Kafayı Asiye ile bozdum

Güncelleme Tarihi:

Kafayı Asiye ile bozdum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2009 00:00

“Bir Bulut Olsam” dizisinde kötü gelin Asiye’yi canlandıran Aslıhan Gürbüz, rolün hakkını verebilmek için kafayı Asiye’ye taktığını söyledi:

Haberin Devamı

“Kafayı Asiye ile bozmuş durumdayım. Çünkü rolü düzgün bir biçimde ortaya koymaya çalışıyorum. Sürekli buna kafa yorduğumdan, dizinin ‘kötü gelin’i olduğumun bile farkına varmadım açıkçası. Ama istenen oysa ve ben de olmuşsam, ne mutlu bana...”

Kötü gelin olduğumun farkında değilim

“Bir Bulut Olsam”ın Asiye’si, “Yaprak Dökümü”nün Ferhunde’sinden sonra ekranın en kötü gelini olarak görülüyor. Role hayat veren genç oyuncu Aslıhan Gürbüz ise “Kötü gelin olduğumun hiç farkında değilim” diyor.

Asiye, “Yaprak Dökümü”nün Ferhunde’sinden sonra ekranın en kötü gelini oldu. Katılıyor musunuz bu görüşe?
- Her ne kadar sinir bozucu bir karakter olsa da insanlar benimsedi Asiye’yi. Sevimli bir yanı da var aslında. Melisa Sözen’in oynadığı Narin 18’ine yeni girdi, Asiye de 21 yaşında. Hâlâ küçük bir kız çocuğu yani. Feci bir egosu ve kendine güveni var ama bazen duvara tosluyor. O toslamaların çok olması da karakteri sevimli kılıyor. Kafayı Asiye ile bozmuş durumdayım. Rolü düzgün bir biçimde ortaya koymaya çalışıyorum. Bunlara kafayı yorduğumdan, kötü gelin olduğumun hiç farkında değilim açıkçası. Ama istenen oysa ve ben de olmuşsam, ne mutlu bana...

Mardin halkı bu durumu nasıl karşılıyor?
- ‘Gelin Hanım’ diyorlar bana. Hiç öyle kötülüğüm üzerine konuşmadılar. İstanbul’dan gelenlerin hepsi ‘kötü gelin’ dediler. Ama bunun henüz farkında değilim.

Dizide bile olsa, kuma olmak nasıl bir duygu?
- Hiç “Acaba oynamasam mı” diye düşünmedim. Benim acabalarım hep “Asiye karakterinin hakkını verebilir miyim” şeklindeydi. Bu senaryo, çok özenli ve bereketli bir elden çıktı. “Ya Meral Okay’ın istediklerini tam olarak veremezsem” diye bir düşüncem vardı. Ama rol icabı kuma olmuşum, olmamışım bu beni çok ilgilendirmedi. Bu, üzerinde yaşadığımız toprağın bir gerçeği. Kumalık batıda da doğuda da var. Dizide de bu gerçeği anlatıyoruz. 

Asiye’nin bu hem kendisiyle hem de çevresiyle didişmesi ne zaman son bulur?
- Daha sürer çünkü bir çatışma var. Dizinin nasıl bir yol izleyeceğini ben de merak ediyorum. Hatta Meral Abla’yı ne zaman görsem “Asiye’ye ne olacak, neler yapacak” diye soruyorum. Narin Aslanlı Konak’ta olduğu sürece, Asiye’nin mücadelesinin devam edeceğini söyleyebilirim.

Dizinin çekimleri Mardin-Midyat’ta yapılıyor, siz de burada yaşıyorsunuz. Daha mı kolay geliyor sete adapte olmak?
- Bu durum aile olmayı, paylaşmayı, tanımayı ve öğrenmeyi öğretiyor. Bu da bir oyuncu için güzel bir şey. Devamlı bir aradayız. Bulunmak istenen lobide, bulunmak istemeyense odasında oluyor setten sonra. Kimse de kimseye “niye gelmedin, niye etmedin” demiyor. Herkes çok olgun. Set ekibi ve cast inanılmaz kurulmuş. Bunda yapımcımızın da payı büyük. Burada -25 derecede de çekim yaptık ama o soğuğu hiç hissetmedim. 

Mardin nasıl bir yer sizin gözünüzde?
- Havası ve doğası çok güzel. Buraya gelmeden önce Melisa “Toprağa adımını attığın anda farklı bir şey hissedeceksin” demişti. “Hissetmedim, olmadı” diyordum ama bir hafta sonra bir yaşanmışlık, bir olgunluk ve kabuğuna çekilme, kabullenme durumu oldu. Küçücük çocukların yüzünde bile bir yaşanmışlık görülüyor. Garip bir kucak açma durumu da var. Güzel bir coğrafya burası. İstanbul’un keşmekeşinde yaşamaktansa, şu an burada yaşamaktan mutluyum.

İstanbul’da nasıl bir yaşamınız vardı?
- Gayet evcimenim aslında. Hafta sonları dışarı çıkarım. Evimden uzakta okuduğum için alışkınım yalnız kalmaya.

Alişan ile “Goncakaranfil” dizisinde rol almıştınız. O dizi neden çok kısa sürdü?
- Bu, ten uyuşması gibi bir şey sanırım. Bazen senaryo seyirciyle uyuşmayabilir. Orada da çok emek harcanmasına rağmen istenen sonuç alınmadı. Benim ilk işimdi. Kısa sürmesi ise benim dışımda gelişen bir durumdu. 

“Bir Bulut Olsam”ın kadrosuna nasıl katıldınız?
- “Goncakaranfil” biter bitmez teklifler gelmeye başlamıştı. “Bir Bulut Olsam” için de teklif geldi. O kadar işin içerisinde, Tim’s ve Meral Okay’ı seçmemek aptallık olurdu. Oyunculuk anlamında da Asiye, yelpazesi geniş bir rol. Bana güvendiler. 

Daha önce oyunculuk yapıyor muydunuz?
- Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan bu yıl mezun oldum. Orada okulun oyunlarında oynuyordum. İstanbul’da hiçbir tiyatro oyununda yer almadım. Bilgisayarlı muhasebe okurken de amatör olarak hep bir şekilde tiyatro yapıyordum. 

Sizi muhasebeci olarak düşünemiyorum...
- Ben de düşünemiyordum! Hatta babam konservatuvara girmemi isterken, ben “Hayır, iki yıllık üniversite okusam da başka bir meslek sahibi daha olacağım” diyordum. Altın bileziğim olsun gibi saçma bir inatla muhasebe okudum. Sonra Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nı kazandım.

Bu role kabul edilmenizde güzelliğinizin payı var mıdır sizce?
- Bana göre yoktur. Tiyatrodan sonra sette “güzel resim” verme durumu varmış. Konservatuvarda güzel-çirkin olarak değil, yetenekli, yaratıcı olarak ayrılıyorsunuz. Umarım bundan sonra da güzel bir yüzüm var diye seçilmem. Çünkü oyunculuk dışı faktörler, kırıcı olur.

Haberin Devamı

OKULDAYKEN BENİ MELİSA’YA BENZETİRLERDİ

Daha önce Melisa Sözen ile birbirinize çok benzediğinizi söyleyen oldu mu?
- Okuldayken beni Melisa’ya benzetirlerdi. Onun hatları daha keskin, gözleri büyük ve çok güzel. Melisa ile tanıştığımızda birbirimize baktık ve öylece kaldık. Melisa “Birbirimize benziyor muyuz, bana mı öyle geliyor” diye sordu. Kemik yapımız, hatlarımız benziyor. Bana sorarsan onun güzel büyük gözleri, ona sorarsan benim renkli gözlerim var. Meral Abla da “Birbirinize benzemeniz iyi. Çünkü Mustafa, Asiye’yi Narin zannedip vuracaktı, iyi oldu” demişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!