Aile Hukukuayrılık davası

Ayrılık davası, evlilik birliğinde problemler bulunan eşlerin boşanma olmaksızın belirli bir süre ayrı yaşama isteği doğrultusunda başvurduğu hukuki bir yoldur. Ayrılık kararı verilmesi halinde eşler ortak yaşama bir süre ara verirler. Ayrılık kararı,  boşanmaya ilişkin davalarda veya yalnız ayrılığa ilişkin davalar sonucunda verilen karardır. Boşanma davası açabilmek için gerekli şartlar ayrılık davası için de geçerlidir. Bu minvalde boşanma davası hakkına sahip eş ayrılık davası da açabilecektir. Eğer açılmış bir boşanma davası mevcutsa aile mahkemesi hâkimi evliliğin devam edebileceğine kanaat getirirse boşanmaya karar vermek yerine ayrılığa da karar verebilir. Ayrılık kararı eşlerin boşanma hakkına engel teşkil etmez.  

Evlilik birliği içerisindeki anlaşmazlıkların sonucu denince çözüm olarak genelde boşanma akla gelir. Fakat boşanmaya alternatif olarak pek bilinmeyen bir yol olan ayrılık da eşlerin evlilik birliğinin devamı hususunda daha sağlıklı düşünmeleri için düzenlenmiş bir hukuki kurumdur. İstanbul boşanma avukatı Harbiye Hukuk Bürosu olarak ayrılık ve boşanma süreçlerinde sizlere hizmet vermekteyiz.

Ayrılık davası TMK’da boşanma başlığı altında ele alınmıştır. Şöyle ki; Madde 167 – “Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.”

AYRILIK DAVASI HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?

Ayrılık davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Bu dava eşlerden birinin yerleşim yerinde veya eşlerin davadan önce son defa altı ayadan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.  

AYRILIK DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Boşanma davası açmaya hakkı olan eş dilerse boşanma dilerse ayrılık isteyebilir. Yani bu davayı ayrılık davası olarak da açabilir, boşanma davası içerisinde de talep edilebilir. Boşanma davası devam ederken hâkim eğer evliliğin devam edeceğine dair ihtimal olduğuna kanaat getirirse ayrılığa res’en de karar verebilir.

AYRILIK SÜRESİ NE KADAR OLABİLİR?

Ayrılığa 1 yıldan 3 yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre kararın kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Bu karar boşanmanın hüküm ve sonuçlarını doğurmaz. Ayrılık kararı evliliğin tamamen ortadan kalkmasını engelleyen bir karardır. Ayrılık kararı evliliği koruma amacıyla düzenlenmiştir.

Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

AYRILIK KARARI NETİCESİNDE ÇOCUKLARIN VELAYETİ VE NAFAKA DURUMU

Ayrılık kararı neticesinde mahkeme eşlerin sosyal, ekonomik, eğitim gibi konularda çocukların lehine olacak şekilde velayetlerini eşlerden birine verir. Velayetini alan eş diğer eşten iştirak nafakası talep edebilir.

İlgili kanun maddesi:

TMK Madde 169; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

AYRILIK DAVASINDA TAZMİNAT

Boşanmadan farklı olarak ayrılık davasında veya ayrılık kararı neticesinde eşlerden herhangi birisi tazminat talep edemez.

AYRILIK SÜRESİNİN BİTİMİ

Süre bitince ayrılık süresi kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. 

BOŞANMA DAVASI İLE AYRILIK DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR

  • Boşanma davasında mahkeme evliliğin sona ermesine karar verir. Ayrılık davasında ise evlilik sona ermemektedir. 
  • Ayrılık davasında hâkim eşlerin boşanmasına karar veremez ancak boşanma davasında şayet ortak hayatın tekrardan kurulabileceği yönünde bir kanaat hasıl olursa hakim ayrılık kararı verebilir. 
  • Boşanma davasının nihayete ermesiyle beraber eşlerin sadakat yükümlülüğü ortadan kalkmaktayken ayrılık davasında ayrılık kararı sonrasında da eşlerin sadakat yükümlülüğü devam etmektedir. 

BOŞANMA DAVASI İLE AYRILIK DAVASI ARASINDAKİ BENZERLİKLER

  • Hem boşanma hem de ayrılık davasında taraflar boşanma sebeplerini ileri sürebilirler. 
  • Hem boşanma hem de ayrılık davasında mahkeme taraflar adına velayet, nafaka, mal yönetimi hususlarında tedbirler alır. 
  • Hem boşanma hem de ayrılık davasında hâkimin vereceği karara karşı itiraz etme hakkı bulunmaktadır. 
  • Hem boşanma hem de ayrılık davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. 
  • Hem boşanma hem de ayrılık davasında yetkili mahkeme tarafların dava açılma tarihinden önceki altı ay birlikte yaşadıkları yerleşim yeridir. 

AYRILIK DAVASI İLE İLGİLİ ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2012/3023 K. 2013/3849 T. 18.2.2013

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, münhasıran Türk Medeni Kanununun 167, 170/2 ve 171. maddeleri uyarınca ayrılığa karar verilmesine ilişkindir. Davacı, ayrılık kararına esas boşanma sebebi olarak, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanmıştır. Mahkemece, talep kabul edilerek ayrılığa karar verilmiştir. Ayrılığa karar verebilmek için, boşanma sebebinin ispatlanmış olması gerekir. Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise, ayrılık talebinin de reddine karar verilmelidir. Toplanan delillerden; tanık anlatımlarında geçen kocanın eşine şiddet olayından sonra, evliliğin uzun süre devam ettirilerek tarafların birlikte yaşamayı sürdürdükleri, böylece bu olayların davacı tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılanmış sayılması gerektiği; sonraki olaylara ilişkin tanık beyanlarının ise somut görgüye ve bilgiye dayanmadığı, anlatılanların duyuma ve davacının kendilerine söylediğinin aktarılmasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylara dayalı olarak boşanma veya ayrılık kararı verilemeyeceği gibi; duyuma dayalı veya taraf sözlerinin aktarılması niteliğindeki beyanlara dayalı olan olaylar da sabit kabul edilemez. O halde; en azından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları bile gerçekleşmiş olmadığından; ayrılık talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan gerekçeyle ayrılığa karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2013”

Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2008/19472 K. 2010/1042 T. 20.1.2010

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Boşanmaya ilişkin davada, boşanma sebebi ispatlanmış olursa, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde hakim ayrılığa karar gerebilir (TMK m. 170/1-3). Dava, yalnız ayrılığa ilişkin ise, boşanmaya karar gerilemez (TMK m. 170/2). Şu halde, ayrılığa karar verilebilmesi için de boşanma sebebinin, mevcut ve sabit olması zorunludur.

Dava, boşanmaya ilişkindir. Davacı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir nitelikte bir olguyu ortaya koyamamış, boşanma sebebini ispatlayamamıştır. Mahkemece de, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek derecede bir geçimsizliğin bulunmadığı kabul edilmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2016/24367 K. 2018/10693 T. 8.10.2018

“Davacı kadın, TMK’nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece davacı kadının, dosyaya delil olarak sunduğu davalı erkeğin önceden açtığı boşanma davasında tespit edilen ve bir ailenin yaşamasına uygun olmayan bir konutta yaşamasının beklenmesinin mümkün olmadığı, davalı erkeğin aile yaşamına uygun konut düzenlemesi yapmadığı, halen geçimsizliğe sebebiyet veren dairede yaşamaya devam ettiği bu nedenle kusurlu olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiş, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir Davalı erkek bu davadan önce 22.03.2013 tarihinde davacı kadına TMK’nun 164. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, son celse boşanmadan vazgeçip ayrılık talebinde bulunmuş, mahkemece tarafların 1 yıl süreyle ayrılığına karar verilmiştir. Mahkeme kararın gerekçesinde ise erkeğin, kadının evden ayrılmasından sonra evi kullanıma hazır hale getirdiğini, evin …’nın saygın semtlerinden birinde olduğunu, evin dağınık olmasının sadece erkeğe yüklenebilecek bir kusur olmadığını bu nedenlerle boşanmanın şartlarının erkek yönünden gerçekleştiğini kabul etmiş ancak talep üzerine ayrılık kararına hükmetmiş, karar onanarak 03.03.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Taraf beyanlarına göre de o davadan sonra taraflar bir araya gelmemiş, davalı erkeğe yüklenebilecek boşanmaya neden olacak bir kusurlu davranış da ispat edilememiştir. Davacı kadının açtığı dava da TMK 172 maddesine dayalı olmadığı gibi, ayrılık süresi de dolmamıştır. O halde davalı erkeğe atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekirken kanun hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”

SIKÇA SORULAN SORULAR

Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise ayrılığa karar verilebilir mi?

Ayrılığa karar verebilmek için, boşanma sebebinin ispatlanmış olması gerekir. Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise, ayrılık talebinin de reddine karar verilmelidir.

Evlilik birliği içerisinde affedilen olayların ayrılık kararına etkisi nedir?

Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylara dayalı olarak boşanma veya ayrılık kararı verilemeyeceği gibi; duyuma dayalı veya taraf sözlerinin aktarılması niteliğindeki beyanlara dayalı olan olaylar da sabit kabul edilemez.

Ayrılık kararı verilirken evliliğin devam etme ihtimaline nasıl kanaat getirilir?

Medeni Kanununun 170/3. maddesine göre “dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir”. Bu durumda davacı mutlak bir boşanma nedenine dayanmış ve bunun varlığını kanıtlamış olsa bile, hâkim barışma ihtimalini gördüğü takdirde boşanma yerine ayrılığa hükmedebilecektir. Bu durumda bir boşanma nedeninin gerçekleşmesi halinde barışmanın mümkün görüldüğüne, ortak yaşamın yeniden başlayabileceğine ve nihayet ileride birleşme umudunun bulunduğuna ilişkin hâkimin takdirinin kesin ve denetimden uzak olduğunu düşünmemek gerekmektedir. Her şeyden önce hâkimin takdir hakkını çok ciddi ve son derece isabetli kullanması gerekmektedir. Eşinin barışma ihtimali gerçekleşmeye yakın bir ciddiyetle görülmeli, varlığı makul surette kabul edilmeli, böyle bir kanaat sağlam ihtimale dayandırılmalı, hatta barışma ihtimalinin varlığı bir kararın ikrarından ya da hareket tarzından anlaşılmış olmalıdır. Özellikle barışma ihtimali kuvvetli bulunmalıdır. Zayıf bir ihtimal yeterli değildir. Bu konuda bir takdire ulaşırken dosyaya uygun dayanaklar gösterilmeli, boşanma nedeninin ve geçimsizliğin asıl saiki ve eşlerin kişisel durumları üzerine eğilinmeli, mücerret bir barışma ihtimalinin dışında eşlerin sosyal ve kültürel durumları değerlendirilmelidir. Olayların yoğunluğu ve ağırlığı eşlerin uzun süredir ayrı yaşamakta olmaları gibi haller her halde yeniden bir araya gelme ihtimalini ortadan kaldırıcı bir unsur olarak düşünülmelidir. Nihayet Hakim kararında barışma ihtimalinin varlığını ve kendisini böyle bir inanca götüren nedenleri kanun yolu denetimine olanak verecek açıklıkta göstermelidir.(Yargıtay 2.HD 24/11/2005 tarihli, 2005/13395 E., 2005/16225 K.)

AİLE HUKUKU VE BOŞANMA, MAL PAYLAŞIMI DAVASI AVUKATIMIZA ULAŞIN

Boşanma ile birlikte sahip olduğunuz hakların boşanma davası içerisinde tam olarak işlenmesi, haklarınızın tam olarak kullanılması ve dava sonucunda mağduriyetlerin yaşanmaması adına boşanma sürecinin konusunda uzman ve tecrübeli bir boşanma avukatı tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Bu noktada İstanbul boşanma avukatı Harbiye Hukuk Bürosu, alanında yetkin boşanma avukatları ile sizlere hizmet vermektedir. Aile hukuku alanındaki birikimleriyle sizi temsil edecek avukat kadromuzla iletişime geçmek için iletişim sekmesine tıklayabilir uzman kadromuzdan danışmanlık alabilirsiniz. 

İstanbul boşanma avukatı Harbiye Hukuk Bürosu, deneyimli aile hukuku kadrosu, çözüm odaklı yaklaşımı, hızlı ve etkili çözümlerle boşanma sürecinde sizlere danışmanlık vermeye hazır. 

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap