You are on page 1of 81

proxy fight(irket evlilii veya irket satn alma durumlarnda*, hedef irketin ynetim kuru unun olaya scak

bakmamas sonucu alc firmann hedef irket stnde kontrol salamak amac firmann hissedarlarn mevcut ynetim kurulunu devirip sat yanls adamlar baa getirmel ikna etmeye alma durumu) brusque(sert, ters, kaba) venerable(yal ve saygdeer, muhterem) enormity(byk ktlk, alaklk; byklk) prod(drtmek; kiskirtmak, zendirmek, gaz vermek){(ded|s|ing)?)} incur(maruz kalmak, uramak, yakalanmak){(red|s|ring)?)} expel(1.kovmak, karmak, atmak 2.snrd etmek) deprive(yoksun birakmak, mahrum etmek){(d|s)?|depriving)} muster(1.toplamak; toplanmak 2.ask. itima yapmak) mutiny(isyan) stifle(1.bomak, (bir duyguyu/isyan) bastrmak, zaptetmek, tutmak, engellemek 2.boucu, ( birinin) soluk almasn zorlatrmak/engellemek, boulmak){(d|s)?|stifling)} slumber(uyumak, uyuklamak; uyku) brawny(kaslar gelimi, adaleli) carouse(iki lemi yapmak){(d|s)?|carousing)} dawn(1.seher, tan vakti 2.afak, tan f. grnmeye balamak, aydnlanmak){(ed|s|ing)?)} lodge(oturmak, kirac olarak kalmak, misafir olmak, yatya kalmak, misafir etmek, para yatrmak){(d|s)?|lodging)} contempt(1.kk grme, hor grme 2.kaytszlk, endielenmeme, sallamama){(ible)?)} contemptuous(aalayc, hakir gren, hor gren){(ly)?)} mufti(mft, sivil elbise) slay(ldrmek, katletmek, katliam yapmak){(ing|s)?|slain|slew)} ransack(1.iyice aratrmak, altn stne getirmek 2.yama etmek) idle(issiz, aylak; tembel; yararsiz, sonusuz, bos,zaman ldrmek){(d|s)?|idling)} defile(dar geit,kirletmek, pisletmek; (kutsal bir eye) saygszlkta bulunmak){(d|s)?|def ling)} complicity(1.su ortakl, yardaklk) swamp(bataklk f. 1.suyla doldurmak tarmak; (i, vb.) yklemek inemek, hie saymak, yenme hack(kesmek, yarmak, dogramak tekme atmak binek ati){(ed|s|ing)?)} pickaxe(kazma) accomplice(su orta) shred(para, lime, dilim, paralamak, ince ince doramak, kymak 2.(in -s) ok kt hasar g anm, ok sayda paraya yrtlm 3.(pick/pull/tear -) ok ar eletirmek){(ded|s|ding)?)} intermediary(ara, orta, arabuluculuk eden) indictment(sulama, itham, iddianame, dava ama) atrocity(vahet, canavarlk, gaddarlk, acmaszlk; berbat, rezil ey) substantiate(kantlamak, dorulamak; gerekletirmek) lame(topal , eksik) insinuation(st kapal sz, ima, yaclk) deprave(ahlkn bozmak; batan karmak; ayartmak){(d|s)?|depraving)} scour(ovmak, ovarak temizlemek fralamak, ke bucak aramak){(ed|s|ing)?)} squeamish(titiz, zor beenir, hassas, alngan, midesi hemen bulanan) profess(itiraf etmek, aka sylemek, iddia etmek, (meslek) icra etmek, yapmak; okutmak, retmek){(ed|es|ing)?)} gallant(grkemli, cesur, yiit, kibar, centilmen, sevgili, ak) zznip(imdiklemek kstrmak azck iki imek; krai almak, souk){(ped|s|ping)?)}{nip(?= bud(gonca, tomurcuk,tomurcuklanmak; gonca vermek 2.ahbap, kafadar, arkada){(ded|s|d ing)?)} cordial(1.candan, yrekten, iten, samimi, scak, dosta 2.meyve suyu; likr) cordially(1.itenlikle, samimiyetle, dosta 2.ok fazla, fazlasyla) condone(gz yumma){(d|s)?|condoning)} reproach(sitem, sulama, knama; ayp, utan verici ey) ail(hasta olmak, rahatsz olmak){(ed|s|ing)?)} zzlot(ok miktarda; 1.arsa 2.grup; parti (mal) 3.nasip, ksmet 4.tic. (mal) parti){(? <=[aA] )lot(?= of)} delude(aldatmak, kandrmak){(d|s)?|deluding)} prerogative(1.hak, yetki 2.ayrcalk, imtiyaz)

ragged(1.yrtk prtk 2.hrpani, perian klkl 3.kenarlar eri br kesilmi) smug(temiz giyimli, k, kendini beenmi, kendisiyle gurur duyan) allegiance(sadakat) fealty(sadakat) aberration(sapknlk) tread(zerinde yrmek, katetmek; basmak, ignemek ayak sesi admlamak){(s|ing)?|trod(den)? } unimpeachable(sulanamaz; kuskulanilamaz, drst) deviate(sapmak, ayrlmak, yoldan kmak, saptrmak){(d|s)?|deviating)} usurp(zorla almak, el koymak, gas_petmek){(ed|s|ing|ation)?|usurper(s)?)} blare(boru sesi karmak, bangr bangr almak){(d|s)?|blaring)} buffer(tampon) ostensible(grnste, szde, gerek olmayan){|ostensibly)} belligerent(1.kavgac, dvken 2.sava) collusion(gizli anlasma, dolap, tezgh) topple(sendelemek, dsmek; devirmek, dsrmek){(d|s)?|toppling)} indefatigabl(yorulmaz){(e|y)?)} crisp(gevrek; krpe, taze; yeni, gcr gcr; abuk, tez, hzl; (hava) souk, cips) pan(tava; lavabo ta; elek acmaszca eletirmek tavada piirmek ; btn, tm, her){(ned| } abreast(yan yana, ayn hizada; baaba) embed(iine oturtmak, kakmak, gmmek, yerletirmek; kafasna sokmak) avow(1.aka sylemek, itiraf etmek, beyan etmek 2.(-ed) aka ilan edilmi olan, alenen dilmi yada kabul edilmi olan){(ed|s|ing|al|edly)?)} coercion(zorlama, bask, bask rejimi) guff(bo laf, palavra, martaval) pretentious(iddial, gsterii, kendini beenmi) juxtapose(yan yana koymak, dizmek, sralamak){(d|s)?|juxtaposing)} aphorism(atasz, zdeyis, vecize) indulg(isteklerini yerine getirmek, martmak, yz vermek, msamaha; (yemek, imek, vb.'de) arya kamak, kaptrmak){(e|ed|es|ing)?)} indulgen(1.hogr, msamaha, anlay gsterme, martma, haz, zevk, bamllk, tutku){(ce plunge(daldrmak, batrmak, saplamak; (dikine ve byk bir hzla) dmek, dvermek; (iler ermek; (take the -)k. dili gze almak, cesaret ederek kalkmak){(d|s)?|plunging)} enthrone(tahta karmak, ta giydirmek){(d|s)?|enthroning)} impinge(etkisi olmak, etkili olmak, vurmak, arpmak){(d|s)?|impinging)} subservien(hizmet etme, itaat etme, yaranma, srnama){(t|ce)?)} ratchet(1.(mandall ark iin) mandal, crcr 2.mandall ark, crcrl makara) lever(kaldra, manivela, lvye)(ed|s|ing)?)} abase(kk drmek, aalamak, gururunu krmak){(d|s)?|abasing)} dissident(kart grl, muhalif) baleful(nefret, ktlk dolu, eytani) venomous(zehirli, haince, kin dolu) rhetoric(konuma sanat, sylem, szbilim) cling(1.yapmak, skca sarlmak, tutunmak 2.yaknnda olmak 3.(hatra v.b.ne) bal olma lung)} trait(zellik, kiisel zellik) rogue(namussuz, dolandrc, hilekr, kt; kerata, yaramaz, haydut) culprit(sulu, zanl, sank, hkml) alibi(1.huk. sann, suun ilendii srada baka yerde bulunduu eklindeki iddias 2.k. di , mazeret) absolve(temize karmak, aklamak; suunu balamak; gnahn balamak){(d|s)?|absolving) debacle(felket, musibet, ykm; hezimet, bozgun) refuge(snak, barnak, kalacak yer, refj, iltica) deflect(f.saptrmak, sapmak; dndrmek, dnmek; evirmek; caymak) adduce(vermek (rnek), ileri srmek (kant), gstermek (kant)){(d|s)?|adducing)} unscrupulous(ahlaksz, vicdansz) agitate(ooooosallamak, alkalamak; sarsmak, zmek, altst etmek, alkalanmak; kkrtmak, t etmek, propaganda yapmak){(d|s)?|agitating|agitation)} seduce(batan karmak, ayartmak, kanna girmek; kandrmak, ifal etmek){(d|s)?|seducing|se

tion|seductive|seductively|seductiveness)} whip(kirba, kami, , rpmak, kafasna sokmak, zorla retmek, yenmek, kapmak){(ped|s)?|wh g)} havoc(hasar, tahribat, zarar, ykm, karklk) rash(dncesiz, atak, gz kara, ihtiyatsz, aceleci; isilik){(ly|ness)?)} ferment(mayalamak; heyecanlanmak, telaslanmak, huzursuzluk, telas, galeyan; maya ) foolhardy(gz pek, gz kara, delidolu, lgn){|foolhardiness)} inverted commas(trmak iareti) epithet(1.sfat, unvan, birini yada bireyin en nemli zelliklerini yada karakterini ta nmlamakta kullanlan zellikle vmek yada yermek amal sfat yada tanm; 2.hakaret belirten hakaret edici sz) construe(1.yorumlamak, tefsir etmek, mana vermek, anlamak 2.(cmleyi) tahlil etmek){ (d|s)?|construing)} expunge(silmek; karmak){(d|s)?|expunging)} infelicity(talihsizlik, mutsuzluk, honutsuzluk) buoy(ooosamandira; cankurtaran simidi; su yznde tutmak, yzdrmek; desteklemek, glendirm ek) ominous(ktlk habercisi, uursuz, meum, uursuz) cauldron(kazan) duly(1.uygun olarak, gereince, gerektii gibi, hakkyla, laykyla 2.zamannda) reckless(korkusuz, pervasiz, kayitsiz, umursamaz, ihtiyatsiz) prosaic(s.dzyaz eklinde, iirsel olmayan, sradan, baya, yavan) vice(nek yardmc, muavin, ikinci;; ahlak bozukluu, ahlakszlk; ktlk; kt alkanlk parlous(tehlikeli, rktc) autonomous(1.otonom, zerk 2.kendi kendine idare edebilen, baskalarinin yardimina ihtiyac duymadan isini yapabilen yada karar verebilen) hem((giysi) kenar, bask,kvrp kenarn bastrmak){(med|s)?|hemming)} acolyte(rahip yardmcs; yardmc) euphoria(mutluluk ve nese, cosku) myriad(ok sayda) garment(elbise, giysi, rt, klf) splinter(1.parampara etmek; parampara olmak 2.ufak gruplara blmek; ufak gruplara blnm ek i. kymk) magisterial(1.(zellikle bir kimse yada davranlar) g yada otoriteye sahip yada bunu ser gileyen 2.(bir kitap yada yaz) bir konuda ok bilgili yada ok miktarda bilgi ieren, k onusuna hakim 3.hakime ait, haakim ile ilgili) deft(1.(birisinin hareketleri) becerikli ve hzl 2.becerikli, usta, marifetli){(ly|ne ss)?)} lucid(1.kolay anlalr, ak. 2.akl banda. 3.duru, berrak. 4.effaf){(ity|ly)?)} brisk(abuk ve aktif, evik, canli, hareketli){(ly|ness)?)} erudite(s. alim, bilgin, bilgili, bilge, bilimsel){|erudition)} recalcitrant(boyun egmeyen, dik kafal, kafa tutan, inat, ylmaz) exult(ok sevinmek, sevinten umak, bayram etmek, cosmak){(ed|s|ing)?|exultant|exultant ly|exultation)} pageant(gsteri alay, geit alay) adulation(ar vg, yaltaklanma, anak yalama, dalkavukluk) pent(kapanmis, hapsedilmis; gizli kalmis){(ed|s|ing)?)} unheeded(nemsenmeyen, umursanmayan) regiment(alay; kalabalk, sr; alay oluturmak; sistematik bir biime sokmak; sk disipli da tutmak) imbue(f. kafasna sokmak, telkin etmek, alamak, doldurua getirmek){(d|s)?|imbuing)} pail(kova){|ful)} exalt(vmek, gklere ikarmak; ykseltmek, yksek bir konuma, rtbeye, vb. getirmek, ycelt (ed|s|ing)?)} revulsion(tiksinme, irenme, tiksinti, (dncelerde, grlerde, vb) ani deiiklik, sapma) perspicacious(s. zeki, kavrama yetenei yksek) fester(f. irinlenmek, iltihaplanmak, azmak) enchant(1.bylemek. 2.k. dili (birinin) ok houna gitmek){(ed|s|ing)?)} procure(salamak, elde etmek, edinmek, kazanmak; kadn bulmak, kadn salamak, pezevenklik

etmek){(d|s|ment)?|procuring)} zzlodging((geceyi geirmek iin) kalacak yer; kiralk oda){lodging(?= house)} lodging house(pansiyon) inveigh(paylamak, azarlamak, kmak) expulsion(kovma, ikarma, atma; kovulma, ikarilma, atilma) denomination(1.ad, isim. 2.mezhep. 3.adlandrma. 4.deer/l birimi) ratify(f. onaylamak, tasdik etmek){(ing)?|ratifies|ratified|ratification)} promulgate(1.resmen ilan etmek, duyurmak. 2.huk. (yasay) yrrle koymak. 3.(inan, dn yaymak){(d|s)?|promulgating)} lay(meslekten olmayan, rahip olmayan) trump card(koz) zztrump(boru, boru sesi, koz, iyi adam, baba adam, mthi adam ; koz ile almak, koz o ynamak, baskn kmak, glgede brakmak){(ed|s|ing)?)}{trump(ed|s|ing)?(?= card)} sanctity(kutsallk) disillusion(gzn ama, hayal aleminden karma; d krkl, hayal krkl; birinin b yada hakkndaki iyi dnceyi ykmak){(ed|s|ing|ment)?)} encyclical(papa'nn katolik piskoposlara gnderdii genelge , s. dzenlenmi, bir ok yere g derilmek zere yazlm) evasion(kanma, saknma, bahane){|evasive|evasively|evasiveness)} sow((tohum) ekmek, samak; dii domuz){(ed|s|ing|n)?)} tare(dara; burak; darasn almak, darasn dmek) discord(1.uyumazlk, anlamazlk. 2.mz. akortsuzluk) calumny(i. iftira, karalama, amur atma) allocution(sylev, nutuk) apostate(din deitirme; parti deitirme){|apostasy)} idolatry(puta tapma, putperestlik) incessant(aralksz, durmakszn, bitmek bilmez) lament(alayp szlamak, yasn tutmak,at; alama, inleme, yasn tutma){(ed|s|ing)?)} downtrodden(1.ayaklar altnda inenmi. 2.hakszla uram, ezilmi) servile(kle gibi, kle gibi davranan, kulluk eden, yaltak){|servility)} anathema(aforoz, lanetleme. 2.aforoz edilmi kimse) depose(grevden almak, azletmek; tahttan indirmek; ifade vermek; ahitlik etmek, yemin li ahitlik etmek){(d|s)?|deposing)} suspend(asmak, sallandirmak; ara vermek, durdurmak, ertelemek, askya almak; (okul vb.'den) uzaklatrmak; (yelik vb.) iptal etmek; (sporcu) boykot etmek) resolution(1.teklif, nerge, yasa tasars 2.zm, (anlamazl, problemi vb) zme 3.azim, esin karar, karar, niyet 5.(bilgisayar) znrlk) disavow(inkr etmek, reddetmek) courteous(ince, kibar, nazik) denounce(1. knamak, birini yada bireyi yasad, yanl vb olmas nedenlerden dolay ar hbar etmek, birinin yasad politik aktivitelerini polise yada otoritelere bildirmek) {(d|s)?|denouncing)} confiscate(haczetmek, resmi olarak el koymak){(d|s)?|confiscating|confiscation)} creed(iman, mezhep, itikat, reti, inan) forebode(1.nceden haber vermek. 2.(zellikle uursuz bir eyi) nceden hissetmek){(d|s)?|f reboding)} behest(1.emir, buyruk. 2.srarl istek, srar) pulpit(krs, mimber) asunder(1.para para. 2.birbirinden uzak/ayr) exclusive(1.ancak zel seilmi baz kiilere ak olan, herkese ak olmayan; 2.lks; paha alkl anlamna da geliyor) 3.ayn anda behsedilen iki eyin var olamamas yada iki eyin ber ber doru olamamas 4.iermeyen, kapsamayan, hari tutulan 5.paylalmayan, zel, kiiye ait, haber){(ness)?|exclusivity)} exclusively(zellikle; sadece, yalnz, srf) exterminate(yok etmek, ldrmek, kirmak, kkn kazimak){(d|s)?|exterminating|extermination } irrevocable(dnlemez, geri alnamaz, deitirilemez){|irrevocably)} omen(kehanet, (bir olayn gerekleeceini nceden belirten) alamet, iaret) cessation(durma kesilme, ara verme, mola) disseminate(samak, yaymak; tohum ekmek){(d|s)?|disseminating|dissemination)}

subversive(s. ykc, huzur bozucu, tahrip edici) bonfire(i. enlik atei, ak havada yaklan ate) proscribe(1.-i yasak etmek, -i yasaklamak. 2.medeni haklarn elinden almak){(d|s)?|pr oscribing|proscription)} outlandish(s. 1.tuhaf, acayip, garip. 2.yabanc. 3.uzak) verboten(yasaklanm men edilmi) fare(stesinden gelmek, basarmak,yol parasi; yiyecek){(d|s)?|faring)} ludicrous(sama, aptalca, gln, komik) lampoon(f. talamak, yermek. i. talama, yergi) decadent(km, gzden dsen, itibarn yitiren) inimitable(s. taklit edilemez, benzersiz, esiz) cram(1.tkmak, tktrmak, sktrmak. 2.tknmak, tka basa yemek. 3.snav ncesi inekle } incense(tts, gnlk,kzdrmak, ileden karmak){(d|s)?|incensing)} swollen(imi, i, kabark; gururlu, iinmi, kendini beenmi) insolent(saygsz, terbiyesiz, kaba){(ly)?|insolence)} ramshackle(s. khne, harap, yklmak zere) vocation((for ile) yetenek, kabiliyet; yetenek isteyen i, meslek; Allah ars){(s)?)} stipulate(sart kosmak, ngrmek){(d|s)?|stipulating|stipulation)} edict((eski) irade, ferman; buyruk, emir) oust(f. karmak, yerinden etmek, yerini almak (zorla), mahrum etmek){(ed|s|ing)?)} divest(1.soymak, stndekileri karmak 2.of -den yoksun brakmak, mahrum etmek 3.-den kurt lmak){(ed|s|ing)?)} peddle(seyyar satclk yapmak){(d|s)?|peddling)} conformity(konformizm, uymaclk; uyum) expedient(uygun, avantajl, karlara uygun den, karc, yerinde ; i. are; yol; nlem, pediency|expediently)} obsequious(1.dalkavukluk eden; yaltak; akak. 2.dalkavuka; yaltaka) chide(f. azarlamak, sylenmek, ayplamak, kmak){(d|s)?|chiding)} harness(koum takm, koum; donanm, tehizat; pilot ba, (at) komak; (doal gleri) kul lanmak) inane(1.bo, anlamsz. 2.budala, aptal; budalaca, aptalca){(ly)?|inanity)} hiss(1.tslamak. 2.slklamak, slk alarak yuhalamak){(ed|es|ing)?)} carp(eletirmek, kusur bulmak, beenmemek, mzmzlanmak ; sazan){(ed|es|ing)?)} notwithstanding(-e ragmen, -e karsin, buna ragmen, yine de; belli bir eyden etkil enmeden) dread(ok korkmak, korku ve endie duymak. i. byk korku, dehet) parrot(papaan. f. papaan gibi tekrarlamak) incredulous(1.inanmayan. 2.kukulu, kukulanan){(ly)?|incredulity)} blaspheme(tanrya ve kutsal eylere kar saygszca ve kt konumak, kfretmek, svmek){( heming|blasphemy|blasphemies|blasphemous|blasphemously)} topsy-turvy(karman orman, arapsana dnm, altst, karmakark) ouster(zorla karma, atma, el koyma) zeal(1.gayret, evk. 2.cokunluk, atelilik) conscript(askere almak,askere alinmis kimse){(ed|s|ing|ion)?)} pepper(biber, biber serpmek) outright(tamamen, btnyle; aika, dobra dobra, tam, kesin, katiksiz; iten, aikszl, ger comprise(f. kapsamak, iermek, iine almak, ihtiva etmek; olumak) conspicuous(gze arpan, arpc, dikkat ekici) phantom(1.hayal. 2.hayalet. 3.grnt, aldan) defy(karsi gelmek, baskaldirmak; kafa tutmak; meydan okumak){(ing)?|defies|defied) } beacon(iaret atei; deniz feneri; havaalanlarndaki iaret klar; yol gsterici) hamstring(1.diz arkasndaki kiri, st bacak kaslarn alt bacak kemiklerine balayan dizin kasndaki be tendondan biri 2.birinin yada bireyin gerektii gibi almasn nlemek, enge , ksteklemek 3.dizard kiriini koparmak/kesmek){(s|ing)?|hamstrung)} banal(adi, baya, banal, sradan) forebear(ata, ced) ape(maymun. f. taklit etmek, yknmek){(d|s)?|aping)} rout(bozgun, hezimet, bozguna ugratmak; uzaklastirmak, pskrtmek){(ed|s|ing)?)}

subordinate(ast, alt, emrindeki ,desteklemek, balamak, emrine vermek){(d|s)?|subord inating|subordination)} maudlin(alayacak kadar duygulu, duyarl, ar duygusal, cvk) virulent(ldrc, zehirli; (duygu) sert, nefret dolu, keskin, siddetli){(ly)?|virulence)} conscription(1.askere alma. 2.mecburi askerlik) cadre(kadro, ekirdek kadro, kurmay heyeti; hcre merkezi) environs(evrelemek, etrafn sarmak, kuatmak ;civar, dolay, etraf) scramble(rpma, glkle ilerleme, trman, abalama, mcdele, motokros yar, acele ha rek trmanma;; sinyal kartrma){(d|s|r)?|scrambling)} maiden(evlenmemis kiz, bakire, evlenmemis, kiz; ilk kez, ilk sefer) couplet(beyit, ift msra) wedlock(nikh, evlilik) aegis(kalkan, siper, koruma) rearing(yetitirmek, bytmek, kaldrmak, yukar kaldrmak, dikmek, ina etmek, ahlanmak, y mek) camaraderie(arkadalk, dostluk, samimiyet, yoldalk) pasty(1.hamur gibi, macun kvamnda. 2.solgun, etli brek mant) complexion(cilt, ten rengi; grnm; renk; yn, gidiat) strait(1.boaz, geit 2.darboaz, sknt, yokluk){(s)?)} lopsided(s. aksak, yana yatm, eilmi, oransz, dengesiz) entail(gerektirmek, zorunlu kilmak, istemek; satilmamasi, devredilmemesi kosuluyla vermek){(ed|s|ing)?)} foreclose(1.huk. paray demedii iin ipotekli mal sahibinin elinden almak 2.menetmek, nl emek, reddetmek, bir eyin olabilirliini reddetmek) forfeit(kaybetmek, yoksun kalmak,kayp, zarar, ziyan; cayma tazminat) beehive(ar kovan, kovan) hum(vzldamak; (ark) mrldanmak; canlanmak, hzlanmak,uultu, grlt , harl harl al legerdemain(el abukluu, hokkabazlk, aldatmaca) barter(dei toku etmek, takas yapmak) discount(1.iskonto, indirim, tenzilat 2.bir eyin nemsiz yada gerek olmadn dnmek y nem vermemek, ele almamak, kaale almamak){(ed|s|ing)?)} ore(maden cevheri) cog(ark dii, di; dili ark,(zar) tutmak; hile yapmak) rueful(s. acnacak, ackl, zc, zgn, kederli, dertli, piman) plank(uzun tahta, kalas; (partinin) ana prensibi, kalas demek, tahta kaplamak; keeleti rmek){(ing)?)} dispense(datmak, vermek; (ila, reete, vb.) hazrlamak; vazgemek, feragat etmek){(d|s)? spensing)} astute(akll, kurnaz, cin gibi) graft(a, alamak, nakletmek, yolsuzluk yapmak, rvet vermek){(ed|s|ing)?)} serf(topraga bagli kle){(dom)?)} rant(az kalabal, heyecanl bir ekilde bararak konumak, atp tutma, farfaralk){(ed solidarity(i. dayanma, birlik, beraberlik) malign(1.kt, zararl. 2.ktcl (kimse). 3.ktcl, habis (ur/hastalk). f. ktlemek, amu charter(ferman, beyanname; kiralama; patent, berat; irket stats; ayrcalk, imtiyaz; tzk nizamname; kontrat, szleme) excruciation(ikence) excursion(gezinti, ksa yolculuk, ksa sreliine yeni bir eyler deneme, sapma, ayrlma) circus(sirk; alan, meydan) due(1.-den kaynaklanmak, -den dolay, nedeniyle 2.beklenen, beklenilen, ayarlanm yada beklenilen 3.(para) deme zaman gelmi, vadesi dolmu 4.hak ettii, gereken, hak, baka bir isine borlu olunan nk onlarn hakk olmas yada hak edecek bir ey yapmalarndan dolay 5 l, kiinin hakk, hakettii 6.(akla/kanunlara/toplumca makbul saylana) uygun olan, uygun , yerinde 7.(in - co_urse) sras gelince, zamanla, zaman gelince 1.hakk, haketmek, ha kkn vermek 2.aidat 1.direkt olarak, tam olarak, doruca, dmdz) earmark((zellikle para) belirli bir ama iin bir kenara ayrmak, tahsis etmek,damga; k arakteristik, alamet) swindle(dolandrmak, parasn arpmak; dolandrclk){(d|s|r)?|swindling)} heretofore(z. imdiye kadar, bundan nce) refund(geri deme, para iadesi)

serfdom(klelik) subsistence(1.kendini geindirme. 2.birini geindiren ey; ekmek kaps; birini kt kanaat g eindiren ey. 3.nafaka, geimlik) hurtle(1.son srat gitmek, umak. 2.kuvvetle/hzla frlatmak/atmak/uurmak. 3.hzla dmek/ nmak){(d|s)?|hurtling)} hanker(f. zlemek, zlem duymak, arzulamak, istemek, can atmak) predicament(1.zor durum, bela. 2.durum, hal, vaziyet) intercede(araya girmek, araclk etmek){(d|s)?|interceding|intercession)} insidious(1.sinsi, gizlice frsat kollayan. 2.hain, hilekr) snatch(kapmak, kavramak;ksa sre; ksa para, frsattan istifade etmek){(ed|s|ing)?)} incarcerate(hapsetmek){(d|s)?|incarcerating|incarceration)} clique(Bir topluluk, bir rgt iinde inan ve dnce bakmndan ayrlk gsteren yan tutmay luluk, klik) loiter(yolda oyalanmak, aylaka dolamak) smuggle(karmak; kaaklk yapmak){(d|s|r)?|smuggling)} mutineer(i. isyanc, asi) bawl(haykrmak, barmak, bas bas barmak){(ed|s|ing)?)} lashing(kirbalama; azarlama; baglama) depreciatory(kltc, deer drc, kmseyici) bosom(ggs; sine, koyun,yakn, ok yakn, samimi) snoop(casusluk yapmak; gizlice gzetlemek; gizlice bilgi toplamaya almak, her ie burnu nu sokan kimse, merakl taze) sleuth(hafiye, dedektif) pedantry(ukallk, bilgilik taslama) grotesque(acayip, garip, komik, sama; grotesk) tantamount(eit, edeer, ayn deerde) abrogate(yrrlkten kaldrmak){(d|s)?|abrogating|abrogation)} bamboozle(1.aldatmak, dolandrmak. 2.artmak){(d|s)?|bamboozling)} enact(karmak (yasa), yasallatrmak; sahnelemek){(ed|s|ing|ment)?)} convene(toplanmak, (toplantya ararak) toplamak){(d|s)?|convening)} fanfare(trampet temposu) dabble(1.su serpmek, hafife slatmak. 2.in ile amatrce uramak){(d|s)?|dabbling)} loggerheads(srp giden anlamazlk) beset(kuatmak, sarmak , sktrmak, rahat vermemek){(ed|s|ing)?)} potentate(1.hkmdar, kral. 2.byk yetki sahibi, otorite) swarm((ari, vb.) kme, oul; sr, kalabalk; (ar) oul vermek; kme halinde ilerlemek) heap(1.yn, kme. 2.k. dili ok miktar. 3.k. dili kalabalk){(ed|s|ing)?)} stumble(tkezlemek; hataya dmek, yanllkk yapmak, sapmak; srmek, kekelemek){(d|s)?|st )} opportune(1.elverili, uygun. 2.tam zamannda olan, vakitli) bungle(acemice i, beceriksizlik, yzne gzne bulatrmak, becerememek){(d|s|r)?|bunglin dim(lo, snk, bulank, belirsiz; ahmak, budala, salak,snklemek, lolamak){(med|s|ming monocle(tek caml gzlk) unflagging(1.yorulmaz. 2.bitmez tkenmez, sonsuz) fait accompli(oldu bitti) concede(kabul etmek, itiraf etmek; vermek, teslim etmek, bahsetmek, birakmak){(d|s )?|conceding)} evasive(kaamakl; cevap vermekten kaan; (bir ite) yan izen, batansavma) pretext(bahane) mettle((1.yigitlik, cesaret, heves, aba, zor koullara ramen bir eyi baaryla gerekle zmi ve yetenei 2.(on your -): elinden gelenin en iyisini yapmaya hazr olmak) unilateral(tek yanli, tek tarafli) attire(giydirmek, sslemek, donatmak,elbise, giysi, st ba, kyafet) apprise(f. haber vermek, haberdar etmek, sylemek, bilgi vermek){(d|s)?|apprising)} precipitate(1.hzlandrmak 2.birini yada bireyi aniden belli bir duruma yada koula srkl k yada zorlamak 3.aceleci, acele ile yaplm 4.kelmek, kelti){(d|s|ly)?|precipitating)} impede(geciktirmek, engellemek, sekte vurmak){(d|s)?|impeding)} laurel(defne , an) exude(sizmak, akmak, yayilmak){(d|s)?|exuding)} conciliate(uzlatrma, yattrma, gnl alma){(d|s)?|conciliating|conciliation|conciliator

iliatory)} uphold(1.yukar kaldrmak. 2.(bir hakk/prensibi) savunmak. 3.tutmak, tarafn tutmak, dest klemek. 4.onaylamak, tasdik etmek){(ing|s)?|upheld)} abide(1.ekmek, tahamml etmek; -e katlanmak/dayanmak 2.oturmak, yaamak, ikamet etmek 3 .(- by sth):-e gre hareket etmek/davranmak, -e uymak, -e riayet etmek 4.(-ing):(b ir duygu yada inan) kalc, daimi; baki){(d|s)?|abiding|abode)} peroration(nutuk, uzun ve skc konuma sylev sonu) impartial(yansiz, tarafsiz, adil) prostrate(yere yatrmak, yere sermek, perian etmek, yormak, halsiz brakmak){(d|s)?|pro strating|prostration)} utterance(1.sz syleme. 2.ifade, syleyi. 3.(inilti/ses) karma) dubious(kuku ve kararszlk uyandrc, kesin olmayan; kukulu, kararsz; gvenilmez) enmity(1.dmanlk, husumet){|enmities)} flout(saygszca kar gelmek, zddna gitmek, kmsemek, burun kvrmak) perfidy(vefaszlk, hainlik, kallelik) albion(ingiltere) defiance(i. saygszlk; nispet; meydan okuma; kar koyma, muhalefet) consternation(i. aknlk, hayret, afallama, dehet, donup kalma) mincemeat(i. turta harc, zml ve elmal tart harc) strife(1.sava; atma. 2.kavga; ekime; arbede) token(belirti, iz, gsterge; jeton; kart, marka, fi; hediye eki; nominal, itibari; s ahte, yanltc) compliant(yumusakbasli, uysal, itaatkr) adversary(dsman, hasim, rakip) wry(eri, arpk;alayc, ineleyici){(ly|ness)?)} expound(aklamak, izah etmek, yorumlamak) gruesome(korkun, dehet verici) resonant(1.nlayan, yanklanan. 2.tnlayan) confound(kafasn karitrmak; artmak) nerve-racking(sinir bozucu, sinirlendiren) blunt(1.keskin olmayan, kr, keskin kenar yada ucu olmayan, krelmi 2.(kimse yada yorum) ak szl, dobra dobra, patavatsz, lfn esirgemeyen 3.kreltmek, bir eyi zayflatmak ya z etkili hale getirmek 4.bir ucu yada kenar daha az keskin yapmak, kreltmek){(ed|s |ing|er|est|ness)?)} bluntly(dobra dobra, lafn esirgemeden, ak ve net olarak) waver(tereddt etmek, duraksamak, bocalamak; zayflamak, srekliliini yitirmek, boyun em ek; sallanmak, sendelemek) obstinate(inat, direngen, dik kafal){(ly)?|obstinacy)} aplomb(i. kendine gvenme, zgven, soukkanllk) unavailing(bo, nafile, beyhude, yararsz, faydasz) legislation(1.kanun yapma, yasama. 2.yasa, kanunlar) resurgent(yeniden glenen, dirilen) swathe(kumala sarmak, sarg ile sarmak; evrelemek, sarmak){(d|s)?|swathing)} gainsay(inkr etmek, reddetmek) disdain(kmseme, tepeden bakme, tenezzl etmeme) impotent(i. acizlik, iktidarszlk, gszlk, zayflk, etkisizlik){(ly)?|impotence)} suzerainty(i. hkmetme, hkm srme, hkmdarlk) convoluted(kvrk, bklml; anlalmas g, kark, dolambal) dent(i. ufak ukur; entik, knt, girinti. f. entmek; kertmek){(ed|s|ing)?)} deference(i. hrmet, sayg, itaat, riayet; uyma){|deferential|deferentially)} bourgeois(1.orta snf 2.burjuva, kentsoylu, sosyal ve politik fikirleri, balca mlkiyet deerleri ve servetin kiisel yansy kaygs ile ekillenen insan grubu. Bu terim soylu k n altnda olan, gleri paradan gelen insanlar tanmlamak iin alaltc bir ekilde kullan uun olmad kapitalist toplumlarda ise ynetimi ima eder) pervasive(her tarafa yayilan, her yeri kaplayan) hasten(acele etmek; acele ettirmek; hemen sylemek) advent(varis, gelis) indigenous(1.yerli. 2.to (bir yere) zg, (bir yerde) doal olarak bulunan/yetien) refractory(1.inat, itaatsiz. 2.kolay ilenemez, erimez. 3.tb. tedavisi g, tedaviye ceva p vermeyen)

disgruntled(zgn, can sklm, d krklna uram, bozulmu) jackboot(1.kaba kuvvet. 2.kaba kuvvet kullanan kimse, zorba. f. kaba kuvvetle bak asn boyun emeye zorlamak) contravene(kar gelmek, aykr davranmak, ihlal etmek, inemek){(d|s)?|contravening|contr ntion)} hound(av kpei, taz,peini brakmamak, izlemek) gaol(cezaevi, hapishane,cezaevine kapatmak) parish(1.(bir kilise ve papaznn sorumlu olduu) mahalle/semt. 2.bu mahallede/semtte oturanlar) embitter(zmek, canindan bezdirmek) fledgling(yavru ku, tyleri yeni km ku, acemi aylak) abeyance(geerli olmama, kullanilmama, uygulanmama ;askda olma, srnceme) lapse(kk kusur, hata, (zaman) geme, ara; kama, kaytarma; zamanam, derece derece aza k, alalmak){(d|s)?|lapsing)} palliative(hafifletici, dindirici, msekkin, yattrc) dissent(ayn grte olmamak, hemfikir olmamak; kar koymak,grs ayrl, uyumazlk, anla vest(atlet, fanila; yelek; vermek; donatmak; cppe giydirmek){(ed|s|ing)?)} petty(nemsiz, ikinci planda gelen, kk; dar kafali){|pettiness)} chicanery(i. hile, ike) contend(1.for iin yarmak, ekimek. 2.with ile uramak, mcadele etmek. 3.iddia etmek, mek){(ed|s|ing)?)} temper((1.abuk fkelenen, kzan 2.kizginlik, fke 3. 4.ruh hali, psikolojik durum 5.(... -ed): belirtilen biimde ruh hali, karakteri olan, miza, huy 6.((lose/keep) your (with sb)): fkeye kaplmak yada skunetini muhafaza etmek 7.bir eyin iddetini aksi zelli klere sahip bir ey ekliyerek azaltmak dengelemek, yumuatmak 8.metali gerekli sertl ie nce starak sonra soutarak getirmek, tav, elie su vermek){(ed|s|ing)?)} feverish(1.ateli, atei km. 2.hararetli, ateli. 3.heyecanl, telal) propriety(1.grg kurallarna uyma. 2.grg kurallar, adabmuaeret. 3.uygunluk, mnasebet eties)} provision(-e kar tedbir, hazrlk). 2.koul, art. 3.salama, temin, tedarik){(ed|s|ing)? hue(renk) staple(zmba teli; tel, lif; bir yerin balca rn, balca rn; en nemli ksm, balc e){(d|s)?|stapling)} aggrandizement(bytme, oaltma, ykseltme, abartma) scrap(1.ufak para. 2.artk; krnt; krpnt; hurda. 3.o. artk. f. (--pe_d, --pi_ng) atmak){(ped|s|ping)?)} crumb(ekmek krnts, krnt; krnt, ok az miktar; cieri be para etmez adam) assorted(kark, eitli, eidine gre ayrlm, eit eit) assent(kabul, rza, onay){(ed|s|ing)?)} concession(1.kabul, itiraf, teslim. 2.taviz, dn. 3.imtiyaz, izin) loquacious(geveze, enesi dsk){|loquacity)} precarious(1.gvenilmez. 2.kararsz, pheli. 3.tehlikeli; rizikolu; nazik) preordain(nceden takdir etmek) apprehension(1.korku, endie; kuruntu, evham. 2.yakalama; tutuklama. 3.anlay, kavray) mercurial(1.cval. 2.canl, cva gibi. 3.birdenbire deien/parlayan; ruhsal durumu birdenb ire deien; deiken) guile(hile, hilekrlk, kurnazlk) impulsive(1.dncesizce davranan. 2.ruhb. tepisel) bombast(tumturakli sz, ssl, gsterili){(ic)?)} tactless(patavatsz, dncesiz, kaba) sway(sallamak; sallanmak; etkilemek,egemenlik, hkimiyet, hkmranlk){(ed|s|ing)?)} rack(parmaklkl raf, ask; ikencede kullanlan germe aleti; dili ubuk; ot yemlii; mikr sisi; ok ac vermek){(ed|s|ing)?)} welter(yatp yuvarlanmak. 2.dalga gibi kabarp yuvarlanmak) atonal(ahenksiz) headlong(basi nde; paldir kldr, dsnmeksizin, aceleyle) interlock(birbirine baglamak, birbirine kenetlemek; birbirine baglanmak) riven(yark) vociferous(grltl; tantanal; grltc, barp aran) strident(1.grltl; tiz, rahatsz edici (ses). 2.rahatsz edici (renk). 3.kat, sert (ifa

){(ly)?|stridency)} impoverish(1.yoksullatrmak, fakirletirmek. 2.kuvvetini kesmek 3.ktletirmek, verimsizle irmek, zayflatmak 4.(-ed)fakir, yoksul; kt durumda olan(kalite olarak), noksan olan ) misdemeanour(su, kt davran) acculturate(asimile olma){(d|s)?|acculturating|acculturation)} emancipate(1.azat etme, serbest brakma. 2.zgrlk, kurtulu){(d)?|emancipation)} impediment(1.engel, mni. 2.zr, engel) precinct(1.(ehir iinde) blge; yre. 2.evre. 3.seim blgesi) ostracize(1.toplum dna itmek; dlamak; aforoz etmek, kovmak. 2.srmek, srgne gnderme |ostracizing)} unequivocal(ak, net, anlalr, dolambasz, dolaysz) petition(1.rica, talep 2.dilek, dua. 3.dileke) vehement(ateli, cokulu, hararetli, iddetli, sert, fkeli){(ly)?|vehemence)} gravitate(-e ynelmek, ekilmek 2.yerekimiyle hareket etmek. 3.kelmek, kmek){(d|s)?|gr ting)} machination(entrika, dolap) obtrude(zorla sokulmak, zorla girmek, -e empoze etmek, (gr) zorla benimsetmek; kendin i zorla kabul ettirmek, arlmadan gitmek){(d|s)?|obtruding)} motley(esit esit, yz esit, her tr) strand(ky, sahil, yal; halatn bir kolu; tel, iplik; karaya oturmak; karaya oturtmak){( ed|s|ing)?)} internecine(ldrc) stymie(alt etmek, engellemek, bozmak, ta koymak){(d|s)?|stymieing)} maverick(1.damgalanmam ve sahipsiz dana. 2.k. dili toplum kurallarna uymayan kimse. 3.parti disiplinine uymayan politikac) anticlimax(d krkl; heyecandan sonraki sknt){|anticlimactic)} obloquy(ktleme, iftira, rezalet, yz karas) rampage(fkelenmek, kudurmak, saa sola satamak){(d|s)?|rampaging)} afflict(1.ac vermek, strap vermek. 2.bana bela olmak) subsume(snflandrmak; ihtiva etmek, iermek){(d|s)?|subsuming)} tract(alan, blge, saha, sistem [anat.}, bror (dini)) diatribe(sert eletiri) resolute(azimli, kararl, metin, dayankl, cesur, iradeli){(ly|ness)?)} lineage(nesil, soy; kken) obligate(zorlamak, mecbur etmek) abortive(prematre; sonusuz, bo, beyhude; gelimemi; baarsz) installment(taksit, blm, ksm;kurma, tesisat, yerletirme, atama, s){|instalment)} deplore(1.-e ok zlmek, -den ac duymak. 2.-e yerinmek){(d|s)?|deploring)} fortify(kuvvetlendirmek, takviye etmek, desteklemek){(ing)?|fortifies|fortified)} ascendancy(stnlk,hkm, nfuz, itibar) dissolve(eritmek; erimek. 2.zmek. 3.feshetmek, datmak, son vermek. 4.zamanla kaybolmak , yok olmak 5.aniden glmeye, alamaya vb. balamak 6.bir eyi zellikle kimyasal ilemle k ak yada yok etmek; bu biimde yok edilen ey){(d|s)?|dissolving)} stunt(beceri gerektiren i; beceri, ustalk, hner, numara; akrobatik uus gsterisi, akrob si; engellemek, gelimesini engellemek 2.(-ed) bodur kalm, geliememi){(ed|s|ing)?)} repel(1.itmek, itelemek. 2.defetmek, kovmak. 3.(dman) geri pskrtmek. 4.reddetmek. 5.ti sindirmek, irendirmek){(led|s|ling)?)} supine(1.srtst yatan. 2.miskin, pasif, inisiyatiften yoksun) detriment(zarar hasar) scarcely(hemen hemen hi) impregnable(alinmaz, ele geirilmez, zapt edilemez) futile(1.bouna, nafile, beyhude){(ly)?|futility)} henceforth(bundan sonra) outbreak(ortaya kma, patlak verme, aniden baslama, salgn) constellation(takmyldz, bur, sekinler topluluu) status quo(mevcut durum, statko) annex(topraklarna katmak, ek, ilave, eklenti; ek bina) reiterate((birka kez) yinelemek, tekrarlamak, defalarca syleme){(d|s)?|reiterating|r eiteration)}

bog(bataklk; hela, kenef,batakla gmlmek){(ged|s|ging)?)} wily(kurnaz){|wilier|wiliest)} ace(1.isk. as, birli. 2.k. dili uzman, eksper. s., k. dili iinin ehli){(d|s)?|acing )} purge(temizlemek, arndrmak. 2.pol. tasfiye etmek){(d|s)?|purging)} sovereignty(1.egemenlik, bir lkeyi ynetmek iin tam hakimiyet 2.zerklik, bir lkenin se rbeste kendini ynetmesi durumu) pledge(1.ant, sz, vaat, taahhut 2.iaret, 3.teminat; rehin // -i teminat/rehin olarak vermek; -i rehine koymak // yemin etmek, sz vermek // teminat vermek, gvence verm ek, taahhut etmek){(d|s)?|pledging)} amnesty(genel af) euphemism(rtmece){|euphemistic|euphemistically)} crawl(srnmek, ar ilerleme, dolu olmak, yaclk) envoy(1.delege, temsilci. 2.diplomat; eli) capitulate(1.teslim olmak. 2.silahlari birakmak){(d|s)?|capitulating|capitulation) } venture(1.tehlikeli i, tehlikeli giriim, tic. teebbs, giriim 2.tehlikeli yada naho ol leceini bildii halde bir yere gitmek 3.-i tehlikeye atmak; -i gze almak; -e cret etm ek 4.(nothing -ed, nothing gained): baar ve kazanm risksiz olmaz, korkak bezirgan n e kar eden ne ziyan 5.(- into/on sth): girimek, kalkmak, atlmak){(d|s)?|venturing)} exacerbate(daha kt bir duruma sokmak, ktlemek){(d|s)?|exacerbating|exacerbation)} render(klmak, hale getirmek){(ed|s|ing)?)} rapprochement(uzlama) accommodation(uyma, uydurma; yerleme; uyum; yatacak yer, kalacak yer; uzlatrma, hal letme, zme; rahatlk, kolaylk) dispose(1.yerletirmek, dizmek, dzenlemek 2.isteklendirmek, hazirlamak, heveslendirme k, birinin belirli bir biimde davranmasna yol amak 3.kurtulmak, bandan atmak 4.bir pr oblem soru yada tehditle baaryla baa kmak 5.birini yenmek yada ldrmek 6.(-d) hevesli, iyetli, istekli; grnde olmak, birisi yada birey hakknda iyi yada kt ynde gr olma sposing)} divulge(aa vurmak, ifa etmek, ortaya dkmek){(d|s)?|divulging)} vain(kendini beenmi, bouna, nafile) peacock(tavus kuu) burdensome(skc, klfetli, ar) abet(1.yardaklk etmek; kkrtmak, tahrik etmek. 2.yardmda bulunmak){(ted|s|ting)?)} proliferation(hizla ogalma, artma) incandescent(akkor, akkor hale gelmi, gz kamatrc, parlak){|incandescence)} obsolescence(eskime, modas geme, kullanlmaz olma){|obsolescent)} suburban(banliy, banliyde oturan, kenar mahalleli) mortar(havan, dibek; havan topu; har, har ile sivamak) tenet(prensip, ilke; reti) curtail(kisa kesmek; kismak, azaltmak) smog(kirli hava, kirli hava ktlesi; dumanl sis){(gy)?)} specter(hayalet, rktc ey) ire(kzgnlk, fke) hubris(ar gurur, kibir) lubricate(yaglamak, yaglayarak kolay isler hale getirmek){(d|s)?|lubricating|lubri cation)} scoff(alay, kmseme, dudak bkme, oburca yemek){(ed|s|ing)?)} woe(ac strap znt) viscous(yapkan adal){(ity)?)} illuminant(aydnlatc) imprimatur(resmi izin ruhsat) jolly(1.en, neeli. 2.nee verici k. dili ho, gzel baya, gerekten){(ing)?|jollies|jol llity)} hitch(balamak, takmak; otostop yapmak,eki, ani ekme; engel, terslik, prz){(ed|es|ing) down payment(peinat; depozito, teminat) bat(yarasa, kalin saglam sopa, degnek; vurma, vurus, darbe,sopa ile vurmak){(ted|s |ting)?)} gullible(saf, enayi, kolay kanan){|gullibility)}

doornail(deyim: tamamen l) fetter(pranga zincir kstek; engel olmak) vacillate(sallanma, sendeleme; kararszlik, tereddt){(d|s)?|vacillation|vacillating)} placate(yattrmak, sakinletirmek, gnln almak) drench(slatma, srlsklam etme) untoward(1.tatsz, naho. 2.aksi, ters. 3.uygunsuz, mnasebetsiz. 4.huysuz) tranquil(sakin, huzurlu, sknetli) pilgrimage(hac, haclk, ziyaret amacyla yaplan yolculuk) parry(savusturmak; geistirmek){(ing)?|parried|parries)} imminent(yakn, yaknda olacak, olmas yakn, eli kulanda){(ly)?|imminence)} exposition(aiklama, izahat; uluslararasi sergi, fuar) resort(1.-e gitmek. 2.-e bavurmak. i. 1.urak. 2.tatil yeri. 3.are) attendant(bagli, iliskili; hizmetli, grevli,bakici, yardimci, hizmeti; grevli memur ) resolve(karar vermek; zmek, halletmek; paralarna ayrmak, ayrtrmak; kararllk, kara |s)?|resolving)} embroil((zor bir ie yada tartmaya) sokmak, kartrmak){(ed|s|ing)?)} tacit(szle/yazyla belirtilmeden ifade olunan, aka sylenmemi/yazlmam){(ly)?)} entangle(1.dolatrmak, karmakark etmek. 2.in (olumsuz bir eye) kartrmak, bulatrma angling)} protract(uzatmak, sresini uzatmak) prosecution(1.dava, adli takibat, kovuturma 2.savclk, savcnn temsil ettii taraf; davac 3.srdrme, devam, ilerletme, sebatla devam etmek) agitator((zellikle politik aidan) tahriki, kiskirtan kimse; karistirici, provakatr; a lkalayici) relieve(dindirmek, hafifletmek, azaltmak, 1.gnln ferahlatmak. 2.kurtarmak. 3.nbetini d evralmak){(d|s)?|relieving)} complacent(kendi kendine yeten, halinden memnun, rahat, keyfi yerinde) harangue(uzun ve skc konuma, nutuk,nutuk ekmek, vaaz vermek){(d|s)?|haranguing)} remonstrate(yaknmak, ikyet etmek, kar kmak, itiraz etmek){(d|s)?|remonstrating)} estimable(saygdeer, itibarl) brook(dere, ay,dayanmak, ekmek, tahamml etmek, izin vermek, kabul etmek) concoct(birbirine karistirip hazirlamak; uydurmak, kafadan atmak) far-fetched(inanlmas g) banish(kovmak, defetmek, srgn etmek, srmek; kafasndan atmak, aklndan karmak) hazardous(tehlikeli rizikolu) decimate(byk kismini yok etmek, kirmak, kirip geirmek){(d|s)?|decimating|decimation)} shipwreck(karaya oturma, batma; deniz kazasi, gemiyi karaya oturtmak, gemiyi bat irmak; mahvetmek, bozmak, yikmak) denominate(isim vermek, adlandrmak){(d|s)?|denominating)} impetuous(coskun, atilgan, tez canli, dsnmeden hareket eden, aceleci) liniment(eklem ve romatizma agrilarini hafifletmek iin kullanilan merhem) soothe(yatistirmak, sakinletirmek, yumuatmak; (ar) azaltmak, dindirmek){(d|s)?|soothin g)} diarrhea(ishal){|diarrhoea)} seepage(sznt) heave(kaldrmak, yukar ekmek; frlatmak, kaldrp atmak; inip kalkmak, iip inmek; (gemi tmek, belli bir rotada gitmek,kaldrma; yatay atm){(d|s)?|heaving)} disquisition(bilimsel inceleme, tez, arastirma) thrive(gelien, byyen, baarl){(d|s)?|thriving)} acrid(s. ac, keskin, sert, buruk) deride(alay etmek, alaya almak){(d|s)?|deriding)} jack-of-all-trades(elinden her i gelen kimse, on parmanda on marifet olan kimse) shoot the breeze(yarenlik etmek, ene almak) jovial(neeli,en akrak, arkadas canlisi) tenacious(inat, vazgemeyen, bir iin arkasn brakmama, bir iten vazgememe, kararll , kuvvetli (hafza)){(ly)?|tenacity)} dispatch(gndermek, yollamak; bitirivermek, halletmek; ldrmek,yollama, gnderme, sevkiya t; mesaj; rapor; hiz, acele){(ed|es)?|dispatcing)} stratagem(taktik, manevra, oyun)

dissuade(caydrmak, vazgeirmek){(d|s)?|dissuading)} bleak(1.kt, i ac olmayan, umutsuz 2.souk ve kasvetli (hava) 3.rzgrdan korunmasz, n) plak, souk ve hibir ho zellii olmayan){(er|est|ness|ly)?)} derrick(vin, macuna; petrol sondaj kulesi) restive(yerinde duramayan, rahat durmayan, huzursuz, inati) remittance(para havalesi, postayla gnderilen para) overnight(1.geceleyin, bir gece iinde. 2.birdenbire, bir anda 3.geceleyin gercekl esen yada bir gece icin) scrounge(otlanmak, alismadan, para vermeden almak; almak, asirmak){(d|s)?|scrounging )} rest assured(Emin ol/olun/olunuz ...) untenable((inan, tartisma, vb.) rk, savunulamaz) batter(dvmek, bam gm vurmak, yumruklamak; hirpalamak; paavraya evirmek, yipratmak, hor kullanmak , bombalamak){(s|ing)?)} nonentity(1.nemsiz kimse. 2.deersiz ey. 3.hilik, yokluk. vestige(kalnt, iz, eser, iaret) broach(ooomatkap, delgi; sis,(konu) amak; delmek, ilemek) dossier(dosya, evrak dosyas) brothel(genelev) feeble(1.kuvvetsiz, zayf, gsz, clz, elimsiz, eli aya tutmayan 2.etkili olmayan, ka enerji gstermeyen, zayf){(r|st|ness)?|feebly)} idyllic(s. pastoral, kr hayatna ait, cennet gibi, tertemiz, sessiz, sakin) adjutant(emir subay, yaver) zest(tat, lezzet, esni; zevk, hoslanma){(ful|y)?)} diligence(dikkat, alkanlk, gayret; nlem, tedbir) taciturn(sessiz, sakin, suskun, az konusan) jubilant(ok sevinli) vindicate(hakli ikarmak, dogrulugunu kanitlamak, temize ikarmak){(d|s)?|vindicating| vindication)} seethe(kaynamak. 2.kprmek, ok fkeli olmak){(d|s)?|seething)} credence(gven, itimat) toady(dalkavuk){(ing)?|toadied|toadies)} assuage("f. azaltmak, hafifletmek, yattrmak; dindirmek."){(d|s)?|assuaging)} exonerate(susuz ikarmak, beraat ettirmek, aklamak, temize ikarmak){(d|s)?|exonerating |exoneration)} discard(atmak, iskartaya ikarmak, basindan atmak) undoing(mahvolma nedeni) frown(kalarn atmak, somurtmak, surat asmak) vaunt(vmek; vnmek){(ed)?)} belated(gecikmi, ge kalm) tantrum(fke nbeti, sinir krizi) debonair(hos, zarif) defamatory(lekeleyen, iftira olan) suave(ho tavrl ve rahat; rahat ve kendinden emin) appease(yattrmak, sakinletirmek, pol. taviz vermek, dn vermek){(d|s)?|appeasing|appea nt)} distrait(dalgn) recuperate(iyilemek, salna kavumak; geri kazanmak){(d|s)?|recuperating|recuperation|r perative)} cashier(1.kasiyer, kasadar. 2.ng. (bankada) vezneci, veznedar) confer(grmek, mzakere etmek; (unvan, akademik derece) vermek){(red|s|ring)?)} tidbit(lezzetli bir lokma (yiyecek)) antagonist(muhalif, kar kan, kar olan kimse){(ic|ically)?)} thwart(engellemek, nlemek, nne gemek) forthwith(hemen derhal) accede(kabul etmek, raz olmak, onaylamak; i bana gelmek, iktidara gelmek){(d|s)?|acced ing)} affidavit(huk. yeminli ve yazl ifade) iota(zerre, para) harass(1.rahat vermemek, rahatsz etmek, taciz etmek 2.ask. aralksz saldrlarla taciz

etmek) duress(zorlama, bask) wanton(1.sebepsiz, nedensiz, kt niyetli, bilerek isteyerek hasara yada zarara neden olan ve kabul edilebilir bir sebebi olmayan 2.ahlaksz, iffetsiz){(ly|ness)?)} fatuous(aptal, aklsz, sama) plodding(hantal, yava) baulk(inat etmek, ayak diremek, duraksamak, engellemek, engel olmak, kanmak){(ed|s|i ng)?|balk)} receipt(fi, fatura; alma, alinma; haslat; reete) paltry(1.ok az, czi (Kmseme belirtir). 2.deersiz, nemsiz) curb(frenlemek, gem vurmak; kaldrmn kenar ta) uneasy(tedirgin; huzursuz, rahatsz; her an bozulabilecek){|uneasily)} prop(destek; desteklemek , desteki; sahne malzemesi){(ped|s|ping)?)} pretender(talip, hak iddia eden) oath(1.yemin, ant. 2.kfr, svg) stature(1.itibar, prestij; itibar, prestij 2.bir insann boyunun uzunluu) upright(drst, dik) detain(al koymak) bustle(tela, kouturma, kemeke){(d|s)?|bustling)} mockery(alay; rezalet) steadfast(sabit, kararl, srarl, deimez) sop(sus pay; banmak) perpetrate((su v.b.ni) ilemek){(d|s)?|perpetrating|perpetration|perpetrator)} convoke(toplantya armak, toplamak){(d|s)?|convoking)} brazen(1.pirin, sar; pirin gibi. 2.utanmaz, yzsz) pompous(1.fiyakac, almc, tantanal) coerce(zorlamak, mecbur etmek; baski yapmak){(d|s)?|coercing)} entrust(emanet etmek, sorumluluguna vermek, grevlendirmek) disperse(dalmak, yaylmak; yaymak, datmak,dank){(d|s)?|dispersing)} tramp(serseri, avare; rap rap sesi; uzun yrys; orospu){(ed|s|ing)?)} throng(kalabalk; kalabalk halinde gitmek, akn etmek) improvident(tutumlu, idareli, ihtiyatli){|improvidence)} bequeath(vasiyet etmek, miras olarak brakmak) gush(fkrma, tama, coku, taknlk, arsevgi gsterisi){(ed|es|ing)?)} swelling(1.ikinlik, ilik, i, imi yer. 2.ime; iirme) secede(yelikten ekilmek, ayrilmak){(d|s)?|seceding)} provident(tutumlu, idareli, ihtiyatli) assail(1.saldrmak, hcum etmek; dil uzatmak 2.ok zmek, rahatsz etmek 3.(koku yada ses) arkna varmak, hissetmek; hcum etmek){(ed|s|ing)?)} kindling(ra) afloat(yzen su zerinde duran; masrafn karan bortan kurtulmu) leasing(kiralama, finansal kiralama) lease(1.kira szlemesi. 2.kiralama){(d|s)?)} at a premium(rabette ancak az olan ey, normal fiyatn zerinde) premium(1.prim. 2.dl. 3.ikramiye. 4.sigorta primi) plea(1.yalvarma, rica. 2.huk. iddia, ifade; savunma, mdafaa 3.huk. dava. 4.huk. iti raz. 5.bahane, mazeret, zr) quell(1.(isyan v.b.ni) bastrmak. 2.(korku, endie v.b.ni) gidermek/yattrmak) renounce(1.(bir iddiadan) vazgemek; (bir imtiyazdan) vazgemek/feragat etmek. 2.terke tmek. 3.reddetmek, tanmamak){(d|s)?|renouncing)} luncheon(le yemei) delirium(lgnlk) revive(1.yeniden canlanmak, dirilmek; yeniden canlandrmak, diriltmek. 2.(merak/hatray) yeniden uyandrmak. 3.(eski bir oyunu) yeniden oynamak/sahneye koymak. 4.(bir gel enei) diriltmek){(d|s)?|reviving)} burgomaster(belediye bakan) fervor(hararetlilik, hararet, atelilik) exuberant(canl, hayat dolu; gr (bitkiler)){(ly)?|exuberance)} vilify(yermek, ktlemek, kara almak){(ing)?|vilified|vilifies|vilification)} propitious(avantajli, uygun, elverili)

taunt(alay etmek, satasmak, ignelemek) smitten(etkilenmis, kapilmis; sik, vurgun) slit(yark; yarmak){(s|ting)?)} wither(solmak, kurumak;kaybolmak, yitmek) gutter(oluk; sefalet) sumptuous(ihtiaml, ok atafatl; lks) stout(1.tombul, toplu, iman. 2.dayankl, salam, gl. 3.cesur, yrekli. 4.sadk) communion(cemaat;1.paylama. 2.katlma. 3.Hrist. komnyon) scoundrel(alak, kt adam) bellow(barmak; brmek, krk){(ed|s|ing)?)} prescribe(1.(doktor) ila vermek 2.buyurmak, emretmek){(d|s)?|prescribing)} contrive(bulmak, icat etmek, uydurmak; planlamak, kurmak; bir yolunu bulup yapmak, becermek){(d|s)?|contriving)} latrine(tuvalet) proxy(vekil; veklet; l) annul((yasa, yarg, szleme v.b.ni) bozmak, feshetmek, iptal etmek){(led|s|ling|ment)? )} ecclesiastical(Hiristiyan kilisesine iliskin) inimical(-e ters den, -e kart; -e zararl; dman) forthright(dobra dobra) climactic((heyecan, vb) doruga ulastiran) browbeat(gzn korkutmak, yldrmak) perennial(uzun mrl, kalc, srekli; ok yllk bitki) forsake(1.vazgemek, brakmak 2.yzst brakmak, terketmek){(n|s)?|forsaking|forsook)} engulf(iine ekmek, yutmak, yutulmak) exorbitant(ar yksek, fahi (fiyat)) transaction(i grme, yapma; i, muamele, ilem) ingenuity(yaratclk) ingenuous(doal, temiz kalpli, iten, saf) subsidize(1.-i sbvansiyonla desteklemek. 2.-e para yardmnda bulunmak){(d|s)?|subsidiz ing|subsidization|subsidisation)} bidding(fiyat vermek, teklif vermek; buyruk, emir, buyurma, emretme; buyurulan ey, emredilen i, deklarasyon) fortnight(15gn) plight(kt durum, ciddi durum) stew(1.hafif atete kaynatmak; kaynamak. 2.over k. dili hakknda endie etmek, -i dert e tmek; -in yznden telaa dmek. i. etli/sebzeli sulu yemek; yahni; gve; buulama){(ed|s|i ?)} covet(imrenmek, gpta etmek, gz dikmek) demarche(diplomatik giriim) precaution(nlem, tedbir) legation(eli yollama, elilik, temsilcilik) affray(kavga, dv) brood(kulukaya yatmak, kara kara dnmek; civcivler, aile, oluk ocuk) fitful(kesintili, dzensiz) sulk(somurtmak, surat asmak){(s|ed|ing|ily|y|iness)?)} despondent(umutsuz, mitsiz, karamsar){(ly)?|despondency)} repercussion(1.geri tepme. 2.yansma, yan_k, tepki, yan etki) dissension(anlamazlk, ihtilaf) veracity(1.drstlk, doruluk. 2.gereklik, doruluk) mediate(arabuluculuk etmek, araclk etmek , vasta olmak){(d|s)?|mediating|mediator)} discretion(1.saduyu. 2.az skl. 3.takdir yetkisi) fetch(1.alp getirmek, getirmek. 2.gelir salamak, hslat getirmek) surmise(tahmin, zan, san. f. tahmin etmek, zannetmek, sanmak){(d|s)?|surmising)} egg(tevik etmek; tahrik etmek, kkrtmak){(ed|s|ing)?)} misgiving(phe, kuku, endie) upstart(sonradan grme, yeni zengin) retort(1.hemen karlk vermek, sert cevap vermek, cevab yaptrmak 2.karlk, cevap, a ada esprili yant 3.damtc, laboratuarda kimyasallar stmakta kullanlan yuvarlak kapal un ve dar musluu olan kap){(ed|s|ing)?)}

renunciation(1.vazgeme, feragat. 2.terketme. 3.ret, tanmama) desist(-den vazgemek, -i brakmak) coax(1.tatl szlerle kandrmak, gnln yapmak. 2.dil dkmek){(ed|es|ing|ingly))} indignation((hakszlktan dolay) kzgnlk, fke) avert(1.baka tarafa evirmek, yn deitirmek. 2.nlemek) overt(gizli olmayan, ortada, aik, aleni){(ly)?)} hatch(civciv, balk, bcek vb.) yumurtadan kmak, yumurtasn krmak; gizlice (plan, vb) kur ak, tasarlamak ambar az, ambar kapa; gemi ya da uakta yolcu kaps) dastard(aalk kimse, alak kimse) bellicose(kavgac, mcdeleci, sava){|bellicosity)} procrastinate(erteleme){|procrastination)} meek(uysal, yumusak basli, alakgnll){(er|est|ly|ness)?)} affix(baglamak, ilistirmek, tutturmak, eklemek, yapistirmak, nek) abject(1.rezil, berbat (bir durum); son derece kt; 2.kk drc, alaltc) morose(somurtkan) interminable(sonsuz, bitmez tkenmez){|interminably)} unmitigated(tam anlamyla, tam) subside(yatmak, sakinlemek; sular ekilmek; (yapi, arazi, vb.) yavas yavas kmek, dibe {(d|s)?|subsiding)} senile(yal bunak){|senility)} rapture(mest olma,kendinden geme, ar sevin) romp(grltyle oynamak, azmak, kudurmak; kolay kazanmak;){(ed|s|ing)?)} inbred(yakn akraba evliliinden dogmu) endanger(tehlikeye atmak) jittery(siniri tepesinde, gergin) contingency(olaslk, ihtimal){|contingencies)} turgid(1.imi, ikin. 2.abartmal, iirilmi, tumturakl) reimburse(geri demek, zararn karlamak){(d|s)?|reimbursing|reimbursement)} squelch(1.(muhalefet v.b.ni) bastrmak/susturmak. 2.vck vck bir yerden yrrken ayak ses mak) swine(1.domuz. 2.k. dili pis herif) pogrom(katliam, kym, planlanm katliam) portent(1.belirti, alamet, iaret, haberci. 2.mucize, harika) disssipate(dalmak, yok olmak; arur etmek, aptalca harcamak){(d|s)?|dissipating|dissipa tion)} petulant(huysuz, aksi){(ly)?|petulance)} engender(1.meydana getirmek, oluturmak. 2.dourmak, neden olmak) compel(zorlamak, mecbur etmek) folly(aklsizlk, aptallk, aptalca hareket){|follies)} benevolent(1.yardmsever; cmert. 2.kr gayesi gtmeyen (kurum v.b.). 3.iyi, hayrl){(ly)? nevolence)} wisecrack(zekice espri yada laf) gist(z, ana fikir, ana noktalar) shabby(1.eski psk, yrtk prtk, 2.aalk, adi){|shabbier|shabbiest|shabbily|shabbines impudent(kstahlk){|impudence)} jettison(arlk atmak, atmak kurtulmak, bandan atmak) connivance(gz yumma, grmezlikten gelme) squirm(kvranma, kvrlma) plenipotentiary(tam yetkili kii) morrow(yarn) tart(turta, hafifmerep kadn, eki, mayho, ters, ineleyici){(y|ly|ness|s|ed|ing)?)} rebuff(terslemek, ters cevap vermek) cagey(tedbirli, az sk){|cagier|cagiest|cagily)} preamble(nsz, giri) armistice(atekes) deceit(aldatma; hile) instigation(kkrtma) peruse(dikkatle okumak, incelemek){(d|s)?|perusing|perusal)} rue(piman olmak){(d|s|ing|fully)?)} pretense(rolne girmek, bakasn etkilemek iin olduundan farkl genmek; iddiasnda olm

tmek){|pretence)} serene(durgun, dingin, sessiz, huzurlu, sakin; yce){(ly)?|serenity)} glitch(aksaklk) plaque(plaket, levha, tabela , di tartar) walnut(1.ceviz. 2.ceviz aac. 3.cevizin kerestesi. 4.ceviz rengi) pumpkin(balkaba, helvackaba, kestanekaba) apricot(kays) blueberry(yabanmersini) badinage(aka, taklma (Argo)) unwittingly(bilmeyerek, farknda olmadan) forge(1.bir eyin baarl yada gl olmas iin ok aba sarfetmek, oluturmak, kurmak ya ort, para, imza vb.) sahtesini yapmak, taklidini yapmak, sahtecilik yapmak 3.met ali scakta dverek ekillendirmek, demir dvmek 4.atak yapmak, ileri frlamak, yararak il erlemek 5.(- ah_ead): hzla ilerlemek, ksa srede byk ilerleme kaydetmek 6.demirhane 7. tav frn, demirci oca){(d|s)?|forging)} forger(1.sahtekr; kalpazan) forgery(1.sahtekrlk, sahtecilik, kalpazanlk 2.insanlar kandrmak amacyla kullanlan pa kman vb gibi sahte ey) footloose(serbest, babo) privation(yoksunluk, mahrumiyet, sknt)

ambivalent(kararsz, kark duygular besleyen){(ly)?|ambivalence)} cacophony(ses kakismasi, ses uyumsuzlugu){|cacophonous)} gasp(soluk solua kalmak, nefesi daralmak, nefesi kesilmek. 2.solumak, ok arzulamak ) moribund(s. 1.lmek zere olan, can ekien. 2.ok snk, zayf) attrition(1.ypranma, anma; ypratma, andrma. 2.zayiat, personel saysnn azaltlmas) submission(1.teslimiyet, teslim olma, boyun eme 2.arz, arz edi, sunu, bildirme, tesli m etmek 3.arzedilen ey, sunulan ey, maruzat; (mahkemede hakime) bildirilen gr) rescind((yasa, anlama v.b.ni) iptal etmek, feshetmek, yrrlkten kaldrmak) vent(delik, menfez; gt delii; yrtma; duygular aa vurmak){(ed|s|ing)?)} spleen(dalak; terslik, huysuzluk) blatant(kstahca, apak yaplan){(ly)?)} hideous(ok irkin, iren, korkun) malcontent(honutsuz, memnun olmayan) reconcile(1.uzlatrmak, aralarn bulmak, badatrmak 2.uzlatrmak, bartrmak 3.snma kabullenmek){(d|s)?|reconciling|reconcilable|reconcilation)} recourse(basvurma, yardim alma) retroactive(geriye dnk, geriye ynelik) apprehensive(endieli, korkulu) dilute(seyreltmek, sulandrmak, etkisini azaltmak){(d|s)?|diluting|dilution)} remand(mahkemeye kadar tutmak) clemency(merhamet) arbitrate(arabuluculuk){(d|s)?|arbitrating|arbitrator|arbitration)} subvert((devleti/bir kurumu) kertme/ykmaya alma 2.insanlarn gvenini/inancn kert ing)?|subversion)} mawkish(iren) homicide(adam ldrme cinayet) outcast(toplum dna itilmi) pamper(martmak) gnawing(kemiren) decapitate(ban kesme){(d|s)?|decapitating|decapitation)} scruple(vicdan elvermemek, tereddd etmek){(d|s)?|scrupling)} whim(kapris) malice(ktlk, kt niyet, kin){|malicious|maliciously)} disparage(aalayc, hor gren){(d|s|ment)?|disparaging|disparagingly)} apprehend(anlamak, kavramak; tutuklamak) odious(iren, tiksindirici) stickler(titizlik gsteren kimse) truncheon(cob)

stratum(katman, tabaka, sosyal tabaka){|strata)} ruse(hile, dalavere, oyun) lenient(hogrl, yumuak, merhametli){(ly)?|leniency)} bigwig(kodaman, nemli kimse) malpractice(1.yolsuzluk, grevi ktye kullanma. 2.byk hata yaparak hastaya/mvekkile zara r verme) approbation(beenme, uygun bulma, tasvip, onama) polymorphous(ok ekilli, deiik biimleri olan) slacken(gevemek; yavalatmak; azaltmak) sullen(1.somurtkan, suratsz 2.(hava yada gkyz) kasvetli){(ly|ness)?)} purvey(salamak, tedarik etmek, erzak salamak) backcloth(perde arkas; uygun ortam) unison(birlik, ahenk, uyum) nimbus(hale, k halkas, nur, yamur bulutu) fervour(evk, gayret, cokunluk) moat(hendek) swoon(baylmak, baygnlk geirmek) wreath(elenk, iekten halka, halka eklinde duman) cater(salamak; temin etmek){(ed|s|ing)?)} scathing(sert, krc) martyr(ehit etmek, ikence etmek; kurban, madur) dupe(enayi. f. aldatmak, dolandrmak){(d|s)?|duping)} candour(ak szllk, samimiyet) unremitting(srekli, aralksz, devaml) belch(1.geirmek. 2.pskrtmek, frlatmak. i. geirme) encroach((bakasnn hakkna) tecavzde bulunmak) torrent(sel, saanak; taknca akan su 2.sel gibi akan, gelen zorlu ey) travail(sancl, zahmet ekmek) riposte(hazrcevap, kar yant veya atak) revoke(iptal etmek, feshetmek){(d|s)?|revoking)} embezzle((emanet para veya mlk) zimmetine geirmek){(d|s|r|ment)?|embezzling)} perverse(1.aksi, ters, huysuz. 2.sapk; sapkn){(ly)?|perversion|perversity)} pillory(sert eletri; ceza boyundurugu){(ing)?|pillories|pilloried)} multifarious(ok eitli, trl trl) plethora(gereinden fazlalk, bolluk, okluk) ensemble(1.mz. topluluk. 2.tiy. trup. 3.btn. 4.birka paradan oluan kadn kostm, takm ) sojourn(geici olarak kalma) expatriate(kendi vatanndan baka bir lkede yaayan kimse) scabbard((kl iin) kn) declamatory(heyecanl, cokulu sylev) proscribe(yasaklama){(d|s)?|proscribing|proscription)} unquenchable(sndrlmez, bastrlamaz) pander(pezevenk, pezevenklik etmek; ktlge tesvik etmek) pedantic(kili kirk yaran, titiz) ilk(tr, eit, tip) ingrain(ham iken boyamak, iine iletmek, kkletirmek){(ed|ing)?)} fad(geici ilgi, geici heves) filth(pislik; ak saklk, mstehcenlik) shoddy(kalitesiz, batansavma, uydurma; adi, baya, erefsiz){|shoddily|shoddiness)} titillate(gdklama, gdklanma){|titillation)} pendant(kolye) reverent(ok saygl) exhume(mezardan karmak){(d|s)?|exhuming|exhumation)} gargantuan(kocaman, dev gibi, devasa) espouse(1.desteklemek){(d|s)?|espousing|espousal)} refurbish(cilasn tazelemek, yenilemek (ev veya mobilya)) bemoan(yaknmak, szlanmak, ikyet etmek) plaudit(memnuniyet gsterisi, beeni , takdir){(s)?)} aesthete(estet, gzellie ve sanata nem veren ve anlayan kimse)

enamor(bylemek, etkilemek, akln bandan almak){(ed)?|enamour|enamoured)} sabbath(dini tatil gn) frivolous(sulu, havai, hoppa ; nemsiz, bo, sama) vitriolic(yakici, nefret ve kzgnlk dolu) ingratiate(sevdirmek, gzne girmek){(d|s)?|ingratiating)} staunch(gvenilir, sadik; saglam, kan durdurmak) inaugurate(1.resmen ie balatmak, (birini) trenle bir greve getirmek. 2.trenle amak, a le balatmak. 3.balamak; balatmak, -in balangc olmak){(d|s)?|inaugurating|inauguration) } erratic(1.istikrarsz, dengesiz, dzensiz, birden deiiveren 2.evresindeki kayalardan far l olan ve byk ktleli bir buzun yani buzulun erimesi sonucunda ortaya kan byk kaya){(a )?)} bedeck(sslemek, donatmak, bezemek) imperative(zorunlu, gerekli, sart,emir, buyruk) excoriate(derisini yzmek; iddetle eletirmek){(d|s)?|excoriating|excoriation)} not least(zellikle, bilhassa) precursor(nc) congregation(cemaat, topluluk) surveillance((birinin faaliyetlerini) gizlice izleme, gzetleme) consecrate(kutsama, takdis, kutsama treni; adama){(d|s)?|consecrating|consecration) } clergy(rahipler snf, ruhban snf, rahip) bereft(yoksun, kaybetmi; yoksun hissetme) liable(sorumlu, mesul, ykml; eilimli, muhtemel) abstruse(anlalmas g) convulse(iddetle sarsmak){(d|s)?|convulsing)} diffuse(yaylm, dank; gereksiz laflarla dolu; yaymak, datmak; nfuz etmek;){(d|s|ly| ffusing|diffusion)} atrophy(krelmek){(ing)?|atrophies|atrophied)} obdurate(inat, boyun emez, dik bal){(ly)?|obduracy)} hamper(1.engel olmak, engellemek, zorluk karmak 2.(zellikle yiyecek tamak amacyla kul an) kapakl sepet 3.hediye sepeti 4.kirli amar sepeti){(ed|s|ing)?)} outdo(gemek, stn gelmek){(ne|es|ing)?|outdid)} custodianship(koruyucu kimse) devoid(-den yoksun, -den mahrum) dovetail(uyumak, ahap vb kurtaz) preconception(nyarg, pein hkm) tendentious(yanl, tarafl) misconception(yanl kavram; yanl yorum; yanl kan/fikir, yanl anlama) foist(-e zorla kabul ettirmek; kakalamak) auspices(koruma himaye, destek) sober(1.ayk 2.aklbanda, makul 3.mat renk, (renk yada kyafetler) dz ve parlak olmayan urgunlatrmak, dnceli bir hale sokmak, akln bana getirmek 5.(- up|- sb up): sarholuk ak yada ayltmak){(ed|s|ing)?)} upheaval(1.karklk, kargaa; ayaklanma; devrim. 2.byk ve ani deiiklik) incumbent(makam sahibi, grev olarak ykletilmis, zorunlu, zerine vazife olan) plunder(yamalamak, talan etmek; ganimet) zzfreight(1.tama, nakliye, yk, nakletmek, gndermek, gemi uak tren kamyon ile tanan ma r yada eyalarn bu sistemle tanmas 2.hava deniz yada trenle eyalar tama yada yollama eyi belirli bir ruh hali yada ton ile doldurmak){(ed|s|ing)?)}{freight(?= car| t rain)} freight car(1.yk vagonu) freight train(1.yk treni) oversee(gz kulak olmak, bakmak, izlemek){(d|n|ing|r)?|oversaw)} impel(itmek, harekete geirmek, yneltmek, zorlamak){(led|s|ling)?)} embankment(toprak set, bent, set) gobble(abuk abuk yemek,hindi sesi){(d|s)?|gobbling)} slant(eimli olmak, meyilli olmak; (geregi) arptmak) averse(karsi, muhalif, isteksiz) bedfellow(yatak arkada, kar, arkada, dost)

anomalous(anormal; aykr) antagonism(husumet, kin, dmanlk) emplacement(yerleme, yerletirme; konulandrma, mevzilendirme) clampdown(resmi kstlama, snrlama, nleme) outstrip(-den daha iyi yapmak, gemek, geride birakmak) ration((-ing) karne ile vermek, tayna balamak 1.karneye balamak 2.(-s) erzak, zahire, askere yada bir yerde bulunan kimselere fazla miktarda yiyecek olmadndan sabit mik tarda verilen yiyecek, gnlk yiyecek hakk 3.pay, hisse, bireyin normal yada adil kabu l edilen miktar){(ed|s|ing)?)} pinch(sktrmak; imdiklemek; ac vermek; armak, tutuklamak) inroad(akn, baskn; ilerleme, dalma, gedik) prelude(1.balang, giri. 2.mz. preld) incentive(1.isteklendiren dl; zendirici ey. 2.drt, gd) moorland(kr, bozkr) fodder(hayvan yemi, kuru ot, saman) cereal(tahl, hububat; msr gevrei, kahvaltlk gevrek) draconian(zalim, gaddar) dragoon(zorla yaptrmak, mecbur etmek; ar svari) requisition(el koymak) amalgam(cval alam, karm) adhere(1.-e yapmak. 2.-e sadk kalmak, -e bal kalmak){(d|s|nce)?|adhering)} well-off(hali vakti yerinde, zengin) cantankerous(aksi, geimsiz, huysuz) pen-pusher(masaba) claimant(devletten para alan; hak iddia eden) hobnob(samimi olmak, sk fk olmak) acumen(abuk kavrama yetenei, keskin zek) bicker(tartmak, atmak, ekimek) purview(alan, yetki alan vs; anlam, meal) countenance(1.ehre, yz, sima, grn; yz ifadesi. 2.destek, onama, yz vermek){(d|s)?|c ncing)} slump(birdenbire dsmek, kt diye dsmek, kmek) depreciate((para, vb.) deger kaybetmek; ucuzlatmak; amortize etmek; kmsemek, hor grmek ){(d|s)?|depreciating|depreciation)} deficit((bte, hesap) aik; noksanlk, dezavantaj) bilateral(iki tarafl, iki kenarl) deplete(tketmek, bitirmek){(d|s)?|depleting|depletion)} litany(mukabele ile okunan dua){|litanies)} outlive(-den daha uzun yasamak){(d|s)?|outliving)} undercut(fiyat krmak, daha ucuza satmak; altn oymak, etkisizletirmek; sa biimi) shoehorn(ayakkab ekecei; ite kaka yerletirmek) supremo(yce nder, tam yetkili nder, tam yetkili ef) allocation(ayirma, tahsis, denek) predicate(1.dorulamak, beyan etmek 2.dayandrmak 3.dilb yklem){(d|s)?|predicating)} prophesy(1.(bir olayn gerekleeceini) nceden haber vermek. 2.kehanette bulunmak, gaipte haber vermek. 3.tahminde bulunmak){(ing)?|prophesies|prophesied)} forlorn(1.yalnz, mitsiz ve zgn. 2.terkedilmi ve harap) rapacious(yrtc, agzl, gz doymaz, hasis, zorba){(ly)?|rapacity)} ad hoc(belirli bir ama iin hazirlanmis; nceden hazrlanmayp gerekmesi durumunda) relinquish(-den feragat etmek, -den vazgemek; -i brakmak) oblivious(bihaber farknda olmayan) expropriate(1.istimlak, kamulatrma 2.birinin maln alma ve izinsiz kullanma, el koyma){ (d|s)?|expropriating|expropriation)} drapery(kumalk; kumas) retailing(perakende sat) redeem(kurtarmak, telafi etmek; itibarn kazanmak; (gnahtan) kurtarmak; borcu kapatm ak; nakite evirmek; yapmak, yerine getirmek) audit(hesaplar) denetleme; denetim){(ed|s|ing)?)} doldrums(kasvet, sknt, keder, hzn; 2.tic. durgunluk, kesatlk) tranquil(skunet, huzur, sakinlik){(lity|ly)?)}

expedite(hzlandrmak, kolaylatrmak){(d|s)?|expediting)} vendor(satc, iportac; sat makinesi) purloin(almak, armak, izinsiz kullanmak){(ed|s|ing)?)} sundry(esitli, trl trl) largesse(cmertlik) subvention(sbvansiyon, devlet destei) convenience(uygunluk, elverililik; rahat, kar; uygun zaman; halk tuvaleti) ascetic(nefsinin isteklerini krarak ok sade bir hayat yaayan kimse; ileci) revile(kfretmek, hakaret etmek, lanetlemek){(d|s)?|reviling)} pious(dindar, sahte sofu, sahte, gstermelik; gerekleme olasl az) agrarian(tarmsal) insulate(izole etmek, yalitmak; ayri tutmak, korumak){(d|s)?|insulating)} audacious(cesaretli, korkusuz, gz pek, atlgan; saygsz, kstah) perspiration(1.ter. 2.terleme) castigate(knamak, serte eletirmek){(d|s)?|castigating|castigation)} rebate(iade, para iadesi, indirim) extradite((suluyu) (su iledii lkeye) iade etmek/ettirmek){(d|s)?|extraditing|extraditi n)} assertive(iddiali, kendine gvenen) self-righteous(kendini hakl grme){(ly|ness)?)} superintendent(sorumlu, ynetici, mdr; mfettis, denetmen; polis memuru) deliberation(1.zerinde dnme, dnp tanma, ihtiyat. 2.grme, mzakere) opulent(varlkl, zengin; bol, gr; ssl){(ly)?|opulence)} brethren(tarikat yesi, kardeler; ayn sosyal cemaatin yeleri) carried the day(kazanmak, galip gelmek, stn gelmek) carry the day(kazanmak, galip gelmek, stn gelmek) desolate(ssz, tenha, terkedilmi; kimsesiz, ok yalnz ve mutsuz; perian, harap){(d|s)?| olating|desolation)} farflung(ok uzakta, geni alana yaylm){|far-flung)} tallow(mum sabun vb yapmnda kullanlan hayvan ya) arid(1.kuru (iklim/hava). 2.kurak (toprak), 3.yavan, skc){(ity)?)} porous(gzenekli, delikli, geirgen (gaz, su vb.)) limestone(kireta) minuscule(ok kk, ufack) abolish(yrrlkten kaldrmak, feshetmek, iptal etmek) entrepreneur(giriimci, mteebbis; giriimcilik) viceroy((krall temsil eden) genel vali) intrusion(1.zorla girme. 2.izinsiz ve davetsiz girme) scold(azarlamak, paylamak) wherewithal(gereken, para, ara gereler) speculate(tahmin etmek, tahminde bulunmak; sonradan satp kar etmek amacyla satn almak ancak zarar etme olasl da var){(d|s)?|speculating)} precedent(1.rnek oluturan durum. 2.benzeri olan, gemi rnek 3.det, gelenek){(s)?)} collateral(1.(borca kar gsterilen ve bir mlk, tahvil, senet v.b.ne dayal) teminat 2.2. ikincil, tali, yardmc, tamamlayc) intermittent(kesik kesik, aralkl) preclude(nne gemek, nlemek, engellemek, -i imknsz klmak){(d|s)?|precluding)} strait(1.boaz, geit 2.darboaz, sknt, yokluk){(ened|s)?)} fervent(ateli, hararetli, tutkulu) decree(devlet yada bataki tarafndan yaynlanan ve yasa haline gelen emir, 2.yarg kara r, hkm 3.karar vermek(resmi olarak)) reparation(1.sava tazminat, 2.zr, telfi, zarar karlama){(s)?)} invaluable(ok yararl, ok deerli) ferocity(vahilik, gaddarlk) dismay(1.znt, endie 2.dehete drmek) exasperate(ileden karmak, ok kzdrmak){(d|s)?|exasperating)} chide(birisini yanl yapt iin eletirmek, sulamak){(d|s)?|chiding)} galvanize(1.harekete geirmek, tesvik etmek, 2.paslanmamas iin galvanizle kaplamak){(d |s)?|galvanizing)} affiliate(1.yakn iliki kurmak 2.bir kuruma ye yada balantl yada almakta 3.daha by

a bal yada ilikide){(d|s)?|affiliating)} abate(azalmak, hafiflemek, dinmek; azaltmak, hafifletmek){(d|s)?|abating)} munition(sava malzemeleri, mhimmat) maim(Sakat brakmak, sakatlamak) perpetuate(srekli klmak, srdrmek, devam ettirmek){(d|s)?|perpetuating)} burly(iri yar, gl kuvvetli, yapl) go-between((mesaj tayan) arac) par excellence(fevkalade, en iyisinden) crook(1.kt, dzenbaz, sahtekr 2.dirsek kvrm 3.oban denei; asa, sap kvrk b {(s|ing)?)} crooked(eri, arpk, yamuk 2.namuzsuz, sahtekar 3.(- on) rahatsz olmak) prominence(ne kma, n, hret, nem) veritable(gerek, hakiki; ... gibi bir ey, bir eyle kyaslanabilecek dzeyde seviyede) zzcoup(1.darbe 2.baaral hareket, vurgun){coup(?= dtat| de grce)} ingenious(1.marifetli, hnerli, becerikli, usta, ustaca yaplm, 2.zeki, yaratc) single-minded(tek bir ama gden, azimli, kararl) so much so that(o kadar ki, o derece ki) gregarious(1.bakalaryla beraber olmay seven, sokulgan, sosyal 2.(hayvan) sr halinde y aayan) solicitor(1.avukat, hukuk danman 2.pazarlamac 3.hukuk maviri, hukuk ileri mdr) zzmischief(1.yaramazlk, haylazlk 2.fesat, ktlk 3.zarar, hasar){mischief(?=-making)} skim(1.kayman syrma 2.yalarcasna gemek 3.gz gezdirmek 4.ufak ufak para armak 5.k. k alama 6.en iyi ksm kendine ayrmak, almak) caulk(geminin aklk veya deliklerini ziftleyerek su geirmez duruma getirme) enthuse(1.heyecanl hevesli biimde konumak 2.coturmak, heyecanlandrmak){(d|s)?|enthusin )} wholehearted(candan, tm gayretiyle) flotation(irketin hisse senedini ilk defa satarak sermaye salamak; yzme, su zerinde durma) vindicate(1.hakli ikarmak, dogrulugunu kanitlamak 2.temize kmak, susuzluu kantlanmak) |s)?|vindicating|vindication)} vindictive(kinci, intikam gden) epitaph(mezar tasi yaziti, kitabe 2.birini, bir dnemi hatrlatan ey) wade(1.amurda, suda yrmek 2.s suda durmak, yrmek 3.(- in) saldrmak, sert bir dille k 4.(- into) szl saldr 5.(- through) abalama, bouma){(d|s)?|wading)} haphazard(geliigzel, plansz, programsz) adroit(becerikli, usta) elude(1.(izleyenleri, bir tehlikeyi) atlatmak, syrlmak, kurtulmak 2.yapamamak, gerekl etirememek 3.anlayamamak, hatrlayamamak){(d|s)?|eluding)} hammerlock(kolun arkaya bklmesi, zaptrap altna almak) imposing(heybetli, azametli, etkileyici) letterhead(antetli kt, antet) chagrin(hayal krkl, cann skma) bewitch(1.by yapmak. 2.bylemek, akln bandan almak) diligent(zenle ve sebat ederek alan){(ly)?|diligence)} flamboyant(1.frapan, gze arpan (renk). 2.ar davranlarndan dolay gze arpan (kimse y)?|flamboyance)} mayhem(kargaa, kaos) alderman(belediye meclisi yesi){|aldermen|alderwoman|alderwomen)} christen(vaftiz etmek; ad koymak; ilk kez kullanmak){(ed|s|ing)?)} by your leave(izninizle, msaadenizle) preeminent(en nde gelen, stn, sekin){|preeminence)} maelstrom(girdap, kargaa 2.girdap) handiwork(el ii, eser 2.eser, marifet) foremost(nde gelen, en nemli) wager(1.bahis, bahse girme 2.bahse girerim ki) predominance(1.stnlk, hkim olma, ar basma. 2.ounluk) attuned(all, uyum salamak) inception(balama, balang, dou) unforthcoming(yardma yanamayan, ketum)

constituent(1.semen 2.btn oluturan paralardan biri 3.btn oluturan e, unsur) amass((mal, para, g, vb.) bir araya getirmek, toplamak, biriktirmek) corpulent(imanlk, iman){|corpulence)} helter-skelter(dne dne inen kaydrak 2.alelacele, telala, apar topar) diversion(1.saptirma, sapma 2.ilgisini baka tarafa ekme, dikkatini datma 3.alternatif yol 4.elence, oyalayc ey){(ary)?)} defuse(1.etkisiz hale getirmek, yattrmak; tansiyonu drmek 2.(patlayici) fitilini skm d|s)?|defusing)} disenfranchise(haklarndan mahrum etmek, oy hakkn kullandrtmamak){(d|s)?|disenfranchisi ng)} progressive(1.yeniliki, ada 2.ilerleyen, gelien 3.ileri dnceli, ilerici){|progressi exposure(1.etkisine ak brakma; maruz kalma 2.aa karma, ortaya karma 3.sergileme, te oto) poz 5.pozlandrma) idiosyncrasy(kiisel tuhaflk, egzantriklik){|idiosyncrasies|idiosyncractic)} suffrage(oy hakk, seme hakk) coquette(fingirdek kadn, seksapalini kullanan kadn){|coquettish|coquettishly)} remnant(artk, geriye kalan ey, kalnt 2.para kuma) imbibe(1.imek. 2.sourmak, emmek. 3.renmek, kapmak){(d|s)?|imbibing)} foray(1.atlm, yeni bir ey iin giriimde bulunmak, dalma, giriim 2.akn, baskn 3.ksa se ; gezinti) itch(kanmak, kama istei duymak 2.gl istek, siddetli arzu){(y|es|ed|ing|ness)?)} fiend(1.(adam)eytan, iblis, kt ruhlu 2.dkn, merakl 3.eytan, kt ruh) rapport(dosta iliki, anlama, uyum) candid(1.ak, asl fikrini gizlemeyen; ak yrekli, samimi, iten 2.gizli ekim){(ly)?)} forthcoming(kacak olan, yaknda gerkeleecek, nmzdeki 2.hazr, elde mevcut, emre amad vermeye hazr) unrepentant(piman olmayan, tvbe etmez) sobriquet(takma ad, lakap) joust(at zerinde mizrak dvs yapmak 2.atmak; gazetedeki yazlar ile atmak, polemie g nascent(gelimeye balayan, yeni oluan) grist(fayda, yarar, kazan) spurn(reddetmek, geri evirmek, hie saymak, yz vermemek) benign(halim selim, iyi huylu, tatli, sevecen, 2.iyicil (tmr), tehlikesiz) paragon(erdem rnei, kusursuzluk rnei) carcass(le, ceset) truce(atekes, atekes antlamas) battledore(amar tokma; tyl mantarlarla oynanan oyun yada raketi) shuttlecock(badminton topu) impending(gereklemek zere olan, eli kulanda, olmas yakn) inordinate(ar, gereinden ok) distaste(beenmeme, holanmama) peril(1.byk tehlike 2.tehlikeye atmak 3.tehlikeye neden olan ey, tehlikeli ey) perilous(ok tehlikeli, riskli) ignominious(rezil, aalayc, kltc, yz kzartc) aspire(ok istemek, can atmak, arzulamak){(d|s)?|aspiring)} procession(alay, tren alay, geit treni 2.dizi, sra) dignitary(yksek mevkili kimse, kodaman){|dignitaries)} banquet(1.resmi yemek, yemek vermek 2.ziyafet) quaint(acayip, ilgin, eski ve ho){(ly|ness)?)} derisive(alayl, alayc) bluster(yaygara; bo tehdit 2.rzgr) iddetle esmek) providence(allah'n takdiri, kader, takdiri ilhi) happy-go-lucky(gamsz, tasasz, vurdumduymaz) treadmill(1.ayak deirmeni. 2.skc ve monoton i 3.kou band) prophesy((bir olayn gerekleeceini) nceden haber vermek, kehanette bulunmak){(ing)?|pro hesies|prophesied)} breach(1.(yasa) uymama, igneme, yerine getirmeme 2.ihlal, bozma 3.gedik, yark) lasting(uzun sureli, kalici, surekli, bitmeyen; dayankl) venom(ylan zehiri, akrep zehiri, zehir, 2.kin, dmanlk){(ous|ously)?)} dementia(demans , bunama)

paramount(1.stn, en nemli, balca. 2.rtbece, mevkice en stn olan){|paramountcy)} irrepressible(1.bastrlamayan, frenlenemeyen, nne geilemeyen. 2.zaptolunmaz, gemlenmez) |irrepressibly)} animus(dmanlk, kin, nefret) dilapidated(harap, dknt, yklmaya yz tutmu) subsidiary(1.yardmc, ek; ikincil 2.yan kurulu){|subsidiaries)} de facto(yasal olarak yle olmamasna karn gerekte yle olan, fiilen) deputy(1.vekil; yardmc, muavin. 2.polis. 3.milletvekili){|deputies)} retrench(tasarruf, ksnt 2.personel saysn azaltmak){(ed|es|ing|ment)?)} modicum(az miktar, biraz) carnage(katliam) aggravate(1.ktletirme, ciddiletirme, iddetlendirme 2.kzdrma, ileden karma){(d|s)? g|aggravation)} hassle(1.tartma, mnakaa 2.2.zorluk, glk, mcadele 3.kafasnn etini yeme, rahat verm |hassling)} acquiesce(kabul etmek, raz olmak, ses karmamak){(d|s)?|acquiescing|acquiescence)} panned out(neticelenmek; 1.sonu vermek. 2.baarya ulamak) pan out(neticelenmek; 1.sonu vermek. 2.baarya ulamak) inauspicious(gelecein iyi yada baarl olmayaca ynnde sinyaller veren, meum) frantic(1.lgna dnm. 2.ok acele ve telal; lgn) shrewd(cin gibi, akgz, uyank, zeki, kurnaz, zekice, akllca) behemoth(ok gl ve byk irket yada organizasyon) fray(1.andrmak, ypranmak, anmak 2.sinirlenmek, tansiyon ykselmek 3.zlmek, bitmeye b .kavga, mnakaa, mcadele, ekime) nothing but(yalnzca, sadece, bir tek) delimit(limitlerini belirlemek, snrlandrmak, limit koymak) allocate(1.ayrmak, tahsis etmek){(d|s)?|allocating)} append((yaznn sonuna) ilave etmek, eklemek; ilitirmek) now and then(ara sra, zaman zaman, bazen) alleviate(yattrmak, hafifletmek, dindirmek, azaltmak){(d|s)?|alleviating)} gripe(1.k. dili ikyet, yaknma 2.mzmzlanma){(d|s)?|griping)} punitive(cezalandrc, cezai, ceza gerektiren 2.(parayla ilgili) acmasz, ok sert) surplus(gereinden fazla, artan, fazlalk, retim fazlas 2.parada girdinin ktdan fazla ol n miktar 3.fazla, fazla olan, gereinden ok) ensconce((gvenli ve rahat bir biimde) oturmak, yerlemek, kendini yerletirmek){(d|s)?|e nsconcing)} turmoil(karklk, kargaa, hengame) stupendous(1.harikulade, mthi, hayrete dren. 2.muazzam, ok byk) infusion(1.katmak, pompalamak, alamak 2.demlenmi iecek (ay/ila vb) 3.tb. damara zerket e veya byle verilen ila) ineptitude(yersizlik, beceriksizlik) tangle(1.(ip, iplik, tel, zincir, sa v. b.) karmak, dolamak, dolanmak 2.arapsana dnm nden klmaz hale gelmek 3.k. dili kavga; mnakaa; ihtilaf){(d|s)?|tangling)} befuddle(artmak, akln kartrmak, sersemlemek; sarho etmek){(d|ment)?)} disarray(dzensizlik, kargaa, danklk, karklk) head off(1.yolunu kesmek, ynn deitirmek 2.nne gemek, nlemek (iin giriimde bulunmak coup dtat(1.hkmetin devrilmesi){|coups dtat)} coup de grce(1.son darbe, ldrc darbe) sepulcher(mezar, kabir, trbe, gmt) bizarre(acayip, tuhaf, garip) degrade(1.kk drmek, alaltmak 2.indirgemek, ayrmak, kimyasal yaps daha basit bir ek, bozulmak, gerilemek){(d|s)?|degrading)} spin(1.hzla dnmek, frl frl dnme; dndrmek 2.(yn, pamuk v.b.ni) eirmek 3.(rmcek (koza) rmek 4.along hzla gitmek 5.bilgi aktarmak, kendine gre yorumlamak 6.uydurmak 7.ksa gezinti 8.telaa kaplma){(ning|s)?|spun)} acuity(zihin keskinlii, duyma grme keskinlii) botch((bir ii) berbat/rezil etmek) yank(birden hizla ekilmek; birden hizla ekme){(ed|s|ing)?)} whit(zerre, parack) efficacy(etki, tesir; yarar, fayda)

sputter(1.patrdamak, cazrdamak 2.dili dolaarak konumak, kekelemek, kekeler gibi konu smak) ooze(1.szdrmak, karmak, szmak 2.yaymak, kuvvetli biimde gstermek 3.balk, amur){(d )} implode(1.patlamak, ieriye patlamak, iddetle iine doru kmek 2.ani ve tam olarak kme s etmek, baarszla uramak){(d|s)?|imploding|implosion)} warring(savaan, mcdele eden) smear(1.svamak (yapkan veya yal bir eyle), srmek 2.bulatrmak, lekelemek, kirletmek k 3.-e leke srmek, -i lekelemek, -i karalamak 4.yaz vb bulandrmak, kirletip okunama z klmak){(ed|s|ing)?)} sellout(1.kapal gie 2.ihanet, kendini (paraya) satma){|sell-out)} lousy(1.k. dili kt, berbat, rezil 2.boktan, be para etmez 3.kum gibi, ok kalabalk, ok fazla) cave(1.maara 2.kmek, ortaya doru yklmak 3.pes etmek, boyun emek){(d|s)?|caving)} unruly(1.ele avuca smaz, idaresi zor, zaptedilmez, baedilemez){|unruliness)} brew(1.(bira/kahve) yapmak; (ay) demlemek 2.(ay/kahve) imeye hazr olmak, demlemek 3.(k bir ey) patlamak zere olmak, eli kulanda olmak; hazrlanmak, geliyor olmak 4.bira 5.(f ikir, olaylar vb.) karm){(ed|s|ing)?)} teeter(sendelemek, bocalamak, sallanmak){(ed|s|ing)?)} minion(1.yardak. 2.buyruk altnda olan (bir organizasyonda alt seviyede olan kimse)) rank and file(1.erler, subay olmayan sradan asker 2.rgtteki alt, sradan bireyler) toss(1.(yavaa/rasgele) atmak/frlatmak 2.(bir tepki olarak) (ban) birdenbire arkaya do avurmak 3.bir yandan br yana iddetle sallamak, sallanmak 4.tava, tenceredeki bir yi yecei bir svyla karsn diye kartrmak, sallamak 5.(yaz tura) atma 6.spor (top, glle atma, at){(ed|es|ing)?)} landfill(1.plerin arazide gmld yer 2.araziyi p gmerek doldurma 3.gmlen pler) spree(1.lgnca/ar derecede yaplan bir ey 2.aktif olunan periyod(zellikle su ile ilgi spoil(1.berbat etmek, mahvetmek, bozmak, iine etmek 2.martmak 3.(yiyecek v.b.) bozulm ak 4.yama mal, ganimet, alnt mal 5.avanta, kazan, avantaj){(ed|s|ing)?|spoilt)} interim(1.geici, ara 2.geici n rapor, hesap 3.(zaman) aralk, ara, boluk) leftover(1.artk, artk yemek, kalan 2.eski bir dnemden kalan) uncluttered(fazla birey iermeyen, sade) hummus(humus yemei) stale(1.bayat 2.havasz, kt, ar kokulu 3.defalarca tekrarlanm, bilindik, bayat 4.ypr i){(ness)?)} edible(yenir, yenilebilir, yemeklik) herb(yemeklere tat vermek iin kullanlan bitki, ifal bitki) basil(fesleen) mint(1.nane 2.nane ekeri 3.darphane 4.byk miktarda para 5.(madeni para) basmak 6.yepy eni, gcrgcr) call for(1.armak, gelmesini istemek 2.-i gerektirmek, -i icap ettirmek 3.istemek, tal ep etmek){|called for)} impulse(1.drt, gd, ani bir istek 2.itici g, itme, iti; neden, sebep){|impulsion|impu ly|impulsiveness)} meatloaf(rulo kfte, rosto){|meat loaf)} terminate(1.son vermek, bitirmek, sona ermek, bitmek 2.otobs, deniz yolculuu son bul ma){(d|s)?|terminating)} termination(sonlandrma, bitirme, son bulma 2.gebelii sonlandrma, krtaj) ensnare(kapana kstrmak, kapanla yakalamak, tuzaa drmek) rug(1.kk hal, kilim 2.battaniye, rt){(s)?)} embroidery(nak, ileme, oya) inveterate(1.kronik, mzmin; tiryaki 2.yerlemi, kklemi, kkl) redoubtable(yaman, etin, ok sayg duyulan ve korkulan; gl ve gz pek) avarice(para tutkusu, servet tutkusu, agzllk){|avaricious)} habituate(alkn){(d)?)} preoccupation(1.zihni ... ile megul olma, kafas megul olma 2.dalgn, kafas megul) embark(1.gemiye binmek, gemiye yklemek 2.-e balamak , girimek, kalkmak, atlmak){(ed|s g)?|embarkation)} vassalage(vasallk, derebeylik sistemi, zeamet, tmar, kulluk) ragamuffin(st ba perian ocuk/kimse 2.ragga mzii yapan kimse)

incursion(1.akn, hcum, saldr 2.ani giri, akn) contentious(1.tartumal, tartma konusu olan 2.tartmaci, kavgac) umbrage(alnma, ierleme, gcenme) preposterous(1.akl almaz, mantksz, sama, abes 2.abuk, abuk sabuk) detachment(1.kendini ekme, alakal olmama 2.tarafszlk, yanszlk, objektiflik 3.ask. mfre e, mfrez birlik 4.ayrma, karma, skme) comply(-e uymak, -e riayet etmek){(ing)?|complies|complied|compliance)} lusty(kuvvetli, salam, din, canl){|lustily)} layoff(1.iten karma 2.geici olarak iten karlma){|lay-off)} hearken(kulak vermek, dinlemek) improbable(1.olas olmayan, umulmadk, beklenmedik, ihtimal d 2.inanlmayacak ekilde ol improbability|improbably)} malarkey(sama, samalk, bo lflar, zrva) glum(ask suratl, somurtkan, morali bozuk, hznl, kasvetli, kederli) acquaintance(1.tandk, tan 2.tanklk 3.ainalk, bilgi, malumat) trail(1.(birinin peinde/arkasnda brakt) ey, iz, koku vb. 2.izini srmek, izlemek 3.y ika, keiyolu 4.(hafif eyleri) srmek, srklemek; srnmek, srklenmek 5.yava yava/yorg ek/yrmek 6.(yarma, spor karlamas) geride olmak 7.sarkmak, uzanmak, dmek;uzamak (bit d|s|ing)?)} proponent(taraftar, desteki) dejected(neesiz, keyifsiz, morali bozuk) memorialize(hatrasan yad etmek, anmak; hatrlanmasn salayacak kalc birey brakmak) ializing|memorialise|memorialised|memorialises|memorialising)} planter(1.ss bitkilerinin yetitirildii kap 2.byk iftlik sahibi 3.tohum ekme makinesi) cadet(harp okulu/polis akademisi rencisi) fateful(can alc, uursuz, ok nemli, kaderi belirleyen, tarihi nem tayan) prodigious(mthi, alacak, olaanst, harika, kocaman) consuming(tketen, bitiren, yakan, iddetli) complacency(memnuniyet, gnl rahatl, halinden memnun olma) cobweb(rmcek a, rmcek ann teli){(bed)?)} unswerving(sapmaz, amaz, yolundan amaz, deimez) self-proclaimed(kendi kendine ilan etmek, duyurmak, atamak) zealot(banaz kimse, fanatik) heavy-handed(1.kaba, duyarsz 2.hain, sert, zalim 3.beceriksiz, sakar 4.bir eyi zara r verebilecek kadar ok kullanmak) impetus(1.uyar; drt; gd, itici g 2.fiz. itici g, harekete geiren g) burgeon(tomurcuklanmak, filizlenmek, hzla bymek, gelimeye balamak){(ed|s|ing)?)} assert(1.(emin bir ekilde) sylemek, bildirmek, iddia etmek, ileri/ne srmek 2.kendini g termek, emin ve kararl bir duru, tutum sergilemek; otoritesini koymak 3.hakkn savunm ak){(ed|s|ing)?)} disconcert(artmak; huzurunu kairmak, telalandrmak) overbearing(zorba tavrl, otoriter, buyurucu) temperamental(1.deiken mizal, saati saatine uymayan, sa solu belli olmayan 2.yaradlt len, tabiatndan kaynaklanan, mizaca ait) prejudice(nyarg, pein hkm; garez 2.etki altnda brakmak, zihnini elmek, nyargl ol mak 3.zarar vermek, zarara uratmak){(d|s)?|prejudicing)} despair(1.aresizlik, umutsuzluk, midini yitirme 2.birini mitsizlie sevketme, birinin u mutlarn yoketme 3.umudu kesmek, umidi kalmamak){(ed|s|ing|ingly)?)} heyday(en parlak dnem, altn a) supremacy(herkesten stn olma, stnlk; egemenlik) mailed fist(saldr tehdidi, bask) strenuous(1.yorucu, ar, zor (i), g 2.gayretli, faal, alkan) menace(1.tehdit, tehlike 2.tehdit etmek, gzda vermek 3.tehdit altnda olmak 4.tehdit ed en ey/kimse){(d|s)?|menacing|menacingly)} admonition(uyar, ihtar; tembih, t){|admonitory|admonishment)} moan(1.inlemek; inilti 2.alamak, szlanmak 3.(rzgar vs.) uuldamak){(ed|s|ing)?)} out of the blue(k. dili aniden, hi beklenmedik bir anda) aide(yardmc, yaver; emir subay){(s)?)} runaway(1.kimseye sylemeden bir yeri terkedip giden kimse 2.kaak, denetimsiz 3.kol ay veya bir anda gerekleen ayn zamanda kontrolsz 4.kaak)

backdrop(1.(sahnede) arka perde 2.mecazi. zemin 3.zemin; uygun ortam; temel) unrest((lkede/kuruluta/rgtte) huzursuzluk, alkant, karklk) undergo(geirmek(ameliyat vs.); bana gelmek, grmek; -e uramak, (sknt, zorluk) ekmek mas zor bir eye) maruz kalmak){(es|ne)?|underwent)} declaim(yksek sesle okumak, yksek sesle ve el kol hareketleriyle konumak; sylev vermek , nutuk ekmek, heyecanl konuma yapmak; barp armak){(ed|s|ing)?)} vestry(kilisede papazlarin giysilerini koyduklari/giydikleri yer ayn zamanda kili sede ayin srasnda kullanlan nesnelerin durduu yer) champion(1.ampiyon 2.savunucu, mdafi; savunmak, desteklemek, urunda mcadele vermek) budge(1.kmldamak, hareket etmek; kmldatmak, oynatmak 2.fikrini deitirmek/deitirtmek p): kmldayarak yer amak){(d|s)?|budging)} exchequer(1.devlet hazinesi 2.devlet kurumu olarak hazine, maliye) bolt(1.(kap, pencere) srgs, kilidi 2.civata, bulon; iki parayi civatayla tutturmak 3. drm 4.ksa ok 5.top (kuma vb.) 6.frlama, ka; frlamak, kamak, tymek 7.abucak yemek, mak 8.desteini ekmek 9.(bitki, sebze) abucak byyp yenme iin elverisiz duruma gelme){( s|ing)?)} guns or butter(lkenin gelirinin youn olarak askeri mi yoksa halka ynelik olarak m ha rcanaca durumu) verbatim(kelimesi kelimesine, aynen, harfi harfine. s. kelimesi kelimesine yaplm, t am) manning(gemiye tayfa alma) stoker(tren, gemi vb. ocaa kmr atan kimse, frna kmr otomatikman atan cihaz) shovel(1.krek 2.makinann kepesi 3.krekle/kepeyle atmak, krekle boaltmak, kremek) inconvenient(1.uygun olmayan, uygunsuz, mnasip olmayan 2.rahatsz edici, klfetli, za hmetli, zor, glk yaratan) furnace(ocak, frn, (demirhanede) ocak) vessel(1.byk tekne, gemi 2.(kova, f, ie, vb. gibi svlar tutan) kap 3.anat. damar) eloquent(1.etkili ve gzel sz syleyen. 2.etkili ve gzel (szler, konuma tarz) 3.dokuna laml, duygu ykl){(ly)?|eloquence)} take arms(savamaya/mcadele etmeye hazrlanmak, savamak, mcadele etmek){|take up arms)} appreciable(1.hissedilir, sezilebilir, farkedilebilecek derecede; olduka ok){|apprec iably)} surmount(1.halletmek, stesinden gelmek, alt etmek, yenmek 2.-in stnden ykselmek, -in stnde durmak) nut(1.fndk; fndk, fstk, ceviz gibi kabuklu yemi 2.mak. somun 3.k. dili kafa, ba 4.k tlak kimse, kafadan kontak kimse 5.delice seven/merakl kimse 6.kafa atmak){(ted|s |ting)?)} cajole(tatl szle kandrmak, ikna etmek, raz etmek){(d|s|ry)?|cajoling)} blandishment(tatl sz, yaclk, dil dkme) irascible(abuk parlar, kolay sinirlenir, fkesi burnunda){|irascibility)} anything but(kesinlikle deil) inherent(znde olan, doasnda olan) viz(ismen, ki bu/bunlar, yani){(.)?)} nuts and bolts(bir iin(eyin alfabesi, temelleri, esaslar) prospective(1.beklenen, umulan 2.muhtemel, olas) riddle(1.bilmece, bulmaca 2.sr, muamma, gizem, esrar 3.delik deik et(mek) 4.(olumsuz yada kt bir ey iin genelde) dolu olmak, ok sayda bulunmak){(d|s)?|riddling)} vie(1.yarmak, rekabet etmek, ekimek){(d|s)?|vying)} hush(1.nlem Susun!, sessiz olun 2.susturmak, sessizletirmek, yattrmak 3.sessizlik, sk t, suskunluk 4.(-up) rtbas etmek, gizlemek 5.(-ed) ok sessiz, fsldayarak, sessiz){(e d|es|ing)?)} toil(1.ok alismak, uramak, didinmek, emek sarfetmek, zahmet ekmek 2.zar zor ilerlemek, glkle hareket etmek, kna skna 3.zahmet, emek gerektiren i 4.(-s)tuzak, kapan){(ed|s|i er)?)} flattery(pohpohlama, yaltaklanma) unanimous(1.oy birlii ile verilmi; herkes hemfikir 2.hemfikir, ayni fikirde, ortak ) conflict of interest(1.kar atmas 2.iki eyin bir kiinin zamann, ilgisini almas ve b onusunda akmas) creditable(1.vgye deer 2.erefli; itibarl, gvenilir)

overwhelm(1.(duygularar) gark etmek, bomak, ok kuvvetli duygular 2.alt etmek, ezmek, yenmek 3.(iltifat, iyilik, hediye v.b.ne) bomak, garketmek 4.sulara gmmek, suyla k aplamak 5.(-ing) kar konulmaz, ok kuvvetli){(ed|s|ing|ly)?)} reap(1.semeresini almak, yararn grmek, kazanmak, faydasn toplamak 2.(ekin) bimek, has etmek 3.(-er) orak, bierdver){(ed|s|ing|er)?)} entrench(ok salam biimde yerlemek, yerletirmek, salamlatrmak 2.(-ment)siper, hendek e, yerletirme){(ed|es|ing|ment)?)} fashion(1.moda; popler durumda olma 2.biim, ekil; tarz 3.(elleri kullanarak) yapmak, biimlendirmek, belli bir biim vermek){(ed|s|ing)?)} overhead(1.yukarda, tepede, havada, kafasinin stnde 2.sabit giderler, genel masrafl ar) bias(1.nyarg, nyargl olma 2.meyil, eilim 3.(kuma) apraz olarak kesilmi kenar 4.ale lemek, etki altnda brakmak, akln elmek 5.sistematik sapma){(ed|es|ing|sed)?)} infringe(1.(anlama, antlama v.b.ni) bozmak, ihlal etmek 2.hakkn yemek, hakkna tecavz k){(d|s|ment)?|infringing)} discharge(1.iten karma, kovulma, grevden alma, tahliye; terhis; taburcu olma, genel ol arak resmi bir yerden salverme 2.tahliye, salverilme 3.(gaz, sv, vb.) aktmak, akmak, dklmek 4.dearj etmek, boaltmak, boalmak 5.grevi yerine getirmek, gereini yapmak // de 6.atelemek, ate etmek 1.boaltma, boalma, akma){(d|s)?|discharging)} preside(bakanlk etmek, ynetmek){(d|s)?|presiding)} decorous(arbal, efendi, kibar; yakk alr, uygun) fastidious(1.titiz; en ince ayrntsna kadar 2.titiz, temizlie nem veren) brawl(1.kavga, hrgr, arbede; kavga etmek, dalasmak) ceaseless(aralksz, srekli) vendetta(kan davas) spur(1.mahmuz; mahmuzlamak 2.tevik eden bir ey; tevik etmek, drtmek 3.knt 4.yan yol hmuzlamak, dehlemek){(red|s|ring)?)} recurrent(tekrarlayan, yinelenen, tekrar tekrar olan) throughout(1.her tarafna, batan baa; boyunca 2.boyunca, sresince, hep) extract(1.(kitap, mzik vb.) seme para, alnt 2.esans, zt 3.zn karmak, ekmek, e almak; elde etmek, almak 4.bir eyi szdrmak, bir eyi koparmak 5.almak, aktarmak){(ed |s|ing)?)} hapless(anssz, talihsiz, bahtsz) altruism(zgecilik, kendinden nce bakalarn dnme){|altruistically|altruistic)} confide((sir, vb.) sylemek, amak, paylamak){(d|s)?|confiding)} associate(1.badatrmak, ilikilendirmek; artrmak 2.arkadalik etmek, ile grmek 3. lamak 4.ikinci derece stats olan, (haklari sinirli) ye 5.ortak alma arkada, arkada 6 za 7.doent){(d|s)?|associating)} accrue(1.artmak, oalmak, bymek, birikmek 2.payna dmek, tahakkuk etmek){(d|s)?|accrui crual)} adjunct(1.dilb. niteleme szc, tanmlayc kelime grubu 2.ek, ilave, ikinci dereceden ey, rdmc, tamamlayc) syndicate(1.sendika; kartel, birlik 2.bir yazy, fotoraf, tv programn birok yerde yay ){(d|s)?|syndicating|syndication)} harp(1.arp, harp 2.bktracak, can skacak biimde srarla sylemek, tekrarlamak){(ed|s|ing } tout(1.rtkanlk yapmak, birini/bireyi verek insalar onun nemli yada deerli olduun k 2.rtkan; rtkanlk etmek, yapkan satc 3.karaborsaclk etmek; karaborsac){(ed|s pecuniary(parayla ilgili, parasal, maddi) outlook(1.gr, hayata bak as 2.(gelecekle ilgili) grnm, grn; ihtimal 3.manzara) maritime(1.denizle ilgili; denizcilikle ilgili 2.deniz kysnda olan; denize yakn) protracted(uzun sren, srncemeli, uzatmal, mzmin) rage(1.fke, gazap, hiddet, kprme; hrs; hm 2.moda, ok rabet gren ey 3.(bir olay) etmek 4.(yangn, hastalk vb.) ok hzl yaylmak){(d|s)?|raging)} safeguard(1.koruyucu ey, koruma, korunma, koruyucu, korumak) arresting(dikkat ekici, gze arpan) legitimize(1.yasallatrmak. 2.hakl gstermek, mazur gstermek 3.(ocuun) nesebini tashih e mek yani evlilik d ocua evli ailelerin ocuklarna verilen haklarn verilmesi) authoritative(1.otoriter, buyurucu, amirane 2.yetkin; gvenilir, inanilir) explicit(1.aik, net, anlalr 2.ak szl 3.ak, net, apak)

spurious(1.sahte, taklit, dzme 2.suni, yapay; aldatc) flea(pire) anonymous(1.anonim, isimsiz, ad bilinmeyen 2.yavan, alelade, hibir ilgin zellii olmay an) invoke(1.bavurmak, atfta bulunmak, bir yasay kural vb yaplan bir eye sebep olarak gs k zere kullanmak yada bahsetmek 2.bir eye sebep olarak gstermek yada fikir ve grlerini desteklemeleri amacyla birisinden bir teoriden yada rnekten vb bahsetmek, ismini telafuz etmek 3.hatrlatmak, anmsatmak, artrmak 4.(yardm, koruma v.b.ni) istemek;; (A ) yakarmak, yalvarmak 5.bilgisayar programn balatmak, altrmak 6.ruh armak) corn(1.tahl(bugday; misir, yulaf vb) yada bunlarn ekinleri, ekin 2.msr 3.nasr){(ed|s|i g)?)} cotton(1.pamuk bitkisi 2.pamuklu kuma, pamuklu (giysi) 3.pamuk iplii 4.pansuman pamuu 5.-i kavramak/anlamak, -in farkna varmak){(ed|s|ing)?)} commodity(1.eya, mal, emtia, ekonomide alp satlabilen ey 2.faydal ey) refine(1.rafine etmek, artmak 2.dzeltmek, incelmek, gelimek, dzelmek, gzellemek 3.(-d ibar, ince, zarif 4.(-ment) rtu, yararl ilave){(d|s|ment|r)?|refining)} distil(1.nce buharlatrp sonra soutarak ayrtrmak, damtmak 2.(konu, vb.) zn ikar |led|s|ling|lation)?)} scrap heap(hurda yn, dknt yn){|scrapheap)} flunk(1.baarsz olmak, kalmak, akmak 2.okuldan atlmak (baarszlktan)){(ed|s|ing)?)} eve(arife, ngn, ngece 2.akam) hasty(1.acele, aceleyle, telala yaplan, aceleye gelmi 2.dncesizce yaplm){|hastily| astiest)} ploy(taktik) thorough(1.tam, eksiksiz; esasli, batan aaya, derinlemesine 2.cok dikkatli, titiz; ok nli 3.tam, tam anlamyla){(ness|ly)?)} expenditure(1.harcama, masraf, gider 2.tketme, tketim) deteriorate(ktlemek, ktye gitmek, fenalamak, bozulmak){(d|s)?|deteriorating|deteriora n)} desperate(1.umutsuzluktan her eyi gze alm, gzkara 2.aresiz, umutsuz 3.bir eyi ok faz teyen/ihtiyac olan 4.ok tehlikeli, ok ciddi, vahim) appropriation(kendine mletme, benimseme, stne oturma, el koyma, i etme 2.denek, tahsi sat 3.belli bir ama iin paray ayrma, bir kenara koyma) fidgety(yerinde duramayan, kpr kpr, kurtlu) ancillary(yardmc, esas ii yapanlara ek yardm verenler; yan) expanse(genilik, geni alan, enginlik) predominant(1.stn, baskn, ar basan, hakim; en bariz, gze arpan 2.en nfuzlu, en etki ly) genelde, cou; arlkl olarak){(ly)?)} cosmopolitan(kozmopolit, eitli uluslardan kimseleri barndran, iinde bulunduran 2.geni grl) not in the least(hi, zerre kadar bile deil) call out((resmi olarak) yardma armak, greve armak 2.greve armak, delloya davet emek){|calls out|called out|call-out|call-outs)} quarrel(1.kavga, mnakaa, atma 2.anlamazlk) considerate(anlayl, dnceli, saygl, hrmetkr, nazik) oblige(1.zorunda brakmak, mecbur etmek, balamak (anlama vb.) 2.-e iyilik etmek, -e ya rdm etmek 3.(-d)minnettar 4.(-ing) yardmsever, yardmc){(d|s)?|obliging)} nephew(erkek yeen; kardeinin olu yada einin kardeinin olu) turn out(1.katlmak, toplanmak, bir araya gelmek 2.haline gelmek, olup kmak, sonulanmak , neticelenmek 3.da dnmek, darya doru 4.ortaya kmak, anlald ki 5.yapmak, karmak a getirmek 6.dar atmak, kovmak 7.sndrmek, kapatmak, kesmek 8.(dolap, vb.) boaltmak ve adam gibi temizlemek 9.boaltmak){|turns out|turned out)} appliance(evde kullanlan alet, gere, cihaz) urban(1.kent ile ilgili, sehirsel, kentsel; kentte bulunan; kentte oturan 2.geneld e zencilerin icra ettii bir mzik tr) task(1.i, grev, vazife 2.dev 3.ar eletirmek, sulamak 4.grevlendirmek, i vermek){(e )} domesticate(1.(hayvan) evcilletirmek 2.evcilletirmek, evine balamak, ev ilerini sevdir mek 3.bitki tahl vb. yetitirmek){(d|s)?|domesticating|domestication)} pester(rahatsz etmek, skmak, bann etini yemek, -i srekli rahatsz etmek){(ed|s|ing)?)

persistent(1.srarl, inat, vazgemeyen 2.devaml, srekli, srp giden, kalc) calm down(1.sakinlemek, yatmak; sakinletirmek, yattrmak){|calms down|calmed down)} inadvertent(kastsz olarak, yanllkla, kazara, istemeden){(ly)?|inadvertence)} leverage(1.etki, bask, bakalarn yapacacaklar konusunda etkileyebilme 2.kaldra gc, hareketi 3.mali dengeleme, iletmelerde hisse senedi karlarak salanan ana parann uzun v adeli borlarla olan ilikisi; irketin kaynaklarn bor yoluyla artrmak ve bu artm kayna uyla irket karlarn ykseltme teknii 4.en iyi sonucu almak, en etkili/karl biimde kullan a/yararlanma){(d|s)?|leveraging)} disposal(1.yok etme, imha etme; elden karma, kurtulma 2.satma; elden karma 3.idare, kontrol, ynetim; kullanm, emrinde olma) courtesy(1.nezaket, kibarlk, incelik 2.nezaketen parasz verilen ey, izin 3.bir eyin so nucu olarak, sayesinde 4.parasz olarak birine verilmek, tahsis edilmek){|courtesi es)} hitherto(imdiye kadar, imdiye dek, bugne kadar) vicious(1.gaddar, ok saldrgan, iddetli, vahi ve acmasz 2.(hayvanlar) ok saldrgan, teh eli 3.(saldr, eletiri vb.) berbat, nefret ve fke dolu 4.berbat, korkun) sordid(1.alak, aalk, adi, sefil 2.pis, ok kirli) leaven(1.hamur mayas. f. mayalandrmak 2.mayalamak, renk katmak) propulsion(itici g, ileriye iti, tahrik){|propulsive)} gouge(1.oymak, oyuk 2.kazklamak, deerinden daha pahalya satmak, antajla para almak 3.o yarak kartmak 4.oyuk amada kullanlan marangoz yada heykeltra kalemi){(d|s)?|gouging)} bait(1.yem, olta yemi; kapan yemi 2.cezbeden ey, cezbetme, kandrma, yem, yemlemek 3. rahatsz etmek, satamak, taciz etmek 4.vahi hayvanlara kpeklerle saldrmak){(ed|s|ing)? )} lubricant(yalayc madde) hebraic(yahudilere ait, yahudilerle ilgili, ibranice) unprecedented(ei grlmemi, ei benzeri grlmemi, rneine rastlanmam, benzeri yaanmam save for(hari, -den baka) shale(killi ist, killi yaprakta, katmanlarna ayrlabilen yumuak ta){|shaly)} reliable(1.gvenilir, emin, salam 2.gvenli, emniyetli){|reliably|reliability)} cynical(1.alayc, insani iyilie inanmayan 2.alayc, kmseyen 3.kendi karn dnen bak audacity(cret yani saygszl da ieren cesaret, atlganlk) want for(... sknts ekmek, muhta olmak) rationale(temel, mantk, mantkl aklama, gereke) perplex(akln kartrmak, kafasn kartrmak){(ed|es|ing|edly)?)} premier(en nemli, mehur yada baarl; ilk, birinci, ba, asl 2.babakan) cru(fransada kaliteli araplarn retildii zm bahesi yada buralarda retilen araplar){ preach(1.vaaz etmek; vaaz vermek 2.tavsiye etmek, telkin etmek 3.gt vermek; vaaz ekme k, kafa tlemek gibisinden 4.hatip, vaiz 5.(-y)vaaz verme merakls){(ed|es|er|y|ing)?) } virtue(1.erdem, fazilet 2.meziyet, gzel zellik 3.yararl zellik, deerli zellik, nemli k 4.(by - of) -den dolay, ... nedeniyle, ... yznden, sayesinde){(s)?)} beverage(su haricindeki tm iecekler, merubat){(s)?)} second to none(hepsinden daha, en) rile(sinirlendirmek, kzdrmak){(d|s)?|riling)} assure(1.garanti etmek, temin etmek, gvence vermek 2.(rahatlatc/ikna edici szlerle) te min etmek 3.sigortalamak 4.(-d)kendine gvenen, kendinden emin; gereklemesi kesin, g aranti 5.(-dly)kesinlikle, mutlaka){(d|s|dly)?|assuring)} obscure(1.pek az tannan, pek tannmayan, bilinmeyen 2.az kiinin anlayaca, anlalmas z .bir eyi grmeyi, duymay, anlamay zor hale getirmek, belirsizletirmek, gizlemek, rtbas etmek, saklamak; lo, karanlk){(d|s|ly)?|obscuring)} deprecate(kar kmak, itiraz etmek, iddetle reddetmek){(d|s)?|deprecating|deprecatingly| eprecatory)} parse(ayrtrmak, gramer asndan incelemek){(d|s)?|parsing)} pseudocode(szde kod, gerek anlamna internetten bak ve dzenle) crux(can alc nokta, en nemli noktas, dm noktas, bir problemin/durumun zor olan ksm prevail(1.hkm sren, hkim olan, egemen, yaygn; mevcut 2.yenmek, stn gelmek, baskin ikm 3.yenmek, altetmek 4.on/upon -i ikna etmek, -i raz etmek) sentiment(1.hassaslk, duyarllk, duygusallk, his, duygu){(s)?)} dilemma(ikilem, g durum, kmaz, amaz)

decipher(deifre etmek, zmek, ifreyi zmek; yorumlamak) payoff(deme, rvet 2.birine iini brakmas karlnda para verme 3.(avantaj, dl anla {(s)?|pay-off|pay-offs)} penultimate(sondan bir nceki) epilogue(son sz; sonu blm) ferret(1.dagelincii 2.(gizlenmi yada kaybolmu bir eyi pek ok eyin iinde) aramak 3.(-o arayp bulmak, ortaya karmak) prerequisite(nceden gerekli olan. i. nkoul, nart) robust(1.ok salkl, salkl ve kuvvetli 2.salam, gl 3.(sylediinden, yaptndan emi recur(tekrarlamak, yinelemek, yeniden olmak){(red|s|ring|rence)?)} paraphrase((daha anlalr hale getirmek iin) baka szcklerle aklamak, amlamak, am phrasing)} paradigm(1.tipik rnek, numune 2.(grammer) ekim listesi) supplant((yeni bir ey) (eski bir eyin) yerini almak, yerine gemek) ubiquitous(ayn zamanda her yerde bulunan; ok yaygn, her yerde bulunan){(ly)?|ubiquity )} flurry(1.ksa sren bir coku, heyecan, tela, iki ayan bir pabuca sokmak 2.(kar, yamur a sren hafif ya 3.(kat ve elbise kuma) ani ve ksa hareketi, salnmas){(ing)?|flurrie ied)} dusk(alaca karanlk, akam karanl) bill(1.fatura 2.kt para 3.yasa tasars 4.tiyatro vb. program, basl program(tiyatro, k ) 5.afi, ilan, poster 6.(ku) gaga 7.ilan etmek, duyurmak){(ed|s|ing)?)} flash(1.parlamak, ldamak, parldamak 2.kla sinyal vermek, gndermek 3.hzla, hzlca g hizli hareket etmek, hizla geip gitmek 5.birdenbire akla gelmek 6.ekranda, monitrd e ksa sre gzkmek 7.(bilgisayar, radyo mesaj vb.) yollamak, gndermek 8.cinsel organlari ni gstermek, tehircilik yapmak 8.fotoraf makinas fla 9.niformaya dikilen amblem, rutbe stalemate(1.kmaz, kazanan veya kaybedenin olmad durum, yeniememe, amaz 2.pata (satra reket edememe ve man berabere bitmesi) grope(1.el yordamyla aramak/ilerlemek 2.(elle) sarkntlk etmek, okamak){(d|s)?|groping) proffer(1.(elle) sunmak, uzatmak, ikram etmek 2.nermek, sunmak) blunder(aptalca, dikkatsizce yaplan hata 2.tkezlemek, sendelemek 3.budalaca hareke t etmek) secular(1.dinsel, dini, ruhani olmayan 2.dinsel topluluk iinde deil normal insanla r ierisinde yaayan din adam 3.laik) sclerosis(tb. skleroz, yumuak olmas gereken dokularn normal olmayan biimde sertlemesi sclerotic)} vanquish(tam anlamyla yenmek, alt etmek (savata, mcadelede) 2.(-ed) bu biimde yenile n kii yada kiiler) cataclysm(tufan, afet, felaket) discontent(honutsuzluk, memnuniyetsizlik) combustion(yanma, tutuma) warfare(1.sava, harp, sava hali, sava durumu 2.mcdele, sava (ticari vb.)) railhead(demiryolu hattnn, raylarn son bulduu nokta) circumscribe(1.(birinin gcn, haklarn, zgrln vb.) kstlamak 2.-in etrafna daire mscribing|circumscription)} beast((zellikle byk tehlikeli yada acayip) hayvan, yaratk 2.hayvanca davranan kaba k imse 3.sevimsiz kimse yada ey) outpace(daha abuk gitmek, gemek, geride brakmak) conceive(1.dnmek, tasarlamak; tasavvur etmek 2.gebe kalmak 3.anlamak, kavramak, idrak etmek){(d|s)?|conceiving)} insofar(-diince, -dii kadar, -dii derecede, u kadar ki ){|in so far as|in as far as)} encompass(1.kapsamak, iermek 2.etrafn evirmek, kuatmak; kaplamak, rtmek, sarmak) flank(1.yan, taraf, kanat 2.savata ordunun yada mata takmn yan taraf, kanad 3.(hayvan karn boluu 4.yan tarafnda olmak, bulunmak){(ed|s|ing)?)} in favor of(-in lehinde, -in lehine, -den yana, tarafnda olarak) purport(iddia etmek, gibi grnmek; anlamna gelmek 2.anlam, man, belirtilmek istenen a nlam) unravel(1.(iplik, giysi, vb.) zmek, skmek 2.(sistem, iliki, plan vb.)zlmek, baarszl balamak 3.akla kavuturmak, aydnlatmak) innocuous(1.incitme niyeti ile yaplmayan, ktlk gtmeyen 2.tehlikesiz, zararsz, masumane

) cogent(inandrc, ikna edici){(ly)?|cogency)} exempt(1.bak, etkilenmeyen, muaf, hari tutulmu) trick of the trade(bir ii yrtmek icin tecrbeyle elde edilmi en baarl yollar, i erb ilinen iin pf noktalar){|tricks of the trade)} elucidate(aydnlatmak, aklamak, izah etmek){(d|s)?|elucidating|elucidation)} stalwart(1.sadk parti, dernek yesi 2.salam, gvenilir, sadk 3.gl, kuvvetli) scrutiny(dikkatli inceleme, aratrma, ince eleyip sk dokuma) rigorous(1.titiz, zenli, ihtimaml, dikkatli 2.tam tamna, sert, sk, iddetli(kurallarn, emlerin aynen uygulanmasn talep eden) permeate(1.szmak, sinmek, yaylmak, iine ilemek 2.nfuz etmek, iine ilemek, her yerine ek){(d|s)?|permeating|permeation)} belabor(zerinde fazla durmak, bir konunun, dncenin tekrar tekrar zerinden gemek){(d|s| ing)?|belabouring|belabours|belaboured)} sue(1.dava etmek, dava amak, mahkemeye vermek 2.talepte bulunmak, talep etmek, iste mek (zellikle mahkemede){(d|s)?|suing)} reconnaissance(ask. keif) avail((no -)beyhude, bouna, yarar olmayan 2.(little/no -)ok az yada hi faydas olmak 3. arar, fayda, yaramak, yarar olmak, ie yaramak 4.yararlanmak,kullan, faydalanmak){(ed |s|ing)?)} shaggy(1.kabark, taranmam, (sa, krk vb.) uzun ve dank 2.dank, kaba tyl){|shagg ripe(1.olmu, olgun (meyve, ekin) 2.(peynir, arap) tam kvamnda, tam vakti gelmi 3.youn kt koku 4.uygun, hazr){(r|st)?)} grain(1.(arpa, buday, msr v.b.) tane, tohum 2.zerre 3.zellikle ilalarn lmnde kull r arlaa denk gelen l birimi 4.doku, a ve tan damar, bu damarlarn dzenlenii 5.bi ya kaba przlln belirtir){(s)?)} scorch(1.yakmak, kavurmak; yanmak, kavrulmak 2.hzl gitmek, umak (araba vb.) 2.(-er) ar scak gn; sporda ok gzel vuru 3.(-ing)ok scak, yakc; ok sert, ar(bir eyin n kili olduunu belirtmek anlamnda) baggy(sarkk, torba gibi, bol){|baggier|baggiest)} yoke(1.boyunduruk, boyundurukla balanm bir ift (hayvan) 2.bask, boyunduruk 3.omuz sr nna yk asarak tayabilmek iin) 4.elbise, etek vb. paras omuz veya basen blgesine konul k elbisenin geri kalan bunun zerine aslyor 5.iki eyi(lke, dnce vb.) bir araya getire birletirmek, balamak) yakn iliki ierisinde olmaya zorlamak){(d|s)?|yoking)} exigency(zorunluluk, zaruret, derhal tedbir almay gerektiren durum, acil durum, iht iya, gereklilik){|exigencies)} lycee(lise) commandeer((askeri hizmette kullanmak zere) el koymak) disgorge(ok mihtarda eyi)kusmak; boaltmak, dklmek, dkmek 2.ev veya araba olduunda bo y insan){(d|s)?|disgorging)} understate(1.bir eyi olduundan hafif gsteren ifade, olduundan kk, daha nemsiz, az g (d|s|ment)?|understating)} commonplace(1.sradan, alelde, olaan 2.klie, beylik laf, hep bilinen trden) vigor(kuvvet, enerji, canllk, zindelik, dinlik){|vigour)} reel(1.makara, bobin; krk yada bunlara sarlm ey(tel, iplik, film), (- in/out)yada bu eyleri sarma 2.bir isko dans 3.sallanmak, sendelemek, sarhos gibi gitmek, yalpalam ak 4.sersemlemek, oke olmak 5.dnmek, frl frl dnmek 6.(- off)ezberden abucak sylemek) s|ing)?)} besiege(1.-i kuatma altnda tutmak, drt bir yandan sarmak 2.etrafn sarmak, bana m altmak, rahat vermemek, yamur gibi gelmek){(d|s)?|besieging)} tutelage(1.eitim 2.vasilik, koruma, himaye, vesayet) concurrent(ayn zamana rastlayan, ezamanl olan, ayn anda bulunan 2.(mat.)ayn noktada b irleen, kesien) trench(1.ukur, hendek. 2.ask. siper){(es)?)} entanglement(1.karklk, dolaklk, karmakarklk 2.dikenli tel engeli) foresee(ngrme, nceden grmek, tahmin etmek, ummak){(ing|n|s)?|foresaw)} traction(1.eki, ekme/eki gc (bir yzeye temas eden bir cismi ekmek anlamnda yada bu lanlan g) 2.3.tb. traksiyon, ekme gcyle yaratlan gerginlik (genellikle krk kemii o en yere getirmek amacyla)) impervious(1.(t, eletiri v.b.ne) kulak asmaz, dinlemez, (korku, ac v.b.nden) etkilenm

z (ksaca bir eyden etkilenmez ona yesir etmez anlamnda) 2.sv yada gaz geirmez, nfuz et ez, geirimsiz) outrage(1.(byk bir hakszlktan/hakaretten kaynaklanan) byk fke, hakszlk duygusu 2.z sad hareket, rezalet){(d|s)?|outraging)} dole(1.isizlik yardm, isizlik paras 2.(- out)gereksinen kiilere para ya da yiyecek ve k){(d|s)?|doling)} caterpillar(1.trtl, kurt(ayaklar olan bydnde kelebek yada gve haline gelen canl) 2. traktr) cistern(su deposu, tuvalet rezervuar) primacy(1.stnlk, ncelik 2.bapiskoposluk){|primacies)} dismiss(1.(bir eyin nemli olmadn yada konumaya, dnmeye deer olmadna karar verme enara atmak 2.(duygular, dnceleri kafandan) karmak, dsnmemek 3.(iten) karmak, yol ovmak 4.gitmesine izin vermek, gndermek 5.(davay) reddetmek, davann dmesi) cease(dinmek, kesilmek, bitmek, sona ermek){(d|s)?|ceasing)} obsolete(kullanlmayan, modas gemi) onrush(1.hcum, me, saldrma 2.bir eyin ani geliimi) insular(1.sadece kendi lkende olup bitenle ilgilenip darda olanlara ilgilenmeme, tec rit edilmi; dar grl 2.adaya ait, adayla balantl, ada ile ilgili) vulture(1.akbaba 2.kerkenez, agzl kimse) destitute(1.yoksul, muhta, fakir 2.of -den yoksun){|destitution)} languish(1.g koullarda yaamak, srnmek, ile ekmek; rmek 2.gszlemek,zayf dmek rememek) discreet(ihtiyatl, tedbirli; az sk, azndan kana dikkat eden) piecemeal(para para, blk prk) besmirch((birinin itibarn, saygnln)kirletmek, pisletmek, lekelemek; karalamak) gauntlet(1.zirh eldiveni 2.kuvvetli ve bilei kapayan uzun eldiven (motorcu vb. gi yiyor) 3.(run the -) zellikle arasndan geecei insanlar tarafndan ar eletiri/tartaklan a uramak 4.(take up -)meydan okumay kabul etmek 5.(throw down the -) meydan okumak ) ephemeral(ok ksa sren, gelip geici, ksa mrl, geici, fani) disenchanted(birey/birisi iin heyacann yitirmek, (bir eyin deerine olan) inancn yit |disenchantment)} whereupon(bunun zerine, bundan dolay) blight(1.mahvetmek, mahvolmak, bozmak 2.bitkileri kurutarak/rterek ldren bir hastalk t 3.kt etki,bozmak, kt etkilemek) nifty(1.ustalk isteyen ve yanlsz 2.kullanl ve iyi alan) disparate(1.bambaka, tamamen farkl, benzemeyen, apayr, farkl 2.(o kadar farkl ki) birb iriyle karsilastirilamaz, kyaslanamayacak derecede farkl) subtle(1.ince, hafif, hemen gze arpmayan, farkedilmesi zor 2.ince bir ekilde hazrlanm nce bir zeky yanstan (plan v.b.), incelikli, kurnazca, zekice hareket edip hedefine dolayl yntemleri kullanarak ulamak 3.zekice, ustaca dzenlenmi 4.meselenin ince taraf larn kavrayabilen/anlayabilen, kvrak){(r|st)?|subtly)} disown(tanmamak, yadsmak, inkr etmek, reddetmek, sahip kmamak) sophistry(1.safsata, yaniltmaca, bir ey yanl olduu halde zekice argumanlar kullanarak insanlar doruluuna ikna etmek){|sophistries)} squadron(filo, uak filosu, gemi filosu) pen up(ala kapamak, hapsetmek){|pens up|penned up|penning up|pens in|penned in|pen ning in|pen in)} misnomer(yanl isim kullanma, yanl adlandrma, isim hatas) repulse(1.itici gelmek, irendirmek 2.(saldr) (geri) pskrtmek, itelemek, kovmak 3.(arka alk/yardm nerisini) kabaca geri evirme, reddetme) 4.(-ion)birbirini uzaklatrma gc, i g){(d|s)?|repulsion|repulsive|repulsively|repulsing)} loom(1.(zellikle tehditkar, korkutucu olacak biimde byke)karalt gibi grnmek, belli z grnmek 2.belirmek, byk nem kazanmak (ayrca yaknda gerekleebilir olmas) 3.(- large k; olduundan daha byk ve korkun grnmek, ok nemli olmak yada grnmek 4.dokuma tezgh )?)} elapse(1.(zaman) gemek, geen zaman){(d|s)?|elapsing)} outlet(1.k yeri, k noktas, yol; davurma 2.ube, sat yeri, sat noktas 3.ucuz s boaltma az; k borusu 5.elek. priz) constitute(1.oluturmak, tekil etmek 2.meydana getirmek, kurmak, tesis etmek 3.yasal

yada resmi olarak grup kurmak){(d|s)?|constituting)} loot(1.yamalamak, yama etmek 2.ganimet; alnt mallar 3.argo mangr, para){(ed|s|ing|er) divine right(1.kraln ynetme hakk, kutsal hak, iktidar sahibinin (ve dolaysyla soyunun ); ynetme hakkn, tanr'nn iradesinden alyor olmas 2.birinin kimseye sormadan bireyi ya ilme hakknn olduunu dnmesi) divine(1.tanrsal, ilahi 2.harika, ok gzel 3.tahmin etmek, sezmek 4.Y biimli ubukla ye ralt suyu arama) mitigate(hafifletmek, azaltmak, yattrmak 2.(-ing)ceza vs. hafifletici sebepler/faktrle r){(d|s)?|mitigating|mitigation)} complicit(sua dahil olma, su orta) fiscal(mali, devlet hazinesine ait) strive(uramak, abalamak, gayret etmek, didinmek, mucadele etmek){(n|s)?|striving|stro ve)} rig(1.hile yapmak (seimde vb.), hile ile ynetmek, maniple etmek, karlarna gre deii ak 2.gemiyi donatmak, yelken takmak 3.ekipman, donanm; donatmak, tehiz etmek 4.uyd uruvermek, eldeki malzemelerle yapmak 5.denizin dibinden yada yerden petrol ve g az karmakta kullanlan alet, sondaj makinesi 6.byk kamyon; yar traktr 7.donanm, donat izat, alet edevat){(ged|s|ging)?)} prank(1.muziplik, aka, eek akas) awkward(1.utandirc, mahcup edici, uygunsuz 2.zor; zorluk karmak 3.uygunsuz, mnasebets iz 4.iyi yaplmam, kullanm zor, kullansz 5.beceriksiz; hantal; sakar) grapple(1.ile boumak, yakalamak, tutmak 2.bir problemle boumak, zmeye almak){(d|s) ng)} regurgitate(1.(kusarak) karmak, hayvanlarn yiyecekleri kusarak azna getirmesi 2.(elet sel)duyduun yada rendiin bir eyi zerinde dnmeden/anlamadan tekrarlamak){(d|s)?|regur ing|regurgitation)} peripheral(1.ikincil, nemsiz, kenardaki, grece olarak nemsiz 2.evresel,periferik; snrs al 3.bilgisayara bal cihaz) abridge((yazl bir eseri, oyunu vb.) ksaltmak){(d|s)?|abridging|abridgement)} extrovert(dadnk kimse, dadnk){(ed)?|extravert)} dilettante(1.merakl, hevesli; amatr){(s)?|dilettanti)} aghast(ok korkmu, d patlam (Argo), donakalm, dehet iinde) begrudge(1.ok grmek, ekememek, haset etmek 2.(bir eyi) istemeyerek vermek/yapmak, iine oturmak){(d|s)?|begrudging)} travesty(son derece beceriksizce yaplm bir taklit, karikatr, gln/rezil bir hale sokm nek){|travesties)} balk(1.kanmak, yanamamak, duraksamak 2.(at)ayak diremek, yrmemekte/atlamamakta srar e k 3.engel olmak, mani olmak, engellemek){(ed|s|ing)?|baulk|baulks|baulked|baulki ng)} in the wake of(-in ardndan, -in peinden, -den sonra) verbose(1.fazlasyla uzun konuan/yazan. 2.gerekenden ok fazla szle ifade edilen, gereks iz szlerle dolu){|verbosity)} bail(1.kefalet, kefaletle serbest brakmak, bu para yatrlarak kii serbest braklr eer kemeye gelmezse paraya el konulur 2.krikette tahta ubuklarla ilgili para 3.(hzla) b ir yeri terketme 4.(- out) decek uaktan atlamak; istemedii bir durumdan syrlmak, kamak 5.su boaltmak 6.kurtarmak, birisini zor bir durumdan kurtarmak){(ed|s|ing)?)} amends(telfi, zararn karlanmas; zr dileme amal bir eyler yapma) bane(bela, dert 2.(-ful) zararl, kt, eytani){(ful)?)} creep(1.sessizce gitmek/hareket etmek 2.srnerek ilerlemek, srnmek, emeklemek 3.ok yava areket etmek/gelimek 4.(sarmak, vb.) sarlmak, sarlarak bymek 5.dalkavuk, yac, yaltak , nfuz etmek, etkilemek 7.rperti, rpertmek 8.(- up)(miktar, fiyat) kademe kademe ar tmak, ykselmek; sessizce sokulmak; (zellikle farketmeden) birini etkilemeye balamak , 9.gck, kl 10.bir projenin balangta anlaladan daha fazla gelitirilmesi (genelde ol )){(ing|s)?|crept)} sluggish(uyuuk, ar ilerleyen, mymnt, ar) grievance(ikyet, yaknma) impropriety(ahlaksizlik, uygunsuzluk, yanllk, uslszlk, yetkisini ktye kullanma, yol {|improprieties)} mandate(1.yetki vermek, yetkilendirmek, yetki 2.(hkmet) grev sresi 3.emir; vekalet 4.( ellikle gemite) bir lkenin baka bir lkeyi yada blgeyi ynetmesi iin verilen yetki, man

5.yasa gereince, yasal zorunluluk){(d|s)?|mandating|mandatory)} fallout(1.radyoaktif serpinti 2.yan rn , bir olayn/eylemin neticesinde oluan kt sonula ) ripple(1.dalgack, hafif dalgalanma){(d|s)?|rippling)} shakedown(1.para szdrma, antaj 2.derinlemesine arastirma, inceleme 3.arabalarda gen el kullanm ncesi bir sorun olu olmadn saptamak iin yaplan test) renege(sznden dnmek, -den caymak){(d|s)?|reneging)} downright(1.tam, dpedz, tmyle (olumsuz ve ho olmayan bir durumu vurgulamak amacyla)) whim(birinin aklna esen ey, geici heves){(s)?)} second guess(1.insanlarn ne dnp, ne yapacaklarn tahmin etmeye almak, nceden kest getikten sonra/bir ey olduktan, bittikten sonra dncesini soylemek, eletirmek, sonradan fikir yrtmek){(ed|es|ing)?|second-guess|second-guesses|second-guessed|second-gues sing)} gloss(1.parlaklik; cila, perdah 2.aldatc grnm, d gzellik 3.(bireyi daha cezbedici l edilebilir biimde)aklama, izah, yorumlama 4.dipnot dmek, ilave aklama yada yorum yap ak 5.(- over) gz ard etmek, geitirmek){(ed|es|ing)?)} ode(edeb. od; kaside; gazel) trifecta(l bahis, bahis oynayan kiinin oyun sonunda ilk sradaki kazanan doru olarak in etmesi) marquee(1.sosyal orgnizasyonlarda kullanlan byk adr 2.(kap nndeki) markiz, tente yani tel, tiyatro vb.) giriinde zeri kapal olan ve zerinde ilan bulunan giri 3.en nemli yad a en popler) afterthought(sonradan akla gelen dnce, fikir, daha sonra eklenen ey) spellbinding(bylemek, etkilemek, tm dikkati toplamak) stint(1.(belirli bir ie, greve ait) sre, mddet 2.yeteri kadar vermemek, ksmak, kstla (ed|s|ing)?)} intangible(1.fiziksel varl olmayan, elle tutulamaz 2.manevi deer, maddi olmayan) overarching(kapsayc, ok nemli nk ok sayda eyi ieren yada etkileyen) loophole((zellikle yasal) boluk, kaamak noktas) slosh(1.(sv)alkalanmak, alkanmak; alkalamak 2.(sv) tamak, dkmek; sratmak 3.suda/a ur yrmek 4.(-about/around) zellikle para ok miktarda bulunmak, eriilebilir olmak 5.(ed) sarho) pedestrian(1.yaya 2.yayalara ait, yayalarla ilgili 3.yavan, donuk, skc) dislodge(1.yerinden karmak; yerinden atmak 2.yerinden etmek, defetmek, birini bir yeri, pozisyonu yada iini burakmaya zorlamak){(d|s)?|dislodging)} gimmick((dikkat ekmek yada birini ikna etmek iin yaplan) hile, numara) tad(azck bir miktar, ok az) regal(1.krala ait; krala yakr. 2.ahane, muhteem) resounding(1.ok byk, muazzam 2.yanklanmak, nlamak, herkese duyulmak, ok yksek ses ve sre devam etmek) impunity(cezadan muaf olma, cezasz kalma) summon(1.mahkemeye armak 2.armak, artmak 3.resmi bir toplant dzenlemek 4.(gcn/c amak, geri kazanmaya almak 5.(bir duygu, dnce, fikir, hatra) aklna gelmek, artrm eerie(rktc, esrarengiz, acaip){|eeriness|eerily)} outlast(-den daha uzun srmek, daha ok dayanmak, daha uzun yaamak, -den ok daha kalc ol mak) goad(1.birini reaksiyon gsterene kadar rahatsz etmek, kkrtmak 2.tevik etmek, drt ve .vendire(kzleri hareket ettirmek iin kullanlan ucu sivri ubuk)){(ed|s|ing)?)} peerless(esiz, emsalsiz, rakipsiz; kendi trndekilerin hepsinden iyi) conduit(1.kanal, oluk, suyolu, boru, kablo borusu, nakil boru hatt 2.(kii, organiz asyon yada lke) bilgi, haber, eya vb. nin dier kiilere yada mekanlara iletilmesinde kullanlan, kanal, arac) connotation(arm, artrd anlam, dier anlam, yananlam) nucleus(1.atom ekirdei 2.hcrenin genetik materyali ieren ekirdei, z 3.ekirdek; z, e taint(1.bozmak, lekelemek; bozulma, yozlama, kokuma 2.lekelemek, leke srmek, kara al mak, bozmak) treacherous(1.hain, gvenilmez, arkadan vuran, kalle 2.(gvenli gzkmesine ramen) tehlike li) plague(1.hyarckl veba 2.ldrc salgn hastalk 3.(hayvan, bcek) istilas 4.bana bel ak 5.rahatsiz etmek, taciz etmek, skmak){(d|s)?|plaguing)}

rub(1.ovmak, ovarak srmek, ovuturmak, ovalamak 2.srtmek, srtnmek 3.srmek, friksiyon y ak 4.glk, sknt, zorluk 5.(-out) silmek; birini ldrmek 6.(-off on) ovarak karmak; et , birinin zelliklerini ondan etkilenerek almak, kullanmaya balamak 7.(- in yada no se) yzne vurmak, tekrarlayp durmak 8.(- down) prsszletirmek; cildi keselemek, tmarlam 9.(- along) geinip gitmek, idare etmek 10.(- up) birini sinir etmek 11.(- up) mehu r birisi ile vakit geirmek 12.(- salt) yarasna tuz biber ekmek, zor bir durumu dah a da gletirmek){(bed|s|bing)?)} whimsical(garip, tuhaf, havai) settlement house(yardm evi, ehirde sorun bulunan semtlerde bulunan danmanlk, eitim gib i yardmlarda bulunan sosyal yardm binas) platoon(askeri mfreze, trl asker grev ve hizmetlerin yaplmas iin, kk birliklerden, r kurulua bal kalmadan geici olarak oluturulan gruplara verilen ad) posthumous(ldkten sonra gerekleen, ldkten sonra olan, lmnden sonra yaynlanan) crude(1.ilkel, basit, rafine edilmemi;; basit ve ok doru olmayan ancak bir ey hakknda enel bir fikir veren, kabaca 2.iyi yaplmam, batan savma, yavan 3.kaba, nezaketsiz 4. (ya dier doal malzemeler) ilenmemi, rafine edilmemi, kimyasal ilemden gememi){(e|st| ss)?)} peerage(asilzadeler snf; asilzadelik) quartermaster(levazm subay, yiyecek, niforma, kalacak yer temininden sorumlu subay) alienate(1.soutmak, uzaklatrmak; yabanclatrmak, birini o gruba ait deilmi gibi hiss k){(d|s)?|alienating)} overplay(1.fazla nemsemek, bytmek, abartmak 2.(- hand) boyundan byk ie kalkmak, kendi anaklarna fazla gvenmek) mantle(1.(emin deilim) sorumluluk, sorumluluklar 2.rten ey, kabuk, rt; bir yzeyin st yan ey, kaplamak 3.kolsuz manto, harmani 4.gazl lamba, lks fitili 5.yer kabuu ile ye rzei arasnda kalan bir katman){(d|s)?|mantling)} sanction(1.yaptrm, meyyide 2.resmi onay, izin, msaade 3.yasalar inemenin cezas, ceza) merger(iki veya daha ok irketin, firmann birlemesi) naught(1.sfr sembol, 0 2.hi, hibir ey; sfr){|nought)} joyride(gezmek amacyla alnm arabayla hzl ve tehlikeli biimde dolamak){(r)?|joy-rid er|joy-riding|joyriding)} twofold(1.iki paradan, iki ksmdan meydana gelmek, olumak, iki blm ya da aya sahip 2.i kat, iki misli) constrict(1.bzmek, skmak, sktrmak, daraltmak 2.kstlamak, snrlamak) refrain(1.kendini tutmak, kendini frenlemek, kanmak, saknmak 2.srekli tekrarlanan yoru m yada szlanma 3.nakarat){(ed|s|ing)?)} call of duty((above/beyond -) umulandan, beklenenden fazlas, grevinin gerektirdiind en fazla) inestimable(paha biilmez, ok deerli; hesaba smaz, hesaplanamaz) unwieldy(1.hantal, ar, heyula gibi 2.uygulanmas, ynetilmesi zor, idaresi gu; kullansz palatable(1.lezzetli 2.makul, ho, hoa giden, makbul) latch(1.kap yada pencere mandal, kilidi 2.kap srgs (anahtarn sokulduu yer) 3.(on th pal fakat kilitli deil 4.(- on to/onto) anlamak, kavramak; birine balanmak, -e taklm ak, sk sk ... ile beraber olmak; -a balanmak , -a tutulmak, bireye youn ilgi gelitirme k){(ed|es|ing)?)} deviant(normaldan sapan, olaan d, anormal, sapkn, sapk){|deviance)} assess(1.deer bimek, belirlemek, deerini bilmek; bir eyin miktarn yada deerini hesap 2.deerlendirmek, bir eyin niteliini tayin etmek, belirlemek){(ed|es|ing|able|ment) ?)} lettuce(yeil salata; kvrck salata, marul) concatenate(birbirine balamak, sralamak, pepeelemek, (bilgisayar) bititirmek){(d|s)?| oncatenating|concatenation)} punster(kelime oyunu, cinas yapan kimse) infuse(1.telkin etmek, alamak, ilham vermek 2.belli bir eyin her ksmnda etkisi olmak 3 (ay, ot vb.) demlemek, demlendirmek 4.ila, ay bir kimsenin damarna yavaa vermek, al d|s)?|infusing)} yeast(bira veya arap yapmnda kullanlan yada ekmek mayas){(y)?)} sustain(1.ayakta tutmak; -in yaamasn salamak; -in kmesine engel olmak; devam ettirmek, srdrmek 2.bir eyi eksiltmeden devam ettirmek, srdrmek 3.(kt bir eye) uramak, bana maruz kalmak 4.ispat etmek, dorulamak 5.(bir yk, arl) desteklemek, tamak, tutmak 6.

im) bir eyin doru olduunu kabul etmek, onaylamak, tasdik etmek) antidote(antidot, panzehir; are, herhangi bir bozukluun etkisini gideren ey) domestic(1.yurtii, (lke) i, yerel 2.ev ile ilgili; aile ile ilgili, aile ii, ailevi 3. evine bal, evcimen 4.evcil hayvan 5.hizmeti 6.ailenin iki ferdi arasndaki kavga){(al ly)?)} conduct(1.organize etmek, idare etmek, yrtmek 2.(mzik) orkestra, konser idare etmek, ynetmek 3.rehberlik etmek, yol gstermek 4.hareket, davran 5.(elektrik, s, vb.) iletmek , geirmek 6.ynetim, idare, ele al biimi){(ed|s|ing)?)} account for(sebebini izah etmek, aklamak, sebebi olmak // aklamak, izah etmek // bir e in belli bir ksmn, miktarn oluturmak // zellikle bir kazadan sonra birine yada bir ey e olduunu yada nerede olduklarn bilmek // birini yada bireyi yenmek yada yok etmek / / sorumluunda olan parann hesabn vermek){|accounts for|accounted for)} bulk(1.ounluk, ekseriyet, en byk ksm, esas ksm 2.ok miktarda, hacimli, toptan 3.c ktle 4.(- large) en nemli ksm 5.(- up/out)iirmek, bytmek, kabartmak, arlatrmak){ )} granary(tahl ambar, hububat ambar) charge(1.masraf, cret, fiyat 2.kredi kartndan almak; (hesabna) yazmak 3.sulamak, itham etmek 4.sulama, iddia 5.grev, ykmllk, denetim, sorumluluk 6.bakm, sorumluluk 7.(elekt ik) yklemek, arj etmek 8.saldrmak, hcum etmek 9.bir silah atelemek yada patlama yaratm ak iin gereken patlayc miktar 10.birinde kuvvetli duygular uyandran ey 11.grev, vazife 12.(- against) birini resmi olarak sulamak bylece mahkeme olmasn salamak 13.(- out of ) ar heyecana kaplmak, zevk almak, duygulanmak 14.belli bir yne komak 15.sorumluluk ve rmek, sorumluluk yklemek 16.barda doldurmak 17.silah doldurmak){(d|s)?|charging)} precede(1.-den nde olmak, -den nce gelmek; stn olmak, nde olmak 2.nnden gitmek 3.sz k, balangta bir nsz yada tantm yapmak){(d|s)?|preceding)} liaison(1.balant, irtibat, iliki 2.ii iki grup yada organizasyon arasnda iyi iliki olm asn salamak olan kimse; irtibat amiri, subay vb. 3.yasak ak, gizli cinsellikte ieren i liki zellikle taraflardan biri yada ikisi de evliyse) pool(1.yzme havuzu 2.glck, glet, su birikintisi 3.bir yzey zerinde bulunan ufak mikta sv yada k 4.bir grup insan tarafndan gerektiinde kullanlnas iin ortak bir merkezde n para yada eya, ortak fon 5.gerektiinde almak iin hazr tutulan insan grubu, i gc, onalt topla oynanan delikli bilardo, amerikan bilardo 7.futbolla ilgili bahis 8.b ir merkede toplamak, insanlardan para, bilgi vb. toplamak bylece hepsi tarafndan k ullanlmasn salamak){(ed|s|ing)?)} bust(1.krmak, paralamak 2.(polis) basmak, baskn yapmak 3.rutbe indirmek 4.(- a gut) ee k gibi almak, cann diine takmak, elinden geleni yapmak 5.(.. or -) ne gerekiyorsa yapm ak, elinden gelen hereyi yapmak, lum kalm mcadelesi 6.(- up) (kavga sonucu) boanma; b irbirinden ayrlma // mahvetme, sonunu getirme 7.bst 8.(kadn) gsler; (kadn) gs evr askn 10.fiyasko 11.krk 12.iflas, batma){(ed|s|ing)?)} surge(1.(insanlar/hayvanlar, dalga vb.) akn etmek, bastrmak, abucak ve byk bir kuvvetl belli bir yne gitmek 2.birdenbire (birinin) iini (bir his) kaplamak/doldurmak, (d uygu v.s.) kabarma, akn etme 3.(elektrik cereyan, fiyatlar, satlar v.b.) aniden yksel mek 4.(miktarda, sayda) aniden ykselme){(d|s)?|surging)} inventory(1.envanter. 2.deftere kaytl eya, demirba 3.bir eyin eksiksiz listesini yapma ){(ing)?|inventories|inventoried)} jurisdiction(1.huk. yarg hakk, yarglama hakk; yetki hakk 2.yetki alan, yasal yetki s (al)?)} pilfer(araklamak, yrtmek, armak, almak){(ed|s|ing|age|er)?)} asylum(1.(zellikle lkesini politik nedenlerden terkedenlere salanan) iltica, snma, him aye, koruma 2.akl hastanesi, tmarhane) inmate(1.hapishanede/akl hastanesinde bulunan kimse) frostbite((bir uzuv) souktan yanma; souktan donma){|frostbitten)} bin(1.p kutusu, bidonu 2.(kmr, tahl, ekmek v.b.ni saklamak iin) zeri genellikle kap kutu, sepet 3.bir eyi atmak, bir eyden kurtulmak){(ned|s|ning)?)} chatter(1.gevezelik etmek, ene almak, sohbet etmek 2.(korku yada souktan) dileri takrd mak 3.(ku yada maymun) bir seri ksa yksek ses karmak 4.(- classes) ahkam kesen zumre, toplumda politik yada sosyal konularda fikir belirtmekten holanan kimseler 5.bir birine arpma sonucunda oluan takrdama sesi){(ed|s|ing)?)} conserve(1.korumak, muhafaza etmek, tutumluluk 2.reel, reel yapmak){(d|s)?|conservin g)}

brake loose(1.hapishaneden kap kurtulmak 2.ipini koparp babo kalmak 3.(hell -) kopmak amet) 4.kendini kurtarmak; kendini kurtarp kamak 5.-den kopmak; -den kopup sarkmak /sallanmak){|broke loose|broken loose)} confidant(srda, dert orta) withhold(alkoymak, tutmak, vermemek, esirgemek 2.(-ing tax) stopaj vergisi, alann maa bir paray alana vermeden direk devlete vergi olarak demek){(ing|s)?|withheld)} exemption(1.baklk, muafiyet, serbestlik 2.gelirinin vergi vermen gerekmeyen ksm) level off(1.yatay hale gelmek, dzlemek 2.dengeyi bulmak, istikrara kavumak){|levels o ff|levelled off|level out|levelled out|levels out)} skip(1.atlamak, zplamak, sramak, sekmek, atlayarak gemek 2.ip atlamak 3.kaytarmak, kat mamak, atlamak, gemek, bo vermek 4.(bir yerden yada konudan baka bir yere yada konu ya) atlamak, gemek 5.svmak, kamak, gizlice terketmek 6.suda ta sektirmek 7.(- it) bu k onu hakknda konuma, yeter artk 8.(- out/off) kamak, gizlice terketmek 9.(- out on sb ) birini tam da sana ihtiyac varken brakp gitmek 10.byk p bidonu){(ped|s|ping)?)} defiant(muhalif, kar gelen; meydan okuyan, kar gelen; uymayan) sparing(tutumlu, idareli, az kullanan){(ly)?)} contrarian(farkl, genellikle kart bir gr getiren muhalif kii) pseudo-(takma, sahte, szde, yalanc) hood(1.kukuleta, kapon, balk 2.akademik cbbenin zerinde yer alan ve kiinin nvann nkli kuma 3.katlanr araba st 4.oto. motor kapa, kaput 5.(bir cihaz yada makinay korum iin zerinde bulunan) kapak, rt 6.kabaday; ete yesi, yeralt dnyasndan biri 7.mahalle muhit szcnn ksaltlm 8.(-ed) kaponlu giyecek; yk gzkapakl bu nedenle gzleri he n){(ed)?)} rave(1.coku, cokulu dolu konuma yada yazma, vg dolu 2.(kzgnlktan dolay) lgnca b .deli gibi abuk sabuk konumak, barmak 4.elektronik mzik ald ve genelde uyuturucu kul dans partisi){(d|s)?|raving)}0 standstill(durma, duraklama, sekte, kmldamama) congestion(1.kalabalk, izdiham, tkanklk, skklk, younluk 2.(vcudun belli bir ksmn kus toplanmas nedeniyle bloke olmas) tinge(1.-i hafif bir ekilde (bir renge) boyamak, hafif renk katmak 2.-e biraz ... k atmak, bir nebze bulunmak 3.az miktar, nebze){(d|s|ing)?|tinging)} rake(1.bah. trmk, tarak 2.hovarda, zampara, apkn adam; kadn, iki yada kumar dknl deerleri zayf adam 3.eim, eiklik, tiyatro sahne yokuu 4.trmklamak, taraklamak, tarama 5.boydan boya taramak, gemek 6.arayp taramak, dikkatle aratrmak 7.(- over the coals ) iddetle azarlamak, eletirmek 8.(- in) ok para kazanmak zellikle kolay yoldan 9.(over) gemii eelemek 10.(- up) gemii eelemek, kurcalamak 11.(-d) eim zerine konulmu){ ?|raking)}0 salvage(1.mal kurtarma, kurtarlan mal, (yangndan, batan gemiden, vb.) mal kurtarma 2 .kurtarma; daha ktlemesine mani olma 3.(- yard) hurdalk){(d|s)?|salvaging)} shut out(1.girmesini engellemek, darda brakmak, sokmamak, kapamak, engellemek 2.(dnc ygu vs.) atmak, karmak, darda brakmak){|shuts out|shutting out)} nebulous(belirsiz, bulank) hoodie(kaponlu ceket yada sweet irt){(s)?|hoody)} pouch(1.(genelde deri olan ve cepte yada kemere takl kullanlan) kese, torba, torback 2.mektuplar tamakta kullanlan torba, poet, kurye antas 3.baz hayvanlarn (kangru) ya rn tadklar kese, cep 4.baz hayvanlarn (hamster) yiyecek depoladklar yanaklarndaki puff sleeve(teks. karpuz kol, kabark kol) sleeve note(mzik cd yada plaklarn kapaklarnda iindeki arklar hakknda bilgi ieren ks |liner note|liner notes)} sleeve(1.giysi kolu 2.(mzik plak iin) iine konulduu karton, plak kab 3.mil zerine bile zik gibi geen para; manon (boruda) 4.(ace/keep up your -) koz olarak saklamak, gizl i bir plan olmak) expense account(masraf, gider hesab, alann harcamalarn gsterip daha sonra irketten a zzaccount(1.hesap, banka hesab 2.hesap defteri, birine ne kadar borlu olunduu ve bu borcun ne kadarnn dendiini gsteren, kaydeden defter 3.sabit mteri 4.internet, email he ab 5.aklama, izahat 6.(by/from all -) bakalarnn sylediine gre 7.(by your own -) kend diine gre 8.(give a good/poor - of yourself) baarl yada baarsz bir performans sergile 9.(of no/little -) nemli deil, nemsiz 10.(on -) veresiye, hesabna saylmak zere, balan hibir ey yada ok az deyip geri kalan sonradan deyecek olmak 11.(on - of sb/sth) -den dolay, -in yznden, sebebiyle 12.(on sb's -) birisi yznden, birisinden dolay 13.(on thi

s/that -) o yzden, o nedenden dolay 14.(put/turn sth to good -) bir eyi iyi yada fay dal bir ey iin kullanma 15.(take - of sth| take sth into -) hesaba katmak, gz nnde bul undurmak 16.saymak, olarak grmek, gzyle bakmak 17.(there's no -ing for taste) zevkl er ve renkler tartlmaz 18.(- for) izah etmek, aklamak;; belli bir orann, miktarn olu 19.(- for sth) birinin yada bireyin nerede olduklarn ve onlara ne olduklarn bilmek (z ellikle bir kazadan sonra);; yenmek, malup etmek, yok etmek;; mesuliyetin altndaki parann nasl harcandnn izahn yapmak){(ed|s|ing)?)}{account(ed|s|ing)?(?= for)} expense(1.harcama, masraf, gider 2.(at sb's -) bakasnn parasyla, birinin masraflar ka rlamas; birisi ile alay etmek 3.(at the - of) bir ey pahasna, bir eyin yitip gitmesi u una, zararna 4.(go to the -) ok masraf etmek 5.(put sb to -) birinin bir eye para h arcamasn salamak) filibuster(parlamentoyu engelleme amacyla yaplan uzun konuma) allot(ayrmak, tahsis etmek; (sre) vermek/tanmak; pay etmek, bltrmek){(ted|s|ting)?)} revel(1.elenmek, alem yapmak, cmb yapmak 2.(- in) -den haz duymak, byk zevk almak 3.a , cmb, elence){(led|s|ling)?)} curmudgeon(aksi kimse, huysuz ihtiyar) masquerade(1.sahte tavr taknmak, olduundan baka grnmek;-m gibi yapmak, rol yapmak, ak 2.maskeli balo){(d|s)?|masquerading)} antics(antikalk, acayiplik, tuhaflk, maskaralk, soytarlk) deadpan(ifadesiz, duygusuz yz; aka yaparken ciddi tavrn devam ettirmek) flinch(1.(ac, korku, armak vb. nedeniyle) yznzle yada vcudunuzu ani hareket yapmak 2. from) kanmak, saknmak, ekinmek) far cry(ok farkl) backflip(arkaya takla yan ayaktayken arkaya doru takla atp ayaklarnn zerine inmek) dare(1.cret etmek, cesaret etmek; kalkmak 2.zorlamak, birini cesur olduunu gstermesi i meydan okumak, kada tutmak 3.(don't you -) sakn kalkma, kesinlikle yapmamalsn 4.(how - you) bu ne cret, bu ne kstahlk 5.(I - say) zannedersem, bana kalrsa, sanrm){(d|s)?| daring)} hyperbole(abartma, abart, mbla) accommodate(1.(yer) salamak, vermek; yerletirmek, barndrmak 2.bir ey yada kimse iin y rli yer, hacim salamak 3.gz nne almak, karar verirken belli bir eyide salamasna alm mak, uzlamak 4.-e yardm etmek, -e bir iyilik yapmak, ihtiyacn karlamak 5.uydurmak, uyu m salamak, uyumak 6.(-ing) uysal, yumuak bal, yardma hazr, yardmsever){(d|s)?|accommo ing)} clutch bag(el antas) clutch(1.skca tutma, kavrama 2.(acdan yada korkudan dolay bireyi aniden) tutmak, kavra ak 3.(-/catch at sb/sth) yakalamaya almak 4.debriyaj 5.mak. kenet, ambreyaj, makine lerde alan paralar birbirine balayan veya balantlarn kesen para zellikle motor ve r arasndaki balanty salayan para 6.grup, bek, topluluk 7.g, kontrol 8.kulukaya yat talar kmesi; kulukadan bir defada kan civcivler){(ed|es|ing)?)} stereotype(1.stereotip, klie, basmakalp, basmakalp bir kategoriye sokmak, belli bir k imse yada ey hakknda ok sayda insann sabit bir dncesi yada imaj olmas ancak genelde undan farkl olmas){(d)?|stereotypical|stereotypically|stereotyping)} bashful(utanga, sklgan, ekingen) skew(1.bir eyi doru olmayan yada drst olmayan yada normal olmayan sonular neticesinde tkilemek yada deitirmek, eriltmek, arptmak 2.erilik, arpklk, olmas gerekene gre e ed|s|ing)?)} brawny(adeleli, kasl, gl kuvvetli) brawn(1.adale kuvveti, kas gc 2.halanm yabandomuzu eti) grief-stricken(banda gelen bireyden dolay zellikle birinin lmnden dolay) ok kederli grief(1.byk znt, ac, keder 2.(come to -) byk baarszlkla sonulanmak; kaza sonucun 3.(give sb. -) birisinden rahatszlk duymak ve o kiinin davranlarn eletirmek 4.(good aman allahm, spriz yada ok duygularn ifade etmek iin kullanlyor) accumulate(1.toplamak, biriktirmek, ymak 2.birikmek, zamanla artmak 3.(-ive) zamanla artan, oalan){(d|s)?|accumulating|accumulative)} akin(benzer, yakn) stigma(insanlarn belli hastalklar iin ve davran biimleri iin taknd knama, aypl k ba (iek), tepecik, iein orta ksmnda polen topland ksm) jock(1.(iinde hakaret ieren) skoyal, iskoyadan olan kimse 2.spora yapmaya merakl, sp kek yada olan 3.belli bir aktiviteyle ok ilgilenen, dkn kimse)

groin(anat. kask) propel(1.ileriye doru srmek, yrtmek, itmek 2.sevketmek, yneltmek, tahrik etmek){(led|s ling)?)} rattle(1.takrdamak, tngrdamak, hrldamak, tkrdatmak 2.tangrdayarak gitmek 3.endiele korkutmak 4.(- sb's cage) isteyerek birini rahatsz etmek 5.(- around) gerekenden daha byk bir yerde almak, yaamak 6.(- sth off) ezbere sylemek, ezberden abucak tekrar ak 7.(- on) cr cr tmek, durmadan konumak 8.takrt, tkrt 9.bebek ngra 10.ngrak g)} prone(1.eilimli, meyilli, yatkn 2.yzkoyun yatmak){(ness)?)} slug(1.kabuksuz smkl bcek 2.bir yudum sert iki 3.kurun 4.(makinenin iinde satlanla kullanlan) jeton bazen sahte olabilir 5.sert yumruk ya da darbe, yumruk patlatma k 6.(beyzbol) topa sert vurmak 7.(- it out) kazanan belli olana kadar dvmek, sonuna kadar dvmek){(ged|s|ging)?)} bravado(meydan okuma, cesaret gsterisi, kabadaylk; kurusk atma; bazen cesaretsizliini de gizlemek amacyla bakalarn etkilemek iin cesur davranlar sergilemek) household(ev sakinleri, evde oturan kimseler, hane halk, aile; eve ait, ev ile il gili, her gn kullanlan) lofty(1.(bina, da vb.) ok yksek, yce, azametli 2.(dnce, hedef, ama vb.) yce, ulvi ibirli){|loftily|loftiness|loftier|loftiest)} avenge(cn almak, intikamn almak; acsn karmak){(d|s|r)?|avenging)} traipse(ayan sryerek yrmek, istemeye istemeye yrmek, yorgunluktan dolay yava yr psing)} car-jack(kriko){|car jack)} osmosis(ozmos, geiim, svnn zamanla belli bir memrandan geii nedeni de membann iki t i ortamlarda farkl miktarda znm madde olmas mesela bitkilerin kkleri suyu ozmos yolu alrlar 2.bir eyle yakn temasta olmaktan dolay kademeli olarak renme yada o eyden kade eli olarak etkilenme){|osmotic)} rift(1.ara bozukluu, ara almas; anlamazlk 2.yark, gedik, atlak) deem(farzetmek, varsaymak, saymak, zannetmek){(ed|s|ing)?)} cocoon(1.koza 2.koruyucu tabaka, katman 3.koza oluturmak, korumak, sarmak) perk(1.bir ii yaptn iin maa haricinde aldn eyler, avanta, ikramiye gibi ama bu me ullanm iin verilmi araba vs. olabilir 2.(- up) canlanmak, neelenmek, kendine gelmek; artmak, fazlalamak){(ed|s|ing)?)} commute(1.araba, tren, otobs vb. kullanarak her gn i ile ev arasnda gidip gelmek 2.(ce zay) hafifletmek, evirmek 3.bir insann ie giderken yapt yolculuk){(d|s)?|commuting)} commuter(hergn ehirdeki iine gitmek iin ok uzaktan yolculuk yapan kimse) albeit(geri, her ne kadar, karn, ise de, -e ramen) mop(1.paspas, sapl tahta bezi 2.mutfakta bulaklar ykamada kullanlan sapl fra 3.kar m sa 4.paspaslamak, paspaslayarak temizlemek 5.bez kullanarak yzeydeki svy temizlemek, ortadan kaldrmak 6.(- up) emici bir ey kullanarak svy temizlemek, svdan kurtulmak, emm k;; bitirmek, tamamlamak, sona erdirmek;; (ldrerek yada ele geirerek) dman temizlemek, ortadan kaldrmak 7.(-ed) mopet, motosiklet (kk)){(ped|s|ping)?)} interlude(1.iki olay arasnda baka eylerin gerekletii sre, ara dnem, ara 2.(sinema, ti ro, konser vb.) perde aras, ara, antrakt 3.bu aray doldurmada kullanlan ksa mzik yada konuma) consummate(1.ok berecikli, drt drtlk; tam, eksiksiz, mkemmel 2.(evlilii, ilikiyi) ci ilikiyle tamamlamak 3.tamamlamak, tamamna erdirmek, mkemmelletirmek){(d|s|ly)?|consu mmating)} ping(1.sert bir cismin metale yada cama arpmas sonucunda ortaya kan ses, nlama 2.(ara teklemek, (motor) detonasyon yapmak, benzin dzgn yanmadndan dolay araba motorundan ge len sesler 3.internetin alp almadn test etmek iin bilgisayara sinyal gndermek ve 4.birine email yada yazl mesaj gndermek){(ed|s|ing)?)} obfuscate(rtmek, gizlemek, perde ekmek, karartmak, genellikle bilerek ve isteyerek b ir eyi bulanklatrarak anlalmasn zorlatrmak){(d|s)?|obfuscating|obfuscattion)} hearse(cenaze arabas) sledgehammer(balyoz) crunch(1.atrt, atrdama, sert bir eyin paralanrken kardna benzer ses 2.kritik a skntl durum 3.kmaz, g durum, bir eyin zellikle parann bir anda yetersiz olduu du hareketi 5.tr tr yemek, ktr ktr yemek, katr kutur yemek, hart hurt yemek 6.atr ak 7.ok mikarda datann ksa zamanda ilenmesi 8.(- up) bir eyi tamamen paralamak, krmak

.(grme, spor ma vb.) ok nemli olup baarl olmak iin son ans olabilir, kritik){(ed| choke off(1.mani olmak, ksmak, engellemek 2.tutmak, durdurmak){|chokes off|choked o ff|choking off)} mastermind(1.(bir iin) beyni olmak, tezgahlamak, genellikle su ieren kark bir projeyi yada plan tasarlayp uygulayan salayan zeki kimse) cache(1.zula, gizli yer 2.bilgisayar nbellek 3.zulalamak, gizli yere saklamak 4.ver ileri nbellee almak){(d|s)?|caching)} pour(1.dkmek, aktmak, boaltmak 2.akmak 3.(ay, kahve vb.) koymak, doldurmak 4.bardaktan boanrcasna yamak 5.(- oil on troubled water) ortal yattrmak, bir anlamazl tart 6.(- into) ok miktarda para salamak, para boca etmek 7.(- out) iini dkmek, genellik le gizli olan duygularn ortaya koymak; duygularn kstlamadan ifade etmek){(ed|s|ing)?)} aqueduct(kanal,su kemeri) sewage(lam suyu, lam pislii, kanalizasyon) subway(1.metro 2.(yayalar iin) altgeit) swashbuckler(kabaday, palavrac, atc, farfara, kavgac kahraman (hikye)) swashbuckling(1.afili bir kabaday gibi 2.macera dolu ve heyecan verici (hikye, rom an, film v.b.)) dash((-ed) hafif kfr ifadesi insanlar endieli olduklarnda yada bir eyi vurgulamak iste iklerinde kullanrlar, allah kahretsin // (-ing) (genellikle erkek iin) ekici, kendi ne gvenen ve zarif, gz alc;; (bir ey) ekici ve stil sahibi 1.hzla komak, hzla ilerle atlmak, frlamak 2.(zaman yetersiz olduundan dolay) bir eyi acele ile yapmak, abucak ya pmaya uramak, abalamak 3.(baka bir eye katlan bir ey iin miktar belirtir) az bir mikt bir tutam 4.tire, ksa izgi 5.ksa mesafe kousu 6.gsteri, tarz, caka, (olumlu anlamda) stil, heyacan ve gven ieren davran biimi 7.araba gsterge paneli; kontrol paneli 8.(cut a -) hava atmak, alm satmak, giysileri ile ok ho gzkp insanlarn dikkatini ekmek 9.a etmek, abucak gitmek, frlamak 10.vurmak, arpmak; krmak, paralamak; atmak, frlatmak 11. (- hope) birinin umutlarn krmak, (umudunu) krmak, suya drmek 12.(- it!) allah kahretsi , allah belsn versin, birisinin endieli olduunu belirtir 13.(- off) karalamak, iziktir mek, hzla yazmak yada izmek){(ed|es|ing)?)} fiery(1.ate ieren; ate gibi 2.abuk fkelenen, barut gibi 3.ateli; cokulu, (zellikle si ) kuvvetli duygular sergileyen 4.(yiyecek yada iecek) insann iini yakan, ok ac yada ok sert) temperament(1.miza, huy, tabiat, yaradl 2.abuk duygulanan ve heyecanlanan ve bunun so nucunda makul olmayan davranlar sergileme eilimi; cokunluk) perseverance(1.sebat, azim, sonuna kadar direnme) flop(1.(yorgunluktan) dvermek, ylmak 2.rpnmak; bilinsizce dmek 3.tam baarszl sko){(ped|s|ping)?)}0 thoroughgoing(1.tam, eksiksiz, her detaya dikkat eden 2.her bakmdan, tam) careen((bir kimse yada bir ara) zellikle tehlikeli yada kontrolsz olarak ileriye dor u ok hzl hareket etmek) crate(1.sandk, kasa 2.iinde ielerin yerlemesi iin gzler bulunan ve tama amacyla k dk 3.kasalamak, sandklamak){(d|s)?|crating)} recall(1.hatrlamak, anmsamak, hatrlatmak 2.geri armak 3.geri isteme, geri ekme 4.(be -) eski haline geri dndrlemez;; hatrlanmas imkansz){(ed|s|ing)?)} manservant(uak; (erkek) hizmetkr) swing into action(harekete gemek){|swings into action|swinging into action|swung in to action)} forefront(n taraf, n plan, n saf) dump(1.dkmek, boaltmak,atmak 2.bir eyden kurtulmak, birisini terk etmek, bandan savp tulmak 3.damping yapmak, toptan ucuza satmak, elden karmak 4.bireyi geliigzel koymak, frlatmak 5.romantik ilikiyi sonlandrmak, birisini terk etmek 6.bir bilgiyi veriyi kopyalamak ve baka yerde saklamak zere tamak 7.p yn, plk, plerin dkld yer ylmas sonucunda oluan tepe 9.ok pis ve daginik yer, plk, batakhane 10.askeri mhimm and geici depo 11.bilgisayarda depolu datann kopyalanmas; bu verinin kopyalas yada lis esi, dkm 12.argo atk maddenin barsaklardan geirilmesi){(ed|s|ing)?)} plug(1.elek. fi, kablonun prize taklan ksm 2.elek. priz, kablonun duvarda sokulduu del k 3.bir cihaz baka bir cihaza balayan kablo, ara balant kablosu 4.oto. buji 5.tpa, tka .duvarlarda ivinin daha salam yerlemesi iin alan delie nceden aklan plastik yuva, d eni bir film, kitap, kaset vb. iin) bakalarnn grmesi, okumas vb. iin insanlar yrekle ek, vmek, reklamn yapmak 8.tkamak, tpalamak 9.eksik olan eyi tamamlayarak durumu iyile

irmek 10.birini vurmak 11.(- away) harl harl almak, sebatla almak 12.(- in) cihaz el balamak yada iki cihaz arasnda balanty kurmak 13.belli bir aktiviteye girimek yada bi r grup insanla temasa gemek){(ged|s|ging)?)} spike(1.sivri ulu ey 2.koarken kaymay engelleme amal spor ayakkabsnn tabanndaki pon 4.baak, baaa benzer iek ba 5.ani art, ykseli 6.delmek, sivri ulu bir cisimle lamak 7.birisi bilmeden ikisine yada yiyeceine zehir, ila, alkol katmak 8.engelleme k, mani olmak 9.hzla artarak yksek bir deere ulamak 10.(- sb's guns) birinin planlarn bozmak, rakibinin plann engellemek){(d|s)?|spiking)} cripple(1.sakatlamak, ktrm brakmak 2.birine/bireye byk zarar veya hasar vermek 3.sak ; topal){(d|s)?|crippling)} ablaze(1.alevler iinde, yanmakta, alev alev 2.l l, prl prl, ltl 3.heyecanl, ar iinde) swing((-ing) canl, hareketli, yaam dolu // 1.(sarka gibi) sallanmak; sallamak, salnm 2 (bir eye tutunarak) (bir yerden) (baka bir yere) atlamak/sramak 3.(geni bir yay izerek ) (bir yne doru) dnmek 4.ani dnme, hzla dn, yn deitirme, sapma 5.(birine) yumruk s vurmaya almak 6.(bir durumdan, ruh halinden, grten vb.) (baka bir duruma) geivermek, rulmak 7.baarmak, becermek, halletmek 8.kuvvetli ritme, tempoya sahip mzik 9.(part i, elence vb.) ok sayda insann ho vakit geirmesi, yklyor 10.(- the balance)(bir eyi cunu tayin etmek, belli bir biimde neticelenmesini salamak 11.(- both ways) bisekse l olmak 12.(- for the fence) baarl olma ihtimali ok olmamasna karn ok byk bir eyi k 13.(- the lead) iten kaytarmak iin hasta numaras yapmak 14.(- by) ksa sreliine birin i yada bir yeri ziyaret etmek, uramak 15.salncak 16.golfte vuru hareketi 17.mzik tr 18 .seim gezisi, abuk gezi 19.(get in/into the -) bir duruma aktiviteye almak ve kendin i kaptrmak 20.(go with a -) parti yada aktivitenin canl, hareketli ve elenceli olma s 21.(in full -) en hareketli aninda; tam faaliyette 22.(-s and roundabouts) ne k arar verirsen ver bu kararlarn hem arts hemde eksisi olacak){(ing||s)?|swung)} swinging door(alr kapanr kap, her iki tarafa da alabilen ve braktnda kendiliinden no room to swing a cat(mekann ok ufak olmas yada ok kalabalk olmas) indelible(1.silinmez, kmaz, giderilmez (leke/iz), kalc (izlenim/etki/duygu) 2.tkenmez alem vb., (kalem, mrekkep vb.) silinmez iz brakan){|indelibly)} asphyxiate(bomak, oksijensiz brakmak, bu yolla birini ldrmek yada kendinden gemesine b ylmasna neden olmak){(d|s)?|asphyxiating|asphyxiation)} blot(1.kurutma kd, bezle temizlemek, svy bir yzeyden temizlemek 2.leke, mrekkep le your copybook) hakknda kt izlenim brakacak hareketlerde bulunmak, sicilini lekeleme k, bozmak 4.(- out) ortadan kaldrmak, tamamen gizlemek, kapatmak;; (ho olmayan bir hatray, dnceyi) hafzadan silmeye, kaldrmaya almak 5.leke, mrekkep lekesi, kara le (a - on the landscape) manzarann gzelliini bozan bir obje zellikle yap, bina){(ted|s| ting)?)} exploit(1.kullanmak, faydalanmak, iletmek 2.smrmek, ktye kullanmak, istismar etmek, ke di kar iin kullanmak 3.kahramanlk, yiitlik, macera){(ed|s|ing)?)} grudge(1.kin, garez, hn, di bileme 2.vermek istememek, istemeyerek vermek, yapmak, gnl ce 3.(bir eyi) (birine) ok grmek; kskanmak){(d|s)?|grudging|grudgingly)} not but not least(son ancak ayn derece ehemmiyetli) rod(1.ubuk, denek, srk, uzun dz ve bileiklerde kullanlan cam, ahap yada metal para dayak sopas 3.tabanca 4.(make a - for your own back) gelecekte sana problemlere n eden olacak, bana i aacak eyler yapmak) spare the rod and spoil the children(kzn dvmeyen dizini dver) foregoing(nceki, yukardaki, yukarda anlan, yukarda sz edilen) reciprocal(karlkl, kart, ift tarafl, iki tarafl) pin(1.ine, topluine 2.bro 3.rozet 4.krk kemikleri birbirine sabitlemede kullanlan tb 4.elektrik kablosunun fie takld dilerden herhangi biri 5.lobut, kuka 6.ucunda bayrak bulunan sopa deliin yanna konuluyor bylece oynayanlar nereyi hedeflemeleri gerektiin i biliyor 7.bacak 8.el bombas pimi 8.(for two -) En sudan bir nedenle 9.inelemek, sktrmak, tutturmak 10.kprdayamaz hale sokmak, sktrmak 11.(- your hopes/faith on) b ir eye balamak 12.(- down) sktrmak, kmldamasn engellemek;; birini bulup ihtiyacn o lar yada sorduun sorulara cevap vermelerini salamak;; bir eyi tam olarak aklamak yada izah etmek;; saptamak, tespit etmek 13.(- sth on sb) suu zerine atmak, sulamak, susu z olduu halde mesul tutmak){(ned|s|ning)?)} cog(1.ark dii, di, dili ark 2.tutmak, kurmak, hile yapmak 3.(a - in the machine) (insa ) arkn bir dilisi, byk bir organizasyonun kk bir paras olan kimse){(ged|s|ging)?)}

bifurcate(iki kola ayrlmak, iki kola ayrmak, atallanmak){(d|s)?|bifurcating|bifurcati on)} asperity(sertlik, hainlik, kabalk) wedge(1.ksk, kama, takoz 2.ksk, kama, takoz ekli bunlara benzeyen yada bunlar gibi kul anlan nesne 3.golf sopasnn topa vurduu ksm 4.skmak, sktrmak, araya skmak 5.(k ak bylece nesnenin belli bir pozisyonda kalmasn salamak){(d|s)?|wedging)} wedge issue(bir partinin baka bir partinin destekilerini partiden uzaklatrmak amacyla kulland politik zor yada nemli durum) aperture(1.delik, aralk, aklk 2.fotoraf makinesinden n girdii aklk) moor(1.bozkr, kr, tarm iin kullanlmayan allk arazi 2.demirlemek veya palamarla bal land) bozkr, step 4.(-ing) geminin baland yada demir att yer;; geminin balanmasnda n halat yada zincir){(ed|s|ing)?)} profane(1.Allaha yada kutsal eylere kar son derece saygsz olan, saygszlk gsteren 2 nle ilgisi olmayan, putperest, dinsiz, kfir 3.(-ity) kutsal eye saygszlk, kfr, az bo k, kaba konuma){(d|s)?|profaning|profanity|profanities)} delusion(1.(kiinin kendisi hakknda gsterdii) aldanma, yanlma, yanl inan 2.gerek yada olmayan bir eye inanma yada kendini inandrma, saplant) delusive(aslsz, hayali, gerek d, doru olmayan, aldatc, yanltc){|delusory)} cascade(1.alayan, kk elle 2.alayan biiminde dklen su, aa dklen ok miktard herhangi bir ey, dalga dalga dkm 4.ok sayda ayn amda hzla gelen yada dklen ey){(d|s ading)} condolence(basal, taziye) dwell(1.yaamak, hayat srmek 2.(- on) zerinde durmak, zellikle unutulmas daha iyi olaca lde bir ey zerinde oka dnmek yada konumak;; uzun uzun bakmak, bir eye uzun sre bakm er) (hayvan yada insan) oturan, sakin 4.(-ing) ikamet, ev, mesken, hane, konut){ (ed|s|ing)?|dwelt)} forefinger(iaret parma) constrain(1.zorlamak, mecbur etmek, zorunda brakmak 2.snrlamak, kstlamak 3.(-ed) (davr n, vb.) doal olmayan, zorlamal){(ed|s|ing)?)} fragment(1.para, krnt, krk para 2.paralanmak, paralara ayrlmak){(ed|s|ing|ation)? hold out(1.yeterli olmak, dayanmak 2.boyun ememek, direnmek 3.mit vermek, vt etmek 4.u zatmak 5.ayak diremek, daha fazla kazan elde edebilmek iin grmeleri uzatmak 6.direnme k, birine bir eyi vermeyi yada sylemeyi reddetmek){|holds out|held out|holding out )} hands on((lay/get your -) 1.rahatsz olduun birini yakalamak, ele geirmek 2.bulmak, elde etmek, ele geirmek) commune(1.komn yaam sren grup, komn 2.fransa ve dier baz devletlerde yerel hkmetin i 3.(- with) duygularn, hislerini konumadan biri yada bireyle paylamak){(d|s)?|commun ing)} go along(1.devam etmek, srdrmek 2.ilerlemek, gelimek, ileri gitmek 3.(- with) ayn fiki rde olmak){|goes along|went along|going along)} quest(arama, aratrma, aray bulmaya alma){(ed|s|ing)?)} entreaty(yalvarma, rica, yakar){|entreaties)} implore(yalvarmak, dilemek, rica etmek){(d|s)?|imploring)} moslem(mslman olan kimse){(s)?)} pillage(yamalamak, talan etmek, bir ey almak zellikle savata ve iddet kullanarak){(d| )?|pillaging)} commissar(eski kominist parti yneticisi){(s)?)} much good(1.faydal, etkili olmamak, ie yarar bir etkisinin olmamas 2.ilgin yada zevk a lnabilir olmamas 3.eer nnde olumsuz ek yoksa birinci tanmn olumlu anlamlar yani fayda tkili olma, bir ie yarama){|any good|no good|for good|do good)} for good(temelli olarak, geri dnmemek zere, sonuza dek, kalc olarak){|for good and all )} juncture(kavak, nazik zaman, nemli an, nemli aama, bir aktivite yada olaylar zinciri ndeki belirli bir nokta yada aama) acute(1.iddetli, ok ciddi 2.tp. akut, ar 3.(duyular veya sezgi) keskin, kuvvetli, gl rl 4.keskin zeka, abuk kavrama 5.geometride dar a){|acuteness)} grim(1.ok ciddi grnl yada yle hissedilen; korkutucu, rktc, suratsz 2.tatsz, nsann iini skan 4.hasta, keyifsiz 5.ok kt, berbat 6.(hang/hold on for/like - death) bi r eyden ok korktuundan smsk tutunmak, sk skya yapmak){(mer|mest|ness|ly)?)}

all but(1.az daha, az kalsn, neredeyse, hemen hemen 2.haricinde, -den baka) grave(1.mezar, kabir 2.lme, lm 3.(turn in his -) len bir kimse bunu duysa ok olurdu, sinirlenirdi 4.ok ciddi, nemli, ar, endie verici 5.(insan) ciddi, ar, neeli olmayan 6 san iareti, baz dillerde sesli harflerin zerindeki apka iareti bylece vurgunun nasl ya mas gerektiini belirtiyor){(r|st|ly)?)} carry out(yerine getirmek, dediini yapmak, gerekten yapmak; uygulamak, tatbik etmek, gerekletirmek){|carried out|carries out|carrying out)} lorry(1.kamyon. 2.alak, yanlar ak ve drt tekerlekli yk arabas){|lorries)} float(1.su yznde/havada yzmek/gitmek, szlmek 2.yzmek, batmadan yzmek, suyun stnde (bir eyin) su yznde yzerek bir yere gitmesini salamak; su yznde gtrmek; yzdrmek 4. gibi yrmek 5.fikir ortaya atmak, fikir sunmak 6.ilk defa irketin hisselerini piyasa ya arz etmek 7.(dviz kurunu) dalgalanmaya brakmak 8.(- sb's boat) houna giden, ilgi sini eken ey 9.(- about/around) ortada dolaan szler, etrafta konuulmas 10.festivallerd e zerinde kostml insanlarn bulunduu ara 11.olta mantar 12.su kesesi, kpk, yzme re tmamak iin tuttuklar ey 13.zerinde dondurma yzen iecek, dondurmal gazoz 14.satcya m ara ss olarak verebilmesi iin verilen bozukluklardan ve kk banknotlardan oluan para){( d|s|ing)?)} undiscriminating(fark farkedemeyen, gr olmayan, takdir yetenei olmayan, iyi karar vere meyen) forgo(vazgemek, brakmak){|forego|forgoes|forgone|forgoing|forwent)} uncover(1.amak, rtsn amak, ortaya karmak 2.meydana karmak, ortaya karmak, aa plak, rtsz){(ed|s|ing)?)} shimmer(1.parldamak, titrek kla parldamak 2.prlt, parlt, titrek k(yani sank h mu gibi)){(ed|s|ing)?)} mirage(1.serap, lgm, yalgn 2.gerekletirilemez hayal, bir istek yada mit ancak gerekle z nk gereki deil) elicit(genellikle zorlanarak birinden bir bilgi yada tepki almak){(ed|s|ing|ation) ?)} inscrutable(ne dnd yada hissettii belli olmayan, anlalamayan){|inscrutability|insc fraught(1.dolu, ykl 2.endieli, kaygl, gergin; endie verici, rahatsz edici) antipodal(yerkrenin aksi tarafnda olan, taban tabana zdd, tam tersi) dichotomy(ikiye ayrlma, atallanma; iki kart gruba blnme) animosity(dmanlk, husumet, kin, nefret) prescription(1.tb. reete 2.reete yazma 3.reete, forml, plan, tavsiye) impromptu(hazrlksz yaplan, doalama) ascertain(1.renmek, asln renmek, dorusunu renmek, (aratrma yoluyla) tespit etmek ble|ment)?)} circumvent(1.-den kamak, kanmak; atlatmak, kurtulmak 2.yolu engelleyen bir eyin evresi den dolanmak){(ed|s|ing|ion)?)} even so(olsa bile, yine de, buna ramen) by and large(genel olarak, genelde, genelde doru ama her zaman doru olmayan bir eyd en bahsederken kullanlr) boast(1.vnme, bbrlenme 2.vn duymak, iftahar etmek, -e sahip olmaktan gurur duymak 3. lde olumsuz anlamda) vnme, kurumlanma){(ed|s|ing)?)} superiority(1.stnlk, stn olma 2.kendini beenmilik, kibirlilik) superiority complex(byklk kompleksi) prophecy(1.kestirim, kehanet, tahmin 2.kestirim, kehanet yapabilme becerisi){|prop hecies)} commerce((zellikle devletler arasndaki) ticaret, alm satm) toast(1.kzarm ekmek 2.erefine imek, salna imek, kadeh kaldrmak 3.bir eyi iyi ya ir blgede ok sayda insan tarafndan vlen kimse 4.(be -) lebilirsin yada yok edilebilirs n 5.kzartmak, kzarmak, yanmak 6.vcudunu stmak){(ed|s|ing)?)} momentous(ok nemli, mhim, ciddi) shamble(1.badi badi yrme, paytak paytak yrme, ayaklarn srterek yrme 2.(-s) karmaka kafakarklnn olduu durum;; darmadan, karmakark bir yer, kirli ve dank mekan){( inextricably(iinden klmaz biimde, iinden klamayacak ekilde) loosely(1.gevek, gevek bir biimde 2.tam, kesin olmayan biimde, ksmen) province(1.il, vilayet; eyalet 2.(the -s) bakentin dndaki lkenin her yeri 3.bilgi/yetk alan, uzmanlk alan, bran){(s)?)} defunct(l, var olmayan, yrrlkten kalkm, ilevi sona ermi, geersiz)

embassy(1.elilik, sefaret 2.bykelilik binas){|embassies)} bother(1.(genelde olumsuz ve soru cmlelerinde) zahmet etmek, zahmete girmek 2.skmak, can skmak, sinir bozmak, cann skmak, dert vermek, ba bels olmak, rahat vermemek 3.ara a giremek, baka birisi senle konumak istemediinde onunla konumak 4.(be -ed (about sb /sth)) nemsemek, nemli olduunu dnmek 5.(can't be -ed) belli bir eyi yapmaya zaman yada enerji harcamak istemediini belirtmek iin kullanlan deyim 6.(not - youself/your hea d) zerinde zaman yada enerji harcama nk o ey nemsiz yada senin iin nemli deil 7.sk .sknt, ba belas, rahatsz edici/can skc bir ey, kimse yada durum 9.nlem iareti ile lah kahretsin anlamna gelmekte){(ed|s|ing)?)} casual(1.ilgisiz, kaytsz, lakayt 2.pek dikkatli olmayan, stnkr, kaamak 3.ciddi, resm rmel olmayan 4.(i) geici, dzensiz 5.(iliki) yzeysel, derin duygular iermeyen 6.tesadfe olan, rastlantsal, tesadfi 7.gndelik giysi, resmi olmayan, rahat (giysi) 8.geici alan {(ly|s|ness)?)} pit(1.ukur, oyuk, kuyu 2.maden oca 3.iek bozuu, belli bir hastaln ciltte brakt eyve ekirdei 5.(araba yarnda) sper hzla tamirat yeri 6.tiyatroda orkestrann ald delik 7.koltukalt boluu vb. vcutta boluk 8.borsada belirli bir rnn alm satmnn yap e -s) bir eyin ok kt yada en kt rnei 10.(- of your/the stomach) midenin alt ksm ins orktuunda yada kuvvetli duygular hissetiinde dile getirdikleri ksm 11.ukurlatrmak, oyu latrmak 12.meyvenini yyecein ekirdeini kartmak 13.(- sb/sth against sb/sth) boy l eye sokmak, kaptrmak){(ted|s|ting)?)} restrict(1.kstlamak, snrlamak 2.hareket etmesini yada serbeste davranmasn engellemek r eyi kurallarla yada yasalarla kontrol etmek 4.kendini yada birisini kstlamak 5.(ed) snrl, kstl, az miktarda;; yalnzca belirli bir kesimin kullanmna zg, belirli bi ;; resmi olarak gizli sadece zel yetkili kimseler iin izinli){(ed|s|ing)?)} abundant(1.bol, ok, dolu, bereketli, verimli) abundantly(1.bol bol, bol miktarda, bolca 2.(- clear) ok net, apak) absent(1.yok, namevcut, bulunmamak 2.dalgn, ilgisiz 3.(- yourself) gelmemek, uramama k){(ed|s|ing)?)} rush hour(ie gidi-geli saatleri, trafiin en youn olduu saatler) rush(1.acele etmek, komak, iddetli esmek, hzl akmak, ok hzl hareket etmek yada bir mak 2.bir eyi/birini bir yere hzla nakletmek, tamak yada gndermek 3.atlmak, dnmeden k, karar vermek, aceleye getirmek, acele ettirmek 4.saldrma, hcum, akn 5.(- sth out ) aceleyle bir eyi retmek, imal etmek 6.(- through) resmi bir ii aceleyle tamamlama k, halletmek, prosedrleri normalden ok daha abuk tamamlamak 7.hamle, akn, hcum, ani v e kuvvetli hareket 8.acele, tela 9.insanlarn ok megul ve aktivitenin youn olduu durum 10.duygu younluu, duygularn comas 11.aniden oluan mthi mutluluk yada heyecan 12.anide eliren rabet, talep 13.saz, hasrotu 14.montajlanmam film 15.(-ed) acele edilmi, acele ye getirilmi){(ed|es|ing)?)} prosperity(baar, gnen, zenginlik, refah, bolluk, baarl olma zellikle para kazanma kon nda) intricate(karmakark, girift, dall budakl, kark) stimulate(1.canlandrmak, tevik etmek, gayrete getirmek, tahrik etmek 2.birinin bir k onuya ilgilenmesini ve coku duymasn salama 3.vcudu belli bir ksmnn almasn salam ecanlandrc, canlandrc, tevik edici){(d|s)?|stimulating|stimulation)} favourable(1.olumlu, mspet, insanlarn zerinde iyi izlenim brakan, hoa giden 2.olumlu, ait, lehte, taraftar, avantajl 3.olduka iyi ayn zamanda fazla pahal deil){|favorable| favourability|favourably|favorability|favorably)} wrangle(1.kavga etmek, dalamak, tartmak, birbirini yemek, karmak bir mnakaa ve uzun vam etmekte){(d|s)?|wrangling)} arrears(1.gecikmi bor, demesi gecikmi borlar 2.(be in -| get/fall into -) borcu vakti nde deyememek 3.(in -) para i bitiminden sonra denecek) revenue(1.gelir, hkmetin vergi geliri, irat, haslat, gelir){(s)?)} entity(tek ve bamsz varlk, mevcudiyet, tzellik, kurum, dier eylerden bamsz olarak v e bir kimliinin olmas) set up(1.(- sb up) birinin bir ey iin ihtiyac olan paray verme, temin etme, maddi yard salamak;; ayaa kaldrmak, canlandrmak;; iyiletirmek, salnana kavuturmak;; kandrmaca zelliklede birini sulu gsteren 2.(- sth up) kurmak, oluturmak, tesis etmek, dikmek, koymak;; organize etmek ,dzenlemek, planlamak, bir eyin olmas iin hazrlamak;; kurmak , balatmak, oluturmak;; bir sreci yada olaylar zincirini balatmak 2.(i, vb.) kurmak; dikmek; (as ile) olarak ie balamak, balatmak; iyiletirmek, salnana kavuturmak; (biris

n) ban belaya sokmak, tuzak kurmak;; dzen, sistem){|set-up|set him up|set me up|set her up|set himself up|set myself up|set herself up)} talleyrand(fransz devlet adam) scorn(1.tepeden bakmak, hor grmek, kmsemek 2.tenezzl etmemek, reddetmek 3.(po_ur/he_ap - on) kmseyerek, hor grerek konumak){(ed|s|ing|ful|fully)?)} rampant(1.dal budak salm, her tarafa yaylm; ar boyutlara varm, alp yrm 2.her , kontrol edilemez biimde byyen ve her tarafa yaylan bitki){(ly)?)} commandment(allah'n emri zellikle musaya verilen on emirden herhangi biri) taper(1.uca doru incelmek, sivrilmek, gittike incelmek 2.(- off) say, miktar, derece olarak gittike azaltmak, eksilmek, azaltmak, eksiltmek 3.ate, lamba vb. yakmak iin kullanlan tahtadan yada kattan ubuk biiminde cisim){(ed|s|ing)?)} prudent(tedbirli, sagrl, dikkatli, ll, mantkl, karar yada yarg verecei zaman ma davranan ve gereksiz riske girmeyen){(ly)?|prudence)} zzdummy(1.manken, kukla 2.taklit, sahte ey 3.aptal, ahmak, salak kimse 4.baz sporla rda hareketi yapar gibi yapmak ama yapmamak 5.emzik, yalanc meme 6.(kat oyunlarnda ze llikle bri oyununda) masada herkesin grebilecei biimde ak duran kartlar 7.maket, model , bir eyin gereki grnmesi istenen ama almayan kopyas 8.(futbolda fiil) yaparm gibi tmak, kandrmak){(ing)?|dummies|dummied)}{dummy(?= run)} dummy run(prova deneme) overrule(daha st bir makam tarafndan yetkisini kullanarak (baka birinin kararn) geers klmak/iptal etmek, bozmak, reddetmek){(d|s|overruling)?)} zznonsense(1.sama, samalk, safsata, zrva, fasa fiso 2.aptalca, sama davran 3.mantkl nlam iermeyen konuma yada yaz 4.(make - of) berbat etmek, etkisini azaltmak){nonsen se(?= word)} nonsense word(anlamsz kelime) beware(saknmak, dikkat etmek, korunmak, kanmak, ekinmek, gzn drt a) broadside(1.szle saldr; dil uzatma, szl yaylm atei 2.yan taraf bir tarafa doru yn ak 3.bir eyin yan tarafna arpmak){(d|s)?|broadsiding)} intemperate(1.nefsine hakim olamayan, kendini kontrol edemeyen, itidalsiz, lsz 2.ayya, ar iki ien kimse){|intemperance)} high-minded(yce gnll, asil ruhlu, alicenap, yksek ahlkl){|high-mindedness)} vague(1.belirsiz, mphem, mulak; bulank 2.bir konuda az miktarda yada yeterince bilgi yada detay vermeme yada bunlara sahip olmama 3.kararsz, mphem, dalgn, tereddtl, tam ak olmayan davran 4.hayal meyal, anlalmaz, ekli tam anlalamayan){(r|st|ness)?)} vaguely(1.belirsiz bir ekilde, belli belirsiz, yeterince detayl olmayan 2.hafife, b elli belirsiz, ok az, hafiften, birazck 3.dalgnca, fazla dikkat gstermeden) dominion(1.egemenlik, hkimiyet. 2.ynetilen blge, tek bir g tarafndan ynetilen blge yon, ingiliz uluslar topluluuna bal kendi ynetimi olan lke){(s)?)} grocer(1.bakkal olan kimse 2.(-s)bakkal dkkan){(s)?|grocer's)} no less than(-den daha az deil, byke bir miktar belirtmek iin kullanlr) acrimony(tatszlk, kzgn, hain duygular yada szler) recrimination(birbirini sulama, karlkl sulama){(s)?|recriminatory)} rancor(hn, garez, kin, kuyruk acs){(ous|ously)?|rancour|rancourous|rancourously)} in bad faith(kt niyetle, samimiyetsizlikle) fistfight(yumruk kavgas) contention(1.kavga, mnakaa 2.(zellikle tartma srasnda dillendirilen) sav, iddia, tez in -) ekime, mcadelenin iinde olmak, hala kazanma ansn srdrmek 4.(out of -) kazanma mamak, mcadelenin dnda kalmak){|in contention|out of contention)} compromise(1.(taraflarn karlkl dn vererek yapt) anlama, uzlama, uyuma 2.karl mak, uzlamak 3.dn vermek, taviz vermek 4.tehlikeye atmak, phe altna sokmak 5.(-ing) if eden, ortaya dken, yanl yada utan verici olduundan dolay insanlardan gizlemeye all yin ortaya dklmesi yada insanlara sylenmesi){(d|s|compromising)?)} give it up((for sb) birine onayladn alklayarak gstermek) give up(1.brakmak, vazgemek, pes etmek 2.umudunu kesmek 3.ayrlmak, iliksini bitirmek 4 .vaktini baka bir eye harcyabilecekken o eye harcamak 5.vermek, teslim etmek, devret mek 6.teslim etmek, teslim olmak, ele vermek 7.(- on) birine kar olan midini kesmek ){|gives up|given up|gave up|give you up|given you up|gave you up|give him up|gi ven him up|gave him up|give her up|given her up|gave her up|give me up|given me up|gave me up|give himself up|given himself up|gave himself up|give herself up|g iven herself up|gave herself up|give myself up|given myself up|gave myself up|gi

ve up on|given up on|gave up on)} beneficiary(1.yararlanan, faydalanan kimse 2.miras, vris){|beneficiaries)} squabble((ok nemli olmayan bir konuda) didimek, atmak, az kavgas yapmak){(d|s)?|squ )} signatory((anlama) imzalayan devlet, imzalayan, imza sahibi, imza eden kimse){|sign atories)} clause(1.cmle, cmlecik, yan cmle 2.(yasal, hukuki bir dkmanda) madde, bent; fkra) reconstitute(1.yeniden oluturmak, yeniden kurmak, yeniden dzenlemek 2.(kurutulmu yiye cegi) su katarak yenilir/iilir hale getirmek){(d|s)?|reconstituting|reconstitutio n)} inter(gmmek, defnetmek){(red|s|ring)?)} hammer out(1.ayrntlar grerek karara balamak, herkes kabul edene kadar yada bir karar ana kadar bir plan, dnceyi tartmak 2.bir melodiyi zellikle piyanoda sesli ve gzel olm n biimde almak){|hammers out|hammered out|hammering out)} thereafter(ondan sonra, bundan sonra, daha sonra) undermine(1.baltalamak, el altndan kertmeye almak, zayflatmak, sarsmak, dibini oymak va yava/sinsice) zarar vermek 2.temelini zayflatmak, temelini rtmek, altn kazmak, (bi in) altndaki topra oymak){(d|s)?|undermining)} urgent(1.acele, acil, ivedi 2.nemli, kanlmaz, zorunlu, srarl, srarc){(ly)?|urgency) casualty(1.(kazada/savata) len, l, zayiat 2.kurban, baka bir eyin gereklemesi netic bundan olumsuz etkilenen kimse yada hasar gren nesne 3.hastane acil servisi){|cas ualties)} drive home(1.(dr_ive sth home) bir eyi birinin kafasna sokmak 2.birinin bir eyi iyice anlamasn salamak){|drive it home|driven it home|drives it home|drove it home|drivi ng it home)} prospect(1.ihtimal, olaslk, muhtemel 2.beklenti, umut 3.baar ans 4.mucadelede baari k olan kimse, ... midi 5.geni manzara 6.maden aramak, aramak (petrol vs.)){(ed|s|i ng)?)} appalled(1.korkmu, dehete dm, rkm ; ok olmak, bir eyin ktlnden dolay ok rah appalling(1.korkun, dehet verici 2.ok kt, berbat, rezil){(ly)?)} enhance((deer, fiyat, itibar, kalite v.b.ni) artrmak, ykseltmek){(d|s|ment)?|enhancing )} enhancer(bir eyi gelitirmek, iyiletirmek iin kullanlan madde yada cihaz, zenginletiric i, artrc) magnate(zellikle i dnyasnda zengin, gl, baarl olan kimse, kodaman, byk i adam) technocrat(teknokrat, bilim, mhendislik vb.de uzman olan ve ayn zamanda politika ve/ veya endstride ok gc olan kimse){(ic)?)} grip(1.smsk tutmak, yakalamak, yapmak, kavramak 2.kontrol, idare 3.kavrama, anlama, id ak 4.yzey zerinde kaymadan ilerleyebilmek, kavray 5.sap, kulp, tutma yeri 6.sa tokas 7 .film stdyosu iisi, kameray/klar hareket ettiren kimse 8.bavul, yolcu antas 9.(come - with) zmeye balamak, anlamak, zor bireyi anlamaya ve onun stesinden gelmeye balama 10.(get a - (on yourself)) kendine hakim olmak, kendine gelmek 11.(in the - of) penesinde olmak, nelenemez, durdurulamaz naho bir eyi yaamak 12.(lose your -) bir dur umu anlayamaz yada kontrol edemez duruma gelmek, kontrol yitirmek 13.ilgisini ekme k, kavramak, cezbetmek 14.(bir durum yada duygu) kuvvetli etksinin olmas, etkilem ek, sarmak){(ped|s|ping)?)} underwrite(1.ticari riski stlenmek, ekstra masraflar ve zarar edilmesi durumunda ma liyeti karlanacan garanti ederek finansal sorumluluu stlenmek 2.sigorta etmek 3.sata lan yeni hisselerin halk tarafndan alnmamas durumunda almay taahht etmek 4.(-r) sigor tay stlenen kimse;; belli bir iteki risk miktarn ve sigorta denmesi durumunda bunun ne kadar olacan hesaplayan kimse) {(r|s)?|underwrote|underwritten|underwriting)} beg(1.yalvarmak, rica etmek; dilemek, istemek 2.dilenmek, sokakta para istemek 3.( kpek) arka ayaklar zerinde durmak 4.(- leave to do sth) izin istemek, olur almak iin sormak 5.(going -ing) hi kimse istemediinden dolay bir eyin elde edilebilir, buluna bilir, mevcut olmas 6.(- sb's par_do_n) zr dilerim, beni affet 7.(- the question) s orulmasn gerektirmek, birisinin henz cevab verilmemi bir soruyu sormasn istemesini sa ak;; yle olmas bile sanki doruymu gibi kabul edilen bir ey hakknda konuurken kullanl u farzetmek (iddia), kantlanm farzetmek 8.izninizle, bu dncede deilim!, kibarca farkl olduunu belirtmek 9.(I - your pardon) zr dilerim, afedersiniz;; ltfen tekrar edebili rmisiniz duyamadm anlamnda;; karnzdakinin syledikleri yada syleyi biiminden gcendi

n kullanlr 10.(- off) mazeret beyan etmek, daha nce yapmay kabul ettiiniz bireyi yapam ayacanz belirtme){(ged|s|ging)?)} viable(1.yaplabilir, uygulanabilir, fizibil, pratik, baar ans olan 2.(bioloji) bams ak geliip, yaama yetenei olan){|viability)} tariff(1.(ithalat/ihracat zerine konulan) vergi, gmrk vergisi 2.(otel/motel/restoran iin) tarife, belli bir hizmet iin belirlenen sabit fiyatlar gsteren liste 3.hukuk. s ulu bulunan bir kimseye verilen bir ceza seviyesi (belkide cezann seviyesidir bilm iyorum)){(s)?)} outline(1.-in ana hatlar, taslak; zet 2.d izgiler, kontr, bir eyin d kenarlarn mek 3.bir eyin ana hatlarn genel eklini ayrntlarn gstermeden izmek){(d|s)?|outlinin constitution(1.anayasa 2.yap, bnye, insann vcudunun ne kadar salkl olduunu belirtme 3 p, oluturma, organizasyon biimi 4.oluturma, tekil etme, meydana getirme) embody(1.temsil etmek; cisimletirmek, somutlatrmak 2.iermek, ihtiva etmek, katmak, ekl emek, dahil etmek){(ing)?|embodies|embodied)} amalgamate(1.birlemek, birleerek tek bir byk organizasyon haline gelmek 2.birletirmek, kartrmak, biraraya getirmek){(d|s)?|amalgamating|amalgamation)} predominate(1.(say/nfuz/kuvvet/etki/derece/miktar asndan) stn olmak, hkim olmak, o mak, ar basmek 2.baskn olmak, hkim olmak, en fazla etkiye yada neme sahip olma){(d|s) ?|predominating)} sentimental(1.duygulara hitap eden, duygusal, duygulu) 2.(olumsuz anlamda) fazlasyl a duygusal, ac, znt, ak vb duygular gereinden fazla iermek yada fazlasyla bu duygula etmek){(ly)?)} acreage(arazi alan, dnm miktar) vigorous(1.gl, kuvvetli, din, zinde, enerjik, aktif, faal, ok aktif kararl yada enerj olu olan 2.kuvvetli ve salkl, din){(ly)?)} mightily(1.ok fazla, son derece, fazlasya 2.byk bir gle, abayla) zzmerit1.meziyet, erdem, deer 2.meziyet 3.niversitede yada okulda mkemmelii belirten snav yada bir alma iin verilen not yada derece 4.okuldaki iyi tutumundan, davranlarnd dolay birine verilen not yada derece 5.demek, layk olmak, hak etmek){(ed|s)?)}{meri t(?= badge)} fearsome(korkutucu, korkun, dehetli) preferential(tercihli, ayrcalkl, imtiyazl, ncelikli){(ly)?)} prod(1.drtmek, drt 2.drtmek, kkrtmak, zendirmek, tevik etmek 3.(hayvanlar drtme li sopa 4.(-di_e) protestan demek olan hakaret ieren, kt anlaml sz){(ded|s|ding|die)? )} output(1.retim; hsla; randman, verim 2.bilgisayar kts 3.bir cihazn rettii enerji ar 4.k, kt, bir sistemden enerji, g, bilginin kt yer){(ted|s|ting)?)} convince(1.inandrmak 2.ikna etmek 3.(-ed) ikna olmu, inanm;; belirli bir dini yada pol itik gre kuvvetle inanan 4.(-ing) ikna edici, inandrc){(d|s)?|convincing|convincingly) } diversify(eitlendirmek){(ing)?|diversifies|diversified|diversification)} dividend(1.mat. blnen 2.kr pay 3.futbol bahislerinde kazananlara denen para 4.(pay -s) faydal olmak, yarar salamak){(s)?|pay dividends)} substantial(1.miktar, nem yada deer bakmnda byk, fazla, nemli 2.byk ve kat; kuvve ilmi, kat, dayankl, salam, gl) substantially(1.ok, byk lde, olduka, ok fazla 2.esasen, znde, esas itibaryla, as cutback(kesinti, azaltma, eksiltme) addendum((konuma, kitap, vb. sonunda) ek, ilave, sonuna eklenerek ekstra bilgi vere n ksm){|addenda)} takeover(1.bir irketin hisselerinin byk blmn alarak ynetimi ele geirme 2.lke yne geyi yada politik bir organizasyonu g kullanarak ele geirme, kontrol ele alma) behalf(1.(in - of) birine yardm iin, birinin adna 2.(on - of) adna, namna, onlar tems n;; birine yardm iin;; birisi iin yada birisinden dolay){|on behalf of|in behalf of) } whereby(araclyla, vastasyla, bu sayede, bu ekilde) constituency(1.seim blgesi, parlementoya gnderecei temsilcilerini kendisi seen blge 2 m blgesinde oturanlar, semenler 3.toplumdaki belli bir gru insan ki belli bir rn, fikr i, kiiyi desteklemesi muhtemel){|constituencies)} estate(1.arazi, zellikle tek bir aile yada birey tarafndan sahip olunan 2.benzer tip te ok sayda binann yada fabrikann bulunduu toprak paras, arazi 3.mal varl, len kim

an mal varl, miras){(s)?)}{estate(?= agent| car| sale| tax)} estate agent(emlak komisyoncusu, emlak){(s)?|estate agency|estate agencies)} estate car(steyn araba) estate sale(len yada baka bir yere tanan bir kimsenin sahip olduu eylerin sat) estate tax(veraset vergisi, birisinin lmesi zerine sana verilen nakit yada mal mlk iin dediin vergi){(es)?|inheritance tax|inheritance taxes)} furious(1.ok fkeli, kplere binmi, gz dnm 2.iddetli, sert, gl, byk bir kzgn (fast and -) (film, ov vb.) aksiyon dolu, dur durak bilmez){(ly)?|fast and furiou s)} taken aback(arp kalmak, ok olmak) haggle(sk pazarlk etmek, tarta tarta pazarlk etmek, belli bir anlamaya varmak iin fiyat konusunda birisi ile tartmak){(d|s)?|haggling)} recipient(alc, alan kimse) disclose(1.aa vurmak, ifa etmek, ortaya karmak 2.ortaya karmak, gstermek){(d|s)?|d )} auditor(1.hesap kontrolr, deneti 2.dinleyici renci, dersi dardan izleyen renci){( undo(1.amak, zmek, skmek, gevetmek 2.bozmak, iptal etmek 3.mahvetmek, baarsz klmak ing)?|undid)} cause(1.neden, sebep 2.ama, gaye 3.dava, dava konusu 4.(for/in a good -) iyi bir am a uruna 5.neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol amak, dourmak){(d|s)?|causing )} settlement(1.anlama, uzlama, barma, zmleme, halletme 2.(anlamazl/davay) halletme, szleme, koullar yada koullar ieren belge parann yada mal mlkn kime braklacan b kapatma; borlu olunan paray deme 5.yerleme, iskn, yerletirme, yerleim yeri, yeni yerle blgesi 6.yerleme, iskn) affair(1.i, mesele, halk ilgilendiren yada politik neme sahip olaylar 2.konu, olay, i nsanlarn zerinde konutuu yada belirli bir biimde tanmladklar olay 3.iki insan arasnd ellikle taraflardan biri yada ikisi de evli olmasna ramen cinsellik ieren iliki, ak i likisi 4.zel ileri, bir insann zel ileri ve finansal durumu ile balantl olan durumla eni ilgilendirir, birinin sorumluluunda olan ve bakalarn ilgilendirmeyen ey 6.acaip y ada tarif edilmesi kolay olmayan ey){(s)?)} snap(1.aniden krmak, krlmak 2.zellikle ani sert bir seste ieren aniden belli bir yere areket etmek yada bir eyi hareket ettirmek, tamak (amak, kapamak, hareket ettirmek a nlamlarnda) 3.kmak, pat diye sinirlice sylemek 4.(hayvan) -i srmaya almak 5.fotor torafn ekmek 6.durum ok glemesinden dolay artk duygularn kontrol edememek, kopmak tmak 8.(- your fingers) parmaklarn aklatmak bylece mzie elik etmek yada bakalarnn d i ekmek 9.(- out of it|- sb out of it) depresif bir ruh halinden yada bir bakasn bu durumdan karmaya abalamak 10.(- to it) abuk ol, acele et, kmlda 11.(- sth out) serte s emek, ho olmayan bir biimde birden pat diye sylemek 12.(- sth up) kapmak, hevesle a lmak, hemencecik edinmek 13.at diye, zellikle bir eyi kapatrken yada krlrken kan ani ses 14.ipak fotoraf 15.piti gibi bir kat oyunu 16.tt, fermejp 17.(be a -) ok bas olay 18.aniden, zerinde dnlmeden yada hazrlanlmadan, aniden yaplan 19.iki eyin ayn rn grdklerinde insanlarn syledii arma ifadesi 20.kat oyununda piti demek){(ped|s sell-off(1.devlet tarafndan satmak, tasfiye etmek, elden karmak 2.zelikle hisse senetl eri fiyatn kaybedince ok sayda satmak, elden karmak, (ucuza) satp kurtulmak){|sell off selling off|sells off|selled off)} stake(1.kazk 2.kaza balamak 3.tic. pay, hisse 4.bahis yapmak, riske atmak, ortaya koym ak 5.(-s) (at yar bahsini kazananlara denen) dl, ikramiye;; baz at yar isimlerinin sonuna eklenir 6.(at -) belirli bir hareketin neticesine bal olarak kazanlabilecek yada kaybedilebilecek durumda olma, risk altnda, tehlikede, ortada 7.(go to the - over/for) inanlarn yada grn savunabilmek iin hereyi gze alm olmak 8.(in the .. z insanlarn dierlerinden daha baarl olduklar bir yarmada imi gibi bir insann bell elie ne kadar sahip olduunu belirtme anlamnda 9.riske atmak, tehlikeye atmak 10.(out a cla_im) sahip kmak, hak iddia etmek, onun olmasnn gerektiini belirtmek 11.(- ou t) senin olduunu iddia ettiin bir eyin snrlarn belirleme;; belirli bir konudaki gr u aka ifade etmek;; (yasad faaliyetten phelenildii iin) bir yeri srekli gzetlemek k){(d|s)?|staking)} preserve(1.korumak, muhafaza etmek 2.zel alan, aktivite i yada ilgi alan sadece belli bir kiiye yada grup insana uygun olduu dnlen 3.reel 4.sebzelerin tuz yada sirke ile pi ilmesi yoluyla yaplan bir turu biimi 5.zel avlanma alan){(d|s)?|preserving)}

tangibility(somutluk, dokunulurluk, gerek olma) abroad(1.yurtdnda, yurtdna 2.her yerde, her tarafta, etrafta 3.dars, ak hava) anticipate(1.beklemek, beklentisinde olmak, gerekleeceini tahmin etmek/kestirmek 2.nce den tahmin edip ona gre hazrln yapmak, nceden grmek, sezmek 3.beklentisi ierisine gi heyecanla beklemek (?) 4.nce davranmak, nceden yapmak){(d|s)?|anticipating)} implacability(acmaszlk, amanszlk, affetmezlik) shortage(yokluk, eksiklik, ktlk) seek out(arayp bulmak zellikle ok aba sarfederek){|seeks out|seeking out|sought out)} overcome(1.hakkndan gelmek, baa kmak, stesinden gelmek, halletmek 2.altetmek, yenmek 3 bir eyden ar derecede etkilenmek, gark olmak, boucu derecede){(s)?|overcame|overcomin g)} forbidding(1.sert, hain. 2.rktc, korku veren ayn zamanda tehlikeli ve zarar verebilec olan){(ly)?)} obstacle(1.engel, ket, mani 2.atn zerinden atlamas iin kullanlan it vb.){(s)?)}{obsta (?= course| race)} exploration(1.(keifte bulunmak amacyla) (bir blgeyi) dolama, aratrma 2.(bir konuyu) a a, inceleme){(s)?)} fasten(1.balamak, raptiyelemek, kopalamak, tutturmak, ilitirmek, kilitlemek 2.skca kap tmak bylece almasna imkan olmamak 3.sabitlemek, tutturmak bylece hareket etmesini nlem ek 4.birletirmek, ilitirmek, tutturmak 5.gzn dikmek, gzn ayrmamak 6.(- on) tutunmak k, hedef almak, amalamak, birini yada bireyi skca takip etmek){(ed|s|ing)?)} manifest(1.aka gstermek, belirtmek, ortaya koymak 2.(- itself) ortaya kmak, belirmek, kkat eker hale gelmek 3.belli, aikr, belirgin, apak 4.gemideki yada uaktaki mallarn ve yolcularn kaytlarnn olduu liste){(ed|s|ing)?)} cherish(1.deer vermek, aziz tutmak, barna basmak, zerine titremek, efkt gstermek, se le muamele etmek, birini yada bireyi ok sevmek ve onu korumak istemek 2.bir dnceyi mid i yada ho bir hissi uzun sre zihninde tutmak, yaatmak, beslemek, gtmek){(ed|es|ing)? )} as well(de, bile, dahi, onlar da, ilave olarak, ayn zamanda){( as)?)} colloquial(konuma diline ait, gnlk konuma dilinde, (kelimeler ve dil) konumalarda kull nlan ancak resmi konuma ve yazda kullanlmayan){(ly)?)} rejoice(1.(-e) ok sevinmek, (-den dolay) sevinten umak, dnyalar onun olmak, dn bayr k 2.insanlara komik gelen bir isme sahip olmak){(d|s)?|rejoicing)} alas(ah!, vah!, yazik!, th!, eyvah!, zgn yada piman olduunu belirtmek iin) woeful(1.korkun, feci, ok kt 2.keder verici, ackl){(ly)?)} underestimate(1.az deer bimek, eksik, dk tahmin etmek 2.hafife almak){(d|s)?|underesti ating|underestimation)} shortfall(eksik, ak){(s)?)} cultivation(1.(topra) ileme; tarm, ziraat, ekip bime 2.gelitirme, oluturma) artichoke(enginar) clash(1.arpmak, atmak, arpp savamak; dvmek 2.uyumazlk, anlamazlk, fikir a emek, anlaamamak 4.ayn zamana rastlamak, atmak 5.birbiriyle iyi gitmemek, yakmamak, uy amak 6.(madeni eyler) birbirine arpmak; (madeni eyleri) birbirine arpmak, bu nedenle kan ses, arpma sesi, gmbrt 7.sporda mcadele, kapma){(ed|es|ing)?)} preempt(1.nceden nlem alarak bireyin gereklemesini engellemek, nne gemek, boa ka klma, geersiz klmak 2.-den nce davranmak, elini abuk tutmak 3.televizyonda nceden pla nlanm bir programn yaynn bakasyla deitirmek){(d|s|ing)?|pre-empt|pre-empts|pre-empt empting)} rally(1.toplant, miting zellikle bir gr yada bir politik partiyi desteklemek amacyla lli, araba yar 3.(tenis) uzun say mcadelesi 4.borsada yada sporda (dten sonra) (fiya a) art, toparlanma 5.moral vermek, desteklemek amacyla toplanmak bir araya gelmek 6 .(hasta/yorgun kii) kendini toparlama, canlanma, kendine gelme 7.(lke paras yada hi sse senedi) deeri dtkten sonra tekrar ykselie gemek 8.(- round/around) zor durumda yar a komak, destek olmak){(ing)?|rallies|rallied)} parlour(1.oturma odas, evde oturulan, misafirlerin arland vb. oda 2.belirli malzemele ve hizmetler salayan dkkan, salon mesela gzellik salonu){|parlor)}{parlour|parlor(? = game)} parlour game(evde oynanan zellikle tahmin yada kelime oyunu){|parlor game)} impersonate(rolne girmek, canlandrmak, kiiletirmek, taklidini yapmak 2.(-or) taklit ya pan kimse){(d|s)?|impersonating|impersonation|impersonator)}

preliminary(1.n, ilk, balang, nemli bir olaydan yada eylemden nce gerekleen 2.n ha a, bir eye hazrlk niteliinde){|preliminaries)} portmanteau(1.iki blmeli byk ar anta 2.farkl paralardan oluan ancak birleip tek b ){(s|x)?)} buzz(1.uuldamak, vzlt, nlamak 2.nlamak 3.ar kovan gibi olmak, heyecan ve aktivite lmak, hareketlilik 4.zil ile armak 5.alaktan umak (uyarmak veya korkutmak amacyla) 6. (- about/around) kouturmak (zellikle ok megul olmasndan dolay) 7.(- off) bas git!, ek aban!, defol git! 8.uultu, vzlt 9.uultu 10.kuvvetli baar, heyecan, memnuniyet hissi 1 the -) sylenti, dedikodu 12.(give sb a -) telefon etmek){(ed|s|ing)?)} influenza(grip) backbone(1.omurga, belkemii 2.en nemli destek, temel, bir sistemin organizasyonun ona destek ve kuvvet veren en nemli ksm 3.karakter kuvveti, yrek gc, maneviyat, zor bi reyi yapmak iin gereken karakter gc) municipal(belediyeye ait, belediye) tender(1.mfik, sevecen, efktli 2.(yiyecek) yumuak, kesmesi ve dilemesi kolay olan 3.( un ksm) hassas, duyarl, dokununca ac veren 4.duyarli, kolay incinir, hassas, kolay i ncinir ve hasar alr 5.(at a - age) ok gen yata, ya kk olan ve tecrbesi az olan kims kullanlr 6.teklif, neri, teklif mektubu, tediye mektubu 7.yakt ve su tayan vagon 8.yo lcular ve/veya malzemeleri gemiden kyya tayan kayk 9.teklif etmek, teklif vermek, arze tmek, sunmak){(ed|s|ing|er|est|ly|ness)?)} commence(balamak, balatmak){(d|s)?|commencing)} inaugural(al treni, al konumas, al ... , balang ... , (resmi konuma, topla n balangc olan mesela bakanla seilince yaplan konuma yada bir krsye atanan profs bir eyin ilk dafa kullanlmaya balangc vb.) gauge(1.lme aleti, l aygt 2.ap; l; kalnlk, bir eyin genilii yada kalnl re 4.demiryolu ray akl 5.kstas, kriter, l 6.zellikle insanlarn tutumlar, duygular r yrtmek, karar vermek, deerlendirmek, saptamak 7.lmek, lp bimek 8.yaklak olarak h ){(d|s)?|gauging)} call on(1.davet etmek, bavurmak, konuma yamas vb. iin birini resmen davet etmek yada s rmak 2.birinin bir eyi yapmasn istemek yada talep etmek){|call upon|calls upon|call ed upon|calling upon|calls on|called on|calling on)} reconvert(yeniden dzenlemek, reorganize etmek) famine(alk,ktlk) overseas(denizar, denizar lkelerde, denizar lkelere) discrepancy(eliki, uyumazlk, farkllk, aykrlk, tutarszlk, ayn olmas gereken iki y arasndaki farkllk){|discrepancies)} digress(konu dna kmak, konudan ayrlmak, konudan sapmak, konuyu datmak){(ion)?)} obscene(1.mstehcen, ak sak 2.boyut yada miktar olarak ok byk olan ve insanlarn kab ez ve itici bulduklar, k. dili korkun, insan oke eden){(ly)?)} formwork(kalp, kalp yaps) slab(1.byk yass ta, ahap yada sert malzeme, levha, plak 2.(ekmek/kek/et vb iin) kaln m){(s)?)} shore(1.sahil, deniz kys, deniz kenar, ky 2.(-s)arazi, toprak zellikle sahili buluna - up) dayanak, destek, payanda, desteklemek, salamlatrmak){(d|s)?|shoring)} impair(1.bozmak, zarar vermek, zayflatmak, azaltmak 2.(-ed) zarar grm yada dzgn al -im -ed) bahsedilen trden fiziksel yada zihinsel problemi olan mesela hearing im){(ed|s|ing)?)} alliance(1.lkeler, partiler vb aras) anlama, pakt, ittifak yapmak, anlaan taraflarn he si ayn eyi istiyorlar ve bylece gerekletireceklerine inanyorlar 2.bunun sonucunda orta ya kan birlik, ittifak, pakt){(s)?)} turnabout(aksi yne/fikre dn, sapma, dnme, birinde yada bireyde ani ve keskin dn, d } predecessor(1.ncel, selef, birinden nce o ii yapan kimse 2.ncel, ata, bir ey zellikle kine baka bir ey ilerleyen zamanda yerine gemi){(s)?)} mount(1.hazrlamak, organize etmek ve balatmak 2.ykselmek, oalmak, kademeli olarak artm k 3.zerine kmak, trmanmak, kmak, binmek 4.(at, bisiklet vb.) srmek iin zerine binmek ine yerletirmek, monte etmek, oturtmak 6.(erkek hayvann diinin zerine seks amacyla) b inmesi, abanmas 7.da, tepe 8.zerine bindiin at 9.altlk, dayanak, ereve 10(-ed) (zelli polis yada asker) atl;; altlkl, ereveli;; destek olsun diye bahsedilen eye monte edil mi, tutturulmu){(ed|s|ing)?)}

ambiguous(1.birden fazla anlama gelebilen yada farkl anlamlarda anlalabilir 2.belirsi z, spheli, mulak, ak net biinmde tanmlanmam yada ifade edilmemi){(ly)?)} ambiguity(1.birden fazla anlama gelme, anlam belirsizlii 2.belirsizlik, mulaklk, ok sa yda farkl yn ierdiinden anlalmasnn yada aklanmasnn zor olmas durumu){|ambiguiti retaliate( almak, intikamn almak, misilleme yapmak){(d|s)?|retaliating|retaliatory|ret aliation)} irritant(1.tahri edici madde 2.sinirlendiren, sinirlendirici, kzdrc, rahatsz edici){( )} unseemly(uygunsuz, yakmayan, olmaz, yakk almaz, mnasebetsiz) exert(1.(aba, gayret, g, vb.) sarf etmek, kullanmak, uygulamak, g yada nfuz kullanara irini yada bireyi etkilemek 2.(byk miktarda zihinsel yada fiziksel) aba sarfetmek){( ed|s|ing)?)} queer(1.tuhaf, acayip, garip, antika 2.ecinsel, nono 3.(- the pitch) iini bozmak, pla nn bozmak){(ed|s|ing)?)} seersucker(gofre kuma, kvrck ubuklu kuma){(s)?)} restraint(1.bask, kstlama, engel, snrlama, tahdit 2.kendini tutma/zaptetme, itidal 3.( iziksel kuvvet kullanarak) tutma, dizginleme, zapt 4.bir eit emniyet kemeri){(s)?) } back away(korkutucu yada naho olan bir eyden dolay geri ekilmek; ho olmayan bir eyi y aktan kanmak, vazgemek, brakmak){|backs away|backed away|backing away)} stand apart(ayr durmak, ayr kalmak, uzak durmak, kanmak){|stands apart|standed apart|s tanding apart)} hover(1.(over, around ile) havada belli bir noktada durmak 2.zellikle birisinin yann da utanga yada tereddtl biimde bekleyip durmak 3.bireye yakn durmak yada kesin olmayan bir durumda taklp kalmak, durmak){(ed|s|ing)?)} unfold(1.(katlanm bir eyi) amak; (katlanm bir ey) almak 2.aklamak, ortaya karm zlmek, ortaya kmak){(ed|s|ing)?)} unprepossessing(cazibesiz, sevimsiz, ekici olmayan) girth(1.evre ls, zellikle bel ls 2.eyer vurmak, atn zerindeki kiiyi yada yk orta gvdesine sabitlenen deri yada kuma para) traverse(1.iinden/zerinden gemek, bir utan dierine gemek, kardan karya gemek 2.k ara doru hareket etmek yada dik bir rampada yukar yada aaya trmanmadan yana doru harek t etmek; bunun mmkn yada gerekli olduu mekan){(d|s)?|traversing)} homebrew(1.ev yapm iki 2.birinin dardan almak yerine evde yapt ey){(ed)?|home-bre ed)} fussy(1.kl krk yaran, ok titiz 2.bireyi ufak, hzl , endieli hareketlerle yapmak, te azla detay yada dekorasyon ieren){|fussier|fussiest|fussily|fussiness)} override(1.e baskn kmak/gelmek, -i bastrmak, -e stn gelmek, -e engel olmak, bakasn rini yetkini kullanarak iptal etmek reddetmek 2.(bir sorun) dierlerinden nemli olm ak 3.otomatik olan bir sreci durdurmak ve kendin kontrol etmek){(s)?|overrode|ove rridden|overriding)} neologism(yeni szck, yeni deyim, yeni ifade; bir szcgn yeni anlam) clothesline(amar ipi){|clothes line|washing line)} emphatically(1.vurgulanarak sylenen, vurgulu, nemli, vurgulanm 2.stne basa basa syle demek istediini ok net olarak ifade eden kimse 3.(zafer, galibiyet, yenilgi vb.) a rpc, net olarak kazanlm){(ally)?)} tedious(skc, can skc, bktrc, usandrc, bezdiren, ok uzun sren ve ilgin olmay embodiment(somut rnek; cisimleme, simge, bir eyi temsil eden nesne yada kimse yada bir niteliin dncenin tipik bir rnei olma) prominent(1.nde gelen (kimse); nl, nemli, nemli yada tannm 2.gze arpan, belirgin, n 3.kk, frlak, kntl, bir eyden darya frlam){(ly)?)} heir(1.varis, miras 2.bakas tarafndan balatn bir ii yada gelenei devam ettirilece (s)?)} marvel(1.harika, olaanst ey yada kimse 2.(-s) elde ediken, gerekletirilen harika sonu yada eyler, mucize 3.hayret etmek, aakalmak, bir ey karsnda ok etkilenmek yada arm ed|s|ing|ling)?)} affiliation(1.bir kimsenin politik parti, din vb. olan balants, yakn ilikisi, yelik 2 r rgtn yada grubun dierine olan resmi balants, ilikisi, yaknl){(s)?)} treachery(ihanet, hainlik, hyanet, kallelik){|treacheries)} firm(1.firma, irket 2.sert, kat 3.sabit, deimez, deimesi muhtemel olmayan, salam 4.s

sk, dayankl 5.(birinin sesi yada el hareketleri) gl ve sabit 6.(birinin davranlar, yada bir konudaki gr) kuveetli ve kontrol altnda, salam, kesin, kat 7.(bir lkenin par irimi vb) dierinin altnda deil, dierinden daha dk deil 8.(be on - grou_nd) tartma v vvetli bir konumda olmak nk gerekleri bildiinden dolay 9.(a - hand) ok sk kontrol, d m yada disiplin 10.(take a - stand/line on/against sth) inanlarnn bakalar tarafndan bi linmesini salamak ve dierlerininde bu inanlar takip etmesi iin abalamak, kat bir tutu taknmak 11.(hold - to sth) bireye sk skya inanmak, bal olmak ve fikrini deitirmeme tand fast/-) dik durmak, fikrini deitirmemek;; sabit durmak, arkaya kmldamay reddetme k 13.salamlatrmak, pekitirmek, sertletirmek, sklatrmak, bireyi glendirmek yada se 4.(hisse senedi, fiyat vb) devaml olarak ykselmek yada istikrarl seyretmek 15.(- up ) katlatrmak, daha sert yada kat hale gelmesi 16.(- up sth) (anlama vb.) daha nihai s omut hale getirmek;; daha sert yada kat hale getirmek){(ed|s|ing)?)} credential(1.birine bu belgeleri vermek, salamak 2.(-s) vasf, nitelik, meziyet;; idd ia ettiin kimse olduunu gsteren, ispatlayan ve bu nedenle gvenilen belge mesela mekt up, referans, itimatname, gven belgesi, tavsiye mektubu){(ed|s|ing)?)} peer((ya yada sosyal stat bakmndan) emsal, akran, benzer olan 2.lord, asilzade, soylul uun yelerinden olan kimse 3.zellikle bir eyi net gremediinden dolay dikkatle bakmak){( d|s|ing)?)} trenchant((eletiri, yorum vb.) keskin, etkili, kuvvetli, kuvvetli ve efektif olarak ak biimde ifade edilen){(ly)?)} vivid(1.(tanm, hatralar vb) insann zihninde ok net grntler oluturan, canl, kuvvetl vb) ok parlak 3.hayal gc, imgelemi kuvvetli){(ly|ness)?)} acknowledge(1.doruluunu kabul etmek, onaylamak, teslim etmek 2.(gerek ya da yasal old uunu, yetkisinin olduunu) kabul etmek, tanmak 3.(bir eyin alndn) gnderene bildirmek ini glmseyerek, selamlayarak) tandn belirtmek, fark etmek 5.aka, herkesin nnde sa yardmlara teekkr etmek, hakkn teslim etmek, teekkrlerini sunmak){(d|s)?|acknowledging) acknowledgment((bir gerei yada bir eyin varln) kabul etme, tanma, onaylama 2.teekk da bir hareketle kranlarnn sunmak, birine teekkr etmek amacyla birine verilen bir ey ir eyin alndn belirten mektup, not 4.zellikle kitaplarn banda yer alan ve yazarn e e teekkr ettii ksm, teekkr ksm){(s)?|acknowledgement|acknowledgements)} engage(1.ilgisini, dikkatini ekmek ve bunu devam ettirmek, cezbetmek 2.cretle tutmak , altrmak, ie almak 3.balant kurmak, bir ey yada bir kimseyle megul olmak ve onu anl almak 4.birbirine girmek, arpmak, kapmak 5.mak. paralar birbirine gemek; birbirin birbirine tutturmak bylece makinann almaya balamas 6.(- in/- sb in) ile uramak, ile olmak 7.(-d) megul olmak, uramak;; nianlanmak, nianl olmak;; tekefon hattnn megul o kullanlmas;; (halk tuvaletinin yada banyosunun dolu olmas, kullanlyor olmas 8.(-ment) nianllk;; grev, vazife, ura, zellikle resmi yada iinle ilgili olan belirli bir zamand ir eyi yapmann dzenlenmesi;; iki ordu vb arasndaki arpma, atma;; bir eyle megul o u anlamaya almak;; ie alma sreci yada birini ie alma dzenlemesi 9.(-ing) ekici, alml ekici){(d|s|ment)?|engaging)} articulate(1.duygu ve dncelerini dzgnce aka kelimelerle ifade edebilmek, aklayabi ve dncelerini dzgnce dillendirebilmek 2.ak seik, anlalr biimde konumak yada tel balantl, baka bir eyle balantl olan ve beraberce iki para bir btn meydana getirme paras olmak 4.eklemli, boumlu, mafsall, eklemlerle birletirmek bylece hareket imkan m olmak, bir eyi bu biimde balamak 5.dnce ve duygularn rahata dile getirebilen 6.ak, lmi, tane tane sylenmi, kolay anlalan){(d|s|ly)?|articulating|inarticulate|inarticula tes|inarticulated|inarticulating|inarticulately)} conception(1.dnce, fikir, bir fikir yada plann oluturulma sreci 2.anlay, kavray, ka gr 3.gebe kalma, ana rahmine dme, dllenme) operator(1.operatr, makineleri yada donanm kumanda eden kimse 2.santral memuresi/memu ru, telefon operatr 3.zellikle bilekelerde belirli bir ii yrten kimse mesela tur opera iletmecisi 4.(genelde olumsuz anlamda) istediini elde etmede maharetli kimse zelli kle bu drst olmayan davranlar gerektiriyorsa, iini bilen kimse 5.matematik operatr, il m){(s)?)} by far((brlerinden) kat kat daha ..., ok daha fazla; byk bir farkla, fersah fersah) successor(halef, ardil, vris, baka birinden yada eyden sonra gelerek onun yerini alan insan yada nesne){(s)?)} anonymity(1.gerek ismini saklama, isminin/yaratcsnn bilinmemesi, dier pek ok insanlar arafndan bilinmeme durumu 2.sradanlk, srad yada ilgin bir zelliinin olmamas durumu buy out(1.hissesini satn almak, birisinin bir iteki hisselerini zellikle iin tm kontro

ele geirmek amacyla satn almak 2.birisi ile anlalan periyot sona ermeden onun ii terke dip brakmas amacyla ona para vermek zellikle askerde){|bought out|buys out|buying ou t)} auction(1.mezat, ak artrma 2.ak artrma ile satmak 3.(- sth off) zellikle istenmeyen artk ihtiya duyulmayan bir eyin ak artrmada satlmas){(ed|s|ing)?)} onslaught(kuvvetli yada acmasz saldr, iddetli saldr/hcum){(s)?)} depict(1.izmek, resmetmek; betimlemek, birinin yada bireyin eklini resimle gstermek 2. tasvir etmek, anlatmak, betimlemek, bir eyi kelimelerle tanmlamak yada bir eyin ifa desini kelimeleri yada resmi kullanarak vermek){(ed|s|ing|ion)?)} trust(1.gven, itimat 2.mtevellilik; mutemetlik, bir organizasyon yada grubun yaplan b ir antlama ile bakasna verilmi olan parann yada mlkn yasal olarak kontrol etmesi genel ikle o kimse belirli bir yaa gelene kadar yada bu biimde kontrol edilen para yada mlk 3.vakf, organizasyon yada bir grup insan kendisine verilen yada bor verilen par ay yatrm yaparlar ve elde edilen kar yardmseverlik iin kullanr 4.trst, bir arada orta alan irketler topluluu amalar yasal olmayan yollardan rekabeti krmak ve fiyatlar ko etmek 5.(in sb's -/in the - of sb) birisinin bakmnda olmak, bakmna brakmak 6.(take s th on -) doruluu konusunda elinde ispat yada delil olmamasna karn baka birisinin syled klerine inanmak, szne gvenmek, inanmak 7.gvenmek, inanc olmak, itimat etmek 8.inanmak , bir eyin doru olmasn ummak ve beklemek 9.(not - sb an inch) bir gdm gveni olmamak, h gvenmemek 10.(- you, him, her etc to do sth) birinin yapmas yada sylemesi beklenen onun tipik zellii olan ey gerekletiinde sylenir, al ite, ondan da bu beklenir 11.(- i b/sth) -e gveni olmak 12.(- to sth) tm midini, inancn ans, talih vb balamak nk bak sana yardm etmesi mmkn deil, bel balamak 13.(- sb with sth/sb) birine birisini yada bir eyi emanet etmek, bakmna brakmak nk ona gz gibi bakaca iin, itimat edip emane d|s|ing)?)} terse(1.veciz, ksa ve z, az szck kullanan ve genellikle nazik ve arkadaa gzkmeyen){ s)?)} formidable(1.yenmesi g, zorlu, etin, almas zor, dili, insanlar nesneler yada durumla bu kelime ile ifade ediliyorlar nk korku ve/veya sayg duyuyorsun nk etkileyici yada g uklarndan yada ok zor grnyor olduklarndan){|formidably)} sell out(1.tm biletlerin satld oyun, film, gsteri, sergi, vb., kapal gie 2.eldeki t biletlerin vb. satlmas 3.inanlarn, ilkelerini deitirmek yada brakmak;; iinin satlm iinin bir ksmnn satlmas, elden karmak){|sells out|sold out|selling out)} strain(1.gerginlik, birinin yada bireyin zerindeki bask nedeni baa klmas gereken e olmas yada ok zor bir durumla kar karya kalmak yada bunlardan kaynaklanan problemler e ndieler yada skntlar 2.gerilme, basn, gerginlik, fiziksel bir gcn itmesi ekmesi germ onucunda bireyde oluan basn 3.zorlama, burkulma, incinme, vcudun bir ksmnda oluan sak mesela kaslarda nedeni fazla kullanma yada burkma 4.eit, tr, rk, nesil, belirli bir tip hayvan yada bitki yada belli bir bakterinin neden olduu hastaln tr 5.miza, huy, t rz, bir insann yada grubun karakterindeki belli bir ynelim yada davranlarndaki niteli k 6.melodi, sylenen yada alnan mziin sesi 7.burkmak, incitmek 8.gayret etmek, abalamak , didinmek 9.kasmak, zorlamak, limite kadar zorlamak, bireyin yapabileceinden daha fazlasn yapmasna almak 10.bireyi kuvvetlice itmek yada ekmek 11.szmek, elekten gei .(- at the le_a_sh) ok istemek, arzulamak 13.(- every ner_ve/si_new) hereyini verm ek, tm gcyle abalamak){(ed|s|ing)?)} bazaar(1.pazar, ar, zellikle baz dou lkelerinde ok sayda dkkann bulunduu sokak ya ermes, yardm amacyla dzenlenen satlar) keen(1.ok hevesli, istekli 2.dkn, merakl, hasta, bir aktiviteye yada dnce konusunda i heyecanl 3.keskin zeka, abuk kavrayan 4.(duygu, dnce) gl, canl, youn, hararetli, n 5.(duyular) ok gelimi 6.kyasya, youn rekabet 7.dk fiyat, ucuz bylece dier fiyatl bet edebiliyor 8.ok souk rzgar, dondurucu 9.keskin ucu yada kenar olan bak 10.(- as mu s_ta_rd) ok ilgili, hevesli, bir konuda iyi olmay ok isteyen 11.feryat etmek, at yakm ak, birinin lmnden dolay ac dolu yksek ses karmak){(ly|ness|er|est|s|ed|ing)?)} acrimonious(ac, sert, hain, ters, (kavga vb) sinirli ve ac ineleyici szler ve duygular ieren){(ly)?)} grouse(1.orman tavuu, keklik 2.yaknma, ikayet 3.sylenmek, homurdanmak, ikayet etmek){( |s)?|grousing)} wing shot(1.uan bir kua gvercine ate etmek 2.bu tr ate etmede hnerli kimse){|wing sh ing shooting)} mutual(1.karlkl, iki tarafl 2.mterek, ortak){(ity)?)}

govern(1.iktidarda bulunmak, lkeyi ynetmek 2.ynetmek, idare etmek, hkmetmek; ynlendir , etkilemek, birini yada bireyi kontrol etmek yada etkilemek yada bireyin nasl olma s nasl fonksiyon gstermesi konusunda etkilemek yada hkmetmek 3.dilbilgisi. bir kelim e dierini - ediyorsa onun nasl oluturulacan yada kullanlacan etkiliyor demektir){(e )?)} set in(1.balamak, bastrmak, (yamur, kt hava, enfeksyon vb) balamak ve devam edecek gi grnmek 2.dz bir yzeye sabitleyerek kk durmasn engellemek, monte etmek){|sets in|sett n)} rolltop desk(st ksmnda akordiyon gibi katlanr bir ksm olan ve bu alarak masann dz masa eidi){|rolltop desks|roll-top desk|roll-top desks)} set about(1.birine saldrmak 2.girimek, koyulmak, balamak){|sets about|setting about)} reinvigorate(yeniden canlandrmak, enerji vermek, glenmek){(ed|s|ing)?)}{(d|s)?|reinvi gorating)} in-house(bir firmann iinde yaplan, olan, neredilen, bir firmann yada organizasyonun ii nde gerekleen yada mevcut olan) institute(1.enstit yada binas, belirli bir amac olan organizasyon zellikle de eitim ya a belirli bir meslekle balantl yada bunun binas 2.kurmak, tesis etmek, balatmak, bir sistemi ilkeyi politikay kurmak yada belli bir yntemi balatmak){(d|s)?|instituting) } hearty(1.candan, yrekten, iten 2.yksek sesli, neeli ve enerji dolu 3.(yemek yada birin in itah) bol, ok, doyurucu 4.(-ies) salam, kuvvetli, salkl, zinde){|heartier|heartiest heartiness)} calibrate(kalibresini bulmak, ayar etmek, ayarlamak, bir enstrman zerindeki lm deerle i iaretlemek bylece doru lm yapabilmek){(d|s)?|calibrating)} heretic(kfir, geleneklere ters kimse, kabul olunmu doktrinlere kar olan kimse, kendi d ininin inanlarna kar gelen kimse){(al|s)?)} poorhouse(yoksullar yurdu, ingilterede eskiden fakirlerin kalmalar iin ve yapmalar iin i verilen gnderildii bina){(s)?)} wheedle(yaltaklanmak, tatllkla/yaclkla koparmak, tatllkla kandrma, aslnda inanmad eyerek birini birey vermeye yada yamaya ikna etmek){(d|s)?|wheedling)} cunning(1.kurnaz, eytan, hin, ihtiyacn olan eyi zekice elde etmek zellikle kandrarak y da aldatarak 2.zekice ve ustalkl, mahiretli, becerikli 3.kurnazlk, eytanlk, akgzllk )} turbulent(1.alkantl, frtnal, kafa karkl anlamazlklar ani deiimler bazen idde va), ani ve iddetli bir biimde yn deitiren su hava 3.(insanlar) grltc ve /veya kontr ilmesi zor olan, ele avuca smaz amatac) sanctuary(1.koruma alan, hayvanlarn ve vahi kularn korunduu ve remelerinin tevik ed r 2.korunma ve emniyet, korunak, zellikle kovalanan yada saldrlan kimselere salanan korunma ve emniyet 3.snlacak yer, snak; korunak 4.kutsal yer, tapinak, mabed){|sanctua ies)} provisional(1.geici, muvakkat; nihai olmayan, sadece imdiki zaman iin dzenlenen ve gel ecekte deimesi muhtemel 2.dzenlenmi fakat henz kesin olmayan,){(ly)?)} nitty-gritty(bir konunun z; asl mesele, bir durumun yada konunun temel yada en enmli detaylar) saber(1.svari klc, kvrml ar kl 2.eskrim sporunda kullanlan kl){|sabre)} jaw(1.ene 2.makinalarn nesneleri skca tutmasn salayan ksm, az, mengene, pene 3. /fell/sa_gg_ed) oktan, hayretten, zntden az ak kalmak, afallamak 4.(-s of death, defe neredeyse gerekleebilecek naho bir olay betimler, penesinden kurtulmak, ucuz kurtulm ak 5.(-s of a tunnel vs) tnel vb nin dar girii zellikle tehlikeli gzkenlerin 6.ene alm k, uzun konumak){(ed|s|ing)?)} palate(1.damak 2.damak zevki, az tad, iyi yiyecek iecei tanmak ve veya zevk almak) stammer(1.kekelemek 2.){(ed|s|ing|er)?)} succumb(boyun emek, dayanamamak, kar koyamamak, pes etmek, yenilmek, lmek){(ed|s|ing)? )} solemn(1(kimse) mutlu olmayan yada glmsemeyen, ciddi, ask suratl 2.ok ciddi ve samimi ir biimde yaplan sylenen, arbal, vakur, ciddi 3.(resmi tren yada dini merasim) ciddiy e gerekletirilen, arbal {(ly)?)} obscurity(1.birinin yada bireyin pek bilinmemesi yada unutulmas durumu, bilinmezlik 2.anlalmazlk, ya da anlalmas g olan ey 3.karanlk, loluk){|obscurities)} disposition(1.yaradl, miza, tabiat 2.eilim, meyil, belli bir biimde davranma ynelimi 3

yerletirme, dzenleme, bir eyin yerletirilme yada dzenlenme biimi 4.devir, tahsis, yasa l olarak parann yada maln birisine verilmesi) regent(kral naibi, naip, saltanat vekili, kral yada kralie ok gen yal hasta vb olduund an dolay onun yerine lkeyi yneten kimse) heresy(1.dince kabul olunmu inanlara aykr dnce, inan, dalalet, sapklk 2.ounluu iddetle atan gr yada inan, aykr dnce, hkim olan felsefi/siyasi doktrinlere kar es)} pension(1.emekli ayl, maa 2.(- off) birinin emekli olmasna izin vermek yada zorla eme etmek ve ona emekli maa demeye balamak, emekli etmek, emekliye ayrlmak 3.pansiyon){( ed|s|ing)?)} grant(1.(zellikle bir ey yapmakla ilgili resmi yada hukuki izin) vermek, kabul etmek , onaylamak; rza gstermek 2.beenmesende, ayn grte olmasanda bir eyin doruluunu kabu 3.(take it for -ed) doruluunu varsaymak, varsaymak, doruluunu snamadan emin olmadan kabul etmek 4.(take sb/sth for -ed) kanksamak, bir eye kimseye ok almak ve artk onun g erek deerinin farknda olmamak ve bu nedenle krann gstermemek 5.denek, tahsisat, burs devlet yada bir kurum tarafndan belli bir ama iin kullanlmak iin verilen para yekn 6.( ed) konu hakknda herhangi bir yorum yapmadan nce doruluunu kabul etmek, kabul ediyor um, haklsn;; bu sebepten dolay, bundan dolay){(ed|s|ing)?)} yield(1.(rn/vergi/sonu) vermek 2.teslim olmak, kar koyamamak 3.(bakasna) vermek, b 4.basntan dolay kmldamak, eilmek yada krlmak, esnemek 5.yol vermek, daha byk bir yo sine ncelik vermek 6.(- to) yerini brakmak, baka bir eyin yerine gemesi 7.rn, mahsul; erim; hslat, gelir retilen rn, kar vb. nin toplam miktar 8.(-ing) (malzeme) yumuak ve astrlnca emesi yada kmldatmas kolay olan, esnek;; yumuak bal, bakalarnn istedikl isteyen;; kazanl verimli vb.){(ed|s|ing)?)} distinction(1.fark, ayrm, farkllk 2.stnlk; n, san, saygnlk, mkemmel yada nemli ol .paye, zel olan bir ey olma nitelii mesela aya kan ilk insan olma 4.ayrm, fark gzetme, insanlar yada nesneleri farkl gruplara ayrma 5.nian, eref, dl, birisine verilen zel b derece dl yada iaret zellikle renciye nedeni ortaya koyduu harika i iin) unsettle(1.tedirgin etmek, huzurunu karmak, bir durumun deimesinden dolay birisinin en ieli hissetmesi yada sinirlerinin bozulmas 2.(-ed) karklk iinde, alkantl, kark, durum yada gelcekte ne olabilecei hakknda insanlar belirsiz brakmak;; tedirgin, huz ursuz, sakin yada rahat olmamak;; kararlatrlmam, halledilmemi, askda, (tartma vb) de den ve herhangi bir anlamaya varlmam;; (hesap, bor vb) denmemi, kapanmam){(d|s)?|uns ng)} prodigy(dhi, gen deha, harika ocuk, yana gre olaanst yetenekli yada zeki olan gen odigies)} strike out(1.bamsz olmaya balamak 2.baarsz olmak, baaramamak, becerememek 3.beyzbol st ste kere vuramayarak tekrar vurma hakkn kaybetmek yada birine bunu yapmak 4.(-/th ro_ugh) zerini izmek, karmak 5.(- for/towards) -e doru kararl bir biimde gitmek, yzm 6.){|strikes out|struck out|striking out)} coherent(1.tutarl, mantkl, (fikir, dnce, gr vb.) mantkl ve iyi dzenlenmi; kola et 2.(kimse) kendisini net ifade edebilen, net olarak konuabilen){(ly)?)} austerity(1.zorunlu tasarruf, ekonomik durumlarnn kt olmasndan dolay insanlarn harca fazla paralarnn olmad durum 2.aus_tere olma durumu, sadelik, konforsuz ve dnyevi zevk lerden yoksunluk, sertlik, hainlik 3.azla yetinme, idareli geinme){|austerities)} heady(1.duyularn zerinde kuvvetli etkisi olan; seni heyecanlandran ve kendine gvenli h issettiren, delimen, sersemletici 2.atlgan, dncesiz, delimen, (kimse) yle bir heyecanl nm ki sonularnn ne olacan dnmeden hareket eden eylemler yapan){|headier|headiest)} milieu(1.ortam, evre, muhit, altn yada yaadn sosyal ortam){(x|s)?)} swagger(1.kasla kasla yrmek, ar gururlu ve kendinden emin biimde yrmek 2.alm, k dinden ok emin grnen yrme yada davran biimi){(ed|s|ing)?)} panache(gsteri, dier insanlarn ekici bulduu ileri kendinden emin ve zarif biimde ya nitelii){(s)?)} abut(bitimek, bitiik olmak; -e dayanmak, yaslanmak, (arazi yada bina) bireyin yannda o lmak yada bir kenar baka bir eyin kenarna deiyor olmas){(ted|s|ting)?)} affinity(1.yaknlk duyma, sempati, gl ilgi, birini yada bireyi anlamak ve ondan holan e ilgili kuvvetli duygu 2.benzerlik, benzer taraf, yaknlk, iki kimse yada nesne ar asnda benzer niteliklere, yaplara yada zelliklere sahip olmalarndan kaynaklanan yakn iliki){|affinities)} invert(1.tersyz etmek, tersine evirmek, bir eyin normal pozisyonunu deitirmek zellikl

ers evirerek yada ters srada dzenleyerek){(ed|s|ing|ible)?)} enunciate(1.kelimeleri aka telaffuz etmek, sylemek 2.bir fikri, dnceyi net ve kesin iimde dile getirmek, sylemek, kesinlikle ifade etmek){(d|s)?|enunciating|enunciati on)} correspondence(1.mektuplama, bir kimsenin gnderdii ve ald mektuplar 2.mektuplama, yaz .benzerlik; benzer taraf, iki ey arasndaki balant yada iki eyin benzer olma durumu) walk away(1.terketmek, yryp gitmek, uzaklamak, zor bir durum yada ilikiyi srdrmek ya emek yerine brakmak 2.kazanmak yada bir eyi kolayca elde etmek){|walking away|walks away|walked away)} divide up(blmek, hisselere ayrmak){|dividing up|divides up|divided up)} self-denying(zverili, fedakr){|self denying)} royalty(1.kraliyet ailesinin bir yada daha fazla yesi 2.telif hakk creti 3.petrol yad a maden irketi tarafndan zerinde altklar arazinin sahibine denen toplu para, ruhsat, ns creti){|royalties)} highlight(1.-i vurgulamak, -in altn izmek, -e dikkati ekmek 2.san belli bir ksmn g daha ak bir renge kimyasal madde kullanarak boyamak 3.bir eyin en nemli, en iyi, en heyecanlandrc, en ilgi ekici ksm 4.(-s)san genelinden farkl renkle boyanm ksm 5 a fotorafn) kl yada renkli blm){(ed|s|ing)?)} script(1.(oyun, nutuk, film iin) yazl metin, senaryo 2.el yazs 3.alfabe, dilin yazld r kmesi 4.snav kd, bir adayn yazl cevaplar yada bir snavda verdii yazl cevaplar 6.(-ed) yazl metinden okunan){(ed|s|ing)?)} elated(ok mutlu, sevinli, bahtiyar, iyi bir ey olduundan yada olacandan dolay ok se heyecanl olmak) veil(1.pee; yamak 2.rahibelerin balarn ve omuzlarnn stn rtren kyafet ksm 3.r 4.bir eyi grmeni engelleyen ince tabaka, mesela sis perdesi 5.(take the -) rahibe olmak 6.yzn pee ile rtmek 7.gizlemek, saklamak, maskelemek 8.(-ed) st kapal, asl niy da kastn belli etmek istemediinden direk olarak yada aka ifade edilmemi;; peeli){(ed g)?)} derail((treni) raydan karmak; (tren) raydan kmak){(ed|s|ing|ment)?)} scrapper(kavgac kimse, kavgac tip) cobble(1.ayakkab tamir etmek yada ayakkab yapmak 2.(- sth together) uyduruvermek, ko tarmak, fazla zenmeden abucak yapmak, retmek dolays ile kullanlabilir ancak okta harik olmayan 3.(-s) kaldrm ta, parke ta 4.(sokak ve yol) yzyi tala kapl, arnavut kaldr cobbling)} alma mater(gidilen okul, renim grlen okul, kolaj yada niversite) glorious(1.byk hret ve baar getiren yada hak eden, anl, erefli 2.fevkalade gzel v i olan, harikulade, muhteem 3.ok hoa giden, byk keyif alnan 4.(hava) scak ve gne par (ly)?)} tawdry(1.parlak ve ilgi ekici olmas amalanm ama ucuz ve kalitesiz olan, baya, adi 2. standartlar ieren, ok naho yada itici olan, baya, adi){|tawdriness)} extort(tehditle, sktrarak ya da baskyla almak, gasp etmek, tehditle koparmak){(ed|s|in |ion)?)} vacate(1.(koltuu, binay vb) terketmek bylece bakas kullanabilir 2.(ii, yetki konumu v brakmak bylece bakas kullanabilir){(d|s|ing)?)} bootstraps(kendi durumunu konumunu kendin bakasnn yardm olmakszn iyiletirmen) submersible(sualtnda kullanlabilir){|submergible)} revelation(1.aa vurma, ifa, zellikle daha nceden gizlenmi olan ve artc olan bir arafndan bilinir klmak, aa kma 2.aa karmak, ifa etmek 3.vahiy, allahn iareti y 4.(come as/be a -) tamamen yeni ve artc deneyim; beklenilenden farkl olmas){(s)?)} rote(ezber, ezbercilik, bir eyin anlamn anlamak yerine hatrlayana kadar tekrar ederek nme sreci) philandering(kadn peinde komak, ok sayda kadnla cinsel iliki yaamak durumu) besotted(karasevdal, birini ok sevdiinden dolay makul, mantkl biimde davranmama durumu imperturbable(istifini bozmayan, soukkanl, zor bir durum karsnda kolayca sinirleri boz lmayan yada endielenmeyen sakin kalabilen){|imperturbability|imperturbably)} putt(golf topu delie sokmak iin topa hafife vurmak){(ed|s)?)} doff(zellikle birisine olan saygsn gstermek amacyla apkasn karmak 2.aptal, salak )} cap(1.kasket, balk, zellikle bir niformann paras olarak giyilen n siperlikli zeri ersite rencisi ve grevlileri tarafndan zel trenlerde giyilen apka, kep 3.sporda bir ok

l yada lke adna oynamas iin seilen kimseye verilen balk; lkesi adna oynamas iin se u 4.(ie, kalem vb iin) kapak, kapsl, tapa 5.belirli bir kurum(un/dan)/belli bir duru mda alnabilecek yada harcanabilecek para miktarnn st limiti 6.oyuncak tfeklerda ierisi nde patlayc barut bulunan kat kapsl 7.kadnlarn doum kontrol amacyla kullandklar bi .(go - in hand) birinden bir ey istemek zellikle para ama bu seni ok nemsiz gsterecek bir nezaketle yapmak, ezile bzle 9.(if the - fits (wear it)) yaras olan gocunur 10 .kaplamak, rtmek, bireyin tepesi yada sonunun kaplanmas, rtlmesi 11.bir ey iin alnabi ek yada bir eye harcanabilecek para miktarn snrlandrmak 12.gemek, daha iyisini yapmak 3.dileri daha iyi grnsn diye kaplamak 14.birini belli bir spor bran iin milli takma s , milli olmak 15.(to -/top it all) stne stlk, bir de bunlarn zerine){(ped|s|ping)?)} swell(1.imek, kabarmak, daha bymek yada yuvarlak hale gelmek 2.(yelken) (rzgrla) dolm ek 3.(sayca yada ebata) artmak; artrmak 4.sesin artmas, daha grltl hale gelmesi 5.g arla dolmak, belirtilen duygular kabarmak 5.denizin dalga oluturmadan ykselmesi ve alalmas 6.bir eyin yuvarlakl zellikle vcudun bir ksmnn 7.ime, kabarma, ykselme an 9.k. dili harika, ok gzel 10.(-ing) ikinlik, kabarklk){(ed|s|ing)?|swollen)} poignant(zc, dokunakl, ac, ackl){(ly)?|poignancy)} spook(1.hayalet 2.ajan, casus 3.rktmek, korkutmak, rkmek, korkmak){(ed|s|ing)?)} spiral(1.helezoni, helisel, sarmal, spiral 2.sarmal, bireydeki zarar verici srekli a rt yada azal ve zaman getike daha da hzlanmas 3.dne dne inmek/ikmak 4.aniden artma wn/downward) aniden azalmak){(led|s|ling|ly)?)} fairway(imenli yol (golf), goldte yeile ve delie varabilmek zere vuru yaptn uzun ve d yeil imen bant) perch(1.(ku) tnemek, konmak, oturmak 2.oturmak, zellikle bir eyin ucunda olacak biimde erinde oturmak 3.bireyin zerinde zellikle kenarnda olacak biimde konulmu olmak, yerlem olmak 4.tnek 5.yksekteki konum, yada koltuk 6.tatlsu levrei 7.(-ed) (zellikle ku) bire in zerinde oturan yada dinlenen;; yksek ve/veya tehlikeli pozisyonda yerletirilmi){( ed|es|ing)?)} errant(1.hatal, yanl, yanl olan bireyi yapan kabul edilebilir biimde davranmayan 2.sad olmayan e) slight(1.hafif, belli belirsiz, azck, kk, nemsiz 2.boyut olarak ufak ve ince, narin 3 semeye demeyen, ylesine 4.(not in the -est) hi, kesinlikle 5.(- on) birini gcendiren yada eletiren hareket yada yorum, saygszlk 6.birine saygszca yada kaba davranmak, say gszlk gstermek 7.(-ly) hafife, azck;; minyon, narin){(ed|s|ing|er|est|ly)?)} sniff(1.burnuna ekmek, ses kararak burundan ekilen hava zellikle alarken yada nezle o duunda 2.koklamak 3.dudak bkerek sylemek, burun kvrmak 4.(not to be -ed at) burun kvrl mayacak, kabul edilebilecek yada ciddiye alnacak kadar iyi olan 5.(- around) biri si yada birey hakknda bilgi edinmeye almak zellikle gizli bilgi;; birini alan yada s i olarak elde etmeye almak, peinden komak 6.(- at) bir eye hi ilgi yada sayg gsterme burun kvrmak 7.(- out) koku duyusunu kullanarak bir eyi bulmak yada kefetmek;; bakar ak arayarak bir eyi bulmak ortaya karmak 8.burnunu ekme, koklama 9.sezmek, bir eyin n eye benzedii yada ne olaca hakknda bir dncesi olmak 10.az bir miktar ihtimali olmak 11 (have a (good) - around) bir mekan dikkatlice aratrmak){(ed|s|ing)?)} crescendo(1.kreendo, ses kademeli olarak artarak, alglar giderek daha yksek ses verece k biimde alnma durumu 2.srekli bir sesin ses bakmndan en yksek noktas, doruk){(s)?)} rebut(rtmek, boa karmak){(ted|s|ting|tal)?)} ebullient(1.cokun, ii iine smayan, enerji espri ve kendine gven dolu olan){(ly)?|ebul nce)} nuisance(1.sknt, dert, bel, ba bels, rahatszlk 2.rahatsz edici, huzur bozucu davran ripper(kar levhas kayanda ok baarl olan kimse) frankincense(tts) divan(1.yatak, divan 2.kol koyacak yeri olmayan, arkalksz uzun ve alak oturak, sedir) {(s)?)} glitter(1.parldamak, parlamak 2.prlt 3.parlt, gsteri, gz alclk, aaa 4.ince me ufak parlak paracklak nesnelere dekorasyon olsun diye taklyor 5.(-ing) grkemli, mkemm el, parlak, gz alc){(ed|s|ing)?)} carve(1.ahap ve tatan paralar keserek objeleri yapmak yada ekiller oluturmak, oymak, a ile sslemek, doramak 2.bir eyin yzeyine oyarak yazmak 3.(kzarm eti) dilim dilim kesm k, dilimlemek 4.baarl bir kariyer, itibar vb elde edinebilmek iin ok almak 5.(-sth up aksim etmek, blmek, firmay, araziyi vb insanlar arasnda paylatrmak iin ufak paralara a mak){(d|s)?|carving)}

extinct(1.soyu tkenmi, nesli tkenmi 2.tkenmi, yok olmu, (insan tipi, i yada yaam b umda artk mevcut olmayan 3.snm volkan) monarch(hkmdar, lkeyi yneten kimse){(es)?)} exile(1.srgn 2.srgn edilen kimse 3.srgne gndermek, srgn etmek){(d|s)?|exiling)} inhabitant(ikamet eden,sakin, belirli bir yerde yaayan kimse yada hayvan){(s)?)} beholden(minnettar, borlu) clamor(1.yaygara, yksek sesle bir eyi istemek, talep etmek 2.haykrma, feryat, yaygara 3.grlt zellikle pek ok insan yada hayvan tarafndan yaplan 4.pek ok insan tarandan b iin yaplan talep){(ed|s|ing|ous)?|clamour|clamours|clamoured|clamouring|clamourous )} all for(bireyin yaplmas gerektiine kuvvetli bir biimde inanmak) cocked hat(1.(knocked sb/sth into a -) bireyden yada birisinden ok daha iyi olmak 2. kalkk kenarl apka) eyewash(gz boyama; aldatma, palavra, doru yada samimi olmayan szler cmleler vb) rupture(1.tbbi - krlma, kopma, yrtk, vcudun iindeki bir eyin kopmas krlmas yrt n sakatlk 2.kopma, krlma, patlama 3.ftk 4.(insanlar yada lkeler arasndaki ilikilerde) pma, kopukluk, anlama yada iyi ilikilerin sona ermesi 5.nceki maddelerin hepsinin f iil halleri){(d|s|rupturing)?)} affection(1.sevgi, dknlk, efkat, birini yada bireyi ok sevmek holanmak ve onlar o .(-s) ak duygular, sevgi){(s)?)} collaborate(1.birlikte almak, ibirlii yapmak 2.dmanla birlik olmak, dmanla ibirli |s)?|collaborating|collaborative|collaboratively|collaborator|collaboration)} emerald(1.zmrt. 2.zmrt yeili) outcome(sonu, netice){(s)?)} nasty(1.irkin, kt, berbat, pis, iren 2.edepsiz, terbiyesiz, ho olmayan 3.ar, ciddi, eli, tehlikeli yada ciddi 4.saldrgan; irkin, naho 5.(get/turn -) tehditkar ve iddet ierir hale gelmek // ktlemek, irkinlemek 6.(a - piece of work) terbiyesiz, irkef kimse {|nastier|nastiest|nastily|nastiness)} vantage point(1.geni gr salayan nokta 2.bak as, zamanda yada bir olay srasnda yl r eyi dnyorsun deerlendiriyorsun zellikle de gemii) severe(1.iddetli, ciddi, ar, ok kt yada ciddi 2.hain, ar, birisini bir kural in ar biimde cezalandrmak 3.sert, hain, nazik yada sempatik olmayan ve birini yada bireyi onaylamadn gsteren 4.ciddi, amansz, ok zor olup fazlasyla maharet yada yetenek gerek en 5.(stil, grnm, kyafet onaylamayan anlamda) ok sade, yaln, sssz){(r|st|ly)?|severit persnickety(titiz, kl krk yaran, nemsiz detaylar hakknda ok endielenen ve bunu gste ernickety)} interference(1.karma, mdahale, araya girme 2.radyo parazit, benzer frekansl bir rady o sinyalinin araya girmesi sonucunda oluan istenmeyen ses 3.(run -) amerikan futb olunda kendi oyuncuna yol amak iin rakip takmn oyuncularn bloklamak;; desteklemek, yar dm etmek, el vermek, birisine yardm amacyla onun sorunlaryla uramak bylece onun uram erek kalmasn diye) grandeur(1.ihtiam, grkem, heybet, azamet, grnnn byk ve etkileyici olmas vasf 2.b irisinin sahip olduu nem yada sosyal stat yada kiinin byle olduunu dnme durumu) manifold(1.birok; eitli, trl trl 2.oto. manifolt, otomobilin motoruna gazn giri k n tek yada ok kl boru dzenei) succession(1.(birbirini takip eden) bir sr (kimse); (birbirini takip eden) bir diz i (ey), birbirini izleme, st ste olma, ardk olma 2.ardk, birbirini takip etme 3.yeri ma, yerine geme; halef olma, veraset,hak sahibi olma) rejuvenate(genletirmek; genlemek, canlandrmak, birini yada bireyi daha gen grnmesi issetmesini veya enerjik hissetmesini salama){|rejuvenation)} constitutional(1.anayasal; bnyesel, yapsal 2.bnyeyle ilgili, shhi, vcudun salkl, ku hastalklarla mcadele edebilir olmasyla ilgili 3.salk iin yaplan yry){(ly)?)} consortium(konsorsiyum, (bir grup insan, lke, firma vb) bir projede beraber alma){(s)? |consortia)} tax(1.vergi 2.vergilendirmek, vergi koymak 3.otomobil vergisi bylece ara yolda kulla nlma iznin oluyor 4.(takat, sabr v.b.ni) zorlamak, byk oranda fiziksel yada zihinsel aba gerektiren 5.(- sb with sth) birini yanl bir ey yapmakla sulamak, itham etmek){( ed|s|ing)?)} ever more(daima, herzaman){|evermore)} hook(1.kanca, engel; kopa, ucu kvrk metal plastik vb ama nesneleri asma balk yakalama

2.boksta kroe vurmak 3.golf kriket vb de topa falsolu vurma bylece top dz deil kvrml iimde gidiyor, topa kavis vermek 4.insanlarn bireyle ilgilenmesini salamak, ilgisini ekmek iin kullanlan ey, yem 5.(by - or cr-ook) ne yapp edip, u veya bu ekilde, yle y a byle 6.(get sb off the -|let sb off the -) kendisini yada birisini tehlikeli ve zor durumdan yada cezadan kurtarmak 7.(- line and si-nker) tamamen, tmyle 8.(off the -) telefonun ahizesini yerinden baka yere koymak bylece insanlar seni araynca h ep megul almas 9.engelle tutmak, engellemek, kancay takmak, tutturmak 10.kolunu, baca arman vb bireyin etrafna kanca gibi tutup bylece o eyi hareket ettirebilmek yada evre den dolanabilmek vb 11.olta ile (balk) tutmak 12.kavisli vurmak, falsolu vurmak 1 3.(- up to) birini yada bireyi elektrie, cihaza, internete, kabloya, vb ne balamak 14.(- up with sb) ile iliki kurmak, birisi ile tanmak ve zaman geirmek;; birisi ile a lmaya balamak 15.(- sb up with sb/sth) balant kurmak, balantsn salamak, birisini on edebilecek birisi ile temasa gemesini salamak yada birisinin istedii bireyi ona temi n etmek, salamak) 16.(-ed) kvrml, ekli engel gibi;; (uyusturucu vb) mptela;; (bir eye hasta, merakl, tutkun){(ed|s|ing)?)} wipe(1.silmek, temizlemek, ovmak 2.(bilgisayar teyp yada videodaki grnty bilgiyi resmi vb) yok etmek, silmek 3.naho yada utan verici olan bir tecrbeyi bilerek isteyerek silmek unutmak 4.(- sb/sth off the face of the earth| - sth off the map) yok etm ek, ortadan kaldrmak 5.(- the slate clean) gemite olanlar unutup yeni bir sayfa amak 6.(- sth down) slak bezle bir yzeyi tamamen temizlemek 7.(- sth off sth) bireyi bire yden karmak, kaldrmak 8.(- out) (1.dmek zellikle de kayak srf vb bir sporu yaparken 9. - sb out) birini ok yormak, pestilini karmak 10.(- sb/sth out) birini yada bireyi ta mamen yok etmek yada karmak, silmek 11.(-d out) ok yorgun) 12.silme, temizleme 13.y umuak kat bez yada ince bez kiri ve bakterileri ortadan kaldran sv iermekte, antisepti mendil){(d|s)?|wiping)} unabated(dinmek bilmeyen, kesilmeyen, azalmayan, gc iddeti azalmayan kesilmeyen) in good company(birine bu laf dendiinde yaplan bir hata iin endie etmesinin gereksiz olduu nk baka birinin zellikle de daha nemli birinin de bunu yapt belirtilmekte, s focal(1.odaksal, odak, merkez, merkezi ok nemli odaklanmay salayan yada odaklanmayla i lgili) stir(1.(svy) kartrmak 2.kmldamak, kmldatmak, hareket etmek yada bir eyi ok hafi mek 3.kmldatmak; harekete geirmek 4.heyecanlandrmak, (bir duyguyu) uyandrmak 5.(bir d uygunun yada ruh halinin) hissedilmeye balanmas, harekete gemesi 6.kartrmak, karklk sorun yaratmaya almak 7.(- the blood) birini heyecanlandrmak, kan kaynamak 8.(- your stu_mps) acele et, acele etmek, abuk davranmak 9.(- sth up) uyandrmak (endie merak gibi herhangi bir duygu);; sorun karmak, kartrmak;; (suda yada havada) srklemek, harek t ettirmek 10.pek ok insann hissettii heyecan kzgnlk yada ok duygular 11.kartrmak, eketi 12.(-ri_ng) bir gelimenin, dncenin yada duygunun balangc, balamas;; coturmak, li duygular uyandrmak){(red|s|ring)?)} whirlwind(1.hortum, kasrga 2.pek ok eyin ok hzla gerekletii durum yada olaylar zincir .ok abuk gerekleen, meydana gelen) in good company(birine bu laf dendiinde yaplan bir hata iin endie etmesinin gereksiz olduu nk baka birinin zellikle de daha nemli birinin de bunu yapt belirtilmekte, s exemplary(1.rnek alnlacak, rnek olarak gsterilmeye uygun 2.ibret verici, ibretlik, ar eza zellikle bakalarna uyar olsun anlamnda) stall(1.n ak kk dkkn, tezgh 2.ahr blmesi 3.odann iinde etraf cam, duvar vb k dran ufak alan 4.tiyatroda sahneye en yakn koltuklarn bulunduu alan, ksm 5.kilisenin n blmnde bulunan ve rahip ile koro yelerinin oturduklar koltuklar 6.bir aracn motorunun yeterli gc alamamasndan dolay durmas, stop etmesi 7.uan predvites etmesi yani hzn a aa dmesi 8.oyalanmak, geciktirmek, zaman kazanmak adna bir eyi cevaplamaktan yada y aktan kanmaya almak 9.birini bekletmek bylece belli bir eyi yapmak iin daha fazla zam olmas, zaman kazanmak, oyalamak 10.tkanmak, ilerlemenin devam etmenin durmas, bir ey in gereklemesini ileri bir tarihe kadar durdurmak){(ed|s|ing)?)} alight(1.yanan, alev alm, tutumu 2.(yz veya gzleri mutluluktan yada heyecandan) l ku utuktan sonra) konmak, bir yere inmek 4.(otobs, tren vb bir aratan) inmek, dar k .(- on/upon sth) 6.rastlant sonucu, ans eseri (bulmak, dnmek, fark etmek), denk gelm ek){(ed|s|ing)?)} afire(yanan, alevler iindeki, tutumu) gusher(1.petroln fkrd ve ok miktarda kt petrol kuyusu 2.abartl davranan kimse) dike(1.set, bent, hendek, suyun daha aadaki yerlere gitmesini nlemek amacyla yaplan

zun duvar zellikle deniz iin 2.kanal, karann ilerine suyu tayan kanal 3.argo lezbiyen, sevici){(s)?|dyke|dykes)} bountiful(1.bol, ok 2.cmert, eli ak, bonkr) nail(1.ivi, mh 2.trnak 3.(a - in sb's/sth's cof_fi_n) tabutuna iviyi akmak, zaten ger esi muhtemel olan eyin sonunu getirmek, baarszlna neden olmak 4.(on the -) (deme) der , gecikme olmakszn 5.ivilemek, ivi akmak, mhlamak 6.argo tutmak; yakalamak, meydana k ak, birini yakalamak ve kt bir ey yaptn yada su ilediini ispatlamak 7.bir eyin do lamak, (bir yalan) meydana karmak 8.bir eyi baarmak yada doru yapmak zellikle sporda .(- your colours to the ma_st) rengini belli etmek, ne dndn yada kimi desteklediini a irtmek 10.(- sth down) ivilemek, -i ivilerle sabitletirmek;; garantiye almak, bir a nlamaya yada karara varmak genellikle uzun bir sre grtkten sonra 11.(- sb down (to sth )) syletmek, birini sana kesin bir sz vermeye yada niyetinin ne olduunu kesin olara k sylemeye zorlama 12.(- sth up) ivileyerek asmak;; (pencere, kap vb) ivilerle kapat ma){(ed|s|ing)?)} transmute(1.deitirmek, dntrmek, farkl bir eye dnmek yada dntrmek){(d|s)?|tra n)} embellish(1.sslemek, ssleyerek gzelletirmek 2.(hikayeyi) sslemek, renklendirmek, her z man doru olmayan detaylar katarak daha ilgin hale getirmek){(ed|es|ing|ment)?)} framework(1.(bir binann yada nesnenin) ana yaps, iskeleti, arln tayan ve ona ekli 2.(karar almakta, hkme varmakta vb kullanlan) inanlar, dnceler, kurallar btn, yap, 3.belli bir sistemin ana yaps, bnye, sistem, at) sprinkle(1.serpmek; ekmek; serpitirmek 2.bir eyin bir eyden az miktarda iermesi, serpi irmek, hafife iermek 3.(yamur) hafif yamak, iselemek 4.(yamur iin) serpinti, isenti 5 r) sulama sistemi, fskiye;; binada yangn sndrc 5.(-s) pastalar vb sslemekte kullanla fak boyuttaki renkli ekerler 6.(-ing) azck bir miktar, bir nebze, serpinti){(d|s)?| sprinkling)} reverberate(1.yanklanmak, yank yapmak 2.(mekan) sesten dolay sallanyormu gibi grnmek ni bir alanda pek ok insan zerinde uzunca bir sre kuvvetli etkisinin olmas, yansma, ak setme){(d|s)?|reverberating|reverberation|reverberations)} culminate(1.ile sonulanmak, ile sona ermek, ile son bulmak 2.(-tion) doruk, zirve, en yksek nokta, uzun bir srecin sonucunda ulalan en yksek nokta yada bir eyin sonu){(d |s)?|culminating|culmination)} set off(1.(- sth off against) bir eyin iyi ve kt taraflarn kyaslayarak onun hakknda varmak, yargda bulunmak, tartmak, hesaba katmak;; i masraf olarak yani gider olarak kaydederek deyeceiniz vergi miktarn azaltmak 2.yolculua balamak 3.(- sth off) (bomba vb) patlatmak;; alarmn almasna neden olmak;; bir ilemi, sreci yada olaylar zincirini balatmak, tetiklemek, atelemek;; (bir eyin) gzelliini ortaya karmak, bir eyi bir eyi a koyarak daha farkedilebilir yada gzel grnmesini salamak 4.(- sb off (doing sth)) b irinin bir ey yapmasna (glmek, alamak, konumak vb) balamasna neden olmak){|sets off|se ting off|set him off|set her off|set himself off|set myself off|set herself off) } cruise(1.gemi gezisi, turistik gemi yolculuu 2.(gemiyle) dolamak, zellikle tatilde ve farkl yerleri gezmek 3.(uak araba vb) sabit hzda yol almak, ayn hzla uzunca bir sre g itmek 4.(polis, polis arabas) (etraf kolaan ederek) dolama; (taksi ofr, taksi) (mter yarak) dolamak, zellikle bir eye bakyor yada bir eyi aryor olduundan ar ar yol alm ca kazanmak yada baarmak 6.argo ortalk yerlerde dolanarak seviecek partner aramak){ (d|s)?|cruising)} funnel(1.huni, az dar olan eylere sv yada tanecikli eyleri dkmekte kullanlr 2.mes veya motorda baca (dumann kt yer) 3.dar bir alandan geirmek, hareket ettirmek sanki hu iden geiyormu gibi, aktmak){(ed|led|s|ing|ling)?)} jut(1.knt yapmak, kk olmak, knt){(ted|s|ting)?)} stern(1.hain, sert, kat, ciddi ve genellikle onaylamayan; bakalarnn kendisine itaat et esini, uymasn bekleyen 2.acmasz, hain, amansz, ciddi ve zor 3.(be made of -er stuff) k uvvetli bir karakteri olan ve dier insanlara gre problemlerle baa kmakta daha kararl o lan, elik iradeli 4.pupa, gemi yada teknenin k taraf){(er|est|ly|ness)?)} hull(1.geminin suyun iine giren temel blm, omurgas, geminin tekne ksm 2.(iini kar viz, fstk, bezelye v.b.nin) kabuunu ayklamak){(ed|s|ing)?)} tedium(can sknts, sknt, bkknlk, bezginlik) scrimp(diinden trnandan artrp (para) biriktirmek; -den tasarruf etmek, idareli kullan , yaaman iin gerekli olan eylere ok az para harcayp bylece baka eylere para arttrmak

la ocuklarn eitimine){(ed|s|ing)?)} take-off(1.(uak/ku) havaland an 2.srama srasnda ayaklarnn yerden kesildii an 3.in rmek amacyla bakasnn konuma davranma biimini komik olarak taklit etmek) take off(1.(uak, ku vb) havalanmak 2.aceleyle kalkmak, bir yeri terk etmek 3.(bir dnce rn vb) bir anda baarl yada popler olmas, patlamas, uup gitmesi 4.(- sb off) elence e birinin sesini hareketlerini taklit etmek 5.(sporda elencede vb) birinin gsteri yapmasn, oynamasn vb durdurmak ve mekan terketmesini salamak 6.(- sth off) karmak ze e kendi yada birisinin zerinden bir kyafeti;; ara vernek zellikle almaya belli bir zam an periyodu;; (tv yayn, ov, kamu servisi vb) durdurmak, kaldrmak;; birinin san yada v unun bir parasn almak, ortadan kaldrmak 7.(- yourself/sb off) mekan terk etmek, birin in terk etmesine neden olmak 8.(- sb off sth) grevden almak, el ektirmek 9.(- sth off sth) 10.miktarn azaltmak iin belirli miktar para ekmek, puan, marka vb. ayrmak;; bir eyin satn durdurmak){|takes off|taken off|took off|taking off|takes him off|take n him off|took him off|taking him off|take him off|takes her off|taken her off|t ook her off|taking her off|take her off|takes myself off|taken myself off|took m yself off|taking myself off|take myself off)} tow(1.(araba, gemi vb baka bir aracn arkasndan) (halatla/zincirle) ekmek, yedekte ekil e 2.yedekte ekme, yedekte ekilme 3.(in -) yakn takipte, hemen peinde, beraberinde;;g eminin yedekte ekilmesi){(ed|s|ing)?)} count on(birinin bireyi yapacana gvenmek, yada bireyin gerekleeceinden emin olmak){ on|counted on|counting on)} parade(1.alay, gsteri, geit treni, zel bir gn yada olay bu biimde kutlamak 2.askerl t yapt yada dizildikleri ve rtbeli biri yada nemli bir kimse tarafndan tefti edildikle i resmi durum 3.bi seri ey yada insan, seri 4.(bilgisi ile zenginlii ile vb) gsteri yapmak, hava atmak 5.sra halinde kk dkkanlarn yer ald sokak 6.kutlama yada protesto a belirli bir sra halinde/belirli bir dzen iinde gemek, yrmek 7.hava atmak iin dolama .tehir etmek, sergilemek 9.askerler geit yapmak 10.numaras yapmak, yapar gibi grnmek, yalandan yapmak){(d|s)?|parading)} look ahead(1.ileriye bakmak, gelecei dnmek){|looking ahead|looks ahead|looked ahead)} vast(1.geni, ok, ok byk, usuz bucaksz, dnya kadar, ok byk, muazzam, alan boyut m an ok byk ok fazla 2.(-ly) ok fazla){(ly|ness)?)} snail's pace(ok yava, kaplumbaa hznda){|snail-paced)} signify(1.belirtmek, iareti olmak, demek olmak 2.belirtmek, ifade etmek 3.nemli olma k yada nemi olmak){(ing)?|signified|signifies)} register(1.kaydetmek, deftere geirmek, kayt etmek 2.grnn alenen yada resmi olarak be lmesi 3.gstermek, kaydetmek (cihaz, termometre vb.) 4.da vurmak, ifade etmek 5.fark edilmek, fark etmek, etki yaratmak 6.(mektup vb) taahtl olarak gndermek yani ilave para vererek kayp ve hasara kar korumak 7.kayt defteri, isimlerin yer ald defter 8.se perdesi, ses aral yada ses aralnn belli bir ksm 9.menfez, bir oday stan yada so ucunda alp kapanabilen paras 10.kasa, yazar kasa){(ed|s|ing)?)} zoom(1.byk bir hzla gitmek, tam gazla gitmek 2.(fiyat vb) byk bir hzla artmak 3.(- in t) zum yapmak, yaknlamak yada uzaklamak 4.ok hzla geen aracn sesi, vnlamak){(ed|s|ing } visage(1.yz, ehre, sima) anemia(kanszlk, anemi){|anemic|anaemia|anaemic)} bloom(1.iek zellikle insanlarn iekleri yznden hayran olduklar bitkinin zerindeki nlik, tazelik 3.(in (full) -) 4.(aa, bahe, bitki) tamamen iek am 5.iek amak, ie mak, gzellemek, serpilmek){(ed|s|ing)?)} affluent(1.zengin, varlkl, hali vakti yerinde){|affluence)} trolley(1.el arabas, yk arabas 2.tekerlekli servis masas 3.(off your -) manyak, lgn, alak) perish(1.(insan yada hayvan) lmek zellikle ani ve vahi biimde, helak olmak 2.yok olmak yada kaybolmak 3.bozulmak, rmek 4.(- the thought) allah korusun, aman allah yazdysa bozsun 5.(-able) abuk ryen, kolay bozulan zellikle yiyicek 6.(-ed) (insan) ok souk, d nmak 7.(-er) afacan, haydut, yaramaz ocuk 8.(-ing) ok souk, dondurucu;; bir eyden ra hatsz olduunu cannn skldn belirtir){(ed|es|ing|able|ables|er)?)} junction(1.birleme yeri, kavak 2.(nehir, kablo vb) iki yada daha fazlasnn birletii yad a rastlat yer, birleme yeri, balant noktas, kesiim yeri) blink(1.gz krpmak 2.titreerek parlamak, (k) yanp snmek 3.(- sth away/back) (alamam lerini temizlemek iin) gzlerini krptrmak 4.(in the - of an eye) gz a kapayana kadar

the -) bozuk, doru drst almayan 6.(-er) iaret lmbas;; atn gz siperi, at gzl 7. rkl grleri kabullenemeyen; bir durumun tm ynlerinin farknda olmayan 8.(-ing) allah'n as, lanet olas){(ed|s|ing|ered|er|ers)?)} stringent(1.(kural) uyulmas zorunlu, sk, kat 2.para sknts eken, finansal adan zo a){(ly)?|stringency)} ordinance(ynetmelik, talimatname, ferman, emir) back up(1.(get/put sb's -) birini rahatsz etmek, sinir etmek 2.geriye doru srmek, ger i geri gitmek 3.(- sb/sth up) arka kmak, desteklemek, destek olmak;; yedeklemek, k opya karmak){|backs up|backed up|backing up)} indubitably(phe edilemez, phesiz, kukusuz, kesin){|indubitable)} give way(1.kmek, krlmak 2.(- to sb/sth) boyun emek 3.(- to sth) kendini vermek, kaplm kendini kaptrmak){|gives way|given way|giving way)} accompany(1.elik etmek, refakat etmek, beraberinde gitmek 2.birlikte olmak, elik etm ek, beraberinde 3.mz. elik etmek, refakat etmek){(ing)?|accompanies|accompanied)} temple(1.tapnak, ibadethane 2.(kafada) akak) adulterate((iecek yada yiyecei) baka bir madde kartrarak seyreltmek){(d|s)?|adulterat |adulteration)} naphtha(neftya, ok abuk yanan petrol trevlerinden bir eit mineral ya) kerosene(gazya, parafin, petrol rn uaklarn motorlarnda ve snmak yada aydnlatma ama nlyor) cumbersome(1. hantal, kullansz, tamas zor 2. klfetli, sknt verici; yava ilerleyen ada ifadeler) uzun yada karmak) infancy(1.bebeklik, ocukluk 2.(tasar, i v.b.nin) balang aamas, emekleme dnemi) retailer(perakendeci, kii yada i halka mal satan) tuck(1.kvrmak, katlamak, (kyafet, kat vb.) kvrmak, katlamak, ekmek bylece daha dz da belli bir yerde durmasn salamak 2.iine tkmak, iine sokmak, tktrmak 3.birini bir amak bylece daha scak ve rahat hissetmesini salama 4.(- away) kede, kuytuda kalmak, s essiz sakin fazla insann gitmedii bir yerde olmak;; gizlemek, saklamak;; tka basa y emek, tknmak 5.(- sb in/up) yatakta zerini rtmek 6.(- in/- into sth) yemei tknmak zel le hzlca ve heyecanla 7.pli, elbiseye dikilen dekorasyon yada eklini deitirme amal kat elbise krmas 8.birini daha gen gsterme amacyla derinin toplanmas yada ya alma operas u 9.yiyecek zellikle ekerler ocuklar tarafndan okulda yenilen){(ed|s|ing)?)} chortle(1.kkrdamak, kkr kkr glmek){(d|s)?|chortling)} shack(1.kulbe, baraka 2.(- up with) kar koca hayat yaamak ama evli deiller){(ed|s|ing) )} bracket(1.keli parantez yada normal parantez 2.(ya, fiyat, gelir vb) makas, beliri bi r aralk 3.paranteze almak 4.ayn kategoriye almak, bir tutmak){(ed|s|ing)?)} hose(1.hortum 2.erkekler tarafndan eski zamanlarda giyilen dar pantolon 3.hortumla sulamak, hortumla slatmak 4.(- down) hortumla sulamak, hortumla slatmak){(d|s)?|ho sing)} drain(1.suyunu ekmek, kurutmak, aktmak, akmak, boaltmak, suyu ekilmek 2.aktmak, szmek kmak, szlmek 3.kase yada bardaktakinin tamamn imek 4.bitirmek, tketmek 5.pis su borusu , gider 6.yerdeki lam kanalnn aklnn zerinde bulunan zgara, rgar kapa gibi 7.( gider, aka 8.srekli zaman, para, vb. harcatan ey, masraf, mali yk 9.((go) down the ) heba olmak, boa gitmek;; ok daha kt hale gelmek, ktlemek){(ed|s|ing)?)} set on(1.(- sb/sth on sb) (kpek vb.) saldrtmak, stne salmak 2.(- on/upon sb) aniden sa ldrmak 3.(be - on sth/on doing sth) kafaya koymak, bir eyi yapmay yada bir eye sahip olmay ok istemek){|sets on|setting on)} muddy(1.amurlu 2.bulank, kirli, pis, amurlu 3.bulank yada parlak olmayan renk 4.amurla ak 5.(- the waters, issue, etc.) bulandrmak, basit bir durumu karmaklatrmak, olmas ger ekenden daha aprak hale getirmek){(ing)?|muddies|muddied)} cramp(1.kramp 2.midede oluan iddetli sanc 3.gelimesini, ilerlemesini engellemek, kstl k 4.(- sb's style) hareketlerine davranlarna karmak mani olmak 5.(-ed) skk, alan ola etersiz;; (yaz) kk ve skk yazlm bu nedenle okumas zor){(ed|s|ing)?)} via(1.... yolu ile, -den geerek, ... zerinden 2.vastasyla, ... araclyla, ... ile) no more than(-den daha ok deil) hardware store(hrdavat, nalbur dkkan) retail(1.perakende sat, perakendecilik 2.perakende satmak, perakende satlmak 3.... fi yatina satilmak, belirli bir fiyattan satlmak 4.etrafa yaymak, nne gelene sylemek){( ed|s|ing)?)}

herald(1.bir eyin habercisi, bir eyin olacann iareti belirtisi olmak 2.birini yada bi n iyi yada nemli olduunu ilan etmek, bildirmek, haber vermek 3.(gemite) haberci, hkmda rn mesajn tayan kimse){(ed|s|ing)?)} incubator(1.erken dogan bebekleri yasatma aygt, kuvz 2.kuluka makinesi) attraction(1.cazibe, birisinden zellikle cinsel ynden holanmak 2.cezbedici ey yada m ekan 3.albeni, cazip klmak 4.fiz. ekim kuvveti) canopy(1.bir koltuun yatan vb zerinde sabitlenmi yada sarkan kaplama amac dekorasyon a koruma amal 2.rt, mecazi saak, bir alann zerinde sanki at gibi yaylm olan bir ikle ormandaki aalarn dallar 3.markiz, tente 4.sava uanda pilot yerinin olduu kokpit indeki cam kaplama, kapak){|canopies)} landscape(1.manzara, zellikle krsalda geni bir araziye baktn zaman grebildiin here . kr manzaras, peysaj 3.yazcdan kt alnaca zaman sayfann st kenarnn uzun kenar o mesiyle gorunumunu gzelletirmek){(d|s)?|landscaping)} cracker(1.kraker 2.iinden hediyeler kan ve iki kiinin ekmesi sonucunda byk bir patla si kararak alan hediye paketi gibi ey zellikle noelde verilir;; patlanga, atapat 3.o , ok komik vb olduunu dndn ey, harika, sper 4.Guney A.B.D.'den olan fakir beyaz ins n kullanlan aalayc sz 5.bakasnn bilgisayarndaki bilgilere yasad yoldan erien y ici kadn, yavru, pili) proliferate(hzla oalmak, artmak ){(d|s)?|proliferating)} accessory(1.aksesuar, eklenti, ilave eklenen paralar gerekli deil ancak faydal olabil iyor yada bireye dekorasyon amacyla eklenen paralar 2.(giysisini btnleyen) aksesuar 3 .su orta, yardak yada suluyu koruyup kollayan yada saklayan 4.ikincil, ikinci derecede , dierleriyle kyaslandnda en nemli olmayan){|accessories)} grand(1.etkileyici ve byk yada mhim 2.etkileyici yada ok byk yaplarn isimlerinin n or 3.byk, ulu, muhteem 4.nemli, soylu, asil, zengin uada soylu olduklarndan dolay guru rlu biimde davranan insanlar 5.ok gzel, harika 6.ok yksek sosyal statye sahip insanlar nvanlarnn banda kullanlr 7.(a/the - old age (of...)) ok ileri ya 8.(a/the - old man sth)) bir meslekte saygideger yali kimse, duayen 9.bin dolar 10){(er|est|ly|ness) ?)} emporium(1.ticaret merkezi, byk magaza, dkkn 2.belirli rnleri satan magaza, dkkn){( oria)} sewing machine(diki makinesi) order of the day((the -) belirli bir zaman yada belirli bir durumda popler yaygn y ada uygun olan) hoist(1.yukar kaldrmak; yukar ekmek 2.(- by/with your own petard) kendi kazdn kuyuya .yk asansr, vin){(ed|s|ing)?)} aloft(yukarya, havaya, yukarda, ykseklerde, havada) scallop(1.zool. tarak, deniztara 2.tarak kabuu biiminde sslemek 3.tarak kabuu biimin nmi oya, kyafet ss){(ed|s|ing)?)} radiant(1.k saan, l l, mutluluk saan, ok mutlu ak yada salkl gzken 2. yan){(ly)?)} brontosaurus(brontozor, bir dinazor cinsi) trademark(1.ticari marka, simge, firma tarafndan rnlerinde kullanlan isim sembol yad a tasarm baka kimse tarafndan kullanlamyor 2.belirgin zellik, alameti farika, belirli biimde davranma yada giyinme birisinin tipik bir tarz ve bu onu bakalar arasnda kolay ca tannmasn salyor) ribbon(1. kurdele, erit 2.ekli uzun ve dar olan 3.bir nian, hizmet madalyas, brve veya takdirnameye sahip olunduunu gsteren renkli erit 4.iinde mrekkep bulunan ve baz yazcl a daktiolara konulan malzeme, daktilo seridi 5.(cut/tear, etc. sth to -s) para pa ra, lime lime etmek){(s)?)} crisscross(1.birbiriyle kesien pek ok dz izgi ieren, aprazlama izgili 2.aprazlama k ular ieren ekil izmek){(ed|es|ing)?|criss-cross|criss-crossed|criss-crosses|criss-c rossing)} hand out(cretsiz datmak, vermek, balamak){|hands out|handed out|handing out)} facility(1.belirli bir ama iin kullanlan bina servis yada techizat, (zel bir hizmet ii yaplm) tesis, yer 2.ilave olarak bir ey yapmay salayan makinann yada servisin zel z yetenek 3. (zel bir hizmet iin yaplm) tesis, yer 4.yetenek, hner){|facilities)} court(1.huk. mahkeme 2.mahkemede grev yapan kimse zellikle karar vermekle grevli kims e hakim jri gibi 3.tenis vb nin oynand kort, oyun alan 4.saray halk, saray, hkmdar ve iyeti 5.saray, kral ve kralienin yaad yer 6.gsterili bina isimlerinde yada sokak isiml

rinin banda yada apartman bloklarnn isminde kullanlr 7.avlu, i bahe, binann genellik i camla kapl byk ak alan mesela avmde yemek ksm 8.(hold - (with sb)) insanlar komik ilgin eyler anlatarak elendirmek 9.(rule/throw sth out of -) tamamen yanl yada kaale almaya bile gerektirmeyecek bir ey sylemek zellikle mahkemede 10.kur yapmak, yaltak lanmak 11.istemek; aranmak, elde etmeye almak 12.(tehlike, hastalk v.b.ni) davet etme k 13.yapmak, ile flrt etmek 14.(be -ing) kadn ve erkein evlilik ncesi romantik iliki yaamas){(ed|s|ing)?)} amenity(1.rahatlik, konfor, tesis, rahatlik saglayan sey, bir mekan ho rahat konforl u yaanabilir klan zellikler){|amenities)} launder(1.ykayp tlemek 2.(kara parayi) aklamak){(ed|s|ing)?)} forbid(1.yasaklamak, men etmek 2.olanak vermemek, engel olmak 3.(God/Heaven - (tha t...)) allah korusun){(den|s|ding)?|forbade)} gratuity(1.bahi 2.isten ayrilan kimseye verilen fazladan para, ikramiye){|gratuities )} get in the way(engel olmak, araya girmek, bir eyin gereklemesini engellemek) uplift(1.ykseltme, yukar kaldrma yada artrma, oaltma 2.umut ve mutluluk hissi 3.yery nun kabarmas 4.birini neelendirmek yada umut vermek){(ed|s|ing)?)} urge(1.srarla tavsiye etmek, srar etmek, sktrmak, birine tavsiye vermek yada birinin yi yapmasn ikna edebilmek iin ok abalamak 2.bireyi iddetle tavsiye etmek, nermek 3.it k yada zorlayarak bir insan yada hayvann hzl hareket etmesini yada belli bir yne git mesini salamak, drtmek, iteklemek 4.(- sb on) tevik etmek, desteklemek 5.evk, iddetli arzu, kuvvetli bir eyi yapma istei){(d|s)?|urging)}0 teapot(aydanlk, ay demlii, demlik) runup(1.asl hadiseye balang olma, nemli bir olaydan nceki zaman yada bunun iin yapl 2.bir yerden zplamadan bireyi frlatmadan vb nce yaplan hzlanmak amal kou, n kou){ before long(yaknda, ok gemeden) plummet((dikine ve byk bir hzla) dmek, dvermek){(ed|s|ing)?)} dire(1.son derece, ok ciddi 2.ok kt, korkun, berbat) off-base(bir ey hakknda tamamen yanl, yanlm){|off base)} crusade(1.mcdele etmek 2.hal seferi, din adna yaplan sava 3.sava, mcadele, kampany |crusading)} give out(1.bitmek, tkenmek, sona ermek 2.durmak, almamak (makine) 3.(- sth out) datma .(- sth) (s, enerji vb) yaymak, retmek;; bildirmek, duyurmak, ilan etmek, yaymak){| gives out|gave out|given out|giving out)} anxiety(1.endie, kayg, tasa 2.iddetli istek, can atma, heves){|anxieties)} lay up(1.(- sth in/up) ilerisi iin saklamak, biriktirmek 2.(- sth up) sorunlar byle y aparsan ileride tekrar sana sorun yaratr, hasr alt etmek 3.bakma almak){|lays up|lai d up|laying up)} exploitation(1.ktye kullanma, istismar, smrme 2.araziden, minerallerden, petrolden v s yararlanma, faydalanma, kullanma 3.lehine kullanma, faydalanma) stewardship(1.mesela bir organizasyonun, mal varlnn, parann yada deerli objelerin idar esini ele almak yada gzetmek, ynetmek, idare etmek) appeal(1.(karar) temyiz etmek, mahkemeye yada yetkisi bulunan bir kimseye yaplan kar arn yada yargnn deimesini talep eden resmi bavuru 2.ekicilik, cazibe 3.yalvarmak, rica etmek, acil ve gerekten yrekten istenen para yardm yada bilgi talebei zellikle polis yada yardm dernei tarafndan yaplan 4.duygular harekete geirme, bavurma 5.cezbetmek, i gisini ekmek 6.yakar, ciddi ve acil bir talepte bulunmak 7.saduyusuna seslenmek, bavu rmak){(ed|s|ing)?)} rancher(byk iftlik sahibi, alan yada yneticisi) frontiersman(snr sakini, snrda yaayan kimse){|frontiersmen)} brim(1.(bardak, kap, cam vb.) az, st kenar 2.apka kenar, siperi 3.(- -ed) belirtilen te kenarl bulunan 4.agzina kadar dolmak, agzina kadar dolu olmak 5.(- over) tamak, ii iine smamak){(med|s|ming)?)} pace up and down(bir aa bir yukar gitmek, volta atmak){|paces up and down|paced up and down|pacing up and down)} enterprise(1.kurulu, irket, firma 2.teebbs, giriim, byk proje 3.giriim, teebbs, ii nlar tarafndan gelitirilmesi devlet tarafndan deil 4.giriimcilik, yeni projeler dneb ve bunlar baarabilme yetenei, zellii) inheritance(1.miras, kalt, veraset 2.biyol. kaltm, soyaekim) prospector(altn, petrol, maden vb. arayan kimse)

scrupulous(1.zenli, dikkatli, titiz 2.vicdanl, drst, drst ve doru olan yapmaya ze {(ly|ness)?)} befriend(dosta davranmak, yardm etmek, arkadalk etmek){(ed|s|ing)?)} speculation(1.speklasyon yapmak, elinde yeterli bilgi olmakszn ne olacan yada ne olmu labilecei hakknda fikir belirtmek, tahmin, fikir yrtmek 2.tic. speklasyon, mallar yada hisseleri kar edebilmek amacyla ancak ykseke risk alarak alp satmak) host(1.evsahibi, konuk eden kimse 2.bir organizasyonu yada zel bir etkinlii dzenleyen lke kurulu yada ehir 3.bir tv yada radyo programn sunan ve konuk arlayan kimse 4.zer e baka bir bitki yada hayvann yaad ve beslendii bitki yada hayvan 5.okluk, ok sayda yada ey 6.ana bilgisayar, terminal, bir ada kendisine bal dier bilgisayrlar kontrol ed en yada bilgi salayan ana bilgisayar 7.Hrist. (ekmek ve arap ayinindeki) ekmek 8.b ir etkinlie evsahiplii yapmak organize etmek 9.internete bal bir bilgisayar zerinden bir web sitesini barndrmak genellikle para karlnda){(ed|s|ing)?)} unbridled(1.gem vurulmam, dizginsiz, dizginlenemez, nne geilmez, kontrol altnda olmaya n ve ar) defer(1.sonraya brakmak, ertelemek 2.sayg gstermek, riayet etmek, saygsndan dolay bir n nerisini teklifini vb kabul etmek){(red|s|ring|ment|ral)?)} least of all(en kg; hi, zerre kadar) awash(1.su ile kaplanmak, suyla kapl, suyla rtl 2.bir eyden ok miktarda sahip olmak, b ulunmak) flush(1.(utantan, scaktan, kzgnlktan vb) yz kzarmak 2.sifonu ekmek 3.basinli su i e 4.(- sb/sth out (of sth)| - sb/sth out) birini yada bir hayvan sakland yeri terket meye zorlamak 5.yze kan hcumu, yz kizarmasi 6.duygu cokunluu, heyecan, taknlk 7.poker ununda tm katlarn ayn gruptan olmas mesela maa 8.((in) the first - of sth) bir eyin y heyecanl yada gl olduu zamanlarda 9.ok paras olan zellikle ksa bir sre iin 10.ayn bir hizada){(ed|es|ing)?)} heed(1.birisinin nasihatini yada uyarsn dikkat alma, nemseme, aldrma, kulak verme 2.(g ve/pay - (to sb/sth)| take - (of sb/sth)) birini yada bireyi nemseme dikkat etme d ikkate alma){(ed|s|ing)?)} gall(1.yzszlk, kstahlk, kabalk 2.kin, nefret 3.aga uru, aa ve bitkilerde enfeksiyo klerden dolay oluan ikinlik 4.vcudun rettii safra, d 5.(~ sb| it - sb to do sth| it that...) gcendirmek, zoruna gitmek, zellikle bireyin haksz olmasndan dolay birini kzd as zmesi 6.(-ing): krc, gurur krc, gce giden, can skc){(ed|s|ing)?)} integrate(1.bir sistemde birletirmek, entegre etmek, btnlemek, tek para haline sokmak 2.birinin bir sosyal grup tarafndan kabul edilmesi benimsenmesi yada ettirilmesi z ellikle o kimse farkl bir kltrden geliyorsa, kaynamas){(d|s)?|integrating)} swirl(1.dnmek; girdap gibi dnmek, helezonlaarak dnmek 2.dne gitmek 3.burga, bir desen da halka biiminde bklm nesne){(ed|s|ing)?)} oleaginous(ya iinde zeri yala kapl olan yada ok miktarda ya ieren) arouse(1.uyandrmak, kaldrmak, canlandrmak, harekete geirmek 2.birini cinsel ynden heye anlandrmak 3.birini uykudan uyandrmak){(d|s)?|arousing)} mire(1.amur, batak, derin amur bulunan alan 2.(-d) amura saplanmak, kaamayacanz zor ho bir durumun ierisinde bulunmak;; gerekten amura batmak, amura saplanmak){(d)?)} wrongdoing(1.yasad yada drst olmayan davran, su/gnah ileme) cope(baa kmak, stesinden gelmek){(d|s)?|coping)} counter(1.tezgh; gie 2.mutfak tezgah 3.baz karton oyunlarnda oynanan yada skorun yazl disk, marka 4.saya, elektonik sayc 5.kart ey, birini yada bireyin grne pozisyonun en bunun karsnda oluturduun karlk 6.(ver the -) reetesiz alnabilen mallar 7.(under izlice, el altundan, kanuna aykr yollardan 8.kar kmak, karlk vermek 9.karlamak, bi ilerini azaltmak yada nlemek iin bir eyler yapmak 10.kar, aksi, ters, zt){(ed|s|ing)?) } undertake(1.zerine almak, stlenmek, sorumlulugunu almak, yklenmek 2.sz vermek, garanti etmek, bir eyi yapacana sz vermek, yada bireyi yapmay kabul etmek){(n|s)?|undertook)} ranch(byk iftlik){(es)?)} come out(1.kmak, grnmek, gzkmek 2.(iek) amak 3.(yayn) yaymlanmak, piyasaya kma 5.ortaya kmak 6.szcklerin sylenmesi 7.bir eyi desteklediini yada kar olduunu akla durup greve gitmek 9.gay olduunu artk gizlememek 10.gen kzn sosyeteye tantrlmas 11. sth)) yerinden kmak // kir iz vb silerek yada ykayarak yerinden karmak 12.(- (at sth) ) belirli bir rakama yada masrafa eklenmek, yekn olarak tutmak 13.(- in) ciltte l eke dkmek 14.(- of yourself) kabuunu krmak, rahatlayarak kendine daha fazla gvenerek

dier insanlarla daha sosyal hale gelmek 15.(- of sth) kaynaklanmak, kmak){|comes o ut|coming out|came out)} depart(1.yola kmak, ayrlmak, gitmek 2.iinden ayrlan 3.(- this life) lmek 4.(- from st den sapmak, -den ayrlmak, normal olan davran biiminden farkl davranmak){(ed|s|ing)?)} short notice(az mhlet, ksa sre) dodge(1.yana kamak, kenara sramak, bir yana kap -den kurtulmak 2.kurnazlkla/hileyle a tmak, kurtulmak, yrtmak 3.kurnazlk; hile; dolap){(d|s)?|dodging)} bombshell(1.srpriz, bomba etkisi yapan ey 2.(blonde -) sarn bomba) mutilate(1.ktrm etmek, sakatlamak, birinin vcuduna ok ciddi hasar vermek zellikle kes k yada baz paralar kopararak 2.bir eye ok ciddi hasar vermek){(d|s)?|mutilating|mutil ation)} rip off(1.(- sb) kazklama, birisini bir rn ok pahalya yada ok kalitesiz rn vb sat k 2.(- sth off) almak, yrtmek, araklamak){|rips off|ripped off|ripping off)} rip-off(1.kazklama, yolma, dediiniz paray hak etmeyen ey 2.bir eyin orjinali kadar pah al olmayan yada kaliteli olmayan kopyas) partisan(1.partizan, tarafgir, bir dnceyi, grubu yada kiiyi zerinde ok dnmeden ok kleyen kimse 2.ask. gerillac, partizan, lkesinin kontroln ele geiren dman kuvvetleriyl gizlice silahl mcadele veren gruba bal kimse){(ship|s)?)} jurisprudence(1.hukuk bilimi, hukuk ilmi, hukukun bilimsel allmas) overlook(1.gzden karmak, gzden kamak 2.-e gz yummak, -i grmezlikten gelmek 3.bakmak, olmak (manzara), bir binadan bahsedilen eyi grebilmek 4.uygun olabilecek olsa bile birisini bir i yada mevki iin dnmemek, atlamak){(ed|s|ing)?)} underling(1.bakasnn emrinde olan kimse, ast, mevkice aa kimse) handily(1.elverili olarak, uygun olarak 2.kolay bir ekilde, kolayca) drag on(1.devam edip gitmek, uzadka uzamak, bitmek bilmemek){|dragged on|drags on|dr agging on)} bogus(sahte, dzme, taklit) felony(ar su ileme mesela cinayet tecavz gibi, bu trden su){(felonies)?)} kickback(argo rvet, komisyon, karlnda yardm yada i almak iin yasad denen para) ridden(belirli naho eylerle dolu olan, istilasna uram, aknna uram, basm ;; ri_de zaman kipi) autocrat(1.otokrat, diktatr 2.despot, zorba, baka insanlarn kendisine itaat etmesini bekleyen ve onlarn duygularn dncelerini dikkate almayan){(ic|ically)?)} commanding(1.yetkili, resmi emirler verebilecek yetkiye sahip konumda olan 2.bir yar yada msabakay kazanacak durumda olmak, kontroln altnda olmas 3.sayg uyandran, ni saydran, kuvvetli ve insanlar kendisine hayran eden ve uymasn salayan 4.(bina) tep eden gren, manzaraya hakim 5.comm_a_nd fiilinin gemi zaman kipi) upstanding(1.drst, namuslu, doru 2.(be -) ltfen ayaa kalknz) stoop(1.eilmek, ne doru eilmek 2.kambur durmak 3.(- so low) alalmak, moral olarak dor lmayan kt eyleri yapabilecek duruma gelmek 4.(- to sth) alalmak, tenezzl etmek 5.kap n erandas yani kapnn nnde merdivenlerle kaya gelinen yer){(ed|s|ing)?)} besmear(kirletmek, pisletmek, bulatrmak, karalamak){(ed|s|ing)?)} slush(1.genellikle kirli olan ksmen erimi kar 2.abartlm duygusallkta sz, yaz, film, uygusallk){(y)?)} evade(1.-den kamak, saknmak 2.kanmak, saknmak, genellikle yasal olarak yapman gereken ir eyi bir biimde yapmamann yolunu bulmak 3.bandan savmak, savuturmak, (birinin sorus una, birine) cevap vermekten kamak){(d|s)?|evading)} zzbond(1.ba, iliki 2.bono, senet, tahvil 3.kefalet, hapisten kmak iin denen para 4.(mo tg_ag_e -) bankann ev vb alman iin sana verdii denmesi uzun sreye yaylan para 5.zincir , pranga 6.yasal yazl antlama yada taahht, mukavele 7.iki eyin birbirine balanmas tutt rulmas biimi 8.kimyada atomlar aras ba 9.tutturmak, yaptrmak, balamak, birletirmek 1 isi ile gvene dayal bir duygusal ba gelitirmek yada oluturmak){(ed|s|ing)?)}{(?<=junk )bond} recluse(1.bakalaryla grmeden yalnz yaayan, mnzevi){|reclusive)} dish towel(kurulama bezi){|dishtowel)} probity(doruluk, drstlk, namusluluk) civic(1.ehir ile ilgili, belediye ile ilgili, kentsel 2.bir ehirde yada ilede yaayan i nsanlarla ilgili balantl) muckraking(rezaletleri, skandallar ortaya karmak, insanlarn zel yaamlar yani kimseyle aylamak istemedikleri ksmlarla ilgili bilgi edinmeye alma faaliyeti)

nemesis(hak edilen ve kanlmaz ceza yada yenilgi) chivalrous(ovalye gibi, zellikle kadnlara kar nazik, drste davranan erkek){(ly)?)} facilitate(1.bir faaliyeti yada sreci mmkn klmak yada kolaylatrmak){(d|s)?|facilitati facilitation)} self-serving(karc, bencil, sadece kendi karn dnen) sidestep(1.kanmak, yan izmek, bir soruya cevap vermekten yada bir sorunla yzlemekten k ak 2.yana kamak, yana kayarak bir eyden kanmak mesela arabann arpmasndan){(ped|s|ping) )} abandon(1.terk etmek, brakmak, yzst brakmak 2. terk etmek 3. yarda brakmak, brakmak k 4. destei/yardm kesmek; bireye olan inancn yitirmek 5. kendini (bir duyguya) teslim etme/brakma 6. aldrszlk, kaytszlk, umursamaz bir biimde){(ed|s|ing)?)} philanthropist(hayrsever, yardmsever, ihtiyac olanlara ve fakirlere zellikle para ve rerek yardm eden zengin kimse) villain(1.(yk, film, vb.'de) ba kt adam 2.kt kimse, problem yada zarar yaratan kimse u 4.(the - of the piece) bir durumdaki tm sorunlarn kayna nedeni olan kimse yada ne sne genellikle esprili anlamda) guise(d grn, klf, maske, aldatc d grnm, birinin yada bireyin olaandan farkl ki bir gerei gizlemeye ynelik grnleri) intent(1.dikkatli, youn ilgi ve dikkat gsteren 2.niyetli, istekli, hevesli, kararl 3. bir eye tm dikkatini vermek 4.niyet, maksat, ama, gaye, kast 5.(to all -s and purpos es) neredeyse tamamen){(s|ly)?)} for good measure(fazladan, ek olarak) boot(1.izme, bot, potin 2.araba bagaj 3.tekme 4.(be given the -| get the -) sepetlen mek, kovulmak, ilikinin bittiinin sana sylenmesi, kna tekmeyi basmak 5.(the - is on th e other foot) eski amlar bardak oldu, durum deiti, eskiden otorite yetki birisinde ve dierlerinin zerinde ikin imdi durumun deiip o kiilerin eline gemesi senin zerinde kilerinin olmas 6.(put/st_ick the - in) zellikle yerdeyken birine ok sert tekme atm ak;; birisi zor durumdayken ona eletirerek saldrmak 7.(to -) sylediin bir eye yorum e klemek 8.tekmelemek, tekme atmak 9.bilgisayara iletim sistemi, program yklemek 10.( be/get -ed) araba ceza olarak hareket edemeyecei biimde balanmas 11.(- sb <-> out (o f sth)) birini bir yeri yada ii terketmeye zorlama){(ed|s|ing)?)} reassert(1.otoritesini tekrar kurmak, tekrar savunmak, yeniden ileri srmek 2.belli bir mddet etkin olmadktan sonra tekrardan etkili hale gelmek 3.bir eyin doruluunu aka kararlca tekrar ileri srmek){(ed|s|ion|ing)?)} decency(1.terbiye, edep, nezaket 2.(-ies) nezaket kuralllar){|decencies)} berate(azarlamak, fra atmak (Argo), halamak){(d|s)?|berating)} blacken(1.karartmak, siyahlatmak, karalamak 2.karalamak, lekelemek, kara almak){(ed| s|ing)?)} endowment(1.bir kuruma okula niversiteye para vererek bata bulunmak 2.allah vergisi, doutan gelen zel yetenek yada vasf) nefarious(sulu; ahlak kurallarna aykr, menfur) corruption(1.yozlama, bozulma, rme 2.yaz ve dilin aslnn bozulmas, bir kelime yada dey n formunun bir biimde orjinal haline gre deimesi mesela sylene sylene istanbulun isken der haline gelmesi gibi) gloomy(1.karanlk; lo, kasvetli 2.zgn ve mitsiz, kasvetli 3.i karartc, gelecekte faz ada mutluluk umudu barndrmayan){|gloomier|gloomiest|gloomily|gloominess)} malady(1.ciddi dert, illet 2.hastalk){|maladies)} allure(ekicilik, cazibe, batan karmak, cezbetmek 2(-ing) cazip, ekici, albenili){|allu ing|alluringly)} figure out(1.-i anlamak, -i zmek, dnerek bulmak 2.bir eyin miktarn yada ne kadar tu plamak){|figures out|figured out|figuring out)} draft(1.(yazda bir eyin) tasla, taslak 2.bankaya verilen yazl deme emri 3.askere alm porda yaplan dr_af_t 5.hava akm, cereyan 6.insanlar semek ve belli bir grevi gerekle mesi iin bir yere gndermek){(ed|s|ing)?)} arsenal(1.silh deposu, cephanelik 2.silah kolleksiyonu tabanca patlayc gibi) artillery(1.toplar, (top gibi) ar silahlar 2.topu snf) refract(1.(nlar) krmak, (su, hava, cam vb) belli bir aya gelen n ynn deiti irrespective(1.-e bakmaksizin, -e aldirmadan, gz nnde bulundurmayan, hesaba katmaya n) combatant(1.sava, muharip. 2.dv. 3.ateli bir tartmaya katlan kimse)

broad(1.geni, enli 2.(bir lmden sonra belirtilir) geniliinde 3.(ok farkl nitelikte) yada nesne ieren, kapsaml, pek ok eyi ieren 4.genel, ayrntlara girmeyen 5.engin, byk alan kapsayan 6.(acc_ent ile) belirgin bir ivesi olan 7.(hi_nt ile) birisinin ne dndn a istediini aka ortaya koymas 8.(a - church) farkl pek ok gr kabul eden, benimseye asyon 9.(- daylight) gpegndz 10.(it's as - as it's long) ayn kaya kar, hi farketmez go eksik etek, kadn){(er|est)?)} lieutenant(1.ask. temen 2.sonrasnda bir rtbe varsa o rtbenin bir alt rtbesi anlamna ge lir 3.(amerika) polis yzbas 4.vekil; yardmc, sa kol, kendisinden st konumda bulunan b ne yardmc olan yada o kii yokken grevlerini stlenen kimse) sediment(1.tortu, kelti, posa, svnn dibine oturan kat madde 2.(jeoloji) su dibinde bi en ey, tortul tabaka){(ary|s|ation)?)} stampede(1.lgnca kouma/kama. f. (bir grubun) lgnca koumasna/kamasna yol a nn ayn eyi yapmaya yada baarmaya alt durum, izdiham 3.acele ettirmek, birini ona z e zaman tanmadan hemen bir ey yapmaya zorlama){(d|s)?|stampeding)} interlace(1.birbirine gemek; birbirine geirmek, birbirine dolamak, rg yapmak){(d|s)?|i nterlacing)} in the air(1.mevcudiyeti yada gereklemekte olduu baz insanlar tarafndan hissedilen 2. (up -) karara baglanmamis,belli degil) anomaly(anomali, anormallik, normal olmayan yada beklenilenin dnda olan) apt(1.uygun, yerinde, mnasip 2.egilimli, yatkin 3.akll ve abuk kavrayan, zeki){(ly|nes s)?)} pluck(1.(sa kl vb) ekerek koparmak 2.tylerini yolmak 3.(telli algi) almak, enstrman ini ekerek almak 4.birini bir mekandan yada durumdan karmak zellikle tehlikeli yada n aho, kurtarmak 5.(iek, meyve) toplamak, koparmak 6.(- sth out of the air) zellikle s orulan bir soruya cevap vermek zere zerinde dnmeden bir isim rakam vb sylemek 7.(- up (the) coura_ge (to do sth)) cesaretini toplayarak bir eyi yapmak 8.(- at sth) -yi parmaklaryla genellikle birden fazla kere hafife tutup ekmek 9.cesaret, yreklilik){ (ed|s|ing)?)} epigram(nkteli ksa iir, sz, bir dnceyi zekice yada esprili bir biimde ifade eden k a ifade){(matic|s|)?)} resourceful(becerikli, her eye are bulur, her iin altndan kalkar, ileri yapacak yollar ulmada, problemleri zmede vb becerikli olan){(ly|ness)?)} gadfly(1.atsinei 2.bir eyi yaptrmak iin rahatsz edecek derece srarc olan yapkan t lies)} tiresome(1.can skc, skc, bezdirici, bktrc){(ly)?)} migratory(1.gmen, gebe, ger. 2.gle ilgili) scant(kt, ok az, yetersiz, kstl) solace(1.avuntu, teselli, avunma; avutmak, teselli etmek) doctrine(1.prensip, reti, doktrin, ilke 2.devlet politikasnn beyenat) riot(1.isyan, ayaklanma, bakaldr 2.cmb, bir eyin ok sayda farkl tipinin kolleksiy ence, amata, ok elenceli ve holanlan kimse yada olay 4.(run -) saldrganca ve/veya kont rol d davranan kimse;; (duygu, dnce vb) serbest brakmak, gem vurmamak;; (bitki) abuca ek ve etraf sarmak){(ed|s|ing)?)} multiplication(1.oaltma; oalma. 2.mat. arpma, arpm) unitize(birim yapmak, birimletirmek, birimlere ayrmak){(d|s)?|unitizing)} tap(1.tklatmak, hafife dokunmak, hafife vurmak 2.mevcut olan bir enerji kayna, bilgi v kullanmak, yararlanmak 3.(telefon konusmalarini) gizli baglanti kurarak dinleme k, bu ii yapan cihaz 4.aatan sv elde etmek iin yaplan kesik atma ilemi 5.belirli bir apmas iin birisini semek 6.(- sb for sth) birisini sana birey vermeye ikna etmek zell ikle para 7.(- sth<-> in/ out) makinaya bilgi, rakam, harf vb bir tua basarak gir mek 8.(- sth <-> out) bir yzeye hafife vurarak ritm tutmak;; bilgisayar yada cep t el kullanarak bireyler yazmak 9.musluk 10.gaz musluu, vana vb 11.(on -) hazr, her z aman iin kullanlmaya hazr;; fda olan bira;; zerinde tartlan yada hazrlanan ve yak ek olan){(ped|s|ping)?)} apportion(1.bltrmek, paylatrmak){(ed|s|ing|ment)?)} enforce(1.uygulamak, tatbik etmek, yerine getirmek, insanlarn belirli bir yasaya ya da kurala uymalarn salamak 2.zorlamak, zorla yaptrmak, bir eyin olmasn salamak yada b sini bir eyi yapmas iin zorlamak 3.(-r) grevi bakalarnn gerekletirmeler gereken eyle gerekletirmelerini salamak olan kimse zellikle devlette){(d|s|able|ment|r)?|enforci ng)}

savage(1.vahi, yabanl, yabani, saldrgan ve iddetli; byk zararlara neden olan 2.ok a ieren 3.yabani, gelimemi, barbar 4.zalim, acimasiz, gaddar adam 5.(bir hayvann) vahi ce saldrmas ve ciddi yaralanmalara neden olmas 6.birisini ok ar eletirmek){(d|s)?|sava ing)} abuse(1.ktye kullanmak, suistimal etmek, br eyin yanl yada zararl kullanm 2.kt m anmak, birisine haksz, gaddar yada vahice davranmak 3.svg, kfr, svp sayma 4.gc yada i hakszca yada yanl biimde kullanmak, suistimal etmek 5.cinsel ynden suistimal etmek, tecavz etmek){(d|s)?|abusing)} dispute(1.tartma, mnakaa, anlamazlk, ihtilaf 2.doruluundan phe etmek 3.bir eyin rme yada kazanma uruna mcadele etmek){(d|s)?|disputing)} diabolical(1.eytani, eytanca 2.ok ok kt yada rahatsz edici, berbat, boktan){(ly)?|di c)} needy(1.yoksul, fakir, muhta 2.z gveni olmayan ve baka insanlarn sevgisine ve duygusal desteine ihtiya duyan){|needier|neediest)} board(1.zellikle tahtadan olan kaplama, deme, uzun ve ince dayankl malzemeden olan yer kaplamasnn yapm, duvarlarn yapm, at rts yada botlarn yapmnda kullanlr 2.taht en yaplan ve zel bir ama iin kullanlan nesne, not tahtas, pano, karatahta, ekmek taht as, oyun tahtas vb. 3.ynetim kurulu 4.baz kurulu, organizasyonlarn isminde kullanlr, um 5.otel yada konuk evinde kalndnda temin edilen yemekler yada bu yiyecekler iin kiin in dedii para 6.abd de niversiteye bavurulduunda girilen snavlar 7.tiyatro sahnesi 8.b uz hokeyi sahasnn evresini saran alak tahta duvar 9.(a cross the -): bir ikette, endst ride vb. herkezi yada hereyi ieren, kapsayan 10.(go by the -): suya dmek (plan umut v.s.), boa kmak; artk mmkn olmamak 11.(on -): gemide, uakta yada trende olmak;; bir d yada projeye desteini vermek 12.(take sth on -): bir fikri yada neriyi anlamak ve kabul etmek 13. gemiye, uaa yada trene binmek 14.uak yada geminin yolcu almas, yolc ularn binmesi 14.para karlnda birinin evinde kalmak ve o evde yemek yemek, evin odasn ralamak gibi 15.yatl okumak 16.(- sb out): okulunun, iinin vb. dnda bir yerde birinin yaamasn ayarlamak tabii para karlnda 17.(- sth out): pencere, kap vb. tahta ile kapl {(ed|s|ing)?)} turn away(baka tarafa dndrmek, kovmak, defetmek, geri evirmek, bir mekana birisinin gi rmesine izin vermemek){|turns away|turned away|turning away)} bar(1.bar, iki vb. iilebilen mekan 2.bar tezgah, tahta uzun ve geni tezgh zerinde ik servis edilebiliyor 3.sandvi kafe, kahve kafe gibi belirli bir yiyecek yada iecein ana servis edilen ey olduu mekanlar 4.(ikolata yada sabun) dz kenarlar olan ey, kalp 5 demir ya da tahta parmaklk; engel, bariyer, ubuk 6.elektrik sobas stc teli 7.(spor) ka e direi 8.ince k yada renk demeti 9.engel, mani 10.mz. l izgisi 11.avukat, avukatlk 12.atmosfer basnc l birimi 13.(not have a - of sth): bir eyle hibir ilgisinin olmamas ulamamak 14.(behind -s): hapiste olma 15.(set the -): bir performans yada kalite standartn belirleme, tay en yksee koymak 16.srglemek, hapsetmek, parmaklkla evirme lk takmak 17.nn kesmek, engellemek, yolu geii vb kapamak bloke etmek 18.engellemek, me netmek, yasaklamak 19.birisi yada birey haricinde, hari, -den baka, saymazsak){(red |s|ring)?)} deficiency(1.eksiklik, eksik, yetersizlik; yoksunluk, noksanlk 2.kusur, noksan; onu daha az baarl klan birisi yada bireydeki kusur yada zayflk){|deficiencies)} handicap(1.sakatlk, zr, zihnini yada vcudunun bir ksmn kullanmay ok zor yada imkan tiren devaml kalc fiziksel yada zihinsel durum 2.engel, birinin bir eyi yapmasn glet y 3.(yaris, vb.'de) daha gllerin iini zorlatrmak bylece daha eit bir yar olmasn s rilen dezavantaj 4.engel koymak, engel olmak, ket vurmak, iin zorlatrmak 5.(-ed) zrl, akat){(ped|s|ping)?)} frugal(1.tutumlu, idareli, sadece ihtiyac kadar para harcayan yada yiyecek tketen 2. (yemek, yiyecek) kk, sade ve ucuz, kanaatkar){(ly|ity)?)} dissipate(1.yok olana kadar bir eyi adm adm zayflatmak yada bir eyin zayflamas, yok , yok olmak 2.israf etmek, boa harcamak, arur etmek, bir eyi mesela zaman para yada enerji en iyi biimde kullanm salayacak biimde planlamayarak boa harcamak 3.ok fazla a l tketmek gibi zararl aktivitelere dkn olan zevk alan, sefih){(d|s)?|dissipating)} reliance(1.-e gven, -e itimat, -e bel balama, varolabilmek iin baarl olabilmek iin vb irine yada bir eye ihtiya duyma durumu;; birine yada bireye gvenebilme bel balayabilm e durumu) grossly(1.(olumsuz zellikleri belirtmede) fena halde, ar biimde) accord(1.anlama, uzlama 2.(in - (with sth/sb)): uyumlu, uyum, ahenk ierisinde, ayn fik

irde 3.(of your own -): kendi rzasyla, kendiliinden, kendi isteiyle, kendi bana 4.(wit h one -): hep birlikte, oy birliiyle, herkesin onayyla, herkesin rzasyla 5.birine yad a bireye yetki, itibar yada belirli biimde bir davran gsterme verme 6.uymak, birbirin i tutmak, badasmak){(ed|s|ing)?)} potent(1.etkili, vcudunda yada zihninde kuvvetli etkisi olan 2.gl, kuvvetli){(ly)?)} paucity(1.azlk, ktlk, yetersizlik) streamline(1.aerodinamik ekilde yapmak, havada yada suda hzl biimde hareket edebilecek przsz bir ekil vermek 2.(isyeri, sistem, organizasyon vb.) verimlilik dzeyini artirm ak bylece daha iyi ilemesini ve paradan tasarruf etmesini salamak){(d|s)?|streamlin ing)} stoic(1.aclara gk demeden katlanan kimse, acya yada belaya sylenmeden katlanan yada ne hissettiini belli etmeyen, stoik 2.sevin veya kederin kolaylkla tesir edemedii kims e){(al|ally)?)} seminole(1.byk ksm oklohoma ve floridada yaayan amerikan yerlisi kzlderili) score(1.bir oyunda yada mcadelede takmn yada oyunun kazandrd gol, puan says, skor in bir testten, snavdan doru cevaplarnn karlnda ald puan, test sonucu 3.mz. part in notas 4.film yada oyun iin yazlan mzik 5.yirmi tane ieren yada yada bu sayya ok yak sayda ieren kme yada grup 6.(-s) o. ok sayda 7.izgi, entik, kertik 8.mevcut durum ha i gerekler 9.(on that/this -) o nedenle, o konuda 10.gola atmak, puan kazanmak 11 .puan, skoru tutmak, kaydetmek 12.snav yada testten puan almak 13.deerlendirmek, bi rine yada bireye belirli bir puan vermek 14.belli sayda puan hak etmek, belli bir p uan etmek 15.baar kazanmak;; avantaj elde etmek 16. bir yada daha fazla mzik enstrma n yada ses iin mzik yazmak, aranje etmek 17.bir yzey zerinde entik yada iz yapmak 18.( ellikle erkein) kar cinsten yeni bir partnerle cinsel ilikiye girmesi 19.uyuturucu al mak yada elde etmek 20.(- off sb) morartmak, bozmak, agzinin payini vermek, alt etmek, aptal durumuna drmek, susturmak (tartmada) 21.(- sth<-> out/ through) stn kara ak izmek, zerine izgi izmek){(d|s)?|scoring)} ensue(ardndan gelmek, izlemek, sonradan gelmek, sonucu olmak, domak){(d|s)?|ensuing) } intervene(1.(yardm etmek yada daha iyi duruma getirmek iin) mdahele etmek, araya girm ek 2.birisi konuurken bir ey sylemek amacyla lafn kesmek 3.bir eyi engelleyecek, ertel yecek ekilde olumak 4.iki olay yada mekan arasnda mevcut olmak, bulunmak){(d|s)?|in tervening|intervention)} breakneck(ok hzl ve tehlikeli) clog(1.doldurmak, dolmak, tkamak, tkanmak 2.tamamen tahtadan yaplan ayakkab yada taban kaln tahtadan zeri deriden olan ayakkab, takunya, naln){(ged|s|ging)?)} huckster(1.bir eyi satmak iin agresif yda rahatsz edici yntemler kullanan kimse 2.ipo rtac, seyyar satc, eve gelip sat yapan kimse) odor(1.koku zellikle naho olan 2.(be in good/bad - (with sb)): birinin desteini yada onayn almak yada almamak){|odour)} wash away(1.(su/dalga) birini yada bireyi alp gtrmek, tamak, srklemek, ykayp temi k, srklenmek){|washes away|washed away|washing away)} straw(1.saman, hasr, saman p 2.tek yada birka tane saman, kam 3.pipet 4.(clu_tch/gr_ t -s): uan kutan medet ummak, zor yada umutsuz bir durumda elinden gelen hereyi yap arak bir zm yada umut bulmaya abalamak ama bunun gerekleecek olmas neredeyse olanaksz masna ramen 5.(the last/final -| the - that breaks the ca_mels back): bir seri kt ol aylarn sonuncusu yle ki artk buna dayanmann yada kabul etmenin mmkn olmad nokta 6.(a the wind): gelecekte ne olabilecei ile ilgili ufak iaret, belirti){(s)?)} glut(1.bolluk, fazlalk, gereinden okluk 2.doldurmak, tka basa doldurmak, bomak, birey gereinden ok fazlasn temin etmek, salamak){(ted|s|ting)?)} remedy(1.ikar yol, umar, are, zm 2.ila, tedavi, deva 3.hakkn yerine getirilmesi iin arn gsterdii yol, yasal zm yolu 4.bir eyi dzeltmek yada iyiletirmek, dzeltmek){(ing dies|remedied)} forestall(1.nce davranip engellemek, engel olmak, nne gemek, nlemek){(ed|s|ing)?)} ruinous(1.ok paraya mal olan ve karlayabileceinden ok daha fazla, iflas ettirici, bat k zarar veren, mahvedici, tahrip edici 3.(bina, ehir vb) harap, ykk; viran){(ly)?)} inept(1.beceriksiz, yeteneksiz; uygunsuz, yersiz, ahmaka, beceriksizce yaplm yada davr anlm){(ly)?)} consolidate(1.glendirmek, salamlatrmak, pekitirmek 2.birletirmek; birlemek 3.tic. k e etmek, vadesini uzatmak){(d|s)?|consolidation|consolidating)}

integration(1.btnleme, birleme, integrasyon, entegrasyon, bir araya getirerek berabe r almalarn salamak 2.dil, renk, din, rk gibi nedenlerle birbirlerinden kopuk olan insa lar bir araya getirmek, kartrmak) upstream(1.akntya kar, ak yukar){(s)?|upriver)} downstream(1.aknt ynnde, ak aa 2.rman evresinde denize yakn olan 3.daha nce si olarak oluan gerekleen, art){(s)?|downriver)} cozy(1.rahat, scak, samimi, ho, gvenli zellikle ufak ve evrili olduundan 2.arkadaa .(olumsuz) kolay ve uygun ancak her zaman drst ve doru olmayan 4.(- up to sb): zelli kle iine yarayacak birine arkadaa davranmak){(ing)?|cozier|coziest|cosy|cosier|cosi est|cozily|coziness|cozies|cozied)} propensity(1.belli bir davran biimine eilim, meyil){|propensities)} grubby(1.kirli, pis 2.drst ve etik olmayan aktiviteler ierdiinden naho olan, kirli){|g ubbier|grubbiest|grubbiness)} conundrum(1.muamma, zm ok zor olan problem 2.bulmaca, bilmece, kelime oyunlu bilmece) propound(1.ileri srmek, ne srmek, ortaya atmak, nermek){(ed|s|ing)?)} equanimity(1.sogukkanllk, temkin, sakinlik) throwaway(1.(yorum, sz vb) zerinde dikkatlice dnmeden aniden sylenen sz, bazen komik o mak amacyla 2.iadesiz, atlr, (rn vb) ucuza ertilen ve kullanldktan sonra atlmas d lanmlk) upshot(1.sonu, netice, bir dizi olayn sonucu neticesi) humdrum(1.tekdze, monoton, skc, skc ve her zaman ayn olan) conversant(1.-e aina, -i iyi bilen) tile(1.karo; karo fayans, fayans; karo seramik, mozayik, dz genellikle kare olan se ramik hal yada dier malzemelerden yaplan ve yerleri ve duvarlar kaplamak iin sralar ha linde kullanlan 2.kiremit 3.baz masast oyunlarnda kullanlan dz ufak paralardan her bi 4.(duvar/yeri) karoyla kaplamak 5.bilgisayar ekranndaki ok sayda pencereyi dzenleyere k ekran birbirlerinin zerini rtmeyecek biimde kaplamasn salamak){(d|s)?|tiling)} putsch(1.ani ayaklanma, hkmet darbesi, hkmeti zor kullanarak yerinden etmek iin dzenle nen ani giriim) fore(1.(be/come to the -): ne kmak, sivrilmek, nemli hale gelmek 2.(brina sth to the ): bireyi insanlar tarafndan fark edilir hale getirmek 3.ba taraf, pruva, geminin h ava tatnn yada hayvann nnde yer alan 4.n, ndeki, ba taraf, n taraf 5.golfte insanl e durduklar ynnde uyarmak) delineate(1.bir eyi detayl biimde tanmlamak, izmek yada aklamak; betimlemek, tasvir ){(d|s)?|delineating|delineation)} warrant(1.yetki belgesi, bir yarg tarafndan imzalanan ve polise bir ey yapma konusunda yetki veren yasal belge 2.para servis vb. almanza hak tanyan belge, yetki , izin belgesi 3.(genelde olumsuz cmlelerde kullanlr) gereke; hakl neden 4.gerektirmek, icap ettirmek 5.(I/I'll - (you)): garanti etmek, temin ederim ki){(ed|s|ing)?)} willful(1.kastl, mahsus yaplan 2.isteinde inat eden; dncesinde inat eden; ok bencil lde inat, sz dinlemez, kafasna koyduunu yapmada kararl baka insanlarn ne istediklerin msemeyen){(ly|ness)?|wilful|wilfully|wilfulness)} descry(1.aniden birini yada bireyi grvermek, farketmek, ayrt etmek){(ing)?|descried|de scries)} delicate(1.hassas, narin, kolayca krlabilen yada zarar gren 2.hastalklara pek dayankl mayan, narin 3.ufak ve harika grnml yada ekilli 4.ok dikkatli ve detayl biimde olutu yada yaplan, (alet, vb.) duyarl, hassas 5. 6.becerikli, dikkatli ve duyarl ele aln ge rektiren yada sergileyen, duyarl, hassas 7.hafif (koku/tat/renk){(ly)?)} daunt(1.yldrmak, cesaretini krmak, gzn korkutmak 2.(nothing -ed): gz korkmam, yap iin kendine gvenen){(ed|s|ing|ingly)?)} full-fledged(tam, gerek, ehliyetli, drt drtlk, tamamen gelimi; bir ey iin gerekli o eliklerin hepsine sahip){|fully fledged)} happenstance(1.tesadfen, ans eseri, rastlant) weave(1.dokumak, rmek 2.iekleri yada ahap paralarn kvrarak bir ey yapmak, bkmek, mak 3.ileri srmek, sunmak, nermek, bildirmek, anlatmak, olaylar detaylar gerekleri bi r araya getirerek bir hikaye oluturmak yada birbirine bal bir btn haline getirmek, br araya getirmek 4.zikzak yaparak hareket etmek, zikzak izmek 5.(- your magic| - a spell (over sb)): cezbedici yada ilgi ekici biimde davranmak yada hareket etmek ya da birini belirli bir biimde hareket etmesini salamak, hnerlerini gstermek 6.dokuma, rme){(s|d)?|wove|woven|weaving)}

toll(1.(yol, kpr, vb.) geis creti 2.bedel, bir sava yada felakette vb lenlerin ve yar rn says yada hasarn miktar 3.yava dzgn aralklarla alan an sesi 4.ehirleraras tel take a heavy - (on sb/sth)| take its - (on sb/sth)): (bir ey) (-e) ok zarar vermek ; byk bir kayba sebep olmak 6.an almak, gong almak){(ed|s|ing)?)} plausible(1.(zr yada aklama) akla yakn, makul, inandrc 2.inandrc, zellikle insa t ve iten gzken){|plausibly|plausibility)} apologetic(1.zr dileyen){(ally)?)} per se(1.kendi bana, kendiliinden, dier eylerden bamsz olarak) dictum(1.vecize, zdeyi, insanlarn her zaman doru olduuna ve izlenmesi gerektiine inan r ifade deyi){(s)?|dicta)} adherent(1.taraftar, yanda, bir politik partiyi yada bir dnce biimini destekleyen kim se) demarcation(1.snr ekme, snrn belirleme, i tipi insan gruplar arazi gibi iki eyi ay a izgi) stray(1.sapmak, istemden olmas gereken mekandan uzaklamak 2.(konudan, dnceden vb) sapm k, ayrlmak, uzaklamak 3.eini yada sevgilisini aldatmak 4.kaybolmus ev hayvan; evi ol mayan hayvan 5.insanlardan yada benzeri eylerden ayr dm, serseri (kurun); tek tk 6.sa inden ayr dm kaybolmu yada sahibi olmayan hayvan){(ed|s|ing)?)} ascribe(1.(kitap vb) belli bir kii tarafndan yazldn dnmek yada beyan etmek, atfet k, stne atmak, atfetmek, -e yormak 3.birisi yada bireyin belli zelliklerinin olduunu yada olmas gerektiini dnmek, atfetmek){(d|s)?|ascribing|ascribable|ascription)} mar(1.bozmak, mahvetmek, iyi olan bir eyi bozmak yada zarar vermek){(red|s|ring)?)} trivial(1.deersiz, nemsiz, nemli yada ciddi olmayan dikkate almaya gereksiz){(ly)?)} minutiae(1.ok ufak ayrntlar) prescient(1.ileriyi gren, gelecei gren, nsezileri gl, bir eyleri gereklemeden bil iyormu gibi grnen){|prescience)} scoop(1.kepe 2.kepe ile alnan miktar (iki kepe orba) 3.haber atlatma (gazete), haberi lk verme (gazete) 4.birisi yada birey hakknda en son bilgiler zellikle herkes tarafn dan bilinmeyen bilgiler ieren 5.kepe ile karmak 6.birini yada bireyi hzl ve srekli h ketle hareket ettirmek yada kaldrmak 7.vurgun, byk kazan, birey kazanmak zellikle byk ktarda para yada dl 8.(-ed) (kadn elbisesinin boyun ksm vb.) derin kesimli ve yuvarla k, dekolte){(ed|s|ing)?)} inert(1.hareket edemeyecek durumda olan, gc tkenmi; hareketsiz, duraan 2.kimyasal etki lii az olan veya olmayan, tesirsiz, eylemsiz) dilate(1.geniletmek, genilemek, bytmek, amak){(d|s)?|dilating|dilation)} proclivity(1.eilim, yatknlk, meyil){|proclivities)} contemplation(1.derin derin dsnme, dsnceye dalma 2.dikkatle seyretme, izleme, bakma 3.(in -): gz nnde tutmak, zerinde dnmek) savour(1.(zellikle yava ierek veya yiyerek) tadn karmak, zevkine varmak 2.bir duygud da deneyimden tamamen zevk almak, tadn karmak 3.(- of sth): (zellikle kt bir eyi) haf iermek 4.tat, lezzet, eni){(ed|s|ing)?|savoring|savors|savored)} for sure(1.kesinlikle yle, mutlaka, phesiz, kesin, phe iermeyen) clear-cut(1.ak, net, belirli olan ve tanmlamas yada grmesi kolay olan) jade(1.yeimta, mcevher ve dekoratif objelerin yapmnda kullanlan yeil ve sert ta 2. aplm objeler 3.ak parlak yeil rengi 4.(-d): ok yorgun, bitkin, isteksiz, bkkn, genel bir eyden ok fazla olduundan dolay yorulmu ve sklm){(d)?)} canonical(1.hakiki kabul edilen kutsal kitaplarda geen yer alan;; byk sayg gren edebi yat eserleri ile balantl 2.kilise kanununa gre tayin edilen 3.matematikte en basit k abul edilen formda) dissolution(1.evlilii i antlamasn yada parlementoyu feshetme, resmi olarak sonlandrmak 2.bir eyin kademe kademe sona erme yok olma sreci 3.bir organizasyonu vb datma eyle mi, tasfiye) virtually(1.neredeyse, hemen hemen 2.bilgisayar yazlm kullanarak bir eyi varm gibi gst rmek, sanal gereklik teknolojisini kullanmak) flair(1.yetenek, kabiliyet 2.gsterili uslup, hayal gcn de ieren baz eyleri ilgi ekic de yapabilme becerisi) chasten(1.yola getirmek, slah etmek, akln bana getirmek, uslandrmak, birisini yapt dolay pimanlk duymasna yol amak){(ed|s|ing)?)} miscellanea(1.zellikle edebiyat iir mektuplar vb toplanarak bir araya getirilen ne sneler)

adept(1.olduka zor olan bir eyi yapmakta iyi olan, becerikli, maharetli){(ly)?)} put off(1.(put sb^ off):birisiyle ayarladn grmeyi yada antlamay iptal etmek;; birin ni yada bireyi sevmemesini yada birine yada bireye gvenmemesine neden olmak 2.(- sb off sth) konsantrasyonunu bozmak;; tattan indirmek 3.(- sb off sth/sb) soutmak, he vesini krmak, ilgisini yitirtmek 4.(- sth^ off) ileriye almak, ertelemek, bir eyi daha ileri bir tarihe yada zamana deitirmek){|puts off|putting off)} boom(1.(bir yerin ticaret, ekonomik aktivite, nfus v.b.) hzla ykselmek, patlamak (olu mlu bir ekilde) 2.bir eyin mesela spor yada belli tr mzik aniden ok popler ve baarl dnem 3.yelkenlilerde ana diree dik ekilde tutturulan ve yelkeni dndrmeye yarayan ubuk 4.gmbrt, derin ve ykses sesli ses 5.akarsularin yada limann gereiine gerilen ve geisi eyen yzen bariyer 6.mikrofon yada dier eyleri tayan altlk 7.gmlemek, grlemek, gmbrd ed|s|ing)?)} assailant(1.saldrgan, eletirici, dil uzatan, birisine zellikle fiziksel olarak saldran kimse){(s)?)} dizzy(1.ba dndrc, ba dnen, sersemlemi 2.ba dndrc, bir durumun ok hzl dei ghts (of sth)): nemli yada etkileyici pozisyon konum 4.(-ing): ba dndrc, sersemletici) {(ing)?|dizziness|dizzily|dizziest)} follow suit(1.kart oyunlarnda oynan kartn ayn cinsinden bir kart oynamak 2.ayn eyi ya pmak, bakasnn yaptnn aynsn yapmak) break through(1.buyuk bir bulus keif veya ilerleme yapmak 2.yarp gemek, bir eyden g k anarak yol amak 3.(gne, ay) bulutlarn arkasndan kmak, ortaya kmak 4.stesinden gelme sinin tavr tutumu ve bunun yaratt zorluklarla baa kmay baarmak){|broke through)} wholesale(1.toptan, toptan satlan veya alnan 2.byk apta, geni apta olan, kapsaml, z. tan) persist(1.-de srar etmek, -de ayak diremek, -de inat etmek 2.srmek, devam etmek, srdrm ek, var olmaya devam etmek){(ed|s|ing)?)} amicable(1.arkadaa, dosta, nazike ve arkadaa kavga etmeden tartmadan yaplan veya b icably)} crumble(1.ufalamak, paralamak, ok kk paralara ayirmak 2.bina yada arazi paras cr_um yorsa baz paralar kopuyor ayrlyor dklyor demektir 3.baarsz olmaya balamak yada da gelmek yada sona gelmek 4.meyve ile yaplan bir tatl){(d|s)?|crumbling)} take the cake(1.gerekleen yada birisinin yapt en rahatsz edici spriz vb olan, zerin ak, birinci gelmek){|takes the cake|took the cake|taken the cake|take the biscui t|takes the biscuit|took the biscuit|taken the biscuit)} zzrighteous(1.drst, erdemli, doru, ahlaki olarak doru ve iyi olan 2.ahlaki olarak kab ul edilebilir yada adil olduunu dndn, adil){(ly|ness)?)}{(?<=self-)righteous} portend(1.delalet etmek, iareti olmak (kt), (kt bir seyin) habercisi olmak){(ed|s|ing) )} scrub(1.fralamak, ovmak, ovalamak, fra ile ovmak 2.iptal etmek 3.(- sth^ off| - sth of f sth): ovalayarak bir yzeydeki nesneyi karmak, temizlemek 4.(- sth out): bir eyin ii ni genellikle su ve sabun kullanp serte ovarak temizlemek 5.(- up): (doktor, hemire ) bir operasyondan nce el ve kollarn ykayp temizlemek 6.ovmak, ovalamak 7.ufak al ve a r 8.allk, fundalk, maki orman 9.(-s): cerrahlarn ameliyat srasnda giydikleri zel ky bed|s|bing)?)} knack(1.yatknlk, yetenek, hner 2.eilim, alkanlk, belli bir eyi yapma alkanl) baldhead(1.kel kimse, dazlak kimse){(ed|s|ing)?)} adage(1.atasz, zdeyi, vecize, dnya yada insanlar hakknda genel bir doruyu ifade eden b lindik deyim ifade) plaintive(1.hazin, hzn dolu, alamakl, szlanan, dertli, yasl, znt dolu ve hafif ik arzda){(ly)?)} craven(1.dlek, korkak){(ly)?)} slothful(1.tembel) fizzle(1.zellikle yanan bir ey vzldamak uzun ssssssss sesi karmak 2.(- out): bosa ik kt sonulanmak, fos ikmak, giderek ktlemek ve hayal krkl yaratacak biimde sonlanm zzling)} septic(1.septik, mikroplu, (yara yada vcudun bir ksm) zararl bakteri kapm) bandit(1.haydut, ekya, silhl soyguncu){(s)?)} payroll(1.maa/cret bordrosu 2.bir firma tarafndan denen maalarn/cretlerin toplam mikta visceral(1.zerinde dikkatle dnmek yerine kuvvetli duygulardan kaynaklanan 2.i organla rla ilgili)

aversion(1.nefret, sevmeme, holanmama) overrun(1.istila etmek; kaplamak 2.gemek, amak, amalanandan niyetlenilenden daha fazl a zaman yada para gerektiren){(ning|s)?|overran)} wary(1.dikkatli, tedbirli, ihtiyatl){|warier|warily|wariness)} wane(1.azalmak, eksilmek, zayiflamak; batmak, sonmek 2.(ay) dolunaydan sonra gitti kce kuculmek 3.(on the -): azalma, eksilme, solma, sonme; d){(d|s)?|waning)} dormant(1.hareketsiz, etkin olmayan; uykuda, u anda aktif yada bymeyen ancak gelecekt e aktif yada byyebilecek olan){|dormancy)} welsh(1.Galce, galler lkesinin kelte dili 2.(the -) galler lkesinin insanlar 3.galler kesi ile insanlar ile yada dili ile ilikili 4.demeden kamak, demeden kamak, artlar ye e getirmemek, szn tutmamak){(ed|es|ing)?|welch|welches|welched|welching)} caudillo(1.(ispanyol) lider) hacienda(1.ispanyoca konuan lkede byk iftlik) garb(1.st ba, kilik kiyafet, zel giysi, kyafet zellikle srad giysi yada belirli ti imse tarafndan giyilen) precept(1.kaide, kural, ahlaki kural, ilke, nasl davranlmas yada dnlmesi gerektii k aki kural){(s)?)} indoctrinate(1.telkin etmek, beynini ykamak, doktrinletirmek, alamak, doktrin haline g etirmek){(d|s)?|indoctrinating|indoctrination)} real estate(1.emlk, gayrimenkul, tanmaz ma, arazi yada bina formunda varlk 2.emlaklk) spare(1.u anda kullanlmayan yada u anda ihtiya duyulmayan, bota 2.yedek, fazla 3.bo z n, almak yerine kendi istediini yapabilecein zaman 4.zayf ve genellikle olduka uzun ol n, sska 5.(go -):ok kzmak veya zlmek 6.(zaman, para vs) ayrmak 7.kanmak, kurtulmak 8. islamak; esirgemek; ayirmak 9.(efor, harcama vb) kanmamak, harcamak, ne gerekiyors a yapmak 10.(not - yourself): olabildiince ok almak 11.(- sb's blus_hes): birisini ut an verici bir durumdan kurtarmak 12.(- sb's feelings):birini krmamaya zen gstermek 1 3.(to -):fazla, (zaman, para vb) ihtiyacndan fazla olan 14.(-s):yedek para){(d|s)? |sparing)} sparing(1.tutumlu, idareli, az kullanmaya zen gsterme){(ly)?)} adjective(1.dilb. sfat){|adjectival|adjectivally)} scenery(1.manzara 2.(tiyatro) sahne dekoru) unsurpassed(1.esiz, emsalsiz, dier hereyden daha iyi yada byk olan) brace(1.skca nesneleri bir arada tutan cihaz yada bir pozisyonda tutup destekleyen ey , ba, kuak, destek, payanda, kebent 2.dii. tel, diteli 3.(-s):pantolon asks 4.(zayf aral bacaklar iin) metal destek 5.{} parantezleri 6.ift, iki, bir ift (avlanmada ldrle bir ift hayvan yada ku) 7.birisini yada kendini gerekleecek olan zor yada naho bir d urum iin hazrlamak 8.dmemek iin vcudunu yada vcudunun bir blmn skca bir eye bas mak 9.fiziksel olarak zor olan bir eyi yapmadan nce vucudundaki yada bir ksmndaki ka slar kasmak 10.salamlatrmak, desteklemek){(d|s)?|bracing)} baronial(1.baron ile ilgili, barona lyk) entourage(1.maiyet, nemli bir sahsin yanindaki, evresindeki kimseler, onunla yolcu luk eden bir grup insan) gallop(1.drtnala komak, drtnala gitmek 2.drtnala koturmak, acele gtrmek 3.(bir kimse l komak 4.drtnal, hzl gitme, drtnala gitme 5.(-ing):hzla artmak yada yaylmak){(ped|ed ping|ing)?)} northward(1.kuzeye doru){(s)?)} butler(1.ba uak, khya, bir evin ba erkek hizmetkr) hellion(1.yaramaz ocuk, haylaz ocuk, dier insanlar rahatsz eden kt davranl ocuk) molasses(1.eker pekmezi, ekerin artlmas ile retilen ve yemeklerde kullanlan kaln si n tatl sv){|treacle)} afield(1.(far/farther/further -): evden uzak, uzak, uzaktan, uzaklardan) amendment(1.yasay yada bir dkman iyiletirme yada hafif deitirme, yasa deiiklii, d anayasasna yaplan ek yada deiikliin ifadesi){(s)?)} autarchy(1.ekonomik bamszlk){|autarchies|autarkies|autarchic|autarkic)} belie(1.birinin yada bireyin yanl izlenimini vermek, yanltmak 2.yanl/sahte olduunu g k, yalanlamak){(d|s)?|belying)} clutter(1.karklk, karman ormanlk, danklk, bir yeri ok sayda eyle doldurma net epi 2.dzensiz bir ekilde doldurmak; ymak 3.(-ed): ok sayda eyle yada insanla dzensiz ak biimde dolu olmak yada kapl olmak, darmadan, tka basa){(ed|s|ing)?)} concordat(1.antlama, kilise ile devlet arasndaki anlama)

confrontation(1.farkl fikirdeki insanlar yada gruplar arasndaki sinirli anlamazlk duru mu, kar karya gelme, yzleme 2.(-al): sorunlar oturup konuarak halletmek yerine tart den olacak biimde insanlarla agresif biimde yzlemek eiliminde olan){(al)?)} zzcustomary(1.allm, geleneksel, adet olan, allagelmi, belirli bir durumda yada meka anlarn genellikle yapt ey 2.bir kimsenin tipik davran, allm, allan){|customar measure)} customary measure(1.amerikada kullanlan l sistemi SI gibi) cutthroat(1.kyasya, amansz, insanlarn birbirleriyle agresife ve drst olmayan yollarl abet ettii aktivite){|cutt-hroat)} devolve(1.(- on/upon sb/sth): -e gemek, -e kalmak, -e devrolmak, (parai mal vb) bir isi ldkten sonra sana kalmak 2.(grev, sorumluluk vb) yetki olarak senden stte birisi tarafndan sana verilmek 3.(-sth to/on/upon sb): (grev, sorumluluk, g vb.) senden da ha az yetkisi olan birine vermek 4.(-d) eer otorite yada g - yaplmsa daha az gc olan ine devredilmitir){(d|s)?|devolving)} do away(1.(-with sb/yourself): kendini yada birini ldrmek 2.(- with sth): bir eyi yap maya yada sahip olmaya son vermek;; bir eyi bitirmek, sonlandrmak, ortadan kaldrmak ){|does away|did away|done away)} entitle(1.hak vetmek, yetki vermek, hak tanmak 2.isimlendirmek, adlandrmak, bir oyun a kitaba vb isim vermek){(d|s)?|entitling)} extent(1.bir eyin ne kadar byk nemli ciddi vb olduu, kapsam, l, derece 2.uzunluk, b miktar, alan, genislik 3.(to ... -): bir eyin ne kadar doru yada ne derece etkisi nin olduunu belirtir, bir dereceye kadar, bir lde, ksmen) extol(1.vmek, methetmek, gklere ikarmak){(led|s|ling)?)} flagrant(1.(yaplan bir hareket, eylem) oke edici nk ak ak yaplmakta ve insanlar ya ie sayyor sayg gstermiyor, pervasz, aikr, gze batan, irkin, rezil){(ly)?)} fight off(1.birine yada bireye kar dverek direnmek, mcadele etmek){|fought off|fight )} fringe(1.alnin uzerine dusen kisa kesilmis sac, percem, kakul 2. sacak, puskul; Ba zi giyim esyalarinda veya dosemeliklerde kumas kenarlarina dikilen suslu iplikte n puskul 3. bir seyin kenarinda serit halinde bulunan binalar yada aaclar 4. dis kenar (alan, kalabalik) 5.(bir grup insan, olay yada aktivite) esas grup yada ak tivitenin paras olmayan 6.snr olusturmak){(d|s)?|fringing)} grandiose(1.(olumsuz) fazlasyla byk ve grkemli, atafatl, cafcafl, heybetli, ok etkile i gzken ancak pratik ve mmkn olmak asndan ok byk, karmak, pahal vb olan) hark(1.birine dinlemesini emir olarak syleme, nlem Dinle! 2.(- at sb): salaka bir ey s leyen yada fazla gururlu davranan birisinin dikkatini ekmek amacyla emir anlamnda k ullanlr, dinle, ne diyor bak!, hele una bakn!, yedii halta bakn hele! 3.(- back (to st h)): eskilere dnmek, gemiten sz etmek, gerilere gitmek;; sana gemii hatrlatan yada ge ki bir eye benzeyen onun gibi olan){(ed|s|ing)?)} infuriate(1.kudurtmak, ileden karmak, kzdrmak, deli etmek){(d|s)?|infuriating|infuriat ngly)} zzjunk(1.deersiz ey, vr zvr, dknt, hurda, p, ie yaramaz yada deeri ok az olara re zg alti dz yelkenli gemi 4.pe atmak, atmak, hurdaya ayrmak, skartaya ayrmak){(ed|s g)?)}{junk(?= bond| food| mail| shop| science)} junk food(1.tad gzel, besin deeri az olan yiyecek, abur cubur) junk shop(1.eski mobilya ve eyalarn ucuz fiyata alm satmn yapan dkkan, eskici dkkn) junk bond(1.toksit tahvil, yksek oranda faiz oran deyen ancak ok fazla risk ieren gen ellikle baka bir firmann hisselerini alabilmek iin abuk yoldan para ykseltmek amacyla kullanlmakta) junk mail(1.istemedii halde reklam olarak gelen posta) junk science(1.iyice aratrlm ve bilimsel gzken aslnda bunlar destekleyecek kantn teori ve dnceleri ifade etmekte) lay out(1.(- sb <->): yere sermek, vurup dsrmek;; ly gmlmeye hazrlamak 2.(- sth <-> ek, yere vb. sermek, bir eyi sermak amak bylece kolayca grnmesini yada kullanlr hale g lmesini salamak;; dzenlemek, hazrlamak;; bir plan yada dnceyi vb ak ve dikkatli bii mak, takdim etmek;; para harcamak){|lays out|laid out|laying out)} lest(1.bir eyin olmasn engellemek amacyla, olmasn diye, etmesin diye, -mesin diye 2.ba sedilen duygunun nedenini aklamadan nce kullanlr, korkusu ile, -ecek diye) multitude(1.ok say, okluk, kalabalk 2.sradan insan kitlesi, ounluk, halk yn 3.kala yda insan 4.(cover/hide a - of sins): (genellikle esprili) gerekler yada durumlar

iyi yada ho olmadnda bunlar gizlemek, stn rtmek) levy(1.denmesi gereken ekstra para zellikle devlete vergi olarak, vergi koyma, vergi tarh etme 2.otoritesini yada elindeki kanuni yetkiyi kullanarak deme, vergi vb t alep etmek ve toplamak){(ing)?|levied|levies)} multitudinous(1.ok, pek ok, sayca ok fazla) nibble(1.azar azar yemek, ufak srklar almak, dilemek, kemirmek 2.ilgi duymak, ilgilenm ek, bir neri fikir vb ufak ilgi gstermek 3.(- away at sth): bir eyden ufak paralar a lmak bylece toplam miktar kademe kademe azalmak, kemirme 4.ufak lokma 5.(-s): yem ekten nce yada partide iecek ile yenen ufak eyler, attrmalk){(d|s)?|nibbling)} respite(1.zor yada naho olan bir eyden kamak yada bir sre ara vermek, dinlenme, solukl anma, ara 2.(- care): yal zrl vb iin geici bakm ayarlama bylece onlara devaml bakan az dinlenebilsin 3.sre, mhlet, erteleme, zor yada naho bir ey yaplmadan nce izin veril en ksa erteleme) rope in(1.(- sb <->|into sth): kafalamak, ikna etmek, birini istemeseler bile bir aktiviteye yada br konuda yardm etmeye ikna etmek){|ropes in|roped in|roping in)} stagnant(1.durgun ve pis (su, hava), (hava yada su) hareket etmeyen dolays ile kir li yada kt kokan 2.durgun, hi ilerlemeyen/gelimeyen/deimeyen) state of the art(1.en gelimi yada modern teknikleri yada yntemleri kullanan; mevcut z amanda olabileceinin en iyisi, son teknoloji, teknoloji harikas, en modern){|state -of-the-art)} tenet(1.inan, doktrin, ilke, reti, bir teorinin yada daha byk saydaki inan kmesinin ni oluturan onun zerine ina edildii temel ilkelerden yada inanlardan birisi){(s)?)} underscore(1.(_) sembol bunun ile bilgisayarda komutlarnda internet adreslerinde kul lanlmakta yada bir kelimenin cmlenin altn cizmek amacyla kullanlmakta){(d|s)?|undersco ring)} unhindered(1.engellenemeyen, engellenmemi, engelsiz, birinin yada bireyin geliimini engelleyen yada durduran bireyin olmamas durumu) warranty(1.garanti, garanti belgesi){|warranties)} hike(1.(krda) uzun yry 2.(fiyatta, masraflarda) ani ykselme, art 3.(take a -): kaba git, yr git 4.(- sth <-> up): yukar ekmek, ykseltmek zellikle kyafet){(d|s)?|hiking)} aftermath(1.nemli ve zellikle naho bir olayn (zellikle kaza, sava) neticesinde oluan d rum, sonu, akbet, sonrasnda) half-hearted(1.isteksiz, gnlsz){(ly)?)} foothold(1.ayak basacak salam yer, tutunma noktas zellikle trmanrken 2.tutunma nokras meslek vb de ilerleme yada baar salayabilecei salam pozisyon nokta){(s)?)} restitution(1.(alnan yada alnan bir eyi) sahibine iade etme 2.karlama, tazmin, birini ad hasar yada yanllktan dolay genellikle ona para olarak deme yapmak){(s)?)} wander(1.(belli bir amaci olmadan) dolasmak, gezmek, dolanmak 2.sapmak, uzaklamak, olmas gereken noktadan yada insanlarn yanndan uzaklamak 3.farkli seylere dalip gitme k, (dnce, gz vs) dalmak 4.gz dalmak 5.(yol yada nehir) dz bir gzergah izlemek yerine rak gitmek){(ed|s|ing)?)} proportionate(1.orantl){(ly)?)} zzgrievous(1.ok ciddi ve genellikle byk ac yada zarar veren, ok byk (yanl/zarar/ka feci, ar){(ly)?)}{grievous(?= bodily harm)} grievous bodily harm(1.adam yaralama, birisinde ciddi fiziksel yaralanmaya neden olmaktan doan su) wanderer(1.avare, gebe, gezgin, kalc bir evi olmayp oradan oraya yolculuk eden kimse) wanderings(1.oradan oraya gidilen ve genellikle belli bir amac olmayan yolculuklar, oradan oraya gitme, dolama) itinerant(1.zellikle i bulmak amacyla serkli yolculuk eden, gezinen kimse, gezgin, sey yar){(s)?)} sturdy(1.(eya, obje) salam, dayankl 2.(insan hayvan yada bunlarn vcudu) gl ve sal rl, azimli, sebatl, dier insanlar tarafndan kolayca etkilenmeyen yada deitirilmeyen){| sturdier|sturdiest|sturdily|sturdiness)} fiat(1.emir, hkm, karar, yetki, yetkisi olan birisi tarafndan verilen resmi emir buyr uk){(s)?)} stand-off half(1.ragbide belirli bir mevkide oynayan oyuncu herhalde libero gibi bir ey) stand-off(1.anlamazlk, tkanklk, bir anlamaya varlamayan durum){(s)?|standoff|standof modus vivendi(1.birbirinden ok farkl fikirleri dnceleri olan insalar kurumlar yada lke

ler arasnda kavgasz grltsz huzur ierisinde bir arada yaamak almak amacyla anlama punctuate(1.(sz, vb.) ikide bir kesmek, araya girmek, aralklarla bir eyi kesmek, araya girmek 2.noktalamak, noktalama iaretlerini koymak){(d|s)?|punctuating)} dtente(1.uluslararas ilikilerde rahatlama dzelme, gemite birbirlerine kar hasmhane m iki lke arasndaki ilikilerin iyilemesi gerginliin azalmas){|detente)} obsidian(1.obsidiyen, cam grnml ve volkanlardan gelen siyah ta) printer's devil(1.matbaac ra) valor(1.cesaret, yiitlik, kahramanlk){(ous)?|valour)} self-contained(1. kendine yeten, kendi kendine yeten, bakalarna pek ihtiya duymayan 2.dardan yardm almadan kendi bana varolabilen iini yrtebilen, kendi ayaklar zerin len, bamsz 3.(daire, vb.) mstakil, bagimsiz, kendi banyosu girii mutfa olan) puritanical(1.tutucu, gerici, banaz, sofu, priten) bugbear(1.c, umac, yersiz korku, insanlar korkutan rahatsz eden ve onlar endieye sevk den, ba ars) sore(1.yaral, iltihapl, arl, aryan, acyan, vcudun bir ksm bu kelime ile tanmlan enellikle bir enfeksyondan yada belli bir kasn ok kullanlmasndan dolay kzarmtr 2.(z hakszla uradn dndnden) kzgn; gcenik 3.(a - point): hassas (bir nokta/bir ko i kzdran yada zen 4.(stand/sti_ck) out like a - thu_mb): k. dili kt bir ekilde gze ar k, srtmak 5.yara){(ness)?)} ill-equipped(1.gerekli ekipmana yada vasflara sahip olmayan, yetersiz) fulminate(1.patlamak, ate pskrmek, parlamak, birini yada bireyi ok kzgnca eletirmek ?|fulminating|fulmination)} aspiration(1.bir eyi yapmak yada bir eye sahip olmak iin duyulan kuvvetli arzu, tutk u, istek 2.h harfini sylemek, telafuz etmek){(al)?)} adamant(1.dik bal, son derece kararl, inat, fikrini deitirmeme yada bir konuda ikna a konusunda son derece kararl olan kimse){(ly)?)} unaccustomed(1.alismamis, yadirgayan 2.garip, tuhaf, normal bildik yada allm olmayan) notorious(1.ad km, ktlyle n salm, dile dm){(ly)?)} zzpeg(1.ask, ask kancas (elbise), kazk akarak sabitlemek, belirlemek, tahta plastik ya da metal ksa sopa nesneleri bir arada tutmak asmak yada bir pozisyonu iaretlemek a macyla kullanlyor 2.(te-nt -): adr sabitleyen kazk yada ivi 3.(clothes -): amar ma ni_ng -) mzik enstrumannn akort vidas 5.(off the -): hazr giyim, standart lde yaplp iin zel olarak yaplmam kyafetler 6.(bring/ take sb down a - (or two)): birisini kendis inin sand kadar nemli iyi vb olmadn anlamasn salamak 7.(a - to hang sth on): bir ada aklamak iin sana frsat yada mazeret salayan ey 8.ivi ile akmak, kazk akarak sab , asmak, mandallamak 9.(fiyat, cret, maa v.b.ni) sabit tutmak, sabitlemek 10.birisi ni belli bir biimde dnmek 11.(- away): bir ey zerine yada zor bireyi baarmak iin ist la azimle almak 12.(- sb/sth <-> back): fark kapatmak, yakalamak 13.(- out): lmek, ku yruu titretmek){(ged|s|ging)?)}{peg(?= leg)} peg leg(1.yapma bacak zellikle tahtadan, tahta bacak) zzprime(1.ba, ilk, birincil, en nemli, balca, asal 2.en kaliteli, en iyi; mkemmel 3.(example): bir eyin tipik rnei 4.seilmesi en olas; en uygun olan 5.hayatnda en kuvvetl i yada en baarl olduun denm 6.birisini zellikle zel bilgi vererek bir duruma hazrlama lece ne yapmas gerektiini bilecek, kazrlamak 7.(bir nesneyi) kullanma hazrla(mak) 8.b oya ncesi astar ekmek 9.(- the pump): eitli yatrmlarla yeni yada zayf ii endistry c aya bytmeye almak){(d|s)?|priming)}{prime(?= time| cost| number| rate| minister| move r)} prime cost(1.retim maliyeti, kira elektrik vb haricinde bir ey iin harcanan para) prime mover(1.bireyi balartp bunun gelimesinde nemli etkisi olan kimse yada ey, g kay ikir babas, ana kuvvet) prime rate(1.asgari en dk kredi faiz oran) domineering(1.bakalarn onlarn fikirlerini duygularn enmsemeden kontrol etmeye alan baskc, zorba) dally(1.oyalanmak, sallanmak, bir eyi ok yava yapmak, bir karara varmak iin ok zaman h rcamak 2.(- with sb/sth): birine yada bireye yeterince ciddiyetle davranmamak, el e almamak){(ing)?|dallies|dallied)} bigot(1.banaz, mutaassp; dar grl kimse, yobaz 2.(-ed) banaz, mutaassp, yobaz, geri ed)?)} cleric(1.papaz, rahip 2.her hangi bir dindeki dini lider){(s)?)} dictate(1.dikte etmek, syleyerek yazdrmak 2.zorla kabul ettirmek, dikte etmek, birisin

e rahatsz edici bir biimde ne yapmas gerektiini sylemek 3.ynlendirmek, belirlemek, bir eyin nasl olacan kontrol etmek yada etkilemek 4.(- to sb): genellikle kaba agresif b iimde birine emirler vermek 5.uyulmas gereken emir yada kurallar){(d|s)?|dictating )} protectorate(1.gl bir devletin koruma ve denetimi altnda olan devlet 2.bunun gereklet e yada dnem){()?)} deadlock(1.zmlenemeyen anlasmazlik, ikmaz, amaz 2.amak yada kapatmak iin anahtar ger en kap zerindeki kilit){(ed|s|ing)?)} zzbreakdown(1.(makina, ara) ariza, bozukluk, bozulma 2.ilikinin bir tartmann yada sist emin kmesi bozulmas 3.inceleme, analiz, tahlil, bir kme ekli detayl alarak elde edil tayl bilgi 4.bir nesneyi kendisi oluturan paralara ayrmak 5.sinir bozukluu, kme){(s)?) {breakdown(?= lane| truck)} breakdown lane(1.emniyet eridi) breakdown truck(1.ekici, kurtarma arac) at hand(1.((close/near) -) yakn, yaknda, hazr, el altnda, elde) retreat(1.ekilme, gerileme; geri ekilmek 2.uzaklamak, (su vb) geri gitmek ekilmek 3.ge ri adm atmak 4.bir kseye ekilip dinlenme, daha sessiz yada gvenli bir yere kamak 5.dee r kaybetmek 6.kalabalklardan uzak dinlenme yeri 7.inzivaya ekilmek){(ed|s|ing)?)} moderate(1.orta dereceli, orta, makul 2.lml, ll, grsleri asiriya kamayan 3.makul, arafndan makul kabul edilen snrlar ierisinde kalan 4.yumuatmak, yattrmak, hafifletmek umuamak 5.bir snavn adilce ve homojence deerlendirildiinin farkl kiiler tarafndan kon l edilmesi 6.moderatr, tartmay yneten kimse){(d|s)?|moderating)} outflank(1.(dmann) yanndan dolanp arkasna gemek 2.zellikle beklenmedik bir ey yapa aj salamak, stnlk salamak){(ed|s|ing)?)} headstrong(1.kafasn dikine giden, dik kafal, bildiini okuyan, bildiinden amaz) manner(1.hal ve hareket tarz, bireyin yaplma yada olu biimi 2.slup, tavr, tarz 3.(-s terbiye 4.(-s) 5.adet, rf, tre 6.( all - of sb/sth): her eit, trl trl, ok sayda fa e insan yada nesne 7.( in a - of speaking): bir anlamda, bir manada, szn gelii, tab iri caizse 8.( (as/as if) to the - born): sanki bu i iin domu 9.( what - of ): ne trde bir, nasl bir ...){(s)?)} mannered(1.yapmackl, yapma tavrl 2.(--ed) bahsedilen tarzda tavrlar hareketleri haller i olan) bluff(1.blf yapmak 2.(- sb into doing sth): birisini kandrarak bireyi yapmasn salamak likle sanki daha fazla deneyime bilgi vs sahibiymisin gibi davranarak 3.(- it out ): zor bir durumdan blf yaparak kurtulmak 4.(- your way in/out/through| -your way into/out of/through sth): insanlar doru olmayan bir eye inandrarak zor bir durumdan kurtulmak syrlmak 5.blf 6.sarp, dik, uurum 7.(call sb's -): birisinin blfn grmek mey okuma 8.(insanlar yada tavrlar) direk ve neeli iyi niyetli ancak her zaman ok nazik deil, candan, pervasz){(ed|s|ing)?)} breezy(1.esintili, rzgrl 2.en, neeli){|breezier|breeziest|breezily|breeziness)} buccaneer(1.korsan 2.korsanlk yapmak, (zellikle i yaamnda) bir eyi beceriklice ancak zaman drst yoldan olmayan biimde gerekletiren baaran kimse 3.risk almay seven zellik i yaamnda kimse){(s|ing)?)} expedition(1.(zel bir amala zellikle ok bilinmedik bir yeri kefetmek amal) yolculuk, seferi 2.bu yolculua kan kimseler 3.(esprili) bir eyi istediinizde yada ihtiyacnz oldu da ktnz ksa yolculuk, keif, sefer){(s)?)} pique(1.gceniklik, krgnlk 2.onuruna dokunmak, gcenmek 3.(- sb's interest, curi_osity, tc.): ilgisini ekmek, meraklandrmak){(d|s)?|piquing)} rover(1.bir yerde yaamak yerine yolculuk etmeyi seven kimse, gezgin){(s)?)} damn(1.kahretsin, lanet olsun, allahn cezas yani bir kfr sz 2.lanetlemek, allah biris n cehennemde ile ekmesi gerektiine karar vermesi 3.ok ar eletirmek 4.( - the consequen ces, expen_se, etc.): bover, sonucunda pahal kt sonu verecek vb olduunu bildiin halde ireyi yine de yapmak 5.( - sb/sth with faint prai_se): dudak ucuyla vmek, hafife vme k aslnda beenmediini belli etmek 6.( I'll be -ed!): hadi be, ok ardn belirtir 7.( f ): bir eyi yapmayacan yada bilmediini belirtmek iin kullanlr 8.(- all): hibir bok, 9.(not care/give a - (about sb/sth)): umrumda deil 10.(-ed) lanetli, lnetlenmi, ldkt en sonra cehennede yaamaya zorlanm kimseler 11.(-ing) tahrip edici, ykc, mahvedici; id etle kar kan, aleyhte, eletiren){(ed|s|ing)?)} fork(1.atal 2.yaba, trmk 3.yolun/nehrin atallaan yer veya kolu, atal 4.atal biimli let yada motorda tekerlein oturduu atal biimli ksm 6.atallamak, kollara ayrlmak 7.yo

nin ikiye ayrld noktada saa yada sola dnmek 8.atalla trmkla kaldrmak, tamak, kazm (for sth)| ?- out sth (for/on sth)): ulanmak, zellikle istemedii halde bir eye ok mi ktarda para harcamak){(ed|s|ing)?)} flicker(1.(alev yada k) titremek 2.(bir duygu, dnce vb) ifade etmek belirtmek yada b rde ksa sreliine belirmek 3.krpmak, ufak hzl hareketlerle hareket etmek 4.titrek k alev 5.kprt 6.ksa sreliine beliren duygu yada his){(ed|s|ing)?)} hedge(1.sk aalardan/allardan oluan it; al it 2.(- against sth) tedbir, nlem, gv para) bir eyin kaybna kar kendini koruma 3.kaamak cevap vermek, dogrudan dogruya yani t vermekten kainmak 4.etrafna al dikmek, al ile evirmek 5.kuatmak, sarmak, evirmek; k, kstlamak 6.(- your bets): yumurtalar ayn sepete koymamak, riski birden fazla paray a blmek 7.(- sb/sth<-> in): birini yada bireyi bireyle evrelemek, kuatmak){(d|s)?|hed ging)} smack(1.aplak, tokat 2.aplatmak, pat diye koymak, bireyi bir yere byk bir gle koyara ir ses karmas 3.byk bir kuvvetle vurmak, arpmak 4.(- of sth): ... kokmak, altinda ... yatmak, tad veren 5.yumruk 6.apr upur p 7.eroin 8.ufak balk teknesi 9.(zarf) doruc arak){(ed|s|ing)?)} implacable(1.yattrlmaz, bitmeyen (fke, nefret v.b.) 2.birine yada bireye itiraz bitm dinmeyen, amansz){|implacably)} ward(1.hastane kouu, hastanede tbbi durumu ayn kimselerin kald oda alan 2.semt, blg lterede ehrin blnd blgelerden biri ve yerel temsilcisini seebildii 3.(- sb/sth<-> of avuturmak, atlatmak, nlemek (tehlike), nlemek, bir tehlike hastalk atak vb kar kendini korumak savunmak 4.(--): - ynnde){(ed|s|ing)?)} harry(1.rahat vermemek, serkli sorular sorarak yada bir eyden dolay rahatsz etmek cann mak 2.dmana ard arkasna saldrda bulunmak, srekli taciz etmek){(ing)?|harries|harried)} beleaguered(1.ok miktarda eletiri yada zorluk yaamak, zor durumdaki, zor zamanlar g eiren 2.dman tarafndan kuatlmak etraf sarlmak) establish(1.kurmak, oluturmak, meydana getirmek 2.baka bir lke grup yada kimse ile il iki kurmak zellikle resmi 3.(- sb/sth/yourself (in sth) (as sth)): kendini kabul e ttirmek, ispatlamak, kantlamak 4.kabul ettirmek, insanlarn bir inanc idday gelenei vb kabul etmelerini salamak 5.kantlamak, belirlemek; saptamak 6.(-ed) yerlemi, saygn, s abit;; bir eyi uzun zamandr yaptndan dolay tannan ve sayg duyulan kimse, saygn;; (ki yada din) bir lkenin resmi - olarak tannm){(ed|es|ing)?)} condescend(1.tenezzl etmek, ltfetmek 2.tepeden bakmak, karsndakini kmsemek, birisin ki ondan daha zeki daha nemliymisin gibi davranmak){(ed|s|ing)?|condescension)} ridicule(1.alay, dalga geme 2.alay etmek, dalga gemek){(d|s)?|ridiculing)} aquiline(1.kartal gibi, kartal benzeri; (insan burnu) kartal gagasi gibi, gaga g ibi) arduous(1.zor, g, etin, meakkatli){(ly)?)} backsliding(1.birisinin yapacan syledii bir eyi yap(a)mad ve eski kt davran bii , geri sarmak) zzbarrel(1.f, varil 2.bir varilin alaca miktar, petrol endstrisinden 120-159 litre ara olan l birimi 3.(silah) namlu 4.( a - of laughs): ok elenceli 5.(get/have sb) over a -): birini keye sktrmak 6.zellikle kontrol edilemez bir biimde bir yne doru hzla tmek){(ed|led|s|ing|ling)?)}{barrel(?=-chested| organ)} barrel-chested(1.byk yuvarlak gvdeli kimse, f gibi) barrel organ(1.(mzik aleti) laterna) circumcise(1.snnet etmek){(d|s)?|circumcising|circumcision)} commemorate(1.anmak, kutlamak, hatrasna yapmak){(d|s)?|commemorating|commemoration|c ommemorative)} convention(1.gelenek, grenek, adet 2.toplant, kongre 3.anlama, konvansiyon, lkeler yad a liderler arasndaki resmi antlama 4.edebiyat, sanat yada tiyatroda geleneksel met od yada stil 5.(-al) 6.geleneksel, sradan, basmakalp;; (zellikle silahlar) nkleer ol mayan;; 7.(-eer) kongreye toplantya katlan kimse){(al|s|ality|ally|eer)?)} conviction(1. sulu bulma, mahkm etme 2.kuvvetli inan, inanma, gr 3.inan, inanarak, b kuvvetli inanyor ve doruluundan emin grnme yada byle hissetme){(s)?)} don(1.niversitede gretim grevlisi, gretmen 2.mafyayla ilikili bir su rgtnn ba 3 mek, giyinmek){(ned|s|inng)?)} flock(1.(hayvan) sr 2.(insan) sr, kalabalk, yn 3.kiliseye dzenli giden topluluk, c yuma, yn krpnts, yn tozu, minder koltuk vb doldurmada kullanlan kk yumuak mater inin yada kadn zerindeki kabartma oluturan yumuak ufak maddeler, kabartma 6.sr halind

areket etmek, toplanmak, mek, akn etmek){(ed|s|ing)?)} flesh(1.et; vcut, beden 2.meyvenin sebzenin etli ksm 3.(the -): beden, gvde 4.(- and b lood): insan doas, insanlk, normal insan yani duygular ihtiyalar zayflklar olan 5.(y own) - and blood): kendi kanndan olanlar, yakn akrabalar 6.(in the -): canl, bizzat kendisini 7.(make your - cre_ep): korkutmak yada irendirmek 8.(put - on (the bon es of) sth): ete kemie brndrmek, temel bir fikri vb gelitirmek ve daha fazla detay ve rerek daha tam bir hale getirmek 9.(- sth<-> out): detylandrmak, daha fazla ayrnt v ermek){(ed|es|ing)?)} fleshly(1.ehvetli, bedensel, dnyevi, fiziksel ve cinsel arzularla balantl) graze(1.otlamak; otlatmak 2.gnde n yemek yerine gn ierisinde baka eylerle de ilg z miktarda yemekten ok defa yemek, attrmak 3.syrma, syrk){(d|s)?|grazing)} incite(1.kkrtmak, doldurua getirmek, tahrik etmek; tevik etmek){(d|s|ment)?|inciting)} infidel(1.imansz kimse, kfir, gvur){(s)?)} insubordinate(1.otoriteye kar gelme, itaatsizlik, senden daha st mevki rtbeye sahip bi r kiinin emirlerine kar gelme yada sayg gstermeme){|insubordination)} molest(1.-e cinsel tacizde bulunmak, sarkntlk etmek 2.birine fizisel olarak saldrmak){ (ed|s|ing|ation|er)?)} nomad(1.gebe, hayvanlar ile bir yerden bir yere g eden topluluun yesi kimse){(s|ic)? nostril(1.burun delii){(s)?)} oasis(1.vaha, lde suyun bulunduu ve bitkilerin byd mekan 2.can skc ve berbat bir emin ortasndaki ho yer yada zaman){|oases)} plateau(1.plato, evresindeki araziden daha yksekte olan dz alan 2.durgunluk sresi, by yada gelime srecinden sonra ok az yada hi deiikliin yaanmad zaman 3.(- out) durulm lenmek){(d|s|ing|x)?)} rabid(1.fanatik, banaz, bir konuda ok kuvvetli duygular olan ve kabul edilemez bir bii mde davranan kimse 2.(duygular yada fikirler) ar yada iddetli, kuduruk, azgn 3.kuduz hastalna ait, kuduz){(ly)?)} reciprocate(1.-e karlk vermek, -e karlkta bulunmak, sana kar davranld yada hiss rndakine kar davranmak yada hissetmek 2.bir izgi zerinde ileri geri almak hareket et (d|s)?|reciprocating|reciprocation)} saddlebag(1.heybe, hur, Binek hayvannn eyeri zerine geirilen veya omuzda tanan, iine ri koymaya yarayan, kilim veya haldan yaplm iki gzl torba 2.(bisiklet, vb.) sele antas sect(1.tarikat, mezhep, bir dinin gr, yorum ve anlay ayrlklar sebebiyle ortaya ka her biri){(s)?)} statecraft(1.devleti ynetmede ve politik ilikilerde beceri) (1.damla damla akmak, akmak, szlmek, damla damla aktmak 2.bieyere yavaa ve kademeli ol rak gitmek yada bireyin gitmesini salama, gelmek, yava yava kmak 3.(- down): (zellikle para) lkenin ekonomik sistemi ierisinde zenginden fakire yaymak, lkenin refahnn/lkedek i zenginlerin zenginliklerinin artmas sonucunda fakirlerinde kademe kademe bu zen ginlikten yararlancan ifade eden teori 4.damla, sznt, az miktarda sv yavaa akyor da yada sayda bir ey yavaa geliyor yada gidiyor, azar azar gelmek yada gitmek){(d|s) ?|trickling|trickle-down)} obnoxious(1.iren, tiksindirici){(ly)?)}

You might also like