Gelin çocuklarda sürekli yemek yeme isteği ve doymama halini yaşayan bir annenin hikayesini okuyarak başlayalım.

“Benim oğlum aşırı iştahlı, hiç doymuyor, sürekli yemek istiyor.  32 aylık 23 kilo ve 104 santimetre boyunda bir oğlan. Bebekken de çok emerdi. 2 yaşına kadar çok sağlıklı beslendi. Abur cubur ağzına sürmedi. Ama 2 yaşından sonra sonra çok yemek seçmeye başladı. Hala çikolata vb. sınırlı veriyoruz. Kahvaltı dışında masaya ekmek koymuyorum. Ama saat başı bir şeyler yemek istiyor özellikle de meyve, atıştırmalık, ekmek istiyor. Gerçekten tükenmiş durumdayım. Destek alıyorum sınır koymaya çabalıyoruz. İlişki ihtiyacı olabilir dediler ama zaten sürekli oyun ve ilişki kurmaya çabalıyorum. İştahsız oysaydı diyorum çoğu zaman. Ne yapmalıyım bilmiyorum!“

Ebeveynler çoğu zaman yemek yemeyen çocuklardan şikayet ederler. Ancak pek de gün yüzüne çıkmayan, ortalıkta konuşulmayan bir diğer yeme sorunu da aşırı beslenmek yada sürekli yiyecek talebinde bulunmaktır. Çocuklar arasında çok sık görülen sürekli beslenme ihtiyacının altında fizyolojik nedenler yatabileceği gibi psikolojik, duygusal ihtiyaçlar da yatabilir.

ORTAMDAKİ DUYGULAR BESLENMENİN ASIL BELİRLEYİCİSİDİR!

Başlamadan önce bir noktanın altını kalınca çizmek isterim ki ister yemek reddetsin ister aşırı yesin her iki durumda da çocukların beslenme davranışını ‘duyguları’ şekillendirir. Çocuklar yemekleri onlarla birlikte gelen duygulara göre kabul ederler yada etmezler. Ortamdaki duygular kimi çocukta beslenme davranışından bir kaçış olarak kendini gösterirken, kimi çocukta ortamdaki duygulardan kaçmak için aşırı yemeye ona keyif veren yiyeceklere ulaşma şeklinde gösterir. Her iki durumda da çocukların davranışlarının asıl şekillendiricisinin ortamdaki duygular olduğunu asla unutmamalı.

Bu duygular yemek saatlerinde ortaya çıkan duygular olabileceği gibi yaşam alanının tamamın yayılan duygular da olabilir. Örneğin, evde sürekli bir kavga, kargaşa ve güvenlik duygusundan uzak bir ortam varsa çocuklar yemeklerden kaçabilir yada aşırı beslenebilir. Söz konusu beslenme olunca yaşanan sorunlarda ilk akla gelen şey ‘çocuğumun çevresindeki duygular ne, biz ailesi olarak onu nasıl bir duygu ortamında büyütmeye çalışıyoruz?’ sorusu gelmeli. 

ÇOCUKLAR NEDEN SÜREKLİ YEMEK YEMEK İSTER?

Gelelim sorudaki özel duruma.

Çocuklar neden fazla yemek yer?

Bu sorunun yanıtını bulmak için öncelikle fizyolojik nedenleri inceleyerek işe başlamak gerekir. Burada çocuğun vücudunda iştah kontrolünü zorlaştıracak bazı sorunlu alanlar olup olmadığı mutlaka doktor kontrolünde incelenmeli. Çocuğun diyabet, tiroid, kan değerleri vb. gibi iştahını doğrudan etkileyebilecek hastalıklar bakımından değerlendirilmesi önceliğiniz olmalı. Kan değerlerindeki basit bir düşüş yada bazı hormonlardaki dengesizlik çocuklarda normalden daha fazla beslenme isteği oluşmasına neden olabilir. 

YETERİNCE UYUYOR MU?

Eğer çocuğunuzun tıbbi açıdan fazla beslenmesine neden olan bir durumu olmadığı sonucuna vardıysanız bakmanız gereken bir diğer alan da uyku süresi ve düzeni olmalı. Çocuklarda uykunun yetersizliği aşırı beslenme ihtiyacını beraberinde getiren bir eksikliktir. Çocukların büyümesinde uyku önemli bir girdidir. Eğer çocuk yaşının ihtiyacı olan yeterli uykuyu alamıyorsa vücudunun ihtiyaç duyduğu enerji açığını besinlerle gidermeye çalışabilir. Bu nedenle çocuğunuz eğer sürekli yiyecek bir şeyler istiyorsa, yedikçe enerjisi artıyor ama kısa sürede yeniden beslenmeye ihtiyaç duyuyor hale geliyorsa yaşına uygun bir saatte gece uykusuna geçtiğinden, yeterli miktarda gece uykusu uyuduğundan ve gündüzleri de yaşına uygun bir aralık da yeniden uykuda olduğundan emin olun. Unutmayın! Çocukların gelişmesi için uyku en az onlara sunduğumuz besinler kadar önemlidir. 

YETERİNCE AKTİF Mİ?

Çağımız çocukları özellikle de büyükşehirlerde yaşayan çocuklar ne yazık ki fiziki aktivitelerden yoksun bir çocukluk geçiriyorlar. Çocukların fiziki aktivitelerden mahrum kalması çoğu zaman iştahsızlık olarak kendini gösterse de bir çok çocuk fiziki hareketin kendine sağladığı ‘ruhsal tatmin’ ihtiyacını yiyeceklerle karşılamaya çalışır. Eğer çocuğunuzun fizyolojik bir rahatsızlığı yoksa, uyku düzeni yaşına uygunsa üçüncü kontrol noktası olarak fiziki aktivite ihtiyacını mutlaka değerlendirin.

ÇOCUĞUM AÇ MI?

Çocuklar için protein+karbonhidrat ikilisi doyma hissini yakalamak için önemli bir ikilidir. Çocukların doygunluk hissetmeleri için sadece sağlıklı yiyecekleri yemeleri yetmez. Çocukların öğünlerde miktar olarak tüketebilecekleri kadar az ancak ihtiyaç duydukları kaloriyi onlara sağlayacak zenginlikte besinlere ihtiyaç duyarlar. Eğer çocuğumuzun önüne koyduğumuz yiyecek sağlıklı ancak yeterli kaloride değilse çocuklar yiyebilecekleri miktarı tüketip açlık hissetmeyi sürdürürler. Bir örnekle açıklamak gerekirse, taze fasülye pişirdiniz. Oldukça sağlıklı bir besin. Çocuğunuzun önüne sizin tükettiğiniz miktar olan bir tabak dolusu taze fasülye koydunuz. Çocuğunuz fasulyenin 4’te 1’ni yedi ve masadan kalktı. Muhtemelen en geç 1 saat içinde sizden yeniden yiyecek isteyecektir. Çocuğun taze fasulye ile tam anlamıyla ihtiyaç duyduğu kaloriyi alması için yetişkin porsiyonunda tüketebilir olması gerekir. Oysa ki çocukların mide kapasiteleri buna müsait değildir. Mide kapasitesinin izin verdiği miktar da ise yeterince kalori alamamış dolayısıyla doymamış olacaktır. 

Soruyu soran ebeveynin ‘ekmeği masaya koymuyorum’ davranışını makarna pişirmiyorum, çocuğuma pilav yedirmiyorum, kilo fazlası var asla börek, çörek yapmam gibi bir seyir izliyorsa çocuk ana öğünlerinden yeterli kaloriyi alamamaya, dolayısıyla doymamaya ve ardından hızlı bir şekilde kendini tatmin edecek olan paketli gıdalara yönelmeye başlar. 

KARNIN AÇSA 'YEMEĞİNİ BİTİR' DEMEYİN!

Sürekli besin talebinde bulunan ve öğünlerden aç kalkan çocukların ailelerinin düştüğü bir diğer yanlış da ‘tabağındaki yemeği bitirseydin doyardın’ bakışı oluyor. Bir üst başlıkta da anlatmaya çalıştığım gibi eğer çocuğa onun tüketemeyeceği miktarda ve düşük kaloride yiyecekler sunarsak ve ısrarla aynı yiyeceği yemesi için inatlaşmaya başlarsak çocuklar daha seçici, daha tek tip beslenen ve ana öğünlere karşı çok daha reddedici bir tavır içine girerler. 

Peki bu tabloda ne yapacağız?

Çocuklar için hazırladığımız ana öğünlerin mutlaka protein ve karbonhidrattan zengin olmasına özen göstereceğiz. Proteinler vücudun yapıtaşlarıdır ve büyüme için vazgeçemeyeceğimiz besinlerdir. Karbonhidratlar yetişkinler ve diyet meraklısı dünyada ‘kötü’ anılsa da aslında vücudun ihtiyaç duyduğu önemli bir besin grubudur. Karbonhidratlar vücudun günlük hareketlerini yapabilmesi için gerekli olan enerjinin asıl kaynağıdır. Eğer ‘kötü ve kilo aldırıcı’ diyerek çocukların beslenmesinden karbonhidratları çıkarırsanız daha fazla besin tüketme muhtemelen de daha lezzetli ve cezbedirici olan paketli gıdaları tüketmek isteyeceklerdir. 

Böyle tabloları yönetmek için küçük porsiyonlarda, kaloriden zengin, protein ve karbonhidrat dengesinin iyi kurulduğu ana öğünler önemlidir. Karbonhidratlarda özellikle bulgur, patates gibi daha uzun süreli tokluk sağlayan ürünler önceliklendirilebilir. Bununla birlikte makarna, pilav gibi çocukların çok sevdiğim karbonhidratlar proteinden ve mineralden zengin hale getirilebilir. Örneğin, mevsim sebzeleri ve etten oluşan makarna sosları yapılabilir. Aynı şekilde pilavlar et ürünleriyle zenginleştirilebilir. Bu sayede çocuklar ihtiyaç duydukları besinleri yiyebilecekleri miktarlarda tüketseler bile doyabilirler. 

Aynı zamanda  baklagiller çocuklar için çok ideal içerikte besinlerdir. Çoğu çocuğun sebze tüketmese bile baklagilleri yemesinin en büyük nedeni doygunluk hissi veren zengin besin değerleridir. 

SEBZELERİ YOK SAYMAYIN!

Burada dikkat edilmesi gereken nokta çocukları protein ve karbonhidrattan zengin beslerken sebzeleri yok saymamaktır. Çocuklar sebzelerle tam anlamıyla doymasalar bile beslenme düzenlerinde sebzelerin varlıklarını korumak sağlıklı bir adım olacaktır. Ancak sebzelerin ana öğünden çok destekleyici nitelikte olduğunu hatırlamak, sebzeleri protein ve karbonhidrat içeren öğünlerle sunulması gerektiği unutulmamalıdır. 

KİLO KAYGISI OLAN BİR EBEVEYN MİSİNİZ?

Çocuklarda aşırı yeme isteğinin altında kilo kaygısı yüksek ebeveynlerin yatabileceği ihtimalini de değerlendirmek faydalı olacaktır. Eğer kilo kaygısı olan bir ebeveynseniz, sürekli diyet yapan ve sağlıklı beslenme konusunda aşırı ısrarcı bir tutumunuz varsa çocuğunuzun kilosunu dert ediyor ve bu durumu ona yansıtacak bir tavırla ilişkinizi şekillendiriyorsanız çocuğunuzu daha fazla beslenmeye itiyor olabilirsiniz. Eğer kendinizde yada eşiniz de böyle bir tavır varsa fiziki görünüş, beslenme ve kilo konularında çocuğunuzu sürekli değerlendirmeyi ve bu kaygıyı ortama yaymayı sonlandırmanız gerekir. Böyle bir tablo içindeyseniz en faydalı yol kendiniz için profesyonel destek almak olacaktır.

ÇOCUĞUNUZ SIKILIYOR OLABİLİR Mİ?

Beslenme ile can sıkıntısı arasında güçlü bir bağ vardır. Bu bağ çoğunlukla çocukluk çağlarında inşa edilir. Eğer çocuğunuzun oyun, aktivite, yetişkinlerle ve akranlarıyla kaliteli iletişim ihtiyacı yeterince karşılanmıyorsa, can sıkıntısını gidermek için ‘atıştırmalık’ alternatifiyle karşılaşıyorsa daha fazla besin talebinde bulunma hali başlayabilir. Başlarda sıkıldıkça bir kaç atıştırmalık yemesi işleri kolaylaştırır gibi görünse de çocuklar büyüdükçe ve daha fazla sosyalleşme ihtiyacı ortaya çıktıkça daha fazla yemek yiyerek bu tatmin duygusunu yakalamaya çalışabilirler. Bu tür davranışlar eğer çocuğun gerçek ihtiyacı giderilmezse yetişkinlik dönemine uzanan bir yeme bozukluğuna dönüşebilir. Bu nedenle çocukların yaşlarına uygun aktivite, açık alan etkinlikleri, ebeveynleriyle kaliteli zaman geçirme ve akranlarıyla bir arada olma ihtiyaçları sistemli bir şekilde karşılanmalıdır. Çocuk erken dönemde beslenmenin bir ihtiyaç olduğunu sıkıntı gidermek için başvurulan bir yol olmadığını öğrenmesi konusunda desteklenmeli. 

Çocuklarda gizli açlık nedir, neden olur? Çocuklarda gizli açlık nedir, neden olur?

BAŞA DÖNERSEK…

Yazının başına geri dönmekte fayda var!

Çocuklar bilişsel gelişimlerini tamamlayana kadar duygusal beyinleriyle hayatı deneyimlerler. Korku, kaygı, endişe, mutluluk, sevinç, heyecan ve niceleri. Çocuklar hissettikleriyle uyurlar, tuvalete giderler, oyun oynarlar ve tabi ki beslenirler. Bu nedenle çevreleriyle uyuklanmış, ebeveynleriyle kaliteli ve yapıcı ilişki içinde olan, hareket ve oyun ihtiyacı karşılanmış çocuklar olumlu duygularla hayatı deneyimlerler aksi durumdaki çocuklar ise kaygılı duygular içinde deneyimleme yaşarlar. Kaygılı deneyimler kendini besin reddi ve aşırı besin talebi olarak kendini gösterebilir. Bu nedenle çocuklarınızla yaşadığınız her sorunlu alanda duyguları kontrol etmek ve iyileştirmek faydalı olacaktır.

Çocuklarda gizli açlık nedir, neden olur? Çocuklarda gizli açlık nedir, neden olur?