Eski Eserler

Kırşehir

İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak bölümünde yer alır.

KırÅŸehir tarihi, Hititler dönemi ile anılmaya baÅŸlar. Fakat, ilin adının o zaman ne ol­duÄŸu henüz bilinmemektedir. Ä°lin bir ara Aquae Saravenas (Akova-Saravena) adıyla (M.Ö. 2. yy.) bilindiÄŸi anlaşılmıştır. Önceleri Makissos (Macissus) adıyla anılan kent, Ä°m­parator I. Jüstinianos devrinde (527-568) yeniden kurulmuÅŸ ve Jüstinianopolis diye anılmaya baÅŸlamıştır.

Uçsuz bucaksız kırın ortasında yükselen bu kente Türkler "Kır ÅŸehri" adını vermiÅŸ­lerdir. Kır ÅŸehri zamanla halk dilinde "KırÅŸehir" oldu. Bu gün bile bazı köylerinde yaÅŸa­yan halk, burasını Kır ÅŸehri diye anar. KırÅŸehir ismi Türkçe'dir. Bir rivayete göre de Timur'un Anadolu'ya geliÅŸinde kendisine karşı koyan burada yaÅŸayan halkı göstererek "kırın ÅŸehri" dediÄŸi, daha sonra bunun Kır ÅŸehri olarak deÄŸiÅŸtiÄŸi ve bu günkü ismini aldığı da söylenmektedir.

KırÅŸehir ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda KırÅŸehir'in tarih öncesi çaÄŸda, özellikle Tunç çağı döneminin etkisi altında kaldığı görülüyor. 1943'te Hashöyük kazılarında ilk Tunç çağı'na ait beÅŸ-altı tabaka tespit edilmiÅŸtir. Bu tabakalarda taÅŸ ve kerpiç yapı temelleri, siyah renkli seramik parçaları, çömlek ve çanaklar bulunmuÅŸtur. Bu ka­lıntılar bölgede ilk Tunç çağı döneminin (M.Ö. 3500-2000) yaÅŸandığını açıklar. Hashöyük ve ÅŸehir merkezindeki Kale'de baÅŸlayan kazı çalışmaları ile Kaman'a baÄŸlı Çağırkan kasabasında yapılan kazılardan yeni bilgiler de elde edilebilir.

Çağırkan kasabası yakınında bulunan Kalehöyük'ün tarihinin M.Ö. 1750-600 yıl­larına kadar uzandığı sanılmaktadır. Kazılar sonunda 25 metre yüksekliÄŸindeki höyük ve buradan çıkarılan iki büyük küp ve diÄŸer buluntular, yörenin tarih öncesi dönemini aydınlatır. KırÅŸehir'in kuruluÅŸunu, ilk çaÄŸlarda Anadolu'yu kuzey-batıdan, güney-doÄŸudan bir baÅŸtan bir baÅŸa kesen eski ve iÅŸlek bir anayolun ortasında bir durak ve yerleÅŸme yeri olmasında, Asya'dan Avrupa'ya giden önemli karayolları üzerinde bulunuyor olmasında, ayrıca Kapadokya bölgesine de yakın olmasında arayan bilim adamları olmuÅŸtur.

İlin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. İl nüfusunun yaklaşık % 41,79’u kırsal alanda yaşamaktadır.

Kırşehir’de ticarete konu olan malların başında motorlu taşıt lastikleri gelmektedir. Ticareti oluşturan diğer ürünler ise, çelik döküm ürünleri, imalat makinaları, akümülatör, çorap ve konfeksiyon ürünleri, un, mermer, hayvan yemi, kaya tuzundan oluşmaktadır.

Ä°lk yerleÅŸimin M.Ö. 3000’lere uzandığı Anadolu’nun  ortasında bulunan KırÅŸehir zengin bir kültürel mirasa sahiptir. GeçmiÅŸten günümüze pek çok uygarlıklara ev sahipliÄŸi yapmış, Türk Ä°slam dönemlerinde Türk kültürünün yaÅŸatıldığı bir merkez olmuÅŸtur. O dönemde 13. ve 14. yy’da Ahi Evran, Hacı BektaÅŸ, Cacabey, AşıkpaÅŸa, Ahmed-i GülÅŸehri gibi KırÅŸehir’de yetiÅŸmiÅŸ büyük insanlar eserleri ile, düşünceleri ile döneme damgalarını vurmuÅŸlar, tarihteki önemli rolleri onları günümüze kadar yaÅŸatmıştır.