What do you think?
Rate this book
Depresyonu Anlamak
İnsan olmanın bir yönü de güzel duyguların tadını çıkarabilmektir. Ancak bu duygular arasında katlanılması güç olanlar da olabilmektedir. Bunların arasında en olumsuzu, depresyon halidir. Avustralyalı bir meslektaşımız "Depresyonu anlamak psikiyatriyi anlamaktır" demiş... Bence daha zor olan depresyonla ilgili anladıklarımızı anlatmak ve yazmak.
Şu ana kadar onlarca konferansta yüzlerce birinci basamak hekimi meslektaşıma ulaşarak onlara elimden geldiği kadar depresyonun ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Meslektaşlarımla her buluşmamda ilk giriş sunumunda şunu sordum:
Depresyon Nedir?
Ve şu yanıtı verdim:
Depresyon; derin üzüntülü bir duygudurum içinde düşünce, konuşma ve hareketlerde yavaşlama ve durgunluk; değersizlik, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık duygu ve düşünceleri ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama gibi belirtileri içeren bir hastalıktır.
Ve tekrar sordum:
Bu tanım doğru mu?
Hiçbir toplantımda hayır yanıtı almadım. Halbuki yanıt şu idi:
Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni, irritabilite, üzüntü, anksiyete, kognitif alanda; değersizlik, çaresizlik, benlik saygısında azalma, karamsarlık, umutsuzluk, kendini küçük görme, suçluluk duyguları, konuşma ve düşüncede retardasyon, varsanılar, sanrılar, obsesif düşünceler, hipokondriyak uğraşlar, ölüm ve intihar düşünceleri, bellek, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, vejetatif alanda; enerji azlığı, yorgunluk, bitkinlik, güçsüzlük, iştah değişiklikleri, kilo kaybı (nadiren kilo alımı), uyku bozuklukları, ajitasyon, cinsel ilgi ve etkinlikte azalma, kabızlık, harekette yavaşlama, somatik yakınmalar, kadınlarda adet düzensizlikleri, sosyal alanda; toplumsal uzaklaşma, sosyal-mesleki işlevlere karşı ilgi kaybı, intihar girişimleri gibi belirtileri içeren bir semptom/sendromdur yani hastalık değildir. Başka bir ifade ile depresyon/depresif bozukluk farkını anlatmaya çalıştım.
Depresyon tanısı koyacak hekimin önceliklikle hangi depresyon tipi ile (hangi depresif bozuklukla) karşı karşıya kaldığını algılaması ve tanıyı buna göre koyması gerekir. Çünkü bir depresif bozukluktan bahsetmek bazen çok daha fazlasıdır. Depresif bozuklukların çeşitli tipleri ve alt tipleri söz konusudur. Bu tip ve alt tipler tedavide hatta hastaya yaklaşımda zaman zaman ciddi farklılık gösterir ve zamanla %95 birinci basamakta rahatlıkla tedavi edilebilecek iken hekimin hastadan uzak durmasına ve kolaylıkla uzman hekime yönlendirilmesine neden olabilmektedir. Bir diğer gözlemim de birinci basamaktaki meslektaşlarımız depresif bozukluklar ve tedaviler konusunda olgu örnekleri vererek anlatıldığında çok daha rahat konuyu kavrıyor ve depresif bozukluk tanısı koydukları hastalarını tedavi etme konusunda çok daha cesur davranıyorlar.
Şu ana kadar onlarca konferansta yüzlerce birinci basamak hekimi meslektaşıma ulaşarak onlara elimden geldiği kadar depresyonun ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Meslektaşlarımla her buluşmamda ilk giriş sunumunda şunu sordum:
Depresyon Nedir?
Ve şu yanıtı verdim:
Depresyon; derin üzüntülü bir duygudurum içinde düşünce, konuşma ve hareketlerde yavaşlama ve durgunluk; değersizlik, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık duygu ve düşünceleri ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama gibi belirtileri içeren bir hastalıktır.
Ve tekrar sordum:
Bu tanım doğru mu?
Hiçbir toplantımda hayır yanıtı almadım. Halbuki yanıt şu idi:
Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni, irritabilite, üzüntü, anksiyete, kognitif alanda; değersizlik, çaresizlik, benlik saygısında azalma, karamsarlık, umutsuzluk, kendini küçük görme, suçluluk duyguları, konuşma ve düşüncede retardasyon, varsanılar, sanrılar, obsesif düşünceler, hipokondriyak uğraşlar, ölüm ve intihar düşünceleri, bellek, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, vejetatif alanda; enerji azlığı, yorgunluk, bitkinlik, güçsüzlük, iştah değişiklikleri, kilo kaybı (nadiren kilo alımı), uyku bozuklukları, ajitasyon, cinsel ilgi ve etkinlikte azalma, kabızlık, harekette yavaşlama, somatik yakınmalar, kadınlarda adet düzensizlikleri, sosyal alanda; toplumsal uzaklaşma, sosyal-mesleki işlevlere karşı ilgi kaybı, intihar girişimleri gibi belirtileri içeren bir semptom/sendromdur yani hastalık değildir. Başka bir ifade ile depresyon/depresif bozukluk farkını anlatmaya çalıştım.
Depresyon tanısı koyacak hekimin önceliklikle hangi depresyon tipi ile (hangi depresif bozuklukla) karşı karşıya kaldığını algılaması ve tanıyı buna göre koyması gerekir. Çünkü bir depresif bozukluktan bahsetmek bazen çok daha fazlasıdır. Depresif bozuklukların çeşitli tipleri ve alt tipleri söz konusudur. Bu tip ve alt tipler tedavide hatta hastaya yaklaşımda zaman zaman ciddi farklılık gösterir ve zamanla %95 birinci basamakta rahatlıkla tedavi edilebilecek iken hekimin hastadan uzak durmasına ve kolaylıkla uzman hekime yönlendirilmesine neden olabilmektedir. Bir diğer gözlemim de birinci basamaktaki meslektaşlarımız depresif bozukluklar ve tedaviler konusunda olgu örnekleri vererek anlatıldığında çok daha rahat konuyu kavrıyor ve depresif bozukluk tanısı koydukları hastalarını tedavi etme konusunda çok daha cesur davranıyorlar.
256 pages, Paperback
First published January 1, 2013
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 of 1 review
July 26, 2021
1.sınıf tıp öğrencilerinden psikiyatri uzmanlarına kadar her düzeye mesleki hayatında faydalı olabilecek, ders kitabı niteliğinde bir kitap.
Bolca olgu sunumu örnekleri ve son bölümde değerlendirmesi okuyucuya bırakılan olgular var.
Hastalıkların tanımlarında DSM IV-TR esas alınmış ancak hâlâ güncelliğini koruyor.
Bolca olgu sunumu örnekleri ve son bölümde değerlendirmesi okuyucuya bırakılan olgular var.
Hastalıkların tanımlarında DSM IV-TR esas alınmış ancak hâlâ güncelliğini koruyor.
Displaying 1 of 1 review