08 Aralık 2022 15:14

Küçük balık yoksa büyük de yok!

Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından yapılan açıklamada yavru balık avlanması ve satılmasının yasaklanması istenerek “Küçük balık yoksa büyük balık da yok” denildi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Özer AKDEMİR
İZMİR

Balık avı mevsiminin başlaması yine yavru balıkların avlanması ve satılması tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Bilim insanları üreme boyuna henüz gelmemiş yavru balıkların avlanması durdurulması ve satışının yapılmaması gerektiğine vurgu yaparken Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuda açıkladığı mevzuatta ise bilimsel verilerin hiç dikkate alınmadığı görülüyor.

TEZGAHLARDAKİ BALIK BOYLARI NE KADAR OLMALI?

Balıkçılık sezonu ile birlikte tezgâhlarda üreme boylarına henüz ulaşmamış yavru balıkların da satışa sunulduğu görülüyor. Bilim insanlarının görüşlerine göre ülkemizde en çok tüketilen balık türlerinden hamsinin 9 cm, tekirin 11 cm, istavritin ve barbunun 13 cm, mezgitin 14.5 cm, lüferin 25 cm, levreğin 30 cm, palamutun 38 cm, kalkanın ise 45 santimetre olması gerekiyor. Bu boyutlardan daha küçük olan balıklar henüz üreme boylarına ulaşmadığı için yavru balıklar olarak adlandırılıyor. Yıllardır üreme boyuna ulaşmamış yavru balıkların avlanmaması ve satışının yasaklanması çağrıları Tarım ve Orman Bakanlığının 22. 08. 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “5/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliği”nde balıkların asgari avlanma boyları belirlenirken bazı balık türlerinin bilimsel üreme boyunun dikkate alınmadığı dile getiriliyor. Örneğin bilimsel verilere göre üreme boyu 25 santimetre  olan Lüferin boyu 5/1 numaralı tebliğde yavrusu sarıkanatın boyu kadar, yani 18 cm olarak belirlenmiş. Yine aynı şekilde bilimsel üreme boyu 38 cm  olan palamutun aynı tebliğde asgari avlanma boyu 25cm olarak belirlendiği görülüyor.  Bilimsel üreme boyu 14.5 cm olan mezgitin asgari avlanma boyu 13 cm, üreme boyu 30 cm olan Levrekin ise avlanma boyu 25 cm olarak belirlenmiş.

ÇİNEKOP LÜFER OLAMIYOR!

Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Tevfik Ceyhan, Okan Akyol tarafından yapılan “Marmara Denizi Lüfer Balıklarının Yaş Dağılımı ve Çatal Boy-Otolit Boyu Arasındaki İlişki” başlıklı bilimsel makalede Marmara Denizi’nden balıkçılık sezonu boyunca elde edilmiş lüfer balıklarının yoğun olarak genç bireylerden oluştuğu saptanmış. Makalenin sonuç bölümünde şöyle deniyor; “Kuşkusuz yoğun av baskısına maruz kalan genç lüfer bireyleri (çinekop) büyüme fırsatı bulamamaktadır. Su ürünleri avcılığını düzenleyen sirkülerde maalesef lüfer için değil, çinekop için boy yasağı uygulaması vardır. Bu durum, Türkiye’nin nasıl dünya üretiminin %36’sını tek başına karşıladığını açıklamaktadır. Zira ABD’de lüfer üzerine boy yasağı >30 cm olarak uygulanırken, sularımızda 14 cm olarak, yani çinekop boyutundaki balıkların avlanmasına izin verilmektedir”.

“DENİZ EKOSİSTEMİNİN DEVAMI İÇİN…”

Dün, Kazdağları Ekoloji Platformu (KEP) tarafından yapılan yazılı açıklamada da yavru balık avlanması ve satılmasının yasaklanması istenildi. “Küçük balık yoksa büyük balık da yok” denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi; “Bugün yavru balık avını durduramazsak deniz ekosistemi daha fazla zarar görecek, balık türleri azalacak ve balık stokları daha fazla tükenecektir. Marmara ekosisteminin geleceği için yavru balık avı sıkı bir şekilde denetlenmeli ve aşırı avlanma engellenerek av kotası konulmalıdır. Deniz varlığının devamı için nesli tükenmekte olan önemli türlerin yumurtlama ve gelişme alanları koruma altına alınmalı ve denetlenmelidir”.

ÖNCEKİ HABER

Mata işçisi promosyon belirsizliğinden rahatsız

SONRAKİ HABER

Sendika bizim hakkımızı savunacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...