Hava Durumu

Bursa Platformu, kent anayasası için neler önerdi?

Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2024 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2024 08:03

2008 yılında kurulan ve Bursa’da ortak akılı ön plana çıkarak belirli konularda konsensüs sağlanmasına öncülük eden Bursa Platformu da bu sivil toplum kuruluşlarından biri.

Platform, Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i yıllar sonra deposundan çıkartıp, Bursa’daki otomotiv sempozyuma getirmesi ve bu sayede yerli ve milli otomobilin üretilmesi fikrinin filizlenmesini sağladı.  Bursa platformu sadece otomotivle de kalmadı. Bursa Teknik Üniversitesi fikri de buradan çıktı ve büyük kabul gördü. Bursa milletvekillerinin önerileriyle meclise taşındı ve kuruldu. BTÜBugün Türkiye’nin parlak üniversiteleri arasındaki yerini aldı.

Geçtiğimiz aylarda Suat Gülçimen’in başkanlık görevini İsmail Hakkı Kavurmacı’ya devrettiği Bursa Platformu bu hafta Bursa’nın gelecek vizyonunu oluşturacak 1/100 binlik çevre planı ile ilgili rapor hazırladı. 

Platform yönetim kurulu hazırlanan raporu Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Gazali Şen, Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışması Murad Yavuz Gök, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Feridun Tarım, BURULAŞ Genel Müdürü Mehmet Kürşat Çapar, Kent Konseyi Genel Sekreteri Murat Başlar’ı konuk ettiği toplantıda sundu.

8 ana başlıktan oluşan raporda yer alan konuların 1/100 binlik plan kapsamında değerlendirilmesi önerisinde bulunuldu.

Bursa’nın öncelikleri başlıklı raporun ilk iki maddesinde depreme hazırlıklı olmak ve kentsel dönüşüm yer aldı.  Bursa’nın olası Marmara depreminden en çok etkilenecek illerden biri olduğuna dikkat çekilerek, depreme hazırlık konusunda sayısız senaryonun ilk bölümünün minimum 20 yıllık dönüşüm planları hazırlanması olduğu vurgulandı. 

Bursa’da kentsel dönüşümün artan inşaat maliyetlerini karşılamak için aynı alanda yoğunluğu arttırılmış yüksek katlı binaları ortaya çıkardığına dikkat çekilen raporda, bunun çözülmesi için rezerv alanları belirlenerek çalışmaların bu yönde yürütülmesi önerildi.

Şehir içindeki çarpık sanayinin dönüşümü konusuna da ayrı bir başlık açılan raporda, bu tür işlerlerinin sektör bazında planlanmış bölgelerde toplanmasının hem kenti rahatlatacağı hem de ticaret hacminin artmasını sağlayacağının altı çizildi. 

Tarihi ve doğal zenginliklere sahip olmasına rağmen Bursa’nın konaklama gün ortalamasının bir çok iç Anadolu kentinin bile gerisinde kaldığına dikkat çekilen rapordu. Bursa’nın turizm ve termal kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda tüm paylaşların ortak çalışma yapması istendi. 

Bursa’da ulaşım konusunun kentin en önemli sorunlarından biri olduğu ifade eden raporda, yeni yer altı tünelleri, metro ve hafif raylı sistem planlamaları yapılması, raylı sistemler nedeniyle kentin ikiye bölündüğü bölgelerde tünel sistemine geçilmesi önerildi. 

Sürdürülebilir çevre yönetimi başlığında ise Nilüfer çayının debisinin yüzde 90’ının arıtmalardan gelen atık sudan oluşmaya başladığını tehlikesine dikkat çekilerek, Bursa’nın artık bu konuda radikal kararlar alarak uygulaması gerektiği, arıtması olmayan tesislerin buna sahip OSB’lere taşınması istendi.

CELAL SÖNMEZ MUDANYA ÜNİVERSİTESİ’NE KONUK OLACAK

Türkiye’nin en genç, Bursa’nın tek vakıf üniversitesi olan Mudanya Üniversitesi’nin öğrencilerini hayata hazırlamak, kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak, teori ile pratiği birlikte yürüterek tam donanımlı gençler olarak yetiştirmek amacıyla kendi alanında başarılı isimlerle buluşturduğu ‘Tecrübe Konuşuyor’ programları devam ediyor. 

Daha önce Beyçelik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Faik Çelik, Özdilek Holding Kurucusu Hüseyin Özdilek’in konuşma yaptığı programın üçünü konuğu Sönmez Holding Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez olacak.

Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda 22 Şubat Perşembe günü saat 11.00’de düzenlenecek programın moderatörlüğünü ise Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Ali Mollasalih yapacak.

‘ADI ÜSTÜNDE YEŞİL CAMİİ.  RENGİ DE ÜSTÜNDE OLSA…’

Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Ali Mollasalih’in sosyal medyada yaptığı paylaşım ve öneriyi görünce Yeşil Türbe ve Yeşil Camii hakkında geçmişe kısa bir yolculuk yaptım.

Yeşil Türbe ve Yeşil Camii Bursa’nın zengin tarihi geçmişinin en önemli simgelerinden biri. 

Biz tarihi zenginliğimizin yeni yeni kıymetini bilmeye başlasak da yabancı uzmanlar bu büyüleyici zenginliğin uzun zamandır farkında. Yaklaşık 10 yıl önce yazmıştım.

Yazımda, 1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Fransız yazar, hümanist ve ahlakçı Andre Gide’nin Yeşil Camii ile ilgili Le Journal (Günlük) adlı eserinin "La Marche Turque" (Türk Marşı) bölümünde, Yeşil Camii’nin büyüleyici atmosferi ile ilgili yazısına yer vermiştim.

Gide, uzun süren Orta doğu ve Anadolu gezisi sırasında gördüğü Yeşil Cami’ye ve özellikle 17’inci yüzyıldan itibaren üretilemeyen İznik Çinilerinin yarattığı atmosfere hayran kalınca şu satırları kaleme alır:

”Dinlenme, aydınlığa dalma, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışıksız gök mavisi, zihnin yetkin sağlığına kavuştuğu yer...

Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve soru kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!

Uzun süre bu kutsal mekanda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya çağırmaktadır."

O yıllarda Gide’nin bu sözleri dönemin Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürü Saffet Yılmaz’a Fransa’da yaşayan Ali Aktoğu tarafından ulaştırılmış, Yılmaz’ın girişimleri sonucu bu yazı, Yeşil Cami’nin Yeşil Türbe’ye bakan girişi ile şadırvanın yanına Gide’nin fotoğrafıyla birlikte yer aldığı iki pano halinde yerleştirilmişti. Ancak kısa bir süre sonra gelen tepkiler üzerine kaldırılmıştı.

Çelebi Mehmet’in 1419 yılında, Mimar Hacı İvaz Paşa ve Nakkaş Ali b. İlyas Ali’ye yaptırdığı camii, aslında gün yüzüne çıkmayı bekleyen daha nice zenginliği içinde barındırmaya devam ediyor. Türk resim sanatı denince akla gelen Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosu da yine Yeşil Camii içinde bir pencere ve çini süslemeleri yer alıyor.

Peki, Mollasalih’in önerisi neydi?

Çok kısa ama çok şey anlatıyor:  Adı üstünde Yeşil Camii...Rengi de üstünde olsa.... Kubbe altı yeşil renk olsa daha güzel olmaz mı?....Yeşil türbe nasıl yeşilse Yeşil Cami de Yeşil olsa güzel olur...

Neden olmasın başkan? Biz de buradan ilgililere duyurmuş olalım…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.