Karapara aklamanın en gözde aracı kontör

Yukarıda çeşitli tarihlerde gazetelerde yer alan haberlerden alıntıladığım örnekleri okudunuz. Şimdi rahatlıkla söyleyebilirim. Karapara aklamanın da dolandırıcılığın da en gözde aracı kontördür. Öylesine başıboş, öylesine denetimsiz ve kuralsız bir kontör sistemi oluşmuş ki, karapara aklamak isteyene de dolandırıcılığa soyunana da adeta davetiye çıkarıyor.

Faturasız hatlara kontör yüklemenin çeşitli yolları var. Kontör kartı satın alma, mesaj gönderme, bankaların ATM’lerini kullanma, internet sitelerinden satın alma bu yöntemlerden bazıları...

Örneğin, kredi kartı ya da banka kartınızı ATM’ye soktunuz. Şifrenizi girdiniz. Birden karşınıza kontör yükleme seçeneği çıkıveriyor. Müthiş bir hizmet. İstediğin kontörün bedeli kredi kartı ya da hesabından çekiliyor, kontör anında girdiğin numaranın hattında. Buraya kadar her şey iyi, peki ya madalyonun öbür yüzü? ATM başında nöbet tutan, emeklinin, yaşlının ya da okuma yazma bilmeyenin, engellinin parasını binbir yöntemle gasp eden dolandırıcılara gün doğuyor. Yardım bahanesiyle yaklaşıyorlar, kaşla göz arasında kendi numaralarına kontörleri aktarıyorlar sonra dönüp mağdurlara “Sizin hesabınızda para yok, bankaya başvurun” diyorlar.

Peki ya bu kontörler ne oluyor? Öyle ya kendini emniyet mensubu olarak tanıtan da kredi kartı borcunu modern tefecilikle temizleyen de hep birtakım numaralara kontör aktarıyor. Bu kontörler nasıl paraya çevriliyor? İşte sistemin çarpıklığı, başıboşluğu da tam bu noktada ortaya çıkıyor.

Öncelikle faturasız hatların satışında hâlâ bir başıboşluk var. Bugün herhangi bir kimlik götüren cep telefonu operatörlerinden 10 hatta kadar faturasız hat alabiliyor. Çalıntı bir kimliğin fotokopisi bile faturasız hat almak için yeterli. Kontör çeteleri ayrıca uydurulmuş isimlerle sahte pasaport ya da fotokopileriyle de yüzlerce faturasız hat alımı gerçekleştiriyor.

Sahte isimle alınan faturasız hatların SIM kartları, bazen çok ucuz bazen de çalıntı telefonlara yerleştiriliyor. Tüm kontörler öncelikle bu hatlara aktarılıyor. Cep telefonu operatörlerinin normal bayileri dışında bir de alt bayileri var. Çete elemanları binbir yöntemle hatlarına yükledikleri kontörleri bu alt bayilerin yasal telefonlarına TRANSFER ediyor. Alt bayi normal bayiye ödeyeceği bedelin çok daha altında bir fiyatla binlerce kontör sahibi oluyor. O da bu kontörleri vatandaşa kendi hattından normal bedelle TRANSFER ederek elden çıkarıyor. Dolandırıcı da bu alışverişten memnun alt bayi de...

Ve en kötüsü, tüm bu alışveriş sistemi tüm Türkiye’nin iliklerine kadar yayılmış durumda.

Ortada bir alışveriş var. Satan belli değil. Bu kontörleri nereden buldu soran yok. Ortada fatura yok, fiş yok. Hiçbir belge yok. En önemlisi vergi de yok. Dolandırıcıdan kontör alan alt bayi vergisini neye göre ödüyor, bilen yok.

Unutmayın; yaklaşık 6 yıl önce Uzanlar’a ait konukevi olarak görülen villada gizli depoya dönüştürülmüş havuzdan o zamanki değeriyle yaklaşık 100 milyon TL’lik kontör kartları çıkmıştı. Uzanlar 6 yıl önce bu kontörleri gayri resmi yollardan paraya çevirmenin hesabını yapıyordu. 6 yıl sonra aynı taktiklerin sürmesi ne acı...

Ekonominin aktörlerinin yani maliye, ticaret odaları, Rekabet Kurulu, Telekomünikasyon Kurulu, tüketiciyi koruma derneklerinin bu konuda uzmanlaşmasının, kontör dolandırıcılığına dur demesinin vakti geldi de geçiyor.

Hepsinden önemlisi nihayetinde üç GSM operatörünün yani Avea, Vodafone ve Turkcell’in sattığı kontörler öyle ya da böyle dolandırıcılığa alet oluyor. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir ortamda GSM operatörlerinin kontör transferini takip altına alamadığını düşünemiyorum. Bu üç büyük operatörün adlarını, sattıkları ürünleri dolandırıcıların elinden kurtarmak kendi ellerinde. Aldıkları ve alacakları önlemleri bu köşeden duyurmaya hazırım. (Referans)