“Kızıl Düve” Üçüncü Tapınağın Habercisi Mi? 

İsrail’de, Tapınak Enstitüsü tarafından planlanan kızıl düve kurban etme ritüeli, Üçüncü Tapınak’ın inşasıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum, bölgedeki dini ve siyasi gerilimleri artırma potansiyeline sahipken, ritüelin derin tarihi ve dini kökenleri bulunuyor.
Kübra Can
“Kızıl Düve” Üçüncü Tapınağın Habercisi Mi? 
9 Nisan 2024

Son haftalarda hem dış basında hem İsrail basınında karşımıza çıkan kafa karıştırıcı iddialar var. Söylentilere göre bazı Fanatik Yahudi gruplar, özenle yetiştirdikleri kızıl düveleri Kudüs’te kurban etmeye hazırlanıyor. Bunun bir anlamı var elbette. Bu gizlilikle gerçekleştirilmeye çalışılan ritüel, İsrail ve radikal Yahudiler için ne anlama geliyor? Birlikte inceleyelim.    

İsrail'de aşırılık yanlısı Tapınak Enstitüsü grubunun kutsal Yahudi metinlerine dayanan kızıl düve kurban etme ritüeliyle birlikte, Üçüncü Tapınak'ın inşası için hazırlandığı ifade ediliyor. Bu gelişme, İsrail ve bölge üzerindeki dini ve siyasi gerilimleri yeniden tırmandıracak gibi görünüyor.   

Tapınak Enstitüsü, Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın avlusunda yer alan Kubbetu's Sahra'nın yerine Üçüncü Tapınak'ı inşa etmeyi hedefliyor. Bu amaç doğrultusunda, Nisan ayında işgal altındaki Batı Şeria'da kızıl düve kurban etme ritüelini gerçekleştirerek Mescid-i Aksa'nın geleceğini değiştirmeyi planladığı belirtiliyor.   

Grubun nisan ayındaki kurban etme ritüeli için hazırlık yaptığı bilinirken, İsrail'de Yahudilikte kutsal kabul edilen kitaplara göre; kızıl, kusursuz ve özürsüz iki yaşını doldurmuş düvelerin, Doğu Kudüs'ün Zeytin Dağı bölgesinde Mescid-i Aksa'ya bakan bir arazide kurban edilmesi gerekiyor.  

Düveler Teksas’ta yetiştirilmiş    

1987'de kurulan Tapınak Enstitüsü, ABD'nin Teksas kentinden 2022'de 500 bin dolara satın aldıkları 5 kızıl düve için hazırlıklarını sürdürüyor. İsrail'de birçok Yahudi din adamı ve haham, bu tür girişimleri eleştirirken, bazı aşırı görüşlü kabul edilen Yahudi din adamları, cemaatlerini Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeye teşvik ederek bu ritüeli ve Üçüncü Tapınak’ın inşasını destekliyor. Üçüncü Tapınak’ın inşası ve Mescid-i Aksa'nın kutsal kabul edilen alanlara müdahaleler, İsrail ve Filistin arasındaki hassas dengeleri alt üst edecek, kuşkusuz bölgede yüksek olan tansiyonu daha da yükseltecektir. Ancak, İsrail'deki aşırı sağcı bazı politikacılar, Mescid-i Aksa alanına yönelik baskınları destekleyerek Üçüncü Tapınak'ın inşası için zemin hazırladıkları düşünmekte.    

Neden kızıl düve?    

Kızıl düvenin seçilmesi, Yahudi inançlarında kutsal metinlerde belirtilen belirli özelliklere sahip bir kurban hayvanı olmasından kaynaklanmaktadır. Tevrat'ta belirli bir ritüel için kullanılması emredilen kızıl düve, Musa peygamber döneminde "kirli sayılan İsrailoğullarının arınması için tanrı tarafından kullanılması emredilen" bir hayvan olarak bahsedilir.   

Yahudi geleneğine göre, kızıl düvenin tamamen kırmızı, kusursuz ve hiçbir kusur taşımayan bir hayvan olması gerekmektedir. Ayrıca, belirli bir yaşa erişmiş olması da önemlidir. Bu özellikler, kızıl düvenin kurban edileceği ritüel için gereklidir ve bu ritüel, Tapınak Enstitüsü gibi aşırı görüşlü gruplar tarafından Üçüncü Tapınak'ın inşası için bir adım olarak değerlendirilmektedir.  

Dolayısıyla, kızıl düve seçimi, Yahudi geleneğinde belirli bir ritüel için gerekli olan özelliklere sahip olması ve bu ritüelin önemli bir parçası olarak kabul edilmesi nedeniyle yapılmaktadır.    

Kızıl düveler nerede yetiştiriliyor?   

Kızıl düvelerin yetiştirildiği yerler, genellikle dini ve kültürel öneme sahip olan bu hayvanların özelliklerine uygun olarak seçilmektedir. Tapınak Enstitüsü gibi gruplar, bu özelliklere sahip kızıl düveleri bulmak için özenle seçilen çiftliklerde yetiştirilmesini sağlarlar. Son dönemde haberlere konu olan kızıl düveler ise ABD’nin Teksas eyaletinde yetiştirilmiştir.    

Özellikle kusursuz ve özürsüz olmaları gereken bu hayvanlar, özel yetiştirme programları altında büyütülürler. Bu programlar, kızıl düvelerin doğal koşullarda olabilecek herhangi bir kusur veya lekeye maruz kalmadan sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlamak amacıyla titizlikle yürütülür.   

Kızıl düvelerin yetiştirildiği çiftlikler genellikle gizli ve güvenli tutulur. Bu, düvelerin dış etkenlerden etkilenmeden özel bir ritüel için hazırlandığına dair güvenlik önlemlerinin bir parçasıdır. Bu süreç, grupların kutsal metinlere dayanan inançlarına ve bu doğrultuda gerçekleştirdikleri adımlara bağlıdır.    

Yahudilerin tamamı kızıl düve efsanesine inanıyor mu?   

Yahudilerin tamamı kızıl düve efsanesine inanmıyor. Yahudi inancı ve uygulamaları oldukça çeşitlidir ve farklı Yahudi grupları arasında bu konuda farklı görüşler bulunuyor.   

Kızıl düvenin ritüel olarak kullanılması ve Üçüncü Tapınak'ın inşasıyla ilişkilendirilmesi, belirli dini ve siyasi gruplar arasında yaygın olsa da, bu inanç tüm Yahudi topluluğu içinde genel bir kabul görmüyor. Bazı Yahudi mezhepleri ve toplulukları, bu tür efsanelere ve ritüellere karşı daha eleştirel bir tutum sergilerken, bazıları ise bu tip uç görüşlere daha fazla değer veriyor.   

Özellikle dini olarak muhafazakâr veya aşırılık yanlısı olan gruplar, kızıl düve efsanesine daha fazla önem veriyor ve Üçüncü Tapınak'ın inşası için bu ritüeli gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ancak, daha liberal veya reformcu Yahudi grupları, bu tür inançları daha az vurguluyor ve dini uygulamalarını daha farklı şekillerde yorumluyor.   

Dolayısıyla, Yahudilik içindeki tüm toplulukların kızıl düve efsanesine inandığını söylemek yanlış olur. Yahudi topluluğu içinde bu konuda farklı görüşler ve inançlar bulunuyor.   

Tapınak Enstitüsü’nün çalışmaları gizli tutuluyor     

İsrail'deki aşırılık yanlısı Tapınak Enstitüsü, Yahudi geleneklerine dayanan çeşitli ritüeller gerçekleşiyor ve kızıl düve kurban etme ritüeli sadece bir örnek. Bu grup, Üçüncü Tapınak'ın inşası ve Yahudi kutsal alanlarının yeniden inşası amacıyla çeşitli dini ve siyasi faaliyetlerde bulunuyor.   

Örneğin, Tapınak Enstitüsü, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alanın Yahudilere açılması ve Üçüncü Tapınak'ın inşası için çeşitli etkinlikler düzenleyebiliyor. Bunlar arasında bölgedeki Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesi veya Yahudilere yönelik özel ibadet alanlarının oluşturulması gibi faaliyetler bulunuyor.  

Ayrıca, Tapınak Enstitüsü'nün Üçüncü Tapınak için kullanılacak kutsal eşyaların hazırlanması ve özel din adamlarının yetiştirilmesi gibi çalışmaları da olabiliyor.    

Tapınak Enstitüsü'nün diğer ritüelleri ve faaliyetleri hakkında net bir bilgi bulmak çok mümkün değil, zira bu gruplar genellikle gizli çalışıyor ve faaliyetlerini kamuya açıklamıyor.    

Nedir bu Tapınak Enstitüsü?   

Tapınak Enstitüsü (İbranice: מכון המקדש, "Mikdash Enstitüsü"), İsrail'de aşırılık yanlısı ve dini bir grup olarak biliniyorlar. Grup, Üçüncü Tapınak'ın inşası ve Yahudi dininin kutsal mekanlarının yeniden kurulması için çaba sarf ediyor. Siyonist hareketin bir parçası olarak kabul edilen enstitü, Yahudi Tapınağı'nın yerine inşa edilmesini savunur ve bunun için çalışır. Söz konusu tapınak, Eski Ahit'te bahsedilen ve antik İsrail'de milattan önce 10. yüzyılda inşa edilen ilk tapınaktır. Yıkılan eski yerine inşa edilmesi hedeflenmektedir. Tapınak Enstitüsü'nün faaliyetleri, özellikle Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alan üzerinde gerçekleşir. Enstitünün amacı Müslümanlar için kutsal olan alanlarda Yahudi ibadetini yeniden başlatmaktır.    

Radikal Yahudilerin distopyası   

İsrail roman yazarlarının en ünlülerinden bir İshai Sarid 2015 yılında “Üçüncü Tapınak” adlı kitabını yayımladı. “Kutsal dağın” zirvesindeki camileri yıkıp yerine üçüncü tapınağın inşa edilmesini konu alan kitap, Bernstein Ödülü bile aldı. İşte Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Yahudi tapınağını inşa etmeyi hedefleyen bu distopya, bugün İsrail’deki fanatik sağcıların ve onların hükümetteki temsilcilerinin en çok konuştuğu meselelerden biri. Gerçekleşmesi ne derece mümkün bunu tahmin etmek güç, ancak Müslümanların “kırmızı çizgi” olarak gördüğü Mescid-i Aksa için böyle bir tehlikeli durumda harekete geçip geçmeyecekleri de büyük bir soru işareti olarak akıllarda yer almaya devam ediyor.  

Popüler Haberler
Avrupa Parlamentosu'nun onayladığı "İltica Reformu" ve İngiltere'nin Ruanda Planı

Avrupa Parlamentosu'nun kabul ettiği "İltica Reformu", AB'nin sığınma ve göç politikalarında önemli değişiklikler getiriyor. Özellikle zorunlu dayanışma mekanizmasıyla sığınmacıların daha adil bir şekilde dağıtılması hedefleniyor.…

Türk Savunma Sanayisi ve Baykar, Soğuk Savaş Öncesinde Yükselen Güç

Türk Savunma Sanayisi ve Baykar, küresel çatışma döneminde yükselen bir güç olarak öne çıkıyor. Baykar'ın robotik harp ve dron çözümleri, savunma teknolojileri alanında önemli bir yer edinirken, Türkiye'nin savunma ihracatındaki etkisi giderek artıyor.

Yunus Emre Enstitüsü, Tunus'ta Görme Engellilere Özel Kitap Sunuyor

Tunus’ta, Yunus Emre Enstitüsü tarafından Yunus Emre’yi görme engellilere tanıtmak için braille alfabesiyle hazırlanan "Yunus Emre Seçkisi" kitabı için imza günü düzenlendi.

Bakan Fidan: "Filistin Meselesi Sadece İsrail ve Filistin Arasındaki Bir Savaş Değil"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İİT 15. Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Filistin meselesinin yalnızca İsrail ve Filistin arasındaki bir savaş olmadığını, aksine tüm dünyada zalimler ile mazlumlar arasındaki bir mücadele olduğunu vurguladı. Fidan,…

Kolombiya'da Türk Ürünleri Satışı Yapan Ünal, Türk Kültürüne Katkıda Bulunuyor

Kolombiya'nın Amazon bölgesine 11 yıl önce turistik gezi yapmasının ardından başkent Bogota'da ticaret yapmaya karar veren Paşa Ünal, Türk kültürünün tanıtılmasına da katkı sağlıyor.