(Özel Haber: Oğuzhan EKE) - Bolu’da her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Yedigöller Milli Parkı’na ilişkin araştırma yapan Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenleri, milli parkta doğal dengenin bozulduğunu belirledi. Doğa, kamp aktiviteleri ile yollara asfalt dökülmesine dikkat çekilerek, “Bungalovun yapılması, asfalt yol ve taş kaplamalı yolların yapılması antropojenik etkileri arttırmıştır. Büyük bozulmalar ve tahribatların oluştuğu görülmüştür” denildi.

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi ve Ormancılık Meslek Yüksekokulu’ndan Prof.Dr. Haldun Müderrisoğlu, Prof. Dr. Necmi Aksoy, Doç. Dr. Engin Eroğlu, Dr. Öğr. Üyesi Nihan Koçer ve Dr. Öğr. Üyesi Neval Güneş Özkan, ‘Yedigöller Milli Parkı, Kargalı Gölcük ve Göksu Tabiat Parklarındaki doğal sucul bitki türlerine yönelik tehditlerin belirlenmesi’ projesi kapsamında akademik çalışma yaptı. 2022 yılında başlanan araştırmanın sonuçları, Ocak 2024’te yayımlandı. Çalışma kapsamında Bolu’daki Yedigöller Milli Parkı, Kargalı Gölcük Tabiat Parkı ve Göksu Tabiat Parkı incelendi.

İSTİLACI YABANCI TÜR KAYIT ALTINA ALINDI

Araştırmalarda Yedigöller Milli Parkı’nda yabancı bitki türüne rastlanmadı. Göksu Tabiat Parkı’nda, sucul yabancı tür bulundu. İstilacı türe ilişkin, “Göksu Tabiat parkı için yabancı bitki toplumudur. Özellikle kıyıya yakın alanlarda daha baskın duruma geçmiştir. Bu bitki toplumu içerisinde Türkiye florası için yeni bir istilacı sucul bitki (makrofit) türü olan su yosunu (Elodea nuttallii  Planch. H.St.John) tanımlanarak, kaydı gerçekleştirilmiştir” denildi.

“HABİTAT MUTLAKA KORUNMASI GEREKMEKTEDİR”

Araştırmada Yedigöller’e ilişkin uyarıda bulunuldu. Bölgede bulunan göllerde yapılan incelemeler sonucunda bitki türleri belirlendi. Bitki toplumunun korunması gerektiği belirtilerek, “Özellikle Sazlıgöl ve İncegöl başta olmak üzere mevsimsel olarak ve su kalitesine göre örtüş - bolluk durumu değişen su mercimeği (Lemna minor Toplumu), Yedigöllerde su kalitesinin yüksek olduğunun göstergesidir. Bu bitki toplumuna ait habitat (doğal yaşam alanı) mutlaka korunması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

“BÜYÜK BOZULMALAR VE TAHRİBATLARIN OLUŞTUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR”

Yedigöller’de yapılan asfalt ve taş kaplama ile kamp ve doğa aktivitelerine dikkat çekilerek, “Rekrasyonel (doğa, kamp, eğlence) aktivitelerin artması, son 10-15 yılda konaklama amaçlı çok sayıda bungalovun yapılması, Milli Park girişine kadar asfalt yol ve göllerin çekirdek zonda (bulunduğu korumaya ayrılmış alanda) ise taş kaplamalı yolların yapılması ile günlük ziyaretçi sayısının artması alanda antropojenik (insan eylemi tehlikeleri) etkileri arttırmıştır. Hassas bir habitat olan sucul vejetasyon (sucul toplum) başta olmak üzere; çamur, riperian (su ihtiyacı duyan bitkiler) ve orman vejetasyonlarında ve habitatlarında büyük bozulmalar ve tahribatların oluştuğu görülmüştür. Yedigöller Milli Parkı’nda bulunan sucul vejetasyonların hassas habitat ve ekosistemleri; vejetasyon dinamiği ve tür kompozisyonlarının yıllık izlenmesi, bu hassas ekosistemlerin en uygun rekrasyonel taşıma kapasitesinin belirlenerek, tahrip olmuş alanlarda acilen çevreyle ilgili yenilemeye gidilmelidir” açıklaması yapıldı.

“ALANDA ÖTRİFİKASYONU ARTTIRMAKTADIR”

Bölgede insan etkisinin arttığı ifade edilerek, “Özellikle yaz aylarında, Deniz Dili’nin (Potamogeton natans) saf ve baskın olarak artması, Yedigöller’de bulunan Büyükgöl, Deringöl ve Nazlıgöl’de mevsimsel kaynaklı olarak göl yüzeyinde su akışını azaltarak, çökel oluşumuna ve parçacık birikimine neden olmaktadır. Yaz aylarında, başta balıkçılık ve kampçılık olmak üzere rekrasyonel aktivitelerin artması bu aylarda alanda ötrifikasyonu (sulak yaşamın bozulması) arttırmaktadır. Ötrifikasyondaki artış da gölün su kalitesinin bozulmasına ve yaygın bitki kompozisyonunun değişmesine neden olmaktadır. Göl hidrolojik sisteminin de su döngüsü ile birlikte, eğlence aktivitelerin taşıma kapasitesine göre yeniden planlanması gerekmektedir” uyarısı yapıldı.

Editör: Oğuzhan EKE