What do you think?
Rate this book
Korkma Ben Varım
“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş
olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.
Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.
Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.
Dul gangster Hayati Tehlike.
Mr. Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...
olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.
Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.
Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.
Dul gangster Hayati Tehlike.
Mr. Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...
424 pages, Paperback
First published November 1, 2009
About the author
Murat Menteş
23 books680 followersİstanbul'da doğdu. Bisiklet tamiriyle uğraştı, ufak tefek sihirbazlık numaraları öğrendi ve amatör olarak boksla ilgilendi. Yediği yumruklar dayanılmaz bir raddeye gelince, ringlere veda edip şiir yazmaya koyuldu. Dergilerde, yayınevlerinde, gazetelerde çalıştı. Kaosa Mütevazı Bir Katkı'da [2001, Şûle Yayınları] medyanın bozucu ve yıkıcı tesirlerini konu etti; Aynalı Barikatlar'da [2003, Şûle Yayınları] ise terörün gündelik hayatlarımıza sindiğini öne sürdü.
Şiir yazmaya lise 1. sınıfta başladı. Şiirleri; Yedi İklim, Şehrengiz, Dergâh, Atlılar'da yer aldı. İlk kitabı Kuzgun'un Gölgesi [Şiir, Yedi İklim Yayınları] 1996'nın son günlerinde yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan Dublörün Dilemması[2005] ve Korkma Ben Varım[2009] adlı romanları büyük ilgi gördü. Garanti Karantina [2010] ise Sel Yayıncılık tarafından neşredildi.
Menteş, Gerçek Hayat dergisinin Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Halen Star Gazetesi için röportajlar yapıyor.
Evlidir. İsmet Latif ve Kaan Cahit, Menteş'in ikiz oğullarının adlarıdır. Son Menteş ise Ruşen Ali diye tanınır.
Şiir yazmaya lise 1. sınıfta başladı. Şiirleri; Yedi İklim, Şehrengiz, Dergâh, Atlılar'da yer aldı. İlk kitabı Kuzgun'un Gölgesi [Şiir, Yedi İklim Yayınları] 1996'nın son günlerinde yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan Dublörün Dilemması[2005] ve Korkma Ben Varım[2009] adlı romanları büyük ilgi gördü. Garanti Karantina [2010] ise Sel Yayıncılık tarafından neşredildi.
Menteş, Gerçek Hayat dergisinin Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Halen Star Gazetesi için röportajlar yapıyor.
Evlidir. İsmet Latif ve Kaan Cahit, Menteş'in ikiz oğullarının adlarıdır. Son Menteş ise Ruşen Ali diye tanınır.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 127 reviews
February 18, 2016
Gerçekten lezzetli bir kitaptı. Yazarın kendi yorumuyla: Bu kitapta birbirini tanımadan birbirine aşık olan, düşman olan ve hatta birbirini öldüren insanlar anlatılıyor. (Tıpkı gerçek hayattaki gibi!) Romanda olaylar farklı karakterler tarafından anlatılıyor. Yaşananların bir kısmı bir mafya üyesi tarafından anlatılırken bir sonraki kısım bir papağanın gözünden anlatılabiliyor. Romanın bu özelliği yaşananların farklı insanlar tarafından ne kadar da farklı algılanabileceğini gösteriyor bizlere. Dikkatsiz okunursa içerik olarak "boş" şeklinde değerlendirilebilecek bir kitap olmasına rağmen ben bu kitap sayesinde güzel çıkarımlar edindim diyebilirim. Yazarın "dil"i kullanılışı -en azından benim okuduğum kitaplara göre- oldukça farklı fakat güzeldi.
Bir kaç alıntı yapmak istiyorum:
"...boyun eğişin ürünü olan hiçbir iyilik, ahlaki değildir."
"Şiddet hallettiğinden fazla sorun doğurur."
"Aşık olunca hayatın anlamına yaklaştığımızı zannederek mantığın sınırlarından dışarı çıkarız. Mantıksız kafa, mesnetsiz umutlarla dolup taşar."
...
Bir kaç alıntı yapmak istiyorum:
"...boyun eğişin ürünü olan hiçbir iyilik, ahlaki değildir."
"Şiddet hallettiğinden fazla sorun doğurur."
"Aşık olunca hayatın anlamına yaklaştığımızı zannederek mantığın sınırlarından dışarı çıkarız. Mantıksız kafa, mesnetsiz umutlarla dolup taşar."
...
Read
June 4, 2016Yarım kaldı.
Başlarda güzel gidiyordu aslında kitap; ama yazarın o kadar çooook aforizma kasması, gereksiz ve "marjinal" isimli birmilyonsekizyüzellibinaltıyüzellimilyarmelyon karaktere yer vermesi beni çok yordu. Bir aylık direnişimin sonunda bu kitabı bitiremeyeceğimi anladım.
Başlarda güzel gidiyordu aslında kitap; ama yazarın o kadar çooook aforizma kasması, gereksiz ve "marjinal" isimli birmilyonsekizyüzellibinaltıyüzellimilyarmelyon karaktere yer vermesi beni çok yordu. Bir aylık direnişimin sonunda bu kitabı bitiremeyeceğimi anladım.
December 16, 2013
Yazarın kitaplarını sırası ile okumak istedim, bu sebeple Ruhi Mücerret çılgınlığı içerisinde ben Korkma Ben Varım’ı tercih ettim ancak Murat Menteş’in tarzı, ilk kitabında beni cezbetse ve büyük bir zevkle okumama neden olsa da Korkma Ben Varım’da yine aynı şeylerin tekrarlanması sıktı.
Bu sefer gereksiz yere daha fazla uzatıldığını, çeşit olsun diye daha fazla karakter eklendiğini, bazı bölümlerin çok gereksiz olduğunu düşünüyorum. Örneğin bölüm değişik görünse de ben okumak için sabrımı zorlamak zorunda kaldım”.
Absürdlüklerin üzerine bir de eklenince daha da bir çekilmez oldu kitap benim için. Zor bitirdim. Ruhi Mücerreti de bilinmeyen bir geleceğe erteledim.
Bu sefer gereksiz yere daha fazla uzatıldığını, çeşit olsun diye daha fazla karakter eklendiğini, bazı bölümlerin çok gereksiz olduğunu düşünüyorum. Örneğin bölüm değişik görünse de ben okumak için sabrımı zorlamak zorunda kaldım”.
Absürdlüklerin üzerine bir de eklenince daha da bir çekilmez oldu kitap benim için. Zor bitirdim. Ruhi Mücerreti de bilinmeyen bir geleceğe erteledim.
September 2, 2018
çok güzel. aforizma kasmak, gereksiz betimlemeler yapmak vs eleştirileri bana bir garip geliyor açıkçası çünkü 1000 sayfa da olsa sadece 'ayakkabı, çorabın deliğini bilir.' cümlesi için bile okunur.
ve tabii; bilmek iyidir baba lakin sevmek kadar değil. menteş keşke nerede ne kadar çin atasözü vs varsa bulup çıkarsa da biz de okusak🤤
ve tabii; bilmek iyidir baba lakin sevmek kadar değil. menteş keşke nerede ne kadar çin atasözü vs varsa bulup çıkarsa da biz de okusak🤤
March 22, 2015
Çok hızlı, kafanızda filme çekerek okuyacağını bir kitap olmuş. Bunun yanında yer yer tokat etkisi taşıyan kısımlar da içeriyor. Şahsi kanaatimce Dublörün Dilemması'ndan daha güzel bir kitap olmuş.
March 25, 2013
sadece müntekim gıcırbey'in mektupları için bile okunabilirliği olan murat menteş romanı.
October 29, 2012
vay anasını sayın seyirciler.
November 15, 2012
Murat Menteş'in çizgisinin fazlaca yansıdığı bir kitap olmuş. Yapısal olarak Dublörün Dilemma'sı ile aynı. Biraz daha kompleks, daha fazla karakterli... Ancak daha fazla tat alıyorsunuz kesinlikle.
Tamamen polisiye yada fantastik türlerinin damarından gitmeyip, "insan" olgusunu es geçmemesi kitaplarının en ilgi çekici yanı bence. "Acayip/olmayacak bir durumu düşünün, buna karşı insanlar ne yapar?" gibi bir soruyla hareket ediyor sanki yazar.
Gönül İşleri Bakanlığı, intikam hizmeti veren bir organizasyon, ruhlarla münasebeti olan bir teyze, bunların yanında da yine aşk ilişkileri.
Şibumi- HayatiTehlike- Gıcırbey arasındaki aşk üçgenin gerçekten başarılı kurgulandığını düşünüyorum.
Bundan sonraki kitaplarında aynı yapıyı kullanıp kullanmayacağını merak ediyorum. Ancak bence burada dur diyecek ve başka bir şey deneyecek.
Kişisel olarak da Gıcırbey'in mektupları ve Atom Bombacıyan'ın anlaşılamayan konuşmaları bölümünde sıkıldığımı söylemeliyim.
Ama iyi ki de yazılmış, iyi de okuduk :)
Tamamen polisiye yada fantastik türlerinin damarından gitmeyip, "insan" olgusunu es geçmemesi kitaplarının en ilgi çekici yanı bence. "Acayip/olmayacak bir durumu düşünün, buna karşı insanlar ne yapar?" gibi bir soruyla hareket ediyor sanki yazar.
Gönül İşleri Bakanlığı, intikam hizmeti veren bir organizasyon, ruhlarla münasebeti olan bir teyze, bunların yanında da yine aşk ilişkileri.
Şibumi- HayatiTehlike- Gıcırbey arasındaki aşk üçgenin gerçekten başarılı kurgulandığını düşünüyorum.
Bundan sonraki kitaplarında aynı yapıyı kullanıp kullanmayacağını merak ediyorum. Ancak bence burada dur diyecek ve başka bir şey deneyecek.
Kişisel olarak da Gıcırbey'in mektupları ve Atom Bombacıyan'ın anlaşılamayan konuşmaları bölümünde sıkıldığımı söylemeliyim.
Ama iyi ki de yazılmış, iyi de okuduk :)
July 23, 2012
Murat Mentes kitaplarinin cok ciddi bir tehlikesi var. Hikayenin akisinin mukemmelligi ve kurgunun sizi sarmasi, bazen o kadar meraklandiriyor ki, hikayenin sonunu gormek icin Murat Mentes'in kelimelerle nasil oynadigini kacirabiliyorsunuz. Bu sebeple farkli tatlar alabilmek icin, en az iki kere okunmali.
March 15, 2020
Çok fazla beğenmedim. Bazı bölümler çok güzeldi.. Bazen de acayip saçmaydı zor okudum. Aforizma yapmaya çalışmış çok fazla..ama çok fazla yapmaya çalışınca saçmalamış iyice.. İşin içinde cinler, süper güçler falan da olunca iyice çorba olmuş..
July 23, 2018
"Hayal ile rüya arasındaki mahmur boşluktayız."
"Terk edilmiş bir okyanusta baş başa kalmış iki balık gibi sarhoşuz."
"Okyanus da nihayetinde balıkların çişi değil mi? (Wang Weihui)"
"Halkımız çok romantiktir. Bütün mesele duygularla ilgili. Aşka resmen destek veren bir bakanlık bizimki."
"İyi seyyah, nereye gittiğini bilmeyendir; mükemmel seyyah, nereden geldiğini bilmeyendir (Lin Yutang)"
"Aksilikler, tesadüflerin de takviyesiyle felaket katına yükseldi."
"Katliam, bir şehri boyamanın en kötü yöntemidir (Zhang Zai)"
"İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek."
"An geliyor, fanilik fikri, evrenin bir karambol kumkuması (çanağı), insanı bir fiyasko figüranı, hayatı bir skandal silsilesi gibi algılamamıza neden oluyor. Ya da içimizi derin bir şükran duygusu ve yaşama sevinci kaplıyor.. Çok acayip. Siz bana bakmayın. Artık bütün tembihleri unutmuş, kapılarını teselliye kapatmış, basireti kördüğüm olmuş biriyim. Beni uygar kılan koşumlarımı kemiriyorum. Program, prosedür, protokol umurumda değil. Göğsümde barut macunu gibi bir öfke kabarıyor."
"Kılıcını baston olarak kullanan bir Samuray kadar bitkindim."
"Kadim Çinli savaşçılara göre -İntikam şarabı, yaraları ham olanlara şifa verir.-"
"Gangsterler de aşk bayırından yuvarlanıyordu ve her yuvarlanışta olduğu gibi onların da canı acıyori üstü başı dağılıyordu."
"İnsan, kalbiyle düşünür Fu."
"Kızın gözlerini gördün mü? Evet, iki taneydi."
"Ağıt ve matemde aşırıya kaçmak, ölüme müzikal bir defileyle karşılık vermek demekti. Yas, sezonluk bir duyguydu."
"Gereğinden uzun süre çocuk kalırsan, insanlıktan çıkarsın."
"Bilmek iyidir baba, lakin sevmek kadar değil."
"Reyhan, sen dünyadaki bütün eczanelerden alınabilecek en şifalı kapsül, en tatlı tablet, en kıvamlı şurupsun."
"Aşk, imkansızlaşınca daha da şiddetleniyor."
"Yalan. Güçlülerde içtenlik aramayın."
"Kadı doğru hükme varmanın tevazuyla arayışa neler borçlu olduğunu görecekti. Kendinde yargulamaya yetecek donatım olduğu zehabına kapılmanın gönül kırıklığını tadacak, birini suçlamadan veya bir iddiaya sahip çıkmadan önce kendi ölçülerini tartmanın kaçınılmazlığını kabul edecekti."
"Bizim geçirdiğimiz deneyler şunu gösterdi ki insan hakikati ararken bir gücü, bir yargılama gücünü kendine hıfzettiği zehabına kapılmamalı. Herkes kendi kaybettiğini kendi arasın. Bu arayışta diğerleri sadece arayanın neyi kaybettiğini hatırlatabilirler. Bunu nimet bilmeli. Senin noksanını tasvir edenler, senden birşey gasp etmiş olmaz."
"Yaşlanmak, bir insanın başına gelebilecek en beklenmedik olaydır."
" Perihan'ı kıyıdan köşeden, Mike Hammer merakı ve Hz. Eyyub sabrıyla izliyordum. Yani avucumu yalayıp sigara içiyordum. Aşktan nasibim bu kadardı. Efkarlıydım. İçimde kamyon lastikleri yakılıyordu. Bir of çeksem ağzımdan simsiyah, zehirli dumanlar yükselecek. Şarkılar, kocaman vidalar gibi gırç gırç döne döne batıyordu kalbime."
"Feleğin sert bir sillesiyle dünya evine girmiştim."
"Fısıltı, haykırıştan daha inandırıcıdır."
"Ahlaki olgunluğun, vicdani hassasiyetin, gönül ferahlığının imkanını; edebiyat sanatı sayesinde keşfederiz."
"Servet soygundur. Tahrip etmek, kreatif bir işlemdir. Paylaşmak propagandadır. Delilik özgünlüktür. Dünya fanidir. Sistem, ölümcül riyakarlığını zorbalığıyla örtbas eder."
"Beyin harika bir organ; sabah kalktığınız anda çalışmaya başlıyor ve ofise gidinceye kadar da durmuyor! (Robert Frost)"
"Hayata atılır atılmaz bahtım karardı, talihim köreldi; feleğin sillesini, kaderin tekmesini yedim."
"Gerçi, isterim ki, bu hileli aşklara hiç lüzum kalmasın. Müntekim, benim onu aç karnına sevdiğim gibi sevsin beni. Midesi aşkla kasılacağına, kalbi aşkla çarpsın. Fakat ne çare.. Aşk yalnızca sağlam vücutlu ve tok karınlıların mı tekelinde? Yalvarırım -Hayır- deyin!"
"Artık kainatın hiçbir yerinde emniyette değilim."
"Ruhunuzla yazı tura atmayın (Will Ferguson)"
"Başkalarının felaketinde eğlence, kendi mahvımızda avuntu buluyoruz. Varlığımız, metropolde güncellenen dehşete bir katkı payı anlamı taşıyor. Korkunun tüm o klişelerini, terörün süprizleri örtbas ediyor. Aşırılıklar, dengesizliğimizi kamufle ediyor. Mezarına geri dönmek için -can atan- fakat yolunu kaybetmiş zombileriz. Kaosun dalkavuklarıyız!"
"Gelgelelim insanoğlu her yaştan ağacı keserek, zehirleyerek, yakarak öldürdü. Tabiatın ağır yaralarına beton döktü. Rüzgarı makasladı, yağmuru kelepçeledi, güneşe çuval geçirdi. Karpuzu, domatesi, portakalı...murdar etti. Ne çare ki soframıza sahte patatesler, naylon biberler, sentetik soğanlar koyuyoruz. Allah'la kul arasına girdiler. İncirle, zeytinle, üzümle Allah'ın arasına girdiler. Eriği, mandalinayı köleleştirdiler. Bitkilerin kokusunu, şifasını, ruhunu gasp ettiler."
"Terk edilmiş bir okyanusta baş başa kalmış iki balık gibi sarhoşuz."
"Okyanus da nihayetinde balıkların çişi değil mi? (Wang Weihui)"
"Halkımız çok romantiktir. Bütün mesele duygularla ilgili. Aşka resmen destek veren bir bakanlık bizimki."
"İyi seyyah, nereye gittiğini bilmeyendir; mükemmel seyyah, nereden geldiğini bilmeyendir (Lin Yutang)"
"Aksilikler, tesadüflerin de takviyesiyle felaket katına yükseldi."
"Katliam, bir şehri boyamanın en kötü yöntemidir (Zhang Zai)"
"İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek."
"An geliyor, fanilik fikri, evrenin bir karambol kumkuması (çanağı), insanı bir fiyasko figüranı, hayatı bir skandal silsilesi gibi algılamamıza neden oluyor. Ya da içimizi derin bir şükran duygusu ve yaşama sevinci kaplıyor.. Çok acayip. Siz bana bakmayın. Artık bütün tembihleri unutmuş, kapılarını teselliye kapatmış, basireti kördüğüm olmuş biriyim. Beni uygar kılan koşumlarımı kemiriyorum. Program, prosedür, protokol umurumda değil. Göğsümde barut macunu gibi bir öfke kabarıyor."
"Kılıcını baston olarak kullanan bir Samuray kadar bitkindim."
"Kadim Çinli savaşçılara göre -İntikam şarabı, yaraları ham olanlara şifa verir.-"
"Gangsterler de aşk bayırından yuvarlanıyordu ve her yuvarlanışta olduğu gibi onların da canı acıyori üstü başı dağılıyordu."
"İnsan, kalbiyle düşünür Fu."
"Kızın gözlerini gördün mü? Evet, iki taneydi."
"Ağıt ve matemde aşırıya kaçmak, ölüme müzikal bir defileyle karşılık vermek demekti. Yas, sezonluk bir duyguydu."
"Gereğinden uzun süre çocuk kalırsan, insanlıktan çıkarsın."
"Bilmek iyidir baba, lakin sevmek kadar değil."
"Reyhan, sen dünyadaki bütün eczanelerden alınabilecek en şifalı kapsül, en tatlı tablet, en kıvamlı şurupsun."
"Aşk, imkansızlaşınca daha da şiddetleniyor."
"Yalan. Güçlülerde içtenlik aramayın."
"Kadı doğru hükme varmanın tevazuyla arayışa neler borçlu olduğunu görecekti. Kendinde yargulamaya yetecek donatım olduğu zehabına kapılmanın gönül kırıklığını tadacak, birini suçlamadan veya bir iddiaya sahip çıkmadan önce kendi ölçülerini tartmanın kaçınılmazlığını kabul edecekti."
"Bizim geçirdiğimiz deneyler şunu gösterdi ki insan hakikati ararken bir gücü, bir yargılama gücünü kendine hıfzettiği zehabına kapılmamalı. Herkes kendi kaybettiğini kendi arasın. Bu arayışta diğerleri sadece arayanın neyi kaybettiğini hatırlatabilirler. Bunu nimet bilmeli. Senin noksanını tasvir edenler, senden birşey gasp etmiş olmaz."
"Yaşlanmak, bir insanın başına gelebilecek en beklenmedik olaydır."
" Perihan'ı kıyıdan köşeden, Mike Hammer merakı ve Hz. Eyyub sabrıyla izliyordum. Yani avucumu yalayıp sigara içiyordum. Aşktan nasibim bu kadardı. Efkarlıydım. İçimde kamyon lastikleri yakılıyordu. Bir of çeksem ağzımdan simsiyah, zehirli dumanlar yükselecek. Şarkılar, kocaman vidalar gibi gırç gırç döne döne batıyordu kalbime."
"Feleğin sert bir sillesiyle dünya evine girmiştim."
"Fısıltı, haykırıştan daha inandırıcıdır."
"Ahlaki olgunluğun, vicdani hassasiyetin, gönül ferahlığının imkanını; edebiyat sanatı sayesinde keşfederiz."
"Servet soygundur. Tahrip etmek, kreatif bir işlemdir. Paylaşmak propagandadır. Delilik özgünlüktür. Dünya fanidir. Sistem, ölümcül riyakarlığını zorbalığıyla örtbas eder."
"Beyin harika bir organ; sabah kalktığınız anda çalışmaya başlıyor ve ofise gidinceye kadar da durmuyor! (Robert Frost)"
"Hayata atılır atılmaz bahtım karardı, talihim köreldi; feleğin sillesini, kaderin tekmesini yedim."
"Gerçi, isterim ki, bu hileli aşklara hiç lüzum kalmasın. Müntekim, benim onu aç karnına sevdiğim gibi sevsin beni. Midesi aşkla kasılacağına, kalbi aşkla çarpsın. Fakat ne çare.. Aşk yalnızca sağlam vücutlu ve tok karınlıların mı tekelinde? Yalvarırım -Hayır- deyin!"
"Artık kainatın hiçbir yerinde emniyette değilim."
"Ruhunuzla yazı tura atmayın (Will Ferguson)"
"Başkalarının felaketinde eğlence, kendi mahvımızda avuntu buluyoruz. Varlığımız, metropolde güncellenen dehşete bir katkı payı anlamı taşıyor. Korkunun tüm o klişelerini, terörün süprizleri örtbas ediyor. Aşırılıklar, dengesizliğimizi kamufle ediyor. Mezarına geri dönmek için -can atan- fakat yolunu kaybetmiş zombileriz. Kaosun dalkavuklarıyız!"
"Gelgelelim insanoğlu her yaştan ağacı keserek, zehirleyerek, yakarak öldürdü. Tabiatın ağır yaralarına beton döktü. Rüzgarı makasladı, yağmuru kelepçeledi, güneşe çuval geçirdi. Karpuzu, domatesi, portakalı...murdar etti. Ne çare ki soframıza sahte patatesler, naylon biberler, sentetik soğanlar koyuyoruz. Allah'la kul arasına girdiler. İncirle, zeytinle, üzümle Allah'ın arasına girdiler. Eriği, mandalinayı köleleştirdiler. Bitkilerin kokusunu, şifasını, ruhunu gasp ettiler."
January 10, 2016
Başlangıçta biraz sıkıcı gelse de, bir noktadan sonra kitaba kapılıp karakterlerin hemen arkasında onlarla yolculuğa başlıyor insan okurken. Karakter isimlerinin seçiminde yazar yine farkını konuşturmuş ve okuyucunun kafasını fazlasıyla karıştırmayı da başarmış burdaki olay örgüsüyle.
June 4, 2012
http://okudumdanoldu.blogspot.be/2012...
Dublörün Dilemması'nın bir uzun versiyonu diyebiliriz. Aynı tatta, aynı keyifte bir başka kitap olmuş. Yine Alper Canıgüz, Murat Uyurkulak alakaları kurulmuş.
Kitabın tek problemi, hangi bölümün kimin ağzından yazıldığının takibinin birazcık zor olması. Dublörün Dilemması'ndaki gibi ana bölümler var. Ana bölümleri, bölüme adını veren karakterin ağzından dinliyoruz ama arada küçük bölümler var ki başlıklarının yanında parantez içinde yan karakterlerin adı oluyor. O zaman onların ağzından dinliyoruz. Ben başlarda kendimi kaptırınca biraz kafam karıştı açıkçası. Benim gibi kafası geç basanlar için başta bir açıklama olsa iyiydi :)
Bu sefer yine komik isimler ve karakterler var. Fu, Müntekim Gıcırbey, Atom Bombacıyan, Şebnem Şibumi ve Hayati Tehlike ana karakterler. Bir sürü polisiye, doğaüstü, komik ve romantik olay cereyan ediyor. Konusu hikayesi şudur demek de zor. Bir Gönül İşleri Bakanlığı var, aşkları onaylanmış bir kısım aşığa AŞKart adı verilen bir kart veriliyor. Bakanlığın yaşlı mı yaşlı, ermiş mi ermiş, her türlü mezhebin önde gelenlerinin bulunduğu 22 kişilik karar heyetinin katledilmesiyle başlıyor hikaye. Dublörün Dilemması'nda olduğu kadar kitabı okurken kendi kendime kahkahalara boğulmadım ama yine de çok güldüm. Yine bir sürü değişik alıntı ve sakız içinden çıkan gereksiz bilgiler türü paragraflar var :)
Dünyada şunca kötü, tatsız, acılı olay cereyan ederken gülebilmek çok güzel. Kendinizden üç beş kahkahayı esirgemeyin diyorum.
..Dracula, boynunu büküp otobur horultularla uyuyan Tarzan'ın dazlak kafasında geleceği görmeye çalışıyor. "Bak Mübeccel, bu Mister Spock namlı negatif iyon, seni Pamuk Prenseslikten Kül Kediliğine transfer edecek!"..Sayfa108
..Gelgelelim insanoğlu her yaştan ağacı keserek, zehirleyerek, yakarak öldürdü. Rüzgarı makasladı, yağmuru kelepçeledi, güneşe çuval geçirdi. Karpuzu, domatesi, portakalı.. murdar etti. .... Allah'la kul arasına girdiler. Eriği, mandalinayı köleleştirdiler. Bitkilerin kokusunu, şifasınıi ruhunu gasp ettiler..Sayfa179
.."18. yüzyılda Altaylar, Kırgızlar ve Doğu Türkistan Türkleri şaman ayinlerine 'oyun' derlermiş. Oyun=Ayin" diyor..Sayfa200
..Sahip olmadığınız niteliklerle sizi övenler, taşımadığınız kusurlarla yererler de..Sayfa242
.."Çok sevmek sonsuza dek kavuşamamak için en ideal yöntemdir!"..Sayfa384
Dublörün Dilemması'nın bir uzun versiyonu diyebiliriz. Aynı tatta, aynı keyifte bir başka kitap olmuş. Yine Alper Canıgüz, Murat Uyurkulak alakaları kurulmuş.
Kitabın tek problemi, hangi bölümün kimin ağzından yazıldığının takibinin birazcık zor olması. Dublörün Dilemması'ndaki gibi ana bölümler var. Ana bölümleri, bölüme adını veren karakterin ağzından dinliyoruz ama arada küçük bölümler var ki başlıklarının yanında parantez içinde yan karakterlerin adı oluyor. O zaman onların ağzından dinliyoruz. Ben başlarda kendimi kaptırınca biraz kafam karıştı açıkçası. Benim gibi kafası geç basanlar için başta bir açıklama olsa iyiydi :)
Bu sefer yine komik isimler ve karakterler var. Fu, Müntekim Gıcırbey, Atom Bombacıyan, Şebnem Şibumi ve Hayati Tehlike ana karakterler. Bir sürü polisiye, doğaüstü, komik ve romantik olay cereyan ediyor. Konusu hikayesi şudur demek de zor. Bir Gönül İşleri Bakanlığı var, aşkları onaylanmış bir kısım aşığa AŞKart adı verilen bir kart veriliyor. Bakanlığın yaşlı mı yaşlı, ermiş mi ermiş, her türlü mezhebin önde gelenlerinin bulunduğu 22 kişilik karar heyetinin katledilmesiyle başlıyor hikaye. Dublörün Dilemması'nda olduğu kadar kitabı okurken kendi kendime kahkahalara boğulmadım ama yine de çok güldüm. Yine bir sürü değişik alıntı ve sakız içinden çıkan gereksiz bilgiler türü paragraflar var :)
Dünyada şunca kötü, tatsız, acılı olay cereyan ederken gülebilmek çok güzel. Kendinizden üç beş kahkahayı esirgemeyin diyorum.
..Dracula, boynunu büküp otobur horultularla uyuyan Tarzan'ın dazlak kafasında geleceği görmeye çalışıyor. "Bak Mübeccel, bu Mister Spock namlı negatif iyon, seni Pamuk Prenseslikten Kül Kediliğine transfer edecek!"..Sayfa108
..Gelgelelim insanoğlu her yaştan ağacı keserek, zehirleyerek, yakarak öldürdü. Rüzgarı makasladı, yağmuru kelepçeledi, güneşe çuval geçirdi. Karpuzu, domatesi, portakalı.. murdar etti. .... Allah'la kul arasına girdiler. Eriği, mandalinayı köleleştirdiler. Bitkilerin kokusunu, şifasınıi ruhunu gasp ettiler..Sayfa179
.."18. yüzyılda Altaylar, Kırgızlar ve Doğu Türkistan Türkleri şaman ayinlerine 'oyun' derlermiş. Oyun=Ayin" diyor..Sayfa200
..Sahip olmadığınız niteliklerle sizi övenler, taşımadığınız kusurlarla yererler de..Sayfa242
.."Çok sevmek sonsuza dek kavuşamamak için en ideal yöntemdir!"..Sayfa384
July 16, 2015
Biri yazara sıradan hikayelerin arasına aslında hiç anlamı olmayan zorlama aforizmalar serpiştirerek iyi kitap yazılmayacağını anlatmalı. Akşam yemeğinde bamya yemiş zombiler gibi duygusuzdu sözleri vb vb...böyle bir kitap...
September 21, 2017
Murat Menteş'in alıştığım tarzıydı, şaşırmadım, hayal kırıklığına da uğramadım.
Zekice yazılmış, bol karakterli, tekrara girmeden her ana karakterin ağzından devam eden eğlenceli bir hikayeydi.
Karakterlerin birbirleriyle karşılaşmaları ve sonu için beklentim daha fazlaydı aslında, biraz yavan buldum.
Zekice yazılmış, bol karakterli, tekrara girmeden her ana karakterin ağzından devam eden eğlenceli bir hikayeydi.
Karakterlerin birbirleriyle karşılaşmaları ve sonu için beklentim daha fazlaydı aslında, biraz yavan buldum.
This entire review has been hidden because of spoilers.
July 19, 2021
Murat Menteş’in en keyifle okuduğum kitabı oldu. Anlatım tarzı, mizahı, karakterlere verdiği ilginç isimlerle, kelime oyunlarıyla en favori yazarlarımdan.
Kitaptan bir alıntı:
Gerçekler zaten mevcuttur, yalanların ise uydurulması gerekir.
Kitaptan bir alıntı:
Gerçekler zaten mevcuttur, yalanların ise uydurulması gerekir.
August 22, 2018
Korkma Ben Varım, Ruhi Mücerret ve Dublörün Dilemması'ndan sonra yazardan okuduğum üçüncü kitap oldu.
Yazardan okuduğum üç kitap içinde en fazla karakter bu kitapta vardı. Kitap dört bölümden oluşuyor ve her bölümü bir karakterin ağzından okuyoruz. Arada başka karakterlerin de anlatımı girince bazı yerlerde kafam karıştı. Sonra kitabın tarzına alıştım ve sorun yaşamadım. Yine de size kitabı kısa sürede okumanızı, çok ara vermemenizi öneririm. Verdiğiniz arada karakterler ve olaylar karışabilir.
Kitaptaki bütün karakterlerin hayatının birbiriyle ilişkili olmasını sevdim. Hatta çok kısa bir süre Ruhi Mücerret karakteri Masum Cici’yi bile okuyoruz.
Korkma Ben Varım’da da orijinal karakter isimleri okuyoruz. Enver Paşa, Abidin Dandini, Hayati Tehlike, Atom Bombacıyan…
Kitabın sonu bana göre açık bırakılmış. İleride bir devam kitabı gelebilir diye düşünüyorum.
Kitabın son sayfalarında olaylar o kadar hızlı ilerledi ki okurken başım döndü. Keşke kitap 20-30 sayfa daha uzun olsaydı da detaylı ve sakin bir okuma yapabilseydim dedim.
Bir Murat Menteş kitap klasiği olarak kitapta Alper Canıgüz güzellemesi vardı. Yazarın Gizli Ajans kitabından bahsedilmiş.
Yine bir Murat Menteş klasiği olarak kadın karakterlere inanılmaz güzel iltifatlar vardı. Her seferinde bu adamın romantik iltifatlarına bayılıyorum :-)
Yazarın okuduğum üç kitabı benim için şu şekilde sıralanıyor:
Ruhi Mücerret > Korkma Ben Varım > Dublörün Dilemması
Yalnız yazarı okuyanlarda fark ettim ki yazardan ilk hangi kitabı okuyorlarsa en çok onu seviyorlar.
NOT: Kitabın ismi en beğendiğim kitap isimlerinden biri. Ayla Dikmen’in bir şarkısının sözünden alınmış.
Yazardan okuduğum üç kitap içinde en fazla karakter bu kitapta vardı. Kitap dört bölümden oluşuyor ve her bölümü bir karakterin ağzından okuyoruz. Arada başka karakterlerin de anlatımı girince bazı yerlerde kafam karıştı. Sonra kitabın tarzına alıştım ve sorun yaşamadım. Yine de size kitabı kısa sürede okumanızı, çok ara vermemenizi öneririm. Verdiğiniz arada karakterler ve olaylar karışabilir.
Kitaptaki bütün karakterlerin hayatının birbiriyle ilişkili olmasını sevdim. Hatta çok kısa bir süre Ruhi Mücerret karakteri Masum Cici’yi bile okuyoruz.
Korkma Ben Varım’da da orijinal karakter isimleri okuyoruz. Enver Paşa, Abidin Dandini, Hayati Tehlike, Atom Bombacıyan…
Kitabın sonu bana göre açık bırakılmış. İleride bir devam kitabı gelebilir diye düşünüyorum.
Kitabın son sayfalarında olaylar o kadar hızlı ilerledi ki okurken başım döndü. Keşke kitap 20-30 sayfa daha uzun olsaydı da detaylı ve sakin bir okuma yapabilseydim dedim.
Bir Murat Menteş kitap klasiği olarak kitapta Alper Canıgüz güzellemesi vardı. Yazarın Gizli Ajans kitabından bahsedilmiş.
Yine bir Murat Menteş klasiği olarak kadın karakterlere inanılmaz güzel iltifatlar vardı. Her seferinde bu adamın romantik iltifatlarına bayılıyorum :-)
Yazarın okuduğum üç kitabı benim için şu şekilde sıralanıyor:
Ruhi Mücerret > Korkma Ben Varım > Dublörün Dilemması
Yalnız yazarı okuyanlarda fark ettim ki yazardan ilk hangi kitabı okuyorlarsa en çok onu seviyorlar.
NOT: Kitabın ismi en beğendiğim kitap isimlerinden biri. Ayla Dikmen’in bir şarkısının sözünden alınmış.
May 31, 2017
Kitap ateş eder mi? Bu kitap ediyor işte. Saklanmana gerek yok. Korkma ben varım!
Murat Menteş harika yazıyor. Sanırım benim için en hızlı okunan kitaplar Murat Menteş ve Alper Canıgüz'ün kitapları. Dili çok sade. Çok akıcı. Zaten kelime kurma şekline diyecek yok.
Absürtlük akıyor sayfalardan. Yine aynı çizgide yazmış Menteş. Daha uzun hem de.
Kurgu önce belirsiz. Karakterlerin gözünden neler olduğuna bakıyoruz. Sonra olaylar gelişiyor ve bir biri ile bağlanıyor. Karmaşıklık ortadan kalkıyor. Zaten siz absürtlüğü seven biri iseniz bu kitaplar akar gider ve anlamak için çaba sarf etmezsiniz.
Bolca karakter var kitapta. Karakter isimleri zaten efsane. Ona diyecek yok.
Bu adam sürekli yazsın ya.
Murat Menteş harika yazıyor. Sanırım benim için en hızlı okunan kitaplar Murat Menteş ve Alper Canıgüz'ün kitapları. Dili çok sade. Çok akıcı. Zaten kelime kurma şekline diyecek yok.
Absürtlük akıyor sayfalardan. Yine aynı çizgide yazmış Menteş. Daha uzun hem de.
Kurgu önce belirsiz. Karakterlerin gözünden neler olduğuna bakıyoruz. Sonra olaylar gelişiyor ve bir biri ile bağlanıyor. Karmaşıklık ortadan kalkıyor. Zaten siz absürtlüğü seven biri iseniz bu kitaplar akar gider ve anlamak için çaba sarf etmezsiniz.
Bolca karakter var kitapta. Karakter isimleri zaten efsane. Ona diyecek yok.
Bu adam sürekli yazsın ya.
February 25, 2014
kitap aslında 3 yıldızlık, murat menteşi de hem seviyorum hem sevemiyorum belki onun dini bu kadar ön plana çıkarma çabası beni ondan uzaklaştırıyor, bir de sürekli ben bilirim ben bilgiliyim demeye çalışıyormuş gibi hissediyorum. kötü bir kitap mı hayır değil kesinlikle dublörün dilemması gibi yine ince düşünülmüş dikkatle yazılmış ve dikkatle okunması gereken bi kitap, ancak soğutan etkenler göz ardı edilemez. 4. yıldızı da kitabın sonuna verdim bu arada
May 30, 2013
Murat Menteş okumak ayrıcalıktır :)Harika, diğer kitapları gibi. Çok zengin içeriğe sahip, konu olarak da dil olarak da dolu dolu bir kitap. Afilli kelimeler içinde kaybolmuyorsunuz. Hem zengin kelime haznesi hem de anlaşılır bir dille yazılmış.
September 30, 2013
Bu yazarın okuduğum üçüncü romanı... Ruhi Mücerret okuduğum ilk romanı olduğu için baya keyif almıştım. Bu roman okuyup bitirdiğimde yazarın okumadığım başka romanı yok diye üzüldüm.
Okuması keyifliydi, bitirmesi üzücü...
Okuması keyifliydi, bitirmesi üzücü...
February 13, 2016
Yahu adam sen bu ülkenin başına gelen en güzel şeylerden birisin. Farkında mısın??
Torunlarıma okutacağım kitaplarını yeminle, bak bizim zamanımızda ne kitaplar vardı, şanslıydık vesselam diyeceyyyim :))
Torunlarıma okutacağım kitaplarını yeminle, bak bizim zamanımızda ne kitaplar vardı, şanslıydık vesselam diyeceyyyim :))
March 14, 2013
Müthiş bir mizah anlayışı. İnanılmaz sözcük oyunları. Kaçırılmayacak bir roman. Bir önceki romanı Dublörün Dilemması'ndan çok daha parlak bir roman.
May 29, 2013
"Yalanlarla bir yerlere gidebilirsin fakat geri dönemezsin."
February 28, 2014
ölümlü dünya şen şakrak dönüyor.
oysa insan hayati tek ömre sığmaz.
ve hiçbir sey güzel bitmez..
oysa insan hayati tek ömre sığmaz.
ve hiçbir sey güzel bitmez..
January 12, 2015
'Sebnem, uzaya baharın gelmesi seni bulmama bağlı'
'Göz kapaklarından, diz kapaklarından, kalp kapakçıklarından öpüyorum'
'Göz kapaklarından, diz kapaklarından, kalp kapakçıklarından öpüyorum'
October 21, 2019
Müntekim Gıcırbey'de kendimi bulmuştum. :/
September 14, 2021
Kitap çok iyidi, Müntekim Gicirbey'in Şebnem Şibumi'ye yazdığı mektuplar muazzamdi. Felsefi tarafı, karakterlerin aforizma kasmalari çok harikaydı. Hız, macera, aksiyon bence kitap çok doluydu, hatta sonuna gelebilmek için hakkını verememiş dahi olabilirim.
Ayrıca Dublorun Dilemmasi adlı eserine de atıfta bulunduğuna göre yazarımız diğer kitaplarından da izler bırakmış olabilir o ki ben bu iki kitabını okumuş bulunmaktayım.
ANCAK; ey Murat Menteş buradan sana sesleniyorum. Tıpkı gönül işleri bakanlığı(GİB) gibi bu ülkenin koskoca bir Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) var. Bırak herkes kendi işini yapsın. Araya fetva/hutbe sikistirmasan da maceranin tadına mi varsak?
Yada sözün özü; dünya görüşme istinaden kitabın bu tarz kısımlarında vitesim düştü. İsterse İlmihal de yazabilir kıymetli yazarımız. Herkes kimsenin işine karışmaz, son tahlilde kitabı beğenmiş bulunuyorum.
Bir yıldızı kargodan, pardon diyanetten kırdım.
Ayrıca Dublorun Dilemmasi adlı eserine de atıfta bulunduğuna göre yazarımız diğer kitaplarından da izler bırakmış olabilir o ki ben bu iki kitabını okumuş bulunmaktayım.
ANCAK; ey Murat Menteş buradan sana sesleniyorum. Tıpkı gönül işleri bakanlığı(GİB) gibi bu ülkenin koskoca bir Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) var. Bırak herkes kendi işini yapsın. Araya fetva/hutbe sikistirmasan da maceranin tadına mi varsak?
Yada sözün özü; dünya görüşme istinaden kitabın bu tarz kısımlarında vitesim düştü. İsterse İlmihal de yazabilir kıymetli yazarımız. Herkes kimsenin işine karışmaz, son tahlilde kitabı beğenmiş bulunuyorum.
Bir yıldızı kargodan, pardon diyanetten kırdım.
August 9, 2017
Kapağında Hayati Tehlike'nin Grand Grave Oteli'nin dokuzuncu katından düşüşü resmedilen kitabın misafir sanatçısının Ersin Karabulut oluşu ve kitabın bir bölümünün resmedilerek anlatılmış olması çok güzel bir ayrıntıydı bence. Küçücük bir kısım filme uyarlanmış gibi geldi bana. Öte yandan neredeyse her satırda başka yazarlar, şairler ve sanatçılara selam vererek ilerlemesi de ayrıca düşünceli bir hareketti.
Bundan ayrı olarak Korkma Ben Varım bana kalırsa en fazla beş gün içinde okunup bitirilmesi gereken bi kitap. Bazı kitaplar vardır, okurken demlendire demlendire okursunuz. Bu kitap kesinlikle onlardan biri değil. Çok fazla karakter, çok fazla absürtlük ve kesinlikle çok fazla olay var. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi üstüne bir de her karakterin olayı kendi ağzından anlatması ve aynı olayı farklı karakterlerin ağzından duyuyor olmamız açıkçası biraz kafa karıştırıcıydı ama kesinlikle kitabı daha az okunur kılan bi özellik değildi. Olay örgüsü sonlara doğru çorap söküğü gibi çözüldü��ü için baştaki şikayetlerimin hepsi de yere düşüp dağılan tahta çubuklar gibi dağıldı. 🙂Tüm bunların yanında beni en çok etkileyen yerlerden birininde Abidin Dandini'nin saçmaladığını sandığımız ama aslında iki buçuk sayfa boyunca hayat hikayesini anlattığı kelimelerin ses olarak benzerleriyle konuştuğu kısım. Ve yazar bunu gerçekten her kelimenin benzerlerini kullanarak yapmış.
Korkma Ben Varım benim okuduğum ilk Murat Menteş kitabıydı ve son kitabı olmayacağına da şimdiden eminim.
Bundan ayrı olarak Korkma Ben Varım bana kalırsa en fazla beş gün içinde okunup bitirilmesi gereken bi kitap. Bazı kitaplar vardır, okurken demlendire demlendire okursunuz. Bu kitap kesinlikle onlardan biri değil. Çok fazla karakter, çok fazla absürtlük ve kesinlikle çok fazla olay var. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi üstüne bir de her karakterin olayı kendi ağzından anlatması ve aynı olayı farklı karakterlerin ağzından duyuyor olmamız açıkçası biraz kafa karıştırıcıydı ama kesinlikle kitabı daha az okunur kılan bi özellik değildi. Olay örgüsü sonlara doğru çorap söküğü gibi çözüldü��ü için baştaki şikayetlerimin hepsi de yere düşüp dağılan tahta çubuklar gibi dağıldı. 🙂Tüm bunların yanında beni en çok etkileyen yerlerden birininde Abidin Dandini'nin saçmaladığını sandığımız ama aslında iki buçuk sayfa boyunca hayat hikayesini anlattığı kelimelerin ses olarak benzerleriyle konuştuğu kısım. Ve yazar bunu gerçekten her kelimenin benzerlerini kullanarak yapmış.
Korkma Ben Varım benim okuduğum ilk Murat Menteş kitabıydı ve son kitabı olmayacağına da şimdiden eminim.
October 3, 2018
Kendine has bir dil oluşturmak her yazara nasip olacak bir şans değil. Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen, bir daha nerede bir Murat Menteş yazısı görsem tanırım. Yazarın kendisini görsem tanır mıyım emin değilim bu arada....
+ Aaa Murat Menteş mi okuyorsun?
- Evet, Korkma Ben Varım..
+ Konusu ne???
Toplamda üç kez maruz kaldım bu soruya ancak kitabın konusunu kitap bitmesine rağmen net bir şekilde ortaya koyamadım. Tarih, aşk, entrika, cinayet, mafya ve bolca entrika içeren bu roman ağzımda çok hoş bir tad bıraktı. Bölüm girişlerinde anlatılan tarihi anektodlara bayıldım. Bu kadar tarihi bilgi ve eski tarihi olaylar ancak ansiklopedilerde olur herhalde. Kahramanların kendi ağızlarından kendi hayatlarını ve hikayelerini anlatması Orhan Pamuk stilini andırsa da rahatsız etmedi beni. Kitabın en orjinal kısmı olan karakter isimleri ise muazzamdı. Kesinlikle tavsiye ederim.
8/10
İyi okumalar
+ Aaa Murat Menteş mi okuyorsun?
- Evet, Korkma Ben Varım..
+ Konusu ne???
Toplamda üç kez maruz kaldım bu soruya ancak kitabın konusunu kitap bitmesine rağmen net bir şekilde ortaya koyamadım. Tarih, aşk, entrika, cinayet, mafya ve bolca entrika içeren bu roman ağzımda çok hoş bir tad bıraktı. Bölüm girişlerinde anlatılan tarihi anektodlara bayıldım. Bu kadar tarihi bilgi ve eski tarihi olaylar ancak ansiklopedilerde olur herhalde. Kahramanların kendi ağızlarından kendi hayatlarını ve hikayelerini anlatması Orhan Pamuk stilini andırsa da rahatsız etmedi beni. Kitabın en orjinal kısmı olan karakter isimleri ise muazzamdı. Kesinlikle tavsiye ederim.
8/10
İyi okumalar
Displaying 1 - 30 of 127 reviews