‘EN YAYGIN GÖRÜLEN PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK’
Kavak, depresyonun toplumda en yaygın görülen psikolojik rahatsızlıklardan biri olduğunu ifade ederek, “Araştırmalara göre toplum genelinde yaşam boyu en az bir kere görülme oranı yüzde 15-20 arasındadır. Depresyon, kadınlarda, erkeklere oranla neredeyse iki kat daha fazla görülmektedir. Her 4 kadından ve her 10 erkekten birinin yaşamında en az bir kere depresyon geçirdiği belirtilmiştir. Kadınlar, erkeklerden 2 kat daha sık depresyona yakalanmaktadır. Bu durumu, kadınların yaşadığı adet döngüsünden kaynaklanan hormonal dengesizlikler kısmen de olsa açıklamaktadır. Ayrıca kadınlarda güçlü hormonal değişikliklerin yaşandığı gebelik ve lohusalık dönemlerinde birtakım duygudurum değişiklikleri oluştuğu çalışmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Çocukluk döneminde ortaya çıkan depresyonun tedavi edilmemesi, depresyonunun uzamasına yetişkinlikte de sürmesine neden olabilir. 65 yaş ve üstündeki bin kadından 14'ü, bin erkekten 4’ü depresyondadır. Bu oranlar, daha genç yaştaki erişkinlerin dörtte biri kadardır. Bin yaşlıdan 20'sinde ise, distimik bozukluk (hafif şiddette, ama uzun sürmüş depresyon) vardır” diye konuştu.
‘DEPRESYONUN ŞİDDETİNE BAĞLI OLARAK DEĞİŞMEKTE’
Depresyonun bir profesyonel tarafından teşhis ve tedavi edilmesi gereken psikolojik bozukluk olduğunu sözlerine ekleyen Kavak, “Depresyonda olduğunu düşünen birey mutlaka uzmandan yardım almalıdır. Depresyon tedavisinde, ilaç tedavisi veya psikoterapi aktif olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu iki yöntem ayrı ayrı uygulanabildiği gibi birlikte de uygulanabilmektedir. Depresyonun tedavi süreci, kişisel tercihe, tıbbi geçmişe ve depresyonun şiddetine bağlı olarak değişmektedir. İlaç, tedavinin bir parçası olarak da kullanılmaktadır. Depresyon tedavisi sürecinde hastanın kullanması gereken ilaçlar, muhakkak doktor kontrolünde belirlenmelidir. İlaçların gerçek etkisi, 3-6 hafta içinde görülebilmektedir. Bu nedenle kişi, ilaçların etkisinin olmadığı düşüncesine kapılabilir” ifadelerini kullandı.