'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
Efsanenin çöküşü
Efsanenin çöküşü
123456789
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
Efsanenin çöküşü
Efsanenin çöküşü
123456789

"Türkiye doğunun batısında, batının doğusunda!"

AZE Medya Yayın Kurulu Başkanı Mustafa Balbay, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olmasına ilişkin tartışmaları değerlendirirken, “Türkiye öyle bir konumda ki, doğunun batısında, batının doğusunda. Bu, iyi kullanılırsa büyük bir zenginlik, kullanılamazsa büyük bir sıkışma halidir” dedi.

AZE Haber Ajansı

ANKARA- AZE Medya Yayın Kurulu Başkanı Mustafa Balbay, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olmasına ilişkin tartışmaları değerlendirirken, “Türkiye öyle bir konumda ki, doğunun batısında, batının doğusunda. Bu, iyi kullanılırsa büyük bir zenginlik, kullanılamazsa büyük bir sıkışma halidir” dedi.

Balbay’a yönettiğimiz “3 soru 3 yanıt” şöyle:

-Sayın Balbay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan’daki ŞİÖ zirvesinden sonra yaptığı açıklamalar gündemdeki yerini koruyor. Türkiye’nin yönünde değişim mi söz konusu?

BALBAY- Bu bitmeyen bir tartışma. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla çökmeye başlayan, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sona eren Soğuk Savaş sürecinde de Türkiye’yi, "ileri karakol" olarak tanımlayanlar vardı. Bu tanım bir bakıma tam olarak batının içinde olmama, ileri uçta, sınırda durma olarak da yorumlanabilir. Soğuk Savaş’tan sonra ise Türkiye’nin stratejik öneminin azaldığı yönünde değerlendirmeler yapıldı. Bunun gerçekçi olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Soğuk Savaş bitiminin artçıları olan Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’da oluşan yeni dengeler, yeni krizler Türkiye’yi ister istemez öne çıkardı. Başta ABD ve Rusya olmak üzere küresel aktörler, Türkiye’yi bölge politikalarının hayata geçmesinde "merkez üs" olarak görmek istiyor. Hangi taraf öne çıkarsa Türkiye’nin yön değiştirdiği konuşuluyor. Diyelim ki, ŞİÖ’ye bugünkünden daha ileri bir konumda katıldık. Bu, batıdan vazgeçmek anlamına gelmemeli. İyi bir denge politikası uygulanmalı.

-ŞİÖ, AB’nin ya da benzer batı kurumlarının alternatifi olabilir mi?

BALBAY- Tartışmayı bu zeminde yapmamak gerekiyor. Türkiye genel anlamda batının, Avrupa’nın bir parçasıdır. Biz AB’ye üye değiliz ama Avrupa’ya üyeyiz. Şunu söylemek istiyorum; örneğin 200’den fazla Avrupa kurumunun içindeyiz. Sendikalardan spor organizasyonlarına kadar. Şimdi bunlardan vazgeçmek gibi bir durum olabilir mi? Elbette olamaz. Ülke dışındaki yurttaşlarımızın nereye yöneldiğine bakın, Türkiye’nin yönünü görürsünüz. Dünyanın 100 ülkesine yayılmış Türklerin yüzde 80’i Avrupa ülkelerinde yaşıyor. Türkiye kültür olarak da batının doğusunda, doğunun batısında. Bu öyle bir metafor ki, iyi kullanırsanız büyük bir enerji yaratır. Türkiye’yi merkez ülke yapar. İyi kullanamazsanız sıkışırsınız. Hedef ülke olursunuz.

-Erdoğan neden "ŞİÖ’ye üye olabiliriz" çıkışı yaptı?

BALBAY- Neden büyük ölçüde ekonomik. Türkiye dışarıdan para bulmakta zorlanıyor. Batıdan umduğu desteği bulamıyor. Batıya bir bakıma, "Bak beni ihmal edersen, yön değiştirebilirim" diyor. Bu tür politikalar Türkiye’nin ağırlığını arttırmaz. Tam tersine azaltır. Türkiye’yi stratejik ortaklık yapılan bir ülke olmaktan çıkarır, pazarlık ülkesi haline getirir.