Alzheimer ile aynı belirtileri gösteren ‘hidrosefali’ye dikkat
Güncelleme Tarihi:
Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Korkmaz, hidrosefali belirtilerinin, alzheimer belirtileriyle hemen hemen aynı olduğunu belirterek, “İlerleyen yaş, unutkanlık, yürümede bozukluk ve idrar kaçırma sorunlarını beraberinde getiriyor. Bu belirtiler çoğu zaman alzheimer hastalığına işaret ediyor. Fakat yine bu belirtiler, kafa içinde su toplanması olarak adlandırılan normal basınçlı hidrosefaliye de işaret ediyor olabilir” dedi.
NEDENLERİ NELER?
Hidrosefalinin nedenleri hakkında bilgiler veren Korkmaz, “Beyin omurilik sıvısı, omurilik kanallarında dolaşarak uzaklaştırılması gereken maddelerin temizlenmesini ve sinir sisteminin ihtiyaç duyduğu maddelerin trafiğini sağlamak ile görevlidir. Bu kanalların birçok nedene bağlı olarak tıkanması yüzünden beyin omurilik sıvısı dolaşıma katılamaz ve kafatası içerisinde birikir. Bu durum çoğu zaman 55’li yaşlardan sonra ortaya çıkar. Normal basınçlı hidrosefalinin, yaş faktörü haricinde görüldüğü diğer durumlar kafa travması, geçmişte geçirilen beyin kanaması, kanal tıkanıklıklarına yol açan tümör ve kistler, beyin damarlarında tıkanıklığa yol açabilecek hastalıklar, menenjit olabilir” diye konuştu.
GÖRMEZDEN GELMEYİN
Alzheimer ve parkinson hastalığı belirtilerinin ileri yaşlarda görülen nörolojik rahatsızlıklar olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Korkmaz, “Hidrosefalide görülen; yürüyüşte bozukluk, unutkanlık ve tuvalet sorunları gibi belirtiler çok baskın olmadığı için doğal yaşlanma süreciyle karıştırılabilir ve ihmal edilebilir. Ama bu konuda dikkatli olunmalı ve herhangi bir belirtiden şüphe duyulduğu takdirde hemen bir uzmana başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
KESİN ÇÖZÜM CERRAHİ TEDAVİ
HİDROSEFALİDE genel olarak bir ilaç tedavisinin mevcut olmadığını ve kesin çözümün cerrahi olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hakan Korkmaz, şöyle devam etti: “Uygulanacak girişim, hastaya bağlı etkenler ve hidrosefalinin gelişim mekanizmasına göre belirlenir. Ameliyatın amacı beyin içindeki ventrikül ve karın içindeki periton boşluğunu bir kateter ile ilişkili hale getirmek ve beyinde üretilen fazla beyin omurilik sıvısının periton boşluğuna akmasını sağlamaktır. Batın içine boşalan fazla beyin omurilik sıvısı, buradan sorunsuz bir şekilde emilmektedir. Ameliyat, beyin cerrahisinin çoğu ameliyatına göre zorlukları daha az bir girişim. Ameliyat sonrası dönemde hastanın bir gün yatması yeterlidir. Hastalar bu ameliyat sonrasında büyük fayda görmekte ve bozulmuş olan işlevlerin düzelmesiyle birlikte önceki yaşamlarına dönebilmektedirler.”