierisinde ne ekilde yer alaca Avrupa
kimliinin ne ynde ekilleneceini belirleyecektir. Son olarak
ise, 21. yzylda, din faktr Avrupa iin bir btnleme arac
olabilir mi? sorusuna farkl alardan cevap(lar) aranacaktr.
KAVRAMSAL EREVE
1.1. Kimlik, Kltr ve Din Kavramlar
Kimlik, kltr ve din kavramlarnn ieriklerine
bakldnda, bir i ie gemiliin olduu grlmektedir. lk
olarak kimlik kavramna baklacak olursa; latince ayn olma,
zde olma anlamna gelen identitas kelimesinden treyen
kimlik (identity) kavram, insanolunun sosyal bir varlk
olmasnn doal sonucu olarak toplumsal bir olgu olarak
belirmektedir. (Erdenir, 2010: 15).
Kimlik, mevcut olabilecek iki tr ilikiyi ifade
etmektedir: benzerlik ve farkllk. Yani bir yandan biz
ierisindeki benzerlie vurgu yaplrken, dier yandan bizden
olmayan zerinden farkllklara vurgu yaplmaktadr. Bu
dorultuda, daha kapsaml bir ekilde kimlik, tekiye kar
etkileim yoluyla ekil alan sosyal bir olgu ve ilikiler sistemi
olarak da tanmlanabilmektedir (zgker ve Musaolu, 2011:
29).
Kimlik kavramna dair farkl tanmlamalar yaplsa da,
bu kavram genel olarak, bir kiinin ya da grubun, topluluun
niteliklerine, deerlerine, konumuna ve kkenine ilikin bilinli
bir kavray olarak deerlendirebilmek de mmkndr (imek,
2002: 31).
Kimliin somut bilekesi olarak nitelendirilebilecek
olan unsurlar arasnda, dil, etnik kken, tarih, toprak/lke,
simgeler, mitler veya gelenekler yannda din unsuru da yer
almaktadr (Erdenir, 2010: 29). Bu balamda, din unsurunun
etkin konumu u ekilde ifade edilebilir: din, kimlik kazandrma,
kimliklendirme, bir varlk bilinci kazandrma, aidiyet bilinci
verme, birlikte var ve taraf olma bilinci temin etmektedir. Din,
kimlik kazandrma ileviyle insann iinde yaad sosyal
evrede kendi kendini tanmlamasn, kendi konumunu
belirlemesini ve bir o kadar da dierlerine bak asn ve tavr

1626

alma biimini tespit etmesini salamaktadr (Okumu, 2006: 7677).


Kltr kavramna bakldnda ise, kltr, bir toplumu
ya da toplumsal bir grubu tanmlayan belirgin, maddi, manevi,
zihinsel ve duygusal zelliklerin bileiminden oluan bir btn ve
sadece bilim ve edebiyat deil, ayn zamanda yaam biimlerini,
insann temel haklarn, deer yarglarn, geleneklerini ve
inanlarn da kapsayan bir olgu (Ouz, 2011: 128) olarak
tanmlanmaktadr.
Kltrkimlik balants ekseninde kltr, bir cemiyetin
sahip olduu maddi ve manevi kymetlerden teekkl eden bir
btndr. Bu btn, cemiyet iinde mevcut her nevi bilgiyi,
alakalar, itiyatlar, kymet llerini, gr ve zihniyet ile her
nevi davran ekillerini iine almaktadr. Btn bunlar, o
cemiyet mensuplarnn ekserisinde mterek olan ve onu dier
cemiyetlerden ayrt eden hususi bir hayat tarz temin etmektedir
(Turhan, 2006: 48). Bu kltr tanmlamas, bir cemiyetin dier
cemiyetlerden ayrt edilmesi noktasnda, yukarda ifade edilen
kimlik tanmlamalarndan ok uzak deildir. nk her iki
tanmlamada da benzerlik ve farkllk sz konusudur.
Kavramlarn birbirini besleyen i ie gemilii
noktasnda, dnyada kltr ve din konusu birbiri ile yakndan
ilgili hatta pek ok lke ve corafyaya gre ekillenmi
durumdadr. Bunun en nemli nedenlerinden birisi dinin seilen
inan ekli olmaktan te kimlii tanmlama vastas olmasdr
(Ylmaz, 2014: 2).
nsani olanla insanla vcut bulan en iten ve en
anlaml bir ekilde ifade eden iki kavramdan biri din,
dieri de kltrdr. nsan bu iki kavramn ifade ettii
olgularn hem rn hem de reticisi durumundadr.
() Dolaysyla din ve kltr kavramlarnn insan
mterekinde i ie gemi olduu sylenebilir. () Bu
noktadan hareketle din ve kltr kavramlarn birlikte
ele almadan, bunlardan birini gz ard ederek bir
toplumun kendine zg kimlik yapsn kavramak olas
deildir. (Cebeci, 2008: 1-2).
Farkl bir yaklam asndan Eliota gre (1981), kltr
aslnda herhangi bir toplumun dininin vcut bulmu bir eklidir.
Din, kltre muhta olduu ereveyi temin eder ve btn

1627

insanl bunalm ve mitsizlikten kurtarr. Grld zere, din


ve kltr arasnda son derece yakn bir iliki vardr. Bu yakn
iliki ierisinde, din ile kltr zdeletirmeden, dini din,
kltr de kltr olarak kabul edip, indirgemecilik yapmadan
aralarndaki ilikiyi, kendi saygnlklar iinde ortaya koymak en
aklc bir tutum gibi grnmektedir (Gven, 2012: 939).
Kimlikdin ilikisi ekseninden bakldnda ise;
Dinin toplumsal bir karaktere sahip olmas, onun teki
toplum olaylar ile karlkl iliki ierisinde olmas ve
din olaylarnn belli llerde toplumsal ve kltrel
deikenlere bal bulunmas anlamna gelmektedir.
() Dolaysyla din ve dinsel birliklerin herhangi bir
kltr evresindeki her trl etkiden soyutlanm olarak
yaayamayacaklar, bilakis kltrel yaamn btn
birimleriyle, zellikle toplumsal yapy oluturan sk
bir iliki ierisinde olduklar sylenebilir. (Arslan,
2014: 2).
Bu noktada zellikle teki toplum tanmlamas kimlik
kavram asndan dikkat ekicidir. Sonu olarak kimliin,
tekilerden farkl olma zerine kurgulanan bir biz ina ettii;
farkl olmann, ayrt etme noktasnda kltr kavramnda da yer
ald ve dinin hem her iki kavram ierisinde eriyerek bu
kavramlar ierisindeki unsurlardan birini tekil ettii, hem de bu
kavramlarn belirginlemesinde nemli bir besleyici role sahip
olduu grlmektedir.
Burada bir ayrm belirtmekte fayda vardr. Din
konusundaki, zsel tanmlamalar dinin ierii ya da zyle ilgili
karakterleri iermektedir. Bunlar; dinin, kutsal, akn, ilahi ve
tabiatst gibi gerek z ve ierii asndan yaplan
tanmlamalardr. levsel tanmlara gre ise din, dnyevi
grnlerine, insan ve toplum zerindeki sosyal ve psikolojik
etkilerine gre tanmlanr (Kurt, 2008). Dolaysyla, alma
boyunca, zsel tanmlama boyutundan ziyade, ilevsel
tanmlama boyutu zerinden hareket edilecei belirtilmelidir.
Buradan hareketle, Avrupa kimliine dair birtakm
ipular ikinci blmde deerlendirilecek olsa da, konu
balamnda Avrupa kimlii hakknda u hususlar eklemekte
fayda vardr: Avrupann, tarih boyunca teki olana kar
verdii mcadeleler ve sergiledii tutumlar, ksacas Avrupann

1628

tekiletirme sreci, Avrupa kimlii yaratlmas abalarna ve bu


kimliin bileenlerinin, farkl dnemlerin farkl koullarnda
deiimler gstermesine nemli katklarda bulunmutur.
(
Gkcan, 2014: 1065). Dolaysyla Avrupa tarihi aslnda bir
tekiletirme tarihidir (Erdenir, 2010: 118) ve bu tekiletirme
tarihi ierisinde Avrupa, tekine gre ekil almakta, bu ynde
tavr ve tutumlarn belirlemektedir. rnein, ele alnacak olduu
zere, bir dnem Bizans, Ortodoksluk hasebiyle teki iken,
Avrupa Katoliklik vurgusunu artrmtr. Daha yakn dnemlere
gelinecek olursa, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birlii, Souk
Sava sresince bir teki iken, Avrupa, liberal kimliini n
plana karmtr. Gelinen noktada ise, 11 Eyll saldrlarnn da
gz ard edilmesi g etkisi ile Avrupann da yenitekisi slam
olmutur. Dolaysyladr ki, din bir kez daha 21. yzyln eiinde
ideolojinin yerini almakta ve tekiletirme arac haline
getirilmeye allmaktadr (zgker ve Musaolu, 2011: 7).
Avrupa Birlii zelinde de bahsi geen hususlar ok
farkl bir zeminde deildir. Zira AB tarafndan oluturulmaya
allan Avrupa kimlii dncesi, sadece yasal haklarn ve
ykmllklerin nasl yeniden formle edilebilecei meselesi
deildir. Ulusal ya da yerel ballklara ilitirilen ballklar
talep etmek iin daha kapsayc bir adn nasl oluturulabilecei
meselesi de deildir. Avrupa kimlik dncesi, dlamalarla ve
darda braklanlarn birisinin kendisi iin setii adn
ierdiklerini kabul etme arzusu ile alakaldr. En nihayetinde
Avrupa kimlii sylemi, Avrupal olmayanlar karsnda duyulan
kayglarn bir belirtisidir (Asad, 2010: 236) ve bu kayg, artk
slam zelinde ekillenmektedir. Bu durum da Avrupa
kimliinde din faktrn dnden bugne yeniden
deerlendirmeyi zaruri klmaktadr.
AVRUPA
KMLNDE
PERSPEKTF

DN:

TARHSEL

2.1. Dhili Faktrler ve Gelimeler


Avrupa tarihi ierisinde, Hristiyanlk zelinde din
faktr konusunu, Roma mparatoru Konstantinin (272337),
313 ylnda yaymlad Milano ferman ile; Hristiyanlarn
itibarlarnn iade edilmesi ve ibadet zgrlnn salanmas ile
balatmak mmkndr (Roberts, 2010: 111). Bu gelime, bir

1629

bakma Hristiyanln, imparatorluk ierisinde nnn


almasn temsil etmektedir. Dolaysyla bu tarih, Hristiyanln
byk lde etkili olmasnn balangc olmutur (Alganer ve
etin, 2007: 288; Karakse, 2006: 209).
kinci nemli gelime, mparator Theodosiusun (347
395), 391 ylnda Hristiyanl tek meru din ilan etmesi ile
gereklemitir. Theodosius ayn zamanda, 395 ylndaki
lmyle imparatorluu, iki olu arasnda Batda Honorius ve
Douda Arcadius paylatrarak ikiye blme tarihi kararn veren
ve Roma mparatorluuna birlik ierisinde hkmeden son
imparator olmutur (Kerr, 2011: 20; Grant: 2000: 47). Bu tarihten
itibaren Roma, birbirinden ayr iki farkl corafyaya
blnecektir. Bahsedilen iki gelime, Avrupa kimliinde din
faktrnn belirleyici bir konuma gelme srecinin dikkate deer
balang srelerini temsil etmektedir.
Bununla birlikte, Hristiyanln birletirdii Avrupa,
yaanan birtakm hadiseler neticesinde dorudan Hristiyanlk
tarafndan ikiye blnecektir ve siyasi blnmlk, dini
blnmlkle perinleecektir. 1054 tarihinde (Jordan, 2010:
92), Papa St. Leo IX ile Patrik Kerulariosun birbirlerini sonsuza
dek karlkl olarak aforoz etmeleri zerine Ortodoksluk ile
Katoliklik arasnda keskin bir blnme meydana gelecektir
(Morin, 1988: 41; Harman, 2002: 188 vd.).
Dou ve Bat kiliselerinin birbirlerini aforoz etmelerinin
ardndan, bu kiliseleri birletirme abalar, btn bu gelimelere
ramen devam etmitir. Fakat bu tarihten sonra meydana gelen
olaylar, anlamazlklar zmekten ziyade kiliseler arasndaki
uurumu daha da derinletirmeye neden olmutur (Erolu, 2014:
318). Batya kar Dounun, Katolike kar Ortodoksun ve
Latine kar Grekin byk bir mcadele ierisinde olduu bu
srete, Bizansta byk ykm ve talanlarn yaand 1204
ylndaki drdnc Hal Seferi ile durum daha da ktlemitir
(Sander, 1987: 18).
Bu blnme sreci, ayn zamanda Avrupa iin Ortodoks
Hristiyanlarn teki olarak alglanmas sreci olacak ve
Avrupa corafyas da bu srece uygun bir ekilde
tanmlanacaktr.
ber yarmadas, skandinavya ve Dou Avrupa;
Avrupann d kenar olarak grlmektedir. Aslnda

1630

burada vurgulanan CermenLatin kkenli ya da Katolik


eksenli z Avrupa ile ona eitli ekillerde yamanm
Ortodoks Avrupa ve dierleri yaklam sz konusudur.
Gerekten, Hal birlii Katolik Avrupann lideri Papa
tarafndan ynlendirilmi ve Ortodoks Hristiyanlar
ikinci snf muamelesi grmt. (Yiit, 2000: 43).
Eklemek lazmdr ki, bu tekiletirme sreci, hem i
hem de dteki boyutlarna sahiptir. yle ki, st yaplanma
asndan Hristiyanlk gz nnde bulundurulursa, Katolik
Avrupann, Ortodoks Bizans teki addetmesi, bir iteki
boyutuna sahiptir. Ancak bunun yannda, siyasi ve corafi
izgiler, ayn zamanda bir dteki boyutunu tamaktadr.
Meselenin dteki boyutu, Ortaa sona erdiren 1453
tarihinde Dou Romann yklmas ile yeni bir boyut kazanacak
ve bu boyut, Avrupa nezdinde iteki sorunsal erevesinde
yeniden deerlendirilecektir.
2.2. Ortaa Avrupas ve Sonrasnda Hristiyanlk
Ortaada Avrupada yaayan insanlar, kendilerini
Avrupal olarak deil, Hristiyanlk corafyasnn ve Kilise
Krallnn bir mensubu olarak dnrlerdi (enay, 2002: 126).
Bu nedenle, Hristiyanlkla zdeletirilebilecek gerek
Avrupa, Ortaa Avrupasdr. (Grkaynak, 2014). Bu
dnemde Avrupal insanlar iin teki; Mslmanlar, Yahudiler
ve Hristiyan heretik mezhepleri gibi gruplardr (enay, 2002:
126). Yine bu dnemde, 11. yzyl, her ne kadar bir toparlanma
dnemi olarak gzkse de, bu yzylda Avrupann btn
sorunlar tamamyla zme kavuturulamamtr. Avrupada
gvenlik greli olarak tesis edilmi ve barbar istilalarna son
verilmitir. Fakat Avrupa genelinde bar ve dzen
salanamamtr. D basknn azalmasyla bu kez yerel lordlar
birbirlerine dmlerdir (Alganer ve etin, 2007: 288).
16. yzyla gelindiinde, Hristiyanlk yeni bir yol
ayrm ile kar karya kalmtr. Zira Katolik ve Ortodoks
ayrmndan sonra 16. yzyln balangcnda Merkezi ve Kuzey
Avrupa lkelerinde yaanan burjuva hareketi reformu, Roma
Katolizminden kopan Protestan kiliselerini yaratacaktr (Ylmaz,
2014: 2). Bu ayrln yannda, 14. ve 16. yzyllarda Rnesans
hareketi vuku bulacaktr. nsann birey olarak gcnn ve elde
edebilecei baarlarn nemi zerine kurulan Rnesans fikri,

1631

cumhuriyet rejimini koruyan kent devletlerde yeni bir toplumsal


bilin ve kamuya daha ok hizmet bilincinin gelimesine nemli
katklar yapmtr (Alganer ve etin, 2007: 290). Reform
hareketine dnlecek olursa; 15. ve 16. yzyllarda kilisenin
dogmatik dnce tarzna kar balatlan bu hareketin ncs
Martin Lutherdir (14831546).
Lutherin amac, kiliseyi dzeltmek deil, onun yerine
ncilden karlacak ilkeler zerine yeni bir kilise kurmaktr
(Alganer ve etin, 2007: 290). Lutherin, 1517 ylnda
Wittenberg Kilisesinin kapsna ast 95 maddelik Katolik
anlayn eletiren tezi ile balayan bu hareket, Hristiyanlk
ierisinde yeni bir blnmeyi gerekletirecektir (Erba, 2002:
201 vd.).
Bir zamanlar Hristiyanln Avrupay birletiren
ortak bir din kltr olduundan sz edilebilirmi gibi
grnse de, Bizans ve Rus Ortodoksluu ile Katolikler
arasndaki
amansz
dmanlk,
Reformasyon
dneminde Protestanln ortaya k, ortak bir din
kltrnn ekillendirdii bir Avrupann hayal
mahsulnden te bir anlam ifade etmediini
gsteriyor. (Duman, 2005).
Hakeza, bu tarihten itibaren meydana gelen din savalar
bu gr destekler mahiyettedir. Bunlar arasnda en dikkat
ekici olan dinin etkisinin en n planda (Alganer ve etin, 2007:
292) olduu Otuz Yl Savalar (Kerr, 2011: 80-83) olmutur.
Westphalia Bar ile (1648) nihayete eren bu srele birlikte, din
savalar sona ermitir. Ancak, bu son, Hristiyanla kar yeni
meydan okumalarn da balangcn tekil etmitir. yle ki,
17. yzyl din savalarnn da etkisiyle Hristiyanlk
iyiden iyiye sorgulanmaya balanmtr. Aydnlanma
a olarak adlandrlan ve din yerine akl merkezli
toplumsal dzenlemeler oluturma araylarnn
ykselie getii bu dnemde, rasyonel dnce ve
bilimin toplumsal alanda arl ele geirmesi, Avrupa
fikrinin ve Avrupa kimliinin dinsel unsurlara dayal
yapsna darbe indirmitir. (Gkcan, 2014: 1068).
Bunun yannda ise, 19. yzylla birlikte, onu temsil eden
pozitivist felsefe, 18. yzyln ar rasyonalizmine bir tepki
olarak ortaya kacaktr (Kota, 2014a: 67). 19. yzylda

1632

Auguste Comte (Kota, 2014b: 361) ve Emile Durkheim


(Yldrm, 2014) nclnde balayan bu tepki, sosyolojik bilgi
araclyla gelitirdii hakikat sylemini adeta dinin yerine
koymak istemitir.
XIX. Yzyl ve onu temsil eden pozitivist felsefe
XVIII. Yzyl sosyalizmine kar bir tepki olarak dodu.
Toplum meselelerini birtakm mefhumlarn aynasnda
deil, olaylarn, hadiselerin objektifinden bakarak ele
almak isteyen kii Auguste Comte olmutur. A. Comte,
dier ilimlerde olduu gibi cemiyet ilminde de tecrbe
metodunun, hadiselerin mahedesine dayanan birtakm
kanunlarn tesbitini gaye ediniyor ve bu maksatla
sosyoloji ilmini kuruyor. (Kota, 2014b: 361))
Durkheima gre, dinin asl fonksiyonu, yalnz insan
dncesini gelitirmek deil, onu muayyen ideallere balayarak
manen veya ahlaken ykseltmektir (Kota, 2014b: 364). Bu din,
sekler ve pozitivist bir dindir. Buna gre, yeni toplumsal
dnemde din yerine bilim gemektedir (Yldrm, 2014).
Bu dorultuda, Batda din olgusunun ciddi bir handikap
yaam olduu sylenebilirse de, bu olgunun 21. yzyldan
itibaren yeniden etkin bir konumda ykselmesi, Comteun
tahlilinin, hibir zaman ve mekn snrlamasna tabi olmakszn
geerli olan mutlak bir gereklik olmaktan ok, kendisinin
zamannn entelektel ve felsefi evresinin bir rn olduu
eletirilerine de maruz kalmtr (Davutolu, 2000: 21). Bu
sebepledir ki dinin sregelmi olan etkinlii noktasnda;
18. ve 19. y.y.larda Avrupa, gittike artan bir
teknolojik ve siyasi stnle sahip olmas yanna,
Reformasyonun ve pheciliin (sceptisizm) etkisiyle
Hristiyanln sarslmasna ramen, yalnz sosyal ve
ahlaki dzenin temellendirilmesine deil, tekine
kar kendi konumunu belirlemede de Hristiyan
mirastan meruiyet almaya devam etmitir.(enay,
2002: 127).
2.3. Harici Faktrler ve Gelimeler
Kavramsal ereve blmnde ifade edildii zere,
bizin inas, bir tekine ihtiya duymaktadr. Tarihsel
perspektifte, Hristiyanlk karsndaki dteki, zellikle slam

1633

olacak ve Hristiyanlkta, bu tekiye kar bir biz ina


edilecektir. Morine gre (1988: 38), Hristiyanlk ne Avrupada
domutur ne de ona zg olduu sylenebilir. nk Yudadan
gelen bu din nce Kk Asyada sonra Akdenizin iki yakasnda
yaylm ve Avrupay ancak ok ge bir tarihte etkisi altna
alabilmitir. Hristiyanl yzyllarca Avrupaya hapseden, onun
snrlar iinde taklp kalmasna yol aan ey, Douyu ve Kuzey
Afrikay slamlatran Arap fetihleri olmutur.
Dolaysyla, dteki balamnda, Avrupa fikrinin,
corafi bir anlamn tesinde kltrel bir ierik kazanmasn
salayan sreci, 7. yzylda Mslman Araplarn, Avrupa diye
adlandrlan topraklara doru gerekletirdikleri aknlar ile
balatmak mmkndr. 8. yzyla gelindiinde, Hristiyanln
Avrupada kalc bir kk salm olmasnda, Mslman
aknlarnn etkisi olduka fazla olmutur. Perslerin, kuzeyli
barbarlarn ve son olarak Mslmanlarn Avrupaya yapt
aknlarn yaratt dmanlk, Avrupada Hristiyanln
birletirici bir g olarak ortaya kmasn ve Hristiyan
olmayanlara kar ortak bir Hristiyan Avrupa kimliinin
oluturulmasn salamtr (Roberts, 2010: 144).
slamn Avrupallar iin dman ve teki olarak
kurgulanmas srecinin M.S. 7. yzylda baladn
syleyebiliriz. Mslmanlarn M.S. 636 ylnda
Kuds hakimiyetleri altna almas ve yine M.S. 6.
Yzyln ortalarnda balayan ve yaklak yzyl sren
Avrupaya doru gerekleen Mslman Arap aknlar,
slamn, Avrupann ve Hristiyanln tekisi olarak
kurgulanmas srecini balatmtr. (Gkcan, 2014:
1071).
Ortak tavr erevesinde Hristiyanln yaad
gelimeler, Avrupay da ayn paralelde etkilemitir. yle ki, 11.
yzylda Avrupann greli ykseli dnemi, ayn zamanda
Hristiyanlk dini iin de bir ykseli dnemi olmutur (Alganer
ve etin, 2007: 288). Bu etkileim dorultusunda birletirici olan
faktr, dtekiye kar gelitirilen Hal Seferleri (10961270)
olmutur. slamiyet sayesinde Avrupann farkl dile sahip,
farkl etnik kkenli toplumlarn kltrel anlamda btnletiren
bir ideolojinin ortaya ktn grmekteyiz: Hal zihniyeti.
(Erdenir, 2010: 42).

1634

Dolaysyladr ki, Hristiyanlk glendike Avrupann,


Avrupa glendike de Hristiyanln glendiini sylemek
yanl olmayacaktr. Bununla birlikte burada, Hristiyanlktan
daha ok Katolikliin kast edildii eklenmelidir. Hal
seferlerinden sonraki srete, zellikle 1453te Dou Romann
ortadan kalkmasnn ardndan, bu kez slam zeminindeki teki
Osmanl zerinden belirecektir. Osmanlnn srekli Avrupa
ilerine doru ilerlemesi dncesi, Avrupay birlikte hareket
etmeye itmitir. Osmanlnn bu yndeki her hamlesi, Avrupada
btnleme fikrini atelemitir. (Alganer ve etin: 2007: 290).
Trkiye zelinde ise, bu algnn deimeyen yn, bir sonraki
blmn ikinci ksmnda ele alnacaktr.
AVRUPADA BRLK
GENEL DURUM

VE

GELNEN

AAMADA

3.1. Avrupann Dayand Temeller ve Birlik Dncesinde


Dinin Rol
Pozitivist felsefe, geici bir etkinlik elde etmi olsa da,
19. yzyldan itibaren, ilk olarak, Avrupa farkl platformlarda
kendi deerlerini temele indirgemitir: Yunan dncesi,
Roma siyasal miras (Roma hukuku), Hristiyan dini gelenei
(enay, 2002: 153; Davie, 2014: s. 273). Burada, Roma siyasal
miras haricinde, Roma Dnyas ile balantl olarak
mparatorluk idealine de yer verilirken, Hristiyanlk dini
gelenei ile ilikili olarak da Papalk kurumuna yer
verilebilmektedir (Ortayl, 2007: 125). Elbette ki, bu etkenler
zamanla deiir ve evrilirler; fakat onlarn kombinasyonlar
Avrupal diye bildiimiz hayat tarzn yeniden ekillendirirken
grlebilir. Byle kombinasyonlardaki dindar doku aikrdr.
(Davie, 2005a: 7). Bu sebepledir ki, phesiz Hristiyanlk,
gnmzn de en ok tartlan konular arasnda yer alan
Avrupallk kimliinin en belirleyici elerinden birisidir
(Kyl ve Turan: 2010: 24).
Bunlarn yan sra, Avrupa kimliinde din faktr
tartmalar ekseninde, bu almann temel savnn aksi ynnde
grlerin de yer ald belirtilmelidir. Buna gre; Avrupa(l)
kimlii, ne ortak bir corafi snrlarn izgilerinde ne
Hristiyanlk dininin retilerinde ne de gelien endstrinin
ortaya kard ar retimde aramak gerekir. phesiz,

1635

Avrupa(l) kimlii sz konusu edilen btn bu gelimelerden


etkilenmitir, ancak en belirleyici etken Avrupann tarihsel
olarak antropomorfist bir dnyann yaratlmasna nclk edecek
sekler ve profan bir anlay rasyonelletirmesi ve bunu hukuk
deerlerinin yaratlmasnda baat birer e olarak koymas
olmutur (Duman, 2005).
Bu gre ramen, Avrupa kimliindeki din faktrnn
etkisi, II. Dnya Savann ardndan Avrupada balayan
btnleme hareketinde de kendisini gsterecektir. Hakeza, 2013
ylnda grevinden ayrlan Papa 16. Benedict de bu durumu u
ekilde ifade etmektedir: Resmi olarak ifade edilmese bile,
Avrupa birliinin fikir babalar, Hristiyanlk mirasnn bu
tarihsel kimliin ekirdeini oluturduunu gayet iyi
biliyorlard. (Ratzinger, 2005: 35).
Bu sylemi destekleyecek bir dier ifade, Avrupada
btnlemenin mimarlar arasnda yer alan, Fransz Politikac
Robert Schuman tarafndan daha 1964 ylnda u ekilde dile
getirilecektir: Avrupann demokratik ideali ve gelecei,
temellerini istisnasz olarak Hristiyanla borludur. (enay,
2002: 128).
3.2. Souk Sava Sonras Dnemden Bugne Genel Durum
1951 Paris ve 1957 Roma Antlamalar ile temelleri
atlan Avrupadaki btnleme hareketi, Souk Sava dneminin
sona ermesinin ardndan, 1993 ylnda yrrle giren
Maastricht Antlamas ile Avrupa Birlii adn alacaktr.
Gelinen aamada, ekonomik birlii (tartmaya ak olmakla
birlikte) salayan, ABnin temel amac, siyasal btnlemenin
gerekle(tiril)ebilmesidir. Bu aamada, Avrupa(l) kimlii, bu
hedefin kilometre talarndan birini tekil etmektedir. Gelinen
noktada, 28 yeli Birliin bunu hangi lde baarabilecei
tartma konusudur. Peki, bu tartmalarn ierisinde, kimliin
belirleyenleri arasnda yer alan din faktrnn genel grnm
ne ekildedir? Bu soruya, ikinci blmde izlenen yntemden
hareketle iki aamada cevap verilebilir. Birinci aama, AB ye
lkeleri ierisindeki genel durumu arz ederken; ikinci aama ise,
ABnin slam karsndaki ve en yakn rnekler arasnda yer alan
Trkiye karsndaki tavrn arz edecektir.
Birinci aama asndan baklacak olursa; 1999 ylnda
Gallup International anketlerine gre, Bat Avrupallarn

1636

yarsndan ounun (%51) yaamnda Tanr pek nemli bir yer


kaplamamaktadr. Kilise ayinlerine dzenli olarak katlan Bat
Avrupallarn oran ise ancak %20lerde kalmakta, bu oran
Hollanda, ngiltere, Almanya, sve ve Danimarka gibi lkelerde
%10a kadar dmektedir (Erdenir, 2010: 107). Artk son
zamanlarda Kiliselerin boaldnda bakarak, Avrupa insan iin
Hristiyanln birletirici bir temel olmad da tartlmaktadr
(enay, 2002: 125). zellikle Katoliklerin ve genlerin Kiliseye
gidii son 20 ylda azalma trendindendir (Ylmaz, 2014: 1).
Avrupann tarihi kiliselerinin, imdiki grnmlerine ramen,
toplumun geni kesimleri zerinde dini dnceyi kontrol etme
gcn, zellikle genler arasnda sistematik olarak kaybetmekte
olduu hususunda hepimiz hemfikiriz.(Davie, 2005b: 208).
Bu durum, Avrupa asndan intisap etmeden iman
etmek (Davie, 2005a: 3) gibi bir tablo ortaya karmaktadr.
Dolaysyla, kendi ierisinde dinin birletirici rolnn, intisap
etme noktasnda zafiyet yaama sreci ierisinde olduunu
sylemek yanl olmayacaktr. Birletirici rol engelleyen bir
dier etmen ise, Hristiyanln kendi ierisindeki
blnmldr. Bu balamda, Ortodoks lkelerin yer ald
Merkezi Dou Avrupa lkeleri haricinde Avrupada fiilen
mezhebi blge bulunmaktadr (enay, 2002: 135);
-

Katolik lkeler: Belika, Fransa, rlanda, talya,


Portekiz, spanya.
- Karma (Katolik ve Protestan) lkeler: ngiltere,
Hollanda, Kuzey rlanda, Bat Almanya.
- Protestan (Lutheryan) lkeler: Danimarka, zlanda,
Norve, sve.
Bunlarn yan sra daha birok farkl heretik mezhebin
olduu ve hatta Protestanln ierisinde de birok Protestan
grubun yer ald bilinmektedir (bkz. Erba, 2002: 215-221).
teki algs noktasnda bu blnmlk, ABnin birlikten uzak
bir grnt ierisinde olmasna neden olmaktadr. Bu nedenledir
ki, her eyden nce Avrupa iin homojen bir Avrupa kltrnden
bahsetmek mmkn olmad gibi, bugnn Avrupas artk ok
kltrl, ok dinli, ok etnik kkenli bir hal almtr (Gkcan,
2014: 1070). Dolaysyla, siyasal btnleme sreci ierisindeki
ABnin din faktrnn de gz ard edilemez birletirici etkisi ile
bir kimlik ina etme amac kendi ierisinde dezavantajlarla
yzlemektedir.

1637

Resmedilmeye allan birinci aama, dezavantajl


etkenleri ele alm olsa da, ayn tabloda, ikinci aama Birlii bu
amata avantajl klacak etkenleri iermektedir. Belirtilmelidir
ki, bu avantaj salayan temel aktr, dtekidir. Hristiyan
Kulb tartmalar ekseninde, bir gre gre; Avrupa bir
Hristiyan Kulb deildir; ancak Hristiyanlk teki
medeniyetler sz konusu olduunda bir stkimlik olarak
ilikileri ekillendirmede etkili olmaya doal olarak devam
etmektedir. (enay, 2002: 121). Avrupa Birlii de, ye lkelerin
ulusal reflekslerini kreltme ve ye lkelerde mevcut ya da olas
mikro ulusuluu da ortadan kaldrabilme adna adeta
Avrupall, inan temelli bir st kimlik olarak yeniden ina
etmeye almaktadr (Grkaynak, 2014). Yeniden ina
srecinde, Birliin dayanak noktalarnn banda ise, slam ve
Mslmanlar temelli teki algs gelmektedir. Bu teki algs
iki ekilde olumaktadr. Bunlardan ilki, ifade edildii zere d
tekidir. Dieri ise, Avrupada yaayan Mslmanlar ifade
etmek iin kullanlabilecek olan, dardan gelen dhildeki
tekilerdir.
Bugn 1,6 milyar olan dnyadaki Mslman saysnn
%35 art ile 2030 ylnda 2,2 milyara, Avrupadaki Mslman
saysnn ise 44,1 milyondan 58,2 milyona ulaacak olmas
Batllar endielendirmektedir (Ylmaz, 2014: 1). Burada,
1950de Avrupada toplam Mslman nfusun 800 bin olduunu
(Kyl ve Turan, 2010: 7) eklemek karlatrma asndan
faydal olacaktr. Ayrca, bahsedilen endie, Avrupada gen
nfus orannn gittike dmesi ile daha da artmaktadr.
Avrupal Mslmanlarn doum oranlar da Avrupallara gre
tam kat daha fazladr. Sosyal bilimcilere gre, eer bu trend
byle devam ederse, 2050 ylnda Avrupadaki Mslmanlarn,
toplam nfusun %20sini oluturaca tahmin edilmektedir.
(Kyl ve Turan, 2010: 8). Bu nedenle, bugn ve zellikle yarn
asndan slam Avrupadaki en geni tekiinan
nfusudur.(Davie, 2005a: 14. Sorun addedilen bu durum,
bizzat Avrupa ierisinde yer ald iin, bu adan slam teki
bir din deil, ierideki bir sorun (Duman, 2005) olarak
addedilmektedir ki dardan gelen dhildeki teki
tanmlamasndan kast edilen de budur.
erideki sorun tanmlamas, Mslmanlarn
Avrupadaki varlklarnn gz ard edilemeyecei gereini

1638

yanstsa da, dier taraftan Avrupadan olmadklar algsnn


ortadan kalkmad ve kalkmasnn da g olduu gereini
yanstmaktadr. Dolaysyladr ki, Mslmanlar Avrupada ve
buna ramen Avrupada deiller. (Asad, 2010: 234). phesiz,
ierideki sorun algsnda zellikle 11 Eyll, Mart 2004 Madrid
ve Temmuz 2005 Londra saldrlarnn ardndan slam ve terrle
ilikilendirilen Mslman kesimler etkili olmulardr. Bu alg,
sorunun iteki boyutunu tekil etmektedir.
Sorunun dteki algsna baklacak olursa da, zellikle
11 Eyll saldrlarnn ardndan, Amerikada grld gibi
Avrupa ierisinde de slamofobiann ykselie gemesi,
Avrupann yeniden ayn dteki etrafndan birletirilmesi
hedefine katk salamaktadr. Bunun haricinde, AB zelinde
bakldnda da bu algnn, Trkiye zerinden belirginletiini
sylemek yanl olmayacaktr.
TrkiyeAB ilikileri erevesinde, Birlik ierisinden
ykselen birok sylemde bu algnn yansmalarn grebilmek
mmkn olmaktadr. Bu alg Osmanl zelinde tarihi bir zemine
de sahip olduu iin, genellikle bugne gereke olarak sunulan
tarihi atflar Osmanl zerinden yaplmaktadr. Trkiyenin
Mslman bir lke olduu, bu durumun nfus ierisindeki
Mslman oran ile de teyit edildii, Trkiyenin bata bu faktr
olmak zere Batl deerlerden kopuk ve uzak olduu gibi
sylemler bu ynde ba ekmektedirler. Ayrca, iteki
balamnda Avrupadaki Trklerin de Birlik tarafndan beklenen
entegrasyonu salayamam olmalar da bu gr destekleyici
bir argman olarak kullanlmaktadr.
AB yesi lkeler ierisindeki baz ar sa ve Hristiyan
evreler, Avrupa kamuoyunda Trkiyenin yelii konusu ile
ilgili endie ve sorgulamalarn ortaya kmasna neden olmaya
devam etmektedirler. leri srlen argmanlarn banda ise,
ABnin tarihsel Hristiyan mirasna dayand ve Trkiyenin bu
birliin iine girmesi durumunda, Avrupann bu tarihsel
mirasna zarar getirecei, dolaysyla ekonomik ve siyasi birliin
dnda, ileride dnlen kltrel birliin salanamayaca
dncesi gelmektedir (Kyl ve Turan: 2010: 6-7). Bu dnce,
Avrupa ierisinde belli bir tabana da sahiptir. 2000lerin
bandan itibaren AB yesi lkelerde faaliyet gsteren eitli
ar sa partilerin ykselie gemeleri bu tabann varln ispat
etmektedir. Burada, Avrupallarn ounluu tarafndan kabul

1639

gren dnce, ortak dman olarak Trklerin grlmesidir.


Ortak dmana kar birletirici unsur olarak Hristiyanlk
grlmekte ve ortak Avrupa kltr din merkezli olarak
olumaktadr. (Yiit, 2000: 42).
SONU
Sonu olarak, u soruyu sormak gerekmektedir: 21.
yzylda, din faktr Avrupa iin bir btnleme arac olabilir
mi? Bu sorunun ierik olarak Avrupa iin olumsuz ve olumlu
olmak zere iki cevab bulunmaktadr.
Olumsuz adan, tarihi derinlikte Hristiyanln kendi
ierisinde blnm bir yapya dnmesi, din olgusunun
Avrupa ierisinde bir btnleme arac olabilmesinin nndeki
engellerdendir. Hatta nc blmde de bahsedildii zere, bu
blnmln ierisindeki kiliselerin yeniden kendi aralarnda
bir blnmeye gitmi olmalar daha da girift bir tablo ortaya
karmaktadr. Bunun yannda, oranlarda da grld zere
Avrupa ierisinde dine ve kiliseye bakta yaanan menfi d,
bir dier engeli tekil etmektedir.
Avrupann adeta mezhebi blge olarak da
deerlendirilebilmesi btnleme ihtimalini gletirmektedir.
Hatta Katolikler haricindeki dier blgelerin (zellikle
Ortodokslarn) Avrupadan saylmad da bilinen gerekler
arasndadr. Bu duruma en gzel rnek, Souk Sava sonras
dnemde Merkezi Dou Avrupa lkelerinin AB yelik
srelerinde grlmtr. Bu srete, din eksenli gsterilen
ayrm, Birlik ierisindeki birtakm yaklam ve sylemlerde yer
bulmutur. Hatta bu durumun bugn iin de geerli olduunu
sylemek yanl olmayacaktr. nk Merkezi Dou Avrupa
lkeleri halen Birlik ierisinde yer alan ve fakat gerek Avrupal
olmayan bir alg ve konuma sahiptirler.
Olumlu adan bakldnda ise, tekiye dair algnn
dtekiye doru younlamas din olgusunun btnleme
asndan
Avrupay
glendirmesi
ihtimalini
kuvvetlendirmektedir. zellikle 11 Eyll saldrlarnn ardndan
bu younlama artmtr ve bizden olmayan algs
fundamentalist gruplarla ilikilendirilen slamiyete ve
Mslmanlara odaklanmtr. Tarihsel perspektifin ele alnd

1640

ikinci blmde de mahede edildii zere Hristiyanlk, d


tekinin mevcut olduu lde etkin olmu, dtekinin
glendii lde g kazanmtr ve bu dteki de balangta
Yahudilik, ardndan ise slamiyet olmutur. Yine ayn blmde
bahsedildii zere, Avrupaya gerekletirilen Arap fetihleri
Hristiyanl birletirici bir faktr olmutur. Dtekiye kar
birleme asndan Hal Seferleri de nemli ipular
sunmaktadr.
Bunlarn yan sra dikkate deer bir gelime ise, Mart
2013te Ortodokslarn Ruhani lideri Fener Rum Patrii
Bartholomeos ile yeni Papa Francisin 959 yl sonra bir ilki
gerekletirerek Vatikanda bulumalar ve kucaklamalar
olmutur. Bu kucaklama simgesel bir durum arz etse de, bu
durumun yansmalarnn ne ekilde olaca/olabilecei ilerleyen
zaman diliminde daha net grlebilecektir.
Avrupa BirliiTrkiye ilikilerindeki din faktrnn
dnem dnem gndeme gelmesi ve AB yesi lkelerden bu
ynde ykselen sesler, dteki alglamasnda dikkate deer bir
rnek tekil etmektedir. Trkiyenin sahip olduu nfus
ierisindeki Mslman oran, Birlik tarafndan Trkiyenin
Birlie uyum noktasnda bir engel oluturaca grn ortaya
karmaktadr. Bu nyargl tutum devam ettii lde,
Trkiyeye kar bir birlik oluabilecei sylense de Trkiyenin
Avrupa dnda braklmas gibi bir durum, bu bak as
erevesinde Avrupann kendi birlii ierisinde harici unsurlarn
soyutland bir tablo ortaya karamayacaktr. Dolaysyla
olumsuz ve olumlu alardan deerlendirilen bu iki genel cevabn
haricinde, dikkatle zerinde durulmas gereken konu, Avrupa
ierisindeki Mslman nfustur.
Avrupa ierisinde teki bir din deil, artk ierideki
bir sorun olarak kabul edilmeye balanan Mslman nfusun
Avrupa ierisinde olmalarna ramen Avrupa ierisinde
olmamalar durumu Avrupa iin gz ard edilmesi g bir
sorunsal tekil etmektedir. Avrupa ve zellikle Birlik bu
sorunsal adil ve zme ynelik bir ekilde ortadan
kaldrlamad mddete, ulalmaya allan siyasal
btnlemenin uzak olduu bilinmelidir. Ayrca, sayca Avrupa
ierisinde artmaya devam eden ve artmas da ngrlen bu nfus,
ina edilmeye allan Hristiyanlk stkimliindeki yeknesak
bir yap midini de ortadan kaldrmaktadr. Avrupa Birlii ile

1641

birlikte Avrupa kimlii tartmalar gn getike gndemdeki


yerini korumakta ve hatta artrmaya devam etmektedir. Bu
tartmalar ierisine dinin de bizatihi dhil edilmesi, tartmalarn
okboyutlu bir hal almasna neden olmaktadr. alma
boyunca zerinde durulan kavramsal boyut, tarihi boyut ve bu
boyut ierisindeki dhili faktrler ve gelimeler ile harici
faktrler ve gelimelerin etkileri, II. Dnya Savann ardndan
Avrupada balatlan btnleme hareketindeki dinsel etkenlerin
tartmaya ak mevcudiyeti, Souk Sava sonras oluan
konjonktre kar gelitirilen tavr ve bu tavr ierisindeki dini
alglar ve Avrupa ierisindeki Mslman nfus, bu nfusun
yaanan birtakm terr eylemleri ile balantl olarak tehdit
olarak alglanmas bu okboyutluluun birbiri ile ilikili farkl
boyutlarn oluturmaktadrlar. Bu nedenle, Birlik zelinde
Avrupa, bir kimlik ina etme amacn tayorsa, zmn de ok
boyutlu olmas gerekmektedir.
almadan kan en dikkate deer sonulardan birisi,
bu boyutlar arasnda zelikle Avrupadaki Mslman nfusu gz
ard eden bir kimlik inasnn baarsnn mmkn
grnmediidir. Bu nedenle balangta sorulan sorunun,
olumsuz adan m, yoksa olumlu adan m nihayete
erdirilebilecei noktasnda Avrupa ierisindeki Mslman nfus
kilit bir role sahip olacaktr. Bununla birlikte, Trkiyeye ynelik
gelitirilen sylem ve tutumlarn ne ynde olaca da bu srete
etkin bir merhaleyi oluturmaktadr. Sonu olarak, tarihsel
perspektifte Hristiyanln ekillenmesine eitli vastalarla
etkide bulunmu olan slam faktrnn, Avrupa kimliinde din
faktr tartmalarna dhil edilmesi ve okkltrllk
politikalarnn sylemden te yansmalarnn olmas
gerekmektedir. Aksi takdirde, Avrupa kimliindeki din faktr
tartmalar tek yanl ve sbjektif sylemler ieren tartmalar
olmaya devam edecektir.

1642

KAYNAKA
ALGANER, Y. ve ETN, M. (2007). Avrupada Birlik ve
Btnleme Hareketleri (I), Marmara niversitesi
BF Dergisi, Cilt. XXIII, Say. 2: 285309.
ARSLAN, M. (2014). Kltrel Balamda Din,
http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/496/file/K%
DCLT%DCREL%20BA%D0LAMDA%20D%DDN.p
df, (Eriim: 15.04.2014).
ASAD, T. (2010). Mslmanlar ve Avrupa Kimlii: Avrupa
slam Temsil Edebilir mi?, (Ed.) PAGDEN, A.,
Avrupa Fikri, (ev.) DL, R. ve VARLIK, M.,
Ayrnt Yaynlar, stanbul: 234254.
CEBEC, S. (2008). Milli Kimlik Balamnda DinKltr
likisi, Akademik ncelemeler, Cilt. 3, Say. 2.
DAVIE, G. (2014). Religion in Europe in the 21st Century: The
Factors
To
Take
Into
Account,
https://eric.exeter.ac.uk/repository/bitstream/handle/10
036/86938/Davie_EJS.pdf?sequence=1:
271296.
(Eriim: 13.04.2014).
DAVIE, G. (2005a). Modern Avrupada Din, (ev.) DEMRC,
A., Kre Yaynlar, stanbul.
DAVIE, G. (2005b). Din Sosyolojisinde Yeni Yaklamlar:
Batl Bir Bak, (ev.) AKGL, M. ve APCIOLU,
., AFD, XLVI, Say. 1: 201214.
DAVUTOLU, A. (2000). Bunalmdan Dnme Bat
Medeniyeti ve Hristiyanlk, Divan: 174.
DUMAN, M. Z. (2005). Avrupa Birlii Kimlii ve Trkiyenin
Birlie Katlmnn Yarataca Jeopolitik Boyutlar,
Sosyo Ekonomi, OcakHaziran/1.
ELIOT, T. S. (1981). Kltr zerine Dnceler, (ev.)
KANTARCIOLU, S., Kltr Bakanl, Ankara.
ERBA, A. (2002). Protestan Reformu ve Martin Luther,
Dinler Tarihi Aratrmalar, Hristiyanlk (Dn,
Bugn, Yarn), Ankara: 197245.

1643

ERDENR, F. H. B. (2010). Avrupa Kimlii, Avrupa Birliinin


Yarm Kalan Hikayesi, Alfa, stanbul.
EROLU, A. H. (2014). Hristiyanlarn Blnme Srecine
Genel
Bir
Bak,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/751/9612.pdf:
309325. (Eriim: 16.04.2014).
GKCAN, . (2014) TrkiyeAB likilerinde Temel
Belirleyici:
slamn
Ebedi
tekilii,
http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1427/file/Ozk
anGokcan.pdf :10651077. (Eriim: 28.04.2014).
GRANT, M. (2000). Romadan Bizansa, (ev.) LKGELEN, Z.
Z., Homer Kitabevi, stanbul.
GRKAYNAK, M. (2014). Avrupa Birlii: nan Temelli Bir
Btnleme
mi?,
http://academy.beder.edu.al/Conferences/ICH%202012
/FULL%20ARTICLE/Muharrem%20Gurkaynak.pdf,
(Eriim: 02.04.2014).
GVEN, M. (2012) Kltrn Bir Unsuru Olarak Din, Batman
niversitesi Yaam Bilimleri Dergisi, Cilt. 1, Say. 1:
933948.
HARMAN, . F. (2002). Gnmzde Ortodoks Hristiyanlk,
Tarihi Aratrmalar III, Hristiyanlk (Dn, Bugn,
Yarn), Ankara: 187196.
JORDAN, W. C. (2010). Ortaada Avrupa, (Ed.) PAGDEN,
A. Avrupa Fikri, (ev.) DL, R. ve VARLIK, M.,
Ayrnt Yaynlar, stanbul, 2010: 89108.
KARAKSE, H. (2006). Ortaa Tarihi ve Uygarl, Nobel
Yayn Datm, 3. Bask, Ankara.
KERR, G. (2011). Avrupann Ksa Tarihi, Charlemagneden
Lizbon Antlamasna, (ev.) ATAY, C., Kalkedon,
stanbul.
KOTA, M. (2014a). Auguste Comtenin Din Sosyolojisi,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/778/9951.pdf:
6773. (Eriim: 20.04.2013) .

1644

KOTA, M. (2014b). Din Sosyolojisine Giri,


http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/773/9869.pdf:
354369. (Eriim: 20.04.2014).
KYL, M. ve TURAN, . (2010). ABTrkiye likilerinde
Din Faktr: Tehdit mi Yoksa Frsat m?, Ondokuz
Mays niversitesi, lahiyat Fakltesi Dergisi, Say. 29:
534.
KURT, A. (2008). Sosyolojik Din Tanmlar ve Dine Teolojik
Bak Sorunu, Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi
Dergisi, Cilt. 17, Say. 2: 7393.
MORIN, E. (1988). Avrupay Dnmek, (ev.) TEKEL, .,
Afa Yaynclk, stanbul.
OUZ, E. S. (2011). Toplum Bilimlerinde Kltr Kavram,
Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi Dergisi, Cilt.
28, Say. 2: 123139.
OKUMU, E. (2006). Toplumsal Deime ve Din, nsan
Yaynlar, 2. Bask, stanbul.
ORTAYLI, . (2007). Avrupa ve Biz, Turhan Kitabevi, Ankara.
ZGKER, U. ve MUSAOLU, N. (2011). Avrupa Kimlii
Kurgusu, Kriter Yayn, stanbul.
RATZINGER, J. (2005). Papa 16. Benedict, Avrupa Dayand
Dncelerin Dn ve Bugn, (ev.) DALAY, N. U.,
Genda Kltr, stanbul.
ROBERTS, J. M., (2010). Avrupa Tarihi, (ev.) AYTUNA, F.,
nklp, stanbul.
SANDER, O. (1987). Ankann Ykselii ve D, Osmanl
Diplomasi Tarihi zerine Bir Deneme, Ankara
niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Yaynlar,
Ankara, 1987.
ENAY, B. (2002). Avrupa Birliinin Dini Kimlii ve
Avrupada Dinler: Hristiyanlk, Yahudilik, Hinduizm,
Budizm ve slam, Uluda niversitesi, lahiyat
Fakltesi, Cilt. 11, Say. 1: 121166.
MEK, S. (2002). Gnmzn Kimlik Sorunu ve Bu Sorunun
Yaand Temel atma Eksenleri, U. . Fen

1645

Edebiyat Fakltesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yl. 3, Say.


3.
TURHAN, M. (2006). Kltr Deimeleri, Sosyal Psikoloji
Bakmndan Bir Tetkik, amlca Yaynlar, stanbul.
YILDIRIM, E. (2014). Sosyolojik Pozitivizm ve Teoloji
Arasnda
Mphemleen
Din
Sosyolojisi,
http://sbe.dumlupinar.edu.tr/9/199.pdf,
(Eriim:
04.04.2014).
YILMAZ, S. (2014). 21. Yzylda Dinlerin Bunalm,
http://usam.aydin.edu.tr/analiz/21.YUZYILDA_DInLE
R_Revised.pdf: 18. (Eriim: 20.03.2014).
YT, A. (2000). Avrupann Snrlar ve Trkiyenin
Avrupaya Gre Konumu, Frat niversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Cilt. 10, Say. 2: 3550

1646

OTURUM TEMASI
EVRE VE ENERJ LKLER

I. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Glser ZTUNALI KAYIR
AB-Trkiye likilerine evresel Bir Bak: Trkiyede Bir
Kamu Politikas Olarak evre Politikalar
Ar. Gr. Gzde KESTELLOLU
Avrupa Birliinin Hazar Havzas Enerji Politikas ve Enerji
Gvenlii Problemleri
Do. Dr. Nesrin DEMR
Ar. Gr. sa SYPAK
Yasemin TUTAR
Barajlarn klim zerindeki Etkileri: Karacaren I ve II Barajlar
rnei
Ar. Gr. Onur ARSLAN
Prof. Dr. Hasan Hseyin NDER
evre Muhasebesi Kapsamnda irketlerin evre Maliyetlerinin
ncelenmesi
Yrd. Do. Dr. Vesile MRBEK
Ar. Gr. Mahmut Sami ZTRK

1647

1648

AB-TRKYE LKLERNE EVRESEL BR BAKI:


TRKYEDE BR KAMU POLTKASI OLARAK
EVRE POLTKALARI
Ar. Gr. Gzde KESTELLOLU
ZET
evrenin geri dnlemeyecek ekilde tahribiyle, evre
politikalarnn da ciddiye alnmas gerektii anlalmtr. AB
ciddi admlar atmaya Paris Zirvesi ile balam ve ardndan 5 yl
kapsayan ilk evre Eylem Programn hazrlamtr. Maastricht
Anlamasnda ise gelinen nokta yetki ve ileyi asndan evre
politikalarn etkilemi ve gelime srecinde konu evrenin
korunmasndan srdrlebilir kalknmaya kaymtr. Lizbon
Antlamasylaysa konu sadece evre sorunlar olmaktan km;
srdrlebilir kalknma deerlendirilmeye balanmtr.
Trkiyede ise 1982 Anayasasndan, Ulusal evre
Stratejisi ve Eylem Programna srekli bir aba ierinde olunmu
ancak hedefler ve deerlendirmeler hep ucu ak ekilde
belirtilmitir. zellikle 2013 raporu evre fasl ile ilgili eletiriler
iermektedir. Bu alanda aka geriden takip edilen AB ile
ilikiler neticesinde yine de hi ilerleme olmad sylenemez
ancak fazlasyla ar admlarla takip edildii ifade edilebilir.
almann amac, Trkiyede kamu politikas olarak
evre politikalarn AByle ilikileri asndan ele almak,
Trkiyenin AB standartlarnda evre politikas oluturmada
henz yeterli durumda olmad hipotezini irdelemektir. Yntem
olarak ilerleme raporlar, kalknma planlar, kitaplar ve
elektronik kaynaklarn derlenmesi kullanlacaktr.
Anahtar Kelimeler: Trkiye, Kamu Politikas, evre
Politikas, Avrupa Birlii.
AN ENVIRONMENTAL GLANCE TO EU-TURKEY
AFFAIRS: ENVIRONMENTAL POLICIES AS A PUBLIC
POLICY IN TURKEY

Erciyes niversitesi, BF, gkestellioglu@erciyes.edu.tr.

1649

ABSTRACT
Upon the irrevocable destruction of the environment, it
was understood that environmental policies should also be taken
seriously. EU started to take serious steps with Paris Peak and
then prepared the first Environmental Action Program which
covers 5 years. The state of things with Maastricht Treaty
influenced the environmental policies in terms of power and
operation and the issue moved from the protection of the
environment to sustainable development in the development
process. And, with Lisbon Treaty, the issue was not only
environmental problems anymore; and sustainable development
was started to be evaluated.
In Turkey, on the other hand, there was a constant effort
from 1982 Constitution Act to National Environmental Strategy
and Action Program but targets and evaluations were always
specified as open ended. Particularly 2013 report contains
criticisms in relation to the environment phase. It cannot be said
that there has been no progress in this field as a result of the
affairs with the EU which is obviously followed from behind but
it can be stated that it is followed by highly slow steps.
The purpose of the study is to approach environmental
policies as a public policy in Turkey in terms of affairs with the
EU, and scrutinize the hypothesis that Turkey is not still
sufficient to create environmental policy in EU standards.
Progress reports, development plans, books and the compilation
of electronic sources will be used as the method.
Key Words: Turkey, Public Policy, Environmental Policy,
European Union
GR
AB(Avrupa Birlii) iin evre konusunu iine alan
yasal srecin balad Paris Zirvesi (19-20 Ekim 1972) Sonu
Bildirgesi ve bu bildirge ile uyumlu olarak evre zerine Eylem
program ars Kasm 1973ten 1978e kadar 5 yllk sreyi
kapsayan lk evre Programnn kabuln beraberinde
getirmitir. Bu kabul izleyen kinci (1978-1982) ve nc
(1983-1987) Eylem Planyla birlikte ortak evre politikasnn
ilkeleri belirlenmitir. nc Eylem Plan bu belirlenen

1650

ilkelerin eriim alanlarn imlerken, Drdnc Eylem Plan ise


evre iin belirlenen ortak ilkelerin yap iindeki lkelerin dier
ortak politikalaryla ilikilendirmitir.
1993 Maastricht Antlamas ve buna eklenen 130r,
130s, 130t maddeleri yetkiler ve ileyi konusunda evre
politikalar ve srdrlebilir kalknmay etkilemitir. Gelime
sreci boyunca evre ve sonrasnda srdrlebilir kalknma
kapsamnda dzenlemeler yaplm; 2009 Lizbon Antlamas da
AB anayasasnda deiikleri ieren bir anlama olmu ve tm
bun anlamalar ve yenilikler AB zerindeki deiiklerle beraber
evre politikalar ve srdrlebilir kalknma zerinde de etkilere
neden olmutur.
Trkiye ise ABye bavurusundan ok daha sonra evre
konusu zerine eilmeye balamtr. Trkiyenin abalarnda
nceliini her zaman ekonomiye vermi ve evre politikalarn
ekonomi politikalarna gre ve ona engel olmayacak ekilde
uygulamaya gayret gstermitir. nk ayr evre politikalar
maliyeti en yksek alanlardan biridir. zellikle nleyici
tedbirlerin uygulanmas ciddi bir dzenleme ve yatrm
gerektirmektedir. Ancak lkemizde bu evre kazanc deil
ekonomik kazan asndan deerlendirildii genellikle nleyici
deil evre sorunlarn giderici almalar grlmektedir. Bunun
dnda yaplan idari dzenlemeler ve hukuki uyumlama abas
kendini gsterse de raporlarda da grlecei zere yeterli
olmamaktadr. zellikle 2013 raporunda bu net bir ekilde ifade
edilmitir. Raporlardaki bu aklk nedeniyle lerleme Raporlar,
yazl kaynaklar ve internet kaynaklar almada kullanlmtr.
1. AB ORTAK EVRE POLTKASI
Bir tehlike olarak grlmemesi nedeniyle 1957 Roma
Antlamasnda evre konusunda ortak bir politika
belirlenmemitir. 1970li yllarda ise aslnda ekonomik kayglar
sonucunda evre ile ilgili almalar balamaktadr. Avrupa
Birlii, 1970 ylna kadar hava ve su kalitesi, atklarn imhas ve
doann korunmas gibi hususlarda koruyucu bir yaklamla
200'den fazla direktif oluturmutur. 1972'de Rio'da yaplan
Birlemi Milletler evre Konferans'ndan sonra ortak bir
politika ihtiyac ortaya km buna ramen 1987 Avrupa Nihai
Senedi ile evre politikas, kurucu antlamaya dahil edilmi ve

1651

evre konusunda ak bir siyasi ve yasal destek ortaya


konmutur(KV, 2007: 5).
lk kez, 1972 ylnda Birliin Ortak evre Politikasnn
temel ilkelerinin belirtildii Birinci Eylem Program yrrle
girmitir. kinci programda Avrupa Birlii Ortak evre
Politikasnn prensipleri ve hedefleri belirtilmitir (okgezen,
2007: 93-96). Drdnc evre programnn dikkat ekici noktas
ise, evre politikasn dier Birlik politikalar ile
ilikilendirilmesi ve bu sayede evre mevzuatnn
glendirilmesidir. 1993-2000 yllarn ieren beinci
programdaysa
srdrlebilirlie
doru
ifadesi
bulunmaktadr(Ferhatolu, 2003: 1). Sreteki dier nemli
gelimeler ise 1992 Rio Konferans ve Gndem 21 olmutur. Her
alanda yerel hizmetin ne kmas evre politikas ve
srdrlebilir kalknmada da sz konusudur. Dier ilkeler bir
kenara braklsa bile kaynakta nleme ilkesi bu dnceyi kendi
bana desteklemektedir.
1993 Maastricht Antlamas ve eklenen 130 r, 130s,
130t maddeleri yetkiler ve ileyi konusunda evre politikalar ve
srdrlebilir kalknmay etkilemitir. 130r Maddesi evre
hususundaki ana madde olmu ve bu maddede Topluluun evre
konusundaki hedefleri bulunmaktadr. Bunun yannda maddeye
gre, Topluluun evre konusundaki eylemleri ye devletlerin
enerji kaynaklarnn iletilmesi konusundaki kural ve
politikalarna mdahale edemeyecektir. Yine 130rye gre bahsi
geen amalara ulalabilmesi iin Topluluun evre
konusundaki eylemlerinin dayanaca ilkeler de sralanmaktadr.
Avrupa btnlemesinin kurumsal yapsnda son derece nemli
rol oynayacak olan yetki ikamesi ilkesi de ilk defa Ortak evre
Politikas kapsamnda Topluluk terminolojisine ve Kurucu
Antlamalara bu madde ile eklenmitir. Bununla birlikte evre
hususunda Topluluun ve ye lkelerin nc devletlerle ve
uluslararas rgtlerle ilikilerdeki yetkisi de bu maddede
aklanmaktadr. VII. Baln 130s Maddesinde ise Topluluk
adna evre konusunda yetki kullanm sorunu ele alnmaktadr.
Bu maddeye gre Konsey, Komisyonun nerisi ile, Avrupa
Parlamentosu ve Ekonomik ve Sosyal Komite ye danlmasnn
ardndan, Topluluk tarafndan giriilecek eylemi oybirlii ile
karar vermektedir. Konsey, belirtilen koullarda, nitelikli
ounlukla alnacak kararlara ilikin konular belirlemektedir.

1652

130t Maddesinde ise, 130s Maddesi uyarnca evre konusunda


topluca kararlatrlacak koruma nlemlerinin, Kurucu
Antlamalara ters dmemek kouluyla ye lkeler tarafndan
alnabilecei sylenmektedir (KV, 2007: 5).
1996 HABTAT II ile yaam alanlar irdelenmi, 1999
Amsterdam Antlamas AB de her alanda kkl deiikliklere
yol amtr. Antlama da Birliin evre konusundaki etkisi
artrlmak istenmi, kimi konular da daha ayrntl biimde
belirlenmitir. 2002 Johannesburg Dnya Srdrlebilir
Kalknma Zirvesi (Rio +10) gereklemi, sonunda iki temel
belge ortaya kmtr. Bunlardan biri Uygulama Plan, dieri ise
siyasi iradenin yanstld Siyasi Bildiridir. Uygulama Plan
tasla 24-25 Austos 2002 tarihlerinde gayr resmi olarak
tartmaya alm, 26 Austos 2002 tarihinde ise altalma
gruplar erevesinde almalar srdrlmtr. zerinde
anlamaya varlamayan konular ile ilgili tartmalar ise bakanlar
dzeyindeki toplantlarda ele alnmtr. Uygulama Plan on iki
gn sren youn grmelerden sonra yenilenebilir enerji,
kimyasallar, doal kaynaklar, iklim gibi hususlarn Bakanlar
dzeyinde grlmesiyle sonulandrlm ve 4 Eyll 2002
tarihinde Genel Kurul'da kabul edilmitir. Uygulama Plannda
srdrlebilir kalknma konusu, zellikle kuzey gney atmas
gz nnde tutularak detayl bir ekilde maddeler halinde
deerlendirilmitir. 2003 Nice Antlamas AB kurumlarn
yeniden ekillendirmi ve glendirme amac gtmtr. 2009
Lizbon Antlamas da AB anayasasnda deiikleri ieren bir
anlama olmu ve tm bun anlamalar ve yenilikler AB
zerindeki deiiklerle beraber evre politikalar ve
srdrlebilir kalknma zerinde de etkilere neden olmutur.
Nihayetinde ise Rio +20 ve 7. EP deiikliklerinin neticeleri
beklenmektedir (Yldrm, 2010: 143-183; Maz, 2010: 99-121).
2. EVRE POLTKASININ TRKYEDEK GELM
Planl dnem ncesinde snrl biimde evre sorununa
sahip olan Osmanl mparatorluu yine de baz yasal
dzenlemeler yapmtr. Cumhuriyet dneminde ise sava
sonras temel endie salk olduundan yaplan almalar da
bunu yanstmtr. Bu dnemde imar, kentlerin aalandrlmas,
hayvanlarn korunmas, genel temizlik, stma, verem gibi

1653

hastalklarla mcadele vb. hususlar 1923-1963 aras hkmet


programlarnda yer almtr.1983 yln da kabul edilen evre
Kanununa kadar, Ky Kanunundaki temizlik, salk ve
korularn korunmas; Limanlar Kanunundaki denizlerin
korunmas ile Medeni Kanundaki eitli evre dzenlemeleri
geerli olmutur. Belediye Kanunu (1930), Umumi Hfzsshha
Kanunu (1950), Kara Avcl Kanunu (1937), Bataklklarn
Kurutulmas ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakknda
Kanun (1950), Orman Kanunu (1956), Zirai Mcadele ve
Zirai Karantina Kanunu (1957), Yer alt Sular Hakknda
Kanun (1960), Gecekondu Kanunu (1966) ve Su rnleri
Kanunu (1971) evre ile ilgili dzenlemeler olsa da btnsel
olarak bir deerlendirme olmadndan yani evre sanki bir btn
deilmi gibi grldnden buna gre politikalar
retilememitir (Klolu, 2005: 61-63).
evre haklarnn 1970li yllarda balad genel bir
ifade olarak literatrde bulunmaktadr. Bu dnem itibariyle de
evre aka anayasalarda yer alan bir kavram haline gelmitir.
Trkiyede 1970li yllardan balayarak evre sorunlar ile artan
bir younlukta yzlemek durumunda kalmtr. Bu konudaki
anayasal dzenleme boyutundaki ilk ve en nemli adm 1982
ylnda Anayasamza, Sosyal ve Ekonomik Haklar ve devler
blmnde 56. madde ile evre hakk konularak atlmtr.
Bylece evre hakk hukukumuzda yer alm ve anayasal kurum
olarak da evre koruma kavram gelimeye balamtr. Bu
durum bazlar tarafndan medeni bir hayat tazna atlm bir
adm ve geliim olarak da deerlendirilmektedir (TV, 2011: 1)
Anayasasnn
grlmektedir:

56.

Maddesinde

de

bu

husus

Herkes, salkl ve dengeli bir evrede yaama hakkna


sahiptir. evreyi gelitirmek, evre saln korumak ve evre
kirlenmesini nlemek Devletin ve vatandalarn devidir.
hkmn iermektedir (T.C. Anayasas, 1982: Md.56).
Bylelikle 1982 Anayasas, hem koruma devi
ykleyen ve hem de insan hakk olarak dzenleme yapan
anayasalardan biri olmutur. Bu madde aka evre hakkndan
belirtmemekte ancak dier klasik haklarla ve zellikle de yaam
hakkyla ilgi kurarak evre hakkyla ilgili dolayl bir dzenleme
gerekletirmektedir. Madde Herkes, salkl ve dengeli bir

1654

evrede yaama hakkna sahiptir. hkm ile yaam hakk iin


salkl ve dengeli bir evre ile mmkn olduunu
belirtmektedir. Bu dzenlemenin Anayasann Ekonomik ve
Sosyal Haklar ve devler blm bal altnda yer alm olmas
bu blmdeki 65. maddenin sosyal ve ekonomik hak ve devlerin
ekonomik istikrarn korunmas gzetilerek, mal kaynaklarn
yeterlilii lsnde yerine getirileceini sylemesi asndan
nemlidir. nk bu ekilde 1982 Anayasas, bir yandan evre
hakkn dolayl olarak dzenlerken dier yandan ekonomik
koullar, salkl ve dengeli bir evrede yaama hakknn
yerine getirilmesinde bir snr olarak belirlemi olmaktadr. 56.
maddenin 2. fkrasnda devlete ve vatandalara yklenen
evreyi gelitirmek, evre saln korumak ve evre
kirlenmesini nlemek devlerinin devlete den ksm,
ekonomik koullara gre yerine getirilmeyebilecek yahut
ertelenebilecektir(Grseler, 2008: 200-201).
Trkiyede evre ile ilgili olan dzenleme srecinin
ilemesinin bir baka neticesi de evre Kanunu olmutur. 1983
ylnda kabul edilen evre Kanunu, 2006 ylnda yaplan
deiikliklerle yeni eklini almtr. Bu deiikliklerde Rio
Zirvesinde belirlenen ilkelerin yol gsterici olarak grld
ifade edilebilir. Buna gre:
"Bu Kanunun amac, btn canllarn ortak varl olan
evrenin, srdrlebilir evre ve srdrlebilir kalknma ilkeleri
dorultusunda korunmasn salamaktr." eklindeki 1.
maddesinde srdrlebilir evre ve srdrlebilir kalknmaya
yer verilmitir. Bu madde ve 2. maddede buna uygun olarak
Kanunda yer verilen kavramlarn ayn dorultuda tanmlarnn
verilmesi srdrlebilir kalknmann ve srdrlebilir
kalknmann evre boyutunun artk hukuki olarak en az dier
alanlar kadar nemsendiini gstermektedir. te yandan
uluslararas platformlarda da Trkiyeyi evre ve srdrlebilir
kalknma alannda uygun bir konuma getirme abasdr. Ayn
ekilde 3. Madde ile de herkese evre koruma hakknn verilmesi
bu hukuki deiimi destekler niteliktedir. 9. Maddede yanl
kullanlan evrenin ekolojik sisteme ve biyolojik eitlilie zarar
vermesi durumuna kar dzenlenmi olmas evrenin artk bir
btn olarak ele alndn gstermektedir.
10. Maddede evre Etki Deerlendirme Raporlarnn
hazrlanmas gerekliliinin getirilmesi ve buna dair

1655

dzenlemelerle ilgili bir ynetmelik karlaca belirtilmitir.


Ynetmeliin, Kanunun ilk dzenleniinden on yl sonra yani
1993 ylnda karlm olmas ise dikkat ekici bir gelimedir.
Bu Trkiyede evre ile ilgili gelimelerin yavaln gsteren
bir durumdur. 30. maddedeki evreyi kirleten veya bozan bir
faaliyetten zarar gren veya haberdar olan herkes ilgili mercilere
bavurarak faaliyetle ilgili gerekli nlemlerin alnmasn veya
faaliyetin durdurulmasn isteyebilir. ibaresi 2003 ylnda
yrrle giren 4982 Bilgi Edinme Hakk Kanunu ile
desteklenmi bir ekilde bavuruda bulunabilir ve bunu takip
edebilir hale gelmitir. lene sulara kar cezai uygulamalarn
etkinlii ise bir tartma konusudur (zkan, 2006: 12-16).
lerleme Raporlar ABye uyum erevesinde
gerekletirilen dzenlemelerin durumunu ve yaplmas
gerekenleri ifade eden belgelerdir. Dier belgelerde olduu gibi
bu belgede de evre politikalar ve srdrlebilir kalknmann ele
alnmas zamanla ilerleyen uygulamalara gre deimitir.
lerleme Raporlarndan 2005, 2007 ve 2008 yllarna ait olanlara
almada yer verilmemitir. Bunun nedeni 2005, 2007 ve 2008
ilerleme raporlarnda evre ibaresinin bulunmamasdr.
2.1. 2003 lerleme Raporu
2003 ilerleme raporunda yirmi ikinci maddede bulunan
evre:
Geen ylki lerleme Raporundan bu yana Trkiye,
evre ile ilgili Topluluk mevzuatn uyumlatrmada ve idari
kapasiteyi glendirmede snrl bir ilerleme kaydetmitir. Hava
kalitesi, atk idaresi, doann korunmas, genetii deitirilmi
organizmalar, kimyasallar, grlt ve nkleer gvenlik gibi
alanlarda snrl dzeyde bir ilerleme kaydetmitir. evre ve
Orman Bakanlnn yeniden organizasyonu bir ilerleme tekil
etmektedir.
Birok sektrde genel olarak uyum dk bir seviyede
kalmtr. zellikle yatay mevzuat, hava kalitesi, atk idaresi, su
kalitesi, doann korunmas, sanayi kirlilii ve risk idaresi gibi
alanlar ile Avrupa evre Ajansnn veri toplama sistemi dahil
yelik iin belirledii artlar yerine getirme hususunda ilave
aba gsterilmesi gerekmektedir. baresi yer alrken genel
deerlendirmede:

1656

Blgesel politika alannda, son ilerleme raporundan bu


yana nemli gelimeler kaydetmitir, ancak blgesel politikann
merkezde ve blgesel dzeyde uygulanmas iin daha fazla
gayretin gsterilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda uygun
kurumlarn kurulmas ve bunlarnn yeterli personel ve mali
kaynaklarla donatlmas gerekmektedir. evre alannda snrl bir
gelime kaydedilmitir. evre Politikas kapsamnda gerek
mevzuat ve gerekse de uygulama alannda abaya ihtiya vardr.
eklinde bir ifade bulunmaktadr.
2.2. 2004 lerleme Raporu
2004 ilerleme raporun Yeni istatistik kanununun
kabulne ncelik verilmelidir. statistiksel gelime iin temel
alanlarda (i istatistii, sosyal istatistikler, tarm istatistikleri,
makroekonomik istatistikler, ticaret istatistikleri, blgesel
istatistikler ve evre istatistikleri) AB mktesebat ile daha fazla
uyum iin ciddi abalar harcanmaldr. eklindeki
deerlendirmesiyle daha fazla yol kat edilmesi gerektiini ifade
etmekte ve evre balnda:
Baz ilerlemeler kaydedilmesine ramen, evre
mktesebatna uyum dzeyi genel olarak dk seviyededir.
Ayrca, ilgili mevzuatn uygulanmas hususunda yaanan
zayflklar da hala ciddi endie kaynadr.
Yatay mevzuat, hava kalitesi, atk idaresi, su kalitesi,
doann korunmas, sanayi kirlenmesi ve risk ynetimi
konularndaki mevzuatn uyumlatrlmas ve etkin uygulanmas
iin ciddi aba harcanmaldr. evre politikasnn
uygulanmasndan sorumlu yetkililer arasnda koordinasyon
mekanizmalarnn
kurulmas
ve
idari
kapasitenin
glendirilmesine zel nem gsterilmelidir. Konuya ilikin
ciddi yatrm yaplmaldr.(Md. 22) Biimin eletirilerde
bulunulmaktadr. Sonu ksmnda ise:
evre alannda baz gelimeler salanm ve idari
kapasite glendirilmitir. Fakat, evre alanndaki AB
mktesebatna uyum dzeyi genel olarak dk seviyededir.
dari kapasite ve kurumlar arsndaki ibirlii daha da
iyiletirilmelidir
2.3. 2006 lerleme Raporu

1657

2006 ilerleme raporunda evre konusu ksaca u ekilde


deerlendirilmektedir:
evre: Atk ynetimi ve grlt hari olmak zere, bu
alandaki mevzuat uyumu dk seviyededir. Bata snraan
konular ve kamuoyuna danmalar olmak zere, yatay mevzuat
alanndaki eksiklikler nem tamaktadr. Hava kalitesi, doann
korunmas ve su kalitesi alanlarnda mevzuat uyumu balamnda
snrl ilerleme salanmtr. Deitirilmi olan evre
Mevzuatnn uygulanmas ile birlikte idari kapasite
glendirilebilecektir.
2.4. 2009 lerleme Raporu
2009 ilerleme raporu evre Fasln da deerlendiren bir
yapdadr. Genel olarak ABye uyum ile ilgili ilerlemeleri:
Trkiye yelik ykmllklerini yerine getirme
kapasitesini iyiletirmeye devam etmitir. Baz durumlarda
dzensiz olmakla birlikte, birok alanda gelime kaydedilmitir.
Mallarn serbest dolam, fikri mlkiyet haklar ve anti-trst
politikas, enerji, iletme ve sanayi politikas, tketici haklar,
istatistik, Trans-Avrupa ebekeleri, ve bilim ve aratrma
alanlarnda uyum ileri dzeydedir. evre, devlet yardmlar,
sosyal politika ve istihdam, irketler hukuku, kamu ihaleleri, gda
gvenlii, hayvan ve bitki sal politikalar ve hizmetlerin
dolam alanlarnda abalar srdrlmelidir eklinde ifade
ederken evre fasl ile ilgili deerlendirmesi:
Trkiye, Kyoto Protokoln imzalamak suretiyle
yatay mevzuat ve kimyasallar alannda ilerleme kaydetmitir.
Atklar, hava kalitesi, sanayi kirlilii, risk ynetimi ve
kimyasallar konularnda ksmi ilerleme salanmtr. Ancak, bu
alanlarda ABye genel uyum dzeyi yetersizdir. Trkiye, su
kalitesi, doann korunmas ve genetik olarak deitirilmi
gdalar konusunda hibir ilerleme kaydetmemitir. evresel etki
analizi alannda gerekli yaplarn tesis edilememesi, bu alandaki
AB Direktifine uyum ve uygulama konusunda eksikliklere
neden olmaktadr.(Fasl 27) eklindedir.
2.5. 2010 lerleme Raporu
2010 ilerleme raporu Trkiye-AB likileri ile ilgili
genel olarak:

1658

u ana kadar, bir tanesi geici olarak kapatlm olmak


zere (Bilim ve Aratrma), 13 balkta mzakereler almtr
(letme ve Sanayi Politikas, statistik, Mali Kontrol, TransAvrupa Alar, Tketici ve Saln Korunmas, Fikri Mlkiyet
Hukuku, irketler Hukuku, Bilgi Toplumu ve Medya,
Sermayenin Serbest Dolam, Vergilendirme, evre, Gda
Gvenlii, Veterinerlik ve Bitki Sal). Aralk 2006 tarihinde
dzenlenen Zirvenin sonular geerliliini korumaktadr.
Mali yardmlarla ilgili olarak, Trkiye iin 2009 yl
katlm ncesi mali yardm aracndan (IPA) 654 milyon Avro
ayrlmtr. Ulusal dzeydeki tm programlar iin ok yll
stratejik ereveyi salayan ve revize edilen 2011-2013 ok Yll
Planlama Belgesi, Trk kurumlarndan gelen katklarla
hazrlanm olup, 2011 yl banda IPA Ynetim Komitesine
sunulacaktr. Mali destek, temel haklar, hukukun stnl,
kamu ynetimi reformu, rekabetilik, evre, tamaclk, enerji,
sosyal kalknma, tarm ve krsal kalknma gibi ncelikli alanlara
odaklanacaktr. Trkiye snr tesi ibirlii iin destekten ve IPA
erevesinde bir dizi blgesel ve yatay programdan
faydalanmaktadr. biiminde deerlendirmede bulunmu; evre
fasl ile ilgili olarak ise:
ABye daha fazla uyum iin ilerleme devam etmitir.
Ancak, evre balnda hazrlklar balang dzeyindedir.
Trkiye, atk ynetimi konusunda ciddi ilerleme kaydetmi,
hava, su kalitesi, sanayi kirlilii, kimyasallar ve idari kapasite
konusunda snrl ilerleme salanmtr. Trkiye, iklim
deiiklii konusunda ok az ilerleme salam, doann
korunmas konusunda ise hibir gelime kaydedilememitir.
evre alannda idari kapasite glendirilmeli ve yatrmlar
artrlmaldr.
(Fasl
27)
eklinde
deerlendirmede
bulunulmutur.
2.6. 2011 lerleme Raporu
2011 ilerleme raporu:
Mallarn Serbest Dolam
Uyumun ileri dzeyde olduu Yeni ve Kresel
Yaklam Direktifleri alannda yeni gelimeler bulunmaktadr.
evre ve ehircilik, Salk ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji

1659

Bakanlklar baz mevzuatlar yaymlamtr. Ancak eko-dizayn


artlarna ilikin ynetmelik henz uygulamaya konulmamtr.
Ulatrma Politikas
Hava ulatrmas alannda baz gelimeler
salanmtr. Havaclk alanndaki ilikilerde yeni bir yasal
zemin oluturacak olan AB-Trkiye yatay havaclk anlamas
sonulandrlma aamasnda bulunmaktadr. Trkiye, tek Avrupa
Semas giriiminden ortaya kacak havaclk mimarisine entegre
olma isteini yinelemitir. Bu erevede, havaclk sektrne
ilikin olarak beeri kaynaklar, evre, piyasa dzenlemesi ve
hava gvenlii konularnda ncelikli bir dizi eylemi ieren bir
katlm ncesi strateji tamamlanm bulunmaktadr.
Enerji: Yenilenebilir enerji konusunda iyi dzeyde
ilerleme salanmtr. Yenilenebilir enerji Kanununda deiiklik
yapan Kanun kabul edilmitir. Artan yenilenebilir enerji
kullanmnn tm sektrlerde glendirilmesine ynelik
dzenleyici bir evre oluturulmas iin daha fazla aba sarf
edilmelidir.(Fasl 1, 14, 15)Fasllarnda evre ile ilgili noktalara
da deinirken evre fasl ile ilgili olarak(Fasl 27):
evre bal altnda, yatay mevzuatta snrl
ilerlemeler kaydedilmitir. evre Etki Deerlendirmesi
Ynetmeliinin kapsam Dantay tarafndan gzden
geirilmitir, ancak yaplan deiikliklerin hayata geirilmesi
tamamlanmamtr. Bahse konu Ynetmelik, byk lde
uyumlatrlmtr. Ancak, Nisan aynda sz konusu ynetmelie
ilikin olarak kabul edilen ek, getirdii baz istisnalar nedeniyle
endie vericidir. Kamusal ve snr tesi danmalara ilikin
prosedrler
tamamen
uyumlatrlmam
ve
hayata
geirilmemitir.
Hava kalitesine ilikin olarak, snrl gelime
bulunmaktadr. Hafif kamyon ve yolcu aralarndaki emisyon
oranlarn Euro 6 dzeyine indiren bir Ynetmelik kabul
edilmitir.
Ulusal
Emisyon
Tavanlar
Direktifinin
uyumlatrlmasna ve uygulanmasna ilikin hazrlklar devam
etmektedir.
Atk ynetiminde uyum srecinde iyi ilerleme
salanmtr.
Piller
ve
akmlatrlerin
ithalatnda
standardizasyona ilikin AB mktesebatna daha fazla uyum

1660

salanmasn temin eden mevzuat kabul edilmitir. Trkiye,


halen AB Atk ereve Direktifi ile uyumlu ekilde ulusal,
blgesel ve yerel atk ynetimi planlar hazrlayarak uygulamaya
geirmelidir.
Su kalitesi alannda ok snrl gelime yaanmtr.
Doann korunmas hususunda ise gelime bulunmamaktadr.
Yabani hayvan ve bitki trlerinin uluslararas ticaretine ilikin
CITES Konvansiyonu etkin bir ekilde uygulanmamaktadr.
Biyosidal rnlerle ilgili mevzuat kabul edilmi olmasna
ramen REACH mevzuat dahil kimyasallar alanndaki
gelimeler snrl bulunmaktadr. Etkin uygulama kapasitesi
halen yetersizdir.
klim deiiklii alannda, genel politika gelimeleri
itibariyle, snrl ilerleme kaydedilmitir. Mays 2010 tarihinde
2020 ylna kadar geerli bir ulusal iklim stratejisi kabul edilmi
ve Mays 2011 tarihinde klim Deiiklii Koordinasyon Kurulu
tarafndan ilk ulusal iklim deiiklii eylem plan kabul
edilmitir. Plann Yksek Planlama Kurulu tarafndan
onaylanmas gerekmektedir. Trkiye ozon tabakasn incelten
maddeler ve Kloroflorokarbon gazlara ilikin Montreal
Protokoln
uygulamaya
devam
etmektedir,
ancak
Kloroflorokarbon gazlar konusunda AB mktesebatna daha
fazla uyum salanmaldr. klim deiiklii konusunda
farkndaln artrlmasna ilikin snrl gelime salanmtr. Bu
alanda idari kapasiteye ilikin ilerleme salanmamtr.
eklinde deerlendirmede bulunulmutur.
2.7. 2012 lerleme Raporu
lerleme raporlarnda daha ok grld zere yasal
uyum sreci zerinde almalar gerekletirildii ifade
edilmekte gelecee ynelik umut veren ama net olmayan
vaatlerin gerekletirilmesi temennisine dayandrlmaktadr.
2012 ve 2013 ilerleme raporlar ise ierikleri itibariyle daha net
bilgiler vermekte ve daha elle tutulur projelerden bahsetmektedir.
2013 ilerleme raporu ise daha ok eletirel bir baka sahiptir.
2012 iki raporunda:
Yatay mevzuat iin evresel Sorumluluk ve INSPIRE
direktiflerinin i hukuka aktarlmas almalar IPA 2011
programlamasnda yer alan Yatay Sektrde Kapasite Artrm
Projesi kapsamnda devam etmektedir. evre ve ehircilik

1661

Bakanl, evresel Etki Deerlendirme (ED) srecinin


gnmz koullarna uyarlanmas ve ED srecinin elektronik
ortamda gerekletirilebilmesine ynelik ED Ynetmelii
revizyon almalar kapsamnda hazrlanan ynetmelik taslan
kurumlarn grlerine amtr.
Akkuyu nkleer santrali iin ilgili firma ED srecine
ynelik olarak evre ve ehircilik Bakanlna bavuruda
bulunmutur. Bu kapsamda ED raporu hazrlama sreci devam
etmektedir. Dileri Bakanl, evre Fasl Mzakere Pozisyon
Belgesinde yer alan snraan ibirlii konusunda hazrlanan
ED kili Anlamas Taslan deerlendirmektedir. Ayrca,
Stratejik evresel Deerlendirme Direktifinin ulusal mevzuata
aktarlmas almalar srmektedir.
Hava kalitesi iin 2007 Trkiye-AB Mali ibirlii
Programnda yer alan TR0702.07 referans numaral Marmara
Blgesinde Hava Kalitesi Alannda Kurumsal Yaplandrma
Projesi erevesinde; stanbul ilinde Marmara Temiz Hava
Merkezi kurulmu, Marmara Blgesinde yer alan 11 ilde 39 adet
hava kalitesi lm istasyonunun kurulumu tamamlanmtr.
Ayrca, Marmara Temiz Hava Merkezinde blgesel laboratuvar
(kalibrasyon ve analitik) kurulmas almalar tamamlanmtr.
Bu laboratuvarlarda lm ana bal istasyonlarn kalibrasyonu
ve ar metal analizleri ile dier hava kalitesi analizleri
gerekletirilecektir. Dier taraftan, 2008/50/AT sayl Avrupa
in Daha Temiz Hava ve D Ortam Hava Kalitesine likin
Direktifin uyumlatrlmasna ynelik ynetmelik tasla hazrlk
almalar srmektedir.
2008 Trkiye-AB Mali birlii Programnda yer alan
TR0802.03 referans numaral Emisyon Kontrolnn
yiletirilmesi Projesi ile Ulusal Emisyon Tavanlar Direktifinin
ulusal mevzuata aktarma ve uygulama hazrlk almalar devam
etmektedir. Ulusal Emisyon Tavanlar Koordinasyon Kurulu ve
alma gruplarnn oluturulmasna ynelik olarak kurum ve
kurulularn grleri erevesinde hazrlanan 2012/22 sayl
Hava Emisyonlar Koordinasyon Kurulu Genelgesi 15 Aralk
2012 tarihli ve 28498 sayl Resmi Gazete de yaymlanmtr.
AB fonlar tarafndan desteklenen, Su Kalitesi zleme
Kapasitesinin Gelitirilmesi Projesi 8 Eyll 2011 tarihinde
uygulanmaya balamtr. Kentsel Atksu Artm direktifi

1662

kapsamnda yatrmlarn artmasyla birlikte Trkiye genelinde


atk su artm kapasitesi nemli dzeyde art gstermitir.
Ayrca, ulusal kaynaklardan finanse edilen, 25 havzada hassas
alanlarn belirlenmesine ilikin almalar balamtr.
2009 Trkiye-AB Mali birlii Programnda yer alan
TR2009/0327.01 referans numaral Endstriyel Uucu Organik
Bileik Emisyonlarnn Kontrol Projesi kapsamnda konu ile
ilgili Direktifin uyumlatrlmas ve uygulanmas almalar
devam etmektedir.
Atk ynetimi raporda uyumun en yksek olduu ksm
olarak gsterilmektedir. Burada uyum salanan direktif says
fazladr. zellikle geri dnm ile ilgili almalarn detayl
olarak aklanm olmas raporda tatminkar bir hava
oluturmutur. Yine bu kapsa su kalitesiyle ilgili ayn ekilde
almalar gerekletirilmitir. rnein Ulusal Biyolojik
eitlilik Eylem Stratejisi ve Plan (2008) onaylanmas
sebebiyle Bakanlk analizler gerekletirmitir ve ynetmelik
karlmtr.
2011-2023 yllarn kapsayan Ulusal klim Deiiklii
Eylem Plan 2011 yl Temmuz aynda yrrle girmitir.
Ynetmeliin uygulanmasn salamak zere hazrlanan "Sera
Gaz Emisyonlarnn zlenmesi ve Raporlanmas Hakknda
Tebli" tasla ile Sera Gaz Emisyonlarnn Dorulanmas ve
Dorulayc Kurulularn Yetkilendirilmesi Hakknda Tebli"
tasla ilgili kamu kurum ve kurulularnn grlerine almtr.
Buna benzer ynetmelik almalarnn devam ettii raporda
ifade edilmektedir.
2007 ylnda evre ve Ormanclk Bakanlnn adnn
evre ve ehircilik Bakanl ve Orman ve Su leri Bakanl
haline getirilmesi gibi 2011 ylnda balayan kurumsal yeniden
yaplanma srecini takiben Su Kalitesi Ynetimi Koordinasyon
Kurulunun ad, 20 Mart 2012 tarihli ve 28239 sayl Resmi
Gazetede yaymlanan Genelge ile Su Ynetimi Koordinasyon
Kurulu olarak deitirilmitir.
Uluslararas Havza Organizasyonlar A Avrupa
Grubunun (Europe-INBO) yllk toplants Avrupa Su ereve
Direktifinin uygulanmas bal altnda, Trkiye'nin ev
sahipliinde, 17-19 Ekim 2012 tarihlerinde stanbul'da
gerekletirilmi olup Europe-INBO'nun 2012-2013 dnem

1663

bakanl Trkiye Su Enstits'ne verilmitir. Ayrca, doa


koruma alannda kurumsal kapasitenin glendirilmesi
almalar kapsamnda Orman ve Su leri Bakanlnda
Merkezde 4 yeni Daire Bakanl kurulmu, tara tekilat
yeniden yaplandrlmtr. Bu kapsamda 15 Blge Mdrl,
81 l Mdrl ve 105 eflik ile 10 Milli Park Mdrl
oluturulmutur.
2.8. 2013 lerleme Raporu
2013 raporunda ise gerekletirilen eyler kadar
eletiriler olduu grlmektedir.
Trkiye
Nisan
aynda,
evresel
Etki
Deerlendirmesine (ED) ilave muafiyetler getirmek suretiyle,
evre alanndaki yatay mevzuatn, ED Direktifinin
gereklilikleriyle tutarl olmayan bir ekilde deitirmitir. Bunun
sonucu olarak, Karadeniz ve Akdeniz blgesindeki nkleer
santraller, mikro lekli hidroelektrik santraller, stanbuldaki
nc kpr ve yeni havaalan da dhil olmak zere, byk
apl birok altyap projesi EDin kapsam dnda
tutulmaktadr. Snr tesi istiareler yaplmasna ynelik usuller
uyumlu hale getirilmemitir ve Trkiye, ED konusunda snr
tesi ibirliine ynelik genel ikili anlamalar taslan henz
ilgili ye lkelere gndermemitir. Stratejik evresel
Deerlendirme (SD) Direktifinin uyumlatrlmasna henz
balanmamtr.
Temel olarak Hava kalitesi konusunda, Ulusal
Emisyon Tavanlar Direktifi ile Avrupa in Daha Temiz Hava
ve D Ortam Hava Kalitesine likin (CAFE) Direktife uyumu
ve bu direktiflerin uygulanmasn hedefleyen taslak mevzuat
hazrlanm, ancak henz kabul edilmemitir. Planlanan yedi
merkezden ilki olan Marmara Temiz Hava Merkezi, 11 ilde 39
istasyonu ile hlihazrda ilevsel durumdadr. Birlemi Milletler
Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) Uzun Menzilli
Snrtesi Hava Kirlilii Szlemesi erevesinde yrtlmesi
gerekli olan faaliyetlerin farkl kurumlar arasnda koordine
edilmesi amacyla Hava Emisyonlar Koordinasyon Kurulu
kurulmutur.
Atk ynetimi konusunda, dzenli depolama tesislerinin
AB standartlarna getirilmesine ynelik abalar devam etmitir.
Ayrma ve geri dnm kapasitesi artmtr, ancak bu alanda

1664

daha fazla kayda deer ilerleme salanmas gerekmektedir.


Trkiyenin, atk ynetimi planlarnn hazrlanmas ve
uygulanmasna ilikin AB Atk ereve Direktifi gerekliliklerini
hl yerine getirmesi gerekmektedir. Maden Atklar
Direktifinin uyumlatrlmasna ynelik almalar devam
etmektedir.
Su kalitesi konusunda, nehir havzas ynetimi ve yzey
sularnn ynetimine ilikin mevzuat kabul edilmitir. Nehir
havzas koruma eylem planlarnn nehir havzas ynetim
planlarna dntrlmesine ynelik teknik yardm projesi iin
ihale sreci devam etmektedir. Orman ve Su leri Bakanl,
Havza Ynetimi Heyetlerinin grev ve sorumluluklarn
tanmlamtr. Su sektrnn, evre ve ehircilik Bakanlndan
Orman ve Su leri Bakanlna aktarlmasnn ardndan,
sorumluluklarn net bir ekilde paylalmam olmas nedeniyle
kurumsal koordinasyon konusunda sorunlar yaanmtr. Su
konularyla ilgili snr tesi istiareler ilerlemekle birlikte, hl
erken bir aamadadr. Son dnemdeki yatrmlara bal olarak
atk su artm kapasitesi artmtr.
eklinde bahsedilirken dier alanlarda yine sadece
uygulanmaya allan projeler, uyumlamas gereken hukuki
gerekliliklerden bahsedilmektedir. rnein iklim deiiklii ile
ilgili olarak:
Trkiyenin ulusal iklim deiiklii eylem plannda
genel bir ulusal sera gaz emisyon hedefi yer almamaktadr. Son
dnemde kabul edilen Katlm ncesi Ekonomik Program
(2013-2015) erevesinde, iklim ve enerji verimlilii
nceliklerinin ulusal gelir politikasnda dikkate alnmas
gerekmektedir. Yenilenebilir enerji kanununun, enerji verimlilii
stratejisinin ve baz farkndalk yaratma projelerinin kabul
edilmesiyle, enerji verimlilii ve yenilenebilir enerji yatrmlar
artmaktadr. klim deiikliiyle mcadeleye ve zellikle iklim
deiikliine uyum salamaya ilikin olarak tm dzeylerde
farkndalk yaratlmas gerekmektedir.
Trkiyenin zel koullar, uluslararas dzeyde,
Birlemi Milletler klim Deiiklii ereve Szlemesi
(BMDS) ve Kyoto Protokol erevesinde tannmtr.
Trkiye, en byk sera gaz emisyonu gerekletiren lkelerden
biri olmakla birlikte, henz bir sera gaz emisyon azaltm hedefi

1665

belirlememitir ve BMDS kapsamnda ikinci ulusal bildirimini


henz sunmamtr. Bununla birlikte, Trkiye, sera gaz
envanterlerini gerektii ekilde yllk bazda sunmaktadr.
Trkiye, ABnin baz resmi tutumlarn benimsemitir. Trkiye,
artk Katlm in Blgesel evre A (RENA) kapsamndaki
iklim ile ilgili almalara dzenli katlm salamamaktadr.
ifadeleri bunu net bir ekilde gstermektedir.
Bunun yannda srekli gerekletirilen ve temelsiz olan
ve gereksiz olan idari deiiklikler de yine bu raporda:
Eski evre ve Orman Bakanlnn 2011 ylnda iki
yeni bakanla ayrlmas ve yeni kurulan evre ve ehircilik
Bakanl bnyesinde devam eden yeniden yaplanma
almalar, Trkiyenin gl bir evre ve iklim deiiklii
politikas izlemeye ynelik idari kapasitesini nemli lde
zayflatmtr. evre ve ehircilik Bakanlnda, evre ve
kalknma gndemleri arasnda hl bir denge kurulmamtr. ok
sk yaanan personel deiiklikleri, uzmanlam birimlerde
yetkinlik kaybna yol amas nedeniyle endie vericidir.
zellikle denetim, izleme ve izinler olmak zere, evre ynetimi
alannda il bazndaki yetkinliin kaybedilmesine ilikin baz
kayglar sz konusudur. evre ve iklim deiiklii alanlarnda
sorumluluklar olan eitli kurumlar arasnda ibirlii ve
koordinasyonun glendirilmesi iin daha fazla aba
gsterilmesi gerekmektedir. Bykehir Belediyesi Kanununda
son dnemde yaplan deiiklikle yeni Bykehir Belediyeleri
kurulmu ve Bykehir Belediyelerinin says arttrlm olup,
bunun kentsel atksu direktifi gibi baz evre direktiflerinin
uygulanmasn gelitirmesi beklenmektedir. biiminde ifade
edilmitir.
3. ABNN ORTAK EVRE POLTKASI VE TRKYE
AB evre mevzuat srdrlebilir kalknma iin evre
politikalarn eitli balklarda ele almtr. Avrupa Birlii evre
mevzuat yatay konularn yannda, hava, su, atk, doa koruma,
endstriyel kirliliin kontrol, kimyasallar ve grlt alanndaki
dzenlemeleri de iermektedir. Bunun yannda bahsi geen
konuda mktesebat birok uluslararas szlemeyi de
kapsamaktadr (T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 22.05.2012,
www.abgs.gov.tr). AB evre politikasndaki temel uygulama

1666

alanlar hakknda daha detayl bilgi vermek gerekirse; Yatay


mevzuat, evre mktesebatnda bulunan dier alanlardan daha
geni kapsamldr ve evre ile alakal pek ok konuyu ele alr.
Bunlar dier evre sektrlerini de ilgilendirir. Yasal ilerleme,
karar alma ve uygulamay glendirmek amacyla yntem ve
mekanizmalar gelitirir. ED, SD, evresel Bilgiye Eriim,
Raporlama, AA, LIFE (evre iin mali ara) bu alan
kapsamndadr.
Yatay mevzuat bu ekilde belirli bir alanla alakal olmak
yerine usulle ilgili bilgiler vermektedir (Blgesel evre Merkezi
REC Trkiye, 2010: 39).
Hava kalitesi, Avrupann 1970li yllarn sonundan bu
yana nem verdii belirli konulardan biridir. Avrupa Birlii hava
kalitesini iyiletirmek iin uygun aralar oluturmay ve bunlar
uygulayabilmeyi amalamaktadr. AB mevzuat bu erevede;
Hava kalitesi ereve dzenlemesi, Yzey atmosferik ozon,
stratosferik ozon, petrol depolama ve datmndan kaynaklanan
emisyonlar, sv yaktlarn kkrt ierii, trafik d hareketli
aralardan kan emisyonlar, atk yakma tesisleri, sanayi ve
byk yakt yakma tesisleri, sera gaz emisyonlar, zararl
kimyasallarn retim ve kontrol, AB Yksek Maliyetli evre
Direktifleri. Hava Kirlilii Kontrol; Hava Kalitesi ereve
Direktifi, Byk Yakma Tesisleri Direktifi, Yakt Kalitesi
Direktifi, VOC (Uucu Organik Maddeler)dzenlemelerini
gerekletirmi ancak istenilen ilerleme kaydedilememitir
(CPS, 2012: 27-28).
Su; Avrupa Birliinin geni kapsaml dzenledii
alanlardan biridir ve 2010 ylnn sonuna kadar yerst sularnn
ve kylarn organik kirlilikten temizlenmesi ABnin ilk hedefleri
arasndadr. Kentsel atk su artma direktifi (yerel ynetimler ve
sanayi atk su artma alannda yatrmlar yapmalar), Su
kalitesinin korunmasnda belli kirleticilerin kontrol (Nitrat gibi,
1991 Nitrat direktifi), AB Yksek Maliyetli evre Direktifleri Su
kalitesi: Kentsel Atksu Direktifi, me Suyu Direktifi, Suya
Dearj Edilen Tehlikeli Maddeler Direktifileri bu kapsamdadr
(www.ibb.gov.tr, E.T. 5.12.2013: 12).
Kimyasallar; Tehlikeli maddelerin snflandrlmas,
ambalajlanmas, etiketlenmesi ile ilii direktif kabul edilerek
tehlikeli maddelerle ilgili ilk defa kontrollerin yaplmas

1667

salanmtr. Kimyasallar konusunda Topluluun iki hedefi


unlardr: Topluluk iinde kimyasal maddelerin serbest
dolamn kolaylatrmak, insan ve hayvan salnn
korunmasnn yannda evrenin korunmasdr (Blgesel evre
Merkezi REC Trkiye, 2010: 237-238).
Grlt; Byk yerleim merkezlerinde gzlemlenen
grlt bir evre problemi olup insan saln ciddi biimde
etkilemektedir. Avrupada da trafik, sanayi ve elence gibi
faaliyetlerden kaynaklanan grlt nemli bir evre sorunu
olarak dnlmektedir. Grlt emisyonlarnn ou ulamdan
kaynaklanmaktadr. Ara saysnn artmasyla grlt sorunu da
bymektedir. Uak iletmesi, Ev Eyalar, Motorlu Aralarda
Egzoz Sistemleri, Motorsikletler, Ak Havada alan Aletler
iin Grlt Emisyonlar bu alann kapsamnda yer almaktadr.
Bu konudaki en mhim hukuki yntemler belirli rnler iin
grlt salm snr koyan direktifleri kapsamaktadr. Ayrca
hava alanlarnda meydana gelen grlt ile ilgili kstlamalar
ieren ve evresel grltnn drlmesi amac ile grlt
haritalar ve eylem planlarnn oluturulmas biiminde iki yeni
direktif oluturulmutur (Blgesel evre Merkezi REC Trkiye,
2010: 263-264).
Sivil savunma alannda, Avrupa Birlii i birlii ile
insanlarn, evrenin ve mlklerin doal ve teknolojik ykmlarda
daha iyi muhafaza edilmesinin salanmasna yardmc olmay
hedeflemektedir. Bu alanda felaketlerin nne geilmesi, bunun
iin gerekletirilen ulusal, blgesel ve yerel abalara destek
olmak, Avrupa vatandalarnn kendi savunma dzeylerini
artrabilmeleri iin bilgi dzeylerini artrmak, yardma ihtiya
olunduunda etkili ve hzl gereken koullar oluturmak ve Orta
ve Dou Avrupa Aday lkeleri ve Akdeniz blgesindeki ortaklar
ile uluslararas dzeydeki almalarn uyumunu salamak
hedeflerin daha detayl aklamas olarak gsterilebilir.
Nkleer Enerji, Radyasyondan Korunma (Medikal
maruziyet), Toplumun Bilgilendirilmesi (Radyolojik Acil
Durum), Akta alanlarn Radyasyondan Korunmas,
Radyoaktif Atklarn Sevkiyat, Temel Gvenlik Standartlar,
Radyoaktif Maddelerin Sevkiyat bu alann kapsamndadr
(Blgesel evre Merkezi REC Trkiye, 2010: 295-296).

1668

klim deiiklii, ABnin en ok nem verdii


konulardan biridir. Bu konuda ama iklim sistemine mdahale
eden insan kaynakl tehlikeli emisyonlarn nne geilebilmi bir
dzeyde atmosferdeki sera gaz younluunu sabit tutabilmektir.
1997de BM yesi olan devletler tarafndan imzalanan Kyoto
Protokol AB tarafndan da imzalanmtr. Protokole gre AB
ye devletlerin 2008-2012 yllar arasnda sera gaz emisyonunu
%8 orannda azaltmas kararlatrlmtr. Enerji kullanmnn
iklim deiiklii zerindeki etkisini azaltmak iin Programlar
oluturmutur. klim deiiklii ile ilgili politikalarn
srdrlebilir olmas iin CO2 emisyonlarnn denetlenmesi iin
bir mekanizma kurulmas, buna gre de ye devletler insan
kaynakl emisyonlar snrlandrma ile ilgili olarak ulusal
program yaynlamalar ile ykmldrler. SAVE: Enerji
verimliliini salamak, ALTENER: Yenilenebilir enerjinin
geliimi, JOULEThermie: Temiz ve verimli enerji sistemlerinin
salanmas bu alan kapsamndadr (CPS, 2012: 35-36).
Endstriyel kirlilik, alannda endstriyel emisyonlarla
ilgili yasalar yeniden dzenlemek, hava, su ve topraa salnan
salnmlarn engellenmesi ya da indirgenmesi biiminde
uygulamalarla atk oluumunun nlenmesi amalanmaktadr. Bu
kapsamdaki balca direktifler ve tzkler endstriyel
emisyonlarn kontrol, nemli kazalarn sebep olduu zararlarn
kontrol, evresel muhasebe ile eko-etiketlenmesi, AB yksek
maliyetli evre direktifleri, endstriyel kirliliin kontrol:
Endstriyel kirliliin nlenmesi ve kontrol (IPPC) direktifi,
SEVESO II direktifi vb.dir (CPS, 2012: 64-67).
Doa ve Biyolojik eitlilik; Doann Korunmas
alannda her devlet kendi iinde ve AB kapsamnda bir btn
olarak nemli trler bata olmak zere ender, hassas vb flora ve
faunay korumak ve var olan trlerin azalmasn nlemeyi ama
edinmelidir. Bunun iin planlama, dzenleme, izleme ve
raporlama aamalar gerekletirilmelidir. Hayvanlarn deney ya
da dier bilimsel amalarla kullanmna kar korunmas, nesli
tehlikede olan trlerin korunmas ynetmelii bu alan
kapsamndadr (Blgesel evre Merkezi REC Trkiye, 2010:
179-180).
Atk konusunda; AB Atk Mevzuatna gre atk
ynetimi, zararl atklarn yaklmas, PCB/PCT bertaraf
(Poliklorlu bifenil/Poliklorlu terfenil), tehlikeli atklar, sanayi

1669

atklar, evsel atklarn yaklmas, kanalizasyon ve atk su


amurlar, pillerin ve aklerin bertaraf, ambalaj ve ambalaj
atklar, atklarn sevkiyat, atklarn dzenli depolanmas bu
konuda ilgilenilmesi gereken alanlar olarak grlmektedir. Bu
nedenle Atk Ynetimine likin AB mevzuatndaki balca
prensipler; retim sorumluluu, kirleten der ilkesinin
uygulanmasdr. Topluluk ve ye lke dzeyinde kendine
yeterlilik, atk kullanm tesisat kurulmasdr. Yaknlk, atn
retilen yere yakn alanda yok edilmesidir. Atk ynetim
hiyerarisi, atn nlenmesi ve azaltlmas, evreye verdii
zararn en aza indirgenmesi ve dnmle atn yeniden
kullanlmasdr. AB Yksek Maliyetli evre Direktifleri; Atk
ereve Direktifi, Kat Atk Dzenli Depolama Direktifi, Evsel
Atk Yakma Direktifi, Tehlikeli Atk Yakma Direktifi, Ambalaj
At
Direktifi,
Atksu
amuru
Direktifi
olarak
sralanabilir(www.ibb.gov.tr, E.T. 5.12.2013: 22-23).
evre bal altnda yer alan 561 adet AB direktifi,
mktesebatn nemli bir blmn oluturmaktadr. 2014
ylndan itibaren direktiflere nerilen uygulama sreleri
aadaki gibidir:
Tablo 3.1.: Direktif ve Uygulama Sreleri (www.ibb.gov.tr, E.T.
5.12.2013: 25)
Tehlikeli Atk Direktifi

14 yl

me Suyu Direktifi

10 yl

Kentsel Atk Su Artma Direktifi

10 yl

Dzenli Depolama Direktifi

8 yl

Endstriyel Kirlilik Kontrol Direktifi

7 yl

Ambalaj Atklar Direktifi

6 yl

Yakma Tesisleri Direktifi

5-15 yl

Su ereve Direktifi

en az 10 yl

1999 Helsinki Zirvesi ile AB yeliine aday statsne


geen Trkiye 1964 Ankara Antlamasndan itibaren kendisiyle
birlikte tanmlad Uluslararas Toplumunun Avrupa
Uluslararas Toplumu olduunu iaret etmitir. te yandan

1670

ABnin evre alanndaki btncl siyaseti yumuak g rnei


olarak AB Normlarnn Trkiye zerinde bir dntrcl
olacan iaret etmektedir. 1983 ylnda kabul edilen evre
Kanunu, Rio Zirvesinde de verilen kararlar da gz nnde
tutularak 2006 ylnda yaplan deiikliklerle yeni eklini
almtr. 10. Maddede evre Etki Deerlendirme Raporlarnn
hazrlanmas gerekliliinin getirilmesi ve buna dair
dzenlemelerle ilgili bir ynetmelik karlaca belirtilmitir.
ED Ynetmeliin, Kanunun ilk dzenleniinden on yl sonra
yani 1993 ylnda karlm olmas ise dikkat ekici bir
gelimedir. Bu Trkiyede evre ile ilgili gelimelerin yavaln
gsteren bir durumdur.
lerleme Raporlarndan 2005, 2007 ve 2008 yllarna ait
olanlara almada yer verilmemitir. Bunun nedeni 2005, 2007
ve 2008 ilerleme raporlarnda evre ibaresinin bulunmamasdr.
Bu da evre ile ilgili almalarn dzensiz gerekletirildiini
gstermektedir. Ve bu durum 2009 Raporunun Baz durumlarda
dzensiz olmakla birlikte, birok alanda gelime kaydedilmitir.
Mallarn serbest dolam, fikri mlkiyet haklar ve anti-trst
politikas, enerji, iletme ve sanayi politikas, tketici haklar,
istatistik, Trans-Avrupa ebekeleri, ve bilim ve aratrma
alanlarnda uyum ileri dzeydedir ibaresinden de
anlalmaktadr. Ayrca ilerleme raporlarnn hepsinde 2003
ilerleme raporunda olduu gibi Geen ylki lerleme
Raporundan bu yana Trkiye, evre ile ilgili Topluluk
mevzuatn uyumlatrmada ve idari kapasiteyi glendirmede
snrl bir ilerleme kaydetmitir. Ya da evre alannda baz
gelimeler salanm ve idari kapasite glendirilmitir. Fakat,
evre alanndaki AB mktesebatna uyum dzeyi genel olarak
dk seviyededir.. dari kapasite ve kurumlar arasndaki
ibirlii daha da iyiletirilmelidir Gibi ibareler bulunmaktadr
ve snrl gelimeler dahi ou zaman ifade edilmemektedir. Ya
da 2004 ilerleme raporundaki gibi Yeni istatistik kanununun
kabulne ncelik verilmelidir. 2006 ilerleme raporundaki gibi
Deitirilmi olan evre Mevzuatnn uygulanmas ile birlikte
idari kapasite glendirilebilecektir gibi ibarelerle gelecekte bu
hedeflere ulalaca umudu devam ettirilmeye allmaktadr.
AB ile yaplan evre fasl grmelerinde ise 2010
ylna kadar, bir tanesi geici olarak kapatlm olmak zere
(Bilim ve Aratrma), 13 balkta mzakereler almtr (letme

1671

ve Sanayi Politikas, statistik, Mali Kontrol, Trans-Avrupa


Alar, Tketici ve Saln Korunmas, Fikri Mlkiyet Hukuku,
irketler Hukuku, Bilgi Toplumu ve Medya, Sermayenin Serbest
Dolam, Vergilendirme, evre, Gda Gvenlii, Veterinerlik ve
Bitki Sal). Aralk 2006 tarihinde dzenlenen Zirvenin
sonular geerliliini korumaktadr.
Mali yardmlarla ilgili olarak, Trkiye iin 2009 yl
katlm ncesi mali yardm aracndan (IPA) 654 milyon Avro
ayrlmtr. Ancak Trkiye AB srecinde yirmi birinci yzyldan
itibaren ilerleme raporlarnda var olan projeksiyonlar 2012 ve
2013 lerleme raporlarnn evre faslna hasredilmi
blmlerinde var olan yerinde saymay Trkiyenin kendisine
yeniden ifade etmitir. Trkiye 1999dan itibaren anlan sre
zarfnda evre zerine AB ile mktesebat uyumlulatrmas
hususunda yol kat ettii sylenemez. Ksacas dzenlemeler
hukuki bir abadan ve gerekletirilen baz projelerden teye
gidememitir. Bu projeler bir iki rnek hava kirlilii ve su ile
ilgili verilebilir.
rnein Hava kirlilii ile ilgili birok dzenleme ve
alma olduu belirtilse de Kahramanmara ve Milan hava
kirlilii mukayesesi almada belirtilen hava kalitesi lm
istasyonlarnn verilerine dayanarak, istasyon verilerinin
tamamnda llen ortak kirletici olmamas nedeniyle en uygun
ve nemli ortak kirletici PM10 olarak seilmi ve bu nedeniyle
sadece PM10 gz nnde tutularak ve ortak deerlendirme
kriterleri AB limit deerleri alnarak mukayese yaplmtr.
Kahramanmara ve Milann mukayese tablosu aadaki gibidir:
Tablo 3.2: AB limit deerine gre Milan ve K.mara 2011 yl
PM10 am saylar

AY
I
II
III
IV
V
VI

LM STASYONU VERLERNE GRE PM10 AIM


SAYILARI
MLAN
KAHRAMANMARA
via
Mara
Elbistan
Pascal Citt Verziere
Studi
Senato
19
25
28
27
25
20
24
24
17
22
8
11
10
14
23
2
7
3
9
10
1
1
1
11
9
0
1
0
2
6

1672

VII

VIII
IX
X

0
10
18

0
8
16

0
7
13

XI

21

XII
Yllk

23
122

15
(20.11.1127.11.11
verisi yok)
24
132

23

22
131

13
(30.07.11-6.10.11
verisi yok)
Veri yok
Veri yok
1
(30.07.1126.10.11
verisi yok)
21

29
144

20
13
18
25

24

27
222

Kaynak: T.C. evre ve ehircilik Bakanl ve ARPA


Trkiyede 2008 den bu yana PM10 limit deeri KVS
olarak 300 g/m akabindeki yllarda ise 2009 260 g/m;
2010- 220 g/m; 2011-180 g/m; 2012-140 g/m olarak
belirlenmitir. Buna gre limit deerini am saymz 2011 yl
verilerine gre Kahramanmara merkez iin 8, Kahramanmara
Elbistan iin ise 21 defadr. te yandan talyann am says ise
Pascal Citt Studi iin 122, Verziere via iin 132, Senato iin ise
131 defadr. Ancak unutulmamas gereken talyann AB limit
deerlerini baz ald ve bunun da KVS iin 50 g/m olduudur.
Yani Trkiyenin 2011 iin kulland limit deer ABninkinden
dolaysyla Milannkinden yaklak 4 kat daha yksektir. Az
grnen am saysn yeniden AB limit deerine gre sayacak
olursak Kahramanmara merkez 144, Kahramanmara Elbistan
ise 222 defa limiti am olacaktr. Bu UVS iin ise AB 40
g/m; Trkiyenin 2008-150 g/m, 2009-132 g/m, 2010-114
g/m, 2011-96 g/m, 2012-78 g/mdir.
Grld gibi var olan durum deerlendirmeleri kendi
kstaslarmza
gre
deil
AB
kstaslarna
gre
deerlendirildiinde aslnda durumun sanld kadar iyi
olmad fark edilmektedir.
Su kirlilii ile ilgili olan bir proje ise Mavi Bayrak
projesidir. AB, kendi lkelerinde yzme amac ile kullanlacak
gl ve deniz sular iin gerekli su kalitelerini belirleyen
mikrobiyolojik parametreleri, yol gsterici ve uyulmas zorunlu
hkmler olarak ortaya koymutur. Yaplan almalar 1987de
Avrupa evre Eitim Vakf (FEEE) tarafndan gerekletirilen

1673

Mavi Bayrak Kampanyas ad altnda birletirilmitir. Bata


ABde 11 daha sonra 22 lkede uygulanmtr. 2001de ise
Avrupann dnda olan lkelerden talep gelmesi nedeniyle
kampanyann kapsam geniletilmi ve Avrupa evre Eitim
Vakfnn ad evre Eitim Vakf olarak ad deitirilmitir. Drt
temel konu zerinde younlamtr( www.kulturturizm.gov.tr/ ,
E.T. 05.12.2013):

Yzme amacyla kullanlan suyun nitelii.

evresel
eitim
almalarnn ynlendirilmesi.

ve

bilgilendirme

Plaj dzeni ve emniyetinin salanmas.

evre Ynetimi

Bu ana konular Uluslararas evre Eitim Vakf


tarafndan belirlenen 27 kritere blnmtr. Bu kriterleri
salayan plajlara 1 yl sreyle Mavi Bayrak verilmektedir. Mavi
Bayrakl plaj ve marinalar Uluslararas evre Eitim Vakf
tarafndan internet ortamnda yaymlanmaktadr. Avrupa evre
Eitim Vakfna 1991 ylnda ilk kez Avrupa Topluluu dnda
Finlandiya kabul edildikten sonra, lkemizde de Mavi Bayrak
Kampanyasna ynelik almalar balamtr. Kltr ve Turizm
Bakanlnn sitesinde bulunan u andaki bilgiye gre ise en son
2003 ylnda Uluslararas evre Eitim Vakfnca yaplan
deerlendirmeler sonucunda 140 plaj ve 11 marinann Mavi
Bayrak
ile
dllendirilmesi
uygun
grlmtr(www.kulturturizm.gov.tr/, E.T. 05.12.2013).
1991 ylnda evre Bakanl kurulmutur. O zamandan
beri mevzuattaki yasal boluklar, yetersiz dzenlemeler,
uluslararas dzeyde evre ile alakal szlemeler de gittike
artm ve gndemde yer almtr. Bu nedenle evre mevzuatnn
parlamento dzeyinde kalc ve srekli bir ekilde ele alnmas
iin 1992 ylnda daimi ihtisas komisyonu statsyle TBMM
evre Komisyonu kurulmutur. Bu komisyon sayesinde ABne
uyumlama srecinde birok kanun karlsa da bir o kadar da
baarszlk ya da etkisilikleri de olmutur. kard kanunlarn
uygulanma konusundaki etkisi ise zaten ilerleme raporlarnda
eletirilen bir noktadr(Talu,2004: 75).
2009 ylna kadar Dileri Bakanlna bal bulunan
AB Genel Sekreterlii ise daha sonrasnda AB Bakanl halini

1674

alsa da gittike artan brokrasisi nedeniyle bu srecinin dinamik


ihtiyalarn karlayamad aikrdr. AB Bakanlnn tekilat
incelendiinde burada evre konusunda uzmanlam bir
biriminin
faaliyetlerinden
bahsetmek
mmkn
grnmemektedir(T.C. AB Bakanl, E.T. 05.12.2013,
www.abgs.gov.tr).
SONU
AB ile egdml bir evre siyasetine uyum salamak
iin eitli deiiklikler yaplm ancak bu deiiklerin getirdii
yeniliklerin ierikleri henz hayata geirilmemitir. Yukarda
deinildii zere Helsinkiden on yl sonrasn kadar (2009)
lerleme raporlarnda evre fasl kapanmamtr. Bu yldan
sonraki raporlar ise Trkiyenin evre ile ilgili AB kriterlerine
yaklatn ifade edememektedir.
Her ne kadar lkemizde idari dnm ad altnda
kurumlar deiiklie uram yenileri eklenmi; ABye uyum
sreci iin hukuki dzenlemeler yaplm olsa da idari yaplanma
da hukuki dzenlemeler de bir yapbozun yanl paralarn
denemek gibi istenilen sonucun alnamamasna neden olmutur.
Hava kirlilii (lme) ve mavi bayrak projeleri de gstermektedir
ki almalar uygulamada olduka geridedir. Benzer ekilde
evre ile ilgili bir bilgi sistemi oluturulmaya abalansa da aktif
kullanm grlmemektedir. TEIEN isimli proje alma
aamasnda grnmektedir. Proje TEIEN ulusal ihtiyalara
cevap verebilmek iin ulusal bir a olmakla birlikte, ayn
zamanda,
eitli
kurulularn
uluslararas
raporlama
gerekliliklerinin verimliliini de arttran bir yapya sahiptir. Ayn
zamanda TEIEN, kamunun; objektif, gvenilir ve konuyla ilgili
evresel bilgiye eriimini de desteklemektedir. biiminde
tanmlanmtr (www.teienportal.cob.gov.tr, E.T. 05.12.2013).
Sonu olarak ise lkemizde evre koruma tartmal bir
noktada ilerlerken AB artk srdrlebilir kalknma
perspektifinde ilerlemektedir. Trkiyede ise her zaman evre
konusu ekonomi ile dengelenebilecek bir konu deil ona bir
engel olarak grlmtr. Bu perspektif nedeniyle lkemizdeki
almalar bir gereklilikten ok AB iin bir zorunluluk biiminde
ilerlemekte ancak var olan almalardan da gerek bir abalama

1675

gzlenememektedir. Bu samimi grnmeyen abalarn eletirisi


de son olarak 2013 ilerleme raporunda yaplmtr.

1676

KAYNAKLAR
ARPA, http://www.arpalombardia.it, E.T. 15.03.2012.
BLGESEL EVRE MERKEZ REC TRKYE, (2010).
Avrupa Birlii Mevzuat Yaynlar, 434 s.
CPS, (Corporate & Public Strategy Advisor Group), (2012).
evre Hakknda AB Mktesabat Rehberi, stanbul &
Brksel, 279s.
OKGEZEN, J., (2007). "Avrupa Birlii evre Politikas ve
Trkiye", Marmara niversitesi BF Dergisi,
stanbul, 23(2),ss.91-115.
FERHATOLU, E., (2003). Avrupa Birliinde Ortak evre
Politikas erevesinde evre Vergileri, EYaklam, (3), ss. 1-7.
GRSELER, . G., (2008)., nsan Haklar, evre, Anayasa,
TBB Dergisi, (75), ss.199-208.
KV (ktisadi Kalknma Vakf), (2007). Avrupa Birliinin
evre Politikas, ktisadi Kalknma Vakf Yaynlar,
stanbul, 33s.
KILIOLU, P., (2005). Trkiyenin evre Politikalarnda
Srdrlebilir Gelime, Turhan Kitabevi Yaynlar,
Ankara, 175s.
MAZI, F., (2010). klim Deiiklii Sorunu ve Uluslar aras
Alanda zm Araylar, Ed. Uur Yldrm, evre
Sorunlar zerine Gncel Yazlar, Lisans Yaynclk,
stanbul, ss. 99-121.
ZKAN, N., (2006). Yeni evre Kanunu: Bir Adm leri ki
Adm Geri, Gncel Hukuk Dergisi, (30), ss.12-16.
TALU, N., (2004), TBMMDE EVRE SYASET, Nobel Yayn
Datm, Ankara, 298s.
TV (Trkiye evre Vakf), 2011., Anayasa ve evre,
Trkiye evre Koruma Vakf Haber Blteni, (118),
4s.
T.C. Anayasas, 1982, Md. 56.

1677

T.C. evre ve Orman Bakanl, 2006. AB Entegre evre Uyum


Stratejisi 2007-2023 (UES), 113s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2001, Ulusal Program, 794s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2003, Ulusal Program, 884s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2008, Ulusal Program, 397s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2004, lerleme Raporu, 164s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2006, lerleme Raporu, 75s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2009, lerleme Raporu, 93s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2010, lerleme Raporu, 103s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2011, lerleme Raporu, 114s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2012, lerleme Raporu, 268s.
T.C. Avrupa Birlii Bakanl, 2013, lerleme Raporu, 81s.
T.C. AB Bakanl, http://www.abgs.gov.tr/files/teskilat.pdf,
E.T. 05.12.2013.
T.C. evre ve ehircilik Bakanl Hava Kalitesi zleme
stasyonlar
Web
Sitesi,
http://www.havaizleme.gov.tr/Default.ltr.aspx, E.T.
26.03.2012.
T.C.

Kltr
ve
Turizm
Bakanl,
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR,28112/mavibayrak-projesi.html, E.T.05.12.2013.

YILDIRIM, U. ve NER, ., (2010). Srdrlebilir Kalknma


Yaklam, Ed. Uur Yldrm, evre Sorunlar
zerine Gncel Yazlar, Lisans Yaynclk, stanbul,
ss. 143-183.
http://www.ibb.gov.tr/sites/AvrupaBirligi/Documents/komisyonlarsunum/cevresunumu.
ppt, E.T. 5.12.2013, 26s.
http://teienportal.cob.gov.tr/turkce/sayfalar/teien_portal,
05.12.2013.

1678

E.T.

1679

1680

AVRUPA BRL'NN HAZAR HAVZASI ENERJ


POLTKASI VE ENERJ GVENL PROBLEMLER
Do. Dr. Nesrin DEMIR
Ar. Gr. sa SIYPAK
Yasemin TUTAR
ZET
Enerji
kaynaklar,
devletlerin
politikalarn
ekillendiren temel kaynaklardandr. Bu kaynaklar dnyann
farkl blgelerinde farkl ekillerde dalm gstermitir.
Farkllk gsteren bu dalmlara sahip olan lkeler ve blgeler,
enerji kaynaklarna baml olan ve onlarn ithalatn yapan
devletler tarafndan diplomatik veya siyasi ilikiler kurularak
temin edilmeye allmaktadr. Hazar Havzas da dnya enerji
kaynaklarna sahip olan sayl blgeler arasnda yer almaktadr.
Hazar Havzas enerji kaynaklarna, Rusya, ABD ve tketici
olarak dnyada ikinci srada yer alan Avrupa Birlii(AB) ve kta
lkelerinin yaklamlar farkllk gstermektedir. Enerji ihtiyac
olan
lkelerin
blgeye
ynelik
ilgileriyle
birlikte
deerlendirilecek olan dier konuda, enerjinin gvenlii ve
aktarlmas problemleridir. Enerjinin gvenlii ve aktarlmas
problemleri, kaynaklarn fiyatlar ve kesintisiz olarak
aktarlmas, kaynaklarn ithalatnda kullanlacak olan
gzerghlar ve onlar tama yntemleri gibi konular
kapsamaktadr. Enerji kaynaklarnn tanmasnda en ok tercih
edilen yntem boru hatlardr. Boru hatlarnn gzergahlarn
belirlenmesi
ise
devletlerin
ilikileri
erevesinde
ekillenmektedir. almada Hazar havzas enerjisinin
Avrupaya tanmas, gzergahlar ve boru hatlar projelerinin
nemi aklanacaktr.
Anahtar Kelimeler : Hazar Havzas, Avrupa Birlii,
Enerji Gvenlii, Boru Hatlar.

zmir Ktip elebi niversitesi, nesrinturhan@yahoo.com.


zmir Ktip elebi niversitesi, isa.siypak@gmail.com.

zmir Ktip elebi niversitesi, yasemintutar2003@yahoo.com.tr.

1681

EU ENERGY POLITICS TOWARDS CASPIAN BASIN


AND PROBLEMS REGARDING ENERGY SECURITY
ABSTRACT
Energy resources are states politics shaping core
resources. These resources are distributed differently amongthe
earths different regions. The differing distributions of countries
and regions are handled to ensure the establishment of diplomatic
and political relations by countries, which relyon energy
resources and making their import. Caspian Basin is one of the
limited regions which has earth energy resources. Approaches to
the Caspian Basin energy resources of Russia, USA and in
second place in world as consumer appearing European Union
and continent countries each differ. The other topic which will
evaluate energy needed countries interests to the region is
energys safety and transfer problems. Energys safety and
transfer problems cover topics such as resources prices and
continuously transfer, the routes, which will be used import of
resources, and transportation methods of them. The most
prefered method in energy resources transportation is pipelines.
The determination of pipelines routes is shapes the framework
of a states relations. In this study, transportation of Khazar
bains energy to Europe, its routes and pipelines projects
importance will be expanded.
Key Words: Caspian Basin, European Union, Energy
Security, Pipelines.
GR
Enerji, sanayi ve teknolojik gelimelerin ivmesini
ykseltmesi ile birlikte devletlerin nem verdii konular arasnda
yer almtr. Devletlerin enerjiye sahip olmas, kaynaklar
kullanabilmesi yeni stratejik dengelerin olumasna ve var olan
dengelerinde deiiklik gstermesine yol amtr. Bu durum
devletlerin enerji politikalarn nasl ynettiini ve enerjinin de
devletleri nasl ynetmesi gerektii konusunda i ie gemi bir
yap halini almtr. Enerji byk oranda devletlerin gvenlik
anlaylarn, diplomatik durularn ve ald kararlar dorudan
etkilemektedir. Bu durum daha ok enerji noktasnda tketici
olan blgeler ve lkeler zerinde gzlemlenebilir. Enerji tketici

1682

olan blgelerin dier bir sorunu ise enerji gvenliinin


salanmas ve ynetilmesidir. Tarihsel olarak enerji zerine
verilen mcadeleler ve enerji reten lkeler ile tketici lkeler
arasnda ortak bir sorun olan gvenlik problemi yeni yzylda
daha farkl boyutlarda incelenmeye ve nem kazanmaya
balamtr. Dnyann merkezi konumunda olan Avrupa, tarihine
bakldnda bu ve benzeri sorunlarla srekli olarak mcadele
iersinde olmutur. Dnya savalar ve daha sonra gelen petrol
krizlerinin temeli enerji ve onun gvenliine dayal olarak ortaya
kmtr. Enerji gvenliinin devletler blgeler ve hatta ktalar
arasnda nemli bir sorun haline gelmesi bu durumun uluslararas
boyuta tanmasna yol amtr. Ulusal boyutta, enerji gvenlii
kavramn tam olarak karlayacak tanmlarn yaplamamas da
bu sorunun nemini ve yaanabilecek olaylarn hangi koullara
bal olarak deerlendirilmesi gerektii konu balklarn ortaya
karmtr. Enerji gvenlii ve temini noktasnda sorunlarn
yaanmasnn dier bir sebebi enerji kaynaklarnn ve
rezervlerinin dalmn blgeden blgeye farkl dalmndan
kaynaklanmaktadr. Bu dalm devletlerin enerjiye hakim olma
rekabetini ortaya karmaktadr. Enerji dalmna baklnda
Ortadou ve Avrasya blgesi olarak bilinen Hazar havzas dnya
enerji dalmnda en byk paya sahip olan blgeleri arasnda
yer almaktadr. Enerjinin bu ekilde dalm olmas bu blgelere
olan bak alarnn ve stratejilerin deimesine yol amtr.
Ortadou bu dalmdan kaynaklanan bir ok sorunla mcadele
etmi ve alternatif enerjilerin bulunmas dnemine ve hatta hal
hazrda devam eden istikrarsz bir yol izleyen blgeler arasnda
yerini almtr. Hazar blgesi ise Ortadou da yaanan bu
istikrarsz duru tketici olan lkelerin ikinci bir durak olan
Hazar Havzasna doru ynelmesine yol amtr. Blgeye kar
bu ynelim Hazar Havzas devletlerinin uzun yllar Sovyetler
Birlii'nin etkisi altnda kalmas ve blgeye kar bata batl
devletler olmak zere Rusya'ya ile siyasi, ekonomik ekimelere
tanklk edecei bir blge halini almtr. Enerjide byk lde
da baml olan Avrupa Ktas, Ortadou enerji kaynaklarnn
gvenlik ann fazla olmasndan dolay ve souk sava sonras
bu blgeye daha farkl bir bak as getirmitir. Bu noktada
Hazar Havzas enerjisi ve Avrupa'ya bu enerjinin aktarlmas
sorunlar ortaya kmaktadr. Hazar Havzasnda yaanan en
byk enerji gvenlii sorunlar Rusya kaynakl olsa da bu
blgede de sren istikrarszlkta etkili olmaktadr. Ayrca

1683

enerjinin aktarlmas konusunda boru hatlarnn gzergahlar


dnemsel olarak sorunlarn yaanmasna sebep olmutur.
almada genel enerji gvenlii sorunlar ve Avrupa
Birlii(AB)'nin Hazar havzasnda enerji temini noktasnda
karlat sorunlar analiz edilmektedir.
1. ENERJ GVENL
GELM SREC

TANIMI

VE

TARHSEL

Gvenlik kavram, Latince ''se'' (olmakszn) ve ''cura''


(endie) kelimelerinin birlemesiyle oluan '' securitas''
kelimesinden tremitir(Erkan, 2013: 38). Gvenlik kavram
tanm konusu zerinde alanlarn ortak olarak ald karar
kavramn tartmal olduudur. Tartlan konularda gvenlik
kavramndaki ayrma ise kavramn bireysel, ulusal yada
uluslararas gvenlik olarak hangi boyutta deerlendirilmesi
gerektii grdr. Gvenlik kavram tarihsel olarak askeri
adan deerlendirilmitir. Bunun etkisi ise devletlerin endie
ierisinde olmadan kendi gvenlikleri iin yaplacak olan her
eyi
askeri
temele
dayandrmak
istemesinden
kaynaklanmaktadr. Askeri temelli bu yaklam gvenlik
boyutunda teorik olarak bir realist esintisinin gstergesidir. Bu
gr gvenlik kavramnn tarihsel srecinde uzmanlar
tarafndan sadece askeri alanda gvenlik deil, her alanda
gvelik konusunun geniletilmesi ve deerlendirmesi fikrini
ortaya karmtr. Barry Buzan 'n analizi ile gvenlik siyasi,
ekonomik, sosyal, askeri ve evresel olarak deerlendirilerek
uluslararas bir boyuta tanmtr(Baylis, 2008: 73). Baryy
Buzann deerlendirmi olduu gvenlik anlay siyasi,
ekonomik, sosyal, askeri ve evresel faktrler dikkate
alndnda enerji gvenliinin de bu faktrlerle balantsnn
olmas enerji kavramnn da uluslararas bir boyuta tanmasnda
etkili olmutur. Enerji gvenlii kavram iin genel olarak iki
farkl yaklam bulunmaktadr. Bu kavramlarn snflandrlmas
enerji faktr ve gvenlik faktr olarak iki gruba blnmtr.
Enerji faktr, enerji kaynaklarn bulunmas, eriilmesi ve kabul
edilebilirlii zerine younlamaktadr. Gvenlik faktr ise
enerjinin aranmas, geliimi, retimi, iletimi, evirimi, datm,
pazarlama ve tketim andaki tesislerin her trl fiziki saldrya
kar mdahalesi ve savunmas anlamna gelmektedir(Gentrk,
2012: 2). Genel bir tanm olarak enerji gvenlii, enerjinin uygun

1684

fiyat ve miktarlara, srekli olarak, yksek verimlilikle


tketilmesi amac gderek, iklim koullar dikkate alnarak,
fiziki bir mdahaleye maruz kalmadan eitli ulatrma
vastalaryla ihtiya olan blgelere aktarlmasdr (Gentrk,
2012: 2). Enerjinin gvenli olarak aktarlmas belirttiimiz
koulara bal iken bunlar ile birlikte dikkat edilecek baka bir
hususta enerji salama zincirinin tm ksmlarn oluturan ulusal
ve uluslararas enerji
alt yapsnn verimliliidir. Enerji
gvenliini tam olarak salayabilmek iin enerji kaynaklarn ve
tiplerini gelitirip oaltmak, enerji pazarn etkin bir ekilde
ynetmekle mmkndr. (mezsoy ve en, 2003:106). Enerji
gvenlii kavram tartmalar tarihsel arka planna bakldnda
yeni bir kavram deildir. Winston Churchill'in Birinci Dnya
savana girmeden nce, ngiliz donanmasn Alman
kuvvetlerinden daha stn klmak, kresel konularda etkin rol
oynamak adna gemilerde kmre dayal sistemi deitirerek
enerji bakmndan daha etkili olan petrole dayal bir donanma
kurma abasna da olmutur. Bu karar ayn zamanda Hazar
Blgesi ve Ortadou enerji kaynaklarnn enerji ihtiyac olan
devletler tarafnca jeostratejik oyunlara maruz kalmasna yol
amtr (elikpala, 2013: 8). Enerji gvenlii sisteminin
kurulmas temelleri devletler arasndaki enerji ilikileri ve
birbirlerine olan bamllklar ile orantldr. Bu ilikilerin
aksamasna yol aan tarihsel gelimeler ise stratejik nemi olan
Ortadou lkelerinde farkl petrol krizlerinin yaanmasdr.
Modern dnemin enerji gvenliini ekillendiren krizler
1973 petrol krizidir(elikpala, 2013: 8). Bu krizin
yaanmasndan nce ortaya kan petrol kaynaklarn
milliletirme politikalar da krizlere sebep olmutur. Petrol 1859
ylnda bulunmasna ramen krizlerin ounluu II. Dnya
Savandan sonra gereklemitir. Bu krizlerin ilki 1951 ylnda
ran'da
babakan
Muhammed
Musaddk
tarafndan
gerekletirilen ngiliz irketinin lkedeki faaliyetlerini
yasaklamas ve bu kaynaklarn milliletirilmesi ile balamtr.
Blgede sorunun zme ulatrlamamas sonucu ngiltere ve
ABD'nin mttefik olarak ran ah'nn da desteiyle darbe
giriiminde bulunarak devrilmesi planlanmtr. ngiltere ve
ABD devletlerinin bu noktada ekincesi bu blgedeki petrol
kaynaklarna hakim olmad taktirde el deitirerek kaynaklarn
Rusya'ya gemesi endiesi olmutur (mezsoy ve en,
2003:106). 1957 ylnda dier bir milliletirme politikas olan

1685

Svey Kanal krizi, II.Dnya Savandan sonra Avrupa'dan


srayan milliyetilik akmyla Msr'n bana gelen
Abdulnasr'n Araplar birletirmek ve srail'i blgeden
kaldrmak istemesi ile balamtr. Kzldeniz ve Akdeniz
balayan Svey Kanal krfezdeki enerjinin Avrupa'ya
tanmasn salayan ve uzunluu yaklak olarak 7500 km
ksaltma bakmndan stratejik bir noktadr. Svey Kanal'nn
1954 ylnda normal sresinden nce Msr'a gemesi durumu da
krizin Msr lehine gelimesinde etkili olmutur. Nasr
hedeflerini gerekletirmek iin ayrca Rusya' dan silah yardm
almaya balamtr. Bunun zerine ngiltere ve ABD Msr'a
ekonomik kalknmasn salamak ve Nasr' lmlatrmak iin
kredi vereceini aklamtr. Fakat Msr' n krediyi silah alarak
kullanmas kredinin kesilmesine sebep olmutur. Kredinin iptal
edilmesi sonucu Nasr kanal milliletirme karar almtr. ABD
bu problemi ikili ilikiler kurarak zmeye almak istemesine
ramen ngiltere ve Fransa'nn petrollerinin kanal araclyla
tanmas ve kanaln bu lkeler iin hayati nem tamas, kanala
zor kullanarak hakim olma yolunu tercih etmesine yol amtr.
Bu kriz sonucu Avrupa enerjide baml olmas sebebiyle petrol
sknts yaam ve ngiltere-Fransa o dnem petrol
kullanmnda karne sistemini uygulamasn balatmtr. Ksacas
petroln bu devletler tarafndan milliletirilmesi ve gerektiinde
bunu politik bir yol olarak tercih etmesi artk enerji gvenlii
algsnn temel parametresi olarak deerlendirilmesi mmkn
klmtr(elikpala, 2013: 10). Ortadou' da zellikle petroln ilk
defa bir silah olarak gndeme gelmesinde etkili olan kriz ise 1967
ylnda gerekleen srail-Arap savadr. Bu savata 1956
ylnda srail'in kazand savan intikam ile Cemal Abdulnasr
Suriye'den de destek alarak Sina Yarmadasna asker sevk etmesi
ile balamtr. srail'in Msrdan nce saldrya gemesi ile
birlikte Arap-srail sava balamtr. 1967 Enerji Krizi dier
Arap Devletleri tarafndan Bat Avrupa lkelerine yaplan
sevkiyatn durmasna neden olmutur. Bu gelime enerji
aktarlmas konusunda 1957 ylnda yaanan krizi gre daha fazla
tesir gstermitir. Enerji krizinin daha etkili olmas sadece
Ortadou kaynakl olmamtr. Dnemsel olarak Nijerya'da
yaanan i karklkta Avrupa smrgesi olan bu blgeden gelen
enerji akmnn da durmasna sebep olmutur (mezsoy ve
en, 2003:109 ). 1973 Arap-srail Savalarnn kmas ve
Araplarn srail ile birlikte hareket eden devletlere kar ambargo

1686

uygulamas ve uygulanan ambargo sonucunda petrol


fiyatlarndaki yksek art bata Avrupa olmak zere Japonya ve
ABD'de ciddi skntlara yol amtr. Arap devletlerinin savalar
sonucu dier devletlere ambargo uygulamas ticari ve ekonomik
bir enerji sava olduunun gstergesi olmutur(elikpala, 2013
: 10 ).
1990 Irak -ABD sava sonunda enerji gvenlii konusu
daha farkl ve ierik bakmndan daha kapsaml bir oluumla ele
alnmtr. Enerji gvelii sorunlar genel olarak souk sava
sonras dneme kadar ounlukla petrol zerine younlamt.
Petrol rezervlerinin mr gz nne alndnda ve bamllk
noktasnda enerji temini devletleri baka alanlara da yneltmeye
balamtr. Enerji gvenlii ve eitliliinde petrole alternatif
olarak grlen en byk kaynaklardan biriside doalgaz
olmutur. Doalgazn dnya enerji talebinde karlayaca
miktarlar 2002'de yaklak olarak % 23 olarak belirlenmi ve hal
hazrda dnyann 43 lkesi tarafnda retilip tketilmesi gibi bir
istatistii ortaya karmtr( Erbil, 2010 : 31). Doalgazn
evresel faktrlere uygun olmas, retimi ve aktarlmas dier
enerjilere gre daha gvenilir olmas bakmndan tercih edilen
enerji snfna girmitir. Doalgaz retiminde ki bu art ve
teknolojik gelimeler, bitmeyen enerji kaynaklarna gei
aamasnda 21.yy enerjisi olarak saylmasna neden olmutur (
Erbil, 2010 : 32). Dnyann en byk rezervlerine sahip olan
Rusya zellikle Avrupa devletleri bata olmak zere tketim
yapan lkelerin enerji teminini salayan potansiyel doalgaz
merkezidir. Tarihsel srelere bakldnda gemiten gelen
Avrupa devletleri ve dier devletler ile olan ilikilerinde bu
kaynaklarn bir yaptrm olarak kullanlmas Rusya'nn da krizler
dnemi Ortadou'da ki devletlerin izledii politikalardan farkl
olmayacaktr. Rusya doal gaz enerji gvenlii asndan
bakldnda en byk yaptrmn Avrupa Devletleri zerinde
gerekletirdiini gzlemek mmkndr. AB'nin Rusya ile olan
ilikilerinde ana balk kanlmaz olarak enerji olmutur. Ayn
ekilde ABD 'nin de Rusya ile olan ilikileri temelinde de enerji
alternatifi olan doalgazn yer ald grlmektedir. Avrupa
Devletleri Rus doalgazn bir enerji gvenlii zafiyeti olarak
grmektedirler. Bu gre varmalarndaki temel sebep
Avrupa'ya alan kap olan Ukrayna ile farkl dnemlerde
yaam olan enerji krizidir. Rusya ve Ukrayna arasndaki kriz
sadece enerji krizi deildir. Tarihten gelen Sovyetler Birlii

1687

dnce akmnn bu lkelerde devam ettirilmesi noktasnda


ortaya kmaktadr. Asl olarak enerji gvenlii konusu da bu
noktada devreye girmektedir. Rusya, enerjisini Ukrayna'ya kar
bir koz olarak kullanmas bir kez daha enerji bamllnn
tketici olan lkeleri dorudan etkiledii ortaya kmaktadr.
2006 ve 2009 yllar arasnda Ukrayna da yaanan krizin sebebi
Rus doalgaznn Avrupa' ya transfer edilmesinde boru hatlarnn
%80 lik dilimin Ukrayna snrlar ierisinde yer almasndan
kaynaklanmaktadr. Rusya'nn kriz sebebi olarak gsterdii ey
Ukrayna'nn yaklak olarak gnde 65 milyon m3 gaz aldn
ve bunun denetlemesinin yaplmasna izin vermemesidir. (
Erbil, 2010 : 157). Bu olayn k mevsiminde gereklemesi de
Avrupann bu durumdan madur olmasna ve enerji gveliinde
sreklilik kavramnn ne kadar nemli olduunu bu rnekle
desteklemitir. Rusya Ukrayna Krizi'nin 2014 Kasm aynda
yeniden yaanmas ABnin tarihte yaam olduu sorunlar
rnek alarak krize kar temkinli yaklamaya tercih etmitir. AB
kriz ynetiminde sadece Sivil Toplum Kurulularn
destekleyerek dnya kamuoyunda sergiledii normatif g
algsn yanstmaya alm sadece insan hak ve temel
zgrlkler gibi konulara deinerek krizi savuturma yoluna
gitmitir. AB'nin bu politikay uygulamasnn sebebi ise kurucu
devletlerin Almanya'nn toplam gaz tketiminin %36sn,
Fransann %23' n, talya'nn da %37 'lik ksmn buradan
temin etmesinden kaynaklanmaktadr (Bulut, 2014 : 14). AB'nin
Rusya'ya kar tutumunun netlemesi, Avrupa Komisyonu
tarafnca 8 Mart 2006 ylnda yaynlanan Srdrlebilir,
Rekabete dayal ve Gvenli Enerji iin Avrupa Stratejisi balkl
Yeil Kitap' ta Avrupa Komisyon Bakan tarafndan dile
getirilen, yeni bir enerji yzylnn iine girmi olduklarn,
talebin artp Avrupa rezervlerinin dtn aklamas Rusya
ile ortak enerji stratejisinin gelitirilmesi gerektiini ve yaplacak
olan her aklamann bu durumu gz nne alnarak yaplmas
gerektii vurgusunu yapmtr. (elikpala, 2013 : 14 ).Ayrca
enerji gvenliinin salanmasnda yaanan problemler yalnzca
kaynaklara deil reten lkelerdeki yaam standartlar, evre
koullar , demografik yaplar ve etnik gruplar, retici ve tketici
lkelerdeki istikrarszlklar gibi konular da kapsamaktadr. Bu
konular ve yaanan olaylarn ele alnmasnda ilk uluslararas
toplant 2006 ylnda St. Petersburg'da dzenlenen zirvede
gereklemitir (elikpala, 2013 : 14 ). Enerji sorunlarnda

1688

sadece ithal eden devletlerin deil, ihra eden devletlerinde


zorluklar yaad konusuna deinilmelidir. Enerjinin ak
srasnda ak salayan boru hatlarna dardan gelebilecek her
trl fiziki mdahalede enerji ihra eden devletlerin sorunlar
arasnda yer alr. Gvenli yollarn kullanlmamas ve takip
edilmemesi ileri boyutlarda ilikilerin kesilmesine ve farkl
krizlerin yaanmasna da sebep olmas bakmndan yine ihra
devletlerinin yaad sorunlardandr. Ayn sre deniz yolu ile
tanan tankerlerin uluslararas ilikilerde baarsz devletler
olarak tanmlanan yada korsanclk faaliyetinde bulunan
devletler tarafndan el konulmas durumu enerji gvenlii
noktasnda ihra eden devletlerin yaad sorunlara rnek olarak
gsterilebilir. Deniz yolu aracl ile enerji ithalatnda en byk
skntlarn yaand yer olan Malakka Boaz bu konuda rnek
tekil etmektedir. Bu ve benzeri sorunlarla karlamamak enerji
gvenlii riskini indirgemek, bamll byk lde ortada
kaldrmak, teknolojik destekle gelitirilecek olan yenilenebilir
enerji politikalar projeleri retmek ve bu konuda hizmet veren
uluslararas kurulular tarafndan ortak alma yaplarak
mmkn olacaktr. Enerji gvenliini salamak amacyla
uluslararas nem sahip olan iki kurulu mevcuttur(Erkan, 2013:
54). Bunlardan ilki Petrol hracats lkeler rgt (OPEC),
dieri ise Uluslararas Enerji Ajans (IEA)dr. OPEC 1960
ylnda dnya petrol fiyatlarn saptamak, petrol lkeleri arasnda
birlik ve iletiim kurarak fiyat dalgalanmalarn kontrol altna
almak amacyla kurulmutur (Snmezolu 2000 : 573).
Uluslararas Enerji Ajans ise 1974 ylnda Fransa, Finlandiya,
zlanda dndaki devletler tarafndan gvenilir, temiz enerji
salamak amacyla kurulmutur (Erkan, 2013: 54). Bu kurulular
ortak amalar erevesinde kurulmu olsalar da nemli lde
eksik yanlar vardr. Kurulularn en byk a petrol lkeleri
dnda nemli enerji ihtiyac karlayacak olan lkeleri birlik
ierisine dahil edememesi ve piyasalara hakimiyetin zayf
olmasdr. Bu durum ayrca kresel enerji politikalar ve
gvenlii adna alnan kararlarda etkisiz bir rol oynamasna ve
dikkate alnmamasna sebep olmaktadr(Erkan, 2013: 54).
2. HAZAR HAVZASI'NIN ENERJ GVENLNDEK
ROL

1689

Hazar Havzas, dnyada ilk petrol kuyusunu aan ve 13.


yzylda Marco Polo'nun seyahatler adl eserinde yer alan
blgesidir. Bu durum Hazar havzasnn kefedilmemi enerji
olarak ne kadar dikkat edilmesi gereken bir blge olmasna ve
ksa zamanda ilgi oda olmasnda nemli rol oynamtr. 1873
ylnda Nobel Kardelerin bu blgede rafineri satn alm olmas
petrolclk yani enerji iin bir dnm noktas saylmasnda atlan
ilk adm olmutur. Hazar havzasnda yaplan enerji retimini
salayan Nobel kardeler ksa srede Rusya'daki petrol ticaretini
ellerine geirmitir. Buna karlk olarak ise Avrupann bu
durumdan faydalanmas iin dier bir aile olan Rothscild
ailesinin Bak -Batum demir yolunu yaparak enerji aktarmn
gerekletirmesi enerji aktarlmas bakmndan atlan ilk adm
olarak deerlendirilmesini salamaktadr. Bu durum 21.yy artk
enerji pazar olarak bilinen Hazara doru ynelmenin sklat
dnem olacaktr (mezsoy ve en, 2003:132).
2.1. Hazar Havzasnn Jeopolitik Konumu ve nemi
Dnyann en en geni kapal su havzas olan Hazar,
Kafkasya, Orta Asya, Gneybat Asya ve Rusyay birbirine
balamaktadr (t,2005:267). Orta Asya, Kafkasya ve
Ortadou blgeleri arasnda yer alan Hazar Havzas doalgaz ve
petrol kaynaklar bakmndan zengin bir blgedir. Jeopolitik
konumu ile Hazar havzas Avrasya corafyasnn en nemli
blgesi konumundadr. Dnyann ikinci nemli enerji merkezi
konumunda olan Hazar havzas kaynaklar, kresel enerji
mcadelesinin
bu
blgede
ynelmesinde
etkili
olmutur(Usluba, 2010:298).Hazar sahillerinin toplam
uzunluu 7.010 kmdir. Kazakistann 2.340 km, Rusya
Federasyonunun 1.930 km, Trkmenistann 1.200 km,
Azerbaycann 800 km ve rann 740 km uzunluunda Hazara
kys bulunmaktadr (Oan,2001). Hazar Havzasnn zengin
doal gaz ve petrol gibi enerji kaynaklarna sahip olmas
nedeniyle nfuz mcadelelerinin en sert getii blgelerin
banda gelmektedir (Yce, 2008). Hazar Havzas sorunu
blgede jeopolitik stnlk elde etme mcadelesidir (Oan,
2001).Petrol rezervlerinin %65 ine sahip olan Orta Dou,
istikrarsz bir blge olduu iin Hazar Havzas kaynaklarnn
devreye girmesiyle, Bat bakmndan son yllarda nem
kazanmtr (Usluba, 2010:298). Yaklak 371.000 km2 lik bir
alan kaplayan Hazar Havzasnda olduu gibi enerji

1690

konusundaki mcadele gemite olduu gibi gnmzde de


devam etmektedir. Rusya ve ngilterenin Hindistan zerindeki
mcadelesi uluslararas ilikiler tarihine Byk Oyun olarak
gemitir. L. Kleveman byk oyuna gnderme yaparak Hazar
Blgesindeki zengin enerji kaynaklar ve konumu nedeniyle
meydana gelen ky devletler ve irketler arasndaki mcadeleyi,
Yeni Byk Oyun olarak adlandrmaktadr (Kleveman, 2004:
21-22). Hazar havzasndaki mcadelesinin nedenlerinden biri
petrol ve doal gazn hangi gzergahlar zerinden aktarlaca
meselesidir. Hazar Havzasnn petrol ve doal gaz boru hatt
gzergahlar 21.yzyln jeopolitiini de belirleyecektir. (Oan,
2005) 1991 ylna kadar Sovyet nfuzu altnda olduu iin Hazar
petrol ve doal gaz boru hatlarnn ou Sovyetlerden
gemekteydi. SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birlii)nin dalmasyla Orta Asya, Kafkasya lkelerinin
bamszlklarn ilan etmesiyle boru hatlar gndeme gelmitir.
Hazar Havzasnn petrol ve doal gaz kaynaklar ky devletlerine
salad yararlardan biride kalknmalar asndan nemidir.
Enerji yataklarna yaplan yatrmlar ve rezervlerin iletilmesinde
elde edilecek gelirler ile lkelerin refah dzeyi artacaktr.(Yce,
2008)
2.2. Hazar Havzasnn Petrol ve Doalgaz Rezervleri
Hazar Havzasnn enerji kaynaklarnn rezerv durumlar
hakknda kesin olarak bir deer belirtme olasl zordur. Bu
problemin yaanmasndaki temel etken
blgedeki enerji
potansiyelinin tam olarak hesaplanamamas ve srekli yeni
rezervlerin bulunmasndan kaynaklanmaktadr (Yatar, 2007 :
102). Hazar havzasnda bulunun Trkmenistan blgenin en ok
rezerve sahip olan lkesidir. Blgede enerji retimi yapan
devletler Azerbaycan, Kazakistan, zbekistan ve Trkmenistan
nfus oranlarnn dk olmas nedeniyle i tketimden daha
fazla retim yapma potansiyeline sahip olan lkelerdir.
Kazakistan, Trkmenistan, Azerbaycan ve zbekistan dnya
petrol rezervlerinin %3.6na ve doalgaz rezervlerinin %6.9una
sahiptir. Hazar havzasnda ispatlanm petrol rezerv yaklak 1733 milyar varil olarak tahmin edilmekteyken, olas petrol
rezervleriyle birlikte 270 milyar varile ulalaca
varsaylmaktadr. Doalgaz ise blgede 5 trilyon metrekplk
kantlanm doal gaz rezervi varken, olas rezerv miktar 13.5
trilyon metrekp olarak belirlenmitir( Aydn, 2002 : 209).

1691

Uluslararas Enerji Ajans, Hazar Havzas'nn toplam ham petrol


retiminde verdii istatistik deerlere bakldnda 2000 ylnda
79.000.000 ton, 2010 ylnda 194.000.000 ton, 2020 ylnda ise
308.000.000 ton dzeyine kacan tahmin etmektedir. 1998
ylnda 22.000.000 ton olan blge ham petrol ihracatnn da hzla
artarak 2010 ylnda 117.000.000 ton 2020 ylnda ise
180.000.000 tona ulamas beklenen deerlerdir. ( Aydn, 2002:
209). Ayrca Amerikal uzmanlar tarafndan elde edilen
bilgilerde, Hazar kylar dnda denizin alt ksmlarnda da
yaklak olarak 30 milyar ton petrol rezervlerinin olduu
sylenmitir ( Yalnkaya, 1988: 19). Bu bilgiler nda enerji
kaynaklarnn netlii hakknda stabil bir durumu yanstmak
mmkn deildir. Teknolojik ve petrol arama sistemlerinin
gelimesi yeni rezervlerin bulunmasna ve yeni veri tablolarnn
izilmesini salayacaktr.
2.3.Hazar Havzas Enerji Gvenlii
Devletlerin sanayi alannda gelime gstermesi ve
onlarn ilevselliini yerine getirebilmesi iin enerjiye ihtiyac
vardr. Enerji gvenlii kapsamnda ihtiyacn karlayabilmek
iin kaynak araylarna giren tketici devletler, dier
devletlerdeki gvenli enerji sistemini Hazar blgesi iinde
uygulamaya almtr. Hazar Havzasndaki kaynaklardan en st
dzeyde yararlanmak isteyen potansiyel g tketimde dnya
sralamasnda da ilk srada yer alan AB dir. AB'nin enerjide
baml olmas politikalarnda da olduka hassasiyet
gstermesine neden olmaktadr. AB'nin ktasnda yaam
olduu krizde temel sebep de yine enerji rezervlerinde dier
devletlere kar stnlk salamak amacyla olmutur. Bu olaylar
daha sonra dier devletler tarafndan lmlatrlarak bugn kta
dndaki devletlerin birlie girme mcadelesi ierisinde
olmasna kadar srmtr. AB enerji gvenlii ve dier gvenlik
problemini ama abas ierisinde olmu ve bugn halen devam
etmekte olan Komuluk Politikas programlaryla desteklemitir.
Bu programn kapsamnda Akdeniz lkelerine, Dou lkelerine
farkl stratejiler belirlemi ve gvenlii de bu noktada salamay
hedeflemitir. Program baz noktalarda skntlarn olumasna
neden olsa da Hazar havzasnn bulunduu lkelerde dier
blgelere oranla daha baarl olmutur. Avrupa'nn komuluk
politikasnn baarz olarak deerlendirildii blm Dou
Akdeniz yani Ortadou blgesine yakn olan lkelere olmutur .

1692

Yaanan krizler, blge lkelerde yaanan ar istikrarszlk,


fakirlik, terr faaliyetleri gibi konular politikann
uygulanamamasna yol amtr. Uygulanmayan politikalar
Avrupa'nn blgeden beklentilerinin karlanamamas sonucu
farkl alanlara ynelmesine yol amtr. Bu noktada Hazar
havzas AB'nin Akdeniz'deki baarszlnn temini noktasnda
yatrmlarnn ounu bu blgeye yneltmesi de blgenin
neminin bir kez daha vurgulanmasna imkan vermitir.. Hazar
Havzasnn da siyasi istikrar olmamas enerji gvenlii
bakmndan olumsuz karlanabilir. Fakat corafi koullar gz
nne alndnda dier blgelere karlk fonlarn ve
desteklemelerin Hazar'a ynelmesi daha ok kabul edilebilir bir
durum olmutur
3.AB'NN HAZAR HAVZASI POLTKALARI
AB'nin farkl Ortaklk ve birlii anlamalaryla
salanmtr. Avrupann bu politikas ile hedefi blgede bata
Avrupa Konseyi yesi olan Azerbaycan ile, bu blgeye yakn
olan devletlerle ilikilerin gelitirilmesi ve yeniden yaplanma
srecini desteklemektir. AB'nin 2020 iin belirlemi olduu
hedefleri ve bymesi dorultusunda enerji talebini ortaya
karm ve dier blgelerden salanan enerjilerdeki belirsizlikte
Avrupa'y Hazar havzasna ynlendirmitir. AB bu kapsamda
enerji gvelii iin yardm programlarn faaliyete geirmitir.
Bu yardm programlar tek tarafl ve ok tarafl olarak
snflandrlabilir(Yatar, 2007: 109). likilerin bu ekilde
snflandrlmasnda AB'nin devletlerle birebir iliki kurmas ya
da blgesel olarak iliki kurmasndan kaynaklanmaktadr.
Birliin yardm programlarndaki amac ise enerjinin eitliliini
ve gvenliini artrmaktr. AB'nin tek tarafl olarak enerji
alannda diyalog kurduu devlet Rusya'dr. Avrupa'nn Ortadou'
da yaam olduu enerji krizlerinin yaanmas olaslnn en
ok olduu yer ise Rusya'dr. Bu noktada AB 30 Ekim 2000
ylnda gerekleen AB-Rusya Federasyonu Zirve Toplantsnda
''enerji ortakl '' karar alarak bu devletler arasnda enerji
diyalogunu gelitirmeye ve dzenli hale getirmeye karar
vermitir. (Yatar, 2007: 109). Enerji Ortaklnda Avrupa'nn
hedefi, enerji arz gvenlii konusunda var olan kayglar
gidermek, enerji cretlerinin belirlenmesinde bir retici devlet
gibi kararnn dikkate alnmasn salamak ve enerji yatrm

1693

programlarnda gelime salamak istemesidir. AB'nin blgeye


ynelik yapt dier bir program ise 1995 ylnda kurulan
NOGATE(Devletler aras Petrol ve Doalgaz Tamacl)
programdr. NOGATE projesinin amac, petrol ve doalgaz
boru hatlarnn Hazar Havzas'ndan Karadeniz'e oradan da
Avrupa'ya aktarlmasn salamaktr. Program kapsamnda
teknik yardm salayarak mevcut alt yapy gelitirmek ve
iyiletirmek, onlarn gvenliini salamak adna blgesel
ibirliini hzlandrmak ve enerji arz talebini bu blgelerden
Avrupa pazarna akn salamaktr. Bu program erevesinde
1999 ylnda programa dahil olan Kazakistan, zbekistan,
Trkmenistan, Romanya, Bulgaristan ve Makedonya arasnda
emsiye anlamas imzalanarak snr tesi enerji tamaclna
bir yasal ereve getirilmitir(Aras ve Yorkan, 2005: 15). Ayrca
bu program kapsamnda Sovyetler Birlii'nde boru hatlar
sisteminin kullanlr hale getirilerek alt yap sorunlarnn
stesinden gelmeye allmaktadr. 1993 ylnda Avrupa'nn
hayata geirdii baka bir projede Brksel' de be Orta Asya
devleti ve Kafkasya devletinin bakanlarnn katlmyla DouBat arasnda ok fonksiyonlu bir ulatrma salamak amacyla
hayata geirilmi olan TRECECA projesidir. (Yatar, 2007 : ). Bu
proje ile her trl ulatrma hizmetleri salanarak blgeyi
uluslararas yatrmclar iin cazibe merkezi haline getirmek ve
AB'nin zengin enerji kaynaklarna sahip olan bamsz
devletlerin enerji kaynaklarndan yararlanarak, blgede byk
g olan Rusya enerji bamllndan kurtulmak hedeflenmitir.
Blgeye ynelik AB'nin uygulam olduu bu projelerin temel
sebeplerinin enerji ve onun gvenli bir ekilde aktarlmas
sorunlarndan
kaynaklad
aikardr.
AB'nin
Hazar
Havzas'ndan temin ettii enerjide yaad sorunlardan en
nemlisi boru hatlarnn gvenlii sorunudur. Avrupa'nn
blgeden enerji temininde srekli olarak boru hatlarnda
gvenlik sorunlaryla karlamas, bu duruma daha temkinli
yaklamasn ortaya karmtr. Temkinli olarak yaklat
sorunlardan birisi var olan enerji nakil hatlarnn Rusya snrlar
iersinden geecek ekilde yaplm olmasdr. Bu durumun krize
dnme sebebi Rusya'nn enerjiyi siyasi bir ara olarak Avrupa'
ya kar kullanmasndan kaynaklanmaktadr(Yatar, 2007: 119).
Avrupa Rusya'da etnik farklln fazla olmas ve bamszlk
talebinde bulunanlarn yapacaklar terr faaliyetlerinden de
ekincelerinin olduu gzlemlenmektedir. Rusya!nn enerjiyi

1694

siyasi bir ara olarak kullanmas bu faaliyetleri yapacak olan


terr gruplar tarafndan hatlara yaplacak olan fiziki temasn
sadece o lkeye deil dolayl olarak Avrupa'y da etkileyecei
dncesi yaayaca sorunlar arasnda yer almtr. Avrupa'nn
blgeye ynelik programlarnn bir paras da oradaki istikrar
salamak ve yaanacak sorunlar ortadan kaldrmaktr. Blgede
sadece gvenlik sorununun Rusya temelli deil blgede yaanan
istikrarszlk ve siyasi sistemlerde etkili olmutur. Bunlara rnek
olarak Karaba Sorunu, Gney Osetya sorunu, Ukrayna krizi gibi
sorunlar gsterebiliriz.
4.HAZAR HAVZASI ENERJS'NN BORU HATLARI
LE AVRUPA'YA TAINMASI
Enerji retimi ve tketiminin artmasyla birlikte
bunlarn aktarlmas problemi de gndeme gelmitir. Enerjinin
kullanlmaya baland alanlarda yaanan evresel faktrlerde
dikkate alnmaya balam ve alternatif yollar retilmeye
allmtr. Bu almalardan biride boru hatlar zerine
olmutur. Boru hatlarnn gelimesi ile birlikte ilk petrol
tamacl 1865 ylnda Amerika'da gereklemitir. Ancak bu
sistemim yaygnlamas 1930 sonras olmu kta dna ynelerek
dnya lkeleri tarafndan kullanlan bir sistem haline
gelmitir(Zengin ve Esedov, 2009: 97). Gnmzde zellikle bu
gelimelerden sonra Hazar ve Orta Asya blgesinde yer alan
enerji kaynaklar aktarlmas sorunu da bu ekilde almaya
allmtr. Enerjinin aktarlmas ve boru hatlar
gzerghlarnn belirlenmesi konusu sadece retici ve tketen
lkelere fayda salamam gzergahta yer alan lkelerinde
kazanl kmasna imkan yaratmtr. Bu noktada Hazar
havzasndaki nemli enerji hatlarna deinilecektir.
4.1. Trans Anadolu Doalgaz Boru Hatt Projesi (TANAP)
Tanap doalgaz enerji projesi 26 Haziran 2012 tarihinde
Azerbaycan gaznn Trkiye zerinden Avrupa'ya tanmas
projesidir. Yaklak 1.8 milyon ton elik borunun kullanlmas ve
7 milyara mal olmas beklenen projenin 2018 ylna bitirilmesi
hedeflenmektedir.
Proje
Azerbaycan
ahdeniz
II
Konsorsiyumunun 16 milyar metrekplk gaznn 6 milyarlk
ksmnn Trkiyeye, 10 milyar metrekplk kesiminin ise
Avrupa'ya aktarlmas projesidir(elik Boru malatlar Dernei,

1695

2012). Tanap projesi Azerbaycan Devlet Petrol irketi(SOCAR),


Boru Hatlar ile Petrol Tama A.(BOTA) ve Trkiye
Petrolleri
Anonim
Ortakl(TPAO)
ortaklnda
gereklemektedir. Projenin % 80 lik ksm SOCAR irketi
tarafndan % 20 lik ksm ise BOTA ve TPAO yatrmclar
tarafndan desteklenmektedir. Proje Trkiye'ye yaplan en byk
uluslararas yatrm olarak kabul edilmektedir(Rzayeva vd., 2012
:4).Projede 16 milyar metrekplk gaz hedefinin 2023'de 23
milyar metrekp 2026 ylnda ise yllk 31 milyar metrekpe
karlmas hedeflemitir. Hedeflerin bu projeyle hayata
geirilmesi Avrupa'nn enerji ihtiyacn byk lde
karlamasna imkan salayacaktr.
4.2. Nabucco Bat Doalgaz Boru Hatt Projesi
Nabucco Projesi Avrupa'nn doalgaz ihtiyac iin
Tanap projesi sonras 28 Haziran 2012 de hayata geirilmi
projedir. Projede hedeflenen Hazar Havzas, Ortadou ve Msr
doalgaz kaynaklarnn Trkiye, Bulgaristan, Romanya,
Macaristan ve Avusturya ile Orta ve Bat Avrupa lkelerine
aktarlmasdr(Ik ve Ik, 2012: 5). Projenin uzunluu yaklak
olarak 3300 km olup 1558 km Trkiye, 392 km Bulgaristan, 457
km Romanya, 388 km Macaristan ve 46 km lik blm de
Avusturya'dan gemektedir (Kyman, 2009 ). Projenin maliyeti
7,9 milyar Euro'ya mal olmas beklenmektedir. Nabucco projesi
AB'nin enerji ykn azaltmay hedefleyen nemli
projelerdendir. Projede yeterli kadar kaynan temin
edilememesi, boru ve boru hatlarnn planlanm olan srede
teslim edilememesi, retim ve transit tamaclnda hukuki
altyapnn tam olarak salanamamas, AB'nin enerji noktasnda
ortak bir mutabakata varamamas ve kar atmalarnn
yaanmas gibi sorunlar projenin hayata geirilmesini olumsuz
ynde etkilemitir. (Dzyol, 2009 ).
4.3. Trans Adriyatik Doalgaz Boru Hatt Projesi (TAP)
Trans Adriyatik Doalgaz Boru Hatt Projesi (TAP),
Nabucco projesine alternatif olarak Avrupa'ya gaz iletimi
amacyla svire'nin EGL irketi tarafndan hayata
geirilmitir(Bota, 2014). Bu proje Hazar havzas enerjisinin
mevcut Trkiye gzergahn kullanarak Yunanistan zerinden
yaklak olarak 500km bir uzantyla talya hattna balanmas
planlanmaktadr. Projenin yaklak olarak uzunluu 800km

1696

olmakla birlikte bunun 105km'lik uzunluu Adriyatik Denizi'nin


altndan yrtlmektedir (elik Boru malatlar Dernei, 2012).
TAP projesi enerji teminini Hazar havzasnn ahdeniz II
doalgaz kaynandan salamay planlamtr. Proje kapsamnda
tanmas hedeflenen miktar yaklak olarak 10 milyar metrekp
olarak belirlenmitir. Projeyle sadece Avrupa lkeleri deil,
bata Arnavutluk, Kosova, Bosna Hersek ve Makedonya gibi
Balkan devletlerinin de ihtiyacnn karlanmas planlanmtr.
Projenin mhendislik projesi 2007 ylnda yaplm
tamamlanmas ise 2018 yl olarak belirlenmitir. Trkiye
Nabucco Projesinin iptal edilmesine ramen belirlenen TAP
projesinin gzergahnda olmas enerji temini noktasnda
sorunlarn yaanmamasna katk salamtr (Bota, 2014).
4.4.Gney Akm Doalgaz Boru Hatt ( South Stream )
Avrupa enerjisinin Hazar Havzas'ndan TAP projesi ve
iptal edilen Nabucco projesine rakip olarak, Rusyann blgedeki
en byk enerji temini eden lke konumunu kaybetmemesi adna
enerjisinin Karadeniz zerinden Avrupa'ya aktarlmas
projesidir. Proje Rusya kylarndaki Anapa evresinden
balayan, Karadeniz'in altndan geerek, Bulgaristan
kylarndaki Varna kylarna ulatrlan boru hatt projesidir
(ELC Group.A.., 2013).Projenin uzunluu yaklak olarak 470
km olarak belirlenmitir. Projede tanmas hedeflenen miktarn
yllk 63 milyar metrekp olarak belirlenmesi ayrca dier
projelerin byklne yakn deerlerdir(elik Boru malatlar
Dernei, 2012). Gney akm projesinin hayata geirilmesinde
Karadeniz altndan geecek olan boru hatlarnda Trkiye
mnhasr ekonomik blgenin snrlar ierine girmi olmas
Rusya ve Trkiye'yi mzakere srecine ekmitir. Bu srete
devletler arasnda ortak karar alnarak Trkiyenin 28 Aralk
2012 ylnda onay vermesiyle proje devamll salanmtr.
Projenin mhendislik almalar 2008 ylnda balam,projenin
2014 ylnda inasna ve 2017 ylnda da tam kapasite olarak
tanmlanmas ngrlmtr(ELC Group.A.., 2013).
SONU
Avrupa devletlerinin 21.yy da yaam olduu en byk
sorunun enerji olmas, politikalarnn da bu erevede
deerlendirilmesine sebep olmutur. Bugn kresel bir birlik

1697

olduunu vurgulayan AB de kta iersinde en gl lkeler


arasndaki enerjiye hakim olma dncesi ve zellikle enerji
sorununu zme ulatrma abasyla filizlenmitir. Etkin olarak
1950 yllarnda balayan bu kriz halen devam etmekte olup,
ulusal dzeyde alternatif enerji kaynaklarnn temin edilmesine
kadar srecektir. Devletlerin, blgelerin, ktalarn birbirine
zellikle enerji konusunda bamll devam ettii srece bu ve
benzer krizler yaanlmamas kanlmazdr. Yakn tarihin petrol
krizleri, enerji kkenli kan btn savalar, benzer sorunlarnda
yaanacan destekler niteliktedir. AB'nin yrtt enerji
politikas dnemsel olarak baarl olmutur. Buna karlk artan
sorunlar,
ihtiyalarnn
nfus,
blgelerde
yaanan
karlanamamas, enerjiye olan arzn artmas gibi sorunlar farkl
politikalara ve blgelere ynelmesine neden olmutur. Bu
noktada Ortadou'da yaanan olumsuzluklar ve enerji gvenlii
sorunu AB'yi Orta Asya ve Hazar Havzas enerjilerine
yneltmitir. Stratejik konum olarak yakn olmas ve enerji
gvenlii noktasnda mesafeler dikkate alndnda daha makul
bir blge olduu da sylenebilir. Hazar Havzasnn statsnn
belirlenememesi, blgede Sovyetler Birlii'nin dalmasndan
sonra yaanan sorunlar enerji zerinde olduka etkili olmutur.
Blgede belirli dnemlerde AB politikasnn ve yaptrmnn
azalmas da Rusya'nn Avrupa'ya kar enerji gcn
kullanmasndan kaynaklanmtr. AB'nin blgede Rusya
tekelinden kmak istemesi ve bamlln azaltma dncesi,
blgeye kar farkl politikalarla yaklaarak ilikileri gelitirmeyi
hedeflemitir. Avrupa'nn blgeye olan ilgisi ve blgedeki
devletlerin ilikilerin faydal olaca dncesi, ortaklk ve
benzeri durumlar kolaylatrmasn salamtr. AB' nin blgeye
verdii gvenle enerji noktasnda birok adm atlmtr. Atlan
bu admlarla AB enerji sorununu zme yolunda ilerleme
kaydetmi, Hazar havzasnda bulunun devletlerin ise geliimi
hzlanmtr. Hazar ve AB arasndaki bu gelimeler ayrca
blgedeki dier devletlerinde kalknmasna ve yaadklar benzer
problemlerin zmn kolaylatrmtr. AB 'nin Hazar
enerjisine ynelik projeleri genel olarak enerji nakil hatlar
zerinden salanmaktadr. Bu projelerle Avrupa'nn enerji yk
hafiflemi Hazar havzasndaki devletlerde yeni ve bamsz
enerji pazarlarna almtr. Hazar Havzas'nn da kaynaklar
yenilenemeyen kaynaklar arasndadr. Bu sebeple bu blgenin de
kaynaklarnn belirli zaman aralnda tkenecei gz nne

1698

alndnda karmza kan tablonun ne olacan ve enerji


sorunlarnn gelecekte hangi boyutu alaca konusu farkl bir
boyut kazanacaktr.

1699

KAYNAKA
ARAS, B. ve YORKAN, A.(2005). '' Avrupa Birlii'nin Enerji
Gvenlii ve Jeopolitik '', Stratejik Rapor No :3
AYDIN, N. Z. (2012). '' Hazar Enerji Kaynaklar ve Siyaset '',
Kahramanmara St mam niversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 9 (2) , 207-224.
BAYLS, J. (2008). '' Uluslararas likilerde Gvenlik Kavram''
, Uluslararas likiler, Cilt.5, Say.18, 69-85.
BOTA (2014) http://www.botas.gov.tr/index.asp
BULUT, S. (2014). '' Enerji Penceresinden Ukrayna ve Krm
Krizine Bir Bak'', 2023 Dergisi, Say: 155, 13-17.
ELK BORU MALATILAR DERNE (2012). '' Avrupa
Enerji Boru Hatlar Gney Gaz Koridoru Projeleri '',
http://www.cebid.org.tr/rapor/avrupa_boru_hatlar%C4
%B1.pdf
ELKPALA, M. (2013). Enerji Gvenlii NATO'nun Yeni
Tehdit Algs, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar,
stanbul.
DZYOL, H.S. (2009). '' Nabucco Projesi ve Trkiye '' ODT
Mezunlar
Dernei,
http://www.odtumd.org.tr/etkinlik/2009/03/NABUCC
O_projesi/Nabucco_Sunumu_ODTU_S_Duzyol_28_0
3_09.pdf
ELC GROUP A.. (2013) Gney Akm Ak Deniz Doalgaz
Boru Hatt Trkiye Blm, Karadeniz- Trkiye
Mnhasr
Ekonomik
Blgesi
ed
Raporu,
http://www.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/%C3%83%E
2%80%A1ED%20RAPORU(5).pdf
ERBL, Y. (2010) . Rusya Ukrayna Doalgaz Krizi ve Enerji
Gvenlii, Yksek Lisans Tezi, Kadir Has niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits, stanbul.
ERKAN, A.. (2013). Enerji Arz Gvenlii Bakmndan
Avrupa'nn Rusya Federasyonu'na Bamll, Yksek
Lisan Tezi, Adnan Menderes niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Aydn.

1700

GENTRK, T. (2012). '' Enerji Gvenlii Nedir? Ulusal ve


Uluslararas Boyutta Enerji Gvenlii Sorunu '',
Bakent niversitesi Stratejik Aratrmalar Merkezi.
KIYMAN, B. (2009). NABUCCO, zmir Ticaret Odas,
http://www.izto.org.tr/portals/0/iztogenel/dokumanlar/
nabucco_projesi_25.06.2012%2012-44-22.pdf
KLEVAMAN, L. (2004). Yeni Byk Oyun Orta Asya'da Kan
ve Petrol, Everest Yaynlar. stanbul.
IIK, C. ve IIK, O. (2012). ''AB-Trkiye likisinde Yeni Adm
: NABUCCO, http://epddergi.org/articles/2012/Isik.pdf
OAN, S. (2005). Yeni Global Oyun ve Hazarn Stats
OAN, S. (2001). '' Hazar'da Tehlikeli Oyunlar : Stat Sorunu
ve Paylalmayan Kaynaklar ve Silahlanma Yar,
Avrasya Dosyas, Cilt 7, Say.2, 154-172.
T, M. (2005). '' Hazar Enerji Kaynaklar: Jeopolitik
Dengeler,
Yatrm
Gereksinimi
ve
Hukuki
Uyumazlkla'', Nobel Yayn Datm, Ankara.
MEZSOY, . ve EN, . (2003). Yeni Dnya Petrol Dzeni
ve Krfez Savalar, nkilap Kitabevi, stanbul.
RZAYEVA, G., PUNSMANN, B.G., GKNEL, M.M., (2012).
Trans Anadolu Doalgaz Boru Hatt Tanap Raporu,
Hazar Strateji Enstits Enerji Aratrmalar Merkezi,
stanbul.
SNMEZOLU, F. (2000). Uluslararas likiler Szl, Der
Yaynlar, stanbul.
TURAN, A. P. (2010). '' Hazar Havzas'ndaki Enerji Diplomasisi
''
USLUBA, F. (2010). Byk Oyundan Byk Kaosa, Karnca
Yaynlar, Ankara.
YALINKAYA, A. (1988). Trk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru
Hatlar, Balam Yaynlar, stanbul.
YCE, .K. (2008). '' Hazar Enerji Kaynaklarnn Trk
Cumhuriyetleri in nemi ve Blgedeki Yeni Byk
Oyun ''. Stratejik Aratrmalar Dergisi, Cilt.1, Say.1,
158-183.

1701

YATAR, Y. (2007). Avrupa Birlii Enerji Politikas ve Bu


Politika
Balamnda
Hazar
Havzas
Enerji
Kaynaklarnn nemi, Yksek Lisans Tezi, Sleyman
Demirel niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Isparta.
ZENGN, E. ve ESEDOV, A. (2009). '' Trkiye ve Azerbaycan
rneinde Boru Hatlar Ulatrmasnn evre
zerindeki Etkileri '', ZK Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt.5, Say.9, 97-108.

1702

EVRE MUHASEBES KAPSAMINDA RKETLERN


EVRE MALYETLERNN NCELENMES
Yrd. Do. Dr. Vesile MRBEK
Ar. Gr. Mahmut Sami ZTRK
ZET
letmeler muhasebenin temel kavramlarndan olan
sosyal sorumluluk kavram gerei evreye olan hassasiyetlerini
en yksek dzeyde tutmak mecburiyetindedirler. Bu noktadan
yola klarak iletme ierisindeki evre ile ilgili olan tm
ilemlerin dikkate alnarak, muhasebe srecine dahil edilmesi,
iletmelerin evre muhasebesi uygulamalarn ortaya
karmaktadr. Aratrmada evre muhasebesi kapsamnda
irketlerin evre maliyetleri incelenmektedir. Bu kapsamda,
yaynlanan evresel raporlar incelenerek irketlerin katlandklar
maliyetler hakknda aratrma yaplmaktadr. irketler evresel
faaliyetlerin maddi boyutlar noktasnda finansal tablolarnda
eitli karlklar ayrmak zorundadrlar. Bu nedenle halka ak
irketlerin yaynladklar finansal tablolar incelenerek evresel
maliyetler iin ayrdklar karlk giderleri aratrlmaktadr.
Aratrmadan elde edilen bulgular neticesinde irketlerin evre
konusunda hassasiyetleri deerlendirilerek evreye ve evre
maliyetlerine verdikleri nem tartlmaktadr.
Anahtar Kelimeler: evre Muhasebesi, Halka Ak
irketler, evre Raporlar, evre Maliyetleri.
INVESTIGATING THE CORPORATES
ENVIRONMENTAL COSTS AS PART OF
ENVIRONMENTAL ACCOUNTING
ABSTRACT
Companies must behave much sensitive to environment,
according to social responsibility term which included in

Sleyman Demirel niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi letme


Blm, vesileomurbek@sdu.edu.tr.

Sleyman Demirel niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi letme


Blm, samiozturk@sdu.edu.tr.

1703

accounting basic terms. Starting from this point, taken into


consideration of all the procedures in the company that are
related to the environment, are included to accounting process,
reveals the environment accounting applications of companies.
Environment costs of companies are analyzed in the research
within the scope of environment accounting. Within this context,
published environment reports are analyzed and a research are
made about companies endured costs. Companies must
determine some allowances in financial statements about
monetary extent of environmental applications. Therefore,
published financial statements of published companies are
analyzed and allowance costs for environment costs are analyzed.
In consequence of obtained results from research, sensibilities of
companies about environment are evaluated and importance of
environment and environmental costs are discussed.
Keywords: Environmental Accounting, Public
Companies, Environmental Reports, Environmental Costs.
1. GR
evre ve evre sorunlar insanlk tarihinin
balangcndan gnmze kadar tm zaman dilimlerinde gz
nnde bulundurulmas gereken nemli bir husus olarak dikkat
ekmitir. Hava kirlilii ve buna bal olarak gelien ozon
tabakasnn delinmesi, su kirlilii, toprak kirlilii ve buna bal
olarak oluan erozyon tehlikeleri, kimyasal ve radyoaktif kirlilik,
grlt kirlilii ve belki de tm bunlarn sonucu olarak oluan
kresel snma evre sorunlar olarak karmza kmaktadr.
evre sorunlarnn ierisinde iletmelerin evreye verdikleri
zararlar nemli bir yer tutmaktadr. letmeler genellikle retim
faaliyetlerinin sonucunda evreye etkide bulunmaktadrlar.
evreye verilen zararlarn azaltlmas iin eitli evresel
dzenlemeler yaplmaktadr. Bu sayede evrenin daha fazla
korunmas ve bireylerin yaam kalitesinin daha fazla artrlmas
amalanmaktadr.
letmeler iin evre maliyetleri grnen ve
grnmeyen ok eitli alt maliyetlerden olumaktadr. Bunlar
ierisinde evreye zarar vermemek iin yaplan nleyici
faaliyetlerin maliyetleri, yasal olarak uygulanmas zorunlu
faaliyetlere ilikin katlanlan maliyetler, oluan hatalar ve yanl

1704

uygulamalarn maliyetleri, iletmelerin d kullanclar


gzndeki imaj ve deeri dnlerek yaplan mteri ve evre
odakl faaliyetlerin maliyetleri gibi birok maliyet yer
almaktadr.
Yukarda belirtilen hususlar kapsamnda almada
evre muhasebesi ve evre maliyetleri incelenmektedir.
2. EVRE ve EVRESEL SORUNLAR
2.1. evre Kavram
evre, canllarn yaamlarn srdrebilmeleri amacyla
dorudan veya eitli ilemler sonucunda karladklar
kaynaklarn, genel bir ifadesi olarak tanmlanabilmektedir
(Kabasakal, 1995: 330; Alagz ve Ylmaz, 2001: 148).
En geni erevede tanmlanmas sonucunda evre
kavram; insan ve dier tm canl varlklar ile birlikte doann
ve doadaki insan yaps elerinin btndr (Bulca, 1995:
332).
letmeler asndan son derece nemli bir yere sahip
olan evre, btn canllar etkiyebilecek byk bir gce ve hayati
bir neme sahiptir. Bir yaam dngs erevesinde iletmelerin,
tpk canl varlklarda olduu gibi doduu, byd, ve
yaamnn sona erdii dikkate alnd taktirde; faaliyetlerini
srdrmesinin ancak kendisine imkanlar sunan bir evre
sayesinde mmkn klnd grlebilmektedir (Alagz ve
Ylmaz, 2001: 149).
2.2. evresel Sorunlar
nsanlarn doaya mdahalesi sonucu ekolojik dengenin
bozulmas ile birlikte evre sorunlar meydana gelmektedir.
Ayrca insan kaynakl sorunlara ek olarak doa faktrnn de
evresel sorunlarda etkisi bulunmaktadr. Ancak genel anlamda
evre sorunlarnn temelinin insan kaynakl olduu
dnlmektedir ve doa, sorunlarn hazrlaycs olarak deil
hzlandrcs olarak grlmektedir (Krlolu ve Can, 1998: 5).
Literatrdeki kaynaklara bakldnda evresel sorunlar
genel ekliyle aadaki maddeler halinde zetlenebilmektedir.

Hava Kirlilii

1705

Su Kirlilii
Toprak Kirlilii ve Erozyon
Dier eitli evresel Sorunlar
Hava kirlilii, atmosferdeki tozlarn, dumanlarn, eitli
kokularn, havada buhar eklinde bulunabilecek eitli
kirleticilerin, insan ve dier canl varlklar ile cansz varlklara
zarar verebilecek kadar ykselmesidir (epel, 1992: 195;
Aymaz, 2009: 11).
Baka bir tanmlama ile hava kirlilii toz, duman, gaz,
koku gibi kirletici unsurlarn doadaki canl varlklara zarar
vererek doal ve yapay evreyi negatif olarak etkileyecek ekilde
artmas eklinde tanmlanabilmektedir (Altu,1990: 24;
Krlolu ve Can,1998:7).
Trkiyede sanayinin neden olduu hava kirliliinin
balca sepeleri aada belirtilmektedir (Ertrk, 1998: 69;
Aymaz, 2009: 12):

letmelerin retim faaliyetleri esnasnda ortaya kan


gazlarn, gerekli nlemler alnmadan ve filtreleme
yaplmadan doaya braklmas,
letmelerin sanayi yer seimlerinde meteorolojik ve
topografik artlar ile kentleme ile ilgili zelliklerin gz
ard edilmesi,
Maliyetlerin drlmesi amacna ynelik olarak temiz
teknolojinin kullanlmayp kirletici teknolojiye nem
gsterilmesi,
letmelerin faaliyetlerinde kullandklar yaktlarn
kirletici ksmlarnn yksek olmas eklinde
sralanabilmektedir.
Su kirlilii, evre Koruma rgtnn tanmlamasna
gre, suyun kalitesini drerek kullanmn bozacak ekilde
zararl maddelerin oalmasdr (Altu, 1990: 31; Krlolu ve
Can,1998: 8).
Su kirliliinin hangi sebeplerden kaynaklandna
baklacak
olursa
aadaki
durumlar
grlmektedir.
(http://www.pendikeml.k12.tr/kimya/kimyaprojeler/dosyalar/de
nizsuyu.pdf, 02.08.2008; Aymaz, 2009: 13):

Tarmsal faaliyetler nedeniyle ortaya kan kirlilik,


Endstriyel faaliyetler nedeniyle ortaya kan kirlilik,

1706

Yerleim alanlarndaki atklar nedeniyle ortaya kan


kirlilik olarak sralanabilmektedir.
Toprak kirlilii, insan faktrnn etkisi sonucunda
topran fiziksel, kimyasal, biyolojik ve jeolojik yaplarnn
deforme olmas olarak tanmlanmaktadr (Baol, 1985: 244;
Krlolu ve Can, 1998: 9).
Toprak kirliliinin en nemli sebebinin ise erozyon
olduu grlmektedir. Erozyon toprak yapsnn, doal hallerle
yada d kuvvetlerin etkisi ile meydana geldii yerden anmas,
tanarak baka yerlerde birikmesidir (Bahtiyar, 02.08.2008: 30;
Aymaz, 2009: 14).
Toprak kirliliinin ana sebepleri ise aada
belirtilmektedir (Cepel ve Ergn, 04.02.2008: 8; Aymaz, 2009:
14):

Hzla artan kentleme,


Hzl nfus art,
llemenin artmas,
Tarm ve orman faaliyetleri ve ynetimindeki yanllar,
Amacn dnda toprak kullanlmas gibi etkenler
sralanabilmektedir.
Dier evresel sorunlarn ierisinde ele alnabilecek
sorunlar; grlt kirlilii ve kirlilik olgusunun altnda grnt
kirlilii, etik kirlilii, kalp ve beyin kirlilii gibi detayl
boyutlarda dnlebilecek kirlilik eitleri eklinde
dnlmektedir. Grlt kirliliinin yan sra yeil alanlarn
genel olarak azalmas, nesli tkenen bitki ve hayvanlar, kat
atklar, trafik, yerleim bozukluklar ile bozulan doal
manzaralar olarak dier evresel sorunlar olarak karmza
kmaktadr (Krlolu ve Can, 1998: 9-10).
nsanolunun zorunlu ihtiyalarn yerine getirmesi
dnldnde, evre sorunlar, retim ve tketim srasnda
meydana
gelen
evresel
sorunlar
eklinde
snflandrlabilmektedir (Krlolu ve Can, 1998: 6).
2.2.1. retim Srasnda Meydana Gelen evresel Sorunlar
letmeler, retim faktrlerini uygun ortamda
birletirerek mal ve hizmet elde etmektedirler. Bir evrede
gerekletirilen retim sonucu elde edilen mal ve hizmetler
tketicilere ulatrlmaktadr. letmelerin retim faaliyetleri

1707

srasnda kat, sv ve gaz gibi atklar olumaktadr. Atklarn


kontrol altna alnmamas ve gerekli nlemlerin uygulanmamas
sonucunda evre kirlilii ve evresel sorunlar meydana
gelmektedir. retim srasnda kan grlt de evresel sorun
olarak dnlmektedir (Krlolu ve Can, 1998: 6).
Bu durumda iletmelerin retim faaliyetleri esnasnda
evresel konulara ok daha fazla nem gstermeleri gerektii
grlmektedir. nk evresel sorunlarn nemli bir ksm
retim esnasnda ortaya kmaktadr.
2.2.2. Tketim Srasnda Meydana Gelen evresel Sorunlar
Tketicilerin mal ve hizmetleri kullanmalar srasnda
ve sonucunda evre kirlilii ve evresel sorunlar meydana
gelebilmektedir (Krlolu ve Can: 1998: 7). Bundan dolay
tketim srasnda oluan evresel sorunlarn nne geebilmek
iin nleyici evresel dzenlemelerin yaplmas gerekmektedir.
evresel kaynaklarn kullanlmas veya iletmelerin
retim faaliyetleri srasnda ve retilen mal ve hizmetlerin
tketiciler tarafndan tketilmesi srasnda evrenin olumsuz
ekilde etkilenmesi ve bu konuda iletmelerin rol aadaki
emada ifade edilmektedir (Krlolu ve Can: 1998: 38):
ekil 1. evre Sorunlarnda letmelerin Rol

1708

3. EVRE MUHASEBES VE EVRE MALYETLER


3.1. evre Muhasebesi
Muhasebenin temel ilkelerinden olan sosyal sorumluluk
kavram gereince iletmeler yaptklar faaliyetleri sonucunda
eitli kesimlere sadece faaliyetlerin ekonomik etkilerini deil
ayn zamanda bu faaliyetlerin sosyal ynn de dikkate alarak
sosyal etkilerini de aklamak zorundadrlar ve bu durumdan
tr soysal muhasebe kavram ortaya kmtr. Sosyal
muhasebe veya dier adyla sosyal sorumluluk muhasebesi,
iletmelerin evreye olan etkilerini de incelendiinden tr,
evre muhasebesini bnyesinde barndrmaktadr. Dolaysyla
evre muhasebesi sosyal muhasebenin bir alt dal olarak
grlebilmektedir (Altnbay, 2007: 3).
Gautamn yapt en genel tanma gre evre
muhasebesi, eitli evresel kaynaklarn kullanm sonucunda
meydana gelen etkilerin muhasebeletirilmesi olarak
tanmlanmtr (Gautam, 1997:1; Krlolu ve Can, 1998: 54).
Finansal nitelikli olarak gerekleen evresel ilemlerin
ve olaylarn para ile gsterilebilecek bir biimde kaydedilmesi,
snflandrlmas, zetlenmesi, raporlanmas ve oluan sonularn
yorumlanmas sreci olarak evre muhasebesi ayrca
tanmlanabilmektedir (zbirecikli ve Melek, 2002: 83; Alagz
ve Ylmaz, 2001: 151).
Dnya zerinde yaayan insanlarn tkettikleri
kaynaklarn tekrar yerine konulamamas, bir eksiklik olarak
kendini gstermektedir. Buna bal olarak doal sermayenin
kullanlmas, var olan sermayenin azalmas anlamna
gelmektedir (elik, 2007: 153). Dolaysyla evre muhasebesine
gereken nem gsterilirse gelecek yarnlara braklacak
kaynaklarn, daha yeterli seviyede olabilecei grlmektedir.
evre muhasebesinde aada belirtilen konulara
younlalmaktadr (Gvemli ve Gkdeniz, 1996: 24; Altnbay,
2007: 3-4):

letmelerin evreye olan sorumluluklarnn muhasebe


sistemleri ile ilikilendirilmesi,

1709

evreye etki eden durumlarn ve olaylarn belirlenmesi


ve bunlarn negatif etkilerinin yok edilmesi iin
muhasebenin katklarnn saptanmas,
evre sorunlarnn ortadan kaldrlmasna ynelik
olarak maliyet analizlerinin gerekletirilmesidir.
evre muhasebesinin amac bilgi sistemi ierisinde retilen
bilgiler ile ekonomi ve evre arasndaki ilikiyi
aklayabilmektir. Ayrca aada belirtilen maddeler halinde
evre muhasebesinin amalar incelenebilmektedir (Pearce,
1993: 87; Krlolu ve Can, 1998: 56).

nceden belirlenen eitli zaman dilimlerinde kaynak


envanterinin hangi dzeyde bulunduunun belirlenmesi
ve bu durumu gsteren bilanonun hazrlanmas,
Hangi dzeyde olduu belirlenen kaynaklarn ne
kadarnn tketildiinin saptanmas, stok olarak ne
kadar kaynak olutuunun belirlenmesi, bunlara
ilavelerin olup olmadnn ve ne kadarnn ekil
deitirdiinin saptanmas ve tm bunlarla ilgili
hesaplamalarn yaplmas,
Bilano kalemlerinde yer alan duran varlk ve dnen
varlk kalemlerinin birbirleriyle tutarl olmasnn
salanmasdr.
3.2. evre Maliyetleri
evresel maliyetler iletmelerin iinde bulunduklar
evre dolaysyla gerekletirdikleri her trl faaliyet neticesinde
ortaya kmaktadr. evresel maliyetler meydana gelme
ekillerine gre farkllk gstermektedirler. evresel maliyetlerin
bir blm evreyi korumak amacna ynelik olarak
gerekletirilen faaliyetlerin sonucunda ortaya kmakta,
evresel maliyetlerin bir baka blm ise evresel kaynaklarn
tketilmeleri sonucunda meydana gelmektedirler. Bunlarn
dnda kalan evresel maliyetler de iletmelerin faaliyetleri
sonucu neden olduklar evresel kirlilikler nedeniyle ortaya
kmaktadr (Altnbay, 2007: 4).
Bu kapsamda deerlendirildiinde evresel maliyetler
ana kategori altnda toplanarak aklanabilmektedir. Bunlar
(Krlolu ve Can, 1998: 119):

Azaltma Maliyetleri
Kullanma Maliyetleri

1710

Zarar Maliyetleridir.
Bu snflandrma altnda gsterilen maliyetlerden
azaltma maliyetleri, iletmelerin evreye verilen zararlar yok
etmek veya azaltmak amacyla katlandklar maliyetleri
iermektedir. kinci olarak bahsedilen kullanma maliyetleri,
iletmelerin evresel kaynaklar tketmeleri sonucunda
katlanmalar gereken tm maliyetleri kapsamaktadr. Son olarak
zarar maliyetleri ise iletmelerin kendi yaamlarn devam
ettirebilmeleri iin gerekli olan faaliyetleri sonucunda oluan
eitli evre kirlenmelerinin ve evre sorunlarnn iletmelere
sebep olduu maliyetleri barndrmaktadr (zbirecikli ve
Melek, 2002: 85; Alagz ve Ylmaz: 152).
Bu snflandrmann detayl gstergesi eklinde aada
evresel maliyetlerin snflandrlmas ve evre maliyetlerinin
eitleri gsterilmektedir:
Tablo 1: evresel Maliyetlerin Snflandrlmas ve eitleri
Azaltma Maliyetleri

Kullanma Maliyetleri

Zarar Maliyetleri

evre planlamas

Hava maliyeti

Hava kirlilii

Sre kontrol

Su maliyeti

Su kirlilii

Toprak maliyeti

Grnt kirlilii

Grlt maliyeti

Cezalar ve tazminatlar

Grnt maliyeti

evre temizleme

Doal gaz maliyeti

ikayet aratrmalar

Petrol maliyeti

Kefalet ve garanti
giderleri

Emisyon
cihazlar

lm

evreye
zararsz
mamul
tasarm gelitirme
Geri
tasarmlar

dnm

evreye
ambalaj
Gelitirme

zararsz

Kmr maliyeti
Sat azalmalar
Enerji maliyeti
Dier zarar
maliyetleri

evre gelitirme
evresel eitim
Biyolog, kimyager
hizmetleri
evre mhendislik
hizmetleri

1711

evre raporlar
evre etiketleri
evre gvenirlik
evre ynetim sistemi
evre denetimi

Kaynak: (zbirecikli ve Melek, 2002: 85; Alagz ve Ylmaz,


153)
evre
maliyetlerinin
iletmeler
tarafndan
hesaplanlmas aada belirtilen ekilde yaplmaktadr (Esmeray
ve Tan, 2009: 244).
Toplam evresel maliyetler = sel Maliyetler + Dsal
Maliyetler
sel Maliyetler = Direkt Maliyetler + Endirekt
Maliyetler + Gelecekte artlara bal olarak ortaya kabilecek
maliyetler
Dsal Maliyetler = D evreden kaynaklanan
maliyetler
Dsal maliyetlere rnek olarak doal kaynaklarn
tketilmesi, eitli kirlilikler, artk hava ve su emisyonlar, uzun
sreli olan plerin ve atklarn yok edilmesi, yaam
kalitesindeki deiiklikler verilebilmektedir. sel evresel
maliyetlerden direkt yada endirekt evresel maliyetlere rnek
olarak israflarn ynetilmesi, iyiletirme maliyetleri, kurallara
uymann getirdii maliyetler, evresel eitim, evre bakm
maliyetleri, yasal maliyetler ve para cezalar, evresel dier
maliyetler vb. gsterilebilmektedir. sel evresel maliyetlerden
arta bal veya maddi olmayan evresel maliyetlere rnek olarak
ise gelecekte belirsiz olan tamir yada telafi maliyetleri,
gelecekteki yasal deiikliklerden kaynaklanan eitli riskler,
rnlerin kalitesi, alan sal ve motivasyonlar, evresel
varlk bilgisi, hasar grm varlklarn riski gibi maliyetler
verilebilmektedir (Gale ve Stokoe, 2001: 125; Esmeray ve Tan,
2009: 244).

1712

4. LETMELERN KARILATIKLARI
MALYETLER VE ANALZ

EVRE

evre Ynetimi kapsamnda kurum ve kurulular


tarafndan en son yaynlanan raporlar incelenmekte ve bunun
sonucunda evre sorunlar ve evre maliyetleri bu raporlar ile
ortaya konulmaya allmaktadr.
4.1. evre Kirliliine Neden Olan Atklarn Analizi
evre Ynetimi Genel Mdrl tarafndan
yaynlanan rapora gre Tehlikeli Atklarn Kontrol Ynetmelii
42. Maddesi dorultusunda; lkemizde atklarn bertaraf iin
gerekli teknik kapasiteye sahip tesislerin bulunmamas halinde
ve sz konusu atklar ithalat devletin yetkili otoritesinin kabul
etmesi durumunda bu atklar ihra edilebilmektedir. 2011 ylnda
ihracat yaplmak zere bavuruda bulunulan atklara ilikin
istatistikler aada verilmektedir (evre ve ehircilik Bakanl
evre ve Ynetimi Genel Mdrl, 2014):
Tablo 2: 2011 Yl Tehlikeli Atk hracat statistikleri
Miktar
Atk Ad
(Ton)
Floresan lambalar ve dier cva ieren
10
atklar
PCB (Poliklorlu Bifeniller)ler ieren
400
transformatrler ve kapasitrler
200
PCBler ieren yaltm ya da s iletim yalar
Pil ve akmlatrler ve bu pilleri ieren
snflandrlmam
kark
pil
ve
akmlatrler
Tehlikeli gei metalleri ya da tehlikeli gei
metal bileenlerini ieren bitik katalizrler
Toplam

50
60
720

Yukardaki tabloda grld zere en ok ihra edilen


atk eidi PCB (Poliklorlu Bifeniller)ler ieren transformatrler
ve kapasitrlerdir. Daha sonra en ok ihra edilen atk ise
PCBler ieren yaltm ya da s iletim yalardr. Anlald
zere bu ve benzeri atklarn bertaraf iin lkemizde gerekli
teknik kapasiteye sahip tesislerin bulunmad grlmektedir.

1713

evre Ynetimi Genel Mdrl Atk Ynetimi


Dairesi Bakanl tarafndan yaynlanan tehlikeli atklara ilikin
rapor incelenmitir (evre ve ehircilik Bakanl evre ve
Ynetimi Genel Mdrl, 2013). lke geneli tehlikeli atk
retim miktar ve bu atklarn geri kazanm/bertaraf yntemlerine
gre dalmn belirlemek zere Atk Beyan Sistemi
oluturulmu ve atk reticilerinden Tehlikeli Atklarn Kontrol
Ynetmelii kapsamnda beyanlar alnmtr. Bu rapora gre
2011 yl Trkiye geneli ilem gren Tehlikeli Atk Miktar,
938,498 ton olarak belirlenmitir. Raporda verildii zere
Tehlikeli Atklarn Ynetimine ilikin 2011 ylna ait istatistik
sonular aadaki tabloda verilmitir.
Tablo 3: Tehlikeli Atk Beyan Sistemi Kullanan Tesis Says
Yllara Gre Dalm

TABS Kullanan
Firma Says

2006

2007

2008

2009

2010

2011

600

6.500

11.450

15.664

18.685

18.428

Kaynak: evre ve ehircilik Bakanl evre ve Ynetimi


Genel Mdrl
Tabloda grld zere Tehlikeli Atk Beyan
Sistemini kullanan firma says yllar itibariyle ciddi art
gstermektedir. Grlebilmektedir ki, lkemizde oluturduklar
tehlikeli atklar raporlayan iletmeler gittike oalmakta ve bu
ekilde bu atklarn kontrol de daha kolay salanabilmektedir.
nk bu sayede hangi firmadan ne kadar tehlikeli atk olutuu
sistem sayesinde rahatlkla grlebilmektedir.
Tablo 4: 2011
Dalm(TON)

Yl

Trkiye

Geneli

Tehlikeli

Atk

Geri Kazanm

Bertaraf

Tesis i

Stok

hracat

TOPLAM

714.466

91.035

122.915

9.943

139

938.498

Kaynak: evre ve ehircilik Bakanl evre ve Ynetimi


Genel Mdrl

1714

Grld zere Trkiye genelindeki tehlikeli atklarn


ok byk bir ksm geri kazanlabilmektedir. Bu da evrenin
korunmas iin ok nemli bir durumdur. Bu sayede evre
kirliliinin nne geilmekte ve evre maliyetlerinde ciddi
azalmalar grlebilmektedir.
llere gre dalmda Ispartada 2011 ylnda toplam 339
ton tehlikeli atk rapor edilmitir. Trkiye genelinde ise toplam
938.498 ton tehlikeli atk olumutur. lke geneline bakldnda
Isparta ili tehlikeli atk miktar az saylabilecek seviyededir.
10.000 ton alt toplam 66 ilden birisidir. 10.000 ile 100.000 ton
aras 13 il bulunurken, 150.000 ton ve zeri tehlikeli atk
barndran il says ise 2dir. Ayrca evre ve ehircilik l
Mdrlklerinden tehlikesiz atk toplama ayrma belgesi alan
toplam 412 firma mevcuttur. Isparta ilinde bu belgeyi alan 1 adet
firma bulunmaktadr.
4.2. letmelere Kesilen Cezalarn Analizi
evresel etkileri gz nnde bulundurmayan ve evreye
zarar veren iletmeler kanunlar erevesinde devlet tarafndan
cezalandrlmakta ve bunun sonucunda ise kesilen para cezalar
bu iletmelere yaptrm olarak uygulanmaktadr. Sonu olarak
kesilen bu cezalar iletmeler iin evre maliyetleri bnyesinde
yer almaktadr. letmelerin evre maliyetlerinin nemli bir
ksmn oluturan da kesilen cezalardr. evre ve ehircilik
Bakanlnn aklad ceza raporu dorultusunda iletmelerin
katlanmak zorunda kaldklar evre maliyetleri incelendiinde;
evre ve ehircilik Bakanlnca, 2012'de evreye ynelik 23 bin
622 denetim yaplmtr ve buna bal olarak kurum ve
kurululara 57 milyon 290 bin lira ceza verilmitir. 2013'te
yaplan 37 bin 467 denetimde ise, evre kirliliine neden olduu
tespit edilen kurum ve kurululara 77 milyon 45 bin lira ceza
verilmitir (evre ve ehircilik Bakanl, 2014).
evre kirliliinin nlenmesi amacyla sanayi tesisleri ve
dier faaliyetlere ynelik denetimler bakanlk tarafndan
yrtlmektedir. evre ihbar hattna gelen ikayetler zerine
Trkiye'nin eitli noktalarnda merkez ve il mdrl
ekiplerince denetimler gerekletirilmitir ve bunun neticesinde
174 tesisin almas durdurulmutur. Bakanlk ekiplerince,
atklar uygunsuz evreye brakan veya evreye dken 304
iletmeye, 17 milyon 893 bin lira ceza kesilmitir. Suyu kirleten

1715

iletmelere ynelik gerekletirilen 5 bin 447 denetimde 17


milyon 101 bin lira ceza kesilmitir. Hava kirlilii konusunda
gerekletirilen 11 bin 537 denetimde, 527 tesise, 10 milyon 798
bin lira, toprak kirliliiyle ilgili yaplan 379 denetimde de 106
tesise, 3 milyon 918 bin lira para cezas kesilmitir. Grltye
neden olan iletmelere ynelik gerekletirilen 2 bin 419
denetimde ise 163 tesise, 2 milyon 822 bin lira para cezas
uygulanmtr (evre ve ehircilik Bakanl, 2014).
Tablo 5: 2012 ve 2013 Yllar tibariyle Gerekletirilen
Denetim Saylar ve letmelere Kesilen Ceza Miktarlar
2012 Yl
2013 Yl

Denetim Says
23.622
37.467

Toplam Ceza Miktar


57.290.000 TL
77.045.000 TL

Kaynak: evre ve ehircilik Bakanl


Tabloda grld zere evre kirliliine neden olan
iletmelere kesilen cezalara bakldnda 2013 ylndaki kesilen
ceza miktar 2012 ylna gre art gstermektedir. Bakanlk
tarafndan yaplan denetim says da art gstermekte olup,
Bakanln evre konusundaki duyarll artrmaya alt
grlmektedir. Rakamlara bal olarak, Trkiye genelinde
iletmelerin kesilen cezalara ilikin toplam evre maliyetlerinin
de artt gzlemlenmektedir
Tablo 6: 2013 Yl Kesilen Cezalarn Nedenleri, Gerekletirilen
Denetim Saylar ve ve Ceza Miktarlar
Kesilen
Cezalarn
Nedeni
Uygunsuz Atk

Gerekletirilen
Denetim Says

Ceza Miktarlar

Belirtilmemi

17.893.000 TL
(304 Tesis)

Su Kirlilii

5.447

17.101.000 TL

Hava Kirlilii

11.537

10.798.000 TL
(527 Tesis)

379

3.918.000 TL
(106 Tesis)

Toprak Kirlilii

1716

Grlt Kirlilii

2.419

2.822.000 TL
(163 Tesis)

Kaynak: evre ve ehircilik Bakanl


Tabloda grld zere iletmelere, en ok uygunsuz
atklar yznden ceza kesilmektedir. Su kirliliine ynelik olarak
da kesilen cezalarn yksek olduu grlmektedir. En ok ceza
kesilen dier evresel sorunlar ise hava kirlilii, toprak kirlilii
ve grlt kirliliinden olumaktadr.
4.3. evre Maliyetlerinin Azaltlmasna Ynelik Destekler
letmelerin evreye olan ykmllklerini yerine
getirmeleri iin gerekli evre maliyetlerinin eitli kurulular
tarafndan desteklendii yaplan aratrma sonucunda
grlmektedir. Bu desteklerin en nemlilerinden bir tanesi ise
yetkili kurulu olarak Ekonomi Bakanl ve hracat Birlii
Genel Sekreterlii tarafndan dzenlenmektedir (Ekonomi
Bakanl, 2014). Bu destein amac Trkiye'de ticari ve snai
faaliyette bulunan veya tarm ya da yazlm sektrlerinde itigal
eden irketler tarafndan evre, kalite ve insan salna ynelik
teknik mevzuata uyum salanabilmesini teminen akredite
edilmi kurum ve/veya kurululardan alnacak kalite, evre
belgeleri ile insan can, mal emniyeti ve gvenliini gsterir
iaretler ile tarm rnlerine ilikin laboratuar analizleri ve
belgelendirme ilemleriyle ilgili harcamalarn belirli bir
blmnn karlanmasdr. Bu destekten aada belirtilen
kurumlar yararlanabilmektedir.
Trkiye'de ticari ve snai faaliyette bulunan irketler
Tarm veya yazlm sektrnde itigal eden irketler
D Ticaret Sermaye irketleri (DTS)
Sektrel D Ticaret irketleri (SD)
Bu destek kapsamnda aadaki destekler salanabilmektedir:

ISO 9000 serisi


ISO 14000 serisi
CE iareti
Uluslararas nitelikteki dier kalite,evre belgeleri ile
insan can, mal emniyeti ve gvenliini gsterir iaretler
ISO 22000 gda gvenlii ynetimi sistemi belgeleri

1717

Tarm rnlerine ilikin belgelendirme ilemleri ve


olumlu sonulanmak kaydyla laboratuar analiz
raporlarn alma masraflar (sadece belgelendirme
masraflar).
4.4. evre Muhasebesi Kapsamnda Halka Ak irketler
zerinde Bir Analiz
letmelerin evre maliyetleri ve evre uygulamalarn
analiz etmek iin Kamu Aydnlatma Platformu ve yeni adyla
Merkezi Kayt Kuruluu tarafndan aklanan irketlerin finansal
tablo dipnotlarna bavurulmutur. Halka ak irketler ierisinde
madencilik sektr ele alnmtr. Madencilik sektr evre
faaliyetlerinin en fazla younlald sektrlerden biridir. Bu
yzden bu sektr tercih edilmektedir. Madencilik sektrnde
Borsada ilem gren toplam 6 irket yer almaktadr. Bu 6 irketin
2013 yl finansal tablo dipnotlarndan yararlanlarak evre
maliyetlerine karlk ayrma durumlarna ilikin bilgiler
aadaki gibi zetlenmektedir (Kamu Aydnlatma Platformu,
2014):
Tablo 7: irketlerin evresel Faaliyetleri ile lgili Karlk
Ayrma Durumlar
evresel Faaliyetler ile
lgili Karlk Ayrlma
Durumu
hlas Madencilik Anonim
Yok
irketi
pek Doal Enerji Kaynaklar
Var
Aratrma ve retim A..
Koza Altn letmeleri A..
Var
Koza Anadolu Metal
Var
Madencilik letmeleri A..
Metal Gayrimenkul Anonim
Yok
irketi
Park Elektrik retim
Madencilik Sanayi ve Ticaret
Yok
A..
Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu
Yukardaki tabloda grld zere irketlerin yars
yani 3 tanesi evresel faaliyetlere ilikin olarak karlk
ayrmamtr.

1718

irketlerin konsolide finansal tablo notlar ierisinde yer


alan karlklar, koullu varlk ve ykmllkler ve taahhtler
blm incelenmi ve aadaki tablolarda, evre uygulamalar
ile ilgili ayrlan karlklara yer verilmitir (Kamu Aydnlatma
Platformu, 2014):
Tablo 8: 31 Aralk 2012 tibariyle irketlerin evre ile lgili
Bor Karlklar

pek Doal Enerji


Kaynaklar Aratrma ve
retim A..
Koza Altn letmeleri A..
Koza Anadolu Metal
Madencilik letmeleri A..

Ksa vadeli evre


rehabilitasyonu,
maden sahalarnn
slah ve maden
kapama
karlklar
(TL)
-

Uzun vadeli evre


rehabilitasyonu,
maden sahalarnn
slah ve maden
kapama
karlklar
(TL)
47.314

45.102
47.314

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


pek Doal Enerji Kaynaklar Aratrma ve retim A..,
Koza Altn letmeleri A.. ve Koza Anadolu Metal Madencilik
letmeleri A..,nin 2012 yl itibariyle uzun vadeli evre
rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah ve maden kapama iin
karlk ayrdklar finansal tablo dipnotlarndan tespit
edilmektedir. Ksa vadeli karlklarn ise 2012 yl itibariyle
belirtilmedii anlalmaktadr.
Tablo 9: 31 Aralk 2013 tibariyle irketlerin evre ile lgili
Bor Karlklar

pek Doal Enerji Kaynaklar


Aratrma ve retim A..
Koza Altn letmeleri A..

Ksa vadeli
evre
rehabilitasyonu,
maden
sahalarnn
slah ve maden
kapama
karlklar
(TL)
1.588

Uzun vadeli
evre
rehabilitasyonu,
maden
sahalarnn slah
ve maden
kapama
karlklar
(TL)
61.222

1.588

58.203

1719

Koza Anadolu Metal Madencilik


letmeleri A..

1.588

61.222

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Karlk ayran firmann da, 2013 yl itibariyle ksa
vadeli evre rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah ve maden
kapama karlklar tutarlarnn ayn olduu, uzun vadeli
karlklarn ise birbirine yakn deerlerde olduu finansal tablo
dipnotlarnda tespit edilmektedir.
Tablo 10: 1 Ocak 31 Aralk 2013 Tarihleri Aras irketlerin
Satlar, Satlarnn Maliyetleri ve Brt Karlar

Satlar
Satlarn
Maliyeti
Brt Kar

pek Doal
Enerji
1.089.854
(522.884)

Koza Altn
929.414
(361.688)

Koza Anadolu
Metal
1.089.363
(522.549)

566.970

567.726

566.814

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Her bir irketin 2013 yl iin ayrdklar evre
rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah ve maden kapama
karlklarnn, irketlerin satlarn maliyetine ve satlarna
oranlandnda aadaki yzdelere ulalmaktadr.
Tablo 11: 2013 Yl irketlerin evre Karlklarnn Satlarn
Maliyetine ve Satlara Oran
pek Doal
Enerji
%2,7
evre Karlklar / Satlarn
Maliyeti
evre Karlklar / Satlar
%1,3

Koza
Altn
%3,6

Koza
Anadolu
Metal
%2,7

%1,4

%1,3

Yukardaki tabloya gre irketler satlarn maliyetinin


yaklak olarak %3 kadar evresel faaliyetlere ilikin olarak
karlk ayrmaktadr. Ayn ekilde irketlerin evresel
faaliyetlere ilikin olarak ayrdklar karlklarn, satlarnn
yaklak olarak %1i kadar olduu grlmektedir.
31 Aralk 2012 ve 31 Aralk 2013 tarihleri itibariyle
evre rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah ve maden
kapama karlklarnn tahmin edilen deme planlar yllar
itibariyle aada gsterilmektedir (Kamu Aydnlatma
Platformu, 2014):

1720

Tablo 12. 31 Aralk 2012 tibariyle evre Rehabilitasyonu,


Maden Sahalarnn Islah ve Maden Kapama Karlklarnn
Yllar erisinde deme Planlar

2014
2015
2016
2017 ve sonras
Toplam

pek Doal
Enerji
16.780
12.081
7.962
10.491
47.314

Koza Altn
15.176
12.026
7.409
10.491
45.102

Koza Anadolu
Metal
16.780
12.081
7.962
10.491
47.314

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Tablo 13: 31 Aralk 2013 tibariyle evre Rehabilitasyonu,
Maden Sahalarnn Islah ve Maden Kapama Karlklarnn
Yllar erisinde deme Planlar

2014
2015
2016
2017 ve sonras
Toplam

pek Doal
Enerji
1.588
16.006
20.895
24.321
62.810

Koza Altn
1.588
13.828
20.716
23.659
59.791

Koza Anadolu
Metal
1.588
16.006
20.895
24.321
62.810

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Yukardaki tabloda grld zere irketler uzun
vadeli olarak ayrdklar evre rehabilitasyonu, maden
sahalarnn slah ve maden kapama iin ayrdklar karlklarn
yllar itibariyle detayl deme planlarn gstermektedirler.
evre rehabilitasyonu ve maden kapama karlnn
2012 hesap dnemi ve 1 Ocak 31 Aralk 2013 dnemleri
ierisindeki hareketleri aadaki tabloda gsterilmektedir
(Kamu Aydnlatma Platformu, 2014):
Tablo 14: 2012 Yl evre Rehabilitasyonu, Maden Sahalarnn
Islah ve Maden Kapama Karlklarnn Dnem Hareketleri

1 Ocak
Dnem ierisinde
denen
Dnem ierisinde
giderleen iskonto
ve kur fark etkisi

pek Doal
Enerji
40.411
(759)

Koza Altn
40.411
(759)

Koza Anadolu
Metal
40.411
(759)

1.960

1.648

1.960

1721

Dnem ierisindeki
art
Cari
dnemde
kapsaml
gelir
tablosuna
gelir
kaydedilen ksm
31 Aralk

10.142

8.242

10.142

(4.440)

(4.440)

(4.440)

47.314

45.102

47.314

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Tablo 15: 2013 Yl evre Rehabilitasyonu, Maden Sahalarnn
Islah ve Maden Kapama Karlklarnn Dnem Hareketleri

1 Ocak
Dnem ierisinde
denen
Dnem ierisinde
giderleen iskonto
ve kur fark etkisi
Dnem ierisindeki
art
Cari
dnemde
kapsaml
gelir
tablosuna
gelir
kaydedilen ksm
31 Aralk

pek Doal
Enerji
47.314
(1.487)

Koza Altn
45.102
(1.487)

Koza Anadolu
Metal
47.314
(1.487)

1.533

1.126

1.533

10.630

10.230

10.630

4.820

4.820

4.820

62.810

59.791

62.810

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Grld zere evre karlklarnn dnem
ierisindeki hareketleri detayl olarak gsterilmektedir. Buna
gre dnem ierisinde denen karlklara, karlklarn iskonto
ve kur fark etkilerine, dnem ierisindeki karlklardaki
artlara, kapsaml gelir tablosuna aktarlan ksmlara
ulalabilmektedir.
Ayrca cari dnemde kapsaml gelir tablosuna gelir
kaydedilen ksmn sebebi, faaliyetlerine devam edilen baz
maden sahalarnn rehabilitasyonu, slah ve kapatlmasna
istinaden yaplan ynetim tahminlerindeki deiiklikler,
kapsaml gelir tablosuyla ilikilendirilmesi olarak dipnotlarda
aklanmaktadr.
Toplam evre rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah
ve maden kapama karlklarnn hesaplanmasnda aada
belirtilen iskonto oranlarnn kullanld belirtilmektedir.
irket de ayn iskonto oranlarn kullanmaktadrlar. Ayrca

1722

iskonto oranndaki deiim etkisinin, ynetim tahminlerindeki


deiim olarak ileriye dnk olarak muhasebeletirildii
belirtilmektedir (Kamu Aydnlatma Platformu, 2014).
Tablo 16: evre Rehabilitasyonu, Maden Sahalarnn Islah ve
Maden Kapama Karlklarnn Hesaplanmasnda Kullanlan
skonto Oranlar
Yllk iskonto oran

31 Aralk 2012
%2,5

31 Aralk 2013
%4,5

Kaynak: Kamu Aydnlatma Platformu


Ayrca karlk ayran pek Doal Enerji, Koza Altn ve Koza
Anadolu Metal irketleri, devam etmekte olan evresel davalar
ile ilgili olarak da dipnotlarnda aklamalarda bulunmaktadrlar.
Buna gre bu evresel davalar sonucunda alnan kararlarn Grup
bal ortaklklar zerinde bir etkisi olmayaca belirtilmektedir.
Yaplan aratrma sonucunda pek Doal Enerji, Koza Altn,
Koza Anadolu Metal irketlerinin Koza pek Holding Grubu
bnyesinde yer alan irketler olduu grlmtr. irketlerin
evre ile ilgili ayrdklar karlklar da bu yzden birbirine ok
yakndr.
5.SONU
Atk ihracat analizlerinde grld zere baz
atklarn bertaraf iin lkemizde gerekli teknik kapasiteye sahip
yeterli sayda tesis bulunmamaktadr. Bu yzden tehlikeli
atklarn bertaraf noktasnda yeterli teknik kapasiteye sahip tesis
says artrlmaldr. Bu artn salanmas hususunda devlet
tarafndan tevik salanmas bir neri olarak sunulabilir.
evre dzenlemelerine uymadklar gerekesiyle
iletmelere, en ok uygunsuz atklar yznden ceza
kesilmektedir. Ayrca su kirliliine ynelik olarak da kesilen
cezalarn yksek olduu grlmektedir. Kesilen bu tr cezalar
iletmelerin evre maliyetlerini artrmaktadr. Bu yzden
iletmeler faaliyetleri sonucu oluan atklar kontrol altna alarak
ve dier evre kirliliine neden olan konulara daha fazla nem
gstererek, hem evre kirliliinin nne geebilirler hem de
kendi evre maliyetlerini drebilirler. Bu ekilde doa da
korunarak gelecee daha iyi yaam koullar braklabilir.

1723

irketler hem sreklilik kavram gerei mrlerinin


sonsuz olaca varsaymna dayanarak hem de ihtiyatllk
kavram gerei gelecekte yerine getirmekle ykml olduklar
faaliyetler gerei karlk ayrmak zorundadrlar. Dnemsellik
kavram gereince de irketlerin, evresel bor karlklarn ksa
ve uzun vadeli olarak ayrarak, her dnemin karln ait olduu
o dneme kaydetmeleri gerekmektedir. Maden sektrnde yer
alan irketler de evresel faaliyetleri ile ilgili konularda karlk
ayrmak durumundadrlar. Bu irketler, evre rehabilitasyonu
iin, maden sahalarnn slah edilmeleri iin ve madenlerin
kapanmas yani eski doal durumlarna dnebilmeleri iin
karlaabilecekleri
maliyetler
hususunda
karlk
ayrmaktadrlar. Ksa ve uzun vadeli olarak evre
rehabilitasyonu, maden sahalarnn slah ve maden kapama
karlklar irketler tarafndan bilanoda bor karlklar
ierisinde gsterilmektedir.
Yaplan analizde grld zere madencilik
sektrndeki firmalarn yarsnn, karlk ayrlmasnn zorunlu
olmasna ramen evre rehabilitasyonuna, maden sahalarnn
slahna ve maden kapamaya ynelik olarak bor karlklar
ayrmadklar finansal tablo dipnotlarndan tespit edilmitir.
Madencilik sektrnde evresel faaliyetlere ilikin karlk
ayran irketlerde, satlarn maliyetinin yaklak olarak %3
kadar evre rehabilitasyonuna, maden sahalarnn slahna ve
maden kapamaya ynelik olarak bor karlklar ayrmaktadr.
Ayn ekilde irketlerin evresel faaliyetlere ilikin olarak
ayrdklar karlklarn, satlarnn yaklak olarak %1i kadar
olduu grlmektedir. Dolaysyla irketlerin sosyal
sorumluluklarn yeterince yerine getirmedikleri sonucuna
varlmaktadr.

1724

KAYNAKLAR
ALAGZ, A. ve YILMAZ, B. (2001). evre Muhasebesi ve
evresel Maliyetler, Seluk niversitesi ktisadi ve
dari Bilimler Fakltesi Sosyal ve Ekonomik
Aratrmalar Dergisi, Yl. 1, Say. 1-2: 147-158.
ALTINBAY, A. (2007). evresel Maliyetlerin Raporlanmas,
ktisat ve Giriimcilik niversitesi Trk Dnyas Krgz
Trk Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say. 11: 1-11.
AYMAZ, R. (2009). letme Dzeyinde evre Muhasebesi
Isparta-Antalya-Burdur retim letmelerinde Bir
Aratrma, Yksek Lisans Tezi, Sleyman Demirel
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Isparta.
BULCA, A. (1995). evre Sorunlar, Cumhuriyet Dnemi
Trkiye Ansiklopedisi, letiim Yaynlar, stanbul, 2:
332-335.
ELK, M. (2007). evreye Duyarl Muhasebe, Muhasebe ve
Finansman Dergisi, Say.33: 151-161.
EVRE

ve
EHRCLK
BAKANLII,
https://www.csb.gov.tr/turkce/index.php?Sayfa=faaliye
tdetay&Id=879, 05.05.2014.

EVRE ve EHRCLK BAKANLII EVRE YNETM


GENEL MDRL, Tehlikesiz Atk Toplama
Ayrma
Belgesi
Alan
Firmalar
http://www.csb.gov.tr/gm/cygm/index.php?Sayfa=sayf
a&Tur=webmenu&Id=418, 05.05.2014.
EVRE ve EHRCLK BAKANLII EVRE YNETM
GENEL MDRL, (2013). Tehlikeli Atk
Blteni,
Say.3,
http://www.csb.gov.tr/db/cygm/editordosya/tehlatikstat
2011.pdf, 05.05.2014.
EVRE ve EHRCLK BAKANLII EVRE YNETM
GENEL MDRL, 2011 Yl Tehlikeli Atk
hracat
statistikleri,
http://www.csb.gov.tr/db/cygm/editordosya/2011Tehli
keliatikihracat.pdf, 05.05.2014.

1725

EKONOM
BAKANLII,
evre
Maliyetlerinin
Desteklenmesi
http://www.ekonomi.gov.tr/upload/78D45D5F-19DB2C7D-3DEB92A25DCCD64F/CEVRE.pdf,
05.05.2014.
ESMERAY, M. ve TAN, .G. (2009). evresel Maliyetlerin
Mamullere Yklenmesinde Kullanlan Datm
Anahtarlarnn Seiminde Analitik Hiyerari Yntemi
ve Bir Uygulama, Sleyman Demirel niversitesi
ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, 14(2): 241260.
KAMU AYDINLATMA PLATFORMU, www.kap.gov.tr,
05.05.2014.
KIRLIOLU, H. ve CAN, A.V. (1998). evre Muhasebesi,
Deiim Yaynlar, Sakarya.

1726

II. OTURUM
OTURUM BAKANI: PROF. DR. Fulya SARVAN
Enerjide Da Bamllk Sorununun evresel Etkileri: Isparta
rnei
Yrd. Do. Dr. smail GKDAYI
Farkndalk ve Bilinlenme Sreleri Kapsamnda Doa
Koruma-Etik likisi
Prof. Dr. Atilla GL
. Gr. Berk TRKER
Fukuima Nkleer Kazasnn Nkleer Enerji Yatrmlarnda
Sosyal Kabul zerine Etkisi
. Gr. Dr. Ali EK
Green Management, Sustainable Development and EU, 14001
Yrd. Do. Dr. Hseyin EK
Yrd. Do. Dr. Ali CAN
Hilmi ATALI
Kent Hakknn Bilinirlii zerine Karlatrmal Bir Analiz:
Krkkale niversitesi-Gazi niversitesi rnei
Yrd. Do. Dr. Refik YASLIKAYA
Yrd. Do. Dr. Nazl Ycel BATMAZ

1727

1728

ENERJIDE DIA BAIMLILIK SORUNUNUN


EVRESEL ETKILERI: ISPARTA RNEI
Yrd. Do. Dr. smail GKDAYI
ZET
amzda gelimenin ve kalknmann temel gstergesi
olan enerji, bir toplumun her kesiminin temel ihtiyalarnn
bandadr. Sanayide, ticarette, tarmda, eitimde, salkta,
ulamda, turizmde en nemli maliyet unsurudur.
lkemiz; 90l yllardan sonra enerji arz ve talebinde,
enerji talebinin hzl arna kout olarak, talebi karlayacak
retim tesislerinin kurulamamas nedeniyle; enerjide da
bamllk sorunu ortaya kmtr. Gnmzde toplam enerji
tketimimizin ithal kaynaklardan karlanmakta ve bunun
sonucu olarak cari an artmasna neden olmaktadr. 4046
Sayl zelletirme Uygulamalar Hakknda Kanun erevesinde
getiimiz yl tamamlanan enerji datm irketlerinin
zelletirilmesi sreci tamamlanmtr. Bu srecin topluma en
nemli yansmas ise; birikmi enerji borlarndan dolay
nerdeyse tm sulama kooperatifleri ve birliklerinin
denmeyen/denemeyen elektrik borlarndan dolay,
elektrikleri kesilmeye ve borlular hakknda yasal takip
balatlmtr. Bu srecin etkisi ise; sulama sezonunda
sulanamayan tarm rnlerinde kurakla bal rn ve kalite
kayb ile yaanacak olan ekonomik sorunlar olacaktr.
Bu almada; Ispartada faaliyet gsteren sulama
kooperatifleri ve birliklerinin enerji sorunu; bu sorunun evresel
ve toplumsal etkileri ortaya konmaya allacaktr. alma ayn
zamanda; blgenin yenilenebilir enerji kaynaklar kullanlarak
soruna bir zm nerisi olarak bir model nerisinin detaylar ile
desteklenecektir.
Anahtar Kelimeler: Enerji, Enerji Politikas, Enerji
Arz Gvenlii, Enerjide Da Bamllk, zelletirme, Sulama,
Yenilenebilir Enerji.

Sleyman Demirel niversitesi, BF, gokdayi@gmail.com.

1729

ENVIRONMENTAL EFFECTS OF THE EXTERNAL


DEPENDENCY PROBLEMS IN ENERGY: CASE STUDY
OF THE ISPARTA
ABSTRACT
In our age the main indicator of progress and
development of the energy, the basic needs of every segment of
society is beginning. In industry, commerce, agriculture,
education, health, transport, tourism is the most important cost
factor.
In our country, after the 90s years in power supply and
demand, energy demand in parallel with weft of fast, due to the
inability to establish production facilities to meet the demand,
dependence on foreign energy problem has emerged. Today our
total energy consumption from imported sources and as a result
it leads to an increase in the current account deficit. In the
framework No. 4046 of the Law on Privatization Implementation
completed the process of privatization of power distribution
companies last year completed. This process is most important
reflection of the society; accumulated energy due to debts of
almost all irrigation cooperatives and unions due to debts paid /
unpaid " electricity, cutting electricity and debtors about the legal
proceedings have been initiated. The effect of this process, the
irrigation season due to drought in agricultural products, products
that cannot be irrigated and economic problems that will be
experienced with a loss of quality will be done.
In this study, in Isparta operating irrigation cooperatives
and associations the energy problem and this problem will
attempt to demonstrate the environmental and social impacts. At
the same time, will be supported with an example of the region's
renewable energy resources as a proposal for a solution to the
problem using the details of the proposal of the model.
Key Words: Energy, Energy Policy, Security of Energy
Supply, External Energy Dependency, Customization, Irrigation,
Renewable Energy.

1730

GR
Enerji, modern an vazgeilmez ihtiyalarndan
birisidir. Eitimden sanayiye, turizmden tarma, ulamdan
sala, kyden kente, yoksuldan zengine kadar tm kesimlerin
zorunlu ihtiyalarndan birisi olmutur. Deien tketim alglar
ile birlikte kii bana tketilen enerji miktarnda srekli olarak
artlar olmakta; bu art gelimenin/kalknmann bir gstergesi
olarak kabul edilmektedir (UNDP; 2013; s:190-193). Ancak bu
gsterge, ayn zamanda evresel kaynaklarn bozulmas ve
yaam kalitesinin azalmas anlamna da gelmektedir.
lkemiz asndan; bu konu enerjinin gnlk yaamn
her alanna girmesiyle birlikte; artan maliyetler, enerjide da
bamllk, cari ak ve retenlerin maliyetler yznden
retmekten vazgemeye balamas olarak farkl bir boyutta
karmza kmaktadr.
Bu alma; enerji arz ve talebinin dengelenememesi
sonucu ortaya kan da bamlln, toplumun reten kesimi
olan kyller ve iftilerin durumlar aleyhine sonularn ortaya
koymaya almaktadr.
1. ENERJDE DIA BAIMLILIK SORUNU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlnn 2013 ylnda
yapt bir almada; 2023 ylnda enerji tketiminin bugne
gre 2 kat artaca ngrlmektedir (ETKB; 2013;Dnyada ve
Trkiyede enerji grnm; s.69). 2023 ylna kadar yllk
ortalama enerji art %6,49dur (ETKB;2013a; Trkiyenin
enerji grnm ve politikalar, s.5). Bu artlar ayn zamanda
enerji retiminde byk lde da baml olan lkemiz iin;
hem enerjide arz gvenlii sorunu, hem cari ak basks, hem de
enerji maliyetlerinin art ile birlikte enerjiyi lkemizin nemli
sorunlarndan birisi haline getirmektedir.
21 Mays 2009 tarihinde Devlet Planlama Tekilat
Yksek Planlama Kurulu Sekretaryas tarafndan yaymlanan
Elektrik Enerjisi Piyasas ve Arz Gvenlii Strateji Belgesi
oluturulmu; bu belgede artan talebe dikkat ekilmi, bu talebe

Bkz. EK-1: 18/05/2009 tarih ve 2009/11 sayl Devlet Planlama Tekilat


Yksek Planlama Kurulu karar

1731

bal olarak enerji arzndaki da bamlln giderek artmasnn


srdrlemez olduuna dikkat ekildikten sonra, 5784 sayl
Kanunla 4628 Sayl Enerji Piyasas Kanununun 3.nc
maddesine Arz Gvenlii bal eklenerek; srekli izleme,
deerlendirme ve gerekli tedbirlerin alnaca vurgulanmtr. Bu
deerlendirmede temel yaklam; arz-talep dengesinin yeterli
yedekle salanmas, kaynak eitliliinin salanmas, da
bamllk, evresel etkiler ve piyasalarda oluan fiyatlar
asndan sektrn belirlenen hedeflere uygun olarak gelimesi
ve hedeflerden sapma halinde ise, piyasann ynlendirilmesini
salayacak tedbirlerin alnaca aka vurgulanmtr. Ayn
belgenin 9.ncu maddesinde ise; verimlilik ve tasarruf bal
altnda enerjide arz gvenliinin salanmas, da bamllktan
kaynakl risklerin azaltlmas ve evrenin korunmas hedefleri
erevesinde, enerji retiminden tketimine kadar olan srete
verimliliin artrlmas, israfn nlenmesi ve enerji
younluunun gerek sektr baznda, gerekse de makro dzeyde
azaltlmasna; bu balamda sosyal ve ekonomik gelime
hedeflerinin etkilemeden verimliliin artrlmasna vurgu
yaplmtr (DPT; 2009)
Demirin yapt almada; lkemizde 1990 ylnda
enerji talebinin %48i yerli kaynaklarla karlanrken;
gnmzde bu oran %26 civarna kadar gerilemitir (DEMR;
s.14).
Bunu iki farkl ekilde aklamak mmkndr. Bir
ynyle; 20 ylda lkemizin kalknma almalarnn sonucu
ortaya konan yatrmlarn gereksinim duyduu enerjini artnn
GSMH zerine etkisini ortaya koymaktadr. Dier ynyle ise;
yeteri kadar yerli enerji kaynamz varken; retmek yerine hazr
kaynak kullanmay tercih eden ve bu ynyle de artan cari ak
sorununa neden olan enerji politikaszln da gstermektedir.
Bilginolu ve Dumrulun yapt almada;
lkemizdeki enerji younluunun, GSMH ve konutlardaki enerji
tketiminin enerji bamlln artran ynde etkilediini
gstermekte ve Trk ekonomisinde enerji bamlln azaltmak
iin enerji politikalarnn etkinliini artrlmas ve enerji
younluunu azaltlmas gereklilii zerinde durulmutur
(Bilginolu ve Dumrul; 2012).

1732

2. MATERYAL VE YNTEM
almann kapsam; Isparta il snrlar iinde yer alan
Ky tzel kiiliklerinin ime suyu amal olarak, sulama
birlikleri ve sulama kooperatiflerinin sulama amal olarak
elektrik abonelikleri ile snrlandrlmtr.
almann yntemi; Isparta ilinin de iinde bulunduu
Akdeniz Elektrik Datm A..ne yaplan bavuruyla Nisan 2014
tarihi itibariyle; toplam elektrik abone saylar, vadesi geen
borlu abone saylar, vadesi geen borlarndan dolay elektrii
kesilen abone saylar, vadesi geen borlarndan dolay
haklarnda yasal ilem balatlan abonelerin saylar ve toplam
bor miktarlar hakknda bilgi talep edilmitir. Yaplan talep
zerine Akdeniz Elektrik Datm A.. isimleri sakl kalmak
kouluyla istenen bilgiler bu almada faydalanlmak zere
verilmitir. Bu veriler tabloya dntrlerek yorumlanmtr.
3. BULGULAR
3.1 Temel Veriler
TEDA abone
tr
me Suyu iin
Ky aboneleri

Sulama
Birliklerinin
Sulama Amal
Aboneleri

Abone Saylar ve lem


Trleri
Toplam elektrik abone says
(adet)
Vadesi
gemi
borlu
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay
elektrii
kesilen
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay haklarnda yasal ilem
balatlan aboneler (adet)
Toplam vadesi geen bor
miktarlar (TL)
Toplam elektrik abone says
(adet)
Vadesi
gemi
borlu
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay
elektrii
kesilen
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay haklarnda yasal ilem
balatlan aboneler (adet)

1733

Miktar

Yzde

252

100

1,5

28.537,02
136

100

103

75

28

20

Sulama
Kooperatiflerinin
Sulama Amal
Aboneleri

Toplam vadesi geen bor


miktarlar (TL)

47.454.880,00

Toplam elektrik abone says


(adet)
Vadesi
gemi
borlu
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay
elektrii
kesilen
aboneler (adet)
Vadesi geen borlarndan
dolay haklarnda yasal ilem
balatlan aboneler (adet)
Toplam vadesi geen bor
miktarlar (TL)

136

100

20

15

4.528.593,14

Kaynak: Akdeniz EDA 2014 Nisan ay verilerinden


derlenmitir.
Isparta
ilinde
meyvecilik
yaygn
geim
kaynaklarndandr. Bu balamda Ispartada elmaclk, kiraz,
kays, gl en nemli tarmsal girdiler iinde yer almaktadr.
klimsel ve blgesel zellikleri nedeniyle tarmsal faaliyetlere
uygundur. retilen tarmsal rnler, Isparta adna markalamtr
(Isparta Elmas, Uluborlu Kiraz, Hoyran Kayss, Isparta Gl
gibi).
Yrenin bu potansiyelini deerlendirmek iin temel
kayna Eirdir ve Beyehir Glleri olan byk sulama projeleri
hayata geirilmitir. Yakn zamana kadar sulama amal tesisleri
DS tarafndan, ky ime sular nceleri Toprak-Su, daha sonra
YSE ve l zel dareleri kapsamnda devlet eliyle yaplmtr.
Ancak devletin yeni yaplanmasnda; sulama tesisleri sulama
birlikleri ve sulama kooperatiflerine devredilmitir. Ancak
sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin siyasallatrlmas
ve ynetim zafiyetleri nedeniyle; borlar birikmeye balamtr.
2013 yaz aylarnda elektrik datm irketlerinin
zelletirilmesi sreleri tamamlanmtr. Ancak, biriken ve
denmeyen elektrik borlar sorunu zmlenmeden bu sre
tamamlanmtr. zelleen elektrik datm irketi biriken ve
denmeyen elektrik borlarn tahsil etmek iin almalar
balam; borcu olan birlik, kooperatif ve ky tzel kiiliklerine
borlarn deme ars yapm, akabinde demeyenler iin
elektrikleri kesme ve yasal takip ilemleri balatmtr.

1734

3.2. Enerji Borlar Ve Beklenen Kriz


3.2.1 Ky ime sular iin; il toplamnda 252 abone
bulunmaktadr. Bu aboneler arasnda vadesi geen borlu abone
says 8dir (%3). Bu abonelerden 4nn elektrii denmeyen
borlar yznden kesilmitir. Hatta merkeze bal Bozann
Ky sakinleri; kesilen elektrikleri iin iecek sularnn
olmadklarn, banyo yapamadklarn dzenledikleri eylemlerle
duyurmaya ve zm bulmaya almlardr. 2 Ky iin de
vadesi geen borlarndan dolay haklarnda yasal ilem
balatlmtr. Bu kylere ait ime sular amal vadesi geen
bor miktar toplam 28.537,02 TLdir. Aslnda; nfuslar giderek
azalan kylerde yaayanlarn ou yal nfustan olumakta ve
alacak gen nfus baka illere g etmektedir(GKDAYI;
2003).
3.2.2 Sulama birlikleri iin; il iinde byk tatl su kaynaklar
kullanlarak, tarmsal sulama amal kullanlan ve daha ok
birden fazla mlki idare (ky, belde, mahalle gibi) iinde
yaayan tarmsal reticileri ilgilendirmektedir. Birlik bakanlar
ve ynetimi; yredeki belediye ynetimi tarafndan
oluturulmaktadr. Bu haliyle sulama birlikleri; siyasallamakta,
belediyelerin partizan uygulamalarna neden olmaktadr. l
toplamnda toplam 136 sulama birlii vardr. Bu birliklerin
birikmi toplam enerji borlar 47.454.880,00 TLdir. Bunlar
arasnda vadesi geen borlu abone says 103 (%75)tr. Bu
rakam olduka dikkat ekicidir. Her 4 birlikte 3nn vadesi
gemi elektrik borlar vardr. Bunlar arasnda 28 sulama
birliinin elektrii denmeyen borlar yznden kesilmitir
(%20). Bunlarn arasnda 5 sulama birliinin denmeyen borlar
yznden haklarnda yasal ilem balatlmtr.
3.2.3. Sulama kooperatifleri iin; genelde yeralt tatl su
kaynaklarndan ekilen sular kullanan (daha snrl olarak)
kylerde yer alr. l genelinde toplam 136 adet sulama kooperatifi
abonesi vardr. Bunlar arasnda vadesi geen borlu sulama
kooperatifi abone says 20dir (%15). Bunlar arasnda 6 sulama
kooperatifinin elektrii denmeyen borlar yznden kesilmitir
ve bunlardan 5i hakknda denmeyen borlar yznden
haklarnda yasal ilem balatlmtr.
Dier yandan; elektrik borlarnn denmemesi konusu
Bakanlar Kurulunda da gndeme alnm ve elektrik borlarn

1735

demeyen iftilere DGD-Dorudan Gelir


denmemesine karar verilmitir (4/3/2014 tarih).

Destei

SONU VE DEERLENDRME
lkemizde topraktan reten ve toplumu besleyen
tarmsal reticilerin elektrik borlar yznden; hem DGDDorudan Gelir Desteinden faydalanamayacak olmas, hem de
sulamada kullanacaklar elektriklerinin borlar yznden
kesilmesi ve buna bal olarak sulama yapamayacak olmalar
nedeniyle; geimi tarmsal rnlere dayanan ilimizde ciddi
sorunlarn habercisidir.
limizde yer alan; sulama birlikleri ile birlikte sulama
kooperatiflerinin birikmi enerji borlar tutar yaklak 52
milyon TLdir. Bu bor tutar, srdrlemez ve grnen gelir
kaynaklaryla denemez durumdadr. Birka yneticinin borlara
kar verdikleri ahsi teminatlar yerine getirilmedii iin
haklarnda ceza davalar alm durumdadr.
Aslnda ortaya kan bu sorun; uygulanan kresel
politikalara bal olarak hem tarmda geleneksel retimi terk
edip, modern yntemlerle daha fazla girdi ve maliyet tuzana
den reticiyi srekli ezmeye ve bask altnda tutmaya alan
Trk Tarm Politikasnn ve hem de yerli enerji kaynaklarna
yatrm yapmayp, enerjide da baml hale getiren Trk Enerji
Politikasnn ktn gstermektedir.
Sorunun toplumsal boyutlar ise daha ok ekonomik
olarak ortaya kmas beklenmektedir. Bunlar;
Tarmda artan girdi maliyetleri,
Sulama yaplamamas nedeniyle toplam retimde
azalma ve buna bal olarak tarmsal ithalata
ynelinmesi,
reticinin bankalara olan borlarn da deyemeyecek
olmas nedeniyle; haklarnda yasal takiplerin balamas
ve buna bal olarak artan aile ii sorunlarn ortaya
kmas,
DGD alnamamas, pahal girdi kullanm ve yaz
aylarnda yaanabilecek kurakla bal olarak tarm

1736

rnleri fiyatlarnn artmas, fiyat artlarnn enflasyon


zerine bask oluturmas,
reticinin artan maliyetler
ekilmesi, g etmesi.

nedeniyle

retimden

NERLER
Tarm politikasnn; yerli tohum, temiz enerji, zirai
ilalardan kaynaklanan ekolojik kirlenmenin nlenmesi,
retimin planlanmas, reticiyle tketici arasndaki
engellerin
kaldrlarak,
retici
pazarlarnn
desteklenmesi gerekmektedir.
Tarmda ve ime sular iin gereken elektrik enerjisi iin
yerli ve temiz enerji kaynaklarmz yeterlidir. Yetersiz
olan; yerli ve temiz enerji kaynaklarnn kullanlmas
konusundaki altyap ve brokratik engellerin
kaldrlmamasdr. rnein; bir reticinin enerji
ihtiyacn hayvansal atklarndan veya gneten
karlamas iin olduka zahmetli, yorucu ve gereksiz
brokratik ilemleri amas gerekmektedir. Dier
yandan; temiz enerji kaynaklar konularnda devletin
yeteri kadar desteinin olmamas da olduka
dndrcdr. Oysa ayn devlet politikas, reticiyi
ypratan, borlandran ve umutsuz hale getiren tarm
politikalarna destek vermeye devam etmektedir.
Tarmsal retim yapanlar iin enerji iftilii
desteklenmelidir. Bu amala ister bireysel elektrik
ihtiyalarn karlamak iin olsun, isterse kurulacak
Yenilenebilir Enerji retim Kooperatifleri yoluyla,
kooperatifiliin gelimesi ve reticinin gerek anlamda
kazand bir sistemin n alabilecektir. Bu kapsamda
Lisanssz retim Ynetmelii kapsamnda tarm
alanlarna yaplacak temiz enerji projeleri, tarmsal
reticiler iin ciddi bir k yolu olacaktr. yleki; 1
MW kurulu gcndeki gne enerjisi tesisi iin ortalama
15 da arazi yeterlidir. Byle bir arazi zerine kurulacak
gne enerjisi tesisi, mevcut destek fiyatlar
erevesinde Ispartada ylda 1.500.000 kWh elektrik
retmekte ve ortalama 200.000 ABD Dolar enerji geliri

1737

salamaktadr. Bu gelir ortalama Trk iftisi iin


olduka nemli bir gelir kaynadr. Yaplamas
gereken; ortalama 19 kurulutan alnmas gereken
onaylar ve proje almalar iin zaman ve para kaybnn
nne gemek ve prosedr basitletirmektir.
Sadeleecek prosedrle hem retici enerji geliriyle
borlarn kapatabilecek ve enerjisini bedava
karlayabilecek, hem de lkemizin enerji ihtiyacna
katk salayarak cari an drlmesine katk
salayacaktr.

Tarm alanlar zerinde yaplacak AGU-ok Amal

Gne Enerjisi Uygulamalar modeliyle hem


tarmsal retimin srdrlmesi, hem sera gaz
salnmnn azaltlmas, hem enerji gelirinden
faydalanma, hem de cari an azaltlmasna katk
salanabilir. AGU-ok Amal Gne Enerjisi
Uygulamalar modeli hem devletin, hem reticinin,
hem de tketicinin kazand bir model olarak
desteklenmelidir.
Bu
modelin
desteklenmesi
durumunda; gnelenme sresi ve iddeti asndan
olduka gl olan lkemizde enerji sorunun, arz
gvenlii sorunu da dikkate alnarak ksa sre iinde
zlmesi imkn yaratlm olacaktr.

Gne enerjisi tesisleri sabit veya gne takipli yaplabilecei gibi; hayvan
iftliklerinin atlaran, konutlara, sanayi kurulularnn atlarna veya altnda
sera yaplabilen ve zerinde kurulacak gne santrali olarak ta yaplabilmektedir.
Bylece; hem en nemli tarmsal maliyet kalemi olan enerji bedava olarak temiz
enerji kaynandan karlanmakta, hem sera gaz salnmnn azaltlmasna katk
salanmakta, hem de AGU-ok amal gne enerjisi uygulamalar
modeliyle retici daha fazla kazanabilmektedir.

1738

1739

1740

1741

Bata Gda, Tarm ve Hayvanclk Bakanl ile Enerji


ve Tabii Kaynaklar Bakanl olmak zere sorunun
taraflar; zm amal olarak yollar gelitirmeli, krsal
kesimde retenleri rahatlatacak admlar atmal ve
prosedrleri azaltmaldr.

1742

KAYNAKA
AKDENZ ELEKTRK DAITIM A.. verileri, Nisan 2014.
BLGNOLU, M. Ali; DUMRUL Cneyt;( 2012) Trk
Ekonomisinin Enerji Bamll zerine Bir EBtnleme Analizi, Journal of Yasar University 26(7)
4392 4414.
DEMR, Murat; (2013) Enerji thalat Cari Ak likisi, Var
Analizi le Trkiye zerine Bir nceleme, Akademik
Aratrmalar ve almalar Dergisi / Journal of
Academic Researches and Studies, Yl 5 - Say 9
Kasm 2013.
DPT Yksek Planlama Kurulu; 18/5/2009 tarih ve 2009/11 sayl
Elektrik Enerjisi Piyasas ve Enerji Arz Gvenlii
Strateji Belgesi
ETKB; (2013); Dnyada ve Trkiyede Enerji Grnm.
ETKB;(2013a); Trkiyenin Enerji Grnm Ve Politikalar,
Gneydou Enerji Forumu Gaziantep, 25 Mays 2013.
GKDAYI, smail; (2003) Trkiyede Krsal Yoksulluk ve
Anamas Yresi rnei, Ankara niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Kamu Ynetimi ve Siyaset Bilimi
(Kent ve evre Bilimleri) Anabilim Dal
Yaynlanmam Doktora Tezi, Ankara.
UNDP; Human Development Report,2013.

1743

1744

FARKINDALIK VE BILINLENME SRELERI


KAPSAMINDA, DOA KORUMA- ETIK ILIKISI
Prof. Dr. Atila GL
r. Gr. H. Berk TRKER
ZET
nsan doa ilikilerinde, insan genellikle kendi egosu
(nefsani) erevesinde doay kullanma eilimindedir. Doa
veya evre koruma, ncelikle kiinin kendisiyle, sonra fiziki
evresiyle, sonra da toplumsal evresiyle olan ilikisiyle ortaya
kan bir problematiktir. Bu elikinin temelinde ise insan
tarafndan doann btnsel ve yaamsal varlk olarak
alglanmamas, bunun tersine doann paracl alglanmas ve
sadece kendi amalar dorultusunda bencilce ve snrsz biimde
yararlanabilecei veya tketebilecei bir ara/nesne olarak
alglanmasndan kaynaklanmaktadr. Gnmz insann tketim
alkanlklarnn giderek artmas ve eitlenmesi bir yerde
doann tketilmesini de doallatrld grlmektedir.
Dolaysyla problematiin k noktas da zm noktas da
birey olarak grnmektedir.
Doa koruma, insan neslinin ve yaamsal dngnn
devamll asndan nemlilik arz etmektedir. 21. yzylda
"gelimiliin" yannda "srdrlebilirlik" kavramnn nemini
giderek arttraca dnldnde, insan ve doa arasndaki
ilikilerde dengenin bulunabilmesi iin doa farkndal ve
bilinliliin arttrlmas, yeni ETKSEL bir bak asna ve
anlaya ihtiya duyulduu anlalmaktadr. Doa koruma sadece
yasal ve yzeysel yaklamlarla deil ayn zamanda politik ve
ekonomik etik yaklamlarnn bireysel ve toplumsal lekte
eyleme dnmesi ile gerekleebilecektir. Bu balamda
doann gerek anlamda ve btncl korunmas ncelikle bireyin
ahlaki davranlarnn ve alkanlklarnn deimesiyle yani
insann sadece ego merkeziyetilik anlayndan yaam (doa)

Prof. Dr., Sleyman Demirel niversitesi Peyzaj Mimarl Blm,


atilagul@sdu.edu.tr.

r. Grevlisi, Uak niversitesi, Sivasl Meslek Yksek Okulu, Uak.


berk.turker@usak.edu.tr.

1745

merkeziyetilik anlayna dnmesi ve gelimesi ile mmkn


olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doa, Koruma, Farkndalk,
Bilinlenme, Etik
IN THE CONTEXT IN AWARENESS AND
CONSCIOUSNESS PROCESSES, NATURE
PROTECTION AND ETHICAL RELATIONS
ABSTRACT
In the human-nature relationships, people usually tend
to use to nature in the context of own ego (self). Natural or
environmental protection, primarily of people with him as an
individual, the physical environment and social environment is
problematic relationship with the emerging. This contradiction
by the essence of human nature is not perceived as a holistic and
vital assets. In contrast, segmented perception of nature, and only
in their own selfish purposes, and is perceived as an object that
can be consumed in unlimited form. Consumption habits of
modern man and the increasing diversification in a place where
nature is seen to be consumed also naturalized. Therefore, the
starting point of the problematic individual is seen as the solution
point.
Nature protection and survival of the human species is
of importance for the continuation of the cycle. In the 21st
century "sophistication" next "sustainability" is increasing the
importance of. The relationship between man and nature in order
to find balance in nature to increase awareness and
consciousness, a new ethical perspective and understanding is
needed. For nature conservation, not only legal and superficial
approaches but also ethical, political and economic approaches
into action with individual and societal scale will be possible. In
this context, the holistic nature conservation priorities and habits
of an individual's moral behavior is possible with the change. So
people just from conception ego (self) centralization of life
(natural or ecological) centralization transformed into
understanding and development will be possible.
Key Words:
Consciousness, Ethics

Nature,

1746

Protection,

Awareness,

1. GR
Gnmzde, sosyal, kltrel, politik, ekonomik ve
teknolojik gelimeler yaam tarznn ve eilimlerinin
deimesine yol amaktadr. Gnmzn toplumsal yaps ve
yaam biimi, kapitalizm temelli retim-tketim ilikileri
dorultusunda biimlenmekte ve kazan elde etme, g
salama bireysellik=bencillik ve snrszlk zelliklerine
dayal bu ok ynl ekonomik deer retme ve kullanm
biimiyle snrsz tketim tevik etmektedir. Bu durum ne yazk
ki modernizmin veya medeniyetin bir ls olarak
alglanmaktadr. Bahsedilen bu mantk erevesinde oluturulan
toplumun kural ve deerlerinin btn ve zellikle doyum ve
mutluluun snrsz tketimle gerekleecei mesaj, bireyin
bilincini ve bilinaltn biimlendirmekte, bedensel, zihinsel,
duygusal ve davran boyutunu denetim altna almakta,
ynlendirmekte ve alkanlk kazandrmak suretiyle baml
konumuna getirmektedir. Bunun sonucunda manevi deerler
metalatrlmakta veya unutturulmakta ve gerek yaam
amalarndan uzaklatrmaktadr. Sonuta amalara ulamak iin
kullanlan aralar zellikle ama haline getirilmekte (rnein
mutlu olmak iin ara olarak kullanlan parann ama haline
gelmesi gibi) ve bu durum ok boyutlu yozlamaya yol
amaktadr.
Gnmzdeki bu durum birey ve toplumun gerek
anlamda alglama ve odaklanma konularn, nceliklerini ve
tercihlerini deitirmekte ve toplum dzeyinde standart bir
karakter oluturmaya (kreselleme yaklam bunun nemli
rneidir) neden olmaktadr. Bilim ve teknolojideki hzl
ilerlemeler insan yaayn bir yandan kolaylatrrken dier
yandan da insann doayla etkileimini en st noktaya
karmakta, ancak bu etkileimin olumsuz bir sonucu olarak
insan-doa ilikisi tek ynl olarak doa aleyhine gelimektedir.
Bunun sonucu olarak ok ynl ve karmak doa veya evresel
sorunlar giderek artmaktadr.
Gnmzde kar karya olduumuz doal alanlarn
tahribat gz nnde bulundurulduunda, doa ve evre ile ilgili
olarak farkndalk ve bilinlenme srelerinin tam olarak gerek
yaama dntrlemedii grlmektedir.

1747

21. yzylda "gelimiliin" yannda "srdrlebilirlik"


kavramnn nemini giderek arttraca dnldnde, insan
ve doa arasndaki ilikilerde dengenin bulunabilmesi iin doa
farkndal ve bilinliliin arttrlmas, yeni bir bak asna ve
anlaya ihtiya duyulduu anlalmaktadr. Ayrca insan ve doa
arasndaki uyumlu birlikteliin ve ibirliinin znn tam olarak
ortaya konmasnn gereklilii de ortaya kmaktadr.
Gnmz toplumlarnda her alanda yaanan hzl
deiim ve dnmlerle birok alanda "etik" yaklamn n
plana kt grlmekte ve ortaya kan sorunlarla ba edebilme
yolunun ise etik bir bak as ile gerekletirilebilecei ise
yaygn bir ekilde kabul grmektedir. Gnmzde doa koruma
almalar bata ekolojik olmak zere ekonomik, bilimsel,
psikolojik, tbbi, pedagojik, ve ahlaki (etik) gerekelerle
gerekletirilmektedir.
Bu balamda doa koruma odakl etiksel yaklamn
benimsenmesi ve uygulanmas gerekmektedir. Doa koruma
yaklam salt yasal nlemler ile salanmas sz konusu olmayp
yaamn her boyutu ile ilikilendirilerek zellikle inan ve doa
deerlerinin btnletirerek, birey ve toplumda farkndaln ve
bilinliliin artrlmas, politik ve ekonomik etik yaklam
erevesinde mmkn olabilecektir.
2. DOA- EVRE VE NSAN LKS
Doa denilince, genellikle Dnya ekosistemi, yani
ekosfer anlalr. Ksaca yer alt ve yer st olmak zere doal
kaynaklarn tmn kapsamaktadr. Doa kavram, i ve d
faktrlerin bir kombinasyonu olarak tasarlanm ve barndrd
tm canl ve cansz gelerin birbirleriyle bir btnlk iinde iliki
ve etkileimi sonucunda oluan muhteem bir sentez olarak
aklanabilir. evre kavram ise insanlarn ve dier canllarn
yaamlar boyunca ilikilerini srdrdkleri ve karlkl olarak
etkileim iinde bulunduklar fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik
ve kltrel ortam olarak ifade edilebilir.
Dnyamzn olutuu ilk gnden beri doa var idi ve
doann bir gesi olarak insanolu sonradan yaratlmtr.
nsanolu yaam kresine ilk geldiinden itibaren doayla ok
sk iliki ve etkileim iinde olduu bilinmektedir. Doal
alanlar, genellikle, dnyann el dememi yerleri olarak

1748

alglanmaktadr. Fakat dnya zerindeki el dememi yani bakir


alanlarn says ve oran olduka azalmtr. Bu nedenle doal
alan deyimini sadece insan eli dememi alanlar deil ayn
zamanda insan etkisinin az veya snrl lde olduu alanlar da
bu tarifin iine almak daha gereki bir yaklam olacaktr.
nsan -doa ilikilerinin tarihine bakldnda, insanolu
ilk nce doayla bark yaam, bir yerde doaya kar gsz
kalmtr. Fakat daha sonralar, insanolu doal peyzajn bir
gesi olduunu unutarak, doaya egemen olmaya kalkm ve
bilerek ya da bilmeyerek kendisinden sonraki kuaklara kt bir
miras brakma pahasna onu ykmaya ve deitirmeye
ynelmitir.
nsanolu, var oluundan gnmze kadar gelen sre
ierisinde insanlar yaamlar iin en uygun ortamn doa ile
btnlemi bir mekan olduunu, doa ile ilikilerinin nemli bir
hayat unsuru olduunu anlayncaya kadar ok ac deneyler
geirmilerdir. Bu iliki ve etkileim srekli deien seyir
izledii grlmektedir. Dnya zerinde insan topluluklarnn
geliim sreleri iinde doaya ve doal alanlara olan yaklam
ve alglamalarnda farkllklar ve eitlilikler gstermitir.
rnein Dou toplumlar kendilerini doann bir paras
saydklar iin felsefe ve yaklam itibariyle teden beri doaya
daha saygl ve uyumlu olmaya almlardr. Amerika
yerlilerinin inan ve gelenekleri dorultusunda doadaki
varlklarn aynen insanda olduu gibi ruh ve uur tad veya
ahsiyet sahibi olduunu kabul etmi ve buna gre doann her
bir unsuruna insana gsterdii gibi sayg gstermeyi grev
saymtr. Buna mukabil baz toplumlarda teknolojik bilgi ve
gcne gvenerek evresine ve doaya hkmetme eiliminde
olmu ve hatta bunu kendisine ait bir hak olarak grmtr.
Nfus art ve endstri devriminin balamas ile
birlikte, teknolojik gelimeler sonucu, doay umursamaz ve
uyumsuz bir ekilde korkusuzca hkmetme ve saldrma eilimi
giderek artmtr. Doal kaynaklarn insanlar tarafndan hi
tkenmeyecekmi gibi ar ve yanl kullanm sonucu doal
denge bozulmu, insan ve dier canllarn yaamn ve geleceini
tehdit etmeye balamtr. Giderek younlaan olumsuzluklar,
zmlerin glenmesine veya imkansz hale getirmesine yol
amtr (Gl, 2007).

1749

zellikle son 30 yl iinde insan-doa ilikisi, doal


kaynaklarn aleyhine geliecek ekilde byk boyutlara
ulamtr. rnein dnya zerindeki bitki tr ve yaban
hayvanlarn bazlarnn azalmas veya tamamen ortadan
kaybolmas, orman lmleri, su-hava ve toprak kirlilii, kresel
snma ve iklim deiiklikleri, ozon tabakasnn delinmesi, bata
erozyon olmak zere toprak bozulmalar gibi pek ok sorun
ortaya km ve doal denge nemli lde bozulmutur.
nsanlarn doadan giderek uzaklamas yani
denatralize olmas, doaya verilen zararlarn tekrar kendisine
fazlasyla geri dnmesi, sonucu insan-doa ilikisini yeniden
gzden geirme ihtiyacn ortaya karmtr.
Doa koruma konusunda, yasal nlemlerin alnmas,
sistemli doa koruma almalarnn yaplmas ve koruma
alanlarn ayrlmas 19 yy balamtr. Literatr bilgilerine gre
yasal anlamda doa korumaya ynelik ilk kez ABD Yellowstone
yresinde yaayan ve avclkla geinen bir grup insan, blgenin
hayvan ve bitki varlnn korunmas ve doal gzellii gelecek
nesile braklmas amacyla almalara balam ve Amerikan
kongresinin 1872 ylnda Yellowstone Milli Park olarak ilan
etmesine neden olmutur. Bylece Milli Park fikri tm dnyada
benimsenerek hzl bir ekilde yaylmaya balamtr. Bu tarih
doay koruma fikrinin resmen hayata geiriliinin bir balangc
olarak kabul edilmektedir.
Bunun sonucu olarak 1960l yllarda balayan evre ve
doa bilincinin geliimiyle gnmz anlamnda doa koruma
konusu tm Dnyada nem kazanmtr. Dnyada artan doa
koruma bilincine paralel olarak lkemiz de sahip olduu zengin
flora ve fauna eitlilii ile tehlike altndaki trleri korumak iin
yasal nlemler gelitirmeye balamtr (Gl, 2007).
evreci hareketlerin ortaya k srecini aamal
bir yaklamla ele almak gerekmektedir: Birinci aamay bilimsel
evrecilik hareketi oluturmaktadr. Bu dnemin en nemli ismi
Ernst Heackle'dr. Biyolog olan Heackle 1876 ylnda Ekoloji
bilimini kurmutur. Ekoloji bilimiyle birlikte doal denge ve
onun uzants olan doal varlklarn korunmas gerei de
insanln gndeminde nemli bir yer tutmaya balamtr. kinci
aamada evreci hareketin 68 olaylaryla birlikte toplumsal bir
hareket olarak ortaya k yer almaktadr. Son aamada ise

1750

1979'larda balayarak siyasal bir oluuma dnen ve yeiller


hareketinin ban ektii evreci hareket bulunmaktadr.
(Ceritli, 2001)

3. DOA VE EVRE KORUMA KAVRAMI


Doay koruma fikri, aslnda insan ruhundaki koruma
duygusunun bir yansmasdr. lk koruma abalarnda, doa,
romantik tarzda ele alnm ve koruma gayretlerinde doal
gzelliklerin uyandrd duygular rol oynamtr. Yani ilk
safhalarda insanlar koruma abalarna sevk eden ey, doa
paralarnn estetik deeri olmutur. Daha sonralar, doal
alanlarn birbirinden nemli pek ok fonksiyonu yerine getirdii
ve dolaysyla bunlar korumann adeta hayati bir ihtiya olduu
anlalmtr. Bugn ise doal alanlarn koruma almalar
bilimsel ve ekolojik temellere dayanan planlar erevesinde
yrtlmektedir.
Koruma kavram, Trkede koruma ve muhafaza
kelimeleri ad altnda kullanlmaktadr. Muhafaza (preservation)
kelimesi daha geni anlam ifade etmekte ve insan etkisinin az
veya hi olmayacak ekilde kendi haline braklmas ve
korumann salanmasdr. Koruma (Conservation
Protection) ise, en st dzeyde ekonomik ve sosyal yarar
salayacak biimde doal kayna koruma, gelitirme ve
kullanma olarak ifade edilmektedir.
Doa koruma, evre korumann bir paras olarak da
kabul edilmektedir. Pelzer (1993)e gre evre koruma, insann
yaam temellerini korumaya alr. Fakat doa koruma ise,
temelde doal kaynaklar korumaya hizmet eder. Doa koruma,
bugn evre korumann vazgeilemez bir blm durumundadr.
Uba (1993) ve Orok (1988)e gre Doa koruma; nsanlar,
hayvanlar ve bitkiler iin yaamn temeli olarak doann srekli
korunmasn ve iyiletirilmesini kapsayan btn nlemler ile
doann her trl zararl etkilerden, tahriplerden veya yok
edilmesinden korunmas olarak anlalmaktadr". Doa koruma
ile evre koruma arasndaki en nemli fark ise, yararlanma
dncesindedir eklinde kabul grmektedir (olak, 2001).
Doa koruma, bugn yalnzca doal kaynak
deerlerinin ekolojik, ekonomik, etik ve estetik asndan

1751

korunmasn deil, zellikle tm canllar iin yaam temellerinin


gvence altna alnmasn da kapsamaktadr.
Uluslararas Doa Koruma ve Doal Hayat Koruma
Birlii (IUCN) gre KORUNAN ALAN kavramn: zellikle
biyolojik eitliliin, doal ve kltrel kaynaklarn
korunmasna ve srdrlmesine ayrlm; yasal ya da dier
etkili aralar yoluyla ynetilen bir arazi ve/veya deniz
parasdr eklinde tanmlamaktadr.
Koruma alanlar, ulusal ve uluslararas neme sahip
doal ve kltrel kaynaklar ile biyolojik ve genetik eitlilii bir
servet olarak muhafaza edip gelecee tamann nemli bir arac
olmas nedeniyle btn dnyada kabul gren en etkili ve yaygn
statlerdir. Gnmzde doal saylan herhangi bir bireyi, objeyi
ve ortam
korumak eitli aralar, dzenekleri
gerektirmektedir. Korunmasna karar verilen birey ve ortama
zel bir ayrcalkl yap ya da statnn kazandrlmas ise bu
aralarn en yaygn kullanlandr. Bu amala herhangi bir
objenin, mekann veya alann korunmasna ynelik olarak
temelde iki yaklam sz konusu olmaktadr.
a-Yerinde Koruma (In-Situ ): Korunacak obje veya
alann, bulunduklar yerlerde doal ileyii iinde braklarak, i
ve d olumsuz etkenlere kar gerekli tedbirlerin alnmas olarak
nitelendirilmektedir. rnein Tabiat Koruma Alanlar Tabiat
Parklar, Tabiat Antlar, zel evre Koruma Blgeleri gibi.
b-Yerinde Olmayan veya Dardan Koruma (ExSitu): Sz konusu obje veya topluluklarn bulunduklar yerlerden
kaldrlp, uygun yaama ortamlarnn yapay olarak yaratld
ortamlara
tanmas
veya
saklanmas
eklinde
nitelendirilmektedir. rnein gen bankalar, tohum baheleri,
hayvanat baheleri vb.
Bu iki koruma kavramlar gerek ama ve kapsamlar
gerekse teknikleri asndan birbirinden farkldr. Genelde
Yerinde Koruma (In-Situ) yaklam daha yaygn bir ekilde
kullanlmaktadr. Ancak yerinde koruma (In-Situ) yaklamn
destekleyecek veya tamamlayacak darda koruma (Ex-Situ) ile
birlikte yrtlmesi, gelecee ynelik daha salkl ve srekli bir
sonu alnmasn salayacaktr.

1752

Korunan doal alanlarn esprisi, doada insan sal ve


yaamann garantisi saylan bitki ve hayvan trlerinin varln,
yetime ve yaama ortamlar ile birlikte belli kriterler nda
korumak ve srekliliini salamaktr. Gnmzde ise korunan
alanlarn ayrlmasnda sadece doal kaynak deerleri deil, ayn
zamanda mevcut kltrel ve tarihi mekanlar ve objeler de rol
oynamaktadr.
Doal alanlarn korunmasnda sz konusu amalar ve
ncelikler giderek eitlenmektedir.

Bilimsel aratrmalarn yaplmas,


Genetik eitliliin ve trlerin saklanmas,
evresel koullarnn iyiletirilmesi,
zel neme sahip doal ve kltrel grnmlerin bozucu
etkilerden saknlmas,
Turizm ve rekreasyonel kullanm imkan salama,
Eitim,
Doal kaynaklarn srdrlebilir yaam ve kltrel,
geleneksel, simgesel kalntlarn srdrlmesi eklinde
zetlenebilir.

Korunan doal alanlarn belli kstlamalarla korunma


altna alnmas basit bir yasaklama faaliyeti deildir. Bu abann
arkasnda varoluumuzu yakndan ilgilendiren ahlaksal, estetik,
sosyolojik, ekonomik ve ekolojik nedenler yatmaktadr. Sahip
olunan deerlerin btn, gemi ve gelecek kuaklarn ortak
servetidir ve tek tarafl tasarrufta bulunulmamaldr. Bu sebeple,
gnmzde evre ve doann korunmas eskiye oranla ok daha
iyi anlalmakta ve bu konu aktalitesini her geen gn biraz
daha gl ekilde hissettirmektedir. Bu ise lkeleri bu konuda
daha hassas davranmaya ve ciddi tedbirler almaya zorlamaktadr
(Gl, 2005). Doa koruma gerekeleri ekolojik, ekonomik,
bilimsel, psikolojik, tbbi, pedagojik, ve ahlaki (etik) eklinde
kabul grmektedir.
Doa korumada en eski ve belki de nemli gereke
Ahlaki (etik) gerekedir. nsanolunun var olu nedeni olarak
insan olma snav mcadelesini vermesi, kendi organizmasn,
kendi trn neslini ve dier canllar koruma duygusu
balamnda yaratl bilincine varmas, doay gelecek nesillere

1753

ulatracak bir emanet olarak anlamas, alglamas, farkna


varmas ve bilinlenmesi ile ilikilidir.
4. DOA
KORUMA
BLNLENMES

FARKINDALII

VE

Doa farkndal aslnda doay anlama ve doa ile


btnlemenin balangc olarak kabul edilebilir. Doan her
insana nimet veya en byk armaan olarak verilen yaamn,
doru alglanarak amaca uygun yaanmas veya igdlerle
otomatik davranlarak ona gerek deerinin verilmesinin tek
ls farkndalk ve bilinlenme sreleridir denilebilir.
Yaam dngs aslnda insan olgusunu btncl olarak anlatan
bir sretir (ekil 1).
Farkndalk ve bilinlenme kavramlar aslnda birbirini
tamamlayan bir sretir. Farkndalk sreci bir balangc
oluturur ve bilinlenme srecini de beraberinde getirir.
Farkndalk, talep ve tercih yapmak, paracl ve btncl
odaklanabilmek, alglayabilmek, yargszca gzlem ve inceleme
yapmak, analiz etmek, sorgulamak ve sorumluluk alma sreci
olarak aklanabilir. Farkndalk srecinde paracl veya
btncl farkndalk oluturulurken farkl aamalardan geerek
gerekletirilir. Kendini gelitiren, evresini deitirip gelitiren
ve bakalarna rnek olan ve ynlendirenler farkndaln en st
seviyesindeki kiiler olarak tanmlanr.
Bilinlenme sreci farkndalk srecinin sonunda
edinilen bilginin ve farkndaln eyleme dntrlmesi, bu
eylemin davran biimi olarak alkanla dnmesi ve
sreklilik arz edecek ekilde karakterine yansmas ve huya
dnmesidir. Bu dnm aslnda kiinin deimesi ve en gzel
boyutta btncl olarak GELMEsini (davran, dnsel ve
zihinsel lekte) salayacaktr. En gzel dzeyde geliim insann
bilinli olmasn salayacaktr. Genel olarak her farkndal olan
kii bilinli olmayabilir ancak her bilinli olan kii farkndal
en yksek olandr eklinde ngrlebilir.

1754

TALEPSAHBOLMAK
TERCHETMEKveSEMYAPMAK
ODAKLANMAK(BtnclveParacl)
NCELEME,GZLEMVETEMAS
ALGILAMA
BLGLENMERENME
NYARGISIZSORGULAMAVEANALZ
SENTEZ
KABULLENMESORUMLULUK

Farkndalksreci

EYLEMEDNTRME
DAVRANIBMolarakALIKANLIKveHUY
EDNME
DEMVEGELM

Bilinlenmesreci

ekil 1. Farkndalk ve Bilinlenme sreleri


Doann bir paras olan insan, doayla uyumlu olmas
gerekirken nefsi ve bireysel egosu sayesinde doay kendi
amalar ve menfaatleri dorultusunda ar kullanma
eilimindedir. Yaplan aratrmalar, gnmz insannn yaamn
%95ini kendi oluturduu suni mekanlarda geirdiini
gstermektedir. Bu nedenle insan doayla ancak dolayl olarak
bir iliki ve etkileim iindedir. rnein bazen pencereden
dary seyretmek veya televizyonda bir doa belgeseli
seyretmek oumuzun doayla kurduu tek iletiim ekli
olabilmektedir. Bu ekilde kii, varoluunun kklerinden
uzaklamakta, doann iinde kendini bir misafir gibi grmekte
veya alglamaktadr. zellikle yeni yetien neslin doayla ilgili
sorulara verdikleri yantlar, bu durumun boyutlarn iyice
belirginletirmektedir. rnein ocuk ve genlerin yalnzca te
biri be deiik ot ismi sayabilmesi, yalnzca yedide biri be ku
eidini syleyebilmesi, birinci snfa giden ocuklarn %70i
rdein renginin sar zannetmesi vb. rnekler doa ile ne kadar
ilgili olunduunu ortaya koymaktadr. zellikle ocuklarn ve
genlerin bilgisayar, televizyon ve cep telefonlar gibi teknolojik
rnlerle ok zaman harcamalar ve ilgili olmalar tehlikenin
nemini gstermektedir.

1755

Buna karn gnmz insan, kendini ve yaradl


amalarn aramann ve kefetmenin nemini kavrayp bu ynde
admlar atmaya balamasyla, doayla daha aktif olarak
ilgilenme eiliminin artt da grlmektedir. rnein doal
ortamlarda doa yryleri yapmak suretiyle doann ok daha
fazla iselletirildii, kiinin kendisini ve evresini incelemeye,
kendi doasn, bedensel, dnsel ve duyusal zelliklerini fark
etmeye baladn ve zellikle yaam sorgulamaya baladn
gstermektedir. Aslnda doa, insana aslnn ne olduunu eitli
ekillerde hatrlatabilmektedir. nsann bu farkndal
kazanmas, onun kklerini hatrlamasn da salayabilmektedir.
nsan, doa iindeki olaylar gzledike, karlat olaylara
verdii tepkilerde daha olgun olabilmekte, doa ile i ieyken
kendini ok daha iyi tanyabilmekte, bir btn olarak
alglayabilmekte ve kendisiyle daha bark olabilmektedir.
nsan doa ile ilgili ne kadar bilgiye sahip olursa ve
farkndal ne kadar artarsa doay o kadar sevmekte, doa ile
kendi
yaamn
daha
rahat
ilikilendirmekte
ve
btnletirebilmektedir. Theophrastus PARACELSUS adl
dnrn nsan doasn bilgisince sever sz bunu ifade
etmektedir. Newton ise Doa en byk kitaptr demektedir.
Doay ve yaam anlamak veya mutlu olmak sadece beeri bilim
ile deil ayn zamanda ilim-irfan btncll iinde ahlaki
deerlerle ilikilendirmek ve yorumlamakla mmkn
olabilecektir.
5. DOA FELSEFES VE DOA KORUMA LKS
Doa felsefesi ilk olarak M.. 600lerde Thales Her
eyin ana maddesi sudur. aklamasyla balamtr. Doa
felsefesi balangta varln ana maddesi felsef dnle
belirlenmi ve doa, evren ve insan bu ana maddeyle
aklanmaya allmtr. Doa felsefesi, yonyada
duyumcu/gzlemci, Yunan yarmadasnda ise aklc/dnsel bir
zellik kazanmtr. Bu dnemdeki filozoflarn evreni aklarken
kullandklar ortak ey, doa, doann gzlemi ve onun aklsal
aklamalarndan ibaret olup yaplan felsefeye doa felsefesi ya
da varlk felsefesi denmitir (en, 2001a).
Sokrates, insan yaamn temele alarak doa felsefesine
kar karak felsefenin merkezine insan koymutur. M.. 5. ve

1756

4 yzyllarnda Sokrates, rencisi olan Platon ve onun da


rencisi Aristotelesle devam eden felsefeyi tanmlamadaki
deiim sonucu artk felsefe bir ana madde arayndaki dnme
sreci olmaktan kmtr. Bu filozofta insan, yaad toplum
ve devleti hakknda sorular soran bir felsefe anlay iinde olup
felsefeye bak ve tanmlama insan varlnn akll olmasna
dayanyordu. (en, 2001a).
Hellenistik dnemde, Epikros Demokritosun atomcu
mekanist grn, Stoaclar, Herakleitosun dinamik doa
anlayn canlandrp gelitirir. Buna karn, Yeni Platoncular,
bu alanda tmyle soyut dnceler ileri srer. Bu dnemin
felsefesi, Aristotelesiliin, Platonculuun ve Hristiyan
metafiziinin bir karmndan olumu ve Felsefeyi teoloji
asndan ele alan Orta a felsefecileri, felsefeyi Tanr Bilimin
hizmetine yardm edecek bir ara olarak ele almlardr. Felsefe,
teolojiye; yani asl varlk olan Tanrnn varl ve bilgisi iin
yaplmaktadr. Felsefenin tek konusu Tanrdr. Tanr merkezli
bir felsefe yaklamnda inan, vahiy ve sezgi gerei veren bilgi
trleridir (en, 2001b).
Modern Felsefe srecinde ise Rnesans dneminde
dnrler, doay Tanrdan bamsz bir biimde, kendi iinde
kapal bir sistem olarak grerek modern bilimin teorik ve
ontolojik temellerini hazrlamlardr. Francis Bacon, insan
bilgisinin ve eyleminin doaya dayanmas ve doa zerinde
temellenmesi gerektiini belirtmitir. Bacon, Doann
hizmetkr ve yorumcusu olan insanolu, deney ve dnme
yoluyla doa dzeninin srlarn anlad lde, eylemde
bulunabilir ve bilgi edinebilir. Doaya egemen olmann koulu,
ona boyun edirmektir. eklinde dncesini ortaya koymutur.
Baconla balayan doaya egemen olma tutkusu sanayi
devrimi ile birlikte doay smrme tutkusuna dnmtr. Bu
tutku tketim ekonomisini krklemi. Tketim diye diye doa
da insann kendisini de tkenme noktasna gelmitir. (Akarsu,
1994). Modern ala birlikte, akl kendi yaratm olmayan
eylere kar bayrak aarak, onlar denetleme ve bylece kendine
baml klma srecine girmitir (Tufan 1994).
Felsefe yine insan merkezli bilgi, varlk ve ahlk
zerinde aklamalar yapan ussal bir dn biimi olmutur.
Modern fizikte birincil ve ikincil nitelikler ayrmna bal olarak
felsefeye de beden ve ruh sorunu girer. Beden, fiziksel bir

1757

dnyann bir paras olarak, doa biliminin inceleme alanna


girer. Ruh ise fiziksel dnyann dndadr (Uslu, 1995).
Descartes maddeyi uzam, ekil ve harekete indirgeyerek
maddeyi geometrikletirmitir. Hatta maddi eylerin var
olduklarn bile geometri ispatlarnn konusu olarak ele alm,
nk onlar ancak byle ak ve seik olarak kavramtr.
Maddeyi blmlerinin hareketliiyle aklam ve bylece
Descartes maddeyi bir makine gibi tasarlamtr. (Uslu, 1995).
Bylece modern felsefenin bilgisi, matematiksel fiziin
bilgisidir. Bu bilgi nesnel/objektiftir, doada olan tam olarak
yanstr. Nicelikseldir, herkes tarafndan test edilebilir. Yeni
epistemolojinin
yaklam
bireyci,
zmleyici
ve
indirgemecidir. Mekanist gr; aklc, bilimci ve tekno
merkezcidir. (nder, 1996: 54-55).
Doa felsefesi terimi gnmzde, genel ve kuramsal bir
kapsam iinde, bir gereklik olarak doann temel yn ve
boyutlarna ilikin aratrmadan oluur ve kendi iinde fizik ve
biyoloji felsefesi olarak ikiye ayrlr. Doal gerekliin en temel
ve nemli ynlerini ele alan bu disiplinden hareketle, bir btn
olarak gerekliin kendisi, insann dnya gr, antropolojisi ve
ahlkyla ilgili sonular karld iin, doa felsefesi, yalnz
felsef adan deil, fakat pratik bakmdan da byk nemi olan
bir disiplindir. Baka bir deyile, bir gereklik olarak doann
aktel boyutlaryla ilgili aratrmalardan meydana gelen felsefe
tr olarak doa felsefesi, fizik felsefesiyle biyoloji felsefesinden
meydana gelmektedir. Doa felsefesi bu balamda, insann doal
kuruluuyla evresine ilikin salam bir kavrayn onun inan ve
tavrlarn nemli lde koulland anlayyla, doaya ilikin
aratrmalardan baz sonular kartmaya almaktadr (Cevizci,
2003).
6. ETK VE AHLAK KAVRAMLARI VE DOA/EVRE
KORUMA LKS
Doa ile insan ilikisi zerine yaplan felsefi
soruturmaya evre etii ad verilmitir. Bu ilikinin ne lde
olanakl olabilecei sorusu temel problemdir. nk geleneksel
etik, insan ilikilerini incelemektedir. Etik kuramlar Nasl
yaamalyz? sorusunu cevaplamaya almaktadr. Bu
anlamyla (geleneksel) etik felsefenin bir alt disiplini olarak, ne

1758

yaplmas ya da yaplmamas gerektiiyle ilgili genel bir bilgi


salar. Nasl yaamalyz?, Ne yapmalyz?, Hangi
davranlarmz doru ya da yanltr?, Ahlk anlamda
ykmllklerimiz neler olmaldr? benzeri sorular etiin
konusunu oluturmaktadr (en, 2001).
Etik kavram, insanlar arasndaki ilikilerin temelinde
yer alan deerleri, ahlaki bakmdan iyi ya da kt; doru ya da
yanl olann niteliini ve temellerini aratran felsefe dal olarak
tanmlanmaktadr. Yunanca ethos (tre, gelenek, alkanlk)
szcnden tretilmitir. Belirli ahlak deerlerinden ya da
ilkelerinden oluan sistemler veya kuramlar iin de bu terim
kullanlmaktadr. Birbiri ile ok yakndan ilikili olan etik ve
ahlak kavramlar arasndaki temel ayrm, etik teriminin, genel
olarak ahlak konu alan disiplini belirtmesidir. Bu anlamda etik,
ahlak felsefesi ile eanlaml kabul edilmektedir (Ana Britannica,
2000).
Ahlak kelimesinin kk Arapadr ve hulk
szcnn ouludur. Yaradltan gelen huy anlamn tar.
Szck, zaman iinde, iyi huy anlamnda kullanlmaya
balanmtr. Kkeninde yaradltan kavram da olmas,
szcn kkeninde bir anlamda din etkisi olduunu da
beraberinde getirir. te belki de bu nedenle Trkemizde, din
etkisinden bamsz olduu dnlen erdem szc
retilmitir. Ahlak kelimesinin en sk kullanlan bat dili olan
ngilizcedeki szck karl moralitydir. Kkeni ise Latince
olup karakter karl olan moresdir. Moralitynin
gnmzdeki kullanl ise, ok zet olarak, iyi veya kty
ayran kavramlar dizisidir ve ou durumda kiiye, yreye veya
topluma uygun olmak temas vardr. Gerek ngilizce gerekse de
Trkede etik, moral deerleri inceler, aklar, konusu deerlere
eki dzen verir. zetle Ahlakn Felsefesidir (Yazc, 2011).
Etik kavramnn "ahlak" ile ilintisinin, ahlakn
temellendii "din" kavramna bizi gtrmesi ise bir baka nemli
noktadr. Ahlak, iyiyi ktden ayrt etmeyi amalarken belirli
yaptrm gc olan kurallara dayanmaktadr.
Etik davranlara temel oluturan ahlak bireyseldir ve
ahlak; insan haklarna deer veren, yarg bamszl ve
yarglamada eitlii zmsemi gerek demokrasi ile sk bir
iliki iinde bulunmaktadr (Yazc 2001). Bireysel ahlakn

1759

bilekesi toplumsal ahlak oluturur. Toplumda etik kurallara


uyum, yaanlan toplumda bireysel ahlakn ve toplumsal ahlakn
evrim dzeyine baldr (Boydak 2011). zetle etik, insan
davrannn ilkeleri, ahlak da bu ilkelerin tikel bir durumda
uygulanmas ile ilgilidir" (Billington, 1997: 45-47).
Doa veya evre etii, insanlarn doa ve doa
unsurlar ile olan ilikilerinde ve evreyle ilgili verilmesi gereken
kararlarda, etkili olabilecek her trl tutum ve davranlar
irdeleyen kuramsal bir disiplin olarak tanmlanabilmektedir
(Karaca, 2008:28).
Amerbauer (1998) a gre evre etii, insann kendisi
dnda kalan doa ile ilikisinin nasl olmas gerektii zerine
kafa yormakta ve doru davrann ne olduunu belirlemeye
almaktadr (Kl, 2008). evre etiinin amac doann
korunmas yannda insann mutlu olmasn salamaktr (Kl,
2008:37).
Gerekten de evre dzeninin olmad, doann
bozulduu ve kirlendii bir ortamda tam anlamyla mutluluktan
sz etmek olanakl deildir. evre etii yaadmz ortamda
karlatmz ekolojik problemlerin zm amacyla ura
vermektedir (Freiman, 2006:133). yiye ynelen bir evre etii
doaya bak deitirmeyi gerekli klmakta, yalnzca insanlarn
karlar ve gereksinimleri dorultusunda hareket edilmesinden
vazgeilmesini doru olarak grmektedir (Rock, 1996:83-93).
Gnmz evre sorunlarnn temel nedenini insanlarn
deer yarglar, yaam biimleri ve yansmalarndan
oluturmaktadr. Bu norm ve deerlerin neler olduu sorusu
gemiten gnmze kadar cevab aranan bir sorudur. Ancak her
zaman ve her yerde geerli, deimez, iyi ve doru davran
kurallarnn varlndan sz etmek mmkn deildir. rfler ve
adetlerle ilgili olan, insana saygyla ilintili, bireyleri ve insan
topluluklarn karakterize eden her eyin etik kapsamnda ele
alnmas ii zorlatrmaktadr (Kele ve Hamamc, 2005:244245).
evre odakl etik deerler, birey-toplum-doa
ilikilerinde kurulacak denge erevesinde doru eylem ve
yaam biimlerinin seilmesini temel almaktadr. Etik, bir
yandan da siyasal, toplumsal, ekonomik, ekolojik yap ve bu

1760

yaplarn
etkiledii
birey-toplum-evre
gelimektedir (Selsam, 1995: 32-33).

ilikileriyle

Etik bir davran olan evreye sayg, insann kendisine


ve insanla saygsnn ortak bir sonucu olarak grlmekte ve
gelecek kuaklara kar duyulan sorumluluun, dayanma
duygusunun da bir anlatm olarak anlalmaktadr. Byle
dnldnde, evrenin korunmas politika konusu olduu
kadar, etik bir konudur da. Batl dnr Stewart Udall, bir
yaptnda; Hepimiz yeryznn kiraclaryz demi ve tpk bir
szlemede olduu gibi, szlemenin bir taraf olarak, uymak
zorunda olduumuz bir dizi etik kurallarn olduuna dikkat
ekmitir (Kele ve Hamamc, 2005:346).
Endstri devrimi ve teknolojik yeniliklerin insan
yaamna nfuz etmesiyle ortaya kan materyalistik ve
hmanistik yaklam, toplum yapsnda var olan etik anlayn
giderek yok olmasna ve evre sorunlarnn artmasna neden
olmutur. Artan evre sorunlar karamsar bir dnya yaklamna
yol am ve bu durum yeni etik araylarn da glendirmitir.
Farkl dinler ve kltrlerin etkisi altnda ekillenen ve insan
faaliyetlerine evreyi korumak adna snrlar getiren evre
etii, ok eski alardan bu yana sregelse de evre etiinin
adn duyurmas ve yaygnlamas, ancak 1960l yllarn
sonlarndan itibaren sz konusu olmutur (Karako, 2004:61;
Kl, 2008:33-61). Yeni etik araynda etkili olan bir dier
unsur ise insan merkezli yaklamlar ve onun kapitalizmle
btnlemi retim anlay olmutur (Kl, 2008:61).
evreye zarar veren de, evreyi koruyacak olan da,
zde, bencil bir varlk olan insandr. Oysa evrenin korunmas ve
gelitirilmesi, evre deerlerine sahip klmas, bencil bireylerin
kiisel yararlar ile toplumun ksa ve uzun dnemdeki karlar
arasnda bir denge kurmay zorunlu klmaktadr. Doann
dengesini kaybettii bir aamada her eyin niceliksel bir dnce
ile grld bir dnemde, niteliksel deerlerin olduunun
hatrlatlmas doaya bir deer atfedilmesi ilevini yerine
getirmitir. Tze kurallarnn bittii etkisiz kald yerde ahlak
kurallarna gereksinme duyulduu ak olmakla birlikte, ahlak
kurallarnn bir yana itildii durumlarda da toplumsal deerlere
saygl kalmay salamakta tze kurallarna gereksinim
duyulmaktadr (Kele ve Hamamc, 2005:248).

1761

Buna
gre,
ykmllklerimiz
etik,
gereksinimlerimizin dourduu haklar ise hukuki bir temele
dayanmaktadr. Etik, ne yapmamz, nasl davranmamz, ne tr
insanlar olmamz gerektiini belirleyebilmek iin gemi
yaantlarmz bilinli olarak bugne yanstmamz gerekli klar
(Des Jardins, 2006:34). Yasa koyucular tze kurallarn
dzenlerken, toplumun deer yarglarn bir lde gz nnde
bulundururlar. Bununla birlikte, evre deerlerinin korunmas
bakmndan, yaptrm salt tepki ve knama olan ahlakn ne
lde yeterli bir gvence olduu sorusu tartmaya aktr
(Kele ve Hamamc, 2005:247).
Felsefeciler eitli etik gelenekleri evre sorunlarna
uygulamaya baladnda, almalarna iki temel soru yn
vermitir. Bunlardan ilki insanlar ve evre arasnda uygun olan
etik ilikinin ne olduu ikincisi ise bu ilikinin felsefi temelinin
olup olmad sorusudur (Des Jardins, 2006:198). evre etiinin
sylemi ncelikle yaanan evre sorunlarna kamuoyu dikkatini
ekmek zerine kuruludur. evre etikileri bireyin, evreye
duyarl bilinle davranmasn salamak zere insanolunun ve
doann srdrlebilir geleceini tehdit eden politikalara kar
olan bir duru sergilemektedirler. evre sorunlarna artan ilginin
doal bir sonucu olarak bu sorunlarn zmne ynelik evre
etii grleri de olduka farkllamtr (Yaanak ve nkal,
2005:590). zellikle bat felsefesinin yer ald evre ve etik
kavramna ilikin dnsel temellerde hem birey hem de
toplumsal ahlaka ilikin sorular oka yer alm ve bu
dncelerde evre etii kuram ahlaki, siyasal, ekonomik, tzel
ve toplumsal sorunlara zm bulmaya almtr.
ok sayda dnr, iyi ile kt arasndaki ayrmn
hangi ltlere dayandrlmas gerektii ve evrenin bu olgular
ile ilikisi konusunda fazlaca dnp doruyu bulmaya
ynelmitir. Bu dnrlerden bazlar etik kavramna ilikin
grlerini, insan nemseyen insan merkezli bir yaklam
erevesinde aklam; dier bazlar ise doay birincil
derecede nemli kabul eden doa merkezli dnceler etrafnda
aklamtr. Batnn felsefi gelenei genellikle insanlar ile doal
evre arasnda dorudan bir ahlaki iliki olduunu
reddetmektedir. Bu gelenein savunucularna gre sadece
insanlar ahlaki olarak deer vermeye layktrlar. Bu anlamda bu

1762

trden etik kuramlarn temel dayana insan merkezli bir anlaya


dayanmaktadr (Des Jardens, 2006:198).
nsan merkezli yaklam savunan ve insanolunu stn
bir varlk olarak alglayan Aristoteles (1983: 18-19), insanlar
ussallk derecelerine gre oluturduu canllar piramidinin en st
basamana koymu ve bitkilerin hayvanlar iin, hayvanlarn da
insanlar iin var olduunu ne srmtr. Thomas Aquinas ise
daha az aklllarn daha ok aklllar iin yaratldn ve
zincirdeki bir halkann varolu nedenini kendisinden daha
akllya hizmet etmek iin olduunu ifade etmitir (nder,
1996:65).
lahi dinler insann dnce ve davranlarn olumlu
ynde etkiler. nsann en gzel ahlak sahibi olmasn tler.
Onlar iyiye, gzele ve doruya ynlendirir. Peygamberimiz Hz.
Muhammed (SAV) Din Gzel Ahlaktr buyurmutur. Din bu
ynyle ayn zamanda ahlaki bir kurumdur.
Aslnda doann ve insann yaratlmas, doa koruma ve
yaamla ile ilgili her ey slam Dininin kutsal kitab Kuran
Kerimin ayetlerinde net ve ak olarak aklanm ve en ahsen
yaklam da ortaya koymutur. Ancak Kuran- Kerimdeki
hakikatlerden ve zden uzaklamalar sonucu yanl alglama ve
uygulamalar da beraberinde getirmitir.
Kutsal kitap olan Kuran- Kerim retisinde insan ok
deerli bir varlktr. nk Kuran- Kerimde nsan yaratlrken;
SECDE- 9: Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun iine (vechin,
fizik vcudun iine) Ruhundan frd ve sizler iin sem' (iitme
hassas), basar (grme hassas) ve fuad (idrak etme hassas)
kld. Ne kadar az krediyorsunuz denilmektedir. Kuran-
Kerimde nsan dnda hibir varlkta RUH olmad
anlalmaktadr. Sadece Ruhundan insann iine frlmesi, bu
balamda nsann en deerli varlk olmas ve Allahn halifesi
olmas noktasnda nemlilik arz etmektedir. AHZAB 72 de ise
Muhakkak ki Biz, emaneti gklere, arza ve dalara arz ettik
(sunduk, teklif ettik). Onu yklenmekten ekindiler ve ondan
korktular. Ve insan onu yklendi. nk o (nefs), ok zalimdir,
ok cahildir denilmektedir. Kuran- Kerime gre insanlarn
yaradl temel nedeni ALLAHa KUL olmasdr (NEML-91,
YASN-61, ZARYAT-56). Ayrca gklerde ve yerlerdeki her
eyin insann emrine klnd ifade edilmitir (NAHL-12 VE 13,

1763

LOKMAN-20 ). Bununla birlikte MLK-2 de ise Sizin


hanginizin en gzel (ahsen) ameli yapacan imtihan etmek
iin lm ve hayat yaratan O'dur denilmektedir. Yine TN4
sresinde Andolsun ki Biz, insan (nefsini), ahseni takvim iinde
(nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en gzele ulaabilecek
zellikte) yarattk Tin-5 de ise Sonra onu, esfeli safiline (en
sefil hale, nefsinin karanlklarna) iade ettik (evirdik)
denilmektedir. EMS-9 da ise Nefsini tezkiye edenlerin
kurtulua
erecekleri
de
ifade
edilmektedir
(www.kurantefsiri.org.tr.).
Sonuta, Kuran- Kerim retisinde insann kul olma
noktasnda emrine verilen tm nimetlerin ve yaamn gerek
anlamnda farkna varmas, kretmesi, tevekkl etmesi, en gzel
(ahsen) amelleri (davranlar) yapmas ve insan- kamil olma
noktasnda nefsini tezkiye ve tasfiye etmesi ve gelitirmesi iin
imtihan edildii sonucu kmaktadr.
Kuran- Kerim retisinde insann Allah katnda ok
deerli olmas ve her eyin onun iin yaratlmas dier varlklar
bencilce ve nefsin istek ve hevalarna gre zulmetmesini,
kullanmn ve israf etmesini iermemektedir. Aksine emrine
verilen tm canl ve cansz varlklar aslnda birer emanet
konumunda olup korumasn ve kredilmesini gerektirmektedir.
nsann en gzel (ahsen) davranlarla gerek kendi i dnyasnda
ve gerekse d dnyasndaki dier varlklarla (insanlar, bitkiler,
hayvanlar vb) uyumlu, dengeli ve bark bir iliki ve iletiimin
kurulmas istenmektedir.
slami inan gerei nsann doadaki dier
varlklarn anlamn btncl fark ederek doaya manevi
yaknlk, sayg ve hayranlk duymas, doa korumay bir
emanet ngrsyle kendi benliinin bir uzants olarak
dnmesini gerektirmektedir. Bu balamda birey olarak
kendini bilmesi, irfan sahibi olmas ve evresiyle salkl ve
huzurlu bir iliki iinde olmas ve sonuta kesintisiz mutlulua
ulama hedefini gerekletirmesi mmkn olabilecektir.
Yunus Emre nin lim, ilim bilmektir. lim kendin
bilmektir. Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktr?
eklinde sz bunu anlaml klmaktadr. Peygamberimiz
nsanlarn en hayrls insanlara en faydal olandr demitir.

1764

Gnmzde dini inanlar ve toplumlarn ahlaki


deerlerin yan sra insan davranlarnn ekoloji ile ilikisini
ortaya koyan bilim dallar da gelimitir. Bu balamda, doadan
uzaklaan insanolunun doaya neden zarar verir? Hangi
etmenler bunda rol oynar? gibi sorularn cevaplarn arayan
psikoloji ile ekoloji'yi birletiren EKOPSKOLOJ kavram
ortaya kmtr.
Ekopsikoloji'nin amac, insann ekolojik bilindnda
bulunan ve doutan sahip olduu, doa ve insann karlkl
ilikisine dair bilgiyi uyandrmak ve sorgulamaktr. nsann
evresiyle ilikilerini dzenleyici ekolojik ego, hem egolojinin
(ego bilimi) hem de Ekopsikolojinin aratrma alandr. nsann
insanla ve tabiatla ilikisi ego araclyla kurulduu ifade
edilmektedir (Uzunolu, 2006).
Doa (koruma) bilincinin oluumu, doa korumann
farkndalk dzeyinde olmasyla ve kendiliinden gerekleen,
kimliin paras olan bir eylem haline gelmesiyle mmkndr.
Bu da ekolojik benlik (ego) bilincine karlk gelmektedir.
Ekolojik benlik, gerek, biyolojik benliktir ve varolu bilincidir
(Devall 1994). Salkl ve karakterli ego inas insan-insan
ilikilerinde nemli iken, ekolojik ego, insan-tabiat ilikilerinin
salkl olmasnda kritik bileendir. Ekolojik ego, dnce,
duygu ve davran boyutlarnda doaya zarar vermeyen,
varlklara sayg duyan stabil bir ego durumudur. evre
problemleri, temelde ego ve evre arasndaki salksz
ilikilerden kaynaklanr. Egonun bireyi koruma eksenli tutum ve
davranlar, evre saln birinci derecede etkiler. Ekolojik
farkndalk ve bilinlilik dzeyi, ego farkndalna baldr.
Egonun ekolojisini zmlemeden ve ekolojik ego'lar ina
etmeden evre problemlerini zmek olduka zordur. Dnceduygu ve davranlar isel olarak dzenleyen egonun
fonksiyonlar, ekopsikolojinin etik deerleriyle (zarar
vermemek, sayg duymak ve katk yapmak) kontrol
edilebildiinde, evreye zararl tutum ve davranlarn kontrol
edilip ynetilebilmesi mmkn olacaktr. Dnce-duygu ve
davranlar isel olarak dzenleyen egonun fonksiyonlar,
ekopsikolojinin etik deerleriyle (zarar vermemek, sayg duymak
ve katk yapmak) kontrol edilebildiinde, evreye zararl tutum
ve davranlarn kontrol edilip ynetilebilmesi mmkn
olacaktr. Modern insann evreyle tekrar barmas, ekolojik

1765

bilinaltnda sakl olan doaya zarar vermeme ve tekine sayg


gdlerini aktif hale getirmesine baldr. (Uzunolu, 2006).
nsan varl doal sistem iinde beslenme zincirinin
son halkasn ve en nemli parasn oluturmaktadr. Bu durum,
beyin bilimi aratrma sonularyla da desteklenmektedir. Daha
ak bir anlatmla, beyin katmanlarnn en stnde, yaam
deneyimlerini kaydeden ve eitimle kazanlan bilgileri ieren st
beyin (korteks) blm, st beynin hemen altnda uuralt
(bilinalt) blm ve uuraltnn altnda evrene ait 4 milyon yln
bilgi birikimini ieren alt beyin katman bulunmaktadr. Alt
beyin bilgileri, genetik ifrelenme yoluyla nesilden nesile
tanarak bu katmanda kaytl tutulmaktadr (Kaya 2004a,b). Bir
ocuk doduu zaman sadece alt beyni bulunmakta ve st beyin
oluumu genellikle alt ya civarnda tamamlanmaktadr. 06 ya
aras dnemdeki ilk renimler uuralt blmnde yer almakta
ve bu dnemde uuralt her trl bilgiye ak olmaktadr. Anlan
katmanlarn bilin veya bilind dzeyde bulunmalar,
katmanlardaki bilgilerin farknda olunma durumlarn ortaya
koymaktadr. st beyin bilin dzeyindeki ksmdr. Ancak
uuralt (bilince yakn olan ksm) ve alt beyin bilindnda yer
almaktadr. Bu bilgiler nda, insann alt beyninde doaya ait
bilgi deposu bulunmaktadr ve bu nedenle insan ekolojik benlie
sahiptir, ancak bu bilin dndadr denilebilir. nk mevcut
sistem tarafndan anlan benlik bastrlmtr. Endstriyalist
sistemde, ekolojik sorunlar karsnda evre eitimi ne karlp
bu konuda almalar yaplmakta ve bylece toplumdaki
tansiyon drlmeye allmaktadr. Oysa evre eitiminin
sadece rgn retime dayanmas, korteks bilgisine katk
salamakta; ancak bu eitimle doa korumann iselletirilmesi
gerekleememektedir. Bu nedenle rgn retim tek bana
yetersiz kalmaktadr.
Uluslararas literatr tarandnda "Yeni Ekolojik
Paradigma" ismi verilen bir yaklamn, ekolojik farkndalk
oluturmadaki nemi ve lkelerin srdrlebilir geliimine katk
yapacak ekilde evre eitiminde kullanlabilirlii temelinde bir
ok alma olduu grlmektedir.
70`li yllarda gndemde olan "ada sosyal paradigma"
kavram yerine "ekolojik paradigma" kavramnn kullanlmasn
ilk kez Priages ve Ehrich isimli bilim adamlar ne srmlerdir.
"Yeni Ekolojik Paradigma" ise Priages ve Ehrich`in nerileri

1766

paralelinde, ilk olarak Dunlap ve Van Liere tarafndan 1978


ylnda gelitirilmitir. O dnemde gndemde olan "Baskn
Sosyal Paradigma" ilkelerinden byk oranda yararlanld
yazarlar tarafndan ifade edilmektedir. Yine ad geen
aratrclar tarafndan gelitirilen ve sonular 1978`de
yaymlanan "Yeni Ekolojik Paradigma lei" temelde insan ve
evre arasndaki ilikileri lmek iin kullanlmaktadr. evre
eitiminde, yukarda da ifade edildii gibi insan merkez alan
evre yaklamlar rencilerin (toplumun) doru ve istenilen
ekilde eitilmesine olanak salayamamaktadr. nsann, kendisi
dndaki dier canllardan, ya da doadan, ayr grlmesi,
doann hakimi addedilmesi, her canlnn insan iin var olduu
dncesi, ekolojik farkndaln yeterli olabilecek dzeyde
olgunlamas nndeki engeller olarak grlmektedir. Burada
dikkat edilmesi gereken husus canllar iinde en gelimi olann,
insan olduu gereinden uzaklamak deildir. nsann birey
olarak kendini her eyin hakimi saymas, dier canllara (doaya)
gerei kadar deer vermemesi ve sonunda doay smrlecek
bir meta gibi grmesinin yanlldr. Elbette ki insan, hangi
adan dnlrse dnlsn, dier canllardan farkldr, farkl
olmaldr. Ancak bu fark, doay smrme anlamnda
kullanldnda, evre ile ilgili problemler arka arkaya
gelmektedir. te bu noktada sorgulanmas gereken, evre
eitiminde ieriin ne olmas gerektiidir. Yeni ekolojik
paradigma ismiyle zdeleen evre anlay, insan ve evre
arasnda ilikileri temel almaktadr.
Canllarn birbirleriyle ve evreleriyle ilikilerinden
ziyade, insann doayla ve/veya dier canllarla ilikilerinin nasl
olmas gerektii zerinde duran bir anlaytr. Bu anlayn zn
"insan doadan ayr deil onun bir parasdr" eklinde
zetlemek mmkndr. evre eitiminde ulalmak istenen
hedefler bu yeni anlayn ngrd deerlere paralel olmaldr.
Ya da bunlar ulalmak istenen nihai hedef olarak belirlenip
mfredat programlar bu balamda ele alnmaldr. zm, insan
merkezli bir doa anlay deil, insan merkeze koyan bir evre
eitimidir.
Yeni ekoloji paradigma ilkeleri ile rten dier bir
yaklam btnclktr. Bu yaklam, insan ve doann bir btn
olduunu, birbirini tamamladn, birinin dierinden
ayrlamayacan ngrr. Baz aratrclar bu ilkeleri ile evre

1767

eitiminde ulalmak istenen hedefler iin btnclk anlaynn


gereklilii zerinde durmaktadrlar. Her iki anlayta da canllar
bir btn olarak kabul edilmektedir. Doaya ve canllara deer
atfetme canllar iinde yalnzca insana zgdr. Bu yzden
btnlk ierisinde insan mutlaka olmaldr. Buradaki zorluk
insann btnn iinde, onun tamamlaycs olmasnn yan sra,
btn oluturan dier paralarn deerini takdir etmedeki
gldr. Bu glk sadece dier canllarla ilgili deil, insan
toplumlar iin de mevcuttur. Yani insan her zaman "en nemli"
"en nde" en.. vs. olmak istediinden baz hatalara dmektedir.
evre eitimi balamnda dnldnde bu hatalarn
sonucunda ekolojik problemlerin ortaya kmas kanlmazdr.
nsann kendini her eyden stn grmesi ise bu hatalarn en
by kabul edilmektedir. te btnclk anlay, insann bir
birey olarak deerinden ok dier insanlar bata olmak zere
btn canllar, hatta canszlarla bir btn tekil ettiini
savunmaktadr. Bu anlayta btn oluturan paralarn her
birinin ayr ayr ve btnlk ierisinde kendine zg anlamlar
vardr.
Ekolojik denge ve canllarn birbirleriyle ilikileri
asndan dnldnde btncl yaklamn hakll bir kez
daha ortaya kmaktadr. Canl-cansz her varlk sistemin bir
parasdr ve gereklidir. nsana den ise, sistemi ekolojik
farkndalk lsnde deerlendirerek ona gre davranmaktr.
Benmerkezcilik`(Egosantrizm)den
Doa
merkezcilik`(Ekosantrizm)e Yeni ekolojik paradigma ve
btncl doa anlayn tamamlayan nc kavram doa
merkezciliktir. Bu anlayta, btncl yaklamda olduu gibi,
insan ben merkezinden kurtarmak temel alnmtr.
Baz uluslararas almalarda, insann kendini doadan
"ayr" grme eiliminde olduu ortaya kmaktadr. Bu ayr
grme zaman ierisinde kendini her eyin merkezinde grme
ekline brnmektedir. Yukarda ifade edildii gibi her eyin
kendi etrafnda dnd yanlna kaplan insan, kendinin gerek
deerini takdir edememenin yannda dier varlklara da gerektii
lde anlamlar ykleyememektedir. Bundan sonra kendine
faydal olan canllara "faydal" ya da korunmas gereken;
dierlerine ise "gereksiz" nazaryla bakmaktadr. Doa merkezci
anlaya gre, insann doaya ve canllara bak gerekli-gereksiz
eklinde deil, var olan sistemi anlamak eklinde olmaldr. Insan

1768

dahil hibir canl doann merkezinde deildir. Insan, evrensel


yazlm eklinde ileyen bu sistemin olsa olsa en deerli
paralarndan biridir. O, bu sistem ierisinde dnyaya gelmekte,
bu sisteme bal olarak hayatn devam ettirmekte ve bir ekilde
bu sistemden kmaktadr. Ayn sreler btn canllar iin
geerlidir. Bu srete hibir canl dnyaya gelmeden nce,
gelecei zaman, ebeveynini, hangi tr canl olarak ve nerede
dnyaya geleceini bilemez. Sonuta, dnyaya gelirken insan
olmay seemeyen insan, ncelikle bunu anlamaya almal ve
sonra baklarn dier canllara evirmelidir. (Yrek, 2007).
"Kendisi bir filozof olmamasna karn, ekolojik
bulgular evre etiine ilk uygulayan Aldo Leopold (1887 - 1948)
olmutur. Leopold, felsefesinin ana kuraln yle tanmlamtr:
"Eer bir ey biyotik toplum btnln, dengesini ve
gzelliini koruyorsa o zaman o ey dorudur (deerlidir) deilse
yanltr." Bu etik anlaynn uygulamasna pratik rnek yle
verilmektedir: "Eer bir milli parkta, geyiklerin says ok fazla
artar ve bu hayvanlarn otlad alanda bitkiler yok olma tehlikesi
ile kar karya kalrlarsa o zaman sistemi kurtarmak iin belli
sayda geyiin ortadan kaldrlmas etik sorun yaratmaz" (Tont,
1996: 19 aktaran Frat, 2003:128).
7. GNMZ
DOA
YAKLAIMLARI

KORUMA

ETK

nsann doayla olan ilikisini, nasl bir tutum ve


davran sergileyeceini, doay nasl alglayacan, insann
ierisinde yetitii toplumda var olan ekonomik, sosyal ve
siyasal sistemin zn oluturan etik anlay belirlemektedir
(Kl, 2008:111). Michel Serres (1995), insann doa zerinde
kurmaya alt egemenlik ve sahiplenmeyle, evrede onarm
ve geri dn mmkn olmayan byk zararlar meydana
geldiini ileri srm ve insan-doa ilikisini yeniden kuracak bir
szleme imzalama vaktinin geldiini belirtmitir (Serres,
1995:15).
Yeni bir evre sorumluluu gelitirmeyi hedefleyen
bu tr bir szleme, temelde doay koruma ve gelitirmenin, salt
insanlar iin deil, olmas gereken etik iin ve doann yaama
hakknn kendiliinden var olduu dncesine dayanmaktadr.
Dolaysyla gnmzdeki etik deerler doann yaam iinde

1769

nemli bir deere sahip olduunu, ekonomi, toplum ve evre


asndan srdrlebilirliin ancak bu deere sahip klmasyla
mmkn olacan savunmaktadr.
Gnmzde yaanan ekolojik sorunlarn dnyay
mekanik biimde alglayan ve tasarlayan modernist dnya
grnn bir sonucu olduu artk bilinmektedir. Bu dnya
grne ait; devlet, toplum, insan ve ekonomi yaklamlarnn
ciddi evre sorunlarna yol at da bilinmektedir (Grmez,
2007:239). Endstriyel dnemin baars, her eyden ok ucuz ve
bol enerji ve hammaddelerin varlna dayandrlmt. imdi ise
ortaya kan "yok"luk, bol ve ucuz enerji ve hammaddelerin
tkenmezlii kuramn kknden sarsmaktadr (Frat, 2003:130).
evre deerlerinin ve doal kaynaklarn savurgan
biimde kullanlmasn reddeden, ekosisteme bir deer atfederek
kalknma anlayn benimseyen srdrlebilir kalknma,
ekolojik ve ekonomik hedefler arasnda bir dengenin kurulmas
temeline dayanmaktadr. Srdrlebilir kalknmada kaynak
tabanlarnn korunmas ve gelecek kuaklara yaanabilir bir
dnya braklmas amac gzetilmektedir. Bu zellikleri
nedeniyle srdrlebilirlik kavram, evre ve ekonomi arasndaki
ilikilerin etik adan yeniden gzden geirilmesi, bireylerin
tketimini azaltmas, kaynaklarn etkin kullanlmas ve bu ynde
gerekli rgtlenmeye gidilmesi anlamn tamaktadr (Kl,
2008:213).
Srdrlebilirlik, dnyann tama kapasitesiyle
ounlukla bireysel ve toplu insan davranlarnn deitirilmesi
yoluyla ilikilidir. Nfus art orannn azalmas, doal
kaynaklara alternatifler bulunmas, srdrlebilirlik kavramyla
tutarldr. Srdrlebilirlik, bir dizi evresel sonular olan etik
bir ilkedir (Portney, 2003: 6). Srdrlebilirlik, insan ve doa
arasndaki etkileimin ekolojik olarak srdrlebilirliini
salamaya almaktadr (Akkoyunlu Ertan, 2008:18).
21. yzylda "gelimiliin" yannda "srdrlebilirlik"
kavramnn nemini giderek arttraca dnldnde, insan
ve doa arasndaki ilikilerde dengenin bulunabilmesi iin
ekolojik farkndal arttracak yeni bir kavrama, yeni bir bak
asna ve anlaya ihtiya duyulduu; ayrca yine insan ve doa
arasndaki uyumlu birlikteliin ve ibirliinin znn tam olarak

1770

ortaya konmasnn gereklilii, aratrclar tarafndan da ifade


edilmektedir.
Gnmzde ekonomik byme ve gelimenin n art
olarak kabul edilen doal kaynaklar daha fazla kullanarak daha
fazla retme ve tketme eilimi ve yaklam, ok boyutlu
evresel bozulma ve sorunlarn da beraberinde getirmitir. Hatta
gnmzde srdrlebilir kalknma ad altnda yaplan sylem
ve sloganlar da doay smrme ve tketme amalarna ynelik
bir ara veya kalkan olarak da kullanlmaktadr(Gl, 2007).
Srdrlebilir Kalknma ve insan-evre kavramlar ilk
kez 1972 Stockholm doruunda uluslararas literatre gemi ve
son 20 yln en popler kavram haline gelmitir. nsanlar
biyolojik varlklarn srdrebilmek iin bata hava, su toprak,
orman, yer alt kaynaklar olmak zere tm doal srelerden
yararlanmak zorundadr. Dier yandan insann toplumsal
gvence altnda yaayabilmesi ancak onun belirli bir toplum
dzeni ierisinde ekonomik faaliyetlerde bulunmasn da
gerektirmektedir.
Srdrlebilir bir yaam iin iki temel koul vardr.
1-nsanlarn
yaamasdr.

belli

bir

toplumsal

dzen

iinde

2-Doann sunduu yaam kaynaklarn srdrlebilir


zelliini bozmadan kullanmaktr.
Bu iki zorunluluu denge ierisinde tutarak doal
kaynaklar kullanma hz ve iddeti ile bu kaynaklarn kendilerini
yenileme hznn uyumlu hale getirilmesine Srdrlebilir
Kalknma denilmektedir. Srdrlebilir Kalknma balamnda
insan ihtiyalarnn karlanmasyla doal kaynaklarn snrll
bir eliki oluturmaktadr. Bir yandan insan ihtiyalarnn
snrszl dier yandan doal kaynaklarn snrll
srdrlebilir kalknmann en temel elikisidir. Ayrca sadece
insan merkezli veya kalknma merkezli anlayla hareket etmesi
srdrlebilir yaklamla da eliebilmektedir. Srdrlebilir
kalknmann gerekletirilebilmesi temel elikinin zlmesi
ile mmkndr. Dier bir deyile;
1- Dnya nimetleri insann ancak gerek ihtiyalarna
yeter, dnya insannn hrsna yetmez. nsann ihtiya ve hrsnn
sonsuz ve bu zelliinin genetik bir yap olduu inanc doru

1771

deildir. nsan bu zelliklerini sonradan kltrel olarak edinir. O


halde insan ihtiya ve hrsnn snrsz olmad bir toplum ve
kltr ortamnn oluturulmas akla dayal bir toplum dzeninin
kurulmas srdrlebilir kalknma iin temel bir n kouldur.
2- kinci temel koul ise; doal kaynaklarn snrl
olduu gereidir. Doal kaynaklar tketmeden ve kendini
yenileme srelerini ya da zelliklerini bozmayacak bir ekilde
retim tekniklerini gelitirmek gerekmektedir.
3-Toplum ve evre bilincinin oluturulmas bireyin
temel ihtiyalarnn toplum tarafndan gvence altna alnmasna
baldr. Gnmzde 7 milyar aan insan nfusun temel yaam
kayglar varken ve yarnlardan emin deilken; dnyann deil 30
yl sonraki hali, yarnki hali bile bu insanlar
ilgilendirmemektedir. Bu nedenle gelir dalm, bireysel,
blgesel ve kresel dengesizlikleri ve kalknma adaletsizliklerini
srdrlebilir bir dzeye indirgemek gerekir. Var olmak
sorumluluktur. Yukarda sz edilen 3 temel koulun yerine
getirilmemesi halinde srdrlebilir kalknma olanaksz hale
gelmektedir.
Bu
nedenle
srdrlebilir
kalknma
yerine
SRDRLEBLR
GELME
VEYA
SRDRLEBLR YAAM LKES erevesinde insan
doa ilikisi yeniden sorgulanmal ve dzenlenmelidir.
Srdrlebilir yaam ilkesi sadece insan merkezli deil, tm
canllar dikkate alarak doa merkezli bir anlay iermektedir.
Doal ve kltrel kaynaklarn gelecek nesillere aktarlabilmesi
ve srdrlebilirliin salanabilmesi iin insanlarn yaam
biiminin bu anlay ile btnlemesi gerekmektedir. Doa
koruma, bugn yalnzca doal kaynak deerlerinin ekolojik,
ekonomik, etik ve estetik adan korunmasn deil, zellikle
tm canllar iin yaam temellerinin gvence altna
alnmasn da iermektedir (Gl, 2007).
Doa ile uyumlu yaamak, evresel sorunlarn doa
koruma ve doaya zarar vermenin merkezinde aslnda her iki
durum iinde insan faktr sz konusudur. Bir yandan doa ve
evre insan faktrnden korunmaya allrken dier yandan
yine insan faktr tarafndan korunmaktadr. Aslnda bir eliki
olarak grlen bu durum vardr. Sonuta doa veya evre koruma
insanln teki insanla kar bir mcadelesi olarak

1772

grlmektedir.
21. yzylda "gelimiliin" yannda
"srdrlebilirlik" kavramnn nemini giderek arttraca
dnldnde, insan ve doa arasndaki ilikilerde dengenin
bulunabilmesi iin ekolojik farkndal arttracak yeni bir
kavrama, yeni bir bak asna ve anlaya ihtiya duyulduu;
ayrca yine insan ve doa arasndaki uyumlu birlikteliin ve
ibirliinin znn tam olarak ortaya konmasnn gereklilii,
aratrclar tarafndan ifade edilmektedir.
8. DEERLENDRME VE SONU
Bilim ve teknolojideki hzl ilerlemeler insan yaayn
bir yandan kolaylatrrken dier yandan da insann doayla
etkileimini en st noktaya karmakta, ancak bu etkileimin
olumsuz bir sonucu olarak insan-doa ilikisi tek ynl olarak
doa aleyhine gelimektedir. Bunun sonucu olarak ok ynl ve
karmak doa veya evresel sorunlar da beraberinde
getirmektedir.
nsan doa ilikilerinde temelinde insann genellikle
kendi egosu (nefsi) erevesinde doay kullanma eiliminde
olduu grlmektedir. Doa koruma veya evre etii, ncelikle
kiinin kendisiyle, sonra fiziki evresiyle, sonra da toplumsal
evresiyle olan ilikisiyle ortaya kan bir elikidir veya
problematiktir. Bu elikinin temelinde ise insan tarafndan
doann btnsel ve yaamsal varlk olarak alglanmamas,
bunun tersine doann paracl alglanmas ve sadece kendi
amalar dorultusunda yararlanabilecei veya tketebilecei bir
ara/nesne olarak alglamasndan kaynaklanmaktadr. Gnmz
insann tketim alkanlklarnn giderek artmas ve eitlenmesi
bir yerde doann tketilmesini de doallatrld
grlmektedir. Dolaysyla problematiin k noktas da zm
noktas da BREY olarak grnmektedir.
Doa koruma, insan neslinin ve yaamsal dngnn
devamll asndan nemlilik arz etmektedir. 21. yzylda
"gelimiliin" yannda "srdrlebilirlik" kavramnn nemini
giderek arttraca dnldnde, insan ve doa arasndaki
ilikilerde dengenin bulunabilmesi iin doa farkndal ve
bilinliliin arttrlmas, yeni ETKSEL bir bak asna ve
anlaya ihtiya duyulduu anlalmaktadr.

1773

Bu nedenle doa koruma sadece yasal ve politik


yaklamlardan ziyade ncelikle toplum ve birey iin yaamsal
nem tayan doann, bencilce ve snrsz biimde
kullanlmasnn ardnda yatan isel nedenlerin ortaya
konulmasn gerektirmektedir.
UNESCO`nun organize ettii, 1975 ylnda Belgrat`ta
balayp 1997 ylnda Selanik`te sonuncusu yaplan hkmetler
aras konferanslarda zel olarak evre eitimi konusu ele
alnmtr. Bu konferanslardan kan nemli sonulardan biri;
evre eitiminde hedefin, mevcut insan merkezci anlayn doa
merkezci bilin eklinde yeniden yaplandrlmasnn
istenmesidir. Bu yaplanmada btncl anlayn temel alnmas
ngrlmtr.
Bu balamda doann korunmas ncelikle bireyin
ahlaki davranlarnn ve alkanlklarnn deimesiyle yani
bireysel lekte farkndalk ve bilinlilik srelerinin
tamamlanmas ile mmkn olabilecektir. Yani insann sadece
ego (nefs) merkeziyetilik anlayndan yaam (doa veya
ekolojik) merkeziyetilik anlayna dnmesi ve gelimesi
gerekmektedir. Bir baka deyile farkndaln en st dzeyinde
olanlar ve bilinli yaayan insanlar dier canllarn da yaam
hakkna sayg duyarak, doada herkese barnma ve beslenme iin
yer olduu zgveni ile daha barl yaayabilmesi ngrs
yaygndr. Ancak bu farkndalk ve bilinlenme srelerinin
salkl, yaam amacyla uyumlu ve btncl olarak yaanmas
ile mmkndr. Bu durum sadece beeri bilim deil, ayn
zamanda ahlaki veya etik boyutuyla ilikilendirilmesi ve eyleme
dntrlmesi ile gerekleecektir.
Gelecek kuaklara temiz ve yaanabilir bir doa veya
evre braklabilmesi zellikle etik deerlere sahip olan
insanlarn oalmasyla mmkn olacaktr. Bu durumda doann
tahribinin nlenmesi bireycilik, kr drts, ekonomik ve siyasi
ilikiler gibi olgularn da irdelenmesini gerektirmektedir. nk
evresel sorunlar veya doann tahrip edilmesi gibi her olayn
temelinde mutlaka
insan toplumu yararna aykrlk
bulunmaktadr.
Gnmzdeki bireysel ve toplumsal yozlamann
temelinde arz-talep konusunun hzl ve kapsama alann geni
olmas nedeniyle "ekonomi-etik" ilikisini sorgulanmasn

1774

gerektirmektedir. "retim sayesinde insanlaan, blm


sayesinde siyasallaan insan, ekonomi boyutta evrensel etik
kurallar oluturamamas da nemli bir eksikliidir. retenle,
retimden pay alan veya smren ile smrlenler arasnda
akln ciddi oranda artmas ekonomi ve politik boyutta etik
ilikisine olan ihtiyac de her geen gn artmaktadr. Ekonomik
ve politik etik bir yerde bireysel ahlaktan toplumsal ahlaka
dnm ve geliimi de hzlandracaktr.
nsan yaamnn karmakl, bireysel ve kurumsal
lekte talep ve nceliklerin eitlenmesi, artmas ve giderek
tkanma noktasna gelmesi insan istek ve ihtiyalarnn ekolojik
gereklerle uzlatrmay salayacak derin ekolojik politika
(ekopolitik) ve ekolojik ekonomi yaklamna ihtiya vardr.
zellikle 21. Yzylda ahlaki uzlamaya, paylamaya evrensel
politikaya ve yeni bir dnya dzeni anlayna gereksinim
giderek artmaktadr.
nsan ve doa arasndaki uyumlu birliktelii ve ibirlii
eitsel, evresel, mesleki, ekonomi ve politik boyutta
EKOLOJK BENLK, BTNCLLK, EVRENSELLK,
ETK, PAYLAIM ve SEVG ile salanabilecektir.
Sonu olarak, nsan doann bir parasdr, doa ve
doal kaynaklar korunmad durumda yaanabilir bir
geleceinin olmayaca bilinmelidir. Bu nedenle insann doayla
uyumlu ve doa koruma temelli bir yaam biimini benimsemesi
gerekmektedir. Aksi takdirde btn abalar boa kacaktr.
Buradaki ana esas, insann doaya kar iten ve derin sayg ve
hayranlnn eylemsel boyutta ortaya kmas ve yansmas
olarak ifade edilebilir.
nl Filozof Konfiyus;

Doa eitimin nne geerse, bir da adam


yetitirmi olursunuz. Eer eitim doann nne geerse, katip
yetitirmi olursunuz. Doa ve eitim doru oranla
harmanlanabilirse ancak o zaman stn zellikleri olan insanlar
yetitirebilirsiniz.",

yi insan, gzel sz syleyen deil,


sylediini yapan ve yapabileceklerini syleyen adamdr,

Bir eyleri deitirmek isteyen insan nce


kendisinden balamaldr gibi konu ile ilgili szleri nemli
mesaj olarak alglanmaldr.

1775

KAYNAKA
AKARSU, B. (1994). nsan ve evre, Cogito, say 2, Yap Kredi
Yaynlar, s. 31. stanbul.
AKKOYUNLU, E. K. (2008), Kentli Haklar Ve Kente Kar Su
Balamnda Kentli Etii, Mula niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Dergisi (LKE), Say 20.
ANA BRITANNICA, 2000. Genel Kltr Ansiklopedisi, Cilt 8,
Ana Yaynclk A.., stanbul, s. 343.
ARISTOTELES (1983), Politika, (ev.) Mete Tunay, 2. Basm,
Remzi Kitabevi, stanbul.
BILLINGTON, R. (1997), Felsefeyi Yaamak (Ahlak
Dncesine Giri) (stanbul: Ayrnt Yaynlar) (ev.
Abdullah Ylmaz).
BOYDAK, M. (2011). Aratrma ve Yayn Etii. Bilim Etii,
Atasoy, N., Boydak, M., rpan, H., Kendigelen, A.,
Meri, . E., Topal, A. S., Ulubelen, A., Yldrm, N.,
Yazc, H. (Eds), Bilim Etii, s. 1-13, stanbul
niversitesi Yaynlar No.5048, I S B N : 978-975-404906-0. stanbul.
CERTL, . (2001). evreci Hareketin Siyasallama Sreci",
C.. Sosyal Bilimler Dergisi, Aralk 2001 Cilt: 25 No:
2; 213-226.
CEVZC, A. (2003). Felsefe Szl, Pradigma Yaynlar,
stanbul.
OLAK, A. H. (2001). Ormanda Doa Koruma, Ankara: Milli
Parklar ve Av-Yaban Hayat Genel Mdrl Yayn.
EN, A. (2001a). Felsefeye Giri, Asa Kitabevi, Bursa,
2001.s. 76.
EN, A. (2001b). Derin Ekoloji, Uluda niversitesi Fen
Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm, Bursa, 2001.s. 11.
DES JARDNS, J. R. (2006), evre Etii, evre Felsefesine
Giri, (ev. Ruen Kele), mge, stanbul. FREIMAN,
C. (2006), Environmental Virtue Ethics, Ethics And
The Environment, Volume 11, Number 1, ss. 133-138.

1776

DEVALL, B. (1994). Ekolojik benligimiz. G. Tamko, (Der.),


Derin ekoloji iinde (43-56). Ege yaynclk, zmir.
FIRAT, A. S. (2003), evre Etii Kavram zerine Yeniden
Dnmek, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler
Fakltesi Dergisi, 58(3), ss.105-144.
GRMEZ, K. (2007), Srdrlebilir Kalknmaclktan
Yamalanan Kylara, Trkiyenin Ky Politikas, A.
Mengi (Ed.). evre ve Politika: Baka Bir Dnya
zlemi iinde, 1. Bask, Ankara: mge Kitabevi, ss. 239246.
GL, A. (2005). Korunan doal alanlarda planlama sorunlar ve
ekolojik ynetim plan nerisi, I. evre ve Ormanclk
uras, T.C. evre ve Orman Bakanl, (22-24, Mart,
2005), Doa Koruma, Cilt:4, 1421-1429, Antalya.
GL, A. (2007). Doa Koruma Kavram ve lkemizdeki
Korunan Doal Alanlarn Yasal Durumu. Ispartada
Doa Eitimi, TUBTAK Bilim ve Toplum Projeleri
107B031 Nolu Doa Eitim Projesi Ders Notlar 2228s.
KARACA; . (2008). evre, nsan ve Etik erevesinde evre
Sorunlarna ve zmlerine Ynelik Yaklamlar.
Cilt:12. Say:1.Haziran 2008 s.19-33.
KARAKO, A. G. (2004), evre Sorunlarna Etik Yaklam,
M.C. Marin ve Uur Yldrm (Ed.). evre Sorunlarna
ada Yaklamlar: Ekolojik, Ekonomik, Politik ve
Ynetsel Perspektifler iinde. stanbul: Beta, ss. 59-74.
KAYA, N. (2004a). Evrenin dili (2. Bask). Sistem Yaynclk,
stanbul.
KAYA, N. (2004b). Sezgilerimiz ve takntlarmz (2. Bask).
Sistem Yaynclk, stanbul.
KELE, R. ve HAMAMCI, C. (2005), evre Politikas, mge
Kitabevi, 5. Bask, Ankara.
KILI, S. (2008), evre Etii, Orion Yaynlar, Ankara.
PORTNEY, K.E. (2003), Taking Sustainable Cities Seriously:
Economic Development, the Environment and Quality
of Life in American Cities, Cambridge MA, MIT Pres.

1777

ROCK, M. T. (1996). Pollutian Intensity of GDP and Trade


Policy: Can the World Bank Be Wrong?, World
Development, 24/3: 471-479.
SERRES, M. (1995), The Natural Contact, (ev. E. MacArthur,
W. Paulson), University of Michigan Press, Michigan,
USA, 154 s.
SELSAM, H. (1995), Etik, Yeni Deerler ve zgrlk, (ev.
Yksel Demirekler), Yaba Yaynlar, 1. Basm, Ankara.
TUFAN, H. (1994). Kolektif Bellek ve nsan/Doa likisi,
Cogito, say 2, Yap Kredi Yaynlar, 1994s. 69.
stanbul.
USLU, . (1995). evre Sorunlar, nsan Yaynlar, stanbul
1995.
UZUNOLU, S. (2006). evreyi Korumada Yeni Bir Kavram:
Ekolojik Ego. Ekoloji 15, No: 58, 2006. s.33-37.
NDER, H. (1996), evre Felsefesi, Etik ve Metafizik Grler.
Doruk Yaynclk, Ankara.
YAANAK E. ve G. NKAL, (2005), evre Felsefesi,
Felsefe Ansiklopedisi, Ed. A.Cevizci, Cilt:3, 2005,
ss.589-595,
http://www.guncelonkal.com/PDF/cevre_etigi_maddes
i.pdf (21.01.2008).
YAZICI, H. (2001). Hangi Hakla nsan Haklar? nsan
Haklarnn Geliimi, TBA, Bilimsel Toplant Serileri:
9, s. 3-6.
YAZICI, H. (2011). Bilim Etii: Ksa Tarihe ve Ana Kavramlar.
Blm sayfa. 1-13. Yazc, H. (Eds), (Atasoy, N.,
Boydak, M., rpan, H., Kendigelen, A., Meri, . E.,
Topal, A. S., Ulubelen, A., Yldrm, N. 2011. Bilim
Etii, s. 1-13, stanbul niversitesi Yaynlar No.5048,
I S B N : 978-975-404-906-0. stanbul.
YREK, N. (2007). evre Eitiminde Yeni Yaklamlar.
Say:13. Say (Ocak - Mart 2007) 2007.
http://www.ekolojimagazin.com/?id=228&s=magazin

1778

FUKUIMA NKLEER KAZASININ NKLEER ENERJI


YATIRIMLARINDA SOSYAL KABUL ZERINE ETKISI
r.Gr.Dr. Ali EK
ZET
almada, Fukuima nkleer tesis kazasnn (FNTK)
nkleer enerji yatrmlarnda ki sosyal kabul zerine etkisinin
deerlendirilmesi amalanmaktadr. alma, nkleer enerji
alannda yatrm srecinde olan Trkiyede, 2013 ylnda
yaanm olan toplumsal olaylarn balangcnda evre konulu
sosyal kabul ve temsiliyet sorunun etkili olmas asndan
nemlidir. Nkleer enerji yatrmlar karar verme srelerinde,
enerji arz gvenlii ve sreklilii, verimlilik ve evresel etki gibi
birok parametre ile birlikte toplumdaki sosyal kabul dzeyi de
etkili olmaktadr. FNTK ncesi, iklim deiiklii ve enerji
gvenlii gibi konular sosyal kabul olumlu etkilerken, FNTK
sonras nkleer kazalarla evrenin zarar grecei kayglar sosyal
kabul olumsuz etkilemektedir. Nkleer enerji yatrmlarna
balayan ya da srdren lkeler, sosyal kabul sorunu ile
karlamamak iin nkleer enerji ile ilgili toplumsal
bilgilendirme almalarna nem vermeli, effafl ve karar
verme srelerine toplumun aktif katlmn salamaldr.
Anahtar Kelimeler; Nkleer Enerji, Fukuima Nkleer
Tesis Kazas, Sosyal Kabul, evresel Etki.
THE EFFECT OF FUKUSHIMA NUCLEAR DISASTER
ON THE SOCIAL ACCEPTANCE OF NUCLEAR
ENERGY INVESTMENTS
ABSTRACT
The objective of the study is to evaluate the effect of
Fukushima nuclear plant disaster (FNPD) on the social
acceptance of nuclear energy investments. The study is important
since environment based social acceptance and representation
problems are effective in the start of the social events in Turkey

Ege niversitesi Atatrk Salk Hizmetleri Meslek Yksek Okulu,


Bornova/zmir. a_eksi@yahoo.com

1779

in 2013 during the nuclear energy investment period. In addition


to energy supply safety and continuity, efficiency and
environmental effects; the social acceptance level in the society
is also very effective in nuclear energy investment decisions.
Whereas topics such as climate change and energy safety have
positive impact on social acceptance prior to FNPD, the anxiety
regarding the possibility of environmental hazard due to nuclear
accident has negative impact on social acceptance. Countries that
start or continue nuclear energy investments should give
importance to social informing studies about nuclear energy in
order to avoid facing social acceptance problems and they should
also ensure active participation of the society in decision making
processes.
Key Words; Nuclear Energy, Fukushima Nuclear Plant
Accident, Social Acceptance, Environmental Impact.
GR
Artan enerji ihtiyacna karlk lkeler enerji retiminde
gvenilir, ucuz, kesintisiz, evreye uyumlu ve ekonomik adan
kabul edilebilir kaynaklar aramaktadr. Enerji retim aralarnn
hemen hemen hepsinin kendine zg evresel ve sosyal etkileri
bulunmaktadr. Gnmzde enerji politikalarnn srdrlebilir
olmas iin en bata doal evreye olumsuz etki yapmamas
gerekir. Enerji iin kaynak araylar ierisinde nkleer enerji
tarihin belli dnemlerinde en nemli seenek olmu, sivil amal
kullanm iin genelde desteklenmitir. Ancak nkleer enerjiden
silah retimi ya da bir kaza riski dnya kamuoyunda hep kayg
nedeni olmutur. Nkleer politikalarda ve kazalar sonras
ynetimler tarafndan srdrlen gizlilik politikalar bu kayglar
arttrmtr (Dayday, 2006: 97).
Nkleer enerji, baz otoriteler tarafndan karbon bata
olmak zere sera etkisi yaratan gazlarn salnmna ve ar
metallerin yaylmna neden olmamas zelliklerinden dolay
iklim deiiklii sorununa zm olarak gsterilmektedir. Ertrk
ve arkadalarna gre, nkleer enerji, evresel riskler dikkate
alnarak ve gerekli gvenlik nlemleri salanarak yapldnda,
fosil yaktlarla alan termik santrallere gre srdrlebilir
kalknma hedeflerine daha uygundur (Ertrk vd., 2006:151;
Tezekeci, 2005: 78). Ancak nkleer enerjinin her aamada

1780

evreye telafisi mmkn olmayan zararlar verdiini savunan


grlerde bulunmaktadr. Bu grlere gre, uranyum
madeninin ilenmesinde, nkleer atklarn depolanmas ve
bertarafnda nemli evresel riskler bulunmaktadr (Bobat, 2006:
12). Asl risk ise olasl ok dkte olsa, nkleer kazalardr.
Nkleer kazalar, insanlara ve doal evreye telafisi mmkn
olmayan zararlar verebilmekte, bununla birlikte ulusal refah
etkileyebilecek maliyetler oluturmaktadr. ernobil nkleer
kazasnn toplam maliyetinin 200 milyar dolarn zerinde olduu
tahmin edilmekte, Fukuima nkleer kazasnda sadece kirlenen
alanlarn temizlenmesi iin yaklak 20 milyar dolar kaynak
gerekmektedir (Mnir, 2011).
Bir lke iin nkleer enerji yatrmlarna balanmas,
nemli saylabilecek bir bteyi ve uzun zamanl planlar
gerektirir. Birok lke, nkleer yatrmlara balamasna ramen,
eitli nedenlerle tamamlayamamtr. Bu gn nkleer enerjiyi
her lke, kendi dinamikleri ve alternatifleri ile birlikte
deerlendirmektedir. lkelerin bir ksm nkleer enerjiyi
tamamen brakm, bir ksm yeni nkleer yatrmlarn
durdurarak, nkleer enerjiyi brakacaklar tarihleri aklamtr.
Bununla birlikte bir ksm, enerji retiminde nkleer seeneini
hali hazrda nemli bir seenek olarak grmekte, mevcut
yatrmlarn srdrmekte, bazlar da yeni nkleer yatrmlara
balamaktadr (Turul, 2006:28-33). Nkleer programlarn
baars iin bunun bir devlet politikas olmas, alternatifleri ile
birlikte deerlendirilmesi, olas risklere kar nlemlerin
alnmas ve sosyal kabuln salanmas gerekir (Dayday, 2007:
2). Nkleer enerji karar verme srecinde; nkleer seeneinin
ekonomik ve evresel adan deerlendirilmesi kadar, halkn
bilgilendirilmesi ve sosyal kabuln salanmas da nemlidir.
Nkleer enerji yatrmlarnda sosyal kabul salanamadnda,
toplum ile kamu idaresi arasnda bir gven sorunu oluabilir. Bu
gven sorunu, sosyal maliyetler oluturabilecek yeni kriz alanlar
oluturabilir (IAEA, 2006:3; Baydoan, 2006:41).
almada nkleer enerjinin, iklim deiiklii ile
mcadele ve enerji gvenlii kayglar ile tekrar nemli bir enerji
arz arac olarak tartlmaya baland bir dnemde meydana
gelen, Fukuima Nkleer Tesis Kazasnn (FNTK) sosyal
kabul zerine etkilerinin saptanmas amalanmaktadr.
almann birinci blmnde, nkleer enerji ile ilgili genel

1781

bilgilerin, nkleer enerjide effaflk ve katlmn, nkleer


kazalarda gizlilik sorununun, sosyal kabul tanmnn ve FNTK ile
ilgili bilgilerin bulunduu kavramsal ereve yer alacaktr. kinci
blmde ise ncesi ve sonrasnda yaplan bilimsel almalarla
oluturulacak tartma ile FNTKnn sosyal kabul zerine etkisi
deerlendirilecektir. alma, 2013 ylnda evre ile ilgili bir
kamusal karara kar oluan sosyal kabul sorunuyla balayan ve
sonrasnda fiziki ve sosyal maliyetler oluturan bir krize dnen
Gezi Park olaylarnn yaand Trkiyede, 1970li yllarda
balayan nkleer enerji serveninde en nemli admlarn1 yine
ayn yl ierisinde atlmaya balanmas asndan nemlidir
(Eki, 2013a:158).
1. KAVRAMSAL EREVE
1.1. Nkleer enerji ile ilgili genel bilgiler
Enerji dnm santrallerinde temel gereksinim,
jeneratrn dndrecek buhar oluturacak snn retilmesidir.
Fosil yakt ile alan santrallerde s retimi iin kmr, doal
gaz veya dier petrol rnleri yaklr. Nkleer santrallerde ise s
retimi iin nkleer enerji kullanlr. Nkleer enerji, atom
ekirdeklerinin paralanmas (fisyon) ile balayan zincirleme
reaksiyon sonras ortaya kan byk enerjidir. Fisyon ilemi
srasnda, enerji ile birlikte, ortama insan salna zarar
verebilecek radyasyon salnr. Nkleer santrallerde zincirleme
reaksiyon kontroll bir ekilde, izolasyon altnda yaplr ve aa
kan radyasyonun salnmna izin verilmez. Nkleer santrallerde
kontrol altnda yaplan zincirleme reaksiyonun, kontrol dna
kmas ve nkleer yakt ya da atklardaki radyoaktivitenin, tesis
alanlarna, halka ve evreye zarar verecek oranda yaylmas
nkleer santral kazas olarak tanmlanr. Nkleer santral kazalar,
ara ve ekipmanlarda oluan teknik sorunlar nedeniyle gvenlik
nlemlerinin yetersiz kalmasna bal, insan kaynakl ve en son
FNTKda olduu gibi doal afetlerin tetiklemesi ile oluabilir
(Gler, 2006: 59).
Nkleer enerjiden elektrik retimi ilk olarak 1951de
ABDde gerekletirilmitir. Bunu 1953te ngiltere, 1954te
1

2013 ylnda, Mersin Akkuyu nkleer enerji tesisi ile ilgili ED sreci balam,
Sinop nkleer enerji tesisinin ihalesi yaplmtr.

1782

Rusya, 1956da Fransa ve 1961 Almanya takip etmitir. 1970e


kadar nkleerden elektrik enerjisi reten lke says yirmili
rakamlara km, fosil yaktlarn arznda yaanan sorunlar,
nkleer enerjiye talebi iyice arttrmtr. Seksenlerde dnya
ekonomisinde ki duraklama, nkleer enerji sektrnn de
duraklamasna neden olmutur. Ancak nkleer enerjide ki asl
duraklama, 1979da ABD Three Mile Island ve 1986da Rusya
ernobil nkleer kazalar sonras yaanmtr. Bu gn dnyada
yaklak 450 ticari nkleer enerji reaktrnde, dnya enerji
arznn yaklak %15i retilmektedir (TAEK, 2011:54-55).
1.2. Nkleer enerjide effaflk ve katlm
Nkleer enerji yatrmlarnda hem topluma hem de
uluslar aras kamuoyuna gven salama, hkmetlerin grevidir.
Burada ne kan iki tanm effaflk ve katlmdr. Nkleer enerji
ile ilgili uluslararas kurulular, nkleer enerji karar verme
srelerinin, effaf ve halkn katlm salanarak yaplmasn
nermektedir. Nkleer enerji yatrmlarnda Nimbizm2in nne
geilebilmesi ve nyarglarn yklabilmesi son derece nemlidir.
nyarglarn nne gemenin ya da vatandan doru
bilgilenmesinin yolu, karar alma srecinin effaf yrtlmesi,
toplumun zamannda ve doru bilgilendirilmesi, bilgi edinme
mekanizmalarnn almas ve karar verme srecine vatandan
katlm ile mmkn olmaktadr (IAEA, 2006:6; Tombakolu,
2006:56).
Nkleer enerji yatrmlarnda, gvenlik, maliyet ve atk
ynetimi konular son derece speklasyona ak konulardr ve bu
konularda ciddi bilgi kirlilii oluur. zellikle nkleer kaza
dnemleri speklasyonlarn en youn olduu dnemlerdir.
Gizlilik politikalar sonucu oluacak bilgi kirlilii, toplumlarda
kayglar arttrr. Bazen bu kayglar toplumlarda, yeni krizlerin
olumasna, kutuplamann artmasna neden olabilir. Bu
speklasyonlarn nne gemenin ve toplumda ki kaygnnn
nne gemenin en temel yolu effaflktr. Nkleer enerji ile
ilgili karar verme srelerinde effafln en nemli olduu alan
dzenleme ve denetleme mekanizmalardr. Nkleer enerji
yatrm planlayan lkeler mutlaka, devlet hiyerarisinden
2
NIMBY, arka bahemde bile olmasn anlamna gelen, ngilizce Not In My
Back Yard deyiinin ba harflerinden olumaktadr. Gelimi lkelerde, atk
ynetimi ile ilgili nlemlerin alnmasna ramen, toplumlarn reddetme sendromu
ya da saplants iin ifade edilmektedir (Toprak, 2012:17).

1783

ayrlm, yasalarla grev alan belirlenmi, bamsz bir


dzenleme ve denetleme kurumunu oluturmu olmaldr.
effafln bir baka boyutu da, vatandan bilgi edinme hakknn
salanmas
ve
toplumu
bilgilendirme
almalarnn
yaplmasdr. Toplumun bilinlendirilmesi/bilgilendirilmesi
almalar, sadece nkleer enerjinin faydalar ya da avantajlar
zerine kurulmamal, nkleer enerjinin oluturduu riskler ve bu
risklere kar alnacak olan gvenlik nlemleri de yer almaldr
(IAEA, 2006:33-37; Baydoan, 2006:41).
Katlm, karar alma srelerinde kamu idaresi ve toplum
iersindeki farkllklar olan gruplar ve bireyler arasnda, iletiim
ve etkileim alar oluturarak, kartlklar ve dmanlklar
yerine, mzakere ve uzla temelli ortaklklarn oluturulmasdr.
Katlm, karar verme srelerinde toplumun neri ve kayglarn
idareye iletmesine olanak salar ve kararlarn kamu yararna
alnmasna katk sunar (Gndoan, 2013:31). Nkleer enerji
karar verme srelerinde halkn katlm genelde iki aamada
olur. Birinci aama nkleerin, enerji arz seenekleri arasna
eklenmesinin halka danlmasdr. Birok lke bunu yapt
referandumlarla gerekletirmektedir. talya hkmetinin 1986
ylnda ernobil kazas sonras yapm olduu referandumda
halk nkleer enerjinin terk edilmesi konusunda karar vermi,
2011de nkleer enerji yatrmlarna tekrar balamak iin yaplan
referandumda da halkn yaklak %95i nkleer enerjiye hayr
demitir (akr, 2011). Halkn katlmnn salanabilecei ikinci
aama ise ina edilecek nkleer tesis sahasnn belirlenmesi ve
evresel etkilerinin yerel halk ile mzakere edilmesidir.
Oluturulun katlm mekanizmalarnda, halkn gr ve nerileri
bildirebilmesi iin yeterli olanaklar oluturulmaldr. Bu konuda
kullanlabilecek en nemli ara ED sreleridir. ED
srelerinin prosedrlere ve uluslararas kabul grm
yntemlere uygun yaplmas gerekir. Dnya Bankas, OECD ve
ISO gibi kurulular ED prosedrleri ile ilgili uluslararas
geerlilii olan klavuzlar hazrlamlardr. Bu klavuzlarn
dikkate alnmas hem toplumda hem de uluslararas kamuoyunda
gven algsnn olumasna katk salayacaktr. Gven arttrc
bir baka unsurda, evresel konularda toplumun bilgi edinme,
katlm ve yargya bavuru haklarn korumay hedefleyen en
nemli uluslararas aralardan olan Aarhus Szlemesine taraf
olunmas ve nkleer projelerde bu szleme hkmlerinin
uygulanmasdr (IAEA, 2006:24-26).

1784

1.3. Nkleer kazalardaki gizlilik sorunu


Nkleer teknoloji, lkelerin ulusal karlarn ne
srerek, effafln tam olarak salanmad, gri alanlarn
olduka youn olduu bir alandr. Nkleer teknoloji ile ilgili
silah yapm ve terrizm amacyla kullanma gibi tm toplumlar
tehdit edecek risklerin olumas mmkndr. Bu nedenle de,
gizlilik belli bir noktaya kadar anlalabilir. Ancak bu nkleer
politikalarda gizliliin esas olaca anlamna gelmemelidir.
zellikle nkleer kazalar sonras ynetimlerin taknacak olduu
gizlilik temelli politikalar, speklasyonlara ve toplumdaki
kayglarn artmasna neden olabilmektedir. Nkleer teknoloji
enerji retiminde kullanlmaya balanld gnden itibaren, bu
gce sahip lkeler iin hep bir prestij kayna olmu, zellikle
souk sava dneminde nkleer kazalar baarszlk olarak
tanmlanm ve prestij kayb olarak alglanmtr. Bu nedenle de
tarih boyunca olmu olan nkleer kazalarda gizleme kaygs n
plana kmtr. Bu durum toplumlar asndan nkleer enerjiyi
daha kozmik bir hale getirmi ve halktaki endienin artmasna
neden olmutur. Nkleer kazalar ile ilgili gizleme abalar tarihin
hibir dneminde baarl olamam, er ya da ge kaza ile ilgili
bilgiler bir ekilde yaynlanm ve ynetimlerde kazalar
kabullenmek zorunda kalmtr.
Nkleer kazalarda gizlilik ile ilgili rnekler;
1957 ylnda meydana gelen, evreye etkisi en az
ernobilin yars kadar olduu dnlen, Mayak nkleer tesis
kazas Sovyetler Birliinin tm gizleme almalarna ramen,
kazadan birka ay sonra blgeye giden Dr. Nina Afonina
tarafndan ortaya karlmtr. Dr. Afonina, blgede insanlarn
ve zelliklede ocuklarn ldn bildiren almalar yapmtr.
Kaza sonras blgede bulunan 30 kadar yerleim yerinin
haritadan silindii iddia edilmektedir (russia-now, 2007;
KBRNP, 2011 ).
1979 Three Mile Island nkleer tesis kazas sonras,
resmi otoriteler herhangi bir evresel hasarn olumadn
aklam, ancak kazadan bir gn sonra blgeye giden Dr. Ernest
Sternglass, kendi yapt testlerle blgedeki radyasyon
miktarnn; dklere, l doumlara ve zellikle ocukluk
dnemi lsemilerine neden olabilecek dzeyde olduu
belirtmitir (Wasserman, 1982: 199-201).

1785

1981 ylnda Japonyada meydana Tsuruga nkleer tesis


kazasn yetkililer nce rtbas etmek istemi, blge halk bir
mddet gnlk hayatna devam etmi, ancak basnn srarl takibi
ile radyasyon deerinin normalin on kat zerinde olduu
saptanm, kaza 40 gn sonra dorulanmak zorunda kalmtr
(Shorrock, 2011).
1986 ernobil nkleer kazas sonras, Sovyet ynetimi
kazay gizlemeye almtr. Kaza sonras ortaya kan
radyoaktif bulut tm Avrupada etkili olmu, rlandada
serpintiye neden olmutur. Sovyet yetkililer kazay iki gn sonra
Sovyet Haber Ajans araclyla kabul etmek zorunda kalmtr
(Netyol, 2011).
ernobil nkleer kazasndan sadece 9 gn sonra
Almanyada meydana gelen Hamm Uentrop nkleer tesis
kazasnda, kamuoyu basksndan ekinen Alman Hkmeti nce
kazay gizlemi, hatta blgede artan radyasyon oranndan
ernobil kazasn sorumlu tutmutur. Bilim adamlarnn
blgedeki radyasyon orannn %70 orannda yerel kaynakl
olduunu aklamalar zerine, yetkililer kazay kabul etmitir
(Envinronment, 2010).
2011 FNTKnn evre ve insan sal zerine etkileri
hala tartmaldr. Bu konuda birok otorite Japon yetkililerin
kirlilik konusunda yeterince samimi davranmadklarn
dnmektedir (Payack, 2011).
1.4. Sosyal kabul
Sosyal kabul, kamusal karar alma srelerinde karardan
etkilenecek olan bireylerin, yerel halkn ve sivil toplumun
katlmnn
salanmas,
toplumun
karar
hakknda
bilgilendirilmesi, oluabilecek olan kayglarn ynetilmesi ve
sonu itibari ile kan kararn toplum tarafndan
sahiplenilmesidir (Palabyk vd., 2010:197). evresel risk
oluturan yatrm kararlarnda, kamu yarar temelinde toplumsal
ortaklklarn kurulmas ve sosyal kabuln salanmas gerekir.
Sosyal kabul, karar alma srelerinde kamu otoritesi, zel
kurulular, sivil toplum ve bireyin etkileimi ile ilgili olup, bu
etkileimin sonucu olarak ortaya kan uzladr (Gndoan,
2013:26). Kamusal kararlarda sosyal kabul salanrsa, bu
kararlarn toplum tarafndan daha ok benimsenmesine ve
demokratik kltrn yerlemesine katk salar. Sosyal kabul

1786

salanamazsa, toplumda ortak bir sinerji oluturulamaz ve


oluacak kriz alanlar sonucu sosyal maliyet ortaya kabilir
(Karasoy, 2013:331; Shehrin, 2013:215). Kamu otoritesi ile
toplum arasnda gven algs olumsuz etkilenir, kutuplama artar,
kamusal kararlarda nerilerini ve kayglarn ortaya
koyabilecekleri bir katlm mekanizmas bulamayanlarda,
temsiliyet sorunu ve sosyal dlanma3 geliebilir (Bilgen,
2012; zyol, 2013). Sosyal dlanmay tersine evirecek sosyal
kabul hedefli kamu politikalarn tercih etmek, sosyal maliyet
oluturabilecek krizlerin nne gemek iin zorunludur
(Ovichegan, 2014:359). Bu almada, sosyal kabul tanm,
nkleer enerji yatrmlar ile ilgili kararlarda, fayda ve risklerin
toplum tarafndan alglanmas, sahiplenilmesi ve iselletirilmesi
iin oluturulacak toplumsal uzla durumu olarak, sosyal kabul
oran da toplumun kamusal kararlar kabullenme/iselletirme
oran olarak kullanlacaktr.
1.5. Fukiima nkleer tesis kazas (FNTK)
FNTK, iklim deiiklii tartmalar erevesinde
nkleer enerjinin, enerji arz seenekleri arasnda tekrar nemli
bir seenek olarak tartld bir dnemde, meydana gelmitir.
11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen dokuz byklnde ki
Tohoku Depreminde tesiste nemli bir hasar olumamtr.
Ancak deprem sonras oluan, yaklak 600 km2 bir alanda etkili
olan ve yaklak 25 bin kiinin hayatn kaybetmesine neden olan
tsunami sonras, tesisin bulunduu blgede yerel elektrik
ebekesi tamamyla devre d kalm, tesise elektrik ulam
tamyla durmutur. Deprem sonras tesiste bulunan reaktrler
otomatik olarak kapanm, ancak elektrik kesintisinden
reaktrlerin soutma sistemleri4 olumsuz etkilenmitir (Acton ve
Hibbs, 2012:4). Depremden yaklak 20 dakika sonra, yaklak
11 metre byklnde ki tsunami dalgalar tesise ulam ve
tesisin koruyucu duvarlarn amtr. Tesisin trafosu,
jeneratrleri, yakt tanklar ve hizmet alanlar su altnda kalmtr.
Bu aamadan sonra tesiste enerji kayna olarak sadece yedek
3
Sosyal dlanma, bireylerin kamusal kararlarda katlmnn engellenmesi ya da
toplumun imknlarndan daha az istifade etmesine neden olmak eklinde
tanmlanabilir (Ovichegan, 2014:359).
4
Bilindii gibi nkleer reaktrlerde zincirleme reaksiyon durdurulduktan sonra,
reaktr belli bir sre soutulmaya devam edilmelidir. Soutma sistemlerinin
sorunsuz alabilmesi iinde elektrik enerjisi gerekmektedir.

1787

bataryalar kalm, yeterli enerji salanamaynca da reaktrlerde


yeterli soutma yaplamamtr. Tesisin birinci reaktrnn ss
hzla ykselmi, buhar basnc artm ve patlamay nlemek iin
buhar vanalar almtr. Ancak tm bunlara ramen s kontrol
altna alnamam, reaktrde ksm erimeler olumu, biriken
buharn neden olduu hidrojen patlamas sonucu, reaktr
binasnn tepe ksm havaya umutur. Patlamayla, reaktrn
ikincil koruma kab btnln kaybetmi, ancak ana koruma
kab btnln korumutur (Braun, 2011:4-9).
Tesisteki reaktrlerin soutulmas iin uzun sre deniz
suyu ile dorudan soutma ilemi uygulanm, reaktr ana
gvenlik kab zarar grmedii iin evreye szan radyasyon,
havaya braklan radyoaktivite ieren buhar ile snrl kalmtr
(IAEA, 2011). Birinci reaktrdeki patlamadan bir gn sonra,
nc reaktrde de hidrojen patlamas meydana gelmitir
(Anadolu Ajans, 2011). Resmi makamlar kaza sonras
santralden 15 ton dk radyasyonlu suyun szdn aklamtr
(Cihan Haber Ajans, 2011). Yaklak 25 kmlik apta yaayan
100 bine yakn kiinin radyasyondan etkilendii tahmin
edilmektedir. Tahliye organizasyonunun zamannda yaplmas
ile blgede yaayan insanlarn, akut etki gsterecek dzeyde
radyasyona maruz kalmalar engellenmitir (Holt vd., 2012:1).
Birinci reaktrdeki patlama ile tesis alanlarndan bir kii
hayatn kaybetmi, 11 kiide termal yaralanmalar olumu ve 22
kii radyasyondan etkilenmitir. nc reaktrdeki patlama
srasnda ise kii yaralanm, yedi kiide kaybolmutur
(Radikal, 2011:6).
ernobilden sonra dnyadaki en byk nkleer olay
olarak kabul edilen kazann, ekonomik boyutu olduka dikkat
ekicidir. Tesisin iletmecisi kaza srecinde toplam mali
kaybnn 9,5 milyar Avro olduunu aklamtr. irketin
demek zorunda kalabilecei tazminatn 80 milyar Avroyu
bulabilecei tahmin edilmektedir. Kazann evre ve insan sal
zerine etkileri hala tartmaldr. Radyasyon sznts ve serpinti
yolu ile olan kirlenmenin dk seviyelerde olduu ve byk
riskler oluturmayaca dnlmektedir. Ancak radyasyona
maruz kalmann alt limit dozu olmad dnldnde, kaza
sonras radyasyondan etkilenen kiilerde kanser olgularnn
artabilecei dnlmektedir (Payack, 2011).

1788

2. FUKUMA NKLEER TESS KAZASININ SOSYAL


KABUL ZERNE ETKS
Nkleer enerji yatrmlarnn geleceinde, halkta
bulunan kayglarn giderilmesi ve sosyal kabuln salanmas son
derece nemlidir. Tombakoluna gre, nkleer enerjinin
gelecei, halkn kabul ve hogrsn kazanmas ile dorudan
ilikilidir
(Tombakolu,
2006:53).
Nkleer
enerji
yatrmlarnda, sosyal kabuln salanmas iin hkmetlerin
hedefi toplumu nkleer enerji taraftar yapmak olmamal, asl
hedef toplumda var olabilecek, gvenlik, ekonomik ve evresel
konulardaki kayglara, yeterli ve doyurucu yantlar aramak
olmaldr (IAEA, 2006:3). Kazalar, nkleer enerjinin sosyal
kabuln olumsuz etkilemektedir. Burada iki nemli faktr n
plana kmaktadr. Bunlardan birincisi, nkleer kazann olutuu
lkede kazann ykcl ve oluturduu maddi hasar, dieri ise
kaza sonras radyoaktif materyalin snr tanmaz serpinti zellii5
ile ok farkl corafyalarda ki toplumlar da tehdit edebilmesidir.
Bununla birlikte, radyasyonun grlememe ve hissedilememe
gibi kendi zellikleri, nemli boyutta radyoaktif materyal
salnmna neden olan kazalarda, toplumlarda ki kaygy
arttrmaktadr. Nkleer kazalarda, devletlerin gizlilii temel alan
davranlar, toplumsal kayglar arttrm, olan her yeni kaza
sosyal kabul olumsuz etkileyen yeni bir faktr olmutur
(Younghwan vd., 2013:823).
Tek bana nkleer kazalarn, sosyal kabul her lkede
ayn oranda etkileyeceini sylemek mmkn deildir. Bir
lkedeki mevcut enerji arz seenekleri, da bamllk bata
olmak zere enerji gvenlii6, nkleer enerjinin srdrlebilir
kalknmaya katks, yerel katklar ve baz jeopolitik faktrler,
sosyal kabul zerinde nemli etkisi olan dier etkenlerdir
(Younghwan vd., 2013:823). Tm bu etkenler, devletleri nkleer
enerji konusunda bir takm radikal saylabilecek kararlar almaya
itmektedir. Baz lkeler nkleer enerji yatrmlarn srdrrken,
bazlar yeni yatrmlara balamakta, bazlar da nkleer enerjiyi
5

Nitekim Fukuima nkleer kazasnda, insan sal iin son derece zararl olan
sezyum 137 maddesinin, serpinti yolu ile Kuzey Amerikadan Avrupaya kadar
olduka geni bir corafik alanda etkili olduu aklanmtr (Younghwan vd.,
2013: 822).
6
rnein fosil yaktlar ynnden zengin bir lke, baka gerekeleri olmad
srece nkleer seeneini enerji arz kalemlerinin arasndan karabilir. Ancak
fosil yaktlardan fakir, gelimekte olan lkeler iin bu o kadar kolay olmayabilir.

1789

ile ilgili yeni yatrm yapmayacan ve ya tarihler vererek


nkleer enerjiyi brakaca gn aklamaktadr. Nkleer
enerjiyi terk edeceini ya da yatrm yapmayacan aklayan
lkelerde sosyal kabul nemli bir etken olarak grlmektedir.
Portekiz, rlanda, Lksemburg, Danimarka, Yunanistan, spanya,
Finlandiya, Belika, svire, Hollanda, ngiltere, skoya, Yeni
Zelanda ve daha pek ok sanayilemi lke kendi kamuoyunun
da basks ile nkleer enerji yatrmndan tamamyla
vazgetiklerini aklam; ABD ve Almanya gibi nkleer enerjiyi
en yaygn kullanan lkeler nkleer enerji programlarn sona
erdirme ile ilgili tarihler vermilerdir (Bobat, 2006: 10). Nkleer
enerjinin gnmzde zellikle gelimi lkelerde sosyal
kabulnde etkisiyle, artk daha az tercih edilen bir seenek olarak
grlmektedir. Bu etki nkleer enerjinin, dnyadaki toplam
enerji arz ierisindeki yerini de etkilemektedir. Nkleer
enerjinin dnyadaki toplam elektrik retiminde ki pay 2000
ylnda %17ler civarndayken, bu oran 2010 ylnda %14e
dmtr. Uluslararas Enerji Ajansnn projeksiyonlarna gre
de 2030 ylnda bu orann %4ler civarna decei tahmin
edilmektedir (Yedi, 2008; Eki, 2013b:9).
Nkleer enerjinin, enerji retim arac olarak
kullanlmaya baland tarihten gnmze, ok sayda deiik
byklklerde nkleer tesis kazas meydana gelmitir. Ancak
tm dnya kamuoyunun dikkatini eken ve sosyal kabul zerine
etkileri olan byk kazadan sz etmek mmkndr.
Bunlardan ilki 1979 ylnda ABDde meydana gelen, ilk defa
etkileri kamuoyunda tartlan ve nkleere kar ak bir ekilde
toplumsal muhalefetin olutuu Three Mile Island nkleer tesis
kazasdr. Kaza sonras TIME Dergisi Nkleer Kbus kapa
ile yayna km, nkleer enerji konusunda kamuoyunda geni
bir duyarllk olumutur. Dnya kamuoyunda dikkat eken
ikinci byk kaza, 1986 ylnda Sovyetler Birliinde meydana
gelen ernobil nkleer tesis kazasdr. ernobil sonras,
Viyanada inas tamamlanm ancak henz iletmeye alnmam
nkleer tesis, halkn youn protestolar zerine iletmeye
alnmaktan vazgeilmi ve sklerek Cezayire ihra edilmitir.
Dnya kamuoyunda dikkat eken ve sosyal kabul zerine etkileri
olan nc kaza ise 2011 ylnda Japonyada meydana gelmi
olan FNTK olmutur. FNTK sonras, halknn youn basks
Almanyann nkleer enerjiyi brakma tarihini ne ekmesine
neden olmu, Alman makamlar ayn zamanda iletim mr

1790

dolan baz santrallerin, iletim mrnn uzatlmasn ngren


karar durdurmutur (Yasav, 2011:20-21).
Sosyal kabuln, gnmzde evresel konularda birok
alanda sorun oluturma zelliinin de etkisiyle FNTK,
sonrasnda sosyal kabul zerine en fazla almann yapld
nkleer kaza olmutur. Dolaysyla nkleer kazalarn, sosyal
kabul zerine etkisinin deerlendirilebilmesi iin FNTK sonras
daha fazla veriye sahip olma ansmz olmutur. Avrupa Birlii
(AB) resmi aratrma irketi Eurobarometer tarafndan FNKT
ncesi 2010 ylnda AB ye lkelerinde yaplan aratrmada,
sosyal kabul oran %35 olarak bulunmutur. Yine Palabyk ve
arkadalarnn 2010da Trkiyede yapm olduklar almada
sosyal kabul oran %35,8 olarak bulunmutur. Ekinin FNTK
sonras 2013de yapm olduu almada ise sosyal kabul oran,
%20,7 olarak bulunmutur. Palabyk ve arkadalarnn 2010
ylnda ve Ekinin 2013 ylnda yapm olduu almalardaki
verilerle, nkleer enerji konusunda sosyal kabul etkileyen
deikenlere FNTKnn etkisi deerlendirildiinde; nkleer
enerjinin evreci olduunu dnenlerde nemli bir d
gzlenmektedir. Ancak asl d, nkleer enerjinin gvenli bir
enerji retim modeli olmas ve lke kalknmasna katk yapmas
deikenlerindedir. FNTKnn, nkleer gvenlik ve kalite
konularna st dzey nem veren Japonya gibi bir lkede
meydana gelmesi, toplumlarda nkleer enerjinin gvenlii ile
ilgili kayglar arttrmtr. Bununla birlikte kazann maliyeti ile
ilgili rakamlarn yzmilyar dolarlarla ifade edilmesi ve kaza
sonras gl Japon ekonomisinde yaanan duraklama, nkleer
enerji yatrmlarnn srdrlebilir kalknmaya katks
konusunda toplumda olumsuz alg oluturmutur (Tablo 1)
(Palabyk vd., 2010:267-273; Eki 2013b:211).
Tablo 1: Nkleer Enerji Konusunda Sosyal Kabul Olumlu
Etkileyen Deikenlere FNTKnn Etkisi
Deiken

2010

2013

Kmr ve doalgaza gre daha evrecidir

23,2

19,7

Gvenli bir enerji retim eklidir

18,8

8,0

lke kalknmasna katk salar

58,9

27,0

Younghwan ve arkadalarnn 2013 ylnda 42 farkl


lkede yaptklar almada, sosyal kabul ortalama olarak FNTK

1791

ncesi %52,7ken, kaza sonras bu oran %45,4e dmtr. Bu


almaya gre, FNTK ncesi nkleer enerji yatrm
bulunmayan ve bu konuda deneyimi olmayan lkelerde sosyal
kabul, nkleer enerjiyi enerji arz seenekleri arasnda kullanan
lkelere daha dk bulgulanmaktadr7. Ancak FNTK sonras
yaplan almalarda, sosyal kabuln nkleer enerjiyi kullanan
lkelerde, kullanmayan lkelere gre daha keskin d
gsterdiini ortaya koymaktadr (Younghwan vd., 2013:825827). Visschers ve Wallquistin 2013 ylnda yapm olduu
almada, FNTKnn sosyal kabul zerine etkisinin asl
kararszlar zerine olduu vurgulanmakta ve yaptklar
almada, kararszlarn orannn kaza ncesi dnemde te birler
seviyesindeyken, bu orann kaza sonras anlaml oranda azald
belirtilmektedir (Visschers ve Wallquist, 2013:84). Ekinin
2013 ylnda FNTK sonras yapm olduu almada da
kararszlar oran, Visschers ve Wallquistin almasn destekler
ekilde %20ler seviyesinde bulgulanmtr (Eki, 2013b:210).
Visschers ve Wallquistin 2013 ylnda yapm olduu
almada, hem kaza ncesi hem de kaza sonras
deerlendirmelerde nkleer enerji konusunda bilgi seviyesi daha
yksek olanlarda sosyal kabuln daha yksek olduunu
gstermektedir. Buna karlk, nkleer enerji konusunda yeterli
bilgiye sahip olmadn belirtenlerde sosyal kabul oran daha
dk olarak gzlenmektedir (Visschers ve Wallquist, 2013:84).
Nkleer enerji konusunda Trkiyede yaplan almalarda
toplumun nkleer enerji konusunda yeterli bilgiye sahip
olduunu dnenlerin oran %30larn altndadr (Eki,
2013b:211). Younghwan ve arkadalarnn 2013 ylnda yapm
olduu almada, sosyal kabul etkileyen nemli faktrlerden
birisi olarak, hkmetin medya zerine bask oluturma abalar
ve medyaya olan gvensizlik olarak grlmtr (Younghwan
vd., 2013:827). Ekinin 2013 ylnda yapm olduu almada
ise halkn nkleer enerji ile ilgili yaynlarda, medyann
tarafszlna inananlarn oran %15in altnda kalmtr.
Gnmzde etkin bir bilgi edinme arac olan medyaya kar
nkleer enerji konusunda ki gvensizlii, temel olarak nkleer
enerji konusunda yaanan gizlilik sorunundan ayrmak mmkn
7
Nkleer enerjiyi hali hazrda kullanan Kore, in, Bulgaristan, Rusya
gibi lkelerde sosyal kabul oran %80lerin zerindeyken, Yunanistan, Avusturya
ve Fas gibi nkleer enerjiyi kullanmayan lkelerde sosyal kabul oran %20lerin
altnda kalmtr (Younghwan vd., 2013:825-827).

1792

deildir. Younghwan ve arkadalarnn yapm olduu


almada, FNTK sonras Japon hkmetinin medya aracl ile
vermi olduu yanl ya da eksik bilgilerin kaza sonras, Japon
halknda sosyal kabul olumsuz etkilediini ortaya koymaktadr.
Kazalar srasnda lkelerin taknm olduklar gizlilik ya da yanl
bilgilerle maniplasyon giriimleri, sadece kazann akut
dneminde speklasyonlarn olumasna ve kamu idaresi ile
toplum arasnda ki gven algsn olumsuz etkilenmesine neden
olmamakta, bu ayn zamanda kaza sonras sosyal kabul de
olumsuz etkilemektedir. Literatr deerlendirmesinde, FNTK
ncesi ve sonras yaplan almalarda, toplumlarda nkleer
enerji konusunda bilgi dzeyinin son derece yetersiz olduu ve
yetersiz bilgi dzeyi ile birlikte karar verme srelerine
gvensizliin, sosyal kabul olumsuz ynde etkiledii
gzlenmektedir (Younghwan vd., 2013:828).
Uluslararas Atom Enerjisi Ajansnn Globescan
aratrma irketine 2005 ylnda 18 farkl lkede yaptrd
almada ve OECDnin 2010 ylnda farkl almalar zerinden
yapt deerlendirmede, nkleer enerjiye toplum desteinin
ykselmesinde enerji gvenlii ve iklim deiiklii sorunlarnn
nemli nedenler olarak gsterilmitir (Globescan, 2005:21-22).
Siegrist ve Visschers tarafndan 2013 ylnda yaplan almada,
iklim deiikliinin nkleer tercihinin benimsenmesinde,
risklerine kar gnlszde olsa bir kabullenme salad
vurgulanmaktadr (Siegrist ve Visschers, 2013:114). Corner ve
arkadalarnn 2011 ylnda yapm olduklar almada,
ngilterede toplumun nkleer enerjiye bakn 2005 ve 2010
yllar arasnda iklim deiiklii erevesinde deerlendirilmi,
nkleer enerjide sosyal kabuln iklim deiiklii ile mcadele
erevesinde olumlu ynde deitii vurgulanmtr. Ayn
almada nkleer enerjinin risklerine ramen dier seeneklere
gre daha kabul edilebilir olduu vurgulanm, bu balamda
sosyal kabul orannn 2005te %32lerden, 2010da %38e
ykseldii saptanmtr (Corner vd., 2011:4829-4830).
Mishrann 2012 ylnda Hindistanda ve Huang ve
arkadalarnn 2013 ylnda inde yapm olduklar
almalarda, FNTKnn evresel etkilerinin toplumlarda nkleer
enerji kartln arttrd sonucuna varlmtr (Mishra,
2012:57; Huang vd., 2013:2). Ekinin 2013 ylnda yapm
olduu almada, sosyal kabul etkileyen en nemli faktr

1793

olarak, nkleer enerji tesislerindeki kaza riski ve nkleer


kazalarn evre zerinde ki olumsuz etkileri olarak
bulgulanmtr. FNTK ncesi Palabyk ve arkadalarnn
Mersinde yaptklar almada kendi illerine gvenilir bir
nkleer tesis yaplmasn destekleyenlerin oran %24,9ken, bu
oran 2013 ylnda Ekinin yine Mersinde yapt almada
%7,7ye dmtr. Her iki almada da kendi blgelerinde
nkleer tesis istememede kaza riski nemli bir faktr olarak ne
kmakla birlikte, Ekinin almasnda nkleer kazalar en
nemli nkleer risk olarak tanmlanmtr (Palabyk vd., 2010:
278-280; Eki, 2013:212-215).
Siegrist ve Visschers tarafndan 2013 ylnda yaplan
almada, nkleer kazalar sonras yaplan bilimsel almalarda
nkleer enerjiye ynelik sosyal kabuln dt kabul
edilmekte, ancak kaza sonras zaman getike sosyal kabuln
tekrar ykselie geerek, kaza ncesi oranlara yaklat
savunulmaktadr. FNTKnn erken dneminde yaplan
almalarda8, toplumda tm avantajlarna ramen ve her ne
olursa olsun nkleer enerjiye kar sosyal kabuln dt ortaya
kmaktadr. Nispeten daha ge dnemde yaplan almalarda
ise sosyal kabuln kazann ilk dnemlerine gre artt
grlmektedir. Siegrist ve Visschers ilerleyen yllarda yaplacak
olan almalarda sosyal kabul oranlarnn nispeten daha dengeli
olacan ve kaza ncesi dneme yaklaacan savunmaktadr
(Siegrist ve Visschers, 2013:112). Buna karlk Younghwan ve
arkadalarnn yapt almada nkleer sosyal kabul
konusunda, hibir eyin FNTK ncesi gibi olmayaca ve
nkleer enerji yatrm ile ilgili planlamalar yapan hkmetlerin
artk sosyal kabul iin daha fazla zaman harcamas gerektii
vurgulanmaktadr (Younghwan vd., 2013:826).
SONU
FNTK ncesi birok lkede toplumun nemli bir
ksmnn, risklerine ramen nkleer enerji yatrm kararlarna
destek olduu ve kararlar sahiplendii grlmektedir. Burada
nkleer enerji yatrmlarnda sosyal kabuln artmasnda iki
anahtar kelime n plana kmaktadr; enerji arznda da
8

Bu almalarn nemli bir ksmnn alan almalar, FNTKda riskin tam


olarak kontrol altna alnd Aralk 2011 tarihinden nce yaplmtr.

1794

bamllk yani enerji gvenlii ve iklim deiiklii ile mcadele.


FNTK sonras ise nkleer tesislerdeki kaza riski ve kazalarda
ortaya kan maliyet, toplumlarda ki nkleer enerjiye kar olan
kaygy arttrmtr. Nkleer enerji konusunda ki bilgi dzeyinin
yetersiz olmas, karar verme srelerine gvensizlik ve gizlilik
sorunu, FNTKnn sosyal kabul zerine olumsuz etkisini
arttrmtr.
FNTKnn erken dneminde yaplan almalarda
sosyal kabul, daha ge dnemde yaplan almalara gre daha
dktr. Buradan sosyal kabul oranlarnn kazann zerinden
zaman getike daha da dengelenecei sonucu karlabilir.
Ancak bu gn lkeler nkleer enerji yatrmlarna karar verirken
ya da yatrmlar srdrrken, sosyal kabule daha fazla nem
vermek, risklerin ynetimi iin alnan nlemler hakknda
toplumu ikna etmek adna daha fazla almak ve nkleer gizlilik
sorununu zmek zorundadr. Trkiye gibi nkleer enerji yatrm
srecinde olan lkelerde, sosyal kabul sorunun temsiliyet
sorununa dnmemesi iin toplumsal bilgilendirme
almalarna nem verilmesi, effafln salanmas ve karar
verme srelerine toplumun aktif katlmnn salanmas
gerekmektedir.

1795

KAYNAKA
ACTON, J.M. ve HIBBS, M. (2012). Why Fukushima Was
preventable, Carnegie Endowment for International
Peace Publications Department, Washington D.C.,
USA.
ANADOLU AJANSI (2011). Nkleer Santralde Patlama,
http://www.aa.com.tr/tr/s/29383--nukleer-santraldepatlama, 06.04.2014.
BAYDOAN, N. (2006). Endstriyel ve Ekonomik Gelimede
Nkleer Teknolojinin Etkisi, (Ed) HSEYNOLU,
A., Srdrlebilir Kalknma iin Nkleer Enerjinin
nemi, Tasam Yaynlar, stanbul.
BLGEN, S. (2012) Katlmclk ve Temsiliyet,
http://www.oed.org.tr/oed/images//katilimciliktemsiliyet.pdf, 28.03.2014.
BOBAT, A. (2006). Akkuyu Nkleer Santral zerine Bir
Anket ve Dndrdkleri, Trkiye 10. Enerji
Kongresi, Dzenleyen Dnya Enerji Konseyi Trk Milli
Komitesi 28 Kasm 2006, Ankara.
BRAUN, M. (2011). The Fukushima Daiichi Incident,
http://www.scribd.com/doc/52467508/03-2011AREVA-FukushimaReport, 29.03.2014.
CORNER, A., VENABLES, D., SPENCE, A., POORTINGAC,
W., DEMSKI, C., PIDGEON, N. (2011). Nuclear
power, climate change and energy security: Exploring
British public attitudes, Energy Policy, 39 (2011):
48234833
CHAN HABER AJANSI (2011). Fukuimada Nkleer Su
Sznts,
http://www.turkishny.com/headlinenews/4/58858-fukuimada-nukleer-su-sznts,
27.03.2014.
AKIR, E. (2011). talya Nkleer Enerjiye Hayr Dedi,
Hrriyet
Gazetesi,
http://www.hurriyet.com.tr/planet/18024898.asp,
26.03.2014.

1796

DAYDAY, N. (2006). Nkleer Enerji ve Uluslararas likiler,


(Ed) HSEYNOLU, A., Srdrlebilir Kalknma
iin Nkleer Enerjinin nemi, Tasam Yaynlar,
stanbul.
DAYDAY, N. (2007). Uluslararas Atom Enerjisi Ajans,
Stratejik Aratrmalar Dergisi, (10):32-39.
EK, A. (2013a), Gezi Park Crisis, Journal of Risk Analysis
and Crisis Response, 3(4): 158-165.
EK, A. (2013b), Nkleer Kaza ve Saldrlarda Btnleik Kriz
Ynetimi, Ege niversitesi Basmevi, zmir.
ENVINRONMENT (2010). A list of nuclear accidents (part 2),
http://www.environment.co.za/nuclear-energydebate/a-list-of-nuclear-accidents-part-2.html,
05.04.2014.
ERTRK, F., AKKOYUNLU A. ve VARINCA, K.B. (2006).
Enerji retimi ve evresel Etkileri, Trk Asya Stratejik
Aratrmalar Merkezi. Stratejik Rapor No:14. stanbul.
GLOBESCAN (2005), Global Public Opinion on Nuclear
Issues and the IAEA Final Report from 18 Countries,
http://www.iaea.org/Publications/Reports/gponi_report
2005.pdf, 05.04.2014.
GLER, T. (2006). Nkleer Enerji retim Srecinde Kazalar,
Nkleer atklar ve evre Sorunlar, Yksek Lisans Tezi,
Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara.
GNDOAN, E. (2013). Ynetiim: Kavram, Kuram ve
Boyutlar, (Ed) UKURAYIR, M.A. ve EROLU,
H.T., Ynetiim, izgi Kitapevi, Konya.
HOEVEA J.E. ve JACOBSON, M.Z. (2012). Worldwide health
effects of the Fukushima Daiichi nuclear accident,
Energy & Environmental Science, 2012, (5):8758
8759.
HOLT, M., CAMPBELL, R.J. ve NKTN, M.B. (2012).
Fukushima Nuclear Disaster, Congressional Research
Service,
CRS
Report
for
Congress,
http://www.fas.org/sgp/crs/nuke/R41694.pdf,
05.04.2014.

1797

HUANG, L., ZHOUB, Y., HANA, Y., HAMMTTC, J.K., BA,


J., and YANG L. (2013), Effect of the Fukushima
nuclear accident on the risk perception of residents near
a nuclear power plant in China, PNAS, 110(49):
1974219747.
IAEA (2006). Basic nfrastructure for a Nuclear Power Project,
June 2006, IAEA-TECDOC-1513, Vienna, Austria.
IAEA (2011). IAEA Briefing on Fukushima Nuclear Accident,
http://www.iaea.org/newscenter/news/tsunamiupdate01
.html, 27.03.2014.
Karasoy, H. Alpay (2013), ok Dzlemli Ynetiim (Ed)
UKURAYIR, M.A. ve EROLU, H.T., Ynetiim,
izgi Kitapevi, Konya.
KBRNP

(2011).
Nkleer
Kazalar,
http://kbrnp.com/nukleer_kazalar.html, 03.02.2014.

MISHRA, S. (2012). Social Acceptance of Nuclear Power in


India, Air Power Journal 7(3):55-82.
MNIR, M. (2011). Akkuyuda bir kaza olursa Rusya 700
milyon euronun zerini karlamayacak, Milliyet
Gazetesi, http://ekonomi.milliyet.com.tr/akkuyu-da-birkaza-olursa-rusya-700-milyon-euro-nun-uzerinikarsilamayacak/ekonomi/ekonomi
yazardetay/02.05.2011/1384845/default.htm,
26.03.2014.
NETYOL (2011). ernobil Facias Hakknda Bilmediiniz 5
ey, http://www.netyol.com/toplumsal/2517-cernobilfaciasi-hakkinda-bilmediginiz-5-sey.html, 24.01.2014.
OVICHEGAN, S. (2014), Social exclusion, social inclusion and
passing: the experiences of Dalit students at one elite
Indian university, International Journal of Inclusive
Education, 18(4):359-378.
ZYOL, A. (2013). Srdrlebilir Kalknma ve Katlmc
Demokrasi,
http://www.bpwturkey.org/eklentiler/surdurulebilirkalkinmavekatilimci
demokrasi.doc, 04.04.2014.

1798

PAYACK, P.J.J. (2011). Danger of long-term effects from


Fukushima disaster, http://thehill.com/blogs/congressblog/politics/151243-danger-of-long-term-effectsfrom-fukushima-disaster, 30.03.2014.
Russia-now (2007). the mayak nuclear disaster: 50 years on,
http://www.russianow.info/russia/russia_news/the_mayak_nuclear_disast
er_ 50_years_on_14.html, 29.03.2014.
RADKAL GAZETES (2011). Nkleer Kabus, Radikal
Gazetesi, 14 Mart 2011, SS:6-9.
SHEHRIN, P.K. (2013), Kent Ynetimi ve Planlamada
Ynetiim, (Ed) UKURAYIR, M.A. ve EROLU,
H.T., Ynetiim, izgi Kitapevi, Konya.
SHORROCK, T. (2001). Japan's (and Our) Nuclear Nightmare
in
Two
Parts,
http://www.pacificfreepress.com/news/1/8503-japansand-our-nuclear-nightmare-in-two-parts.html,
06.03.2014.
SIEGRIST, M. and VISSCHERS, V.H.M. (2013). Acceptance
of nuclear power: The Fukushima effect, Energy
Policy, 2013(59):112119.
TAEK (2009). Zincirleme Reaksiyon Nedir? Nasl Kontrol
Edilir?,
http://www.taek.gov.tr/component/content/article/194nukleer-enerji-ve-nukleer-reaktorler/507-zincirlemereaksiyon-nedir-nasil-kontrol-edillir.html, 29.03.2014.
TAEK (2011), Gnmzde Nkleer Enerji, Trkiye Atom
Enerjisi Kurumu, Ankara.
TEZEKEC, S. (2005). Trkiyede Enerji Sektr ve Elektrik
Enerjisi Talep Projeksiyonu (Kaynaklar-Politikalar),
Doktora Tezi, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits, stanbul.
TOMBAKOLU, M. (2006). Nkleer Santrallerde Enerji
retimi ve Personel Eitimi, (Ed) HSEYNOLU,
A., Srdrlebilir Kalknma iin Nkleer Enerjinin
nemi, Tasam Yaynlar, stanbul.

1799

TOPRAK, Z. (2012). evre Ynetimi ve Politikas, Albi


Yaynlar, zmir.
TURUL, B.A. (2006). Trkiyenin Nkleer Enerji Seenei,
(Ed) HSEYNOLU, A., Srdrlebilir Kalknma
iin Nkleer Enerjinin nemi, Tasam Yaynlar,
stanbul.
WASSERMAN, H. (1982). The Disaster of Americas
Experience With Atomic Radiation, Delta Book, New
York, USA.
VSSCHERS, V. and WALLQUST, L. (2013), Nuclear power
before and after Fukushima: The relations between
acceptance, ambivalence and knowledge, Journal of
Environmental Psychology, 2013(36):77-86.
YASAV, T. (2011). Nkleer Santraller Dn. 1(2):20-21.
YEDG,

S.
(2008).
Nkleer
artr,
http://enerji2023.org/index.php?option=com_content&
view=article&id=153:nuekleerairtir&catid=6:nuekleer&Itemid=38, 27.08.2014.

YOUNGHWAN, K., MNK, K. and WONJOON, K. (2013).


Effect of the Fukushima nuclear disaster on global
public acceptance of nuclear energy, Energy Policy,
2013(61):822828.

1800

GREEN MANAGEMENT, SUSTAINABLE


DEVELOPMENT AND EU,14001
Assist. Prof. Dr. Hseyin EK
Assist. Prof. Dr. Ali CAN
Hilmi ATALI
ABSTRACT
Over the past decade, a growing number of companies,
foundations have initiated new strategies for integrating the
environment into their business policies for improving their
environmental and business performance. With an increasing
pressure of environmental corrosion affecting numerous
businesses, many companies have taken the step to become more
socially responsible through developing products that meet the
demand of environmentally conscious consumers. These
companies are interested in finding the factors of green purchase
behavior in order to implement their green marketing strategies.
The adoption of green management is one of the major
trends in competitive modern business. This process and
activities taken by firms by delivering environmentally sound
goods or services to create consumers satisfaction. Green
consumers are those who are aware of and interested in the
environmental issues. These green consumers enable firms to
develop new targeting and segmentation strategies.
Green management measures such as certified
environmental management systems (EMS) or tools like life
cycle assessment activities are considered to improve corporate
environmental performance directly by mandating companies to
introduce environmental goals and management structures as
well as programs to achieve them. EMS seems to be an valuable
implement for managing environmental costs and risks.

Mehmet Akif University FEAS, hcicek@mehmetakif.edu.tr.

Mehmet Akif University FEAS, ali15can@yahoo.com.

Mehmet Akif University FEAS, h.atalic@hotmail.com.

1801

The European Commission has proposed a new


Environment Action Programme for the EU. Entitled "Living
well, within the limits of our planet", it will guide environment
policy up to 2020. The proposal aims to enhance Europe's
ecological resilience and transform the EU into an inclusive and
sustainable green economy.
Key Words: Environmental Management System,
Targeting and Segmentation Strategies, Sustainable Green
Economy, European Union, ISO 14001.
1. INTRODUCTION
According to the report of the United Nations, it is really
alarmed that one in five inhabitants on the world, or over 1 billion
people, still live in excessive poverty, and that one in seven or
14 per cent is malnourished, while public health challenges
remain omnipresent threats. In this context, it is agreed that with
the worlds population projected to exceed 9 billion by 2050 with
an estimated two thirds living in cities, we need to increase our
efforts to achieve sustainable development and, in particular, the
eradication of poverty, hunger and preventable diseases. Many
people, mainly the poor, depend directly on ecosystems for their
livelihoods, their economic, social and physical well-being, and
their cultural heritage. For this reason, it is crucial to generate
respectable jobs and incomes that decrease inequalities in
standards of living in order to better meet peoples needs and
encourage sustainable incomes and practices and the sustainable
use of natural resources and ecosystems (UN Report, 2012).
This article tries to define and examine a new innovative
approach to managing business goals an environmental
performance- the rise of environmental management systems
(EMS) and its tools.
Unquestionably, the standards such as Environmental
Management Systems (EMS), the EU Environmental
Management and Auditing Scheme (EMAS) and ISO 14001
contribute to sustainable economic development by increasing
efficiency, effectiveness and, thus, conserving resources. They
maintain the industry rotate by providing qualifications, capacity,
requirements and testing and maintenance regimes for

1802

engineering, construction, production and distribution.


Meanwhile, the standards ensure compatibility and
interoperability of the information and communications
technologies. These technologies have become the backbone of
almost every sector.
Consequently,
the
economic
advantage
of
standardization signifies about 1 % of gross domestic product.
And it approves that the standards make an annual contribution
of GBP 2.5 billion to the economy, and attribute 13 % of the
growth in labor productivity. Standards and related conformity
estimation have an impact on 80 % of the worlds trade in
commodities (Frost, 2012). These finding are undeniable and
valuable contributions for our humble world.
2.
SUSTAINABLE
DEVELOPMENT
ENVIRONMENTAL MANAGEMENT

AND

It is obvious that sustainability refers to long-term and


far-reaching changes of technologies. The demand for a radical
reduction in the environmental burden, such as greenhouse gases
means that alteration within existing technologies is not
sufficient as an alternative, regulation strategies to make
obligatory new technologies have been introduced (Rennings et
al, 2006). Dr. Patrick Gallagher, the US Under Secretary of
Commerce for Standards and Technology and Director of the
National Institute of Standards and Technology (NIST).says:
"Sustainability is not about looking about one part of the process,
but the entire life cycle of a product: design, production, use and
disposal. It's about engaging producers, distributors, regulators,
buyers and users (Frost, 2012).
Sustainable development needs specific new types of
technical innovations. These kinds of innovations have been
recently introduced into the environmental economics literature
and have been defined as technical environmental innovations.
Environmental reconstruction include the implementation of
environmental policies which connect environmental
management to technical environmental innovations and
improved economic performance. Some of the most important
instruments in this respect are standards for environmental
management systems (EMS) such as the EU Environmental

1803

Management and Auditing Scheme (EMAS). Implementations of


EMS are intended to promote mainly process innovations
towards improved environmental quality in combination with
decreased cost, indirectly they may also encourage product
innovations in the field of eco-efficient products and services
(Rennings et al, 2006).
Particularly, among a global competitive market,
business is not just manufacturing and selling a product or service
but also submitting the world, region, and national environmental
legislations as well as environmental management is needed in
order to meet necessities and earn some advantages. Concerning
in ecological matters, business organizations adopt ISO 14000
standards series that is the internationally accepted
environmental management criteria issued by International
Standards Organization (ISO). The standards series covers
environmental management systems (EMS) as well as
environmental auditing, environmental performance evaluation,
environmental labeling and life-cycle assessment. EMS is
applied by business organizations toward an environmental
performance goal but with inconsistent achievement (Sirisom,
2011). In practical, it is basically an expansion of the total quality
advance in the area of environmental managing.
We can see many examples of progress in sustainable
development at the regional, national, subnational and local
levels. It is noted that efforts to achieve sustainable development
have been reflected in regional, national and sub national policies
and plans. The governments have reinforced their reassurance to
sustainable development since the adoption of Agenda 21
through legislation and institutions, and the development and
implementation of international, regional and sub-regional
agreements and commitments (UN Report, 2012). The United
Nations report evaluates the putting into practice of the strategy
on the basis of sustainable development indicators that it has
adopted.
In 2012 (from 20 to 22 June), Heads of State and
Government and high-level representatives met at Rio de Janeiro,
Brazil to confirm the campaign of an economically, socially and
environmentally sustainable forthcoming for the planet and for
present and future generations. Adopted the outcome document
entitled, The future we want,

1804

The summary prepared by the Rapporteur, an advance


version was the plenary meeting on 22 June 2012, (some of them)
read as follows:

Rio+20 was seen as a new opportunity for


sustainable development by participants.

An inclusive green economy has the potential


to generate economic growth, create decent jobs, and encourage
small and medium-size enterprises. It can also encourage the
development of renewable energy technologies and strengthen
more sustainable consumption and production patterns.

The private sector and innovative


partnerships have an important role in the transition towards
sustainable development.

Sustainable development requires strong


bilateral, regional and global cooperation. It requires NorthSouth as well as South-South and triangular partnerships.

But much more must be done in order to meet


challenges of today (UN Report, 2012 ). The report indicates the
most important issues related to economic growth, global
cooperation, renewable energy technologies and sustainable
consumption and production patterns.
3. ISO 14001
ISO 14001 is a management system standard like the
leader in this field, ISO 9001 for quality management. These are
among ISOs best-known standards and are thoroughly
integrated into the global economy.
ISO President, Dr. Boris Aleshin states that when ISO
began operations in 1947, it had only 26 members. "Today," he
said, "the ISO family is made up of the national standards bodies
of 164 countries, including industrialized, developing and
transitional economies, from all regions of the world" (ISO,
2012). An increasing amount of private and public-sector firms
have been engaged in the implementation of environmental
management systems (EMSs). By and large, organizations
certified EMS according to ISO 14001, the global EMS standard,

1805

yet thousands of organizations in Europe had programmed an


EMS in line with Eco-Management and Audit Scheme (EMAS)
(Tambovceva, 2010). However, EMS are a quite new and
initially, provide firms with supplementary sources of
information and organize their environmental, business
processes and performance (Florida and Davison, 2001). They
are basically an supplementary of the total value progress into the
area of environmental management.
ISO14001 sets out the criteria for an environmental
management system and can be certified. It does not state
necessities for environmental routine, but plans a framework that
a corporation or organization can follow to set up an effective
environmental management system (Frost, 2012). It can be
utilized by any business no matter of its activity or division.
ISO 14001 certicificate can be designed by providing
wealth for employees, rivalry and business obstacles, possible
cost cutting effect, sensitivity of the top management to
environment and legal obligations. The top management appears
to be the factor which affects the decision of application for ISO
14001certificate, in other words, the sympathy to environment
(Akatay ve Aslan, 2008 ).
Although between EMS implementation and
environmental performances improvement are increasing interest
by international researchers, results obtained so far are not
univocal. A critical issue is that ISO 14001 does not require
companies to reach minimum levels of environmental
performances (apart from legal compliance) nor does it provide
methods to be used to measure continual improvement
(Comoglio and Botta, 2012).
4. EU AND SUSTAINABLE, WIDE-RANGING GROWTH
The environmental management system (EMS)
standards EMAS and ISO 14001 have been available in Europe
for the last 15 years. ISO 14001 has been taken up at a much
larger scale but many firms in the automotive and engineering
industry have certified their EMSs according to both standards.
There are some causes why EMSs are theoretically
attractive to organizations. First, the corporate social

1806

responsibility is being recognized by more and more firms.


Second, the potential of pollution prevention leads to reduced
costs of production and improved profits Third, the adoption of
an EMS may provide firms with a unique environmental
resource, capabilities and benefits that may lead to competitive.
Fourth, EMSs are becoming increasingly important to supply
chain partners. Finally, there are an increasing number of
voluntary EMS standards available to help guide development of
these types of systems, such as ISO 14001 (Feng at al, 2014).
While ISO 14001 is often done as an answer to outer pressure (
Neugebauer, 2012). EMAS tends to be motivated internally.
Following, it is argued that EMAS and ISO 14001 are likely in a
situation of direct competition at present which may well turn
into complementarily in the future.
President of the European Commission, Jos Manuel
Barroso says that Europe 2020 is the EU's growth strategy for the
coming decade. In a changing world, the EU would become a
smart, sustainable and inclusive economy. Concretely, the Union
has set five determined objectives - on employment, innovation,
education, social inclusion and climate/energy - to be reached by
2020 (Commission Communication, 2002). According to
Commission Communication of 22 October 2007 Progress
Report on the Sustainable Development Strategy 2007 report,
great advances in EU and Member State policy development
have occurred in many areas, in particular climate change, clean
energy and health. It still needs to be made a discussion on how
the strategy can be improved.
The European Commission put forward a proposal
(expired in July 2012) for an Environment Action Programme
(EAP) to guide EU environment policy up to 2020. It delivered a
new EAP responding to demand from stakeholders, including the
Council and the European Parliament. The assessment shows that
the proposal provides EU value-added by:

providing a
environmental policy in the EU;

strategic

framework

for

ensuring complementarity and coherence;

ensuring predictability and a level playing

field;

1807

stimulating action at all levels of governance.

Environment Commissioner Janez Potonik states that


the new Action Programme sets out the path for Europe to
become a place where people live in a safe and healthy natural
environment, where economic progress is based on a sustainable,
green economy and where ecological resilience has been
achieved (European Commission, 2012).
5. CONCLUSION
A cautious design of EMAS is important for both the
environmental and economic performance of a facility.
Therefore, facilities improve their economic performance by a
better connection between environmental management and
innovation management.
Organizations may adopt environmental innovations as
a way to reduce costs through better or more efficient production
processes. Environmental improvement may also be a byproduct
of changes accomplished to reduce other costs, to improve
productivity, and to improve plant performance.
The European Union has expressed a lasting strategy to
unite the policies for economically, socially and environmentally
sustainable development, its aim being sustainable improvement
of the well-being and standard of living of current and future
generations.
The number of certified firms with ISO 14001 in Turkey
(TSE, 2013) is low when compared chiefly European and Asian
countries. (2008:39, 2009:63, 2010: 82, 2011: 150, 2012: 176,
2013: for three months only 30) The obstacles encountered to get
ISO 14001 should be removed and the problems of lack of
information and qualified personnel who should be educated on
the concept of EMS and its technical details.

1808

REFERENCES
AKATAY, A. ve ASLAN, ., (2008). Yeil Ynetim ve
letmeleri ISO 14001 Sertifikas Almaya Ynelten
Faktrler, Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits Dergisi, 10(1): 313-339.
COMMISSION COMMINICATION (2002). Towards a Global
Partnership
for
Sustainable
Development,
http://ec.europa.eu/europe2020/index_en.htm,
10.03.2013.
COMOGLIO, C. and BOTTA., S.,(2012), The Use of Indicators
and The Role of Environmental Management Systems
for Environmental Performances Improvement: A
Survey on ISO 14001 Certified Companies, Journal of
Cleaner Production Jan 2012, 20(1): 92-102.
FENG, T., ZHAO, G. and SU, K., (2014). The Fit Between
Environmental
Management
Systems
and
Organizational Learning Orientation, International
Journal of Production Research, 52(10): 2901-2914.
FLORDA, R. and DEREK D. (2001). Gaining from Green
Management: Environmental Management Systems
Inside and Outside the Factory." California
Management Review 43(3): 64-84.
EUROPEAN COMMISSON (2012), Press Release, Brussels, 29
November 2012.
FROST, R. (2012) On the Road to Sustainability - Environment,
Economy,
Society
http://www.iso.org/iso/home/news_index/news_archiv
e/news.htm?Refid=Ref1520, 10.03.2013.
INTERNATIONAL
ORGANIZATION
FOR
STANDARDIZATION ( 2012). Innovation is name of
the
game,
http://www.iso.org/iso/home/news_index/news_archiv
e/news.htm?refid=Ref1680, 10.03.2013.

1809

NEUGEBAUER, F. (2012). EMAS and ISO 14001 in the


German Industry Complements or Substitutes?,
Journal of Cleaner Production, Dec 2012, 37: 249-256.
RENNINGS, K., ZIEGLER, A., ANKELE, K. and
HOFFMANN, E. (2006). The Influence of Different
Characteristics of the EU Environmental Management
and Auditing Scheme on Technical Environmental
Innovations and Economic Performance, Ecological
Economics, 57: 45 59
SIRISOM, J. (2011). Environmental Management Accounting
Effects on EMS and Firm Performance, Review of
Business Research, 11(4): 127-133.
TAMBOVCEVA T. (2010). Assessment model of
Environmental Management: A Case Study of
Construction Enterprises in Latvia, Economics and
Management, 15: 799-807.
TRK

SATANDARTLARI
ENSTTS
www.tse.org.tr, 10.03.2013.

2013).

UN REPORT (2012). Future We Want Outcome Document``


of the United Nations Conference on Sustainable
Development Rio de Janeiro, Brazil 20-22 June 2012),
http://sustainabledevelopment.un.org/futurewewant.ht
ml, 10.03.2013.

1810

KENT HAKKININ BLNRL ZERNE


KARILATIRMALI BR ANALZ: KIRIKKALE
NVESTES- GAZ NVERSTES RNE
Yrd. Do. Dr. Refik YASLIKAYA
Yrd. Do.Dr. Nazl YCEL BATMAZ
ZET
nsan haklarnn, gnmzn gereklilikleri karsnda
gelierek ortaya km bir biimi olan kent hakk, kentlilerin
ekonomik, sosyal, kltrel ve siyasal haklarn kentsel meknda
kullanabilmesi, kent yaamnn gerektirdii art ve imknlarn
kentlilere salanmas olarak tanmlanabilir. Kent hakk, hem
kente/kentsel yaama hem de kentlilere ynelik olduu iin genel,
soyut ve evrensel nitelikli dier insan haklarndan farkl olarak, yerel
ve somut nitelikler tar.
Ancak bu hakkn akademik literatre girii grece olarak
yakn zamanlarda olmutur. Bu nedenle henz tm boyutlaryla
kavranabildiini sylemek mmkn deildir. Bu alma kent hakk
kavramnn bilinirliinin test edilmesi zerine kurgulanmtr.
almada niversitede kamu ynetimi blmnde okuyan
rencilerin kavram hakknda farkndalk dzeyi ortaya konulmaya
allmtr. Kamu ynetiminde okuyan rencilerin ynetim
teorisini renen, yerel- merkez arasndaki ilikileri analiz eden ve
mezun olduktan sonrada saha da rendiklerini uygulayacak kiiler
olduu dnldnde kavramn farkndalk dzeyinin yksek
olmas nem arz etmektedir.
Bu erevede kent hakk kavramnn teorisine ve pratiine
ynelik sorular Gazi niversitesi ve Krkkale niversitesi Kamu
Ynetimi Blm rencilerine anket olarak sorulmu ve elde
edilen sonular analiz edilmitir.

Krkkale niversitesi, Kamu Ynetimi Blm. refik@kku.edu.tr.

Krkkale niversitesi, Keskin MYO, Yerel Ynetimler Blm,


nazli_yucel@yahoo.com.

1811

Anahtar Kelimeler: Kent, Kentsel Yaam, Kentlilik


Bilinci, Kentsel Btnleme, Kent Hakk.
A COMPARATIVE ANALYSIS ON THE FAMILIARITY
OF THE CONCEPT OF URBAN RIGHTS: THE CASE OF
KIRIKKALE UNIVERSITY AND GAZ UNIVERSITY
ABSTRACT
Urban Rights, which is a form of human rights emerged as
a response to the necessities of contemporary life, could be defined
as the city-dwellers enjoyment of economic, social, cultural and
political rights in urban spaces, and the provision of the requirements
of urban life to them. Urban rights is more local and concrete
compared to other human rights that are general, abstract and
universal as it is intended for city-dwellers and urban life. It has
received attention in academic literature quite recently, which is why
it has not entirely been possible to comprehend it in all dimensions.
This study was designed to test the familiarity of the concept of
urban rights through finding out the awareness levels of
undergraduate public administration students. Public Administration
undergraduates are those who learn administrative theory, are able
to analyse the relations between the local and the centre, and those
who will put these into practice after graduation. According to this,
a questionnaire based on questions regarding the theory and practice
of the concept of urban rights was administered to students of Gazi
and Krkkale University Public Administration Departments, and
the results obtained were analysed.
Key Words: City, Urban, Urban Life, Urbanity
Consciousness, Urban Integration, Urban Right
GR
Kent, toplumsal, siyasal, ynetsel ekonomik alann tm
vatandalar iin varolduu yaam alandr. (Akkoyunlu, 2007:23)
Tarihin her dneminde kentler toplumsal deiimin merkezi
olma niteliini korumutur. Kentler sadece toplumdaki geni
apl deiimlerin balatcs olmakla kalmam, toplumdaki
deiimlerle birlikte kendi i yaplar da deiime uramtr.
Ksacas tarih boyunca kltr ve uygarlklarn doduu, gelitii

1812

yerleim yerleri olmalarnn yan sra, uygarlklar etkilemeleri


konumuyla yerleim mekanlarndan te vasflar tayan
merkezler haline gelmilerdir.
Tarihin hibir dneminde kentler, 20. yzyln son
eyreinde olduu lde byk apl bir deiim yaamam
(Ik, 1999:163), insanlk tarihinde bir dnm noktas olan
ulam ve iletiimdeki teknolojik gelimeler, uygarln en
nemli elerinden olan kentlerin roln ve nemini artrmtr.
(Wirth, 2002:81) Bu dnemde kentler aras rekabet hzlanrken,
kentlere yeni ekonomik, politik ve kltrel roller yklenmitir.
(Short ve Kim,1999:9). Bu deiim, kent ii mekan
organizasyonunda nemli deiikliklere sebep olmu, emek
pazarnn yaps, kentsel faaliyetlerin biimi ve dalm hzla
deimitir. (Brugmann, 2009:5) Bu deiime paralel olarak
kent ynetimi anlay da deimi, demokrasi, kent ynetiminin
aktr olan yerel ynetimlere kaymtr. (Short vd, 2000:322).
Bu anlay deiiklii sonucunda artk kent ynetimine
katlm, kentin sorunlarna eilme ve zm bulma, gndelik
hayatn sorunlar zerine dnme ve kentsel yaam kalitesinin
artrlmasna ynelik zm nerileri daha ok gndem igal
etmeye balamtr. Kentsel krizlerin zmnde ve kentsel
yaam kalitesinin artrlmasnda; kentteki varln sorgulayan,
yaad evreyi gzlemleyen, onun biimlendirilmesi srecine
eitli biimlerde katk sunan ve katlm olanaklarn gereki
biimde kullanan, kentte yaamaktan kaynaklanan haklar ve
sorumluluklarn bilen, kentte yaad sorunlar karsnda
kamuoyu yaratmaya alan ksacas kentli haklarn ve bu
haklarn kullanma aralarn bilen bilinli kentlilerin byk rol
oynad/oynayaca bilinmektedir.
Yaanan bu sre akademik literatre insan haklar
kapsamnda nc kuak hak olarak kabul edilen yeni bir hak
trnn girmesine salamtr. Bu hak kent hakk ya da kimi
kaynaklarda Kentli Haklar olarak adlandrlmaktadr. Bu
almada kent hakk olarak kullanlmtr.
Kent hakk en genel tanmyla, kentlilerin ekonomik,
sosyal, kltrel ve siyasal haklarn kentsel meknda kullanabilmesi,
kent yaamnn gerektirdii art ve imknlarn kentlilere salanmas
olarak tanmlanabilir.

1813

Bireylerin kiiliklerini ok ynl gelitirebilmeleri


yannda toplum olarak bir arada yaamann gerektirdii barnma,
retme, dinlenme, kltrel ve sosyal faaliyetler yapma
ihtiyalarnn sonucunda domu olan kent hakk kentsel
btnleme ve kentlilik bilinci balamnda hem krdan kente
g edenler hem de yerleik kentliler asndan nemli bir ileve
sahiptir. zellikle g sonucu kente gelen bireylerin, kentlileme
srecini tamamlayabilmeleri ve yerleik kentlilerle aralarndaki
fark kapatabilmeleri iin kent hakkndan olabildiince ok
yararlanmalar gerekir. Kentte, bireysel ve toplumsal karlarn
uyumlatrlmasna ynelik olarak, nitelikli eitim, salk ve i
gvencesi bata olmak zere, kent hakknn tm boyutlaryla
gerekletirilmesi, kentsel btnleme srecini hzlandrc etki
yapar.
Bu almada ncelikle kent hakk kavramnn teorik alt
yaps aklanmtr. Daha sonra, ileride hem merkezi ynetimde
hem de kent ynetiminde alabilme potansiyeli olan, kent
hakknn gerekletirilmesine imkan verebilecek uygulamalara
nclk edebilecek niversite rencileri zerinde kavramn
farkndalk dzeyini lmek amacyla yaplm olan anket
almasnn sonular deerlendirilmitir.
Saha almas kentsel yaama dair sorunlarn
giderilmesi, sorumlu bireylerin oluturulmas, kentlilik bilincinin
artrlmas, etkileimli ynetimin salanmas vb. asndan hayati
neme sahip olan kent hakk kavramnn bilinirliinin test
edilmesi zerine kurgulanmtr. almada niversitede kamu
ynetimi blmnde okuyan rencilerin kavram hakknda
farkndalk durumu ortaya konulmaya allacaktr. Kamu
ynetiminde okuyan rencilerin ynetim teorisini renen,
yerel- merkez arasndaki ilikileri analiz eden ve mezun olduktan
sonrada sahada rendiklerini uygulayacak kiiler olduu
dnldnde kavramn farkndalk dzeyinin yksek olmas
nem arz etmektedir.
Bu erevede kentli haklar kavramnn teorisine ve
pratiine ynelik sorular ieren anket formu Gazi niversitesi ve
Krkkale niversitesi Kamu Ynetimi Blm rencilerine
uygulanmtr. ki niversite seilmesinin en nemli nedeni
karlatrmaya imkan verecek olmasdr. Bu karlatrma iki
farkl niversitedeki farkndalk dzeyini gstermek yannda, Ankara ve Krkkale zelinde- kentlilemenin de sonulara

1814

etkisini lebilmemize imkan salayacaktr. Karlatrmann


evreni iki niversitedeki tm Kamu Ynetimi Blm
rencileridir. Ancak rneklem olarak iki niversitenin BF
Kamu Ynetimi blmlerinin 3. ve 4. snflar seilmitir. Bu
seimin en nemli sebebi iki niversite de Yerel Ynetim,
Kentleme, evre Sorunlar gibi konumuzla dorudan
alakal derslerin bu snflarda veriliyor olmasdr. rneklemde
yer alan snflarda okuyan tm rencilere, sorular anket formu
olarak verilmitir. Anket sonular SPSS program yardmyla
analiz edilmitir. Sonular ncelikle Cronbach Alpha testi ile
gvenirlik aamasndan geirilmi, ardndan sorularn belli
gruplar dahilinde bir btn oluturacak ekilde frekans
dalmlar tespit edilmitir. Farkndalk dzeyi hem iki farkl
ehirdeki, iki farkl niversite arasnda hem de her niversitenin
3. ve 4. snflar arasnda bir fark olup olmad ynnden
incelenmitir.
1. KENT HAKKI: KAVRAM VE ERK
Kentsel krizlerin zmnde ve kentsel yaam
kalitesinin artrlmasnda anahtar rol oynayan; kent hakk; ilk
kez Henry Lefebvre tarafndan 1968 ylnda Kent Hakk adyla
yaynlanan eserinde kullanlm, daha sonra yaynlam olduu
Kentsel Devrim (1970) ve Meknn retimi (1974) adl
eserlerinde gelitirmi bir kavramdr. (Baysal, 2011:364)
nsan haklarnn, gnmzn gereklilikleri karsnda
gelierek ortaya km bir biimi olan kent hakk, kentlilerin
ekonomik, sosyal, kltrel ve siyasal haklarn kentsel meknda
kullanabilmesi, kent yaamnn gerektirdii art ve imknlarn
kentlilere salanmas olarak tanmlanabilir. (Mutlu ve Ycel,
2013:143) Kapsamndaki hak ve olanaklar balamnda kent
hakk, doal olarak kentlilerin talep etme hakkn iermekte ve
tm bu boyutlar nedeniyle ayr bir deer tamaktadr.
(Harvey,2008) Kent hakk, hem kente hem de kentlilere/kentsel
yaama ynelik olduu iin genel, soyut ve evrensel nitelikli dier
insan haklarndan farkl olarak, yerel ve somut nitelikler
tamaktadr.
Kent hakk, bireylerin kiiliklerini ok ynl
gelitirebilmeleri yannda toplum olarak bir arada yaamann
gerektirdii barnma, retme, dinlenme, kltrel ve sosyal

1815

faaliyetler yapma ihtiyalarnn sonucunda domutur.


(Karasu,2009:9) Kent hakknn kentte yaayan herkesi
ilgilendiren ortak bir hak oluu, bu haklarn salkl
gereklemesi ve ileyii iin dayanma ve ibirliini gerekli
klmaktadr. Bu dayanma ve ibirliinin hayata geirilmesi ise
demokratik ve hak arama zgrlne sahip bireyler ve onlar
koruyabilecek hukuk kurallarna dayanmaktadr. Bu bakmdan
kent hakkndan sz edebilmenin temel art, demokratik
ynetimler ve hukuk devletinin varldr.
Kent hakknn kapsam, Avrupa Kentsel art-Ile birlikte,
ilk defa ve somut biimde ortaya konulmutur.1 17-19 Mart 1992
tarihinde Avrupa Konseyi tarafndan Avrupa Yerel ve Blgesel
Ynetimler Konferansnda kabul edilen Avrupa Kentsel art,
kentsel haklar ya da kent hakknn neler olduu konusunda temel
bir ereve izen ve kent hakknn esasn tekil eden ana belge
olarak kabul edilmektedir. (Bace,2008:11) Bireylerin, salkl
ve dengeli bir evrede yaayabildikleri lde kiisel varlklarn
ve geliimlerini srdrebilecekleri dncesine dayanan artn
temel felsefesi; yerel otoritenin kentsel geliime ynelik
sorumluluklarn tanmlamak, kentsel geliim ve yaam
kalitesine ynelik olarak evrensel ilkeler oluturmak, ynetsel
birimler arasnda dayanmay salamak, yurttalarn temel bir
takm kentsel haklara sahip olduklarn ve bu haklarn herhangi
bir ayrm gzetilmeden ehrin sakinleri iin geerli olduunu
belirtmektir. (Tuncay,1994:85)
1992 tarihli Kentsel art-I, 20 maddelik haklar bildirisi ve
13 balk altnda dzenlenen ilkelerden olumaktadr.2 artta yer
1

Kapsam, Avrupa Kentsel art-Ile birlikte, ilk defa ve somut biimde


ortaya konulmu olan kent hakk, Leipzig art ve Kentsel art-II ile de
gelitirilmitir. Bkz ayrntl bilgi iin Ahmet Mutlu, Nazl YCEL
BATMAZ, Trkiyede Kent Hakk, Orion Yaynevi, Ankara, 2013, s.144146
2
almada deklerasyonda saylan haklar erevesinde aratrma
yapld iin, 13 balk altnda dzenlenen ilkeler ilenmemitir. Detayl
bilgi iin bkz:
https://wcd.coe.int/ViewDoc.jsp?Ref=CHARTE/URBAINE&Languag
e=lanEnglish&Ver=original&Site=COE&BackColorInternet=1EB1E9
&BackColorIntranet=FFCD4F&BackColorLogged=FFC679,
(10.06.2013); www.mo.org.tr/UIKDocs/kentselsart1.pdf, (10.06.2013);
Avrupa Kentsel art hakknda daha ayrntl bilgi iin bkz. T.C. ileri

1816

alan haklar tek tek tanmlanmakla birlikte kent hakk iin genel bir
tanm sz konusu deildir. artta yer alan haklar, esasen kuak
insan haklarnda yer alan haklarn kent balamnda yeniden
yorumlanmasdr. (Geray,1998:335-336;Tekeli, 1995:25)
Avrupa Kentli Haklar Deklarasyonuna gre;
Avrupa yerleimlerinde yaayan kent sakinleri, gvenlik,
kirletilmemi salkl bir evre, istihdam, konut, dolam, salk,
spor ve dinlence, kltr, kltrler aras dayanma, kaliteli bir
mimari ve fiziksel evre, katlm, ekonomik kalknma,
srdrlebilir kalknma, doal zenginlikler ve kaynaklar, kiisel
btnlk, belediyeler aras ibirlii, eitlik balklaryla ele
alnan haklara sahiptir. Belirtilen haklarn gereklemesi ise,
fertlerin, dayanma ve sorumlu hemerilie ilikin eit
ykmllkleri kabul etmesine baldr. (kmen, 2003:35)
lkeler ve yerleimler arasndaki farkllklara ramen tm
yerleimlerde belli llerde geerli olabilecek genel ilkeleri dile
getiren deklarasyondaki kent hakk aadaki ekilde
sralanmaktadr;
1. Gvenlik: Olabildiince su, iddet ve yasa d olaylardan
arndrlm gvenli bir kent,
2. Kirletilmemi Salkl evre: Hava, grlt, su ve toprak
kirlilii olmayan, doas ve doal kaynaklar korunan bir evre,
3. stihdam: Yeterli istihdam olanaklarnn yaratlarak,
ekonomik kalknmadan pay alabilme ansnn ve kiisel
ekonomik zgrlklerin salanmas,
4. Konut: Gizlilik ve dokunulmazlnn garanti edildii, salkl,
satn alnabilir, yeterli konut stokunun salanmas,
5. Dolam: Toplu ulam, zel arabalar, yayalar ve bisikletliler
gibi tm yol kullanclar arasnda, birbirinin hareket kabiliyetini
ve dolam zgrln kstlamayan uyumlu dzenin
salanmas,
6. Salk: Beden ve ruh salnn korunmasna yardmc
evrenin ve koullarn salanmas,

Bakanl Mahalli dareler Genel Mdrl (1996), Avrupa Kentsel


art, ev. Z. YENER;K. ARAPKRLOLU, Yayn No: 10, Ankara.

1817

7. Spor ve Dinlence: Ya, yetenek ve gelir durumu ne olursa


olsun her birey iin spor ve bo vakitlerini deerlendirebilecei
olanaklarn salanmas,
8. Kltr: deiik kltrel ve yaratc faaliyetlere eriim ve
katlm,
9. Kltrler aras Kaynama: Gemiten gnmze farkl
kltrel ve etnik yaplar barndran topluluklarn bar iinde
yaamalarnn salanmas,
10. Kaliteli Mimari ve Fiziksel evre: Tarihi yap mirasnn
duyarl biimde restorasyonu ve nitelikli ada mimarinin
uygulanmasyla uyumlu ve gzel fiziksel mekanlarn yaratlmas,
11. levlerin Uyumu: Yaama, alma, seyahat ilevleri ve
sosyal aktivitelerin olabildiince birbiriyle ilintili olmasnn
salanmas,
12. Katlm: oulcu demokrasilerde; kurum ve kurulular
arasndaki dayanmann esas olduu kent ynetimlerinde
gereksiz brokrasiden arndrma, yardmlama ve bilgilendirme
ilkelerinin salanmas,
13. Ekonomik Kalknma: Yerel ynetimlerin dorudan veya
dolayl olarak ekonomik kalknmaya katk konusunda
sorumluluk sahibi olmas,
14. Srdrlebilir Kalknma: Yerel ynetimlerce ekonomik
kalknma ile evre korunmas ilkeleri arasnda uzlamann
salanmas,
15. Mal ve Hizmetler: Eriilebilir, kapsaml, kaliteli mal ve
hizmet sunumunun yerel ynetimler, zel sektr ya da her
ikisinin ortaklyla salanmas,
16. Doal Zenginlikler ve Kaynaklar: Yerel doal kaynak ve
deerlerin; yerel ynetimlerce, aklc, dikkatli, verimli ve adil
biimde yaayanlarn yarar gzetilerek korunmas ve ynetimi,
17. Kiisel Btnlk: Bireyin sosyal, kltrel, ahlaki ve ruhsal
geliimine, kiisel refahna ynelik kentsel koullarn
oluturulmas,
18. Belediyeler Aras birlii: Kiilerin kentle ya da uluslararas
ililerine dorudan katlma konusunda zgr olmalar ve
zendirilmeleri,

1818

19. Finansal Yap ve Mekanizmalar: Bu deklarasyonda


tanmlanan haklarn salanmas iin gerekli mali kaynaklar
bulma konusunda yerel ynetimlerin yetkili klnmas,
20. Eitlik: Yerel ynetimlerin; tm bu haklar btn bireylere
cinsiyet, ya, kken, inan, sosyal, ekonomik ve politik ayrm
gzetmeden, fiziksel veya zihinsel zrlerine baklmadan; eit
olarak sunulmasn salamakta ykml olmasdr.
Geni bir kentli haklar erevesi izen Avrupa Kentsel art-I,
haklarn ekolojik denge, toplumsal ve fiziksel altyap, barnma,
alma, kltrel miras, ynetime katlm, bilgilenme gibi kentsel
yaamn her alannda gzetilmesi amacn tamakta ve u
ihtiyalarn gerekletirilmesini amalamaktadr. (Akkoyunlu,
2008:8-9)

insan haklarnn yaama geirildii bir kentte yaama hakk

kentsel evre hakk,

denebilir fiyatlarda salkl konutlarda yaama hakk,

toplumsal altyap hakk, -temiz ve salkl ime ve


kullanma suyu hakk

salk hakk -eit ve denebilir koullarda toplu tam


hakk

ucuz ve denebilir koullarda snma hakk

yaya haklarnn yaama geirildii kent hakk

tm kentsel hizmetlerden yeterince yararlanma hakk,

alma ve gvenlik hakk

ok kltrl, btnlemi bir kentte yaama hakk,

tarihsel mirasn ve uyumlu mimari deerlerin varolduu bir


kentsel evrede yaama hakk,

dengeli bir arazi kullanmnn yer ald bir kentsel evrede


yaama hakk,

bilgilenme hakk,

seme-seilme ve yerel otoritelerle ibirlii ierisinde


hizmet verebilme hakk,

1819

halkn ynetime katlmnn zendirildii bir kentte


yaama hakk

tketici haklarnn korunduu kentte yaama hakk

ucuz ve gvenilir kitle iletiim aralarna erime hakk

kentsel yneticileri denetleme ve yargsal bavuru haklar

2. SAHA ARATIRMASI: KENT HAKKI BLNRL


2.1. rneklemin zellikleri
ki niversiteden elde edilen rneklem bykl 400
kii olarak tespit edilmitir. rneklemde her iki niversite de 200
kii ile temsil edilmektedir. Rakamn her bir niversitede ayn
tutulmasnn nedeni niversiteler arasnda karlatrma
yapabilmek iindir. Bu rneklem bykl %95 gvenlik
dzeyinde 5 gvenlik aralnda (hata pay) aratrmamz iin
yeterli bir rneklem bykldr.3
Cevaplarn analiz iin uygunluu Cronbach Alpha testi
ile test edilmitir. Tm anket ortalamas 0.811dir.4 Bu da kent

http://www.surveysystem.com/sscalc.htm adresinde rneklem


bykln belirlemek iin ok kullanl bir program yer almaktadr.
rneklem
bykln
belirlemek
iin
ise
Z 2 * p * 1 p forml kullanlmaktadr. Burada Z, ZSS
c2

deerini gstermektedir (rnein burada %95 gvenlik dzeyinde bu


deer 1,96dr). P, tercih seimi yzdesini gstermektedir, normal olarak
ondalk bir deer alr ve alabilecei en yksek deer .50dir. Hata
yapmamak iin de tm survey aratrmalarnda bu rakam kabul edilir. C,
gvenlik aral gstermektedir ve yine normal olarak ondalk bir deer
alr (rnein burada 5, yani .05tir).
4 Sosyal aratrmalarda bilgi, tutum ve davranlar lmek zere
dzenlenen sorularn birbirleri ile tutarl ve yaknlk ierisinde olmalar
gerekir. Sorulan sorularn, incelenen olay aklayc olmas ve
birbirleriyle korelasyonu olmas gerekir. Byle olursa ancak incelenen
olgunun aklanmas ve anlalmas kolaylar. Bunu belirlemek zere
Cronbach Alfa gvenilirlik analizi yaplr. Cronbach Alfa katsays 0 ile
1 arasnda deiir. Katsay 0,40dan kk ise lek gvenilir deil, 0,40
ile 0,60 arasnda ise dk gvenilirlikte, 0,60 ile 0,80 aras olduka
gvenilir ve 0,80 -1,0 arasnda ise yksek derecede gvenilirdir.

1820

hakk bilinirlii konusunda sorulan sorularn ve test edilen


nermelerin yksek derecede gvenilir olduunu gstermektedir.
rneklemin cinsiyet dalm normal dalm olarak
gereklemitir. ki niversitenin Kamu Ynetimi blmlerinde
de kz renci says erkek rencilerden fazla olduu iin
rneklemde bu farkll gsterecek ekilde olumutur. Gazi
niversitesi rnekleminde 91 kii (%45,5) erkek, 109 kii
(%54,5) kzdr. Krkkale niversitesi rnekleminde 87 kii
(%43,5) erkek, 113 kii (%56,5) kzdr.
2.2. Kent Hakk Bilinirlii Genel Analiz
Ankette ncelikle kent hakknn genel olarak bilinirlii
llmtr. Deneklere ilk soruda Kent hakk kavramn bugne
kadar derslerde, medyada ya da baka bir kaynaktan duydunuz
mu ? eklinde bir soru yneltilmitir.
Gazi niversitesi rencilerinin %57si bu soruda
evet cevab verirken Krkkale niversitesinde oran %52de
kalmtr. Hayr cevaplar ise Gazi niversitesinde %43,
Krkkale niversitesinde ise %48 olarak gereklemitir. Baka
bir deyile her iki niversitede rencilerin %50sinden fazlas
kent hakk kavramna yabanc deildir.
2.3. Kent Hakkn Doru Tanmlama
Ankette ikinci olarak genel kabul gren bir kent hakk
tanm yaplm ve bu tanmn doru ya da yanl olduu
sorulmutur. Verilen tanm u ekildedir. Kentlilerin ekonomik,
sosyal, kltrel ve siyasal haklarn kentsel meknda
kullanabilmesi, kent yaamnn gerektirdii art ve imknlarn
kentlilere salanmasna kent hakk denir.
Ankete katlan rencilerin her iki niversitede de
%90dan fazlas (Gazi niversitesi %97, Krkkale niversitesi
%90) bu soruya doru cevabn vermilerdir. niversiteler
arasnda soruya yanl cevab verenler srasyla, Gazi
niversitesinde %3 ve Krkkale niversitesinde %10dur.
Soruya verilen cevaplar arasnda snf farkndan kaynaklanan bir
deiimin olup olmad da incelenmi; 3. ve 4. snf

Ayrntl bilgi iin Bkz. Rauf Arkan, Aratrma Teknikleri ve Rapor


Hazrlama, Asil Yayn, Ankara, 2007, s. 215.

1821

rencilerinin bu soruya cevaplar arasnda anlaml bir farkllk


olmad tespit edilmitir.
2.4. Kent Hakk
Deerlendirme

le

likili

Olgular

Konusunda

Ankette nc olarak kent hakk ile ilikili baz kavram


ve olgular arasndaki ilikiyi deerlendirmeye ynelik sorular
sorulmutur. Sorular doru/yanl eklinde formle edilmitir.
Sorulan sorulara verilen cevaplara ilikin frekans
dalmlar aaya karlmtr.
2.4.1.

nsanlarn kentsel yaam kalitesine ynelik


araylar, insan haklar kapsamnda yeni bir hak
kategorisi olarak kent hakkn dourmutur.
Kapsamndaki hak ve olanaklar balamnda kent
hakk, doal olarak kentlilerin talep etme hakkn
ierir.

Gazi n.

Krkkale n.

3. snf

4. snf

Toplam

Yzde

Doru

91

92

183

91,5

Yanl

17

8,5

Doru

91

88

179

89,5

Yanl

12

21

10,5

Ankete katlanlarn her iki niversitede yaklak


%90lk ksm bu cmleyi doru olarak tanmlamtr. 3. ve 4.
snflarn
cevaplar
arasnda
belirgin
bir
farkllk
izlenmemektedir.
2.4.2.

Kentli haklar- kentlilik bilinci arasnda dorudan


iliki vardr.

Gazi n.

Krkkale n.

3. snf

4. snf

Toplam

Yzde

Doru

81

88

169

84,5

Yanl

19

12

31

15,5

Doru

70

66

136

68

Yanl

30

34

64

32

1822

Kentli haklar ile kentlilik bilinci arasnda dorudan


iliki kuranlarn oran Gazi niversitesinde %84,5ken oran
Krkkale niversitesinde %68e dmtr. Snf fark soruya
verilen cevaplar arasnda fark oluturmamtr. Erken bir sonu
olarak bu farklln Ankara ve Krkkale arasndaki kentleme
farknn soruya verilen cevaplara yansmas olarak
deerlendirilebilir.
2.4.3.

Kentli haklar- kentsel yaam kalitesi arasnda


dorudan iliki vardr.

Gazi n.

Krkkale n.

3. snf

4. snf

Toplam

Yzde

Doru

88

93

181

90,5

Yanl

12

19

9,5

Doru

82

81

163

81,5

Yanl

18

19

37

18,5

Kentli haklar ile kentsel yaam kalitesi arasnda


dorudan iliki kuranlarn oran Gazi niversitesinde %90,5
Krkkale niversitesinde %81,5dir. Snflar arasnda belirgin
bir fark olmamakla birlikte yine iki niversite arasnda %10a
yakn doru ve yanl cevaplar arasnda fark olutuu
grlmektedir.
2.4.4.

Kentli haklar- katlm arasnda dorudan iliki


vardr.

Gazi n.

Krkkale n.

3. snf

4. snf

Toplam

Yzde

Doru

79

91

170

85

Yanl

21

30

15

Doru

63

74

137

68,5

Yanl

37

26

63

31,5

Kentli haklar ile katlm arasnda dorudan iliki


kuranlarn oran Gazi niversitesinde %85 Krkkale
niversitesinde %68,5dir. ki niversite arasndaki fark burada
da dikkat ekmektedir. te yandan snflar arasnda belirgin
olmasa da bir farkllk olduu ortaya kmaktadr. Her iki

1823

niversitenin 4. Snflarnda da bu cmleye doru cevab


verenler, kendi rneklemi iinde yaklak %56y olutururken 3.
Snflarda doru cevabn verenler %44lerde kalmaktadr.
2.4.5.

Kentli haklar- yerel demokrasi arasnda dorudan


iliki vardr.

Gazi n.

Krkkale n.

3. snf

4. snf

Toplam

Yzde

Doru

84

93

177

88,5

Yanl

15

22

11

Doru

71

70

141

70,5

Yanl

29

30

59

29,5

Kentli haklar ile yerel demokrasi arasnda dorudan


iliki kuranlarn oran Gazi niversitesinde %88,5 Krkkale
niversitesinde %70,5dir. Snflar arasnda belirgin bir fark
olmamakla birlikte yine iki niversite arasnda %18 doru ve
yanl cevaplar arasnda fark olutuu grlmektedir.
2.5. Kent Hakk Kapsamnda Deerlendirilebilecek
Olanaklara likin Deerlendirmeler
Ankette Avrupa Kentli Haklar Deklarasyonunda
sralanan 20 balk halindeki kentsel olanaklarn hangilerinin ya
da ne kadarnn renciler tarafndan kent hakk bal altnda
deerlendirilebilecei grlmek istenmitir. Deklarasyonda
sralanan 20 balktan 15 tanesi seilerek hangisi ya da
hangilerinin kent hakk kapsamnda deerlendirilebilecei
sorulmutur.
Aada bu soruya verilen cevaplarn dalm grafik
olarak sunulmutur. Ankete katlan rencilerin bu soruya
verdikleri cevaplar incelendiinde kent hakk kavram
konusunda bir fikre sahip olmaktan ok kamu ynetimi
blmndeki derslerinden edinilen genel bilgiler nda cevap
verdikleri dikkati ekmektedir. Gerekten de salkl evre,
konut, katlm, gvenlik, spor ve dinlence, kltr, istihdam,
eitlik gibi balklar %50nin zerinde kent hakkyla ilikili
olgular olarak deerlendirilirken, kiisel btnlk, ilevlerin
uyumu, dolam gibi balklarn kent hakkyla balantsn

1824

kuranlarn oran %40larn altnda kalmaktadr. Bu durum byk


oranda bu balklar kent hakkyla ilikilendirememekten ok
kent olgusuyla ilikilendirememekten kaynaklanmaktadr.
Ayrca ankette verilen 15 baln tmn kent hakkyla
ilikili olarak deerlendirenlerin oran da ilgi ekicidir. Ankete
katlan 400 rencinin yalnzca 26 tanesi tm balklar
iaretlemitir. Baka bir deyile Avrupa Kentli Haklar
Deklarasyonundan alnan 15 baln tmn kent hakk
kapsamnda deerlendirenlerin oran yalnzca %6,5dir.
Bu soruda niversite ve snf farklar da
deerlendirilmi ama iki farkl niversite arasnda da, snf
farklar arasnda da belirgin bir fark izlenmemitir. Her iki
karlatrma dzeyinde de en yksek fark %7leri gememitir.
Grafik. 1. Kentsel Olanaklar Kent Hakk likisi

91,75

Salklevre

81,25

Salk
Konut

80,25

Katlm

79,75
77,50

Gvenlik

74,50

SporveDinlence

68,75

Kltr
stihdam

61,25

Eitlik

60,25
56,00

DoalZenginliklerve

48,75

SrdrlebilirKalknma

45,50

Ekenomikkalknma

41,75

Dolam

34,50

levlerinUyumu
KiiselBtnlk

24,50

1825

2.6. Kent Hakknn Pratie


Mevzuatn Bilinirlii

Aktarlmasn

Salayan

Ankette son olarak kent hakkna ilikin hkmlere


dorudan ya da dolayl olarak yer veren Trk Hukuku iindeki
mevzuatn bir ksmna ynelik deerlendirme yer almtr. Anket
sorusu Aada bulunan hangi kanunlarda kent hakknn
pratie aktarlmasn salayan maddeler bulunmaktadr ?
eklinde formle edilmitir.
Aada bu soruya verilen cevaplarn dalm grafik
olarak sunulmutur. Ankete katlan rencilerin bu soruya
verdikleri cevaplar incelendiinde yine kent, yerel ynetim,
evre sorunlar gibi derslerdeki temel bilgiler nda soruyu
cevaplandrdklar grlmektedir. Ancak bu soruda dikkati eken
husus ankete katlan rencilerin kent hakk konusunu byk
oranda evre ile ilgili bir konu olarak grdkleridir. Bu soruda
400 kiilik rneklemin %92,5i evre Kanununu kent hakknn
pratie aktarlmasn salayan mevzuat olarak tanmlamtr.
Bu noktada snflar arasnda da belirgin bir farkllk
olumaktadr. Gazi niversitesi Kamu Ynetimi Blm
rencileri arasnda 3. Snflar arasnda bu seenei
iaretleyenlerin oran 4. Snf rencilerinden %40 daha fazladr.
Krkkale niversitesinde ise tam tersine evre Kanunu
seeneini iaretleyenler arasnda 4. snf rencileri 3. snf
rencilerinden %35 daha fazladr. Bu sonucun en byk sebebi
Gazi niversitesi ders programnda evre Sorunlar adndaki
dersin 3. snf programnda, Krkkale niversitesi ders
programnda evresel Politikalar adndaki dersin 4. snf
programnda okutuluyor olmasdr. Baka bir deyile dorudan
evre konusuyla ilgili dersleri alan rencilerin kent hakk
konusunda daha fazla bilgili olduklar sylenebilir.
Ayn balk altnda kent hakknn pratie aktarlmasn
salayan mevzuat arasnda ikinci derecede mar Kanunu, nc
derecede de Belediye Kanunu seenekleri ne kmaktadr.
Dernekler Kanunu, Kabahatler Kanunu, Trk Ceza Hukuku,
Dileke Hakknn Kullanlmasna Dair Kanun, Kat Mlkiyeti
Kanunu ile Toplant ve Gsteri Yryleri Kanunu gibi
mevzuatlar rencilerin yaklak olarak yars tarafndan kent
hakkyla ilgili grlmeyerek iaretlenmemitir.

1826

Ayrca ankette verilen 10 ayr mevzuatn tmn kent


hakkyla ilikili olarak deerlendirenlerin oran da tespit
edilmitir. Ankete katlan 400 rencinin yalnzca 18 tanesi tm
balklar iaretlemitir. Baka bir deyile seenekler arasnda yer
alan ve hepsi kent hakknn pratie aktarlmasyla ilgili
mevzuatlarn tmnn konuyla balantsn kurabilenlerin oran
yalnzca %4,5dir.
Grafik. 2. Kent Hakknn Pratie Aktarlmasn Salayan
Mevzuat
evreKanunu

92,5

marKanunu

79,8

BelediyeKanunu

76,0

BilgiEdinmeKanunu

49,8

ToplantveGst.Yr.Kanunu

48,5

KatMlkiyetiKanunu

47,5

DilekeHakknnKull.Dair
Kanun

39,5

TrkCezaHukuku

30,0

KabahatlerKanunu

28,3

DerneklerKanunu

27,8

1827

SONU
Kent hakk akademik literatre 1970li yllarda girmi
olmasna ramen, 1992 ylnda yaynlanan Avrupa Kentsel artIe kadar aratrmaclarn zerinde youn alt alanlardan biri
olmamtr. Hakkn Trk akademik literatrne girii de son
yllarda olmutur. Oysa kentliler ekonomik, sosyal, kltrel ve
siyasal pek ok hakka sahiptirler. Bu haklarn kentsel mekanda
kullanlabilmesi, kent yaamnn sahip olmas gereken art ve
imkanlarn kentlilere salanmas kent hakknn tannrlyla ve
bilinirliiyle yakndan ilgilidir.
Bu almada bu hak konusunda temel dzeyde de olsa
bilgi sahibi olmas gerektiini dnlebilecek Kamu Ynetimi
blm rencilerinin, konuya ilikin bilgileri zerinden bir
deerlendirme yaplmtr.
400 kiilik bir rneklemde iki farkl niversitenin
rencileriyle yaplan almann ortaya koyduu ilk bulgu,
Kamu Ynetimi blm rencilerinin temel dzeyde de olsa bu
hakka ait bilgilere sahip olduu eklindedir.
Kent hakk ile ilikili olgular perspektifinden yaplan bir
analiz, rencilerin kent hakk ile kentlilik bilinci, kentsel yaam
kalitesi, katlm ve yerel demokrasi arasnda bir yaknlk/iliki
grdklerini ortaya koymutur. Bu balklar erevesinde
yaplan cross-sectional analizler iki farkl niversitenin
rencileri arasnda %10 civarnda cevaplar arasnda sapma
olduunu gstermitir. Hemen hemen tm cmlelerde Gazi
niversitesi rencilerinin verdikleri doru cevab Krkkale
niversitesi rencilerinin verdii doru cevaplarndan daha
fazla olmaktadr. Bu sonucun arkaplannda Gazi niversitesi
rencilerinin yaadklar ehrin kentleme dzeyi ve byk
ehirde yaamann kentlileme dzeyine etkisinden kaynaklanan
sebepler olduu sylenebilirse de, bu aratrmann snrllklar
erevesinde bu tez ok iddial olacaktr.
Nitekim bir sonraki soruda kent hakk kapsamnda
deerlendirilebilecek olanaklara ilikin bilinirlik test edilmi ve
bu testin sonular iki niversite arasnda bir fark gstermemitir.
Aratrmada en son kent hakknn pratie aktarlmasn
salayan mevzuatn bilinirliine ynelik bir soru yer almtr. Bu
soruda da iki farkl niversite rencilerinin tercihleri arasnda

1828

belirgin bir farkllk olumamtr. Ancak bu soruda kent hakkna


ynelik mevzuat tercihleri yaplrken evre Kanunu belirgin bir
ekilde dier mevzuattan stte kmtr. Bu durumun sebebi
aratrldnda, kent hakk konusunun byk oranda evre ile
ilgili bir konu olarak deerlendirildii ve bu alana ynelik
derslerin verildii snflarda bu cevabn younlat izlenmitir.
Genel olarak yaplacak bir deerlendirme Kamu
Ynetimi eitimi alan rencilerin kent hakkna yabanc
olmadn ama arlkl olarak evre sorunlar ya da evre
politikalar gibi dersler erevesinde bu bilginin olutuunu
syleyebilmek mmkndr. Oysa daha nce de belirtildii gibi
bu hak temel haklar kategorisi iinde saylmaktadr. evre
kanunu dnda bata yerel ynetimlerle ilgili kanunlar olmak
zere Trk hukuk sisteminin pek ok temel kanunuyla yakndan
ilgili bir konudur. Konuyla ilgili akademisyenlerin Temel Hak ve
Hrriyetler; Ceza Hukuku, Yerel Ynetim gibi blm temel
derslerinde de bu konuya balk ayrmalarnn yerinde olacaktr.

1829

KAYNAKA
AKKOYUNLU ERTAN, Kvlcm, Kentli Haklar Ve Kente Kar
Su Balamnda Kentli Etii, Mula niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Dergisi (LKE) Bahar 2008, Say 20,
ss.2-22.
AKKOYUNLU, Kvlcm; Srdrlebilir Kent Kent Ve
Politika: Antik Kentten Dnya Kentine, Der: Ayegl
Mengi, Ankara, mge Yaynevi, 2007,ss.11-26
ARIKAN, Rauf, Aratrma Teknikleri ve Rapor Hazrlama, Asil
Yayn, Ankara, 2007.
BACE, Emre, Avrupa Kent Hakk Deklarasyonu zerine
Dnceler Yerel Siyaset, Mays,2008
BAYSAL, Cihan.Uzunarl. Kent Hakk, Trkiyede Hak
Temelli Sivil Toplum rgtleri, Ed.. GKMEN,
Odak Ofset Matbaaclk, Ankara,2011
BRUGMANN, Jeb; Welcome to the Urban Revolution, New
York, Bloomsbury Press, 2009
GERAY, Cevat; Kentsel Yaam Kalitesi ve Belediyeler, Trk
dare Dergisi, S. 421, Aralk 1998, ss.335-336
HARVEY, David. The Rght To The Cty, New Left Review
53, September-October,
IIK, Ouz; Kenti Dnmek, Kent zerine Dnmek,
Toplum ve Bilim, Mays- Haziran 1999, Cilt: 14, Say:
3
LER BAKANLII MAHALL DARELER GENEL
MDRL, Avrupa Kentsel art, ev. Z. YENER,
K. ARAPKRLOLU, Yayn No: 10, Ankara, 1996.
KARASU, Mithat.Arman, Kente Kar Su, Sava Yaynevi,
Ankara,2009
MUTLU, Ahmet, YCEL BATMAZ, Nazl, Trkiyede Kent
Hakk, Orion Yaynevi, Ankara, 2013
KMEN, Mustafa,Bir nsan Hakk Olarak Kent Hakknn
Gelitirilmesi ve Yerel Ynetimler Yerel ve Kentsel
Politikalar, Ed.: M.A. ukurayr ve A. Tekel, izgi
Kitabevi, Konya, 2003.

1830

SHORT, John Rennie, BREITBACH, Carrie, BUCKMAN,


Steven, ESSEX, Jamey; From World Cities to
Gateway Cities: Extendind the boundiries of
Globalization Theory, CITY, Vol: 4, No: 3, 2000,
ss.317-340
SHORT, John, KIM, Yeong, Hyun; Globalization and the City,
Longman, 1999
TEKEL, lhan, Kentsel Haklar, Der. M. TUNAY, Dnya
Yerel Ynetim ve Demokrasi Akademisi Yaynlar,
stanbul, 1995
TUNCAY, Mete, Kentsel Haklar- Karlatrmal Bir erevede
Trkiye, stanbul,1994
WIRTH, Louis; Bir Yaam Biimi Olarak Kentlileme, Der:
Duru Blent, Alkan Ayten, 20.Yz Yl Kenti, Ankara,
mge Yaynevi, 2002,ss.77-106
http://newleftreview.org/II/53/david-harvey-the-right-to-thecity,2008, (23.04.2013)
https://wcd.coe.int/ViewDoc.jsp?Ref=CHARTE/URBAINE&L
anguage=lanEnglish&Ver=original&Site=COE&Back
ColorInternet=1EB1E9&BackColorIntranet=FFCD4F
&BackColorLogged=FFC679, (10.06.2013)
www.mo.org.tr/UIKDocs/kentselsart1.pdf, (10.06.2013)

1831

1832

III. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Atilla GL
Kentsel Tasarm ve evresel Estetik
Yrd. Do. Dr. Murat AKTEN
. Gr. Sibel AKTEN
Koruma ve Hak Balamnda evre
Yrd. Do. Dr. Mehmet HATPOLU
. Gr. Arzu ERDN
Nkleer Enerji Santrallerinin Faaliyetlerinden Kaynaklanan
Hukuki Sorumluluk
Do. Dr. Mehmet ALTUNKAYA
Perlit Agregal Svalarn Yaplarda Enerji Tasarrufuna Etkisi
Do. Dr. Metin DAVRAZ
Do. Dr. emsettin KILINARSLAN

1833

1834

KENTSEL TASARIM VE EVRESEL ESTETK


Yrd.Do.Dr. Murat AKTEN
r. Gr. Sibel AKTEN
ZET
Bir yaam alan olarak kentler, doal ve kltrel birok
unsurun bir arada ve karlkl etkileim iinde bulunduu insan
ekosistemleridir. Bir yandan hava, toprak, su, bitki gibi doal
evre koullar, dier yandan da ekonomik kalknma iin srekli
gelitirilmek zorunda olan ulam, ticaret, sanayi, turizm gibi
sosyo-ekonomik faaliyetler ayn alanda ve i ie gemi
durumdadr. Kent ekosistemi olarak adlandrlan bu yapnn
salkl ileyii, yine bu ekosistemin bileenleri olan doal ve
kltrel unsurlarn birbiriyle uyumuna ve aralarndaki dengeye
baldr. Bu alma iki blmden olumaktadr. Birinci blmde
genel anlamda insann estetik anlay ve bu anlay belirleyen
unsurlar hakknda bilgi verilirken, ikinci blmde ise insann
oluturmu olduu bu estetiksel yapnn kentlerde oluan
kentsel estetik zerindeki etkisine yer verilmitir.
Anahtar Kelimeler: Kentsel Tasarm, evresel Estetik,
Kentsel Kimlik
URBAN DESIGN AND ENVIRONMENTAL
AESTHETICS
ABSTRACT
As living areas, cities are human ecosystem in where
many cultural and natural aspects located together and mutually
interacted. Both natural conditions like air, soil, water, plants and
socioeconomic activities -that need to be enhanced for economic
development- like tourism, industry, trade, transportation, take
place in the same area and as the one between the other. This
system is named as urban ecosystem depends on the harmony and

Sleyman Demirel niversitesi Orman Fakltesi, muratakten@sdu.edu.tr.


Sleyman Demirel niversitesi Eirdir Meslek Yksekokulu,
sibelakten@sdu.edu.tr

1835

balance between tha natural and cultural factors which are the
components of the urban ecosystem. This study includes two
parts. In the first part, the peoples understanding of aesthetics
and its determiners are introduced in general sense. Second part
handles the effect of this aesthetic structure created by man on
the urban aesthetics on the urban life.
Key Words: Urban Design, Environmental Aesthetics,
Urban Identity
GR
Fiziksel evre insan da kapsayan doal, kltrel, tarihi,
sosyal ve yapay eleri iinde barndran ve bu olgularn birbiri
ile srekli ve deiken bir etkileime urad dinamik bir
olgudur. Bir dier ifade ile evre canllar etkileyen ve onlardan
etkilenen karlkl etkileimin sz konusu olduu tm faktrler
btn olarak da tariflenebilir. Srekli deien dinamik bir olgu
olarak evre, gnlk yaamn gerekleri ile doal ve yapay eler
kapsamnda biimlenmektedir. klim, toprak, su, doal yap gibi
abiyotik; insan, hayvan, bitki varl gibi biyotik faktrlerden
oluan evre sahip olduu kaynaklar ve zellikler dorultusunda
farkl nitelik, tanm ve karakter kazanmaktadr. evreyi
oluturan doal, kltrel, tarihi, estetik, grsel e ve zellikler
btn ise evresel deer olarak nitelenmektedir (Erdoan,
2006).
Belli bir odak gerektiren evre o odaa bal olarak; ona
ynelik ve onunla ilikili olgularla karlkl etkileim iinde olan
deiken, karmak ve ok ynl bir kurgudur. evre bu
koullardaki doal ve yapay fiziksel yapnn, iklimsel ve corafi
deerlerin, biyolojik etmenlerin, kltrel, toplumsal, ekonomik,
sanatsal oluumlarn her birini, bir blmn ya da btnn
kapsamna almaktadr (zgi, 1999).
evreye estetik bir btn olarak bakmak ve insan
evresiyle ayrlmaz bir btn olarak alglamak evre estetiinin
ana felsefesini oluturur. Estetik insann duyular ile alglad
btn ile ilgiliyse, evre estetii de insann evresini duyularyla,
bedeniyle alglayan bir varlk olarak ona baml olduu
dncesine dayanr. nsan, doann bir paras olmann yannda,
alglaryla evresiyle btnleir; edilgen bir izleyiciden te,

1836

evresini deneyimleyen, ona aktif bir biimde katlan bir znedir.


Bu ynyle evre estetii, alg fenomenolojisiyle ve psikolojinin
alg ve bili kuramlaryla yakndan ilikilidir. Kentsel tasarmn
bilgi kuramsal erevesinin oluumunda bu kuramlardan nemli
lde yararlanlm olmas evre estetii ve kentsel tasarm
kuramlar arasndaki kavramsal yaknln balca nedenlerinden
olmaldr (Bilsel, 2010).
Ancak, endstrileme ile birlikte kentlerin kltrel ve
sosyal yapsna mdahale eden gelimeler kentleri bireylere ak
yaam alanlar olmaktan karmtr. Bugn kentlerin pek az ve
pek kstl alan insann yaantsna ak olarak korunabilmitir.
Bu durum karsnda belediyelerin zmleri ksm sslemeler
ve birtakm biimsel dzenlemeler olmann tesine
geememektedir. Son yllarda kent estetii szcnn srekli
olarak gndeme gelmesi de estetiin kent yaamnn bozulmas
karsnda are olarak sunulan sslemeler ve tali zmler ile
ilgili olduuna dair yanl kanya iaret etmektedir (Erzen, 2010).
1.

KENT VE KENTSEL KMLK KAVRAMI


Kent olgusu, gnmze kadar zerinde tartlagelmi,
ancak corafi, demografik, ekonomik, sosyal, kltrel, politik
birok parametrenin birbiri iine geerek bulutuu bir alan
olduu iin, zerinde uzlalm tek bir tanma sahip olmayan bir
kavramdr. Kente dair tanmlamalar, disiplinlere gre
farkllamaktadr.
Castells, Lefebvre ve Harvey, kenti kapital birikim
sreleri erevesinde analiz etmektedirler. Kentsel meknn
ekonomik, siyasal ve ideolojik dzlemde ekonominin
belirleyicilii ile olutuunu vurgulayan yaklamnda, Castells,
kenti, emein yeniden retimi iin gerekli olan kolektif
tketimin elde edildii mekn olarak tanmlamaktadr. Lefebvre
ve Harveyin almalarnda ise, kent, kapitalizmin iinde
sermaye birikimini ilgilendirdii lde ele alnmaktadr.
Simmel, Berman gibi aratrmaclar ise kenti modernizm
erevesinden ele almaktadr. Bermana gre, pozitivist
teknosantrik, dorusal ilerleme ve rasyonel planlamann egemen
olduu, bilginin ve retimin standardize edildii modernleme
srecinde kent, krdan g eden ynlarn modernite deneyimini

1837

yaadklar mekndr. Kent modernizmin bir st anlatsdr,


kltrn olutuu alandr (Aslanolu 2000).
Postmodernistler ise, kente farkllk, kimlik ve eitlilik
kavramlar asndan yaklamaktadrlar. Kent kitle retiminin ve
tketiminin yapld rasyonalize bir mekn; bir gstergeler ve
imgeler mekndr. Kenti tanmlayan bu gsterge ve imgeler,
kolaj montaj halinde bir arada durmaktadr. Postmodernistlerin
kent tanmlarnda, kente dair bir btnlk ve sreklilik
bulunmamaktadr
Kent olgusuna daha ok sosyolojik temeller zerinden
deinen tm bu yaklamlar, kent kavramna getirdikleri deiik
bak alar balamnda nemli bir yere sahiptirler. Bu
yaklamlarn yan sra, tasarmc ve planc disiplinlerin kent
kavramnn daha ok meknsal ve fiziksel zellikleri bakmndan
gelitirdikleri yaklamlar u ekildedir (akmakl 1992):
Ekonomikkonumsal yaklam; byk lde
alan kullanmlaryla, arsa deerleriyle ve bunlar etkileyen
eriilebilirlik ilikileri ile ilgilenmektedir. Kentsel etkinlikler
arasndaki mekn uzaklk olarak, uzaklk ise maliyet olarak
deerlendirilmektedir. Sermayeyi gzeten bir yaklamdr.
Biimsel yaklam; binalarn ve dier yapl
meknlarn bir araya gelerek oluturduu bir kent kavram ortaya
koymaktadr. Kentteki fiziksel biim ile etkinlikler arasnda
belirli bir ilikinin varl savlanmaktadr. Bylece, tasarmc,
fiziksel dokuya mdahale ederek, toplumu ynlendiren bir unsur
olarak ortaya kmaktadr.
Algsal yaklam; fiziki donanmlarn anlaml bir
biimde alglanp deerlendirildii ve bylece meknn kullanc
ile ilikisinin gzetildii bir erevede meknsal ve fiziksel
zelliklerini ele almaktadr. Bu yaklam kentsel evreyi
oluturan elerde bir dengeye gereksinme olduunu
vurgulamaktadr. Bu denge hem algsal deneyimi glendiren
eitlilii, karmakl, hem de kentin anlalr olmasn
salayan okunabilirlii iermektedir.
Kger (2006) da, akmaklnn (1992) bildirdiklerine
kout olarak, kent kavramnn ne salt sosyal ynyle ele alnp
mimari ve estetik ynlerinin yadsnmas, ne de tarihsellie

1838

saplanlarak kentin ieri unsurlarn gz ard edilmesi ile


tanmlanamayacan belirtmektedir.
Gnmz kentlerinde; kentsel makro formun, uzun
dnemler iin (15-20 yl veya daha uzun) hazrlanan ve kentsel
mekan dzenlenme ilkelerinin belirlendii genelde stratejik
geliim plan olarak adlandrlan planlarla ekillendii
grlmektedir. Bunlar dnda -makro dzeyli plan karar
ilkelerine aykr olmamak kaydyla- kent blgelere ayrlmakta ve
mikro politikalarla mekan dzenlemeleri gereklemektedir. Bu
uygulamann sonucu olarak, kentlerin farkl blgelerinde farkl
mekan dzenlemelerine rastlanlmaktadr. Yine kentin belirli
blgeleri -zel mlkiyet alanlar- kiisel zevkler dorultusunda,
kk planlar erevesinde ekillenmektedir Bu ekillenme
sreci kentsel mekann her dzleminde karmza
kabilmektedir (Karakurt, 2006).
21. yzyl kentine bakldnda ortaya kan tablo u
ekildedir; Yeni kent, merkezini yitirmi, geni evre yollaryla
blgeler aras hareketliliin mekan olmutur. Fakat bu
hareketlilie ramen, kentte birbirinden kopuk, birbirine yabanc
alanlar artmaktadr. Bu yabanclama sonucunda insanlar kendi
ilerine kapal yeni cemaat trleri oluturmulardr. Yaanan
toplumsal paralanma, kentte gven ve emniyeti yok etmektedir.
Kentin sokaklarnda, metrolarnda her an, her eyle
karlaabilirsiniz. Sokaklar artk garantisiz, sosyal gvenceden
yoksun insanlarn mekandrlar (Su,1995:47). Kentin kamusal
alanlarnn ise; boaltld ve kiilerin duvarlar iinde yer alan
zel yaamlarna ekildii grlmektedir.
Duvarlar arasnda, kendileri gibi olan dier insanlarla
birlikte yaayan birey, evinde kendini daha gvenli
hissetmektedir. Yani 21 yzyl bireyleri, kendileri ile benzer
toplumsal snflarn oturduklar homojen yaam blgelerinde
yaamay tercih eder duruma gelmilerdir. Kiilerin yaamlarnn
getii mekanlar arasndaki duvarlarn ykselmesi toplum
iindeki paralanmay da beraberinde getirir, fakat mekansal
blnmeler direkt olarak toplumsal blnmelerin sorumlular
deillerdir, yalnzca toplumsal blnmelerin yaratmna yardmc
olurlar (Karakurt, 2006).
zellikle yaam blgelerinde belirgin olarak ortaya
kan farkl meknsal dzenlemeler ve mimari tasarmlar,

1839

mekanda paralanma yannda kentsel yaamda da bir


paralanmann hem nedeni hem de sonucu olarak ortaya
kmaktadr. Tikel isteklerin yaratt baskyla kentsel mekan
yeniden ekillenirken dier yandan kent paralanmaktadr;
mekann paralanmas ve birbirlerinden ayrlmalaryla ayn kent
iinde yaayan kiiler birbirlerinden uzaklamaktadrlar.
Kiilerin yaam mekanlarnn ayrlmas, toplumsal gruplar
arasndaki uurumun almas ve farkl toplumsal gruplarn
birbirleri ile olan iletiimlerinin azalmasna neden
olabilmektedir. Bu durum zellikle, st gelir gruplarnn yaam
alanlarn kentin dier blgelerinden ayrma uralar iinde
belirginlemektedir. ehirlerde her zaman ilevsel, kltrel ve
konum blnmeleri grlr, fakat gnmzde blgeler arasnda
farkllklar bymekte, blgeler arasnda hatlar -duvarlarsertlemektedir. Duvarlar, (gerek veya sembolik olarak) insan
herhangi bir dierinin duymas, tanmas ve grmesinden korur;
onlar dierlerinden tecrit eder ve dierlerini darda brakr
(Karakurt, 2006).
Kentlilik olgusu, kentte yayor olmaktan te kenti
kavrama ve kente dair aidiyet duygusu gelitirme kavramlaryla
ilintilidir.
Aidiyet kavram, kentsel mekn iin kullanldnda;
kiilerin kendilerini bir meknn paras olarak grmeleri,
dolaysyla kendilerini o mekn zerinde hak ve sorumluluk
sahibi hissetmeleri durumunu ifade etmektedir. Aidiyet hissi kent
btnnde olduunda kentlilik olarak adlandrlmaktadr.
Kentlilik, kiilerin kendilerini bir kentin paras olarak grp, o
kente ait olan her eyi kendi yaamlarnn bir paras olarak
sahiplenmelerine ve korumalarna neden olan sosyal bir olgudur
(Aydoan 2001).
Kentlilerin kente ilikin aidiyet duygusu ve kentlilik
bilinci gelitirebilmeleri iin, ncelikle kentlerine dair bir
kavraya sahip olmalar gerekmektedir. Kentini tanyan,
yaayan; baka bir deyile kendine okunabilir bir meknsal dil
sunan kentine dair bir alglama ve deerlendirme gelitiren
kentliler, kendilerini kent ile btnletirmekte, gven hisleri
kuvvetlenmektedir. Kimlikli bir kentte, kendini o kentin ve o
kimliin bir paras olarak gren kentlilerin, daha kentli, kent
sorunlarna daha duyarl, kente dair sorumluluk, sahiplenme ve
daha ileriye tama duygular daha gelikin bireyler olduklar

1840

yadsnamaz bir gerektir. Bu noktada, okunabilir, meknsal


dokusu bir btn olarak alglanabilen ve kimlikli kentlerin, kent
yaamn ve kentlileri ne denli etkiledii aka grlmektedir.
Kentin ortaya kmas, gelimesi ve kentsel bir kimlik
kazanmas; bir yandan sit-situasyon koullar ile birlikte
topografya (jeolojik yap ve jeomorfoloji), iklim, toprak, bitki
rts ve su kaynaklar gibi doal evre bileenlerine baldr.
te yandan kentte yaayan nfusun demografik ve kurumsal
yapsna, yani kltrel gelimilik dzeyine ilikin baz
zellikleri gstermektedir. Nitekim; Park, Burgess, Mckenzie ve
Sjoberg, kentlerin doru ve gelimesini etkileyen ana etmenin
ncelikli olarak uygun evre koullarnn sunduu avantajlar
olduu ve bu avantajn zamanla teknoloji ve sosyal rgtlenmeyi
de destekleyerek kentsel bymeyi ve kent kimliinin
farkllamasn beraberinde getirdii grndedirler (Karada,
2009).
Lynch (1960), kimlik kavramn, doadaki herhangi bir
canly veya objeyi dierlerinden ayran, ncelikle onun
duyularla alglanan kendine zg durumu eklinde
tanmlamakta; benzerliklerle deil farkllklarla oluacan
vurgulamaktadr. Tekeli ise (1991), kent kimlii kavramn
irdelemek iin, iki yol tariflemektedir. Bunlardan birincisi,
kimlik ve kiilik gibi terimlerin temelde birey olarak insan daha
iyi anlamak iin gelitii olgusundan yola karak; ncelikle bu
kavramlarn psikoloji ve antropoloji gibi insanbilimi ya da
insann varlna ilikin felsefe alanlarnda kullanlna aklk
kazandrmaya almak, sonra bu bulgular kente tamaktr.
kinci yol ise, bu kavramlarn insanbilimleri alanlarnda
kullanlnn araclna bavurmadan, bu kavramlar zerindeki
zmlemeleri dorudan kent zerinde yrtmektir. Tekeli
(1991), bir bilimsel alan iin gelitirilen kavram, bir baka alana
tamann getirecei sorunlar gereke gstererek, birinci yolun
seiminin saknca dourabileceine iaret etmektedir.
Kimlik bir kenti tanmlanabilir klan zellikleri ortaya
koyduuna gre, dier benzerlerinden ayrt edici zelliklere de
sahip olmaldr. Kimlii farkllatran, meknsal ve sosyal
faktrler yerin kimliini oluturarak, kent ve mekna dier
benzerlerinden ayrcalkl, kendine zgn, yerel nitelikler
belirlemektedir. Bu faktrler; yerin karakteri, meknn karakteri

1841

ve anlamlar eklinde bileen olarak belirtilmektedir (zer


2001):

Yerin karakteri: klim, topografya, jeolojik oluum ve


bitki rtsnn oluturduu doal evre ierisindeki
zelliklerdir.

Meknn karakteri: Dolu ve boluklarn oluturduu


biim, strktrel yap, simgesel etki, kullanlan malzemeler vb.
asndan oluturduu form ve grntdr.
Mekn karakterinin, kentlerin gemilerinden geleceklerine
sreklilii salayan balant eleri olmalar balamnda,
kentlerin bellei asndan ok nemli sembolik deerleri vardr.

Anlam: Kimlik, gemiin toplumsal yaamlar ve


kltrlerin gnmzde kentsel meknda somutlam rnleridir.
Bu, zaman diliminde toplumlarn yaam meknlarna, yaamlar,
mcadeleleri, aclar, sevinleri, zlemleri vs. ile ykledikleri
anlamlar dizisidir.
Kentsel meknlar, kentte yaayan insanlar zerinde
imge yaratma zelliine sahiptir. Kentsel meknlarda bulunan
baz eler, insann mekn alglamas ve meknla arasnda bir
balant kurmasnda nemli rol oynamaktadr. Meknn, o kentte
yaayan insanlar tarafndan kavranmasn salayan kentsel doku,
kentlerin kimliklerini oluturan en nemli etmenlerden biridir
(zer 1998).
Lynch (1960), kentsel doku ierisinde yer alan kent
imgelerini fiziksel zelliklerine bal olarak, izler, kenarlar,
blgeler, dmler ve odak noktalar olarak belirtmektedir.
Kentsel doku elemanlar, yollar, ak alanlar ve yaplar olarak
sralanabilir. Bu eler, iinde bulunduumuz kenti tanmamza
ve alglamamza, bylece de kimliklendirmemize yardmc
olmaktadr.
Kent kimlii, deimez deil, dinamik bir yapdadr.
Bunun nedenini, kent kimliini etkileyen fiziksel ve sosyal
srelerde aramak yerinde olacaktr. Kentler, gnmzde artan
doal afetler, kresel snma gibi tehditler, savalar vb. etkilerden
dolay fiziksel olarak deiime urayabilmektedir. Bu deiimler
kent kimliini etkilemektedir. Bunun yan sra, planlama ve
tasarm almalar ile de kentlerin fiziksel zellikleri ve
kimlikleri deitirilip, dntrlebilmektedir.

1842

2. KENT
KML
ETKLEM

VE

KENTSEL

TASARIM

Kent kimlii ve kentsel tasarm, kent iinde doan,


kentin hem fiziksel hem de sosyal zellikleri ile tanm bulmalar
gerei kentten ve kent srelerinden ayr tutulamayacak, kent ve
kentlilerle sk balantlar olan kavramlardr. Ayn biimde
kentin fiziksel ve sosyal zelliklerini konu alan bu iki kavram,
dolayl ve direkt yntemlerle birbirleri ile de etkileim ierisinde
bulunmaktadr.
Kent kimlii kentsel tasarm, kentsel tasarm da kent
kimliini etkilemektedir. Bu etkileim kimi zaman hibir arac
olmakszn, direkt olarak, kimi zaman da ortak konular olan
sosyal faktrlerin araclyla dolayl biimde gzlenmektedir.
Kentsel mekn dzenleme arac olan kentsel tasarmda,
tasarmn kendine zg dnyas ile toplumsal bir gereklik olan
kent olgusu bir araya gelmi olmaktadr. Tasarm kavramnn
bana kentsel szc geldii zaman, tasarm disiplinlerinin
alk olmad yapda iliki ve etkileimlerden oluan karmak
bir evre sz konusu olmaktadr. Bu evreyi yalnzca tasarm
kavramlaryla yakalayabilmek olanak ddr. Belirleyicileri ok
defa kentin de tesindedir ve meknla ilgili olmayan trden
belirleyicilerdir. Bu nedenle kentsel tasarm alannda, tasarm
kavramlarnn ve elerinin tasarm d kavram ve elerle nasl
eklemlenecei, tasarm olaynn iinde gelitii evrenin
koullarn kontrol edebilme asndan byk nem tamaktadr
(Skmen 1992).
Kenti, meknsal evre ve iinde barndrd yaam
biimi olarak iki blme ayrrsak; kent kimlii de sosyal kimlik
ve meknsal kimlik olarak iki alt balkta ele alnabilir. Srekli
deien sosyal yap, kimliin srekli olarak yeniden
yorumlanmasna neden olmaktadr. Sosyal yapda yaanan
deiimler, kentsel meknlara da yansmaktadr (Aydoan 2001).
Bylece iki alt bileen olarak dndmzde, sosyal
kimlikteki her trl deiiklik, meknsal kimlik kurgulamasnda
rol alan mesleklerin mekna yaklamlarna ve meknsal kimlie
yansmaktadr.

1843

nsanlar fiziksel evrelerini olutururken, doa


artlarnn getirdii kstlamalara ramen, gnn teknolojik,
ekonomik, sosyal durumundan toplum beenileri, akmlar, dini
grlerine varncaya kadar belli bir birikimi ve durumu da
yanstmaktadr. nsann evresiyle ilikisinde, sosyal kimlik,
iletiim arac ve mekn belirleyici nitelii ile nemli rol
oynamaktadr (Veliolu ve Tavan 1992).
Toplumsal geleneklerin fiziksel evreyi etkilemesinin
ve mekn dzenlemesine yansmasnn ak delillerine ilkel
toplumlarda rastlanmaktadr. Byle toplumlarda yaplan
gzlemler, kiilerin fiziksel evreleri ile kiisel duygular
arasnda iliki olduunu aka ortaya koymutur. Atalarmz
fiziksel evreyi, toplumsal gelenekleri glendirmek ve bu
evrede olmas beklenen toplumsal etkileim trlerini
biimlendirmek iin kullanmlardr. Sabit zellikli meknlar,
birok gelenein dkld birer kalp olmutur. Gnmzde
de, fiziksel evrenin biimlendirilmesinde bir ara olan kentsel
tasarm almalar, kentin sosyal kimliini baz ald lde
baarl olabilmektedir (l 1998).
Oktaya (2007) gre, kentsel tasarmn en nemli
zellii, meknda toplumsal ve yresel deerlerden treyen
btncl bir anlam hedefleyerek nitel bir ereve izmesidir. Bu
ereve ancak, tasarmclarn kent kimlii ve farkl karakter ve
ruha sahip yer duygusunu tanmalar ve bunlar destekleyen
dzenlemeler yapmalar ile salanabilir.
nala (2007) gre, kentsel tasarm teorisinin ve
uygulamasnn temelini oluturan artlarn banda, kentsel
dokuya ve kent kimliine sayg yer almaktadr.
Kent kimliini oluturan fiziksel faktrler arasnda yer
alan kentsel meknlar, yapld dnemdeki toplumlarn bilgi,
teknoloji ve toplumsal deerlerini yanstmaktadr. Bu nedenle
ortak kltrel mirasn da kayna haline gelmektedir. Kentsel
meknlarn oluturulmasnda bir ara olarak kullanlan kentsel
tasarm, hem fiziksel mekn kurgulamasyla, hem de meknsal
kurgularn kentin ve kentlinin yaam biiminde oluturduu
sosyal deiiklikler araclyla kent kimliini etkilemektedir.
Kent kimlii, oluumunu toplum kadar tasarmcnn da
etkileyebildii, tamamen yeni eleri veya gemiten eleri

1844

ieren ya da gemiteki elerin yeniden yorumland bir


kltrel olgudur (Tekeli 2001).
Doal evreye uyum salamak ve onu kontrol etmek
temel insan gereksinimleri ve istekleri ile ilintilidir. nsann;
fizyolojik, korunma, ait olma, ifade etme, baarma gibi temel
gereksinimleri dorultusunda, insan yerlemeleri evriminde
doal evre verileri temel etken ve yerleme faktr olmular,
ayn zamanda yerlemelerin tarihi gelime sresinde,
kimliklerinin oluumunda belirleyici rol almlardr. Kentsel
tasarmda, bir kentin kurulmu olduu alann doal evre
verilerinin iyi analiz edilerek ortaya konulmas, korunmas,
iyiletirilmesi ve vurgulanmas o kentin olumlu kimliinin
korunmas ve glendirilmesi anlamna gelecek, ynlendirme ve
alglama daha olumlu ynde salanacaktr (Ocak 1993).
Bir kentin kimliine mdahalede bulunmak, onu
deitirmek, ancak onu anlamak, onun bir paras olmakla
mmkn olabilir. Kimlik aray adna pek dnmeden, ya
kentin gemiteki bir simgesini abartarak yaplan dzenlemeler,
ya da acele ile yaptrlan bir proje uygulamas, ou kez, kentin
kimliinin zenginlemesi deil tersine yozlamas, sradan hale
gelmesi sonucunu dourmaktadr (Tekeli 1991).
Kimlii olan bir yerlemeye mdahalede bulunan
tasarmc, kent btnn ve kimlii doru biimde kavrayp
zmsemediyse, rettii mekn kent kimliine katkda
bulunmaz; sadece kimlikli bir kentsel doku iinde aykr bir para
olarak kalr ve kimlii olan kentsel dokunun okunabilirliini
azaltr. Ancak tasarmc kentin btnn kavram, kimlii
oluturan bileenleri doru biimde tespit edebilmi ise
oluturduu kentsel mekn kentin kimliinin bir paras, hatta
kent kimliini gelitiren yeni bir bileen olabilir (Aydoan 2001).
Bayrak (1992), kentsel tasarmn, davran ve yaam
tarzn belirleyici bir faktr olmasn, meknn ve evre
dzeninin kltrel boyutu olarak nitelendirmektedir. Bylece
kltrel bir boyuta sahip olan kentsel tasarm ve tasarmc,
yalnzca fiziksel evreyi deil, toplumsal kltr, beeni dzeyi,
bilin dzeyi gibi kent kimliini de etkileyen toplumsal
grngleri de ynlendirme misyonuna sahiptir. Bu gre kout
olarak, Toker (1992), toplumun zlem ve hedeflerini

1845

belirlemeyen bir kentsel tasarmn, gerek anlamda kentsel


tasarm saylamayacan belirtmektedir.
Farkl sosyal guruplarn, birlikte kullandklar kent
meknn farkl biimde alglamalar ve deerlendirmeleri
kanlmazdr. Bu balamda, tasarmcnn kentsel meknlara
yaklam, toplum kimliini olumlu olarak etkilemek adna,
kentsel mekn tasarmnn toplumun bilinlenmesindeki olumlu
katklar ynnde olmaldr (Bilsel vd. 1992).
Bir kentte yaayan insanlar iin, iinde yaanlan evre,
sadece iinde baz etkinliklerin yapld, yaamlar iin gerekli
kazancn saland alanlar ise, orada yaayanlar iin bu tr
arasal niteliklerin dnda bir anlam yoksa, orann kimliinden
deil ancak kimliksizliinden sz edilebilir. nsanlar yaadklar
meknlara deerler ykledikleri, oraya balandklar, bu deerler
iin baz fedakarlklarda bulunmaya baladklarnda orann
anlaml bir kimlii bulunur. Kukusuz bu ballklarn
olumasnda gzel tasarlanm bir mimari evre, doayla kurulan
baarl bir iliki biimi, ksacas nitelikli bir kentsel tasarm
yaklam yardmc olabilmektedir (Tekeli 1991).
Meknsal dokunun bir btn olarak alglanmas, yani
kentsel meknlarn grsel bir uyumunun olmas, kentlilerin kenti
bir btn olarak alglayp mekn sahiplenebilmeleri asndan
nemlidir. Sahiplenme ve aidiyet duygular, kent kimlii iin
nemli birer kavramdr. Kentsel tasarmla yaratlan kentsel
meknlarn, kent kimliiyle uyumlu ve imge yaratabilen nitelikte
olmas, kentlilerin bu kentsel meknlardan ve kentlerinden gurur
duymalarn salayarak aidiyet hislerini glendirmektedir.
nsanlarn yaadklar mekna sahip kmalar iin iyi
tasarlanm estetik bir evre ve kent btn ile uyumlu bir iliki
biimi kurmalar gerekmektedir.
3. EVRE PSKOLOJS VE EVRE ESTET
Toplum ierisindeki kltrel yaplanmann en nemli
ayaklarndan birisini de o toplumun ve toplum ierisindeki
bireylerin estetiksel anlay oluturmaktadr. Bireyler bir
taraftan o toplum ve evrenin estetiksel deerlerine gre
ekillenirken dier taraftan da o toplumun grsel btn
deerlerini ekillendirirler.

1846

Estetik, 20. yzyl ortalarndan bu yana, felsefenin


nemli ilgi alanlarndan biri haline gelmitir. Bunda en byk
etken, kukusuz kltr ve sanatn insan yaamnda ve insan
anlamada nemli bir rol olduunun anlalmas olduu kadar,
bunlarn ayn zamanda ekonomi ve politikada kullanlr
olmalardr.
Kltrn nemli bileenlerinden birisi olan estetik
szck olarak farkl dillerde deiik ekillerde isimlendirilmitir.
Osmanlcada bediiyat, ilm-i husn, ilm-i mehasin, ilm-ibedi,
ilm-i bedayi, hikmeti bedayi, ilm-i zevk, Arapada ilm-i cemal,
Franszcada esthetique, Almancada aeshetik, ngilizcede
aesthetics, talyancada estetica eklindedir. Szcn temeli
Greke aisthesis ya da aisthanesthai szcnden
gelmektedir. Szck duyum, duyulur alg, duygu ilmi anlamna
gelmektedir (Altnta, 2002).
Estetik bilin dzeyinin yksek olmas sanatsal
oluumlarn toplum tarafndan iselletirilmesi ile yakndan
ilintilidir. Nitekim Genaydn (Buyurgan, 1999: 21). Sanatsal
yaratmann gerei olan duyarl ve seimci tavr, nesneler
arasndaki dzen ya da dzensizlik ilikilerini titiz bir gzlemle
aratrmay zorunlu klar derken konunun sanatsal bakmdan
nemine dikkat ekmektedir.
Estetik sadece sanattaki gzeli deil, yani sadece sanat
felsefesini deil, doadaki gzeli de kapsamaktadr. Dolays ile
hem doal hem yapay gelerin deerlendirilmesinde yararlanlan
bir alglar retisi, duyubilimdir (Bozkurt, 2000). Estetik
yaklamda orant ve uyum en nemli olgular olup tasarmda
birlik oluturmann en kolay yollar olarak nitelenmektedir.
Birlie sahip tasarm geleri ya da oluumlar ise estetik ve gzel
olarak alglanmaktadrlar. evrede, sanatta, tasarm objesinde
birlik salanamam, paralar organik olarak birbirine bal ve
uygun deil ise estetik olmas da sz konusu deildir ve bunu
oluturan
da
gelerin
bir
araya
gelmesinde
kurgulanan/oluturulan dzendir (Erdoan, 2006). Estetiksel
deerlerde belirleyici olan unsurlarn deikenlikleri yalnz farkl
kltrlerde deil ayn kltr evresinde bile kendini
gstermektedir.
Eer kltr ve sanat insan insana anlatan ve temsil eden
en nemli yorumlar ise, hem sanat hem de kltrn teknik ve

1847

iirsel tm boyutlarn ieren ve tarihsel bir insan rn olan


kenti en bata ilgilendirmesi gereken unsurlardan biri estetiktir
(Erzen, 2010). Kent estetii ncelikle insann kentte yaantsn,
ruhsal ve sosyal durumunu ilgilendiren bir olgudur.
Endstrilemeyle birlikte insan uygarlnn geldii
aamada kentsel gelimenin planlama yoluyla denetim altna
alnmas, modernitenin getirdii bir gereklilik olarak
grlmtr. Kent planlamann bir disiplin olarak doduu 20.
yzyl bandan itibaren ilk kuak ehircilerin planlamaya
yaklamnda estetik olmazsa olmaz ltlerden birini
oluturmutur. lhan Tekelinin de aralarnda bulunduu kimi
planlama tarihileri bu durumu 19. yzyl sonunda Daniel
Burnhamn Chicagoda balatt City Beautiful (Gzel ehir)
hareketiyle ilikilendirmitir (Bilsel, 2010).
nsan fiziksel evresini yaratrken onu gzelletirmek
ister. Bu gzelletirmeyi yaparken de yaad evreye olumlu
bir etki katmay ve evreyi yaanabilir klmay amalar. Yaam
ierisine bu olumlu etkinin katlmas ise insann estetik evre
bilincinin gelimesini gerekli klmaktadr (Buyurgan, 1999: 21).
evre estetii, evre psikolojisinin odakland
aratrma alanlarndan birini oluturmaktadr. nsan duyularyla
bir evrenin eitli niteliklerini bir btn olarak alglar. Bunun
sonucunda o evre insanda duygusal tepkiler dourur; bu tepkiler
ise onun mekana ynelik davrann etkiler. Psikolojide evre
estetii, insanlarn bir evrenin meknsal nitelikleri karsnda
nasl tepki verdiklerini inceleyen aratrma alan olarak
tanmlamaktadrlar (Bilsel, 2010).
nsan-evre ilikileri, evre psikolojisi yan sra,
davran bilimleri, kltrel ve mekan antropolojisi ve dier
sosyal bilimlerin kuram ve bulgularn kullanan disiplinler aras
bir aratrma alan oluturmaktadr. Psikologlar, sosyologlar,
antropologlar ve dier sosyal bilimcilerle birlikte, mimarlar, kent
tasarmclar, peyzaj mimarlar ve kent planlayclar da bu alanda
almaktadrlar. nsan-evre ilikileri alanndaki aratrma
sonular kentsel tasarmn kuram ve uygulama alanna olumlu
ynde katkda bulunmaktadr.
Kentsel evreler, yaplar ve bunlarn tarifledii d
mekanlar olmak zere pozitif ve negatif gelerden olumaktadr.
Bunlarn arasndaki tanml ilikiler, mekan akkanl, iyi

1848

kurgulanm mekansal geiler ve uyum da kentsel estetiin


niteliini belirlemektedir. Kentsel evrelerde yap ve yap
gruplarnn oluturduu pozitif geler ak ve yeil alanlar,
avlular, baheler, yollar, meydanlar gibi negatif geleri
tanmlayacak ve tarifleyecek biimde bir araya gelmeli; btnn
ayrlmaz paralarn oluturmaldrlar. Kentsel evrelerdeki
pozitif ve negatif gelerin yzeylerini oluturan izgiler,
yzeylerin malzeme, renk, doku zellikleri ile yaplarn cephe
oranlar, aklklarn nitelii, cephe sslemeleri de kentsel evre
kalitesinin belirlenmesinde nemli unsurlardr. Bunun yan sra
yer kaplamalar, kentsel donat/kent mobilyas, aydnlatma
elemanlar, durak, pano, telefon kulbesi gibi elemanlar ile
bitkisel materyal ve kullanm biimi kentsel estetiin
salanmasnda dorudan katk salayan gelerdir. Tm bu
deerlerin bir araya gelmesi ile kent btnne ilikin kent
makroformu ve kent sileti olumakta, detayda irdelendiinde ise
mikro lekte kentsel estetik ve gzel/ekicilii olan evre
kavram ortaya kmaktadr. Kentsel btne bakldnda
gzlenen nesnenin tm geleri arasnda alglanan uyum onun
gzelliini yanstmakta; btnn estetik olmas paralarn
birbirleri ile olan ilikilerinin de iyi zmlenmi olmasna
baldr (Erdoan, 2006).
evre estetii, baarl evreler oluturmaya ynelik
kavramlarn
ve
performans/deerlendirme
ltlerinin
belirlendii bir ereve ile snrlandrlamaz. Estetik haz, estetik
duyarllk ve farkndalk, salt uyumluluk, dzen ve gven
duygusu gibi deer yargs ieren kavramlarla aklanamaz.
zellikle, metropolleri karakterize eden dinamizm, hz algs,
kalabaln devinimi, ok kltrllk, ok katmanllk,
karmaklk, eitlilik ve ok seslilik gnmzde kentleri ekici
klan ve estetik deerler tayan zellikler, bugnn ve gelecein
kentlerini betimleyen yeni aa ait bu niteliklerin yeni kentsel ya
da evresel tasarm yaklamlar ierisinde yerini almas
kanlmaz grnmektedir (Bilsel, 2010).
Pauline von Bonsdorff estetik adan doyum salayan,
dnmeyi, hayal kurmay ve dier insanlarla bir araya gelmeyi
zendiren bir kentsel evrenin yalnzca ktleler, boluklar,
mekanlar, biimler ve malzemelerden olumadn, ierdii
yaamla, bu evrede nasl yaand ve yaanabilecei ile ilikili
olduu zerinde durmaktadr. Yaam evresi olarak kentsel

1849

evreler gndelik yaamn getii, insann her gn deneyimledii


evrelerdir; gndelik yaam evresinin estetik deneyimi yaam
kalitesini dorudan etkiler. Bu, duyularmzla bir btn olarak
algladmz mekanlarn , renkleri, biimleri, grnmleri,
sesleri ve kokularyla houmuza gitmesi gibi fiziksel evrenin
karakterine ilikin niteliklerin estetik algs yannda, bu evrenin
barndrd toplumsal evre, insan etkinliklerinin yaratt
atmosfer ile dorudan ilikilidir (Bilsel, 2010).
5. SONU
Bir sistemler btn olarak kentler son derece karmak,
kontrol etmenin ok g ya da olas olmad, kltrel eitlilie
sahip, doal ve yapay geleri bnyesinde barndran alanlardr.
Toplumsal deerler, sosyo-kltrel yap, yaam biimi, teknoloji,
nfus yaps, ekonomi, ulam dokular, kentsel politikalar
dorudan kentsel biimlenmeyi ve kent makro formunu
belirleyen faktrlerdir. Tarmsal devrim sonucu ortaya kan ilk
kentler tarm ve hayvancln yapld, ufak, kalc
yerleimlerdir. Tarihi sre iinde yer alan deiik uygarlklar
kentlerini kurarken gerek doku (organik, geometrik) gerekse
sosyal ve ynetimsel odaklar oluturarak kentlere zgn kimlik
kazandrmlardr. Farkl uygarlklarda kltrel niteliklere ve
dnem zelliklerine bal olarak belli temel ilkeler tekrarlanm,
sre iinde tekrarlayan bu uygulamalar planlama-tasarm
ilkelerine dnmtr. Endstri devrimi sonrasnda ise kentsel
gelimeler evre kaynaklar, doal-kltrel deerler ve estetik
balamda kentlerdeki yaam kalitesinin iyiletirilmesi
konusunda acil mdahaleler gerektirmi, bylece srdrlebilir
kentler kavram gndeme tanmtr. Kent formu dorudan
yerleim formu ve nitelii ile balantl olup, kesinlikle eklektik
bir nitelik tamamal, mutlaka geni ereveli deerleri
btnletirmelidir. Her kentin mutlaka belli bir amaca hizmet
eden karakter tamas, bu kimlie bal olarak da belli estetik
deerleri bnyesinde barndrmas gerekmektedir ki bu da her
kentin belli, bir kentsel imaj ve duygu uyandrc nitelie sahip
olmasn getirmektedir. Dier yandan, kentler yeterince basit
zmlenmi, esnek ve blnebilir yapda olmaldrlar (Erdoan,
2006).

1850

Gerek tek tek yaplarn gerekse bunlarn bir araya


gelerek oluturduklar evrenin, yalnzca insanlarn biyolojik
gereksinimlerini karlayan ilevsellik deil, ayn zamanda
insann psikolojik, entelektel gereksinimlerini karlayan estetik
nitelikler de gstermesi gerekir. Nitekim tarih boyunca insanlar
tek tek yaplarda olduu kadar, yarattklar evrelerde de estetik
nitelikler aramlardr. Bugnn endstri kentlerinin veremedii
estetik hazlar, aydnlar ve evre kuramclar eski kent
yaplarnda aramaktadrlar. Bunun sonucu olarak tarihsel
dokularn korunmas ve yaatlmas en yaygn ve geerli
sloganlar olarak karmza kmaktadr. nsann gnn
anlayabilmesi iin, mutlaka tarihini incelemesi gerekir. eitli
zaman kesitlerindeki toplum yaplarnn yaratt kltrel
zellikler ve buna bal estetik duygular ile mekan kalitelerini
anlamak, kukusuz bugnn evrelerini oluturmada rehber
olacaktr.

1851

KAYNAKLAR
ALTINTA, R. 2002. slam dncesinde Tevhid ve estetik
ilikisi, Pnar Yaynlar, stanbul.
ASLANOLU, R. A. 2000. Kent, kimlik ve kreselleme. Asa
Kitabevi, Bursa.
AYDOAN, M. 2001. Kent kimliinin ortaya kartlmas
amacyla kentsel tasarm rehberlerinin kullanm
Kemeralt rnei. Yksek lisans tezi (baslm). Dokuz
Eyll niversitesi, zmir.
BAYRAKI, O. 1992. Kent mobilyalar tasarmnda kimlik
sorunu ve kent kimlii iindeki yeri. Kentsel Tasarm ve
Uygulamalar Sempozyumu. s. 75-76. Mimar Sinan
niversitesi Yaynlar, stanbul.
BILSEL, G., TRKOLU, K., ERKAL, N., ERCIYAS, E. ve
KAPLAN, H. 1992. Kent planlamada deien
ncelikler ve kentsel tasarm. II. Kentsel Tasarm ve
Uygulamalar Sempozyumu, Gazi niversitesi, Ankara.
BILSEL, C., 2010. evre estetii ODT Gelitirme Vakf
Yaynclk ve letiim A.. Yaynlar, ISBN: 975-706496-3, ODT Yaynclk, Ankara.
BOZKURT, N., 2000. Sanat ve estetik kuramlar. Asa
Kitabevi,ISBN:975-8149-17-2, zal Matbaas, Bursa.
BUYURGAN, S. 1999. Ankara Anadolu Gzel Sanatlar Lisesi
Resim Blm rencilerinin niversite Baar
Durumlar zerine Bir Aratrma, G. Gazi Eitim
Fakltesi Dergisi, Cilt 19, Say: 2, 147 159.
AKMAKLI, D. 1992. Kent olgusu ve kavramsal
deerlendirmeler. II. Kentsel Tasarm ve Uygulamalar
Sempozyumu. Mimar Sinan niversitesi, s. 109-112,
stanbul.
L, . 1998. Kentlerimizde kimlik sorunu ve gnmz
kentlerinin kimlik derecesini lmek iin bir yntem
denemesi. Yksek lisans tezi (baslm). Mimar Sinan
niversitesi, stanbul.
ERDOAN, E., 2006. evre ve kent estetii. ZK Bartn Orman
Fakltesi Dergisi, Cilt: 8, Say: 9, Bartn.

1852

ERZEN, J., 2010. evre estetii, ODT Gelitirme Vakf


Yaynclk ve letiim A.. Yaynlar, ISBN: 975-706496-3, ODT Yaynclk, Ankara.
ZGI, U., 1999. Mimarlkta sre, kavramlar-ilikiler, Yap
Endstri Merkezi Yaynlar, ISBN. 975-7438-88-X,
Yem Yaynevi, stanbul.
KARADA, A., 2009. Kentsel ekoloji: Kentsel evre
analizlerinde corafi yaklam, Ege Corafya Dergisi,
18/(1-2) (2009), 31-47, zmir.
KARAKURT, E., 2006. Kentsel mekan dzenleme nerileri:
Modern kent planlama anlay ve postmodern kent
planlama anlay, Erciyes niversitesi ktisadi ve dari
Bilimler Fakltesi Dergisi, Say 26, Kayseri.
KGER,
H.
2006.
ehrin
kkeni,
http://www.istanbul.edu.tr/4.boyut/ilksayi/hkosgersehrinkokeni.htm. Eriim Tarihi: 07.05.2006.
LYNCH, K. 1960. The image of the city. The MIT Press,
Cambridge.
OCAKI, M. 1993. ehir kimlii ve evre ilikileri. Kent ve
evre planlamaya Ekolojik Yaklam, XVII. Dnya
ehircilik Gn Sempozyumu, Mimar Sinan
niversitesi ehir Blge Planlama Blm, s. 165-166,
stanbul.
OKTAY, D. 2007. Kentsel tasarmn kuramsal erevesine
gncel bir bak: Srdrlebilirlik, yaanlabilirlik ve
kentsel yaam kalitesi. Mimarlk Dergisi, 302; 45-49.
Ankara
NAL, . 2007. Kentsel tasarm kuramnda ve uygulamasnda
artlar. Mimarlk Dergisi, 302; 50-53. Ankara.
ZER, M. N. 1998. Planl ve tasarl yaam alanlarnn kent
kimlii zerindeki etkileri, Antalya rnei. Yksek
lisans tezi (baslm), Gazi niversitesi, Ankara.
ZER, G. 2001. Gazimausa kent kimliinin korunmas ve
gelitirilmesi iin nerilebilecek stratejiler. 1999
Gazimausa
Sempozyumu
Bildiri
Kitap.

1853

Gazimausa niversitesi.
Basmevi, KKTC.

182

s.,

Gazimausa

SKMEN, P. 1992. Post urbanizm, kentsel tasarm ve ekonomik


politika. II. Kentsel Tasarm ve Uygulamalar
Sempozyumu. Mimar Sinan niversitesi, s. 27-30,
stanbul.
SU, S. (1995), Postmodern Dnem Semptomlar, Birikim
Dergisi, 74, ss. 22-31.
TEKELI, . 1991. Bir kentin kimlii zerine dnceler. Kent
planlamas konumalar. TMMOB Mimarlar Odas, s.
79-88, Ankara.
TEKELI, . 2001. Modernite alrken kent planlamas. mge
Kitabevi, Ankara.
TOKER, B. 1992. Yanl bilgilendirme ann tketim rn
konumunda kentsel tasarm ve Hristiyan toplumlarnn
eliki at post modernizm ile post urbanizm. II.
Kentsel Tasarm ve Uygulamalar Sempozyumu. Mimar
Sinan niversitesi, s. 21-24, stanbul.
VELIOLU, A. ve TAVAN C. 1992. Deien kltrel evre ve
mimar meknlara yansmas. II. Kentsel Tasarm ve
Uygulamalar Sempozyumu. Mimar Sinan niversitesi,
s. 113-118, stanbul.

1854

KORUMA VE HAK BALAMINDA EVRE


Yrd. Do. Dr. Mehmet HATPOLU
r. Gr. Arzu ERDN
ZET
Gnmzde evre sorunlar, evre koruma anlayyla
birlikte hak tartmalarn gndeme getirmektedir. Koruma adna
yaplan mdahalelerin oluturduu kstlamalarn, haklar baznda
tartlmasn da salamaktadr. nc kuak haklardan olan ve
dayanma hakk ierisinde yer alan evre hakk, bir insan hakk
olarak kiilerin ve topluluklarn gnden gne nem atfettikleri,
hukuksal ynden teminat altna alnmas gereken konulardandr.
evre hakkndan yola karak koruma adna yaplan ilem ve
eylemlerin asl gayesinin, insann dier btn ekirdek haklaryla
birlikte dengeli bir ekilde evre hakkna sahip olmasnn nn
amaktadr. evre hakkna sahip olan birey, evreden
yararlanabilmek iin onu korumak, gelitirmek ve ynetmekle
devlidir. Bu balamda, 1987 ylnda Dnya evre ve Kalknma
Komisyonunun Ortak Geleceimiz raporuyla hem srekli ve
dengeli kalknma kavram ortaya atlm, hem de gelecek
kuaklarn salkl bir evrede yaama hakk gvence altna
alnmtr. Bu almada, evrenin hak ve koruma ynnden
deerlendirilmesi, evrenin korunmas aamalarnda evre
hakknn gelitirilmesi ya da bu gelime srecinde dier haklarn
kullanm alanlarnn daraltlmamas adna alnacak nlemler ve
bunun iin hangi faktrlere ihtiya duyulaca ortaya konmaya
allacaktr.
Anahtar Kelimeler: evre, Hukuksal Koruma, Hak,
evre Hakk, evre Koruma.
ENVIRONMENT IN TERMS OF PROTECTION AND
RIGHT
ABSTRACT

Uak niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi, Kamu Ynetimi Blm,


mehmet.hatipoglu@usak.edu.tr.

Uak niversitesi, Adalet Meslek Yksekokulu, Adalet Program,


arzu.erdinc@usak.edu.tr.

1855

Recently, environmental problems, within the concept


of environment protection, have brought about discussions
related with right. Restrictions shaped by interventions made for
the sake of protection, enable environment right to be discussed
also on the basis of other rights. Environment right, being one of
third generation and interdependence rights, is among the issues
which, people and communities give importance as a human
right, and is necessary to be guaranteed legally. The main target
of processes and acts carried out in the name of protection based
on environment right is to lead people to have environment right
in balance with other rights. Individual having the environment
right is responsible for protecting, developing, and governing it
in order to make use of it. Within this context, in 1987, with Our
Common Future report of World Commission on Environment
and Development, both the concept of permanent and steady
development was put forward, and next generations right to live
in a healthy environment was guaranteed. In this paper,
evaluation of environment in terms of right and protection,
development of environment right in the protection levels of
environment or precautions to be taken in order not to restrict the
area of other rights during this development process and which
factors are needed to accomplish this, are tried to be put forward.
Key Words: Environment, legal protection, right,
environment right, environment protection.
1. GR
Gnmzde hzl nfus art, ulam aralarnn hzla
artmas, retim ile tketim arasndaki dengesizliklerin ve
sanayilemenin ortaya kmas, teknolojik ilerlemelerin
yaanmas ve kentlemenin sz konusu olmas, insann doa ile
olan ilikilerinde baz dengesizliklere yol amakta ve artan bir
hzla evre sorunlarnn eitlenmesine sebebiyet vermektedir.
Bunun yannda sanayi devrimi ile balayan srete hzla tketilen
doal kaynaklar ve artan retim-tketim dngs sonucu da
evrede onarlamayacak tahribatlar sz konusu olmaktadr. Bu
tahribatlar bugn insanl tehdit eder boyutlara ulamakta ve
ayrca doal kaynaklarn yeniden kullanlamayacak biimde
bilinsizce tketimini de artrmaktadr.

1856

1970lere kadar, evre, dnyada ve lkemizde, baka bir


deerin uydusu ya da aksesuar olarak korunmak istenmi; fakat
1970ler sonrasnda gelien evre-odakl yaklam, evreyi kendi
bana savunulmaya ve korunmaya deer sayan bir anlay olarak
gelitirmitir (Kele, 1994: 279). Korunmas gereken deerin
insan ya da evre odakl olmasnn, aslnda evreye bal dier
insan haklarnn tesisinde o kadar nem arz etmediini,
birbirlerini dlayan, engelleyen deil btnleyen amalar
olduunu ifade etmek gerekmektedir (zerkmen, 2002: 183). Bu
balamda evre hakknn korunmasnn dier haklarn da yaama
geirilmesine hizmet ettiini iddia etmek, mesnetsiz bir iddia
gzkmemektedir.
Baka bir adan bakldnda ise, bir hakkn hak
olmasn salayan temel l, deerli olann korunmasdr. Bu
deer sadece insanlar iin korunan bir deer deildir. nsanlarn
yan sra dier canllarn da korunmas evre hakknn temel
felsefesini oluturmaktadr. Bu dorultuda insan dndaki canl
ve cansz varlklarn da korunmas ancak insann korunmasn
salamak iindir (Gkday, 1997: 38).
evre hakk, bireye zgrlk, eitlik ve refah ierisinde
yaayabilecei bir evrenin gerekletirilebilmesini devletten
isteme hakkn vermektedir. Bunun yannda evre hakknn
dnya genelinde giderek yaygnlamas, doann korunmasna
nemli katk salamakta, bu korumay da, eitlik ilkesine dayal
olarak gerekletirmeyi hedeflemektedir. Ayrca evre hakk,
sadece doadan bugnk kuaklarn yararlanmasna olanak
salayacak bencil bir dnya kurma amacn tamadndan,
gelecek kuaklarn da yararlanabilecei bir ortam yaratma
dncesini nemsemektedir. nemsedii bu dncenin
yannda, evre korunma faaliyetlerini ve evre hakknn dier
haklarla deerlendirilmesini birlikte hesaba kattmzda,
gelecek kuaklara iyi bir evre brakma eilimi ile evre koruma
faaliyetini gerekletirirken yaayan evre hakk kullanclarnn
dier haklar arasndaki denge de salanm olacaktr. Ksacas
Stockholm Bildirgesindeki hem bugnk hem de gelecek
kuaklar adna evrenin korunmas konusundaki srarc dil,
koruma tedbirlerinin dier haklar asndan teoride ve
uygulamada byk neme haiz olduunu ortaya koymaktadr. Bu
almada, evrenin hak ve koruma ynnden deerlendirilmesi,
evrenin korunmas aamalarnda evre hakknn gelitirilmesi

1857

ya da bu gelime srecinde dier haklarn kullanm alanlarnn


daraltlmamas adna alnacak nlemler ve bunun iin hangi
faktrlere ihtiya duyulaca ortaya konulmaya allacaktr.
2. EVRE HAKKI VE ETK ALANI
nsan ve evresi bir btn oluturmaktadr. nsan
kiiliine ilikin kavramlar gelitirilirken, insann iinde yaad
kendisini gelitirdii evreyi gz ard etmesi de olanakszdr.
Ancak bu evre de, dar bir hukuk anlayyla izilen kurumlarn
oluturduu evrenin dna kabilmelidir. Yoksa insan haklar
kavramnn bir dogma olmad dnlrse, byle bir yaklam,
bu kavramn evrimine ters decei grlecektir. nsan haklarn
incelerken n sraya insan olmak hakkn karrsak, insan
evresinin nemini ve deerini, insann insan olmak iin hangi
evre koullarnda yaama hakkna sahip olduunu daha iyi ifade
edebiliriz (Hamamc, 1984: 172-173). Baka bir anlatmla, evre
hakkndan yola karak koruma adna yaplan ilem ve
eylemlerin asl gayesinin, insann dier btn ekirdek haklaryla
dengeli bir ekilde evre hakkna da sahip olmasnn nn
amak olduu grlmektedir.
Dier taraftan evre, insann iinde yaad ortam
eklinde ifade edilebilirken, daha geni olarak, canl varlklar ve
insan etkinlikleri zerinde dorudan ya da dolayl etkiler
yapabilen fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etmenlerin
tm olarak tanmlanabilmektedir (Kele ve Ertan, 2002: 14).
2872 sayl evre Kanununda da yer alan benzer tanmdan
ortaya kan en belirgin sonu, evre kavramnn birok eyi
iine alan btncl bir zellik tamasdr. Alann ok geni
olmas, kanlmaz olarak kavrama daha ok soyut bir nitelik
kazandrmaktadr. Kavram ancak yerel bir nitelikten karak
daha ok uluslararas hukukta kullanlmaya balanmasyla
birlikte somutlamaya ve ierii deimeye balamtr (Kl,
2012: 23). kan dier bir sonu ise, canl varlklar ve insan
yaay zerinde dorudan veya dolayl etkiler yapan evrenin
korunmas aamasnda uygulanan tedbirlerin de dier haklarla
uyumlu yrtlmesi ve zellikle eitlik temelinde hukuk dna
kmamas nem arz etmektedir.
evre hakki ile salikli ve dengeli bir evrede yaama
hakkina sahip olan birey ayni zamanda byle bir evreden

1858

yararlanabilmek iin onu korumak, gelitirmek ve ynetmekle


devlidir (grseler, 2008: 201). Dikkat edilmesi gereken husus
da burada karimiza ikmaktadir. Zira gelitirme ve ynetme
amacini ayri tutarak yalnizca evre koruma gibi bir amacin
gdlmesi, kamu yarari, kamu salii gibi kavramlarin sinirsizca
kullanilmasi tehlikesini de beraberinde getirebilecektir.
Tm bireylerin evre hakki vardir. Fakat ayni bireyler
evreyi de bozmamak ykmll altindadir. Bu nitelii ile
evre hakki, gnmzde rnein mlkiyet hakkinin nndeki en
nemli sinirlamadir. Gnmz ekonomik dzeni devlet
mdahalesini dilarken, evre hakki sinirladii haklar sayisini
srekli artirmaktadir. Serbest piyasaya devlet mdahalesi yoktur,
ama evre mdahalesi ve evre hakkinin baskisi vardir. Haklar
kullanilirken evreye zarar veremeyecektir. Ama tm
yurttalarin evre haklarini kullanabilecekleri bir ortami
hazirlamak ve yaatabilmektir. Deiik bir ifadeyle insan
haklarina en nemli sinirlama doanin koydu sinirlardir
(Grseler, 2008: 201).
evre, tm yaam kresinden birey ve grubun dorudan
fizik ortamna uzanan eleri kapsamna alr. evre hakknn
zneleri, her insan ve toplu olarak herkestir, gnmz insanlar
ve gelecek kuaklardr. evre hakknn konusu ise, insan varl
ile yeryznn canl organizmalarnn yaamlarn srdrd
blmdr. Bu eleri anayasalar deiik deyim ve kavramlarla
koruma alanna almaktadrlar. evre hakknn muhatabnn
belirlenmesinde, hak-dev diyalektiinin dev-sorumluluk
ilikisine dnmekte olduu grlmektedir. lgili metinler,
evrenin korunmas ve muhafazas ynnde daha ok devleti
muhatap alarak borlu ve ykml klmakta; ancak bireye
tannan hak karlksz olmayp ona da devler getirilmektedir.
evre zerinde olumsuz etkiye yol aan kamu kurumlar ya da
zel giriimlerin dorudan muhatap ve sorumlu olduklar
ynnde kuku bulunmamaktadr. Yaptrm konusunda, deme
ve cezai yaptrmlar, evre asndan greceli kald iin, daha
ok onarm ve eski hale getirme ynnde yaptrmlar formle
etme gerei bulunmaktadr (Kabolu, 2002: 539).
Uluslararas lekte ilk kez evre insan hakkn tanyan
zgrlkler hukukuna yeni bir toplumsal deer ve zgn bir hak
katan 1972 Birlemi Milletler evre Konferans sonucu
yaynlanan Stockholm Bildirisinde; nsan, kendisine onurlu ve

1859

iyi bir yaam srmeye olanak veren nitelikli bir evrede,


zgrlk, eitlik ve tatmin edici yaam koullar temel hakkna
sahiptir denmektedir (Kabolu, 2002: 536). Ayrca
Stockholm Bildirisine gre; evreyi bugnn ve gelecein
kuaklar iin korumak ve iyiletirmek, insanln zorunlu bir
grevi haline gelmitir. Bu amaca ularken, temel ve yerlemi,
bar ve evrensel ekonomik ve toplumsal gelime amalar, uyum
iinde olmaldr. eklinde belirtilmektedir (Kele vd., 2009:
442). Buradan hareketle denilebilir ki; uyumlu bir toplumsal
gelimenin salanabilmesi, evre hakknn kiisel, sosyal ve
ekonomik alandaki haklarla birlikte zmsenmesine baldr.
evre hakknn etki alanna yararlanclar ve sorumlular
asndan da bakmak gerekmektedir. evre hakknn konusunun;
evrenin (hava, su, toprak, doal kaynaklar, flora ve fauna)
korunmas ve korunamam olan evrenin olmas gereken
(doal) haline kavuturulmas iin gerekli nlemlerin alnmas
olduu sylenebilmektedir. evre hakknn yararlanclar ise,
insanlar ve insanlarn oluturduu organizasyonlar eklinde yer
almaktadr (devlet, kamu kurumlar, zel kurulular vs.). Bunlar
ayn zamanda evre hakknn muhataplardr (sorumlulardr).
Gelecek kuaklar da, henz var olmadklar iin, bu hakkn
sorumlusu olmamalarna ramen, yararlanclar arasnda kabul
edilmektedir (Bilir ve Hamdemir, 2011: 143).
3. EVRE KORUMA VE EVRE HAKKI LKS
Koruma, kaybetme korkusunun tepkimesinden
kaynaklanan ve sahip olma gdsyle gelien bir olgudur
(Kk, 2010: 3). Bu tanm nda ise koruma kavram,
toplumun gemiteki soysal ve ekonomik koullarn, kltrel
deerlerini yanstan doal, arkeolojik, tarihsel ve mimari
deerlerin; gelecek nesillerin de yararlanmasyla yok olmasna
engel olmak iin bir takm nlemler almay ve bu nlemlerin
ekline karar vermeyi de ieren bir mdahaleler btn olarak
tanmlanabilmektedir (Atalay, 2010: 4). Korumann mdahaleler
btn olmas ya da o ekilde alglanmas, evre sorunlarna
kar mcadelenin snrlarnn iyi tespit edilmesini gerekli
klmaktadr.
evre sorunlar, genel anlamda insann evresini kr
drtsyle alabildiine smrmesinden, bireysel karlarn

1860

toplumun ortak karlarndan daha stn tutmasndan


kaynaklanmaktadr (Geray, 1991: 314-319). Temelde yatan
unsur ekonomi ve ekoloji arasndaki dengesizlik olsa da elbette
ki, evre sorunsalnn nedenlerini ekonomi ile snrlamak
mmkn olmamaktadr. Bireylerin, zellikle de okul andaki
rencilerin eitiminde evreye atfedilen nemin yetersizlii,
insanolundaki evre ahlknn seviye dkl, lkelerdeki
hukuk normlarnn evrenin korunmasndaki caydrclnn
eksiklii, devlet politikalar, sosyal ve felsefi koruma asndan
bireylerin salam bir rgtlenme ile toplumsal duyarllk
yaratamay evre sorunlarnn ortaya kmasndaki dier
nemli faktrlerdir.
evre sorunlarnn artna sebep olan bu faktrlere
bal olarak da evre korunmasnda kullanlan aralar farkllk
arz etmektedir. eitlilik arz etmesinin yannda snflandrma
eklinin de kaynaklara gre deitii sylenebilmektedir.
rnein evrenin ceza hukuku kapsamnda ve ceza hukuku
dnda korunmas gibi snflandrmalar vardr. Buna gre, ceza
hukuku dnda koruma da, hukuksal koruma, eitsel koruma,
sosyal ve felsefi koruma, etiksel koruma, idari koruma eklinde
alt dallara ayrlmaktadr (Takn, 2010: 256-269). evrenin
eitim aracl ile korunmas, etik deerlerin ykseltilmesi
aracl ile korunmas, toplumsal algnn artrlmas yoluyla
korunmas, ekonomik tedbirler aracl ile korunmas, devlet
tarafndan gelitirilen evre politikalar (Budak, 2001: 101)
araclyla korunmas, hukuksal ynden korunmas da dier bir
snflandrma eklidir. Tm bu snflandrma ekillerinden yola
karak aslnda temelde iki koruma aracnn varlndan ve
yukarda saylan aralar da bu iki temel ara ierisinde
deerlendirebileceimizden sz edilebilmektedir. Bu balamda
evre koruma abalarnda iki temel ynelim dikkat ekmektedir.
Bunlar, kirleten der ilkesi erevesinde onarc evre koruma
aralar ve nleme ilkesi erevesinde nleyici evre koruma
aralardr (Mengi, 1998: 70).
evre hakknn bir insan hakk olarak kabul
edilebilmesi iin, insan deerinin korunmasna bir katk
salamas gerekir. nsan yaamnn devam ettirilmesi ve salk
iinde yaayabilmesi asndan evreye bir nitelik yklendiinde,
evre hakk da bir insan hakk nitelii kazanmaktadr (zdek,
1993: 99). Kiilerin salkl bir hayat srebilmesi, temiz ve

1861

dengeli bir evrede yaamasna da baldr. Bu nedenle temiz ve


dengeli evrenin oluumu ve korunmas, hukukun genel amalar
arasnda yer almaktadr (Erta, 1997: 20). Bireyin sahip olduu
ve nc kuak haklar arasnda saylan salkl evrede yaama
hakknn bir hak olarak ortaya kmasyla birlikte, bu hakkn
korunmasn ama edinen evre hukukunun nemi bir kat daha
artmaktadr. evre hakk, dier birtakm haklarla birlikte de
deerlendirilmektedir. rnein salk hakk, yaam hakk,
ailenin korunmas hakk, zel yaam hakk, mlkiyet hakk,
beslenme hakk, iilebilir su hakk, salkl alma koullar
hakk, cinsel salk ve reme sal hakk evre hakkyla birlikte
yorumlanabilecek haklar arasnda saylmaktadr (ahin, 2010:
760).
evrenin korunmas ile evre hakk arasndaki ilikide,
koruma altna alnan ve daha ok devleti muhatap alarak onu
borlu ve ykml addeden yasal dzenlemelerin, ayn zamanda
bireyi belli idari, ekonomik, hukuki vb. aralarla ykmllk
altna sokmasnda gz ard edemeyecei unsur, birey adna
ortaya konan bu ykmllk, tedbir, yasaklama ve cezalarn
baka bir hak ihlaline sebebiyet vermemesi eklindedir.
4. EVRE
HAKKININ
ETKLEM

DER

HAKLARLA

20. yzyln sonlarna doru bilimsel ve teknolojik


ilerlemelerle paralel olarak ortaya kan evre kirlilii, nkleer
silahlara bal olarak gittike artan sava tehlikesi, lkeler
arasndaki gelimilik farkllklar, nc kuak ad verilen
dayanma haklarnn (evre, bar ve gelime hakk) ortaya
kmasn salamtr. Dayanma haklar, dier sosyal haklardan
farkl zelliktedir (URL 1). nk bunlarn gerekletirilmesi
sadece devletten beklenemez, toplumda yaayan herkesin
zerine den grevleri yerine getirmesine baldr (Tekeli,
2009: 85). Bu haklarn ortak paydas da, yaam hakk eklinde
nitelendirilmektedir. Yani nc kuak haklar, bireyi ve devleti
ayn sorumluluun altna sokan, gelecek kuaklar ve devletleri
ilgilendiren haklardr (Kele ve Ertan, 2002: 75). Bu haklar,
btn toplumsal aktrlerin dayanmasyla gereklemektedir.
Ayrca anayasada, evre hakknn hem hak hem de dev boyutu
n plan karlmaktadr.

1862

1982 ylnda sz konusu olan Dnya Doa art, evre


hakknn uygulamaya geirilmesi konusunda devletlerin
ykmllklerini ve bireylerin olanaklarn belirleyerek daha
somut ilkeler ngrmtr. Bunun yannda 1992 ylnda
gerekletirilen Rio Konferansnda da, evre hukukunun
kresellemesinde global evrenin, insan haklarnn uluslararas
alanda
bireysel
olarak
devletlerin
iradelerine
braklamayacann kabul edilmesi balamnda, herkesin ve her
zamann sorunu olduu genel olarak tannmtr. Bir de, evre
korumas ile gelimenin birlemesi sz konusudur (Kabolu,
2002: 536-537). Yani Stockholm Bildirisindeki insan merkezli
yaklam, Dnya Doa art Bildirgesinde evre merkezli bir
biim eklinde yer almaktadr. Stockholm Bildirisinde evrenin
insan iin gerekli olduu anlay, bu metin ile birlikte insann
doann bir paras olduu eklinde deitirilmitir (URL 1).
1982 Anayasas evreyle ilgili olarak hem devlete hem
de bireylere grevler yklemektedir. Anayasann 56.
maddesinde, Herkes, salkl ve dengeli bir evrede yaama
hakkna sahiptir. evreyi gelitirmek, evre saln korumak ve
evre kirlenmesini nlemek devletin ve vatandalarn devidir.
(m. 56) denmektedir. Bu madde de iki nemli ey n plana
kmaktadr: Birinci olarak, Trk vatanda olsun olmasn,
herkesin salkl ve dengeli bir evrede yaama hakkna sahip
olduunu belirtmektedir. kinci olarak da, devlet ve vatandalara
tane dev yklemektedir. Hem devletin hem de vatandalarn
(a) evrenin kirlenmesini nlemeleri, (b) evre saln
korumalar, (c) evreyi iyiletirmeleri gerektii eklindedir
(Topal ve ahin, 2010: 216).
1982 Anayasasnn 56. maddesinde yer alan evre
hakknn kresel gelimelere ve AB normlarndaki kullan
biimlerine uyumlu hale gelmesi iin, bu hakkn aamal
haklar silsilesi olarak deerlendirilmesi gerekmektedir (URL 1):

Bilgiye eriim hakk

Karar mekanizmalarna katlm hakk

Yargya bavuru hakk

Her ne kadar bilgiye eriim hakk, Anayasann 74.


maddesinde bilgilenme hakk olarak yer alyorsa da,
Trkiyede bilgiye ulamay salayan gl bir mekanizmann

1863

yokluundan da bahsetmek gerekir. Bu durum lkemizde


yaanan evre sorunlarnn nemli nedenlerinden biridir. Daha
ok bilgilenmi halk, hem evreyi korumakla ilgili olarak daha
duyarl davranmakta, hem de evre standartlarnn
uygulamasnda srarc olmaktadr. evre sorunlarnn
zmnde, katlmc demokrasi kavram bu noktada ortaya
kmaktadr. Gl bir hukuk sisteminin gvencesi ile katlmc
bireylerin says arttka ve sivil toplum kurulular etkinletike,
evre ynetiminin de toplam kalitesi ykselecektir. Her alanda
olduu gibi evre ynetiminde de halkn devlete gvenmesi
effaflk ilkesinin uygulanmas ve hukuk sisteminin doru
almas ile salanabilmektedir. Halk, yargya bavuru
hakkn daha rahat kullanabildike, siyasal hukukun
demokratiklemesi sz konusu olacaktr. evre hakk, yalnz
bugn yaayan insanlarn deil, gelecek nesillerinde hakkn
kapsamaktadr. Dolaysyla bu hakkn ihlali yalnz gnmze ait
deil, gelecee ait bir hakkn da ihlalidir (URL 1).
Ayrca Anayasalarda evre konusunda hkmler
getirmenin ve bunun zellikle evre hakk eklinde olmasnn
faydalar u ekilde sralanmaktadr (Ylmaz Turgut, 2009: 7475):

Byle bir dzenleme, evresel varlklar


hukuki dzeyde koruma konusunda bir bilincin ve konsenssn
varln ispatladndan, yasallk durumu meruluk boyutuyla da
tamamlanm olmaktadr.

evresel menfaatlerde anayasada dzenlenen


dier menfaatlerle ayn dzeyde ele alnma ansna sahip
olmaktadr. Bylelikle menfaatlerin dengelenmesinde evreyi
korumak iin kimi bireysel zgrlklere snrlamalar
getirilebilecektir.

Anayasalarda getirilen hkmler devletin


temel organ iin ynlendirici bir ilev grecektir. Yasama ve
yrtme dzeyinde, evre koruma gereklerine uygun yeni
mevzuat yaplaca gibi evrenin korunmasnda olumsuz etkileri
bulunan var olan mevzuatta yeniden formle edilebilecektir.
Haklarnda dorudan dzenleme olmayan ya da soyut baz
kavramlar ilgilendiren kimi uyumazlklar zmek
durumundaki yarg organlar da anayasalardaki bu hkmlerden
yorum yolunun olanak verdii lde yararlanabilecektir.

1864


evre hakkna ilikin anayasal bir dzenleme,
yurtta-devlet arasndaki ve yurttalarn kendi aralarndaki
ilikileri gelitirmek yoluyla, insan haklarnn ve demokrasinin
geliimine de katk yapacaktr.

Anayasalarda yer alan dier haklarla birlikte


deerlendirilme frsat domaktadr.
Ayn zamanda evre hakknn bir insan hakk olarak
kurumsallamasnda hep yaam hakkna dayanld
grlmektedir. evre hakknn artk yaam hakkna gre deil,
kaliteli yaam hakkn salamaya ynelik olarak tanmlanmas
gerekmektedir (Tekeli, 2009: 82).
Gelecek nesillerin hakkn da kapsayan evre hakk,
srdrlebilir kalknma ile dorudan ilikilidir. Bu iliki imdiki
ve gelecek kuaklar ifadesi ile netlik kazanmaktadr.
Srdrlebilir kalknmann en nemli amalarndan birisi
gelecek kuaklara salkl ve yaanabilir bir doa
brakabilmektir. evre hakknn en nemli znelerinden biri de
gelecek kuaklardr. Bu balamda srdrlebilir kalknma ile
evre hakk ama-ara ilikisi ierisinde bulunmaktadr.
Srdrlebilir kalknma aslnda evre hakkna giden yolda bir
ara olarak deerlendirilebilir.
Bunun yannda evre hakk, sahiplerine evrelerinde
olup biten ve evreyi etkileyen olaylar hakknda bilgi edinme,
evreyle ilgili kararlarn alnmas srelerine katlma ve bozulan
evrenin nceki durumuna getirilmesini ynetsel ve yargsal
kurumlardan isteme yetkisi vermektedir. Eski duruma getirme
olanann ortadan kalkmas sz konusu olduunda, kirleten ve
bozandan belli bir tazminatn istenebilmesi de bu hakkn
salad sonulardandr (Kele vd., 2009: 315).
Ayn zamanda evre hakk, gelien zgrlk anlay
ierisinde kendisine verilen nem karsnda baz nemli haklarla
atan ve onlar kamu yararna snrlayan bir nitelie
kavumutur (Grseler, 1995: 150). Bunun yannda evre hakk,
ncelikle doay koruma zorunluluu ile arpk ve ar
sanayileme, dzensiz ve plansz kentleme, zararl atk
oluumlarndan sorumlu smren endstrileme ve snrsz zel
mlkiyet ile eliebilmektedir (Kocalar, 2013: 491).

1865

Ayrca evre hakk ierdii nleyici ve koruyucu


sorumlulukla bata mlkiyet hakk olmak zere, giriim
zgrl, yerleme zgrl gibi temel hak ve hrriyetlere
ciddi snrlandrmalar getirmekte, bireysel menfaat genel
menfaat atmasn dourmaktadr. Ancak ilgili bireysel
menfaatler varln, yaanabilir bir evrede srdrebilmektedir.
Bu nedenle evre hakk aktif bir ekilde uygulanabilir olmaldr
(Yurtcanl Duymaz, 2013: 184).
evre hakknn insanln gelecek kuaklarna da ait
olmas bu hakkn zamansal snrszlna, evre sorunlarnn
kaynaklanan
evrenin
snrlarnn
akkanlndan
belirlenemezlii de evre hakknn yersel snrszlna iaret
etmektedir. evre hakknn bu belirsiz durumu uygulamada
nemli glkler yaratmaktadr. Ancak dikkat edilmesi gereken
nokta, hakkn zdr. Bu z ise, insann deerini, insann
yaamasna
olanak
salamas
yoluyla
korumasnda
toplanmaktadr (Demirel, 2011: 9).
Ayn zamanda temel haklar teorisinin geleneksel olarak
insan ve insan menfaatini merkez almas nedeniyle bir insan
hakk olarak ngrlecek evre hakknn, insan merkezli bir
evre koruma anlayn douraca, bu tr bir yaklamn ise
evrenin korunmas konusunda yetersiz kalaca da
unutulmamaldr (Gne, 2012: 111).
5. EVRE KORUMA ARALARININ EVRE HAKKI
ZERNDEK ETKLER
evre hakknn yaygnlk kazanmak konusunda gsterdii
baary etkinlik kazanma ya da gerekletirilme yolunda da
salayabildiini sylemek olduka gtr. Gncel bir hakkn
gncel sorunlardan soyutlanamayaca doaldr. Hele bunlar
endstrileme, kentleme gibi gnmz toplumlarnn
zmleyemedikleri trden sorunlarsa ksa srede sonuca
ulalamayaca aktr (Hamamc, 1984: 177-178).
Batan beri ifade edilmeye allan evre koruma tedbirlerinin
uygulanmas konusunda ortaya kan sorunlar ya da daha doru
bir ifade ile snrlamalar, evre hakknn da gelimesine engel
olmaktadr. Bunun tam tersini dnerek hareket etmek ise; yani
snrsz bir evre koruma tasarrufunda bulunmak da evre

1866

hakknn uygulannda ileride aklayacamz skntlara


sebebiyet vermektedir.
5.1. Hukuksal Yaptrmlarn Etkileri
evre koruma konusunda yetkili olan idari kurulular
yaptrm aamasna gemeden nce evre politikalar sonucu
elde edilen bir takm aralarla bireylerin evresel dzenlemelere
uyumunu gelitirecek yntemler uygulamaktadrlar. Sosyal
iletiim, eitim aktiviteleri, bilgi edinme ve danma hizmetleri,
ikna etme, ibirlii halinde alma, denetim gibi bu yntemler
toplumu hukuki dzenlemelere itaat noktasnda tevik edici
zellikler tamaktadrlar. evre korunmas konusuna hizmet
eden ve evre standartlarn ykseltme abas ierisinde olan
uygulamadaki bu tr yntemlerin aksad yer ve zamanlarda
yaptrm mekanizmalarnn devreye sokulmas ihtiya haline
gelmektedir. Ceza temelli, caydrclk etkisine dayanan bu
yaptrmlar, ruhsatlarn askya alnmas ve iptali, uyar
niteliindeki tedbirler, eski hale getirme emirleri, para cezalar ve
cezai kovuturma ekillerinde karmza kmaktadr (URL 2).
Devletlerin hukuku ihlal edenlere kar bir ara olarak kulland
yaptrmlar, hem bu gncel ihlallerin zararlarn ortadan
kaldrmaya, hem de gelecekteki ihlalleri minimize etmeye
yneliktir. Bu cevabn etkin ve verimli bir ekilde organize
edilmesi, baka bir deyile zarar, zarar meydana getirenin
zellii ve uygulanacak yaptrmn niteliini ayarlamak
geliimsel bir ortamda uygulayclar asndan olduka zordur.
Zira uygulamada yaptrm sistemlerinin temellerini sarsan
karmak sorunlar da vardr (Rooij, 2008: 10). Bu aamada
devletler evre korunmasndan yksek bir sonu almalar iin
kendi koullarn dikkate alarak farkl yaptrm aralar
gelitirmelidirler.
Gerek idari yaptrmlar, gerekse ceza hukukundan
doan yaptrmlar gz nne alndnda evrenin korunmas
adna uygulanacak olan bu yaptrmlarn orantl uygulanmas
gerekmektedir.
2872 sayl evre Kanununda (5491 ile deiik) idari
yaptrm n grlen evre sular 5237 sayl Trk Ceza
Kanununun yrrle girmesi ile ayr bir boyut kazanmtr.
Dnya zerinde ilk kez Trkiyede kabul edilen bir Ceza
Kanununda yasann amalarndan birinin evreyi korumak
olduu belirtilmektedir. 5237 sayl Kanunun 181. maddesi,

1867

evrenin kasten kirletilmesi hakknda hapis cezasn; 182.


maddesi, evrenin taksirle kirletilmesi hakknda adli para
cezasn gerektirmektedir (Abdulhakimoullar vd., 2011: 76).
Yaptrmlarn varlndan daha ok onlarn etkin bir
ekilde uygulanmas ve caydrcln maksimize edilmesi
gerekliliini de n planda tutarak yaptrm stratejileri
belirlenmelidir. Caydrclk eksenli yaklamlarn temelinde
ceza adalet sistemlerinin beklenen caydrc etkiyi ortaya
koymas iin sula orantl arlkta yaptrmlar uygulamas fikri
yatmaktadr. Beccaria cezalarn sularla orantl bir iddette
olmas gerektiini,
sula orantsz cezalarn su ileme
potansiyeline sahip kiiler zerinde caydrc bir etki ortaya
koyamayacan, aksine baka hak ihlallerine sebebiyet
vereceini belirtmektedir (Dolu vd., 2012: 89).
ok ar mali yaptrmlara maruz kalan tesisler evresel
dzenlemelerin ve yaptrmlarn daha yumuak olduu blgelere
de tanabilirler. Bu gibi durumlarda yetkili makamlar, blge
halk zerinde doabilecek isizliin sonucu olan maliyet ve
glkler karsnda ok ar yaptrmlar uygularken birazck
dnmek isteyebilirler. Zira isizlik tehlikesi ba gsterdiinde
toplum basks, para cezalarnn miktar zerinde nemli bir etki
haline gelmektedir.
evreye zarar verici faaliyeti gerekletirenlere kar
uygulanan yaptrmlardan sonu alnmasnda lllk ilkesi,
bireyler ile yaptrm uygulayclar arasnda gvenin olumasna
katk salamaktadr. Zira hukuka aykr eylemle yaptrm
arasnda adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygunluk (zay, 1985:
59) sonucunda oluan bu gven sayesinde yaptrmlarn etkinlii
olumlu ynde artmakta, birey zerinde daha az zararlar ortaya
kmaktadr.
5.2. Vergilerin Etkileri
evre, global (kresel) kamusal mallar arasnda yer
almaktadr (Bilici ve Bilici, 2011: 30). Global kamusal mallar
dnyadaki yaayan ve yaayacak btn kuaklar tarafndan elde
edilebilen, tm bireylerin yararlanabildii, tketimlerinde
kstlamann ve rekabetin bulunmad ve finansmann global
olarak saland mallar olarak tanmlanabilir (Orta, 2004: 15).
Global bir kamusal mal olmas evrenin nemini bir kat daha
artrmaktadr.

1868

evrenin korunmasna ynelik olarak alnan vergiler


deiik isimlerle anlmaktadr. Bunlara evre vergileri, yeil
vergiler, kirlilik vergileri veya ekolojik vergiler denilmektedir.
Fakat bu vergilerin hepsi ortak bir ama gtmektedir (Jamali,
2007: 80). evre vergilerinin en yaygn ise atk ve emisyon
azaltlmasna ynelik olan vergilerdir. Bu vergilerin en nemli
ksmn ise karbon vergileri oluturmaktadr.
Anayasann Salk Hizmetleri ve evrenin Korunmas
balkl 56. maddesinde evreyle ilgili hkm yer almaktadr.
Buna gre: Herkes, salkl ve dengeli bir evrede yaama
hakkna sahiptir. evreyi gelitirmek, evre saln korumak ve
evre kirlenmesini nlemek Devletin ve vatandalarn devidir.
evreyi korumak ve gelitirmek devletin ve
vatandalarn grevi olarak belirtilmitir. Buna gre devlet,
evreyi gelitirmek ve korumak iin gerekli tedbirleri almak
durumundadr. Bu kapsamda evrenin korunmasnda kullanlan
aralardan birisi de vergiler olarak karmza kmaktadr.
evrenin korunmasnda vergilerin nemli bir fonksiyonu
bulunmaktadr. Ynlendirici vergilemenin nemli alanlarndan
birisi de evre koruma alandr. Hatta vergilerin
ynlendiriciliine en ok ihtiya duyulan alanlarn banda
evrenin korunmasnn geldii rahatlkla sylenebilir.
Anayasann 73/1. maddesinde ise, Herkes, kamu
giderlerini karlamak zere, mal gcne gre, vergi demekle
ykmldr hkm yer almaktadr. Mal gce gre
vergilendirme, mkelleflerin ekonomik ve ahs durumlarnn
vergilendirmede gz nnde tutulmas gereini ifade etmektedir.
Bu ilke ayn zamanda, eitlik ilkesinin vergilendirmede
uygulama aracdr. Vergide eitlik ilkesi, mkelleflerin vergi
deme gleri dikkate alnmak suretiyle vergilendirmenin
yaplmasn ngrr. Vergide eitlik ilkesi, mal gc ayn
olanlarn
ayn,
farkl
olanlarn
ise
ayr
oranda
vergilendirilmesidir. Vergilerin mal gce gre uygulanmas,
devlete yklenmi bir grev niteliindedir. Anayasada ilgili
maddenin devamnda Vergi yknn adaletli ve dengeli
dalm, maliye politikasnn sosyal amacdr hkm yer
alarak, bir anlamda mali gce gre vergileme ilkesi tekrar
edilmektedir (stn, 2012: 175).

1869

Buradan hareketle evre korunmasnda kullanlan vergi


aracnn da ll ve dengeli olmas gerekmekte, mlkiyet
hakkna bir mdahale olarak karmza kmamas
gerekmektedir.
5.3. Mlkiyet Hakk zerindeki Etkiler
Mlkiyet hakknn bireysel nitelii, sosyal amalarla
(kamu yarar-toplum yarar) snrlanabilmektedir. evrenin
bozulmas sz konusu olduunda, zararl faaliyetlerin toplumsal
sorun olarak ortaya kmasnda (yasa ile nceden belirlenmi
yollarla) zel mlkiyet konusuna mdahale yetkisi veren evre
hakk, mlkiyet hakk zerinde yeni snrlamalarn da habercisi
olmak zorundadr (Hamamc, 1984:175).
Temiz ve salkl evre koullarnn korunabilmesi,
ancak mlkiyet hakknn evre yararna yeni snrlamalarn
konusu olmas ile gerekletirilebilir. Bu nedenle mlkiyet hakk
bata uluslararas belgeler ve anayasalar olmak zere, kamu ve
zel hukuk kurallar ile bir btn olarak ele alnp yorumlanmal
ve bu yoruma gre de mlkiyet hakk modern anlaya uygun
olarak deerlendirilmelidir (Grsoy vd., 1978: 361). Mlkiyet
hakknn kamu yarar amacyla snrlanabileceine ilikin
Avrupa nsan Haklar Szlemesi dzenlemesine paralel olarak
gerek 1961 Anayasas ve gerek 1982 Anayasas bu hakkn kamu
yarar amacyla snrlanabileceini ve bu hakkn toplum yararna
aykr kullanlamayacan ngrmektedir (rtolu, 1983: 154).
Buradan hareketle kamu yarar ve toplum yarar kavramlarna
atfedilen anlamlarn haklar zerinde snrlayc etkiler
dourabilecei ifade edilebilmektedir. Kamu yarar kavramnn
keyfi olarak geni yorumlanmas ya da Anayasamzda da var olan
ve bir snrlama nedeni olarak saylan kamu yarar kavramnn
ktye kullanlmas gibi nedenler, evre hakkn dier haklar
karsnda hukuk d snrlamalar yapmaya zorlamaktadr.
Bu konu ile ilgili olarak AHS de evrenin srdrlebilir
ekilde korunmas asndan genel bir tavr sergilemektedir. Zira
evre dzenlenmesi, vergiler ve doann korunmasna dair
kanunlarn nemli bir ksm mlkiyet haklarna mdahale
etmektedir. Bu blmler genellikle farkl sosyal ve ekonomik
gruplar arasnda ayrmclk anlamna gelecek bir takm ayrmlar
gzetmektedir. Avrupa nsan Haklar Szlemesinin 14. maddesi
rk, milliyet ve mlkiyet stats temelinde dezavantaj yaratan

1870

muameleyi yasaklamakta ve 1 Nolu Ek Protokoln 1.


maddesinde ngrlen mlkiyet gvencesine ek gvenceler
salamaktadr.
5.4. Dier Etkiler
nsanlarn salkl ve dengeli bir evrede yaayabilmesi
iin evrenin korunmasn konu edinen evre hakknn tam
manasyla hayata geirilmesinde, geleneksel insan haklar
mekanizmalar kendi balarna yeterlilik arz etmemektedirler. Bu
mekanizmalar daha ok olay meydana geldikten sonra zararn
tazmini ile ilgilenirler, ancak evre hakknn gereklemesini
nleyici birtakm mekanizmalarn gelitirilmesine de bal
bulunmaktadrlar. Zira evre hakknn her daim canl tutularak,
meydana gelebilecek zararlar karsnda bir koruma arac olarak
durmas gerekmektedir. evre hakk bu anlamda aktif bir devlet
mdahalesi gerektirmektedir. Bu amala evre hakknn
gereklemesi iin arac hak ngrlmtr: Bilgi edinme
hakk, karar alma srelerine katlm hakk ve zararn tazmini
iin kanun yoluna bavurma hakk (Kiss, 1993: 557) eklindedir.
Baka bir anlatmla, evre hakk, bir insan hakk olarak
kiiye devletten bu hakkn gereklerini yerine getirmesini isteme
imknn tanmakta, ayn zamanda bu hakk ihlal eden dier
kiilere kar da ileri srme hakk vermektedir. Pozitif stat hakk
niteliinde bir hak olmas nedeniyle de dier haklarla
snrlamalar zelinde etkileim halindedir.
6.

SONU VE DEERLENDRME

evre hakk ile ulalmak istenen, doay smrmek


deil, uyum temelinde bugnk ve gelecek kuaklar iin
yaamaya elverili olarak herkesin ondan eit yararlanmaya
almas eklinde belirtilebilmektedir. evre hakknn zneleri
yani sahipleri, bireyler, topluluklar ve gelecek kuaklardr.
Dolaysyla evre hakk, sadece bireysel abalarla
gerekletirilebilecek bir hak deildir. Toplumun bir btn
olarak katksnn yan sra kurumsal dzeyde devlet ve hatta
kresel dzeyde de uluslarn ve dier toplumsal aktrlerin
ibirliini ve dayanmasn gerektiren bir haktr. Ayrca
Trkiyede evre hakk ve gelecek nesillerin yaama haklarn da

1871

kavrayan btncl politikalar 1973 ylndan sonra gelimeye


balad grlmektedir.
Btn insanlar, salkl, ekolojik olarak dengeli,
ekonomik olarak da sosyal, kltrel, siyasal ve hukuksal
geliimlerine elverili bir evre hakkna sahiptir. Ayrca evrenin
insan olan herkesi ilgilendirdii, hem ulusal hem de uluslararas
dzeyde insan onuruna yakan bir evre politikasnn
oluturulmasnda katlmc karar alma ve uygulama modelleri
tercih edilmelidir. Burada nemli olan srdrlebilir evre ve
srdrlebilir kalknma ilkeleri ile oluturulmu, dengeli ve
uyumlu bir gelecek oluturulmasnn salanmasdr.
Ayrca evre hakkna sahip olan kiilerin devletin
devleri balamnda bu devlerin yerine getirilmesini talep etme
haklar ile devletin evre koruma adna uygulad koruma
aralar birlikte deerlendirildiinde sadece evreyi korumak
deil, gelitirmek ve ynetmek grevlerinin de olduunu
unutmamak gerekir. Yani evre hakknn kullanlmas zelinde,
srdrlebilir evre, korumaya halkn katlm, dier haklar
asndan ktye kullanlma yasa gibi unsurlar birbirinden
ayrlmaz paralar olarak deerlendirildiinde gereksiz hak
snrlamalarnn ya da eitsizliklerin de nne geilmi olacaktr.

1872

KAYNAKA
ABDULHAKMOULLARI, E., SEZER, . ve AKPINAR, M.
(2011). Kresel Ulusal ve Yerel Dzeyde Bir nsan
Hakk Olarak evre Hakknn Geliimi, Sleyman
Demirel niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi,
14(2): 61-88.
ATALAY, P. (2010). Kentsel Dokunun Korunmasnda Yasal ve
Ynetsel ereve: Ankara Yenileme Alan, Yksek
Lisans Tezi, Gazi niversitesi Fen Bilimleri Enstits,
Ankara.
BLC, N. ve BLC, A. (2011). Kamu Maliyesi, Sekn
Yaynclk, Ankara.
BLR, F. ve HAMDEMR, B. (2011). evre Hakk ve
Uygulamas, International Conference on Eurasian
Economies: 143-149.
BUDAK, S. (2001). Avrupa Birliinin evre Politikas ve
Trkiyenin Uyumu (kincil Nitelikli Mevzuat), KV
Yayn, stanbul.
RTOLU, S. (1983). Kentlemenin Getirdii evre
Sorunlar Sempozyumu (dare Hukuku Asndan)
(Tartmalar Blm), Ankara.
DOLU, O., BKER, H. ve ULUDA, . (2012). Trk Ceza
Adalet Sisteminin Caydrclk Kapasitesine likin
Eletirel Bir Deerlendirme, Ankara niversitesi
Hukuk
Fakltesi
Dergisi,
61(1):
69-106,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/1656/17687.pd
f, 26.04.2014.
ERTA, . (1997). evre Hukuku, Dokuz Eyll niversitesi
Hukuk Fakltesi Dner Sermaye letmesi Yaynlar
No: 78, zmir.
DEMREL, . (2011). nsan Haklar Asndan evre Hakk,
Yksek Lisans Tezi, Marmara niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, stanbul.
GERAY, C. (1991). evre in Duyarllk Eitimi ve Bir
Bildirge, ller ve Belediyeler Dergisi, 47(548): 314320.

1873

GKDAYI, . (1997). evrenin Gelecei, Yaklamlar ve


Politikalar, Trkiye evre Vakf Yayn, Ankara.
GNE, A. M. (2012). Yeni Anayasa Yapm Srecinde evre,
Tarih Kltr ve Sanat Aratrmalar Dergisi, 1(4): 107119.
GRSELER, G. (1995). nsan Haklar m? Sann Haklar
m?, Yeni Trkiye, 1(5) (Temmuz-Austos).
GRSELER, . G. (2008). nsan Haklar, evre, Anayasa,
TBB
Dergisi,
75:
199-208,
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-75-408,
24.04.2014.
GRSOY, K. T., EREN, F., CANSEL, E. (1978). Trk Eya
Hukuku, Ankara.
HAMAMCI, C. (1984). evre Hakk zerine Dnceler,
nsan Haklar Yll, TODAE, 1(5-6): 171-180,
http://yayin.todaie.gov.tr/dergi.php?Cilt=5&Dergi=2,
29.04.2014.
JAMALI, T. (2007). Ekolojik Vergiler (evre Vergileri), Sekin
Yaynclk, Ankara.
KABOLU, . . (2002). zgrlkler Hukuku, mge Kitabevi,
Ankara.
KELE, R. (1994). Kent ve evre Haklarnn Korunmas
zerine Gzlemler, Ankara niversitesi Siyasal
Bilgiler Fakltesi Dergisi, 49(34): 275-281.
KELE, R. ve ERTAN, B. (2002), evre Hukukuna Giri, mge
Kitabevi, Ankara.
KELE, R., HAMAMCI, C. ve OBAN A. (2009). evre
Politikas, mge Kitabevi, Ankara.
KILI, S. (2012). evre Hakknn Geliim Srecinde nsan
Haklarnn Rol, nsan Haklar Yll, TODAE, 30:
21-39.
KISS, A. (1993). Concept and Possible Implications of The
Right to Environment, Human Rights in Twenty First
Century: A Global Challenge, Edited by: Kathleen E.

1874

Mahoney and Paul Mahoney, ( Netherlands: Martinus


Nijhoff Publishers), (551-559).
KOCALAR, A. C. (2013). Metalaan Doal Varlklar ve
Kaybolan
Haklar:
Yaam/evre/Kullanm/Su/Kent/Barnma
Hakk,
Uluslararas evresel Etki Deerlendirmesi Kongresi
Bildiri Kitab, 8-10 Kasm 2013, stanbul: 489-499.
KK, A. A. (2010). Kreselleme ve Tarihi Alanlarda
Dnm: stanbul Tarlaba rnei, Yksek Lisans
Tezi, Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi Fen
Bilimleri Enstits, stanbul.
MENG, A. (1998). evre Koruma Yneltileri, lkeleri ve
Aralar, ada Yerel Ynetimler Dergisi, 7(3)
(Temmuz): 65-71.
ORTA, F. R. (2007). Global Kamu Mallar ve Finansman,
Gazi Kitabevi, Ankara.
ZAY, . H. (1985). dari Yaptrmlar, Yayn No: 3326, HF
Yayn No. 691, stanbul.
ZDEK, Y. (1993). nsan Hakk Olarak evre Hakk, TODAE
Yayn, Ankara.
ZERKMEN, N. (2002). nsan Merkezli evre Anlayndan
Doa Merkezli evre Anlayna, Ankara niversitesi
Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Dergisi, 42(1-2): 167185,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1012/12293.pd
f, 01.05.2014.
ROOIJ, B. V. (2008). Pollution Regulation in Development
System Design, Compliance and Enforcement, Leiden
University Press.
AHN, A. (2010). Ulusalst nsan Haklar Hukukunda
Ekonomik, Sosyal ve Kltrel Haklarn Nitelii
Balamnda Salk Hakknn Kapsam zerine Bir
nceleme, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi
Dergisi,
59(4):
711-766,
http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF2010-59-04/AUHF-2010-59-04-sahin.pdf, 25.04.2014.

1875

TAKIN, A. (2010). evrenin Hukuksal Ynden Korunmas,


Trkiye Adalet Akademisi Dergisi (TAAD), 1 (Nisan):
239-292,
http://taayayinlari.gov.tr/upload/makale/taad1/6.pdf,
25.04.2014.
TEKEL, . (2009). Kltr Politikalar ve nsan Haklar
Balamnda Doal ve Tarihi evreyi Korumak, Tarih
Vakf Yurt Yaynlar, stanbul.
TOPAL, A. H. ve AHN, Y. (2010). evre Hukuku ve evre
Korumaya Ynelik Uluslararas Dzenlemeler, evre
Sorunlar zerine Gncel Yazlar, (Ed.) YILDIRIM, U.,
Lisans Yaynclk: 213-234.
URL

1: ZYOL, A., Srdrlebilir Kalknma,


http://hydra.com.tr/uploads/kutup9.pdf, 29.04.2014.

URL 2: Department of The Environment, Water, Heritage&The


Arts Compliance and Enforcement Policy,
http://www.environment.gov.au/index.html,
24.05.2014.
STN, . S. (2012). Motorlu Tatlar zerinden Alnan
Vergilerin evreyi Korumaya Ynelik ve Adil Olarak
Dzenlenmesi, Gazi niversitesi Hukuk Fakltesi
Dergisi, XVI(1): 153-190.
YILMAZ TURGUT, N. (2009). evre Politikas ve Hukuku,
maj Yaynevi, Ankara.
YURTCANLI DUYMAZ, S. (2013). evre rgtlerinin
evresel Ynetime Katlma Srecinde Dayand
Haklar: 173-198.

1876

NKLEER ENERJ SANTRALLERNN


FAALYETLERNDEN KAYNAKLANAN HUKUK
SORUMLULUK
Do. Dr. Mehmet ALTUNKAYA
ZET
Gnmzde bilim, teknoloji ve evrensel standartlar
hzla gelimektedir. Artk dnyann nemli konularndan birisi
de enerjidir. Enerji, uluslar aras siyaseti etkileyebilecek kadar
nemlidir. Hatta olas savalarn ortaya kmasn salayan en
nemli unsurlardan birisidir. Kresel gler veya aday devletler
enerjiye sahip olup, dier devletlere hkmetmek, hakimiyet
kurmak iin kyasya mcadele etmektedirler.
Dnyada su, rzgar ve gne gibi doal kaynaklarn
yan sra artan enerji ihtiyalarnn karlanabilmesi iin alternatif
enerji kaynaklar aranmaktadr. Bu anlamda alternatif enerji
kayna olarak nkleer enerji ve nkleer tesislerin iletilmesi
konular nem arzetmektedir. Nkleer enerji, maddenin en kk
paras olan atomlarn birletirilmesi ya da paralanmas
esnasnda ortay kan gl enerjidir. Bu enerji zellikle askeri
alanda kullanlmaktadr. Bu sebeple nkleer enerji santralleri
oluturulmutur. Dier enerji trlerine gre teknolojik
gelimelerin nkleer enerjide daha hzl gelitii grlmtr.
Santrallerin iletiminde gvenlik olgusu nem arzetmi, sivil
olarak kullanlan nkleer santrallerden srekli enerji elde
edilmi, gelien teknoloji ile de temiz, ucuz ve gvenli bir kaynak
olarak yerini almtr. Nkleer enerji gvenlik konusunda
gelimi bir enerji kayna olmas sebebiyle kaza riski ok
dktr. Ancak olas bir kaza halinde toplum asndan ok
byk zararlarn ortaya kmas mmkndr. Gerekten de, bir
nkleer kazada zarar ok geni bir alana yaylabilmekte,
radyoaktif bir madde olmasndan dolay canl cansz btn
varlklar etkileyebilmekte, hatta uzun yllar etkisi devam
etmektedir.
Nkleer enerji santrallerinin iletilmesinden dolay
ortaya kan zararlarn karlanmas gerekmektedir. Bu konuda

Akdeniz niversitesi Hukuk Fakltesi (altunkaya@hotmail.com).

1877

Trkiyenin de taraf olduu uluslar aras dzenlemeler yaplm


olsa da henz lkemizde bu konuda zel kanuni bir dzenleme
bulunmamaktadr. Burada kusursuz sorumluluk sz konusudur.
Tipik bir tehlike sorumluluudur. Olas bir nkleer kaza ve onun
yarataca hasardan doacak sorumluluk ile ilgili uluslararas
anlamalar paralelinde i hukuk dzenlemesini hazrlama
almalar,
Enerji
ve
Tabii
Kaynaklar
Bakanl
koordinasyonunda, Trkiye Atom Enerjisi Kurumunun da
(TAEK) katlmyla srmektedir.
lkemizde nkleer enerji santrallerinin kurulacak
olmas, nkleer kaynakl zararlarn tazmininde uygulanacak
kurallarn dzenlenmesi ihtiyacn dourmaktadr. hukukta bir
an nce kanuni dzenlemenin yaplmas gerekmektedir. u anda
bir tasar tasla hazrlanmaktadr.
Anahtar Kelimeler : Enerji, Nkleer Enerji, Nkleer
Santraller, Hukuki Sorumluluk, Nkleer Madde.
THE LEGAL RESPONSIBILITY OF THE OPERATOR
OF NUCLEAR POWER PLANTS
ABSTRACT
At present, amounts of energy production and
consumption serve as a one of the most concrete indicators of
development levels of countries. Especially recent years, due to
increases in oil and gas prices and insecure energy lines,
countries has led to resort to the way of ending dependence on
foreign and supplying their own energy. In accordance with these
events, in Turkey came up nuclear energy discussions as in the
world and Agreement between the Government of the Russian
Federation and the Government of the Republic of Turkey on
cooperation in relation to the construction and operation of a
nuclear power plant at the Akkuyu site in the Republic of
Turkey was signed in 12.05.2010.
There is the Paris Convention which is opened for
signature on 29.07.1960 and Turkey is a party to the Convention
signed in 28.10.1960 about legal responsibility of the operator of
nuclear power plants. There is also Vienna Convention on Civil
Liability for Nuclear Damage entered into force 21.05.1963, has
revised 29.09.1997 and Turkey are not a party to the Vienna

1878

Convention. Legal nature of the responsibility of the nuclear


power plants operator was established faultless liability both in
Paris and in Vienna Convention. There had not been any code
related with liability for risk in 818 numbered old code of
obligation. Thats way risk liability has been tried to be regulated
with special laws. In new Code of Obligation no 6098 article 71
which entered into force on 01.07.2012, a general regulation has
been made about the liability for risk. When 6098 no. Turkish
Obligation Code takes effect, there is mixed system which has
the general rule (TBK m. 71) and special regulations to the laws.
Key Words: Nuclear Power, Risk Liability, Faultless
Liability, Paris Convention.
1. GR
Gnmzde nkleer enerji sivil, askeri ve daha birok
alanda kullanlmaktadr. Ancak, bu kadar geni alanda
kullanlmasna karlk, toplumda oluturduu korku ve endie
nedeniyle kamuoyunu megul etmi, onu yzyln kirleticileri ve
dolaysyla sorumluluk sebepleri arasnda saylmtr. Zira, bu tr
tesislerin birok yarar yannda riskin gereklemesi halinde
ortaya kacak zararlar da o derece yksektir. ayet byk bir
nkleer tesis infilk ederse yllar boyu devam eden zarar verici
bir etki ortaya kacaktr. Nerdeyse birka nesli etkileyen bir tesir
doacaktr. Bu ihtimal toplumu hep rpertmi, nkleer tesislerin
kurulmasna tepki domasna sebep olmutur.
Nkleer enerji ok yksek rezerv potansiyeline sahiptir.
Gerekten de, 1 kg kmrden 3 kWh, 1 kg petrolden 4 kWh, 1
kg uranyumdan ise 50.000 kWh elektrik enerjisi retilmektedir.
Bu sebeple nkleer enerjinin dier yaktlara nazaran daha yksek
bir potansiyele sahip olduunu grmek mmkndr (Aydodu,
2009:77; Korkusuz, 2012:39). Nkleer santrallerin evredeki
insanlara radyasyon anlamnda ykledii doz, doal radyasyona
nazaran daha dktr. Bu andan da nkleer santrallerin ortaya
kard radyasyon oran bir insann rntgen filmi ekinirken
ald radyasyondan daha dktr. Neredeyse ellide biridir.
evreyi kirletme asndan dier yaktlardan daha az bir etkiye
sahiptir. evreye daha az bir karbondioksit yaymaktadrlar
(Aydodu, 2009:78; Korkusuz, 2012:40).

1879

Nkleer enerjinin dier kaynaklara nazaran faydalar


bulunmasna ramen zararlar da vardr. Nkleer enerjinin elde
edilmesinde uranyumun byk nemi vardr. Uranyumun elde
edilmesi esnasnda ok miktarda atk madde ortaya kmaktadr.
Bu atk maddeler tarafndan salglanan zehirler nerdeyse 600 yl
sonra kaybolmaktadr (Korkusuz, 2012:41). Nkleer santrallerin
kaza yapma ihtimali ok dk olsa da, risk ortaya kt zaman
ortaya kan bilano olduka ardr. zellikle sadece kazann
ortaya kt lkede deil, komu lkelerde de etkisinin olmas,
endieyi artrmaktadr. Kaza sonras oluabilecek olumsuz
sonular tahmin etmek gtr. lkemizde santral olmad iin
byle bir kaza da olmamtr1. Ancak 1986 ylnda Ukrayna
ernobil Nkleer santralinde meydana gelen patlama ok byk
bir alanda etkili olmu, bundan lkemiz de etkilenmitir. Hatta
bu nkleer kaza sonras kanser vakalarnn arttna dair
dnceler ileri srlmtr (Korkusuz, 2012:42).
Dnyada lkelerin gelime ve g sava
mcadelesinde nkleer enerji potansiyeline sahip olma istei
nemli rol oynamaktadr. lkeler ellerinde nkleer enerji
potansiyelleri ile dier lkeler zerinde etkisini artrmaya
almaktadr. Da kapal lkeler dahi nkleer denemelerle
gndeme gelmekte, ellerinde nkleer enerji seviyesi merak
konusu olmaktadr. ran ve Kuzey Korede olduu gibi. Bizim
de byle bir etkiden uzak durmamz mmkn deildir. Yani hem
yeni enerji eitleri ile lkeler alternatifleri artrmaya almakta
hem de bu tr potansiyelleri ile bir g gstergesi ortaya
kartmaktadr. Bu sebeple lkemizde de dnyada dolduu gibi
nkleer enerji santralleri kurulmas ynnde giriimler ortaya
kmaktadr. Bu amala, 12.05.2010 tarihinde Trkiye
Cumhuriyeti Hkmeti ile Rusya Federasyonu Hkmeti
Arasnda Trkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasnda Bir
Nkleer G Santralinin Tesisine ve letimine Dair birliine
likin Anlama imzalanmtr. Buna gre Mersinin Glnar
ilesi Akkuyu mevkiinde hazrlklar devam eden, 2016 ylndan

stanbul kitellide 1999 ylnda bir hurda deposunda bir nkleer kaza
meydana gelmitir. Trkiye, bu olayla dnyann en nemli 20 radyoaktif
kazas listesine girmitir. Olayda 13 kiilik Ilgaz ailesi hurda diye atlan
maddelerdeki radyasyona maruz kalm, Hseyin Ilgaz hayatn kaybetmitir.
Trkiye Atom Enerjisi Kurumu, AHM aamasnda tm aileye tazminat
demitir.

1880

itibaren inasna balanlmas dnlen santral, ina edilmesi


halinde lkemizin ilk nkleer enerji santrali olacaktr.
2. MUKAYESEL HUKUKTA NKLEER SANTRAL
LETENN
SORUMLULUU
KONUSUNUN
DZENLEN BM
A) Amerikan Hukukunda
Nkleer santrallerden kaynaklanan zararlar konusunda
hukuki sorumluluk ile ilgili dzenlemeler dnyada ilk olarak
ABDde yaplmtr. Sorumluluk konusu ilk olarak 1954 ylnda
Atom Enerjisi Kanunu (Atomic energy ACT) ile gndeme
gelmitir. Daha sonra 1957 kabul edilen Price Anderson ACT ile
deiiklie uram, en son olarak da 1989 ylnda kabul edilen
Price Anderson ACT ile son halini almtr (Gneysu, 1990:208;
Korkusuz, 2012:45).
Amerikan hukukunda, nkleer santral iletilmesi
srasnda ortaya kan zarardan sorumluluk nkleer tesisin
iletenine aittir. Burada sorumluluk sadece iletene ait olup, bu
sorumluluunu sigorta ettirmesi zorunlu klnmtr. letenin
sorumluluu snrl olup, sorumluluun azam miktar 1989 yl
itibariyle 700 milyon Amerikan dolarna kartlmtr. Bu
miktarn bir ksm sigorta (ikiyz milyon dolar kadar) tarafndan
karlanmaktadr.
letenin sorumluluu sorumluluk hukuku ierisinde
haksz fiil sorumluluu kapsamna girmektedir. Kurtulu
beyyinesi getirme imkan tannmamtr. Bu adan tehlike
sorumluluu ierisinde yer almaktadr (Gneysu, 1990:208).
B) Kanada Hukuku
Dnyada nkleer santral konusunda nemli bir yere
sahip olan lkelerden birisi de Kanadadr. Gerekten de Kanada,
dnyann en yksek uranyum reticisi unvanna sahip olan bir
lkedir. Kanadada 1970 ylnda Nkleer Sorumluluk Kanunu
kabul edilmitir. Her ne kadar Kanada Paris ve Viyana
szlemelerine taraf olmasa da, bu szlemelerdeki prensiplerin
ayns sz konusu kanunda benimsenmitir (Korkusuz, 2012:46).
Kanunda iletenin kusursuz ve snrl olarak sorumluluu
ngrlmtr.

1881

C) ngiliz Hukuku
ngiliz hukukunda Paris szlemesi i hukuka tam
olarak uyarlanarak 1965 tarihinde "Nuclear Installations Act"
yrrle girmitir. Buna gre nkleer kaza dolaysyla sadece
ileten sorumlu olup, bu da miktar itibariyle snrl
sorumluluktur. 1983 ylnda Energy Act ile sorumluluun tavan
50 milyon sterline karlm, ayrca, kamu fonlarnn toplam
miktar da arttrlarak 200 milyon sterline karlmtr (Gneysu,
1990:209).
D) svire Hukuku
svirede 5 adet nkleer santral bulunmaktadr. Bu
lkenin enerji ihtiyacnn % 40 nkleer enerjiden
karlanmaktadr
(Korkusuz,
2012:49).
svire Paris
szlemesini imzalam, ancak onaylamamtr. nk
svirede nkleer sorumluluk mevzuatnn genel ilkelerine gre
snrsz sorumluluk esas benimsenmitir. Bu esas, Paris
szlemesi ile badatrlmadndan dolay szleme
onaylanmamtr (Gneysu, 1990:209).
E) Alman Hukuku
Almanyada 9 adet nkleer enerji santrali bulunmaktadr.
Almanya 1959 ylnda kabul ettii Atom Kanununu
uygulamaktadr. Bu kanun izin prensibi zerine ina edilmitir.
Yani nkleer enerji ile ilgili btn faaliyetler izin alnmadka
yasaktr. zin iin de ortaya kan zararlar karlayacak mali
gvencenin salanmas gerekmektedir. Nkleer santral iletenin
mali sorumluluu snrsz sorumluluk olarak kabul edilmitir.
Ayrca kurtulu beyyinesi getirme imkan tannmamtr
(Korkusuz, 1990:49).
3. TRK HUKUKUNDA NKLEER REAKTRLERN
YOL ATII ZARARLARDAN DOAN HUKUK
SORUMLULUK
A) Genel Olarak
Nkleer santral iletenin hukuki sorumluluuna ilikin
temelde iki adet uluslar aras szleme bulunmaktadr. Bunlar; 29
Temmuz 1960 tarihli Nkleer Enerji Alannda nc ahslara
Kar Hukuk Sorumlulua ilikin Paris Szlemesi ile 21 Mays

1882

1963 tarihli Nkleer Zararlar Hakknda Hukuki Sorumlulua


ilikin Viyana Szlemesidir. Trkiye Viyana szlemesine taraf
deildir. Bizim taraf olduumuz szleme Paris Szlemesidir
(RG. 19 Kasm 2006, Say : 26351). Bu iki szleme esasen
benzer hkmleri iermekte ise de, her ikisine taraf olan bir lke
bulunmamaktadr.
lkemizde nkleer g santrallerinin kurulmas,
iletilmesi ve enerji satna ilikin baz dzenlemeleri ieren
5710 sayl zel bir kanun kabul edilmitir. Bu kanun, Nkleer
G Santrallerinin Kurulmas ve letilmesi ile Enerji Satna
likin Kanun dur. Pozitif hukukumuzda bu ynde kabul edilen
ilk dzenlemedir (RG. 27 Kasm 2007, Say : 26707). Bu
Kanunun 5. maddesine gre, nkleer yakt, radyoaktif madde,
radyoaktif atk tanrken veya santralde bir kaza olmas
durumunda, zararn sorumlularnn ve tazmin miktarnn
belirlenmesinde ncelikle Paris Szlemesi ve ek deiiklikleri
uygulanr.
5710 sayl Kanunda, nkleer santral iletenin
sorumluluunun artlar yer almamtr. Kanunda Paris
Szlemesine atf yaplarak sorumluluk tayin edilmeye
allmtr. Bu durumda lkemizde henz zel bir dzenleme
bulunmamaktadr. Anayasann 90. maddesine gre usulne
uygun olarak onaylanm anlamalar kanun hkmndedir. Bu
sebeple, nkleer santrallerin faaliyetlerinden kaynaklanan
zararlarda Trkiye Cumhuriyeti mahkemeleri Paris Szlemesi
hkmlerini dorudan uygulayacaktr (Tromans, 2010:169;
Korkusuz, 2012:69). Dier taraftan, Paris szlemesi
hkmlerince iletenin sorumlu tutulamad hallerde de
iletenin sorumluluu Trk hukuku prensiplerine gre
belirlenecektir (Gneysu, 1990:217). Gerekten de, 6098 sayl
Trk Borlar Kanunu yrrle girene kadar nkleer enerji
santrallerinin faaliyetlerinden kaynaklanan sorumluluk iin tek
kaynak Paris Szlemesi idi. Ancak TBK. m. 71de genel bir
dzenleme olarak getirilen Tehlike Sorumluluu ile artk bu tr
zararlardan dolay uygulanacak bir dzenlemenin bulunduunu
sylemek mmkndr. Hal byle iken, genel dzenleme olan
Trk Borlar Kanununun 71. maddesi hkm, zel bir
dzenleme olarak kabul edilen Paris Szlemesinin
uygulanamad hallerde ancak sz konusu olacaktr.
B- Sorumluluk

1883

1. Nkleer Sorumluluk Sisteminin Konu Bakmndan


Uygulama Alan
Paris Szlemesi her trl nkleer faaliyetten doan
zarar kapsayacak genilikte bir sorumluluk sistemi
oluturmamaktadr. Szleme ile istisna karakterdeki risklerin
tazmin edilmesi esas alnmaya allmtr. Bylelikle nkleer
tesis dnda nkleer enerjiden faydalanlan hallerde, yani
endstriyel, ticar, tbb, zira veya bilimsel amalarla nkleer
enerji kullanld hallerde ortaya kan zararlar szleme
kapsamna girmemektedir. Bu tr zararlar iin sorumluluk
hukukunun genel hkmlerine gitmek gerekmektedir. Hal byle
iken, nkleer maddelerin tanmas srasnda meydana gelen
zararlar da bu sisteme gre tazmin edilir. Ancak, tesisin kendisi
ve ona tahsis edilmi mallar ile kural olarak nkleer maddeleri
tayan nakil vastalar bu korunmann kapsamna dahil deildir
(Gneysu, 1990:217).
2. Sorumluluun Sjesi
Paris Szlemesine gre, nkleer kazadan dolay sadece
ilgili nkleer tesisin ileteni sorumludur (Gneysu, 1990:218;
Korkusuz, 2012:120; Karauz, 2014:12). Buna sorumluluun
iletene kanalize edilmesi ilkesi ad verilir. leten, yetkili kurum
tarafndan tannm ve grevlendirilmi gerek veya tzel kiidir.
Ancak, istisna hallerde ileten sfat taycya devredilebilir. Bu
durumda tayc, ileten sfatyla nkleer kazadan sorumlu olur.
Bu durumda nkleer santral sahibinin sorumluluu sz konusu
deildir. letenin bu sorumluluu, kusursuz ve snrl bir
sorumluluktur (Karauz, 2014:19).
Nkleer kaza dolaysyla birden fazla tesis ileteninin
sorumluluunun sz konusu olduu durumlarda ilgili iletenler
mteselsilen sorumludurlar (Karauz, 2014:19). Sorumluluun
iletene yneltilmesinin doal bir sonucu olarak, nkleer kazann
madurlar iletenin ihmalini veya kusurunu ispat etmek zorunda
deildirler. Kusur karinesi kabul edilmitir. Madurlarn sadece
nkleer hasar/zarar ile nkleer kaza arasndaki illiyet ban ispat
etmeleri yeterlidir. Bu sorumlulukta iletene kurtulu beyyinesi
getirme imkan tannmamtr (Karauz, 2014:19). Tek kurtulu
imkan mcbir sebep, zarar grenin ve nc kiinin ar kusuru
ve szlemede belirtilen illiyet ban kesen hallerdir. Bu durum,

1884

sorumluluun niteliinin tehlike sorumluluu olduunu ortaya


koymaktadr (Karauz, 2014:19).
3. Sorumluluun Kapsam
leten, kural olarak, ahsvarlna ve malvarlna
verilen her trl zarardan sorumludur. Buna karlk, baz mallar
bundan istisna tutulmutur. Gerekten de, tesisin kendisi ve ona
tahsis edilmi mallar ile nakil aralarna verilen zararlar, iletenin
sorumluluunun kapsam dnda kalmaktadr (Gneysu,
1990:218).
Szlemeye gre, nkleer bir kazadan kaynaklanan her
trl zarar, nkleer bir kazadan kaynaklandklar takdirde,
nkleer zarardr. nemli olan illiyet bann bulunmasdr. ayet
ahsa ve mala verilen zararlarn tazmininin birlikte talep edildii
hallerde, ncelikle ahsa verilen zararlar tazmin edilir. Zararn bir
ksm nkleer olmayan bir kazadan meydana gelmise, meydana
gelen zararn tamam nkleer zarar olarak kabul edilir. Zararn
tamamndan iletenin sorumlu olmas, nkleer olmayan kazaya
yol aan kiinin sorumluluunu ortadan kaldrmaz (Gneysu,
1990:218).
Bir nkleer kaza ile ilgili nkleer yakt veya radyoaktif
rnler ya da atklar birden fazla tesiste bulunmu olup da,
hasarn meydana gelmi olduu srada bir nkleer tesiste
bulunmakta ise, daha nce bunlar bulunduran nkleer tesis
iletenlerinden hibiri ortaya kan hasardan sorumlu olmaz
(Szleme m. 5/a).
letenin sorumluluu, hem tesisin iinde meydana
gelen hem de nkleer maddelerin tanmas halinde meydana
gelen zararlar kapsamaktadr.
Nkleer tesis, nkleer santraller ve nkleer maddelerin
retildii, ilendii, depoland, sakland ve yeniden ilendii
tesislerdir. Nkleer santral ise atom enerjisini kullanabilir
enerjiye dntren tesislerdir. Viyana Szlemesine gre tama
aralarnda bulunan reaktrler nkleer tesis olarak
deerlendirilmeyecektir (Karauz, 2014:6).
Paris Szlemesinin 1. maddesinin f. a/2ye gre;
"Nkleer tesisat" tbirinden maksat, her hangi bir nakil vastas
iinde bulunanlar haricindeki reaktrler, nkleer maddeleri imal
eden veya ileyen fabrikalar; nkleer yakt izotoplarna ayran

1885

fabrikalar; ual nkleer yakt tekrar ileme tbi tutan fabrikalar;


nkleer maddelerin nakli ile ilgili depolamalar hari, bu eit
maddelerin depolanmas iin tesisler ve iinde nkleer yakt veya
radyoaktif mahsuller veya art gibi Avrupa Nkleer Enerji
Ajans dare Meclisi'nin zaman zaman kararlatraca maddeler
bulunan tesislerdir2.
Nkleer kaza ise, genel olarak nkleer yakt, nkleer
rn veya atklarn radyoaktif zelikleri nedeniyle ortaya kan
olaydr. Bir kazann nkleer kaza olarak deerlendirilebilmesi
iin son derece tehlikeli nkleer maddelerin bulunduu tesislerde
bu maddelerin sakland veya ok tehlikeli faaliyetlerin
yrtld veya maddelerin tanmas srasnda bu kazann
gereklemesidir (Schwartz, 2010:309; Karauz, 2014:10).
Paris Szlemesinin 1. maddesinin a/1 fkrasnda,
nkleer kaza tabirinden maksat, yle bir hdise veya ayn
menei haiz yle bir hdiseler ailesidir ki, bu hdise veya
hdiseler silsilesi veya sebep olduu her trl hasar radyoaktif
evsaftan veya radyoaktif evsafn, nkleer yakt yahut radyoaktif
mahsuller veya artn zehirleyici, patlayc veya dier tehlikeli
evsaf veya bunlardan her hangi birisi ile birlemesinden doar
veya onun neticesi olarak ortaya kar eklinde tanmlanmtr3.
Buna gre, bir kazann Paris Szlemesinin kapsamnda nkleer
kaza olarak deerlendirebilmesi iin bu kazann nkleer tesisler
veya nkleer tesisle alakal veya nkleer materyallerin tanmas
esnasnda gereklemi olmas gerekir4.
4. Sorumluluun Snrlar
letenin sorumluluu, hem miktar hem de sre itibariyle snrl
bir sorumluluktur.
a) Tazminatn Miktar

Tanm iin bkz. http://www.taek.gov.tr/uluslararasi/cok-tarafli-anlasmalarsozlesmeler/140-nukleer-enerji-alaninda-ucuncu-sahislara-karsi-hukukisorumluluga-iliskin-paris-sozlesmesi.html; e.t. 04.04.2012.


3
Tanm iin bkz. http://www.taek.gov.tr/uluslararasi/cok-tarafli-anlasmalarsozlesmeler/140-nukleer-enerji-alaninda-ucuncu-sahislara-karsi-hukukisorumluluga-iliskin-paris-sozlesmesi.html; e.t. 04.04.2012.
4
Expos
des
Motifs,
m.
8/1;
http://www.oecdnea.org/law/nlparis_motif.html; e.t. 05.04.2012.

1886

Szlemede nkleer tesis iletenin sorumlu olduu


tazminat miktar ve sresi snrlandrlmtr. Gerekten de,
Szlemenin 7. maddesine gre, iletenin sorumlu olduu miktar
azami 15.000.000 zel ekme Hakk5 (Special Drawing Rights)
ile snrlandrlmtr. Ayn maddeye gre szlemenin taraf olan
lke 5.000.000 zel ekme Hakknn altna dmemek artyla
daha az veya ok cret belirleyebilir. Belirlenen bu bedeller salt
tazminat masraflar olup mahkeme tarafndan hkmedilecek faiz
ve bedeller mesul olduu meblaa ilaveten ileten tarafndan
denecektir.
Yukarda belirttiimiz miktarlar, net tazminat miktarlar
olup, buna muhtemel dava sonucu hkmedilecek olan faiz ve
muhakeme masraflar dahil deildir (md. 7/9).
Mterek ve mteselsil sorumlu iletenlerin her birinin
sorumlu olduklar meblalar szlemenin 7. maddesindeki
belirlenen rakamlardan daha fazla olamaz6.
b) Tazminat Talebinin Sresi
Paris Szlemesi madde 8/aya gre, tazminat hakk,
nkleer kazann vuku bulduu tarihten itibaren 10 yl iinde
kullanlmad takdirde sona erer. Bu sre hak drc sredir
(m. 8/a) (Gneysu, 1990:221; Korkusuz, 2012:152; Karauz,
2014:21).
Hasarn, nkleer maddelerin alnmas, atlmas veya
terk edilmesinden domu olmas halinde on yllk sre, kazann
meydana geldii tarihten itibaren balar. Ancak bu durumda
iletenin sorumluluu alnma, atlma veya terk tarihinden
itibaren yirmi yllk bir sreyi gemeyecektir (m. 8/b)7.
Szlemeye taraf devletler kendi i hukuklarnda
dzenleme yaparak madurlar lehine olmak kayd ile daha uzun
sreleri ngrebilirler. Gerekten de, Trk kanunkoyucusu,
szlemenin verdii tamamlayc dzenleme yapma yetkisine
dayanarak, zarar grenin, zarar ve zarar veren sorumlu kiiyi
rendii tarihten itibaren iki yln altnda olmak artyla
5

15 Mays 2014 gn saat 15.30da itibariyle 1 zel ekme Hakk (SDR) =


3.2071 Trk Lirasdr.
6
Expos de Motifs, m. 34.
7
Expos de Motifs, m. 47/4.

1887

zamanam ve hak drc sreler tesis edebilir. Ancak henz


lkemizde byle bir sre ngrlmemitir.
Szlemenin m. 8/de gre ise milli hukukta aksine
hkm bulunmadka yetkili mahkeme nihai kararn vermeden
nce nkleer kaza nedeniyle tazminat davas aan madur, on
yllk sre sona erse bile zararn arlat iddiasn ileri
srebilir.
c) Sorumluluun spat
Kural olarak zarar ispat yk zarar grene aittir (TBK.
m. 50). Buna gre, bir nkleer kaza neticesinde zarar gren kii,
sadece nkleer zararn vukuunu ve zararn nkleer kaza sonucu
ortaya ktn yani illiyet ban ispatlamakla ykmldr.
Davac zarar gren iken daval nkleer tesisin iletenidir.
leten, nkleer kazaya kusurlar ile yol am kiilere
ve yazl bir szleme ile sorumluluu yklenen kiilere rcu
hakkna sahiptir (m. 6/f). letene bu rcu hakk sadece gerek
kiiler iin tannmtr.
Paris Szlemesinde iletenin mnhasr sorumluluu
ak ve net bir ekilde ortaya konulmu olmasna ramen
tedarikilerin sorumluluu bulunmad belirtilmitir. Ancak
tedarikiler ile ileten arasnda yaplan szleme ile tedarikilerin
sorumluluuna bavurulabilmektedir. Tedariki ile ileten
arasnda yaplacak szleme nc kiilere kar iletenin
sorumluluunu kaldrmamakta sadece iletene tedarikiye kar
alacak rcu isteminde bulunma imkn tanmaktadr.
Tedarikinin sorumluluu ise ancak tedarik ettii mal veya
hizmetin aypl veya kusurlu olmas halinde gereklidir. Bu
durumda dikkat edilmesi gereken tedarikinin iletene rcu
hakkn szleme ile tanmamas veya tanm ise bu hakkn
kapsamn mmkn olduunca snrlandrmas gerekliliidir.
d) Sorumluluktan Kurtulma Sebepleri
Nkleer santral iletenin sorumluluunda meydana
gelen zarar ile tipik tehlike arasnda illiyet bann bulunmas
gerekir. Gerekten de, bir nkleer tesisin ileteni veya tayc,
illiyet ban kesen sebepler dnda, meydana gelen zarardan
tamamyla sorumludur (m. 9). Szlemede, iletenin sorumlu
olmayaca haller snrl olarak saylmtr. Buna gre, dmanca
hareketler, kurduu dzeni deitirme kast olmayan kargaalk,

1888

ayaklanma, grlt ve fesat karma, terr eylemleri, sabotaj,


grev ve sendikal hareketler, i sava, ayaklanma, ihtill, tabi
afetlerdir. Ancak Paris Szlemesinin 9. Maddesinde milli
hukukta aksi belirtilmedike ifadesi yer almaktadr. Buna gre
Trk kanun koyucusu tamamlayc yetkisi erevesinde, tabi
afetlerin yol at nkleer kazalar sonucu ortaya kacak
zararlarn tazmini borcunu iletene ykleyebilir.
SONU
Nkleer santrallerin iletilmesinden kaynaklanan
sorumluluk, gerek uluslararas szlemelerde ve gerekse birok
lkenin mevzuatnda tehlike sorumluluu olarak dzenlenmitir.
Ayrca nkleer tesis iletenin nc kiilere kar hukuki
sorumluluu konusunda 1960 Paris Szlemesi ve 1963 Viyana
Szlemesinde ortak belirli ilkeler belirlenmitir. Bu ilkeler;
iletenin kusursuz ve mnhasr sorumlu olaca, zorunlu mali
gvence, miktar ve zaman ynnden snrl sorumluluk, kaza
lkesinin vatandalk ba ya da ikametgha dayal ayrm
yaplmakszn yarg yetkisidir.
lkemiz Paris Szlemesini 29.07.1960 tarihinde
imzalam ve 13.05.1961 tarih ve 10806 sayl Resmi Gazete'de
yaymlanan Bakanlar Kurulu Karar ile onaylamtr. Bylelikle
Paris Szlemesi Anayasann 90. maddesi gerei i hukukta
dorudan uygulanacaktr.
Nkleer gelimelerin ortaya kard ihtiyalara gre
2004 ylnda ek Brksel Protokol hazrlanm ancak bu protokol
Trkiye Cumhuriyeti tarafndan onaylamamtr. Bunun yannda
i hukukta nkleer sorumluluk ile ilgili zel bir dzenleme de
bulunmamaktadr. Ancak 1 Temmuz 2012 tarihinde yrrle
giren Trk Borlar Kanunu ile tehlike sorumluluu madde 71de
dzenleme altna alnmtr. Bylelikle Paris Szlemesi
kapsamna girmeyen faaliyetler veya malzemeler genel hkme
gitme kural gereince madde 71 deki tehlike sorumluluu
ilkesine gre deerlendirilecektir.

1889

KAYNAKA
AYDODU, Murat, Sivil Amal Nkleer Santral letenin ve
Nkleer Madde Tayann Hukuki Sorumluluu,
Ankara, 2009.
GNEYSU, Glin, Nkleer Reaktrlerin Yol At Zararlardan
Doan Hukuk Sorumluluk; Ankara niversitesi Hukuk
Fakltesi Dergisi, Cilt 41 Say 1, Ankara, 1990.
KARAUZ, Agh Krat, Nkleer Santral letenin Hukuki
Sorumluluu, Nevehir Barosu Dergisi, Yl 1, Say 1,
Mart 2014.
KORKUSUZ, Halit, Nkleer Santral
Sorumluluu, stanbul 2012.

letenin

Hukuki

SCHWARTZ, Julia A., Liability and Compensation for Third


Party Damage resulting from and a Nuclear Incdent,
International Nuclear Law: History, Evolution and
Outlook, OECD, 2010.
TROMANS, Stephen, Nucleer Law, Second Edition, London
2010.
Expos

des
Motifs,
http://www.oecdnea.org/law/nlparis_motif.html; e.t. 05.04.2012.

1890

PERLT AGREGALI SIVALARIN YAPILARDA ENERJ


TASARRUFUNA ETKS
Do. Dr. Metin DAVRAZ
Do. Dr. emsettin KILINARSLAN
ZET
Perlit, syla genleme zellii olan bir kayatr. Perlit
genletirildiinde cams tanelerden oluan kpk agregasna
dnen, ilk hacminin 20 katna kadar genleebilen, olduka
hafif, s ve ses yaltm salayan bir kayatr. lkemiz dnya
zerindeki olas perlit rezervinin %74ne sahiptir. Perlit katkl
svalar, normal kumlu svalara gre yaklak on kat daha iyi s
yaltm salamaktadr.
Bu almada yksek performansl s yaltm salayan,
basn ve eilme dayanmlar yeterli, dk su emme oranna ve
kapilariteye sahip, donma zlme etkileri gibi evresel etkilere
dayankl standartlara uygun perlit agregal bir sva malzemesi
gelitirilmesi hedeflenmitir. retilen sva numunelerinin basn
dayanm, eilme dayanm gibi mekanik zellikleri yan sra
birim hacim ktle, kapiler su emme ve s iletkenlik katsays gibi
fiziksel zellikleri incelenmitir.
Sonu olarak, retilen standartlara uygun perlit katkl
sva ile, yaplarda s kayb byk oranda azalaca iin, z
kaynaklar kullanlarak enerji tasarrufu salanacak ve enerjisinin
byk blmn ithal eden lkemiz ekonomisi olumlu ynde
etkilenecektir.
Anahtar Kelimeler: Perlit, Sva, Yaltm, Enerji
Tasarrufu.
THE EFFECT OF PLASTERS WITH PERLITE
AGGREGATE TO THE ENERGY SAVING IN
BUILDINGS

Sleyman Demirel niversitesi DEYMAM, davrazm@gmail.com.


Sleyman Demirel niversitesi Mh. Fak, seref@tef.sdu.edu.tr.

1891

ABSTRACT
Perlite thermal expansion feature is a rock. When
expanded perlite grains composed of glassy aggregates turned
into foam, expandable up to 20 times its initial volume, is fairly
light, heat and sound insulation is providing a rock. Our country
has 74% of the possible perlite reserves in the world. Perlite
plasters, about ten times better than conventional sand plaster
provides thermal insulation.
In this study, the development of a plaster material with
perlite aggregate having properties such as high thermal
insulation, sufficient compressive and flexural strength, low
water absorption and capillarity, resistant to effect of freeze-thaw
and other environmental conditions was aimed. Mechanical
properties such as compressive strength, flexural strength and
physical properties such as thermal conductivity coefficient,
mass per unit volume, capillarity of the plasters specimens
produced was also examined.
As a result, when used plasters with perlite in
construction sector, energy savings will be achieved by using
own resources and the economy will be affected in a positive
direction in our country which imports a large part of the energy
needs.
Keywords: Perlite, plaster, insulation, energy saving.
1. GR
lkemizde bulunan yeralt kaynaklarnn en
nemlilerinden biri, dnya rezervinin byk bir blmne sahip
olduumuz perlit kayacdr. Perlit, yksek scaklkta genleme
zellii olan, genletirildiinde cams tanelerden oluan kpk
agregasna dnen, ilk hacminin 20 katna kadar genleebilen,
olduka hafif, s ve ses yaltm salayan bir kayatr (Breese and
Barker, 1994:15). Genlemi perlit tarm, inaat, gda, kimya, ila
gibi farkl sanayi sektrlerinde kullanlabilmektedir.
Genletirilmi perlit stn s ve ses yaltm zellikleri nedeniyle,
az youn yap malzemesi olarak en ok inaat sektrnde
kullanlmaktadr (Bolen, 2000:2).

1892

lkemiz dnya zerindeki olas perlit rezervinin


%74ne sahiptir. Dnya ve Trkiyede, en yaygn perlit
kullanm inaat sektrnde grlmektedir. Bu sebeple, dnya
perlit tketimi de inaat sektrndeki dalgalanmalardan olduka
etkilenmektedir. Perlit, volkanik faaliyetlerin yaygn olduu
Anadolu'da nemli yataklar halinde olutuu eskiden beri
bilinmektedir (Mobbs, 2004: 8). Ancak perlit endstrisi
Trkiye'de yeni ve gelimekte olan bir endstridir. Trkiye'de
perlit zerindeki almalarn tarihesi 15 yl amamaktadr.
1960 yl balarnda ilk retim ve yurtdna ihracat 700 ton'luk
bir miktarda yaplmtr. 1968-1970 yllarnda zellikle Bat
Anadolu blgesi perlitleri zerinde jeolojik ve ok snrl olarak
da teknolojik deerlendirme almalar srdrlmtr. 1971
den beri ise bu konudaki almalar Etibank yrtmektedir
(Ulusu, 2007:128 ). Is yaltm, ses yaltm ve depreme
dayankllk avantajlar asndan nemli stnlkleri olan
perlitin, inaat sektrnde deerlendirilmesi lke ekonomisine
nemli katklar salamaktadr (Chandra and Berntsson,
2003:35).
Yap d kabuunun atmosferden gelen nem ve suyu
engellemesi yani suyu dar verebilme yetenei, yapnn
gvenlii ve uzun sre kullanlabilirlii asndan son derece
nemlidir. Bu konuda bilinen en eski zmlerden birisi, yap
duvarlarnn svanmasdr. Sva, yapda i ve d duvar yzeyleri
ile tavanlara belirli kalnlkta uygulanan har esasl srekli
kaplamadr (Akar, 2010:77). Yaplarda sva olarak uygun
olmayan malzemelerin kullanlmas, beklenen verimin
dmesine, yap arlnn artmasna, s kayplarnn artmasna,
dolaysyla enerji maliyetlerinde beklenen tasarrufun
salanamamasna neden olmaktadr. Svadan beklenen bu
zellikleri tam anlam ile karlayabilmede en nemli faktr sva
harcnn doluluudur. Doluluu salanm bir sva harcnn
mukavemet, geirimsizlik ve d etkilere dayankllk
zelliklerini de beraberinde tayaca bir gerektir. Ayrca
svann yapda uygulanaca yere gre aderans, kolay
ilenebilme, mukavemet ve geirimsizlik ile dekoratif yzeyler
elde edilmesi gibi eitli amalarla ele alnmas halinde, sva
bnyesindeki balaycnn bu zellikleri salayacak ekilde
seilmesi ngrlmektedir (olakolu, 2004:143).
Yapda kullanlan svalarn balca iki grevi vardr:

1893

1. Estetik svanm bir duvar, svanmam bir duvardan


ok daha gzeldir,
2. Duvar ve yaplar, yamurdan, yeralt suyundan,
hava tesirinden korumakta, termik (s) yaltmn artrmaktadr.
Genel olarak svalarn bu iki grevi birlikte grmesi,
atlamamas, sert bir yzey meydana getirmeleri, dklmemeleri
ve su buharn geirebilmeleri istenir.
Perlit kimyasal bileimi bakmndan silisli ve
alminyumlu bileikler iermesi nedeniyle kalsiyum esasl
balayclar ile kimyasal reaksiyona girerek puzolanik aktivite
gsterdikleri iin inaat sektrnde geni apta kullanlmaktadr
(Gke, 2010:58). Bu kullanmlar imentodan ekonomi salad
gibi dayankllk da kazandrmaktadr. Etkin bir yaltmn yan
sra, hafif olmas nedeniyle yapnn statik yklerinde azalma
oluturur. Bu sayede tayc eleman kesitleri azaltlabilir ve
nemli lde maliyetten tasarruf salanabilir (Babu vd, 2005:6)
Hafif agregalar kullanlarak retilen hafif betonlar
ierisinde, en yksek s yaltm perlit katkl svalar ile
salanabilmektedir (Anwar, 2004:9). Perlit katkl svalar,
normal kumlu svalara gre yaklak on kat daha iyi s yaltm
salamaktadr. Perlit katkl sva kullanlan yaplarda, yap
ierisinden d evreye s kayb byk oranda azalaca iin,
enerji tasarrufu salanacak, enerji daha verimli kullanlabilecek
ve enerjisinin byk blmn ithal eden lkemiz ekonomisi
olumlu ynde etkilenecektir.
Bu almada, temel hammadde olarak perlit agregas
kullanlmtr. Ayrca ekonomik ve dayankl sva retimini
salamak iin yksek frn crufu (YFC) ve amorf silika hafif
agregalar da baz karmlara ilave edilmi, sva numunelerinin
eilme dayanm artrmak ve ilenebilirlii iyiletirmek iin
(sellozik) lif katlmtr. Btn karm gruplarnda, balayc
olarak CEM I 42.5 snf Portland imentosu kullanlmtr.
Sertlemi sva numunelerinin basn dayanm, eilme dayanm
gibi mekanik zellikleri yan sra birim hacim ktle, kapiler su
emme ve s iletkenlik katsays gibi fiziksel zellikleri de
incelenmitir.
2. MALZEME VE YNTEM

1894

2.1. Hammaddeler
alma kapsamnda hafif agrega olarak inaat perliti,
yksek frn crufu (YFC) ve mikronize amorf silika
kullanlmtr. Perlit ve lif yurtii tedariki firmalardan temin
edilmitir. Mikronize YFC ve amorf silika agregalarn ise HSD
Madencilik salamtr. Balayc madde olarak Glta imento
Fabrikasndan temin edilen CEM I 42.5 R tipi Portland
imentosu seilmi, ayrca sva harc retiminde hava
srkleyici, kvam artrc ve su itici toz polimerler de
kullanlmtr.
Sva harc yapmnda kullanlan karm suyu,
Sleyman Demirel niversitesi ime suyu ebekesinden temin
edilmitir.
2.2. Yntem
2.2.1. Hammaddelerin fiziksel ve kimyasal zelliklerinin
belirlenmesi
Agregalar balangta polietilen kap ierisinde doal
rutubetli halde muhafaza edilmi, 1000 g numune 0.5 g
hassasiyetli terazi ile tartlm, 110Cde deimez ktleye kadar
etvde kurutulmu ve kurutulan agrega tekrar tartlmtr. Daha
sonra doal rutubetleri;
% Rd = (m1 m2) /m1
(Eitlik 1)
eitlii kullanlarak hesaplanmtr. Burada,
Rd : Agrega doal rutubeti, %
m1 : Agregann doal rutubetli haldeki ktlesi, kg
m2 : Agregann etv kurusu ktlesi, kg
Hafif agregalarn gevek yn younluklar TS EN
1097-3 standardna; zktleleri TS 699 standardna, tane
younluu ve su emme oranlar TS EN 1097-6 standardna gre
elde edilmitir.
Hafif agregalarn grnr ve gerek porozite, toplam
porozite, grnr ve gerek kompasite, kapal gzenek oran
deerleri,

1895

1 = [1-(rd / )] . 100
(Eitlik 8)
0 = [1- (rd/a)].100 = (1- k0)
(Eitlik 9)
k0 = (rd / a).100 = (1- 0)
(Eitlik 10)
kg = (100 - 1) . 100
(Eitlik 11)
k = 1 - 0 = k 0 - k g
(Eitlik 12)
eitlikleri kullanlarak hesaplanmtr [3]. Burada,
1

: Toplam (gerek) porozite, %

: Grnr porozite, %

k0

: Grnr kompasite, %

kg

: Gerek kompasite, %

Laboratuarda 4mm, 2mm, 1mm, 0.30mm ve 0.100 mm


lik eleklerden elenmek suretiyle elek st kalan miktarlar
belirlenen ve daha sonra yml geen miktarlar % olarak
hesaplanan hafif agregalarn tane boyut dalmlar
belirlenmitir.
Hafif agregalarn s iletkenlik deerleri, SD Teknoloji
Fakltesi Enerji Sistemleri Mhendislii Laboratuarnda TPS
500 cihaz ile Hot Disc yntemine gre belirlenmitir. Bu ilem
iin agregalar %100 kuru duruma getirilmi, ince polietilen
torbalar ierisinde 2.5 cmlik kalnlkta ambalajlanm ve her bir
agrega grubundan iki adet rnek hazrlanarak lmlenmitir.
Agregalarn kimyasal kompozisyonlar GLTA Kalite
ve Kontrol Laboratuarnda XRF cihaz ile tayin edilmitir.
2.2.2. Sva numunelerinin hazrlanmas, kalplanmas ve
krlenmesi
ncelikle sva harc bileen trlerine gre karm
oranlar hesaplanmtr. Hesaplamada;

1896

1000
=
(W/)+(WPLT/PLT)+(WAS/AS)+(WYFC/YFC)+(WLF/LF)+(W
+(WSLZ/SLZ)
+
WSU
+
VHAVA
HS/HS)+(WS/S)
(Eitlik 13)
eitlii kullanlmtr. Burada,
: imentonun zgl ktlesi, g/cm3
PLT : Perlitin etv kurusu tane younluu, g/cm3
AS : Amorf silikann etv kurusu tane younluu, g/cm3
YFC : Yksek frn crufunun etv kurusu tane younluu, g/cm3
LF: Lifin zktlesi, g/cm3
HS: Hava srkleyicinin zktlesi, g/cm3
S: Su iticinin zktlesi, g/cm3
SLZ: Kvam artrcnn zktlesi, g/cm3
W : Karma giren bileenlerin ktlesi, g
VHAVA : Karma srklenen havann hacmi, cm3tr.
Hesaplamalar tamamlandktan sonra, karm oranlarna
gre hafif agrega, imento ve su 0.5 g hassasiyetli, lif ve
polimerler ise 0.001 g hassasiyetli elektronik terazi ile tartlm
ve 5 ltlik mikserle sabit devir ve srede kartrlmtr.
Hazrlanan taze har numuneleri 40x40x160 mm prizmatik
numune kalplarna dklm, sarsma tablasnda sabit srede 60
kez sarslmak suretiyle kalplara yerletirilmitir. Yerletirme
ilemi sonras kalplar polietilen rt ierisine alnarak,
numuneler oda scaklnda 5 gn kalpta krlenmitir. 5 gn
sonrasnda kalptan karlan numuneler szdrmaz kapakl
polietilen kaplara yerletirilmek suretiyle %95 bal nem (RH)
ortamnda ve oda scaklnda 2 gn daha kr edilmitir.
Sonrasnda %65 RH ve 20Cde 21 gn krlemeye devam
edilmitir.
2.2.2. Sertlemi sva numunelerinin
zelliklerinin belirlenmesi

fiziko-mekanik

28 gnlk kr sresini tamamlayan prizmatik sva


rnekleri, hava dolaml etvde 70Cde deimez ktleye kadar

1897

kurutulmu, boyutlar 1/100 mm hassasiyetli elektronik


kumpasla llmek suretiyle hacimleri hesaplanm, 0.5 g
hassasiyetli elektronik terazi ile tartlm ve boluklu kuru birim
hacim ktleleri TS EN 1015-10 standardna uygun olarak
hesaplanmtr.
Birim hacim ktleleri belirlenen sva rneklerinin TS
EN 1015-18 standardna uygun olarak kapiler etkiler esnasnda
su emme katsaylar (c) belirlenmitir. Balangta kuru ktleleri
belirlenmi olan sva numuneleri, yatay dzelenmi taban dz
metal bir tepsi ierisine dik olarak dizilmitir. Metal kaba,
numunelerin alt yzeylerinden 5-10 mm si temas edecek ekilde
su ilave edilmi, 10 dak ve 90 dak srelerle ktleleri tartlm ve
kapiler su emme katsaylar (c) TS EN 1015-18 standardna
uygun olarak hesaplanmtr.
Klcal su emme katsaylar belirlenen numuneler hava
dolaml etvde 70Cde deimez ktleye kadar tekrar
kurutulmutur. Sonrasnda 20 tonluk bilgisayar kontroll test
presi ile eilme ve basn dayanmlar test edilmitir. Eilme testi
TS EN 1015-11 standardna uygun olarak yaplm;
fcf = (P . L) / (d1 . d22)
(Eitlik 16)
bants kullanlarak eilme dayanmlar (fcf) hesaplanmtr.
Burada,
fcf

: Eilme dayanm, MPa

: En byk yk, N

: Mesnet silindirleri arasndaki aklk, mm

d1, d2 : Numune en kesit boyutlar, mmdir.


Eilme dayanm testi sonrasnda elde edilen iki para
zerinde basn dayanm testleri yrtlm ve TS EN 1015-11
standardna uygun olarak numunelerin basn dayanmlar (fc);
fc = P / A
(Eitlik 17)
eitlii yardmyla hesaplanmtr. Burada,
fc : Numunelerin basn dayanm, MPa
P : En byk yk, N

1898

A : Kuvvet etki eden numune yzey alandr, (1600) mm2.


3. BULGULAR
3.1. Hammaddelerin fiziksel ve kimyasal zellikleri
almada hafif sva yapmnda kullanlan perlit
agregasna, YFCna ve amorf silikaya ait fiziksel ve kimyasal
zellikler izelge 1de verilmitir.
izelge 1. Hammaddelerin Fiziksel ve Kimyasal zellikleri
Fiziksel zellikleri
Amorf
Silika
ve Gri, koyu gri, Krem, ak
kahverengi
krem

Genlemi Perlit
Renk

Beyaz,
tonlar

gri

YFC

zgl ktle (g/cm3)

2.33

2.59

2.24

Serbest nem (%, arlka)

0.5

0.5

Gevek younluk (kg/m3)

80-95

0.1
570

230

Arlka su emme (%)

111

35

94

Grnr Porozite (%)

68.78

39.64

64.88

Gerek Porozite (%)


86.89
Is iletkenlik katsays 0.05
(W/ K)
Kimyasal zellikleri

51.43
0.11

65.13
0.08

Bileenler

SiO2

73.32

42.01

92.48

Al2O3

13.86

17.34

2.60

Fe2O3

0.98

8.43

0.09

CaO

0.65

8.43

0.31

MgO

0.32

4.34

0.00

Na2O

2.72

0.32

1.08

K2O

5.74

2.51

0.04

SO3

0.005

0.99

0.09

Kzdrma Kayb

1.34

4.03

1.85

Ayrca hafif agregalarn tane boyut dalmlar da analiz


edilmitir. Perlitin ve YFCnun tane boyut dalmlar izelge 2
ve izelge 3de, amorf silikaya ait tane boyut dalm izelge
4da verilmitir.

1899

izelge 2. naat Perlitinin Tane Boyut Dalm Analizi


Elek Aral
(mm)
2
1
0.30
0.10
Pan

Elek stnde
Kalan (%)
0.00
10.49
41.28
36.42
11.81

Yml
Kalan (%)
0.00
10.49
51.78
88.19
100.00

Yml Geen
(%)
100.00
89.51
48.22
11.81
0.00

izelge 3. YFCnun Tane Boyut Dalm Analizi


Elek Aral
(mm)

Elek stnde
Kalan (%)

Yml
Kalan (%)

Yml
Geen (%)

2
1
0.50
0.30
0.10
Pan

0.05
8.33
21.21
23.97
34.30
12.14

0.05
8.58
29.59
53.56
87.86
100

99.95
91.62
70.41
46.44
12.14
0.00

izelge 4. Amorf Silika Tane Boyut Dalm Analizi


Boy
t
1.00

% st
(H i
91.87

2.00

81.34

3.00

73.98

4.00

66.98

5.00
10.0
0
15.0

60.41

38.06
28.03

(Mikronize) Amorf Silika


% st
Boy
% st
(H i
t
(H i
75.0
23.12
16.82
0
0
25.0
90.0
20.33
16.55
0
0
30.0
125.
18.65
15.41
0
0
35.0
150.
17.66
14.68
0
0
40.0
200.
17.13
13.82
0
0
45.0
300.
16.89
13.56
0
0
60.0
400.
16.84
13.49
0
0
Boy
t
20.0

Boy
t
500.
0
600.
0
700.
0
800.
0
D10
D50
D90

% st
(H i
13.23
12.72
10.85
6.54
1.13 m
6.86 m
728.76

almada balayc olarak kullanlan imentonun


fiziksel, kimyasal ve mekanik zellikleri izelge 5de
verilmitir.
izelge 5. imentonun zellikleri
Kimyasal Bileenler (%)

Fiziksel zellikler

SiO2

20.52

Hacimsel Genleme (mm)

Al2O3

4.00

ncelik (90)

Fe2O3

3.45

ncelik (200)

CaO

64.28

zgl Yzey Alan (cm2/g)

1900

1
0.1
1.1
3340

MgO

1.63

Priz Balangc (dak.)

185

SO3

2.53

Priz Sonu (dak.)

240
3

Na20+K2O

1.35

zgl Arlk (g/cm )

3.12

B2 0 3

0.00

Eilme Dayanm (2 gnlk)

4.5

CaO (Free)

1.81

Eilme Dayanm (7 gnlk)

5.8

L.O.I.

2.72

Eilme Dayanm (28 gnlk)

7.2

Basn Dayanm (2 gnlk)

11.7

C3 S

Basn Dayanm (7 gnlk)

39.3

C2 S

66.23

Basn Dayanm (28 gnlk)

51.0

C3 A

7.86

Dier zellikler

C4AF

14.01

Cl-

Klinker Faz (%)

0.000

3.2. Karm ve sertlemi numunelere ait bulgular


Is yaltm svalar iin 9 ana numune grubu
hazrlanmtr. Bir numune takm (3 adet prizma) iin sva
gruplarna ait karm bilgileri izelge 6da verilmitir.
izelge 6. Yaltm Sva Gruplarna Ait Karm Bilgileri
N. Kodu
I
II
III
IV
V
VI
VII
VIII
IX

imento
(g)

Perlit
(g)

Cruf
(g)

Amorf Silika Lif


(g)
(g)

Lifsiz

290

160

Lifli

290

160

25

30

Lifsiz

320

145

Lifli

320

145

25

30

Lifsiz

260

195

Lifli

260

195

25

30

Lifsiz

290

120

43

Lifli

290

120

43

25

30

Lifsiz

320

109

62

Lifli

320

109

62

25

30

Lifsiz

260

147

83

Lifli

260

147

83

25

30

Lifsiz

290

160

0
30

Lifli

290

160

25

Lifsiz

320

145

Lifli

320

145

25

30

Lifsiz

260

195

Lifli

260

195

25

30

1901

izelge 6da verilen karm miktarlarna su dahil


edilmemitir. Karmda efektif karm suyu oran, toplam kat
malzeme miktarna eittir. Efektif karm suyuna, kullanlan
hafif agregalarn su emme oranlar dahil deildir.
Taze har hazrlama ncesinde toz haldeki sva
malzemelerinin gevek yn younluklar, 28 gnlk priz
sresini tamamlayarak etv kurusu duruma getirilen prizma
numunelerinin kuru ktleleri ve klcal su emme deney sonular
izelge 7de verilmitir.
izelge 7. Sva Bileenlerinin Gevek Yn Younluklar, Kuru
Birim Hacim Arlklar ve Su Emme Katsays Deerleri
Gevek Yn
Younluu
(kg/m3)

Kuru Birim Hacim Arlk


(kg/m3)

Su Emme
Katsays
C
(kg/m2dak0,5)

I-Lifli

236.3

355.6

0.075

I- Lifsiz

212.2

596.0

0.055

II- Lifli

278.3

360.0

0.051

II- Lifsiz

263.6

303.1

0.065

III- Lifli

202.0

256.5

0.022

III- Lifsiz

196.3

259.5

0.048

IV- Lifli

311.7

409.5

0.082

IV- Lifsiz

308.2

459.3

0.059

V- Lifli

368.1

540.4

0.050

V- Lifsiz

302.6

400.7

0.059

VI- Lifli

297.7

391.1

0.151

VI- Lifsiz

289.8

409.2

0.039

VII- Lifli

288.2

387.1

0.014

VII- Lifsiz

278.4

368.3

0.028

VIII- Lifli

311.8

433.2

0.019

VIII- Lifsiz

304.6

476.5

0.022

IX- Lifli

231.6

286.7

0.036

IX- Lifsiz

220.3

315

0.040

Numune
No

1902

ekil 1. Sva Numunelerinin Elektronik Terazide Tartm ve


Klcal Su Emme Deneyi
Prizmatik sva numunelerinin eilme dayanm ve basn
dayanm deney sonular izelge 8de verilmitir.
izelge 8. Sva Numunelerinin Eilme ve Basn Dayanmlar
Numune
No
I-Lifli
I- Lifsiz
II- Lifli
II- Lifsiz
III- Lifli
III- Lifsiz
IV- Lifli
IV- Lifsiz
V- Lifli
V- Lifsiz
VI- Lifli
VI- Lifsiz
VII- Lifli
VII- Lifsiz
VIII- Lifli
VIII- Lifsiz
IX- Lifli
IX- Lifsiz

Eilme
Dayanm Rf
(N(mm2)
0.36
0.80
0.40
0.43
0.24
0.19
0.55
0.66
1.21
0.35
0.44
0.45
0.72
0.32
1.24
0.75
0.19
0.43

1903

Basn Dayanm
Rc (N/mm2)
1.02
3.18
0.91
0.46
0.42
0.50
1.10
1.78
2.28
1.02
0.95
1.19
1.18
1.33
1.37
1.78
0.75
0.73

ekil 3. Eilme ve Basn Dayanm Deneyinden Grnm


Prizmatik sva numunelerinin s iletkenlik katsaylar,
ISO 22007-2:2008 standardna gre TPS 500 cihaz ile llm,
deney sonular izelge 9da verilmitir.
izelge 9. Prizmatik Sva Numunelerinin Is letkenlik
Katsaylar
Numune
No

Birim Hacim
Ktle
(kg/m3)

Is letkenlik
Katsays ( kuru)
(W/mK)

I-LFL

355.6

0.1372

I-LFSZ

596.0

0.1428

II-LFL

360.0

0.1220

II-LFSZ

303.1

0.1154

III-LFL

256.5

0.1108

III-LFSZ

259.6

0.1116

IV-LFL

409.5

0.1431

IV-LFSZ

459.3

0.2306

V-LFL

540.4

0.1611

V-LFSZ

400.7

0.1410

VI-LFL

391.1

0.1227

VI-LFSZ

409.2

0.1246

VII-LFL

387.1

0.1257

VII-LFSZ

368.3

0.1214

VIII-LFL

433.2

0.1326

VIII-LFSZ

476.5

0.1326

IX-LFL

286.7

0.1322

IX-LFSZ

315.0

0.1084

1904

izelge 10. TS EN 998 de Belirtilen Sertlemi Svalarn


Snflandrlmas
zellikler
28 gnlk basn dayanm

Klcal (kapiler) su emme


Isl letkenlik

Snflar
CS I
CS II
CS III
CS IV
W0
W1
W2
T1
T2

Deerler
0.4-2.5 N/mm2
1.5-5.0 N/mm2
3.5-7.5 N/mm2
> 6 N/mm2
Belirlenmi deer yoktur
c < 0.40 kg/m2.min0.5
c < 0.20 kg/m2.min0.5
< 0.10 W/m.K
< 0.20 W/m.K

3.3. Is Yaltm Deerleri


Enerji kayb hesaplarnda tip duvar kesiti seilmitir.
lk olarak, yalnzca geleneksel sva, ikinci olarak 3 cm kalnlkta
EPS ve nc olarak da alma kapsamnda elde edilen IIILifsiz numune uygulanm d duvar kesitleri dikkate alnmtr.
Yalnzca geleneksel sva uygulanm duvar kesiti ekil 3de,
enerji kayb hesab ise izelge 11de verilmitir. D duvarlarn
tamamnda toplam kesit kalnl 28 cm seilmitir (19 cm yatay
delikli tula ve ite 0.5 cm al uygulamas). EPS ve III-Lifsiz
numune uygulanm duvar kesitleri iin de yalnzca geleneksel
sva uygulanm duvar iin yaplan enerji kayb hesaplamalar
yaplmtr.
nce sva / Kaba sva / Yatay Delikli Tula Duvar/ Kaba sva
/ Al sva (28 cm)

1905

ekil 4. Geleneksel Sva Uygulanm Duvar Kesiti


izelge 11. Geleneksel Sval Duvarn Enerji Kayb Hesab
Yap
Elem.
Kaln
l
d (m)

Isl
letk.
Hesap
Deeri
h
(W/mK
)

0.025

1.00

0.190

0.32

0.000

0.04

0.060

1.00

0.005

0,70

Kesitteki Yap
Bileenleri
1/l
1*
Sva
2*
Duva Y.D.Tu
la 3*
r
Yze Is Y.
yleri Mal 4*
Sva
2*
Al
5*
1/d
1*
Topl
am
Td = 0C (273
K)

d/
1/
m2K
/W
0.13
0
0.02
5
0.59
3
0.00
0
0.06
0
0.00
7
0.04
0
0.85
5

T = 22 C (295
K)

Isl
Geir
.
Katsa
ys
U
(W/m
2
K)

1.17

Is
Kaybedilen
Yzey

Is Kayb
AXU

A (m2)

W/K

1.00

1.17

T = 22 K

Enerji Kayb (P= A x U x T) (W/m )


2

1* Yzeysel s iletim direnci (i, d)


2* imento ve kire balaycl sva

1906

25.70

3*Yatay Delikli Tula (19x19x13.5 cm)


4* Is Yaltm Malzemesi

tip d duvara gre hesaplanan sl geirgenlik


katsays, enerji kayb ve geleneksel sval duvara gre salanan
tasarruf deerleri hesaplanm izelge 12de verilmitir.
izelge 12. Duvar Kesitlerinin Enerji Kayb Deerleri Ve
Geleneksel Sval Duvarlara Gre Salanan Tasarruf Oranlar
Enerji Kayb

Tasarruf (%)

1.17

25.70

EPS Mantolamal

1.58

13.96

46

III-Lifsiz Sval

1.54

14.25

45

Malzeme Tr Isl Geir. Katsays


Geleneksel sval

izelge 12de grld gibi, III-Lifsiz numune uygulanan


duvar kesitinin sl geirgenlik direnci, 3 cm EPS uygulanm
olana olduka yakndr. EPS'nin yangn dayanmnn olmamas,
ithal bir malzeme olmas ve uygulama zorluklar gz nne
alndnda, benzer uygulama koullar iin, aratrma
kapsamnda retilen sva malzemesinin ok avantajl olduunu
sylemek mmkndr.
4. SONULAR
alma sonunda elde edilen sonular zetle aada
deerlendirilmitir:
I-Lifsiz sembol ile gsterilen rnek hari, proje
kapsamnda elde edilen sva rneklerinin tamamnn kuru birim
hacim arlklar 500 kg/m3 deerinin altndadr. Geleneksel sva
malzemelerine gre 4-5 kat hafif olmas nedeniyle, proje
kapsamnda elde edilen sva rnekleri uygulamada bina statik
ykn nemli oranda azaltacaktr.
Amorf silika mineral katks, retilen sva
rneklerinin nemli bir ksmnda birim hacim ktle deerlerini
artrmadan basn ve eilme dayanmlarnda greceli bir
iyileme salarken, s iletkenlik katsaylarn da nispeten
iyiletirmitir. Ayrca bu katknn ya harcn aderansn artrarak
uygulamada kolaylk salad gzlenmitir. Lif kullanmnn ise

1907

zellikle hacimsel bzlmeleri nemli olarak azaltt ve harcn


ilenebilirliini iyiletirdii gzlenmitir.
Sva rnekleri 28 gnlk basn dayanmlarna gre
deerlendirildiinde, I Lifsiz, IV-Lifli, V-Lifli ve VIII-Lifsiz
rnekleri TS EN 998-1 de belirtilen CS II (1.5-5.0 N/mm2), dier
sva rneklerinin tamam ise CS I dayanm snf koullarn (0.42.5 N/mm2) salamaktadr.

Klcal
su
emme
katsays
(c)
verileri
deerlendirildiinde, TS EN 998-1 de belirtilen W2 snf
koullarn (< 0.2 kg/mdak0.5) tm sva rnekleri
salamaktadr.
TS EN 998-1 standardnda s yaltm salayan harlar
T sembol ile ifade edilmekte olup T1 grubu harlarn <
0.1 W/mK, T2 grubu harlarn ise < 0.2 W/mK koulunu
salamas gereklilii belirtilmektedir. IV-Lifsiz grubu
hari, tm sva rneklerinin s iletkenlik katsays (k)
deerleri TS EN 998-1 de belirtilen T2 snf koullar
salamaktadr.
Ayn duvar kalnlnda 3 cmlik EPS ile d
mantolamann yapt enerji s yaltm grevi Perlitli sva
ile salanmtr.
almada retilen 18 farkl s yaltm svas
karmndan 17 adedi TS EN 998-1 standardnda belirtilen
zellikleri salayarak, aratrma sonucunda endstriyel olarak
retilebilir ve uygulanabilir rnler elde edildii ortaya
konulmutur. Bu svalarn kullanlmas ile birlikte enerji
kayplar nlenmi olacak ve ithal malzemelere gerek
duyulmakszn, geleneksel svaya gre % 45 enerji tasarrufu
salanm olacaktr. Bylelikle, tamamen yerli kaynaklarmza
dayal perlit agregas kullanlarak retilen svalarn yaplarda
uygulanmas ile enerji verimlilii elde edilmi, salanan enerji
tasarrufu ile evre kirliliinin azaltlmasna nemli bir katk
salanm olacaktr.

1908

KAYNAKLAR
ANWAR HOSSAIN, K.M. (2004). "Properties of Volcanic
Pumice Based Cement and Lightweight Concrete",
Cement and Concrete Research, 34: 283-291.
AKAR, R. (2010). D cephe s yaltm sistemlerindeki yzey
Scaklnn yaltm levhalar birleim Dzleminde
meydana gelen sva atlaklar Oluumuna etkisi,
Kocaeli niversitesi, Fen Bilimleri Enstits.
BABU, D.S., BABU, K.G. and WEE, T.H. (2005). "Properties of
Lightweight Expanded Polystyrene Aggregate
Concretes Containing Fly Ash", Cement and Concrete
Research 35: 1218-1223.
BREESE, RICHARD O.Y. and BARKER, JAMES M. (1994).
Perlite Industrial Minerals and Rocks, Society for
Mining, Metallurgy, and Exploration, Inc., Littleton,
Colorado.
BOLEN, P.W. (2000). Mineral Commodity Summaries Annuel,
USGS
CHANDRA, S. and BERNTSSON, L. (2003). Lightweight
Aggregate Concrete. Noyes Publications. U.S.A
OLAKOLU, A. (2004). Binalarda Is Yaltml D Sva
Yaplabilirliinin Aratrlmas, Yksek Lisans Tezi,
Sleyman Demirel niversitesi, Fen Bilimleri
Enstits, Isparta.
GKE, H.S. (2010). Hafif Beton retiminde Ham ve
Genletirilmi
Perlitin
Kullanlabilirliinin
Aratrlmas, Yksek Lisans Tezi, Gazi niversitesi,
Fen Bilimleri Enstits, Ankara.
ISO 22007-2:2008 Plastics - Determination of Thermal
Conductivity And Thermal Diffusivity - Part 2:
Transient Plane Heat Source (Hot Disc) Method.
MOBBS, P. M. (2004). The Mineral Industry of Turkey, U.S.
Geological Survey Minerals Yearbook.
ULUSU, . (2007). Ham Perlit Agregas Kullanlarak Yksek
Dayanml Hafif Beton retilebilirliinin Aratrlmas,

1909

Doktora Tezi, Atatrk niversitesi, Fen Bilimleri


Enstits, Erzurum.
TS 699. (2009). Doal Yap Talar - nceleme ve Laboratuar
Deney Yntemleri, TSE, Ankara.
TS EN 933-1. (2012). Agregalarn Geometrik zellikleri in
Deneyler Blm 1: Tane bykl dalm tayiniEleme metodu, TSE, Ankara.
TS EN 998. 2011. Kgir Harc - zellikler - Blm 1: Kaba ve
nce Sva Harc, TSE, Ankara.
TS EN 1015-10. (2001). Kgir Harc-Deney Metotlar- Blm
10: Sertlemi Harcn Boluklu Kuru Birim Hacim
Ktlesinin Tayini, TSE, Ankara.
TS EN 1015-11. (2000). Kagir Harc - Deney Metotlar - Blm
11: Sertlemi Harcn Basn ve Eilme Dayanmnn
Tayini, TSE, Ankara.
TS EN 1015-18. (2004). Kgir harc - Deney metotlar - Blm
18: Sertlemi Harcn Kapiler Etkiler Esnasnda Su
Emme Katsaysnn Tayini, TSE, Ankara.
TS EN 1097-3. (1999). Agregalarn fiziksel ve mekanik
zellikleri iin deneyler blm 3: Gevek Yn
Younluunun ve Boluk Hacminin Tayini, TSE,
Ankara.
TS EN 1097-6. (2002). Agregalarn Mekanik ve Fiziksel
zellikleri iin Deneyler Blm 6: Tane Younluu ve
Su Emme Orannn Tayini, TSE, Ankara.

1910

IV. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Hasan Yayl
Sustainable Development And Renewable Energy Systems For
Green World
Ar. Gr. Yunus Emre Yksel
Do. Dr. Murat ztrk
Tarihi Kent Merkezlerinde Btnleik Koruma; Afyonkarahisar
Kentsel Sit Alan rnei
R. Gr. Zbeyde Betl zsoy
Do. Dr. Duygu Gke
Trkiyede Rzgr Enerji Santrallerinin Tarihi Geliimi Ve
Peyzaj Mimarl Asndan rdelenmesi
Yrd. Do. Dr. Ulvi Erhan Erol
Ar. Gr. Ayen oban
Re-Investigating Renewable Energy Consumption And Growth
n Selected Eurasia Countries
Yrd. Do. Dr. Mehmet mert
Ar. Gr. Hakan Bozda

1911

1912

SUSTAINABLE DEVELOPMENT AND RENEWABLE


ENERGY SYSTEMS FOR GREEN WORLD
Res. Asst. Yunus Emre YUKSEL
Assoc. Prof. Dr. Murat OZTURK
ABSTRACT
The current means of generation and utilization of fuel
sources are not suitable. The increased availability of dependable
and effective energy production systems supports new
development alternatives. Integrated energy systems as a
sustainable energy production present a diverse nature and cover
a large number of outputs such as electricity, cooling and heating
applications, hydrogen, chemical reactions, and energy
conversion. The renewable energy technologies play a more
crucial role for the developed and under-developed countries and
regions. The role of renewable energy resources in developing
countries like Turkey has increased considerably over the last
decade. Emissions of carbon dioxide and carbon monoxide from
production and use of fossil fuels, such as coal, natural gas and
oil, have undeniably been the main cause of global environmental
degradation expressed as climate change and resources depletion.
Additionally, fossil sources are not infinitive. All these negative
factors necessitate a shift to a more sustainable energy system. It
is clearly seen that there is no single solution to our future energy
needs, particularly if the move towards reduced carbon
economies continues for green world. Technological
improvements are so advanced that the integrated renewable
energy technology can be conveniently substituted for
commercial energy sources. In this paper, the potential and policy
of such integrated energy production systems in the portable and
stationary power production market for sustainable development
are investigated for the cleaner and friendly energy technologies.
Understanding sustainable development as a multi-dimensional
approach that involves economic, social and environmental
dimensions inter-related in an institutional framework. There is a
great need for assessing sustainability or sustainable

Afyon Kocatepe University Edu. Fac., yeyuksel@aku.edu.tr.


Suleyman Demirel University Tech. Fac., muratozturk@aku.edu.tr

1913

development, in particular for assessing the sustainability of


energy systems and energy projects. Also, this paper sets up the
hypothesis that renewable energies can be used sustainably,
justified by the fact that renewable energies were used for
centuries without serious damage to the environment.
Key Words: Sustainable Development, Renewable
Energy, Green World, Economic Development, Greenhouse
Gases.
1. INTRODUCTION
Global energy demand is increasing due to rising
population, high life standards and technologic developments in
developed and developing countries. For the global scale,
approximately 42% of the total world annual energy
consumption is responsible for buildings. A large amount of the
energy consumption for residential is consists of lighting, heating
and cooking purposes (Isaac and van Vuuren, 2009). Also, the
highly increase in the industrial and economic development, and
human population for development and under development
countries have serious containments for the surroundings,
because energy production and utilization systems are generally
polluting and harmful to the environment and ecosystem (Weiss
et al, 2010).
Clean and cheap energy sources are one of the important
topics for economic and social development for societies.
Increased fossil energy consumption in manufacturing and
standards of living in the growing population causes some
problems, especially greenhouse gas emissions, land, water and
oil usage. Establishing control over these pollutant factors
requires increased renewable energy technologies and efficiency
in energy production, transmission, distribution and consumption
(Roseland, 2000). Finding alternatives to ensure needed energy
along with consideration of environmental aspects raises the
importance of energy sustainability (Henderson et al., 2002).
Local energy sources, policies and regulations become important
in order to enhance energy supply and consume efficiency in
conjunction with economic development.

1914

In nowadays, renewable and sustainable make a vital


meaning in the future energy generation, because the results of
over exploiting current energy resources are becoming a disaster
(Dincer and Rosen, 2013). Therefore, the present work is to
investigate the renewable energy technology based integrated
systems for green world, because renewable energy technology
can balance the carbon dioxide and does not add additional CO2
into the atmosphere.
2.
CONVENTIONAL
POLLUTION

POWER

SYSTEMS

AND

Conventional power systems are generally supported by


fossil energy sources such as coal, natural gas and coal. When
fossil energy sources are burnt, they release greenhouse gases,
which trap heat in the atmosphere and also cause global warming
and air pollution. Development and under development countries
have the large emission levels, and must shoulder the greatest
responsibility for global warming. Nowadays, climatic change is
real, and their negative effects on the world can be seen and
understood several methods. Greenhouse gases produced by
human activities are significantly contributing to it (Freris and
Infield, 2008). But, efforts to manage greenhouse emissions have
serious and negative consequences for economic growth,
employment, investment, trade and the standard of living of
individuals everywhere. Power production from the renewable
energy technologies should be definition as the environmental
green product.
3. RENEWABLE ENERGY TECHNOLOGIES
3.1 Photovoltaic (PV) power system
Photovoltaic cells are produced from semiconductor
materials by different ways and configured in various forms, and
these nano-technologic materials are used to convert the solar
radiation reaching them from the sun into electricity. PV system
was produced initially in the latter part of the 1950s, they were
originally used as a power source for satellites. Improvements for
PV production were made by the 1970s, resulting in the reduction
of costs and the subsequent use of PV cells for the critical power

1915

needs of remote applications, such as telecommunications and


navigation equipment. The energy crisis of the 1970s also
spurred activity in the use of the solar PV systems for both on
and off-grid residential and commercial activities. The PV cells
are the smallest unit of a solar PV system. Several PV cells
connected in series and/or parallel circuits make up a PV module.
Several modules together make up a PV panel and the largest
configuration consists of several panel connected, to make up a
PV array. A complete PV system consists of supporting pieces of
equipment to be able to convert, store and distribute the
electricity produced, such as a DC-AC inverter, batteries surge
protection, wiring and backup power sources. PV systems are
categorized as either individual off-grid systems or utility
interconnected on-grid systems.
3.2 Wind energy
The power of the wind has been used by many cultures
for ages, but in the form as mechanical energy for pumping water
and milling grain. The shift from converting the power of wind
into electricity began in the US in 1888 with the development of
a 12 kW wind mill with a direct current output. The trend of using
small scale stand-alone wind turbines continued until the first
alternative current (AC) wind turbine was built in the 1930s in
the US (IEA, 2003). The wind power industry has continued to
grow since then, reaching multi-megawatt, multi-turbine wind
farms. The operational stage of wind turbines for power
production generates no harmful air emissions. The highest wind
energy ability, as annual hours of full capacity operation or
annual energy production per installed capacity is usually
observed in coastal regions due to land sea effects or
mountainous regions due to stronger winds at higher altitudes.
3.3 Biomass energy
Biomass energy is the section of feedstock that contains
organic materials that have been involved in the growing cycle.
Also, biomass energy contains both plants specially grown as
energy crops and wastes (agriculture, food, wood, etc.).
Although, biomass sources release carbon dioxide when used to
create energy in any combustion system, it also sequesters the
carbon dioxide in the environment during its growth. Biomass
sources are assumed as a good near-term solution for production

1916

renewable energy, in terms of low cost. Clean energy production


methods for biomass sources are gasification and pyrolysis
methods. The biomass sources used in the gasification process
should generally have a moisture content of 5 to 35%.
Gasification methods should be divided two gasification
procedures such as the indirectly-heated and directly-heated
gasification. In both these gasification processes, the solid
biomass sources are gasified, cleaned up, reformed in the
catalytic steam reforming unit, increased in quantity in the high
and low temperature shift reactors and finally purified in the PSA
(Pressure Swing Adsorption) unit. Biomass sources can also be
used in the pyrolysis method. The biomass feedstock is first
prepared into biomass-water slurry and then sent through the
pyrolysis reactor under pressure and high heat, decomposing the
biomass into hydrogen, methane, carbon dioxide, carbon
monoxide and nitrogen. This mixture gases is then sent to a
water-gas shift reactor to increase the hydrogen content, followed
by burning in the combustor.
3.4 Hydroelectric power systems
Nowadays, hydroelectric power systems are considered
as the most important renewable energy sources for producing
the electricity, because the energy produced by these systems
hold some superiority to the energy produced by fossil energies.
One of the most vital merits is their reduction of air pollution and
low cost. Hydroelectric power system consists of the various subsystems as dam (concrete or dike) turbines, gate, baffle reservoir,
penstock and equipment for producing and distributing water.
Penstock sub-system of the hydroelectric power system
components has an essential value. Approximately 32% of the
hydroelectric power system dam cost is allocated to penstock, so
the optimization investigation is necessary for this sub-system.
On the contrary, there are some environmental impacts of
hydroelectric power systems that have to be considered such as
land use, wildlife impacts and life-cycle global warming
emissions.
3.5 Geothermal energy
Geothermal energy is renewable heat energy gained
from hot magma and destroyed radioactive materials existent
within the deep earth. This energy is indeed the heat caused by

1917

magma and radioactive decay of minerals, which is conducted to


underground water resources and makes hot water or hot steam.
The reservoirs of such energy are discovered in locations with
certain geological circumstances including active sub-ducting
regions where volcanoes exist and quake is prolific (Porkhiyal et
al., 2003). The geothermal energy sources should be investigated
into 3 categorizes; weak temperature areas (< 70 C), medium
temperature areas (70150 C), and higher temperature areas
(>170 C). Nowadays, realization of inner earth thermal energy
is made possible in the shape of hot water and steam. The steam
existing in the subterranean water tables after reaching the earth
surface can operate generating turbines of power generators
energy. Heating of layers bearing hot lava and conveyance of
their heat to subterranean water reserves or permeated water from
the surface will result in heating of such waters. On the next
stage, these hot water reserves pop up directly through faults or
plenty of closely related cracks which are called conveyance fault
in the form of natural springs or hot steam at times in high
reservoir pressures like plume or foam roll at the surface used
through drilling of geo-thermally explored wells.
3.6 Hydrogen energy systems
Hydrogen, although abundant on earth as an element, is
not found freely in nature. Also, hydrogen is bound to other
atoms with chemical forms in water or organic material and
requires extra energy to separate it for using in the fuel cell
configurations. Therefore, hydrogen is only considered as an
energy carrier instead of a primary energy sources. Hydrogen is
generated in liquid or gaseous form, and should be utilized in
every aspect of the energy systems, such as the transportation,
electric power sector, thermal energy and even portable devices
sectors. Hydrogen should be generated from both fossil and
renewable energy sources via different technologies. Although,
hydrogen economy has the many advances, the hydrogen energy
systems and related technologies are still new, relative to current
fossil energy based technologies. Therefore, there are still
fundamental problems that need to be considered and improved.
These problems contain production step (feedstock and energy
resources requirements, location of the production system, and
environmental impacts), storage step (gas, liquid or solid form),
transmission and distribution step (pipelines, rail and trucks) and

1918

safety step (developing suitable global standards for separately


production, storage and distribution). The U.S. Department of
Energy (DOE), is summarized the wide range of hydrogen
production options, as given in Table 1 (USDOE, 2004).
Table 1: Hydrogen Production Options [adapted from (USDOE,
2004)]
Raw
feedstock
Fossil fuels:
oal

N
atural gas
il

Bio-fuels:
- Biomass
- Biogas

Waste
material

Proces
sed
feedsto
ck
Syngas
Gasoli
ne
Diesel
Fuel
Metha
nol
Ammo
nia
-Direct
use of
raw
stock
Ethano
l
Metha
nol
Biodie
sel
Sugars
- Direct
use of
raw
feedsto
ck

Production
processes

Process
energy
sources

Thermal:
- Reforming
Steam
reforming
Partial
oxidation
Gasification
- Pyrolysis

Therm
al:
- Fossil
Renewa
ble
Nuclear

Electroche
mical:
Electrolysis
Photoelectrolysis
Biological:
Photobiological
-Aerobic
fermentation
-Anaerobic
fermentation

- Direct
use of
raw

1919

Electric
ity:
- Fossil
Renewa
ble
Nuclear
Photoly
tic:
-Solar

Producti
on
strategie
s
Distribu
ted:
- Fueling
stations
Individu
al
buildings
Onboard
Semidistribut
ed
- Market
centered
Central:
Resource
s
centered

Deliver
y
options
Hydrog
en:
- Gas:
Pipeline
- Rail
Barge
Truck
-Tube
trailer
Liquid:
Truck
- Rail
Barge
Hydrid
es
- Other
(e.g.,
carbon
nanotu
bes)
Other
Gaseou
s
Carrier
s:
Natural
gas
Ammon
ia

feedsto
ck
Water

Liquid
Carrier
s:
Ethanol
Methan
ol
- Other
organic
liquids

- Direct
use of
raw
feedsto
ck

4. RENEWABLE
DEVELOPMENT

ENERGY

AND

SUSTAINABLE

The concept of a sustainable development is mentioned


in the Brundtland-Bericht in 1987: Making sustainable
development means that the present generation meets its needs
without compromising the ability of future generations to meet
their needs (WCED, 1987). But earths resources are limited and
the demand and accordingly prices of non-renewable resources
as aluminum, copper, iron and petrol increase considerably
(Seliger, 2008). Efficient utilization of energy resources has
become an ultimate goal for the future energy strategy. For
instance, if some manufacturers can reduce their energy
consumption in some processes more than others that increase
their energy use, energy efficiency can be improved in the whole
value creation network
Global pollutions are the main reasons for
environmental concerns, thus shifting the attention of
governments and societies toward the relationship between
energy and sustainability of the environment. Developing
sustainable societies requires significant attention to
manipulating energy resources in a well-developed, high
efficient way. Thus attaining sustainable development requires
that sustainable energy resources be used. Sustainability has
become an interest to societies since the 1980s, and the attention
toward developing methods to achieve sustainability has grown
accordingly. Experimental, analytical, and case studies of energy
systems were performed based on sustainability development
indices. Many suggest that in order to have a sustainable future,

1920

the use of fossil fuels should be limited and be substituted by


renewable energies.
Sustainable energy improvement as a design for
equitable, efficient, environmentally sound use of energy
requires an integrated approach of economic, ecological, and
socio-political views. Consequently, a sustainable energy system
design involves a multi-criteria analysis including economics,
ecology, and socio-political viewpoints. Approach of the
sustainable energy technologies can be defined from the three
perspectives of sustainability. The economic guideline of
performance and protection of the natural sources gives that
sustainable energy technologies should be efficient and
renewable energy based. The ecological guideline involves the
diversified and decentralized energy production systems and
social cost based energy prices that include environmental
impacts. The social guideline requires that a sustainable energy
system should be equity-based and service-oriented.
Renewable energy systems present important
advantages with respect to environmental pollution and human
health. Also, non-combustion based renewable energy systems
have the potential to significantly decrease regional and global
air pollution and lower related health impacts compared to fossil
energy based power production. Sustainable development for the
countries should be considered by using economic, social,
environmental and green energy contents. Energy has become
one of the most critical areas for government policy. There are
some important targets for sustainable development, such as i-)
social and economic improvements, ii-) efficiently use of energy
and material sources, iii-) energy security for countries, iv-)
climate change decrease, and v-) the reduction of negative effects
of environmental and health.
Renewable energy technologies have various
advantages in the frame of our current energy framework: they
are inexhaustible, green, enabling a distributed power generation
near the consumption sites and thus minimizing the energy
transport losses and costs. Renewable energy systems can help
with developing sustainability, and will have a better
performance if integrated with another energy sources and
storage systems to address their temporal behavior. As discussed
above, wind, solar, and biomass energy have greater potential

1921

due to their local availability and recent technology


improvements. Utilizing renewable energy decreases the level of
greenhouse gas emission and dependency on fossil fuels, both of
which are major indices of sustainability.
5. CONCLUSIONS
The demand on fossil fuel is increasing due to the
increases of population growth rates and higher fuel prices. This
increasing energy demand has important negative effect on the
todays energy infrastructure and global warming by greenhouse
gas emissions such as CO, CO2, SO2 and NOx. Achieving
solutions to environmental and technical problems for energy
demand that the world will face in the future need long-term
possible forces for sustainable development. Therefore, finding
alternative clean and renewable source of energy is one of the
most substantial needs nowadays. In this regards, renewable
energy resources appear to be the one of the most efficient and
effective solutions since the intimate relationship between
renewable energy and sustainable development. Renewable
energy technology applications and efficiently use of
conventional energy sources should be more sustainable for the
today and future energy demand. Energy efficiency view point is
associated to the provision of the desired living conditions while
consuming the minimum energy sources. The purpose of this
paper has been to demonstrate the importance of including
integrated energy system components and sustainability.
However, pilot studies for the integrated energy production
systems more effective, because the integrated systems are
environmentally friendly technologies.
Sustainable developments and energy strategies are the
strategic goals for modern societies reflecting modern demands
for global development. This concept is principal importance for
the world to attend this global action and support future strategies
in the social and economic development based on the sustainable
development efforts. The renewable energy vision in this respect
has the most important role for the sustainable development
concepts. Reaches to purchasable and reliable energy sources,
drawn from environmentally agreeable sources of supply, are
very significant properties for sustainable developments.

1922

LITERATURES
DINCER, I. and ROSEN, M. (2013). Exergy: Energy,
Enviroment and Sustainable Development, Second
Edition, Elsevier, Oxford.
FRERIS, L. and INFIELD, D. (2008). Renewable Energy in
Power Systems, Wiley.
HENDERSON, J., DICKEN, P., HESS, M., COE, N. and
YEUNG, H.W.C. (2002). Global Production Networks
and the Analysis of Economic Development, Review
of International Political Economy, 9(3): 436464.
IEA (International Energy Agency) (2003). Renewables for
Power Generation: Status and Prospects. Paris, France.
ISAAC, M. and VAN VUUREN, D. (2009). Modeling Global
Residential Sector Energy Demand for Heating and Air
Conditioning in the Context of Climate Change,
Energy Policy, 37: 507521.
PORKHIYAL, S., ABDOLMOHAMMADI, A. and
KAHROBAIYAN, A. (2003). Geothermal Energy,
Ministry of Power, Tehran, Iran.
ROSELAND,
M.
(2000).
Sustainable
Community
Development: Integrating Environmental, Economic
and Social Objectives, Progress in Planning 54: 73
132.
SELIGER, G. (2008). Value Creation Nets, Proceedings of the
6th Global Conference on Sustainable Product
Development and Life Cycle Engineering, Pusan,
Korea.
USDOE (U.S. Department of Energy) (2004). Hydrogen posture
plan: An integrated research, development, and
demonstration plan. Washington, D.C., U.S.
Department of Energy.
WEISS, M., JUNGINGER, M., PATEL, M.K. and BLOK, K.
(2010). A Review of Experience Curve Analyses for
Energy Demand Technologies, Technological
Forecasting & Social Change, 77: 411428.

1923

World Commission on Environment and Development (WCED)


(1987). Our Common Future, Oxford University Press,
Oxford, UK.

1924

TARH KENT MERKEZLERNDE BTNLEK


KORUMA; AFYONKARAHSAR KENTSEL ST ALANI
RNE
r. Gr. Zbeyde Betl ZSOY
Do. Dr. Duygu GKCE
ZET
Bir kentin tarihi merkezi o kentin gemiteki
yaantsn, sosyal ve ekonomik yapsn, yaam felsefesini,
kltrel birikimini bugnlere aktaran en nemli vurgu noktasdr.
Fakat bu alanlar bulunduklar yerleimde yeni yaplamalar
iinde ikinci plana itilmeleri halinde, alglanmalar zorlamakta,
kent iinde pasif hale gelmektedirler. Hlbuki tarihi merkezler,
korumac bir yaklamla gelitirilerek, kentli tarafndan etkin
kullanm salanarak, gelecek kuaklara aktarlmas gereken en
nemli kltr varlklardr. Bunun iin tarihi dokularn; sadece
koruma, saklama yerine korunacak alanlar koruma deerlendirme - gelitirme kapsamnda ele alan, btnleik
koruma
yaklam
erevesinde
deerlendirilmesi
gerekmektedir.
Bildiride; lkemizdeki tarihi kent merkezlerinde
yaanan koruma ve planlama sorunlar deerlendirilerek,
btnleik koruma kapsamnda tartlmtr. Alansal bir btn
olarak gnmze kadar ulamay baarm, farkl dnemlerin
mimari zelliklerini yanstan tarihi konut ve ar dokusuna sahip
olan, Afyonkarahisar Kentsel Sit Alanna ilikin yaplan koruma
ve planlama almalar ele alnmtr. Bu dorultuda da
Afyonkarahisar Kentsel Sit Alan zerinden, koruma amal imar
plan btnleik yaklamla analiz edilip neriler gelitirilmitir.
Anahtar Kelimeler: Btnleik Koruma, Kentsel Sit,
Tarihi Kent Merkezi, Koruma Amal mar Plan,
Afyonkarahisar.

Sleyman Demirel niversitesi/Mimarlk Fakltesi/ehir ve Blge Planlama


Blm, retim Grevlisi, betulozsoy@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi/Mimarlk Fakltesi/ehir ve Blge Planlama


Blm, retim yesi, duygugokce@sdu.edu.tr

1925

INTEGRATED CONSERVATION IN HISTORICAL


CITY CENTERS; A CASE STUDY IN
AFYONKARAHSAR URBAN SITE
ABSTRACT
The historical center of a city that city's past
experiences, social and economic structure, life philosophy,
cultural knowledge transfer to today are the most important point
of emphasis. But these areas are located in new buildings in the
settlement were pushed into the second plan, are difficult to be
detected, they become passive areas in the city. Whereas the
historical centers, developing a protectionist approach, ensuring
effective use by urban, should be transferred to future generations
are the most important cultural assets. For this date tissues; only
the protection, retention areas to be protected rather than
protection - assessment - addressing the scope of development,
integrated conservation approach should be evaluated in the
context of.
In Proceedings; Join in our country, protection and
planning problems experienced in urban centers evaluated,
integrated conservation is discussed under. Spatial as a whole has
been able to reach up to the present day, reflecting the
architectural characteristics of different historical periods and
market housing having tissue, Afyonkarahisar Urban Site Area
and planning activities related to the protection is discussed. This
is in line Afyonkarahisar on Urban Site Area, protective zoning
plan has been developed integrated approach are analyzed and
recommendations.
Key Words: Integrated Conservation, Urban Site,
Historical City Centre, Conversation Development Plan,
Afyonkarahisar.
1. GR

Bu bildiri, 02.10.2013 tarihinde tamamlanan Koruma Amal mar Planlarnn


Yapm ve Uygulama Srelerinin Deerlendirilmesi; Afyonkarahisar rnei
balkl yksek lisans tezine dayanmaktadr.

1926

Kentler
insanlarn
yaama
faaliyetlerini
gerekletirdikleri alanlar olmalarnn yannda sahip olduklar
nitelikleri ile insanln tarihsel hafzasnn da bir blmn
oluturmaktadrlar. Kentler bu deerleriyle de kendi kimliklerini
kazanrlar (Uzun, 2010).
Kentlerin kimliini oluturan tarihi dokular; tarih
ncesinden gnmze kadar geen zaman srecinde yaam
insanlarn sosyal ve kltrel birikimlerinin, yaam biimlerinin
mekna yansmas ile o kentin tarihi katmanlarndaki yaplama
dzeninde, meknsal konumlannda grlen zgn bir dzeni
ifade eden retici ve ilgi ekici meknlardr. (Erko, 2008).
Bu alanlar ierisinde kentlerin sembol ve birletirici
unsurlar olan tarihi kent merkezleri ticari, idari, siyasi ve
ekonomik adan odaklanma noktalardr. Tarihi kent merkezleri;
Yzyllar sren dnem boyunca oluan yollar, sokaklar, caddeler
ve yaplar ile ak alanlarn kompleks bir biimde bir araya
gelmesinden oluan alanlardr. Sosyal, ekonomik, kltrel,
tarihsel ve fiziksel anlamda ok boyutlu ve sreklilik arz eden
mekn zellii gsterirler (Hatami, 2013).
Sahip olduu bu deerler, tarihi kent merkezlerinin
dier kentsel alanlara gre daha hzl bir deiimini beraberinde
getirmektedir. Zamanla kentsel hizmetlerden yoksun, fiziksel
eskimenin hkim olduu niteliksiz kentsel meknlara dnt
grlmektedir. ou zaman yaanan bu sreci alanda yaayan
asl mlk sahiplerinin blgeyi terk etmesi/boaltmas
izlemektedir. Yaanan terk edilme veya ilevini yitirme sreci,
zamanla tarihi kent merkezlerini kk imalathanelere,
depolama gibi aslna uygun olmayan kullanm biimleri ile yeni
fonksiyonlarn getirdii yeni bir sosyal tabakaya brakmaktadr.
Bu anlamda tarihi kent merkezleri, ada yaam standartlar ve
salkl evre zelliklerinden uzak, aslna uygun olmayan
fonksiyonel kullanm ve kullanclar gibi nedenlere bal olarak,
ehrin fiziksel, ilevsel, ekonomik ve sosyal yapsndan olumsuz
ynde etkilenmekte; ekicilik ve cazibe zelliklerini
yitirmektedir (Yenice, 2011;2).
1950 sonrasnda lkemizde yaanan krlardan kentlere
g olgusu kentlerimizi ciddi planlama sorunlar ile kar karya
brakmtr. Geen zaman iinde kentsel doku ierisinde birer
knt alan haline gelmi olan tarihi kent merkezleri de bu

1927

planlama sorunlarndan payna dseni almtr. Artan toprak


deeri ve deien yaam koullar; kltrel kaynaklar, fiziksel,
ekonomik ve sosyal eskimeye maruz brakmtr. Nfus art,
hzl teknolojik geliim, politik kararlarn sorgulanamazl,
kanunlarn esneklii, rant ve yaplama basks, tahrip, ykm ve
yok olma gibi etkenler, kent planlama ve koruma konusunda yeni
yaklamlarn ortaya kmasna yol amtr (Ycel, 2005).
Bu dorultuda; ekonomik, sosyal, ynetimsel ve yasal
aratrmalarn verilerini deerlendirmeyi ngren, yasak bir
koruma yerine korunacak alanlar koruma-deerlendirmegelitirme kapsamnda ele alan btnleik koruma yaklam
gelitirilmitir. Bu yaklam ile korunacak alanlarn planlama
btnl ierisinde kent yaamna etkin bir ekilde katlmn
hedefleyen ve kent meknndaki tm aktrlerin koruma
srecinde yer almasn ngren almalar gndeme gelmitir
(zen, 2005).
Btnleik koruma kavram erevesinde ortaya kan
eilimlerin, temelde noktada younlat ne srlmektedir.
Bunlardan ilki; koruma olgusunun, merkeziyeti ve insanlar
adna karar reterek gerekletirilmeye allan bir dayatma
olmaktan karlarak, i dinamikleri harekete geiren ve bu
srete yerel aktrleri (yerel ynetimler, yerel rgtler ve
kullanclar) n plana kartan bir yapya sahip olmas
gerektiidir. kincisi; doal, tarihi ve kltrel evrenin
oluturduu dokunun gncelliinin artrlarak, koruna bilirliine
katkda bulunulmasdr. ncs ise; koruma olgusunun
srdrlebilir koruma erevesinde deerlendirilmesidir
(Mehur, 1999).
Bu kapsamda hazrlanan bu bildiride, btnleik
koruma; sosyo-kltrel, yasal-ynetsel, ekonomik ve meknsal
boyutlarn bir arada ele alnarak deerlendirilmesi erevesinde
ele alnmtr.
Bildiri; Afyonkarahisar tarihi kent merkezinin bugne
dek uzanan koruma planlamas srecinin irdelenmesi,
srdrlebilir koruma-gelitirme stratejileri ile gncel
sorunlarnn saptanarak gelecee ynelik zmlerin btnleik
yaklam erevesinde retilmesi temelinde kurgulanmtr ve
Afyonkarahisar Koruma Amal mar Plan (AKAP) rneinde
planlama ve uygulama aamalarnn btncl bir yaklamla

1928

deerlendirilmesini iermektedir. Ancak Afyonkarahisar Kentsel


Sit Alan (AKSA)nn koruma amal imar plan yaplmadan
nceki durumu ve yaps ile ilgili bilgi ve deerlendirmeler bu
alma kapsam dnda braklmtr.
Plan yapm srecinin deerlendirilmesinde; yaplan
koruma plan ve raporu ile belirlenen plan karalarnn, teknik
artnameye ve koruma planlarn kapsayan dier mevzuata
uygun olup olmad ele alnmtr.
Uygulama srecinin deerlendirilmesinde ise; ilk olarak
alanda yaayan halka ynelik anket almalar ve korumada
yetkili kurumlar ile yaplan grmeler ele alnmtr. Ayrca,
tarihi kent dokusunun uygulamaya ynelik kararlarn almak ve
onamakla ykml olan Blge Koruma Kurulunun kararlar
deerlendirilmitir. Tm bu deerlendirmeler nda neriler
gelitirilmitir.
2. KORUMA AMALI MAR PLANLAMASI
Koruma amal imar planlar, sokak, meydan, doku ya
da siluet dzeyinde btnlk gsteren tarihi ve kltrel mirasa
konu olan meknsal altyapnn srdrlebilir korunmas ve
gelitirilmesine ilikin zgn meknsal-ilevsel stratejilerin yan
sra sosyo-ekonomik yapya ilikin stratejileri de ieren tasarm
rnleridir. Dolaysyla, koruma amal imar planlar, ncelikli
planlama alanlar kapsamnda ayrntda kentsel tasarm
almalarn zorunlu klan sosyalmeknsal ve ekonomik
stratejileri ieren tasarm almalardr (zcan, 2009).
Tarihi dokularn korunmas balamnda; 1973 ylnda
yrrle konulan 1710 sayl yasa ile ilk defa sit terimi
kullanlm ve Gayrimenkul Eski Eserler ve Antlar Yksek
Kurulu (GEEAYK), sit alanlaryla ilgili tespit-tescil
almalarn gerekletirmitir.
lk imar planlarnn yaplmasyla getirilen tutarsz
TAKS ve KAKS nerileri, kltr varlklarnn imar haklarndan
yararlanmak amacyla, mlk sahipleri tarafndan yok edilmesi ile
sonulanmtr. Bu speklatif hareketler, kltr varlklarnn,
hemen yanna yaplan yksek binalarla evresinin yok
edilmesine ve anlamn yitirmesine sebep olmutur. GEEAYK,
Eski Eserler Yasas dorultusunda sit alanlar iin koruma

1929

yetkisini kullanarak koruma alan iin nceden hazrlanm imar


planlarn yrrlkten kaldrm ve bu alanlar iin koruma amal
imar planlar yaplmasn istemitir (Alsa, 1978).
Gnmzde 5226 ve 3386 sayl kanunlar ile deiik
2863 sayl Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kanunu
uyarnca belirlenen sit alanlarnn korunmas, deerlendirilmesi
ve gelecek kuaklara aktarm sreci, koruma amal imar
planlamasn zorunlu hale getirmektedir. Kanunun 3. maddesinde
tanmlanan koruma amal imar planlar, yasal olarak belirlenen
genel bir teknik artname esas alnarak, konusunda uzman
kiilerden oluan ekiplerce hazrlanmaktadr.
2863 sayl kanunun en nemli zelliklerinden birisi
Kentsel sit alanlarnda planl koruma kavramn getirmesidir.
Kanunun 17. maddesinde, sit alan olarak ilan edilen alanlarda
korumann koruma amal imar planlaryla salanmas
ngrlmtr. Kanun da 1987 ylnda 3386 sayl kanun ve 2004
ylnda 5226 sayl kanun ile maddelerinde ekleme ve
deiiklikler yaplmtr.
3386 sayl kanun ile 2863 sayl Kltr ve Tabiat
Varlklarn Koruma Kanununda yaplan deiiklikler ile:

Kentsel sit ilan edilen blgelerde, sit ilanndan


itibaren 1 ay ierisinde Gei Dnemi Yaplama Koullar
(GDYK) belirlenmesi zorunluluu getirilmitir.

Koruma Yksek Kurulu ve Blge Kurullarnn


grevleri ve ye oluumlar yeniden dzenlenmitir.

GDYK hkmleri dorultusunda tescilli


yaplara ve yeni yaplamalara ilikin tek yap leinde
hazrlanan belgelerle Koruma Kurullarna bavurulduundan,
son karar Koruma Kurullar vermekte ve yaplamalar bu sayede
Koruma Kurullar ve Belediyeler tarafndan denetlenmektedir.

belirlenmitir.

Kamulatrmada

yetkili

kurumlar

Sit alan ii parsel sahipleri iin arazi deiimi


hakk verilmitir.
2000li yllarla birlikte planlama ve korumada
belediyeler de uluslararas ibirlii ile kentlerin korunmasnda

1930

nc olmaya balam ve bu gstergelerin nda koruma 2004


ylndan itibaren de 5226 sayl yeni kanun ile daha salam
temellere oturtulmaya allmtr. Bu kanun Trkiyedeki
koruma planlamas ve uygulamalarna ilikin yenilikler ierir:

Koruma Amal mar Plan, ren Yeri,


Ynetim Plan, evre Dzenlemesi Projesi gibi nemli ara
ve kavramlar getirilmi, koruma planlamas iinde eylem
alanlarnn ve nceliklerinin belirlenmesi olanakl hale
getirilmeye allmtr.

Koruma amal imar plan mellifi ehir


plancs olarak belirlenmitir.

Sit alan evresinde etkileim gei blgesi


oluturulmas salanmtr.

Takas ve aktarm yoluyla yeni yapnn sit alan


dna karlmas salanm ve takas aktarmna l zel dareleri
ve belediye arsalar dahil edilmitir.

Koruma Blge Kurullarna meslek odalarnn


gzlemci olarak katlmas salanmtr.

Plann incelenmesi ve tartlmas amacyla,


halk katlmna ynelik asgari 2 toplant dzenlenmesi koulu ile
katlm salanmtr.

Bykehir belediyeleri, valilikler, Kltr ve


Turizm Bakanlnca izin verilen belediyeler bnyesinde
koruma, uygulama ve denetim brolar kurulmas
ngrlmtr.

l zel dareleri bnyesinde, kltr


varlklarnn korunmasna ynelik, rlve, restitsyon,
restorasyon projelerini hazrlayacak ve uygulayacak proje
brolar ve sertifikal yap ustalarn yetitirecek eitim
birimlerinin kurulmas ngrlmtr.

Bu kanun ile getirilen bir baka nemli katk


ise, emlak vergilerinden %10luk bir payn, Toplu Konut
daresince verilecek kredilerin %10unun kltr varlklar iin
kullanmnn salanmasna yneliktir. Ayrca tescilli tanmaz
kltr varlklar sahiplerine ve bu amala retilecek mimari

1931

projelere baz vergi muafiyetleri getirilerek koruma iin yeni


finansal kaynaklar oluturulmaya allmtr.
Yaplan bu deiikliklere ramen, 5226 Sayl Kanunla
Deien 2863 sayl Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma
Kanununda yer alan tanmlarn, 3386 Sayl Kanunla Deien
2863 sayl Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kanununda
yer alan tanmlarn devam niteliinde olmakla beraber, bunlara
ek olarak yeni tanmlamalar getirilmitir. Tanmlar dier kanun
ve ynetmeliklere oranla daha detayl ve aklaycdr. Ancak
tm kanun, ynetmelikler ve teknik artnamede GDYKya ilikin
herhangi bir tanm getirilmemitir.
2004 ylnda getirilen bu nemli deiikliklere ramen,
2012 ylnda karlan, 6306 sayl Afet Riski Altndaki
Alanlarn Dntrlmesi Hakknda Kanun ile koruma
alanlarna ve koruma planlarna, evre ve ehircilik
Bakanlnn kendi inisiyatifi dorultusunda mdahale etme
yetkisi verilmitir. Bu kapsamda kanunun Uygulanmayacak
mevzuat balkl 9. maddesi, ikinci fkrasnda yaplan
dzenleme ile lkemizin sahip olduu nemli kltrel
zenginlikleri koruma altna alan yasal kurallardan da snrsz
biimde vazgeilmektedir. Yaplan bu dzenleme riskli yaplar
gereke gsterilerek, kentsel ve arkeolojik sit alanlarnn yok
olmasna neden olabilecektir.
Kent Planlama disiplini asndan, koruma amal imar
plannn fiziki planlamadaki yeri "uygulama plan" aamasdr.
Tanmaz kltr ve tabiat varlklar korumasnn evrensel
zorunluluu, bu planlamann ok zel ve zgn olmasn
gerektirmektedir. Bu nedenle, koruma amal planlar, bilinen
uygulama imar planlar iin takip edilen sistemlerle retilemez
(eener, 1997). Bu kapsamda srdrlebilirlik ilkesi temelinde
tarihi kentler iin retilen koruma amal imar planlarnn, karar
verme srecinden, plan hazrlama/tasarm, uygulama-denetimizleme srecine dek uzanan yntem kurgusunun btnleik
koruma yaklamyla ele alnmas gerekmektedir. Bu nedenle
fiziki zellikler haricinde sosyo-ekonomik, rgtsel ve yasal
zmlemeler de getirmesi beklenilen kapsaml planlardr.
Bu kapsamda korunmasna karar verilen bir alanda
planlama almalarnda izlenecek yntem aamalar halinde
yle zetlenebilir (ekil 1.):

1932


Bir alann Koruma Blge Kurulunca sit olarak
ilan edilmesiyle balayan Koruma Amal mar Plan yaplmas
almalar srecinde, nce 3 ay iinde gei dnemi koruma
esaslar ve kullanma artlar belirlenir.

Koruma amal imar plan, Belediye, Valilik ve


ilgili kurumlar tarafndan meslek odalar, sivil toplum kurulular
ve halkn katlm ile hazrlatlarak 2 yl iinde incelenmek zere
Koruma Blge Kuruluna verilmezse, gei dnemi koruma ve
kullanma uygulamas durdurulur. Ancak zorunlu nedenlerle
Koruma Amal mar Plan hazrlatlamazsa, bu 2 yllk sre
Koruma Blge Kurulunca 1 yl daha uzatlabilir.

Koruma Blge Kurulunda grlen Koruma


Amal mar Planlar, onaylanmak zere ilgili idarelere, onlar da
deitirilmesini istedikleri hususlar 2 ay iinde tekrar Koruma
Blge Kuruluna bildirirler.

Koruma Blge Kurulunda deiiklik istekleri


deerlendirilerek onay iin, uygun grlen haliyle, son kez
gnderilir ve 60 gn iinde onaylanmayan planlar kesinleerek
yrrle girer.

Uygulama iin ayrntl doku zelliklerini


belirleyen ve planlamadaki nc boyutu da aklayan kentsel
tasarm ve gerektiinde mimari tasarm lekli detaylara yer
veren projeler yaplmaldr.

Planlarn uygulama aamasnda; kurumlar


aras koordinasyon, uygulamalarn denetimi, mlkiyet ve
yaplanma haklarnn deerlendirilmesi (kamulatrma, aktarm),
katlm, koruma bilinci, gerekli fonlar ele alnmaldr.
ekil 1. 5226 Sayl Kanunla Deiik 2863 Sayl Kanun
Kapsamnda Koruma Amal mar Planlamas (zsoy, 2013)

1933

3. AFYONKARAHSAR KENTSEL ST ALANININ


BTNLEK YAKLAIMLA DEERLENDRLMES
Tarihi
dokunun
bulunduu
yerleim
alan,
Afyonkarahisar Kalesinin gney- gneybatsnda kurulmu ve
Kale ile Hdrlk Tepesi arasnda vadi boyunca zamanla douya
doru byyerek gelimitir. Kale evresinde bymesini
srdren kent, bat ve gneybatdaki toporafik eikler nedeniyle
fiziksel bymesini dou ynnde srdrmtr. Yerleik tarihi
konut dokusu, dou ynnde kent merkezine doru uzantsnda,

1934

geleneksel ar ve ticaret merkezi dokusuyla btnlemektedir.


AKSA; Afyonkarahisar Kalesinin bulunduu I. Derece
Arkeolojik Sit Alannn evresindeki konut dokusunu ve
geleneksel ar dokusunu kapsamaktadr (ekil 2.).
Bu doku ierisinde Afyonkarahisar tarihi kent merkezi;
gerek kentsel arazi kullanm deseni ve ilevsel blgelemesi
gerekse corafi adan merkezi konumu ve kolay eriilebilirlik/
ulalabilirlik olanaklar asndan kentsel nfusun tmne
hizmet eden ekonomik etkinlik ve ynetsel hizmetlerin
odakland kentsel merkez ilevindedir. Bunun yan sra,
kltrel miras deerleriyle biimlenen meknsal ve ilevsel
rnts ile meknsal ve ilevsel gelimelere ak bir kentsel alan
niteliindedir.
Afyonkarahisar tarihi kent dokusunun bir blm
Konya Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kurulunun
12.2.1988 gn ve 69 sayl karar ile Kentsel sit alan snrlar
iine alnmtr. AKAP almalar ile yaplan belirlemeler
nda, tarihsel kentsel dokunun nemli bir blm daha Konya
Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kurulunun 28.12.1993
gn ve 1861 sayl karar ile Kentsel Sit Alan statsne alnarak
snrlar geniletilmitir. Bylece 1988de 13.22 ha olan kentsel
sit alan 1993de 23.08 ha bykle ulamtr (Bilsel, 1994).
ekil 2. AKSAnn ve AKAPin Kent indeki Konumu (zsoy,
2013)

1935

AKSAnn ve bu alan iin yaplm olan AKAPnn


btnleik yaklamla ele alnabilmesi iin;

Yaplan koruma plan ve raporunun, alnan


plan kararlarnn ve kent btn iin uygulanan imar plan ile
koruma amal imar plannn ilikisi deerlendirilmitir.

Uygulamaya ynelik kararlar almak ve


onamakla ykml olan Blge Koruma Kurulunun tarihi kent
dokusu
iin
ald
uygulamaya
ynelik
kararlar
deerlendirilmitir.

Tarihi konut dokusunun genel durumunun


tespiti ve bina sahiplerinin uygulamalara ve korumaya bakn
belirlemek amacyla kentsel sit alan iinde yaayan halka anket
yaplmtr.
Yaplan anket almasnn sorular konut blgesi ve
ar blgesi olarak iki grupta hazrlanm ve anket almas
toplamda 139 kii (106 konut, 33 iyeri) ile gerekletirilmitir.
Anket almasnda rneklem, amal rneklem yntemi ile
belirlenmi ve yz yze anket yntemi kullanlmtr. AKAP
kapsamnda, koruma amacna ynelik olarak, kentsel sorunlarn

1936

kmelendii, gelime potansiyelinin bulunduu zel ilgi odaklar


belirlenmi ve bu odaklar ncelikli koruma/gelitirme
programna alnmtr. Bu nedenle AKAPin plan uygulama
srecini deerlendirmek iin drt blgeden oluan ncelikli
koruma/gelitirme alanlarnda ( 1- Cami Kebir - Yukar Pazar
ncelikli Koruma / Gelitirme Alan, 2- Akmescid - Sinanpaa
ncelikli Koruma / Gelitirme Alan, 3- Otpazar - Tahan Hacaftal ncelikli Koruma / Gelitirme Alan, 4- Burmal Arapmesid ncelikli Koruma / Gelitirme Alan) anket
almalar yaplmtr. Yaplan anketler bu blgede yaayan
halkn koruma bilincini ve koruma planna ilikin dncelerini,
memnuniyet dzeylerini, sorunlarn, isteklerini, katlmlarn ve
genel bilgilerini sorgulamak amacyla tasarlanmtr.

Koruma kararlarn uygulayan koruma


organlarnn korumaya bak ve il btnndeki uygulamalar
konusundaki deerlendirme ve nerilerini belirlemek iin
mlakatlar yaplmtr.
Kurumlarn genel olarak korumaya bak ve il
bazndaki uygulamalar konusundaki deerlendirmeleri iin
koruma uygulamalar iinde yer alan kurumlarla (Afyonkarahisar
Belediyesi, Afyonkarahisar Valilii, Afyonkarahisar Kltr ve
Turizm Md., Afyon Mzesinde aktif olarak almalarn iinde
bulunan grevlilerle) yaplan grmeler, 4 kii ile
gerekletirilmitir. Yaplan bu grmelerde, yz yze ve
telefonla grme yntemleri kullanlmtr.
AKSA iin yaplan plan almalarn ve planlarn
birbiri ile olan ilikilerini deerlendirebilmek iin kent btn
iin yaplm uygulama imar plan ve koruma plan ele alnmtr.
Afyonkarahisar ilinin ilk mar Plan 1934te Bayndrlk
Bakanl tarafndan yaplm ve planda 1951 ylnda revizyon
yaplmtr. Gnmzde 1989da Blent Berksan ve Mehmet Ali
Topalolunun yapt imar plan yrrlktedir (Karakan,2006).
Yrrlkteki plan ile tarihi dokuda, konut alanlarndan
merkeze doru artan biimde bitiik dzen ve iki--drt katl
kullanm kararlar getirilmitir (ekil 3.). Konya Kltr ve Tabiat
Varlklarn Koruma Kurulunun 12.2.1988 tarihli karar ile
belirlenen kentsel sit alan snrlar ierisinde (ilk belirlenen
kentsel sit snr) imar plan kararlar getirilmi ancak uygulama
d braklmtr. Tarihi dokunun ilk belirlenen kentsel sit

1937

snrlar dnda kalan kesiminde ise plana gre uygulama


srdrlmtr (Bilsel, 1994).
ekil 3. AKSAnn lk Belirlenen Snrlar Dnda Kalan Tarihi
Konut Dokusunda 1989 Ylnda Yaplan mar Plannn Getirdii
Tarihi Dokuya Aykr Yaplamalar

Bu kapsamda 1989 ylnda yaplan imar plannn,


uygulamada tarihi dokuda getirdii; yol ama-geniletme ve kat
ykseltme operasyonlarn ieren bazlaryla deerli yaplar yok
saymaya, tarihsel dokuyu paralamaya, yaya btnln
zedelemeye sebep olan, kentin yaya ulamna dayal yapsn
araca dayal bir yapya dntrmeye ynelik ve geleneksel kent
merkezinde otopark alan gibi altyap getirme amacnn yan sra
yeni rant tesislerine dntrme gibi hedefleri tayan kararlar
olumsuzluk yaratmtr. Ancak Koruma Amal mar Plannn
yaplmas
gndeme
gelince
kararlarn
uygulamas
durdurulmutur. Uygulama imar planyla olumsuz kararlara tabi
olan tarihi dokunun bir ksm daha Koruma Amal mar Plan
almalar sonucu Kentsel Sit Alan snrlarna dhil edilmitir
(Bilsel vd., 1994).
AKAP, Afyonkarahisar Kalesi Arkeolojik Sit Alan ile
AKSA (Konya Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kurulunun
28.12.1993 gn ve 1861 sayl karar ile geniletilen AKSA
snrlar) ve bunu btnleyen tarihi konut dokusunun bulunduu

1938

yerleme alanlarn iermektedir. Bu kapsam ile planlama alan


bugnk Afyonkarahisar kenti yerleme alannn, greli olarak
olduka kk, ancak nitelii ve konumu ile nemli bir parasn
oluturmaktadr.
Afyonkarahisar Belediye Meclisinin 08.06.1992 tarihli
101 nolu karar ile AKAPin tm sorumluluu Kltr ve
Turizm Bakanlna verilerek plana balanm ve 3386 sayl
kanun ile deiik 2863 sayl kanun ve AKAP hale Teknik
artnamesi dorultusunda, drt aamada gerekletirilerek
hazrlanmtr. AKAP Konya Kltr ve Tabiat Varlklarn
Koruma Kurulunun 08.07.1994 ve 2016 sayl karar ile
onaylanmtr.
Afyonkarahisar Kalesi Arkeolojik Sit Alan ile AKSA
ve bunu btnleyen tarihi dokunun bulunduu yerleme
alanlarn ieren kentsel sit snrlarnn son durumunun ilendii
AKAP; 1/ 1000 lekli imar plann (ekil 4.), zel aretler Ve
Plan Hkmlerini, ncelikli Koruma-Gelitirme Alanlarn
(ekil 5.), Kentsel Tasarm Projelerini, Sokak Alm, Cephe
Dzenlemelerini, Plan Hkmlerini, Aklama Notlarn ve Plan
Aklama Raporunu iermektedir.
ekil 4. AKAP (Afyonkarahisar Belediye Arivi, 2012)

1939

ekil 5. AKAP Kapsamnda Belirlenen ncelikli KorumaGelitirme Programna Alnacak Alanlar (zsoy, 2013)

Bu kapsam ile planlama alan bugnk Afyonkarahisar


kenti yerleme alannn, greli olarak olduka kk, ancak
nitelii ve kent merkezi konumu ile nemli bir parasn

1940

oluturmaktadr. Drt aamadan gerekletirilen AKAPin


planlama srecinde (zsoy, 2013):
1- n aratrma, bilgi toplama, analiz almalar sonucu
belirlenen ilke kararlar 1/25.000 lekli evre Dzeni Planna
ilenmitir. Uygulama imar planyla olumsuz kararlara tabi olan
tarihi doku, koruma amal imar plan almalar sonucu Kentsel
Sit Alan snrlarna dahil edilmitir. neri snrlar birinci aama
almalar kapsamnda 1/5000 Nazm mar Planna ilenmitir.
2- Tescil nerileri yaplarak fileri hazrlanm,
arkeoloji ve sanat tarihi raporlar sunulmu, ncelikli korumagelitirme alanlar belirlenmi, Kentsel Sit Snrlar tekrar
irdelenerek geniletilmi, gelitirilen iki alternatif dorultusunda
1/1000 lekli paftalar hazrlanmtr.
3- 1/1000 lekli Koruma Amal mar Plan, taslak
plan raporu ve Plan Ynetmelii, 1/500 lekli Kentsel Tasarm
Eskizleri, cephe dzenleme nerileri ile birlikte 1/200 lekli
Kentsel Sit Alan ii Sokak Almlar hazrlanmtr.
4- Bu aamalar sonucunda, sit alan snrlar
geniletilmi, AKAP almalar tamamlanm ve Konya Kltr
ve Tabiat Varlklarn Koruma Kurulunun 08.07.1994 ve 2016
sayl karar ile onaylanmtr.
Anket almas:
AKAPin uygulama srecinin deerlendirilebilmesi
iin vatandaa yneltilen sorularla, koruma hakkndaki grleri,
korumaya baklar, kentsel sit alan iindeki yaamlar ile ilgili
dnceleri, koruma plan ile ilgili grleri ve korumada yetkili
kurumlar ile ilgili dnceleri llmtr. Sonular sosyokltrel, yasal-ynetsel, ekonomik ve meknsal boyutta, drt
blgenin toplam iin konut ve iyeri olarak ayr ayr ele alnarak
deerlendirilmitir. Bu deerlendirmelerle elde edilen sonular:

Alanda
yaayanlarn,
okur-yazarlk
durumunun yksek olmasna karn, eitim seviyesinin dk
olmas, alann tarihi ve kltrel deerlerinin korunmas
konusunda nemli bir sorun niteliindedir.

Koruma amal plan 1994 ylndan bu yana


(yaklak 20 yldr) uygulanmaktadr. Bu kapsamda
kullanclarn ancak yaadklar sosyo-kltrel evreyi

1941

benimsedikleri srece onu korumaya ve gelitirmeye


ynelecekleri aktr. Alanda uzun sredir yaayanlarn
ounlukta olmas, koruma srecine ilikin yaplan ya da
yaplacak olan almalar iin kolaylk salayabilecektir.

Evlerin terk edilmeye balamas yaplarn


yklmaya yz tutmasna sebep olmutur. lke genelinde
rastland zere Afyonkarahisar tarihi kent dokusunda da el
deitirme ba gstermektedir. Halka yaplan anketlerde ev
sahiplerinin olduka byk bir ksmnn 15-20 yl aras blgede
bulunduklar ortaya kmtr. Bu blgelerde konutlarn ucuz
olmasndan dolay konut sahibi olmak kolaydr. Maddi durumu
iyi olan asl ev sahipleri, evlerini plan yapldktan sonra satp,
kentin yeni blgelerine tanmlardr. Bu durumda dokuda hem
el deitirme, hem de ekonomik durumu zayf kesimin
yaygnlamas durumu sz konusudur.

Koruma amal imar plan ile halkta katlm ve


bilin oluturulamamtr. Plann yrrle konulmasndan
hemen sonra halk plan kararlarna tepki gstermitir. 1997
ylnda Kentsel Sitin kaldrlmasna ilikin alan iinde bulunan
mahallelerin muhtarlar binalarn korunmasnn gereksiz
olduunu ne srerek Belediyeye bavuruda bulunmulardr.

Ancak yaplan salamlatrma, restorasyon


projeleri ile birlikte halktaki bilin ve koruma konusunda
deiimler olmutur. Halk yaad alan benimsemi, korunacak
bir deer olduunun farkna varmtr. Yaplan anket
almalarnn sonucu bunu gstermektedir.

Yaplarn bakm yaplsa bile esasl onarmnn


yaplmamasndan dolay konfor koullarnn dmesi ve
khnelemenin tm alana yaylmasnn rahatszlk vermesi
sebepleri ile blge halk evlerini satp modern binalarn olduu
mahallere tanmak istemektedir. Bu da koruma amal imar
plan yaplmas srecinde belirlenen hkmlere ters dldn
gstermektedir.
Kurumlarla Yaplan Grmeler:
AKSA ve evresinde bulunan, tarihi dokuyu kapsayan
AKAPin uygulama srecinin deerlendirilmesi amacyla,
Afyonkarahisar ilinde koruma almalarnda yetkili olan
kurumlar ile grmeler yaplmtr.

1942


Grlenlerin tm, korumann tm eski kent
dokularnda, nemli antsal yaplarda ve sivil mimarlk
rneklerinde hep birlikte ele alnarak korunmas gerektiini
belirtmilerdir. Gelecek nesiller iin bir kltr miras ve kltrle
birlikte sosyal, ekonomik ve sanat ile ilgili miras olduundan
dolay, tarihi evreyi korumak amacyla aba gstermek
gerektiini belirtmilerdir.

Tarihi evreyi koruma politikalarnda


yaplmas gerekenler iin; halkn eitiminin gerektiini, halkla
birlikte ynetim ve rgtlenme kesiminin bilinlenmesi
gerektiini, il baznda salkl rgtlenmelerin ve kadrolarn
tamamlanmas gerektiini, ayrca koruma iin iisinden
mimarna ustalkla alan bir kesimin yetitirilmesinin gerekli
olduunu belirtmilerdir.
Tm kurumlarda grlen yetkililer, tarihi

evreyi korumda en yetkili uygulayc kuruluun Kltr ve


Turizm Bakanl olduunu dnmektedir.

Yaplacak
olan
uygulamalar
ve
dzenlemelerde mlkiyet konusunun byk skntlar
oluturduunu ve almalarda bir sonuca gidilemediini ya da
uzun sreler aldn belirtmilerdir.

Antsal yaplarn yaatlabilmesinin; yeni


kullanmlar verilerek, ilev deiiklikleri yaplarak ve
evrelerindeki tarihi dokular ile birlikte korunarak mmkn
olduunu belirtmilerdir.

Mze dnda dier kurumlarda alan


yetkililer, antsal yaplarn restorasyonlarnn, onarmlarnn ve
sokak salklatrma almalarnn aslna uygun olarak
yapldn dnmektedir. Mzede grev yapan yetkili ise bu
almalarn ksmen uygun ve yeterli olduunu dnmektedir.

Grlen yetkililer tarihi evreyi korumaya


ynelik kanunlarn ve rgtlenmelerin yetersiz olduunu
dnmektedirler.

Belediyede grev yapan yetkili, koruma ile


ilgili yrrlkteki kanunlarn hepsinin etkin olarak uygulandn
ve korumaya ilikin kanunlarn en ok yasaklama, denetleme,
planlama boyutunun uygulandn belirtmitir. Dier

1943

kurumlarda grev yapan yetkililer ise; yrrlkteki kanunlarn


hepsinin etkin olarak uygulanmadn ve ou uygulamann
sadece yasaklama konusunda yapldn belirtmilerdir.

Vakflar Genel Mdrlnn koruma ve


onarm konusunda; mali, rgtlenme ve yasal yetersizlikleri
olduu, onarm yerine yeniden yapma yolunu setii
belirtilmitir. Kurumun her ilde ihale ile ilgili ileri yrtecek
kurumlarnn bulunmad, Afyonkarahisar ilindeki vakflara ait
ilemlerin
Ktahya
Vakflar
Genel
Mdrlnce
yrtlmesinin yerindeki uygulamalarda sknt yaratt
belirtilmitir.

Belediyede alan yetkili dnda dier


grlen kurumlardaki tm yetkililer, yerel ynetimlerin tarihi
evreyi koruma politikalarnda yeterli olmadn (zellikle mali
ve rgtlenme yetersizlikleri) dnmektedir.

Halkn tarihi evreyi koruma konusunda


yeterli bilince sahip olmadklar ve birliktelik salayamadklar
dnlmektedir.
AKAP Kapsamnda Uygulamaya Ynelik Kurul Kararlar:
AKAP ile alnan, koruma-gelitirme kararlarnn
uygulama dzeyini belirlemek iin, bahsedilen yetkilere sahip
olan Blge Koruma Kurulunun kararlar deerlendirilmitir.
AKAPin onayland 1994 ylna kadar Konya Kltr ve Tabiat
Varlklar Koruma Kuruluna bal iken, 1994 ylnda Eskiehir
ve Ktahya ile birlikte yeni oluturulmu olan Eskiehir li Kltr
ve Tabiat Varlklar Koruma Kuruluna aktarlmtr. Bu
kapsamda planla ilgili 1994-2012 yllar aras uygulamaya
ynelik blge kurul kararlar incelenmitir (izelge 1.)1.
Plann yrrle konulduu tarihten gnmze kadar
geen srete ilde 2002 ylnda meydana gelen Sultanda
Depremi ve 2004 ylnda meydana gelen yangn, yaplarn
yapsal durumunu etkilemitir (Karakan, 2006). Bu nedenle
koruma alan snrlar ierisinde genellikle onarm-

1
Bu blmn ve ilgili izelgenin hazrlanmasnda, Eskiehir Kltr ve Tabiat
Varlklarn Koruma Kurulunun resmi web sitesinde yaynlam olduu kurul
kararlarndan yararlanlmtr.

1944

salamlatrma-evre
yaplmtr.

dzenlenmesi

ile

ilgili

almalar

Konutlarda gnmze kadar yaplan onarmlar basit


onarm ve esasl onarm (restorasyon) kapsamnda yaplmtr.
Basit onarmlar kapsamnda hem vatanda hem de Valilike; at,
pencere doramas ve sva tamiri yaplmtr.
Antsal yaplarn onarmlar ounlukla basit onarm
dorultusunda olup; incelendiinde binalarn dnda; duvar
yzeylerinde ve at rtlerinde, iinde; zemin kaplamas ve i
duvar yzeylerinde bozulmalar olduu gzlenmitir. 1994
ylnda planla restorasyon gereken yap olarak belirlendii (esasl
onarm) halde, sadece basit onarm kapsamnda mdahale gren
binalar olmutur.
Geleneksel mimarlk rnei ve antsal yaplarn durumu
konusunda; yaplarn uzun sre onarm grmemesi, blgenin
iklim koullar ve blgedeki depremin etkisi gz nne alnarak
uygulamalarn yaplmas gereklidir. Yaplarn son yllarda
(2001-2012 yllar aras) giderek harap olduu, yaplan ykm
taleplerinin byk ounluunun mail-i indiham sebebi ile
yaplmasndan anlalmaktadr.

KORUMAYA YNELK KARARLAR

KARARLAR/K
ARAR YILLARI

1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012

izelge 1. Koruma Kurulunun AKAP Snrlar Kapsamnda


1994-2012 Yllar Arasnda Ald Uygulamaya Ynelik Kurul
Kararlar (zsoy, 2013)

Bina tecsili
Koruma grubu
belirlenmesi
Koruma alan
belirlenmesi

3 1 1 1 1 1 2 2

2 6 1

1 3

5 6

Kamulatrma
Tama
Salamlatrma

3 1

Eklerin
kaldrlmas
lev
deiiklii

1945

4 1 1

1 2

1 2 3

ONARIM - SALIKLATIRMA - EVRE


PLAN KARARLARI

zinsiz
mdahaleler
Cephe
ve
sokaklarn
iyiletirilmesi,
salklatrlma
s
Antsal
yaplarn basit,
esasl onarm
Tescilli
sivil
mimari
yaplarn basit,
esasl onarm
Tescilli yapya
komu
binalarn basit
onarm
evre
dzenlemesi
almalar
Kentsel tasarm
almalar
KAP'de
deiiklik,
parselasyonda
deiiklik

1 3 3

3 1

1 3

1 2 3

1 3 2 2 2
1 1
2 1
4
3 5
5 5 5 7 5
7 1
2 3

2 1

2 3

4 6

1 2 3

1 2

1 2 5 1

Ykm talepleri
Yeniden
yaplama
talepleri
1
Ek yap yapma
talepleri
Kat
artrma
talepleri

2 2

1
1
3 1 9
0
4

4 8

1
7
1

SONU VE NERLER
Sosyo-ekonomik nedenlerle uygulanamayan almalar;
rant hedefli imar hareketleri, kaak ve uyumsuz yaplamalar,
Kentsel Sit Alan dndaki kentsel geliimin basks ve tm
bunlara blgedeki halkn bilin dzeyi ve ynetim ve
politikalarn etkileri de eklenince kmaza girmektedir. Bu
sebeplerden dolay terk edilme ve khneleme ile kar karya
kalan kentsel sit alanlar iin yaplan koruma planlarnn
hedeflerine ulaamad grlmektedir.

1946

Bu kapsamda koruma amal imar planlarnn yapm ve


uygulama aamalarnn btnl gz nnde bulundurularak,
sosyo-kltrel, yasal-ynetsel, ekonomik ve meknsal boyutlarn
btncl olarak ele alnmas ynnde, alma alan zelinde ve
lkedeki benzer nitelikli alanlar genelinde aadaki neriler
gelitirilmitir.
AKAP Kapsamnda neriler:
Afyonkarahisar ili rnek alnarak yaplan almann
sonular; AKAPin tam olarak ama ve hedeflerine ulamasnn
sosyo-kltrel, yasal-ynetsel, ekonomik ve meknsal boyutta
problemlerinin ortadan kalkmas ile mmkn olabileceini
gstermitir.

Sosyo-Kltrel Boyutta neriler:

Toplumlarn kltrel birikimi sonucu, antsal


ve sivil yaplarn oluturduu tarihi doku, Afyonkarahisar
kentinin siluetini meydana getirmitir. Bu silueti ve tarihi kent
merkezi iin uygulanan koruma politikalarnn tarihsel deerlere
yalnzca tescilleyerek sahip kmas yeterli deildir. evre
duyarll, koruma ve kentlilik bilincini gelitirecek kalc
zmler ieren bir koruma yntemi izlenmelidir.
Afyonkarahisarda tarihi evrenin zgn dokusunun korunmas
iin, kltrel varlklarn kent insanlar iin nemi zerinde srarla
durulmaldr.

Koruma plan yaplrken halk almalara dahil


edilmemitir. Plan kararlar ile yasaklamalarn getirilmesi, plann
ne olduunu ve ne ie yaradn bilmeyen halkn tepki vermesine
sebep olmutur. Alann arya yakn olmas, mahalle
sakinlerinin iyi ve gvenilir olmas ve bunlara ek olarak
bazlarnn o muhitte doup bymesi sebepleri ile koruma alan
halk, oturduklar evlerin ve alann sorunlarnn zlebileceine
inandklar takdirde evlerini terk etmeyeceklerdir. Bu nedenle
evlerinin gelecek nesillere aktarlabilmesi iin halk
bilinlendirme almalarna balanmaldr.

Afyonkarahisar koruma alannda yaayan


halkn ounluunun kentsel sit alannda yaadnn bilincinde
olmas, blgeye olan ballklar ve tarihi dokunun korunmaya
deer olduunu dnmeleri, koruma ve yaatma iin nemli
olanaklar olarak dnlmektedir. Bu yzden Halk

1947

katlmnn arttrlmas amacyla; tarihi ev ve evrelerin


oluturduu dokunun korunmasnn olumlu-olumsuz yanlar halk
ile tartlmal, alann nemini ve tarihini anlatacak grsel aralar
yardmyla halk bilinlendirilmeli, korumann gereine ve
yararna inandrlmaldr.

Yasal-Ynetsel Boyutta neriler:

Kltrel ve tarihi dokuya sahip Afyonkarahisar


koruma alannn korunmas, eksikliklerine ramen hazrlanan
koruma amal imar plan ve alnan kararlardan oluan
ynetmelik ile hedeflenmi, ancak kontrol mekanizmas
oluturulamadndan uygulamada birok sorun yaanmtr.
Toplumsal ve fiziksel adan nemli bir birikime sahip olan
Afyonkarahisar kentinde problemler ve olanaklar dorultusunda,
yerel ve merkezi ynetimin ortak almas, belediyenin mali
kaynaklarn zorlamas, merkezi ynetimin de zgn dokunun
korunmas iin destek vermesi, finansman salayacak zm
nerileri getirmesi halkn potansiyelinden de yararlanarak nemli
bir koruma emberi oluturabilecektir.

5226 sayl kanun gerei yaplmas gerekli


ynetim plan en yakn zamanda yaplarak uygulamaya
geirilmelidir.

Ekonomik Boyutta neriler:

Alanda yaplan almalar halkn koruma ile


ilgili olas uygulamalara parasal katksnn mmkn olmadn
ortaya koymutur. Halkn eitim ve gelir seviyesinin dk
oluu, blge iin yaplacak kapsaml bir almada nemli bir
finansal kaynak salamak gerektiini gstermektedir.

Korumann etkin olmasn salayacak olan


belediye ve halkn ekonomik durumu yetersizdir. Valilik, l zel
daresi btesinden kaynak salayarak il baznda yaplan
uygulamalarn ounu stlenmitir. 5226 sayl kanun yerel
ynetimlere, kaynak oluturma ynnden 2863 sayl kanunun
12. maddesine eklenen hkmle, Tanmaz Kltr Varlklarnn
Katk Pay tahakkuk ettirme hakk tannmtr. Ayrca bu konuda
sadece yukarda bahsi geen fon dorultusunda deil, sponsor
araylarna girerek sivil toplum rgtleri ve meslek odalarnn
da desteini alarak finans kayna oluturmalar gereklidir.

1948


Halkn evlerin onarmlar konusunda dk
faizli geri demeli kredi almas konusunda bilgilendirilmesi
gereklidir. Krediyi karlayabilecek olanlarn kredi kullanmas
salanmaldr. Kredi alamayacak derecede durumu kt olan
vatandalarn oturduu konutlar yukarda bahsedilen kaynak
salama almalar vastasyla onarlmaldr.

Trkiyenin en nemli ulam alarnn


kesime noktas olarak urak yeri olan Afyonkarahisar iin
turizmi etkin klan bir koruma nerilebilir. Blgedeki
nemli mimari zellikteki yaplarn onarmlar yap-ilet-devret
yntemi ile yaplabilir.

Afyonkarahisar tarihi kent merkezi, kltrel ve


toplumsal niteliklerinden dolay turistik zelliklere sahip
olmasna ramen yeterince turist ekememektedir. Alannn
sahip olduu deerler gz nnde bulundurularak, insanlarn
kendi evlerini turizm amal kullanmalar ve deerlendirmeleri,
gelir elde etmeleri iin bir finans modelidir. te yandan koruma
alannda bulunan geleneksel ar, geliim alanlarnda modern
alveri merkezlerinin younlamas nedeniyle kent halk iin
cazibesini yitirmi, geleneksel ekonomik aktiviteler yok
olmutur. Koruma alan ierisindeki ticari faaliyetlerin yerel
meslek sahipleri ve zanaatkrlarn arlk kazanaca bir duruma
getirilmesi, hem blge halknn ekonomik durumuna katkda
bulunacak, hem de kltre dayal turizmin teviki ile alan,
yerli ve yabanc turistin tercih sebebi olacaktr. Bu konuda taraf
olunan Uluslararas Koruma Kurumlarndan destek alnmas
olduka nemlidir.

Meknsal Boyutta neriler:

Meknsal boyutta ortaya kan problemler


denetleyememe ve uygulayamama kkenlidir.

Afyonkarahisar tarihi kent dokusu sadece


Kentsel Sit Alan ile snrl deildir. ary saran geleneksel
konut dokusu ve idari binalaryla dokunun kentsel kimliini
kaybetmemesi iin Afyon mar Plannn revizyonu ile imar plan
btnnde koruma ve gelitirme kararlarn ve planlamay ieren
bir alma yaplmaldr.

AKAP 1994 ylnda yaplmtr. Koruma plan


snrlar kapsamnn dnda kalan, bu alan evreleyen alanlarn

1949

da tarihi ve yitirilmemesi gereken zellikleri vardr. Bu anlamda


koruma amal imar plan iin revizyon almalar yaplmal,
gerekirse snrlarnda deiiklikler yaplmaldr. Koruma alan ve
gei alanlar arasndaki balantlar, etkileimler kurulmaldr.

Afyonkarahisar kent merkezinde, tescilli


korunmas gerekli geleneksel konutlar ve antsal yaplar
mevcuttur. zellikle konutlarn giderek khnelemesi ve yangn,
deprem ve iklim koullarnn etkisiyle son yllarda ykmlar
younlamaya balamtr. Ykmlarn balamas ile devam eden
khnelemenin ve tahribatn engellenmesi, basit onarm
kapsamndaki cephe ve sokak salklatrmas uygulamalar ile
zlemez. Bunun iin envanter almalarnn tekrar gzden
geirilerek yaplarn son durum tespitlerinin yaplmas gereklidir.

Tarihi kent merkezinin ulam kolayl, kira


deerlerinin dk olmas gibi nedenlerle alanda dk gelir
gruplar yaamaktadr. Bu gruplarn yaplara ihtiyalarna gre
yaptklar mdahaleler geleneksel yaplarn yan sra kentsel sit
alannn karakteristik zelliklerini de yok etmektedir. Bu
anlamda uygulama sonras denetimlere byk nem verilmelidir.

Koruma altndaki alannn kapasitesinin ok


zerinde trafik akna maruz braklmas, alann dokuya
uymayan modern yaplarla donatlmas, grsel kirlilie neden
olan telefon ve elektrik balantlar alan iin nemli tehditler
oluturan durumlar olarak tespit edilmitir. Bu sorunlara ilikin
nlem ve neriler gelitirilmelidir.
lkedeki Benzer Nitelikli Alanlar Kapsamnda neriler:
lkemizde koruma amal imar planlarnn uygulama
pratiinde ciddi skntlar yaand bir gerektir. Koruma amal
planlama sreci kapsaml ierii ve detayl yaklamlar
nedeniyle titizlik isteyen bir alma yntemi gerektirmektedir.
Bu nedenle planlanan alanda detayl bir alma yaplmakszn
getirilecek yaklamlar, tarihi alanlarmzda ciddi kayplara
neden olacaktr.

Sosyo-Kltrel Boyutta neriler:

Ulusal
yayn
organlar
ile
halk
bilinlendirilmelidir. Bylece korumann tarihi, kltrel ve
fiziksel yararlar kadar kente kataca sosyal ve ekonomik

1950

katklar da grlr ve halk ile bu alandaki zel giriimciler


kltrel mimari miras korumay benimseyebilir.

Vatandalara belediyeler tarafndan gerekli


koruma bilincinin kazandrlmasna ynelik koruma srecinin
her
aamasnda
dzenlenecek
toplantlarla
koruma
uygulamalarnn gerekleri ve uygulama sreci hakknda bilgi
verilmelidir.

Yasal-Ynetsel Boyutta neriler:

Btnleik korumann uygulanabilmesi iin,


gerekli yasal dzenlemeler zerinde allmal, imar planlar ve
koruma planlar ayr ayr deil, birlikte retilmelidir. Yaplacak
yasal dzenlemeler btncl korumaya elverili hale
getirilmelidir.

Pek ok kurumun sorumluluk ve yetki sahibi


olduu koruma konusunda ok balln nlenmesi iin yeni
yasal dzenlemelere gidilmeli, mevzuatlar birbirleriyle uyumlu
hale getirilmelidir.

Blge baznda almalarn yrten rgtlerin


(Blge Koruma Kurullar, Vakflar Blge Mdrl), sit alan
ve tarihi dokusu geni illerde, il baznda oluturulmasn salayan
dzenlemelere gitmelidir.

5226 sayl kanun ile 2+1 yllk sre iinde


koruma planlarnn hazrlanmamas durumunda GDYKnn
kendiliinden hkmsz hale gelmesi salanmtr. Bu sre
iinde de ilgili kurumlarca koruma amal imar plan
hazrlanmamas durumunda bu durumdan etkilenenler, yap
sahipleri ve yre halk olacaktr. GDYKnn hkmsz hale
gelmesi ile birlikte mdahale edilmesi mmkn olmayacak olan
kltr varlklar zamanla ypranacak ve yok olacaktr. Bu nedenle
verilen srelerde koruma planlarnn hazrlanmama nedenleri
irdelendiinde, bunun temelinde GDYKnn kalc hkmler
iermesi yer almaktadr. ncelikle GDYKnn ieriine ynelik
dzenleme yaplmaldr.

Sit ilanndan itibaren, koruma amal imar


plannn hazrlk srecinde, n hazrlk almalar (analiz ve
sentez almalar, mevcut durumun tespit edilmesi)
tamamlanmaldr. Bu sre ierisinde zorunlu haller (tanmaz
kltr varlklar ve tescilsiz yaplarda basit ve esasl onarm

1951

gerektiren haller, yaplarn mrn yitirmesi sonucu yklma


tehlikesi bulunmas hali) dnda yeni yaplama konusunda
herhangi bir kurul karar getirilmemelidir.

Koruma amal imar plan almalar


tamamlanarak plan kesinleinceye kadar 5226 sayl kanun ile
oluturulan KUDEBler ve Koruma Kurulu yetkilileri tarafndan
mevcut yaplar ve izinsiz uygulamalar aylk periyotlarla
denetlenmeli ve aykr uygulamalar hakknda cezai ilem
uygulanmaldr. Mevcut yaplarn onarm ihtiyalar tespit
edilerek, ihtiya dorultusunda yaplacak onarmlara ilikin
Koruma Blge Kurulu tarafndan karar retilmelidir. Dier
parsellerdeki yaplama talepleri koruma plan hazrlanana kadar
reddedilmelidir.

Belirlenen sre ierisinde koruma amal imar


plan yaplmamas durumunda aylk denetimler devam
ettirilmekle beraber, ilgili idareye cezai yaptrm uygulanmal ve
koruma amal imar plan yaplana kadar kentsel sit alan
ierisinde yeni yaplamaya izin verilmemelidir.

Koruma altna alnan tarihi deere sahip alanlar


iin 5226 sayl kanun gerei de yaplmas gereken ynetim
planlarnn yaplmas zorunlu hale getirilmelidir.

Ekonomik Boyutta neriler:

Yerel ynetimlerin kaynak yaratmada sknt


ekmesinden dolay merkezi ynetimin konuyla ilgili destek
salamas ve ynlendirmesi gereklidir. Bunun iin kalknma
projelerinden kaynak ayrlabilir; mze ve ren yerlerinden
aktarlan gelirlerin koruma-gelitirme almalar iin para
desteine dntrlmesi salanabilir; zel sektrden kaynak
salama (Madran ve zgnl, 2005) yntemlerine gidilebilir.

Meknsal Boyutta neriler:

Eer imar plan ile koruma amal imar plan


bir btn olarak deerlendirilecek ise bu planlarn birbiri ile
btnleen ve birbirlerini btnleyen planlar olmas gereklidir.

Koruma amal imar plan yaplacak


blgelerde blgenin zellik ve ihtiyalarna gre zel
hazrlanm bir teknik artnameye uyulmaldr.

1952


Planlamann ve uygulamann her aamasna
kullanclar ve mlk sahiplerinin katlmas salanmaldr.

Planlarda her ada ve parsel etd edilerek, her


parsele ve yapya zg kullanma koullar belirlenmelidir.

Plan kararlar belirlenirken bo parsellerde yeni


yaplamalarn dokuyu tahrip etmesine imkn tanmayacak
kstlar ve mimari erevede zellikler getirilmelidir.

Kentsel Sit Alanlar dndaki zgn dokularn


imar kararlar ile yok olmas engellenmelidir.
Bu kapsamda koruma amal imar plan yapm ve
uygulama srelerine ynelik olarak, yukardaki belirtilen
nerileri zetler nitelikte, neri sre tasarmna ekil 6.da yer
verilmitir.
ekil 6. Koruma Amal mar Planlamas neri Sre Tasarm
(zsoy, 2013)

1953

1954

KAYNAKA
ALSA, O. (1978). Koruma Amal mar Planlarnn
Yaplmasnda Gz nnde Tutulmas Gerekli lkeler,
ODT Mimarlk Fakltesi Dergisi, 4,2:195-199.
BLSEL, A., AKSULU, I. ve BLSEL, G. (1994). Kentsel
Koruma Planlamasnda Projelendirme Srecinde
Sorunlar, 2.Kentsel Koruma Yenileme Uygulamalar
Kolokyumu, stanbul.
BLSEL, G. (1994). Afyon Koruma Amal mar Plan Plan
Aklama Raporu.
EENER, B. (1997). Tanmaz Kltr Ve Doa Varlklarn
Koruma Kurultaylar, Ege Mimarlk Dergisi, 97/1:4042.
ERKO, M. (2008). Akehir Tarihi Kent Merkezinin
Korunmasnda
Yayalatrmann
Etkinliinin
rdelenmesi, Yksek Lisans Tezi, Seluk niversitesi,
Fen Bilimleri Enstits, Konya.
HATAM, M. (2013). Tarihi Kent Merkezlerinin Koruma
Sorunlar, Urmiye Tarihi Kent Merkezi zerine Bir
Aratrma, Yksek Lisans Tezi, stanbul Teknik
niversitesi, Fen Bilimleri Enstits, stanbul.
KARAKAN, B. (2006). Koruma Amal mar Planlarna
Eletirel Bir Yaklam; Afyon rnei, Yksek Lisans
Tezi, Gazi niversitesi, Fen Bilimleri Enstits,
Ankara.
MADRAN, E. ve ZGNL, N. (2005). Kltrel ve Doal
Deerlerin Korunmas, TMMOB Mimarlar Odas
Yayn, Ankara.
MEHUR, M. . (1999). Tarihi evrelerin Korunmas
Srecinde Yeni Yaklamlar, Amasya Kenti, Yalboyu
Evleri rnei, Yksek Lisans Tezi, Seluk niversitesi,
Fen Bilimleri Enstits, Konya.
ZCAN, K. (2009). Srdrlebilir Kentsel Korumann
Olabilirlii zerine Bir Yaklam nerisi: Konya Tarihi
Kent Merkezi rnei, METU JFA, 26,2:1-18.

1955

ZEN, S. L. (2005). Koruma Yaklamlarna Yeni Bir Bak


As Olarak, Btnleik Koruma-Trabzon rnei,
Yksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik niversitesi,
Fen Bilimleri Enstits, Trabzon.
ZSOY. Z.B. (2013). Koruma Amal mar Planlarnn Yapm
ve
Uygulama
Srelerinin
Deerlendirilmesi;
Afyonkarahisar rnei, Yksek Lisans Tezi, Sleyman
Demirel niversitesi, Fen Bilimleri Enstits, Isparta.
UZUN, H. (2010). Tarihi Kent Merkezleri Ulam likilerinin
Koruma Balamnda Deerlendirilmesi zmir Tarihi
Kent Merkezi rnei, Yksek Lisans Tezi, stanbul
Teknik niversitesi, Fen Bilimleri Enstits, stanbul.
YENCE, M.S. (2011). Tarihi Kent Merkezlerinde Srdrlebilir
Yenileme in Bir Model nerisi; Konya rnei,
Doktora Tezi, Seluk niversitesi, Fen Bilimleri
Enstits, Konya.
YCEL, M. (2005). Korunan Alanlarn Snflandrlmas Ve
Uzun Devreli Gelime Planlar Yapmnda Yaanan
Sorunlar, Korunan Doal Alanlar Sempozyumu, 8-10
Eyll, Isparta.

1956

TRKYEDE RZGR ENERJ SANTRALLERNN


TARH GELM VE PEYZAJ MMARLII
AISINDAN RDELENMES
Yrd.Do.Dr.Ulvi Erhan EROL
Ar.Gr.Ayen OBAN
ZET
Fosil yaktlarn ok tketilmesi sonucu doaya verilen
zarar, insanlarda evre bilincinin ortaya kmasn salamtr.
20. yzyln sonlarndan 21. yzyln balarna doru insanlarda
oluan evre bilinci, onlar geleneksel ve yenilenebilir enerji
kaynaklarna yneltmitir. Rzgr; gne ve dnya var olduu
srece devam edecek olan nemli bir yenilenebilir enerji
kaynadr. Rzgr enerji santralleri kresel lekte su tketimi,
karbondioksit salnm, ham madde ve tehlikeli atk gibi
problemleri zmeye katk salarken; blgesel lekte doal ve
kltrel peyzaj deitirmekte ve estetik deerleri kesintiye
uratmaktadr. Bu almada rzgr enerjisinin, Dnyadaki ve
Trkiyedeki tarihsel geliimi aratrlmtr. Bu erevede
Trkiyede 1998-2013 yllar arasnda kurulumu gerekleen
santrallerin kronolojik listesi oluturulmutur. Konu ile ilgili
teorik bilgiler nda; rzgr enerji santralleri kurulmadan nce
peyzaj mimarl bak asyla deerlendirilmesi gereken
kriterler ortaya konmutur. Rzgr enerji santrallerinin estetik
deerleri kesintiye uratmamas ve kurulaca alann doal
yapsn minimum dzeyde etkilemesi iin; santrallerin kurulum
aamasndan nce alanda peyzaj ve grsel etki deerlendirmesi
yaplmas gerektii vurgulanmtr.
Anahtar Kelimeler: Rzgr, Rzgr Enerjisi, Rzgr
Enerjisinin Tarihi, Peyzaj, Grsel Etki

Sleyman
Demirel
niversitesi
uerhan@yahoo.com,erhanerol@sdu.edu.tr.

Kilis
7Aralk
niversitesi
aysensalvarli@kilis.edu.tr.

1957

Orman

Mhendislik-Mimarlk

Fakltesi,
Fakltesi,

IN TURKEY HISTORICAL ADVANCED OF THE WIND


POWER STATIONS AND EXAMINATION IN TERMS
OF LANDSCAPE ARCHITECTURE
ABSTRACT
Damage which is given to nature as a result of a lot of
fossil fuels consumed, environmental awareness in humans has
provided to emerge. From the end of the 20th century towards
the beginning of the 21st century environmental consciousness
that occurs in humans, they are headed for to traditional and
renewable energy sources. As long as there is sun and the World,
wind which will continue is an important renewable energy
source. While on a global scale the wind power stations
contribute to solve problems such as water consumption, carbon
dioxide emission, raw material, hazardous waste, on a regional
scale it changes natural and cultural landscape and interrupts
aesthetic values. This study, historical development of the wind
energy around the World and in Turkey was been investigated.
In this context, in Turkey between 1998 and 2013 stations which
were actualized their installation were created their chronological
list. In the light of theoretical knowledge related to subject,
criterions which should be considered with landscape
architecture perspective were put forward before the wind power
stations were established. Before the setup phase of stations, it
was emphasized that landscape and visual impact assesment
should be done in the area to avoid disrupting aesthetic values of
the wind power stations and affect the natural structure of the
installation area in the minimal level.
Key Words: Wind, Wind Power, History of the Wind
Energy, Landscape, Visual Impact
1. GR
Yirminci yzylda zellikle teknolojide yaanan
gelimeler ve enerji kullanmndaki artla meydana gelen evre
kirlilii, dnyadaki ekolojik dengede geri dn olmayan
tahribatlara neden olmaktadr. Kullanlan fosil enerji
kaynaklarnn evre kirliliine neden olmalar yannda, yakn
gelecekte tkenecek olmalar da insanolunu yenilenebilir enerji
kaynaklarna yneltmektedir.

1958

Yenilenebilir enerji kaynaklar; doal evrede srekli


tekrarlanan, enerji akmlarnn nicelik ve nitelik zelliklerini
bozmayacak ekilde kullanm veya doann kendi evrimi iinde,
bir sonraki gn aynen mevcut olabilen enerji kayna olarak ifade
edilebilir (stn vd., 2009:25). Yenilenebilir enerji kaynaklar;
gne enerjisi, gne enerjisinin trevlerinden olan rzgr
enerjisi, biyoktle enerjisi, hidroelektrik enerjisi, hidrojen
enerjisi, jeotermal enerji ve deniz enerjisidir. Yeni enerji
kaynaklarna ynelim sonucu, temiz, evre dostu ve yerel bir
kaynak olan rzgr enerjisinden yararlanmann gereklilii sz
konusu olmaktadr. Rzgr enerjisinden elektrik retim srecinin
karbon bamsz olmas, yani atmosfer kirliliine sebebiyet
vermemesi nedeniyle bu enerji kayna temiz enerji olarak
nitelendirilebilir. Buna karn her enerji retiminde olduu gibi
rzgr kaynakl enerji retiminde de baz evresel olumsuzluklar
yaanabilmektedir. Ancak ama olumsuz etkilerin varlndan
dolay bu kaynaktan vazgemek deil, aksine olumsuz etkilerinin
giderilmesine ynelik almalarn yaplmas sonucunda, bu
enerji kaynan en st dzeyde fayda salarken, evresel
etkilerini de en alt seviyelere indirmek olmaldr (Varnca ve
Varank, 2005:368).
Bu alma ile ilgili teorik bilgiler nda, rzgr enerji
santralleri kurulmadan nce peyzaj mimarl bak asyla
deerlendirilmesi gereken kriterler; peyzaj karakteri, arazi
formu, trbin renk ve modeli, trbin ykseklii, trbinlerin
konumu/dzeni, trbin gruplar ve trbinlerin grnrldr.
Bu kriterlerin uygunluu sonucunda sistemli bir rzgr enerji
santrali, ayn zamanda sistemli bir peyzaj tasarmn ortaya
koyar.
2. RZGR ENERJSNN TARHES
Rzgr gcnden yararlanmann tarihi olduka eski
dnemlere aittir. M.. 5000 yllarnda Antik Msr Medeniyeti,
Nil
Nehrinde
yelken
amak
iin
rzgrdan
yararlanmtr.(Hepbal ve zgener, 2004). Rzgr ile ilgili ilk
mhendislik uygulamalar yelkenli gemiler alannda
grlmtr. Bilinen ilk yelkenlilerinin Nil Nehrinde ortaya
kt; ancak kayt altna alnan ilk yelkenlilerin, piramitlerin
inas esnasnda Aswandan Gizaya byk talar tayanlar

1959

olduu bilinmektedir. Tarihteki ilk yel deirmenlerine M..


2800 yllarnda inde rastlanmaktadr. Balca gda
kaynaklarndan biri olan tahln insan ya da hayvan gc yerine
rzgr gc ile tlmesi in ve Antik Msr Medeniyeti ile e
zamanl olarak grlmtr. M.. 1600 yllarnda Babil Kral
Hammurabi, yel deirmenlerini tahl tmenin yan sra suyu
pompalamak iin de kullanmtr (Swift-Hook,2012).
nsanlk tarihi boyunca rzgr en dikkat ekici doa
olaylarndan biri olarak grlmtr. Denizciliin ok nemli bir
yeri olan Antik Yunanistanda masallara, destanlara ve
efsanelere konu olan; deniz hikayelerinin ve inan biiminin
balca kahraman olan Aeolus ve onun yardmcs olan Boreas
(K), Skiron (KB), Kaikias (KD), Eurus (D), Apeliotes (GD),
Notus (G), Livas (GB) ve Zephyrus (B) isimli tanrlar denizin ve
rzgrn Antik Yunandaki nemini gzler nne sermektedir
(Kaldellis, 2012:1).
Tarihte ilk kez rzgr enerjisinin kullanmn
tanmlayarak yel deirmeninin tarifini yapan Yunan Mhendis
Heron mekanik oyuncaklarnn birinde kk boyutlu yel
deirmeni kullanarak rzgr ile alan orgu tasarlamtr (SwiftHook,2012). Bilinen ilk buhar makinesi, Yunan Mhendis
Heronun, Msr skenderiyede ular birbirlerine gre zt
ynleri gsteren iki eik tpn yerletirildii oyuk bir kreden
yapt trbindir (VKPED, 2013).
Trkler ve ranllar ilk yel deirmenlerini M.S. 7.
yzylda kullanmaya balamlardr. randa ortaya kan dikey
eksenli yel deirmeninde Tibet Dua Tekerleinden
esinlenilmitir. Halife Hz. mer dneminde Miladi 642de
yaplan Nihavend Muharebesinde esir den ve Ebu Ll
knyesiyle anlan Firuz adndaki Hristiyan kle ile Hz. merin
konumasnda, klenin yel deirmeni yapabildii anlatlmaktadr
(Shepherd, 1990:6). Bu dnemde klenin yel deirmeni
yapabilmesi rzgr ve rzgr enerjisine olan farkndal ortaya
koymaktadr.
Avrupallar yel deirmeni ile 12. yzylda Hal
Seferlerinden sonra tanmlardr. Yel deirmenleri bu yzyln
sonlarnda hzla art gsterdii iin Papa III. Celestine yel
deirmenlerini vergiye balamtr (Moment Expo, 2012).

1960

lk yatay eksenli yel deirmeni ngilterede 1150,


Fransada 1180, Almanyada 1222 ve Danimarkada 1259
ylnda kullanlmtr (ahin, 2004:503).
Yzyllar sonra Hollanda halk yel deirmeninin temel
tasarmn deitirmi ve deirmen kule tasarmn gelitirmitir
(Swift-Hook, 2012).
Don Kiot isimli romana da konu olan yel deirmenleri,
Orta ada en parlak dnemini yaamtr. Bu romanda yel
deirmenleri sistemin arklarn sembolize ederken, Dulsinya ise
Don Kiotun uruna savat, davasn ifade etmektedir
(Moment Expo, 2012).
Endstri devrimi ile beraber, buhar makinelerinin ortaya
kmas sonucu, enerji temini iin termodinamik ilemlere
dayanan makinelerden yararlanlmaya balanmtr. zellikle
kmr, petrol, gaz gibi fosil yaktlarn kullanm istenildii
zaman enerji kayna saladklar iin yaygnlamtr.
1893 ylnda, Chicagoda Dnya Kolombiya fuarnda
dzinelerce imalat, yel deirmeni kurmutur. Daniel Halladay,
1854 ylnda kendi deirmeninin ilk ticari baarsn kazanmtr.
Orijinal Amerikan modeli olmas iin Halladay standart
gelitirmitir (Shepherd, 1990:30).
1888 ylnda Brush yel deirmeni ilk olarak rzgrdan
elektrik enerjisi retiminde kullanlmtr. Brush yel deirmeni,
Ohionun bir kenti olan Clevelandde Charles F. Brush
tarafndan ina edilmitir. Brush yel deirmeni 12 kW gcnde,
144 kanatl bir tekerden meydana gelmektedir. Kanat uzunluu
17 m apnda kule ykseklii ise 18 mdir (Swift-Hook, 2012).
Sonraki nemli adm ise; yel deirmenlerinden rzgr
trbin retimine geite atlmtr. Yel deirmenlerinden rzgr
trbin retimine geite nderlii Danimarkal Profesr Paul
LaCour yapmtr. Paul LaCourun rettii rzgr trbini drt
kanatldr. Paul LaCour ky alanlarnda, tarmda kullanmak
amacyla rzgr enerji santrali tasarlamtr. Tasarlanan rzgr
enerji santralinin retim gc 5 ile 25 kW arasndadr (SwiftHook, 2012).
Savonius ise; yeniliki bir rzgr trbin tipidir ve S.J.
Savonius tarafndan 1925 ylnda icat edilmitir. Savonius rzgr
trbininde, Flettner gemisinin byk dnen silindirlerinden

1961

esinlenmitir. Savonius, Flettner rotor gemisinin silindirlerini


ikiye ayrp, iki zt ucu birletirerek Savonius rzgr trbin tipini
gelitirmitir (Shepherd,1990:35).
Dikey eksenli trbin F.M. Darrieus tarafndan 1930
ylnda icat edilmitir. Darrieus rzgr trbin tipi iki ya da
eimli kanada sahiptir. Bu kanatlar bir merkez stunda st ve alt
ksmlara tutturulmutur (Shepherd, 1990:35).
Danimarkal irket F.L. Smith tarafndan 1941 ylnda
modern rzgr trbini ina edilmitir. Smith trbinleri
aerodinamik bilgiye dayal modern kanat kullanmna ve
megawatt byklne sahip ilk trbin rneidir. Petrol
skntsndan oluan a kapatmak iin Vermontta byk bir
rzgr trbini kurulmutur. Bu rzgr trbini, II. Dnya Sava
srasnda yerel halka yllarca g salamtr (Swift-Hook, 2012).
Johannes Jull II. Dnya Savandan sonra Danimarka
tasarm felsefesini gelitirmitir. Gedser, Danimarkada 19571967 yllar arasnda yaklak 2.2 milyon kWh g retmitir.
Gedser,
modern
rzgr
trbinlerinin
anas
olarak
deerlendirilmektedir. 24 m apnda, 200 kW retim gcnde
kanatl bir rzgr trbinidir. 1958 ylnda Htter, Almanyada
yksek performansl iki kanada sahip rzgar trbini gelitirmitir
(Ackermann ve Sder, 2000:320).
1961 ylnda Romada Birlemi Milletler yetkililerince
dzenlenen Enerjinin Yeni Kaynaklar Konferansnda ele
alnan kaynaktan biri rzgr enerjisi olmutur. Bylece ok
eskiden bu yana tannan rzgr enerjisi, teknolojik gelimelerle
de ele alnmaktadr (Trk, 2005:12).
1973 ylnda Petrol hra Eden lkeler Birlii (OPEC),
petrol fiyatlarn ar arttran bir ambargo balatmtr. Ykselen
petrol fiyatlar alternatif enerji kaynaklarna, zellikle rzgr
enerjisine olan ilgiyi arttrmtr.

3. BAZI
LKELERDEK
GELMELER

1962

RZGR

ENERJ

Global Wind Energy Council (GWEC)in 2013 yl


kresel kurulu rzgr enerji kapasitesi blgesel dalmna gre
toplam kurulu rzgr enerji kapasitesi 318,137 MWtr (izelge
3.1) (Global Wind Energy Council, 2014).
izelge 3.1. 2013 Yl Kresel Kurulu Rzgr Enerji Kapasitesi
(MW)-Blgesel Dalm
BLGELER

2011 YILININ
SONU

2012 YILININ
SONU

Afrika & Orta


Dou
Asya
Avrupa
Latin Amerika &
Karayipler
Kuzey Amerika
Pasifik Blgesi
Toplam Kurulu
G (MW)

1,033

1,165

2013
YILININ
SONU
1,255

82,070
97,043
2,280

97,715
109,817
3,552

115,939
121,474
4,709

52,763
2,861
238,050

67,580
3,219
283,048

70,885
3,874
318,137

Gncellenen kresel kurulu rzgr enerji kapasitesi


sralamasnda ilk be lke; in, ABD, Almanya, spanya ve
Hidistandr (izelge 3.2.) (Leung ve Yang, 2012:1032).
Gncellenen kresel kurulu rzgr enerji kapasitesi
sralamasnda ilk be lke; in, ABD, Almanya, spanya ve
Hidistandr (izelge 3.2.) (Leung ve Yang, 2012:1032).

1963

izelge 3.2. 20 lkenin 2001-2013 Yllar Arasndaki Kurulu


G Kapasitesi (MW) (THE WNDPOWER, 2013; Global Wind
Energy Council, 2014).

1,266

764

567

468

400

9,149

6,725

6,370

4,685

4,258

18,428

16,629

14,609

12,001

8,754

10,028

8,263

6,202

4,830

3,337

4,430

3,000

2,110

1,702

1,507

1,963

1,353

888

684

552

474

3,288

6,270

9,587

4,051

11,630

16,740

10,726

5,204

20,621

23,903

19,149

13,065

6,556

11,603

25,170

25,777

20,623

15,880

8,445

2,599

12,210

35,159

27,190

21,673

18,421

10,531

2,389

25,104

40,200

29,060

22,796

20,150

7,850

41,800

46,919

31,307

22,959

15,145

62,364

60,007

34,250

Birleik

22,247

75,324

61,091

Hindistan

16,819

2012

91,424

spanya

5,912

2013

Almanya

20
01

ABD

20
02

in

20
03
lke

20
04
20
08

20
05
20
09

20
06
20
10

20
07
20
11

1964

1,718

1,265

904

785

682

757

386

248

148

95

683

444

322

236

207

3,128

3,124

3,110

2,880

2,383

1,022

522

289

194

131

571

509

452

404

345

295

237

29

24

24

22

24

153

73

58

58

28

22

472

1,716

339

725

3,136

1,067

606

1,180

1,460

2,862

1,660

931

1,616

1,567

3,160

3,535

2,163

1,429

2,497

2,123

2,369

3,465

3,706

2,798

2,508

3,390

276

3,404

3,319

3,749

4,083

3,745

3,456

Polonya

247

3,736
4,492

4,008

3,927

4,525

4,470

Brezilya

331

4,850
5,970

5,265

4,162

4,724

sve

2,130

5,797

6,640

6,200

4,772

Portekiz

3,125

6,737

7,473

7,803

Danimarka

1,846

8,124

8,254

Kanada

2,455

8,552

Fransa

2,726

talya

1965

579

379

197

103

71

20

21

21

19

19

1,224

1,078

908

682

481

1,040

896

506

334

275

756

573

473

365

276

272

990

1,087

1,309

1,880

14

1,323

1,559

2,225

2,056

462

1,627

65

333

2,229

2,304

826

1,749

817

1,494

801

2,269

2,501

1,905

1,685

873

1,712

1,329

2,328

2,614

2,600

Yunanistan

2,020

1,799

2,391

2,661

Romanya

1,528

2,005

2,312

2,693

Japonya

1,747

2,584

2,959

Hollanda

207

3,239

Trkiye

817

Avusturalya

in; 1970 yllarnda rzgr enerjisinden faydalanmaya


balamtr. 2010 ylnda rzgr enerjisi lider reticisi olarak
ABDnin yerini alm ve 2012 ylnda rzgr enerji kapasitesini
75,324 MWa kartarak 20 lke iinde birincilik yerini almtr.
2013 ylnda ulat toplam kapasite ise; 91,424 MWtr.
ABD; enerji fiyatlarndaki byk dalgalanmalar
1970'lerden bu yana ABD ekonomisinin bir ayrt edici zellii
olmutur (Kilian, 2008:871).2008 ylnda 25,170 MW kurulu
gc ile rzgr enerjisi liderliinde Almanyay geride brakarak

1966

birinci srada yer almtr. ABD her yl kurulu gcn arttrmaya


devam etmitir ancak 2010 ylnda birincilii ine kaptrmtr.
in, ABDyi sralamada gemesine ramen; ABD kurulu gcn
her yl arttrmaya devam ederek 2012 ylnda toplam kurulu
gcn 60,007 MWa, 2013 ylnda 61,091 MWa ykseltmitir.
Almanya; rzgr enerji reticisi olarak 2008 ylna
kadar liderliini korumu ancak 2008 ylnda ABD, Almanyann
rzgr enerji reticisi liderliini almtr. Almanya her yl kurulu
rzgr gcn yaklak 2 MW arttrarak sabit bir ilerleme oran
salamtr. 2012 ylnda kurulu gcne 2,247 MW ekleyerek
kurulu rzgr gc kapasitesini 31,307 MWa, 2013 ylnda
toplam kurulu gcn 34,250 MWa ulatrmtr. Almanyann
rzgr enerjisi ve rzgr enerji santrallerindeki hzl gelimeleri
bu sektrde yeni istihdamlar salamtr.
spanya; 2010 ylnda mali bir kriz yaamasna ramen;
Avrupada, Almanyadan sonra gelen ikincilik yerini hala
korumaktadr (Leung ve Yang,2012). 2013 ylnda kurulu
gcn 0,163 MW arttrarak toplam kurulu gcn 22,956
MWa ulatrmtr.
Hindistan; 2003 ylnda yenilenebilir enerji
politikalarn destekleyerek byk enerji kazanc elde etmitir.
2012 ylnda kurulu gcne 2,541 MW yeni enerji kapasitesi
ekleyerek 2012 ylnn sonunda toplam kurulu gcn 18,421
MWa ykseltmitir. Bu gelime Hindistan kresel rzgr
reticileri arasnda beinci sraya yerlemesine yardmc
olmutur. 2013 ylnda da gelimesine devam ederek toplam
kurulu gcn 20,150 MWa ulatrmtr.

4.
TRKYENN RZGR ENERJ TARH VE
POTANSYEL
M.. 1500-M.S. 1960
Rzgr enerjisi, Anadolunun tarihi ve ekonomik
gelimesinde nemli bir rol oynamamtr. Trkiyede rzgr
enerjisinin ilk belgeli kant Truva Antik Kentine
dayanmaktadr. Anadoluda ilk yel deirmenlerinin ne zaman
kurulduu net olarak bilinmemesine ramen; yel deirmenlerinin
14. yzylda bulunduuna dair iaretler yer almaktadr. M.S.
1389 tarihli deniz haritas, zmir krfezinde s ve kumul alanlar

1967

boyunca iaret olarak yel deirmenlerini gstermektedir


(Hepbal ve zgener, 2004).
zellikle Trkiyenin bat sahilinde yel deirmenlerinin
saysz kalntlar alann ekonomik gelimesinde rzgr
enerjisinin nemli roln ortaya koymaktadr (Hanaasolu,
1999).
1940lardaki yel deirmenleri, Anadolu krsalnda tahl
tmek, tarlalara su pompalamak ve hatta ilk radyo
kurulularna g salamak amacyla kullanlmtr (Hepbal ve
zgener, 2004).
M.S. 1960- 1993
1960- 1961 yllarnda Trk Tarm Bakanl tarafndan
yaplan bir aratrmada 749 yel deirmeni kaydedilmitir. 749 yel
deirmeninin 718i su pompalamak iin kullanlrken, geriye
kalan 31 yel deirmeni de elektrik retmek iin kullanlmtr.
1966-1967 ve 1978-1979 yllar arasnda yaplan iki aratrmada
309 ve 894 trbin ortaya kmtr. Srasyla bu trbinlerin 2 ve
23 1 kWtan dk kapasiteli, elektrik reten trbinlerdir
(Hanaasolu, 1999). 1960lardan beri birka niversite, rzgr
enerjisi zerine almalar gerekletirmitir. Trk Bilimsel ve
Teknolojik Aratrma Enstits (TBTAK) Marmara Aratrma
Merkezi, 1980lerde Trkiye iin bir rzgr atlas gelitirmeye
balamtr. Rzgr enerjisi ile retilen elektriin genel kullanm
ilk kez 1986 ylnda zmirdeki eme Altnyunus Resort
Hotelinde gerekletirilmitir. eme Altnyunus Resort
Hotelin sahip olduu rzgr enerji kapasitesi 55 kWtr
(Hepbal ve zgener, 2004).
1994-1997
1994 ylnda, Trkiyede rzgr enerji projesi iin ilk
Yap-let-Devret (Build- Operate-Transfer: B.O.T) fizibilite
almas T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlna
sunulmutur. Fizibilite raporundaki dnce; Trkiyenin bat
sahilinde bulunan Bozcaadada 18 MW kurulu gcnde rzgr
enerji santrali kurmaktr ancak yksek voltaj hatt adadan ana
karaya maksimum 7,8 MW kapasiteye sahip olduu iin bu proje
yln sonunda tekrar gzden geirilmitir. 1996 ylnn Ekim
aynda, Enerji Bakanlna zmir-Alaatda 7,2 MW kapasiteli

1968

rzgr park iin fizibilite raporu teslim edilmitir (Hanaasolu,


1999).
1998-2012
1998 ylnn Ocak ayna kadar Enerji Bakanlna
rzgr enerji projeleri iin 25 bavuru yaplmtr. Bavuru
yaplan projelerin kapasiteleri 670-1440 MWtr. Rzgr enerji
santrallerinin Bozcaada (5 MW), Hatay (150 MW) ve Karabiga
(70 MW) alanlarna kurulmas dnlmektedir. Ancak en ok
tercih edilen alan eme Yarmadasdr. Rzgr lmlerini
1994ten beri Ergn zakat gerekletirmitir. Ergn zakat 10
m ykseklikteki alanlarda yllk ortalama rzgr hzn 7,4 m/sn
olarak lmtr (Hanaasolu, 1999).
Uluslararas alanda ilk olarak 1998 ylnda eme
Germiyan Kynde kurulan rzgr trbininde elektrik retimi
yaplmtr. Yap-let-Devret modeli ile iletmeye alan ilk
rzgr enerji tesisi ise 1998 ylnda iletmeye alan Alaatdaki
ARES adl 12 adet trbinden oluan rzgr enerji iftliidir. Yaplet-Devret modeli ile kurulmu olan ve Trkiyenin nc
rzgr enerji santrali yatrm olan anakkale Bozcaada, 10,2
MW kurulu gcne sahip rzgr enerji santrali 17 adet trbin ile
(17x600 kW) 2000 ylnda kurulmutur (lkl,2009:29).
Trkiyenin 1998-2013 yllar arasnda rzgr enerji
sektrnde kazand ivme gn getike artmaktadr. 2000
ylnn ortalarnda toplam rzgr enerji kapasitesi 18,9 MW ve 3
rzgr enerji santraline sahip iken; 2013 ylnn sonunda rzgr
enerji kapasitesi 3894,55 MW ve rzgr enerji santral
says104e ulamtr. Kurulmu bulunan trbin says ve retim
gc de 2000 ylndakilere gre byk gelime gstermitir.
2000 ylna kadar elektrik enerjisi reten trbin says 32 adet
iken 2000 ylndan sonra 2013 ylna kadar bu say1875e
ulamtr. Trkiye son 13 ylda rzgr enerjisi konusunda byk
bir ilerleme kat etmitir ve hala da kat etmeye devam etmektedir
(izelge 4.1).
izelge 4.1. Trkiyede 1998-2013 Yllar Arasnda Kurulumu
Gerekleen Rzgar Enerji Santrallerinin Kronolojik Listesi
Konum

irket

retim
Yl

Trbi
n
mala
ts

1969

Kur
ulu
Gc

Trbin Says ve
Trbin
Kapasitesi

zmireme
(Alaat)
zmireme
(ARES)
anakka
leBozcaad
a
Manisa
(AKRES
)
stanbulHadmk
y
Balkesir
Bandrm
a
stanbulSilivri
ManisaAkhisar
anakka
leGelibolu
(Burgaz
RES)
zmireme
anakka
le-ntepe
zmir
(Bergam
a RES)
Manisa
(Soma
RES)
zmirAliaa
(Yunt
Da-1)
stanbulatalca

(M
W)
1,50

3x500 kW

Alize
A..

1998

Enerc
on

Gbirli
i A..

1998

Vesta
s

7,20

12x600 kW

Bores
A..

2000

Enerc
on

10,2
0

17x600 kW

Akhisar
Rz. En.
El. r.
San. Ltd.
ti.
Sunjt
A..

2000

Norde
x

45,0
0

18x2,500kW

2003

Enerc
on

1,20

2x600 kW

Bores
A..

2006

GE

30,0
0

20x1,500 kW

Ertrk
A..
Deniz
A..
Doal
A..

2006

Vesta
s
Vesta
s
Enerc
on

0,85

1x850 kW

10,8
0
14,9
0

6x1,800 kW

Mare
A..
Demirer
A..
Bergama
A..

2007

Enerc
on
Enerc
on
Norde
x

39,2
0
30,4
0
90,0
0

Bilgin
A..

2007

Norde
x

90,0
0

36x2,500 kW

Innores
A..

2008

Norde
x

42,5
0

17x2,500 kW

Ertrk
A..

2008

Vesta
s

60,0
0

20x3,000 kW

2007
2007

2007
2007

1970

13x800+5x900
kW

49 x800 kW
38x800 kW
36x2,500 kW

MulaData
stanbulKemerb
urgaz
HataySamand
a
ManisaSayalar
HataySebenob
a
Balkesir
-Samli
Balkkes
ir-Samli
Amasya
(Amasya
RES)
Balkesir
(Bandr
ma-3
RES)
EdirneEnez
zmirAliaa
zmirAliaa
anakka
le-Ezine
Tekirda
-Sarky
Balkesir
-Havran
Osmaniy
e-Bahe
Balkesir
Bandrm
a
HatayBelen
zmireme
(MazII)

Dares
A..
Lodos
Elektrik

2008
2008

Enerc
on
Enerc
on

29,6
0
24,0
0

28x800+8x900
kW
12x 2,000 kW

Deniz
A..

2008

Vesta
s

30,0
0

15x2,000 kW

EDF-EN

2008
2008

30,4
0
34,0
0

38x800 kW

Windwar
ts

Enerc
on
Vesta
s

Borasco

2008
2008

Aksu
A..

2008

90,0
0
30,0
0
40,0
0

30x 3,000 kW

Bares

Vesta
s
Vesta
s
Norde
x

As
Makinsa
n A..

2008

Norde
x

25,0
0

10x2,500 kW

Boreas
A..
Doruk
A..
Yapsan
A..
Demirer
A../Aliz
e A..
Alize
A..
Alize
A..
Rotor
A..
Borasco
A..

2010

Norde
x
Enerc
on
Norde
x
Enerc
on

15,0
0
30,0
0
90,0
0
20,8
0

6x2,500 kW

Enerc
on
Enerc
on
GE

14x2,000+1x800
kW
2x2,000 kW

10x3,000 kW

Belen
Elektrik
Maz-III
RES A..

2009
2009
2009
2009

2009

Vesta
s

28,8
0
16,0
0
135,
00
45,0
0

2009

Vesta
s
Norde
x

30,0
0
22,5
0

2009
2009

2009

1971

17x2,000kW

20x1,500 kW
16x2,500kW

15x2,000 kW
36x2,500 kW
1x800+10x2,000
kW

54x2,5000 kW
15x3,000 kW

9x2,500 kW

zmireme
AydnDidim
(Akbk
RES)
HataySamand
a
ManisaKrkaa

Balkesir
(Ayyldz
RES)
anakka
le
(amsek
i RES)
Balkesir
-Keltepe
zmirAliaa
(Samurl
u)
ManisaKrkaa

(Kuyuca
k RES)
Balkesir
Bandrm
a
Balkesir
(atalte
pe RES)
HatayBelen
zmirBergama
zmirFoa
Balkesir
-Kepsut

ManisaKrkaa

Kores
A..
Ayen
A..

2009
2009

Norde
x
Suzlo
n

15,0
0
31,5
0

6x2,500 kW
15x2,100 kW

Ezse Ltd.
ti

2009

Norde
x

35,1
0

39x900 kW

Alize
A..

2009

Enerc
on

25,6
0

32x800 kW

Aken El.
Ur. A..

2009

Vesta
s

15,0
0

5X3,00 kW

Alize
A..

2009

Enerc
on

20,8
0

Demirer
Holding
Doal
A..

2009

Enerc
on
Enerc
on

20,7
0
30,0
0

Alize
A..

2010

Enerc
on

25,6
0

12x2,000+2x800
kW

AS
Makinsa
n

2010

Norde
x

25,0
0

10x2,500 kW

Alize
A..

2010

Enerc
on

16,0
0

8x2,000 kW

Belen
Elektrik
Bilgin
Enerji
Doal
A..
Poyraz
A..
Bares
A..
Bilgin
A..

2010

Vesta
s
Norde
x
Enerc
on
Enerc
on
Norde
x
Norde
x

6,00

2x3,000 kW

90,0
0
30,0
0
54,9
0
142,
50
90,0
0

36x2,500 kW

2010

2010
2010
2010
2010
2010

1972

23x900 kW
15x2,000 kW

15x2,000 kW
61x900 kW
57x2,500 kW
36x2,500 kW

Mersin

anakka
le-Sares
Hatayenbk
AydnTurgut
Tepe
HatayTrbe
zmirtopya
Aydn
(Skeatalb
k RES)
ManisaAkhisar
anakka
leMahmu
diye
zmirMaz-III
(Trbin
ekleme)
BilecikMetris
Tepe
Hatayenky
zmirSeyitali
Tokat
zmirYuntda
-II
anakka
le
(AyRES)

Aaolu
Enerji
Grubu/A
kdeniz
A..
Garet
A..
Bakras
Enerji
Gestamp
Wind

2010

Vesta
s

34,0
0

40x850 kW

9x2,500 kW

Vesta
s
Vesta
s

22,5
0
15,0
0
24,0
0

2010
2010
2010

5x3000 kW
12x2,000 kW

Germani
a
Windpar
k
Fina
Enerji
ABK
A..

2010

GE

35,0
0

14x2,500 kW

2010

GE

6x 2,500 kW

2010

Game
sa

15,0
0
30,0
0

Karesi
Enerji
EnerjiSA

2011

Norde
x
Sieme
ns

45,0
0
29,9
0

18x2,500 kW

Rzgr
enerjisi

2011

Norde
x

7,50

3x2,500 kW

CAN
Enerji

2011

Norde
x

40,0
0

16x2,500 kW

2011

Alsto
m
Power
Enerc
on
Norde
x
Norde
x

27,0
0

9x3,000 kW

30,0
0
40,0
0
15,0
0

15x2,000 kW

Vesta
s

5,00

2011

EDF-EN

2011

ltek
letiim
Innores
Electric
retim
Ayres
Ayvack
El. r.
San. Ltd.
ti

2011
2011
2011

1973

15x2,000 kW

13x2,300 kW

16x2,500 kW
6x2,500 kW
X1,800kW

Mersin
Mut
(Dapaz
ar RES)
ManisaSoma-I
KayseriAksu
RES
HatayBelen
zmirKarada
AmasyaKayadz

Balkesir
-Poyraz
zmirKozbeyli
zmirGermiya
n
zmir
(Samurl
u RES)
zmir
(Bozyak
a RES)
Balkesir
(Balkesi
r RES)
Balkesir
(Bandr
ma RES)
(Trbin
ekleme)
Afyon
(Dinart
RES)
Balkesir
(Gnayd
n RES)
zmir
(Kores)

EnerjiSA

2011

Vesta
s

39,0
0

13x3,000 kW

Polat
Enerji
Ayen
Enerji

2011

Enerc
on
Vesta
s

80,1
0
72,0
0

89x900 kW

Vesta
s
GE

Belen
Elektrik
Garet
A..
Baktepe
Enerji
A..
Demirer
Holding,
Polat
Enerji
Polat
enerji

2012
2012

18x2,000+15x2,0
00+3x2,000 kW

2012

Norde
x

12,0
0
10,0
0
40,0
0

2012

Enerc
on

54,9
0

27x2,000+1x900
kW

2012

Enerc
on

30,0
0
10,8
0

15x2,000 kW

2012

2012

4x3,000 kW
4x2,500 kW
16x2,500 kW

Doal
A..

2012

Enerc
on

30,0
0

15x2,00 kW

Kardemir
Haddecili
k San.
Tic. Ltd.
ti
Bares El.
r. A..

2012

Norde
x

12,5
0

5x2,500 kW

2012

GE

143,
00

52x2,750 kW

Yapsan
A..

2012

Norde
x

5,00

X2,500 kW

Olgu
A..

2012

Sieme
ns

50,6
0

22x2300 kW

Manres
A..

2012

GE

12,5
0

5x2,500 kW

Kores
Kocada
A..

2012

Norde
x

17,5
0

7x2,500 kW

1974

Tekirda
(Saray
RES)
Hatay
(Senkoy
RES)
Manisa
Soma-II
Afyon
(Dinart
RES)
Balkesir
(Susurlu
k RES)
stanbul
(anta
RES)
zmirZeytineli
-II
AydnMadran
baba
Balkesir
(Edincik
(RES)
Krehir
(Geycek
RES)
Balkesir
(Kapda
RES)
zmir
(Karbur
un RES)
Aydn
(Madran
baba
RES)
Mersin
Mut
(Dapaz
ar RES)
(Trbin
ekleme)
Balkesir
(Paalim
an RES)

Saray
A..

2012

Enerc
on

4,00

2x2,00 kW

Eolos
A..

2012

27,0
0

9x3,000 kW

EDF-EN

2011
2013

60,0
0
27,6
0

30x2,000 kW

Olgu
A..

Alsto
m
Wind
Enerc
on
Sieme
ns

Alentek
A..

2012

Norde
x

60,0
0

24x2,500 kW

Bora
A..

2013

Norde
x

35,0
0

14x2,500 kW

Bilgin
Enerji

2013

Norde
x

50,0
0

20x2,500 kW

Kiroba
Elektrik

2013

Game
sa

20,0
0

10x2,000 kW

Edincik
A..

2013

Norde
x

30,0
0

12x2,500 kW

Al-Yel
A.

2013

Enerc
on

79,0
0

x2,000+x3,000
kW

Kapda
A..

2013

Vesta
s

24,0
0

12x2,000 kW

Lodos
A..

2013

Enerc
on

120,
00

60x2,000 kW

Kroba
A..

2013

Game
sa

19,5
0

x2,00 kW

EnerjiSA

2013

Vesta
s

6,00

2x3,000 kW

R.K.
RES El.
r. San.
ve Tic.
Ltd. ti

2013

Enerc
on

0,80

800 kW

1975

12x2300 kW

ManisaSayalar
Adyama
n (Sincik
RES)
Balkesir
(ah
RES)
Hatay
(enbk
RES)
Uak
(Uak
RES)
zmir
(Zeytinel
i RES)
Hatay
(Ziyaret
RES)

EDF-EN

2013

Enerc
on
Norde
x

23,8
0
27,5
0

x800+x2,000 kW

Tektu
A..

2013

Galata
Wind En.
Ltd. ti
Yeni
Belen
Enerji El.
r.
Amas
RES
Rz. En.
El. r.
Zeytineli
A..

2011/201
3

Vesta
s

102,
00

34x 3,000 kW

2013

Vesta
s

27,0
0

9x3,000
kW

2013

Sinov
el

54,0
0

36x1,500 kW

2013

Norde
x

50,0
0

20x2,500 kW

Ziyaret
A..

2010/201
1/2013

GE

65,0
0

26x2,500 kW

11x2,500 kW

5. RZGR ENERJ SANTRALLERNN


MMARLII AISINDAN RDELENMES

PEYZAJ

Rzgr enerjisi, dnyada en hzl gelien enerji


kaynadr (Pasqualetti vd, 2002:3). Bir taraftan rzgr enerjisi
kresel lekte problem zmeye (rnein iklim deiimi, fosil
yakt kaynaklarnn azalmas ve hava kirlilii) katk salarken;
dier taraftan rzgr enerjisinin gelimesi doal ve kltrel
peyzaj deitirmektedir (Mller, 2010). Rzgrn faydal
zellikleri olmasna ramen, rzgr trbinleri alann estetik
deerlerini kesintiye uratt, evresini deitirdii ve alandaki
doal peyzaj g peyzajna dntrd iin eletiri almaktadr
(Pasqualetti vd, 2002:3). Rzgr trbinlerinin kurulmasna kar
klmasnn en belirgin sebeplerinden biri de mevcut peyzaj
deerini azaltmasdr. Ancak daha btnsel deerlendirdiimizde
rzgr enerjisi birok yarar salamaktadr. Rzgr enerjisi, enerji
salamada, sanayide ve evre zerinde pozitif etkilere sahiptir.
Pozitif etkiler daha ok kresel iken; rzgr enerjisinin etkileri
blgeseldir. Bu yzden blgesel etkiler de herhangi bir projede
stn parametre olarak deerlendirilmelidir (Kilpper ve
Steinhuser, 2002). Bye ve Solli (2007)ye gre; rzgr enerjisi

1976

evre dostu bir enerjidir; ancak doada istenmeyen mdahaleyi


temsil etmektedir ( Rygg, 2012:167).
Doada istenmeyen mdahalelerin olumamasn,
rzgr enerji santrallerinin estetik deerleri kesintiye
uratmamasn ve kurulaca alann doal yapsn minimum
dzeyde etkilemesini salamak iin rzgr enerji santrali
kurulmadan nce alanda peyzaj ve grsel etki deerlendirmesi
yaplmas gereklidir. Peyzaj etki deerlendirmesi; rzgr enerji
santrallerinin fiziksel peyzaj zerindeki etkilerini deerlendirir.
Fiziksel peyzaj zerindeki etkiler peyzaj karakterinin
deimesine sebep olur. Grsel etki deerlendirmesi ise; rzgr
iftliklerinin peyzaj iinde mevcut grnlerini ortaya
kartarak potansiyel deiimleri ve bu deiim sonucu ortaya
kan etkileri deerlendirir (Scottish Natural Heritage, 2009).
Bir rzgr enerji santralinin peyzaj ve grsel etki
deerlendirmesini gerekletirmek iin ilk admda alma
alannn peyzaj karakteri deerlendirilmelidir ve rzgr enerji
santralinin geliimi ile ilgili ana karakter tanmlanmaldr. Peyzaj
karakter deerlendirmesi bir blgenin ayrt edici zelliklerini en
iyi ekilde sunarak; rzgr enerji santralinin tasarmna,
konumuna ve peyzaj alanlarnda meydana gelen tahribatlarn
onarlmasna yardmc olur Peyzaj karakter tiplerinden biri olan
arazi formu, rzgr iftliklerinin konumu ve tasarm ile
ilikilendirildiinde dengeli bir grnt sunmaldr. Ayn
zamanda peyzaj alan ierisinde bulunan hassas blgelere (yaban
hayat hassasl, yerleim alan zemini oluturan blgeler,
nemli ve kltrel zellik tayan blgeler) rzgr iftlii
kurulmamaldr(Scottish Natural Heritage, 2009). Rzgr
trbinlerinin tasarmnda kullanlan renk ve materyaller peyzaj
karakterine etkisi olan faktrlerdir. Renklerin ve materyallerin
dikkatli seimi rzgr trbinlerinin peyzaj zerindeki grsel
etkisini ve ztln azaltmaya yardmc olur (Australian Wind
Energy and Australian Council of National Trusts, 2004:3).
Bernd (2005)e gre rzgr trbinlerinin rengi beyaz (ya da
herhangi bir gri ton) olmaldr. nk ak renk, renk
farkllnda baskn bir etki ortaya koymaktadr. Rzgr trbini
ak gri seildiinde ise trbin kanatlar ufuk izgisi gibi bir etki
ortaya koymaktadr ().
Trbinler iin en uygun rengi semek detayl rzgr
iftlik tasarmnn nemli bir parasdr. Rzgr iftliklerinin

1977

tasarmnda kullanlan trbinlerin renk seiminde dikkat edilmesi


gereken noktalar unlardr (Scottish Natural Heritage, 2009;
Saidur, 2011:2428);

kanlmaldr,

Trbinler tek renkli olmaldr,


Trbinlerde

dereceli

renk

kullanmndan

Ak renk ya da ak gri tonlar kullanlmaldr.


nk gkyzne bakldnda ak gri renkli trbin, grnrlk
ve grsel etki arasndaki dengeyi minimize etmektedir.
Rzgr trbin ykseklii de peyzaj karakterini nemli
lde etkilemektedir. Genellikle trbin ykseklii arazi
formunun ykseklii ile orantl olmaldr. Bu zellik yksek
arazi ve alak arazi arasndaki topografik ayrm ve ztl
alglamamza yardmc olur. Bu yzden yksek arazi peyzajna
ksa trbinler uyum salamaktadr. Geni, dz, tek dze alak
arazi formu topografik ayrma sahip olmad iin uzun trbinler
ile uyum salayabilir. nk geni, dz ve tek dze alak arazi
formuna sahip peyzaj alanlarnda byk yatay uzunluk trbin
yksekliinin algsn azaltmaktadr (Environment and Heritage
Service, 2008:21).
Peyzaj karakterinin deimesine sebep olan bir dier
faktr de rzgr trbinlerinin konumu/dzenidir. Rzgr enerji
santralleri,
alann
topografyas
ile
ilikilendirilerek
konumlandrlmal ve dikkati datmamasna ya da nemli
peyzaj karakterleri arasndaki ayrmlarn belirsiz hale
getirilmesine zen gsterilmelidir. rnein; yksek arazi ile
alak arazi arasndaki gei gze arpmamaldr. Rzgr enerji
santralleri peyzaj dzenine, ufuk izgisine, zellikle arazi
formuna, yerleim alanlarna, tarihi nemli noktalara ve manzara
kalitesine uygun olmaldr (Australian Wind Energy and
Australian Council of National Trusts, 2004:8) Basit, gl ve
temel olarak yatay formlu peyzaj alanlarnda byk trbin
gruplar uygundur. Daha karmak ve eitli arazi ekline sahip
peyzaj alanlarnda byk rzgr trbin gruplarnn kullanm
peyzaj karakteri zerinde istenmeyen dzletirici bir etkiye sebep
olur. Bu nedenle daha karmak peyzaj alanlar iin kk lekli
trbin gruplar tercih edilmelidir (Environment and Heritage
Service, 2008:31).

1978

Grsel etkiyi niceliksel olarak deerlendirmek zordur.


Tek bir rzgr trbini, konumlandrld alandan grlebilir ve
tek olarak konumlandrlan rzgr trbini kendi kendine kt etki
oluturamaz. nk grnrlk gerekten alglanan grsel etki
ile ayn deildir (Mller, 2006). Ancak rzgr enerji santralinde
trbin says arttka ortaya kan grsel etki deimekte ve
peyzaj karakterinde deiiklikler ortaya kmaktadr. Bu sebeple
rzgr enerji santralinde trbin kullanmnda alann peyzaj
karakterine, arazi formuna, trbin rengi ve modeline, trbin
yksekliine, trbinlerin konumuna/dzenine, trbin gruplarna
ve trbinlerin grnrlne dikkat edilmelidir. Sistemli bir
rzgr enerji santrali tasarm, peyzaj tasarmn oluturur.
Bylece rzgr enerji santralleri, peyzaj karakterlerinden biri
olur.
SONU
Rzgr enerjisi, yenilenemeyen enerjilerin yerine
geebilecek bir enerji olup, gne ve dnya var olduu srece
devam edecek olan bir enerji kaynadr. Dnyada ve
Trkiyede rzgr enerjisi tarihine baktmzda rzgr, en dikkat
ekici doa olaylarndan biri olarak grlmtr. Bu balamda
rzgr enerjisi, yel deirmenlerinde tahllarn tlmesi ve
yelkenli gemilerin hareketi iin kullanlmtr. Gnmzde ise
rzgr daha ok elektrik retmek iin kullanlmaktadr.
Trkiyede kurulan ilk rzgr enerji santrali ile 2013
ylnda kurulan rzgr enerji santralleri hem trbin hem de
kapasite olarak karlatrldnda Trkiyenin rzgr enerjisi
konusunda baarl bir yol izledii grlmektedir. Trkiye, 2000
ylnda toplam kurulu g kapasitesi 18,9 MW ve 3 rzgr enerji
santraline sahip iken 2013 ylnda toplam kurulu g kapasitesi
3894,55 MW ve 104 rzgr enerji santraline sahiptir.
lkemizde ve dnyada gelime gsteren rzgr enerjisi
kresel lekte problem zmeye (rnein iklim deiikliini
nleme, fosil yakt kullanmnn azalmas, kresel snmaya
sebep olan sera gaz emisyonlarnn azalmas) ynelik katk
salarken; dier taraftan doal ve kltrel peyzaj
deitirmektedir. Rzgr enerji santrallerinin faydal zellikleri
olmasna ramen, estetik deerleri kesintiye uratmas ve doal
peyzaj g peyzajna dntrmesi eletiri almaktadr. Bu

1979

sebeple rzgr enerji santrali kurulmadan nce kurulmas


planlanan alanda peyzaj ve grsel etki deerlendirilmesi
gerekletirilmelidir. Peyzaj ve grsel etki deerlendirmesinin
ilk admnda alma alannn peyzaj karakteri deerlendirilir ve
rzgr enerji santralinin geliimi ile ilgili ana karakter tanmlanr.
Peyzaj karakter deerlendirmesi alma alannn zelliklerini en
iyi ekilde analiz ederek; rzgr enerji santralinin tasarmna,
konumuna ve peyzaj alanlarnda meydana gelen tahribatlarn
onarlmasna yardmc olur.

1980

KAYNAKLAR
Australian Wind Energy Association and Australian Council of
National Trusts (2004). Wind Farms and Landscape
Values
Draft
Issues
Paper,
http://www.lga.sa.gov.au/webdata/resources/files/Wind
_Farms_Discussion_paper1.pdf, 01/09/2013.
ACKERMANN, T., SDER, L., (2000). Wind Energy
Technology and Current Status: A Review, Renewable
and Sustainable Energy Reviews, 4(4): 315-374
D.G., Shepherd, 1990. Historical Development of the Windmill.
Report No:NASA CR-4337 DOE/NASA/5266-1, 43s.
Environment and Heritage Service (2008). Wind Energyr
Development in Northern Irelands Landscapes,
www.planningni.gov.uk/downloads/pps18supplementary-guidance16032009.pdf, 03/09/2013.
Global Wind Energy Council (2014). Global Installed Wind
Power Capacity (MW)- Regional Distribution,
http://www.gwec.net/wpcontent/uploads/2012/06/01_glob-inst-wp-cap-regdist.jpg, 27/03/2014.
HANAASIOLU, M., (1999). Wind Energy in Turkey,
Renewable and Sustainable Energy Efficiency, Policy
and the Environment, 16(1-4):822-827.
HEPBALI, A., ZGENER, ., (2004). A review on the
development of wind energy in Turkey, Renewable
and Sustainable Energy Reviews, 8(3): 257-276.
HOPPE-KILPPER, M., STEINHAUSER, U. (2002). Wind
Landscapes In the German Milieu, (Ed.) Pasqualetti,
M.J., Gipe P., Righter, R.W., Wind Power in View:
Energy Landscapes in aCrowded World, Academia
Press, China.
LKILI, C., (2009). Trkiyede Rzgr Enerjisi Potansiyeli ve
Kullanm, Mhendis ve Makine, 50(593):26-32
KALDELLIS, J.K., (2012). Wind Energy-Introduction,
Comprehensive Renewable Energy, 2(1): 1-10.

1981

KILIAN, L., (2008). The Economic Effects of Energy Price


Shocks, Journal of Economic Literature, 46(1):871909.
LEUNG, D.Y.C., YANG, Y., (2012) Wind energy development
and its environmental impact: A review, Renewable
and Sustainable Energy Reviews, 16(1): 1031-1039
Moment Expo (2012). Gemiten Gelecee Yeldeirmenleri,
http://www.moment-expo.com/gecmisten-gelecegeyeldegirmenleri, 03/10/2013.
PASQUALETTI, M.J., GIPE P., RIGHTER, R.W., (2002). Wind
Power in View: Energy Landscapes in aCrowded
World, Academia Press, China.
RYGG, B.J., (2012). An assault on local landscapes or
opportunity for modernization, Energy Policy, 48:167175
SAIDUR, R., RAHIM, N.A., ISLAM, M.R., SOLANGI, K.H.,
Environmental impact of wind energy, Renewable
and Sustainable Energy Reviews,15: 2432-2430.
Scottish Natural Heritage (2009). Siting and Designing
windfarms in the landscape (Version 1),
http://www.snh.gov.uk/docs/A337202.pdf, 05/08/2012.
SWIFT-HOOK, D.T., (2012). History of Wind Power,
Comprehensive Renewable Energy, 2(3): 41-72.
AHIN, A.D., (2004). Progress and recent trends in wind
energy, Progress in Energy and Combustion Science,
30(5): 501-543
THE WNDPOWER (2013). The top 20 countries (capacity in
MW),
http://www.thewindpower.net/index_statistics_en.php,
10/08/2013.
TRK, S:. (2005). Trkiyenin Rzgr Enerjisi Politikalar
ve Enterkonnekte Sistemlere Entegrasyonu, Yksek
Lisans Tezi, Gazi niversitesi Fen Bilimleri Enstits,
Ankara.
STN, A.K., Apaydn, M., Baaran Filik, ., Kurban, M.,
2009. Kyoto Protokol Kapsamnda Trkiyenin

1982

Yenilenebilir Enerji Politikalarna Genel Bir Bak. V.


Yenilenebilir Enerji Kaynaklar Sempozyumu, 19-21
Haziran, Diyarbakr, 23-28.
VARINCA, K.B., VARANK, G., 2005. Rzgr Kaynakl Enerji
retim
Sistemlerinde
evresel
Etkilerin
Deerlendirilmesi ve zm nerileri. Enerji
Kaynaklar/Enerji Ynetimi Sempozyumu, 3-4 Haziran,
Kayseri, 367-376.
VKPED
(2013).
Buhar
makinesi,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Buhar_makinesi,
24.08.2013.

1983

1984

RE-INVESTIGATING RENEWABLE ENERGY


CONSUMPTION AND GROWTH IN SELECTED
EURASIA COUNTRIES
Assistant Prof. Dr. Mehmet MERT
Research Assistant Hakan BOZDA
ABSTRACT
The dependence on fossil fuel consumption has been
argued on the energy consumption for many countries. Current
dialogue on sustainability has been the use of alternative energy
sources as a means to decrease the environmental impact of
carbon emissions while satisfying the energy needs for economic
growth. As a consequence research on the relationship between
renewable energy consumption and economic growth has
emerged in the literature soon. This study examines the causal
relationship between renewable energy consumption and
economic growth for 25 countries within Eurasia over the period
19912012 within a multivariate panel data framework. The
panel cointegration test reveals a long-run equilibrium
relationship exists between real GDP, real grossfixed capital
formation, and labor force. The results from the Granger
causality test between renewable energy consumption and
economic growth in undirectional the short-run. Thus, the
empirical findings supports for the conservation hypothesis of the
relationship between renewable energy consumption and
economic growth.
Keywords: Renewable Energy Consumption, Growth,
Panel Cointegration Tests, Panel Var Granger-Causality.
1. INTRODUCTION

Akdeniz University, Department of Econometrics, mmert@akdeniz.edu.tr.


Suleyman Demirel University, Department of Econometrics,
hakanbozdag@sdu.edu.tr.

1985

The dependence on fossil fuel consumption has


generated discussions on the current energy consumption for
many countries.
The aim of this study is to extend the research on the
causal relationship between renewable energy consumption and
economic growth to the case of Eurasia. This study to examine
the causal relationship between renewable energy consumption
and economic growth with the real gross fixed capital formation
and labor force by using Panel error correction modeland Panel
VAR Granger causality Test.
2.ENERGY CONSUMPTION-GROWTH HYPOTHESES
The relationship between energy consumption and
economic growth can be categorized as growth, conservation,
feedback, and neutrality.
The growth hypothesis claim that energy consumption
affects the growth process both directly and indirectly as a
complement to labor and capital inputs.
The conservation hypothesis means that energy
conservation policies designed to reduce energy consumption
and waste may not have an adverse impact on economic growth.
The feedback hypothesis emphasizes the interdependent
relationship between energy consumption and economic growth
and their complementarity.
Finally, the neutrality hypothesis considers energy
consumption to be a small component of an economy's overall
output and thus may have little or no impact on economic growth.
Literature on the energy consumption-growth for
Eurasia has been limited. Reynolds and Kolodzieji (2008),
Reynolds and Kolodzieji (2008), Acaravci and Ozturk (2010),
Apergis and Payne (2010a), Apergis and Payne (2010).
3. DATA, METHODOLOGY, AND RESULTS
Annual data from 1991 to 2012 were obtained from the
World Bank Development indicators for Azerbaijan, Bulgaria,

1986

Denmark, France, Germany, Greece, Italy, Kazakhstan, Kyrgyz


Republic, Norway, Portugal, Romania, Russian Federation,
Spain, Sweden, Switzerland, Tajikistan, Turkey, Ukraine, United
Kingdom and Uzbekistan The multivariate panel data framework
includes the natural logarithm of real GDP (Y) and real gross
fixed capital formation (K) both in constant 2000 U.S. dollars,
the labor force (L), and renewable energy consumption (RE)
defined as total renewable electricity net consumption in kilowatt
hours. The analysis begins with panel unit root tests of the
respective variables. The Im et al. (IPS, 2003) panel unit root test
is employed. The Im et al. (2003) panel unit root test allows for
heterogeneous autoregressive coefficients,
, rendering the following expression
y

u 1

where i = 1,,N for each country in the panel; t = 1,,T refers


to the time period; X represents the fixed effects or individual
time trend; pi are the autoregressive coefficients; represents
the number of lags in the ADF regression; and are the
stationary error terms. If 1, y is considered weakly trend
1, then y contains a unit root. The
stationary whereas if
null hypothesis is that each series in the panel contains a unit root.
The alternative hypothesis is that at least one of the individual
series in the panel is stationary. Table 1 displays the results of the
IPS panel unit root tests for both panel data sets. The panel unit
root tests indicates that each variable is integrated of order one.
Table 1: Panel Unit Root Test
IPS panel unit root
Variables
Method
LNGDP
LNGDP
LNK
D(LNK)
LNL
D(LNL)
Im, Pesaran
LNRE
and Shin Wstat
D(LNRE)

Statistic
1.51055
-5.19963***
0.29723
-7.06112***
4.83440
-4.69522***
-1.21112
-11.2146***

1987

Prob.**
0.9345
0.000
0.6169
0.000
1.0000
0.0000
0.1129
0.0000

Note:*;. **. and *** represent respectively 1%. 5% and 10% significance levels

Given the variables are integrated of order one, the next


step is to tests for panel cointegration among the variables. The
Pedroni (1999, 2004) heterogeneous panel cointegration test,
which allows for cross-section interdependence with different
individual effects, is specified as follows:
y t RE
K
L
2
where i = 1,,N for each country in the panel and t = 1,,T
refers to the time period. The parameters ai and 6i allow for the
possibility of country-specific fixed effects and deterministic
trends, respectively. git are the estimated residuals representing
deviations from the long run relationship. Since all variables are
expressed in natural logarithms, the parameters of the model
can be interpreted as elasticity estimates.
Test the null hypothesis of no cointegration,
1, the
following unit root test is conducted on the residuals as follows:

w 3
The fully modified OLS (FMOLS) technique for heterogeneous
cointegrated panels is used to estimate the parameters of the
cointegrated relationship (Pedroni, 2000). The FMOLS results
are shown in Table 2.
Table 2: Panel FMOLS long-run estimates Eurasia, 1991-2012
Variable
LNL
LNK
LNRE

FMOLS Estimates
Coefficient
Std. Error
1.272474
0.159727
0.325411
0.032669
0.062063
0.039234

t-Statistic
7.966547*
9.960713*
1.581877

Note:*;. **. and *** represent respectively 1%. 5% and 10% significance levels

Table 2 shows the Panel FMOLS estimations result.


Panel FMOLS model is as follows:
Y

LNGDP

1.272 LNL
LNRE .

0.325 LNK

0.062

LNL, LNK coefficients are positive and statistically


significant at the 1% significance level, but LNRE coefficients
are not statistically significant at the 10%, and given the variables
are expressed in natural logarithms, the coefficients can be

1988

interpreted as elasticity estimates. In Panel, a 1% increase in real


gross fixed capital formation increases real GDP by 0.325%; and
a 1% increase in the labor force increases real GDP by1.272%.
A panel vector error correction model is estimated to
long run relations and perform Granger-causality tests (Pesaran
et al. 1999). Eq. (2) serve as the error correction terms for the
dynamic error correction model as follows:
Y

RE

where is the first-difference operator; q is the lag length set at


one based on likelihood ratio tests; and u is the serially
uncorrelated error term.
The null hypothesis of no long-run causality in
equation., Eqs. (4), is tested by the statistical significance of the
t-statistics for the coefficient on the respective error correction
terms represented by Panel model.
Panel vector error correction model as follows:
D LNGDP

D LNGDP 1

D LNGDP 2
D LNGDP 3
D LNRE 2
D LNRE 1
D LNK 1
D LNRE 3
D LNK 3
D LNK 2
D LNL 2
D LNL 1

D LNL 3
ECT 1

Model Std. Error and t-Statistic as follows:


Table 3: Panel Vector Error Correction Model Result Eurasia,
1991-2012

1989

Dependent Variable: D(LNGDP)


Coefficient
0.013084

0.580001

-0.046363

0.063755

-0.014715

0.001484

-0.009852

-0.030841

0.012417

0.000268

0.428761

-0.114144

-0.161105

-0.110770

Std. Error
0.002429
0.054972
0.062495
0.048792
0.010897
0.010917
0.010681
0.014005
0.013672
0.012921
0.138112
0.140489
0.133507
0.034058

t-Statistic
5.38745*
10.5508*
-0.74185
1.30667
-1.35026
0.13596
-0.92236
-2.20214*
0.90821
0.02072
3.10445*
-0.81247
-1.20671
-3.25233*

Note:*;. **. and *** represent respectively 1%. 5% and 10% significance levels

Table 3 shows the Panel vector error correction model


results. Accordoing to result, ECT(-1) coefficient
is
statistically significant at the 5% significance level and it's sing
is negatif. That mean there is a long run relation between first lag
of GDP, real gross fixed capital formation and labor force.
Above Table 4 report the short-run Granger-causality
results for panel data set. Accordoing to the table 4, the short-run
dynamics in Eq. (4) shows that labor force cause to economic
growth. Economic growth cause to renewable energy
consumption, economic growth and renewable energy
consumption both cause to real gross fixed capital formation.
Table 4:. Panel causality test results Eurasia, 1991-2012.
Dependent variable: D(LNGDP)
Excluded
Chi-sq
df
D(LNRE)
2.659404
3
D(LNK)
5.747792
3
D(LNL) 9.833446**
3
All
17.88058**
9

Dependent variable: D(LNRE)

Dependent variable: D(LNK)


Excluded
Chi-sq
df

Dependent variable: D(LNL)

Excluded
Chi-sq
D(LNGDP) 7.232491***
D(LNK)
3.719918
D(LNL)
4.980157
All
13.46603

Excluded

1990

Chi-sq

df
3
3
3
9

df

D(LNGDP) 7.102670***
D(LNRE)
0.278338
D(LNL) 6.538099***
All
13.45870

3
3
3
9

D(LNGDP)
D(LNRE)
D(LNK)
All

3.883828
0.959820
0.150052
8.394919

3
3
3
9

Note:*;. **. and *** represent respectively 1%. 5% and 10% significance levels

CONCLUDING REMARKS
The study try to find outs the causal relationship
between renewable energy consumption and economic growth
with the real gross fixed capital formation and labor force using
panel data for 25 Eurasian countries over the period 1991 to
2012. Panel cointegration tests reveal a long-run equilibrium
relationship exists between real GDP, real gross fixed capital
formation, and the labor force.
The results from the panel error correction models
supports for the conservation hypothesis that unidirectional
causality exists between renewable energy consumption and
economic growth.
Law makers encourage to product and use of renewable
energy. Regional renewable energy markets stakeholders could
begin with sharing information and technologies across
countries. This attempts would have an increasing effect on
producting and using of renewable energy consumption. Thus
reduces using of fossil fuel energy sources and its terrible
enviromental effects on nature.
Thanks to
We thanks to aban NAZLIOLU for contribution in our study
with helping EVIEWS codes use.

1991

REFERENCES
ACARAVCI, A., OZTURK, I., 2010. Electricity consumptiongrowth nexus: evidence from panel data for transition
economies. Energy Economics 32, 604-608.
APERGIS, N., PAYNE, J.E., 2009a. Energy consumption and
economic growth in Central America: evidence from a
panel cointegration and error correction model. Energy
Economics 31, 211-216.
APERGIS, N., PAYNE, J.E., 2009b. Energy consumption and
economic growth: evidence from the commonwealth of
independent states. Energy Economics 31, 641-647.
APERGIS, N., PAYNE, J.E., 2010a. The emissions, energy
consumption and growth nexus: evidence from the
commonwealth of independent states. Energy Policy 38,
650-655.
APERGIS, N., PAYNE, J.E., 2010b. Renewable energy
consumption and economic growth: evidence from a
panel of OECD countries. Energy Policy 38, 656-660.
APERGIS, N., PAYNE, J.E., 2010c. "The Renewable Energy
Consumption-Growth Nexus in Central America",
Working Paper.
CHOI, I., 2001. Unit root tests for panel data. Journal of
International Money and Finance 20, 249-272.
ENGLE, R.F., GRANGER, C.W.J., 1987. Cointegration and
error correction: representation, estimation, and testing.
Econometrica 55, 251 -276.
HADRI, K., 2000. Testing for stationarity in heterogeneous panel
data. Econometric Journal 3,148-161.
HOLTZ-EAKIN, D., 1986. "Testing for Individual Effects in
Dynamic Models Using Panel Data", NBER Technical
Paper Series, No. 57.
HOLTZ-EAKIN, D., NEWEY, W., ROSEN, H., 1985.
"Implementing Causality Tests with Panel Data with an
Example from Local Public Finance", NBER Technical
Working Paper, No. 48.

1992

IM, K.S., PESARAN, M.H., SHIN, Y., 2003. Testing for unit
roots in heterogeneous panels. Journal of Econometrics
115, 53-74.
LEVIN, A., LIN, C.F., CHU, C., 2002. Unit root tests in panel
data: asymptotic and finite- sample properties. Journal
of Econometrics 108, 1 -24.
OZTURK, I., 2010. A literature survey on energy-growth nexus.
Energy Policy 38, 340-349.
PAYNE, J.E., 2009. On the dynamics of energy consumption and
output in the U.S. Applied Energy 86, 575-577. Payne,
J.E., 2010a. Survey of the international evidence on the
causal relationship between energy consumption and
growth. Journal of Economic Studies 37, 53-95.
PAYNE, J.E., 2010b. A survey of the electricity consumptiongrowth literature. Applied Energy 87, 723-731.
PEDRONI, P., 1999. Critical values for cointegration tests in
heterogeneous panels with multiple regressors. Oxford
Bulletin of Economics and Statistics 61, 653-670.
PEDRONI, P., 2000. Fully modified OLS for heterogeneous
cointegrated panels. Advanced in Econometrics 15, 93130.
PEDRONI, P., 2004. Panel cointegration: asymptotic and finite
sample properties of pooled time series tests with an
application to the ppp hypothesis: new results.
Econometric Theory 20, 597-627.
PESARAN, H.M., SHIN, Y., SMITH, R.P., 1999. Pooled mean
group estimation of dynamic heterogeneous panels.
Journal of the American Statistical Association 94,621634.
REYNOLDS, D.B., KOLODZIEJI, M., 2008. Former soviet
union oil production and GDP decline: Granger
causality and the multi-cycle Hubbert curve. Energy
Economics 30, 271-289.
SADORSKY, P., 2009. Renewable energy consumption and
income in emerging economies. Energy Policy 37,40214028.

1993

SARI,

R., SOYTAS, U., 2004. Disaggregate energy


consumption, employment, and income in Turkey.
Energy Economics 26, 335-344. Sari, R., Ewing, B.T.,
Soytas, U., 2008.

1994

V. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Nesrin DEMR
Urbanization and the Idea of Civilization
Dr. Hasan YKSEL
Yaanabilir Kent ve evre Koullar Balamnda Avrupa
Kentsel art Uygunluk Dzeyi lei
Yrd. Do. Dr. Kamil AHN
Do. Dr. Hasan YAYLI
Yeni Bir Turizm Trendi Olan Ekoturizmin nemi ve lke
Ekonomilerine Katklar
. Gr. Dr. Murad Alpaslan KASALAK
Yeil Ekonomi Yatrm Olarak Yenilenebilir Enerji ve Trkiye
Uygulanabilirlii
Burak YKSEL

1995

1996

URBANIZATION and THE IDEA of CIVILIZATION


Dr. Hasan YKSEL*
ABSTRACT
Urbanization which commenced concretely in the
aftermath of industrialization is a term that affects the
communities economically, sociologically, physically, and
politically. It has an economic impact on account of the fact that
the masses that work in the urban Areas and the manufacture
emerged. Secondly, urbanization is sociologically important as
new classes called employees and the employers occurred.
These two classes altered the sociologic way of work and the life
itself. As for the physical impact of urbanization, new phases for
humans accommodation occurred as well. But the physical
viewpoint of urban areas are not to be regarded as an
accommodation; in the stark contrast, it is to be assessed from the
perspective of civilization because the cities are actually the
identity of the states as well as the nations. In a way, the cities
are the symbols and the signs of civilization. Moving from here,
the purpose of the study is to have a look at the process of
urbanization within the framework of civilization. Therefore, in
the first part of the study, the parameters of civilization and the
factors for its formation were analyzed and in the second part, the
civilizational aspect of urbanization is to be focused.
Key
Words:
Urbanization,
Industrialization,
Civilization, Agricultural Civilization, Industrial Civilization,
Knowledge Civilization
KENTLEME VE MEDENYET FKR
ZET
Somut olarak sanayileme sonras balayan kentleme,
toplumlar ekonomik, sosyolojik, fiziki ve politik anlamda
etkileyen bir kavramdr. Kitleleri bnyesinde barndrmas ve
retimin ana ss olmas nedeniyle ayrca kentleme srecinin
*

alma Ekonomisi ve Endstri likileri, Sleyman Demirel niversitesi,


Rektrlk D likiler Ofisi, hasanyuksel37@gmail.com.

1997

ekonomik olarak etkileri bulunmaktadr. kinci olarak kentleme


ii ve iveren snfnn ortaya kna zemin hazrlamas
nedeniyle toplumlar sosyolojik olarak etkilemektedir. Sz
konusu bu iki snfn ortaya k almann ve yaamn
sosyolojisini de deiime uratmtr. Kentlemenin fiziksel
etkilerine gelince, kentsel meknlarn olumas bunun en nemli
gstergeleri arasnda yer almaktadr. Fakat kentsel alanlar sadece
yerleim yeri olarak grlmemeli tam aksine medeniyetlerin
ortaya kt yerler olarak deerlendirilmelidir. Keza kentler,
milletlerin ve devletlerin bir kimlii niteliindedir. O bakmdan
kentler, medeniyetin sembol niteliindedirler. Buradan
hareketle almann amac kentleme srecini medeniyet
oluumu kapsamnda ele almaktr. Bu nedenle almann birinci
blmnde medeniyet kavram, medeniyet oluumuna neden
olan faktrlere deinilmi, ikinci blmde ise kentlemenin
medeniyet kavramna bakan ynleri deerlendirilmitir.
Anahtar Kelimeler: Kentleme, Sanayileme,
Medeniyet, Tarm Medeniyeti, Endstri Medeniyeti, Bilgi
Medeniyeti
INTRODUCTION
Civilization which can be defined as the sign of the
development or the sets of development is a process that can be
associated with the particular processes like agriculture, industry,
and technology as the ultimate phase. Civilization is the value
accepted from all walks of the world. At the same time,
civilization is the process that means more human and more
human centered which can be interpreted in a way that the term
is the civil sides of the development. Maybe development can be
economic; however, civilization must be more socially oriented.
Throughout history, there are some certain stages that
play a critical role in the formation of civilization as civilization
is not a sudden event, contrarily, it is cumulative. The first one
starts with the period of agriculture in which the people deals
with the agricultural processes like working in the field,
gathering fruits and vegetables, and so forth. The civilizational
determinant of this era is the devices such as plow, grasshook,
and the animals while the places that are civilizational are the

1998

huts and the villages. For that reason, agricultural civilization can
be associated with the primitiveness.
On the other hand, industrial civilization that
commenced after the Industrial Revolution in parallel to the
invention of steam engine and its usage in factories. In the
aftermath of industrial civilization, the former paradigms of
agricultural civilization changed because of the fact that the
civilizational tools of the era altered too. For example, the
factories and the production, particularly, the massive one was
taken into account as the cause of the civilization while the
urbanization is the effect of it which will be the main focus
of the study.
Additionally, the last phase of the civilization results
from the direct production and the usage of knowledge which
creates the knowledge based society. In these types of societies,
the civilization is the name given to the technology, knowledge
worker, PCs, aero planes, satellites, space, and the other
apparatuses.
In the study, the main objective is to discuss the
urbanization as a civilizational or non-civilizational concept that
drives the nations into a dichotomy. The nations which achieve
the sound urbanization will be recalled as civilizational ones
whereas the others will be regarded as non-civilizational due to
the fact that the urban cities are the symbol of civilization or the
development itself. So, in the study, moving from the definition
of civilization, and its phases, the concept of urbanization, and its
reasons and the results and to what extent it connotates
civilization will be discussed elaborately.
1. LITERATURE REVIEW
1.1.

Definition and the Stages of Civilization

The term civilization and its definition changes from


people to people. For political leaders, civilization is a tolerance,
democracy, and freedom of expression, and so on while for
economists, it is the main determinant of development. However,
the fundamental idea to be focused on is that civilization is not
simply a collection of virtuous concepts, it is the historical effects
that those concepts have generated. This means that civilization

1999

is not a component that is formed all of a sudden, but it takes a


long time and it is cumulative. Therefore, civilization takes its
roots from the history and shapes the future depending upon the
paradigms of past experiences (Osborne, 2006:3).
In spite of the fact that the word civilization was used
in the eighteenth century in France for the first time, the western
ideology of the term dates back to the Greeks and the Romans.
In classical period, actually the Greeks regard themselves more
civilized and better than the others, and in the mid-fifth century,
the non-Greeks were referred as barbarians. Later on, the
understanding of barbarian also changed radically especially in
the time of Aristotle on which the term was used to refer to those
whose behaviours are too harsh to be resisted in terms of their
treatments to people. Particularly, the issue of slavery can be
given as a barbarous activity as also stated by Carr-Saunders
(1954) (Osborne, 2006:3; Carr-Saunders, 1954:, 10):
The term civilization is always used in contrast to
barbarism; its use is intended to mark the presence of a
very distinctive mode of living. When we reflect on the
matter we can readily see that city life introduced a
totally new kind of life. City life is a solvent of former
social ties; some new government organization takes
their place. City life allows division of labour, and
subjects to close contact men who are variously
occupied; it is (or can be, because city life may become
fossilized) thought provoking, stimulating and exciting
in a fashion never found in the former agricultural
society. In cities there are possibilities of developing
human powers and resources which did not exist under
the former conditions. [] That being so, we may well
agree to use the term civilization as meaning the type of
life engendered in cities.
As mentioned by Carr Saunders, civilization can be
associated with urban life (Carr-Saunders, 1954:10).
Nevertheless, the term civilization derives from the word civis
which is Latin which means that it is more humane and cultural.
It is unfeasible to form a civilization without humans who are the
formers and the transferers of the civilization itself which
embodied with the cultural elements like language, history,
literature, and etc (Osborne, 2006:4).

2000

It is valuable to point out that civilization connotates


living in the cities, in other words, urban life is the direct
indicator of the civilization which is notified by the early
archaeologists and the terminology utilized. As an instance, the
cities like Egypt, Mesopotamia and Indus Valley are the places
where the civilization was born on account of the fact that living
in the cities are the main activity for something to be a
civilization and for someone to be civilized. Later on, the
historians shared the same ideas and they emphasized the fact
that civilization begins with the formation of the cities (CarrSaunders, 1954:10). The meaning of civilization is illustrated in
the following table.
Table 1. The Meaning of Civilization
Meaning

Resource

1. Civilization is a term to survive and flourish.

(Birken, 1992:459)

2. Civilization which derives from Western


ideology have been profoundly modified by the
development of the machine.

(Mumford, 2010:3)

3. Civilization as historians define it, first emerged


between five and six thousand years ago when
people in different parts of the world began to live
in organized communities with distinct political,
military, economic, and social structures.

(Spielvogel, 2012: xiv)

4. Civilization offers possibilities of progress []


It offers possibilities along two lines; it provides
freedom for concentration and so makes possible
speculative thought and artistic work, and it
provides means for expression such as are needed
for painting, music, architecture, and writing.

(Carr-Saunders, 1954:11)

5. Civilization is a type of value that fits best to the


human dignity.

(Paolino vd., 1971:1077)

2001

6. Civilizations are the structures that are located


in specific places with various natural resources
and that possess much unity than the other ones.

(Lin and Forrest, 2010:344)

Civilization is the comprehensive development of


the human potential in all its dimensions: physical,
intellectual, spiritual, moral, and pshchological.

(Osman, also available at


http://www.usc.edu/school
s/college/crcc/private/cmje
/pluralismcont/Toward_a_
Muslim_Constructive_Rol
e_in_Contemporary_Socie
ty.pdf
(Retrieved
15.04.2014)
(Huntington, 1993:23)

Civilization is a cultural entity.

All these things pave the way that civilization fosters the
progress in each sphere of the societies. But, the level of the
progress has differentiated in the course of the history. Mainly,
the civilizational periods can be separated into four categories
such as agricultural civilization, industrial civilization and
knowledge based civilization (Chuanqi, 2003 cited by Chuanqi,
n.d:2).
Figure 1. The Civilization Process of Human with all its Ins and
Outs

2002

Notes on the Figure 1


S: Start, D: Developing, M: Mature, T: Transition, E: Emerge
K.S.: Knowledge Society, I.S. Industrial Society, A.S:
Agriculture Society, P.S.: Primitive Society
Resource: (Chuanqi, 2003 cited by Chuanqi, n.d:2).
Figure 1 reveals that the human civilization process that
initiated with the creation of mankind and still goes on is a
cumulative continuum. As seen in the figure, the civilizational
framework started in the stone age when the societies were
referred as primitive. People who lived at that time were quite
natural and their only job is gathering and hunting while the
agricultural people achieved to settle for the first time. They
started to deal with the agricultural processes and harvesting, and
they used the animals, plows, and grasshooks which were
actually the sign of the civilizational process different from the
former period. As for industrial society, the habits and
civilizational understanding of the societies changed radically in
which the production especially the massive one, the formation
of the factories and the urbanization process left a great impact
in these societies. Lastly, the knowledge society, the parameters

2003

of the civilization also changed because of the fact that the


knowledge and the technology turned out to be the main
dynamics of civilization as seen in the following figure as well.
Now, these civilizational periods will be discussed elaborately.
Figure 2. The Roadmap of Human Civilization as a Process
Oriented Approach

Resource: (Chuanqi, 2003 cited by Chuanqi, n.d:2).


1.2. Agricultural Civilization
Although civilization goes with technology, it emerges
even in the societies in which the technological facilities are quite
restricted. But the question here is that which technology and
which epoch? The reason is that the perception of technology
alters from time to time. Hence, in the second age following
Stone Age that symbolizes the developmental as well as
civilizational continuum of humanity, the civilizational oriented
heritage was quite good. In this period, as comprehended from
the name of the civilizational era, the main focus of the residents
was agriculture itself. So, the civilization was associated with the
agricultural activities. In this period, the life was quite natural and
it was linked to the nature itself. Thats to say, there was not any
mechanics or synchronization in the lives of humans. The
minimum wage was adequate for the people of this era and there
was not a capital (Andersen and Taylor, 2008:132) Whats more
there was not strict boundaries of work time that starts early in

2004

the morning and terminates very late in the evening. From here,
it can be demonstrated that work was not divided into several
routine stages like working time, break and so forth (Grint,
1998:59).
In the agriculture based civilizations, the culture was
transferred to the subsequent generations through the oral
tradition as the literate levels of those societies as well as their
technologies were quite limited. At the same time, it was far
challenging for people to preserve to preserve the information
owing to the fact that the information technologies, computers,
and the printing houses were not known even the written
language was not so developed. Therefore, the oral tradition was
the only tool for retaining the information and the culture (Couch,
1989:587).
1.3. Industrial Civilization
The second turning point in the creation of civilization
is Industrial Revolution which brings about radical changes in
humans life. In particular, the nature of the work and the way
that the good were manufactured altered. The artisans who were
tackling with their own work found themselves doing some
repetitive tasks in different factories whose ownership belonged
to someone else. The freedom of work converted into the
restriction of work, so did the natural way of the work (Goloboy,
2008:xi).
Industrial Revolution or industrialization is the name
given to the process in which mass production initiated in 1700s
through the usage of steam in the factories. The manual way of
production was left (Housel, 2008:4). Mass production also
brought professionalization since the occupational requirements
of the industrial era were strikingly different from the ones in the
period of agriculture (Bell, 1999:ix).
Moving from the fact that new technologies brought
about economic progress, the scale of production and
differentiation enhanced with Industrial Revolution (Mokyr,
2003:27,28). The first initiatives of industrialization started in the
textile industry between the years of 1761 and 1780. In 1769 and
1780, Ark Wright invented the first jenny and he became one of
the prominent manufacturer of weaving. After Wright,
Cartewight invented the handloom and lastly, with the invention

2005

of steam machine by Sir James Watt and its usage in the factories
resulted in the machine oriented production. The revolution that
initiated firstly in the textile industry followed iron and steel,
transportation, chemistry, electricity, and gasoline. All these
things pave the way that the process of industrialization is not an
event took place all of a sudden, in the stark contrast, it is the
ultimate result of the developmental operations which consist of
three operational processes: preparation, maturity, and the result
(Uusitalo and Mikkola, 2010:25). Mass production also brought
about the growth in the economy as secondary sectors were
affected in coordination with the developments in the
manufacturing which can be seen in the following figure
(Keniath, 1985:223; Crafts, 2004:522; Crafts, 1995:752).
Table 2. The Growth During the Years of Industrial Revolution
(%)
Production
Increase
Years
Crafts
1760-1780
1780-1831
1831-1873

Capital
Increase

0.6
1.7
2.4

0.25
0.60
0.90

Labour
Increase

0.35
0.80
0.75

Resource: (Crafts, 2004:522; Crafts, 1995:752).


Table 2 demonstrates that there is a direct increase in the
parameters of production, capital and labour following Industrial
Revolution. For example, the production enhanced to 2.4 from
0.6 which is the case for capital that goes up to 0.90. Moreover,
the labour supply increased in relation to the occurrence of the
factories. This can be interpreted in a way that the civilizational
aspect of industrialization is concerned with the economic
progress with the growth in the production, capital, and labour.
1.4. Knowledge Civilization
Another breaking point in the formation of civilization
is the knowledge oriented approach. In this period, knowledge
production and the usage became the ultimate reality in
development of the nations in view of the fact that the knowledge
is identical with the power. In this type of civilizational epoch,
the knowledge defined as understanding of or information about
a subject that you get by experience or study, either known by

2006

one person or by people generally, the state of knowing about


or being familiar with something or plural, heterogeneous
phenomenon that comprises multiple rationalities, whose logics
are not defined by a transcendental norm but relate to the
pragmatics of contexts. turned into the main dynamics of the
modern
world
(Cambridge
University
Dictionary,
http://dictionary.cambridge.org/dictionary/british/knowledge?q
=knowledge (Retrieved 15.04.2013). There is a continuum of the
development in the formation of the knowledge as in the
following (Awad and Ghaziri, 2008:56):
a)

The economic globalization that necessitates the firms


adapts themselves to the innovation and the scientific
improvement.

b)

The increasing awareness concerning the value of


specialized knowledge.

c)

The increasing awareness on the knowledge as a distinct


factor for production.

d)

Computer networking.

As seen in the items, the knowledge taken into account


as the value in 21th century does not occur all of a sudden
because it is a cumulative process. Especially, the
industrialization before that Renaissance as well as Reform and
the Enlightenment Period are the main inputs for the formation
of the knowledge oriented society. As for the apparatuses of
knowledge civilization, the PCs, technologic devices, satellites,
aeroplanes, space explorations are of great significance and all
these elements are the direct result of the some preliminary
sessions as stated well in advance which is also stated in the
following table (Adelstein, 2011:10; Arthur and Rousseau,
1996).
Table 3. The Main Dynamics of Knowledge Societies in Parallel
to the Renaissance
Knowledge Society
Information technologies
Computers

Discursive Objects
The
shift
of
communication
Technology

2007

Renaissance
Script to printing
The development of
the printing press

Electronic
telecommunication
systems
Knowledge as a social
and economic resource
Knowledge
as
an
accessible concept
Application
of
the
knowledge as well as its
practice
New
forms
of
organization
that
emphasizes knowledge
frameworks
Electronic databases
Information society
From
elementary
education to higher
education
Global
institutions,
governments,
and
corporations
Knowledge
society
contributes
to
the
development of the
globalization.

The
spread
knowledge

of

Resource
Accessibility
Not just theory but also
practice
Advance

The storage of the


information
Informing and to be
informed
Educational shift

Book publishers and


the book sellers
Publishing as a social
and political source
Greater access to the
written materials
The theories are
made a knowledge
framework
The progress in the
translation
Printed books
The transition to
medieval to early
modern
From
oral
to
literature society

Institutional control

Church and the state

Political effectiveness

The nation states and


nationalism

Resoource: (Adelstein, 2011:10; Arthur and Rousseau, 1996).


The knowledge, knowledge driven economy,
knowledge worker are the sine quanons of the knowledge
civilization. Also, the age of knowledge brings communication
technologies and the computer as the main directors of the labour
and labour relations. Different from the agricultural and
industrial revolution, the age of knowledge is to be regarded as a
sort of civilizational process because knowledge is the money
and money is the origin of civilization. Particularly, those
countries that adapt themselves to the knowledge based
orientations possess competitive advantage over the other
countries (Law, 2000:324).
2.
THE URBANIZATION AS THE SIGN
CIVILIZATION
OR
NON-CIVILIZATION:
DICHOTOMY

2008

OF
A

Urbanization which began in parallel to the


industrialization in the course of the history can be defined as a
process of concentration in the population in regards to the
number of people in some particular regions of the world. In
some resources however, urbanization is defined as the
proportion
of
country
that
is
urban.
(http://www.unicef.org/sowc2012/pdfs/SOWC-2012DEFINITIONS.pdf (Retrieved 16.06.2014). But Geyer and
Kontuly (2008) argue that the definitions of urbanization can
differ depending upon the perspective that the term is used. Their
statements and discourses are as in the following (Geyer and
Kontuly, 2008:1).
The differential urbanization model deals with three
issues. First, it introduces polarization reversal as an
intermediate phase of urban development between
population
concentration
(urbanization)
and
deconcentration (counterurbanization) in the migration
sequence. Second, it shows how main and sub-stream
migration can be used as indicators of the phase of
development of the urban system of a country,
irrespective of the countrys level of economic
development. Third, it recognizes the relevancy of
productionism and environmentalism as forces that
could drive main and sub-stream migration in First and
Third World Countries, irrespective of the specific
combinations of factors that would create these forces in
these countries.
The world is getting crowded more and more which is
actually unprecedented in the history. In 2008, the formal
statistics put forward that more than half of the world population
live in cities and in towns. It is estimated that by 2030 this number
will reach to virtually 5 billion with the contribution of urban
growth which is concentrated in Africa and Asia. There are
various reasons for people to migrate to the cities. Initially the
job opportunities and social, educational and health services are
better
than
the
rural
settings
(https://www.unfpa.org/pds/urbanization.htm
(Retrieved
16.06.2014). Based upon the projections on the future
population, it can be stated that the attitude towards the

2009

urbanization will not differ in the upcoming years as in Figure 3


(United Nations, 2013:4).
Figure 3. Population Projection Variant and Contribution of
Demographic Components to Future population growth, 20102100

Resource: (United Nations, 2013:4).


Increases in the population will be a continuum for the
next 90 years. The reason is that out of the total population
growth, 3.94 million people between 2010 and 2100, 1.86 billion
is because of young age in 2010; 1.13 billion is because of
decrease in mortality rates, and 0.95 billion is because of an
increase on the rates of fertility. Similarly, total population rates
will reach its peak and will enhance until 2060, but after that it
will remain stable. Accordingly, the other parameters such as
fertility rates, young age profile, and mortality reductions will be
in line with the total population increase which will bring some
certain matters to be solved. The first one is the unplanned
urbanization which is the biggest barrier on the formation of
civilization.

2010

The urban states are something like the masterpieces or


in other words the identities of the nations. They speak with the
residents, and they say something to them historically,
politically, culturally, and socially. In a way, urban areas are like
the mirrors of the nation states. Therefore, they are the main
dynamics of civilization. The urban oriented civilizational aspect
can be categorized depending upon the locations, religions, and
countries.
Urban oriented civilizational aspect (Location, Western&
Eastern)

(Western)

(Eastern)

Urban oriented civilizational aspect (Religion)

2011

(Islam)

(Christianity)

Urban oriented civilizational aspect (Country-State)

(Turkey)

(China)

Resource: All these photos were adapted


www.googleimages.com (Retrieved 16.04.2014)

2012

from

Urbanization or the urban areas which are the notice


boards of the civilization can be analyzed in terms of location,
religion, or country-or state. Someone can say something about
politically, historically, culturally, and socially when they see a
home or a city on account of the fact that the urban settings or the
housing systems of a particular region are embedded in the
identity of the nation itself. Therefore, the sound urbanization
processes and the architectural types of homes are one of the
main parameters of the formation of the civilizations which is the
fundamental thesis statement of the study.
CONCLUDING REMARKS
Formation of civilization is an ongoing process. Human
beings were exposed to some breaking points in their lives that
left a great impact on them. These processes can be called as
revolutionary for the formation of civilization as well. The first
started with Stone Age the societies of which were called as
primitive since they were nomadic and they met their basic
needs concerning life by means of gathering and hunting.
However, this does not mean that there is not about the issue of
civilization as the first stage is of great significance as the origin
of the civilizational continuum.
The second streamline of civilization is associated with
agricultural epoch of humankind during which the people moved
to the settlements and they started to grapple with agriculture.
Another turning point for the development of
civilization is Industrial Revolution called as industrial
civilization. In this period, civilization turned into
mechanization and it was closely associated with the economic
welfare of the states; so to say, the level of production, labour,
and capital.
The last curve for civilizational approach is
knowledge based in which knowledge production and its usage
became the cornerstones of civilizational tools. For that reason,
maybe the era of knowledge can be named after the era of
modernization or the post phases of the modernization.
The main focus of the study is to have a look at
urbanization as a type of civilizational tool. As acceded by many,

2013

cities or urban areas are the places that symbolize civilization in


many facets such as culturally, sociologically, economically, and
historically. Therefore, for the states which claim to establish
well grounded civilization arguments and mechanisms, it is quite
inevitable for them to create cities and urban settings that carry
their own identity, culture as well as the norms. Otherwise, it is
impossible to say something civilizationally.

2014

REFERENCES
ADELSTEIN, J. (2011). What Makes Knowledge Society?
Privileging Discourses, Ed. Katerina Nicolopoulou,
Mine Karata zkan, Ahu Tatli, John Taylor, Global
Knowledge
Work
Diversity
and
Relational
Perspectives, Edward Elgar Publishing Limited, USA,
pp. 3-21.
ANDERSEN, M. L. ve TAYLOR, H. F. (2008). Sociology
Understanding A Diverse Society, Thomson Learning
Incorporation, Fourth Edition, USA.
ARTHUR, M. B., ROUSSEAU, D. M. (1996). The Boundaryless
Career A New Employment Principle For A New
Organizational Era, Oxford University Press, UK.
AWAD, E. M. and GHAZIRI, H. M. (2008). Knowledge
Management, Second Impression, Published by Dorling
Kindersley, India.
BELL, D. (1999). The Coming of Post Industrial Society,
Published by Basic Books, USA.
BIRKEN, L. (1992). What is Western Civilization?, The
History Teacher, Vol 25, No 4, pp. 451-461.
Cambridge
University
Dictionary,
http://dictionary.cambridge.org/dictionary/british/know
ledge?q=knowledge (Retrieved 15.04.2013)
CARR-SAUNDERS, A. (1954). What is Civilization?,
Theoria: A Journal of Social and Political Theory, 6,
Charter Commemoration, pp. 9-15.
CHUANQI HE., The Civilization and Modernization, 36th
World Congress of International Institute of Sociology
Social Change in the Age of Globalization, Beijing,
China, pp. 2-10.
COUCH, C. J. (1989). Oral Technologies: A Cornerstone of
Ancient Civilizations?, The Sociological Quarterly,
30(4), pp. 587-602.
CRAFTS, N. (1995). Exogenous or Endogenous Growth? The
Industrial Revolution Reconsidered, The Journal of
Economic History, 55(4), pp. 745-772.

2015

CRAFTS, N. (2004). Productivity Growth in The Industrial


Revolution: A New Growth Accounting Perspective,
The Journal of Economic History, 64(2), pp. 521-535
GEYER, H.S. and KONTULY, T. (2008). Historian
Perspectives on Differential Urbanization, Ed.George
Pomeroy and Gerald Webster, Global Perspectives on
Urbanization, University Press of America, UK, pp. 124.
GOLOBOY, J. L. (2008). (Ed.), Perspectives in American
History, Industrial Revolution, People and Perspectives,
ABC, CLIO Incorporation, USA.
GRINT, K. (1998), alma Sosyolojisi (ev.) BOZKURT, V.,
Alfa Yaynclk, 1. Bask, stanbul.
HOUSEL, D. J. (2008). Industrial Revolution, Teacher Created
Materials Publishing, CA, USA.
http://www.unicef.org/sowc2012/pdfs/SOWC-2012DEFINITIONS.pdf (Retrieved 16.06.2014).
https://www.unfpa.org/pds/urbanization.htm
16.06.2014).

(Retrieved

HUNTINGTON, S. P. (1993), The Clash of Civilization,


Foreign Affairs, pp. 22-49.
KENIATH, W. F. (1985). The Spatial Component of the PostIndustrial Society, Economic Geography, 61(3), pp.
223-240.
LAW, D. (2000), Information Policy For A New Millennium,
Library Review, 49(7), pp. 322-330.
LIN, Y. and FORREST, B. (2010). Natural Cause for
Differences Between Civilizations-An Application of
the Systemic YOYO Model in Social Science,
Kybernetes, Emerald Gorup Publishing, 39(2), pp. 343356.
MOKYR, J. (2003). Why Was The Industrial Revolution A
European Phenomenon?, Supreme Court Economic
Review, 10, pp. 27-63.

2016

MUMFORD, L. (2010). Technics and Civilization, The


University of Chicago Press, Chicago, USA.
OSBORNE, R. (2006). A New History of The Western World,
Pegasus Books, New York, USA.
OSMAN, F., Toward a Muslim Constructive Role in the
Contemporary World Civilization, also available at
http://www.usc.edu/schools/college/crcc/private/cmje/
pluralismcont/Toward_a_Muslim_Constructive_Role_i
n_Contemporary_Society.pdf (Retrieved 15.04.2014)
PAOLINO, A., CANNON, M. D., STAMLER, P. J., SAX, K.,
AUDESIRK, G., and HARDIN, G. (1971). Trustees of
Civilization, Science, New Series, 174(4014), pp.
1077-1078.
SPIELVOGEL, J. J. (2012). Western Civilization, Eight Edition,
Wadsworth Centage Learning Publication, Boston,
USA.
United Nations, Department of Economic and Social Affairs,
Population Division, Demographic Components of
Future Population Growth, Technical Paper, 3, USA,
2013.
UUSITALO, O., and MIKKOLA, T. (2010). Revisiting The
Case of Float Glass Understanding The Industrial
Revolution Through The Design Envelope, European
Journal of Innovation Management, 13(1), pp. 24-45.

2017

2018

YAANABLR KENT VE EVRE KOULLARI


BALAMINDA AVRUPA KENTSEL ARTI
UYGUNLUK DZEY LE1
Yrd.Do.Dr. Kamil AHN*
Do.Dr. Hasan YAYLI**
ZET
Gnmzde insanlarn yaam kalitelerinin arttrlmas
temel problem alan olarak srekli tartlan bir husustur.
nsanlarn yaam kalitelerinin arttrlmasnn ncelikle yaamn
getii mekanlarn dzenlenmesiyle, iyiletirilmesi ile mmkn
olaca dncesi son derece etkin ve hakim bir grtr.
Mekansal dzenleme fiziki, sosyal, ekonomik ve siyasal
ieriklere sahip bir olgudur. Dier taraftan insanlarn yaam
kalitesini artrmaya ynelik mekansal ve sosyal dzenlemeler
yaplrken yine tarihsel dokunun ve doann korunmas hususu
da nemlidir. Bu erevede Avrupa Konseyi bir manifesto
niteliinde Avrupa Kentsel artlarn aklamtr. Bu artlar bir
yaam alan olarak kentlerin her anlamda niteliklerini belirlerken
kentlilik bilincinin kriterlerini de ortaya koymaktadr. Bylece
kentlerin bu artlar karlama dzeyleri o kentin her anlamda
eksi ve art ynlerini ortaya koyacaktr. Kentin, bu artlar
karlama dzeylerinin llmesi ilemi ise geerli ve tutarl bir
lme, leklendirme ile mmkn olabilir. Bu erevede
Krkkale ilinin Avrupa Kentsel artna uygunluk dzeyini
belirlemek amacyla dzenlenen ve Krkkale niversitesi
Bilimsel Aratrma Projesi Birimi tarafndan desteklenen bu
almada, Avrupa Kentsel art Uygunluk Dzeyi lekleri
tamamen Kentsel art maddelerinin ilgili konulara gre
nermelere dntrlmesiyle oluturulmutur.
Anahtar Kelimeler: Kentleme, Kentlilik, Avrupa
Kentsel art, Yaam Kalitesi, lek

1 Bu alma Krkkale niversitesi BAP birimi tarafndan 2013/83 proje


numaras ile desteklenmitir.
*

Krkkale niversitesi FEF sahinkml@hotmail.com


Krkkale niversitesi BF, hyayli@hotmail.com

**

2019

CONVENIENCE LEVEL SCALE OF THE EUROPEAN


URBAN CHARTER IN THE CONTEXT OF
INHABITABLE CITY AND ENVIRONMENTAL
CONDITIONS
ABSTRACT
Nowadays, increasing peoples quality of life as the
main problematical area is a point that is constantly discussed.
The idea that making peoples quality of life increased is
primarily possible with the arrangement and enhancement of the
places that are lived in is an extremely ascendant and dominant
view. Spatial arrangement is a phenomenon that has physical,
social, economic and political contents. On the other hand,
protection of historical texture and nature is also important when
the spatial and social arrangements intended to increase peoples
quality of life are done. In this context, European Council has
declared the European Urban Charter as a manifest. When this
charter determines the qualities of cities in every sense, it also
exhibits the criterions of urbaneness consciousness. Thus, cities
procurement levels for this charter will expose pros and cons of
that city in every sense. The measurement of cities procurement
levels for this charter could be possible with a valid and
consistent quantification and scaling. In this context, this study is
arranged to determine the convenience level to the European
Urban Charter of Krkkale and supported by Krkkale
University Coordination Unit of Scientific Research Projects. In
this study, convenience level scales of the European Urban
Charter are completely constituted with the transformation of
Urban Charter articles to thesis according to related issues.
Key Words: Urbanization, Urbaneness, European
Urban Charter, Quality of Life, Scale
GR
Avrupa Konseyi demokrasi ile insan haklarn yayma ve
glendirme iaryla kurulmu, Konseyin drt temel nitesinden
biri olan Yerel ve Blgesel Ynetimler Komitesidir. Dier
birimler Bakanlar Komitesi, Parlamenterler Meclisi ve nsan
Haklar Mahkemesidir. 1957 ylnda oluturulmu ve 1994
ylnda Kongreye dnmtr. Kongrede delegeler ye

2020

lkelerin halk tarafndan seilen yerel yneticilerinden


olumaktadr (http://www.coe.int, 2013). 1949 ylnda Avrupa
Konseyine ye olan Trkiye Kasm 2010 ile Mays 2011 aras
alt ay boyunca Bakanlar Komitesinde bakanlk grevini
stlenmitir. Yerel ve Blgesel Ynetimler Kongresinde on iki
temsilci ve on iki yedek yeden oluan bir delegasyonla temsil
edilmektedir. 2008 ylnda Kongre bakanl na anakkale l
Genel Meclisi yesi Yavuz Mildon seilmi, Avrupa
Konseyinin drt ana biriminden biri olan Yerel ve Blgesel
Ynetimler Kongresinde bakanlk grevini yrtmtr
(http://www.cankaya.bel.tr, 2013).
Seimle baa gelen 636 yeden oluan Yerel ve
Blgesel Ynetimler Kongresi, blgesel ve belediye meclis
yeleri ile belediye ve blgesel ynetimlerin bakanlarndan
olumaktadr. Bugn 47 lkenin 20.000 zerinde ynetim birimi
temsil ans bulmaktadr. Konseyin genel amalarna paralel
olarak, Yerel ve Blgesel Ynetimler Kongresi de yerel ve
blgesel lekte demokrasiyi glendirme, yerel ve blgesel
ynetiimi gelitirme ve ynetimlerin zynetimlerini
glendirmek iin yola kmtr. Bu yolda Avrupa Yerel
zerklik artnda bulunan prensipleri gzetmeye alarak,
yetki devri uygulamalarn desteklerken blgeler ve kentler
arasndaki snr tesi dayanmay kuvvetlendirmeye
almaktadr. Bu hususlara ilikin stelendii rol
gerekletirirken, Kongre ye lkelere dzenli olarak denetleme
gezileri dzenlemektedir. Bu gezilerde, ncelikli olarak bata
Avrupa Yerel Ynetimler zerklik artnn ne lde uygulama
bulduunu deerlendirirken, mevcut durum tespiti yaplmakta ve
bu dorultuda da Avrupa Yerel zerlik artnn yan sra
Kongrede kabul edilen dier metinlerin muhteviyatnn hayata
geirilmesine ilikin tavsiyelerde bulunmaktadr. Kongre ayrca
seim dnemlerinde gzlem maksadyla ye devletlerdeki
seimlerin takibini de yapmaktadr (http://www.coe.int, 2013).
Her ne kadar Kongrenin kabul ettii uluslararas
metinler iinde Avrupa Yerel Ynetimler zerklik art yerel ve
blgesel meselelerde temel referans belge olarak kabul gryorsa
da Avrupa Konseyi Yerel ve Blgesel Ynetimler Kongresi 1992
ylnda Avrupa Kentsel artn, 2008 ylnda ise Avrupa Kentsel
artnn ikincisini Yeni bir Kentlilik iin Manifesto adyla
kabul edilmitir. Bu manifesto hem seimle i bana gelmi

2021

temsilciler hem de yerel halk iin bir mesaj niteliindedir. arta


ilikin tavsiye kararlar ve nergelerde kentsel geliimin
niteliksel alanlarna vurgu yaplm, yaam kalitesinin, Avrupa
Konseyinin temel vurgusu olan temel hak ve zgrlklerin
kentsel alandaki ibirlii ve dayanma ile gerekletirilmesi
tasarlanmtr (http://www. springerreference.com, 2013).
Avrupa Konseyinin organlarndan bir dieri olan
Parlamenterler Meclisi, Konseyin mzakereci itici gc olarak
tanmlanrken, Meclis bugne dein Avrupa ya mahsus bir
mevzuat oluturma gayesiyle pek ok uluslararas antlama
imzalamtr. Parlamenterler Meclisi ye lkelerin ulusal
parlamentolarnca
atanan
vekillerden
olumaktadr
(http://www.coe.int, 2013). Avrupa Yerel ve Blgesel
Ynetimler Kongresinin tavsiye niteliinde olan Avrupa
Kentsel art ve Yeni Bir Kentlilik in Manifesto metinleriyle
paralel niyetlerle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 2012
ylnn ubat Aynda Avrupa dl dllendirme sistemine
ilikin yapt aklamada dllendirilen belediyelerin eletirme
ve karde ehir giriimleri, deiim ziyaretleri ve birtakm
Avrupa etkinlikleri dzenlemeleri ve bu yollarla Avrupa fikrini
etkin bir ekilde tevik edilmesinin amaladn belirtmitir.
Meclis, dlleri drt ayr kategoride snflandrmaktadr; Avrupa
Diplomas, eref Bayra, eref Plaketi ve Avrupa dl. Her
dl Avrupa idealini tesis ve terfi ettirme maksadyla yola
karken dllerin kstas, usul ve muhtevalar farkllamaktadr.
Avrupa Diplomas, Avrupa dllerinin ilk basaman
oluturmaktadr ve her yl 20 belediyeye verilmektedir, dl
alan belediye bakanlarnn ismi Parlamenterler Meclisince
Bahar dnemi oturumlarnda aklanmaktadr.
Avrupa
dlnn ikinci basama olan eref Bayra, eref Plaketi ile
birlikte Avrupa dlne doru kademelenen yolda temel
basamak olarak kabul edilmektedir. 1961 ylndan bu yana 1,100
Belediye eref Bayra dln almaya hak kazanrken, her yl
on be ile yirmi arasnda belediye dllendirilmektedir. dl
Parlamenter Meclisinin bir yesince halka ak bir tren ile
belediyeye sunulmaktadr. dl sisteminin nc basama
olan eref Plaketi ile ise imdiye kadar 220 belediyeye
dllendirilmitir ve her yl sekiz ile on aras sayda belediye bu
dle layk grlrken dl yerel halkn davetli olduu bir
trende Parlamenterler Meclisi yesince takdim edilmektedir.

2022

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisince sunulan


drt kademeli Avrupa dl sisteminde en byk dl olan
Avrupa dl , 1955 ylndan bu yana verilmektedir. 1953
ylnda Avrupa dl bal altnda Bakanlar Komitesine
Avrupa birlik ve beraberlii fikrini glendirecek belediyelerin
dllendirilmesini ngren bir tavsiye karar iletmi, karar 1955
ylnda Bakanlar Komitesinde onaylanm ve dl kapsamnda
belli bir bte ayrlmasna ve dln Belediye ve Blgesel
likiler zel Komitesince belirlenmesi ynnde karar
verilmitir (http://www.assembly.coe.int, 2013). Bugne dein
her yl bir ya da iki olmak zere, eref Plaketi ve eref Bayrana
layk grlm belediyeler arasndan seilmek suretiyle
toplamda altm sekiz dl verilmitir. dln onursal
mahiyetinin yannda, bir yl sre ile kazanan belediyede kalacak
olan bir kupa, bronz madalya ve hatra sertifikasnn yan sra
gen yerel nfusun Avrupadaki alma ziyaretlerinin
karlanmas maksadyla 10,000 euroluk bir bursu da
iermektedir. dl, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
bakannca belediye tarafndan dzenlenecek olan Avrupa
Gnnde takdim edilir.
dln ilk yllarnda dle layk bulunan kentler, 1955
ylnda Coventry ve Berlin, 1956 ylnda Puteaux ve Offenbach,
1957 ylnda Bordeaux ve Turin, 1958 ylnda Viyana ve Hague
iken, stanbul 1959 ylnda Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisi Avrupa dl ile dllendirilmitir. stanbula verilen
Avrupa dlnn gerekesinde Yerel Ynetimler Komitesi
dl Avrupa fikrini yaygnlatrmada kullanlacak politik bir
enstrman olarak tanmlamaktadr. stanbulun ilerlemeler
kaydettiine iaret edilmekte ve iki kta arasnda bir kpr
olduunu vurgularken zengin tarihi gemii ve aktif nfus
potansiyeline deinilerek hem savata hem de bar ve gvenlikte
kprba mevziinde bir kent olduunu hatrlatmaktadr.
stanbula verilen dln hem tevik edici olmasnn
amalandn hem de Bat ve Avrupa uygarlnn
gelimesindeki katklar sebebiyle kranlarn sunmann bir
vesilesi
olmas
amaland
belirtilmitir
(http://www.assembly.coe.int, 2013).
Avrupa dl dller sisteminde yer alan bu
drt basamaktan oluan dllere bavurmak iin Avrupa Konseyi
yesi olan 47 lkenin belediyesi olmak yeterlidir. Bavurular

2023

yazl bir olarak, Belediye bakan, ba yneticisi veya


temsilcisince Parlamenterler Meclisi Sosyal likiler, Salk ve
Srdrlebilir Kalknma Komitesi Sekreterliine her yln 31
Aralk gn ncesinde yaplmaldr. Seim sreci Avrupa dl
Alt Komitesince yrtlmektedir.
Nisan sonuna kadar
bavurular deerlendiren Alt Komite, seimini Parlamenterler
Meclisinin Sosyal likiler, Salk ve Srdrlebilir Kalknma
Komitesinin onayna sunar ve bu Komitece teyit edilerek
kazanan belediyelere bildirilir. Bavurular geerliliini birka yl
korumaktadr ancak Belediyeler her yl 31 Aralk ncesinde
Avrupaya ilikin faaliyetlerine ilikin bilgilendirme ile bavuru
dosyalarn gncellemelidir. Belediyeler drt kademeli Avrupa
dl sisteminde daha st dzeydeki dle bavurmak iin bir
nceki yldaki faaliyetlerini ieren bir rapor ile Sekretarya ya
bavurabilmektedir (http://www.assembly.coe.int, 2013).
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Avrupa
dln 1959 ylnda alan stanbul ve 1991 ylnda alan
Bursann yan sra, bakent Ankarada Bykehir
Belediyesinin Avrupa dl sistemine bavurusu neticesinde
2001 ylnda Avrupa eref Bayra, 2003 ylnda bir st basamak
olan Avrupa Plaketi ve 2009 ylnda ise son aama olan Avrupa
dl ile payelenmitir (http://www.assembly.coe.int).
Deerlendirme aamasnda, Ankara Bykehir Belediyesi
Avrupa organizasyonlarna katlm, dzenledii etkinlikler ve
karde ehirler ile kurduu ilikiler ile Avrupa idealine olan
katks gz nnde bulundurulmutur (http://www.ankara.bel.tr,
2013).
2007 ylnda Leipzig Srdrlebilir Avrupa Kentleri
art, Avrupa Konseyi Almanya dnem bakanlnda AB
lkeleri Kentsel Geliim ve Blgesel Uyumdan sorumlu
bakanlarnn gayri resmi toplantsnda mutabk olduklar metin
2000 yl Lile Eylem Plan, 2004 yl Rotterdam Kent
Mktesebat ile 2005 Bristol Mktesebatnn ardl kabul
edilmektedir. Avrupa kentlerinin farkllnn kabul ile oluan
bu metinler ortak bir yol haritas izme gayesinin neticesidir.
Leipzig artnn amac Avrupa kentlerini ve blgelerini
glendirmek, rekabet kabiliyeti ile kent ve blgelerdeki sosyal
ve blgesel uyumu arttrmak, kent evresindeki, kentlerdeki ve
blgelerdeki meknsal kalknma vastasyla srdrlebilir
kalknmay gerekletirmek. Btncl bir kentsel geliim

2024

kentlerin srdrlebilirlii iin bir nkoul olarak


tanmlanmaktadr. Kentsel politikalarn Avrupa vatandalarnn
yereldeki gndelik yaamlarna olumlu katklar olmas
gerektiine deinilirken, btnleik bir kentsel kalknmann
salanmas iin ana erevenin ulusal dzeyde ve Avrupa
seviyesinde izilmesi gerekliliine deinilmekte ve yoksun
durumdaki kentsel alanlara ncelikli olarak yaklalmas
hususuna deinilmektedir (http://www.euractiv.com, 2013).
Trkiye kentlerinin bugnk durumu gz nne
getirildiinde, yukarda ana hatlaryla izilmeye allan
gelecein Avrupa Kentinden olduka uzakta olduunu
sylemek g olmayacaktr. Dnlenin tersine, Trkiye
kentlerinin ideal Avrupa kentinden en fazla uzaklat alanlarn
fiziksel ya da ekonomik deil kltrel ve toplumsal olduunu
belirtmek gerekir. Bir baka anlatmla, kentlerimizin yol, su,
kanalizasyon, ulam, enerji, salk gibi alanlardan ok,
kltrleraras eitlilik, kentsel koruma, dezavantajl gruplar,
kltrel etkinlikler gibi konularda Avrupa dzeyine erimesi
nemli bir sorun olarak karmzda durmaktadr. nk ilk
kmedeki sorun alanlarnda ekonomik, teknolojik gelimelerle
ya da ABden gelecek destekle bir biimde ilerleme salamak
olanaklyken, ikinci kmedekiler iin belli bir ekonomik,
teknolojik dzeyin yan sra kentlileme bilinci ve kltrnn de
olumasn beklemek gerekmektedir (Duru, 2005:59-76).
1. AVRUPA KENTSEL ARTI
Avrupa Kentsel art, 1980-1982 arasnda Avrupa
Konseyince dzenlenen European Campaign for Urban
Renaissancealmalar sonucunda oluturulmu bir metindir.
Kentsel fiziksel evrenin gelitirilmesine, mevcut konut
alanlarnn iyiletirilmesine, kentlerde toplumsal ve kltrel
olanaklarn yaratlmasna ve toplumsal kalknma ile halk
katlmna dayanan bu kampanya iin almalar 1986dan sonra
Avrupa Yerel ve Blgesel Ynetimler Srekli Konferans
erevesinde srdrlmtr. Avrupa Kentsel art, 17-19 Mart
1992 tarihleri arasnda gerekleen Avrupa Konseyi Avrupa
Yerel Ynetimler Konferans'nda kabul edilmitir. artn ulusal
hkmetlerin deil de yerel ynetimlerin ilgilendirdiini da
vurgulamak gerekir. 2008 ylnda ise Avrupa Kentsel artnn

2025

ikincisini Yeni bir Kentlilik iin Manifesto adyla kabul


edilmitir. Bu manifesto hem seimle i bana gelmi temsilciler
hem de yerel halk iin bir mesaj niteliindedir. arta ilikin
tavsiye kararlar ve nergelerde kentsel geliimin niteliksel
alanlarna vurgu yaplm, yaam kalitesinin, Avrupa
Konseyinin temel vurgusu olan temel hak ve zgrlklerin
kentsel alandaki ibirlii ve dayanma ile gerekletirilmesi
tasarlanmtr. Salk, konut, ulam, katlm gibi btn yaamsal
konularda gelecein Avrupa kentinin geliim dorultusunu
belirleyen, bir anlamda Avrupa kenti topyasn kuran Avrupa
Kentsel art, Trkiye kentleri iin de ulalmas arzulanan
dzeyi gstermektedir. artn belirledii ilkelerden yola karak
gelecein Avrupa kentine baklabilir. Gelecein Avrupa kenti,
Kent Ynetimi, Koruma, Kentsel evre, Sokak-Mimari, Ulam,
Konut, Gvenlik, Dezavantajl Gruplar, Kltr-Sanat ve
Kltrleraras Kaynama gibi alt balklarda ele alnabilir.
-Kent Ynetimi; Yerel demokrasiye ve insan haklarna
saygl, ynetsel ve akal zerklie sahip yerel ynetimler
tarafndan ynetilen Avrupa kenti, bireylerin yerel siyasal
yaama etkin biimdekatld bir yerleim yeridir. Burada
yurttalar, kken, toplumsal konum gibi herhangi bir ayrma
bal olmakszn yerel temsilcilerini zgrce seebilir. Halkn,
temsilcilerini, zgr vedemokratik olarak belirleme hakkna
sahip olduu bu yaam alannda katlm kat stndekalmaz,
bireyler siyasal ve ynetsel yapnn btn dzeylerinde
belirleyicidir. Yurttalarn ynetime gerek anlamda katlmn
salamak iin yerel ynetim organlar ve halk arasnda gl
iletiim kanallar kurulmutur; karar verme srecinin sonucunda
ortaya kan politikalar ak ve anlalrdr; kentin geleceini
etkileyecek nemli projelerde halka danlr ve genlerin toplum
yaamna etkin katlm salanr. Kent planlar, kentin yerel
zellikleri dikkate alnarak ve yeterli bilgiye bavurularak
hazrlanr; buna kout olarak, yerel siyasal kararlar da, gvenilir
verilere gre uzmanlarca hazrlanacak kent ve blge planlar
erevesinde alnr.
-Koruma; kentsel geliim, kentin kendine zg
niteliklerinin ve tarihi zelliklerinin korunmasna dayanlarak
srdrlr. Bu yolda, kent merkezlerinin Avrupann kltr ve
tarihi mirasnn simgeleri olarak koruma altna alnmasna nem
verilir. Yerel ynetimler bu konuda nc rol oynar ve kentsel

2026

mirasn korunmasn temel bir planlama amac olarak belirler.


Korumadncesi ve bilgisi, yalnzca mimarlar, arkeologlar ve
tarihiler arasnda kalmaz, kentplanclar, politikaclar,
mteahhitler ve i dnyas da bu bilinci paylar. Korunmas
ncelikli olan yerler iin kent iinde tarihi koruma blgeleri ve
koruma alanlar oluturulur. Eski el sanatlar ve yap
tekniklerinin yaatlmasna, canlandrlmas nem verilir. Ancak,
koruma almalarnn amac koruma alann bir ak hava
mzesine evirmek deil, bu alanlarada yaamn bir paras
haline getirmektir; bir anlamda ekonomik gelimenin kentsel
mirasn korunmasyla yoluyla canlandrlmasna allr.
Koruma iin zel akal kaynaklar yaratlp, zel iyelikte bulunan
ve tarihi mimari deerlerin korunmas iin, bireylerin haklarn
ve sorumluluklarn belirleyen dzenlemeler gerekletirilir.
-Kentsel evre; Kentler, bireylerin salkl, gvenli ve
gzel bir evrede yaamasna olanak tanyacak biimde
dzenlenmitir. Bunun iin atk ynetimi, hava, su, toprak
kirlilii, grlt kirlilii, tehlikeli atklar, doal felaketler gibi
konularda etkili ve kapsaml bir kentsel evre siyaseti izlenir.
Btn kentlilere salkl ve iyi bir evre koulu salanm, temel
gereksinim maddeleri gvenilir ve salkl biimde sunulmutur.
Spor, elenme ve dinlenme etkinliklerine katlma hakk herkese
tannm, spor alanlar salkl ve gvenlikli biimde
tasarlanmtr. Salk konusunda halk giriimleri ve katlm
desteklenmektedir.
Enerji
kaynaklar
ussal
biimde
kullanlmakta, doa ve yeil alanlarn korunmas iin programlar
uygulanmaktadr.
-Sokak-Mimari;kentsel grnm gzelletirmek iin
mimari yaratclk zendirilir ve yeterince ak alan oluturulur.
Sokan toplumsal bir alan olarak yeniden kazanlmasna
zellikle nemverilir. Bunun iin yaya kaldrmlar geni tutulur,
yaya blgeleri oluturulur, sokaklariyiletirilir ve trafik akm
denetim altna alnr. Toplumsal ve yaayan bir yer olarak
sokan neminin azalmasnn dolayl sonularndan birinin
gvenlik sorunlarnn giderek arlamasolduu dnlr.
Bundan dolay, kentteki ak ve yeil alanlar, kent mobilyalar,
yol gsterme iaretleri, heykeller, emeler ve dier tarihi ve
kltrel antlar gelitirilip korunur.
-Ulam; grlt, rahatszlk, ruhsal ve fiziksel
tehlikeler, hava kirlilii, evre estetiinin ve toplumsal alanlarn

2027

yok olmas gibi sorunlar beraberinde getiren zel aralarn


kentleri ve doal evreyi yavaa ldrdnn farkna
varlmtr. Bundan dolay, toplu tama aralarna, bisikletlere
ve yayalara ncelik tannm; zel yaya ve bisiklet
yollaroluturulmutur. Ulam tek bir ara trne baml
deildir; trl seenekler oluturulmutur. Gerektiinde zaman
ya da mekan asndan trafii kstlayc nlemler alnmtr.
Ancakbtn bunlara karlk asl zmn, yerleim ve alma
alanlarn birlikte ele alan toplu yerleimlerde olduu da
unutulmaz.
-Konut; her birey ve aileye gvenli ve salkl bir konut
salanmtr. Yerel ynetimler bu konuda nc rol oynayarak
konut sunumunda seenekleri oaltarak ulalabilirlii
artrmtr. Toplumsal ve ekonomik olanaklar kstl olan
kiilerin konut haklarnn gereklemesi pazar dzeneklerine terk
edilmemi, bu kmeler iin zel nlemler alnmtr.Kentin kimi
blmlerindeki eski konut blgelerinin yenilenmesi iin zel
programlar gelitirilmi, bu ilemin maliyeti burada oturan dk
gelirli gruplara yklenmemitir.
-Gvenlik; kentte gvenliin salanmas iin gerekli
yasal, akal ve teknik nlemler alnmtr. Sularn
cezalandrlmasndan ok nlenmesine ynelik nlemlere
ncelik verilmi, rnein hapis cezasnn yerini alacak, suun
yinelenmesini nleyici programlar ve almak zmler
gelitirilmitir. Gvenlik gleri ve yerel halk arasnda ibirlii
ve gven duygusu salanmtr.
-Dezavantajl Gruplar; cinsiyet, ya, ulus, fiziksel
yetersizlik gibi bir ayrma bal kalmadan herkes btn kentsel
hizmetlerden yararlanp toplumsal etkinliklere katlabilmektedir.
Kadn, ocuk, yal, hasta ve engelli gibi kmelerin kentsel
yaama etkin biimde katlmn salamak iin zel nlemler
alnmtr. Bunun iin kent, herkesin her yere erimesini
salayabilecek biimde tasarlanmtr. Btn ticari, ynetsel ve
kamusal yaplar; toplumsal-kltrel, sportif ve dinsel etkinlikler;
caddeler; kamusal alanlar; kltrel ve toplumsal etkinlikler,
iinde bulunduu fiziksel ve toplumsal sorunlar ne olursa olsun,
herkese aktr. Engelli ve dezavantajl gruplara ilikin politikalar
onlar toplumla btnletirici ynde dzenlenir; alnan nlemler
arkorumac deildir. zel sorunu olan bu gruplar iin gereken
dzenlemeler yaplr; rnein, konut ve iyerleri, tuvalet, ulam

2028

ve teknik aralar engelliler gz nnde bulundurularak tasarlanr.


Engelliler ve aznlklar temsil eden derneklerle ibirliine gidilir
ve dayanmasalanr. Ya ve salk durumu ne olursa olsun
herkes kamusal alanlarda kendini ev ve iyerinde olduu gibi
gvenli ve rahat hisseder.
-Kltr-Sanat; kltr ve sanat etkinliklerinin
gerekletirilmesinde ve kltrel demokrasinin olumasnda
yerel ve blgesel ynetimler yaamsal bir rol oynar. Bu kurumlar,
kentin kltrel gelenei ve nfuslarnn kltrel zellikleri
nda bir kltr politikas belirleme ve uygulama hakkna
sahiptir. Mimarlk, dil, sanat, mzik ve yaznn kentin tarihi ve
toplu hafzasn oluturduuna, bunlarn ayn zamanda yaam
biimlerindeki, toplumsal davrankalplarndaki ve kltrel
mirasn oluumundaki deiiklikleri gsterdiine inanlr.
Btnkent sakinleri kltrel etkinliklerden serbeste yararlanr;
kltrel etkinliklere katlma ayrcalkl ya da sekin bir kmenin
tekelinde deildir. Kentlerin kltrel adan geliiminin
ekonomik ve toplumsal gelimeye de katkda bulunaca
dnlr; kltrel alveri farklulus, blgeler ve halklar
arasnda gl bir ba olarak alglanr. Kltrel geliim ve gerek
bir kltrel demokrasiyi salamak iin, yerel ynetimler,
topluluklar, gnll kurulular ve zel sektr dayanma
iindedir, bu ama dorultusunda, genler ve gmen gruplar
gibi belli zel nfus gruplarnn katklarn salamak ve
gereksinimlerini karlamak iin aba gsterilir.
-Kltrleraras Kaynama; ayrmclk kartl kent
politikalarnn temel esi olarak alnr. Dier lkelerden gelen
gmen topluluklaryla deiik gelenek, kltr, dil ve dine sahip
olan yerel topluluklarn uyumlulatrlmasna nem verilir. Yerel
ynetimler btn vatandalarn kamusal alanlara, meslek
edindirme kurslarna, okullara, konutlara, kltrel etkinliklere ve
kentsel yaamn dier ynlerine eit biimde katlmalar iin
ura verir. ok kltrlle dayanan kltr ve eitim
politikalar ayrmc deildir, rklk kartdr; aznlk
gruplarnn kltrel gereksinimlerini, deiik kltrler ve dinler
arasnda iletiim ve deiimi dikkate alr.Farkl kltrlere
mensup olanlar i olanaklarndan eit biimde yararlanr.
Kltrleraraskaynamay salamak iin gmenlerin yerel
siyasal yaama etkin biimde katlmsalanm, kentin

2029

toplumsal ve fiziksel evresiyle btnlemesi iin nlemler


alnmtr (Duru, 2005:59-76).
2. AVRUPA KENTSEL ARTI UYGUNLUK DZEY
LE
Avrupa kentsel art uygunluk dzeyi lei il olarak
Krkkale ilinde yaayan insanlarn gvenlik, istihdam, konut,
salk, evre, kltr, spor, sosyal hizmetler vb. asndan
memnuniyet durumlarnn tespit edilmesi erevesinde
dzenlenmitir. Yaplm olan aratrmada olasla dayanan
rnekleme yntemlerinden kmelere gre rnekleme yntemi
kullanlmtr. Kme rnekleme ynteminde, evren belirlenen
birka kmede temsil edilmektedir (Ural, ve Kl, 2006,
Bykztrk, 2009) . Aratrmada Kmeler olarak Krkkale
ilinin mahalleleri ele alnmtr. Mahalleler nfuslarna gre
rneklem iinde temsil edilmitir.
lein kullanld aratrmann evreni 2012 TK
verilerine gre Krkkale il nfusu iersinde 20 ya ve zerinde
bulunan 132807 bireyden olumaktadr. Bu evren %95 gven
aral ve %5 hata pay ile 383 birey ile temsil edilebilmektedir
(http://www.surveysystem.com/sscalc.htm).
Aratrma
bulgularnn daha gvenilir olmas asndan 2000 bireye
rneklem geniletilmi ve bylece gven aral %99a hata pay
ise %2,86 ya drlmtr.
Aratrmada kullanlan lekler Avrupa Kentsel
artlarnn konu balklar ve maddelerinin likert tipi beli
dereceleme tarznda dzenlenmitir. Bylece 11 lek
oluturulmutur. Birinci lek, Ulam ve Dolam art
Uygunluk Dzeyi. kinci lek, Kentlerde evre ve Doa art
Uygunluk Dzeyi. nc lek, Kentlerin Fiziki Yaplar
art Uygunluk Dzeyi durumlarn tespit etmeye ynelik
olarak kurgulanmtr. Drdnc lek, Kent Gvenliinin
Salanmas ve Sularn nlenmesi art Uygunluk Dzeyini
tespite ynelik olarak kurgulanmtr. Beinci lek,
Kentlerdeki zrl Ve Sosyo-Ekonomik Bakmdan
Engelliler art Uygunluk Dzeylerini lmek amacyla
kurgulanmtr. Altnc lek, Kentsel Alanlarda Spor Ve Bo
Zamanlar Deerlendirme art Uygunluk Dzeylerinin
tespiti amacyla kurgulanmtr. Yedinci lek, Yerleimlerde

2030

Kltr ve Kltrler Aras Kaynama art Uygunluk


Dzeylerinin tespiti amacyla kurgulanmtr. Sekizinci lek,
Kentlerde Salk art Uygunluk Dzeylerinin tespiti amacyla
kurgulanmtr. Dokuzuncu lek, Halk Katlm, Kent
Ynetimi Ve Kent Planlamas art Uygunluk Dzeylerinin
tespiti amacyla kurgulanmtr. Onuncu lek, Kentlerde
Ekonomik Kalknma art Uygunluk Dzeylerinin tespiti
amacyla kurgulanmtr. On birinci lek, Uyumlu Kentler ve
Kasabalar art Uygunluk Dzeylerinin tespiti amacyla
kurgulanmtr.
2.1.Geerlik ve Gvenirlik
Geerlilik, llmek istenen zelliin ne derece doru
lld ile ilgili bir kavramdr. Likert tipi testlerde, lein
yapsal geerlilii, faktr analizi yaplarak llr. Sosyal
bilimlerde leklerin yapsal geerlilii iin faktr yk
deerlerinin 0.45 ve stnde olmas iyi bir l iken, ok az
sayda madde iin bu snr 0.30 kadar da indirilebilmektedir. te
yandan tek faktrl leklerde aklanan varyansn %30 ve daha
fazla olmas yeterli grlmektedir. Fakat ok faktrl leklerde
bu orann biraz daha fazla olmas beklenir (Tezbaaran, 1997,
akc, 1991, Bykztrk, 2009, Altunk, vd., 2007,
Yazcolu ve Erdoan, 2004).
Likert tipi leklerde, lein gvenilirliinin
llmesinde cronbach alfa olarak da bilinen alfa katsays
kullanlabilir. Gvenilirlik katsaysnn .70 ve daha yksek
olmasnn, lein gvenilirlii asndan yeterli olduunu dile
getirmektedir. Bylece alfa says .80 olan bir lein verileri
sonucunda elde edilen farkllk bilgilerinin %80 orannda gvenli
ve %20 orannda bir hata payna sahip olduu anlalmaktadr
(Ural ve Kl, 2006, Tezbaaran, 1997, akc, 1991,
Bykztrk, 2009, Altunk, vd., 2007, Yazcolu ve Erdoan,
2004).
2.2.leklerin Gvenilirlik ve Geerlilik Dzeylerinin Test
Edilmesi
Avrupa kentsel art konu balklarndan ve bu konu
balklar altnda yer alan maddelerden oluturulmu 11 lein
her birinin geerlilik ve gvenilirlik analizleri ve bu maddelerin
iyapsal tutarllnn test edildii tablolar aada
sunulmaktadr.

2031

Ulam ve Dolam art Uygunluk Dzeyi leinde


ilgili maddelerin ortak faktr ykleri .41-.63 arasnda
deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii
olduunu gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln
(gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays
hesaplanm ve .77 olarak bulunmutur. Cronbachs Alpha
katsaysn .70 zerinde olmas lein isel tutarllk
bakmndan yeterli dzeyde olduunu gstermektedir.
Dolaysyla bu leimiz %77 orannda isel tutarla sahip ve
gvenilir bir lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %53n aklayan iki faktr

2032

karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %40n


aklamaktadr. Bu balamda lek tek faktr dzeyinde bile
yeterli dzeyde varyans aklamaktadr.

Kentlerde evre ve Doa art Uygunluk Dzeyi


leinde ilgili maddelerin ortak faktr ykleri .46-.66 arasnda
deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii
olduunu gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln
(gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays
hesaplanm ve .82 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu
leimiz %82 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir
lektir.

2033

lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler


analizi), toplam varyansn %58ini aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %45ini
aklamaktadr. Bu balamda lek tek faktr dzeyinde bile
yeterli dzeyde varyans aklamaktadr.
Kentlerin Fiziki Yaplar art Uygunluk Dzeyi
leinde ilgili maddelerin ortak faktr ykleri .55-.77 arasnda
deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii
olduunu gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln
(gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays
hesaplanm ve .70 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu
leimiz %70 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir
lektir.

2034

lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler


analizi), toplam varyansn %61ini aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %34n
aklamaktadr. Bu balamda lek yeterli dzeyde varyans
aklamaktadr.

2035

Kent Gvenliinin Salanmas ve Sularn nlenmesi


art Uygunluk Dzeyi leinde ilgili maddelerin ortak faktr
ykleri .36-.65 arasnda deimektedir. Bu durum ilgili lein
yapsal geerlilii olduunu gstermektedir. Ayn lein isel
tutarlln (gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha
katsays hesaplanm ve .81 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu
leimiz %81 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir
lektir.

2036

lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler


analizi), toplam varyansn %53n aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %41ini
aklamaktadr. Bu balamda lek yeterli dzeyde varyans
aklamaktadr.

Kentlerdeki zrl Ve Sosyo-Ekonomik Bakmdan


Engelliler art Uygunluk Dzeyi leinde ilgili maddelerin
ortak faktr ykleri .37-.77 arasnda deimektedir. Bu durum

2037

ilgili lein yapsal geerlilii olduunu gstermektedir. Ayn


lein isel tutarlln (gvenirlik katsays) bulmak iin
Cronbachs Alpha katsays hesaplanm ve .80 olarak
bulunmutur. Dolaysyla bu leimiz %80 orannda isel
tutarla sahip ve gvenilir bir lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %60n aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %44n
aklamaktadr. Bu balamda lek yeterli dzeyde varyans
aklamaktadr.

2038

Kentsel Alanlarda Spor Ve Bo Zamanlar


Deerlendirme art Uygunluk Dzeyi leinde ilgili
maddelerin ortak faktr ykleri .49-.71 arasnda deimektedir.
Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii olduunu
gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln (gvenirlik
katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays hesaplanm
ve .79 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu leimiz %79
orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir lektir.

2039

lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler


analizi), toplam varyansn %60n aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %46sn
aklamaktadr. Bu balamda lein yeterli dzeyde varyans
aklad grlmektedir.
Yerleimlerde Kltr ve Kltrler Aras Kaynama
art Uygunluk Dzeyi leinde ilgili maddelerin ortak faktr
ykleri.49-.74 arasnda deimektedir. Bu durum ilgili lein
yapsal geerlilii olduunu gstermektedir. Ayn lein isel
tutarlln (gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha
katsays .89 olarak bulunmutur. Bu bize lein %89 orannda
isel tutarla sahip olduunu ve ayn zamanda gvenilir bir
lek olduunu gstermektedir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %62sini aklayan faktr
karmtr. Bir faktr toplam varyansn %44n, iki faktr
toplam varyansn %55ini ve faktr toplam varyansn
%62siniaklamaktadr. Bu balamda lein yeterli dzeyde
varyans aklad grlmektedir.

2040

2041

Kentlerde Salk art Uygunluk Dzeyi leinde ilgili


maddelerin ortak faktr ykleri .44-.62 arasnda deimektedir.
Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii olduunu
gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln (gvenirlik
katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays hesaplanm
ve .84 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu leimiz %84
orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %52sini aklayan tek faktr
karmtr. Bu balamda lek yeterli dzeyde varyans
aklamaktadr.

2042

Halk Katlm, Kent Ynetimi Ve Kent Planlamas art


Uygunluk Dzeyi leinde ilgili maddelerin ortak faktr ykleri
.39-.70 arasnda deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal
geerlilii olduunu gstermektedir. Ayn lein isel
tutarlln (gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha
katsays hesaplanm ve .81 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu

2043

leimiz %81 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir


lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %53n aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %39unu
aklamaktadr. Bu balamda lek yeterli dzeyde varyans
aklamaktadr.

Kentlerde Ekonomik Kalknma art Uygunluk Dzeyi


leinde ilgili maddelerin ortak faktr ykleri .45-.71 arasnda
deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii
olduunu gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln
(gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays
hesaplanm ve .82 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu
leimiz %82 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir
lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %59unu aklayan tek faktr
karmtr. Bylece lein yeterli dzeyde varyans aklad
ortaya kmtr.

2044

Uyumlu Kentler ve Kasabalar art Uygunluk Dzeyi


leinde ilgili maddelerin ortak faktr ykleri .45-.71 arasnda
deimektedir. Bu durum ilgili lein yapsal geerlilii
olduunu gstermektedir. Ayn lein isel tutarlln
(gvenirlik katsays) bulmak iin Cronbachs Alpha katsays
hesaplanm ve .89 olarak bulunmutur. Dolaysyla bu

2045

leimiz %89 orannda isel tutarla sahip ve gvenilir bir


lektir.
lek zerinde yaplan faktr analizi (temel bileenler
analizi), toplam varyansn %58ini aklayan iki faktr
karmtr. Birinci faktr toplam varyansn %48ini
aklamaktadr. Bu durum lein yeterli dzeyde varyans
akladn gstermektedir.
DEERLENDRME
Genel anlamda Avrupa Birliine uyum sreci iersinde
olan lkemizin kentlerinde yaayan insanlarn kent kltrne
dolaysyla kentlilik bilincine sahip olma dzeylerinin ve
kentlerin fiziki, sosyal, ekonomik, siyasal ve dier konulardaki
durumlarnn tespit edilmesi ilgili konularda gerek yerel
ynetimler nezdinde gerekse merkezi ynetim nezdinde alnmas
gereken nlemlerin ve yaplmas gerekenlerin belirlenmesi uyum
srecine olumlu katk salayacaktr. Dier taraftan yaplacak
tespitler, gvenlik, konut, salk, kltr, spor, sosyal hizmetler ve
dier konularda kentlerde yaam kalitesinin arttrlmas ve
kentlerin doal/tarihsel dokularnn korunmas ve evre ile dost
bir kent ve kentli yapsnn oluturulmas asndan son derece
nemlidir.
Avrupa kentsel artnda yer alan ana konu balklar
toparlandnda Ulam ve Dolam art,Kentlerde evre ve
Doa art, Kentlerin Fiziki Yaplar art, Kent Gvenliinin
Salanmas ve Sularn nlenmesi art, Kentlerdeki zrl Ve
Sosyo-Ekonomik Bakmdan Engelliler art, Kentsel Alanlarda
Spor ve Bo Zamanlar Deerlendirme art, Yerleimlerde
Kltr ve Kltrler Aras Kaynama art, Kentlerde Salk
art, Halk Katlm, Kent Ynetimi Ve Kent Planlamas art,
Kentlerde Ekonomik Kalknma art, Uyumlu Kentler ve
Kasabalar art ierisinde yer alan maddelerin ehir sakinlerinin
iinde yaadklar ehrin bu maddelerin ne kadarn karlad,
artlara ehrin uygunluk dzeyini gstermektedir.
Ad geen Avrupa kentsel artlar bu almada
uygulanabilir likert tipi leklere dntrlm ve bu leklerin
geerlilik, gvenilirlik ve iyapsal tutarllk analizleri

2046

yaplmtr. Bylece lkemizdeki her kent iin uygulanabilir bir


lek gelitirilmitir.
Bylece Avrupa kentsel artna Trkiyedeki ehirlerin
hangi dzeyde uygun olduunun tespit edilmesi, eksikliklerin
grlmesi ve insanlarmza daha iyi bir yaam sunulabilmesi
asndan bu kentsel artlar erevesinde oluturulmu
leklerden oluan aratrma formu Krkkale ilinde uyguland
ve ilin Avrupa kentsel artna uygunluk dzeyinin belirlendii
gibi dier ehirlerde de Avrupa kentsel artna uygunluk
dzeyinin belirlenmesinde uygulanabilir bir nitelie ve
yeterlilie sahip olduu dnlmektedir.

2047

KAYNAKA
ALTUNIIK, R., COKUN, R., BAYRAKTAROLU, S. ve
YILDIRIM, E. (2007). Sosyal Bilimlerde Aratrma
Yntemleri: SPSS Uygulamal, Sakarya Yaynclk,
Sakarya.
Ankara

Bykehir
Belediyesi,
http://www.ankara.bel.tr/baskan/oduller, 03.11.2013.

Avrupa Kentsel art-2,


http://www.cankaya.bel.tr/oku.php?yazi_id=5561,.03.1
1.2013
BYKZTRK, . (2009). Sosyal Bilimler in Veri Analizi
El Kitab (statistik, Aratrma Deseni, SPSS
Uygulamalar ve Yorum), Pegem Akademi Yaynlar,
Ankara.
Council of Europe, Ankara Receives 2009 Europe Prize During
Ceremony
http://www.assembly.coe.int/ASP/Press/StopPressVie
w.asp?ID=2208, 19.07.2013
Council of Europe, How We Work,
http://www.coe.int/aboutCoe/index.asp?page=Comme
ntTravaillonsNous&l=en, 01.08.2013.
AKICI, M. (1991). Temel statistik, Emek Matbaaclk,
Manisa.
DURU, B. (2005). Avrupa Birlii Kentsel Politikas ve Trkiye
Kentleri
zerine,
Mlkiye,
C.XXIX,S.246,
Bahar,s.59-76
EU

Ministers
outline
European
City
ideal,
http://www.euractiv.com/sustainability/eu-ministersoutline-european-city-ideal/article-164003, 06.07.2013.

European Prize, Council of Europe Parliamentary Assembly,


Doc.1033,
12.Eyll
1959
http://www.assembly.coe.int/ASP/Doc/XrefViewPDF.
asp?FileID=1350&Language=EN, 12.07.2013.
European
Urban
Charter
1992-2008,
http://www.springerreference.com/docs/html/chapterdb
id/343538.html, 02.08.2013.

2048

GKE, B. (1999). Toplumsal Bilimlerde Aratrma, Sava


Yaynevi, Ankara.
http://www.surveysystem.com/sscalc.htm 28.03.2013
PUNCH, K. F. (2005). Sosyal Aratrmalara Giri: Nicel ve Nitel
Yaklamlar, (ev.) Bayrak, D., Arslan, H. B., Akyz
Z., Siyasal Kitabevi, Ankara.
TEZBAARAN, A. A. (1997). Likert Tipi lek Gelitirme
Klavuzu, Trk Psikologlar Dernei Yaynlar, Ankara.
The

Congress of Local and Regional Authorities


http://www.coe.int/t/congress/default_en.asp,
15.07.2013.

The Congress of Local and Regional Authorities in Brief,


http://www.coe.int/t/congress/presentation/default_en.a
sp?mytabsmenu=1, 15.07.2013.
The

Europe
Prize
Award
System
http://www.assembly.coe.int/Committee/ENA/EuropaP
rize/prizesystemE.htm 17.07.2013.

URAL, A. ve KILI, . (2006). Bilimsel Aratrma Sreci ve


SPSS ile Veri Analizi, Detay Yaynclk, Ankara.
YAZICIOLU, Y. ve ERDOAN, S. (2004). SPSS Uygulamal
Bilimsel Aratrma Yntemleri, Detay Yaynclk,
Ankara.

2049

2050

YEN BR TURZM TREND OLAN EKOTURZMN


NEM VE LKE EKONOMLERNE KATKILARI
r.Gr. Murad Alpaslan KASALAK
ZET
Gnmzde en hzl byyen sektrler arasnda yer alan
turizm, birok lke asndan nemli bir ekonomik kaynak olarak
nitelendirilmektedir. Bunun farknda olan birok lke turizm
esinin geerliliini ve devamlln salamak iin aba
gstermektedir. Turist eitim seviyesinin ykselmesiyle turizme
bak as deimi, evre ve doa hakknda bilin artm,
turizm istek ve talepleri farkllamtr. Gelecek nesillere iyi bir
evre brakmak iin yaplan faaliyetler olarak tanmlanan
srdrlebilirliin nemi ile birlikte turizm ierisinde doa
temelli aktiviteler artm ve doaya nem veren alternatif turizm
eitleri ortaya kmtr. Bu turizm eitlerinden birisi de
ekoturizmdir. Bugn, ekoturizmin lke ekonomilerine katksnn
farkna varan baz devletler, ekoturizm stratejilerine yer verirken,
ayn zamanda ekoturizmi gelitirme projelerini de yrrlle
koymaktadr.
almamzda gnmzde ilgi eken bir turizm tr
olan ekoturizmin, nemi vurgulanarak, dnya zerinde farkl
ktalarda yer alan ve lke gelirleri asndan ekoturizmi
nemseyen lkelerin gelirleri incelenmi ve lkemiz rnei
zerinden lkemiz gibi gelimekte olan lkelere yarataca
ekonomik faydalar hakknda neriler sunulmutur.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Ekoturizm, Yeni Trend,
lke, Ekonom
A NEW TREND WITH TOURISM AND ECONOMIC
CONTRIBUTION TO THE IMPORTANCE OF
ECOTOURISM
ABSTRACT
Today, among the fastest growing sectors of the
tourism, many countries are considered as an important
economic resource. Aware of this, the validity of many countries,

Mula Stk Koman niversitesi Kyceiz MYO, muradkasalak@mu.edu.tr.

2051

tourism element and makes every effort to ensure continuity.


Tourist educational level perspective changed with the rise of
tourism, increased awareness about the environment and nature,
tourism requests and demands have changed. To leave a better
environment for future generations is defined as activities carried
out in conjunction with the importance of sustainability in
tourism and nature, nature-based activities increased emphasis on
alternative forms of tourism has emerged. What is one of this
kind of tourism ecotourism. Today, eco-tourism contribution to
the economies of the countries become aware of some states,
where ecotourism strategies, while at the same time ecotourism
development projects are also promulgates.
In our study today an attractive tourist destination which
is a type of ecotourism, emphasizing the significance on earth,
different continents, which are located in the country in terms of
revenues ecotourism importance to the revenues of countries
examined and our country on the example of countries like
Turkey to developing countries will create economic benefits
advice about what was presented.
Key Words: Tourism, Ecotourism, New Trends,
Country, Economy
GR
Turizm, birok lke asndan Gayri Safi Milli
Hslasna nemli bir katk salayan bir sektr olarak dikkate
alnmaktadr. Latince dnmek anlamndaki Tornus
szcnden treyen turizm, herhangi bir ekilde seyahat, gezme
ve bir yerden bir yere gitmeyi ifade etmektedir. Gezmek ve
seyahat etmek ncelikle para harcamay gerektirdiinden turizm,
lkeler asndan nemli bir dviz kayna ve istihdam olana
yaratan bir alandr. Bu nedenle Turizm sektrnde gerekleen
herhangi bir byme lke ekonomilerini dorudan
etkilemektedir. Bu nedenle turizmi daha ilgi ekici klmak, pazar
payn ykseltmek ve turizmin srdrlebilirliini salamak
amacyla turizmi eitlendirmek ihtiyac ortaya kmaktadr.
Turist eitim seviyesinin ykselmesiyle turizme bak
as deimi, evre ve doa hakknda bilin artm, turizm istek
ve talepleri farkllamtr. Turizmin sadece deniz, kum ve

2052

gneten ibaret olmad ayn zamanda uzun vadeli turizm


olgusuna sahip olmak ve bu deeri kaybetmemek iin turizmde
srdrlebilirliin nasl salanlacana ynelik ilgi artmtr. Bu
gnn ihtiyalarn karlarken doal kaynaklar korumak ve
gelecek nesillere iyi bir evre brakmak iin yaplan faaliyetler
olarak tanmlanan srdrlebilirliin nemi ile birlikte turizm
ierisinde doa temelli aktiviteler artm ve doaya nem veren
alternatif turizm eitleri ortaya kmtr. Bu turizm
eitlerinden biriside ekolojik turizm, yeil turizm, krsal turizm,
doa temelli turizm, zel ilgi turizmi, sorumlu turizm gibi birok
farkl isimle ifade edilen ekoturizmdir.
1.EKOTURZM KAVRAMI VE NEM
Ekoturizm kavram kkeni Yunanca oikos (ev) ve logos
(kelime)a dayanan, organizmalar ve onlarn evresi ile
ilikilerini inceleyen ve bilimsel anlamda ekoloji olarak
adlandrlan kelimeden ortaya kmtr. Ekoturizm teriminin
etimolojisi konusunda literatrde bir fikir birlii yoktur. Baz
aratrmaclar, terimin kkeninin Hetzerin 1965 ylnda
ekoturizmle ilgili yazlarna kadar dayandn savunmaktadrlar.
Hetzere gre ekoturizm; zellikle kular ve dier yaban hayat,
doal alanlar, kayalklar, maaralar, fosil alanlar, arkeolojik
sitler, sulak alanlar ve nadir trler veya tehlike altndaki trlerin
bulunduu alanlar gibi doal ve arkeolojik kaynaklara dayanan
turizmdir. 1970li yllarn ortalarnda Kanada Hkmeti
tarafndan balatlan ekotur programlarnda bu terime
rastlanmaktadr. 1976 ve 1982 yllar arasnda bastrlan ekotur
rehberleri ve brorlerinde ekoturizm tanmlanmamakla birlikte,
bu kaynaklarda ekotur ile ilgili bilgiler verilmektedir. Yine
Ashton (1993) ve Higgins (1996) bu terimin ilk defa literatrde
1978 ylnda Kenton Miller tarafndan kullanld
belirtmektedir. Bir baka referans olarak Mathieson ve Wall
(1982)un Turizm Etkileri adl kitab da ekoturizmi
iermektedir.(Demir ve evirgen, 2006:50-51). Costa Rikal
biyolog Gerardo Budowski 1976 ylndaki makalesinde ekolojik
merkezli turizm kavramn daha ileriye gtrerek, ana hatlaryla
turizm ve koruma arasnda karlkl yarar ilikisi olduunun
altn izmitir (Gallher, 2010:89).

2053

Ekoturizm terimi 1983 ylnda Hector CeballosLeascurain tarafndan ortaya atlm ve ekoturizm doadan zevk
alma ve doann kymetini bilme eklinde tanmlanmtr. 1991
ylna Uluslararas Ekoturizm Topluluu da ilk tanmlardan
birisini yaratmtr. Buna gre ekoturizm; yerel halkn refahn
destekleyen ve evreyi koruyarak (evreye duyarl) doal
alanlara yaplan seyahat olarak ifade etmitir. Turizm pazarnda,
doaya dayal turizm olarak tarif edilen ekoturizm, srdrlebilir
kalknma arac olarak grlmektedir. Uluslararas Ekoturizm
Topluluu (TIES) ekoturizmi yle tarif etmektedir; Ekoturizm
genellikle kk gruplar halinde yaplr. Konaklama ve yeme
ime tr hizmetler ounlukla yerel dzeydeki kk ve orta
lekli firmalar tarafndan verilir. 1996 ylnda ise Dnya Doay
Koruma Birlii (IUCN) Ekoturizmi; yerel halka fayda salayan,
aktif sosyoekonomik katlmn gerekletiren dk dzeyde
negatif ziyareti etkisi yaratan ve korumay gelitiren (gemite
ve gnmzdeki kltrel zenginlikleri) doann deerini
anlamak ve zevkine varmak iin nispeten bozulmam doa
alanlarna yaplan evre asndan duyarl seyahat ve ziyaret
olarak tanmlanmtr (Altan, 2006:50-51).
Tanmlar nasl olursa olsun, ekoturizm hakknda
zerinde fikir birlii bulunan temel karakteristik zellikler syle
sralanabilir;
Doa temelli olmas (ziyaretiler doal alanlardaki
doal ve geleneksel kltr unsurlarn gzlemliyor ve anlamaya
alyorlar),
Bio eitliliin korunmasna katkda bulunmas,
Yerel toplumlarn refahn desteklemesi,
Olumsuz evresel ve sosyo-kltrel etkilerin en aza
indirgenmesi iin aktivitelerin hem turistler, hem de yerel halkn
sorumluluunda dzenlenmesi,
Yenilenemez kaynaklarn minimum kullanlmasn
gerektirmesi,
Yerel mlkiyetin ve yerel topluma dnk istihdam
olanaklarnn retilmesini ngrmesidir (en, 2010:77).
Ekoturizm, yayla turizmi, av turizmi, botanik turizmi,
ku gzlemcilii, yaban hayat gzlemcilii, olta balkl,

2054

bisiklet turizmi, balon turizmi, sualt dal, kamp ve karavan


turizmi, maara turizmi, trekking, daclk, akarsu turizmi,
yama parat, atl doa yry ve ekolojik tarm ve iftlik
turizmi olarak trlere ayrlmaktadr.
Bugn ekoturizm, dnyann en byk endstrilerinden
biri olan turizm endstrisinin en hzl byyen segmenti
durumundadr. Kitle turizmiyle karlatrldnda, ekoturizm,
sektrle daha gl balant kurma, ekonomik fayda salama,
yerel halk iin i gc yaratma ve srdrlebilir geliimi
glendirme asndan nemli bir konu haline gelmitir.
Bunlardan dolay ekoturizm, ekonomik geliimle, doal
kaynaklar ve vahi yaam uzlatrma anlamnda zellikle
gelimekte olan lkeler asndan nemli bir turizm eidi olarak
gelitirilmektedir (Jones, 2005: 303). Ekoturizm, kitle
turizminden rn eitlilii yapsal farkllklar sayesinde de ilgi
ekici olmakta ve turizmin eitlendirilmesi aamasnda nemli
bir rol oynamaktadr.
2. DNYADA EKOTURZM PAZARI VE MTER
ZELLKLER
Turizm sektrnn en hzl byyen alt unsurlarndan
birisi olan ekoturizm, zellikle 10 yldan fazla bir zamandr
seyahat endstrisi iinde olduka popler bir turizm eidi haline
gelmitir. Byme her eyden nce, Avrupal ve Kuzey
Amerikal ve Japon turistlerin ziyaretlerini kapsamaktadr.
Aslnda son yllarda bymeye balayan bir pazar olan Japon
ekoturist pazarnn seyahat etmesindeki en nemli motivasyon
unsurunun ekolojik bir anlaytan ok estetik anlay temelinde
odakland ifade edilmektedir. 1990l yllarn banda %20%30 arasnda yllk byme oran olan ekoturizm veya doaya
dayal turizm, 2004 ylnda tm turizm endstrisinden 3 kat daha
hzl bymtr.
Ekoturizmin, ounlukla doa turizmiyle veya doaya
dayal turizm eitleriyle e tutulmas, ekoturizm pazarnn
gerek byklnn grlememesine ve ekoturizmle ilgili
gstergelerin salkl llememesine neden olmaktadr. Net bir
lm olmamasna ramen ekoturizm pazar baz lkelerde ok
byt boyutlara ulamtr.

2055

Ekoturizm pazarn oluturan ekoturizm arz ve


talebidir. Ekoturizm arz iinde ncelikle destinasyonun
ekoturizm asndan nem tayan doal ve kltrel
kaynaklaryla birlikte, turistlerin seyahatleri sresince
gereksinim duyaca tm mal ve hizmetleri reten ve sunan
iletmeler yer almaktadr. Ekoturizme ynelik talebin yaps ise
olduka karmaktr. Bu pazar dilimi ierisinde ekoturist olarak
adlandrlan tketiciler genel turist tipinden farkl zelliklere
sahiptirler. Ekoturist profilinin belirlenmesi, ekoturizm rn
gelitirme stratejilerini de yakndan ilgilendirmektedir.
Turistlerin motivasyonlar, beklentileri, seyahat zellikleri gibi
konular bu bakmdan nem tamaktadr. deal ekoturistler,
kltrel ve ekolojik adan hassas aktivitelere katlmak iin
motive olmulardr. Yaptklar harcamalarn yerel ekonomiyi ve
kaynaklarn korunmasn desteklemek iin kullanlmasn
beklemektedirler.
Seyahatlerinden
sonra
da
blgede
srdrlebilir gelimenin salanmasna ve korunmasna katk
salama konusunda isteklidirler.
Ekoturistlerin demografik zelliklerinin belirlenmesine
ynelik yaplan almalar genel olarak, onlarn orta ya
grubunda olduklar yksek eitimli ve ortalama gelirlerin
zerinde bir gelire sahip olduklarn ve ekoturizm aktivitelerinin
trleri ve zelliklerine gre bayanlarn oranlarnn erkeklerle eit
hatta baz durumlarda fazla olabildiini gstermektedir. Kuzey
Amerikada tketici aratrmalar yapan HLA ve ARA
danmanlk irketlerinin 1994 ylnda Kuzey Amerika seyahat
pazarnda ekoturist pazar profiline ynelik yaptklar
aratrmann sonular unlardr:
Ya: Turistler en ok 35-54 ya grubunda olmakla
birlikte, yine de ya iin maddi boyutu ve aktiviteye bal olarak
deimektedir.
Cinsiyet: Aktiviteye bal olarak belirgin farkllklar
ortaya kmakla birlikte, bu faaliyetlere katlan erkek ve
kadnlarn oran %50dir.
Eitim: %82si niversite mezunudur.
Grup Kompozisyonu: Deneyimli ekoturistlerin %60
gibi byk ounluu ift olarak, %15i aileleri ile ve %13 tek
balarna seyahat ettiklerini bildirmilerdir.

2056

Seyahat Sresi: Deneyimli ekoturistlerin %50 gibi


byk ounluu 8-14 gn sreli gezileri tercih etmilerdir.
Harcama Dzeyi: Deneyimli ekoturistler, genel bir
turiste gre daha fazla harcama yaptklarn %26 gibi byk bir
ounluu 1000-1500 ABD dolar harcamaya hazr olduklarn
belirtmilerdir (Demir ve evirgen, 2006:113-122). Kasalak
(2014)n Ekoturizm Giriimcilerinin novasyona Yatknlnn
llmesi: Mula Yresinde Yer Alan Ekolojik Oteller
Kapsamnda Bir alan Aratrmas isimli aratrmasnda
ekoturistlere Mula ilindeki baz ekolojik otellerde 250 Euro,
hatta 300 ngiliz Sterlin gibi fiyatlarda oda kiraland ifade
etmitir.
3.
EKOTURZMN
KATKILARI

LKE

EKONOMLERNE

Dnyada ekoturizm kavram 1992 ylndan itibaren


gnmze kadarki srete giderek popler hale gelmitir ve bu
tip turizme ynelik talepler artmtr. Bugn, bir ok devlet,
ulusal turizm planlar iinde ekoturizm stratejilerine yer verirken,
ayn zamanda ekoturizmi gelitirme projelerini de yrrlle
koymaktadr.
Vietnam ve Nepal gibi az gelimi lkeler ekoturizmle
ilgili alt yap gereksinimleri iin politikalar gelitirmektedir.
rnein, Brezilyann 1996 ylndaki ekoturizm yatrm
milyon Amerikan Dolar iken (bu rakamn Arjantin, Costa Rica,
Ekvator, Peru ve Sili gibi lkelerin yatrmndan daha dk
olduu ifade edilmektedir) 1997 ylnda 200 milyon $lk
Amazonda ekoturizmi gelitirme program balatmtr.
lkeler, bu politikalar ile yerel toplumun refahn dnrken
doal ve kltrel evrenin korunmasna yardmc olacak yasal
dzenlemeleri de yapmaktadr (Hawkins ve Lamoureux,
2001:68).
Yine
gnmzde
en
nemli
ekoturizm
destinasyonlarndan biri olan Avustralya 1994 ylnda dnyada
ilk defa turistik ekicilie sahip doal evreye kar artan
uluslararas ilgi karsnda ulusal bir ekoturizm plan
hazrlamtr (Demir ve evirgen, 2006: 92).
Turizm, Avustralyann en nemli dviz kaynadr.
Avustralyada 1983 ile 1993 yllar arasnda uluslararas turist

2057

says %12lik byme oranyla 944.000den 3.000.000a


ykselmitir ve bu 10 yllk sre ierisinde 130.000 kii
ekoturizm sayesinde istihdam olanana sahip olarak 10.6 milyar
dolar gelir elde etmitir. Avustralyada bulunan, 345.950 km2lik
alan kaplayan Dnya Miraslar Listesindeki Great Barrier Reef
Marine Park 1,6 milyon turist ziyaret etmekte ve sadece bu
turistlerden 1 Milyar Avustralya Dolar (988 Milyon ABD
Dolar) gelir elde edilmektedir.
Gney Pasifik lkesi ve Avustralyann komusu Yeni
Zelandada 1980lerden bu yana uluslararas turistlerin lkeyi
tercihleri %14 orannda art gstermitir ve burada uluslararas
turizm, zellikle doa turizmine dayaldr.
Amerika Birleik Devletlerindeki Yellowstone Milli
Parkn 2010 ylnda 3.640.184 kii ziyaret etmitir ve 2012
ylnda 3.710.000 kiinin ziyaret etmesi beklenmektedir.
Amerikadaki milli parklara ziyaretler araclyla turizm ile
ilikili en az 300.000 i desteklenmitir. Florida Keys
Blgesinde yaplan dallar yllk 75 Milyon ABD Dolar gelir
salamaktadr. Karayip Adalarnda byk lde ekoturizmden
oluan turizm endstrisi 2008 ylnda 27,1 Milyar ABD Dolar
hacme ulamtr. Karayip Adalarnda sadece resif
ziyaretlerinden km2 bana tahmini olarak 100.000-600.000
ABD Dolar gelir salanmaktadr. rdn 2010 ylnda Wadi
Rum dndaki blgelerde yaplan ekoturizm faaliyetlerinden 2,1
Milyon ABD gelir elde etmitir.
Kosta Rika ekoturizmde nc lkelerden biri olmasnn
yansra ekoturizm faaliyetlerinin tanmna uygun srdrlebilir
ekilde uyguland az saydaki lkelerden biridir. nemli
ekoturizm destinasyonlarndan biri olan Kosta Rikada ziyareti
says 1964 ylnda 64.000 iken 1995 ylnda bu say 792.000e
ykselmi, turizm gelirleri de 10 milyon dolardan 661 milyon
dolara ykselmitir (Demir ve evirgen, 2006: 133). Bugn
Fransada turist bana den turizm geliri 400 dolar iken Kosta
Rikada turist bana den gelir 1000 dolarn zerindedir. Kosta
Rikay ziyaret eden ekoturistlerin %46s Amerika ve Kanada,
%16s AB lkelerinden olup ortalama bir turist en az 1.000 ABD
Dolar harcamaktadr. Ekoturizm lke GSYHsnda en byk
paya sahiptir. Kosta Rikada Ulusal Ekoturizm Sertifikasyon
Program uygulanmaktadr.

2058

Kamboya 2007 ylnda 1,3 milyon ekoturist arlam


ve 190 Milyon ABD Dolar gelir elde etmitir. Ekoturizm lke
GSYHsnda madencilikten sonra ikinci srada gelmektedir.
2010 ylnda 2 milyon ziyaretiye ve 290 Milyon ABD Dolar
gelire ulald tahmin edilmektedir. GMS lkeleri (Kamboya,
Laos, Myanmar, Tayland, Vietnam, in Halk Cumhuriyeti
Yunnan Eyaleti) GMS Ekonomik Kooperasyon Program
kapsamnda ekoturizm ile ilgili ortak strateji planna sahip olup
2018 ylnda GMS Blgesinin ekoturizmde birinci destinasyon
olmasn hedeflemektedir. Norvete ekoturizm sertifikasyon
program uygulayan lkelerden biri olup proje finansmann
devlet karlamaktadr.
Ekvatordaki Galapagos Adalarna ziyaret, 1980li
yllardan itibaren hzla artm ve bugn yllk 60.000 ziyareti
saysna ulalmtr. Bu gezilerin Ekvator ekonomisine katks
yllk 100 milyon ABD Dolar zeri olmutur. Hollanda
Antillerinde skuba diving yapan turistlerden 25 ABD Dolar
cret alnmaktadr. Ada sadece skuba divingden yllk 30 Milyon
ABD Dolar gelir salamaktadr. Belizeye gelen turistlerin
%49,4 Maya alanlarn ziyaret ederken %12,8i parklar ve
koruma alanlarn ziyaret etmitir. Turistler Belizeye
manzarann gzelliini izleme, doal bir alanda bulunma ve
vahi hayat gzlemlemek amac ile geldiklerini ifade etmektedir.
Cayes ve Barrier kayalklar, ziyaretilerin %87si tarafndan
ziyaret edilmitir.
Peruda 1990 ile 1999 yllar arasndaki turist art
%250 orannda gereklemitir. Peruya gelen turistlerin
yaklak %44 sadece buradaki doal alanlar grmek iin
gelirken %10.3 kus gzlemcilii amacyla gelmektedir. Sadece
1999 ylnda Peruya gelen ziyareti says 642.336 kiidir
(Ylmaz, 2008: 90-91). Peruyu ziyaret eden turistlerin tahmini
olarak %10,3 doal alanlarda ku gzlemciliini tercih
etmektedirler. Yaplan bir almaya gre turistlerin %47si
doal alanlar ziyaret etmektedir.
Afrikada doa tabanl turizmin en iyi rneklerinden
olan Kenya ve Tanzanyada 1950li yllarda yalnzca birka bin
turistle balayan talep 1995 ylna gelindiinde Tanzanyada
350.000e, 1994 ylnda Kenyada 865.300e ykselmitir. Her
iki lke de ekoturizm alannda nemli gelirler salamaktadr.
1994 ylnda Kenya dviz girdilerinin %34n turizmden elde

2059

etmitir. Kenya Vahi Hayat Servisi, Kenya turizminin % 80inin


vahi hayat sayesinde gelitiini ve turizm endstrisinin lkenin
dviz kazancnn te birini oluturduunu tahmin etmektedir.
Kenyaya gelen turistlerin % 85i doann korunmas gerektiini
dnmektedir. Annapurna alan, Nepaldeki en popler trekking
alandr. Her yl 25.000den fazla ekoturist tarafndan
yrnmekte ve buradan elde edilen gelir 40.000 yerlinin geimini
salamaktadr (BAKA, 2012:13-15).
Dnyann tamamnda nemli bir turizm tr olarak yer
edinmi ekoturizmin bir faaliyet dal olan ekoturizm otel ya da
iftlikleri de ekoturizm gelirlerinin artmasnda ve ekoturizmin
geliiminde nemli bir yere sahiptir.
Fransa'da 94500 krsal otel yata, 50 bin krsal konut,
30 bin misafir evi, 37 bin tatil ky, 28 bin turizm evi, 308 bin
adr yeri, krsal turizme hizmet vermektedir.
talya'da krsal turizm 1980'lerden sonra pek ok kii
tarafndan kefedilmitir. Krsal turizmi, seenlerin byk
ksmn yetikinler oluturmaktadr. Onlarn da % 60'n aileler
meydana getirmektedir. Bu haliyle, talya'da krsal turizm "aile
ile yetikin turizmi" olarak aklanabilir. 1986 ylnda tarmsal
turizm, 55.000 yatak kapasitesine sahipti ve bu turizm tryle
ilgili 6.000 iftiden 2.000'i, ikinci etkinlik olarak turizmi
srdrmlerdir. Bugn Tatil iftliklerinin says 13500, yatak
says ise 150 bindir (Yeniare, 2012:7).
spanyada krsal alanlardan zellikle Madrid ve
Barselona gibi kentsel alanlara g sanayilemi Avrupa
lkelerindeki g srecinden daha sonra, 1950li yllarn
ortalarndan 1980li yllara kadar grlmtr. Krsal turizm
1960l yllarda ucuz bir tatil eidi olarak grlmeye
balanlm, bu dnemde binalarn onarm ve konuklara verilen
hizmetin kalitesinin armas iin baz yardmlar yaplmtr.
Ancak spanya krsal turizmdeki geliimin son 20 yl ierisinde
gerekletirmitir. 1994 ylnda 1074 olan krsal turizm iletmesi,
her yl artarak 2003 ylnda 6534e ulamtr.
Almanyada halen turist kabul eden 23 bin iftlik
olmasna karn (bunlarn 1400 kalite belgesi alm durumda)
turist arlayan ifti ailesi saysnn hzla artmamasnn bata
gelen nedenleri; ailelerin bu konuda hazrlkl olmamalar, yeni
yatrm gereksinimlerinin ortaya kmas, turistlerin daha yukar

2060

dzeyde konaklama koullar ve kullanabilecekleri ortak alanlar


aramalardr. Almanyada 184 bin yatak kapasitelik bir krsal
turizm konaklama gizilgc ifti ailesine ek gelir salamakta,
ylda 100 gn geceleme olana salayan iftlikler ekonomik
bakmdan verimli olmaktadr. ngilterede 1993 ylnda, NisanEkim aylar arasnda krsal alanlara 590 milyon ziyaret yapld,
yllk rakamn ise 1 milyar ziyareti bulduu aklanmtr. Yatak
+ kahvalt (breakfast) modeliyle yaklak 107.000 krsal yatak
kullanlmaktadr. 1991de ylda 140 gnden fazla ak kalan bu
tip evlerin zel bir vergiyle devlete balanmas uygun
grlmtr.
ngilterede baz grler, krsal turizmin doay tahrip
ettii ynndedir. Zt grte olanlar ise; krsal turizmin ok az
alan kullandn, buna karn ok fazla gelir getirdiini
savunmaktadr. Nitekim Devon kenti krsalnda 1973 ylnda
tarmda 2.250 kiiye i verilirken daha sonra 38.800 kiiye
ulamtr. 2000 yl verilerine gre Yunanistanda turizmle
uraan 891 iftlik bulunmaktadr. Bu tarm iletmelerinin
%35,7si sadece konaklama hizmeti, 46,2si konaklama ve
kahvalt, ve %6,7si konaklama+kahvalt+le yemei hizmeti
vermektedir. Geriye kalan %11,4 ise gelen ziyaretilere ortak
mutfa bulunan odalarda hizmet vermektedir (Aydn, 2012:4243).
4. TRKYEDE EKOTURZM
lkemiz ekoturizm iin gerekli imknlar ynnden
olduka ansldr. Trkiye taraf denizlerle evrili, yz
lmnn %26s ormanlarla kapl olan drt mevsimin ayn
anda yaanabildii ve nispeten bozulmam doal gzellikleri ile
Akdeniz ananda yer alan rakibi olan Avrupa lkelerine gre
bu zellikleri nedeni ile daha ansl olan bir lkedir. Bu doal
zenginliklerine kltrel ve tarihi deerler de eklendiinde nemi
daha da artmaktadr. Trkiyede ekoturizme ynelik kaynaklarn
ounu milli parklar, tabiat alanlar, tabiat koruma alanlar, tabiat
antlar gibi blgeler oluturmaktadr. 2010 yl itibari ile
lkemizde 40 adet milli park vardr.
Anadolu, bitki eitlilii ynnden dnyann en zengin
blgelerinden biri olup, bitkisel eitlilik bakmndan dnyada
bulunan 8 corafik blgenin 3 tanesinin kesime noktasnda yer

2061

almaktadr. Trkiyede bilinen bitki tr says 12.054 olmasna


karn, tm Avrupa ktasnda bu say yaklak 12.000
civarndadr. Anadolu sadece bitkisel zenginlik ynyle deil,
ayn zamanda bnyesinde barndrd endemik (sadece
dnyann bir blgesinde bulunan) bitki tr says bakmndan da
dikkat ekmektedir. rnein tm Avrupa ktasnda toplam
endemik bitki tr says 2.400 civarnda olmasna ramen, bu say
Trkiye de 3.905 adettir. Dier bir nemli ekoturizm kayna
olan sulak alanlar ise 1.295.546 hektarlk yzlmne sahiptir.
76 adet uluslararas nem sahip sulak alan ile Trkiye Avrupa
ve Orta Dounun en zengin sulak alanlarna sahiptir (BAKA,
2012:16).
Trkiyede krsal turizm denildiinde ounlukla doa
yryleri ve doa sporlarn ieren ak hava ve rekreasyon
etkinlikleri, alveri ve gnbirlik yeme imeyi kapsayan
gnbirlik ky ziyaretleri anlalmaktadr. stanbul ve zmir gibi
byk kentlerin evresinde, Mula ve Antalya gibi turistik
merkezlerde, Bursa ve Kastamonu (Safranbolu) gibi tarihi ve
kltrel zenginliklere sahip yerleim yerlerinin evresinde, antik
kentlerin yaknlarndaki kylerde bu ynl bir krsal turizmin
gelitii grlmektedir.
Bu konuda ilk rnekler 1980li yllarda grlmtr.
skandinav pazarna egemen olan Tursem Seyahat Acentesi kitle
turizminin yan sra uzman tur operatrl etkinliklerine de
girimi ve Karadeniz Blgesinde Ordu ilinin eitli kylerinde
bulunan kyller ile anlaarak konuklarn bir haftadan haftaya
kadar deien sreler ierisinde ky evlerinde ailelerin birer
bireyi olarak kalmalarn salamtr. Bu kapsamda gelecek olan
turistlere kendi lkelerinde k aylar boyunca Trke dersleri de
verilmitir. TURSEMin (1997) iflasndan sonra uzun sre bu
konuda alan baka bir seyahat acentesi olmamtr (Aydn,
2012:43).
Trkiye'de krsal turizm, yayla turizmi, eko turizm ve
macera turizmi balklarnda kamu ve zel sektr tarafndan
gelitirilmektedir. Ancak, krsal turizm denilince lkemizce
ncelikle yaylalar gelmektedir. Kltr ve Turizm Bakanlnca
dnyadaki turizm tercihlerinde meydana gelen deiime kout
olarak 1990 ylnda Yayla Turizmi Projesi balatmtr. Proje
kapsamnda Karadeniz Blgesi ve Toroslarda 26 adet yayla

2062

belirlenerek
turizm
(Yeniare,2012:9).

merkezi

kapsamna

alnmtr

Kltr ve Turizm Bakanl tarafndan hazrlanan


Trkiye Turizm Stratejisi 2023te Karadeniz Blgesinde yer alan
Bolu, Zonguldak, Bartn, Kastamonu ve Sinop illerini kapsayan
blge, Antalyann i kesimlere doru dousu, Toroslarn
eteklerinde Antalya ve Mersinin birletii alanlar ve GAP
Koridoru ile K Koridorunu birletiren GAP Ekoturizm
Koridoru biyolojik eitlilik asndan ve ekoturizm potansiyeli
asndan Trkiye Turizm Stratejisinde ncelikle ekoturizmin
gelitirilecei blgeler olarak belirlenmitir. Planda zellikle
Akdeniz ky eridinde ynlaan turizm tesislerine deinilmi
ve turistik tesislerin ky ii alanlarda dzenli yaplamas iin
neriler getirilmi, hedefler belirlenmitir. Hedeflerden biri de
Gller Blgesi Ekoturizm Geliim Blgesidir (BAKA, 2012:17).
lkemizde, son yllarda yerel ynetimler ve sivil toplum
rgtleri de krsal blgelerin tarihi, doal ve kltrel deerlerini
yerli ve yabanc turistlerin ilgisine sunarak krsal turizmden
yararlanma abalar ierisindedirler. Bunlardan birka aada
zetlenmitir:

rgp Belediyesi Kapadokya yresinin krsal


yaamn tantmak amacyla 50 milyon dolar bteli bir projeyi
gerekletirmeye karar vermitir. Bu proje kapsamnda yerli ve
yabanc turistler ky dnlerine katlacak, geleneksel ky
yemeklerini piirecekler, inek ve koyun saarak krsal yaamn
ierisinde yer alacaklardr,

Ortahisar Belediyesi Kzlukur Vadisinde


gnein dou ve batn turistlere izletmek amacyla turlar
dzenlemektedir. Her yl bu turlara yaklak 30.000 kii
katlmaktadr,
K dneminde Akdeniz, Marmara
Blgelerindeki
kylerde
geleneksel
deve
dzenlenmektedir,

ve Ege
greleri

Son yllarda baz turizm acenteleri pek Yolu


gzerghnda turlar dzenlemektedir,
Erzincan ve Mulann krsal alanlarnda profesyonel
yama parat yaplmaktadr (Aydn, 2012: 44).

2063

lkemizde ekolojik iftlik ve oteller araclyla


gerekleen ekoturizm faaliyeti Avrupa kadar kkl olmasa da
ekoturizm otel ve iftliklerinin says gn getike artmaktadr.
lkemizde Buday Ekolojik Yaam Destekleme Dernei
tarafndan 82 ekoturizm iftliine Ekolojik iftlik Ziyaretleri
program uygulanmakta ve bu iftliklerin doa dostu retim ve
tketim modelleri desteklenmektedir. Ayrca ayn dernek
tarafndan
TATUTA
(Tarm-Turizm-Takas)
projesiyle
gnllerin bu itliklerde almas hem ekolojik tarm tanmalar
hem de bu iftliklerde turizm faaliyetlerinin artmas
amalanmaktadr. Bu ekildeki destekleyici faaliyetlerde
ekoturizm iftlik giriimciliini cazip klmaktadr. TATUTA
projesi kapsamnda yer alan 82 ekoturizm iftliinin 12 tanesi
Mula snrlar ierisinde yer almaktadr (Tekin ve Kasalak,
2013:388).
Ekoturizmin, ounlukla doa turizmiyle veya doaya
dayal turizm eitleriyle e tutulmas, ekoturizm pazarnn
gerek byklnn grlememesine ve ekoturizmle ilgili
gstergelerin salkl llememesine neden olmaktadr.
lkemizde de ekoturizm gelirlerinin toplam turizm iindeki
payn net olarak sylemek mmkn deildir. rnein ekoturizm
eitleri arasnda yer alan ekolojik otel ve iftlikler dier ky
turizminde yer alan yldz sahibi yada butik otellerle ayn
tutulmakta ve Kltr ve Turizm tarafndan sadece kurulu
aamasnda turizm iletmesi ruhsat verilmekte herhangi bir
tasnif yada veri almasna gidilmemektedir. Bu durumda bu
tarzdaki ekoturizm iletmelerinin gelirlerinin ve ekolojik otel
yada iftlikler dndaki, yayla turizmi, av turizmi, botanik
turizmi, ku gzlemcilii, yaban hayat gzlemcilii, olta
balkl, bisiklet turizmi, balon turizmi, sualt dal, kamp ve
karavan turizmi, maara turizmi, trekking, daclk, akarsu
turizmi, yama parat, atl doa yry gibi dier ekoturizm
faaliyet trlerindeki gelirlerinde belirlenmesini mmkn
klmamaktadr. Fakat ekoturizm asndan nemli gelirler
salayan lkelere bakldnda lkemiz olduka geride
kalmaktadr. rnein ekolojik otel ve iftlik yatrmlarna ge
balam bir lke olan Norvede 2007-2013 yllar arasnda
1000 kadar krsal turizm irketi kurulmu, bu irketlerin
%70inin ekolojik iftliklerinin bulunduu, bu irketlerin
gelirlerinin ise lkenin toplam turizm gelirinin %16sna tekabl
ettii grlmtr. Bu ve benzeri rnekler dikkate alndnda ve

2064

lkemizde sadece ekoturizme ynelik faaliyet gsteren


TATUTA kapsamnda 82 adet toplamda ise 150ye yakn
ekolojik iftlik bulunduu dnldnde, ekoturizmin bir
faaliyet eidi olan ekolojik iftlik ve otellerin lkemizin toplam
turizm gelirleri ierinde %5den bile daha az paya sahip olduu
ifade edilebilir.
lkemizde 1980 yllardan sonra zellikle geliim
gsteren turizm ierisindeki nemli bir ensturman olan
ekoturizme ynelik olarak son yllarda yerel ynetimler ve kamu
kurumlar tarafndan yaplan Avrupa Birlii, Dnya Bankas
destekli eitli projeler zamanla ekoturizm gelirlerinin artmasn
salayacaktr. Kltr ve Turizm Bakanlnn 2023 Trkiye
Turizm Stratejisinde baz blgeleri ekoturizm alanlar ilan
etmesi de lkemizdeki ekoturizme olumlu bir destektir.
SONU
Turist talepleri ile birlikte kitle turizmine ynelmi
birok lkede ortaya kan doa tahribat, sosyo-kltrel
deerlerin kaybedilmesi ya da konaklama srecinde lkelerin kt
kaynaklar olan tarmsal rnlerin dk fiyatlara turistlere
sunulmas sonucu salanan katma deerin yeterli olup olmad
hakkndaki gibi eitli grler ve uygulamalar turizmde
srdrlebilirlik olgusunun glenmesine neden olmutur. Bu
gnn ihtiyalarn karlarken doal kaynaklar korumak ve
gelecek nesillere iyi bir evre brakmak iin yaplan faaliyetler
olarak tanmlanan srdrlebilirliin nemi ile birlikte turizm
ierisinde doa temelli aktiviteler artm ve doaya nem veren
alternatif turizm eitleri ortaya kmtr. Alternatif turizm
eitlerinden birisi de ekoturizmdir.
Ekoturizm, bir turizm eidi olarak daha fazla ilgi ekmeye
balamas nedeniyle gelimeye ak bir sektr olarak karmza
kmaktadr. Bu sektr turizm geliri asndan Avusturalya,
ABD vb. baz lkeler etkin ekilde kullanmaktadr. lkemiz ise
turizm gelirlerini ky turizmi amal olarak byk kapasiteli
oteller ile kitle turizmi zerinden elde etmektedir. Bu durum
kylarmzn kirlenmesine ve beton ynlaryla dolmasna, bu
otellerde deerli tarm rnlerimizin heba edilmesi sonucunu
dourmaktadr. Ayrca 2013 verilerine gre lkemiz dnya
turizm ziyareti saylarnda 6. , dnya turizm gelirleri ierisinde

2065

ise 12. olabilmitir. Bu rakamlar lkemize ucuz turistin geldiini


gsteren verilerden bir tanesidir. Bu nedenle ky turizmi yannda
ekoturizm amal bir ulusal turizm stratejisi gerekliliini ortaya
koymaktadr. Esiz doal alanlarmzn varl ksa zamanda
turizm gelirlerimizin artmasna ve dier gelimekte olan baz
lkelere de rnek tekil etmesine neden olacaktr.

2066

KAYNAKA
ALTAN, . (2006). Trkiyede Ekoturizm Uygulamalar ve
Ekonomiye Katklar, Yksek Lisans Tezi, Nide
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Nide.
AYDIN, O. (2012). ABde Krsal Turizmde lk 5 lke ve
Trkiyede Krsal Turizm, KM Sosyal ve Ekonomik
Aratrmalar Dergisi, 14(23),39-46.
BAKA (Bat Akdeniz Kalknma Ajans) (2012). Ekoturizm
Sektr Raporu.
DEMR, C. ve EVRGEN, A.(2006). Ekoturizm Ynetimi.
Nobel Yayn Datm, zmir.
GALLAHER, E. J. (2010). Ecotoursm As A Social-Ecological
System: A Case Study In Guanacaste, Costa Rca, For
The Degree Of Doctor Of Phlosopy, The University Of
Arizona, Arizona ABD.
JONES,

S. (2005). Community-Based Ecotourism:The


Significance of Social Capital, .Annals of Tourism
Research, 32 (2), 303-324.

EN, D. S. (2010). Turizmin evresel Etkileri ve Bir zm


Olarak Ekoturizm. Yksek Lisans Tezi, Mersin
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Mersin.
TEKN, M. ve KASALAK, M.A. (2013). Yeni Bir Giriimcilik
Eilimi: Ekoturizm iftlik Giriimcilii, Uluslararas
Giriimcilik ve Kariyer Sempozyumu Bildiri Kitab,
381-390.
YENARE, E. (2012). Krsal Turizm Nedir ve rnekler
zerinde
rdelenmesi.
http://www.belgeler.com/blg/2kag/kirsal-turizm-peyzaj
Eriim tarihi 14.11.2013.
YILMAZ, H.(2008). Turizm eitlendirilmesi Kapsamnda
Ekoturizmin rn Olarak Tatil iftlikleri:
Trkiyedeki Tatil iftliklerine Ynelik Swot Analizi.
Doktora Tezi, Afyon Kocatepe niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Afyon.

2067

2068

YEL EKONOM YATIRIMI OLARAK


YENLENEBLR ENERJ VE TRKYEDE
UYGULANABLRL
Burak YKSEL
ZET
Modern yaam eklinin temel ihtiyalarnn banda
enerji gelmektedir. Hayatn her alanna ve aamasna nfuz etmi
olan enerjiye talep her geen gn artmaktadr. Fosil yaktlarn
tkenme noktasna gelmesi ve evresel zararlarnn ekolojik
dengeye byk oranda zarar vermesi sonucu yenilenebilir enerji
kaynaklarna ynelim balamtr.
lkelerin kalknmasnda ve bymesinde enerji
stratejik bir konuma sahiptir. Enerji ihtiyac kalknma ve
bymeye paralel olarak artmaktadr. Enerji kaynaklarna sahip
olmak lkelerin en nemli avantajlarndan biridir. Enerji
kaynaklarna sahip olmak kadar onlar en verimli ekilde
kullanabilmek ve gvenilir, temiz ve ucuz yollardan elde etmekte
nem arz etmektedir. Kresellemeyle birlikte byk bir Pazar
haline gelen dnyada uluslararas irketlerinde enerji
kaynaklarna sahip olma abalar yadsnamaz bir gerektir.
Dnyay deitiren savalarn ve olaylarn temel kaynaklarndan
biri ve uluslararas ilikilerin planlanmasndaki odak noktalardan
biri enerjidir. lkeler iin enerji asndan nemli bir durumda
enerjinin
retiminde
ve
kullanmnda
srekliliin
salanabilmesidir.
Kresel iklim deiiklii tm canllar tehdit etmektedir.
Dnyann yaanabilirliinin korunmas iin yenilenebilir enerji
kaynaklarna geiin hzlandrlmas gereklilii ortaya
kmaktadr. Fosil yaktlarn oluturduu kirlilikle mcadele ar
ekonomik ykleri de beraberinde getirmektedir. Bu ekonomik
yklerden kurtulmann en kesin yolu enerjiyi daha temiz ve evre
kirliliine yol amayan yenilenebilir enerji kaynaklarndan elde
edilmeye ynelinmesini ve bu alanda teknolojilerin
gelitirilmesini zorunlu klmaktadr.

Yksek Lisans rencisi, Hitit niversitesi Sosyal Bilimler Enstits ktisat


Ana Bilim Dal, email:burak3710@hotmail.com

2069

Yenilenebilir enerji kaynaklarnn nem kazanmas ve


etkinliinin her geen gn hzla artmas enerji piyasalarnda
nemli bir yer tekil etmesine neden olmutur. lkelerin
jeopolitik konumlar enerjinin yeni kaynaklar iin byk nem
tamaktadr. Fosil yaktlarn dnya zerinde dengesiz dalm
enerji arzndaki problemin temelini tekil ederken yenilenebilir
enerji kaynaklarnda bu dalmn daha adaletli olduu
sylenebilir. Bu nedenle yeniden ekillenen enerji piyasasnda
tm lkeler etkin konuma hzl, gvenilir, ucuz yollarla gemek
iin rekabet iindedirler. nk enerji konusunda da
bamllklarn azaltmak ve etkin konuma gelmek lkelerin her
alanda planlayacaklar ve uygulayacaklar stratejiler iin temel
noktadr.
Avrupa ve Ortadou lkeleri arasnda bir kpr grevi
gren Trkiyenin yenilenebilir enerji piyasasnda etkin sz
sahibi olabilmesi ve bu piyasada bir enerji kprs grecek
konuma ulamas jeopolitik konumunun kazandrd en nemli
zelliklerden biridir. Enerji sektrndeki hzl ve byk atlmlar
Trkiyenin gelimi lkeler seviyesine kmasn hzlandracak
en nemli alandr.
almada enerji retimi iindeki yenilenebilir enerji
kaynaklar incelenecek yenilenebilir enerji kaynaklarnn enerji
piyasasndaki konumu ortaya konmaya allacaktr.
Oluturulacak ereve ile Trkiyenin bu piyasadaki konumu ve
piyasada alabilecei stratejik roller ortaya konmaya
allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Enerji, Yenilenebilir Enerji,
Yenilenebilir Enerji Piyasas, Yeil Ekonomi, Alternatif Enerji
AS THE RENEWABLE ENERGY AND GREEN
ECONOMY INVESTMENT IN TURKEY
APPLICABILITY
ABSTRACT
Energy is comes the basis form of needs at the beginning
of the modern lifes. Each area and stage of life that permeates
the demand for energy is growing every day. Come to the point
of exhaustion of fossil fuels and environmental damage to the

2070

ecological balance is largely a result of damage orientation


became renewable energy resources.
In the development and growth of the country has a
strategic position in the energy. Demand for energy is increasing
in parallel with development and growth. To have energy sources
is one of the most important advantages of the country. It is
important to have energy resource and use them in the most
efficient way to obtain reliable, clean and inexpensive way. In
the conditions of globalization, this has become a big market in
the world with energy resources in an effort to be international
companys indisputable fact. Energy is one of the focal points in
the planning of international relations and one of the main
sources of the events and of the war that changed the world. It is
important for countries in terms of energy production and energy
use can be provided in continuity.
Global climate changes threaten all living things. The
world's habitability for the protection of the needs to accelerate
the transition to renewable energy sources is emerging.
Combating pollution of fossil fuels also brings that create heavy
economic burden. This is the surest way to get rid of the
economic burden of energy clean and nonpolluting renewable
energy sources to be addressed to achieve and requires the
development of technology in this field.
Importance of renewable energy and energy efficiency
is growing rapidly every day, it caused significant place in the
representing market. Geopolitical situation in the country for new
energy sources is paramount. Uneven distribution of fossil fuels
on the global energy supply based on renewable energy, while
we can say that a more equitable distribution. Therefore, all
countries have changed an active position in the energy market
are to get through competitions by fast, reliable, inexpensive
ways. Because to reduce dependence on foreign countries in
energy sector and in order to reach effective position is the main
points to planning and applying in all area of country.
As bridge between Europe and the Middle East
countries that Turkey's renewable energy market to be effective
arbiter and one of the important features that achieves
geopolitical position that reached as an energy bridge position in
this market. Fast and major breakthroughs in the energy sector in

2071

Turkey will accelerate the rise to the level of developed countries


are the most important areas.
The study will examine renewable energy sources in
energy production and studied to reveal renewable energy
sources in the energy market position. Turkey's position in the
market and can get in the market attempt to demonstrate strategic
roles will created with frame.
Keywords: Energy, Renewable Energy, Renewable
Energy Market, Green Economy, Alternative Energy
GR
Modern
hayatn
srdrlebilmesinde
temel
ihtiyalardan biri enerjidir. Dnya nfusunun artmasyla bu
ihtiya srekli artmakta ve daha nemli hale gelmektedir. Enerji
ihtiyacnn karlanmasnda insanlar tarih boyunca eitli
yntemler gelitirmi, kaynaklar bulmulardr. Gnmzde fosil
yaktlardan elde edilen enerjinin tkenme noktasna gelmesi ve
neden olduu kresel snma, iklim deiiklii enerji ihtiyacnn
karlanmasnda yenilenebilir kaynaklardan elde edilecek
enerjiye ynelimi arttrmtr.
lkelerin geleceini ekillendiren ekonomi, savunma,
bilim, teknoloji ve d politikalarnn belirlenmesinde nemli bir
unsur haline gelen yenilebilir enerji; dnyada kurulu dengeleri
deitirebilecek nemli bir konuma gelmitir. Fosil kaynaklarn
dnya zerindeki dalm adaletsizliinden kaynakl enerjide
da bamllk, yenilenebilir enerji kaynaklar ile azaltlabilecek,
hatta lkeler bu bamllktan kurtulabilecek kapasitededir. Fosil
yaktlarn kullanmndan dolay evreye verilen zarar ekolojik
dengeyi bozmakta ve nfusu hzla artan dnyada ekolojik gleri
oluturmaktadr.
almann ilk blmnde dnyadaki enerji
kullanmnda yenilenebilir enerjinin durumu ikinci blmde
Trkiyenin yenilenebilir enerji kaynaklar potansiyeli ve bu
potansiyeli kullanma kapasitesi incelenecektir. nc blmde
enerji politikalar ve Trkiyenin enerji politikalarndaki
yenilenebilir enerji kaynaklarna yneli ortaya konmaya
allacaktr.

2072

1. YEL EKONOM VE YENLENEBLR ENERJ


Sanayi devrimiyle balayan sanayileme sreci
kresellemeyle hz kazanmtr. Kresel ekonomide meydana
gelen gelimeler, finans piyasasnda yaanan krizler, fosil enerji
kaynaklarnn artan fiyatlar, iklim deiiklii ve kresel snma
tm dnyay etkilemektedir. klim deiiklii ve kresel
snmann etkilerinin azaltlmas, srdrlebilir, verimli ve
atmosfere karbon salnmnn azaltlmas iin tedbirlerin alnmas
tm lkeler iin zorunlu hale gelmitir. Bu tedbirleri almann ve
uygulanmasnn salanmas yeil ekonominin oluturulmas ve
yeil ekonomiye ilerlik kazandrlmas ile gerekletirilebilir.
Yeil ekonomi UNEP tarafndan insann refahn
toplumsal eitlii salarken evresel riskleri ve ekolojik ktlklar
ciddi biimde dren ekonomi eklinde tanmlanabilir (Ac,
2012: 41).Yeil ekonominin nemli bir ayan yenilenebilir
enerji kaynaklar oluturmaktadr. Fosil enerji kaynaklarnn
tkenme noktasna gelmesi ve evreye verdikleri zararlarn
azaltlmas iin yenilenebilir enerji kaynaklarnn planl ve doru
bir ekilde kullanlmas gerekmektedir.
2. YENLENEBLR ENERJ KAYNAKLARI
Dnya nfusunun artmas, gelien teknolojiler, artan
sanayileme ve ehirleme enerjiye olan talebi hzla
arttrmaktadr. Bu talebin karlanmas ve yan sra ekonomik ve
toplumsal kalknmann salanabilmesi iin; ucuz, gvenilebilir,
srdrlebilir ve temiz enerjinin salanmas zorunludur.
Gnmzde fosil yaktlarn tkenme noktasna gelmesi ve
evreye verdikleri zararlarn telafi edilemez boyutlarda ortaya
kmas sonucu temiz enerji kaynaklarna ynelimi balatmtr.
Bu ynelimde yenilenebilir enerji kaynaklarnn fosil yaktlara
oranla dnya zerinde daha adaletli bir dalmnn olmas
etkilidir.
Dnyann sahip olduu enerji kaynaklar yenilenebilir
ve yenilenemeyen enerji kaynaklar olarak ikiye ayrlr.
Yenilenemeyen enerji kaynaklar rezervleri snrl olan kaynaklar
ile yenilenebilen enerji kaynaklar ise rezerv snr olmayan ve

2073

evreye daha az zarar veren kaynaklar olarak tanmlanabilir.


almada yenilenebilir enerji kaynaklar zerinde durulacaktr.
Yenilenebilen enerji kaynaklarnn faydalarn; evresel
faydalar, i ve ekonomiye faydalar, enerji gvenlii ve politik
faydalar eklinde sralayabiliriz (Bozkurt, 2008: 62).
evresel faydalar fosil yaktlara gre evreyi daha az
olumsuz
etkilemesi
ve
evreyi
kirletici
etkisinin
bulunmamasdr.
ve ekonomiye faydalarn; yksek maliyetli enerji
ithal etmek yerine yerel enerji kullanlmas, enerji retimi
yapmak iin yaplan yatrmlarla istihdam salanmas olarak
sralayabiliriz.
Enerji gvenlii ve politik faydalarn ise petrole olan
bamlln azalmasyla birlikte enerjide da bamlln
azaltlmas bu sayede enerji politikalarna ve siyasi politikalara
yeni bir yn verilebilmesidir.
REN21 (Renewable Energy Policy Network)
yaynlad uluslararas raporlarda kresel enerji kullanmnda
yenilenebilir enerji ile ilgili detay ve istatistiklere zenle yer
vermektedir. Son basks Haziran 2013de yaynlanan raporda
2011 ylna ait toplam kresel enerji tketiminde yenilenebilir
enerjinin toplam ve kaynaklarna gre payn gsteren grafii
ekil 1de grmekteyiz.
ekil 3: 2011 Yl, Kresel Enerji Tketiminde Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarnn Pay

2074

Kaynak: REN21, Renewables 2013 Global Status Report, 2013:


19.
Yenilenebilir enerjiye olan kresel talep, uluslararas
ekonomik krize, ticaret anlamazlklarna ve politika
belirsizliklerine ramen 2011 ve 2012 ylarnda artmaya devam
etmitir. Yenilenebilir enerji 2011 yl sonuna kadar kresel
enerji tketiminin yaklak % 19u kadardr. Yenilenebilir
enerjinin % 9.3 krsal alanlarda piirme ve stma amacyla
geleneksel olarak kullanlan biyoktledir. Modern yenilenebilir
enerji ise % 9.7dir. Modern yenilebilir enerjinin % 3.7sini
hidroelektrik
oluturur.
Modern
yenilenebilir
enerji
kaynaklarnda snmak iin nihai enerji talebi % 4.1dir.
Yenilenebilir enerji kresel enerji iinde nemli bir paya sahiptir.
Modern yenilenebilir enerji drt ayr piyasada fosil ve
nkleer yaktlarn yerine geebilir. Bu piyasalar; enerji retimi,
stma ve soutma, krsal enerji hizmetleri ve tamada kullanlan
yaktlardr. Yenilenebilir enerji kaynaklarnn daha aktif ekilde
kullanm tevik edilmeli ve AR-GE almalar hzla
srdrlmelidir.
2.1. Gne Enerjisi
Gne enerjisi, srekli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarnn banda yer alr. Dnyada kresel snma sonucu
yaanan iklim deiikliklerinin temel nedeni fosil yakt
kullanmnn kanlmaz sonucu olarak atmosfere karbondioksit
(CO2) yaylmnn artmasdr. Hawaideki Mauna Loa
Gzlemevinde grevli bilim insanlarnn yaptklar lmlere
gre 25 Nisan itibariyle atmosferdeki karbondioksit oran 399,72

2075

ppm olarak llmtr. Bu seviyenin 400 ppm kritik seviyesini


amas scaklklardaki artn tehlikeli seviyelere ulamas
anlamna gelmektedir.
Dnyada gne enerjisi kullanmna rnekler (entrk,
2009: 34):

Pirena dalar zerinde bulunan 12m apndaki dairesel


gne kolektr, 320 0C scaklk salamakta ve saatte 75 kg
demir cevheri eritmektedir.

Kaliforniyada bir alminyum yanstcdan 5000 0C


scaklk elde edilmektedir.

Larry Maure, gne ykselticisi (Solar riser) adn


verdii zel ua ile 1979 ylnda Riverside (Kaliforniya)da
yerden 9 m ykselerek, 800 m seyahat etmitir.

Birok araba, buzdolab, uak ve uydularda kullanlan


gne pilleri (solar cells) enerjilerini gneten almaktadr.

Trkiyede ev, otel vb. yerlerde gne enerjisi, stma


amal olarak kullanlmaktadr.
Gne enerjisinin ilk yatrm maliyetlerinin ykseklii
dezavantaj olarak grlebilir.
2.2. Rzgar Enerjisi
Yenilenebilir enerji kaynaklarna ikinci olarak rzgr
enerjisi saylabilir. Rzgr enerjisi, tarihin ok eski
dnemlerinden beri zellikle denizlerde kullanlmaktadr.
Karada ise rzgr enerjisinin kullanm yel deirmenleriyle
balamtr. Alak basnla yksek basn arasnda yer deitiren
hava akmna rzgr, bu hava akmnn kullanlmasyla i
yapabilmeye rzgr enerjisi potansiyeli denir. Bu enerji farkl
ekillerde depolanarak yararl ekilde kullanma sunulabilir. Bu
depolama ilemi rzgr santrallerinde gerekletirilir.
Rzgr santrallerinin evresel avantajlar; yakt ve
hammadde ihtiyalarnn olmamas, evreye zarar vermeyen
yenilenebilir bir enerji kayna olmas, sera gaz etkisinin
olmamas, dier santrallere gre daha ksa srede kurulabilmesi
(4-5 ay) ve arazinin deiik amalar iin kullanmna olanak
salamas olarak sralanabilir (Acar ve Doan, 2008, 680-681).

2076

En nemli zellii yenilenebilir enerji kayna olmas


sonucu fosil yakt tketiminin azalmasn salamasdr.
Dnyann en nemli sorunu kresel snmaya yol aan sera gaz
etkisine yol amayan, evre dostu bir elektrik enerjisi retme
yntemidir. Ancak grnt kirlilii oluturmas, ku lmlerine
neden olmas ve grltl almas dezavantajlarn
oluturmaktadr.
2.3. Hidroelektrik Enerjisi
Su gc kullanlarak elektrik retilmesi olarak
tanmlanan hidroelektrik enerji, suyun ak hzndan doan
enerjiyi elektrik enerjisine eviren hidroelektrik santralleri (HES)
vastasyla elde edilir. Kurulum masraflar dier yenilenebilir
enerji kaynaklarna oranla yksek olmasna ramen uzun
dnemde kendini amorti etme potansiyeline sahiptir.
Tablo 12: Dnyann Hidroelektrik Enerji Potansiyeli
Blge

Afrika
Asya
Avrupa
Kuzey ve Orta
Amerika
Gney Amerika
Dnya
Trkiye
Trkiye/ Dnya(%)

Brt Hidroelektrik
Enerji Potansiyeli
(GWh/Yl)

Teknik Hidroelektrik
Enerji Potansiyeli
(GWh/Yl)

4.000.000
19.000.000
3.150.000
6.000.000

1.665.000
6.800.000
1.225.000
1.500.000

7.400.000
40.150.000
433.000
1,07

2.600.000
14.060.000
216.000
1,54

Kaynak: DS
Tablo 1de grld gibi Dnyann hidroelektrik
enerji potansiyeli 40.150.000 GWh, Trkiyenin potansiyeli ise
433.000 GWhtr.
Hidroelektrik enerjisinin olumlu ynleri; iletme
maliyeti dk, evre kirliliine neden olmayan uzun mrl ve
enerjide da bamll azaltmasdr.
Hidroelektrik enerjisinin dezavantajlar ise yatrm
maliyetlerinin fazla olmas, inaat sresinin uzunluu, havada
azotun zlmesi sonu balk lmlerine ve ekolojik dengeyi
bozucu bitki ve hayvan trlerine olumsuz etkilere sebep

2077

olmasdr. Ayrca baraj gl sahasnda iinde klan yerleim


alanlarnn boaltlmas ve ge sebep olmas sosyal problemlere
neden olabilir.
Hidroelektrik santrallerinin proje aamalar titizlikle
incelenmeli, ekolojik dengeye verilecek zarar ve proje getirileri
karlatrlarak evreye uygun projeler oluturulmaldr.
2.4. Jeotermal Enerji
Dier bir yenilenebilir enerji kayna jeotermal
enerjidir. Magmann yer alt sularn stmas sonucu oluan
buharn yeryzne kmasdr. lk olarak snma ve banyo amal
kullanlan bu sular, teknolojinin gelimesiyle suyun yzeye
kmas beklenmeden sondaj yntemiyle karlmasyla daha
kapsaml kullanm alanlarn ortaya kmtr.
Jeotermal enerji genel olarak; konutlarda ve retimde s
olarak, saunalarda, tarmda ve seraclkta, kltr balklnda ve
absorbsiyonlu soutma sistemlerinde kullanlmaktadr (Kkrer,
2008: 7).
Kuru buhar g santrali, flash buhar g santralleri ve
binari evirim g sistemleri kullanlarak jeotermal enerjiden
elektrik enerjisi elde edilebilmektedir. Jeotermal enerji
santralleri, gnlk ve mevsimlik iklim deiikliklerinden
etkilenmeden %90 verimlilik ile 24 saat alabilmektedir
(Ablabekova, 2008: 82). Jeotermal enerji, akkann
paslanmaya, kirelenmeye, rmeye sebep olmas, yzeye
braklrsa yzey sularn kirlettii iin tekrar yeraltna
verilmelidir.
2.5. Hidrojen Enerjisi
Fosil yaktlara alternatif oluturabilecek potansiyeldeki
bir dier yenilenebilir enerji kayna hidrojen enerjisidir.
Evrende en fazla bulunan ve tabiatta en basit atom yapsna sahip
olan hidrojen elementi, fosil yaktlardan %26 daha fazla verimli
ve birim ktle bana en yksek enerji ieriine sahip bir yakttr
(Dnya Enerji Konseyi Trk Milli Komitesi Arivi, Dosya:
Trkiye Enerji Raporu 2007-2008). En bilinen bileii sudur.
Hidrojen enerjisi retimi sonucunda atk olarak su ortaya kt
iin evreyi kirletmez ve sera gaz etkisi yoktur. En nemli
zellii hidrojenin depolanabilir olmasdr.

2078

Dnyada hidrojen kulanm alanlar; petrokimya


endstrisi, suni gbre sanayi, bitkisel margarin retimi, gaz veya
sv hidrojen retimi, rafineriler ve hayvansal ya retimi
eklinde sralanabilir (Uak, 2010: 89). Maliyetin yksek olmas,
alt yap eksiklii ve depolama zorluu dezavantajlar olarak
sralanabilir.
2.6. Biyoktle Enerjisi
Atmosferimizi daha temiz tutmamz salayacak dier
yenilenebilir enerji kayna biyoktle enerjisidir. Biyoktle, bir
tr veya eitli trlerden oluan bir topluma ait yaayan
organizmalarn belirli bir zamanda sahip olduu toplam ktle
olarak tanmlanmaktadr. Biyoktle, bir organik karbon ktlesi
olarak da kabul grmektedir (zsabuncuolu ve Uur, 2005:
203).
Biyoktle enerjisinin avantajlar; ucuz ve evre dostu
olmas, gbre kayna olarak kullanlmas ve atklarn geri
kazanlmasdr. Dk evirim verimi ve su ieriinin fazla
olmas dezavantaj olarak saylabilir.
Biyoktle enerjisinin dier enerji kaynaklarna kar
stnlkleri; sera gaz emisyonlarn azaltc ve iklim
deiikliini yavalatc etkisinin olmas, srekli i olana
salamas, devlete ekonomik ve siyasi avantajlar salamasdr
(Karaylmazlar, Saraolu, abuk vd. 2011: 65-66).
Tablo 13. Biyoktle Kaynaklar ve Uygulama Alanlar
Biyoktle
kaynaklar
Orman Atklar

evrim
yntemi
Havasz
rtme

Yaktlar

Tarm Atklar

Piroliz

Etanol

Enerji Bitkileri

Dorudan
Yakma
Fermantasyon,
Havasz
rtme
Gazlatrma

Hidrojen

Hayvansal
Atklar
pler(Organik)

Biyogaz

2079

Metan
Metanol

Uygulama
alanlar
Elektrik
retimi,
Isnma
Ulam
Aralar,
Isnma
Isnma
Ulam
Aralar,
Isnma
Uaklar

Algler

Hidroliz

Enerji
Ormanlar
Bitkisel
Hayvansal
Yalar

Biofotoliz
Ve

Esterleme
Reaksiyonu

Sentetik
Ya
Motorin
Motorin

Roketler
rn
Kurutma
Ulam
Aralar,
Isnma,
Seraclk

Kaynak: Ablekova, 2008: 95.


2.7. Deniz Kkenli Enerji Kaynaklar
Son yenilenebilir enerji kayna ise deniz kkenli
yenilenebilir enerjidir. Deniz kkenli yenilenebilir enerji
kaynaklar; dalga enerjisi, deniz scakl gradyent enerjisi
(OTEC) deniz akntlar enerjisi, gel-git (med-cezir) enerjisi ve
vivace (girdap) enerjisi olarak saylabilir.
Dalga, rzgrn deniz ve okyanus yzeylerindeki
hareketleri sonucunda meydana gelir. Dalgalardan faydalanarak
elde edilen enerjiye dalga enerjisi denilmektedir. Yenilenebilir
enerji kaynaklar ierisinde enerji younluu en yksek olan
enerji dalga enerjisidir. Bu sebeple bu enerji kaynana ilgi
srekli artmaktadr (nal, 2006: 62).
Dalga enerjisinin faydalar; cretsiz bir enerji kayna
olmas, temiz, snrsz ve ucuz enerji retmesi, ilk yatrmdan
baka hibir girdisinin olmamas, tarm arazilerinin yok
olmamas ve dalyan grevi grerek denizlerdeki balk neslinin
oalmasna yardmc olarak ekolojik dengeye katkda
bulunmasdr (Yamak, 2006: 140-141). Dezavantaj ise kyda
geni alana sahip olmas gerekliliidir.
Dier deniz kkenli yenilenebilir enerji kayna gelgit
enerjisidir. Ay ve Gnein, Dnyay ekim kuvvetleriyle
ekmesi sonucu oluan gelgit; Ayn ekim kuvveti ile okyanus
veya deniz sularnn ykselip alalmasndan faydalanarak elde
edilen enerji gelgit enerjisidir. Bol ve temiz enerji olsa da
dnyann her yerinde retilemez. Balang maliyetleri yksektir
ve dk verimlidir.
Deniz tabanna yerletirilen tribnler yardmyla
denizlerdeki ve okyanuslardaki dzenli akntlarn elektrik

2080

enerjisine dntrlmesi ile elde edilen enerji ise aknt


enerjisidir.
Bir dier deniz kkenli enerji kayna da vivace
enerjisidir. Vicace, deniz ierinde girdap kaynakl titreimlerde
temiz enerji elde edilmesine yarayan bir enerji dnm
makinesidir. Bu sistem deneme aamasndadr.
3. TRKYENN
KAYNAKLARI

YENLENEBLR

ENERJ

Trkiye, yenilenebilir enerji kaynaklar bakmndan


birok lkeye gre daha ansl bir konumdadr. Birok
yenilenebilir enerji kaynana sahiptir. Bu blmde bir nceki
blmde aklanan yenilenebilir enerji kaynaklarnn Trkiye
asndan deerlendirilmesi yaplacaktr.
3.1. Trkiyede Gne Enerjisi
Gne enerjisi, dnyada zerinde en ok allan ve
istikbal grlen yenilenebilir enerji kaynadr. Yaam boyu var
olan, gvenilir ve ucuz bir enerji kayna olan gne enerjisi
bakmndan Trkiye zengin bir corafi kuakta yer almaktadr.
Sonsuz olan gne enerjisini gelitirilen teknolojilerle en iyi
ekilde ve ayn zamanda en ucuz ekilde kullanma olanaklar
aratrlmaktadr. Yeryzne ulaan gne enerjisi, mevsimler
arasnda ve gn boyu farkllk gstermektedir. Bu enerjiden tam
olarak faydalanabilmek iin gne enerjisini depolayarak
faydalanma imkn gelitirilmelidir.
Tablo 14. Trkiyenin Gnlk Toplam Gne Enerjisi
Potansiyeli
Aylar
Ocak
ubat
Mart
Nisan
Mays
Haziran
Temmuz
Austos
Eyll

Gnlk toplam gne


radyasyonu
(KWh/M2gn)
1,79
2.50
3,87
4,93
6,14
6,57
6,50
5,81
4,81

2081

Gnelenme sresi
(saat/ Gn)
4,11
5,22
6,27
7,46
9,10
10,81
11,31
10,70
9,23

Ekim
Kasm
Aralk
Toplam
Toplam(aylk)
Ortalama

3,46
2,14
1,59
50,11
1503,3
4,17 KWh/m2-gn

6,87
5,15
3,75
89,98
2699,4
7,5 saat/gn

Kaynak: YEGM (1985 2006 yllar lm deerleri)


1966 1982 yllarnda meteoroloji genel mdrlnce
llen gnelenme sresi ve nm iddeti verilerinden
yararlanarak YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Mdrl)
tarafndan yaplan almaya gre Trkiyenin ortalama yllk
toplam gnelenme sresi 2640 saat (gnlk toplam 7,2 saat)
ortalama toplam nm iddeti 1311 KWh/m2-yl (gnlk toplam
3,6 KWh/m2) olduu tespit edilmitir. 1985 -2006 yllar
lmleriyle ortalama yllk gnelenme sresinin 2699,4 saat
(gnlk toplam 7,5 saat), ortalama toplam nm iddetinin ise
1503,3 KWh/m2 yl (gnlk toplam 4,17 KWh/m2) olduu tespit
edilmitir. Son lmlerin ortaya koyduu gibi hem gnelenme
sresinde hem de nm iddetinde art gzlemlenmitir.
Tablo 15. Trkiyenin Yllk Toplam
Potansiyelinin Blgelere Gre Dalm
Blgeler
Gneydou Anadolu
Akdeniz
Dou Anadolu
Anadolu
Ege
Marmara
Karadeniz

Toplam Gne Enerjisi


(KWh/m2yl)
1460
1390
1365
1314
1304
1168
1120

Gne

Enerjisi

Gnelenme Sresi
2993
2956
2664
2628
2738
2409
1971

Kaynak: YEGM.
Trkiyenin yllk toplam gne enerjisi potansiyelinin
blgelere gre dalmn gsteren tablo 4 incelendiinde gne
enerjisi potansiyelinin en yksek olduu blge Gneydou
Anadolu Blgesi, en dk olduu blge ise Karadeniz
Blgesidir. Blgeler arasnda genel bir karlatrlma
yapldnda gne enerjisi ve gnelenme sresi deerleri
birbirine ok fazla uzak deildir. Bu adan Trkiye gne
enerjisi youn bir lkedir.

2082

Trkiyede gne enerjisinden gne pilleri fotovoltatik (PV) sistemlerde ve gne kolektrleri araclyla
faydalanlmaktadr. Gne pilleri, elektrik ebekesinin olmad
blgelerde kullanlmaktadr. Gne enerjisinden dorudan elektrik
enerjisi elde eden PV sistemleri ise son yllarda n plana kan
gne enerjisi uygulamalarndandr. Gne pilleri yaplarna gre
zerlerine den gne enerjisini %5 ile %20 arasnda bir
verimlilikte elektrik enerjisine evirebilmektedir (Yeilata
vd.,2010:40). Gne pilleri orman gzetleme kuleleri, su
pompalama sistemleri, haberleme istasyonlar, deniz fenerleri
ve yol aydnlatmas, trafik ikaz klarnda kullanlmaktadr.
Gne enerjisini elektrik enerjisine dntren PV
sistemler en ok sulama amal sistemlerde ve seralarn
stlmasnda nemli oranda kullanlmaktadr.
Trkiyede gne enerjisinin en yaygn kullanm su
stma sistemlerinde kullanlmaktadr. Scak su elde edilmesinde
kullanlan bu sistemler younlukla Akdeniz ve Ege blgelerinde
bulunmaktadr.
TBTAK, alternatif enerji kaynaklar konusunda
kamuoyunun farkndaln arttrmak ve AR-GE almalarn
desteklemek amacyla niversiteler aras Formula-G yarlar
dzenlemektedir.
3.2. Trkiyede Rzgar Enerjisi
Trkiye iin nemli bir yenilenebilir enerji kayna ise
rzgr enerjisidir. Trkiye corafi konumu nedeniyle souk ve
scak hava ktlelerinin karlat bir alandadr. Trkiye bat
rzgrlar kuanda yer alr. Anadolunun gneydou kylar,
bat kylar ve Marmara blgesi rzgr gc bakmndan zengin
alanlardr. Avrupada rzgr enerjisi bakmndan en zengin
lkelerden biri Trkiyedir.
Tablo 16: Trkiyenin Blgelere Gre Ortalama Rzgr Gc
Younluu

Akdeniz Blgesi

Ortalama Rzgr Gc
Younluu
(W/M2)
21,36

Anadolu Blgesi

20,14

Blge Ad

2083

Ege Blgesi
Karadeniz Blgesi
Dou Anadolu Blgesi
Gneydou Anadolu Blgesi
Marmara Blgesi

23,47
21,31
13,19
29,33
51,91

Kaynak: Akgn, 2005: 38.


Tablo 5te grld gibi ortalama rzgr gc
younluunda ilk srada Marmara Blgesi gelmektedir. Ortalama
rzgr gc younluu bakmndan en dk younlua sahip
blge Dou Anadolu Blgesidir.
2001 ylnda karlan elektrik piyasas kanunu ile
rzgr enerjisinden salanan elektrik retimine tevik
salanmtr. En nemli yasal alma ise 5346 sayl
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarnn Elektrik Enerjisi retimi
Amal Kullanmna likin Kanun ile yaplmtr. Bu kanunla
elektrik enerjisinde alm garantisi 7 yldan 10 yla karlarak
yatrmlarn hz kazanmas salanmtr.
ekil 2 : Trkiyede Rzgr Enerjisinden Elektrik retimi
(MW/Yl)

Kaynak: Trkiye Rzgr Enerjisi statistik Raporu Ocak 2014,


s.5.
Yukardaki ekilde grld gibi Trkiyede rzgr
enerjisinden elektrik retimine ilk 1998 ylnda geilmi ve

2084

elektrik retimi 2007 ylndan sonra byk oranda art


gstermitir.
Trkiyede Ocak 2014 itibariyle faaliyet gsteren 75
adet rzgr enerji santrali vardr. letmede olan rzgr enerji
santrallerinin (RES) kurulu g bakmndan blgelere gre
dalm ekilde grlmektedir. letmelerin g younluunun
saysal younluu Ege ve Marmara blgelerinde yer almaktadr.
letmede olan RESlerin kurulu g bakmndan illere gre
dam incelendiinde ilk srada % 24,08 ile Balkesir, ikinci
srada ise % 19,50 ile zmir yer almaktadr. letmedeki
RESlerin toplam kapasitesi 2.958,45 MWdir (Trkiye Rzgr
Enerjisi statistik Raporu Temmuz, 2013:7). Ocak 2014 itibariyle
ina halinde olan RES says 35tir. nas devam eden RESlerin
tamamlanmasyla g kapasitesi 3939,35 MW seviyesine
ulaacaktr.
ekil 3: Trkiyede letmede Olan Rzgr Enerji Santrallerinin
Kurulu G Bakmndan Blgelere Gre Dalm

Kaynak: Trkiye Rzgr Enerjisi statistik Raporu Ocak 2014:


12.
3.3. Trkiyede Jeotermal Enerji
Trkiyede bol miktarda bulunan bir dier yenilenebilir
enerji kayna jeotermal enerjidir. Trkiyenin jeotermal enerji
potansiyeli 31.500 MWtr. Trkiye dnyada jeotermal enerji
kapasitesinde 14.srada, enerjinin dorudan (elektrik d)
kullanmnda ise beinci srada yer almaktadr. Trkiyenin
jeotermal enerji potansiyelinin 1.500 MWlk blm elektrik
enerjisi retimine uygun olduu deerlendirilmektedir. 2012 yl
sonu itibari ile jeotermal enerji ile elektrik retim kapasitesi
186,4 MWtr.

2085

ekil 4: Trkiyede Jeotermal Potansiyel Alanlarn Corafi


Blgelere Gre Dalm
Kaynak: DEK-TMK,2010: 110.
ekil 4te grld gibi Trkiye de jeotermal alanlar Ege
Blgesinde younluktadr. Bu blgede zellikle kaplca

turizminde ve snmada jeotermal enerjiden faydalanlmaktadr.


Scakl 20-70Co olan jeotermal alanlardan s enerjisi olarak,
scakl 150Co olan jeotermal alanlardan ise elektrik retiminde
faydalanlr.
Trkiye de jeotermal enerji alanlarnn %39u konut stmas, %
55i dier kullanmlara ve %6s ise elektrik retimi iin
uygundur (Dastan, 2006: 75).
3.4. Trkiyede Biyoktle Enerjisi
Trkiyenin yksek potansiyele sahip olduu bir dier
yenilenebilir enerji kayna biyoktle enerjisidir. OECD
tarafndan yaplan aratrmaya gre Trkiye de tarm atklar,
orman sanayi atklar ve hayvan atklarnn toplam 12,8 milyon
ton petrole edeer olduu, Trkiyenin enerji kullanmnn
%40n karlayacak kapasitede olduu grlmtr (Ataman,
2007:240). thal yaktlara bamll fazla olan Trkiyenin bu
bamllndan kurtulmasnda biyoktle enerjisi ok nemli bir
konumdadr.
Biyoktle enerji kaynaklar klasik ve modern kaynaklar
olmak zere ikiye ayrlr. Klasik biyoktle kaynaklar; odun,
bitki ve hayvan atklardr. Modern biyoktle kaynaklar; enerji
ormanlarndan elde edilecek odun, enerji bitkileri ve sentetik
yakt trleridir.
Trkiye, enerji ormanlarnn oluturulmas iin gerekli
iklim koullarna ve yetitirme ortamna sahiptir. Trkiyenin
orman kaynakl toplam atk miktar 4.800,000 ton(1,5 MTEP),

2086

kurulabilecek gazlatrma tesisi kapasitesi 600 MW, toplam


kullanlabilir atk miktar ise 15.336,035 tondur (YEGM).
Biyoktle enerjisi; biyoetanol, biyodizel ve biyogaz
olarak snflandrlr. Biyoetanol; ekerpancar, msr, buday ve
odunsular, eker, niasta veya selloz zl rnlerin
fermantasyonu ile elde edilerek, bezinle belirli oranlarda
kartrlarak kullanlan alternatif bir yakttr. Biyodizel; kanola,
ayiei, soya, pamuk gibi yal tohum bitkilerinden salanan
motorine e deer bir yakttr. Biyogaz ise organik maddelerin
(gbre, p, bitkiler, yemek art, kimyasal atklar vb.)
oksijensiz
ortamda
biyokimyasal
fermantasyon
ve
mikrobiyolojik faaliyet sonucu paralanmasyla ortaya kan
yanc bir gaz karmdr (Buutekin, 2007: 7).
Tablo 17: Trkiyenin Biyoktle Enerjisinde Mevcut Durumu
Biyoetanol mevcut durum
3
149,5 milyon lt (0,15 milyar lt)
44.239.556,1 Litre mA
Benzinle harmanlanan %2 lik dilim
TVden muaf
Biyodizel mevcut durum
34 lisansl(retim yapan 1 tesis)
Tesis Says
561.217 ton
Kurulu Kapasite
20 bin ton
2012 Yl retimi
Benzinle harmanlanan %2lik dilim
TV den muaf, 2015te %3 kullanm
Mevzuat
zorunluluu olacak
Biyogaz Mevcut Durum
28
Tesis Says
147,73 MW
Kurulu Kapasite
88,4 MW
2010 Yl retimi
Yerli
ekipman
katk
pay
Mevzuat
13,3$cent/KWh (10yl)

Tesis Says
Kurulu Kapasite
2011 Yl retimi
Mevzuat

Kaynak: TMMOB, 2012: 190. (veriler YEGM sitesinden


20.04.2014 tarihinde gncellenmitir.)
3.5. Trkiyede Hidrojen Enerjisi
Trkiyenin temiz ve alternatif enerji olarak
kullanabilecei yenilenebilir enerji kaynaklarndan biri de
hidrojen enerjisidir. Hidrojen elde edilmesi iin Trkiyenin
yenilenebilir enerji kaynaklarndan faydalanmas mmkndr.

2087

Rzgr, gne, jeotermal ve su gibi enerji kaynaklar kullanlarak


hidrojen retimi yaplabilir.
Trkiye hidrojen retimi konusunda ok nemli
avantajlara sahiptir. Bunlardan ilki yukarda bahsettiimiz
corafi konuyla sahip olduu kaynaklarla hidrojen retimi
yapabilmesidir. kinci avantaj ise hidrojenin depolanmasnda
kullanlan bor elementinin dnya toplam rezervinin %72,2si
Trkiyededir. Trkiyenin dier bir avantaj Karadenizin
tabannda kimyasal biimde depolanm hidrojen bulunmasdr
(Uurlu, 2006: 176).
Trkiye, TBTAK ve baz niversiteler hidrojen
enerjisi konusunda nemli almalar yapmlardr. Bunlar;
enerjisini hidrojenle karlayan mobil ev, hidrojen yaktl aralar
ve tekne almalardr.
3.6. Trkiyede Hidroelektrik Enerjisi
Trkiyenin corafi konumu ve ykseltili yapsyla ne
kt bir dier yenilenebilir enerji kayna hidroelektrik
enerjisidir. Trkiye su gc bakmndan dnyada nemli bir
konumdadr. Trkiyede su kaynaklarnn enerji retimi asndan
debisi 186 km3 dzeyindedir. Trkiyenin teorik hidroelektrik
enerji potansiyeli 433 milyar kWh, teknik ynden
deerlendirilebilir potansiyeli 216 milyar kWh ekonomik
hidroelektrik potansiyeli ise 140 milyar kWhdir. Trkiye
dnyadaki teorik hidroelektrik potansiyelinin %1ine, ekonomik
potansiyeli ise Avrupa ekonomik potansiyelinin %16sna
sahiptir(EE, 2013).
Trkiyenin 2014 yl ba itibariyle hidroelektrik
santralleri (HES) says 497ye ulamtr. Elektrik retiminin
%25.2 olan 16.299 MW HESlerden salanmaktadr.
Hidroelektrik enerji potansiyelinin % 75i Keban, Karakaya,
Atatrk, Altnkaya; Hasan Uurlu ve Oymapnar barajlarndan
salanmaktadr (Bacanl, 2006: 97). HES projelerinin ekolojik
dengeye uygun olarak tasarlanmas nemlidir. Trkiyede birok
HES santralinin inas devam etmektedir. HES santralleri iinde
zel teebbse ait birok santral bulunmaktadr.
Trkiye, HES yatrmlarn %70-80 orannda yurtii
kaynaklarn kullanlmas, uzun ekonomik mre sahip olmas,
iletme giderlerinin dk olmas, ucuz maliyeti, istihdam

2088

salamas ve yenilenebilir enerji kayna olduu iin


hzlandrmakta ve tevik etmektedir. Hidroelektrik potansiyeli,
ekolojik dengeler korunarak sosyo - ekonomik kalknmada
srekliliin salanarak deerlendirilmesi nemlidir.
3.7. Trkiyede Deniz Kkenli Enerji Kaynaklar
Son olarak deniz kkenli yenilenebilir enerji kaynaklar
asndan Trkiyeye baktmzda sadece dalga enerjisinin etkili
olduu grlr. taraf denizlerle evrili olan Trkiyenin
Marmara denizi hari ky uzunlu 8.210 kmdir. Trkiyenin
kylarnda yaplan lmler sonucu dalga enerjisi teknik
potansiyelimiz 50 TWh/yl olarak hesaplanmtr. Gvenilir
dalga enerjisi retimi potansiyelimiz ise 9 TWh/yldr (Ataman,
2007: 262). Uygun teknolojilerle Trkiyenin dalga enerjisinden
faydalanmas mmkndr. Trkiyede yerleim alanlarnn deniz
kylarnda younlamas tama masraf olmadan dalga
enerjisinden faydalanarak ekonomiye katk salanabileceinin
gstergesidir.
Tablo 18: Trkiyede Blgesel Ortalama Dalga Younluu
Blge
Karadeniz
Marmara Denizi
Ege Denizi
Akdeniz
zmir Antalya

G (kWh/m)
1.96-4.22
0.31-0.69
2.86-8.75
2.59-8.26
3.91-12.05

Kaynak: Salam ve Uyar, 2010


Tablo 7de grld gibi Trkiyenin dalga enerji
potansiyeli Ege ve Akdeniz blgelerinde en youn dzeylerdedir.
zellikle zmir- Antalya blm dalga enerjisi retimi iin en
uygun blmdr. Dalga enerji potansiyeli Trkiyenin
deerlendirmesi gereken nemli bir yenilenebilir enerji
potansiyelidir.
4.

TRKYEDE
YEL
EKONOMDE
YENLENEBLR ENERJNN ROL

Sanayi devrimiyle birlikte enerjinin artan nemi enerjiyi


dnyada ekonomik ve politik gelimelere yn veren nemli bir

2089

unsur haline getirmitir. Enerji dnyann en nemli sorunlarndan


biri haline gelmitir.
Dnya enerji sektrndeki gelimeleri u ekilde sralayabiliriz
(Yiitglden, 1999: 149):
- Enerjiye olan bamlln artmas
- Enerji piyasalarnn piyasa dinamikleri tarafndan
ynlendirilmesi
- Srdrlebilir kalknmann n plana kmas
Dnya enerji talebinin 2030a kadar %50 orannda
artmas beklenmektedir. Tm dnyada enerjiye olan bamlln
artmas alternatif enerji kaynaklarna olan talebi hzla
arttrmaktadr. klim deiikliinin etkilerini azaltabilmek iin
fosil yakt kullanmnn azaltlmas gerekmektedir. 1990l
yllarda srdrlebilir kalknma kavramnn ortaya kmas ve
fosil yaktlarda elde edilen enerji kaynaklarnda yaanan
skntlar
yenilenebilir
enerji
kaynaklarna
ynelimi
hzlandrmtr. Srdrlebilir kalknma kavram ile gelecek
nesillere ihtiyalarn karlayabilecekleri temiz bir dnya
braklmas amalanmaktadr. Avrupa Birlii (AB) 1997de
Beyaz Bildiriyi ilan ederek yenilenebilir enerji kaynaklarnn
ABnin ithalat bamllnn azaltlmasnda ve enerji
gvenliinin salanmasnda katkda bulunacan vurgulamtr.
Yenilenebilir enerjinin yerel olmas enerji ithalatnda da
bamlln azaltlmasnda ve enerji gvenliinin salanmasnda
nemlidir. ABnin enerji gvenliine verdii nemi Beyaz
Bildiriden yl sonra 2000de Enerji Kaynak Gvenlii in
Avrupa Stratejisine Doru Yeil Bildirinin kabul edilmesi
gstermektedir. Bu bildiri ABde ortak bir enerji politikasnn
gelitirilmesinde nemli aamalarndan birisidir. AB enerji
politikalarnda srdrlebilirlik, rekabet edebilirlik ve arz
gvenlii olmak zere hedef erevesinde politika
belirlemektedir. AB iklim deiikliini nlemek amacyla 2020
ylna kadar ulamay planlad hedeflerini belirledii 20-20-20
diye adlandrlan iklim deiiklii paketini ise 17 Aralk 2008de
aklamtr. Paket ierisinde enerjinin %20sinin yenilenebilir
enerji kaynaklarndan salanmas, sera gaz salnm dzeyinin
1990daki deerinden %20orannda azaltlmas ve enerji
verimlilii alannda %20 gelime hedeflenmektedir.
Uluslararas alma rgt (ILO) kreselleen
dnyann nemli sorununu son yllarda zerinde nemle durduu

2090

yeil iler kavramyla vurgulamaktadr. Ekonomilerin,


giriimcilerin, i yerlerinin ve i piyasalarnn insan onuruna
yakr i standartlarnn ve srdrlebilirliinin salanmas ve
dk karbon ekonomisine geii ifade eden yeil iler kavram
iklim deiikliiyle ve isizlikle birlikte mcadele edilmesini
kapsamaktadr. Kresel snmaya kar uluslararas arenada
alnan nlemlerin banda 1992 Rio Dnya zirvesinde Birlemi
Milletler
klim
Deiiklii
ereve
Szlemesinin
hazrlanmasdr. Bu szleme ile atmosferde tehlikeli miktarlara
ulaan sera gaz emisyonlarnn 1990l yllardaki seviyelere
indirmek ve belli bir dzeyde tutulmasn salamaktr.
Szlemenin kapsad alt sera gaz; Karbondioksit (CO2),
Metan (CH4), Nitrous Oksit(N2O), Hidroflorokarbonlar (HFCs),
Perflorokarbonlar (PFCs), Slfr heksaflorur (SF6)dur.
Szlemeyi onaylayan lkeler iklim deiiklii ile ilgili
ykmllkleri yerine getirmek zorundadr. kinci uluslararas
giriim ise Birlemi Milletler klim Deiiklii ereve
Szlemesi erevesinde 11 Aralk 1997de imzalanan 16 ubat
2005te yrrle giren Kyoto Protokoldr. Szleme 2001de
Marakete art koulan en az 55 lkenin taraf olmas ve bu
lkelerin dnya toplam emisyon miktarnn % 55ini oluturmas
artlar Rusyann szlemeye taraf olmas ile salanabilmitir.
Amac sera gaz etkisine neden olan faktrlerin azaltlarak
yenilenebilir enerji kaynaklarnn kullanmnn tevik
edilmesidir. Szleme gelimi lkeleri ve OECD lkelerini EkI gelimekte olan lkeleri ise Ek-II listesinde yer vermitir. Ek-I
lkelerinin emisyon azatlm ykmllkleri bulunmaktadr.
Szlemenin ilk ykmllk 2008-2012 dnemini kapsamakta,
ikinci ykmllk dnemi ise 2013 2020 yllarn kapsamas
ve szlemenin devam konusunda Dohada yaplan grmeler
sonucu kararlatrlmtr. Kyoto Protokol uygulamada ortak
akl yrtme, temiz kalknma ve emisyon ticareti olmak zere
mekanizmayla gereklemekte ve bu mekanizmalar yeil
ekonominin oluumunda nemlidir. Ortak akl yrtme
mekanizmas Ek-I lkeleri arasnda yaplan emisyon azaltma
projelerini, temiz kalknma projesi gelimi lke ile az gelimi
bir lke arasndaki i birliini, emisyon ticareti mekanizmas ise
sera gaz emisyonunu belirlenen hedeften daha fazla azaltan
lkenin bu oran dier taraf lkelere satabilmesini
kapsamaktadr.

2091

Kresel olarak enerji alannda yaananlar nda


Trkiyenin enerji politikalar; ihtiya duyulan enerjinin
ekonomik ve toplumsal gelimeyi destekleyici, zamannda
yeterli, rekabet edilebilir ve evresel etkileri gz nnde
tutularak elde edinilmesini benimsemektedir. Trkiyenin enerji
ithalat ithalatnn nemli ksmn oluturmakta cari ilemler
ann oluumunda nemli bir kalemi oluturmaktadr. 2013
ylnda 251.650 milyon dolar olan ithalatn 55.917 milyon dolar
enerji ithalatna harcanmtr. Yani ithalat iin harcanan her 100
dolarn 22,21i enerji rnlerine harcanmtr. Trkiyenin
sanayileme hareketinin devam etmesi 2023 ylnda enerji
ithalatna harcanacak miktarn 106 milyar dolara kadar ulaaca
tahmin edilmektedir. Enerjideki da bamlln ve fosil enerji
kaynaklarnn evreye verdii zararn azaltla bilmesi iin yerli
kaynaklara nem verilmesi gereklilii ortaya kmaktadr.
Tablo 19: Enerji thalat
Milyon
Dolar
Enerji
thalat
Toplam
thalat
Cari
lemler
Hesab
GSYH

2009

2010

2011

2012

2013

29.905

38.497

54.118

60.117

55.917

140.928

185.544

240.842

236.545

251.650

-12.124

-45.420

-75.082

-48.497

-65.025

616.703

731.608

773.980

786.283

820.012

Kaynak: TK
Trkiye alternatif enerji kaynaklarnn nemini ilk
olarak 1979 1983 dnemini kapsayan drdnc be yllk
kalknma plannda vurgulanmtr. Enerji ann kapatlmas ve
da bamlln azaltlabilmesi iin yenilenebilir enerji
kaynaklarna zellikle gne enerjisine vurgu yaplmtr (DPT,
1979:
401).
Yenilenebilir
enerji
kaynaklarndan
faydalanlmasna ilikin kanun ve yasal dzenleme 2005 ylnda
yaplmtr. Yaplan yasal dzenlemelerde yenilenebilir enerji
kaynaklarndan enerji retimi yapacak tesislerde kullanlan
aksamlarn yurt iinde retilmesini tevik edilmektedir.
Trkiye Birlemi Milletler klim Deiiklii ereve
Szlemesini 24 Mays 2004te 189. lke olarak imzalamtr.
Kyoto Protokol hazrlanma aamasnda Trkiye OECD yesi
olduu iin gelimi lke olarak deerlendirileceinden Ek-II

2092

ykmllklerini yerine getirmek zorunda kalacakt.


Sanayileme almalarn hzla srdren Trkiye ar
ykmllkleri kabul etmemek iin Ek-II listesinden karlp
zgn artlar kabul edilene kadar protokole taraf olmamtr.
2001 ylnda bu listeden karlmas sonucu imzalanan protokol
17 ubat 2009 tarihinde yrrle girmitir.
Tablo 20. Uluslararas klim Deiiklii Mzakereleri Sreci
Yl

Olay

19911992

Rio Zirvesine Hazrlk

Trkiye BMDSnin Ek-I


ve Ek-II listesinde
1992
Trkiye, Rioda BMDSyi
imzalamad

19921995

Trkiyenin BMDSnin
eklerindeki konumunun
mzakere edilmesi

1997

3. Taraflar Toplants

2001

Trkiyenin Ek-IIden
kmas ve zel artlar
karar

2004

Trkiye, BMDSye taraf


oldu

2006

Ulusal Sera Gaz Envanteri


ve Ulusal Bildirimi

2093

nemi
Devlet Meteoroloji leri Genel
Mdrlnn koordinasyonunda
Trkiyenin gelimekte olan
lkeler grubunda yer alarak
BMDSyi
imzalayabilecei
belirtilmitir.
Trkiye, OECD yesi olmas
nedeniyle BMDSnin her iki
listesinde
(gelimi
lkeler
grubunda) yer almtr.
Trkiye OECD yesi olmas
nedeniyle BMDSnin her iki
listesinde
yer
almas
ve
ykmllklerini
yerine
getiremeyecei
gerekesiyle
BMDSyi imzalamamtr.
Trkiye,
1992-1995
yllar
arasnda katld tm iklim
deiiklii
grmelerinde
BMDSnin eklerinden kma
talebinde bulundu
Trkiyenin
BMDSnin
eklerinden
karlmas
iin
Pakistan ve Azerbaycan tarafndan
verilen nergeye ramen eklerden
kamamtr.
Trkiye, 7. Taraflar toplantsnda
Ek-IIden km ve dier Ek-I
lkelerinden farkl olduunu
ortaya koyan 26.P/7 kararn
aldrmtr.
Trkiye, Ek-I lkelerinden farkl
olduunu ortaya koyan karardan
sonra BMDSye taraf olarak
iklim deiiklii ile mcadele
ykmllklerini kabul etmitir.
Trkiye,
BMDSnin
Ek-I
listesinde yer almann getirdii
ykmllkleri yerine getirmeye
balamtr.

2009

Kyoto Protokolne taraf


olunmas

Trkiye, 2012 sonras iklim


rejimine ynelik almalara daha
aktif katlm salamak ve ABye
uyum iin Kyoto Protokolne taraf
olmutur.

Kaynak: Ar, 2010: 12.


Trkiye protokol kabul etmekle uluslararas anda
prestijli konuma gelmi ve AB srecinde nemli bir adm
gerekletirmitir. klim deiiklii konusunda uluslararas
politikalarn belirlenmesi srecine katlabilecek ve ulusal
karlara gre karar alnmasnda etkili olabilecektir. Esneklik
mekanizmalar ekseninde uygulanacak politikalarla sermaye
yatrmlar ve teknoloji transferi gerekletirerek byme ve
istihdama pozitif katk salayabilecektir. Gnll karbon
emisyonu uygulayan Trkiye emisyon ticareti mekanizmasndan
faydalanmaya balayarak zengin yenilenebilir enerji
kaynaklarna yaplacak yatrmlarla karbon kredisini artrarak
emisyon ticaretinden gelir elde edebilir. Trkiye enerji alannda
enerji arz gvenliini arttrarak enerji alannda blgesel ve
kresel etkinliini arttrmay hedeflemektedir.
4.1. Yeil Ekonomiye Ynelik Eletiriler
Yenilenebilir enerji kaynaklarnn oluturduu yeil
ekonomiye ynelik eletiriler genel olarak kapitalist sisteme
yneliktir. Kresel snmann kresel bir tehdit oluturduu ve
kapitalizmin kar odakl yapsnn iklim deiikliinin temel
sebeplerinden olduu gr hakimdir.
Yeil ekonomiye gei iin drt giriimin uygulanmas
ile salanabilir. Bu drt giriim u ekilde sralanabilir (Tanuro,
2011:169):
1.
2.
3.

Toplumsal talebi karlamak,


Emek sresini, kresel retimi ve tamacl azaltmak,
Enerji verimliliini arttrmak ve yenilenebilir enerjiye
gemek,
4. Politik ve kltrel koullarn oluturulmasn salamak.
Petroln ou alanda kullanlmas hem evreyi hem
ekonomiyi olumsuz ynde etkilemektedir. Enerjinin uzun
mesafelere aktarlmas verimi drmekte maliyetleri byk
oranda arttrmaktadr. Gnmzde hzla byyen ulam sektr
evre kirliliinin byk oranda etkilemektedir.

2094

klim deiikliiyle mcadelede politik kararlarn


nemi byktr. Gn deil gelecei kurtaracak kararlarn
alnmas nem arz etmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarna ynelik bir eletiride
yatrm maliyetlerinin yksek olmasdr. Ancak gelien
teknolojiler ile birlikte bu maliyetlerde dme beklenmektedir.
Tablo 10da baz yatrm maliyetleri ve beklentiler yer
almaktadr. Maliyetlerdeki d teknolojik gelimelerle birlikte
daha hzlda olabilir.
Tablo 21: Baz Yenilenebilir Enerji Teknolojileri in Yatrm
Maliyetleri Tahminleri [$/MW]
Enerji Tr / Yl
Kmr Tabanl Termik Santral
Doalgaz Sistemleri
Rzgar
Fotovoltaik (PV)
Biyoktle Is G Sistemleri
Jeotermal Is G Sistemleri
Younlatrlm Gne Is Santralleri
Okyanus Enerjisi

2010
1050
440
1140
3450
2890
9510
5700
3900

2030
930
400
950
1420
2140
5350
4000
1930

2050
880
395
890
1060
1920
4560
3600
1610

Kaynak: Wolfram K., Sonja S., Wina G. and Sven T., 2007:
4972.
SONU
Gnmzde dnyann en nemli sorunu artan enerji
ihtiyacnn karlanmasdr. Enerji ihtiyacn karlayan fosil
yaktlarn rezervlerinin tkenme noktasna gelmesi ve
fiyatlarnda yaanan art insanolunun alternatif enerji
kaynaklarna ynelmesine sebep olmutur. Fosil enerji
kaynaklarnn olumsuz etkilerinin de insanlarn yenilenebilir
enerji kaynaklarna ynelmesinde etkisi byktr. Yaanabilir
evrenin korunmas ve artan enerji ihtiyacnn karlanmasnda
yenilenebilir enerji kaynaklarnn nemi byktr. Fosil
kaynaklarn
olumsuz
etkilerinin
yenilenebilir
enerji
kaynaklarnda grlmemesi bu kaynaklara ynlenilmesinde
etkilidir.

2095

Trkiyenin cari ak probleminin temel nedenlerinden


birisi enerji ithalatdr. Dnyadaki ekonomik ve siyasi
dalgalanmalardan fazlasyla etkilenen fiyat dzeyi ve fosil yakt
kaynaklarna sahip olan lkelerdeki siyasal sorunlar kresel
piyasay etkilemektedir. Trkiyenin enerji ihtiyacn
yenilenebilir enerji kaynaklarndan salayarak enerjide da
bamllnn azaltlmas mmkndr. Bu kaynaklarn
potansiyelinin ortaya konmas, toplumun bilinlendirilmesi,
kaynaklarn belirli bir plan erevesinde kullanlmaya
balanmas nem arz etmektedir. Yenilenebilir enerji sektrnn
gelitirilmesinde devlet etkin bir rol stlenmelidir. Trkiyede
hazrlanan stratejik planlar, kalknma planlar ve hkmet
programlarnda yenilenebilir enerji kaynaklar iin hedefler
belirlenmesi ve almalar yaplmas bu kaynaklara olan
farkndal ortaya koymaktadr.
Drt mevsimin yaand Trkiyenin gne enerjisi
potansiyeli olduka yksektir. Gne enerjisinden scak su elde
edilmesini
salayan
sistemlerin
kullanm
hzla
yaygnlamaktadr. Ayrca gne enerjisinden elektrik reten
sistemlerin gelitirilmesi ve kullanmnn yaygnlatrlmas daha
ok tevik edilmelidir. Gne enerjisi sistemlerinde AR-GE
faaliyetleri desteklenmesinin yan sra denetim ve teviklerle
grnt kirliliinin nne geecek sistemlerin tasarlanmas
mmkn olabilecektir.
Trkiyede nemi ok ge fark edilen ve hzla
yaygnlaan rzgr enerjisi, enerjide nemli bir atlmdr.
Trkiye yenilenebilir enerji kaynaklar bakmndan zengin bir
lkedir.
Hidroelektrik
santrallerinin
kurulmas
ve
planlanmasnda ekolojik dengeye daha ok nem verilmeli
projeler
titizlikle
denetlenmelidir.
Enerji
ihtiyacnn
karlanmasnn yan sra yaanabilecek evrenin korunmas da
nemlidir. Hidrojen, biyoktle ve deniz kkenli enerji
kaynaklarnn enerji elde edinilmesinin daha ok tevik
edilmesinin ve kullanmnn daha ok tevik edilmesi ve
desteklenmesi gerekmektedir.
Trkiyenin elektrik retiminin 2018 ylnda % 29u
2030 ylnda ise
%50den fazlasn yenilenebilir enerji
kaynaklarndan
salanmas
hedeflenmektedir.
Trkiye
Cumhuriyetinin 100. kurulu ylna denk gelen 2023 ylnda ise
36.000 MW olan hidroelektrik enerji potansiyelinin tamamn

2096

kullanmay, RESler de 20.000 MW, jeotermalde 600 MW,


gne enerjisinde 600 MW kullanm dzeyine ulamay ve
elektrik retiminde yenilenebilir enerjinin payn %30un zerine
karmay hedeflemektedir. Bu hedef dahilin de asl nem
verilen kaynaklar gne, rzgr ve hidroelektrik enerjisidir.
Dier yenilenebilir enerji kaynaklarna da nem verilmesi
gereklidir.
Enerji kaynaklarnda eitliliin salanmas
kesintisiz enerji retimi iin salanmaldr. Enerji kaynaklarnn
salanmasnda kullanlacak sistemlerin malzemelerinin yerli
malzemelerden kullanlmas tevik edilmelidir. 10. Kalknma
Plannda enerji retiminde yerli yenilenebilir enerji
kaynaklarndan azami oranda faydalanmay ve bu alanda
yatrmlarn arttrlmas planlanmaktadr. Yenilenebilir enerji
hakknda toplumsal bilin arttrlmaldr.
Yenilenebilir enerji kaynaklarnn yan sra retilen
enerjinin verimli kullanlmasnn salanmas nemlidir. Sosyoekonomik
problemlerin
olumamas
iin
toplumun
bilinlendirilmesinin nemi byktr. Enerji da bamllnn
en aza indirilmesi her alanda Trkiye iin byk nem arz
etmektedir.
Yeil ekonominin oluturulmas yenilenebilir enerji
kaynaklarnda eitlilie sahip olan Trkiye iin byk avantaj
salamaktadr. Ancak bu avantajn henz kullanabilmi deildir.
Karbon piyasas koullarnn hzla oluturularak emisyon
ticaretinin ekonomik girdiye dntrlmesi gerekmektedir.
Trkiye gelimekte olan lkeler listesinde yer alarak
yenilenebilir enerjiye ynelik dorudan sermaye yatrmlar ve
teknoloji transferi salayabilir. Srdrlebilir kalknmann
salanmasnda bu yatrmlar itici g olarak kullanabilir.
Enerji dnyay ekillendiren deerlerin en nemlilerden
biridir. Dnyada ortaya kan siyasal ve ekonomik bunalmlarn
temel kaynan enerji tekil etmektedir. Gnmzde alternatif
enerji olarak deerlendirilen yenilenebilir enerji gelecekte
zorunlu bir tercih olabilecektir. Trkiyenin yenilenebilir enerji
kaynaklarn etkin bir ekilde kullanmas uluslararas alanda da
etkin bir konuma gelmesini salayacaktr. Enerji kaynaklarna
sahip olmak ve etkili bir ekilde enerji kaynaklarn kullanmak
byk nem arz etmektedir.

2097

KAYNAKA
ABLABEKOVA, A. (2008). ktisadi Etkinlik Asndan
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarnn Fosil Yaktlar le
Karlatrlmas, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits, Yksek Lisans Tezi, stanbul.
ACAR, E. DOAN A. (2008). Trkiyenin Rzgr ve
Hidroelektrik Potansiyeli ve evresel Etkilerinin
Deerlendirilmesi, VII. Ulusal Temiz Enerji
Sempozyumu (UTES 2008) s.675-682.
AKGN, N.(2005). Yenilenebilir Enerji, Rzgr Enerjisi,
Drt
Mevsim
Meteoroloji
Blteni,
www.meteor.gov.tr,s.38
AICI, A. A. (2012). ktisadi Dncede evrenin Yeri ve Yeil
Ekonomi: Karlatrmal Bir Analiz, (Ed.) Ac, A.A.
ve ahin, ., Yeil Ekonomi , Yeni nsan Yaynevi,
stanbul.
ATAMAN ,A. R. (2007). Trkiyede Yenilenebilir Enerji
Kaynaklar, Ankara: Ankara niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Yksek Lisans Tezi.
BOZKURT, A. U. (2008). Yenilenebilir Enerji Kaynaklarnn
Enerji Verimlilii Asndan Deerlendirilmesi, zmir:
Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
Yksek Lisans Tezi.
BUUTEKN, A. (2007). Atklardan Biyogaz retiminin
ncelenmesi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits, Doktora Tezi, stanbul.
DAISTAN, H. (2006). Yenilenebilir Enerji ve Jeotermal
Kaynaklarmz Dnya Enerji Konseyi Trk Milli
Komitesi, Trkiye 10. Enerji Kongresi ss.73-80 Ankara:
EMO
DEK-TMK. (2010): 2010 Enerji Raporu: Ankara
Dnya Enerji Konseyi Trk Milli Komite Arivi Dosya: Trkiye
Enerji Raporu 2007- 2008.
DPT (1979). 4. Be Yllk Kalknma Plan (1979-1983),
htpp://www.kalkinma.gov.tr, 25.07.2013.

2098

DPT (2013). 10. Be Yllk Kalknma Plan (2014-2018),


htpp://www.kalkinma.gov.tr, 25.07.2013.
EE, http://www.eie.gov.tr , 25.03.2014.
GNER BACANLI, . (2006). Trkiyede Enerji Kaynaklar
ve Hidroelektrik Enerjinin nemi, Trkiye 10. Enerji
Kongresi, Dnyada ve Trkiyede Enerji-Uygulamalar
ve Sorunlar, Cilt-1, 27-30 Kasm 2006, Dnya Enerji
Konseyi Trk Milli Komitesi, stanbul.
KARAYILMAZLAR, S. SARAOLU N. ABUK Y. ve
KURT R. (2011), Biyoktlenin Trkiyede Enerji
retiminde Deerlendirilmesi, Bartn Orman Fakltesi
Dergisi, Say:19, Cilt:3, ss.63-75.
KKRER, B. (2007). Hidrojen Enerjisinin Geliim Potansiyeli
ve Trkiye Ekonomisi Asndan Deerlendirilmesi,
Anadolu niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Yksek
Lisans Tezi, Eskiehir.
NARN, M. (2008). Dnyada ve Trkiyede Enerji Tarm,
zmir: 2. Ulusal ktisat Kongresi (20-22 ubat).
ZSABUNCUOLU, H. . , UUR A. (2005). Doal Kaynaklar
Ekonomi, Ynetim ve Politika, maj Yaynevi, Ankara.
REN21

Reneweables
2013
Global
(http://www.ren21.net ,18.03.2014.

Status

Report

SALAM, M. UYAR T. S. (2010). Dalga Enerjisi ve


Trkiyenin Dalga Enerjisi Teknik Potansiyeli, Deniz
Harp Okulu Deniz Mhendislii Dergisi, S:2, C:6.
ENTRK, M. (2009). Trkiyenin Enerji Ekonomisi: Avrupa
Birlii (AB) ve Trkiye Enerji Politikalarnn Yapsal
Uyum Sorunlar,
Gaziantep niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits Yksek Lisans Tezi, Gaziantep.
TONURO, D. (2011). Yeil Kapitalizm mkanszdr, (ev.)
YALINTOKLU, V., Habitus Yaynclk, stanbul.
TRKYE RZGAR ENERJS BRL (2014). Trkiye
Rzgr Enerjisi statistik Raporu Ocak 2014.
http://www.tureb.com.tr/attachments/article/169/Turki
ye_Ruzgar_Enerjisi_istatistikk_Raporu_Ocak_2014.pd
f, 20.04.2014.

2099

TRKYILMAZ, O. (2012). Trkiye Makine Mhendisleri


Odas, Trkiyenin Enerji Grnm Raporu: Ankara.
UAK, S. (2010). Srdrlebilir Kalknma Balamnda
Alternatif Enerji ve Enerji retimi Byme likisi
Panel Veri Analizi, Kocaeli niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Doktora Tezi, Kocaeli.
UURLU, . (2006). Trkiyede evresel Gvelik Balamnda
Srdrlebilir Enerji Politikalar, Ankara niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits, Yksek Lisans Tezi, Ankara.
NAL, E. (2006). Yenilenebilir Enerji Kaynaklar Ve
Yenilenebilir Enerji Piyasalar, Enerji Piyasas
Dzenleme Kurulu (EPDK) Uzmanlk Tezi, Ankara.
WOLFRAM K., SONJA S., WNA G. and SVEN T. (2007).
The 2 C Scenario-A Sustainable World Energy
Perspective, Energy Policy, 35: 4969-4980.
YAMAK, T. (2006). Trkiyenin Alternatif Enerji Kaynaklar
Potansiyeli Ve Ekonomik Analizleri,
Marmara
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Yksek Lisans
Tezi, stanbul.
YEGM, http://www.yegm.gov.tr, 25.04.2014.
YELATA, B. BULUT H., AHNKAYA E., UYANIK S.,
AKTACR M. A., NACAR M.A., DVT E. U..
(2010). TRC2 (Diyarbakr anlurfa) Blgesi
Yenilenebilir Enerji Raporu, Diyarbakr: Karacada
Kalknma Ajans.
YTGDEN, H. Y. (1999). Trkiyede Elektrik Enerjisi
Sektrnde zelletirme Politikalar ve almalar,
stanbul Ticaret Odas Yayn, Yayn No: 1999-57,
stanbul.

2100

OTURUM TEMASI
BLM VE FELSEFE

I. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. smail Latif HACINEBOLU
Bilim Siyaset ve Etik likileri zerine-Hakikat Oyunlarna Dair
Bir Tartma
Prof. Dr. Mehmet EVKURAN
Bilim ve Teknoloji anda nsann Ontolojik Anlam stne:
Bir Model Olarak Gabriel Marcel Felsefesi
Prof. Dr. Emel KO
evresel Sorunlara zm Yolu Olarak Estetik Bak As ve
Alg Eitimi
Ar. Gr. Ramazan KAYA
slam Toplumlarnda Bilimin Dn, Bugn ve Yarn
Gkhan SEZEN

2101

2102

BLM SYASET ETK LKLER ZERNE HAKKAT OYUNLARINA DAR BR TARTIMAProf. Dr. Mehmet EVKURAN
ZET
Hakikatin retildii balca alanlardan ikisi bilim ve
siyasettir. nsanolunun deimez ve evrensel hakikat aray
srgit askda kalmam, toplumlar, rettikleri bilim, sanat, teoloji
ya da siyaset araclyla hakikati elde ettiklerine dair gl bir
anlay gelitirmilerdir. Tarih boyunca bu anlay, u ya da bu
dzeyde toplumlarn kendi zellerinde kurulmu ve aktarlmtr.
Dnrlerin ve sanatlarn abalar bu srete belirleyici rol
oynamtr. Temelde bu durum, bir toplum olmann ve medeniyet
ina etmenin ayrlmaz bir parasdr. Herkes iin geerli bir
hakikat iddias tamakszn gl bir medeniyet kurulamaz.
Burada siyaset ile hakikat arasndaki sk ba fark etmek gerekir.
Hakikat iddias, onu tayan ve temsil eden maddi bir iktidar
sayesinde evenselle/tiril/mektedir.
20. yzyl felsefesinin en arpc keiflerinden biri, dilin
dnce zerindeki etkisi olmutur. Dil ve giderek artan oranda
sylem almalar, dnce ile dil arasndaki ilikileri tersine
evirmitir. Klasik felsefede dil, dncenin kendini aa
vurduu bir arat. Buna gre dnya, sylemsel olarak
kurulmutur ve sylemsel olarak yklabilir. Dilin snrlar
dncenin snrlardr. szyle bu yaklamn temelini atan
Wittgensteinden sonra Foucault epistemenin gcn ortaya
koyan almalar yapt. Buna gre her eyepistemik sylem
tarafndan ina edilir ve benzer ekilde bozulur. Hakikat, dil
iinde ve sylemin gcyle ina edilen bir kurmacadr. Farkl
sylem biimleri ve dolaysyla farkl hakikatler de mmkndr.
Bu temellendirme bizi, hakikat oyunlaryla kar karya getirir.
Gereklik karsnda dile ve sylemsel yaplara ncelik
tanyan bu yaklam, sosyal bilimlerde de etkisini gstermi, ok
sayda sylem analizi yaplmtr. Szn ve sylemin bu kadar
yceltilmesine kar itirazlar da ykselmitir.

Hitit niversitesi lahiyat Fakltesi, mehmetevkuran@hotmail.com

2103

Bildiride, bilim-siyaset ilikileri ele alnacak, etik


problemlerle dnen bilim paradigmas arasndaki ba
tartlacaktr.
Anahtar Kelimeler: Bilim, Hakikat, Siyaset, Sylem.
ON RELATIONSHIP SCIENCE, POLITICS AND ETHIC
-A DISCUSSION WITH THE TRUTH GAMES
ABSTRACT
Truth is produced by science and politics. The seeking
of unchangeable and universal truth by man not be pending,
society develop a strong understanding that they have achieved
the truth by way of science, art, theology, and politics. This
understanding is established and transferred in societys own
special throughout history. Philosophers and artisans efforts
play a determiner role this process. This case in basically, is an
integral part of to be society and build a civilization. Without the
claim of truth is valid by everybody, a strong civilization will not
establish. It is realized that the close ties between truth and
politics. The claim of truth, it universalized by a real power.
One of the most striking discoveries of the philosophy
of 20th century is the influence of language of thought that it
reveals. Accordingly the world is established as discursive and is
collapsed as discursive. Wittgenstein laid the foundations this
approach by his the limits of language are the limits of thought
epigram, and after Wittgenstein, Foucault did the study the force
of episteme. Accordingly this approach, everything is established
by the discourse of episteme and is break down the discourse of
episteme. The truth is fiction the established by the power of
discourse and language. Different forms of discourse and hence
different truths are possible. This justification, faced us with the
truth game brings.
The face of reality, this approach gives priority to
language and discursive structure, by this way this approach has
a positive impact on social sciences. But objections rise because
of laud of the discourse and the word.

2104

In this paper, the relationship of science and politics will


be discussed with the science paradigm that returns with ethic
problems
Key Words: Science, Truth, Politics, Discourse.
GR
Sosyal Bilimlerde etik problemler temelde hakikat
kavramna uzanan tartmalar nda ele alnr. O nedenle etik
kavramn hakikat ekseninde tartarak ne kan yaklamlar
incelemek doru olacaktr.
1. HAKKAT SORUNU
Hakikat sorunu Aristo ve Platon tarafndan tartld.
Eski Yunanda hakikat, varlk ile ilgili felsef bir sorundu.
Ortaa boyunca dinsel bir sorun olarak ele alnan hakikat
sorunu, gnmzde metafizikten arndrlm bir erevede
tartlmaktadr. Yenia'da Kant'la birlikte metafizik
almalarn yerini "insan zihni" zerine incelemeler ald. "nsan
neyi bilebilir?", "bilginin snrlar nelerdir?" sorular aratrld
(Lacey, 1982: 219).
Gnmzde hakikat kavramna varlksal bir olgu olarak
deil, bilgiyle ilgili bir sorun olarak yaklalmaktadr. Bir eye
doru dediimizde (something is true), ne hakknda konumu
oluyoruz? fadenin bir olguya tekbl etmesi ve doru temsil
sorunu gndeme gelmektedir (Ewing, 1989: 50-58).
Baz dnrler, mutlak"nnde susulmas gereken
bir konu" olarak grrler. Zir konumak, bir konuya belirginlik
ve baz nitelikler kazandrmak anlamna gelmektedir. Mutlak
konusunda sylenecek her sz de onu kltecek ve onu somut
bir eye balayacaktr. Bu ise, "hibir istisn, ayrcalk, eksiklik
ihtimali ve snrlama kabul etmeyen ve bunun sonucu olarak
kkensiz olan ey" olarak tanmlanan mutlak kavramyla
elimektedir. Mutlak kavramn Matematikteki "sonsuzluk"

Modern felsefede hakikat sorununa ilikin teori ne srlmtr: 1Tekbliyet/Denklik teorisi (Correspondence Theory) 2-Tutarllk/Uygunluk
teorisi (Coherence Theory) 3-Pragmatist Teori (Pragmatist Theory).

2105

kavramyla birlikte dnen filozoflar, bunun ulalamayan


artrdn belirtirler. Dnrlerin entelektel yolculuu,
sonuta mutlak szcn kavrama yetersizliklerini itiraf etmeye
varacaktr(Pierre&Jacquard, 1995:11).
"Ulalamazlk ve elde edilemezlik" mutlak szcnn
Bat dillerindeki karl olan absolutus, absolute kelimesinin
anlam kknde de grlmektedir. "Bitmi ve tamamlanm" ve
bu yzden de kendisine artk bir eyin ilave edilemeyecei varlk
anlamnn yannda, absolutes szcnn bir de "kken ve
kaynak" anlam da bulunmaktadr. O, kendisinden nce bir kk
bulunmayan kktr. Varln da nedenidir (Pierre and Jacquard,
1995:8).
Yeni dinsel hareketler, mutlak kavramn kurulu dinlere
kar bir eletirel politika olarak kullanrlar. Kurulu dinleri,
kutsaln ve mutlakn soluk birer kopyas olarak deerlendiren bu
hareketler, mutlak kavramnn bu ulalamazlk anlamndan
hareket etmektedirler. Daha teye geme ve kutsala ulama adna
geleneksel dinsel bilgiyi bir kenara atarlar. Dinsel bilginin,
kurumsal bir bilgi olduunu mutlakn zn oluturan cokuyu
anlatmadn dnen yeni dinsel akmlar, mutlakla iletiim
kurmak zere gizemli ve mistik akmlarn kavramlarna
bavururlar.
Saf ve mutlak hakikati aramann bouna olduunu,
nk gerekte byle bir eyin asla var olmadn savunan
hakikat kart yaklam, hakikat iddialarn bir dil ve strateji
erevesine yerletirmektedir. Hakikat, bir kaynak deil de
kaynaklanan bir eydir. Her zaman oluum hlinde olan ve
yorumdan doma mcadelesi vermesi gereken bir eydir.
Yorumlama sreci, hakikatin kesinlik kazanmas ve gndelik
hayatta ilerlik elde etmesi mcadelesidir. Bilgiyle ve yorumla
olan bu derin ve isel ilikisinden dolay, hakikatin "belirsiz bir
varolua sahip olduu" da sylenmektedir (Murphy, 2000 :61).
Dil ve sylem hakkndaki deerlendirmeler, onunla
yakndan balant iinde olan dier sorunlar da doal olarak
etkiledi. Dil felsefesi alanndaki gelimeler ve tartmalar
yalnzca o alanla snrl kalmad, tm kltr bilimleri ve
toplumsal aratrmalarn ynn ve anlamn deitirdi. Bu arada

2106

hakikat ile ilgili geleneksel kabuller de cidd eletiriler almaya


balad (Best&Kellner, 1998: 203).
Hakikat kavramna kkten ve felsef olarak itiraz eden
postmodernistler onun nesnellii tezini doal olarak reddederler.
Esasen atmann z de bu felsef noktaya dayanmaktadr.
Modernizme kar eletiri gelitiren postmodernist dnrler,
modernizm tarafndan ortaya konulan bilgi ve yaam biimlerini
dayatlan hakikat problemi ekseninde sorgulamaktadrlar.
Modern dnyada gelitirilen tm etkinlik trleri gizli ya da ak
bir tr hakikat iddiasna dayanmakta ve daha da ileri gtrlrse
bir "hakikat terrizmi"ne yol amaktadr. Bu durum, modern
bilimin deiik dallarnda politika, toplumbilim, felsefe ve hukuk
gibi sosyal bilimler alanndaki disiplinlerde grld gibi doa
bilimlerinde de grlmektedir. Bunun zorunlu sonucu, sosyal
bilimlerde de doa bilimlerinde de alternatif dnce
biimlerinin bastrlmas, farkl doa ve toplum biimlerinin
tahayyl edilmesinin imknszlatrlmasdr.
Kavramn bilgi felsefesi asndan bizlere syledii
husus ise, hakikatin, yani varlk ve bilgi bakmlarndan temel
olan eyin, akla uygun olduu ve bu nedenle de akl tarafndan
kavranabilir olduudur. Grld gibi hakikat kavram ile
rasyonalite kavram birbirlerine gl balarla baldrlar. Dier
yandan hakikat akla uygun ve onun tarafndan kavranabilir bir
nesne olduundan, dil tarafndan da ifade edilebilir bir nesnedir.
te buras, tm hakikat sylemlerinin nasl birer ayrcalk elde
ettiklerini aklamaktadr.
2. HAKKAT KARITI ARGMANLAR
Hakikat sorununu tartan kukucu dnrler, hakikat
kavramn bir kltrel ve toplumsal gereklik sorununu olarak
grmekte ve akln, bir kltrel sistem erevesinde nasl
altn esas sorun olarak kabul etmektedirler. Bu adan
bakldnda, farkl kltrel sistemler ve toplumsal paradigmalar
bulunduuna gre, farkl hakikatler de vardr. Toplumsal
gereklii oluturan ve onun insanlar tarafndan benimsenmesini

Nesnel hakikatin gzden dmesi sreci yorumun gcnn kefedilmesi


olayyla yakndan baldr. Nesnel hakikatin sunduu kesinlikyerine, yaamn
kalbinde yakalanan bir kesinliin peine dlr.

2107

salayan sosyo-kltrel sreleri ve aralar incelemek, hakikati


incelemenin temeli olarak belirginlemektedir. yleyse hakikat
aknln yitirmekte, anlalabilir, zmlenebilir, hikyesi
anlatlabilir bir bilgi ve deerler sistemi olarak karmza
kmaktadr.
Modern Bat dncesi David Hume ile birlikte
metafizikten vazgetikten sonra bilimin, insan zihnine, yapsna,
ilkelerine ve mekanizmasna ynelmesi srecine paralel olarak,
hakikat konusundaki tartmalarda nce bilgi felsefesi, zamanla
da kltr, tarih ve siyaset felsefesi almalarna odakland
grlmektedir. Bu almalara egemen olan mantk, mutlak
hakikatin, zamandan ve deiimden arndrlm bir ierik
olmad, farkl zamanlarda farkl hakikatler olabilecei gibi,
ortaya yeni hakikatlerin de kabilecei dncesiydi. Hakikat,
tarihsel olmayan, akn olamayan bir ey olduuna gre,
kantlarla, deney ve aratrmayla ele geirilebilir trden insan bir
muhtevadr (Eagleton, 2004:111).
Hakikat sorunu ile bilgi sistemleri ve kltr arasnda bir
ba vardr. nk hakikat kavram, tanmlanan bir ieriktir ve bu
adan onun, dil ve kltrle yakn balants vardr. Hakikatin
nesnelliini yani dier ifadeyle mutlak hakikati reddeden
dnrler, sorunun bilgiyle ilgili yn zerinde srarla dururlar.
Bilginin klasik tanmnn ve yorumunun toplumsal ve tarihsel
baskya yol am olduunu, bunun da geleneksel bilgi
anlaylarna ikin hakikat esinden kaynaklandn ileri
srerler. Aristo zamanndan bu yana deiik sistemlerce
benimsenen ve hakikatin, dile getirdii eye tam tekbl ettii
mtekbiliyeti teoriyi gvenilir saymazlar. Gerek klasik
tzc/zc felsefeleri ve gerekse Marksizm ve pozitivizm gibi
politik-dnsel sistemleri, gerekliin zihne tam yansdn
savunan hakikat teorileri olarak problemletirirler (Sunar, 1986:
127-148).
Modernizmi ve Aydnlanmay da tpk dier tmelci
teolojik ve felsefeler gibi baskc olduklar ve yeni dogmatizmler
rettii gerekesiyle kyasya eletirirler. Grld gibi
hakikati reddeden dnrler, felsef olarak tzcln politik ve
toplumsal baskyla sonulandn ve bu durumun da znde
mutlak hakikat anlayndan doduunu deerlendirmektedirler.
Onlarn eletirel syleminde hakikat eletirisi sanki dogmatizm
eletirisi olup kmaktadr.

2108

Mutlak hakikate inanmann, zorunlu olarak


dogmatizmle isel bir ilikisinin bulunduu baz pratik rneklere
dayanarak gsterilebilir. Ancak onun fanatizmle sonulanmas
ak deildir. Kiisel olarak ben, Yaratcnn var ve bir olduuna,
O'nun aktif sfatlar bulunduuna, insanlarla, tarihle ve
yeryzyle ilgilendiine inanyor olabilirim. Byle inanmann
inanlarn en salam olduunu da dnebilirim. Bu inancn
mantksal bir sonucu olarak da, inancmla badamayan
dncelerin, davranlarn ve grlerin yanl olduuna
inanmak durumundaym. Buraya kadar dogmatik bir insan
saylabilirim. Ancak buradan, bakalarna kar horgrl ve
tahammlsz davranacam sonucu zorunlu olarak kmaz. Zira
ben, inancmn bir paras olarak, Tanrnn insana belirli bir
dnsel ve yapsal zerklik verdiini, bu nedenle inanszln
ya da kendiminkinden farkl inanlarn da bulunacana, baz
insanlarn tercihlerini onlar lehine kullanabileceklerine
inanabilirim. mn etmenin salt iknya dayal bir ey olmadn,
onun isel ve akn ynleri bulunduunu, bunlarn ise doas
gerei denetlenemez, kontrol edilemez, mahrem eyler olduunu
dnrm. Onlar kendi inanlaryla ba baa brakrm. Ancak
yine de bu dnce, imn etmenin gzel ve gerekli buna karlk
inanszln yanl ve kt olduuna inanmaktan beni
alkoymaz.
Dogmatizm, kiinin bir inan ve dnceyle kurduu
ilikinin nasllyla ilgili zihinsel bir sorundur. Aksinin
doruluunu gsteren onca kant varken kiinin, tutup bir inanca
kr krne ve irrasyonel bir ekilde balanmas, eletirilere
kendini kapatmasdr. Bu adan bakldnda, ok doru
dncelere ve inanlara, olduka arpk ve yanl gerekelerle
balanan insanlarn tutumunu da dogmatik olarak nitelemek
gerekecektir. Dogmatizm, inan ve dncenin doruluk
deerinden ok farkl bir problemdir. Fanatizm ise, ikinci ve
nc kiileri ilgilendiren ve tahakkm olarak kendini aa
vuran davranlarla ilgilidir.
Mutlak hakikati reddeden dnrler, onu dogmatizm
ve fanatizm rettiini, zgrlkleri ortadan kaldrarak insan
olmann imknlarn yok ettiini ne srmektedirler. Her trden
tzc felsefeye ve hakikat iddiasn bir tehdit ve tahakkm
denemesi olarak deerlendiren bu yaklam, hakikat ile birlikte

2109

basknn da ortadan kalkacan, zgrleme yolunun alacan


varsaymaktadrlar.
Ne kadar gzden drlmeye allrsa allsn
hakikatle ilgili kkl sorun hl ortada durmaktadr. O da
insanlarn, modern toplumlarda yaayanlarn bile varlk ve
yaamla ilgili metafizik sorularn cevaplarn aratrmaktan
vazgemedikleri gereidir. Anlam araynn, dinsel bir
formdan syrlm olsa bile, mutlaka devam etmekte olduu
grlmektedir. Modern dnyada, insanlarn toplumsal olarak
hakikatle ilgilenmeleri olana daralm bulunmaktadr. Fakat
varln duyuran postmodern dnyada bu i, kk ve gizeme
nem veren cemaatler tarafndan yrtlmektedir. Yani insann
metafizik ve hakikat serveni devam etmektedir.
Dier yandan mutlak hakikatin reddedilmesinin,
iletiimsizlie yol aan pratik bir sonucu vardr. Bu iki ekilde
gelimektedir: lki nesnel hakikat ortadan kalknca, onun yerini
hepsi de birbirine denk ok sayda hakikat yorumlar almaktadr.
Aralarndan hangisinin doru olduu artk sorulamayacana
gre, herkes kendi hakikat anlay ve onun ngrd bir yaam
biimi iinde, dierlerinden kopuk ie kapal bir model iinde
yaayacaktr. Herkesi eit derecede ilgilendirecek olan nesnel bir
hakikat kavramndan vazgeildiinde, alt kltr gruplarnca
gelitirilen ve gndelik yaam da belirleyen hakikat
adacklarnn taratt paral durum, toplumsal ve kltrel
yaam da olumsuz etkileyebilecek bir potansiyel tamaktadr.
Kayg duymaya gerek olmad zir hukukun, pozitif ve
somut bir zemin tekil ettii ve toplumsal yapy korumada ve
dzenlemede yeterli olduu dnlebilir. Ancak toplumsal yap,
sadece somut kurumlara deil bireylerin yaama baklarn
rgtleyen soyut ve manev kurumlarla da dayanr. Bu
sonuncular, bireylerin gndelik yaamlarn, birbirleriyle
ilikilerini, ahlk dnyalarn derinden etkilerler. Sosyal bar,
kurumlarn verimli almalar ve toplumsal sinerji, sonuta
bireylerin kltrel yaplar ve ahlk performanslarna bal
olduuna gre, insanlarn birbirleriyle iletiimlerini ve
anlamalarn salayan bir hakikat kavramnn uygun aralarla
canl tutulmas byk nem tamaktadr.
kinci olarak; hakikat kavramnn ypratlmas, bir arada
yaamay gerektiren felsef temelin de sarslmasna yol

2110

aabilmektedir. Mzminleen bir grecilik ve kukuculuk,


toplumsal iyiyi arama ve uygulama konusunda zaafa yol
amaktadr. Grecilik ve kukuculuun ykselmesi, toplumsal
ilikilere ve yaplara bakta elverili olmamaktadr. nk
toplumsal yap ve somut kurumlar kesinlik ihtiyacna dayanrlar.
Nitekim, artk aknlk referansna gre dnmeyen gelimi
baz modern toplumlarda, birey ve cemaatlerle ilgili olan ancak
insan yaamyla yakndan balantl tenazi, krtaj, ecinsellik
gibi sorunlara zm getirmede byk sorunlar yaanmaktadr.
Mutlak hakikat kavram, iyi ve doru anlaldnda
toplumsal yapy hem korumann ve hem de onu gelitirmenin
garantisi olabilir. Hakikate inanmann dourduu sorumluluk,
bireyleri bir araya getirerek onlar yksek amalara motive eder.
Yan sra hakikatin farkl anlalabilecei kabul etmek, kendini
sorgulamann ve bakalarna kar hogrl olmann da
gerekliliini ortaya koyar. Esasen sekler toplum da dinsel
hakikat kavramn reddederken onun ilevini yerine getirecek
farkl dnemsel hakikatler retmeye almtr.
3. HAKKAT KARITI POLTKANIN SONULARI
Hakikatin reddedilmesinin ilk ve en arpc sonucu
ilhiyat ve metafizik zerinde hissedilen olumsuz etkidir. Teoloji
ve ilhiyat, bir zamanlar entelektelin adrn kurduu yerdi.
nk ilhiyat ahlk, siyaseti, metafizii, fizii, felsefeyi,
gndelik hayat (Fkh) ve nih hakikati birbirlerine balayan en
salam zemin olarak grlyordu. On dokuzuncu yzylda ise,
entelektelin adresi bilim oldu.
Doa bilimleri, fizik dnyann tesine geerek, insan
bilgisinin temelini oluturmaya balad. Bilim de etki alann,
sosyoloji, ahlk, teoloji,, felsefe ve edebiyata doru geniletti ve
entelektelin mekn edinebilecei bir kavak oluturdu. Bugn
bu deerlendirmeyi yapmak daha kolaydr. Zir etkinliini ve
meriyetini yitirmi bir dnyann resmi olan bilgi sistemi yersiz
yurtsuz kalm durumdadr. Ve onun yerini alan, onu sorgulayan,
nesneletiren baka bir dnya ve bu dnyann bilgi anlay
yrrlktedir.
Evrensel hakikatin reddedilmesi, bilimlerde ve zellikle
sosyal bilimlerdeki yntem aratrmalarnda yeni tartma

2111

alanlarnn ortaya kmasna yol amtr. Zamandan, mekndan


ve deiimden arndrlm bir hakikat kavram, mutlak deil
greli bilgi sistem sorunudur. Belirli kltr sistemleri iinde dilin
imknlaryla yorumlanarak elde edilen bir hakikat anlay ister
dinsel ve felsef olsun isterse politik/ideolojik olsun artk
evrensel bir ierikten yoksun bulunmaktadr. Hakikat iddialar ve
hakikat oyunlar olarak yeniden tanmlanan sorun, hakikat
iddialarnn geerlilii sorusu etrafnda yaplandrlr. Bir eyi
hakikat olarak adlandrmann ne demek olduu soruturulur. Bu
durumda dil, tarih, kltr antropolojisi, arkeoloji, ekoloji
almalar nem kazanmaktadr.
Mutlak hakikatin reddedilmesinin dourduu nemli
sonulardan birisi, ortalkta uuan hakikatlere nasl
yaklalaca sorunudur. Tm hakikat iddialarn eitleyen ve
ayn derecede geerli gren (Every thing goes!) dnrlerin,
atan hakikatlerin yaratt dogmatizm karsna hangi felsef
gerekeyle kacaklar merak konusudur. Temel insan haklar ve
zgrlkler zemininden hareketle yaplacak olan bir savununu da
felsef bir temele dayanmak durumundadr. Ancak insan, zne,
toplum, etik ve tarih gibi temel kavramlarn greciletiren bir
dnya grnn bunu salamas, kendisiyle elimesi pahasna,
yani bir kesinlik bulup ona dayanmasyla mmkn olabilecektir.
Bu sorunu farkeden baz dnrler, hakikat iddialar
arasnda da hangisinin daha geerli olabileceine dair bir
deerlendirme hakkmzn bulunduunu, felsefe yapmann zaten
byle bir ey olduunu ancak bunu yaparken artk mutla hakikat
adna karar vermekten ok, tikel koullara uygunluk ltnn
esas alnacan ileri srerler. Gereklik katsays daha yksek
hakikat sylemlerinin muteber saylabileceini savunurlar
(Eagleton, 2004:108-110).
Sabit, mutlak ve evrensel bir anlamn varl
reddedildiine gre, anlam ve hakikat zerine gelimi bulunan
geleneksel ve modern yaplar hakknda zmlenmesi gereken
nemli sorunlar bulunmaktadr. rnein anlam denilen ey
nedir? Nasl ortaya kar? Yaygnln ve doruluunu nasl
salar?
Anlamn orada duran bir ey deil de zneler aras bir
etkileimin rn, bir uzlamann sonucu olduu belirtildiinde
aslnda, onun in edilen bir ey olduu da sylenmi olmaktadr.

2112

Yazl metinlerdeki anlam sorununu tartan baz eletirmenlere


gre anlam, metinler aras atflar yoluyla gelien geici ve kiisel
bir durumdur. Okur, okuma eylemi srasnda kendi belleinde
tadklaryla birlikte harmanlayarak metindeki szcklere ve
kavramlara anlamlar verir. Metin bylece bir anlam kazanr.
Okuma eylemi burada zorunlu olarak bir yorumlama,
anlamlandrma ve yeniden yaplandrma eylemi olarak orijinal
bir etkinlie dnmektedir. Ortada bir metin ve bir okur varsa
metnin kimin tarafndan yazldnn ne nemi var ki? diye
sorulmaktadr. Eer anlam okur sayesinde retilen bir ey ise, bu
durumda metnin yazar da yine okur olmaktadr. Bu yaklam her
metni bir n-metin sayar ve metnin bir anlam olmadn
kantlamak iin yapbozum yntemini kullanrlar (Dolta, 1999:
41-42).
Hakikat kavramnn sorgulanmas, hakikat kavram
tarafndan korunan ve gvence altna alnan temel baz alg ve
deerlerin de sarslmasna yol amaktadr. Bunlar; tamlk,
aknlk, kendisiyle zde olma durumu, evrensel ve dsal bir z
bulunmas ihtimalidir.
4. BLM VE KTDAR: DEOLOJ OLARAK BLM
Bilimsel dncenin kkleri Eski Yunana kadar geri
gider. Bilimsel dnceyi ilk kez ortaya karan etken, varl
anlama arzusudur. Felsef dncede varlkbilim (ontoloji)
balamnda balayan tartmalar, doa zerinde dnmeyi
dourmutur. Doay anlamak zere yola kan filozoflar,
doadaki olu-bozulu dngsn, deiimi ve tm bunlarn
arkasnda yer alan deimeyen tmel ilkenin ne olduu sorusunu
sormulardr. Bu adan bakldnda doay anlama abas, son
kertede metafizik aratrmalarn tamamlayc bir paras olarak
grlmtr.
Zamanla varlk zerinde tmel dnmek, tek tek
varlklar ve onlar arasndaki ilikilerin dinamiini anlamay ve
bu ilikiyi speklatif olmayan kesin bir dil ve anlatmla ifade
etmeyi zorunlu klmtr. Doa felsefesinin, uzun sren
metafiziin glgesi ve otoritesi altndaki geliimi modern
bilimsel dncenin de temelini oluturmutur. Ortaada
metafizie servis sunan baml bir etkinlik olan doa bilimleri,
gelierek yetkinlemi ve metafizikten ayrlarak zerkliklerini

2113

ilan etmilerdir. Aydnlanma srecinde gzden den ve


otoritesini kaybeden metafizik, bilimsel dnceye yn verme ve
onlar denetleme gcn iyice yitirmitir.
Bu ayrma srecinde doa filozoflarnn kilisenin
skolastik doktrinine kar verdikleri mcadele nemli oranda rol
oynamtr. yle ki, meruiyet ilikisi tersine dnm, metafizik
kabullere dayanan dinsel dnce, saygnln ve itibarn tekrar
elde etmek ya da hi olmazsa inananlarnn gznde
inandrcln koruyup-srdrebilmek iin bilimsel dnce ile
uygunluunu kantlama abas iine girmitir.
Bilimin otorite haline gelmesi, modern dnyada ortaya
kan yeni iktidar alanlar ve iktidar ilikileri balamnda
tartlmas gereken bir konudur. Bu konuda ne kan temel
problem, meruiyet kavramdr. Siyasal iktidar, varln
srdrebilmek iin meruiyet sorununu zmek sorundadr.
Modern ncesi dnemde, zellikle de youn biimde Ortaada
temel meruiyet kayna din olmutur. Din sadece siyasal otorite
iin deil, felsefe, sanat, eitim vb. gibi dier toplumsal ve
dnsel etkinlikler iin de temel merulatrc referans
olmutur.
Kilisenin toplum zerindeki somut denetimi ve
otoritesi, simgesel olarak dinin, din-d zerindeki hkimiyetini
simgeliyordu. Kilisenin iktidarnn dalmas, simgesel olarak
dinin geri ekilmesi ve bilimin seklerlemesi srecini
hzlandrd. Bilim kendi oluturduu yolda hzla ilerlemeye
devam etti. Teknolojinin, modern insann hayatn muazzam
llerde kolaylatrmas ve kendine bal hale getirmesi bilimin
geri dnlemez bir zaferi olarak algland. Artk bilim baka bir
kanta ihtiya duymayacak derecede ak bir otorite oldu.
Bilimin toplum ve dnce zerindeki kapsaml ve
srekli etkisi, zellikle de teknolojinin saladklar ile hayat
kolaylatran ve konforme eden somut sonular, onsuz
yaanamaz bir hayat algsn zihinlere yerletirmiti. Dinin vaad
ettii lm sonras cennet idealinin gzden dmesi ile dnyada
cenneti kurma arzusu ezamanl olarak iledi. Bilim adeta dinin
yerini almt. Artk yeni ilah oydu ve onun buyruklar
izlenmeliydi. Pozitivist bilim anlaynn, bilimi kutsallk
motifleriyle sunmas pozitivist dnrlerin dnyasn aka

2114

ortaya koyuyordu. Din ile bilim yer deitirmesinin tm izlerini


orada grmek mmkndr.
Ancak zamanla bilimin insana sadece refah ve mutluluk
getirmedii anlald. Teknolojinin savalarda kullanlmas, bu
gcn insana salad yararlarn dnda, hayat ve doay nasl
lszce ykma uratabilecek bir potansiyel tad bizzat
yaayarak renildi. Bilim kart dncelerin ne kmas da
ayn dneme rastlar. rnein Nobel dl sahibi ve holografinin
kifi Dennis Gabor yle der: Gnmz medeniyeti maddi
adan olaanst baarl bir teknolojiye yaslanyor olmasna
ramen, tinsel adan dayanaktan yoksundur. (King, 2004: 69).
Postmodern ve ekolojist/evreci itirazlar tarafndan
modern bilime yneltilen eletirilerin znde, bilimin parac,
dlayc, biimci ve ruhsuz nitelikler tad ve insanln
geliimini arptt iddialar yer alr. Modern bilim
paradigmasn tehlikeli, kibirli ve arpk bulan alternatif bilim
akm, modern bilimin dnda da ok deerli bilgi sistemlerinin
bulunduunu, pekala bunlarla da bir dnya ina edilebileceini,
stelik daha gzel ve sevimli bir uygarlk ina edilebileceini
savunurlar.
Bilimin ideolojik anlam tam da bu noktada belirginlik
kazanmaktadr. Tartmay iki nokta zerinden yrtmek
mmkn grnyor. lki bizzat bilimin tanm ve anlam ile
ilgilidir. Hakikatin retildii ve temsil edildii ayrcalkl bir alan
olarak bilim idesi, tam bir yanlsamadr. Hakikatin retildii din,
sanat ve felsefe gibi dier temel alanlar bask altna alan ve
dlayan bu anlamlandrma, sekler olann kutsanmasdr. Bu
paradoksu ifa etmek mmkn olsa da, onu amak hi de kolay
deildir. nk bilimin elinde teknoloji gibi, hayat skca
kuatm bulunan devasa bir mekanizma bulunmaktadr.
kinci olarak bilimin ideolojik anlam, onun ilevi ile
ilgilidir. Bilimin merulatrc bir kaynak olarak kullanlmas
modern dnyada, zellikle Aydnlanmac dncelerin hararetini
koruduu dnemlerde grlen bir tutumdur. Akln gereklerini
yapmak ve bilimin yolunda gitmek argman, modern ulus
devletlerin ideoloji ina ederken, siyaset ve eitim politikalarn
belirlerken ihtiya duyduklar meruiyeti onlara sunmutur.
Bilim, politik hakllatrma mekanizmas olarak ilev grmtr.
Bat d dnya iin ise bu argman, Aydnlanmac devlet

2115

politikalarna hakllk kazandrmak, yerel kltr basklamak ve


Batllamak iin kullanlmtr.
Bunlarn dnda iktidarn bilim ile kurduu daha zel
ve kurumsal ilikiler vardr. Sonuta bilim politikalarn
gnmz dnyasnda, devletin finanse ettii kurumlar
belirlemektedir. Devletin ncelikleri (bunlar ounlukla politik
nceliklerdir doal olarak) bilimsel almalara yn vermektedir.
Otoriter iktidarlarda bilimi ynlendirme daha ak, somut ve
kaba yntemlerle yaplrken, demokratik toplumlarda ise bu
ynlendirme daha rafine, dolayl ve ince yntemlerle
yaplmaktadr. Belirli alanlarda yaplan almalarn
zendirilmesi, bilimsel etkinliklerin bu alanlarda younlamas
sonucunu dourmaktadr.
Gnmzde bilim kavram daha ok doa bilimleri ve
teknoloji ekseninde alglanmaktadr. lkelerin bilim
politikalarna bakldnda en ok payn teknolojiye ayrld
grlmektedir. Bu durum bilim insanlarnn bu alanlara ilgi
gstermelerine ve almalarn yine bu alanlara kaydrmalarna
neden olmaktadr. Oysa dnyada gezegen leinde yaanan
felaketler, doann acmaszca yamalanmas bilim-teknoloji
ilikisinin yeniden ve kkl biimde sorgulanmasn
dourmutur. Ekolojik bilincin ykselii, bilim ve kltr
evrelerinde ekolojik sylemin gcn artrmas da bunun
gstergesidir. Bilimin bundan sonraki geliimine yn verecek
dzeyde bir birikim olumu ve lkelerin bilim politikalar
zerinde bask yapmaya balamtr.
Bilimin tekrar felsefeyle bulumas ve hayat btncl
olarak grmeye balamas asndan bu gelime, nemli bir frsat
sunmaktadr. Dier yandan ideolojilerin bilim zerindeki
basklar ve ynlendirici etkilerinden uzak biimde bilimin
gelecei zerinde tartmak ve bir yol haritas oluturmak iin
hibir zaman ge kalm deiliz.

2116

KAYNAKA
BEST, S., KELLNER, D., (1998), Postmodern Teori Eletiriler
Soruturmalar, (ev.) KK, M., Ayrnt Yaynlar,
stanbul.
BRUN, J., (2007), Platon and Akademia, (ev.) YERGUZ, .,
Dost Yaynevi, Ankara.
DOLTA, D., (1999), Postmodernism: Tartmalar
Uygulamalar, Telos Yaynlar, stanbul.

ve

EAGLETON, T., (2004), Kuramdan Sonra, (ev.) ARABACI,


U., Literatr Yaynlar, Ankara.
EVKURAN, M., (2013), Ahlak Hakikat ve Kimlik-slam
Kelamnda Ahlak Problemi, Aratrma Yaynlar,
Ankara.
EWING, A. C., (1989), The Fundamental Questions of
Philosophy, London.
FUREDI, F., (2010), Nereye Gitti Bu Entelekteller?, (ev.)
KOCA, E.A., Birleik Yaynclk, Ankara.
LACEY, A. R., (1982), Modern Philosophy-An Introduction,
London.
MAYOR, F., FORTI, A., (2004), Bilim ve ktidar, (ev.)
KK, M.), 11. Bask, Tbitak Yaynlar, Ankara.
MURPHY, J., (2000), Postmodern Sosyal Analiz ve Postmodern
Eletiri, (ev.) ARSLAN, H., Paradigma Yaynlar,
stanbul.
PIERRE, A., JACQUARD, A., (1995), Mutlak, (ev.)
NALBANT, A., Yap ve Kredi Yaynlar, stanbul.
SUNAR, ., (1986), Dn ve Toplum, Birey ve Toplum
Yaynlar, Ankara.

2117

2118

BLM VE TEKNOLOJ AINDA NSANIN


ONTOLOJK ANLAMI STNE: BR MODEL
OLARAK GABRIEL MARCEL FELSEFES
Prof. Dr. Emel KO
ZET
inde bulunduumuz yzylda bilimsel ve teknolojik
gelimelere bal olarak yaanan sorunlar dnrleri, bilim ve
teknolojinin kart iki ynnn olup olmadn sorgulamaya
yneltmitir. Bu dnrlerden biri olan Fransz filozofu Gabriel
Marcel, bilimin bir yntem dogmatizmiyle sonulanan
bilimcilie teslim olmas durumunu rktc bulur. Zira
bilimsel yntemin tm dier yntemlerin yerine geebilecek
yegane gvenilir yntem olma iddias ciddi tehlikeler dourur.
Bu durum, bilimle ibirlii halindeki teknolojik gelimelerin
yanl amalarla kullanm ile daha da arlar. Marcele gre,
modern dnyada insana dair tm sorunlara bilim ve teknolojiye
zg bir zihniyetle yaklama eiliminin sonunda insan,
ontolojik anlam ve deer kaybna uram, insanln
kaybetme riskiyle yz yze gelmitir.
Anahtar Kelimeler: Sr, Ontolojik Anlam Kayb,
Soyutlama Ruhu, ndirgeme Teknikleri, Teknokratik Dzenin
Klelii.
ON THE ONTOLOGICAL SENSE OF HUMAN IN THE
AGE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY: PHILOSOPHY
OF GABRIEL MARCEL AS A MODEL
ABSTRACT
Problems of our century resulting from scientific and
technological advancement have led thinkers to question whether
or not science and technology has two opposite aspects. One of
those thinkers, a French philosopher Gabriel Marcel, finds it
worrisome that the science itself surrenders to scientism which
results in a methodological dogmatism. For the claim of the
scientific method to be the only reliable method that can
substitute all other methods gives birth to significant threats. It

Gazi niversitesi Gazi Eitim Fakltesi, emelkoc20@yahoo.com

2119

gets worse and worse with the abuse of technological


developments which are in cooperation with the science. Marcel
maintains that the tendency towards addressing all human-related
problems in the modern world with a mentality specific to
science and technology resulted in that human suffered from a
loss of ontological sense and value and faced the risk to lose its
own humanity.
Key Words: Mystery, Loss of Ontological Sense, The
Spirit of Abstraction, The Techniques of Degradation, Slavery of
Technocratic Order.
Modern dnya genel eilimi itibaryla insann ve insan
yaamnn ontolojik deerinin indirgendii, gerekliin bilimselteknolojik ve fonksiyonel dnce balamnda ''niceliksel'' ve
''kontrol edilebilir'' bir ereveye yerletirilmeye alld bir
dnyadr. Byle bir dnyada insani, toplumsal ve manevi
neredeyse hi bir ey bilimsel ve teknolojik gelimeler kadar
belirleyici bir role sahip olmamtr.
Bu durum phesiz tarihsel srete birbiriyle ilintili
aamaya bal olarak anlalmak durumundadr.Bunlar Modern
Bilimin douu, Endstri Devrimi ve ekonomik ve sosyal bir
sistem olarak kapitalizmin ortaya kdr (Soykan,2001:11).
Yeni bir yaam duygusunun yan sra yeni bir dnya
grnn de yeermeye balad Rnesans'n en byk baars
yeni doa biliminin tm grkemiyle kendini gstermeye
balamas olmutur.
XVI.y.y.n sonlarna doru giderek artan bilimsel
gelime hzndaki tempo XVII.y.y.da karmza gz kamatrc
gelimeler olarak kmtr. Dolaysyla XVII.y.y.daki Bilimsel
Devrimin alt yapsn byk lde Rnesans Dnemi
dnrlerinin- Galileo Galilei'nin (1514-1642) ve sonraki doa
bilimcilerinin- almalar hazrlamtr. XVII.y.y.daki Bilimsel
Devrimden takriben 150 yl sonra ise Endstri Devrimi
yaanmtr.
Modern bilim Bat'nn genel dnya tasarmnda byk
deiikliklere neden olmutur.Modern doa biliminin kurucusu
olarak kabul edilen Galilei, doa aratrmalarna temel olarak
deneyin alnmas gerektiini, doann yasalln ancak

2120

matematik ile kavrayabileceimizi ve bilim ile pratik-teknik


arasnda sk bir ballk olduunu dnmtr (Gkberk, 1990:
236-239).
Deney ile matematik dnceyi birletiren Galieiye
gre, doay gerekten kavramak ve doa alannda yeni bilgilere
ulamak istiyorsak yaplacak olan ey ''fenomenleri matematik
yoluyla zmlemektir.'' Tm evrenin matematik ilikiler
zerine kurulu olduunu ve doann matematik bir dille
konutuunu dnen Galilei ile birlikte ilk kez sistemli bir
yntem bilincine ulalmtr. Onun ynteminin temel ilkesi her
eyi lmek, dorudan doruya llemeyeni ise llebilir hale
getirmek esasna dayanmtr.Galilei'ye gre, doa bilimi artk
eskiden olduu gibi doadaki gizli kuvvetleri deil, yalnzca
nicelik ilintilerini ve zellikle de hareketin l oranlarn
belirlemek durumundadr. (Gkberk, 1990: 241) nk doann
dzen ve yasalln kavratan matematik fonksiyonlar aslnda
hareketler arasndaki oranlardr; yani btn doa bir hareketler
sistemidir. Dolaysyla artk doa aratrmalarnn temel bilimi de
hareket bilimi olan mekanik olacaktr.
Bu suretle modern bilim doann belli yasalara gre
ileyen bir mekanizma ya da makine olduu ve onun akla uygun
bir yaps bulunduu esasna dayanmtr. Bu durumda bilimin
grevi, gerekliin bu aklsal yapsn gzlem ve deney yoluyla
inceleyerek evrensel doa yasalarna ulamaktr.
Hal yle olunca, bir yandan Galilei ve sonraki doa
bilimcileri dnyay matematik formlasyonlarla aklayp, idealmantksal bir yapya dntrrken gnlk yaammzn somut
deneyimleri giderek gz ard edilmeye balam (en, 1997:
144) te yandan modern insan iin bilgi,insanl doaya
egemen klacak bir g olarak anlalm,doaya egemen olup
onu kontrol altna alabilmenin ise ancak aratrma ynteminin
belirlenmesiyle mmkn olabilecei dncesi hakim olmutur.
Bu suretle Modern a'da bilim ve bilimsel yntemin
kaydettii baarlar sebebiyle bilim,bata felsefe olmak zere
farkl alanlardaki gelimeler iin de rnek model olarak
dnlmeye balam,''sosyal bilimlerin nasl bir bilim olmalar
gerektii'' konusundaki tartmalar da byk lde doa
bilimlerinin yntemi zerinden ekillenmitir.rnein Newton
fiziini kendisine model olarak alan A.Comte(1798-1857) tarihin

2121

ve toplumun da tpk doa yasalar gibi yasalar olduunu ve bu


yasalar ortaya koyarak aklayan bir sosyal bilimin olmas
gerektiini savunmu ve sosyolojiden sosyalfizik olarak
szetmitir. Benzer ekilde deneysel psikolojiyi kuran
E.H.Weber (1795-1878) ve G.T.Fechner (1801-1887) de kurmak
istedikleri psikolojiye psikofizik adn vermilerdir.Dolaysyla
doa incelemelerinde uygun grlen yntemler toplum ve kltr
incelemeleri asndan da uygun grlm,modern dnyada
bilim
ilerlemenin
dayana
ve
''modernliin
z''(Cevizci,2001:5) olarak anlalmtr.
Bilimin modern dnyada belirleyici bir rol
stlenmesinde onun teorik yannn yan sra phesiz pratik
deeri itibaryla da nem kazanmaya balamas etkili olmutur.
Dolaysyla Bilimsel Devrimden aa yukar 150 yl sonra
Endstri Devrimi balamtr. Endstri Devrimine yol aan temel
etkenler arasnda zellikle, ''teknolojik uygulamaya elverili bilgi
birikiminin oluumu'' ve ''ticaret olanaklarnn byk boyutlar
kazanmas'' saylabilir. Zira bir yandan, bilimsel bilginin
uygulamaya konmas teknolojiye yol aarken, dier yandan
teknoloji, insann yaam tarzn, retim yntem ve aralarn
deitiren makinelemeye imkan vererek endstriye
dnebilmitir.
Bilimsel bilgi ve bulgularn teknoloji araclyla
endstriye geii XIX. yzyla gelinceye dek son derece
yavaken, bu yzyldan itibaren byk bir hz kazanmtr. Baka
bir deyile, XIX. yzyl daha nceki yzyllardan ayran en
byk deiiklik kendisini bilim ve endstrinin sk skya
ilikisinde gstermitir.
Dnyadaki en nemli toplumsal deiimlerden biri
olarak nitelendirilebilecek olan Endstri Devrimi insanlarn
yaama,alma ve dnme biimlerini kkl bir deiime
uratmtr. Endstri Devrimi asndan James Watt'n buhar
makinasn icat etmesi ve bunun enerji kayna olarak
kullanlmas,teknolojik adan; Adam Smith'in ''Milletlerin
Servetleri'' adl eseri ekonomi bilimi asndan;Fransz Devrimi
politik gelimeler asndan belirleyici rol oynamlardr.
Bylece Endstri Devrimi ngiltere'de balayan Teknolojik
Devrimle,Fransa'da gerekleen Politik Devrimin ortak bir rn
olarak gereklemitir.Dier bir deyile, Endstri Devrimi bir
ynyle teknolojik-ekonomik temele;dier ynyle politik-

2122

ideolojik temele dayanarak toplumsal ve kltrel yapy


tamamyla yeniden ekillendirerek gereklemi ve mal ve
hizmet retiminde mekanizasyona dayal yeni bir toplum biimi
olan Endstri toplumunu yaratmtr. (zkalp, 2008:352-355)
Endstrileme olgusunun ilk hedefi kr,hammadde ve
ulalabilecek en geni tketici kitlesine ulamak olmutur.
Baka bir deyile Endstrileme hareketleri, temellendii
kapitalist mantk dorultusunda retime, kra ve tketime
ynelmitir.retimin kr getirebilecek dzeye ulaabilmesi
ancak teknolojinin yardmyla olabilecei iin zellikle
XVII.y.y.dan itibaren insanln byk blm iin yegane hedef
doaya ve piyasaya kar salanacak stnlk olmutur. Bu
realite XVIII.y.y. ve XIX.y.y.n teknoloji alannda yaplan
almalarn ve keiflerini kanlmaz hale getirmitir.
XIX.y.y.n ikinci yarsndan itibaren balayan ve artarak devam
eden uzmanlama eilimi ve buna bal olarak artan keiflerin
Endstriyel alana aktarm ekonomik fayday beraberinde
getirmitir.Ancak ekonomik faydann yan sra pek ok insani
probleme de sebep olmutur. Bunlarn en nemlisi modern
dnyada insann ontolojik anlam ve itibarn yitirmesi, insann
varlksal deerinin indirgenmesi olmutur. (Postman, 2012:275282, http://cemsutcu.files.wordpress.com/2012/09/neil-postmandonusum.pdf) Bu durumda Bilimsel Devrim ve Endstri
Devriminin beraberinde getirdii bilimsel ve teknolojik keifleri
kendisini mutlulua gtrecek yegane yol olarak gren insanolu
bilim ve teknolojinin ''hangi amalara hizmet etmek zere
kullanldn'' sorgulama ihtiyac hissetmitir.
Bu dorultuda ahlaki sorumluluk tayan pek ok
dnr bilim ve teknolojiyi ciddi bir deerlendirme szgecinden
geirerek onlarn kullanm biimlerini kritik etmitir. Bu
dnrler arasnda anlmas gereken bir isim de Fransz filozof
Gabriel Marcel (1889-1973) dir.Varolu felsefesinin teist
kanadna mensup olan ve almalarnda fenomenolojik yntemi
esas alan Marcel,modern dnyann problemlerine, bilim ve
teknolojinin getiri ve gtrlerine dair nemli bir deerlendirme
yapmtr.
Marcel'in temsilcisi olduu varolu (existence)
felsefesi,insan merkeze alarak onun anlalmasn konu edinen
bir felsefedir.lgi noktasn varoluun oluturduu bu felsefede
insan,z nceden belirlenmemi ''bir varlk durumu'' ''bir

2123

varolu'' olarak ele alnmakta,yaamakta olduu ''durum


ierisinde''somut
bir
birey
olarak
kavranmaya
allmaktadr.nsan, durum iinde olandr ve o ''ncelikle
dnyadaki somut durumuna gmlm''(Blackham,2005:73)
olarak anlalmak durumundadr. Hal byle olunca felsefenin
temel grevi, durum iinde bulunan betimlemektir. Bu grev
balang noktasn yaamdan almas ve yaamdan karlan
sonularla yoluna devam edebilmesi anlamnda fenomenolojik
bir grevdir, yani felsefi dnce somut durumla varolusal
balln srdren bir dnce olmak durumundadr. Ancak
durum iindeki insann kendi orijinalitesi iinde yaad ak,
umut, umutsuzluk, sadakat, ihanet, yalnzlk gibi tecrbeleri
''soyutlamalar'' ve ''genellemeler'' yoluyla ifade edilmeye uygun
deildir.
Bu sebeple Marcel, yaanm tecrbelerin nemini
kavrad andan itibaren, sistematik aratrmadan, sistem ina
etmekten ve diyalektik tarzda felsefe yapmaktan uzak durarak
kendi ifadesiyle ''somut felsefe'' (concrete philosophy) yapmaya
ynelmitir.
Tm dikkatini ''somut bireye'' ynelten ve ''soyut zne''
kavramyla mcadele eden Marcel'e gre somut felsefe yapmak,
''burada ve imdi'' (hic et nunc) felsefe yapmaktr. Somut felsefe
bireyin kendi durumunun biriciklii iinde yaad ve nihai
noktada ''metafizik bir deere''(Reneaux, 1994:79) ve derinlie
sahip olan kiisel tecrbelerini konu edinir ve bu tecrbeleri
soyut ve rasyonel bir sistem ile btnletirebilmenin ya da onlar
''izm''ler ierisine hapsedebilmenin mmkn olmad esasna
dayanr.
Her ''izm'' bir yandan soyut bir sistem phesi tad,
dier yandan da en kapsayc anlamyla dnlen tecrbeyi
kuatamama riskini beraberinde getirdii iin Marcel, akademik
anlamda felsefe yapmaktan uzak durmutur . .
Zira bir sistem kapal bir btnl, tam bir ikinlii
ifade ettii, oysaki varolu (existence) aknlk ile karakterize
edildii iin (Marcel, 1964:250) Marcel, ''varolu'' ile ''soyut
dnce'' arasnda lesiye bir ekimenin olduunu ifade eder.
Soyut dncenin hakim olduu yerde varoluun deer itibariyle
indirgendiini dnen Marcel ,tarihsel srete Rnesans'tan bu

2124

yana yaanan deiimlerin insan zerindeki etkilerine


nemli saptamalar yapmtr.

dair

Marcel'e gre, Rnesans'tan itibaren yeni bir kltrn ve


bilimin ekillenmesine hizmet eden grleri, kendi felsefesinde
bir senteze ulatran Descartesn dnceleriyle ve zellikle de
Kantn Kopernik Devrimiyle birlikte, yeni bir insan-merkezli
teori olumaya balamtr. Bu yeni teoride, eskisinden farkl
olarak insan, ncelikle bir varlk olarak deil, epistemolojik
fonksiyonlarn bir kompleksi olarak dnlmtr ve ''somut
olan'', bilimin aktif girdabnda yutulmutur.(Marcel, 2002:231232)
Somut olann, bilim ve teknoloji tarafndan ya da baka
herhangi bir nedenle glgelenmesinin veya gz ard edilmesinin
getirebilecei tehlikelerin farknda olan Marcel, ''somut felsefe''
yapmann nemine dikkat ekmitir.
Zira, ''epistemolojik cogito''dan hareket eden, bilgiye
ncelik veren, felsefelerin varla kavuamama riski tadklar
yolundaki dncesi, onu somut varolusal tecrbemizden
hareket ederek ''Varla katlm'' amalayan bir felsefe
oluturmaya ynlendirmitir. Bu felsefede Varlk, dmzdaki
bir ''problem'' olarak deil, kendimizin de bizzat balanm
bulunduumuz bir ''sr''olarak dnlmek durumundadr.
Bylece Marcelin somut varolusal felsefesi, bilgi
karsnda varln nceliini vurgulayarak ie balayan, hareket
noktas olarak bedene brnmeyi esas alan, formlasyon ve
soyutlamalarla ifade edilmeye uygun olmayan yaanan
tecrbeleri konu edinen bir felsefedir.
Marcel, soyutlama ve objektifletirme eiliminin,
bilimsel ve problematik dnceye zg bir yaklam olduunu
dnr ve bu dorultuda ''birinci ve ikinci refleksiyon'' olmak
zere iki tip refleksiyondan sz eder.
Birinci refleksiyon, esas itibariyle deneysel glkleri
bir problem olarak ele almay amalayan ''problem zc'' bir
dnme biimidir. O, tmel, soyut, objektif ve dorulanabilir
olan bir bilgiye ynelir, objeleri eitli bilimlere paralayarak
''nne
ilk
konulan
tecrbe
birliini
zme
eilimi''(Marcel,2001:83) gsterir. Birinci refleksiyon, bir
objektifletirme faaliyetidir. Dorulanabilir ve objektif olan bir

2125

bilgiyi aratrmas sebebiyle ister istemez soyuttur ve dnen ile


objesi arasnda ksmi bir ilikiyi ierir. Baka bir deyile, bu tr
bir refleksiyonda obje, soru sorann amacn yanstan sorulara ve
kategorilere boyun emeye zorlanmaktadr.
''Birinci refleksiyonun ok farkl biimleri vardr.
Muhtemelen, dnen ile varolusal dnyann hibir biimde
ilgisinin kurulmad soyut matematiksel ya da mantksal
dnceler olan paradigmalar veya bir teorinin dorudan
doruya uygulanabilmesinin dikkate alnmad pr bilim bunlar
arasndadr. eitli bilim dallarna ilikin uygulamal teknikler de
ayn zamanda bu dnce tipinin ak rnekleridir. Sa duyu,
objektif hale getirme ve problem zme eilimi sergilediinde,
benzer ekilde bir birinci refleksiyon biimi'' (Keen,1967:19)
olarak karmza kmaktadr. Bedeni objektifletirerek onu
''ben'' den ayran bir felsefe olan Kartezyen felsefe de birinci
refleksiyondan treyen bir felsefedir.
Birinci refleksiyonun ya da soyut dncenin
birbirinden kopuk belirlemeleri zerinde alan ikinci
refleksiyon ise ''...esas itibariyle telafi edicidir; sz konusu birlii
yeniden fetheder.''(Marcel,2001:83) kinci refleksiyonun rol
''...paralara ayrmaktan, blmekten deil, aksine ihtiyatsz bir
analizin paralara ayrd yaayan dokuyu tm srekliliiyle
yeniden ina etmekten ibarettir.''(Marcel,1952b:334)
Marcele gre, bu iki refleksiyon dzeyi insan bilgisinin
karlkl olarak birbirini tamamlayan iki boyutudur. Birinci
refleksiyonun kavramlatrc dncesi (pense pense) bilim
adamlarnn i grd zel bilimlere ait dzey olup, somut bir
felsefede ''kavramlatrc dncenin'' temel fonksiyonukendisini hibir biimde reddetmeyen ya da inkar etmeyen,
ancak bir ama faaliyeti olarak grlen-''dnen dnce''
(pense pensante) iin bir temel hazrlamaktr. Birinci
refleksiyonun yaamm, akm, imanm genel kategorilerle
ayrntl olarak tespit etmeye alt durumda, ikinci refleksiyon
birinci refleksiyonun gzlem, soyutlama, objektifletirme
eilimlerine kar somut varoluun haklarn korumak, ''ontolojik
srr'' yani varlk'n sr'l btnln muhafaza etmek
durumundadr.
Marcel, bilgi elde etme srecinde birinci refleksiyona
zg olan ''bir mesafe dahilinde olma'', ''objektifletirme'' ve

2126

''soyutlama''nn ne denli nemli olduunun farknda olmakla


beraber, srarla bir noktann altn izmektedir: Birinci
refleksiyon emperyalist olduunda yani her bilgiyi ve doruluu
yalnzca objektif ve problematik alana zg kriterle yarglama
iddiasnda bulunduunda, insanlarn eyletirildii, obje
muamelesi grd bir durumla kar karya kalrz.
Objektifletirmenin, soyutlamann ve ''bilime zg tavr aln''
suistimal edilerek kullanm ''somut olan'' adna ciddi tehlikeleri
de beraberinde getirir. ''Soyutlama ruhu'' ve ''ontolojik anlam
kayb'' bu tehlikeler arasnda ncelikli bir yer igal eder. Peki
''soyutlama ruhu'' nedir?
Marcel, soyutlama ruhunun ne olduunu anlayabilmek
iin ncelikle onun ''soyutlama'' ile karlatrlmas gerektiini
belirterek unlar syler: ''Soyutlama aslnda, biz herhangi bir
trden belirli bir amaca erimek zere aratrma yapma
durumundaysak, kendisine bavurmak zorunda olduumuz zihni
bir ilemdir...soyutlama yapmak, ksacas, zeminin n temizliini
yapmaktr ve phesiz bu zeminin temizlii son derece makul
grnen bir eyi gerekletirmektir. Bu, insan zihninin arzu
edilen bir sonu elde edebilmesi iin, gerekli...metodolojik
atlamalara ilikin kesin ve hassas bir farkndal muhafaza
etmesi gerektii anlamna gelmektedir. Ancak, bir tr cazibeye
kaplan zihin, soyutlamay hakl klan bu nceki koullarn
farknda olmaya son vermi olabilir. Soyutlama ruhu, soyut
dnmenin somut koullar hakkndaki bu kmsemeden
ayrlamaz, hatta ben, onun bu kmseme olduunu
syleyeceim. Muhtemelen soyutlama ruhunun belirli
bakmlardan emperyalizme ilikin yaklamn zihni plana
aktarlmas olarak kabul edilebileceini sylemek yanltc
olmayacaktr...Tm dier kategorilerden izole edilen herhangi
bir kategoriye keyfi bir ncelik verir vermez, soyutlama ruhunun
kurbanlar oluruz.'' (Marcel,1952a:116)
Bu ifadelerden de ok ak ve net bir biimde
anlalaca zere Marcel, soyut dnmenin deerini gz ard
etme eiliminde olmayp, aksine soyut dnmenin ve
soyutlamann zihinsel bir ilem olarak dncenin temelinde yer
aldnn farkndadr. Ancak onun iddetle kar kt ey,
zihnin soyutlama esnasnda bir tr etkilenimine bal olarak,
soyutlamann arptlarak kullanm yani kendisinden soyutlama
yaplan somut gereklii grmezden gelme eilimidir. rnein,

2127

insan gerekliinin btnn yalnzca ekonomik olgulardan yola


karak yorumlamaya yneldiimizde ya da bilimsel terimlerle
ifade edilen bir iein ayn zamanda kendine zg kokusu, rengi
v.b. zellikleriyle doal ortamnda varolan gzel bir iek
olduunu gzden kardmzda, soyutlamann bysne
kaplarak ''somut gereklii'' kmseme eilimi gsteririz.
Kategorilerle anlayamayacamz ya da teknik uygulamalarla
kontrol edemeyeceimiz somut gereklie ynelik bu
kmseme tavr, Marcelin ''emperyalist tavr aln zihni plana
geii'' dedii eydir.
Marcel phesiz ''bir eyi belirlemede ama d grlen
veya nemsenmeyen zellik veya noktalarn dlanmas''
(Yldrm,1992:193-194) esasna dayanan soyutlamann, zihinsel
bir ilem olmas ve akl yrtmenin temelini oluturmas
sebebiyle nem ve gereinin farkndadr. Ancak soyutlamann
suistimal edilerek kullanmnn sonucunda oluabilecek
tehlikelere kar da uyanktr.
Zira Marcel, soyutlama ruhunun insanolunu her geen
gn daha fazla etkileyerek, onlar yaamn anlamndan ve somut
gerekliklerden uzaklatrmak suretiyle, totaliter ideolojilerin
geliimine elverili bir ortam yarattn dnr.
Teknolojik arlklara, partizan ruhun yanllarna,
varolu ya da varlk sorununu problematik hale getirerek
objektifletiren her eilime kar eletirilerinin temeline
''soyutlama ruhunu'' yerletiren(Marcel,1973:246,247) filozof,
bu ruhun, fanatizme baka bir deyile putperestlie gtreceini,
byle bir putperestliin ise, srekli olarak bir ''objektifletirme
krizi'' ile birlikte dnleceini defaatle ifade etmitir.
''Fanatizmi
tam
anlamyla
bir
lgnlk''
(Marcel,1955:47) olarak deerlendiren filozof, fanatik kiinin
tavrnda, bir btn gz ard etme, kataloglar oluturma, bir eyi
dierlerinden soyutlayarak soyutlam olduu eye keyfi bir
stnlk atfederken, btnn dier ynlerine kar kaytsz
kalma tavrnn bulunduunu dile getirir ki bu trden son derece
tehlikeli tavr allar ve soyutlamalara kiileri ynlendiren ey
ise, ''...zeka deil tutkulardr.''(Marcel,1952a:3)
Soyutlama ruhunun bir sonucu olarak fanatizmde,
rakamlardan etkilenme sz konusudur. Marcel, modern insann
aina olduu en rktc etkilenmelerden (hatta kendi ifadesiyle

2128

gnaha tevik unsurlarndan) biri olarak ''niceliksel olana


duyulan ilgiyi'' ya da ''rakamlarn bysne kaplmay'' gsterir.
Rakam, bilimin dili olmas sebebiyle insan cezbeden en
nemli alanlardan birinin''bilim'' olaca aktr.
Marcel, bilimi, kendi iinde deerlendirdiinde
dogmatizmden uzak, disiplinli ve kesin bir ynteme sahip bir
alan olmas asndan taktir eder.(Marcel, 1964:173) Ancak
bilimin, bir yntem dogmatizmiyle sonulanan bilimcilie
(scientism) teslim olmas durumunu, modern insann kar
karya kald en rktc etkilenmelerden biri olarak grr.
Zira, bilimsel tmevarm ynteminin tm dier yntemlerin
yerine geebilecek gvenilir yegane yntem olma ve tm
alanlara uygulanabilme iddias, tinsel gereklik asndan ciddi
tehlikeler dourmakla kalmayp, felsefi yaklam da hie
saymak anlamna gelecektir.
Marcel, insana ve insana ilikin tm problemlere
bilimsel yntemle yaklamaya kalkma, objektifletirme ve
soyutlama eiliminin sonucunda, modern dnyada insann,
insanln kaybetme tehlikesiyle yz yze bulunduunu ifade
eder. nsann, yalnzca fiziksel ynyle deer kazand modern
dnyada insan tecrbesinin ''ontolojik arl '' ve ''varlk'n sr'l
btnl'' kaybolmaya balamtr. Marcel bu durumu
''ontolojik anlam kayb'' olarak nitelendirerek, modern insann
tedirginliinin, huzursuzluunun temel belirtilerinden biri olarak
grr.
Modern dnyada her ey insan, adeta ''gerekletirdii
iiyle'', ''yerine getirdii fonksiyonu'' ile zdeletirmektedir.
nsann deeri, iine edeer grlerek, onun ontolojik itibar
gzden karlmaktadr.
Marcele gre, amzn baskn karakteristik zellii
fonksiyonlatrma eilimi yani, hem yaamsal hem de toplumsal
fonksiyonlar ihtiva eden ''fonksiyon fikrinin yanl
konumlandrlmas'' eklinde adlandrlabilecek olan eydir.
Yalnzca ksmen anlalabilen derin tarihsel sebeplerin bir
sonucu olarak,modern dnyada birey kendisini giderek daha
fazla saf bir fonksiyonlar sistemi gibi grmeye balamtr ve
dierlerine de bir (yaamsal, toplumsal, psikolojik) fonksiyonlar
yn muamelesi yapmaktadr. Ancak byle bir yaklamn doal
sonucu, insann itibarnn ve yaratc aktivitelerinin grmezden

2129

gelinmesidir. Marcel bu balamda metrodaki bileti rneini


vererek, modern bireyin bir ''fonksiyon icracs'' durumuna
indirgendiini vurgular.
Metroda seyahat ederken demiryolunda istihdam edilen
filan ya da falan adamn-szgelimi kaplar aan ya da biletleri
zmbalayan adamn-manevi gerekliinin ne olabilecei beni
sklkla bir tr korkuyla kark hayrete drr. Kesinlikle hem
iindeki hem dndaki her ey elbirliiyle onu fonksiyonlaryla
zdeletirmeye alr-yalnzca bir ii olarak sendika yesi ya
da bir semen olarak fonksiyonlaryla deil, fakat ayn zamanda
yaamsal fonksiyonlaryla da birlikte. Time-table gibi olduka
korkun bir anlatm, onun yaamn tam olarak tanmlayabilir.
Her bir fonksiyon iin pek ok saatler ayrlmtr. Uyku bile,
sras geldiinde dier fonksiyonlarn da icra edilebilmesi iin,
icra edilmesi gereken bir fonksiyondur. Her eyin sistematize
edildii fonksiyonel bir dnyada hastalk, kaza gibi sra d
unsurlarn sistemin ileyiini sekteye urataca aktr. Bu
nedenle bireyin dzenli aralklarla tpk bir saat gibi gerekli
onarmnn yaplmas, elden geirilmesi gerekir. Hastane bu
gzden geirme platformu ya da tamir atlyesinin bir paras
rolndedir. Fonksiyonel bir dnyada emekliye ayrlan kiiye
bahedilen hogrde bile mstehzi bir eyler vardr. Modern
brokrasi dnyas, bireyin faaliyetlerini devletin resmi
kaytlaryla bir tutma eilimindedir. Byle bir dnyada lm bile,
Marcele gre, kullanlamaz olann, kullanlln yitirenin,
toplam hanesine kayp olarak yazlmas gerekenin, defterden
kaydnn
silinmesinden
baka
bir
anlam
tamaz.(Marcel,1967:10-12)
Tm aktivitelerin fonksiyonlatrld toplumlarda,
sadece iten atlma korkusuyla ilerini ifa eden insanlar, soylu bir
duygu ile alma bilincinden yoksun olup, ''kendi fonksiyonuna
kalbini koyamayaca bir grev'' (Marcel,2001:40) muamelesi
yaparak, yaam kalitelerini de drmektedirler.Brokratik
toplumlarda insanlar byk bir idari mekanizmann kk bir
dilisi olarak dnlp fonksiyonlarna indirgenmiesine
yaamaya zorlandklar iin soylu bir duygu ile alma
bilincinden yoksun olduklar gibi arkadalk, dostluk gibi en
samimi duygular da anlamn yitirerek yabanclama temel
problem haline gelmitir.

2130

Bilimsel ve teknolojik geliiminin akabinde Bat


medeniyeti, artk maddi ve manevi btnl ierisindeki insan
adeta gz ard edip, bireyin yalnzca birka ynne odaklaarak
makineye benzer bir toplum yaratm ve bu toplumun
insanlarndan da kendilerini makinelerle zdeletirerek
makinelerin
kurallarna
uyma
tavrn
beklemitir.
(Marcel,1952b:229) Bu suretle gnmzde her alandaki
makinelemenin doal bir sonucu olarak insan da dorudan
doruya bir tr makine ile kyaslanabilir hale gelmi, insann
makine ve teknolojinin yaratcs ve kullancs olduu, ancak
kendisinin makine olmad gzden karlmtr. Dolaysyla
modern dnyada amalarla aralar birbirine kartrlm, insan
kendisi iin neyin iyi neyin kt olduunu ayrtedemez hale
gelmitir. Byle bir dnyada insann tasarrufundaki aralar
topluluu adeta hizmet etmeleri gereken amalarn deerine
sahip olmular, insan yaam ''...her geen gn kymetsiz bir
olgu''(Marcel,2001:166)haline gelmitir. Baka bir deyile
uygulamal bilimlerin hzl geliimi iin denen klfet, tinsel
yaamlarmzda engin bir fakirlemeye neden olmutur.
Ancak Marcel'e gre, gnmz problemlerinin pek
ou ok az gce, araca veya enerjiye sahip oluumuzdan deil,
sahip olduklarmz gerei gibi denetleyemememizden ve
teknolojik baarlara gereinden fazla bir zdeer atfederek ara
ve amalar kartrm olmamzdan kaynaklanmtr. Bu
aralarn amalara dnm durumu Marcelin panteknisizm ya
da son noktada gerek bir zgrlk olmaktan ok, bir
putperestlie ve esarete dnen ''tekniklerin azad''
(emancipation) dedii eyin sonucudur. Teknik zerklik
karsnda insan zerkliinden sz edilemeyeceini ifade eden
Marcel, teknik bilginin ve teknolojik srelerin yanl
kullanmna bal olan byle bir durumun adeta bir putperestlii
beraberinde getirdiini, teknoloji ruhunun mutlaklatrlmas ve
''teknokratik dzenin klelii'' denilebilecek bir olgunun ortaya
kmasna neden olduunu belirtmitir.
Teknolojik zihniyetin gelimesi ve hatta mutlaklamas
ile teknikler adeta insan insanlktan uzaklatrma aralar yani
''indirgeme teknikleri'' haline gelmitir. Marcel indirgeme
teknikleri ifadesi ile kiilerin saygnlna saldrmak ve onu
tahrip etmek ve onlar azar azar birer insan at rnlere,
yalnzca kendini dnenlere dntrmek iin, sonunda da

2131

sadece zihinsel dzeyde deil, ayn zamanda ruhlarnn


derinliklerinde de kendilerinden umutsuz hale getirmek iin,
kasten faaliyete geirilmi bir metotlar topluluunu anlamtr
(Marcel, 1952a:30). ndirgeme tekniklerinin ve soyutlama
ruhunun tarihte Nazi toplu katliamlarnda en rktc ekliyle i
banda olduuna dikkat eken Marcel, gnmzde de bu
tekniklerin dnyamzda kklemeye baladn vurgulamtr.
Yaam kolaylatrc aralar retme ve onlara sahip
olma tutkusu o denli ileri boyutlara ulamtr ki, yzylmzda
teknik insann desteklenmesi adeta yaam hedefi haline gelmitir
(Marcel, 1963:160-161). Bylece retime bal olarak insann
kendini anlam ve deerin tek yaratcs gibi grme eilimi ortaya
km, bu eilimin zellikle aklsal olmayan bir gurur ve hrsla
birlemesiyle, insana yine insan araclyla gelen ciddi tehdit
unsurlar olumutur. Bu balamda teknokratik lgnln en
bariz rneklerinden olan sava ile teknik ilerlemeler arasndaki
ilgi dikkate deerdir.
Bu
konuda
Marcel,
''ilim
ve
tekniin
devletletirilmesinin phesiz zamanmzn en byk felaketi
olduunu'' (Korlaeli, 1990:27) belirterek unlar syler:
''...Savan
gitgide
teknisyenlerin
ii
olduunu
bilebiliyoruz...Zamanmzda savan ve teknik ilerleyiin kaderi,
bu balant, ans eseri olsun ya da olmasn, girift bir biimde
birbirlerine bal gibi grnmektedir. Ve hatta en azndan u anki
tarih sahnesinde, teknik aratrmalara...hz veren her eyin ayn
zamanda sava giderek daha temelden ykc hale getirmekte
olduu'' (Marcel, 1952a:60-62) sylenebilir.phesiz verdii
maddi ve manevi kayplar, istismar ettii gereklikler
dnldnde, u ya da bu sebeple savan hakl klnmas
mmkn deildir.
Marcel, zellikle II. Dnya Savanda, toplama
kamplarnda len ocuklar ya da hava bombardman nedeniyle
yaamn yitirenleri hatrlatarak, yaama yneltilen bu trden
cinayetleri hakl klabilecek bir gereke olmadn dile getirir.
Bu nedenle o, savan bir tr sevgi eksikliinden kaynaklanan
soyutlama ruhuyla ilintili olduu gibi, yalanla da arasnda salam
bir ba bulunduunu dnr: Bugn yalanla sava arasnda
zlmez bir ba bulunmaktadr; bugn diyorum, nk sz
konusu olan, szckleri kendi kendine balayan bir balant
deildir. Bize kendisini sunduu haliyle varoluun

2132

edimselliinde, savan yalana, ift ynl yalana bal olduunu


onaylamamak olanakszdr. Bakasna sylenen yalan ve kiinin
kendisine syledii yalan; zaten her ikisi de skca birbirine bal
ve muhtemelen de hukuken birbirinden ayrlmaz durumdadr
(Marcel, 1952a:114).
''Sava kabul ettirmek iin bugn artk karclk
dzlemine yerlemeye kimse cesaret edemez, yalnzca
zorunluluun ya da szm ona dinsel gerekliliin dzleminde yer
alnr. Szm ona dinsel olann kategorisi, rk savalarn olduu
gibi devrimci savalar, snf savalarn kapsar. Byle
ynlendirilmi olan her propagandann temelinde yalan olduunu
gstermek elbette ok kolaydr.''(Marcel, 1952a:114)
Marcel yukardaki ifadelerinde sava ve yalan
arasndaki iliki gibi, modern dnyada propagandann gcne de
dikkat eker. Propaganda teknikleri, istenilen amalar
dorultusunda kullanlarak bireyler ynlendirilebilir ve ''bir
hedefe ynlendirilmi olarak'' kullanlan her propaganda ise
yalan ile ilikilendirilebilir.
Marcel, her ne kadar indirgeme teknikleri arasnda
propagandadan sz etmemi olsa da, modern dnyann her geen
gn otantik ieriklerinden byk lde boaltlan kelimelerin
cazibesine kapldn belirterek, propagandann insanlar
etkilemek suretiyle ''ayartma'' amacyla kullanlabileceine
dikkat ekmitir.
Gnmzde propaganda tekniklerinin bireylerin
farknda olmadan kuatlmalarna ve kitlelerin manipule
edilmesine imkan verdii bilinen bir gerektir. Ayn fikirler, ayn
imajlar, ayn sylentiler kompleksinin uzun ve uyutucu tekrar
insan, doasnn propaganda tarafndan asimilasyonu iin
hazrlar. Nefret ve kzgnlk gibi insani duygularn kullanlmas
ve propagandann gcnden kaynaklanan zihin karklndan
yararlanlmas suretiyle kzgnlk duyulan her ey, ''gnah
keileri''ne dntrlebilir. Bu suretle bireyler, olumsuzluklar
ve ktlkleri devrettikleri gnah keilerinin devreye girmesiyle
kendilerini hakl km, dorulanm ve arnm hissederler.
Dolaysyla
propaganda
mekanizmas,
ikna
giriimleriyle uzun vadede bireylerin tinsel ve doal eilimlerini
etkilemek suretiyle, onlarn eletiri yeteneklerini kreltmeyi ve

2133

her trl neriye ak, kolay harekete geirilebilir bireyler haline


getirmeyi amalamaktadr.
Bu realiteye kar Marcel bizi uyararak, insana ynelik
tinsel tahribatn fiziksel tahribat ile el ele gittiini belirtmitir.
Ona gre, ''atom bombas ile ilenen fiziksel tahribat ve insan
indirgeme teknikleriyle ilenen tinsel tahribat arasnda...gizli bir
ba vardr'' (Marcel, 1952a:10) nemli olan bu ba
farkedebilmektir.
Bu tehlikelere kar bizi uyaran Marcel, hangi sebeple
gerekelendirilmeye allrsa allsn bugnk haliyle savan
bal bana bir gnah unsuru olduunu ifade etmitir.
Dolaysyla bugn savan hizmetinde kullanlabilecek olan her
teknik ise ''gnaha ilikin teknikler'', ''gnaha hizmet teknikleri''
haline gelmilerdir. (Marcel, 1952a:71) te yandan teknik
baarlarn desteklenmesinin tek hedef haline geldii bir dnyada
teknik insann yaratma ile retme kavramlarn kartrma ve
kendini anlam ile deerin tek yaratcsym gibi grme
eiliminden kaynaklanan gururu ise Marcel'e gre, bir baka
gnah unsurudur.
Zira retim, teknie dayal iken yaratma meta-teknik
(meta-problematik) dzene aittir. Yaratcln dardan,
dnyann zorunluluundan deil, ieriden, llemeyen ve
aklanamayan i dnyamzn derinliklerinden kp geldiini
ifade eden Marcel'e gre, tekniinin iine gmlp kalm ve
btndeki manay gzden karm teknik adamn hrs ve gururu
ancak nihai bir gnah olarak nitelendirilebilir. (Korlaeli,
1990:222)
Marcel, ilahiyatla ilgili olmayan felsefi bir almada
gnah kavramn kullanmann bir takm itirazlara neden
olabileceini vurgulayarak, bu itirazlarn hakl olabileceini
belirtir. Ancak XX. yzyln ilk yarsnda yaanan sistemli
ktlkler karsnda yalnzca inanan insanlarn deil, Tanr'nn
varln kabul etmeyen inanmayan insanlarn dahi bu vaheti ve
dejenerasyonu
gnahn
deiik
belirtileri
olarak
deerlendireceklerine ve her geen gn daha youn bir biimde
ahlki bir yozlamaya tank olacaklarna dikkat ekmektedir.
Bu durumda Marcel, g, ihtilaf, sahip olma tutkusu ve
sava arzusu ile yanp tutuan, arzu ve korkuya teslim olmu
modern dnyann sorunlarna zm nerileri ararken,

2134

bulunduumuz koullarda, filozofa den grevin ne olduunu


ve felsefeden ne beklenebileceini de aka ifade eder. Ona
gre, gnmzde filozofun grevi retici olmaktan ok
''uyarc'' olmaktr. Filozof adna yarar bir filozof ''insan,
insanca olmayan eylere ynelik sra d ekimlere kar
savunmak'' (Marcel, 1952a:193) ve uyarmak sorumluluundan
vazgememelidir. Marcel, insanlar kar karya kaldklar
insanca olmayan tuzaklara ve yanl ynlendirmelere kar
uyarma durumunda olan filozofun teknik dnya ile tinsel dnya
arasndaki arabuluculuuna ciddiyetle gereksinim duyulduunu
belirtir. Ona gre atom bombasnn neden olduu fiziksel tahribat
ve insan indirgeme tekniklerinin sebep olduu tinsel tahribat
arasndaki gizli ba aa karmak kesinlikle ''reflektif
dncenin grevidir'' (Marcel, 1952a:10).
Somut felsefeye den grev ise, bilimsel ve teknolojik
gelimelerle birlikte balayan insan problemlerini, uygun
teknikleri kullanan ve doru yolu izleyen herkes tarafndan
zlebilecek ve tm ayrntlaryla serimlenebilecek problemler
olarak grme,insan problemlerini teknolojik problemlere
dntrme, ve ''bilgi'' ile ''bilgelii'' birbirine kartrma
eilimine kar uyank olmaktr.
Zira insan ''rakamsal'' ve ''kontrol edilebilen'' bir
ereveye yerletirmeye almak, onun retici aktivitelerini n
plana karrken yaratc aktivitelerini ve tinsel ynn gz ard
etmek ve bu suretle insana ynelik indirgeyici bir tutum
sergilemek olacaktr. ndirgeme tekniklerinin insann deer ve
anlamn alaltt, onun kutsalln szde-kutsal bir model ile
deitirdii bir durumda; somut felsefe varla meta-teknik
(meta-problematik)
bir
yaklamn
kanlmazln
vurgulayarak ak, umut, sadakat, yaratclk gibi ''bilimsel
dorulanabilirlik'' temeli zerinde deerlendirilemeyen somut ve
kiisel tecrbelere younlaarak; kiisel tecrbelerin Akn
Varlk'a ynelen metafizik derinliine dikkat ekerek; insana
ontolojik deer ve itibarn teslim edecektir.

2135

KAYNAKA
BLACKHAM, H. J., (2005), Alt Varoluu Dnr, Dost
Kitabevi, Ankara.
CEVZC, A., (2001), Onyedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, Asa
Kitabevi, Bursa.
EN, A. K., (1997), Heideggerde Varlk ve Zaman, Asa
Kitabevi, Bursa.
GKBER, K. M., (1990), Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi,
istanbul.
KEEN, S. (1967), Gabriel Marcel, John Knox Press, Ricmond,
Virginia.
KORLAEL, M., (1990), Gabriel Marcele Gre Teknik ve
Gnah, Felsefe Arivi, Say: 27 (ss. 221-235.).
MARCEL, G., (2002), Being and Having, (Tr.) FARRER, K.,
Dacre Press, Miwaukee.
MARCEL, G., (2001), The Mystery of Being I-II, (Tr.)
FRASER, G. S., St. Augustines Press, Indiana.
MARCEL, G., (1973), Tragic Wisdom and Beyond, (Tr.) JOLIN,
S., MCCORMICK, P., North Western University Press,
Evanston.
MARCEL, G., (1967), The Philosophy of Existentialism, (Tr.)
HARARI, M., The Citadel Press, New York.
MARCEL, G. (1964), ''The Philosopher meets The Scientist'',
Philosophy Today, Vol. 8, No. .
MARCEL, G. (1955), The Decline of Wisdom, Philosophical
Library, New York.
MARCEL, G., (1952a), Man Against Mass Society, (Tr.)
FRASER, G. S., Henry Regnery Co, Chicago.
MARCEL, G., (1952b), Metaphysical Journal, (Tr.) WALL, B.,
Henry Regnery Co, Chicago.
ZKALP, E., (2008), Sosyolojiye Giri, Ekin Yaynevi, Bursa.
POSTMAN, N., (2012), nsan Aklnn Kendi Yaratt
Teknolojiyle
Dostluk
Aray,

2136

http://cemsutcu.files.wordpress.com/2012/09/neilpostman-donusum.pdf-30.04.2014).
RENEAUX, R., (1994), Egzistansiyalizm zerine Dersler,
(ev.) KORLAEL, M., Erciyes niversitesi
Yaynlar, Kayseri.
SOYKAN, . N., (2001/1), 'nsann Dnyadaki Yerinin
Yeniden Sorgulanmas stne', Felsefe Dnyas, Say:
33 (ss. 1123.).
YILDIRIM, C., (1992), Bilim Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul.

2137

2138

EVRESEL SORUNLARA ZM YOLU OLARAK


ESTETK BAKI AISI VE ALGI ETM
Ar. Gr. Ramazan KAYA
ZET
Son yllarda yaanan evresel felaketlerden dolay artk
evre ve ekoloji meselesi entelektel bir mesele olmasnn yan
sra herkesi ilgilendiren nemli bir balk haline gelmitir.
Tarihsel olarak bakldnda insanolu daha eski dnemlerde
tahribatlar yerel ve kk lekte olmakla birlikte evresel
felaketlere maruz kalmtr. Fakat imdi ise byk ve kresel
apta felaketlerin eiine gelinmi olup, evresel tehlike
dnyadaki tm insanl tehdit eder hale gelmitir. nsan canl ve
cansz evresindeki her varlk ile etkileim halindedir. Bu
birliktelik karmak ve i ie gemi ilikileri barndrmaktadr.
Salkl bir yaam ve etkileimin devam iin insan evresi ile
son derece duyarl bir iliki ierisinde olmaldr. Bunun iin
insann evresiyle olan ilikisinin salkl bir zemine
oturtulabilmesi iin estetik bir alg duyarlln yeniden tesis
edilmesi gerekmektedir. Bu alg ve alg srelerinin nasl
ilediinin, alglayan ile alglanan arasnda nasl bir iliki
kurulduunu analiz edilmesi ile beraber ortaya konulabilir. Bu
birliktelik sayesinde insann doayla estetik ve ekolojik
birliktelii ortaya konmaya allacaktr.
Anahtar Kelimeler: evre, Estetik, Ekoloji, Alg.
AESTHETIC PERCEPTION AND TRANING AS
SOLUTION TO ENVIROMENTAL PROBLEMS
ABSTRACT
In recent years, enviromental and ecological issues are
not only interest of intellectuals but also major concern to
everyone due to environmental disasters. Historically, before
mankind, although damage is local and small-scale
environmental disasters have been exposed to but right now
environmental dangers threatening humanity all over the world.

Sleyman Demirel niversitesi F.E.F., ramazankaya@sdu.edu.tr

2139

People interact with living and nonliving each entity is around.


This association include a complex and intertwined relationship.
For a healthy lifestyle, people should extremely sensitive to the
environment. For this, the human relationship with the
environment to be placed on the floor of an aesthetic perception.
How to work this process of perception and how to detect a
relationship between perceiver and perceived can be
demonstrated with the analysis. Through this association,
aesthetic and ecological coexistence of man and nature will
attempt to demonstrate.
Key
Perception.

Words:

Enviroment,

Aesthetic,

Ecology,

Yerkre ciddi bir evresel ve ekolojik tehdit ile kar


karyadr. Ekolojik tahribat yerel lekte yaratt tahribatn
tesinde artk tm dnyay, genel olarak yaam tehdit eder hale
geldi. Mevsimlerin zamanlamasnda ve mevsimsel etkilerinin
iddetinde yaanan deiimlere artk sk rastlar hale geldik.
zellikle sanayileme ile birlikte insann dnya zerinde
brakt izler hem doal hayata hem de doal hayatn bir paras
olarak insan olumsuz ynde deitirdi. Doann bir paras
olarak insan kendini bu birlikteliin dnda, karsna
konumlandrp doay smrlecek, elde edilip hkimiyet
kurulacak bir kar taraf, bir meta olarak grmesi sonucu doa
ey olarak retim amacyla tketildi. Oluan tahribatn
durdurulmas, nlenmesi noktasnda deiik alanlarda ok eitli
uygulamalar yaplabilir. Fakat uygulamalar ortaya koymadan
nce sorunun derinlemesine incelenmesi gerekmektedir. evrede
oluan tahribatta tarihsel olarak son birka yzylda yaanan
gelimelerin izleri gz nne alndnda insann kendine ve
evreye kar deien tavrlarn deitirmesinin zorunluluu
ortaya kmaktadr. Bu sadece belli bir corafyay ya da belli bir
zmreyi etkileyen bir olay olmaktan te dnyann tamamn
ilgilendiren bir sorun olarak karmzda durmaktadr. Onun iin
zm nerileri de genel erevede kapsayc olmaldr.
Konunun yaamn devam noktasndaki hassasiyetinden dolay
sorun ele alnrken dier baka etmenlere fazla tolerans
gsterilmeden btncl bir ekilde incelenmelidir.

2140

Endstriyellememi toplumlarn evre ile olan ilikileri


daha btncl yapdadr. evreyi alglama farkndalklar
btncl bir yap arz eder. Buna karn endstriyellemi,
teknolojinin getirilerinden faydalanan ve bunlar kullanan
toplumlarda kendi alg ve yaantlarn paralara ayrm ve
kavramsal adan da zmlemilerdir. (Erzen,2006:3) evresel
sorunlarn ortadan kaldrlmas noktasnda zm hkmetlerden
beklenemez. Ellerinde g olmasna ramen sorunun bir paras
konumundalardr. Onun iin sorunun zm noktasnda asl
grev byk lde bireylere, gruplara ve bunlar ile beraber
byyebilecek olan kesimlere baldr. (Nasr, 2007:116) Mevcut
paradigma retim ve tketimin maksimizasyonu zerine
kuruludur. lkelerde bu paradigma ierisinde kendilerine siyasal
ve ekonomik g dengesi yarnda yer aabilmek iin mevcut
yap ierisinde hareket ettiklerinden dolay zm noktasnda
yapacaklar etkinlikler kstldr ve kapsayc olamaz. Bu sorunun
zm iin mevcut paradigmann dna kabilmek ve soruna
btncl bakabilmek gerekmektedir. Bu yaplamad takdirde
sorun bir ekilde geitirilmi veya soruna stnkr baklm
olur. evre, hammadde ve pazar olarak ele alnmad zaman
evresel sorunlar ciddiyetle incelenebilir. evresel sorunlar
zme noktasnda evreye estetik bir bak as ile bakmak,
doaya ve insana farkl adan yaklamak zm noktasnda
genel bir ereve izebilir. Estetik bak as ile bir insan kimlii
ortaya koymak ve bu kimliin insann dnyadaki yeri hakknda
bir bilin oluturmas asndan faydal olabileceini
dnyorum.
evre ve estetik i iedir birbirini tamamlar. Ben ile
evrenin ayrt edilemez bir btnl mevcuttur. Ayrt
edilemezliin gl karsnda diyebiliriz ki evre benim bir
paramdr. (Erzen, 2006:5) Bu bak alarnn izlerine
Uzakdou felsefelerinde daha ok rastlanr. Algsal adan
baktmzda da ben ve bilinci oluturan algy harekete geiren
evrenin etkinliidir. evreden duyumsadm koku, ses,
ekiller, tatlar ile beraber duyumlarm var olabiliyor ve gelierek
bilincimi oluturuyor. Duyumlarm ile beraber varlklar
saptam olurum ve bu adan var olan ben asndan evre ve
alg arasnda vazgeilmez bir balant vardr. Alglarm
oluturan evre olduuna gre burada beni mmkn klan da
evre olmu oluyor. evresel etkinliin azald lde
farkndalmzda azalmaktadr. Bu nedenle bilincin geliimi

2141

iin evrenin varl gereklidir. Bylece hem estetik, hem


alglama hem de bilinlenme asndan ben ve evre arasndaki
uyumdan ve dayanmann varlndan sz edebiliriz. Bu bak
as ile dnya varlklarn btn olarak var olmaktadr. Dnyaya
verilecek olan zarar btn canllara verilen zarar olacaktr. nk
varlk ve evresi birbirinden ayrlmaz bir btndr. evre
estetii bu noktada kendi varlmdan balayarak dnyay kendi
param gibi alglamamla balamaktadr ve bu anlaya gre
hareket etmemi gerektirmektedir. (Erzen,2006:6,7)
nsann evresi ile olan mnasebetini, evresine bak
as ve evresini deerlendirmesi ynndeki farklkllar ortaya
koymak asndan dou ve bat kartl zerinden
inceleyebiliriz. Bu noktada mantn ele aln bize bu ayrm
ortaya koyabilmek asndan yol gsterici olacaktr. Mantk,
insan soyu iin geerli olan dnme ilkelerine dayal dnme
eklidir. Mantk tektir fakat mantn tekil ve tmel ynleri vardr
ve bu iki farkl yn iki ayr zihniyeti ortaya koyar. Bat
tmelcidir. Bundan kast Batnn mantn tmelci ynn
kullanlmasndan dolay oluan zihniyet kastedilir. Fakat ou
Uzakdou kltr Batnn aksine mantn tekilci ynnn
kullanlmasndan dolay oluan tekilci zihniyet hakimdir. Bu
zihniyetin izine Hindistan ve inde olduu kadar antik Ortadou
kltrlerinden olan Smer, Asur, Babilde de rastlanmaktadr.
Uzakdou kltrlerinde paradoks mantnn egemenlii sz
konusudur. Paradoks mant tmeli, genel kavramlar
reddetmemekle birlikte onu dnme ediminde ve pratik
yaamdan uzak tutmutur. Paradoks mantnda her ey her eyle
birebir iliki ierisindedir ve bu iliki tekil bir ilikidir. Ayn
zamanda her ey hem kendisi hem de baka bir ey
olabilmektedir. Bu haliyle paradoks mantkta zdelik fikrine yer
yoktur. Mantksal dnme asndan zdeliin zorunlu
saylmas Batya ait bir zelliktir. Ayn ekilde zdeliin
zorunlu sayld noktada elimezlikte zorunlu hale gelir.
Bundan dolay Bat mant bir kartlk mant olarak ortaya
konmaktadr. Paradoks mantk bu zellikleri iermedii iin
Batnn tmelci mantk ynne yabanc bir mantktr. Batnn
kartlk mant kendisini doadan ayrr ve onu kendisinden
olmayan olarak karsna koyar, pozitive edip seyreder. (Greke
Theoria, nazar etmek seyretmek anlamndadr. Gnmz
kullanm olan kuram asl anlamn karlamaz. Kuramn nceki
kullanm nazariye idi. Bu kullanm anlam itibariyle daha doru

2142

kullanmdr.) Fakat rnein in (gnmz ini deil binlerce


yllk in zihniyeti) zihniyeti teorizasyonu tanmad iin Bat
dncesi gibi teorize edilemez. Bu zihniyet ierisinde doa
zdelik ve kartlklar ierisinde kavranacak bir obje deildir.
Paradoks mantk erevesi ierisinde dnen insan doay bir
d dnya olarak konumlandrp teorize etmez, onun iinde
uyumlu bir ekilde yaanacak bir yaam gelitirmeye alr.
(zlem,2002:267-268) Bugn her ne kadar endstriyellemi
olsa da Japon kltr ierisinde binlerce yllk tarihinden gelen
evre ve estetik yaklamlarda Budist ve Zen kltrnn
deerlerinin yansmalar grlmektedir. Bu birikimlere Bat
bak as ile niceliksel ller ile bakmaya kalktmzda
Dounun evre yaklamlar anlamsz bir hal alr ve o kltre
kar saygszlk edilmi olur. Bugn in rneinde olduu gibi
baz Uzakdou lkeleri her ne kadar binlerce yllk evreye kar
duyarl yaklam gsteren felsefe ve sanata sahip olmalarna
ramen, nfus problemleri nedeniyle evreye gereken nemi
vermeyip evresel tahribatta ba ekmeye balamtr. Bat gibi
kapitalist retim ekillerini benimsememi birok kltr hala
kendi evre ilikileri ile yaratt estetii korumaya
almaktadr. Yalnz bu kltrler ileri teknolojinin bulunmad
kltrlerdir. (Erzen, 2006:14-15) Endstri ve teknolojinin
geliiminin evre iin tahribatn sebebi konumuna gelmesinde
Heideggerin dedii gibi modern teknolojinin her eyi
hammadde olarak alglamas yatmaktadr.(Zimmermann,
2011:2) Mevcut evre krizinin balca sebeplerinden biri modern
teknolojiye zg baz uygulamalarn kullanlmasdr. Gnmz
dnyasnda siyasal ve ekonomik stnlk salamak iin dur
durak bilmeyen teknolojik yenilikler ortaya kmaktadr. Siyasal
ve ekonomik g elde etme yarnda dengeyi salamak adna
birok lke de bu teknolojilerin alcs olmak iin srada
beklemektedir. evrenin gz ard edildii bu yeniliklerin doaya
maliyeti ok ar olmaktadr. (Nasr, 2007:105)
Estetik denilince klasik anlam ierisinde akla gzel
gelmektedir. Fakat estetii evresel balamda sadece gzel
erevesinde dnmek eksik bir deerlendirme olur. Estetik,
duyumsama ve alglama ile ilgilidir. nsanlar estetik olarak
dnyay duyumlar ile alglarlar. Alglama sadece duyum
aamasnda olmaz duyudan geen veriler akl yoluyla yoruma
tabi tutulur. Estetik olarak tanmladmz bu alglama bizi
deerlendirmeler sonucunda ynlendirir ve ilikilerimizi kurar.

2143

Bu deerlendirmeler kltre aittir ve dolaysyla renebilinen


eylerdir. Sonu itibariyle algladmz eyler iinde
bulunduumuz kltrn ve alkanlklarn ynlendirdii ekilde
grlr. (Erzen, 2006:17)
Estetik bir objeye estetik tavr ierisinde yaklarken ilk
olarak alg ilgisi ierisine girmi oluruz. Zaten herhangi bir
nesnenin estetik obje olabilmesi iin ilk olarak onun alglanmas
gerekmektedir. Algnn estetik tavr ierisinde temel bir deeri
vardr. Bu bakmdan estetik tavrdan nce algnn ne olduu
zerinde durmamz gerekmektedir. Psikolojide alg bir btnn
kavranmas olarak tanmlanr. Burada btn den kast
duyularmzn salad duyumlarn karmak yaps ve bu
yapnn bellekte destek bulmasdr. Bu btn ayn zamanda
anlaml bir btndr. u an nmde masa var ve bu masa
dediim alg ierii byle anlaml bir btn gsterir. Masa
dediimde onu gryorum ve ondan elde ettiim duyumlar
birletirerek masa olarak adlandrdm duyumlarn tamamn
anlaml bir btn olarak oluturuyorum. Alg ve duyumlar
birbirleriyle sk bir iliki ierisindedir. Duyular araclyla
dnya ile ilgili tek tek duyumlar elde ederiz ve bu duyumlar ile
alg dnyas ina ederiz. Nesnelere anlam veren algdr ve alg
onlar anlaml bir btn olarak kavrar. Alglama esnasnda alg
nesneleri olduklar gibi bize verir. Bu bize nesnenin gerekliini
gsterir. u an nmde duran masa bir var olan olarak gerektir.
Alg nesneleri sadece gereklik olarak deil ayn zamanda
sempati ya da antipati objesi olarak kavrar. Bu noktada gereklik
dnyas ayn zamanda duyu dnyas olur. Alg, insan zihin ve
zekasnn gelimesi ile beraber bu duygusal elerden arnr ve
salt bilme etkinliine ular. (Alg salt bilme etkinliine insan
zihin ve zekasnn gelimesi ile beraber duygusal elerden
arnmas ile ular.) Duygular gndelik hayat ierisinde insan
etkilemeye devam eder fakat algladmz nesneler sadece
duygusal nesneler olmaktan kar. Gndelik alg ierisinde ou
zaman duyulur algda kavranamayan ok ey vardr. Duyulur alg
iin maddi olan eyler vardr onun arkasndaki anlam dnyasna
nfus edemez. Bu bize duyularn zerinde bir kavrama tarznn
olduunu gstermektedir. Var olan bize bildiren duyulur algdr.
Ama var olann arkasna baka bir alg ile ulaabiliriz.
Bu gerein tesine ulaan kavramadr. Bu kavrama alglanan
nesne ile bir ballk ierisindedir. nk herhangi bir nesneyi

2144

deil o nesneyi bizim iin grnr hale getirir. Burada


alglanabilir ey ile reel olmayann olduu iki varlk alan
karmza kyor. Bu alanlar birbirlerinden bamsz deillerdir.
Bunlar birbirlerine tamamlayan birbirlerine bal iki kavramadr.
Fakat ikinci kavrama her zaman iin birinci kavramaya baldr
nk o olmadan ikinci aamaya geilemez, ba olumaz.
Duyulur alg ile kavramaya baladmz ikinci dzen tinsel bir
dzendir. Fakat tinsel alan duyulur alandan bamsz deildir. Bu
iki dzen arasnda btnsellik mevcuttur. Bu iki dzenin
btnsellii ile beraber estetikte estetik kavramaya ve estetik
algya ulalr. Bu tarz btnsel bir kavrama ile beraber estetik
alg bize estetik objeyi verir. Estetik objenin varlk tarz
bakmndan heterojen bir yaps vardr. Estetik obje bir haliyle
gerek (reel) bir haliyle gerein tesinde (irreel) varl gsterir.
Estetik alg bir yan duyusal bir yan duyusal st yan ortaya
koyar. Bu iki farkl karakter estetik objenin btnselliinde ve
estetik algnn btnsellii ierisinde kaybolur ve biz de estetik
objeyi btnsel olarak kavrarz. Herhangi bir mzik yaptn
dinlerken bizi etkileyen nce o yapttaki seslerin uyumudur.
Notalarn geileri, tonlamalar ve seslerin ahengi bizleri etkiler.
Tek tek hangi mzik aletleri hangi notalar vuruyor dikkat
etmeyiz ama uyum btnl ile o mzik yapt bize haz
vermektedir. Resim sergisindeki bir resme bakarken ayn
btnlk ierisinde bakarz. Tek tek fra darbeleri ve renklerden
ziyade resimdeki hazz bize reel ve irreel btnlk salar.
Grld gibi alg estetik tavr iin temel bir neme sahiptir.
Estetik tavr ele alnrken alg ile ilgili olarak tartmaya
girilmelidir ve byle bir alma alg ile hesaplamaldr. Estetik
tavrn nitelii byle bir tartma ierisinde ortaya konulabilir.
(Tunal,1998:34-37)
Gnmz insan algsn kendi istei dorultusunda,
kendisinin oluturmu olduu ortamda, evrede ynlendiriyor.
htiyac ne ynde ise o nesneye dikkat kesiliyor. Kendisinin
yaratm olan yaam alanlarnda kylerde, kasabalarda,
ehirlerde ve evinde setii nesnelere dikkatini veriyor ve
dierlerini yaltyor, grmezden geliyor. nsann kendi
oluturduu bu evre emin olduu bir ortam olduu iin evreden
gelen uyarlara fazlaca dikkat etmiyor, sadece dikkatini ynelttii
noktalarda uyarlar dikkate alyor. evresel uyarlarn ou daha
nce karlat benzer uyarlar olduu iin onlar tanmlama
noktasnda gayret gsterme lzumu hissetmiyor. Gnmz

2145

insan artk alglama ve kefetme noktasnda ilgisini kaybediyor.


Hayat snflandrarak, sraya koyarak yaad iin her eyden
emin bir ekilde her eyi bildiini zannediyor. zellikle evresel
boyutta ne zaman beklenmedik sonular ile kar karya kald o
anda duyumlarn kullanma zorunluluu hissediyor. (Erzen,
2006:25) Bugn metropolde yetimi birok ocuk hergn nne
gelen meyvenin, sebzenin yetime artlarndan habersiz bir
haldedir. Yetimi olan bitkilerin geldii kayna market olarak
grmektedir. htiyac olan her eyi marketler ve alveri
merkezlerinden temin ettii iin besinlerin doal yetime artlar
ona yabanclamaktadr. nsan ve doa arasndaki hayati ba
kopma noktasna gelmeye balamaktadr. Yiyeceini doadan
arac olmadan kendisi elde eden insan itii su kaynan
kirletmez, topra kirletmez. nk bilir ki doaya verecei en
ufak zarar direkt olarak hem doal yaam ve doal yaamn
paras olduu kendini etkiler. Fakat doa ile temasn kaybetmi
bir birey iin doal yaam koruma hassasiyeti ortaya kmaz.
Dikkat kesildii evresel uyarlar sadece yaad kentin, ortamn
belli bal uyarlardr. Alglar sadece onlara aktr. Krsal
kesim doayla daha i ie olmas sebebiyle doaya kar
yabanclamay daha az yaamaktadr. Doa ile i ie yaad ve
geimini buradan elde ettikleri ile srdrdklerinden dolay en
ufak evresel uyarlara kar dikkatlidir. Esen rzgarn yn,
yaan yamurun iddeti, tomurcuklanan iekler onun algsn
ynelttii noktalardr. Fakat her ne kadar krsal ortamda bu tr
yaamsal hassasiyetlere sahip olsalar da bykehire g
etmeleri ile beraber alglarnda krelme oluur. Krsal kesimden
bykehirlere gte evresel anlamda nemli dezavantajlara yol
amtr. Genel anlamda krsal kesimde doayla, su
kaynaklaryla uyumlu bir ekilde bitkilere ve hayvanlara zen
gstererek yetimi insanlarn bu geleneksel ortamdan bir kere
kopmalar sonucu doal dnyayla ilikileri altst oluyor ve
kksz insanlara dnyorlar. ehirlerde drt bir taraflar
kirlilikle sarld ve geim dertlerin tek uralar halini alnca
kendilerinin ve ailelerinin geimi dnda pek bir eye aldr
etmemeye balarlar. Duyarllklarn kaybetmeye ve srece dahil
olup kentsel merkezlerin evresel ykmna ortak olurlar. (Nasr,
2007:106) G ettikleri ehirlerde o tketici manzarann esiri
olup sadece elde etme, tketmek ve gerisini dnmeme
noktasna gelerek sahip olduklar duyarllklar kaybediyorlar.

2146

Doa canll ile srekli bir deiim, dnm


ierisindedir. Doa bu kimlii ile beraber srekli yeni bir halde
karmza kmaktadr. Nesneleri herhangi kalplam
snflandrmalarn ierisine sokmadan esizliinin ortaya
konmasdr estetik alg. Estetik alg nesneye olduu gibi
yaklamaz. Ona olduundan daha fazlasna sahip olduu
duygusu ile yaklar ve onu tketmez. rnein Eirdir Gl
binlerce yldr olduu yerdedir fakat ona hergn tekrar tekrar
bakmda bambaka duygular elde ederim. Her gn yeni bir
haliyle karma kar ve ben onu bu esizlii ile beraber alglarm.
Bu noktada algm ne kadar ak olursa evrem ile beraber o kadar
zengin ilikiler kurabilirim. Bu zengin ilikilerin neticesinde
doaya kar daha az bencil davranrm nk doa ile derin
bamn farkna vardka kendi varlmzn dnyadaki yerini
daha iyi anlam oluruz. evre estetii sadece ierisinde
bulunduumuz mekann sslenmesi deildir. evre estetii
ncelikle evreyi alglaymz ile ilgilidir. Bu alglama ile
beraber ona vereceimiz deer ve onunla gireceimiz iliki
temellidir. (Erzen, 2006:53)
Doa hi olmad kadar talan edilmekte ve erimekte ve
u an yerkre insanolunun dur durak bilmeyen saldrs altnda.
Problem ciddi boyutlara ulam olmasna ramen zm
noktasnda eitli neriler ortaya konmu olsa da ne yazk ki
yeterli grnmemektedir. nsann algsndaki bozulma ile
beraber doa felaketleri ile kar karyayz. nsann yeryz ile
olan ilikisini yeni batan dzenlenmesi zm noktasnda en
etkili yntemlerden biri olacaktr. Sorun hayati nem arz ettii
iin bu konuda fazla tolerans gsterilmeden btncl ekilde
yaklalmal ve sorunu ortadan kaldracak kkten zm
nerileri getirilmelidir. Burada bu zm nerilerini sunmaktan
daha ziyade sorunun hangi dzlemde ele alnmas zerinde
durmaya gayret gsterdim. evre kirlilii problemi aslnda
insann kendisinin bozulmasnn bir sonucu olarak ortaya
kmaktadr. nsan alglama noktasnda kaybettii hassasiyeti
tekrar kazand lde dikkatini evresine verebilir ve estetik bir
bak as ile evreye hassasiyet gsterebilir. Ayn ekilde bu
estetik bak as ierisinde doayla uyumlu yaam alanlar
oluturarak gelecei daha yaanabilir bir hale getirebilir.

2147

KAYNAKA
ERZEN, J., (2006), evre Estetii, ODT Yaynclk, Ankara.
NASR, S. H., (2007). slam, Gnmz slam Dnyas ve evre
Krizi, (Haz.) FOLTZ, R. C., DENNY, F. M.,
BAHARUDDN, A., slam ve Ekoloji Bahedilmi Bir
Emanet, (ev.) ELHSEYN, N., Olak Bilimsel
Kitaplar, stanbul.
ZLEM, D., (2002), Kavramlar ve Tarihleri 1, nklap Kitabevi,
stanbul.
TUNALI, ., (1998), Estetik, Remzi Kitabevi, stanbul.
ZIMMERMAN, M. E., (2011), Heidegger-Moderniteyle
Hesaplama/Teknoloji,
Politika,
Sanat,
(ev.)
ARSLAN, H., Paradigma Yaynclk, stanbul.

2148

SLAM TOPLUMLARINDA BLMN DN, BUGN


VE YARINI
Gkhan SEZEN
ZET
Yaplan almada; 7. Yzyl ve 12. Yzyl slam
toplumunda bilim ile olan iliki ve slamn altn a, 12. Yzyl
sonras bilimin gerilemesi ve slamn ortaa, son olarak
gnmzde slam toplumlarnda bilimin yeri ve gelecei konu
alnacaktr.
slamn douu ve ykselii ile zamann kltr
merkezleri slam topraklar iine girmi ve Ele geirilen yerlere
Beyt-l Hikme gibi bilim yuvalar kurulmutur, akl ile din
aklanmaya allm ve byk alimler yetitirilmitir. lerleyen
zamanlarda gerek d gler; Mool istilalar, Avrupann etkisi,
gerekse i nedenler; siyasi karmaalar ve otorite kavgalar nedeni
ile bilim orta a Avrupasnn dt duruma gelmi, toplum
bilimden uzaklamtr. Bu srada Avrupa pozitif bilimde ok yol
almtr. Osmanl devleti slahat hareketleri ile beraber
Avrupaya ayak uydurmaya almsa da istenilen baar elde
edilememitir.
Gnmzde ise Avrupa, Amerika, in gibi devletler
bilim konusunda sz sahibi iken slam corafyas karmaadan
kurtulamam, halen onlara yetiememitir. Ancak, bata
Trkiye, ran gibi slam corafyasnda sz sahibi olan lkelerin
giriimleri ile yeni Beyt-l Hikmeler kurulabilir, yeni
Abdussalamlar yetiebilir, slam tekrar altn an yaayabilir.
Bunun iin tekrar medeniyetin metafizik ve kozmolojik temelleri
ile iletiime gemek gerekecektir.
Bildiride bilim, medeniyet ve insan ilikileri ele
alnacak, gemiten gnmze slam Dnyasnn bilime katklar
ve gncel sorunlar tartlacaktr.
Anahtar Kavramlar: slam, Bilim, Modern Bilim,
Ortaa, Aydnlanma.

Hitit niversitesi Kimya


gkhnszn39@gmail.com

Mhendislii,

2149

Yksek

Lisans

rencisi

PAST, TODAY AND FUTURE OF SCIENCE IN ISLAMIC


COMMUNITY
ABSTRACT
In the study, 7th and 12th Century Islamic communities
relationships with science, Islam's golden age, Islam 's decline
and medieval science after 12th centuries, lastly the role of
science in Islamic communities today and future issues will be
taken. With growing and rising of Islam, the cultural centers
entered into Islamic lands and built new cultural centers like
Beytul Hikma. the mind and the religion tried to explain and great
scholars were grown. In later times cause of both internal and
external forces; Mongol invasions , the influence of Europe , as
well as internal reasons ; political turmoil and authorities fight,
have become like position of medieval Europe, society have
diverged from science. Meanwhile Europe has come a long way
in the positive sciences. Ottoman Empire tried to keep up with
reform movements to Europe, but the desired success could not
be achieved. Today, Europe, America, China, while states such
as advanced in science, Islamic geography could not get rid of
the mess, is still not catch them. However with the influence of
powerful countries in the Islamic World, especially Turkey and
Iran, new Beyt-ul Hikmas can be built, new Abdussalams can
grow, we can live the golden age of Islam again. Civilization will
need to communicate with basics of metaphysical and
cosmological again.
In this research, science, civilization and human
relations will be discussed, from the past and current problems of
the Islamic world's contribution to science will be discussed.
Key Words: Islam, Science, Modern Science,
Medieval, Enlightenmen.
GR
slam; ran, Bizans, Hint, Yunan kltrleri gibi pek ok
kltrn bulunduu bir blgede domu ok ksa bir srede geni
topraklara yaylarak bu kltrleri harmanlam ve kendine has bir
kltr meydana getirmitir. Bu zengin kltr miras sayesinde
pek ok konuda olduu gibi bilim konusunda da ileri bir
medeniyet kurulmutur. Felsefi temelleri Antik Yunan

2150

dncelerine dayanan bu medeniyet, bilim ile doaya


hkmetmemi, doay, evreni anlamaya alm ve salt bilgi
peinde komutur.
Sahip olunan bu bilim miras tarihin ilerleyen
zamanlarnda gerek i nedenler gerekse d nedenler yznden
gnmzde kaybedilmitir. Mool istilalar bu gerilemenin en
byk nedeni gibi gsterilse de, Avrupann karanlk a olarak
nitelendirdii kilisenin ve kktenciliin hkm srd
dnemlerdeki anlayn slam topraklarna sramas da bu
mirasn kaybedilmesinde temel nedendir.
Gnmze gelindiinde kaybedilen bu deerler halen
geri kazanlamamtr. Globalleme ile beraber bilimi gncel
olarak takip edebilsek te, zellikle in, ABD gibi gler halen
bilimi reten tarafta, bizler ise bu gelimeleri takip eden tarafta
yer almaktayz.
Ancak atlacak doru admlarla slam lkeleri de bilim
konusunda muhakkak ki dnya zerinde sz sahibi olabilir.
1. ANTK YUNANDA BLM
Antik Yunan bilimi, bu lkenin corafi konumu
itibariyle deniz kenarnda yer almas, halkn bu sebeple ticaretle
uramas dolaysyla pek ok medeniyet tanyp onlarn
kltrlerini ve teknolojilerini renmeleriyle ekillenmitir.
Tarihin bu dneminde bilim gnei Yunanistan ve Ege
kylarnda domu, pek ok dnr ve bilim adam bu
topraklarda yaamtr. Bunlarn banda, ilk Yunan matematiki
olan Thales, dnr ve matematiki Pytagoras, atomu ilk kez
tanmlayan Democritos, mrn gerei ve doruyu aramakla
geiren dnr Sokrates ve slam toplumlarnda ilk retmen
olarak tannan Aristoteles gelmektedir.
Antik Yunan biliminin en nemli zellii, o zaman
kadar doay ve evreyi gzlemleyen insanolunun bu dnemde
doay ve evreyi anlamaya almasdr. M.. 300 l yllarda
dorua kan bu anlaya gre, insan doann ayrlmaz bir
parasdr ve dnce el becerisinden daha deerlidir (Karaay,
2011; Orhun, 2013, ss. 28-56).

2151

2. ORTAADA BLM VE KLSENN ETKS


Hristiyanln
ortaya
k
ve
Avrupann
Hristiyanlamas kilisenin glenmesine neden oldu. Toplumun
her alannda ba gsteren kktenci anlay bilimin ve sanatn
yaklak 14 yzyl srecek ve Rnesans ile son bulacak bir
kesintiye uramasna neden oldu. Bu sre iki dneme ayrlr: 2.
ve 8. Yzyllar arasndaki dneme patristik dnem, 8. ve 15.
Yzyl arasndaki dneme ise skolastik dnem ad verilir. Bu iki
dnem arasndaki en byk fark ise ilk dnemin ok daha
gereklikten uzak bir dnce yapsnda olmasdr (Topdemir,
2012, ss.72-75). Kktenci anlay bu uzun zaman diliminin her
annda zgr dnceye kar km, kilisenin koyduu kat
kurallara kr krne balanmt. Kilisenin koyduu kurallar
Tanrnn emirleri olarak anlamlar ve bu kurallara uymayanlar
engizisyon mahkemelerinde yarglayarak cezalandrmlardr.
Bu dnemde Copernicus, Galileo Galilei gibi bilim adamlar
ksa
da
kilise
basks
yznden
dncelerini
yayamamlardr(Karaay, 2011).
3. SLAM TOPLUMUNDA BLMN ALTIN AI
Avrupa byle bir karanln iinde kaybolmuken
gneyde slam domu ve hzla ilerlemiti. Hz. Muhammed
dneminde slam geni topraklara yaylm olmasna ramen ilk
halifeler dneminde zellikle Bizans ve Sasaniler ile mcadele
edilerek toraklar ele geirilmitir. Bylelikle slam ok daha
byk ve ierisinde farkl kltrleri barndran topraklara hakim
olmutur. Bu fetihlerde zellikle bu iki devletin uzun zamandr
birbiriyle ekimesinden bkan halkn slam ordular tarafnda
yer almas da fetihleri kolaylatrm yeni ticaret yollarnn
olumasna neden olmutur. Bylelikle Arap fatihler, Hz.
Muhammedin lmnden yaklak bir asr sonra, Prenelerin
kuzeyinden, Kuzey Afrikaya, Irakn tamamndan Orta Asyaya
ve Pencapa kadar uzanan, usuz bucaksz topraklarn sahibi
olmulardr (Aydn, 2002; Lapidus, 2003, ss. 78-798). slamn
bir hogr dini oluu, bilimi nerede bulursanz aln
dncesi zengin bir corafyaya hkmetmesi kilise basksndan
kaan bilim adamlarn etkilemi ve onlara yeni kaplar amt
zellikle Arsitotelesin dncelerinden etkilenen slam

2152

biliminde, bilim doay anlamak, onu yorumlamak iin


kullanlyordu (Kurt, 2008, ss. 35-72).
Bilim adamlarnn bu topraklara gelmesi ve
hkmdarlarn da onlara, dolaysyla bilime her anlamda destek
olmas slamn 8. yzyla girildiinde bnyesinde pek ok bilgi
birikimi bulunan slamn altn a olarak tabir edilen ve 12.
yzyla kadar srecek olan bir aa girmesini salad. Bu ada
gze arpan en nemli toplumlardan birisi Abbasilerdi.
Abbasileri nemli klan hakimiyetleri srasnda dnyann her
yerinden kitaplar getirerek eviriler yapmalardr. Ayrca
Abbasiler Badat bir ilim yuvas haline getirmilerdir. Bunun
en gzel rnei; o dnemde halife Me-munun yaptrd Beytl Hikme dir. Burada uzun yllar sistemli olarak kitap evirileri
yaplmtr. Buras; Yunan, Latin, ran kltr gibi farkl
kltrlerin Arapa evirilerini ieren byk bir ktphane ve
bilim merkezi haline geldi. Bu mtercimler arasnda zellikle
unlar zikretmek gerekir: bn Maseveyh, Huneyn b. shak ve
Sabit b. Kura. Abbasi ynetimi akli bilgiye nem vermi ve zgr
dnceyi desteklemitir. Bu dnemde pek ok bilim adam
km, astronomiden matematie, geometriden tbba birok
bilim dalnda kitaplar yazlm yeni bilgiler elde edilmitir.
Altn aa damgasn vuran bir dier medeniyette
Emevilerdir. Bu gnk spanya ve Portekiz blgesinde kurulan
bu devlet Cordobay bilim yuvas yapmtr. orak topraklardan
gelen bir kltre sahip olan Emeviler gelimi sulama teknikleri
ile o gnn Avrupasna rnek olmutur. Bunan yannda el
sanatlarnda usta olan Emeviler, ilkel saylabilecek Avrupa
kltrnn yannda gayet rahat ve lks bir hayat srmtr.
Ayrca Emeviler ynetim konusunda ve belediyecilik anlaynda
da Avrupadan ileriydiler ve gnmz Avrupasna rnek oldular.
12. y.y. n sonuna gelindiinde slamn altn a da
yava yava sona ermeye balamt. Bunun en nemli nedenleri
Mool ve Hal ordularnn saldrlar, i karkllar olarak
gsterilebilir. Onaltnc yzyln ikinci yarsndan itibaren bu bu
medeniyet yava yava gerilemeye balamtr. Batdaki bilimsel
ve teknolojik almalar; slam dnyasnn yeni bilgiler
retememesi ve elindekiyle yetinmeye almas, nce Mool ve
hal daha sonra zbek hkmdar Timur karsnda ciddi bir
ekilde bozguna uramas ve tarm toplumundan daha ileri bir

2153

topluma geii gerekletirememesi gerilemeyi tetikleyici


nedenler olarak dnlebilir.
Bu nedenler i ve d olarak 2 balk altnda
incelenebilir.
A- D nedenler
Batnn Ykselii
slam corafyas srekli karklklarla bouurken
Avrupada yeni dnceler gelimekteydi. Avrupann bir
blgesinde yaplan bir icat farkl bir blgesinde gelitiriliyor ve
kullanlyordu. Bilim srekli ve durdurulamaz biimde
gelimekteydi. Bu gelime var olan ykarak yerine yeni bir
dncenin getirilmesi olarak deil mevcut dncenin zerine
yenilerinin ina edilmesiyle oluyordu.
Smrgecilik
Avrupal devletler yeni gelitirdikleri yntemler ve
icatlar hayatn her alannda kullandlar. Bunlarn banda da
denizcilik gelmekteydi. Denizciliin gelimesiyle yeni
corafyalar kefeden Avrupal kaifler yeni medeniyetlerle
iletiime geiyordu. Avrupal devletler ise gerek kefedilen bu
medeniyetleri yok ederek servetlerine el koydular gerekse onlarla
ticaret yaparak onlarn zenginliklerini ele geirdiler. Bylelikle
etik ve ahlak deerlerinden yoksun bir tccar snf meydana
geldi.
B- Etmenler
Ekonomik nedenler
Avrupa her geen gn tarm toplumu snfnda karak
sanayileme yolunda ilerliyordu. Ayrca smrgecilik hareketleri
ile byk zenginlikler elde ediyorlard. slam toplumlar ise halen
tarm toplumu durumundayd ve gerek Mool saldrlar gerekse
hal saldrlar ile her geen gn daha da zedeleniyor ve
ekonomik olarak geliemiyordu. Bu da devletin bilim ve bilim
adamlarna ayraca btenin klmesine neden oluyordu.
Taklit Dnemi
12. y.y. a gelindiinde toplumlarda zellikle mezhep
atmalar ba gstermi ve lkeler siyasi sorunlarla boumaya
balamtr. Bylesine alkantl bir dnemde doal olarak
retken ve yeniliki anlay kaybolmu onun yerine skolastik

2154

anlay yerlemeye balamtr. Bu durumda ilerleyen dnemler


iin retip aratran toplumlarn olumasn engellemitir.
Siyasal stikrarszlk
Yneticilerin sk sk deitirilmesi, gelen yneticilerin
kendi menfaatleri dorultusunda hareket ederek bilimi
desteklemeleri ve lkeler iindeki ekonomik sorunlar bilimin
gelimesini engelleyen en nemli sorunlardan dieridir. (Kurt,
2008; Aydn, 2002 )
4. RNESANS
Avrupa, Ortaa dncesinden 15. yzyln ilk
yarsndan 16. Yzyln sonuna kadar geen zamanda uzaklat;
yaknaa hazrland. Bu dneme "yeniden dou" anlamna
gelen Rnesans dendi. 16. yzyl boyunca astronomi, matematik,
anatomi ve mekanik en ok gelien bilim dallar oldu. Rnesans
ile birlikte bilime olan bak deiti. Eski dnceler ykld,
yerine yeni ve otoritelerden bamsz dncler geti. Bu
dnemde dogmatik dnce yerini deney, gzlem ve pozitif
bilime brakt. Her eyin olanakl grld bu atmosferde,
byclk, astroloji vb. ek olarak, hmanizm hareketi,
atomculuk, kukuculuk, Hristiyanln dnda ele alnmaya
allan yeni bir Aristoculuk, yeni Aristoculuun douu
balamnda bn Rdclk (Averroizm), Platonculuk, laik
siyaset, topik devlet tasarmlar, doal din, doal hukuk gibi
olduka geni bir alana yaylm dnsel araylar ortaya
kmt.
Ortaa kilisesinin dar kalplarndan syrlan
dnrler, kendilerini olgusal veriler zenginlii ierisinde
bulmular ve bu verileri kuramsallatrmaktan ok onlar znel
bak alaryla bir bir sayp dkmlerdir. Bu yzden olsa gerek
Rnesansn bilimsel kuramlar alannda baars olduka clzdr;
ancak Rnesansn sonlaryla, ardndan gelen 17. yzyl bilimsel
metodolojiye ynelik tartmalardan sonra, teorik dzlemde
Galileo, Kepler, Kopernik, Newton gibi insanlarla olduka
verimli bir kuramlar ana yol amtr. Bu, Rnesans
dneminde deneysel yntemle toplanan olgular okluunun ve
metodolojik tartmalara bal olarak tanr odakl ve yer merkezli
paradigmadan, sekler ve gne merkezli yeni paradigmaya
geiin bir rndr.(Tok, 1999)

2155

5. OSMANLIDA BLM
Osmanlda bilim anlay kendine has bir geliim
gstermitir. Osmanl kendi topraklar dnda kalan slam
lkeleriyle kltr bakmndan pek ok ortak nokta ierse de
corafi konumu, devlet idaresinin ve toplumun yaps
bakmndan farkllklara sahiptir. Bylece Osmanl bilim
konusunda dier slam lkeleriyle benzer zellikler gsterse de
gelimilik bakmndan nc zellii tar. Osmanl balarda
sahip olduu geni kltr miras ve bilim mirasndan etkilenerek
bilimi gelitirmeye alm ve bunda da baarl olarak eski
toplumlardan daha da ileriye gitmitir. Batda bilimin gelimesi
Osmanly da etkilemitir ve Osmanl bat ile dier slam lkeleri
arasnda kpr vazifesi yaparak dou ve batnn sentezi haline
gelmitir. Osmanl bilimi, daha nce ayn topraklarda yaayan
Seluklu devletinin mirasndan ve dier Anadolu devletlerinin
birikimlerinden faydalanarak ortaya kmtr. Byle bir miras ve
sentez sonucu Osmanlda pek ok yeni bilim merkezleri
kurulmutur.
Osmanllarda en nemli bilim, kltr ve din eitimi
kayna phesiz ki medreselerdi. Medreseler Osmanlnn
kuruluuyla beraber Anadolu da yaygnlam ve 20. y.y. a kadar
gelmitir. Medreseler zaman ierisinde pek ok deiiklie
urasa da temel olarak slam kltr erevesinde ekillenmitir.
Medreseler devlet tarafnda deil vakflar tarafndan
destekleniyordu. Fatih ve Kanuni ye kadar daha ok nakli ilme
arlk veren medrese eitimi bu dnemde akli ilme de nem
vermitir. Bylelikle medreselerde din eitimi alanlarn yannda
akli bilim renenlerde artmtr. Medreselerde yetien limler,
mderrislik, mftlk, kadlk, kazasker ve eyhlislamlk gibi
toplumun pek ok alannda alabiliyorlard. Kanuninin
kurdurduu Sleymaniye Medresesi ile medrese yaplanmas son
evresine girmitir.
18. y.y. a gelindiinde Osmanl gnn artlarna ayak
uydurmak iin bilim adna byk haleler yapmtr. Osmanl
ncelikle batnn askeri gcne kar koymak iin askeri
alanlarda yenilik yoluna gitmitir. 1772 ylnda Topu Mektebi,
1773 ylnda Mhendishane-i Bahri-i Hmayun, 1827 ylnda
Dar-l Tbb- Amire, 1839 ylnda Mekteb-i Tbbiye-i Adliye-i

2156

ahane, 1871 ylnda Mhendishane amtr. Sadece askeri


alanda deil sivil okullarda da yenilik yoluna giden Osmanl;
1839 ylnda Rtiye, 1848 ylnda Darlmuallimin, 1859 ylnda
Kz Rtiyesi, 1870 ylnda Darlfnun, 1870 ylnda
Darlmuallimat kurdu. Ancak tm bunlar yaplsa da Osmanl
bat ile arasndaki fark kapatamad.(Kahya, 2003, ss.11-19;
hsanolu, 2013, ss. 180-203)
6. GNMZDE BLM SORUNU VE ZM YOLLARI
Bilindii gibi baz istisnalar hari tarihin her dneminde
gerek Anadolu gerek Mezopotamya gerekse kuzey Afrika
blgeleri srekli siyasal karklklarla boumutur. Bazen bu
blgelerdeki lkeler birbirleriyle savam bazen ise Mool, hal
gibi saldrlarla boumutur. Bu durum ister istemez siyasi
sorunlara da neden olmu ve bu corafyada pek ok devlet yklp
kurulmutur. Gnmzde de siyasal sorunlar halen devam
etmektedir. Gnmzde Msr, Libya, Pakistan, Afganistan ve
daha pek ok lke siyasi karmaalarla uramakta dolaysyla
ekonomik olarak kalknamamaktadr.
Tarihin her annda bilim ve teknolojinin paralel olarak
geliip geriledii en nemli etmen ekonomidir. Bir devletin
ekonomisi o devletin gerek siyasi gerekse teknolojik gcn
gsterir. IMFnin veya dnya bankasnn yapm olduu
gayrisafi milli haslaya gre lke sralamalarnda, petrol lkeleri
ve Trkiye hari dier slam lkeleri sralamann sonlarnda yer
almaktadr.
Ayrca pek ok slam lkesi terr sorunu ile
boumakta, bilime ve teknolojiye ayracaklar bteyi askeri
yatrmlara ve silahlanmaya ayrmaktadrlar. Oysa silahlanmaya
ayrlacak bte ile pek ok lke kendi uluslararas bilim
merkezlerini kurabilir, ayn zamanda ortak giriimlerle dnyann
yeni Beytl Hikmeleri de kurulabilir.
ncelikle yaplmas gereken lke artlarna uygun bir
teknoloji ve bilim politikas gelitirilmelidir. Bu politika lkenin
ekonomik koullarna ve kalknma politikalarna uygun
olmaldr. lkemiz iin konuacak olursak; bilim ve teknoloji
konusunda atlan ilk adm TBTAKn kurulmasdr. Bununla
beraber Trkiyenin OECD Pilot Takmlar Projesi ne
katlmasdr. Bu olaylar Trkiyenin birinci 5 yllk kalknma

2157

plan iinde yer almaktadr. Bu proje kapsamnda yedi lke yer


almtr Trkiye ise 1963 ylnda projeye dahil olmutur. Proje
erevesinde hazrlanan sonu raporlar 1966 da ilgili
hkmetlere sunulmutur. Bu rapora gre; bilimin toplum ve
ekonomiyle olan ilikisi, bilim politikas ortaya koymak ve bunu
srekli gelitirmek iin bir yntem belirlenmesi gibi nemli
konular yer almtr. Bu amalar dorultusunda Trkiye teknoloji
ve bilim politikas gelitirmitir. Hazrlanan bu bilim
politikasnda tarm, enerji, kimya, tekstil, metalrji gibi pek ok
sektrler iin aratrma ve gelitirme konular, yeni retim
yntemleri ve bunun yannda kurumsal dzenlemeler yer
almaktadr. 1983 ylna gelindiinde TBTAK ve DPT ayrntl
bir teknoloji ve bilim politikas hazrlamtr. Bu raporda
Trkiyenin mevcut i gc tespit edilmi, uzun vadede hedefler
belirlenmi, Bilim ve Teknoloji Yksek Kurulu tekil edilmitir.
1983-2003 ylar iin hazrlanan bu politikann ncelikleri
arasnda, bilgisayar biliimi, telekomnikasyon, elektronik
malzeme teknolojisi, fiberoptik aratrmalar, uydu haberleme
sistemleri konular yer almaktadr. (Gker,2002) Bakldnda
ayrntl ve planl olarak hazrlan olan bu politika slam
toplumlarnn hepsi iin bir rnek tekil edebilir niteliktedir.
Ancak uygulamaya geirilmesi tartma konusudur.
Gnmzn bilim ve yenilik denildiinde akla gelen ilk
kavramlarda birisi de patenttir. Batda patent konusu ok ciddiye
alnan ve organize olarak hareket edilen bir konudur. Ticaret ile
%1-30 arasnda gelir elde edilirken, patent ile %100-10.000
arasnda kar salanmaktadr (Akdi, 2003). Bat bu bilinle hakl
olarak hareket etmekte fakat Trkiye ve dier slam toplumlar
bu konuda yeni yeni bilinlenmektedir. Dnya sralamasna
bakldnda da ABD, in, Almanya gibi lkeler ilk sralarda yer
almaktayken slam lkeleri bu sralamada gerilerdedir.
WIPOnun 2007 istatistiklerine gre ilk 10 lke arasnda slam
corafyasnda hibir lke yoktur (Tun,2008). Trkiyede ki
duruma bakacak olursak, Trkiye Patent Enstitsnn verilerine
gre 2013 yl genel art oran %14,19 dur. Toplamda 8925
kabul edilmi bavurunun 1244 yerli, 7681 i yabanc tescildir
Ekonomi konusunda bir dier sorun ise bilim
adamlarna yaplan demelerdir. Trkiyede Tbitak gibi bilim
akademileri gerekli yardm yapmaktadr anca bu yardmlar daha
da gelitirilebilir. Bilim adamlarnn almalar daha byk

2158

btelerle desteklenebilir. Eitim-senin 2009 ylnda yapm


olduu ankete gre akademik alma yapanlarn ou yeterli
destei alamadklarn belirtmilerdir. Bu durum da akademik
alma
yapanlarn
kendi
imkanlaryla
altklarn
gstermektedir. Yine ayn aratrmaya gre akademisyenler en
byk sorunlarnn cret dkl olduunu belirmilerdir.
Ayrca akademisyenlerin dier problemlerinden birisi de ar
ders ykdr. Bu artlar altnda bilimsel alma yapmak elbette
ki zordur. Yaplacak olan bilim ve teknoloji politikasnda bu
sorunda giderilmelidir.
Elbetteki bilimin gelimesi iin yaplabilecek almalar
ve yenilikler bunlarla snrl deildir. Btn slam lkelerinin
katlm ile dzenlenecek ortak bir bilim politikas ile bir yol
haritas izilerek doru admlar atlabilir, gnmz dnyasnda
sz sahibi olmamz salayacak pek ok bilimsel alanda
almalar yaplabilir.

2159

KAYNAKLAR
AKD, C., (2003), Neden Bilim? Trkiyede Ve Dnyada
Bilimin Organizasyonu Ve Finansman, svire Alerji
Ve Astm Aratrma Enstits mmunuloji Blm
Dergisi, Yl: 3, Say: 11 (s. 3.).
AYDIN, H., (2002), slam Dnyasnda Bilim ve Felsefe:
Ykseli ve Duraklama, Bilim ve topya Dergisi,
Say: 94-95.
GKER, A., (2002), Trkiyede 1960lar ve Sonrasndaki
Bilim ve Teknoloji Politikas Tasarmlar Niin [Tam]
Uygula[ya]madk?, ODT retim Elemanlar
Dernei, Ulusal Bilim Politikas Paneli, ODT,
Ankara.
HSANOLU, E., (2013), Bilim ve Teknoloji Tarihi, Anadolu
niversitesi Yayn Akretim Fakltesi, (ss. 180203), Eskiehir.
KAHYA, E., (2003), On Beinci Yzylda Osmanllarda
Bilimsel Faaliyelerin Ksa Bir Deerlendirilmesi,
Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi,
Say. 14 (ss.11-19), Ankara.
KARAAY, T., (2011), slam lkelerinde Bilimin Gerileyii,
Bakent niversitesi, Ankara.
KURT, A., (2008), slam ve Geri Kalmlk Sorunu, Uluda
niversitesi lhiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: 17, Say: 2
(ss. 35-72.), Bursa.
LAPDUS, I., (2003), slm Toplumlar Tarihi, Cilt: 1 (ss. 78798.), letiim Yaynlar, stanbul.
ORHUN, ., (2013), Bilim ve Teknoloji Tarihi, T.C. Anadolu
niversitesi Yayn Akretim Fakltesi, (ss. 28-56.).
TOK, G., (1999), Bilimin Iyla Aydnlanan a Rnesans,
Bilim ve Teknik Dergisi, Mays, (ss:82-87.).

2160

TOPDEMR, H. G., (2012), Ortaa Uygarlklarnda Bilgi ve


Bilim, Bilim ve Teknik, Ocak, (ss. 72-75.).
TUN, H., (2008), Bir Yenilik Gstergesi Olarak Patent ve
Trkiye Patent Performans, Yksek Lisans Tezi,
Sleyman Demirel niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits ktisat Anabilim Dal, Isparta.

2161

2162

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Necdet DURAK
Klasik ve Modern Siyaset Felsefesinde Etik-Politik Erdem
Olarak Adalet
Prof. Dr. Veli URHAN
Siyaset ve Ahlak
Salih EN
Yeni Bir Etik Yaklam Olarak Hakikat(ler) Etii
Dr. Nurten KR YILMAZ
Sreklilik ve Deiim Gerekliinde Muhammed kbalin
Dinamik Din Anlay
Ar. Gr. Dr. Kevser ELK

2163

2164

KLASIK VE MODERN SIYASET FELSEFESINDE ETIKPOLITIK ERDEM OLARAK ADALET


Prof. Dr. Veli URHAN
ZET
Dnce tarihine, Greklerden gnmz gelinceye
kadar, btnlk ierisinde bakldnda, ana hatlaryla
birbirinden farkl iki adalet anlaynn oluageldiini sylemek
mmkndr:
Platon ve Aristotelesin eserlerinde adalet, yneticilerde
bilgelik, askerlerde cesaret, reticilerde alma olarak belirlenen
ana erdemin, genel anlamda, toplumsal katman olarak sz
konusu edilebilecek olan siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda
gereklemesine bal olarak, her eyin yerli yerinde bulunuyor
olmas anlamnda, ortaya kan drdnc ana erdemdir.
Grek filozoflarnda adalet Machiavelli, Hobbes, Locke,
Rousseau vb. modern siyaset ve hukuk filozoflar tarafndan,
arlkl olarak etik erdem olan ieriinden artlarak, tamamen
siyasal ve hukuksal bir kavram haline dntrld bir
gerektir.
Ahlaki Duygular Teorisi adl eserinde srf adalet ou
durumda negatif bir erdemdir ve sadece bizi komumuza zarar
vermekten alkoyar diyen Adam Smithe gre, adalete zg
olan, onu gvence altna almak iin g kullanlmasna izin
vermesiydi. Adalet ile refah arasndaki balant Jeremy Bentham
ile kurulmaya balar.
Anahtar Kelimeler: Adalet, Siyaset, Erdem, Etik,
Hukuk.
JUSTICE AS A ETHICAL- POLITICAL VIRTUE IN
CLASSICAL AND MODERN PHILOSOPHY
ABSTRACT
Considering the history of ideas in a unity from Greeks
to the present day, it can be stated that there have been two
different sense of justice which are indifferent from each other:

Gazi niversitesi Edebiyat Fakltesi.

2165

In the works of Plato and Aristotele, Justice was defined


in three main virtues, practiced by rulers as a wisdom, by soldiers
as a courage and by producers as a work. In general terms,
depending on the realization of justice in three social strata:
Political, military and economic fields, in the sense that
everything is in place, justice can be considered as a fourth virtue.
Justice was defined mainly as an ethical concept in
Greek philosophers. But, it is real that justice was purified from
its content, especially its virtue ethics, and transformed into a
purely political and a legal concept by the philosophers
(Machiavelli, Hobbes, Locke, Rousseau and so forth) of modern
politics and law.
In his book The Theory of Moral Sentiments, Adam
Smith proclaimed Mere justice, upon most occasions, but a
negative virtue, and only hinders us from hurting our neighbour.
According to Smith, justice allowed to using of force to ensure
justice, which is unique. The connection between justice and
prosperity was established by Jeremy Bentham.
Key Words: Justice, Politics, Virtue, Ethics, Law.
Dnce tarihine, Greklerden gnmze gelinceye
kadar, btnl ierisinde bakldnda, genel hatlaryla
birbirinden farkl iki adalet anlaynn oluageldiini sylemek
mmkndr:
a) Temelde insanlarn niteliksel eitsizlii fikrine
dayanan, etikle siyasetin hibir ekilde birbirinden ayr olarak
dnlmedii klasik etik ve siyaset felsefesinin adaleti. Bu adalet bilgelik, cesaret ve lllk ana erdemlerinin varlna bal
olarak ortaya kan drdnc ana erdemdir.
b) Temelde insanlarn niteliksel eitlii fikrine
dayanan, etikle siyasetin birbirinden tamamen ayr olarak ele
alnd modern siyaset felsefesinin adaleti. Bu adalet artk sz
konusu drt ana erdemden biri olarak dnlmemektedir.
Platon ve Aristotelesin eserlerinde adalet, yneticilerde
bilgelik, askerlerde cesaret, reticilerde lllk (alma ve
itaat) olarak belirlenen ana erdemin, genel anlamda,
toplumsal katman olarak sz konusu edilebilecek olan siyasi,

2166

askeri ve ekonomik alanlarda gereklemesine bal olarak, her


eyin yerli yerinde bulunuyor olmas anlamnda, ortaya kan
drdnc ana erdemdir.
Bilindii zere, Aristotelese gre, ister aznlk ister
ounluk olsunlar, insanlarn servetlerine dayanarak
ynettikleri rejim oligari, zgrlklerine dayanarak
ynettikleri rejim ise demokrasi olarak adlandrlr (Aristoteles,
2004: 83,113; Arslan, 2007: 289).
Grek filozoflarnn, adaletin eitlere eit, eit
olmayanlara da eit olmayan bir biimde davranmak olduu
konusunda fikir birlii iinde bulunduklar bilinir. Bu anlamda
adalet, her bir kiinin layk olduunu elde etmesini talep eder.
Burada, adalet kavramyla ilgili temel sorun, bu
eitleri ve eit olmayanlar meydana getiren eyin ne
olduuna ilikin sorundur.
Eitlerin eit olarak, eit olmayanlarn da eitsiz olarak
muamele grmesi gerektii genel bir ilke olarak kabul edilmi
olsa bile, neyin eitlii ya da eitsizlii sorusu sorulmadan, bu
ilkenin zel durumlara uygulanmas mmkn olmaz; nk,
insanlar ok eitli bakmlardan eit olabilecekleri gibi eit
olmayabilirler de (Arnhart, 2013: 73).
Bu durumda, akla gelen ilk soru udur: siyasal ynetime
kimlerin katlacana ilikin karar sz konusu olduunda hangi
temel etken akla gelmelidir?
Oligari yanllar eitlii meydana getiren eyin servet
olduunu sylerken, demokrasi yanllar bunun zgrlk
olmas gerektiini ne srerler.
Oysa, her iki gre de kar olan Aristoteles, politik
haklarn ilkesinin ne tek bana servet, ne de tek bana
zgrlk olabileceini savunur.
Politik toplumun temel ilkesinin ya da amacnn,
uyruklarn ortak iyilii ve mutluluu olmas gerektiini
dnen Aristoteles iin, sz konusu ortak iyiliin ve mutluluun
temelde ne zgrlk eitliine, ne de zenginlik eitsizliine
deil, tam tersine, liyakata dayal olmas gerektiinde kuku
yoktur (Aristoteles, 2004:290).

2167

Ona gre, iktidarn amac erdem, kayna da liyakat


olmaldr. Bu nedenle, iktidar zgrl deil, erdemi
gerekletirmeyi amalar; bunun iin de iktidarda her zaman
liyakat sahibi olanlarn bulunmas bir zorunluluktur.
Aristotelesin Politeia adn verdii bu ynetim biimi,
oligari ile demokrasinin karm olan bir rejimi akla
getirmektedir; nk bu rejimde ne oligaride olduu gibi servet
zengini bir aznln, ne de demokraside olduu gibi yalnzca
zgr olan yoksul bir ounluun ynetimi sz konusudur.
Politeiada ngrlen ynetim biimi, hem zgr hem
de belirli bir geliri ve mlk olan orta snfn ynetimidir.
Aristotelesin burada Nikomakhos Ahlaknda karakter
erdemlerine ilikin olarak ne srd altn orta ilkesine
uygun hareket ettii ok aktr.
Devletin temel varlk sebebi olarak hem Platon hem de
Aristoteles tarafndan srekli vurgulanan iyi yaamann
toplumda bar ve istikrar ortamnn salanmasna, bunun da ancak orta snfn gl klnmasna bal bulunduunda kuku
yoktur.
Toplumsal yaplara tarihsel olarak bakldnda,
genelde, onlarn birincisi ok zengin, ikincisi ok yoksul,
ncs de orta halli insanlardan meydana gelen
toplumsal tabakadan olutuklar sylenebilir.
Bu adan bakldnda, toplumlarn her zaman birlikli
deil, oulcu bir yapya sahip olduklar ne srlebilir.
Gnmz toplumlarnda sz konusu oulculuun
gcn arttran etkenlerin saysnn giderek arttn sylemek de
yanl olmaz.
Grek felsefesinde hem etik hem de politik bir anlam
tayan adaletin, her bir toplumsal snfn ve onun yesi olan her
bir insann kendi stne den ana erdemlere uygun davranmasna bal olarak kendiliinden gerekletii doruysa eer;
bunun gnmz oulcu toplumlar iin de ne lde doru olup
olmad zerinde dnlmesi gerekir.
Antika Grek ve Ortaa slam filozoflarnda adalet
temelde bir etik erdem olarak ele alnrken, Modern an batl
siyaset ve hukuk felsefelerinde artk adaletin bir etik erdem

2168

olmaktan karlarak, politik ve daha ziyade bir hukuk kavram


olarak ilev grr hale getirildiinde kuku yoktur.
Adaletin
Machiavelli,
T.Hobbes,
J.Locke,
J.J.Rousseau, Adam Smith, Montesquieu, Voltaire vb. xv. ve
xv. yzyl siyaset ve hukuk filozoflar tarafndan, arlkl
olarak etik erdem olan ieriinden artlarak, siyasal ve
hukuksal bir kavram haline dntrld bir de gerektir.
Burada evrensel ve temel bir hakikate iaret etmekte
yarar var: Ahlak her insana kendi kendisine -yani ierdenyaptrmlar uygulayan tamamyla otonom bir emirler ve yasaklar
alan iken; hukuk ve siyaset bir toplum szlemesinin sonucunda
ortaya kan kurallarn insana dardan ve belirli kurumlar
araclyla uygulayan heteronom bir alandr.
Bilindii zere kurumlar hkmi ahsiyetlerdir ve
ilerlikleri de o kurumlarn yesi olan gerek ahsiyetlerle
mmkn olur; dolaysyla toplumsal hayat yrten hkmi
ahsiyetlerin insana uyguladklar kurallarnn ardnda yine
gerek ahsiyet olan insann kendisi vardr.
Gnmz oulcu toplumlarnda da, Aristotelesin
iaret ettii, o iyi yaamann gereklemesine imkan verecek
toplumsal bar ve istikrarn salanmasnn temel art, her bir
insann kendi zn yanstan vicdan ya da iyiyi istemesi ile
birlikte toplumsal planda kendini gsterecek olan kamu
vicdannn ya da en yksek iyinin gzetilmesidir.
Eer bu doruysa, herhangi bir toplumsal yaamda,
toplumsal btn oluturan tm alt birimlerin ve paralarn
doalar gerei hangi yerde ve hangi durumda bulunmalar
gerekiyorsa orada ya da oraya yakn bir yerde bulunmalar
anlamnda bir toplumsal adaletin salanmas, her bir bireyde
vicdann, her bir toplumda da kamu vicdannn sesinin
olabildiince iyi duyulmasna bal grnyor.
Rousseauun Toplum Szlemesinde imdiye kadar var
olmad gibi gelecekte de hibir zaman var olamayacan ne
srd (Rousseau, 1974: 89), ama gnmz toplumlarnn
byk ounluunun ynetim biimi olarak, iinde yaamakta
bulunduumuz ada temsili demokrasilerde iyi yaamak
iin, ayn balamda, Kantn insan her zaman ara deil, ama

2169

olarak grecek ekilde davranmamz isteyen kategorik


emperatifine de dikkat ekilebilir.
nsanlar, her durumda, kendi balarna birer ara deil
ama olarak muamele grmelidirler; nk onlar kendilerinin
dndaki hibir eyin sahip olmad ve kendilerine onur
kazandran ahlaksal tercih kapasitesi tarlar (Arnhart, 2013:
401).
Kantn sz konusu kategorik emperatifine, eserlerinde
sk sk atfta bulunan J.Rawlsn (Arnhart, 2013: 409) adalet
anlaynn da temelde, her birisi znde ahlaksal bir kii olan
insanlarn, insanlk onurunun bir gerei olarak, eit muamele
grmeyi hak ettikleri iddiasna dayand grlmektedir
(Arnhart, 2013: 408).
Genel
anlamda
bakldnda,
ada
adalet
kuramclarnn adaleti, tek yanl olarak, sadece bireysel haklarn
korunmas ile birlikte ele aldklar, ama onun etik boyutunu ihmal
ettikleri ok ak olarak grlmektedir.
Aslnda, Antikada Roma Hukuku ile Grek
felsefesinin adalet ile bireysel haklar arasndaki ilikiyi iyi
kuramam olduu hakkndaki iddialar (Akta, 2001: 186) doru
kabul edilirse, bu tek yanlln uzun bir gemiinin bulunduu
da sylenebilir.
Roma hukuku bireysel haklarn doutan getirildiklerini
deil de, sonradan hukukun bir gerei olarak kabul edildiklerini
ne srerken, bilindii zere, John Lockeun siyaset felsefesinde
de devletin bireysel hak sahiplerinin szlemeyle kurduklar bir
organizasyon olduunda, dolaysyla adaletin de bireysel
haklarn merkezine yerletirildiinde kuku yoktur (Akta, 2001:
186).
Oysa genel anlamda Grek felsefesinde, zel olarak da
Platon ve Aristotelesin felsefelerinde bireysel haklar etik ve ayn
zamanda politik bir erdem olan adaletin kapsam ierisinde
dnlmtr.
Dnce tarihi ierisinde, Grek filozoflarnda olduu
gibi, insann znde iyi bir varlk olduunu syleyenlerin
yansra, Thomas Hobbes vb. modern siyaset filozoflarnda
olduu gibi, onun kt bir varlk olduunu syleyenler de vardr.

2170

ounluk tarafndan znde iyi olduu sylenen bu


insann, zaman zaman kendi bireysel karlarn toplumun ortak
karlarnn stnde tutmaya, bu amala kanunlar ve kurallar
eline frsat getiinde ihlal etmeye ya da kendi yararna
kullanmaya eilimli olduu da inkar edilemez bir gerektir.
Onyedinci yzyl siyaset filozoflarnn eserlerinde ilk
kez dile getirilmeye balanm ve zamanla zerinde evrensel
denebilecek bir uzlamann salanmasna bal olarak kabul
grm olan, yasama, yrtme ve yargdan oluan kuvvetler
ayrl ilkesinin hayata geirilmesiyle, iktidar kullananlarn sz
konusu ilke sayesinde birbirlerini denetlemelerinin salanmas
zorunlu hale gelmitir.
yle grnyor ki, Platonun Aristokrasisinde,
Aristotelesin anayasal demokrasi anlamna gelen Politeiasnda
hem etik hem politik bir deer ifade eden ve ortak kar ile de
zde olan adalet, gnmz temsili demokrasilerinde, iyi
yaamann bir gerei olarak, uymakla ykml bulunduu
kurallarn insann kendi iinden deil de, dardan kendisine
buyurulmas nedeniyle, sz konusu kuvvetler ayrl ilkesiyle
salanmaya allmtr.
Adaletin Platoncu ve Aristotelesci anlamna bal
kalnarak sylenirse, yasama, yrtme ve yarg eer gerekten
bulunmalar gereken yerde ve biimde bulunurlarsa, glerini ve
yetkilerini ancak kullanmalar gereken yerde kullanrlarsa,
birbirilerinin karsnda hibir ekilde snrlarnn ve amalarnn
tesine geen bir g ve yetki kullanma eilimine girmezlerse,
orada adaletin varlndan sz edilebilir.
Aklselim sahibi her insann kolaylkla tahmin
edebilecei gibi, burada sylendii anlamdaki adaletin
salanmas, gerek yasama, gerek yrtme ve gerekse yarg
mensuplarnn kendi grevlerinin ve ilerinin gerei her ne ise o
donanma sahip kiiler olarak nceden eitilmi ve yetitirilmi
olmalarnn da kanlmaz olduu her trl kukudan uzak bir
gerektir.
Adalet Teorisi adl eseriyle, n kazanm olan Amerikal
ada siyaset felsefecisi J.Rawlsn da Kantn yukarda iaret
edilen ahlak ilkesine zaman zaman dikkat ektii; ve znde
insann hem zgrlne hem de eitliine yer veren bir adalet
kavram zerinde alt bilinmektedir.

2171

Bireysel haklarn temelde adalet ilkesi tarafndan


belirlendii kansn tayan Rawlsa gre, etik olmaktan daha
ok politik ve ekonomik bir erdem olarak, adalet olmadan
bireylerin toplumsal ibirlii ierisine girmeleri beklenmemelidir
(Akta, 2001: 187).
Nozick de bireylerin piyasa kurallarna gre hak
ettiklerini alabildikleri takdirde adaletin anlaml olacan
dnrken, ada liberalizmin nemli bir ismi olan Hayekin
bireysel haklara pek vurgu yapmad ne srlr (Akta, 2001:
187).
Adaletin prosedrel adalet ve sosyal adalet olmak
zere iki eklinden sz eden klasik liberalizme gre, sosyal
adalet temel ilgisini, daha ziyade ekonomik alanda, gelirin ve
zenginliin datm ve blmyle ilgili, eitlii salamak
amacn gden liyakat ve ihtiya kriterlerine yneltir (Akta,
2001: 194).
Daha nce de iaret edildii zere, Aristoteles iin,
iktidar uygulayan devletin meru kayna ne zenginlik, ne
zgrlk deil, ama liyakattir; amac da yurttalar erdemli
klmaktr (Arslan, 2007: 292).
Temel ahlak kavramlar zgrlk deil erdem, eitlik
deil liyakat olan Aristotelesin politik toplumu zgrl deil
erdemi gerekletirmeyi hedef alr ve iktidar da ancak bu erdemi
yaratma ynnde en byk liyakate sahip olanlara vermeyi doru
bulur (Arslan, 2007: 292).
ada hukuk kurumlar ve adalet teorisine ilikin
almalaryla dikkati ekmi olan Hayekin liyakatlerin moral
(ahlaksal) balamlarda bir anlam ifade edeceini, gelir dalmyla ilgili olarak bu kavramn hibir anlamnn olmadn
dnd ne srlr (Akta, 2001: 221).
Liyakatleri eylemin ahlaksal bir karakteri olarak kabul
eden Hayek, liyakatlerin piyasadaki baarnn bir nedeni
olmadn, aksine, bir insann baarsnn hemcinslerine gre
tad deere bal olarak belirlenmesi gerektiini syler
(Akta, 2001: 221).
Mesela, stn yetenekli bir insann baars, bu
yeteneklerin piyasada ne anlam ifade ettiine bal olduu halde,

2172

bizim o insanlarn yeteneklerinin baarya layk olup olmadna


ilikin dncelerimize bal deildir (Akta, 2001: 221).
Burada da aka grlecei zere, Hayekin liyakat
kavramna ykledii anlam ile Aristotelesin ayn kavrama
ykledii anlam, tadklar ahlaksal karakter bakmndan
ortaklk gstermekle birlikte, uygulandklar alanlar bakmndan
nemli lde birbirlerinden farkl grnmektedir.
Hayekin Kanun, Yasama Faaliyeti ve zgrlk adl
eserinde yer verdii bir alntda J.S.Mill unlar syler (Hayek,
1995: 96): Toplum, kendisinden ayn lde iyiye hakk olan,
yani mutlak olarak ayn lde iyiye liyakat kesbetmi olan,
herkese eit lde iyi muamele etmelidir. Bu, sosyal ve datc
adaletin en yksek soyut standarddr; btn kurumlarn ve btn
erdemli vatandalarn abalar azami lde buna
ynelmelidir.
Burada, Millin ok ak bir biimde ne srd sosyal
adalet kavramyla tam bir sosyalizme varacann farknda
olmadn dnen Hayek, toplumun bireylere liyakatlerine
gre muamele etmesi gerektii eklindeki ana fikri znde
tayan sosyal adalet talebinin bireylere deil, topluma hitap
ettiini dile getirir (Hayek, 1995: 97).
Siyasi faaliyeti sosyal adalete olan inan ynettii
srece, bu sre totaliter bir siteme gitgide daha fazla
yaklaacaktr diyen Hayek, sosyal adalet kavramnn zgr
insanlardan oluan bir toplum iin hibir anlam tamayan ii bo
bir kavram olduunu ne srer (Hayek, 1995: 102).
Modern zgrlk ilkesinin en iyi formlasyonunu
zgrlk zerine adl eserinde John Stuart Millin yapt
sylenir. Mill, bireyin sosyal denetiminin tek ve basit bir
ilkeyle yaplmas gerektiini ne srerken, Aristotelese olan
kartln da ortaya koymu olur (Arnhart, 2013: 69).
Mille gre, Uygar bir topluluun herhangi bir yesi
zerinde, iradesine ramen, iktidar kullanmann tek amac,
onun dierlerine zarar vermesini engellemek olabilir. Bu kiinin
fiziksel ya da ahlaki iyilii kendi bana yeterli bir gereke
deildir (Arnhart, 2013: 69-70)

2173

Millin sz konusu zgrlk ilkesi, modern devletlerin


hibirisinde tam anlamyla uygulanamyor olsa bile, modern
liberal demokrasinin ruhunu yansttnda kuku yoktur.
Millin ilkesi, yurttalarn ahlaki karakterlerinin
biimlendirilmesi,
ynetimlerin
zorunlu
ve
hakl
hedeflerindendir eklindeki Aristotelesi iddiann, modern
liberal dnce tarafndan reddinin de ifadesidir (Arnhart, 2013:
70).
Bana yle geliyor ki, ada toplumlarn gittike byk
boyutlar kazanan hem bireysel, hem siyasal hem de ekonomik
sorunlarnn, insanln hep zledii o iyi hayatn, en mutlu
deil elbette, ama yeterince mutlu yaanacak dzeyde, zme
kavuturulamamasnn ardnda yatan temel sebebin erdem,
adalet, ve liyakat gibi temel kavramlarn, seklerlemenin
eliinde, etik deer ieriinden boaltlm olmalar
yatmaktadr.
Antika Grek, Ortaa slam ve Hristiyan
filozoflarnn ahlak ve siyaset felsefelerinde ngrdkleri hem
toplumsal hem siyasal hem de ekonomik hayatn tek ve
vazgeilmez aktr olan insan kiisel olarak iinden ve znden
kavrayan bu etik deer ieriine yeniden kavuturulmas, ok
kolay grnmemekle birlikte, imknsz deildir.

2174

KAYNAKA
ARSTOTELES, (2004), Politika, (ev.) TUNCAY, M., Remzi
Kitabevi, 7. Basm, (III. Kitap, 8. blm; IV. Kitap, 4.
blm), stanbul.
ARNHART, L., (2013), Platondan Rawlsa Siyasi Dnce
Tarihi, (ev.) BAYRAM, Adres Yaynlar, A. K.,
Ankara.
ARSLAN, A., (2007), lka Felsefe Tarihi, stanbul Bilgi
niversitesi Yaynlar, stanbul.
HAYEK, F. A., (1995), Kanun Yasama Faaliyeti ve zgrlk II,
(ev.) ERDOAN, M., Trkiye Bankas Kltr
Yaynlar.
ROUSSEAU, J. J., (1974), Toplum Szlemesi, (ev.)
GNYOL, V., an Yaynlar, stanbul.
AKTA, S., (2001), Hayekin Hukuk ve Adalet Teorisi, Liberte
Yaynlar, Ankara.

2175

2176

SYASET VE AHLAK
Salih EN
ZET
Yaplan almada, siyaset mekanizmasnn oluum
aamalar, k sebebi, ekli ve ahlakla olan ilikisinin yannda
otorite-zgrlk paradoksu ve asabiyet-siyaset paradoksuna
zgr toplum erevesinde deinilecektir.
Devletin ortaya kmas ile Otorite-zgrlk aras bir
paradoks belirmitir. Bu paradoksu amak iin nce kan ba
(neseb asabiyesi) denen sonra da dnce yaknl (sebeb
asabiyesi) denen mekanizmalar oluturulmutur. Devletin varl
ve kuatc dnya gr otorite ve zgrlk aras dengeyi
salamaya yeterli deildi ve Devlet doas gerei kan ban ve
dnce yaknln otoriteyi glendirici etki haline getirdi,
Tarihsel koullar bu dengeyi salamak iin devletin yapsn
(otoriteyi) daha karmak hale getiren siyaset adn verdiimiz bu
mekanizmay gelitirdi.
Siyaset Kamu otoritesini, kim, nasl, hangi koullar
altnda, ne kadar kullanabilecei? konusunda snrlamalar
getiren, devlete bal bir yap olarak geliti. Kan ba ve Dnya
Gr yerine bamsz ilkelere dayanan siyaset bu balamda
otorite ve zgrlk paradoksunu zmek amacyla devletin etki
alann ve otorite kullanmn snrlandran bir kurum olarak
ortaya kt. Siyaset dncesinde ise referans alnan ilk metinler
Platon'un Devlet'i ve Aristoteles'in Politikasdr. Bu metinlerin
ana temas asabiyenin yerine siyasi ilkeler koymaktr. Platon ve
Aristoteles gcn kullanmn, bilgelik, adalet, cesaret ve ll
olmakla snrlandrr. Bunlar en yksek siyasi erdemlerdir.
Fakat siyaset, tarihin hi bir dneminde kan ba ya da
dnce yaknl asabiyelerini yenemedi. Otuz yl savalar ve
yedi yl savalar yznden Avrupa'da yaanan byk
tahribatlara kar douda bar hakimken ya da iktidarn gl
olmas sonucu sorunlarn stesinden kolayca gelmesi sonucu
doal olarak asabiyet-siyaset gerilimini zmek Locke, Hume,
Adam Smith, Karl Marks, Hayek, Popper, Friedman gibi Batl

Hitit niversitesi lahiyat Fakltesi.

2177

isimlere dt. Bunlar geleneksel devletin onlara brakt sorunu


asabiye ya da siyaset lehine zmeye altlar. Bu aba iki genel
akm ortaya kard. Birincisi dinin siyasi grnn azaltmak
ya da dini devlete balamak suretiyle din asabiyesi yerine sekler
bir ideoloji etrafnda toplumu bir araya getirmeyi amalayan
Fransz Aydnlanmasna dayanan cemaati anlay oldu. Dieri
ise asabiyeyi en aza indirerek siyasi ilkelerle kamu otoritesini
snrlandrmay amalayan dinle ve ideolojilerle atmann bar
getiremeyeceini savunan sko Aydnlanmasna dayanan
Liberal anlayt.
Komniteryenler (cemaatler) asabiyeyi
Liberaller ise siyaseti semilerdi.
Siyasetin asabiyeyle olan bu problemini zerken ahlak
kavram bir kurtarc olarak karmza kmaktadr. Ahlak bu
tartmann iinde iki ekilde yer almaktadr. lk olarak ahlak
genel anlamyla insanlarn kendileri iin iyi olduklarn
dndkleri hayat tarznn addr. zel anlamyla ise insanlarn
bu hayat tarzna uygun yaamak iin nefsini ve davranlarn
gzelletirmesidir. Her bireyin kendine ait ya da beendii bir iyi
hayat tarz vardr ve bu hayat tarzna uygun bir ekilde hayatn
dzenlemek ve mkemmelletirmek ister. Otorite ve zgrlk
paradoksu bu adan bakldnda otorite ve ahlak paradoksuna
dnr. nk otoritenin keyfi kullanm bireyin hem siyasi
hem de ifade zgrlne snrlama getirir. Nitekim Platonda
devlette yaanan bu paradoksu bu ekilde ortaya koymutur.
kinci olarak siyasetin ahlakla olan ilikisi devlet
faaliyetinin alann snrlandrma isteinin bir sonucu olarak
oluan siyasetin ilkelerini ahlaktan alm olmasdr. Daha da
temelde siyaset yapay ve arasal bir kurum olmas sebebiyle
ahlak taklit etmitir. Devlet otoritesinin gcn ktye
kulland durumlarda hak arama ve muhalefet sylemi (g ve
tehdide dayanmyorsa) ahlaka dayanmtr. Platon ve Aristoteles
siyasi ilkelerle ahlak arasnda iliki kurdular ve ahlak otoriteyi
snrlandrmann bir arac olarak grdler. Bu manada ahlak
otoriter gcn bireylerin hakkn yemesine engelleyici olarak
siyasetin alt basama eklinde karmza kmaktadr.
Bildiride siyaset mekanizmasnn tehlikeleri, toplumun
daha da zgr olmas iin dzeltilmesi gereken noktalar
tartlacaktr.

2178

Anahtar Kelimeler:
Aydnlanma, Asabiye, zgrlk.

Siyaset,

Ahlak,

Felsefe,

POLITICS AND ETHICS


ABSTRACT
In this study, formation stage of policy mechanism,
causition, shape and ethical relationship with the paradox of
freedom and fury of the next-authority-political paradox will be
addressed within the framework of a free society.
With the emergence of the state of freedom from
authority-a paradox has emerged. To overcome this paradox
before the blood bond (lineage that glow) then thought called
proximity (glow of reasons) have been created in the mechanism.
State's existence and embracing worldview authority and
freedom from providing balance was not enough and the State
inherently blood and thoughts affinity authority reinforcing
effect brought into the historical circumstances, achieving this
balance the state's structure (authority) become more complex,
bringing politics that we call this mechanism has developed .
Politics'' public authority, who, how, under what
conditions, how can you use? '' bringing about the limitations,
depending on the state as a structure has evolved. Instead of
blood and Worldview based on the principles of freedom and the
freedom of political authority in this context, in order to solve the
paradox of the state authorities restrict the use of the domain and
emerged as an institution. The first texts in political thought the
reference to Plato's Republic and Aristotle's Policy. The main
theme of this text is to put political principles instead of nervous.
Plato and Aristotle's use of power, wisdom, justice, courage, and
being restrained limits. These are the highest political virtue.
But in politics, never before in the history of
consanguinity or proximity glow of thought could not be beat.
Thirty years of war and seven years of war because in Europe
experienced massive destruction against East peace CNS or
power to be strong as a result of overcoming the problems easily
come naturally because of nervousness-political tensions solve
Locke, Hume, Adam Smith, Karl Marx, Hayek, Popper,
Friedman did. These are the traditional problem of the state left

2179

them nervous or tried to solve political favor. This effort has


uncovered two general stream. The first is to reduce the
appearance of religion, political or religious state by connecting
the glow of religion rather than a secular ideology that aims to
bring the community together around the French Enlightenment
was based on the communitarian understanding. Minimizing the
glow of the other public authority with the political principles of
limiting conflict with religions and ideologies can not bring peace
advocates of the Scottish Enlightenment was based on the liberal
understanding. Who communitarians (communities) that glow if
the Liberals had chosen politics.
When solving these problems in politics asabiyeyl
concept of morality emerges as a savior. Morality is situated in
two ways in this debate. First, the general moral sense of the
people they think are best for themselves is the name of lifestyles.
With special meaning to the people, the lifestyle and behavior
appropriate to beautify the soul is to live. Like every individual's
own or that there is a better way of life, and this life style life in
a proper way and perfecting want to edit. Authority and the
paradox of freedom and moral authority paradox when viewed
from this angle turns. Because of the arbitrary use of authority,
both political and individual freedom of expression Limits.
Indeed, this paradox that took place in the state in Plato revealed
in this way.
Second, the relationship of politics, morality desire to
limit the scope of government activity that occurs as a result of
the principles of political morality is taken from. More basically
due to politics and artificial instrumental ethos mimicked an
institution. State authorities seeking justice in cases where the
abuse of power and the opposition rhetoric (not based on power
and intimidation) was based on morality. Plato and Aristotle have
established a relationship between political principles and moral
values and ethics as a means to limit the authority of the saw. In
this sense, moral authoritarian power as a barrier to eating the
right of individuals in the form of the lower rungs of politics
emerges.
In Proceedings of the dangers of political mechanisms
of the society must be corrected to be more free points will be
discussed.

2180

Key
Words:
Politics,
Enlightenment, Irritability, Freedom.

Ethics,

Philosophy,

GR
nsanolu tarihin ilk dnemlerinden beri eitli
sebeplerle zellikle yaam hakkn koruyacak bir otoriteye
ihtiya duymutur. Bu ihtiya beraberinde Otoritenin gcnn
snrlar
nedir?,
Devlet
neleri
yapmakla
sorumludur?(Wilhelm von Humboldt,2013) Sorularn da
beraberinde getirmitir. Bu ihtiya dorultusunda kendi eliyle
otoriteyi meydana getiren toplum otoritenin varlyla canlarn
mlkiyetlerini ve zgrlklerini koruma altna alr.
Fakat kendisine koruma mekanizmas olarak ortaya
kartt bu otoriteye verilen haklar dorultusunda otorite sadece
onlar korumakla kalmaz onlara mdahale etme yetkisini de
elinde bulundurur. Bu durum sonucunda bireyin zgrln
korumak iin ortaya km olan bu mekanizma bireyin
zgrlne mdahale etme hakkn elinde bulundurarak otoritezgrlk paradoksunu ortaya kartmtr.
Sivil toplumu imleyen siyasi otorite kavramndan
vazgeilemeyeceine gre; Otorite-zgrlk ilikisini yeniden
tanmlayan araylar ortaya kmtr. Zira otoritenin gl
olmas geri kalan zgrlklerin korunmasn salarken ayn
zamanda bu otoritenin keyfi olarak kullanlma tehlikesini de
beraberinde getirir. Otoritenin snrlandrlmas fikri buradan
domutur. nsan varoluunu ve geliimini engelleyen sivil
topluma zg bu riskli paradoksu amak iin teoriler
gelitirilmeye allmtr. Farkl ve atan siyaset teorileri
incelendiinde bu paradoksun yaratt gerilim rahatlkla
hissedilecektir.
1. OTORTENN GERD EVRELER
Bu paradoks bireyi zgrlnn otorite tarafndan da
kstlanmamas iin bir denge aramaya iter. bni Haldunun bak
asyla kamu otoritesinin olmad veya yeni olutuu
dnemlerde otorite, gcn genellikle kan bana
dayandrmaktadr. Ancak toplumlarn gelimesi, bymesi,

2181

toplumsal snflama ve politik gcn ayn kandan olmayan


toplumlarla birlemesi sonrasnda kan bana dayal otorite (ilk
ve temel olan neseb asabiyesi) belirli nedenlerle yetersizlemeye
ve meruiyetini kaybetmeye balamaktadr.
Birinci olarak otoritenin gcn elinde bulunduran
ynetici ismi verdiimiz ahslar, bu glerini ellerinde
bulundurduklar rantlar adna kullanr ve kendi yaknlarna
kullanmaya balar ve kan bann bulunmad insanlarn
zgrlklerini ihlal ederler. kinci olarak aile ii anlamazlklar
kar ve otorite kendi kendini zayflatr. Ancak devlet otoritesinin
bir gce dayanma gereksiniminden dolay, otoriteyi ayakta tutma
konusunda yetersiz kalan kan bandan sonra devlet otoritesinin
gcn salamak iin ikinci bir asabiyeye bavurur: sebep
asabiyesi.
Sebep asabiyesi kan bann yetersiz kald otoritenin
bireylerini bir arada tutmak iin ortak bir dnya gr ve ortak
bir ideoloji etrafnda bireylerin toplanmasdr. Yerleik hayatn
yaygnlamas ve ehirlerin bymesi, farkl dayanma
kltrlerini ortaya karmtr. Bu sre ierisinde kamu otoritesi
de gcn kltrden almak zorunda kalmtr ki bunlarn en
banda din, millet ve ideal gelmektedir. Dinin dier kltrel
olgulara gre daha kuatc bir yaps olmas nedeniyle kk site
devletlerinin kan ban seimlerinin aksine dnce yaknln
benimseyen krallk ve imparatorluklarn daha bir evrensel
asabiye aramalar sonucunda seilen dnya gr olmas
kanlmaz olmutur.
Fakat asabiye otoritenin zgrle mdahalesini
engellemek iin snrlandrc bir tampon blge olmas bir yana,
otoritenin gcn daha da salamlatrc bir etkisi oldu ve otorite
zgrlk arasndaki paradoks her zaman varln korudu.
2. BR KURTARICI OLARAK SYASET
Devletin varl ve kuatc dnya gr otorite ve
zgrlk arasndaki dengeyi tesis etmek iin yeterli deildi. Kan
ba ve dnce yaknlnn yetersizlii sonucu tarihsel koullar
bu dengeyi salamak iin devletin yapsn (otoriteyi) daha
karmak hale getiren siyaset adn verdiimiz bu mekanizmay
ortaya kard. Siyaset Kamu otoritesini, kim, nasl, hangi

2182

koullar altnda, ne kadar kullanabilecei konusunda


snrlamalar getiren devlete bal bir yap olarak geliti. Kan ba
ve dnya gr yerine bamsz ilkelere dayanan siyaset bu
balamda otorite ve zgrlk arasndaki paradoksu zmek
amacyla devletin etki alann ve otorite kullanmn snrlandran
bir kurum olarak ortaya kt.
Siyasetin buradaki rol, gc elinde bulundurann
daima hakl olmasna ve gcn keyfi kullanmna kar bir
snrlandrma arac olmaktr. Siyaset dncesinde ise ilk
referans alnan metinler, Platonun Devleti ve Aritotelesin
Politikasdr. Bu metinlerin ana temas asabiyenin yerine siyasi
ilkeler koymakt. Platon ve Aristoteles gcn kullanmn
bilgelik, adalet, cesaret ve ll olmakla snrlandrr. Bunlar
en yksek siyasi erdemler olarak grdler ve bu ekilde devlet
idaresinin nasl olmas gerektiiyle ilgili ilk ilkeleri koymu
oldular. Fakat siyaset tarihin hibir dneminde kan ba ya da
dnce yaknl asabiyelerini iktidar arac olmaktan
karamad.
3. SYASET-ASABYE GERLM
Otuz yl savalar ve yedi yl savalar yznden
Avrupada byk tahribatlar yaanrken Douda bar hakimdi
ya da iktidarlarn gl olmas sayesinde sorunlarn stesinden
kolayca gelindi. Doal olarak siyaset-asabiye gerilimini zmek
Locke, Hume, Adam Smith, Karl Marks, Hayek, Popper,
Friedman gibi batl isimlere dt. Bu dnrler, geleneksel
devletin onlara brakt sorunu asabiye ya da siyaset lehine
zmeye altlar. Bu aba iki ana akm ortaya kard.
Birincisi dinin siyasi grn azaltmak ya da dini
devlete balamak suretiyle din asabiyesi yerine sekler bir
ideoloji etrafnda toplumu bir araya getirmeyi amalayan Fransz
aydnlanmasna dayanan cemaati anlay oldu.
Dieri ise asabiyeyi en az seviyeye indirerek siyasi
ilkelerle kamu otoritesini snrlandrmay deneyen, dinle ve
ideolojilerle atmann bir bar getiremeyeceini savunan sko
aydnlanma geleneine dayanan Liberal anlay oldu.
Komniteryenler (cemaatler ) asabiyeyi, Liberaller ise siyaseti
semilerdi. Ancak Avrupa da ne cemaatilerin ne de Liberallerin

2183

dnd bir birlik saland. Kta Avrupasnda cemaati;


Anglo-Sakson dnyada ise Liberal zellikler tayan Ulus-Devlet
anlay hakim oldu. Bu yeni Ulus-Devlet yapsnda din
asabiyesine son verilmi onun yerine ulusu, bilimi ve zenginlii
asabiye olarak almlard.
4. AHLAKIN MAHYET VE SYASETLE LKS
Asabiyenin
etkisinden
kurtulamayan
siyasetin
asabiyeyle olan bu problemini zerken ahlak kavram karmza
bir kurtarc olarak kmaktadr. Ahlak bu tartmann iinde iki
ekilde yer almaktadr. lk olarak ahlak genel anlamyla
insanlarn kendileri iin iyi olduklarn dndkleri hayat
tarznn addr. zel anlamyla ise bireyin bu hayat tarzna uygun
yaamas iin benliini ve davranlarn gzelletirmesidir. Her
bireyin kendine ait ya da beendii bir iyi hayat tarz vardr. Bu
hayat tarzna uygun bir ekilde hayatn dzenlemek ve
mkemmelletirmek ister. Otorite-zgrlk paradoksu bu adan
bakldnda otorite ve ahlak paradoksuna dnmektedir. nk
otoritenin keyfi kullanm bireyin hem siyasi hem de ifade
zgrlne snrlama getirir. Nitekim Platon da devlette
yaanan bu paradoksu bu ekilde ortaya koymutu.
kinci olarak siyasetin ahlakla daha nemli olan ilikisi
devlet faaliyetinin alann snrlandrma isteinin bir sonucu
olarak oluan siyasetin ilkelerini ahlaktan alm olmasdr. Daha
da temelde siyaset yapay ve arasal bir kurum olmas nedeniyle
ahlak taklid etmitir. Devlet otoritesinin gcn ktye
kulland durumlarda hak arama ve muhalefet sylemi ( g ve
tehdide dayanmyorsa) ahlaka dayanmtr. Platon ve Aristoteles
siyasi ilkelerle ahlak arasnda iliki kurdular ve ahlak otoriteyi
snrlandrmann bir arac olarak grdler. Gl olmak hakl
olmak demek deildi. Bu manada ahlak otoriter gcn bireylerin
hakkn yemesini engelleyici olarak siyasetin alt basama
eklinde karmza kmaktadr. Ahlak bireyin kendisi iin iyi
olduunu dnd hayat tarz olmas sebebiyle siyasetten
ziyade bireyin bir kavramdr. Dolaysyla ahlak otoritenin deil
sivil toplumun ilgi alanna girmektedir. Otoritenin gcnn keyfi
kullanm sorununun ortaya kmamas iin, toplumsal olaylarda
devlet tekelinin yerine sivil toplumun daha n plana kmas
zgr toplum asndan gereklidir.

2184

5. TOTALTER REJM
Kken olarak Latinceden gelen totus kelimesi anlam
olarak btnle ilgili manasna gelmektedir. Totalitarizm
kavram ilk kez faist Mussolini ynetimini karakterize etmek
iin kullanlmtr. talyan Faizminin fikir babas olan G.
Gentile, devletin dnda tm insani ve manevi deerlerin
anlamlarn kaybettiini ve bireyin total ekilde devlete tabi
olmas
gerektiini
ileri
srmtr.(
G.Gentile,1952)
Totalitarizm bir terim olarak siyasi literatre 1925 ylnda B.
Mussolininin konumasndan sonra girmitir. Kendisi kavram
"totalitario olarak isimlendirmi ve Devlet iinde herkes,
devlet dndaki hibir kimse, devlete kar olan hibir kimse.
eklinde aklamtr. Totaliterizm, devletin hedef olarak setii
eye ulamak iin btn yollar kullanmasdr. Bundan dolay,
istekleri ne olursa olsun btn totaliter rejimler gncel tekniklerle
siyasi despotizmi gvence altna almak, devlet tarafndan
belirlenen bir ekonominin dndaki karlar kstlamak,
demokratik bile olsa tek tip ideolojik kurallar dayatmak gibi
baka zellikler de tar. Totalitarizm, toplumsal yaamn btn
ynlerini ierir.
Totalitarizm, toplumu bir btn olarak ele alan, bir
btn olarak dntrmek isteyen ve total kontrol sistemi ile
toplumu srekli dzenleyen devlet, ideoloji, siyasal parti ve
liderlik olgularnn btnl iin kullanlr.( etin,
2002,).Totalitarizm bireyin zgrln yok sayan, otoritenin
gcn snrszla ulatrmay topyalayan ve kiinin iradesini,
tercihlerini, kendisi iin belirlemi olduu iyi hayat tarzn
grmezden gelen bir siyasi dzendir. Kendisini halkn geleceini
gvence altna ald olgusuyla ifade eden totalitarizm bu
dorultuda rejimin korunmas iin her eyin yaplabileceini,
ynetimin bireyi istedii gibi maniple edebileceini, bireyin
kendisine ait ifade zgrlnn bulunamayacan ve
ynetimin aleyhine fikir ne srlemeyeceini savunur.
Kendisini snrsz haklar ve yetkilerle kuatan totaliter rejim,
gcn pekitirdike iddet eilimini de kendisinin bir paras
haline getirmitir. Bireyin kendi rejimi aleyhine fikir beyanna
karn iddet kullanmasn doal gren totaliter rejimle
birlikte, bireyin can gvenliini koruma altna almak iin ortaya
kan otorite bireyin can gvenliini kendi gc adna zedeleyen

2185

bir mekanizmaya dnmtr. Totalitarizm; tek bir dnsel


yap iinde toplumu kurmak, tek bir amaca tek bir otorite altnda
ulamak iin organize olmu siyasal dzendir.( Walker,1972)
Carl Friedrich ile Zbigniew Brzezinski totaliter
rejimlerin 7 ortak zelliini yle vurgular:
1. topyac gelecek vaadi ve binylc egemenlik
iddiasyla gelimi bir ideoloji.
2. Tek kii, tek lider, tek parti.
3. Terr sistemi, fiziksel veya psiik.
4. Medya tekeli.
5. Silah tekeli.
6. Brokratik koordinasyonla, ekonominin merkezi
ynetimi.
7. Totaliter rejime destek veren propagandalar.
Totaliter rejim toplumsal gereklii anladn iddia
eder ve bireyin bu gerei anlamaktan uzak olmas sebebiyle
bireyin kendi hayat tarzn seebilme ansn onun elinden alma
hakkn da kendisinde grr. Fakat bu totaliter rejimin baskc
tavrnn sonucunda toplum zgrlkten uzaklam, bireyin ifade
hakk elinden alnmtr. Totaliter rejim bireyin zerindeki
egemenliinin ve otoritesindeki gcnn kaybolmas korkusuyla
sivil toplumun oluumunu engellemi, ynetime sadece totaliter
grl insanlarn katlmasna izin vermilerdir. Sivil toplum
kurulularndan uzak kalm ve baskc totaliter rejimin iinde
zgrln tamamen kaybetmi olan birey, kendi zgrln
koruma altna almak adna kurduu otoritenin iinde kendisini
daha da zgrlkten uzak bir dnyaya tamtr. Totaliter
rejimin zgrle kar bu tutumu grmezden gelinemezdi,
nk grmezden gelinen, gn getike byr.(Mehmet
EVKURAN) Bu yzden sivil toplumun yaanabilecei bir rejim
gerekliydi. nk sivil toplumun inas gereklemeden birey
zgrlne hakiki manada kavuamazd.
6. SVL TOPLUM VE LBERALZM

2186

Sivil Toplum kavram ilk kez Platon ve Aristo


tarafndan Devlet kavramyla birlikte dnld. Devlet
otoritesini merulatrmann arac olarak kullanlan iki aygt,
tarih boyunca siyaset ve dnya gr (sebep asabiyesi) oldu.
Siyasetin Ulus-Devlet zerinde baarszl, asabiyeyi alt etmeyi
salayacak yeni kurumlar ortaya kmasna sebep oldu.
Bunlardan en nemlisi, sivil dayanma alardr. Sivil toplum
ad verilen bu yaplar, kamu otoritesinin ahlaki hayata ve
zgrle kar olan mdahalelerini sivil bir dayanma ile
engellemeyi amaladlar. Devlet kurumu, ulus-devlet rneinde
olduu gibi yzyllarn tecrbesini iine alarak devasa bir g
haline gelmiti.
Sivil toplum, insann tarihi tecrbesi ierisinde gitgide
karmak hale gelen bu devlet dncesini normalletirmenin bir
yolu olarak ortaya kt. Devlet, toplumdan biteviye devrald
yetki ve sorumluluklarn bir ksmn geri vermeliydi. Bu ekilde
sivil toplum, devlet faaliyetinin alann daraltan bir kurum oldu.
Siyasetin baaramadn sivil toplum baarmak istedi. Sivil
toplum, bir siyasete sahip deildi ve varl ak bir ekilde
asabiyeye dayanyordu (nk sivil toplum belirli bir ama iin
gnll olarak bir araya gelmi bireylerden oluan devlet d
organizasyonlardr. Asabiye kltrne dayanmas, bu topluluun
bir arada tutan ortak bir amacn olmas anlamndadr). Sivil
toplumun devlet otoritesi karsndaki meruiyeti de siyasi bir
ilke ile tesis edilmek istenir. Buna minimal devlet ya da devletin
snrlandrlmas ilkesi denir.(Robert Noxick,2000) Bu ekilde
sivil toplum siyasete bir destek arac haline geldi.
Sivil toplum kamu otoritesininin ideolojik (asabiyet)
tavrna kar (iktidar-zgrlk geriliminde) siyasi ilkeler lehinde
gelien bir kurumdur. Sivil toplum dncesinin temelinde
toplumun ihtiya duyduu gerekli grd veya istemedii
konularda devlet d (sivil) organizasyonlarn beklentilere cevap
vermesi gerektii dncesi yer alr. Sivil toplumda ve
minimalist devlet anlaynda devlete verilen grev, kriminal
durumlarla snrldr. Devlet, vatandalarn can ve mal
gvenliini salamak ve anlamazlklarda (eer talep edilirse)
hakemlik yapmakla sorumludur. Bunun dnda toplumun btn
ihtiyalar, sivil toplum zerinden giderilir.
Peki otoritenin minimalize edilip sivil toplumun bu
denli egemen oluunu gerekletirebilmemiz iin nasl bir rejim

2187

zerinde younlamalyz? Otorite Ben ne yapyorsam halk iin


yapyorum. szn sylemeye devam ederek kendi yaptklarn
meru tutmaya, ve benliini merkeze alarak eylemlerini
gerekletirmeye devam ettii mddete sivil toplumu ina
etmemiz ne kadar mmkn? ncelikle sivil toplumun inasn
gerekletirebilmemiz iin otorite merkezli bir anlay yerine
birey ve zgrlk merkezli bir sistemi yerletirmeliyiz.
Bireyin zgrln kendisine esas alan Liberalizm burada
karmza kmaktadr.
Liberal kelimesi latince zgr anlamna gelen liber'den
tremitir. Kelime, nceleri ngiltere kaynakl, ulusal olmayan
politikalar ifade etmek amacyla ktleyici ve sulayc bir
anlamda kullanlmtr. Zamanla kullanm yaygnlaan kavram,
siyaset szlne iyice yerleerek braknz yapsnlar, braknz
gesinler ifadesinin yerini alm ve dnce zgrln, ifade
zgrln, basn zgrln ve serbest ticareti savunanlarn
adlandrlmasnda kullanlan etiket duruma dnmtr.
Bireycilik balca iki trde anlam bnyesinde
barndrr. Bunlardan ilki toplumun, toplumsal dzenin ve
toplumsal yaplarn ancak bunlarn kurucu unsuru veya temel
birimleri olan bireylerden, onlarn davranlar dorultusunda
aklanabileceini savunur. Baka bir anlatmla, liberalizmin
bireycilii onun toplumsal olann varln reddettii anlamna
gelmez; yalnzca toplumsal gerein bireysel elementleriyle
aklanabileceini syler.( Atilla Yayla,1998). kinci olarak,
liberalizm ahlki veya normatif anlamda da bireycidir. Normatif
bireycilik her bir bireyin ayr bir deer olduunun kabul
edilmesini ifade eder. Her bir birey kendisi iin yaam neyin
deerli kldna ancak kendisi karar verebilir. Bu erevede, bir
soyutlama olarak toplumun onu oluturan bireylerinkinden ayr
bir varl, iradesi ve amalar yoktur. Bireylere bamsz bir
deer olarak sayg gstermek gerei onlarn her birinin ahlki bir
statye sahip olmalarndan kaynaklanr. Ahlki bir deer olarak
bireycilik,
bireysel
insanlarn
kendi
potansiyellerini
gelitirebilecekleri
ve
deerlerini
belirleyip
gerekletirebilecekleri bir alann varlna gereksinim gsterir.
Kendini gelitirme ancak bireysel olarak baarlabilir.
zgrlk bireysel bir durumu belirtir, zgrln
znesi herhangi bir toplu varlk biimi (toplum, ulus, grup,
cemaat vs.) deil, yalnzca ve her zaman birey olarak insandr.

2188

Dolaysyla, liberallerin zgr toplum szyle belirttikleri,


genellikle, zgr bireylerden oluan ve zgrl gvenceleyen
kurumlarla donatlm olan bir toplumdur. Liberal kuramda
zgrlk esas olarak politik bir deerdir. Politik anlamda
zgrlk siyasi baskdan korunmuluk durumunu belirtir.
Aile, kilise, spor ve mzik kulpleri, yardm dernekleri
gibi birey ve devlet arasnda yer alan ve gnll olarak kurulan
btn rgtler sivil toplumu oluturur. Alexis de Tocqueville'nin
birlikte yaama sanat olarak adlandrd ey, hedeflerine
ulamak amacyla tanmadklar kiiler ile ibirlii yapan
insanlarn modern uygulamalarnn bir sonucudur. blmnn
ve insanlarn kendi mlklerini belirli amalar iin
kullanabildikleri kanuna dayal toplumlarn ortaya k ile,
birlikte yaama sanat insanlarn arasnda barn ve refahn
temeli haline gelmitir. Bu nedenle sivil toplum anlay
liberalizm ile btnlemi bir kavramdr. Sivil toplum teorisi,
zgrln olduu durumda insanlara adil kstlamalarn
uygulanmadn ve birbirleriyle ortaklaa hareket etmekle her
kiinin kendi iinde bulunduu koullar gelitirdiini
gstermektedir. Constant kadim ve modern dnemlerdeki iki
farkl zgrlk tipini ana hatlaryla aklad bir konumasnda,
modern dnyann bir buluu olarak insann en nemli
zgrlnn, ynetime katlma zgrlnden ziyade, bir
kiinin bir dieriyle birliktelik kurmas olduunu ileri srmtr.
SONU
Bireyin zgrln otoriter gcn stnde tutmalyz.
Otoritenin gc kendi keyfi kullanmna engel olmalyz. Birey
kendi fikrini beyan etmekte her zaman zgr olmal ve
ekinmemeli. nk unutmamalyz ki otoriteyi daha rahat bir
hayat yaayabilmek iin kendimiz var ettik. Sivil toplum
hareketleri olabildiince yaygnlamal. Devletin etki alan
snrlandrlmaldr. Peki devlet ne derecede snrlandrlmaldr?
Gnmz koullarnda devletin etkisini sadece i ve d
gvenlii salamak geri kalan hibir konuda etkin olmamakla
belirlemek bence ok keskin bir karar olur. Bu bir topya olarak
yaatlabilir tabii ki, bir gn o kadar zgrl
kaldrabileceimizi hissettiimiz gne kadar.

2189

uan iin devletin minimal dzeyde de olsa eitim,


salk, ekonomi vb. konularda etkin olmasnn gerekli olduunu
dnyorum. Ama payn byk blm sivil toplumun zerinde
olmal ve otorite her geen gn etkinliini azaltmaldr. Serbest
teebbs desteklenmeli, zelletirilmeler yaygnlamaldr.
Asabiyeler, ideolojiler devletin yrngesinden uzaklamal
seklerlik egemen olmaldr. nk belirli bir ideoloji belirli bir
asabiye otorite ile ban kurduunda, otoritenin o ideoloji
dndakilere tarafsz olmas mmknln kaybeder. Ayrca
otoritenin snrlandrlmas sonucu kendisine kalan etki alan ise
devletin iinde blnmeli paralanmaldr. Ne kadar tekelden
uzak bir ynetim olursa, asabiye hakimiyetini o kadar kaybeder.
Devletin toplum zerindeki her etki alanna ayr bir kurum ortaya
kartmas gereklidir. Devletinin gcnn ve yetkilerinin
snrlandrlarak ve kalan snrlandrlm gcn devlet ierisinde
farkl blmlere blnerek bireyin hizmetine verilmesi gerekir.
Otoritenin bize sunduu pozitif zgrle kanmamamz gerekir.
zelletirmeyi yayarak mlkiyetleri sivil toplumlar zerinde
yapmalyz.
Ahlak ve siyaset ilikisi, aslnda byk bir kaldrmda
olup biten eye benzer. Sabah olduunda insanlar, sokaa
dklr ve kaldrmlar kullanmaya balarlar. Her birey ayr yne
gider fakat kimse bakalarnn neden bu kaldrm kullandn
tam olarak bilemez. Ancak onlarn kendisi ile birlikte
kaldrmlar kullanyor olmasn da sorgulamaz. Onlarn varln
kabul eder.
Kaldrmda kimler yrmektedir peki? ocuklar,
genler, kadnlar, erkekler, yallar, engelliler, uzun ve ksa
boylular, kilolular ve zayflar, hastalar, dindarlar, ateistler ve
agnostikler, Krtler, Trkler, Aleviler, Snniler, Avrupal, Yakn
doulu, Uzak doulu turistler ve birok mezhep ve merepten
insanlar birlikte yaar. Kaldrmdaki saduyulu yaanty
hayatmza geirmeliyiz. Bu toplumun ierisinde hepimizin
etnik, dini, ideolojik farkllklar vardr. Herkese kar eit olmal
her bireyin zgrlne kar saduyulu davranmalyz.

2190

KAYNAKA
ETN, H., 2002.
EVKURAN, M., slam, Demokrasi ve Sivil Toplum.
GENTILE, G., Introduzione Alia Filosofia.
NOZICK, R., (2000), Anari Devlet ve topya, (ev.
) OKTAY, A., stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar,
stanbul.
VON HUMBOLDT, W., (2013), Devlet Faaliyetinin Snrlar,
(ev.) SELMOLU, M. B., Liberte Yaynlar,
Ankara.
WALKER, M., (1972), National Front, Fontana, London.
YAYLA, A., (1998), Liberalizm, Liberte, Ankara.
Firenze: Sansoni, 1952 eserinin Rusa evirisi ve A. Zorinin
giri makalesine bkz: . .,
, inde:
., / .
., . , ., ..
, .: , 2000, c. 20.

2191

2192

YEN BR ETK YAKLAIM OLARAK HAKKAT(LER)


ET
Dr. Nurten KR YILMAZ
ZET
Yeni bir yaklam olarak hakikat etii Fransz filozof
Alain Badiounun ileri srd bir yaklamdr. Badiouya gre
etik kavram yeniden ele alnmal ve incelenmelidir. nk ona
gre, gnmzde etik kavram anlam kaybna uram,
samimiyetsiz grlere ilke ya da temel olmutur.
Badiou iin mevcut etik yaklamlarn zerine
dnlmesi ve hatta deitirilmesi gerekmektedir. Badiounun
nerdii hakikat(ler) etii bu amala ortaya konulmutur. Yeni
bir etik yaklam olarak hakikat etii, bir hakikat srecinin
srdrlmesini tevik eden ve kesintilere izin vermeksizin her
zaman hakikatin srmesini salayan ilkedir. Bu ilkenin kesintiye
urad ya da uratld anlar vardr ve bu anlar ktlk olarak
adlandrlr. Bu nedenle hakikat etii mevcut etik yaklamlara
eletiri getirmesinin yan sra mutlak surette ktlk problemiyle
de savaan bir etik anlaytr.
Bu alma ile hakikat etii ele alnarak gnmzde etik
alanda oluan deformasyonlarn ortadan kaldrlabilmesi iin
yeni bir yaklam gelitirilmeye allacaktr. Ayn zamanda bir
felsefi yol haritas tantlmaya allacak ve kadim bir problem
olan ktlk problemi ele alnacaktr.
Anahtar Kelimeler: Badiou, Hakikat Etii, nsan
Haklar, teki, Kt.
TRUTHS OF ETHICS AS A NEW ETHIC APPROACH
ABSTRACT
Truths of ethics as a new ethics approach is suggested
by French philosopher Alain Badiou. According to Badiou
concept of ethics should be addressed and investigated again.

Sleyman Demirel niversitesi F.E.F., nurtenkiris@sdu.edu.tr


NOT: Bu alma, Nurten KR YILMAZn Alain Badiou ve Etik isimli
doktora tezinden retilerek hazrlanmtr.

2193

Because according to him, today concept of ethic has lost


meaning, and become a principle or base to disingenuous
opinions.
According to Badiou, current ethical approaches should
be ruminated over and even replaced. Badiou's proposed ethics
of truth have been put forward for this purpose. Truths of ethics
as a new ethics approach is a principle that always ensures the
continuation of truth by encouraging the continuation of a truth
process and not allowing interruption. There are moments when
this principle has interrupted or has been interrupted and these
moments are called evil. Therefore, a truth of ethics is a code of
ethics bringing criticism of existing ethical approaches as well as
warring with the problem of evil.
In this study, ethics of truth will be discussed and a new
approach will be tried to be developed to eliminate the
deformations existing the field of ethics. At the same time a
philosophical road map will be tried to be introduced and the
ancient problem of evil will be addressed.
Key Words: Badiou, Ethics of Truth, Human Rights,
Other, Evil.
GR
Etik gnmzde nemli bir felsefi disiplin olmasnn
yan sra bir hak aray abasnn meru temeli, btn
disiplinlerin alma sistemlerinin temelinde yer alan ilke, btn
iliki trlerinin zerine konumlandrld alan olarak yer
almaktadr. Etik gnlk hayatta neredeyse btn iletiim
aralarnda, hasta-doktor, retmen-renci, ebeveyn-ocuk,
iveren-alan ilikisinde yani insann insanla ve dier canllarla
olan ilikilerinde her daim karmza kmaktadr. Bu ok ynl
haliyle etik, pek ok probleme zm retmeye nesnel bir zemin
hazrlarken ayn zamanda bu problemler karsnda yetersiz de
kalmaktadr. Bu nedenle etik hususunda alma yaplrken
mevcut etik grlerin ya da eitli etik yaklamlardan
kaynaklanan etik sorunlarn da ele alnmas gerekmektedir.
Nitekim bu durumun farknda olan ve nne gemeye alan
felsefi yaklamlar azmsanmayacak bir saydadr.

2194

Bu balamda almamzda ele alacamz Hakikat


Etii, Badiounun gnmzde maruz kalnan etik
problemlerden hareketle oluturduu yeni ve alternatif bir etik
yaklamdr. Badiouya gre etik zerine yeniden
dnlmelidir, nk gnmzde etik anlam kaybna uram,
yrngesinden sapm ve ii boalm, belirsizlemitir. Bundan
dolay etik problemler filozofun sistemi ierisinde nemli bir
yere sahiptir.
Badiou, felsefenin temelinden balayarak etiin
temellerini bulup salamlatrmaya alr. Ona gre bu temel,
mevcut etik okluklarndan syrlarak, onlarn herhangi birine
yakn olmakszn, dardan bir bakla etiin kendisine yani ilk
anlamna dnme, adeta etiin kendisi zerine dnme
faaliyetiyle elde edilebilir. Badiounun sisteminde etie dn
iin aba sarf edilmeye balandnda, bu durum koulsuz bir
ilkenin geri dnn zorunlu klmtr. Ona gre ite bu ilke
hakikattir. Bu ilkeye gre insanlk d bir olayla,
soykrmlarla, savalarla, gnlk hayattaki etik ihlallerle
karlatmzda, hakikat boyutunu ieren bir felsefeyi yeniden
merkeze almadan etik ihlallerin nne geilemeyecektir. Badiou
asndan Etik nedir? sorusunu sorabilmek ve bir konum
alabilmek iin mevcut etik yaklamlara kar bir duru
sergilenmeli ve hakikatin devreye sokulduu bir etik iin aba
sarfedilmedir. Badiouya gre ancak bu sayede ii boaltlm
gnmz etiinden kurtulmak mmkn olacaktr.
1. HAKKAT ET
Badiou gnmz etiinin artk amacndan saptn ve
zerinde yaplan deiikliklerle yine de bu bo anlamdan
kurtulamayacan dnd iin yeni bir etik gr ile etie
dn yapar. Badiou bu anlamda baz limane kelimeler, uzun
sre szlklere ve akademik metinlere hapsedildikten sonra, kaderine oktan raz olduu halde, nedenini anlamadan herkesin
gzdesi haline geliveren bir kz kurusu gibi- birdenbire bugn
sahnenin ortasna yerlemitir (Badiou, 2006b: 17) diyerek
gndelikleen etik kavramn eletirerek ie balar.
Badiounun felsefesi hakikatin kavramna sahip kma
grevini benimsemitir. O hakikatlerin siyaset, sanat, bilim ve
ak olarak drt alanda retildiini ne srer. (Trk, 2013: 223)

2195

Badiouya gre felsefe hakikatleri yakalama, kapma, onlarn


zerine dnme grevine sahiptir ve hakikat retim faaliyetinde
hibir katks bulunmamaktadr.
Badiounun gnmz felsefesine getirdii en nemli
eletiri modern sofizm ile hakikat kavramnn ortadan
kaldrlmasdr. Hakikatin ortadan kaldrlmas siyaset ve etik
konusunda zeminin kaymasna sebep olmutur. Bu nedenle
Badiou srarla ve sklkla etie dnten sz eder. Etie dn
ada felsefenin de sk sk dile getirdii bir durumdur ancak
Badiou bu dn onlardan tamamen ayr, aykr ve yeni bir
dn olarak ele alr.
O, felsefesini ya da etik zerine olan grlerini
olutururken ilk olarak yeni bir ilke oluturmaya alr ve bu
ilkenin en temel zellii bugne kadar ne srlen ilkelerden
tmyle apayr olmasdr. Bu etik ilkenin tek kural vardr o da,
hakikat sreciyle ortaya konulmasdr. Badiou bu anlamda
olduka nettir ona gre etie dn artk zorunludur ve bu dn
etiin hakikat boyutunu devreye sokma ilemidir. (Badiou,
2006a: 24) Bu nedenle Badiou etik grn, hakikat(ler) etii
olarak adlandrr.
Badiouya gre hakikat etii, bir hakikat srecinin
devam etmesi iin ona sadakatle bal olan ve sekteye uramasn
engelleyen etik anlaydr. Bu anlamda Badiou nl Psikanalist
Lacann arzundan vazgeme! ilkesini deitirerek kendinin
bilinmeyen parasndan vazgeme! ilkesi olarak yeniden
dzenler ve hakikat ilkesinin kural haline getirir.
phesiz felsefe tarihine bakldnda Badiou ncesi
hemen her dnemde hakikat kavram nemli bir yere sahip
olmutur. Ancak Badiouya gre hakikat kavramnn Platondan
sonra st rtlmtr. Hatta ona gre hakikatin stnn
rtlmesi son olarak Heideggerin iiri n plana karmasyla
birlikte zirveye ular ve artk hakikat deil iir temeli alnr.
Badiouya gre Heideggerin, sahici ve byk iirde, tinin zsel
stnl salt bilim olan her eye hkmeder. Bu stnlk
sayesindedir ki air her zaman sanki varlk ilk defa ifade ediliyor
ve arlyormu gibi konuur (Badiou, 2006a: 29) demesinden
iiri ne denli nemsediini anlamak mmkndr. Badiou zeri
rtlm olan hakikat kavramn yeniden ele aldnda onun ne
olduunu kefetmeye balar. Buna gre Badiou iin hakikat her

2196

eyden nce yeni bir eydir. Aktarlamaz ve tekrarlanamaz.


Hakikatin aktarlamaz ve tekrarlanamaz olma zellii onu
bilgiden ayrr. Badiou, Kantn akl ve anlama yetisi ayrmna ve
Heideggerin aletheia (hakikat) ve techne (bilme, bilim)
arasndaki ayrmna bal kalarak bilim ve hakikati birbirinden
ayrr. (Badiou, 2006a: 29)
Badiounun u durumda ortaya koyduu en nemli
argman hakikatin yeni bir ey olduudur. Hakikatin yeni olmas
onun her an ortaya k sergileyebilecei imkann barndrr.
Zaten Badiou asl felsefi problem hakikatin ortaya k, oluu
problemidir der. (Badiou, 2006a: 29)
Daha ncede dile getirdiimiz gibi hakikat aktarlan ve
tekrarlanan bir ey deildir o bir sre iinde ortaya konur.
Badiou bir hakikat dnceye yarg olarak deil, gerek bir
sre olarak sunulur der. (Badiou, 2006a: 29) Srecin balamas
iin bir anda ortaya kan bir ey olmas gerekir. Bu yeni ey,
nceden tespit edilen, dnlen, tasarlanan bir ey deildir.
Buna eklenti ya da ans denir. Bu eklentinin kural raslantya
bal olmasdr. Olann dna taan, ngrlemez olan bu yeni
eye Badiou olay der. Hakikat srelerinin iinde
ileyebilecei hallerden, dilden ve nesnelerden oluan okluun
adna durum denir. (Badiou, 2009: 697) Badiou, hakikat, bu
durum ierisinde gerekletirilen ve zmlemeyi oluturan
ardk ilemler sayesinde ortaya kar (Badiou, 2009: 697) der.
Hakikat, iinde varln srdrd durumun hakikatidir. nk
durumu am hibir ey verili deildir. (Badiou, 2009: 698)
Hakikat, durum ad verilen okluun bir alt kmesidir yani bir
okluktan oluan tikel bir alt kmedir. Olay durumun iindeki
tm ileyii kesintiye uratr ve ortaya kan bu yeni ey hakikat
srecini balatr.
Hakikatin ortaya kt sre, bir durumu kesintiye
uratan bir olayn olmas ile balar. Bu nedenle hakikat ikin bir
sretir. Buradaki asl problemlerden biri hakikatin, hem ikin
bir sre olarak iinde bulunduu durumdan kmas hem de
verili olmamas paradoksunun nasl alacadr. Badiou buna
Lacann Columbus yumurtas rneinden hareketle cevap
verir. Buna gre eer bir hakikatin kkeni verilmiliine
dayanmyorsa, o hakikat kkenini bir kayboluta buluyor olsa
gerektir (Badiou, 2009: 697) ve bu kkensel kaybolua olay
denir.

2197

Olayn bal olduu kural karar verilemez oluudur.


Hakikat sreci durumun iindeki olaysal eklentinin karar
verilemez zelliine sadakat ile devam eder. Badiou, bir olaya
sadk olmak demek, olaya gre dnerek hareket etmek
demektir (Badiou, 2006b: 51) der. Sadk kalmak znenin
eylemidir ve zne sadakati dorultusunda eylemeye ve kendini
ona gre deitirmeye zorlanr. Badiou bu deiimi bir ak
karlamasnn etkisi altndayken, eer ona gerekten sadk
kalmak istiyorsam, bildik durumumu yaama tarzm
btnyle yeniden ilemem gerektii aktr (Badiou, 2006b:
51) diyerek rnekler.
Bir olaya sadk kalmann gerek srecine yani sadakatin
rettii eye hakikat denir. (Badiou, 2006b: 52) Bir sadakatin
taycsna zne denir ve zne bu sebeple sadakat annn
oluturduu ondan nceki srete yani olaydan nce durum
iinde kesinlikle olamaz. Badiounun zne gr bir hakikat
srecinde ortaya kar. Bu zne psikolojik zne, dnmsel
zne ya da akn zne ile ayn deildir. (Badiou, 2006b: 52)
Badiou iin hakikat srecinin yerel oluumlar olan zneler,
tikel ve kyaslanamaz tmevarmlardr. (Badiou, 2006b: 53)
Badiounun hakikat etiine deinmeden nce hakikat
srecine deinmek etik gr anlamamz kolaylatraca iin
ilk etapta bu ksa bilgi ile artk hakikat etii grne geebiliriz.
Badiou hakikat etii ile ilgili olarak, genelde bir
hakikat etii diyeceim ey, bir hakikat srecinin devamn
tevik eden ilkedir der. (Badiou, 2006b: 53) O, sr ekline
brnm ve sezgilerle elde edilen hakikat anlayn reddeder.
Ona gre hakikat sonsuzdur ve onu ortaya koyan ilemlerde
sonsuzdur. Hakikat ilemleri karar verilemeyen, ayrt
edilemeyen, adlandrlamayan ve treyimseldir. Bunlar ayn
zamanda hakikatin olumsuz ilemleri olarak adlandrlr. Karar
verilemeyen, olayla balantldr, ayrt edilemeyen, zgrlkle
alakaldr ve iki ayrt edilemeyen arasnda seim yapmay salar.
Treyimsel olan, varlkla alakaldr. Adlandrlamayan ise, iyi ile
balantldr. Adlandrlamayan adlandrmaya almak,
zorlamak ktlk dourur. (Badiou, 2005, 139)
Badiouya gre etik bir anda medyada, tp konusunda,
meslek alanlarnda dile dt iin artk anlam kaybna
uram, soyut bir isim olmutur. Badiou hakikatler etiini

2198

olutururken soyut varsaymlarn problemli ksmlarn


dzelterek hareket etmitir. Badiouya gre en temel problem,
etik kavramnn ieriinin biriken etik bilgi ile kirlenmi
olmasdr. kinci problem, etik kavramnn ahlak ile ayn anlamda
kullanlmaya balam olmasdr. nc problem, etik
kavramnn insan haklar yerine kullanlmaya balam
olmasdr. Drdnc problem, etiin iyi-kt antagonizmasndan
ve insan haklarndan hareketle ortaya konulan evrensel bir
ktlk fikri ile birlikte almasdr. Badiounun gnmz
etiine eletirisi olarak sylenebilecek son ey ise, gnmz etik
ideolojisinin teki zerine olumas ve beni yok etmesidir.
Badiouya gre gnmz etik ideolojisinin varsaymlar
yledir: (Badiou, 2006b: 25)
1. Bana ne ktlk gelirse gelsin, evrensel olarak
saptanabilecek genel bir insan idesi vardr.
2. Siyaset etie tabi olmaldr.
3. Kt, iyinin kendisinden tredii ey olarak vardr ya
da iyi ancak bir kt varsa ortaya kar
4. nsan haklar, ktlk grmeme haklar demektir
Bu problemleri tek tek ele alacak olursak Badiounun
eletirilerini daha rahat anlayabilme imkan buluruz. lk problem
olan biriken etik bilgi problemi, Badiou tarafndan ok
eletirilmitir. Buna gre etik, Yunancada, iyi bir varolu tarz,
bilgece bir eylem yolu aray olmas nedeniyle pratik etkinlii
iyi tasarm etrafnda dzenleyen bir felsefi etkinlik olarak
tanmlanmtr. (Badiou, 2006b: 17) Yani Antik Yunanda etik
felsefi bir bilgelik olarak yola kmtr ancak yine Badiouya
gre Stoallar ile etik, felsefi bilgelikten ziyade felsefenin nvesi
olarak grlmtr. Modern dnemde etik, ahlakla ya da Kantn
formlasyonuyla pratik aklla e tutulmutur. Badiouya gre
gnmzde artk etik bireysel meselelerin farklln tamamen
budayarak evrensel bir yasa balamnda ortaya konulmaya
balanmtr. (Badiou, 2006b: 17)
Badiounun ikinci problem olarak grd etik ve ahlak
kavramlarnn birbiri yerine kullanlmas problemi nedeniyle bu
iki kavramn ne anlama geldiine bakmak gerekecektir. Ahlak;
Arapa hulk kknden treyen ve daha ok gelenek grenek
anlamnda kullanlan bir kavramken, etik; Greke ethos ve mos

2199

kklerinden tremitir. zleme gre, bu iki szck etimolojileri


asndan birbirine benzese de etiin ahlak fenomenini inceleme
alan olarak ele alnmas daha doru olacaktr. (zlem, 2004: 23)
Buna gre, ahlak, bir kiinin, bir grubun, bir halkn, bir
toplumsal snfn, bir ulusun, bir kltr evresinin belli bir
tarihsel dnemde yaamna giren ve eylemlerini ynlendiren
inan, deer, norm, buyruk, yasak ve tasarmlar topluluu ve a
olarak tanmlanabilir. Etik ise, ahlak zerine dnmek ahlak
zerine felsefe yapmaktr. (zlem, 2004: 17-18) Piepere gre,
etiin konusunu ahlaki eylem ve yarglar oluturmaktadr. Ona
gre etik ahlak retmez, ahlak zerine konuur. (Pieper, 1999:
19)
Etik ve ahlak kavramlarnn farkllklar srekli dile
getirilse de gnmzde bu iki kavram neredeyse birbiri yerine
kullanlr olmutur, hatta etik daha popler bir kavram olarak
karmza kmaktadr. Nalbantoluna gre, gnmzde etik
kavramnn hemen her alanda, her i ve meslekte kurallar
oluturmaya balam olmas ok korkutucudur. (Nalbantolu,
2002: 1) Buna gre etik poplarizmi ciddi bir sknt
dourmaktadr.
Badiounun gnmz etii zerine olan bir dier
eletirisi insan haklar yerine ya da onunla ayn anlamda
kullanlmasdr. Badiouya gre etik dayana sayesinde insan
haklar bir despotizm oluturmaktadr. nsan haklar
beyannameleri ile ayr ayr btn devletler kendi isel
durumlarna uygun olmasa dahi bu kurallar uygulamaya
zorlanmaktadr. Bu yasalarn zerine oturduu zemin etik bir
zemin olarak gsterilmektedir. Dolaysyla etik temele alnarak
oluturulan insan haklar fikri hem evrensel hem de zorlayc bir
etik basksn yaygnlatrmaktadr. (Badiou, 2006b: 24)
Badiouya gre gnmzde insan haklar insan,
kurban, strap eken hayvan, bir deri bir kemik, lmekte olan
beden statsne indirerek; onu hayvana eitler. Onu yalnzca
canl organizma olarak grr. Oysa Badiouya gre, insan
krlgan bedeninden deil, neyse o kalma dorultusundaki inat
kararllndan gelen bir hayvan olmasn salayan eyde
buluruz. (Badiou, 2006b: 27) Badiou, insann bana
gelebilecek en kt durumlar, o kendini hayatn karmakark ve
zorbaca ak iinden kp kendini ayr bir yere koyabildii

2200

srece, lmsz olur. zneleme lmszdr ve insan insan


yapar. Bu zelliini kardmzda yalnzca tysz bir iki
ayakl kalr (Badiou, 2006b: 27-28) der.
te yandan Badiounun vurgulamak istedii, bir etik
grten hareketle ele alnan insan haklarnn yaptrm gcnn
daha fazla olacadr. Hatta insan haklarnn tm dnyada kabul
grmesinin tek yolu etiktir. Etik bu haklar korur, onlar sorun
edinir ve onlara sayg gsterilmesini salar. Etiin bu grevi
yapabilmesinin yolu ise tm insanlar ortak paydada
birletirebilecek, evrensel bir ilke ya da gce sahip olmasdr.
Badiou bu gce ktlk mutabakat der. Buna gre kendi
bana gelmesini istemedii ktlk iin anlama yapan bir grup
insan haklarn teslim ederek ve bakalarnn haklarna sayg
duyarak bir mutabakat oluturur. Byle bir etik, kty ortadan
kaldrma, barbarca olann ne olduunu ortaya koyma ve siyasi
yarg araclyla ykmllk oluturma aracdr. (Badiou,
2006b: 25)
Ancak Badiouya gre bu etik yaklam, ktl
olumsuz ve nsel bir biimde belirlemesi yznden, insana
yakan btn eylemlerin mecburi kalk noktas olan durumlarn
tekilliini dnmekten aciz kalr. (Badiou, 2006b: 30)
Badiouya gre, eer etik mutabakat ktnn tannmas
zerine kuruluysa, insanlar olumlu bir iyi fikri etrafnda
birletirmeye ynelik her aba ktlk olacaktr. Yani Badiouya
gre bunu her kolektif iyi iradesi kty yaratr (Badiou,
2006b: 29) eklinde formle edebiliriz. Badiou bu kt
mutabakatna safsatann en ykc halidir der. (Badiou, 2006b:
29) nk tek ama ktye kar verilecek etik bir mcadele
olursa, var olan durumun deitirilmesi mmkn olmayacaktr.
Badiouyu bu anlamda endielendiren dier mesele ise ktnn
varlna kar etik mcadelede dncenin kaderinin ne
olacadr. nk Badiouya gre, dnce ya olumlayc bir
yaratmdr ya da hibir eydir. (Badiou, 2006b: 29)
Badiouya gre yine nemli bir mesele de gnmz etik
savunucularnn etii, tekini inkar eden rk etik yaklamlarn
aksine teki etii olarak, bir farkllk ve okkltrclk olarak
yani tekini tanma ve farkllk etii olarak grmeleridir.
(Badiou, 2006b: 35) Badiou her modern kolektif dzenlenite,
farkl yeme ve konuma tarzlar olan, balarna farkl eyler

2201

takan, farkl dinlere inanan, cinsellikle karmak ve farkl


ilikileri olan, her yerden gelen birok insan vardr; dnya zaten
byle bir yerdir (Badiou, 2006b: 40) diyerek bu dnceye
tmyle kar kar. Yani farkllklar zaten olan eylerdir. Ona
gre, hakikat henz olmayann, yeni olann olumasdr; bu
nedenle de farkllklar hakikatlerin nemsizletirdii eylerdir.
Bu yzden de Badiouya gre felsefi adan, teki/bakas
nemli deildir, nemli olan ayndr. nk Badiouya gre
ayn, olan (yani farkllklarn sonsuz okluu) deil, olacak
olandr, yani olmayann olumasdr. Ayn, sadece bir hakikatle
birlikte ortaya kar. Yani farkllklara kar kaytsz olan tek ey,
hakikattir; nk hakikat herkes iin ayndr. Bu nedenle de tek
sahici etik, hakikatlerin etiidir. (Badiou, 2006b: 41)
Bu etik problemleri ortaya koyduktan sonra diyebiliriz
ki Badiounun iirilmi bu etik merak karsnda iki amac
vardr. (Badiou 2006b:18) Bunlarn ilki, gnmzn en nemli
felsefi eilimi olan etik meselesinin tam olarak ne olduunu
incelemektir. kincisi ise, etik teriminin var olan anlamnn
mevcut problemlerini dile getirip kar ktktan sonra kendisinin
oluturduu anlam sunmaktr. Badiounun ilk amacn
gerekletirmeyi kendisine grev bilmesinin nedeni ii
boaltlm ve avamn diline dm bu etik kavramnn, bu
haliyle saf bir nihilizmle, dncenin kendisini inkar etme
tehdidiyle ayn kapya kmasdr. kinci amacnn nedeni ise,
etik kelimesini soyut kategorilere (insan, hak/hukuk, teki gibi)
balamak yerine tikel durumlara indirgemek dncesidir.
(Badiou, 2006b: 18-19) Badiou etik iin onu kurbanlara duyulan
merhametin bir vehesine indirgemek yerine, tekil srelerin
kalc dsturu haline getirmek gereklidir. Onu vicdan sahibi bir
muhafazakarln sahas haline getirmek yerine, oul
hakikatlerin kaderiyle ilgili hale getirmek gerekir der. (Badiou,
2006b: 19)
Badiou hakikat etii zerine yapt almalarda, etik
ideolojisinin ve onun toplumsal varyantlarnn radikal bir
eletirisiyle baladm (Badiou, 2006b: 91) diyerek hakikat
etiine giri yapar. Bu varyantlar, insan haklar retisi, insan
kurban olarak gren anlay, insani mdahale, biyo-etik, ekilsiz
demokrasicilik, farkllklar etii, kltrel grecelik, ahlaki
egzotizm (Badiou, 2006b: 91) olarak snflandrr. Ona gre bu
varyantlar zaten dini ya da ahlaki sylemlerin gemiten

2202

gnmze farkl ekillerde aktarlmasndan baka bir ey


deildir. Hatta Badiouya gre bu onlarn bozulmu hali, daha
tehlikeli bir karmdr. (Badiou, 2006b: 91) Bu sylemlerde
insann canl bir organizma olarak ya da kurban sfatnda ele
alnmas onun nemli bir yetisini grmezden gelme ideolojisini
tar. Badiouya gre bu bilinli bir ideolojidir. Bu ideolojiyi
tayan gruplar Bat olarak adlandrabileceimiz g
gruplardr. Oysa insann en nemli yetisi bir hakikatin sonsuz
oluumuna girme yeteneidir. Ancak bu yetenek grmezden
gelinerek, hakikat oluumunda aktif rol oynayan zne olarak
insan tehlikeli grlm bunun yerine haklar korunmas gereken
sradan ya da kurban insan fikri desteklenmitir. Gnmz etii
artk fazlasyla siyasallam g gsterilerinin meru temeli
olmutur. Bu temel samimiyetsiz ve yalnzca kar argmanna
dayanmaktadr. Oysa Badiouya gre hakikat srecinin en etkin
ilkesi olarak zne olan insan sradan insan gibi kar amac
gtmeyen, bir hakikatle dnen znedir. Ancak bu zne anlay
tehlikelidir. Badiou bunun zerine, bu bak asndan, Batl
toplumlarmzda etik ideolojisinin, herhangi bir hakiki
dnceye tutunmaya alan herkesin balca hasm olduunu
sylemekte tereddt etmiyorum der. (Badiou, 2006b: 91)
Badiou, ilkesi hakikat srecinin ortaya konulmas ve
srdrlmesi olan kabul edilebilir tek etik hakikat etiidir der.
(Badiou, 2006b: 91) Bu hakikat ilkesi, devam et!: dier
hayvanlar arasnda bir hayvan ama kendini olaysal bir hakikat
sreci tarafndan yakalanm ve yerinden edilmi bulan bir
hayvan olmaya, oluverdiin bir hakikat znesinin aktif paras
olmaya devam et diyerek varln srdrr. (Badiou, 2006b:
91) Eer buna devam edilmezse ktln ortaya kacan
bilerek buna tam manasyla sadk kalarak devam etmek gerekir.
nk daha ncede dile getirdiimiz gibi kt, hakikatin
devamna kararl bir ekilde sahip klmadnda ortaya kar.
Bu ayn zamanda hayvan olarak insann sebat gstererek bir
hakikat znesine dnmesinin yoludur. Bu zne inat bir
kararllkla hakikat znesi olmakta srarc olmazsa kty ortaya
karr. te yandan hakikat srecine sadk kalnd takdirde
kty ortadan kaldran bir etik de oluturulmu olacaktr.
(Badiou, 2006b: 92) Bu durumda insani seferlere, batl
muhafazakarlarn hogrsne, siyasallam etik dsturlarna
ihtiya kalmayacaktr.

2203

Badiou hakikatler etii iin en nemli noktay u ekilde


vurgular: hakikatler etii ne dnyay bir yasann soyut
hakimiyetine tabi tutmay, ne de dsal ve radikal bir ktye kar
mcadele etmeyi amalar. Tam tersine, hakikatlere gsterdii
sadakat yoluyla, kty savuturmaya abalar. (Badiou, 2006b:
92)
SONU
Badiou mevcut etik grlerindeki problemler
neticesinde yeni bir etik anlaya duyulan ihtiyatan hareketle
Hakikat Etii yaklamn ne srer. Badiou iin tek sahici
etik, hakikatlerin etiidir. (Badiou, 2006b: 41) Daha dorusu tek
etik, hakikat srelerinin, dnyaya baz hakikatleri getirmek iin
girilen srecin ve dorulama koullarnn etiidir. Badiou iin
genel bir etik diye bir ey yoktur, sadece bir eyin etii (siyasetin,
akn, sanatn, bilimin etii) vardr. Ne kadar hakikat usul varsa
o kadar znellik tipi vardr. Bu nedenle bir zne de yoktur.
Badiou bu balamda kendisinin en az drt znellik tipi
belirlediini syler. Bunlar siyasal, bilimsel, sanatsal, aka ait
znelliklerdir. (Badiou, 2006b: 41)
Hakikat etii, olduka meakkatli dorulama
srelerine sahiptir. Bu etik Tanr, insan veya bakas/teki gibi
soyutlamalardan hareket etmez, somut durumlardan ve bir kereye
mahsus durumun koullarndan hareketle ortaya kan yeni
olayn devam ettii srecin iinden geerek oluturulur. Hakikat
etii bir durumun iinde aniden beliriveren bir olaya, bu olaya
sadakat gsteren znelere ihtiya duyar. Bir nceki deneyimden
hareketle ele alnamaz, birikerek ilerlemez, tekrarlanmaz.
Mevcut etik anlaylarnda olduu gibi sadece ktlk
grmemek iin salanan mutabakat veya tekiye adanmlk ile
temsil edilemez.
Bu yeni etik anlay gnmze dein ulaan btn etik
belirlenimleri ele alarak, inceleyerek ortaya atlan bir
yaklamdr. Deeri de buradan gelmektedir. Hakikat etii
ada bir felsefecinin gzyle u ana kadar sylenenlerden
hareketle yaplan bir etik geri dntr. Hakikat etii etik
ihlallerin nne gemek iin sunduu kar yollarnn yan sra
etik zerine varolan problemleri dile getiren bir yaklam olmas
hasebiyle olduka dikkat eken bir etik yaklamdr.

2204

KAYNAKA
BADIOU, A., (2009), Hakikat: Zorlama ve Adlandrlamayan,
(ev.) YILMAZ, ., Monokl VI - VII (ss. 695706.),
Monokl Yaynlar, stanbul.
BADIOU, A., (2006a), Sonsuz Dnce, (ev.) BRKAN, T.,
Metis Yaynlar, stanbul.
BADIOU, A., (2006b), Etik, (ev.) BRKAN, T., Metis
Yaynlar, stanbul.
BADIOU, A., (2005), Felsefe in Manifesto, (ev.) TUTAL.
N., HNLER, H., Ara-lk Yaynlar, zmir.
NALBANTOLU, H. ., (2002), Etik, Estetik, Teknik, Defter,
No:45., ss. 187-229, Referansn asl kayna:
https://groups.google.com/forum/#!topic/db_bilim/tR6
hsI1FnQM
ZLEM, D., (2004), Etik-Ahlak Felsefesi, nklap Yaynlar,
stanbul.
PIEPER, A., (1999), Etie Giri, (ev.) SEZER, G.,
ATAYMAN, V., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
,TRK, D., (2013), teki, Dman, Olay (Levinas, Schmtt ve
Badiouda Etik ve Siyaset), Metis Yaynlar, stanbul.

2205

2206

SREKLLK VE DEM GEREKLNDE


MUHAMMED KBALN DNAMK DN ANLAYII
Ar. Gr. Dr. Kevser ELK
ZET
Pakistanl air ve filozof Muhammed kbal, 20. yzyln
en nemli Mslman dnrlerinden biridir. Modernist
Mslmanlar arasnda saylan kbalin dnce sistemi dinamik
olma ilkesine dayanmaktadr. Dolaysyla, o, dnce sisteminde
batl sre filozofu Whitehead gibi, sreklilik ve deiimin
gerekliini savunmaktadr. Onun yegane entelektel amac,
uzun zamandr duraanl yaayan dini (slam) ve onun
inananlarn (Mslmanlar) yeniden canlandrmaktr. Bu
noktada onun iki temel referans bulunmaktadr: modern bilim ve
dnce ve slam dncesi ve tecrbesi. kbal Mslman
dnyasnn yaad duraanl, genel olarak bir grup
Mslmann kendi geleneklerinden uzaklap sadece Modern
dnceyi nemsemelerine ve bir gurup Mslmann sadece
kendi geleneklerine sarlp modern dnceyi deersiz
grmelerine balamaktadr. Her iki taraf eletiren kbal, hem
gelenei hem de modern dnceyi dikkate alan dinamik din
anlayyla Mslmanlarn yaad bu soruna zm
olabileceini dnmektedir. Bu almamzda kbalin bu
dinamik din anlayn ortaya koymaya alacaz.
Anahtar Kelimeler: kbal, Din, slam, Whitehead,
Sre, Sreklilik, Deiim.
MUHAMMAD IQBALS UNDERSTANDNG OF
DYNAMC RELGON IN REALTY OF PROCESS AND
CHANGE
ABSTRACT
The Indian Muslim poet and philosopher Muhammad
Iqbal (18771938) is one of the most important Muslim
thinkers of twentieth century. He is listed among Modernist
Muslims. His system of thought is fully based on the principle

S.D.. F.E.F., kevcelik@gmail.com

2207

of dynamism.Therefore, like Whitehead (1861-1947), he argues


reality of change and permanence in his system of thought.
According to Iqbal, Qurans view of universe, man and God is
entirely dynamic. His unique intellectual purpose is to revive
religion that became static in Islamic world. He has two main
refences: modern science and philosoph, and Islamic thought and
experience. In this study, I will try to expose Iqbals dynamic
undertanding of religion, especially Islam.
Key Words: Iqbal, Religion, Islam, Whitehead,
Process, Permanence, Change.
GR
20. yzylda Bat medeniyetinin bilim ve teknoloji
alannda gsterdii byk gelimelerle insan kendini, kurgulanan
ve ynetilen bir deiimin ortasnda bulmutur. Bu deiimler
karsnda byk aknln yan sra, deta bylenen insan,
artk farkl bir srece girmitir. nsann ve dnemin bilinci,
tamamen bu yeni tecrbeler tarafndan ekillenmitir. Bu, yeni
bir insan tipinin ve yeni bir dnemin balangc demektir:
Modern insan ve Modern dnem. Modern insan, Ortaa
insannn sorgulamadan dine gvendii lde bilime
gveniyordu. Bu gveniyle bilimi, mutlak doru ve g olarak
konumlandrmt.
Bu,
tamamen
bilimsel
zihniyetin
ekillendirdii bir dnya grn var etmitir. Dolaysyla
dnemin dnce ve tecrbe dnyasna salt bilime dayanan bir
anlay hkim olmutur. Yaanan deiimler, yenilikler her
zaman olumlu sonular dourmayabilir. Nitekim modernite ile
gelenein arasnda skan insan (hem Bat hem de slam
dnyasnda), byk bir buhrann iine dmtr. nk
insanln aknlk iinde yaad bu gelimeler, ayn zamanda
dnce ve tecrbe dnyamz derinden sarsm ve sorgulanabilir
bir deiime uratmtr. Bunlardan en nemlisi de dini dnce
ve tecrbe dnyamzda yaanmtr. Bilimin ihtiamyla gzleri
kamaan insan dine, anlamsz bir deer yklemi ve onu
hayatn dna itmitir. Bylece, modern dnyada din, hem
sreklilikten hem de deiimden yoksun, yeni ve yaanamayan
bir servenin ad haline gelmitir. Ancak sreklilik ve deiim
gereklii asndan din, znn deimezliiyle sreklilik
gerekliine sahipken; birey ve toplumun yapp-etmelerini daha

2208

iyiye
dntrme
onaylamaktadr.

gayesiyle

deiim

gerekliini

Dinin bu gereklii dikkate alndnda, modern


dnyada hayatn hemen hemen btn alanlarnda kendini
gsteren yenilik ve deiimlerle beraber insann dini tecrbe
alannda da sreklilik kadar deiimi yaamas kanlmaz hale
gelmitir. Bu durum, dier bir ifadeyle din hayat ve dncede
deiimi zorunlu klmaktadr. Bu zorunluluun nedeni, ncelikle
dinin bilim, felsefe, sanat gibi btncl hayatn paralarndan biri
olmasdr. kinci olarak, dinin bireysel ve toplumsal hayattaki
canlln ve etkisini, yenilik ve deiimle gerekletirme
imknn tayor olmasdr. Ancak insanln tarihsel servenine
baktmzda,
dinde
deiimin
gerekle(tiril)mesinin
sylenildii gibi ok da kolay olmad grlmektedir.
slam dnyasnda dinde deiim karsnda genel
olarak iki tavr karmza kmaktadr: birincisi, varln sadece
gemite grdkleri dini gelenei mutlaklatrma; ikincisi de
modern dnyayla insanl etkisi altna alan ada grnm
kazanma adna dini gelenei bir kenara brakmaktr. Bu
tavrlardan birincisi deiim gerekliini yok sayarken, ikincisi
ise sreklilik gerekliini ihmal etmektedir. Bir tarafta dine
dokunulmazlk klf giydirerek onun yceliini koruduklarna
inananlar; bir tarafta dini, hayatta varolan bir fazlalk gibi grerek
dini deersizletirip modernleeceine inananlar. Dine byle bir
yaklam, insana tekrarda srar eden, duraan bir dnce ve
hayat ya da hayatn btnl gereinden uzak, eksik bir
hayat sunmaktadr. Hatta insan, amazlara srklemektedir.
Bunu Mslmanlar gemite olduu gibi imdi de tecrbe
etmektedir. Byle bir din dncesine yaad ada ahit olan,
toplumunda bizzat tecrbe ederek endielenen Aydnlar daima
mevcut olmutur. Bu entelektel endieyi tayan Aydnlar, dini
dnce ve hayatn sreklilikle beraber deiimden payn alarak
yeniden ina edilmesini kendilerine ama edinmilerdir.
Onlardan biri de Muhammed kbaldir (18771938). kbal, slam
dnyasnda modern Bat medeniyetine kar ortaya kan
Mslman entelektel hareketlerden zamann ruhuna uygun
davranma felsefesi adn alacak bir abann addr. O,
Mslmanlarn yaadklar amazlardan kendi zlerine
dnmeleriyle kurtulabileceklerine inanmaktadr. Ona gre
insann kendi zn bulmasnn temel etkenlerinden biri, dindir.

2209

Bu, nasl bir dindir? Yaratc olu srecinde her bil-fiil varln
sreklilikle birlikte deiimi tecrbe ettiini savunan
Whiteheadci sre felsefesinden etkilenmi gibi grnen kbale
gre bu din, dier tecrbe alanlar gibi duraan bir tecrbe alan
olmayan, inananna da duraan bir dnce ve hayat tarz
sunmayan, dinamik, deiim ve yenilie ak bir dindir. Bu
balamda almamzda, Mslman sre filozofu kbalin
Mslmanlarn geleceine olumlu anlamda yn vereceini
umduu, sre ierisinde olan dinamik, deiim ve yenilie ak,
serven ruhu tayan din anlayn ortaya koymaya alacaz.
1. DNAMK DN ANLAYIININ KAYNAI OLARAK
KBALN SRE DNCES
Sre dncesinin temelini oluturan sreklilik ve
deiim kavramlarnn bir felsefe problemi olarak izleri, Antik
Yunan felsefesinde grlmektedir. Antik Yunan felsefesinde,
yonya Okulu ya da Milet Okulu filozoflar olarak bilinen doa
filozoflar monistik bir kozmoloji ierisinde gelitirdikleri madde
metafiziiyle, felsefi olduu kadar dini ve politik ynyle de
dikkat eken Pythagoras Okul filozoflar gelitirdikleri say
metafiziiyle ne karken, Herakleitos ve Parmenides ise
felsefelerinde
sreklilik
ve
deiim
problemlerine
younlamalaryla dikkat ekmektedir (Cevizci, 2009:46).
Herakleitos, metafizik anlaynda sz konusu problemin klasik
arkhe anlayndaki gibi birliin maddi bir ey veya kalc,
deimez bir yap olarak alnd srece zlemeyeceini
(Cevizci, 2009:46) iddia ederek, onun yerine dzenli deime
kavramn geirmi ve birlii, daha ziyade modelin birlii
olarak (Cevizci, 2009:46) yorumlad olu srecini, yani
deiim gerekliini savunmutur. Parmenides ise metafizik
anlaynda olu ve deimeyi inkar eden tzsel bir varlk
anlayyla (Cevizci, 2009:50) varln hareket etmediini,
deimediini iddia ederek sreklilik gereini savunmutur.
Tam anlamyla grleri birbirine zt olan bu iki filozofun ortak
amac, deime problemi zerinde younlaarak, evrendeki
deime olgusunu aklamaya, kalclk ve sreklilik gereiyle

Batl sre filozofu C. Hartshorne, kbali Mslman srei filozoflar


arasnda sayar. Bkz. C. Hartshorne ve L.Rees (eds.), Philosophers Speak of God,
Chicago, U.P. 1953.

2210

deime gereini uzlatrmaya (Cevizci, 2009:46) altrmak


olmutur.
Herakleitos ve Parmenidesin bu grleriyle birlikte
felsefenin tarihsel serveninin ilk dnemlerinde iki byk felsefe
anlay ya da metafizik anlayn domu olduu sylenilebilir:
Deimezlik ya da sreklilik fikrini temel alan (klasik) Cevherci
metafizik ve deiim fikrini ne karan Sreci metafizik
anlay (Aydn, 2000:36). Ancak modern dnemle birlikte
deime ve sreklilik ayn realitenin iki ayr yan (Aydn,
2000:38) olarak grlmeye balanlnca hem sreklilii hem de
deiimi temele alan metafizik anlaylar ortaya kmtr.
Nitekim 20. yzylda, Bergson ve Whitehead gibi filozoflarn
iinde yer ald Sre felsefesine kaynaklk eden bu metafizik
anlay grlmektedir (Aydn, 2000:38).
Gnmzde sre felsefesinin temel figrn temsil
eden Whitehead, gerekliin iki ynn, sreklilik ve deiimi
temel alarak, modern bilim ve dnceye uygun ve sre
(process) fikrini ne karan bir metafizik anlay gelitirmitir.
Bu metafizik anlayyla Whitehead, sre fikrinin teolojik
uzantlarnn Bat dnyasndaki en iyi rneini temsil etmektedir.
slam dnyasna baktmzda ise, sre dncesinin en nemli
temsilcisi kbaldir. O, hem kendi kltrnn dnce ve tecrbe
dnyasndan hem de kendi kltrn dndaki dnce ve
tecrbe dnyasndan, yani modern dnyadan hareketle,
Whitehead gibi sreklilik ve deiimi temele alan bir metafizik
anlay ortaya koymutur (Aydn, 2000:38).
kbal, Antik Yunan filozoflarndan beri hareketin yani
deiimin gerek olmad probleminin dnce tarihinde hala
varln srdrdnn ve byk ilgi grdnn bilincindedir
(Iqbal, 1986:28). Bu bilinci tayan kbalin dnce sisteminin
merkezinde de bu problem yer almaktadr. kbal, entelektel
ilgisini niin bu problem zerinde younlatrmtr? Bu soruyu,
kbalin ifadesiyle yle cevaplayabiliriz:
Son 500 yl boyunca, slam dnyasnda dini dnce,
pratik olarak duraandr. Bir zamanlar Avrupa dncesi, slam
dnyasndan ilham almt. Bununla birlikte modern tarihin en
nemli olgusu, slam dnyasnn byk bir hzla manevi ynden
Batya yaklamasdr. Bunda bir yanl bulunmamaktadr.
nk entelektel ynden Avrupa kltr, sadece slam

2211

kltrnn ok nemli safhalarndan bazsnn yeni gelimi


eklidir. Tek korkumuz, Avrupa kltrnn ba dndrc d
grnnn hareketimizi engelleme ihtimalinin ve bu kltrn
gerek iyzne ulamada baarsz olma ihtimalimizin
olmasdr (Iqbal, 1986:6).
Grld zere kbali, felsefenin hala canlln
koruyan deiim ve sreklilik problemine ynelten, Mslman
toplumlarn dnce dnyasnda, zellikle dini dnce alannda
grlen ve imdide varln srdren duraanlktr. kbal sz
konusu duraanl, dini dncenin kuramsal yapsnda deil,
uygulaym
alannda
grmektedir.
Dini
dncenin
uygulaycsnn insan olduu gz nne alndnda, kbalin bu
durum tespiti, ayn zamanda duraan insan tipi olarak karmza
kan Mslman birey iin de geerlidir.
slam
dnyasnda
yaanan
dini
dncenin
duraanlnn aksine, kbale gre, din (slam) ve onun kayna
Kuran znde dinamiktir. Ayn ekilde gerek tabiat
bakmndan dnce duraan deil, dinamiktir (Iqbal, 1986:5).
Kurann
bu
dinamik
anlayyla
bylenen
(Schimmel,2001:73) kbalin Mslmanlarn sz konusu sorunu
karsnda sergiledii entelektel giriimdeki temel gayesi,
Einsteina kadar varan modern Bat felsefesinin yardmyla,
slamn durumunu yeniden yorumlamak, Mslmanlara
slamn dinamik bir dnya grne sahip olduunu gstermek
ve bylece onlar kendi miraslar hakknda dnmeye ve kendi
durumlarn yeniden ihya etmeye (kurmaya) sevk etmektir
(Schimmel,2001:41).
kbale gre, modern insann temel sorunu, somut
dnce alkanlklar gelitirerek, dini dncenin dayand
zel isel tecrbeyle ilgili yeteneinin zayflamaya ve bu
tecrbeden phe duymaya balamasyken, Modern dnemde
slam dnyasnn temel sorunu, modern zihin hakkndaki
cehaletleri yznden, modern dnce ve tecrbeden herhangi
bir yeni ilham almaktan kesinlikle aciz hale gelmi olmalardr
(Iqbal, 1986:xxi). Bununla birlikte modern zihniyetin etkisiyle
Mslmanlar isel tecrbe bakmndan da sorunludur. kbal bu
olgudan hareketle, slamn felsefe geleneine ve insan bilgisinin
ve tecrbesinin farkl alanlarndaki yeni gelimelere gereken
saygy gstererek Mslman din felsefesini yeniden ina etme
teebbs sergilemektedir. Bu durumu acil bir ihtiya olarak

2212

deerlendiren kbal, byle bir teebbs iin yaad zamann ok


uygun olduunun altn izmektedir (Iqbal, 1986:xxi-xxii).
kbalin
byle
bir
karmda
bulunmasnn
temel
dayanaklarndan birisi, bilimsel bilgide yaanan yeni
gelimelerle birlikte sreklilii mutlak gereklik olarak savunan
Klasik Fizikin kendi temellerini eletirmeyi renmesidir
(Iqbal, 1986:xxii). kbale gre, bu eletiriyle birlikte din ve bilim
arasnda imdiye dek alan uurumun ortadan kaldrlabilecei
umudu gn yzne kmtr. Bu umudu kendinde gren kbal,
bizim grevimiz der, insan dncesinin ilerlemesini
dikkatlice gzlemlemek ve ona ynelik bamsz eletirel bir
tavr muhafaza etmektir (Iqbal, 1986:xxii). nk, ona gre,
dsal hayatta olduu gibi isel hayatmzda da statik/duraan
bir ey yoktur. Her ey srekli hareket halindedir, deiir. Her
ey, durumlarn bitmek tkenmek bilmeyen akdr, mola ya da
dinlenme yeri olmayan srekli bir aktr (Iqbal, 1986:38).
Anlalaca
zere
kbalin
dinamik
felsefi
dncesinin, dolaysyla dinamik din dncesinin temel
kaynaklarndan birini modern bilim ve dnce olutururken;
dierini de slam dini ve dnce gelenei oluturmaktadr.
Dier bir ifadeyle onun modernizme baknda, gelenek ile
yenilik birbirini besleyen unsurlardr (Ali, 2013:125). Burada
alt izilmesi gereken nokta, kbalin sre dncesinin ve
dinamik din anlaynn temel k noktas ve kayna kendi
geleneinin olduudur. Nitekim kbal genel olarak slam
dncesinin dinamik bir evren gr noktasnda birletiinin
altn izer (Iqbal, 1986:110). Duraan evren grnn
yetersizliini gren ve evreni varlk (being) olarak deil, olu
(becoming) olarak tasavvur eden Biruni (Iqbal, 1986:106),
evrimsel bir hareket olarak hayat teorisini savunan bn
Miskeveyh, tarih grnde dinamizmi sergileyen bn Haldun
(Iqbal, 1986:110) gibi filozoflar bu noktada slam felsefe
geleneinden verilebilecek birka rnektir. Bununla birlikte
kbalin sre dncesi olarak adlandrdmz dinamik felsefi
dncesinin en temel kayna, Kurandr. kbale gre, Kuran
sre dncesinin temel vurgularndan olan deiimin
gerekliini kabul etmektedir. Onun ifadesiyle;
Kuran, deiimin (change) nemli bir gerek olduuna
dikkatimizi eker. Kalc bir medeniyet ina etmek,
sadece deiimi anlamak ve kontrol etmekle

2213

mmkndr. Asya kltrleri ve aslna bakarsan tm


Antik dnya kltrleri baarsz olmutur. Bunun nedeni
Gereklike sadece iten yaklam ve ieriden darya
hareket etmi olmalaryd. Bu yntem, onlara gsz
teoriye gtrmtr. Hibir kalc medeniyet, sadece
teoriye dayandrlamaz (Iqbal, 1986:12).
Bu adan Kurann fikirden ziyade eyleme (amele)
yapt vurgu (Iqbal, 1986:xxi) ok anlamldr. Ayrca kbal,
Kurann sre dncesinin merkezi fikirlerinden biri olan
tecrbenin gereklii ve nemine yapt vurguyla da dikkat
ektiini belirtmektedir. kbalin belirttii zere, Kurana gre,
tecrb davran insanolunun manevi hayatnda kanlmaz bir
aamadr ve hem ite hem de dta sembollerini ifa eden Nihai
Gereklikin bilgisini verir. Kurann bu tecrb yaklam,
kbale gre, Mslmanlarda bilfiil olana ya da tecrbeye sayg
hissi uyandrmaldr. nk insann Tanry araynda grnr
olan eyi deersiz olarak grp reddettii bir ada, onda tecrb
bir ruh uyandrmak ok nemlidir (Iqbal, 1986:11). Nitekim
Kuran, insan tecrbesinin btn alanlarna ayn derecede nem
vermektedir (Iqbal, 1986:12).
kbal bunu yle ifade
etmektedir:
Kurana gre, evren ciddi bir amala yaratlmtr.
Evrende deien gerekler, varlmz yeni oluumlara
zorlar. Evrenin sunduu glklerin stesinden gelmek
iin harcadmz entelektel aba, bir yandan
hayatmz zenginletirip glendirirken dier yandan
kavraymz (insight) keskinletirir ve bu ekilde bizi,
insan tecrbesinin daha incelikli ynlerine ustaca
katlmaya hazrlar. Bu, akp giden zamansal eylerle
balantmzdr ve bunlarn zerinde dnmemiz,
zamansal olmayanla ilgi entelektel bir gr iin bizi
hazrlar. Gereklik, kendi grnleri iinde yaar.
Glklerin olduu bir evrede hayatn srdrmek
zorunda olan insan gibi bir varlk, gzle grlebilir olan
ihmal etmeye imkn tanyamaz (Iqbal, 1986:12).
Grl gibi, kbale gre, Kuran tm unsurlarnn
birbiriyle balantl ve uyumlu olduu evrenin nemli bir amala
yaratldnn, duraan deil; srekli deiim ve bir olu
ierisinde olduunun altn izmektedir. kbal, Kurana
dayanarak srekli deiimin yaand, olu srecinde olan bir

2214

evren anlayn benimser ve bu anlayn ayrca Whiteheadi


referans gstererek de yle savunur: Tabiat, dinamik olmayan
bir bolua yerletirilmi statik/duraan bir olgu deil, srekli
yaratc bir ak karakterine sahip olaylardan oluan bir yapdr.
Dnce bu yaratc ak mnferit hareketsizliklere bler,
bunlarn karlkl ilikilerinden ise zaman ve mekan kavramlar
ortaya kar (Iqbal, 1986:28).
Buna gre kbalin genel
dncesi, modern bilimin ilgi alan, artk uzun sredir bilim ve
dnce dnyasna hkim olmu olan ve mutlak deimezlik
fikrinin savunuculuu yapan sonsuz bolua yerletirilmi statik
bir tabiat anlayndan, birbiriyle ilikili olan olaylardan oluan
bir tabiat anlayna doru yn deitirmitir (Iqbal, 1986:53).
Grld zere kbalin bu evren anlaynn temel
kaynaklarndan birini modern bilim olutururken dierini de
kendi kltr ve dnce dnyasnn temel dayana olan Kuran
oluturmaktadr. Ona gre, Kuran, birbiriyle ilikili glerin
oluturduu bir kozmos eklinde ak ve kesin bir Tabiat
anlayna sahiptir (Iqbal, 1986:64). O halde modern bilim ve
dncesindeki gelimeler ve slam kltr dikkate alndnda
evren, deimez, statik bir madde yn deil, srekli deiimin
yaand, yaratc bir ak sreci ierisinde birbiriyle ilikili
olaylar sistemidir, canl bir yapdr. kbal bu gr Kurann
desteklediini u ifadesiyle de savunur: Tabiatn zaman iindeki
bu ak nitelii, belki de tecrbenin en nemli yandr. Kuran,
bunu zellikle vurgulamakta ve Gerekliin nihai mahiyetiyle
ilgili en iyi ipucunu vermektedir (Iqbal, 1986:36). kbale gre,
bu durumda Klasik fiziin madde kavram artk yerini, modern
Grelilik-Fizikin, ayn zamanda Whiteheadin teorisinde n
planda tuttuu, organizma kavramna brakmtr (Iqbal,
1986:31). Buna gre artk evren olup bitmi bir yap olarak
grlmemelidir. Bunu, kbalin iir diliyle betimlemek daha ak
olacaktr:
Ey, ben ve sen, hayat rmann dalgalaryz! Bu kinat
her anda baka trl oluyor (kbal, 1999:413)
Bu renk ve korku dnyasnn ayini nedir? Gitmi olan
su bir daha rmaa dnmez! Hayatta tekrarlama srr
yoktur; onun ftrat tekrar bilmez!(kbal,1999: 435)
Bu durumda, karmzda olup bitmi bir yap eklinde,
hareketsiz ve deiimden aciz, byk bir para halinde bir evren

2215

yoktur. Zira onun isel varlnn derinliklerinde, belki de yeni


bir doumun ryas bulunmaktadr (Iqbal, 1986:8). Byle bir
anlay asndan, kbal tabiattaki ak da, Tanrnn/Mutlak
Egonun yaratc faaliyeti (Iqbal, 1986:52) olarak
deerlendirmektedir.
Sonu olarak, Mslman sre dnr olarak kbal,
felsefesinde duraan bir evren tasavvuru ortaya koyan klasik
yaratma dncesini deil; srekli olu iinde olan dinamik bir
evren tasavvuru ortaya koyan srekli yaratma dncesini
savunmaktadr. Dolaysyla Tanrnn evren ve insanla, ayn
ekilde insann Tanr ve evrenle ilikisi, mekanik deil, organik
bir ilikidir. Byle bir iliki de doal olarak deiimi var eder
(Urhan, 1999: 143).
kbal, kendi kltr dnyasnn, yani slam dncesinin
dinamik unsurlaryla birlikte modern bilim ve dnceyi temel
kaynak kabul ederek, klasik metafiziin cevherlerini, eylerini
deil, oluum srecine katlan bilfiil eyleri veya bilfiil
durumlar, olaylar (Aydn, 2000:43) esas alan Whiteheadci
sre felsefesinden hareketle dinamik bir felsefe anlay
gelitirmitir. Deiimi, oluu, tecrbe ve ilikisellii vurgulayan
bu dinamik felsefe anlayyla onun entelektel amac, slam
dncesini, dolaysyla dinamik bir din (slam) anlayn
yeniden ina etmeye almak olmutur (Aydn, 2000:39-46).
2. SRE ERSNDE SLAM: DNAMK BR DN VE
DN DNCE
Whiteheade gre, eylerin (things) bireysellii,
onlarn topluluu kadar nemlidir. Bu yzden dinin konusu,
toplulukta bireyselliktir (Whitehead, 1996:88). Dolaysyla
dinamik olan din de bireyden topluma doru hareket eder (Iqbal,
1986:1). Ancak Mslman dnyaya baktmzda, dinin,
toplumsal yaps ne karlarak, bireyin varlnn ikincil
konuma yerletirildii grlmektedir. kbalin iddiasna gre,
dinin temel amac birey olarak insann isel ve dsal hayatn
dntrmek ve ynlendirmektir (Iqbal, 1986:1). Bu iddiaya
gre, inand din, insann karakterini ve kiiliini belirliyorsa,
onun ruhuna nfuz etmi olmas gerekir. Bu noktada kbalin
temel referanslarndan biri olan Whiteheade gre, sizin
karakteriniz, inancnza (faith) gre geliir. Bu, hi kimsenin

2216

kaamayaca temel dinsel hakikattir. Din, insann ruhunun


derinliklerini, isel ynn temizleyen inan gcdr. Bu yzden
birincil dinsel erdem, samimiyettir, nfuz edici/yksek
samimiyettir (Whitehead, 1996:15). Buna gre retisel
adan, bir din, samimiyetle benimsendiinde ve kuvvetli bir
ekilde kavrandnda karakteri dntrme etkisine sahip genel
bir hakikatler sistemidir (Whitehead, 1996:15). Bu yzden
kbal, ilevi asndan dinin genel hakikatlerinin, bilimin
dogmalarndan daha ok akli temele ihtiya duyduuna
inanmaktadr (Iqbal, 1986:2).
kbal, dinin z olarak ifade ettii imann histen daha
fazla bir ey olduunu iddia ederek dinin rasyonel bir yn
olduuna inanmaktadr. nk, ona gre, iman, ku gibidir,
akln ihmal ettii yolsuz yolu grr. Bu yzden onda kognitif
ierie benzer bir ey vardr (Iqbal, 1986:1).
kbal, dinin, fizik, kimya gibi bilim olmasa da bilim gibi
somut tecrbeye nem verdiinde ve dini hayatta bu tecrbenin
zorunluluunda srar etmektedir (Iqbal, 1986:20). Dolaysyla
onun dinamik din anlaynda temel k noktas, tecrbe
kavramdr. slam, bireylerin tecrbe toplamn ifade ederken;
inanan kii, bireyin tecrbesini ifade etmektedir. Bu tecrbeler
nda dini dnceyi yeniden yorumlayan kbale gre, din
ne sadece dncedir, ne sadece histir, ne de sadece eylemdir. O
insann btn bir ifadesidir (Iqbal, 1986:2). Bu yzden dinin
deerlendirilmesinde, felsefe dinin merkezi konumunu kabul
etmelidir (Iqbal, 1986:2). nk, kbale gre, felsefe tek
bana gereklii bir btn olarak kavrayabilecek gte deildir,
o ancak gereklii para-para kavrayabilir. Burada eksik
kalan sezgi, din tecrbesi tarafndan salanmaktadr. Dolaysyla
felsefe ve din birbirlerini tamamlarlar, bu ekilde bir btn olan
Gereklik tam olarak kavranr. Ancak bu btn kavramada din,
kbal gre, felsefeyle karlatrldnda daha st konumdadr.
(Iqbal, 1986:2).
kbalin savunduu gibi din byle bir anlam kendinde
barndryorsa, slam ya da Kuran duraan deil, dinamik bir
yapya sahipse, dnce duraan deil, dinamikse, (Iqbal,
1986:5) nasl oluyor da Mslman dnyasnda asrlardr
duraanlk kol geziyor? Tecrbe dnyamzdan ve olgusal
gerekliklerden hareketle konuacak olursak, din genel halk ve
ynetim kavraynda ibadetler ve toplumsal birlik alan ileviyle

2217

onaylanm kutsal bir alan imler. Halbuki din, sadece bir


ibadetler alan ve toplumsal birlik-beraberlii koruma amal bir
inan alan olarak tanmlanp uygulannca, kbalin savunduu
dinin dinamik yn darda braklmaktadr. kbalin belirttii
gibi, insan hareketleri bir makine gibi tamamen belirlenmi bir
varlk (Iqbal, 1986:68) deildir; dnya, sadece grlen eyler
yoluyla bilinen bir varlk alan deildir (Iqbal, 1986:157) ; iman
[da], sadece bir ve birka nermeye olan pasif bir inan deildir
(Iqbal, 1986:87).
Bat dncesinden dier bir referans kayna
Bergsona dayanarak, kbal, gelecein kaplarnn Gereklie
tamamen ak kalmasnn zorunlu olduunu savunmaktadr. Ona
gre, byle bir zaman algs, Mutlak Gereklik olarak Tanrnn
ve insann, zgr ve yaratc olmasna imkn salar. Ona gre, bu
zaman algsnn tersine, her eyin belirlendii mekanik bir zaman
algs benimsenirse, byle bir zaman algsnda, ne insani
zgrle ne de ilahi zgrle bir yer vardr. Dolaysyla dnya,
zgr, sorumluluk sahibi ahlaki faillerin yaad bir yer deil,
sadece arkalarndan ekmek suretiyle hareket ettirilen kuklalarn
yer ald bir sahne olur (Iqbal, 1986:43). Bu yzden kbalin din
anlaynda, ne Tanr ne insan ne de dnya duraandr. kbalin
iddias, bildiimiz tek hayat tr, arzu, aray, baarszlk ya da
baardr, bir durumdan baka duruma doru srekli bir
deiimdir. Bizim bak amzdan hayat, deiimdir (Iqbal,
1986:47).
Bir Mslman, kendi hayat tecrbesi asndan bakt
zaman hayat, organik bir btn, birbirine sk ve salam bir
ekilde bal merkezi bir dayanak olarak grebilir (Iqbal,
1986:62). nk kendini srekli zorlayan bir evrede sonlu
bir egonun [Mslmann] hayat bilfiil tecrbeye dayanan
bilginin srekli genilemesine baldr (Iqbal, 1986:69).
Dolaysyla nnde birok ak imknlarn bulunduu sonlu bir
ego, tecrbesini ancak deneme-yanlma yntemiyle geniletebilir
ve zenginletirebilir (Iqbal, 1986:69). Buna gre, kbal iin,
tecrbenin zenginletirilmesinde dorular kadar hatalar da
nemli bir role sahiptir. Bu durumda, kbalin entelektel
ktlk olarak tanmlad hata, tecrbenin ina edilmesinde
vazgeilmez, olmazsa olmaz bir unsurdur (Iqbal, 1986:69).
Sanrm biz Mslmanlarn gzden kard en nemli nokta
burasdr. Daima hata yapmaktan korkarz, bu konuda

2218

birbirimize telkinde bulunuruz. Byle bir kavraymzdan dolay


tecrbemizin, sadece ve sadece dorularla ya da iyiliklerle
zenginleeceine inanrz. Din diliyle sylersek hayatmzn
merkezine gnah ve sevaptan ibaret iki tercihi yerletirir,
gnah ilemekten korkarz, oysa Tanry Mutlak Gereklik
olarak kabul eden ve sadece onun kusursuz ve sonsuz merhamet
sahibi olduuna inandn syleyen bir Mslmann byle bir
korkusu yersiz olmaldr.
kbalin yaad ada olduu gibi gnmzde de
slamn yeni bir yoruma gereksinimi vardr. Bu yeni yorum nasl
olacaktr? kbale gre, Mslman liberal nesillerin iddias gibi,
bu yeni yorum, (i) Mslmanlarn kendi sahip olduklar
tecrbeleri nda ve (ii) modern hayatn deimi olan
artlar dikkate alnarak olacaktr (Iqbal, 1986:134). kbalin bu
grn destekleyen Whiteheadin iddiasna gre, din, bilimin
yapt gibi ayn ruhla deiimle yzleebilir. Bunu yapmadka,
din eski gcn tekrar kazanamayacaktr. Dinin ilkeleri ezeli
olabilir, fakat bu ilkelerin ifadesi srekli gelimeyi gerektirir
(Whitehead, 1967:189). Whiteheade gre, dinin byle bir sreci
yaamas, bir kazanmdr. Din, bizzat hayatn iindedir,
dolaysyla fiziksel olgularla yz yze gelir ve iliki iinde olur.
Bu yzden bilimsel bilginin ilerlemesi gibi, dinin bu olgularla
ilgili bak asn srekli deitirmesi bir zorunluluk haline
gelmektedir (Whitehead, 1967:vii). Eer Mslmanlar bunun
bilincine varp dini yeniden yorumlarlarsa, kbalin gnmz
insannn ihtiyac olarak belirttii, evrenin manevi yorumu,
bireyin manevi kurtuluu ve manevi temele dayal insan
toplumunun evrimini manevi bir temelde ynlendirecek evrensel
temel ilkeleri (Iqbal, 1986:142) gerekletirebilme imkann
elde edebilirler.
3. SLAMIN YA DA DNN DEM LKES
slam dnyasnda kbal, dini dnceyi modern bilim ve
felsefeyle uzlatrmak iin entelekel bir hamle sergilemitir.
Ona gre, Mslmanlar Batllamak zorundadr. Ancak o, bu
zorunluluu gerekletirirken, slam dnyasnn kendi gelenei
ile ban koparmadan btn metafizik sorunlarn yeniden
dnmesi gerektiini srarla vurgulamaktadr. lkene gre,
kbal gibi modernist slamclarn dini yeniletirme

2219

abalarndaki balca amalar , inancn ilkelerini yeni ilim


verileriyle uzlatrmak ve hukuki sistemi yeni ihtiyalara gre
gelitirmek (lken, 1979:271) olmutur. Bu amalar arasnda,
onlarn asl ilgi odan ise ikincisi oluturmaktadr. Buna gre
kbalin temel amac, ictihad kapsnn kapanmad ve bu
yzden sadece bir kavmin tarihi tecrbesinin hazinesi deil,
ayn zamanda grevi mutlak iyilik-ktlk lsne gre
hukuki fiilleri snflamak olan slam hukukunun sz konusu
muhtevasn yeni hukuki ictihatlarla doldurmaktr (lken,
1979:271). Bu ama, deiimin pratikte kendini gstermesini
ifade etmektedir. Deimenin meru klnmas ya akla, ya kutsal
kaynaklara, ya da gemi rneklere, ya da hepsine birden
mracaat ile yaplabilir. Modernist-rasyonalistler hayat ve
dnceyi deitirmeye ikna iin n de kullanrlar (ifti,
2001:32). kbal de bunlardan biridir.
slam dnyasnda deiimin merulatrlmasndan nce
akla mracaatn kendisinin merulatrlmas gerekmektedir.
nk Mslman toplumlarda yaygn olan geleneksel
kabullerden biri, artk hibir akli abann gerekmedii, taklidin
yeterli olduu ve 10. yzyla kadar gerekli btn (akli)
dnmenin tamamlanddr. Akl zararl ya da gereksiz
grmeyi beraberinde getiren bu kabul, pratikte kendini ictihad
kapsnn (hr dncenin) artk kapand eklinde gstermitir
(ifti, 2001:32).
Byle bir iddia, dini dnceyi ve
Mslmanlar duraanla gtrmede etkili olan bir mittir
(ifti, 2001:32). kbal bu mitin, ksmen slam hukuk
dncesinin tamamen akla kavuturulduu dncesinin
hkim olmasndan; ksmen de entelektel tembelliin, zellikle
manevi k dneminde byk dnrleri putlara
dntrmesinden kaynaklandn dnmektedir (Iqbal,
1986:133). kbale gre itihat kapsnn kapandna dair ne
Kuranda ne de gelenekte bir hkm bulunmaktadr.
(Rashid,1982:45) Nihayetinde ulema tarafndan oluturulan
hukuk sistemi, tamamen insann yorumudur, dolaysyla son sz
olma iddiasnda bulunamazlar (Iqbal, 1986:133).Akln zararl ya
da gereksiz olduunu savunan birok Mslman dnrn
aksine kbal, eyler, (things) deitii iin, bugn slam
dnyasnn insan dncesinin tm ynlerinde grlen
olaanst gelimelerle kar karya olduu ve etkilendii
(Iqbal, 1986:133) gereine iaret eder. Bu yzden, kbal yeni bir
senteze gider; Mslmanlarn ihtiyac, ilim-ak sentezi olarak

2220

ileri srd btn grme yntemine yani hem akl hem


kalble grme yntemidir. nk, ona gre, ilim (bilim) realiteyi
paralar halinde anlad iin bize her eyin detayn verir, ak,
ya da sezgi ise bir btn olarak kavrar ve bylece detaylar farkl
bir pencereden grmemize imkan salar (Daftary,2005:155)
kbale gre, daha nce de bahsettiimiz gibi, kltrel
bir hareket olarak slam, eski statik, duraan evren grn
reddeder ve dinamik bir evren grne dayanmaktadr. (Iqbal,
1986:116) Bununla birlikte slam, pratik hayatta gremesek de,
bireyin deerini kabul ederek, insani birliin temeline kan-ba
ve taht kltr (Iqbal, 1986:117) yerine, btn insan hayatnn
kaynann manevi olduu idrakini koymaktadr (Iqbal,
1986:116). kbal, bu idrakin gereklemesi durumunda slam
dnyasnda yeni bir kltrn yaratlacana inanmaktadr. Ona
gre bu yeni kltrn temelini ise Tevhid ilkesi
oluturmaktadr. Ynetim biimi olarak slam [ise] insann
entelektel ve duygusal hayatnda bu ilkeyi canl klmann sadece
pratik bir aracdr. kbalin belirttiine gre bu ilkenin en nemli
zellii ise tahtlara deil, Tanrya sadakati istemesidir.
Burada gzden karlmamas gereken, ancak hep gzden
karlan nemli nokta, Tanrya sadakat, insann kendi ideal
tabiatna sadakati anlamn tamaktadr. kbal, Tevhid ilkesinin
en nemli zelliinin Tanrya sadakat olmasnn nedenini,
btn hayatn nihai manevi temelinin, Tanr olmas olarak
gstermektedir (Iqbal, 1986:117). slam asndan bakldnda,
kbalin iddiasna gre, btn hayatn nihai manevi temeli,
ezelidir ve kendisini eitlilik ve deiimde ifa eder. Byle bir
[Tanr tasavvuru ya da] Gereklik anlay zerine
temellendirilmi bir toplum, kendi hayatnda sreklilik
(permanence) ve deiim (change) kategorilerini uzlatrmak
zorundadr. Bu toplum ortak hayatn dzenlemek iin ezeli
ilkelere sahip olmak zorundadr, nk ezeli olan [yani
sreklilik], srekli deiimin olduu dnyada bize tutunacak
salam bir zemin sunar. Fakat ezeli ilkeler, Kurana gre
Tanrnn en byk iaretlerinden biri olan deiimin btn
imknlarn dlama eklinde anlald zaman, aslnda kendi
tabiatnda hareketli olan eyi hareketsiz hale getirme eilimi
gsterir (Iqbal, 1986:117). Anlalaca zere, kbal, dnce
sisteminde ne sreklilik ne de deiim ilkesini darda
brakmakta; her iki ilkenin de gerekliliini savunmaktadr. Ona
gre bu iki ilkeden birini ihmal eden toplumlar, baarszlk

2221

rnekleri sergilemektedir. kbal, bunun rneklerini Avrupa


toplumu (Bat toplumu) ve slam toplumu olarak gstermektedir.
Ona gre Avrupann siyasi ve sosyal bilimlerde baarsz
olmasnn sebebi, sreklilik (hareketsizlik) ilkesini; slamn
500 yldr hareketsizlii yaamasnn sebebi ise deiim (hareket)
ilkesini ihmal etmesidir (Iqbal, 1986:117).
slam dnyasndaki temel sorun, Mslmanlarn
toplumun srekli kendini yenileyen ve deien organik bir yap
olduunu tam anlamyla kavrayamamalar ve toplumsal
deimenin bir gerek olduunu grememeleridir. Oysa bir
toplumda bireyler, srekli gerekletirdikleri faaliyetleriyle
beraber srekli bir yenilik ve deiim meydana getirirler
(Akgen, 1990:22). Bunun en canl rnei, modern dnyada
gerekletirilen bilimsel ve dnsel faaliyetlerdir. Bu faaliyetler
ise bir toplumun ve bireyin deiim srecindeki en nemli
unsurlardr.
nk bilimsel faaliyetler neticesinde ortaya kan
teknolojik deiimler, fertlerin yaant tarzlarn etkiler
ve deitirir. Dncel faaliyetler ise fertlerin dnya
grn oluturan Allah, insan, ruh, madde, din,
toplum, lem, ahlk, vs. kavramlarn anlamlarnda yeni
yorumlar dourarak nemli deiikliklere sebep olur
(Akgen, 1990:23).
Bu entelektel bilinci yakalayan kbal, slam
dncesini yeniden yorumlamas gerektiine inanr. Byle bir
gerekliliin yerine getirilebilmesi iin zihniyet ve kavrayta
yeniliin olmas gerekir. nk zihinlerde ve vicdanlarda bir
yenilik yapmadan topluma din-ahlk itici gleri kazandrmak
mmkn deildir (Akgen, 1990:38).
Bu ise kbal gibi
modernist slamc olarak tanmlanan Fazlur Rahmann
kavramyla fikr adalk demektir. Bu anlay slamn
znde yer alan ictihad olgusunda anlam kazanmaktadr
(Akgen, 1990:38).
Nitekim kbal de slamn yapsndaki hareket ilkesinin,
dinamik dnce diyebileceimiz itihad olarak bilindiini
belirtmektedir (Iqbal, 1986:117). Kelime olarak aba, gayret
sarf etmek anlamna gelen ctihad, slam dncesinin, zellikle
de Mslmanlarn pratik hayatn dzenleyen slam hukukunun
merkezinde yer almaktadr. slam hukukunda itihad, hukuki bir

2222

mesele hakknda bamsz bir hkm oluturmak amacyla aba


sarf etme (Iqbal, 1986:117) anlamna sahiptir.
kbalin zellikle dini dncede deiim noktasnda
itihad zerine younlamasnn nedeni, deiim ve sreklilik
ilkelerini barndran Kuran ve Snnetin ictihada vurgu yapmas,
bununla birlikte slam dnyasnda yaanan duraanlk ve
hareketsizlik sorununun zellikle itihad alannda yaandn
dnmesi olarak ifade edilebilir (Iqbal, 1986:117-118).
kbalin zerinde younlat ictihad, birinci derecesi
olarak tanmlad, hukuki hkm vermede, pratikte mezhep
kurucularyla snrlandrlan, tam yetkidir (Iqbal, 1986:118).
kbale gre Snniler tarafndan bu ictihad derecesinin teorik
imkn kabul edilmi, ancak mezheplerin kurulmasyla birlikte
pratik imkn daima reddedilmitir (Iqbal, 1986:118). kbal,
znde dinamik bir hayat bakn somutlatran Kurann
sunduu temele dayanan bir hukuk sisteminde byle bir tutum
ve tavrn olmasn son derecede tuhaf bulmaktadr. nk byle
bir entelektel tavr, slam hukukunu pratik olarak hareketsizlik
durumuna indirgemektedir. kbal, tuhaf grd bu tavrn
nedenleri zerine bir sorgulama yapmaktadr ve slam
dnyasndaki tarihsel rneklerden hareketle neden ortaya
koymaktadr (Iqbal, 1986:118):
(i) Dini dncedeki duraanln ilk nedeni, slam
dncesinde nemli bir role sahip olan Abbasilerin ilk
zamanlarnda ortaya kan Rasyonalist hareketle birlikte ortaya
kan iddetli ihtilaflardr. Bu ihtilafa yol aan rasyonalist
dnrlerin iddialarndan biri, Kurann ezeli olmaddr.
Muhafazakar dnrler, bu tr fikirleriyle Mslman toplumun
temeline zarar verdii gerekesiyle Rasyonalist dnrlere kar
sert bir tutum sergilemilerdir. Onlara gre, rasyonalist hareket
slam paralayacak bir gtr ve slamn istikrar iin bir
tehlikedir. Bu dncelerinden dolay muhafazakar dnrler,
slamn toplumsal btnln korumay kendileri yegane ama
edindiler. Onlar, bu amalarn gerekletirmek iin tek balayc
g olarak eriat kabul ettiler ve kendi hukuk sistemlerini
mmkn olduu kadar kat tutmay ilke edindiler (Iqbal,
1986:118-119).
(ii) Dini dncedeki duraanln ikinci nedeni,
dnyaya tamamen srt dnk bir yaam tarz olan zhde dayal

2223

sufilik hareketinin ortaya kp gelimesidir. Byle bir hareketin


Grn (Zahir) ve Gereklik (Batn) ayrmnda srar etmesiyle,
Gereklike deil, Grnle ilgili olan her eye kar ilgisizlik
ve teki dnyaya dnk olma ruhu ortaya kmtr. Bu
dorultuda gelien din anlay, slamn nemli ynnn
grlmesini engellemitir (Iqbal, 1986:119). Ayrca, slamn
dnmeyen, kendilerine rehberlik edecek yksek nitelikli
kiiliklerden yoksun, mezhepleri kr krne taklit ederek
kendilerini gvenceye aldn dnen entelektel ynn eline
braklmasna yol amtr. (Iqbal, 1986:119-120). Bu durumun,
gnmz iin de geerli olduu sylenilebilir.
(iii) Dini dncedeki duraanln nc nedeni ise
13. yzyln ortalarnda Mool istilasyla Mslman entelektel
hayatnn merkezi olan Badatn yklmasyla Mslmanlarn
kendilerinin ve dinlerin geneleceine ynelik yaad
ktmserliktir. Byle bir siyasi k dneminde paralanmak
korkusuyla, muhafazakar dnrler tm gayretlerini, sadece
insanlar iin tek tip bir toplumsal hayat korumaya
harcamlardr. Dolaysyla eriat hukukundaki her trl
yenilii haset bir tavrla dlamlardr. Tek amalar toplum
dzenini korumak olan bu dnrler, kbale gre, bir halkn
nihai kaderinin organizasyondan ziyade bireylerin deeri ve
gcne bal olduu gereini gzden karmlardr. nk
ar organize olmu bir toplumda, birey varl bakmndan
ezilmitir. Byle bir toplumda, birey etrafndaki toplumsal
zenginlii kazansa da kendi ruhunu kaybeder. Bu yzden bir
halkn kn, gemi tarihe gsterilen sahte sayg ve onun
bu ekilde yapay olarak canlandrlmas deil, kiilikli bireylerin
yetitirilmesi engeller (Iqbal, 1986:120).
Byle bir anlay erevesinde hukuk dncesinde
yaplan vurgu, gemi tarihte zerinde hemfikir olunan
uygulamalarn balaycl olmutur. Bu ise belirli bir mekn ve
zamanda yaplan yorum ve uygulamann akla ncelii anlamna
gelmektedir. Anlalaca zere, bu ekilde taklit, ictihadn yani
hr dncenin nne gemitir (ifti, 2001:35).
Fazlur Rahmana gre, bu sorun Kuran uygularz,
btn mesele zlr diyenlerin zannettikleri kadar mesele basit
deildir. nk putlatrlan gemi tarih, gerek slamn
yerine gemitir. Bundan dolay, Fazlur Rahmana gre,
Mslmanlar, ne zaman Kurana ve snnete geri dnmek

2224

isteseler, tarihte kendileri tarafndan ina edilen [siyasi, hukuki,


kelami toplumsal] yap, Kuran ve snnet ile aralarna girer.
Onlar buradan oraya bir trl gidememektedirler (ifti,
2001:96).
kbal, Mslmanlara neri nitelii tayan u
hatrlatmay yapmaktadr:
Yolunu kendi kazmanla kaz ve dzelt,
Bakalarnn yolundan gitmek azaptr.
Eer sen, muhteem bir eser yaratrsan,
O yaptn i, gnah dahi olsa sevaptr
(Schimmel,2001:80)
Her an yeniler meydana getirmek ve yenilemek hr
insann iidir. Onun telinden dklen taptaze
namelerdir.
Hr insann ftratnda tekerrr yoktur. Onun yolu,
pergelin halkasnn yolu deildir.
Kle, gnlerin ve alkanlklarn zincirine vurulurken;
dudanda Kader byleymi! sz yrrken,
Hr insann himmeti, kazaya (kadere) iaret verir ve o,
hadiseleri meydana getirir (kbal,2012: 89-90).
Ayrca kbale gre, hi kimse, gemiini tamamen
reddetmeyi gze alamaz. nk gemii, onlarn kiisel
kimliini gsterir (Iqbal, 1986:132).
Ancak
kinatn
tesisindeki harikalar [da] hayat takviminin taklidiyle husule
gelmez (kbal,1999:202). Schimmel, kbalin kr krne
taklidi, sadece yzyllardr slamda yerlemi, rf, adet ve
gelenekler iin deil, ayn zamanda slam d adetlerin taklidi
iin de kullanm olabileceini belirtir (Schimmel,2001:79).
kbalin itihad olgusu zerinden Mslmanlarn
tarihsel tecrbelerinden hareketle belirledii slam dnyasndaki
duraanln nedenlerini ksaca yle ifade edebiliriz: nandklar
dini ve birlik-beraberlik vurgusunun yapld toplumsal
dzenlerini kaybetme korkusuyla, akl, bireysellii, imdiyi ya da
deien hayatn gerekliklerini, yenilii reddetmeleridir. kbale
gre ihtiyacmz olan manevi temel ise bunlarn zerinde
ykselmektedir. Ancak kbalin yapt deerlendirmenin aksine,
Mslmanlar,
manevi
anlamda
ileri
olduklarn
savunmaktadrlar. Fazlur Rahmana gre Batnn maddeden
gelimiliine ramen Dounun manevi olarak ileri
olduunu sylemek koca bir yalandr. slam toplumlarnn
temel sorunu, sadece maddi az gelimilik deil, daha ok ahlaki

2225

azgelimiliktir. nk onlar, birey ve toplum olarak ne


Kurann kendilerinden ne istediini bilmekte, ne de bunu ortaya
karmann yntemini bulabilmektedirler (ifti, 2001:97).
4. DNN UYGULAYICISI
MSLMAN (NSAN)

OLARAK

DNAMK

Bir Mslman, bir inanan olmasndan nce bireysel bir


varlk olarak insandr. slam dnyasnda, genellikle dinin
muhatab olmas asndan inan yn n plana karlan insan,
dolaysyla Mslman pasif bir durum sergilemektedir. Oysa
insan, srekli kendini-yapma servenidir. nsann bu servenci
ruhunu, kbal yle onaylamaktadr:
Hayat tekrir ve sreklidir. nsan, her an yeni gzel
grnlerde yer alan Sonsuz Gereklikten
[Tanrdan] hep yeni klar almak iin daima ileriye
doru adm atar. Dolaysyla insan, pasif deildir. zgr
ego olarak insann her eylemi, yeni bir durum yaratr ve
bylece yaratc gelimenin yeni frsatlarn sunar
(Iqbal, 1986:98).
Buna gre insan, bir kavram deil, zellikle bir oluu
ifade etmektedir (Grsoy, 2013:206). Ancak Mslman
toplumlara baktmzda karmza farkl bir insan resmi
kmaktadr:
Tarihsel akln belirledii ve byk lde toplumsal
rneklerin ar bast Mslman dncesinde, iyi ve
dindar insann nitelikleri genellikle pasif ve edilgen
elerle tanmlanr. Geleneksel anlayta iyi ve dindar
insan paradigmas; Tanr, tarih ve otorite karsnda
itaatkar, uysal, ekingen, kendini ne karmay ayp ya
da gnah sayan bir profil izer. Bireyselliini ve czi
iradesini, dini ya da toplumsal otoritenin klli iradesi
iinde eriten ve bylece dinginlik ve huzur elde ettiine
inanan bir kiilik yapsdr bu. Dnya ile ilikisi
problemlidir bunun anlam iki ar u arasnda gidip
gelmesidir. Ya dnyaya kar ilgisiz ve duyarsz bir
tutum iine girer ya da kendini tmyle o ok knad
dnya ilerinin (siyaset, ticaret vs.) arasnda bulur. Her
iki halde de dnya ile aklc, ak ve anlalr ilikiler

2226

kuramaynn sorunlarn u noktada yaar. Hayat


dram olarak grr ve eylemlerinin ve hayatnn sahibi
olarak sorumluluk stlenme noktasndan uzaktr
(Evkuran,2013:183).
slam dnyasndaki bu mevcut gerekliin aksine,
kbalin evren anlay gibi insan anlay dinamiktir. Ona gre
Kuran, insann bireyselliini ve esizliini vurgular (Iqbal,
1986:76). Ego olarak insann faal olabilmesi iin bireysellemesi
gerekmektedir (Schimmel, 2001:59). kbalin belirttii gibi,
slam, insan psikolojisinin ok nemli bir olgusunun, yani
zgrce eylemde bulunma gcnn ykseliinin ve dnn
farkndadr. Ve zgrce eylemde bulunma gcn, egonun
hayatnda sabit ve eksilmeyen bir unsur olarak muhafaza etme
arzusunu tar. [Bu yzden] gndelik namazlarn (ibadetlerin)
vakitlerini planlama, egoyu uyku ve iin mekanikletirici
etkilerinden kurtarmak amacn tamaktadr. Kurana gre
namazlar, egoyu hayatn ve zgrln nihai kaynayla yakn
iliki kurmasn salayarak ona kendine hkim olmay (selfpossession) geri verir. slamda namaz, egonun mekaniklikten
zgrle kadr (Iqbal, 1986:87). Cezbeler namelerden
ykselir, bestesi olmayan bir namaz da ne gibi lezzet var?
(kbal,1999: 246) ifadesiyle de kbal, dinin direi olarak
nitelendirilen namaz ibadetinin Mslmanlarda mekanik bir
edim haline gelerek asl anlamn kaybettiine dikkat
ekmektedir. nandklar din uruna, dnyayla ilikili olan
insana has eylemlere srtlarn dndklerini syleyen (ya da
dnmeyi tleyen) Mslmanlarn, mekanik ilemler olarak
yapt ibadetin, dolaysyla inandn savunduu dinin asl
znden ve anlamndan uzaklatklarnn farknda olmadklar
grlmektedir.
slamn sunduu dinamik insan anlayna ramen,
insan kiiliinin merkezini oluturan insan bilincinin birliinin,
slam dnce tarihinde hibir zaman ilgi oda olmamasn
kbal aknlkla karlamaktadr (Iqbal, 1986:77). Zira Benim
gerek kiiliim, bir ey deil, eylemdir. Tecrbem, sadece
karlkl olarak birbirlerini ynlendiren eylemler dizisidir ve
ynlendirici bir ama birliiyle bir arada tutulurlar. Tm
gerekliim, ynlendirici tavrmda bulunmaktadr (Iqbal,
1986:82-83). kbalin insana yaklat dinamik bak asndan
hareketle, gerek dindar gnlerin kendisine hkim olduu deil,

2227

bilakis kendisinin gnlere hkim olduu


(Schimmel,2001:62). kbalin edebi ifadesiyle,

birisidir

Kafir ise kaderine bamldr Mslman


Mmin ise o ilahi takdirin ta kendisidir.(kbal,
2010:47)
nsan, kbale gre, Tanrnn btn yarattklar
arasnda, kendi yaratcsnn yaratc hayatna bilinli bir ekilde
itirak etmeye yetenekli, (Iqbal, 1986:58) tek varlktr. Bu
zellii asndan insan, birbiriyle en uyumlu ekilde
dzenlenmi melekelere sahip (Iqbal, 1986:9) ve kendini ifade
etmenin yeni faaliyet alanlarna ynelik sonu gelmeyen aray
ile srekli huzursuz olan bir varlktr (Iqbal, 1986:9). Byle bir
donanmda olan insan, kbalin iddiasna gre, etrafndaki gler
onu cezbettiinde, onlar ekillendirme ve ynlendirme gcne
sahiptir. Ancak etrafndaki gler tarafndan engellendiinde de
insan kendi i varlnn derinliklerinde ok daha geni bir dnya
kurma yeteneine sahiptir (Iqbal, 1986:9). Bu yzden, kbale
gre, en derin varlnda insan, Kurann da belirttii gibi,
yaratc bir faaliyettir, ileriye doru yrynde bir varlk
durumundan dierine ykselen bir ruhtur (Iqbal, 1986:10).
Dolaysyla insan hem kendisinin hem de evrenin kaderini
ekillendirebilir. Ancak insann bu yeteneini sergileyebilmesi,
yine kendisine baldr ve onun kendi gcn ve evrenin gcn
fark etmesi ve karlkl ilikinin yaand bir srele
mmkndr (Iqbal, 1986:10). lk adm insann atmasyla
diyor kbal, Tanr ilerleyen bu deiim srecinde insanla birlikte
alan biri olur (Iqbal, 1986:10). Kurann ifadesiyle, insanlar
kendi i dnyalarn [davranlarn] deitirmeden Allah onlarn
durumunu deitirmez (Kuran:13/11). kbal, bu ilk adm
atmamas durumunda insann onu maddeden ayran canllk
zelliini kaybedeceini ileri srer:
Eer insan ilk adm atmazsa, varlnn i
zenginliklerini gelitirmezse, ilerleyen hayatn isel
drtsn hissetmeyi brakrsa, o zaman ondaki ruh ta
gibi sertleir ve insan l madde seviyesine dm olur
(Iqbal, 1986:10).
Sz konusu bu durum ikbale gre insann kendisiyle,
kendi dndaki varlklarla ve evrenle iliki kuramamasyla ilgili
bir durumdur. Ancak bu iliki haksz/adaletsiz bir hkmetme

2228

arzusunun ilgi eklinde deil, manevi hayatn zgrce yukarya


doru hareketinin asil ilgisi eklinde olmaldr (Iqbal, 1986:12).
kbalin dinamik olarak tasvir ettii insann resmi, geleneksel
Mslman dncede tasvir edilen insann tam tersidir.
Dolaysyla slam dnyasnn en byk sorunu, yaratc zgr
bireyin ya da benin varl sorunudur. Dinin (slamn) ve temel
kaynann, evrenin znde zaten dinamik olduunu syleyen
kbalin dinamik felsefe ve din dncesiyle asl ardna dt,
dinamik, yaratc zgr ben olarak insandr. kbal, bu
entelektel derdini, yle dile getirmektedir:
Yzyllardr Dounun kalbi ve akl u soruya taklp
kalmtr: Tanr var mdr? Ben, yeni bir soruyu ortaya
atyorum. Yeni, yani Dou iin yeni. Acaba insan var
mdr? (kbal, 2000:80)
Buna gre biz, Mslmanlarn sorunu, bilimde,
dncede ya da dinde yeniden canlanamamadan ziyade, insann,
kbalin deyimiyle zgr benin yokluudur. Bu yzden
kbalin felsefesinin benlik felsefesi eklindeki adlandrlmas
anlamldr. zgr benin olmad Mslman toplumda
mutlak gelenek hkim bir varla sahiptir. kbale gre bu
anlamda tutuculuk, insan faaliyetinin dier alanlarnda olduu
gibi, dinde de kt bir eydir. nk o, benliin yaratc
zgrln yok eder ve manevi teebbs alanndaki yeni yollar
kapatr (Iqbal, 1986:145). Byle bir anlaya sahip din, kbalin
ifadesiyle, insann yaratc kuvvetlerini sakatlayan (kbal,
1999:273) bir din haline gelir.
SONU
Hayatn, srekli ilerleyen yaratc bir sre olduu fikri
dikkate alndnda her bir Mslman bireyin, kendinde
gerekleebilecek yeniliklerin imknlarnn olduuna; nceki
dnce ve uygulamalarla kendini snrlamadan ve onlar
putlatrmadan, onlarn rehberliinde kendi sorunlarn
zebilme yeteneklerinin olduuna, kbal gibi, biz Mslmanlar
dnrler de inanmalyz.
kbale gre, Modern Mslmana ok byk grev
dmektedir. Gemile ban tamamen koparmadan slamn
btn sistemini yeniden dnmek zorundadr. Bununla birlikte

2229

onun nndeki tek yol, modern bilgiye saygl fakat bamsz


bir tavrla yaklamak ve bizden ncekilerle ayn fikirde
olmamamza neden olsa bile, bu bilginin nda slamn
retilerini deerlendirmektir (Iqbal, 1986:78). nancmz
dediimiz dinin insann i ve d hayatn dntrme (Iqbal,
1986:2) gcne tam olarak inanlmad, genel hakikatlerinin
kesinlikle duraan kalmamas gerektii ilkesi dikkate alnmad
(Iqbal, 1986:2), din kendi alannda deil, siyaset gibi farkl
tecrbe alannda yaanmaya devam edildii, gelenein
mutlaklatrlmas anlamnda tutuculuk insan tecrbesinin
dier alanlar dhil, din alannda var olduu, birey olarak
Mslman kendini deil bakalarn dzeltmeyi kendine grev
edindii srece slam dnyasnn duraanlktan, hatta
Mslmann Mslmanla yaad atmalardan kurtulmas ve
dinamik din olarak slamn yeniden canlanmas mmkn
grnmemektedir. Mslmanlar sadece kendi gemi
miraslarn bilirler; fakat gnmzn taleplerinin farknda
olmayp modern sorunlara slami zm retme yeteneinden
yoksundurlar denir. kbal gibi modernist izgide olan
Mslman dnr Fazlur Rahman, bu fikri onaylamaz. Ona
gre Mslmanlar hem modern dnyann hem de sahip olduklar
gemi mirasn farknda deildir. nk Mslmanlarn temel
sorunu, ayn zamanda yntem sorunudur. Onlar bir tarihsel
dnme yntemi gelitiremedikleri iin, bir problemle
karlatklarnda, sadece Kurann belli ayetlerine atf yaparak
o problemi zdklerine inanmaktadrlar (ifti, 2001:97).
Ancak slam hareketsiz hale getiren sert kabuu skp
atmadka zlmeyi bekleyen problemler yn varln
srdrecektir. Bu da zgr benin kefi ve hayata sunulmasn
gerekletirmeden
mmkn
grnmemektedir.
Burada
szlerimi, kbalin u edebi ifadeleriyle sonlandrmak istiyorum:
Feryat iin yeni ller icd et. Bezmleri iniltilerle
canlandr.
Artk kalk ve yaayanlara yeni bir can bahet. Kalknla
her canly daha canl kl.
Kalk ve baka bir caddede yr. Eski sevdalar brak.
Yeni szlerin tadn tad. Ey kervann an uyan! (kbal,
2012:25)

2230

KAYNAKA
AIKGEN, A., (1990), nsz, RAHMAN, F., slam ve
adalk, (ev.) AIKGEN, A., KIRBAOLU, H.
M., Fecr Yaynevi, Ankara.
AL, B. Z., (2013), kbalin slam Modernizmi Anlay,
(ev.) ZER, S., Hece Dergisi, zel Say: 25 (Boyun
Emeyen Atein Dili: Muhammed kbal), Yl:17,
Say:193, Ankara.
AYDIN, M.S., (2000), Alemden Allaha, Ufuk Kitaplar,
stanbul.
CEVZC, A., (2009), Felsefe Tarihi, Say Yaynlar, stanbul.
FT, A., (2001), Fazlur Rahman le slam Yeniden
Dnmek, Kitabiyat, Ankara.
DAFTARY, F., (2005), slamda Entelektel Gelenek, (ev.)
SEVKER, M., nsan Yaynlar, stanbul
EVKURAN, M., (2013), Ahlak, Hakikat ve Kimlik, Aratrma
Yaynlar, Ankara.
GRSOY, K., (2013), Birleyerek Olumak, (Yayna
Hazrlayanlar) BAYRAKTAR, L. ve BAYRAKTAR,
F., Aktif Dnce Yaynlar, stanbul.
HARTSHORNE, C., REES, L., (1953), Philosophers Speak of
God, Chicago, U.P.
IQBAL,

A. M., (1986), The Reconstruction of Religious


Thought in Islam, (Ed.) SHEIKH, M. S., Institute of
Islamic Culture, Lahore.

KBAL, M., (2012), slm Benliin yz, (ev.), YKSEL,


A., Hece Yaynlar, Ankara.
KBAL, M., (2010), Cebrail Kanad,(ev.) SOYDAN, C., Hece
Yaynlar, Ankara.
KBAL, M., (2001), Yansmalar, (ev.) TOKER, H., Kakns
Yaynlar, stanbul.
KBAL, M., (1999), Cavidnme, (ev.) SCHIMMEL, A.,
Krkambar Yaynlar, stanbul.

2231

RASHID, A., (1982), Iqbal and Malek Bennabi in Iqbal


Centenary Papers, Vol. 1, Lahore, University of the
Punjab, Pakistan.
SCHIMMEL, A., (2001), an Mevlanas Muhammed kbal,
(ev.) ZKAN, S., Krkambar Kitapl, stanbul.
URHAN, Veli, (1999), M. kbalin Benlik Felsefesinde TanrEvren likisi, slmiyt, Cilt 2, Say 3, Ankara.
LKEN, H. Z., (1979), Trkiyede ada Dnce Tarihi,
lken Yaynlar, stanbul.
WHITEHEAD, A. N., (1996), Religion in the Making, Fordham
University Press, New York.
WHITEHEAD, A. N., (1967), Science and the Modern World,
The Free Press, New York.

2232

KONGRE TEMASI
SALIK VE YAAM

I. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. Efkan UZ
Klen Dnyamzda Helal Gda Sertifikasnn nemi
Prof. Dr. Talat SAKALLI
Salkl Kent Olma Yolunda Kentsel Yeil Alanlarn Rol
Ar. Gr. ehriban ERASLAN
Prof. Dr. Atila GL
Yrd. Do. Dr. . Kamil RC
Finance of Work Accidents
Do. Dr. Nuri aykun ALPASLAN
Spor Turizminin Mevcut Durumu ve Stratejik Perspektifi:
Ispartann Spor Turizmi Potansiyeline likin Bir
Deerlendirme
Yrd. Do. Dr. mer Krad TFEKC
Yrd. Do. Dr. Nezihe TFEKC
Trkiyedeki Kayak Merkezlerinin Turizm Arz Potansiyelinin
Deerlendirilmesine Ynelik Bir Aratrma
enay AKYEL

2233

2234

KLEN DNYAMIZDA HELAL GIDA


SERTFKASININ NEM
Prof. Dr. Talat SAKALLI
ZET
slam, Mslmann tkettii yiyecek ve ieceklerin
helal, tayyib (ho ve leziz) ve salkl olmasn emreder. Haram
klma yetkisinin sadece Allaha ait olduunu da bildirir. nceleri
herkesin birbirini tand dar bir slam evrede gdalarn helal
olmas konusunda kuku duymayan Mslman, gnmz
dnyasnda, uluslararas gda; zellikle katk madde ticaretinin
en cra kylere kadar ulamas ve gayr- mslim kaynakl gda
sanayinin btn dnyaya hkim olmas, sadece ounluu gayr mslim olan lkelerde deil, Mslman lkelerde de helal
belgesini zorunlu hle getirmitir. Helal gda belgelendirme
ilemi gnmzde pek ok lkede pek ok kurulu tarafndan
gerekletirilmekte, ancak mezhebi farkllk, anlay ve farkl
yemek kltrnden kaynaklanan ihtilaflar ve eitlilik problem
olarak devam etmektedir.
Bu adan btn Mslmanlarn kabul edebilecei ortak
helal standard gelitirilip, bu standartlar nsan haklar
erevesinde, tketicinin, yedii gdann ne olduunu, meneini
ve mahiyetini bilme hakk vardr evrensel hukuk prensibi
erevesinde bata Birlemi Milletler Gda Tekilat olmak
zere btn hukuk sistemlerine helal gda belgelendirme
zorunluluu getirilmeli ve uygulanmaldr. Mslman tketici de
bu belge sayesinde dnyann her yerinde gnl huzuru ile
sertifikal bu gdalara ulap tketebilmelidir.
IMPORTANCE OF HALAL FOOD SERTIFICATION IN
GLOBAL WORLD
ABSTRACT
Islam commands people to eat halal, tayyeb (nice and
delicious) and healthy foods. It also declares that the authority for
deciding anything haram or not belongs to Allah. While muslims
living in a small community where everybody knows each other
did not suspect if the food is halal or not before, in today's world

2235

halal certificate for the food emerges as an obligation in not only


non-muslim world but also muslim majority countries as the food
that are produced with the additives exported from non-muslim
companies are consumed even in the small villages and the
majority of the food industry is lead by non-muslim companies
in all around the world.
Although, Halal food certification is done by many
foundations in many countries currently, differences between the
madhabs including the differences in the way of understanding
and local food cultures still remain as a problem.
Therefore, a Halal standard acceptable for the all
muslim world should be established and based on the Human
Rights declaring "consumers have right of having the detailed
knowledge of the food including its ingredient and the source"
this standard should be implemented and determined as a
requirement by all the law systems, specifically United Union.
Then, muslims can conveniently consume the food by the means
of this certificate in all around the world.
1. HELAL GIDA VE HELAL SERTIFIKALAMADA
DNYA VE TRKIYEDEKI MEVCUT DURUM
Helal Gda kavram, uluslararas The Codex
Alimentarius Komisyonu dokmanlarnda slami kurallar
dorultusunda izin verilen gda anlamnda yer almakta ve
slami kurallara gre yasak olan herhangi bir unsuru iermeyen,
bu unsurlardan arndrlm yerlerde veya cihazlarda hazrlananilenen-tanan ve depolanan, bu durumlarn dnda retilen
herhangi bir gda ile hazrlama-ileme-tama ve depolama
aamasnda
direkt
temasta
olmayan
rn
olarak
tanmlanmaktadr.
Yaadmz bu zaman diliminde, dnyann eitli
yrelerinde, aznlkta ya da ounlukta yaayan Mslmana
ihtiyalar iin sunulan gda, kozmetik ve salk rnlerinin
retiminde kullanlan maddelerin ve uygulanan retim
ilemlerinin karmak ve slami isteklere uygunluklarnn
tartlr olmas gerei karsnda, toplumun dini inan ve
salnn gvence altna alnmas keyfiyeti ortaya kmtr.

2236

Bugn, Mslmanlarn ister ounlukta, ister aznlkta


olduu devletlerin ounluunun bu grevi salkl bir ekilde
yklenemedii dikkate alnnca, toplumun adna, bir kii veya bir
kurumun bu grevi yklenmesi toplumun maslahat iin bir
zaruret olarak ortaya kmtr.
1.1. Hitap Ettii Pazar (Nfus)
Son elli ylda yzde 250 civarnda bir artla 1.8 milyara
ulaan ve u anki yllk %2.9luk art oran baz alndnda, 24
yl ierisinde ikiye katlayarak 3.6 milyar kiiye ulaaca tahmin
edilen Mslman nfusun dalm (2011 senesi itibariyle) u
ekildedir:
Asya (Trkiye 73 milyon dahil) 1.240 milyon
Afrika 490 milyon
Avrupa (Rusya 27 milyon dahil) 52 milyon
Kuzey Amerika 7 milyon
Gney Amerika 3 milyon
Okyanusya 1 milyon
TOPLAM 1.793 milyon
1.2. Hitap Ettii Pazar (Deer)
Blgelere Gre Kresel Helal Gda Pazar Bykl (US$)
Year Blge
2009
2010
%
Yl
Deiim
-Afrika
150,6
155.9
3.5%
%
milyar
milyar
3.5
-Asya
400.0
418,1
4.5%
%
milyar
milyar
4.5
-Avrupa
66,6
69,3
4.1%
%
milyar
milyar
4.1
-Avustralya
1.2
1,6
33.3% %
milyar
milyar
33.3
-Amerika
16,1
16,7
3.6%
%
milyar
milyar
3.6
Toplam Helal Gda 634,5
661,6
4.3%
%
Pazar Bykl
milyar
milyar
4.3

2237

Kaynak: Dnya Helal Forumu 2009 Mesaj Etkinlik Raporu ve


6. Dnya Helal Forumu Sunum.
Global helal gda pazarnn kresel mali kriz nemli
lde etkilenen deildi. Helal gda pazarnn bykl 2010
yl iin 661 milyar US $ deerinde toplam helal pazar ile,
balangta ngrlenden daha bykt. 2009 deeri % 4.2 art
gsterdi. Global helal gda pazarnn, 2004 ve 2010 yllar
arasnda % 12.6 art grld, 2004 ylndan bu yana ise nemli
lde bymtr.
Halbuki daha nce Dnya zerinde 112 lkeye yaylm
1.8 milyar Mslman tketici potansiyeline sahip helal gda
pazarnn, yllk 150 milyar dolarlk ilem hacmine sahip olduu
tahmin edilmekteydi. Bu tketici topluluunun 1.3 milyar slam
Konferans rgt (K) yesi 57 lkede yaamaktadr.
Ortadou, Kuzey Afrika, Gney ve Gneydou Asya ile
indeki geni Mslman kitleler, helal gda rnleri iin ekici
bir pazar oluturmaktadr.
Hlihazrda helal gda rnleri iin en gl iki pazar
olan Gneydou Asya lkelerinde 241 milyon, Ortadou
lkelerinde ise 186 milyon Mslman yaamaktadr.
1.8 milyar Mslman tketicinin helal gday
benimsemesi saland takdirde, global helal gda pazarnn
yllk 860 milyar dolara ulamas rahatlkla mmkn
grnmektedir. Bu da, dnya yllk ticaretinin % 7sine karlk
gelmektedir.
Grld zere, bugn dnyada Mslmanlarn
ounlukta olduu lkelere ilaveten, aznlkta olduklar birok
laik ve/veya Mslman olmayan lkelerde de helal gda belgeli
rnler piyasaya arz edilmekte ve helal gda belgelendirmesi ile
ilgili faaliyetlerde bulunulmaktadr. Bilhassa, Gneydou Asya
ve Ortadou gibi blgelerde ithal edilen gdalarda Helal logosu
bir zorunluluk haline gelmektedir.
Uluslararas gelimelere ve global eilimlere kar
durmann lkemize zarardan ve vakit kaybndan baka bir ey
getirmedii tecrbelerle sabittir. Helal gda sektr
canlandrlarak, Sleyman Demirel niversitesi olarak
Trkiyenin ekonomik yapsna katkda bulunabilecek bir
balang noktas yakalayabilecei dncesi ile bir merkez

2238

kurmak iin tarafmca bir dosya hazrland. Bylece, tketici


daha seici davranabilecek, dardan dviz deyerek getirtilen
ve helal garantisi olmayan gda ve katk maddelerinin pek
ounun ithali azalarak d lkelerdeki Mslmanlarn helal
sertifikas rn talepleri Trkiyeden daha gl bir ekilde
salanabilecei iin de ihracat hacmi artacakt. Ancak bu
teebbs eitli nedenlerle gerekletirilemedi.
Dnya pazarnda 860 milyar dolarlk bir bykl
olduu sylenen helal gda piyasasnda lkemiz, dier
faaliyetlerinde olduu gibi etkin ve nc olmal ve bu konu
lkemiz ve kamu karlar dorultusunda deerlendirilmeliydi,
yle oldu. Bata TSE SMIIC Tekilat olmak zere baz sivil
kurulular Helal Sertifikas vermeye baladlar. Saylar son
ylda hzla artmaktadr. Hem ticar, hem sosyal alanda Helal
sertifikas Trkiyede gndem oluturdu ve etkisi gn getike
artmaktadr.
1.3. Dnyadaki Trend
Trkiyede olduu gibi dnyada da bu sertifikaya byk
ilgi bulunmaktadr. Her ne kadar Koer, Musevilere gre
yiyeceklerin helallik-haramlk ls anlamna gelse de,
Hristiyanlar, Mslmanlar ve vejetaryenler iin de kalite, hijyen
ve gven simgesi olarak alglanmaktadr. rnein ABDli
tketicinin yzde 95i Koer kelimesinin ne anlama geldiini
bilmektedir. Bu nedenle, Koer gda tm dnyada gitgide artan
bir pazara hitap etmekte ve son yllarda Koer belgeli rnlerde
olaanst bir art gzlemlenmektedir.
2. HELAL GIDA SERTFKA ALIMASI
lk kez Malezya tarafndan hazrlanarak uygulamaya
konulan HELAL SERTFKA, slami usullere uygun
hazrlanmas gereken gdalarn hangi zelliklere sahip olmas
gerektii, kesim usulleri, sz konusu gdalarn hazrlanmasnda
kullanlacak katk maddeleri ile bu gdalarn servisinin yapld
yerlerin sahip olmas gereken zellikleri belirlemektedir. Ancak
uygulad fkh kaideleri, bilhassa Hanefi ve afii mezheb
grlerine gre konunun uzmanlar tarafndan incelenmeli ve
belki de HELAL SERTFKA uygulamasnda uzlama

2239

olmayan noktalarda mezhebi belirten bir iaretleme sistemi ile de


bir zm getirilmelidir.
Bugn dnyada resmi olarak HELAL SERTFKA
uygulamasn bata Malezya olmak zere Baz slam lkeleri
yapmamaktadr. Kuzey Amerikada, Avrupada, Avustralyada,
Gney Afrikada ve daha baz lkelerde faaliyet gsteren legal
ve illegal kurulularca da bu uygulama yaplmaktadr. Burada en
byk problem btn Mslmanlarn kabul edecei bir st
kurulun oluturulmam olmasdr. Trkiye bu st kurulun
olumasna nclk edebilir.
Dnyada, bugn rn ve sistem belgelendirme
faaliyetlerinde konularnda uzmanlam mhendis ve teknik
personel grevlendirilmektedir. Helal Gda ile ilgili
belgelendirme de ise bu teknik personele ilaveten, gerekten bu
konuda uzman din bilginlerinde de yararlanmak gerekir.
Gnmzde helal gda pazarnda helal gda belgelendirmesi
yapan kurulularn yllk geliri yaklak 1 milyar ABD dolardr.
Trkiye, sz konusu standarda ilikin belgelendirmeyi,
hem gda reticileri iin hem de gda servisi hizmeti veren
iletmeler iin yapmaldr. Bu belgelendirmeyi yapacak kurulu,
(bilimsel), her trl aibeden uzak, tarafsz, bamsz ve
gemileri tertemiz olan ehil kadrolara sahip olmaldr.
Trkiyede Helal Gda standard almak ihtiyari (istee
bal) olamaldr. Bu nedenle, Helal Gda belgesi bulunmayan
reticilerin veya kurumlarn rettii gdalarn helal olmad
anlam kesinlikle karlmamaldr. Helal Gda belgesi verilirken
firmann verecei beyan esas alnmal ve yaplacak denetimin
ardndan uygun bulunan irkete belge verilmelidir. Belge alan
kii ya da kurulular, beyanlarna uygun retim yapp yapmad
konusunda da denetlenmelidir.
Belirlenen helal gda standard, akreditasyon kurumlar
tarafndan akredite edilmeli, belge hem yurt iinde hem de yurt
dnda geerli olmaldr. Gdalarda helal olma art ile birlikte
sala uygunluk ve safiyet de olmas gereken artlar olmaldr.
Bylece Helal Gda standard, lke ynetiminin kontrol
birimlerine gda emniyeti konusunda destek hizmeti de
salayacaktr.

2240

Bata Avrupa olmak zere dnyann birok lkesinde


dini deerlere ynelik gda standartlarnn bulunduu
dnlrse, reticiyi ne yedii konusunda bilgilendirmek
firmalarn asli grevi olarak grlmektedir. rnein baz ikolata
mamullerinde domuz jelatini, bazlarnda ise sr jelatini
kullanlyorsa, vatanda helal gda ibaresiyle bunu rahatlkla ayrt
edebilecek konuma gelecektir.
Konunun taraflar, zellikle Tketici Haklar Dernei
yetkilileri byle bir sertifikasyonun zorunluluuna dikkat
ekmekte, baz kurulular ise konuyu hukuk boyutuna ilikin
sempozyum, panel gibi bilimsel etkinliklerle masaya
yatrmaktadrlar.
SONU
Dnyadaki
HELAL
SERTFKA
talepleri,
uygulamalar yannda Musevilerin KOSHER sertifikasnn da
talep ve uygulamalar hakknda, mukayese yaplabilmesi
asndan nemlidir. Grld gibi Kosherli rn pazar
dnyada 250 milyar dolar oktan am olmasna karlk, Helal
gda pazar 860 milyar dolardr. Deri, kozmetik ve ila rnleri
ile birlikte 2.1 trilyon dolarlk devasa bir Helal rn pazarna
Trkiyenin bigane kalmas dnlemez. Kald ki HELAL
GIDA nfusun byk ounluunu tekil eden Mslmanlarn
olmazsa olmazlar arasnda en n sray tekil etmektedir.
Burada dikkat edilecek en nemli husus, bu sertifikay
verecek kuruluun stats, slami kararlar verecek kadronun
slam dininin mezhebi farkllklarn da dikkate alarak, tarihi
misyonuna yakr liyakat ve yeterlilikte olmalar (Kaynak:
Gda Raporu. Com/helal-gida-helal sertifika-ghtm, gnderen,
Hseyin, tarih: 25.08.2007, saat: 12:48), dier branlarn
uzmanlar da din hassasiyeti olan, dnya apnda kabul grm,
bilimsel akademilerce akredite olmu laboratuar destekli, retim,
tohum, gbreleme, ilalama ve hasadndan, nakliye, depolama,
pazarlama ve sofraya ulama aamasna kadar her aamada
gerekli ve srekli kontrol ile bitkisel yiyecekleri; btn trleriyle
beslenmesi, besin maddeleri, kesim ekil ve yntemlerinden,
nakliye, depolama aamalarna kadar her aamasnda titiz ve
srekli denetim ile et rnleri hem Mslman Trk toplumumun,

2241

hem de dnya Mslmanlarnn bu konudaki gvenini kazanacak


bir helal gda ve hizmetler helal sertifikasyonuna ihtiya vardr.
lkemizde retilen veya ithal edilen rnlerin ve
bunlarn retiminde kullanlan katk maddelerinin denetimini ve
Helal Sertifikalama almalarn yrterek Gda ve ihtiya
maddeleri, temizlik ve kozmetik rnleri, ila ve dier salk
malzemeleri reticilerinin rnlerinin sertifikalandrlmasn
yapan, uygun olanlara HELAL SERTFKASI veren
kurumlar u anda faaliyet gstermektedirler.
Bu kurulular Gda, ila, salk malzemeleri,
temizlik rnleri, kozmetik mamulleri, helal, haram,
beslenme, ihtiya maddeleri vb. konularda bilimsel ve
akademik inceleme ve aratrmalar yapmakta, yaptrmakta,
Gda ve Beslenme Szl hazrlamakta ve bu alandaki
gelimeleri izleyerek, deerlendirip sonularn kamuoyuna ve
ilgililere duyurmaktadrlar. (Kaynak: Gimdes- Helal Gda ve
Helal Sertifikalama, Dernek Tz, madde, 5/2).
Gda Kontrol, Denetim ve Aratrma Akademisi ve bu
akademi erevesinde ve bu akademiye zemin oluturmak iin
laboratuarlar, test ve tahlil merkezleri, inceleme ve denetim
birimleri kurulmas iin almalar yaplmakta; bu amala Gda
Genetik Aratrma Laboratuarnn kurulu almalar balatan
sivil sertifika merkezleri faaliyet gstermektedirler. Bireyin ve
toplumun ihtiya duyduu temel gda maddeleri, kozmetik, ila
ve temizlik rnleri bata olmak zere, hayatnda kullanabilecei
btn ihtiya maddeleri, ilgili alanlarda hizmetler hakknda
bilinlendirme ve sertifikasyon hizmetleri de yeni balam
durumdadr.
Trkiyede otuz seneyi akn bir gemii olan Helal gda
sertifikalama almalar son sene iinde hzlanmtr. Bu
erevede ulusal ve uluslar aras panel, altay, sempozyum,
konferans etkinlikleri ve helal gda fuarlar yaplmaktadr.
Helal belgesi alanlara devlet destei verdiine dair
bilgiler de yaynlarda yer almtr. hracatta Devlet Yardmlar
kapsamnda; Trkiyede ticari ve sna faaliyette bulunan veya
tarm ya da yazlm sektrlerinde itigal eden irketlerin evre,
kalite ve insan salna ynelik teknik mevzuata uyum
salayabilmesi iin akredite edilmi kurum veya kurululardan
aldklar kalite, evre belgeleri, insan can, mal emniyeti ve

2242

gvenliini gsterir iaretler ile tarm rnlerine ilikin


yaptrdklar laboratuar analizleri ve belgelendirme ilemleriyle
ilgili harcamalarn bir blm Destekleme ve Fiyat stikrar
Fonundan karlanmaktadr. (Kaynak, Ahmet Karata, Helal
Denetim.com,makale Tarihi: 20.05. 2011).

2243

EK:
SERTFKALANDIRMA
YARARLANILMASI
ALANLARI

ALIMALARINDA
GEREKEN
UZMANLIK

lahiyat (Tefsir, Hadis, slam Hukuku, Dinler Tarihi).


Gda Mhendislii,
Veterinerlik,
Tp Fakltesi (Biyokimya, Halk Sal, mikrobiyoloji,
Genetik),
Ziraat Fakltesi (Zootekni, Bahe Bitkileri, Tarla
Bitkileri),
Hukuk Fakltesi (Kamu Hukuku),
ktisat Fakltesi (Ynetim organizasyon, letme ve
Maliye),
Su rnleri,
Kimya,
Dericilik,
Orman Fakltesi (Yaban Hayat),
Makina mhendislii, Soutma klimlendirme,
SERTFKALANDIRMA
GEREKEN ALANLAR

HZMET

VERLMES

RNLER
1-ET VE ET RNLER
2- KMES HAYVANLARI VE RNLER
3- ST VE ST RNLER
4- DENZ RNLER
5- SEBZE VE MEYVE RNLER

2244

6- UN VE UNLU GIDALAR
7- EKER VE EKER RNLER
8- KATI VE SIVI YA RNLER
9- SIVI ECEK RNLER
10- GENETK YAPISI DEM RNLER
11- ORGANK GIDALAR
12- TOHUM VE YEM RNLER
13- KOZMETK RNLER
14- LA VE LA RNLER
15- DER VE KONFEKSYON RNLER
16- AMBALAJ VE KUTU MALZEME RNLER
thalat ve ihracata konu olan yukarda saylan ve
benzeri btn rnler.
HZMETLER
Konaklama ve benzeri hizmetler,
Nakliye ve tamaclk,
Finans ve bankaclk,
Ticar irketler,
Zira ortaklklar,
Sun tohumlama, dlleme ve benzeri hizmet alanlar.

2245

2246

SALIKLI KENT OLMA YOLUNDA KENTSEL


YEL ALANLARIN ROL
Ar. Gr. ehriban ERASLAN
Atila GL
. Kamil RC
ZET
Salkl kent, Salkl Kentler Projesi ile ortaya km
sosyoloji, corafya, kent planlamas, ekoloji, ekonomi, politika
gibi birok farkl disiplinleri iinde barndran bir kavramdr.
Salkl Kentler hareketi 1987den bu yana dnyadaki 6 Dnya
Salk rgt Blge Ofisinde yrtlen ve Avrupada 31 lkede
100n zerinde kentte devam eden kresel bir oluumdur.
Salkl kentler projesinin Trkiyedeki aya Salkl Kentler
Birlii, 2005 ylndan beri salkl ehirler gelitirmek amacyla
faaliyetlerini srdrmektedir.
Dnya Salk rgt Salkl Kentler Projesi, uzun
sreli uluslararas bir kalknma projesidir. Gndem 21
erevesinde ve herkes iin salk hedefleri dorultusunda
oluturulmu stratejiler ile kentte yaayan ve alan insanlarn
fiziksel ve sosyal ortamlarn iyiletirici faaliyetlerde bulunmak
amacyla oluturulmutur.
Kentler yaayan, nefes alan, byyen, srekli deien
bir i dinamie sahiptir. evresini gelitirebilen ve kaynaklarn
geniletebilen kentler salkl kentlerdir. Salkl bir kent,
insanlar iin rekreasyon amal ak ve yeil alanlara eriilebilir,
fiziksel ve yapay bir evre sunmakta ve kentte yaayan, alan
insanlarn fiziki, psikolojik ve evresel refahlarn gelitirmeyi
amalamaktadr.
Dnya Salk rgt (DS) salkl kentin ne olmas
gerektii ile ilgili baz kriterler ngrmektedir. Bu kriterlerden
biri Temiz, gvenli, yksek kalitede fiziksel evrenin kent
ortamlarnda oluturulmas gayretidir. Bu da, kentlerdeki yeil

Sleyman
Demirel
niversitesi
Peyzaj
Mimarl
Blm,
sehribaneraslan@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi Peyzaj Mimarl Blm, atilagul@sdu.edu.tr

Sleyman
Demirel
niversitesi
Peyzaj
Mimarl
Blm,
omerorucu@sdu.edu.tr

2247

alan ihtiyacn n plana karmaktadr. Dengeli ve srdrlebilir


bir ekosistemin oluturulmas kriteri de yine kentsel yeil alanlar
ilgilendiren bir konudur.
Kent iindeki yeil alanlar ekolojik, evresel ve sosyal
alardan olduka nemlidir. zetle; ekolojik adan kentlerde, dier
canllara yaam alan salayarak, ekolojik dengenin korunmasna
yardmc olmaktadr. evresel adan, kentsel yeil alanlar zehirli
gazlarn, tozlarn, emilimini salayarak insanlara nefes alma imkan
salamaktadr. Sosyal adan kentsel yeil alanlar, kent insanna
rekreasyon (recreation) hizmeti sunarak ehrin stresinden
uzaklamalarna yardmc olmaktadr.
Salkl kentler projesi, kentlerin planlanmasnda insann
esenliini ve saln n planda tutarak, kentsel mekan kalitesini ve
yaam kalitesini artrmaktadr. Gnmzde finansal kayglardan dolay
birok kentte, kent planlama sistemleri ierisinde yeil alanlara yer
ayrlmamaktadr.
Bu alma ile ncelikle salkl kentler hareketi hakknda n
bilgi verilmitir. Herkes iin yaanabilir bir kentin salkl olmas iin,
kentsel yeil alanlarn nemi, etkisi ve rol ile ilgili grler
sunulmutur.
Anahtar Kelimeler: Kent, Salk, Salkl Kentler Hareketi,
Yeil Alan, Yaanlabilirlik

THE ROLE OF URBAN GREEN SPACES TO BUILD


HEALTHIER CITIES
ABSTRACT
Healthy city is a term that has arisen from the Project of
healthy cities and inholds a lot of different disciplines such as
sociology, geography, urban planning, ecology, economy and
politics. The movement of healthy cities conducted by six world
health organization district offices and ongoing over one hundred
European cities in thirty one countries has been a global
formation since 1987. Turkish offset of this project, Union of
Healthy Cities, has sustained services in order to develop healthy
cities since 2005.
The programme of WHO, Healthy Cities is a long term
international recovery project. It has been formed to make better
everybodys social and physical life those living and working in
cities by strategies constituted pursuant to Agenda 21 and in line
with health aims.

2248

Cities have a living, breathing, growing and constantly


changing internal dynamic. Cities that can reform and extend
their sources are healthy cities. A healthy city can reach open and
green area for people to recreation. It offers physical and artificial
environment and intends to develop physical, psychological and
environmental comforts of people who live and work in a city.
World health organization foresees some criteria about
how a healthy city is supposed to be. One of them is the effort to
build up a clean, safe, and high quality physical environment for
the city atmosphere. And this brings the necessity of green areas
in cities into the forefront. Also the criterion of setting off a
balanced and sustainable ecosystem is a subject that concerns
urban green areas.
Green areas in a city are pretty important with regards
to ecologic, environmental and social aspects. In brief; in terms
of ecology they help to protect ecological balance providing
living space to other creatures. In terms of environment urban
green areas provide opportunity to breathe for people enabling
absorption of gases, powders and toxic gases. Social aspects of
rural green areas help people to keep off the stress of the city by
offering recreation service.
The project of healthy cities increases rural life and
space quality by prioritizing human welfare and health in
schedule of cities. In our day, places are not allocated for green
areas because of financial concerns within city planning systems
in many cities.
Through this study, prior knowledge has been informed.
In order to make a livable city healthier for everybody, opinions
about the importance, the effect and the role of rural green areas
have been presented.
Key Words: Health, City, Healthy Cities Movement,
Green Areas, Liveability
1. GR
Kentlerin; yaayan, nefes alan, byyen, srekli deien
bir i dinamie sahip, karmak bir organizmalar olarak yaamn

2249

srdrmesi iin bir takm ihtiyalar vardr. Salkl olmak


bunlardan birisidir (Evci, 2013).
Ancak, bir kent sadece konutlar, iyerleri, kamu
binalar, yollar, alanlar ve buralarda oluan hareketlerden ibaret
deildir. Parklar, baheleri, yeil alanlar ve su kaynaklaryla
birlikte, ancak temiz havaya bol suya, parlak a sahip bir
kentte, gerek anlamda yaanr. nemli olan sadece varlmz
srdrmek deil, yaammzn yaamaya deer olmasdr. Byle
bir yaam, salkl bir evrenin yan sra, gelimi bir estetik
duyarll da gerektirir. Bu adan bakldnda estetik
beenimize cevap veren yeil alanlar, irkin yaplara gzel bir
grnt veren basit dekorlar olarak almamak gerekir. Gzelle
yatknlmz gelitiren yeil alanlar, salkl ve mutlu
yaamnda vazgeilmez koullardr (Yldzc, 1982).
Yeil alanlar, yaanabilir bir dnya iin olduka
nemlidir. nsanolu bir doada doar ve yine bir doada lr.
Bu yaam sreci ierisinde biz insanlar ve dnyada yaayan tm
canllar fiziksel, sosyal vb. tm ihtiyalarmz yaadmz
ortamlardan karlarz. Yaadmz bu ortamlar ncelikle bir ev,
i yeri, okul, kamu binalar, sosyal tesisler ve bunlarn hepsini
iine alan birbirine balayan evremizdir ve bu evreyi iine alan
da bir kenttir.
Yeil alanlar, sadece evreyi gzelletirerek yaam
ekici klmakla kalmayp, kente estetik deer kazandrmaktadr.
Halkn aktif ve pasif rekreasyon gereksinmelerini karlayan bu
alanlar, fiziksel ve ruhsal salk zerinde de etkin rol
oynamaktadr. Yeil alanlar gl bir toplumun gelimesine
yardmc olup, doa bilincinin gelimesine katkda
bulunmaktadr (Yldzc, 1982).
evrenin salkl hale kavuturulmas iin alnan
nlemler arasnda evre dzenlemeleri ok byk nem
kazanmaktadr. Bu balamda d meknlarn salkl bir
grnme
kavumasnda,
amaca
uygun
biimde
dzenlenmesinde bitkilendirme de nemli bir yer tutmaktadr
(Erenberk, 1992).
Dnya nfusunun yars kentlerde yaayan 6 milyarn
zerinde insanyla 21. yzylda yaam sava vermektedir.
Nfusun byk bir blmnn kentlerde yaamasnn birok
avantaj ve dezavantaj da beraberinde getirdii kabul

2250

edilmektedir. Bugn gndemde olan konu, kentlerin ve dier


insan yerleimlerinin nasl ynetilecei ve giderek kentleen bir
dnyada salkl yaam koullarnn ve salkl kentlerin nasl
yaratlacadr (Doan, 2002). Bu noktada kentsel yeil alanlarn
nemi daha da ortaya kmaktadr.
2. SALIKLI KENT
2.1. Salk Kavram
1984 ylnda Dnya Salk rgt tarafndan
akland ekliyle salk; Bireyin veya grubun, bir yandan
beklentileri ve gvenlik ihtiyalarn gerekletirme; dier
yandan ise evreyi deitirme ve onun stesinden gelme
kabiliyetinin derecesidir. Salk, bununla birlikte, yaamak iin
bir ara deil gnlk yaamn kayna olarak grlr; bu fiziksel
kapasitelerin yan sra sosyal ve kiisel kaynaklarn vurguland
pozitif bir kavramdr (Baaran, 2007).
Dnya Salk rgt artnda tanmlanm olan salk
kavram, salk politikalarnn sadece salkla ilgili olan
profesyonellerin alanna girdii geleneksel inana kar
kmaktadr. Salk sadece hastaln olmamas durumu
deildir, salk fiziksel, zihinsel ve sosyal esenlik halidir.
Ulalabilecek en yksek salk standard, rk, din, politik inan
veya sosyal ve ekonomik koullar arasnda bir ayrm
yapmakszn her insann temel haklarndan biridir. (Baaran,
2007)
2.2. Salkl Kent Kavram
Salkl Kent her toplumun kltrne, geleneklerine,
deerlerine gre farkl ekillerde ifade edilen bir kavramdr.
Ekonomistlere gre salkl kent, kentteki nemli deerleri
yenilemek ve yeni meknlar yaratmak, kent planclara gre,
kentin ulamnda, konut alanlarnda, yeil alanlarnda yeni, iyi
fiziksel karakterler yaratmak, sosyologlara gre, sosyal
btnlemeyi oluturmak ve gelitirmek, eitimcilere gre,
toplumun gelimesine olanak salamak, salk koruma
planclarna gre, hastanelere ve salk servislerine yksek
seviyeli ulalabilirlii salamak, sokaktaki herhangi bir insana
gre ise, yasama imknnn salanmas, ailesinin korunmas,
arkadalar
ile
grebilmesi,
yeme-ime
ihtiyacn

2251

salayabilmesi, gvenli ve zgr bir biimde yaama eylemlerini


gerekletirmektir (Barton ve Tsourou, 2006).
Salkl bir ehir olabilmek iin temiz ve gvenli bir evre,
srdrlebilir bir ekosistem, gl, destekleyici, kararlara
katlmc ve denetleyen, temel ihtiyalar karlanm, kaynaklara
erime ve haberleme imkan olan bir toplum, ok ynl, canl
bir ekonomi, kltrel ve biyolojik mirasyla uyumlu bir kent ve
herkesin yararlanabilecei seviyede kamu salnn mevcut
olmas gerektii belirtilmektedir.
5393 Sayl Belediye Kanununun 14. maddesinde
mar, su ve kanalizasyon, ulam gibi kentsel alt yap; evre ve
evre sal, temizlik ve kat atk; zabta, itfaiye, acil yardm,
kurtarma ve ambulans; ehir ii trafik; aalandrma, park ve
yeil alanlar; konut; kltr ve sanat, turizm ve tantm, genlik ve
spor; sosyal hizmet ve yardm gibi grevler belediyelere
verilmitir. Bu grevler salkl bir kentin mutlaka yerine
getirmesi gereken en temel grevleri arasnda yer almaktadr.
Bu adan bakldnda kentlerin, salk koullarn
iyiletirmede ve salamada yeil alanlarn zel potansiyele sahip
olduu grlmektedir.
2.3. Salkl evreler Kapsamnda Dnya Salk rgtnn
Hedefleri
Dnya Salk rgt, Alma Ata Bildirisi dorultusunda
ortaya kan Herkes in Salk hedeflerinin, salk alanndaki
deime ve gelimeler balamnda ve 21. yzyla hazrlkl
girmek amacyla yenilenmesi giriimini 1995 ylnda
balatmtr. 1998 ylnda Kopenhag'da dzenlenen Dnya
Salk rgt 48. Avrupa Blge Komite Toplants'nda Herkes
in Salk, "Salk 21" bal altnda, "21.Yzylda 21 Hedef"
sloganyla resmen kabul edilmitir.
Gndem 21 ve Herkes in Salk programlar
birbirlerini tamamlayan nitelikte programlardr. Her ikisi de
uluslararas nitelikte olup lkeler tarafndan ulusal, blgesel ya
da yerel dzeylerde uygulanmaktadr. Her iki programn
temelinde de bugn ve gelecekte insan sal yer almaktadr.
21 Hedef ierisinde yer alan Hedef 13 "Salkl
evreler" hedefidir. Hedef 13'te "2015 ylna kadar, blgedeki
insanlar, evde, okulda, iyerleri ve yerel toplulukta, salkl bir

2252

fiziksel ve sosyal evrede yaamak iin daha fazla olanaa sahip


olmaldr" denmektedir. Ayrca "Kentlerin, kentsel alanlarn ve
topluluklarn en az %50'si salkl kentler ya da salkl
topluluklar ann aktif yeleri olmaldrlar." ifadesi yer
almaktadr. Bu hedefe ulalmasnda Dnya Salk rgt
"Salkl Kentler Projesi" anahtardr. Halen dnyada 66 lkede
ve 55i Avrupada olmak zere, 220 kentte gelien Salkl
Kentler Projesi; eitsizlikleri azaltmay ve yoksullukla mcadele
etmeyi, kent salk geliim planlamas yapmay, adaleti, iyi
ynetiim ve her kesimi kucaklayc kentler yaratmay, ulusal,
ktasal ve kresel stratejiler belirlemeyi ve dayanmay
amalamaktadr (Glck SKB, 2014)
2.4. Salkl Kentler Hareketi ve Salkl Kentler Projesi
Kentin ve kentsel yaamn salkl olabilmesi iin
birok meslek disiplinini ilgilendiren ortak konular
bulunmaktadr. Salkl kent kavram birok farkl disiplinleri
iinde barndran bir kavramdr. Salkl kent yaanabilir bir kent
kavramyla ifade edilen tm eleri iermektedir. Salkl kent
kavramyla ifade edilen, sal ama edinmi ve daha salkl,
huzurlu, yaanabilir kent olmak iin, gerekli yapsal
deiiklikleri ve sreci balatm ve almalarn bu ynde
kararllkla yrten kenttir. Dnya Salk rgt tm dnyada
ve zellikle Avrupa Salkl Kentler A ile kentsel dzeyde
salk kalknma planlarn destekleyerek salkla ilgili ve
toplumsal meselelerin salk sektr dndaki sektrlerin
gndemine tanmas konusunu kendine ama edinmitir. Dnya
Salk rgtnn balatm olduu Salkl Kentler Projesinde
esas ama salkl bir kent iin deiiklik yapacak yaplanmaya
giderek salkl kentler gelitirmek, daha fazla kente yaymak ve
kentler arasnda ibirliini artrmaktr (Baaran, 2007).
Birlemi Milletler Stockholm evre Bildirgesinin 2.
Maddesinde nsan evresinin korunmas ve gelitirilmesi,
dnyann her yerinde insanlarn refahn ve kalknmasn
etkileyen nemli bir konudur, btn insanlarn zlemi ve btn
hkmetlerin grevidir diye belirtilmektedir.
Salkl kentler projesi sadece medikal anlamda salk
seviyesinin ykseltilmesi, daha fazla salk merkezi daha fazla
hastane deil; eitim, planlama, ulam, altyap, sanayi, gvenlik
vb. btn sektrleri iine alan bir kalknma projesidir. Bu

2253

projede, tam yerel ynetimlerin sorumluluk alannda olan


almalar kapsad, yerel ynetimlerin kentin salndan da
sorumlu olduu zellikle vurgulanmaktadr.
Herhangi bir kent var olan salk durumuna
baklmakszn Salkl Kentler Projesine ye olabilmektedir.
Salkl Kentler Projesi iine girmede aranlan koul, gerekli
almalar iinde bir yap ve isleyie sahip olmak ve bu konuda
kesin ve kararl bir ekilde faaliyetlerine devam etmektir. Dnya
Salk rgtnn balatm olduu Salkl Kentler Projesine
almalarn balad yllardan itibaren dnyada ve Avrupadaki
kentler gibi Trkiyedeki kentlerden birok il ve ile belediyesi
katlm ve desteklerini yerine getirmilerdir. Salk Kentler
Projesinin amacna uygun olarak dnyada Avrupada ve
Trkiyede birok kent birbirleriyle ibirlii iinde almalar
yrtmektedirler (Baaran, 2007).
Trkiyede
Salkl
Kentler
Hareketinin
uygulanabilirlii iin gerek Belediye Kanunu gerekse
Bykehir Belediye Kanunu uygun bir zemin hazrlamaktadr.
Salkl Kentler Hareketinin Trkiyede yrtlmesini ve
desteklemesini salamak amacyla kurulan Salkl Kentler
Birlii ye belediyelerle birlikte salkl kent almalar
yrtmektedir (Baaran, 2007).
2.4.1. lkemizde Salkl Kentler Hareketi Giriimleri
Salkl kentler hareketi: Dnyadaki 6 Dnya Salk
rgt Blge Ofisinde yrtlen ve Avrupada 31 lkede 100n
zerinde kentte devam eden ve gelien kresel Salkl Kentler
Hareketinin
Trkiyede
geliebilmesi,
benimsenmesi,
uygulanabilmesi iin formal bir dzenlemeye ihtiya duyulmu
ve bu gereklilikten hareketle bu konuya nem veren kentler bir
araya gelerek Salkl Kentler Birliini kurmulardr.
Salkl Kentler Birlii Srdrlebilir Kalknma ve
Srdrlebilir Kentler Yaratmak ok gerekli bir dzenlemedir.
Salkl Kentler Birliinde yer almann yararlar yle
aklanmaktadr: (SKB, 2014)
Trkiyede Salkl Kentler Birliinin kurulmas ile ye
kentlerin aktif olarak deneyimlerini paylamalar, sorunlar
aktarmalar, ortak projeler gelitirmeleri, uluslararas dzeyde

2254

temsil edilebilmeleri ve ortak ihtiyalarn zmnde g birlii


salanmaktadr.
Yaanabilir ve salkl kentler iin salk ve sal
ilgilendiren tm kentsel ve evresel konularda eitsizlikleri
azaltmak ve kent yoksulluu ile mcadele etmek amacyla,
birlie ye belediyeler arasnda ibirlii ve deneyim alverii
devam etmektedir.
ye belediyelere belediyecilik, salk, planlama, evre,
konut, ulam, eitim, gvenlik ve benzeri salkl kent
konularyla ilgili tecrbeler, bilgi, belgeler ve proje deneyimleri
aktarlacaktr. Salkl Kentler Birlii Trkiyede bu hareketin
glenmesi ve ibirlii asndan kentler iin ok nemli
geliimler salamakta, daha salkl kentler yaratlmas
hedeflenmektedir.
Birliin misyonu:
Yaanabilir ve salkl ehirler iin tm kentsel ve
evresel konularda eitsizlikleri azaltmak ve yoksulluk ile
mcadele etmek amacyla ye kentler arasnda ibirliini
salamak, deneyimlerini paylamak ve g birlii oluturmak,
ye kentlerin aktif olarak deneyimlerini paylamalarn,
sorunlar aktarmalarn, ortak projeler gelitirmelerini,
uluslararas dzeyde temsil edilebilmelerini ve ortak
ihtiyalarnn zmlerini salamak ve ye belediyeler
danmanlk hizmeti vererek Salkl Kentler Hareketini tm
Trkiyede yaymak,
Yaam Kalitesini ykseltmeyi grev edinerek gven ve
huzur ortam iinde evre, insan sal ve kltrel varlklara
saygl, nitelikli kentsel altyapya sahip, estetik ve konforlu bir
kent yaratmaya katkda bulunmaktr.
Birliin vizyonu:
Srdrlebilir Kalknma ile Srdrlebilir Kentler
Yaratmak iin, Salkl Kentler Hareketinin Trkiyede
geliebilmesini, benimsenmesi ve uygulanabilmesini salamak,
Trkiyede bulunan Salkl Kentleri ve aday kentleri
bir araya getirerek ve bu kentler arasnda salk ile planlamann
entegrasyonu, srdrlebilir gelime, ynetiim ve sosyal destek

2255

yaratmak, kent ii ve kentler aras eitsizlikleri azaltarak, salkl


kentler yaratmak ve yaatmak,
Kentlilik bilinci ve salkl kent kimliinin olumasna
katkda bulunmak, toplumsal memnuniyet ve toplumsal fayda
ama edinilerek yaanabilir, herkesin yaamaktan mutluluk
duyaca ada kentler yaratmaktr.
Dnya Salk rgtnn balatm olduu Salkl
Kentler Projesine almalarn balad yllardan itibaren
Avrupadaki kentler gibi Trkiyedeki kentlerden birok il ve
ile belediyesi katlm ve desteklerini yerine getirmilerdir. 2007
yl itibariyle 29 il ve ile belediyesi kapsamnda proje
almalar yrmektedir. lkemizde bu almalar 1993 ylnda,
Salk Bakanlnn ulusal Koordinatrlnde balamtr.
Bursa Bykehir Belediyesi Dnya Salk rgt
Salkl Kentler Ana 2000 ylnda Trkiyeden ilk kabul edilen
kent olmutur. Bursa Bykehir Belediyesi iyi rgtlenmi ve
etkin bir Salkl Kentler Projesinin geliimi ve yaylmas iin
destek, nclk, danmanlk salamakta; ayrca Dnya Salk
rgtnn Trkiyedeki ve uluslararas almalarnda da
olduka aktif bir rol oynamaktadr (Bursa BB, 2005).
3. KENTSEL YAAM
YAANILABLRLK

KALTES

VE

KENTSEL

Salkl kentsel evre ve tasarmda, salkl bir ehir,


tm vatandalar tarafndan eriilebilir olan ve sal, rekreasyon
ve esenlii, gvenlii, sosyal etkileimi, kolay eriilebilirlii,
zsaygy, kltrel kimlii destekleyici fiziksel ve yapay bir
evre sunma hedefindedir.
Genel anlamda, salkl bir kent, huzurludur, gvenlidir,
planldr; trafik ve park sorununu azaltr; spor yapmaya imkan
salar; tm engelleri kaldrr, herkes iin yaanabilir ehirler
oluturur; eitsizliklerin nne geer, dayanmay ve
yardmlamay yaygnlatrr; sahip olduklarnn farkndadr,
kltrel mirasna sahip kar (SKB, 2014).
Salkl bir kent oluumunda kentsel yaam kalitesi
nemli bir bileendir. Kentsel yaam kalitesi; toplum, ekonomi
ve evre ekseninde, yaam kalitesi ve evre kalitesinin karlkl

2256

etkileiminde gerekleen nesnel ve znel deerlendirme


ltleri ile ifade edilebilen bir kavramdr. Kentsel yaam
kalitesinin algya dayal, esenlik, salk, gvenlik, huzur vb.
deerleri znel bileenlerini olutururken; yapl evre, doal
evre, ekonomik ve sosyal fonksiyon alanlar gibi somut deerler
ise nesnel bileenlerini oluturmaktadr (Emr ve Onsekiz,
2007).
Bireyin yaam kalitesi, huzur ve mutluluu kentsel
huzur ve yasam kalitesinden bamsz olmayp srekli bir
etkileim
ierisindedir.
Kentsel
yaam
kalitesinin
gelitirilmesinde salkl kent olmann byk bir rol vardr.
Salkl Kentler, kentlerin planlamasnn insann esenliini ve
saln destekledii ve kent ortamnn ve yasam kalitesinin
planlama aktivitesi tarafndan zarara uramad yerlerdir. Fakat
birok kentte, kent planlamas ve salk arasndaki balantlar
gz ard edilmi veya daha ok ekonomik ve finansal kazancn
dikkate alnd kent planlama sistemleri tarafndan
nemsenmemitir (Baaran, 2007)
Kentlerdeki yapsal alanlarn kat etkisini azaltarak
doaya doru uyumlu bir gei salayan kentsel yeil alanlar, bir
kentin yaanlabilirliinde ve kentli bireyin yaam kalitesi
zerindeki etkisi gz ard edilemez.
Vejetasyon kentlerde yaam kalitesini iyiletirmek iin
gereklidir ve vejetasyon kentsel ortamda insanlara en uygun
koullarda yaama imkan sunmaktadr (Botkin ve Beveridge,
1997).
Bilindii gibi, kentsel yaam kalitesi denildiinde
fiziksel evre, sosyal evre ve ekonomik evre kalitesine ynelik
bileenler akla gelmektedir. Ekonomik evre kalitesi yaamn
devam iin gerekli satn alma gc gibi zellikler ile
tanmlanrken; Sosyal evre kalitesi yaam tarz, eitim ve salk
hizmetlerine ulalabilirlik, gnlllk esasna dayal toplumsal
faaliyetler, gvenlik, bir yerde topluma ait olma duygusu,
yerellik vb. zellikler ile tanmlanabilir. Fiziksel evre kalitesi ise
kentsel yeil alan varl, ulam a, altyap ve belediye
hizmetleri, iletiim, sosyo-kltrel aktiviteler, doal ve tarihi
deerlerin korunmas, konut ve yaam evresinin kalitesi,
alma alanlarnn evresel etkilerinin azaltlmas, rekreasyon

2257

alanlarnn varl gibi zellikler ile tanmlanabilir (Emr ve


Onsekiz, 2007).
Bir kentin yaanabilir olmas iin yeil ve ak alanlarn
miktar ile belirlenmektedir. Bir kentin genel karakterini, mimari
yaplar, ak-yeil alanlar ve bunlarn birbirleriyle olan ilikileri
ve btnl tayin eder. Ak-yeil alanlar, insan ile doa
arasndaki bozulan ilikiyi dengelemede ve kentsel yaam
koullarnn iyiletirilmesinde nemli bir konuma sahiptir. Bu
nedenle gelimi lkelerde ak-yeil alanlarn nitelik ve
nicelikleri, medeniyetin ve yaam kalitesinin bir gstergesi
olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda pek ok gelimi lke,
insanlarn zihinsel ve fiziksel ihtiyalarn gz nnde
bulundurarak insan yaam iin uygun kent mekan veya
ekolojisini planlama ve oluturma abasna ynelmektedirler
(Gl ve Kk, 2001).
Kentsel yaam kalitesi bileenleri arasnda, kentsel
ekoloji asndan nemli bir ayrm noktas olan ak ve yeil
alanlar, kaliteli bir yaam evresi oluturmaktadr. Kent
dokusunda yaplar, ulam olanaklar ve ak ve yeil alanlar
arasndaki dengeli bir mekansal iliki nemlidir. Yeil alanlarn
kullanm trleri, byklkleri, donanmlar, fonksiyonlar ve
hizmet alanlar kentsel yaam kalitesi ierisinde olduka etkilidir
(Emr ve Onsekiz, 2007).
Gnmz kentlerinde, endstrilemenin ve hzl
kentleme hareketlerinin etkisiyle ak ve yeil alanlarn hzla
tketildiini, fiziksel, sosyal, biyolojik ve hijyenik ynden
sorunlarn varolduu yaam alanlarna dnmektedirler.
Kentlerde insan-doa ilikisini gelitirerek, kentlerin evre
kalitesinin yksek yaanabilir mekanlar olarak nitelik
kazanmasnda fiziksel, klimatolojik, hijyenik, rekreasyonel,
psikolojik ve kent estetii ynnden ilevlere sahip olan ak ve
yeil alanlar byk nem tamaktadr (zkan ve Erdoan,
2003).
3.1. Kentsel Yeil Alanlar
Kent bir ekosistemdir ve kentte canl ve cansz
elemanlarn sistemi grlmektedir. Kent yaayan canl bir
organizma gibidir. eitli organlardan meydana gelen bir canlda
olduu gibi, kentler de ok farkl fonksiyonlar olan blgelerden
meydana gelir. Kentsel ekosistemlerde sistemi oluturan

2258

elemanlar (arazi ekli, iklim, toprak, mikroorganizmalar, bitki ve


hayvan varl, insan ve cansz varlklar) bir denge kurarak
sistemin srdrlebilirliini, yani yaam dngsn salar.
Kentsel ekosistem ierisinde sistemin en nemli elemanlarndan
biri kentsel ak yeil alanlardr (Bulut vd., 2010).
Yeil alanlarn deeri mikro klima, havay iyiletirme,
tozlar filtre etme ve grlty azaltma gibi ilevleri yannda,
insann bedensel ve ruhsal yapsnda da yapt olumlu etkiler
nedeniyle giderek artmaktadr. Yeil alanlar rekreasyon amal
aktif olarak kullanlan yeil ile aktif olarak kullanlmayan yeil
olmak zere ikiye ayrlmaktadr. Aktif kullanlan yeil alanlar
ocuk oyun alanlar, park alanlar ve spor alanlar olarak
tanmlanmaktadr. Aktif kullanlmayan yeil alanlar ise
dinlenme, elence ve spor yapma amalaryla kullanlmayan
fakat ilevsel ynden yeil alan kapsamna giren ak alanlardr
(Aksoy, 2001).
3.1.1. Salkl Kent Kapsamnda Kentsel Yeil Alanlarn
nemi ve Rol
Kentsel ak-yeil alanlar, kentsel ekosistem rntleri
iinde yeil doku hcreleri gibidir. Kent dokular arasnda (ocuk
oyun alanlar, spor ve oyun alanlar, ev baheleri, kent parklar,
semt parklar, mahalle ve cep parklar, meydanlar, yaya blgeleri,
ay baheleri, at baheleri, alternatif dier alanlar vb.) ve kentin
yakn evresinde (botanik baheleri, hayvanat baheleri, blge
parklar, golf alanlar, sergi ve fuar alanlar, hobi baheleri, tema
baheleri vb.) yer alan alanlar, yeil alan dokusunun birer
ekolojik hcreleridir. Kent iinde ve yakn evresinde kurulan
yeil alan dokular kendi iinde bir ekolojik sistem oluturacaktr
(Bulut vd., 2010).
Kentsel yeil alanlar, Heidt vd. (2007), tarafndan
ilevleri bakmndan ekolojik, ekonomik, sosyal olarak
snflandrlmtr. Buna gre;

Ekolojik ilevler: Kent iklimini dzenleme,


Doa koruma, Hava kalitesini artrma, Toprak koruma,
Yeralt su dengesini salama, Biyolojik eitlilik
salama

Ekonomik levler: Tanmaz mallarn deerini


artrma, Enerji harcamalarn azaltma, Tahrip riskini
azaltma, Turizmi destekleme

2259


Sosyal ilevler: Rekreasyon, Blgesel kimlik
oluturma, Estetik, nsan sal olarak belirlenmitir.
Kentsel yeil alanlarn kaliteli kentsel yaamn
srdrlmesi balamnda s dengeleyici, topra koruyucu ve
havay temizleme fonksiyonlarnn yan sra, kentte yaayanlar
asndan ruh ve beden salna olumlu katk yapc ve
ekonomik pek ok fayday da bnyesinde tadklar
bilinmektedir.
Kentsel ak-yeil alanlar, kente ve kent insanna gerek
estetik anlamda gerekse ilevsel anlamda birok katk salad
grlmektedir. Buna gre kentsel yeil alanlarn yararlarn
aadaki gibi zetlemek te mmkndr (Gl ve Kk, 2001):

Topran st ksmn rtmek suretiyle toprak


ve su korumay salar, toprak verimliliini artrr,

Mikro-klimay kontrol eder ve dzenler.


rnein kent ortamnda havay temizler, oksijen
miktarn artrr, tozu veya havadaki kirli materyalleri
tutar, hava sirklasyonu salar, hava akmn ve nemini
dzenler, s ykselmesini nler, havay serinletir,
rzgar hzn azaltr ve istenilen istikamete yneltir,

nsan psikolojisine olumlu katk salar; Kent


ortam stresinin olumsuz etkilerini azaltr. Kentsel
mekanda daha insancl lek imkan salayarak eziklii
azaltr veya hafifletir.

Ak-yeil alanlarda kullanlan bitkisel ve


yapsal materyaller form, l, doku, renk, izgi gibi
zellikleri ile kent mekanna fiziksel ve estetik deer
salar,

Kentlerin monoton geometrik yap veya yap


kitlelerinin sert dokularn hafifletir, keskin hatlarn
yumuatr, onlara canllk verir.

nsan ile evre, yap ile yap, yap kitleleri ile


boluklar arasnda denge salar ve organik bir iliki
kurarlar,

Snr, engel ve perde oluturur; ara ve yaya


trafiini ynlendirir, ve kolaylatrr.

Kent ii sirklasyonda kolaylk salar. Gizlilik


ve mahremlik yaratr. Yansyan veya gz kamatran
elemine eder,

2260


Bireyin ve toplumun aktif ve pasif
rekreasyonel ihtiyalarnn (elenme, dinlenme, grme,
spor etkinlikleri gibi) karlanmas iin imkan oluturur,

Bitkilerin renk, biim, doku, l gibi


zellikleriyle insan psikolojisini rahatlatarak insan
yaamn kolaylatrr ve anlam kazandrr,

nsan ilikilerini olumlu ynde etkileyerek


bireylerin sosyallemesine yardmc olur. Doa ve evre
kavramlarnn
konusunda
bilgilenme
ve
bilinlendirmede nemli rol oynar,

Grlty absorbe eder veya azaltr.


stenmeyen objeleri veya grnty kamufle eder,

Ekonomik yarar salar; yaama sevinci


salayarak igc ve verimi artrr, salk ynnden
olduu kadar beslenme ve dier kullanmlar iin
ekonomik katk salar, peyzaj amal bitkisel retim ve
pazarlama ile ilgili sektrlerin gelimesine katkda
bulunur.
Tm bunlarn yan sra yeil alanlar, bir kentin kimliini
oluturmada da etkilidir. Kentsel kimlik, insanlarn birbirleriyle
iliki halinde olduklar peyzajla yakndan bir ekilde ilikilidir.
Baz zel peyzajlar, evrensel ya da gze arpan deerlere
sahiptir. Fakat ounluu insanlarn kurduu iliki ile deeri
llebilir (Stephenson, 2007).
Grld zere, akyeil alanlarn stlendikleri
roller, birbirini destekleyen rollerdir. rnein kentte, ekolojik
faydalar, ekonomik faydalar retir, ekonomi de ekolojik ve
sosyal faydalar destekler. Bu ekilde btn birimler birbiri ile bir
fayda zinciri kurmaktadr (Bulut vd., 2010).
Tuzcuolu (2013), tarafndan kentsel yeil alanlarn kente olan
etkileri yle zetlenmitir:

Kentsel alanlarda s ykselmelerine engel


olur:
Kentlemenin hzlanmasyla birlikte kentsel alanlardaki
arazi rtsnde belirgin deiiklikler olmaktadr. Bu sre
ierisinde kent iinin ve mcavir alanlarn doal peyzajlar ta ve
beton yzeylerle yer deitirmekte, doal peyzaj elemanlar kent
merkezinden gitgide daha uzaa itilmekte ve bunun sonucunda
da atmosferin snr tabakasndaki s ve su dngs etkilenerek

2261

kent iklimi krsal alandan farkllamaktadr. Kent iklimi, s


kirlilii ve hava kirletici emisyonlarn ieren, yaplam alanlar
ve blge iklimi arasndaki etkileimler ile oluan yerel iklim
olarak tanmlanabilir (Duman ve Ylmaz, 2008).

Kentin havasnn temizlenmesine yardmc


olur:
Kentsel yeil alanlarda bulunan aalar fiziksel bir filtre
grevi grr, ince dal ve yapraklar zerindeki toz partikllerini
tutar. Kurun gibi zehirli partiklleri filtreleme konusunda da
olduka etkindirler. McDonald ve dierleri tarafndan yaplan bir
almada Chicagodaki aalarn yllk ortalama 212 ton
PM10u yok ettikleri belirtilmitir (McDonalds vd., 2007).

Kentsel yeil alanlar topra korur:


Yeil alanlar erozyonu engelleyen en etkin bitki rts
formudur. Yeil alanlardaki aalarn erozyonu nleme ve
engellemeleri, kk, gvde-dallar ve yapraklaryla olmaktadr.
Aalar, ancak milimetre ile ifade edilebilecek derecede ince
kklerden, ok kaln kazk ve dalc kklere kadar deiik ap ve
uzunluktaki kklere sahiptirler. Bunlar topra bir a gibi sarar
ve topran rzgr ve yamur gibi tabi kuvvetlerle tanmasn
engeller. Aratrmalardan elde edilen bulgulara gre, baz
aalarn, bir metrekp hacimdeki topra 100 km uzunluunda
binlerce kkle sard belirlenmitir. Ayrca, ladin aac ekili bir
hektarlk alanda 90 ton, kayn ekili alanda ise 40 ton arlnda
kk gelitii yine aratrma sonularna dayanlarak
bildirilmektedir. Sz konusu bu aalk yeil alanlarn kk
yayl meknnda bir hektarlk alanda 200-250 ton toprak
humusunun, 10.000 ton mineral topran tutulduu, bu konuda
yaplan ayrntl bir aratrmayla belirlenmitir. Bylece
toprann heyelan ve erozyon ile tanp kaybolmas
engellenmi olmaktadr. Yeil alanlara dikilen aalarn kk
yayl zerine doada yaplacak gzlemler de yeil alanlardaki
aalarn bu fonksiyonel deerini aka gstermektedir (epel,
2013).

Beden ve ruh sal zerinde olumlu etkileri


vardr:
Doa ile i ie olmann psikolojik ynden rahatlamaya yardmc
olduu ve kent hayatnn stresini azaltt fikri kentlemenin
balad dnemle birlikte ortaya kmtr (Ulrich ve Parsons,
1992).

2262


Kentsel yeil alanlar, kent sakinlerine dinlenme
ve bo zamanlarn deerlendirme imkn salar.
Havas, suyu, doal grnmleri ve sakin ortam ile
zellikle kentlerde yaayan insanlar kendisine ekerek
insanlarn beden ve ruh sal zerinde olumlu rol oynar.
Yerleim alanlar evresindeki hava kirliliini ve grlty
nlemesi insan sal bakmndan byk nem tar. Yeil
alanlarn ve ormanlarn insan sal zerindeki btn bu
yararlar nedeni ile byk kentlerin evresinde ormanlar
yetitirilmekte, dinlenme yerleri kurulmaktadr. 250 m
geniliinde bir yeil alan grlty %50 orannda azaltt
bilinmektedir.
Kentlerde grlen stres ulusal salk asndan ok
nemli bir etkendir ve insanlarn birou da yeil alanlar
rahatlatc bulmaktadr. Kentsel yeil alana doru hareket eden
stresten muzdarip kiilerde ksa bir sre ierisinde kas gerilimi
ve nabz says gibi stresin fiziksel belirtilerin dikkate deer
miktarda azald grlmektedir (Stewart vd., 2010; Jorgensen,
2013; Nurse vd., 2013).

Ekonomik anlamda faydaldr:


Kentsel mekn ierisinde nemli ilevleri olan yeil
alanlar, ne kadar geni alanlar kaplarlarsa kente de o kadar
faydal olurlar.
Kentsel yeil alanlarn ekonomik faydalar yaplan
birok aratrma ile de ortaya konulmutur. Yeil alanlara ve
parklara yakn evlerin daha deerli olmas, kentsel alan deerini
artrmaktadr (Eraslan, 2008).
SONU VE NERLER
Hzl kentleme sonucunda oluan estetik ve evresel
problemler, planl kentsel yeil alanlarn nemini artrmaktadr.
Kent insannn doaya olan zlemi bu planl yeil alanlarla
giderilmeye allrken kentsel yaamn olumsuz zellikleri de
maskelenmektedir. Bu kapsamda yeil alanlar, kentsel mekanda
doal habitatlar yaratmalar ve salkl evreler oluturmalar
asndan kent makroformu ve yaam iin nemli alanlardr.
Ayrca bu alanlar, evre kalitesini hem ekolojik hem de
ekonomik anlamda artrmaktadr.

2263

Kent topranda yaanan rant kavgas nedeniyle park


alanlarnn yerine yap younluklu yerleimler tercih
edilmektedir. Yeni tketim mekanlarnn ortaya kmas
sonucunda kent insannn yaam biimine mdahale edilmekte
ve ak mekanla zdeleen rekreasyonel kullanmlar kapal ve
zel mekanlara tanmaktadr (zdemir, 2009).
Bununla birlikte lkemizde kentleme ile birlikte kent
topraklar ekonomik anlamda gittike deer kazanmaktadr.
Yerel ynetimler ve planlayclar ise rant olgusu nedeniyle kentte
yeterli nicelik ve nitelikte yeil alan ayrmamaktadrlar. Hlbuki
kentlerde doal alanlara yakn veya komu alanlar dier yerlere
gre daha deerlidir. nsanlarn gelir dzeyleri normal yaam
seviyesinin zerine ktnda evleri ve baheleri iin iek ve
bitkiler satn almaya balamas, doa eksenli aktivite ve hobilerle
uramalar ve kendilerine baheli evler satn almalar insanlarn
doa ile i ie olmaktan eitli faydalar elde ettiklerine dair
herkes tarafndan bilinen gstergelerdir (Beer, 1990).
Salkl kent yaanabilir bir kent kavramnn anlatt
tm eleri iermektedir. Trkiyede kentleme oran yksek
deerlere ulamtr. Yerel ynetimlerin bu kaynak deerlerini
konu ile ilgili yaplan aratrma sonularn dikkate alarak
korumas ve gelitirmesi ok nemlidir.
Kentlerde ekosistem bilinci tayan, yeil alanlarla ilgili
kararlar alan alanlara den grev, kentsel mekanda yeil alan
sistemini, korumak, gelitirmek ve ynetmektir. Kentlerde ve
yakn evrelerinde yer alan bu ekolojik hcreler, alternatif
dzenlemelerle desteklenmelidir. Yeil alanlarla ilgili alnacak
yanl kararlar nlenmeli, yeil alanlarn baka kullanmlara
dntrlmesine engel olunmaldr. Kentsel dnm
projelerinde mmkn olabilecek yeil alan dnm felsefesi
ilke edinilmelidir.
Kentsel yeil alanlar srdrlebilir kentsel yaama esiz
katklar salarlar. Bunun da tesinde baarl bir biimde
ynetilen kentsel yeil alana yaplan yatrm ayn zamanda birok
fayday da beraberinde getirebilir. Kentlerde bulunan aalar
iklim deiikliklerinin o blgeye ilikin etkisini yumuatp, doal
hayat canlandrabilir ve bylece toplum salna da olumlu
katk salayabilir.

2264

Kentsel yeil alan oluturmaya ve korumaya dair


politikalar kentsel younluun fazla olduu birok yerde ve bo
alanda giderek artan ekilde yrrle konulmaktadr.
Trkiyede de yerel ynetimler kentsel yeil alanlarn
oluturulmas ve korunmas balamnda yeni programlar
gelitirmektedir (TBTAK, 2003).
ncelikle belediye tarafndan yaptrlan nazm ve
uygulama imar planlarnn kentin ekolojik, sosyal, ekonomik ve
kltrel zellikleri dikkate alnarak gnn artlarna gre
rasyonel, estetik ve ilevsel olarak planlanmal ve
tasarlanmaldr. Bu amala sadece ehir planclar deil ilgili
dier meslek disiplinlerinin de (mimar, peyzaj plancs, orman
mhendisi, sosyolog, jeolog, ekolog, gibi) planlama ve uygulama
aamasnda yer almaldr. mar mevzuat, sadece parsel iindeki
yapy denetleme anlay deil ayn zamanda ak ve yeil
alanlarn dalm ve younluunu da denetleyen bir anlaya
sahip olmaldr.
mar planlar uygulanrken zellikle politik amalar ve
arazi rant oluturma eilimleri yerine, bilimsel ve teknik kriterler
her zaman n planda tutulmaldr. Ayrca yerel ynetim,
planlama, uygulama ve denetim ilerini bir btnlk iinde
salamak zorundadr. Bu konuda sivil toplum rgtlerinin daha
aktif olmas salanmaldr. (Gl ve Kk, 2001)
Bu nedenlerden dolay kent imar planlarnda yeterli
nitelik ve nicelikte yeil alan ayrlmas sklkla gndeme
getirilmeli ve kt zerinde kalmayp uygulamalarda da
grlmelidir. mar planlarnda alan profesyonel kesime her
proje ve uygulamada kentteki yeil alanlarn koruyucusu ve
uygulaycs olarak Peyzaj Mimarlar da zorunlu olarak katlmal
ve yeil alanlarn kentlerin nemli bir bileeni olduunu ortaya
koymaldr.
zellikle rant olgusuyla nceliklerini belirleyen
belediyeler, kent imar planlarnda belirlenen yeil alanlar, yeil
alan olarak deerlendirmeli ve alann ekonomik getirisini ikinci
plana koymaldr. nk kentlerdeki yeil alanlarn uzun vadede
mevcut alanlara daha ok deer kazandraca salkl kent olma
yolunda kente ve kent halknn yaam kalitesine katkda
bulunaca bilinmelidir.

2265

Yeil alanlarn kentsel yaam kalitesine etki ettii


(Bingl, 2006; Ylmaz ve Eraslan, 2009) ve kurumlarn sektrel
hedeflerine skm, kentten ve kentsel yaamdan kopuk, dar bir
ereve ile planlanmakta olduu bir gerektir.
Srdrlebilir
gelimenin
uluslararas
odak
noktalarndan biri haline gelmesi ile birlikte kentsel evrede yer
alan yeil alanlarn stlendikleri role duyulan ilginin son yllarda
artt gzlemlenmektedir. Trkiyede zellikle 1950lerden
sonra balayan ve srekli ivme kazarak devam eden
kentlemenin, mevcut kentsel alanlar bytmesinin yan sra,
yeni birok kentsel alan da ortaya karmakta olduu
grlmektedir. Bu durumun kanlmaz bir sonucu olan hava
kirlilii ve kentsel s adas sorunlar kent sakinlerinin yaam
kalitesinin azalmas sorununu beraberinde getirmektedir. Kentsel
yeil alanlar ise bizlere bu sorunlar bertaraf edebilecek
alternatifler sunmaktadr (Tuzcuolu, 2013).
Daha yaanlabilir, salkl kentler oluturma
konusunda kent ierisinde yeil alanlarn ncelikli bir yer tutmas
gerektii unutulmamal ve yerel ynetimler, planlayclar,
tasarmclar tarafndan uygulama ve karar verme srelerinde n
planda tutulmaldr.

2266

KAYNAKLAR
AKSOY, Y., 2001. stanbul Kenti Yeil Alan Durumunun
rdelenmesi, Doktora Tezi. .T. Fen Bilimleri
Enstits. stanbul.
BARTON, H., Tsourou, C., 2006. Salkl ehir Planlamas,
Trkiye Salkl Kentler Birlii Yayn, Bursa.
BAARAN, ., 2007. Salkl Kentler Kavramnn Geliiminde
Salkl Kentler Projesi. Dokuz Eyll niversitesi,
Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 9, 3.
BEER, A. R., 1990. Environmental Planning for Site
Development, E & FN Spon, London.
BNGL, E., 2006. Ankara'nn kentsel yeil alanlarna bir yaam
kalitesi perspektifi. ODT. ehir ve Blge Planlama
Blm, Yksek lisans tezi, Ankara.
BOTKN, D., B.,Beveridge, C.,E., 1997. Cities as environments.
Urban Ecosystems 1, 1, 3-19.
BULUT, Z., Klaslan, ., Deniz, B., Kara, B., 2010. Kentsel
Ekosistemlerde Srdrlebilirlik ve Ak-Yeil
Alanlar. III. Ulusal Karadeniz Ormanclk Kongresi,
4, 1484-1493.
BURSA BB, 2005. Salkl Bursa in Vizyon ve Planlarmz,
Bursa Byksehir Belediyesi Salkl ehirler Projesi
Koordinatrl Yayn, Bursa.
EPEL, N., 2013. Ormanlarn Erozyon zerindeki Etkileri.
http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/IOLTP/1270/unite
08.pdf.
DOAN, ., 2002. Korumacln Geleneksel Kent Kltrnden
karmas Gereken Dersler, Ankara niversitesi,
Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi, C, 35, 1-2.
DUMAN Y., ., Ylmaz, O., 2008. Ankara Kentinde Kentsel Is
Adas Etkisinin Yaz Aylarnda Uzaktan Alglama ve
Meteorolojik Gzlemlere Dayal Olarak Saptanmas
ve Deerlendirilmesi, Gazi niversitesi., Mh. Mim.
Fak. Der.,23,4, 937-952.

2267

EMR, S.,H., Onsekiz D., 2007. Kentsel Yaam Kalitesi


Bileenleri Arasnda Ak ve Yeil Alanlarn nemiKayseri/Kocasinan lesi Park Alanlar Analizi,
Erciyes niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits
Dergisi, 22, 367-396.
ERASLAN, . 2008. Yeil Alanlarn Kentsel Alan Deerine
Etkisinin Estetik, Ekonomik ve Sosyolojik Adan
Analizi:
Isparta
ayboyu
Mevkii
rnei,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Sleyman
Demirel niversitesi, Isparta.
ERENBERK, H., 1992. Byk Aalarn Skm ve Dikimi.
Peyzaj Mimarl. 92,2, 33- 36.
EVC, E., D., 2013. Kent Salnda Halk Sal Yaklam,
http://med.adu.edu.tr/ad/halksagligi/topic.asp?_lvl=2
&_idx=12&_m=13-14.05.2013
GLCK

SKB, 2014.
25.03.2014.

http://skb.golcuk.bel.tr/id3.html-

GL, A., Kk, V., 2001. Kentsel ak-yeil alanlar ve Isparta


kenti rneinde irdelenmesi. Sleyman Demirel
niversitesi Orman Fakltesi Dergisi, A, 2, 27-48.
HEDT, V., Neef, M., 2007. Benefits of Urban Green Space for
Improving Urban Climate. Ecology, Planning, and
Management of Urban Forests, Part I. Springer New
York.
JORGENSEN, A., 2013. Evaluating The Benefits of Urban
Green Space- Progressing the Research Agenda.
(http://www.sheffield.ac.uk, 11.08.2013).
MCDONALDS, A.G., Bealeya W.J., Fowlera D., Dragositsa U.,
Skibaa U., Smitha R.I., Donovanb R.G., Brettc H.E.,
Hewittd C.N., Nemitz E., 2007. Quantifying the Effect
of Urban Tree Planting on Concentrations and
Depositions of PM10 in Two UK Conurbations,
Atmospheric Environment, 41, 84558467.
NURSE, J., Basher, D., Maryon-Davis A., Clark, P., Jolley R.,
Bird W., 2013. Great Outdoors: How Our Natural
Health Service Uses Green Space to Improve

2268

Wellbeing Briefing Statement. The UK's Faculty of


Public Health, (www.fph.org.uk, 27.07.2013).
ZDEMR, A., 2009. Katlmc Kentli Kimliinin Oluumunda
Kamusal Yeil Alanlarn Rol: Ankara Kent Parklar
rnei. Sleyman Demirel niversitesi Orman
Fakltesi Dergisi, A, 1, 144-153.
ZKAN, G. ., Erdoan, E., 2003. Konya Kenti Tarihi
Merkezinin Ak ve Yeil Alan Niteliinin
rdelenmesi. Seluk niversitesi, Ziraat Fakltesi
Dergisi. 17, 32, 14-25.
SKB, 2014. Salkl Kentler birlii, http://www.skb.org.tr/
Eriim Tarihi: 28.04.2014.
STEPHENSON, J., 2007. The Cultural Values Model: An
integrated approach to values in landscapes.
Landscape and urban planning. 84, 2, 127-139.
STEWART, A., Lawrence, A., Molteno, S., 2010. Health and
well-being, Benefits of green infrastructure Report.
Forest Research, Forestry Comission of Great Britain,
13-17, www.forestry.gov.uk/, 15.07.2013.
TUZCUOLU, F., 2013. Trkiyede niversite rencilerinin
Kentsel Yeil Alanlarla lgili Alg ve Farkndalklar:
Sakarya niversitesi rnei, Sakarya ktisat Dergisi,
2,6, 47-55.
TBTAK, 2003. evre ve Srdrlebilir Kalknma Tematik
Paneli, Vizyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileri
Teknoloji ngr Projesi, Vizyon ve ngr Raporu,
Ankara.
ULRCH, R. S., Parsons R., 1992. Influences of passive
experiences with plants on individual well-being and
health. In: D. Relf (Ed), The Role of Horticulture in
Human Well-Being and Social Development, Timber
Press, Oregon, 93-106.
YILDIZCI, A.C., 1982. Kentsel yeil alan planlamas ve stanbul
rnei. stanbul Teknik niversitesi Mimarlk
Fakltesi, Doentlik tezi, stanbul.

2269

YILMAZ, S., Eraslan, . 2009. The Effects of Open Green Areas


on The Liveability of The City -In the Example of
Isparta City-, 21st International Building and Life
Congress, Bursa.

2270

FINANCE OF WORK ACCIDENTS


Assoc. Prof. Dr. Nuri aykun ALPASLAN
ABSTRACT
As it is well known, work accidents cause a great deal
of damage both materially and spiritually. The spiritual damage
results from the loss of the lives of labourers in work accidents.
In spite of the fact that not all accidents result in deaths, diseases
and injuries induced by work accidents cause a psychological
breakdown among the households of labourers. Therefore,
psychological consequences of work accidents should also be
regarded as kind of considerable damage. This article aims to
draw attention to both material and spiritual damages of work
accidents and thus emphasizes the importance of occupational
safety by examining the related literature. Firms must provide the
occupational safety in construction areas in case of work
accidents so as to prevent the financial and spiritual losses caused
by work accidents.
Keywords: Work Accidents, Financing, Occupational Safety.

KAZALARININ FNANSMANI
ZET
kazalarnn yalnz maddi deil iiler ve evresi iin
manevi kayplara da sebeb olduu bilinir. Manevi zararlar iinin
i kazas neticesinde lm halinde zellikle evresindeki
insanlar iin meydana gelir. kazalar lmle sonulanmasa
dahi sebeb olduu sakatlk ve hastalklar bu iilerin evresinde
bulunan ilgili kiilerde manevi ypranmalara sebeb olur. Manevi
zararlar maddi zararlarn yannda nemle gz nne alnacak
zararlardandr. Bu bildiri i kazalarnn bilimsel gerekliini
inceleyerek i kazalarnn sebeb olduu kayplar irdeleyerek
bilimsel almalar nda i gvenliinin nemini ortaya
koymaktadr. Kurulular i gvenliinin dikkat edilmesi gereken
bilimsel esaslarn inaat sahalarnda uygulayarak i kazalarnn

Yldz Teknik niversitesi, caykunalpaslan@yahoo.com

2271

sebeb olaca lm, yaralanma , hastalk ve manevi kayplar


asgariye indirebilirler.
Anahtar Kelimeler : kazalar, Finansman,
Gvenlii.
1. INTRODUCTION
According to the statistics by TUIK, nearly 38 billion
TL was spent because of work accidents in 2008 which amounts
to 4% of the national income of the related year.
When we analyze the construction sector in depth, there
is a financial loss of approximately 21.000 TL for each workplace
in 2008. This amount is reached by making calculations in
accordance with the data concerning the financial damage which
constructs just the tip-of-the-iceberg. The actual loss of work
accidents, which is inestimable, cannot exactly be predicted.
The pyramid by W. Heinrich is as follows:

According to the statistics regarding 2008, 297 people


died at construction sites. The numbers which relate to the losses
in the construction sector are displayed below by utilizing by the
W. Heinrichs pyramid:

2272

The Pyramid Theory suggests that there are namely 6


cases every day which cause work accidents within an inch at just
one single construction site and 1 work accident without an injury
every other day which is a remarkably high number for
Turkey(Heinrich,1931)
2. EFFECTS OF WORK ACCIDENTS ON NATIONAL
ECONOMY
Economic damages may be categorized as direct and
indirect. Direct economic losses form just the tip-of-the-iceberg
whereas indirect losses are major and incalculable.
Transportation and material costs of paramedics and
medical care service, delays in work flow, reduction in the
number of workers, despair atmosphere both in families and
work places caused by such incidents, the expenditure and
payment made for the injured even though they cant work,
equipment losses, legal expenses and OSHA penalties can be
given as examples for the economic loss of work accidents.
Direct expenses:

Doctor examination expenses,

Medicine expenses,

Nursing expenses.

2273

Indirect expenses:

Loss of work time due to accidents,

Loss of work time of other workers ,

Loss of efficiency and productivity due to depression,

Loss of work time of administrative staff,

Training expenses of new employees.

3. VARIABILITY RATIO OF EXPERIENCE


In the USA, workers compensation insurance premium,
which is lower than direct expenses, is arranged by the
government. To clarify, employers are encouraged by a tax
reduction by the government if they have safe work places. In
other words, employers whose work places suffer from more
work accidents pay a higher tax than employers whose work
places are safer. The abovementioned insurance premium is
calculated by two components that are shown below:
Worker compensation premium = Manuel Rate x EMR
Manuel rate varies every year and depends on each state
and each worker group in the formula. This ratio is calculated
according to the insurance premium of the previous year and
represents a significant percent of the amount of daily wages.
As for the construction sector, this ratio is nearly 30%.
In brief, this ratio represents the history of work accidents
pertaining to a certain work group in a certain state.
Moreover, EMR component represents the work
accident history of each worker group in the USA. EMR
Experience Modification Rate- shows the compensation and
penalty record of employers. Calculating EMR is slightly
complicated and there is also a different calculation system for
different states. In these calculations, both work accident
frequency and work accident volume are taken into
consideration.

2274

This system is designed in such a way that EMR wont


be affected by few minor accidents yet it varies a great deal owing
to a large-scale work accident at a work place.
The EMR ratio is calculated with reference to the last
three years. For example, EMR of an employer in 2005 was
obtained by revealing the compensation and penalty cases
belonging to the years 2003, 2002 and 2001. The reason for
excluding the year 2004 is that the possibility for the emergence
of such incidents does not disappear within just one year.
If the EMR ratio is lower than 100%, compensation
premiums are reduced and if it is higher than 100%, it results in
the opposite way, which will directly affect the premium of
worker insurance .
3.1. Preventive Measures
The number of people who died of work-induced
diseases and work accidents are increasing every year which cost
a big damage for employers. In order to prevent the recurrence of
work accidents or at least to decrease the number of work
accidents, some preventive measures have been taken and even
more deterrent penalties for delinquent criminals must be
legalized.
Heavy penalties should be placed on those who are
guilty to prevent the repetition of work accidents. Due to such
kind of heavy penalties, employers will have to take all
preventive measures against probable work accidents.
Developed countries attach considerable importance to
implementation of preventive measures. In this context,
Germany was the first country to make compensation payments
to victims of work accidents in 1885. Afterwards, this
implementation became widespread all over Europe and the
USA. For instance, after a worker had fallen from high, his
employer had to pay a high amount of compensation to him and
also had to put the injured worker on a salary besides meeting the
cost of his medical therapy for his recovery as well as financing
his childrens education costs and tuition fees. Consequently,
employers were forced by laws to pay a great amount of
compensations to injured workers and their families that could
even cause some companies to go bankrupt. Such laws related to

2275

occupational safety and compensation were enacted also in the


USA to put pressure on employers legally in favour of workers,
which raised the general awareness on the rights of the working
class in the country.
In Turkey, actions for compensation have sometimes
been abused and exploited by several individuals as a means of
prosperity and getting richer. However, with the act of mortgage
which was legislated in 2008 and put into force in 2011,
compensation laws were rearranged and revised (Esn Alp , 2006:
368s).
In Turkey, material compensation, which is concrete,
clear-cut and relatively easier to calculate, is usually determined
without taking the abuse of compensation into account. The basic
criterion by which the amount of compensation is determined is
the extent of the effect and damage of a work accident.
Nevertheless, the amount of spiritual compensation is relatively
difficult to calculate as it is not based on solid data. On the other
hand, the issue of compensation abuse is taken into consideration
in the calculation of this kind of compensation amount. Apart
from this, spiritual compensation calculations are made in
compliance with the principle of equality in most EU countries.
Accordingly, a judge may reduce the compensation rate
based on the equality principle in order to prevent the abuse of
compensation for the purpose of growing ones wealth. At this
point, the main factor in determining the rate of compensation is
the amendments made in the code of obligations. 47th and 49th
articles of the Turkish code of obligations clarify the legal
principles of determination and calculation of compensation rates
and amounts.
3.2.Expenses on Occupational Safety
There is a parabolic correlation between the expenses on
occupational safety and work costs.
A certain amount of expense on occupational safety
decreases work costs to an optimum level and after it reaches the
minimum cost, expenses increase the costs again. Employers
have to take all the precautions that prevent work accidents with
the minimum cost. Also, note that there is an empirical relation

2276

between occupational safety expenses and work cost which


implies that the implementation of the said precautions should
not be postponed due to financial concerns(Uur,2009)

So as to obtain sufficient data on work accidents in


certain business sectors, two factors must be considered: work
accident frequency and work accident volume.
Work accident frequency represents the number of
accidents that affects the work day in a spesific period.
Work Accident Frequency = The total number of
accidents x average working hours
Work Accident Volume = The number of days when
accidents happen / The number of workers x average working
hours
Work accident frequency and work accident volume
provide the following benefits concerned with occupational
safety:

Inform the employer about the rate of work accidents at


the entire or some part of the work place,

Give the opportunity of testing and assessing the


effectiveness of the measures taken for occupational safety at the
work place,

Help to classify the measures according to their


difficulty of implementation,

2277


Contribute to the calculation of compensation insurance
premium which also reveals the risky spots at the workplace,

Help to compare two different types of work places in


terms of the risk of work accidents.
Work accident frequency usually varies between a range
of 5 and 10. If this rate is more than 10, the employer has to take
some extra precautions against work accidents or change the
ways measures taken to prevent accidents are applied. Moreover,
work accident volume has to be between the values of 0,5 and 1.
To put it clear, if there is an accident which results in the death
of a labourer, work day loss has to be calculated as 7500 days.
When there is an increase in the rate of work accident frequency
and volume, the employer has to change the corporate strategy
on occupational safety which refers to a much bigger
responsibility including human life far beyond financial issues
(USMEN M.A. ,America Society of Civil Engineers,1994).
CONCLUSION
Nowadays, most firms except for some leading ones
avoid investing in occupational safety and accordingly make
production at unhealthy and hazardous work places. According
to ILO (International Labour Organization), 1,2 million women
and men die every year because of work accidents and workrelated diseases. The mentioned organization declared that 250
million workers suffer from work accidents and 160 million
workers suffer from work-induced diseases every year. Recent
research indicates that approximately three workers die every day
because of work accidents. According to the organization of
social insurance and security, 72,963 work accidents and 440
work-induced diseases occurred in 2003 811 of which resulted in
the death of workers.
Based on the aforementioned research, 50% of work
accidents could have easily been prevented and 48% of the rest
could have been prevented by systematic efforts. These statistics
imply that employers have to make a choice between investing
money to prevent the threats to occupational safety and suffering
from material/spiritual/human losses(ILO,2003).

2278

REFERENCES
INAR,F., (2010) Sal
Prensipleri,Ankara

ve

Gvenlii

Temel

SGM GM (2005) http://isggm.calisma.gov.tr,


ESIN ,A., (2006) Yeni Mevzuatn Inda Sal ve
Gvenlii ,Ankara
HEINRICH,H (1931) Industrial Accident Prevention U.S.A
ILO (2010) Internatonal Labour Organization.
INTES, www.intes.org.tr ,2009
MNGEN, U. (2009) Gvenlii I.T.. stanbul.

2279

2280

SPOR TURZMNN MEVCUT DURUMU VE


STRATEJK PERSPEKTF: ISPARTANIN SPOR
TURZM POTANSYELNE LKN BR
DEERLENDRME
Yrd. Do. Dr. mer Krad TFEKC
Yrd. Do. Dr. Nezihe TFEKC**
ZET
Spor turizmi kavram spor faaliyetine aktif katlanlar,
spor faaliyetini izleyenler ve rekreatif amal turizme katlanlar
olarak tanmlanmaktadr. Bu alma Isparta'nn spor turizminin
mevcut durumunu ve stratejik perspektifini deerlendirmeyi
amalamaktadr. Mevcut durumunun deerlendirilmesinde
dzenlenen organizasyonlar, spor tesisleri ve konaklama tesisleri
ele alnmtr. Stratejik perspektifin oluturulmasnda ise Dengeli
Performans lm Sisteminden yararlanlmtr. almann
sonucunda spor turizmine ilikin balanced scorecard kapsamnda
vizyon ve strateji temelli bir deerlendirme yaplmtr.
Anahtar Kelimeler: Spor Turizmi, Spor Sektr, Spor
Pazarlamas, Stratejik Deerleme, Isparta.
CURRENT SITUATION AND STRATEGIC
PERSPECTIVE OF SPORTS TOURISM: AN
ASSESSMENT OF THE SPORTS TOURISM
POTENTIALS TO ISPARTA
ABSTRACT
The concept of sports tourism is defined as active
participants in sports activities, sports activities followers and
participants in recreative tourism. This study aims to evaluate
current situation and strategic perspective of sports tourism in
Isparta. Evaluation of the current situation are discussed
regulated organizations, sports facilities and accommodation
facilities. In creating a strategic perspective was used Balanced
Scorecard. As a result of study an assessment is made based on

Sleyman Demirel niversitesi Eirdir Turizm ve Otelcilik Yksekokulu,


omertufekci@sdu.edu.tr
**
Sleyman Demirel niversitesi Eirdir Turizm ve Otelcilik Yksekokulu,
nezihatufekci@sdu.edu.tr

2281

vision and strategy under the balanced scorecard on sports


tourism
Keywords: Sport Tourism, Sports Industry, Sports
Marketing, Strategic Evaluation, Isparta.
GR
Tketim kltr; hzl kentleme, nfus art ve
teknolojik gelimeler gibi sektrel geliimi tetikleyen unsurlarla,
ulusal ve uluslararas turizm hareketlerini/eilimlerini
deitirmi ve turizmde alternatif stratejilere yneltmitir.
Tketim kltr benzer ekilde spor faaliyetlerinde de tketici
tercihlerine yn veren yapsyla dikkat ekmektedir. Spor
faaliyetlerinin doas gerei birok farkl sektr ile iliki
ierisinde olmas nedeniyle spor gnmzde sektrel dzeyde
ele alnmaktadr. Bununla beraber spor kafilelerinin farkl bir
yerdeki etkinliklere katlmas, taraftarlarnn da izlemek iin
farkl bir yere seyahat etmesi spor turizminin kapsamnda ele
alnabilecek zellikleri ortaya karmaktadr. Spor turizmi; spora
ilgi duyan kiilerle, aktif olarak spor yapan kii, grup ya da
kulpler ile bunlarn idarecileri ve seyircilerinin turizme
katlmalarndan doan olaylar, faaliyetler ve ilikiler btn
olarak ifade edilebilmektedir. Spor turizmi son yllarda zellikle
profesyonel sporlar dzeyinde byk ilgi grrken, amatr
sporlar asndan dnlmektedir. Oysa ki spor turizmi
asndan amatr sporlar da gizil bir aktr olarak dnlebilir.
nk hem okul sporlar hem de amatr spor turnuvalar
asndan spor turizmine ynelik birok farkl turnuva
dzenlenmektedir. Turnuvalarn dzenlenmesinde Genlik
Hizmetleri ve Spor Bakanlnn planlamas dahilinde birok
kriter dikkate alnarak planlama yaplmaktadr. Isparta belirli
periyotlarda ve farkl branlarda srekli turnuvalar
dzenlemektedir. Bu nedenle Isparta turnuvalar asndan ansl
bir il olarak kabul edilebilir. Bu kapsamda ele alnan bu
aratrmada Ispartadaki spor turizmine ilikin bir deerlendirme
yaplacaktr. Yaplacak deerlendirme kapsamnda Ispartada
mevcut olan spor tesislerine, konaklama tesislerine, yiyecekiecek iletmelerine ve rekreatif etkinliklere ynelik mevcut
durumun analizi yaplacaktr. Mevcut durumun analizi; spor
turizmine ilikin frsatlarn, stnlklerin, tehditlerin ve zayf

2282

ynlerin vurgulanmas asndan nem tamaktadr. Mevcut


durumu analiz eden bu alma ayn zamanda stratejik
deerlendirme ile gelecee ilikin baz nerileri de iermesi
asndan ayrca nem tamaktadr. Yaplacak analizde iyi
uygulamalara ynelik karlatrmalarla gelecekte Ispartann
spor turizmi kapsamnda ele alnabilmesine ynelik stratejik bir
deerlendirme yaplacaktr.
SPOR TURZM
Spor turizmine ilikin literatr incelendiinde spor
turizminin farkl tanmlamalar bulunmaktadr. Spor turizmi,
bireylerin yaam alanlarnn haricinde spor etkinliklerine katlm
ya da gzlemlemek amacyla ticari olmayan sebeplerle seyahat
etmesidir (Hall, 1992: 194). Bir baka tanma gre; insanlarn
doal ortamlarda veya yapay alanlarda tatil zaman gibi bo
zamanlarnn belirli dnemlerindeki davranlarnn desen
ifadesidir (Ruskin, 1987: 26). Weed ve Bull, (1997: 5) spor
turizmini bir izleyici veya katlmcnn sportif aktivite ieren
tatili olarak tanmlamlardr. Gibson (1998: 49) farkl bir
tanmda fiziksel aktivitelere katlmak iin fiziksel faaliyetlerini
izlemek ya da fiziksel aktivite ile ilikili turistik seyahatler iin
geici olarak yaad yer dnda olmas eklinde tanmlamtr.
Yaplan tanmlamalarda spor faaliyetine aktif veya pasif yer
alma, yaanan yer dnda gerekleen, ticari olmayan nedenlerle
organize bir ekilde katlm vurgulanmtr (Standeven ve
DeKnop, 1999: 12)
Spor turizmine ilikin literatrde farkl alanlar
kapsayacak almalar yaplmtr. rnein Glyptis ve Jackson
(1993), tur operatrleri ile yerel sportif faaliyetleri organize
edenler arasndaki koordinasyonu aratrmtr. Gibson ve
Yiannakis (1992), spor faaliyetlerine katlanlarn yalar ile
sportif faaliyetlere katlmlarn aratrmtr. Nogowa vd. (1996)
ise spor faaliyetleri ile ilgilenen kiilere ynelik bir aratrma
yapmtr. Delpy (1997) olimpiyat oyunlarna katlanlarn turizm
faaliyetine ynelik zellikleri zerinde durmutur.
Spor turizmi kapsamnda aktif olarak spor faaliyetlerine
katlanlar, aktif olarak katlmayp izleme amal spor faaliyetine
katlanlar ve sporcu olmayp rekreaktif amal spor faaliyeti
iinde yer alanlar olmak zere ekilde ortaya kmaktadr

2283

(ztrk ve Yazcolu, 2002: 5). Bununla birlikte spor turizmi


ierisinde yer alan faaliyetler, sadece ok byk
organizasyonlarla deil, sportif ilginin rekreasyonel katlmn da
ierisinde barndrmaktadr (Gammon ve Robinson, 2003: 25).
Spor turizminin geliimi, spor tketicilerinin satn alma
gcnn artmasyla ve spor faaliyetlerinin sektrel dzeyde ele
alnmasyla pozitif ivme kazanmtr (Amman, 2000: 131; Weed
ve Bull, 2004: 5-13). Spor faaliyetlerinin sektrel geliimine
bal olarak spor turizmi pazarndan daha ok pay almak isteyen
organizasyonlar pazarlama faaliyetlerine ynelerek, pazarlama
stratejilerine younlamlardr (Gener vd., 2008: 439). Spor
tketicisinin beklentilerinin karlanabilmesine ynelik bir
organizasyon yapsnn oluturulmas, spor organizasyonunun
yapld yerin pazarlama almalarna nemli katk
salamasnn yan sra markalamasna ynelik bir strateji
oluturmaktadr. Bu nedenle spor organizasyonu ile spor
organizasyonun gerekletii ehir birbirini tamamlayacak
ekilde iliki gelitirmektedir (Harrison-Hill ve Chalip, 205:
307).
ISPARTA'NIN SPOR TURZM POTANSYEL
Spor turizmine ilikin yaplan literatr aratrmasnda
spor turizminin gerek pazarlama akademisyenleri tarafndan
gerekse pazarlama profesyonelleri tarafndan sklkla deinildii
grlmektedir. Bunun en temel gerekesi spor faaliyetlerinin
gemiten getirdii, ounlukla spor faaliyetine odaklanan
yapsndan kaynaklanmaktadr. Halbuki spor faaliyetleri, spor
turizmi kapsamnda dnlerek spor pazarlamasna ynelik
abalar ile gelitirildiinde hem bulunduu evrenin ekonomik,
sosyal, kltrel ynlerine etkisi gerekleecek hem de
profesyonel dzeyde, spor tketicisinin memnuniyeti ile
ekillenen organizasyonlar dzenlenecektir.
Isparta'nn spor turizmine ynelik yaplan bu almada
hem literatre dayal bir deerlendirme hem de potansiyelini
belirlemeye ynelik bir yaplanma olumaktadr. Bu kapsamda
ilk olarak Isparta'nn spor turizmine ilikin mevcut yaps ortaya
konulacaktr. Ardndan stratejik perspektifi "Dengeli Performans
lm Sistemi" kapsamnda deerlendirilmitir.

2284

2.1. Mevcut Durum


Isparta'nn spor turizmi asndan mevcut durumu ele
alndnda yl ierisinde birok spor faaliyetinin gerekletii
grlmektedir. zellikle il dndan katlanlarn oluturduu
Trkiye ampiyonas, Blge ampiyonas, Grup ampiyonalar
veya lleraras msabakalar bahar aylarnda youn olarak
gereklemektedir. Bunun en temel nedeni gerek okul sporlar
msabakalarnda gerekse kulpler dzeyinde gerekleen
Federasyonlarn msabakalarnda liglerin Eyll aynda
balatlarak Haziran aynda sonlandrlmas olarak gsterilebilir.
Takmlar Ocak ayna kadar il ierisindeki msabakalar
tamamlayarak; Ocak ayndan sonra terfi msabakalar, grup
msabakalar veya Trkiye ampiyonas msabakalar iin
takmlar kendi illeri dndaki msabakalara katlmaktadrlar.
Isparta'da
ounluu
Ocak-Haziran
aralnda
gerekleen spor turizmini konu alan spor organizasyonlar yllar
itibariyle deerlendirildiinde her yl en az 20 spor
organizasyonun dzenlendii grlmektedir. Ocak-Haziran
aralnda 24 hafta olduundan hareketle ortalama her haftaya bir
spor organizasyonu gerekletii anlamna gelmektedir.
Isparta'da 2013 ve 2014 yllarnda gerekleen spor
organizasyonlar/msabakalar Tablo 1'de toplu halde
verilmitir.
Tablo 1 incelendiinde farkl branlarda gerekleen
spor turizmini konu alan spor organizasyonlar grlmektedir.
Her bir organizasyon iin ortalama 200 sporcunun Isparta'ya
gelmektedir. zellikle okul sporlarna ilikin yaplan
msabakalarda sporcu aileleri de spor msabakalarn izlemek ve
destek olmak iin Isparta'ya gelmektedir. Bu durumda spor
turizmini konu alan spor organizasyonlar ehrin ekonomik
yaantsna, kltrel dokusuna ve eitliliine daha geni kitleleri
de ierisine alarak katk salamaktadr.
Tablo1: 2013-2014 Yllar Spor Organizasyonlar/Msabakalar
2013 Yl erisinde Gerekleen
Spor
Organizasyonlar/Msabakalar
K Arama Kurtarma Eitimi

2014 Yl erisinde Gerekleen


Spor
Organizasyonlar/Msabakalar
Voleybol Genler Yar Final

2285

Okul Sporlar
Yldzlar Grup

Masa

Tenisi

Basketbol Genler Grup

Daclk K Eitimi

Judo Anadolu Yldzlar Ligi

Boks Trkiye ampiyonas

Motosnow Bykler

Daclk K Eitimi

Kayak Okullararas
ampiyonas

Boks Trkiye ampiyonas

Voleybol Blge

niversiteler
Msabakas

Aras

Kros

Judo Anadolu Yldzlar

Basketbol Kulpler Blge amp


Kk Kz

Basketbol
ampiyonas

Okulsporlar
Badminton Grup

Karate Anadolu Yldzlar

Kkler

Trkiye

Yldz

Blge

zel Sporcular Masa Tenisi

nilig Futsal niversiteler Ligi

zel Sporcular Yzme

Futbol Yldzlar Grup

zel Sporcular Atletizm

Futsal Yldzlar Yar Final

14-15 Ya Minik Erkek Gre


Grup

Badminton Yldzlar Grup

Okullararas Halkoyunlar Grup

Yzme Blgesel

itme Engelliler
Basketbol

Deplasmanl

Basketbol Kkler Anadolu Yar


Final

itme
Futbol

Deplasmanl

Atletizm Blgesel

Engelliler

Voleybol Blgesel Lig

Basketbol Kkler Yar Final

Basketbol Blgesel Lig

Halter Trkiye ampiyonas

Masa Tenisi Minikler Grup

Masa Tenisi Kkler Grup

2286

Anadolu
Kupas
Msabakalar

Yzme

Hentbol Anadolu Yldzlar

Satran Genler Trkiye Finalleri

Basketbol
Yldzlar
ampiyonas

Trkiye

Triatlon Trkiye ampiyonas

Triatlon Trkiye ampiyonas

Kaynak: Isparta Genlik Hizmetleri ve Spor l Mdrl'nden


alnmtr.
Farkl branlarda gerekleen spor organizasyonlar
altyap gerekliliklerini de ortaya karmaktadr. Msabakalarn
oynanaca spor alanlar bu altyap koullarn oluturmaktadr.
Isparta'da mevcut spor tesisleri birok spor msabakasn
kaldrabilecek kapasiteye sahip olmasyla nemli bir
stnln ortaya koymaktadr. Tablo2'de Isparta'nn mevcut
spor tesisleri toplu olarak gsterilmitir.
Tablo 2: Isparta'daki Mevcut Spor Tesisleri
Spor Tesisinin Nitelii

Adedi

Futbol Sahas (suni+doal im)

Kapal Spor Salonu

Tam Olimpik Yzme Havuzu

Yar Olimpik Yzme Havuzu

Tenis Kortu

Kayak Merkezi

Triatlon Parkuru

Kaynak: Isparta Genlik Hizmetleri ve Spor l Mdrl'nn


resmi web sayfasndan alnmtr.
Tablo 2 incelendiinde Isparta'daki mevcut spor tesisleri
futbol msabakalar asndan (5 adet suni ve doal im futbol
sahasnn bulunmas), tm salon sporlar asndan (5 adet kapal

2287

spor salonu), yzme msabakalar asndan (1'er adet tam


olimpik ve yar olimpik yzme havuzu), tenis msabakalar
asndan (5 adet tenis ma kortu) nemli bir stnlk olarak
gsterilebilir. Bununla birlikte tam entegre olan 1 adet kayak
merkezi ve 1 adet triatlon parkurunun yer almas da hem bir frsat
hem de bir stnlk olarak ele alnabilir.
Spor msabakalar, spor turizmi asndan ele
alndnda konaklama tesisleri de yeterli kapasite ve kalitede
olmas gereklilii ortaya kmaktadr. Dier bir deyile
konaklama tesislerinin nitelii ve nicelii spor turizmini
etkileyen en nemli deikenlerden biri olarak gsterilebilir
(Tfekci, 2013: 236). Konaklama tesislerinin nitelii asndan
deerlendirmek bir baka aratrmann konusunu oluturabilir.
Bu nedenle konaklama tesislerinin niteliinden ziyade nicelii
zerinde durarak, konaklama tesislerinin yeterlilii tartmak
daha doru olacaktr. Bu kapsamda Isparta'da mevcut konaklama
tesislerinin kapasitesi Tablo 3'te gsterilmitir.
Tablo 3: Isparta'daki Mevcut Konaklama Tesisleri
Tesisin Bulunduu
Yer

Tesisin Ad

Tesisin Kapasitesi (yatak


says)

Isparta Merkez

Barida Hotels

282

Isparta Merkez

B. Isparta Oteli

122

Sirene
Otel

Davras

280

Isparta Merkez

Basmacolu Otel

130

Isparta Merkez

Bolat Otel

120

Isparta Merkez

Artan Otel

62

Isparta Merkez

Ko Otel

50

Isparta Merkez

SD Konukevi

80

Isparta Merkez

ah Otel

74

Davraz Da

2288

Isparta Merkez

Akko Otel

46

Isparta Merkez

Yatbay Otel

83

Isparta Merkez

King Otel

64

Isparta Merkez

Glistan Otel

110

Isparta Merkez

Kalem Otel

34

Isparta Merkez

Mercan Otel

53

Isparta Merkez

Serkan Otel

45

Isparta Merkez

Altu Otel

65

Isparta Merkez

Saray Otel

31

Isparta Merkez

Polat Otel

35

Isparta Merkez

Fatih Otel

82

Isparta Merkez

Asya Otel

50

Isparta Merkez

Ufuk Otel

41

Isparta Merkez

Ege Otel

38

Davraz Da

speria
Otel

Davraz Da

SD Davraz Oteli

TOPLAM

(Davraz)

KAPASTE

55
84
2116

Kaynak: Isparta l Kltr ve Turizm Mdrl resmi web


sayfasndan alnmtr.
Isparta'nn spor turizmine ilikin yaplan bu
deerlendirmeler gelecekte yaplmas muhtemel organizasyonlar
asndan hem erhin tannrlnn ve marka deerinin
artrlmas, hem de organizasyonlarn etkinliinin artrlmas
asndan nem tamaktadr. Bu nedenle mevcut yapnn

2289

deerlendirilmesi stratejik yapnn olumasna k tutacaktr. Bu


ynyle dnldnde spor turizminin stratejik perspektifi
daha nem kazand ynnden hareketle spor turizminin
stratejik perspektifi ele alnacaktr.
2.2. Stratejik Perspektif
Spor turizminin stratejik perspektifi farkl bak
alaryla deerlendirilebilir. Bu aratrmada spor turizminin
stratejik perspektif deerlendirilmesi Dengeli Performans lm
Sistemi ile gerekletirilecektir. Dengeli Performans lm
Sistemi uzun dnemli performans gstergesi olarak (Porter,
1985: 11) mevcut veya potansiyel rakipler tarafndan
uygulanamayan, faydalar kopyalanamayan ve deer yaratan bir
strateji uygulamas (Barney, 1991: 102; Papatya, 2007) olmas
nedeniyle srdrlebilirliin en temel gstergesi olarak
grlebilir. Spor turizminin stratejik perspektifi ancak
performansn deerlendirilebilir olmas ile mmkn olabilir.
Performans
deerleme
spor
turizminin
ve
pazarlamasnn amalarna ne lde ulaabildiini belirlemek
amacyla gerekleen yntemler olarak ifade edilebilir (Paksoy,
2006).
Spor organizasyonlarnn performansnn ok boyutlu
olacak ekilde llmesi ve organizasyonlarn stratejilerine
odaklanmas gerekmektedir. Dengeli Performans lm Sistemi
(Balanced Scorecard)'nin, mteri, isel sreler, renmegelime ve finansal olmak zere drt temel boyutu
bulunmaktadr (Kaplan ve Norton, 1992: 72; Lawri ve Cobbold,
2004: 3). Dengeli Performans lm Sistemi (Balanced
Scorecard)'nin drt boyutu aada belirtildii ekliyle
aklanmaktadr.
Finansal boyut; spor organizasyonlarnn stratejilerini
uygulayp uygulamadn, uyguluyorsa da sonucun hedeflere
olan yaknlnn arttrlp arttrlamayacann belirlenmesi
olarak ifade edilebilir (Kaba, 2004). Organizasyon iinde
belirlenen hedef ve ltler neden-sonu ilikisine dayal olarak
finansal performansta etki yaratacak alt hedefler eklinde
belirlenmektedir. Hedeflere ilikin farkl stratejiler belirlenebilir
(Kaplan ve Norton 1996b: 56-58).

2290

Mteri
boyutu,
organizasyonun
amalarna
ulamasnda mterilere nasl grndnn sorgulanmas ile
pazar blmlerini gsteren bir boyut olarak aklanabilir.
Dengeli lm sistemi modelinde bu boyutun irdelenmesinde,
mteri sadakatinin ve ballk orannn artrlmas, mteri satn
alma alkanlklar ve davranlar ile ilgili verilerin ve bilgilerin
aratrlmas amalanmaktadr (Uygur, 2009). nk yeni
mterilerle (yeni mteri bulmann ortalama maliyeti), mevcut
mterilerle (iletmeden ayrlan mteri says), mteri
krllyla (mteri bana toplam krllk) ilgili konular sz
konusudur (Koel, 2003: 456).
sel sre boyutu hedeflere ulamak iin en kritik ve
etkili sreleri ve bu srelere ilikin ltleri belirlemesi ya da
hedef mteri kitlesinin beklentilerini karlamaya ynelik
stratejilerden olumaktadr (Soysal, 2010).
isel sreler
tasarmla (yeni rnler), retimle (hata oran), teslimatla
(zamannda teslimat yzdesi), sat sonras srelerle (mteri
tatmini) ilgilidir (Koel, 2003: 457). Spor organizasyonlarnda
isel sreler en kritik rol stlenmektedir. nk spor turizmi
asndan mteri memnuniyetinin en nemli gstergesi isel
srelerin verecei tepki ile llebilir.
renme ve gelime boyutu ise; ncelikle
organizasyonun stnlk kazanmas gereken alanlarn
saptanmasn gerekli klan ve nceki boyutta belirlenen
amalar dorultusunda spor organizasyonunun atlm yaparak
stn performansa ulamasn, belirlenen yksek hedeflerin
gerekletirilmesi iin gereken altyapy salayan bir boyut
olarak ifade edilebilir (Aldur, 2008). Spor organizasyonlar,
mevcut hizmetlerin ve srelerin srekli gelime salamasna
ynelik renme ve yenilik yeteneklerini gelitiren, srdrebilen
bir yapya brnmesi spor turizminin srdrlebilirlii asndan
nem tamaktadr (Tatikonda ve Tatikonda, 1998: 51)
ekil 1 Dengeli Performans lm Sistemi'nin drt
bileenini (finansal, isel i sreleri, renme ve gelime,
mteri) toplu olarak gstermektedir. Bu bileenler vizyon ve
strateji temelinde gelimektedir. Tm boyutlar birbiri ile iliki
ierisinde olduu ve etkileim yaratt sylenebilir.
ekil 1: Dengeli Performans lm Sisteminin Drt Perspektifi

2291

Kaynak: Kaplan ve Norton, 1996a: 4.

Spor turizmi kapsamnda ele alnan bu drt boyut spor


turizminin stratejik perspektifini gstermektedir. Ancak bu drt
boyutun birbirinden ayr dnlmesi stratejik perspektifin
olumasn engellemektedir. Stratejik perspektifin temelinde bu
drt boyutun btnsel ele alnmas gerekmektedir.
SONU
Spor organizasyonunu gelecee hazrlamann en nemli
unsuru o organizasyonun, rakiplerinin ve evrenin koullarna
uygun olarak gelitirilmi zgn stratejinin etkinlikle
uygulanmasdr. Spor organizasyonlar stratejilerin etkin olarak
uygulanabilmesinin nnde drt engel grlmektedir. Bunlar;
spor organizasyonunun hedefinin ve stratejisinin uygulayclar
tarafndan yeterince anlalmam olmas ile ortaya kan vizyon
engeli; bteleme, yatrm planlamas gibi ynetim sistemlerinin
uzun vadeli stratejik yaklamlar ve renme odakl olmamas
olarak aklanan operasyonel engel; st ynetimin zamanlarn
gnlk sorunlar zmek iin kullanp, stratejik dnceye
yeterince eilmemesini ieren ynetim engeli; insan kaynaklar
ynetim ve tevik sistemlerinin strateji ile balantsnn

2292

kurulmam olmasn ieren insan engeli yer almaktadr. Sonuta


Kaplan ve Norton (1996a) performans lmlerinin drt temel
boyutta dengeli olarak ortaya konulmas ve deerlendirilmesi
gerektiini vurgulamaktadrlar. Bu drt temel boyut (1) Finansal
boyut, (2) Mteri boyutu, (3) el i sreleri boyutu ile (4)
renme ve gelime boyutu olarak ekillendirilmitir. Bu drt
temel boyut spor organizasyonlarnn stratejik adan ele alnarak
deerlendirilmesi ynyle de kullanlabilir. nk spor
organizasyonlar ihtiyalara gre "ibirliklerinin ynelimi" gibi
farkl boyutlar da kapsayan yaps ile n plana kmaktadr. Spor
organizasyonlarnn performans ve etkinlik ltlerinin tespiti
iin cevaplandrlmas gereken sorular bulunmaktadr. Bu
sorularn cevaplanmas spor organizasyonlarnn etkinliine ve
performans lmne nemli katk salayacaktr. Spor
organizasyonlar hangi saysal hedeflere ularsa paydalar
tarafndan baarl olarak deerlendirilecektir? Bu nedenle
paydalarn birlikte hareket etmesi ve ortak ama etrafnda
btnlemesi gerekmektedir. Bir baka cevaplanmas gereken
soru ise vizyona ulamak iin mteriler/katlmclar tarafndan
nasl algland ile ilgilidir. Spor organizasyonlar
mterileri/katlmclar memnun etmek iin hangi srelerde
mkemmel olmay ve gelimeyi hedeflemektedir? Spor
organizasyonlar belirlediini vizyona ulamak iin nasl bir
kurumsal renme ve gelime modeli oluturmal ve
gelitirmelidir? Dengeli Performans lm Sistemi, bir model
olmasnn yan sra bu sorulara ve bak alarna cevap
verilmesini temel alan ve her organizasyon iin zgn olarak
gelitirilmesi gereken bir yapy ifade etmektedir. Dengeli
Performans lm Sistemi, organizasyon performansnn en
nemli ve etkili belirleyicisi olan stratejik bak asnn, i sreci
sonularna hzl, etkili ve llebilir bir ekilde yansmasna
katk salayan stratejik bir ara olarak ele alnmaktadr. Dengeli
Performans lm Sistemi, uygulamas iin her eyden nce
ynetimin bu konuya ilikin benimsedii bir stratejisinin
olumas ve bu strateji erevesinde alternatifler zerinde
younlalmas gerekmektedir.
Spor
organizasyonlarnn
stratejik
yapsnn
oluturulmas stratejinin doas gerei uzun soluklu ve ok
alma gerektiren bir yapda gereklemektedir. Ancak,
stratejilerin uygulanmas somut ve kk admlarla
gerekletirilebilmektedir. Dengeli Performans lm Sistemi,

2293

somut admlara ilikin sebep-sonu varsaymlar ile geri besleme


ve renme sreciyle ekillenmek zorundadr. nk hedefler ve
performans ltleri strateji temelinde ortaya kmaktadr. ekil
2'de Dengeli Performans lm Sistemi'nin spor
organizasyonuna ilikin hedefleri ve performans ltleri
gsterilmektedir. Bu hedefler ve performans ltleri
organizasyonun trne ve yapld yere gre deiiklik
gsterebilmektedir.
Sonu olarak Dengeli Performans lm Sistemini
uygulayan spor organizasyonlarnn organizasyona katklar u
ekilde nerilebilir:
1. Spor organizasyon stratejisinin vizyondan somut
admlara indirgenmesini salayan dnce srecini
yaanmas;
2. Spor organizasyonunun stratejik ynetime ilikin
deiim srecinde planlad organizasyonlarn birbirleriyle
tutarl olmas ve bir boluun kalmamas;
3. Stratejinin spor organizasyonu iinde iletiiminin
salanmasn ve yrtlen organizasyonlarla strateji
arasndaki sebep-sonu ilikilerine ait varsaymlarn
paylalmas;
4. Ortak ve bireysel hedeflerin spor organizasyonu
stratejisiyle tutarl ve btn olarak kapsayc olmas;
5. Spor organizasyonuna ilikin yetkinlik gelitirme
programlarnn belirlenmesi ve nceliklendirilmesi;
6. Spor organizasyonunun performans ynetimi ve
dllendirme sistemlerinin spor organizasyonu stratejisiyle
ilikilendirilmesi;
7. Spor organizasyonunun renme srelerinin ve
stratejinin gelitirilmesi iin bilgi toplama sistemlerinin
gelitirilmesi.

2294

ekil 2: Performans lm Sisteminin Hedefleri ve Performans


ltleri

Kaynak:Kaygusuz, 2005'ten esinlenerek spor turizmine ilikin


uyarlanmtr.

2295

KAYNAKA
ALDUR, V.E., (2008), Performans Deerlendirmede Kurumsal
Karne Modeli Ve Bir Hizmet letmesinde Uygulama,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Seluk
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Konya.
AMMAN, M.T. (2000), Spor Sosyolojisi, stanbul: Alfa
Yaynlar
BARNEY, J. B. (1991), Firm Resources and Sustained
Competitive Advantage, Journal of Management, No.
17, pp. 99-120.
DELPY, L. (1997), A Profile of the 1996 Summer Olympic
Games Spectator, North American Society for Sport
Management Conference, San Antonio, Texas, May 2831.
GAMMON, S. ve ROBNSON, T., (2003), Sport and Tourism:
A Conceptual Framework, Journal of Sport and
Tourism, 8 (1), 21-26.
GENER, R.T., DEMR, C. ve AYCAN, A. (2008), Kayak
Merkezlerindeki Spor Turistlerinin Hizmet Kalitesi
Alglarn Etkileyen Deikenler, Ege Akademik Bak,
8 (2), 437-450.
GIBSON, H. ve YIANNAKIS, A. (1992), Some Correlates of the
Sport Lover (Tourist): A Life Course Perspective, North
American Society for the Sociology of Sport
Conference, Toledo, Ohio, November 4-7.
GIBSON, H.J. (1998), Sport tourism: a critical analysis of
research. Sport Management Review 1: 45-76.
GLYPTIS, S. ve JACKSON, G. (1993), Sport and Tourism:
Mutual Benefits and Future Prospects, The Third
International Conference of the Leisure Studies
Association, Loughborough University, UK, July 1418.
HALL, C.M. (1992), Adventure, sport and health tourism. iinde
Special Interest Tourism, Weiler B, Hall CM Belhaven
Press: London; 141-158.

2296

HARRISON-HILL T. ve CHALIP L. (2005), Marketing Sport


Tourism: Creating Synergy between Sport and
Destination, Sport in Society, 8 (2), 302-320.
KABA, M., (2009), letmelerde Performans lme Ve
Deerlendirme Arac Olarak Dengeli Sonu Kart (
Balanced Scorecard), YaynlanmamYksek Lisans
Tezi, Kahramanmara St mam niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Kahramanmara.
KAPLAN R.S. ve NORTON D.P. (1996a), Using The Balanced
Scorecard as a Strategic Management System, Harvard
Business Review, Boston, , January- February, 1-14.
KAPLAN, R.S. ve Norton, D.P. (1992), The Balanced
Scorecard-Measures That Drive Performance , Harward
Business Review, 38 (1), 71-79.
KAPLAN, R.S. ve NORTON, D.P. (1996b), Linking The
Balanced
Scorecard
to
Strategy,
California
Management Review , 39 (1), Fall, 53-79.
KAYGUSUZ, S.Y. (2005), Ynetim Muhasebesinin Performans
Ynetimi Fonksiyonunda Geldii Son Nokta: Balanced
Scorecard (lm Kart Teknii), G Endstri
likileri ve nsan Kaynaklar Dergisi, 7 (1),
http://www.isguc.org/pdf/saitkaygusuz.pdf
(9.11.2013).
KOEL, T. (2003), letme Yneticilii, Beta Yaynclk, 9.
Bask, stanbul.
LAWRIE, G. ve COBBOLD, I. (2004); Development of the 3
rd Generation Balanced Scorecard: Evolution of the
Balanced Scorecard Into an Effective Strategic
Performance Management Tool, 2GC Limited Albany
House, Market Street Maidenhead, Berkshire SL6 8BE
UK,
2004,
[http://www.2gc.co.uk/forum/viewtopic.php?t=122
(17.12.2013)]
NOGOWA, H., YAMGUCHI, Y. ve HAGI, Y. (1996), An
Empirical Research Study on Japanese Sport Tourism in
Sport for all Events: Case Studies of a Single-Night

2297

Event and a Multiple-Night Event, Journal of Travel


Research, 35, 46-54.
ZTRK, Y. ve YAZICIOLU, . (2002), Gelimekte Olan
lkeler iin Alternatif Turizm Faaliyetleri zerine
Teorik Bir alma, Gazi niversitesi Ticaret ve Turizm
Eitim Fakltesi Dergisi, 2, 183-195.
PAKSOY, A., (2006), Performansa Dayal cretleme: Bir Alan
Aratrmas, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
Kahramanmara St mam niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Kahramanmara.
PAPATYA, N., Kaynak Tabanl Gr: Kavramsal ve Kuramsal
Yaklam, Asil Yayn Datm, Ankara, 2007.
PORTER, M. E. (1985), Competitive Advantage: Creating and
Sustaining Superior Performance, New York: The Free
Press.
RUSKIN, H. (1987), Selected views on socio-economic aspects
of outdoor recreation, outdoor education and sport
tourism. In Proceedings of the Interna- tional Seminar
and Workshop on Outdoor Education, Recreation and
Sport Tourism Garmise M (ed.). Emmanuel Gill
Publishing: Natanya, Israel.
SOYSAL, M.., (2010), Balanced Scorecard Temelli Stratejik
Ynetim Ve Gemi letmecilii Sektrnde
Uygulamas, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
stanbul Teknik niversitesi Fen Bilimleri Enstits,
stanbul.
STANDEVEN, J. ve DEKNOP, P. (1999), Sport Tourism.
Human Kinetics: Champaign, IL.
Tatikonda, L.U. ve Tatikonda, R.J. (1998), We Need Dynamic
Performance Measures, Management Accounting ,
September, 49-53.
TFEKC, .K. (2014), Spor Organizasyonlarnda Destinasyon
Pazarlamas le Memnuniyet Arasndaki likinin
ncelenmesi: Anadolu Kupas Yzme Msabakalarnda
Bir Aratrma, Sleyman Demirel niversitesi ktisadi
ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, 19 (1), 233-249.

2298

UYGUR, A., (2009), ok Boyutlu Performans Deerleme


Modeli Olarak Dengeli Baar Gstergesi Uygulamas,
Dou niversitesi Dergisi 10(1), 148-159.
WEED, M.E. ve BULL, C.J. (1997), Influences on sport- tourism
relations in Britain: the effects of govern- ment policy.
Tourism Recreation Research 22(2): 5-12.
WEED, M.E. ve BULL, C.J. (2004), Sport Tourism: Participants,
Policy and Providers, Elsevier, Oxford.

2299

2300

TRKYE DEK KAYAK MERKEZLERNN TURZM


ARZ POTANSYELNN DEERLENDRLMESNE
YNELK BR ARATIRMA
enay AKYEL
ZET
Gelir dzeylerinin artmas, sosyal yaamda meydana
gelen deiimler ve teknolojik gelimelerle artan bo zamanlar
alternatif turizm trlerinin ortaya kmasna sebep olmutur.
Alternatif turizm trlerinden olan k turizminin de en ok talep
gren aktivitesi olan kayak, kkl bir spor olmas ve gnmzde
zellikle genlerin ilgi gstermesi ile giderek yaylmaktadr.
lkemizde ve dnyada kayak sporlar k mevsiminin
vazgeilmez turistik aktiviteleri arasnda yer alrken her geen
yl, k turizmine paralel olarak kayak merkezlerinde byk
gelimelere neden olmu ve k sporlar turizmine olan talebi
arttrmtr. Kayak merkezleri insanlarn konaklama imkanlar,
gvenlii, sal asndan da mkemmel bir donanma sahip
olmaldr. Aksi takdirde arz potansiyelinde nemli lde
dler olacaktr. Bu almada Trkiyedeki kayak
merkezlerinin turizm asndan potansiyelinin; konaklama
iletmeleri, pistlerin uzunluu, st yap olanaklar, telesiyej
says, tama kapasitesi bakmndan deerlendirilerek yaplmas
gerekenler konusunda neriler getirilmeye allmtr.
Anahtar Kelimeler: Turizm, K Sporlar, Kayak
Merkezleri, Turizm Potansiyeli.
A RESEARCH ON SKI CENTERS TO EVALUATE THE
POTENTIAL OF TOURISM SUPPLY IN TURKEY
ABSTRACT
The increasing income levels have led to the emergence
of alternative types of tourism with the changes in social life and
leisure time which is increasing by the help of technological
developments. Skiing, most demanding sport of winter tourism
which is an alternative type of tourism, becomes popular because
it is a rooted sport and also because of the attention of especially

Sleyman Demirel niversitesi


senayakyel37@hotmail.com

2301

Yalva

Meslek

Yksekokulu,

young people. In our country and in the world winter sports take
place as an indispensable sport activities. Every year, winter
tourism led to major advances in parallel ski resorts and winter
sports. So, this has increased the demand for winter sport tourism.
The ski centers must have perfect hardware in terms of
accommodation, safety and health. Otherwise there will be a
significant decrease in the supply potential. In this study, the ski
centers in Turkey in terms of tourism potential; like
accommodation businesses, the length of the track superstructure
facilities, number of lifts, transportation capacities are evaluated
and are tried to come up with recommendations.
Key Words: Tourism, Winter Sports, Ski Centers, Tourism
Potential.

1. GR
K turizminin en ok talep gren aktivitesi olan kayak
kkl bir spor olmas ve gnmzde zellikle genlerin ilgi
gstermesi ile giderek yaylmaktadr. lkemizde ve dnyada
kayak sporlar k mevsiminin vazgeilmez turistik aktiviteleri
arasnda yer alrken her geen yl, k turizmine paralel olarak
kayak merkezlerinde byk gelimelere neden olmu ve k
sporlar turizmine olan talebi arttrmtr.
Trkiye dalar bakmndan zengin bir lkedir. Nitekim,
nispi ykselti deerleri dikkate alndnda lkemizde 1000
metrenin zerinde bulunan alanlar Trkiyenin % 56.6sn
kaplamaktadr. (Atalay,2002,s.12).
Gnmzde daclk, nispeten serven yn de
bulunan, zel bilgi, beceri ve nceden hazrlklar yaplmasn
gerektiren, turistik yn ar basan sportif bir faaliyet
durumuna gelmitir (Doanay, 1989, s.165).
Arz turizm potansiyeli asndan k sporlarna ve kayak
merkezlerine olan istein giderek arttn grmekteyiz. nk
insanlar artk farkl aktivitelerle uramak istiyorlar.
Yorgunluklarn, Streslerini bir kenara brakp kendilerini
doaya, kara, beyaza ve huzura teslim etmek istiyorlar. Bu
sayede kayak merkezlerine olan talep de byk lde art
gstermektedir.

2302

Tarif edilmez gzellikteki bir corafya zerinde


bulunan Trkiye, sahip olduu nemli kayak merkezleri ile yerli
ve yabanc turistlerin ilgisini ekiyor. Avrupa standartlarnda
dzenlemeleri ile salkl bir ekilde spor yapma imkan salayan
kayak pistleri k aylarnda misafirlerini arlarken ulusal ya da
uluslararas msabakalara ev sahiplii de yapyor.
Trkiye de 20ye yakn kayak merkezi bulunmaktadr.
Bunlarn en nemlileri ise Uluda, Kartalkaya, Palandken,
Erciyes, Ilgaz, Sarkam, Davraz Kayak Merkezleridir. zellikle
doal kaynaklar d turizme byk lde olanak salayan,
Trkiye gibi gelimekte olan lkeler iin turizm alannda
yaplacak olumlu almalar, bu lkelerin ekonomisine byk
oranda katkda bulunmaktadr. Ayrca ilgi gren turistik
merkezler evresindeki ar ylma ve bunlarn neden olduu
tahribatlar nlemede, k turizmi nemli bir alternatif zm
oluturmaktadr.
2. DAVRAZ KAYAK MERKEZ ( ISPARTA )
Turizm Merkezi olarak belirlenen Isparta-Davraz K
Sporlar Merkezinde, Turizm Bakanlnca 6 adet turistik tesis
parseli ve 2 adet gnbirlik tesis parseli yatrmclara tahsis
edilmitir. Ayrca, 3 adet kamping alan, 11 adet gnbirlik tesis
alan ve 5 adet turistik tesis parseli de tahsise karlmtr. 1995
ylnda Bakanlar Kurulunca Davraz Da K Sporlar Merkezi
almalar ilk olarak Isparta Valilii l zel dare
Mdrlnce Kayak Evinin yapm ile balad.
Bu arada elektrik, su ve ulam olanaklar
da saland. 1997 ylnda yapm tamamlan Kayak Evinin
iletmesi Genlik ve Spor l Mdrlne devredildi. 20 oda 50
yatak kapasiteli 150 kiilik restoran bulunan Kayak Evinin
iletmesi halen bu Mdrlk tarafndan yaplmaktadr.
1998 Kayak Merkezinde mekanik Tesis olarak ilk nce
2 adet 300 m uzunluunda Baby-Lift tesis edildi. Ancak var olan
mekanik tesisler, ada bir kayak merkezinin gereksinimlerini
karlayamadndan yeni bir mekanik tesisin yaplmas ihtiyac
gndeme geldi.

2303

ekil 1. Davraz Da Akam Grnm


Ispartaya 26 km. Antalyaya 154 km. Ankara ya 452
km. stanbula 643 km. zmire 420 km. ve Sleyman Demirel
uluslararas havalimanna 58 km. Antalya Uluslararas
Havalimanna 130 km. uzaklkta bulunmaktadr. 50 yatak
kapasiteli ve 150 kiilik restoran bulunan modern bir oberj
tesisine sahiptir.
Alternatif konaklama imkan olarak Davraz Kayak
Merkezine 17 km. uzaklktaki de gl manzaral pansiyonlar ve
oteller ve local restoranlarda lezzetli balklar ve esiz yresel
yemeklerden
tadarak
kayaktan
kalan
zamanlarn
deerlendirebilmektedirler. Ayrca Isparta merkezde de
konaklama imkan bulunmaktadr. Ama genellikle Eirdir
tavsiye edilmektedir.
Davraz Kayak Merkezi son yllarda Kayak, snowboard,
daclk, Isparta ve Eirdir ise doa sporlarna gnl verenlerin
gzde mekanlarndan biri haline gelmitir. Davraz kayak merkezi
doal gzellikleri ve mkemmel kar kalitesi amatr ve
profesyonel kayaklara emsalsiz parkurlar sunmaktadr. Eirdir

2304

Gl ve Isparta ovasn seyrederek kaylabilen eitli parkurlarda


Kuzey disiplininden Alp disiplinine, Tur kayandan
snowboarda kadar tm kar etkinlikleri yaplabilmektedir.
2.1. Davraz Kayak Merkezi Liftleri
Davraz Kayak Merkezi nde kayaa yeni balayanlar
iin iki adet 300 metre uzunluunda baby-lift bulunmaktadr.
Kayak evinin hemen yaknndan balayan iki kiilik telesiyej
hatt 1.155 m. yatay uzunlua sahip olup muhteem manzaras ile
sadece kayaklara ve snowboardculara deil tm da sevenlere
hizmet vermektedir.
Davraz Kayak Merkezinin, balang istasyonu 1.674
m'den balayan ve saatte 1000 kii tayabilen telesiyej hatt,
kayaklar ve snowboardcular 287 m'lik art bir ykseklie,
1.961 m'ye 8 dakikada ulatrmakta. Burada bulunan Kafeterya
nn arkasndan uzunca bir yol alarak sadece kayaklara ve
snowboardculara hizmet veren ve 1961 metreden 2100 metreye
klabilen teleski ( T Bar ) ve 2006-2007 sezonunda hizmete
giren 1950 metreden 2250 metreye klabilen telesiyej hatt
vardr.

ekil 2: Davraz Kayak Merkezi Liftleri

2305

2.2 Davraz Kayak Merkezi Pistleri


Kayak Merkezinde, uzunluu 1155 m olan, 1000 kii/saat
kapasiteli telesiyej tesisi mevcuttur. Alt istasyon ykseltisi
1674m, st istasyon ykseltisi 1961mdir. Tesisin 4 km'ye
ulaan uzun parkurlar vardr.

Saatte 1000 kii tama kapasitesine sahip 1211


metrelik bir adet Telesiyej

Saatte 1000 kii tama kapasitesine sahip


936,6 metrelik bir adet Telesiyej

Saatte 800 kii tama kapasitesine sahip 624


metrelik bir adet Teleski

ki adet 300 metre uzunlukta baby lift

ekil 3: Davraz Kayak Merkezi Pistleri


2.3 Davraz Kayak Merkezi Konaklama
Kayak Merkezinde, 3 adet da kafeteryas, 4 yldzl ve
280 yatak kapasiteli, S. Demirel niversitesinin 84 yatak
kapasiteli, ayrca 55 yatak kapasiteli bir oberj olmak zere 3 adet
otel (konaklama) tesisi bulunmaktadr. Kayak Merkezine 8 km
uzaklkta ve Davrazn giri kaps olan obanisa Kynde de,
doaya uygun 24 yatak kapasiteli, Davraz Da Evleri adyla
bilinen bir adet pansiyon yer almaktadr. Ayrca Eirdir ve
Ispartada bulunan otellerden de faydalanlmaktadr.

2306

ekil 4: Sirene Davraz Resort Hotel


3. ULUDA KAYAK MERKEZ ( BURSA )
Uluda Trkiye'nin ilk kayak merkezlerindendir.
Uluda Kayak Merkezi Bursa'nn 36 km. gneyinde yer
almaktadr. K sporlar merkezi olmann yan sra doal
gzellii ile de Uluda lkemizin en nemli dalarndan biridir
ve Milli Park olarak ilan edilmitir. Uluda'da k aylarnda
kayak ve dier k sporlar, yaz aylarnda ise gnbirlik
aktiviteler, kamplk, trekking gibi sportif faaliyetler de
yaplabilmektedir. Uluda'n zirvesi 2543 metre ykseklikteki
Kara Tepe dir. Antik dnemde Olympos Misios adyla tannan
Uluda, tanrlarn Troya Savan izledii yer olarak mitolojideki
yerini almtr.

2307

ekil 5: Uluda Kayak Merkezi


3.1. Uluda Kayak Merkezi Pistleri
Uluda kayak merkezinde pist uzunluklar 20 km
civarndadr. Uluda kayak merkezinde Kuzey disiplini ve Alp
disiplini kayak, Tur kaya ve snowboard yaplabildii gibi
Heliskiing iin de uygun alanlar mevcuttur. Uluda kayak
merkezinde K aylarnda kar ykseklii 3 metreye kadar ular.
Uluda kayak merkezinde 8 telesiyej ve 7 teleski vardr.
Uluda'da kayak iin uygun zamanlar 20 Aralk-20 Mart tarihleri
arasndaki dnemdir. Normal k koullarnda metre
dolaynda kar ya alan Uluda kayak merkezi, mevsim
banda toz kar, sonunda ise slak kar nitelii gsterir. Uluda
kayak merkezinde oteller blgesinde 8 telesiyej, 7 teleski olmak
zere 15 mekanik tesiste 11.000 kii/saat kapasite mevcuttur.
Kayak merkezinde 13 farkl pist vardr.

ekil 6: Uluda Kayak Merkezi Pistleri

2308

3.2. Konaklama
Uluda Kayak Merkezi I. ve II. Geliim Blgeleri olmak
zere iki ayr blgeden olumaktadr. Yatrmlarn tamamlanm
olduu I. blgede 16 otel faaliyettedir. 1986 tarihinde turizm
merkezi ilan edilen II. Geliim Blgesinde 3300 yatak kapasiteli
11 adet turistik otel parseli dzenlenmi ve yatrmcya tahsis
edilmitir. Uluda kayak merkezinde bundan baka Kamuya ait
eitli tesisler ve oteller de mevcuttur.
Uluda kayak merkezinde on ikisi kamu kuruluuna,
15'i zel sektre ait toplam 27 konaklama tesisinde 3000'in
zerinde yatak kapasitesi bulunmaktadr. Uluda kayak
merkezinde otellerin yan sra alveri merkezleri, yeme-imeelence yerleri bulunmakta olup bir de salk oca hizmet
vermektedir. Uluda kayak merkezinde kayak malzeme sat ve
kiralamas iin kayak odalar ve kayak kurslar iin kayak
hocalar bulunmaktadr.

ekil 7: Uluda Kayak Merkezi Konaklama Tesisleri Genel


Grnm

4. KARTALKAYA KAYAK MERKEZ ( BOLU )

2309

Trkiye'nin en gzde kayak merkezlerinden biri olan


Kartalkaya kayak ve snowboard merkezi Bat Karadeniz
blgesinde, Bolu ilinin gneydousunda, Krolu dalar
zerinde yer almaktadr. Kartalkaya Kayak Merkezi Alp disiplini
kayak ve Tur kaya iin ok uygun koullara sahiptir.
Kartalkaya Kayak Merkezinin kayak yaplan alan 1850
- 2200 metre ykseklik kua zerinde yer almaktadr.
Kartalkaya yar lman bir iklime sahip olup Kartalkaya Kayak
Merkezi ve evresi am ormanlaryla kapldr. Hakim rzgar
yn bat - kuzeybatdr. Trkiye'de kayak denince akla ilk gelen
yerlerden biri olan Kartalkaya Kayak Merkezinde Aralk ay
balarndan mart ay sonlarna kadar kayak yaplabilmektedir.
Kartalkaya kayak merkezinde 3 metreye kadar kar
grlmektedir.

ekil 8: Kartalkaya Kayak Merkezi


4.1. Kartalkaya Kayak Merkezi Pistleri
Kartalkaya kayak merkezinde Kartal Otel pistlerinde 2
adet telesiyej, 6 adet teleski ve 3 adet baby lift olmak zere
toplam 11 lift bulunmaktadr. Kartal otel ve Grand Kartal otel
Mekanik tesislerinde toplam tama kapasitesi 6000 kii/saattir.
Kartalkaya Kayak merkezinde Kartal otelin12 adet pistinde
toplam uzunluk 20 km.yi bulmaktadr. Yeil Lift (Chairlift - 700
m) amukuru Lift (Chairlift - 650 m) nekayr 1-2 (Ski-Lift 900 m) Resuldede 1-2 (Ski-Lift - 600 m) Kazankaya (Ski-Lift 650 m) Krolu Lift (Ski-Lift - 1200 m) 2 Baby Lift

2310

Kartalkaya kayak merkezindeki dier otel olan


Dorukkaya Otel Pistlerinde ise 8 adet ski-lift, (2 adet 240 m. 1
adet 600 M.- 1 adet 750 m. 1 adet 1080 m. 1 adet 1100 m. 1 adet
1200 m. 1 adet 1500 m.) 11 adet kayak pisti ve ayrca Dorukkaya
Otelinde Trkiye'de ilk defa Avusturya'dan gelen mhendisler
tarafndan projelendirilmi Trkiye'nin ilk profesyonel
snowpark bulunmaktadr. Dorukkaya Otel Snowparknda, 3 ana
Rampa, 1 Corner, 3 Handrail (6 metre, 4 metre ve 3 metre) ve 3
Box (6 metre, 3 metre ve 3 metre) mevcuttur.

ekil 9: Kartalkaya Kayak Merkezi Pist


4.2. Kartalkaya Kayak Merkezi Konaklama
Kartalkaya Kayak Merkezinde 160 odal Kartal Otel,
500 yatak kapasiteli Grand Kartal Otel ve 800 yatak kapasiteli
Dorukkaya Otel olmak zere 3 konaklama tesisi bulunmaktadr.
Kartalkaya kayak merkezindeki oteller her trl konfora sahip
olup, otellerde lokanta, yzme havuzu, disko-bar-oyun salonu
mevcuttur. Kartalkaya kayak Merkezinde Kayak ve snowboard
hocas ve kayak malzemeleri temin edilebilmektedir.

2311

ekil 10: Kartalkaya Kayak Merkezi Kartal Otel


5. PALANDKEN KAYAK MERKEZ ( ERZURUM )
Palandken Kayak Merkezi Erzurum'un gneyinde yer
alr ve dou-bat ynnde uzanr ve zirve ykseklii 3185
metredir. Erzurum Trkiye'nin en yksek ve souk illerinden
biridir. K aylarnda 4-5 ay boyunca karla rtldr. Palandken
kayak merkezinde normal k koullarnda kar ykseklii 2-3
metreyi bulmaktadr.

2312

ekil 11: Palandken Kayak Merkezi


5.1. Palandken Kayak Merkezi Pistleri
Palandken Kayak Merkezi'ndeki pistler Trkiye'nin en
uzun ve dik kayak pistlerindendir. Palandken kayak merkezinde
kayak alan 2200-3176 m. ykseklik kua zerinde yer almakta
olup pistlerin toplam uzunluu 28 km.yi bulmaktadr.
Palandken de en uzun pisti 12 km. ye ulamaktadr. Palandken
kayak merkezinde pistlerdeki irtifa fark 1000 m civarndadr.
Palandken Kayak Merkezinde 8 adet kolay pist, 8 adet orta
dzeyde pist, 2 adet ileri dzey pist ve 4 adet yol pist olmak zere
toplam 22 adet pist mevcut olup bu pistlerden 2 'si 1967-83 tescil
nosu ile olimpik pist olarak ilan edilmitir.
Palandken kayak merkezinde ayrca Gondol Telekabin
320m 1500 kii, beden terbiyesi 3237 m 300 kii, Balant lifti
840 m 900 kii, acemi lifti 320 m 900 kii, baby lift 200m 300
kii, teleksi 800m 650 kii, gney lifti 1528 m 800 kii, vadi lifti
1200 m 800 kii, ejder lifti 1778 m 938 kii kapasiteli ve ayrca
350 m 180 kii kapasiteli snow tubing kar botu bulunmaktadr.

ekil 12: Palandken Kayak Merkezi Pistleri

2313

5. 2. Palandken Kayak Merkezi Konaklama


Palandken Kayak Merkezinde 4 ve 5 yldzl oteller,
konaklama tesisleri, kayak evi, gnbirlik tesisler ve lokantalar
bulunmaktadr. Palandken otelleri Palandken Dedeman,
Palandken Palan Otel, Palandken Polat Otel dir. Kayak
merkezinde kayak dersi ve malzeme kiralama hizmetleri
verilmektedir.

ekil 12: Palandken Kayak Merkezi Dedeman Palandken Ski


Lodge Otel
6. ERCYES KAYAK MERKEZ ( KAYSER )
Erciyes Kayak merkezi, orta Anadolu'nun en yksek
doruu olan Erciyes Danda ( 3916 m.) kurulmu olup Erciyes
da Kayseri ilinin 25 km gneyinde yer almaktadr. Erciyes
Da, snm gen bir volkan dadr. Erciyes zerinde birok
yan volkan konisi bulunur. Erciyes dann yksek ksmlar yln
her mevsiminde kalc karlarla rtldr.
Erciyes dann kuzeyinde ise 1 km. uzunlukta bir da
buzulu mevcuttur. Krater, d kuvvetlerle paralanm ve dorukta
birka tane sivri belirmitir. Erciyes dann doruunda kaya
stunlar arasnda, Bizans rahiplerinin ayin yeri olarak
kullandklar ilgin bir maara vardr. Erciyes kayak merkezi,
Erciyes dann kuzey yamalarnda yer alan Tekir Yaylas
zerindedir.

2314

ekil 13: Erciyes Kayak Merkezi


6.1. Erciyes Kayak Merkezi Pistleri
Erciyes kayak merkezinde kayak alan 1800 - 3000 m
arasndadr. Erciyes kayak merkezinde kayak pistlerinin toplam
uzunluu 12 km yi bulmaktadr. Erciyes kayak merkezinde en
uzun pist 3,5 km. dir. Toz kar zevkini ve kayan tadnn
doruklarna ulaacanz Erciyes' de 8 adet mekanik lift
bulunmaktadr. Erciyes kayak merkezindeki liftlerden 3' Babylift 3' teleski ve 2'si zmrt telesiyej tarafndan iletilen ve en
ok tercih edileni telesiyejdir. Erciyes kayak merkezindeki 1'inci
telesiyej 1500m uzunluunda olup, 2215 rakmdan balar ve
2550 rakmda biter. Daha ok profesyonel kayaklara hitap eden
2'inci telesiyej 1600 mt uzunluunda olup kayaklar 2550
rakmdan 3000 rakma ulatrr.
Erciyes kayak merkezindeki bu telesiyej Trkiye de
bulunan en uzun chair -liftlerdendir. Erciyes kayak merkezinde
kasm ayndan mart ayna kadar kayak yapma imkan vardr.
Erciyes kayak merkezinde normal k koullarnda kar kalnl
2 metre civarnda olup, toz karda kayma imkan vardr.
Erciyes de sezon boyunca kayaklarn karlaabilecei
salk problemler iin 24 saat hizmet veren Salk oca
bulunmaktadr. Ayrca kayak pistlerinde kontrol salanmaktadr.

2315

ekil 14: Erciyes Kayak Merkezi Pistleri


6.2. Erciyes Kayak Merkezi Konaklama
Erciyes Kayak Merkezinde otellerin yan sra Beden
Terbiyesi Genel Mdrl'ne ait 140 yatakl Kayak evi,
Karayollar 6. Blge Mdrl'ne ait 100 yatakl, DS 12. Blge
Mdrl'ne ait 100 yatakl Dinlenme Tesisleri bulunmaktadr.
Erciyes kayak merkezinde yaz ve k aylarnda hizmet veren
kafeteryalarda kayseri mants, sucuk ekmek, kfte gibi zengin
seenekler bulunuyor.

ekil 15: Erciyes Kayak Merkezi Mirada Del Lago Hotel


7. ILGAZ KAYAK MERKEZ ( KASTAMONU )
Ilgaz kayak merkezi, Kastamonu ve ankr illeri
snrnda zirvesi 2850 m. olan Ilgaz Sradalar zerinde, Ilgaz
Milli Park iinde yer almaktadr. Ilgaz kayak merkezi k

2316

turizminin yan sra sahip olduu doal gzellikleri ile drt


mevsim turizme elverilidir.

ekil 16: Ilgaz Kayak Merkezi


7.1. Ilgaz Kayak Merkezi Pistleri
Ilgaz kayak merkezinde 2 adet pist bulunmaktadr. Ilgaz
kayak merkezinde 1 nolu piste hizmet veren chair lift otelin
hemen nndedir. Kayak merkezinde 1400 m lik 2. pistte teleski
bulunur ve tm pistlerde toz karda kayak yaplabilir. 2. pistin
zirvesi olan 2010 m de zirve kafe bulunmaktadr. Ilgaz kayak
merkezinde 1. pistte gece kaya yapma imkan da vardr. Ayrca
Ilgaz kayak merkezinde 350 mt. lik bir baby lift de
bulunmaktadr.

ekil 17: Ilgaz Kayak Merkezi Pistleri


7. 2. Ilgaz Kayak Merkezi Konaklama

2317

Ilgaz kayak merkezinde kayak mevsimi aralk aynda


balayp nisan ayna kadar srmektedir. Ilgaz kayak merkezinde
3 adet tesis bulunmaktadr. Ilgaz kayak merkezi ve Ilgaz oteller
blgesi kknar ve saram ormanlar ile kapldr.

ekil 18: Ilgaz Kayak Merkezi Otelleri Genel Grnm


8. SARIKAMI KAYAK MERKEZ ( KARS )
Sarkam kayak merkezi Kars'a 50 km. uzaklkta
Sarkam ilesinin ierisinde amurlu dadadr. Sarkam
kayak merkezinde, 844 metre uzunluunda, 750 kiilik bir teleski
tesisi ile iki kayak evi bulunmaktadr. Sarkam kayak
merkezinde sezon, aralk-nisan aylarn kapsyor ve Sarkam
kayak merkezinde kar kalnl 50-200 cm.yi buluyor. Merkezde
pist uzunluu 1200 metre. Ayrca Sarkam'ta Cbltepe' ye
Turizm Bakanl tarafnda 2 adet 4'l teleski yaptrlmtr.

2318

ekil 19: Sarkam Kayak Merkezi


8.1. Sarkam Kayak Merkezi Pistleri
Sarkam Cbl tepe kayak merkezi kayak
merkezlerinde ender bulunan kristal kara sahip. Sarkam kayak
merkezi yln birok gn gneli olmasna ramen kar zelliini
kaybetmiyor ve tehlikesi yok. Sarkam kayak merkezinde
pistler sar am ormanlar ile evrili olduundan rzgara kar
korunakl. Sarkam kayak merkezinde amkarn hemen yan
bandan balayan Saram kayak tesisleri 2400 kii kapasiteli
bilgisayar donanml telesiyej sistemine sahip. Sarkam kayak
merkezinde 2700 m ykseklikteki Cbl tepe de eitli zorluk
derecelerinde 5 pistin bulunduu 2 etap yer alyor. Sarkam
kayak merkezinde ilk etap 2400 m uzunluunda ve yeni
balayanlar iin, ikinci etap ise 2200 m uzunlukta olup 4 pist
bulunmakta. Sarkam kayak merkezinde Saram ormanlarnn
arasndan 7 km kayak yaplabiliyor. Sarkam kayak merkezinin
toplam pist uzunluu 17 km. yi buluyor. Ayrca 5 km si
Uluslararas federasyon tescilli Cross Country alan bulunuyor.
(Toplam 50 km uzunluunda )

2319

ekil 20: Sarkam Kayak Merkezi Pistleri


8.2 Sarkam Kayak Merkezi Konaklama
Sarkam kayak merkezinde Toprak otel ve amkar
oteli bulunuyor. Sarkam kayak merkezindeki otellerin biri 55
odal ve 132 yatakl ve dieri ise 120 standart oda, 11 ke oda,
5 suit ve 4 kral daireli 5 yldz ayarnda bir tesistir.

ekil 21: Sarkam Kayak Merkezi Toprak Otel ve amkar


Otel

2320

SONU
Trkiyenin iklim ve corafi zelliklerinin elverililii
gz nne alndnda k sporlar asndan potansiyel bir k
turizm merkezi olduu grlmektedir. Ancak mevcut tesislerin
artk ihtiyaca cevap veremiyor oluu, planlanan yatrmlarnda
eitli sebeplerden dolay bir trl yaplamay ile zellikle
ulusal ve uluslararas platformlarda tantmnn yeterince
yaplmamasndan kaynaklanan olumsuzluklardan dolay var olan
potansiyelinin tam olarak kullanlamad sonucu ortaya
kmaktadr. Bu deerlendirmeler sonucunda Trkiyede kayak
merkezlerinin turizme ynelik politika ve yatrm planlarnn
gelitirilmesine katk salamak amacyla u neriler getirilebilir.
Var olan tesislerin kapasitesinin arttrlarak,
planlanan yatrmlarn bir an nce tamamlanmas, zellikle
turizm bakanl tarafndan zel sektre arsa tahsisleri dahi
yaplm olan tesislerin biran nce tamamlanabilmesi iin gerekli
takiplerin yaplmas.
Etkili bir tantmnn yaplabilmesi adna zellikle
medya mensuplarnn ilgisini ekecek faaliyetlerin planlanp ve
dzenlenmesi,
Folklor ve el sanatlar gibi turizmi destekleyen
etkinliklerin arttrlarak potansiyeli olan alternatif turizm tipleri
ve turizm amal dier sportif faaliyetlerin belirlenip turizm
eitliliinin salanmas,
Hlihazrda hemen her yl yaplmakta olan ulusal
dzeydeki spor organizasyonlarnn sayca artrlmas ve lke
tantmna ok byk katklar salayacak uluslararas dzeydeki
spor organizasyonlarnn dzenlenmesine ynelik almalar
yaplmaldr.
Turizm Bakanl, yerel ynetim kurulular ve zel
sektr temsilcileri arasnda e gdml bir almann
salanmas ile ksa srede sonu alnabilecek planlamalar
yaplmaldr.
Konunun neminin zaten farknda olan halkn daha
fazla bilgilendirilerek turizm konusunda ortak bir toplumsal
bilin gelitirilmelidir.

2321

Ancak tm bunlarn ilgili kurulular ile yerel ynetim


temsilcileri, zel sektr temsilcileri ve halkn egdml ve
planl alabilmelerinin sonucunda yaplabileceinin gz ard
edilmemesi gerekmektedir.

2322

KAYNAKA
ATALAY, . (2002), Trkiyedeki Dalarn Oluumu, Yapsal
ve Ekolojik zellikleri. Trkiye Dalar I. Ulusal
Sempozyumu, 25-27 Haziran 2002, Ilgaz Da,
Kastamonu.

AYDIN, A. (2007), Sarkam n K Sporlar


Turizm
Potansiyeli
Asndan
Deerlendirilmesi
Sleyman
Demirel
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits
Dergisi, Say: 6
DOANAY, H.(1989), Erzurumda Kayak Sporu Turizmi ve
Balca Sorunlar. Fen-Edebiyat Fakltesi Yaynlar,
No:55, Erzurum, s.165
www.davraz.com, ( 20.04.2014 )
www.davrazkayakmerkezi.com, ( 11.04.2014 )
www.sparta.gov.tr, ( 28.03.2014 )

2323

2324

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. A. Nesimi KOLU
Tpta Etik Yaklam
Yrd. Do. Dr. Teoman Alpay DEMREL
Salkta Performans Uygulamalar ve Yol At Etik Sorunlar
zerine Bir n alma
Dr. Tahsin AKAKANAT
Yrd. Do. Dr. Aygen OKSAY
Kresel Bir Sorun Olan Hareketsiz Yaam Tarznn Ortaya
kard Salk Sorunlar ve Hareketsiz Yaam
Tarzndan Kaynaklanan Salk Sorunlarnn nlenmesinde
Fiziksel Aktivitenin nemi
Okt. Mesut HEKM
Trkiyede Medikal Turizminin Geliimini Etkileyen Faktrler:
Nitel ve Tanmlayc Bir Aratrma
r. Gr. Dr. Vahit YT
Trkiyede Yallk ve Evde Yal Bakm: Isparta li Aratrmas
r. Gr. Canan GNLL TAKESEN
Do. Dr. Nazmi AVCI
Salk Hizmetlerinde Maliyet Minimizasyonu ve Faydallk
Analizi
Prof. Dr. brahim GNGR
Ar. Gr. Faruk ERNC
Yrd. Do. Dr. Harun SULAK

2325

2326

TIPTA ETK YAKLAIM


Yrd. Do. Dr. Teoman Alpay DEMREL
ZET
nsanlar toplumlar iine doarlar. Toplumlar bir arada
tutan deer yarglar vardr, bunlara toplumsal uyum kurallar
denir. Bunlar grg, rf-adet, ahlak, din ve hukuk kurallardr.
Kii doduktan sonra ailesi iinden balayarak, evresi
tarafndan toplumsal uyum kurallar ile yorulur ve kiilik yaps
oluturulur. Daha sonra kiiler toplumda meslek sahibi olarak
yerini alr. Her meslek grubu toplunda belli bir saygnla
sahiptir. yelerinin de bunu devam ettirmelerini isterler. Meslek
odalar yelerinin mesleki etik deerlere uymas iim normlar
koyar ve yaptrmlar getirir.
Salklar bata olmak zere tm meslek sahiplerinin
artan kresel sorunlar karsnda toplum iinde nasl davran
modeli gstereceini belirten etik kodlar ve kanunlar
oluturulmutur. Kii bazen hayattaki her eylem ve davrann
karln kanunlarda ve mesleki etik kodlarda bulamayabilir.
Byle durumlarda kii davran modelini nasl belirleyecektir?
Kii Ben bu durumda ne yapmalym?sorusunu kendisine
sorduunda, etik dnmeye balamtr. Kii eyleminde
ocukluundan beri kazand toplumsal deerleri dikkate alr.
Davran modelini vicdannda iselletirir ve beyninde
mantksallatrr.
Etik deerlere bal davranlar toplumda huzur ve
saygl ortam oluturmaktadr. Bu da kresel tbbi sorunlara
zmde etik deerlere bal kalmann nemini gstermektedir.
Anahtar Szckler: Etik, Biyoetik, Tp

ETHICAL APPROACH IN MEDICINE


ABSTRACT

Sleyman Demirel niversitesi


teomandemirel@sdu.edu.tr

Tp

2327

Fakltesi

Deontoloji

ABD,

People are born into society. There are value judgments


that holds societies together, these rules are called social
cohesion. These are: manners, customs-pieces, morality, religion
and the rule of law.
After born starting within the family kneaded with
social cohesion by environmental rules and personality structure
is created. Then, as people in society have a profession replaces.
Every profession has their reputations in public. They want from
their members to continue it. Chambers of members put norms
and sanctions brings for their members to to comply with
professional ethics.
Paramedics mainly for all professions the face of
increasing global challenges in the community, indicating that
show how the behavioral model of ethical codes and laws have
been created. People sometimes in life may not find in these laws
and professional codes of ethics in every action and behavior. In
such cases how the person will determine the behavioral model?
When people asked himself "what I should do in this situation?"
began to think about ethics. People in action takes into account
social values gains since childhood. Behavioral model is
internalized conscience and rationalization in the brain.
Behaviors based on ethical values constitute peace and
respectful environment in society. In this global solutions to
medical problems illustrate the importance of adhering to ethical
values.
Key Words: Ethic, Bioethics, Medicine

1. GR
Tm dnyada yaayan insanlar, farkl lke snrlar
iinde farkl kanunlarla ynetilmektedir. Birbirinden farkl
corafyalarda deiik rf ve adet kurallar ile yorulmakta ve
farkl
ahlaki
deer
yarglarna
gre
eylemlerini
ynlendirmektedir. nsanlar, insan olmaktan dolay dnyaya
geldiinden beri baz deer yarglar retmektedir. nsanolu iki
byk dnya sava geirmitir. kinci Dnya savanda insanlar,
insanln unutmu ve kefettii tm silahlar, dman kabul
ettii dier insanlar zerinde denemitir. kinci Dnya sava

2328

1945 ylnda sona ermitir. nsanlk bu savata yaanan alarn


yeniden yaanmamas iin 1948 ylnda nsan Haklar Evrensel
Bildirgesini yaynlamtr. nsan Haklar Evrensel Bildirgesinin
sala yansmas Hasta Haklar Bildirgeleri olmutur.
amzda kresel teknolojik gelimelerle tpta tehis, tedavi ve
operasyonlarda birok yeni yntem uygulanmaya balamtr.
2. TIP ve ETK
nsanlar uyum, huzur ve bar iinde yaamak iin baz
kurallar gelitirmilerdi. Bunlara toplumsal uyum kurallar denir.
Bunlar;
1-Grg Kurallar

4-Ahlak kurallar

2-rf ve adet kurallar

5-Hukuk kurallardr.

3-Din kurallar
Hekimlerden tarihsel srete bilgi ve teknik donanma
sahip olmalarnn yannda, erdemli davranlarda bulunmalarn
da beklenmektedir Bundan yaklak 2500 yl nce yazlan
Hipokrat Andnda temel etik ilkelerden bahsedilmektedir.
Hastaya faydal olma, sr saklama, mahremiyete sayg gibi
deerler o gnlerden gnmze kadar gelmitir.
Etik szc Ethosdan gelir. Ethos ikili bir anlam
yapsna sahiptir. Bir anlam alkanlk, tre, grenek anlamna
gelir. Dier anlam ise kiinin tre, alkanlk ve grenekleri
aynen uygulamayp bunlarn zerinde dnerek, sorgulayarak,
eletirerek iselletirme ve bunu kiinin belirleyici bir zellii
haline getirmesidir. Dier bir tanmlamada ise;
Etik, insan tutum ve davranlarnn iyi ya da kt,
doru veya yanl ya da erdemli veya erdemsiz ynnden
deerlendirilmesidir. Etik; ne yazl olmayan ahlak normlardr
nede yazl olan meslek etii normlardr. Etik, felsefenin ilk ve
temel bir dal olarak kendine zg sorular olan bir bilgi alandr.
Etiin ii, normlar ortaya koymak deildir, nk o bir bilgi
alandr.
Tp etiinde, tptaki deer ve ilkelerin analizi, yorumu
tartlmas gibi geni bir etkinlik alan yer alr. Bunlardan da
anlald zere etik ahlak konu edinen derin dnce

2329

faaliyetidir. Kiinin tpta yapaca bir eylemi ncesinde eylemin


doruluu konusunda dnmesi ve buna gre davranlarn
ynlendirmesi yani Ben bu durumda ne yapmalym? sorusunu
kendisine sorduunda etik dnmeye balamtr. Bunun iin
etik; ok genel sylenirse insan ve yaamla ilgili her konuya
eilir.
Eskiden-Hekim Odakl
Odakl Tp uygulanmaktadr.

Tp,

gnmzde-Hasta

Hekim Odakl Tp: Otoriter, buyurgan ya da


paternalist(Babacl) hekimlik uygulamasdr. Hekim adeta bir
baba gibi hastann (Olunun) yararn gzeterek onun adna
gerekli olanlar ona sormadan ve onamn alma gerei duymadan
yapar. Hasta ile hekim arasndaki diyalog emir cmlelerinden
oluur.
-Ge uraya bakaym!

-Srtn a!

-u filmi ektir gel!

-Git u tahlilleri yaptr!

-Al bu ilalar kullan!

-Sus, acmaz!

Hasta Odakl Tp: Hastalar gnmzde Hasta


zerkliine Saygnn n planda olduu bir salk politikasnn
uygulanmasn istemektedirler.
Artk Hastalar;
-Kendini erikin yerine koyan,
-Deer yarglarna, inanlarna sayg gsteren,
-Anlattklarn dinleyen,
-Sorduu sorulara aydnlatma dzeyinde yant veren
-Kiisel karlarnn gzetilmesine de olanak tanyan,
Tedavisi iin yaplmas dnlen uygulamalar
hakknda bilgilendirildikten sonra Aydnlatlm Onam alnan
hastalar olmak istemektedirler.
Salk alan-hasta ilikisinde uyulmas gereken etik
ilke ve kurallar unlardr.
- Faydal Olma(Yararllk)
-zgrlk

-Aydnlatlm Onam

2330

-Zarar Vermeme
Doruluk

-Mahremiyet

-zeklie Sayg
Gerei Syleme

-Gizlilie Sayg

-Salkta Adalet
Sr Saklama

-Sadakat

1994te Amsterdamda, Dnya Salk Tekilatnca;


1995te Balide Dnya Hekimler Birliince hasta haklar
szlemeleri hazrlanmtr. Bu bildirilerde Hasta zerklii ne
karlmtr.
Tp etiinde zerklik; hastann zgr ve bamsz olarak
kendi bana dnebilme, kendi hakknda karar verebilme ve bu
karara dayanan bir eylemde bulunabilme yeterlik ve
yetkinliidir. Hekim zerklie sayg gstererek hastaya verdii
kararlarn sonular hakknda bilgilendirmekle ykmldr.
Bilgilendirme ilemi yaplan hasta herhangi bir tan ve tedaviye
ynelik giriimi onaylama veya kabul etmeme hakkna sahiptir.
Bu hak Hasta Haklar Ynetmeliinde de belirtilmektedir.
Tp etiinin ilkelerinden birisi olan eitlik ilkesinde
nemli olan, mevcut imknlarn insanlar arasnda ayrm
yapmadan ihtiyalara gre kullanlmasdr. Ancak baz
durumlarda bunu salamak, olduka zordur.
rnein; diyaliz aralarnn, youn bakm nitesi yatak
ve cihazlarnn, nakil yaplacak organ saysnn ihtiyalar
karlamad durumlarda karar vermek olduka zordur.
Hasta zerkliine saygdan sonra en nemli etik ilke
Aydnlatlm Onamdr. Aydnlatlm Onam: Madde : 26Hekim hastasn, hastann salk durumu ve konulan tan,
nerilen tedavi ynteminin tr, baar ans ve sresi, tedavi
ynteminin hastann sal iin tad riskler, verilen ilalarn
kullanl ve olas yan etkileri, hastann nerilen tedaviyi kabul
etmemesi durumunda hastaln yarataca sonular, olas tedavi
seenekleri ve riskleri konularnda aydnlatr
Teknolojideki gelimeler tpta yeni uygulamalara yol
amtr. Bu gelimeler biyoetik bal altnda incelenmitir.
Biyoetik; Canl etii anlamna gelmektedir. Canl bilimleri
alannda insan tutum ve davranlarnn iyi veya kt ynden

2331

deerlendirilmesi zerine yaplan almalar demektir. Biyoetik


belli bir disiplin ierir, insan kopyalamas, yardmc reme
teknikleri, tanazi, genetik almalar, yapay organlar bitkisel
hayat vb. biyoetik konularna girer. Biyoetik konularnda
sorumluluk, sadece etik bilimcilerin veya salk alanlarnn
deildir. Bu konulardan tm toplum sorumludur. Biyoetik
konularnda sorumlulukta en son nokta, phesiz kanun
koyucularndr.
lkemizde 1 Temmuz 1998 ylnda Hasta Haklar Ynetmelii
yaynlanmtr. Hastalara aadaki haklar salanmtr
(http://sbu.saglik.gov.tr/hastahaklari/yonetmelik.htm
29.04.2014).
Adil olarak salk hizmetinden faydalanabilme
Bu hizmetten nasl faydalanaca konusunda bilgi isteme
Salk kuruluunu seme/deitirme hakk
Salk alann seme/deitirme hakk
Tbbi gereklere uygun tehis/tedavi/bakm hakk
Tbbi zen gsterilme hakk
Onam olmadan tbbi mdahale yaplmamas
Yaplacak tbbi mdahaleyi ret hakk
Acil/Adli/Yal/zrl hastalarn ncelik hakk
Mahremiyete/tbbi gizlilie sayg hakk
Salk durumu ile ilgili bilgi isteme hakk
Kaytlar inceleme hakk
Kaytlarn dzeltilmesini isteme hakk
Kendine ait bilgilerin bakasna verilmemesini isteme
Tbbi aratrmalarda onam alnmas
Gvenliinin salanmas
Dini vecibeleri yerine getirebilme hakk
Hasta refakati ve ziyaretisine izin

2332

Yukarda saylan hasta haklar ile birok etik deer


birbirleri ile rtmektedir. Dnya Hekimler Birlii tarafndan
etik u ekilde tanmlanmtr: Ahlak konusunda gemi, u
anda ve gelecee ilikin karar ve eylemlerin dikkatli ve
sistematik bir biimde dnlmesi ve zmlenmesi ile
urar. Etik; hekimi, g durumlar tanmas ve sorunlarla akla
yatkn ve ilkeli bir biimde uraabilmesi iin hazrlar.
SONU
Hipokrat Andnda belirtildii gibi hekimlerden
hastalar tedavi etmeleri yannda, erdemli davranlar
gstermeleri istenmektedir. amzda bu istenenler, evrensel
etik deerlerdir. Biyoetik konular olan, insan kopyalamas,
yardmc reme teknikleri, tanazi, genetik almalar, yapay
organlar, organ aktarm, bitkisel hayat vb. konular tp, hukuk,
din, sosyoloji gibi birok bilim daln ilgilendirmektedir. Bu
giriimler salklar tarafndan yaplmaktadr. Hekimler ve
salk alanlar yapacaklar tbbi uygulamalarda ikilem
yaamamalar iin etik deerlere bal hareket etmeleri
gerekmektedir.Salk alannda dnyada kresel tbbi sorunlar
yaanmamas iin tm salk alanlarnnEvrensel Etik
lkelere sahip kmas gerekmektedir.

2333

KAYNAKLAR
Resmi

Gazete, (1998), Hasta Haklar Ynetmelii


http://sbu.saglik.gov.tr/hastahaklari/yonetmelik.htm,
29.04.2014.

2334

SALIKTA PERFORMANS UYGULAMALARI VE YOL


ATII ETK SORUNLAR ZERNE NTEL BR N
ALIMA
Dr. Tahsin AKAKANAT
Yrd. Do. Dr. Aygen OKSAY
ZET
Bu almann amac, lkemiz salk kurumlarnda
2004 ylndan itibaren uygulanmakta olan performansa dayal ek
deme sistemin yol at etik problemleri ortaya koymaktr.
almann rneklemi Sleyman Demirel niversitesi Aratrma
ve Uygulama Hastanesinde grev yapan retim yesi hekimler
arasndan seilmitir. Kolayda rneklem yntemiyle seilen 12
hekim ile yz yze grmeler yaplmtr. Bir n alma nitelii
tayan bu almada, nitel veri toplama yntemlerinden olan
analitik bilgi edinme yntemi kullanlmtr. Katlmclara yar
yaplandrlm grme formunda yer alan toplam 14 soru
yneltilmitir. Katlmclarn verdii bilgiler nda 13 tema ve
63 alt tema oluturulmutur. Sonu olarak, retim yesi
hekimler performans sisteminin hekimleri etik d davranlara
ynelttiini ifade etmektedirler. Hekimler performans
sisteminden sonra, cerrahi ilem saysnn arttn, ilala tedavi
yapmak yerine cerrahi ilemlerin ne alndn, riskli cerrahi
ilemlerden kanldn belirtmilerdir. Ayrca hekimlerin
zerinde durduklar dier bir nokta da asistan ve renci
eitiminin sekteye uramasdr. Bu durumun ilerleyen yllarda
hasta sal asndan olumsuz sonular douracan ve hekime
olan gvenin azalacan ileri srmlerdir.
Anahtar Kelimeler: Performans
Performansa Dayal cret, Hekimler.

Sistemi,

Etik,

A QUALITATIVE PRE-STUDY ON PERFORMANCE


APPLICATIONS IN HEALTH AND THE PROBLEMS
CAUSED BY IT ON ETHICS

Sleyman Demirel niversitesi, ..B.F., Salk Ynetimi Blm,


tahsinakcakanat@sdu.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi, ..B.F., Salk Ynetimi Blm,


aygenoksay@sdu.edu.tr

2335

ABSTRACT
The purpose of this study is to examine the ethical
problems caused by the performance system that has been in
force since 2004. The sample of this study consists of the
academician physicians working in Suleyman Demirel
University Research and Education Hospital. We have
interviewed 12 physicians face to face which were chosen with
convenience sampling method. During the semi structured
interviews 14 questions were asked to the participants.
According to the answers given 13 main themes and 63 sub
themes were formed. As a result the participants have claimed
that the performance based compensation leads to unethical
behaviors. The participants have also stated that although the
number of operations has increased; the physicians are avoiding
risky operations and instead of medical treatment surgical
treatment is preferred. Another important result of this study is
the interruption of the education of the assistants and medical
students caused by the performance system. The participants
have expressed that this will become a huge problem in the
following years affecting public health and decreasing the trust
towards physicians.
Key Words: Performance System, Ethics, Performance-Based
Compensation, Physicians.
1. GR
Gnmzde organizasyonlarn en nemli kaynann
insan olduu artk tartlmaz bir gerek olarak karmzda
durmaktadr. Salk hizmetlerinin kaliteli bir ekilde
verilebilmesi iin de nitelikli insan gcne ihtiya
bulunmaktadr. Kendisini alan ile ilgili teknik bilgi ve
becerilerle donatm nitelikli hekimleri organizasyona dahil
etmek ve onlarn organizasyonda kalmalarn salamak iin en
uygun cret sisteminin kullanlmas gerekir. Aksi takdirde bilgisi
ve becerilerine gvenen hekimleri organizasyonda tutmak pek
mmkn olmayacaktr. Ya da organizasyonun iinde kalsa bile
verimliliini dk tutup, kalite sorunlarna neden olabilecektir.
Tabii ki tm bu olumsuz gelimeler hasta memnuniyeti zerinde
de negatif etki yapacaktr. te bu yzden, salk kurumlarnda
alan hekimleri memnun edecek uygun deme yntemleri

2336

zerinde yllardr allmaktadr. imdiye kadar pek ok deme


yntemi gelitirilmi olup, her biri hekimlerin verimlilii ve
motivasyonu iin farkl zendiriciler iermektedir.
Trkiye bu balamda kendine has bir deme yntemi
gelitirmi olup sistem karma yap zerine ina edilmitir.
ncelikle hekime sabit bir maa verilmekte sonra performansna
gre ek cret denmektedir. Hekimin performans ise salk
kurumlarnda yaplmakta olan yaklak 5300 tbbi ilemin
puanlanmas suretiyle llmektedir. Trkiyede bu sistemin
Salk Bakanl hastanelerinde kullanlmaya balanmasnn
zerinden yaklak olarak 11 yl gemitir. niversite
hastanelerinde ise sistem yaklak 3 yldr uygulanmaktadr.
Geen bu sre iinde sistem eitli ynleriyle hekimler,
akademisyenler ve sivil toplum kurulular tarafndan tartlm
ve konuyla ilgili yeteri kadar bilgi ve deneyim olumutur. Bu
bilgi ve deneyimlerin nda ortaya karlan yaynlar
incelendiinde performansa dayal ek deme sisteminin birtakm
olumsuzluklar da beraberinde getirdii anlalmaktadr.
Hekimlik meslei ile ilgili sivil toplum kurulular da yaptklar
almalar ile bu durumu tespit etmilerdir.
Performansa dayal ek deme sistemi zerine yaplan
yaynlar incelendiinde sistemin hekimler arasnda adaletsizlik
yaratt, rekabeti artrd, i barn bozduu, ekip almasn
azaltt eklinde olumsuz sonularla karlalmaktadr.
Sistemin beraberinde getirdii olumsuzluklardan bir dieri de
etik ihlaller konusudur. Etik ihlaller bahsi geen bu sorunlar
arasnda zerinde en fazla durulmas gereken konulardan belki
de birincisidir. nk ortada insan saln dorudan
ilgilendiren bir sorundan bahsedilmektedir. te bu sebeple bu
almada, sistemin en ok eletirilen ynlerinden birisi olan
mesleki ve tbbi etik deerleri yozlatrmas zerinde
durulmaktadr. Bu erevede Sleyman Demirel niversitesi
Aratrma ve Uygulama Hastanesinde grev yapan hekimlerle
yaplan grmelerden elde edilen veriler analiz edilerek,
performans sistemi sonrasnda ortaya kan etik ihlaller ve
bunlarn hastalara ve hekimlik mesleine olas etkileri
tartlacaktr.
2. PERFORMANSA DAYALI CRET KAVRAMI

2337

Gemiten gnmze igrenlerin emeklerinin


karln verebilmek iin pek ok cretlendirme sistemi
kullanlmtr. Bu sistemlerden bazlar belirli bir zamanda
yaplan ii temel alrken, bazlar ise belirli bir miktarda iin
yaplmasn temel almtr. Hangi temele dayanrsa dayansn bu
sistemler igrenlerin performanslarn ve aralarndaki kalite
farklarn dikkate almamlardr. 21. yzyla gelindiinde ise
artk tm rgtler iin en nemli kaynak, insan kayna olarak
grlmektedir. Dolays ile insan kaynann gelitirilmesi,
rgte yapaca katknn artrlmas ve performansnn llmesi
tm iletmeler iin temel strateji olarak karmza kmaktadr.
Gnmz artlarnda kreselleme ve bunun sonucunda
artan rekabet, organizasyonlar alann performans ile cretini
ilikilendiren, rgtn performansn artran ve rgtn
stratejilerini birletirmeyi hedefleyen yeni dllendirme
yntemleri zerine kafa yormaya yneltmektedir. Bu
yntemlerin banda da performansa dayal cret sistemi
gelmektedir (Karimi ve Singh, 2004: 66).
Literatre bakldnda performansa gre cretlendirme
ile ilgili ok sayda tanma rastlanmaktadr. Armstrong (1994:
166) performansa dayal creti, cret dzeyi ile performans
dzeyi arasnda iliki kurularak oluturulan sistem eklinde
tanmlarken; Barutugil (2002: 242) alanlarn organizasyonel
performansa katklarna orantl olarak dllendirilmeleri
eklinde ifade etmitir. Palmer ve Winters (1993: 88) ise
performansa dayal creti iletmelerde kurulan ve alanlarn
cretlerini demeye ynelik etkili bir sistem olarak
tanmlamaktadrlar. Hanley ve Nguyen (2005: 143)e gre
performans dayal cret, alann performansna ynelik olarak
yaplan deerlendirme sonucuna gre tespit edilen parasal
dln alann cretine yanstlmasdr. Schuster ve Zingheim
(1993: 5) performansa dayal creti daha sade bir tanmla,
bireysel performansa bal olarak baz crete yaplan artlardr
eklinde ifade etmilerdir.
3. TRK SALIK SSTEMNDE
DAYALI CRET KAVRAMI

PERFORMANSA

Performansa dayal cret sistemi nceleri sanayi


iletmelerinde sklkla kullanm alan bulurken; gnmzde

2338

hizmet sektrnde de youn bir ekilde kullanlmaya


balanmtr (Foot ve Hook, 2005: 321). Bir hizmet sektr olan
salk kurumlarnda, son yllarda zellikle performans ve kalite
almalarnn yaygnlk kazanmas ile birlikte, performansa
dayal cret sistemi uygulama alann geniletmitir.
Salk kurumlarnda performansa dayal cret daha
ziyade salk hizmeti sunucularnn ve hastalarn tatmin
seviyesini artrmak, hizmet kalitesini daha yukarlara tamak ve
maliyetleri kontrol altnda tutmak gibi stratejik amalar
gerekletirmek iin kullanlmaktadr (Peters, 2006: 32).
Trkiyede kamu hizmeti veren salk kurumlarnda
alanlara maa ve ilave olarak performanslar dahilinde dner
sermaye gelirlerinden alacaklar ek demelerden oluan karma
bir cretlendirme sistemi uygulanmaktadr. Kamu sektrnde
alan salk personelinin maalar istihdam durumlarna,
kdemlerine vb. zelliklere gre hkmet tarafndan
belirlenmektedir. Salk Bakanlna bal hastanelerde ve
niversite hastanelerinde alanlar iin mevzuat dahilinde,
dner sermaye gelirlerinden performanslar nispetinde ek deme
yaplmaktadr.
Performansa dayal ek deme, Salk Bakanlna bal
tm salk tesislerinde uygulanmakta olan, Bakanlka belirlenen
hizmet sunum artlar ve kriterleri de dikkate alnmak suretiyle,
alan personelin unvan, grevi, alma artlar ve sresi,
hizmete katks, performans, serbest alp almamas,
yaplan muayeneler, ameliyat, anestezi, giriimsel ilemler,
zellik arz eden riskli blmlerde alma gibi unsurlar esas
alnarak salk kurumlarnda, salk hizmetlerinin iyiletirilmesi,
kaliteli ve verimli hizmet sunumunun tevik edilmesinin
salanmas amacyla, grevli personele dner sermaye
gelirlerinden yaplacak ek demenin oran, usul ve esaslarnn
belirlendii bir sistemdir (Aydn ve Demir, 2007: 59).
Salk Bakanl, performansa dayal ek deme
uygulamasn 2003 ylnn ikinci yarsnda 10 hastanede ve 1 il
salk mdrlnde pilot uygulama olarak balatm; 2004
ylndan itibaren birinci basamak salk kurularn da
kapsayacak ekilde tm kurum ve kurululara yaygnlatrmtr.
2004 ylnda daha ok bireysel ve niceliksel performans
ltlerinin bulunduu sisteme, 2005 ylnda kurumsal

2339

performans ltleri ilave edilerek nitelik boyutu getirilmitir.


2006 ve 2007 yllarnda da nitelik boyutu gelitirilmeye devam
edilmitir (Demir, 2007: 279-280). 2010 ylnda yneticileri
kapsayacak ekilde, yneticilerin alaca cretleri direk etkileyen
Ynetici Performans uygulamas gelitirilmi ve uygulamaya
konmutur. Buna paralel olarak salk alanlarnn da
altklar blm daha ok sahiplenmeleri ve etkinliin
artrlmas amacyla Birim Performans uygulamas hayata
geirilmitir (http://www.kalite.saglik.gov.tr). 2011 ylna
gelindiinde ise Yksekretim Kurulu Bakanl tarafndan
karlan bir ynetmelik ile niversite hastanelerinde de Salk
Bakanlna bal hastanelerde uygulanan performansa dayal
ek deme sistemine benzer bir ek deme sistemi uygulamaya
koyulmutur.
Daha nce de belirtildii gibi sistemin temeli Salk
Bakanl tarafndan yaynlanan Giriimsel lemler Listesine
dayanmaktadr. Giriimsel ilemler listesinde yer alan ilem
puanlar, hekimlerin alacaklar ek demelerde dorudan etkili
olmaktadr. Bu kapsamda sistemin daha iyi anlalabilmesi adna
aada Tablo 1de salk kurumlarnda uygulanan giriimsel
ilemlerden bazlar ve puan karlklar gsterilmitir.
Tablo 1: Hastanelerde Uygulanan rnek Giriimsel lemler ve
Puanlar
lem Ad

lem Puan

Normal poliklinik muayenesi

21

ocuk muayenesi (0-24 ay aras)

35

Normal doum (Multipar)

250

Sezaryen

150

Akcier grafisi

MR

20

Koroner arter by-pass, karotid endarterektomi + patch plasti

2500

Prostat apsesinin perineal drenaj

800

Kaynak: http://www.tkhk.gov.tr
4. HEKMLK MESLE VE ETK

2340

Etik ile ilgili almalar incelendiinde 2500 yl


ncesine eski Yunan uygarlna kadar gidilmektedir. Etiin
kkeninin Yunanl filozof Aristoya uzand tespit edilmitir.
Dolaysyla etik kavramnn ortaya kt topraklarda yaayan
dier Yunanl filozoflar da etiin geliiminde nemli rol
oynamlardr. Etik ilke ve kurallarn temel dayana, tm inan
sistemlerinin zerinde gr birliine vard, sana yaplmasn
istemediin eyi sen de bakasna yapma felsefesidir (Pieper,
1999: 44). En genel manada etik, bir insann doru ile yanl
ayrt ederken kulland kiisel doru ve yanl ltleridir
denilebilir (Meigs vd., 1995: 660). Etik kavram Daft (1991: 92)
tarafndan bireyin ya da grubun neyin doru ya da neyin yanl
olduu konusunda davranlarn yneten ahlaki prensipler ve
deerler eklinde tanmlanmtr. Trk Dil Kurumu gncel
Trke szle gre ise etik tre bilimi, eitli meslek kollarnda
taraflarn uymas ve kanmas gerekli davranlar btn
ifadeleriyle tanmlamaktadr (www.tdk.gov.tr).
Hekimlik mesleinin Dnyann en eski mesleklerinden
birisi olduu tartlmaz bir gerektir. Gemii bu kadar eskilere
dayanan bir mesleinde tabii ki kendine zg etik kurallar
gelimitir. te bu kurallar btnne tp etii ad verilmektedir.
Tp etii, meslek etiinin alt dallarndan birisidir. Meslek etii,
dorudan doruya insanla ilgili olan mesleklerde uyulmas
gereken davran kurallar olarak tanmlanabilir. Meslek etiinin
en nemli artlarndan biri, Dnyann neresinde olursa olsun,
ayn meslekte alan bireylerin bu davran kurallarna
uymasnn gerekli olmasdr (Kuuradi, 1988: 21). Tp etii, tbbi
ilikiler erevesinde salk profesyonellerinin iyi davranmak
adna neleri yapmalar ve nelerden kanmalar gerektii
hakknda bilgi verir (Mc Cullough &Johnsen 1991: 1). Tp etii,
salk alanndaki tutum ve davranlarn iyi ya da kt ynnden
deerlendirilmesi etkinliidir. Bir baka ifade ile tp etii, tptaki
deer sorunlarnn ele alnarak tartlmasdr (Aydn, 2001: 4).
Tp etii kavram sadece hekimleri iine alan bir kavram
deildir. Aslnda salk sistemi iinde grev yapan tm salk
alanlarnn uymas gereken etik ilkeleri bnyesinde
barndrmaktadr. Bu etik ilkeler zaman iinde gelimitir. Salk
hizmetini sunan profesyoneller ile hastalar arasnda ortaya kan
etik problemlerin zmlenebilmesi iin baz etik ilkelere riayet
edilmesi gerei ortaya kmtr. Tbbn etik ilkeleri denildii

2341

zaman evrensel olarak geerli olan 4 temel e aklmza


gelmektedir. Bunlar: yarar salama, zarar vermeme, zerklik ve
adaletlilik eklinde zetlenmektedir (Beauchamp ve Childress,
1994). Ancak gnmz Trkiyesinde, performansa dayal ek
deme sisteminin uygulamaya girmesinden sonra tbbn bu temel
etik ilkelerine uyulup uyulmad tartlmaya balanmtr. Bu
alanda yaplm olan almalar incelendiinde bu tartmann
yersiz olmad grlmektedir.
Kesici (2005) tarafndan gerekletirilen almada
puan toplama adna gereksiz ameliyatlar yaplabilmektedir
nermesine hekimlerin %54.5i katldn sylemitir. Fettah
(2009) tarafndan yaplan almada ise ek deme uygulamas
artk hastalarn hasta olarak deil puan ve dolaysyla para olarak
grlmesine neden olmaktadr ifadesine katlmclarn %69.2si
katldn bildirmitir. Ayn almada, ek deme uygulamas
gereksiz muayene ve tetkiklerin artmasna sebep olmaktadr
ifadesine katlanlarn dzeyi de %73.4 olarak tespit edilmitir.
Gazi (2006) tarafndan yaplan almada da %68.8 katlm
dzeyi ile ek deme sisteminin salk bakm ve tetkik
hizmetlerini saysal olarak artrd dnlmektedir. Korku
(2010) tarafndan yaplan almada, hekimlerin yardan fazlas
(%56.0) ek deme sisteminin gereksiz tetkiklerin saysn
artrdn ifade etmitir. Ayn almada hekimler, performansa
dayal ek deme sisteminden sonra etik olmayan uygulamalarn
arttn da (%70.9) belirtmitir. Trk Cerrahi Dernei (2010)
tarafndan yaplan almada, cerrahlarn %84.2sinin,
performansa dayal deme sisteminden sonra endikasyon d
ameliyat saysnda ve etik sorunlarda art olduunu/olacan
dnd ortaya kmtr. Trk Tabipler Birlii (2009)
tarafndan yaplan almada ise hekimlerin %63.8i, ek deme
sisteminden sonra tetkik saysnda art yaandn sylemitir.
Ayn almada %70 dzeyinde hekim ise etik olmayan
uygulamalarn arttn belirtmitir. Nesanr ve arkadalar
(2007) tarafndan yaplan almada hekimlerin %70i yaplan
ilem saysnn arttn belirtirken; %87.1i ise performans
uygulamasn etik olmayan uygulamalara yol aan bir sistem
olarak grmektedir. Timur (2007) tarafndan yaplan almada,
hekimlerin %78i, performansa dayal ek deme sisteminin
suistimal edildiini dndn sylemitir.

2342

Yaplan bu almalar incelendiinde, performansa


dayal ek deme sisteminde eitli etik konularda ihlallerin
yaandna dair alg dzeyinin ok yksek olduu
grlmektedir. Nitekim bu aratrmada da yukardaki
aratrmalarda deinilen ya da gz ard edilen performans
sisteminin beraberinde getirdii etik sorunlara deinilmeye
allmtr.
5. AMA VE YNTEM
Bu aratrmann amac Performans Sisteminin
beraberinde getirdii etik sorunlarn neler olduunun
belirlenmesine yardmc olmaktr. Bu ama dorultusunda
Sleyman Demirel niversitesi Aratrma ve Uygulama
Hastanesinde grev yapan retim yesi hekimlere eitli
sorular sorulmutur. Hem hasta bakmakla hem de asistan
yetitirmekle grevli olan bu hekimlere sorulan sorular aadaki
gibidir:
1-Performans sisteminin ncesini ve sonrasn
kyasladnzda hekimlerin hangi dnemde daha etik
davrandn dnyorsunuz?
2-Yine ayn karlatrmay yaptnzda hangi dnemde
mesleki adan daha mutluydunuz?
3-Performans sisteminden dolay mesleki etik ne ynde
ve nasl etkilenmitir? Meslek etii ile badamayan ne gibi
davranlarn ortaya ktn dnyorsunuz?
4-Performans sistemi yaplan cerrahi ilem saysn
etkilemi midir? Acil olarak yaplmas gerekmeyen cerrahi ilem
says artm mdr?
5-Puanlama sisteminin adil olduunu dnyor
musunuz?
6-Performans sistemi hekimleri riskli
operasyonlar karsnda nasl davranmaya itmektedir?

cerrahi

7-Hekimler tans ve tedavisi zor ve zahmetli olan,


zaman alan hastalar karsnda nasl bir tercihte bulunmaktadr?
8-Performans sistemi ile birlikte tan amal yaplan
tetkiklerin saysnda ne ynde bir gelime yaanmtr?

2343

9-Performans sistemi hekimlerin hastalarna ayrdklar


muayene srelerini nasl etkilemektedir?
10-Performans sistemi gerekmedii halde kontrole
arlan hasta saysnda ne ynde bir deiim yaratmtr?
11-Performans sistemi hasta yat orann ne ynde
etkilemitir? Gereksiz yere hasta yatrlyor mu?
12-Daha fazla puan almak adna sunulan hizmete ilikin
rakamlarn iirilmesi gibi suiistimaller yaanmakta mdr?
13-Performans sistemi yol at sorunlar sizce ileride
hasta sal ve gvenliini ne ynde etkiler? Bu tip etik
problemler toplumun hekime olan gvenini ne ynde etkiler?
14-Performans etik ilikisinde bizim deinmediimiz
sizin eklemek istediiniz bir ey var m?
Bir n alma nitelii tayan bu aratrmada nitel veri
toplama yntemlerinden biri olan analitik (projektif) bilgi
edinme yntemi kullanlmtr. Aratrmann hazrlk aamasnda
sorular oluturulurken konu ile ilgili uzmanlara danlm ve
farkl birimlerdeki hekimlerle grmeler gerekletirilmitir.
Katlmclara bu grmeler sonucunda oluturulan yar
yaplandrlm grme formunda yer alan 14 soru
yneltilmitir. 2014 yl Nisan aynda Sleyman Demirel
niversitesi Aratrma ve Uygulama Hastanesi hekimleri ile yz
yze yaplan grmeler sonucunda gerekletirilen bu
aratrmaya katlmclara aratrma hakknda bilgi verip onlarn
onayn almakla balanmtr. Toplam 7 cerrahi bilimler, 4 dahili
bilimler ve 1 temel tp bilimleri uzmanndan oluan katlmclarn
8 tanesi erkek 4 tanesi kadndr. Grmelerde katlmcnn
verdii cevaplar ayn anda 2 aratrmac tarafndan yazya
dklmtr. Toplam 12 hekim ile yaplan grmelerde elde
edilen cevaplar birbirini tekrarlamaya balad iin aratrma
sonlandrlm ve grmelerin sonunda alnan yantlar
bilgisayara ilenmitir. Nitekim Charmaz (2006: 113) da, temalar
doyuma ulatnda ve yeni verilerin toplanmasyla ilgili yeni
gr veya zellikler ortaya kmad durumlarda veri toplama
srecinin durdurulmasn nermektedir. Daha sonra her bir
soruya verilen cevap ilgili indekslere ilenmi ve soru baznda
snflama yaplmtr. Bylelikle toplanan veriler betimsel analiz
iin hazr hale getirilmitir. Baz katlmclar tarafndan dile

2344

getirilen grlerden alnt yaplm olup; erkek hekimler iin E,


kadn hekimler iin K harfi kullanlmtr. Katlmclarn
kimliklerinin gizlilii adna onlarn sadece branlar, cinsiyeti ve
yalar belirtilmi; yaplan alntlarda da bu bilgileri
kullanlmtr.
6. BULGULAR
Aratrma kapsamnda grlen 12 hekimden salkta
performans sisteminin etik davranlar zerine etkisi hakknda
elde edilen bulgular aada detayl olarak verilmitir.
Hekimlerle yaplan grmeler 13 ana tema zerine
kurgulanmtr. Bu temalar aadaki gibi sralamak
mmkndr:

Etik davran sergilenmesi,


Mesleki mutluluk,
Meslek etii ile badamayan davranlar,
Cerrahi ilem saysnda art,
Puanlama sisteminin adil oluu,
Riskli cerrahi operasyonlar,
Tedavisi zor hastalklar,
Tetkik saylar,
Muayene sreleri,
Kontrollerde art,
Hasta yat oran,
Rakamlarn iirilmesi,
Toplum sal,
Hekime gvendir.
Bu temalarn dnda katlmclara belirtmek istedikleri
baka fikirleri olup olmad sorulmutur. Katlmclara ilikin
temalar ve frekans dalmlar Tablo 2de detayl olarak
verilmitir.
Tablo 2: Katlmclara likin Temalar ve Frekans Dalmlar
No
1

Temalar

Alt temalar

N2

ncesinde daha etik davranlyordu.

2
Frekans deerlerinin toplam hekim saysndan fazla kmas, hekimlerin birden
fazla gr bildirdii durumlarda ortaya kmaktadr.

2345

Etik davranlar
sergilenmesine ilikin
grler (Performans
sistemi ncesi ve
sonras
kyaslandnda)

Mesleki mutlulua
ilikin grler
(Performans sistemi
ncesi ve sonras
kyaslandnda)

Meslek etii ile


badamayan
davranlarn artp
artmadna ilikin
grler

Cerrahi ilem
saysnda art
yaanp
yaanmadna
ilikin grler
Puanlama sisteminin
adil olup olmamasna
ilikin grler

Hekimlerin riskli
cerrahi operasyonlar
karsndaki
tutumlarna ilikin
grler

Tedavisi zor
hastalklar ve/veya
zaman alan hastalar
karsndaki

Benim iin deien bir ey yok.

Her iki dnem arasnda pek fark yok.

Performans ncesi dnemde daha


mutluydum.
Ben her iki dnemde de mutluyum.
Her iki dnem arasnda bir fark yok.
Byk ounluk mutlu deil.
Bu birimde pek fark etmedi.
ki dnemde de mutlu deilim.
Performans sisteminden dolay mesleki
etik olumsuz etkilendi.
Mesleki etik tam anlamyla rselendi.
Mesleki etik hafif dzeyde artmtr.
Benim altm birimde bir deiiklik
olmad.
niversite Hastanelerinde etik pek
etkilenmedi.
Etik kalmad.
Cerrahi ilem says artmtr.

6
2
1
1
1
1
7
1
1
1
1
1
10

ok deitirmemitir.

Adil deil.

12

Hekimler
riskli
cerrahi
operasyonlardan kanyorlar.
Bu tr operasyonlardan kanmann
performans sistemi dnda farkl
sebepleri var.
Bizim birimde byle bir ey mmkn
deil.
niversite Hastanesinde seme ans
olmaz. nk buras son basamak.
Devlet
Hastanesi
mantyla
allamaz.
Malpraktis davalar da hekimleri riskli
operasyonlardan uzak durmaya itiyor.
niversite Hastanesinde tercih ans
yok.
Hekimler bu tip hastalardan kayorlar.
Farkl bir tutum sergilemezler.

2346

6
1
1
3
3
4
4
1

tutumlara ilikin
grler

10

11

12

13

Tetkiklerin artmasna
ilikin grler

Muayene srelerine
ilikin grler

Kontrollerde art
olup olmadna
ilikin grler

Hasta yat oranna


ilikin grler

Rakamlarn
iirilmesine ilikin
grler

Gelecekte toplum
sal ve hekime
gvene ilikin
grler

Bu ilemden iyi puan alnyorsa


yaplyor.
Baka yerlere ynlendirme yaplyor.
Hekimin karakterine bal.
Kesinlikle istenen tetkikler artt.
Tetkik isteyince performansta art
olmuyor.
Paket
sistemi
sayesinde
etkilememitir/azald.
Paket sisteminin dnda olanlar artt.
Muayene sreleri azalmtr.
niversite Hastanelerini etkilemedi.
Sre vakann zorluu ile ilgili.
Ama ok hasta bakmak. Sre hasta
saysna bal.

Cerrahi branlarda olmamtr ancak


dahili branlarda artm olabilir.
Artmtr.
Bizim klinikte art olmad.
Bir fikrim yok.
Sadece tahmin ediyorum artm
olabilir.
Yat oran azald.
Yat oran artt.
Etkilememitir.
Hekimden hekime deiir.
Cerrahi branlarda deil ama dahili
branlarda artm olabilir.
Gereksiz yere hasta yatrlmaz.
Cerrahi branlarda puanlarn iirilmesi
sz konusu deildir.
Bu tip eyler zel hastanelerde olabilir.
Kesinlikle evet.
Suistimal yoktur.
Eskiden yaplan her ilem sisteme
girilmiyordu, imdi her trl detay
giriliyor.
ounluk arz etmese bile vardr.
iirilme olmuyor-yatan hastalarda
belki.
Kanaatim yok.

Kalite decektir.
Komplikasyonlar artabilir.
leride riski yksek branlarda hekim
bulmak gleecek.

2347

1
1
1
4
1
6
1
5
5
1
1

1
4
2
3
2
1
3
4
1
2
1
1
2
2
1
3
1
1
1

1
1
1

Ciddi bir deiim olmaz.


Bir sre sonra riskli ilemler
yaplmamaya balanr.
Hekime olan gveni ve saygnl
azaltyor.
Asistan ve renci eitimi iyi
yaplmyor.
Hastalar bunun farknda deil u an
ancak ileriki yllarda hasta sal
asndan olumsuz sonular kacaktr.

1
1
8
1
3

Tema 1: Yaplan grmeler sonucunda 12 hekimden 8


tanesi performans sistemi ncesinde daha etik davranldn ne
srerken; 4 tanesi de her iki dnem arasnda pek fazla bir fark
olmadn belirtmitir. Hekimlerin grlerine ilikin grme
dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
ncesinde daha etik davranlyordu. Baz ehirlerde
alnmam bademcik, apandisit kalmadn dnyorum.
Endikasyonlarn geniletildiini dnyorum. (Cerrahi
Bilimler, E, 40)
ncesinde daha etik davranlyordu. Performans
ncesi dnemde tp etii asndan sknt yoktu. Ortaya pasta
konduktan sonra bu i skntl duruma ulat. Bizim ana
grevlerimizden biri olan eitim zinciri performans sistemi ile
birlikte krld. Buradaki baz hekimler asistan hekimlerin
hastalarna bakt. Bu halkn houna gidebilir ama bundan 20 yl
sonra bu tehlikeli olacak. Her eyi puan olarak grmek etik deil.
Her eyi para ile meta ile lmek kt. (Cerrahi Bilimler, E, 45)
nceki sistemde daha etik davranlyordu. Parann
devreye girmesi etik davranlar trpledi. Daha ok para
kazanmak iin etik ihlaller yapld. Hekimler aras ilikiler
bozuldu. Herkes para getiren ilemleri yapmak istiyor. Bu insana
zg bir davran sadece hekime ynelik deil. Herkes daha iyi
bir yaam srmek dolaysyla daha fazla para kazanmak ister.
(Temel Tp Bilimleri, K, 36)
Tema 2: Hekimlere performans sistemi ncesi ve
sonrasn kyasladklarnda hangi dnemde daha mutlu olduklar
sorulmutur. 12 hekimden 6s performans sistemi ncesinde
daha mutlu olduklarn ifade etmilerdir. Hekimlerin bu alt

2348

temaya ait grlerine ilikin grme dkmlerinden rnekler


aada verilmitir.
ki dnemde de mutlu deildim. Performans
kaldrlmal retim yelerine tatmin edici cret verilmeli ve
retim yeleri hasta peinde komamaldr. (Dahili Birimler,
E, 48)
nceki dnemde daha mutluyduk. imizi yapyorduk,
ii daha iten acele etmeden yapyorduk. retilen yayn
saylarna bakldnda da bu durum grlr. (Dahili Birimler,
E, 49)
Byk ounluk mutlu deil. Aslnda performans
sisteminden sonra bir gelir art var gibi ama bu gvenceli bir
gelir deil. Gelir art zellikle devlet hastanelerinde geerli.
niversite hastanesinde de baz branlarda gelir art var ama
mutluluk yaratmyor. Ev, araba alyor insanlar ama gelir
gvencesi yok. Yani ciddi bir i temposu var ama bu emeklilie
yansmyor. Ayrca malpraktis de hekimlerin mutlu olmasn
engelliyor. Malpraktis normal hekimlik sanatn etkiledi. nsanlar
zor ilere dokunmay brakt. (Cerrahi Bilimler, E, 45)
Tema 3: Performans sisteminden dolay mesleki etiin
ne ynde ve nasl etkilendii ve meslek etii ile badamayan ne
gibi davranlarn ortaya kt sorusunu ynelttiimiz 12
hekimden 7si meslek etiinin olumsuz ynde etkilendiini
belirtmitir. Bununla birlikte 1 hekim mesleki etiin tam
anlamyla rselendiini ve bir baka hekim de etiin kalmadn
ne srmtr. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin
grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Mesleki etik tam anlamyla rselenmitir. ok hasta
bakmak, ok cerrahi ilem yapmak hekimin hastaya ayraca
zaman azaltyor. Takip azalyor dolays ile verimli bir hizmet
sunulamyor ardndan kalite dyor. (Cerrahi Bilimler, E, 64)
Mesleki etik hafif dzeyde artmtr. Hastalar bu
sistemden avantajl kmtr. Eskiden hastann yanna bile
yaklaamad hekimler muayene yapmaya hevesli duruma
gelmilerdir. Yaplmayan ilemler belki yaplm gibi
gsteriliyor olabilir ya da yaplan i yapldndan farkl
gsteriliyor olabilir. (Cerrahi Bilimler, E, 38)

2349

Olumsuz etkiledi. nsanlar aras hastalar almaktan


tutun da ameliyat asndan erkene almalar-ben yapmazsam nasl
olsa bir bakas yapar gibi. Sizi fazla ameliyata tevik ediyor.
zel sektr mantyla hareket ediyorsun. Ekip almas
asndan bitirici. Artk herkes bireysel alyor. Eskiden byk
ameliyatlara beraber girilirdi. Akademik hayat bitiriyor. Sadece
hasta bakmak ile ilgili performans var. alma hayatndaki
bar bozuyor. Her hastay para olarak gryorsun. (Cerrahi
Bilimler, E, 40)
Tp etii, meslek etii olumsuz etkilendi. Sorunsuz,
komplikasyonsuz, az ile ok gelir elde etmenin hesab yaplyor.
Krehirden hasta geliyor nk hasta muayene olamyor birok
yerde, kimse risk almyor. Takip gereken, ilala iyileebilecek
hastalarn ameliyatlar ne ekiliyor. Takip etmeye kalksa hekim
eer takip srecinde bir sorun karsa malpraktis davas ile
karlaabilir. Bu yzden de ameliyatlar erkene ekebiliyor.
Endikasyonlar geniletildi. Bu sadece maddi adan deil
malpraktisi nlemek adna da yaplyor bazen. (Cerrahi
Bilimler, E, 45)
Olumsuz etkilenmitir. Her ilem para olarak
deerlendiriliyor. Hem kiisel hem de idare asndan durum
byle. Maddiyat her eyin nne geti. Hekimler aras ilikiyi
bozuyor. Hastalar birbirlerine ynlendiriliyor, kim ne kadar para
ald diye takip ediliyor. Baz birimler ortalamadan hi alamyor.
Belli bir dzeyin getirilmesi gerekiyor. Birimler aras
farkllklarn olmas insanlar srekli kyaslama yapmaya itiyor.
(Temel Tp Bilimleri, K, 36)
Mesleki etii olumsuz ynde etkilemitir. Para kaygs
yaayan retim yeleri akademik yayn yapmay brakt ve bu
da olumsuz bir durum. Meslektalar birbirine dt ve asl
ilerini yapmyorlar. (Dahili Bilimler, E, 49)
Spesifii olma zellii azald. zelleme olay azald.
Herkes birbirinin alanna girmeye balad. Etik kalmad.
Meslektalar aras sayg azald. (Dahili Bilimler, K, 36)
Tema 4: 12 hekimden 10 tanesi cerrahi ilem saysnn
arttn belirtirken; 2 tanesi bu saynn ok deimediini ifade
etmitir. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin grme
dkmlerinden rnekler aada verilmitir.

2350

Kesinlikle artrd, acil olmayan endikasyonsuz cerrahi


ilemler yaplyor srekli. (Dahili Bilimler, E, 48)
ok deitirmemitir. Sadece eskiye nazaran hizmete
ulam kolaylat iin ameliyat says artmtr. Bugn
rnakta bile ameliyat yaplr hale gelindi. Toplam ameliyat
says artm olsa bile cerrah bana yaplan ilem saysnda art
yoktur. Acil olarak yaplmas gerekmeyen cerrahi ilem says
deimemitir (Cerrahi Bilimler, E, 38)
Art var. Zaten nmze gelen malzemelerin
saysndan da bu durum belli. Gelen malzemelerin ounda ku
kt dediimiz durum var. Yani gereksiz olarak ilem
yaplabiliyor. Takip edilebilecek eyler ameliyata tabi tutuluyor.
(Cerrahi Bilimler, K, 40)
Cerrahi ilem saylar artmtr. Salk Bakanl ise bu
durumu vnerek anlatyor. Bu vnlecek bir ey deil.
Maalesef bu halkn salksz olduu anlamna geliyor. Hasta ne
kadar ok hastaneye gider ne kadar ok ameliyat olursa o kadar
kar olarak grlyor. (Cerrahi Bilimler, K, 45)
Tema 5: Puanlama sisteminin adil olup olmadn
sorduumuz 12 hekimin 12si de sistemin adil olmadn
belirtmitir. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin
grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Hayr adil deil. Doktorlar pahada ar ykte hafif olan
ilemleri seiyor. Cildiyenin yapt drt biyopsi benim 5 saatte
yaptm ve on gn kontrol altnda tutmam gereken ameliyatla
ayn puan alyor. (Cerrahi Bilimler, E, 64)
Adil deil. Daha az riskli ameliyatlar daha ok puan
alyor. Branlar aras adaletsizlikler var. Uygulama ile ilgili
adaletsizlikler de var. rnein dahiliyeciler vizit yapnca puan
alyor ama cerrahlarda byle bir durum yok. (Cerrahi Bilimler,
E, 40)
Sistem adil deil. Baz branlarda hemirenin bile
uygulayabilecei ilemlere bizim yaptmz zor ilemlerden
daha yksek puan veriliyor. rnein herhangi bir ilemi yapmak
10 puan, bunu yorumlamak ise 17 puan. 17 puan da tam net
bilmiyorum ama 5 TL gibi bir eye denk geliyor. Halbuki
yorumlamak birikim/tecrbe gerektirir. Birikimi para ile lmek

2351

ok zor. Dier branlarda da var bu sknt. (Cerrahi Bilimler, K,


40)
Adil deil, puanlama sistemini anlamyorum, merak da
etmiyorum. Ben burada 4-5 gn gece ameliyat yapan hekimler
tanyorum ama onlarn dnerleri daha az oluyor. Baz branlar
(mikrobiyoloji ve biyokimya gibi) ok alyor dierlerinden.
(Dahili Bilimler, E, 49)
Tema 6: Hekimlerin riskli cerrahi operasyonlar
karsnda nasl davrandklar sorusuna hekimlerin 6s
hekimlerin bu tip operasyonlardan kandklarn ileri srmtr.
Bunun yan sra 3 hekim bunun sebebinin sadece performans
sistemi deil Malpraktis davalarnn da etkili olduunu
belirtmitir. Ayrca 3 hekim de niversite Hastanesinde byle
bir seme ansnn olmadn ne srmtr. Hekimlerin bu alt
temaya ait grlerine ilikin grme dkmlerinden rnekler
aada verilmitir.
Risk almak hastaya/doktorun yeteneine/gerekli
ekipmana gre deiir. Ancak niversite hastanesinde riskli
operasyonlar yapmak zorundasn. Son basamaktayz biz, seme
ansmz yok devlet hastanesindeki gibi. Devlet hastanesindeki
doktor riskli cerrahi operasyondan kanp bize gnderebilir ama
bizim seim ansmz yok, ameliyat yapmak zorundayz.
(Cerrahi Bilimler, E, 40)
Hekimler bu tip cerrahi giriimlerden kanmakta,
nk dava tehdidi var. Hekimler hesap kitap yapyor, tane
normal ameliyat yapsam bir tane riskli ameliyat ile ayn puan
alyorum hem de risk yok, dava tehdidi yok diyor. (Cerrahi
Bilimler, E, 45)
Yapmamaya eilimleri var. Daha basit operasyonlar
puan getiriyorsa riskli cerrahi operasyonlardan kayorlar.
Malpraktis de bu durumu etkiledi. (Dahili Bilimler, K, 36)
Tema 7: 12 hekimden 4 niversite Hastanesinde
tans ve tedavisi zor olan, zaman alan hastalardan/hastalklardan
kama gibi bir tercihin olmadn ne srmtr. 4 hekim de
hekimlerin bu tip hastalardan kandn belirtmitir.
Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin grme
dkmlerinden rnekler aada verilmitir.

2352

Zor hastalara bakmak istemiyor hekimler, nk para


kazandrmyor belki de. erefsiz bir sistem bu. (Dahili Bilimler,
E, 49)
Bu ilemden iyi puan alacaksa yapyor ama malpraktis
riski yksekse geri duruyor. (Dahili Bilimler, E, 49)
Bu tr hastalar tercih edilmiyor. Zor hastalar ameliyat
olacak hekim bulamayp ehir ehir dolayor. Byk ehirlerde
zellikle iyi doktor kalmad hepsi zele geti. zel hastanelerde
ise ameliyat masraflar ok yksek, bu masrafn ou da
hastaneye kalyor. (Cerrahi Bilimler, E, 45)
Hastan seme ansn yok. Yeteri kadar az riskli hastan
varsa seme ansn vardr. Ancak niversite Hastanesinde byle
bir ansn yok. (Cerrahi Bilimler, E, 40)
Tema 8: Aratrma kapsamnda grlen 12 hekimden
6s paket sistemi nedeniyle tetkiklerin saysnda herhangi bir
art olmadn belirtirken; 4 tetkik saysnn kesinlikle
arttn belirtmitir. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine
ilikin grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Kesinlikle istenen tetkikler artt. Balangta devlet
hastanesinde ay iinde depoda kit kalmad, sonra devlet bunun
farkna varp bu durumu engelledi. Muayene + tetkikler iin hasta
bana standart bir deme getirdi. (Cerrahi Bilimler, E, 64)
Artt. Gerekli gereksiz hepsi artt.(Malpraktis korkusu
artt. Hekim artk kendini garantiye almak istiyor. Dolaysyla da
her trl tetkiki istiyor.) (Cerrahi Bilimler, E, 45)
Azalm olabilir, bunun sebebi de paket sistemi. Paket
harici tetkik istenmesi ok ho karlanmyor idare tarafndan.
Tetkik saysnn azalmas ise hastalklar karma asndan iyi
deil tabiki. (Dahili Bilimler, E, 49)
Tema 9: Muayene srelerine ilikin grleri
sorulduunda 12 hekimden 5i srenin ksaldn belirtirken; 5i
de niversite Hastanelerinde deiiklik olmadn ne
srmtr. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin
grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Performans sisteminde ama ok hasta bakmak. Bu
durum hasta saysna bal. Eer bekleyen hasta az ise hastanza
daha ok vakit ayrabilirsiniz. Ama tabi bu durum yine de

2353

doktorun karakterine baldr. Az hastas olan branlarda


muayene sresi azalmaz ancak hasta says ok olan kadn doum
gibi branlarda ister istemez sre azalmakta. (Cerrahi Bilimler,
E, 40)
Genelde azald ama tp fakltesinde geerli deil bu
durum. (Dahili Bilimler, K, 36)
Azald. Hasta saysnn art ile hasta bana ayrlan
sre azald. zellikle niversite hastanelerinde 1. ve 2. basamak
salk merkezlerinde muayene edilmesi gereken hastalar
niversite hastanelerine gelince hastaya ayrlan sre azald.
(Cerrahi Bilimler, E, 40)
Bizde etkilemedi devlet hastanelerinde durum farkl
tabii ki. (Cerrahi Bilimler, E, 38)
Tema 10: 12 hekimden sadece 4 gerekmedii halde
kontrole arlan hasta saysnda bir art olduunu ne
srmtr. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin
grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Artt. 10 gnden sonra kontrole arlyor hastalar. Art
niyet yok hastann durumu kritik deilse bu yaplyor. Riskli
hastalar tabi ki 3-5 gn iinde arlmakta. (Dahili Bilimler, K,
36)
Oooo Tavan yapt. (Dahili Bilimler, K, 36)
Cerrahi branlarda deiiklik olmad ancak dahili
branlarda artm olabilir. Hastanenin de bunda etkisi oluyor
hastann kontrole arlmas zendiriliyor. (Cerrahi Bilimler, E,
40)
Tema 11: Aratrmaya katlan 12 hekimden 4
performans sisteminin hasta yat oranlarn etkilemediini
belirtmitir. Hekimlerin bu alt temaya ait grlerine ilikin
grme dkmlerinden rnekler aada verilmitir.
Gereksiz yere hasta yatrlmaz. Bununla birlikte yatan
hasta says srekli artmakta. (Cerrahi Bilimler, E, 64)
Cerrahi branlarda hasta yatna ve vizitine puan
verilmedii iin gereksiz yere hasta yat yaplmamakta. Ancak
dahili branlarda bu durum sz konusu olduu iin hasta yat
yaplyor olabilir. (Cerrahi Bilimler, E, 38)

2354

Yat oranlar artyor. Bunu zellikle kendi branmda


da gryorum. Devlet hastaneleri zellikle dahili branlarda
hastay hemen yatrp gzlyor, durum kritik hale geldiinde ise
bize gnderiyor. Gereksiz yere hasta yatrlmamakta. (Cerrahi
Bilimler, E, 45)
Fazla deiiklik olmamtr. nk sistem bir yandan
da hasta yat gn arttnda maliyeti arttryor. (Dahili
Bilimler, E, 49)
Tema 12: Daha fazla puan almak adna yaplan
ilemlere ilikin rakamlarn iirilip iirilmediini, bir takm
suiistimaller yaanp yaanmad sorusuna 12 hekimden 2si
kesinlikle evet cevabn verirken; 3 hekim de eskiden yaplan her
ilemin detayl olarak girilmediini ama imdi her trl ilemin
sisteme girildiini belirtmitir. Hekimlerin bu alt temaya ait
grlerine ilikin grme dkmlerinden rnekler aada
verilmitir.
iirilme olmuyor ancak yatan hastalarda belki
olabilir. Paket sz konusu nk. (Dahili Bilimler, E, 48)
Yaplmam ilemin yaplm gibi gsterilmesi
oluyordur. Performans sistemi aslnda kaaklar engelledi,
pansuman, vizit, gs tp gibi kaaklar nlyor. Yani eskiden
de yaplan ancak girii yaplmayan ilemler vard artk bunlarn
hepsi giriliyor. (Cerrahi Bilimler, E, 45)
Cerrahi branlarda byle bir ey mmkn deildir.
Ancak dahili branlarda olabilir. rnein FTR doktoru yaplmas
gereken hareketler hakknda bilgi verdim diyerek puann
artrabilir. Aslnda asli ii bu, bilgi vermesi gerek zaten. (Cerrahi
Bilimler, E, 40)
Tema 13: Bu sistemin ileride hasta sal ve gvenlii
ile toplumun hekime olan gvenini ne ynde etkileyecei
sorusuna 12 hekimin 8i hekime olan gvenin ve saygnln
azalaca cevabn vermitir. Hekimlerin bu alt temaya ait
grlerine ilikin grme dkmlerinden rnekler aada
verilmitir.
ncelikle komplikasyonlar artabilir. nk hastaya
yeterince vakit ayrlmad iin. Ayryeten ileride riski yksek
olan branlarda doktor bulmak gleecek. Hekim adaylar
nbeti olmayan, sorumluluu az olan, insiyatif almasn

2355

gerektirmeyecek branlara yneliyor. Bu durumda ileriki yllarda


hasta sal asndan negatif durumlar ortaya karabilir.
(Cerrahi Bilimler, E, 64)
ok etkiler. nk asistan ve renci eitimi doru
dzgn yaplamyor, asistanlar iyi yetimiyor. Gereksiz
geniletilmi endikasyonlu ilemler var bu da halkn sal
asndan iyi deil. Halk ise durumdan memnun hizmete rahat
ulayor. Ama 10 sene sonra durum ne olur onu dnmyor
nk o bilin yok. (Cerrahi Bilimler, E, 45)
Etkiler. Paraya dayal bir sistemde etik almaz
insanlar. Kar ve zarar dnr, ona gre hareket eder. Hekim
eer karsndaki hastay insan olarak grrse sknt olmaz.
Artk gnmzde para hereyin nne getii iin yeni yetien
hekimlerde bu etik d davranlarn daha fazla olacan tahmin
ediyorum. Srekli doktorlar ok fazla para kazanyorlar diye bir
imaj var. Hastalar da hekimler o kadar paray alyorsa tabi ki
yapacak diye dnyor. Hekime sayg kalmad. Hekim imaj
sarsld. Hasta etii de kayboldu. Hasta bugn bana yarn yan
doktora muayene olabiliyor. Eski hekim imaj u an yok artk.
Ulalabilirlik iin deerini azaltt. Yaplan iten ziyade alnan
para gz nnde. Bunu hekimler de yapyor idare de. (Temel
Tp Bilimleri, K, 36)
Yaplan ilem says ile insanlara para verip kaliteyi
sorgulamazsan kalite decektir. Nicelie nem verdike nitelik
kayb olur. Bunlarn sonucunda hasta sal ve gvenlii
asndan olumsuz sonular zamanla ortaya kacaktr. Ancak
toplumun bunun farknda olmadn dnyorum. Doktorlar
bunun farknda ve topluma anlatmaya alyor. Ancak toplum
doktora abuk ulatndan ve abuk ameliyat olduundan
memnun. (Cerrahi Bilimler, E, 40)
Yukarda deinilen 13 tema dnda aratrmaya katlan
hekimlere son soru olarak eklemek istedikleri bireyler olup
olmad sorulmutur. Bu soruya verilen cevaplar
karlatrldnda ise genel olarak 10 hekimin de bu sistemin
kalkmasn istedikleri grlmektedir. Hekimlerin bu soruya
verdikleri yantlardan dkmler aadaki gibidir.
Hkmetler hekim hasta arasndaki para ilikisini
ortadan kaldracak bir sistem getirmeli. Hekimi memnun edecek
standart creti vermeli. niversite hastanelerindeki hekimler

2356

eitim ve renci yetitirme ile uramal. Basit ameliyatlara


vakit ayrmaya ynelten bu sistem yznden bir ok retim
yesi eitimi ikinci plana itmekte. cret politikas kesinlikle
yanl ve akademik hayata vurulan byk bir darbe. (Cerrahi
Bilimler, E, 64)
Hekimlerin maddi memnuniyeti iin getirildi ama hekimler
memnun deil. Hastalar ise hizmet alabiliyor ve ok memnunlar.
Tecrbeli hekimleri zen bir sistem. Aile hekimine verilen cret
kadar bile alamayan ok retim yesi var. Art bunlarn riskleri
aile hekimine gre 100 kat fazla. 2. basamakta kimsenin cesaret
edemedii ameliyatlar yapmamz isteniyor ama verilen puanlar
ok komik. (Cerrahi Bilimler, E, 38)
nsan saln ilgilendiren alanlarda performans
olmaz. Salkta nce ahlak korumak gerek. Manevi duygular
ortadan kaldrmamak gerek. (Dahili Bilimler, E, 49)
Hekim hasta arasndaki para ilikisini kaldrmak lazm.
Bu ilikiyi kaldracaz dediler ama hala para ilikisi var. Hasta
para vermediini sansa da hala para veriyor eczanede. Bu sistem
byle devam ettii srece 15-20 sene sonra bize kim bakacak
sorusuna cevap verilmesi gerektiini dnyorum. 15-20 sene
sonra renciler yeterli eitimi almadan yetitikleri iin
doktorlara gven kalmayacak. Ksaca bu sistem eitime zarar
veriyor. zellikle niversite hastanelerinde bu sistem kalkmal.
(Dahili Bilimler, E, 48)
Performans sistemi hekim-hekim aras ilikilerde
sknt yaratt, rekabeti artrd, dayanmay azaltt, ekip
almasn azaltt. Ayn hastanede alp farkl cretler almak
sknt yaratyor. (Dahili Bilimler, K, 36)
TARTIMA VE SONU
retim yesi 12 hekimle yaplan grmeler
sonucunda performans sisteminin etik davranlar olumsuz
ynde etkiledii sonucuna varlmtr. Benzer sonular Korku
(2010), Trk Cerrahi Dernei (2010), Trk Tabipler Birlii
(2009), Nesanr ve arkadalar (2007) tarafndan yaplan
almalarda da ortaya konulmutur. Ayrca katlmclarn byk
ounluu performans sisteminden nce daha etik davranldn
ve bu dnemde daha mutlu olduklarn belirtmilerdir. Yine

2357

benzer biimde tm katlmclar performans sisteminde


kullanlan puanlamann adil olmadn ne srmlerdir. Kesici
(2005) tarafndan gerekletirilen almada da performans
sisteminin hekimler arasnda puan asndan adaletsizlie yol
at sonucuna ulalmtr.
niversite Hastanelerinin temel grevlerinden biri
asistan yetitirmektir. Asistan hekimlerin de ileride nitelikli birer
hekim olabilmeleri iin yeterli sayda hasta muayene etmeye
ihtiyalar vardr. Ancak performans sistemi dolaysyla retim
yesi hekimler asistanlarn hasta muayene etme nceliini
almlardr. Nitekim katlmclar da performans sistemi
nedeniyle asistan ve renci yetitirilmesinde skntlar
yaandn ve bunun da Trkiyenin gelecekteki hekimlerinin
niteliini ve becerisini olumsuz ynde etkileyeceini
belirtmilerdir. Benzer biimde 24 Mart 2014 tarihli Salk
Profesyonellerinin Gazetesi Medimagazinde Prof. Dr. zdemir
de bu konuya deinmi ve performans sisteminin tamamen
kalkmasnn ve yerine emeklilie yansyacak bir maa sisteminin
getirilmesi gerektiini sylemitir. Prof. Dr. zdemir ke
yazsnda ayrca bu sistemin en azndan Tp Fakltesi ve Eitim
Aratrma Hastanelerinde yeniden gzden geirilmesi
gerektiini; bu hastanelerde uygulanan giriimsel ilemlerin
farkllk ve daha fazla zaman allar yannda, bu srada yaplan
asistan ve renci eitim uralarnn da deerlendirilmesinin
nemine deinmitir. Yazar bu eitim urasnn yaplan ilemin
sresini uzattn ve sonu olarak da gnlk yaplan giriim
saysn drdn ifade etmitir (2014: 10).
Aratrma sonularna gre katlmclar performans sisteminin
endikasyonlar genilettiini, yaplan cerrahi ilem saysnn
arttn ama bununla birlikte hastalara ayrlan muayene
srelerinin ve riskli cerrahi ilem saysnn azaldn
belirtmilerdir. Nitekim Kesici (2005), Fettah (2009) ve Trk
Cerrahi Dernei (2010) tarafndan yaplan almalarda da bu
durum tespit edilmitir. Katlmclar ayrca niversite Hastanesi
alan olarak hasta seme ihtimalleri olmadn; 3. basamak
olarak her trl hastaya bakmakla ykml olduklarn ifade
etmilerdir. Ancak sistemin bir sonucu olarak hekimlerin hasta
peinde komaktan asl yapmalar gereken ii yapamadklarn
ne srmlerdir. Bu aratrma sonular hekimlerin performans
sisteminden memnun olmadklarn ve hatta onlara gre bu

2358

sistemin acilen kaldrlmas gerektiini gstermektedir.


Katlmclar ayrca byle bir sistemin hekim ile hasta arasna para
ilikisini soktuunu ve bundan 10 yl sonra nitelikli hekimlerin
yetimeyeceini; toplumun salnn tehlikeye gireceini ve
hekime olan gvenin ve saygnn azaldn da belirtmektedir.
Elde edilen sonular yalnzca grme yaplan hekimlerin
grlerini yanstmakta olup; performans sisteminin etik zerine
etkisini daha detayl olarak inceleyebilmek iin Salk
Bakanlna bal hastanelerde alan hekimler ile de mutlaka
grmeler yaplmas gerekmektedir. Bunun yan sra
performans sisteminin asistanlar ve Tp Fakltesi rencilerine
etkilerini de grebilmek adna onlarn da grlerinin alnmas
nemlidir.

2359

KAYNAKA
ARMSTRONG, M. (1994). Performance Management, Kogan
Page Limited, London.
AYDIN, E. (2001). Tp Etiine Giri, Pegem Akademi
Yaynclk, Ankara.
AYDIN, S. ve DEMR, M. (2007). Salkta Performans
Ynetimi: Performansa Dayal Ek deme Sistemi,
Onur Matbaaclk, Ankara.
BARUTUGL, . (2002). Performans Ynetimi, Kariyer
Yaynclk, stanbul.
BEAUCHAMP, T. L. ve CHILDRESS, J. F. (1994). Principles
of Biomedical Ethics, Oxford University Press, New
York.
CHARMAZ, K. (2006). Constructing Grounded Theory: A
Practical Guide Through Qualitative Analysis, Sage
Publications, Thousand Oaks.
DAFT, R. L. (1991). Management, The Dryden Press
International Edition, Chicago.
DEMR, M. (2007). Salk Bakanlnda Performansa Dayal
cretlendirme
Sistemi,
(Ed.)
ATE,
H.,
KIRILMAZ, H. ve AYDIN S., Salk Sektrnde
Performans Ynetimi: Trkiye rnei, Asil Yayn
Datm, Ankara.
FETTAH, K. (2009). Birinci Basamak Salk Kurulularnda
alan Personelin Performansa Dayal Dner
Sermaye Ek deme Uygulamasna likin
Degerlendirmeleri, Yaynlanmam Yksek Lisans
Tezi, Hacettepe niversitesi Salk Bilimleri
Enstits.
FOOT, M. ve HOOK, C. (2005). Introducing Human Resource
Management, Pearson Education, Harlow.
GAZ, A. (2006). Salk Bakanl Hastanelerinde Performansa
Dayal Ek cret deme Sistemin Hastalar ve Salk
Personeline Olan Etkisinin Analizi, Yaynlanmam
Yksek Lisans Tezi, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits.

2360

HANLEY, G. ve NGUYEN, L. (2005). Right on The Money:


What Do Australian Unions Think of PerformanceRelated Pay? Employee Relations, Volume: 27,
Issue: 2, pp. 141-159.
http://www.kalite.saglik.gov.tr/index.php?lang=tr&page=290
(Eriim Tarihi: 30.04.2014)
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&
guid=TDK.GTS.5360a3718180c9.76872488 (Eriim
Tarihi: 30.04.2014)
http://www.tkhk.gov.tr/Eklenti/1320,girisimsei-islemleryonergesi.pdf (Eriim Tarihi: 30.04.2014)
KARIMI, S. ve SINGH, G. (2004). Strategic Compensation: An
Opportunity for Union Activism, Compensation
Benefits Review, Volume: 36, No: 2, pp. 62-67.
KESC, B. (2005). Performansa Gre cretlendirme Sistemi
Kahramanmara Devlet Hastanesi le Kadn-Doum
Ve
ocuk
Hastanesinde
Bir
Aratrma,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Kahramanmara
St mam niversitesi Sosyal Bilimler Enstits.
KORKU, C. (2010). Performansa Dayal Ek deme Sisteminin
Hastane Hizmet Kalitesine Etkisi: Hastane
Yneticileri
Ve
Salk
Personelinin
Deerlendirmeleri, Yaynlanmam Yksek Lisans
Tezi,
Hacettepe niversitesi Salk Bilimleri
Enstits.
KUURAD, . (1988). Uluda Konumalar: zgrlk, Ahlak,
Kltr Kavramlar, Trkiye Felsefe Kurumu
Yaynlar, Ankara.
MC CULLOUGH, L. B. ve JOHNSEN, A. R. (1991). Bioethics
Education, Diversity and Critique, The Journal of
Medicine and Philosophy, Volume:16, Issue: 32, pp.
14.
MEIGS, R. F., WALTER, B. ve MEIGS, M. A. (1995). Financial
Accounting, McGraw Hill Inc., New York.
NESANIR, N., EREM, A., BLGE, B. ve SALTIK, A. (2006).
Manisada Birinci ve kinci Basamak Salk

2361

Kurumlarnda alan Hekimlerin Bak Asyla


Performansa Dayal Dner Sermaye Uygulamas,
Toplum ve Hekim, Cilt: 21, Say: 3, Mays- Haziran,
ss. 231-238.
ZDEMR, G. (2014). Tp Fakltesi ve Eitim-Aratrma
Hastanelerini Performansn Dna Atalm!,
Medimagazin, Yl:15, Say: 657, 24 Mart 2014.
PALMER, M. ve WINTERS, K. (1993). nsan Kaynaklar,
eviren: Doan ahiner, Rota Yaynlar, stanbul.
PETERS, J. (2006). Attracting and Retaining Physicians in
Academic Medical Groups Requires New Sources of
Revenue, Physician Executive, Volume: 32, Issue: 1,
pp. 28-32.
PIEPER, A. (1999). Etie Giri, (ev.) ATAYMAN, V. ve
SEZER, G., Ayrnt Yaynlar, stanbul.
SCHUSTER, J. R. ve ZINGHEIM, P. K. (1993). "New Pay
Strategies That Work" Journal of Compensation and
Benefits, Volume: 8, No: 6, pp. 5-9.
TMUR, A. (2007). Hastane letmelerinde Maliyetleme
Yaklamlar ve Performansa Dayal cret Sistemi Bir
Uygulama, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
Kocaeli niversitesi Sosyal Bilimler Enstits.
Trk Cerrahi Dernei (2010). Genel Cerrahide Performans
Sistemi altay, Editrler: Cem Terzi ve Fatih
Aalar, Ankara.
Trk Tabipler Birlii (2009). Hekimlerin Deerlendirmesi le
Performansa Dayal deme, Trk Tabipleri Birlii
Yaynlar, Ankara.

2362

KRESEL BR SORUN OLAN HAREKETSZ YAAM


TARZININ ORTAYA IKARDII SALIK
SORUNLARI VE HAREKETSZ YAAM TARZINDAN
KAYNAKLANAN SALIK SORUNLARININ
NLENMESNDE FZKSEL AKTVTENN NEM
Okt. Mesut HEKM
ZET
Gnmzde hareketsiz yaam tarznn hzla artt
grlmektedir. Bunun temel nedenleri teknolojik gelimeler,
insan hayatn kolaylatran alet ve malzemelerin artmas, ulam
imknlarnn gelimesi ve insanlarn en yakn yerlere bile
tatlarla gitmesi gibi faktrlerdir. Ayrca gelimekte olan
toplumlarn byk bir blmnde spor kltrnn ve dzenli
fiziksel aktivite yapma alkanlklarnn gelimemi olmas da
kresel olarak hareketsiz yaam tarznn artmasnda nemli rol
oynamaktadr. Hareketsiz yaam tarznn artmas, toplumlarda
hareketsizlie bal olarak gelien birok salk sorununun da
ortaya kmasna neden olmaktadr. Bu salk sorunlarnn
banda obezite, kas ve eklem rahatszlklar, diyabet, kalp ve
damar hastalklar ile baz psikolojik rahatszlklar gelmektedir.
Dnyann gelimi lkeleri de bata olmak zere birok devlet
hareketsiz yaam tarzndan kaynaklanan salk sorunlar ile
mcadele etmek iin byk bir aba sarf etmektedir. Yaplan bu
aratrmada kresel bir sorun olan hareketsiz yaam tarznn
nlenmesinde ve hareketsiz yaam tarzndan dolay ortaya kan
salk sorunlarnn en aza indirilmesinde fiziksel aktivitenin
nemi zerinde durulmutur.
Anahtar Kelimeler: ocukluk a, Hareketsiz
Yaam, Salk Sorunlar, Obezite, Fiziksel Aktivite.
HEALTH PROBLEMS THAT SEDENTARY LIFE
STYLE, WHICH IS A GLOBAL PROBLEM, OCCURS
AND IMPORTANCE OF PHYSICAL ACTIVITY IN

*Mehmet Akif Ersoy niversitesi Beden Eitimi ve Spor Yksek Okulu

2363

PREVENTION OF HEALTH PROBLEMS


ORIGINATING FROM SEDENTARY LIFE STYLE
ABSTRACT
Nowadays, it is seen that sedentary life style was
increased rapidly. Factors as technological developments,
increase of devices and materials facilitating individuals life,
development of transportation facilities and even traveling to
closest places with vehicles are main reasons of sedentary life.
Besides, it plays an important role in increase of global sedentary
life style that sport culture and regular physical activity habit in
the most of developing societies are undeveloped. Increase of
sedentary life style causes a lot of health problem which was
developed depending sedentary life. Obesity, muscle and joint
diseases, diabetes, heart and vascular diseases and some
psychological diseases are at the head of these health problems.
Especially worlds developed countries, a lot of country struggle
with health problems originating sedentary life. In this research
elaborated importance of physical activity in prevention of
sedentary life style, which is a global problem, and in minimize
of health problems originating from sedentary life style.
Keywords: Childhood Age, Sedentary Life, Health
Problems, Obesity, Physical Activity
1. GR
Gnmzde devletlerin ekonomik olarak en fazla
yatrm yaptklar alanlarn banda salk sektr gelmektedir.
Salk sektr ierisinde de en fazla yatrm yaplan ve zerinde
durulan alan ise hastalklarn nlenmesi ve tedavi edilmesidir.
Dnya zerinde baz dnemlerde ciddi salgn hastalklar
meydana gelmi ve kitlesel insan lmleri gzlenmitir. Modern
tbbn ilerlemesi ile birlikte gemite milyonlarca insann
lmne neden olan salk sorunlarnn byk bir blm
gnmzde grlmez hale gelmitir. Ancak dnya zerinde
gemite fazla grlmedii halde gnmzde sklkla
karlalan yeni salk sorunlar ortaya kmtr. Hatta baz
salk sorunlar amzn hastal gibi isimlerle
anlmaktadr.

2364

Gemite pek sk rastlanmad halde gnmzde


olduka yaygn olan salk sorunlarnn temel nedenlerinin
banda hareketsiz yaam tarzndan kaynaklanan rahatszlklar
gelmektedir. zellikle sanayi devrimi ile balayan srete insan
hayatn kolaylatran makine ve ekipmanlarn ortaya kmas
yllar ierisinde insanlarn beden gcn kullanarak alma
dzeylerini azaltmtr. Hatta gnmzde birok meslek dal
neredeyse tamamen hareketsiz bir alma ortamna sahiptir
(ofrlk, masa ba memurluk, banka alanlar vb.).
Fiziksel aktivite eksiklii dnya nfusunu tehdit eden
bir unsurdur. Uluslararas alanda birok lke vatandalarnn
fiziksel aktivite yetersizliinden kaynaklanan salk sorunlarna
nemli bir mali kaynak aktarmaktadr. zellikle hareket
yetersizliinden kaynaklanan obezite nedeniyle birok lke
gelecekte i gc kaygs yaamaya balamtr (Yan, 2007:1).
Bu adan ele alnd zaman hareketsiz yaam tarznn ve
hareketsiz yaam tarzndan kaynaklanan salk problemlerinin
nemli kresel sorunlarn banda geldii sylenebilir.
lkemizde de son yllarda bata T.C. Salk Bakanl olmak
zere birok kurum ve kurulu fiziksel aktivitenin nemine
dikkat ekmektedir. Ayrca lke genelinde toplumun fiziksel
aktivite dzeyini arttrmaya ynelik aratrma ve gelitirme
almalar hzlanmaktadr. Bu aratrmada da kresel bir sorun
olan hareketsiz yaam tarznn nedenleri, hareketsiz yaam
tarznn ortaya kard salk sorunlar ve sz konusu salk
sorunlarnn en aza indirilmesinde fiziksel aktivitenin nemi
zerinde durulmutur.
2. FZKSEL AKTVTE KAVRAMI
nsan
organizmas
yaamsal
faaliyetlerini
srdrebilmek ve bireysel birok ihtiyacn karlamak iin
hareket etmek zorundadr (anl, 2008:4). Fiziksel aktivite,
iskelet kaslarnn kaslmas ile enerji harcamasnn ortaya
kmasdr. Burada ortaya kan enerji, insanlarn dinlenme
durumundaki tkettikleri enerji miktarndan daha fazlasn
tketmeleridir. Bu erevede insanlarn dinlenme halleri dnda
yaptklar ve ekstra enerji tketimine katk salayan bata spor
etkinlikleri olmak zere fiziksel etkinlik ieren tm serbest

2365

zaman faaliyetleri fiziksel aktivite olarak deerlendirilebilir


(Taknz, 2011:7).
Spor veya kassal zorlanma gerektiren aktivitelerin
yannda, gnlk yaamn bir paras olan birok aktivite de
fiziksel aktivite kapsamnda deerlendirilir. Bu balamda
merdiven kma, yrme veya alverie gitme gibi etkinlikler de
fiziksel aktivite olarak nitelendirilir (Soyuer ve Soyuer, 2008).
Literatrde yer alan bu bilgilere gre, fiziksel
aktivitenin enerji harcama dzeyi ile yakndan ilikili olduu
grlmektedir. Eer bir kii dinlenme halindeki enerji
tketiminin zerinde ekstra enerji tketimi yapm ise fiziksel
aktivite olarak nitelendirilen bir eylem yapm demektir. Bu
balamda insanlarn fiziksel olarak daha aktif olmalar iin
mevcut yaam tarzlarna daha fazla hareket katmalar yeterli
olacaktr.
3. HAREKETSZ YAAM TARZI
Hareketsiz yaam tarz gnmz toplumunu tehdit eden
birok salk sorununu beraberinde getirmektedir. Bu nedenle
hareketsiz yaam tarznn nlenmesi iin gerekli nlemlerin
alnmas byk bir zorunluluktur. Bu noktada ncelikli olarak
hareketsiz yaam tarzna neden olan unsurlarn belirlenmesi
gerekmektedir. Tespit edilen problemlerin en aza indirilmesi iin
gerekli almalarn da yaplmas olduka nemlidir. Ayrca
hareketsiz yaam tarznn neden olduu salk sorunlarnn neler
olduu konusunda toplumlarn bilinlendirilmesi gerekmektedir.
Bu balamda aratrmann bu blmnde hareketsiz yaam
tarzna neden olan temel unsurlar ile hareketsiz yaam tarznn
ortaya kard baz salk sorunlar zerinde durulmutur.
3.1.Hareketsiz Yaam Tarznn Nedenleri
ocuklar zerinde yaplan aratrmalarda hareketsiz
yaam tarznn ortaya kmasnda teknolojik gelimelerin etkili
olduu belirtilmitir. Son yllarda ocuklarn televizyon ve
bilgisayar banda geirdikleri srenin artt ve bu durumun
hareketsiz yaam tarzn arttrd belirtilmitir (Taknz,
2011:12). Bunun yannda gnmz eitim sistemi ierisinde
beden eitimi ders saatlerinin azaltlm olmas, ocuklarn ve
genlerin byk bir blmnn snavlara hazrlanmak iin ders

2366

d zamanlarnda dershaneye gitmeleri gibi unsurlar da zellikle


ocuk ve genlerin hayatndaki hareket orann azaltmaktadr.
Teknolojik gelimeler sadece ocuklarn deil, ayn
zamanda toplumun her kesiminin hareket orannn azalmasna
neden olmaktadr. nsanlarn ok yakn mesafelere bir arala
gitmeleri, merdiven kmak yerine asansr kullanmalar, serbest
zamanlarn bilgisayar banda geirmeleri gibi unsurlar
hareketsiz yaam tarzna neden olmaktadr. Bu balamda
teknolojik gelimelerin insan hayatna saladklar yararlarn
yannda yeni salk sorunlarn da beraberinde getirdii
grlmektedir.
Hareketsiz yaam tarzna neden olan unsurlardan birisi
de yallktr. nsan organizmas yallk srecine girdikten sonra
fiziksel etkinlik dzeyinde azalma meydana gelir. Bunun temel
nedeni yalanma ile birlikte baz vcut fonksiyonlarnn alma
kapasitelerinde d meydana gelmesidir. Bunun yannda yal
bireylerin fiziksel aktiviteye katlmlarn arttrmaya ynelik
nlemlerin yetersiz olmas da yal bireylerde hareketsiz yaam
tarzndan kaynaklanan salk sorunlarn arttrmaktadr. Hatta
yal bireylerin birou herhangi bir hastala yakalanmad
srece fiziksel aktivite yapmamakta, sadece salk sorunlar
ortaya kt zaman doktor kontrolnde rehabilitasyon amacyla
fiziksel aktiviteye ynelmektedirler.
Gnmzde zellikle spor kltr olmayan toplumlarn
dzenli fiziksel aktivite yapma alkanlklarnn bulunmamas,
bunun yannda fiziksel aktivitenin yararlar hakknda yeterli bilgi
dzeyine sahip olunmamas gibi unsurlar da hareketsiz yaam
tarznn artmasna neden olmaktadr. lkemizde de spor
kltrnn olumamasndan dolay zellikle ocuklarn ve
genlerin fiziksel aktiviteye ynlendirilme oranlarnn dk
olduu grlmektedir. Baz durumlarda ocuklarn ve genlerin
serbest zamanlarnda fiziksel aktiviteye katlmalarna neden olan
unsurlar farkllk gsterebilmektedir. rnein kz ocuklar, baz
ahlaki kayglar ve sosyal basklar nedeniyle aileleri tarafndan
spor etkinliklerine gnderilmemektedirler. zellikle sosyoekonomik yaps dk olan ailelerde ise erkek ocuklarnn okul
d zamanlarnda aile ekonomisine ek gelir salamak iin i
hayatna ynlendirilmesi fiziksel aktiviteye katlmn nndeki
sorunlarn banda gelmektedir.

2367

Yerleim yerleri ierisinde halkn kullanabilecei spor


alanlarnn yetersiz olmas ve insanlarn serbest zamanlarn
deerlendirebilecekleri ortamlarn kstl olmas da hareketsiz
yaam tarzna neden olan dier bir unsurdur. zellikle krsal
kesimde yaayan insanlara ynelik olarak yaplan spor
alanlarnn yetersizlii blgedeki insanlarn serbest zamanlarnda
fiziksel aktivite yapma dzeylerini olumsuz ynde
etkilemektedir.
3.2.Hareketsiz Yaam Tarznn Sonular
Hareketsiz yaam tarzndan ve fiziksel aktivite
eksikliinden kaynaklanan salk sorunlarna hipokinetik
hastalklar denilmektedir. Bu hastalklarn banda obezite
gelmektedir. Hareketsiz yaam tarzndan kaynaklanan salk
sorunlarndan birisi olan obezite ile ilgili yaplan aratrmalarn
says her geen gn artmaktadr. zellikle ocukluk a
obezitesine ynelik bilimsel aratrmalarn son yllar ierisinde
olduka fazla olduu grlmektedir. Bu durum akademik
evrelerin konunun nemini fark ettiklerini gstermektedir (Yan,
2007:4).
zellikle yallar zerinde yaplan almalarda
hareketsiz yaam tarznn ve beraberinde ortaya kan obezitenin
yksek lm oranna, daha yksek kalp-damar hastalklar
riskine, inme ve kolon kanserine yakalanma olaslnn
artmasna, tip II diyabet ve hipertansiyon riskinin artmasna
neden olduu belirtilmitir (Toraman ve ark., 2002:91).
Literatrde yer alan bu bilgilere gre hareketsiz yaam
tarznn insan saln birok adan olumsuz ynde etkiledii
grlmektedir. Bu nedenle hareketsiz yaam tarzndan
kaynaklanan sorunlarn en aza indirilmesi iin ok ynl bir
alma yaplmasna ihtiya vardr.
4.
HAREKETSZ
YAAM
TARZINDAN
KAYNAKLANAN
SALIK
SORUNLARININ
NLENMESNDE FZKSEL AKTVTENN NEM
Hareketsiz yaam tarzndan kaynaklanan salk
sorunlarnn banda gelen koroner damar rahatszlklar, yksek
tansiyon ve kolesterol, kalp ve akcier veriminde azalma, kes
kuvvet ve esnekliinde d, kemik ve eklem rahatszlklar,

2368

kilo art ve stres oluumunun nlenmesinde fiziksel aktiviteye


katlm olduka nemlidir (anl, 2008:2).
Hareketsiz yaam tarzna neden olan unsurlardan bir
tanesinin de yalanma sreci olduu yukarda belirtilmitir. Yal
bireylerde fiziksel aktivite yetersizliine bal olarak ortaya
kan salk problemlerinin en aza indirilmesinde ve birok
kronik hastaln tedavi srecinde fiziksel aktivite sklkla
bavurulan bir yntemdir (Soyuer ve Soyuer, 2008:221).
Literatrde yer alan birok aratrmada da fiziksel
aktiviteye katlmn fiziksel ve ruhsal sal olumu ynde
etkiledii (Rovio ve ark, 2005:705; Penedo ve Dahn, 2005:189;
Paluska ve Schwenk, 2000:167), diyabet oluuma riskini azaltt
(Bauman, 2004:6), kalp-damar sisteminin gelimesine ve sz
konusu hastalklarn olumasn engel olduu (Sesso ve ark.,
2000:975; Lee ve ark., 2001:1447), kansere bal lm orann
azaltt (Meyerhardt ve ark., 2006:3527) ve obeziteyi nlemede
olduka etkili bir yntem olduu (Janssen ve ark., 2005:123)
belirtilmitir.
Sonu olarak, toplum salnn gelitirilmesinde ve
toplumda hareketsiz yaam tarzna bal olarak ortaya kan
salk sorunlarnn en aza indirilmesinde fiziksel aktiviteye
katlm olduka nemlidir. Bu nedenle devletlerin bata ocukluk
dneminde bulunan bireyler olmak zere topluma dzenli olarak
fiziksel aktivite yapma alkanl kazandrmas gerekmektedir.
Ayrca toplumda hareketsiz yaam tarzna neden olan unsurlarn
en aza indirilmesi iin de gerekli tedbirler alnmaldr.

2369

KAYNAKLAR
BAUMAN, A.E. (2004). Updating The Evidence That Physical
Activity s Good For Health: An Epidemiological
Review 20002003, Journal of Science and
Medicine in Sport, 7(1), 6-19.
CNDA, A. (2001). Yallarda Egzersiz Uygulamasnn Genel
lkeleri, Geriatri, 4(2), 77-84.
JANSSEN, I., KATZMARZYK, P.T., BOYCE, W.F.,
VEREECKEN, C., MULVHLL, C., ROBERTS, C.,
CURRE, C. and PCKETT, W. (2005). Comparison
Of Overweight And Obesity Prevalence n School
Aged Youth From 34 Countries And Their
Relationships With Physical Activity And Dietary
Patterns, Obesity Reviews, 6(2), 123-132.
LEE, I.M., REXRODE, K.M., COOK, N.R., MANSON, J.E. and
BURNG, J.E. (2001). Physical Activity and
Coronary Heart Disease in Women: Is No Pain, No
Gain Passe?, JAMA, 285(11), 1447-1454.
MEYERHARDT, J.A., GOVANNUCC, E.L., HOLMES,
M.D., CHAN, A.T., CHAN, J.A., COLDTZ, G.A.
and FUCHS, C.S. (2006). Physical Activity And
Survival After Colorectal Cancer Diagnosis, Journal
Of Clinical Oncology, 24(22), 3527-3534.
PALUSKA, S.A. and SCHWENK, T.L. (2000). Physical
Activity And Mental Health. Sports Medicine, 29(3),
167-180.
PENEDO, F. J. and DAHN, J. R. (2005). Exercise And WellBeing: A Review Of Mental And Physical Health
Benefits Associated With Physical Activity, Current
Opinion n Psychiatry, 18(2), 189-193.
ROVO, S., KREHOLT, I., HELKALA, E. L., VTANEN,
M., WNBLAD, B., TUOMLEHTO, J., SONNEN,
H., NSSNEN, A. And KVPELTO, M. (2005).
Leisure-Time Physical Activity At Midlife And The
Risk Of Dementia And Alzheimer's Disease, The
Lancet Neurology, 4(11), 705-711.

2370

SESSO, H. D., PAFFENBARGER, R. S. and LEE, I. M. (2000).


Physical Activity And Coronary Heart Disease n
Men The Harvard Alumni Health Study, Circulation,
102, 975-980.
SOYUER, F. and SOYUER, A. (2008). Yallk ve Fiziksel
Aktivite, nn niversitesi Tp Fakltesi Dergisi,
15(3), 219-224.
ANLI, E. (2008). retmenlerde Fiziksel Aktivite DzeyiYa, Cinsiyet ve Beden Kitle ndeksi likisi,
Yksek Lisans Tezi, Gazi niversitesi Eitim
Bilimleri Enstits, Ankara.
TAKINZ, C. (2011). 9-11 Ya lkretim rencilerinin
Fiziksel Aktivite Dzeyinin Yaa ve Cinsiyete Gre
Aratrlmas, Yksek Lisans Tezi. Mula
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Mula.
TORAMAN, F., YAMAN, H., AHN, G., AYEM, N. ve
MURATLI, S. (2002). 9 Haftalk Bir Antrenman
Programnn Yallarn Beden Bileimleri zerine
Etkisi, Geriatri, 5(3), 91-96.
YAN, Y. (2007). 10-13 Ya ocuklarda, Sosyo-Ekonomik
Yapnn Fiziksel Aktivite ve Fiziksel Uygunluk
Dzeyine Etkisi, Yksek Lisans Tezi, Marmara
niversitesi Salk Bilimleri Enstits, stanbul.

2371

2372

TRKYEDE MEDKAL TURZMNN GELMN


ETKLEYEN FAKTRLER: NTEL VE TANIMLAYICI
BR ARATIRMA
r. Gr. Dr. Vahit YT*
ZET
Medikal turizm dnya apnda gelimekte olan bir
sektrdr. Gnmzde, 50den fazla lkede medikal turizmin
ulusal bir endstri haline geldii tespit edilmitir. Hindistan,
Tayland, Singapur, Malezya gibi Asya lkeleri popler medikal
turizm yerleri olmasna ramen, Trkiye medikal turizmde
istenilen seviyeye ulaamam ve medikal turizm pazarndan
yeterince pay alamamtr. Bu almann amac, Trkiye'de
kamu sektrnde medikal turizmin geliimini etkileyen
faktrlerin tespit edilmesidir. Aratrma Trkiyede kamu
hastanelerinde yrtlmtr. Aratrmada nitel ve tanmlayc
aratrma yntemi benimsenmitir. Nitel veriler hastane
yneticileri ile derinlemesine grerek elde edilmitir.
Aratrma sonularna gre Trkiyede kamu sektrnde medikal
turizmin geliimine etki eden temel faktrler, imaj problemi,
tantm eksiklii, salk politika ve dzenlemeleri, kapasite
problemleri, uzman/igc eksiklii, dil ve iletiim problemleri,
turistik tesis azl ve hastane alt yap problemleri olarak tespit
edilmitir.
Anahtar Kelime: Medikal Turizm, Turizm Geliimi,
Salk
FACTORS AFFECTING THE DEVELOPMENT OF
MEDICAL TOURISM IN TURKEY: A QUALITATIVE
AND DESCRIPTIVE RESEARCH
ABSTRACT
Medical tourism is a burgeoning industry in the world.
Nowadays, over 50 countries have been identified medical
tourism as a national industry. Although Asian countries where
India, Thailand, Singapore and Malaysia popular medical
tourism destination, medical tourism in Turkey has not reached
the desired level and and could not get enough share of the

2373

medical tourism market. The aim of this study is to determine the


factors influencing the development of medical tourism in
Turkey. This research was carried out at public hospitals in
Turkey. This study was adopted qualitative and descriptive
research method in this study. Qualitative data were collected
through in-depth interviews with managers. The results of the
research revealed that image problem, lack of promotion,
capacity problems, health policies and regulations,
specialist/labor shortages, language and communication
problems, lack of tourist facilities and nfrastructure problems are
main factor the development of medical tourism in Turkey.
Key Words: Medical Tourism, Tourism Development,
Health
1. GR
Salk turizmi bileeni olan medikal turizm bata
gelimi lkeler olmak zere dnya nfusunun giderek
yalanmas bal olarak hastalk yknn ve tedavi maliyetinin
artmas, hem sosyal gvenlik sistemlerini hem de tedavi
giderlerinin tamamn veya bir ksmn deyen kiileri zor
durumda brakmtr (Tengilimolu, 2013:8). lkelerin salk
hizmeti sunumunda yaanan; eriim ve uzun bekleme sreleri,
salk hizmetlerinin maliyetinin yksek oluu, tbbi bakm
kalitesinin dk olmas (Yldrm ve Altunkaya, 2006)
mahremiyet gibi problemler insanlarn baka lkelerde salk
hizmeti almasna sebep olmutur. Ulam imkanlarnn artmas,
bilgi teknolojilerinin gelimesi ve yurt dndaki hastaneler
hakknda kolay bilgi elde edebilmeleri (Tengilimolu, 2013:8;
Brch vd. 2010:604) salk hizmetine ihtiya duyanlar eitli
lkelere medikal amal seyahat etmelerini salamtr. Bu
kapsamda deerlendirdiimizde insanlarn bir baka lkeden
salk hizmeti almasnn nedenlerini yle sralayabiliriz (SB;
2014);
lkesinde yksek teknolojili salk hizmetleri ve
profesyonel insan kaynaklarnn azl veya yokluu,
Tedaviyle birlikte tatil yapma arzusu,
Salk hizmetlerinin kendi lkelerinde pahal olmas,

2374

ok daha kaliteli salk hizmeti almak istenmesi,


Kendi lkesinde herhangi bir sebepten dolay
ameliyatnn
bilinmesini,
istenmemesi
(Estetik
Cerrahisi, infertilite tedavisi vb.)
lkesinde iklim ve corafi olarak tatil iin kstl imkan
olduu durumlarda yaplan turizm hareketlilii
Kronik hastalarn, yallarn ve engellilerin baka
ortamlara gitme ve tedavi olma isteklerinin olumas,
Uyuturucu ve farkl bamllklar olan kiilerin farkl
veya daha uygun ortamlarda olma istekleri,
Kiinin hayata tutunma ve yaam istei
Gelimekte olan lkeler gelirlerini artrmak, istihdam
olanaklarn artrmak, medikal turizmi bir ara olarak
grmektedirler. Medikal turizm, globalleen dnyada insanlarn
uzun mesafedeki lkelere medikal tedavi olabilmek iin seyahat
etmesini ve ayn zamanda birer tatilci olmalarn ifade eden bir
kavramdr (Aydn vd.,2011:22; Trunkey 2008). Bu kapsamdaki
salk hizmetleri sunmada Dnyada en ok turist eken lkeler
arasnda Trkiyenin olmas (UNWTO, 2013:6) medikal
turizmimden beklentisini olduka ykseltmitir. nk bat
lkelerinde hasta bekleme sresinin ok uzun olmas, salk
hizmetlerinin pahal olmas ve sigorta kapsamlarnn daralmaya
balamas, Afrika ve dou blgelerde bulunan komu
lkelerimizin birounda kaliteli salk hizmeti, yetimi insan
kayna ve ileri teknoloji kullanm asndan daha ileri olmas
bu alanda Trkiyeyi cazip ve avantajl konuma (Kaya vd.,
2013:15) getirmitir.
Dnya Turizm rgtnn (World Tourism
Organisation/WTO) verilerine gre Trkiye dnya gelen turist
saysnda 2012 ylnda 35,7 milyon turist ile 6. srada yer
almaktadr. (Tablo 1). turizm gelirleri arasnda ise 10uncu.
srada yer almaktadr (UNWTO, 2013). Bu kapsamda
deerlendirildiinde Medikal turizmi alannda dnyadaki artan
talep ve bu talebin yaratt ekonomik hacmin yannda Trkiye
de mevcut potansiyelini artrmak suretiyle bu pazardan ald
payn stne kma isteindedir (Aydn vd.,2011:15).

2375

Tablo 1: Dnya Turizm Tatil Yerleri


lkeler

Milyon Turist

Deiim (%)

2011

2012

2012/2011

1.

Fransa

81,6

83,0

1,8

2.

ABD

62,7

67,0

6,8

3.

in

57,6

57,7

0,3

4.

spanya

56,2

57,7

2,7

5.

talya

46,1

46,4

0,5

6.

Trkiye

34,7

35,7

3,0

7.

Almanya

28,4

30,4

7,3

8.

ngiltere

29,3

29,3

-0,1

9.

Rusya Fed.

22,7

25,7

13,4

24,7

25,0

1,3

10. Malezya

Kaynak: UNWTO, 2013:6)


2. MEDKAL TURZM
Dnya turizm hareketlerinde nemli bir pay sahibi olan
Trkiye, alternatif turizm eitlerini artrmak suretiyle turizm
sektrndeki rekabet gcn de artrmaktadr. zellikle salk
turizmi alannda nemli saylabilecek bir alt yapnn kurulmas,
gerek termal kaynaklar gerekse de yetimi personelin varl,
Trkiyenin salk turizmi sektrnde nemli bir rol
oynayacana iaret etmektedir (Aydn vd.,2011:22). nsanlarn
daha kaliteli ve dk maliyetli salk hizmetlerini dier
lkelerde aramas salk turizmini ortaya karmtr
(Cohen,2013:279; Connell,2013). Salk turizmi, bir lkeden
dier lkeye salk hizmeti alnmak iin seyahat edilmesi olarak
tanmlanmaktadr (Cohen, 2013:269). Dnyada salk turizmi
son yllarda hzla ykselen bir trend olup ok
nemli bir alternatif turizm eididir. Salk turizmi; medikal
(tbbi) turizm, termal-SPA/wellness turizmi, yal ve engelli
turizmi olmak zere turistlerin ihtiya ve beklentileri, kullanlan
kaynaklarn farkll nedeni ile eidi bulunmaktadr (Aydn
vd.,2011 z, 2009). Medikal turizm salk turistinin iyilik
halinin gelimesi iin yaplan tbbi uygulamalar kapsamaktadr.

2376

Hastaln iyiletirilmesi durumu; tbbi check-up, salk


taramas, di tedavisi, kalp ameliyat, protez taklmas, kanser
tedavisi, nroirurji, organ nakilleri ve nitelikli tbbi
mdahaleleri gerektiren dier ilemleri kapsamaktadr
(Tengilimolu ve Kahraman, 201; Aydn vd, 2012:14;
Cohen,2013:279; Connell,2013:1-2; Masoud vd. 2013).
Salk Bakanlnn medikal turizme ilikin 2013-2017
yl stratejik plannda salk turizmi ile ilgili ama ve hedef
belirlemitir. Buna gre amalar arasnda Trkiyenin
ekonomik ve sosyal kalknmasna ve kresel sala katk arac
olarak salk sistemini gelitirmeye devam etmek yer alrken
hedeflerinden birisi ise Trkiyede salk turizmini
glendirmektir olarak belirlenmitir (SB,2012:112). Bu ama
ve hedefe ulaabilmek iin Salk Bakanl medikal turizm
tevik edici salk politikalar benimsemektedir. Trkiyede
salk hizmeti alan uluslararas hasta says 2011 ylnda 156.176
iken 2012 ylnda bu say yaklak olarak 262.000 olarak % 68
(Kaya vd.,2013:20) artarak salk turizminde byk bir ivme
kazanmtr. Medikal turizm yakn gelecekte lkeler ve blgeler
arasnda rekabet avantaj salayabilecektir. Kresel salk
hizmeti sunumunda sadece hastalar deil, hekimler, salk
kurulular tamamlayc salk hizmetleri (outsourcing ile) ve
bilgi snrlar aacaktr (Jagyasi, 2010:9; York, 2008:99).
Yaplan aratrmalara gre medikal turizminde lider
lkeler srasyla Hindistan, Tayland, Singapur, Amerika Birleik
Devletleri ve Malezya olarak belirtilmektedir. Ancak bu lkeler
iinde medikal turizmin merkezi olarak Hindistan kabul
edilmektedir. Gnmzde Hindistanda tedavi maliyetleri dk
ve enfeksiyon riski yksek ameliyatlarn baar oranlar dnyann
akredite olmu en iyi hastaneleri ile karlatrlabilir hale
gelmitir (Connel,2006:5; Bookman ve Bookman, 2007).
Hindistandaki en byk zel uluslararas zincir salk grubu
Apollo 2004 ylnda 37 tane hastanesi, Kuveyt, Sri Lanka ve
Nijeryadaki hastaneler ile stratejik ortakl bulunmakta ve
Dubai, Banglade, Pakistan, Tanzanya, Gana, Filipinler, Londra
ve Chicagodaki byyen zel hastaneler ile stratejik ortakl
planlamaktadr (Connel, 2006: 7) Heung vd., (2010:997)
tarafndan yaplan bir baka aratrmada medikal turizm
endstrinsin arz ve talep modelini oluturmutur. ekil 1de
grlecei zere bu modele gre medikal turizm talebi lke

2377

seimleri, hastane ve hekim seimlerinden etkilenmektedir.


Modelin arz ynn ise alt yap/st yap, tantm, kalite ve
iletiim faktrleri oluturmaktadr
ekil 1: Medikal Turizm Arz ve Talep Modeli

Kaynak: Heung vd., 2010:997


Smith ve Forgione (2007) tarafndan yaplan bir
almada (ekil 2) ise salk kuruluu ve destinasyon seimini
etkileyen faktrleri tespit etmitir. Buna gre medikal turizmde
uluslararas lke seiminde ekonomik artlar, politik iklim,
salk politikalar yer alrken, uluslararas salk kuruluunun
seiminde; maliyet, hekim deneyimi, tbbi bakm kalitesi ve
akreditasyon nemli faktrler arasnda yer almaktadr (Heung,
Kucukusta, and Song, 2010:241; Gill ve Singh, 2011; Mitka,
2009.). Gan and Frederick (2011) medikal turizm hastasnn

2378

gidilecek lkedeki salk kuruluunu tercih ederken (1) kendisi,


(2) danman firma, (3) sigorta irketi veya (4) bir yurtd salk
kuruluu gibi araclar kullandn ifade etmektedir (Aydn
vd.,2012:72).
ekil 2: Medikal Kuruluu ve Destinasyon Seimini Etkileyen
Faktrler

Kaynak: Smith and Forgione, 2007; Aktaran, Heung, Kucukusta


ve Song, 2010:241
Mckinsey irketi tarafndan yaplan bir aratrmada
medikal turizm iin insanlarn baka lkelere seyahat
etmelerindeki nedenleri arasnda; % 40 en iyi teknoloji, %32 en
iyi kalitede tbbi tedavi ve medikal uygulamalar, %15 daha hzl
eriim, % 9 en dk maliyet, %4 istee bal uygulamalar iin
dk maliyet faktrlerini ifade etmektedirler. (Ehrbeck at al.,
2008:4). Connel (2006:1) tarafndan yaplan bir aratrmada ise
medikal turizm tedavi maliyetlerinin dk olmas, tp
teknolojisinin gelimesi, dk ulatrma giderleri ve internet
zerinden salk hizmetlerinin pazarlanmas nedeniyle baka
lke insanlar tarafndan tercih edildiini ifade etmektedir. Bu
kapsamda medikal turizm kapsamnda bir salk hizmetinin
tercih edilebilmesi iin; denebilirlik, eriilebilirlik, uygunluk,
bakm kalitesi, turizm unsuru, mahremiyet (SB, 2011:40) gibi

2379

faktrlerin medikal turist asndan bir yarar olmas


gerekmektedir. Aydn vd. (2011:57) tarafndan hazrlanan
Trkiyede medikal turizm raporunda ise hastanenin n ve fiyat
faktrlerinin hastaneleri tercih etmede en nemli faktrler
olduunu ifade edilmekte ve nceki hastalarn tavsiyesi ve
tutundurma faaliyetlerinin etkinliinin de st sralarda yer ald
ifade edilmektedir. Bylelikle medikal turistler dnyann en
nemli turistik meknlarnda tatil yapmann yan sra yksek
kalite ve dk maliyetli tedavi olma frsatn elde etmektedirler
(Heung vd.,2010:996; Hanefeld vd.2013 ). Bu kapsamda
deerlendirildiinde tedavi maliyetleri nemli bir faktrdr.
lkeler baznda medikal turizm tbb tedavi fiyat karlatrlmas
Tablo 2de verilmitir.
Tablo 2: lkeler Baznda Medikal Turizm Tbb Tedavi Fiyat
Karlatrlmas (ABD $)
svire

ngiltere

srail

Hindistan

Singapur

Tayvan

Almanya

Tayland

Trkiye

ABD

8.666

30.000

27.770

44.596

11.750

25.000

25.000

47.794

7.000

17.150

15.840

19.899

9.350

7.833

12.950

20.600

20.432

11.781

10.725

11.644

10.500

12.500

N/A

11.00014.000

11.200

30.00033.000

17.335

10.000

10.750

40.000

8.000

11.000

16.950

45.000

Diz
Replasman

7.500

11.37515.000

58.250

Kala
Replasman

27.500

129.750

Kalp Kapa
Replasman

18.900

Kalp Bypass
Ameliyat
(CABG)

2380

N/A

4.950

7.551

40.000

90.000

250.000

200.000

4.375

2.000

3,500

20.000

11.000

9.000-10.500

4.250

10.000
2.700

5.500-7.00

5.200

10.100

2.500

250.000

250.000

2,500

20.000

3.000

4.376

50.00060.000

35.000

Histerektomi

7.000

4,500

Gastrik
Bypass

50.00060.000

1.200

40.00070.000

Rinoplasti

4.000

3.333

300.000

Kemik lii
Transplantasy
onu

9.000

Liposuction

Kaynak: http://www.healthinturkey.org/en-EN/Price.aspx; Lunt


et.al., 2012:12
3. GERE VE YNTEM
3.1. Aratrmann Amac ve nemi
Trkiyede medikal turizm kapsamnda gelen hastalarn
%90 zel hastaneleri tercih ederken, % 9u kamu hastanelerini
tercih etmektedir. Bu nedenle Trkiye'de medikal turizmin zel
sektre gre kamu sektrnde dk olmasnn nedenlerini tespit
etmek olduka nem arz etmektedir. Aratrmann amac,
Trkiye'de kamu sektrnde medikal turizmin geliimini
etkileyen faktrlerin tespit edilmesi amalanmtr. Ayrca
aratrmada Trkiyede medikal turizm kapsamnda hasta says,
bavurduklar hastanelerin trlerine gre dalm, en fazla tercih

2381

edilen iller ve ve en ok hangi salk hizmetinin tercih edildiini


tespit edilmesi amalanmtr. Literatrde medikal turizm
gelimesine etki eden birok aratrma bulunmasna ramen
Trkiyede tespit edilememitir. Bu nedenle aratrmann
medikal turizmin gelimesine etki eden faktrlerin tespit
edilmesi asndan hastane yneticilerine ve salk politikas
belirleyicilerine destek salamas asndan nemlilik arz
etmektedir.
3.2. Aratrmann Snrllklar ve Varsaymlar
Aratrmann nitel blmnde katlmclar ile yaplan
grmeler, grme yapmak iin hazrlanm yar
yaplandrlm grme formu, grme kaytlar ve nitel
aratrmann doas gerei aratrmacnn akademik deneyimi ile
snrldr. Aratrma kapsamnda katlmclarn aratrma
sorularna verdikleri cevaplar doru ve gerek durumu yanstt
varsaylmaktadr.
3.3. Nitel Aratrma Deseni
Aratrma kapsamnda Trkiyede kamu sektr salk
kurulularnn medikal turizm kapsamnda neden tercih
etmediklerini nitel metotla tespit edilmeye allmtr. Bu
nedenle ncelikle medikal turizm ile ilgili literatr taramas
yaplmtr. Nitel aratrmalarda sk kullanlan bir veri toplama
yntemi grme teknii (Yldrm ve imek, 2013:147;
Mil,2007:3). olduu iin bu yntem tercih edilmitir. Grmede
yar yaplandrlm sorular ile kamu sektrnde medikal turizm
gelimesini etkileyen faktrlerin belirlenmesi tespit edilmeye
allmtr.
3.4. Aratrmann Evren ve rneklemi
Nitel aratrmada rneklemin geni olmas, gerek
aratrma kaynaklarnn snrll, gerekse kullanlan bilgi
toplama ve analiz yntemlerinin zellii nedeniyle ok sayda
bireyi aratrma rneklemine dahil etmek gereki olmamaktadr
(Yldrm ve imek, 2013). Nitel aratrmalar, aratrma yaplan
kiilerin sahip olduklar deneyimlerinden faydalanlarak,
btncl bir yaklam ve tmevarmc bir analiz yaplmasna
olanak salamaktadr (Yldrm ve imek, 2013). Bu nedenle
aratrmann evrenini Trkiyede medikal turizm ile ilgili
stanbul, Antalya, zmir, Ankara, Mula, Aydn, Adana ve

2382

Kocaeli illerinde grev yapan kamu salk kurulular


yneticileri oluturmaktadr. Aratrmada rneklem ekilmemi
bu illerde yer alan ve grmeyi kabul eden 12 hastane yneticisi
ile ubat-Nisan 2014 tarihleri arasnda grlmtr Bu
yneticilerin altklar hastaneler Trkiyede kamu salk
kurulularna bavuran medikal turistlerin %78ni temsil
etmektedirler.
3.5. Verilerin Toplanmas ve Analizi
Bu almada nitel aratrma teknii ile tanmlayc
aratrma yntemi kullanlmtr. Aratrmada nitel veriler, yar
yaplandrlm grme teknii grme teknii ile toplanmtr.
Trkiyede medikal turizm ile ilgili kiiler ile grmeler
gerekletirilmitir. Bu kapsamda ubat-Nisan 2014 tarihleri
arasnda 12 kii yaplan grmeler sonucunda elde edilen veriler
analiz edilmitir. Analiz sonucu Trkiye de kamu sektrnde
medikal turizm gelimesini etkileyen faktrler belirlenmitir.
Aratrmann tanmlayc blmnde ise Salk Bakanl Tedavi
Hizmetleri Genel Mdrl tarafndan yaplan Medikal Turizm
Aratrmas (Aydn vd., 2011) ile Salk Bakanl Salk
Hizmetleri Genel Mdrl Salk Turizmi Daire
Bakanlnn Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu
(Kaya vd.,2013) sonularndan elde edilmitir. Aratrma deseni
gerei her grme alnan notlar ile birlikte dkm haline
getirilmitir. Toplanan bilgilerin tasnifinde verilen bilgilerin
gruplandrlmasna ve nicelletirilerek tablolatrlmasnda
betimsel analiz tekniinden yararlanlmtr
4. BULGULAR
4.1. Tanmlayc Aratrma Bulgular
Son yllarda bata evre lkeler olmak zere Orta Asya,
Orta Dou, Afrika lkeleri ve birok Avrupa lkelerinden hatta
ABDden yz binlerce hasta tedavi olmak iin lkemize
gelmektedir. ekil 3de salk turizmi kapsamnda yllara gre
salk hizmeti alan uluslararas hasta dalm verilmitir. Kamu
Salk Kurulularna gelen hasta says 2012 ylnda 43.368e
ulamtr. 2011 ylnda zel Salk Kurulularna gelen hasta
says ise 114.329 iken 2012 ylnda bu say yaklak olarak 2 kat
artm ve 218.632e ulamtr.

2383

ekil 3: Trkiyede Salk Hizmeti Alan Uluslararas Hasta


Saylar, 2012

Kaynak:
http://saglik.gov.tr/SaglikTurizmi/belge/124204/turkce-saglik-turizmi-ozet-bilgi-2013.html
ekil 4de grlebildii zere uluslararas hastalar %
83lk oran ile en fazla zel hastaneleri tercih ederken, % 10
devlet hastanesi %5 eitim ve aratrma hastanesi, 1lik oran ile
de en az niversite hastanelerini tercih etmektedirler.
ekil 4: Uluslararas Hastalarn Bavurduklar Hastane Trleri,
2012
Devlet Hastanesi

0,30%
1,10%

10,40%
5,00%

Eitim ve Aratrma
Hastanesi
zel Hastane

83,20%

Devlet niversitesi
Hastanesi
Vakf niversitesi
Hastanesi
Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya
vd., 2013:26).

2384

ekil 5te grlebildii zere uluslararas hastalarn


geli ekilleri verilmitir. Buna gre medikal turizm kapsamnda
gelen hastalarn %91,3 zel hastanelere bavururken, % 8,7
kamu hastanelerine bavurmutur.
ekil 5: Hastane Trlerine Gre Uluslararas Hastalarn Geli
ekilleri (2012-%)
200,0
98,2

0,0

1,5

91,3

0,00,40,0 4,92,7

kili
Anlamal
lkeler

71,7
68,1
22,47,4
15,5
12,4
1,60,5
0,90,2
0,40,0

Medikal
Turizm

SGK le
Anlamal
lkeler

Turistin
Sal

Devlet Hastanesi
Eitim ve Aratrma Hastanesi
Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya
vd., 2013:27)
ekil 6da medikal turistlerin tercih ettikleri ilk 10 zel
hastane ierisinde zel Anadolu Salk Merkezi Hastanesinin
ilk srada yer almaktadr. Bu hastane Johns Hopkins Medicine ile
stratejik ibirlii yapm olduundan marka deeri ve n
uluslararas hastalar gznde olduka yksek olduundan tercih
edilmesinde nemli bir faktr olduu dnlmektedir.
Uluslararas hastalar daha ok stanbul, Antalya ve Ankaradaki
hastaneleri tercih etmilerdir.
ekil 6: Medikal Turizmde En Fazla Bavurduklar lk 10 zel
Hastane, 2012

2385

zel Bayndr Hastanesi

3.535

zel Medicana

4.422

zel Dnya Gz

4.439

zel Bilgi Hastanesi

4.755

zel Medikal Park

4.777

zel Acbadem Maslak

5.251

zel Medical Park

5.647

zel Akdeniz Hastanesi

6.882

zel Alanya Anadolu

6.918

zel Anadolu Salk

12.299

5000

10000

15000

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:28).
ekil 7de medikal turizm kapsamnda devlet
hastaneleri arasnda en fazla tercih edilen stanbul Kartal Yavuz
Selim Devlet Hastanesinin ilk srada yer ald grlmektedir.
ekil 7: Medikal Turizmde En Fazla Bavurulan lk 10 Devlet
Hastanesi, 2012
Antalya Manavgat Devlet

137

Antalya Kemer Devlet

141

Mula Marmaris Devlet

144

Konya Dr. Faruk Skan

163

stanbul Erenky Fizik

186

Aydn Kuadas Devlet

190

anakkale Devlet Hastanesi

191

Mersin Kadn Doum ve

224

anlurfa Harran Devlet

266

stanbul Kartal Yavuz


0

1727
500

2386

1000

1500

2000

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:29).
ekil 8de medikal turizm kapsamnda Eitim ve
Aratrma Hastaneleri arasnda en fazla tercih edilen Ankara Dr.
Zekai Tahir Burak Kadn Sal Eitim ve Aratrma
Hastanesinin ilk srada yer almaktadr.
ekil 8: Medikal Turizmde Bavuran lk 10 Eitim ve Aratrma
Hastanesi, 2012
Trabzon Numune Eitim ve

110

stanbul Prof. Dr. N. Reat

114

Bursa evket Ylmaz Eitim

119

stanbul Haydarpaa

122

Antalya Eitim ve Aratrma

194

Ankara Atatrk Eitim ve

210

stanbul ili Etfal Eitim ve

271

stanbul Yedikule Gs

284

stanbul Kanuni Sultan

298

Ankara Dr. Zekai Tahir

1148

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:30).
ekil 9da medikal turizm kapsamnda niversite
hastaneleri arasnda en fazla tercih edilen Gaziantep niversitesi
ahinbey Hastanesinin ilk srada yer ald grlmektedir.
ekil 9: Medikal Turizmde En Fazla Bavurduklar lk 10
niversite Hastanesi, 2012

2387

Aydn Adnan Menderes


zmir Dokuz Eyll nv.

49
51
91

Ankara niversitesi Tp

129
131
133
155

zmir Ege niversitesi Tp


Konya Necmettin Erbakan
Antalya Bakent
Konya Bakent

231
236

Karadeniz Teknik
Edirne Trakya niversitesi

351

Gaziantep niversitesi

100

200

300

400

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:31).
ekil 10da Trkiyede medikal turistlerin tercih ettii
ilk 10 il arasnda genel turizm asndan ne kan iller stanbul,
Antalya, Ankara, Kocaeli, zmir Mula gibi iller yer almaktadr.
ekil 10: Medikal Turizm Hastalarn En Fazla Tercih Ettikleri
lk 10 l, 2012
61.309
52.147

17.357
13.354
9.981
5.5704.0623.7193.517
1.998

2388

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:35).
Medikal turizm kapsamnda gelen hastalarn kliniklere
gre dalmna Gz Hastalklar n plana kan bir kliniktir.
Onkoloji, Kardiyovaskler ve Estetik Cerrahisinin dier nemli
klinikler arasnda yer almaktadr (ekil 11).
ekil 11: Medikal Turizm Gelen Hastalarn Kliniklere Gre
Dalm, 2012
46.137

20.822
17.498
16.979
14.300
14.291
10.2669.908
6.7136.5456.003

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:39).
Medikal turizm kapsamnda gelen hastalarn klinik
baznda tercih ettikleri salk kurulularnn tm klinikler iin
ounlukla zel hastaneleri tercih ettikleri grlmektedir (ekil
12).
ekil 12: Medikal Turizmde lk 10 Kliniin Hastane Trlerine
Gre Dalm, 2012

2389

ocuk Sal

Devlet Hastanesi

Deri ve
Beyin ve Sinir
Eitim ve
Aratrma
Hastanesi

Az Di ve
Genel Cerrahi
Kadn

zel Hastane

Kulak Burun
Hastalklar

niversite
Hastanesi

Ortopedi ve
Gz Hastalklar

20000

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu (Kaya


vd., 2013:45).
Medikal turizm kapsamnda gelen hastalar Libya,
Almanya ve Irak lkelerinden geldii tespit edilmitir. Libyadan
gelen hasta saysndaki yksekliin nedeni i sava neticesinde
Trkiyede tedavilerinin salanmasdr (ekil 13).

2390

ekil 13: Medikal Turizm Kapsamnda Hastalarn Geldii lk 10


lke
2012

50.953

36.534

21.084
15.738
10.888
8.281

6.183 5.525 5.089 4.799

4.388

Kaynak: Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme Raporu(Kaya


vd., 2013:53).
Medikal turizm kapsamnda hastanelerimize bavuran
hastalarn dalmlarna bakldnda, ilk 10da yer alan tm
lkelerden gelen hastalarn yaklak %90 daha ok zel
hastaneleri tercih ettikleri grlmektedir (Kaya vd., 2013:53-55).
Medikal turizm kapsamnda hastanelerin akredite
olmas olduka nemlilik arz etmektedir (Woodhead, 2013).
Trkiyede uluslararas hastalarn % 27,4 Joint Commission
International (JCI) tarafndan akredite edilmi olan hastanelere,
% 72,6s ise akredite olmayan hastanelere bavurmutur.
Uluslararas akreditasyon belgesine sahip olan hastaneler, bu
belgeye sahip olmayan hastanelere gre 10 kat fazla uluslararas
hasta ekmitir. Bu hastalarn ou medikal turizm kapsamnda
gelen hastalardr. Ayrca 2012 yl itibaryla Trkiyede veya
daha fazla hastaneden oluan 8 grup hastanesine uluslararas
hastalarn % 30u bavurmutur. Grup hastanelere bavuran
hastalarn % 84 medikal turizm kapsamnda gelmitir.

2391

Trkiyede salk hizmeti alan yaklak 3 uluslararas hastadan


birinin grup hastaneleri tercih etmesinde, bu hastanelerin marka
deeri tayor olmasnn ve salk turizmine ynelik tantm
yapmalarnn etkili olduu dnlmektedir. Ayrca 69 grup
hastanesinden 15i ayn zamanda JCI akreditasyonuna sahiptir
(Kaya vd.,:70-72). Trkiyede Mart 2014 tarihi itibariyle JCI
tarafndan akredite edilmi toplam salk kuruluu 50dir. (JCI,
2014).
4.2. Nitel Aratrma Bulgular
Trkiyede kamu sektrnde medikal turizmin
gelimesini etkileyen faktrlerin belirlenmesine ynelik nitel
aratrma bulgular aada verilmitir.
4.2.1. Katlmclara Ait Genel Bulgular
Grmeler, aratrma rneklemi olan salk
kurulularnda grev yapan kiiler ile gerekletirilmitir.
Aratrmay kabul etmeme durumu veya grmeye baladktan
sonra yarda brakma durumlar ile katlmclarn 3 tanesi ile
grme tamamlanamam, 12 kii ile grldkten sonra
benzer ifadeler/cmleler kurulmaya balanlmas ile birlikte
grmeler
sonlandrlmtr.
Aratrma
kapsamnda
katlmclarn grev yaptklar salk kuruluu tr ya, cinsiyet,
eitim durumu gibi deikenlere ait veriler Tablo 3de
gsterilmektedir. Buna gre gre aratrmaya niversite
hastanesinden 9 kii, salk bakanl hastanesinden 3 kii ile
grlm, grmecilerin eitim durumunun byk bir
ounluunun (%92) lisansst eitim dzeyine sahip olduu ve
grmecilerin ya ortalamasnn 38 olduu tespit edilmitir.
Tablo 3: Katlmclarn Seilmi Deikenlere Gre Dalm
Deikenler

niversite Hastanesi

75

Salk Bakanl Hastanesi

25

Cinsiyet

2392

Erkek

10

83

Kadn

17

Lisans

Lisansst

11

92

Ya Ortalamas

38

Eitim Durumu

Lise

nlisans

4.2.2. Medikal Turizm Gelimesini Etkileyen Faktrler le


lgili Bulgular
Trkiyede kamu salk kurulularnda medikal turizm
gelimesini etkileyen faktrler ve alt kategorileri tespit edilmesi
amacyla yaplan grmeler sonucunda tablo 4te yer alan
bulgular tespit edilmitir. Buna gre kamu salk kurulularnn
medikal turizmin gelimesini engelleyen faktrler arasnda; imaj,
altyap eksiklii, tantm eksiklii, igc eksiklii, tedavi
maliyeti, dil ve iletiim, salk politikalar ve dzenlemeleri ve
dier temalar yer ald tespit edilmitir.
Trkiyede kamu hastanelerinin medikal turizmin
gelimesine etki eden faktrler arasnda kamu hastanelerinin
imaj algsnn farkl olduundan kaynakland grmecilerin
birou ifade etmitir. Buna gre kamu salk kurulularnn
kalitesi uluslararas hastalar gre dk olduu bilindiini veya
arac kiiler veya kurulular bu ekilde yansttn katlmclar
ifade etmektedirler. Ayrca kamu hastanelerinde zel hastanelere
gre daha fazla brokrasi ve uzun bekleme srelerinin olmas,
kamu hastanelerinin byk bir ounluunun marka deerinin

2393

olmamas, hastane ve salk sunucularnn uluslararas kabul


gren standartlarna (JCI) uymada zorlanmalar olarak
katlmclar tarafndan ifade edilmektedir.
Tablo 4: Trkiyede Kamu Salk Kurulularnda Medikal
Turizm Gelimesini Etkileyen Faktrler ve Alt Kategorileri

Kamu hastanelerin medikal turizm konusunda zel


hastanelere gre nemli bir dezavantaj ise altyap eksikliinin
bulunmasdr. zel hastanelerin bina projeleri daha ok otel
hizmetleri gibi dizayn edilmektedir. Trkiyede marka deeri
yksek olan kamu hastaneleri genellikle binalar eski yaplar olup
yeni hastane projelerine gre ok dezavantajl olduunu
grmelerde belirtilmitir. Katlmclar kamu hastanelerin temel
alt yap eksikliklerini; medikal turistler iin ayr bir hastane
binas ihtiyac olmas, hastanenin fiziksel imknlarnn
yetersizlii, hastane tbbi teknolojisinin yetersizlii veya eski
olmas, oda konforlarnn dk olmas, kilo verme gibi dier
salk programlarnn, termal/Spa wellnes programlar

2394

olmay, hastanenin fiziksel grnmnn uygun olmay ve


kamu salk kurulularnn medikal turizm konusunda tecrbe
eksiklii gibi alt temalarda gr bildirmilerdir.
Kamu hastanelerinde medikal turizmin gelimemesinin
nedenleri arasnda tantm faaliyetleri olduu tespit edilmitir.
Buna gre kamu salk kurulularnn, hastanenin uluslararas
tantmnn yaplmamas, hekimlerin yeterince tantm
yaplmamas, hastanenin internet sayfasnn yetersiz oluu,
hastane ile oteller arasnda ibirlii eksiklii, hastane ile
uluslararas seyahat irketleri arasnda ibirlii eksiklii,
hastanenin medikal turizm ile ilgili bror ve CD eksiklii,
hastann dilinde hasta rehberi olmay gibi alt temalarda
grlerini ifade etmilerdir. Yaplan aratrmalarda nitelikli
doktor ve salk personelinin kamudan daha fazla kazandklar
zel hastane ve dier salk kurulularn tercih etmeleri
nedeniyle kamu hastanelerinde nitelikli doktor ve salk
personeli eksiklii ifade edilmektedir (Aydn ve ark. 2012:20).
Bu aratrmada da katlmclarn ou kamuda medikal turizm
konusunda uzman personel eksiklii ve nitelikli hemire
eksiklii yaandn ifade etmilerdir.
Medikal turizm kapsamnda uluslararas hastalarn
tedavi maliyetlerine kar olduka duyarldr. Bu durum
genellikle gidilecek olan yer seimi genellikle gidilecek hastane
seiminde nemli bir faktrdr. Kamu hastanelerinde medikal
turizm kapsamnda uygulanacak fiyat tarifesi salk bakanl
tarafndan belirlenmektedir. Bu yzden baz tedavileri zel
hastanelerden veya baz lkelerine gre daha pahal olmas bir
dier faktr olarak ifade edilmitir.
Grme yaplan katlmclar medikal turizmin
gelimesine etki eden faktrler arasnda; hasta ile personel
arasnda yabanc dil iletiim eksiklii, hastann dilinde iletiim,
hastalarla ilgili yabanc dillere evrilmi dokmantasyon,
medikal turizmi tevik edecek salk politikalar, medikal turizm
ile ilgili devlet destei ve sbvansiyon, medikal turistleri
cezbedecek destinasyon yerleri ve yurt d hastanelerle stratejik
ibirliinde (affiliation) bulunmamas gibi problemler nemli
faktrler olarak grlmektedir. Ayrca kamuda tbbi hizmetlerin
reklam ile ilgili kstllklarn bulunmas, baz lkelerden direkt
uularn olmay, pazar ve alveri yerlerine ziyaret, ehir ii
gezi ve turlar, kltrel programlar (tiyatro, mze, sinema)

2395

yaplmamas gibi faktrler kamu salk kurulularnn medikal


turistler tarafndan tercih edilmemesine sebep olmaktadr.
Aratrma sonucunda Trkiyede Kamu Salk Kurulularnda
medikal turizm gelimesini etkileyen temel faktrler aadaki
ekilde grld gibi tespit edilmitir (ekil 14).
ekil 14: Kamu Salk Kurulularnda Medikal Turizm
Gelimesini Temel Faktrler

Dier
Salk
Politikal
ar

maj

Kamu Salk
Kurularnda
Medikal Turizmin
Gelimesini Etkileyen
Faktrler

Dil ve
letiim
Tedavi
Maliyeti

Altyap
Eksikli
i
Tantm
Eksikli
i
gc
Eksikli
i

SONU
Trkiyede Salk Bakanl verilerine gre 2012
ylnda yaklak 262.000 uluslararas hasta gelmi, bu hastalarn
169.462si medikal turist olarak tedavi amacyla gelerek
hastanelere bavurmutur Uluslararas hastalar % 83lk oran ile
en fazla zel hastaneleri tercih ederken, % 10 devlet hastanesi %5
eitim ve aratrma hastanesi, 1lik oran ile de en az niversite
hastanelerini tercih etmektedirler. Medikal turist kapsamnda
gelen hastalarn ise yaklak % 91 oranyla en fazla zel
hastaneleri tercih edildii tespit edilmitir. zel hastanelerin
tercih edilmesinde; zel salk kurulularnn kaliteli,
kurumsallam, marka deeri yksek olmas, stratejik ortaklk
yapmas, byk bir ounluunun uluslararas akredite
kurulular tarafndan akredite edilmesi, gelen hastalar ile iyi bir
iletiim kurmas, uluslar aras arenada tantm yapmas, ve zel

2396

hastanelerin bulunduu illerin tarihi eserleri, kltrel deerlere


sahip olmas nemli tercih nedenleri arasnda olduu
dnlmektedir.
Trkiyede kamu salk kurulularnda medikal turizm
gelimesini etkileyen faktrler ve alt kategorileri tespit edilmesi
amacyla yaplan grmeler sonucunda imaj, altyap eksiklii,
tantm eksiklii, igc eksiklii, tedavi maliyeti, dil ve iletiim,
salk politikalar ve dzenlemeleri gibi faktrlerin etkiledii
tespit edilmitir. Bu aratrmadan elde edilen bilgi ve bulgulara
gre kamu sektrnde medikal turizmin istenen seviyelere
kabilmesi iin aadaki belirtilen hususlar nerilmitir.
Kamu salk kurulularnn sunmu olduu salk
hizmetleri ile ilgili uluslaraars arenada tantm ve reklam
yaplmaldr.
Kamu salk kurulularnn ulusal ve uluslararas
hastane standartlarnda salk hizmeti vermeli ve bunu
belgelemelidir.
Kamu salk kurulular yurt dndan akredite edilmi
hastaneler ile stratejik ortaklklar gelitirmelidir. rnein
Trkiyede Anadolu Salk Merkezi ile Johns Hopkins Medicine
International stratejik ibirlii anlamas imzalamtr.
Trkiyede medikal turizm kapsamnda en ok tercih edilen
hastane Anadolu Salk Merkezidir. Dolaysyla byle bir
ortaklk hastanenin uluslararas hasta saysn doal olarak
artracaktr.
Medikal turizm, geleneksel turizm ve termal turizm ile
birlikte imkanlar sunulmaldr.
Medikal turizm konusunda belediye, ticaret ve sanayi
odas ve Sivil Toplum kurulular ile ortak ticari ibirlii
gelitirilmelidir.
Kamu salk kurulular medikal turizm gelitirilmesi
noktasnda yurt d sigorta irketleri ile anlamalar yaplmaldr.
Trkiyede salk kurulular medikal turizm alannda
personel yetitirmeli, yabanc dil problemi olmayan hekim,
hemire ve dier salk personeli ve tercmanlar istihdam
etmelidir.

2397

Salk kurulularnn medya aralarndan faydalanlarak


gerekli tantmlarnn yaplmas
Yurt dnda yaayan Trklerin tedavilerinin Trkiyede
gerekletirilmesi iin hedef kitle oluturulmaldr.
,Trkiye corafi konum avantajn medikal turizm ile
birletirerek daha fazla tercih edilen bir lke olmay
salayabilmek iin gerekli salk politika ve planlamalar ile
ilgili dzenlemeler yaplmaldr.
Medikal turizmin yaratt katma deer, istihdam ve
dviz
geliri
bakmndan
deerlendirildiinde
salk
kurulularnn medikal turizm faaliyetleri tevik etmeli ve maddi
destek salamaldr.
Medikal turizm konusunda lkedeki btn salk
kurulular iin ortak bir rehber hazrlanmal dnyaca tannan
kamu hastaneleri markalatrlmaldr.
Trkiyede kamu hastanelerinin medikal turizm ile ilgili
almalarn akademik anlamda destekleyecek bilimsel
almalar yaplmaldr.
Trkiye de medikal turizmi gelitirmek, yatrmclar
tevik etmek, Trkiyeyi medikal turizm blgeleri iinde cazibe
merkezi haline getirmek iin milli politikalar oluturulmal ve
kamu salk sektrnde atl kapasitesi deerlendirilmesi iin
medikal turizm nemli bir strateji olarak deerlendirilmelidir.
Medikal turizm alannda yatrm yapacak yerli ve
yabanc sermaye iin uluslararas havaalanna yakn, ulam
kolay blgelerden arsalar tahsis edilmelidir.
Trkiyede hastanelerin yabanc hastalara ncelik
vermesi sonucunda yerli hastalarn ikinci snf hasta muamelesi
grmesi, lke ierisinde sosyal huzursuzluklara sebebiyet
verebileceinden yerli ve yabanc hasta salk hizmeti sunumu
iyi dengelenmelidir.

2398

KAYNAKA
AYDIN D, AYPEK N, AYDIN C, AHBAZ P VE ARSLAN S.
(2011). Trkiyede Medikal Turizm. Salk Bakanl
Salk Hizmetleri Genel Mdrl, Ankara.
AYDIN D, CONSTANTNDES C, MKE C, YILMAZ C,
GEN A VE LANY A. (2012). Salk Turizminde
Sreler ve Arac Kurulular Aratrma Raporu.
Salk Bakanl Salk Hizmetleri Genel Mdrl,
Ankara.
AYDIN, D. VE EKER, S. (2011). Salk Turizmi ve Turistin
Sal
Uygulama
Rehberi.
http://www.saglik.gov.tr/SaglikTurizmi/dosya/174694/h/rehber-uygulama.pdf
(Eriim
Tarihi:
20.05.2013).
BIRCH, D. W., VU, L., KARMAL, S., STOKLOSSA, C. J., &
SHARMA, A. M. (2010). Medical tourism in bariatric
surgery. The American Journal of Surgery, 199(5),
604-608.
BOOKMAN, M. Z., & BOOKMAN, K. R. (2007). Medical
tourism in developing countries. New York: Palgrave
Macmillan.
CHEN, L. H., & WLSON, M. E. (2013). The Globalization of
Healthcare: Implications of Medical Tourism for the
Infectious Disease Clinician. Clinical Infectious
Diseases, cit540.
COHEN, I. G. (2013). Transplant Tourism: The Ethics and
Regulation of International Markets for Organs. The
Journal of Law, Medicine & Ethics, 41(1), 269-285.
CONNELL, J. (2006). Medical tourism: Sea, sun, sand and
surgery. Tourism Management, 27(6), 1093-1100.
CONNELL, J. (2013). Contemporary medical tourism:
Conceptualisation, culture and commodification.
Tourism Management, 34, 1-13.
GAN LL, FREDERCK, JR: (2011). Medical tourism
facilitators: patterns of service differentiation. Journal
of Vacation Marketing 2011, 17(3):165-183.

2399

GLL, H., SNGH, N. (2011). Exploring the Factors that Affect


the Choice of Destination for Medical Tourism.
Journal of Service Science and Management, 4(3),
315-324.
HANEFELD, J., HORSFALL, D., LUNT, N., & SMTH, R.
(2013). Medical Tourism: A Cost or Benefit to the
NHS?. PLoS One, 8(10), e70406.
HEUNG, V. C., KUCUKUSTA, D., & SONG, H. (2010). A
conceptual model of medical tourism: Implications for
future research. Journal of Travel & Tourism
Marketing, 27(3), 236-251.
HEUNG, V., KUCUKUSTA, D., & SONG, H. (2011). Medical
tourism development in Hong Kong: An assessment
of the barriers. Tourism Management, 32(5), 9951005.
http://saglik.gov.tr/SaglikTurizmi/belge/1-24204/turkce-saglikturizmi-ozet-bilgi-2013.html.
(Erim
tarihi.
01.03.2014)
http://www.healthinturkey.org/en-EN/Price.aspx (Erim tarihi.
01.03.2014)
Z, O. (2009). Salk Turizmi Kapsamnda Medikal (Tbbi)
Turizm Ve Trkiye'nin Olanaklar. Journal Of Yasar
University, 4(14).
JCI

Web Sitesi (2014). Akredite Hastane Says,


http://tr.jointcommissioninternational.org/entr/jciaccredited-organizations/,
(Eriim Tarihi:
01.05.2014).

JEEVAN R, ARMSTRONG A (2008). Cosmetic tourism and the


burden on the NHS. J Plast Reconstr Aesthet Surg
61:14231424. doi:10.1016/j.bjps.2008.10.002
KAYA S., YILDIRIM, H.H., KARSAVURAN S., ZER .
(2013). Trkiye Medikal Turizm Deerlendirme
Raporu (2013), Salk Bakanl Salk Hizmetleri
Genel Mdrl, Salk Turizmi Daire Bakanl
Ankara.

2400

LOH, C. P. A. (2013). Health tourism on the rise? Evidence from


the Balance of Payments Statistics. The European
Journal of Health Economics, 1-8.
LUNT, N., GREEN, S. T., MANNON, R., & HORSFALL, D.
(2012). Quality, safety and risk in medical tourism.
Medical Tourism: The Ethics, Regulation, and
Marketing of Health Mobility, 33, 31.
MASOUD, F., ALREZA, J., MAHMOUD, K., & ZAHRA, A.
(2013). A systematic review of publications studies on
medical tourism. Journal of Education and Health
Promotion, 2(1), 51.
ML B. (2007): Nitel Aratrma: Grme Teknii, Editrler:
Yksel A., Mil B., Bilim Y., Detay Yaynclk.
Ankara.
MTKA, M. (2009). Surgical tourism: Some US patients travel
abroad for less costly surgery. JAMA: The Journal of
the American Medical Association, 302(14), 15191519.
SALIK BAKANLII (2011). Medikal turizm Aratrmas
Salk Bakanl Salk Hizmetleri Genel Mdrl,
Ag Desgn, Ankara.
SALIK BAKANLII (2012). Stratejik Plan 2013-2017
http://saglikturizmi.gov.tr/uploads/99310281232013-2017-stratejik-plan.pdf (Eriim Tarihi:
04.04.2014).
SALIK BAKANLII (2014). Salk Bakanl Salk
Hizmetleri
Genel
Mdrl,
http://www.saglikturizmi.gov.tr/168-genelbilgi.html(Erim tarihi. 01.03.2014)
TENGLMOLU D. (2013). Salk Turizmi, Siyasal Kitapevi,
Ankara.
TENGLMOLU D., KAHRAMAN O.(2013). Dnyada ve
Trkiyede Medikal Turizm, Salk Turizmi, (Editr:
D. TENGLMOLU), Siyasal Kitapevi, Ankara.
TRUNKEY DD (2008) The medical world is flat too. World J
Surg 32:15831604. doi:10.1007/s00268-008-9522-z

2401

UNWTO (2013). UNWTO Tourism Highlights 2013 Edition.


UNWTO. http://www2.unwto.org/ (Erim tarihi.
01.03.2014)
WOODHEAD, A. (2013). Scoping medical tourism and
international
hospital
accreditation
growth.
International Journal of Health Care Quality
Assurance, 26(8), 688-702.
YILDIRIM A., MEK H. (2013).Sosyal Bilimlerde Nitel
aratrma Yntemleri, Sekin Yaynlar, Geniletilmi
9. Bask, Ankara.
YILDIRIM HH, ALTUNKAYA . (2006). Trkiyenin Salk
Turizmi
Potansiyeli
ve
Glkler
www.absaglik.com/saglik_turizmi_turkiye.pdf,
(Eriim Tarihi: 01.04.2014).
YORK, D. (2008). Medical tourism: The trend toward
outsourcing medical procedures to foreign countries.
Journal of Continuing Education in the Health
Professions, 28(2), 99-102.

2402

TRKYE'DE YALILIK VE EVDE YALI BAKIMI:


ISPARTA L ARATIRMASI
r. Gr. Canan GNLL TAKESEN
Do.Dr. Nazmi AVCI
ZET
Yallk orannn hzla artt dnyada, sosyal devlet
anlay erevesi iinde devletlerin yallara ynelik politika
gelitirmesi bir zorunluluk haline gelmitir. hayatnda aktif rol
alamayan ve kiisel z bakm becerilerinden yoksun olan
yallarn tek balarna hayatlarn idame ettirebilme olanaklar
son derece zayftr. zellikle grme, iitme, duyma, yrme,
konuma kayb yksek olan yallara, bakm hizmetini sunmas
iin baka bireylerin varl gerekmektedir. Trkiyede aile
kavramna bak, yeterli yal bakm kurumunun olmamas gibi
maddi ve manevi gerekeler sebebiyle; zr oran yksek
yallarn yaknlarna devlet tarafndan maddi destek
salanmaktadr. Bu yardmlarn, yardm alan yallarn
zerindeki ok ynl etkileri aratrmann iinde ska yer
alacaktr. Evde Bakm Hizmetinden yararlanan bireylerin ve bu
bireylere bakm salayan yaknlarnn iinde bulunduklar
durum, ekonomik, sosyal, kltrel sonular dourabilmektedir.
Bir bakasna baml ve muhta hale gelmi yal asndan da
bu gibi kiilere bakmakla ykml olan yaknlar asndan da
Evde Bakm Hizmetlerini deerlendirmek aratrma asndan
yerinde olacaktr.
Anahtar Kelimeler: Yallk, Yal Bakm, Evde Bakm,
Yal Politikalar, Sosyal Hizmet.

AGED AND HOME CARE OF ELDERLY IN TURKEY: A


SURVEY RESEARCH IN ISPARTA
ABSTRACT

Mehmet Akif Ersoy niversitesi avdr Meslek Yksekokulu Sosyal Hizmet


ve Danmanlk Blm cgtaskesen@mehmetakif.edu.tr

Sleyman Demirel niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm


nazmiavci@sdu.edu.tr

2403

In the world where the rate of elder people rapidly


increases, within the framework of social state understanding, it
became compulsory for the states to develope politics for elders.
It is very difficult for elders who cannot take place in business
life actively and lack ability for self care to linger on by their
own.The existence of other individuals is needed to provide care
service, especially for elders who have vision, hearing, walking
and speech disorders. In Turkey, because of material and spiritual
motives such as understanding of family concept and lack of
nursing centers, the state provide financial support fort he
relatives of elders who have high disability rates. All round
impacts of these supports on elders who receive such supports
will often take place in this paper. The situation in which
individuals who get care service and the individuals who provide
these services may produce some positive and negative results. It
is appropriate to evaluate home care services for the research,
both in perspectives of elders who are needy and dependant and
relative who are liable to take care of these elders.
Keywords: Elderness, Elderness Care, Home Care, The
policy of elderness, Social Service.
1. YALILIK KAVRAMI VE YALANMA SORUNU
1.1. Yallk Kavram
Toplum, birok farkl tanma konu olmu bir yapdr.
Toplum kavramyla ilgili yaplan tanmlamalarda gze arpan bir
nokta vardr ki, o da toplumun kendisini meydana getiren
paralarn oluturduu bir yap olmas ve kendisini meydana
getiren paralarn toplamndan daha fazlasn ifade etmesidir.
Yani toplum, bu paralardan daha st dzeyde ve kolektif bir
btndr. O halde toplumsal yap btn de, kendisini meydana
getiren bireysel btnlerin toplamndan daha fazla deer reten
bir st btn olmaldr. nsanlarn toplumsal birer varlk
olmalarndan ve bir arada yaama zorunluluundan doan bir
takm olay ve olgular, bu insanlarn kendi aralarnda
oluturduklar iletiim ve etkileim srelerinin bir rndr. Bu
yzden znesi ve nesnesi insan olan doa bilimleri ve sosyal
bilimlerle uraan disiplin alanlarnn ncelikle bireyi, sonra da
toplumu tanma zorunluluklar bulunmaktadr (Dnmezer, 1994:
2). Birey ve toplumu tanma abas, beraberinde insanlarn

2404

getikleri bir takm evreleri de tanma zorunluluunu


getirmektedir. Bireylerin doumlarndan lmlerine kadar geen
srede bir takm farkl sosyolojik safhalar geirmeleri dikkate
deer bir noktadr. ocukluktan balayan sosyalizasyon
srecinden, yallkta yaanan deiimlere kadar incelenmesi
gereken pek ok nokta bulunmaktadr.
Yallk, ilerleyen zaman ve yaa bal olarak, bireyin
evreye uyum gc ve organizmann i ve d faktrler arasnda
denge salama potansiyelinin azalmasdr. Bylelikle, bireylerin
yallk dnemine girdiklerinde, lm tehlikesiyle karlama
ihtimalleri artmaktadr (Karsl, 1982: 5). lmn yaamn sonu
olmas ve ertelenemez ya da ortadan kaldrlamaz olmas,
yalanan bireyin bir kanlmazla doru hzla yol ald
gereiyle kar karya kalmasna sebep olmaktadr.
Yallk, gerekleip gereklemeyecei n grlemez
bir sretir. Gereklemesi durumunda birey zerindeki etkisi de
kesin olarak bilinemeyen bir fizyolojik tehlikedir. Dier
tehlikelere gre, deiken bir zellik gstermekte, lkeden
lkeye olduu gibi, bireyden bireye bile farkllaabilmektedir
(Demirbilek, 2005: 211). Yallk genellikle emeklilikle bir
tutulan bir sretir ve insan hayatnda beklenen bir sondur. Fakat
birok sorunla ortaya kan bir sre olmas, insanlarn
planladklar yaam eklinin dnda gerekleen olaylarla,
bireylerin psiko-sosyal problemlerle karlamalarna sebebiyet
vermektedir.
Yallk ncelikle fiziksel adan aktivitelerde azalmann
grlmeye ve aka hissedilmeye balad bir dnemdir. Salk
sorunlar bata olmak zere, bu dnemde birok farkl sorun da
youn olarak ortaya kmaktadr. Yal ise, vcut btnl
bozulmaya balam veya bozulmu, i ve d faktrlere
yeterince kar koyamayan bunun bir sonucu olarak da lm
riskiyle karlama ihtimali oalm kii konumundadr (Karsl,
1982: 4). nsanlarn ilerleyen yalaryla ortaya kan problemleri,
yalln problematik bir alan olmasna sebep olmaktadr.
1.2. Sosyal Bir Sorun Olarak Yallk
Yallk nceki srelerde, fiziksel, psikolojik, kltrel
bir takm sorunlarla ilikilendirilirken, bir sosyal sorun olarak
kabul edilii olduka yenidir. Gelimi lkelerde nfusun
yalanm olmas, gelimekte olan lkelerde ise yalanmaya

2405

balamas, yalln bir sosyal sorun olarak grlmesine sebep


olmutur (Demirbilek, 2005: 213). Yalanmak sadece bireyin
kendisini ilgilendiren bir sorun deildir. Ayn zamanda devletler
iin de byk bir sorun haline gelmeye balamtr.
Yalln bir sosyal sorun durumuna gelmesi, uzun ve
ok ynl bir sretir. Demografik yapda zamanla meydana
gelen deimelerin yannda, aile yapsndaki deiimler de bu
srete etkili olmutur. Geleneksel aile yapsnn daha sk
grld zamanlarda aile, ayn zamanda bir sosyal gvenlik
kurumu olma zelliini de gstermekteydi. Fakat zamanla
geleneksel aile yapsnn, ekirdek aile yapsna dnmesiyle,
yallar, yaamlarn ailelerinden ayr geirmek zorunda
kalmakta ve yalanmann getirdii sorunlarla tek balarna
mcadele etme yoluna gitmektedirler. ekirdek aile, geleneksel
aileden farkl olarak bahsi geen anlamda bir sosyal gvenlik
kurumu olma zelliini nemli lde kaybetmitir. Kadnlar,
geleneksel olarak kendilerine biilen roller erevesinde aile
iinde bireylerin bakmndan ve ev ilerinden sorumluyken,
giderek artan oranda alma yaamnda aktif rol oynamay tercih
etmeye balamlardr. Bu durum, kadnn aile iinde kendine
yklenen rollerde ve grevlerinde aksamalar oluturmu ve
durumdan en fazla evde bakm ve hizmet bekleyen ocuklar,
yallar ve hasta bireyler etkilenmitir. Durumu ksaca zetlemek
gerekirse, aile kurumu bata olmak zere, informel koruma a,
endstrilemeyle birlikte nem ve fonksiyonunu byk lde
kaybetmitir. Btn bunlarn sonucu olarak da yallarn
bakmnda resmi koruma a da olarak da adlandrlabilecek olan
sosyal gvenlik sisteminin nemi artmtr.
Yalln olumlu ve olumsuz bir takm sosyal
yanlarndan bahsetmek mmkndr. rnein bu dnem, birok
kii tarafndan torunlara daha fazla zaman ayrlabilecek ve bo
zamanlarn hobilerle geirilmesi gibi zevk verici yanlar bulunan
bir dnemdir. Fakat bununla birlikte bu dnem, mesleki ve sosyal
stat kaybnn yaand, sosyal soyutlanma riskinin artt,
salkta gerileme ve bakalarna bamlln artmas gibi
sorunlarn yaand bir zaman dilimine de iaret etmektedir.
Emekli aylk dzeyinin yetersiz olmas ve baka gelir kaynann
bulunmamas durumunda, emeklilik yznden ortaya kan gelir
azalmasna bal olarak, yallarn btn sosyal problemlerinin

2406

yan sra bir de yoksullukla karlama ihtimallerinin varl da


gz ard edilmemelidir.
Ksaca, yal bireylerin ok sayda fiziksel, psikolojik,
ekonomik ve sosyolojik sorunlarnn bulunduundan sz
edilebilir. Gerekten yallkta, bedensel ve zihinsel gerileme,
kalp-damar hastalklar, duyularda zayflama, hareket sistemi
bozukluklar gibi fiziksel rahatszlklar byk oranda dikkat
eker. Stat ve rol deiiklii, yetersizlik, aresizlik ve kendine
gvensizlik duygusu, otorite kayb, bakalarna muhta olma,
yalnz kalma ve reddedilme endiesi, hastalk ve lm korkusu
gibi psiko-sosyal nitelikli sorunlar yallarn toplum iinde ne
kadar rahat olabileceklerinin gstergeleridir. Btn bunlara bir
de ekonomik kaynak yetersizlii ve sosyal gvenlik sistemi
tarafndan salanan desteklerin azl gibi ekonomik sorunlar da
eklendiinde, yallarn yaam kalitesinin ok ynl bir analizi
yaplm olacaktr (Demirbilek, 2005: 216-217).
Bu kadar ok sorundan bahsedilmiken, bu sorunlar
keskin snrlarla ayrmak hatal bir snflama olacaktr. rnein,
ekonomik sorunlar olan ve sosyal gvenlik kapsamnda
bulunmayan yal kimselerin fiziksel salk sorunlarnn etkin bir
ekilde zlebileceini dnmek yanl olacaktr. Bununla
birlikte, salk sorunlarna etkin bir zm bulamayan yal
bireylerin, psikolojik durumu da bu durumdan etkilenecektir
(Altan ve iman, 2003: 20).
Trk toplumunda, yaa ve yalya sayg, itibar
gstermek, bir taraftan dini, dier yandan geleneksel bir olgudur.
zellikle krsal kesimde, gnmzde varln devam ettiren
birka kuan ayn meknlar paylat geni aile trnde, yal
erkek karar organ, yal kadn ise ev ilerinde otorite sahibidir.
Aka dile getirilmese de birtakm sosyal kurallar bu aile
trnn iinde varln korumaya devam ettirmektedir. Fakat
zamanla, oulun baba evinden ayrlmas, kendi ekirdek ailesini
kurmasyla birlikte geni aile paralanmaya balamtr. Bunun
bir sonucu olarak da yaa bal saygnlk azalmtr. Dnen aile
yapsyla ve krsal yaamla birlikte kentlerde yallk daha farkl
boyutlar ve ilevler kazanmtr. Elerin alma yaamnda
birlikte yer almasyla, eler ie giderken yallar, kentlerde ocuk
bakcs olarak tampon fonksiyonlar stlenmeye balamtr ve
bir stat deiiklii sz konusu olmutur. Bykanneler, alan
ocuklarnn ev ilerine yardmc olurken, dedeler torunlarn

2407

parka gtrme, gezdirme, oyun oynatma gibi grevler yerine


getirmektedir. Kentlerde emeklilik dnemlerini yaayan
yallarn apartman yneticilii yapmak gibi farkl ilgi alanlar
gelitirdikleri ve fonksiyonel olmaya altklar da gzden
kamayan bir baka ayrntdr (Tezcan, 1990: 228-230).
hayatndan ayrlan bireyler kendilerine bir ura bulmalar
durumunda
toplumda
yeniden
kendilerini
gerekletirebildiklerini dnmekte ve bu sayede psikolojik bir
tatmin yaamaktadrlar. Kendilerinin bir ie yaradklarn
dnmeleri ve dier insanlarn sayglarn kazanmalar, yallk
dneminde bireylerin yaama tutunmalarnn aralarndan
biridir.
Bata Amerika Birleik Devleti ve Avrupa Birlii
lkelerinin salk ve sosyal gvenlik sistemleri olmak zere pek
ok lke, yal bakm ve salk sorunlar konusunda nemli
skntlar yaamaktadr. lkemizde henz yallk ve yal
sorunlaryla ilgili acil bir sosyal sorun grlmemekle birlikte,
pek ok yal bireyin salk hizmetlerinden faydalanma
konusunda sknt ektii bilinmektedir (Demirbilek, 2005: 223).
Trkiyedeki yallk oran, henz birok Avrupa lkesine
kyasla genel nfus iinde yksek deildir. Ancak lkemizde de
gen nfus geen yllara oranla azalan bir ivme gstermektedir.
Bu da lkemizde de Avrupa lkelerinin gnmzde yaad
yallk problemleriyle er ya da ge karlalacann bir
gstergesidir.
Aile bireylerinin yallarna bakm salad
durumlarda, yal bireyin saln izleme ve iyilemesine
katkda bulunma, yalya bakan gen nesil aile bireylerine ciddi
sorumluluklar yklemekte ve yaamlarnda birtakm deiimlere
sebebiyet vermektedir. Bu deiim, bakc stresi olarak
adlandrlan stres trnn gen nesil aile bireyi tarafndan
yaanmasna kadar ileri boyutlara varabilir. Gnnn byk
blmnde yal ile birlikte olan ve onun bakmn stlenen kii
ile yal arasnda nceleri bir ballk olduu gzlemlenmektedir.
Bu ballk zaman iinde bamlla dnmekte
zorlanmamakta ve yalya bakan kimsenin artk pek de iine
sindiremedii bir vericilik dneminin balamasna sebep
olabilmektedir (Balta, 2000: 282-283). Bu dnem yal bakm
konusunda bir krlma noktasdr. Bu dnem baladnda artk

2408

yal ve yalya bakm veren kimsenin arasndaki iliki geri


dnlemez bir yola girmi bulunmaktadr.
Yal bakm konusunda zerinde durulmas gereken bir
baka konu da, modernleen aile yaantsyla birlikte, kadn ve
erkein alt, ocuklarn da tam gn okul ya da krete olduu
yaam biimidir. Evde baklan yal, gn boyu yalnz
kalmaktadr. Hatta yal bireyin salk problemleri ya da fiziki
baz koullarn elverisiz olmasndan dolay, aile bireylerinin
alverie ya da gezmeye gitmeleri durumunda, hafta sonlar da
yallarn evde yalnz kalmalar ska grlmektedir
(Demirbilek, 2005: 224). Bu durum hem yal bireyi hem de
ailesini pek memnun etmese de yal birey aile bireylerinin
herhangi birinin yannda kalmaya devam etmektedir.
Trk Toplumunun baz deer yarglarndan dolay,
kurum bakm, yal bakm konusunda ok yaygn ve
benimsenmi bir yntem deildir. Yal bakm evleri, kurulu
itibariyle sadece kimsesiz ve hibir geliri olmayan yallara
hizmet vermek iin dnlm kurumlardr. Bu yerler, ev
zelliklerinden uzaktr ve bu kurumlarda yaamak zorunda
kalmak tercih deil, aresizlik olarak alglanmaktadr.
Toplumumuzda ideal olarak grlen, yal bireylerin, kendi
ocuklarnn yannda kalmasdr. Bu durumda, kz evlat sahibi
bakma muhta yallar ksmen daha ansl olarak grlmektedir.
Ancak kimsesi olmayan, terk edilmi ya da ailesinin yannda
konaklamak istemeyen yallar iin kurum bakmndan
faydalanmak idealdir. Deien ve dnen aile yaps, yaam
biimleri ve alglar, zellikle eitimli ve orta gelirli kiiler
tarafndan kurum yaamnn tercih edilirliinin arttn
gstermektedir. rnein, retmen emeklisi bir bireyin;
ocuklarnn yannda rahat edememesi, onlara yk olmak
istememesi ve tek bana yaamasnn hem maddi hem manevi
bir takm sorunlar da beraberinde getirmesinden dolay kurum
bakmn tercih etmesi doal ve mantkl hale gelmitir. Bu
deiimle birlikte, bahsi geen kurumlarn fiziki artlarnda
yaplan iyiletirmeler gze arpmaktadr (Demirbilek, 2005:
225).
1.3. Toplumlarn Yalanmas ve Yallarn Toplum indeki
Yeri

2409

Yallk dneminde yal bireylerin karlatklar ok


eitli sorunlar vardr ve bu sorunlar sadece yal birey ve onun
ailesi ile snrl kalmamaktadr. Bu sorunlarn btn toplumu
yakndan ilgilendiren bir hal almas, yalln bir sosyal sorun
alan olarak kabul edilmesinin en nemli nedenini
oluturmaktadr. Yal nfusun, toplam nfus iindeki paynn
artt gz ard edilemeyecek bir realitedir. Artan bu oran, yallk
dneminde nemi giderek daha fazla artan salk ve bakm
ihtiyalar ile gelir gvencesinin nasl salanaca konusunu
gndeme getirmektedir. lkemizde ve gen nfus orannn fazla
olduu lkelerde bu tr sorunlar, an itibariyle problematik bir
biimde ele alnmamaktadr fakat yakn gelecekte yal nfus ve
onlarn sorunlarnn, ciddi bir sosyal sorun oluturma
potansiyelini tadnn sinyalleri rahatlkla grlebilmektedir
(Demirbilek, 2005: 213-214). Yalln bir problem olarak
ortaya kacann ilk sinyali, lkedeki doum oranlarna
bakmaktan gemektedir. Doum oran dk toplumlarda, gen
nfus oran yksek olsa bile, bir kuak sonra gen nfus orannda
da belirgin bir dn yaanlmas kanlmaz olacaktr.
Toplumdaki yal orannn artmasnn yani toplum
yalanmasnn ardnda yatan en byk nedenler, doum hznn
azalmas, salk hizmetlerinde yaanan reformlardan dolay
koruyucu nitelikteki salk uygulamalarnn artmas,
hastalklarn tan ve tedavilerinde kullanlan tekniklerin
ilerlemesi nedeniyle lm oranlarnda meydana gelen azalma ve
blgeler aras g hareketlilii saylabilir. (Planing And
Organization Of Geriatric Services, 1974: 13-21). Ortalama
yaam beklentisinin artmas da bu sebeplerin arasnda yer
alabilmektedir.
Doum ve lm olaylar, farkl toplumlarda farkl
biimlerde
karlanmaktadr.
Sanayilemi
lkelerde,
toplumdaki yallara kar ztlk ieren bir durum gze
arpmaktadr. Yallarn gereksinimleri tespit edilirken ve ortaya
konulurken genellikle hogrl bir tavr taknlrken, bu
gereksinimlerin karlanmas sz konusu olduunda ayn
hogrden bahsedilemez. Bu toplumlarda kiiler, toplumda
yaayan yallara bir eit dmanlk duyarken, kendi
evrelerindeki yallarla iyi ilikiler iinde olduklar
gzlemlenebilir. Bu hogr ve dmanlk duygular sanayi
toplumlarnda yallarn rolnn tam olarak belirlenmemesinden

2410

ve toplumun dier yelerine ekonomik olarak bal olmalarndan


kaynaklanyor olabilir (Kamal ve Brocklehurst, 1983: 6-13).
1.4. Yallarda Sosyal zellikler
Yallkla ilgili olarak bireylerde fiziki bir k
varln gstermektedir. Bu fiziki k kiinin otuzlu
yalarnda yava yava balayarak elli ya da altm ya
civarlarnda tamamen ortaya kmaktadr. Zihinsel ve bedensel
gerilemeler bu yalarda ok ak bir biimde grlmektedir
(Kyl, 2000: 69).
Yallarn beden salklaryla fazlaca megul olduklar
grlmektedir. Hemen her gn yeni bir yaknma ile doktora
bavurma ya da srekli olarak hastalklaryla ilgili sorular sorma
eilimindedirler. Baz yallar ise, tam aksine yall inkar
etme, doktora ya da hastaneye gitmeme ynnde davranlar
sergilerler (Balcolu, 2006: 130). Bu iki durum da yalnn
sal asndan bir takm tehlikeleri barndrmaktadr.
Yallkta bir kabullenmilik durumu olmas hem toplum
asndan hem de yal birey asndan son derece olumlu
sonular
beraberinde
getirmektedir.
Fonksiyonalist
yaklamclar da bu kabulleni duygusunun olmas gerektiine
vurgu yapmaktadrlar.
Toplumsal adan yalla bakldnda, rol ve
beklentilerde meydana gelen deiiklikler grlmektedir. Bu
beklentiler u ekilde sralanabilmektedir (Ilgar, 2008: 66);
-

Fiziksel g ve saln yeni durumuna uyum salamak,

Azalan gelir ve emeklilik durumuna uyum salamak,

Ein lmesi durumunda bu duruma uyum salamak,

Kendi ya gruplaryla ak bir yaknlk kurmak,

Sosyal grev ve sorumluluklar ile vatandalk grevlerini


yerine getirmek,

Yeni bir fiziksel yaam dzenlemesi gelitirmektir.

Yallkta bireyler artan bo zamanlarn herhangi bir


urala geirmediklerinde, yaama umudu ve istei giderek
azalmaktadr. Kimi ileri derecedeki durumlarda, bu bo
zamanlardan kaynakl olarak bunakln ortaya kt
gzlemlenmitir. Bo zamanlarn iyi deerlendiren yallarn,

2411

kendinlerine daha ok zen gsterdikleri ve hayata olumlu


bakarak anlam kattklar sylenebilmektedir. Yallarn sosyal
sorunlarnn banda, yalnzlk, can sknts ve katlm eksiklii
olduu sylenebilmektedir (Tezcan, 1982: 2).
2. TRK TOPLUMUNDA SOSYAL GVENLK VE ALE
LKS
2.1. Sosyal Devlet Anlay
Sosyal Devlet ve sosyal devlet anlay hakknda
literatrde birok tanmlama ve tartma mevcuttur. Seyyara
gre sosyal devlet, genel olarak vatandalarnn sosyal durum ve
refahlaryla ilgilenen bununla birlikte, vatandalara asgari bir
yaam dzeyi salamay kendine grev edinen devlettir.
Vatandalarnn itibarlarn, ahsiyetlerini dnerek onlar
zedelemeden, vatandalarn insanca yaamalar iin gerekli alan
ve ortam hazrlamay gerekli gren devlettir. Sosyal Devlet,
acizleri gller karsnda korumay, gerek eitlii salamay,
devletin sosyal adalet ve sosyal dengesini kurmay amalar
arasna yerletirmi olan devlettir. Toplum iinde aciz, muhta ve
gz ard edilen insanlara en hzl ve etkin biimde yardm gtrp
onlarn dertlerine zm bulan devlettir. Toplumdaki refah
dzeyi asndan var olan farkllklar gidermek ve orta tabaka
oluturmak amacyla zellikle alt gelir gruplarnn sosyoekonomik durumlarn farkl sosyal politikalarla iyiletirmekle
ykml devlettir. Bununla birlikte sosyal devlet, sosyoekonomik hayat ynlendirir. Gszleri, fakirleri, yardma ve
bakma muhta kimseleri korur. Acizlerin haklarn
koruyabilmek iin sosyal kurumlar tesis eder ve koruyucu
tedbirler araclyla toplum meselelerini olabildiince nlemeye
ve gidermeye alr. Sosyal sorunlarn basksyla dier kii ve
gruplar tarafndan zor durumda braklm kimseleri korur.
Sosyal Devlet, sosyal adaleti salamak amacyla fertleri dier
alanlarda olduu gibi alma hayatnda ve sosyal hayatta yalnz
brakmayan, ekonomik ve sosyal yapda deiikliin olmasn
salayan ve bu yzden de ekonomik ve sosyal hayata mdahale
etme hakkn kendisinde gren devlettir (Seyyar, 2002: 498).
Sosyal Devletin bir takm amalarnn olduundan sz
edilebilmektedir. Devlet milli gelirin bir ksmn, vergi, har,
resmi ve sosyal sigorta primleri olarak toplamaktadr. Dier

2412

taraftan bu gelirlerin bir ksmn transfer gelirleri ya da


harcamalar olarak ocuk paras, mesken yardm, tasarruf ve
yap tasarrufu primleri, iilere yaplan munzam demeler,
istihdam imknlarn geniletme, getirim, sosyal yardm ve zel
teebbse yaplan kamu demeleri ve isizlik yardmlar ad
altnda harcamaktadr (Serter, 1994: 71).
Devletin refah ve sosyal adaleti gerekletirmek iin
zerinde byk bir nemle durduu amalarndan olan gelirin
adil dalm, devletin mdahalelerinin kaynaklarndan birini
oluturmaktadr. Gelir dalmnn dzenlenmesi esasen gelirin
dar gelirlilerin yararna deitirilmesi anlamna gelmektedir
(Serter, 1994: 72).
Yoksullama, ekonomik krizden kaynaklanan bir sorun
olarak grlmektedir. Ancak bunun tesinde, toplumdan
soyutlanma, toplum dna itilme gibi kavramlar da
iermektedir. Yoksulluk; mutlak ve greli olmak zere iki
biimde tanmlanabilmektedir. Mutlak yoksulluk, gnlk olarak
harcanmas gereken kalori miktarnn karlanmamasnn yan
sra, bir bireyin ada gereksinimleri olan, barnma, eitim,
salk gibi temel kltrel ve toplumsal isteklerin getirdii
ihtiyalardan mahrum kalmaktr. Greli yoksulluk ise, bakalar
ile karlatrldnda, bir bireyin dierlerinde bulunan herhangi
bir eyden yoksun olma durumu olarak ifade edilebilmektedir
(Marshall, 1999: 825). Yoksulluun giderilmesi, insanlarn
eitlik iinde yaabilmeleri asndan sosyal devletin zerine
den grevlerinden biri haline gelmitir.
Btn
insanlar,
ayn
imknlarla
dnyaya
gelmemilerdir. nsanlar, devlet sistemlerinde yasalar nnde
eit olarak kabul edilirler. Ancak nemli olan, byk farkllklara
sahip insanlarn eit kabul edilmesi deil; btn vatandalarn
eit frsat ve olanaklarla yaamlarna devam edebilmesidir.
Sosyal devletin nemli amalarndan biri de, kiilerin iinde
bulunduu sosyo-ekonomi artlarn eitlenerek yasalar nndeki
eitlii daha ilevsel klmaktr. Sosyal devlet sisteminde, iktidar
sahipleri, gszleri koruyucu tedbirlerle, onlarn sosyal ve
ekonomik alana daha aktif katlmlarn salamaya almaktadr.
Bylece eitsizlikler azaltlm ve zenginlikler daha adil bir
biimde dalm olacaktr. Ulusal zenginliklerin adil bir biimde
paylatrlmas,
btn
vatandalara
kt
anslarnn

2413

etkilemeyecei bir hayat dzeni salanmas asndan nemlidir


(Gze, 1980: 187-188).
2.2. Yalln Sosyal Gvenlik Boyutu
Yallar, iinde bulunduklar toplumun doal birer
yeleridir. Yalarnn ilerlemi olmas, onlarn iinde
bulunduklar toplumdan soyutlanaca anlamna gelmemektedir.
Bu anlamda, toplumun yal bireylere kar baz
ykmllklerinin olduundan sz edilebilir. Yallar, sosyal
sistemin bir paras olarak tbbi bakm, sosyal gvenlik ve ihtiya
duyduklar dier sosyal gereksinimlerinin karlanmas gibi
temel haklara sahiptirler (Demirbilek, 2005: 234).
Btn bunlarla birlikte, yalanmaya bal olarak bakm
hizmetlerinin gerei de nemini gstermektedir. Yallk,
sakatlk ya da giderek bozulan salk yznden birey,
bakalarnn maddi ve manevi desteine, hatta srekli olarak
bakmna muhta duruma gelebilmektedir. Bakma muhtalk,
gnmzde herkesin bana gelebilecek bir tr sosyal tehlikedir
fakat zellikle yal bireyler arasnda daha yaygndr (Seyyar,
1998: 48).
Yallk ve yal sorunlar, sadece bir ya da birka lkeyi
deil; yalanmakta olan dnyada btn lkeleri ilgilendiren bir
sorundur. Bu dorultuda, 1982 ylnda, Birlemi Milletler,
konunun daha derin analizini yapabilmek ve yallk, sorunlar ve
buna bal olarak uygulanan politikalarn ileyiini tartmak
zere kresel boyutta bir toplant dzenlemitir. Bu toplantnn
sonunda Birlemi Milletler tarafndan yallarn sorunlarnn
zmleri konusunda ulusal hedeflerin belirlendii ve Viyana
Plan olarak da bilinen bir Yallar Ynergesi hazrlanmtr.
Ynergede yallara ynelik hizmetler yedi balk altnda
toplanmtr. Yalnn kendi evinde yaama destei, salk
hizmetleri, fiziksel engellerden bamsz bir yaam alan bu
hizmetlerden bir kadr. Yalanmadan doan sorunlara lkelerin
gereken nemin verilmediinin, bu sorunlara ilikin sosyal
politikalar ve yasal dzenlemelere gidilmediinin altn izen
Birlemi Milletler, bunlar salamak amacyla 1999 yln
Uluslararas Yallar Yl olarak ilan ederek konunun nemine
dikkat ekmeye almtr. Yaplan almalarn sonucunda,
Avrupa Birlii yesi lkeler, problemin en youn yaand
lkeler olarak Viyana Plannda nerilen ynergeyi temel alarak

2414

ortak bir politika evresi oluturmulardr. Ortak politikann


gelitirilmesi iin ilk adm 1993 ylnda dzenlenen Avrupa ve
Onun Yal Nfusu Konferans (SIENA Konferans) olmutur.
Bu konferans, Avrupa Birlii lkelerinin yallar iin ortak
politikalarn ekillenmesinde nemli rol oynamtr. Konferansta
zerinde durulan politika gerei, Avrupa lkeleri kendi koullar
balamnda nesiller arasnda, ailede ve toplumda yeni bir
dayanma modeli oluturmay ngrmlerdir. Bu model
balamnda, lkeler, yallarn koruyucu, kendi balarna yeterli
olmalarn salayc stratejiler gelitirmeyi hedef edinmilerdir.
SIENA Konferansnn bir baka hedefi, yallarn sosyal
gvenliklerinin salanmas, sosyal yaama etkin katlmlar ve
yaamlarn srdrebilecekleri gelir bakmndan bamsz
olmalardr (Grer ve amur, 2001: 117-118).
Yallarn korunmas ve bakm ile yalla zg baz
problemlerin zm toplumumuzda genellikle geni aile iinde
yaplrken toplumsal deime sreci iinde geni ailenin yerini
artk ekirdek aileye brakmasyla bu zm sosyal gvenlik
sistemlerine kalmaktadr. Sosyal devlet ilkesini benimsemi olan
devlet, vatandalarn her trl alanda iyiletirmelerine yardmc
olmakla ykmldr. Yallarn insani deerler lsnde
yaamalarnn bir hak olduu dnlrse, devletin bu deerleri
yallara salamas da devletin grevleri arasnda yer almaktadr.
lkemizde 1982 anayasasnn 61. Maddesinde de
yallarn kanunlarla korunmas gerektii ve bunun tamamen
devletin grevi olduu da grlmektedir (T.C. 1982 Anayasas,
Madde 61).
2.3. Trk Toplumunda Aile Yaps
Toplumun sosyal ve kltrel temellerine bakldnda,
bu temellerin aile ierisinde gerekleen srelerle karlkl bir
etkileim iinde olduu aka grlmektedir. nk aile
kurumu, sosyal ve toplumsal yapnn temel dinamiklerini
oluturan ve anlaml birer paras olacak olan bireylerin,
sosyalleme srelerini yaadklar zorunlu meknlardr.
Bireylerin sosyal yaama tam katlmn salayan duygu,
dnce, inan ve davranlarn kkleri ncelikle ailede atlr.
Ailenin nemli ve anlaml olmasnn en nemli sebeplerinden
biri, aile ii ilikiler btn olarak da tanmlanan dayanma
kltrdr (Nirun, 1994: 19-25). Bu dayanma kltr, daha

2415

sonra toplum iinde devamlln salasa da bireyin bu kltr


ilk rendii yer, ailedir.
Aile kurumu, hem toplum hem de toplumu inceleyen bir
bilim dal olarak sosyolojinin nemli konular arasndadr.
Ailenin nemi, kltrn ve kltr kalplarnn, topluma yn
veren deerlerin, normlarn ve davran sistemlerinin
aktarlmasndan kaynaklanmaktadr. ocuklar asndan
bakldnda, ailenin igdsel olarak gven ortamnn
saland ve sosyalizasyon srecinin ilk balad yer olduu
grlr. Ailenin yerine ikame edilebilecek baka bir kurum
bulunmamaktadr. Bireylerin toplumla btnlemesinin ilk
saland yer ailenin kendisidir. Toplumsal cinsiyet rollerinden
lme kadar btn olaylar, aile kurumunun iinde toplumsal
btnleme arac olarak karmza kmaktadr (Kehrer, 1998:
17-118). Farkl toplumlarda ailenin farkl anlam ve ilevleri olsa
da, sosyalizasyon srecinin btn toplumlarda ailede balad
rahatlkla sylenilebilir.
Ky ve kasabalarda younlukla grlen ve sanayi
ncesi toplumlarda ortaya kan aile rnei geni ailedir. Bu aile
modelinde, modern aileye kyasla, gen kuaklar daha uzun sre
aile iinde kalmaktadr ve evlilikler genel olarak aile evresinden
yaplmaktadr. Geni aile trnn, ekonomik, saygnlk, ocuk
yapmak, eitim, koruyuculuk, elence ve dinlenme, psikolojik
doyum salama gibi ilevlerinin yannda dini ilevleri de
bulunmaktadr (Doan, 2001: 12). Bu ilevler, aile yelerinin
birbirlerinden beklentilerini ekillendirirken, aile iinde
ocuklarn,
kadnlarn,
erkeklerin
ve
yallarn
konumlandrlmasn salamaktadr. Yani aile yesi bir birey,
ailenin yal yesine davranlarn belirlerken, aile iinde ald
eitimden mensubu bulunduu dine kadar birok unsurdan
etkilenebilmektedir.
Ancak zaman iinde aile bireylerinin, aile kurumundan
beklentileri deitike, kiinin zgrl ve toplumsal
gelimenin isteklerine cevap verme problemi olumutur. Geni
aile tipi, bu istekleri karlayamad iin toplumsal gelime
sonucunda, bu aile tipinin ortadan kalkmakta olduu
grlmektedir (Kongar, 1996: 27).
Trk ailesinin kltrel temelleri incelendiinde, belli bir
tarih ve gelenee sahip olduu grlebilmektedir. Trk grup

2416

kimliinin btn zelliklerinin alar boyunca bir kuaktan


dierine aktarlarak gelmesinin en nemli sebebi bu tarihsellikten
kaynaklanmaktadr. Deerler ve normlar sistemi, Trk aile
yapsn her dnemde beslemektedir. Zaman ve corafyaya bal
olarak meydana gelen deiimler Trk aile yapsn etkilese de
tarihsel birikimin izlerini her zaman grmek mmkndr.
rnein, ailenin yetki ve sorumluluklar her dnemde babada
toplanmaktadr. Dier aile bireyleri tarafndan, babann yksek
statsne kar her zaman bir itaat ve uysallk gsterilmektedir.
zellikle kadndan beklenen bu uysallk ve itaate karlk,
kadnn babann yetkisinden ksmen pay ald grlmektedir.
Erkek evlat, kz evlattan daha deerli bir konumdadr. Bu rol
dalmlar dinin etkisiyle merulam ve aile yapsnn
korunmas dine dayandrlarak srekli hale getirilmitir. Yerleik
hayata geiten sonra, kadnn hane iindeki etkinlii nem
kazanmtr (Doan, 2001: 19-27). Yerleik hayata geiten
sonra, erkekler daha ok ev dnda almaya balamlar
kadnlar ise, ev ilerini ve ocuk yetitirme grevini stlenerek
hane iindeki hayatn devamllnda nemli rol oynamlardr.
ocuklarn ilerine doduklar ailenin birer paras
olarak aile iinde byrken ebeveynlerin yalanmalar, ailedeki
ilikilerin de giderek glenerek yeni ve farkl bir hale gelmesine
sebep olmaktadr. Ebeveynler ncelikle ocuklar iin imkn
salayc konumdayken, yalanmayla birlikte fiziksel kayplara
urayarak bakma muhta hale gelebilmektedir. Bu durumda aile
balar dikkate alnarak bakm stlenme grevi, kendi hayatlarn
kurmu olsalar da ocuklara dmektedir. ocuklar, bakma
muhta hale gelen ebeveynlerinin ihtiyalarn karlamak iin
birok farkl durum arasndan bir seim yapmak zorunda kalrlar.
Yal bakm evleri, huzur evleri, bakc tutma ya da bakma
muhta hale gelen yalnn ihtiyalarn bizzat aile bireyleri
tarafndan karlanmas bu seeneklerin sadece birkadr.
2.4. Gnmzde Trk Aile Yaps
Modernleme ya da kresellemenin toplumlarn birok
kurumunda deiikliklere sebep olduu grlmektedir. Bu
srete en derin ve kalc etkiler, aile kurumunda kendini
gstermektedir. Ailenin pek ok ilevinin deitii, aile
yapsnda
da
kkl
farkllamann
ortaya
kt
sylenebilmektedir. Aile kurumunun temel ilevlerinde bir
daralma sz konusudur fakat birok tartmada sz edildii gibi

2417

ailenin neminde bir azalmann olduu sylenememektedir


(Kirman, 2005: 201). Ailenin neminde bir azalmann
olmasndan ziyade, aileye yklenen zelliklerde bir deiikliin
olduu sylenebilir. Hatta buna bal olarak, ailenin biiminde
bir deiiklik meydana gelmitir. Gnmz toplumlarnda
ekirdek
ailenin
yaygnlamas,
modernlemenin
ve
sanayilemenin sonucu olabilir.
Trk Aile Yapsnda modernlemenin etkilerinden
bahsederken, Osmanlnn son dnemlerine kadar uzanan bir
sreten bahsedilebilse de ok ynl deiikliklerin
Cumhuriyetle birlikte hayata getii grlmektedir. Cumhuriyet
Dnemindeki modernleme projelerinde aile kurumu zerinde
nemle durulmutur. Toplumun ekillenmesinde temel yap ta
olarak dnlen aile kurumu, hukuk alannda yaplan bir takm
deiiklerle dntrlmtr (Vergin, 2000: 313). Ailenin
nemini yitirmesi, toplumlarn birer buhranla kar karya
kalmasna sebep olabilmektedir. nk toplumlarn ahlak,
moral, din gibi unsurlar da aile araclyla aktarlmakta ve bu
unsurlarn devamll salkl aile yaplarndan gemektedir.
Kresellemenin getirdii nemli bir sonu olan
kentleme srecinde, ailenin dnmnn devam ettii
sylenebilmektedir. Aile ii ilikilerin ve roller sisteminin
bugnk eklini almasnda kentlemenin nemli bir etkisi vardr.
Bu srete, baba giderek ocuklarndan soyutlanmtr ve
ocuklar babalarn yeterince tanma imkn bulamaz olmutur.
Geleneksel aile yapsnda rol karmaasnn yaandna
rastlanmamaktadr. Bunun nedeni, kadn ve erkein aile ii ve
d rolleri iselletirmesidir. Kadn ve erkek birbirlerini
tamamlayc roller stlenmitir. Bylece sorumluluklar
farkllam ve her birey, stne den davran kalplarn
sergilemitir. Ancak geleneksel aile yapsnn zerine
eklemlenen yeni aile ilikileriyle aile bireylerinin yaad en
ciddi sosyo-psikolojik sorun rol bocalamalar olmutur (Getan,
2002: 138).
Aile yapsnn fonksiyonlarnda meydana gelen
deimeler sonucunda geleneksel aile ile modern aile arasndaki
dnm ou kez yapsal olarak geni aile ve ekirdek aile
kavramlaryla anlatlmaya allmtr. Sadece Trkiyede deil
btn dnyada ekirdek aile yapsnn yaygnlamas, geni aile
yapsnn zlmesine sebep olmaktadr. Sanayi toplumunun

2418

talepleri ve modern kltrn yaylmas gibi baz nedenler


ekirdek aile yapsn daha fonksiyonel klmaktadr. Ein zgrce
seilmesi, kadn haklarnn ve bu haklarn uygulanmalarnn
art, akraba evliliklerinin azalmas gibi deimeler, ekirdek
aile yapsnn toplumlarda fazlaca grlmeye balamasyla
yaanmaya balanmtr (Giddens, 1991: 151). Ailedeki
otoritenin zamanla kadn ve erkek arasnda paylalmaya
balanmas, geni ailenin azalmasnn bir sonucu olarak
grlebilmektedir.
ocuklar gibi baml yal bireylerin de farkl
toplumlarda grdkleri deerler farkllamaktadr. Gelimekte
olan ya da geleneklerine bal toplumlarda, yallar genellikle
aile iinde yaamaktadr. htiyalar aile bireyleri tarafndan
karlanmaktadr. Bu toplumlarn bir dier zellii, retim
faaliyetlerinin yallar tarafndan kontrol edilmesidir. rnein
tarm toplumlarnda yallar, retime katldklarndan dolay, sz
sahibi olmay da devam ettirmektedir. Ancak sanayilemeyle
birlikte, yallarn alabilecekleri alanlar daralarak belli bir
yatan sonra tamamen ortadan kalkmaktadr. Bu da yallar
tketici durumuna drmekte ve almayan her bireyin aileye
yk olmas durumu ortaya kmtr. Bylece aileler, yallarna
bakma konusunda daha ekimser kalmaya balamlardr. Bu
toplumlarda, devlet yallarn tm ihtiyalarna cevap
verebilecek sosyal hizmet standartlarna eriemedikleri iin,
yallarn
basit
gereksinimleri
bile
yeterince
karlanamamaktadr (Boga, 1991: 6-23).
2.5. Kadnn Aile indeki Grevlerinin Dnm
Sanayi Devrimiyle birlikte, dnyada ekonomik, sosyal,
kltrel birok yap yeni bir hal almaya balamtr. Aileye dayal
retim biimi endstrilemeyle birlikte nemini byk lde
kaybetmitir. Kurulan fabrikalarda alan kii says nemli
lde artmtr. Ancak endstrilemenin ilk yllarnda kadnlar
daha ok evde kalmlar, gnlk ileri ve ocuklarn bakmn
stlenmilerdir. Buna karlk kadnlar alma hayatndan
tamamen soyutlanmamtr hatta kadnlar ilk kez Sanayi Devrimi
ile birlikte cretli olarak ii statsnde alma hayatna
katlmlardr. Tarihsel sreler incelendiinde, kadnlarn her
dnemin koullarna ve niteliklerine gre statlerinde
farkllamalarn olduu grlmektedir. Her ne kadar kadnlar
dk cretli ve daha feminen ilerde alsalar da ar ilerde

2419

alan kadnlarn varl da grlmektedir (Grol, 2000: 209).


Kadnlarn alma hayatnda yer almasnn yaygnlamas en
ok, ailedeki grev dalmn etkilemektedir.
Kadnn alma hayatndaki konumunun dnmesinde
kapitalizmin byk etkisi bulunmaktadr. Kadnn asl alma
alannn ev olduu ancak dnen dnyayla birlikte evin
geiminin salanmas iin alma yaamna katlmaya balamas
ne kan grlerden biri haline gelmitir. Kadn ev dnda
cret getirici bir ite almaya balad zamanlarda da ncelikli
grevi ev kadnl ve annelik olmutur (Grol ve Marap, 2007:
105). Kadnlar hem ev ilerini aksatmadan ocuklarn bakmn
stlenmiler hem de btn gn bir ite fiziksel gcn kullanarak
alma hayatn srdrmeye balamlardr.
Trk toplumunda kadnlarn ev dnda gelir getirici bir
ite almasna geleneksel deerler dolaysyla ok scak
baklmamaktadr. verenler de eleman seerken erkeklere
ncelik vermektedir. Kadnlar, ev dnda verimsiz grlmekte
ve aile reisi olarak alma grevinin erkein sorumluluunda
olmas gerektii dnlmektedir. Kadnlarn hem evlerinin
ilerini aksatmayp hem de aktif alma hayatnda olmalarn
salayacak artlar gnmzde halen tam olarak gelitirilip
yaygnlatrlmamtr (Aklar, 1993: 199-222).
Kadnlarn cret karl aktif alma hayatnn iinde
bulunmasyla ilgili iki farkl gr bulunmaktadr. Evde
yeterince sorumluluu olan kadnn, alma hayatna da
girmesinin klelik olduu gr bu grlerden ilkidir. Ancak
dier gre gre, kadnn alma hayatna girmesiyle birlikte
yaamnda byk lde deiikliin meydana gelecei
savunulmaktadr. alan kadnn alt i ne olursa olsun,
alan kadn imajnn kadn kimlii asndan nemli olduu
dlmektedir (Ouerton, 1996: 97). Evde Bakm Hizmeti veren
kimselerin daha ok kadnlardan olumas, bu kadnlarn alma
hayatndan uzak kalmalarna sebep olmaktadr. Evde Bakm
Hizmeti vermeleri, ailelerine maddi adan destek
olamamalarnn yannda, kendi kimliklerini bulmalar konusunda
da bir problem olmaktadr. Evde Bakm Hizmeti vermek iin hale
hazrda alt iten ayrlan veya alma hayatna hi
katlamayan kadnlarn bulunduu bir gerektir.

2420

Gnmzde dnyada genel olarak dourganln


azalmas ve boanmalarn art gstermesiyle birlikte, yal
kimselerin yanlarnda kalabilecekleri ocuk says da
azalmaktadr. Bu durum aile ilikilerini de olumsuz ynde
etkilemektedir. Aile iinde yalnn bakmn stlenmesi
beklenen kadnn da alma hayatna atlmasyla yallarn aile
iinde desteklenmesi glemektedir (Crimmins vd, 1990: 3-35).
3. EVDE BAKIM HZMET VEREN BREYLER LE
DERNLEMESNE
MLAKAT
VERLERNN
DEERLENDRLMES
Evde bakm hizmetinin aratrld bu almann
uygulama ksm, Isparta linde ikamet eden ve evde bakm
hizmetinden faydalanan kimselere bakm salayan yaknlar ile
grlerek oluturulmutur. Evde bakm hizmeti veren kiilerle
grlmesinin amac, evde bakm hizmeti verirken ortaya kan
maddi ve manevi olumsuzluklarn neler olduunu tespit etmek ve
evde bakm hizmeti alan yallarn zr oranlarnn yksek
olmas
dolaysyla
grmelerden
salkl
sonular
alnamayacann ngrlmesi olmutur.
3.1. Yalya Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin Cinsiyetleri
Evde Bakm Hizmeti veren kiilerin cinsiyetlerine
bakldnda, grlenlerin tamamnn kadn olmas en dikkat
ekici sonulardan birini vermitir. Bu demek oluyor ki, ailede
bakma muhta bir yal olmas durumunda, bakma muhta
kiinin kz ya da gelini bu grevi stlenmektedir. Kzlarn ve
gelinlerin bu konuda ikyetleri de nemli bir husus olmutur.
Grlenlerden 1956 doumlu Nafiye A.nn grleri
kadnlarn evde bakm hizmeti vermeye daha yatkn olduu
konusunda genel kany yanstmaktadr. Drt karde olduklarn
belirten katlmc, dier kardeinin erkek olduunu
sylemektedir. Evde bakm hizmeti verdii kiinin kendisinden
baka bakacak kimsesinin olmadn belirtirken, erkeklerin ne
kadar bakabileceini sorgulamaktadr. Kardelerinin, annesinin
ne yemeini yapabileceini, ne bulan ykayabileceini
sylerken, tuvalet ihtiyacn grmenin, banyosunu yaptrmann
kadnlarn daha zenli yapabilecei iler olduunu
savunmaktadr. Evde bakm hizmeti veren kadnlar, eer ailenin

2421

tek ocuuysa bu grevi yalnzca kendilerinin stlenebilecei


grndedir.
3.2. Yalya Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin Aylk
Gelirleri
Grlenlerin aylk gelirleri incelendiinde, 3 kiinin
hanesine giren gelir miktar asgari crettir. Bir kiinin hanesinin
toplam aylk geliri asgari cretin altndadr.
Ailesinin geliri asgari cretin altnda olan 1981
doumlu Songl ., einin plerden karton toplayp onlar
satarak geimlerini saladn belirtmektedir. Katlmcnn
sylediklerine gre, baz zamanlarda ailenin asgari cret kadar
bile geliri olamamaktadr. u anda haneye giren srekli haldeki
tek gelirin, aldklar bakm creti olduunu sylemektedir.
15 kii ise aylk hane gelirlerinin 702-1000 TL arasnda
olduunu belirtmitir. 1 kii ise, ailesinin toplam aylk gelirinin
1001-1500 TL arasnda olduunu sylemitir.
Evde Bakm cretini maddi durumu iyi olmayan
ailelerin alabildiinden dolay, grlenlerden 1976 doumlu
Glistan .,
Eim 1000 TL civarnda bir cretle alyor. Zaten ben
de alrsam, Evde Bakm cretini alma hakkn kaybederiz. O
yzden almamam bizim iin daha iyi. Byle hem bakmn
yaptm yalyla hem de ocuumla daha rahat
ilgilenebiliyorum eklinde grlerini belirtmektedir.
Evde Bakm Hizmetinden faydalanan bireylerin byk
oranda 1000 TL altnda gelirleri olduu grlmektedir. Evde
Bakm cretinin, belli bir gelir grubunun altndaki insanlara
verilebilmesi bu durumun en nemli nedeni olarak
grlmektedir. Yallk, yalnzlk, muhtalk ve yoksulluk Evde
Bakm cretinin verilebilmesinin n artlarndandr.
3.3. Yalya Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin Medeni
Halleri
Grlen kiilerin medeni hallerine bakldnda 2
kiinin boanm olduu grlmektedir. Boanm olan kiilerin
ikisi de annesiyle birlikte, annesinin evinde yaamaktadr.
Grlenlerden 1956 doumlu Nafiye A.,

2422

Oturduumuz ev annemin zerinde, imdilik bamz


sokacak bir yerimiz var. Ama drt kardeiz. Annem lnce bu ev
de miras olarak drde blnecek. O zaman ne yapacamz
bilmiyorum, eim de yok demitir.
Grlen 20 kiinin 16s evli. Evli olan 16 kiinin; 5
kiisi kaynvalidesine, 1 kiisi kaynpederine, 5 kiisi eine, 5
kiisi de kendi annesine bakmaktadr.
Grlenlerin arasnda iki kiinin de dul olduu
grlmektedir. Dul olan iki kii de kendi annesiyle birlikte
yaamakta ve annelerine Evde Bakm Hizmeti vermektedir.
Grld gibi boanm ve dul olan kiiler, kendi
annelerinin bakmn stlenmi olup anneleriyle birlikte
yaamay tercih etmilerdir. Evlilii bir sebeple bitmi olan
kadnlarn yalnz yaamaktansa kendi annelerine Evde Bakm
Hizmeti vermeye eilimli olduklar gzlemlenmitir.
Ancak genel itibariyle Evde Bakm Hizmeti verenlerin
byk ounluunun evli olmas da dikkat eken bir baka
noktadr. Bylece Evde Bakm Hizmetinden faydalanan yallar,
aile ortamnda, ocuklaryla, torunlaryla, zaman zaman eleriyle
ayn at altnda olmann mutluluunu da yaamaktadrlar.
3.4. Yalya Evde Bakm
ocuklarnn Olup Olmad

Hizmeti

Veren

Kiilerin

Grlen 20 kiinin sadece birinin ocuu olmad


grlmektedir. Evlenmemi ocuklar olan kiilerin Evde Bakm
Hizmeti verme konusunda birtakm ikyetleri olduu
grlmektedir.
7 ve 14 yalarnda iki kz olan 1975 doumlu Zeynep
C., ocuklarmla ilgilenmem gerekir, ikisinin de devleri
oluyor. zellikle kk kzm henz birinci snf. Okuluyla ilgili
her eyi takip etmem gerekir. Her eyden nce ocuklarm
benden sevgi bekliyor. Ancak Evde Bakm Hizmeti verdiimden
dolay srekli annemle de ilgilenmek zorundaym. Mesaisi olan
bir i gibi de deil ki. Gecesi yok, gndz yok. ocuklarmdan
esirgediim ilgiyi anneme veriyorum eklinde grlerini ifade
etmektedir.
3,5 yanda bir olu olan 1976 doumlu Glistan .nin
tespiti de ayn yndedir,

2423

ocuum henz ok kk. lginin baka birine


kaydn anlyor. Ben kaynvalidemle ilgilenirken kskanp
kendisiyle de ilgilenmem iin elinden geleni yapyor. ki tane
ocuum var gibi hissediyorum. Kaynvalidem Alzheimer
hastas. Davranlar bir ocuk gibi. O da srekli kendisiyle
ilgilenilmesini istiyor. Arada kaldm ok oluyor.
Dier taraftan bu durumu olumlu gren annelerin varl
da dikkat ekicidir. 1965 doumlu Glsm A., annesinin yatalak
olduunu belirtmektedir. Yatmaktan baka alternatifi olmad
iin, gn iinde herhangi bir aktivitede bulunamadn dile
getirmektedir. Ancak televizyon izleyerek zaman geirebildiini
ancak bir sre sonra televizyon izlemekten de skldn
belirtmektedir. Kendisinin biri kz, biri erkek iki ocuunun
olduunu ve annesinin torunlarn ok sevdiini sylemektedir.
Katlmcya gre, Evde Bakm Hizmeti alan annesinin, torunlar
evde olduu zamanlardaki mutluluu rahatlkla fark
edilebilmektedir. Birlikte sohbet ederken hem ocuklarnn
annesini, hem de annesinin ocuklar oyaladklarn ifade
etmektedir.
Yal bireylerin aileleriyle birlikte yaamalarnn, onlar
iin moral unsuru olduu bilinmektedir. Her ne kadar kuak
atmas gibi bir kavram var olsa da aile olmak ve kuan bir
arada yaamas baz durumlarda psikolojik olarak fayda
salayabilmektedir.
3.5. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin Evde Bakm
Hizmeti Alan Yalya Yaknlk Dereceleri
Evde Bakm Hizmetini daha ok kzlar ve gelinler
devam ettirmektedir. Grlenlerden yalnzca iki kii hibir kan
ba olmadan bu hizmeti devam ettirmektedir. Kan ba olmayan
kiilerden biri, kendisini evlat edinerek bytm olan yalya,
dieri ise ayn ekilde eini evlat edinmi olan yalya hizmet
vermektedir. Ancak her iki kii de bakm verdikleri kiileri kendi
z annelerinden veya kaynvalidelerinden ayrmadklarn
belirttikleri iin, bu kiiler grmeler srasnda anne ve
kaynvalide olarak deerlendirilmitir.
Grlen 20 kiinin 14 annesine ya da
kaynvalidesine Evde Bakm Hizmeti vermektedir. 5 kii eine
Evde Bakm Hizmeti verirken sadece bir kii kaynbabasna Evde
Bakm Hizmeti vermektedir. Hem Evde Bakm Hizmeti veren

2424

kiinin, hem de Evde Bakm Hizmetinden faydalanan kiinin bu


srete sknt ekmemesi nemlidir. Bu srecin salkl bir
biimde ilemesi ve devamllnn olmas, ekilen skntlarla
doru orantldr.
3.6. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiiye Gre Evde Bakm
Hizmeti Alan Yalnn Mutlu Olup Olmad
Evde Bakm Hizmeti veren kiilere, Evde Bakm
Hizmeti verdiiniz kiinin, sizin yannzda mutlu olduunu
dnyor musunuz? sorusu yneltildiinde, ounlukla
olumlu ynde cevaplar alnmtr. 19 kii evde bakm hizmeti
verdii yalnn kendi yannda mutlu olduunu dndn
belirtirken 1 kii bu soruya cevap vermeyi uygun grmemitir.
Bunun sebebi, evde bakm hizmeti verdii yalnn ar zr
durumudur. Mutlu olup olmadn belirten herhangi bir
izleniminin olmadn belirten katlmc, bu sorunun yalnn
kendisine sorulmas gerektiini dnd iin evde bakm
hizmeti verdii kii adna gr bildirmek istememitir.
1971 doumlu Saadet A., grlerini u cmlelerle dile
getirmektedir:
Benim genliimde annem akl hastasyd.
imdi ok kr biraz psikolojik problemi kald. Bazen
deiiklik olsun diye kye gtryoruz. Nereye gidip
geldiini biliyor. Evinde rahat yerinde. Gittii yerde bir
sre sonra huzursuz oluyor. Tanmad, bilmedii
meknlar onda gvensizlik duygusu yaratyor. Evine
dndnde huzursuzluu geiyor. Huzurevi gibi
yerlere almas bundan sonra ok zor. Belki zamanla
alr ama ilk gittiinde ekecei sknty dnmek
bile istemiyorum. Baz zamanlarda odadan odaya
kendisi gidiyor. Iklarn yerini falan biliyor. Elini
attnda n yandn grmek bile kendini gvende
hissetmesine yetiyor.
Bakm Hizmeti veren 1963 doumlu Hatice K.,
Annemi baz zamanlarda hastaneye gtrmek zorunda
kalyoruz. lik kanseri olduu iin dzenli kontrolleri var.
Hastal yznden dnem dnem sanclar artyor. O
zamanlarda ok terliyor. Bazen gnde on ya da on be kere
stn deitirmek zorunda kalyorum. Hastanede kald

2425

zamanlarda tuvalet ihtiyacn hemireler gryor. O bile ok


zoruna gidiyor. Evine gitmek istiyor. Ona benden bakasnn
dokunmasn istemiyor. Baka bir yerde, tanmad insanlarla
mutlu olmas mmkn deil. Deiiklik olabilir baka yerde
kalmas ama temizlik ihtiyac olduunda evinden baka yerde,
bizden baka insanlarla mutlu olamaz eklinde dnmektedir.
Grmeler srasnda, yal bireylerin evlerinde
kalmalarnn ve kendi kzlar ya da gelinleri tarafndan baklyor
olmalarnn onlarda bir gven duygusu oluturduu da
gzlemlenmitir. Yallar iin meknn tannrl son derece
nemlidir. Kendi evlerinde ya da yaknlarnn evlerinde kalan
yallar, oturduklar mahallenin sakinlerini tanyor olmaktan ya
da akraba ziyaretlerinden memnuniyetlerini ak biimde belli
etmektedirler.
3.7. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiinin Memnuniyet
Durumu
Grmeler srasnda Evde Bakm Hizmeti vermekten
memnun musunuz? sorusuna genellikle olumlu cevap
alnmtr. Yalya bakan kimseler evet memnunum cevabn
verirken, bu memnuniyetlerine hep bir zorunluluk eklemilerdir.
Grmeler srasnda toplumumuzda ana-babaya hrmet ve
sayg gsterme gibi bir anlayn olmasnn, Evde Bakm Hizmeti
verenlerin, bu hizmeti vermek zorunda hissetmelerine sebep
olduu gzlemlenmitir.
Grlenlerin arasnda, 14 kiinin annesine ya da
kaynvalidesine baktklar tespit edilmitir. Bu 14 kiinin 9u,
soru yneltildiinde bunu yapmaya zorunlu olduklarn
belirtmilerdir.
1956 doumlu Nafiye A., annesinin yatalak olduunu
dile getirmektedir. Sadece yatalak olmasnn ok fazla problem
olmayacan ancak eker ve tansiyon hastalklarnn da
olduunu sylemektedir. Ayn zamanda baz dnemlerde ortaya
kan geici uur kayb olduunu belirtmektedir. Sadece yatalak
olsa bakmnn her ynden daha kolay olacan ifade etmektedir.
Yemeklerinin ayr hazrlanmas, bakmna daha fazla zen
gsterilmesi gerektiini vurgulamaktadr. Btn bunlarn
yannda annesine Evde Bakm Hizmeti verme konusunda
memnunluk ya da memnuniyetsizlik belirtemeyeceini ancak
annesinin kendi yannda olmasnn houna gittiini

2426

sylemektedir. Evlad olduunu ve ne olursa olsun kendisine


bakmakla ykml olduunu dile getirmektedir.
1952 doumlu Keziban A. Da annesine ok zor
bakldn dile getirirken, evlat olarak bu durumla baa kmaya
mecbur olduunu sylemektedir. Annesinin yerinde baka biri
olsayd Evde Bakm Hizmeti vermeyeceini belirten katlmc,
ilerleyen ya dolaysyla aslnda kendisinin bakma ihtiyac
olduunu sylemektedir. Memnuniyet durumu konusunda
Keziban A. grlerini yle dile getirmektedir: Ama bu
yamza bizi getirenler hep atalar. O yzden yz dnmek olmaz.
yi olsam da kt olsam da nce onun ii. Onun iini yapmadan
yemek bile yemiyorum. Bu yatan sonra bana da zor geliyor ama
dediim gibi atsam atlmaz, satsam satlmaz. Mecburum.
1952 doumlu erife Z. grlerini u ekilde dile getirmektedir:
Hastalk bu, yallkla da birleince ok zor
oluyor. Eim MS hastas. Bir ok farkl ars oluyor.
Ona bakmaktan tabii ki memnunum. Kimseye muhta
etmiyor olmak gzel bir ey benim iin de eim iin de.
Allahtan geliyor sonuta. Ayn ey benim de bama
gelebilirdi. Bana bakacak olan kii kim olursa olsun,
bana bakt iin mutsuz olduunu dnmek bile
istemem. Eim memnun olmadm dnrse
yaptm herhangi bir eyden dolay, ben daha ok
zlr, vicdan azab duyarm. lene kadar diye sz
verdik birbirimize. Hastalk da bizim iin salk da.
1963 doumlu Hatice K. annesine Evde Bakm Hizmeti verme
konusundaki memnuniyeti u szlerle anlatmaktadr:
Annem kanser, ilik kanseri. Baka bir yere
brakabilmem mmkn m onu? Ben hayattayken kime,
nasl emanet ederim? Annem benim yanmda olduu
iim eimle aram ald. Yarn br gn benim ayn
duruma dmeyeceimin garantisi var m? Anneme
seve seve bakyorum. Benden bakasnn da bakmasna
gnlm el vermez.
Grmelerden anlalabilecei gibi, Evde Bakm
Hizmeti veren kiiler, ncelikle aile balarna vurgu
yapmaktadrlar. Memnun olduklarn belirtenler, farknda
olmadan bunun bir zorunluluk olduunu da dile getirmektedirler.

2427

Bu konuda Evde Bakm Hizmetini veren kiilerin duygusal


davrandklar dikkat eken bir baka konudur. Empati kurarak,
ilerleyen zamanlarda ayn sknty yaayabileceklerini dile
getirenlerin says olduka fazladr.
3.8. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiinin Bu Hizmeti
Vermesinin Sebepleri
Grlen kiilerden 15 tanesi, Evde Bakm Hizmeti
vermesinin en nemli sebebi olarak Yaknma bakacak baka
kimsenin olmamas cevabn vermitir. 1 kii einin
istemesinden dolay Evde Bakm Hizmeti verdiini belirtirken,
geri kalan 4 kii ise, yaknn baka birine emanet
edemeyeceinden dolay kendisinin baktn belirtmitir.
1976 doumlu Glistan . kaynvalidesine Evde Bakm Hizmeti
verdiini ve kaynvalidesine bakma konusunda kimseye
gvenemeyeceini u szlerle dile getirmektedir:
Ben
eimin
annesine
bakyorum.
Kaynvalidem Alzheimer hastas. Brakn bir bakasn,
eime bile gvenip emanet edemem kaynvalidemi.
Benden bakasnn bakabileceine ihtimal vermiyorum.
Ben varken, buna msaade etmem zaten. Hastal
ortaya kal 1,5 sene oldu. O zamandan beri bende. ok
kat yemekleri yiyemiyor. Ben onlar teker teker sv
hale getiriyorum piirdikten sonra, brakn baka
birilerini, herhangi bir bakm evinde bile bu kadar zen
gsterileceini dnmyorum.
1952 doumlu Keziban A.annesine kendisinden bakasnn Evde
Bakm Hizmeti veremeyeceini gerekeleriyle yle dile
getirmektedir:
Biz iki kardeiz, bir abim var. Geirdii bir
rahatszlktan sonra sakat kald. Gelinimiz dilsiz.
Annemin yallndan dolay bakm hizmeti veriyoruz.
Daha nceleri annem kendi ilerini kendisi yapabilecek
durumdayd. Abimin yannda kald zamanlar da
oluyordu. Ama rahatszlklar arttndan beri ben
bakyorum. Getiimiz kurban bayramnda kyde
abimin yannda kalmak istedi. Biz de braktk.
Gelinimiz isteklerini anlayamam, abim de
sakatlndan dolay ilgilenememi. Bakamamlar.

2428

Merak edip aradk. Annem telefonu duyduu halde


yerinden kalkp telefonu bile aamad. Abimin
komular sonunda bizi arayp gelin annenizi aln
buradan, ok kt durumda imdi dediler. Gidip aldk
annemi, o zamandan beri de hi kimseye gndermeden
yanmda tutuyorum. Ben de bakmazsam, baka yerlerde
rezil olacak.
1975 doumlu Zeynep C. Evde Bakm Hizmeti vermesinin
sebeplerini yle zetlemektedir:
Baktm kii vey annem. Yllarca bakp
bytm beni. vey annemin kardei olan teyzem de
benim yanmda kalyor. kisi de ok problemli. Bir
orman evinde insanlardan uzak bymler. Bir
aabeyleri var. Ama ne aryorlar ne soruyorlar. vey
annemin hastal knca bana, O sana bakt, imdi sra
sende. Sen bakmak zorundasn, baka kimseleri yok
bakacak. Bizi hesaba katma dediler. stemiyor olmama
ramen, bende brakp gittiler. imdi mecburiyetten
bakyorum.
1956 doumlu Nafiye A. ailenin tek kz olmas dolaysyla Evde
Bakm Hizmeti verme konusunda kardelerine gre daha yatkn
olduunu u cmlelerle dile getirmektedir:
Biz 4 kardeiz. erkek. Ben ailenin tek
kzym. Erkek kardelerim bakmak istediklerini
sylediler. Ama ben gelinlerin ne kadar bakacan
bilmiyorum. Gzmn nnde, benim yanmda olsun
yeter. Ben ihtiyalarn biliyorum, nasl baklacan
biliyorum. Altm da zaten artk. Annem dorulamyor
bile. Onu bu halde ne gvenip bakasna emanet ederim
ne de bakacak benden baka birinin olduunu
dnrm.
1981 doumlu Songl . einin istemesinden dolay evde bakm
hizmeti verdiini belirterek durumu yle anlatmaktadr:
Biz buraya doudan gtk. Eimin annesi biz
ilk geldiimizde rahatsz deildi. O zamanlar
memlekette kendi evinde kalyordu. Ama Alzheimer
oldu sonra, zr oran %88. Eim annesini yanmza
getirmek istedi. Bizde adet byledir. Ne huzur evi vardr

2429

ne bakm evi. Ailedeki hastalara, yallara hep aile


iinde baklr. Eim zellikle bizim bakmamz istedi.
Baka kardeleri de var aslnda ama eim istedii iin
biz alp getirdik.
Grmelerden aka grlmektedir ki, Evde Bakm
Hizmeti veren kiiler, ounlukla yaknlarna bakacak baka
kimsenin olmamasndan dolay bu yolu tercih etmilerdir. Ancak
yaknlarn baka kimseye emanet edemeyecek olanlar, genel
olarak kii ve kurumlara, zelde de huzur evlerine kar bir
gvensizlik beslemektedirler.
3.9. Devletin Verdii Evde Bakm cretinin Yalnn
htiyalarna Yetip Yetmedii
Sosyal Politikalar ve Aile Bakanl l Mdrlnn
vermi olduu Evde Bakm cretinin yalnn ihtiyalarna
yeterli olup olmad sorulduunda, 6 kii hayr cevabn
vermitir. 7 kii ksmen yettiini belirtirken, 7 kii evet
cevabn vermitir.
1975 doumlu Zeynep C. S.P.A.B.nn salam olduu Evde
Bakm
cretinin
yetmemesinin
sebeplerini
yle
aklamaktadr:
vey annem ben kkken babadan kalma
mirasla geiniyordu. Zengindi o zamanlar. Sonra abisi
onu dolandrp elinde ne var ne yoksa ald. imdi sadece
devletin vermi olduu cret var. Psikolojik
rahatszlndan tr evleri ayrmak zorunda kaldm.
Benim biri 7 dier 14 yanda iki kzm var. Bizle
birlikte kalyordu nceleri. Kzlarmn da psikolojik
rahatszlklar olmaya balad. Srekli alatyordu
kzlar. Baktk byle olacak gibi deil evleri ayrdk.
Altl stl iki ev kiraladk. imdi o evin kirasn da
bakm cretinden karlyoruz. Zengin zamanlarndan
kalma alkanlklar hala devam ediyor. Hemen hemen
her gn et ya da tavuk yemek istiyor. Alsam bir dert,
almasam bir dert. Felli olduu iin yerinden
kalkamyor. Bez balamak zorunda kalyorum. Bez
paras, deterjan, ilac derken baz aylarda kendimiz
karlamak zorunda kalyoruz ihtiyalarn.

2430

1952 doumlu Keziban A. bu konudaki grlerini yle dile


getirmektedir:
Anneme evde ayr oda atk. amarn ayr
ykyorum. eker ve tansiyon hastas olduu iin
yemekleri de ayr piiyor. Her meyve-sebzeyi
yiyemiyor. Isnmas, yemei, amar, ilac derken
gerekten ihtiyalarn karlamakta zorlandmz
zamanlar oluyor. Devletin verdii cret yetersiz
kalyor.
1970 doumlu Glname P. Evde Bakm cretinin yeterli
olduunu u cmlelerle anlatmaktadr:
Kaynvalidem sol taraf tutmuyor ve epilepsi
hastas. Sadece yatyor btn gn. Oyalanmas iin
televizyonu ak brakyoruz. Bize bir yk olmuyor
akas. Sofraya bir tabak fazla koyuyoruz. Bi ka
para kyafet fazla ykyoruz. Asli ihtiyac hasta bezi. O
da bakm cretinin bir ksmyla rahatlkla
karlanabiliyor.
Evde Bakm cretinin Evde Bakm Hizmetinden
faydalanan yalnn ihtiyalarna yetmedii ynnde gr
bildirenler tm grlenlerin iinde aznlkta kalmtr. Genel
olarak gda, snma ve barnma ihtiyacnn yannda, ila benzeri
tketim ihtiyalar iin harcanan Evde Bakm cretinin yeterli
olduu gr arlk kazanmtr.
3.10. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiinin Baka Bir Seenei
Olmas Durumunda Bu Hizmeti Vermeye Devam Edip
Etmeyecei
Grlenlere baka bir seenekleri olsa Evde Bakm
Hizmeti vermeye devam edip etmeyecekleri sorulduunda 17
kiinin evet cevabn verdii, geri kalan 3 kiinin hayr
cevabn verdii grlmtr.
1956 doumlu Nafiye A. annesinin 12 senedir yatalak olduunu
ve 12 yldr annesine kendisinin baktn dile getirmektedir.
Evde Bakm cretini ise henz 2 yada 2,5 yldr aldklarn
sylemektedir. 10 yl boyunca hi destek almadan btn
ihtiyalarn karladn belirtirken hi ikayetinin olmadn
da vurgulamaktadr. Baka bir seeneini olmasndan ziyade,
S.P.A.B. tarafndan salanan Evde Bakm cretinin kesilmesi

2431

durumunda dahi annesini baka bir yere gndermeyeceini, onu


hibir yere brakmayacan belirtmektedir.
1975 doumlu Zeynep C. Evde Bakm Hizmeti vermesinden
dolay kendisinde meydana gelen olumsuz deiiklikler
nedeniyle grlerini u ekilde ifade etmektedir:
110 kilo bir arl srekli indirip kaldrmak
zorunda olduunuzu dnn. Bel ft oldum.
Ameliyat olmam lazm benim de. Ama ben de ameliyat
olursam bize bakacak kimse yok. Salk problemlerimin
yannda, komularmla, akrabalarmla grememekten
dolay
psikolojik
problemlerim
de
balad.
ocuklarmla ilgilenemez hale geldim. Ben de bakmay
isterim ama baka seeneim olsa kesinlikle
deerlendiririm.
Grlenlerden sadece 1 kii Evde Bakm creti
almadan nce bakmn yapt yalya bakm hizmeti
vermediini belirtmitir. Geri kalan 19 kii uzun zamandan beri
u anda bakmn yapt yalya Evde Bakm Hizmeti verdiini
belirtmitir.
Grafik
16dan
bu
durum
rahatlkla
grlebilmektedir. Evde Bakm Hizmeti veren kiiler,
ounlukla baka seenei olmas durumunda da bu grevi
kendilerinin stleneceini belirtmilerdir.
3.11. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiinin Devletin Verdii
Destek Dolaysyla Bu i Yapp Yapmad
Evde Bakm Hizmeti veren kiilere, bu destei
aldklarndan dolay bu ii yapp yapmadklar sorulduunda,
hepsinden hayr cevab alnmtr.
1981 doumlu Songl . devlet destei dolaysyla Evde Bakm
Hizmeti vermediini u cmlelerle anlatmaktadr:
Eimin annesine 4 yldr ben bakyorum. Evde
Bakm cretini almaya balayal henz 5 ay oldu. Evde
Bakm creti aldm iin bakyor olsaydm nceki 3,5
sene de bakmazdm. Her ey para deil ancak aldmz
destekle kaynvalideme daha iyi bakabiliyoruz.
1959 doumlu Fatime Y. Eine Evde Bakm Hizmeti
vermektedir. Omurilik zedelenmesinden dolay ksm felli olan
ei iin 2 senedir Evde Bakm creti aldklarn belirtmektedir.

2432

25 yldr bu halde olan ei iin tekerlekli sandalye aldklarn


belirten katlmc, daha nce de einin ihtiyalarn
karladklarn, ihtiya olmas halinde Evde Bakm creti
olmasa da tekerlekli sandalye alacaklarn ama bu cret sayesinde
hi dnmeden einin bu ihtiyacn karladklarn belirtmitir.
Evde Bakm creti almasnn sebebinin, einin ihtiyalarn daha
rahat karlamak olduunu belirtirken, Evde Bakm Hizmeti
vermesiyle ald cretin hibir balants olmadn
vurgulamaktadr.
Evde Bakm Hizmeti vermekten memnun olmadn belirten
1975 doumlu Zeynep C.,
En azndan bakm creti alyoruz da ihtiyalarn tamamen biz
karlamyoruz. Bu bile bakm vermek iin yeterli bir sebep
haline geldi zamanla diyerek grlerini dile getirmektedir.
Devletin verdii destek, yallarn kendi evlerinde ve
kendi yaknlar tarafndan baklmasna tevik niteliindedir.
Ancak grlenlerin tamam, yaknlarna bakmalarnn
sebebinin sadece devletin verdii destek olmadn belirtmitir.
Bu sonucun daha ok Trk Aile Yapsndan kaynakland
sonucuna varlabilmektedir.
3.12. Evde Bakm Hizmeti Veren Kiinin Bakm creti
Almadan nce Evde Bakm Hizmeti Verip Vermedii
Evde Bakm Hizmeti veren kiilere, bakm creti
almadan nce Evde Bakm Hizmeti verip vermedii sorusu
yneltildiinde sadece 1 kiinin hayr cevabn verdii
grlmektedir.
1966 doumlu Semiha . Evde Bakm cretini almaya yeni
baladklarn dile getirmektedir. Kaynvalidesine Evde Bakm
Hizmeti verdiinden dolay bu creti almaya hak kazanan
katlmc, kaynvalidesinin hastalnn henz yeni ortaya
ktn belirtmitir. Kaynvalidesini yanlarna almaya karar
verdiklerinde, Sosyal Politikalar ve Aile Bakanl l
Mdrlne bavuru yapm ve bakm hizmetinden faydalanan
yal kendileriyle ayn eve yerletiinden bu yana bakm cretini
almtr. Katlmc, bu cret olmasayd da kaynvalidesine kendi
imknlaryla bakacaklarn belirtmektedir.
Grmelerden kan sonuca gre, Evde Bakm creti
henz halk arasnda yeni yaygnlamaya balam bir destektir.

2433

Grlenlerin byk bir ksm on yl ve zeri zamandr


yaknlarna bakm hizmeti vermektedir. Devletin desteini
almadan nce yaknna bakmadn belirten bir kii de yaknnn
rahatszlnn yeni baladn dile getirerek, daha nce olsayd
yine kendi imkanlaryla bakacan belirtmitir.
3.13. Yalya Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin
Karlatklar Glkler
Yalya Evde Bakm Hizmeti verenlerin, bu hizmeti
verirken ne gibi zorluklarla karlatklarn lmek iin sorulan
soruya genellikle benzer cevaplar verilmitir.
1959 doumlu Fatime Y., eine Evde Bakm Hizmeti verdiini,
einin bir sre nce fel geirdiini belirtmektedir. Kendi yann
zaten yerinde olduunu syleyen katlmc, gcnn kuvvetinin
belli olduunu dile getirmektedir. Temizliini ve zellikle
banyosunu yaptrrken ok zorlandn sylemektedir. Tek
bana eini tamasnn, kaldrp indirmesinin neredeyse
imknsz olduunu belirtmektedir. Eiyle yalnz yaayan Fatime
Y., evde her zaman kendisine yardm edecek insanlarn
olmadndan ikayet etmektedir. Eini tamas gerektiinde ya
komularndan yardm almakta ya da banyosu gibi g gerektiren
ihtiyalarn ocuklarnn ziyaret saatlerinde karlamaya
almakta olduunu sylemektedir. Ancak ocuklarnn her
birinin ileri gleri olduunu ve ok sk ziyaret edemediklerini
belirtirken, tek bana bu ihtiyalar karlamak istediinde ise
kendisinin de rahatszlandn sylemektedir.
1971 doumlu Saadet A., hangi konuda zorland u szlerle
dile getirmektedir:
Annem yryemiyor. Btn gn evde yatmak
zoruna gidiyor. Baheye kmak, komularla konumak
onu mutlu ediyor. Bu yzden sk sk baheye inmek
istiyor. Kendimi onun yerine koyuyorum. Kesinlikle
hakl. Ben olsaydm da evde tek bama oturmak
istemezdim. Tekerli sandalyemiz falan da yok, geri
olsa da evimiz asansrl deil, yine tamak zorunda
kalrdm. 3 kat merdiveni neredeyse her gn inip
kyorum annem srtmdayken. Havalarn gzel
olmad zamanlarda pek istemiyor dar kmay, kn
daha az zorluk ekiyorum o yzden.

2434

1975 doumlu Zeynep C., Evde Bakm Hizmeti verdii yaldan


kaynakl fiziksel rahatszlktan ziyade, manevi rahatszln
yle dile getirmektedir:
Hasta bakmnda pek bir zorluk yok aslnda.
Alzheimer olduundan dolay bize daha ok psikolojik
zarar oluyor. ocuklarm annemden korkuyor. Ne
zaman ne yapaca belli deil. Ksmi felci de var fakat
verdii psikolojik rahatszlk, fiziksel rahatszln
yannda hi kalyor.
Grlenlerin byk bir ksm, bakmn yapt
yalnn en ok temizlik ihtiyacn karlarken zorlandn
belirtmitir. Yallkla birlikte, gda ihtiyacnda da birtakm
deiikliklerin olmasndan dolay ikinci nemli sorun, yalnn
yemeini hazrlama ve yedirme konusundadr. Bunun yannda
ulam ve tama konusundaki glkler de gze arpan sorunlar
arasndadr.
3.14. Evde Bakm Hizmeti Verenlere Gre Yal in En yi
Bakmn Nerede Olaca
Evde Bakm Hizmeti verenlerin, yallar iin en iyi
bakmn nerede olaca hakkndaki dncelerini lmek iin
sorulan soruya 19 kii Evde cevabn vermitir. Geri kalan 1
kii ise yallara en iyi Yal Bakm Kurumlarnda
baklabileceini sylemitir.
1970 doumlu Glname P., yallar iin en iyi bakmn evde
olduunu u cmlelerle zetlemektedir:
Kaynvalidem 5 senedir bizimle birlikte. Sol
taraf felli. Gnnn byk ounluunu yatakta
geiriyor. evresinde ailesinden birilerini grmek onu
son derece mutlu ediyor. Torunlarn grmek onun iin
ok nemli. ocuklar grmedii zamanlarda salnda
da gerileme oluyor. ocuklar onun nee kayna. Hem
kendi olunun evinde olmas ayrca bir huzur kayna.
Kim olduunu bilmedii insanlarn onun temizlik
ilerini yapacak olmas onu rahatsz eder.
1971 doumlu Saadet A.nn, yallarn en iyi kendi akrabalar
tarafndan baklabileceini belirten grleri u ekildedir:

2435

Hepimiz insanz, biz nasl ailemizin,


akrabalarmzn yannda olmak istiyorsak, onlar da
bizim yanmzda olmay isterler. Yal yurtlarnda,
bakm evlerinde yazk olur yallarmza. Atamz onlar
bizim. En iyi kanndan canndan birileri bakabilir.
Duyuyoruz
huzurevlerinde
bakclarn
neler
yaptklarn. Kim kendi annesini babasn gvenip
emanet edebilir ki? Bizim de ilerde bakma muhta
olmayacamzn garantisi yok. Benim ocuklarmn
beni brakmasn istemem. Bana da en iyi benim
ocuklarmn bakabileceini dnrm.
1954 doumlu Sultan B., eine kendi evinde de iyi bakldn
ancak tam donanml bir huzurevinde, salk alanlar ve
hizmetlilerle
birlikte
daha
nitelikli
baklabileceini
savunmaktadr. Her an denetim altnda olabilecekleri byle bir
yapda, yallarn ekeri ykseldiinde ya da tansiyonu
dtnde profesyonel salk alanlar tarafndan annda
mdahale edilmesinin evde bakm grmelerinden daha iyi
olabileceini dnmektedir.
Grmelerden kan dikkat ekici sonulardan biri,
halkn huzurevi, yal bakm kurumlar gibi yerler konusundaki
nyarglardr. Yaknlarnn bu tr kurumlarda kalmalar, Evde
Bakm Hizmeti veren bireyler iin adeta kabul edilemez bir
durumdur. Huzurevi gibi kurumlarn sz edildiinde, byk bir
tepkiyle karlalmtr.
3.15.
Evde Bakm Hizmeti Veren Kiilerin Sosyal
Yaantlarnda Bir Kstlama Olduunu Hissedip
Hissetmedikleri
Evde Bakm Hizmeti veren kiilerin, sosyal
yaantlarnda bir kstlama hissedip hissetmediklerinin
lld soruda, 8 kii her zaman, 2 kii ou zaman, 2
kii bazen, 4 kii nadiren, 4 kii hibir zaman cevabn
vermitir.
1963 doumlu Hatice K., Evde Bakm Hizmeti verdiinden
dolay hayatnda meydana gelen kstlamalar u ekilde
anlatmaktadr:
Annemin psikolojik problemleri var. Ayrca
bir gz hi grmyor, dieri ise az gryor. Tek bana

2436

evde brakp kmak zorunda olduum zamanlar oluyor.


Evden ok uzaklamadan ksam bile, gzm hep
arkada kalyor. Dardayken acaba balkona m kt,
mutfaa m girdi diye kendimi yiyorum. Eve koarak
dnyorum. Darya keyfi kma durumum hi yok.
Komularm ancak benim evime gelirse grebiliyoruz
ama annem psikolojik rahatszl olduundan dolay
evde kalabalk da istemiyor. 20 yldr bu ekilde
bakyorum anneme ama ben de tkendim artk.
1952 doumlu erife Z., bu konudaki grlerini u ekilde ifade
etmektedir:
Eim 2002den beri MS hastas. Kardeimin
dn iin Antalyaya gitmemiz gerekmiti. Aklmza
huzurevi geldi. Belki birka gnlne eimin bakmn
stlenirler diye dnp huzurevi yetkilileriyle
grtk.
Ancak
kesinlikle
eimi
kabul
edemeyeceklerini belirttiler. Evlenen kardeim olmasa
gitmeyebilirdik. Gitmek zorunda olduumuz iin eimi
de gtrmek zorunda kaldk. zellikle ehir dna
karken hem bize, hem de eime eziyet oluyor. Dier
zamanlarda da memlekete annemi babam grmeye
gitmek istiyorum. Onlarn da gnleri sayl. stediim
gibi
grmekten
getim,
ziyaretlerine
bile
gidemiyorum yllardr. Keke Evde Bakm Hizmeti
alanlar iin birka gn kalabilecekleri otel gibi yerler
olsa. Hem biz rahat ederiz hem de bakmn yaptmz
kiiler.
1966 doumlu Dudu Y., Evde Bakm Hizmeti vermesinden
dolay hayatnda ok byk bir kstlama olmadn dile
getirmektedir. Grleri u ekildedir:
Kaynvalidemin rahatszl sinirsel. Allaha
kr elinden ayandan bir problemi yok. Kriz
geiriyor zaman zaman ama artk ne zaman kriz
geirecei konusunda da bilgimiz oluyor. Hareketleri
fark ettiriyor durumunu. Rahat olduu zamanlarda evde
brakp kabiliyoruz ok uzak olmadan. Bizim
yaantmz nadiren kstladn dnyorum.
1976 doumlu Glistan .nin grleri u ekildedir:

2437

Evde Bakm Hizmeti verdiim iin


yaantmda herhangi bir kstlama olduunu
dnmyorum. Kaynvalidem yanmda olduundan
dolay gezmelerimde, misafirliklerimde yada alveri
srelerimde bir azalma oldu elbette. Ancak daha nce de
hamilelik dnemimde bir takm kstlamalar olmutu.
Ne zaman ne olaca belli olmuyor. Sadece Evde
Bakm Hizmeti veriyorum diye bir kstlama oluyor
dersem hakszlk etmi olurum. Gezmeyi ok fazla
sevmiyorum zaten. Ben halimden gayet memnunum.
stenildiinde her ey yaplyor zaten, insan yeter ki
istesin.
Sosyal yaantda meydana gelen deiiklikler, farkl
kiiler tarafndan farkl alglanabilmektedir. Sadece 4 kii
tarafndan hibir zaman bir kstlama olmadnn sylenmesi, bu
durumun en ak gstergesidir.
Evde Bakm Hizmeti veren kadnlarn alma
hayatnda meydana gelen deiiklikler konusunda da ayn gr
farkllklar mevcuttur.
3.16. Evde Bakm Hizmeti Vermenin Kadnlarn alma
Hayatna Etkisi
1956 doumlu Nafiye A. bu konudaki grlerini u ekilde ifade
etmektedir:
13-14 yl boyunca altm. almay
seviyorum ancak annem byle olunca alma
hayatndan da ayrlmak zorunda kaldm. Yaknma
bakacak baka kimse yok. Her trl bakmn ben
stlendim o yzden. Sigortam yatyordu. Zaman
gelince emekli olabileceimi dnmtm ama yarm
kald. imdi artk alma hayatna dnsem bile emekli
olmaya hak kazanr mym bilmiyorum. Geri u anda
alma hayatna geri dnme gibi bir durum da sz
konusu deil.
1976 doumlu Glistan . alma hayatndan ayrldn ancak
bu konuda bir ikayeti olmadn ifade etmektedir. Bununla
birlikte Evde Bakm Hizmeti verdiinden dolay en azndan
sigortasnn yatmas konusundaki isteklerini u ekilde ifade
etmektedir:

2438

Evlendiim zaman alyordum. yle ok


nemli bir mesleim yoktu aslnda. Tezgahtarlk
yapyordum. Hamileliimin son aylarnda brakmak
zorunda kaldm. Olum u anda 3,5 yanda. Aslnda
kaynvalidem olmasa almay dnrdm ama u an
iin mmkn deil. Bakm hizmeti verdiimizden
dolay bize sigorta yaplsa iyi olur diye dnyorum
hep. Sonuta biz de yalanacaz. Bakm hizmeti
verdiimizden dolay madur olmak istemeyiz sonra.
Bizim yaptmz da bir nevi devletin iini hafifletmek.
Bakm hizmetinin kadnlar tarafndan veriliyor olmas,
en ok onlarn alma yaantsn etkilemektedir. Yal
bakmnn mesai benzeri bir kstlama ile ilememesi, tm gn
alan bir durumdur. Tm gn, yal bireyin her trl sorunuyla
ilgilenmek, kadnlarn baka bir ile megul olmasn da
engellemektedir. Evde Bakm Hizmeti veren kadnlarn,
emeklilik gibi bir durumu olamayacandan dolay kendileri
yalandnda birtakm sorunlarla kar karya kalacaklar
endiesi yerinde bir endiedir.
SONU VE NERLER
Aratrmann sonunda ortaya kan sonulara gre,
Evde Bakm Hizmeti konusunda birtakm ihtiyalarn olduu
tespit edilmitir. Bu erevede aadaki neriler gz nnde
bulundurulabilir.
Evde Bakm cretinin verildii yalnn zr oranlar,
yaad mekn ve ihtiyalar gz nnde bulundurularak, Evde
Bakm Hizmetinden faydalanan her bireyin ihtiyacna gre Evde
Bakm creti yeniden yaplandrlabilir. rnein, baz yallarn,
bakmn yapan kiiye tek masraf gda olabiliyorken, baz
yallar iin ayr ev ya da oda almas sz konusu olabilmektedir.
Bu durumda, bahsi geen iki yalnn eit cretle bakmnn
yaplmas, aslen kendi iinde bir eitsizlie sebep olabilmektedir.
Evde Bakm Hizmeti veren kimseler, dier lkelerde
uygulanmakta olduu gibi, yal iin verilmekte olan Evde
Bakm cretinin yannda, yalsna maa karlnda bakabilir.
Bu durumda, alma hayatndan kopmak istemeyen fakat Evde

2439

Bakm Hizmeti verdii iin alamayan kimselerin, bu konudaki


maduriyetleri ortadan kalkm olacaktr.
Evde Bakm Hizmeti veren kimselerin sigortal alan
statsne karlmas sz konusu olabilir. Bu kimselerin, maa
almasa bile kendi yallklarn garanti altna alacaklarn
bildiklerinden dolay, Evde Bakm Hizmeti verme konusunda
istekleri artacaktr. Evde Bakm Hizmeti veren kiiler,
yaknlarn Evde Bakm Hizmeti verme konusunda tevik
edeceklerdir. Dolaysyla Evde Bakm Hizmeti yaygnlaacak ve
devletin zerindeki bakm yk hafiflemi olacaktr.
Evde Bakm Hizmeti veren kiilerin byk ounluu,
sosyal yaantlarnda az da olsa bir kstlamann olduunu
dnmektedir. Bu durum iki adan zararl olabilmektedir.
ncelikle sosyal yaantsnda kstlama olan bireyin psiko-sosyal
durumu zarar grmekte sonrasnda ise bu kiilerin bakmn
yaptklar yallarn bu psikolojik durumdan olumsuz
etkilenmesidir. Yani Evde Bakm Hizmeti veren kiinin, bu
hizmeti vermesinden dolay psikolojisinde meydana gelen
olumsuz her hal, bakm alan yalya yansmakta ve yalnn
moral durumunu olumsuz etkileyebilmektedir. Bu erevede,
Evde Bakm Hizmeti veren kiiler iin dzenlenecek olan
psikolojik destek verecek sosyal gruplar sz konusu olabilir.
Yani uzmanlar denetiminde, Evde Bakm Hizmeti veren kiilerin
rutin toplantlarla bir araya gelmesi ve tecrbelerini birbirleriyle
paylamas, bu kiilerin kendilerini rahatlatabilmeleri iin nemli
olabilir.
Evde Bakm Hizmetinin gnn her saatine yaylm ve
tatili olmayan bir hizmet olmas, Evde Bakm Hizmeti veren
kiilerin gnlk ilerinde aksamalar meydana getirebilmektedir.
rnein, ehir dna kmak zorunda olan bir kii, yaknn
brakacak kimsesinin olmamasndan dolay ya iini yapmaktan
vazgemekte ya da yalsn ok zor artlar altna ehir dna
kendisiyle birlikte gtrebilmektedir. Sosyal Politikalar ve Aile
Bakanl l Mdrl tarafndan kurulacak olan bir tesisle, bu
durumlarda yalnn baklmas sz konusu olabilir. eitli
suiistimalleri nlemek amacyla bu kurum, yalnn brakld
her gn iin cret karl bakm yapabilir. Bu durumda
gerekten zor durumda olan kiilerin bu creti deyerek bu
hizmetten faydalanmalar salanabilir.

2440

KAYNAKA
AKLAR, Nilgn, Trkiye'de Kadn Giriimciliin Desteklenmesi
Konusunda Politikalar, Editr: Necla Arat, Trkiye'de
Kadn Giriimcilik, TES-AR Yaynlar, Ankara, 1993.
ALTAN, mer Zht, Yener MAN, Yallara Ynelik Sosyal
Politikalar, Kamu- Hukuku ve ktisat Dergisi, 7.
Cilt, 2. Say, 2003.
BALTA, Zuhal, Salk Psikolojisi: Halk Salnda Davran
Bilimleri, Remzi Kitabevi, Ev Aile Toplum Dizisi,
stanbul, Nisan, 2000.
BOGA B., Elderly People on the Double No-Mans-Land,
Archives of Gerontology and Geriatrics, Suppl. 2, 1991.
CRIMMINS Eileen M, Interaction and Living Arrangements of
Older Parents and Their Children: Past Trends, Present
Determinants, Future Implications, Research on
Aging, Vol. 12, No.1, March, 1990.
DEMRBLEK, Sevda, Sosyal Gvenlik Sosyolojisi, Legal
Yaynclk, stanbul, Nisan, 2005.
DOAN, smail, Osmanl Ailesi: Sosyolojik Bir Yaklam, Yeni
Trkiye Yaynlar, Ankara, 2001.
GETAN, Engin, Hayat, Metis Yaynlar, stanbul, 2002.
GIDDENS, Anthony, Sosyoloji, eviren: Hseyin zel, Cemal
Gzel, Ayra Yaynlar, Ankara, 1991.
GRER, Nilgn, Kbra AMUR, Avrupa Birliinde Yallk:
Hollanda rnei, Yal Sorunlar Aratrma Dergisi, 1.
Cilt, 2. Say, Temmuz, 2001.
GROL, M. Ali, Akn Marap, Gemite Ve Gnmz
Yaamnda cretsiz ve cretli gc Olarak Kadn,
Bilig Dergisi, Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli
Heyet Bakanl, 42. Say, Yaz, 2007.
GROL, Mehmet Ali, Trkiye'de Kadn Giriimci ve Kk
letmesi: Frsatlar, Sorunlar, Beklentiler Ve neriler,
Atlm niversitesi Yaynlar, Ankara, 2000.

2441

KAMAL, Asif, John Charles Brocklehurst, A Colour Atlas of


Geriatric Medicine, Medical Economics Books, Wolfe
Medical Publications, Weert, Netherlands, 1983.
KARSLI, Doan, Yallk ve Trkiyede Yal Sorunlar, Salk
Ve Sosyal Sigortalar Bakanl Hfzshha Okulu Sosyal
Hizmetler Blm Yaynlar, Ankara, 1982.
KEHRER, Gnter, Din Sosyolojisi, eviren: M. Emin Kkta,
Yasin Aktay, Vadi Yaynlar, Ankara, 1998.
KRMAN, Mehmet Ali, Din ve Seklerleme, Karahan Kitabevi,
Ankara, 2005.
KONGAR, Emre, Trkiye zerine Aratrmalar, Remzi Kitabevi,
stanbul, 1996.
Planning And Organization Of Geriatric Services, Technical
Report Series No: 548, Report Of A WHO Expert
Committee, Geneva, 1974.
SEYYAR, Ali, Sosyal Sigortalar Sisteminde Bakm Sigortas,
Sosyal Gvenlik Dnyas Dergisi, 1. Yl, 2. Say, EkimKasm-Aralk, 1998.
TEZCAN, Mahmut, Toplumsal ve Kltrel Deime, Ankara
niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi, Yayn No: 164,
Ankara, 1990.
VERGN, Nur, Toplumsal Deime ve Trkiyede Aile, Aile
Yazlar II, Kltrel Deerler ve Sosyal Deime, Aile
Aratrma Kurumu Bakanl Yaynlar, Derleyenler:
Beyl Dikeligil, Ahmet idem, Ankara, 1991.

2442

SALIK HZMETLERNDE MALYET


MNMZASYONU ve FAYDALILIK ANALZ
Ar. Gr. Faruk ERNC
Yrd. Do. Dr. Harun SULAK
ZET
Bireylerin her ynyle salklarn korumak ve salk
ihtiyalarn karlamak devletin en nemli grevlerinden bir
tanesidir. Bununla birlikte, devlet bireylerin her trl salk
ihtiyacn karlayacak eklide snrsz bir kaynaa sahip deildir.
Salk ihtiyalarmz snrsz ancak kaynaklar snrldr. Kstl
kaynaklar dahilinde topluma sunulan salk hizmetlerinin (eitlik
kavramn gz nnde bulundurarak) olabilecek optimum dzeye
kmasn salayacak hizmetler kombinasyonunu bulmak, salk
hizmetleri ekonomisinin en nemli hedefidir. Bundan dolay
snrl kaynaklar kullanarak en etkili ve verimli sonucu elde etme
istei, ekonominin salk hizmetlerinde bilimsel bir yntem
olarak kullanlmas ihtiyac ortaya kmtr. Bu sebeple snrl
kaynaklar kullanarak en iyi ve etkili sonucu elde etmek iin,
harcamalar minimize etmek suretiyle salk hizmetleri
ekonomisini ynetmek arttr. Dnyada ve lkemizde salk
alannda artan maliyetler baz ekonomik analizleri ve tedbirleri
beraberinde getirmitir. Bu almada salk hizmetlerinde
maliyet minimizasyonu ve faydallk analizi yaplarak
uygulanabilinecek tedbirler ve neriler sunulmutur.
Anahtar Kelimeler: Salk Hizmetleri, Maliyet
Minimizasyonu, Faydallk Analizi.
1. GR
Bireylerin her ynyle salklarn korumak ve salk
ihtiyalarn karlamak devletin en nemli grevlerinden bir
tanesidir. Bununla birlikte devlet bireylerin her trl salk
ihtiyacn karlayacak eklide snrsz bir kaynaa sahip deildir.

Sleyman Demirel niversitesi BF, farukerinci@sdu.edu.tr


Sleyman Demirel niversitesi BF, harunsulak@sdu.edu.tr

2443

Bu sebeple snrl kaynaklar kullanarak en iyi verimli ve etkili


sonucu elde etmek iin, olaylar karsnda ekonomik olgular gz
nnde bulundurularak hem toplumun beklentisini karlamak ve
salk hizmetini en iyi ekilde sunmak hem de eldeki imknlar
israf etmeden harcamalar, maliyetleri minimize etmek suretiyle
salk hizmetleri ekonomisini ynetmek arttr. Dnyada ve
lkemizde salk alannda artan maliyetler baz ekonomik
analizleri ve tedbirleri beraberinde getirmitir.
Gerekli ekonomik analizlerin yaplmas ve bir dizi
tedbirlerin alnmak uygulama yapmak iin maliyet minimizasyon
-faydallk analizi en nemli analizden biridir. Bu analizle,
iletmelerin ve sanayi verimini ve etkisini test etmek iin
uygulanr. Maliyetin ve faydalln ekonomik katksnn tespit
edilerek deerlendirilmeye tabi tutulduu bir analiz biimidir.
Sistemin gerek maliyetini ve faydalln deerlendirmek,
sisteminin kurulum srecinde ve daha sonraki durumun
kyaslayabilmek, sistemlerinin denenmesi zamanndaki
etkilerinin gzlemlenmesi ve kestirimlerde bulunulmas iin
kullanlan analizlerdendir.
Salkta kaynaklarnn etkinliinin yannda verimli
kullanlmas arttr; bu sebeple, salk dier sektrlerden ayr
zellikler barndrd iin dz bir mantk dorultusunda pozitif
ekonominin kurallarn dorudan uygulamaya almak ciddi
skntlar meydana karr. Bu nedenle sosyal adalet anlay ile
salk hizmetlerinin sunulmas ok nemli bir konudur. Salk
hizmetleri her birey iin kolaylkla ulalabilir olmaldr.
u unutulmamaldr ki; salk hizmetlerine rahat
ulaabiliyor olmak, beraberinde bir dizi skntlar getirmektedir.
Eldeki kaynaklar snrl olmasndan, bu kaynaklar
mmkn olan optimum dzeyde etkin ve verimli kullanlmaldr.
2. SALIK HZMETLER EKONOMS
Ekonomi toplumun ihtiyalarn karlamak iin
rnlerin ve hizmet retiminde ve dalmnda adaletin
salanmas hedefiyle, snrl kaynaklarn kullanm kapsamnda,
srecin etkili ve verimli ilerlemesi iin etkili olan bir bilim dal
olarak ortaya kmtr.

2444

Tm dnyada lkelerin salk hizmetlerine ayrtm


olduklar bteleri her geen gn gittike artma ynndeki
eilimini toplumlarn karlayamayacak hale gelmesi nedeniyle,
salk hizmetlerinde kullanlan bte ekonomisin optimum bir
zm yaklam iinde ele alnarak en fazla dnlp tartlan
bir konu halini almtr.
Ekonomi biliminin salk hizmetleri alanna
uyarlanmasyla salk hizmetleri ekonomi modeli ortaya
kmtr.
Salk hizmetleri ekonomisi, ekonominin pozitif
kurallarnn salk alanna uyarlanmas ve etkin ve verimli
uygulama alann daha da arttrlmas iin ortaya km, salk
sektrne aktarlan mali kaynaklarn artyla gelime kat etmi
bunun paralelinde gelime gsteren bilimdir. Bu dorultuda,
sala ekonomik olarak bak, bu alanna ayrlm btn
kaynaklarn maksimum seviyede kullanlmak maksadyla, en
etkili ve verimli ekilde sunulaca, bu hizmet topluma adaletli
ve en iyi ekilde ulatrmada bltrlmesinin nasl yaplacan
zmeye alan bilim daln oluturur.
Salk hizmetlerinin toplumsal adalet anlay gz
nnde bulundurularak, hakikat ve hakkaniyet ile sunulmak,
salk hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve kalitenin n planda
tutulmas, gelitirilmesi ve korunmas ileri seviyelere tanmas
gerekir. Bunun da, ekonominin pozitif kurallarna gre
davranmay zorunlu klmaktadr.
Salk ihtiyalarmz snrsz ancak kaynaklar snrldr.
Bundan dolay snrl kaynaklar kullanarak en etkili ve en
verimli sonucu elde etme istei ekonominin salk hizmetlerinde
bilimsel bir yntem olarak kullanlmas ihtiyac ortaya kmtr.
Kstl kaynaklar dahilinde toplum sunulan salk
hizmetlerinin (eitlik kavramn gz nnde bulundurarak)
olabilecek optimum seviyeye karlmasn salayacak
kullanlabilir yntemi bulmak (tedavi hizmetleri, salk hizmet
binalarnn kurulumu, maliyetin minimizasyonun saland
tedavi hizmeti) salk hizmetleri ekonomisinin en nemli
hedefidir.
Dnya kaynaklar snrl olmasndan, kaynaklara da baz
kesimin insanlarnn ulaabiliyor olmas, sosyal adalet anlayna

2445

uymayan bir fotoraf ortaya koymaktadr. Bu sebeple maliyetler


ciddi bir ekilde irdelenerek tedbirler ortaya konulmaldr.
3. MALYET MNMZASYON ANALZ
Unutulmamas gereken nemli bir nokta da, Salk
hizmetlerinin dorudan ucuza getirmek zerine yaklam ile
almak ciddi skntlar getireceinden bu doru olmayan bir
yaklamdr. Bu sebeple, saln sz konusu olduunda, bu
durumda da salk hizmetleri maliyetlerini hesaplamasn
yapmamal, anlayyla konulara yaklamak salkl bir durum
deildir. Salk hizmetlerinde mevcut mali kaynaklarn etkin ve
verimli kullanlmak, salk hizmetleri kalitesinin korunmas iin
ekonomik olarak analizler yaplmak zorunluluktur.
Maliyet-minimizasyonu, ayn sonuca ulatran
yntemlerin maliyeti en az olan yntemin tercih edilmesi sreci
olarak adlandrlr.
Bu analiz, says iki veya ikiden fazla ynelimden elde
edilecek sonularn birbirine eit olduu durumda kullanlr.
Elimizde yeterli sayda veri mevcut olup ve alternatif ynelimler
arasnda eitlik olduunu gsteriyorsa, maliyet-minimizasyonu
en dk maliyetli olan dikkate alnarak tercih edilir.
Etkinlik, verimlilik ve gvenilirlik gibi sonular
asndan birbirine eit olduu varsaylan tedavi uygulamalarnda
sadece tbbi maliyetlerini hesaplayarak yaplan ve en dk
maliyetli tedaviyi belirlemeyi amalayan en basit analiz eklidir.
Sonular eit olduu iin deerlendirme sadece maliyet
zerinden yaplmaktadr. Ekonomik olarak en iyi kazanm
(tasarruf) amalanmaktadr.
Maliyetin minimizasyon edilmesinde kullanlan analiz,
sonularna bakldnda benzerlik gsteren mdahalelerin
kyaslanmas iin kullanlan bir yntem olarak adlandrlr.
Kyaslama yaplmada rnein ele alnan iki veya daha fazla ila
edeer sonular elde edilmesi durumunda ucuz olann tercih
edilmesi sz konusudur; sadece byle bir durumun olumasnda
sz konusu olan bu analizin yntem olarak kullanlmas
uygundur.

2446

Bu yntemde yaplan i, edeer faydallk salayan bir


salk hizmeti iin, kullanlan farkl tbbi tedavi ve tan
yntemlerinden en ucuz maliyetli olannn seilmesidir. Hastalk
tedavisi iin kullanlan yntemlerden hangisi daha ucuzsa, o
yntemin seimi, ayn tedavi maliyetini en ucuza (yani en az
kaynak kullanm ile) gerekletirmeyi hedeflemektir.
Dolaysyla, ayn ii daha pahal ekilde yapan yntemler ortadan
kaldrlarak, kaynak tasarrufu yaplm olunur. Salk hizmetleri
ekonomik deerlendirme yntemleri iinde en basit yntem olan
maliyet minimizasyonu ynteminin en nemli noktas,
kyaslanacak salk hizmetlerinin benzer sonuca ulalmasdr.
Aksi takdirde, en ucuz yntemin seimi en etkili ve verimli
yntemin seimi anlamna gelmeyecektir. Yani edeer
faydallk vermeyen salk hizmetlerinin bu yntemle
deerlendirilmesi mmkn deildir.
4. MALYET-FAYDALILIK ANALZ
Bu analizde alternatiflerin tm maliyetleri (girdiler) ve
faydallklar (sonular) parasal terimlerle llr. kt, bir oran
olarak (faydaya kar maliyet) ifade edilebilecei gibi, net
maliyet veya fayda biiminde (fayda eksi maliyet) belirtilebilir.
Maliyet-faydallk analizinde, analize tabi tutulacak
alternatifler, maliyetlerin sonular yaam kalitesinin leinin
kullanlarak hesaplanmas kaliteye denk gelen deerlere gre
ayarlanm ekonomik olarak ele alnan bir analiz bir yntemi
olarak deerlendirilir.
Yaam kalite lei, kiiden kiiye farkllk gsterir,
yaamn alglama durumuna gre deiebilir, yani kiiye
zgdr. Yaam kalitesinin lei kullanarak hesaplamann 0 ile
1 arasndaki nmerik deerlere karlk saylardr. 0 lm
halini, 1 optimal salk halini ifade eder. Herhangi bir tedavi
giriiminin maliyetlerini ve salad kazanlarnn parasal
olarak deerlendirilmesi esasna dayanr. Hem maliyeti hem de
salk bakmndan kazanc para birimi ile ler. Ancak en nemli
dezavantaj klinik sonularn, ila etkinliinin salad klinik
yararlarn veya salk bakmndan kazanlarn para birimine
evirerek parasal kazanca dntrlmesindeki zorluklar ve etik
sorunlar nedeniyle salk alannda tercih edilen analizler
olmamasdr.

2447

4.1. Amacmz;
Maliyet faydallk
hesaplamak iin;

analizinin

doru

bir

ekilde

Analiz iinde barndrd alternatiflerin neler olduuna,


Analizdeki maliyeti oluturan deerlerin nelerden
olutuuna,
Potansiyel faydallklarn neler olduuna,
Faydalln
maliyet
olarak
bir
kestirimde
bulunulamyorsa hangi kriterlere tabi tutularak karar vermede
ltn neler olacana,
Sreteki maliyet ve faydallk zerine etkisinin nasl
olacana,
kurulum maliyetlerinin ve faydalln gereklik
uygulanarak gzlem sonularnn nasl gelieceini ve srecin
nasl oluaca,
Karar vermeyi ynlendirecek sorulara cevaplar
aranmal ve daha sonra analiz yaplmaya balanmaldr.
4.2. Maliyet minimizasyonu - faydallk analizi iin admlar;
1. Maliyetin ve faydallk tanmlanr
2. Maliyetin ve faydallk deerleri hesaplanr
3. Maliyetin grafii izilir
4. ndirgenmi deerler hesaplanr
5. Kazanm hedefleri tanmlanr
6. Baaba noktas hesaplanr
7. Baaba noktasnn grafikte gsterimi yaplr
Maliyetler ve elde edilen sonular zamann etkisi gz
nnde bulundurularak hesaplayan bir forml gelitirmek
ilemlerimizde hem bir pratiklik hem de kolaylk salayacaktr.
Bu sebeple maliyet ve faydallk bugnk deerlerini;
maliyetlerin gelecekteki deerleri veya faydalln gelecekteki
kayplarn gnmze yanstmak iin bu indirgenmilik diye
adlandrlan bir ilem yaplmas sz konusudur. Maliyet ve

2448

faydalln gelecekteki deerlerinin bugnk deerlerine gre


daha az olaca gereini baz alnarak ilemler yaplr.
Salk hizmetleri bir maliyetle balar ve belirli dnemler
deiiklik gstererek art ynnde hareket eder. Faydallk ise
sre ierisinde ortaya kmas gzlemlenir. Kyaslamann
yaplmas deerlerin imdiki zamana indirgemenin yaplmas
gerekir. Yukarda ifade etmeye altmz kavramlar formller
ile ifade edili biimi yledir.
FoD = Faydallk mevcut deer
MoD= Maliyet mevcut deer
SoD = Mevcut deer
= Faydallk deerleri
= Maliyet deerleri
r = ndirgenmilik deeri
= Maliyet miktar

. .

,...,

. .

. .

,...,

. .

. .

Ksaca yaplan bu ilemler yardmyla gelecekte


karlalabilinecek maliyet deerlerini ve gelecekteki
kazanacamz faydalln bugnk deerlerini bulmay tahmin
ediyoruz.
Salk Hizmetleri Kazanm
(faydallk-maliyet) / Toplam maliyet

2449

Deeri

Toplam

Salk hizmetleri kazanm deerinin 1e eit veya 1 den


byk olduu noktalara kra gemeye baladmz veya kra
geilmi noktalar olarak ifade edilir. rnek olarak ifade edersek
ekilde baa ba deeri yaklak olarak bir yl drt ay gibi bir
srece karlk gelmektedir.
Tablo 1: Analiz maliyet faydallk grafii

Maliyet Minimizasyonu Faydallk Analizinin Alan Gsterimi


Alan 1: Az faydallk ok maliyetten oluan bir alandr.
Genel olarak kanlan ve uygulann yaplmad bir alan olarak
grlr.
Alan 2: ok faydallk ve ok maliyetten oluan bir
alandr. Bu alann ok maliyet bulundurmasndan uygulama
alan daralma ynnde az kullanlan zm alan olarak grlr.
Alan 3: Az maliyet ve az faydalln bulunduran
alandr. Kritik bir alan olarak adlandrlp, maliyetin az
olmasndan cazip bir alan olarak grlr fakat kazanmlarn az
olmasndan ekinilen alternatif olmad durumda uygulama
alan olarak ele alnr.
Alan 4: ok faydallk az maliyetten ideal alan olarak
ele alnr. En uygun yaplacak blge olarak ele alnr.

2450

Karar almada dikkat edilecek hususlar;


Faydallk veya maliyetin yn art m, azal m?
Faydallk art maliyetin art karsnda oran fazla
m?
Sorular hangi
aratrma yaplmal.

ynelimde

cevaplar

oluturduu

Faydallk ve maliyetin analizinin yaplmasnda genel


olarak sunulan salk hizmetlerinde konusunda karar vermeden
ncesi ya da kullanlmadan kurulan hizmetin nasl kullanlmas
gerektii iin yaplmaldr. Pilot uygulamann yaplmas ile
kurulumu yaplacak sistemin geni bir alana uygulanmadan
nceki gerek faydallk ve maliyetinin hesaplanmasdr.
Bylece sistemin kurulumdan nce etkisi hakknda fikir elde
edilir.
Salk hizmetlerine uygulanmadan nceki koullar
sonras koullar deiiklikler deneme srecide farkllk arz
edebilir. Bunlar; alma saatleri, sosyal hava, ekonomik
durumun seviyesi, gibi parametreler vs
Kontrol grubu oluturularak, almalar iin bu durum
zme kavuturulabilinir. Maliyetin ve faydalklarn
incelemede kullan teknolojik tbbi malzemelerinin maliyetlerinin
zamanla azalaca unutulmamaldr. Bu durum ksa bir zamanda
tahmin edilecei kadar byk bir etki ortaya karmaz. Budan

2451

dolay Salk hizmetleri alannda birka ylda maliyetin ve


faydallk
orann
pozitif
ynde
hareket
ettiini
gremeyebilirsiniz.Daha uzun bir zaman diliminde problemi ele
aldnz da etkilerini verimlilii hakknda kesin deerler elde
edilir.
SONU
Salk Ekonomisine bak, kstl kaynaklar ile snrsz
salk ihtiyalarmzn karlamaktaki gayretlerin bir bilim dal
olarak ortaya kmas dnemidir. Salk hizmetleri maliyet
olarak ok fazla olmas ve giderek artma eiliminde hareket
etmesi uygulama alan olarak kendine salk zerinde yer
bulmutur. Salktaki sosyal adalet ve eitlik anlaynn
uygulanabilir olasn salanmak kadar, maliyetin analizleri
yaparak, verimlilik artrlmal ve kalite ykseltilmelidir. Bu
hedefe ulamak salk hizmetleri sunumu ve finansma
edilmesiyle ilgili her alternatiflerden yararlanlmaldr. Salk
hizmetleri zel sektr mant ile retimi yaplp, pazar mant
ile sunulabilinir. Ancak, salk hizmetleri tamamyla pozitif
ekonomik koullar dahilinde dnlerek sunulamaz. Salk
hizmetlerinin herkesin bir hakk olduunun; ekonomik nfuzuna
baklmadan herkes iin ihtiya olduunda salk hizmetlerine
hakkaniyetle ve onuru ypratlmadan normatif deerler
korunmak artyla ulalabilmesi gereklidir. Salk hizmetlerinde
ve adaletin salanmas devletin temel grevlerinden biridir.
Salk hizmetleri alannda planlamalar yapmak, hizmetin
sunumu, mali kurallarnn oluturmak, denetimini yapmak,
ynlendirmek gibi ok ynllk arz eden grevleri vardr. Salk
hizmetlerinde karar alrken, hizmetin sunumunu yapanlar ile
finansmann salayanlarn arz, talep ve grlerini dikkate
alarak hareket edilmelidir. unun da unutulmas asldr, salk
btn olarak insanla hizmet iin vardr. Dier yandan salk
hizmetlerindeki kar ve beklentiler, insan ihtiya ve
beklentilerinin nne gememelidir. Salk hizmetlerindeki
harcamalarn azaltma ynl uygulamalar iin; ancak salk
hizmetlerinde sreklilik ve srdrlebilirlik salanmak amacyla
onaylanabilinir. Bu uygulamalarn, hasta haklarna herhangi bir
aykrl olmamas ve hasta korunmasn riske edecek bir
durumda olmamaldr. Toplum daima salk hizmetlerinde alnan
kararlar ierisine alnarak, hastann salkta etkin ve etkili bir rol

2452

mekanizmasyla donatlmaldr. Bir dizi tedbirler almak suretiyle


daha dk maliyet giderleri ile daha etkin ve verimli bir
tedavinin yaplmas sz konusu olacaktr.

2453

KAYNAKLAR
ACAR A, YEENOLU S. (2006). Salk Ekonomisi
Perspektifinden
Farmakoekonomi,
Hacettepe
niversitesi, Eczaclk Fakltesi Dergisi Cilt 26 / Say 1
/ Ocak 2006 / ss. 39-55.
ACAR, A. YEENOLU, S. (2006). Salk Ekonomisi
Perspektifinden
Farmakoekonomi.
Hacettepe
niversitesi Eczaclk Fakltesi Dergisi, 26(1): 39-55.
AIRBA, . (1997). Salk Hizmetlerinde Ekonomik
Deerlendirme, Salk Ekonomisi ve Salk Ynetimi,
Editr: Cokun Can Aktan, Ulvi Saran, dil Matbaaclk,
stanbul.
ALP, S. (2007). Trkiyede Eitim Srecinin Markov Gei
Modeli, 8. Trkiye Ekonometri ve istatistik Kongresi,
Mays, 2007, Malatya.
Analizi, Akademik Biliim07 - IX. Akademik Biliim
Konferans Bildirileri 31 Ocak - 2 ubat 2007
Dumlupnar niversitesi, Ktahya.
ANELL, A. (2004). Priority Setting For Pharmaceuticals: The
Use of Health Economic Evidence By Reimbursement
And Clinical Guidance Committees The European
Journal of Health Economics, 5(1): 28- 35.
ANNEMANS, L. (2008). Ekonomist Olmayanlar iin Salk
Ekonomisi, Academia Press.
AOKI, N., T. KAJIYAMA, J. R. BECK, R. et al. (2000).
"Decision Analysis of Prophylactic Treatment For
Patients With High-Risk Esophageal Varices."
BEYHUN, N. E. LNGROLU N. (2004). "Hastalk Maliyeti
ve Astm. Tberkloz ve Toraks Dergisi 52.4 (2004):
386-392.
CAN, H., TUNCER, D., AYHAN, D.Y., Genel iletmecilik
Bilgileri, 3. bask, Adm Yaynclk, Ankara, (1991).
FDAN, D. (2004). Maliyet Yararlanm Analizleri Ve Salkla
lgili Yaam Kalitesi, Birinci Ulusal Salkta Yaam
Kalitesi Sempozyumu, zmir.

2454

OUZ B, GLKESEN K H, SAKA O. (2007). Salk Bilgi


Sistemlerinde Maliyet-Fayda
TNGER, . (2009). Bakteriyel Ve Viral nfeksiyonlarn Tedavi
Maliyetleri ANKEM Dergisi 2009;23(Ek 2):164-169.
YT V., ERDEM R.. (2014). Salk Hizmetlerinde Maliyet
Etkililik Analizi, Sleyman Demirel niversitesi
iktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi Y.2014,
C.19, S.2, s.211-236.

2455

2456

KONGRE TEMASI
DL VE FELSEFE

I. OTURUM
Oturum Bakan: Do. Dr. mer EKERC
Implicit Meaning Analyses in Short Stories
Prof. Dr. Huseynagha RZAYEV
Okt. Zana YALINKAYA

2457

2458

IMPLICIT MEANING ANALYSES IN SHORT STORIES


Prof. Dr. Hseyinagha RZAYEV
Okt. Zana YALINKAYA
ABSTRACT
This paper aims to analyze five short stories selected
from Turkish and Western Literature with implicit meaning of
some concepts. In accordance with this purpose, these concepts
in literary texts, considered to be image and covering the whole
text will be evaluated. The stories by Ferid Edg (2), Murathan
Mungan, Franz Kafka, Ernest Hemingway and Seza Bargus are
interpreted in terms of associative meaning constituting the secret
philosophy of the text.
In todays literature, as explicit meaning is emphasized
in analyzing narrative texts, the number of studies concerning
implicit meaning behind the text is limited, and therefore, it
increases the importance of this paper. These stories with intense
meanings are notable from the point of revealing the implicit side
of the language and unveiling the curtain behind the words. The
concepts with symbolic meanings within the selected stories are
evaluated subjectively. Subjectivity, in turn as a characteristic of
implicit meaning is taken as a natural result of direct and indirect
meanings that short stories incorporate. The implicit meaning
analysis of short stories also implies consideration of the spiritual
world, aesthetic perception, and fiction universe of the writer.
As a method of study, an image from each text involving
associative meaning will be interpreted by means of questions
which seem helpful in revealing the implicit meaning of the
image. Furthermore, these images will be evaluated from both
points of Eastern and Western culture.
Key Words: Meaning, Implicit Meaning, Explicit
Meaning, Short Story, Image.

Sleyman Demirel niversitesi

Dicle niversitesi, zanaykaya@gmail.com

2459

KISA YKLERDE RTK ANLAM ANALZLER


ZET
Bu bildiride, Trk ve Bat Edebiyatndan seilmi be
ksa ykden rtk anlam ieren kavram ve imgelerin
armsal analizlerinin yorumu amalanmaktadr. Bu ama
dorultusunda edebi metinlerde imge saylabilecek ve metnin
tamamn kapsayan kavramlar deerlendirilecektir. Ferit Edg
(2), Murathan Mungan, Franz Kafka, Ernest Hemingway ve Seza
Bargustan seilmi ksa ykler, dilin gizli felsefesini oluturan
armsal anlam bakmndan yorumlanacaktr.
Gnmz edebiyatnda anlat metinleri incelenirken,
ounlukla metnin ak anlam zerinde durulduundan metnin
ardnda sakl duran gizli imaya ulamaya dnk almalarn
says snrl kalmaktadr ve dolaysyla bu almann nemini
biraz daha artrmaktadr 20. yyda ortaya kan bu tr, tam da
yzyln ruhuna uygun olarak hzl tketim eilimlerinden
beslenerek, varln devam ettirmitir.. Az szckle youn
anlamlar ieren bu anlatlar, dilin kapal, rtk ve armsal
yann ortaya karmak ve szcn arkasndaki perdeyi
aralamak bakmndan dikkate deerdir. Bu ksa yklerin
ierisinden simgesel anlam ieren kavramlar, yazarn kurmacas
dnda farkl anlam analizleri yklenerek armsal bir bak
asyla deerlendirilecektir. rtk anlamn karakteristii olan,
znel yaklam ksa yklerin bnyesinde barndrd dorudan
ve dolayl anlamlandrmann doal bir sonucu olarak ele
alnacaktr. Ksa yklerdeki rtk anlam analizleri, yk
yazarnn ruh dnyas, estetik anlay ve ima edilen kurgu evreni
de gz nne alnarakyorumlanacaktr.
alma yntemi olarak, her metinden armsal
anlam ieren en az bir imge, imgenin rtk anlamn zmeye
ynelik sorularla yeni anlamlar yklenerek yorumlanacaktr.
Zaman zaman da o imgenin dou ve bat kltrndeki yeri de
deerlendirmeler kapsamnda gz nne alnacaktr.
Anahtar Kelimeler: Anlam, rtk Anlam, Gerek
Anlam, Ksa yk, mge.

2460

1. INTRODUCTION
Each age expresses itself with some narrative tools in
accord with its spirit, nature and essence. 20th and 21st centuries
can hardly be rearded exceptions in this sense. The concepts of
speed and time, gaining importance in the spirit of centuries, has
been reflected in narrative texts and appreciated in practical
value. Short stories are among the leading genres emerging and
developing in terms of the depressing spirit of these centuries.
"Short stories with the characteristic of holding a mirror up to the
essence of life, is a version of timelessness, accordingly they
interprete rather than narrate and cry rather than tell. The short
stories highly intensive, highly charged, insidious, versatile,
instant, eery, provocative, disappointing, perform what a novel
does on two hundred pages on one page ( Shapard , 1997: 94 ).
Adoption of Krek Stories as an ideal genre in literary
is a reflection of intense momentum imposed by modernism into
human life. Pioneering with his work in this field, Ramazan
Korkmaz has gained some findings regarding the reflections of
modernism and the basic themes of the last century in the short
stories. These are:
The concern of modern man's duration / time, and place
/ settlement, 'placement' effort is the origin of these short
stories. Because, short stor(y)ies emerging as a
voluntary product of the fast consumer era, and in
general sense being a protest against disorder, are like
the scream of modern prisoners stuck between the hand
and minute hand are free-looking; however, seized by
the paper handcuffs of buerocracy, noticing themselves:
short, sharp and shrill. In this sharp scream, anxious
quest of human discovering nowhere slamming his/her
limits is seen. Man sensing his/her rootlessness as an
individual, questions life desperately. Therefore,
kcrek stories established on the main themes of
alienation,
enslavement,
despair,
loneliness,
miscommunication, depression and anxiety, discuss
individual elements rather than national or traditional
elements dominant in line with dominant trends of the
age (Korkmaz, 2011: 13 ).

2461

Krek stories deep philosophical messages make


references to the unique and complex world of the modern man.
In these types of stories, the writer creates the fiction with few
words and leaves the rest to the reader. Therefore, reader has
much responsibility in short stories. It is the readers
responsibility to resolve and specify implicit meaning behind the
images, and take the lid off the curtain behind the words.
While the narrator strives to see and show everyone in a
person, he/she uses language taking into account the
value of all the connotations. Kucurek stories in brief,
concise,and digested structures are considered as the
instant realization of poetic cry; will always have to
avoid details, ornaments and tuneful extensions in order
not to lose their effect like a sharp and shrill cry. How
long a cry may last as the volume, kucurek story lasts
similalry. It should be known that when a cry lasts
longer, it loses its effect and turns into tune and
becomes aria (Korkmaz, 2011: 14)
As under the influence of evolving movements of the
last century, kuurek stories the product of fast consumption era,
purify the structure, the narrative of the age, in accord with the
character, plot and description as far as possible, alienate, strive
and demonstrate infinite depth of life to englighten it from one
point like an instant lightning.
2. FINDINGS AND DISCUSSION
2.1. Short Tales of Animals
"Humph!" said the mouse. "The world is
shrinking day by day. Initially, it was so large that I was
afraid, I ran forward, as soon as I saw walls on right and
left, I felt on top of the world. However, as these long
walls are also approaching quickly towards each other,
I am in the last room, here; there in the corner stands the
trap, gradually I will be caught in that trap."
The cat "Well, change your direction," said to
the mouseand ate the mouse." (Kafka 2009: 389)

2462

2.1.1. Animal Symbolism (Cat-Mouse) What Does It Mean


To Kafka?
Such narratives with an important function in both
eastern and western literatures are written to teach and give
prominence to moral teachings. Although these narratives, rich
in implicit meaning and imaginative approach, have been labeled
as fable, Kafka's short story addressed here, should be perceived
as different from these types of accounts. Because, the
differences between the creators of the fable and the objectives
of Kafka's spirit world are a known fact. The well-known author
deals with animal symbolism in his novels and stories with his
unique style and gives it a functional nature. In the novel of
Transformation, the author converts Gregor Samsa, the
protagonist of the narrative, into a giant insect, waking him from
the one morning sleep. Although Gregor Samsa seems to be the
transformed and changed protagonist, the story actually should
be acceppted as reflection of Kafka's own experience in the face
of parental authority. In our short animal tale, the author deals
with allegorical use of cat and mouse. These two inseparable
symbols encountered in many narratives, are considered in the
position of alienation, constriction, and repression in Kafka's pen,
briefly loser and winner of relentless struggle for life. The mouse,
main character of the story actually represents a person
compressed into a tunnel between birth and death, thrown and
have a Kafkaesque anxiety. Initially, the world is very large for a
person who recognizes life; however, a person who is not able to
be attributed to any place and value in the length of this place
feels himself/herself thrwon, left. Man rushes forward with this
agnostic panic. However, as time progresses,he/she realizes, the
road is shrinking and turns into an inextricable maze; because,
death awaits him/her at the end of the road, and that is inevitable.
( Korkmaz2011: 34)
2.2. What Does The Wall Symbolize In The Short Story?
Wall, in terms of imaginative meaning is a password of
blocking, contraction, and each stage faced in the struggle for
life. It is sometimes privacy, sometimes innocence. Although a
wall can be rotten, be torn down, some walls are solid and very
difficult to overcome. Walls are metaphors splitting mainlands,
countries and individuals from each other. Kafka, in his real life
faced too many walls. The walls built between his father and

2463

Milena are important in this aspect. Walls built between a tyrant,


authoritarian father and Kafka or walls built between married and
unhappy Milena are indistinguishable from one another.
Because, both result in frustration, unhappiness, alienation and
loneliness. In the story restless, unhappy, shelter seeking and
giving up the fight, the mouse, the protagonist of the narrative
was originally in a relaxed mood encountering the walls.
However, it also got desparate literally in line with the imaginary
meaning of the wall. Laing discussing about the situation faced
by insecure man in terms of ontology, draws attention to
symptoms such as the fear of being swallowed, petrification, and
debacle ( Laing 1993: 45-46 ). In the story, the mouse
encountering a wall and having the feeling of coming to the last
room as Laing expressed, is taken with the feeling of fear of
debacle and being swallowed, and at last at the end of the
narrative it is absorbed by its nemesis, the cat.
2.3. What Does The Trap Symbolize In The Short Story?
Trap imaginatively symbolizes danger, end of the road,
snaring, absorption and death. Ramazan Korkmaz in this story of
Kafka, reconciles the mouse and trap with death: At this point
when all remedies exhausted, each preference of man marked
with the metaphor of mouse is death. It is said that as long as
human lives, he/she comes to the state of choosing the way to die.
The story narrating a great despair also highlights the unbearable
pains of life. The cat, a typical character symbolizes the
exploitative, parasitic and tyrannical types making others
despair and hopelessness into an opportunity for themselves
(Korkmaz, 2011: 34 )
Death, one of the points of lifein the end, offers an end
to all creatures in various guises. In the story, the trap symbol
integrates with death mode of the mouse and creates an
impression in the reader as the fate of all mice. In the
existantialism philosophy, presence of the mouse requires the
presence of trap.
3. CRACKING
One of the doors in the city has a strange feature.

2464

One of them, when putting the key to the door, is divided


into two persons; one is left out, the other enters. ( Bargus 2008:
149 )
3.1. Can Doors Be The Identity Of A Person Or Mask A City?
Door is a component connecting between interior and
exterior. Door is sometimes origin and sometimes end. Doors, a
limit of a space are one of the important stages for skipping
thresholds and an individual's inner journey. Door is the way, is
the unknown, is the quest, is a mystery, lift the lid off. In
mythology, two -faced Roman god Janus was believed to wear a
mask both facing inward and outward ensuring the safety of the
city he lived. In Sufism, the four doors required to be passed by
those who set their hearts on Sufism illustrates the division of
people and jumping the threshold. The achievements of the
dervishes passing through each door, serve as a key in subsequent
doors.
The door mentioned in the narrative is concerned with
the identity of a town, and the towns of Anatolian famous for
their gates are the first coming to mind. Istanbul and Diyarbakir
set examples in these aspects. Today, these doors still surviving
and naming to many districts, may actually be considered as an
identity and the mask of the town. In these two towns, coming to
the fore with their historic identities, the presence of the walls
will increase the need and importance of the doors providing the
link between the internal and the external.
3.2. What Does The Key Symbolize In The Story?
The key as an analytic tool is an instrument to achieve
the resolution in accordance with the goals and objectives of
steps to be taken. If there is a door anywhere, the key also should
be there; however, the presence of the key does not always lead
to a postive resolution. This is also the case in the story. The selfdivision through the experience of opening the door with the key,
may be considered both in positive and negative sense. The road
taken jumping threshold holds promise for the future, it also
enables us to confront what we have left in the past. According
to the narrative, the basic material to be taken by people going on
a journey is a key with driving force providing catharsis, renewal,
and courage.

2465

4.1 REVENGE
She was the most frivolous girl of the village.
She was made to marry village idiot.
Never did they have children.
More precisely, none of the numerous children were
from the village idiot (Edgu 1999: 52)
4.1. How Should Frivolity Relate To Space (Village - Town)?
In the Dictionary of Turkish Language Institution,
frivolous is defined as someone who does not behave according
to his/her age, rambunctious, free, coquette, anti-earnest
(TLI:1998). Writing short stories after 1980 and being one of the
best representatives of this genre, Ferit Edgu especially employs
narrow spaces in his narratives. As Ramazan Korkmaz doing
deep researches on this issue expressesvillage refers to a
narrowing in tintellectual sense beyond being a spatial ground.
This intellectual narrowness also reflects a mindset petrification
always trying to eliminate the other's originality with a threat
perception. The village not only symbolizes the smallest social
conglomeration, but also stableness, country, distance,
underdevelopment, lack of perspective, and intolerance
(Korkmaz, 2011:115-116). From this perspective, frivolity of a
young girl living and growing in a small space such as village is
equivalent actually with the another girl whose behaviors
considered ordinary, growing up in urban environment. While a
girls many actions such as looking through the glass, speaking
with a familiar person on the street, chewing gum, singing at the
fountain, and so on are not approved in a village environment,
and even labelled with frivolity, the same behaviors are
associated with the ordinary life of an urban girl.
4.2. What is The Power Of Social Sanctions?
The actions described as frivolity of the peasant girl in
the story, is perceived as a threat in terms of social values the
enforcement power of which is high in close spaces, and this
threat is punished with the influence of social norms such as
traditions, and customs. A young girl charged with frivolity in
Ferit Edgs narrative is faced with sanctions. TheSociety

2466

considers that if everyone goes through such a self-process,the


society will dissapear. Therefore, the girl was initially warned
described as frivolous, humiliated and excluded. This conceptual
warning turned into a punishment in the second stage, and the
girl regarded as an onject was made to marry the village
idot(Korkmaz, 2011: 116). These societal norms such as
silencing, intimidation of individuals to deter others to repeat the
same actions cause many cracks and breakups in individual's life.
Ideationally, in the background of such punishments, violation
of individuals all privacy lies the feeling of revenge from the one
disobeying societal rules.
4.3. How In The Story The Revenge Taken By The Young
Girl From Social Norms Should Be Evaluated?
The revenge as the story names, is the silent scream on
behalf of protecting her freedom, and resurrecting the countless
innocent flutters. The protagonist sentenced to get married a
village idiot, took a kind of revenge depriving society of child or
children born as a result of marriage. However, the theme of child
mentioned here, is actually a revenge tool taken from the village
idiot and from his community. Frivolous girl shares her body
involuntarily with the "village idiot". However, this relationship
is not voluntary and consensual. Any involuntary and nonconsensual relationship raises a violation of a presence
(http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php)
5. A SINGLE
His loneliness was not anything resulting from disconnection
between people. It was kind of a lonely soul. He was
alone in his own soul. Thrown, alien. The light-years
between the shell and its core.
He understood that he could not go outside, conceded.
Essentially, the condition of those trying to reach him,
breaking the shell, touching the core was touching. Of
those unable to calculate light years. (Mungan 2010: 1 )
5.1. What is Spiritual Loneliness?
Most of the conflicts that can be gone through
experienced in one's own self, leave deep scars both spiritually

2467

and physically. In the story, Mungan discusses a hero living


through intense loneliness. However, he also emphasizes the
nature of loneliness experienced by the hero. Mungan also refers
to a loneliness kept totally different in the inner of a person which
is different from commonly experienced loneliness such as an
individual's self-immerse world of loneliness by turning himself
against the outside influence and converting it to a pathological
phenomenon. In the story, the statements of he was alone in his
own soul, thrown, alien increase and characterise the loneliness
of the protagonist. The circumstances of a weak and fragile
narrative person living spiritual loneliness and at the same time
keeping distance between the shell and core in the light year
make him impossible to get out of the world that he was stuck.
5.2. What is Meant By The Shell And The Core?
The protagonist in the story builds a thick wall which is
almost impossible to be solved between his core and shell. The
distance between self and one's whole self solution of which
deferred permanently, set aside and increasing as long as laid
aside leads to unsolvable results surrounding the whole self a
person in future. Korkmaz determines the following important
conclusions: Persona a collective phenomenon, is the face of our
personality being anybody. Persona is obligations we have
undertaken in the society, the roles we play, is the mask we wear
in the cases we put up with. Junk emphasizes that persona is a
necessity in providing our relations with the world and tells us
that people who neglect development of persona exhibit attitudes
of rough, creating unrest, and having difficulty in finding places
in the world (Korkmaz, 2011:129).
6. THE HELPLESS
Finally, he adopted a dog (Edgu 2002: 79).
6.1. What Does The Dog Symbolize?
The dog, the keyword of the story evokes the symbolic
meaning of loyalty first. The protagonist of the narrative makes
a dog his friend to his solitude as a means of shelter glorifying
the dog to his son as a result of a specific process. The values
such as loyalty, fidelity that he cares about but underestimated by
his son or sons; he is willing to entrust the sacred institution of

2468

fatherhood, motherhood to a dog not his kind, not a descendant


of himself, a subset of animals in the ontological sense. This is
an attitude of against the existence because there is no passthrough between existence categories in modern ontology
(Korkmaz, 2011:120 ). For example, although the symbol of a
dog that is the expression of fidelity expected from people is seen
as hero's defeat, possibly, it is the victory. Adoption of the dog,
not of any man is a breathless scream against all of humanity.
6.2. What is Meant By The Term Finally?
Rebellion, loneliness, despair and alienation are the
most fundamental problems of modern man. The narrative is
exactly like a lament screaming these issues. In fact, it is the cry
of a helpless hero. This story set forth in a rhythmic tone is
initially silent, but turns into an uprising in the following
sections. The main character deeply understanding the situation
of helplessness gains a sanctity in the eyes of readers, revealing
to go nowhere even to any port to shelter. He satisfies his egos
rather than surrender to fate, ruling the time. 'Finally' rhetoric is
an indication of the efforts of the protagonist. This fragile,
resentful and angry person creates his own solution after a long
patience. The utterance of the helpless, the title of the story refers
to an evident situation connected with the expression of
helplessness. The helpless' for a certain conscious effort and his
effort could not correspond to anything. He was left alone,
abandoned. Man's tragic is the inability to find an echo anyway.
The Helpless unable to find an echo in most noble the mirror (the
son), becomes a metaphorical value representing the whole
human species rather than being a single individual (Korkmaz,
2011:120).
7. HEMINGWAYS THE SHORT HAPPY LIFE OF
FRANCIS MACOMBER
The previous part of the paper is, in fact, concerned with
the relationship between linguistics and literature which to
confess if not to prove, has been uneasy and is still fraught with
all kinds of theoretical and practical difficulties. It is for this
reason that many chose not to heed Roman Jakobsons call in a
paper published in 1960 which stated: all of us here,
definitely realize that a linguist deaf to the poetic function of

2469

language and a literary scholar indifferent to linguistic problems


and unconversantwith linguistic methods are equally flagrant
anachronisms (Jakobson 1960: 337). The eclectic,
interdisciplinary nature of such kind of approach, as some
linguists argue, indicates an open-mindedness characteristic of
new fields of research which are in the process of defining their
joint notions, technologies and methodologies. Similar opinions
have been expressed by other scholars as well (Carter 2002: 114;
Fowler et all 1979:2; Todorov 1981:7). We also argue that
refining and bringing under one shelter some of the typical
features of interpretation, research methods methodological
foundations of linguistic and literature we can enlarge the scope
of interrelationship of these spheres by a consideration of both of
them as discourse.
Being one of Hemingways masterpieces, the story
gives a deep insight into human nature and a true picture of
contemporary social and family relations in bourgeois society
(Soshalskaya and Prokhorova 1976:85). In this story,
Hemingway has skillfully realized his basic literary principle
which is otherwise called the iceberg principle, Hemingway
usually leaves the surface comparatively bare: the meaning is
plain and simple. The impression of simplicity which strikes the
reader from the very beginning finds its expression not only in
the plain dialogues but also in the language itself, and it is
congruent with the above mentioned iceberg principle which is
characterized by Hemingway himself as follows If a writer of a
prose knows enough about what he is writing about, he may omit
things that he knows and the reader, if the writer is writing truly
enough, as though the writer had stated them. The dignity of
movement of an iceberg is due to only one eighth of being above
water (E. Hemingway).
Our study of the story can hardly involve a detailed
description of the language phenomena of various levels, since
its text is rather heterogeneous not only because of the frequently
interrupted dialogues of the characters of how implicitly inner
thoughts of Wilson are interwoven with the narration, if to
mention only a few.
In accord with the requirements of the study we have
confined ourselves to observing how underneath this simplicity
there lies a rich treasure of implications. Although the structure

2470

of the story adds to the effect of implication, one can hardly


understand the actual meaning of what is happening at the
beginning of the story, as the feelings suggested by the writer are
not precisely determined. The reader however feels that
something has happened because the characters are strained and
full of hidden apprehension and suppressed emotions.
Hemingway brings the effect of implication and suspense in
various ways. e.g. The story opens with the sentence: It was now
lunch time and they were all sitting under the double green fly of
the dining tent pretending that nothing had happened, and the
depth of despair because something had happened is reinforced
still more by Margots words I wish it hadnt happened. Oh, I
wish it hadnt happened. As for the word pretending, it shows
to something retrospectively and here characterizes the
atmosphere of suppressed emotion. The characters other hints
also confirm that something had happened. e.g . Wilsons words
Forget the whole thing; Macombers answer I wont forget
what you did for me though; Macombersregretfull expression
Im awfully sorry about that lion business ;Wilsons thoughts
If you could forget the morning, but of course, you couldnt.
The morning had been about as bad as they came, and finally,
Margots mocking words Ive dropped the whole thingwhat
importance is there to whether Francis is any good at killing
lions, if not to mention on even Macomberswords I bolted like
a rabbit. Some characters also use mocking remarks (e.g.
Margot: I wouldnt miss something like today for anything; or
I want to see you perform again, etc.) or logical periphrasis to
say in a round-about (indirect) way what had happened that
morning (the whole thing/ that lion business, / something
like today).
These hints and suggestive remarks (forget for the
latter case has been used four times while its contextual synonym
drop-only twice) in seemingly unpretentious dialogues are
very effective in their implication. The indirect implication used
at the beginning of the story (in triumph, demonstration and
congratulations) imply that an action performed by Mr.
Macomber before the story began (his being carried to his
tentin triumph on the arms and shoulders of the cookThe
gunbearers had taken no part in the demonstration.When the
native boys put him down he had shaken all their hands,
received their congratulations,) merits praise and

2471

congratulation, but later the reader finds out that Mr. Macomber
had just shown himself, very publicly, to be a coward. This
unexpected phrase and the peoples learning of the events of that
morning make the words in triumph and congratulations
sound ironical to the reader. The verbs to look and to smile
also function as an indirect means of creating the effects of
implication: to look, e.g., is repeatedly used as the expression
of Mrs. Macombers silent reaction and response to the other
characters actions and words: 1Youve got your lion and a
damned fine one too (Wilson); or 2 Mrs. Macomberlooked at
Wilson quickly or He is a good lion, isnt he? (Macomber); or
3
His wife looked at him now. 4She looked at both these men as
though she had never seen them before. In (2), Look denotes
to form an opinion of Wilson while Look number three is
used to examine them and try to find out what is wrong with
them. Number four, in turn, sheds light on the purpose of Mrs.
Macombers looking at both these men to study them once
more and decide what to do. The macro-context and the
modifiers quickly, curiously and away are also helpful in
determining the abovementioned additional meanings and
emotive colorings of this verb (to look). The iceberg
principle also shows itself in Hemingways presenting simple
external actions as a specific stylistic device, i.e., metonymical
description which as a rule, is realized only in a macro-context.
Such metonymical descriptions make the reader supply what is
missing and creates the effect of implication.
The implication conveyed by the verb to smile is also
brought out in the macro-context, whose role is of utmost
importance in revealing intense emotions, meditations and even
sufferings hidden beneath the surface structure, e.g. in He
smiled at her now and she looked away from his face, smiled
means that he was amused by her appearance and behavior
while her looking away from his face expresses your smile
doesnt mean anything for me and I dont like you/or even I
despise you.
Hemingways usage of words also deserves attention
e.g. the adjectives American, red and blue acquire
additional implicit meanings which can be specified either due to
the macro-context or context of the words they make connections
with. American in American female cruelty has acquired a

2472

contextual emotive meaning affected by the meanings of the


words accompanying it (cruelty specific for American woman)
while in his American face, to determine what American
means we must consider the micro-context. The words that
would stay adolescent throw light on the conventionalized
positive meaning of American some additional contextual
meanings such as young, boyish, inexperienced, happy,
successful etc.
Hemingway uses the adjective red as an epithet in
describing Wilson (Francis drinks a great deal, but his face is
never red or its red today, etc.). The same holds good for the
adjective blue, whose meaning is affected by the surrounding
words (cold blue eyes, his flat, blue machine-gunners eyes,
etc.) and acquiring an additional contextual meaning enabled it
to function as an epithet.
Deficiency of space did not allow us to consider the way
Hemingway uses the grammatical peculiarities of the story for
various stylistic purposes (how predominant long sentences give
the illusion of simplicity, repetition of one and the same
conjunction, e.g. that, which, paragraph organization,
rhythmical arrangement heightened by alliteration, and other
attention-deserving properties of the story).
CONCLUSION
1.
Meaning is an indispensable attribute of
language without which no communication is possible. Different
criteria applied in language use stress interpretation of meaning
in different ways and extents. Implicit meaning is an alternative
possible way of the use of linguistic units for varying
informative directive, evaluative and other purposes.
2.
Implicit meanings can cover the whole range of
social, cultural, and other conventionalized paradigms of the
fictional world. The contrastive approach to the problem reveals
some matching and mismatching principles in realizing and
scope of the implicit meaning in English and Turkish stories.
3.
Implicit meaning in Turkish stories is mostly
concerned with the concepts of permission, prohibition and
obligation. It is, in fact, a hidden weapon against moral and legal
constraints and involves narrative concepts such as prohibition,

2473

punishment, reward and test. In all the analyzed deontic


narratives, the courses of possible actions that are close to
characters will be governed by some sort of social, cultural and
religious norms. These orientational features of language
meaning differs from society to society, hence the differences
in the use of the implicit meaning from the point of the spheres
of life and its reflexion in language as well as the stylistic use of
linguistic devices which should exhibit an appropriate degree of
coherence and continuity.
4.
Conventional implications of all types are
typical for Hemingways works. Using the iceberg principle he
attempts to account for all possible ways in which implications
function effectively for revealing the full capacity of
psychological states of people in different situations. Mocking
remarks, hints, repetitions, collocations are only a few strategies
that serve to emphasize the implicitness as an effective stylistic
device.
Short stories narrating the spirit of our age, its
depression, and overall, describing the adventures, are deeply
associative values in terms of intensive implicit meanings they
involve.
Deep momentums imposed by Modernism on human
life have found its expression in narratives, and reflect the
complex universe of depressed individuals. Mainly the issues of
loneliness, alienation, despair, mental depression, rebellion,
internal reckoning, asylum have been discussed within the scope
of assessment in the stories of meaning analysis carried out
implicitly. While the events are fictionalized implicitly in
narratives, character, space and time concepts are designed
according to the characteristics of the short story. These stories
originated with narrow space, limited time and heroes, create new
metaphors in the imagination of readers with deep symbolism
and connotations.
In the short story, the climax reached towards the
conclusion of narrative, is the starting point of the kucurek story.
Therefore, the plots in kucurek story are outside other multi-level
narrative types. The causality principle created the plot is limited
to the current moment in the kucurek stories, and is exactly the
climax itself (Korkmaz, 2011: 72 )

2474

In the stories analysed, new insights have been made


and the narratives have been examined in a different angle
through the eyes of readers in terms of the author's identity, life,
perspective on art and cultural universe.

2475

REFERENCES
AKHMANOVA, O. [Ed]. Linguostylistics. Theory and Method
. Moscow State University (MGU). M., 1972
AKTA, .(1993). Edebiyatta slup ve Problemleri, Aka
Yaynlar, Ankara.
AYTA, G. (1999). Genel Edebiyat Bilimi, Papirs Yaynlar,
stanbul.
BARGUS, .,(2008). eza Bargustan Drt Kpksa yk,
(ev.) brahim Demirci, Heceyk Dergisi, 27,
(Haziran-Temmuz 2008)
BOTTON, A. (2005). Stat Endiesi, (ev.) BAYER, Ahu Sla,
Sel Yaynclk, stanbul
CARTER, R. (2002). Investigating English Discourse Language,
Literacy and Literature. Routledge. London and
Newyork
ECEVT, Y.,(1992). Kurmaca Bir Dnyadan, Ferit Edg ve
Kafkaesk Gndoan Yaynlar, Ankara
EDG, F., 10 Minimal yk, Milliyet Sanat (Agustos 1990)
EDG, F.,(1999). te Deniz Maria, Yap Kredi Yaynlar,
stanbul
ERDEN, A.,(2002). Ksa yk ve Dilbilimsel Eletiri, Genda
Kltr Yaynlar, stanbul
GALPERIN, .R. (1971). Stylistics. Moscow: Higher School
FOWLER, R. et al (1979). Language and Control. London:
Routledge and Regan Paul
HEMINGWAY, E. (1971). Selected Stories. Moscow. Progress
Publishers
JAKOBSON, R. (1960) Linguistics and Poetics, In: Style in
Language (Ed. T. Sebeok). Cambridge, Mass:
Massachusetts Institute of Technology Press-350-77
KAFKA, F.,(2009). Btn ykler, (ev. Kamuran ipal) Cem
Yaynlar, stanbul

2476

KERKEGAARD,S.,(2001) lmcl Hastalk Umutsuzluk


(ev. M. Mukadder Yakupolu) Ayrnt Yaynlar,
stanbul
KORKMAZ, R. Krek yk (Short Story) Tr ve rnek bir
yk zmlemesi. Ferit Edgnn , 20.04.2014
http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?t=6078
KORKMAZ, R., (2011). Trk Edebiyatnda Yeni Bir Tr
Krek yk, Grafiker Yaynlar, Ankara
LANG, R.D., (1993). Blnm Benlik (ev.) Seluk elik
Kabalc Yaynlar, stanbul
MUNGAN, M., (2010). Kibrit pleri, Metis Yaynlar, stanbul
SHAPARD R.,(1997). Ksa Ksa: Anlk yk (ev.) Taner
KarakoAdam yk(Ksa Ksa yk zel Says) s.9194
SOSHALSKAYA, E.G. and V.. Prokhorova (1976). Stylistic
Analysis. Moscow: Higher School
STORR, A., (2006) Jungdan Seme Yazlar (ev.) Levent
zar, Dost Yaynlar, Ankara
TODOROV, (1981). An introduction to Poetics. Harverster:
Brighton
TRKE SZLK (1998) Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara
WLDE, O.,(2009) Btn Masallar Btn ykler, Trkiye
Bankas Yaynlar, stanbul

2477

2478

II. OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. smail Hakk MRC
Bir Medeniyetin Oluum-Geliim ve lerleme Srecinde- Din
Dilinin Sunulmas, Kullanlmas ve Alglanmas Asndan
Ethos-Pathos-Mythos-Sophos ve Logos
Prof. Dr. Bayram DALKILI
Kazak Eitim Sisteminde Trkoloji'nin Tanm
r. Gr. Gulzada TEMENOVA
Kresel Ahlk ve Kresel Deerlerin mkn
Yrd. Do. Dr. Aye Sdka OKTAY

2479

2480

BR MEDENYETN OLUUM-GELM VE
LERLEME SRECNDE- DN DLNN SUNULMASI,
KULLANILMASI VE ALGILANMASI AISINDAN
ETHOS - PATHOS MYTHOS - SOPHOS VE LOGOS
Prof. Dr. Bayram DALKILI
ZET
Dnen, hisseden, eyleyen insan ayn zamanda inanan,
balanan ve tapnan insan olarak da bir dini olan insan olarak
karmza kmaktadr.
Sosyal bir varlk olan insann topluluk ve toplum
halinde bakalaryla dzenli bir biimde yaanty srdrme ve
gelitirme ve bu erevede ilikilerini dzenleme ihtiyac bir
medeniyet kurma, gelitirme ve bu medeniyetin ilerleme srecini
zorunlu olarak gerekli klmaktadr.
te bir medeniyet kurulmas, gelitirilmesi ve bu
medeniyetin ilerlemesi srecinin balangtan itibaren son
safhasna kadar baka etkenlerle birlikte dinin de nemli ve hatta
dier etkenleri tetikleyen bir unsur olarak ne ktn ve nem
kazand dikkat ekmektedir. yle ki ou baz dinler asndan
bakldnda bir medeniyet kurma ve gelitirme dncesinin
din tarafndan itici bir ivme olarak varln medeniyet tarihi ve
dinler tarihi aratrmalar gstermitir.
nsanlar aras iletiimde, duygu ve dncelerin dile
getirilip
insanlara
aktarlmasnda,
yk
gelitirme,
ykletirme, efsane kullanma ve efsane retme, duygulanmduygulandrma, ikna etme, kandrma, inandrma, gven telkin
etme, gven oluturma, gvenli olma noktasnda drst olma ve
drstle ar, akla-manta brndrme, makul imi gibi
gsterme, akletme, aklettirme, dndrme ve hikmetli olma,
hikmetli olmaya arma olarak eitli biimlerde karmza
kan bir durum sz konusudur.
Belirtilen
durumlar,
medeniyetlerin
kurulu
aamalarnda olduu kadar geliim ve ilerleme srelerinde ayn
anda farkl biimler olarak kullanlageldii gibi farkl

Necmettin Erbakan niversitesi lahiyat Fakltesi

2481

zamanlarda farkl biim ve yntemlerin kullanlmas eklinde de


uygulanma imkan bulmu ve tecrbe edilmitir.
almamzda Bir Medeniyetin Oluum-Geliim ve
lerleme Srecinde Din Dilinin Sunumu ve Alglanmas
Asndan Ethos-Pathos-Mythos-Logos ve Sophos bal
altnda baz dinler rneklerinde, kendi varolu ve ortaya k
esnalarnda olduu kadar, medeniyetin kurulu, geliim ve
ilerleme srelerinde uygulamada yer bulabilmi baz din dili
sunum ve alglanmalar noktasnda Ethos-Pathos-MythosSophos ve Logos konusunun nemine dikkat ekilmeye
allacaktr.
Anahtar Kelimeler: Medeniyet, Din, Din Dili, Ethos,
Pathos, Mythos, Sophos, Logos
ETHOS, PATHOS, MYTHOS, SOPHOS AND LOGOS N
THE SENSE OF PRESENTATON, USNG AND
DETECTON OF THE RELGOUS DSCOURSE-AT
THE PROCESS OF APPEARANCE, DEVELOPMENT
AND PROGGRESS OF CVLZATON
ABSTRACT
Human is not only someone who can think, feel and
operate something, It could also occur as somebody who is
cleaving to, worshiping and who has a religion. As a social being,
it is not possible to live like a human without a relationship with
others. Therefore the need for make relationship with others, give
the opportunity to establish and develop a civilisation. This kind
of relationship is the most importantly matter for the continuation
of our civilisation.
Religion plays essential role at the process of founding,
developing and evaluating of any civilisation from the beginning.
Moreover it could be argued that it triggers off other
determinates. By the transmitting of feelings and thoughts within
the peoples relationship, following instruments are very notable:
construct a narrative, establish and cultivate a myth, affecting, try
to convince each other, putting across, impress with confidence
etc.

2482

In this paper it will be analysed the role of the religion


and its discourse at the founding and developing of civilisation.
It will be discussed the importance of Ethos-Pathos-MythosSophos ve Logos by the detection and presentation of the
religious speech.
Key Words: Civilization, Religion,
Language, Ethos, Pathos, Mythos, Sophos, Logos

Religious

Tarih boyunca insan, yaantsn srdrme, ilikilerini


kurma ve gelitirme, sosyal balantlar kurma ve koruma
noktasnda bakalaryla ayn, benzer, farkl ve tamamen
birbirinden uzak saylabilecek kartlkta dn, anlay, alg
ve eylemler iinde bulunagelmitir.
Hangi adan olursa olsun insann bakasyla iletiimi
ve bir arada yaantsn srdrmesi, bazlaryla farkl blgelerde
ve farkl ortamlarda bulunma zorunluluu olsa da sosyal bir
topluluk oluturma ve toplum olma konusunda insanlarn zorunlu
olarak baz balar bulunmas gereklilii sz konusu olmutur.
Tek bana bir insann his, dn, duyu, eylem
noktasndaki tavrlar bakasyla iletiime getii anda ona gre
bir tavr alma ve dzenleme gerektirmesi de doal bir durum ve
sonutur.
Dnen, hisseden, eyleyen insan ayn zamanda inanan,
balanan ve tapnan insan olarak da bir dini olan insan olarak
karmza kmaktadr.
Sosyal bir varlk olan insann topluluk ve toplum
halinde bakalaryla dzenli bir biimde yaanty srdrme ve
gelitirme ve bu erevede ilikilerini dzenleme ihtiyac bir
medeniyet kurma, gelitirme ve bu medeniyetin ilerleme srecini
zorunlu olarak gerekli klmaktadr.
te bir medeniyet kurulmas, gelitirilmesi ve bu
medeniyetin ilerlemesi srecinin balangtan itibaren son
safhasna kadar baka etkenlerle birlikte dinin de nemli ve hatta
dier etkenleri tetikleyen bir unsur olarak ne ktn ve nem
kazand dikkat ekmektedir. yle ki ou baz dinler asndan
bakldnda bir medeniyet kurma ve gelitirme dncesinin

2483

din tarafndan itici bir ivme olarak varln medeniyet tarihi ve


dinler tarihi aratrmalar gstermitir.
nsanlar aras iletiimde, duygu ve dncelerin dile
getirilip
insanlara
aktarlmasnda,
yk
gelitirme,
ykletirme, efsane kullanma ve efsane retme, duygulanmduygulandrma, ikna etme, kandrma, inandrma, gven telkin
etme, gven oluturma, gvenli olma noktasnda drst olma ve
drstle ar, akla-manta brndrme, makul imi gibi
gsterme, akletme, aklettirme, dndrme ve hikmetli olma,
hikmetli olmaya arma olarak eitli biimlerde karmza
kan bir durum sz konusudur.
Belirtilen
durumlar,
medeniyetlerin
kurulu
aamalarnda olduu kadar geliim ve ilerleme srelerinde ayn
anda farkl biimler olarak kullanlageldii gibi farkl
zamanlarda farkl biim ve yntemlerin kullanlmas eklinde de
uygulanmaimkan bulmu ve tecrbe edilmitir.
Bir Medeniyetin Oluum-Geliim ve lerleme
Srecinde Din Dilinin Sunumu ve Alglanmas Asndan EthosPathos-Mythos-Logos ve Sophos bal altnda baz dinler
rneklerinde, kendi varolu ve ortaya k esnalarnda olduu
kadar, medeniyetin kurulu, geliim ve ilerleme srelerinde
uygulamada yer bulabilmi baz din dili sunum ve alglanmalar
noktasnda Ethos-Pathos-Mythos-Sophos ve Logos konusu
nemlidir.
Bu
noktada
din
kurucusunun-sunucusununtemsilcisinin ilk olarak ilk anda din dilini sunma ve ilk
muhataplarn bu dili alglama ve aktarma durumlar kadar
sonraki dnemlerdeki temsilcilerin din dilini alglama,
yorumlama ve sunma ve ayrca muhataplar tarafndan
alglanmas hususu her aamada incelenmesi gereken bir
durumdur.
Son olarak slam Dini ve Medeniyeti bakmndan arlk
vererek bu rnekleri daha ncelikli olarak imkan nisbetinde
incelemenin de ayrca nemli bir durum arzetmekte olduuna
dikkat ekmek gerekir. Ayrca gnmz asndan yeni bir
medeniyet kurma-gelitirme ve ilerletme ideas-ideali-topyas
noktasnda gemi tecrbelerdeki yaklam biimlerinin rol ve
arlnn dikkate alnarak eletirel bir zmlemenin nem
arzettiini vurgulamak kesinlikle gereklidir.

2484

Din, medeniyet asndan olumlu ya da olumsuz iliki


balamnda gzard edilemeyecek bir kavramdr. Herhangi bir
medeniyet kuram ve rnei, kesinlikle din ile olumlu ya da
olumsuz anlamda bir iliki iinde olmak durumunda kalmtr.
Bir medeniyet, kendisini dinden bamsz, azade, uzak olarak
nitelese bile dinin kuramsal ve kurumsal noktadaki zelliklerine
zaman zaman sahip olmak, hatta zaman zaman kendisi bir din
imi gibi alglanmak ve sunulmak durumunda kalmaktan uzak
kalamamtr. Bu durumu gnlsz ve isteksiz, hatta ounlukla
zorunluluk erevesinde yaamak durumunda kalmtr. Roma
medeniyeti ve Laik anlaylar erevesinde gelien modern
devlet anlaylar etrafnda ekillenen medeniyetleri bu noktada
rnek olarak verebiliriz.
Dine herhangi bir ekilde olumsuz mesafe koymayan ya
da dini merkezli oluan ve gelien medeniyetler zaten din
kavramna, kuramna ve kurumuna olumlu yaklamlar
sergilemek hatta dini merkeze alan medeniyet teorileri
gelitirmek ve bunu uygulamak suretiyle din ile olumlu ilikiler
serdetmilerdir.
lahi din ya da ilahi olmayan manada din yaklamlar
da ayn ekilde medeniyet ile olumlu veya olumsuz ilikiler
kurma ve kurmama noktasnda olagelmilerdir. Dorudan din
olmasa bile din merkezli anlay ve yaklamlarn bu anlamda
medeniyet ile ilikileri olumlu olabildii gibi olumsuz da
olabilmitir.
Sz ve dnce alanlar ve sanatlar sz konusu
olduunda mitos, ethos, patos, sophos ve logos kavramlar
nem arzetmektedir. Bunlar iletiim ilikilerinde insann kar
karya kald kavram ve sanat yaklam yntemi merkez
kavramlar olarak dikkat ekmektedir.
zellikle normal olarak karlkl konuma, anlama,
tartma, ikna etme, iirsel bir sunum yapma, iir okuma, hitap
etme, karsndakini trl yollarla aldatma dahil ikna etme,
kandrma, susturma, konuturmama, cevap veremez hale
getirme, cevap hakk kullandrmama, tez ve dncenin
gerekelerini sunma, hakikatn belirtme, gerekleri konumaya
hazr olma ve konuma, kesin kant ve sonular ortaya karma
temellerinde dil ve edebiyat, burhan-hakikat-mantk, cedeldiyalektik, hitabet-retorik, iir-poetik, safsata-mualata-sofistik

2485

vb. btn sz sanatlar konusunda mithos, pathos, ethos,


sophos, logos kavramlar kendilerini gstermektedirler.
Sz, szn konusu, szn amac, szn arac, szn
hedefi, szn sahibi, szn muhatab ve szn arkaplan, dil
asndan din ve medeniyet ilikisinin iletiim safhalarnda mitos,
etos, patos, sophos ve logos kavramlar ile kaynama ve rtme
iindedirler.
Mitos ve sophos, dilin, szn bir arkaplan ve yksn
ortaya koyarken grnr olann daha gerisinde yer alrken ethos,
sz syleyenin, szn sahibinin drstl, gvenilirlii,
ahlakll, szne ehemmiyet verilirliliini; pathos ise szn
muhatabnn dineleme, ikna olma, kabul etme aamalarndaki
heyecan ve tavrn etkileyecek ortam; logos ise szn
gerekliini ifade etmektedir.
Dil ile ilgili olan bu durumlar din diline
uyguladmzda, din dilini oluturan metnin, szn karsnda
kalnan durum ve tavrlar ile bizzat szn kendisini ifade eden
din dili, dini metin, vahiy sz konusu olur. Bu durumda bizzat
szn sahibi olarak szn ilk sahibi olarak Tanr, szn aktarcs
Peygamber, szn muhatab olan btn insanlarve szn bizzat
kendisi ve ierii ile szn ieriinin arka planndaki anlam ve
durumlar akla gelebilir.
Bu aamada nemli olan soru, din dilinin normal
iletiimde sz konusu olan bir dil gibi olup olmad sorusudur.
nk bu soru, din dilinin gnlk dile indirgenip
indirgenemeyecei ve gnlk dilden farkl olup olmayaca
konular yannda ayn zamanda bir indirgemecilik durumunun
sz konusu olup olmad gibi anlaylar da sorun olarak
tartmaya hazr olmay gerektirecektir.
Din dilinin ne olduu sorusu karsnda onun ncelikle
bir dil olduu ve bir tezinin bulunduunu ifade etmek ncelik
arzedecektir. Bu din dilinin, ncelikle anlalmay ve tezini kabul
ettirmeye ynelik bir durumu olduunu belirtmek demektir.
Bir dil ve bir tez, bir anlam olmay ve bir lafz olmay
gerekli klmaktadr. u halde bir anlam olma ve bir lafz
bulunma, muhatap tarafndan dinlenme ve anlalmay gerekli
klacaktr. yleyse muhatabn konutuu ve anlad dilde

2486

olmak, ilk planda yadsnmamas gerektii gibi kabul edilmesi


temel bir gerekliliktir de.
lahi dinin temel tezi, Tanrnn varl, dnyann
varl, insann varl, insann dnyada tek bana ve kendi
kendine var olmad, bir Var Edicinin varolduu ve dnyay ve
insan var ettii, dolaysyla insann burada yalnz ve yalnz
bana olmad, burann yegane ve daimi bir mekan olmad,
geici bulunduu, dnya ve insan yokken Tanrnn hep var
olduu, dnya ve insann hep var olmayaca, Tanrnn, dnya
ve insan yok olduktan sonra da hep var olaca, insann sorumsuz
olmad ve yaptklarndan sorumlu olduu ve karln
grecei tezleridir.
Bu tezler u ekilde sunulmaktadr: Allah hep vardr.
Alem ve insan vardr, varedilmitir. Alem ve insan geicidir,
grevleri vardr. leri, grevleri bitince kendileri de sona
erecektir, dnyalar deiecektir. Baka bir hayata intikal
edeceklerdir. Ahiret hayat vardr. Allah hep vardr. Bu tezler
bize Allahn ve ahiretin varlnn ne ktn
gstermektedir.
Din dilinin bildirdiine gre, Tanr, bunu insanlara
bildirmektedir. Tanr, insana, insann kodlarna yerletirmek
suretiyle bunu bildirmitir. Ancak insann bunlar unutmas ya da
gzard etmesi neticesinde uyarc eli gndermek suretiyle
hatrlatmada bulunmaktadr.
Din dili, bu tezleri, insanlara farkl yntemleri de uygun
olan yerde ve uygun olan biimiyle sunmay gzard etmeden
aktarmaktadr. Her tezin farkl farkl sunumunda hemen her
unsurun yer aldn belirtmek mmkndr.
Ancak din dilinin sunumunda Szn sahibi, szn
muhataplar tarafndan kabul edilmesi noktasnda, szn
gerekliinin heyecana, ikna abasna, ikna yntemlerine
kurban gitmesine izin vermemektedir.
Szn ve tezin gereklii en nemli unsur olarak
bulunmaktadr. Szn gerek sahibi asldr. Szn aktarcs,
muhatab, szn yan unsurlar nemsiz deildir, ancak asl
unsurlar da deillerdir. Onlar geici olan unsurlardr. Grev alan
ve zamanlar vardr. Bunlar yerine getirip i, szn sahibine
braklarak, szn gereklii hakim olmaldr.

2487

Szn sahibi ve szn gereklii, dier unsurlarn hi


grnmemesini, sz konusu edilmemesini de gerektirmez.
Yukarda belirttiimiz din diline ait tezler, sunulurken dier
unsurlar da yeri geldiinde yerli yerince ilerlik kazanmaktadr.
Metnin, hkmn sunulmasnda konunun balam ve arka planna
ilikin bir yk saylabilecek anlatm ve sunum, mitos kavramn
ve kabul edilmesi aamasnda veya kabul ettikten sonraki
aamasnda muhatab iin sunulan bir takm karlklarn
ifadesinde heyecan uyandran sonu ve neticelerin elde edilmesi
ve
mjde
sunumlar,
patos
kavramn,
sunumun
desteklenmesinde ve yaplmasndaki ibretlik karmlara davet
ve sonu karlmasnn istenmesinin belirtilmesi sophos
kavramn, Szn sahibinin gerei syledii ve aktarc arac
peygamberin gvenilir olduu ve aktarmlarnda iini yaparken
herhangi bir cret istememesi, bir beklentisinin olmamas, etos
kavramn, szn kesinlikle kesin ve doru olduu durumu da
logos kavramn gstermektedir.
Din dilinin sunulmasnda, ilk sunumda, ilk sunum
zamanlarnda sunumu yapan peygamber, kesinlikle ve kesintisizi
szn gerekliini dile getirmeyi gerekletirmeye arlmtr
sz sahibi tarafndan. Ona yalnzca grevinin din dilinin
gerektirdii gereklerin, hibir ekilde bir kattrma
yapmakszn muhataplara aktarmas istenmitir. Hedef,
muhataplarn kesinlikle kabul etmeleri, ne pahasna olursa olsun
kazanlmalar deildir. Zaman zaman peygamber, arlarnda
bazlarnn kabul etmeleri konusunda srarc saylabilecek ve
belki kabul etmelerini kolaylatraca dncesiyle lml ve
scak tavrlar gsterme durumuna girdii zamanlarda szn
sahibi tarafndan, szn gerekliinin sunulmas konusunda
uyarlmtr. Ancak szn gerekliini kabul edenlere szn
gereklilikleri yapma konusundaki baz tavrlar konusunda da
yumuak olmas, ok fazla sert olmamas eklinde uyar
yapldn da burada ifade etmek gereklidir.
Ancak sonraki zamanlarda din dilinin sunulmas,
anlalmas ve alglanmas konusunda balamn dna kld,
szn gerekliiyle ilgisi olmayan gr, dnce ve anlaylarn
peinde ilgisiz yorumlarn yaplageldii de bir gerektir. Bunun
nedenleri arasnda szn gerekliini kabul ettirmek iin
artlarn zorlanmas, insan kazanma anlay hakim
olabilmektedir. Zaman zaman szn gerekliinin tesine

2488

geilmek suretiyle menfaat, kiisel kazanmlar vs. iin szn


balam dnda kullanld ve saptrld gibi rneklerle
karlamak da mmkn olabilmektedir.
Din dili-vahiy dili kavramnn alannn ya olduka
geniletilmesi ya da olduka daraltlmas, kra kavramnn
balam dnda yorumlanmas, kssalarn balam dnda
anlalp yorumlanmas, ibadet kavramnn balam dna
karlmak istenmesi, kurban kavramnn farkl olarak
anlatlmak suretiyle heyecan uyandrmann ne karlmas,
yardm toplama amal toplantlardaki vaaz, sohbet ve
anlatlarn safsataya varacak tarzda hikmetten uzaklalarak tavr
alnmas, cennet ve cehennem kavramlarnn ya daha fazla
sertletirilerek ya da olduundan daha yumuatlmak suretiyle
olann dna klmak istenmesi nemli rnekleri
oluturmaktadr. zellikle terib ve terhib iin hadis
uydurulabilecei vb. yaklamlarise bu durumun nemli vahim
rneklerinden biridir. Din dilinin byle bir eye ihtiyac yoktur.
Din dilinin kendi sunumu eksik midir ki byle bir ynteme
bavurmak makul karlanabilsin. Din dili, sunumlarnn
desteklenmesi iin iletiim sunum ve tekniklerinden
yararlanmay kstlamaz, snrlamaz ve engellemez ancak bu
balamn dndaki tavr ve tutumlar desteklemesi, kendisinin
yetersizlii ve zaaf olarak da alglanmay gerekli klabilir. Bu
yzden byle bir durum, din dilinin kendi ontoloji yapsn
zedeleyecei iin msaade etmeyecei bir durumdur tabii olarak.
Din dilinin sunulmas, alglanmas ve anlalmas
konusunda din dilinin bizatihi kendi zgn rneklerinden
verebileceimiz rnekler ok olduu gibi problemli, uygun
olmayan rnekler de pek oktur. zgn ve gerek rnekler,
Mantk, Hikmet ve Hakikat rnekleri olarak verilip ifade
edilebilecei gibi sapma olarak deerlendirebileceimiz ayn
zamanda din dilinin sunum yanllar olarak belirtilebilecei gibi
Mantk, Yntem, Tavr ve Davran Yanllar olarak da ifade
edilebilir.
Medeniyetin oluum, geliim ve ilerleme srecinde din
dilinin anlalma, alglanma ve yorumlanma biimleri de olumlu
ve olumsuz nde katkda ve etkide bulunma noktasnda nemli
roller stlenmilerdir. Roma, Hristiyan ve Osmanl, slam
Medeniyeti bu noktada ne kan olumlu ve olumsuz rneklerle
doludur. Romann dine olumsuz yaklarken yapt tahribat

2489

hemen akla gelirken kendi medeniyetini ayakta tutma noktasnda


din d ve dinden bamsz gibi grnen baz uygulamalarda din
kkenli anlaylar taklit etmesi ve uygulamas, Hristiyanln
Roma medeniyeti uygulamalarn din kkenli uygulamalarm
gibi almas ve yaygnlatrmas, Osmanl slam medeniyetinde
din merkezli uygulamalarn baz rnekleri, medeniyet algsnn
seyrinin olumlu ve olumsuz rnekleri asndan zengindir.

2490

KAZAK ETM SSTEMNDE TRKOLOJNN


TANIMI
r. Gr. Gulzada TEMENOVA*
ZET
Trk kkenli halklarn gelimesini salamak, sosyal ve
ekonomik alandaki ilikilerini glendirmek, kreselleme
anda Trk dnyasnn maddi ve manevi deerlerini korumak
ve glendirmek iin birlik ve beraberlik arttr. Yeni neslin bu
deerlere sahip kacak ekilde bilinli olmasn salamak ancak
eitim sayesinde gerekleecei aikrdr. Bu makalede
Kazakistandaki Trkoloji anlay ve Trkoloji eitimi
alanndaki almalarndan bahsedilmitir. Kazak eitim
sisteminde Trkolojinin tanm, Kazakistann yksek retim
kurumlarndaki Trkoloji eitiminin gnmzdeki mevcut
durumu ve Trkiye ile ayrlan ynleri incelenmektedir. El-Farabi
niversitesi Trkoloji blmnde hazrlanan lisans, lisansst
retim programlar ve amalar ortaya konulmutur. Trkiye ile
Kazakistan
eitim
sistemlerindeki
Trkoloji
tanm
karlatrmal ekilde gsterilmeye alld. Yukardaki
meseleleri ele alrken makalede, Kazakistan ile Trkiyedeki
Trkoloji arlkl eitim veren yksek retim kurumlarnn
arasnda ortak bir eitim programnn oluturulmasn ve ortak
amalar dorultusunda hareket etmek gerektii vurgulanmak
istenmitir. Trkoloji ile ilgili almalarn gelecei ile ilgili
beklentiler ve zm nerileri ortaya konulmaya allmtr.
(JEL Z00, Z19)
Anahtar Kelimeler: Trkoloji, Eitim,
Programlar, Trk Kkenli Halklar, Trk Dnyas.

Eitim

THE DESCRIPTION OF TURCOLOGY IN KAZAKH


EDUCATIONAL SYSTEM

El-Farabi Kazak Milli niversitesi (Almat/Kazakistan), Trkoloji Blm,


gulzadakanat@hotmail.com

2491

ABSTRACT
Unity and solidarity is an essential condition to ensure
the development of the Turkic peoples, strengthening the socioeconomic relations, protecting and enhancing the material and
moral values of the Turkic world in the era of globalization. The
realization of these values by a new generation is possible
through the education. This article is dedicated to Turkology
concept in Kazakhstan and a survey of work in the field of
education in Turkology. The article addresses issues such as the
definition of Turkic Studies in the education system of
Kazakhstan, the current state of Turkic Studies in education and
research directions between Kazakhstan and Turkey. Training
target of turkologists within undergraduate and graduate
programs the Kazakh National University named after Al-Farabi
is nominated. In this article an attempt of definition of Turkology
in education systems of Turkey and Kazakhstan in comparative
order is undertaken. In solving the above issues in the article, it
was stressed that Kazakhstan and Turkey, which provide training
in higher education institutions in the area of Turkology create a
common curriculum and its goals should act as partners. Attempt
was made to determine the challenges in the field of Turkology
and tried to offer solutions.
Keywords: Turkology, Education, Training Programs,
Turkic People, Turkic World.
GR
Trk kkenli halklarn dilini, dinini, edebiyatn, tarihini
ve etnografisini, corafi zelliklerin, maddi ve manevi kltrn
sistematik ekilde toplayp inceleyen Trkoloji, akademik
oryantalizmin bir kolu olarak ortaya kmtr. Trkoloji
(Kazaka rkitanu, Osmanlca Trkiyat, ngilizce Turkology,
Almanca Turkologie, Rusa yurkologiya) Trk soylu halklarla
ve zellikle dil ve leheleriyle, szl ve yazl edebiyatyla,
sosyal yapsyla, Trklkle alakal btn bilgilerle ilgilenen bilim
dalnn addr. Trkoloji genelde dil ve edebiyat zerine yaplan
aratrmalar olarak tannmaktadr. Fakat gnmzde ise hemen
hemen tm alanlar kapsayarak, disiplinleraras bilim olarak hem
insan bilimleri hem de fen bilimleri iermektedir. Bu bilimde

2492

ihtisaslaan kiilere Trkolog denir. Grld zere Trkoloji,


ok geni bir kavramdr ve sahadr.
Trkolojinin tarihine ve bu bilime gsterilen ilgiye gz
gezdirdiimizde, gemiten gnmze gerek Trk dnyasnda
olsun, gerekse Trkiye, Avrupa, Rusya ve dier devletlerin
snrlar iinde eitli gelime seyri gsterdii grlr. lk
Trkoloji krss 1795 ylnda Pariste Ecole des Languages
Orientales Vivantes da kurulmutur. Ardndan Moskovada
1814, Pariste 1821, Londrada 1906 yl arkiyat ve Trkoloji
ile ilgili enstitler almtr. Bu Trkoloji kurulular Trkoloji
alannda birok aratrmalar yapm ve bilimsel dergiler ve
bltenler yaynlamtr.
XVIII. asrn ikinci yarsnda Rusyada Trkoloji ilminin
temeli atlmtr. Bu sralarda Moskova, Sankt-Petersburg, Kazan
gibi
ehirlerde
Trkoloji
merkezleri
oluturularak,
M.A.Kazambek, O.Betlingk, .N.Berezin, L.Z.Budagov,
N..lminskiy gibi aratrmaclar Trk lehelerini teorik adan
aratrmaktaydlar. XIX asrn 60-l yllarndan itibaren btn
Trk leheleri karlatrmal ekilde aratrlmaya balanmt.
Bu almalar Petersburg okulunun nemli temsilcileri V.A.
Gordlevskiy, A.N. Samoylovi, S.E. Malov, N.F.Katanov, N..
Amarin, V.A. Bogoroditskiy tarafndan yrtlmtr. Onlar
genel Trki dillerinin szlkleri ile deerli almalar
brakmlardr. XVIII-XIX asrlarda Ural-Altay dilibiliminin
gelimesi sebebiyle, Trkoloji meseleleri Bat Avrupa bilim
adamlar F.Stralenberg, M.Kastren, G.. Raymsted, W.Thomson
tarafndan ele alnmtr. Kazak Trkologlarndan .K.
Kenesbayev, Kazak dilinin tarihinin incelenmesinde
N..lminskiyin byk rol olmutur. Bu alandaki ilk
incelemeleriyle deer ve sayg kazanmtr (Kenesbayev, 1967)
diye, lminskiyin Kazak Trkolojisi hakknda yapt
aratrmalarn deerlendirmitir.
Bilindii zere Avrupada daha ok Trke ve Trkiye
incelemeleri n plana karken, Sovyet corafyasnda Trk Dilli
Halklar incelenmitir. zellikle Trk dnyasnn ortak miras
kabul edilen Orhun Abidelerinin bulunmasnn ardndan,
Trkle ve Trk dnyasna kar gerek Avrupa gerekse Rus
bilim adamlar byk ilgi gstermi, Trkoloji aratrma
merkezleri, krsleri kurulmu ve bu alanda birok inceleme
yaplmtr. zellikle Orta Asya blgelerinde yaplan almalar,

2493

Trkln gemiine k tutacak deerli belgeleri ortaya


koymutur.
Avrupann
Trkolojiye
ilgisi
Osmanl
mparatorluunun kurulmasnn ve Avrupallar ile ilikilerin
gelimesinin ardndan hz kazanrken, Rusyann Trkolojiye
ilgisi ise 16. yzyl sonlarna doru balam ve gnmzde
yaanan siyasi ve dier gelimeler dolaysyla yavalam
durumdadr. 1552de Kazan ele geiren Ruslar, dier Trk
halklarna olan ilgisinden bu alandaki aratrmalarn
hzlandrmtr. Trkolojiye ilk ilgi duyan Avrupa ve Rusya
olduu iin ilk trkologlar da Alman, Macar, Fransz ve Rus gibi
milletlerden olmutur. Bu yabanc trkologlar ierisinde
Trkolojiye byk emek veren Wilhelm Radloff ve Wilhelm
Thomsen olmutur. Trk dnyasna ortak ilk yazl kaynak olan
Orhun Abidelerini 1893te ilk defa deifre eden ve 20den fazla
dil bilen W. Radloff, Alman asll bir Rustur. Bu antlar
mkemmele yakn bir okumaya ulaan sveli W. Thomsen iken,
ilk defa Avrupa kamuoyunu haberdar eden sveli
Strahlenbergolmutur. Gerek Avrupann gerekse Rusyann
Trkolojiyi bir devlet politikas olarak ele alm olduklar, btn
aratrmalarn belli karlar uruna yapm olduu ise
gnmzde bilinen bir gerektir.
Yazl tarihi milattan sonra 8. yzylda yazlan Orhun
Kitabelerine dayanan Trk soylu halklarn dilinin tarihi gemii
yaklak 4.000 yllk bir maziye sahiptir ve geni sahalara yaylan
ok zengin bir edebiyat gelenei vardr. Trkiye ve
Kazakistandaki trkolojinin ilk kaynaklarn Orhun Kitabeleri,
Kagarl Mahmudun Divan- Lgatit-Trk, Yusuf Has Hacibin
Kutadgu Bilig gibi ortak eserler oluturmaktadr.
Trkistandaki bugnk Trk edeb hareketlerini
renirken, en evvel gze arpan cihet, umum bir edeb dilin
teesss edemedii, yaz dilinin her gn deimekte olmas
umumen milliyet ve mill hars meselelerine, nazarlarn da,
Trkistan iin umum olan bir edeb ve hars hareketten
bahsetmei imknsz gibi gsterecek derecede dank ve
mteeddit olmas keyfiyetidir. Halbuki trk tarihini ve
lehelerini, trk etnografisini, trk itima hayatn renenler
gryorlar, ki Trklerin dahil hayat artlarnda bu meselelerin
bu kadar mkil ve girift bir ekil almasn mucip olacak esbap
ve mil yoktur: Maz bir, dt ve ananeler aa yukar bir,
mterek umumi destanlar var, dil birlii ananesi vardr. (Togan,

2494

1942:486). Ayrca bu topraklarda Kazak Trkolojisi denince ilk


akla Muhammed Haydar Dulatinin Tarih-i Raidi, Raiddinin
Cami-al Tavarih adl kaynak eserleri gelir.
Kazakistanda Trkolojinin gelimesi ise Rusya ve Rus
bilim adamlarnn katklaryla olduu, ilk yazl almalarn
ounu Rus aratrmaclarn yapt bilinmektedir. Kazak dilinin
aratrlma tarihi genel olarak Trk lehelerinin de
aratrmalaryla yakndan ilgilidir. Trk lehelerinde konuan
halklarn ounluu bir zamanlar Ruslarn hakimiyeti altnda
olduu iin, bu memleketlerde Trkolojinin meydana gelmesi ve
gelimesi Rus aratrmalaryla yakndan ilgili olmutur. Ruslar
Trk boylarnn yaay biimlerini, corafyasn, etnografisini,
antropolojik zelliklerini, inan sistemlerini, szl edebiyat
materiyallerini tesbit edip, inceleyerek, o toplumlar
biimlendirmeyi
ve
istedikleri
ekle
dntrmeyi
amalamlardr.
Fakat 18inci ve 19uncu asrlarda Trkistan Rus istil
ettikten sonra vaziyet deiiyor. Umum edeb dilin yerini, kable
leheleri tutuyor. Umumiyetle Trkiatanda mill medeniyet ve
hars sahasndaki anari, ancak ecebi istils ve mstemleke
siyasetin bir neticesidir. Rus istilasndan daha nce mahall trk
lehelerinde eskisinden fazla bir deiiklik hasl olmad halde
yine edeb ve muameledeki yaz dilinin deimeye yz tuttuu
inkr olunamaz. (Togan, 1942:487).
Biraz sonra Ruslar, Kazak-Krgz, zbek ve Trkmen
lehelerinde de risaleler nerine baladlar. Mehur misyoner
lminski, 1880 yl nihayetine doru kendisinden bir sonsz
yazarak kazaka Er tarn kssasn nerediyor. 1870 te
Ostroumov, Takentte zbeke (sartiye zebnide, yani kenttrkesinde) 48 yl yayan Trkistan Vilayetinin Geziti
ceridesini, dier bir msterik 1890 da kazaka Dala Vilyeti
Gezitini, sonra dierleri Akabdda trkmence ve farsa
Mecmua-i Mveray-i Bahr-i Khazar unvanl haftalk
mecmuay nerediyorlar. Bunlarn hepsi, hkmet gazeteleri idi
(Togan, 1942:489).
XVIII-XIX. asrdan bu yana Trkoloji aratrmalaryla
. Altnsarin, A.Baytursunolu, . Velihanov, J. ymavutov, M.
Dulatov, . marov, K.emengerov, . onanov, G.
Musabayev, K. Jubanov, . Kenesbayev, N.Sauranbayev, M.

2495

Balakayev, A. Amanjolov, G.Aydarov, O. Sleymenov, R.


Szdk, . Sarbayev, R. Amirov, A. Kurjanov gibi Kazak bilim
adamlar bu alana byk katkda bulunmulardr.
Kabile lehelerinde edebiyat vcude getirmek yolunda
alan ilk yerli mteebbislerin bir ksm, yalnz hkmet
dairelerine deil, rus misyonerleri muhitine de yakn olan
adamlardan ibaretti. Kazakay ise o muhitten yetien, lkin
islmiyetten nisbeten az mteessir ve rusa malmat daha
mkemmel olan brahim Altnsarin edeb lisan vcuda
getirmee alp, sarfn ve elifbasn yazmtr. 1873 ylnda
Kazaklar iin elifba ve dier mektep kitaplar tertip etmek
zere Altnsarin ve olakolu Ercan almlar. (Togan,
1942:490).
Makalemizin amac Kazakistann Trkoloji tarihini
deil, gnmzdeki Trkoloji eitimini ortaya koymak olduu
iin Trkoloji ve Kazakistandaki gelime durumu hakknda ksa
bir aklama yaplmas uygun grlmtr.
1. KAZAKSTANDAK TRKOLOJ ETM
Toplumlardaki sosyal, siyasi, ekonomik ve kltrel
alanlardaki deime ve gelimeler, zellikle XX. yzyldan bu
yana dnya genelinde eitim ve eitimin deeri, toplumun
eitimi, bu alandaki hizmetler konusunda deiik bak alar
gelitirmitir. Neticede, eitim alannda da kkl reformlar ve
deiiklikler meydana gelmeye ve eitim sistemleri yenilenmeye
balamtr. Btn dnyann zerinde zenle durduu bir konu,
nitelikli insan gcnn yetitirilmesi iin eitim olanaklarnn
geniletilmesi meselesidir. Birok lkede olduu gibi
Kazakistanda da eitim sisteminde yenilikler yapmak ve dnya
standartlarn yakalamak, zaman taleplerine cevap verebilecek
kaliteli eleman yetitirme amacyla almalar balatlmtr. Bu
yenilikler ders programlarndan balayarak eitim-retim
srasnda kullanlan ara ve gerelerde, yeniden yaplandrlan
modern ktphalerde, yerli retim grevlilerinin bilgi
dzeylerini ykseltme amal yurt ii ve yurt dnda dzenlenen
eitim programlarnda, Avrupa lkelerindeki, Amerika ve
Trkiyedeki nde gelen niversitelerden ihtiya duyulan
uzmanlk alanlarna 10 gn ile 1 ay, hatta 1 yl sre iin davet
edilen yabanc professrlerde kendini gstermektedir.

2496

Makale konumuzla alakal olarak Kazakistann en


kkl niversitelerinden biri olan El-Farabi Kazak Mill
niversitesi bnyesindeki arkiyat fakltesi Trkoloji
blmnn eitim program ve amalar zerinde durmak isteriz.
Bugn Kazakistann yksek renim kurumlarnda
Trkoloji blm vardr ve gn getike Trkolojiye ve Trk
Diline olan ilgi bydke bu blmlerin saysnda da art
grlmektedir.
Kazakistan genelinde Trkoloji blmleri gnmzde
El-Farabi Kazak Millli nversitesi ile (Almat, 1934) ile
L.N.Gumilev adndaki Avrasya Devlet niversitesinde (Astana,
1996) mevcuttur. El-Farabi Kazak Millli nversitesinin
arkiyat Fakltesi bnyesinde alan Trkoloji blm 20102011 eitim ylnda faaliyete gemitir. Dier Ahmed Yesevi
Uluslararas Trk-Kazak niversitesinde (Trkistan, 1991),
Abay Kazak Milli Pedogoji niversitesi (Almat, 1928),
Ablayhan Uluslararas likiler ve Dnya Dilleri niversitesi
(Almat, 1941), Sleyman Demirel niversitesi (Almat, 1996),
Almat Ticaret niversitesi ve Yabanc Diller ve Mesleki Kariyer
niversitesi (Almat, 2005), Korkut Ata Kzlorda Devlet
niversitesi (Kzl Orda, 1937), akarim adndaki Semey Devlet
niversitesi (Semey, 1995), Kketau Devlet niversitesi
(Kketau, 1996) gibi niversitelerin Filoloji faklteleri iinde
Trke filoloji ve Trke evirmenlik blmleri eitim
vermektedir.
1.1.
El-Farabi Kazak Milli niversitesi ve arkiyat
Fakltesi
El-Farabi Kazak Mill niversitesi 1934 ylnda
kurulmu olup, 80inci kurulu yln bu yl kutlamaktadr.
niversitede yaklak olarak 15000 renci ve 3000 kadar
akademik personel ve 14 faklte mevcuttur.
El-Farabi Kazak Milli niversitesinin vizyonu,
yenilenen ve gelien dnyada 2020 ylna kadar rekabete
dayankl uzmanlar hazrlamada dnyann nde gelen aratrma
niversiteleri arasnda girmektir. niversite 2013 yl reyting
rakamlarna gre dnya niversiteleri sralamasnda 299uncu
yerde bulunmaktadr. Bunun yan sra faklteler ve disiplinler
aras eitime, renci merkezli eitime nem veren, uzaktan
eitim programlaryla zaman talebine uygun verimli eitim

2497

sunabilen, retim yelerinin mesleki bilgi ve beceri


dzeylerinin
ykseltilmesine,
akademik
aratrmalarda
bulunmalar ve tecrbelerini arttrmaya ynelik imknlar
tanyan, Kazakistann sosyal, ekonomik ve kltrel ynden
kalknmasna katkda bulunan saygn ve modern aratrma
niversitesi olmaktr.
El-Farabi Kazak Milli niversitesinin misyonu, an
gereksinimlerine
cevap
verebilecek
ve
Kazakistan
Cumhuriyetinin kalknma stratejisine katkda bulunabilecek,
eitim, bilim ve aratrmada evrensel standartlarda baarl ve
gelimi, yenilie ak insan kapasitesi oluturmaktr. ada
dnce yapsyla, aratrma ve retme yetenekleriyle uzmanlk
yaamlarnda nemli yere sahip olabilecek,
teknolojik
gelimeler ile yeniliklere ak, lke geleceine yn verebilecek
yksek ahlakl bireyler yetitirmeyi toplum karsndaki grevi
olarak grmektedir.
niversite
bnyesindeki
arkiyat
Fakltesi,
Kazakistandaki Dou lkeleri uzman hazrlayan nemli
merkezlerden biridir. niversitedeki Dou dilleri eitimi (Arap
dili) 1970lerde balamtr. 1989 ylnda ise Asya ve Afrika
memleketleri krss ile Arap Dili krss birletirilerek
arkiyat Fakltesi kurulmutur. Fakltede 8 dou dili (Trk,
Arap, Fars, Hint, Urdu, Kore, Japon, in) retilmektedir.
Yaklak 100 yakn yerli retim yesi bulunmaktadr. Bunun
yan sra her yl ibirlii iinde olduu yabanc niversiteler
tarafndan grevlendirilen retim grevlileri de dil retimine
katkda bulunuyorlar. arkiyat Fakltesi mezunlar Dou
memleketlerinin dilini, tarihini, medeniyetini, edebiyatn, sosyoekonomik yapsn, i ve d ekonomideki gelimelerini, d
politikadaki konumunu yakndan aratrarak, Kazakistann d
lkelerle siyasi ve dier alanlardaki ilikilerini yrtme ve
glendirmeye katkda bulunuyorlar. Faklte rencilerinin
hemen hemen hepsi 1-2 smestr rendii dili uzman olduu
lkeye gidip staj yapma olanana sahip oluyorlar. Bu tr
olanaklar, arkiyat fakltesinde eitim grmeyi cazip hale
getirmitir.
1.2.

Trkoloji Blm
Genel olarak arkiyat Fakltesinin Dou lkeleriyle
akademik ilikileri salam zeminlere oturtulmu durumdadr.
Faklteyle ibirlii yapan ve en byk destei salayan Trkiye,

2498

Arap, ran, Hindistan, Kore, Japon ve in bakonsolosluklar ve


o memleketlerdeki baz niversiteler ile devlet ve zel
kurululardr.
arkiyat Fakltesi iinde drt blm mevcuttur:
1. arkiyat
2. Trkoloji
3. Yabanc filoloji
4. evirmenlik.
Yukarda ad geen blmlerin lisans eitim sresi 4 yl,
yksek lisans 2 yl, doktora 3 yldr. Mezun olduklarnda
doubilim dilcisi, doubilim tarihisi, dou dilleri ve edebiyat
retmenlii, evirmen, Trkoloji uzman gibi akademik
derecelere sahip olabiliyorlar.
Uzmanlk alanlarna gre rencilere kazandrlan
profesyonel beceriler aadaki gibidir:
1. arkiyat (Trke) blmnn lisans ve lisans st
dzeylerinde eitim gren renciler, bata Trkiye olmak zere
Trk Dilli memleketlerin ekonomi siyasi yaps, tarihi, felsefesi,
sanat, kltr gibi alanlarda uzman olarak yetitirmektedir.
Ayrca blmde, bu corafyada gelien gnmzdeki siyasi
gelimeleri takip ederek yorumlar getirebilen, Kazakistan
devletinin uluslararas ilikileriyle ilgili fikir yrterek, zm
nerileri sunabilen, dnyadaki siyasi ve ekonomik gelimeler ile
deiimler hakknda analiz yapabilen, Trki lkelerle diplomatik
grevleri yerine getirebilen kadro hazrlanr. arkiyat
blmnden st seviyede uzman olduu lkenin dili, edebiyat,
tarihi ve medeniyetine hakim mezunlar verilmektedir. Buradan
mezun olan grenciler, bata Kazakistan Cumhuriyeti D leri
Bakanl olmak zere, Ekonomi, Enerji ve Kltr gibi
Bakanlklarda i kariyerlerini devam ettirmektedirler. Bu
grenciler saha uzman olarak yetitikleri iin Kazakistann
nemli bir kadro an kapatmaktalar. Bunu somut bir rnek ile
Trkiye ile kyas yaparak aklayacak olursak, El-Farabi
niversitesi Trkoloji Blmnden mezun olduktan sonra
Kazakistan Cumhuriyeti D leri Bakanlna giren bir grenci,
Bogazii veya Bilkent niversitesinden mezun olduktan sonra
yaplan merkezi snav ile T.C. Dileri Bakanlna giren bir

2499

grenciden lkesi iin ok daha yararldr. Halbuki Bogazii ve


Bilkent niversiteleri reyting, imkan ve egitim seviyesi olarak
Farabi niversitesinden ok iyi durumdadrlar. Bunun
aklamas, yukarda da aklanmaya alld zere arkiyat
Fakltesi ve Trkoloji Blmnn alannda branlam, sahaya
hakim lke uzman yetitiriyor olmasdr.
2. Trkoloji blmnn lisans ve lisans st
dzeylerinde eitim gren renciler, bata Trk Dili olamak
zere ngilizce ve semi olduu Trk lehelerinden birine geni
lde sahip oluyorlar. Trkoloji aratrmalarna vakf, aratrma
yapmaya yatkn, Trk dnyasnn dili, edebiyat, tarihi ve kltr
hakknda zengin bir birkime sahip, eletirel ynleri gelimi,
uzmanlk alanlaryla ilgili danmanlk hizmetlerinde
bulunabilen
ve
Kazakistann
stratejik
hedeflerini
gerekletirmesine
katkda
bulunabilecek
duruma
gelmektedirler. evirmenlik, basn yayn, organize ve ynetim
ilerinde alabilecek, dilbilimi, edebiyat teorisi, Trk dnyas
tarihi, medeniyeti ve gnmzdeki durumundan haberdar ve bu
alanlarda aratrmalar yrtebilen dzeye geliyorlar. Blm
mezunlarnn niversitelerde aratrma grevlisi ve uzmanlk,
Trk Dili Okutmanl gibi akademik yapda alma olanaklar
da vardr.
3. Yabanc filoloji (Trke) blmnn lisans ve lisans
st dzeylerinde eitim gren renciler, semi olduu dou
dillerinden birine vakf, dou filolojisi uzman olarak dil ve
edebiyat sahasnda aratrma yapabilme, danmanlk hizmet
gsterebilme yeteneine sahip, evirmenlik, basn yayn, edebi
eletiri alanlarnda hizmet edebilecek hale geliyorlar.
4. evirmenlik (Trke) blmnn lisans ve lisans
st dzeylerinde eitim gren renciler, semi olduu dou
dillerinden birinde yazl ve szl eviri becerilerine sahip, eviri
trlerinden (szl, yazl, simltane, edebi, teknik, ilmi v.d.)
haberdar, anlama, konferans ve uluslararas yrtlen birok
ileri takip edebilme dzeyini yakalayan, eviribilim ve kltrel
iletiim sahasnda aratrma, basn yayn, danmanlk
hizmetlerinde bulunabilecek dereceye gelebiliyorlar.

2500

El-Farabi Kazak Mill niversitesinde Trkoloji


uzmanlarn hazrlama giriimleri ise 1991-1992 retim ylnda
arkiyat Fakltesi bnyesinde oluturulan bata ran-Trk olan
ve 1996 yl Trk Dili ve Trk Memleketleri Tarihi blmnde
balam ve 2010 ylndan bu yana Trkoloji ve Hindoloji
blm olarak deitirilen blmde devam etmektedir.
Gnmzde bu blm mezunlar Kazakistan ve Trkiye
eliliklerinde, Kazakistandaki niversiteler ile Trk liselerinde,
eitli devlet kurumlaryla zel kurulularda grev almaktadr.
arkiyat Fakltesi Trkoloji blmnn lisans
dzeyinde genel olarak dinleme, okuma, konuma ve yazma
becerilerine ynelik olarak balang, orta ve ileri seviye Trke
dersleri, Trkolojiye Giri, Altaistik, Dnemleriyle Trk
Dnyas Tarihi, Dnemleriyle Trk Dnyas Edebiyatlar, Eski
Trke, Osmanl Trkesi, Karlatrmal Trk Leheleri gibi
dersler zorunlu olarak okutulmaktadr. Semeli dersler nc
snftan itibaren okutulmaktadr. Trkoloji blm rencileri
semeli dersleri semeden nce sunulan iki ynden birini tercih
etmek zorundadrlar. Biri, Trk Filolojisi, dieri Trk Dnyas
Filolojisidir. Trk Filolojisini seen renciler sadece Trkiye
Trkesiyle ilgili dil ve edebiyat derslerini okurken, Trk
Dnyas Filolojisi blmnde ise btn Trk Dnyasndaki lehe
ve ivelerle ilgili dil, edebiyat derslerini okuyabiliyorlar.
Trkoloji blm yksek lisansn kazanan renciler,
Bilim Tarihi ve Felsefesi, Altay Teorisi ve Metodolojisinin
Temelleri, lm Aratrmalarn Organizasyon ve Planlamalar,
Trkolojinin Teori ve Metodoloji Temelleri, Trk Kkenli
Halklarn Tarihi, Kltr ve Dini, Trk kkenli halklarn yazl
edebiyat eklindeki dersleri zorunlu okurken, 20 kredilik seme
dersler de alyorlar. Ortaa'daki Trk Devletleri Tarihi, Trk
Devletlerinin Yeni Tarihi (XX-XXI. yy.), Trk Halklarn
Aratrma Kaynaklar ve Yntemleri, Trk Halklar Tarihini
nceleme Sorunlar, Gnmzde Trk Devletlerin D Politikas,
Modern Trk Devletlerinin Uluslararas likileri gibi semeli
dersler yksek lisans rencilerinin setiklere yne (Filoloji veya
Tarih) bal olarak deiebilmektedir.
Trkoloji blm doktora eitimi alacak renciler,
Trkolojinin Temel Meseleleri adl dersi zorunlu, dier 33
kredilik dersleri semeli okuyabiliyor. Fakat burada doktora
rencisi kendisine yine bir yn, Bilimsel ve Pedagojik Yn ya

2501

da Bilimsel Aratrma Faaliyetler Ynn semek zorundadr.


Semeli dersler rencinin setii yne gre deimektedir.
Mesela, Bilimsel ve Pedagojik Yn seen renci Trk
Dillerinin Fonksiyonel Grameri, Trk Kltr likileri, Edeb
Eserleri Aratrma lkeleri, Trk Dillerinin Etimolojisi, Trkoloji
Aratrmalar Yntem ve Aralar, Edebi Metinlerinde Trk
Karakterleri, Trk Dnyasnn Szl Halk Edebiyat, Trk
Dilleri Fonksiyonel Szdizimi Sorunlar, Trk Sz Varlnn
Anlamsal Derivasyonu, Trk Dillerinin Etno-linguistik
Aratrmalar gibi dersleri grmektedirler. Bilimsel Aratrma
Faaliyetler Ynn seenler ise Trk devletleri Jeopolitik
ncelikleri, Trk Yaztlarnn Dil ve Felsefi Temelleri, Trk
Dnyasnn Maddi ve Manevi Kltr Modernizasyonu,
Kazakistan ve Trk Dnyas: Tarih Temeli ve Metodoloji,
Trkoloji Aralarn Aratrma Yntemleri, Orta Asya'da Siyasi
Sreler,
Orta Asya'da Sosyo-Ekonomik Sreler, Trk
Memleketlerde Dini Felsefe, Trk Halklar Etnoantropolojik
Gemii, Trklk retisi: Oluumu ve Geliimi trnden
dersler alyorlar.
Blmn retim grevlileri, genellikle eitli Trkiye
niversitelerinde (stanbul, Ege, Ankara, Trakya v.d.) lisans ve
yksek lisansn tamamlam olanlar veya ayn blmden mezun
olanlardr. Tecrbe sahibi retim grevlileri, Trk dilini ve
dier Trkoloji ile ilgili dersleri okuturken gnmzdeki
gelimelere bal kalarak derslerde ders ve snf ii, snf d
etkinlikler, ders konularyla ilgili projeler hazrlama, grup
almalar yapma, belli bir konuda yuvarlak masa toplantlar,
seminerler, uygulama, mesleki faaliyetler, makale ve raporlar
yazma, tez hazrlama gibi eitim retim yntemlerini
kullanyorlar.
1.2.1. Trkoloji Blm D likileri
Trkoloji blm kuruluundan bu yana bata Trk
elilii olmak zere Trkiyedeki belirli niversiteler (stanbul,
Bilkent, Ege, Ankara, Atatrk, Gazi, Erzincan, Kastamonu,
Fatih, Mimar Sinan, Seluk (Konya), Krehir, Gaziantep v.d.)
ile Polonyadaki Poznan niversitesiyle, Moskova Devlet
Linguistik niversitesiyle (Rusya), M.Lomonosov adndaki
Moskova Devlet niversitesi yanndaki Asya, Afrika Halklar
Medeni Vakfyla, Kazakistandaki birok niversitelerle, R.B.
Sleymenov adndaki arkiyat enstitsyle, A. Baytursunolu
adndaki Dilbilim enstitsyle, Almat ehrindeki TMER.,

2502

TKA., KATEV gibi kurulularla, Almat Trk Halklar


Medeniyetleri Vakf, Zaman Kazakistan gazetesi, Ahska
Trkleri Merkeziyle ve son dnemlerde kurulmu olan Yunus
Emre Enstitsyle ibirlii iinde eitim, aratrma ve sosyal
faaliyetler alanndaki almalarn srdrmektedir. Bu
almalarn neticesinde iki tarafl ilmi projeler, eitli konularda
seminerler ve konferanslar, olimpiyatlar organize edilmektedir.
Trkoloji blmne bata Almat Bakonsolosu Suphi
Atan olmak zere, konsolosluktaki Eitim, Kltr ve Din
ataeleri de sk sk bilimsel ve kltrel adan yardm
gsteriyorlar. Blmmzde dzenlenen faaliyetlere katlan
Bakonsolos ve ateeler, kendi alanlaryla ilgili bilgi
birikimlerini paylap, rencilerimizin Trkiye, Trk kltr ve
Trk insan hakknda fikir sahibi olmalarna ve Trkiyeyi
sevmelerine neden oluyorlar.
El-Farabi Kazak Milli niversitesi arkiyat Fakltesi
Trkoloji blm trkoloji aratrmalarn amz taleplerine
uygun olarak aratrma ynnde eitli akademik faaliyetler
gerekletirmektedir. Trkoloji Blm dzenledii eitli
konferanslar,
sempozyum, eitim seminerleri ve ilm
toplantlarla, bata Kazakistan ve Trkiye olmak zere, Trk dilli
memleketlerden gelen bilim adamlarnn bir araya gelerek tanp
kaynamalarna, bilgi paylamnda bulunmalarna, eitim ve
aratrma yntemlerini paylamalarna ortam oluturuyor. Trk
bilim adamlar niversitemiz ve blmmz tarafndan
dzenlenen sempozyumlarla ilmi toplantlara katlarak
Kazakistan-Trkiye dostluk ilikilerinin ilm alanlarda da
gelimesine katkda bulunuyorlar. Mesela 2010-2014 yllar
aralnda niversite ve faklte tarafndan organize edilen
uluslararas kongre ve konferanslara Ankara niversitesi rektr
yardmcs Prof. Dr. Nilgn Halloran, Erzurum niversitesi
rektr Prof. Dr. Hikmet Koak, Prof. Dr. Hamza Zlfikar, Prof.
Dr. Yavuz Akpnar, Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Fikret
Trkmen, Prof. Dr. Naciye Yldz, Prof. Dr. Mustafa Kaalin,
Prof. Dr. Ahmet Taal, Dr. Rasim zyrek, Prof. Dr. Yulay
amilolu (Wisconsin) gibi genelde Trkiyenin tannan bilim
adamlar katlarak bilgi ve birikimlerini paylamlardr.
Ayrca her yl dzenlenerek geleneksel hle gelen
Farabi Alemi adl konferansta, gen bilim adamlaryla
rencilerin bilim dnyasnda kendilerini ifade etmelerine imkan

2503

verilmektedir. Blmmz tarafndan rencilere ynelik lke


iinde eitli bilimsel aratrma gezileri de organize edilmektedir.
Blm rencileri yurt iinde dzenlenen bu tr konferanslar ile
Trke ve Trkoloji olimpiyatlarnda dereceler kazanp,
niversitemizdeki eitim kalitesinin dzeyini ortaya
koyabilmektedirler.
El-Farabi Kazak Milli niversitesi ile Ankara
niversitesi arasndaki karlkl anlamaya dayanarak blm
rencileri uzun yllardan bu yana lisans rencileri 1-2 smestr
sreyle bata Atatrk niversitesi olmak zere, Ankara, Gazi ve
Ege niversitelerinde dil eitim staj, yksek lisans rencileri
ilmi aratrma staj yapma olanana sahip olmulardr. zellikle
Atatrk niversitesi her yl 6 rgencinin tm masraflarn
karlamakta ve bir dnem Atatrk niversitesinde eitim
almalarn salamaktadr. Ayrca Atatrk (2 renciye) ve
Erzincan (5-6 renciye) niversiteleri tarafndan dzenli olarak
yaz kurslar imkn tannmaktadr. Yukarda ad geen Trkiye
niversiteleri ile El-Farabi niversitesi Trkoloji blmnn
ibirlii bugne dek iki niversite arasndaki ikili anlamalara
dayanmaktayd. nmzdeki eitim ylndan itibaren bu tr
akademik deiimler, Trkiye Cumhuriyeti tarafndan
oluturulan Mevlana Deiim Program erevesinde
gerekletirilmeyi planlanmaktadr. u ana kadar 2014-2015
eitim yl iin Gazi, Atatrk, Erzincan niversiteleri ile bu
deiim program zerine anlama salanmtr. Bu tr staj
imkanlarndan yararlanabilmeleri iin ncelikle derslerdeki
baarlaryla kendilerini gsterebilen, daha sonra niversitenin
sosyal alandaki faaliyetlerine katkda bulunan renciler
seilmektedir. Trkiyede eitim ve ilmi staj dnemini
tamamlam olan renciler, Trk Diline daha iyi vakf
olduklarndan, mezuniyet sonras Kazakistann eitli
kurulularnda daha kolay i imkanna sahip olabiliyorlar.
Trkiyede staj dneminden gemi olan renciler, eitimin
yan sra Trkiyenin tarihi ve turistik mekanlarn grp, Trk
insann, Trk mutfan, Trk kltrn yakndan tanma,
grme erefine nail oluyorlar ve daha sonraki dnemlerde Trk
kardelerine, Trkiyeye kar sevgi ve sayg besliyorlar. Bu
ekilde sadece eitim alanndaki deil, kardelik ve beraberlik
balar da glenmi olmaktadr.

2504

Deiim programlar sadece tek tarafl olmamaktadr.


Trkiyedeki
Gazi,
Atatrk,
Polonyadaki
Poznan,
Macaristandaki Budapete gibi niversitelerin Trk Dili ve
Edebiyatlar veya ada Trk Leheleri blmnn rencileri
de geen yllarda 1 smestr sreyle El-Farabi niversitesi
Trkoloji blmnde eitim grmlerdir. Kazak hocalardan
Trke ve Kazaka renen ve Kazak rencilerle ayn yurtta
kalp, arkadalk ve kardelik ilikilerini glendirmi olan
renciler, Kazak topraklarndan ve Kazak halknn
misafirperverliinden memnun olarak ayrlmlardr.
Bunun yan sra blmdeki retim yeleri Trk
niversitelerinde (Atatrk, Kastamonu, Bilkent v.d.) bilgi
dzeylerini ykseltme amal kurslara ve yaz kurslarna
katlarak, Trkiyedeki akademisyenlerle tanma, karlkl bilgi
ve yntem alveriinde bulunma, trl ilmi almalarn
srdrme imkanna sahip oluyorlar.
Kazakistan
Eitim
Bakanl,
memleket
niversitelerindeki eitim dzeyini ykseltmek amacyla devlet
niversitelerine yabanc professrler davet ederek, rencilerin
yabanc hocalardan uzmanlk alanlaryla ilgili dersler
dinlemelerine imkanlar oluturmutur. El-Farabi niversitesi de
bu imkanlar dahilinde Trk bilim adamlarn blmmze davet
etmitir. 2011-2014 yllar aralnda blmmzde 10-15 gn
sreyle Prof. Dr. Hamza Zlfikar, , Prof. Dr. Yavuz Akpnar,
Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Fikret Trkmen, Prof. Dr.
Naciye Yldz, Prof. Dr. Mustafa Kaalin, Prof. Dr. Ahmet
Taal, Dr. Rasim zyrek, Prof. Dr. Yulay amilolu
(Wisconsin) v.d. Trk hocalar Kazak rencilere Trke dil,
edebiyat ve Trkoloji aratrmalar konularnda ders
okumulardr.
1.2.2. Trkoloji Blm Akademisyenlerinin Eserleri,
Eitim ve Staj Olanaklar
Trkoloji blm retim yeleri blmdeki eitim
programlarna gre aratrma ve tecrbelerini kendi eserleriyle
ortaya koyuyorlar. Mesela blmdeki Trk Dili uzmanlar G.
Temenovann Pratik Trke (A1, A2 dzeyleri) Almat,
2011., Pratik Trke Okuma Kitab Almat, 2014., G.
Temenova, A. Nazarova, S. Arbatl ve R. Avakova tarafndan
Kazaka-Trke, Trke-Kazaka Gramer Terimleri Szl
Almat. 2013., Trke-Rusa, Rusa-Trke Gramer Terimleri

2505

Szl Almat. 2013., hazrlananmtr. Yine Trke


uzmanlar do.dr. Begimovann Diplomasi Terimleri zerine
Aratrma Almat. 2013. monografisi, A. Kaliyevin Trk
Leksikolojisi Almat. 2014., . Saduova ve A.Nazarova
tarafndan Trk Dili (B1, B2, C1, C2 dzeyleri) alma kitab,
Almat. 2014., E. Rsbayev ve A. Nazarovann hazrlad
Kazaka-Trke Deyimler Szl Almat. 2014. 2-ci
baslm gn na kmtr ve rencilerin kullanmna
sunulmutur. niversite basm evi (Kazak Universiteti) retim
yelerinin bu tr ilmi almalarnn yaynlanmasna her zaman
destek vermektedir.
arkiyat Fakltesi Trkoloji blmnde 2009 ylnda
Trkiye Cumhuriyeti Trk birlii ve Koordinasyon Ajans
Bakanl TKA tarafndan yaplandrlan Multimedya Odas ile
Trke eserlerin bulunduu ktphane faaliyet gstermektedir.
Bu ktphane son iki yl ierisinde Trkiye Ziraat bankas
katklaryla ve Yunus Emre Enstits yardmlaryla blmmze
gnderilen 500 adet Trke kaynak eserlerle daha da
zenginlemi durumdadr. Blm rencileri Trke dil,
edebiyat ve tarih alanlarndaki kitaplardan yararlanarak, bir
taraftan Trkelerini gelitirirken dier taraftan bilgi dzeylerini
de ykseltme ansna erimektedirler.
Ayrca blmmzde i adamalar tarafndan faklteye
gelen misafirler iin kullanma alan Trk Odas vardr. Trk
Odasnda ve blmn hocalar odasnda uydu kanallar
vastasyla her gn Trk televizyon kanallarn izleme olana
vardr. Belli zamanlarda Trke renmekte olan renciler, bu
televizyon kanallarndan Trke dizi, ark ve dier programlar
seyredebiliyorlar. Bu ekilde Trkiyeye ve Trkeye olan ilgi
ve sevgileri uyanmaktadr.
Trkoloji blm rencileri yurt iindeki staj
dnemlerini Trke dersler veren Almatdaki orta ve lise
dzeyindeki okullar ile zel Trk irketlerinde, Zaman
Kazakistan gazetesinin brosnda v.d. Trkiye ve Trk Diliyle
alakal kurulularda tamamlayabiliyorlar. zellikle son yllarda
lkenin en nemli PVC reticilerinden Galaksi Grup yneticileri
rencilerimize hem staj yapma hem de baarl rencilerimize
belli miktarlarda baar bursu salamtr. Bu tr kurulularda
staj dnemini baaryla tamamlayan rencilerin bazlarna i
imkan da verilmektedir.

2506

Genel olarak El-Farabi niversitesi sadece eitmekle


kalmyor, eitim sonras yllarda da mezun ettikleri rencilerine
i bulma, ie girme konusunda destekler veriyor. Belli bir
dereceye gelmi niversite mezunlar ise, mezun olduklar
niversiteye maddi ve manevi balarda (eitimi devam etmekte
olan baarl rencilere eitim bursu) bulunarak, sosyal ve
kltrel faaliyetlere, bayramlar ile zel gnlerde destek olup,
eitim ald niversite ile balarn koparmyorlar. Bu,
niversitede bir gelenek haline gelmitir diyebiliriz.
El-Farabi niversitesi, niversite apnda alnabilecek
nemli kararlar ynetim kurulu tarafndan tek bana
vermeyerek, niversitenin Ak sakallar adl yal professrler
kuruluna danarak alyorlar. Bu ekilde niversiteye emei
gemi bilgi ve tecrbe sahibi saygn kiilerin de fikri alnarak,
Aksakallar ile arkadan gelen gen kuaklar arasnda paha
biilmez manevi balar kurulur. Yani eitimle beraber
rencilerin manevi terbiyelerine, byklerine sayg ve
kklerine sevgi gsterebilecek ekilde eitmeye de nem verir.
2. KAZAKSTANDAK TRKOLOJ ARATIRMALARI
TRK AKEDEMS RNEG
Gnmzde Trkoloji aratrmalarnn nemi byktr.
Dnyann birok niversitelerinde Trkoloji merkezleri
kurulmakta, yerli ve yabanc aratrmaclar bu alanda eitli
almalar yrtmektedir. Kazakistan devleti bamszln
kazandktan sonra birok alanda olduu gibi Trkoloji alannda
da yeni gelimeler hz kazanmtr. Yukarda bahsedildii gibi
niversitelerde Trkoloji eitimine nem verilmi ve gen
Trkologlar yetitirme ileri ele alnmtr. Bunun yan sra
Kazakistan
Cumhuriyeti
Cumhurbakan
Nursultan
Nazarbayevn Trk Dnyas henz tam incelenmemi gizemler
dolu engin okyanustur. Bu yzden de Trk Halklarnn tarihi,
kltrn aratracak ve ortak eitim retim sistemini
oluturacak zel bir merkez oluturulmas kanlmazdr.
Ecdatlarmz Altay Dalarndan Akdenize kadarki geni
corafyada hakimiyetini srdrmtr. Bizlere, zengin
kahramanlk destanlar ile paha biilmez manevi zenginlikler
brakmtr. lk olarak dnyaya rnek olmu aile kavramn
benimsemi adr gebe evini oluturmu, demir, yay, temrenli

2507

ok, zengi, keli izme ve pantalonu icat etmilerdir. Bence


bylesi kahramanlk destann btn dnyaya tantma zaman
gelmitir! Bu yzden de herkese ortak Trk Akademisini
kurmamz lazmdr (Trk Akademisi, (2014) diye, genel olarak
Trk Dnyas mirasna sahip klmas, derinden aratrlarak
sonraki kuaklara salam kaynaklarn ulatrlmas, atalarmzn
emanet ettikleri maddi ve manevi zenginliklerinin korunmas
gerektii fikirlerinden yola karak, gnmzde Astanada
faaliyete gemi olan Trk Akademisinin temeli atlmt.
Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbakan Nursultan
Nazarbeyav, 3 Ekim 2009 tarihi Azerbaycan, Nahivan ehrinde
gerekleen Trk Dili Konuan lkeler Devlet Bakanlar IX.
Zirvesinde Trk uygarlnn dnya uygarlnda ald yerini
deerlendirerek Trk Dnyasnn gemii ve geleceini, maddi
ve manevi zenginliklerini aratracak uluslararas ilmi aratrma
merkezinin kurulmas gerektii hakknda teklifte bulunmutur.
Bilindii zere bu fikri dier Trk Cumhuriyetleri de
desteklemilerdir ve 25 Mays 2010 tarihinde Kazakistan
Cumhuriyeti bakenti Astana ehrinde ilmi aratrma merkezi
Trk Akademisi A.. olarak faaliyete gemitir.
Genelde Kazakistanda zelde ise Farabi Kazak Milli
niversitesi arkiyat blmnde Trkoloji egitimi demek
Trkiye ve Trk Dnyas uzman yetitirmek manasna
gelmektedir. Trkoloji blmnde Trk Dnyasnn gemiten
gnmze kadarki tarihi, dil ve edebiyat, maddi ve manevi
deerlerini, din ve dnya tanmn, jeopolitik ve ekonomik
gelime stratejileri ile ululararas ilikilerinin yn ve taraflarn
geni alanda aratrmalar yaplmakta ve uzmanlar
yetitirilmektedir.
Trk Dnyas Akademisi ats altnda balca alt
stratejik alan zerinde almalarn srdrmekte ve egitim
vermektedir:
1. Trk Dnyas tarihi, politik-ekonomik, lke yaps,
hukuki ilikileri ile yasalar, tarihi gelime silsileleri, ahs ve
insan faktrlerini tanmlamak maksatlarnda Trk uygarnn
dnya uygarlnda ald yerini tanmlamak;
2. Tarihi yaztlar ile abideleri ve ada Trk dilleri
eserlerini yapsal olarak inceleyerek Trk dilleri ortak szck

2508

hazinesi oluturmak ve gelitirmek, ortak ilmi terminoloji ve


alfabesini oluturmak;
3. Trk halklar edebiyat ve folklrleri ile aheserlerini,
sanat eserlerini yapsal olarak aratrarak Trk Dnyas ortak
manevi deerelerini ortaya karmak, korumak ve dnyaya
tantmak;
4. Trk dnya anlay, vatanseverlik ruhunu alayacak
felsefe yapsn, inan ve varln, gelenek ve grenekleri ile
milli terbiye zelliklerini ilmi adan deerlendirmek;
5. Eitim ve bilim alannda kopukluklar gidermek
maksadyla trkoloji daldna fonksyonel uygulama alann
gelitirmek;
6. Trk dnyas entegrasyonu ve ibirliini gelitirmeye
destek olacak ok ynl torkolog uzmanlar hazrlamak ve
trkoloji alannda sosyalbilimler daln dnya standartlarna
uygun gelitirmek;
Gnmzde Trk Akademisi dnyaca yaklak otuzu
akn ilmi aratrma enstitleri, trkoloji aratrmalar merkezleri
ve yze yakn dnyaca tanmal trkolog bilim adamlaryla ortak
ilmi aratrmalar yapmaktadr. Ayn zamanda ortak proje
almalarn dnyann nde gelen niversite, enstit ve ilmi
aratrma merkezleriyle yrtmektedir. Bu almalar
neticesinde: Trk dilleri ortak szck hazineleri; Trk dilleri
szlkleri serisi; Trk yaztlar genel yaps; Dnya trkolojisi
biblyografi serisi; Trk Dnyas merkez elektronik ktphanesi;
Trk Dnyas mzesi modern teknoloji destekleriyle
oluturulmas salanmaktadr.
ada Trkoloji serisi altnda yaynlarn
srdrmektedir. 2011 senesi almalar neticesinde ada
Trkoloji serisi altnda 24 kitap yayn yapmtr. Trk
Akademisi, 20-21 Ekim 2011 tarihi Trk Dili Konuan lkeler
birlii Konseyi (Trk Konseyi) I. Zirvesi kararlarn uygulamak
maksadyla Trk Dnyasna ortak Trk Uygarl edebiyat
yll ile Trk halklar aheserlerinin yer ald Asil Hazine
antolojisini yaynlamtr. Bu yaynlar tantm ilk defa 23
Austos 2012 tarihinde Krgzistan Bikekte gerekleen Trk
Dili Konuan lkeler birlii Konseyi (Trk Konseyi) II.
Zirvesinde yaplm, devlet bakanlarna takdim edilmitir. Bu

2509

yaynlarn asl amac Trk uygarln dnyaya tantmaktr. 2012


senesinde ortak Trk ilmi terminolojisi, ortak alfabe, tarihi
yaztlar ile abidelerin genel yaps, siyasi kltrel, sosyal
ekonomik, hukuk ve yasa alanlarnda kaleme alnm otuzu akn
yeni almalar balatmtr.
Akademi Trk Dnyasna ortak ilmi aratrma alann
oluturmak, maddi ve manevi deerleri aratrmak, korumak ve
tantmak maksadyla drt dilde (Kazaka, Trke, ngilizce,
Rusa) Altayist ve Trkoloji uluslararas dergisini
yaynlamakta (UNESCO, Fransa, Paris).
Trk Dili Konuan lkeler birlii Konseyi (Trk
Konseyi) II. Zirveside Trk Akademisi uluslararas statsne
kavumutur. Gnmze kadar Kazakistan Eitim ve Bilim
Bakanl bnyesinde faaliyet gsteren akademi bundan sonra
uluslararas kurum olarak Trk Konseyi ye lkeler destekleriyle
Trk Dnyasna daha da verimli hizmetler vermeyi
amalamaktadr (Trk Akademisi, 2014).
SONU
Trkiye Trkesinin, ada Trk lehelerinin,
dolaysyla Trk dnyas kltrnn de retildii bu
niversiteler ile merkezlerin arasnda bir koordinasyon olmamas
ve ders materyallerinin farkllk gstermesi en nemli sorundur.
Trkiye Mill Eitim Bakanl ve Trk Devletlerindeki alakal
kurumlar arasnda bu konuyla ilgili olarak bir koordinasyon
birimi kurulmal ve bu merkezlerle srekli bilgi alveriinde
bulunmaldr. Dnyann drt bir tarafndaki tespit edilen
merkezler arasnda Trkoloji blmlerini iine alan ve bunlar
arasndaki ilikileri gelitirmeyi amalayan bir birlik kurulmas
gerektiini de aikardr. Bu lkelerdeki uzmanlarn bir araya
gelerek hazrlayaca ders kitaplar ve dier materyaller bu
merkezlere gnderilmelidir.
Bu devletlerdeki Dil ve Edebiyat Kurumlar, Eitim,
Kltr ve Turizm Bakanlklar ibirlii yaparak Trk
devletlerinin dili, dini, tarihi, kltr hakkndaki zengin
kaynaklar ile birikimlerini ortak bir havuzda birletirerek, ortak
kaynak eserler meydana getirmelidirler. Trk Dnyasnn tarih
ve kltrel deer tayan turistik meknlarnda ekilecek tarihi ve

2510

eitici filmler, gerek gen kuaklarn gerekse Trk dnyasna ilgi


ve sevgi duyan soydalarmzn gidip gremedii akraba
topluluklarnn yaadklar meknlar grup tanmalarna, tarihe
grsel yolculuk yapmalarna frsat verecektir. Bu arada Trk
topluluklar arasndaki televizyon yaynlarnn da nemi
byktr. Yurt dndaki Trk soydalarmz ve oralarda
yaanan gelimeleri takip edilebileceimiz resm veya zel
televizyon kanallarnn says oaltlmaldr. Bu kanallarda
yaymlanacak programlar ortak deerler ve amalar tamaldr.
Dnyann deiik blge ve lkelerinde Trk dnyasnn
dili, edebiyat, tarihi ve kltrel deerlerini tantma ve koruma
amal, Trkoloji ve Trke retimiyle ilgili olarak belli
aralklarla da olsa kongre, sempozyum ve kurultaylar
dzenlenerek fikir alveriinde bulunulmal ve edinilen
tecrbeler paylalmaldr.
Trk dnyasnn byk dnce adam smail Gaspral,
Trk halklarndaki birlikteliin temel ilkelerini oluturmu ve
gnmzde de Dilde, fikirde, ite birlik sz bu birlik
mcadelesinin hedefini gstermektedir. Bu adan Dilde,
fikirde, ite birlik szn hayata geirmenin zaman gelmitir
diyebiliriz. Dilini kaybeden benliini de kaybeder. Ortak dil,
din, edebiyat, tarih ve kltr erevesinde ele alnacak eitli
projeleri hayata geirmekle asrlarca ayr dm olan Trk soylu
halklarn birbirlerini daha yakndan tanmalarna, tekrar
kaynamalarna, birlik ve beraberliklerinin glenmesine vesile
olunabilir.

2511

KAYNAKA
ALTINSARN, . (1994). Hrestomatiya, Almat.
KAYDAR, A. (1998). Kazak Tilinin zekti Meseleleri, Almat.
KENESBAYEV, .K. (1967). Osnovnye vehi izueniya yazka
kazahskogo naroda, Almat.
KONONOV, A.N. (1968). Turkskaya filologiya v SSSR 19171967. Moskova, Nauka.
TOGAN, Z.V. (1942). Bugnk Trkili (Trkistan) ve Yakn
Tarihi, I cilt, stanbul.
El-Farabi Kazak Mill niversitesi (2014). http://www.kaznu.kz/
Trk Akademisi (2014). Uluslararas Trk Akademisi Hakknda
Genel
bilgiler.
http://www.turkacadem.kz/tr/ab.php?set=2, 11.05.2014

2512

KRESEL AHLK VE KRESEL DEERLERN


MKNI
Yrd. Do. Dr. Aye Sdka Oktay
ZET
Bu almada kresellemenin getirdii problemler ile
modernizm ve postmodernizm konusundaki tartmalara yer
verilecektir. Kresellemenin getirdii ahlaki sorunlarn
almasnda yntemler zerinde durulacaktr. Bunun yan sra
modernlemenin getirdii ahlk dncesinde deiiklikler
incelenecektir.
Evrensel ahlk ile kresel ahlk arasndaki iliki
belirlenmeye allacaktr. Bu balamda tanr-ahlk ilikisi
bakmndan ahlakn deeri, evrensel ahlk, kresel ahlk, kresel
deerler, kltrel deerler ve dini oulculuk zerinde
durulacaktr. Ayrca kresel sorunlar ve zme dair neriler,
terrizm, evre sorunlar, sava, doal felaketler ve insanl
tehdit eden kresel hastalklar, internet ve biliim sular, virs
saldrlar etik boyutu ierisinde tartlacaktr. ok uluslu, ok
dinli, ok kltrl toplumlarda bir arada yaamann getirdii
sorunlar ile dini oulculuk ve dini eitlilik tartmalar da bu
balamda incelenecektir. Hans Kng ve onun kresel ahlk
almalar, kresel ahlkn imkan ve getirilen eletiriler, kresel
sorunlara kresel zm araylar almann ana perspektifini
oluturacaktr. almamzda ayrca slam ahlaknn evrensel
deerleri ele alnp kresel deerlere katksnn neler olabilecei
vurgulanacaktr.
Anahtar Kavramlar:
Deer, Ahlak, Hans Kng.

Evrensellik,

Kreselleme,

GLOBAL ETHCS AND POSSBLTY OF GLOBAL


VALUES
ABSTRACT

Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi, asoktay@gmail.com

2513

In this study, the problems brought by globalization and


discussions about modernism, postmodernism will take place. It
will be focused on methods in overcome about the moral problem
posed by globalization. In addition to this, the idea of
modernization brought changes in ethics will be examined.
The relationship between the global morality and
universal morality will try to determine. In this context, the value
of morality in terms of God-moral relations, universal ethics,
global ethics, global values, cultural values and religious
pluralism will be discussed. Also, advising on global problems
and their solutions, terrorism, environmental problems, war,
natural disasters and global diseases that threaten humanity,
internet and cyber crime, virus attacks will be discussed in the
ethical dimension. The problems arising of coexistence in
multinational, multi-religious, multi-cultural societies and
debates about religious diversity and religious pluralism will be
examined in this context. Hans Kng and his global ethics
studies, the possibility of global ethics and critics against him
opinion, the search for global solutions on global problems will
form the main perspectives of this study. Beside in our study
universal values of Islamic morality will be examined and what
might be contributing to the global value will be highlighted.
Key Words: Universalism, Globalization, Value,
Ethics, Hans Kng.
1. AHLAK KAVRAMI
Felsefenin nelii ve ilevi ile ilgili 20. Yyda yaanan
tartmalar ve yeni bilim anlayyla beraber felsefenin metafizik
alannn gereklilii ilgili tartmalar kadar ahlak ve estetik
alannda da kkl anlaylarn domasna sebep olmutur.
Ahlak kelimesi Trk slam kltrnde Arapa yaratl
anlamna gelen halk kknden gelmekte ve din, tabiat, huy,
karakter anlamna gelen hulk veya huluk kelimesinin oul
haliyle tekil olarak kullanlmaktadr. Trkeye aynen bu ekilde
gemitir. Ahlak kelimesi genel olarak Gazzlnin yapt tarifle
nefiste yerlemi yle bir melekedir ki ondan fikri bir zorlamaya
lzum kalmakszn fiiller kolayca ortaya kar eklinde
tanmlanr (Kl, 2007:38) Dolaysyla ahlk insann karakterine

2514

yerlemi huylar olarak anlalr. slam dncesinde ahlk


ameli/pratik ve nazari teorik olarak ikiye ayrlr. Teorik ksm
bugn ahlk felsefesi olarak anlan ksma ait olup, ilkeler,
sebepler, kanunlar, esaslara ait ahlakla ilgili sorunlarla
ilgilenirken pratik ksm daha ok ahlakn uygulayamaya dnk
alanyla ilgilidir ve insann kendisi, ailesi ve yaad siyasal
topluluk iindeki davranlarna ynelik tavsiyeleri ierir. slam
dncesinde ahlk kitaplar pratik ve teorik olarak kaln
izgilerle
ayrlmazlar.
Pratik
tler
belli
teorik
temellendirmelere dayandrlrken dier taraftan teorik
deerlendirmeler baz ahlk pratikleri zerinden aklanr.
Bat dncesinde ahlk kelimesi Yunanca Ethosdan
ethics ve Latince moralis kelimesinden tretilerek moral olarak
gelmitir. Her ikisi de adet, tre, rf, alkanlk ve karakter
anlamlarna gelmektedir. Gnlk dilde e anlaml kabul
edilmelerine ramen ounlukla etik ahlk felsefesi yani teorik,
moral ise gnlk davranlarla, olgusal boyutuyla yani pratik
alanlarla ilgili olarak kullanlmaktadr. Ksaca bir davrann
olgusal olarak deerlendirilmesi moral/ahlk, onun felsefi olarak
soruturulmas etik olarak tanmlanr.
Ahlk kavramlar ierdii anlamlar gerei rf, adet ve
geleneklerle yakndan ilgilidirler. rf ve adet kelimesi daha ok
gelenek tarafndan tanan ve grup iinde yerlemi bulunan
davran rnekleri iin kullanlr Davrann doruluk ya da
yanll hakknda kuvvetli bir duygu artran rf ve adetler
iin en uygun terim tre terimidir. Bir halkn tresi, onun formle
edilmemi faaliyet halinde gzken ahlkdr. (Kl, 2007:38).
Ancak ahlk kurallar ile tre ve adetler arasnda ayrm yapmak
kolay deildir. Aksekili adet ile ahlk arasndaki ayrmn nasl
olabileceini Ahlk btn insanlar kapsar; milliyet, kavmiyet,
mezhep ile deimez, oysa adetler byle deildir. Bunun iindir
ki milletler ve kavimlerin birbirlerine uymayan, bir kavmin iyi
kabul edip de dierine gre kt grlen halleri adetler
kabildendir. Bunun iin ahlk ilmi ile alaka ve mnasebeti
yoktur szleriyle ifade etmektedir (Kl, 2007:39). Dolaysyla
rf ve adetlerin ahlk deerlerin belirlenmesinde ve ahlk
davranlarn ortaya kmasnda ne kadar etkili olduu
soruturulur.
Ahlk teriminin kullanm alan vardr: 1. slam veya
Hristiyan ahlak derken genel bir hayat tarzn, 2. Meslek veya

2515

i ahlak derken bir grup davran kurallarn, 3. Davran


kurallar veya hayat tarzlar zerinde yaplan fikri bir aratrma
sz konusu olduunda ahlk felsefesi/ etik ifade edilmi olur
(Kl, 2007:40). Ahlk hem teorik hem de pratik boyutuyla
hayatn tm ynlerini kuatmaktadr.
2. AHLAK VE AHLAK DNCES
MEYDANA GELEN DEKLKLER

ALANINDA

Sokrates etik yani ahlak felsefesinin kurucusu olarak


kabul edilse de ahlak felsefesinden nce de ahlak vard ve
insanlar bir takm yapp etmelerine deer biiyorlar ve bu
davranlarn iyi-kt, gzel-irkin, doru-yanl olarak
deerlendiriyorlard. Sokrates ile beraber ahlak zerine
dnlmeye, iyi ve erdem kavramlarnn nelii soruturulmaya
baland. Sokrates bir anlamda bir ahlak kahramandr. O kendi
dnemindeki kt ahlaklarla mcadele etmi, iyi doru, erdem
gibi kavramlar ne olduunu sorgulam, bu balamda insann
mutluluu zerinde durmutur. Aristoteles insann mutluluunu
en byk hedef koyarak ahlak felsefesine ama belirlemitir.
Yine o varlk, bilgi ve deer alanlarn bir arada tutun ve bireyi
kendisinden yola karak, ailesi ve siyasi hayatn btn iinde
ele alan bir ahlak anlay gelitirme yoluna gitmitir. Bylelikle
ahlak ile politika arasnda iliki kuran bir yol izlemitir. Ayrca
erdemlere vurgu yapan ahlak anlay, erdem ve reziletler dengesi
kuran, adalet ve orta yolda olma dnceleriyle daha sonra ki
dnemlerde hem Mslman hem de Hristiyan filozof ve
ilahiyatlarn ahlak dncelerini belirlemede etkili olmutur.
Ortaa felsefesi hem Mslman hem de Hristiyan dnyada akl
ile vahyin dengede tutulmaya alld dnemdir. Hristiyanlk
ve slam gibi byk din mensuplar ahlaki deerlerin de iinde
olduu btn deerlerin Tanr tarafndan belirlendii ve
konulduu konusunda baz farkllklara ramen hem fikir
gibilerdir. Dolaysyla bu dnemde hem slam dnyasnda hem
de Hristiyan dnyada ahlaki deerlerin kayna vahiy olarak
kabul edilmitir. Akla den rol bu deerlerin ilevini ortaya
koymak rasyonel gerekelerini ve temellendirmesini yapmaktan
ibaret gibidir. Bu dnemin rasyonalitesini belirleyen Platoncu
grlerle beraber daha ok Aristocu felsefedir. Dolaysyla
erdem, adalet, ahlak ilminin dier ilimler arasndaki yeri gibi
konularda byk lde ahlak felsefesinde Aristocu bir izgi

2516

takip edilmitir. nsann en byk amacnn mutluluk olduu,


buna erdemli bir hayat ile ulalabilecei, erdemlerin arlk ve
azlk arasnda orta bir noktada olduu ve adaletin sadece siyaset
deil ayn zamanda ahlak iin bir erdem sayld bir anlay bu
dnemin hkim grdr.
Bat dncesinde Ortaan bitmesi ve Rnesans
hareketleri ile beraber yeni bir anlay domu, XVII. Yy. Da
Aydnlanmac dncenin etkisiyle ahlak alannda da yeni
grler ortaya kmaya balamtr. Bu dnemde hkim olan
anlay aklclktr. Bu dnemde mutluluk teki dnyaya
braklmaz. Yeni ahlak dnrler mutluluu imdiki
zamanda, iinde yaanlan dnyada aramaya balarlar. (Russ,
2014:191). Dolaysyla bu dnemde akla dayanan ve halk mutlu
edecek doal hukuk gibi doal ahlaka dayal yeni toplumsal
deer araylar balamtr. zellikle XVIII. Yyda gelien
hmanizm akmnn etkisiyle bilgi ve erdemlerin kaynan,
temellerini insanda insan aklnda arama eilimi ortaya kmtr
(Russ, 2014:220). Dine ve Hristiyan Tanr, vahiy ve mucize
anlayna getirilen eletiriler akla dayanarak Tanrnn bilgisine
ulaan doal din bu da deizm anlayn gelitirmitir. Deizm
inancnda Tanr ve insanlara kaderlerini belirleme olana veren
yeni bir ahlak anlaynn dayanaklar doada kefedilir. (Russ,
2014:225) Bu dnemde daha nce belirttiimiz gibi ahlakn
amac olarak gsterilen mutluluk anlaynda byk bir dnm
yaanr ve Cennete ertelenen mutluluk yeryzne iner. Ayrca bir
dev olarak alglanan mutluluk bireysel bir hak olarak grlr.
Dolaysyla ahlak mutlu olma hakk zerinden tanmlanr.
(RUSS, 2014:249) bu dnemde ahlak bulmak iin kutsal
aramaya, Tanry deerlerin kayna olarak danmaya
gereksinim yoktur. Mutluluk, doa ve akl XVIII. Yzyln bu
temel dnceleri ahlak tanmlamak iin yeterlidir. nsann ve
yaamn gerekleme biimi, yeni ahlak anlaylarnn dayana
olan akl ve doa zerine kuruludur. Doann yapt eyleri
izleyeli, doann iyi olduunu anlayalm; o zaman mutluluu
yakalarz; mutluluk doal bir olgu olan ve bizleri yaatan
tutkulardan ayrlamaz. Yeniden zevk duygusuna ulamalyz ve
bedensel yaammz ahlaki gerekliliklere gre gereklemeli,
iyinin ve ktnn lt olmaldr. (Russ, 2014:250) Bu
durumda Aydnlanma yzylnda iyi ve kty belirleyen lt
Tanr ve vahiy olmaktan kp insan akl, doas dolaysyla
tutkular, zevkleri olmaktadr. Aydnlanma dnemi ahlaknda

2517

dikkati eken bir dier konu byklk ve kahramanlk gibi


erdemlere dayal eski aristokrat ahlaknn ortadan kalkp yerine
iyi olma, kendine bakma ve bakalarnn mutluluuna katkda
bulunma dncesinin hakim olduu hogr, iyi yreklilik ve
insanlk gibi yeni erdemlerin yn verdii yeni ahlak dncesinin
gelimesidir. Bir takm kutsallara bal bir zafer uruna kendini
feda etmek yerine, insana ikin olan yasaya gre kendini
gerekletirmek gerekir. (Russ, 2014:250)
Aydnlanma dneminin sonlarna doru akla verilen bu
olaanst ayrcalk Kant tarafndan eletirilir ve bilgi alan
deneyle snrlandrlr. Aydnlanma mirasn devralan Kant
aydnlanmann da tesine geerek modern ve ada dncenin
ufkunu belirlemitir. Onun pratik akln ncelii dncesi btn
ada ahlak dncesini ekillendirmitir. Gnmzde pek ok
ahlak ak bir biimde Kanta bavurur ve teorilerini Kantn
eserlerinden karr. (bkz. Rawls). Bu da Kantn dnce
alannda gerekletirdii dnm gsterir. (Russ, 2014:268)
Kantn Aydnlanma dncesine kar getirdii bir baka
anlayta insann kendisini Tanrnn ikizi gibi grme hakk
yoktur. nsan kendinde eyle hibir ey yaratmaz, ona hibir ey
katmaz; ontolojik anlamda, insan hibir yaratclk sfatna sahip
deildir. (Russ, 2014:269) dncesidir. Bu anlamda hibir ey
yaratamadna gre ahlak yasasna gre aklyla ahlaki deerler
koyan insan bunu kendinde var olan eyle, apriori olarak
kendisinde var olan gle mi gerekletirmektedir.
XIX. yzyl Hegelin (1770-1807) tarih, Kierkegaardn
(1813-1855) din adna adeta ahlaka kar bir savan olduu ve
giderek dar bir kapsama indirildii veya karanlkta brakld
yzyldr. Ahlak deerlerden sz etmekte ve yapmalsn diye
buyurmaktadr ancak Hegelci felsefeye gre bu temelsiz ve
dayanaksz bir unsurdur ve evrensel olarak sylendiinde bile
tekil bak asnn dna kamaz Dier yandan ahlak bu
dnemde zellikle Nietzschenin Ahlakn Soykt adl
eseriyle sorgulanmaya alr (Russ, 2014:306-307). Nietzsche bu
eserinde ahlk ideallerin, akn bir yinin yansmalarndan
tamamen farkl bir ey olduunu dile getirir. (Russ, 2014:330).
yi kt deerler zayf ve gszlerin efendilerine duyduklar
nefretle oluturduklar eylerdir. Dolaysyla zgr benlik iyinin
ve ktnn tesindedir. XIX. Yzyl Hegel, Nietzsche ve

2518

Marxn (1818-1883) da bu konudaki yaklamlaryla ahlk tesi


bir dnemi ifade eder (Russ, 2014:330).
XX. yzyln ilk yarsnda ahlk konusunda farkl
grler ortaya kmtr. Freudun (1856-1939) ahlk
konusundaki phelerine ve ahlk bilin isel bir alg olarak
tanmlamasna ramen ahlk kiil kavramna Max Scheler
(1874-1928), Martin Buber ve Emmanuel Mounier (1905-1956)
gibi dnrler tarafndan temel ve nem kazandrlr.
Bu dnemde Sartre (1905-1980) nemli almlar ortaya
karacak olan balanma ahlk dncesi gelitirir. (Russ,
2014:365-366)
XX yzyl bir nceki trajik dnemden dersler karan
Ricoeurun pratik bilgelik anlay, Habermasn kendi ahlk
temelini iletiim sahasnda bulduu iletiim ahlk ve Jonasn
sorumluluk ahlk yeni ahlk anlaylar olarak ortaya kar.
(Russ, 2014:386).
XX. Yy.da yeni pozitivist dnrler tarafndan
ekillendirilen ve Viyana evresi olarak bilinen grup akl ok
snrl ve indirgemeci bir tarzda yaklar. Bunlara gre deneysel
dorulama dnda kalan her trl ampirik nerme anlamszlk
alannda kalr. (RUSS, 2014:: 330). Bu yaklam tarzyla ister
istemez A. J. Ayerin Dil, Doruluk ve Mantk kitabnda dile
getirdii ekilde btn metafizik, ahlk ve estetik nermelerin
deney ve mantksal zmlemeyle dorulanamamas sonucunda
anlamsz olduu sonucuna varlr. (Ayer, 1984: 96-117) Bu
yaklam tarz ahlkn ve ahlk felsefesinin bilim ve felsefe
dna itilmesi anlamna gelmektedir. Bunun sonucunda ahlk din
gibi bilimsel bilginin dnda kabul edilerek grmezden gelinen
bir alan olarak uzun sre kalr.
3. YEN AHLK ARAYILARI
XX. yzylda aklclk ve bilimsel yaklam ister
istemez bilimin ilevini de sorgulamay getirmitir. Yaplan
bilimsel gelimeler ile bu bilimsel gelimelerden doan
teknolojinin kullanlmasndan kaynaklanan ahlk sorunlarla
insanolu zellikle XX. kinci yarsndan sonra yzlemek
zorunda kalmaktadr. Bu da ister istemez ahlk alannda ahlk
konusunda yeni bak alar ve dnmleri gerektirmektedir.

2519

Ahlakla ilgili yarglarn anlamsz kabul edilmesi insann ahlk


eylemlerden uzak durmas veya ahlk davranlarn iyi kt vb.
yarglarda bulunmamas anlamna gelmemekte, insanlar gnlk
hayatlarndaki yapp etmelerine iyi kt olarak yarglarda
bulunarak anlamlandrmak istemektedirler. Aydnlanma ile
balayan srete ahlkn dini temellendirmeyi kaybetmesi ve
Kant sonrasnda aklc temellendirmeye gelen eletiriler onu
evrensel tabanndan kopartm bunun sonucunda ortaya kan
nihilist ve greci ahlk anlaylar bireyci, faydac ahlk
anlaylarn, bunlar da baka ahlk sorunlara ve bunlar amak
iin Rawsn adalet teorisi gibi baka ahlk teorilerine
gereksinimi beraberinde getirmitir. Ayrca bilim ve teknolojinin
kullanm ile insanlar arasndaki ilikinin kresel boyuta
tanmas yerel dzeyde kalan sorunlar kresel dzeye
tamaktadr. Ancak evrensel deerler tabanndan yoksun kalan
ve deer retemeyen ahlk kendisine dikte edilen yeni kresel
deerlerle yzlemek zorunda kalmaktadr. nsanolu bir ehir,
site, din ve imparatorluk medeniyetinden ve deerlerinden deil
kresel medeniyetlerden ve deerlerden sz etmekte bunun iin
yeni ahlk ve yeni normlara ihtiya duymaktadr. zellikle
meslek etiklerine olan ihtiyala ortaya kan srete o meslei
icra ederken hangi deerlere dayanaca, hangi normlarn
kullanlaca bir takm szlemeler, etik kodlarla ve szlemeler
hatta mahkeme kararlaryla belirlenmektedir. Bu da ister istemez
bu normlar belirleyecek temellerin neler olaca, olmas
gerektii ile ilgili tartmalar yani ahlk deerlerin
temellendirilmesi problemini tekrar gndeme tamtr. Viyana
evresinin etkisiyle Mantk pozitivistlerin ahlk deerlerin
bilimsel olmad dncesi ve bilimin deer d olmas istei
beklenilenden ok farkl sonulara gtrmtr. Bilimin deer
d olmasndan amalanan bilimsel almalarn din ve kltrel
deer ve normlarla engellenmemesi dncesidir. Ancak bu
ama bilimsel aratrmalar ve bunlarn sonularnn kullanm
srasnda deer yarglarnn gz ard edilmesine ve bilim
adamlar tarafndan bilimsel ilerleme iin her eyin
yaplabilecei, her eye izin olduu grnn benimsenmesine
sebep olmutur. Bu da tp, fizik, kimya, biyoloji vb alanlarda
bilimin snrszca kullanmn, deer d gelimelerin
yaanmasn getirmitir. Buna kiisel ve siyasi karlar da
eklenince gnmzdeki kresel sorunlarla yzlemek kanlmaz
hale gelmitir. (Kuuradi, 2009:32-33)

2520

XX. yzyln en nemli ahlk gelimeleri phesiz


meslek etiklerine olan ihtiyacn ortaya kmas ve buna bal
olarak yaanan yeni bilimsel gelimeler ve kresel sorunlara
deer araylardr. Her meslekte o meslek icra ederken
uygulanabilecek norm/mesleki kod aray ve buna bal
genel/evrensel normlar yani deerler ve bunlarn dayanaca
temeller sorgulamaktadr. Bu da evrensel deer araylarn
beraberinde getirmektedir.
4. EVRENSELLK KRESELLK TARTIMALARI
Kreselleme olarak Trkede kullanlan globalization
kelimesi 1980lerden sonra mehur olmu bir kavramdr. Genel
bir tarifi yaplamamakla beraber kavramn ierii ve siyasi,
ekonomik, hukuki, kltrel vb boyutlaryla eitli biimlerde
tartlmaya devam etmektedir. Benzer ekilde kresellemenin
din, kltr ve evrensel deerlerle ilikileri de sorgulanmaktadr.
Kresellemenin kendisinin bir olgu, deer veya ideoloji olup
olmad hala tartlmaktadr. Kresellemenin ne zaman
balad veya arkasndaki fikri ve felsefi alt yap ile ilgili
tartmalar (Erkzan, 2001: 66-79; Aslan, 2002: 163-201;
Kutluer, 2006: 15-48) bu bildirinin kapsam dndadr. Ancak
kreselleme ile modernlik ve evrensellik arasnda bir iliki
vardr. nk Modern kltrn merkezinde kreselleme,
kresellemenin merkezinde de kltrel pratikler yatar.
(Tomlinson, 2004:11) Kltr ve kltrel deerler ise yle
tanmlanmaktadr: Bir toplumun, toplumsal evrenin ortaya
koyduu, meydana getirdii btn maddi ile manevi rnlere
kltr deerleri diyoruz. Bu topluma mahsus bir retimdir.
Toplumlar kltrleri meydana getirirler. (Dural, 2002:95)
Dolaysyla kresellemenin altnda yerel kltrler yer alr. Yerel
kltrler veya medeniyetler din, dil, mimari, estetik, felsefe gibi
ortak deerlerle meydana gelen ve etkinlii dini bir corafya ile
snrl medeniyetlerdir. Yerel kltrlerin en nemli zellii dine
dayanmasdr. slam, Hristiyanlk, Slav kltr ve medeniyetleri
bu ekilde ortaya kmlardr. Kresel medeniyetler ise bir yerel
kltrn, medeniyetin kendi etkisini dnyaya hissettirmesidir.
Amerikan veya Avrupa medeniyeti gibi btn dnyaya
hkmetmesine ramen bir medeniyet belli kltrlerin etkisinde
kalmaya, o kltrlerin zelliklerini tamaya devam ettii srece
bu medeniyet henz tam olarak evrensellemedii iin kresel

2521

medeniyet kabul edilir. Buna gre kresel medeniyet yerel


kltrlerle evrensel medeniyetler arasnda bir kpr
konumundadr. Hala belli kltrlerin etkisi varln srdrd
iin kltrel eleri bir st boyuta tayarak evrensel medeniyet
seviyesine ulaamamtr. Evrensel medeniyet kresel medeniyet
zerinde kurulur ancak burada kresel deerler bir kltr ve
toplumun olmaktan karak tm insanlar kucaklayan ortak
deerleri haline gelir. nsanlk bu evrensel deerler zerinde
ilerler. Yerel ve kresel deerler belli bir zaman ve yreye,
kltre ait deerler olmaktan kurtulup tm insanla ait ortak
deerler haline dnler. Evrensel deerler zaman ve mekan
boyutu olmayan tm zamanlarda geerli olan deerlerdir. (aha,
2002: 81-82) Dolaysyla asl hedef evrensel deerleri
oluturmak olmaldr.
Yerel medeniyetler hikmet ve kuvvet yoluyla evrensel
medeniyet haline gelirler. (AHA, 2002:82). Bugn dnya
zellikle modern veya bat toplumlar birisi Yahudi ve
Hristiyanlktan kaynaklanan dini kkenli deerler ile rnesansta
balayp Aydnlanma anda hz kazanan aklc ve hmanist
deerler olmak zere iki farkl deer dolaysyla ahlk anlay
ile kar karyadrlar. Hmanist deerlere bal olanlar dini
deerlere gvenmemekte, dinin ahlk ilkelerini gz ard
etmektedirler. Bu iki deer anlay taban tabana birbirine zttr.
rnein hamile bir kadnn cenini krtajla aldrma hakkyla ilgili
olarak kendilerini kadnn seim hakk ya da ceninin yaam
yanls olarak tantan gruplar bu iki zt deer anlayn temsil
ederler. (Lipson, 2000:295-297) Ancak aklc ve hmanist
deerlerin glenmesi dini deerleri tamamen yok edememitir
(Lipson, 2000: 295-297). Eylemlerinde hmanist dnceyi ve
deerleri n plana karan insanlar sylevlerinde dini deerlere
ve ahlk ilkelere bal olduklarn sylemektedirler. Aslnda
batl insanlar eylemlerinde Yunan ve Roma deerlerine gre
davranrlarken szlerinde ve yaklamlarnda riyakarca dini
deerlere bal grnmektedirler. Yaptklaryla syledikleri
arasnda uyum yoktur (Lipson, 2000: 304). Bu ikilem
ierisindeki bat dnyas bulunduu amazdan kurtulmak ve
global sorunlara global zmler aramak iin almaktadr. Baz
dnrler tekrar hmanist deerlere balanp o ynde ahlk
ilkeler gelitirmenin doru olacan dnrken (Lipson, 2000:
305-306) dier bazlar kaynan dinlerin ortak ahlk
ilkelerinden alan baka almalara ynelmilerdir.

2522

Dnyevi deerlerden yana olanlar tarafndan Modern


dnyada deer problemi, deerlerin normatif yn grmezlikten
gelinerek bir deer bime ya da deer atfetme etkinlii eklinde
anlald iin, hereyden nce bir epistemolojik sorun diye
alglanmakta ve bunun sonucu olarak da deerlerin rlatiflii
savunulmaktadrlar. Esasnda deer bime ya da deer atfetme
sbjektif bir tavr, sbjektif bir yarglama etkinlii olduundan
ve sujenin kendi nedenlerine gre yapldndan bu durum
kanlmazdr. (Toku, 2002:107) Deerlere bu yaklam modern
bireyin kendi menfaatini n plana karan faydac anlay
gndeme getirir. Faydac anlayn sonucu olarak modern
dnyada bireyin kendi faydas, iinde yaad toplumun
menfaatlerinin nne gemitir. Modern birey kendi faydas iin
gayret ederken topluma fayda salayabilir ama bu dolayl yoldan
gerekleir, toplumsal fayda modern bireyin mutluluuna katk
salamaz. (Poole, 1993:85-86) Bu yaklam tarz insanlar baka
ahlk ve deer araylarna yneltmitir.
5. KRESEL PROBLEMLERE
OLARAK KRESEL AHLK

ZM

ARAYII

nsanlar bugn gndelik ve geleneksel sorunlarnn


yannda belki de daha baskn bir ekilde kresel sorunlarla
babaadrlar. Bunlarn zmlerinin de kresel olmas
gerekmektedir. Bunlara geleneksel yaklamlarla zm
retemeyiz. Bir blgede iddetin artmas globallemeden dolay
dier blgelere sramakta, iddet domino talar gibi iddeti
dourmakta, terrizm terrle ilgisi olmayan lkeleri de
vurmakta, bir lkedeki nkleer patlamadan nkleer enerji
kullanmayan lkeler de etkilenmektedir. AIDS gibi hastalklar
bir sre sonra tm dnyaya yaylmakta, herkesi tehdit etmektedir.
Ayrca eskiden ok dk beklentilerle hayatn devam ettiren
insanlar medya yoluyla baka lkelerdeki refah seviyesini grp
benzerine kavumay arzu etmektedirler. Bu da dnya
kaynaklarn haka blm istediini krklemektedir. Sonuta
toplumsal gven ve refah her geen gn zayflamaktadr.
Globalleme ile para, g, n gibi deerler n plana
kmtr. nsann salna, gzelliine maddi yapsna yatrm
yaplrken manevi cephesi ihmal edilmitir. nsan bilim ve
teknolojik gelimelerle doaya egemen olmak isterken doay ve

2523

kendini tketmeye balamtr. nsanlk ve ahlk deerleri


teknoloji kadar hzla geliememitir. Oysa bilim ve teknolojiyi
kullanan ve ona yn veren insan ve deerleridir. Bu sebeple
insann ahlk geliimi son derece nemlidir. Global dzen
uyuturucu, evre kirlilii, nkleer felaketler, savalar gibi pek
ok sorunu beraberinde getirmektedir. Bireyler veya toplumlar
bu sorunlara tek bana zm retebilecei durumda deildir.
Bu sebeple ortak zmlere ihtiya vardr. Btn bunlar
geleneksel ahlk anlaylarndan ve deerlerinden farkl
dnyadaki btn insanlara hitap edebilecek global ahlk
anlayn ve global deerleri gndeme getirmektedir. nk
dnyamzn her zamankinden daha fazla gven, huzur ve refaha
ihtiyac vardr.
Kresellemenin artmasyla kresel dzeyde mcadele
etmekte kalnan sorunlar kresel zm nerilerini de
beraberinde getirmektedir. Modernizm ve post modernizmin
ahlaka baknda karlalan sorunlar ve greceli, faydac ahlk
anlaylar insanlar yeni zmlere itmitir. Bunlardan bir tanesi
Hans Kng tarafndan gndeme getirilen kresel ahlakla ilgili
nerileridir. te yeni bir dnya ahlk olmadan yeni bir dnya
dzeni olamayacandan hareketle global ahlk halihazrdaki
balayc deerler, deitirilemez ltler ve ahsi tutumlar
alannda temel bir uzlamadr. (Kng, Kuschel, 1995:16)
eklinde tarif edilir. Tanm biraz daha aarsak global etik
bireysel ve ulusal etik bilincini aan, dnyadaki tm insanlar
kapsayan etik bir duyarll ve sorumluluu ifade eder. Yani,
bireyin eylemlerinde kendisini tm insanla kar grevli ve
sorumlu bilmesi, aile, kavim ve ulus snrlarn amasdr.
(Ceylan, 2004: 128) Bu ahlk anlay da ilk bata topik
grlebilir ancak ileride iaret edeceimiz gibi gereklemesi
imkansz deildir.
Global etik veya kresel ahlk deyimi kresel dnyaya
hitap eden ahlk anlaylar iin genel bir ad olarak
kullanlabilirse de zel olarak Alman teolog Hans Kngn
yaklak yirmi yldr zerinde gelitirmeye alt bir projenin
ad olarak anlmaktadr. Hans Kng liderliinde bir grup din
adam 28 Austos-4 Eyll 1993 tarihleri arasnda ikagoda
yaplan Dnya Dinler Parlamentosunda lk defa Global Ahlak
adyla bir beyanname hazrlayp sunmulard. Bu dnya ahlak
projesiyle, dinlerdeki ahlk, asgari mtereklerine indirmek

2524

deil, dinlerde ahlk adan ortak olan ilkeleri belirlemek


amalanmt. Bu ahlk kimseyi karsna almamal, fakat
inanl inansz herkesi, bu ahlak benimsemeye, bu ahlaka gre
davranmaya davet etmeliydi. (Kng-Kuschel , 1995:3)
ifadelerinden anlald gibi global ahlak olmadan yeni bir
dnya dzeni olamayacandan yola kan bu beyanname kresel
ahlakla dogmatik farkllklarna ramen tm dinler ve hatta dine
inanmayanlar tarafndan da kabul edilebilecek balayc
deerler, deitirilemez ltler ve ahsi tutumlar alannda temel
bir uzlamay hedefler. (Kng-Kuschel , 1995:16; Falk,
2004:160)
Kngn bu projesi kaynan dinlerin ortak ahlk
ilkelerinde bulur. Dolaysyla ilahi kaynakldr ve her ne kadar
dine inanmayanlarnda uzlaabilecei ilkeleri barndrmay
amalasa da inanmayanlara veya dine inand halde dinin
deerlerine balanmak ve gereklerini yapma konusunda
ihmalkar davrananlara hitap etmekten uzaktr. Bu da Kngn
global ethik projesinin eksik tarafn meydana getirmektedir.
Acaba inanan inanmayan btn insanla hitap edecek, herkesi
ortak deerlerde, ilkelerde buluturacak ve insann dtan gelen
bir zorlamayla deil de, iten gelen bir arzuyla uymay
isteyebilecei bir ortak ahlktan sz edebilir miyiz? Kantn
rasyonalite ile ahlk yasalarnda bulduuna benzer ortak ilkelere
ve deerlere ulaabilir miyiz? Sorusu hala gndemdeki yerini
korumaktadr.
Kreselleme ile birlikte anlan kavramlardan birisi
dindir. (Kl, 2003: 11) Dinlerin evrensel deerlere imdiye
kadar katk sunduklar bir gerektir. Ancak modernizm ve post
modernizim seklerlemeyi getirmekte bu da dinden uzak yeni
deer araylarna yol amaktadr. Bu bakmdan sekler dnyada
dinlerin evrensel deerlere en azndan kresel sorunlarn
zmne ne tr bir katk sunaca nemli bir sorun olarak
durmaktadr. Bu gn insanlar tp etii, biyoetik alanlarnda kan
baz sorunlarn zmnde dine, dinin deerlerine bavurma
ihtiyac duymaktadrlar. Ayrca bu konuda oluturulan etik
kurullarda din adamlarnn da yer almas ve oluacak
problemlerin zmne ynelik kararlarn alnmasnda onlarn
grlerinin de alnmas prensip olarak ou lkede kabul
edilmi grnmektedir. Dolaysyla dini deerlere ihtiya

2525

gnmz toplumlarnda her zamankinden daha fazla ortaya


kmaktadr.
6. SLAMIN KRESEL AHLKA KATKISI
Global ahlk anlay zerinde alan dnrler
genellikle global ahlk iin alt yapy oluturacak temel
deerlerin dinlerin retilerinde mevcut olduu grndedirler.
(Kng, Kuschel, 1995:16) phesiz bu temel deerler insan
aklna da uygundur. Biz Mslmanlar tm ilahi dinlerin
kaynann Allah olduuna ve btn ilahi mesajlarn ortak
ilkeleri barndrdna inandmza gre en azndan ilahi
dinlerde ortak ahlk ilkeleri aramak zor olmayacaktr. Ayrca
insanln ortak akl da bu deerleri kavrayp, kefedebilir.
(Mutezili kelamclar ve Maturidi bunu kabul eder.) Nitekim
insana zarar vermemek, sevgi, sayg, doruluk, yardmlama gibi
pek ok ahlk ilkenin deiik dinlerde ve kltrlerde ortak
olarak var olduu grlr. Dolaysyla global etiin yeni
deerler kefetmek gibi bir iddias yoktur. Global etiin asl
ilevi her trl dnya dzeninde zaten mevcut olan bu ilkelerin
nndeki engelleri kaldrp onlara global dzeyde ilevlik
kazandrmaktr. (Ceylan, 2004:131) Burada asl sorun siyasi ve
askeri bakmdan gl lkelerin evrensel nitelikte olmayan kendi
kltrel ve ahlk deerlerini karlar uruna global deerler
olarak takdim etmesi ve medya vs aralarla insanlar bu deerlere
ynlendirmesidir. nsanlar yeni ortaya kan global olgular
deerlendirmeye tabii tutarlar. Bylelikle global deerler
olumaya balar. Fakat deerlendirmeler sonucu ortaya kan bu
yeni deerler mevcut evrensel ilkelere uygun olmaldr ki
hedeflenen gerek global ahlk gerekleebilsin.
slam adalet, insan sayg, sevgi, efkat, merhamet,
hogr, sabr gibi pek ok din ve kltr tarafndan evrensel
kabul edilen deerlere sahiptir. Mslmanlar Allahn
kendilerine bildirdii bu deerleri geirdii uzun tarihi ve
kltrel sre iinde iselletirmilerdir. Deerler birden ortaya
kmazlar. Onlarn tarihsel ve kltrel bir arka plan olmaldr.
Ancak zaman zaman baskn global deerler insanlarn deer
nceliklerini deitirmekte ve bu olumlu evrensel deerler
globallemeyle gelen olumsuz deerlerin arkasnda kalmakta,
insanlar gncel global deerleri tercih edebilmektedirler. Oysa

2526

slamn ahlk deerleri insan aklyla elimeyen ve insan zihni


tarafndan da evrensel kabul edilen deerlerdir. Ayrca bu
deerler insann yapsna, dnyadaki konumuna ve ilevine yani
doal dzene uygundur. nsan doal dzene ve dnyadaki
ilevine aykr davranmaya zorlamaz, aksine bunu destekler ve
yol gsterir.
Gnmzde slam dnyas acilen kendi deerler
sistemini gzden geirmeli, bir yandan evrensel deerlerini
korurken dier taraftan kendi evrensel ilkelerine uygun, global
dnyada ihtiya duyulan deerleri oluturmak ve gndeme
getirmek iin aba sarf etmelidir. Kendi deerler sistemine sahip
kmak adna slamn evrensel deerleriyle ilgisi olmayan,
gelenekten gelen ve bugn ilevi kalmam, nceliini kaybetmi
deerleri korumaya almamaldr. Gnmzde deerleri
korumak adna yaplan maalesef budur. Elbette baz deerlerin
yeni deerlerle deimesi kanlmazdr. Ancak temel deer
olarak kabul edilen baz deerler vardr ki bunlar o toplumu
toplum yapan ona kimlik ve kiilik veren deerlerdir ve bu
deerler korunduu srece o toplum varln ve kimliini devam
ettirir.
slam dnyas bugn bilim, ve teknolojide geri kald
gibi kltrel etkinliklerde de geri kalmakta, kendini yenileyecek
i dinamiklerini harekete geirememektedir. Bunun sonucu
deer retememektedir. nk her yeni bilgi o bilginin kullanm
ile ilgili deerleri de peinden getirmektedir. Daha dorusu
bilgiyi oluturanlar o bilginin kullanmyla ilgili yeni deer
yarglarn da beraberinde insanlara sunmaktadrlar. Bilgi
paylaldka o bilgi ile ilgili deerler de globallemektedir.
Bilginin getirdii g, akabinde o bilgiyle ilgili kltr ve deer
yarglarn daha gl ve baskn hale getirmekte, insanlar o
bilgiyi kullandklar srece onunla gelen deer yarglarn tercih
etmektedirler. Dolaysyla deerlerin ortaya kmasnda bilgiyi
kullananlardan ziyade oluturanlarn deerleri n plandadr.
slam dnyas bilgi retmedii srece bilgiyi ilgilendiren
deerleri de retemeyecek, kendisine sunulan deerlerle
yetinmek zorunda kalacaktr. Bilim ve teknolojiye katk
salamadan onun getirdii deerlere katk salayamayz.
Kltrel birikimimiz olmadan deer retemeyiz. Kanaatimizce
slam dnyas global deerlere ancak global bilgiyi oluturan
unsurlara etkin bir ekilde katlarak katkda bulunabilir. Aksi

2527

takdirde srekli kendi deerleriyle global olarak sunulan deerler


arasnda skp kalacaktr.
Deerler ihtiyalarla ortaya karlar. (lken, 2001:201)
Bat dnyas bugn i ahlak, tp ahlak, medya ahlak gibi pek
ok konuda yeni ahlk deerlerini aramakta, yeni ilkeler ortaya
koymaya almaktadr. nk bu alanlarda etkin bir faaliyet sz
konusudur. Dnyann eitli blgelerindeki lkelerle ticaret
yapan byk irketler karlkl menfaatlerini gzeten ortak deer
yarglarna ihtiya duymaktadrlar. Btn dnyaya yayn yapan
medya kurulularnn medyay ktye kullanlmas bunu
engellemeye alan medya etiini gndeme getirmektedir. nsan
kopyalama, gen nakli gibi tp ilmindeki gelimeler tp etigini
gndeme tamaktadr. slam dnyas bu tr global faaliyetlere
etkin bir ekilde katlmad srece kendi evrensel dzeydeki
deerleriyle global deerler retemeyecektir. nk bu tr
olgular mevcut olmad iin bu konularda deerlendirme
yapmayacak dolaysyla bu deerlere ihtiya duymayacak veya
etkin bir rol oynayamad iin kendi evrensel nitelikteki
deerleriyle global deerlere katk salayamayacaktr.
Bu konuda bir dikkati eken noktada i ahlak, tp ahlk
vb. konularda Mslmanlarn yaptklar ie meruiyet
kazandrmak adna fkh ilmine bavurmalar, alo fetva hattn
aramalardr. Ticarette faizle i yapmann haram olup olmamasn
veya beyin lm gerekleen yaknn yaam makinesinden
karlp karlmamas gerektiini fakihe sormakta, vicdanna
danmamaktadr. Halbuki bunlar ncelikle ahlakn konusu
olmaldr. Bir eyin caiz olmas ayn zamanda onun ahlka uygun
olmas anlamna gelmemektedir. Bu sebeple Mslmanlar kendi
ahlk sorumluluklarn mftlere, fakihlere brakmayp kendi
sorumluluklarn stlenmeli ve bu konularda ahlk deerlerini
vurgulamak iin fkh kadar ahlk ilminden de faydalanmaldr.
nk ahlakla hukuk ilminin koyduu normlar farkldr ve
yasalarn meyyideleri her zaman vicdann yerini tutmaz.
Kimliimiz, kiiliimiz ve geleceimiz deer
seimlerimize baldr. zellikle bizi biz yapan deerlerimiz
olmazsa bir sre sonra biz olmayz. Bakalarnn deerini
yaadmz srece bakalar gibi oluruz. Elbette baz deerlerin
yeni deerlerle deimesi kanlmazdr. Ancak temel deer
olarak kabul edilen baz deerler vardr ki bunlar o toplumu
toplum yapan ona kimlik ve kiilik veren deerlerdir ve bu

2528

deerler korunduu srece o toplum varln ve kimliini devam


ettirir. Bizler bize indirilen ilahi mesajn evrensel olduuna ve
bozulmadna yani doru ve evrensel deerleri ierdiine
inanyoruz. Ayrca slam sosyal bir din olduu iin btn hayat
ieren deerlere sahiptir. Bu sebeple slam dnyas acilen kendi
deerleri zerinde dnmeli, ilahi mesajla bildirilen ve aklla
kavranlabilen deerlerini insanln geleceine sunmal,
evrensel
zelliklerini
vurgulamal,
global
dnyann
ynlendirilmi deerlerine evrensel deerlerle karlk
vermelidir. Gittike yozlaan ve yeni deer araylarna giren
dnyaya yzyllardr insanlarn vicdann tatmin eden ve onlar
mutlu eden evrensel deerleriyle katkda bulunmaldr. Bunun
iin slamn evrensel ilkelerini ve deerlerini iselletirerek
kendi
kiiliimizi
ve
kimliimizi
bu
deerlerle
temellendirmeliyiz. Bylece hem evrensel deerleri hem global
deerleri yakalam oluruz. slamn evrensel deerlerini
iselletiren Yunus Emre ve Mevlana gibi Mslman
dnrlerin dnya vatanda-evrensel insan kabul edilmesi bu
grmz dorulamaktadr. yleyse deer bilinci oluturmak
ve bu deerleri iselletirmek iin bireysel ve toplumsal dzeyde
deer eitimine ihtiyacmz vardr. Bunun gerekleebilmesi iin
ahlk felsefecileri ve eitimcilere ciddi sorumluluklar
dmektedir.

2529

KAYNAKA
CEYLAN, Y., (2004), Global Etik, Dou-Bat Kreselleme
Says, (2. Bask) 18, 127-132. Ankara.
DURALI, T., (2002) Mzakere, (yay. Haz. Kurt, ., Tz, A.,)
Kreselleme, slam Dnyas ve Trkiye Tartmal
lmi Toplant, Ensar Neriyat, stanbul.
FALK, Peter, (2004), Kreselleme ve Din, (ev. AKSU, A.),
Kre Yaynlar, stanbul.
KILI, R., (2003), Kresellemenin Deer Boyutu zerine,
Dini Aratrmalar Dergisi, cilt:6, s.17:11-22.
KILI, R., (2007), Ahlk Kavramnn Analizi, slam Ahlak ve
Sevgi Sempozyumu Bildiriler Kitab, Trkiye Diyanet
Vakf Yaynlar, Ankara.
KUURAD, ., (2009)Felsefi Etik ve Meslek Etikleri, (Ed.)
TEPE, H., Etik ve Meslek Etikleri, Trkiye Felsefe
Kurumu, Ankara.
KNG, Hans; KUSCHEL, Karl-Josef, (1995), Evrensel Bir
Ahlaka Doru, (ev., ve katk, AIKOLU, N. Y.,
TOSUN, C., DOAN, R., Gn Yaynclk, Ankara.
LIPSON, L. (2000). Uygarln Ahlk Bunalmlar. (ev. AM
YEILTA, J.) Trkiye Bankas Kltr yaynlar,
stanbul.
POOLE, R. (1993) Ahlk ve Modernlik. (ev. KK, M.)
Ayrnt Yaynlar, stanbul.
RUSS, J. (2012) Avrupa Dncesinin Serveni Antik adan
Gnmze Bat Dncesi, (ev.) DOAN, ., DouBat yaynlar, Ankara.
TOKU, N. (2002) Deerlerin Dilemmas: Subjektiflik ve
Objektiflik, (Ed.)Yaln, ., Bilgi ve Deer
Sempozyum Bildirileri iinde (s.101-113) Ankara: Vadi
Yaynlar.
TOMLNSON, J. (2004), Kreselleme ve Kltr, (ev.) EKER,
A., Ayrnt Yaynevi, stanbul.
LKEN, H. Z. (2001), Bilgi ve Deer, (2. Bask), lken
Yaynlar, stanbul.

2530

OTURUM TEMASI
KRESEL KRZ VE SORUNLARI

I.OTURUM
Oturum Bakan: Prof. Dr. Selim Adem HATIRLI
Politik
ktisat
Balamnda
Kresel
Finansallamasnn Krizi
r. Gr. Dr. Abdilcelil KO

Kapitalizmin

1990 Sonras Krizlerin malat Sanayi D Ticareti zerine Etkisi


Dr. Kbra NDER
Dr. Kbra NDER
Prof. Dr. Selim Adem HATIRLI
Kaakln Turizm Faaliyetlerine Etkisi: Alanya rnei
Ar. Gr. Faruk Kerem ENTRK
Ar. Gr. Caner GL

2531

2532

POLTK KTSAT BALAMINDA KRESEL


KAPTALZMN FNANSALLAMASININ KRZ
r. Gr. Dr.Abdilcelil KO
ZET
1970lerde girdii derin bunalmdan kmak amacyla,
1980lerle birlikte yeni bir srece evrilen kapitalizmin bu
aamas, pek ok heterodoks sosyal bilimci tarafndan
Finansallama olarak tanmlanmaktadr. 2007de balayp alt
yl gemi olmasna ramen hl olumsuz etkisi devam etmekte
olan kriz bu almada; Kresel kapitalizmin finansallamasnn
krizi olarak adlandrlmaktadr. Krizin sonular ise, sermaye
birikiminin asl kaynann izini sren politik iktisadn eletirel
gelenei esas alnarak; ortalama byme hzndaki, snfsal
eitsizliklerdeki, gelir dalmndaki, isizlik oranlarndaki,
kamunun, finansal olmayan firmalarn ve emeki halkn(hane
halknn) borlarndakideiimler balamnda incelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Politik ktisat, Kresel
Kapitalizm, Finansallama ve Finansallamann Sonular,
Kresel Kriz, Snfsal Eitsizlikler.
THE CRISIS OF THE FINANCIALIZATION OF
GLOBAL CAPITALISM IN THE CONTEXT OF
POLITICAL ECONOMY
ABSTRACT
The stage of capitalism which began in 1980s in order
to get out of the deep crisis of the 1970s with a new process of
evolution is defined as financialization" by many heterodox
social scientists. The crisis starting in 2008 with an ongoing
negative impact for the past six years is called "Financialization
the crisis of global capitalism" in this study. Taking the critical
tradition of political economy which investigates the real source

Bu alma yazarn, ukurova niversitesi Sosyal Bilimler Enstits ktisat


Blmnde 04.06.2013 tarihinde kabul edilen Dnyada Finansallama Sreci ve
Trkiye Deneyimi adl doktora tezine dayanmaktadr (Ko, 2013a)

Sleyman Demirel niversitesi Isparta MYO, acelilkoc@gmail.com

2533

of capital accumulation as the foundation, the results of the crisis


are evaluated in the terms of changes in average growth rate,
classin equalities, income distribution, unemployment rate,
public sector debt, and changes in terms of debts of non-financial
firms and that of theworking class people (householddebts).
Key Words: Political Economy, Global Capitalism,
Financialization And The Results Of Financialization, Global
Crisis, Classin Equalities.
GR
Bu almada; pek ok heterodoks sosyal bilimciye
atfen, kinci Dnya Savandan sonra, aa yukar yirmi be yl
boyunca altn an yaadktan sonra, 1970lerde girdii derin
bunalmdan kmak amacyla, 1980lerle birlikte yeni bir srece
evrilen kapitalizmin bu aamas, Finansallama olarak
deerlendirilmektedir. 2007de balayp alt yl gemi olmasna
ramen hl etkisi devam eden kriz ise, Kresel kapitalizmin
finansallamasnn
krizi
olarak
adlandrlmaktadr.
Finansallama terim olarak henz zerinde oydamaya
varlabilmi bir kavram olmadndan farkl tanmlar
yaplmaktadr. Epstein, farkl yazarlarn finansallamann belli
bir boyutuna vurgu yaptklarn belirterek, kendisi
finansallamay
geni
anlamda
yle
tanmlamtr:
Finansallama; yerel ve uluslararas ekonominin ileyiinde,
finansal gdlerin, finansal piyasalarn, finansal aktrler ve
finansal kurumlarn rolnn artmasdr(Epstein, 2005:3).Bu
almada ise; sermaye birikiminin asli kaynann izini sren
politik iktisat geleneine bal kalnarak; Finansallama,
kapitalizmin sermaye birikim kaynann giderek sanayiden
finansa kaymasdr (Ko,2013a:137) eklindeki tanm esas
alnmtr.
Dolaysyla bu almada, Yeni-Liberal retinin
rehberliinde kreselleerek dominant bir sistem haline gelen
kapitalizmin son 30-40 ylna damgasn vuran karakteristik
zellikler byte altna alnmakta, yaadmz kresel krizin

Finansallamann farkl boyutlar ile ilgili okumalar iin baknz: (Orhangazi,


2008), (Foster, 2008), (Lapavitsas, 2009).(Akay ve Gngen, 2014), ve (Ko,
2013b).

2534

nedenleri ve sonular
allmaktadr.

bu

balamda

analiz

edilmeye

almann birinci blmnde; kresel kapitalizmin


finansallamas kinci Dnya Sava sonrasnda dnyadaki
nemli gelimeler tarihsel perspektifte ele alnmakta ve
kreselleme srecinin altyaps alt balkta incelenmektedir.
Bunlar finansallamann ekonomik altyap boyutu, kreselleme
ve teknolojik altyap boyutu ve Yeni-Liberal ekonomi-politik
boyutudur. kinci blmde Finansallama ve kriz ilikisi ele
alnmaktadr. nc blmde ise finansallamann yaratt
krizin sonular irdelenmektedir. Bu balamda: Ortalama
byme hznn yavalamas, snfsal eitsizliklerin artmas, gelir
dalmnn bozulmas, isizliin artmas, kamunun, finansal
olmayan firmalarn ve emeki halkn(hane halknn) borlarnn
artmas incelenmektedir.
1. KRESEL
SREC

KAPTALZMN

FNANSALLAMA

Yirminci yzyln balarnda kapitalist dnyann


hegemonikgc ngiltereden ABDye geti (Arrighi, 2000: 22).
kinci Dnya Sava sonucunda hegemonik gcn iyice
pekitiren ABDnin nclnde, Bretton-Woodsta mimarisi
oluturulan yeni dnyadzeni, 1970li yllara kadar
Kapitalizmin Altn a olarak adlandrlan dneme
damgasn vurdu. Bu sistemle; ABD Dolarnn uluslararas
deme arac haline getirilmesi, ABDye gerek anlamda
hegemonik g olma olana salamaktayd. Altn a
dneminde sermaye birikiminin hl asli kaynan snai krlar
oluturmaktayd.

Kapitalizmin Altn a terimi ilk kez Marglin (1991) tarafndan kullanlm


olup, kinci Dnya Savann sona ermesiyle BrettonWoods Sisteminin ykld
1973 ylna kadar sren; kapitalist lkelerde yksek byme hznn yaand,
sabit sermaye yatrmlarnn, sanayi retiminin ve istihdamn artt, dnya
ticaretinin byd, sosyal devlet harcamalarnn ve kii bana den gelirin ve
refah artnn tarihte grlmedik bir ekilde ykseldii bu dnemi ifade
etmektedir.

2535

Ancak 1960larn sonuna gelindiinde sistemi uzun


vadede ciddi ekilde etkileyecek nemli gelimeler yaanmtr.
Bunlar finansallamann ekonomik alt yapsn oluturmaktadr.
1.1. Finansallamann Ekonomik Altyapsn Oluturan
Gelimeler

Bata ABD ve ngiltere gibi merkez kapitalist


lkelerde, Marxn ortaya att Kr Oranlarnn Azalma
Eilimi alm ve bu lkelerde snai krlar ciddi ekilde
dmeye balamtr (Tonak, 2009). Department of Commerce
(Bureau of Economic Analysis) verilerine dayal olarak
oluturduumuz Grafik 1de, ABDde 1960-2009 arasnda
Finansal ve malat Sanayi Krlarnn toplam krlar iindeki pay
gsterilmektedir. Grafikte de grld gibi 1960l yllarn
ortasndan itibaren imalat sanayindeki krllk dmeye devam
ederken, finansal krlarda bir art eilimi balam, bu eilim
1980li ve 90l yllarda da devam etmitir. Ancak en dikkat
ekici gelime 1990l yllarn sonlar ile 2000li yllarn
ortalarna doru grlmtr. 1997-2002 arasnda imalat
sanayinin toplam krlar iindeki pay %26dan %6,3e derken,
finans sektrnn lehine dereglasyonlarn yapld bu
dnemde toplam krlar iinde finansn pay %21den %35e
ykselmitir.
Grafik 1: ABDde Finansal ve malat Sanayi Krlarnn Toplam
Krlar indeki Pay

ABDde 1929 krizi sonrasnda getirilen para-bankaclk ve finans sistemine


getirilen dzenlemeler reglasyon olarak adlandrlr. Bu dzenlemelerin en
nemlileri mevduat ve yatrm bankaclnn faaliyet alanlarnn ayrlmas,
uluslararas sermaye hareketlerine kstlamalar, para, kur ve faiz zerinde devlet
kontrol vb.kstlamalarBretton-Woods Sistemi ile tm lkelerde de
uygulanmaya balamt. Tm bu finansal dzenlemeler 1980li yllardan sonra
kaldrlarak finansal serbestlemeye gidilmitir. Buna iktisat yaznnda
dereglasyon denilmektedir

2536

Finasal Krlar/Toplam Krlar


malat Sanayi Krlar/Topl.Krlar
Dorusal (Finasal Krlar/Toplam Krlar)
Dorusal (malat Sanayi Krlar/Topl.Krlar)
60,0
40,0
20,0
1960
1963
1966
1969
1972
1975
1978
1981
1984
1987
1990
1993
1996
1999
2002
2005
2008

0,0

Kaynak: Department of Commerce (Bureau of Economic


Analysis), TABLE B91. Corporate profits by industry, 19602009

1960l yllarn ortalarndan sonra ABDnin


dier lkeler karsnda giderek artan d ticaret aklar
sonucunda, Japonya ve Almanya gibi d ticaret fazlas veren
lkelerde ve petrol ihracatndan ciddi gelir elde eden Orta Dou
lkelerinde ar ABD dolar birikmesi sonucunda sabit olan
dolar-altn paritesi dolar aleyhine artmaya balamtr. Alnan
baz nlemlere ramen fiili olarak 1971de Bretton-Woods
Sistemi sona ermise de, resmi olarak 1973te tamamen
kmtr.

Bu gelimelerden sonra kapitalist dnya


sistemi topyekn ciddi bir istikrarszln iine girmitir. Bata
petrol olmak zere emtia fiyatlarndaki ciddi artlar, dviz
kurlarndaki dalgalanmalar, sabit sermaye yatrmlarndaki
dler, ekonomilerde oluan durgunluk bir yandan isizlik
oranlarn arttrrken, dier yandan maliyetlerdeki basklar
enflasyonist sarmaln olumasn salamtr.

ABDde Volcker oku ile balayan faiz


oranlarndaki ykselmenin tm lkelere yaylmas (1979-1985)
sonucunda durgunluk ve isizliin artmasna ve pek ok evre

1Temmuz 1944-1971 arasnda ABD nclnde, ABD Dolarnn hegemonyas


zerine kurulu olan uluslararas para ve finans sistemine verilen addr.

2537

lkede bor krizlerinin olumasna yol amtr. rnein 1985


ylna gelindiinde, toplam d borlarn ihracata oran
Arjantinde 5,7 kat, Filipinler ve ilide 5,5 kat, Meksikada 4,5
kat, Brezilyada 4,2 kat ve Trkiyede ise 3,1 kata ulamtr.
Tm AGlerin toplam d borlarnn GSMHya oranlar 1970
ylnda % 14,4 iken, 1987 ylnda % 54,5e kmtr (Balkan,
1994: 142-146).

1980li yllarla birlikte ABD ve ngilteredeki


finans piyasalar, speklatif kazanlar iin tm dnyann ekim
merkezi haline gelmitir.
1.2. Kreselleme ve Finansallamann Teknolojik Altyaps
1980lerdeki bilgisayar, internet ve telekomnikasyon
devrimi sayesinde, 24 saat alan dnya piyasalarna nternet alt
yaps sayesinde uzaktan eriim olana salanm olmas,
finansal sermayenin hareketliliini neredeyse snrsz hale
getirmitir.
90l ve 2000li yllarda retimin merkez kapitalist
lkelerden, kresel retim/meta zinciri oluturulan, ucuz
igcnn saland Uzakdou Asya lkelerine kaym
olmas. Bata in ve Hindistan olmak zere, ou Uzakdou
Asya lkelerinde retim maliyetleri iinde en nemli faktr
oluturan igcne denen cretler, sosyal gvenlik ve dier
baka maliyet unsurlarnn nisb olarak ok dk olmas bu
lkeleri dnyann retim ssne dntrd. Sanayi
kapitalizminin yaratt fabrika sistemi adeta douya tand.
Dou Blokunun kmesiyle kapitalizm adeta
alternatifsiz dnya sistemi haline gelerek, 1990l yllara kadar
ift kutuplu olan dnya, ABDnin ban ektii kresel
kapitalizmin egemenlii altna girdi.
1.3. Finansallamann Yeni-Liberal Altyaps

Trkiyenin de iinde yer ald kapitalist


lkeler bloku 1970lerin ortasndan sonra stagflasyonist girdabn
iine girmitir. Altn a dneminde uygulanan Neo-Klasik
Keynesci Sentezin gelitirdii para ve maliye politikalar
demetinden oluan iktisat politikalar, sorunu zmek bir yana
daha da karmak hale getirmitir. Dolaysyla 1929 Byk
Bunalmndan sonra kapitalizm yeniden ciddi bir bunalmn
iine srklenmitir.

2538


Bu olumsuz koullar nce ana akm temsil
eden ideolojide ciddi bir paradigma deiikliine yol amtr.
1960l yllardan beri alt yaps hazrlanan Yeni-Liberalizmin
ideolojisini benimseyen Yeni-Muhafazakr partilerin iktidara
gelmesi ile finansallamaya ynelik dnmler hz kazanmaya
balad. 1979da ngilterede Margaret Thatcher, 1980de
ABDde Ronald Reagan, 1982de Almanyada Helmut Kohl ve
Trkiyede 12 Eyll 1980de Askeri Darbenin desteindeki
Turgut zal rneinde olduu gibi.

Emek
rgtlerinin
etkisizletirilmesi:
Sendikaszlatrma yoluyla ii snfnn sendikal haklarna ciddi
saldrlar balad. Pek ok nemli grevler ertelendi ya da
yasakland. Sendikaszlatrma sreci balad. Grafik 2de da
grld gibi, 1985-1995 arasnda pek ok kapitalist lkede
sendikaszlatrmaya ynelik benzer eilimler grlmektedir.

Gvenceli istihdamn yerine esnek alma


sisteminin
yerletirilmesi,
taeronlama
her
alanda
yaygnlatrlarak gerek emekinin sosyal haklaryok edilirken,
dier yandan ikazalar, icinayetleri ve ii lmleri olduka
artt.

:Dumenil ve Levy (2008), NeoLiberal kar devrim olarak grd bu yeni


dnemi, Sermayenin Yeniden Dirilii eklinde adlandrarak yle
aklamaktadrlar: Neo-Liberalizm, merkezi, evreyi ve bu ikisi arasndaki
ilikiyi etkileyen, kapitalizmin ileyiiyle ilgili yeni kurallar ifade eder. Bu yeni
kurallarn balca nitelikleri yle sralanabilir: Bor verenler ile hissedarlarn
lehine olacak ekilde yeni bir emek ve ynetim disiplini; devletin kalknma ve
refah alanlarndaki mdahalelerinin azaltlmas; finansal kurumlarn arpc
bymesi; finansal ve reel sektrler arasnda birincilerin faydasna olacak yeni
ilikilerin uygulamaya geilmesi; birleme ve satn almalar lehine olacak bir
hukuki tutum; merkez bankalarnn glendirilerek faaliyetlerinin fiyat istikrarna
ynlendirilmesi ve evrenin kaynaklarnn merkeze aktarlmas konusunda yeni
bir kararllk (Dumenil ve Levy, 2008: 27). Ayrntl okumalar iin baknz:
(Kotz, 2008; Dumenil ve Levy, 2011; Kozanolu, 2008).

2539

Grafik 2: Seilmi lkelerde Sendikaszlatrma Oranlar (19851995)


0
-5
-10

-7,14

-15
-17,6 -16,7

% -20
-21,7 -21,2

-25
-30

-27,7

-35
-40

-33,8
-37,2

Kaynak: (Akkaya, 2004: 107-108)

1980li yllarn sonuna doru uluslararas


finans kapitalin karlarn esas alan Washington Uzlas
iinde yer alan hkmler, yasal ve idari dzenlemelerolarak, IMF
ve Dnya Bankas araclyla tm evre lkelere Yapsal Uyum
Programlareklinde, dikte edilerek uygulama kresel bir boyut
kazanmtr.
Washington Uzlas: Ulusal ekonomilerin ithal ikameci kalknma stratejileri
yerine ihracata dayal olmas (Herrera, 2006), uluslararas ticarete dnk her trl
engellerin kaldrlmas, devalasyon yaplarak yerli parann deerinin
drlmesi, faiz oranlarnn ykseltilmesi, kamu harcamalarnn kslmas, kamu
gelirlerinin arttrlmasn salayan dzenlemeler, cretlerin kontrol altna
alnmas, fiyatlar zerindeki kontrollerin kaldrlmas (Fine, 2003), mali disiplin
salanmas (bte aklarnn azaltlmas, genel, yerel ve KT btelerinin
kslmas), temel eitim, temel salk ve temel alt yap gibi gelir iyiletirici
yatrmlar dndaki kamu harcamalarnn kslmas, vergi reformu (vergi
tabannn geniletilmesi, dk vergi oranlar ve vergi ynetiminin
iyiletirilmesi), faiz oranlarnn serbestletirilmesi (reel faiz uygulanmas),
rekabeti dviz kuru, dorudan yabanc yatrmlarn teviki (yabanc sermayenin
giri engellerinin kaldrlmas ve uluslararas sermaye hareketlerinin
serbestletirilmesi), KTlerin zelletirilmesi, dereglasyon (piyasaya giri-k
ve rekabeti engelleyen dzenlemelerin kaldrlmas, mlkiyet haklarnn gvence
altna alnp korunmas (Williamson, 2000).

2540


Devletin ekonomiden elini ekmesi sylemi
altnda, aslnda devletin tam olarak finansallama srecine dhil
olmas saland. Bu balamda, sosyal gvenlik, eitim ve salk
hizmetleri piyasa mekanizmas iine ekilerek, hanehalknn bu
hizmetlerden cretsiz yaralanmasna kademeli olarak son verildi.

KeynesciDnemden kalan bankaclk ve


finans sisteminin faaliyetlerini kstlayan her trl dzenlemeler
kaldrld. Sermayenin akkanl nndeki engellerkaldrlarak,
finansal serbestleme uygulamalarkresel bir boyut kazand.
Piyasa mekanizmas adeta mitletirilerek kamu iletmelerinin
zelletirilmesi saland.

Finans piyasalar ekonominin merkezine


yerleti. Finans kapital, holdingler ve trstler eklinde
rgtlenerek, finans piyasalarnn her alannda faaliyet gsteren
farkl finansal kurumlarn oluturdu. Ekonomik konjonktrn
ykseli (boom) dneminde oluan speklatif balonlarda, finans
kapital, finansal kurumlar araclyla borsalarda ok byk
kazanlar salad. Ancak oluan balonlarn zaman gelip
patlamas sonucunda bata emeki snflar olmak zere, lke
apnda ok ciddi skntlar yaand ve hl dnyann pek ok
lkesinde yaanmaya devam etmektedir.
2. FNANSALLAMA GSTERGELER
Finansallama
yaznnda
en
ok
kullanlan
finansallama gstergeleri ekil 1de gsterilmitir. Bunlarn
iinde en ok zerinde durulan gsterge, toplam katma deer
iinde imalat sanayinin ve finansn paynn belli bir zaman
periyodu iindeki deiimini incelemektir. Bu balamda 19702010 OECD verileri kullanlarak yaplan hesaplamalara gre alt
merkez kapitalist lkenin toplam gayrisafi yurtii katma
deer(GSYKD) iinde imalat sanayinin ve finans sektrnn
paylar Grafik 3te gsterilmitir. Grafik incelendiinde merkez
kapitalist lkelerde 1970li yllardan sonra imalat sanayinin,
Gayri Safi Yurt i Katma Deer (GSYKD) iindeki paynn
giderek azald, buna karn finans sektrnn paynn ise
giderek artt grlmektedir.
ABD ve ngilterede bu eilimi net olarak grmek
mmkndr. Her iki lkede de, 1990l yllarn sonuna doru,
finansn pay imalat sanayini geerek aradaki makas tersine

2541

dnmtr. Dolaysyla bu eilim en nemli finansallama


gstergesi saylmaktadr(Ko, 2013a:55-56).
ekil 1: eitli Finansallama Gstergeleri

OECD veri seti kullanlarak Trkiyede gayrisafi yurtii


katma deer(GSYKD) iinde finans sektrnn ve imalat
sektrnn paylar, 1982 bazl bir endekse dntrlerek grafik
oluturulmutur. ekilde de grld gibi imalat sanayinin pay
90l yllardan sonra d eilimine girerken, finans sektrnn
art eilimine girmesi ise 1994 krizinden sonra olmutur.
Mevduata yzde yz devlet gvencesi getirilerek, bir anlamda
bankaclkta oluan riski, kamu kesiminin yklenmesi, kamunun
borlanma gereinin artmas sonucu reel faizlerdeki art ve dier
baka nedenler sonucunda bata bankaclk olmak zere, genel
olarak finans kesiminin krllnn artmas, genel olarak
sermayenin (holdinglerin) finansa nisbi olarak daha fazla ilgi
gstermesini salad. rnein 1998 ylnda, gayrisafi yurt ii
katma deer iinde gerek imalat sanayinin, gerekse finansn
payn gsteren endeks 93,8 iken, 2009a gelindiinde, imalat
sanayi endeksi 63,7ye derken, finans endeksi 143,9a
kmtr. Grafik 4, Grafik 3 ile karlatrldnda; 1980-2010
arasnda merkez kapitalist lkelerde; imalat sanayinin GSYKD
iindeki pay azalrken, finansn paynn giderek artmas
eilimiyle paralellik tad grlmektedir.
3. FNANSALLAMANIN MAKROEKONOMK SREC
VE KRZLER

2542

Bu blmde uluslararas sermaye hareketlerinin


serbestlemesi sonucunda kreselleen kapitalizm, finans
piyasalarn, buralarda ilem gren yaratc-yeniliki finansal
rnlerin ve finansal kurumlarn baat hale gelmesi sonucu,
gerek merkez gerekse evre lkelerdeki makroekonomik srecin
ileyi mekanizmas ve krizlere ak hale gelmesi zerinde
durulmaktadr.
Bu srete para piyasalar, dviz piyasalar, sermaye
piyasalar, vadeli ilemler piyasalar ve emtia piyasalar hem
ilem hacmi ynnden, hem de bu piyasalarda ilem yapanlar
asndan giderek bym ve ekonomilerin merkezine
yerlemitir.
Grafik 3: Finansallama Srecinde Merkez Kapitalist lkelerde
malat ve Finans Sektrnn GSYKD indeki Pay (%)

Kaynak: Ko (2013a: 56)

2543

Grafik 4: Finans ve malat Sektrnn GSYKD indeki Pay


(1982=100)

Kaynak: Ko (2013a:108)
Grafik 5te 1980 ile 2008 arasnda kresel finansal
varlklarn toplam deerinin dnya gayrisafi yurtii haslas
iindeki pay gsterilmitir. Burada finansal stoklar; banka
mevduatlar, hisse senetleri ile kamu ve zel borlanma
senetlerinin toplamndan olumaktadr. 1980 ylnda bu oran 1,2
kat iken, srekli ykselerek 2000 ylnda 3 katna km,
2007de ise en yksek deer olan 3,42 katna ulamtr.

2544

Grafik 5: Kresel Finansal Varlklar (1980-2008)

3,05

2008

2007

2,93

2006

2004

2003

2001

2002

2,83

2,46

2000

2,98

3,42
3,19 3,33

2005

3,03 2,96

1995

1990

1980

4,00
3,50
3,00
2,50
2,26
2,00
1,50
1,20
1,00

Finansal Stok/GSYH %
Kaynak: McKinsey Kresel Enstit, 2009 Raporundan aktaran
(Mutan ve Topcu,2011) verilerine gre oluturulmutur.
Grafik 6da ise, 2008 yl itibariyle dnyadaki finansal
varlk stounun bileimi verilmektedir. Bu stok iinde % 34lk
pay ile banka mevduatlar ilk sray alrken, zel sektr
borlanma senetleri % 29, hisse senetleri % 19 ve kamu
borlanma senetleri ise % 18lik pay ile drdnc srada yer
almaktadr.
Merkez lkelerdeki sermaye birikiminin, merkez iinde
ve/veya evre lkelere ya da gnmzn moda deyimi ile
gelimekte olan piyasalara (emergingmarkets) sermaye ihrac
yoluyla transfer edilerek orada daha da oalmas
salanmaktadr. evre lkelerde oluan sermaye birikiminin de,
evre iinde ve merkeze doru sermaye hareketlerine katlm
salanmtr. evre lkeler asndan genel olarak yabanc
sermaye olarak adlandrlmasna ramen, gnmzde farkl
biimlerde gereklemektedir. Bunlar klasik biimleriyle
dorudan yatrm veya krediler (borlar) eklinde olduu gibi,
finansallama srecinde daha ziyade portfy yatrmlar ve ksa
vadeli faiz-kur arbitrajndan faydalanmay amalayan speklatif
scak para olarak ta adlandrlmaktadr.

2545

Grafik 6: 2008 Ylnda Dnyadaki Finansal Varlklarn


Kompozisyonu
Kamu
Borlanma
Senetleri
18%

Banka
Mevduat
34%

zel
Sektr
Borlanma
Seneleri
29%

Hisse
Senetleri
19%

Kaynak: McKinsey Kresel Enstit, 2009 Raporundan aktaran


(Mutan ve Topcu, 2011) verilerine gre oluturulmutur.
Ksa vadeli speklatif kazanlar peinde koan scak
parann (uluslararas yatrm fonlar) girdii lkelerde piyasalarn
atei ykselmekte, dviz arznn hzl art sayesinde ulusal
paralar deer kazanmaktadr. Borsalar hzl ykselerek balonlar
olumakta, tketici kredilerine ynlendirilen yurtd krediler
sayesinde i tketim artmaktadr. Ancak ucuz igc bol olduu
iin youn sabit sermaye yatrmlar yaplan Uzak Dounun
birka lkesi dnda, lkelerin retim ve yatrm kapasitesi, sabit
sermaye yatrmlar ve sanayi istihdam artmamaktadr.
tketime ve ithalata dayanan birka yllk byme, istihdam
yaratamad iin srdrlebilir olmamaktadr. Ulusal paradaki
ar deerlenme sonucunda cari an artmas, orta ve uzun
dnemde kamunun, finansal olmayan firmalarn ve hanehalknn
borlarnn artn da beraberinde getirmektedir.
Finansallama srecinde bu ksr dng, dnyann farkl
corafyalarnda farkl boyutlarda yaanmtr. rnein; 1994 ve
2001 ve 2009da Trkiyeyi, 1990l ve 2000li yllarda Uzak
Dou Asyay, Rusyay ve Gney Amerika lkelerinikriz

2546

sarsm, bu lkelerde isizliin iyice artmas, gelir dalmnn


bozulmas, snfsal eitsizliklerin derinlemesi, batan bankalarn
borlarnn kamu tarafndan stlenilmesi, bu lkelerde etkisi ok
uzun srecek olan ykmlara neden olmutur.
Finansallama srecinin finali ise 2002-2007 arasnda
ABDdeki ipotekli konut kredilerinin yatrm bankalar eliyle
menkul kymetletirilmesiyle balayp, uluslararas boyut
kazanan finansal balonun 2007de patlamasyla oluan kresel
krizdir. ABDde balayp tm dnyaya yaylan kresel kriz,
zlanda, spanya, Portekiz, Yunanistan ve Kbrs bata olmak
zere pek ok Avrupa lkesinde ok byk tahribatlar yapm,
aradan yedi yl gemi olmasna ramen lkemiz dahilpek ok
lkede hala olumsuz etkisi devam etmektedir.
Etkisini srdrmesi bakmndan sonular henz tam
olarak hesaplanamam olmakla birlikte, kapitalizmin uzun
tarihinde karlalan 1820lerdeki ilk endstri krizi,
1870lerdeki uzun depresyon, 1930lardaki byk depresyon ve
1970lerdeki byk stagflasyonlabirlikte anlmay hak eden, 21.
yzyln
ilk
byk
bunalm
olarak
deerlendirilmektedir(Shaikh, 2012).
3.1.Finansallamann ve Kresel Krizin Sonular
Finansallaan
kresel
kapitalizmin
gnmz
dnyasnda ortaya kard sorunlar u balklar altnda
irdelenmektedir: Ortalama byme hznn yavalamas, snfsal
eitsizliklerin derinlemesi, borlanmann, isizliin ve
yoksulluun artmasdr. Bu sorunlar tm finansallaama sreci
boyunca farkl lkelerde yaanan krizler sonucunda biraz daha
artarken, zellikle 2007deki krizle birlikte ok daha byk
boyutlara varmtr.
3.1.1.Byme Hznn Dmesi
Uluslararas alma rgtnn(ILO), IMF World
Economic Outlook Veritabannbaz alarak yapt hesaplamaya
gre Dnya ve Gelimi Ekonomilerin kresel kriz sonrasndaki
byme hz ortalamalar Grafik 7de gsterilmitir. Krizin
etkisinin henz akut olduu 2009 ylnda Dnya
GSYHs%0.4azalrken, bu oran AB lkelerinin de iinde yer
ald Gelimi Ekonomilerde %-3.6 olmutur. 2008-13
arasndaki ortalama byme hz Dnyada %2.9 olurken,

2547

Gelimi lkelerde ise %0.5 gibi olduka dk bir dzeyde


gereklemitir. Byme hznn artacana ilikin ciddi bir
beklenti de yoktur.
Finansallama dneminde, zellikle merkez lkelerde
imalat sanayi kr oranlarndaki de paralel olarak finansal
olmayan firmalarn uzun vadeli sabit sermaye yatrmlar yerine,
finansal piyasalarda daha ksa vadeli speklatif kazanlara
yneldikleri grlmektedir(Stockhammer, 2004). Ayn eilimi
kriz sonrasnda da grmek mmkndr. 2000-11 arasnda G20
lkelerinde irket krlarnn GSYH iindeki pay 2011 ylnda
2000 ylndaki dzeyine gre %2.6artarken, ayn dnemde
toplam yatrmlarn GSYH iindeki pay sadece %0.3 artmtr.
Yksek gelirli G20 lkelerinde ise; GSYH iindeki irket
krlarnnpay %2.2 artarken, toplam yatrmlarn pay %3.4
azalmtr(ILO, 2013a:79).
3. 1. 2. Snfsal Eitsizliklerin Artmas
Grafik 8de OECD lkelerinde 1970-2010 arasnda son
krk yla ait fonksiyonel gelir dalm verilerine gre emein
gelirden elde ettii pay grlmektedir. Gerek tm gelimi
ekonomilerde, gerekse Japonya, ABD ve Almanyada 1980lere
doru emein ald pay giderek dmtr. Emein payndaki
dn en ok olduu lke ncelikle Japonya olmu, daha sonra
Almanya ve ABD takip etmitir.
Grafik 7:Dnya ve Gelimi Ekonomilerde Byme
Hz ve sizlik Oranlar(2007-2013)

2548

BymehzDnya
BymehzGelimiEko.
sizlikOranDnya
sizlikOranGelimiEko.
Dorusal(sizlikOranDnya)
Dorusal(sizlikOranGelimiEko.)
10
0
2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

10

Kaynak: ILO (2014: 89)


Grafik 8: Gelimi OECD lkelerinde(ADV),Japonya, ABD ve
Almanyada Emein Gelirden Ald Pay(%) 1970-2010

Kaynak: Stockhammer (2013:1)


Bu finansallama srecinde emein pay azalrken, kr,
faiz ve rant gelirlerinden oluan sermaye gelirleri ise artmtr.
in dndaki 124 lkedeki yllk ortalama kresel reel cret
artlar 2007de %2.3, 2008de %0.3, 2009da %0.3, 2010da

2549

%1.3 ve 2011de ise %0.2 olarak gereklemitir.2008-11


arasndaki yllk ortalama ise sadece %0.5tir(ILO, 2013b:2).
ILOnun Kresel cret Veritaban verileri kullanlarak
ABD, Japonya ve Almanyadaki igc verimlilii ve reel
cretler arlkl ortalama yntemine gre 1999 yl 100 olacak
ekilde oluturulan endekse gre, 2011 ylnda emek verimlilii
%14.5 artarken, reel cretler %6 artmtr. Bu hesaplamaya gre
aradan geen on iki ylda cret verimliliindeki artlarla reel
cretler arasnda % 8.5luk bir ak olumutur. Bu da emek
kesiminin reel gelir kaybna uradn, emekten sermaye
snfna doru bir gelir transferi olduunu gstermektedir(ILO,
2013b: 48).
Bu srete gelir dalmnn bozulduunu gsteren dier
bir gsterge ise, finansallamann sembollerinden birsi olan
CEOlarn gelirleri ile ortalama ii cretleri arasndaki farkn
ciddi boyutlarda artm olmasdr. zellikle bu durum 2008
krizinden sonra iflas eden ve binlerce iisi sokaa atldktan
sonra devlete kurtarlan irketlerin CEOlar ve dier st dzey
ynetici elitin devletin yapt destekleriyangndan mal
karrcasna ncelikle maa, komisyon, prim gibi demeler iin
kendi hesaplarna aktarmalar kamuoyunda ahlaki kntnn
bir
gstergesi
olarak
deerlendirilerek
infial
uyandrmtr.ABDde 2007 ylnda ortalama bir CEOnun
geliri, ortalama ii cretinin 460 kat iken, 2011 ylnda 508 kata
kmtr. Almanyada 155 kattan 190 kata, Hong Kongta135
kattan 150 kata kmtr. ngilterede ayn tarihlerde 260 kattan
228 kata, svirede ise 129 kattan 87 kata dmtr(ILO,
2013a: 82)
3.1.3.Borlanmann Artmas
Grafik 9da finansallama dnemi boyunca (1980-2010)
18 OECD lkesinde hkmetlerin, finansal olmayan firmalarn
ve hanehalknn borlarnn GSYHya oranlar gsterilmitir.
Finansallama srecinin en belirgin zelliklerinden birinin, her
alanda da borlarn srekli bir ekilde art gstermesidir.

8 Ekim 2008 tarihli Milliyet Gazetesinin, The New York Times gazetesinde
yaynlanan ABDde CEOlara yaplan demeler listesine atf yaparak,2008 kriz
ylnda 10 nde gelen finans kurumunun CEOsuna-iflasn aklayan
LehmanBrothersn CEOsu dahil- toplam 263 milyon $ deme
yaplmasnPikinliin bu kadar balyla haber yapmtr.

2550

zellikle emeki snflarn reel gelirleri dm olmasna


ramen, kapitalizmin devam iin belli dzeyde tketim
yapmalar elzemdir. Aksi takdirde, kapitalizmin ar retim ya
da eksik tketim krizine girmesi kanlmazdr. Bu konuyu Marx
ve Keynes etraflca analiz etmilerdir. Bu nedenle bu
finansallama dneminde hane halk da tketici kredileri yoluyla
finansallama srecine ekilmilerdir. Ancak kriz dnemlerinde
iini ve gelirini kaybeden emeki snflar borlarn geri demede
ciddi sknt yaamakta, bor yoluyla elde ettiklerini- bata konut
olmak zere- kaybetmektedirler. Lapavitsas, ABD rneinde
olduu gibi, finansallamann bir sonucu olarak ortaya kan bu
krizle konut fiyatlarnn hzla dmesi ve isiz kalan emekilerin
bor taksitlerini deyememeleri sonucunda haciz yoluyla evlerini
kaybetmeleri
olgusunu
finansal
msadere
olarak
adlandrmtr (Lapavitsas, 2009).
Bata Euro Blgesi lkeleri olmak zere Japonya ve
ABDnin de iinde yer ald pek ok OECD lkesinde 2008
kresel krizinden olumsuz etkilenen finans kurumalarnn
elindeki zehirli varlklar satn alarak bu kurumlarn borlarn
stlenen devletlerin borlarnda ciddi art olmutur. rnein
Japon Hkmet borlarnn GSYH iindeki pay 2002de %150
civarnda iken, 2013te %250ye yaklamtr. Keza ABDnin de
kriz ncesindeki hkmet borlarnn GSYH iindeki pay %50
civarnda iken 2013te iki katna karak %100 civarna
gelmitir(ILO, 2013b:75).
Grafik 9: Gelimi OECD lkelerinin Borlarnn GSYH
Oran(%)

2551

120
100
80
% 60
40
20
0

113
104
9299
90
79
78
69
66
60
46
46

1980
1990
2000
2010

Kaynak: (Ko, 2013a: 74)


3.1.4.sizliin Artmas
Finansallama
dneminde
sabit
sermaye
yatrmlarndaki d, imalat sanayi istihdamnn giderek
toplam istihdamdaki paynn azalmasna yol amtr.
Finansallama dneminde ncelikli olarak katma deeri nispeten
dk olan hizmet sektrnde younlama olmutur. zellikle de
finans sektr n plandadr. Ancak finans sektrnn igc
istihdamnn dk olmas, ayrca yksek eitim ve nitelik
gerektirmesi, finansal krizlerde oluan ciddi istihdam
kayplarnn dier sektrlerde ikame edilememesi bu dneme
zg handikaplar oluturmaktadr. 2008 krizinden sonra tm
dnyada yaanan isizlik sorunu bunun en belirgin zelliini
yanstmaktadr.
Grafik 10da 2005- 2011 arasnda dnyada ve gelimi
ekonomilerdeki isizlik oranlar grlmektedir. 2008 sonrasnda
hem dnya ortalamas hem de gelimi ekonomilerde isizlik
oranlarndaki ykselme hl devam etmektedir. 2013 ylnda
istihdam a 62 milyona ulamtr. Eer bu eilim byle
devam ederse 2018e kadar isiz saysnn 215 milyona ulaaca
tahmin edilmektedir. Her yl 42.6 milyon kiinin i bulmak
umuduyla i piyasalarna girdii, dolaysyla her yl en az 40
milyon yeni i olana yaratlmas gerektii belirtilmektedir.
zellikle yalar 15-24 arasnda olan ve 2013te bir nceki yla
gre 1 milyon artarak saylar 74.5 milyona ulaan gen isizler,
ok nem arz etmektedir. Zira gen isizlerdeki isizlik oran %
13.1e ulam durumdadr(ILO, 2014a)

2552

Bir yandan isizlik sorununu yaayan emeki snflar,


dier yandan dk cret ve dk gelirden oluan yoksulluk
sorunuyla ba etmeye almaktadrlar. 2013 yl itibariyle
dnyada 839 milyon ii gnde 2$dan az bir gelirle yaamak
zorundadr. Bunlar toplam istihdamn %26.7sini kapsamaktadr.
375 milyon ii ise gnde 1.25$dan az gelir elde etmektedirler.
Bunlar da toplam istihdamn %11.9unu oluturmaktadr.
Grafik 10: Toplam sizlik Oran(gcnn Yzdesi)
Dnya Ortalamas

Gelimi Ekonomiler

10
9
8
7
6

6,2

5,8

5,5

5,6

6,2

6,1

4
3
2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

Kaynak: ILO(2013b: 2)
SONU
nl sosyal bilimci David Harveyin belirttii gibi
1980li yllardan sonra kapitalizmin ileyiinde nemli bir
deiim olmutur(Harvey, 2006:197). Bu deiimdene kan
nemli
kavram:
Kreselleme,
Yeni-Liberalizm
ve
Finansallamadr. Bu kavramlar son krk yla damgasn vurmu
olup, bunlar birbirleriyle yakn ilikide ve i iedir. Bu srecin
ideolojisi ve ekonomi politii Yeni-Liberalizm ise retim ve
teknolojik alt yapsn da Kreselleme oluturmaktadr. Zaman

2553

zaman farkl lkelerde ve farkl alanlarda yaanan sermaye


birikiminin de kaynan oluturan finansal balonlar ve kpkler
Finansallamay oluturmaktadr. Bu finansal balonlarn
patlamasyla krizler olumaktadr. Kresel kapitalizmin
finansallamasnn
ortaya
kard
dnyann
farkl
corafyalarnda, irili ufakl ok saydaki krizler hemen hemen
gezegenimizdeki tm insanlarhatta tm canllar derinden
etkilemi ve etkilemeye devam etmektedir. Bunlar isizlik,alkyoksulluk, snfsal, blgesel ve lkeler arasndaki eitsizliklerdir.
Faiz-rant ve kr zerine kurulu kapitalizmin ar sermaye
birikimi gereksinimininyol at lkse dayal ar retim ve
tketim lgnl sonucu doann (havann-suyun ve ormanlarn
metalatrlarak) yamalanmas sreci kresel olarak balamtr.
Finansallaan kresel kapitalizm, bu yaratt sorunlarla tm
canllar hatta yer kremizi tehdit etmektedir. Bu kresel ykma
dur diyebilecek bilince sahip baka bir dnyann var
olabileceine inanan, insanla byk bir ihtiya vardr.

2554

KAYNAKA
AKAY, . ve GNGEN, A.R. (2014). Finansallama, Bor
Krizi ve k-Kresel Kapitalizmin Gelecei. Nota
Bene Yaynlar 2014.
AKKAYA, Y. (2004). Kreselleme versus sendikaszlatrma
ve
yoksullatrma.
alma
ve
Toplum.
http://www.calismatoplum.org/sayi3/makale3.pdf
Eriim tarihi: 01.02.2011
ARRIGHI, G. (2000). Uzun Yirminci Yzyl: Para, g ve
amzn kkenleri (ev.) BOZTEMUR, R., mge
Kitabevi Yaynlar, Ankara.
DUMENIL, G. ve LEVY, D. (2008). Neolibarel (Kar) Devrim.
(ED.) FLHO, A. S. ve JOHNSTON, D.,NeolibaralizmMuhalif Bir Seki inde. (ev.) BALI, . ve NCEL,
T. Yordam Kitap, stanbul.
DUMENIL, G. ve LEVY, D. (2011). The Crisis of
Neoliberalisim. Harvard University Press, USA.
EPSTEIN, G. A. (2005). Introduction: financialization and the
World economy. In G. A. EPSTEN (ed.).
Financialization and the World Economy.Cheltenham,
Edward Elgar Publishing Limited, UK.
FINE, B. (2003). Birleme ve konsensus: stikrar, yoksulluk ve
bymenin politik ekonomisi. (Ed.) KSE, A.
H.,ENSES, F. ve YELDAN, E. ktisat zerine Yazlar
II: ktisadi Kalknma, Kriz ve stikrar, iinde. Oktar
Trele Armaan, letiim Yay.,stanbul.
FOSTER J. B. (2008). Kapitalizmin malilemesi ve kriz.(ev.)
DAMLI, .,Kalkedon Yay., stanbul.
HARVEY, D. (2006). Postmodernliin durumu. (ev.)
SAVRAN, S.,(4.Basm) Metis Yaynlar, stanbul.
HERRERA, R. (2006). Kalknma iktisadnn Neo-Liberal
yeniden douu. (ev.) GELMEZ, A., Montly Review
Bamsz Sosyalist Dergisi,Say 6.
ILO (2013a). World of workreport 2013: Repairing the economic
and social fabric/ International Labour Office,
International Institute for Labour Studies. Geneva:

2555

ILO, 201. http://www.ilo.org/global/research/globalreports/global-employmenttrends/2014/WCMS_233953/lang--en/index.htm.


Eriim Tarihi: 10.03.2014
ILO (2013b). Global Wage Report 2012/13: Wages and equitable
growth Geneva, International Labour Office, 2013.
http://www.ilo.org/global/research/globalreports/global-employmenttrends/2014/WCMS_233953/lang--en/index.htm.
Eriim Tarihi: 10.03.2014
ILO (2014). Global EmploymentTrends 2014: Risk of a
joblessrecovery? / International Labour Office. Geneva:
ILO, 2014. http://www.ilo.org/global/research/globalreports/global-employmenttrends/2014/WCMS_233953/lang--en/index.htm.
Eriim Tarihi: 10.05.2014
KO, A.C. (2013a). Dnyada Finansallama Sreci ve Trkiye
Deneyimi. Yaynlanmam Doktora Tezi. ukurova
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Adana, 2013.
KO,

A.C. (2013b).Kavramsal Balamda Kapitalizmin


Finansallamas Sorunsal. Toros niversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi. Say:2,2013.

KOTZ, M. D. (2008). Neoliberalism and financialization.


Department of Economics. University of Massachusetts
Amherst, USA.
KOZANOLU, H. (2008). Neoliberalizmin gerek 100'. (Ed.)
Tanl Bora. letiim Yay.,stanbul.
LAPAVITSAS, C. (2009). Finansallamann krizi. (Ed.)
LAPAVTSAS, C. Finansallama ve Kapitalizmin
Krizi, iinde, (ev.)
NCEL,T. Yordam Kitap,
stanbul.
MARGLIN, S. A. (1991). Lessons of the golden Age: An
overview. (Eds.) MARGLIN, S. A. ve SCHOR, J. B.
InThe Golden Age of Capitalism. Clarendon Press,
Oxford.
MUTAN, O. C. ve TOPCU, A. (2011). Uluslararas ekonomik ve
finansal gstergeler. SPK, Aratrma Dairesi, Ankara.

2556

ORHANGAZ, . (2008). Financializationandthe US economy.


Edward Elgar, USA.
SHAKH, A. (2012). Yzyln ilk byk buhran. (Ed.)
PANTCH, L.,ALBO, G. ve CHBBER, V. Bu Defaki
Kriz SocialistRegister 2011, iinde. (ev.) HASKAN,
U. Yordam Kitap, stanbul.
STOCKHAMMER, E. (2004). Financialisation and the slow
down of accumulation. Cambridge Journal of
Economics, 28(5): 719-741.
STOCKHAMMER, E. (2013). Why have wages hares fallen? A
panel analysis of the determinants of functional income
distribution, International Labour Office; Conditions of
work and employment series; No.35.
TONAK, E. A. (2009). Krizi anlarken. Bilgi niversitesi, UEP
Aratrma Raporu 2/2009. stanbul.
WILLIAMSON, J. (2000). What should the world bank think
about the Washington cosensus? The World Bank
ResarchObserve. The International Bank for
Reconstruction and Devolepment, Vol.15, No.2.
Washington, D

2557

2558

1990 SONRASI KRZLERN MALAT SANAY DI


TCARET ZERNE ETKS
Dr. Kbra NDER
Prof. Dr. Selim Adem HATIRLI
ZET
D ticaretimizde ilk sralarda yer alan imalat sanayi
sektr, lkemiz ekonomisine yapm olduu katma deer,
istihdam ve ihracat katks ile yllarca Trk ekonomisinin
kalknmasnda nc sektr olmutur. Nitekim sanayinin
lokomotifi olarak nitelendirdiimiz imalat sanayi sektr 2013
yl sanayi istihdamnn yaklak %73,5ini, sanayi retim
deerinin %80,5ini ve toplam ihracatnn yaklak %93n
oluturmas, bu sektrn ekonomimiz iin ne kadar nemli
olduunu aka ortaya koymaktadr. Ancak, i ve d
gelimelerden ok abuk etkilenen imalat sanayi sektrnn,
ekonomideki nemini ve rekabeti yapsn devam ettirebilmesi
iin krizlerin bir sonucu olarak uygulanan yeni politikalara ksa
srede yeniden yaplanarak uyum salamas nem arzetmektedir.
Nitekim Trk ve dnya ekonomisinde zaman zaman farkl
nedenlere bal olarak ve farkl iddetlerde yaanan krizler, Trk
ekonomisinde tm sektrler zerinde olduu gibi imalat sanayi
sektrn de derinden etkilemitir. Krizler, toplam imalat
sanayinde
ciddi
retim
dalgalanmalar
yaratmtr.
Yllklandrlm toplam sanayi retim endeksi, Rusya krizi ve
1999 ylndaki deprem srasnda 5 eyrek ve 2000 Kasm ve 2001
ubat krizleri dneminde 4 eyrek boyunca 1997 yl seviyesinin
altnda kalmtr.
2007 yl ortalarnda Amerika Birleik Devletlerinde
(ABD) finans piyasalarnda ortaya kan ve hzla dier lkelere
yaylan kresel finansal kriz, Trkiyeyi de derinden etkilemitir.
Krizin Euro Blgesini resesyona srklemesinden sonra,
Avrupa lkelerine youn ekilde ihracat yapan Trk firmalar
olumsuz ynde etkilenmitir. Bu dnemde yaanan ani talep
dleri nedeniyle firmalar zor durumda kalmlardr. hracat

Milli Savunma Bakanl, Maliye Dairesi Bakanl.


Sleyman Demirel niversitesi, BF

2559

yzde 25lere varan oranlarda azalm; tketici gveni, sanayi


retimi, imalat sanayi kapasite kullanm oran dm, kapanan
firma says ve isizlik artmtr. malat sanayi sektr arlkl
olarak ihracata ynelik retim yapt iin kresel krizden en ok
etkilenen sektr olmutur.
Bu almann amac, Trkiye de yaanan 1994 ve 2001
ekonomik krizi ile 2007 yl ortalarnda ABD finans
piyasalarnda ortaya kan ve ksa srede reel sektre srayarak
karlkl bamllk sonucu bata Avrupa olmak zere birok
lke ekonomisini derinden etkileyen ve 2008 ylnn zellikle
ikinci yarsndan itibaren lkemizde etkilerini gstermeye
balayan kresel krizin Trk imalat sanayi sektrne olan
etkilerini incelemektir. Bu amala, 1994, 2001 ve 2007
krizlerinin ncesi ve sonrasnda Trkiye imalat sanayi
sektrnn durumu karlatrmal olarak incelenmitir. Ayrca
sektr d ticaretinin krizlerden ne lde etkilendiinin
belirlenmesinde finansal serbestlemeyi izleyen; 1990-1999,
1999-2005 ve 2005-2013 dnemleri iin ayr ayr ve bir btn
olarak 1990-2013 dnemi incelenmitir. Yaplan tahminler
Johansen Ebtnleme Analizi kullanlarak belirlenecektir. Test
edilen uzun dnemli ilikinin varlna bal olarak, Hata
Dzeltme Modeli (VECM) tahmin edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, 2008 Kresel
Krizi, Trk malat Sanayi Sektr, D Ticaret, Johansen
Ebtnleme Analizi, Hata Dzeltme Modeli.
THE EFFECTS OF POST-1990 CRISES ON THE
FOREIGN TRADE IN THE MANUFACTURING
INDUSTRY
ABSTRACT
Manufacturing industry, taking place near the top in
Turkish foreign trade, has been the leading sector for the
development in Turkey through the value added, employment,
export contribution it created. Indeed the facts that the
manufacturing industry, which is labelled as the locomotive of
the industrial sector, constituted 73.5% of industrial employment,
80.5% of total industrial production and 93% of total exports in
2013 reveals the importance of the sector in Turkish economy.

2560

However for the manufacturing industry that may easily be


affected from domestic and foreign affairs, adapting new policies
accepted as a result of crisesis quite crucial to restructure itself in
order to maintain its status and competitive structure in the
economy. Thus the crises experienced in Turkish and global
economies due to various reasons and having different intensities
had deep effects in the manufacturing industry like in any other
sector in Turkish economy. The crises have created serious
fluctuations in the total amount of manufacturing production.
Annualized total Industrial index remained below the level of
year 1997 for five quarters following the Russian crisis and the
earthquake in 1999 and for four quarters after the November
2000 and February 2001 Crises.
The financial crisis that was experienced in the financial
markets in the United States in the middle of 2007 and expended
rapidly to other countries, also affected Turkey very deeply.
Following the recession experienced in the Euro Zone due to the
crisis, those Turkish companies having intensive exports to
European countries were negatively affected. Due to the sudden
decreases in demand the companies had bad times. Exports
declined by up to 25%; consumer confidence, industrial
production, utilization ratio in manufacturing industry declined;
the close-down cases and unemployment increased. The
manufacturing industry heavily producing export oriented
products has been the most affected sector from the global crisis.
The purpose of the study is to analyse the effects of the
1994 and 2001 economic crises experienced in Turkey, and the
2008 global crisis that started in the US economy in mid-2007
and due to the reciprocal dependencies expanded into many
countries among which European countries ranked the first and
into Turkey in the second half of 2008, on the Turkish
manufacturing industry. Accordingly, the states of Turkish
manufacturing industry in the ex- and post- 1994, 2001, 2007
crises are compared. Furthermore, in order to determine the
effects of the crises on the exports of Turkish manufacturing
industry to be determined the post liberalization period (19902013) is examined as a whole and as periods: 1990-1999, 19992005 and 2005-2013.All the estimates are determined through
Johansen Co-integration Analyses. Depending on presence of

2561

long term relationships, the error correction model (VECM)


isutilised.
Key Words: Economic Crisis, 2008 Global Crisis,
Turkish Manufacturing Industry Sector, Foreign Trade, Johansen
Co-integration Analysis, Error Correction Model.
GR
Dnya ilk ekonomik krizle 1929 ylnda tanm daha
sonra 1970 ve 1980lerde bu krizler devam etmitir. Trkiye
ekonomisi de cumhuriyetin kurulu yllarndan gnmze kadar
deiik boyutta ve zellikte krizlerle karlamtr. Bunlardan
bir ksm ekonominin iyi ynetilmemesi ve 1980li yllarda
sermaye birikiminde yaanan zayflama gibi nedenlerin yannda,
1989 ylnda sermaye hareketlerinin kontrolsz bir biimde
serbestletirilmesi sonucunda ekonominin artan lde d
kaynaklara baml bir yapya dnmesinden kaynaklanm, bir
ksm da d lkelerde oluan krizlerden kaynaklanmtr.
Bunlara rnek olarak Nisan 1994 krizi, 1994 ve 95 Meksika krizi,
1997 Gneydou Asya krizi, 1998 Rusya krizi, 1999 Arjantin
krizi, Kasm 2000 krizi, ubat 2001 krizi ve 2007 ylnda
balayan ve hala devam eden 2008 Mortgage krizidir. Sz
konusu krizleri, kaynaklar ve ortaya k biimleri itibariyle
birbirinden farkllatran zellikler bulunmakla birlikte, Trkiye
ekonomisinin yapsal sorunlarnn tm dneme damgasn
vurduu belirtilmelidir. Ekonomik krizler genel olarak finansal
piyasalarda balamakla birlikte daha sonra reel ekonomiyi etkisi
altna alarak tm ekonomiyi kapsamaktadr.
Trkiye ekonomisi incelendiinde, iktisadi faaliyetlerin
nemli lde dalgalanmalar gsterdii ve hzl byme
dnemlerinin finansal ve reel sektrlerde ortaya kan krizler ile
ciddi biimde kesintiye urad grlmektedir. Trkiye, i ve
d kaynakl eitli ekonomik krizlerle karlamtr. Yaanan bu
krizlerden en fazla etkilenen sektrlerin banda, Trkiye
ihracatnn byk bir ksmn oluturan imalat sanayi
gelmektedir.
Trkiye, son 30 ylda i ve d kaynakl eitli ekonomik
krizlerle karlam ve krizlerin yaand dnemlerde ekonomi
politikalarnda radikal deiimler gzlenmitir. Bu alma

2562

kapsamnda, 1994, 2001 ve halen devam etmekte olan kresel


finansal krizin, imalat sanayi d ticareti zerindeki etkisi
incelenmitir. Bu almada, 1994, 2001 ve 2008 yllarndaki
ekonomik ve finansal krizlerin imalat sanayi d ticaret sektrne
olan etkilerinin deerlendirilmesi amalanmtr. Bu amala,
ekonomik kriz ncesi ve sonrasnda Trkiye imalat sanayi d
ticaretinin durumu karlatrmal olarak incelenmitir. Sektrde
ortaya kmas muhtemel olan yapsal deiimlerin sadece kriz
dnemindeki verilerle analiz yaplmas durumunda krizin etkisi
izole olabilmektedir. Dolaysyla krizin hemen ncesi ve hemen
sonrasndaki dnemlere ait verilerin kullanlmas, krizin etkisinin
izole olmasn nleyecektir. Bu nedenle kriz dneminde olaylarn
uzun dnem trendinden nasl saptn gzlemlemek
gerekmektedir (Kakwani ve Son, 2001). lke iinde ve dnda
yaanan isel ve dsal olarak nitelendirilebilecek kriz etkilerinin
gzlenmesi amalandndan, bu almada imalat sanayi d
ticareti, sadece kriz dnemi verileri ile deil 1990-1999, 19992005 ve 2005-2013 dnemi verileri iin ayr ayr ve bir btn
olarak (1990-2013 dnemi) incelenmitir.
1. TRKYENN MALAT SANAY DI TCARET
YAPISI
malat sanayi sektr Trkiye ekonomisi iinde nemli
bir yere sahiptir. Oluturduu katma deer, istihdam ve ihracat
ile ekonominin temel ta niteliindedir. Trk sanayisinin
belkemiini oluturan imalat sanayi d ticaretinin son 25 yllk
dnemi incelendiinde, imalat sanayi ihracat ve ithalatnn
nemli lde dalgalanmalar gsterdii ve hzl byme
dnemlerinin finansal ve reel sektrlerde ortaya kan krizler ile
ciddi biimde kesintiye urad grlmektedir (ekil 1).

2563

ekil 1: malat Sanayi D Ticareti, hracat ve thalat Byme

Kaynak: Kalknma Bakanl ve TK verileri kullanlarak


yazar tarafndan hesaplanmtr
malat sanayi ihracat, 1980-1984 dneminde Trk
Lirasnn (TL) deerinin dk tutulmasndan ve 1980lerin
ikinci yarsnda uygulanan teviklerden olumlu ynde
etkilenmitir. Ancak ihracat teviklerinin zaman iinde
azaltlmas ve TLnin reel olarak deerlenmesi sonucunda imalat
sanayi ihracat byme hz 1990-1993 yllar arasnda
yavalamtr. 1989 ylnda, uluslararas sermayeyi lkeye
ekerek ksa srede ekonomik bymeyi hzlandrmay ve
bteyi finanse etmeyi amalayan sermaye hizmetleri hesabn
serbestletirme karar alnmtr. Ancak sermaye hizmetlerinin
serbest braklmasnn erken verilmi bir karar olduu izleyen
yllarda grlmtr. Bu kararn ardndan, Merkez Bankasnn
enflasyonla mcadele iin kontroll kur politikas izlemesi
TLnin zaman iinde ar deerlenmesine yol am ve 1994
ylnda yanl uygulanan ekonomi politikalar yznden patlak
veren krize katkda bulunmutur. Krizin patlak vermesinden
sonra ay gecikmeyle yrrle giren IMF destekli yapsal
uyum program ile TL, ABD dolar karsnda %28 devale
edilmitir. 1994 yl boyunca, kamu kesimini daraltc ve dviz
kazandrc tedbirler uygulanmtr. Bu tedbirler sonucu, bir
daralma yaanmakla birlikte imalat sanayi ihracatnda hzl bir
iyileme gereklemi ve 15.518 milyon dolar seviyelerine
ulamtr (Tablo 1). TLnin deer kaybetmesinin etkisi imalat
sanayi ithalatnn yapsnda da nemli deiiklikler meydana
getirmitir. 1990 ylnda yzde 80 olan imalat sanayinin toplam
ihracat iindeki pay, 2007 ylnda yzde 94e ulamtr. Ancak
bu iyileme, kamu kesiminde grlen mali dengesizlikler ana

2564

sebebi ile yzeysel ve krlgan bir nitelik tamtr. 1994l


yllarn sonuna gelirken dnya ekonomisinde patlak veren 1997
Asya krizi ve ardndan 1997 Rusya krizleri gelimi ve krizlerin
etkisiyle, 1998 ylndan itibaren AB lkelerinde durgunluk
yaanmaya balanmtr. Bu durum Trkiyenin imalat sanayi
ihracatnn azalmasna neden olmutur. Ancak 1996 ylnda
Gmrk Birlii (GB) anlamasnn yrrle girmesi,
Trkiyenin dnya ekonomisinde meydana gelebilecek
sorunlardan daha az dzeyde etkilenmesini salamtr. Nitekim
Asya ve Rusya krizleri srasnda hem Trkiyenin ekonomik
performans ile Avrupa Birliinin ihracatmz asndan gvenli
bir pazar olmay srdrmesi hem de ciddi anlamda ithalat
rekabetiyle kar karya kalan imalat sanayi sektrnn d
ticaretini artrmaya ynelik yatrm yapmak zorunda kalmas,
srecin daha hafif atlatlmasna yardmc olmutur. Bu durumun
yansmas olarak imalat sanayi sektrlerinin ihracat
potansiyelleri artm ve 2001 yl imalat sanayi ihracat 28.826
milyon dolara ulamtr. Ancak 2001 ylnda yaanan ekonomik
kriz imalat sanayini derinden etkilemitir.
Tablo 1: 1990-2013 Dnemi malat Sanayi hracat ve thalat
Deiimi (Milyon Dolar)
Yllar

malat
Sanayi
thalat

malat
Sanayi
hracat

D Ticaret
Haddi

1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006

17.077
17.198
18.890
24.997
19.031
29.706
35.982
39.802
39.915
33.936
44.200
32.686
41.383
55.690
80.447
94.208
110.379

10.349
10.686
12.286
12.794
15.518
19.089
20.526
23.313
24.065
23.958
25.518
28.826
33.702
44.378
59.579
68.813
80.246

27.426
27.884
31.176
37.791
34.549
48.796
56.508
63.115
63.980
57.894
69.718
61.512
75.085
100.068
140.026
163.022
190.625

2565

malat
Sanayi
hracatnn
thalat
Karlama
Oran
61
62
65
51
82
64
57
59
60
71
58
88
81
80
74
73
73

2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013

133.879
150.252
111.031
145.367
183.930
176.235
196.811

101.082
125.188
95.449
105.467
125.963
143.193
141.382

234.961
275.440
206.480
250.834
309.893
319.428
338.193

76
83
86
73
68
81
72

Kaynak: Kalknma Bakanl, Ekonomik ve Sosyal Gstergeler,


http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/EkonomikSosyalGostergeler.
aspx.
2001 krizi, o dnemde izlenen sk para politikasnda
revizyonlara sebep olmu ve Trkiyede 1999 tarihinde
uygulamaya balanan sabit kur (kur pas) politikas yerine,
dalgal kur politikas uygulanmaya balanmtr. Krizin d
ticaret zerindeki olumsuz etkileri uzun sre devam etmitir.
2001 sonrasnda, hem TLnin reel olarak deer kazanmas hem
de uluslararas piyasalarda inin artan rekabeti, imalat sanayi
ithalatnn 2007 yl sonuna kadar 4 kattan fazla artmasna ve
133.879 milyon dolara, ihracatn ise 101.082 milyon dolara
ulamasna yol amtr. Dolaysyla 1990l yllarda ihracatn
ithalat karlama oran kriz yllar hari tutulduunda %60-70
arasnda gereklemitir. 2001 krizi sonras ciddi bir biimde
artan karlama oran daha sonraki yllarda aa ynl bir eilim
izlemitir.
2008 ylnda ABDde balayan finansal kriz hzla,
gelimi ve gelimekte olan lkelere sram ve kresel boyut
kazanmtr. Kresel finansal kriz zellikle Avrupann gelimi
lkelerine ihracat yapan Trkiyeyi derinden etkilemitir. Kriz
dneminde Trkiyenin imalat sanayi ihracatnda ve ithalatnda
kresel ticaretteki daralmaya paralel bir klme gzlenmitir
(UNCTAD, 2009:6). Kresel kriz d talepte hzl bir daralmaya
sebep olmu ve bunun sonucunda Trkiyenin imalat sanayi
ihracat 2009 ylnda yzde 25 daralmtr. Hatta daralma balca
ihracat pazarmz olan ABde dolar baznda yzde 27yi amtr
(TK, 2014). Zira bu dnemde imalat sanayi ihracat ve ithalat
2006 yl dzeyine gerilemitir. Bu durum, Trkiyenin 2001 yl
sonrasnda yakalad tempolu byme sonucu elde ettii
kazanmlarn kaybedilmesi anlamna gelmektedir (Boratav,
2009).
D ticaret politikasnn dier nemli aya olan imalat
sanayi ithalat da 1980 sonras dnemde sermaye serbestlemesi

2566

ile ivme kazanmtr. Balangta ithalata getirilen miktar


kstlamalarnn kaldrlmas ve kademeli olarak indirilmesi
biiminde ortaya kan serbestleme admlar, miktar
kstlamalarnn kaldrlmasnda yaanlan ivme ve gmrk
vergilerin de zellikle Gmrk Birlii anlamas sonucu olarak
imalat sanayi ithalatnda nemli artlar yaanmtr.
Serbestleme politikalarnn sonucunda 1990da %15 olan ithalat
oran (toplam ithalatn i piyasaya yaplan toplam arza oran)
1990-2001 arasnda %16 ile 18 arasnda dalgalandktan sonra
2013te %28 dzeyine ulamtr.
Trkiyede son 25 ylda imalat sanayinin d ticaret
yapsna bakldnda; ihracatta ve ithalatta nemli gelimelerin
kaydedildii grlmektedir. 1990 ylnda 10.349 milyon dolar
olan imalat sanayi ihracat, 2013 ylnda 141.382 milyon dolar;
yine 17.077 milyon dolar olan imalat sanayi ithalat da 196.811
milyon dolar olmutur. Buradan da anlalaca zere, imalat
sanayi sektr, Trkiyenin toplam d ticaretinde nemli yere
sahiptir. 2013 ylnda imalat sanayi ihracatnn toplam ihracat
iindeki pay yzde 93 iken, imalat sanayi ithalatnn toplam
ihracat iindeki pay yzde 78 olarak gereklemitir (TK,
2014).
2. VER VE YNTEM
2.1. Veri
Bu almada, 1990 sonras srete yaanan krizlerin
imalat sanayi d ticareti zerine etkisinin aratrlmas
amalanmtr. Bu amatan yola karak almada 1990-2013
dnemine ait er aylk zaman serileri kullanlmtr.
Deikenlere ilikin aklamalar Tablo 2de yer almaktadr.
Tablo 2: Modelde Kullanlan Deikenler
Baml Deiken
LM

malat Sanayi D Ticareti (Deer, milyar TL)

Bamsz Deiken
LEXC

Reel Efektif Dviz Kuru (2005=100)

2567

LEU

EURO Blgesi Endstriyel retim ndeksi (2005=100)

LTR

Trkiye Sermaye retim ndeksi (2005=100)

VOL

Reel Efektif Dviz Kuru Belirsizlii

D1

1994 Kriz Kukla Deikeni (deeri kriz dnemleri iin 1,


dier dnemler iin 0dr.)

D2

2001-02 Kriz Kukla Deikeni (deeri kriz dnemleri iin 1,


dier dnemler iin 0dr.)

D3

2008 Kriz Kukla Deikeni (deeri kriz dnemleri iin 1,


dier dnemler iin 0dr.)

D4

Ekonomik Kriz Kukla Deikeni (deeri finansal ve


ekonomik kriz dnemleri iin 1 dier dnemler iin 0dr.)

LMt0 1LEXC
t 2LEU
t 3LTR
t 4VOL
t D1u1
(1)

LMt0 1LEXC
t 2LEU
t 3LTR
t 4VOL
t D2u2
(2)

LMt0 1LEXC
t 2LEU
t 3LTR
t 4VOL
t D3u3
(3)

LMt0 1LEXC
t 2LEU
t 3LTR
t 4VOL
t D4u4
(4)
Reel efektif dviz kurunun hesaplanmasnda
Trkiyenin imalat sanayi d ticaretinin en youn olduu be
lkeye (Almanya, ABD, talya, ngiltere, Fransa ve Rusya) ait
veriler kullanlmtr (Kasman ve Kasman, 2004: 111-23; Kpc
ve Kestireyeli, 1997: 16-22). Reel efektif dviz kuruyla birlikte
dviz kurundaki dalgalanmalar da sektrn ihracat gelirini ve
rekabet gcn etkileyen nemli bir deikendir. Ancak bu
deiken dorudan gzlenememektedir. Bu nedenle ilgili
deiken ARCH (GARCH) modeli kullanlarak hesaplandktan
sonra modele dhil edilmitir.

2568

almada, imalat sanayi d ticaret verilerinin elde


edilmesinde kullanlan ihracat ve ithalat serileri ABD dolar ile
ifade edildii iin bu deikenler modele dahil edilmeden nce
TCMB aylk ortalama dviz kurundan TLye dntrlmtr.
Ayrca, almada kullanlan ihracat ve ithalat verileri (2005:100)
ihracat ve ithalat birim deer indeksleri ile reel hale getirilmitir.
Kullanlan tm veriler logaritmik ve mevsimsellikten
arndrlmtr. Modelin tahmininde Eviews 5.0 ekonometrik
program kullanlmtr. almada kullanlan veriler, Kalknma
Bakanl, Trkiye statistik Kurumu (TK) ve Trkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankas (TCMB) elektronik veri datm
sitemlerinden elde edilmitir.
2.2. Yntem
VAR modeli analizinde, modelin kararllnn yannda
deikenlerin zaman serisi zellii de nem kazanmaktadr.
Nitekim zaman serisi verileri ile dzenlenmi ekonometrik
modellerde seriler dzeyde duraan deillerse ve bu ekilde
analize dahil edilirlerse sahte regresyona neden olabilirler.
Dolaysyla, zaman serisi verilerinin kullanld regresyon
analizlerinde daha gvenilir sonularn elde edilebilmesi iin
ncelikle serilerin duraanlk yaplarnn belirlenmesi
gerekmektedir. Duraanlk snamas iin ok sayda yntem
gelitirilmi olmakla birlikte, almada uygulamada en ok
kullanlan yntemlerin banda gelen Geniletilmi DickeyFuller (ADF) testinden yararlanlmtr. Geniletilmi DickeyFuller genel olarak aadaki formda ifade edilmektedir
(Sevktekin ve Nargeleekenler, 2007: 321-323):
n

Yt t Yt 1 i Yt i t
i 1

(5)
lgili eitlikte,
eilim deikenini,

Yt

deikenin birinci farkn,

t genel

Yt 1 ise deikenin gecikmeli fark terimini

ifade etmektedir. Gecikmeli fark terimlerinin dikkate alnmasnn


temel nedeni hata teriminin ardk bamszln salamaktr.

2569

Buna gre, ADF testinin gvenilir sonu vermesi ve tahmin


edilen modelde ardk bamllk probleminin olmamas iin
denklemde n olarak ifade edilen optimal gecikme saysnn
belirlenmesi gerekmektedir. Optimal gecikme saysnn tespiti
iin almada Schwarz Bilgi Kriteri (SIC) kullanlmtr
(Lutkepolh,1985: 53-78).
ADF test sonucuna bal olarak seriler ayn seviyede
duraan deilse farklar alnarak ayn seviyede duraan hale
getirilirler. Serilerin ayn seviyeden duraan veya duraan
bulunmamas durumunda serilerin farklarnn alnmadan nce
ebtnlemenin olup olmadnn test edilmesi gerekir. Seriler
duraan olmamasna karn bunlarn dorusal bir bileeni
duraan ise modeldeki deikenler arasnda ebtnleme
mevcut olup serilerin farklar alnmadan modelde dorudan
orijinal veriler kullanlabilir. Aksi durumda, seriler arasnda
ebtnleme yok ise her bir seri duraan hale getirilinceye kadar
farklar alndktan sonra modelde kullanlabilir (Enders, 1995,
s.469-470). Ebtnlemenin eksiklii, deikenler arasnda
uzun dnem dengesinin olmad anlamna gelmektedir (Karaca,
2003, s.247-255; Siregar ve Rajaguru, 2002). Bu almada
kullanlan seriler arasndaki ebtnleme ilikisinin
belirlenmesinde; Engle ve Granger (1987, s.251-276), Johansen
(1988, s.231-254) ve Johansen-Jeselius (1990, s.169-210)
koentegrasyon testlerinden Johansen ve Juselius koentegrasyon
yntemi kullanlmtr.
Seriler arasndaki uzun dnem iliki belirlendikten
sonra ilgili seriler arasndaki nedensellik ilikisinin ve
nedenselliin ynnn ortaya konmas gerekmektedir.
almada kullanlan zaman serileri arasnda ebtnleme
ilikisinin olmas nedeniyle seriler arasndaki nedensellik
analizinin tespitinde VAR (Vector Otoregresif) Modeli yerine
Hata Dzeltme Modeli (VECM, Vector Error Correction Model)
kullanlmtr (Granger, 1988: 199-211).
Hata Dzeltme (error-correction) Modeli, deikenler
arasndaki uzun dnem dengesi ile ksa dnem dinamikleri
arasnda ayrm yapmaya ve ksa dnem dinamiklerinin
belirlenmesi amacyla kullanlmaktadr. Hata Dzeltme Modeli
genel olarak aadaki eitlikle ifade edilmektedir (Gujarati,
2006, s.726-730):

2570

Y 0

X 0

i 1

Y i 1

i 1

1i X t i

1i

i 1

2i

i 1

2i

Y t i 3 i ECT t 1 i

X 1 i 3 i ECT t 1 i

(6)
(7)
Yukardaki eitlikte ifade edilen (2) nolu regresyon
denklemi, Y deki deimeyi X teki deimeye ve bir nceki
dnemin dengeleme hatasna balamaktadr. lgili regresyon
denkleminde, X , Y deki ksa dnem sapmalarn etkisini
ortaya koyarken,

ECTt1

koentegrasyon denkleminden elde

edilen hata terimlerinin gecikmeli deerini gstermekte ve hata


dzeltme katsays olarak adlandrlmaktadr. Hata dzeltme
katsays ksa dnemdeki dengesizliin ne kadarnn uzun
dnemde dzeltileceini aklamaktadr. Hata dzeltme
katsaysnn

(3i )

istatistiksel adan anlaml kmas

sapmann varlnn, katsaynn bykl ise uzun dnem


denge deerine doru yaknlama hznn bir gstergesidir. Hata
dzeltme modeli uygulandktan sonraki aamada nedensellie
karar vermek iin 6 ve 7 numaral denklemlerdeki bamsz
deikenlerin katsaylarnn anlamll test edilmitir.
Genel olarak bir serinin standart sapmasn ifade eden
dalgalanmann (volatility) hesaplanmas iin farkl yaklamlar
bulunmakla birlikte son yllarda Engle (1982, s.67-93) ve
Bollerslev (1986, s.307-27) tarafndan ortaya konan
genelletirilmi ARCH (GARCH) tipi modeller yaygn olarak
kullanlmakta ve bu yapnn daha geerli olduu kabul
grmektedir (Iok, 1999, s.7). Bu nedenle almada dviz
kuruna ilikin risk ve belirsizlii belirlemek iin Bollerslevin
(1986, s.307-27) nerdii GARCH (p,q) modeli kullanlm ve
GARCH (1,1) ile elde edilen dviz dalgalanma deikeni (VOL)
modele dahil edilmitir.
3. ARATIRMA BULGULARI

2571

almada, 1990 sonras yaanan krizler ile Trkiye


imalat sanayi d ticareti arasndaki ilikiyi tahmin etmek iin,
serpilme diyagramna gre sabitli ve trendli modelin esas alnd
almada yer alan verilerin zaman iinde duraan olup
olmadklar ve eer duraan iseler hangi seviyede duraan
olduklar Geniletilmi Dickey Fuller (ADF) (Dickey ve Fuller,
1979, s.424-431) testi ile aratrlmtr. ADF birim kk testi
sonular Tablo 3de sunulmutur.
Tablo 3: ADF Birim Kk Testi Sonular
ADF Test statistii
Dz
1.Fark
ey
Deik
%1
%5
enler
Anlam Anlam

LM
LEXC

LEU

LTR
LKK
VOL

AD
F

AD
F

1,80
94
3,34
31

6,96
15
6,07
81

3,04
69

5,15
01

3,42
94
3,37
53
3,43
83

3,84
00
3,68
62
6,94
29

Olas
lk

Geci
kme
Katsa
ys

Son
u

3,4605

0.00
01

I(1)

4,0597

3,4588

0.00
00

I(1)

4,0597

3,4588

0.00
03

I(1)

4,0696

3,4635

0,01
91

I(1)

4,0620

3,4622

0,02
85

I(1)

4,0632

3,4605

0.00
00

I(1)

llk
Dzey
i

llk
Dzey
i

4,0632

almada kullanlan deikenlerin dzeyleri itibari ile


birim kk iermektedirler, bununla birlikte Tablo 3de,
deikenlerin %5 nem dzeyinde birinci farklar [I(1)] ile
duraan olduklar veya birim kk iermedikleri grlmektedir.
Deikenlere ait serilerin birinci farklaryla ayn
dereceden duraan olmalar nedeniyle, sahte regresyon

2572

ilikisinin nne geebilmek iin Johansen ok deikenli


ebtnleme analizi yaplmtr. Bu analizle almada yer alan
deikenler arasnda uzun dnemli iliki olup olmad tespit
edilmitir. Akaike Bilgi Kriteri (AIC) ve Schwarz Bilgi Kriterine
(SIC) gre en uygun iki gecikme uzunluuna sahip drt model
iin yaplan Johansen ebtnleme testi sonular Tablo 4de
verilmitir.
Tablo 4: ok Deikenli Ebtnleme Analizi Sonular
(Model 1)
H0

H1

r 1 r 1
r 1 r 2
r 2 r 3
r 3 r 4
r 4 r 5

SIC

z
Deerler

z
statistii

0,05

Max
zdeer
statistii

0,05

0.84259

122.945*

69.8188

68.4113*

33.8768

0.77794

44.5343

47.8561

25.6787

27.5843

0.25759

18.8556

29.7970

11.0207

21.1316

0.16845

7.83484

15.4947

6.82524

14.2646

0.02691

1.00960

3.8414

1.00960

3.84146

Test istatistiinin anlaml olduunu gstermektedir.


(Model 2)
H0

H1

r 1 r 1
r 1 r 2
r 2 r 3
r 3 r 4
r 4 r 5

SIC

z
Deerler

z
statistii

0,05

Max
zdeer
statistii

0,05

0.771524

133.0135*

69.8188

47.24238*

33.8768

0.702270

45.77107

47.8561

27.17014

27.5843

0.672391

27.00093

29.7970

19.70987

21.1316

0.297291

11.29106

15.4947

11.28999

14.2646

3.35E-05

0.001072

3.8414

0.001072

3.84146

Test istatistiinin anlaml olduunu gstermektedir.


(Model 3)
H0

H1

r 1 r 1
r 1 r 2
r 2 r 3
r 3 r 4
r 4 r 5

SIC

z
Deerler

z
statistii

0,05

Max
zdeer
statistii

0,05

0.684509

97.29526*

69.8188

46.14497*

33.8768

0.475893

41.15030

47.8561

25.84241

27.5843

0.313215

25.30788

29.7970

15.02938

21.1316

0.225907

10.27850

15.4947

10.24255

14.2646

0.000898

0.035953

3.8414

0.035953

3.84146

Test istatistiinin anlaml olduunu gstermektedir.

2573

(Model 4)
H0

H1

r 1 r 1
r 1 r 2
r 2 r 3
r 3 r 4
r 4 r 5

SIC

z
Deerler

z
statistii

0,05

Max
zdeer
statistii

0,05

0.323686

79.65789*

69.8188

36.76316*

33.8768

0.196484

42.89474

47.8561

20.56323

27.5843

0.110845

22.33151

29.7970

11.04346

21.1316

0.073049

11.28805

15.4947

7.130332

14.2646

0.043267

3.157715

3.8414

4.157715

3.84146

Test istatistiinin anlaml olduunu gstermektedir.

Kriz ile imalat sanayi d ticareti arasnda yaplan e


btnleme analizleri, deikenler arasnda ebtnlemenin
olmad ynndeki H 0 hipotezinin reddedildiini ve bir
ebtnleme vektrnn bulunduunu gstermektedir. Bu
sonuca gre, duraan olmayan deikenlerden oluan sistem,
uzun dnem denge noktasna sahiptir. Her deiken ayn
stokastik trende sahip ve birinci sra fark duraandr. Ksa
dnemde birbirinden farkl hareket ediyor gibi grnen
deikenler, aslnda ayn stokastik trendi paylamakta ve uzun
dnemli bir dengeye sahiptirler.
Ebtnleme vektr, imalat sanayi d ticareti
deikeninin katsaysna gre normalize edildiinde deikenler
arasndaki iliki aadaki gibi olmaktadr:
Model 1
LM 0 . 709 17 , 78 LEXC 16 , 01 LEU 4 , 94 LTR 28 , 27 VOL 7 , 03 D 1
( 4 , 981 )
(10,283)
(2,961)
(17,01)
(2,204)

(8)
Model 2

LM 1,127 24,41LEXC 8,36LEU 1,87LTR 26,46VOL 4,41D2


(3,148)

(9,680)
(9)

(2,982)

(30,483) (6,697)

Model 3
LM 0,987 1,41LEXC 3,62LEU 1,11LTR 2,53VOL 9,52D3
(2,251)

(2,772)
(10)

2574

(2,582) (3,524) (4,167)

Model 4
LM 2 , 298 10 , 39 LEXC 16 , 93 LEU 10 , 34 LTR 3 , 52 VOL 4 ,11 D 3
( 2 , 255 )

(4,168)

(2,526)

(14,996)

(4,602)

(11)
Bu denklemlere gre uzun dnemde imalat sanayi d
ticareti ile D1, D2, D3, D4 ve VOL arasnda negatif ve anlaml,
LM ile LEXC arasnda Model 1-2 iin negatif, Model 3-4 iin
pozitif ve anlaml bir iliki sz konusu iken, LM ile LEU ve LTR
arasndaki iliki Model 1 iin pozitif ve anlaml, Model 2-3-4 iin
negatif ve anlaml bir iliki sz konusudur. Buna gre aadaki
bulgulara ulalmtr.
ncelen 1990-1999 dneminde; kriz, reel dviz kuru ve
reel dviz kuru belirsizliindeki %1lik art, Trkiye imalat
sanayi d ticaretinde srasyla % 7,03, %17,8 ve % 28,3 azala
neden olurken; Trkiye sermaye retim endeksi ve EURO
Blgesi endstriyel retim endeksindeki % 1lik art srasyla %
4,9 ve % 16 arta neden olmaktadr.
1999-2006 dneminde; kriz, reel dviz kuru ve reel
dviz kuru belirsizlii, Trkiye sermaye retim endeksi ve
EURO Blgesi endstriyel retim endeksindeki % 1lik art
srasyla % 4,4, % 24,4, % 26,4, % 1,8 ve % 8,3 azala neden
olmaktadr.
2006-2013 dneminde; reel dviz kurunda ortaya ka
% 1lik art, imalat sanayi d ticaretini % 1,4 artrr iken; kriz,
reel dviz kuru belirsizlii, Trkiye sermaye retim endeksi ve
EURO Blgesi endstriyel retim endeksindeki % 1lik art
srasyla % 9,5, % 2,53, %1,11 ve %3,62 3 azala neden
olmaktadr.
1990-2013 dneminde ise reel dviz kurunda ortaya
ka % 1lik art, imalat sanayi d ticaretini % 10,4 artrr iken;
kriz, reel dviz kuru belirsizlii, Trkiye sermaye retim endeksi
ve EURO Blgesi endstriyel retim endeksindeki % 1lik art
srasyla % 4,11, %3,52, %10,3 ve %16,9lik azala neden
olmaktadr.
Analiz sonularna gre reel dviz kurunun LM
zerindeki negatif etkisinin Trkiyede ihracata ynelik imalat

Parantez ierisindeki deerler t istatistik deerleridir.

2575

sanayi sektrnn retiminde ithal girdi kullanlmasndan ve


ithal girdi bamllnn yksek olmasndan kaynaklandn,
reel dviz kuru ile imalat sanayi d ticaret arasndaki pozitif
etkinin ise ulusal parann deer kazand dnemlerde bir yandan
rekabet gc kayb nedeniyle ihracatn dmesi, dier yandan
yerli yerine ithal mallarn tercih edilmesi nedeniyle ithalatn
artmasdr. Ksaca, reel dviz kuru ile ithalat arasnda pozitif,
ihracat arasnda ise negatif bir iliki olduu varsaylmakla
birlikte negatif etki pozitif etkiden byk gereklemektedir.
Dolaysyla, 2004, 2005, 2007 ve 2010 yllarnda beklenenin
aksine ihracat art yaanmaktadr.
Bata Rusya olmak zere, Asya lkelerindeki kriz ve
1999 Marmara Depremi, 1998-1999 dneminde Trkiye
ekonomisinde iktisadi daralmaya neden olmutur. Bu dnemde,
reel gayrisafi yurt ii haslada (GSYH) azal yaanrken, d
ticaret hadlerindeki iyileme reel GSYH daha az bir daralma
gstermitir. Temel olarak, Trkiyenin i dinamiklerinden
kaynaklanan 2000-2001 krizi ile 2008-2009 dneminde patlak
veren kresel krizin etkisiyle reel GSYH daralmtr. D ticaret
hadleri ve reel gelir arasnda dorudan bir iliki vardr. Bir lkede
d ticaret hadlerinin iyilemesi (ihracat fiyatlarnn ithalat
fiyatlarna oranla daha hzl artmas ya da daha yava dmesi)
ayn miktar ithalat iin daha az miktarda ihracata ihtiya
duyulmasn salayabilecektir. D ticaret hadlerinin bir lke
lehine dnmesi, o lkenin gelir blmndeki paynn
ykseldiini, aleyhine dnmesi ise bu payn azaldn gsterir.
Bu, birinci durumda reel gelir retimden daha hzl artt halde,
ikinci durumda daha yava artyor demektir. Ayrca d ticaret
hadlerinin gsterdii dalgalanmalar lkenin d alem gelirlerine
de yansmaktadr.
Yukardaki denklem 8-11, ele alnan deikenler
arasndaki uzun dnemli bir ilikiyi gstermekte fakat ilikinin
yn ve ne kadar sre sonra uzun dnemde dengeye gelinecei
hakknda bilgi vermemektedir. Deikenlerin uzun dnem denge
deerine doru yaknlama hzn bulmak iin ebtnleme
testini takiben ncelikle Hata Dzeltme Modeli ve daha sonra ise
deikenler arasndaki ilikinin ynn saptamak iin Granger
Nedensellik testi uygulanmtr. Hata dzeltme modeli sonular
Tablo 5te ve buna bal olarak elde edilen Granger nedensellik
testine ait tahmin sonular ise Tablo 6da sunulmutur.

2576

Tablo 5: Hata Dzeltme Testi Sonular (Uyum Katsaylar)


(Model 1)
LM

LREXC

LEU

LTR

VOL

D1

-0,3163

-0,0171

-0,0023

-0,0044

-0,0046

-0,0371

(0,0015)

(0,0139)

(0,0011)

(0,0084)

(0.0516) (0,0058)
R-kare

0.98189

Uyarlanm R-kare

0.97602

F-statistii

156,314

Durbin-Watson statistii

1, 7438

Not: Standart hatalar parantez iindedir.


(Model 2)
LM

LREXC

LEU

LTR

VOL

D2

-0,2037

-0,1626

-0,0115

-0,0583

-0,0208

-0,3297

(0,0068)

(0,06639)

(0,0078)

(0,0232)

(0,0146) (0,0473)
R-kare

0.981839

Uyarlanm R-kare

0.960730

F-statistii

196, 218

Durbin-Watson statistii

1,8748

Not: Standart hatalar parantez iindedir.


(Model 3)
LM

LREXC

LEU

LTR

VOL

D3

-0,1375

-0,0123

-0,0556

-0,013

-0,0523

-0,0738

(0,0091)

(0,0346)

(0,0352)

(0,0423)

(0,0221) (0,0137)
R-kare

0.989789

Uyarlanm R-kare

0.973233

F-statistii

302,281

Durbin-Watson statistii

1,9422

Not: Standart hatalar parantez iindedir.


(Model 4)
LM

LREXC

LEU

LTR

VOL

D4

-0,1802

-0,0166

-0,0042

-0,0054

-0,0043

-1,0759

(0,0053)

(0,0071)

(0,0010)

(0,0094)

(0,0276)

(0,0290)

R-kare

0.978189

Not: Standart hatalar parantez iindedir.

2577

Uyarlanm R-kare

0.950730

F-statistii

215,182

Durbin-Watson statistii

1,9258

Tablo 5te hata dzeltme modellerine ait uyum


katsaylar yer almaktadr. Hata dzeltme mekanizmasnn
oluumu iin bu katsaylarn sfrdan farkl olmas
gerekmektedir. Analiz sonularna gre elde edilen katsaylar
tm denklemler iin sfrdan farkldr ve negatif iarete sahiptir.
Katsaylarn
negatif
iaretli
olmas
ksa
dnemli
dengesizliklerden dengeye doru ynelme olduunu
gstermektedir. malat sanayi d ticaret denklemlerine ait uyum
katsaylar srasyla yaklak olarak -0.3, -0.2, -0.13 ve -0.18dir.
Bu sonulara gre dviz kuru belirsizlii, EURO blgesi
endstriyel retim endeksi, sanayi retim endeksi reel dviz kuru
ve kriz kukla deikenlerinin neden olduu imalat sanayi d
ticaretindeki dengesizliin Model 1 iin %30u, Model 2 iin
%20, Model 3 iin %13i ve Model 4 iin %18i her bir zaman
dneminde ortadan kalkmaktadr. Dolaysyla malat sanayi d
ticaretinin uzun dnem zaman politikalarndan sapmalar, ksa
dnemlidir ve uzun dnemde geicidir.
Tahmin sonularna gre, modele dahil edilen
deikenler teorik beklentiye uygun iarete sahip olup
istatistiksel olarak anlaml bulunmutur. Modelin nemli
2

ltlerinden bir tanesi olan sistemin belirlilik katsays (R )


0.97dir. Buna gre, tahmin edilen ekonometrik model, bamsz
deikenler ile baml deikenler arasndaki ilikiyi yksek
oranda aklamaktadr. Modelde ardk bamlln olup
olmad Durbin-Watson Testi ile aratrlmtr. Test
deerleri, (1.74, 1.87, 1.94, 1.92) modelde oto korelasyonun
olmadn gstermektedir.
Tablo 6: Hata Dzeltme-Geniletilmi Granger Nedensellik
Testi Sonular
(Model 1)
Deiken ifti

Nedenselliin Yn F statistik

Olaslk

LEXC - LM

6.43488

0.00015

LM - LEXC

0.69056
3.03720
0.35676

0.60054
0.02174
0.83865

LEU - LM
LM - LEU

2578

LTR - LM
LM - LTR
VOL - LM
LM - VOL
D1 - LM
LM - D1

3.93974
1.45263
2.54742
7.95516
0.65595
22.7555

0.01114
0.22410
0.04532
1.8E-05
0.62434
1.0E-12

(Model 2)
Deiken ifti

Nedenselliin Yn F statistik

LEXC - LM
LM - LEXC
LEU - LM
LM - LEU
LTR - LM
LM - LTR
VOL - LM
LM - VOL
D2 - LM
LM - D2

3.42271
0.04269
5.74090
0.74218
2.55647
2.08944
2.99795
3.13539
2.93896
0.75739

Olaslk
0.03698
0.95823
0.00452
0.47900
0.04174
0.12979
0.03272
0.02422
0.04306
0.47189

(Model 3)
Deiken ifti

Nedenselliin Yn F statistik

LEXC - LM
LM - LEXC
LEU - LM
LM - LEU
LTR - LM
LM - LTR
VOL - LM
LM - VOL
D3 - LM
LM - D3

6.43488
0.69056
3.03720
0.35676
2.58726
1.45263
2.54742
7.95516
0.00485
0.37467

Olaslk
0.00015
0.60054
0.02174
0.83865
0.04270
0.22410
0.04532
1.8E-05
0.99995
0.82610

(Model 4)
Deiken ifti
LEXC - LM
LM - LEXC
LEU - LM
LM - LEU
LTR - LM
LM - LTR

Nedenselliin Yn F statistik

Olaslk

0.00015
0.60054
0.02174
0.83865
0.11146
0.04270

6.43488
0.69056
3.03720
0.35676
1.93974
2.58726

2579

VOL - LM
LM - VOL
D4 - LM
LM - D4

2.54742
7.95516
4.81018
3.09273

0.04532
1.8E-05
0.00154
0.02000

Tablo 6da Granger nedensellik testi sonular verilmitir. Test


sonular incelendiinde, imalat sanayi d ticareti, kriz kukla
deikeni ve reel dviz kuru belirsizlii deikenleri arasnda ift
ynl; reel dviz kuru, EURO Blgesi endstriyel retim indeksi
ve Trkiye sermaye retim indeksinden imalat sanayi d
ticaretine doru ise tek ynl bir nedensellik ilikisinin var
olduu belirlenmitir.
SONU

Bu almada, Trkiye ekonomisi iin, 1990-2013


dnemine ait er aylk veriler kullanlarak krizler ile imalat
sanayi d ticareti arasndaki iliki ebtnleme analizi ve hata
dzeltme modeli yardm ile ekonometrik olarak incelenmitir.
Kresel krizlerin imalat sanayi d ticareti zerindeki
etkilerini tespit edebilmek iin ilk olarak almada kullanlan
deikenlerin birim kk testleri yaplmtr. Yaplan bu testler
sonucunda seriler duraan hale getirilmitir. Daha sonra bu
seriler arasnda uzun dnemli bir ilikinin olup olmadn
Johansen ebtnleme testi ile tespit edilmi ve Hata Dzeltme
modellerine bal olarak Granger nedensellik testi uygulanm ve
seriler arasndaki ilikinin yn belirlenmitir. Model tahmin
sonularna gre, yaplan Johansen ebtnleme testi
sonucunda, bir ebtnleme eitlii belirlenmitir. Elde edilen
parametre tahminleri, krizlerin imalat sanayi ihracatn negatif
ynde etkiledii hipotezini destekler nitelikte sonular vermitir.
Trkiye ekonomisi iin, i ve d faktrlerden kaynakl ortaya
kan krizlerin imalat sanayi d ticaretini olumsuz etkilemekle
birlikte Hata Dzeltme modeli sonularna gre, bu negatif
etkinin kalc olmad ve 1994 ylnda yaanan olumsuz etkinin
yaklak 3 dnem, 2001 ylnda patlak veren olumsuz etkinin 5
dnem ve 2007 ylnda ortaya kan ve ksa sre iinde tm
dnyay olumsuz ynde etkileyen kresel krizin ise yaklak 8
dnem devam ettii sonucuna ulalmtr. Kriz dnemlerinde,
Trkiyenin en rekabeti olduu, en fazla ihracat yapt imalat
sanayi sektrnde dahi krizle balayan dnemde nemli pazar

2580

kayplar yaamas, her sektrde kendisinden ok daha iyi


performans sergileyen birok lkenin olmas ihracatmzn alarm
verdiini gstermektedir. Kriz dnemlerinde yllarn birikimiyle
kazanlan pazarlarn kaybedilmeye balanm olmasnn, dnya
ticaretinin yeniden artt dnemde Trkiyenin ihracatn eski
dzeyine karmasn engelleme ihtimali yksektir. Bu da
lkemizdeki kurulu kapasitenin atl kapasiteye dnmesi
anlamna gelmektedir. Dolaysyla Trkiyede ihracatn
daralmaya balad dnemlerde ihracatn gelitirilmesi ynnde
alnan tm tedbirlerin byk lde yetersiz kald
anlalmaktadr. Bu tedbirlerde ya ge kalnm ya da sorunun
tehis ve tedavisinde gerekli olan etkinlie ulalamamtr. Bu
yzden Trkiyenin zellikle hzla pazar kaybettii sektrler
bata olmak zere bir destek planna ihtiyac bulunmaktadr.

2581

KAYNAKA

BORATAV Korkut, Trkiye ktisat Tarihi, mge Kitapevi,


Ankara, 2009.
DCKEY, David A. & WAYNE A. Fuller, Distiributions of the
Estimators for Autoregressive Time Series With A Unit
Root, Journal of American Statistical Assosiation, No.
74,
1979,
p. 424-431.
ENDERS, Walter, Applied Econometric Time Series. John
Wiley and Sons Inc:NewYork, 1995.
ENGLE

Robert
F.,
Autoregressive
Conditional
Heteroscedasticity with Programing, Journal of Farm
Economics, No. 46, 1982, p. 67-93.

ENGLE Robert F. & CLVE W. J. Granger, Co-integration and


Error-Correction: Representation, Estimation and
Testing, Econometrica, No. 55, 1987, p. 251-276.
GRANGER Clive W. J. Some Recent Developments in a
Concept of Causality, Journal of Econometrics. No. 39,
1988.
GUJARAT Damador N, Temel Ekonometri, (ev. .enesen &
G.G.enesen), Literatr Yaynlar: stanbul, 2006.
JOHANSEN Soren, Statistical Analysis of Cointegrating
Vectors, Journal of Economic Dynamics and Control,
Vol. 12, 1988, p. 231-254.
JOHANSEN, Soren & KATARNA Juselius, Maximum
Likelihood Estimation and Inference on Cointegration
with Applications to the Demand for Money, Oxford
Bulletin of Economics and Statistics, No. 52, 1990, p.
169-210.
KAKWANi, Nanak. & SON, Hyun H., Asian Recovery: A Social
Perspective, Asia and Pasific Forum on Poverty:
Reforming Policies and Institutions for Poverty
Reduction, Asian Development Bank, Manila,
Indonesia, 2001.

2582

Kalknma Bakanl, Ekonomik ve Sosyal Gstergeler,


http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/EkonomikSosyalGo
stergeler.aspx, (Eriim Tarihi, 10.04.2014).
KARACA, Osman Trkiyede Enflasyon-Byme likisi:
Zaman Serisi Analizi, Dou niversitesi Dergisi, Vol.
4, No. 2, 2003, p. 247-255.
KASMAN, Adnan ve KASMAN, S. Reel Efektif Dviz
Kurunun hracat Arz zerine Etkisi, Gelime
Stratejileri ve Makroekonomik Politikalar Tebli
Metinleri-II, 2004 Trkiye ktisat Kongresinde
Sunulan Bildiri, 5-9 Mays, Ankara, DPT, 2005, p. 111123,
htttp://ekutup.dpt.gov.tr.ekonomi/tik2004/cilt3.pdf,
(Eriim Tarihi, 15.04.2014).
KIPICI, Ahmet N. ve KESRYEL, Mehtap Reel Dviz Kuru
Tanmlar ve Hesaplama Yntemleri, ktisat, letme
ve Finans, Vol. 12, No.131, 1997, p. 16-22.
LUTKEPOLH Helmut, Asymptotic Distributions of Impulse
Responses,
Step
Responses,
and
Variance
Decompositions of Estimated Linear Dynamic Models,
Review of Economics and Statistics, No. 72, 1990, p.
53-78.
TK,

Konularna
Gre
statistikler,
http://tuikapp.tuik.gov.tr/disticaretapp/menu.zul,
(Eriim Tarihi, 21.04.2014).

SEVKTEKN Mustafa & NARGELEEKEN Mehmet,


Ekonometrik Zaman Serileri Analizi, Nobel Yaynevi,
Ankara, 2007.
SREGAR, Reza Y. ve GULASEKARAN, Rajaguru, Base
Money and Exchange Rate: Sources of Inflation in
Indonesia During the Post-1997 Financial Crisis,
Adelaide University. Centre for International Economic
Studies,
CIES
Discussion
Paper
0221,
http://www.adelaide.edu.au/
cies/papers/0221.pdf,
2002.

2583

UNCTAD, Birlemi Milletler Ticaret ve Kalknma Konferans,


2009, p. 6, http://unctad.org/en/Pages/Statistics/aspx,
(Eriim Tarihi, 21.04.2014).

2584

KAAKILIIN TURZM FAALYETLERNE ETKS:


ALANYA RNE

Ar. Gr. Faruk Kerem ENTRK


Ar. Gr. Caner GL
ZET

lke ekonomisine ar zararlar olan kaaklk


faaliyetlerinin, turizme olan olumsuz etkilerinin esnaflar
tarafndan nasl algland ve ne tr kaaklk trlerinin yaygn
olduu sorular bu aratrmann temel problemini
oluturmaktadr. Alanya merkez blgesinde faaliyet gsteren 120
iletmeye anket datlm, bunlardan 100 tanesi aratrmaya
katlmay kabul etmitir. Elde edilen veriler betimleyici bir
alma olmas asndan yzde ve frekans analizleri, oklu
cevaplama setleri analizlerine tabi tutulmutur. Sonu olarak
esnaflarn Alanyada yaygn bir ekilde uyuturucu ve iki
kaakl gerekletirildiine ynelik bir algya sahip olduu,
kaakln dardan Alanyaya almaya gelen insanlar
tarafndan gerekletirildiine inanld, kaak rnlerin
karayolu aracl ile piyasaya sokulduu ve kaaklk
yaplmasnn en nemli nedenleri olarak ekonomik kazan
salama ve yasalarn caydrc nitelikte olmamas
gsterilmektedir. Ayrca katlmclar kaaklk faaliyetlerinin
turizm zerinde olumsuz bir etkiye sahip olduu ve bu etkinin
esnaflar da zor durumda braktn belirtmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kaaklk, Turizm, Faaliyetleri,

Alanya
THE EFFECTS OF SMUGGLING ON TOURISM
ACTIVITIES: THE CASE OF ALANYA
ABSTRACT

The main problem of this study is how tradesmen


perceive the effects of smuggling activities on tourism and what
kind of smuggling activities which damage national economy is

Akdeniz niversitesi, Alanya letme Fakltesi, fksenturk@akdeniz.edu.tr

Akdeniz niversitesi iletme Fakltesi

2585

common in Alanya. 120 surveys is distributed to the businesses


which operate in Alanya city center and 100 surveys returned.
Obtained data is analyzed with frequency, percentage, multiple
response analysis to present a descriptive finding of smuggling
subject. Participants have a strong perception that smuggling of
drugs and alcoholic drinks are prevalent in Alanya. Also
participants thought that smuggling activities are carried out by
outsiders and conveyed by highway. Besides, providing
economic gain and lack of deterrent penalties/laws are seem as
the most important reasons for smuggling. Additionally,
tradesman in Alanya thought that smuggling activities have a
negative impact on tourism and this impact put them in a difficult
position with respect to image.
Keywords: Smuggling, Tourism Activities, Alanya.
GR

Turizm sektr hi kukusuz birok lkenin


kalknmasnda nemli bir konuma sahiptir. Turizm, gerek
turistler aracl ile dviz getirici etkisi, gerek yeni istihdam
olanaklar salamas asndan hem ekonomiye hem de yerel
halka fayda salamaktadr. Turizm birok sektr ile iliki iinde
olmas nedeniyle farkl sektrlerdeki dalgalanmalardan hzl bir
ekilde etkilenmekte ve ihtiya duyduu rn ve hizmetlerin
temininde de bu dalgalanmalarn etkisini hissetmektedir.
Dolays ile gerek turistler, gerek yatrmclar ve gerek alanlar
piyasalardaki dalgalanmalarn fiyatlar zerindeki etkilerinden
rahatsz olmaktadr. Bu noktada kaaklk yasal olmayan
yollardan rn ve hizmet tedarii sunmas asndan cazip bir
hale gelmekte ve turizm sektrnde bulunan tm iletmeleri
(ulam irketleri, seyahat acentalar, tur operatrleri, oteller,
tedarikiler vb.) olumsuz ynde etkilemektedir.
Vergi gelirleri asndan byk nem arzeden temel
eya ve rnlerin kaaklnn yaplmas, lkemizin ekonomik
ynden g kaybetmesine sebep olmakta, kaytl istihdam
alanlarnn almasn engellemekte ve haksz rekabet nedeniyle
yerli iletmelerin faaliyetlerine sekte vurmaktadr. Bunun yan
sra devlet otoritesini genel ve blgesel olarak etkileyen bu
sulardan beslenen su rgtleri yada terr rgtleri elde ettikleri
haksz kazan ile dorudan yada dolayl olarak faaliyetlerini

2586

finanse etmekte, bu durum devlet ile vatanda arasnda gven


bunalm yaanmasna sebebiyet vermektedir (TADOC, 2011).
Gerekletirilen
kaaklk
faaliyetleri
turizm
sektrnde haksz rekabete neden olmas ve kaak rnler
vastasyla halk saln tehdit edici bir unsur olmas asndan
zarar verici bir etkiye sahip olmakta ve destinasyon imaj
algsnda da olumsuz sonular dourmaktadr. Bu almada
Alanyada faaliyet gsteren esnaflarn kaaklk faaliyetlerine
ve kaakln turizm sektrne etkilerine ynelik
alglamalarnn tespit edilmesi amalanmtr.

1. KAAKILIK

Son yllarda kltrler arasndaki etkileim dzeyi gerek


ulam gerek iletiim teknolojisinin geliimine paralel olarak
art gstermektedir. Buna bal olarak baz lkeler arasndaki
snrlarn nemi ortadan kalkarken baz lkeler arasndaki
gelimilik dzeyi ve gelir dalmndaki eitsizliklerden dolay
bu snrlarn nemi daha da artmaktadr.
Baz gelimemi lkelerde varolan temel ekonomik
sorunlardan biri kaaklk faaliyetleridir. Kaaklk
kavramna ahlaki veya yasal bir perspektiften bakmaktan te salt
ekonomik bir olgu olarak ele alnmaldr (Bhagwati ve Hansen,
1973). Bir rnn lkenin farkl yerlerinde farkl
cretlendirmelere tabi olmasnda kaaklk faaliyetlerinin
nemli bir etkisi olduu belirtilmektedir (Saba, Beard, Jr.
Ekelund ve Ressler , 1995). Gelimemi lkelerin yan sra
gelimekte olan ve gelimi lkelerde de kaaklk
faaliyetlerinin art gsterdii ve hkmetlerin bu konu zerinde
daha dikkatli olmas gerektii vurgulanmaktadr (Joossens ve
Raw, 1995).
Kaaklk kelimesi dilimizde a) Bir devletin yasalarna
kar gelerek yaplan ticaret, b) Bir lkeye gmr denmemi,
yasaklanm mal gizli olarak sokma, c) Gizli olarak sezdirmeden
karma ii gibi anlamlara gelmektedir (Trke Szlk,
2009:1023). Hukuk terimleri asndan ise kaaklk Devlete
vermekle ykml olduu vergi ve resmi vermemek iin hile ile
alm satm yasaklanm maddeleri gizlice alp satmak ve bylece
yarar salamak, yurda gmrksz mal sokmak eklinde

2587

tanmlanmaktadr (Alpdndar, 1977:174). Kaaklk kelimesi


ngilizcede smuggling kelimesi ile karln bulmakta ve
Gmrk ve Tketim Kanunlarnda belirtilen vergi cretlerini
demeden mal ithal etme suu olarak tanmlanmaktadr (The
Oxford English Dictionary, 1991:818). Yukarda belirtilen
faaliyetleri gerekletiren kiiler ise kaak olarak
tanmlanmaktadr.
Genel olarak kaaklk
sralayabiliriz (KOM, 23.05.2013):
thali
kaakl,

mmkn

fiillerini

eyada

ekilde

gerekletirilen

ithal

Transit rejimi hkmlerine aykrlk suretiyle yaplan


kaaklk,
thali yasak eyann ithal veya ihra kaakl, ithali
izne, lisansa, arta, ksntya, uygunluk belgesine tabi eyada
yanltc ilem yoluyla kaaklk,
Vergiden muaf ithal olunan eyay ithal amac dnda
kullanmak suretiyle yaplan kaaklk,
Dhilde ileme
gerekletirilen kaaklk,

rejimine

aykrlk

suretiyle

Gmrk kontrol altnda ileme rejimi erevesinde


ithal edilen eyada yaplan kaaklk,
Antrepo veya geici depolardan eya karma yoluyla
yaplan kaaklk,
Yolcu beraberinde getirilen eyada gerekletirilen
kaaklk,
Gmrk kaplar haricinde yurda sokulan eya
kaakl balklar altnda toplamak mmkndr.
lkemiz snrlarnda gerekletirilen ve yasal olmayan
yollar aracl ile lkemize sokulan vergisiz rnler ile ilgili
istatistiki bilgiler ve hangi ehirlerin kaaklk faaliyetlerinde n
plana kt bir sonraki blmde detaylca paylalacaktr.
2.1 Trkiyede Kaaklk Faaliyetleri

Kaaklk faaliyetleri, lke ekonomisini ve kamu


dzenini olumsuz ynde etkileyerek serbest pazar ekonomisinin

2588

temel dinamikleri olan; rekabet, kiisel giriim, fiyatlarn


olumas, mal ve hizmetlerin sunulmasnda arz talep dengesinin
salanmas gibi unsurlar tahrip etmekte, yerli sanayinin
gelimesinin olumsuz ynde etkilemekte ve terr rgtleri de
dahil olmak zere, farkl su organizasyonlar iin nemli bir
gelir kayna oluturmaktadr (Karatay ve Kapuszolu,
2011:119).
ztrk
(2006:107)
Trkiyedeki
kaaklk
faaliyetlerinin geliimini lk kez 1978 ylnda artan petrol
talebini ucuz yolla karlamak zere ranla snr ticaretine
balanmtr. Balangta karlkllk ilkesi benimsenirken
ardndan bu kural unutulmu, snr ticareti snrsz ticarete
dnm ve Trkiyeye her trden tarm rn ve motorin
getirip sadece snr illerinde deil lkenin her yerinde bunlar
satma mekanizmasna dnmtr. Bunun zerine 1999da
tarm rnleri, 2000 sonunda ise petrol rnlerine nemli
kstlama getirilmi, 2002de motorin ticareti tamamen
yasaklanmtr. 2005 ylna geldiimizde dnya petrol
fiyatlarnn varil bana 60 Amerikan Dolarn getii bir
konjonktrde, temel petrol ihracats komu lkelerden yeniden
daha ekonomik fiyattan snr ticareti kapsamnda petrol ithal
etmenin mmkn olaca grnmektedir satrlar ile gzel bir
ekilde zetlemektedir.
Aslan ve cal (2012) birok su trnn geici nitelie
sahip olduunu belirtirken kaaklk sularnn ise kalc bir
nitelie sahip olduunu vurgulamaktadr. zdemir ve Pekgzl
(2012) kaaklk faaliyetlerinin PKK ve dier terr rgtleri iin
nemli bir finans kayna olduuna vurgu yapmaktadr. Bata
uyuturucu, silah, gmen ve sigara kaakl olmak zere her
trl kaaklk konusu mallarn retim ve sat blgeleri
arasndaki yollar, terrizmin demeler dengesini besleyen
atardamarlar olmutur (akr, 2010:71). Bu noktada bireyin
(oluan rgtlerin) yer alt ekonomisinden bekledii kar,
zamann ve kaynaklarn kullanarak yasal faaliyetlerden
bekledii kardan fazla ise yer alt ekonomisi faaliyetlerinin
(hrszlk, kaaklk, tefecilik, rvet) gereklemesinin nne
geilemeyecektir (Gkpnar, 2005:222).

2589

Tablo 1: Kaaklk Sularndan Yakalanan rnlerin Yllara


Gre Dalm
Kaak
rnler
Akaryakt
(litre)
Alkoll
ki (ie)
Hap (tane)
Klonlanm
Cep
Telefonu
(adet)
Et (Kg)
ay (Kg)
Sigara
(Paket)

YILLAR
2007
5.726.094

2008
3.754.089

2009
14.388.204

2010
7.652.838

2011
10.345.692

116.993

384.278

1.215.108

362.731

291.577

228.994
-

79.120
32.641

382.677
29.275

1.277.896
39.809

6.986.821
119.938

108.875
11.854.292

710
383.264
10.669.357

4.585
782.570
10.149.605

74.947
862.156
43.545.267

82.503
2.352.769
69.730.125

Kaynak: TADOC, 2010-2011 Kaaklk ve Organize Sularla


Mcadele Daire Bakanl Raporlarndan derlenmitir.

Akaryakt
kaakl
ile
ilgili
istatistikler
incelendiinde be yllk sre sonunda kaak akaryakt
miktarnn iki katna kt grlmektedir. Akaryakt
kaaklnn yrede tarm ve hayvancln gerilemesi, haksz
kazan elde edilmesi, devletin vergi kaybna uramas, kaak
yaktn aralarn motorlarna zarar vermesi, evre kirliliinin
olumas, karayollarnda gereksiz trafik younluunun olumas,
snrdaki insan lmlerinin artmas ve terr rgtlerinin
finansman salamas (Deniz, 2010:114) gibi olumsuz etkileri gz
nnde bulundurulduunda oranlardaki art tehlike sinyali
vermektedir.
Ele geirilen kaak alkoll iki miktarlarna
bakldnda ise 2007 ylndan 2011 ylna %150lik bir art
olduu grlmektedir. Bu gelimelere neden olarak kaak alkoll
iki reten imalathanelere dzenli basknlar yaplmas ve kaak
rnlerin piyasaya srlmesinin engellenmesi gsterilebilir. Ele
geirilen kaak ila ve hap oranlarnn yllar iinde srekli bir
ekilde ykseldii 2010 ve 2011 yllar arasndaki artn ise
%447lik nemli bir art olduu grlmektedir. Ele geirilen
ila ve haplar in kaynakl olmakla birlikte genellikle zayflama
ve cinsel ierikli haplar olduu belirtilmektedir (TADOC, 2011).
Ele geirilen kaak telefon oranlarnda 2010 ylndan 2011 ylna
%201lik bir art olduu grlmektedir. Hava, kara ve deniz
yolu ile lkemize sokulan bu telefonlar genellikle yeni km ve
rabet gren telefonlarda younla

You might also like