Akşam mezatları İstanbul’a güzellik katıyor

Yazar: Kadir Toprakkaya

İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Üsküdar Antikacılar Çarşısı, Avrupa Yakası’nda da Fatih ilçesindeki Balat semti, eski eşya tutkunlarını buluşturan iki adresin başında geliyor.

Her akşam gerçekleştirilen mezatlar, eski eşyaları yeni sahipleriyle buluşturuyor; eski eşyaların yaşanmışlıklarını hayatlarına ortak etmek isteyenleri bir araya getiriyor. Poğaça, börek, akşam simidi ve sıcacık çay eşliğinde hasbihal edilirken, gözler merakla münadinin satışa çıkardığı eşyaları takip ediyor. Üsküdar ve Fatih Balat’ta, antika ve değerli kullanılmış eşyaların satıldığı dükkanlarda aynı saatlerde düzenlenen mezatlar, insanların tanışıp kaynaştıkları samimi ve sıcak dostluklara kapı aralıyor.

ANTİKA MERAKLILARI “HASTALIKLARINI” YATIŞTIRIYOR

Rengarenk evleri ve taş döşeli dar sokakları ile mütevazı bir görünüme sahip tarih kokulu Balat’ta ve İstanbul’un en eski kültür ve yerleşim alanı Üsküdar’da gerçekleştirilen mezatlar, eski eşyaların ruhunu bugüne taşıyan ve modern hayatla harmanlayan antikacılar ve yaz akşamlarında bu tarihi sokaklarda gezinenlerin katılımıyla her akşam saat 19.00’de başlıyor. Gece yarılarına kadar devam eden ve her şeyin haraç mezat satıldığı küçük dükkanlarda antika meraklıları “hastalıklarını” yatıştırırken, yolu buralara düşenler kapı önlerinde dikilerek olan biteni anlamaya çalışıyor. Eski eşyaların ruhunu seven antikacılar, artık müdavimi haline geldikleri mezatları hiç kaçırmıyor; arkadaşlarıyla buluşup sohbet ederken, bir yandan işlerine yarayacak, belki daha sonra birkaç misline satacakları eşyaları almak için gözleri ve kulakları münadiyi takip ediyor.

akşam mezatları

BİR NEVİ ZAMAN YOLCULUĞU

Neler satılmıyor ki bu dükkanlarda… Ahşap oyma eserler, tamir edilen eski abajurlar, radyolar, pikaplar, plaklar, şamdan ve gaz lambaları, fincanlar, kupalar, saat ve gümüş takılar, değerli-değersiz objelerden oluşan koleksiyonlar, Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinden bugüne ulaşmayı başarmış kitap ve saatler, mutfak eşyaları, farklı kültürlerin çay takımları ve dekoratif ürünler, insanları bir nevi zaman yolculuğuna çıkarıyor.

akşam mezatları

HER GÜN YAKLAŞIK 9-10 SAAT MEZAT DÜZENLİYOR

Balat’ta antika dükkanı işletmecisi Selahattin Gergin, konu ile ilgili yaptığı açıklamada eski eşyalara ilgisinin çocukluk yıllarında eskicilerde gördüğü radyonun, kitabın veya eski eşyaların hikayesini merak ederek başladığını anlatarak, 2014 yılından bu yana Balat’ta antika ve mezat işi yaptığını kaydetti. Her gün yaklaşık 9-10 saat mezat düzenlediğini belirten Gergin, 4 katlı işletmesinin ve evinin tarihi ve bugüne ait olsa da kullanılmış değerli eşyalarla dolduğunu, “antikacı” olma yolunda istikrarlı bir şekilde ilerlediğini ifade etti.

BAŞKASININ ÇÖPÜ, ONLARIN HAZİNESİ OLABİLİR

Üsküdar’da yaklaşık 5 senedir müzayede sunuculuğu yapan Onur Dikici ise eşyanın enerjisinin insanı çağırdığına dikkat çekerek, dolaşırken sebebi olmasa bile içinde herhangi bir eski eşyayı alma isteği olduğunu, bunu ilk kez Beyoğlu Antikacılar Fuarı’nda deneyimlediğini söyledi. Böylece mezatlarda münadilik yapmaya başladığını ve eski ürünlerle kurduğu gönül bağını işe dönüştürdüğünü anlatan Dikici, münadilik yaparken tiyatro eğitimi almasının da büyük etkisi olduğunu şöyle aktardı: “İşim bana psikolojik olarak iyi geliyor ve insanlara iyi hissettirdiğim için mutlu oluyorum. İki aşırı uç insanın birbirine öfkeyle değil ama teşhir edilen bir ürünü sahiplenmek için verdiği mücadeleyi izleyebiliyorsunuz. Bu da etraftaki insanlara eğlenceli bir ortam sunduğu için yaşanan olay, gerginlikten ziyade eğlenceye dönüşüyor. Sokakta birbirini görse kafasını çeviren insanlar burada canciğer olup, muhabbet edebiliyor. Ayrıca o iki uç insan, bir ürünü aldıktan sonra o ürün hakkında oturup sohbet edebiliyor. Yani mezat, insanları buluşturan bir sosyal aktivite dönüşüyor. Mezadın gerçekten çok rahatlatıcı bir etkisi de var.”

akşam mezatları
50 LİRA DEĞERİ OLAN BİR ÜRÜN 500 LİRAYA KADAR SATILABİLİYOR

Koleksiyoner Aydın Genç de Balat’ta antika dükkanı olduğunu ve 6 yıldır mezatlara katıldığını aktararak; “Yaklaşık 15 yıldır antika ve eski eşyalarla uğraşıyorum. Mezatlara sık gidiyorum, çünkü orada bir heyecan ve curcuna var, bambaşka bir havası oluyor. Akşam olunca günün tüm yoğunluğu üstümüzde oluyor ama ben kendimi her akşam iki ayrı yerde gerçekleşen mezat alanlarına atıyorum, dinleniyorum” diye konuştu. Mezatta insanların konuşma üslubunun ve muhabbet etme şeklinin şakalaşma ve eğlence üzerine geliştiğini anlatan Genç, sözlerine şöyle devam etti: “Mezatta insanların satın alma heyecanını gördükten sonra bu alana daha fazla yoğunlaştım diyebilirim. Çünkü gündelik yaşamdaki rutin haricinde orada tatlı, hoş bir curcuna olduğunu görebiliyorsunuz. Mesela bir ürünü sunucu satışa çıkardığında, bazen tatlı inatlaşmalar oluyor. Birisi ürüne 30 lira veriyor, diğerleri 50, 60, 70 ve 90 derken aslında 50 lira değeri olan bir ürünün bazen 500 liraya kadar satışı gerçekleşebiliyor. Aslında o ürünün değerinden değil, mezadın verdiği o heyecanlı atmosferden kaynaklanıyor.”

akşam mezatları
istanbul sanat dergisi

İlgili Haberler

Yorum Bırak